Bıyramda itina ile dikilmiş bir gömlek giy-m ek isterseniz
H A K K T nın
Hazır gömleklerini bilhassa tercih ediniz. Satış Şubesi: SARAT Mağazası Sirkeci tramvay caddesi Beştr Kemal Eczatıa-
Dc-ı sırası No. 18
Merkezi: ISMARLAMA GÖMLEK Salona
I Eminönü caddesi selâmet Han kat 1
AKŞAM
(— Yarın-
SPOR
I j
Eene 31 — No. 11057 — Fiati: her verde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 23 Temmuz 1949
Sahibi! Necmeddin Sadak — Yaa işlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Akşam Matbaan
Amerika ile Avrupa arasında İktisadî pakt
Athntik paktının tamamlayıcısı olacak bir İktisadî pakt imzalanacağı söyleniyor
Yaz çalışma saatleri
Bakanlar Kurulu tarafından tesbit edildi
Ankara 23 (Akşam) — Bakanlar Kurulu bütün Turklyede l ağustostan itibaren başlamak üzere mesai saatlerini 8.30 - 12 ve 15 - 18 olarak tesbit etmiştir Keyfiyet alâkalılara bildirilmek üzeredir.
Başbakan bu sabah geldi
Şemseddin Günaltayın basına mühim beyanatı
Londra 22 'AA.) _ (AFP): Umumiyetle iyi haber alan Amerikan kaynaklarından öğrenildiğine göre, batı memleketleri başkentlerinde Atlantik paktının mütemenıiml olmak ürere bir İktisadi paktın akdi bahis mevzuu olmaktadır.
Bu hususta yapılan ilk görüşmelere göre bu mesele, gelecek eylülde Washington’da yapılacak mali görüşmelerin gündemine alınacaktır.
Atlantik paktını lnıza eden
memleketlerin merkezi teşkil edecekleri bir iktisadi bölgenin ihdası düşünülmektedir.
Bu İktisadî bölge içinde sanki hudutlar yokmuş gibi insanlar serbesçe seyahat edecekleri gibi dövizler ve emtialar serbesçe mübadel düecektlr.
Aynı kaynaktan bildirildiğine göre bu programın gerçekleşmesini kolaylaştırmak için müşterek bir paranın ihdası dahi düşünülmektedir. .
Gene İyi bir kaynaktan bil-
dirildiğine göre İngiltere Dışişleri Bakanı Bevln. böyle bir bölgenin İhdasına taraftar. Staf-ford Cripps ise muahlif bulunmaktadır.
Akdeniz paktı
Londra 22 (A.A.ı — (United Press! 1950 seçimlerinde kazandığı tkadlrde muhafazakâr parti, Amerika ve İngiltere tarafından desteklenen bir Akdeniz savunma paktı için ısrar edeceğini açıklamıştır.
Yeni tâyinler
Ulvi Yenal emekli
İstanbul idare âmirleri niçin değiştirildi — Kanunlara itaat lâzımdır — Sağlam demokrasi pürüzsüz seçim ile gerçek'eşe bilir — Seçim tasarısını inceleyecek heyet 5 eylülde toplanacak
Amerikan askeri yardım tasarısı pazartesiye kongreye veriliyor
Snyderin Ankara temastan
«İleride hayırlı neticeler çıkacağı muhakkaktır»
Başkan Trumanın tasarıda bazı tadilât
yapacağı söyleniyor
Başkan muavini Barkley tasarının bu devrede kabulü için her şeyin yapılacağını belirtti
Wushington 22 (A A.ı — (Afp> Başkan Truman’ın Atlantik paktını İmzalamış olanlar ve diğer bazı milletlere yapılacak olan askeri yardım programını tasdik etmesini Amerikan Kongresinden istiyecek olan başkanlık mesajı. Beyaz Saray'dan bildirildiğine göre ancak pazartesi günü gönderilecektir.
Bu mesaj, prensip itibariyle Trunıan tarafından bugiin Kongreye göndeliecektir, Fakat başkanın son dakikada bazı tadilât yapacağı söylenmektedir.
Beyaz Saray çevreleri, bu tâ dil âlın mahiyeti hakkında hiç bir tafsilât vermemektedirler.
Washlngton 22 (AA.) —
(Reutcr): Başkan Truman’ın önümüzdeki pazartesi günü Kongreye Atlantik paktını desteklemek üzere ecnebi memleketlere askeri yardım programı göndereceği bugün Beyaz Saray'dan bildirilmiştir.
Bu hususta demeçte bulunan Başkan vekili Alben Barkley, Kongrenin bu devresi içinde programın kabul edilmesi için mümkün olan her şeyin yapılacağını söylemiştir.
Beyaz Sarayda kabinenin bir toplantısına iştirak etmiş olan. Barkley, idarenin Kongrenin tatile başlamadan evvel silâh itası programının mali cihetinin temini için bir kanun projesi hazırlıyacagını ümit etliğim bildirmiştir
Bu hususta demeçte bulunan Barkley, silâhlanma programı hak kındaki müzakerelerin u-wn sûrnüyeceğl ümidinde bulunduğunu söylemiştir.
Gazetecilere beyanatta bulunan Başkan Truman’ın basın sekreter Charles Ross. Tru-
Başbakan Şemseddin Günal-tay. bu sabah kendisi İle konuşan bir arkadaşımızın, Amerika Maliye Bakanının Ankara temasları hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine şunları söylemiştir:
«— Amerika Maliye Bakanı Mlster Snyder Türk devlet a-danıları ile ve Maliye Bakanımızla görüşüp Amerikan uı mem leketimlze olan sevgi ve ilgisini belirtmiştir. Bu suretle Amerikanın bize olan sevgi ve bağlılığı bir defa daha teyld edilmiş bulunmaktadır. Görüşmelerden İleride hayırlı neticeler çıkacağı muhakkaktır.»
Atina 22 (AA.) — (Afp):
Birleşik Amerika Maliye Bakanı Snyder. saat 13,15 te Kahi-reden Atina hava meydanına gelmiştir. Meydanda Başbakan yardımcısı Tsaldarls. Birleşik Amerika Atina elçisi Henry Grady ve bir çok Amerikan ve Yunan şahsiyetleri tarafından karşılanmıştır.
Amerika Maliye Bakanı, pazar günü Amerlkaya müteveccihen hareket edecektir.
sandığı genel müdürü oldu
Ankara 23 t Akşam) — Gümrük ve Tekel Bakanlığı, İnceleme ve denetleme kurulu başkanı Ulvi Yenal Türkiye Cumhuriyeti Emekli sandığı genel müdürlüğüne tâyin edilmiş ve kararname yüksek tasdikten çıkmıştır.
Yusuf Ziya Eraln de Emekli sandığı idare meclisi başkanı olmuştur.
Ankara 23 (Akşam i— İçişleri Bakanlığı özlük «zat» İşleri müdürü Ali Seyfi Tüzümer. emekli sandığı idare meclisi üyeliğine, eski Samsun vail muavini Rüştiı Özel Çankırı vali muavinliğine. Ankara mektupçusu Cemal İnal mahallî idareler daire başkanlığına. Çankırı mektupçusu İzzet Öz mahalli İdareler şube müdürlüğüne, mahalli idareler genel müdür muavini İsmail Vehbi Bçrk İçişleri Bakanlığı teknik kurul müşavirliğine. Bursa idare kurulu üyesi Şemseddin Yazıcı Söğüt kaymakamlığına, Söğüt kaymakamı Rami Ata kan Bursa hukuk işleri müdürlüğüne, Bursa hukuk işleri müdürü Rifat Akpınar Tekirdağ hukuk işleri müdürlüğüne, Bolu mektupçusu Zeki İşık Çerkeş kaymakamlığına. Çerkeş kaymakamı Cemal Demir taş Bolu hukuk İşleri müdürlüğüne, Gaziantep vali muavini Sabri Sözer Afyon vali muavinliğine nakil ve tâyin edilmişlerdir.
Sivas Emniyet Müdürü
Ankara 23 (Akşam )— Emniyet genel müdürlüğünden Sabri Meriç Sivas Emniyet müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
Hükümetin kabadayıca atıp tutmalara kıymet uererek demokrasiyi yerleştirmek yolundan inhiraf edeceğini sananlar zamanla aldanmış olduklarım anhyacaklar
Başbakan Şemseddin Günal-Lay bir kaç gün dinlenmek ve bu arada Bursa ya kısa bir ziyaret yapmak üzere bu sabah ekspresle İstanbul'a gelmiştir. Başbakan Haydarpaşa garında karşılanmıştır.
Başbakan gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur:
İstanbul idare âmirlerinin değiştirilmesi sebebi
— İstanbuldakl idare âmirlerinin değişmesi siyasetinin türlü tefsirlere uğradığını duydum. Bunun tek şabfbl bazı valilerin emekliye ayrılmaları neticesinde boşalan yerleri doldurmak mecburiyetidir. B'-' mecburiyetle kabiliyetli ve enrejlk idareciler vazife ve mesuliyetlerini daha geniş sallılarda yüklenmek görevine davet edilmişlerdir. Bu azimli ve tecrübeli ar-


kadaşların salâhiyet ve mesuliyetlerini daha ziyade genişleten yeni İller kanununun icaplarını liyakatle yerine getireceklerine inanıyorum. Dirayetli, bilgili ve imanlı Türk çocuklarının kabiliyetlerini göstermeğe imkân hazırlamak, benim Devlet idaresinde takibini lüzumlu gördüğüm bir yoldur. Bu vasıftaki gneçierln yetişmelerine imkân hazırlamak en çok zevk duyduğum vatan hizmetlerinden biridir
Kabinede ihtilâf yok
Hükümetteki arkadaşlarımın İhtilâf halinde bulunduktan, benimle Başbakan yardımcısı, arasında samimiyetsizlik ve gö-
(Arkası sahife 2: sütun 6 da)
Başbakan Şemseddin Giîaltay
Türk - Yunan ticaret muahedesi
Yeni Türk - Yunan ticaret muahedesi Ankarada imzalanmıştır. Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi Faik Zihni Akdur yeni muahedeyi imzalarken görülüyor.

Ba>kan Trumanın muavini
Barkley
manın silâhlanma hakkındaki mesajını bugün her iki meclise göndermek niyetini taşıdığını, fakat bunu pazartesi gününe geri bıraktığını söylcmşitir.
Sanıldığına göre bahis mevzuu olan askeri yardan miktarı 1450.000 000 dolardır. Bunun 1 130 000,000 dolan Kuzey Atlantik paktında Birleşik Amerika'nın yardımcılarına tahsis c-dilecektir.
Charles Ross. Başkan Tru-man'ın mesajının hazır olduğunu söylemiştir. Bu kanun projesinin Türkiye. Yunanistan, Corea ve belki de İran'a askeri yardımın devamını müs-teizem kıldığı sanılmaktadır.
Bevin Paris’e gidiyor
Londra 22 _ m. Bevln iki haftalık tatil devresini geçirmek üzere pazartesi günü Paris’e gidecektir.
Pamuklar içinde hanım sultan,,.

GİZLİ POLİS
(Mr Ashen'den)
Yazan: Somerset Maugham
Tercüme eden: Vâ - Nü
Bu emsalsiz edibin heyecanlı romanı, yakında AKŞAM ) sütunlarında çıkacaktır.
L—-----------, . ,_____________ _________
Rüzgâr esmeye görsiin... Yağmur çiselemeye görsün... Güneş açmıya görsün.. Vapur geçmiye görsün. . İfandan çarklı iskeleye yanaşmı-ya görsün... İlli...
İşlerimiz alt üst oluyor!
Yine evvelki gece biraz rüzgâr esti; İstanbul şehrinin karanlıkta kalmasının sebebi mutlaka budur. Çünkü biraz vagmur yağıyor; bir de okuyoruz, ortalığı sel götürmüş! Biraz güneş açıyor. bir de okuyoruz, kuraklık bütün mahsulü kavurmuş! Boğazdan bir vapur geçiyor, telefon tellerini yalayıp süpürmüş. Kar yağıyor, Şimal memleketlerinden getirilmiş lokomotifler yollarda tıkanıp kalıyor. Bu da ilh...
Eskiden hatlım sultanları pamuğa sarıp köşeye oturturlarmış. Meltemler ve ci-sintiler, nazik iktisadi bünyemizi zedelemesin diye acep biz de öyle mi idelim »
Terbiye kongresi dün toplandı
KURT İNSAN!
Profesör Ziyaeddin Fındıkoölu, nutkunda kongrenin maksat ve gayelerini anlattı
Terbiye kongresine iştirak eden öğretmenimden bir grup
İstanbul Muallimler Birliği tarafından tertip edilen terbiye kongresi dün saat 14 30 da Üniversite konferans salonunda a-çılm ıştır.
Kısa bir söylevle kongreyi a-ç&n Birlik başkanı profesör Zl* yaeddln Fındıkoğlu toplantının gayesini açıklamış ve bunun bir kongreden ziyade yakında toplanacak olan Milli Eğitim şûrasından OVvel, milli eğitim me-
seleleri hakkında meşlek ve halk efkârının dikkatini çekmek ve şûraya hizmet etmek için bir fikir teatisi teşkil ettiğini bildir -iniştir.
Bundan sonra, ilk, orta ve yüksek tahsili ilgilendiren raporlar sahipleri tarafından okunmuştur.
Kongreye bugün de devam e-dllec ektir.
Ay ışığında köpek gibi uluyan ve toprağı eşeleyen bir genç yakalandı
Roma 23 (Nafen) — İtalyan başkentinin halk bahçelerinden bazılarında geceleri köpek u-ğultulan işitilmiş ve bunun ü-zerlne bekçiler bu uğultuların nereden geldiğini araştırmaya başlamışlardır. Köpek uğultusunu pek andırmayan bu uğultuların nereden geldiğini araştıran bekçiler nihayet acayip kılıklı bir genel suç üstü yakalamaya muvaffak olmuşlardır. Bir gece gayet ustalıklı bir şekilde takip edilen bu genç ulurken işitilmiş ve görülmüş ve nihayet tevkif edilmiştir. Polisler bu genci bahçelerden birinde
hem toprağı kazarken ve hem de ulurken yakalamışlardır.
Hastaneye kaldırılan bu genç gece ay ışığında hafızasını kaybettiğini ve o zamandan beri neler yaptığının farkında olmadığını söylemiştir. Doktorlar ayın hafıza üzerindeki tesirine inananııyacaklarmt söylemişler ve bunun bir akıl hastası olduğunu İlâve etmişlerdir. Muhabirler bu münasebetle «Kurt insan» 1 ardan bahsetmekte ve bunların ay ışığında hafızalarım kaybederek kurt veya köpekler gibi hareket ettiklerini hatırlatmaktadırlar .
1 Yazısı 2 nci sahifemizde 1
SnVılfe J
AKSAM
23 Temmuz 1949
Hafta Sonu Notları ı
E—Fıl—ılHM i:.
ŞEVKET
RADO
Pilâvımız lapa oluyor
En esaslı kusurlarımızdan biri geçnışitckl tecrübelerden ders sim ay işimizdir sanıyorum. Bu fikri geçenlerde birkaç misalle anlatmaya çalışmıştım: Memlekette kıtlık işaretleri baş gösterince sanki ilk defa kıtlığa maruz kalmışız, eskiden böyle bir hâdise hiç başımızdan geçmemiş gibi hemen, ayaküstü bir takım tedbirler düşünerek yürürlüğe koyuyoruz. Geçmişteki kıtlıklarda ne yapılmış, o zaman alınan tedbirler nc dereceye kadar müessir olmuş, hangileri sakat neticeler vermiş, hangileri iyi İşlemiş araştırmıyoruz. Onun için ömrümüz tecrübeleri, daima aynı bozuk neticelerle karşılaşmak mukaddermiş gibi tekrarlayıp duı inakla geçiyor.
Daha açık bir misalle söy-Myeyim: Senelerdir zaman zaman pilâvı pişirdiğimiz halde pilâvımız daima lâpa oluyor. Geçen sefer suyunu fazla kaçırmışsak bu sefer suyu biraz kısmayı akıl etmiyoruz, Geçen seferki tecrübeye dayanarak tencerenin ateşte durma zamanını azaltmayı veya ateşi kısmayı tecrübe etmiyoruz. Kısaca bir »man nilâv pişirdiğimizi tamamen unutuyoruz. Onun için her seferinde, ömründe ilk defa pilâv pişirmek zorunda kalmış adamın acemiliği içinde bucalayıp durmaktayız.
Çeşni aranıyor
Bunları boşuna tekrarlamıyorum. Gene pilâv pişirmek zorunda kaldık, gene lapa yapıyoruz da onun İçin üzülüyorum.
Harb içinde birkaç defa olduğu gibi bu sene de buğday sıkıntısına düştük. Havalar fena gitti, mahsul noksan çıktı. Aç kalmamak için buğdayı idareli kullanmak lâzım. çaresi?
Çaresi, büyük şehirlerde ekmeği düşük randımanlı unla pişirmek. Ekmeklik unun
içine bir miktar kepek ve çavdar karıştırmak.
Sanki böyle bir hâdise ilk defa başımıza gelmiş gibi aldı bizi bir telâş. Derhal ekmek çeşnisi tecrübelerine giriştik, Bu tecrübeler günlerce sürdü. Yeni ekmeğin nasıl olacağı bir türlü kesti-rllemedl, Halbuki harb İçinde yalnız İstanbuida belki on defa, hattâ belki yirmi defa çeşitli unlardan çeşitli ekmek çeşnileri tutulmuştur. O zamanki tecrübelerin neticeleri hafızalardan silinmiş, hiç biri de kâğıda, deftere, kitaba geçmemiş olacak ki yeni çeşni, muamma halleder gibi zar zor bulundu. Heyhat o da İki fırında blrl-birini tutmıyan bir çeşnidir.

Yine karaborsa
Hafızasızlığımız bu kadarla kalmıyor. Hani harb içinde bir kaç defa kara ekmek çıkarmıştık da karaborsa beyr.z unla dolmuştu. Arkalarında çuvallar taşıyan adamlar evlerin kapılarını çalıp «francala ister misiniz?» diye sormuşlar, halk pahalı tarafından yine beyaz un yemegz devam etmiş, buğday tasarrufu karan boşa gitmişti.
Hayır, bunları hiç hatırlamıyoruz. Yine kara ekmek başladı. Yine sabahlan arkalarında çuvallar taşıyan a-damlar kapıları çahp evler3 francala taşıyorlar. Yine isti-yen karaborsa flitine bembeyaz undan ekmek yiyor. Memleketin hayrına alınan buğday tasarrufu karan yine yalnız karaborsacıların işine yaradı.
Hiç olmazsa bu sefer kara ekmek çıkarırlarken harb senelerindeki tecrübeler göz ö-nünde tutulmalı, kara etnıck karan ile beraber karaborsaya mâni olacak tedbirler de beraber İlân edilmeli değilmlydi? Hayır, işin o tarafı geçen defa, ondan evvelki defa ve daha evvelki defa olduğu gibi düşünülmemiştir. Tarllı içinde belki yüzüncü defi olarak kıtlık zamanında buğdayı i-ılareli kullanmak hünerini öğren em ediğimizi Lsbat ediyoruz.
Şevket RADO
muhakemesi
Mahkeme, dört şahit dinledi, duruşma 18 ağustosa bırakıldı
Ek’vıek
çeşnisi
İthal edilecek buğdaya göre değiştirilecek
f aşbakan bu sabah geldi
radyo Mimzamı
Şehrimize gelen 22 kişilik heyet Ankara’ya gitti
Pazartesi günü Ankarada ya*, pılacak otan radyo münazarasını tertip ve İdare etmek üzere şehrimize gelen 22 kişilik «Torcu Meetlng» heyeti dün saat 16 da uçakla Ankaraya gitmiştir.
Misafirler dün şehrin tarihi yerlerini gezdikten sonra Park otelde gazetecileri kabul ederek seyahatlerinin gaye ve mahiyeti hakkında izahat vermişlerdir.
Heyette muhtelif mesleklere ve cemiyetlere mensup bir çok temsilciler ve iş adamları vardır.
Radyo münazarası pazartesi günü saat 2o do Ankarada Dil. Tarih ve Coğrafya fakültesi konferans salonunda yapılacaktır, Bu münazarada meml’ ketimizi temsilen konuşacak o-lan hatipler Ahmet Emin Yalman ve Prof. Kâzım Atıf Kuyu-caktır. Amerikalı hatipler de Avrupa iktisadi işbirliği heyetinin Türkiye temsilcisi Russel Dorr ile Amerikan koleji müdürü Floyd Black'dır.
Münazaranın mevzuu «Doğu İle batı arasında TuıklyenLn rolü ne olmalıdır?» dır. Hatiplerin konuşmalarından sonra salonda bulunan Türk ve Ameri eti dinleyiciler hatiplere muh telif sualler soracaklar ve bunlar cevaplandırılacaktır. Biitiın bu müzakereler «Torcn Mee-tîng» müdürü George Denny i ararından İdare edilecektir. Müzakereler bütün teferrua l.ıyle İnsizce olarak plâğa ahlan sonra derhal Amerikaya yollanacak ve 205 radyo merkezi taralından yayınlanacaktır.
Misafirlere Ankaranın tanıtılması ve Ankarada kaldıkları müddet 2arfmda memleketimiz hakkında bilgi edinmesi için muhtelif mesleklere mensup kimselerle temas etmelerini te-
mln eden geniş bir program hazırlanmıştır.
Amerikan heyeti Ankara Belediye reisine bir albüm verecek
Ankara 22 CA_A.) — «Radyo ile şehir toplantıları» teşkilâtı başkam George V. Denny ve arkadaşları yarın sabah saat 10 da belediye başkanı Dr. Ra-gıp Tüzün'ü ziyaret edecekler ve üzerinde şu sözier yazılı bulunan bir albümü kendisine hediye edeceklerdir:
«Amerikan radyo ile şehir toplantılar teşkilâtı, Ankara belediye başkanı sayın Dr. Ragıp Tüzün'e ve onun vasıtasiyle tanınmış şehirlerin halkına, teşkilâtın 15 inci yılı münasebetiyle hazırlandığı bu dünya turundan istifade ederek bütün Amerikan dinleyicilerinin iyi dileklerini ve dostluk temennilerini sunmakla şeref ve sevinç duyar.
Üyelerinin yekûnu 31 milyondan fazla olan çeşitli Amerikan teşekküllerini temsil eden heyetimiz, size ve halkımız adına halikınıza selâmlarını sunar ,bu albümde Amerikanın her köşesinde bulunan binlerce Amerikalının İsimleri yazılıdır, çünkü fert hürriyetinin ve refahın taşıdığı mânanın anlaşılmasında dünya ölçüsünde bir tekâmülü hedef tutan bu projenin, tatbiki albümde İsimleri yazılı olan vatandaşı arımızın küçük yardım-larlyle sağlanmıştır.»
Otobüs kazası
Bursa 22 (A.A.) — Bugün İzmir. Bursa arasında işleyen o-tobûslerden biri Mustafakemalpaşa. Bursa ararında devrilmiş ve yolculardan 4 ii ağır yaralanmıştır.
Kırklareli 22 — Sabahaddin Aliyi öldürmekten sanık Ali Erteklnln duruşmasına bugün ağırceza mahkemesinde devam I edildi. Duruşmaya sabah saat Emanet dairesinde bulunan el-9 da başlandı. İlk olarak celpnamelere verilen cevaplar o-kundu. Asaf Halet Çelebi savcılığa gönderdiği bir İstidada mutlak olarak dinlenmesi isteniyorsa harcırah gönderilmesini talep ediyordu. Şoför Salimin de bulunamadığı anlaşıldı.
Bundan sonra 2 nel süvari tümeni mahkemesi tarafından Ali Erte kin hakkında verilen bir karar okundu. Buda Ali Erte-klnin erbaşken iki mavzer ve bir filintayı çalmaktan 4 ay 21 gün hapse mahkûm olduğu ve ordudan tardedlldıgl belirtiliyordu.
Yüzbaşı Şükrü Polatm şahitliği
Bundan sonra şahitlerin dinlenmelerine başlandı, tik olarak Ali Erteklnln İkinci bölükte erbaş bulunduğu zamanki komutanı yüzbaşı Şükrü dinlendi.
Yüzbaşı Şükrü Poiat, sinde sanığın karakteri kında şunları söyledi;
— Sakin ve sessiz bir adamdır. Az konuşur. Fakat şayanı hayret bir İnadı vardır. Dediği günden bir gün sonra geldi, diye karisiyle tam bir buçuk ay konuşmamış, dilsiz gibi eve girip çıkmış. Karisi onun bu müthiş İnadını bana ağhyarak anlatmıştı.
— Paraya karşı za’fı var mıdır? î|.
— Bu hususta bir şey söyle-miyeceğim... Olan vakalara bakarak bir hüküm vermek icap eder.
Yüzbaşı şükrü Polatın ilk tahkikat sırasındaki ifadesi o-kundu. Bu ifadelerinde Poiat, Ali Erteklnln, hain ve zalim bir ruh taşıdığını, karışma ve çocuğuna şiddet gösterdiğini, müfrit hislerini gizliyemcdiğini. daima açığa vurduğunu söylüyor onun için «hllekâr ve dessastır, kötülükten, çekinmezi diyordu.
Mehmet Ali Cimco-zun anlattıkları
Bundan sonra dinlenen avu-1 kat Mehmet Ali Cimcoz, Saba-1 haddln Aliyi 6-7 sene evvel I Fikret adında bir ahbabının evinde tanıdığını, yazılarından dolayı kenslnl takdir ettiği için konuşmağa başladığını söylemiş, mahkeme başk anının «Saba-haddün Ali, Marko Paşayı çıkarırken nerede otururdu?» sualine de:
«— Gazetesi büyük bir sürüm temin ettiğinden Tokatliyancla İstnabııl üniversitesi ve Turing Palasla otururdu.« cevabını verdi,.
Sabahaddln Alinin, gazetesinin son kapanışından sonra müşkül duruma düştüğünü anlatan Mehmet Ali Cimcoz şunları söyledi:
(— Çok müşkül durumda İdi.
Ankaradaki karısına yardım ı- ---------
demediğinden dolayı da muz-' yolcu akını başlamıştır. Uçuk-tariptl. Aşmalı mescitteki ^a-4an motorlu trene kadar her, zete İdarehanesinin bodrum ka- türlü nakil vasıtaları günlerce, tında yatıp kalkmağa başla- evvel tutulmuş vaziyette oldu-. mıştı. Bu sırada kendisini bul- Ûundan yer bulmak çok giiç-j dum ve bize misafir olmaîsnı leşmiştlr. Bit vaziyet karşısmd.ı söyledim. Geldi ve bu misafirliği 948 martının sonlarına kadar devam etti.»
Mehmet Ali Cimcoz, Sabahaddln Aliye bir iş bulmak lâzım geldiğini ve Melek adında birine ait olup refikası Adaletin üzerine kayıtlı kamyona ayyen bir ücretle nezaret mek vazifesi verildiğini ve ka yük taşıdığını anlattı.
— Son Trakya seyahatine çıkarken Sabahallln Alinin üzerinde ne vardı?
— O, sabah evden çok erken saatlerde ayrılıyordu. Üzerinde aynı elbise, başında küçük şapka. elinde şişkin bir çanla ve bir paket vardı.
— Sizde misafir kaldığı zamanlar başkalariyle de görüşür muydu, diğer arkadaşları yok muydu?...
— Kuzeni Mehmet Ali Aybar-
la konuşurdu.
Sabahaddln Alinin bu Trakya seyahatinden dönmediğin! aöyliyen şahide, şında ne kadar parası olduğu grupu gelecektir.
ısoruldu, 200 - 300 lira kadar parası olduğu cevabını verdi.
! Şahide bundan sonra Saba-haddln Aliye ait olup Adliye
Fol al
ifade-hak-
blseler. çamaşırlar gö&teridi. A-vukat Mehmet Ali Cimcoz, Sa-bahaddin Aliye ait bu metrû-kâtı üzüntülü nazarlarla süzdükten sonra, onların maktule ait bulunduklarını .söyledi.
Daha sonra avukat Mehmet Ali Clmcozun eşi Adalet Cinı-coz dinlendi. O da Sabahaddln Ali hakkında kocasının söylediklerine yakın bazı malûmat verdi.
Bedri Rahmi’nin şahadeti
Bundan sonra dinlenen ressam Bedri Rahmi, Sabahaddln Alinin, yanında Asaf Hâlet Çelebi de olduğu halde, açtığı resim sergisine geldiğini söyledi.
— Ne zaman gelmişti?
— 22 martta,.,
— Sabahaddin Alinin mali durumu hakkında bilginiz var mı?
— Kendisiyle fazla samimiyetim olmadığı için Dilmiyorum; Marko Façayı çıkardığı zaman çok para kazanıyordu.
Diğer şahitlerden berber Haşan Turalın ve çoban şükrünün gelmedikleri görüldü. Savcı Hayreddin Ayışık söz aidi; bu şahitlerin İhzarın celplerini, diğerlerinin istinabe yoliyle dinlenmelerini talep etti.
KIrklareli ağırceza mahkemesi, kısa bir müzakereyi müteakip kararını bildirdi. *Bu kararda Ahmet Çatalcalı. Süleyman Yanbolu ve Asaf Halet Çelebinin istinabe ile ifadelerinin alınması, berber Haşan Tu-ral'la çoban Şükrünün İhzaren mahkemeye celpleri ve yazılan talimatların tekidi bildiriliyordu.
Duruşma bu sebeple 18 ağustosa talik edilmiştir.
Filomuz Kıbrıs’a gitmıyecek
Ahkara 23 (Akşam) — Türk deniz kuvvetlerinden bir fllo-m uzun-.Kıbrıs limanîannı ziyaret edeceği hakkmdaki haberler teeyyüt etmemiştir. Hâlen1 İzmirden hareket etmiş olan | donanmamız bugünlerde An-taiyaya, oradan da İskenderuııa 'gidecek ve aynı yoldan üssüne dönecektir.
İnönii, üniversite
Öğrencilerini kpbul etti
Ankara 22 «A.A > — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bugün
I
mu-et-şar-
fakültesi son sınıf öğrencilerinden 25 kişilik bir grupu kabul buyurmuşlardır.
Bugün şehrimize Kelen Başbakan şemsetldin Oııralcay, Haydarpaşadf. kendisi ile konuşan gazetecilerin, bugünkü ekmek çeşnisinin iyiye doğııı değiştirilip değişlirilmlyecefd hak-kındakl suallerine şu cevabı vermiştir;
•— Ekmek çeşnisinde yapılan bugünkü değişiliğin, İthal edeceğimiz mallara göre tebdili için yeni bir karar alınabilir.»
Kaatil iki
kız kardeş
Muzaffer ile Bahire Necatiyi bıçakla öldürmüşler
Dün akşam Beyoğlunda Yenl-çarşıda oturan İki kadın bir cinayet İşlemişler ve bir erkeği müştereken öldürmüşlerdir. Bu kanlı vaka şöyle olmuştur:
Markada Selanik caddesinde 4 numarada sebzecilik eden Necati Aktepe İsminde bir genç, Yeniçnrşıda Tosbağı sokağında 19 numarada oturan Muzaffer Karayel isminde bir kadınla tanışmaktadır.
Dün akşam. Necati tekrar Tosbağı sokağındaki eve giderek bir kıskançlık kavgasına başlamış İleri geri hareketlerde bulununca Muzaffer kendisini müdafaaya kalkışmış, kız kardeşi Bahire de İşe müdahale etmiştir. İki kız kardeş ellerine geçirdikleri bıçaklarla Necatiye afalmışlar ve bir kaç yerinden vurmuşlardır.
Zabıta memurları, yaralı Ne-catiyl Beyoğlu hastanesine kaldırmışlarsa da bir müddet sonra ölmüştür.
İki kız kardeş yakalanmışlardır. Tahkikata nöbetçi savcı Zühtii Tarhan cl koymuştur.
Kepek ihracı
Ticaret Bakanlığının emrile durduruldu
Ankara 22 (A.A.) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından bil-rilmiştir:
1 — 1948 tanm yılı ekim vc istihsal için uygun gitmemiş bulunduğundan .memleket hayvan yeniliği İhtiyacı İçin göz önünde tutularak, kepek ihracatı 22/7/1949 tarihinden itibaren durdurulmuş ve mezkûr madde, 326 sayılı sirkülerdeki (11 sayılı listeden çıkarılmıştır.
2 — 326 .sayılı sirkülerin 13
’İ I üncü maddesinin ikinci fıkrası
■e y 4i EereĞince yürürlükle bulunun
•Bas tarafı 1 inci sahltedc) rüş farkları bulunduğu yolunda vakit vakit uçurulan haberlerin onları yayanların arzularını i-I İadeden başka hakikatle plâkaları yoktur Hepsi kasten uydurulmuş şeylerdir. Hükümetin iç siyasetteki durumu vazife aldığım zaman belirttiğim IsLIkameltep ayalmiş değildir. . Türk milleti demokratik hayatın uzun huzur ve sükûn içinde gelişmesini istemektedir. Demokrasimizin muvazeneli ve sağlam temeller üzerine kurul-1 ması ancak bu suretle tahakkuk edebilir.
Kanunlara itaat lâzım
Kanuni bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti kendisine Türk mil Jetinin bu iradesini kanuni yollarla tahakkuk ettirmekle mükellef bilmekte ve bu yolda çalışmaktadır. Büyük Millet Meclisinin çıkardığı kanunlara her vatandaşın kayıtsız şartsız inkiyad etmesi lâzımdır. Bunların anayasaya uygun olup olmadığını takdir etmek münhasıran Büyük Millet Meclisine aittir. Bûtiin vatandaşların bunu böylece bilıinele-' rj lâzımdır. Kanunlara itaatsizlik edecek veya kn unları ken-j di anlyışlarına göre tefsire yeltenecek mütecasirler kendilerini kânunun pençesinden sıyıramı-yacakiannı bilmelidirler. Kanunların tatbiki ila mükellef bulunan yüksek anlayışlı hâkimlerimizin, memelketin huzur ve Sükûnunu korumak mesuliyetinin kendilerine alt olduğunu ve sağlam bir demokrasinin kurulabilmesinin ancak onların, kanunların tatblkında gösterecekleri dirayete bağlı bulunduğunu takdir etmekte olduklarına milletçe İnanmalıyız.
Sağlam demokrasi pürüzsüz seçim ile olur
Sağlam demokrasinin pürüzsüz bir seçim ile tahakkuk ede- 1 ceğine inanmış bulunuyoruz. Bu ; inancın tahakkuku İçin her I. tedbir alınacaktır. Bu yolda ilk ' merhale İlim ve tecrübenin rehberliği İle vatandaşlara! kalbinde hiç bir şüpheye yer vernıiı-yecek bir seçim kanunu hazır- 1 lamaktL Bu mâhiyelte bir ka- ı nun tasarısı hazırlanmıştır.
Bu tasanda tatbikatın da tam ı bir emniyet dahilinde cereyan 1 etmesini temin edecek esaslar . derpiş edilmiştir. Bu seçim kanununun bütün milletin müşterek emelini tahakkuk ettirecek inilti bir kanun olması lüzumuna I inandığımızdan mütehassıs he- ; yetin hazırladığı tasan projesi ( bir defa da memleketin en yüksek nriiesseselerinin seçtikleri t kıymetli ve bilgin şahsiyetlerin ı tetkiklerine arzedeceğim. Bu ı yüksek heyet eylülün beşinde Ankarada İçtimaa davet edilecektir. Bu tasan projesi heyetin 1 tetkikinden geçtikten sonra Bü- (
yük Meclise sunulacaktır. Bu ra-asırda seçim sandığının tam ve kati maunlyoUnln temini Kanunların tatbiki ile vazıtefi hâkimlere ve onların tâyin inecekleri görevlilere alt buı ıhmaktadır. Banların hanende particilerin sandık masun'.vr-Tjnl temin iddiası İle fiili bir müdahale salâhiyetleri yoktur S/.-ie bir harekette bulunacakla: kanuna ve o kanunu tatbike ne* mur hâkime ve onun görev'-în-dU’dlği vazifelilere niüd’Jıele etmiş olacaklarından Jpnupçn tâyin ettiği cezalarla Jcaişj'.ufa.-caklardır. İç durumda hıktır* suzliık olduğu yolundaki ld-l( ı-lar bunu isteyenlerin vahl-mc-sinden İbarettir.
Bazı mağşuş İnsanlar arasında böyle bir durum raha- s’il etmesini isteyecekler belki bulunabilir. Fakat şuurlu ve akli selim sahibi bütün vatandaşların yurdda huzur ve sükûn !sb-J:lr-lerine göre mağşuş kafalıların bu arzularının memlekette ;,vı-sait bir inkişaf zemini bulma.,ına ihtimal yoktur. Milletin bu iradesine dayanan hûkûmef. memlekette kanunun ve akıl ve mantığın hâkimiyetini temim yolunda-'gereken azmi göstereceğine vatandaşlar emin olaoi-lirler. Karşı parti liderlerinin de kanun ve akıl ve mantık dışında yürümek isteyenlere kirşi müsamahalı davrantnryacak'.a-nnt ümit etmekteyim. Hükümetin kabadayıca »tıp tutmalara hiç bir kıymet vererek demokrasiyi yerleştirmek için takip eLmckte olduğa yoldan İnhiraf edeceğini sananlar zamanla aldanmış olduklarını anlayacaklardır.
Kanundan ayrılanlar olursa
BORSA
Yolumuza devam ederken kanundan aynlanlar olursa, kanunun amansız pençesi onları tedip eder; biz de yolumuza devam ederiz ve dalma İlerleriz. Bu yolda bizimle sarilimi ve ahenkli yürüyecekler, fikri ayrılıklara rağmen bizden ancak vatandaşlık sevgisi ile mukııoe-le görürler. Buna isnat edilen bir masal duydum. Gdyâ ben; bir toplantıda seçimleri ima ederek «Düğme elimdedir» demişim. Bu lamamiyle uyıluıuıa bir isnattır. Bugünlerde 1 her nedense hükümetteki arkadaşlarınla da ağızlarından çıkmı-yan sözler isnat 'edilmektedir. Ağır başlı tanıdığım ve sevdiğim birkaç başyazarın benim, ağzıma hîç yakışmıyan bir susu, benden sormağa lüzum görmeksizin, bir hakikat gibi telâkki etmiş olmaları beni üzdti. Biz bu memlekette demokrasiyi ancak karşılıklı samimiyet ve mütekabil inanç He yerleştirebiliriz. Hükümetin bu içten gayretlerine karşı kanunsuzluğu tesblt ve vatandaşlar arasına husumet sokmak şeklinde tecelli edecek cereyanları 'önlemek hususunda basınımızdan da kendisine düşen memleket vazifesini beklemek tabiidir ?
23/7,’IHI ttailert
Ankaradan tstanbula yolcu akım
Ankara 22 — Bayram münasebetiyle Aııkaradan tstanbula
Devlet Demiryolları yarından (bugünden) itibaren ekspreslere ilâve vagonlar koyacaktır.
Bir Amerikan hava heyeti geldi
Amerika hava kuvvetleri nakliye birliğinden İS kişilik bir grup, dün saat 19 da dört motorlu askeri olr uçakla şehrimize gelmiştir
Nakliye birliği komutanı Lau-rence S. Kutter'lh başkanlığındaki heyette dört general. - üç albay, bir yarbay, bir bin baş; ile bir yüzbaşı V3 uçak mürettebatı vardır.
Heyet bugün Suudî Arabls’a-na müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır.
gereğince yürürlükte bulunup 22/7/1949 tarihine kadar kısmen kullanılmış lisanslar 45 gün için yenilenecektir.
Kati satışı yapıldığı halde henüz lisansı alınmamış olan partilere ait satışların 22/7/lfHÛ tarihinden önce yapıldığı İlgili firmalarca 9 ağustos 1949 günü akşamına kadar bağlı bulun-1 d tıkları Ticaret Od alan nezd inde tevsik edilecek ve miktar, kıymet ile hangi memlekete lh-[raç edileceğini ayrı ayrı gösteren cetveller Ticaret ve Sanayi odalarınca tan2İm edilerek 10 ağustos 949 tarihinde Bakanlığa gönderilmek üzere postalanacaktır.
3 — 9 ağustos 1949 tarihinden sonra vaki olacak müracaatlar odalarca nazarı itibara alınını-yaeuktır.
Fransadan bir öğrenci grupu geliyor Şehrimizdeki tarihi müzeler!
1 güzdeki
evden ayrılı- Fransadan şehrimize bir öğren-
anıt ve gezmek üzere önü-hafta sonlarında
Ç E E ₺ E ■
Londra 1 Sterlin
Ne» York 100 Dolar
Paru. 100 Fransız f. Cenevre 100 İSvifre f Amesterdara 1W Florin BrOksel I*» Belçika r. Prag KXl Çekoslovak Kr.
Slokholm !ü0 İsveç Kr Lizbon 100 Eskude»
Beşiktaşlı boksörler Ankara’da
Ankara 22 (A.A.) — Beşiktaşlı boksörlerden müteşekkil [bir kafile, bugün 15,42 de trenle şehrimize gelmiştir.
, Beşiktaşlı boksörler, cumartesi ve pazar günleri saat 21 de 19 Mayıs stadyomunda Demlr-spor kulübü boksörleri ile kar-laşacaklardır. Kafile şu boksörlerden müteşekkildir:
51 Hüseyin Bakara, 54 K. İhsan Gerar, 54 K. Alpotsarar, 58 K. Turhan Arsar. 62 K. Ad-. nan Seyhan, 67 K. Arif Giinlzi, , 73 K. Ayhan Eryılmaz, 89 K. . Hamlt Kingütmez ve antrenör I Mehmet Cenker.
Aynı trenle çalışma Bakam Reşat Şemseddin Birer de şehrimize gelmiştir.
Kapana
11.3856 MO.—
101HH ®,Tra>
İ0KMM t3887
5.» 7788S»
ESHAM VE TAHVttAT % i FAİZLZİ TAHVÜAEB Slvaa ■ Erzurum 1
Siv.- . Eraurunj 2-7 liHl Demiryolu 1 1941 Demiryolu □ İMİ Demiryolu d MIHI Müdafaa Milli Müdafaa U Milli MUdataa 03 MlU Mudnfaa IV
% I FAİZLİ rAHVİLLEB
Kalkınma 1 Kalkınma H Kalkınma m IH« İstikrazı 1 949 istikram □ 1941 Demiryolu VI
% 0 FAİZLİ TAHVtLLEH
1933 Krsanl 1938 bcTnrnlveU Milli Müdafaa Ol Demiryolu IV Demlrvolu V
AHAOOLD OEMİRVOLO GBUPU Tahviller 1-2 »O-—
Hisse «enctleri -5 60 83.—
Mümessil «enet B7-—.
MM W 35 20.40
19. as
Z0.W
19.90
20.05
20 —
Ampul fabrikası temeli atıldı
Topkapıda yapılacak olan ampul fabrikasının temeli atılmıştır. Bu münasebetle mahallinde, vali ve belediye başkanı Lûtfi Kırdar'ın da hazır bulunduğu bir tören yapılmıştır. Ampul fabrikası tş bankaslyle Koç ve General Elektrik müessesele-rl tarafından müştereken yapılmaktadır.
23-201» 10.90.
9Î.M
M.—
ŞİRKET HİSSELEHİ
Merkea Bankası is Bankası T Tlssfet 0an«a»> Arslan Çimento 120.— 24.50 810 1650
SARRAFLARI» ALTIN
Gulden Türk Urun SI et htt Saııalaı 39.05 5.183
Gecekondularda sağlık kontrolü ş id de tl endir iliyor
Sağlık müdürlüğü havaiarpı, ısınmasını gözönünde tutarak bulaşık hastalıklara meydan verilmemesi İçin şehrin muhtelif semtlerindeki gecekonduların İlaçlanmasına ve buralardaki şatlık kontrolünün arttırılmasına karar vermşlllr.
Cenaze
Eşim ve babamız
SUPHİ BEREKET
21.7.494 perşembe günü HuIçku> rahmetine kavuşmuştur. Halaydaki aile kabristanlığına defnedilmek üzere 24 7.949 pazar günü saat 10 da hareket eden lıenle nakledilecektir
•fişi vç çocuklun

23 Temmuz 1949
AKSAM
Sah i fe 3

«AKŞAM?]
Suviyede} Fransada ve bizde turistlere
gösterilen kolaylık ve güçlükler
Suriyede değil; yalnız küçücük Lübnanda otuza yalcın büyük ve fevkalâde konforlu otel yapılmış. Iraktan, Mısırdan ve Öbiir komşu memleketlerden yazlıkçı bekliyorlar. Bıı otellerin pek çoğu. bizim Park otel, Çelik palas, Yalova Termal oteli ay:-nidadır.
Henüz dağ mevsimi açılmadan Lübnana 1000 yazlıkçı gelmişti. Son vapurlardan birinde iki yüz küsur daha çıkmıştı. Her biri, bir yaz üc bin lira harcasa — ki, pahalılığa nazaran daha ziyade harcaması lâzımdır — senede Lîibnnncığa iiç milyon (bizim naramızla dört miiro.n) lira giriyor demektir. Halbuki, bahsettiğim bin kiis-,r rakamı, şimdiye kadar iki üç misline çıkmış bulunmalı; Lübnan tatmin e-dilsin. Ve Lübnan, bir çok Mısırlıların ımumî haıb sırasında plâilara alıştığından; artık dağ istemediğinden üzüntüdedir. Onun için, her türlü hizmette, bilhassa pasanort ve gümrük meselelerinde elinden her gelen kolaylığı gösteriyor: Bizim işimizi. — huduttan hududa her geçişimizde — güler yüzle ve bir iki sualle hallettiler. O saralarda ise, memleket
— i damlı ve musademeli — yarı ihtilâl ve idarei örfiye havası içindeydi, O hava ile turistin yılmaması için büyük itina gösteriliyordu.
*
Gelelim Fransaya...
Evet, gelelim Fransaya... Avrupa memleketlerinin ekserisinde pasaport ve gümrük muamelesinin pek kolay olduğu, seyahatten yeni dönmüş arkadaşlarımız tarafından haber veriliyor. Misali Fransadan alıyoruz. Gümrük orada da baş belâsı değildir. Pasaport muamelesi ise, turistin konakladığı o-tel veya pansiyonun adamları tarafından, seyyaha muş kîilât çıkarılmaksızın, hattâ sezdirilmeksizın bir kâğıt doldurularak yapılıyor. Turist, Fransanın neresine isterse kolayca gidebiliyor—

Bir de> bize gelelim...
Biliyormuydunuz ki, İs-taııbıılda bütün pasaport ve ikamet tezkeresi muamelelerini yaptırtan bir ecnebi seyyah, şayet Adaya bîr iki gece kalmağa gitse, orada da bizzat karakollarda dolaşıp muamele takibine mecburdu.
— Artık bunu kaldırdık!
— diye, resmi makamlarımız iftihar etmektedirler.
Halbuki şimdi de,, aynı ecnebi, yine İstanbul vilâyetine dahil Yalovaya gitse, aynı resmî müşkülâtla karşıla-uyc-r. Seyahati zehir oluyor. Yalaya ki. birinci sınıf bir su ve eğlence şehrimizdir.
Bütün bu muameleleri, son derece basitleştirmeğe seyyahları ürkütmemeğc. kendi ayağiyle gelen bu döviz membaı nimetleri kaçırmamağa mecburuz. Fransa-daki numuneyi biz de aynen taklit ederek, bir ecnebi seyyahın, en kolay usullerle ve ferah yerlerde kısaca ilk mu amelesini tamamladıktan sonra, Bursada. İzmirde, Ya-lovada, sair güzel yerlerde gezmelerine artık kırtasiyeyiz gezmesine imkân vermeliyiz.

Adalet sarayı Şimdiye kadar müsabaka için 30 proje verildi
Sultanahmette inşasına carar verilen Adalet sarayı için proje müsabakası açılmıştı. Bu müsabaka için şimdiye kadar 30 proje verilmiştir. Müsabaka müddeti ay sonunda bitecektir. O zamana kadar iştirak eden projeler, sayıcının 40 ı bulacağı tahmin edilmektedir.
8 Ağustos başında Bayındırlık Müdürlüğü, müsabakaya iştirak eden projeleri Jüri heyetine verecektir. Heyet, projeler üzerinde 15 gün tetkikler yaptıktan sonra birinciliği alan proje He diğer derece alanları 15 ağustos ta teşbit ve Uân edecektir. Birinci projeye 6000 lira mükâfat verilecektir.
Adalet sarayının inşaatına Cumhuriyet bayramında temel atma merasimiyle başlanacak ve saray 3 yılda tamamlanacak-tır.
Belediye, plaj ücretlerini pahalı buluyor
Belediye plâjlarda müşterilerden alman ücretlerle meşgul olmaktadır. Bu ücretler umumiyetle pahalı görülmektedlr Bu sebeple belediye sinema ve lokantalar gibi pl&Jlan da sınıflara ayırarak buna göre tarifeler tesblt ve tatbik etmeği karar laştırmıştır. Bu hususta tetkikler yapılmaktadır.
Şehrimizde lüks olacaa plaj yok denilmektedir. Bu itibarla mevcut plâjlar birinci, İkinci ve üçüncü sınıf olarak ayrılacaktır.
Kıbrıs öğretmenlerinin ziyareti
Kıbrıs tâki Türk öğretmenlerin Tiirkiyeyi ziyaret edeceklerini yazmıştık. Bu ziyarete dair gerek An karada gerekse tstan-bulda hararetli hazırlıklar yapılmaktadır.
Geçen sene şehrimiz öğretmenlerinden bir grup Kıbnsa gitmişti, öğretmenlerimize Kıb-nsta gösterilen büyük alâka ve hüsnü kabulden mütehassis o-lan öğretmenlerimiz gelecek misafirlerin en parlak bir şekilde karşılanmasına karar vermişlerdir.
Misafir öğretmenler yarın ts-kendenmda memleketimize Kirmiş olacaklardır. Evvelâ Anka-raya gidecek olan misafirler 31 temmuza kadar orada kalacaklar ve 1 ağustosta trenle şehrimize geleceklerdir.
Kıbrıslı öğretmenler çapa. E-ğltlm Enstitüsünde misafir e-dilecekler ve 22 ağustosa kadar şehrimizde kalacaklardır.
Dış ticaret dairesi reisi Ankaraya döndü
İthal mevzuatında şehrimizde tetkiklerde bulunmağa gelen dış ticaret dairesi reisi Munis Faik Ozansoy Ankaradan. vâki olan bir telefon mük&lemesi üzerine buradaki çatışmalarını bitirmeden Ankaraya gitmiştir.
Verilen malûmata göre daire reisi şeker bayramından evvel yine istanbula gelecektir.
Bahusus eşkıyalar meselesi
Suriye ve Lübnanda tanıştığım bir çok zenginler, otomobilleriyle Türkiyeye gelmek, Anadoluyu baştan a-çağı geçip İstanbula varmak arzusunu ileri sürdüler. Yolda hangi otellere konacaklarına dair benden malûmat istediler. En basit şartlara razı olduklarım söylediler.
İlkokul kadroları
Şehrimizdeki İlk okulların kadroları Ağustos başında hazırlanacaktır. Kadroları 15 a-ğustosa doğru Milli Eğitim müdürü Murad Uraz Ankaraya götürerek tasdik ettirecektir.
Diğer taraftan eski usullere göre Vilâyet emrine verilerek maaşsız sıra bekllyen 90 öğret-metlnde münhal bulunan diğer vilâyetlere tâyinlerinin yapılacağı gitm i yenlerin haklarından vaz geçmiş telâkki edileceği söyleniyor.
Bir Bağdadh: «Bizler mem ( lcketimizde sıcaktan öyle bi-| carız ki, sizin Galatımız bile, bize sayfiyedir!» dedi.
Ve, menziller hakkında hâlâ mektupla malûmat bek, Uyurlar. Yazacağım. Fakat türlü endişeler içindeyim . Yol? Otel'.' Bilhassa: Srk
Şilt gazetelerde okuduğumuz , eşkıya meselesi?...
(Vû Nü)
Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Ak ve kara
Ahmet Emin Yalman VATAN-daki makalesinde 21 temmua seçimlerinin yıldönümünde C. H. P. ile D. P. tarafından ter-tibedilen toplantılarda birbirlerine hiç aymayan Ud lisan kullanıldığını belirterek şöyle demekledir:
Fakat 21 temmuz seçimleri dün olmuştur. Bunu hepimiz gözümüzle gördük, hâdiselerin içinde yaşadık. Bunların hakkında iki mukabil partinin akla kara derecesinde birbirinden aykırı bir lisan kullanması ancak şuna selâlet edebilir kİ Türk siyasi hayatı bir samimiyetsizlik buhranı içindedir. Buna mensup olanlar aynı dille konuşuyorlar, hâdiselerin mânasını tâyin için kullanabilecekleri müşterek ve müspet ölçüleri yoktur. Bir taraf Demokrat partinin, diğer taraf Halk Partisinin diline saplanmıştır. Her iki taraf da kendi ölçüsünü doğru, diğer tarafın ölçüsünü baştan aşağı yanlış ve kötü buluyor.
Bir memleketin vatandaşları aynı dille konuşmazlarsa, aynı ölçülere baş vurmazlarsa; bLr-
blrlerlyle anlaşmaları ve milli dâvalar hakkında tatlılıkla bir çıkar yol bulmaları ihtimali azalır.

Parti toplantıları
B. Felek de CUMHURİYET' teki fıkrasında 21 temmuz toplantılarına temas ederek şunları yazmaktadır:
Ben dikkat ediyorum, bizim parti toplantılarında — Her iki taraf için söylüyorum — bir çaprazlık var. Her parti kendi İşiyle meşgul olacak yerde karşısındakinin işiyle, karşısındakinin niyetiyle, karşısındakinin durumuyla meşgul oluyor. Halbuki normal olanı kendi İşeriyle uğraşması değil midir?
Partilerin hikmeti vücudu, muarıziyle meşgul olmak değil, memleket İdaresi İçin ne münasip gördüğü prensip ve tedbirleri yaymak, övmek ve lzatı etmektir. Bunun yerine muarızını yermekle İktifa etmek böyle prensip ve tedbirler hakkında biganelik ifade eder.
İntihap devresi geldiği zaman reylerini verecek olan halk, söylenen sözlerden ziyade yapılan ve yapılmış olan İşlere bakacak-
tır. Bu müşahedede mutlaka Isa bet edeceğini İddia etmek gülünç olur; ama artık rüştü siyasi sahibi olduğunu karşılıklı iddia ettiğimiz bu halkı yalnız sözle kandırablleceğimlzl ummak biraz safdillik olur.
, ★
21 temmuz
YENİ SABAHın başmakalesinde de 21 t cni m ur toplantıları hakkında şöyle denmektedir: Muhalefet ve Halk Partilerinin karşılıklı ithamları insafla bakılacak olursa, pek boşta dönen bir çark gibidir. Çünkü Nihat Erim ve Halk Partisi diyor ki biz yurtta kabadayılığa ve zora, kanunsuzluğa yer verml-yeceğiz ve buna teşebbüs edecekleri kıracağız. Muhalefet de aynı İddiadadır. O da kanunların tamamile ve hakkile tatbikini İstiyor. Seçim işlerine kanunsuz ve kanuna aykırı müdahale eden elleri kıracağız, oyunlara, dalaverelere bir daha müsaade etmek niyetinde değiliz, diyor. Aynı kelimelerin çeşitli ağızlarda, ne kadar değişik bir mâna aldığı apaçık görünüyor.
Karade nizde işleyeck şilepler giimle yolcusu almıyacalılar
Denizyolları idaresi yük ve havyan nakline üç gemi tahsis etti
Halkalı suları
İstanbul un bazı semtlerine nöbetle su veriliyor
Şehrin bazı semtlerine ra veren Halkalı membamdan mevsim dolayıslyle az su çıkmağa başlamıştır. Bu sebeple sular I-daresl, tesisatı bu membaa bağlanmış semtlere nöbetle su vermeğe karar vermiş ve bir program hazırhyarak ilân etmiştir.
Programın tatbikine ayın 20 sinden itibaren başlanmıştır, Programa göre semtler, beje ay nltnışlır. Bunlara sıra ile birer gün su verilecektir. Ayın 20 sinde Edirnekapıdan Ay3sofyaya kadar uzanan semtlerdeki evlere, diin Sultan Selim, Bayezit ve Fatih semtlerine, bugün d» Sis-leymanlye, Bozdoğan kemeri, Dlvanyolu, Sultanahmet. Avı-sofya, Babı âli ve civarına su verilmiştir. Yarın Ah Paşa, Tî03e-kl, Cerrahpaşa ve civarına, öbür gün de Şehremini, MevlânaKapı, Sllivrikapı, Odabaşı ve civarına verilecektir. Bu programın tatbikine membadakl suların çoğalmasına kadar devam edilecektir.
İstanbul börekçilerinin bir müracaatı
Ankara 23 (Akşam) — Dün şehrimize İstanbul börek ve satıcıları adına bir heyet gelitJş-tlr. Heyet 89 - 91 randıman*! ek m ek unundan börek ve tatlı yapamadıklarını ileri sürmekledirler. Heyet delege-.eri Ticaret ve Ekonomi Bakanlığına müracaat ederek 74 - 78 randımanlı

Denlzyollan İdaresi tarafından Karadeniz hattında bundan sonra yalnız yük taşıyacak ve muntazam seferler yapacak gemiler çalıştırılacak ve bunlar katiyen güverte yolcusu taşımı-yacaklardır. «Çorum» vapurunda vuku bulan son yangın felâketiyle Uglll olan bu kararın a-lınmasında, Amerikadan yeni a-lınan yolcu gemilerinin filoya İltihakı da büyük bir rol oynamış, bu suretle yük postaları ihdas etmek mümkün olmuştur
Bu postalar, önümüzdeki çarşamba gününden itibaren İşlemeye başhyacak ve her hafta
ı çarşamba günleri sabah saat 3 de İstanbuldan hareket edilecektir.
«Bakır», «Dumlupınar», ve «Necat» gemileriyle yapılacak olan bu postaların sefer programları şöyle tertiplenmiştir ■ Gidişte Zonguldak, Samsun. Giresun, Trabzon .Rize ve Hopa is kelelerine, dönüşte de Rize. Trabzon, Görele, Giresun, Ordu, Fatsa, Ünye, Samsun, Gebze. Sinop, İnebolu, Cide, Amasra ve Zonguldak iskelelerine uğranacaktır.
Bu yük postalarının gidiş ve , gelişlerinde katiyen güverte yolcusu alınmıyacak. yalnız kama-
ra yolcusu alınacaktır. Bundan başka Karadenizde hayvan nak liyatı da yalnız bu yiik postala-riyLe yapılacak, diğer postalara sureti katlyede hayvan alınım-yacaktır. Bu suretle artık Ka-radenizde yolcularla hayvanların aynı ambarda bir arada nak ledllmeleri derdi tarihe karışmaktadır.
İdarenin aldığı bu son kararlar her tarafta memnunluk u-yandırnuştLr. Ancak, İstanbul hayvan sevkedecek olanların da bu yük postalarını İyice bellemeleri ve hayvanlan İskelelere uygun zamanda indirmeleri İcap etmektedir.
tından börek ve tatlı imal edi'-
Türk milletinin her acısına Hızır gibi yetişen (KIZILAY), kimsesiz yavrulara kanat (ÇOCUK ESİRGEME KURUMU) ve göklerimizi koruyan kartalları yetiştiren (TÜRK HAVA KURUMU) FİTRE) terimizden faydalanacak memleket müesse-seleridlr. Fitrelerimizi milli ( cemiyetlerimize bağışlamak. ' yardımlarımızın en hayırlısı ı olacaktır.
Başbakan yardımcısı Hihad Erim in demeci
Son seyahat intihalarını anlattı: “Türkiye çok mesut bir siyasî inkişaf içindedir,, dedi
Ankara 22 — Başbakan yardımcısı Nihad Erim Ulus gazetesine beyanatında son seyahatinden bahisle demiştir kİ:
«Demokrat Partinin son kongresinde alınan «milli husumet» karan yapılan kaba tehditler taksisen İdare âmirlerini ve D. P. iden olmıyan her vatandaşı İstihdaf etmekte idi Valileri aydınlattım. C. H P. İlleri de teskin ettim. Aydında söylediğim nutuk lie de bütün endişeli vatandaşlara teminat verdim. Halk Partisi toplantılarına bakan olarak iştirak ettim. Benim söylediklerimi vali, mahallinde tatbik edecektir Bana söylenenleri valinin duyması lâzımdır. Sorulacak suallere vali ile istişare ederek cevap vermek icap edebilirdi.
D. P kanun içinde kaldıkça onunla kimse meşgul olmaz amma hukuki nizam devleti mefhumunu alt üst etmeğe kalkarsa elbette karşısına dikiliriz. Yapamazsın, yaptırmayız deriz.
Türkiye çok mesut bir siyasi inkişaf içindedir. Memleketlin en az yüz yıldır hasretini çektiği bir rejim tekmil lcaplarlyle kök salmaktadır. Serbest söyleyip yazmak demokrasi ve hürriyet rejimlerinin temel şartlamadandır. 1945 den beri fikir-
ler en ileri demokrasilerde olduğu kadar serbestlikle yayılmaktadır. Hattâ fikir hürriyetini küfür hürriyeti zannedenler bile fazla bir sıkıntı duymadan İşlerine devam etmektedirler. Böylelerin siyasi terbiyesi kanun müeyyideleri yanında vatandaşların sessiz murakabesi tekâmül ettirmektedir ve i-lerlde de ettirecektir.
Demokrasinin diğer bir temel kaidesi seçimdir. Neticede her şey ona bağlanır, gizil rey, alenî tasnif esasen kabul edilmiştir. Şimdi hazırlanan tasarı, seçim İşlerini tamamen adalet cihazına teslim etmek hedefini gütmektedir. Hükümet, aylarca muhalefetten bu hususta yardım İstedi, maalesef bu yardımı göremedik. Seçim kanunu şu1 veya bu partinin malı veya e-serl olmamalı, bütün memleketin müştereken benlmsiyeceği bir eser (olmalıdır. Hükümet işte bunu temine çalışmaktadır. Muhalefetten ısrarla fikir ve mütalâa sormamızın sebebi bu-dur. Bir teknik heyet tarafından meydana getirilen İlk taslak şimdi ahlâk, vicdan ve ilim1 değerleri çok yüksek olan bir1 heyete sunulmaktadır. Bu he-1 yete yargıtay birinci başkanı başkanhk edecektir.
Anado'u Klübü Müdürlüğünden:
1 — Klübümüa Büyükada Şubesinin; iiye ve misafirleri için tertip ettiği yıllık balo 30 Temmuz 1949 ctim.ıi (esi gecesi verilecektir.
2 — Dönüş için vapur temin edilmiştir.
3 — Elbise mecburidir.
Çekoslovakya ile ticaret muahedemiz
Çekoslovakya İle 1 ızallanıp 1 te mmuzdan beri meriyete girmiş olan ticaret ve tediye anlaşmasının metni henüz ilgililere bildirilmiş olmamakla beraber Çe-koslovakyadan ithalât yapacaklara Çek kuronu tahsis etmek için Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı Mıntaka Ticaret Müdürlüğüne yazdığı bir yazıda şimdiye kadar bu yolda yapılan müracaatların sayısını sormuştur Bıı talepler yüksek bir yekûn tuttuğu için. Bakanlığın şimdilik İmkân nisbetinde tahsis yapacağı tahmin edilmektedir.
Üç yeni ilkokul yaptırılacak
şehrimiz belediyesinin ou sene üç yeni İlk okul yaptırmağa karar verdiğini yazmıştık OkjI-lardan birisi Kadırgada vaptla-caktır. Bu okulun projesi ve keş I fi yaptırılmış ve 500 bin liraya bir müteahhide ihale edilmiş- j tir. inşaata da başlanmıştı;'.
Küçükpazar İle çıunlıcaia yaptırılacak diğer okulların hazırlıkları tamamlanmak üîîfî-dlr. Bunların İnşaatı da yak-nda münakaşaya çıkarılacaktı.-
Üsküdar Halkevinde Lozan günü
Yarın saat onda Üsküdar Hu -kevl Lozan muahedesinin yıldönümü münasebetiyle bir kutla-. ma töreni hazırlamıştır. Tören j Üsküdar çiftekayalar Halk p'â-| Jında yapılacaktır. Törene saat, onda başlanacaktır. Lozan mu-, ahedesinln müzakere sırasında karşılaşan ağır şartlar ve yapı- I lan mücadeleler ve bütün bunların sonunda kazanılan siya.-.! zafer izah edilecektir.
Bu hitabeyi müteakip Halkevi tarafından tertiplenen «Lozan mükâfatın yüzme münaLa-kası» na iştLrak eden gençlen arasında yüzme yarışları yapılacaktır. Müsabakada birinci, ı-kincl ve üçüncüye Lozan mtikü-fatı tesmiye edilen hediyeler verilecektir.
meşine müsaade olunmas’rj istemektedirler.
Toprak mahsulleri ofisi heyetin bu talebini kabul etmiştir.
Ingiltereden ithalât
Tacirler 15 milyon sterlinlik döviz istiyorlar
Ingiltereden yapılacak ithalât için şehrimizdeki ithalâtçılar ta rafından son altı ay İçinde Bölge Ticaret Müdürlüğüne yapılan müracaatların yekûnu 15 mü-yon sterlini bulmaktadır. Türk pârasıyle 170 milyonu bulan bu talep, senelik umumi İthalâtım.-zın dörtte birine tekabül ettiğin den bu taleplerin hepsinin karşılanmasına imkân görülmemektedir. Verilen malumata göre ancak 15-20 milyon liralık müsaade verilmesi uygun gömmüş ve hâlen 200 bin sterillilik bir tahsis ilgililere verilmek ü-zere Bakanlıktan Bölge Ticaret Müdürlüğüne gelmiştir.
----------------------
Okuyucu mektupları
----------■ —
Karacaahmet mezarlığı
- ■—-
Üsküdarda oturan bir kaç kişiden aldığımız mektupta şöyle deniliyor:
«Üsküdar Karacaahmet mezarlıklarını bilmiyen yoktur Bu mezarlıklarda tarihi kıymetleri haiz bir çok sanat eserleri vardır.
Şimdi ise bunlar yok gibidir Çünkü bakılmıyor. Gerçi hükümet buralara yeni serviler dikti ama bakan kim? Gündüz sabahtan akşama kadar çocuklar üzerinden inmiyorlar Tabiidir ki bu biçare servilerin ne I dalı, ne de budağı kalıyor. ' Esef edilecek noktalar: | devlet adara tutup bakılsın ' diye para veriyor, neden I bakılmıyor? Çünkü buralar- I da hepimizin hakkı var. ya- ) tanlarımız var, yazık değil l mi? Nazarı dikkatlerini me- i zarlıklara çekmesini alâka- 1 darlardan rica ederiz.
Pakistan büyük elçisi valiyi ziyaret etti
Pakistan büyük elçisi Ekselans Mian Beşir dun vilâyette vali ve belediye reisi Dr. Lûtfi
(Kırdan ziyaret etmiştir.
Bay r ağa hürmet
Bayrağımıza karşı saygı vazifemizi «ok ihmal ediyoruz. Resmî dairelerden bir çoğunun direklerinde dalgalanan bayrakların perişan hali karşısında içimiz sızlıyor.
Kamın gereğince Türk bayrağının zemini at av yıldızı beyazdır ve al zemin ü-zerinde ay yıldızın yerleri muayyen ölçülerle tesbif e-dilmiştir. Bir de çekilen bayraklara bakınız. Zemin .olmuş. allığını kaybetmiş, turuncu ile |>embe arası, kirli, bulanık bir renk almış, özerindeki soluk av yıldız da hemen hemen tamamile silinir hale gelmiş. Zeminin uç tarafı yıpranmış, tiftik-lene tiftiklenme kopmuş, bu suretle bayrağın boyu kii -i.il-miiş, bir dıl’ı hattımiinkesir halinde bir acayip murabba, şeklini almış, av yıldız da t >• ta yere gelmiş. LJ
Vapurlarla geverken Ü-Q_ manda yabancı geınileriıı(\| baş direklerine çektikleri., Türk bayrakların;) hanlıkça O iftiharla göğsüm kabarıyor. Gayet muntazam, tertemiz, O yep yeııi. pırıl pırıl bavrak-'jz lar. Kendi bayrakları da öv-le vep veni, tertemiz. (D
Bir de bizim vapur ve is- > kelelerin bayraklarına göz q atınca azap duyuyorum. 0 Bayrak demek için kırk hit lâzım. Zannedersiniz ki yangın alevler; arasından 5^ itfaiye lıortumiarîle sondu-•*“* rüliip kancalarla kurtarmış-"O lar da kurusun diye asmış-lar. nj
Bayrak daima güneşe, 0 rüzgâra, yağmura maruz t-bulunduğu için solar. yıpra-L> nır. Fakat İran halısı gibi eskidikçe antikalasmav. Solup yıprananlar kaldırılır, onların verine yenileri konulur. Usul böyle olmasaydı, senelerce dayanması için bayraklar da seyrüsefer fila-maları gibi tenekeden, saçtan yapılırdı.
Kanunen her gün bayrak çekmek mecburiyetinde olan resmî dairelerin bavrağa karşı kayıtsızlıkları yakışık almıyor. İdare âmirleri, bay umum müdürler bürolarının mefruşatına karşı gösterdikleri titizlikten biraz da bayrağa pay ayırsalar çok iyi o-lur.
Mîllî bayramlarda, şenliklerde şehir bastan basa bayraklarla donanıyor. Hususi müessese ve evlerden bir çoğunun çektikleri bayrakların lıali büsbütün yürekler acısı.
Kanun, bayrağın al zemin üzerine beyaz av yıldız konmak şartile yerli saüden yapılmasını emreder. Yerli şalinin tedarikinde zorluk çekilirse, mahallin en biiyük mülkiye âmirinden alınacak mezuniyetle ve gene zemin al olmak şartile başka kumaştan yapılabilir.
Çok şükür, îstanbulda yerli şali tedarikinde hiç bir zorluk yok. başka kumaştan bayrak vapmak için müsaade almak üzere şimdiye kadar vilâyete bir kimsenin başvurduğunu da zannetmiyorum. Gel gelelim, bayramlarda bayrak kargaşalığı gözlerimiz i tırım tın m tırmalıyor. zemin kumaşlarının envai var. Alelade kırmızı bezler, boyanmış tülbend-ler. Şekilleri de uydurma. Kimisi dar, uzun, gimisi dört köşe. Av yıldızlar kaba, çarpık. Bazısı uçkurluktan karmış, uc tarafa yaklaşmış.
Millî şerefi, milli haysiyeti inciten bu münasebetsizliklere meydan verilmemeli, ilgililer bunlarla alâkadar olmalıdırlar.
Cemal REFİK
Ankara vapuru dün Marsilyaya hareket etti
Ankara vapuru dün 300 yolcu ve 50 ton yükle batı Akdeniz seferine hareket etmiştir. C. H. P. genel sekreteri Konya millet vekili Tevfik Fikret Sılay bu vapurla Marsilyaya gitmiştir. Rio de Janeiro büyük elçiliğine tâyin edilen Fuad Carım da ayni vapurla vazifesi başın* hareket etmişlerdir.
Ankara Hukuk Fakültesi mezunlarından 25 kişilik bir grup, tetkik gerisinde bulunmak Üzere Ankara vapuruyla İtaly-.ıya hareket temşilerdlr.
Mısırın tanınma îensln’e-rînden Emin Yahya pusa ve eşi baran Itır da bu vanuria hareket euuiölvcdu;.
AKSAM
23 Temmuz 1940
Sahife 4
E DENİZCİLİK j
Pakistan ve Hindistan donanmaları
Gazetelerde çıkan 7 temmuz tarihli W Londra haberi. Sout-hampton'dı» tamir edilmiş olan Pakistan donanması amiral gemisi Jhelum’un 24 temmuzdats-tanbula geleceğini re 28 temmuza kadar limanımızda kalacağını, sonra Karaşi’ye hareket edeceğini bildiriyordu.
Bu münasebetle Pakistan ve Hindistan donanmaları hakkında sayın okuyucularımıza malûmat vermeği faydalı buluyoruz.
Pakistan donanması
İngiliz harb gemileri yıllığının 1947 - 48 sayısına göre., Pfıkistan deniz kuvve Heri personeli 500 subay ile 5500 gönllü erbaş ve erden mürekkeptir. Filo komutanı İngiliz denizcilerinden tümamiral J. W. Jefford’dır. İngiltereden 3 muhrip almak irin müzakereler cereyan etli. :.i.-dir. Yıllıkta isimleri geçen p .niler arasında Jfaelum adlı bir gemi bulunmadığına göre, bu geminin o 3 muhripten biri olması muhtemeldir. Diğer ge-Kiikıe gelince, bunlar 2 tane slonp denilen modem karakol gemisi ile I talim w tatbikat gemisi, 2 firkateyn, 2 küçük karakol gemisi, 4 filo ara - tarama gemisi, 2 motörlü arama - tarama gemisi. 4 motörlü gemiden ibarettir.
2 modern karakol gemisinin isimleri Godavri ile Narbadadır. Birincisi 1943 yılı başında, İkincisi de 1942 sonlarında inşa e-dilmişlerdir. 1340 ton, tam yükle 1780 ton; 6 tane 102 lik çift makkallı top, 4 tane 76 lık, 2 tane 47 İlk top. 4 tane 20 milimetrelik uçaksavar, 6 su bombası havanı. 2 bomba atar ve Jıd su bombası ile mücehhezdirler. 3650 beygir kuvvetinde çift türbin makine ile 18 mil süratleri vardır. Mürettepleri 195 kişidir. Bu gemiler İngilıc-renın Thomyeroft tezgâhlarında inşa edilmişlerdir.
Talim ve tatbikat gemisi de Sinop sınılındandır. Adı Hindis-tandır. 1930 da İngilterenin Suvan Hunter tezgâhlarında yapılmıştır. 1190 tondur. 2 tane 102 İlk..4 tane 72 lik. 10 tane de uçaksavar makinesi taşır. 2000 beygir kuvvetinde çift türbün makine ile 16,5 mil yolu vardır. Mürettebatı 119 kişidir.
Pâkistanın firkateynleri, 1942 ekiminde yapılmış olan Dha-nush ile 1943 eylülünde inşa e-dlimiş bulunan Shamsher (şimşir olacak) dır. Her ikisi de Smith's Dock tezgâhlarında yapılmış İngiliz gemileridir. 1370 ton; 2 tane 102 İlk top, 8 tane 20 İlk uçaksavar; 4 su bombası havanı. 2 bomba atar ve 150 su bombası; 5500 kuvvetinde, üç inbisatlı çift makine He 20 mil süratleri vardır. Mürettebleri 118 kişidir.
İki küçük karakol gemisinin isimleri Baroda İle Rampurdır. 1941 yazında ve sonbaharında Kalküta tezgâhlarında yapılmış olan bu gemiler 545 tondur. 1 tanl 76 lık top, 3 tane de 20 İlk uçaksavar taşırlar. 850 beygir kuvvetinde üç İnblşath bir makine İle 11,5 mİ] süratleri vardır. Mürettebleri 48 kişidir.
Fakistanm arama - tarama gemileri 4 tanedir. Ingil terenin Blyth tezgâhlarında 1942 de yapılmış olan iki tanesinin İsimleri Bülücüstan ve Kathiavar-dır. 660 toluk olan bu gemiler 1 tane 76 lık, ı tane 40 lık, 2 İane 20 İlk, 4 makineli ile mücehhezdirler. Bu silâhlann hepsi uçaksavardır. 2000 oeygir kuvvetinde çift türbin makine ile 15 mil giderler. Mürettepleri 87 kişidir.
öteki 2 arama - tarama gemisi Garden Fteach tezgâhlarında 1944 ve 1942 senelerinde yapılmış olup 650 tondurlar. Tekneleri Hlndistanda, makineleri İngiltercdc yapılmıştır. 2000 beygir kuvvetinde üç lnblsatlı çift makine He 15 mil giderler. Silâhlan ve mürettebat ötekiler gibidir
îngilizlerin eski 129 - 131 numaralı motörlü arama - tarama gemileri olan küçük gemiler 255 tondur. 2 tane 20 milimetrelik nçaksavar, 2 makine taşırlar. 500 beygir kuvvetinde Dizel motoru ıie J0 mil süratleri vardır. Mürettepleri 20 kişidir.
Pakistan donanmasındaki 4 motprbot da 46 tam yükle 54 tondur. 1 tane 76 hk top. 1 tane' 20 ilk uçaksavar taşırlar. 320
beygir kuvvetinde çift motörlc 12 mil giderler Mürettepleri 14 kişidir.
Pftklslan donanması, hepsi İngiltere tarafından verilmiş o-lan bu gemilerden ibarettir.
Hindsitan donanması
Hindistan donanması Pakistan filosundan daha kuvvetlidir. Mürettebatı 1000 subayla 10.000 gönüllü erbaş vardır. Donanma komutam İngiliz denizcilerinden koramiral W. E. Per-ry'dlr.
Hindistan donanmasında 1 kruvazör, 4 sloop tipi büyük karakol gemisi, 2 firkateyn. 1 korvet, 12 filo arama - tarama gemisi, 4 küçük karakol gemisi, 4 motörlü arama - tarama gemisi, 4 motörbot vardır. 1948 sonunda
3 İngiliz muhribi daha Hindls-tana devredilmiştir.
Kruvazör: Adı Delhi olan bu gemi, Ingilizlerln meşhur Schil-les kruvazörüdür, cammeli Lo-İrd tezgahlarında 1932 de yapılmış olan bu kruvazör, Almanların Amiral von Spee cep zırhlısını batırmış olan üç kruvazörden biridir. Hindistana 1948 de devredilmiştir. 7030 ton; 6 tane 152 lik top. 8 tane 102 lik. 16 tane 40 lık uçaksavar ve 8 tane
47 İlk topla, 8 tane 533 lük torpido kovanı ile mücehhezdir. Bu gemi hafifçe zırhlıdır. Kuşak 76, güvertesi 80, taretler ve kumanda kulesi 25 milimetredir. 72.000 beygir kuvvetinde 4 türbün makine İle 32 mil sürati vardır.
Büyük karakol gemileri: 4 tane; ikisi İngiliz Yarrow tezgâhlarında 1943 da yapılmıştır. İsimleri Caureyy ile Kistna’dır. 1470. lam yükle 1735 ton. 6 tane 102 lik top ve 2 tane 40 lık, 2 tane 20 lik uçaksavar, 4300 beygir kuvvetinde çift makine ile
19 mil sürat, 214 mürettabat. Diğer ikisi İngiliz Denny tez-göhlarında 1940 da yapılmış o-lup isimleri Jumna ve Suslej'dir. 1300. tam yükle 1750 ton: 6 tane 102 İlk top ,6 Lane 20 lik uçaksavar; 3600 beygir kuvvetinde çift türbün makine ile 18 mil sürat, mürettebat 160 - 197 kişi.
1948 sonunda devredilen üç ı İngiliz muhribinin İsimleri Rai-der. Redoubt ve Rotherham'dır. Bunların ilk ikisi 1705, üçûncüsü 1750 tondur. 4 tane i20 lik top,
4 tane 47 İlk pompom, 8 tane;
20 İlk uçaksavar: 8 tane 355 İlk kovan; 40.000 beygir kuvvetinde' çift türbün makine İle 34 mil
Isürat. Bu gemiler 1942 - 43 de yapılmışlardır.
Hindistanın firkateynleri Kuk-rj ile Tir’dir. 1942 de İngilterede yapılmışlardır. 1460 ton. 2 tane i 102 lik top. 8 tane 20 lik uçaksavar. 5500 beygir kuvvetinde üç inbisatlı çift makine ile 20 mil sürat; mürettebat 118 kişi.
Korvetin adı Assam 'dır. 1943 de yapılmıştır. 1060 ton. 1 tane 102 lik top, 1 tane 40 iık ve 6 iane 20 lik uçaksavar: 2880 beygir kuvvetinde üç İnbisatlı çift makine İle 16 mil sürat, müret-bal 109 kişi.
12 filo arama - tarama gemisi: Bu gemiler 1942 ve 1944 yıllarında muhtelif İngiliz, Avustralya ve Hindistan tezgâhlarında yapılmışlardır. Aralarında bazı küçük farklar vardır: 4 tanesi 660. 3 tanesi 656. 3 tanesi 650, 2 tanesi de yine 650 tondur. Hcpsi 2000 beygir kuvvetinde çift makine ile 15 mi! süratlidirler. 1 tane 76 lık 1 tane 40 lık, 2 tane 20 İlk ve 4 tane de makineli tüfek taşırlar. Bu silâhlann hepsi uçaksavardır. Mürettepleri «7 kişidir.
4 küçük karakol gemisi: 1941 - 44 yıllarında yapılmışlardır 545 ton, 1 tane 76 lık, 3 tane 20 İlk uçaksavar top. 850 beygir kuvvetinde bir makine ile 11,5 mil sürat, mürettebat
48 kişi.
4 motorlu arama - tarama gemisi: 255 ton, 2 iane 20 lik uçaksavar, 2 makineli. 500 beygir kuvvetinde Dizel motoru ile 10 mil sürat, 20 mûrettep.
4 molörboL. 40 ton. tam yüklü 54 ton; 1 tane 76 tık, 1 tane 20 İlk uçaksavar; 320 beygir kuvvetinde Dizel molöriyle 12 mil siirat, 12 miirettep.
işte Büyük Britanya camiasına dahil birer dominyon halinde istilklâilerinc kavuşmuş olan Pkistan ile Hindistanın deniz' kuvvetleri bu gemilerden iba- j rettir. |
A. D. D.
A. D. D.
Sıuriye mektmıpl®rıı
■ ■»♦( III
Suriye - İsrail cephesini ziyarette neler gördüm?
Askere şimdi çok iyi bakılıyor, bir çok maskelenmiş müdfaa tertibatı var
Şam (Hususi muhabirimizden) — Sayın Mareşal (Zâlnıı tarafından gazetemiz namına Suriye, İsrail cephesini ziyarete davet edilmiş idim; refakatimize memur edilen yaverlerinden biriyle şamdan (Kuneylrı’ya hareket ettik. Bir erbaşın sev-kettlği otomobilimiz cepheye yaklaştıkça muayyen noktalarda kontrol daha fazla sıklaşıyor du. Bu kasabaya vardığımızda çarşıyı, pazarı, yollan hep erlerle dolu gördük Cephede vazife almış olan birliklere mensup olanlara — olağanüstü haller müstesna — izin verilmiyor Fakat günlerden cuma yâni istirahat gün,ı olması hasebiyle bu sekiz on bin çerkes tarafından meskûn kasabanın içinde konaklamış olanlara bir kaç saatlik İzin verilmiş İdi.
Merkez komutanı Binbaşı İhsan Şordem bizi büyük bir nezaketle ve fasih bir Türkçe konuşarak karşıladı: aslan yapılı, çelik bakışlı bu subay bizi bürosuna götürdü ve eski İdarenin ihmali yüzünden düşman karşısında kaçırılan muvaffakiyet fırsatlarınuı hikâyesini yana ya kıla anlatıyordu; biraz sonra 80 kilometre uzunluğunda olan cep henin komutanı ordunun en cesur bir rüknü olarak tanılan Albay bizi alıp cepheye götürmek için baş komutandan emir aldığını söyledi: bu komutan. Cihan harbinde lâhlk Cumhurbaşkanımız İnönünün kumanda ettiği 3 üncü kolorduda erbaş olarak hizmet etmiş olmakla müf-tehir olduğunu Türkçe ifade e-diyordu.
Beraberce arabalara atladık ve büyük bir süratle cepheye doğru yol almağa başladık: ili: ateş hattına varmadan evvel gü zergâhla birbirini takviye sden ve modern istihkâm ve müdftfa-a fenninin icaplarına uyarak el de mevcut vasıtaların müsaade ettiği mükemmellikte beş hat daim katot Uk. Bu müdafaa sistemi maskelenmiş İdi ve ancak komutanın izahlarlyle anlaşılıyor ve farkediliyordu; bu sistemin teknik kısmını başaran genç bir yüzbaşı, komutan tarafından (ordumuzun en miis-tait istihkâm mühendisi» diye bize takdim edildi; askeri bir selâm vc hoş geldiniz'den sonra yine Türkçe selis bir şive ile bize izahat vermeğe başladı.
Burayı ziyaret eden bir Türk biran için şöyle gözlerini bir yumsa etrafında hep Türkçe konuşulduğunun tesirine kapılarak kendisini Tiirkiyenin her hangi bir hududu üzerinde geziyor sanacaktır. Bir taraftan rasat merkezleri, muhabere Sistemi, yeraltı koğuşları ve dehlizleri. kamufle topçu ve mitral-yöz mevzileri, birbirini destekleyici bendesi bir şekilde inşa olunan mukavemet ve savunma yuvaları, silâh ve mühimmat miktarının eskisine nisbetie bul tuğu seyredilirken diğer taraftan bütün ©unların gerek hükümet darbesinden evvel ve gerekse darbeden sonra sayın 7.a ûn'in didinmesi, uğraşması, yorulmak bilmez faaliyetiyle meydana getirildiği komutanlar tarafından anlatılıyordu; (Şükrü ElkuvvetlL idaresi ordunun ve
Suriye ordusu senet kurmay başkanı, mareşal Zaim'ln en yakın inkılâp arkadaşlarından albay Bchiç Kellas bîr ziyafette
sivil
Merkez komutanı binbaşı İhsan Şıırdüm
baş komutanının bütün taleplerine âdeta düşman ile müttefik imişçeslne kulak tıkıyordu; İşte şerla nehri üzerindeki şu ikinci köprü bir yedek köprüdür; üzerinden geçmekte olduğumuz köprü düşman tarafından tahrip edildiği takdirde tak viye kıtalarımızı ileriye sevk için inşası lüzumunu hükümete bir türlü anlatamıyor idi':.)
Cephe komutanı işte bu ifade ile hem eski rejim! lenkid ve hem de ordunun ayaklar altına alınmış olan şeref ve haysiyetini iade eden baş komutanı 'Za-im)e karşı minnet duygularını İfade ediyordu; yanımdaki HU Lübnanlı arkadaş Suıiyenln bu çalışkanlığı karşısında yurtlarının kayıtsızlığını düşünüyorlar ve mahcubiyetlerini itiraf ediyorlardı.
Şimdi durum artık baştan r-A-şa ordu lehine değişmiştir. Devletin bütün varı yoğu her şeyden evvel en mukaddes olan vatan müdafaası emrine tahsis e-dilmiş bulunmaktadır; askerin üstü başı temiz mânevi kuvveti yüksektir; c-rlcr, fDurumunuzdan memnun musunuz?) tarzın da bir çok defa sorduğumuz suallere hazır ol vaziyetini aldıktan sonra Arapça olarak «Vatanımızın kurucusu Müşirimiz 1-çin canımızı seve seve fedaya hazırız) cevabını veriyorlardı.
-Askere çok İyi bakılıyor! mükemmel Türkçe konuşan v: Cihan Harbinde yine sayın inönünün komutasındaki kınlardan birinde (küçük zâbitı o’.a-
kı; afetle
rak hizmet görmüş olmakla ö-günen Yarbay Cenıli 3ü: hani, bizi levazlm merkezine götürdü; orada ONU gözcüsü Belçlkaiı bir binbaşı ile karşılaştık; büro duvarlarına asılı aylık erzaıt vî yemek üstelerini inceledik; erlere her gün et, sebze, meyvü ve hattâ haftada İki. gün d.- baklava verildiğini tesblt ettik 80 kilometrelik arızalı arazı üzerindeki cephenin bir taraf nidan diğer tarafına geçmek için ağ gibi yollar İnşa edilmiş İdi No Man'sland denilen ve iki tarafa ait oimıyan saha bazı yerlerde ancak (150) metre kadar bir genişlik arzediyoıdu; harbin tahrip ve İmha edici vasfım; ?.t*.j-mar Marden denilen mâmur Yahudi köyünün hâlâ bir taş yığınından İbaret feci durumu karşısında insan bir defa daha anlıyordu. Bir çok defalar elden ele geçmiş olan bu mamureyi Suriye topçusu yer yüzünden âdeta silmiş idi; bu manzara karşısında son harbde t’Aİ-yadaki (Coslnol kasabasının â-kıbetini hatırladım.
İki sahili İsrail ve diğer iki sahili Suriye idaresinde ulan Huie gölü kenarına vardık; rar-şıya göz attık: İsrail ırkının dün yaca tanınmış iktisadi ve ticari kabiliyetinin bu çöl ortasında dahi izlerini görmek kabil idi; gölden aldıkları sularla balık tarlaları yapmışlar ve yiriî komutanımızın izahlarına ;jûre İS tihsal ettikleri bol miktarda balıktan tazesini yiyerek vc bir kısmını konserve yaparak istifade ediyorlardı: hattâ balığın taze olarak kokmadan içerilere uçakla şevki için tarlalar»'» yanı başında küçük bir taşıt uçağı meydanı yapmışlar ve faydalı bir tarzda kullanmağa dışlamışlardı.
(Banyas) cephesini ziyaretimizde liva (briyade) Komutanı Albayın emri altına gitdik; l:en dişi aslen Hale bil ve annesiyle bütün akrabası halen İzmlrde mütemekkin olan bu genç albay ondan evvelki meslekdaşlnrt gibi hâkim noktalardan karşıya bakıyor ve olze temiz bir Türkçe ile şöyle diyordu: «Şimdi düşman elinde olan şu karşıki arazi ve tepeleri bir çok defa işgal etti İsek de mühimmat yokluğundan ve sarılmak tehlikesinden kaçınmak için geceleri tahliye ediyorduk; şimdi baş kornu-
(Ark ası l> ncı salıifedo)
Devlet operası temsilleıındeıı
LA BOHEME
Devlet Operası sanatkârları Rossini’nln (Sevil Berberi) o-perasmdan sonra Giacomo Pucclnfnin (La Boheme) operasını Açık Hava Tiyatrosunda temsil ettiler, tik temsil gecesi 20/7/1949 hava şartlarının mü-saadesztllğlne ve böyle hallerde açık hava sahnesinin arzettlği güçlüklere rağmen, başta şef olmak üzere gerek sahne ve gerek orkestra sanatkârları temsili başarı ile bitirmek için elden gelen gayreti sarfettiler.
Şöhretü opera bestecisi Verdi Italyan operasına heyecan, korku ve dehşeti, apansız çıkagelen hâdiseleri, büyük jestleri, büyük aşk ve ihtirasları getirmişti. Dinleyiciyi her an umulmadık vaziyetler karşısında ve gittikçe şiddetlenen, bir hava İçinde bırakan bu opera tarzının tabii bir neticesi olarak İlalyada Verişme doğdu. Bu mektebi kuranlar (Mascagni, Leoncavallo, Pucclnl, Giorda-no) melodiyi, senfoniyi ve lirizmi ikinci derecede ehemmiyetli bir unsur diye saymışlar, kuvvetli ve âni tesirler yaratmak suretlle hayatı keskin çizgiler halinde tasvir etme yolunu tutmuşlardır. 1090 yılında temsil edilen Masecagni'nln (Cavailerla Rusticana) operası tumturaklı lirizmiyle yepyeni bir eser tesiri bırakmıştı, çizgileri beliren bu yeni yolu Leoncavallo'nun (Pagllaccii si büyük bir başarıyla genişletti. Giacomo Pucclnl (1858 - 1924) aynı yola katılanlar arasında en çok dikkati çeken bir bestecidir. Manon Lescaut, madam Butterfiy ve Tosça operalarile dünya ölçüsünde bir şöhret kazandı. Pucclnl halkın zevkini okşayan kolay melodiler bulmuş ve eserlerini dikkat ve ihtimamla işlemesini bilmiştir. EserlerinLn armonizasyon ve orkestrasyonuııda gösterdiği İncelik ve titizlik veriste’lerin arasında on» üstün 6ir mevki saklamıştır. Her mevsim dünya sahnelerinde yüzlerce defa temsil edilen eserleri arasında La Boheme ve küçük, zarif bir eser olan Gianni Schlcchi, İnce bir zevk ve zekâ işi buluş larile ve alaycı cerbezesiyle bestecinin diğer operalarından ayrılır.
La Boheme dört perdelik bir operadır. Fransız muhrarirle-rniden Murger’nin La vie de Boheme adlı eserinden alınmıştır. Tosça ve madam But-terfly operalarının librettolarını yazan Giacosa ve İllica bu operanın da librettosunu hazırlamışlardır. Vaka 1830 yıllarında Patiste fakir sanatkârlar muhitinde geçer. Dört ahbap çavuşlar (şair, ressam. müzis-yen, filozof) çatı katında bir odada oturmaktadırlar. Para kazandıkları vakit hoşça vakit-, geçirmeği seven, günü gününe yaşayan, yarından endişe duymayan, darda kaldıkları zamanda dahi neşelerinden bir şey kaybetmeyen sanatkâr ruh-1 lu gençler., şair Rodolphe aynı evin bir odasında kiracı olan’ güzel Mimi He dost olur. Mimi hisli ve İnce yapılı bir kızdır.] İlk karşılaşmada doğan alâka, sevgi ve şefkat histeri kızdan da mukabele görür. Dostluk bir müddet devam ettikten sonra Rodolphe kızı bırakıp gider. Mimi karlı bir kış gününde fe-j na fena öksürerek titreye ttt-reve, ufka bir meyhanede bulunan sevgilisinin arkadaşı ressamı aramaya getir. O sırada Rodolphe de görünür: Mimi saklanır. İki arkadaş konuştuğu sırada Mimi öldürücü hastalığını öğrenir. Parasızlık yü-
Müttefik donanmaların manevrası: Donanmaya kumanda edetı İngiliz amirali Mac Grıgor (ortada), Fransız. Hollanda amiralleriyle görüşüyor
zünden şair sevgilisine hiç bir yardımda bulunamadığını bu sebepten çektiği azâbı. bu âlemin siirüp gitmesine gönlü razı olmadığı İçin yüreği yana yana kendisinden ayrıldığın» anlar ve baygınlıklar geçirir.
| Ayrılma kararı sevginin şiddeti karşısında bir kere daha suya düşer. Fakat bu sefer şairi bırakıp giden Mlmi’dlr zengin bir dostla yaşamağa başlamıştır. Muhteşem bir araba 1-cinde geçerken Rodolphc’a hafif bir baş selâmı verir. Sanatkâr dostlar şairin hüzünlü halinden müteessirdirler; onu o-yalamak için elden geleni harcarlar. O sırada ressamın dostu Musette, arkadaşı Mlml'nln ağır hasla olduğunu ve Rodol-phe'u son bir defa görmek istediğini telâş İçinde gelip haber verir. Biraz sonra Mimi bitkin bir halde kapının eşiğinde görünür. Hasta kızı yatağa yatırırlar; sanatkâr ona biraz rahat sağlamak İçin ellerinden gelen gayreti sartederier iki sevgili şimdi eski güzel günlere dönmüşlerdir. Son dakikaların» yaşayan Mimi böylece saadet içinde ve sevgilisinin kolları a-rasında gözlerini hayata kapar.
Rodoiph rolünü üzerjnc alan Nihad Kızıltan'dan (Carnıen) operası münasebetiyle bahsetmiştik. Sesinin güzelliğine tekrar dikkati çekmek İsteriz. Tizlere kadar duru ve pürüzsüz yükselen bir ses... Nihad Kızıl-tan'ın başka bir hususiyeti de bir çok ses sanatkârlarının ihmal ettikleri iyi telâffuz (ar'i-culation) hususunda gösterdiği dikkat ve titizliktir. «Opera sanatkârının söylediği şarkıdan bir kelime anlaşılmaz.» demek âdet olmuştur. Nihad Kızıllan, bunun aksini İspat eden bir sahne elemanıdır. Rodolph ro-! lüne intibakını Don Jose rolüne kıyasla daha başarılı bulduk, i Mimi rolünde Ayhan Alnar'm sesi İlk bakışta dikkati çekecek derecede mükemmeldir. Bol ve ı bereketli bir ses... İstediği nii-anslraı rahat rahat verebiliyor. Partönerl Nihad Kızıltan'la sanat bakımından iyi anlaşıyor. Sanatkâr, şiddetle seven dııy-guLn ve hasta bir kadın rolünü mükemmelen benimsemiş La Boheme'in başarısında büyük payı olan bu iki sanatkârı tebrik ederiz.
Ressam, müzisyen ve filozof arkadaşlar rolünde Nevzad Ka-ratekln, Ali Köpük ve Selim Ün okur sesleriyle ve role lntibak-lariyle. varlık İçinde kaygısız ve neşeli bir arkadaş grupu yarat-
tılar: darlık günlerinde dosta yardımı her şeyin üstünde tuttuklarını çok samimiyetle ifade ettiler. Selim Ünokurun güzel sesiyle paltosuna vedaını bilhassa belirtmek isteriz. Musette [rolünde Nimet Akalın daima telâşlı, kaprisli, entrikacı lıalte-| rivle vazifesini benimslyenler i arasında idi. Sesini zorlamndı-|ğı vakitler de İyi İdL Evşâhibi rolünde Ruhi Su, Parpignol rolünde S udi Sakpınar, (sahneye dönüşü ya gecikti; yahut kah-vedekilcr askeri kıtanın peyine takılmakta acele ettiler.) Al-[clndor rolünde Muammer Esi [ve gümrük çavuşu rolünde Mu-zaffer Gürgüneş eserin muvaf-. fakiyetlne el birliğiyle çalıştılar. Set Ferîd Alnar, şiddetli bir | rüzgârın partisyonu altüst etmek tehlikesine her an göğüs 1 gererek orkestrayı ve sahne sanatkârlarını muvaffakiyetle idare etti. Koro da başarılıydı.
Acık hava sahnesine elverişli oimıyan La Boheme operası bir çok noksan şartlara ve havanın müsaadesizUğine rağmen »k
temsil gecesi başarı kazandı. Her yerde sonunda ve hususiyle operanın nihayetinde orkestra şefi ve Sanatkârlar uzun u-zun alkışlandılar.
Fikri ÇİÇEKOGLV
Devlet Operası
Açıkhava remsllleri
25 - 27 temmuz geceleri
Mme B U T T E R F L Y
26 temmuz gecesi
SEVİL BERBERİ
(Umumi İstek üzerine)
Temsiller saat 21.30 da başlar.
Biletler her gün saat 10 dan 20 ye kadar-şehir Tiyatrosunda. temsil akşamları 20 den itibaren açık hava tiyatrosnda satılır.
Yerler: 5 - 3 - 2 - 1 liradır.

Stil mobilya
| Tarihten Sahifeler |
Seccadeden çıkan yılan
Yüz beş sene evvel Sarayburnundan Orta köye kadar bir gezinti
— 17 —
Eski Çırağan sarayı 1858 de tamamen yıkıldıktan sonra bir müddet yalnız bahçe olarak kullanıldı. (Çırağan oahçei âlisinin ı bahçıvanları ve kuşçuları ▼ardı
AbdüJâziz bugün harabe halinde gördüğümüz kagir sarayı 1863 - 1867 yıllarında Serlds Balyan ustaya yaptırttı. Son devir mimarimizin en güzel örneklerinden birisini teşkil eden Çırağan sarayı dahilî plânı itibariyle eski Türk üslûbundan geniş ölçüde ilham almış bir bina idi.
Saray tamamen kesme taştandı, Bol miktarda mermer, somaki ve profiller kullanılmış-u. İç teşkilâtı çok güzeldi. Altın nakışlı tavanlariyle. sedefli kaprisliyle göz kamaştıran büyük salonu kırk metre uzunluk, yirmi bir mette kenlşilk ve on dört mette yüksekliğindeydi.
Sarayın iç mimarîsinde de muhtelır mermerler kullanılmış ve bu t»şlorla nefis ocaklı odalar inşa olunmuştu. Sarayın dahilinde üç büyük hamam vardı.
Saray Şirvan! Rüştü paşa Sadaretinde Avrupadan yapılan istikrazlarla inşa edilmeye başlanılmıştı. Saray ile Mebeyincl-ier ve Feriye daireleri İçin dört milyon altın Ura sarfollundu.
Sarayın arka tarafında Yıldız parkının caddeye bakan şeddi özerinde billur levhalarla üç katlı bir cam saray da yaptırılmıştı. Sultan Aziz bir gün anla-şrimıyan bir sebeple burasını yıktınverdi. II)
O tarihlerde Istan bulda bulunan bir Rus muharriri, Çırağındaki camlı köşkün yıktırılması hakkında her halde duyduğu bazı dedikodulara dayanarak bir makale yazmıştı. Muharrir bu makalesinde aynen ,söyle diyordu: 'Evvelce tıpkı Londra blllûr sarayı gibi Çıra-ğ&nda billurdan bir limonluk yaptırılmış “ ve içine binlerce türlü öter kuşlar salıverilmiştir. Saray bittiği vakit burada kalmaya gelen Abdulâzlz binlerce kuşun gürültüsünden ve limonluğun gündüzün güneşle pek ziyade ısınmasından «e gece yanındaki sarayın havasını İhlâlinden dolayı iyi uyuyamamıştı.
Bir iki akşam uykusu kaçan hükümdar camlı köşkü derhal yıktırın.) (2)
Sultan Aziz dört ve bazı rivayetlere göre beş milyon altın liraya yaptırttığı muhteşem sarayı sevmemiş ve burada fazla kalmamıştı. Padişahın bu saraya rağbet etmeyişi de muhtelif rivayetlere yol açtı. Bazıları Padişahın sarayda dolaştığı sırada bir gün parkeler üzerinde ayağının kayıp yere düştüğünü, bazıları Mevlevihane ve mezarlığın kaldırılışından bir şeamet hissolundu&unu ve bazılar da sarayın üstünde bir baykuşun ötmesinden Abdülâzkdn vehme kapıldığım nakletmektedirler.
Rus muharriri, bu rivayetlerden sonuncusunu duymuş ve makalesine şunları yazmıştır; (Pek çok para sarfına vesile veren Çırağan sarayı Sultan Abdülâzize kısa bir müddet İkametgâh olabildi, çünkü Sultan Aziz günlerden bir gıin saraya bir baykuşun konduğunu görmüş ve mezkûr kuşun bir ev özerinde görülmesi meşum sayıldığından Padişah yeni binayı derhal terkelmlşti.) 13)
Abduiâzîz Çırağan sarayına sen olarak hal'edildiği senenin martında nakletmlşti. O vakitkl gazeteler bu münasebetle (Dünkü perşembe günü Doimabahçe sarayı dilârasından Çırağan sa-hllsarayı farehf ezasına nakli hümayun vaki olmuştur.) diyorlardı.
Padişah bir iç sıkıntısı ile Çıkaranda fazla kaJamamış ve «»İtaların isyanına takaddüm eden günlerde Yıldız kasrında İFtirahate çekilmişti. Yıldız kaskına kadar gelin isyancıların nümayişleri üzerine Padişah tekrar Doimabahçe -.rayına İndi. Sayfiyelerinde olan diğer şehzadeleri de çağırttı ve 31 mayıs sabahı haledilinceye kadar bu sarayda kaldı.
Çırağan narayı 1871 senesinde çok güzel bir şekilde döşenmişti. O yıl İçinde İStanbulun ilk havagazı iJe tenvir olunan saraylarından biri de Çr ağandı (Çı-rağan sahilsa rayına vazoluna-
_ Yazan; ..
HALÛK I.
ŞEHSUVAROGIAI |
Bayan Azime, namazını bitirinceye kadar dili açık bekledi
Kemalpaşa — Havaların kurak ve sıcak gitmesi, yılan, çı-zchirleyLci
Dekorasyon mağazasının bu
sahada yeni bir hamlesi
cak gaz şuama iktiza eden beş bin sekiz yüz adet drinçka ve yirmi alta bin sekiz yüz kadem demir boru İle edevatı saire) hazinei hassa tarafından satın almnmışd.
Abdulâzbdn sevmediği Çıra-gan sarayı Veliahdı V. Muradm kısa saltanat devresinden sonra mahpesı oldu. n. Abdülhamlt büyük biraderi Sultan Muradı bu saraya kapatmış ve eski Padişah yirmi sekiz sene büyük mahrumiyetler. acılar İçinde bu sarayda talihsiz ömrünü tamamlamıştı.
19. asır OsmanlI şehzadeleri arasında iyi tahsil görerek yetiştirilen Murat efendi, çocuklarına ve sarayında bulunanlara da iyi tahsil vermeye ve onları uyanık olarak yetiştirmeye çalışırdı.
Çırağ&nda kapanan çocukların ve büyüklerin hemen hepsi bu yirmi sekiz seneyi türlü sanatlarla, marifetlerle verimli bir şekilde doldurdular. Burada İran edeblyetında. Fransızcada ileri giden kadınlar, mahir terziler ve bilhassa İyi bestekârlar yetişti,
Çırağan sakinleri kültür bakımından Yıldızdakilerdeıı üstün bir vaziyette İdiler. Sultan Muradın iki kızı, evlendirilmek üzere çrağandan çıkarılıp Amcaları Sultan Hamldln nezdlne gönderildikleri zaman tahsilleri ile piyanodaki meharetleri ile derhal nazan dikkati çektiler. Ve Padişahın kızlarından birisi (Asıl sultan buunlar. biz bir şey bilmiyoruz) diye ağlamaktan kendisini alamadı.
Bu saraya kapandığından üç ay sonra asabı buhranları geçen V. Murat mütevekkil ve sakin bir hayat yaşamaya başlamıştı. Biraderinden hiç bir şey İstemez, Çırağanı kontrola memur musahiplerin vesairenln tazyikine karşı metanetini muhafazaya çalışırdı.Yalnız İki defa Başmüsahip Cevher ağanın ağır muamelelerine karşı şiddetli davranmaktan kendisin ı alamamıştı.
Namık Kemalin talebesi olan eski Hükümdar Çırağan sarayında şiirle de uğraşıyor ve bazı gazeller. manzumeler yazıyordu. V. Murat Vlsallnur hanıma duyduğu alâkayı:
Na. muradım talihim
avaredir
Karakter teşhisinde kadınlar erkeklerden daha çok muvaffak oluyorlarmış
Londrada bazı psikologlar yaptıkları tecrübelere göre, kadınların ilk defa tesadüf ettikleri kimselerin karakterini okumakta erkeklerden daha mahir oldukları anlaşılmıştır. Tecrübeyi yapan âlimler, bir çok ka-
dın ve erkeğe, tarihte meşhur yan gibi muhtelif olarak tanınmış bir çok şahsi-! mahlûkların ovada, evlerde do-yctlerln fotoğraflarını göster- laş m ularına ve vaıandaşlan da inişlerdir. Fakat resimler göste- lamalarına sebep olmaktadır rillrken. üzerinde tecrübe ya-' Azitne adında orta yaşlı bir pılan kimselerin, fotoğrafları kadının başından geçen hadl-evvelce görmemiş olması şart seyl orijinal bulduğumuz için koşulmuştur. | kaydediyoruz:
Londra ûnlverslteel âlimle-1 «inde «taran bu
Tinden J. S. wı:MPn,n Hyase- td!“l"n scctle’'
tinde yspüon tecrübeye W W,.'‘L’Lîf 1“ iştirak etmiş ve bunlardan bak-1 w’ «*— ■ ... .......
tıkları resim sahiplerinin zeki, aptal, müşfik, zalim, kibirli, mütevazı gibi sıfatlarla tarif edilmesi İstenmiştir. Gösterili fotoğraf sahiplerinin hüviyetleri profesörler tarafından bt-lindlği için, kadınlarla erkeklerin verdiği cevaplar karşılaştırılmış ve kadınların erkeklere nazaran iki misli doğru tahminlerde bulunduğu görülmüştür.
Gösterilen resimler arasında XVI Louls, Fransız İhtilâli atmalarından Robesplerre, meşhur PrusyalI komutan Helmutt vûn Moltke gibi simalar vardır. Kdaınlar Robespierre’ln resmini görünce meşhur ihtilâlcinin karakterini olduğu gibi okumağa muvaffak olmuşlardır Diğer ikinci derecede meşhur şahsiyetlerin karakterlerini okumada da yine kadınlar birinci gelmiştir.
I'
bir cisme temas etmiş ve secca-| denin altından yarım metreden I uzun bir yılanın fırladığını ve ' belinden yukarı kalkarak di-,n lini çıkardığını görmüştür Bu' ; nun zararsız bir ev yılanı oldu-ı ğunu tahmin eden kadın namazını bozmamış ve yılan, na-, m az bitinciye kadar bu minval üzere durmuştur.
Yılanın dilini çıkarması «yalvarma» İşaretidir bu yılan da Azlıııeden yardım istemiş imiş
Yılanın üzerinde bazt yara alâmetleri görüldüğünden bir tehlike atlattığı muhakkaktır. Sonradan yılan bir deliğe ğire-kaybolmuştur.
rek
Kendi kendine kahve
Tophane kasrı
Tophane kasrı, vilâyet Bayındırlık müdürlüğünce tâmir ettirilmektedir Tâm'rat yakında bitecektir. Belediye, bunuma malül gazilere vermeği kararlaştırmıştır; Malûl gaziler burasını idare merkezi olarak kullanacaklardır.
pişiren cezve
New - Yorkta, comlng cam işleri kimyagerlerinden Dr. Ro-bert H. Dalton'un söylediğine,-—- -.......... —•
göre, Amerikada son zamanlar- mukavemetine maliktir, da hiçbir hararet vasıtasına lü- Cezvelerin kendi kendilerine zum göstermeden kendi kendi- kahveyi pişirmesi de, üzerlerin-np kahve pişiren cezveler 1- deki mahfazaları sayesinde cat edilmiştir. Camdan imal e- mümkün olmaktadır. Çünkü bu dilen bu yeni cezvelerin üzerle- mahfazalar üzerinden geçen en rl elektriği nakleden, hususi bir ufa kblr cereyan oldukça mü-mahfaza ile örtülüdür. hlm bir hararet tevlld etmekte
Cezvelerin üzerindeki muha- ve cezvenin içindeki kahve de fazalar, şeffaf ve son derece kendiliğinden pişmektedir.
ince olduğu halde, fevkalâde serttir; ve bu serilik sayesinde îo-io.ooo ohm'luk bir elektrik
II
Eski kral Peter bir gazeteciye uzun demeçte bulundu
Roma 22 (AP) _ Eski Yugoslav kıralı Peter, dün, Birleşik Amerika devletlerini, Yugoslav devlet reisi mareşal Tifonun batıya karşı takınmakta olduğu dostane tavra dikkat etmeğe davet etmiştir.
Bir mülûkat esnasında eski kırai, Tifonun batıya İktisadî yardım için yaklaşmakta olduğundan «şüphe etmediğini» fakat bu yaklaşmanın da; ko-mlnformun ablukasının tesiri olduğunu söylemiştir.
Peter. hâlen Yugoslavyada bir dahili ayaklanma olmasını imkânsız olarak vasıflandırmış ve Tifonun ancak Rusya tarafından devrik bileceğini kaydetmiştir.
• Rusya Tliodan kurtulmak istemektedir, bunu şiddetle arzu etmektedir, fakat Yugoslavya ile yapılacak açık mücadele şimdilik Rusyanın işine gelmez» kanaatini İzhar eden Peter bu mülâkatı münhasıran Associated Press muhabirine vermekteydi
Peter buraya dûn gelmiş ve mütenekklren Roma otellerinden birine İnmiştir.
Eski kırai, .Doğu komünistleri İle şimdilik açası açık olmakla beraber Tifo bir komünisttir ve Amerikaya karşı hiç bir sevgi beslemesine imkân yoktur, demiş. Amerikanın Yugoslavya ile kısa vadeli anlaşmalar yapmasını ve ciddi surette bağlanmamasını tavsiye etmiştir.
Peter, Tifoyu »müstakbel doğu ve batı harbinde tarafsız Kini irtem kalabjJm'k W" her wyi yap. içvüzü. |ma*a ha!!,r b,r k,zı1 Eranko» ’ ' olarak vasıflandırmıştır. şayet
|2,3| Peiersburndıt çıkan Ve- bir harb olacak olursa. ‘Rusya yeslik Yeuropi mecmuasının ve peykleri derhal Yugoslav-1876 yılı eylül nüshasında V. yayı baştan başa işgale teşeb-Trpiof un makalesi. I bus edeceklerdir ve Yugoslav-
Derdime ancak visalin
çaredir
Mısralariyle ifade ediyor. Sık sık da vatani doygularını kaleme alıyordu. Bir meozumesin-de:
Terki bezmekti dağıldı
Mikan
Şaşıma zindan gibi oldu
cihan
Soldu fuller ateşe yandı
Akıbet bitti, harap olda
Diyordu.
V. Murat Çırağan sarayında çattıklarına ve yakınlarına geçmişe alt hâtıralarını naklederdi. Bunlar arasında bilhassa babasını, amcasını ve Avrupaya seyahatlerini anlatırdı.
Çocuklarına Fransamn, İngiltereli in uzun tasvirlerini yapar, oradaki hürriyetleri İzah ederdi. Bir gün hürriyet olacak, hepinizi alacağım bir vapurla o memleketlere götüreceğim, derdi.
Eski Padişah bu konuşmalardan sonra çocuklarını dairelerine gönderince Eaşkudınına (Kadın, artık ben o günleri göre-mem, bunlan çocuklara ümit ve kuvvet vermek, onları oyalamak İçin söylüyorumi derdi. I
V Murat geçmişe ait hâtıraları nrasında hiç bir vakit tahta çıkışından ve o günlerdeki hâdiselerden bahsetmezdi.
|1] — Süleyman Saray ve Babıâlrnin
mücadelenin
ya bu istilâyı yalnız başına kar-şılıyabklecek iktidarı haiz değildir.
Eski Kırai, Yugoslavyada Tl-to aleyhine gizli bir faaliyet ve teşkilât bulunduğunu sanmadığını. çiinkü. halkın on beşte birinin komünizme tahammül ettiğini bildirmiştir.
Halk korkmaktadır, nazllere karşı yaptıkları
neticelenmediğini gördüler ve şimdi mütevekkil dırlar diyen Peter, ancak Ingiltere ve Amerikanın fiili ve kuvvetli yardımının Yugoslav-yada demokratik bir İdare tesisine imkân vereceğini belirtmiştir.
Peter, milletin herhangi bir davetine İcabet etmeğe hazır olduğunu söylemiştir.
Eski kır al. Yugoslavyanm komünistlerle arasını açmasının, Yunan asi ve çetecilerine yapılmakta olan Yugoslav yardımının kesilmesi demek olmadığını söyledikten sonra Balkanlardaki durumun ancak batı İle doğu arasındaki görüş ayrılığına kati olarak bir son verildiği zaman düzelebileceğin! kaydetmiştir.
Milano gazetelerinden birinin dün verdiği ve Tifonun dahili bir isyanın tesirlerinden kurtulmak için Meksika ya kaçacağına dair intişâr etmiş olan haberleri «tamamen asılsız» olarak vasıflandırmış ve «dün Par isten bir dostum telefon ederek ayni şeyi söyledi, fakat bu doğru değildir Benim şu sıratla İtalyada bulunmamın bu gibi söylentilerle bir alâkası ] yoktur, biz kıraleılar artık Yugoslavyada kan dökülmesini İstemiyoruz. Yugoslavyanın serbest seçimler yapabileceği günün gelmesini bekliyoruz.* demiştir.
oturmakta-
Salonlardan muhtelif köşeler

150 senelik bir vitrin önünde — Tarihe karışan bir Türk sanatı — Çeşmi bülbüllerin feryadı — Memleketimizde nadir görülen mobilyalar —Biblolar—İSnci asırdan bir yelpaze — Abclülhamit zamanında saray için yapılan bir saat Gravürler Sergi mi müze mi?
Dekorasyon mağazasının sahibi Selâhaddln Refik Sırma!ı-nın. Paris dönüşünde, memle-i kelimizin eksik taraflarından biri olduğu şüphesiz bulunan jdstil mobilya» mevzuunda yeni bir teşebbüse geçtiği memnuniyetle haber alınmıştır.
Hepsi birer birer seçilmiş yüzlerce parça mobilya şaheserleri. stil kanapeler, berjerler. markizler, koltuklar, tabo-reler, marketeri yaldızlı lar, bayüJer, vitrinlerle bi lan Sevr, saks Drestln ve Çin parçalan vazolar, biblolar, tabaklarla mağazanın ûst kat salonlarında vücuda getirilen muhteşem sergi önümüzdeki pazartesi günü saat 16 da hususi davetlilere ve gazetecilere açılacak; o günden itibaren de bu nadide eşyaların satışlanna başlanacaktır
Emsalsiz bir vitrin
Sergide en çok nazan dikkati celbeden bir vitrin önünde duruyoruz: 150 senelik bir parça olan ve tam amile meşe ağacından yapılan bu emsalsiz vitrin üstündeki oymalar, o derece İtina ve incelikle yapılmış ki bir kal em kârın bu sert ağaçtaki girinti ve çıkıntılara nasıl kalem işletebildiği insanı hayrete düşürüyor! Sanki o güzel motifler ve dallar, sanatkâr elinden dantellermiş olarak çıkmıştır. Bu işlerden anlayan bir oymacı ustası, gıpta duyduğunu gizleyemiyor ve bu arada dert de yanıyor
«— Nerede bİ2de bu İşi. şu incelik ve zerafetle yapacak usta?.. Bir zamanlar Türkiyede çok güzel oymalar yapılırdı Bıı işlerden anlayan pek çok ustalara taşlanırdı. Fakat şimdi, Türkiyenin bu şaheser sanatı tarihe karışmış vaziyettedir; Ustalar birer birer kayboluyor, yerlerine yenileri yetişmiyor, çünkü memleketin başına bir kübik belâsı çöktü.*
Vitrinin İçini gözden geçiriyoruz O güzelim çeşmi bülbüllerle Beykozların da, oymacılığın tarihe karışmasından müteessir olan muhatabım gibi yaslı ve elemli bir duruşları var! Onlar da bizde bir za-| manlar dünyayı hayrete düşüren cam sanayiinin nasıl kaybolduğunu göz yaşları içinde, seyredenlerin kulağına fısıldıyorlar. Meselâ şu zarif Zem-zemlik İle Gülâbdonlıklar ve vazolar, bize has olan bu İnce Ve zarif cam sanayiinin tedenniye uğradığını haykırarak anlatmak İstiyorlar...
Vitrin önünden ayrılırken, bu eşyanın 150 senelik hayatı olduğuna âdeta İnanamıyoruz. Çünkü, bugün usta elinden çıkmış gibi pırıl pırıl, yepyeni ve dimdik ayakta duruyor! Bir de bugünkü mobilyalarımızı btr gözden geçirelim; Bir gardro-bun 2 «ne sonra kaplamalarının çatlamamasına, geçmelerinin gevşememesine, yahut da bir iskemlenin bir yıl sonra bacaklarının oynamamasına imkân var mıdır? îşte şu tarihi vitrin, bizde mobilyacılığın da inkişafa doğru değil tedenniye doğru yol aldığına en güzel w canlı bir misal teşkil etmektedir
Memleketimizde nadir görülen mobilyalar
Selâhaddln Refik Sırmalı, ce zevki, yüksek takdir salâhiyeti ve yaşından umulmıyan enerjlslle birer birer seçerek getirdiği «stil mobilyalar» la bir satış sergisi değil, memleketimizde pek nadir görülen bu parçalan bir araya getirmek suretlle bir -stil mobilyalar müzesi, hazırlamış oluyor Meselâ. gözümüzü bir türlü üzerinden ayıramadığımız şu fevkalâde itina ile işlenmiş kana-pcyl daha yakından tetkik e-dellm: Bunda da oymacıhğua .en üstün ustalığı şahlanmakta,
in-
üstündeki üç heykel, koltuğa bam başka bir güzellik ve azamet vermektedir.
Bilhassa şu Marketeri ve yaldızlı masaların cazibesinden de kurtulmak kolay değildir.
Pazartesi giinü saat 16 dan itibaren açık bulunacak bu stil mobilyalar meşherini gezerken, Selâhaddln Refik Sırmalıya bir dostluk Şehir kıymetli sanatkârını da orada görüyorum:
ve bu suretle elinden çıkacağından d2 müteessir...
Bir yazımda teşbih m • ’ •
olduğunu belirtmeğe çalıştığım Selâhaddln Refik Firmalının bu merakını, vitrinlerden biri önünde daha canrı nihailer i? tesbtt etmek imkânını da buluyoruz. Piyasada mevcuduna taslaması imkânsız hale geleıı Kuka-
mil ritJllK Ol 1 lUıBIKJ .1 MU
ziyaretinde bulunan, ,psbihl?rden Narcıllar. Tiyatromuzun bir kaç ,ar- ŞahMaksutlar. ilh. .
-- - ■ -I Van tarafımızda da güzel bir
&wau^u»uu> salon saati Türüyoruz. Bağadan
‘’^'ölredlk. gördük ve doya-, mamul ve altın yaldızlı bir saat madik! diyorlar. Bu kıymetli vej’’* -~
nadide parçalar karşısında insan, birinci gezişinde afallaşı-yor, İkincide sanat üstünlüğünün zevkine vanyor. Fakat İki gezmede de salonları dolduran bu şaheserler karşısında İnsan, yine de tatmin edilmiş olarak ayrılamıyor, üçüncü bir gezmenin ve tetkikin ihtiyacını şid- 1 d etle hissederek evlerimizi bu şaheserlerle süsliyememiş olmanın üzüntüsünü duyuyor. 1
Diğer vitrinler önünde
Salonlarda yirmiyi mütecaviz ■’ vitrin, lebalep vazolar, biblolar. 1 tabaklar vesaire ile dolu... Hepsi de Sevr, saks, Drestln ve Çin parçaları... Gelişi güzel bir vit-
'ki cpphröi Türk mtnelerile tez-Jyin edilmiş...
Tarihi hakkında kısaca malûmat veriliyor:
- Abdülhamlt devrinde saray irin yapılmış...
Duvarları süsleyen gravürler de. öyle tahmin ediyorum ki ziyaretçileri saatlerce salonlarda alıkoyacaktır. Hele o bibloların güzelliği..
Hülâsa Selâhaddln Refik Sırmalı, Parts dönüşünde İstan-bulda sadece bir »stil mobilyalar» satışı için yeni bir hainle yapmış olmuyor. O bu hamlesinin içinde meraklıları için bir de »müze* kurmuş oluyor
Ctmakddin BİLDİK
îstanbul - Kıbrıs -
rin önünde daha durarak tet-, Beyrut hava seferleri kik edelim Lül Çatarı. Lük| Derlet bara yollar, İstanbul keıız devirlerini üstündeki re-, slmk-rlle canlandıran yelpazeler... 18 nci asırdan kalma bir yelpaze daha görüyoruz kİ bu. vitrinin en görünmez bir yerine konmuş! Beni gezdiren zata soruyorum:
«— Şunu biraz daha meydana çıkarsanız daha iyi olmaz mıydı?
— Lâf aramızda, diyor, patron onun satılmasını arzu etmiyor da onun için gizliyor.
Salonların tezyininde böyle bir haleti ruhi yenin hâkim olduğu gözden kaçmıyor: Selâhaddln Refik Sırmalı, titizlikle üzerinde durarak intihap ettiği ve seçip getirdiği eşyalardan b|r çoğunun satılıvereceğinden
I ve Ankaradın Kıbns ve'Beyrııta hava seferleri İhdas etmişti;. Bu Seferlere perşembe gününden İtibaren başlanmıştır
Bu husustaki tarifeye güre her halta perşembe günleri sabah saat onda Yeşiltoyden hareket eden oir hava yolları uçağı, Ankara ve Lcikoşa'ya uğradıktan sonra saat 17.15 de Be. -ruta varmaktadır Aynı uçak her hafta cuma günü saat 13 te Beyruilan hareket ile yine Lef-köşaya ve Ankaraya uğnyûıa.t saat 19.20 de Istan bula vasıl olacaktır.
İstanbuldan Bejrrata kadar gidiş ücreti 203 liradır. Her yolcu beraberinde 30 kiloluk palasız bagaj götürebilecektir.


23 Temmuz IM9
A B. IY1
Hl.l! AKŞAM KIK HİKÂYE
Yaşamak istemiyorum^
Onun kaçışı, benim İçin dehşetli bir darbe oldu. Nazarlarımda hayatın arlık kıymeti kalmamıştı. Hiç olmazsa Madlenin bir gün bana döneceğine dair bir ümidim olsa... Fakat böyle bir ümit de kalmamıştı, çünkü Madlen. âşıklarından biriyle Cenubi Amerikaya gitmişti.
O zaman ne yaptım, sanıyorsunuz? Tabancamı, şakağıma dayıyarak tetiği çektim. Haffiçe yaralandım, yattığım müddet esnasında, bir kadın, başımın ucundan bir an bile ayrılmadı. Bu da Madlenln kız kardeşi Alindi. Alin de ablası kadar güzeldi. Fakat daha nazik ve şefkatli idi.
Sözü fazla uzaLnııyayım! Bir gün Alin’in beni sevdiğini anladım. O halimde onun sevgisi, benim için şifa yerine geçti. Madlenden boşanarak kız kardeşi Alin ile evlendim.
Yeni karımın yanında mesut muydum? Heyhat I Hayır. İki et-nedlr biliyor musunuz? ablası
Avukat Bose bir ahbap toplantısında söze başladı:
— Jtlber Breman, hayatımda müdafaa ettiğim canilerin en hayrete şayan olanıdır. O-nun muhakemesi önceden kaybedilmiş bir dâva idi. Şunu söyliycylm kİ. ben baro tarafından resen onu müdataa etmeğe memur edilmiştim. Çünkü kendisi avukat tutmak istemiyordu.
Onu hapishanedeki hücresinde İlk defa ziyaret ettiğim saman karşımda hatları ince, tavırları nazik, ifadesi tatlı bir genç gördüm. Maksadı ziyaretimi anlar anlamaz, hüzünle başını salladı ve bana:
— Boş yere zahmete giriyordunuz dedi. Onu fikrinden caydırmak için sarfettiğlın bütün gayretler, neticesiz kaldı. Fakat sonunda çok ısrar ettiğimi görünce anlatmağa başladı:
Vaziyetimi anlatınca beni müdafaa etmenin lüzumsuzluğunu kendiniz de anhyacaksı-nız. Size anlatacağım şeyler, kadını her an mukayese mahkemede söylenecek şeyler- mek den değildir. Belki bu sebepler, Ben her dakika Alln‘1 cinayetimi İzah edecek, fakat Madlenle kıyas ediyor ve be-halclı göstermlyecektlr. Sonra »1 bırakıp kaçmış. Hain kadı-ben cezamı çekmek İstiyorum, nın sönmez hasretini çekiyor-Çiinkii cezayı hayatta kaldı- dum. Alin, az bir müddet son-gim takdirde çekeceğim vicdan ra kitabimde ablasının yerini azabına tercih ederim. | tutamıyacağını anladı. O za-
Hlkûyeme nereden başlıya- man zavallı karıcığım, masum yun: Ha... evet... karımı öldür- bir hileye bşavurmağa karar dûnı. Alin'in. şu parmaklarımla verdi. Bir akşam İşlerimin çok-boğazını. cansız yere serllincl- luğundan eve geç döndüm. A-ye kadar var kuvvetimle sık- " tun. sıktım. Alin, yirmi yaşında çok güzel bir kadındı. Beni bütün ruhiyle svelyordu. Fakat onu nasıl öldürdüğümü anlat-’ mazelan evvel size Madlenden bahsetmeliyim. Madlen, karım Alinin ablası İdi. Onu size tasvir etmeğe İmkân yok. Bir çok kadınlar güzel olurlar ve erkekleri heyecana dûşürurlcı. Fa- Eirlnce, Madleni kendine has kat erkekleri teshir etmek ve tarayışı, allık, ruj ve 14-kendilerine köle yapmak kud-,vanta sürüfüe karyolada uzan-retine malik olanlar pek azdır. mı? gördüm.
İşte Madlen, bu tip kadınlar-1 B,r atlayışta karyolanın ya-dandı. Çözlerinin ve sesinin sİ- n,na giderek başını ellerimin hir ve cazibesine mukavemet et »tasına aldım. Zannedersem ntek mümkün değildi. Ben o- onu öpmek İstiyordum. Fakat nun aşkından deli olmuştum. I birdenbire içimde âni bir deli-
O da beni sevdiğini söylediği zaman duyduğum sevinci, hayalımda başka bir defa hissetmedim. Madlenln sözü gerçek miydi? Belki o da beni sevdiğini sanmıştır. Fakat Madlenln bana karşı aşkı bir kraliçenin kölesine beslediği sevgiye benziyordu. Şiddetli ısrarlarım karşımda Madlen benimle ev-| lenmeğe razı olduğu zaman se-ı vincimden çıldıracaktım. | Düğünümüz, bir müddet sonra oldu. Bir kaç hafta tam bir ( saadet İçinde geçti Sonra Mad-lenin bana karşı aşkı, daha doğrusu kaprisi söndü ve bana ihanet etmeğe başladı, Be-' ni mütemadiyen aldatıyor ve' bu ihanetlerini tabii addetmemi iddiasında bulunuyordu.
Çektiğim işkence ve zilletleri sîze ııasıl anlatayım? Her yeni ihanetine karşı çılgına dönüyordum. Bir çok defalar onu Öldürmeğe karar verdim Fakat Madlenin bir tebessümü, beni ayaklarına kapandırmağ3 ve kendisinden af dilememe kâfi geliyordu. En çok korktuğum' cihet, Madlenln beni bırakıp! karması İdi. Nihayet bir gün bu da başıma geldi ve Madteıı' beni bırakıp kaçtı. 1
Yaralı
Mahkeme Koridorlarında
I Suriye I Mektupları
1 (Baştarafı 4 üncü sabifede)
■ tanımız Mareşalimiz sayesinde
■ yurdumuza vâki herhangi bir
■ saldırış karşısında şerefle çarpı-r şacak ve İcabında şerefle can
■ verecek bir duruma geldik.»
Güneşin kızgın iğneler gibi İn san vücudunun örtüsüz bulduğu kısımlarına saldırdığı bu â-rızalı dağlarda vatan bekçiliği yapan bu askerlerin şimdiki ruhi mânevi bünyesiyle eski İdare ' zamanındaki zillet ve meskenet halini kıyasladım ve hatırıma eski Yunanca bir bilmece de-1 vine geldi: (Komutanı tavşan ve aratanlardan mürekkep bir orduyu mu, veyahut komutanı aslan ve tavşanlardan mürekkep bir orduyu mu tercih edersiniz? Cevap: İkincisini tercih ederim.»
Bu askeri ve vatani şeref de bugün hattâ siyasi muarızları tarafından bile Mareşal Zaim'e maledllmektedir.
Hule gölü kıyılarından iki kilometre ötede (Lübnan) hududu başlar; o cephede ise hiç bir savunma cihazt yoktur: resır.i Lübnan, kendisini devletler mü vazene ve rekabetinin ve ONU Anayasasının muayyen hüküm ve maddelerinin nazari ve manevî himayesi altında görerek müsterih bir hayat yaşamaktadır. Bununla beraber Suriye komutanları Suriye ve Lübnanııı askeri bakımdan birbirinden ay rıltnasma İmkân olmıyan bîr bütün teşkil ettiklerinden Lübnan hududunu da orada her vakit bulundurduktan bir kaç , tabur kuvvet İle daima savunmağa hazır olduklarını ve böy-, lecc ansızın arkadan sarılmak , ihtimalinin önlenmiş olduğunu . söylemektedirler,
Karşı tarafın haber almak 1-: çln saldırdığı casusların hemen ı hepsi Filistinli Müslüman Arap ı imiş; karşı cephe istihbarat ser-
■ v is İn İn bir sefer İçin bir ajana
■ verdiği parada yirmi beş ile 0-tuz beş lira arasında olduğunu öğrendik.
Suriye ordusunun talim ve • terbiye sistemi Fransız sisten.t-; dir. Silâh ve teçhizat ise muhtelif ve muhtelittir. Komutanların hepsi Tûrkçeden başka mükem-. mel Fransızca da konuşuyorlar. Cephede son olarak ziyaret et-I llğimlz yer de. (Şeria) nehrinin mukaddes bir kaynağı oldu: Hazret! İsa bu kaynaktan su içtiğinden burası mübarek ve u-I ğurlu bir kaynak telâkki ediliyordu. Tam güneş batar ve cephedeki oruçlu ordu erkân ve unıera ve eratının bir çokları o-! ruç bozarlarken biz de yanımızdaki oruçlu subaylar vc bize hoş geldiniz demek İçLn gelmiş olan oruçlu köy muhtarları ve ileri gelenleriyle buz gibi sudan ûç . bardağı üst üste gövdeye yuvar-,ı ladık. (Orduda oruç ihtiyaridir)
Bu gezide yanımda iki Lübnanlı arkadaş var İdi; birisi Beyrutta çıkan Al-Kayat gazetesinin sahip ve baş muharriri Kâmil Mroaw diğeri de Lübnan Cumhurbaşkanının yeğeni ve hususî kâtibi Piyer El-Ktıaurl. j bu iki arkadaş kendilerini Ma-' reşala takdim etmemi bana rica ettilerdi; nâçiz muhabiriniz de sayın (Zaim)in (Akşamla olan giizel teveccühlerine güvenerek ikirinl beraber götürdüm; takdim ettim ve cepheyi beraber gezmekliğimize müsaade aldım.
Şakir ÇEÇEN
Korkarım, cennette de uşşâk râhat görmeye!..
---7/la$e£;
,1
line de yemekte beni beklememesini ve gece yarısına doğru eve gideceğimi telefonla söyledim.
Fakat eve gittiğim zaman Alini yatak odamızda bulmadım. Koridora çıkınca, Madlenin kaçmazdan evvel beraber yattığımız odanın kapısını açık Ve içinde ışık gördüm. Odaya Fa- Bitince, Madleni
ilk peyda oldu. Başını bırakarak var kuvvetimle boğazını sıkmağa başladım ve onu boğdum. Zavallı Alin'in kendini bana sevdirmek için başvurduğu bu masumane hile, hayatına mal oldu. İşte hazin maceramın hikâyesi budum Kendimi niçin müdafaa etmek ve yaşamak istemediğimin sebebini şimdi anladınız mı?
Avukat Bose burada durdu ve geniş bir nefes aldıktan sonra İlâve etti:
' — Sanık Jtlber idama mah-
kumiyet kararını kayıtsızlıkla ’ dinledi. Bir kaç gün sonra hiç , bir heyecan ve telâş eseri gös-ı termeden İdam sehpasına me-| tin adımlarla çıktı.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Mahkeme, tapu,icra ve noter ilânları
Bedelleri hususi şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu vc noter ilânları gibi resmi İlânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» idaresi tarafın -dan kabul edilmektedir.
’■■■■ -------------------------------
Kızlara Suikast
ZABITA ROMANI
Vatan; Agatha Cbrfstle Tercüme eden: Yİ - NÛ
— Tefri Ira No. 56
fevkalâde uğraştım. Mütemadi-1 yen arkamdan koşuyor, tehditlerle. şantajlarla benden paral sızdırmağa uğraşıyordu. Nihayet, beni öldürmek fikri zihninde yer etti, kaldı. Zavallı, bu hareketinden dolayı mesul sayılamazdı. Maggîe Buckleyi de. şüphesiz o öldürmüş olacaktır. öyle sanırım, karanlıkta unu ben zannetmiştir.
«Bütün bunları daha evvel anlatmam lâzımdı ama. vaziyetten emin değildim. Nick'in başından öyle garip hâdiseler geçti kİ, İhtimal yanıldım diye düşündüm. Fakat bir gün, bay Polrot'nun masası üzerinde, yırtılmış bir mektubun parçasını gördüm. Bu. kocamın bana yolladığı bir mektuptan parçaydı. O andan itibaren bay Polrot'nun iz üzerinde olduğu kanaatine vardım. Mücrimin
I yakında yakalanacağına enıln oldum. Fakat şu zehirli çikola-
I talar meselesini hâlâ bir türlü halledemiyorum. Kocamın Nick'l öldürmesinde hiç bir sebep yoktu. Arkadaşımın aleyhine tertibedllnılş bir suikasda nasıl karışabilir, kestlremlyo rum. Kafamı yoruyorum, yoruyorum? Muammayı halledemiyorum.
Zavallı kadın, bir an, yüzünü avuçtan içinde gizledi. Mazlum bir sesle:
— İşte... Anlatacaklarım bun dan ibaret... — dedi.
XXI
■ K» MARKALI ŞAHSİYET
Lzarus, hemen, genç kadının yanına yaklaştı:
— Sevgilim- Sevgilim! — dedi.
Poirot, büfedeki şişelere yaklaştı. Bir kadehe Porto şarabı
doldurup Freddie'ye uzattı. Kadın, şarabı içtikten sonra, kadehi. gülümsiyerek. meşhur polis hafiyesineuzattı ve dedi ki;
— Biraz daha iyileştim. Teşekkür ederim... Şimdi ne yapacağız?
Japp'a, sual sorar gibi baktı. Japp, başım salladı.
— Buradan ayrılıyorum, bayan Rlce... Benim müdahalem, ancak bir eski dosta yardım içindi. Rolüm, bundan ibaret kalıyor. Mahalli polis, bu işin üst yan mı tamamlar.
— Mahalli polisi de bay Poirot harekete getirir, sanırım.
— Neler düşünüyorsunz, madam! Ben ancak müşavir vazi-yetindeyim.
Nıck sordu:
— Bu skandali üstü kapalı geçiştiremez miyiz Ne dersiniz, bay Poirot?
— Bunun böyle olmasını pek mi arzu ediyorsunuz, madmazel?
— Evet... Çünkü başlıca hedef olan bendim. Bundan sonra da bana taarruz cıirıııyacak-tır.
— Doğru... Arlık havalınıza kasde tmiyecek ler.
Boyıın basının düğümünü gevşetip gömleğinin düğmesini cüzmüş. Gri renkli hasır şapkasını sol yumruğuna ge çirmiş. Sağ elindeki kocaman mendili sallıya sallıya pelteli gerdanını yeLpazcIiye rek koridorda ağır ağır dolaşıyor. Sof ceketli, lâcivert pantalonlu, kısaca boylu, göbeği kubbeli bir efendi am ca. Bizi yadırgamadı, tanıyacak gibi oluyormuş da hatırlamağa çalışıyormuş gibi manalı bakışlarla hepimizi gözden geçirerek tebessüm etti. Selâmlaştık ve sorduk:
— Dâvanız mı var, bey e-fendi?
O esnada yanımızdan geçen gene kadına keskin bir nazar atfettikten sonra kırçıl kaşlarını kaldırdı:
— Eski kisvenin kendisine göre zevki vardı, derler. Yalan, efendim. Onu da biliriz, bugünkünü de görüyoruz işte. Neydi o, çarşaf, peçe devrinin umacı kıyafeti? Fışıl fışıl ipek örtülerin altında nasıl bîr mahlûk var acaba, diye düşüne düşüne he lâk olurduk. Bir de şimdikilere bakınız. Mal kendini gösteriyor. Yeğidin malı meydanda gerek. Düşünmeğe, zihin yormağa lüzum yok.
Ben ağzının tadını bilen adamlardanım. Gençlikte çook şeyler gördüm, geçirdim. İnkar edecek ne var? Vaktile kırdığım ceviz kırkı geçti.
— Maşallah, hâlâ gönlünüz taze, amcabey.
Takma dişlerini ışıldatarak çalımlı bir gerdan kırdı:
— Coşturma beni, delikan lı. İhtiyar olsam da gönlüm tazedir. Gönül hiç bir zaman kocamaz ammaaaaa ..
Sağ ayağını yere vurdu, kaşlarını çattı:
şaflı kadın mı gördünüz yoksa?
Karşı köşede duran iri yarı delikanlıyı van gözle süzerek yüzünü buruşturdu:
— Cenabıhak, insana her türlü zevki bahşetmiş amma o zevkleri bozacak haşeratı da beraber halk eylemiş,. Bugün vapurdaki zevkime şu münasebetsiz adam musallat oldu, seyahat eğlencesi burnumdan geldi. Vapurun neşesinden ayrılıp da korakolun kasvetine girmeyi düşünsene. Çekilir şey mi bu? Üstelik bir de mahkemelerde dolaşmak var.
— Ne oldu? Delikanlı ne diye üzdü sizi?
— Delikanlı değil, düpedüz deli herif. Sataşacak a-dam arıyormuş, gelip beni] bludu. Babası yerinde bir adamla döğüşe kalkışmak I yakışır mı şuna? Ahlaksızın biri olduğu besbelli. Ne terbiye var, ne iz'an. Lâkırdı söylüyorum dinlemiyor. U-tanmadan tokat vurmağa da kalkışıyor, edebsiz.
— Sebep nedir? Neden kavga ettiniz?
— Onu alâkadar edecek hiç bir seben yok. Vapurda bizden iki sıra gerideki ka-napede beş tane genç kız o-turuyordu. Yüzleri bize dönük olduğu için her hareket lerini seyrediyorduk. Tatlı tatlı konuşuyorlar, gülüşüyorlar, birbirlerile şakalaşıyorlar, çapkın çapkın bakarak etrafındakilerle alay e-, diyorlar. Onları seyrederken, şehİslâm Yahya efendi merhumun şu beytini hatırladım. yanımda oturan zata dönüp okudum:
«Korkarım, cennette de uşşâk râhat görmeye.»
«Öğrenirse şîvei hûbân-ı İstanbullu, hur.»
— İşte o amma'ya gelince akan sular duruyor. Bak hele, gene vapurdaki sahne gözümün önüne geldi. Aman efendim, ne idi o manzara! Bir cıvıltı, bir cıvıltı. Yalnız ses mi ya? Vapur değil, mu-! habbet kuşu kafesi. Otur-, dukları yerde bile sanki ka- ( nadlanıp uçuyorlar. Gö- ’ zünden de, kulağından da( zevk alıyor insan, Gönül a-zabı neresinde bunun? J
Mendilile yanaklarını kuruladıktan sonra göz kırptı.
—İstanbulun hali başka- j dır vesselam. Her yerde bu zevk bulunmaz ha.
— Vapurda hoşça vakit geçirdiniz öyle mi?
— Her zaman vapurda vakit hoş geçer, efendi oğlum. Bilhassa yaz mevsimin de nisa zanbak gibi açılıveritı ce vaktin nasıl geçtiğini bile farkedemiyor insan. Bü-yükdereden vapura giriyorum, dervişin tılsımlı seccadesine oturmuş gibi gözlerimi kapayıp açmağa vakit kalmadan kendimi köprüde buluyorum. Çarşaf devrinde, böyle miydi ya?
— Sormak ayıp olmasın amma mahkemede ne işiniz1 var? amcabey? Vapurda çar-1
Şu kerata da yanında bir kadınla beraber karşımızda oturuyordu. Ben beyti okuyunca kulak kabarttı, sonra boynunu uzattı; «Şimdi söylediğinizi bir daha tekrarlar mısınız?» dedi. Delikanlının edebiyata merakı var zannederek memnun oldum, daha yüksek sesle tekrar okudum ve; «Huriler, İstanbul güzellerinin şivesini, işvesini öğrenirlerse, âşıklar cennette de rahat yüzü görmezler» diye mânasını da anlattım. Fakat ben lâkırdımı bitirirken terbiyesiz herif birdenbire yerinden kalk-1 tı: «Vay, sen benim nişanlıma lâf atıyorsun. Deminden beri bizim konuşmamızdan, nişanlımın, ismi huriye olduğunu öğrendin, sarkıntılığa kalktın öyle mi?» diyerek boğazıma sarılıverdi. «Aman evlâdım, o nasıl lâkırdı? Senin nişanlınla be-1 nim ne alâkam olabilir? İs-) minin de, cisminin de far-l kında değilim. Ben şu karşı-I daki kızlar için söyledim» I dedimse de edebsiz herife lâkırdı dinletemedim, en sonunda karakollara düştük. |
Mahkeme acildi, kıskanç delikanlı ile konuşamadık.
Ce, Re.

Çikolata ve Şekerlemelerini arayınız.
Muhtelif boylarda Fantezi Ekstra Ekstra Lüks tabletlerini,
Sütlü ve Ballı bademli çikol a tinlerini,
Zarif Fantazi kutularda çeşitli Spesial çikolatalarını, meşhur keskin nane komprime şeker lerini,
Mcyvalı ve sütlü muhtelif karamela çeşitleriyle Limonlu MABEL dropslarmı olduğu gibi bütiin yurdda eşsiz ’ıir rağbet kazanan:
Miki, Texas ve Mabel BALONLU ÇİKLETLERİNİ
her yerde İsrarla arayınız,
«MABEL» alâmeti, mamullerimizin evsaf ve ambalaj zerafetile emsalinden üstün olarak takdir edilen bi-lûmum maddelerin saflığı hususunda emniyet telkin eden yegâne alâmettir.
'7// /? /? kolala ve
Şekerleme
Galata - İstanbul
BÜYÜK MÜZAYEDE
İLE KIYMETLİ İNGİLİZ ve AMERİKAN MALI EŞYA SATIŞI
24 Temmuz 16+9 pazar günü saat 10 da MECİDİYEKÖY Büykdere Cad. Fulya Deresi sok. 2 numaralı vlUâ'da bulunan ve eski Amerikan Deniz Ataşesi Lt. Comdr. JAY A BASTON'a alt çok kıymetli eşya ve biblolar açık arlnrma ile satılacaktır. İngiliz malı hakiki Chlppendale 11 parçadan İbaret HARİKA YEMEK ODA TAKIMI, Mağon ağacından Beautyrest yatağı ile beraber yatak oda takımı. Ampir stilinde avize, kolon abajurlar. Larap abajurlar ve aplikler, İngiliz stilinde Magon ve Pelesenk çay. oyun ve salon masaları, Splndlechair koltuklar. Komodlar, sekreterler. Kauç divan ve hasırlı sandalyalar. Alman gümüşü baıık takımı ile beraber 12 kişilik çatal bıçak takımı, kristal su, kokteyl, şampanya, şarap ve Likör takımları, seyahat için büyük boy Termoslar, renkli şarap ve likör takımları, İngiliz madeni pay ve servis tabakları Berlin porseleni, en son model Norge markalı 7 ayak buz dolabı, otomatik Kenmore marka Möbl gaz ocağı ve fırın, Handy Hot Elektrik çama-şir yıkama makinesi, yeni Kenmore markalı Elektrik süpürgesi, otomatik Mayonez va Mixmaster makinesi. Prcssu-re otomatik yemek tenceresi, ütü ve vantilatör, maden beyaz Lak mutfak dolabı, meşe ağacından 8 parçadan ibaret yatak odası, hakiki Rozental imzalı ampir stilinde portkarl, vazo ve şekerlikler. Amerikan traş sabunları ve kremler, keten elbiseler, gömlek iç çamaşırlar, elbiseler, kravat ve ayakkabılar, resimli beyaz Amerikan malı komple çocuk odası. Amerikan Moketler, Acem seccadeler, Veranda takımları, senede bir defa kurulur bir saldn saati, Ekspozisyon cumartesi 23 Temmuz 1949, Fazla tafsilât almak için Portakal Mobilya cvLne müracaat Tepebaşı Morali Pasaj KM NO. 157/6. Telefon: 85İ90 - 43970.
ESTENO-DAKTiLO—| emrnel Almanca Steno - Daktilo bilen bir Bayan Sek- I re ihtiyaç vardır. Müracaat: SANTt TA.O. rtıht-.nı I leşi, 41 Galata. Tek 42901. |
Güzel İstanbul Şekercisinde
Envayi çeşit Bayram, şeserlerlnin en nefisini bulabilirsin!?..
Adres: Mısırçarşısı içi No 3Ü|
Çelik Hangar Yaptırılacak
Müessesemizin Topkapı dışında bulunan servis istasyonu arazisi dahilinde 2 tane çelik hangar inşa ettirilecektir. Bu hangarların plânları sahası, genişliği, inşaya talip olan zatla beraber tesbit edilecektir.
Ellerinde hazır hangar bulunanlarla şimdiye kadar çelik hangar inşa etmiş olan taliplerin ellerinde mevcut olması İcap eden proje ve plânlarlle birlikte Tepebaşında 10? No ıı Başar Apt.da Çukurova ithalât ve İhracat T. A. O. müdürlüğüne 8/8/949 tarihine kadar müracaat etmeleri rica olunur.

— şüphesiz Maggie’yI düşünüyorsunuz. Lâkin, nc kadar düşünseniz de onu diriltecek bir kuvvet mevcut değildir. Eğer bu işi daha fazla kurcalarsanız, arkasından, pek can sıkıcı meseleler çıkacaktır. Freddie'ye dair kim bilir nasıl neşriyat 0-lacak. Gazetecileri susturmak mümkün olamıyacaktır... Freddie böyle şeylere müstahak değildir.
— Müstahak olmadığını söylüyorsunuz, demek...
— Elbet değil... Daha bidayette. size. Frcddic’nin çok fena bir kocası olduğunu haber vermemiş miydim? İşte, neticeyi bu akşam kep diniz de gördünüz. Diğer cihetten, bu adam ölmüştür. Meseleyi daha fazla kurcalamanın ne lüzumu var? Polis, varsın. Maggie'nln kaati-lini aramakta devam etsin Beyhude arıyacak, bir turlu yaka tayamıyacaktır.
—Demek, vardığınız hüküm bu. matmazel?... Bu dâvayı bastıralım... Sönsün, unutulsun, gitsin?
— Evet, rica ederini, pek yalvarırım, bay Poiroi!
Poirot, etrafına baktı. Her-
kesi birer birer gözden geçirdi. — Sîzler bu işe ne dersiniz, baylar, bayanlar?
Herkes, teker teker cevap verdi:
Poirot'nun bana da baktığım görerek:
— Ben de he mf «cirim. — dedim.
Lazanıs:
— Ben, keza. — dedi. Challenger:
— Bundan âlâ bir hal çaresi bulmak mümkün değildir! — dedi.
Croft, katiyetle beyan etti: — Olup bitenlerin hepsini, unutalım. Üzerine sünger çe-' kelim.
Japp:
— Ben de bunu diyeceğinizi biliyordum. - diye gülümsedi. (
Bayan Croft, Nick'e dönüp yalvarmağa başladı:
— Müsamahakâr olun... Affedin... Güzellin, affedin*
Nick. cevap vermedi.. Alil kadını İstihfafla süzdü. |
— Peki, Ellen? Senin fikrin? — Ben de kocam WHliam da.
ağız açıp tek kelime gevezelik etmeyiz. Biz. sır küpüyüz.
lArkası var)
NiŞANTAŞINDA
AMİRAL BRİSTOL HASTANESİNE bağlı
Hemşire Dershanesinde
Öğrenci kaydına başlanmıştır. —Tahsil müddeti 3 senedir. Okul yatılı ve parasızdır.
Kabul şartları :
1 _ Türk olmak. 2 — 18 yaşından az ve 25 ten yukarı olmamak. 3 _Orta okulu bitirmiş olmak. 4 — tyi ahlâklı Ol-
mak. 5 — Sıhhatli olmak.
Müracaat zamanları: Cumartesi öğleden sonra ve pazardan başka her gün saat 9.00 - 16.00 arsında.
Dershne müdürlüğü Giizelbahçe sokak - Nişantaş
—Makinist aranıyor—
Zirai traktörlerle her türlü ziraat makinelerinde çalışmış tamir yapmağa muktedir, tecrübeli makinistlere ihtiyaç vardır, icabında Anadolu şehirlerinde de çalıştırılacaktır. Yaşları 50 den yukarı olmamak ve askerlikle alâkalan «bulunmamak şartilc talip olanların tahsil derecelerini, şimdiye kadar çalıştıkları yerleri, isteyecekleri aylık ücretle beraber mufassal adreslerini 30/7/949 kadar 2324 No Posta kutusuna göndermeleri cira olunur.
Lisan bilenler tercih olunur
W
ULFADERME
YARA MERHEMİ
^a^mî^Çotlak Çibon ve Deri 1
üstü mikroplu hastalıklarını iyi eder. I
HER eczANEDE BULUNUR ------J
AKŞAM
Satıl f e '•
23 Temmuz 1949______________
□ED330 ANKARA IIAİİY'ÛSU
Hu akşamki program
14,58 Avlhs ve proprnm. İt Çocuk Saati. 18 N. S. ayan ve Dans müıifii tP.l. 14.45 Filini nfelod Heri (P1.1, 1» M & ajan -%( Hafcerl»' 1«.«5 GaçmHte Bürün.’ 19J0 Yurttan Sster. ISJÛ Sarınlar. M.15 Radyo Gaatcd. »JO Ser-brs Saat 2C3S İncesaz (Ferahleıa öili), 21,30 Kartçık şarkılar. 22 Konuşma. 32.15 Yarım »at Sopn «Fİ )■ 88.45 M. S. ayan ve Haberler. 83 Dnnr »talfl (PİJ. 23,30 Proçram ve kapanış.
rorklya Senet»
senelik 2800 kuruj SU» mini}
n aylık 1500 • 2900 »
a aylı 800 • IMC »
l evlili 300 > a
Aar« udşiiu için euı kuruşluk pul gönderilmelidir Aka* takdir, de adres dcftijUrlimez
AÇIK ARTTIRMA İ₺E SATIŞ
24 Temmuz 949 pazar günü saat 10 da Göztepede tramvıı , durağı istasyon caddesi yeni toprak sokak 15/4 numaralı Bayan Feride Um ar'a alt tekmil evin eşyası, krlstalları. kıymetli avizeleri, halıları azimet dolayısiyle açık arttırma ile satılacaktır
Aşağıda müfredatını okuyunuz:
Ceviz ağacından mamul renesans Istlllndc tekmili oymalı her keseye uygun yemek odası takımı. Vlyena usulü gayet İyi halde 2 adet aynalı dolablle komodin ve tuvaletli yatak odası icabında ayrı ayn da verilir, 9 parçadan İbaret Amerikan Hayfot forması üstleri yün kadife kaplı salon takımı, gayet İyi halde ve hakiki vaşet Avrupa derisi kaplı 3 parça kanape re koltuk İngiliz maun tuvalet, Bohem, bakara ve bronz zengin avizeler, velur roge kadife perdeler, Gramo-fonn, dolabı, plâklarlle, kristal likör takımları, vazolar ve kâseler. 3 parça gayet zengin porselen de parls dedikleri saat ve şamdanlar, Çin Aba Jürin lâmbalar, orta ve sigara masaları, çiçeklikler bronz ve ağaç cevahir kutulan; mc’.’l ve porselen yemişlikler vc vazolar, metal çatal bıçaklar, o-yun masaları, kavallkör, porselen kâseler, bronz aplikler, iıavagaz fırını ve ocak, fotoğraf makineleri. Barometre, sedefli tabure ve saire. P. Sehmldh et Sohn nacht Zeitz 3 pedallı demir kadran çaprast gayet İyi halde bir konser piyanosu. Anadolu ve Acem balı ve seccadeleri., yağlı boya tablolar ve saire ve saire, ’afsilât için: Beyoğlu SuTcrarisn-■■■■■ kak No, 12 Elia Behar’a müracaat.
Telel onfarunra Bajnı unarrtr 80563 V»j. İsleri S0Î55 - İdare wı Mudili SH97
Ramuan 27 — Hum *0
tnuak Ga. Ö(il( Ijrindl AJt Yalar t 7.07 9.15 4.« «44 11.40 1.53 V 341 5 43 1330 17,17 ».33 gja
İdarehane: Bahıâl) civan
Vemııl N«11r sok* A» No 13
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden
1) İstanbul ve Kadıköy telefon şebekeleri tevsiatı için 260 adet menlıol kapağı İle 260 adet bileziği kapalı zarf usulü ile münakaşaya konulmuştur.
2) Muhammen bedel 25270 Ura olup muvakkat teminat 1896 hradır.
3) .Eksiltme 3/8/949 gününe raslıyan çarşamba günü saat 14 de İstanbul telefon başmüdürlüğü binasındaki satın alma komisyonunda yapılacaktır.
4) Şartnamesi telefon başmüdürlüğü binasındaki levazım â-mirllğinde -125- krş. mukabilinde alınır.
- 51 İsteklilerin ticaret odası vesikası, muvakkat teminat mek tubu veya muteber banka mektubu ile usulüne uygun teklif mektuplarım muhtevi zarfı, eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona tevdi eylemeleri... __________________________________________________10471
Devlet Hava Yollan Yeşilköy. Meydanı Müdürlüğünden
1 — Devlet havayolları idaresinin Karaköydeki uçak bilet satış bürosunun tadilât ve tamir işleri kapah zarf usulü ile yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel 9980 lira 50 kuruş olup Jik teminat 748 lira 54 kuruştur.
3 — Bu işin eksiltmesine en az bir parça da buna mümasil on bin liralık resmi daire İnşaatım taahhüt ve ikmal etmiş olanlar girebilir.
4 — Münakaşa 5, ağustos/949 cuma günü saat 15.30 da Yeşilköy meydan müdürlüğü binasında İcra edileceğinden taliplerin bu işe fenni ve hususi şartnamelerle lüzumlu diğer malûmatı meydan müdürlüğüne müracaatla temin etmeleri i-kincl defa İlân olunur. 10958
ZAYİ - fsanbul Giriş Gümrüğünün 3-10-1947 intaç günlü ve 30359 sayılı giriş beyannamesi! e muamelesi yapılarak ithal ettlğbn yün ipliğine ait, 67140 sayı ve 3-10-947 günlü TL. 12685,99 bk gümrük makbuzunu zayi ettim. Akreditif taahhüt namesi iptali znnhmda, İstanbul Kambiyo müdürlüğüne İbraz etmek üzere yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur, Mihran UNCİYAN «Emek» Dokuma Evi - İstanbul
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları
Müessesesinden:
ihraç olunacak çelik pik miktarının beş bin tona çıkarıldığı, fiştin müessese sahasında vagonda teslim tonu TL. 175, Fob FiJyos TL. 190 olduğu, tediye şartları ve tafsilât hakkında müesses e m ize müracaat Hizunıu ilân olunur.(10626)
OSMANLI BANKASI
İLÂN
şeker Bayramı münasebetıle Osmanlı Bankasının Galata merkezde Yenicaml, Beyoğlu. Şişli ve Kadıköy şubeleri 27 -28 - 29 - 30 Temmuz 1949 tarihlerinde kapah bulunacaktır.
Çocuk hekimi doktor
Ahmet Akkoy unlu taksim - raiimhaue
Palas. Telefon: 82621
Odun Kömür Satışı İstanbul Belediyesinden
1 — Tarım bakanlığınca belediyemize tahsis olunan odunların satışlarına aşağıda İsim ve adresleri yazılı depolarda hizalarında gösterilen fiatlerle kesilmiş olarak alıcının vasıtasına
tealim veya arzu edildiği takdirde alıcının göstereceği yere kadar teslim suretile başlanılmıştır.
2 _ Müracaat sahiplerine verilecek miktar azami beş çekiyi geçmiyecektir.
3 — Bayilerin depolarda başka nevi mahrukatı alıp satmaları yasaktır.
KÖMÜR SATIŞI:
1 — Odun satışı İçin İsim ve adresleri aşağıda yazılı depolardan Yedikuie, Yenlkapı. Fındıklı, Beşiktaş, Üsküdar depolarında ayni zamanda mangal kömürü satmaktadırlar.
2 — Üsküdar deposunda kömürün kilosu 16 ve diğer bütün depolarda 17,5 kuruştan salda eaktır.
3, — Mangal kömürü satışlarında verilecek azami miktar 200 kilodur Tesis edilecek yeni $a-taç yerleri hakkında ayrıca gazetelerle İlân suretile ilgililere bilgi verilecektir.
Keyfiyet sayın halka ve İlgililere ilân olunacaktır.
Meşe (Çekisi) Gürgen (Çekisii
alıcının Depoda alıcının ye-
yerine rine tesllnü
Bayiin adı Adres! Depcda teslimi
Bilâl Büke Bakırköy Taş İskelesi 14,50 15,50 12,50 13,50 T. L.
Nail Teklner Tedikule istasyon C. 95 14.50 15,50 12,50 13,50 ı
Burhan Tin taş Yenlkapı Kemalpaşa C.
38 14,50 15,50 12.50 13,50 >
Emin Özel Kumkapı Şehsuvar hi-
sardlbi N. 31-27 14.50 15,50 12,50 13,50 >
Ömer Öze an Kasımpaşa iskelesi 14,50 15,50 12.50 13,50 »
Arşen Slm.ıaryaa Fındıklı kalafata. S. 19 14,50 15.50 12.50 13,50 »
Rıfat Ünver BcşikLaş Yalı S. No. 4 14,50 15,50 12,50 13,50 »
Hayri Bay kul Kadıköy Yâh S. N. 4 14,50 15,50 12,50 13,50 »
Salih Alper Üsküdar Şemsi pasa 13 11,50 11.50 12,50 »
Hüseyin Tombuloğ. Beylerbeyi çöp iskelesi 14,50 15,50 12,50 13.50 >
İsmet Yelkenci Kuruçeşme tramvay cad 14,50 15,50 12,50 13.50 >
110037ı
Hemşire ve Laborant Okullarına öğrenci alınacak
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından
Bu okullar İstnabul Çocuk Hastanesiyle Haydarpaşa ve Ankara Nümune hastanelerindedir. Parasız-yatılıdır. Yaş1 15 den aşağı ve 25 den yukan olnııyan ortaokul mezunu kız öğrenciler alınır. Tahsil sırasında birinci sınıfta 20, İkinci sınıfta 25, üçüncü sınıfta 30 lira aylık verilir.
Girmek lstlyenlerln aşağıda yazıh belgeleri doğruca Bakanlığımıza göndermeleri.
1 — Dilekçe
2 — Nüfus kâğıdı onanmış örneği
3 — Sağlık kurulu raporu
4 — Doğruluk kâğıdı (okuldan veya polisten)
5 — Ortaokul diploması veya bitirme derecesini gösterir öğrenim belgesi.
6 — Üç tane resim 10329
Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden
Kürenin aşı köyünden 2000 iklbin ton piritin İnebolu sahiline indirilmesi deniz vasttalanna yüklenmesi ve Izmitc nakil İşleri ayrı ayrı veya toplu olarak 25-7-'J49 pazartesi günü saat 15 te eksiltme suretiyle müteahhide verilecektir. Talipler ton başına fiat tekliflerini navl zarflarını (Pirit ocağından tneboludakl Depo yerine kadar nakil tahliye ve istif İşi için blnbcşyüz TL stok yerinden motora tahralı ve ambar içinde hap İşi için 750 TL. tneboludan îzmire kadar nakil ve müessesi iskelesinde vasıta İçinde tedim işi için 1500 Tl. Iık muvakkat teminat akçeleriyle oir'1xte 25-7-949 pazartesi günü saat 12 ye kadar İzmltte müessese muhaberat servisine tevdi etmeleri ilân olunur.)
Bu işe ait şartname Ankarada Sümerbank genel müdürlüğü müessesemiz muhaberat servisinden ve İstanbul-da yeni postane karşısında aralık sokak aralık handaki büromuzdan bedelsiz istenebilir.
Müessesemlz arttırma ve eksiltme kanununa tâbi olmadığı gibi İhaleyi icrada da tamamen serbestir,__10512
Yapı işleri ilânı
Manisa Tekel Baş Müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan İş: Akhisar Tekel İdare binası ve ambarının tahkimi İle elektrik, sıhhi tesisat ve mamulat rafları.
2 — Keşif bedeli tutan 44640.80 lira muvakkat teminat akçesi 3348 06 liradır.
3 — Eksiltme kapalı zarf usullyle 4 ağustos 949 perşembe günü saat onda Manisa Tekel Başmüdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesiyle keşif evrakı ve diğer belgeler Manisa, İstanbul, Ankara ve İzmir Tekel Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin bu İşe benzer
en az bir kalemde oluz bin liralık inşaatı kusursuz bir surette başardığına Tair ait olduğu daireden alınmış ehliyet vesikasmı eksiltme gününden üç gün evvel yukarıda sözü geçen başmüdürlüklere ibraz ederek /Cterlik vesikaları almaları ve bu vesikayı 2490 sayılı kanunun 33 cü maddesi mucibince eksiltme komisyonuna eksiltmeden bir saac evvel tevdi etmeleri icabetler. 10348
Urla Belediye Başkanlığından
1 — Urla İlçe merkezinde yeniden yaptırılacak elektrik santral binası inşaatı İşi açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli 23.398 lira 56 kuruştur. Geçici teminatı I7$4 lira 90 kuruştur.
3 — İhale 5/ağustos/1949 cuma günü saat 10 da ürla belediye binasında komisyon huzurunda yapılacaktır. Bu İşe ait özel ve genel şartname, keşifname, plân ve diğer evrak her gün çalışma saatlerinde ürla belediyesinde görülebilir.
4 — İsteklilerden aranılan şartlar ve belgeler eksiltme şartnamesinin 2 nci maddesinde yazılıdır,
İsteklilerin muayyen giln ve saatte yatırılmış geçici teminatları ve lüzumlu vesaiki ile beraber komisyonda hazır bulunmaları İlân olunur. 10627
Posta Nakliyatı eksiltmesi
Trabzon P.T.T. Bölge başmüdürlüğünden
1 — Trabzon - Erzurum arası haftalık üç seferll oto postası nakliyatı 16.7.949 taahhüt süreli olmak üzere iki şekilde eksiltmeye konulmuştur.
2 — Aylık talimin bedeli İBCO lira olup bir yıllığının geçle! teminatı 1620 üç yıllığının 3420 Uradır. İhaleyi müteakip ayrıca 2500 lira da İdarî kefalet alınacaktır.
3 — Eksiltme bir ağustos 1949 pazartesi günü saat on beşte Trabzon başmüdürlüğü binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 _ şartnameler her gün parasız olarak adı geçen Baş müdürlükte görülebilir.
5 - İsteklilerin şartnamenin dördüncü maddesinde yazılı
belgeler ve teminat makbuzlarlyle birlikte teklif mektuplarını havi zarflarının eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyona makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. 10622
Ankara Belediye Başkanlığından
1 _ Bahçellevler civarında 4252 ila 4266 numaralı adalar a-, rasında yaptırılacak yollar 15 gün süre ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (223717) lira (25) kuruştur.
3 — Teminatı (12435ı lira (86) kuruştur.
4 — Teminatı belediye veznesine yatırılacak t ir.
5 — Şartname vesalr evrak her gün belediye Tutanak ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — ihalesi 10/8/949 çarşamba giınü saat 16 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek tsliyenlerin ticaret odasına kayıtlı bulunmak yüksek mühendis, mühendis olmak veya bu gibi bir fen adamı ile teşriki mesai ederek sözleşmeyi birlikte İmza etmeleri ve (tatil günleri hariç) ihaleden üç giin evvel belediye başkanlığına yan ile müracaatla (150) bin liraiık yol işi yapmış olduğuna dair vesika ibraziyle fen müdürlüğünden yeterlik belgesi alarak teklif mektubuna eklemesi şarttır.
8 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi sarahati
veçhile hazırlıyuçakları teklif mektuplarını belli günde saat 15 e kadar encümen başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri ve ihalede haıır bulunmaları lâzımdır. 10783
^—DOKTOR EKREM NAFİZ BAYSAN —
B Deri,, saç, tırnak hastalıkları ve zühreviye mütehassısı. B Muayenehanesini Beyoğlu Buyuk Parmakkapı köşebaşı B No. 4 ikinci kata nakletmişllr. (Kitapsarayı karşısı) B Muayene saateri: 16-19, Tel: 42396 ev 41199
ehemmiyetli
olan varlığı, yurdıl-
Buğdaydan Arpadan Üzümden Hurmadan
Hava. Kurumlunuzun pek
muzun hayrına masruf bulunan pek şerefli, pek lüzumlu hizmetleri herkesçe malûmdur. Kızılay Kurumunun bir kısım yardıma muhtaç vatandaşlarımızın İmdatlarına nasıl koşup durduğu da şükran ile görülmektedir, çocuk Esirgeme Kurumunun korunmaya muhtaç bir nice vatan yavrulan hakkın-dakl pek şefkatli himayesi de takdirlere şayan bulunmaktadır, Binaenaleyh, aldığı teberrüatı, elde ettiği nakdi muaveneti bu iki kurum ile aralarında paylaşan Hava Kulunumuza her verile ile yardımda bulunmak biz|m İçin vatani, meşkur bir vazifedir. Bu hususu sayın ahalimize ve bilhassa mali durumları müsait olan dindaşlarımıza ehemmiyetle arz )le sa-dakaj fıtrin şehrimize ait mlkdarı ilân olunur. (10829)
İstanbul Müftüsü
Devlet Orman işletmesi Edremit Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Kazdağı bölgesinin Zeytinli İstif yerinde mevcut 3954 adede denk 426.913 M3. çam kalas altı parti halinde 14/7/949 tarihinden İtibaren 22 gün müddetle açık arttırma suretile satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 4'8/949 tarihine raslıyan perşembe günü saat 12 de İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metre küpünün tahmini bedeli (yüz on üç) lira ‘elli) kuruştur. Her parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname, Or. Genel Müd. de. İstanbul, Ankara. Balıkesir, Biga, Çanakkale İşletme Müd. de. İzmir Or. Baş Müdürlüğünde, Adadağı, Kazdağı, Eğbekdağı ve Kocadagı orman bölge şcfUklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlarile komisyona müracaatları. (10597)

Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Şehir mezarlığı dahilindeki yollara yaptırılacak asfalt kaplama işi 15 gün süre ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (99999) liradır.
3 — Teminatı (6249) lira (95) kuruştur.
4 _ Teminat belediye veznesine yatırılacaktır
5 — Şartname ve keşif cetveli her gün belediye tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 8/8/949 pazartesi günü saat 16 da belediyede toplanan encümende yapılacaktır
7 — Bu işe girmek lstlyenlerln ticaret odasına kayıtlı, yüksek mühendis, mühendis olmaları veya bu gibi bir fen adamı ile teşriki mesai ederek sözleşmeyi birlikte imza etmeleri ve (100* bin liralık asfalt kaplama işi ypamış olduğuna dair vesika ibraz ederek ihaleden üç gün evvel (tatil günleri hariç) müracaat ederek Fen Müdürlüğünden bu işi yapabileceğine dair yeterlik belgesi alarak teklif mektubuna eklemesi lâzımdır
8 -- İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi sarahati
veçhile hazırlıyacaklsn teklif mektuplarını belli günde saat 15 e kadar encümen başkanlığına makbuz karşılığında vermeleri Ve İhalede hazır bulunmaları. 10502
Gaziantep Valiliğinden:
1 — G. An tep ■ Kilis yolunun (54 + 000-584-500) kilometreleri arasında yapılacak (3+800 lira 90 kuruş keşif bedelli şose esas onarım işi kapah zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Muvakkat teminatı 2610 lira 7 kuruştur.
2 — İhale 2 Ağustos 949 Salı günü saat 10 da Gaziantep il daimi komisyonunda yapılacaktır. Keşif evraklle ve hususî ve fenni şartlar her gün adı geçen komisyon bürosunda görülebilir.
3 — İsteklilerin bu I şe girebilmesi İçin eksiltmenin yapılacağı günden en az (Tatil günleri hariç) 3 giin evvel Valilikten alacakları ehliyet vesikası ile siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret odasından alınmış belgeyi İbraz etmeleri lâzımdır.
4 — Zarflar eksiltmeye açma saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilecek ve postada vâki olacak gecikmeler kabul edilmeyecektir.
5 — Tasdikte rahld fiat esası üzerinde her hangi bir değişiklik olduğu takdirde müteahhid kabul edecektir.
(10624)
TeKel Genel Müdürlüğü İstanbul
Bira Fabrikasından
16 adet motorun muhammen bedeli Cinsi_________________Miktarı Lira Krş.
2600 00~ Daimi cereyanlı muhtelif Takati
devirli 110 voltluk elektrik --------'
motoru 1 0.75 Hp
1 2,50 >
1 4.- »
1 450 »
1 »
1 7.— ■
2 8.— >
1 15.— >
1 16.- >
1 16.32 >
1 17.5 >
1 27.5 >
1 40.— .
1 102.— ■
16
1 — Yukarda yazılı muhtelif cins motörler pazarlıkla satılacaktır.
2 — Bu hususa ait şartname İstnabul Bira Fabrikası müdürlüğünde mubayaa komisyonundan alınabilir. Motörler her gün sözü geçen Fabrikada görülebilir.
3 — Pazarlık 2/8/S49 günü saat 10 da İstanbul Bira Fabrikasında yapılacaktır,
4 — Muvakkat teminat % 7.5 dur. İhaleyi müteakip katL teminat % 15 dk. (10582)
Rahlfe 8
A K Ş A fa
fakat hepsi değil...
Baki ifler
ZEVK
meselesidir...
. . - Meselâ bütün dünyada FRIGIDAIRE markalı soğuk hava dolaplarına karşı gösterilen rağbet, muhakkak ki yalnız bir zevk meselesi değildir.
Bu tercih çak daha müspet bir esasa dayanmaktadır: şimdiye kadar 10 MİLYON l yani, butun diğer markaların satışı mecmuundan tazla I FRIGIDAIRE markalı soğuk hava dolabı satılmıştır.
Milyonlarca ailenin memnun kalması bir tesadüf eseri değil, bilâkis FRIGIDAIRE in yüksek kalitesinin neticesidir.
Uzun ömrü ve az cereyan şartı ile FRIGIDAIRE en emin ve idareli soğuk hava dolabıdır.
Alacağımı. HAKİKİ rniGlOAlRE olsun.
TEOİyATTA
23 Temmuz 1949
DAHA FAZLA Kilometre
hem şosalarda ve.hem gayrı muntazam yollarda
SEIBERL1NG
TRACTION LUG (Cer tipi) KAMYON LASTİKLERİ
Yûlcack car için fıeaaplanmtş. Mrt
atlamalara mulcaaemat içta imal «dilmî| lemmk nakliyatı ra toprak iylerâ yibi mualaıam yollar dıyıada yapılacak Ağır ifler için ideal bir lâatik Kamyon uhiplarinia İne rubaları iabal ad«r k. fRACTlON LUG (Car I i pi ) lİMİklar daha fasla kilomel
ARŞİMİDİS MÜESSESESİ"
OTOMOBİL MALZEMESİ TİCARETİ T. A. Ş.
İstanbul. 8ayo£lu İstiklâl Caddesi. No..30-34
ıtuıtiMOMiı : ARŞİMİDİS
Tasama : 44750-9

FRIGIDAIRE
En makbul ve en fazla hoşa gidecek
BAYRAM HEDİYELİKLERİ
için hiç tereddüd etmeden Eminönü
Hakiki FRIGIDAIRE , ancak FRIGIDAIRE markasını taşıyanıdır.
SİNGER SAAT MAĞAZASINI
ziyaret ediniz. Yeni gelen BİLEZİKLİ SAATLER ile BROŞ ve ÇİÇEKLER'in zarif ve zengin çeşitleri, en son model ŞÖVALYE YÜZÜKLERİ, CEB, KOL, MASA ve DUVAR SAATLERİ görünüz. Bir ziyaret iddiamızı isbata kâfidir.
İSTANBUL Eminönü No. 8—ANK ARA Yurd sokak Vagonli karşısı No, 1
Sayııım Matlkomaza
Seneıeroen Den nefasetUe meşhur HAFIZ MUSTAFA ALıide şekerlerini, muhtelif lokumları, çeşitli badem ezmelerini. Badem şekerlerini, her nevi meyva şekerlemelerini ve halis taze ve nefis fondan çlkoiat çeşitlerini yalnız BAHÇE KAPIDA meşhur şekerci -
HAFIZ MUSTAFA KAHDMAN
mağazasında bulaollirslniz. Bayram şekerlerinizi magamı-za uğramadan başka yerden almamanızı tavsiye ederiz.
YARIŞ ATI YETİŞTİRİCİLERİ ve SAHİPLERİ CEMİYETİNDEN :
Şeker Bayramında At Varışları
Bayramın ikinci perşembe gönü İstanbul Vellefendi koşu yerinde zengin programlı altı koşulufc ilâve yarışlar yapılacaktır. Pazar günleri olduğu gibi munzam tren seferleri te-nlln edilmiştir. BBDnBCTBBMİ
Hakikî fırsatı kaçırmayınız!
Gayet iyi bir vaziyette Fransız markalı PANHARD otomobili satılıktır. Arzu edenlerin FIAT garajına veya 81441 ■KBKaBKaHKI numaraya müracaatları.
KLÜBÜNDEN
MÜNİR NUREDDiN
KALAMIŞ
®Klübunıuzde iista d
tarafından cumartesi ve çarşamba günleri tertiplenen müzikli ve sürprizli toplantılar bu hafta kadir gecesi münasebetiyle pazar ve çarşamba günü akşamları yapılacaktır.
rei; 60737 OMMMuduriycı ■«
ikmal - Bitirme - Olgunluk
Derslerini (Çemberlitaşla Garanti Bankası arasında Yabancı Diller ve riyaziye Kız Erkek dersanelerinde) islenilen şekil ve saatlerde hazırlıyoruz Müdür: Ziya ÇETİNKAYA
HACI BEKİR
OERMOJEN
Yanık, Çatlan Ekzt-ma ve Cltd yaraların., fevkalade iyi gelir. Derinin tazelenmesine ve yenileşmesine- hizmet ed-r.
FRENCİ VE BELSOÖL'kl U6ÜNA tutulmamak İçin ffiOTElil
k allanınız
Bahçekapı, Beyoğlu, Karaköy vc Kadıköy ticarethaneler
Pazar ve bayram günleri açıktır.
Parise Gideceklerin Oikkat Nazarıma:
Nefis alaturka ve alafranga yemek meraklılarına EtoUs yakınında 9 Rue Lnrd Byrondaki Lor d Lokantasını tavsiye ederiz. ■MMME9KMHKUMMBHBI
Bayanlar ve Baylar
HEDİYELİK
Zevkinize uygun teminatlı her nevi hakiki mücevherat, tuvalet takımları, inci kolye, küpe ve yüzükler. Zengin lüks eşya ve Itriyat. Her yerden daha ucuz tedarik edebileceğiniz yer:
ZAMAN MAĞAZASI
Balıçekapı No. 37 - İstanbul
■ Devren Satılık ■
' Üniversiteye bir dakika mesafede lam tesis atlı yeni 35 yataklı talebe yurdu ve tanı 100 kişilik muntazam lokanta acele devren satılıktır, isteyenler Aşlr Efendi cad. No. 47 ye müracaat edilmesi.
9 Adet madenî hububat hangarı ısmarlanacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel
Müdürlüğünden :
7 adet 2000 tonluk ve 2 adet 3000 tonluk (madeni hububat hangarı) ısmarlanacak tır.
İsteklilerin şartlaşma ve resimleri Ankarada malzeme müdürlüğünden, İstanbulda Beşiktaş Afyon ve malzeme işletmemizden tedarik etmeleri ve tekliflerini en geç 12.9.949 tarihine kadar genel müdürlüğe tevdi etmeleri lüzumu Hân olunur.
Ofis bu ihaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakla serbesttir. (10636)'

TLİCKİyE EMLAK. KREDİ BANKASI
- Çminönü Yağcılar’’Sokağı’karşısında

Comments (0)