En son
PARİS MODASI
Kadın Kumaşlarım ızı görmeden Bon Bahar v» Kışlık Yünlülerinizi almayım*.
'I
AKŞAM?
Paslanmaz ve Oyulmuş
PAL
TRAŞ BIÇAKLARI
Oyulmuş OBA Patent No. 1282588
Sene 32 — No. 11444 — Flatt: her verde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 19 Ağusto* 1950
8ahlbl: Necmeddln Sadak — Yaz» İşlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Cumhurbaşkanı, Bakanlar Ankaraya döndüler
Belçikada bir suikast
Komünist lideri Lao, evinin önünde öldürüldü
Korede Komünist
tazyiki hafifliyor
Bakanlar Kurulu bu gün Cumhurbaşkanının reisliği altında toplanacak
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün Gazeteciler Cemiyetini ziyaı et eltiler
Londra 10 (R) — Belçika komünist lideri Lao, Llöges şehrindeki evinin kapısı önünde İken otomoblUe gelen İki şalın tarafından öldürülmüştür. Suikastçılar yine otomoblUe kaçmışlardır.
Fransada bir hâdise
Amerikan karargâhı vaziyetin kontrol altına alındığını bildirdi

Cumhur başkanı dün Ankarada vagonda n İnerken
Cannes 18 (A.A.) — Bu sabah saat 13 te meçhul şahıslar, Cannes civarında La Bocca’da komünist partisinin merkezinde bir İnfilâka sebep olmuşlardır. İnfilâkın şiddetinden vitrin parçalanmış ve civar evlerin camlarının bir çoğu kırılmıştır
Avrupa kabinesi
Reynaud bu hususta teklifte bulundu
Celâl Bayar,
Naktong üzerindeki en mühim köprübaşı imha edildi, Pohang limanı geri alındı
Cumhurbaşkanı
dün, Ankara ekspresine bağlanan hususi vagonla tzmltten Ankaraya vasıl olmuş, Bakanlar, komutanlar tarafından karşılanmıştır. Başkan vagondan İndikten sonra gardaki halk taraftndan şiddette alkışlanmıştır
Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü de dün akşam uçakla Ankaraya hareket etmişler, Ankara hava meydanında bazı Bakanlar ve dostları tarafından karşılanmışlardır. Başbakan, Dışişleri Bakanı. Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu, Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu Başbakanlığa giderek burada saat 21 buçuğa kadar görüşmüş-y lerdir. Kabine bugün veya yarın toplanacak, bilhassa Bulgar notası etrafında görüşülecektir. Bu toplantıya Cumhurbaşkanı başkanlık edecektir.
Bulgar notasına verilecek cevap pek esaslı olacaktır. 250 bin Türkün üç ay içinde memlekete nakline İmkân görülmemektedir. Umumi kanaat şudur: Bul-garistandaki Türklerln ana vatana gelmelerine taraftarız. Ne-teklm şimdiye kadar gelenlere her türlü kolaylık gösterilmiştir. Fakat 250 bin kişinin kısa bir zaman zarfında iskânı İmkânsızdır. Bulgaristanin İsteği Türk unsurunun ana vatana naklinden ziyade bir nevi tehcirdir. Hükümet ahdi vaziyeti tetkik ederek icab eden cevabı verecektir.
Kabine toplantısında
Marshall yardımı İşi de görüşülecektir.
Menderes ve Köprülü Gazeteciler Cemiyetini ziyaret ettiler
Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün saat 18 da Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etmişlerdir.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Cemiyette kaldıkları müddet zarfında basın mensuplarıyla samimi hasbıhalerde bulunmuşlar ve matbuatın demokrasi dâvasındaki büyük hizmetlerine 1-şaretle karşılıklı İşbirliği lüzumuna heç zamandan ziyade muhtaç bulunduğumuzu belirtmişlerdir.
Başbakanla Dışişleri Bakanının dünkü ziyareti sırasında, bir tarafta Bakanların ve diğer tarafta gazetecilerin bulunduğu
Strasburg 10 fR) — Eski Fransız Başbakanı ve Avrupa Birliği Asamblesinde Fransız delegesi Paul Reynaud bir Avrupa kabinesi teşkilini teklif etmiştir. Sosyalist Andrö Philip teklifi desteklemiştir. İngiliz de-
bir resmi toplantı havası değil, |egesj ç|e puna taraftar olmuştaki t aynı meslekten •
arkadaşların toplandığı bir aile havası esmiştir.
Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Gazeteciler Cemiyetinden ayrılmadan önce hâtıra defterine, bu samimi ziyarete ait lntl-balarını kaydetmişlerdir.
Menderes ve Köprülü
Ingiliz ve Fransız elçilerde görüştüler
Başbakan Adnan Menderes ve
Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü . .
dün Vilâyete gelmişler ve bir Açıkaluı, Türklyenln Atlantik müddet meşgul olmuşlardır. | Paktına girmek hususundaki
Başbakan ve Dışişleri Bakanı müracaatını görüşmek üzere, Vilâyette bulundukları sırada! bugün İngiltere Dışişleri Baka-Fransız Büyük Elçisi Jean Les-, nı Bevlnl ziyaret etmiştir. Mülâ-cuyer’ln, bir müddet sonra da kat elçi tarafından taleb edll-înglllz büyük Elçisi Slr Charles Noel’in ziyaretlerini kabul m İşi erdir.
samimi
et-
Atlantik paktı
Londra büyük elçisi Bevin’le görüştü
Orduya siyaset karıştırmak isliyenler
Ankara 18 — Koreye gönderilecek Türk savaş birliğine katılmak üzere tzmltten yola (;i-kan erlerin katarından bazı vagonlara da, İzmlrde olduğu gibi, yazılar yazıldığı görülmüştür. Bu vagonlarda bu gibi ibareler yollarda farkına varıldıkça silindiği halde tekrar yazılmış, vagonlar Ankara garına bu halde- girmiştir.
Nevyork 19 (R) — Korv’den bu sabah iyi haberler alınmıştır, Amerikan karargâhının bildirdiğine göre, komünist tazyiki hafiflemektedir. Bütün cephe boyunca vaziyet kontrol altına alınmıştır. Taegu’yu şimalden tehdld eden kuvvet en büyük tehlike idi. Burada komünistler şehirden 20 kilometre uzakta durdurulmuştur. Amerikan piyade ve deniz sllâhen dazlan, uçakların ve yeni gelen tankların himayesinde karşı taarruza geçerek Kuzey Korelileri 5 kilometre geriye sürmüşlerdir.
Naktung nehri üzerindeki en mühim komünist köprübaşı yok edilmiştir. Şimdi burası, kalan perakende kuvvetlerden temizleniyor.
Pohang limanı komünistlerden geri atınmıştır. Amerikan uçakları şimdi Pohang hava üssünü kullanıyorlar.
Radyoda bir konuşma yapan
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Lie
Güvenlik Konseyindeki müzakere
Nevyork 19 (R) — Güvenlik Konseyinin daimi olmıyan altı
âzası (Hindistan, Norveç, Küba, Ekuvator, Yugoslavya, Mısır) bugün Hint delegesinin daveti üzerine toplanmış ve Kort meselesi İçin bir hal şekil aramıştır. Toplantı neticesiz kalmıştır. Hintlilerin hazırladıkları teklifi salı günü Konseye verip vermiyecekleri belli değtldlr.
Lie’nin bir konuşması
Londra 10 (R) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Lla, dün akşam Oslo radyosunda oir konuşma yapmıştır. Lle, konuşmasında .Tecavüzün fayda temin edemlyeceğl herkese gösterilmelidir* demiştir.
Y ardımlar
Nevyork 19 (R) — Türklyenln Koreye 4500 kişilik bir kuvvet göndermek teUlfl Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından memnunlukla kabul edilmiştir, Danimarka hükümeti tam kadrolu bir hastane gemisi gönderecektir.

Londra 18 (AP>— Büyük Elçi
»İştir.
ka-
Hükümet, orduya siyaset rıştırmak lstlyenler bulunduğu hükmüne vardığından, bu yolda esaslı tedbirler almak üzeredir. İzmir ve Erzlncanda, benzeri hâdiselerden dolayı açılan tahkikata ehemmiyetle devam edilmektedir. îlglll makamlar Ankarada tahkikata başlamışlardır.
Hava yolları Amerika’ya bir heyet gönderecek
Ankara 19 (Akşam» — Devlet Havayolları Genel Müdürlüğü uçak malzemesi alınması İçin A-merlkaya bir heyet gönderecektir. Genel müdür yardımcısının başkanlığında bir heyet dün ts-tanbula hareket etmiştir.
Ankarada bir yangın
Gaz maske fabrikasının bir kısmı yandı
Ankara 18 — Bu sabah saat 8,30 sıralarında Mamak gaz maske fabrikasının hurda eşya ambarında vuku bulan bir in-ftl&k yüzünden yangın çıkmıştır. Zamanında yetişen Ankara İtfaiyesi yangının büyüm esin 3 mâni olmuştur.
infilâkın depodaki hürde filmlerin tutuşmasından iteri geldiği zannedilmektedir. Savcı Hüsnü Kayıkçıoğlu tahkikata bizzat el koymuştur.
Eyüp Sabri Akgöl’ün cenaze merasimi
Hemşire ve Laborant okulunu bitirenîer
Diploma tevzii merasiminde Sağlık Bakanı, Vali ve Belediye Reisi ve davetliler [Yazısı üçüncü sahlfemlzde]
Şu puan farklarına dikkat
Atletizm birinciliklerinin ilk kısmında alman şu netice dikkate şayandır:
Fuvan tasnifinde Beyoğ-1 ııspor 37, Kurtuluş 33, Fenerbahçe 17, Galatasaray lisesi 6, Beşiktaş 5. (öbür meşhur kulüplerin, bu atletizm cetvelinde esamileri bile o-j ku umuyor!)
, Demek, sporun alfabesinde büyük kulüplerimiz, bu derece geri. Onlar, daha ziyade, başka tarafta yetişenleri, zenginliklerde, cezbet-l inek istiyorlar. Halbuki, halkın ve devletin spor kulüp-ilerine teveccühü, rağbeti, | beden terbiyesini nemaları-Idırmalan, millî sporu geliş-
- -jürmeleridir.
I Bari. Beyoğluspor gibi, «Kurtuluş gibi sonradan çıkan boynuzların kulakları aşmasını, mevki tutmaları-| nı temenni edelim.
I Atletizmde ileri gideni {sempatik görüp destekleşmekten gayri çare yoktur. İZira şöhretli milli kulüplc-_İrimizin cambazhane halini I almalarım amatör sporculuğumuz namına zararlı sayı-! yoruz.
Yunan kab nesi
Yeni Kabineyi
Venizelos kuracak
Atina 19 (R) — Liberal Bakanların çekilmesi üzerine Başbakan Plastlras kabinenin İstifasını Kirala takdim etmiştir KıraJ, Venizelosu, yeni kabineyi kurmağa memur etmiştir. Venizelos, mümkün olduğu kadar geniş bir hükümet kurmak için görüşmelere başlamıştır. Ameri-kada bulunan Sosyal Demokrat partisi lideri Papandreo'ya bir telgraf çekerek onları da kabineye iştirake davet etmiştir.
Mısır kıralı
Kiralın Deauville’de evleneceği yalanlanıyor
Deauvllle 19 (AP> — Kıral Faruk’un basın mümessili tarafından dün bildirildiğine göre, Faruk’un Deauvllle'de evlenmesi mevzuubahls değildir. Genç hükümdarın. burada on günlük tatil müddeti içinde evleneceği hakkında bazı tahminler yürütülmüştü,
Kiralın basın mümessili Kerim Tabet Paşa, (Kıral ancak Mısırda evlenir» demiştir.
Kiralın bir zamanlar evleneceği söylenen 18 yaşındaki Neriman Sadık, buralarda görünmemektedir.
Kıral namına ayırtılmış odalardan birisi hâlâ boş durmaktadır ve Neriman Sadık'dan bahsedildiği zanıan. Kiralın maiyet erkânı ondan haberimiz yok demektedirler.
Ölümünü teessürle haber verdiğimiz Hürriyet kahramanlarından Eyüp Sabrl Akgöl’ün cenazesi dün lhtlfalât 1te kaldırılmıştır. Cenaze merasiminin tafsilâtı ve A. Adnan-Adı rann rahmetli Eyüp Sabrl hakkında bir yazısı üçüncü sahifemlzdedtr.
Karpuzcular yedi karpuz üzerine istida yazıp Ticaret Odasına verdiler. (Gazetelerden)
Karpuzcu — Ye babam ye... Karpuz değil* istida kâğıtları bunlar...

Bahire 1
.•.i
İD ı.
Hafta Sonu Notları
Sab ah Gazeteleri Ne Diyor ?
Millî oyunlarfestivalı
ürklyö Milli Talebe federasyonu. Dünya Gençlik teşkilâtının. Istan*’ bulda toplanması dolayısıyla güzel bir şey düşünmüş: 1*-lanbula glanlş olan yabancı memleketler gençliğine Türk milli oyunlarını. milli kıyafetler içinde göstermek.
Federasyon bu güzel düşünceyi, çoktan işba t etmi ş olduğu organizasyon kabiliyetiyle derhal gerçekleştirmeye teşebbüs etmiş. Hakikaten Türkiyenln bor tarafından milli oyunları en iyi oynayan ekipleri mahalli kıyafetleriyle Istanbuln getirmeğe muvaffak olmuş. Evvelki akşam biz de gidip bu festivalde hazır bulunduk. Hâtıralarda kaybolmaz izler bırakacak olan bu müstesna propaganda gecesinin, art İtinalı bir program tertip edilmeden sahneye çıkıldığı İçin .seyircilerin üzerinde şıkçı bir tesir bıraktığına şahit olduğumuzu burada söylemekten çeklnmiyeceğiz.
Bizim folklor musikimiz nasıl ekseriyetle tek roelodül ise müli danslarımız da lopu topıı bir kaç figür içinde döner ve danslar ancak musikinin yorulmaslyle kesildiği İçin sonu yoktur Şehirden köye doğru biz derece derece bu uzunluğa tahammül ederiz. Çünkü hava bizim ba-vamıztfır. davulun muttarit temposundan zevk almaya ohşımşızthr. Aynı figürlerin tekrarlanması bizim canımızı koiay kolay sıkmaz Fakat bunları seyrederken dalma yenilik arayan yabancı, 09 dakika süren bir ayak oyunundan sonra yeni bir havaya geçilirken gene aynı ayak oyunlarının, sağa sola gidip gelmelerin, çöküp kalkmala-nn tekrarlandığını görünce sıkıiıyor. Binaenaleyh biz milli oyunlarımızı yabancılara gösterirken, hele böyle memleketin her tarafından gelmiş ekiplerle zengin bir festival tertibederken oyunlarımızı mümkün olduğu kadar kısa kesmeğe, böylelikle seyirciye mütemadiyen yenili-iter göstererek hayran etmeğe mecburuz. Böyle yapılırsa bizim milli oyunlarımıza hayran olmamak kabil değildir.
Evvelki akşam Açıkhava
Tiyatrodundakl milli oyunlar festivalinde muhtelif ekipler on. on beş Zeybek oyunu oynadılar. Gerçi bu oyunlar a-rasuıda ancak bizim farkede-bllcccğlmta ince farklar var-3ı, tokat bu oyunları seyretti yabancı gençlerin arada bir «Bunlar mütemadiyen, aynı şeyleri tekrar ediyorlar» dediklerini duyduk ve üzüldük,
Anadoiudan kalkıp İstanbul» kadar gelmiş bir eklpln sahnede mümkün olduğu kadar fazla kalmak, fazla alkış toplamak İstemesini tabii sayara. Fakat tertip heyett akşam saat 9 dan gece yarısından sonra saat bire kadar devanı eden, bu festival, blrl-blrlerlne benzlyen oyunları biraz kısaltarak hiç değilse on İkide kesecek şeklide te-Up etmiş olsaydı hiç kimsede sıkılma alâmetleri görülmezdi. Bu. hâla olmuştur.
TrakyalIlar, Egeliler, Karadenizliler. BursalIlar, KonyalIlar, Erzurumlular, ter-mulat çok güzeldiler. Fakat meselâ BursalIların kılıç kalkan oyununa hiç lüzum yokken zuma İlâve edilmiştir. Halbuki bu oyunun bütün güzelliği sessizlik içinde kılıç kalkan seslerinin temin ettiği ahenktedlr. Bu kaybolmuştur. Aynı şekilde Karayılanın davuluna da zuma İlâve edildiğini gördük. Bu da davulun tek başına temin ettiği tempodan doğan güzelliği bozdu, ölen asıl Karayılan bu davullu oyunu zurna-sız oynardı.
Hoparlörde okunan şiirler de o kadar fazla yüksek sesle okunmasaydı şüphesiz tesiri daha derin olurdu.
Bütün bunları, bir propaganda unsuru olan mIHI 0-yıınîanmızı bu gayeyi temin edemlyeock hale sokmamamız İçin yasyorum. Anlaşdı-yor ki mini öjTinlannıızla ciddi surette meşgul olan, bu oyunları derinden derine etüt etmiş bir büroya İhtiyaç vardır. Bilirkişilerden mürekkep olacak olan o bürodan. dalma en güzel milli o-yunLar programlan istenebilir. Milletlerarası festivallere İştirak eden nıUll ekiplerimizin birinci gelmek şansları da ancak bu sayede artmış olacaktır.
Şevket RADO
Marshall yardımının arttırılması CVninVRİYET bu başlıklı makalesinde diyor irf:
•Marshall yardım plânının
yardım görmesi elbette doğru âeğildJr.
Bu realiteyi, Mr. Russel Dorr'a ve onun vasıtaslyle de dost A-merikaya anlatmak Te Mnrsfran yanlım plânından daha fazla
tatMktoe başlandığı ramandan yordun sağlamak yeni İktidara beri, bu sütunlarda müdafaa nn^.
etliğimiz tez şudur: Mademki dost Amerika, Türkiyenln ve kendi tabiriyle Türkiye kalesinin kuvvetli olmasına ehemml-,yet ve kıymet vermektedir, bir ■memleketin kuvvetli olması, iyainız onlularının savaş kabiliyeti İle değ», hattâ daiıa ziyade İktisadî kuvvetiyle ölçülür. Fren sızların potttıtlel de gucrre dedikleri ve bizim harb gücü diye tercüme ettiğimiz mevzu içinde iktisadi kuvvet en başta gelir.
İktisaden zayıf bir memleket harb gücü bakımından tama-mlyle kuvvetli sayılamaz. Türkiye kalesinin kuvvetli olması için, yalnız askeri silâh ve malzeme yardımı kâfi değildir; İktisadi yardımın da kifayeti! olması ve İhtiyaçlarımızı karşılaması lâzımdır.
İngiltere gibi büyük ve zengin bir devletin dahi, iktisadi kalkınmasını temin İçin Marshall plânından âzami yardım gördüğü gözönüne alınınca, harbe gir memlş almakla beraber iktisadi hayati harb yüzünden bozulmuş olan Türkiyenln, meselâ harbde ive hârbden sonra da tarafsız kalmış olan İsveçtcp daha az
1
Valiler arasında
Bazı nakil ve tâyinler yapıldı
Sağlık Bakanı Balıklı verem hastanesini ziyaret etti
Şehrimizde bulunan Sağlık v« Sosyal Yardan Bakanı Prof. Nihat Reşat Belger, dün öğleden »onra. Balıklı verem hastanesini ziyaret etmiştir.
Bakan, hastanedeki İntizam ve çalışmadan memnun olmuştur. Hastanenin arkasında bulunan ve askerler tarafından kullanılmakta olan binanın hastana-ye İlâvesinin uygun olacağl bakkındakl teklifle Ankarada meşgul olacağını bildirmiştir. Prof. Nihat Reşat Belger akşam Ankaraya hareket Diştir.
dün et-
Tekrar istanbuF emrine verilen öğretmenler
Geçen ders senesi başında tstanbulda kadro fazlası oldukları İçin başka İllere tâyin edilmiş olan öğretmenlerden bu defa yeniden yirmisi yine İstanbul emrine verilmiştir. Adları şunlardır:
1 — Semlha Turgay, Fazilet Vural, 3 — Akile Mıh-cj„ 4 — Sulhlye özen, S — Meliha özbilge, 8 — Bahriye ök-tem, 7 — Mübcccel Gürkut, 8 — Muazzez Alçam, 9 — Hayriye Tekin, 10 — Fitnat Aslan, 11 — Melâhat Ayşıl, 12 — Mclâhat Tütener, 13 — Mediha Zehra Ertan. 14 — Safiye Narman, 15 — Muazzez Oıbay, 18 — Yusuf Güven, 17 — Zehra Onan, 18 - İffet Göndür, 10 — Halka özıiağdevlren, 2o — Fethiye Onan.
2 —
verecek bir hareketin mesuliyetini taşımağı elbette istemez. Fakat politika yüzünden o istikamete sürüklenmiştir. Ben, partinin bazı liderleriyle daha bir. iki gün evveli Ankarada konuştum. Şuna eminim kİ İki ana partinin liderler) yüz yüze gelirlerse ve millî ölçüler ve gayelerle vaziyet! beraberce gözden ıgeçirirterse. milli cepheyi yenirleri kurmak imkânım mutlaka bulurlar. Devlet reisimizin harici ve askeri bir meselede milli cephe birliğini kurmak ve politika ihtirasının bu sahalara sirayet etmesine mâni olmak Itçfn derhal harekete geçmesi de. yük sek vazifesinin bir İcabıdır ve çok arzu edilecek bir şeydir.

Yavaş, yavaş
HÜRRİYET hu başlıklı maddisinde diyor ki:
Biz. İşlerde surat bekleyensen biraz daim sabırlı olmaya daveç ediyoruz. Yeni hükûmet-
düşer. Kaldı kİ Mr. Russel Dojt da geçen mayısta, Türkiyeye yapılan İktisadî yardamın artt»-nlacağjnı söylemişti.
Adnan Memteres hükümetinin bir mühim meselede eski iktidar hükümetlerinden daha başarılı olmaa.nı rl Heriz.»
* Gaflet yolunda yürüyenler Ahnel Emin Yalman tATAN’ da «yor M:
C. H. P. 11 dostlarım aa söylememi mazur görs imler, fakat variyet acıdır. Bizzat Halk Partililer x asında da parti liderleri tarafından tutulan yolu hcş g orm* yenler çoktur. Böyle giderse. bozguncu meyli gösteren- lerin, mektebe giren yeni laleler kendi .partileri İçinde dc infirat haline düşeceklerdir.
Diğçr taraftan Demokrat Parti iktidarı, memleketin mukadderatına ait mesuliyeti taşımaktadır. Halk partisini kirli politikanın bataklığına İtecek yerde. (mu oradan kurtarmak İçin el uzatmağı bilmelidir Zaten vaziyetin mevcut şekilde gelişmesinde kendinin de hata payı vardır.
Halk Partisi, memlekete 2»rar ,
beJer gibi acemilik devresi geçirmeleri tabii tür. Ümitsizliğe kapılmadan evvel bu acemilik devresini hesaba katarak muhakeme etmem fa tarımdır
Adnan Menderes hükümetinden hep birden bir çok şey beklememi? hatalı bir istektir. Bu kadar sene bekledikten sonra biraz daha sabır göstermek icap ediyor. Bu sabrı gösterelim ve İş haşmdaidlere alışma ve İş görme imkânını verelim.
Kımıl haşeresi
Seferber edilen ekipler makinelerle mücadeleye girişecekler
Tramvaya atlarken
tki bacağı kesildi hastanede öldü
GLMcBrideyakında mem lekelimizden ayrılıyor
General Türk milletinin asaletine, Türk askerinin yüksek cesaretine hayran
Ankara 18 — Yakında memleketlinizden ayrılacak olan A-merikan askerî yardun heyeti başkanı Mc Bride. tertip ettiği bir basm toplantısında yeni 'başkan general Arnold'u gazetecilere ₺anıtmBjl.ır.
General Araoid. gazetecilere Türk ordusu ve mensupları ile çalışmaktan büyük bir zevk duy düğünü belirtmiştir.
General Mc Bride de. askerlik bayatının en enteresan ve zevkli 28 ayım Türkiyede geçirdk ğinl söylemiş ve Türk ordusunun durumuna temasla demiştir ki:
•— Benim şahsi kanaatime göre Türkiyeye verilmiş ve verilmekte ölen modern Amerikan malzemesi, tatbik edilen eğitim programı gereğince. Türk silâhlı kuvvetlerini üç sene evvelkine Daıanan farkedilebilecek şekilde kuvvetlendirmiştir. Ba suretle silâh altındaki personelin azaltılması imkanı da hasıl olmuştur.
Bugün Türk kara ve deniz kuvvetlerine mensup personel modern, orduların gerektirdiği 150 muhtelif koşu üzerinde eğl-' time tâbi tutalmaktndıriar. Son üç sene zarfında 20 binden fazla Türk askerî personeli tcsblt edilen kurslarda eğitim görmüşlerdir.
Türk bosmında intişar eden ve bizim Tûritiyedeki görevimizi öven yazılardan son deercede mütehassis oldnm.3
Me Brlde, askeri yardım mal-7^-meşin ip genişliği hakkında da İzahat vermiş, yapılan tenkid-leriH yerinde olduğunu söylemiş ve:
t— Millî savunmayı ilgilendirmesi bakımından Türkiyeye teslim edilmiş alan malzemenin hakiki tnlktarmı açıklı yu mıya-cagım bedlhidir. Fakat, teslim edilmiş olan geniş miktardaki malzeme hakkında bir fikir e-dineblimenlz İçin şu bir kaç misali verecğlm: Türk kâra, hava ve deniz kuvvetleri için tahsis edilmesi kararlaştırılan alıcı ve verici telsiz cihazlarının a-dcdl 10.000 1 aşraakadır Yardım programı gereğince Türkl-yeye verilmiş olan kamyon, otomobil ve jeep adedi, üç sene evvel Türk silâhlı kuvvetleri tarafından kullanılmakta alan miktardan daha fazladır. 100,000 kilometreden fazla uzunlukla telefim teli ve kablo verilmiştir. Bu tel ve kablolar dünyanın çevresini iki defa sarabilecek uzunluktadır. Türkiyede.ki görevimi, Amerika Birleşik devletlerinin Türkiyeye askeri, yardim alarak tahsis ettiği milyonlarca daların, ne kadar aklthci» sar-fedildiği kananHnp varabilmem imkânını sağladığı İçin büyük bir zevkle yaptım» demiştir.
Mc Bride, Türk m illetin İr; a-saleünln ve Türk askerinin yük sek cesaretinin hayranı olduğunu belirterek beyanatını bitirmiştir.

Hayvan sergisi Veliefendide açıldı
Sergiden bir görünüş
Ankara 18 — Çekirgeden daha muzır Kımıl adındaki haşerenin Güney Doğu illerinde mahsulâta zarar verdiğini yazmıştık. Verilen malûmata göre bıı haşereler Diyarbakır. Urfa. Elâzığ. Mardin, Malatya, Gaziantep, Tünçril ve Hatay vilâyetlerinde 80(1,000 dekar arazideki hububat mahsulüne yii2de 1 - 15 nispetinde zarar vermiştir.
Fı ferfeer edilen ekipler, Kı-mullara karşı alev makinelerile mücadeleye girişeceklerdir. A-dana ovasındaki mahsulâtı kurtarmak için mücadelede uçaklardan da İstifade edilecektir.
Sultanahmette Mehmetpaşa yokuşunda oturan 16 yaşlarında Sabahaddln isminde bir genç, diin. Sirkecide Kemalbey sineması, önünde vatman Öme-rln İdaresindeki Yedikule -Bahçekapı tramvayına atlamak İstediği sırada muvazenesini temin edemiyerek düşmüş ve tkl bacağı römorkun tekerlekleri altına giderek kesilmiştir.
Sabahaddln derhal Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmışsa da kısa bir müddet sonra m Üştii r.
Ankara 18 — Yeni bir kararname ile İçişleri Bakanlığı emniyet müsteşarı Halûk Nihat Pepeyi Kütahya, mahalli İdareler umum müdürü Sıddık Tû-merkşn Balıkesir. Rize valisi Hıfzı Tözün Bitlis, tetkik korulu başkanı Dilâver Argan Muğla, emekli kurmay albay Nihat Sueerl Diyarbakır ralUiğne tâyin edilmişlerdir.
Kurmay albaylıktan istifa suretiyle ayrılan Necati 11 ter'in Ankara valiliğine tâyini bak-| kındaki kararname bcgûııkü Resuti Gazetede çıkmıştır. Necati İiter yann ıbuguni yaza fesine başlayacaktır.
Nüfus İşleri eski genel müdürü Sebat! Ataman da İçleri Bakanlığı tetkik kurulu başkanlığına getirilmiştir.
Defterdar ve kaymakamlar
1 Ankara 18 — Defterdarlar a-
1 rasmda yeniden tâyinler yapan lan bir teklifte, İşçi gençlerin

J
Geçim masrafı
Ticaret Odası tarafından neşredilen geçim endeksine göre temmuz ayında 5 kişilik bir aile temmuz ayında; Mili! Korunma Kanunu şümulüne giren 34 lira kira ödediği takdirde 35 S
Dünya Gençlik
Birliği toplantısı
Diînya Gençlik Birliği ıW.A. Y.) konseyinin duakii toplantı-, anda bir gazete neşrine karar »erilmiş, genç İşçilerin sigorta dununu konuşulmuştur. Yapı-j
---- ---------- - kıvu.ua JLIUULU KI’UULİ J ULI I.... L-n UUU.kU, I1,'.1 1• 1 * ‘
lira 6fl kuruş İle geçinmekte., [ jjs^ bugünkü .Resmi Gaze- mektepten çıktıktan sonra 18 â7-a
1 AA 1 ( (-ra r-ıaa-Vanr- lata-a Zirl aarl IA1 I (1 İZ _ ..... . 'I . ... . . . "1
100 lira serbes kira ödediği takdirde 432 lira 68 kuruş sarfet-mektedlr.
İstanbul atletîzm
birincilikleri
İstanbul Atletizm birincilikleri dün İnönü stadındı yapLÜna-1 ğa başlanmıştır. Birinci küme ayetleri arasında yapılan mii-J ______ ______________
sabakalann İlk gününde şu ne-' virde, hayvanın ehemmiyeti a-ticeler elde edilmiştir:
400 engellide:
1 — Burhan Cengiz
Dün saat 15,30 da Bakırköy VellefentU çayırında ^senelik hayvan sergisi açılmıştır. Kor-deleyl kesmeden evvel. Bakırköy kaymakamı şunları söylemiştir:
«Makinelerin çoğaldığı bu de-
cak hayvan çift sürebilir, iyi hayran yetiştirenleri teşhir için bu sergiyi açıyoruz. Bu sene dağıtacağımız ikramiye 1400 liradır.»
(F-Bj
salmış görünebilir. Fakat bugiia 'öyle yerler vardır W, orada an-'
Bundan sonra derece alan, hayvanların İkramiyeleri dağıtılmıştır.
BORSA
Balıkpa zarında ki cinayetin faili teslim oldu
_________________ , ; menu-pten çurtıktan sonra ıı> tede intişar etmiştir. 'yaşına kadar İşçiden ziyade birj
25 - 3q kaymakamın da nakil stajyer olarak kabul edilmesi!' ve tâyinlerini ihtva eden yeni istenmiş, bu işçilere senede üç! bir kararname nin
dıği öğrenilmiştir. Bu kararname bir iki gün içinde tasdikten çıkacaktır.
5 — İsmet Dlnçean (G.S.) 58
3 — Emin Doybak (B.S.I 6i
S00 metrede:
Turban Göker (FJ3.)
UCU UMZIIiril?, UU tjçııçıc BCUCUC ;
hazırlan- haftalık bir izin verilmesi, haî-ı 1 ~ 158.7
2 — Ali Polat (FH.) 2.01.8
3 — Nejat And (G.SJ 2.02 Üç adımda:'
1 — Halûk Renan (FJB.) 13.4« D. P. 11 İdare Kurulu 2 — Frik Guner iLe.t.t.> Başkanı Gazeteciler, 2”
Cemiyetinde
_____________________ ______ D. P. Î1 İdare Karnin Başka-Idanunı istemiştir. Muhakeme, nı avuJca:t Enver Safder öder 22 kurul üyeleri dün öğleden I evvel Gazeteciler Cemiyetini zi-' I yarat elmlşlesdlr. idare Kurulu i Başkanı ve üyeleri, mıdıtelil ga-6 hırsız yakalandı zeteiei'e mensup Rrk ada şiar ımı-
Saraçhanebaşından Akraraya 2in davetlisi olarak öğle yrrne-inen Horhor yolu üzerinde bir ğtnt Cemiyet Lokülinde yemaş- taş) 3A2SA müddettir bnzı soyguncnluk vft- l₺r, meslekdaşiarsnuln basbı-l 3 — Var kalan olmakta kil. Ikl gece ev- hallerde bulunmuşlardır. ,38.43.4
vel de Aksarayda berberlik yapan şekûre ismindeki katlın yumrukla dövülmek suretiyle. I-çlnde 150 lira para ile altın kol su ti bulunan çantası kapılmıştı.
Fatih Emniyet ântirllğ! me-!_ muriarı. hâdise üzerine utiıki-j.lkat ve takibata girişmişler ve zahiren seyyar esnaflık yapar I görünen Mahmut Müliyhn, Mis-bah Yıldız. Salih Elııgöz, Ussan Orhan, Edlb Güllü ve Abdi İnan nwBLa. uiHiugvur. A UJi— ;
klkata savcılık el koymuş ^□p ^dmdakl ^gençlerin Mr 1^*^*
patinyan maddenin mahiyeti henüz tesblt edilememiştir.
Anka ranın bir bucağında büyük bir yancın
Ankara 18 (Akşam) — Bu gece Ankaranaın Beypazarı İlçesine tâbi Karoser bucağında büyük bir yangın çıkmıştır, mahalli İtfaiye teşkilâtının yangım sön-düremlyeceğl anlaşıldığından Ankaradan İtfaiye grupunun gönderilmesi istenmiştir. Ankara İtfaiyesi gece yarışına doğru Karoser bucağına gitmiştir. Bu sabah saat beşte yangının el'an devam ettiği haber alınmıştır.
Fazla malûmat yoktur. Yangının mahiyeti de belli değildir.
tada bir gün istirahat ettirilmeleri talebinde bulunulmuştur.
Konsey bugün, yann tekrar toplanacaktır.
Ali Er te kinin idamı istendi
Habalıadcln Aliyi öldürmekten sanık Ali Ertekinln. muhakemesi bitmiş, savcı, sanığın
müdafaayı dinlemek üzere eylüle talik edilmiştir.
13.27
3 — Turhan AkdiUl (FB.) 11.87
Yüksek atlamada:
1 — A. Holyafkin (B.S.1
2 — Ahmet Vırij IFB.ı
3 — V. Holyafkin tB.SJ
10,06 metrede:
1 — Nuri ök&üaai (G.SJ 34.47.2
2 — Salâhaddln Yıldız (Beşik-
sterlin Dalar Fransıt F. tavrı; K. tSVlçre F Florin Belçika F EskUdM
1.75
1.75
1.7®
Londra New York Paris Slokhotm
Anurterdam Brüksel Lfabcn_______________________
ESHAM DE TAHVİLÂT % 7 FAİZLİ TAHVU.LEB
Sivas - Erzurum L Sl-zal - Erzurum 3-1 1!M l Demiryolu l 1941 Demiryolu TT 1941 Demiryolu IH Milli Mildafan l MIHI MUdafan ll Milli MüıJaloa m Mili! Mildalaa IV
•.!•> m
i I
İnşaat yerinde patlayan madde
Dlln geç. vakit AnadolulıIsa- 1 rında iskele karşısında kundura ■ taciri AJâeddlne alt bir İnşaatla çalışan ameleden İbrahim taş 1 kırma işiyle meşgul olduğu sırada birdenbire bir infilâk ul--muş ve muhtelif yerlerinden a-1 ğır surette yaralanmıştır.
İbrahim derhal numune hastanesine kaldırılmışsa da biri müddet sonra ölmüştür. Tah-;
SERMET TEZCAN
SİGORTA ACENTASI
Mithat Paşa Han No. 25
Teigrai: BERTEZ - İstanbul
Sirkeci Gart karşısını!a
Telefon 28321
Posta kutusu: MU
Geçen pazar günü gecesi Beyoğlu Balıkpazan caddesinde a-tura.n Niyazi Kalkavan isminde bir genç evinin önünde yaralı bulunmuş, kaldırıldığı Etfal has tanesinde verdiği İfadede kadın yüzünden ve Fikret isminde bir şahıs tarafından vurulduğunu söylemişti. Fikret de kaçak olduğundan aranmakta idi.
| Niyazi dün. hastanede ölmüş, '[bu şekilde hâdise bir cinayet mahiyetini alınıştır. Dün akşam, ı Cumhuriyet. savcılığı, baş muâ-vini Hicabi Dinçe müracaat eden bir zat. aranmakla olan ‘ Fîkretin kendisinin kayın bira-, deri olduğunu ve teslim etmek ı nzçre beraberinde getirdiğini ' söylemiş ve Fikret! adalete t«w-’ lim etmiştir. Fîkretin savcılıkta yapılan sorgusunda^ bu clna-i yeti kendisinin işlemediğini önce Niynztain yanında hn.ıı-naa, fakat bilmediği bir kadın ( tarafından bıçaklandığını söyıe
• mistir. Fikret tevkif edilmiş o-
• lup. savcılık ve zabıta Fîkretin ortaya attığı kadının hüviyeti-
■ nl tespite çalışmaktadır.
Claude Farrere’in
dün verdiği konferans
Türk dostu Fransız
Clauıie Farrcre. dün Fransez salonunda, bir rans vermiştir.
I Vali ve Fransız sefaret erkânı ile kalabalık bir dinleyicinin , hazır bulunduğu bu konferons-ta Farrcre burada kendisine' gösterilen hüsnü kabule teşek •' c.BLP. Genel Sekreteri Kasnn' »aurer hisseleM
, kur etmiş, mütankıben Fransız Gölek sut 20 de Yalovalrlann.' !'*crltr= Eansası edebiyatının bugünkü dururıu- rr^fc-un tefhimulr uğurtemruşJ Aral““ ntl anlatmıştır. [araön vapurüe Kartal'a geçmiş î^ı^, B“tast
------------- | ve orada CH P. İstanbul İİ[ $«k Değirmencilik
■ VB tl MIHI tlıranüraiB
0 7 — 7 ıİdare Kurulu üyeleri ve Halk, sAHHAFİ3nDA autu
-Umsun a pıttı Partililer Kojmfüıdaaa çok büyük]________________________
Ankara 18 -- Mîllî • Eğitim tür halk grupu Genel Sekreteri c^üen
F;ı!-:arıı Terfik İleri bugün Sam- karşılanıışlır. Kasmı Gıilek Par-‘ suna gitmek özere Ankar.ıdan niiuerle bir hasbıhal yaparak ıuic«' ayıılnıiçtir. İstanbul'a geçmiştir. (Rcjat

W.»
edibi Cnlon. konfe- ,
tnSaiı
kurarak bu İşlere cüret ettiklerini tesbıt edip hepsini tevkif etmişlerdir.
C. H. P. Genel [' AMADOLg PE8ÛH1 sekreteri Istanbulda ' ,
Hjmıe senatltert S SU
Dün akşam Yalova'ya. ıreten MÜJmejn ncnet C.HF. Genel Sekreteri Kasmrî
Bir otobüs devrildi
1521
... ( ve orana Ljı.r. ıscann
Vatan refiktiniz Millî Eğitim Ba kam So>(ar
Vatan rrflkamız bugün on ya-
şını doldurmuştur. Türk ba-mı
arasında mühim mevkii oran
i arkadn.'jmnn tebrik eder, uzun ömürler öneriz.
El ,25 Ut—
4 95
30. -
Ankara 19 ( Akşam» — Keskinden Kırıkkaleye gelmekte olan bir yolcu otobüsü. Karpuz-pınar mevkiinde direksiyonun irızaya uğraması 1!e devrilmiştir. Otobüste bulunan 18 yolcudan yalnız şokla yaşımla bir çocuk ölmüştür. Bir kadın da sağ bacağından yaralanmıştır.
19 Ağustos 1950
\KŞAMa!i/,AKŞAMg|
Almanya ile ticaret



Bahire 3
Adaların eski halkına, terbiyeli, kibar, ağır başlı, vakur halkına çok üzüldüm. Vah, vah! Geçmiş olsun! Cenabı Hak beterinden esirge-
Almanya Türkiyeden az mal alıyor
Eyllp Sabri'nin cenazesinde
Diploma tevzii
Havuz sofası!
Almanya il« memleketimiz a-rasmdakl ticarete dair İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasının İlgili servisleri tarafından hazırlanan şayanı dikkat bir istatistiğe göre İki memleket arasında kl ticaret günden güne İnkişaf etmekte, bilhassa 1950 yılının ikinci ayından itibaren Almanya, Türklyeye en çok mal satan devletlerin başında yer almış bulunmaktadır. Buna mukabil Salı akşamı dört vapuru- Almanya şimdiki halde Türlye-.. «4i; VAİİeAırtii.ûAö. ....
Ar
Son zamanlarda, yaz mevsimimle hiç Adaya gitmemiştim. Bir dostum davet etti.
— Cumartesi, pazar olmasın. Vapurlar kalabalık diye işitiyorum. Hafta içinde, münasip bir gün seç! - dedim.
nu teklif etti. Yetişemirece- ‘ ğiıııi söyledim.
— Öyleyse, beş buçukta bir İzmit vapuru kalkar. Lâkin medet Allahtır. — de- 1 di. — Ayakkabısını çıkarıp 1 başparmağıyle oynıyanlar S mı istersin? Yan gelip ya- 5 tanlar mı? Alt kamarada si- 1 gara içenler mi? ve ekseriya f alt kamaraya sığınmak lâ- 1 rım gelir; çiinkü güverte ve • orta salon hıncahınçtır. Ka- 5 marotıın böylelerine müda- 1 halesi ancak üstünkörü ola- 1 biliyor. Vurdumduymazlar, 1 sigarayı söndürmüyor, yer- 1 terinden davranmıyorlar bi- ■ le... Yine pufur pufur, ho- 1 rul horul... (1) Onun için, ! beşi elli vapuriyle gidelim’.
O zamana kadar dikkat et-m 'tim; hayretle sordum:
— Dört vapuriyle bu va- , purlar arasında Adaya gidilemez mi?
— Hayır.
— Vapurlar bu derece tıklım tıklım olduğuna göre miktarları çoğaltılmalı değil iniydi?
— Maalesef... Beşi ellideki vaziyeti de göreceksin. Yer bulmak için yirmi dakika önce gitmeliyiz.
Gittik; yerleştik. Sözde lüks mevkidevdik. Sağımıza, solumuza, önünıü^p, arkamıza o kadar koltuk ve açılır kapanır iskemle birikti kİ, boyuna muştalanır, düftiik-lenir olduk. Bir ihtiyaç belitse. verinden kalkmağa, geçit bulmağa imkân yoktu. Yahut da. eski zaman düğün evlerinde gibi, desturlarla, pardonlarla bir çaresine bakmalı...
Bazı insanlar, sıkışık yerde bunalırlar; bu sinirli kimseler. hele tedavi maksadiyle Adaya göııderiiiyorlarsa acırım hallerine.

Fakat asıl acıdığım, asıl şaştığım gürültü, patırdı olmuştur.
Ben, son seneler içinde ekseriya Kadıköy, Üsküdar, Kalamış ve Salacak vapurlarına binelim. Kulağımın ayarı ora halkının yalnız birbirlerine işittirecek şekilde konuşmasına göredir. Ada vapurları da, eski seneler zarfında çok kibar, terbiyeli insanları götürür, getirirdi. Yine de, halkın çoğu öyledir; anlattığım hallerden dolayı bizarda; biliyorum; asıl onlara acıyorum: Vah zavallı başcağızlan! Sabah akşam nasıl şişivordur, kim bilir?
Türkiyede miyiz? Başka ı memlekette miyiz? Başka memleketlerde de gezmedik,! tozmadık değil. Oraların da bir nezaketi, nezaheti, «başkasına hürmet» i vardır. Bizim vapurlarda ise başka dilleri şamatayla konuşanlar. memleketimizin sabırlı ahalisine hiç ehemmiyet vermiyorlar.
Düşündüm ki, Türk terbiyesi hakikaten üstün bir terbiye. Zira, bu gürültüyü
den en az mal alan memleketler arasındadır.
1950 yılının ilk altı ayında Almanya Türklyeden 5 milyon 100 bin liralık yaprak tütün, 3 milyon 400 bin liralık İç fındık ve 3 milyon 200 bin liralık çeşitli maddeler, yani ceman İl milyon 800 bin liralık mal almış, buna mukabil aynı müddet zarfında 26 milyon 44® hin liralık malı akreditifle, 11 milyon 118 bin liralık malı da vesaik mukabili vermek suretiyle Türklyeye ceman 37 milyon 635 bin liralık mal satmıştır. Bundan da anlaşılacağı gibi, Türklyenln Almanya İle ticareti, İhracat a-leyhinde 25 mllyoıv818 bin Hra açık vermiş bulunmaktadır.
Bugün Tevfik Fikret hakkında bir toplantı yapılıyor
Tevfik Fikre tin 35 İne! ölüm yıldönümü münasebetiyle bugün îslanbul Muallimler Cemiyeti taralından bir toplantı yapılacaktır. Toplantı, Cağaloğ-lunda Çlftesaraylar gazinosu karşısındaki Rüstempaşa medresesi Muallimler Birliği toplantı salonunda saat 17 de yapılacaktır. Toplantıya bütün münevverler gelebilirler.
Bazı isimler vardır, sahiplerinin hal, tavır v» ahlâkına uygun düşmüştür. Eyüp Sabri hakikaten. sabrın v« tahammülün bir timsali İdi. Kızmazdı, kendisine tA İttihat vo Terakki günlerinden beri edilen müracaatları dalma güler yüz ve tatlı sözle karşılardı. Dün onun cenazesinde, sotı saatlerinde yanında bulunan bir dostu anlatıyordu: Ölüm döşeğinde yatarken yine kendisine müracaat e-denlerln arzusunu ls'afa çalışmıştır, Hele amansız hastalığından, ağrısından, sızısından asla şikâyet etmeyişi «Eyüp» İsmine ne kadar lâyık olduğunu gösteriyordu. Onun 1908 İhtilâlinden evvelki hizmetleri kitaplara geçmiştir. Tabii yalnız eski devirde ve eski harflerle yazılmış kitaplara geçmiş olduğu İçin, belki yeni nesiller Eyüp Sabrlnln o vaktin tâbiriyle bir «kahramanı hürriyet» olduğunu bilmezler. Fakat o. Öyle bir kahramandı kİ ne caddelere sığmıya-cak kadar kollarını kabartarak halk arasına girmiş, ne da arkadaşları arasında baş sedire o-turmağa kalkışmıştır.
Onun ağzından eski işlerin hikâyesini dinlemek bile hayli güçtü. Tevazuu, fakat yapmacık tevazuu değil, samimi tevazuu o kadar yüksekti kİ yaya kaldırımının kenarında büzülerek yürür. konuşurken ekseriya kızarırdı. Eline birçok kudret fırsatları geçen bu a-
dam kudreti ve serveti istemiş değildi. Onun bu sönük tavırlarına ve silik çehresine rağmen, eski arkadaşları bu hayırsever İnsanı, temiz ahlâklı eski askeri hep severlerdi. Kendisinden sonra gelen, hattâ kendi neslinden olanlar hep ona «Ağabey* derlerdi. Hakikaten o ağabey rolünde muvaffak olmuş bir İnsandı.
Eyüp Sabrlnln herkese pek malûm olmıyan bir tarafı da, onun, ne İnce bir nüktecl, ne zarif bir istlhzacı olmasıydı. A-rada bir söyler, fakat tam söylerdi. İttihat ve Terakkinin fiilen müessislerlnden ve uzun seneler Merkezi Umumî âzasından olan bu siyasetçi eski asker asla sekter değildir. Onun ruhunda ezeli bir müsamahakârlık vardı. Birinci Büylik Millet Meclisinde mebus İken pek bitkin hale düşmüş arkadaşlarını asla unutmazdı. Hele Maltaya sürülenler onun kalbinde bir yara halinde idi. Çünkü kendisi de o esaret hayatını Birinci Ilın uml Harb esnasında tatmıştı. Eski arkadaşları da ona dalma dost, dalma hürmetkâr İdiler. Dün cenazesinde siyahlar giyinmiş bir hanımefendi gözleri yaşla dolu tabutu selâmlarken yanında İdim. Bu hanımefendi merhum Eyüp Sabrlnln en yakın arkadaşlarından bir şehidi muhteremin hemşiresi İdi. Kardeşinin İdeal kardeşine son hürmeti kardeşi namına lfaye gel-ı mlştl.
İştv dün Eyüp Sabri hükümetin kadirşinaslıkla tertlb ettiği bir alayın ortasında, fakat onu »»verilerin elleri üstünde, samimi bir hürmet ve ciddi bir matem ile yürüyen dostlarının Önünde yürüdü, tam onun ha-kettlğl ebedi meskene, Hürriyeti Ebediye Tepesine gitti ve orada yatan arkadaşlarına kavuştu. Allahın rahmeti onun üstüne olsun.
A. Adnan-ADIVAR A
Cenaze merasimi
tttlhad Terakki Fırkasının başlıca simaları arasında bulunan Cumhuriyetin İlânından sonra da muhtelif devrelerde Milletvekilliği yapmış olan İnkılâp vo hürriyet kahramanı merhum Eyüp Sabrı AkgüTün cenazesi vilâyet ve belediye başkanlığı tarafından hazırlanan programa göre cenaze namazı Teşvikiye camiinde kılındıktan sonra askeri merasimle kaldırılarak Hürriyeti ebediye tepesinde Talât paşanın kabri yanında hazırlanan hususi mak-bereslne tevdi edilmiştir.
Cenazeyi Cumhurbaşkanı adına başyaveri, Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, VaU. ve Belediye Reisi Prof Gökay, yakın dostları ve büyük bir kalabalık taklb etmiştir. Cenazeye başta Cumhurbaşkanının, Vali ve Belediye Reisinin, İstanbul belediyesinin çelenkleri olmak üzere bir çok çelenk-ler gönderilmiştir.
Yeni ticaret
rejimi
Ev ve apartıman inşası ruhsatnameleri
çıkaranlara bizim Alımetler, Mehmetler pek iştirak etmiyordu.

Umumî hatları itibariyle iyi karşılandı
Hemşire ve Lâborant okulu mezunlarına diplomaları verildi
şişil Çocuk Hm ta nesine bağlı bulunan Hemşire va Lâborant Okulu, İkinci devre mezunlarına dün törenle diplomaları verilmiştir.
Törende, başta Bağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Prof. Nihat Reşat Belger, Vali ve Belediye Başkanı, Sağlık Müdürü, hastaneler başhekim ve mütehassıslarıyla diğer doktorlar va davetliler hazır bulunmuşlardır.
Merasim, Çocuk Hastanesi Başhekimi Dr. Ragıp Güran’m konuşmaslyle başlamıştır. Başhekim genç hemşirelere öğütler vermiş ve başarılar dilemiştir. Mütaakıben Sağlık Bakam hemşirelere dlplomalaımı verdikten sonra sağlık teşkilâtımızda hemşirelere olan lüzum ve ihtiyacı belirten bir konuşma yapmıştır.
Bu devre mezunlarının «ayısı 17 dlr.
Üç vapur havuzdan çıktı
Bir müddetten beri havuzlarda tamirde bulunan Karadeniz. İzmir ve Etrüsk vapurlarının her İşleri tamamlanmış olup her üç gemi de tekrar servl«« girmişlerdir.
RADYO
Fakat yine de bir korkum var: Modalar, nerede olsa, zenginlerin oturdukları semt leredn fukaranınkine doğru sirayet eder. Meselâ saltanat devrinde sarayın usul ve â-dabt evvelâ konaklara, oradan da evlere, köylere yayılırmış. Şimdi de, Ada gibi zengin semtlerin nakit vasıtalarında raslanan o bağırmaları, çağırmaları, birbirine tâ uzaktan seslenmeleri, başkalarının istirahatini, hürriyetini hiçe saymaları, ister istemez şu. bu, öteki — makbul bir şeymiş gibi — taldid edecektir.
Temkinli, vakarlı, saygılı Türk terbiyesi inşallah kalkan olıır, mânia teşkil eder; korktuğumuz başımıza gelmez.

Mizah tarafı: Belki bu bağırış çağırışlar fazla sıkışmaktan hâsıl oluyordur. Gelecek seııe. Adalara biraz daha fazla vapur konulsa, ferahlama olur diye umarım.
(Vâ - Nû)
ı Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı , tarafından hazırlanan yeni dış ; ticaret rejimi etrafında plyasa-ı da mütalâalar ileri süriilmek-; te, mamafih tüccar muhiti, ken-. dilerine eskiye nazaran hayli . serbesti sağlıyan yeni rejimi u-, mumi hatları itibariyle tasvlb | etmektedir. Bu hususta kendi-, siyie görüşen bir arkadaşımıza . yetkili bir zat ezcümle şunları . söylemiştir:
( «Bu rejimin tatbik müddeti , bittabi uzun olmıyacaktır. Çün-, kii yüzde 60 ithal serbestîslnln i esas ve prensipleri .16 1ar kon-. feransına verilen İLsteJere uygulandıktan sonra esasları da ! alâkadar edecek bazı değlşlkllk-. lere lüzum ve ihtiyaç hâsıl ola-, çaktır, O zamana kadar mu-’ vakkat bir müddet- mahiyetini taşıyan bu rejimin tatblktndan mütevellit elde edilecek tecrübeleri de bu değişiklikte nazarı ' dikkate alınmış görmemiz m tim kün olacaktır.
Rejimin en kıymetli ve kuv-• vetll tarafı, gerek İhracat ve
■ gerekse İthalât formalitelerinde yapılan geniş tasarruflardır.
Rejimde Ticaret müdürlügü-, nun, Bakanlığın lüzumsuz ve ı İcapsız tetkik ve müdahaleleri : ortadan kaldırılmış, İhracatçı ve ithalâtçı doğrudan doğruya Mer
■ kez Bankaslyle karşı karşıya bı-ı rakıimış, yan! İşin bir elden geçmesi ve. sona erdirilmesi temin
- edilmiştir. Ticaretin dayandığı ı üç mesnetten biri olan sürat, maksat ve mefhumunun bu su-raHfl h a II nzi 11 I a Aİ^âeı aa-tınn.
1950 yılının İlk 6 ayı İçinde belediye tarafından ev İnşaatı için 479, apartman İnşaatı için 428 ve diğer binalar için 111 ruhsat verilmiştir, Geçen yılın ise İlk 8 ayı İçinde ev inşaatı İçin alınan ruhsat adedi 332, apartımanlar İçin 322. diğer binalar İçin 24 dür. Bu duruma göre 1950 yılının İlk 8 ayında 338 adetlik bir artış görülmektedir.
Milletlerarası sağlık teşkilâtı Akdeniz kongresi
Milletlerarası Sağlık Teşkilâtı Akdeniz Kongresi 3 eylülde şehrimizde toplanacaktır. 8 eylüle kadar devam edecek kongre 1-çln Yıldız köşklerinden biri tahsis edilecektir. Toplantıya 18 memleketin 60 mümessili İştirak edecektir.
Hazırlıkları yapılan bu toplantının Sağlık Bakanı tarafından açılacağı tahmin edilmektedir.
İSTANBUL İHUCAI, İ1MAIİT .« IANATİ t. A |.
Galoıo . AboS Han $(jA« • lal. 43284
*nka>ado r M, NtOİM itlNÛÛN. HAL I ■ B7 - l«l . ı ?6W
ÇELİK KASALARI

aııııııııııııııı
llllllllll İtlin
(1) Dünkü yazımda da bu noktaya dokunmuştum. Pek çok kimsenin fikrine tercüman olduğumu bildiğimden ısrar ediyorum: Nakil vasıtalarında usul ve kaidelere riayet edilmesi ve halkın rahatsız edlime-mesi İçin müeyyidelere ihtiyaç ( . vardır. İtıgilterede bu gibi yer- maksat ve mefhumunun bu 8U-ierde tiitün içenler, bizim pa-'retle halledilmiş olması şayanı ramızla 50 lira cezayı mutlaka takdirdir, veriyorlar. I Rejimde takas usulünün büs-
bütün kaldırıldığına İşaret edilmiştir. Takasın bir çok mahzurları olduğu hepimizce malûmdur, kaldırılması da yerindedlr. Yalnız bunu kadılrabllmek İçin takas mecburiyetini belirten ız-tırarl sebeplerin de İzale edilmesi lâzımdır,
Rejimde İhracata İthalâttan daha İleri bir serbesti verllmlş-tlr. Bu da doğru ve yerinde bir karardır. Yalnız Merkez Bankasının ihraç fl aitleri üzerinde hassasiyetle durması, yani hakiki piyasa flatlyle ayarlanması ve yapılacak, talimatnamede buna da mühim bir yer verilmesi lâzımdır. Aksi takdirde döviz kaçakçılığı için geniş bir yol a-çilmiş olur.*
Bir Iranlı müzisyenin konseri
Şehrimizde bulunan İran müzisyenlerinden bay İsmail Tatal tarafından îranlılar hayır cemiyeti Üyelerine 23 Ağustos çarşamba günü saat 18 de Emin önü halkevlndo bLr konser ve-rlleoektlr.
BLiN&BLiH
Kumaşları.
Bütün Parla modasını yaratan yegâne kumaş markasıdır.
İS TAN BOT. RADYOSU
öşi* v* akını» OToqrnnü®B
12.57 Açıiıj ve programlar, 13.08 Haberler.
13.15 Dans müılğl «Pl.»
13,4$ Sar eserleri ve oyun hnvalnn.
14.00 Radyo salon orkestrası konseri 14.M Serbı saat.
14,40 Şarkılar. Okuyan- Vakit Akar-tun», Nadir Hilkat Çulh*.
15.1$ Dans müalğl «Pl.».
15.45 Türk (İler.
16.00 Caz müziği «Pl.».
16.30 KlAalk saz eserllri.
16,4$ Haftanın programı.
17,00 Dans müzljl «Pl.».
17.30 Şarkılar. Okuyan: M .«af. Çal-lar.
18,10 Kayıp mektupları.
18. ı$ Gençer ve arkadaşlarından dans miiıigl.
18.45 Saz eserleri.
10,00 Haberler
19.15 İstanbul haberleri.
19,20 Şarkılar. Okuyan: Mefharet Yıldırım.
20.00 Hafif akjam müziği «PL».
20.30 Bağlamayla oyun havalan.
20.50 Şehrlmlrde yapılacak beynelmilel teni* turnuvan mtlnaıe-bcUyle konuym*.
21,00 Dinleyici İstekleri «Hafif Batı müziği».
21.45 Şarkılar.
22.30 Dans müziği «Pl.».
22.45 Habrlcr.
21,00 Eğlence yerlerinden naklL
23.30 Programlar va kapanı».
ANKARA RADYOSU
Ö0lo v* aknm program
12.Î8 Açılış ve program.
13.30 M. S, ayarı ve Müzik.
13,00 Haberler,
13.15 KlAsIk saz eserleri.
13.30 Öfile Gazetesi.
13.43 Şarkılar. Okuyan Ekrtns G0-yer.
14,00 Müzik «Pl.».
14,40 Müzik «PL».
14.55 Spor haberleri.
15,00 Kayıp mektupları, hava raporu, aksam programı va kapanı».
16.58 Açılı» ve program.
17.00 Çocuk saati.
18.00 M. S. ayarı ve Dans müzikleri «Pl.».
18.30 Şarkılar. Okuyan Sabite Tur.
I9.0Ö M. S. ayan ve Haberler.
19.13 Tarihten Bir Yaprak.
19,20 Yurttan »enler.
19.43 Radyo ita İngilizce.
20,00 Müzik «Pl,».
20.15 Radyo GnzaleaL
20.30 Scrbcs saat.
20,3$ incesaz «Muhayyer faslı».
21.15 Uvertürler «Pl.».
21.35 Operalardan arya ve düetler «Pl.».
22.00 Konıısnı».
22.15 Şarkılar. Okuyan: Muzaffer tıkar.
22,45 M. S. ayarı ve Haberler.
23,00 Dan» mütUl «Pl.».
23.30 Program va kapanı*.
İtalyanın Ansaldo tezgâhlarında yapılıp İstanbula go-len Bandırma vapuru havuza çekilmiş. Makine dairesinde havalandırma tertibatı olmadığı İçin arıza yapıyormuş.
Gene aynı tezgâhta yaptırıl an Uludağ vapurunda da arızalar görülmüş, havuza çekilmesi icap etmiş. Noksanların ikmali, ânzalann tamiri gemileri birer buçuk ay seferden alıkoyuyormuş.
Varan üç: Bir hafta evvel Italyadan gelen ve öbür vapurların düdük kudûmiye-leri arasında salına salına limana girip kınta kırıt* rıhtıma yaslanan İskenderun vapuru da sefere çıkma dan evvel havuza girecekmiş. Kamaralarından bir kısmında havalandırma tertibatı yokmuş, iskandil aletli ı bozulmuş, halat saran ma-^ kinesi işe yaramaz halde 1-p inlv U-
Havuz safası devam edl-r_* yor: Holanda tezgâhlarında q yaptırılan şehir hattı vapur-lan, muvazeneleri bozuk o!- Ç duğu için, fazla sallanıyor-.— lamuş. içlerine safra konul-mak üzere onlar da havuza Q) çekileceklermiş. >
Fesuphanallah! Eski, bo- q zuk gemilerin tamiri İçin Q kurulan havuzlar yeni ee-.*— milerin tedavihanesl haline geldi- _Q
«Buldunsa da say» diye bir söz vardır1 Biz bu geml-^ leri sokakta bulmadık. On-Ja ların uğruna dışarıya akan tâ milyonları hu millet ağzın- O dakii lokmalardan keserekz s veriyor. İnsan yirmi beş ku-'*-' ruşluk bir paket sigara alırken bite, sıkısı raslamasın diye parmaklarının arasında muayene eder.
İnşaatı tamamlanan gemiler elbette bir heyet tarafından teslim almıyor. Bu heyette mütehassıs elemanların bulunması tabiidir. Tesellüm seyahatlerinde kendilerine harcırah, ikamet yevmiyesi vesair namlar altında bir sürü para veriliyor. Bu zatlar gittikleri yerde nasıl vazife görüyorlar? Tesellüm esnasında gözleri bağlanıyor da gemileri el yordamı İle mİ muayene ediyorlar?
Vapurlar geldikten sonra burada meydana çıkan an-zalarm Ansal do firması hesabına yapıldığı bildiriliyor. Peki amma, biran evvel servise girmek üzere gelen gemilerin aylarca havuzlarda yatmalarından mütevellit zararlar kimin hesabına geçiyor? Bu yolsuzlukların mesuliyeti, mesulleri ve onu arayıp soracak bir makam yok mudur? İsimlerinin başına bir de «Devlet» kelimesi yerleştirilen bu müessese-terdeki başı boşluk, başı bo* zukluk daha ne kadar devam edecek? Marsh ali yardımından üç buçuk kuruş koparmak İçin çırpınırken fakir milletin kesesinden havaya savrulan paralara yazık, günah değil mi?
Cemal REFİK
Mrs. Harold Clark (Kanada), Ebcnezer Quarshie Blavo (Goldcoast), M. A. Lcngstaff (Kingdov), J. M. Mareret (Fransa), delegelerden bir bayan, Jean Planchals (Fransa), M. Truong Cong (Viet - Nam), A, Esterhar (Macar kâtibe).
Dünya Gençlik Teşkilâtı Kongresine iştirak eden delegelerden bir kaçı
AKSAM
Snhlfe 4
Mahkeme K onHorîârıh da
Bu memlekette demokrasi var!
Temi* kıyafetli, ellisini: geçkin zat koridorda ellerini oluşturarak mütemadiyen dolaşıyor. Sabırsızlandığı besbelli. Yanına gittik:
— Hayır ola, bey efendi. Mahkemeniz mİ var?
Acı acı gülümsedi:
— Ah, şu kış gelse, diye dört gösle bekliyorum.
— Aman, efendi amca, kısa hasret çekilir mi? Karlar, yağmurlar, çamurlar, odun, kömür dertleri insanın canına okuyor. Biz, ah şu yaz bit meşe, diyoruz.
— Doğru söylüyorsun, ev-Ifiıiım. Kışuı ağırlığı benim de omuzlarımı çökertiyor amma bütün meşakkelleri-ne rağmen onun gelmesini İstiyorum.
— Kışın nesini seviyorsunuz?
— Sevdiğim için değil, yazdan canını yandığı için kışı bekliyorum,
— Sıcaktan, hoşlanmıyorsunuz demek? ‘
— Hayır, sıcaktan şikâyetim yok: canımı yakan şey başka. Şu adam mahallemize geldiği günden beri rahatımız, huzurumuz bozuldu. Pencereleri kapasak. bunalıyoruz: açsak, azaba tahammül edemiyoruz. «Görmemişin oğlu...» sözünü bilirsin ya: bu adam da o cinslen. Radyo bir medeniyet a-letidir. insanların istifadesi İçin yapılmıştır. Fakat kötü adamların elinde bir azap makinesi oluyor. Sabahleyin erkenden kalkıp radyoyu a-Ciyorlar, döğıneyi sonuna kadar çeviriyorlar. Evlerimiz kar«ı karsıya olduğu için eni fr-'a azabı biz çekiyoruz. Sâı ha"' uykusu burnumuzdan ge'iyor, gece yarılarına ka-dar da gözümüzü yumamı-, yoruz. Üç ay evvel taşınmışlardı. eve eşyayı yerleştirmeden evvel radyoyu kurdular. Ben tahammül etmek i-çin dişimi sıkıyorum amma evde hastamız var. Gürültüden sinirleri bozuluyor, hastalığı artıyor. Sabahleyin gene alaca karanlıkta radyoyu açtılar, ortalığı yaygara ra verdiler. Tahammülüm k~’madı, kalkıp evine git-t’ra. Adam kapıyı açtı; «Ne Hivorsunuz?» diye sordu. '■Afederslniz, bir ricaya gel-fl’m. Evde hastamız var. Gü-r'ttüden çok rahatsız olu. y*r. Radyonuzu biraz yavaş anızı rica ediyorum» f-dim. «Herif birdenbire; '"'advo keyif için çalınır. Penim keyfime kimse kan-rr'maz. Hastanız rahatsız o-luvorsa hastaneye götürünüz-. diye azarı bastı. Ben gme aşağıdan aldım; «Bey r’endi, «izin keyfinize karışmıyorum amma bu mahalle d? her evde radyo var. Onlar da çalıyorlar, fakat kendileri dinliyorlar, başkalarını rahatsız etmiyorlar. Her kes radyolarını sizin gibi açsa bu memlekette oturu-lamaz.» dedim. -ıBen bey e-fendi, mey efendi değilim. Fazla dırıltı dinliyemem. Defol karşım dan ı» diyerek göğsüme bir yumruk vurdu.
Ben de onun yakasına yapış tun, kapısının önünde kavgaya tutuştuk. Nihayet karakola düştük, şimdi hâkimin karşısına çıkacağız.
Öbür adamın yanma gittik. Sonradan görmelik, yüzünden akıyor. Sorduk:
— Dâvacı mısınız?
Bir baba hindi çalımı ile kabardı:
— Ne zannettin ya? Ben adamı yerden yere çarpmasını da, sürüm sürüm sülün dürmesini de bilirim anladın mı?
— Anladık, bayıra. Söylemenize lüzum yok, halinizden belli zaten.
Kollarını gerdi, avurtlarını şişirip pufladı:
— Elbette bellidir. Gizil kapaklı iş yapmam ben.
— şu adamla radyo yüzünden kavga ettiniz öyle mi?
— Bırak şu sersem herifi. Sabah Sabah kapıya dikilmiş, «Bey efendi, mey efendin diyerek halt edip duruyor. Dırıltı dinlemekten hiç hoşlanmam.
— Siz dırıltı dinlemiyorsu nuz amma herkese radyo dinletiyormuşsunuz.
Gözlerini belertti:
— Fenamı yapıyorum? Ben çalıyorum, herkes dinliyor. Bunun için kimseden para istemiyorum ya.‘ Şimdiki eve taşınacağımız sırada eski radyoyu sattım, altı lâmbalı, yep yeni bir radyo aldım, öyle güzel ses veriyor ki, duysan bayılırsın. Bizim çocuklar da çok severler. Sabahleyin evde kim erken kalkarsa hemen radyoyu açar. Ben ona bir sürü para verdim. Yeni radyonun zevkini süreceğiz tabii. O serseri herifin keyfi için ben eğlencemi feda eder miyim?
— Peki amma, radyo gü-rültüsile başkalarım rahatsız etmeğe hakkınız yok kİ. Daha yavaş çatsanız,,.
Yumruklarını sıkarak kükredi,
— Evimin İçinde keyfimin istediğini yaparım, kimse karışamaz, radyoyu sokağa çıkarıp çalmıyorum ya. Ev de benim, radyo da benim. Canım nasıl İsterse öyle çalarım.
Mahkeme açıldı. Keyif ehli zat kalktı, salona doğru iki adım attıktan sonra yumruğunu havada sallıya-rak döndü:
—Rahatsızlık falan dinlemem ben. Bilmiyenler göz ferini açsınlar, bu memleket te demokrasi var!
Ce. Re.
Filler diyarında bir facia, Bill’in acıklı ölümü
Mohoko köyünde bulunuyoruz ve bir kıta asker etraf) sarmış, canavar yerlileri m yardımcı olarak çalıştararaM araştırmalarımıza devam ediyoruz. Vali ölülerle dans meydanının karılması emrini verdi Bu anda etraf karma karışık oldu ve hamallarla, polislerden bir kaç Mşl kaçmak teşebbüsünde bulundular. Fakat askeri kıta derhal silâhla müdahalede bulundu.
Bu araştırmalar İçin bir aaş gündenberi hazırlık yapılıyor» dit. Askeri kıta bir kaç gün et-vcJ gizil olarak buraya getkfl» mlştl. Askerler kaçmak Isteven polis ve hamalları yakalamış getiriyorlardı. Bunlar kıirelso-rl yerlere fırlatarak vahşice »t delice etrafta koşuşmaya başlamışlardı, Asker bunları derhal topladı ve meydanın kenarında sıraya dizdi.
Diğer bir müfreze asker iki çırpınan yerliyi yakalamış getiriyordu. Bunların her İkisi de şu meşhur yuvarlak dövmelerle mücehhezdi. Diğer bir kaç nefer ise bir ihtiyar adamın cesedini üstünde durduğumuz tepeciğin önüne getirip yatır-ddar. Genç hâkim soğuk bir sima JJe bir top halindeki ölüye dönerek «işte canilerden D harfiyle tesmiye ettiğimiz birisi budur» dedi.
Şoförüm. Bombo korku içinde ve gözlerine İnanmaz bir halde vay Sankuru dedi,
İhtiyar hâkim: «Bu herifler gayet kumarca İşlerini kurmuşlardı. Bu herifler hepsi mühim mevkilere yakın İdiler Ve her birine son derece İtimat ediliyordu. Aynı zamanda gizil cemiyetin riyasetinde bulunuyorlardı.»
Vali mütemadiyen, gözlerime inanamıyorum diyordu.
Bundan böyle Manuel De Basinlye dahi A ve C şifrelerini vermeğe lüzum kalmamıştı. Her İkisi de yaralanmıştı. Kudurmuş gibi idiler. Ağızlarından köpükler fışkırıyordu. Fakat yanlarında .San kuru’n un cansız vü-
cudunu görünce sükûnet buldular. Sankuruya küfürler basıyor. bütün günah ve suçlan on» atfediyorlardı. Bu suretle cezalarının hafifleyeceğini ümlit ediyorlardı.
Doktor hiddetle, bu pis canavarlar diye İtimat ettiği a-dama haşin haşin bakıyordu.
Vali ve adliye memurlan Manuel İle Basinl'nin ellerine ke-
lepçeler takılmasını ve bunların ayrıca bağlanmalarına e-hemmiyet veriyorlardı, ihtiyar hâkim; «Canlı olarak ve daha
Mevlidi şerif
20 Ağustos 1950 Pazar
Merhum sevgili babamız E-mekll General Sabri Değerin ve sevgili kızımız Emel Cangörün : ^^^^n^hapişha-
azlz ruhları İçin 20 ağustos 050 r""" pazar günü öğle namazını müte | akıp Beyoğlunda Ağacamllnde ' Mevlüt okutturul acaktır. Du> kardeşlerimizin teşriflerini rica ederim.
Amiral Bristol
Röntgen mütehassısı Şiikrû Cangür ve eşi
r.eye teslim edilmelerine ehemmiyet. vermenizi rica ederim. 'Artık bu canileri gözümüzün Dln önünden defedin» diyordu.
l-l Filler diyarında
I Mohoko sırrının çözülmesini Hastanesi mu tankı p ve iki ay sonra Por-j tekiz müstemlekesi olnn Doğu Afrikada Motamblk diyarının
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Kazan: W. W. CaiHns Tercüme eden: (Vâ-N6)
Bir müddet sonra, durdular. Mantolu kadın. ihtiyar kadına döndü: dedi ki:
— Şu mantoyu da sana vereyim.
— Hayır, bıı akşam mantoyu çıkarmasanız daha iyi olacak. Çünkü bayan Todd, bembeyaz elbisenizle gece vakti mezarlık or tasında pek garip durduğumuzu söylüyordu, iddiasında ha haklıydı. Doğrusu, hanımcığ m. ben mezarlıktan hic hoşlanmadığım için, siz burada uğraşır dururken, biraz dışarıda gezısıeceğlm. Ziyam timi İst iyorsanız yapınız, İşinizi bitirdikten sonra, beraber gideriz. Biri, gece %ç vaki» yalnız bırakamam a...
Böyle dedikten sonra, atkılı kadın dondu Yuzuuü de gör-i
dıim. Kurna?, bakışlı ihtiyar-'yu^nurj vıauoır, lal damlı. Kilisenin yuıuııa var-j zar bacındaydı.
dığı zaman durdu. Atkısını. İyice bağladı. Sonra, binanın arka tarafında kayboldu.
Kaybolmadan önce, kulağıma., şöyle söylediği çalındı:
— Ah ne garip huyıu kız. bu kız. Hep böyle acaipHklere kalkışır. Hoş, yaptıklarının du kimseye zararı dokunmaz ya.. Çocuk gibi, zavallı...
îçinl çekmiş, başını sallamış, sonra görünmez olmuştu.
Bir an tereddüt ettim: Acaba onu mu takip ve istintak edeyim? Belki de korkacak, çığlıkları koparacak. İşimi bozacaktı, Hem üstelik, bakalım, soracaklarıma cevap verebilir miydi? Beni alâkadar eden, mektubu bahçıvan yamağımı teslim etmiş kadın değil, mektutu işte, o da, uif-
•Iyazmış olandır.
- 45 -
Afrika fillrrl
19 Ağustos 1950
Ankara Gedikli Sılıiı'ye ve Teknisyen Okuluna öğrenci alınacak
1 — Orta okulu bitirmiş olanlar kabul edilirler. Lise 9-10 uncu bilirmiş olanlar tercihan alınır eleme sınavına tab! tutulmazlar. Lise 9 da sınıfta kalanlar orta okulu bitirenler gibi işlem görürler. (Liseden her hangi bir sebepten koğulmuş olmamak şarttır.)
2 — Türk tabiiyetinde olanlar.
3 — Tam teşekküllü As, Sıhhi kurullardan sağlam raporu almış olanlar.
4 — Gerek kendisi ve gerek ailesinin kötü hal ve şöhrete sahip olmadığı Savcılık, Polis ve Muhtarlıkça tevsik edilenler.
5 — As. veya sivil okullardan gerek sağlık ve gerekse ahlâk durumu doiayıslle çıkarılmış olmayanlar.
4 — 16 yaşını bitirmiş olup 21 yaşından büyük olmayanlar kabul edilirler.
7 — istekliler işlem görecek kâğıtlarını en geç 20 Eylül 950 gününe kadar okulda bulundurmağa mecburdurlar. Geç kalan kâğıtlar İşlem gormlyecektlr.
8 — Eleme sınavı 25 Eylül 950 gününü takip eden günler İçinde yapılacağın dan İsteklilerin 25 Eylül 850 gününe kadar Ank ar ada bulunmaları zaruridir. Okulca yatacak yer sağlanmasına çalışılacaktır.
Gerekli evrak
Çeviren :
| Hami BEKEM
de bırakmıştık. Şbförüın Bombo şose üzerinden otomobili a-larak Belraya 34 millik yola çıktı, sancılar içinde kıvranan ve yerde yatan Marla'ya Dk yardımı temin edecekti. İşte bu acı anlarda Bill’in ve Maria’nın intikamını almaya ah tetir, iştim. Vakit, zaman ve bütün gayreti nazan dikkate almıyarak, neye mal olursa olsun, arkadaşımın feci ölümüne sebebiyet veren caniyi vurmaya karar vartfe,’’™”1’0"-
Bu canavar h liralarda dola-tahrainen | hlr fil sürüsünün baş hay-w_______Jvaöı olan muazzam boyda ve
!»OiThkta hlr ffl 'hnr>n«ı inil ve
merkezi hükümeti Belraya gelmiştim. Oraya vardığımda bir turna sabahı idi. zannedersem bu memlekette o gün kimse, orada rasladıÇım arkadaşım Bili ile onun şuh genç karısı kadar, çok sevinç içinde değildi.
Cumayı takip eden pazartesi günü bu şehirde mukim iki bin beyaz İnsanın. Sidney bankasının muhasebecisinin başına gelmediğine, ve BllTln karısı Marla’nın, kİ ’.
İlki ay sonra, vaz'ı hami etmesi [ va®>ı olan muazzam boyda beklenmekte İdi. çatık bir simaJ WWa bir fil boğası idi ve İle bir otomobilde yalnız bir uzun zaman.dan.beri bu mınta-şofor refakatinde acele bir şekilde dışarı hareketine merak etmişlerdi. Ertesi salı günü, öğle vakti sema koyu mavi bir renkte İken, uzak bir meydanda bulunuyorduk ve arkadaşımın zavallı karısını baygın bir halde kollarımın arasında bulunduruyordum.
Buradaki bol ve güf yetişmiş nebatatın üzerine yağan çiy pırıl pırıl parlıyor ve yabani orkideler manzarayı daha güzelleştiriyor. Bu manzara burada uçan renkli papağanlarla doyulmaz bir gürellik arzedi-yordu.
Tabiatın bu sonsuz cazip gû-ı zelllğl arasında, karşımızdaki diğer bir tablo, bu şirinliğe ta-’ mamen zıddı. Karısının bütün varlığı olan zavallı BlU. parça parça olmuş, ezilmiş ve müthiş
1 — Dilekçe.
2 — Aşı kâğıdı.
3 — Doğruluk kâğıdı.
4 — Fotoğraflı nüfus cüzdanı veya tastlkll sureti.
5 — Fotoğraflı okul diploması veya tastlkll sureti.
u — Noterlikçe onaylı yüklenme senedi.
7 — Altı adet vesikalık fotğraf
Müracaat:
Askerlik şubelerine veya doğruca okul Müdürlüğüne yapılır
Okul adresi:
Gedikli Sıhhiye ve Teknisyen okulu Cebeci Ankara
(3164 - 9885)
kaya dehşet veriyordu. Fakat ben onu bulacaktım. İzleri ü-zerlnde yürüyerek onu avlanmadan kâçınmıyac3ktım. Onu temizlemeğe sili tetiri işlim. ihtimal bütün bu tecrübelerimle beraber ben de mahvolacaktım. Dünyada milyonlarca İnsanın hiç bir zaman hatır ve hayaline bir fili öldürmek gelmediği gibi öyle bir arzusu da olamaz. E ili İçin mevzu tamamen başka bir şekilde İdi. Bu mevzu onun kanına yerleşmiş ve o bu fikri tamamen benimsemişti. Hattâ bu fikre çocukluğundan beri sahipti ve bütün gençlik,

(Arkası 7 ncl sahi fede)
bir şekilde yere serilmişti. Bu acıklı manzara kâfi gelmiyor-1 muş gibi Maria ayılmağa baş-: lamıştı. Ben onu bu korkunç meydandan uzaklaştırarak or-l manın gölgelik bir yerine uzan-I masını temin edecektim. Zavallı Maria baygınlığı geçerken, mırıldanıyordu. Bayıldığı andS| içime gelen korkuda haklıyım- j şım.
Başına gelen bu müthiş fe-ı lâketl, daha acı olaylar takip, edecek ve zavallı hâmile kadı-l nı feci bir duruma sokacaktı. Otomobilimizden yarım saatlik | İleride İdik. Otomobilimizi Vlla Macbndo - Belra şosesi üzerln-
Biitiin alâkamı, beyazlı kadına çevirdim. Genç ks, yahut kadın, mantosunun altından, bazı temizlik bezleri çıfaı-’d;; dereye doğru yürüdü. Bezleri yık adadan sonra, bayan Fjiı-11ehin kabrine döndü. Bir akşam önce bırakılmış noktadan başlayıp temizlemeğe girişti.
Onun karşısına çıkmalı, konuşmağa başlamalıydım. Fakat bu hareketi, ürkûtmekstrin nasıl yapacaktım? Bunu düşündüm. üsulle, sokak tarafına çıktım. Uzaktan geliyoımuşıını hissini vererek yürümeğe başladım. Daha uzaktan da gürültü yapıp, mezarlık parmaklığından içeri daldım.
Kız. yine de. gafil avlanmış vaziyetteydi. Bana, ürkek ürkek baktı.
Daha fazla telâş etmesine imkân bırakmıyarak:
— Korkmayınız! — diye seslendim. — Siz, zaten beni tanıyorsunuz.
Eğer o anR kadar içimde biraz şüphe kaldıyse, artır o şüphe de ortadan kaybolmuştu. Bayan Fsirhe’nin mezarı başındaki kız, aynı kızdı. Annemin ve hemşiremin yanındım
ayrıldığım gece, Londra yolu üzerinde tasladığım.
Sözün arkasını kesmedim:
— Reni hatırlıyor mosunu?.? Geceleyin birlikte J ondraya doğru yürümüştük. Yol bulmanız için yardımda bulunmuştum. Unutmamış olacaksınız.
Takallüs etmiş yüz adelejc-rinde bir gevşeme oldu. Rahat-lamîşcasma bir nefes aldı. Beni tanıoığı belliydi.
Yme dedim ki:
— Hemen konuşup cevap vermenize lüzum yok. Biraz kendinizi toplayınız. Fakat iyi bir dostunuz olduğumu diişîı-
Kız, mınldandı:
— Siz bana İyilik etmlştinlo. şimdi de yine Tenalık etmlve-ceğhılzderi eminim.
Dıırduı Kendisine sessizce baktım. Yalnız onu değil, kendimi de kayırmak İstiyordum. Çünkü akşamın bu saatinde, ölüler diyarında, bembeyaz giyinmiş bir kadınla böyle şarjlar altında karşılaşma yüreğime büyük bir helecan vermişi I.
— Beni dost saydığınıza memnun oldum! - dedim.
— Buraya nasıl geldiniz? -
“Ekrem UşaWigil„in Mevcudu
Son Posta’nın kurucularından ve eski başyazarı merhum Ali Ekrem Uşak-lıgllln üçüncü ölüm yıldönümü münasebetiyle önümüzdeki 20 Ağustos pazar günü saat 16 da merhumun Caddebos tanında vapur İskelesi çıkmazındaki evinde mevlüd okutulacaktır. Köprüden. Cadde-bostamna saat Î4.30 da vapur vardır. Akraba ve dostlarının teşrifini ailesi ve evlâtları rica etmekte-
dedi,
— Bundan, evvelki karşılaşmamızda konuştuklarımızı hatırlamıyor musunuz? — dedi. — Nereye gideceğimizi donmuştunuz. Bu havaliye geleceğimi sise .söylemiştim. İşte o tarihten beri Limmerldge malikânesinde oturuyordum.
— Limmeridge malikanesi! -diye aynı sözleri tekrarlarken beti benzi soldu: fakat fevkalâde alâkalandı. — Ah, kim bl'lr, o malikânede ne kadar balıtl-yarsmızdır.
Bu ruhi haletinden faydalanmağa çalıştım. Kendisini ay ışığı istikametine alarak, Lan-ra İle benzerliğinin derecesini, tetkike koyuldum,
— Bana ne kadar dikkatli bakıyorsunuz. Zihninizden neler geçiyor? Ne oluyor? - dedL
Cevap verdim:
— Fevkalâdelik yok. Ben, sadece, sizin nasıl olup burada bulunduğunuzu düşünüyordum.
— Buraya, beni pek seven bir dostla geldim. İki gündenberî buradayım.
— Dün de bu mezarlığa gelmiş olacaksınız,
(Arkası vur)
Afyon As. Sa. Al. Ko. Bşk. dan
1 — İnşaat kısmında çalıştırılmak ve şimdilik 950 malî yılı sonuna kadar İstihdam edilmek üzere azami 500 liraya kadar aylık ücretli diplomalı, ruhsatnameli yüksek mühendis veya inşaat mühendisi alınacaktır.
Bunun İçin:
a) 788 sayılı memurin kanununun 4. ncü maddesindeki şartlan haiz olup devlete karşı mecburi hizmeti buluntıııya-c ak tır.
b) Yaşları 45 den fazla olmıyacaktrr.
c) Ecnebi okullardan mezun olan T. Mühendis, Mühendis veya Fen Memuru vc Teknisyenlerin ruhsatnameleri Bayındırlık veya Milli Eğitim Bakanlığınca tasdik olunacaktır.
2 __Müracaat şekil:
Yukarıdaki yazılı haberden İdarenin teneip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dilekçesi ve dilekçeye ekli olarak:
a) İkamet tezkeresi
b) Hüsnühal kâğıdı
c) Sıhhat raporu
d) Noterden tasdikli nüfus tezkeresi örneği.
e) Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına dair belge.
f) Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden aldığı bonservis örnekleri.
h) Kendisini tahkik için 2 daire veya müessese ismi.
lı Üzerinde müracaat sahibinin adresi yazılı zarf ve 15 kuruşluk pul.
g) Noterlikçe tasdikli diploma ve ruhsatname örneği.
3 — Diğer şartlar:
Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdiri ve seçimi K. K. K. na aittir.
4 — Bu şartlan haiz olanlar 15/9/1950 tarihine kadar
İstenilen belgelerle birlikte Afyon. As. Posta 17105 K. İnşaat ve Muıhaklm Şubesi Müdürlüğüne bizzat veya posta ile müracaatları Hân olunur. (3703 — 11423)
Belediye Mezat Müdürlüğünden:
Ardiye No. Eşyanın cinsi Malın sahibinin ismi
393/2447 Çanta kumaşı Tödorl
440'3408 Gişe Turhan
538/3111 Abajur 5 inci İcra D. 950,1641
567/0 Salamandra soba a
585/3452 Kopya makinesi Sadık
586/3453 Kornej >
588/3454 Abajur çanağı >
idaremiz eşya şubesine satılmak üzere getirilen ve satılma-
yan, sahipleri taralından da koJdınlmayıp ardiyemizde muhafaza edilen yukarıda evsafları yazılı 7 kalem eşyanın sahipleri İlân tarihinden itibaren 15 gün sarfında mallarını almak ihsere müracaat etmedikleri takdirde Mezat talimatnamesinin 23 İnci maddesi geerğlnce açık arttırma suretiyle satılacağı ilân olunur. (11402)
Süt, et ve ekmek satın alınacak Sümerbank Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden:
1 — Müessesemfadn bir Mnellk İhtiyacı bulunan süt, el ve ekmek pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık,
Süt İçin 28/8>eû0 Günü saat 14 de
Et için 29/8/950 » > 14 de
Ekmek İçin 30/8/950 » » 14 de
Müessesemlzln Bakırköy merkezinde yapılacaktır.
3 — şartlar MûtssesemU Ticaret servisinden öğrenilebilir.
4 — Müessesemis İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
(11232)
Yünlü Kumaş imalâtçılarının nazarı dikkatine
SÜMERBANK
Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden
Tezgâh sahibi yünlü, kumaş İmalâtçılarının Kajııgarm yün ipliği lhtlyaçlanm karşılamak İçin İplik siparişlerinin kaydına başlanılmıştır.
İlgili İmalâtçıların gerek izahat almak ve gerekse siparişlerini kaydettirmek üzere her gün saat 15 - 17 arasında mü-essesemlz yünlü şubesine müracaatları rica olunur. (11364)


( —Resimli hikâye == J
StSarihten Sayfalar]
Yusuf İzzettin efendinin intiharı
kazan
I Haluk Y.
Şehsuvaroğlu
Serj Dorgllef İle beraber se-nelerdenbert «Bingazl gülü» gemisinde beraber çalışıyorduk. Bununla beraber. Serjin hayat) hakig»nria fazla malûmatım yoktu. Bu. hizlm mesleğimizde daima böyledir. Denizciler, arkadaşlarının hayatı hakkında karada yaşayan insanların gösterdikleri alâkayı izhar etmeliler Arkadaşlarını İktidar ve kabiliyetlerine. karakterlerine göre sayarlar. Hepsi bu kadar.
Size söylediğim gibi ben. Serjle, yıllardanberi bu köhne gemide beraber çalıştığımız halde birbirimizin hayatı hakkında pek az şeyler biliyorduk.
Hong Konç lîmanmda bulunuyorduk. Gemide yapacak İş atmadığı için karaya çıkmağa karar verdik. Bütün gün öğleden sonra ötede beride serserl-yane dolaştıktan sonra ortalık kararır kararmaz «Kınam Takke» adındaki bara gittik. Burasını. yan karanlık, içinde garson olarak ealışan güzel Çinli ktz’ar vç başları nm arkasında azım bir saç örgüsü sarkan Çinli uşaklarla dolu bir eğlence yeri sanırsınız.
Halbuki hiç de böyle bir yer , değildi. «Kırmn-ı Takke» barj tamamiyle Avrupai bir eğlence
unutmuştum. Bolşevik İhtilâlinden sonra Parlse kaçtık. Oraca büyüdüm ve moda mağazalarından birinde ressam ssfatlyle işe başladım. Talih bana yardım etti. Az zaman sonra mağaza rahibi oldum.
Olga da benim gibi öksüz, hamisiz bir Beyaz Rus mültecisi İdi. tik tanıştığımız zaman yitmişine yaklaşıyordu- Mağazama manken sıfatlyle almak İçin bana geldL Gördüğün için ne kadar giizel olduğunu sana söylemeğe lüzum görmüyorum. Ben onu manken değil, zevcem olarak aldım. Çünkü kalbimin bütün knvvetlyie sevmiştim. Olga da beni 3ever görünüyordu. Yaşının küçüklüğüne rağmen ahlâksız bir kadındı. Zevcem almazdan. evvel bana ihanet ettiği gibi İzdivacımızdan soıiTa da İhanetine devam etti. İki üç telefon mukâlemes! ve bir kaç imzasız mektup, bana acı hakikati anlattı.
O 7-»man kanlan l-arahman aldatılan kocaların başvurdukları klâsik hileye başvurdum. Seyahate çıkacağım, bahanesiyle evden ayniden ve aynı günün akşamj eve döndüğüm zaman onn âşıkı Fedorun kollan arasında buldum. Mabadını tahmin edersiniz: Bıçağımla Oigayj boy nuncan vurduktan, âşıkı Fedoru bıçafrra kırılın caya kadar denk deşik ettikten sonra Par Ut-n
feci hâdise cereyan etti.
■ Arkadaşım, pistin kenarında durmuş sarışın Ha w aya ısrarla bakıyordu. Bir aralık artist Serji gürünce korkunç bir çığlık kopardı.
Serjin kaplan gibi, pistin ıçi-ne atladığını ve kemerinden süratle bıçağını Çekerek artistin boynuna sapladığını gördüm Yaradan akan kanlar, sarışın Havvanın çıplak vücudunu kırmızıya boyarken kendisi de cansız yere yuvarlanıyordu.
Bütün bunlar yıldıran süratli e >lup bitmişti. Seyircilerden vö garsonlardan hiç biri, müdahaleye vakit bulamamıştı. Knatıl bu kargaşalık ve şaşkınlık tan faydalanarak kaçmıştı.
Serj. bir daha gemiye dönmedi. O vakadaııberl uzun yıllar geçti. Derken başka bir gemi ila Santfagoya gitfğim zaman Serje rastladım. Limanda sabahtan akşama kadar yükletme ve boşalıma işlerinde çalışıyordu. BLr akşam 1şin| bitirdiği zaman limana uğrayıp onu aldım. Tenha bir meyhaneye giderek bir masada karşı karşıya oturduk. Hong Kotıgdakl faciadan kendisine bahsetmedim. Fakat o, .. ..u. ... „„ bir kaç kadeh yuvarladıktan
yeri îdi. GarsonfaT smokin giy- sonra n?Tın> açtı ve bana şon-mlşlcrdi. Etrafınızda Avrupa ,an anlattK veya Amerikanın kozmopolit — Barda cereyan eden vaka-merkezlerinde rastladığınız son c*an sonra benim için takip edl- »u.
derece süstii kadınlar ve erkek- leeek lk| yol vardı: Ya adalete kaçtım. Aradan bir ırrıd ler görürdünüz. teslim olmak, yahut da İntihar'jet geçti. Evvelâ bir Portekiz
Bara girer şinnra karşımıza etmekti. Fakat bu iki yolu di gemisinde kendime İş buldun», dar bir koridor çıktı. C i“* — - ■
dordan yürüyerek ağaçlı ve gû-: 1 »el çiçek kokulu büyük bir hah- i1 çrye çıktık Ağariann dallan a-rasırra yerfeçt irilmiş, knçÖK e-fektrik ampiilferi, etrafa hafif .
brr mart cpk saçıyordu Ortana Görüyorsun ya. hen kendi ken-yuvarlak bir pist, kenarmda da dimi malıktım ettim, sabahlan bir cazband vardı işte (Kırmıx’ akşama kadar hayvan gibi ç.ı-Takkn banrun umumî nranra-J*W°r ve herkesten daha «z ran ve havası bu Mi ------------- —
Serj Me p*>tm yanında oi. masada oturduk Çok acıktığımız için iştahla yemeğimizi yedik Sonra yavaş yavaş içerek etralımiM dftr seyretmeğe daldık
Baz. bazı, bir artist piste geliyor re ~ numarasını yaptıktan sonra çekilip gidiyordu. Bu dansörler. dak! A-rrupah. Amerikalı ve Asy-h sanşın Harran kil Bilmem Dildiler Her birinin kendine tnab ganin karım olduğunu sa.ıa »us guzeliHH, cazibesi re «diri rüytemiş miydim? Hayır... Ere» vardı. Olga benim kanmdı Peder £■£>•
Gece yansına doğru bar mü- onu da bir kaç yıl evvel oldu'-dürü, sarışın Havva nm sahneye maş otmaklığım lâzımdı. Bana tıkacağın: »e bu «adının dun- doğrusunu söyiiyeyim mılOIga-yanın en gftzeı ve mütena.4p yı dâ öbür dünyaya yollamış ot-1 vueutia eıp'ak artfrtl olduğum duğtnnu sanıyordum O zaman haber verdi. boynunda açtığım bıçak yarasan
B:r müddet sonra sahneye dan nasıl kurtulduğuna hâıâ Çıplak çıkan arti-tin güz» -k «aşıyorum. Hung Kangrta onu , Tanriçesi Venüs kadar güzel karşımda dipdiri görür görmez, bir e» hnesi Ve mütenasip bir halimi bir düşün. , [
viieudn vardı. Ömrümde bundan daha |>ü»l bir kadın görmemişim Bende uyandırdığı ınu._a tavkatâde idi
O kort- beğenmedim. Sorgular, yargıla- Sonra «Bingazı Gülü» gtml-une - m-ı-- 1— geçtim.
İşte hayatimin hikâyesi bü-
malar, bütün bunlar yorucu i şeylerdir. İntihara gelince, bu, merrfhğe yakışmıyan Mr hareketti. Çünkü borcumu ödemeden bu dünyadan göçecek! >m
dur. Olga İle Fedor. suçlarının asasını hayatlarlyle öde diler. Olga İlk defasında kurtuldu, fakat İkincisinde, kendisini çıplak dansı ederken yakaladığım zaman eHmden yakasını kurtaramadı. Tabii, bunu hiç beklemiyordu. Beni ya ölmüş ve yahut bir hapishanede çürüyor sa-rnyordtr. Binaenaleyh Olga bir . denbtre beni karşısında görünce donakaldı. Eminim ki. btçvem» boynuna sapladığım raman korkusundan yan ölmüş Cfr vaziyette İdi.
Bununla beraber. kalblın yeis ve ıstırap İçindedir. İntikamımı aldım. Fakat şimdi ben de harekelimin cezasını çekmeliyim. Bunun için sabahtan akşama kadar karın tokluğuna köpek gibi çalışıyorum. ölünceye kadar da böyle çalışacağını
Artık beni bayatta tutacak hiç bir şey yok. Hiç biı ümit, hiç bir hülya beslemiyorum Kalbim ebediyen yaralıdır. Eti dünyada. ıstıraptan başka bir kimsem yok. Bu dayanılmaz . cı ve ıstırap da beni mezara götürecek.
Serjin bana anlattıkları burada bitti. çatıştığım gemi bir kaç ?ün sonra Santlagodan hareket etti. O günden sonra Serjl bir dalla geremedim ve ne olduğunu da öğrenemedim Yaşıyor mu. ötmüş mû bilmiyorum
Zavallının bu feci macerasını bir türlü unutamadım. Gemimizin uğradığı Umanların eğlence yerlerinde sahnede yan çıplak dansözleri gördükçe hep Serjl hatırlıyorum.
Çeviren: A HİLÂLİ
para alıyorum. Kendi nefsime hükmettiğim cezadan piyıiaıı olduğumu sanma Bilâkis... Zaman ettikçe, benîm için ba.;.va türlü hareket imkânı olamı/a-döneu çiftleri cağını daha ziyade takdir ediyorum.
Serj, nefes almak için Dİı ao müziğin refakatinde durduktan sonra ilâve elti
— Olga, Bong Kong Hm.ı n ;n-’' ıKırmızı Takke» barının
Serj. şarap kadehini midesme
bcsalrtiktan sonra hâre ett>,
Ben den karışık bir macera
anhîimamı bekliyorsun. Haibuzi
«erje gelince ekaertjette her şey en tatil ve en sade b.r
&uk ve lakayt bakan gözleri şekilde cereyan etti Olca ite ?-.imdi ut defa oınl pirit pari.- nıştığım zaman büyük bir moda k- ik'J B’menhırv y.-/^n,:(-3 matarasının sahibi ktun.
P “g*™ yürüme, t Babamın Car ordusu generalle- Fran- r.daM muhacirler; Doğudan gelen re vnrthm başladı v? ansmn t^ttenmeı’ik rindin olduğunu şana soyi>nıek.ı ffört n yaşlı İH kadın.
Bult&n Abdülâzizln büyük oğ*J Yusuf izzettin efendi 21 »efer 1274 İ1&57) tarihinde Dürnev Kadın efendiden dünyaya geldi.
Şehzadelerin çocuk dünyaya getüneleri memnuiyeti sebebiyle bu doğum da Abdülmeclddeiı gizil tutuldu. H Mahra udun kalfalarından Cemallnur hanım Fertevniyai Valde sultanın dairesine intisap etmiş ve Abdü -âziz bu kalfanın elinde doğup büyümüştü. Çırak olarak şerire çıkan ve Kadri bey İsminde bir zat Ue evlenen Cemallnur namın Sütlücede bir sahllhanede oturuyordu. [1]
Yusuf İzzettin efendi dünyaya gelir gelmez Cemallnur hanım çocuğu alıp doğruca yalısına götürmüş ve şehzade, Abdül-meeldin ölümüne kadar Sütlücede bu sahllhanede kalmıştı.
Abdülâsfı cülüsü günü, başta Veliaht Murat efendi olmak tilere Abdüimecldln diğer oğullar ııı j huzuruna toplamış ve o gün kendi şehzadesi Yusuf İzzettin efendiyi de çağırtıp yeğenlerinin ellerini öptürtmüştü.
O vakte kadar vücudu gizli tutulan küçük şehzadeyi blra-derza delerinin alt tarafına geçirten Abdülâzlz (Bu da sîzindir, merhum efendimizde bilirdi, buna da bakıverin) demişti .
Ertesi günü de Padişah Babı-âllye, ilânı üç sene gecikmiş bir hattı hümayun gönderiyor ve ilk oğlunun dünyaya gelmiş olduğunu şu cümlelerle bildiriyordu: (Hazrttl Rabbılâiemlnln İhsanı llâhlyesl olarak yetmiş dört senesi şehri seferülhayrl-nln yirmi birinci cumartesi gecesi bir mahdumum dünyaya gelip İsmi Yusuf izzettin tesml- ’ ye kılınmış olduğundan müşa- 1 rünlleyhln ilâm velâdetine İpti- nüz tamamlamadıkları bir sı-dar olunsun. Cenabı Hak cümleyi teytdati Rabbanlyeslne mazhar buyura âmin...)
Veliahtlığı zamanlarında Sultan Azizin memleket İdaresi bakkmdaki İyi düşünce ve niyetleri, halk arasında dolaşma-Ioriyle kazandığı muhabbet tahta çıktığı günlerde kendisinin büyük kuvvetini teşkil e-dlyordu .
Fakat OsmanlI tahtının etra-rafınt derhal çevirmek, halkla, hükümdar arasına girmek ve akıl almaz riyakârlıklarla, tabasbuslarla Padişahları çileden çıkartmak mesleğinde olanlar azamete ve gurura pek mütemayil bulunan Abdül&zizl derhal değiştirmişler ve onu halka yüz çevirmeye bile tenezzül etmez bir hale getirmişlerdi.
Yanına yaklaşamay&n, kendisine en mutedil fikirlerin arzında bile dehşete düşülen bu celâdeti! hükümdar ilk günlerin mâliyim havasından sıyınlır sıyrılmaz Abdülmectt çocuklarına ve bilhassa Murat efendiye göstermek vaadinde bulunduğu şefkat ve alâkayı unutmuş ve onu kendi tahtının nöbetini bekleyen tahammül edilmez bir insan halinde görmeye başla-mıştL
Bu günlerde Yusuf İzzetlin efendiye, yaşından, tahsilinden büyük rütbeler, İhsanlar yağıyordu, Vezirler, devlet ricali de kendisiyle temas etmek tehlikeli olan Veliaht Murat efendiden uzak durup, bir emriyle her şeyi yapmaya kadir Padişahın küçük yaştaki oğluna tabasbuslarda bulunuyorlardı.
Murat efendi resmen Vailaht olduğu halde çok defa Veliahtlık muamelesi Yusuf izzettin efendiye yapılıyordu. Esasen bazı kimseler veraset usulünün Yusuf İzzettin efendi lehine değiştirilmesi fikrinde bulunuyorlar, bu hususta Padişahı Ik-naa çalışıyorlardı.
Bu rikirde olanların başında bulunan Sadrazam Mahmut Nedim paşa 'Padişaha kendisini daha ziyade sevdirmek hülyası
verdirmek gibi mânalı hareketlerle padişaha yaranmak ve belki onun fikrini çelmek teşebbüslerine devam ediyordu.
Jöntürkler bu teşebbüsleri umum! efkârı kazanmak için kullandılar. Istan bulda evvelce Mısırlı Prens Mustafa Fâzıl Paşanın Sultan Azize hitaben yazdığı meşhur mektup 5ü bin nüsha olarak basılıp gizilce dağıtılın IŞIL
Mustafa Fâzıl Paşanın mektubundan saurjı da Ziya Paşanın (Veraset-1 Saltanat-ı Seni--ye) isimli risalesi Istan bulda vö yabancı postalar bulunan vilâyetlerde büyük bir cesaretle tevzi edildi.
Ziya Paşa bu risalesinde saltanat usulünün Yusuf İzzettin Efendi lehine değiştirileceği haberlerini ele alıyor ve meşru vârisin Murad Efendi olduğunu,
böyle bir teşebbüse geçilirse pek fena neticelerle karşılanacağını yazıyordu.
Böylece Âli ve Fuat Paşalar zamanında başlıyan Yususf İzzettin Efendinin veliahtlığı rivayeti Mahmut Nedim Paşa sadaretinde en hâd şeklini almış, fakat mesele bir rivayet ve temenni halinden İleri götürufe-memlştl.
Yirmi yaşından çok evvel mıi-şür rütbesiyle Hassa ordusu kumandanlığına getirilen Yusuf İzzettin Efendi, babasının padişahlığı esnasında böylece bütün şehzadelerden İmtiyazlı, İkbal ve debdebenin zirvesinde bulunuyordu.
Bir İsviçre gazetesi Batı devletlerinin askerî kuvvetlerini arttırmaları lüzumundan bahsediyor
Bir İsviçre gazetesi yazıyor:
Bati devletleri askeri bütçelerini arttırmağa karar verdiler. İktisadi kalkınmalarını he-
ha makuldür ve bu ağır hu talan nihayet tashih edeci slir. şimdi görüyoruz ki daha sağlam bir müdafaa teşkilâ-ı için İleri adımlar atılmakladır Kürede uğradıkları mağiûlny • erden ders ulan AmerıkalıUr A/-rupayı bir himaye kalkanı .ıui talâkkl etmek doğru olmach'-ını, bilâkis müdafaa için esastı te-dakârlık yapmak lâzım »e:-':cini anlamışlardır Bir kaç ay evvel kabul edilen bir mıtyar-.k kredinin katiyen kâfi gelmediğine kanaat getirmişlerdir Bu
rada bunu hiç şüphesiz gönül hoşluğu İle yapmamışlardır. Bu devletler evvelce rahatça oturup bekllyebileceklerini ümit etmişlerdi. Kore meselesi zayii bir millete ne kadar tehlikelere ma ruz olduğunu keti dilerin e gösterdi. Şimdi İstiklâli ancak kuvvetin koruyabileceği bir devirdeyiz. Ne muahedeler, ne mânevi düşünceler totaliter bir dev ^^5 Başkan Truman b-an-m letL düşüncelerini tatbik etmek- , dort fazla ycnl
ten menedemez. Son zamanla- ı-^y-7. zcn~rcn!n b- : rın tarihi gösteriyor kİ demok- Geçeği *şüpheskdir" ramiler, eski Avusturya - Ma- ,
car İmparatorluğu gibi, dal- Avrupa devletleri de mûla.-ıa ma bir sene geridedir. Harolerl tahslsatmı arttırmak arzusunu gerçe kazanıyor, fakat kâfi de- göstermişlerdir. Eu devletlcrd ıı recede hazırlıklı bulunmadığın- ] bazdan İçin iş kolay değildir dan İlk muharebeleri dalma Fakat ne olursa olsun, daha u-kaybediyor. |ğır tehlikelerden kurtulmak l-
Dunkerque. Pearl Harbor bu- Çüı, bunu yapmak lâzımdır, nun misalidir. Demokratlar İlk Fransa, Ingiltere, Norveç, Ho-btlcuma asla mukavemet ede- landa. Danimarka, şimdi kâğıt m emişlerdir.
za'fa bakarak harb macerasına nı kuvvetli bir teşekkül haline »Ulmaja esaret ediyorlar. | koymak |çln fu), bir bayrri Demokrasilerin askeri hazır- sarfedeceklerini Amerikaya 0K-lık yapmamaları hiç şüphesiz barış sever duygularından İleri, geliyor. Fakat bu. kendilerine çok pahalıya mal oluyor. Amc-rlkalılarm elinde atom bombası bulunmamış olsaydı hür Av-rupanın hail nice olurdu? Ma- ( matlh bu silâh kat'i bir taaıru*i za mâni olmamakla beraber Ko re meselesi atom bom basınuı her zaman kullandamıyacagını *erı vasnaıarı. ıremen ısmauc göstermiştir, tyi bir steratejl edilebilecek askeri kudretidir, ber salında hasım kadar kuvvetli olmak lâzım geldiğini gösterir. şimdiki halde komünistlerin çıkardıkları İç karışıldıklarla karşılaşılmaktadır. Yuna-nlstanda bu kabil çarpışmalar oldu, şimdi Birmanya ve Ma-lezyada, Çin Hlndlstanında aynı şey oluyor. Korede de harta bütün şiddetile devam ediyor.
Batı devletleri mutaarnzın ümidin! kıracak kadar kuvveti! bulunmazlarsa bu kabil yeni hâ dlselerln olması muhtemeldir. Bu vaziyet anlaşıldı, fakat henüz tamam İle değil. Batı Alman yanın hiç olmazsa doğu Alman-]
İstiyor. Kongrenin bu taiıtisau
Diktatörler bu üzerinde olan Atlantik ittifakı-
dirmtşlerdir.
j Meselen'n esası nıudataa vasıtalarını süratle haztrlamaktir.
1952 - 1953 senelerinin çok leıı-İlkeli olacağından bahsediliyor. (Hakikat şudur ki kuvvetler atacında muvazene olmazsa lehll-(ke dalma mevcuttur Bir harte-
de mühim, olan İki tarat m askeri vasıtaları, hemen İstifade
Avrupa bu sahada vakit kaybetmeden harekete geçmelidir.
ile veraset usulünü değişi irmek i yadakl ordu kadar kuvvet tm-ve Yusuf İzzettin efendiyi Veli-I Umdurmasına müsaade etme-aht yaptırmak fikrini telkin et- mek, İspanyayı Avrupa müda-mek istiyordu. Fakat Padişahın faa sistemine almamak kadar böyle bir düşüncesi bulunmadığı manasızdır. His veya ideolajlk da cümlenin malûmu İdi.) (21
Mahmut Nedim Paşa bu ka- lüzumlu noktaya İtiraz edenler darla da kalmıyor, İtalya Kıra-J Avrupa stratejisinin esaslarım hnın vellahta gönderdiği bir nl- takdir etmemiş oluyorlar, şanı Yusuf İzzetlin Bfendlye | Fakat zaman insanlardan da
düşüncelere kapılarak bu iki
Abone heıle
M onur SMV9
tdarehDiıe lslanbul BahılU
Crtnal NmUi »kafiı No 13

A K 8 A M
19 Afeustos 1950
B’hLfe fl
r
na/jNDSOR Dükü namı Ww*le maruf Edward VIII yalnız memleketinin değil, bütün dünyanın en iyi tıraş olan erkeği diye tanınmıştır.
BOMBAYDA kıral Aso-ka zamanında, hayvanlara kötü muamele edenler derhal idam cezasına çarptırılıyordu. Hayvanların tedavisine hasredilen İlk. hastane yine kıral Asoka tarafından 2200 sene evvel Bombayda kurulmuştu.
RAKSIZ âlimlerinden 11 astronom Jean - Lou-is Pous anadan doğma kördür, Bun» rağmen Pous, matematik bilgisi sayesinde tam 37 tane yeni yıldız keşfetmiştir.
Tarihten çizgiler r
(İktibas ve telif hakkı mahfuzdur)
■-------------------—------------------------------------------i
Yirminci Asır medeniyeti harb sahasında yalnız maddî ve teknik tekâmüller değil, manevî yenilikler de sağladı. Soğuk harb. sıcak harb. sinir harbi, sulh taarruzu gibi olayları buna örnek gösterebiliriz. Fransa da sulh taarruzu içn bir ordu hazırlamış bulunuyor. Fakat bu orduda bir tek asker yok; yalnız güzel kızlar var.
_________________________
KOREDE, Şimal kuvvetleri Cenuba İnebilmek İçin çelik gürültüleriyle barut kokulan arasında yırtınadursurt. Cöte d'Azurde de Güzeller or- j duşu mukabil taarruza geçmiş bulunuyor.
Gerçi Kore İle Cöte d'Azur arasındaki mesafe, insan hayalinin bile bir hamlede aşıp geçe-miyeceğl kadar geniş. Fakat Yirminci Asırda, harbin ne mesafesi kaldı, ne de kilometresi. Korede patlıyan bomba Fransa-da da paniğe sebeb olduğu kadar, Şişlideki apartıman dairelerinin kirasına da tesir edebiliyor.
Harbin, bizde tahrik ettiği cilvelere karşı, İlgili makamla- ' rın tedbir alıp almadığını pek bilmiyoruz ama, Fransızlar bu bakımdan derhal faaliyete geçerek genç kızların yardımına baş vurmuş.
Çareyi düşünen, Fransanm meşhur haftalık gazetelerinden «Samedl - Solr» dır. Kadrosunun büyük bir kısmını olduğu gibi seferber ederek Cöte d'Azur sahillerine göndermiş. Muhabirlerin vazifesi, beher on kilometre başına bir güzel keşfetmek.
Hamle kısa bir zamanda mükemmelen başarıldığı İçin Cöte d'Azur ve civan maruz kaldığı G ikiller oniıı-;. »un cn mabçup turistik İflâs bakımından ta-kızı: Kelly GI.lizol mamlyle kurtulmuş bulunuyor.
Şimdi bütün mesele bu genç kızların umumi efkâra harbin sert ve buruk tesirini unutturup unutturamıyacağı noktasında. .
Beher on kilometre başına on altı İle yirmi yaş arası bir dilber. Dudaklarında bütün dün- , ya kadınlarının şuhluğunu ifa- ( de eden bir tebessüm, gözlerinde de insana yalnız aşkı, yalnız sevgiyi, yalnız ılık buseleri dü-şiindüren mânah bir ürperti... '
Sulh taarruzunu bütün ağırlı- ı ğı, bütün mesuliyetiyle omuzla- , rina alan bu güzeller kimdi?... Bir tanesi henüz talebe. Gro-noble.da okuyormuş. Fildişi ten- 1 11. kusursuz vücutlu bir sarışın. I Şimdi her sabah Eden Roc sa- I hlllerinde, kendisini seyredenle- | re yalnız Kore harbini değil, ı dünyayı unutturacak kadar kıv- , rak hareketlerle suya dalıp çıkıyor.
İkincisi ancak on yedisinde ' bir dansöz. Muhabir onu ( Cannes'da bir ağacın gölgesinde ı' İstirahat ederken yakalamış. ( Şimdi her gece, sulh taarruzu- { nun propagandasına uyarak Cannes'm ön plândaki halkına ' İlâhi danslarlyle gamsız ve ne- i şeji saatler yaşatıyor. '
Üçüncü güzel bir üniversite ( talebesi. Kendisini keşfeden mu- ? hablrtn teklifi karşısında ada- > Gii/ indeki cazibeyle şöhret makıllı şaşırmış:
yapan Elyot Mouret — Bana bu derece güzel ol-
Güzeller ordusundan yıldız namzedi Jossie Redoıtıe
duğumu kimse söylememişti şimdiye kadar... demiş.
Muhabir gayet pişkin tabi: 1
— Buna İmkân yok amma, öyle olduğunu farzedellm. Siz hiç aynaya bakmaz mısınız?
— Kitaplarıma bakmayı tercih ediyorum.
— Bundan sonra aynayı tercih ederseniz daha İyi oLur.
Genç kız bir endam aynasının karşısına geçip durunca, muhabire hak vermek zorunda kal-(Arka sı 8 inci sahifede)
Adnan Tabir
ı
O NGİLTERENİN bazı ■J şehirlerinde. nikâh merasimi boyunca damatları belketcn gelinler, ilk beş dakikadan sonra ceza olarak 14 sent ödemek mecburiyetindedirler, Ceza ödeyen bir sura geline mukabil, şimdiye kadar hiçbir damadın merasime geç kaldığı kaydedilmemiştir.
TAVUK meraklılarına
müjde. Son bir keşfe göre, bundan böyle istenilen renkte tavuk yetiştirmek mümkün olamakttr. Kuluçka halindeki yumurtalara, hususi bir âletle çeşitli renkler zerkediliyor. Çıkan civcivler de aynı renkle oluyor.
Amerikalı prodüktörle
Ann - Marl müsabakada birinciliği kazandıktan sonra, mukavele yapıyor
2 SVEÇ, dünyaya dinamitli le emniyet kibritlerini hediye ettikten başka, sinema âlemine de en kabiliyetli yıldızları vermiştir. Greta Garbo He Ingrld Bergman‘ın İsveçli olduğunu hatırlamak kâfi.
Amerikalılar, gazino gazino, tiyatro tiyatro dolaşıp kabiliyetli artist bulmak İçin günlerce yorulup vakit kaybetmektense, bu İşi de sürate bağlamak gayesiyle yeni bir çare buldular, şu veya bu memlekete gidip bir güzellik müsabakası yapıyorlar. Derece alanlarla hemen ayak üstü bir mukavele... Sonra en kestirme yoldan Hollyrcood...
Son olarak Stokholm’da böyle bir müsabaka yapılmış bulunuyor. İştirak eden kızların adedi otuz. Otuzu da birbirinden güzel. Güzellerin heyecanı nispetinde Jürinin tereddüdü de kayda değer. Acaba hangisi daha güzel? Şu mu? Bu mu? O mu? öteki mİ? Günlerce
r
AMARYLLIS
VOfeata Hiış^sastruım
j Pratik Bilgiler

A' şağıda resmini gördüğü- dilmlştlr. Soğanlı çiçeklerin ı>n tıûz saksı İçindeki te en makbullerinden bl-
1 . , „„..ı.ı' ridir. Çiçeği, ke3mecilikte, bli-
pn» İle HM «nubl ■ ,nrilntla ,yl
Amerlkadan Avrupaya ithal e"' p3ı;ı. eder.
_______ -L—ı -- | Karakteristik evsafı: Soğanı
İri ve yuvarlakçadır. Soğanın I boyun kısmı kuvvetlidir. Yap-[ raklari geniş bir korde le blçl-Jnıinde ve koyu yeşil renktedir. I Çiçek saplan 40 ilâ 6o santim - boyundadır. Kuvvetli soğanlar. * biri sağda, diğeri solda olmak üzere iki çiçek sapı verir. Sapların uzunluğu 40 ilâ 60 santim arasındadır. Beher sapta büyük bir zambağı andıran 2 İlâ 5 çiçek bulunur.
Çiçeklerin rengi: Muhtelif tonda beyaz, kırmızı ve pembedir. En son olarak elde edilen menekşe rengine kaçan kırmızı renk çok caziptir. Kırmızı tonlar arasında portakala kaçan renk de vardır. Çiçeklerin kutru çok büyüktür.
- runda çiçek eksik değildir, su yoktur.
Vlttata’ların ,
fazla meşgul olan tngiilzler ve Belçikalılar olmuştur. Bunların

süren başbaşa vermelerden, İLSildaşmalardan, mini damalardan, incelemelerden sonra, nihayet bir tanesln-
Müsabakada Atın - Mariuin numarası on yediydi
de karar Bu 22 1
yaşında Ann - Marl. Sund- ı gulst isminde bir kızdır. Hollywood”da cNeptünün Kızı» adlı bir filmde baş rolü oynayacak.
Ann - Marl bir moda evinde mankenlik yapıyormuş. Bütün ömrü boyunca, yıldız olacağını bir kere bile düşünmüş değil. Müsabakaya İştirak etmekten maksadı da, son zamanlarda kendisini İhmale başlayan nişanlısını kıskandırmakmış...
Müsabaka gününe kadar, kızı baştan savmağa çalışan delikanlı, onun yıldız olduğunu görünce derhal evlenme tarihini tespit etmiş.
Güzellik müsabakalarının hiçbir İşe yaramadığını İddia edenler için güzel bir ders doğrusu.
Şimdi Ann - Marl, nişanlısının ihmaline hem kızıyor, hem seviniyor. Öyle ya, nişanlısının ihmali olmasaydı müsabakaya girmek aklına gelmlyecektl.
18 santim kut-açan varyeteler Çiçeklerin koku-
kültüriyle en
bakımt ve yetiştirilmesinden bahseden ilk kitap 1799 senesinde çıkmıştır Holandalılar da on seneden beri bunların kültü-rlyle esaslı surette meşgul olmağa başlamışlardır.
Büyük çiçek açan Amaryllis-Iclcr nasıl yetiştirilir?
Büyük çiçek açtırmak İçin büyük çiçek açaıı varyetelerin soğanlarını almak lâzımdır. Ocak ayından evvel soğanları tedarik ediniz. Soğanı, dörtte 11-çü toprak içinde, gerisi dışarıda kalmak üzere mümkün mertebe küçük bir saksıya dikiniz. Harç olarak kuvvetli bir toprak kullanınız ve bu toprağa bir miktar eski İnek gübresi ve blraı da toz halinde kemik İlâve ediniz. Soğanlar sürmeğe başla-(Arkası 8 inci »ahifedei
V (
19 Ağustos 1950
A K 9 A M
Türk Meskân Kollektif Şirketinden
Sahlfe T’
sa
A
İstanbul Galata Rıhtım Caddesi Kefeli Hüseyin Han bitişiği Küçük Han kat 2
SERMAYESİ: 150.000 T. L. (Sicilli Ticaret No.42707)
Ayda 10-20-30-40 Lira Taksitle FEVKALÂL E ARSALAR
LQNDRA A
FA L T/
Paralarını yatırarak arsa atan mfitjteriler. neşe İçimle, pavyon bahçesinde birbirlerini tebrik ediyor. Müstakbel komşulariyle şimdiden tanışıyor ve aynı mahalleli olmak gurur ve şevkini tadıyorlar. Siz de aynı zevki tatmak İstemez misini»
Marmaıanın bölün güzelliklerim yakından seyreden. ruh jcrahlaUCı fevkalade hava, sıhhat kaynacı bol miktarda akmakta olan maden suyuna sahip Londra asfaltı üstünde Avrupa şehircilik sistemin» göre gidiş geliş yollan Ankara Bakanlıklar yolu gibi ayrı İki yel orta.ı ve her iki gidiş geliş yolların kenarlan ağaç ve gül fidanlarile süslenmek için yol İnşasına başlanmış, istikbalde modem meskân şehri unvanını taşıyacak olan 2000 parseli İhtiva eden Modem Meskân Şehir arazisini Sirkeci garı önünden muntazam seferler yapan İstanbulun bugün İçin en muazzam, en rahat ve lüks otobüsleri olan Vahitler otobüsleriyle Modern Meskân Şehrini, 15/9/1950 tarihinden itibaren de Şirketimizin Reno Acentasına sipariş ettiği, Türfclyede emsali bulun-mıyan sıcak ve soğuk cihazlarına sahip tam konforlu otobüsleriyle 15 kuruş bir ücretle gidip görebileceklerdir. İnşaat yapıldıkça Modem Meskân Şehrinin de ikamet edecek müşteriler vereceğimiz özel kartlarla 15 kuruş, öğrenciler de 6 kuruş paso İle okullarına ulaşabileceklerdir.
A—ARSA SATIŞ ŞERAİTİ: Her parselin cephesi 16, derinliği 14 metre olup 210 M2. dlr. Ayda 10 lira taksitle talip olan müşterilere bir parsel 650 liraya. Ayda 20 Hra taksit ödeyene bir parsel 475 liraya. Ayda 30 Hra taksit ödeyene 400 liraya, Ayda 40 lira taksit ödeyene 350 liraya, defaten peşin ödeyenlere de 300 liraya blrparsel satılacaktır. 1 Eylül 1950 tarihinden sonîa arsalar kıymet bulmuş olacağından bu tarihten sonra müracaat edenlere % 40 zamla arsa satılacaktır. Müşterilerimizin müteyakkız davranmalarını hatırlatırız.
B ____ Meskân Şirketinin hususiyetleri: İstanbu-
lun en modem plâjı olan Florya plAjına 7 kilometre otobüsle 6 dakika mesafedir. Keza ts tan bulun en güzel köşelerindenblri olan Yeşilköy ve modem şekilde inkişaf etmekte olan sivil hava meydanına 6 kilometre, otobüsle 6 dakika mesafededir. Modern Meskân Şehrimiz Floryadan 1. Yeşllköy-den 6. Küçükçeternecc Soğuksudan da 17 kilometre
MODERN MESKEN Z ' İL
ŞEHRİNDEN -"-''-7^
MARMARA DEN/ZfNE BİR ÖAKI$
daha İstanbula yakın bir mesafede olup, bugiin bütün fazilet ve güzelliği 11e ortaya çıkmış olan Fikret Yüzatlı ve Avni Başaran, İncirli Bahçellevle-rlnln mevki komşusudur.
O — Modem Meskân Şehrinde 2, 3, 4, 5 odalı villâ yaptırmak lstiyen müşterilerimize 1 50 mikyasta inşaat plânlan 15 lira ücret mukabilinde 25/7/1950 tarihinden İtibaren (yüksek mimarımızın hazırladığı» bu cazip plânlan gerek şirkt-elmizden ve gerekse sergideki pavyonumuzdan alabilirler.
D — Modern Meskân Şehri arsalarının Bakırköy Tapu Sicil Muhafızlığında kayıtlı bulunan satışa çıkarmış olduğumuz arsalarımızın tapu kayıtlarım açıklıyoruz:
Bakırköy Tapu Sicil Muhafızlığının yevmiye 603, 663, 218, 733. 546. 768, 698, 545, 233. 737 numaralı kütüklerinde kayıtlıdır. Sirkeci garından 13 kilometre Topkapıdan 9 kilometre mesofededor. Yani Beyazıttan kalkan bir tramvayın Sirkeciye gitme saatinden daha evvel Sirkeciden kalkan otobüs Modem Meskân Şehrine ulaşmaktadır. Avrupada olduğu gibi motörlü vesaitler uzağı yakınlaştır-cniştır.
E — Har parsel ayni güzelliklere sahip ve hepsi Marmara denirine hâkimdir. Arsalar müracaat sırasına göre müşterilere tahsis edilecektir. Her parsel 4 adet beton direkle tahdit edilmiş ve parsel numaram da içinde yanlı olarak müracaatından 1.5 ay sonra görebilecekler ve akabinde tapularını alabileceklerdir.
F — Talip müşteriler şirketimizin, vezfaeslne İzmir, fuarı devamında fuardaki veznemize, taşradaki müşterilerimiz de posta havai esile şirketimiz adına veya şirketimizin İstanbul Ziraat Bankası 2463 No.lu hesabımıza göndererek talip olabilirler. Taşradaki müşterilerimizin ayrıca sarih adreslerini şirketimize bildirmeleri de elzemdir.
O — Şirketimiz. İstanbul Reno Acentası İle yapmış olduğu anlaşma mucibince 4100 liraya 2500, 2000, 1500. 1000 lira peşin ve bakiyeleri ayda 150 lira gibi az miktarda bir taksitle uzun vade olarak müşterilerimize otolar vereceğiz. Bu otolar 840 kuruşluk bir teneke benzinle aoo Km. mesafe üsteden ekonomik ve mukavim, parçası bol arabalardır. Bu ciheti müşterilerimize müjdeleriz. Otolara talip müşteriler sıraya girmek suretiyle otolar peyderpey kendilerine verilecektir.
CUMHURBAŞKANI SERGİDE
Cumhurbaşkanı. serginin (Tıirk Meskân Şirketi) pavyonunda şirketin kurucusundan izahat almıştır. Retim Cumhurbaşkanını, balkı arsa ve ev sahibi yapmak hasudunda gösterdiği kolaylık te suhuletten detayı müessese kurucusunu tebrik ederken göstermektedir.
HÜLÂSA; Bugün birim arazimizden 8 ve 7 kilometre İstanbul dışına doğru uzak olan Florya ve Yeşllköyde bir evlik arsalar 10 İle 20 bin lira kadar kıymet bulmuştur. İstanbul şehrindeki mesken buhranı, halkı İstanbul dışına doğru deniz hâkimiyetlerine sahip sahalara sürüklemektedir ve herhangi bir bu gibi geniş arazide 10 - 15 villânın yapılmasından arsalar on misil kıymet bulmaktadır. Meselâ Kadıköyünden 22 kilometre İleride bulunan Maltepe Tıragns tepesine yapılan 50 adet ev, eskiden 1000 liraya temin edilmiş parseller, bugün kıymet bularak lO.OOç liraya çıkmıştır, Zira bir kaç sene İçinde inkişafa hu verilmiştir. Bugün orta ve dar gelirli vatandaşlar, ilk hamlede ucuz satılan arsalardan bir kaç adet alarak İki üç sene sonra 600 liraya aldıkları bir arsayı 6000 liraya sattıkları herkesçe malûmdur. Diğer arsaların da bu kârdan istifade ederek villâ yaptırmak suretiyle mesken buhranını bertaraf etmektedirler. Bilhassa orta derecede, sermayesi kıt ticaret erbabı bu gibi satışlardan İstifade ederek sermayesini kuvvetlendirmektedirler. Bugün inşaata hız verildikçe İstanbul mın-taknlannda da arsalar günden güne kıt bir hale girmektedir. Her vatandaşın toprağa bağlıyacağı cüz’l bir para, ummadık sermayeyi bir kaç sene İçinde temin ettirir. Toprak sahibi olmak hazine rahibi olmak kadar faydalıdır. Şirketimiz fedalcâra-ne, kanaatkâr tir kârla ortaya bir eser çıkarmak suretiyle bu.yolda arsa satışına başlamış bulunuyor. Arsa satışına ait mufassal malumat yukarıda yazıtı fıkralarda izah edilmiş olduğundan, lüzumsuz muhaberata meydan verilmemesini istirham ederiz.
Parsellerimizin İfrazı tekâmül etmiş olduğundan 300 Ura peşin bedelle tapularını alacak müşterilerimizin 14 Ura harç bedelleri İle birlikte nüfus ciizdam reya tasdikli Örnekleriyle İkişer adet fotoğraflarını müessetemlze getirerek ferağ sırasına
İstanbul Sergisinde (Türk Meskân Şirkeiilnln 300 lira gibi bedava bir ücretle satışa çıkardığı denize nâzır arsaları büyük bir rağbet ve müşteriler âdeta sıraya girmek zorunda kalmıştır. Resim bu rağbeti çok canlı olarak göstermektedir.
gireceklerdir. Taşradaki müşterilerimizin Istanbul-dakl akraba veya ahbaplarına veyahut müessesemlz memurlarından Haşan Taşdelenler ile Mehmet Ağrıdan birisine vekâlet göndermekle tapuları namlarına tescil edilerek adreslerine postalanacaktır.
Peşin bedelle 300 lira mukabilinde arsalarını alacak müşteriler bu güne kadar 300 İkayı henüz tamamlayamayan sayın müşterilerimiz, müessese-mizLn 2463 numaralı İstanbul Ziraat Bankası hesabımıza yatırarak bankadan aldıkları makbuzla Şirketimize müracaatları. Taşradaki müşterilerimiz de Ziraat Bankası şubesi bulunmayan yerlerde posta havalesiyle yukarıda yazılı İstanbul Ziraat Bankası 2463 numaralı hesabımıza göndererek 300 lirayı İkmal etmeleri. Ziraat Bankasının şubesi bulunan yerlerdeki müşterilerimiz de bulundukları Ziraat Bankası vasıtaslle tstanbuidaki hesabımıza göndererek 300 lirayı tamamlamaları zaruridir.
VEKALET SURETİ:
Türkiye hudutları dahilinde her parsel bedeli 300 lirayı tecavüz etmemek üzere Türk Meskân şirket! hissedarı Hüseyin Taşdelenlcr'den gayrimenkul namına almaya yetkili olduğuna dair vekâlet gönderilmekle tapularını alabileceklerdir.
NOT: Müessesemlzln satışa çıkardığı Bakırköy Kuleli çiftliği Londra asfaltı mevki indeki arsalarımızla Altınevler şirketinin arazimizden İstanbul dışına doğru 24 kilometre ve KÜçükçekmecede Soğuksu gölünden de 7 kilometre İleride bulunan İstanbul belediye ve köy hudutları dışında toprak tevzi mmtakası içinde Edirne yolu mevkiinde bulunan Küçükçekmece Soğuksu sahibi Akif beyin, vatandaşları ikaz İçin bir çok gazetelerde açıkladığı gibi Çekmece gölü ile katiyen alâkası olmayan Feruz köyüne bağlı T ah ta* al e çiftliğini Altuışehlr diye satışa çıkardığı bu tarlaların müessesemizle katiyen alâkası olmadığı bilhassa tafradaki vatandaşların müteyakkız davranmalarını hatırlatırım.
Createdb^reeverâîön'ol^PBF
Vahşi Afrika
(Baştarafı 4 üncü sahlfede) delikanlılık devresinde o bu fikri beslemişti. Bunun sebebi-. nl anlamak için başından geçeni öğrenmek kâfi geliyordu.
Detroıt’de
Amerlkada Dctroltde henüa beş yaşında İken ebeveyni küçük Bilil slrka beraber almışlardı. Muhtelif hayvanlar seyredilir. Birden bir ehil filin huysuziandığını görmüşler. Bu fiil yüz binlerce çocuk yer fıstığı İle beslemekte İmişler. Fil birden kudurmuş, bütün zincirleri koparmış ve hortumuna yukarıya kaldırarak, bütün mân lal an yıkıp halatları koparmış, yolda Tasladığı insanları bir kenara ve havaya fırlatarak etrafa saldırmaya başlamış. En sonunda dişlerini ortada duran bir sirk arabasına geçirerek, arabayı bir kibrit kutusu gibi havaya kaldırmış ve orada gebermiş kalmış.
Filin bu esnada etrafa verdiği dehşet kolayca tasavvur edilebilir. Bili bu esnada sirkin bir muhafızı tarafından kurtarılmış ve kargaşalıkta ebeveynini kaybetmiş. Küçük Bilil en nihayet polisler evine getirmeler. Fakat eve gelince, babasının, kargaşalıkta kazaya uğrayıp ölen annesinin cesedi önünde ağladığını görmüş. Bir «ene sonra da Bili babasını kaybetmiş, teyzesi onu himayesine almış. Tam yirmi üç sene sonra Bin »e hayat yolumuz birleşmişti. BllJ’in Nevyprkta İlk buluşan anuzdald sevinç ve heyecanı güzümün önündedir. Onun bu buluşmamızda ilk suali acaba bir fi) vurmak bana nasip olacak mıydı.
(Ark» rar)
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan »De nls Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıf Oku luna» öğrenci yatımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 960 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa M yıl ilkokulu bitirenler II sınıfı ortaokullarda ikinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da orta okulda HL efi sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma atanlar kabul edilirler.
3 - Birinci sınıfa 13 - 16. ikinci sınıra it - 17 ve Ûçünct sınıfa 16 - 18 yaşlan içinde olanlar kabul edilirler.
♦ — Oedlkll er olacakların 16 yaşından küçük olmamalar şarttır.
5 — isteklilerden tatanbulda bulunanlar Kasımpaşadakı 3kul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların bulunduklar yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazın vesikalarla I müracaatları. (8316)
A - Dilekçe.
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı.
D — Ailesinin ve kendisinin İyi ahlâk sahibi olduğuno dair iyi bal kâğıdı.
E — Okul tastiknamesl veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
Sulfathiazol alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan
1 — Beher kutusu ıooo adetlik 1600 kutu Bulfathlazol kapalı zarf usullle satın alınacaktır.
2 _ Muhammen bedeli 4924» Ur* olup muvakkat teminatı 3G93 Ura 38 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Ekriltme 6/Eylül/105O çarşamba günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa 8b tın alma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat ıo a kadar makbuz mukabilinde komisyona ver İlme sİ. Veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta Dr Futaerllmeri. 111395)
(Taksim - Sıraserviler 84 - 86
~ YENİ- KOLEJ
İNGİLİZCE ve FRANSIZCA
Öğretimine İlk kısım üçüncü sınıftan başlıyarak çok önem verir, İlk - Orta - Lise öğrencilerinin kayıt işleri saat 8-17 nrasında yapılır,
AÇIK ARTTIRMA İLE IIARIKt'LÂDE SATIŞ
DİKKAT DİKKAT: Herkese lıııumlu eşya. Biblo, aviae, hah, ve saire satışı.
20 Ağustos 1950 Pazar günü saat 10 da Kadıköy Çifte Havuzlar Bağdat caddesi 253/3 numaralı büyük köşk’de bulunan ve nakledilmiş BAY O. YARICIYA alt emsalsiz eşya, harlkulAde biblo, avize ve saire açık arttırma İle satılacaktır. Son model emsaline az tesadüf edilir Stilize tekmili oyma aynalar, gümüşlü Gravell • parçadan ibaret yemek oda takınu, Paris malı stil Louls XV üstleri 1pek kumaş kaplı emsalsiz salon takımı, son model stilize ceviz kök ağacı oymalı şifoniyeri Ue beraber yatak eda takımı. Divan kauç Ue beraber 4 parçadan İbaret salon takımı. Viyana malı 3 parçadan İbaret yazıhane, kütüphane takımı. 76 parça Vlktorya markalı 12 kişilik sofra takımı, Kristofl çatal bıçak takımı, kristal sakara su takımı, Murano kristalinden şarap kadehleri, madeş tepsiler, semaver ve takımı, duvar tabaklan. Tonet 7 parçadan İbaret salon takımı, İngiliz malı Mağun ağacı büfe, stil ampir, bakara, kristal ve bronz muhteşem avizeler. Paris malı mnrketlrl işlemeli salon masaları, üstü maroken kaplı yazıhane takımı, Tonet yemek sandalyeleri, portmanto, İngiliz koznod ve şlfouyer-ler, şezlonglar, veranda İçin balansuarlı koltuklu, aynalı ve aynasız dolaplar, büfe, tualetler, par* kasası, Yunkers markalı havagazı mobl oeak ve fırın, son model emsalsiz 7 parçadan İbaret yatak odası. Alman malı hiç kullanılmamış kadar yen! konser piyanosu, tanınmış ressamların tabloları, halı ve seccadeler, İngiliz meşhur (Rugeı maraklı bisiklet vitesli, (üç muhtelif vites), dinamo ankastre, ayrıca pil tesisatı, kilitlenen gidon ve pedal zinciri tamamen kapalt
1 1/3 dönüm yapılmış bahçe ve 2 katlı. 8 odalı tam konforlu bir köşk, nemin kat ayrı aoeJe satılıktır, (Boş teslim)
* Denizyolları idaresi tarafından Armutluda yeni bir vapur iskelesi İnşa edilmiş olup bu *ym 26 inde merasim)» işletmeye açılacaktır.
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Taksim - Talimhane
Pal**. TetefMij 007
Pazarlık ilânı
Yeşilköy Hava meydanı inşaatı emanet komisyonu başkanlığından
1 — Y. Köy Hav. Meydanı ihtiyacı İçin bağlı resim ve şartnameye göre satın alınacak 30,000 lira keşif bedelli 50,000 Kgm. mamul Derz demiri pazarlıkla eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksiltme 23.8.950 tarihinde çarşamba günü saat 15 te Y. Koy Hv, Meydanı Şantiyesinde toplanacak Emanet komisyonu marifetiyle yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evraklar şunlardır:
Mukavele. Eksiltme, Bayındırlık İşleri Genel, Husus ve Fennî Şartnameler, Proje, Keşlfhıilâsası İle buna ınüteferri diğer evrak Bayuı dirlik Müdürlüğü Hv. Alanı Bürosu ve YJföy Hv. Alanı Şantiye şefliğinde görülecektir. Eksiltmeye iştirâk etmek için taliplerin 2250 lira muvakkat teminat yatırdığına dalı mak buz göstermesi ve 950 yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması ve etelltnie gün ve saatinden 24 saat evveline kadar İstanbul İl makamına müracaatla ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikinci maddede yazılı evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı knyda göre kabul eıtiğini imzalaması şarttır. 11313 ı
Adıyaman kasabası Türbo - Generatör, Cebri Boru montajı ile Yüksek ve Alçak tevettür şebekesi yaptırılacaktır iller Bankasından:
1 — Adıyaman hldro-elektrik santralına banka taralından verilecek 213 HP takatında tiirbo-generatör grubu cebri bora monte edilecek, ayrıca yüksek ve alçak tevettür şebekesi yapılacaktır.
2 — işin keşif bedeli 75.943,70 Uradır.
3 — Geçici teminat 5.180.— Uradır.
4 — Kapalı teklif zarfları makbuz mukabilinde en geç 12/9'950 salı günü akşamı saat 17 yç kadar bankonuza teslim edilecektir.
5 — Kapalı teklif zarfları 13/9/950 çarşamba günü saat 15 de bankamız satınnlma komisyonu tarafından açılacaktır
6 — Eksiltmeye İştirak edecekler, evvelce hidro-elektrik montaj İşi yapmış olduğuna dair Bayındırlık Bakanlığından alınacak belgeyi tekliflerine İlişik olarak vereceklerdir.
7 — Postada vaki gecikmeler nazarı İtibare alınmaz.
8 _ Bu işe alt şartname (10,—) Ura bedel mukabilinde bankam» Muhasebe Müdürlüğünden alınabilir.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verileme»
10 — Bu işe alt bilcümle devlet ve belediye »• resimleri, noter harç masrafları İle bunların tanıları işi alan* alt olacaktır.
11 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. tlMBî)
Sahlfe B
AKSAM
19 Ağustos 1950
Çiçek bakımı (Bas tarafı tt ncı sahi f ede) yıncıya kadar saksıları serin, gölgeli bir yerde muhafaza ediniz. trl ve kuvvetli soğanlarda evvelâ sogarun yan tarafından çiçek sapı sürmeğe başlar. Bu sürgün, on, on beş santim boyuna varıncıya kadar pek az miktarda su veriniz. Saksılar, bol ışıklı bir yerde bulundurul-mazsa, soğanlar yaprağa gider, çiçek vermez ve teşekkülleri noksan kalır. Sürgünler büyümeğe başlayınca, haftada bir, az miktarda şerbet verilmelidir. Çiçek solmağa başlayınca yapraklar süratle büyümeğe başlar. Şuhu İyice hatırda tutmak ^gerektir kİ ertesi sene soğana çiçek açtırabllmek İçin yaprakların tam bir İnkişafa varması, en mühim bir nokta teşkil eder. Binaenaleyh yaprakların iyi büyümesine dikkat edilmeli, çl-çeki geçti diye saksılar bir köşeye atılıp İhmal edilmemelidir.
Yapraklar sararmağa başlayınca yavaş yavaş suyu azaltınız, kışa doğru artık hiç su vermeyiniz. O zaman «aksıları, serin ve karanlık bir yere istif edersiniz. Hiçbir zaman büyük boyda saksı kullanmayınız; kökler saksıyı kıracak dereceye gelinciye kadar soğanı hep aynı saksıda tutunuz. Her sene saksının üst kısmındaki toprak alınarak kuvvetli bir halitadan I-baret bir harç kullanmak suretiyle lâzım olan gıda temin edilebilir.
Amaryllisler neden ekseriya çiçek açmazlar?
Soğanlar büyük saksılara dikilir ve ya kâfi derecede istirahat ettirilmez veyahut da yukarıda tarif ettiğimiz kültüre tamamen riayet edilmezse çiçek açmazlar.
Amaryllisler çiçekte iken soğanın yanlarında zıılıur eden Yavruları anadan aytrmak Icab eder mî?
Bu küçük yavrulan anadan ayırmayınız, tabii bir halde anadan ayrılmalarını bekleyiniz. O zaman bu yavruları, yukarıda İzah ettiğimiz kültüre tabi tutarsınız. -
. •
Uiişhur İsveç
APİ
Motopomp Fabrikasının yangın motopompları depolarımızda emirlerinize amadedir.
Otuz sekiz ve yetmiş beş beygir kuvvetinde beher santimetre karede dokuz kilo tazyikle dakikada bin ilâ iki bin litre kadar su verir.
c"'h taarruzu
.tarafı 6 ncı sahlfede)
huş. şimdi 0 da sulh taarruzunu desteklemekle meşgul.
. Dördüncü güzel bir yıldız namzedidir. Beşincisi bir terzihanede modellik yapıyor. Al-tıncısı daktilo. Yedlnclsl tezgâhtar. Seklzlnclsi manikürcü. Dokuzuncusu hemşire. Onuncu-sıı henüz lise talebesi. Amma, yalnız sınıfındaki değil, mektepteki bütün talebelerin önce başını, sonra sınıfını döndürecek kadar müstesna bir talebe. Adı: Yvonne Arab. Onu Nice1 te keşfetmişler. Şimdi onu nereye götürürlerse, lisenin bine yakın talebesi de peşinden gidiyormuş.
Birkaç güne kadar Cote d‘A-zur’de Güzeller ordusunun geçit resmi yapılacak. En büyük otellerle en lüks gazinolar bu sa yede kepenklerinl kapamak tehlikesinden kurtuldu. Oralarda boş oda değil, boş sandalya bile bulmak mümkün olmuyormuş arlık.
Bakalım zaferi Koredekl tanklarla tayyareler mİ kazanacak, yoksa Cote d'Azur'dekl güzeller mi? Rivayete bakılırsa radyodaki ajans haberleriyle gazetelerdeki harb havadisleri eskisi kadar alâka çekmemeğe başlamış. Herkes güzeller hakkındakl yazıları tercih ediyormuş.
dlrmek İçin Kore'ye beş bin as-Blz harb İlâhına haddini büker gönderiyoruz. Fransızlar !da «ulh perisine yardım İçin bu güzelleri gönderse nasıl olur?
I
DOKTOR MUM
EMİR NECİP ATAKAM | Kadın - Doğum Hastalıkları I ve ameliyatları mütehassısı ■ Beyoğlu, istiklâl Cad m ■ kat 2 Şark Paran karşısı I
Muayene: 15.30 - ı» | ■■■■ Tep 43864 tSMMB
YENİ YAYINA
ÂŞIK GARİP
Dn£.m Kardeş Yayınları müessoBesl ı meşhur halk, romanı (Â$tk Garlb» i folklor üatadı EfUtun Cem Gilney'e yeniden yazdırarak kitap halinde neyrelmistir. Türk edebiyatının İlk halk romanı olan «Âpk Garip» sim-diye kadar Ecllsl Hürci boaıleıı iki üc | formalık bir «»tirdi. Eflâtun Cem Güney yıllarca süren bir çalışmadan , ■onra en eski cönkleri Inccllycrek •Âşık Curl[>> hikâyesinin Um met- I nlnJ, Türkçenln bÜlUn güreliIklcrly-il teshil etmeye muvaffak olmuştur- |
ISO nahife. ciltli ve resimli olan •Âşık Garlb* İn fiati ISO kuruştur.' Okujucularunua tavsiye ederiz. |
HOOVER
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
SÜPÜRGE: 345 lira peşin
375 fira taksitle
(75 peşin, ayda 30 Lira, 10 ay taksit)
M ATAŞ
Galata, Tahir han - Tel: 44996
HAW0SI/MR
z-j, - — - *' M' A £ tİ/UÂH ^iltDfOS mu t
AKTA^ T.A.«J* p.K.m ismısuı nL.ıuss
Tıp: 660 6
Son icat Iranjformalörki Lamba: 6
Dalga: 4
2 kısa,lorla,! urun
Yumuşak Kereste Bıçkısı Parke işleri
Sert Kereste Bıçkısı Ambalaj sandıklan
Kaplama işleri Yuvarlak tahtadan mamul
mobilyalar
Söğütten mamul garnitürler (masa, sandalya.)
IUGODEÎtt
Kereste satış müessesesi
BEOGRAD P.K. 60
TELGRAF adresi: JUGODRVO, Beograd. YUGOSLAVYA.
Saç dökülmesi ve kepeklenmesine karşı
TÜrklyo Umumi mümessili ve umumi toval deposu: TİTAŞ
TİCARET tÛRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul. Bahçokapı Ticarot BankûBı Hanı (Etki Taıhan)
tela! on ı ı 20718 / 24736/ 24735
ANKARA Uluı Maydonı Koçak Han fal. 12734 ADANA Abidın pa|O coridau No, 59 İZMİR rûrk n(ar»ı Bon-bo.'-dakl bv">- GVmıük cod4*U T.l, 43ZI KONYA DvlgerUr cad, 61/63 ESKİŞEHİR Sivrihisar eo(L No. 74
Sayın doktor ve Eczacılara
öksürük ve Bronşitlere karşı tablet
B R ONKO
Ecza Depolarına tevzi edilmiştir.
Diler Tıbbi Müstahzarat Laboratuarı
HEROFON
Devlet Denizyolları ve Limanları işletme Genel Müdürlüğünden:
22 Ağustosla İstanbuldan İskenderuna hareket
edecek postamız 28 Ağustosta tskenderundan Haytaya gidecek, 29 da Haytaya varacak. 30 Ağustos günü İskenderuna avdet edip nıûtad düııiiş seferini yapacaktır. .
Haytaya yolcu ve yük kabul edilmektedir.
Alakadarların acenlalarımıza baş vurmalarını rica ederiz.
KAYIL' ARANIYOR
Rizenln Allpaşa köyünden Mustafa oğlu Muhammet Aksu Samsunun Englz köyünden 948 den beri kaybolmuştur. Bilenlerin insaniyet namına Rize Allpaşa köyünde Mustafa Aksuya bildirmeleri rica olumu
Ağaçlı Linyit Kömür A
Vasıtaya teslim tonu
25 Liradan
Kuruçeşme ve Kadıköy Depolarımızda satılmaktadır, (11159)
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi
SAYIN HALKIMIZA -
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçeteleriniz, tanınmış fabrikaların en saf İlâçları ile yapılır. Yeril ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri emrinize Amadedir. ZİYA BOYER ECZANESİ
KarakÖy, Tünel yanı
PETROLE HAHN
Yeniden piyasaya gelmiştir.
Eczane ve ıtriyatçılarda arayınız
Etabllsements F. Vlbert - Lyon France
—— İYİ BİR FIRSAT—-Kadıköyün en İşlek yerinde Telefonu, buz dolapları bulunan konforlu bir Bakkaliye devren kiralıktır. Tütün Gümrük 26 Kenan Oğluna müracaat.
PROTEJİN öermojen
■ ■» V ■ J ■ il yamkB Ekzema V*
Frengi ye Belsoğukluğunun teminat!» bir koruyucusudur.
ollt yaralarına fevkalâde iyi gelir.

Comments (0)