S AKŞAM | Küçük ilânlar
.
, 6 İNCİ SAYFADA
Sene 32 — No. 11139 — Fiat!: her verde 10 kuruştur.
SALI 18 Elcim 1949
C. Halk Partisi mahfilleri neticeden memnun — Hilmi Uran’ın demeci
Yarın
1

Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı talerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Aksam Matbaan
Fransız buhranı
Kabineyi kurmağa Schuman memur edildi
Demokrat Parti mahfilleri de halkın alâkasızlığınd bahsederek seçime katılmamak kararının bu suretle tasvip edildiğini ileri sürüyor
çıkmıştır. Bana rey veren vatandaşlara ve sevgi gösteren gazetelere teşekkür etmeyi vazife sayarım »
Millet Parti»i il başkanının demeci MUJet Partisi İstanbul U baş kanı Enis Akaygen, ara seçimleri mevzuu etrafında kendiri ite görüşen bir gazeteciye demiştir ki:
«— Meclisin son İçtuuaı esnasında ve bıiyük seçim Kilerinde. ara seçim külfetinin İhtiyar edilmesi yanlış bir hareket olmuştur. Mecliste kahir Mı ekseriyeti haiz bulunan C. H P. ye 14 milletvekilinin iltihakı bir partinin millet mukadderatına hâkimiyeti noktasından bir şey ilâve etmiş olmuyor.
Yalnız, bu ara seçimleri bir defa daha göstermiştir ki; halkımızın ekseriyeti azimeti O. H. P. den ve onun program re siyasetinden tamamile ufaklaşmış bulunuyor. Bu itibarla bu ara seçimleri. CtH. P. hesabına siyasi Mr hata ve mağlûbiyet olmuştur.»
Hilmi Uran bu »abah geldi
C. H. P. Genel başkan vekili Hilmi Uran bu sabahki ekspresle şehrimize gelmiş ve Peridikte trenden inmiştir
Ara seçimlerinin kati neticeleri dün Uftn edildi ve 12 seçim dairesinde de Cumhuriyet Halk Partisi namzetlerinin seçildikleri anlaşıldı. Netice hakkında partilerin tefsirleri farklıdır. Cumhuriyet Halk Partisi mahfilleri büyük memnunluk göstermekte, Demokrat Parti ise halkın alâkasızlığından bahsederek seçime katılmamak hak-kmdaki kararının bu suretle tasvib edildiğini ileri sürmekte-dr
Seçimde yolsuzluk olduğunu iddia edenler vardır. Fakat bu hususta esaslı bir şey ileri sürü-lememektedir.
Seçimin neticeleri
On iki vilâyette yapılan 14 milletvekilliği seçiminin neticesi Şudur:
Bltliste 28406 reyle Ziya Ge-boloğlu, Bursada 126658 reyle Muhlis Edemen, Erzincanda 48818 reyle Nihat Pekcan, İçel-de 35523 reyle Ali Menteşoğlu, latan bulda 100472 reyle Ekrem Amaç. 100014 reyle Atıf ödül Karata 1054417 reyle FeyzL Ak-taş. Kastamonuda 112112 reyle Cemil Atay, Manisa d a 109851 reyle LAtfi rfırdar, Mardinde 30079 reyle Şemeeddin Ekmen, 36768 reyle Yusuf Mardin, Muşta 29343 reyle Hamdl Dayı. Tokatta 109751 reyle Mustafa öb-den, Ur fada 75147 reyle Haşan Oral
Hilmi Uranın demeci
Ankara 17 — Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan vekili Hilmi Uran, ara seçimleri neticesi hakkında şunları söylemiştir: «— 12 İlimizde yapılmış olan son kısmi seçimler neticesi ve seçimlere her taraftaki Iştirâk nispeti hükümetçe açıklanmış bulunmaktadır. Alınan bu neticelerden memnunum ve partili arkadaşlarıma olduğu ka dar bütün muhterem seçmenlerimize de partimiz adına minnet ve şükran borçluyum. İştirak nispetlerini de kısmi seçimler için normal telâkki etmek icab »der. İyi niyetlerle peşlerinde koştuğumuz muhalefet, seçimi kötüleme gayreti yerine eğer seçimlere katılmış ve bu Anayasa hükmünü yerine getirme işinde bizi yalnız bırakmamış olsaydı, önümüzdeki büyük seçim tatbikatı için bu kısmi seçimler, bize esaslı bir tecrübe olacaktı ve rejim bundan elbette çok faydalanacaktı; İstemediler, olmadı. Bununla beraber. muhalefetin de — katılmamış olduğu — bu seçimlerden (endl hesabına lüzumlu dersi almış olduğuna benim kanaatim vardır.
Bir kere daha belirtmiş olmalıyım kİ. bizim bütün arzumuz seçimlerde halk iradesinin mutlak hâkim olması ve ona hür-
C H P. Genel Başkan vekili
Hilmi Uran
met edilmesidir.»
Rauf OrbayTn intibaı
Seçimde kazanamıyan bağımsız aday Rauf Orbay, neticeye ait İntihalarını şöyle anlatmıştır:
«— Söyllyecek Mr şey yoktur. Seçimin neticesi anlaşılmış ve daha evvelki beyanatımda ifade ettiğim tahmin* uygun
İhtikârla mücadele
Ankarada bugün bir toplantı yapılıyor
Ankara 18 Akşam) — İhtikârla tesirli bir şekilde mücadele etmek İçin Belediyeler Kanununda yanılacak değişiklikler ve alınması lâzım gelen tedbirleri tesblt etmek üzere, İçişten Bakanının başkanlığında ve büyük şehirlerin Belediye baskanlarının İştirakiyle kurulan komisyon bugün ilk toplantısını saat 13 te yapacaktır Toplantıdaki konuşmaların çok hararetli olacağı ve mühim kararlar ahnarağı tahmin edilmekledir.
bir
Sokaktaki adamlar ne diyorlar?
Seçime niçin
iştirak etmemişler?
Çoğunun mütalâası şu: İştirak etmesek de
Bun suallerimize cevap verenlerden
Kurt, kamyoncu Yusuf Koca gazeteci
berber Mahmut Ünerkol
[Yazısı üçünclı sahlfemudel
Vişinski bir basın toplantısı tertip etti
Yunanistanda çete harbinin sona ermesinden bahsedeceği söyleniyor
Papagos
Nevyork 18 (R) — 3ovyet
Dışişleri Bakanı Vişinski bu ak şam için büyük bir basın toplantısı tertip etmiştir. Bunda milletlerarası meselelerden bah sedeceği ve henüz hallolunmamış mevzuları ele alacağı zannediliyor, Tahmin olunduğuna göre Vişinski bilhassa Yunan meselesinden uzun uzadıya bah sedecektir
Birleşmiş Milletler Kurulu mahfillerinde münakaşa edilen başlıca mesele, Yunan iç harbi sona erdikten sonra Yunanistan ve Balkanlar vaziyetinin ne şekil alacağıdır. Umumiyetle tahminler bundan sonra komin formun Yugoslavyaya karşı bir tazyik siyaseti takibine başlı-yacağı merkezindedir.
Güvenlik Konseyinde açık a-zalığa kimin seçileceği bu va-zlyetle alâkadardır. Ortada biri Yugoslavya, diğeri Çekoslovakya olmak üzere Jki nemzet vardır. Çekoslovakya, yapılan tev-„o- kiner ve İdamlar yüzünden itikat» Schjtman’a tevdi edilmiş- barım kaybetmiştir. Yugoslav-Ur. Schuman bugün görüşmele- yanın seçilmesi ihtimali daha re başlıyacaktır, Mamafih buh- kuvvetlidir.
Paris 18 (R.) — Fransız ka- : bineslnl kurmağa memur edi- ' len sosyalist Mach muvaffak olamamıştır. Bunun üzerine bu vazife Halkçı Cumhuriyet ha-roketine mensup Dışişleri Ba-
ranın halli güç görülüyor. Bazı gazeteler yeni seçim lüzumundan bahsetmektedir.
Yunanistanda iç harb bitiyor mu? Londra 17 (AA) — Bir çok Londra gazetesinin bu sabah ilk nüshalarında çıkan geçici Yunan komünist hükümetinin radyoda yayınlanan tebliğine göre bu hükümet Yunan komünist kuvvetlerinin askeri hare-Yuna-mahvına
Created by free version of 2PDF
Vişinski Sovyet elcisi Bogomolov'ia görüşüyor
dır.» demiştir. Bu bîr oldu bit-1 •tinin, yani çetecilerin tam bir| mağlubiyete uğradıklarının U ti rafıdır.»
Bu cevap hükümet çevreleri» nln beyanlarına yakındır nan hükümet çevrelerinin bo-(Arkası sahife 8 sütun 7 d«>
Cumhurbaşkanı,
Belgrad elçimizi kabul etti
Ankara 17 (A.A.) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün___________________
Çankaya köşkünde yeni Bel- kâtını durdurmağa ve grad Büyük elçisi Kemal Kop-' nistanın tamamiyle rülüyii kabul buyurmuşlar ve mâni olmak için İç harbe son Öğle yemeğine alıkoymuşlardır.
İstanbul Valiliği ve Belediye Reisliği
Serseriler toplanıyor, fakat...
Zabıtanın şehrimizdeki bir , faaliyeti kâfi derecede dikkati çekmeksizin geçti. Istan bul zâbıtasj. Asayişi behemehal sağlamak istiyor. Geçenlerde evsafı tamam iiç serseriyi mahkemeye şevketmiş; bunlar, eski bir kanunun ilgili maddelerine göre mahkûm edilerek çalışma yerle- 1 rine yollanmıştır. Norma! üc ' ret de alacaklar. İçlerinden belki bir kaçı çalışma hayatına temessül edecek. «İçlerinden belki bir kaçı» diyo- 1 ruz, çünkü İstanbul zabıta- 1 sı, iki tarama daha yapmış, mahkûm edilen serserilerin 1 yekûnu, otuzu bulmuştur. '
Bu şeklin müspet netice 1 vermesi üzerine, daha geniş 1 taramalara geçilip şehrin â- ı sayişini bozan ipsiz sapsızlar kanunun müsaadesi nispetinde Raman petrollerine ya hut kömür ocaklarına yahut yo| inşaatına çalışmağa gön derilecektir.
Ancak ,eski kanun yine de ihtiyacı tatmine kâfi değil. Çünkü mahkûmiyet müddeti bir kaç aydır. Gittikçe bozulan â say iş i kati şekilde ön lernek üzere ceza kanununda esaslı değişmeler olsun di ye hükümet mahafilinde, muhalefet muhitlerinde, umumiyetle halk arasında sid detil bir cereyan vardır. Mec lis açılır açılmaz, bu mevzu üzerinde bir çok hatiplerin konuşacakları anlaşılıyor. Bu arada da, serserilerle mil cadele edilebilmesi için, modern telâkkide bir kanun çıkarılması bekleniyor.
Namus erbabı, ancak ondan sonra «Qh!» diyebilecek
vermeğe karar vermiştir.
Tebliğ. Birleşmiş Milletlerin hâlen Yunan meselelerini Rus-yanın da İştirakiyle bir barış yolu üe halletmeğe çalıştıklarını hatırlattıktan sonra Yunan komünist kıtalarının terhis e-dtlmiyeceklerinl de tebarüz ettirmektedir.
Yunan mahfilleri ne diyor?
Londra 17 (AA.) — Yunan i-ükûmetinin Londradakı bk memuruna göre, çetecilerin, ha rekâtın durdurulması hakkın-dakl beyannamesi »propagandadan başka bir şey değildir.» Bu memur diyor ki: Yunanis-tanda artık çete kalmamıştır, fakat çeteler halen komşu mem leketlere dağılmış bulunmaktadır.
Atina 17 (AA.) — Sorulara cevap veren Harbiye Bakanı Canellopoulos: »Çetecilerin mühimmata son vermek kararına ehemmiyet atfetmek imkânsıa-
Valilikle Belediye Reisliğinin ayrılması için kanun tasarısı hazırlandı
İçişler i Bakanının de meçi
İstanbul Vali ve Belediye reisliğine kimin tâyin edileceği henüz malûm değildir. Bu hususta bir çok isimlerden bahsediliyor. Fakat bunların hepsi tahminden ibarettir İsimleri en ziyade bahsedilenler Bursa valisi Haşün tşçan, Emniyet umum müdürü Gafur Soylu ve Eskişehir valisi Ahmet Kınık'tır.
Bu sabahki Son Posta, valilikle belediye reisliğinLn birbirinden ayrılacağını, valiliğe Emniyet umum müdürü Gafur Soy-lu'nun. belediye reisliğine de Denizli Milletvekili Dr. Behçet Uz'un tâyin edileceğini yazıyordu.
içişleri Bakanının demeci
Valilikle belediye reisliği ayrılınca belediye reisinin seçilmesi lâzım gelmektedir. Neteklm An-karada böyle olmuştur. Bu se-
beple arkdaşımızın verdiği haber doğru değildir. Esasen latan bulda valilikle Belediye Reisliğinin ayrılması bir kanun meselesidir.
vuâyetie belediyenin yakında ayrılacağı haberi üzerine IçLşîert Bakanı Emin Erişirgili Ankara-dan telefonla arayarak bu hususta ne düşündüğünü sorduk. Bakan bize şu cevabı verdi:
(— İstanbul valiliği ile İstanbul belediyesinin ayrılması bugün derhal yapılabilecek bir t* değildir. Herşeyden evvel bu bir , kanun mevzuudur. Bakanlığımla tarafından bu mevzuda bir kanun tasarısı hazırlanmış ve Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. Tasarı Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildikten sonra Meclise arzolunacakıır,
, Binaenaleyh İstanbuida bir belediye reisi seçimi bugün için bahis mevzuu olamaz.»
Bektor llulkı Ercin »ÇtŞ nutkunu söylüyor
[Yazısı 3 üncü sahifemiadei
Sahife 2
AKŞAM
18 FkJm 154!) .
Barış tehdit
Seçimlere girmenin zorluğu
Pazar günü Istan bu İd a yapılan ara seçimlerinde iştirak nisbeti ardı- Sandıkların başı daima boş görünüyor, ara sıra bir vatandaşın çıkagelip reyini kul tanınası sandık başında oturanlar için hâdise teşkil ediyordu.
Bu tenhalıkta başlıca müessir partilerin seçimlere iştirak etmemesi ise diğer bir müessir de seçime iştirak etmenin vatandaş için pek de kolay bir iş olmamasıdır. Seçim defterleri gayrı muntazam ılır. Kargacık burgacık yazılarla yazılmıştır. Nerede asılı olduğu belli değildir. Daha mühim mi, bir İstanbullu eğer sık sık mahalle değiştirmişse «endi isminin hangi mahalledeki seçim def terinde kaydolduğunu kestiremez. Bir kaç kazayı dolaşıp ismini araması, yanılmamışsa yazdırmak için uğraş ması lâzımdır. Eğer ilk oturduğu mahalle uzakta kalmış sa seçim günü çoluk çocukla beraber uzun bir sefere çıkması da zarurîdir.
Siz diyeceksiniz ki, demokraside seçime girmek vatandaş için medeni bir vazifedir. Bu vazifenin ehemmi yetini idrâk etmiş olan kimse ufak tefek zorlukları yenmeyi de vazife bilir.
Bunlar doğrudur ama biz demokrasiye daha yeni alışıyoruz. Ömründe rey sandığına uğramamış, seçime iş tirak etmemiş vatandaş daha ilk seçimlerde demokrasi mütehassısı, rey kullanma üstadı kesilemez. Ona. alışmaya kadar, kolaylık göstermek lâzımdır.
Yeni seçim kanunu tasarısı bu meseleyi hallediyor sanıyorum. Herkese bir seçim cüzdanı verilecek. Onunla istediği sandığa gidip reyini kullanabilirse vatandaşın seçimlere girme hevesi artabilir ve seçimlere iştirak tıis-beli de böylelikle çoğalma yolunu tutar
Şevket RADO
edilirse Hindistan
seyirci kalmıyacak
Uzak doğuda komünist faaliyetinin arttığı haber veriliyor
Nihat Erim’ in seyahati
Başbakan yardımcı’ sının Pamukovadaki konuşması
Yugoslavyada çete harbinin başlaması bekleniyor
Turistlere kolaylık
Kanunlarda bazı değişiklik yapılacak
Ankara 18 (Akşam) — Memleketimize turist celbeanek ve yabancılara kolaylık göstermek Eayeslyle kanunlarımızda yapılacak değişikliğin esasları Dış işleri, İçişleri Bskanlıklariyıe Basın Yayın Genel Müdürlüğü temsile llerintn çahşmalariyle tesbit edilmcJrıedir. Bu komisyonun ilk çalışmaları sonunda 3519 sayılı Pasaport ve 3529 sa-jnh Ecnebilerin İkamet ve seva-hat’erine ait Kanunlarda yapılacak başlıca değişi İlkler belli olmuştur. Böviece Meclisin bu devresine yetiştirilecek kanun tasansiyle Kabul edilecek değişikliklerle bundan sonra memleketimize gelmek üzere müracaat edecek rtyaretçlterto vize muameleleri merkeze sorul-maksızın yapılacak, giriş ve çıkışta mevcut formaliteler asgari hadde indirilecektir.
Bu arada ’kamet ve seyahati haber verme olmıyacak, ikamet müsaadesi almak İçir de yabancıları barındıran müesseseler bu işleri yapmakla vazife- . lendirilecekterdir.
Dr. Lûtfi Kırdar
Nevyork W (R.) — Amerlka-da bulunan Hindistan Başbakanı Nehru şu demeçte bulunmuştur: «Hindistan, dünyanın bugünkü vaziyetinde, hiç bir blokla birleşmeğe razı değildir. Ortada yeni bir harb ihtimalinden bahsedenler var. Barbden bahsedildikçe sulh elde edilemez. Dünyanın İkiye ayrılması mevcut kargaşalığı arttırmıştır.
Hindistan vazifeden kaçmak arzusunda değildir Fakat bu günkü vaziyeti hetn kendisi, hem dünya için daha muvafık görüyor. Mamafih barış tehdit edilirse Hindistan seyirci kala-mıy ocaktır.
Nevyork 18 — Buraya gelen I haberlere göre Uzak Doğuda1 komünist faaliyeti artmıştır. KomünUUer şimdi Hlndlstanı tehdit etmeğe başlamışlardır. |
Çin komünistlerinin durumu
Dün Mani saya hareket etti
Kbnyada ikinci tarım kan gresi
Konya 17 — İkinci tarım kongresi bugün Halk sineması binasında yapıldı. İlgili Bakan 1 ıklar dan eelen beş mütehassısla, ilçe ierdı-n gelen 165 delege kongreye İştirak ettL Vali Şefik Soycr Konya ziraatının bugünkü durumunu, istihsali arttırmak için alınması lâzım gelen tedbirleri anlattı ve birinci tanın kongresinde alınan kararların tatbikata hakkında izahat verdi ve konrreye başarılar diledi.
Müteakiben komisyomar seçilmiş ve kongre çalışması başlamıştır.
Hong Kong lb (Nafen) — Buraya gelen haberlere göre, çinin üçte ikisini şimdi ellerine geçirmiş olan Çin komünistleri arasında bazı ihtilâfların I patlak vermesine intizar edil-Imcklcdir. Kuzey Çinde kızılla-
Manisa Milletvekilliğine seçl- rın oıûşkûl bir durumda olma-, Dr. LÛU1 Kırt.r dün M»nl- „ memlrkrl. Id^r M«.-k [ w, Mrrl« etmlsUr Dr. L»t(l aaamlarıı rrurllk bulunmamalı-■ Kırdar hareketinden evvel şu I demeçte bulunmuştur: t — On bir sene evvel valileri t vc Parti başkan!arı olarak ken-
> dilerine hizmet fırsatı ve İmkânını bulduğum Ma nisaya ve ı onun güzide halkına karşı derin bir bağlılık hissiyle müteşekkirim. İki buçuk seneyi bile bul-1 mayan bir hizmet müddet! İçe-1 tisinde Manisada ve mölhaka-1 tında yapabildiklerimin büyük 1 yekûn ve ehemmiyet taşımıya-’ «ıklan tabiidir.
Hiç değilse ben yaptıklarımı kâfi görmemek hüsraniyle Ma- , nisadan ayrılmıştan Buna ve memuriyet hayatında on bir sene gibi büyük bir asman fasıla- ' sına rağmen aziz ManisalIların kendi vekilleri olarak beni düşünmeleri ve bugün de resmen intihap sureliyle şereflendirmeleri elbette hayatımın en büyük bir iftihar vesilesidir.
I Zaman kaybetmeksizin bizzat mezunen Manisaya giderek münevver, seçkin ve kadirşinas | hcmşerilerime minnet ve şükran hislerimi arzedeceğim.
Dönüşte resmen îstanbuldan ayrılırken de muhterem basını-mzın lûtufkâr delâletleriyle ayrıca bir veda konuşması yapmak emeUndeyim.
Bunu o zamana bırakarak se-' çllişiml sevinçle karşıladığımı ve yeni sahamda memlekete faydalı olabilirsem bahtiyar olacağımı arzederim.
'in yeni hükümetin durumunu nazikleştirmek Ledlr.
Muhabirlerin belirt tikle rrlne : göre, komünist çinde halde bilhassa şu üç bahsedilmektedir:
şimdiki isimden
•Bûyüıs
1 — Mao Tse Tsımp: tâbiri ile anılmaktadır.
2 — Chu Teh: «Ayı. tâbiri 11e anılmaktadır,
3 — Chu En Lal: «Tilki» diye tanınmaktadır I Zannedildiğine göre,
nLst Çinin İdaresini ele
Şeref Balkanlı 24 gün hapse mahkûm oldu
Ankara 18 (Akşam) — Dem ok rat Parti büyük kongresinde Ulus foto muhabiri Hllmiyl dövmekten sanık İzmir delegesi Şeref Balkanlının görülmekte olan duruşması dün karara bağlanmıştır. Bu kararda sanık 24 gün hapis ve 10 lira para cezasına mahkûm olmuş ve cezası tecil edilmiştir.
On beş yaşındaki çocuk 9 yaşındaki kızı yaraladı Galat&da Arapcamllnde Hûda sokağında 5 numarada oturan 9 yaşnda Fatma isminde bir kızla 15 yaşındaki komşusu Kemal Yıldırım sokakta oynamak -tular İken bir aralık Fırtınaya kızan Kemal cebinde bulunan çakısını çıkarmış ve fcızı muhtelif yerlerinden yaralamıştır.
İğe el koyan zabıta yaralı kızı; tedavi altına aldırmış. Kemal Yıldırım hakkında da lâzım gelen şannni takibata girinHmis-tir.
Bir kısım lokomotiflerde Raman petrolü yakılacak
Ankara 17 — Ulaştırma Bakanlığı. bir müddetten beri lokomotiflerde kömür yerine Raman petrolü yakılması husu-| sunda tetkiklerde bulunmakta idi. Bu incelemeler ve yapılan tecrübeler müspet netice vermiş bulunmaktadır.
Bakanlık şimdilik 2600 kilometrelik Adana - Erzurum cenup hatlarının Raman petro-llylc işlemesini uygun görmü?-ı tür. Bunun İçin lokomotiflerde bazı tâdiller yapılmaktadır.
Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı, motorlu tren sayısını da arttırmağa karar vermiştir. Bunların adedi 16 ya çıkarılacaktır. İzmir - Bandırma ve Kaysc-ri - Adana arasında da motoriü trenin işletilmesi şün ölmektedir.
Savcılık basın bürosu şefliği
Savcılık Basın bürosu şefi Yavuz Fmdıkgtlln Ticaret mahkemesine tâyini ile açılan bu yere Beyoğlu Bavcısı Nusret Hergüner, Nusret Hergünerden açıJaıı Beyoğlu Savcılığına da Birinci ağır ceza mahkemesi savcılarından Deınlr Dıü tâyin edilmişlerdir.
Hindistan Başbakanı Neiıru
inek hususunda bu üç azılı Çin komünisti arasında şd delil bir rekabet mevcuttur. Bu rekabetin 1950 senesinde patlak vermesi ve bunlardan birinin diğer İkisini temizlemesi beklenmekledir.
Pannıkova 17 (AA.) — Nihat Erim burada şu konuşmayı yaptı:
«Üzerimdeki muvakkat emanetin müddeti gelecek yıl bugünlerde dolduğu zaman, onu sîzlere,, yani bu emanetin ebedi sahiplerine aldığımızdan daha İleri ve daha yukarı bir seviyede teslim etmek isteriz. Vatandaşlarımızı memnum ve bah tlyar görmek blzler İçin yegâne mükâfattır. Sîzlerden bunu bol bol almış bulunuyoruz. Yarın. her birimiz vazifelerimizin başına döndüğümüzde kendimizi daha kuvvetli hissedeceğiz. Çünkü, şimdiye kadar taklb etliğimiz politikanın Kocaeli seçmenlerimIkce makbul tutulduğunu gördük. Demokratik rejime İnanmış politikacılar İçin Sîzlerin göstermek Iütfunda bulunduğunuz bu sıcak ve teşvik edici alâkanın dc-gerl pek büyüktür. Demokraside yegâne kuvvet kaynağı halkın İradesidir. Demokrasi halk İçin, halkın arzusuna göre İdaredir Bizim aradığımız demokrasi budar.»
Diğer taraftan Çin kızıl ordu lan güneye doğru ilerledikçe Sovyet Rusya biraz daha fazla komünist Çinin işlerine müdahale etmekte ve bu memlekete göndermekte olduğu uzman a-dedinl durmadan arttırmaktadır. Güneye doğru İnen kızıl Çin askeri birliklerinde Rus as keri uzmanlanma bulunduğu1 bildirilmektedir.
komü-geçlr- taktır.
Aynı zamanda Sovyetier mem Jcketln sanayi faaliyetini ta-mamlyle kontrollan altına almak İçin dc gerekil tedbirlere başvurmuşlar ve 300 den fazla uzman sevketm işlerdir.
İlgili çevrelerde belirtildiğine göre, Moskova önümüzdeki aylar zarfında Uzak Doğudaki faaliyetini arttırmaya çalışa-
Ankarada yol kavu-şaklarında ışıkla işaret verilecek
Ankara 18 'Akşam) — Şehrimiz ana caddelerinde bazı mühim yol kavşaklarında ışıkla işs ret verilmesi işi üzerinde belediye başkanlığı önemle durmaktadır. Amer ikadan bazı firmalar elektrikle idare edilen İşaret kuleleri İçin belediyeye müracaat etmişlerdir, bu müracaatlar İncelenmektedir. Bu İş için elektrik ve havagazı faslına 1950 bütçesine 50 bin liralık bir tahsl sat konulması Belediye Meclisince tetkik olunmaktadır.
50 kadar çete şimdiden Macaris tandan Yugoslavyaya geçmiş
New - York 37 (AA.) — Amerikan radyo yorumcusu Drew Peaeson’a göre, Dışişleri bakanlığı Rusyanm 60 güne kadar Yugoslavyada bir İç harb çıkaracağına dair haberler almıştır. Çeteciler bu maksatla Ma-ea ustan da, Roman yada ve Arnavutlukta eğilime tâbi tutulmuşlardır.
Drew Pearson İsyan veya karışıklıklar çıkması halinde, Yugoslavyaya yapılacak yardım hakkında batı devletlerinin anlaşamadıklarını ilâve etmiştir.
Londra 17 (AA.) — Bir Yugoslav yorumcusuna göre. Rusya, Yunanlatandaki çete harbini bırakarak ayni usulü Tltoya karşı kullanmağa karar vermiştir. Küçük gruplar halinde, makineli tüfeklerle mücehhez 50 kadar çete şimdiden Macar hududundan Yugoslavyaya sızmış bulunmaktadır.
New - York 1? (AA.) - New-
York Times gazetesine göre Dış İşleri bakanlığı sözcüsü Yugos-lavyada yakında çıkması melhuz bir iç savaş hakkında dolaşan söylentileri bahis mevzuu ederek demiştir ki:
•Dışişleri bakanlığı Yugoslav-yada, Romanya hududuna yakın bir yerde Tlto rejimine karşı yöneltilmiş blT çete har ketinin vukubuiabileceğine dair raporlar almıştır.»
Mamafih, sözcünün bu raporları «şâyia» olarak tavsif ettiğini gazete ilâve etmektedir
Bulgar radyosun m n bir haberi
Londra 17 (AA.) —
radyosu, Yugoslav Makcdouyş-stnda Tito hükümetinin . baskı» sini protesto için büyük lop lantılar yapıldığını ve hatiplerin »anayurdlannın, sulhça.Sov yet safına» dönmesini temenni ettiklerini bildirmiştir.
Kafkasya’da
Türk ve İran hududundaki Rus askerî harekâtı

Eyüp Dispanseri açıl Jı
Açılış resminden bir enstantane
İşet Sigortaları Kurumu tarafından Eyüpte inşa edilen bölge dlsapnseri dün saat 17 de törenle açılmışlar.
Yapılan -nerasimde İlk olarak başhekim Sırrı Alıç kıs: bir konuşma yapmış, bunu mutaakıp İstanbul Milletvekili Ali Rıza An kordelâyı keserek dispanseri açmıştır.
Prof. Onar Ankaradan döndü Birkaç günden bert Ankarada bulunan Ord. Prof. Dr. Sıddik Sami Onar, dün sabah şehrimize gelmiştir. Prof. Onar, kendl-sllye görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«— Ankaraya hususi işlerim İçin gittim, timi Seçim Kuruluna da Ankarada iken seçilmişim. Üniversitedeki İmtihanlarım bittikten sonra: kurul toplantılarına tştteâk etmek üzere, üç dört güne kadar Ankaraya gideceğim.»
Vaşington 17 (AP) - Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı, bugün Türkiye ve İran sınırlarına bitişik Kafkasya bölgesinde yaşıyan azınlıkların Sovyet gizli polisi tarafından toplu bir şekilde dahile sürgün edildiklerini teyld edici haberler aldığını açıklamış ve bir sözcü bu hususta demiştir kİ:
«Bu bölgede Sovyetier askeri harekâtta bulunmaktadırlar. Tabancıların bu bölgeden uzaklaştırılmalarının sebebi bu olabilir. Ancak bunu söylemekle, Rusların Türkiye ve Yunanista-na karşı bir harekete hazırlandıklarını söylemek İstemiyorum.»
Hamburgda baş konsolosluk ihdas ediliyor
Ankara 13 (Akşına) — Dışişleri Bakanlığı Hamburgda bir I başkonsolosluk İhdasına karar j vermiştir. Bu konsolosluk kançı-1 larlığına değerli gençlerimizden Melih Akbil tâyin edilmiştir.
Mareşal Tolbukin öldü
Londra. 18 (R.) — Moskova-dan gelen haberlere göre Mareşal Tolbukin 55 yaşında ölmüştür. Mareşal uzun müddetten beri hasta İdi. Harb esna-| sanda Ukrayna cephesindeki kuvvetlere kumanda etmiş, Stalinerad'm kurtarılması hareketinde de yardımı görülmüştü.
Cenaze merasimi Moskova da Kızıl m ey dunda yapılacaktır.
Chopin’in 100 üncü ölüm yıldönümü
Dâhi bestekâr Frederlc Cho-pin'in ölümünün yüzüncü yıldönümü münasebetile dün gece bir çok memleketlerde törenler yapılmıştır. Bu münasebetle radyolarda konserler ve resital ler verilmiş, Chlpinln sanat! ve hayatı hakkında konuşmalar yapılmıştır.
Ankara ve İstanbul radyolarında da ayrı bir program yayınlanmıştır.
Vişinski
(Baştarafı 1. inci sabit de) lLrttiğine göre, «t; beyar çetecilerden mağlûbiyeti bas etmeğe çalışacak sözde hükümetin bir vesikasıdır. A rinayı alâkadar etmez.
Papaçjos mareşal oldu
Atina 17 (A A > — Yunan ordusu başkomutanı general Pa-pagos, mareşalliğe terfi etmiştir. Bu suretle YunanL! uda ilk defa olarak bir mareıiûk rütbesi tevcih edilmektedir.
5000 çeteci Çekoslovakya va nakledilmek’'''^
Londra 18 (AP.) — ^.Dü" ^k-şaın Fransız kaynakla-bildirildiğine göre 5 000 Y inan çetecisi yakında Araa.vvtl-«’-’an alınarak, Çekoslovakyaya yeniden Yunan çete harbinin naş lamasına mâni olunmak nıak-sadlle götürüleceklerdir. Ye- kili kaynaklar bu hareketin arkasında Rusyanın bulunduğunu söylemektedirler.
Şayet bu hareket tahakkuk ederse, komünistlerin Yunanis-tanla barış yapma!: IstekMrinln hakiki ve derin olduğum bir delil teşkil edecektir.
Created by free version of 2PDF
BORSA
l.i.nhnl Ra,...,»,. 1T/10/ Uallorl
Ç E K L E a
TŞ1

M.12 50 «7270
T3te*0
5.«
»73J»
Ankarada kaçat ev inşa a ti
Ankara 17 — Belediyenin sıû-kerrer ilânen tebliğlerine rağmen şehrimizde kaçak ev inşaatının devanı ettiği ve bunların hemen yıktınldığı bıı sabah belediyenin neşrettiği yeni bir tebliğden anlaşılmak tadır. Belediye reisliği bu tebliğde şöyle demektedir:
»Sayın hemşerilere: k açak yapı yapmamaları lüzumu son defa hatırlatılarak ruhsatsız inşaatın 431 numaralı kamın gereğince, kati surette yıkılacağı ve yapı sahiplerinin mahkemeye verilerek hapis cezasiîe beraber 100 liradan aşağı olmamak üzere para cezasına çarptırılacakları ehemmiyetle ilân olunur.»
SÜMERBANK
Fabrikasının
■ rAİZU TAUVİULEB
DAİMA
ATEŞ TUĞLASI
mamullerini tercih ediniz Menfaatiniz icabıdır.
Bir kaç gün önce şehrimize gelmiş olan Hungarta balesi ve Aggl Goller - Teron çifti dün Konak otelinde tertip edilen bir basın toplantısında muhtelif gösterilerde bulunmuştur.
Bilhassa kadın bisikletçi Aggi GallerTn bisikletin tek ayağı üzerinde yaptığı numaralar ve bisikletle İp atlaması btıyiik bir alaka uyan d irdiği gibi. Torun admdakl akrobatın yaptığı çuiflUl Luueketier de heyecanla seyredilmiş Ur,
ÇÜNKÜ:
vereceğiniz siparişe göre İstediğiniz şekil ve evsafla tuğlayı fabrikanın tam teşekküllü, lâboratuvarıntfa kontrol ederek almak imkânına sahip bulunmak lo-
SARnATLARDA ALTIN
Gulden Türk lirası Sterlin Külçe
AVUKAT
SUAT HAYRİ ÜRGÜPLÜ
Yazıhanesini Halata Yeni handa (Eski K.redl-L]yon>;) açmıştır. Tel: 40102.

İR Ekim 104»
AKSAM
Safılfe S
Gaytz değil ümid ve iman uyandırmak
Taşıt kazaları
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Son günler azalmağa başladı
Denemeye bakarak
Nadir Naili CUMHURİYETte pazar günkü seçimlerin bağımsız adahlann partililerce desteklenmedikleri takdirde kazan ra> şansları olmıyacağını isapt ettiğini ileri sürerek şöyle demekte-
1
Bin üniversite#. Rauf Orhan'ın adaylığı İçin imşa ver mişken, ancak 7155 İstanbullunun eski başvekil ve bahriyeli kahramana rey at mı$ olması hem mtieaslf, hem düşündürücüdür.
Bir çok bakımlardan müessif ve düşündürücü:
Siyaset hayatına karışmış her Üniversiteli genç, kendi muhitinde 7 den fazla kimseyi aynı fikre imale ettikten sonra faaliyete girişmiş bulunmalıydı- Aile ve arkadaşlar arasında istimzaçlarda bulunup teşebbüsünün daha parlak neticeye varmasını sağladıktan sonra adımını atmalıydı.
Fevri değil, mülâhazatı ol mamız lâzım geldiğine, şehrin ve delirin yeni bir ihtarı.
Diğer bir nokta:
«Müstakil şekilde namzetliğini koymak» teşebbüsü, Rauf Orbayın dahi 83 bine karsı 7 bin rey almasiyle, artık kiilliyen flâş etmiş bulunuyor. Behemehal partilerden birinin müzahereti, bunun için de kuvvetli partiler elzemdir. Çünkü Rauf Orhayı, yalnız bir sabık başvekil olarak değil, ayın zamanda değerli, cevherli bir münevver olarak. Balkan Harbindeki bir millî serden
geçti, dalkılıç, gönüllü ve muvaffakiyetli kahraman o-larıık tanıyoruz. Çocukluğumda, onun Ham idi ye ile Akdeniz macerasına atılışı gurur ve heyecanla göğsümü şişirmişti. Bu yakışıklı, zarf ve gözü pek bahriyeliyi, rüyalarımda görmüştüm. Nesildaşlarımdan pek çokları aynı hislerle sarsılmışla nbr; ve elbet teheyyüçle-rini unutmamışlardır. Sonraki Eençler de, tarih kitap taundan ve aile arasındaki menkulâttaıı aynı güzel duy gıılan tatmışlardır.
Rauf Orbayın neslinden bazı kimseler de şimdi artık bariz bir ihtiyarlayışı göze çarptığı halde, eski başvekili son zamanlarda Adnan Adı-var ve Halide Edib üstatlarımızın evinde bir kere görebilmek «e’-"(ine nail oldum: Gavel zinde, uyanık, esprili, kısacası formundadır.
Maziye taallûk eden bu c> betlerle, hâli hazıra taallûk edenleri bilen yalnız ben de ğildim; başkaları dahî biliyorlardı. Onların da bu husuflardaki malûmatlarının neticesi, heyhât, bu 7155 ra kamına sıkışmıştır, Muhalefetin bu derece kuvvetli olduğu bir sırada, gazeteler onun manşetlerle reklâmını dahi yaptılar; buna rağmen...
Öyleyse, bu hâdise nedir?
Bu hâdise, halkın, politikaya karşı lâkayıtleşmesinin biz ifadesidir.
Razılarımız, partilerden bi linin mihanikiyetinc takılıp rey puslalannı yüzde 8 yahut %10 - ^20 götürüp kutuya atıyorlar ve atacaklar. Geri kalan insanlarımız ise — ki kahir ekseriyettirler — mazisi ve hali ve fırsatı ve şe raili bu derece mükemmel olan bir muhterem zata karsı dahi buz gibi lâkayıt kalıyor. y
Çünkü mazinin şerefinden. hali hazırın form'un-dan ziyade, istikbale müteal lik bir tahrik edici unsur lâ timdir. Halk öylesini bekliyor. Halkın karşısına:
«— Biz gecekondular mc selesini, biz geçim meselesini. biz gündelik meselesini, biz âsaviş meselesini, biz devletçilik meselesini, ilh illi, su şu su şekillerde halledeceğiz. Grupumuıun müs pet garantileri şunlardır.» divc çıkacak ve menfaatleri tahrik edip, kütleleri harekete geçirecek bir program lâzımdır.
."■'eçime iştirak nisbetini, halkta uyandırılan hürmete yahut gayza değil, ümide ve imana istinat ettirmeli.
(Vâ-Nû)
Bir ay kadar evveline kadar ğjni ileri sürerek şöyle demekte-şehrimizde nakil vasıtası ka- «ur: saları gittikçe artmakta İdi. Bu
...... . . Yüzde onla on beş arasında
k.»l«r dd» dm Tdteul.ru>1 Wr ,.ürık n)shrfl btaılbul rtbl ve nakil vasıtalarını kullanan-; ların dikkatsizlikleriyle emir ve, nizamlara riayetsizlikten ileri geldiği tesbit edilmişti. Bunun üzerine belediye zabıtası faaliyete geçirilmiş ve seyrüsefer nizamlarına riayet etmiyenlerin | cezalandırılmasına başlanmıştı. İki ay evvel beş misline çıkarılan belediye cezaları İle tramvaylara asılanlarla atlıyarak İnip binenlerden şimdiye kadar alınan 2 liralık nakdi ceza da
10 liraya yükseltilmişti.
Bir taraftan arlan ceza mlk-tariyle diğer taraftan da 6 ncı şube müdürlüğünün teşkil etti-; ğl motosikletli takip ekipleri sayesinde tramvaylara atlıyarak inip binenler, asılanlar j—-bu suretle nakil vasıtaları kaza- ' ları da seyrekleşmeğe başlamıştır. Belediye. 6 ncı şubeden kazalar hakkında istatistik istemiştir. Hazırlanmakta olan bu istatistikte sıkı takiplerin devam ettiği son aylar zarfında kazaların azaldığının açıkça görüldüğü söylenmektedir.
6 ncı şube müdürlüğü, başladığı takip işine ayni dikkatle devam edecektir. Motosikletli takip ekipleri caddeler boyunca dolaşarak kontrollerine devam etmekte olduğu gibi emniyet müdürlüğü de cadde kenarlarında nöbet bekliyen nokta polislerine tramvaylara asılmış olarak gidenlerin indirilip cezalandırılması ve atlıyarak inip binenlere mâni olunması hususunda talimat vermiştir. Bu de
bir iştirak nisbetl, İstanbul gibi aydın bir vilalâyet hesabına şüp hesLz pek düşük bir nispettir.
l Son dakikada sayın Rauf Orba-j yın adaylığını koyması da vaziyeti pek değiştirmemiştir. Bu hâdise, hiç bir siyasi teşekküle , katılmayan bağımsız miiletveltll-liginin yurdumuzda pek rağbet l~ ı görmlyeceğini açığa vurması itl-'* bariyie mühimdir. Halbuki biz ' I muvafık ve muhalif partilerin henüz kesin olarak prograuılaş-' madiği, sınıf menfaatlerinin I batı memleketlerinde olduğu gibi teşkilâta bağlanmadığı, hattâ siyasi ve idari mekanizmanın ' sağlam bir düzene kavuşmadığı bizim memleketimizde, bağımsız ve serbea düşünceli valandaşlar-azalmtş^ la kUV¥etienecek bir Meclis, her rı ıram-_ haldc daha fay£jaiı olurdu Inan-cmdayız. Çok defa hislerin mağlup olan partililer sonu gelmez tûrştışmalarla çıkmaza saptıkları zaman, Rauf Orbay. Adnan Adıvar gibi tecrübeli ve olgun on beşv yirmi şahsiyetin Meclis kürsüsünde tutacakları yol, çok
başlanmıştır.
ihracatı
işe
2100 ton incir için takas hisseleri verilecek
İzmir kuru meyva ihracatçı birlikleri idare komitesi yaptığı toplantıda takastı İncir satışı işini tetkik etmiştir. Toplantıda hazır bulunan üyeler prensip olarak takaslı incir satışlarına muhalif olmakla beraber, sırf bakanlığın kararına uymuş olmak için bu satışın kabulüne karar vermişlerdir.
Yapılan müzakereler sonunda 946. 947 ve 946 yıllarında İngl-llzlere yapılan toplu satışlar dışında muhtelif ülkelere en çok incir ihraç edenlerin ihraç durumları dikkate alınarak 2100 ton incir taksim edilecek ve Bakanlğm kaydettiği memleketlere bu İncirler takaslı olarak satılacaktır.
İhracatçılardan Istiyenler ken di hisselerini başkalarına devredebil eceklerdir.
Erzincanda büyük bir yangın
defa memleket Ölçüsünde aydınlatıcı ve ferahlatıcı bir değer taşıyabilirdi. Önümüzdeki seçim lerde her iki parti de bağıma ıs adaylara kendi listelerinde yer vermedikleri takdirde, çok muhtaç olduğumuz ayarlayıcı bir kuvvetten mahrum kalacağıs demektir.
* Partisinde karalar Yalman
C. H. akla
Abnıet Emin Yalman VA-TAN’daki başmakalesinde C. II. P. de iki zümrenin mevcut olduğunu ileri sürerek şöyle diyor:
Biz daima Halk Partisine mensup aklarla karaları ayrı tuttuk. Yirmi beş yıldan fazla bir müddet tek parti şifahiyle iktidarı muhafaza eden Halk Partisi, memleketin siyasetle alâkalı bir çok evlâdını İçine alan bir insan deposudur. Bir kıymet teşkil eden unsurlardan yalnız bir kısmı ayrılıp Demokrat Partiye katılmıştır, Hâlâ Halk Partisinde geniş ölçüde yurdsever vatandaş vardır ve bunlar: mahdut bir takım haris menfaat sahipleri hesabına işleyen bir gidişin günahını ve mânevi mesuliyetini fuzuH olarak sırtlarında taşımaktadırlar.
Daima tekrar ettiğimiz gibi, umumi hayatımız için emniyetli bir devrin başlıca emaresini;
Halk Partisinin kendi kendini tasavvur edin.
ıslaha girişmesi teşkil edecektir Partinin beka İçin hükümet makinesine parazit şeklinde yapışmak ihtiyacını duyan mahalli teşkilâtı bir tasfiye geçirmezse, idealist ve geniş görüşlü unsurlar, partinin mukadderatına hâkim olmazsa ve bunlar vatandaşın sevgi ve sayguını celbede-cek mertçe bir yol tutamazlarsa. Halk Partisi hem bizzat yanacak. hem de bu esnada memleketin bütün mukadderatını tehlikeye düşürecektir.
* Mukadder akıbet YENİ SABAH'ın başmakalesinde seçimleri canlandırmak için yeni seçim kanununun derhal çıkarılması lâzım geldiği ileri sürülerek şöyle denmektedir:
Pazar günkü imtihandan sonra yapılacak şey, hayli zamandır bu sütunlarda tekrarladığımız, ameliyedir. Yâni süratle emniyetli seçim kanununu çıkararak umumi intihaba girişmek. Nihat Erimin dün bir nutkunda söylediği gibi gelecek seneyi, memleketin bu iâkaydlsi karşıcında beklememektir.
Bir pazar günkü manzarayı düşünün, bir de emniyetli bir seçim kanunundan sonra bütün muhalefetin İştirak edeceği bir seçimin hararet ve canlılığını
Maden fakültesi

T arıtmadığımız köylü!
Bu
husustaki tasarı hazırlandı
Birkaç gün evvel Anfcara-(1a gazetecilerle konuşan A-nıerikan Yardım plânı halk müşavere heyeti Azasından IMr. Erit Johnston. Tiirkiye-nin kalkınması mevzuu et-
Teknik üniversite yazdığımız gibi dün saat 10.30 da Rektör Ord. Prof. Hulki Bremin bir nut-. _ . . ..
ku il. açılmulu*. Tören, .akli: I ™t,n,la
, . i Ken. memleketimizde ziraatı mar» ile başlanmış ve rektör I kürsıye gelerek mı mlekimizde yüksele teknik öğretimin tarihçesini yapmış ve Teknik üniversitenin bugünkü durumunu anlatarak demiştir kİ:
«— Üniversitemizde açı.ması programımız dahilinde bulunan1 _____>,«•■■» «anı »
yeni fakültelerden maden mu- ^râsyonİârîn "esasini’kil hendlsliği fakültesi için lüzum- e(jcr „ lu İncelemeleri g-rır. yıl esna-1 .. .. f .
, , . , Aynı eun ıstanbıılda kışında İkmal ederek eşkilat , ... -
, . , , , zun gazeteler su haberi verı-
kartrnlnriTiı v» Iramın f»san«:nı .
inkişaf ettirecek büyiik imkânların mevcudiyetini ve buna rağmen ziraate açılmamış geniş arazi bulunduğunu işaretle divor ki:
«— Ziraat şimdi sizin en önemli ihracat nımuuıvız-dur ve ziraat biitiin askeri o
Sokaktaki adamlarnediyorlar?
Seçime niçin iştirak etmemişler ?
Pazar günü şehrimizde yapılan seçim büyük bir alâkasızlıkla karşılandı. Sandık başlan sabahtan akşama kadar bomboş kaldı. Rauf Orbay gibi tanınmış bir şahsiyetin adaylığınım koymuş olması dahi bu havaya en ufak bir canlılık »eremedi.
Seçimlerde görülen bu alâkasızlığın sebeplerini araştırmak üzere dün rastgele beş on kişi ile konuşmayı faydalı gördük.
Matbaadan çıktık, ağır ağır Babıâliden iniyorduk. Kör oğlu gazetesinin karşısındaki lokantaya uğrayarak lokanta sahibi Mehmet Gürüz'e sorduk:
— Dün reyini kullandın mı Mehmet efendi?
— Yok canım, rey filân kullanmadım.
— Niçin reyini vermedin?
— Beyim, reyimi versem de bir, vermesem de. Nasıl olsa netice degişmiyecek. Cami ne kadar büyük olursa olsun, imam bildiğini okur. Eh. böyle olduktan sonra ben de ne diye kalkıp rey vereyim?
Buğday kaçırmak isterken yakalandılar
»Dört kardeşler» motöriinde' çalışan Ali. Ahmet ve İbrahim adlarında üç kişi toprak mahsulleri ofisine ait dokuz çuval Kanada buğdayını çalarak motorla kaçırırlarken Boğazda yakalanmışlardır.
Yine Şile limanına kayıdlı Akasya motöründe ofisten calinmiş bir çuval Kanada buğdayı yakalanmıştır.
İbrahim adında hir motor makinisti Kuruçeşmeye götürmek üzere Güneş isimli motöre yüklediği üç ton buğdayı kaçırmak isterken yakalanmıştır.
Buğdaylar müsadere edilmiş, yakalanan molörcüler hakkında tahkikata girişilmiştir.
Bekir Kurt (otomobil silicisi)
Sirkecide istasyonun yanında taksileri temizleyen bir siliciye yaklaşıyorum:
— Dün reyini verdin mİ ağa?
— Ne reyi beyim Biz ekmek dalgasına bakıyoruz. Bizim reyle uğraşacak vaktimiz yok Açlık var beyim açlık. Biz rey »emeğe gittik mİ. buradaki işler ne olacak? Sonra eve eli boş dönelim de köroğlu «Hani ulan ekmek?, diye bizi kovalasın değil mi*’ Yok beyim, bizim öyle yüksek siyasetle uğraşacak vaktimiz yok.
Süleyman tvUoğan (hamal)
Sirkeciden ambarların önüne doğru uzanıyoruz. Tatlı bir güneş var Bir yığın İnsan ambarların kenarına oturmuş görüşüyorlar. İçlerinden lâalettâ-yin bir tanesine soruyorum:
— Dün reyini verdin mi hem-şerim?
— Yok ağabey, benim siyasetle alâkam yok Kim benim karnımı doyurursa ben ona bağlıyım Ama dün seçim varmış, rey verilecekmiş. Bunlardan bana ne? Bu zamanda rey vermek karın doyurmuyor.
Rusaell Dorr Paris’e
gitti
Ankara 17 (A.A.) — İktisadi işbirliği İdaresi Türkiye icra komitesi başkanı Rüsse 11 H. Dorr uçakla Pari.se hareket etmiştir.
Russei Dorr, Parlste diğer âza heyetleri başkanları ile meseleler üzerinde rey verdik mİ diye soruyor — Ne diye rey vereceğiz. Ben
Mehmet Kocaçoz ('serbest meslek)
Oradan başka biri lâfa karışıyor:
— Neymiş o seçim dalgası?
— Bey gazeteciymiş de. dün
r dnean 17 — Dün gece saat muhtelif
9 sıralarında Erzincanda çıkan cereyan edecek olan üç günlük
feci bir yancın halkın gayretly-. müzakerelere iştirak edecektir.. fikirlerimi başkasına satmam, le söndürülmüştür. 20 dükkân Bu toplantılarda bahis konusu Bey verip • --* —
kül haline gelmiştir. Zarar mik olacak en önemli meselelerden Alet olayım. Hiç vermem tarı 150,000 lira tahmin edil- birisi Paul Hoffman'm son za-;ly*.
me':tedlr. Hâdisede bir kasıt ol- inanlarda ortaya attığı teşvik “ duğ ı söylenmektedir. programıdır.
— E,, sen ne dersin bakalım, j dün sen reyini verdin ml? |
— Git, beyim benim başıma I iş açma. Niçin rey vermediğimi anlatayım da yarın benden bunun hesabım sorsunlar değil1 mi? Yok beyim ben öyle şeylere. karışmam. Rey verirsin bir tür-’ lü, rey vermezsin başka türlü. Neme lâzım. İyisi mi hiç bir şeye karışmazsın.
Yusuf Koca (Kamyoncu) I
Ambarların önünden rıhtıma geçiyoruz. Kamyondan yük boşaltan bir işçiye aynı suali soruyorum. Bîr müddet şüpheli şüpheli bakındıktan sonra şöyle diyor:
«— Ne numara yapayım, rey filân vermedim. Ben hiç bir partiye mensup değilim. Hem zaten rey versem de bir, vermesem de Benim reyim neyi ğiştirlr sanki.»
o-
I

de-
Hüseyin Tuna (motorcu)
Rıhtımdaki motörlerin birinden çıkan bir denizel yanımıza yaklaşıyor. Ona da aynı suali soruyorum.
— Vermedim diyor. Kimsenin doğru iş gördüğü yok Ne diye rey vereyim.
Mahmut Ünerkol (Berber)
Babıâli caddesinde berberlik eden Mahmut Ünerkol da şöyle diyor:
— Ben rey veriyorum «İç oldu» diyorlar. Ben de onun İçin artık vaz geçtim. Rey filân ver iniyorum.
Halil Sözer (Gazete satıcısı)
Sirkeciden ’Caraköye geliyoruz. Kadıköy İskelesinde gazete satan pirine dünkü seçimleri so ruyorum. şöyle diyor:
(— Ben Demokrat partiliyim. Partim iştirak etmediği için ben de rey vermedim Partinin başında bu kadar büyük İnsan var Sebebini elbet onlar daha İyi bilirler. Onlar lüzum görmediler, ben de rey vermedim.»
Fethi Şirinay (Gazeteci) t— Ben de rey vermedim. Teknik Üniversite rektörü B Kendisinin gues'i düşündük Çünkü baktım kİ kimse rey ver iniyor ben de gidip rey atmaktan vaz geçtim.
başkasına ne diye daha
I — Yanımıza yaklaşan | birine soruyorum.
başka
Ahmet Karayağız (Seyyar satıcı)
Köprü üstünde tarak satan bir işportacı da şöyle diyor:
— Rey vereceğim de ne olacak? Sanki pahalılık ortadan kalkacak mı? Ben rey vereceğim de işler düzelecek ml? Yoo.. eski hamam, eski tas Ne diye ben de boş yere ona buna alet olayım.
Selim İnce (tezgâhtar) İşportadan tarak almakta lan bir adam da lâfa karışıyor:
— Tabii, nakli ya ne diye rey versin. Hem hiçbir parti seçime girmedi. Bu sanunia seçime gireceksin de ne olacak?
— Peki. Kanunun neresi bozukmuş?
— Orasını nen bilmem. Ama anlayanlar öyle diyorlar .
Bir müşteri
İşportaya yaklaşan diğer bir müşteri de şöyle diyor:
«— Beyim, ben de rey vermedim. Ben bugünkü vaziyeti beğenmiyorum. Onun İçin rey de vermedim. Nasıl olsa benim reyim de bir şey değlştirmiyecek. Hem de üstelik bugünkü vaziyeti tasvib etmiş olacağım.
Başka bir müşteri
Taraklara bakmakta olan başka bir müşteri de şunları söylüyor:
«— Ben de dün rey vermedim. Ama Demokrat Partili filân olduğundan değil. Benim hiç bir partiyle alâkam yok. Onlar da gelse vaziyetin değişeceğini ü-mlt etmiyorum. İşte zaten bunun İçin rey vermedim. Beğendiğim, güvendiğim adam yok. Böyle olduktan sonra ne diye rey vereyim.»
kadrolarını ve kanuıı tasarısınıvnr].jr hükümete arzetnıiş bulunuyo-]' ruz, Artık bir mader. memleketi' “ a
de olduğunda şüphe bulunmayan Tiirklyemizde bu milB serveti İşletecek Türk mühendislerini yetiştirmek Cumhuriyet hükümetimizin de emeli olduğu cihetle bu kadroların yakında kanuniyet kesbederek fakülteyi açmağa İmkân vereceğini ümit ediyoruz.»
Teknik üniversite rektörü kendisi ile kanuşau bir muharririmize bu sene üniversiteye alınan talebe miktarı hakkında şunları söylemiştir
«— Bu sene üniversitemize yapılan talep diğer senelere nispetle daha azdır Bu yıl üniver-mize 125 1 inşaat. 100 ü makine, 25 i mimar ve 75 1 elek-' trik fakültelerine olmak üzere 375 öğrenci kaydo’ennıuştur.
— Bu sene yabancı memleketlerden Profasöc getirtecek misiniz?
— İnşaat fakültesine İki, ml-mar fakültesine bir ve makine I fakültesine de iic ecnebi profe- I sor getirteceğiz.»
Bu yü üniversite bütçesinde bir artış vardır İki üç güne kadar Ankaraya bir heyet göndererek 1050 bütçemiz hakkında alâkalılara malûmat vereceğiz.
; «Maıshall vardım faslından memleketimize tahsis e
G!. Mc Bride
Yanındakilerle birlikte Mersin’e geldi
Mersin 17 (A.A.) — Türkiye-deki Amerikan askeri misyonu şefi general Mc. Bride’in eşi bayan Mc. Bride yanında deniz albayı Huste'un eşi bayan Büste olduğu halde dün Mersine gelmişlerdir İçel vali vekili Eşref Erkut. Toros oteline İnmiş olan misafirleri ziyaret etmiş ve Pozantı yolunda geçirdikleri müessif zehirlenme hâdisesinden dolayı teessürlerini bildirmiş ve «geçmiş olsun» diyerek kendilerine birer buket takdim; etmiştir. Bayan Mc. Bride ve bayan Huste, kendilerine gösterilen bu yakın ve samimi alâkadan dolayı Türkçe olarak teşekkürlerini söylemişlerdir.
Misafirler öğleden sonra Ko-rikos ve Pompeipolls harabele-
2 o >
0 P

| Mr. Eric Johnstnn.
Iyahattc Ankara civarında bir köye gitmiş, köylülerle görüşmüş. Kov kadınlan, iş-Icmcli eski elbiselerini göstermişler ve köydeki hayatlarını anlatmışlar.
Sandığında işlemeli elbise saklıvahilen köv halkının an cak hükümet merkezinin yakınında bulunması tabiidir ve yine tabiîdir ki o bir avuç bahtiyar, köylerinde geçirdikleri hayattan memnuniyetle bahsetmişlerdir.
Hele su merkezden biraz uzaklaşalım, evliyayı umurumuzun tetkik seyahatlerinde vilâyetten vilâyete gererken otomobil tekerleklerinin toz bulutlan arasına gömülüp kaybolan çamur yı ğıntıları halindeki köyceğiz lire sokulalım. Bakalım, ora daki zavallı kadıncağızın sandığı var mı ki irinde işlemeli elbisesi olsun!
bu se
«Bu halkın mülkünü seyret, harâbâbâd lâzımsa*
«Bu mülkün halkını söylet. sana feryâd lâzımsa!»
Ordu futbol takımı dönüyor
Paris 17 (AA.) — Türk ordu
futbol takımı yarın saat 20 de rin! gezmişler, akşam üzeri A-Parlsten Tûrklyeye müteveccl- danaya müteveccihen şehrimiz-hen hareket edecektir. 'den ayrılmışlardır.
Sultan Osmanın sanduka
sından çalınan madalya


Bursada Sultan Osmaaın sandukasın» Sultan Abdiitâvi» tarafından takılmış olan mtırassâ Hanedan madalyasının uzun zamandanber| saklı durduğu sanılan yerde bulunamadığını dün yazmıştık. Yapı ve Kredi Bankasının Bursa şubesi hâtırası olarak neşredilen «Bursa» adlı eserden aldığımız yulıar-, daki resim Sultan Osmanm sandukasını göstermektedir. San-' dukanın başucunda madalyanın kurdelisı uzun zamandanbe-rl, resimde görüldüğü gibi, madalyasız olarak durmaktadır, tta resim 1948 senesi nisan ayında çekilmiştir.
[ Amerikalı misafir Ankara civarındaki gezintisinden sonra Anadolu ajansının mu habırıne verdiği beyanatta köylülerimizden bahşetmiş, Türk ııiin çok uyanık, çalışma azminin çok kuvvetli olduğunu söylemiş.
Bu sözlere inanabilmek için çok acı bir hakikatüı ıztı ■ abına tahammül etmek ge rek. İlk defa memleketimize gelen bir Amerikalı, kısa ve sathi bir temas neticesinde Türk köylüsünün uyanıklığı nı ve çalışma azminin kuvvetini derhal görüp takdir e diyor,
Ne yazık ki biz. kendi köy liimüzün bu vasıflarını asırlardan heri -»örün takdir edemedik, bugün de hâlâ far kında değiliz, yabancıların takdirkâr sözlerini de teredl dütle karşılıyoruz.
Sırası gelince politikanla nmız paçaları sıvayıp köylü ile görüşmek, köylüyü ikaz, irşat etmek gayretiyle gûya şehirden ayrılıyorlar, fakat doğruca yine bir şehre gidip orada konaklıyorlar, orada şehrin ileri gelenleriyle sohbet ediyorlar, onlara dinletip onları dinliyorlar ve köylünün yüzünü görmek şöyle dursun, başlarını çevirip kö 1 yüne bile bakmadan geriye dönüyorlar.
Yabancılar sık sık gelip köylerimizi gezseler ck köylümüzü bize tanıtsalar bari?
sitayişle köylüsü-
Cemal Refik
Sahife 4
Ulaştırma konuları:
Fosla, Telgraf gişe ve tevziat servisleri
P.T.T. idareleri çişe ve tevziat servislerine neden fazla ehemmiyet vermek ihtiyacım duyarlar?
Ys
Hüsnü Sadhk DURI'KAL
Bir memleketteki âmme hikmetleri arasında P.T.T, servislerinin o memleketin umumi hayatım yakından ilgilendiren en mühim vc şümullü âmme hizmetlerinden sayıldığını mü-bahkfiasız söyllyebfliriz. Çünkü, bir İnsanın hayatı boyunca, hava, kara veya deniz münakalesini temin eden âmme hizmetlerinden veya ülger hizmet* terden daha ziyade, haberleşme ihtiyacını duyduğuna ve bu servislerden istifade fırsatını bulduğuna şüphe yoktur. Medenî memleketlerde, köylerde, kasaba veya şehirlerde oturan İnsanlardan pek arına raslamr kİ akraba re ahbaplariyle veya tanıdıklnrlle bilhassa ticaret ve sanayi ile İştigal edenlerin müşterilerde ve askerlik yapanların da ailelerine haberleşme İhtiyacını duymamış olsun.
Bununla beraber, herhangi bir inime hizmetini görmek İçin kurulmuş olan mûessesele-rin müşterilerini servislerinden tamamile memnun etmesi çok güç bir iş olduğu da kabul edilmelidir. Bazı hâllerde bunun imkânsız olduğu da söylenebilir.
Misal olarak şehir iç! âmme hizmetlerinden su. elektrik, havagazı, tramvay ve otobüs servislerinden herhangi birini ele alalım Bu hizmetlerden hangisinin bilhassa, memleketimizde biç bir aksaklığa meydan verilmeden muntazaman işlediği rey a işletildiği iddia edilebilir? Bu böyle olunca köylüsünü, kasabalısını re şehirlisini alâkadar eden P. T. T. servisleri gibi memleket çapında önemli ve geniş ölçüdeki servislerin başından sonuna kadar tam bir İntizam dairesinde yürütülmesi nasıl düşünülebilir?
İntizam, sürat, emniyet
Bu servislerden beklenilen İntizam. surat ve emniyet gibi esaslı unsurlar ne suretle temin edilebilir? Aynı zamanda, ucuz tarife tatbiki suretile bu servisler. halkın istifadesine geniş mikyasta nasıl arzedilebilir? Bütün bu saydıkla nmızın yapılması arzuya şayandır. Fakat, maalesef, tatbik mevkiine konulması hiç de kolay bir iş değildir. Fikrimize göre, asıl mesele. memleketimizde bu servislerde müşahede edilen aksak -bk vc nitizamsızlıkların asgari hadde indirilmesi İçin en isabeti! tedbirlerin alınması hüner ve marifetini gösterebilmektedir.
Kanaatimize göre, halkın her çeşit haberleşme İhtiyacını gidermek maksadlle P.T.T, idaresi. tarafından kurulan teşkilâttan beklenilen gaye, halkın şlkâ-yellerin! önliyccek ve memnun kalmalarını sağlayacak şekilde servislerin ıslah edilmesi ve ayarlanması olduğu cihetle, bu
gayenin elde edilmesi işine ilk önce tdşe ve tevziat servislerinden başlamak çok yerinde bir 'tedbir olur.
Çünkü, pul almak, mektubunu, havalesini, paketini veya telgrafım tevdi etmek üzere P.T.T. gişelerine müracaat eden mürsHler. gişe memullan tarafından güler yüzle karşılan-mıyacak olursa, gişelerde lü-zumsuı yere bekle ttirİUrse, servisler hakkında İstedikleri malûmat doğru olarak kendilerine verilmeme. asık suratla, hiddetli tavırla karşılanırsa tabla-ille gişelerden memnun olmı-yarak ayrılacaklardır
Yahut, »dlanna gelen posta miiraselAtanı vaya telgraf havalelerin! almak üzere gişelere müracaat öden alıcılara müşkülât gösterilirse, sinirlenmelerine sebebiyet verecek tarzda muameleye mâruz bırakıhrsa. bunlar da merkezlerden memnun olmayarak ayrılacaklardır.
Gişe memurları
Hulasaten gişe memurları, kendilerine müracaat eden lş-sahlplerinl bir mağazaya eşya almak İçin giren müşterileri i-şlnin bütün inceliklerine vâkıf mahir bir tezgâhtar gibi nezaketle karşılamadıkları, İşlerini yapmak için mümkün olan kolaylığı göstermedikleri takdirde, PTT. "sn
hakkında iyi bir fikir edinmeyeceklerine ve idareye karşı iyi bir duygu beslemiyeceklerine şüphe edilmemelidir. Keza, adreslerine gelen posta maddeleri, veya telgraflar, vakit ve zamanında alıcılarına tevzi edilmeyecek olursa, bunları dağıtan müvezzller. kiril ve pejmürde kıyafetle veya lûüball tarzda vazife görmeleri veyahut muhaberenin gizliliği hakkmdaki u-stıl vc kaidelere riayet etmemeleri gibi vaziyetlerde alıcıların P.T.T. İdaresi muamelâtı hakkında İyi intlbâ edinmeleri de beklenemez.
Bu re benzeri sebeplerden dolayı gişe ve tevziat servislerinde rastlanacak ufak, tefek aksakhk ve eksiklikler bile hal-' kın P.T.T. İdaresine karşı İyi duygu beslemelerine engel teşkil edeceğinden bu servislerin muntazaman yürütülmesine çok dikkat etmek İcap eder.
İkinci bir yazıda telefon santrallerinden ve yapılacak İşlerden bahsedeceğiz.
nûsnü Sadık DURÜKAL
lıtnnbol BoUdly**! ŞeHlr Tlyslron
S Bu akşam saat 20 de
DRAM KISMİ
F A U S T Yazan: Uoetne
Tttrtçeat: Seniha Bedri
Göknil
Pn7.nrt«l akşatnlan Drra Kuran >ııd« Salı akşamlan Kornea Kumunda temsil Toktur
Pazar günleri 15 de Matine
- 13 -
Mânâsa kelimeler. Fakat Ad-rianın İçini bulandırdı. Odasına kaçlı. Bitmiş. Mahvolmuş. İhtiyar, bunak cadı! Halbuki hayatı şimdi başlıyor. Bu sözlere kulak asm amali. Hakikati yalnız o biliyor.
Garip bir şekli almış olan o-dJunnda dolaştı, durdu. Bir aralık her .-)eyin kocaman bir ya^ landan ibaret olduğu, ortada hakikat olarak bir şey bulunmadığı hissine kapıldı. Morisle hiç bir zaman evIenemJyecekti. Bu kadar mânasrz şeyi nasıl kafasına sokmuştu? Son dakikada Muris gene ortalıktan kaybolacaktı.
Bahçe kapısının zilini işitti. Gelen Muris olamazdı. Son mûbayaat için otomobille .şehre İnmişti. Eteninin emin adımlarla bahçeden eve doğru gelmekte olduğunu pencereden gördü. Bu saatte acaba ne İşi var? Her halde büro İşleri İçin olacak. Büronun can akıcı İşleri t Gelip de haber vermelerini bekledi. Belki de Marianna onu doğrudan doğruya odasına getirecekti. Bir müddet bekledi.
______________AKŞAM_ ______
Âmerikada aşk, dostluk, izdivaç kelimelerinin mânası
Avrupalı güzile Amerikan kadını-Nevyork sokaklarında raslanan sarhoş kadınlar
Âmerikada aşk. dostluk ve lfr-divaç kelimelerinin ifade ettiği ' mânalar bu kelimelere Avrupa-da verilen mânalara hiç de benzememektedir. Novyork'ta yüksek okul kızlarının «erkekle grane», «kadın için masraf I yapma» gibi mevzuları görüş- ; inekte oldukları bir mecliste bu- l lumıyordum. Kolejli bir bayana cSiri babasının hususi otomobl- : 11 olmıyan ve sizin için İcab et- ı Lifti kadar para sarfedemlyccek I bir erkek sınıf arkadaşınız da- | ret etse ne yaparsımz?»dlye sor | muştum. Bu genç bayan, suali- I me hiç tereci d ud etmeden: I «Böyle bir erkek arkadaş beni , davet edeceğine erirde otur- ; sun.» çorabını vermişti. Bu görüşme sırasında orada bulun- ( makta olan bayanların bu kar- | şüığı gayet haklı re yerinde bul | malarına bakılırsa, genç muha- , tabımın cevabı, Amerikan kız- ] lannın iıâleti ruhiye ve zihni- j yetini aksettirmiş oluyordu. ,
Âmerikada erkeklerde para, | İçtimaî vaziyet ve muvaffakiyet , ve kadınlarda da yüz güzelliği. j mütenasip endam vc hatlar ve | bilhassa kusursuz bacaklar çok ( mühim rolleri olan Amillerdir . Bir nişanlanma veya evlenme i hakkında mütalâa beyan edil- . mek için tarafların bu vasıflan . tetkik altona alınarak muhake- , me yürütülür.
Cinrilâtife mensup Amerika- ’, lıfsr İçin en mühim mesele zamanında bir erkeği fethedebil-1; mektir. Bir kızın jterek ana re babası ve gerek kendisinin özerinde bulunmakta olan kâbus, nişanlı erkeğin nikâh memuru önünde «Evet alıyorum» demesiyle kalkar. Amerikan kızlan buna erişmek üzere doğuşta1 mevcut güzelliklerine fenni.- ‘ yeni buhışlnnndan İstifade ederek, mümkün olduğu kadar faz- | la şeyler ekllycblltnek için hiçbir fedakârlıktan çekinmezler,1 Âmerikada tadın tuvalet levazımı için bir sene zarfmda sar-fedllmekte olan para İM milyar |( sekiz yüz milyon İsviçre frangı bir frank bizim paramızla 66-kuruştur — bulduğu gibi 1945 senesi İçinde 4 mUyar 800 mü-1 yon İsviçre frangı kıymetinde mücevherat ve süs eşyası satışı. olmuştur.
Gazetelerde her hafta çıkan namütenahi makalelerde bir erkeğin nasıl teshir olunabileceği ve eldeki erkeğin nasıl muhafaza olunacağı yolları Amerikan kadınlığına uzun uzun tarif edilir. Sabun fabrikalarının, diş macunu tröstlerinin her gün çıkan resimli reklâmlarında saadetinden herkesin malûmattar olduğu Mlsls ... İn didinin nasıl müccüâ bir hale geldiği ve gene Mlsls filânın teneffüsündeki nefis rayihayı hangi müstahzarın sağlamakta olduğu belirtilir. Amerikan kadınlığı bu. çeşitten reklâmlara kıymet atfetmemiş olsa, rek- l%| lâm işe teriyle meşgul kurtların
bu nakaratı temcit pilâvı gibi şehirlerde nlokllk erkeklere railer gün bayan okuyucuların ö-1 lanması pek gayritabll bir man-nüne stıntnıyacaklan tabiidir.
İş hayatına atılan ve erkeklerle yan yana çalışan Amerikan kadınlan İçin İş sahasında kadınlık ve erkeklik düşüncelerinin aslâ yeri yoktur Nf&nali bakış, tatlı tebessüm, baş işareti gibi Avrupada kadın ve erkeğin beraber bulunmakta olduğu yerde havayı nesimiy! e-lektrikilyen müessirler Ameri- ı kan kadını iiçln tamamen meçhul şeylerdir. Pek ender olarak ! bu gibi hareketlere kalkışan kadınlan Amerikalı erkekler «Fransız kadını gibi bir tip» dİ- ■ yerek çok garip bulurlar.
Amerikalı kızların zihinlerine 1 daha küçük yaşlarda İken erkekleri elde etmek İçin kızların : kendilerini ağır satmalan İcab I ettiği hakkında bir fikir sokulur. Bu nasihat ve bu telkini A- 1 merikan kızlan erkek takdirle- i rinc ve hattâ bizzat erkeğin 1 kendisine hiçbir kıymet atfetmemek şeklinde tatbik ederler. Bu tarzda hareket Amerikan : kadınlığında ikinci bir tabiat olmuştur ve bundan kurtulfunı- : yortar. Her Amerikan erkeği bir ' Clark Gable olamıyacagından, ' zavallı Amerikan erkekleri, ba- 1 yanların bu hareketi karşısında cesaretlerini kaybederek bedbin bir hale düşmüşlerdir Binnetİ-ce bu hal her iki taraf İçin İnkisarlar doğurmaktadır. «İnkisarı hayal» tâbiri evlilik ve dost luk münasebetleri dolayısiyle çok tekrar edilen bir sözdür. Kadınlar ümitsizliğe düştüğü gibi erkekler de kendilerini tevekküle kaptırmaktadır. Bu sebeplen erkeklerden birçoklan- ' . nın İlmi ruh. mütehassıslarına fennin baş vurmalarına hayret edememelidir.
Bu haller Amerikan erkek ve kadınlarında alkole karşı bir lptllâ yaratmaktadır. Milyonluk
ra ra teşkil etmezse de Nevyork-ta yalnız başına oturup içki İçmekte olan veya caddelerde sağa. sola yalpa vurarak giden genç kra ve kadınlara tesadüf etmek İnsana garip gelmektedir ve bu genç kız ve kadınlar — makalemizde şüpheli kadınlar sadet haricinde bırakılmış olduğundan — aile kız ve kadınlarıdır. Amerikan istatistiklerinin bir kısmına göre, içki iptilâsı kendisinde hastalık haline gelmiş olanların altıda birini ve diğer bazı istatistiklere nazaran ise bu miktarın dörtte birini bayanlar teşkil etmektedirler.
Amerikan erkekleriyle kadınlan. arasındaki münasebetlerin bu haic gelmiş olmasından (HolHvut) ü ve HolLIvut ideolojilerini mesul tutmakta olanların İddiaları büsbütün esassız değildir. Milyonlarca kadın İçin —sade Âmerikada değil-bugün HoUlvutun nokta! nazan bir kanun hüküm ve taymetlndedir. Fakat Holllvut kanunları her zaman İsabetli ahkâm.’ ihtiva etmiyor. Hollivulıın nokta! na-znnnca kadın bedii manzarası olan güzel, bir mahlûktur. Hol-livulta süveter kırallçesi olarak 1949 yılında Mis Georgta Leer-nln seçilmiş olması bu süveter girl gibi dolgun göğse malik bu-lunmıyan milyonlarca genç kıza teessür içinde bırakmış ve bu kızlardan birçoğu bu taraliçeye benzemek için göğüslerini suni şekilde şlşlrtmlşlerdir. Maahaza suçun hepsini Hollivutun sırtına yüklemek de doğru olamaz. Flllmcilik. sinema müdavimleri çoğunluğunun istek ve tasavvurlarını tahakkukelllrmek gayesin! göz önünde tutmak bakımından, mazurdur.
Bir İsviçre değişinden çeviren: B. A K S E L
18 Ekim 1949
Mahkeme Koridorlarında
Matmazel Persefoni dayağı yiyince mahkemeye koşmuş!
Varın akşam
MELEK
Gözleri kamaştıran En zengin ve lüks sahnelerde çevrilmiş nefis bir AŞK ve MÜZİK filmi
SARI MENEKŞELER
(I Wonder Who's kls&lng Her Now) RENKLİ Baş Rollerde :
JUNE HAVER — MARK STEVENS
Amerikan müzikhollerinin en cazip varyete numaralan Meşhur bir müzisyenin aşk, mürik ve hayatı
Numaralı koltuklar bu günden satılmaktadır
Sinemasında

Nadir yaratılan bir sanat hârikası R
Büyük Rejisör CECİL B. de MİLLE Ln deh âsiyle şahlanan bir tarih sahifesi Perşembe Akşamı
LALE - ELHAMRA
SİNEMALARINDA /LİUÛffîDM
Türkçesi Orijinali IH Hnll KHI
korsanlar w
«The BUCCANER.
FREDERİC MARCH — FRANSIZCA GAAL'ın zaferi
San saçlı, mavf gözlü, narhı yapıh. çıtı pıLı bir genç kız ceza mahkemeleri koridorunda sinirli adımlarla do taşıyor, arası ra duraklayıp etraftâkfleri dikkatle süzüyor, mırıldanıyor. Su öfkeli zamanında yaklaşmak tehlikeli amma bizim kasketti delikanlı sabredemedi, çekine çekine sokuldu, yılıştı:
— Birini mi bekliyorsunuz, bayan?
Gene bayan, memnuniyetsizlik ifade eden bir eda 11e dudak tavırdı;
— Ma ne İçin soruyorsunuz? Siz memursunuz yoksam?
— Hayııır, o bakımdan ü-züJme, matmazel. Memur filân değilim ben. Sizin halinizi merak ettim de onun i-cin soruyorum.
— Yok böyle bir şeyler ki sizin için merak olacak. Ne zaman gelmişim ben burada, var çok buruk bir isim. Naasin caracak bana hakim bey, ağnatt ıraca yün epsi bir tefa
—- Ne anlatacaksın hâkim beye? Birinden şikâyetin mi var?
Öfkesi büsbütün kabardı, gözlerini ovuşturarak titrek sesle anlattı
— Böyle bir isler otmuş benim basimda, ağlıyorum er zaman, em da cok çok.
— Vah vah’ Sana ağlamak yakışır mı? Ne geldi basına?
— Var bir kari Madam Katina bilirsiniz ki Yorga kız karda»?
— Pardon, matmazel. Bu lâkırdı çok karışık oldu, benim aklıma ratmadı.
— Yok vire yatmak. Katina yatmivor bizim eve. Ma ne zaman göriyor bana, yapıyor bir buyuk fenalıklar.
— Kimdir o Madam Katina? Ne istiyor senden?
— Madam Katina benim şeydir. Postoleni Türkika? Yaniyakim Yorgo klz kar-das. Yorgo bilirsiniz benim nlsaniisi?
— Yaaa, demek nişanlısın sen? tebrik ederim.
— Eevet efendim, var alti ay ki Yorgo ilen nisan koymuşuz birbirimizde Evlenmeye istiyoruz.
= Haydi hayırlısı olsun. Düğüne biri de davet et bari.
— Ayde vıre zevzek! Ne zaman biz yapacayiz evlenmek. eglisiva gidiyoruz. Naasin geleceksin sen. orada?
— Gelirim, matmazel. Sen Cehenneme bile çağarsan gelirim ben. Ne ise şimdi düğünü bırakalım da sizin işe gelelim.Demek Matmazel Katina senin görümcen olacak? Niçin fenalık yapıyor sana?
— Katina cok bir fena ' kari. İstemiyor ki ben evle-! neceyim Yorgo ilen baraber.
— Neden istemiyor? Kıskanıyor mu seni?
— Ben bilmiyorum böyle bir şeyler. Katina soyliyor I bana; «Sen bir çirkin kiz,1 em da dıralıoma veriyorsun çok az. Ne zaman Yorgo için ben buJacayim bir kiz çok
güzel, dırahoma da alacayiz çok çok. O zaman Yorgo a-çacak bir dükün yapacak kari iskarpinler, çok çok paralar kazanacak. Ben istemiyorum ki Yorga evlenecek senin ilen baraber.» Nah, böyle soyliyor bana.
— Üzülme, matmazel. O kan haltetmis. Sen cok güzel bir kızsın.
— Yorgo da soyliyor böyle. Ma Katina istemiyor bana.
— Şimdi hâkim beye Katin ayı mı şikâyet edeceksin■>
— Böyle vapacayim efendim- Ne zaman ki vurmuş bana bir buyuklar, kopart-tirmis saclarim. em de küfür -yapmis çok çok.
— Vayyyl Demek Katmadan dayak da yedin? LL
Çantasından minimi nıQ mendilini çıkardı, nemlenenfi Közlerini okşayarak kurul a-ç\] ladı, ağlamaklı bir sesle: q_
— Eeevet efendim, dedi.O Var bir hafta ki Yorgo git- — mis tamirde, Katına er ak-Q sam bizim evde Reliyor, soy-— liyor bana; «Yorga tzmirde^ buldu bir güzel kiz, evi en e-(D cek onun ilen baraber, iç bir > tefa gelmiyecek İstanbul-da.» (D
— Bay Yorgo İzmirden sa^ na mektup yazmıyor mu?
— Yazrnis bir tane mekıÛ tup. diyor bana: .■Persefoni^j eyı bir isler vaptim burada,([) kazandim uc vuz lira. Ne*± zaman ki beş vuz lira kaza-S nacayim, gelivorum Istan-»z bulda, evleniyoruz çapu’^ (çapük.n
— Eh, gözün aydın. Mademki Bay Yorgo böyle yazıyor. Katmanın lâflarına kulak asma sen.
— Yapmıyorum efendim ben bir fena isler. Ne zaman dün aksam olmuş, bizim kapı çaliyor çin çin çin. Ben açıyorum kapi. Katina atlıyor basimda. vuruyor bana yumruklar, koparttiıiyor saçlarimi. Ben bariyorum; «O sokur, o sokur! n Benim anne Eelmis asada, o zaman kaçiyor Katina.
— şimdi Madam Katina burada mı?
— Yok efendim Katina. Sindik ben soylecevim hakim beye ki Katina bana döğmüs. o zaman getirsinler Katina burada.
Matmazelin yanlış yol tuttuğu anlaşıldı. Katmaya küsmüş, doğruca kalkıp mahkemeye gelmiş. Bizim kasketli delikanlı ne şekilde hareket etmesi lâzım geldiğini kendisine anlattı, matmazel, teşekkür ettikten sonra keklik gibi sekerek gitti.
Ce. Re.
Satılık piyano
Az kullanılmış Bechste’n marka bir Kuyruklu Piyano satılıktıcr. Taksimde Mete caddesinde Suren apartırnatunın 11 numaralı dairesinde her glin saat on üçe kadar görülebilir.
Gelen, giden yok.
Hiddette aşağıya indi, fflı-metçl İle Eteninin başbaşa konuşmakta olduklarını gördü. Marianna:
— Ne pahasına olarsa olsun mâni olunmalı diyordu.
Birdenbire karşılarına çıkarak haykırdı:
— Mâni olmak îştedlğlıüs ne? Eteni arkasına döndü. Dik. dik Adrlaaun yüzüne baktı:
— Yaptığına bu mânâsız ve gülünç hareket. Bunda biraz da benim mesuliyetim var. Sonradan vicdan azabı çekmek istemem.
— El eni. bu budalaca lâkırdıları bir tarafa bırakma. Nasihate muhtaç bir çocuk değilim.
— Fakat benim size hürmetim var mutlum.
— Siz, blimediğim bir sebeplen dolayı kardeşinize karşı bir kin besliyorsunuz,
— Ben sadece kardeşimden korkuyorum madam. Kardeşim size fsnalıkta bulunacak.
Adrla bir kahkaha koyuverdi:
— Merak etmeyiniz, dedi, kendimi müdafaa etmeği bJl(!-
__
ISatın alınmış kalb
YAZAN llk/ANA PEVFÇfltl-ÇEVİKMkAZrtl OSAk,
ceglm. Rica ederim ba delice sözlerden vazgeçelim. Bir çocuk bana ne gibi bir fenalıkta bulunabilir?
— Zannederim, bu fenalığı şimdiden size yapıyor da farkında değilsiniz. Uyanını?, madam Adrla, uyanına... Sırf paranız için sizinle evleniyor. Sizden nefret- ediyor. Rahat ve parlak bir hayat sürmek İçin sizinle evleniyor.
Uyuyan bir kimseyi uyandıracakmış gibi bağıra bağıra konuşuyor; Marianna da, kafası tanımış bir bebek gibi mütemadiyen başını salhyarak tasvip ediyordu, •
— umurumda değil. Znten dediğiniz doğru değil... Evet hepsi yalan.
— Nasıl yalan olur, kendisi yüsüme karşı söyledi
— İnanmam. Hiç bir suretle İnanmam.
O esnada Morisln sesi işitildi. Adria'yı çağırıyordu, Üçü de bir müddet sustu. Hepsi olduğu yerde donmuş kalmıştı. Morls kapının eşiğinde göründü. Ceketi yırtılmış, saçlar darmadağın, üstü başı toz İçindeydi. Alnından şakaklarına doğru kan akıyordu. Onu görür görmez bağıran Adria oldu, hemen ona doğru koştu?
— Morls, sevgilim, başına bir kaza ma geldi?
! — Otomobil devrildi, fakat zannederim baııa bir şeyclkler olmadı.
— Başını sarmalı, yarayı dezenfekte etmeli... Marianna no duruyorsun. Çabuk tentûrdl-yotu, bandı getir.
Elem de odada idi Kardeşi
gelince çekilip gitmemişti. Kendisine sorulmuş gibi:
— Çocukların eline hiç bir zaman tehlikeli oyuncak verilmemeli. Morls hiç bir zaman direksiyon kullanmasını öğrenememiştir.
Morls kız kardeşine:
— Burada ne yapıyorsun fileni? diye sordu. Neden fabrikada değilsin? Üzerinde ciddi, tekdir edici bir eda var. Böyle. şeyler Adrlanm hoşuna gitmez, bilmiyor musun?
Adria, dalıa evvel atılarak cevap verdi:
— Beni İkaza geldi. Beni sev-mlyormuşsun. sırf param İçin benimle evleniyormuşsun. Bunları söylemeğe geldi.
O ana kadar soğukkanlılığını muhafaza etmiş olan Elen! birdenbire köpürdü. Kardeşine
doğru dönerek titrek dudakla-riyle:
— İnkâr et bakayun. Burada benim önümde, hepimizin ö-nünde inkâr et. Söylediklerin! kelime kelime hatırlıyorum: «O, benim umurumda değil. Hiç bir zaman onu sevmedim. Huzuruyla, canımı sıkan bir mahlûk Onunla evleniyorum, çünkü zengin. İşime geliyor da o-nun İçin, evleniyorum.» Bu sözlerin harfi harfine kafamda ÇİVİU.
Adria başım eğmiş, yarayı siliyor, temizliyordu. Moriste ses şada yoktu. Morisln bu feci sükutu, Adrianın, yaralı bir kuş gibi kalbini alıp götürmüştü. Yüzünü kaldırdı, onu manidar bir bakışla baktı.
— Evet, belki zcvHmişImdir Adrla. fakir olsan seninle ev-lenmeaclim. Seninle evlenmeğe muvafakat ediyorum, çünkü bana hayalimden geçirdiğim şeyleri yapmak: Seyahat etmek, yaşamak imkânların veriyorsun. Sen de bunları pekâlâ biliyorsun.
Elen! haykırdı:
— İşitiyor musunuz madam Adrla? Görüyor musunuz? |
Korkmadan, çekinmeden söylüyor.
Adria, Morisln yarasını sardı. Kısık bir sesle:
— Demek böyle Morls ha? dedi. Böyle mi? Hayır, hayır bunu bilmiyordum öyleyse...
Bir lâhza durakladı, içini çekti. Şasi titriyordu:
— öyleyse... Sana, beni sevmeği de öğreteceğim Mor is. Bunu öğrenmelisin. Fakir olduğum zaman bile benî sevmeği öğreneceksin.
Camların sarsıntısını işitti. Arkasını dönmedi bile. Eteninin odadan kaçmakta olduğunu biliyordu.
Mortş:
— Adria, dedi, bllcğtm de ağrıyor. Bak, bakalım orada bir yara var mı?
III
Tren, gecenin karanlığına gömülmüş, muntazam ve Ahenkli giiruitiisiyle ilerliyordu. Adrla, Lek yataklı vagonda yatağına uzanmeş düşünüyordu. Onuncu defa elektriği yaktı. Yan kabineye açılan kapıya baktı, çağırmak istiyordu, fakat boğazı, (Arkası var)
[ Gazeteler, Gazeteciler j
Übeydullah efendi
Yeni silâhlar
>
Serbes sütun|
Müstehcen neşriyat
İstanbul sergisinde
Kozmik ve ıdrojenik bombalar
Vapurda Fransız aşçıbaşiyle ahbaplık — gezintiden dönüş — Vagonların altında seyahat — Eski dünyaya dönüş
seyahat — Eaki
Übeydullah Efendi bindiği vapurda etrafın güzel manzaras-m bir hayli seyretti.. Kimi e*a-aen açti. açık bava. IşUhannt bir kat daha arttırdı. Yiyecek bir şey bulmak ümidiyle yerinden kalkta, güvertede aşağı yukarı gezmeğe başladı. Bu sırada gözüne bir kenarda birbiri üzerine istif edilmiş kafes sandıklar ilişti. Sandıkların İçinde İri lâhnalar vardı. Übeydullah E-fendl gidip gelirken, bunlardan Ürer yaprak kopararak açlığını bir parça gidermek istedi. Fakat aç karnına çiğ l&hnanın yenir yutulur şey olmadığını gördü.
Ne yapacağını düşünürken bt delikten nefis yemek kokulan geldiğini duydu. Oraya yaklaştı, btuılaın koKJı yarak derin nefesler almağa başladı. Bir aralık delikten baktı. Aşağıda başında beyaz lâk keşi Be aşçıbaşı küçük bir masanın önünde o-turmuş gazete okuyordu. Gazetenin başlığı Fransızca İdi Kristof Kolomb'ım karayı görünce:
— Kara kara!...
Diye bağıran tayfaları kadar
■evindi, kendi kendine:
— Buldum, bulduml
Dedi ve aşağı Fransızca olarak seslendi:
— Bonjur aşçıbaşı! Memleket gazetesi okuyorsun ha!...
«Aşağıya gel»
Amerikada büyük otellerin lokantaların, vapurların çoğun- Übeydullah efendi Afganistana da aşçıbaşılar Frensizdir ve taunlar, her Fransız gibi, mem-leketlerine çok bağlıdırlar. Bu vapurda da aşçı Frensizdi. Yukarıdan kendisine ana dilinde bitap edildiğini duyunca yerinden kalkarak seslendi.
— Hey. sen kimsin? Fransa-dan ne vakit geldin?
— Ben Fransada uzun müddet oturmuş bir ecnebiyim. A-merikaya yeni geldim.
_ Yeni mİ geldin?. Öyleyse aşağıya in de biraz görüşelim.
— şimdi geliyorum.
Übeydullah Efendi merdivenleri dörder dörder atladı, mutfağı bulara» kendini bekliyen] aşçıbaşının yanına koştu. Aşçı bu yan vatandaşı biiyûk samimiyetle karşıladı: yer gösterdi. Oturdular ve yârenliğe başladılar. Üstat ikide bir:
— Ah Fransa, güzel Fransa!
Dedikçe aşçıbaşı içini çekiyor, birçok sualler soruyordu.
Mükemmel bir ziyafet
Übeydullah Efendi, bir hayli konuştuktan sonra vapurdaki vaziyetini, arkadaşının nasıl bütün para ve yiyecekle geride kaldığını anlattı. Aşçıbaşı yan vatandaşın derhal yardımına koştu, Masanın üzerini en nefis yiyeceklerle oonalti. Hattâ ö-dünç para vermek bile istedi. Palca t üstat ounu reddetti:
— Arkadaşını beni yalnız bırakmaz, arkadan gelip yetişir. Paraya ihtiyacım yoktur, dedi.
Aşçı, Übeydullah Efendiyi çok sevmişti, o da aşçıbaşıdan hoş-( lanın işti. Karşı sahile kadar, can sohbetleri ederek vakit geçirdiler. Üstat, veda edip ayrılırken. aşçı bir paket uzattı: ,
— Arkadaşın belki gecikir di -ye birkaç sandviç hazırlattım, ı lütfen kabul et. dedi. Üstat pa-, keli memnuniyetle akta. Samimi el sıkmalarından sonra ayrıldı -lar,
Übeydullah Efendinin hakkı vardı Arkadaşı birkaç saat sonra başta bir vapurla geldi .. Günlerce gezdiler, görülecek şeyleri gördüler vc tekrar keten helvacılığa başlamak üzere döndüler...
Soğan ticareti
Fakat hiç limld etmedikleri bir vaziyetle karşılaştılar... Kendileri yokken bazı kimseler keten helvasına benziyen bir takım maddeler yapmışlardı. Bunlarla rekabet etmek güçlü-Bu vaziyet karşısında kelen helvacılığı oırakarak soğan 11-earetine karar verdiler!.,. Üstadın arkadaşı bu işten anlardı. soğan yetiştirilen yerleri bilirdi.
New - York 17 (A.A.) — Radyo yorumcusu Drew Pearson’a göre, Amerikan bilginleri Rusların atom bombasından 1.000 defa daha büyük tahrip kuvvetine mâlik olan kozmik bombalar icat etmiş olmalarından korkuyorlar.
Ayni zamanda Amerikan lâ-bora tu Varları en mükemmel A-merlkan atom bombasından 4000 defa daha kuvvetli idroje-nlk bombanın süratle ikmaline çalışıyorlar. Pearson, bu idro-jenik bombanın çok tehlikeli ve tahrip kudreti çok yüksek olduğundan. ancak harta zamanında tecrübe edilebileceğini ilâve etmektedir.
Bir tazminat
dâvası
Yarım kan zenci olduğu iddia edilen kadın 300 bin dolar istiyor
giderken
İki arkadaş birlikte yola çıktı. Tren parası vermemek için vagonların altımda seyahat ediyorlardı!... ü zamanlaı Am&rl-kada parasızların vagonların altımdaki tahtaların üzerine u-zanarak seyahat etmesi âdeta bir hak gibi kabul edilmişti. Şimendifer kumpanyaları bunlara pek ses çıkarmazlardı.
Übeydullah Efendi ve arkadaşı günlerce seyahat ettiler, bir trenden bir başkasına geçtiler. Nihayet soğan memleketine geldiler... Fakat soğan ticareti umid ettikleri kadar kârlı olmadL Bu vaziyet karşısında şirketi feshettiler ve gene vagonların altında seyahat ederek Nevyorka döndüler.
Valdosta 17 (AP) — Bir ne, yaran kan zenci oldukları için dört çocuğunu kovan mektep aleyhine bir tazminat dâvası açarak üç yüz bin dolar mânevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Bayan Doliey Seay White, Federal mahkemeye müracaatla kendisinin İnsanlık haklarına tecavüz edildiğini İddia edecektir.
Kendisi, biri mektep idaresi ve müdürü hakkında cezai ve biri de beyan mahiyetinde olan iki kararın İttihazını istemiştir.
Bayan Whlte’in çocukları, annelerinin zenci kanı taşıdığını ileri süren bir mazbata üzerine mektepten koyulmuşlardır. Bu isnad da bayan Whlte tarafından reddedilmekte ve ecdadının kızıl derililere kadar takip edilebileceği İleri sürülmektedir.
Avrupaya dönüş
Übeydullah Efendi, Amerlka-yı görmüş, her tarafı gezmiş, A-merikalı ruhanîlerle dinî mü-bahaseterde bulunarak onlara mûslümanlığın esaslarını, faziletlerini anlatmış. hattâ bunlardan bazılariyle âdeta dost olmuştu. Bu suretle Amerikada-kl vazifesini bitmiş saydı ve Avrupaya dönmeğe karar verdi. Bir müddet sonra İngiltere-ye, oradan Fransaya geçti. Eski dostlariyle, bilhassa pek sevdiği ve hürmet ettiği Abdülhak
I
Cüce hayvanlar
62 - 70 santimetre boyunda boğa ve inekler
Jamestown (Kuzey Dakota) 17 (A.A.) — 27 yaşında bir çif-çl olan Gene Holtcr, Güney Da-kotanın 1600 Kim güney batısında ıssız bir köşede cüce hayvanat nevileri bulmuştur, çiftçi bir helikopter vantaslyle çlf-llğine 5 acayip hayvan getirmiştir. Hayvanların teşekkülâ-tı tamamdır ve boylan 62-70 santimetre arasında değişmektedir. çiftçi getirdiği 3 boğa ile 7 İneğinin fotoğraflarını çektirmek niyetindedir.
Herhalde dikkat etmişsinizdir; dini ticaret metal haline so kan neşriyata muvazi olarak, a şırı müstehcen neşriyat, son zamanlarda piyasayı adamakıllı istilâ etmiş ve etmektedir.
Bir an evvel dikkatle gözden geçirilmesi, artık elzem bir hale gelen bu son tarz yayım, genç terimizde ve bilhassa daha küçüklerde korkunç derecede kötü tesirler yapmaktadır. Buna ait sayısız müşahedelerim var.
Ecnebi mecmua ve gazete sa tan hemen bütün bayilerin, bu ( lundııklan yer neresi olursa ol . sun, (İsler vapur İskelesi, ister sokak köşesi, ister tramvay durağı) birbirine mandallanmış bu cins gayn ahlâkî ve çirkin gayeli rengârenk — sözüm ona — mecmualarla baştanbaşa donatılmaktadır Öyle ki, İster İstemez bakmak mecburiyetinde ka lıyorsunuz. zira yolunuzun tam üzerindeler..
Sayısı giınden güne artmakta olan bu mecmuaların alıcıları kimlerdir dersiniz? Yaptığım a raştırma sonunda vardığım kor kunç netice şudur: Ekseriyeti çocuk denecek yaşlardaki gençler.
Bu neşriyatı başlıca İki kısma ayırabiliriz: Yerli olanlar ve ec nebi olanlar.
İşin garip tarafı bu tasnifle meydana çıkmaktadır. Yeril neş riya t ta bir dereceye kadar ahlâki sansür vardır, halbuki nedense, ecnebi alanlarda bu. hemen hemen nlç denecek kadar azdır. Ecnebi menşeli mallara daha fazla değer vermeye alışık olduğumuzdan mı acaba? Bun ların arasında öylelerine Taslamış bulunuyorum kİ, insan ne-kadar serbes görüşlü olursa olsun, gayriihtiyarî iğreniyor
tş yalnız satışla da kalmıyor, bir de herkesin gözü önünde taş hlr. İşte bu tanammülfersâ. Bu mecmuaların sulağımızın dibin de haykmiarak satilmas i ayrı bir fâela. Bu arada da tabiatile bazı çirkin tezatlar doğuyor, tş te en yakın olr misal:
Geçenlerde, tamamen çırılçıplak resimlerle dolu olan renk li bir ecnebi mecmua, vapur is ketesinin dış kapısının duvarın da, olanca kepazeliği İle serilmişti, hem de her sayfası ayn ayn açılmış alarak. Dikkat etlim, resimlerin önünden çocuklar hafifçe kızararak, gençler gizli gizli ve dikkatle seyrederek, yaşlılar ise büyük bir üzüntü 1-le başlarına öne eğerek geçiyor tardı.
Herhalde insanı rahatsız eden bir manzara! Velhasıl, tekrar e-diyorum, vaziyet, çocuklarımızın ve gençlerimizin ahlâki du ruıulan bakımından, en kısa za manda büyük bir titizlikle ele alınmasını İcap ettirecek derecede ciddidir.
Muzaffer BİT.
dan faydalı birkaç paviyon
Yazan : Cemaleddin Bildik |-
Devlet ulaştırma işleri paviyonundan öğrenilenler — Ba kımsız yolda eşya bir kilometreye 40 kuruşa nakledilirken bakımlı yolda bu masraf 4 kuruşa iniyor — Gemilerimiz — Hava ve Demiryollarımız — 286 kuruşluk pul serisi 1000 - 1500 lira .
)
V
İstanbul Sergisini gezerken Belediye, Ticaret ve Sanayi o-dası paviyonlariyle Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlıklarının | iştirakiyle tertip edilen «Devlet ulaştırma işleri» paviyonların-da enretesan malûmatla karşılaşılmaktadır. Belediye pavİyonunda İstanbulun geçirdiği imar faaliyeti; Ticaret ve Sanayi odası kısmında istihsal maddelerimizin artış nispetleri, «Devlet ulaştırma işleri» pavl-yonunda da hava, demir, deniz ve karay ollarımızla posta, telgraf ve telefon sahasında kaydedilen ilerlemeler canlı tablolar'•alinde belirtilmektedir.
Ticaret ve Sanayi odası pavl-yonu ile Belediye paviyonuna çıkmadan alt kattaki «Devlet ulaştırma işleri» paviyonu ö-nünde biraz duralım. Karşımıza gelen büyük bir tabloda her işin başında «Yol» un geldiği görülüyor:
«Ytırdda ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak için yol-
Hayatı ucuzlatmak, refah seviyesini yükseltmek için yol—
Memleketimizin her alanda ilerlemesi için yol—»
Havayolları
Bakanlığın sergi hazırlamakta İhtisas sahibi olmuş makine ve elektrik yüksek mühendisi Hayreddln Araz tarafından itina ile tertip edilen paviyonu (Havayolları» kısmından başlayarak geziyoruz: İstatistiklerden öğreniyoruz ki bizde Havayolları ilk defa Ankara - Eskişehir - İstanbul olarak 1933 de açılmış ve bir senede 269 sefer
Belçika ve İsviçre paralarının tedavülünü serbes bıraktılar
Devlet ulaştırma paviyonundan iki görüaiis
yapılarak 399 yolcu taşınmış... Her sene açılan yeni hatlarla hem seferlerin, hem yolcu ve eşya naklinin arttığı yine aynı tabloda bariz bir şeklide görülmektedir: 1948 de 72574 yolcu. 657820 kilo eşya nakledilmiş... Yurt dışı seferleri de buna ilâve edince rakamların büsbütün büyüdüğü ve şimdi mevcut Ha-vayollarımızm on dokuza yükseldiği ayrı bir tabloda müşahede edilmektedir.
Demiryollarımız
Demiryolları kısmında, bir
Türkiye haritası üstünde işleyen, yapılmakta olan, yapılması kararlaştırılan ve yapılması düşünülen yollar renk renk kordonlarla gösterilmektedir- Bu tabloya bakan küçük, büyük herkes. İşleyen hatlar kadar yapılacak yollar olduğunu da ilk bakışta görüyor.
Rakamları gözden geçirdiğimiz zamanda şöyle bir durum İle karşılaşıyoruz: 1938 de 28 milyon yolcu taşıyan treni eri-
Cemtıleddin BH.DIK {Arkası 7 nci sah i rede)
(ÎjAlSlISARSAN KABAHATLİSİNİ
^*>M2A^ADA5ALVİ »f£Wg£N:NAZIM DEESAN-et&İM: A/HAN)
*• HEYECANLI AŞK v£ MACSgA SOMAN/ »fr
Created by free version of 2PDF
Mortiu'Mvn tavı Fine bakılırso Paolo ile konuSmutf Buradç -------------------1 «eli bo$l
7~Qa( ıÇyüZUNÛ g£i-)QTM£K ÖZERE ■ ZALU4 ^EA/ATCi
Liîksemburg 17 (AJL) — ü-mumîyetie İtimada şayan kaynaklardan sabahın erken saatlerinde bildirildiğine göre bütün Avrupa milletleri arasında: ilk defa olarak Belçika ve ts- j vlçre tam ticaret serbestlslnll ve paraların serbest tedavülünü kabul etmişlerdir.
Harbden önceki vaziyet bu suretle tekrar teessüs c-tmiş bu-
Chopin’in ölümünün yüzüncü yılı
Büyük bestekârın ölümünün ' yüzüncü yılı için bütün dünya-rla grniç nlçnrin tÂ.AnİA. hâZlf-
I lanmaktadır. Bu münasebetle '«‘'-uu wu>-
piyano virtüözümüz Ömer Refik iunmaktadır.
Yaitkaya 27 ekim perşembe | Belçika frangi ile İsviçre fran günü, programı münhasıran gı arasında kambiyo rayici her Copin'in seçkin eserlerinden iki memleket milli banka lann-mürekkep bir resital verecektir.' ca tesbit edilecektir.
■ JUİU.IUU /uı ıçuı uuııuı uunya-
K»mtt Be,l« CTrattOİtt® M M
memlekete dondu.
Übeydullah Efendinin Meş-
rutiyetten sonraki hayatını baş-
ka bir yazıda anlatacağız.
üniversite, Hukuk ve İktisat Fakültelerinin bu stııc yeni binada derse başlıyacaklan yazılmış u. Yukarıda bu bina görülüyor.
A K $ A M
18 Ekini 1949
Asrî büyücü: Ann Miller
Yenifilimler
AMERİRAnın EN GÜZEL KAPINI TE
Betty Grable stüdyolardan ayrılmıyor
Bu fevkalâde kadın, Joan Bennett 39 yaşındadır ve büyük annedir
Amerikanın en İyi giyinen, en güzel .en zarif kadını şimdi ko-casiyle birlikte Paristedlr. Sokağa çıktığı, bir loknataya, yahut bir eğlence yerine girdiği «aman bütün gözler kendisine çevriliyor, herkes birbirine merakla soruyor:
— Bu fevkalâde güzel genç kadın kimdir' ..
O. bir parça kızararak yürüyor, yerine oturuyor. Kendisine refakat eden, saçları kırlaşmağa başlamış erkekle görüşmeğe başlıyor. Etraftakller kendisini hiç mi hiç alâkadar etmiyor.
Bu fevkalâde güze! genç kadın filim yıldızı Joan Bennettir. Joan ,19 yaşındadır ve büyük annedir. Fakat görenler 29 yaşından fazla tahmin etmezler. O kadar genç görünül o kadar canlıdır. Yanındaki saçları kırlaşmağa başlamış erkek, kocası fitim direktörlerinden Walter Wanger’dir. O ıe ta Gar bo'nun çevireceği Duchesse de Lan-geais filmini Walter Wanger I-dare edecektir. Filmin mühim bir kısmı Paris stüdyolarında çevrilecektir. Kan koca bu münasebetle Patiste bir otelde yec-leşmişlerdlr. Fakat bit apartı-man bularak oraya nakletmek ve çocuklarını da getirtmek istiyorlar.
Evet çocuklarını... Joan Ben neti'in dört gocuğu vardır. Eri büyüğü şimdi 21 yaşındadır, tlri 9ene evvel evlenmiş, bir sene evvel de bir kız çocuk doğurmuştur. Joan Bennett de ayrı zamanda bir kız çocuk doğurmuştur. Garip bir tesadüf olarak ana kız aynı günde birer evlât dünyaya getirmişlerdir'.
Joan Bennett'in tazeliği hakikaten mucize gibidir Büyük anne olmasın.» rağmen, o kadar genç gösteriyor Ki kendisine genç kadın rolü vermek lâzım geliyor.
Joan’ın büyük kızı Diana 2i ikinci kızı Melinda 15. üçüncü kızı Stnhanie 7 küçük kızı Shll-Icy 1 yaşındadır. Büyük kızının evlenmesi şu seklide olmuştur Artist kızlarına eok sık' bir terbiye vermiştir Büyük ki2i bi:e evleninciye kadar sinemaya git mcmls.büyüklerin karşıtında reverans yapmıştır. Bu kız. ana babası zengin olduklar halde, koleii bitirince bir ticarethane ye satıcı olar >k glımlştir. Dian? yün örme eşya dairesinde çalış min'ir. Bu daireye bir gün bir delikanlı ge!>ırek yün bir yelek satın almıştır. Delikanlı Diana yı pel: beğendiğinden, kendisiyle evlenmek istemiş, fakat kızın annesinin artist olduğunu öğre nince bundan vazgeçmiştir. Diana da delikanlıyı beğenmişti Birdenbire neden kendisinden uzaklaştığını anlaşınca bir mek tup yazarak: Biz zannettiğiniz gibi değiliz Cok sıkı bir terbiye aldık. Şimdiye kadar bir sinemaya bile gitmiş değilim» demiş ve bazı izahat vermiştir Delikanlı bunun üzerine evlenmeğe razı olmuştur.
Joan, meşhur artist Richard Bennett'in kızıdır Ab'alan Barbara ve Constance dr. kendisi gibi tanınmış alrer artisttir. Bu aile yedi nesilden beri hep ar
tlst yetiştirmiştir Joan evveli Joan Bennett son fiiimlerinden sahne artisti iken sonra slnenıa birinde
H(ıllywoodun tanınmış ar-Üstlerinden Mark Stevens Metro Goldwyn hesabına «Lütfen bana İnan!» adlı bir film çevirmiştir. Plimi aynı zamanda Pe-ter Lavford, Robert Walker de rol almışlardır. Filmde Stccans müdafaa ettiği kadına âşık olan avukat rolü yapıyor.
Bir aralık film çevirmekten vaz geçtiği söylenen. Betty Grable yakında yeni bir film çevirmeğe başlanacak, bunda âdeta beyaza yakın sarı saçlı olacaktır. Artist şimdiden saçlarını boyatmağa başlamıştır.
Bennett
Joan
artisti olmuş ve çabuk şöhret kazanmıştır
Artist çok sıkı bir terbiye almıştır Çok tertipli bir parça mahçuptur. Çabuk kızarır. İsrafı sevmez, yaptırdığı elbiseyi en az dört senegiyer. Bu seyahatte üzerindeki tayörün yedi yıllık olduğunu söylemekten çekinmemiştir Rlr za’fı vardır ki o da şapkadır. Beğendiği _
şapka görünce dayanamıyarak usandırmıştır, hemen satın alıyor!
■k Tanınmış sinema artisti Anne Baxter Hollywood yakınında 10 bin dönümlük arazi kiralamıştır Burada Noel ağacı yetiştirilecektir. Artist şimdi '! (jnahow a bilet» adlı bir fUim çevirmektedir.
’ Hawal adatan ve buradaki hayat Amerikada dalma alâka İkinci Dünya harbi esnasında harb mevzuları rağbet gördüğünden Hawai adaları bir tarafa bırakılmıştı, şimdi yeniden »Yeryüzünde cennet» denilen bu adalarda filim çevrilmesine başlanmıştır. Yukarıda Hawai danslarında büyük meharet gösteren artist Ada Leonard görünüyor.
YEDİNCİ NİŞANLI İLE
NİHAYET EVIENEBİIDİ
Joan Bennett vc üs sucuğu
tv art ine Carol düğüne davetli herkesi iki yarağından öptü
Fransız filim yıldızlarından Martine Carol geçen hafta Amerika zenginlerinden flite ve Crane Lle evlenmiştir Martine Carol seksappeli en fazla artist sayılıyordu. Erkeklerin nasıl teshir edileceğine dair bir de kitap yazmşıtı Bu sebeple evlenmesi gerek Avrupa'da, gerekse Amerika'da alâka ile karşılanmıştır.
Artistin kocası bundan evvel dört defa evlenmişti. Martine Carol ilk defa evleniyor, fakat altı nişanlı değiştirmiştir. İlk nişanlsı Nık de Morgotı adında bir fotoğrafçı, İkincisi artist Georgea Marchal, üçüncüsü Maurice Chcvalier, dördüncüsü Orson Welles, beşincisi Goorge Raf t, altıncısı Ringling North-dır.
Artist düğün günü davetlilerin hepsini iki yanağından öpmüştür. Yalnız iki kişi bu şerefi kabul etmemiştir. Bunlardan 1 —. ■
birincisi Paris’in meşhur el-masçıiaruıdan C&rtier diğeri Tatle adında Munrlı zengin bir | çok kılıbık oldukları oıılaşılmış-uçcardır Buniam hor Iktoüıiu
reated by tree version ol
Hollywoodda «Kasabada» adlı renkli büyük bir filimin çevrilmesine başlanmıştır. Filmin başyıldızı Ann Milleridir. Filmd- büyücülük. atom devrinde almamıza rağmen, mühim bir mevki işgal ediyor. Yukarıda asri büyücü Ann Miller büyücülüğe lâzım olan kara kedi ve maskelerle görünüyor Filmin diğer artistleri Gene Kelly. Frank Slnatra, Betty Garrett. Jules Munshin, Vera Elleıı'dlr.
Bir artistin hayreti!
Kendini Fransızca konuşur görünce şaşırdı 1
Tanınmış artistlerden Dana Andrews geçende tatilini geçirmek için Avrupa’ya gelmiş ve Paris'e uğramıştır.
Artist sinemalardan birine girerek çevirdiği bir filimi sey retmiştir. Filini Fransızca olarak duble edilmişti. Fransızca bir kelime bilmiyen artist beyaz perdede mükemmel Fransızca konuştuğunu görünce kah k&halarla gülmeğe başlamış ve seyircileri rahatsız etmemek için kendini derhal dışarı atmıştır.
Bahçe meraklısı bir artist
Hollywood'un yeni yıldızlarından Vera Ellen bahçe meraklısıdır ve bahçesinde halı kadar güzel çimenler vardır. Artist her sabah altı buçukta kalkarak bahçeye iner, çimenlerini biçer, ondan sonra kahvaltı edip stüdyoya gider.
Cow Boys kralı öldü
Atlantide
romanı
Amerikada yeniden filime alındı ve çok beğenildi
Bir zamanlar Fransa'da çevrilmiş ve çok rağbet görmüş o-!an Atlantide filimi şimdi Atne-rlkada yeniden, çevrilmiştir. Bu filimde baş kadın rolünde Mana Montez, baş erkek rolünü de kocası Jean Pierre Aıımont yapıyor Filim çok beğenilmiştir.
Terzi kadar mahir bir yıldız
Oenç yıldızlardan Jane Po-weil en mahir terziler kadar güzel biçmesini ve dikmesini biliyor. Bu yüzden arkadaşları, bir terzi dükkânı açması için ısrar etmişlerdir. Artist bu ısrar karşısında bir dükkân açmağa razı olmuştur.
Jane’nJn gardrobu. biçimlerini kendisinin çizdiği ve biçip dlktlğL elbiselerle doludur. Artist bilhassa çocuk elbiselerinde çok mahirdir.
Jane geçenlerde oNancy Rio-ya gidiyor» adlı bir filim çevirmişti. Şimdi artistler buna na-Kire olarak «Jane terzi dükkânına gidiyor» demeğe başla-miflardır.
Tanınmış sinema artistlerin-Cow Boys kıralı Richard DLx, Holllvutta bir kalb hastalığı neticesi olarak M yaşında ölmüştür. Richard Dix, bilhassa sessiz filim zamanında Amerikalıların çok sevdikleri artistti. Sözlü filim çıktıktan sonra da muvaffakiyeti devam etmişti. Son senelerde hastalığı dolayı* siyle filim çevirmeği bırakmıştı.
Marifetli bir artist
Holljnvood’da yakında çevrilecek olan bir filimde Ricardo Montalban adında bir artist bir kılıç yutacaktır Bu artist çok marifetlidir Bir filimde arslania kavga etmekten çekinmemiş. bir filimde boğa ile güreşmiş, bir filimde polo oynamıştır.
Vlesta filimde İse pek iyi piyano ve gitar çalmıştır Halbuki artist piyano ve gitar çalmasını bilmez.
Ricardo bundan sonra Bor-derincident adlı bir filim çevirecek. bu fiilimle fil avUyacaktır.
Orson Welles’in yeni filimi
Hollyıvood cA-A > — Dünyanın en dâhi sanitkârlarındaı* biri sırtında muhteşem bir kürkle sahnede görülmektedir. Bir avuç dolusu pırlanta hariç, bu vizon kürk butun süslerle birlikte Ü000 dolara inal olmuştur.
20 Th Century-Fox tarafından çevrilen «Sıyalı Gül» filminde 13 üncü asrın meşhur Moğol generali Bayur rolünde sahneye çıkan Orson welles’in omuzlarında bu kürk vardır. Bu vizoıı kürk Orson Weiles‘in sabık karısı Rita Hayıvortha Ali Han’ın alacağı her hangi bir kürkten daha da muhteşemdir .
Bu kürk manto son derece ağır olduğundan Orson Welles ancak iki kişinin yardımı ile kürkü sırtına geçirebilmektedir.
Hollywood'da yeni bir moda
Hollytvood'da beyaz Ve deniz mavisi kumaştan bahriye elbisesi ve elde örülmüş yün ceket moda olmuştur. Bu modayı İtalya’dan yeni dönen valenti-na Cortesa ortaya atmıştır. Tatilini memleketinde geçirdikten sonra Hollywod’a dönen Cortesa'ıun bu. kıv;.t- tı ■ k beğenilmiş ve derhal taklit edilmiştir.
18 Ekim 1949
AKŞAM
Sahlfe 7

t
i
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
olmuştu. Bu yıllar hazin b« yalnızlık içinde geçirmişti. On iki yıl evvel ölen kana Helena yı hatırladıkça İÇİ k*® •&*1*'0’’' du.
Helena, onun bincik ve 500 aşkı İdi. Daha çocukluklarında, mklebe devam ettikleri samanlarda sevişmişler çok genç yaşta evlenmişlerdi. Sekk yıl. aşk. jtfkat re sadakat dolu Mr hayat sürmüşlerdi. Fakat insafsa kader, genç ve güzel kan-SHU henüa yirmi yedisinde iken, kısa bir hastalık neticesinde elinden aldı. Şimdi büyük annesinin yanında bulunan yedi yaşındaki oğlu Fernan yetim kaide
Öien karısının hâtıraları O-turdoğv evin odalarına «inmişti. Helenanm piyanoda çaldığı müzik notaları, fotoğrafları, her gün kuDandıfn şeyler, her an Piyore onu hatırlatıyordu. Piyer. kans öldükten sonra, başka bir kadına gönül vermedi. Çiınkü gördüğü kadınlardan hiç btrt Hele nara benzemiyordu.
Bu suretle Piyer, hayattan, eğlencelerden, insanların hayatına neşe veren her şeyden uzak, yalnızlık içinde kendi kendine yaşıyordu.
Bir yıl evvel oturduğu evin ikinci katına, bir aile taşuıdı. Ailenin on dokuz yaşında Flora namında çok güzel bir kızı vardı. Piyer. aynı evde oturduklarına göre bu aile ile münasebet kurdu, hayatının hazin hikâyesini onlara anlattı. Flora kendisini dînlerken teessüründen güzleri yaşardı.
Bık sık birbirlerini ziyaret ediyorlardı. Ya Piyer üst kata çıkıyor, yahut iist katlakiler bahçeye iniyorlardı Piyer ile en çok meşgul olan Flora İdi. Odalarını o tanzim ediyor, vazolara çiçekler koyuyor, neşe ve şetaretiyle Piyerin kasvetli hayatını biraz şenlendiriyordu. Hattâ senelerden beri kapalı duran piyanonun önüne oturup muhtelif parçalar çalmağa haşladı. O zaman, Piyer koltuğa oturup gözlerini kapıyor ve bu mağmum evin melalini dağıtan müzik nağmelerini zevkle dinliyordu.
Flora, kibar, nazik ve iyi kalbi! bir kızdı. Gökyüzü gibi berrak mavi gözleri saffet ve samimiyetle dolu İdi. Sözleri Piyerin kalbinde tatlı Ihı ivjıv.lar yaratıyordu. Genç kız bir gün sordu;
— Mösyö Piyer, rahmetli zevceniz, iyi kalbll miydi?
— Senin gibi Flora!
— Bugüne kadar nasıl oldu da tekrar evlenmedin 12?
— Çünkü hayatımda ona, yahut sana benzeyen bir kadına r asla «nadim W...
— Ya öyle bir kadına raslar-santz?
— O zaman bilmem ne yapacağım.
— Ona benzeyen Ur kadın bulmalısınız mösyö Piyer, daha gençsiniz. Ur kadına katı İhtiyacınız vardır.
&
Piyer. yavaş yavaş genç kıza o kana/ alıştı kİ onu görmese içinde bir eksiklik hissediyor, onu her an yanında ve karşısında görmek istiyordu. Kalbinde bir takım garip hislerin doğduğunu da seziyordu. Bu ruhi
haletin teslrtle bir gün:
— Acaba onu seviyor muyum? sualini kendi kendine sordu. Hiçin sevmesin? Onu her an yanında görmek arzu ve hasreti, aşktan başka ne olabilirdi? Bu aşk günler geçtikçe, kalbinde kökleşiyordu. Evet btr kadına İhtiyacı vardı. Bu kadın da Flora İdi.
Fakat yaş farta Piyeri düşündürüyordu. Kendisi tartanda îdi. Flora ise on dokuzuna basmıştı. Aralarında ât yaş gibi büyük bir fark vardı. Piyer kalkıp aynanın karşısına geçip, çehresini uzun uzun tetkik etti. Şakaklarında tek tük ak kıllar bulunmakla beraber çehresi hâlâ terü taze İdi. gözleri parlaktı. Kendisinden daha yaşlı erkekler. Flora yaşındaki fazlarla hattâ karşılıklı sevişme neticesinde evleniyorlardı. Niçin kendisi de Florayı almasın. Yirmi yaş. erkekle kadm arasında büyük bir fark değildir. Erkeğin daima kadından büyük olması normal bir hâdisedir. Bu düşüncelerin şevkiyle Plyerl genç kızla evlenmek hususundaki niyeti kuvvetleniyordu.
Bir gün Piyer. üst katta oturan komşularına pazar günü oğ lu Fernanın geleceğini haber verdi. Flora bu habere sevindi:
— Nihayet oğlunuzu da göreceğiz, bakalım size benziyor mu? lâtif esinde bulundu Hakikaten o pazar günü Piyer’in oğlu geldi. Fernan. esmer, dinç ve gürbüz bir delikanlı idi. Şakacı olmakla beraber vekar ve ciddiyetini muhafaza ediyordu. Delikanlının gelmeslle beraber evin manzarası da değişti. Bir gün Fernan, kendisine hayran hayran bakan Piyer’e:
— Baba, gören seni ağabeyim sanacak. O kadar genç ve gürbüzsün!
Flora da bu «mü teyit etti:
— Evet, Fernanın hakta var. Babası olduğunuzu söylememe-lisiniz mösyö Piyeri dedi.
O gece yatmak için odalarına çekildikleri zaman Fernan. babasına sordu:
— Baba, bu kadar zamandır niçin evlenmedin?
Piyer:
— Hakkın var oğlum. Belki şimdi evlenirim, cevabın; verdi.
Aradan bir kaç gün geçti. Bu müddet zarfında Fernan Ue Flora beraber sokağa çıkıyorlar, sinemalara gidiyorlardı. Piyer, buna müsaade ediyor ve içinden;
— Flora'nın yakında üvey annesi oiacağu.1 oğlum nereden bilsin? diye söyleniyordu. Fakat bir gece, Piyer bahçeye İndiği zaman gördüğü manzaradan donakaldı. Flora Ue Fernan kucaklaşmış öpüşüyorlardı. Piyer, gözlerinden sıcak yaşlar akarak ve onlara sezdlrmlyerek odasına çekildi. Demek oğlu, sevdiği kadım elinden alıyordu Bir an için kalbinde oğluna karşı kin ve nefret duyar gibi oldu. Fakat biraz düşününce nefsinden utandı:
— tklri de gençtir. Bayatlan kâm almağa hakları var. Sonra oğlum, Florayı sevdiğimi nereden bilsin? diyerek onlara hak verdi. Biraz sonra Flora Ue Fernan elele vererek Piyerin odasına girdiler. Fernan söze başladı;
— Baba sana bir müjdemiz var, Ben Ue Flora sevişiyoruz.
r ----- 1
Bir Aşk Gecesi
Vman: Karen Bramson Tercüme ederi: Vâ • Nü
Bayan AnMncUc kocası a vokal LacUnFn o gece seyahate gitmesini bekliyor. Sevgilisi olan avukat iMşara-ı giıbee ew a-Uçaktır. Başbaşa ilk dera bütün bir aşk gecesi yaçıyacak-tac- Lacten gitmeli te reeikiyor.
I Karim sinirleniyor.
Kan koranın taray UmH b*r de tarlan var ki. çocuk, ran ■amanda annesİnden rağumnş, batmsmn baptMc gürteramğf , başlaınıytiT.
Çocuk, annesinin kucaklayış !■ ve öpüşlerinden insiyaki şckütle
kaçınıyor; fakat babasını gö-1 rür görmez, bir sevinç nida-
*lylı.' onun boynuna atil.yordu. Lucirn. Suzy ile oynadıkça, faz atıyor;
■aaurfh’ kahkahalar
BULMACA
İstanbul Sergisinde
Soldan MOa.- 1 — 1 —
tmi tavlanın iki Uctal. 3 — Terai yffftie bttöi kıllardan - Kıl. 4 —
Senrlfle - Havalanan. S -— Bir İsim, S — Rılri Türk
Niyrt açımı. 1 — Aktım bir Kana açmadı, 8 — Kanun. 9 - Tersi birden Mra • İplik, 10 — Âctr knhroaz.
Yukarıdan ağacıya: 1 — Bir kadın m delil/ V» profesörümüz. 3 — Bir millet - Tersi en jukarı, 3 — Vakarlı sılam. 4 — Aba satan - Kasabın sattı-ti. S — Bir erkek adı - İtibarlın»! yandan farlası. 6 — Odunun yaruı -Bravo. 7 — Âdet oldu tu jlbı - Risalenin başlangıcı. 8 — Havaya yükselen - Tersi zillete dttenaO»
Geçen B ulmacuun balll
■oldan safla: I — GCKeretn. 2 — İzale. Ra. 3 — Rüsuplar. 4 — lllkl, B — Temlakep. a — Anad. Asa. 7 — He, Hlt, 8 — Alaybcyl, 9 — Sel. AloK 10 — İş, Eliko
Tukarıdnn asaÇıyn: 1 — G iri tadası. 3 — 0itilen. I-cj. 3 — Vnsünahnl. 4 — Dukldey. 5 — Ropla. Bal. S — Kareli. 7 — tradesiyok, 8 — Nar, Patı ha.
YENİ YAYINA
DURAKTA BIH ADAM
Enver Naci GOkşcn. yandığı on üç hikâyesini Ur kitapta. raaünll olarak «Durakta bir »dam» adiyle Dcşretnüt-tir. Kitabı teşkil eden bu memleket hikâyelerinin olr kısmı da »rlf bir mizah rey*01 İçinde yarılmıştır. Mev-sulan v* Madfct bakun'ndan orijinal olan bu kitabı okuyucularımı»» uv-wye ederi».
İstiyoruz ki, nişanlanalım. Ben ne dersin babacığım? diye sordu.
Piyer. gönleri yaşla dolarak:
— Oğlum, benim İçin yapılacak şey size hayır duamı vermekten ibarettir, cevabını verdi vc kalbindeki yeis ve hicranı boğmağa çalışarak, iki genci kucaklıyarak alınlarından öptü.
Flora neşe ve sevinç içinde:
— Siz de mösyö Piyer evlen-melislniz. Rahmetli karınıza benzeyen bir kadına rasJ ar sanız evleneceğinizi bana vâdetmlş olduğunuzu sakın unutmayınız dedi.
Piyer, hüzünlü bir eda Ue başını sallayarak:
— Evet dedi. O kadını buldum. Fakat elimden kaçırdım. Siz saadete kavuşmalısınız. Şimdi yukarıya çıkınız da kararınızı ve benim muvafakatimi annen İle babana da söyleyiniz.
İki genç koşa koşa yukarı kata çıktılar. Piyer, odada yalnız kalınca, konsolun üzerinde duran ölen karısının resmini eline aldı:
— Hayır Helena bir daha ev-lehmiyeceğim. Senin hâtırana sadık kalacağım. Kaderim böyle imiş. Bir ara senin üzerine başka bir kadınla evlenmek için beslediğim hülyadan dolayı beni affet dedi ve hüngür hüngür ağlamağa başladı.
Çeviren: A HİLÂL!
(Baş tarafı 5 ind sahilerte) mis, l»« de 46 milyon yolcu taşımıştır ta insan, trenlerdeki izdihamı bu rakamlar arasında da görür gibi oluyor. Yolcu nakliyatı yanında yükletmenin de arttığı 38 deki 425 bin vagon yükletilmesine karşılık 48 de 657 bin vagon yükletilmiş olmasından anlaşılıyor.
Karayolları
«Karayolu» denmekle. Demiryolu haricindeki yollar anlaşılmaktadır. Yol dâvasında esas, yol yapmaktan ziyade yola bakmaktır. Yüksek mühendis Hayreddin Araz bu noktaya işaret ederek:
«__ Yol, diyor, bakılmadığı
takdirde çok tasa zamanda mahvolur ve ondan istifade İmkânları kaybolur. Bunun İçin yola bakmak, yapmak kadar, hattâ ondan da mühimdir.»
Tablolardan anlaşılıyor kİ Bakanlık, yol dâvasını ehemmiyetle ele almış bulunmaktadır. 1943 de 830 kilometre yol bakıma alınmış iken 48 de 12590 kilometre yol bakıma alınmıştır. O yeniden yapılması kararlaşan ve yapılması düşünülen yollar da ayn...
B. Hayreddin Araz, çok enteresan bir noktaya işaret ederek diyor kİ:
t— Yapılan hesaplardan sonra şu hakikat tesbit edilmiştir kî bakımsız yolda, eşyanın bir tonu bir kilometreye 40 kuruş mukabilinde nakledilirken bakımlı yolda bu m israf 4 kuruşa inmektedir.»
Denizyolları
Paviyonun Denizyolları kısmına geçtiğimiz zaman 1923 de Denizyollarının elinde yolcu ve eşya nakline tahsis edilmiş 15 gemi mecvut olduğu görülmektedir. 15 senede bu 15 gemiye ancak 6 gemi ilâve edebilmiş vc gemi mevcudunu 21 e çıka-
— Çok mu da lâf mı? diyor, rabllnılşiz! Fakat 1938 den sonra faaliyet artmış. Denizyollarına alt yolcu ve yük gemilerinin sayısı, 1948 sonuna kadar 112 ye fırlamıştır.
Bakanlık yüksek makine mü-kendisi ilâve ediyor:
• — 1949 da'alınan gemilerle 1952 de alınacak 12 gemiyi de buna İlâve edecek olursak Denizyollarının elindeki gemi sayısı 1952 sonunda 140 i bulacaktır.»
P. T. T. ve pulları
Yine aynı paviyonda P. T. T kısmına geçelim. Burada da telgraf batlarının yerini telefon hatlarına terk etlikleri müşahede olunmakta ve yurdumuzda 837 P- T. T. merkezi olduğu öğrenilmekte. telgrafta eski Mors âletinden vaz geçilerek Telem-prime âletine geçildiği görülmektedir. Bu âlet sayesinde telgraflar, yazı makinesinde yazılır gibi yazılmakta ve karşı merkezde de bu yazı şerit üzerinde alınmakladır.
Fakat bu kısmın en enteresan ve ziyaretçiler tarafından en çok alâka toplayan köşesi, pullara ait kısımdır. Cumhuriyetin ilânından sonra seri halinde çıkarılan pul koleksiyonları, meraklıların ağızlarının suyunu akıtıyor Burada bir meraklı Ue konuşuyorum.1 Bana 1935 de Yıldız sarayında, toplanan beynelmilel kadınlar kongresi İçin basılan vc serisi
286 kuruş tutan pullan göstererek:
— Ahi diyor. Şu seri elimde olsa başka hiç bir şey İslemem...
— Çok mu kıymetlendi?
386 kuruş şimdi 1000 - 1500 Ura oldu...
Bu meraklının söylediğine göre 1940 nüfus sayımında çıkarılan pullarla Amerika Birleşik Devletleri Istliâlfinln 150 nd yıldönümü münasebetiyle banlan pullar çok kıymetlenmiş...
Bir dahaki yanda da Ticaret Te sanayi odası paviyonunu dolaşın?,
Ccmaleddin BİLDİK
EEinzg
İSTANBUL RADYOSU
Akfaın programı
1848 Açılış ve program.
19.40 Haberler.
»40 Dans mOalğl (Pl). .
»40 Hafif orkestra «»erleri (PI.).
».45 Piyano aalotarı: 1] J. S. Baeh 3 No. Jı İngUl» Süitinden (Prelüde) ve (AUemande). Çalan: A Irksan dr Borovaki. 3) Rahmanine! ‘Sol raluflr preiod». Çalan:
Deniş Mathewa (PLİ.
».00 Şarkılar vc türkdler (PLİ.
».15 Konuşma re mOr.lk: (Orkestra hnkkında) misaller: Be nj amin Britten'ln «Purcell'in bir temi iterine varyasyonları». Çalan: Molcelm Sargcnt İdaresinde U-verpool Filârmonik orkestrası. Ayrıca Mozart, Berlıoı. Wagner vc Ricbard Strausı'un eserlerinden kısımlar. .
31.15 Fasıl »Suzidil» Peşrev — Yar yıkıldı darbı sitem — (Bthnedilc yari — Kanı yadı te. İnle — Bir nigâh ile — Taksim — Her biz bakışında — Gül olsun — Ctj-hun arayan — Saz semaisi,
» 50 Oyun havaları (PİJ.
K,oo Konçertolar: I) W. A Mozart. Keman vc orkestra İçin konçerto. Çalanlar: Joseph SzJgell ye Thomas Beeeham idaresinde Le-ntfr* Filârmonik orkestrası. s> Teliz Mendelsaolıa: Piyano ve orkestra İçin koııserto Op. 25. Çalan: Tanla Dorfmann ve Wal-ter Coehr İdaresinde Londra Senfonik orkestrui.
33.43 Haberler.
».00 Dans müziği (PL).
33.30 Program ve kapanı*
ANKARA RADYOSU
BU AKŞAMKİ PROGRAM
18.00 M S. ayarı ve Radyo salon orkestrası: 1. Verdi: «La Travlatar operasından, 2. Straus: Hayal güzeldir »Valsı. 3. Louis Ganncs Cambazlar operası-itfan fantezi. 4. Masse: Gavot, 5 Blankcnburg Mor».
18.30 Küme sazlardan saz eserleri. 19.00 M. S. ayan ve Haberler.
10.13 Geçmişte Bugün.
19.20 (Yurttan Sesler).
19.50 Beethoven - Fa Majör İlkbahar Sonatı (Pi i.
20.15 Radyo Gazetesi. ,
2040 Serbes Saat.
20,35 İncesaz (Sclaratam JaSlıl.
21.15 Konuşma: (Pusta lotusu, 2140 Hant şarkılar »Pl ».
21.45 Konuşma: Tarihte vc edebiyatta fındık «K. Poker).
22,00 Normu Coutkr o e kes Irası (PI.) 1240 Dans müziği ÇPİ ).
22.45 M. S. ayan ve Haberler. 23.00 Kapanı*.
Yarın sabah vc öŞlc programı
7.30 M. S. ayarı.
741 Ailen HoUı orkestram çalıyor (Pl.i.
7.45 HaberteT ve hava raporu.
8.» Şarkılar (Pl.l.
8.1$ HaRf parçalar IPL>, 845 Günün prosramı 840 Bale müsiklerl (PtJ;
tl.00 KapAnıy.
1348 AÇIİIS ve prugıaF*
13.30 M. S ayan. 1240 Şarkılar.
13.00 Haberler.
13.15 Potpuriler fPl >.
■ 1340 öğle Gazetesi
13.45 Tango. Rumba ve Kongalar
I (PJI.
11.00 Aksam programı. I.avs rapurıı ve kapanı:- ,
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
BaJast alınacak
D. Dm. Yollan A İşletme Satın alma Komisyonundan:
1 — Aşağıda mevki, miktar ve muhammen bedelleri hizalarında gösterilen ifa yerden alınacak bolsun kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhaleleri aıraslyie Jl/Ekim/MU pazartesi günü saat 15. de İzmir - Alsancak’da 8. İşletme binasında toplanacak komisyonca yapılacaktır.
3 — İsteklilerin kanunun tâyin ettiği mutad vesikalarla -son ticaret odası vesikasını ve bu gibi İşleri muvaffakiyetle ba~ şardığına dair bonservislerini havi tarif atı kanuniye dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını geçici inanca makbuz-lariyle birlikte muayyen saatten bir naat evveline kadar İlmühaber mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri veya bu Bftatten evvel ele geçecek şekilde İadeli taahhütlü olarak posta İle göndermeleri lâzımdır. Vâki olacak gecikmelerden komisyonumuz mesuliyet kabul etmez.
4 — Bu husustaki şartlaşma ve sözleşme projeleri komisyonumuz kaleminde görülebilir. (14694)
Sıra Mevkii Mlk- M. Bedeli Geç. İnanca
No. M3 Lr. Kr. Lr. Kr.
1 İzmir-Alaşehir hattı Kim.
77 + 300 defa çobanisa
ocağı 4000 M920 00 1869 00
2 İzmir - Dinar hattında
Sağlık, Selçuk ve Kim. 79
arası ocaklardan alına-
cak ocak ve toplama ba-
lastı 4000 22800 00 1895 00
Koziucahan Eminönü Fatih Kadıköy Üsküdar
satış servisi
>
>
Galata Yenlyolcu salonu kat 3 No. 1
Galata r ılı t un caddesi
Halkevi Şerefefendl sokak Büyük Karaman cad No. 8/66 Bahariye İleri sokak No. 36 Top taşı cad. Kefçedede mektebi sokak No. 14
DİKKAT :
TOPTAN SATIŞI.AK:
Müessese merkezinden yapılır ve bu satışlar yâlnız Silâh tarağa deposundan deniz ve kara vasıtalarına tahmı. suretiyle teslim edilir. 14174
■■MM MÜESSESE DEPOI ARINDA BULUNUR.
İSTANBUL
Emniyet Sandığından
Sayın Tevdiat Müşterilerine
17 Ekun Pazartesi gününden itibaren merkez ve şubelerimizin tevdiat faşelerinin iş günlerinde saat (18 > ae (Cumartesi günleri 12 ye) kadar hizmetlerinize Amade bulundurulacağım arz ederiz. 14925
Bilecik Valiliğinden
Kapalı zarf usuliyle eksiltme ilânı
1 — Eksiltmeye konulan İş: 10.10.949 tarihinde istekli çıkmayan 33203 lira 48 kuruş keşif bedelli Bilecik merkez hükümet konağı onannu.
2 — Keşif, şartname ve sair evrakı İstekliler her gün 11 defterdarlığında ve Bayındırlık müdürlüğünde görebilirler.
3 — Eksiltme 27 10.949 tarihine rasiıyan perşembe günü saat 15 de defterdarlık dairesinde teşekkül edecek komisyon ta rafından ve kapan zarf usuliyle yapılacaktır.
4 — Geçici teminat 2491 liradır.
5 — İstekliler tekili mektuplarını ve 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince İhzar etmeleri lâmmgelen vesikaların» zarflı-yarak İhale saatinden bir saatönce Komisyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır.
6 Teklif mektuplarının postada gecikmeleri nazarı itibara alınmaz. 14817
Created by free version of 2PDF
m&niarda im, dalma ualn ve ciddiydi.
Ladenin kızına karşı şefkatinin hududu yoktu, çocuğa doğru çevrildikçe, gözleri aşkla ışıldıyor. «Yavrucuğmn!» diyen sezinde şaşırtıcı bir tatlılık var. Halbuki. Lüden, Antototnettee nam! soğuk ve sert bakıyordu. Bed de hain...
Baba tazı yanında gördüğü zaman çok ıstırap çekiyor. Basın btr köşeye çekiliyor. Buzy -nin babasına tırmandığım, dizlerine oturduğu no, kollarını boynuna doladığını ve: «Sen benim böbacığımsın, yalnız benimkini» dediğini işitip ve görüp gizilce ağlardı
Ah, bu dünyada cezalar ne vahim?
Ama: zarar yok, yine de zarar yok! Çünkü, Jacques, onu
büyük bir aşkla seviyor Ve bu aşk, her şeyin taffinlnatıdır. Böyle bir saadet ona yetişir. Kendisinin Jaques*ı sevişi ve Jacque.s'ın kendisin! sevişi; yalnız bunun hükmü var.
Kanı hızlı döndü ve yanaklarını kızarttı. Bir saat sonra sevgilisini görecekti Bir saat sonra, kendini onun kollarında hissedecek.
Antolnelte, plyar.o çalmakta devam ediyor; fakat parmaklarını nereye değdirdiğinin furtanda değil. Fos notlar çıkarıp duruyor. Sinirlenip çalmaktan Kendisinin Jaqueâ*ı düşündükçe zaten ne yaptığını bilemez olur.
Ah yarabbl, bu İzdivaç ne feci şey! Biitün gün, bütün günler, senelerce müddet aynı gayri memnun, aynı itimatsız surata bakmağa mecbur olmak ve bu halin ömür boyunca böyle sürmesi... Zincirlenin işti vc hürriyetine asla kavuşamayacağını biliyordu.
Luclen'e ilk ayrılmak teklifinde bulunduğu vakit, kocası:
— Pekâlâ? Fakat çocuk bende tadır! — demişti.
O sıralarda, kızını terke t-nıektense ölmeği tercih ederdi.
Erkek de bunu biliyordu Fakat artık buna dahi razı olurdu. Allahım! Her şeye, her şeye razı. olurdu; elverir kİ hürriyetine kavuşsun! Jacrçuee'ın yanında yaşayabilsin...
Şimdi sRat dokuz. Yelkuvan nc kadar da yavaş dönüyor.
Şurada, piyano başında müşkülâtla oturabiliyor. Şeytan dürtüyor: «Kalk! Kocanın kapısını vur! Gitme ramanı geldiğini hatırlat. Hemen! Hemen! Hemen!»
Acaba Luclen, çantasını hazırladı mı? Eğer derhal davranmazsa gecikmiş olacaktır,
Antolnette son haddine kadar sinirli, sabır sız. Taksi buradan gara on dakikada gider. Tren de 9 u 35 de hareket ediyor. Demek, kocası burada 25 dakika daha kalsa mümkün.
Şu bitmez tükenmez yirmi beş dakika! Nasıl yapmalı da, geçsinler, bitsinler, tükensinler! Piyanonun başında Lucle» gidinceye kadar çalmağa kınar verdi.
Cidden fena fikir değil. Müzikle meşgul olduğunu görünce, belki de. o akşam nereye çıkacağım sormaz. Zira, saatlerce
müzikle meşgul olduğunu ötede nberl bilir.
İyi ama. ne çalsın? Beyninin içinde kargaşalık var.
Felâket şu ki, insanlar, seveceklerinden emin olmaksızın evJenmeliler. Bazan sevdiğinizi sanıyorsunuz; bazan da sevebileceğinizi umuyorsunuz; yahut da ana babanızın tesirinde kalıyorsunuz. Ne korkunç hatalar’ Evlenmek, hayat boyunca hapse girmeğe razı olmaktır. Diğer btr insanın ruhi haletine tabi olmaktır. Onun intikamlarından korkmaktır. Evet, evet! Evlenmek, başkasından korkmaktır, doğru. Şimdi o da kocasından korkuyor. Bu adam, öylesine kuvvetli, soğuk ve haşin ki... Üstelik de öylesine na-muslul
Werthcr!... Piyanoda Werther! çalacak I Oparçayı, baştan aşağıya kadar ezber bilir Parmakları, kendiliklerinden İmiş gibi, tuş'lar üzerinde geziniyordu.
Ah şu genç kızlar! Bir erkeğin malı haline gelmeği kabul ettikleri zaman, ne yapitklrınnı asla düşünmezler? Ann babalar da pek kördürler. Kızla-
rını alacak olan erkeğin huyu onlar için hiç ehemmiyetli değildir. Yalnız içtimai mevkllyle ve kazandığı para ile alâkalanırlar.
Halbuki, anneciğinin bir tek arzusu vardı: Antolnettc'ı mesut görmek. Kızını ikna için nc de çok göz yaşlan dökmüştü.
«Baban öldükten sonra biz artık zengin değiliz, kızım! — demişti. — İşte bu izdivaç sayesinde bütün vaziyet düzelecektir.» Ah, anneciği, eğer, ölmeden önce, kötü hakikati öğrenmiş bulunsaydıl
Sonra: anne babanın kızlarına verdikleri tahsil ve terbiye şekli fena. Evlenmeyi ancak bedbaht kılmağa yarıyor. «Hiç yalan söylememen!• imiş... Böyle telkin ederler. Gûya bir kadın. yalan söylemeksizin, koca-sile mesut olabilirmiş gibi! Gûya erkekler, hakikati dfnlemege lahamınül gösterirlermiş gibi! İşte, kendi tallvucımn bütün felâketi de bundan İleri geliyordu. Oayct samimî, dümdüz, apaçık olmasından!
İlk gece, Luclen onu büyük bir kıınlukla kollan arasına almıştı, Kulacıgına heyecanlı.
sözler mırıldanmıştL Ve nihayet sormuştu:
«— Sen de, değil mİ. sen de dünyada herkesten ziyade beni seviyorsun?»
Bunun üzerine genç kadın cevap vermişti:
•— İzdivacımız gayet mesut olsun diye sevebileceğimi zannediyorum. Fakat bundan emin olmak İçin İnsan birbirini daha iyi tanımalı Siz de öyle düşünmez misiniz?»
Verdiği cevap, her halde pek parlak değildi. Lucien ondan başka bir şey beklemişti.
Çünkü Antoinette onun sarardığını hissetti. Herhalde büyük bir inkisara uğramıştı. (Erkekler, ne garip! Genç kadın, ona, asla sevmediğini saklamış değildi.) İşte bu inkisar, kocasında möthlş bir kıskançlık hasıl etmişti.
v— Madem beni sevmiyor, sevdiği Kimdir?»... «Eğer beni sevmiyorsa niçin evlendi?»
İzdivaçlarının bidayetinde, hep bu sualleri sorup durmuştu. O zamandan beridir de. kıskançlığı onu tazlp etti. Yabancı herhangi bir adamla konuştuğu (Arkası rar)
AKŞAM
18 Ekim 1949



Bahire 8
KALAMIŞ’TA
BİR DAİRESİ DÖŞELİ
APARTMAN
( TAMAMI )
S&Şîd&SVHJZ'
İŞTİRAK ETMEKTE ACELE EDİNİZ
EMLÂK BANKASI
Eminönü Yağcılar sokağı karşısında
— İSTANBUL —
Filarmoni Derneğinden
Derneğimizin 1949 - 1950 Senfonik Konserlerinde yerlerini muhafaza etmek isteyen âzam izin veya yeniden kaydolunmak arzu eden zevatın 20 Ekimden 5 Kasım tarihine kadar her gün saat 10 - 1» arasında Beyoğlu. Dekorasyon mağazası kargısında Saka Selim sokağı 3 numaradaki Demek Merkezine müracaat etmeleri rica olunur.



Radyonuzu intihab etmeden 1950 Model LUXOR Radyolarını görünüz. Tediyatta kolaylık.
Sultanhamam Havuzlu han
Zv'Şy Crrttf
7^a» A"» A-o» A'-* A-t* A-r
ZAYİ — 1047 senesinde İktisat Fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim. Hükmü yoktur.
Adnan Ta yar
ZAYİ — Bakırköy nüfus memurluğundan aldığım kimlik cüzdanımla askerlik ihraç raporumu kaybettim Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükümsüzlüğünü ilân ederim.
1321 Doğumlu Bekir oğlu Emin Yıldırım Şamlar köyünden
SATILIK PİYANO
gavo markalı çok iyi vaziyette bir piyano satılıktır. Müracaat: İstiklâl Cad. No.
401 Kelepir mağazası,
Bostancıda Kartal Kadastro Müdürlüğünden
Kartal Soğanlık köyünün bütün gayrimenkulieriyle Kartal ilçesinin kadastro sahası dahilinde bulunan bilcümle mahalle ve köylerine alt Yeni Karyeden Gebzeye kadar olan demiryolu ve teslsatltarı dahil» perakendelerin kadastrosu tekemmül ettirilerek 2613 numaralı kanunu 25 ci maddesi mucibince tanzim edilen askı cetvelleri 17/10/949 dan itibaren dairemiz salonu ile mahalli Belediye dairelerine ve köy odalarına asılmıştır.
Soğanlık, Yakacık ve Pendige alt plânları görmek isteyenlerin müdürlüğümüze, diğerlerine ait plânlan görmek isteyenlerin Kartal tapu sicil muhafızlığına ve her hangi bir itirazı olanların da askı tarihinden itibaren 2 ay zarfında müdürlüğümüze müracaatları ilân olunur. (14924)
Öksürenlere KATRAN HAKKI EKREM |
ZAYİ — Bakırköy nüfusundan aldığım Bakırköy askerlik şubesinin 89/319 kütüğünde kayıdlı nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Halıt oğlu Halim Çekiç
Sonellk 2800 Kuru* MOO Kurtı;.
9 aylık 1060 > ö(h *
8 ayb 800 « isse .
1 aylık 300 > - »
Adı e» lotKilb için alil kuruşluk pul RöndarUmaiidu Akal takdir d» adrea a e gl; tinime»
rrleionlnrunıı Başmuharrir 10585
Vazı İsleri 8076B - fdor« zo«ın MUdÜf 8M97________________________
izthlece M — Hızu 116
İmsak Gu Oûlr ikindi A.k VoJ». E. »1,10 1İ.ÎB 0.34 9.M J2.00 1,31 V- «36 4,15 11.59 15.07 17.25 1B.58
lda«riı-ılt tunıau cıvan (>„m Nana wK>t> No ıt
Devlet Orman işletmesi Sinop Müdürlüğünden
1 — Devlet Orman İşletmesi Sinop müdürlüğü sahasında inşa edilen idare binası ve memur lojmanı, tavla ve garajla bu sahada anarımı yaptırılan 9,12,13 numaralı üç binaya yol, tretuvar, Kanalizasyon, harici ve dahili elektrik .dahilî su ve sıhhi tesisat yaptırılacaktır, tik keşif bedeli (304101 Ura (97) ku ruş olup muvakkat teminat (2281) lira (42> kuruştur.
2 — Şartnameler; bilumum projeler, serldöpriler, mukavele projesi, eksiltme şartnamesi. Bayındırlık işleri genel şartname si, yapı işleri umumî fenni şartnamesinden İbaret olan keşif dosyası tstanbulda Orman İşletme müdürlüğünde, Ankarada Orman Genel müdürlüğü inşaat şubesinde ve Sinop devlet Orman İşletmesinde görülebilir
3 — Eksiltme 2-11-949 çarşamba günü saat 15 de Devlet Orman İşletmesi Sinop müdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (2281) Ura 42 kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu işin teknik ehemm-yetinde bulunan diğer bir İşi muvaffakiyetle başardığına veya idare ve denetlediğini lsbata yarar belgelerile birlikte eksiltme nln yapılacağı günden en az (tatu günleri hariç) üç gün evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına, Sinop veya İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerine baş vurarak bu işin eksiltmesine gir mek için yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır. Bu süre İçinde belge İsteğinde bulunmıyanlar eksiltme ye giremezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarına eksiltmenin yapılaca-
ğı saatten bir saat öncesine kadar Sinop Devlet Orman İşlet mesi Müdürlüğüne makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır. Poc tada olan gecikmeler kabul edilmez. 14902
--------_ İŞÇİ KIZ ARANIYOR
■ Ambalaj İşlerinde çaişunak üzere İşçi kızlar I tekillerin Rlza paşa yokuşu Şark Han An
■ müracaatları.
T. C.
ZİRAAT BANKASI
Yurdumuzun uorı «ışcaınae yayuauş »aıunaa Myıo müşterilerini memnun edebilmek İçin onlara belli Mrptafa, bel-
li bir evi. anayı değil İBtedlkiaci jrerda.
İstedikleri
£ V I
ARSAYI
TARLAYI
Be dendikleri EŞYAYI
Edinmek imkânlarını sağlamağı düşünmüş,
1949 İKRAMİYE TUTARINI
300.000 liraya
YÜKSELTMİŞTİR.
4 Çekişilin her birinde
25000,
10.000, 5.000 liralık
İkramiyelerden başka İOOO lira İle 50 lira arasında muhtelit miktarda 458 ikramiye vardır.
Çekilişler : 28 Şubat. 30 Mayıs, 31 Ağustee, W Aralık İkramiyelerden faydalanmpk için keşide yapılacak ayın üçüne kadar vadesiz tasarruf hesabında 100 lirası bulunmak ve bu miktarı çekiliş tarihine kadar devamlı şekilde muhafaza etmek kâfidir. Aynı müddet zarfında hesaplarında 100 fi radara fazla bir bakiyeyi muhafaza edenler ber 50(ı
lira için ayn bir kur’a numarası alırlar.
Elektrik Matzemasî Alınacak
Edremit Belediye Başkanlığından
Şehrimizin İkinci kısım şebekesi için açık eksiltme ile elektrik malzemesi alınacaktır.
1 — Muhammen bedel 5974 lira 60 kuruştur.
2 — Eksiltme 24.10.949 pazartesi saat 10 da encümen huzurunda yapılacaktır.
3 — Malzeme listesini görmek IsMyenlerin Galata Büyük Tü-
nel Han altında 9 numarada Hakkı Gürsuya müracaatları ilân olunur. , 14821
Türk Ticaret Bankası A.Ş.
Kur uı 11 u da:
Kuponlu vadeli mevduat hesaplarında 1000 lira ve daha fazla mevduatı bulunanlar arasında 15 Ekim 949 güııü Noter huzurunda kura ile yapılan ikramiye çekilişinde kazanan hesap numaralarını bildiriyoruz.
İkramiye mahalli Hesap No m İkramiye mahalli Hesap No. sı
500.— Ankara 191/1709 50— Eskişehir 4312
50.— » 190 5.000.— İstanbul 4590
50.— • 246 50— 4771
500— Adana 4004 50.— 4718
50— » 4001 50 — 4858
50 — 4002 50.— » 4594
50— Adapazarı 31 1.000— İzmir 84/1173
50.— a 29 50 — 144/1162
50 — ■ 68 50— » 129/283
50— » 51 50 — taralı 973/4021
50— Bolu 4035 50— » 1048'4042
50 — » 4019 50,— 1062 '4069
50— » 4039 50 — Osmanbey 4022
500— Bursa 150 50.— 4005
50 — ■ 154 500.— LÛ leh 4001
50.— » 151 50 — 4005
500 — Eskişehir 4254 50— Saaıanpazan 1557/1
50 — 50.— 13OÜ 4308 50 • 1560/2
Kırıklık, Baş ve Bel ağrılarına karşı GRİP vakalarile Sinir ağrılarına NEVROZİN
Sür'atle tesir eder
MADEN CİLASI SARI MADENİ EŞVAYİ
Yep yeni yapar.
Patates Alınacak
Ereğli Kömürleri işletmesi Genel Müdürlüğünden
Kapalı zarfla 200 ton patates satın almacaktu ŞARTNAME:
Zonguldak ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret gru-pu müdürlüğünden,
Ankarada; Etlbank Genel müdürlüğünden,
Istan bulda: Etlbank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden. Samsun, Fatsa, Ordu, Adapazarı ve Abana Ticaret Odası Başkanlıklarından, alınabilir.
Eksiltme 2 Kasım 949 çarşamba günü saat 18 da yapılacağından numunelerle birlikte teklif mektubunu havi zarf lann en geç eksiltme günü saat 15 şe kadar İşletmemiz Başkâtipliğine verilmiş olması lâzımdır.
Eksiltmeye gireceklerin istiyecekleri flatl % 7,5 ğu nöbetinde teminat akçesi vermeleri şarttır.
Postada vukubulacak gecikmeler nazarı İtibara alınmaz. İşletme idaresi ihaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbeatir.14797
Teknik Okulu Harita ve Kadastro Mühendisliği şubesine öğrenci alınacak Teknik Okulu Müdürlüğünden:
Teknik Okulunun dört yıl öğrenim süreli Mühendislik kısın inin Harita ve Kadastro şubesine olgunluk imtihanını vermiş İlse mezunlarından giriş Lmtlhanlyle ve başarı gösterenlerden 25 sine derece »ıraslyle Burs vermek üzere, öğrenci alınacaktır. Giriş imtihanları 31,'Ekim/1949da matematik ve Türkçeden; l/Kasım/1949 da fizik ve kimyadan Yıldızdaki okul binasında yapılacaktır.
Evvelce 7-li/Ekım/1944) tarihleri arasında yapılmış olan giriş İmtihanlarına girmek üzere kayıt işlemlerini yaptırmış olan olgunluklu lise mezunları isterlerse ellerindeki giriş kart larlyle bu İmtihana katılabilirler.
Evvelce kayıt edilmemiş olgunluklu lise mezunlarından İstekli olanlar gazetelerle ve okulda ilân edilmiş bulunan Kayıt belgeleriyle en geç 2S/Ekim/949 günü akşamına kadar Yıldızdaki okul müdürlüğüne müracaat etmelidirler. Fazla bilgi okuldan öğrenilebilir. 14777
Açık Asistanlıklar
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanlığından
1 — Yapı elemanları, işletmesi ve makin aları kürsüsüne yüksek mimar «Teknik üniversite mimarlık fakültesi mezunu» veya yüksek İnşaat mühendisi iki asistan alınacaktır.
2 —Demiryol işletmesi kürsüsüne bir asistan alınacaktır.
İsteklilerin yönetmeliğin 3 cü maddesindeki şartlan haiz olduklarına dair belgeleriyle dil imtihanının yapılacağı 3.11940 tarihli perşembe günü sabahına kadar dekanlığa yazılı müracaatta buluruna) an ilân olunur. 14822
Emniyet Genel Müdürlüğünden:
İstanbul şehrinde polis radyo telefon tesisatı yaptırılacaktır:
İstanbul şehrinde yaptırılacak polis radyo telefon tesisatı. 22/11/949 salı günü saat 15 de taubine ihale edilmek üzere kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
şartnamesine dahil projesine göre yapılacak bu tesisat ve yedek parçalarına 183000 lira bedel tahmin edilmiştir. Şartnamesi Emniyet Genel Müdürlüğü satmalına komisyonunda görülebileceği gibi im. iue veznesine yatırılacak 925 kuruşluk makbuzun tevdii halinde verilebilir.
İsteklilerin 10500 liralık ilk teminat makbuzu veya banka mektubu ve 2490 sayılı kanunda yazdı belgeleriyle birlikte mühürlü teklif mektuplarını eksiltme günü saat 14 e kadar Genel Müdürlüğümüz binası içindeki satmalma komisyonuna vermeleri. (113‘jîj
Created by free version of 2PDF

Comments (0)