Bene 31 — No. 11053 — Flatl: her yerde 10 kuruştur.
SALI 19 Temmuz 1049
Sahibi: Necmeddin Sadak —
Yazı IslertnJ fiilen idare eden: C. Bildik — Aksam Matbaası
Rahat ve gürültüsüz uykuya ancak bir AMERİKAN KARYOLA ve (Deepsleep) SOMYESİ temin eder.
HARAÇÇI Kar deşler Limited
Tel: 40678 — Beyoğlu
Amerika Maliye Bakanı Snyder Ankaraya geldi
M. Snyder diyor ki: “Türk devlet adam-larile temas etmek için geldim,,
"Türkinerin ihtisadi ve mali sahada gitgide biiyük bir ehemmiyet kazandığını görmekten memnuniyet duyuyorum. Ziyaretimin bu bakımdan önemli olacağı kanaatindeyim,,
Ankara 18 — Bir müddettir memleketimizde beklenmekte ıslan Amerikan Maliye Bakanı Mr. John Snyder, Bakanlık yardımcısı Mr. Wllliam Mc Chemey, Martin Jr. ve hukuk yardımcısı James j. Soxar ile Devletlerarası Maliye bürosu müdürü Mr Georğ, H. VVİİlls ve gene aynı bürodan C Dlllon Glendonnlg saat 17 ye doğru hususi bir u« çakla gelirimize ve Esenboğa hava meydanına inmişlerdir.
Amerikan Maliye Bakanını E-senboğa hava alanında hükümet adına Protokol umum müdür muavini Tevfik Kâzım KemahlI. Maliye Bakanı adına Hazine umum müdür muavini Bülent Yazıcı,, Amerika büyük elçisi Mr. Wadsworth, İktisadî İşbirliği Türkiye İcra komitesi başkanı Mr. Russeit Dorr, Amerika yardım heyeti kara grupu başkanı General Mc Brlde. A-merikan Maliye Bakanlığı Orta Şark temsilcisi Mr. Judd Polk ve Amerikan hava ataşesi Al-
Amerika Maliye Bıkanı
M. Snyder
bay Frank Mc Neeş, Amerikan deniz ataşesi Yüzbaşı Van Hcter karşılamışlardır.
Misafir Maliye Bakanı, hava meydanında kendisiyle görüşen Anadolu Ajansı muhacirine şunları söylemiştir:
(— Ankarada Türk devlet a-damlarlyle, Amerika büyük elçisi Mr. Wadsworth ve iktisadi işbirliği idaresi mümessilleriyle Amerikan Maliye Bakanlığı Orta Şark temsilcisi Mr. Judd Polk İle temaslarda bulunacağım.
Türklyenln iktisadi vs mail sahalarda gitgide büyük bir e-hemmlyet kazanmakta olduğunu müşahede etmekten memnuniyet duymaktayım. Memleketinize yaptığım. ziyaretin de bu bakımdan önemli olacağı kanaatindeyim.»
Amerikan Maliye Bakanı, yanında AmerLkan büyük elçisi olduğu halde akşam saat 18,30 da Başbakan Şemseddln Ollnaltayt makamında ziyaret etmiştir.
Snyder. çarşamba sabahı An-karadan ayrılarak Kahiveye gidecektir.
Maarif şûrası
Şûranın gündemi tespit edildi
Ankara 18 — Milli Eğitim şûrasının 22 ağustosta Dil - Tarih Coğrafya fakültesinde toplanması kararlaştırılmıştır.
Şûrada görüşülecek olan meseleler şunlardır:
1 — 1948 - 1949 ders yılından itibaren uygulanmaya başlayan İlkokul programının gözden geçirilmesi.
2 — Yeni orta okul programlan projesinin İncelenmesi.
3 — Lise ders konularının yeni teşkilâta göre tesbltl.
4 — Orta okul ve liselere Öğretmen yetiştiren Eğitim enstitüleri yüksek öğretmen okulu kurslarının İhtiyaçlara göre düzenlenmesi,
9 — Eğitim ve öğretimde dayanılacak demokratik esasların gözden geçirilmesi.
Bayar Erim den 3 sual soruyor
1 — Anayasaya aykırı kanun çıkarmakta devam olunacak mı.2 — Seçimlerde hükümet makineni, devlet otoritesi Halk Partisi lehine çalıştırılacak mı? 3 — Seçim suçları ve kanunsuz hareketler cezasız bırakılacak mı?
İzmir 18 — Başbakan Yardımcısı Nihat Erim. Bursada yaptığı bir konuşmada, Demokratlara yapıtıl? olduğu bazı tavsiyeler dolayıslyle Celâl Bayar şu demeçte bulunmuştur:
c— Nihat Erimin konuşması arasında, muarızlarımızın yeniden bir takım tertiplere ve siyasi irtica teşebbüslerine geçmek niyet ve maksadında olduklarına İşaret sayılabilecek ba2i sözler de vardır. Bu İtibarla melseyl umumi efkâr önünde halletmenin doğru olacağına kani bulunuyorum.»
Celâl Bayar. demecinde seçim mevzuunu ele aldıktan sonra 21 Temmuz metodlarınm tekrar konulabileceğini ümid etmenin çok feci bir gaflet olacağını, parti mücadelesi nlkabı altında tahakküm emellerinin yaşatılmasına çalışmanın bu memlekete çok pahalıya malolacağmı herkesin öğrenmesi lcab ettiğini de belirttikten sonra, Nihat E-Llm'den şu üç sualin cevaplandırılmasını İstemiştir:
«1 — Antidemokratik kanunların mevcudiyeti iktidarca da (Arkası sahife 2; sütun 6 da)
Suriye -İsrail
Mütarekesi çarşamba günü imzalanıyor
Londra 19 (Radyo) — Suriye İle İsrail delegeleri mütareke akdi hususunda anlaşmaya varmışlardır, Mütareke çarşamba günü iki taraf arasında İmzalanacaktır.______
İşletmeler Bakanlığında bir toplantı Ankara 19 (Akşam» — İşletmeler Bakanlığında Münir Birselin başkanlığında bir toplantı yapıldı. Sümerbank. Etlbank. M. T. A. ve şeker şirketi genel müdürleriyle bu teşekküllerin İdare meclisi başkan ve üylerl-nin de hazır bulndukları bu toplantıya bir aralık Ticaret Bakanı Vedat Dicleli de katılmıştır, Toplantıda İşletmeler Bakanlığının İç bünyesini ilgilendiren konular görüşülmüştür. Toplantı bugün de devam edecektir.
Silâhlı
soyguncular
Bir kadını öldürdüler, kızını da yaraladılar
İzmir 18 (Akşam) — Urlanın Kızılbahçe köyünden 18 - 20 yaş arasında beş köylü genç, İzmir -Urla şosesi üzerindeki köprüde pusu kurmuşlar ve Rebla Özsar-sıimaz isminde bir kadının bindiği taksiye tüfekle ateş ederek durdurmak İstemişlerdir. Rebla kamından varlanmıştır. Şoför Muzaffer durmıyarak oradan kaçmış ve kadını memleket hastanesine getirmişse de kadın orada ölmüştür. Reblanın yanında buulunan iki yaşındaki kızı da ayağına saplanan kurşunla yaralanmıştır.
Soyguncu gençler, aynı köprü üzerinden geçen İzmir tacirlerinden Rıza Dalaman’m hususi otomobilini durdurmuşlar ve tehditle 450 Ura para alıp zevcesinin müceveheratını da gasp-etmişierdlr. Hâdiseye el koyan jandarmalar kısa zamanda hâdise faillerinden dördünü yakalamışlardır.
Adalet Bakanı gitti
Bir kaç gündenberl şehrimizde bulunan Adalet Bakanı Fuat Slrmen Dün akşamki ekspresle Ankaraya gitmiştir.
İçişleri Bakanı
Şehrimizde bulunan İçişleri Bakanı Emin Erişirgil, dün vilâyete gelerek vali Dr. Lûtfi Kırdan ziyaret etnılş ve uzun müddet vilâyet işleri 1te meşgul olmuştur.
Amerika Ayan Meclisinde
Tiirkiyenîn Atlantik paktına alınmaması şiddetle tenkidedildi
«İtalya, pakta alındığı halde Türkiye niçin alınmamıştır?» diye soran Mund-dan sonra Henry Cain de söz aldı ve: «Türkiye ile Yunanistanm pakt dışında ba-rakılmasile sağ veyahut doğu cenahımızı açık bırakmış bulunuyoruz» diye bağırdı
Bol ton İstanbulu ziyaretinde beraber
Kısık! id a bir köşk yandı
Üsküffarda Kısıklıkda Avcı Kâzım sokağında Etem paşa ! veresesinden İhsan ve Semiha-, ya alt olup, içinde Ömer Özgür (
adında birinin brtçl s.fatlle o- K„, M„„a, h
turduğu köşkte dün gece üst- vali ile
kattan yangın çıkmış ve köşk' eşyasüe beraber tamamen yan-' Wrahlngton 13 (AA) — (Badiği halde söndürülcbilmJştlr. sm Yayın»: Türklyenln Atlantik Yangının çıkış sebebi tankik e- paktının dışında bırakılması, dilmektedir. j paktın Amerikan ayanında mü-|
! zakeresl sırasında şiddetle ten-İkld edilmiş, hattâ bazı Ayan ft-zasının nutkunda esas fikir ola-
(Arkası salılfe 2; sütun î de)
6 Ermeni patrik namzedi seçildi
Patrik kaymakamı Aslanyan dünkü seçimin tamamile kanunsuz olduğunu söylüyor
Kâzım Orbay
Suriyeye gitti
Vazifem, sırf askerî ve teknik sahada Suriye ordusunun bugünkü durumunu tetkik ve eksiklerini tespit etmektir dedi
Cemil Sait Barlas geldi
Ankara 19 — Askeri şûra a-zasından orgeneral Kâzım Orbay dün akşam Toros eksprCsl-le Suriyeye gitmiştir. Orgeneral şu beyanatta bulunmuştur:
Yuyanda seçimden bir manzara, aşağıda Patrik namzedi Güzüryan, Bahtiyarynn ve Papazyan
— Bu akşam refakat subayım kurmay binbaşı Alkan ile beraber Suriyeye gidiyorum. Şurasını bilhassa kaydedeyim kİ, Suriye devlet başkanı Mareşal Hüsnü. Zalm tarafından, şahsen davet edilmiş değilim. Mareşal Zaiın hükümetimizden, Suriye ordusu hakkında tetkik-
lerde bulunmak üzere bir subay istemiştir. Hükümetimiz de 'beni seçmiştir. Vazifem, sırf askeri ve teknik sahada Suriye ordusunun bugünkü durumunu tetkik ve eksikleri tesblt etmektir. İki memleket arasındaki askeri İşbirliği İmkânlarını görüşmek hususundaki haberler asılsızdır. Zira, bu gibi işlerle askerler değil, her İki memleketin siyasi idareleri meş gul olur. Surlyede ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu müddet tetkiklerimizin bitmesine bağlıdır.
Ermeni patrik namzetleri seçimi dün saat 10 da Kumkapı-daltl Meryem ana kilisesinde yapılmıştır.
Dünkü toplantıya 25 ruhani iştirak etmiş, bir ruhanî de reyini mektupla göndermiştir.
Toplantıya Kadıköy kilisesi serrahlbi Bahtlyaryan açmış ve devlet makamları tarafından
iflâs töreni
gösterlleıı alâkadan dolayı Başbakanlığa ve Vilâyete birer teşekkür telgrafı çekilmesini teklif etmiş ve bu teklif İttifakla kabul edilmiştir.
Bundan sonra Üçhoron küsesi serrahlbi Torna Şikaher söz alarak toplantının gaye ve mahiyetini belirtmiştir.
Bunu müteakip seçimlere geçilmiş ve ruhaniler sıra İle reylerini kullanmışlardır.
Yapılan tasnif sonunda Feriköy kilisesi serrahlbi Güzürya-nın 25, Kadıköy kilisesi serra-
Ankara vapıını ile dönen Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas gazeteciler te beraber
Ankarada maliyet nazarı itibara alınmaksızın debdebe ile yapılan hesapsız binalar j biri öbürü ardınca fiyasko vermektedir. En başta 70 milyonluk veni Meclis, arkasından 20 milyonluk hastabakıcı okulu, ilh... simdi de Saraçoğlu mahallesi.
Saraçoğlu mahallesinde mevcut 430 evin senelik icar bedeli 250 bin lira imiş. Halbuki bu evlerin sadece kalorifer masrafı bıı miktara baliğ olmaktaymış. Bu sebeple, personel masrafı dahi karşılanan» yormuş.
Hükümet bu işle haşa çı-kamıy arağını anladığından, Evkaf Genel müdürlüğüne baş vurmuş, evleri devretmek istemiş; fakat Evkaf da bıı teklife yanaşmamış. Neticenin ne olacağını herkes merak ediyormuş.
Bu gibi teşebbüslere törenle girişiliyor. İflâsları da törenle olmalı, »Yorganına göre ayak uzatmamanın neticesi» diye, kapılarına levha aşmalı.
I
( Arkası.sahife 2; sütun 5 de)
Devlet Denizyolları idaresinin "Ankara-, vapuru dün saat 15 de Balı Akdeniz Hattı seferinden dönmüştür. Bir saatten
fazla bir gecikmeyle gelen geminin getirdiği yolcular arasında Devlet Bakanı Cemil Salt Barlas da vardır. Pariste topla-
Misafir Amerikalı ö^renciSer
Amerikan üniversitelerine mensup bir talebe grupu, pazar günü îstanbula gelmiştir. Taleoeler. memleketimizde üç hafta kalacaklar ve tetkiklerde bulunacaklardır. Yukarıdaki klişede profesör bayan Halide Adıvar, Robert Kolejde misafir tale- [ ler ile konuşurken görülüyor.
man Avrupa ekonomik işbirliği konferansına gitmiş olan Devlet Bakanı, kendisiyle görüşen
bir arkadaşımıza demiştir ki:
a— Seyahatim çok iyi geçti. Memlekete döndüğüm için çok memnunum.n
Rıhtımda içişleri Bakanı E-min Erişirgil. Vali ve belediye reisi Dr Lûtfi Kırdar ve eski millî eğitim bakanı Haşan ÂH Yıicel tarafından karşılanan Devlet Bakanı bugün gazetecilerle görüşecektir.
—---------------
DinSenmek için
Yazan: ADNAN - ADIVAR
Bugün 5 tnel sahlfede
AKSAM
J9 Temmuz 19-19
1
Sahi f e 2
• - —
Türkçe cümle
Türk DH Kurumunun yakında toplıyaeağı Dil Kurultayına Halkevi örgütlerinin İştirak edeceği haber verildi. Gazetelerin fıkra sütunlarında bu münasebetle bir örgüttür gidiyor. Herkes kelime İle alay ediyor. kimse de bunun ne demek olduğunu öğrenmiye heves etmiyoT.
Hâdise, Dil Kurumunun çalışma istikameti bakımından dikkate değer. Bu Kurum hâlâ yeni kelime bulmak veya uydurmak yolunda mı yürüyecektir? Eğer aynı yolda daha bir müddet yürüyecekse bilmelidir kİ çalışmaları alâka uyandırıcı olmaktan çıkmıştır. Ortaya attığı kelimelerin ne demeli olduğunu öğrenmen hevesini duyanların sayısı gittikçe azalmaktadır. Bu, kelimelerin lüzumundan fazla çoğaldığını gösterir.
öyle sanıyorum ki şimdi, yıllardır piyasaya dökülen, kısmen mektep kitaplarına giren ve her yerde münasebetti münasebetsiz, asıl mânalarından başka mânalarda kullanılan bu kelimelerin, cemiyet içinde edindikleri hüviyeti tesbit etmek ve artık Türkçe cümle üzerinde çalışmak zamanı gelmiştir. Gazetelerde olsun, kitaplarda olsun, her gün okuduğumuz yazılar arasında öyle cümleler vardır ki dildeki karışıklığın derecesi onlarla ölçülebilir. «Dünyanın en cok İstek celbeden kalemi budum tarzında bir cümlenin Türk cümlesi olup olmadığı Üzerinde münakaşa edilmesi ve bunun Türkçe olduğunu veya olmadığını belirtecek bir dil müessesesi bulunmalıdır. Türk Dil Kurumu, bu Kurultaydan sonra kendisine yeni bir çalışma program; çizmek zorundadır sanıyorum. Şevket RADO
Fransaya gidecek atlet ve futbo culanmız
Açılan kampa, 14 futbolcu ile derece almış ordu mensubu atletler çağrılacak
Milat
Erim
Ankaraya dönmek üzere Bursadan ayrıldı
Giiniin Meseleleri
F.Kurtnluşıın Cumhuriyet aleyhindeki dâvası
Mahkeme sanıklar tarafından tevdi edilen zabıtnamelerin kabulüne^ Fahri Kurtuluş tarafından söylenen sözlere ait zabıtların da getirtilmesi ne karar verdi
Rize Milletvekili Fahri Kur tu-' lu? tarafından »Cumhuriyet* gazetesi sahipleri Nadir Nadl, Doğan Nadl, Yazı İşleri müdürü Cevat Fehmi ve Ankara muhabiri MekkI Salt aleyhlerine açılan hakaret dâvasına dûn yedinci asliye ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Dâvact Fahri Kurtuluşla avukatları Abdülhak Kemal Yü-riik. Dündar AkÜnal ve Haluk Uluğ, sanıklar ve avukatları Hâmlt şevket İnce İle Feyyaz Işık hazır bulunuyorlardı.
Fahri Kurtuluş, mahkemeye Wr müdahale İstidası vererek, dâvasını teşrih ediyor, «Vatan ve Ask» filmi İle «Vâdlm» İsimli tercüme bir eserin komünist propagandası mahiyetinde Olduğu hakkımla C. H. P. Meclis grupunda ve Büyük Millet Meclisinde sarfetllği sözlerden sonra gazetede kendisinin anlayışsızlıkla ilham edildiğini, buna «Ulus» gazetesinde «Zaruri bir cevap» başlıklı yazısiyle cevap verdiğini, bundan sonra da devam eden bir hakarete maruz kaldığını anlatıyordu.
Söz alan sanıklar vekili Hâmlt Şevket. Fahri Kurluluş'un dâvasını izah eden sözlerinde bir
cepheli hareket ettiğini, esas hâdiseye temas etmediğini söyledi. Müteakiben Fahri Kurtuluşun avukatlarından Abdülhak Kemal söz alarak, Anayasanın 17 nel maddesi mucibince kendilerine al d olan delilleri karşı tarafa vermek mecburiyetinde olmadıklarını, bu delilleri sanıkların kendileri bulmaları 1-cab ettiğini söyledi.
Bunun üzerine sanıklar vekili Hâmlt Şevket. Fahri Kurtuluşun «Cumhuriyet» gazetesi hak-kındakl sözlerini ihtiva eden Büyük MUlet Meclisi zabıtlarını mahkemeye verdi. Fahri Kurtuluşun avukatlarından Dündar da bu uabıtlann mahkemece kabulünün doğru ola-mıyacağını beyan ederek bu zabıtların çeri verilmesini İstedi.
Hâkim İsmail Hakkı Ketenoğ-lu da, sanıklar avukatı tarafından verilen Meclis zabıtnamelerinin kabulüne, bundan başka gene bu meseleye dair Fahri Kurtuluşun sözlerini ihtiva fiden Meclis grupu zabıtlarının da getirilmesi İçin savcılığa tezkere yazılmasına karar vererek duruşmayı ağustosun birinci gününe bıraktı.
decektlr.
Put bol takımını seçmek üzere oumarte&l ve pazar günü 19 Mayı» stadyumunda kara, deniz ve hava kuvvetleri karma takınılan arasında yapılan maçlar, takım ve oyuncular hakkında umumi bir tlklr vermiştir. Şimdi kampta bulunan 25 futbolcudan 14 ü seçilerek Parlse götürute- 1 çektir.
tstanbulun birinci sınıf takım oyunculanndan bazıları ağ us tos sonunda muvazzaflık hizmetlerine girecelkerse de. bunlar geç kalacakları içini kampa alınmıyacaklardır. Ordu kadrosu içindeki sivillerin de takımlara alınıp almmıyacağı Parlsten sorulmuştur. Bu hususta cevap beklenmektedir. Cevap müspet olduğu takdirde, birçok şampiyon atletlerimizi de kampa almak kabil olacaktır.
Komite başkan ve üyeleri, bu müsabakalarda ekip halinde netice alacağımızı ümld etmektedirler. Atletizmde, gönderilen derecelere nazaran sürat koşularında derece alacağımız umulmaktadır. Fakat atma ve atlamalar bizim İçin ümitlidir
Konsey. 8 eylülde toplanacak, atletizm müsabakaları eylül ve futbol birincilikleri ekim başında yapılacaktır.
31 temmuzda 19 Mayıs stadyumunda ordu ve spor kampı atletizm bayramı yapılacak ve atletizm takımı bundan sonra belli olacaktır. Futbol seçmeleri İçin kamptaki çalışmalardan maada, temmuz sonunda ve ağustos başında, memleketimizin kuvvetli îakımlariyle ordu takımı arasında maçlar yapılması
Ankara 18 (A.A.) — Fransada yapılacak Ordulararaaı spor karşılaşmalarına katılmak üzere Ankarada hazırlıklara süratle devam edilmekledir.
Bu müsabakalar Batı devletlerinin leşebb tisiyle dört sene evvel tertib edilmiş ve Ordular-arası spor hareketlerini İdare etmek üzere muhtelif memleketlerin iştirakiyle bir konsey kurulmuştu.
Müsabakaların İlk ikisi Berimde, üçiincüsil Anvers'te yapılmıştı. Bu sene, müsabakaların Farlste yapılmasına karar verilmiş ve Türkiye hem Konseye, hem de müsabakalara İştirake tekrar davet edilmiştir. Genelkurmay; daveti kabul ederek bu hususta yapılacak İşleri tanzim için Genelkurmay Eğitim şubesi müdürü Kurmay Albay Ziya Komut’un idaresinde beş kişilik bir komite teşkil etmiştir. Komite, bu ayın 11 İnde açılan kampa, ordu mensubu atletleri seçerek çağıracak, çalıştıracak ve takımları teşkil edecektir. Garnizonlara birer derece listesi gönderilmiş ve bu derecelerde olan veya daha üstün derece alan atletlerin kampa gönderilmesi İstenmiştir Şimdiye kadar Berlin ve An-verste yapılan atletizm müsabakalarında elde edilen dereceler Konseyden taleb edilmiştir. Kamp sonunda, bu dereceler nazarı itibara alınarak puvan alabilecek atletler Parlse götürülecektir. Diğer beynelmilel müsabakalarda olduğu gibi, bu müsabakalarda da altıncılığa kadar derece alan atletlere puvan verilecek ve her atlet en ....__________—,
fazla üç müsabakaya İştirak e-1 düşünülmektedir.
Amerika Ayan Mec'isinde
Bursa 18 — İki günden beri şehrimizde bulunan Devlet Bakanı Başbakan yardımcısı Nihat Erim İle MIHI Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu. Bilecik üzerinden Ankaraya dönmek üzere Bursadan ayrılmışlardır.
Bursadan ayrılırken. Nihat Erim şunları söylemiştir:
«__Bursada kısa zamanda
mühim değişmeler ve gelişmeler olmuş, şehrin tabii güzelliklerine modern güzellikler İlâve dilmiş. Hastanenin ve Çelik Palasın ilâvelerini. İlkokulu, stad-yomu, yen! getirilen bol su tesislerini ve yeni yapılan asfalt yolları ve Uludağ yolunu ve bütün bunlarla beraber ahenkli olarak hızla gelişmiş bulunan hususi İnşaatı gördüm. BursalIlar memleketlerini güselieştlr-mek İçin, devlet ve belediye İle elele çalışmaktadırlar. Bu, çok iyi bir işbirliği gösterisidir »
hgilterede Mali ve iktisadi buhran
İngilterede mali ve iktisadi güçlük devam ediyor. İthalât, döviz tasarrufu için asga ri hadde indirildiğinden memlekette yiyecek azalmıştır. Halk. Iıarb zamanındaki mahrumiyete yakın bir halde yaşamaktadır.Bu hal hoşnutsuzluk uyandırmıştır. Halk hükümetin tedbirlerini itirazsız kabul etmekle beraber hoşnutsuzluğunu her vesile ile gösteriyor.
Yalnız halk arasında değil, hükümetin mensup olduğu Sosyalist partisinde de endişe baş göstermiştir. Bu partiye mensup iki saylav, çelik sanayiinin devletleştirilmesine itiraz ettiklerinden, geçende partiden çıkarılmıştı. Simdi dc ihtiyar Lord Milverton'un aynı sebeple ve kendi arzusiyle partiden çekildiği bildiriliyor. Lord Mikerton İşçi - Sosyalist partisinin en eski üyelerinden biri idi ve bu partnin muvaffak olması için çok çalışmıştı. İhtiyar Lord çelik sanayiinin devletleştirilmesi kararını doğru bulrnıyarak partiden istifa etmiştir. Lord: «Kabine fena yol tuttu, İngiltere totaliterliğe doğru gidiyor» demektedir.
Tamam bu dedikodular devam ederken Maliye likanı Sir Cripps’in tsviçrede tedavi edilmek üzere al hafta müddetle Londradan ayrılacağının ilânı bir çc tefsirlere yol açmıştır. Bu hastalığın siyasî olduğunu I. dia edenler vardır. Fakat Bakanın hakikaten rahats olduğu ve 19 Eylülde Vaşingtonda yapılacak mali to lantıya sıhhati tamamiyle düzelmiş olarak gitmek ir bir müddet vazifesi başından ayrılmağa lüzum gördü) anlaşılmaktadır. Mamafih bazı Amerikan mahfilleri, S Cripps’in Londrada bulunmadığı sırada kendisinin k lav kolay kabul etmiyeceği bir takım kararlar verilec ğini muhakkak addediyor. Bu kararların mahiyeti m Jûm değildir. Fakat İngilterede malî ve İktisadî kalktı ma için bugünkünden başka tedbirlere baş vurulaca muhakkak addediliyor. — E. T.
P. Saray takımı dağılıyor mu?
Kulüp reisîle birinci takım kaptanı
Bülent ne diyorlar?
Dün sabah çıkan bir gazete, Galatasaray Kulübünün dağıldığını ve pirinci takım futbolcularının toplu bir halde Beykoz Kulübüne gittiklerini yazmıştı.
Dün bu hususta GalatasaraylI ve Beykozlu idarecilerle konuştuk. Galatasaray Kulübü başkanı Sinop Milletvekili Suphi Batur, İdare heyeti arkadaşlarının »kirlerin! sorduktan sonra aynen şunları söyledi:
« — İdare heyetimiz böyle bir hâdiseden malûnıattar değildir. Kıı'ühün âtisi İçin idare heyetimiz bazı kararlar almıştır. Galata -.uaylıhk şerefinden kendilerini mclınım etmek is t iyenle re de s ûylenccek hiçbir söz yoktur.»
Eti arada Galatasaray takımı kapt.‘-•ı milli futbolcu Bülent Eken de bir arkadaşımıza aynen şunları söylemiştir:
• - Ash olmıyan havadisleri nasıl yazarlar bilmem kİ; arkadaşlarımdan hiçbiri sevgili kulübümüzden ayrılmağı hiçbir zaman düşünmemişlerdir ve (iü-şünmİYt celilerdir dc.»
Beykoz Kulübü idarecileri de bı( hususta hiçbir malûmatları o’ınndıftını. esasen böyle bir hfi-(ıue olsa da başka bir kulübe
Guatemaiada ayaklanma
Ordu başkomutanı katledildi
Guatemala City 19 (AF.) — Silâhlı kuvvetler başkomutanı albay Arena'nın. katlinden sonra Guatemala Cltydekl Milli meclis tank ve zırhlı arabaların taarruzuna maruz kalmıştır.
şehrin içinde müsademe baş ladığı zaman neşredilmiş olan bir hükümet tebliği halkı sokaklarda bulunmamaya davet etmiştir.
Müsademe ve ateş öğleden sonra başlamıştır.
Uzun saatlerden beri, memleket dışı İle bütün münasebet ler kesilmiştir.
Dün gece başkentte telefon muhaberatı yoktu.
Sonradan çıkan bir söylentiye nazaran, ateş halen kesilmiş ve meclis binasında mütareke müzakerelerine başlanmıştır.
Resmî tebliğe nazaran Arena ve yüksek rütbeli diğer bir subay bindikleri otomobil şehrin güneyinde bir mahalde yol tıkanması üzerine durmak mecburiyetinde kaldığı bir ıırada vurulmuşlardır.
yâr olmıyan futbolcuların kendilerine hiçbir zaman yâr olmıyocağını geçen sene aldıkları bazı futbolculardan anladıklarını söylemlilerdir.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede) rak bu nokta Heri sürülmüştür.
Boulh Dakota ftyan üyesi Kari Mundt bu konuda demiştir ki:
«Samimi olarak söylüyorum, İtalya pakta alındığı halde Tür klye niçin bu paktın dışında bırakılmıştır. Bunu bilmiyorum ve fikrimi başka türlü, daha dramatik bir tarzda İfade edeyim: Komünist olmıyan diinya devletlerinin büyük bir ekseriyetini sonradan bu birliğe İltihak ettirmeğe yarayacak mekanizmanın birleşme çarkı niçin ttalya-dır? Bunu cidden anlamıyorum. Vakla, paktin 12 nci maddesi gereğince pakt 10 yıl yürürlükte kaldıktan sonra dünya barış ve güvenliğinin İdamesi için At-tatlk sahasındaki barış ve güvene tesir eden âmiller göz önüne alınarak bugünkü il ler a rasında istişareler yapılabilecek tir. Bu, başka milletlerin de anlaşma çevresine alınması İmkânlarını İfade ediyor. Fakat 10 yıl sonra. Halbuki önümüzdeki 10 yıl İçinde herşeyln İyi bLr şekilde tertipleneceğini kabul edemeyiz. Bu on yıl İçinde komünizme karşı birinci müdafaa hattını teşkil eden Türkiyenin raztyet.1 ne olacaktır? Türkiye. Boğazlan almak İçin komünist- ‘ İtrin yaptıkları tehditlere karşı koymuştur. Biz Truınan doktrini İle Türkiyenin yardımına git- j hlP c'mamız dolayısUe hazırlan tik. Türkiye, Marshall plânına «"->">(" «r
iştirak eden memleketlerden biridir. Türkiyede, bugün her ne şekilde bir tarif yapılırsa yapılsın, meselâ Porteklzden ziyade demokrasi mevcuttur vc memleket demokrasi yolunda gittikçe i artan bir süratle İlerlemektedir
Tekrar ediyorum: Gelecek on yıl zarfında Türkiye ve Yunanistan ne olacaktır? Kendi para ve servetimizle bize dost olacak ve komünizme karşı koyacak hükümetler mİ yaratmaya başlamadan kaybetmek tehlike-çalışıyoruz, yoksa Yunanistan karşılaşabileceğiz » ve Türklyeyl kardeş milletler ca ” "*
mlası dışında tutarak, bize dostj olan vo komünizme karşı koyan hükümetleri yıkmağa mı çalışıyoruz?
Kari Mıındt bundan sonra Atlantik paktının bugünkü şekli ve şümulü 11e güdülen hedefe nazaran bazı aksaklıkları bulunduğunu bir kere daha belirtmiş,, bunu daha mukni, daha tarihi .daha İyimser ve daha ön görüşlü bir anlaşmaya ulaştıracak bir geçit telâkki elliğini söylemiş ve oyunu sırf bu sebeple pakt lehinde kullanaca-cağını kaydetmiştir. Mundt «özlerini şöyle bitirmiştir;
meclise blldirlle-
«Oyumu kullanırken gayretlerimizi. sulha giden yolu arayan 12 ümitvar milletin teşkil ettiği küçük bir grupa İnhisar ettirecek yerde, dünyanın doğru düşünen bütün milletlerini saflarımıza kabul etmek suretiyle daha büyük bir iş başarmak ve bu meseleyi realist bir görüşle ele almak kabiliyetini iktisap edebilmemiz İçin dua edeceğim.*
Washinj;ton ftyan üyesi Henry Caln de, Atlantik paktı müzakerelerinde ayni meseleye bilhassa temas etmiş ve Türkiyenin pakt dışında tutulması ile güvenlik sisteminde açık bırakılan boşluk üzerinde durarak şunları söylemiştir:
•Atlantik camiasının güvenliği İçin hiç değilse stratejik bakımdan önemli olan bir memleketin niçin pakla alınmamış olduğunu raportör arkadaşlarım bana izah edebilirler mİ? Ben. askeri meseteterde bir otorite değilim Fakat memleketimizin askeri kuvvetlerinde bazı tecrübeler edindim Bir haritaya baktığım zaman onun ne oldu-duğunu anlıyablllrim. Paktın, barış ve güvenliği korumak ve muhakkak Iftzlm olduğu takdirde başarılı bir taarruz harbi kimselerin bu meclisleri topla-sapmak gayaslsla »s mak selâMsatl soktur.
W» müşterek mentaultere «a-| ( _ PMrlk Kç|mlne Türk!_ vedekl bütün ruhanîlerin Iştl-rak etmeleri lâzımdır. İstanbul-• da 48. Anadoluda da 5 ruhanilik bulunduğuna göre ceman 53 ruhani var demektir ki. seçimin yapılabilmesi için yandan bir fazla ruhaninin mevcut bulunması lcabeder. Halbuki seçimlere ancak 25 ruhanî İş i Irak etmiştir.
6 _ Ruhanilerin bir kısmı da tehdit edilerek toplantıya getirtilmişlerdir.
Biz bu seçimlerin İptali İçin lâzım gelen resmî makamlara müracaat edeceğiz.»
mı? bulunduğunu biliyorum. Ar kadarlarımın dikkatini dünya haritasına çekeceğim ve harita-nm da sarahati» gösterdiği bir şeyi söyliyeccğlm. Bilmediğim ■bir sebepten dolayı Türkiyenin jve Yunanlstantn pakt dışında bırakıimasile sağ yahut doğu ce nahımızı açık bırakmış bulunuyoruz. Ve genel bir hnrb vukuunda, bu bölgede bu memleketlerin pakta alınmaması yüzünden harbi daha çarpışmaya
Henry Cain, sözlerini «Bu noktaya bilhassa İşaret etmek isterim» diyerek bitirmiştir.

Denizde boğulma
Yemişte Yağkapanında oturan 15 yaşında Mustafa Çaybuş, Davııtpaşa sahilinde bir kum motöründekl akrabasını görmek üzere oraya gitmiş ve bir aralık soyunarak denize girmiştir.
Mustafa boğulmak üzere İken motor tayfaları tarafından kurtarılıp Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmışsa da orada ölmüştür. Tahkikata savcılık el koymuştur.
cevap geldikten seçecek olan u-toplantıya davet
(Baş tarafı 1 inei sahifede) hıbl Bahtlyaryanın 24. öçhoron kilisesi serrahlbl Papazyanın 23, Nevyork kilisesi piskoposu Nerosyanın 15, Kıbrıs kilisesi piskoposu Cebeyanm 15, Kaliforniya kilisesi piskoposu Ka-rabetyanın 13 oy aldıkları görüldü ve bu aitı ruhani, patrik namzedi İlân edildiler.
Seçilen bu namzetlerin üçü Türklyede bulunmadıklarından ve Türk tabiiyetinde olmadıklarından patrik seçilmelerine fazla bir İhtimal yoktur. Bu ö namzedin İsimleri vilâyete bildirilecek ve devlet makamlarınca bıı namzetlerden üçü ayrılarak bunlardan birinin seçilmesi ruhani çektir.
Vilâyetten sonra patriği mnmî meclis
edilecek ve bu üç namzetten biri patrik seçilecektir.
Aslanvan ne diyor?
Dünkü seçimlerden sonra patrik kaymakamı Aslan yan He konuştuk. Patrik kaymakamı bu seçimlerin tamamen u-sııisiiz olduğunu ve neticelerin hiç bir kıymet İfade etmlyece-ğint İleri sürerek şunları söyledi:
•— Bugünkü seçimler tamamen usulsüzdür. Çünkü:
1 — Patrik seçimi İçin gösterilen namzetlerin piskopos olmaları lâzımdır. Halbuki secilen namzetterln üçü de varta-bettlr.
2 — Patrikhane İç nizamnamesine göre cezalı olan ruhaniler patrik seçimine İştirak edemezler. Halbuki bugünkü toplantıda cezalı ruhaniler hem rey vermişler hem de namzet seçilmişlerdir.
3 — Patrik seçimin! yapacak olan meclisleri toplantıya davet etmek selâhlyet! yalnız patrik kaymakamlığına aittir. Başka
kabul olunmuştu. Bu kanunlar kaldı nlmıyacak ve yeniden Anayasaya aykın konular çıkarmakta devam olunacak mıdır?
2 — 21 Temmuz seçimleri başta gelmek üzere bugüne kadar yapılan bütün seçimlerde, her ne pahasına olursa olsun. Halk Partisini kazandırmak İçin ka-nunlu kanunsuz her çareye baş vurulduğu herkesçe malûmdur Bundan sonraki seçimlerde de gene devlet otoritesi Halk Partisi lehine kullanılacak, hükümet makinesi bu maksada göre İşletilecek ve devlet memurla-riyie vazifeliler, kanun dışı muamele ve hareketlere İcbar olunacaklar mıdır?
3 — Gene bugüne kadar yapıl mış olan bütün seçimlerde İşlenilen kanunsuz harekelterln bir teki dahi cezalandırılmamıştır. Bundan sonraki seçimlerde de kanunsuz hareketlerin himayesi ve seçim suçlarının cezasız bırakılması yolunda yürünecek midir?»
Celâl Bayar. bundan sonra iki noktaya daha temas etmiş ve «Bugün de Günaltay kabinesinin partimizi suçlandırmak 1-çin bir takım gizli polis tertiplerine baş vurmak mevkiine düştüğünü kabul etmek zarurî olacaktır* diyerek demecini sona erdirmiştir.
Celâl Bayar Çeşmeye gitti tzmlr 18 (Akşam) — Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar bu akşam şehrimizden Çeşmeye hareket etmiştir. Celâl Bayar orada bir buçuk ay kadar istirahat edecektir.
BORSA
w/ı»
ESHAM VE TAHVİLAT % f FAİZLZt TAHVİLLE” Sivas • Erzurum i
S|t. - Enıirum 8-1 1941 Demiryolu ı 1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu d Milli Müdafaa
MlU! Müdafaa 11 Mlin Müdafaa m MlU
ao u
4045
20 30
K) 10
19.13
10.60
18-30
*015
10.45
İki aile arasında
Kavga bir erkeğin ağır yaralanmasile sona erdi

Dün gece Hasköyde İki kadınla İki kocalan arasında geçen ve bir kadının elini kana boyam asiyle neticelenen ağır bir yaralama vakası olmuştur. Hâdisenin tafsilâtı şudur:
Hasköyde Başlı sokağında 32 numaralı evde Fahrcddlnle karısı Saniye ve Musa ile karısı Yadigâr ayrı ayrı kiracı olarak oturmaktadırlar. Son günlerde kadınlar arasında geçen bir dedikodu dolayıslyle aralan açılan Saniye İle Yadigâr dün gece blrblrleriyle münakaşaya tutuşmuşlar ve az sonra bu münakaşayı büyüterek saç saça baş başa gelmişlerdir. Kadınlar dövüşürken. kocalan Fahreddln İle Musa da kavgaya tutuşmuşlar ve alt alta, üst üste boğuşmağa başlamışlardır. O sırada .eline bir bıçak geçiren Saniye; Yadigârın kocası Musanın üzerine atılmış ve muhtelif yerlerinden ehemmiyetli şekilde yaralamıştır.
Zabıta, İşe müdahale etmiş, yaralı erkek BeyoğLu hastanesine yatırılmış, carih kadın da yakalanarak hakkında takibata girişilmiştir.
Aslı çıkmıyan tâyin haberleri
Ankara 19 (Akşam) — Bazı gazeteler Mili Eğitim Bakanlığı müsteşarının emekliye ayrılacağını, yerine İstanbul Milli E-6 İtim müdürü Murat Urazın getirileceğini, onun yerine de Nıı-reddln Atasayann tâyin edileceğini yazmışlardır. Bu haberler teyid olumamıştır.
Orman hukuk müşavirliği
Ankara 19 (Akşam) — Açık bulunan doksan lira maaşlı orman genel müdürlüğü hukuk müşavirliğine Maliye Bakanlığı avukatlarından Ertuğrul Slvri-hlsarlı tâyin edilmiştir.
Suriye Cumhurbaşkanının înönüne mesajı
Ankara 18 (A_A.) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Buriye Cumhurreis! Mareşal Hüsnü Zatm tarafından gönderilen masajı takdime gelen Suriye elçisi Dr. İhsan el Charifi bugün saat 11.30 da Çankaya'daki köşklerinde kabul buyurmuşlardır. .
Bu kabulde Dışişleri Bakanlığı umum! kâtibi, büyük elçi Faik Zihni Akduı da hazır bulum uştur.
MOdfifa* rv
% 4 ralZLİ TAKTtUJDl
Kalkınm* I
Kalkının* n Kalkınma m 048 Utlkrau t 948 taUkran D 1941 Demiryolu VI
% 5 FAİZLİ TAHVtEJ-ZB
1933 Ercan! 1938 tkramtveU Milli Müdafaa m Demiryolu IV Demiryolu V
AJfADOLU DEMİRYOLP OHUPU Tahviller 1-3 MO.—
flLsıe («netleri % tD 68 —
Mdmeerl) »enet 87 —
98 —
83.—
15»
89-—
SB.—
13 —
■0 73 m .es
97 80
8İH KET HİS8ELZB1
MerKeı Bankası
1» Bankası
T. Ticaret Bankası Aralan Çimento
SATIRATLARDA ALTIH
•+n«l*r
•8.8J
40.73
88.73
e. >5 w «♦
Çorum vapuru felâketzedelerine yapılan yardım Çorum vapuru yangın hâdisesinde can ve mal kaybına uğrayanlara yardım nLsbetinl tâyin edecek olan komisyona düne kadar 27 müracaat olmuş ve doğruluğu tesbit edilenlere yardıma başlanmıştır.
Bunlardan, ölü Lûtfl Hoşkal* m eşine 1200 lira, yaralı Hamsa Aksuya 100 Ura nakdi yardımda bulunulmuş, kurtarma işinde yararlığı görülen Ziya Belda’ya da 75 lira mükâfat verilmiştir.
Diğer taraftan, bize verilen malûmata göre, yangın sebepleri etrafında yapılan tahkikatın neticesi daha bir müddet gecikecektir.
—TAKVİMİ^
RımiMi U - Mı*ır 7* I inunk Gü ö(ia İMtndl Ak va I
1. 6.M. » M. 4.-.Z « 41 11.00 İ36İ V. İ 34. 4.(4. 12.-0 16 18. 19.37. zl V' I

19 Temmuz 1949
AKŞAM
8ahlfe I
Şam’ın kayısısı lezzetli değildir
Yeni tip ekmekler
SabahGazeteleriNe Diyor?
Kayısının arapçası «muşmuş »tur. Şam m «.muşmuş ut meğer.efsane imiş- öteden beri «İzmlrin inciri» gibi, «Şaınm kayısısı.>nı da meşhur sayarız. Hâlâ sokaklarımızda «Sanı kayısısı!» diye reklâm yaparak veril kayısıyı satarlar. Lâkin, elbette, Istanbula artık, ne taze, ne kuru, Şamdan meyva gelmiyor. Bizimkiler, hep yerli.
Suriyede, epeyi inkisarla karşılaştığımı saklıyamıya-cağım. Tam mevsiminde gitmiştik; lâkin, gerek büyüklük, gerek renk, koku, lezzet bakımından, Türkiye kayısılarına faik bir muşmuş yiye-nıedinı.
Türlü türlü isimlerle sail-lâıı Şanı ınuşmuşlarının eti meşhuru «beledî» yâni yerli cinsidir. O dahi, bizimkilerden çelimsiz, çalımsız.
Türlüvedc, nialatyanm -ka yısısı birinci gelir. Ben iddi-a edebilirim ki, askerliğimi sına d 1. diveleğine de (kavuşma da. divleğine de (kavununa da) üstün meyva olamaz.
Diin sabahtan itibaren satılmağa başlandı

Cumhuriyet devrinde meyttacdığtnttztn mııvaf fakiyeti
Memleketimizde meyva cinsleri. Cumhuriyet devrinden beri, hele son seneler i-çinde, cok ıslah edilmiştir. R. ıstaki'far kısmen önlenmiş, bilhassa yeni yeni ecnebi cinsler getirilerek üretilmiş bulunuyor. Çeyrek asır evvel Türkıyenin hemen bütün meyvaları çürük, kurtlu. mozalak, yanın yumru, küçük, mütereddi idi. Bilhassa pek pahalıydılar- Hatırlatırım ki. o mesut ucuzluk devrinde, kötü meyva-larrn fiatleri, bugünkü dere-cesındeydi. Yâni her şey beş altı misli arttığı lıalde, yemişler aynı seviyede kalmış* tır. O zamanlar meyva ancak ağıûyânın yiyebileceği bir fanteziydi. Hele bu sene, her mal erişilmez derecelerdeyken. en nefis yazlık, kışlık, baharlık ve son baharlık meyvalar demokratlaşımş-tn. Bolluk, ucuzluğa refakat etmiştir.
Eskiden yalnız kavun ve karpuz fukara dostu iken, şimdi hemen bütün ağruyâ meyvaları halka mahsus bir hal almıştır. Çilekler dahil, her meyvanın alt tabakaya ulaşmasını, devrimizdeki lıcm devletçiliğin hem de ferdî teşebbüsün müşterek bir muvaffakiyeti saymak lâzımdır.
Yeni tip ekmekler dün sabahtan itibaren yapılıp satılmağa başlanmıştır, Bu ekmekler 525 gram olup 20 kuruşa satılmaktadır. Ramazan münasebetiyle > çıkarılmakta olan pide İmaline devam edilecektir. Pideler, elinde beyaz un bulunan fırınlar tarafından eskisi gibi beyaz o-larak. bulunmıyanlar da şimdiki ekmeklik undan yapılacaktır. ı
Simit, börek ve hamur tatlı* ı lan da dün sabahtan itibaren, yeni ekmeklerin unundan yapılıp satılmağa başlanmıştır. Ye*] nl ekmeklerin kalitesi tahmin edildiği derece düşük değildir.' Buna rağmen karaborsada fı-rancala satışlarının bir lk! gün içinde hızlanacağı tahmin ediliyor. Bu tahmine yol açan sebep, piyasada pek bol olan has unların birdenbire ortadan kalkmasıdır. Diğer taraftan piyasada makarna da kalmamıştır. ________________
Streptomisin geldi
Memleketinizde sarfiyatı gittikçe artan streptomisin ilâcından şehrimize yeni partiler gelmiştir. Son gelen partinin îlatı oldukça düşüktür ve gramı 225 kuruşa satılmağa başlanmıştır.
Evvelce gramı 600 küsûr kuruşa satılan streptomisinin bu sefer ucuz olmasının sebebi evvelâ dövizle İthal edilmesi, sonra da gümrük resminden muaf tutulmasıdır.
İdare âmirleri arasında değişiklik CUMHURİYETln başmakalesinde Istanbuldakl mülki âmirler arasında yapılan son ıleği-şiklilere temas edilerek şöyle denmektedir:
İdare âmirlerinden hiç biri , emekliye ayrılmamış olan tstan-bula gelince bunun, halk ara-.' smdaki umumi hoşnutsuzluğa bir cevap olsun diye yapıldığı söyleniyor.
İstanbul halkının hoşnutsuzluk göstermesi yeni bir hâdise . değildir. Bu hoşnutsuzluğun sebepleri de tamamen idare ftmlr-.! terinin şahıslarına İrca edlle-miyecek kadar karışıktır.
, Kaldı kİ; her hoşnutsuzluk . görülen yerden İdare âmiri kaldırmaya kalkarsak kabinede de bir çok sandalye sahiplerini yer-. lerinden oynatmak zorunda ka-, liriz, çünkü İstanbul halkının . şikâyetini muclb olan dâvalar . idari olmaktan ziyade lktlsadl-, d İr. Memleketin umumi yaşa-t ma şartlarına alddtr. Bu arada . İdari şekvalar da varsa bunlar
ds devlet dairelerinin gidişatındaki yavaşlık ve vurdum duymazlıktandır. _ beple, halkı hoşnut etmek İçin alındığı söylenen bu tedbir maalesef devası olduğu derdi karşılayacak mahiyette değildir.

Tasan ile mi iftihar?
YENİ SABAH’ın başmakalesinde Nihat Erim’in son nutuklarında sık sık seçim tasarısından bahsettiği, halbuki tasarının henüz ne şekilde kanunlaşacağının belli olmadığı belirtildikten sonra şöyle deniliyor:
Başbakan yardımcısı sayın Nihat Erimin Anadolu turnesi ve uğradığı şehirlerde söylediği sözler, tıem muhalefetin, hem gazetelerin nazarını çekmekten bir an hail kalmadı. Bursadakl son konuşma da etraflı bir tahlile lâyık sayılabilir. Yalnız biz şimdilik bir nokta üzerinde durmak İstiyoruz. Erim diyor kİ: «Yeni seçim kanunu tasarısı hükümetimize ve onu destekll-yenlere her zaman için şeref
umumi
Bu 30-
verebilecek bir eserdir.» Bu cümle üzerine biraz eğilmek ye-rlndedlr. Sayın Bakan artık mevcut nizam ve usullerle değil muhayyel ve müstakbel nizamlarla İftihar eylemeğe ve şeref duymağa başlamış bulunuyor ki bu hal bir terakki ml veyahut bir gerileme mi sayılmalıdır, doğrusu iyice takdir edemiyoruz.

Nereye?
Bediî Faik TAN'daki fıkrasında Nihat Erim’in İzmir’de yaptığı bir konuşmada muhalif gazetecileri dışarı çıkartmasının matbuata bir müdahale teşkil ettiğini ileri sürerek şunları yazmaktadır:
Gazetecinin, muhalifi de. muvafığı da, gazetecidir. Muhalife reva görülen harekete İsyan e-dersek, muvafığa karşı takınılanı da hoş karşılamamalıyız.
Şayet- matbuata müdahalenin memleket aleyhine bir hareket olduğuna İnanıyorsak ve bunda samimi İsek, hangi taraftarı gelirse gelsin böyle bir tesiri, yay gibi gerilerek İtmek vazifemizdir.
hastanesi
Komisyon 300 bin lira kıymet koydu
Hep beraber yiyelim!
Herkeste bir telâşı, bir gayret. Dedikodular, fısıltılar, mırıltılar. Sokakta karşılaşanlar birbirlerine soruyorlar:
— Ne yaptın? Alabildin mi?
Muhatabın yiiziindc yeis çizgileri derinleşiyor:
— Her tarafı dolaştım, sekiz kilodan fazla bulamadım.
— Vah vah! Hiç değilse on beş kilo almalı. Ben bir ahbap vasıtasiyle yirmi kilo
Belediyenin malı olan Beyoğlu hastanesinin sağlık ve sosyal yardım bakanlığınca satın alınacağını yazmıştık. Satış muamelesi İçin flat takdir edecek bir komisyon teşkil edilmişti. Komisyon kararını bildirmiş ve hastaneye 300 bin lira kıymet koymuştur.
Binanın hakiki değerinin bir
,, ,, , , , ,, «uiimp v«sıw>*3iyıv yirmi kiiv
, n Z8 T t«,arik 1,110 d’h«
lenmektedlr. Buna rağmen komisyonun binaya 300 bin lira! takdir etmesi,, bakanlığın, bu-! rada belediye hizmetlerinden | birini görmesinden. İleri gelmek! tedir. Bakanlık burada geniş teşkilâtlı bir can kurtaran merkezi açacaktır. Ayni zamanda Anadoludan gelen veremliler İçin de İlk tedavi istasyonu kurulacaktır.
Komisyonun koyduğu kıymeti bakanlıkla belediyenin muvafık görecekleri tahmin ediliyor.
Horoz mu, tavuk mu?
Eme t’d e horoz gibi öten bir tavuk merak uyandırdı
it
Tatsız şeftaliler
sene, bazı cins
Ancak bu ucuz şeftalilerimiz âdeta şekersiz denecek derecede lezzetsizdir. Eğer 1949 a mahsus b.ir fazla yağış (yahut kuraklık) neticesi değilse, yine devletçilik ve ferdi teşebbüs el ele vererek o cinsi as-laınalı. önümüzdeki mevsimlerde başka netice almalı: kaliteyi düşürmemeli.
Bu şeftalileri tattıktan sonra, içime bir şüphe düştü : Sakın Şam muşu hakkında dnletsizlik yapmış yım; belki o da bu seneye mahsus olarak evsafça düşüktür. Fakat bizim bu senek! şeftalilerin lezzetsizliği ancak bir cinse münhasırmış. Hele Samda yediklerimin hcmeıı arkasından tattığım Türk kayısıları. Çamdaki emsalinden her cihetçe üstündür.

Şam-n kur bağalarına diyecek yok!
Beyrııtta, büyük lokantaların vitrinlerinde (Şamdan getirilmiş kurbağalarımız vardır) diye reklâmlar gördüm. Öğrendim kİ, Şanım kurbağaları, erbabınca pek makbul sayıhyortnuş. Avlayıp bol bol pişiriyorlar. Yalnız belden aşağı kısmı yeniyor; piliç lezzetindedirler.
Suriyede, kurbağaların yi-yaklayışı da pek dalıa gırtlaktan, pek daha makamh ve yanıktır.Türkiye kurbağalarından tamamiylc farklı olduklarım 19 sene evvel bîr yazmıda iddia etmiştim. Moîlekdaşlarmna bu farkı önceden haber vermiştim. Fırsat bulup kurbağa cazbandım birlikte dinledik. A-tap kurbağaları, cidden, pek
muş-bir a-olmıya-
Canlı hayvan ihracatı başladı
Bu yıl koyunlar Doğu Anadoludan geçen, senekinden daha ucuz alınıyor.
Emet (Akşam) — Emet çarşısında ve Kaynarca caddesinde semercilik yapan 30 yaşların da Neşet Attll& ustanın tavuklarından biri, İki aydan beri garip haller göstermektedir. 849 senesi son yavrularından ve binaenaleyh bLr senelik olan piliç bir taraftan muntazaman yumurtlamakta ve bir taraftan da horoz gibi ötmektedlr.
Hayvanın şeklen durumu tavuktur. Bundan İki ay evvel, evvelâ tecrübe mahiyetinde bir İki defa ötmilş ve ötmesini kesmiştir. şimdi hemen üç hafta var kİ muntazaman horoz gibi ötmektedlr.
Bu tavuğun ötüşü esnasında, evin esas horozu, tavuğu hırpalamakta ve kovalıyarak gagalamakta İse de, horoz mukallidi tavuk aldırış etmemektedir. Yu murtası aynen tavuk yumurtası evsafındûdır.
Bazı komşular ramazandan evvel bu tavuğun kesilmesini istemişlerse de. Neşet usta aldırış etmemiştir. Kendisi:
— Şu sırada, bazı köy kızlan resmi hastanelere başvurarak ameliyatla erkek oldukları mey dana çıkarken varsın, bizim çöplükte, tavuktan bir hayvancık da horozluk alâlml gösteri-versln. demektedir.
Çekoslovakya ile ticaret anlaşması yenilendi
Merkez Bankası İstanbul şubesi Müdürü Fahrettin Ulaş Çekoslovakyaya yaptığı seyahatten dün şehrimize dönmüş-ve kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza demiştir kİ:
t— Çekoslovakyayla aramızda mevcut ticaret ve tediye anlaşmasını yeniledik. Yeni anlaşma tamamen eski esaslar dairesinde İmzalanmıştır. 1 temmuzdan itibaren yürürlüğe girmiş olan anlaşma 9 temmuzda İmzalanmıştır.»
Savunma yüksek kuruluna seçilen Bakanlar
Ankara 18 (A.Aj — Bakanlar Kurulu, Milli Savunma yüksek kuruluna tçlşlerl, Dışişleri Maliye, Bayındırlık, Ekonomi ve Ticaret, Ulaştırma, Tarım ve işletmeler Bakanlarının seçilmesini kararlaştırmıştır.
150 bin baş koyun ve 35 bin baş sığır ve mandanın ihracına başlandığını yazmıştık. Bunlardan 100 bin baş koyunun İhracı Mersin canlı hayvan İhracat birliklerine ayrılmıştır. Bu birlikler, Denizyolları İdaresine baş vurarak bu hayvanların şevki İçin araba vapurları istemişlerdir. Bu hususta yeni Mersin refikimiz şu malûmatı veriyor:
İhracat mevsiminin başlaması münasebetiyle esas canlı hayvan yetiştiren Doğu Anadolu bölgesinde de büyük bir faaliyet olmaktadır. Geçen yıl yapılan ihracatta Doğu Anadolu böl geslnden alınan canlı hayvanların fLatlerlyle bu senekl flütler arasında büyük bir fark olmamakla beraber bu yılkl flat-lerde bir miktar da düşüklük kaydedilmektedir.
Doğu Anadoluda yerinde teslim beher çift Toklu «5 - 70 lira, Kısır 90 - 85 lira ve ögeç koyun da 90 - 95 liraya satılmaktadır.
Bu arada bazı firmalar Doğu Anadoludan külliyetli miktarda koyun alarak Mersine sevkedll-mek üzere Erzurum ve Karsta hazırlıklarını yapmışlardır. Ko-yunlann bu hafta sonuna kadar Mersine getirilmesi beklenmektedir.
Diğer taraftan bir kaç gün evvel Ticaret Bakanlığı tarafından İhraç edilecek maddelerin listelerini havi sirkülerin çıkarılması umumiyetle ticari bir tir.
Köpek
Mısırlı temsilci bunlardan nasıl faydalanılacağını anlattı
bulmağa çalışıyorum.
Makarna, has un derdL Ekmeklik unun değiştirilmesi şehirde büyük bir telâş uyandırdı. Herkes stok kaygısında. Bir yandan halk, file geçirebildiğini toplayıp kilere atmağa çalışıyor, Öte yandan karaborsacılar dibi köşeyi yoklaştırıp yangından mal kaçırır gibi depolara aşırıyorlar.
Belediye, kaymakamlıklara tamim göndererek makarnaların karaborsaya intikalinin önlenmesini, bu gibi esnafın devamlı surette kontrol edilmesini bildirmiş.
Zannedersiniz ki yeni ve esaslı bîr tedbir alınıyor! Harbîn başından beri mücadele tedbirlerinin tesirini çok iyi hilen karaborsacıları bıyık altından güldüren tâ-mimler birbirini kovalarken onlar saman altından suyu yürütüyorlar.
Tek tip ekmek imalinde
merkez olan Mersin tüccarları arasında memnunlukla karşılan mıştır. Bilhassa Bakanlığın takasla mal İhracını tahdit etmesi tüccarları bir sene İçinde kendilerini ona göre ayarlamalarına sebep olmuştur.
Ancak yine tüccarlar taratın* elan belirtildiğine göre, İhracat; İçin lisansların bakanlıktan a-lınması keyfiyeti muameleleri geciktireceği de beyan edilmektedir.
Hükümet bu karariyle ithalâttan ziyade ihracat yapılabilmesini temin maksadlyle memleketimiz İçin daha çok mübrenı olan maddelerin ithal edilmesine karar vermiş ve bu maksatla m intaka ticaret müdürlüklerine müracaatla hangi cins maddelerin yurdumuz İçin faydalı ola-cağınmın bildirilmesini İstemiştir. Bu bilgi gerekil İncelemeleri müteakip bakanlığa bildirilmiştir. Bakanlıkça bir kaç güne kadar yeni bir İthalât listesini havi bir sirkülerin çıkarılacağı kuvvetle muhtemeldir.
Nevyork 18 (Nafen) — Lake Success'de Birleşmiş Milletlerin İlmi konferansında söz alan Mısırlı bir delege köpek balıklarından İstifade edilmesi hususunda gayet enteresan bir teklif yapmıştır.
Gayet tehlikeli olan köpek ba lıklaritıın denizlerden, temizlenmesi temin edilmiş olacak ve aynı zamanda bunlardan İstifade edilecektir. Mısırlı delege şiiyle demiştir:
«Mısır sularında tutulan köpek balıklarından ciğer hülâsası elde edilmiştir. Bu ciğer hülâsalarının İçinde de gayet kuvvetli vitaminler bulunduğu görülmüştür. Bilhassa A vitamini mevcuttur.»
Mısırlt delegenin ilâve ettiğine göre Kızıldenlz sahillerinde kurulacak bir İki köpek balığı fabrikasından bütün memleketlerin menfaat temin etmeleri mümkün olabilecektir.
Kemerburgaz linyit ocaklarındaki işçiler
Etlbank'ın Kemerburgazdakl linyit ocağında 700 İşçi çalışmaktadır. Sağlık müdürlüğü mensuplan işçilerin sağlık şartlarına dikkat edilmeden çalıştırıldıklarını ve bu yüzden işçilerin feci durumda olduğunu tes-blt etmişlerdir. Müdürlük, bu hale nihayet vermek İçin dün Etibank müdürlüğüne bir yazı göndermiş ve acınacak halde „p vısmeıt
bulunan İşçilerin durumlarının fjrmcıların her hangi bir şe-kısa zamanda ıslahını İstemiş-1 kilde suiistimal yapmaları-tir. 1 - - • '
Sökede bir
cinayet
Kaçırmak istediği bir kızı 5 yerinden bı-çaklıyarak öldürdü
Kan koca yıldırımdan yardı Gönen — ilçemiz Sarıköy bucağında bir çınar ağacına düşen yıldırım bir kan kocanın ölümüne sebebiyet vermiştir.
v. ««.i... öğrendiğime göre bucağın Şu
tan İtibaren başlanmıştır. Dün nun mahallesinden İbrahim ve sabah başlıyan kamplardan bl-,' "l_J *’ *" 1‘*“
rlsl Anadolu kavağında, diğeri Küçük Çekmecede açılmıştır. Bu kamplar kırk gün sürecek-
Üniversite talebelerinin ikinci kısım kampları Üniversite talebelerinin İkin-. cl kısım kamplarına dün sabalı-
M provanın pamuk ve Muhal rekoltesi
Pamuk rekoltesi 250 bin balye, hububat da
340 bin küsur ton tahmin ediliyor.
halhaldi ve yalelli viyaklıyorlar. O memleketlere seyahat edenler olursa, iddiamın doğru olup olmadığım tahkik etsinler...
(Vft-NÛ)
Adana — Ticaret ve Sanayi odasında yapılan tahmin İstişare kurulu toplantısı sonunda şu neticeler elde edilmiştir:
Çukurovada pamuk mahsulü bugüne kadar müsait hava şartlan altında gelişmekte olduğu memnuniyetle görüldüğünden,1 250 bin balya olarak tahmin e-dilmiştir. Aynı hava şartları devam ettiği takdirde bu miktardan fazla alınabileceği, müsait gitmediği veya elmaların açılma anında sıcak rüzgârlara maruz kaldığı takdirde bu miktardan aşağı düşeceği tahmin edilmekle beraber, umumiyet itibariyle mahsul bu senekl kadar böylo müsait hava şartları altında gelişmediğinden mahsulün normalden yüksek verim sağlıyaca-gı kanaatine varılmıştır.
Hububat mahsulüne gelince: Seyhan ili hububatı da her yıldan fazla müsait hava şartlan altında yetiştiğinden normalden fazla verim sağladığı görülmüş ve buna göre teferruatı aşağıda görüldüğü gibi ceman 340.623 ton olarak tahmin edilmiştir.
Cinsi
Buftday
Arpa Yular
Çavdar
Mahlût
Mısır
Darı
Yekûn
karısı Flrdevs Akazar orak biç-! mek üzere tarlalarına gitmişlerdir. Orak biçerlerken başlı-yan yağmurdan korunmak üzere tarla ortasında bulunan çınar ağacı altına sığınmışlardır. Bu sırada ağaca düşen yıldırım karı kocayı da kömür haline getirmiştir.
Diğer maddeler bu hava şartlarından İstifade edemedikleri ve yağmurların da yağmadığı İçin verim nlsbetlerl aşağıda görüldüğü üzere yarıya düşmüş olduğu İttifakla kabul edilmiştir.
Cinsi
Yağlı (İaneleri Susam
Keten Ta.
Bakliyat :
Fasulye
Nohut Mercimek
Çeltik
Yer fıstığı Patates
Soğan

Söke — Şehrimizde kız kaçırma teşebbüs ve bıçakla yaralamak suretile çok feci bir cinayet işlenmiştir. Sökenin Yeni cami mahallesinden Gülsüm 1-pekçl 20 yaşlarındadır. Mahke-üzere çarşamba günü adalet ko-üzere çarşamba gün üadalet ko nağına gelirken kendisine bir müddetten beri sataşmakta o-lan Abdülkadlr oğlu 340 doğumlu Yahya Yan ile karşılaşmıştır. Yahya, «Gülsüm seni seviyorum, artık bırakmam benimle gel», diyerek kızın bileğinden yakalamış ve sürüklemeğe baş-1 lamıştır.
Gülsüm kendisini müdafaa et ' mekte İken açık bir kapı göre-I rek oraya atılmış .fakat Yahya ' kendisini beş yerinden yarala-1 yarak kanlar içerisinde yere ser I mlş, karakola gidip teslim ol-muştur, tik tedavisi İle sorgusu emniyette yapıldıktan sonra yaralı otomobil İle Aydın Memle-I ket hastanesine sevk edilmiştir. | Fakat Sıııırteke köyünde aldığı yaraların tesiriyle ölmüştür Hâdise şehirde çok derin bir teessür uyandırmıştır.

GÖNÜL EGELİ
ile
OSMAN EMİR nişanlandılar.
17.7.949
Karası büyük elcimiz
Ankara 18 (A.A.) — Bağdat birinci sınıf orta elçisi Nebll Batı’nın Karaşl büyük elçiliğine tâyini Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.
Hukuk fakü’tesi mezun'arı
Hukuk FaltiiKesinin 7 ve B inci sbmeslrintle ou sene lı bulunan 54P Öğrenciden ancak yedisi haziran devresinde fakülteyi bitirerek diplomasını almıştır.
F W- W & & e ■
* 2
v v.
na meydan vermemek için de tedbirler ahnıvnrmuş. Belediye murakıpları tarafından geceleri fırınlar kontrol edilecekmiş.
Şu tedbîr, murakıp, kontrol kelimelerini duydukça gıdıklanır gibi oluyorum, gayrlihtiyari dudaklarım bükülüyor. Hangi murakıp, kimi, nasıl kontrol edecek? Harb yıllarının en sıkı devirlerinde bile bu memlekette kontrol tedbirlerinin en U-fak bir tesiri dahi görülmüş mü? Gûya lâkırdı ile göz dağı vermek isteniliyor anıma kimin umurunda?
89 - 91 randımanlı yeni tip ekmek dün pyiasaya çıktı. Çifte randımanlı mübareğin yabancısı değiliz. Vaktiyle çamur lokması halinde yuttuklarımızı henüz unutmadık.
Artık seyreyfevin karaborsanın faaliyetini, halkın ekseriyeti çavdarlı ekmek yerken kesesine güvenenler a-ğızlarmın eski tadını bozmı-yacaklar tabii. Has un mu istersin, en âlâsı var. Francala mı arzu edersin, en beyazı, en nefisi emre âmâda. Beyaz makarna, dilediğin kadar.
Murakabe teşkilâtının kulakları çınlasın, karaborsacılar yağlı müşterilerini eskiden ııeylediüer. Has uıı da, francala da. makarna da müşterinin kapısına kadar götürülüyor.
Daha evvel geçirdiğimi! kara ekmek devirlerinde frnacalalarla, çöreklerle, kurabiyelerle bezenen sofraları da hatırlıyoruz.
Kuraklık oldu, mahsul yetişmedi. tasarruf için çavdarlı ekmek yemeğe mecburuz. Pekâlâ, yiyelim, fakat hep beraber yiyelim. Bir vana talkın, bir yana salkım olmasın!
Cemal Refik
Donanmamız bugün tzmîre varıyor İzmir 13 (Akşam) — Bir rnüd-dettenberl Adalar denizinde ma nevralar yapan donanmamı! yarın (bugün) tzmlr Umanına gelecektir. Filomuz, başta Yavuz olmak üzere bir kaç gün limanda kaldıktan sonra tekrar Adalar denizine açılacaktır.
Bir özür dileme
Aydede’ııln son nüshasında DU kurultayından bahseden bir yazıda «tegannl etmek» mânasına öz Türkçe «yırlamak» kelimesi. bir nıürettlp hatası olarak muharririn aklından geçirmesine İmkân bulunmıyaıı mânada Resimde bu sene fakülteyi bitiren yedi genç hukukçudan yanlış dizilmiş ve basılmıştır. S sı görülmektedir. Oturanlar sağdan itibaren Osmnn Nut1iöz(jP dilediğimizin blldlrllmesl-örek. Ahmet Mithat Berberoglu, Hüseyin Cahit Güner. A- ne dnl&'etlnizl rica ederla. yaktakiler sağdan itibaren Coşkun Kırca, ismet Gülümser,] Aydede Gazetesi
Açlan SözerL
Sfihife 4
AKŞAM
19 Temmuz 1949
Kuduz vakaları salgın halini alıyor
Kuduz hastanesi başhekimi: «Şehrimizde kuduz vardır, evvelâ bu cihet iyice bilinmelidir. önlenmesi için de esaslı şekilde mücadele ister. Yapılan mücadele fennin icap ettirdiği şekilde olmuyor. Başka memleketlerde kuduzun sadece ismi bilinir.» diyor.
f»r. Zekâl Muammer Tun(
Memleketimizde insan bayatına az değer verildiğini itiraf etmeliyiz. Bu İddiayı haklı gösterecek sayısız misaller bulmak her zaman mümkündür.
Hele şu günlerde İstanbulda yaşıyan küçük büyük herkesi yine ihmal dolayısile, korkunç bir tehlike tehdit ediyor.
Bu tehlike, kuduz salgınıdır’
Serseri köpekler, artık şehrin en kalabalık caddelerinde bile rahatça dolaşabiliyorlar. Bu bağı boş hayvanların serbesllğl arttıkça tedavi İçin kuduz mü-easeseslne müracaat edenlerin «ayıları da durmadan yükseliyor.
Son zamanlarda bu müessese-ye her Allahın günü en az 10 kişi kuduz köpek veya kedi tarafından ısırılmış olarak geliyor. Mesul mevkide bulunanların. kuduz hastanesinin koridorlarını, aşı salonlarını dolduran kalabalığı bir kere olsun görmelerini tavsiye ederim.
• .
Kuduz hastan es indeyiz. Mii-«asesenln değerli ve gayretli baş hekimi Dr. Zekfll Muammer Tunçman bizi nezaketle karşıladı. Koridorlar gibi onun odası da sanki an kovanı. Girenin planın hesabı yok. Baş hekim, bir yandan hastalarla ve mü-•ssese mensuplarlle konuşurken fırsat buldukça bize de İzahat veriyor.
Kuduz bulaştıran hayvanlarla mücadeleyi ihmal edenlerin bütün yükü bu çalışkan fen •damının omuzlarına yüklenmiş. Bunu kendisi de biliyor. Fakat mütevekkil bir hail var. Karşısına gelen her hastanın macerasını büyük bir dikkatle dinliyor, sualler soruyor, hesaplar yapıyor, notlar alıyor.
«— Müessesemlze senede üç bin kuduz şüphesi bulunan hayvanlar tarafından ısırılmış İnsan gelir. Bunların en az üçte biri yani bini muhakkak kuduzdur.
Her vilâyette ve büyük ilçe merkezlerinde kuduz tedavi istasyonları var. Bunların sayısı 90 ı buldu.
Şehrimizde kuduz hayvan yok deniyor. Maalesef kuduz vardır. Hem de çok ciddi tedbirleri kap ettirecek derecede vardır. Kuduz köpek ve kediler tarafından ısırılanları bir tarafa bırakalım, yalnız bu ay içinde birisi Kısıklıda. diğeri Eyûpte, biri de Sanyerde olmak üzere üç İnek kudurdu. Bunlar da kuduz köpekler tarafından ısırıl-mış hayvanlardır.
Son aylarda kuduz vakalarının arttığını esefle söylemeliyim. Esasen bu mevsimde her «ane kuduz vakaları çoğalır. Fakat bunun hakiki sebebi, mevsimden ziyade yazın herke-«in dışarda serbesçe gezmesinden, hayvanların da çiftleşmek İçin blrlblrlerlne yakın bulunmalarından dır >
— Kuduz en çok hangi hayvanlarda olur?
•— Bilirsiniz kİ bu hastalık memeli hayvanlarda olur. Bunlardan (îa en çok köpeklerde görülür, Başka memleketlerdeki istatistikler. yüzde »0 - 92 köpeklerin, yüzde S de kedilerin kudurduklarını kaydeder. Bizde ise kuduz kedi sayısı yüzde 10 -12 dlr. Bu da kedilerin çok ol-
îman lâboratuvarda çalışırken
masından İleri gelir. Fare ısırıklarından kuduz olanların sayısı da. bilhassa son senelerde bizde, başka memleketlerden daha fazladır. Bu da kediler gibi farelerin fazlalığmdandır. Her ay bize yapılan üç yüz kadar müracaatın 30 - 40 ını fareler tarafından ısır ilanlar teşkil eder. Son 15 senede 2066 kişi fareler tarafından isini arak bize gelmiştir. Bu rakam bütün ısırıkların yüzde 8,5 lıdır.»
— Kuduz nasıl önlenebilir?
«— Yukarıda söylediğim gibi başka vilâyetlerde olduğu gibi şehrimizde de kuduz vardır. Evvelâ bu iyice bilinmelidir, önlenmesine gelince: Bu da esaslı şekilde mücadele ister. Bu mücadele, başı boş köpek ve kedileri İmha etmekle, sahibi olanları da her sene muntazaman aşılamakla olur, Serseri köpeklerle mücadelede olduğu gibi aşılama işleri de yavan gidiyor. Aşıyı şehirde Belediye veterinerlerinin yapması lâzımdır. Bu da esaslı ve sistemli olmalıdır. Evvelâ her sahipli hayvanın muntazam sicil kaydı bulunmalı ve her sene aşılanmaları takip ve temin edilmelidir. Bu kayıtlar ve takip İşi muntazam olmazsa gayretler fayda vermez.»
— Şehrimizde başı boş köpek ve kedilerle mücadele edildiğine kani misiniz?
(— Bu hususta bir şeyler yapılmak İsteniyor. Fakat fennin icap ettirdiği şeklide olmuyor. Meselâ bir yerde kuduz hayvan görüldü mü 1,5 - 2 ay müddetle o mın takanın karantineye alınması 2arurldlr. Böyle mıntaka-da bir tek başı boş hayvan gezdirilmez, mutlaka İtlâf edilir. Sahipli olanlar da aşılanır. Bunlara dikkat edilmezse kuduz önlenemez. Çünkü kuduran, ev hayvanı da olsa evden kaçar, hastalık teslrlle önüne gelen diğer hayvanları ısır ırak onlara da hastalığı aşılar.»
— Bu mücadeleye ciddiyet vermek için bir teşebbüste bulunulamaz mı?
t— 7 - 8 ay kadar evvel Anka rada bu hususta ciddi çalışmalar olmuştu. Orada ben de vardım. Başı boş hayvanları itlâf İçin İçişleri Bakanlığından polis ve Jandarmanın yardımını istedik. Bakanlık da kabul etmişti, bütün icra organları bu mücadeleye yardım etmelidir. Bunun için de ihtiyaca göre esaslı bir mücadele kadrosu İster.»
— Başka memleketlerde bu mücadele nasd yapılır?
«— tjert memleketlerde kuduzun yalnız ismi bilinir, fakat kendisinden eser yoktur. O kadar yoktur ki haroden evvel müessesemlzden, İlmi etütler İçin kuduz hayvan beyni istenirdi. Yine bu harbden evvel müstemlekelerde çalışacak İki İngiliz doktoru, kuduzu bilfiil görmek İçin bir müddet mües-sesemizde çalışmıştı.»
Bu müessese kaç yıl evvel kurulmuş?
«— Burasını 63 yıl önce büyük fen adamı Pasteur'ün muavinleri gelip kurmuşlar »
— Geçen yıllara nispetle kuduzdan ölenler azalmış mıdır?
«— Elimizdeki kayıtlara göre
4 Ark ası 7 nci sahlfede*
Fransaıla 14 Temmuz şenlild Tinden iki enstantane: Yukarı,la halk sokaklarda dans ediyor, aşağıda: Zırhlı birlikler geçiyorlar
Londra Güzel Sanatlar mektebi, 13 iincü asırdan 17 nel asra kadar giyilmiş katlın robla-rmdan mürekkep bir defile ertip etmiştir. Yukankl klişemi.’, eski katlın rotlarını teşhir eden genç kadın ve kızları Tiymiş nehri köprüsü üzerinde gösteriyor.
Hollanda kraliçesi ve kocası izdivaçlarının yıldönümünü çocaidinle beraber kutluyorlar
Bakırköy - İncirli yolunda yapı an bisiklet birincili!.Icrinden bir enstantane
Küçük kusurlar
İstanbul ve civarındaki sivrisinekle mücadele meselesi o kadar iyi tcşkilâtlandırılnn* ve o kadar muntazam işliyor kİ insanın bu servisin bazı ufak hatalarını tenkide bile dili varmıyor. Hakikaten bu teşkilâtta yer almış elemanlar memleketimize nazaran büyük bir dikkat ve himmetle vazifelerini görüyorlar ve bunların senelerden beri devam eden çalışmaları sayesinde — eskiden beri sivrisinekten bizar olan ve rahat etmek İmkânını bulamıyan halk — elde edilen büyük neticeden dolayı fevkalâde memnundur.
civarımızdaki münevver zevatın hepsi bu’ verimli çalışmayı tamamiyle takdir etmekte ve diğer halk tabakaları da bunu kendi İçin t aide 11 bir şey bilerek o suretle telâkki eylemektedir.
Bilmiyorum İstatistikler ue gösteriyor amma, rakam laun da herhalde alman neticeleri halk namına hayırlı olarak aksettirecek durumda olduklarında şüphe yoktur. Herhalde yeni nesiller bu sayede biz eskiler gibi — İnsanın yakasını bir türlü bırakmak bilmeyen — sıtma âfetine yakalanmıyacak ve sağlam olarak yetişeceklerdir. Tabii bu güzel neticeleri gören her vatandaş gibi ben de bu teşkilâtın mesaisini kendi hesabıma şükranla karşılıyorum. Durum böyle olmakla beraber ve yine bu faldell teşkilâtın daha iyi randıman vermesi ve kendini halka daha İyi sevdirmesi nokta! nazarından da gördüğüm ba zı ufak tefek noksanlan yazmak tan kendimi alamadım. Yukarıda da söylediğim gibi heyeti u-mumiyesl itibariyle bu mücadele çok iyi gidiyor ve halk da bunu takdir ediyor. Fakat bu teşkilât elemanlarının kendilerini halka biraz daha fazla sevdirmeleri ve halk He teşriki mesai etmeleri her Ikl taraf için de faydalı olabilir kanaatindeyim. Böyle hareket edilirse bizzat halk evine, bahçesine gelen memurlara kendisi yol gösterir ve sinek yuvalarını aramakta beraber hareket eder.
Kabili İnkâr değildir ki ekipler az çok iyi bir surette hazırlanmış ve vazifelerini müdrik olarak hareket ediyorlar. Yalnız bazan bunların — faldesl olmıyacak — bazı gayretkeşlikleri görülüyor kİ buna mâruz olan halk efradını hoşnutsuzluğa sevkedlyor. Meselâ İçinde balık
bulunan havuzların sivrisinek itibariyle zararları olamıyacağı-nı herkes bilir, bunlar, biraz da sıfatı Tesmiyelerinin verdiği bir sertlikle havuzda balık olduğu ve bunlara yazık olacağı sözlerini her vakit kabul etmiyorlar. Bu durumdaki havuzlara da ma zot sıkılarak balık mevcudunun itlâf edilmiş olduğunun mlsalle-ri vardır. Böyle bir felâkete mâruz kalan sıkılan mazotun âsa-nnı bir çok müşkülâtla temlz-liyerek meraklı Lse tekrar balıklı havuz yapmak külfetine mâruz kalıyor, bizzat benim e-vlmde, terkos olmadığı İçin mut fak Lhtiyacatında kullanılmak üzere bir galvanize fıçı İçine yağmur suyu toplanır Yedi seneden beri bu fıçı yağmur zamanında açılır ve dolduktan sonra da sıkı sıkı bez ve demir kapakla kapanırdı. Ne te kim yedi senedir bu fıçıya mazot sıkıldığı vâki değildi Ayın 13 ve 14 üncü yağmurlu günlerinde bH fıçı açık İken gelen ekip adamlarından biri içine yağmur suyu akmakta olduğunu gördüğü halde hiç sormadan mazotunu sıkıyor haydi bizimkilerde bir tat hlrat davası çıkıyor ve bir hayli uğraştıktan sonra temizllyeblli-yorlar. Bu biraz fazla gayretkeşliktir. Tesadüfen dışarıya soğutulmak İçin bir tencere sulu yemek konsa buna da mı mazot sıkılacak? Halbuki taklnen biliyorum kİ bunlar evvelemirde temiz görünen sularda «sürfe» aradıktan sonra harekete geçmek emrini almışlardır.
Karşımızdaki arsada üstü her vakit açık duran bir kuyu var. oraya mazot sıkılmıyor, çünkü arada sırada oradan su alan var. Halbuki komşumuzun her gün su aldığı kendi kuyusunun demir kapağı biraz eğrilmiş diye «sıkarız» tehdidi ortaya atılıyor, sıkarız, sıkarız iyi amma bu İşler biraz daha mâkulât dairesinde yapılsa dediğim gibi halka bu teşkilât daha sevimli görünür ve daha faydalı neticeler a-lınmasma meydan verir Yine gayet ciddi olmakla beraber biraz daha yumuşak hareket etmek hiç zarar vermez. Ümit ediyoruz ki bu kadar muvaffakiyetlerle bu İşi senelerden beri idare edenler maiyetlerinde çalıştırdıkları kimselere bu zihniyeti telkin ederler de hakikaten İyi çalışan bir teşkilâtı daha ba-şanlı bir hale getirebilirler.
O. K. Görener

Zencilere hücum
Amerikanın bir şehrinde bir hâdisenin önüne güçlükle geçildi
Tavares (Florlda) 18 (A.A.)
— Genç bir evli kadına dört zencinin tecavüz ettiği öğrenildikten sonra toplanan kalabalık hapishaneye girerek sanıklan almağa teşebbüs etmiştir. Halk daha sonra yakındaki zen ci mahallesine gitmişse de polisin aldığı tedbir neticesinde kan dökülmemiştir.
İki zenci sanık karışıklıktan önce bu hapishaneden başka bir yere nakledilmiş bulunuyordu Zenci mahallesinde oturan 400 kişi de öğleden sonra evlerini terkederek kaçmıştı.
Pazar günü karışıklık biraz sükûn bulmuşsa da zenci mahallesinin polis tarafından korunmasına devam edilmektedir
Gece evlerine dönerken otomobilde çıkan bir (lrızâ yükünden durdukları vakit eski bir araba 1le gelen dört zenci yardım etmeyi teklif etmişler ve bu sırada Wllli Bagetin başına ağır bir şey vurarak cüzdanını almışlar ve karısını da kendi otomobillerine zorla bindirerek götürmüşlerdir. Madam Baget daha sonra yol kenarında baygın olarak bulunmuştur.
Emet elektrikçi istiyor
Emet (Akşam) — Yeni yapılmakta olan elektrik santralının birinci mazotla İşler mo-tftrü gelmiştir. İkinci motor bek lenmcktedlr. Müteaddit davetlere rağmen, evlerin elektrik lefrişatmı yapacak usta ve mûesscselerden yalnız bir kimse Emete gelmiştir. Binaenaleyh halk daha ucuz ve daha süratli ve rekabetll bir piyasa İle işlerini gördürmek ve evlerine elek trik ren memurları ve tesisatçıları aramaktadır.
Kanatsız tavuklar
Şimdiye kadar 400 kanatsız tavuk yetiştirilmiş!
Nevyork 18 (Naren) — «Kanatsız tavuğu» İcat etmiş olan Amerikalı baytar Peter Baum.ın çalışmalarına büyük bir hızla devam etmektedir Bildirildiğine göre, Peter Bauman’ın özel çiftliğinde şimdiye kadar 100 kadar kanatsız tavuk yetiştirilmiş bulunmaktadır. Bu yeni tavuk cinsinin eti gayet lezzetli olduğundan bunların yüksek fl-atlerle satılacağı anlaşılmaktadır.
Kanatsız tavukları görenlerin bildirdiklerine göre, bu yeni tavuk cinsinin kanat yerlerinde şişkin et parçaları bulunmaktadır.
Dr. Bunche’e madalya verildi
Hollywood 18 lA.A.) — İrk hususunda müsamahasızlığı kal dırmak suretiyle Amerikan demokrasisine yardım etmeğe çalışanlara mahsus Splngarb madalyası bu sene Birleşmiş Milletler Filistin aracısı Dr. Ralph Bunche’a verilmiştir
Bu münasebetle Bunche eski emperyalizmin artık mazide kalmış olduğunu söylemiş ve «dünya yarısı müstemleke ve yarısı da hür olarak yaşıyamaz, müstemlekeciliğin parlak devri artık gurub etmiştir* dedikten sonra. Fillstinde sulhun kurulabilmesini müteveffa Kont Bemadott'un gayretlerine borçlu bulunduğunu ilâve etmiştir.
10 bin kişi, Bunche'un madalya alma merasimini seyretmek , İçin Holiyvıood'da toplanmıştı. Madalyayı Hindistanlı) Amcrl-ka Birleşik Devletleri nezdlnde-kİ büyük elçisi madam pandit 4 'akmıştır.
Dinlenmek için
Başını dinlemek, haşini dinlendirmek — Düşünme yorgunluğu — Descarles ne demiş? — Kafayı tıasıl dinlen-dirnıeli? — Paris'in şarkıcıları ve Reisicumhur — Châ-teaubriand ve köpek — Mndame Reamier ve gömlekçi — Napolcon Bonaparte'ın tabutunu nereye koymalı?— Aslı dinlenen konferansın tercümesi dinlenir mi?
Gayet ucuz i yeni radar
ISO metre mesafedeki herşeyi haber veriyor
Soğuk lıarb giz i tahsisatı
Amerika 100-150 milyon dolar ayırmak istiyor
Yaz tatiline, dinlenme devrine giriyoruz: insanın her uzvunun bir dinlenme tarzı vardır. Fakat okuyucular, yazıcılar için dinlendirilme-sİ en lâzım ve mühim olan uzuv baştır. ( Başını dinlemek.) Türkçenin bu güzel tâbiri, kalabalıktan kaçıp yalnız kalmak, dırıltı ve münakaşadan kaçmak mânasına geldiği halde başını dinlendirmek, vorulmuş kafaları çalıştırmamak mânasına gelir. Fakat acaba yorgun kafalar tam ve mutlak bir ■ lstirahate İcbar edilmekle
* dinlenir mi? Galiba her va-
kit bu tarzda baş dinlendirmek mümkün olamıyor. Okumadan, yazmadan oturan bir adamın başı tıpkı vana salıverilen kollar gibi dinlenmiyor. Çünkü beyin dediğimiz uzuv, — kalb müstesna — kırmızı adalelerimiz gibi istediğimiz zaman hareketsizliğe getirilebilen bir uzuv değildir. Onun en büyük ruhî faaliyeti düşünmektir. Düşünmek ise insanın asla yakasım bırakmı-yan bir istir, hem de güç bir İştir. Münevverin, mütefekkirin düşünmesiyle basit bir İnsanın düşünmesinin vereceği yorgunluk arasında zannettiğimiz kadar büyük fark olmasa gerektir. Çünkü mütefekkirin düşüncesi ne kadar ağır ve girift İse onun dimağı da ağır ve girift düşüncelere o kadar a-hşmıs ve hazırlanmıştır. Onun İçin basit bir insanın basit düşünmesi onun kafasını ne kadar yorarsa, müte-h. fekkirin düşüncesi de onu o kadar yorar. Evet, düşünmi-yen insanın mevcud olduğuna inanmak biraz müşküldür. Descartes «Düşünüyorum. demek ki varım" demiş. O halde var olmak için düşünmek, düşünmemek i-cin ancak vc ancak ölmek lâzımdır.
îmdi düşünmenin âleti cilan bu dimağı nasıl dinlendirmen? Bu dinlendirme usulü galiba insandan insana değişiyor: musikinin, tiyatronun. sinemanın, el işlerinin. sporun, meselâ îngillz-lere göre balık tutmanın, Turklere göre doğramacılık, oymacılık yapmanın bası dinlendirdiğini söylerler. Acaba okumaktan, yazmaktan, düşünmekten yorulan kafaları gene okumak, fakat hafif ve tuhaf, hattâ bazan entrikalı, esrarlı şeyler okumak dinlendirmez mi? Hiç şüphesiz kİ bunlar en çok yoran ağır mevzuları kafadan muvakkaten atmak suretiyle biçare âleti dinlendirir. İşte bövle bir tatil havası içinde ben de bunları düşünürken Le Figaro’nun edebî haftalık nüshası geldi. Onun nükteli, fıkralar sütununu okumağa başladım ve gördüm ki bu nükteler ve fıkralar başı dinlendiriyor. Zaten akıllı bir Fransızla konuşmak insanın başını çok kere rahata kavuşturan bir vasıtadır. Akıllı Fransız dedim de hatırıma geldi: Talih ben! birçok milletlerin gençleriyle temasa getirdi Bu temas esnasında edindiğim fikir sudur kİ ortanın dalma üstünde ojan zekâ Fransız zekâsıdır. İşte bu zekânın mahsulü olarak o haftalık gazetede gördüğüm küçük fıkraları ben de füze nakletmek suretiyle bugün bövle hafif bir mevzu ile iktifa ediyorum:
Parisin «Şarkıcı» diye bir sınıf sanatkârları vardır Bunların sarkılan, besteleri noktasından değil zamanın siyasî ve İçtimaî vakalarını tuzlu, biberli bir dille alaya alan güfteleri dola vı siyle şöhret alır ve dillerde dolaşır, Bunlar âdeta resimsiz karikatürlerdir Bu şarkı sanatkârları vle karikatüristleri peçende Fransa Cunı-hurreisi M. Vincent Auriol RiyasetiCümhur ikametgâhı olan Elvsâe konağına öğle yemeğine davet etmişti. Neşe içinde geren ziyafetten «oma Elysee nin geniş nıer-
Yazan: A, ADNAN AD1VAR divenlerlni adım adım inen sanatkârlar, Cumhuriyet muhafız kıtasının «selâm dur» vaziyeti alarak kendilerini selâmladıklarını görünce tıpkı âyan âzasına yakışacak ağır başlı tavırlarla askerlerin arasmdan geçmişlerdir. Bu geçiş esnasında sanatkârların hatırına gelen sudur: Bizim karikatürlerimiz, şarkılarımızla siyaset âlemini alaya almamıza karşılık Cumhurrelsi de acaba bize bu şakayı mı yaptı? Halbuki öyle değil; bu sırf kıta kumandanının, mizah ve karikatür saltanatının bu mümessillerini o gün Devlet Reis! ta tarafından kabul edilecek Irak ve İsrail devletleri elçileri zannetmesinden İbarettir. Gazeteler böyle yanlışlığın bir daha tekerrür etmemesi İçin kıta kumandanının daha sık tiyatrolara ve kabarelere nöbetçi olarak gönderilmesini tavsiye ediyor (Parlste tiyatrolarda Cumhuriyet muhafız askerlerlden — İtfaiye neferlerinden başka olarak — nöbetçi bulundurmak âdettir. Ne İşe yaradıklarını bilmem, Fransız milletinin tiyatro sanatına karşı hürmetini göstermek İçin olsa gerektir).
Fransız şairi Paul Fort geçen gün meşhur La Fon-taine'ln Château Thlerry’de doğduğu evi ziyaret etuıek İçin oraya gitmişti. Belediye reisine, hayvanlan konuşturup kıssadan hisse dağıtan La Fontalne'ln şerefine her sene bir vahşi ve ehli hayvanlar panayırı kurmasını tavsiye edrken, üzerine bir köpek atılmış ve şairi müthiş surette ısırmıştır. Şair hâlâ düşünüyor: Acaba teklif ettiği prolede köpeği darıltacak ne vardı?
Bu sene 1849 da vefat eden meşhur Madam R£ca-mier’nln ölümünün 100 üncü yıldönümüdür. Bu kadın hârikulâde güzelliği, 3İvaset ve edebiyat âleminde çok makbul salonu İle pek meşhur olmuştu. Fransanın büyük ressamlarından Davld' İn bu kadının güzel ayaklarını çıplak gösteren bir tablosun p hep görmüşsünüz-dür. Hattâ şimdiki Fransız Millet Meclis! Reisi Mösyö Herrlot tarafından yazılmış tenkidi nefis bir biyografisi vardır. İşte bu meşhur hanımın vîfat yıldönümü bütün Pariste unutulmuş iken Rue de Sâvıes’de bir gömlekçi, camekânın içine ;.öyle bir levha koymuş:
«Madam Râcamier karşıkf evde 1849 ila vefat etmiştir». Gazete İlâve ediyor: Ne gariptir kİ bu gömlekçi, kadın gömlekçisi bile değildir.
ı Napolâon Bonaparte'm Pariste İnvalides kışlasında cok muazzam ve güzel bir mezarı vardır. Bu mezarın oradan kaldırılıp tabutun E-toile meydanındaki Tak-ı zaferin kubbesine asılmasını Châteaubriand Dostlan Cemiyeti Reis! Dr. Le Savou-reux, Châteaubriand'ın bir büstü açıldığı sırada teklif etmiştir. Vâkıa Tak-ı zafer, üstünde Napolğon'un muzaffer çıktığı muharebelerin isimleri sıra ile yazılı duvarlara dayandığı İçin onun tabutunun da bir müddet sonra ancak İsmi kalan zaferlere yaslanıp durması akla daha muvafık gelir. Bu teklifin, «bir zamanlar hâkim olduğu milletler onu tâ uzak lardan görsün» diye romantizmin babası Châteaubri-and tarafından geldiğini de bu merasim münasebetiyle öğrenmiş oluyoruz. Böyle bir sev olsaydı dünyanın garın eserlerinden biri daha tosa edilmiş olacaktı. . Bu teklif insana Avasofvanın büyük kapısı üzerindeki tunç baslığın hikâyesini hatırlatıyor: Bir Bizans İmparatorıı-nun, kızının ölüsünü bîr yılanın şerrinden kurtarmak için -Tunç tabutunun > n kanını.i üstüne ko-, nulduğu, maalesef kader ve
Londra 18 'Nnfen) — Bir İngiliz firmasının gayet ucuz 11-atle yeni bir radar cihazı hazırladığı bildirilmektedir. Bu radar cihazının bütün gemiler tarafından ve hattâ nehirde seyir yapan ufak motörlerde katlanılabileceği gözönüne getirilirse bu yeni keştin ne kadar ehemmiyetli olduğu arılaşılır.
Muhabirlerin bildirdiklerine göre bu yeni radar cihazının tecrübeleri yapılmış ve esas cihaz kadar muvaffak olduğu tes-blt edilmiştir, tlftve edildiğine göre bu yeril radar makinesi 180 metre mesafede olan her şeyi derhal haber vermektedir. Bu cihazın yayılması ite denizlerde kaza adedinin azalacağı muhakkak gibi görâlmektedlr.
Amerikada malîdurum
Buhran tehlikesi atlatıldı
Nevyork 18 (A.A.) — Dört
haftadan beri İlk defa olarak Nevyork borsasmda esham ve tahvilât Hatlarında bir yükse-115 kaydedilmiştir.
NewB Chronlole gazetesinin mail yazarının bildirdiğine göre Amerlkadakl mali buhran artık nazik safhadan çıkmış bulunmaktadır.
Endüstri tahvilâtı haziran ayında en düşük seviyeyi bulduktan sonra şimdi yükselmektedir. Muhabire göre durumun en mân ah veçhesi bakır, tutya ve kurşun madenlerine alt tahvillerin yükselişidir.
Barselonda patlıyan bombalar
Barselon 18 (A.A.) — Saat 2 den sonra Valcoaotolo meydanında ikinci bir bomba patlamışsa da İnsan kayıpı olmamıştır. Yalnız bazı camlar kırılmış,
Vaşlngton 18 lA.A.) — Uzak Doğuda Komünizm yayılmasına Karşı koymak üzere Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının bazı resmi şahsiyetleri, Başkan Truman veya Dışişleri Bakanı Acheson'un kongreden 100 veya 150 milyon dolarlık «Softuk harb» gizil tahsisatı istemeleri için İsrarlarda bulunmaktadırlar.
Dean Acheson'a yakın resmi şahsiyetler tarafından şimdiye kadar İleri sürülenlerin en parlağı olan bu fikir, tahsisatın kul lanılış tarzının hiçbir zaman münakaşa edilmemesini İcap et tire çektir.
Harb sıralarında Başkan Roo-sevelt'in de bu gibi gizil tahsisatı bulunduğu kaydedilmektedir. Bununla beraber bu fikri 1-leri sürenler. Kongrenin barış zamanında böyle bir tedbir alıp almıyacaftını katiyetle tayin edememek tedlrl er.
Bu tahsisatın Komünizmin yerleşmesine karşı koymak üzere Çinin güneyindeki memleketlerde veya bizzat Çin'de bulunan Komünist aleyhtarı unsurları desteklemek İçin kullanılacağı sanılmaktadır.
Bir cambaz baba ile kızı öldüler
Viyana 18 (A.A.) — Dün binlerce seyirci, bir İp cambazı ile 16 yaşındaki kızının Vlyana'da Tuna nehrinin bir kanalı üzerine 40 metre yükseklikte gerilen telden düşüşlerine şahit olmuşlardır.
Johan Elsdmann, bütün geçen ay zarfında her gün yeni bir marifet göstermekte Idl.
Dün gece de kızı omuzunda olduğu halde bisiklette ipi geçmeğe teşebbüs ediyordu Baba kız, hastaneye kaldırıldıktan biraz sonra ölmüşlerdir.
kahvelerin taracasındakl masalar hasara uğramıştır. Bu sabah patlıyan İlk bomba neticesi bir kişi ölmüş, 6 sı ağır olmak üzere 9 kişi yaralanmıştır.
Esir düşen 3 genç komünistin ifşaatı
Komünist çeteciler tarafından nasıl zorla kaçırılıp talim ettirildikten sonra harbe nasıl sürüldüklerini anlatıyorlar
Londra 18 (Nafen) — Yunan İstihbarat bürosu milliyetçi kuvvetlere esir düşen üç genç komünist tarafından yapılan İfşaatı açıklamaktadır. Bunlar na sil çeteci oldukları hakkında I-zahat vermişlerdir
Bunlardan bir tanesi 18 yaşında Thcodoru Zacharlas’tır Bu genç 3048 senesinde koyunlun başında otururken komünistler tarafından kaçırıldığım ve Arnavutluğa götürüldüğünü söylemiştir. Koyun lan ve havalinin diğer gençleri ile birlikte kaçırıldığını soyllyen bu genç şunları da ilâve etmiştir:
«Arnavutlukta Elbosan şehrinde bize sekiz ay talim yaptırdılar. Bundan sonra da Yugoslavya üzerinden Romanyada Arantla şehrine gönderdiler. Bu râda yeniden iiç ay asker! talim yaptırdılar. Ve bir gün kampta bulunan ve 13 yaşını aşmış bü-
tün gençleri tophyarak Yunan komünist karargâhına gönderdiler. Bizi Yunan kızıllan zorla çarpışmıya mecbur ettiler. Savaş esnasında hep gerimizde po üslerinin bulunduğunu bilir ve ona göre hareket ederdik »
Oeorges Mlhallldts İsminde 15 yaşında dlfier bir Yunanlı genç de zorla Yugoslavyaya kaçırıldığını ve orada kısa bir müddet askeri talim ve terbiye gördükten sonra Yunan komünistleri İle çarpışmak üzere Kuzey Yunan topraklarına sokulduğunu bildirmiştir. Bu gencin İlâve ettiğine göre bu gibi Yunan gençleri milliyetçi birliklere teslim olmak İçin ilk fırsatı kollamaktadırlar. ,
Diğer bir Yunanlı genç de yaşa bakmadan boya bakarak cepheye sevkedildlklerlnl söylemiştir. Bu gencin İsmi de Efta-thios Doudfs'dlr.
talihe karşı hiç bir tedbirin para etmediğini, yâni fatalizmin kuvvetini belirtmek için tuncun üzerinde bir delik gösterilerek vılanın oraya kadar çıkıp tuncu delerek tabutun içine girdiği biz '■ocukken halk efsanesi gibi F.nlatılırd’.
üneseo'nun Parhteki Içti-malanndan birinde bir raportör İngilizce uzun bir rapor okumuş ve dlrilivenlerin ekserisi bu raporu anlamışlar. Fakat usule uymak üzere tercümen raporu Fransız-cava tercüme ederken yüksek sesle konuşmalar başlayınca dinleyicilerden bir Rus usulü müzakereye dair söz istemiş ve demiş ki:
• Fransız diline karşı hürmet ve riayet talep eciıyu-
rum, başka diyeceğim yoktur».
Bizim üniversitelerde Alman hocalar yıllar geçtikten sonra hâlâ Almanca ders ve rirken bütün sınıfın konuştuğunu görürsünüz. Türkçe ve tercüme başlayınca sükûn ve sükût avdet eder. Yal nız son zamanlarda bir İtalyan hukuk profesörünün
Dünden bugünr...
Bayezit camisinde... ramazan sergisi...
Bayramlık entarilerle sevindirilenler
j Yazan : Cemaieddin Bildik
%
! Serginin içi ve dışı — Kabe taamları ve murabbalar — Bir
ihtiyarın hâtıraları — Pırıl pırıl siyah çarşaflı, yüzünü baş örtüsü ile sımsıkı örten kadının hayırveverliği — En güzel intiba b. « —=------------—-------------------------------------
Bayezit camisi avlusunda açılan nRamazan sergisi» ni gördünüz mü bilmem?-- Sıra sıra dükkânların bir kaçında Kuranı kerimler, en’amlar, namaz süreleri bulunmakta; çoğunda 33 lük ve 99 luk teşbihler, bir iki tanesinde de yasemin sigara ağızlıkları satılmaktadır. Basma. patiska, çorap bardak ve tabak satışları yapan dükkânlar da bu arada görülmektedir Beşer kiloluk galonlar İçinde Taşdelen suyu İle beşer ve ikişer kiloluk kaplarda Evkal zeytinlikleri malı zeytin yağlarını da bu sergide bulursunuz.
Burasını gezenlerden çoğu, «Ramazan sergisi» nln hazırlanmasında asıl dikkate alınması gereken noktaların ihmal edildiğini belirterek diyorlar ki: :
•— Ramazan sergisi denince, akşam üzeri camiden çıkanların evlerine giderlerken kolaylıkla iftarlıklar da bulup satın alabilecekleri bir yer akla geliyor. Meselâ, reçellerin envai .zeytinlerin âlâları, peynirlerin çeşitleri, hoşaflıklar, llh... Fakat bunların hiç birine Taslanmıyor...»
Sergi dışı
Bana bunları söyleyenlere yerden göğe kadar hak veriyorum: çünkü sergide tabak ve bardakla sigara ağızlığı ve teşbihten başka bir şey göze çarpmıyor!.., Lâkin sergi dışı hiç de böyle değil... Kapının önündeki işportacılar avaz araz haykırıyorlar:
— Bal kutusu hurmaya buyu-
Caml avlusundaki ser giden İki görünüş

run!...
— İftarlık simitleri...
— Hoşaflık murabbalar!»..
Bir alan bir daha alıyor,., . ■
Satıcılar sergi İçindeki eksik- Murabbalar
ligin farkına vararak bunu. ka-| Kayısı, ayva ve kızılcık mu- ___________„___________
pı önünde hurma, simit, pide, rabbaı satan bir seyyar önün- 0|aca|{ diye bende de bir me-yaş yemiş ve hoşaflık murabba de de. İhtiyar, bembeyaz sakallı r3k ^yanm^tı; takip ettim. Ca-sa’.ışlan İle telâfi etmemiş ol- bir müşterinin, satıcı İle konuş- ml avlusundaki manifaturacı salardı. Ramazan sergisini do- masına kulak veriyorum: I
Iasarak camiden çıkanlar, ağı-1 (— Gençliğimizde burası böy-| ________
za atacak bir lokma İftarlık bu- ıe mİ olurdu? diyor. Hoşaflık ku bakayam.. ’
lamadan mahalle bakkallarına ru yemişlerin de envainl bulur/ Fakir kadın, gözleri sevinç baş vurmak zorunda kalacak-1 çarşının hiç bir dükkânında yaiJ]arl j|e dolu vaziyette bas-1-im -m- görülmeyen meyva pestillerininmalardan kırmızı dallısını işs-
en iyilerini cami kapıları önün- ret ediyor .. Basma topu tezdeki satıcılardan alırdık. Hattâ Rah üstüne indiriliyor ve kesl-o canım kıymalı ve peynirli pl- ıen 3 metre parça kenara çekl-delerln tazelerini, susamlı sİ- UyOr.
mitlerin nefislerini akşam ü-' _ senin .. Çocuğun İçin
zeri mukabeleden çıkınca, fırın de bir entarilik beğen... önlerinde itişip kakışmağa ma-| Fakir kadın, başka bir bas-hal kalmadan, cami önlerindeki ma topunu İşaret ediyor. Bun-sergllerde bulur, kolayca alır,'dan da bir buçuk metrelik bir evlerimizin yolunu tutardık» [parça kesilerek diğeriyle bera-Ayak üstü, kısaca ‘ '
rından bahseden ak sakallı lh-
, Uyar, satıcıya soruyor:
— Kaça veriyorsun murab-l baı?
— 100 kuruştan efendi ba- şey.,, ba...
Aldığı 250 gram ayva murab-baı İçin kesesinden çıkardığı 25 kuruşu uzatırken de şöyle mırıldanıyor:
■_ Ne günlere kaldık be ö-gul!... Eskiden yirmi beş kuruşla pazardan küfe doldurur giderdik...*
Hayırseverler
Camiin kapısı önündeki ka- metleri sepkat eden labalığın çoğunu, kucakları ço- hayır sahiplerinin ve İnşaat ta-cuklu ve çocuksuz dilenci ka- mir İşlerine nezaret eden mİ-dınlarla dilenci erkekler teşkil malraria kalfaların ve işçilerin ediyor. Camiden her çıkanın ve bunların akraba ve taalûkat önünde avuç açan bu dilenci- ,lannın ruhlarına İthaf edilmek lere, dikkat ediyorum, kimse, üzere Vakıflar İdaresi tarafın-boş çevirmiyor. Pırıl pırıl, dan ramazanın 24 üncü gününe satıcının simsiyah çarşaflı ve yüzünü müsadif 21/7/949 perşembe 11 1->m» diye baş örtüsü İle sıkı sıkı örtmüş ,nü öğleden sonra Eyiipte Haz-[hir kadın, kucağı çocuklu bir re ti Hallt ve Kadir gecesi de diyor, kadına yaklaşarak: teravih namazını müteakip Sü-
— Hanimi diyor. Bu çocuk leymanlye camii şerifinde evvelâ senin ml? I UTÜalı Mahmut Kâmil Toker ta-
— Benim... rafından vaaz edilecek ve milte
— Babası ne Iş yapıyor? aklben de seçkin hfttızlar tara-
- Bahası 15 plin evvel hasta- fından mevlûdu nebevi okuna-nede vefat etti .cağı memnuniyetle haber alın-
oracıkta — Hastalığı neydi? mışlır.
[satın adığı dört simit! de kft-Iğıda sardırdıktan sonra tram-jvay durağına doğru yürüyor... I
fardı. Bu gibi yiyeceklerin sergide büyük bir eksildik teşkil ettiğini, sergi dışındaki alışverişin sergi içindekinden daha hararetli olması da gayet bariz bir şekilde ispat etmektedir. Camiden çıkan ihtiyarlar ve gençler. bu işportacılar önünde durarak hayli İftarlıklar alıyorlar.
Kâbe taamı!..
îşte size orta yaşlı, mantolu ve baş örtülü bir bayan... İç sergiyi şöyle bir dolaştıktan; sonra dışarıyn çıkarken hıırma satıcısının önünde durarak soruyor: :
— Kaç kuruştan veriyorsunuz?
— 2G0 kuruş bnyan! 260 kuruş .. Bu hurma değil, bal kutusu mübarek...
— Aaaa... o da ne demekmiş öyle... Kâbe taamı desene..
Hurmacı af dileyerek bağırıyor;
— 260 kuruştan Kâbe taamı!,,.
Genç satıcı, kulağıma doğru eğilerek, müşterisinin dtıymıya-cağı hafiflikte soruyor:
— KAbeyi biliyorum amma
i
van nusuK proıesorunıın .
Ankara fskiilterinde verdi«l I ” T
"alvanm kontratın esna-l '.Z1 veriyorum:
mda sifttaun brmjlmad,»,-1 ~ ¥,ly'“s ««t‘ -
.. . .. _ •. . r.' Sİ h ■ 'ın
ııı görmüştüm. Bunu İtal-‘* van dilinin musiki kadar gü- urmnyı ■ taamn zel âhengine atfetmek lâ-,'a nw’,ndan memnun: zımdır Galiba bizim Türk- _ vpr *anm kilo! rzmizde —k harfinin hücu- f'’y!’nnıb'-,i,nlz h,,rma w«ç m unun önüne geçilmek sar-, ti,rTni!?' b,,lv(*r musun?... tivle — ivi telâffuz edilirse Sal,c‘‘ NimedijUttl, tfmua silk-1 anlamıvanların bile sükût,n,c':| lle ,fadp rderken paketi; irinde dinliveceği ve dinler- n,ü,*r>"lslne uzatıym: ken d ir’•m'■'Tin bir r’dclir. I Buyurun bavım*
A. ADNAN- ADIVAR Bu kadın, hemen
— Veremdi...
Siyah çarşaflı kadın, aradığını bulmuş olmanın memnuniyeti İçinde idi
— Celsene benimle içeriye... Birlikte İçeriye girerlerken ne
.....................—
' önünde durdular.
— Beğen şurtıdan bir basma
! parça kesilerek diğeriyle bera-hfttırala- ber paket edilip uzatılıyoT: .............. — Al bakayım!... Bunlar, bayramlık entarilerlnlz.dlr...
Bir fakiri bayramlık entarilikleri İle sevindirmek ne güzel «Ramazan sergisi» nln bende bıraktığı en güzel İntiba da bu oldu...
Om ı'i '.ld:n BİLDİK
I
Mevlûcf vs vaaz
Gelmiş ve geçmiş vakıfların aziz ruhlarına ve alelumutn hayratı tamir etmek veya tamirata iştirak etmek suretiyle maddi ve mânevi yardım ve hla merhum
S -hife B
AKŞAM
1» Temmuz 1949
reated by free versıon of 2PDp
Artist, sahne vazıı Stiller ile birlikte bir filim çevirmek için gelmişti. Fakat filme başlamak bir türlü kabil olamadı
Grela Garbo İstanbul'da, Perapalas’ da attı ha İta Itadar kaldı ve günün birinde tekrar Al mangaya döndü
Greta Garbo’nıın yeniden filim çevirmeğe başlayacağından bahsetmiştik. Bu filim Amerikalı rejisörlerin idaresi altında İıdyada çevrilecektir. Hazırlıklar hemen hemen ta malanmış gibidir. Greta Avrupayı, Ame-rikaya daima tercih etmiştir. Bu sebeple filmin İtalyada çevrilmesi kararından çok memnun olmuştur.
Greta Garbo 1922 de İstanbul’a gelmiş, şehrimizde epeyce bir zaman kalmıştı. Eski bir sinema mecmuası bu seyahati şu suretle anlatıyor;
İsveçli tanınmış rejisör Stiller Bi rlindeki Trlanön firması hesabına büyük bir filim yapmağa karar vermişti. Gözler kamaştıracak, fevkalâde muazzam bir eser... Eser dünyanın dört köşesinde cereyan edecekti. Bunda bir çok memleketlerin güzel manzaraları, mahalli ya-, yet Prag. Budapeşte.
şayış tarzı görünecek, asıl vaka bu dekorun içinde geçecekti.
Fitimde baş kadın rolünü Greta Garbo. baş erkek rolünü de Einar Hanson yapacaktı. Esere İstanbul'dan başlanmasına karar verildi. Bunun iki sebebi vardı: Birincisi figürasyotı masrafının daha az olması, 1-klncisl mevsim sonbahar olduğundan şimal memleketlerinde ortalığın çabuk kararması, buna mukabil İstanbul’da geç vakte kadar çalışmanın mümkün olrrmşı.
Bu karar üzerine Stiller, Lkl baş artist ile birlikte yola çıktı. Figüranlar için lüzumlu olan elbise, üniformalar, çizmeler vesaire daha evvel sevke-dllmiştl. Stlller'c artistlerden başka bir kaç teknisyen de refakat ediyordu.
Berlin'den hareket eden he. ‘ Belgrad.
Sofya yoluyle tstanbula geldi ve Perapalas oteline İndi.
Perapalas *d a
Otel çok kalabalıktı. İnglllz-ler, Fransızlar, ita i yani ar, Aryadan gelen muhtelif milletlere msnsup insanlar her tarafı doldurmuşlardı. Bulnar şimal memleketlerinden, İsveçten gelen bu terütaze genç kıza hoş görünmek İçin ellerinden geleni yapıyorlar, dostluk tesisine çalışıyorlardı. Fakat Greta Garbo ve arkadaşları ağırbaşlı davranıyorlar, kinişe ile fazla samimi olmuyorlardı.
Stiller tstanbula çok hayran olmuştu, Bogaziçlnde bir grup, eski bir çınar kendisini âdeta
Greta Garba ile evleneceği l»:r heyecanlandırıyor, her gün or-aralık duyulmuş ulan meşhur taya yeni yeni fikirler atıyordu, orkestra şefi Stokoıvsky Greta Garbo bu heyecan kar-
Greta Garbı Stiller
Greta Garbonun ilk filim virmeğe başladığı zamana 3 resmi
çe-ait
şısında evvelâ şaşırmış, sonra o da her tarafa Stlller'in gözü He bakmağa başlamıştı.
İşe başlanacağı zaman Stiller tamamen değişti. Pek yumuşak, uysal bir adam iken sert bir İnsan halini aldı. Herkesin vazifesini büyük bir ciddiyetle yapmasını istiyordu.
İş yürümüyor
Fakat iş bir türlü yiırümü-yordu-tslanbul için «ucuz şehir, denmişti. Mütevazı bir hayat geçirmek istlyen ve memleketinin parası yüksek olan turistler İçin belki ucuz Fakat başka her hangi bir hareket diğer memleketlerden pahalıya mal oluyordu Burada bir çok elbiseler sıparşl edildi, bunlar hayli pahalıya nıaloldu iki otomobil, bir kaç motorsıklet satın almak lâzım geldi.
Stiller ile birlikte iki artistten başka şunlar gelmişti: Muavini tVılll Habantz. iki İsveçli operatör. bir Alman operatör, mimar Lotka ve muavini, berber A-dölf Bratın
Gündüzleri dış sahneler için en muvafık yerleri bulmak üzere otomobl gezintileri yapmakla geçiyordu.
Diğer taraftan bagajlar gelmemişti. Bunlarla birlikte yola çıkan rejisör muavini Karge’den de haber yoktu. Asıl fenası Kar-ge’nln nerede olduğu da bilinmiyordu Bu vaziyet karşısında Karge'nln tevkifi İçin bir emir çıkartmaktan başka yol bulunamadı Ve kendisi butun hudutlarda aranmağa baş! and t
Tam bu sırada Karge’nln bir çok gümrük güçlüklerinden son
ra Türk - Bulgar hududuna geldiği ve orada tevkif edildiği haber alındı. Serbest bırakılması ve bagajlarla birlikte yoluna devam etmesi için emir verildi ve adamcağız günün birinde İstanbul» gelebildi Fakat aradan 18 gün geçmişti. Boş geçen bu 18 gün büyük bir kayıptı Beyoğlu caddesinde
Stiller bir gün Beyoğlu caddesinde giderken tltriyen uyuz bir köpek görüyor. Hemen fırından bir ekmek alıyor, köpeğin önüne doğruyor, hayvanı okşuyor. Kendisini takıp eden Habantz derhal Stiller'! bir eczaneye sürüklüyor, ellerini de -zenfekte edici maddelerle yıkıyor. sonra bir köşe başında yerde serilmiş elbisesi İlme İlme, perişan kıyafetli, yalınayak, ba?ı kabak, her tarafından tasvir edilemlyecek kadar büyük sefalet akan bir İnsanın önüne götürüyor. Stiller bu adama bir müddet hayretle baktıktan sonra :
— Ne fevkalâde mahlûk... diyor. çehresinde hiç kimsenin taklld edemiyeceğl iimtdslzlik var. işe başlamış olsak bu nu behemehal filme çekerdik.
Stiller bu sözleri söylüyor, fakat fakire bir ekmek almayı bile diişünmiyerek yürüyüp gidiyor.
Büyük bir ziyafet
Stiller ve Garbo bir akşam Rose Nolre kabaresinde büyük bir ziyafet veriyorlar. Istan bulda tanıdıkları bir çok kimseleri bu eğlenceye davet ediyorlar. Yalnız bu suvare 1500 liraya malolmuştu. Yemek listesinde »Tavuk suyu He Stiller çorbası-, »zerde pilâv alû Garbo» vardı.
Greta ekseri vaktini İsveç sefaretinde. vatandaşları arasında geçiriyordu Herkes işe başlanmasını bekliyordu. Milletler Cemiyetinin İstanbul mümessilliği Rus muhacirlerinden istenildiği kadar figüranın emre hazır olduğunu bildirmişti.
Haydarp? şad?
Nihayet çalışma günü kararlaştı, ilk sahne Haydarpaşada
çevrilecek, 100 süvari. 2000 mül-’bin Türk lirası çabuk eridi feciye hücum ederek bunları Stiller telgrafla para istedi, denize dökecekti Fakat bir cevap gelmedi Yeniden müra-türlü işe başlanamadı. Ve Stil- caat etti, buna da cevap :ıla-lerln beraberinde Rellrdiği 18 inadı iptidalar, buna pek aldırmadı: -İhmalkârlık!» dedi. Fakat üçüncü bir telgraf da cevapsız kalınca trene at laya-J tak Beriine gitmeğe mecbur oldu. Orada Triannn firmasının iflâs ettiği haberi He karşılaştı.
Şimdi r.e yapmalı idi? İstanbul d a kalanlara avdet etmelerini mi bildirmeli, yoksa yeniden sermuye mi bulmağa teşebbüs etmeli?. Stiller İkinci şıkkı tercih etti, film şirketlerine baş vurmağa başladı Hepsi kendisini iyi kabul ediyor, fakat şüpheli İşe para yatırmağa bir türlü razı olmuyordu ,
İstanbulda kalanlar günlerce beklediler Nihayet bir gün tınıldı kestiler. Grela Garbo ve bir arkadaşları, uzunca bir ikametten sonra, ise başlamadan İstanbuldan ayrıldılar
Greta Garbo He tvlene-'ği aralık rivayet edilen Dr, Gaylord Haıiser
Bir pasaport yanlışlığı
Londra 18 'APl — Tanıtımı* sinema artistlerinden Mlchek Morgan, Marlene Dlelrich’e a-| it olan pasaportla Londraya gelmiştir.
Dûn gece Par isten Londra hava alanına gelinciye kadar Michcle Morgan yanlış pasaportu havi olduğunun farkına varmamıştır. Orada pasaportun resmine bakan artist »Bu nen değilim, yanlışlık var» demiştir.
Gümrük memurları kendisinin Londraya inmesine müsaade etmişlerdir çünkü; sinemadan artisti tanıyorlardı
Mlchele ve Marlene geçen haf ta beraber uçakla Londradan Paris? Bitmişlerdi ve orada güm rükten çıkarken pasaportlarını karıştırmışlardır Her İki artist de İngUterede film çevirmektedirler
I
Greta Garba son çevirdiği mimlerinden blrirıd»
74ü M S ayarı. 7.31 Hafit Par\« Inr İPİ.» 7.45 Haberler. «OU Şarkılar
IPI.I. 8,15 Hafit Sololar (Pl l. S.» Operet -Mujikleri İPİ l. 0.00 Kopanı*
12.28 Açılış ve Program, 17.30 M S ayan. 12.30 Millik. Şarkılar. TOrkO-1er. 13.00 Haberler. 13.15 Melo(iU«. (P1.I. 13.30 ÖJle Gareleai. 13.45 Sitemi! orgu İle Cat parçaları İPİ l. I* 04? Kapantş

Devlet Operası
Açık bara Temsilleri
19 Temmuz sah gecesi SEVİL berberi
20 - 21 - 22 TckIh-iiz geceleri I.A BOHEM
Temsiller saat 21,30 da başlar Biletler her gut. îûji İl da- > »e icatlar Şehir '"iynrocu iptesin-İr .en »II »kjanıfın A;tk hava Tı.ulıosun da utıhr
Yerler: 5 - 3-2-1 Liradır
A
10 Temmuz 1949
AKŞAM
Sahile 7
IIEK AKŞAJl
BİR HIKAYE
Bedbaht kızj
Mahkeme Koridorla rı nda
— Sevgili Tonil Kendimi şu yıldızlara kadar yükselmiş addediyorum, dedi.
— Ben de öyle meleğimi
— Ömürlerimiz boyunca da orada kalacağız değil mi?
— Tabii değil mİ Floracığım?
Bu dakikalar, her zaman elo geçmez saadet anları İdi. Tonl basan dalıyor, bunun farkına varan genç kız soruyordu:
— Ne düşünüyorsun Tonl? Delikanlı zoraki bir edft ile: — Seni düşünüyorum meleğim. cevabını verdi.
Bir aralık delikanlı, nişanlısını piyanonun başına oturttu:
— Flora, sen çal. Ben bahçeye İnip seni oradan dinleye* ceğlm. Müzik nağmeleri uzaktan daha iyi geliyor, dedi ve bahçeye İndi.
Flora, parçanın sop kısımlarını çalarken holde boğuk boğuk sesler İşitir gibi oldu. Ne olduğunu anlamak İçin merdiven başına kadar giderek aşağıya baktı. Gördüğü manzara, feci İdi. Tonl, köyden yeni gelmiş hizmetçi kızı Hetl'yi merdl-
Flora, tuavelet masasının önünde dudaklarına rüjü sürdükten sonra aynanın içinde güzel çehresini, bir defa daha gözden geçirdi ve memnunlukla gülümsedi.
Gençti, güzeldi, mesut ve bahtiyardı. Saadetinin alevleri, İri siyah gözlerinin İçinde parlıyordu. Evet mesuttu. Hayattan daha ne isteyebilirdi? Çok zengin olmıyan bir ailenin kızı olmakla beraber huzur ve refah İçinde yaşayacak madddl vasıtalara malikti, tyl mekteplerde okudu, müzik öğrendi, mükemmel bir terbiye aldı. Ailenin biricik kızı olduğu için annesiyle babasının nazlı ve şimank çocuğu İdi. Tabiat, başkalarına karşı pek cimri davrandığı bütün nimet Ve meziyetleri ona bol bol vermişti. Asri hayat, sat, hassas ve romantik ruhunu bozmam ış 11.
Yirmi yaşında İlk aşkı tattı. Kısa bir Dörtten sonra Tonl İle nişanlandı. Arkadaşları ve tanıdıkları Florayı kıskanıyorlardı. Çünkü nişanlısı Tonl hem çok zengin bir aile çocuğu, hem ven dibinde sıkılırmış öpmeğe de tahsili, terbiyesi mükemmel,' uğraşıyor, hizmetçi de: htlkball parlak, .sevimli, zeki,1 — Bırakuiü, diye bağırıyordu, kibar tavırlı, dalma şık ve te- Nihayet delikanlı, hizmetçi kızı mö giyinen bir gençti. Genç kıza derin bir sevgi ve saygı gösteriyor, her gün nâdlde çiçek buketler! gönderiyordu. Babasıyla beraber ticaret yapıyordu. Fakat çalışma saatirel dışında mü2ik, şiir ve sanat lJe de uğraşıyordu .
Hülâsa Tonl, İdeal bir koca olacaktı Flora, bir ay sonra----------------------- --------------
nişanlısı 1le evlenecek, kalbi gu-'sert bakteriyle karşılaştı, nır İle dolu olarak hayatının1 Tonl, şaşkın şaşkın ğülüm-»onuna kadar Toni’ye güvene- semeBe çalışıyor. Flora merdl-bUecektL j ven ortasında duran hlzmetçl-
y®:
Flora, kol saatine baktı. Seki-1 — Kett .aşağıya !n. mösyöye ri çeyrek geçiyordu. Nerede İse şapkasını ver, emrini verdi, nişanlısı gelecekti. Genç kız,' Delikanlı, nişanlısına maze-kalkıp salona gitti, annesi ile r°t makamında: babası evde yoktu. Açık pençe-! — F1ora, şimdi sana izahat reden bahçe çiçeklerinin güzel vereceğim. Zannetmem ki bu! kokulan odayı doldurup başını'?akay* 8Uİ tefs*r edesin, sözlî-döndnrüyordu. . Hnl kekeledi.
Piyanonun başına oturdu1 Fakat Flora- bu SÖZİere ftldır-Çaldığı sonatın güzel nağmeleri m’yarak:
etrafa yayılıyordu. Biraz sonra' “ Sana ’^yorum Ketli piyanonun parlak ve ciJ&ll sat- A:?a&ıya ln de mösyöye şapkast-bl üzerinde bir delikanlının sİ- î!"?!
lüetl akset| ve lkl kol boynunu sardı.
— Bonsuvar sevgilim, çalmağa devam et. Seni dinelmek istiyorum.
Gelen Tonl İdi, kanapeye o-turdu. Flora bir parça daha çaldıktan sonra piyanonun başından kalkarak nişanlısının yanına gitti:
— Tonl’ciğlm bugünü nasıl geçirdin? diye sordu ,
Delikanlı, o gün gördüğü İşleri birer birer anlattıktan sonra İlâve etti:
— Şekerim, yalnız senin yanında kafamı biraz dinlendirebilirim.
Öpüştükleri sırada düğünden
yanağından öpmeğe muvaffak oldu. Fakat kız da elini kaldırarak kendisine şiddetli bir tokat aşkettlkten sonra, var kuvvetiyle merdivenden yukarı çıkmağa başladı.
Delikanlı, kıravatını düzelttikten sonra başını yukan kaldırınca merdiven başından bu sahneyi seyreden nişanlısının
Bizim iftar ziyafeti, Çelebinin konserine döndü!
ladıktan sonra kapıyı hirsla j I kapayarak odasına çekildi. B|rz sonra sokak kapısının açılıp kapandığını İşitti. Giden Tonl idi.
Flora, artık fazla dayanamr-yarak hıçkırıklara boğuldu. Bu. ne feci hayal İnkisarı idi Yarabbi! Genç kız, utancından elleriyle yüzünü örtüyor, kabuslu bir rüya gördüğünü sanıyordu. o ana kadar Toni’ye karşı beslediği aşk, hürmet ve takdir hisleri birdenbire sön-' m üş. yalana ve iğfale dayanani saadet hülyaları yıkılmıştı.
Flora, nişanlısının kendirine göndermiş olduğu çiçekleri pencereden dışarı attı, mektuplarını, fotoğraflarını yırttı velha-
. ------------------------— , — ÎVIUÜ
bahsettiler. Şimdiden görecek- sil ona alt her hâtırayı silip ko-teri bir sürü işleri vardı. Flora' pardı.
nın en mesut zamanı, evlenme-! Artık onun İçin saadet sona ............................... ermlç| kendisi dü.nyıının cn bedbaht kadını olmuştu. __________________________________________Çeviren; A. HİLÂLÎ
ZAYİ — 13571 sicil numaralı şoför ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Belediye Tophane Garajı şoförlerinden
İsmail oğlu Musa Gökgöz
terinden bahsettikleri bu saatlerdi. Biraz sonra kol koia vererek taraşa çıktılar. Tonl nişanlısının kulağına tatlı ve sıcak sevgi sözleri fısıldarken a-llyle de saçlarını okşuyordu. Flora, gözlerini yukarı dikmiş, gök yüzüne bakıyordu; bir aralık kolunu kaldırarak «şanlısına yıldızlan gösetrdl:
Rüştü beyi iftara davet etmişler. Temiz Igyafçtlt, güler yüzlü, altmışına yakın bir zat. Koridorda hâdiseyi şöyle anlattı:
— Akşam üzeri evde soyunup dökündüm, gecelik entarimi giyindim, pencerenin önünde kitap okuyordum. İftar zam anma kadar vakit geçirmek için kitaptan daha İyi eğlence yoktur. Elime eski bir tarih kitabı geçti, zevkle okuyordum. Bir a-ralık kapı çalındı. Bizim çocuklar baktılar, bir delikanlının beni istediğini söylediler. Kapının önünde tanımadığım bir gençle karşılaştım. Hürmetkârana şelfim verdi; «Beyefendi amca, beni manifatura tüccarı Hüseyin bey gönderdi, bu akşam sizi evinde İftara bekliyor» dedi. Manifaturacı Hüseyin beyi tanırım amma kendisini çoktan beri görmüyordum. Mademki davet etmiş, gitmemek olmaz tabiî. Çocuğa: «Peki, oğlum. Selâm söyle. Biraz sonra gelirim ben. Fakat İftar davetinin usulü vardır. Hiç değilse bir gün evvelden misafirlere haber verilir. Hüseyin bey de eski dostlarımdandır, bu u-sullerl İyi bilir. Bu defa nasıl oldu da böyle iftara yakın bir saatte haber gönderdi?» dedim. Delikanlı; «Beyefendi amca, Hüseyin bey beni dün de gönderdi. Geldim, kapınızı çaldım, açılmadı. Bunun için şimdi tekrar geldim, evde bekliyorlar» dedi. Ne ise fendim, hemen kalkıp aptes tazeledim, giyindim. yola çıktım. Hüseyin beyin evi epeyce uzaktır. Tramvaydan İndikten son-Ta biraz da yürümek lâzım, i Ben kapıyı çalarken iftar topu da patladı.
— Eh. İftara yetiştiniz ya. rSofra başında beklemek tense doğruca yemeğe oturmak dalıa İyidir. Malûm ya, bizde en sonra gelir bezme ekâbir.
— Ekâbirln bezmini bırak da beni dinle, evlâdım. îfta-1 i rı ettik amma çektiğim J kınlıyı ben bilirim.
— Ne oldu, yemekleri ğenmedîn mi yoksa?
— Yemekleri değil, surat-’ lan beğenmedim. Hüseyin ! beylerin kapısından girince şaşırdım. Herkes tuhaf tuhaf yüzüme bakıyor, ağız , uelvle; «Buyurunuz» derken ■ birbirlerine göz kırpıyorlar. , «Biraz geciktim amma kusura bakmayınız. Giyinip i gelinciye kadar vakit geçti. I Malûm ya, yol da epeyce u-zak» diye özür diledim. Beni salona aldılar, sonra Hüseyin bev geldi: «Safa geldiniz, Rüştü bey. Çoktan beri görüşemiyoruz.ı filân diyerek biraz oyaladıktan sonra i hizmetçi; 4Yemeğe buyurunuz» dedj, öbür odaya geçtik. Telâşlarından belli kl bizim sofrayı yeni kurmuşlar. Ortada benden başka da misafir yok. Hayretler I-çlnde etrafıma bakınıyorum, fakat bir şey söy 11 yemiyorum. Karsı karşıya yemek yerken Hüseyin bey müte-ı madlven; «Rüştü bev. niçin
si-
be-
yor amma bende konuşacak takat yok kl. Bu nasıl iftar »yafefcidlr? Misafir davet e-dlyorlar, sofrayı top atıldık-ausu yorsun? Konuşsana» dl-tan sonra kuruyorlar. Nihayet dayanamadım; «Hüseyin beyciyim, başka misafir olmadığına göre, her halde bana bir emriniz var. Fakat gönderdiğiniz çocuk, çok geç vakit gelip haber verdiği 1-çin İftara vaktinde yetişemedim» dedim. Hüseyin bey şaşkın şaşkın sordu: «Hangi cocuk? Anlıyamadım». Bu sefer ben büsbütün şaşırdım, tanımadığım bir delikanlı vasitaslyle davet edildiğimi anlattım. İkimiz de hayrelter içinde birbirimize bakıyoruz, Nihayet Hüseyin bey: «Allah Allah! Şaşılacak şey. Geldiğinize memnun oldum. Karşı karşıya hem iftar ettik, hem konuştuk. Fakat davetten de, çocuktan da haberimiz yok» demez mi! Beni çağıran delikanlının eşkâlini tarif ettim, tanıyamadı. Düşündük, taşındık, İkimiz de bu İşe bir mâna veremedik.
— Demek kİ tanıyanlardan biri size iyi bir muziplik yapmış, bey amca.
— Evet amma o muziplik bana neye maloldu biliyor musun? Oyunun iç yüzü sonradan anlaşıldı. Teravihten sonra eve döndüm. Kapıdan girer girmez bizim hanım: «Aa, Rüştü bey, öbür elbiseni ne dlve Haşan beylerde bıraktın?» deyince ağzım bfr karış açık kaldı. «Ne elbisesi, hanım?» dedim. Kadın telâşa düştü; «O nasıl lâkırdı, ayol? Akşam üzeri seni Hüseyin beylere çağıran çocuk, teravih zamanı tekrar geldi: Hüseyin beylerin iftar sofrasında sizin beyefendinin üzerine kazara yemek döküldü; ceketi, pan-talonu kirlendi. Değişmek 1-çln başka bir elbise istiyor, dedi. Ben de yeni elbiseni verip gönderdim» demez mi! Vay köpoğlu köpek vay! Görüyor musun şu haramzadenin çevirdiği dolapları?
— Delikanlıyı bulabildiniz mi bari?
— Hemen karakola koşup anlattım, dün akşam üstü yakaladılar amma bizim el-
. bise gitti. Rıhtım civarında bir adama sattığını, onun da îzmire giden vapura bindiğini itiraf etti. Simdi bizim elbise İzmirde aranacak. «Çelebi, böyle olur bizde de konser dediğin» diye bir söz vardır, bizim İftar daveti de celebinin konserine döndü.
Delikanlı ile konuşacağımız sırada mahkeme acildi.
Ce. Re.
Bavan Fahrünniaa Zeyd’in resim sergileri
Londra 13 (Nafen) — İrak büyük elçisinin refikaları tanınmış Türk ressamı Fahrünnlsa Zeyd’in önümüzdeki kış İçin yc- . nl sergiler hazırladığı haber İ alınmıştır. Bildirildiğine göre.1 bu sergiler Pariste ve Londrada I ayrı ayn açılacaktır.
Kuduz vakalan salgın halini alıyor
(Başta rafı 4 üncü mhlfede) müesses enin kurulduğu yıllarda tedavi görenler arasında ö-lenler yüzda 1,45 imiş. 1032 ye tekaüdüm eden yıllardda bu nispet 1,S olmuş,
— Şimdi variyet nadir?
(— ölüm nispeti şimdi yüzde 0,20 dlr.»
— Eski yıllara nazaran kuduz vakaları artmış mıdır?
«— Evet. Takriben 7 - 8 misli Olmuştur.n
— Bu artışa rağmen ölllm nispeti nasıl düşllrülebllmlştlr?
«— Çok sayıda vaka gördüğümüz İçin tecrübe ve etütlerimiz İlerliyor. Eskiden hastalara son günlerde vurulan kuvvetli dozları şimdi iik günlerde yapıyoruz. Çünkü aynı zamanda kuduz mikrobu da kuvvetlenmiştir.»
— Kuduza yakalanan bir İnsanda hastalık kaç günde belli olur?
«— Eskiden 40 - 60 günde meydana çıkardı. Bugün müddet kısalmıştır. Bir kimse kuduz hayvan tarafından ısırıldiktan sonra tedavi görmezse 20 - 2S günde kudurur. Hatta bu müddet bazı ahvalde daha da kısalıyor. 0 günde hastalığın tezahürüne şahit oldum. Müddet kısaldıkça tedavi de güçleşir. Onun için şüpheli hayvan tarafından ısınhnca hiç vakit geçirilmeden tedaviye başlanmalıdır. Aksi halde kuduz hayvan tarafından ışınlan kimsenin kudurması ve ölümü muhakkaktır.»
— Eskiye nispetle yapılan İğnelerin sayısı azaldı mı?
«— Azaldı. Eskiden bir hastaya en az 40 - 60 İğne yapılırdı. Şimdi zavlyete göre 9-14 yahut 20 İğne yapılır. En ağır hallerde âzami İğne sayısı 24 dür.»
Doktor Zekfti Muammer, gülerek:
(— İğnelerimizin boyu da hayli küçülmüştür» diye ilâve etti.
— Hastalara zerk etliğiniz aşılar nereden gelir?
«— Burada bizzat yetiştirdiğimiz tavşanlardan yapıyoruz.»
— Bıı hastane kaç yatak'ıchr. kaç doktor çalışır?
(— 50 yataklı. Benimle beraber iiç doktor var.»
50 yataklı kos koca bir müeo-seyl idare, ayda 30ü e yakın hastayı tedavi, ayrıca yurdun her tarafından gönderilen şüpheli hayvan beyinlerini tetkik 1le neticelerini geldikleri yere bildirmek, aşılan hazırlamak ve daha bir sürü İş... Hole hastanenin an kovanını andıran halini gördükten sonra... Üç doktor nasıl yetişiyor acaba?
Doktor Z»kâl Muammerle aı kadaşlan ve bu müessese, kor-f kunıç şüpheler İçinde kıvranarak. gün sayan hastalar İçin yegâne ün «t ve kurtuluş kapısıdır.
Pasteur ve muakıplarına İnsanlığın duyduğu nihayetsiz minnetle müessı ıcden ayrıldım.
Sadeddin GÖKÇEPIN'AR
Ç^cuk hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
Takalım - l’allınhane
Palas. Telefon: 82G27
---------------------------------
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Varan: Agatha Christie Tercüme eden. Vü Nû
Tefrika No. B2 -
fim dışındaki posta kutusuna atacağım. Postaya yetişsin. Bana yarın tekrar mektup yaza-
Senl çok seven kızın
Maggle
Hamiş: Nlck, bana o telgrafı bir «ebepten dolayı gönderdlfii-ftl söyledi Habebnİ ne olduğu-au kahvaltıdan sonra blidJre-jfelrmlr Garip ve endişeli bir
Polrot, yavaş bl. «esle dedi kl:
— ölil kızcağızın seal bize pek fazla bir şey öğret n'ş olmuyor
— Parmaklığın öte yanındaki posta kutusu, her halde Croft’uıı vasiyetnameyi attır? kutu olacak.
— Evet, evet doğru galiba.
— Postadan u.tşl.d bir «ey
[çıkmadı mı?
— Enteresan hiç bir şey çıkma di. Benim namıma eseflenebilirsin dostum, çünkü çok bedbahtım. Zulmetlerden kurtulamadığım İçin dertleniyorum. Artık hiç bir şey anljyamaz oldum,
O esnada telefon çaldı ve Polrot, cevap vermek İçin yerinden kalktı. Yüzünün ifadesi derhal değLşıi. Bakın görünmeğe uğraşıyordu; fakat son derece heyecanlandığı dikkatimden kaçmıyordu. Telefonun öte yanında ne konuşulduğu İşitilmiyordu. Onun söylediği sbc-lerdense mevzuu taklh edemiyordum Nihayet. rPelcâJâ le -şekkür ederim.» dedikten sonra telefonu kapatıp koltuğunla dûndii. Gözlerinde biıyük bir sabırsızlık alâmeti belirmişti.
— Ha?... Ne mİ diyecekim? hâdiseler birbirini kovalıyor.
— Sana kim telefon etil?
— Charles Vyse... Dedi kl. bu sabah posta İle bayan Nlck'in vasiyetnamesini almış; vasiyetnamenin tarihi yirmi beş şubatmış.
— Nasıl?... Vasiyetname mİ
— Evet, vasiyetname.
— Demek, adresine nihayet vasıl olmuş?
— Evet, vasıl olmuş Biraz garip değil mi?
— Vyse'm doğru söylediğini zanneder misin?
— Yahut da diğer bir tâbirle. bu vasiyetnameyi vaktinde aldığını, fakat şimdiye kadar bizden sakladığını... Bunu mu düşünüyorsun? Vallahi bütün bu meseleler bana garip görünüyor. Görüyorsun kl, azizim bayan Nick'ln yalancıktan ölmüş olması, bazı yeni vakalara sebebiyet veriyor.
— Sen dâhisin. Polrot, ve ben senin dehânın karşısında başımı eğerim, Fakat acaba tnı vasiyetname, Nick'ln bayan Rice'ı umumi vâris olarak gösterdiği y ariyet name ini?
— Vyse. bu noktayı tavzih etmedi. Ketum davranıyor. Lâkin başka türlüsü ııasıl kabil olur? Çiinkii bahsi geçen vasiyetname, hizmetçi Ellen tVİİson ve kocası tarafından şahit sıla tiyle imzalanmış.
— Demek kl yine Freddie Rice mevzuuna dönmüş bulunuyoruz?
— Eski muammamız.
Düşünceli düşünceli:
— Freddie Rice güzel isim. — niye mırıldandım.
— Asıl ismi Fredcrica Rice Her halde bu, dostlarının f,aklıktım Freddl İsminden daha hoş.
— Frederica diye İsmi olanlara pek o kadar mütenevvi küçültülmüş Islın vermezler. Halbuki Margaret teminin küçültülmüş şekil pek çoktur: Magğle, Margot, Madge, Fog-gie...
— Doğru... E, söyle bakalım. Hastînes, şimdi arhk tatmin e-dlleblldln mİ? Vakalar şekil almağa başlıyor, ne dersin?
— Oyununda muvaifak olduğun için seni tebrik ederim. Fa • kal stıı de İtiraf el ki, hiç bir
zaman böyle bir netice beklemiyordun değil mİ?
— Tıpatıp böyleslhl beklemiyordum. Ben, daha pek müphem vaziyetler bekliyordum. Bu ölüm haberi üzerine bir takım teferruat belirir, demiştim. Dur bakayım, şu telefon çaldığı sırada sana ben bir şey söyllye-cekllm, o neydi? Hah, hatırladım. Magğle'nln tekrar okumak İstediğim mektubundan bahsediyordum Bir enteresan noktası dikkatimi çekti.
Mektubu dostuma uzattım. O. satırları okuduğu .■»«rada, ben odanın İçinde dolaşıyordum. Koya bakıyordum; kotralardan gözümü alamıyordum.
Duyduğum bir sayha üzerine yerimden fırladım Geri döndüm; doıtıım Polrot, başını elleri araşma, almış; büyük bir ıstıraba yakalanmış gibi sallanıp duruyor:
— Alı, ben ne i; jnıııışüm, ne ahmakmışım! - diyor.
Sordum:
— Ne var. yahu?
— Ben bu me ilenin muğlak I olduğunu söylıiynrnmn. d-’ğl.l , mi? Hayır katiyen değilmiş
Devlet Denizyolları Fabrika Havuzlar İşletmesi Müdürlüğünden:
Aşağıda miktar ve cinsleri yazılı malzemeler hizalarında göaterllen gün ve saatlerde pazarlıkla satın alınacaktır.
ve saatlerde gereç servisimize (10656)
Vericilerin sözü edilen gün gelmeleri:
1000 kilo Lltapon üstllbeç ) 2000 kilo Neft )
3000 kilo Çinko üstübecl J 400 kilo Pelesenk ağacı ) 100 ton San kum döküm ) 300 Ad. Dış kutru 22 m/m ) boyu 6,05 kon dense ) borusu (pirinç) ) 25 kilo 30 m/m Q takım -lık su çeliği l
50 » 40 » »
75 » 60 » »
110 >60 » , »
160 »70 » »
200 >80 > >
250 >00 » »
300 >100 » >
40 > 17x17 hava çeliği
100 > Kilin gir kâğıdı 2 m/m
160 > > » 8 »
160 » Bezli lâstik 2 » 160' > > » 3 »
50 Adet Yağ pakım beygir gücü 600 dış kutur 179 m/m
66 » Gaz pekini beygir gücü 500 dış kutur 179 m/ın
8a: 14.00 ) 8a: 15.00 ) Sa: 18.00 ) vasıflı 22 temmuz 949 Cuma
Ha: 15.00 ) 25 temmuz 049 pazartesi
8a: 18.00
) Paxman rlcardo markalı ) motor İçin ) Sa: 15.00 ) 22 temmuz 949 ) Cuma
Akşam Erkek Sanat Okulu Müdürlüğünden
1 — Gezici Köy kadın ve erkek meslek kursları İçin, beher kilosuna 510 kuruş tasarlanan fi at üzerinden 85 tane 3 Kg. lık bakır leğen İle beher kilosuna 020 kuruş tasarlanan flat üzerinden 130 tane 1,300 Kg lık bakır tencereler, 2490 sayılı kanun hükümler! gereğince açık eksiltme suretlle satın alına-oaktır.
2 — Şartname ve nümuneler Tophanede 347 No. dakl okulun bürosunda görülebilir.
3 — Güven parası 178 liradır. Bu para, okul İdaresinden alınacak belge ile Yüksek Okullar Saymanlığı veznesine yatırılacaktır,
4 — İsteklilerin, 1949 yılına alt Ticaret odası belgesi ve
gilven parasının alıtı İle birlikte 3/8/849 çarşamba günü, saat 15 de 2. ci maddede yazılı büroda toplanacak komisyona başvurmaları. (10819)
Istanbulun En Güzel Yerinde
Mahkemece Satılık arsa
Kadıköyünde KALAMIŞ - FENER caddesinde, KALAMIŞ vapur İskelesi ittisalinde, bir tarafı denize bir tarafı tramvay caddesine nftzır ve o civarda İnşaata fevkalâde elverişli 307-i metre kere mesahai sathlyell emsalsiz bir arsa İzale! şuyu zımnında Kadıköy birinci Sulh hukuk mahkemesinde 949/44 numaralı dosya mucibince müzayede He satılacaktır.
Satış: 21 Temmuz 1849 Perşembe günü saat 10 - 12 dedir. Dosyasını tetkik etmek İstlyenlerln adı geçen mahkeme başkâtipliğine müracaatları rica olunur.
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesinden:
İhraç olunacak çelik pik miktarının beş bin tona çıkarıldığı, flatin müessese sahasında vagonda teslim tonu TL. 175. Fob Filyos TL. 190 olduğu, tediye şartlan ve tafsilât hakkında müessesimize müracaat lüzumu lifin olunur. _
A YAZPAŞADA — SATILIK VİLLA
On İki odalı, kaloriferli, tam konforlu Marmara ve Boğaza hâkim manzaralı bir villâ satılıktır. Takriben beş yüz metrelik bahçesi yeniden büyük İnşaata da müsaittir. Müracaat Galata Bahtiyar Han No. 38/40.
Fevkalâde basit bir mevzu İmiş. Ben kestirememlşlm.
— Kuzum Polrofcuğum, ö-nilnde belirip de Gözlerini kamaştıran bu bol ışık nereden geldi?
— Dur bakayım, şimdilik konuşma- Bu şaşırtıcı keşifte bulunduktan sonra, düşüncelerime azıcık nizam ve tertip vermek mecburiyetindeyim.
Sual cetvelini yine eline alıp uzun uzun okudu. Dudakları mütemadiyen kıpırdıyordu. Bir kaç kere başım salladı; sonra koltuğa dayanıp gözlerini yumdu. Bir an uyumuş olduğunu zannettim.
Birdenbire gözlerini açtı; İçini çekil:
— Evet, eveL! — diye haykırdı, — Beni o kadar hayrete düşüren hâdiseler şimdi artık İzah edilebilir bu lıal aldı. Hepsinin bir sebebi varmış.
- Nasıl? Artık her şeyi öğrenmiş mi bulunuyorsun?
— Takriben her şeyi... Dalıa doğrusu ehemmiyetli olan her jşeyi... Bundan evvel muhake-mriı rlnıin bazıları doğru nrilce veriyor; bazıları İse hakikâtten
tamamlle ayrılıyordu. Lâkin şimdi artık hava aydınlanmıştır. Hemen bugünden tezi yak bir telgraf göndereceğim, iki sual soracağım, gelecek cevapları şimdiden biliyorum. (Alnına vurdu.) İşle hepsi bunun içinde.
Sordum:
— Cevapları ele geçirince; ne yapacaksın?
Polrot. zıplayıp ayağa kalktı:
_ Hatırlıyor musun, Has-tings? Bayan- Nick, Netameli Ev'de bir piyes temsil etmek niyetindeydi. Eh. o piyesi bu akşam biz terlLplerlz: sahneye kayan da ben olurum. Bayan Nick. bir rol yaratır Piyesin içinde bir hortlak rolü alacaktır, Bir hortlak— Netameli ev denilen o bina, şimdiye kadar hortlak taırnfından ziyaret edilmemiş. Bu akşam edilecek. Hayır, dostum, bana daha fazla sual sormak beyhude... Komedimizi bu akşam oynıy3 hakikat de böylece meydana çıkacak. Vakit kaybetmeksizin İşe girişelim.
Bu sözleri söyledikten sonra Poirot, odadan ayrıldı.
(Arkası var)

Rahlfe 8
A K S A 8.
19 Temmuz 1949
[BULMACA
Cinsi
77000
YAĞSIZKREMİ
Tutarı Lira K.
Koyun eti 35000 2 20
S
Mikdarı Flatl KJIo LlraK.
Hâtırası katiyen unutulmıyacak hoş ve makbul
BAYRAM HEDİYELİKLERİ
■Emlâk Sahiplerine*
Emlâk sahiplerinin dernek merkezi Beyazıt Mühürdar Emin Paşa sokak Mercan apar Umanının 3 No. lı dairesine nakletmlştlr.
Emlâk Sahipleri Derneği
Kadıköy ikinci Sulh Hukuk Yargıçlığı Baş kâtipliğinden: 948/412
Mehmet Kuloğlu Fevzi namı diğeri Meşhedl Gürman uhdesinde kayıtlı Kadıköy Caferağa mahallesi Şair Lâtifi sokağında en eski 22/1, eski 51,51 ta], 51 kapı ve kütük 6/1123 ada 112 parsel 2 numaralı 72.50 metre murabbamda kâglr hane kabili taksim olmadığından açık arttırma suretiyle satılarak bedelinin mirasçılar arasında taksimine karar verilmiştir.
EVSAFI:
1 — Ev, bir bodrum ve ayrıca tlç kattan mürekkeptir. Duvarları kâglr, döşemeler ahşaptır. Tavan ve kapılar boyasızdır. Havagazı tesisatı yoktur. Su ve elektrik tesisatı vardır. Cephe genişliği 4.80 m2. bina derinliği 11,50 metredir. Bodrum katı bir mutfak bir odunluk, kömürlük ve bir helâdan zemin kat İki oda, bir helâdan. birinci katta iki oda bir kilerden, İkinci kat yine İki oda bir helâdan mürekkeptir.
1
■ rr I ■ ■ L 1 ■ 1 '

■ 1 ■ 1
1 1 1
I ! 1 ■
1 1 ■
1 ı ı ı
Soldan sn s»
»İt 8 — T«r«t Bal yapar - nota. 3 — Maruf bir Rus papazı, 4 — Tersi hı-! gımiardır. S — Inglllg b»yı - mtsa-flrhnnS, « — Aslında - ziyaretin başlangıç. T — Taraktan geçlrmks. 8 — Onarmalar. 8 — Akdenızde bir laka-le. 10 — Bir kadın temi.
Yukarıdan »fsgtya: 1 — Bir kıs acbzesl - nokaarısız, I — Arap mera-lekell. * — Tasmtm etmez, » — Projenin bajlangıoı - aıvı holino gelmek. S — Tersi bir mukaddes kitabı oku, 0 — Lezzet - bir ecnebi kadın, 7 — Bir erkek adı - tersi bayat . defll)
— Nane ekilen bolüm • nota;
GECEN BULMACANIN HALLİ
Soldan salta: l — Fa İM, A l , t — EıMyMi. 3 — Vtekiei, i — İzleme, 5 — ibram. El, 6 — Ya. Ke. Tl. T -ErU. Krem. B — Aza, Adt. 9 — Ekc-miyen. 10 — Tanetane,
Yukarıdan njafiıya: ! — Fevriye, L 8 — Asi. Baraka. 3 — iksir. Üzen, — Zikzak, Ame, 0 — Eyllmek, İt. (5 — Acc. Haya. 1 — Azlmetedcn. B — Li, Elimine.
Kadıköy İkinci Sullı Hukuk Mahkemesi Bnş Kâtipliğinden: 948 412
Mehmet Kuloğlu Fevzi namı diğeri Meşhedl Gürnıan uhdesinde kayıtlı Kadıköy Cafer ağa! mahallesi Şair L&tlfl sokak eski 22 eski 44 yeni 44 taj 44.44 kapı kütük 6/1122 ada 11 parsel 1 numaralı 62 metre murabbam-da bahçeli kârglr ev kabili taksim olmadığından açık arttırma suretiie satılarak bedelinin mirasçılar arasında taksimine karar verilmiştir,
EVSAFI
boyalı katına
için muhakkak Eminönünde
SINGER
Saat Mağazasını
ziyaret ediniz. SINGER yeniliklerinden olan BROŞ ve ÇİÇEKLERİN zarif ve zengin çeşitlerini, BİLEZİKLİ saatlerini, şövalye yüzüklerini, kol, cep, masa ve duvar SAATLERİNİ görmeden hediye almağa karar vermeyiniz.
İSTANBUL Eminönü No. B.
ANKARA Yurd sokak Vagonll karşısı No. I.
Ankara Numune Hastanesi Baştabibliğinden
M teminatı Lira K.
Düşünceler
5100 00 21/7/949 11 30 da Kapalı
1 — Ankara Numune hastahanesinin altı aylık İhtiyacı olan koyun eli kepalt zarf usullle eksiltmeye konulmuştur.
â — Taliplerin 2490 sayılı kânunun tûrlfah dairesinde hazırlıyacakları mühürlü teklif mektuplarım belli olan saatten bir saat evveline kadar hastahanede müteşekkil komüsyona vermeleri.
3 — Şartnameler her gün hastahane İdaresine ve tstanbulda Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüğünde görülebilir. (9813)
ECİPBEYİI VAPURLAR
--...■!_rnıvıvıuraıv
KOLONYALARI
İ t alo Mediterranean Line Ltd. - Trieste
Evinizin
Ferahlığını
BRASSt
MADEN CİLASİLE
SAĞLAYINIZ
Şehir Elektrik Tesisatı Şebekesi yaptırılacaktır
O Q_ Ol
O
Malatya Belediye Başkanlığından
— Malatya şehrinin yüksek, alçak tevettür »e transtır- 0
O
— Kapalı zarflar makbuz mııkabiUnde en geç 16 Ağustos
InrlhinHn nrl'tm'l efint IV vp UîkrlAf MalutVA hele- >
ı. - . . _ . _
matör şebekeleri kapalı zarf usuliyle yaptırılacaktır
2. - İşin keşif bedeli 1.524.312 lira 17 kuruş 'BU
2 — Bu eve bilirkişi yüksek mühendis Prof. Feridun Artsan tarafından (13.000) on üç bin lira kıymet takdir edilmiştir. Birinci arttırması 22/8 949 pazartesi günü saat 10-12 arasında yapılacaktır. O gün tahmin edilen kıymetin %75 t elde edilemediği takdirde eıı son arttıranın taahhüdü bâkl kalmak şartlyle fklncl arttırması 2/9/949 cuma günü ayni saatte yapılacaktır.
3 — istekli olanların tahmin edilen kıymetin %7.5 nispetinde pey akçesi yatırması gerektir.
4 — Birikmiş vergilerin %1 harç, satış bedellerinden çıkarılacak dellâllık resmi, ihale pulları, intikal masrafları ve 20 senelik taviz bedelleri müşterilerine alt olacaktır.
5 — Arttırma şartnamesi İlân gününden itibaren mahkeme başkâtipliğinde görülebilir.
6 - tpotek saıılbl alacaklılarla diğer alâkadarların gayri menkul üzerindeki haklarını hususulyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müs-bite 11e 15 gün içinde mahkememize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedellerinden hariç kalacaklardır. Bu mecburiyet İrtifak hakkı sahiplerine de şâmildir.
1 İstekli olanların miiza-
1 — Ev, Şekerci Bakkal sokağı İle Keresteci Aziz sokağının kösesindedir. Bir bodrum İle üç kattan mürekkeptir Evvelâ İki kanadlı bir demir kapıdan çimento çini döşehmlş genişçe bir hole girilir. Burada girişe nazaran solda bir oda sağda bir mutfak vardır, mutfağın İçinde ufak bir helâ bulunduğu gibi mutfağın evin küçük olan bahçesi 11e bir kapı İla ayrıca irtibatı vardır. Antrenin tam karşısında yukarı katlara çıkan ahşap ve basamakları merdiven ile bodrum
İnen merdiven konmuştur. Birinci katta zemin kat holünün üstüne gelen kısım ahşap bir sofadır. Merdiven başında ayrıca bir camekân vardır. Birinci katta iki sokağa nezareti olan bir oda İle mutfağın üstüne gelen kısımda yine bir oda vardır. İkinci katta sofa aynen mevcuttur. Fakat camekân yoktur. Biu katta iki sokağa nezareti olan genişçe bir oda ile ayrıca iki küçük oda bir helâ vardır. Bodrum katında odunluk kömürlük vardır. Evin duvarları kârglr döşemeleri ahşap kapı ve tavanlar boyasızdır. Evde havagazı ve su, elektrik tesisatı mevcuttur.
2 — Bu eve Bilirkişi Yüksek Mühendis Prof. Feridun Artsan tarafından (15,900) on beş bin lira takdir edilmiştir. Biıltıcl arttırması ZO/S^dö cumartesi günü saat 10 - 12 arasında yapılacaktır. O gün tahmin edilen kıymetin % 75 1 elde edilemediği takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak şar-tlle İkinci arttırması 31/8/949 çarşamba giinü aynı saatlerde yapılacaktır.
3 — İstekli olanların tahmin edilen kıymetin % 7,5 nispetinde pey akçesi yatırması gerektir.
4 — Birikmiş vergilerin % 1 harç satış bedellerinden çıkarılacak dellâllık resmi, ihale pulları. İntikal masrafları ve 20 senelik taviz bedelleri müşterilerine alt olacaktır.
5 — Arttırma şartnamesi Hân gününden itibaren mahkeme baş kâtipliğinden görülebilir.
6 — İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayri: menkuller üzerindeki haklarını! hususlle faiz ve masrafa dair! olan iddialarını evrakı müsbl-l te ile 15 gün içinde mahkeme-! mize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu siclllerile sabit olmadıkça satış bedellerinden hariç kalacaklardır. Bu mecburiyet İrtifak hakkı sahiplerine de şâmildir.
girmek üzere yakanda 7 _ L,tel:U olanların nıüzaye-, yazı i gün ve saatte mahkeme- deye girmek üzere yukarıda ya-' milde hazır bulunmalar, yayın. B(in ve saaUe nıahkemeınu-5038 de bulunmaları yayınlanır. ’
(50341
Kadıköy İkinci Sullı Hukuk Mahkemesi Baş kâtipliğinden: 948/412
Mehmet Kuloğlu Fevzi namı diğer Meşhedl Gürnıan uhdesinde kayıtlı Kadıköy Caferağa [ .mahallesi Şair Lâtifi sokak eski 24/49 yeni 49 taj 49 kapı ve kütük 6/1124 ada 112, parsel 3 numaralı 71.5q metre murabba-mda kâglr hane kabili taksim olmadığından açık suretiyle satılarak mirasçılar arasında karar verilmiştir.
E V 9 A F I :
1 — Ev, bir bodrum ve ayrıca üç kattan, mürekkeptir, Duvarlar kâglr, döşemeler ahşpa, tavanlar. kapılar yağlı boyalıdır Su, elektrik ve havagazı tesisatı vardır. Cephe genişliği 4.90 metre, bina derinliği 11,50 metredir. Demir kapılı bir antreden zemin kata girilir ve çimento -çini döşeli bir koridora geçilir. Bu koridorda sağ tarafta kapısı olan cephe üzerine kâin bir o-da ve arka tarafta bahçede kâin bir oda ve Iblr helâ vardır. Keza yukarı kata çıkan ahşap merdiven ile bodrum katına 1-nen ahşap merdiven vardır. Bodrumdan sokak cephesindeki tarafta odunluk ve kömürlük bunun mukabilinde bahçe tarafında bir mutfak ayrıca bir helâ vardır. Birinci katta cephede geniş bir oda bahçe tarafında yine bir oda ve bir kiler vardır, ikinci katta tıpkı birinci kattaki gibi cephede geniş bir odaya bahçe tarafından bir oda ile bir helaya maliktir,
2 — Bu eve bilirkişi yüksek mühendis Feridun Artsan tarafından (14.145) on dört bin yüz kırk beş lira kıymet takdir edilmiştir. Birinci arttırması 19/8.' 949 cuma günü saat 10-12 arasında yapılacaktır. O gün tahmin edilen kıymetin %75 t elde edilemediği takdirde en son arttıranın taahhüdü bâkl kalmak şartlyle ikinci arttırması 29-8-949 pazartesi siiııü saatlerde yapılacaktır.
3 — İstekli olanların tahinin edilen kıymetin 7f7,5 nispetinde pey akçesi yatırması gerektir.
4 — Birikmiş vergileri %1 harç, satış bedellerinden çıkarılacak dellâllık resmi, ihale pullan, intikal masrafları ve 20 senelik taviz bedeli müşterileri- 1 ne alt olacaktır.
5 -- Arttırma şartnamesi İlân gününden İtibaren mahkeme başkâtipliğinden görülebilir.
6 — İpotek sahibi alacaklılar-; la diğer alâkadarların gayri
.menkul üzerindeki haklarını t! hususiyle faiz ve masrafa dair •I olan İddialarını evrakı müsbi-■I te He 15 gün İçinde maihkeme--1 mize bildirmeleri lâzımdır. Alc-l sl halde hakları tapu slclllerly-. le sabit olmadıkça satış bedelinden hariç kalacaklardır. Bu ; mecburiyet irtifak hakkı sahiplerine de şâmildir.
T — İstekli olanların müzayedeye girmek üzere yukarda j yazık gün ve saatte mahkeme- 1 mlzde bulunmaları yayınlanır. 1 ıuws
Trieste - Türkiye arasında 15 günde bLr muntazam seferler
«MİSENO » Vapuru
25 caride Trlesteden gelmesi beklenmektedir. Doğru TRİESTE için mal yükllyecek.
İstanbul dan hareket edecek müteakip vapurlar:
«S. ANTONİO» eSTADİUM»
10 Ağustosa doğru
20 Ağustosa doğru
milyon u_ beş yüz yirmi dört bin üçyiiz on İki lira onyedi kuruştur.!
3. — Geçici teminat 59.479 Ura 37 kuruştur.
4. -
1919 tarihinde pazartesi günü saat 12 ye kadar Malatya bele-diye muhasebeciliğine teslim edilecektir.
- Postada vâki gecikmeler nazarı İtibare alınmıyacaktır.
8. — Bu İşe ait fenni ve ldarişartnameler ve Bayındırlık ba-kanlığınca tasdik edilen proje, Ankarada Sümerbank ve tiler Bankası Genel Müdürlüklerinden ve Malatyada Belediye rnu-JJ* hasebeclllğlnden 50. — Ura mukabilinde temin edilebilir. CO
7. — Bu İşe alt bilcümle devlet ve belediye vergi ve resim- (D lerl, noter ve harç masrafları ve bunların zamları İşi tnüte-/ \ ahhlde aittir.
8. — Eksiltmelere girebilmek İçin şimdiye kadar yapmış olduğu İşlerin vesaikini göstererek Bayındırlık Bakanlığından alınacak ehliyet vesikasının lbrzaı şarttır.
9. — Belediye Encümeni thaleyl yapıp yapmamakta serbesttir. 9790
5.
arttırma bedelinin' taksimine I
ayni
Türkiye Genel Acenteleri :
LEVANT EKSPRES T. L. Ş. - Tel. 44791/44792
r— HELLENİG LiNES Li/iTEO — *
Yakında hareket edecek vapurlar;
« IIE L L A$ ■ Vapuru 20 Temmuza doğru
HAMBURG - ROTTERDAM ve ANVEKS için
V i R G t N i A Vapuru 21 Temmuza doğru
LONDRA - ROTTERDAM ve ANVEKS kin eşyal ticariye alarak hareket edeceklerdir.
Fazla tafsilât İçin Galata, Veli Alemdar Han.
Umumi Acentaları olan S. TOPER et. Şsİ. na müracaat. «m., -tv, Tel: 41929
Fratelli D’amico - Armatori - Roma
Bayındırlk Bakanlığından
Müteahhit nam ve hesabına yaptırılacak ve sahası gelecekte gerçekleşeceğUe beraber (125) hektar olan kurşunlu kasabası halihazır haritasının alınması İşi açık eksiltme usulü ile eksiltmeye konulmuştur
işin keşif bedeli (4400»'Hradır.
Eksiltmeye 28.7.949 tarihine rashyan Perşembe günü saat (10) da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve imar İşleri Reisliği eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Eksiltmeye girebilmek için-
1 — Usulü dairesinde (336>üçyüz otuz liralık geç-.I teminat vermeleri.
2 — 25.7.949 akşamım kadar yazı İle Bayındırlık Bakanlığına baş vurarak bu iş İçin yeterlik belgesi almaları lâzımdır
Eksiltmeye alt kâğıtlar Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve I-mar işleri Reisliğinde görülebilir. 9771
«ANNA M ARİ A » Motor Gemisi
(250a tonluk - 1949da İnşa edilmiş)
İlk seferini yapmakta olan bu vapur 23 caride beklenmektedir. Doğru CENOVA için mal yükliyecektir.
Vapurda yolcular İçin her türlümodern tesisatı havi rahat kabineler yardir.
Türkiye Genel Acenteleri :
LEVANT EKSPRES T L. Ş. - Tel. 44791/92
Belediye Başkanlığından
Gölcük Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünden
1 - Fabrikalarımıza 40 blrLnel sınıf tesviyeci alınacaktır.
2 — Askerliğini yapmış sanat okulu mezunu birinci smıf İşçilerden sınavda muvaffakiyet derecelerine göre saatte 70-140 kuruşa kadar ücret verilecektir.
3 — isteklilerin 15 temmuz 949 tarihine kadar bütün mas-
raflar kendilerine alt olmak üzere müdürlüğümüze müracaatları. (10200!
1 — Urla İlçe merkezinde yeniden yaptırılacak elektrik santral binası İnşaatı işi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 23.398 lira 56 kuruştur. Geçici teminatı 1754 lira 90 kuruştur.
3 — İhale 5/ağustos/1949 cuma günü saat 10 da Urla belediye binasında komisyon huzurunda yapılacaktır. Bu İşe alt özel ve genel şartname, keşifname, plân ve diğer evrak her gün çalışma saatlerinde Urla belediyesinde görülebilir.
4 — İsteklilerden aranılan şartlar ve belgeler eksiltme şartnamesinin 2 nci maddesinde yazdı d ir.
İsteklilerin muayyen gün ve saatte yatırılmış geçici teminatları ve lüzumlu vesaiki İle beraber komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. 10627
Fevkalâde Arsalar
Haliç'ln Sanayi bölgesinde İmrahor asfaltına ve denize taraftan seksener metre cepheli tam mustatll 7782 met-
; iki
rekare fevkalâde güzel ve bir daha ele geçmez fabrika sası ve üzerindeki 12X50 metre eb'admda kârglr ve üzeri saç örtülü binası ve yine İmrahor asfaltı üzerinde dört bLn metrekarelik tuğla, ve her türlü fabrika yapmağa müsait arsa satılıktır. Görmek ve görüşmek için 22973 No. lı telefonda Talât’a müracaat edilmesi.
Gaziantep Valiliğinden:
1—G Antep - Kilis yolunun (54 + 000-58 + 500) kilometreleri arasında yapılacak (34800 Ura 90 kuruş keşif bedelli şose esas onarım işi kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur. Muvakkat teminatı 2610 lira 7 kuruştur.
2 — İhale 2 Ağustos 949 Sah günü saat 10 da Gaziantep 11 daimi komisyonunda yapılacaktır. Keşif evraklle ve hususî ve fenni şartlar her gün adı geçen komisyon bürosunda görülebilir.
3 — isteklilerin bu i şe girebilmesi İçin eksiltmenin yapılacağı günden en az iTattl günleri hariç) 3 gün evvel Valilikten alacakları ehliyet vesikası İle siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret odasından alınmış belgeyi İbraz etmeleri lâzımdır.
4 — Zarflar eksiltmeye açma saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilecek ve postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmeyecektir.
5 — Tasdikte vahld fiat esası üzerinde her hangi bir değişiklik olduğu takdirde müteahhld kabul edecektir.
(10624!
Kadıköy ikinci Sulh Hukuk Yargıçlığından
949/11
Kadıköy Raslmpaşa mahallesi Yavuztürk sokak 11 No. da ikamet etmekte iken ölen aslen İnebolulu Haşan kızı Hatlce-nln bugüne kadar herhangi bir mirasçısı müracaat etmemiş olması İtibariyle ve medenî kanunun 534 cü maddesine tevfikan mirasçısı mevcut ise sıfatını gösteren belge İle alacaklı ve borçlusu varsa bunların da yine haklarını müsbit belgelerle ve ilân tarihinden itibaren üç ay İçinde yargıçlığımıza müracaat eylemeleri bu müddet içinde alacağını kayıt ettirmiyen-İer hakkında kanunu medeninin 569 uncu maddesinin tatbik olunacağı yayınlanır. i(M25
Posta Nckiiyatı eksiltmesi
Trabzon P.T.T. Bölge başmüdürlüğünden
1 _Trabzon - Erzurum arası haftalık üç seferi! oto postası
nakliyatı 16.7.949 taahhüt süreli olmak üzere lkl şekilde eksiltmeye konulmuştur.
2 — Aylık, talimin bedeli 18C0 lira olup bir yıllığının geçici teminatı 1020 üç yıllığının 3420 Hradır. İhaleyi müteakip ayrıca 2500 lira da İdari kefalet alınacaktır.
3 — Eksiltme bir ağustos 19-19 pazartesi günü saat on beşte Trabzon başmüdürlüğü binasınla toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartnameler her gün parasız olarak adı geçen Baş müdürlükte görülebilir.
5 — isteklilerin şartnamenin dördüncü maddesinde yazılı
belgeler ve teminat makbuzlarlyle birlikte teklif mektuplarını havi zarflarının eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyona makbuz karşılığında vrmelerl lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. 10622

Comments (0)