W QJ BUGÜN h © *- 8İNC1 SAyFA DA
Sene 32 — No. 11417 — Fiat!: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 23 Temmuz 1950
Bugünkü bayram
Yazan: A. Adnan - ADIVAR
— İstanbul Demokratlarına —
Bir ucu Adriyatik denizinde, diğer ucu Basra körfezinde. yukarıda Balkan dağlarına, aşağıda Hint Okyanusuna varmış bir ülkede 1908 senesinde bugün, yani bundan kırk iki sene evvel herkes bayram ediyordu. 4$imdi kırk beş yaşından a-şağı olanlar eğer bu bayramı biliyorlarsa kulaktan i-çitmekie veyahut ellerine geçirdikleri kitapları okumakla biliyorlar. Belki «Bugünkü bayram» başlığını görünce «Hangi bayram?» diye birbirlerine soracaklar çok olacaktır. Bayramları yalnız o günlerin teessüsüne yetişmiş olanların bilmesi lâzım gelmez: tarih, anane o günleri sonradan gelen nesillere öğretir. Tam bu satırları yazarken ziyaretime gelen çok iyi yetişmiş münevver bir gence «Yarın ne bayramıdır?» diye sordum; bilmiyordu. Demek ne tarih, ne vurt bilgisi derslerinde bu büyük bayramın mânası - 2>ve ehemmiyeti izah edilmemiştir.
Evet, bugün kırk iki sene evvel büyük bir bayramdı. O gün ne diktatör rejimi, ne de bir tek parti idaresi yıkılmış ve demokrasiye teveccüh edilmişti. Belki o zamanın tâbiriyle «otuz üç senelik devr-i menhus-i istibdat» değil, asırlarca süren mutlak ve keyfi idare verine Meşrutiyet ilân olunmuştu. Rumeli balkanlarında dağdan dağa aksede ede coşkunlaşan isyan sesleri bir çağlıyan halinde Yıldız sarayının kapılarına kadar gelmiş ve o is-tipdat kalesinin eşiğini aşarak milletin arzusunu müstebit padişahın kulağına e-riştirîüişti. Bu isyan veyahut ihtilâl dahi Türk milletine has itidal ve sükûn içinde cereyan etmiş, pek az kan dökülerek murada erilmişti. Murada erilen o günün tasvirini şimdiye kadar yazan ^çok değerli kalemler vardır.
Fak? t sonra yirmi yedi sene içinde ne bu güzel yazılar tekrar yazıldı, ne de yazılmış olanlar okundu, ne de bayram günü kutlandı. Zaten resmî bayram günlerimiz arasında!) resmen sürülür) çıkarılan bu bayramı kuFamak nasıl mümkün o-la bi l irdi? Belki böyle bir hareket tek partili Cumhuriyet rejimine karsı bir meydan okumak savılabilirdi. Çünkü o rejim bütün yazıları ve yazıcıları ile Cumhuriyetin müstebit bir padişah idaresinden hemen sonra teessüs ettiğine inanmak ve inandırmak isliyorlardı: çünkü onlarda tarihî vakalarda siyasî, İktisadî ve içtimai hâdiselerde bir zincirleme aramak yoliyie tarihî hükümlere varmak arzusu yoktu. Halbuki hâdiseler böyle düşünülürse derhal teslim etmek lâzım gelir ki bir za-
Kiicük ilânlar
1 ------— ■ ■ ■ ■ ----a
Sahibi: Neemeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaası
Koredeki harekâtta
manlar 23 Temmuzda bayramım tuttuğumuz Meşrutiyet olmasaydı, Büyük Millet Meclisi hükümetine, sonra da Cumhuriyete varmak, hiç olmazsa biraz daha geç, biraz daha güç olurdu.
Velhasıl bugün, kırk iki se. ne evvelki neslin çılgınca bayram ettiği bir gündü. İstanbul sokaklarının o günkü hali yakın tarihimizde tamamen değilse bile, bir dereceye kadar İzmir zaferini mütaakıp Ankara sokaklarının haliyle mukayese edilebilir. Millet bu bayram günü Üilini bulmuştu. Gizli polisin şekavetinden vücutlar, «obscurantisme» denilen karanlıklar politikasından ruhlar kurtulmuştu. İtiraf etmeliyiz ki bugün başlıyan o geniş hürriyet, dahilî tefrikalar. haricî harbler yüzünden pek az zaman sürdü. Hürriyet neşesinin sarsaklığı kafaları yavaş yavaş bulandırmağa başladı. Fakat ne de olsa Abdülhmidin o menhus ilim ve hakikat düşmanlığı bir daha teessüs edemedi. Çocuklarımız hiç olmazsa hürriyetin mânasını öğrenerek yetiştiler, ve nihayet tatbikatını görmeği istemek 1-çin cesaret kazandılar. Artık onlar «Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır" diyebiliyorlar d ı. Bu cesaretlerini Millî Mücadelede] ve nihayet son. seçimlerde ispat ettiler.
nisbî sükûnet var
Amerika yeni silâhlar gönderiyor
Mamafih sonbahar ortalarından, hatta ilkbahardan evvel karşı taarruz beklenmiyor
Taşkızak tankeri dün merasimle
denize indirildi
Merasimde Cumhur Başkamda bulundu
Celâl Bayar Mahmut Şevket ve Mithat pahaların kabirlerini, sarayları ziyaret etti
o Û_ CM
Taşkızak tanken denize indiriliyor
çalındıktan mü-va
i Vaşlngton 23 (A A.) — Korede , İki giindenberi nisbî bir sükûn (vardır, harb harekâtı daha ziya-İşte böyle güzel bir baş- de Amerikan uçaklarının yap-langlcl bize temin eden bu tıklan (taarruzlara inhisar etmiştir. Bıı sabah Gl. Mac Art-
günü, geçen sene aziz üniversiteliler kendi teşebbüsle, riyle Hürriyet-i Ebediye tepesinde tesid etmişlerdi. Bu sene İstanbul Demokrat Parti Vilâyet merkezi, bu günü kutlamak için hazırlanmıştır. Hürriyeti umde e-dinen bir parti için ne güzel bir hareket. Onlara cemiyet veya fırka farkı olmaksızın bütün hürriyet taraftarlara adına teşekkür etmeliyiz.
Bu bayramı tesid için toplanılacak yer olarak hiç şüphesiz, muazzez ve muazzam bir makbere olan Hürriyet-i Ebediye tepesini seçmekten daha doğru bir şey olamazdı. Zaten Meşrutiyet namına âbide diye diktiğimiz bu tepedeki mezarlardan başka bir taş bile yoktur. Hürriyet-i Ebediye tepesinin bence bir eksiği vardır: İlk ve devamsız 1876 Meşrutiyetinin bedbaht yapıcısı ve onun bu mübarek yapısını yıkan zulmün ilk kurbanı olan Mithat Paşanın kemikleri, Cumhuriyet hükümeti hu kemikleri. Taiften getirip bu tepeye gömseydi hürriyet için can veren bütün insanların ruhlarını şadet-mis olurdu. Bugün İstanbul Demokratlarından bu güzel harekete teşebbüsü de bek-liyemez miyiz?
A. Adnan - ADIVAR
Atletlerimiz gittiler
Taşkızakta inşa edilmiş olan Taşkızak Tankeri dün saat 11 de törenle denize İndirilmiştir. Merasimde Cumhurbaşkanı Celâl Bayat ile Başbakan Adnan ve , generallerle muhtelif
Karaya çıkardan Amerikan kuvvetleri
> hur karargâhından neşredilen petrol tankına ateş verilmiştir.
Amerika şimdi cepheye daha ■Menderes. İstanbul Valisi üstün silâhlar ye malzeme gön- ( belediye Başkanı, ___
(deriyor. Bunların arasında 45 amiraller, muhtelit rütbede tonluk tanklar tanksavar toplan., kartı, deniz ve hava subayları kara mayınlan var- (ve bîr çok davetli hazır bulandır. Mamafih b ü yii k çap- “
ta karşı taarruz ancak
bir tebliğe göre uçak gemilerinden havalanan. uçaklfc. komünistlerin uçaklarını ve muhtelif hedefleri ağır surette bombardıman etmişlerdir. Sekiz büyük
muşlardır.
İstiklâl marşt sonra Taşkızak tersanesi dürü, bir nutuk İrat etmiş sayın Cumhurbaşkanı âdet ol-
duğu üzere şampanya şişesini geminin baş tarafında kırmıştır. Taşkızak tankeri alkışlar arasında dentze-indikten sonra, davetliler hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir.
(Arlmsı Sahifc 2, sütun 6 da)
Milyoner Taylor şehrimizden ayrıldı
Taylor çolt iyi intibalarla dönmekle olduğunu söylüyor
Milyoner Tyalor gazetecilerle görüşüyor
Amerikalı milyoner Taylor, dün saat 12 de Umanımızdan hareketle Marsilya seferine çıkan .Ankara vapurlle şehrimizden ayrılmıştır. Taylor, Atlımda bir müddet kalacak, sonra İtalya ve Venedlge de giderek Amerlkaya dönecektir.
Taylor, dün vapurda kendisl-le konuşan gazetecilere:
«— 44 yıl evvel 14 yaşında bir çocuk olarak ayrıldığım Türkl-yeden çok İyi intibalarla Ame-rikaya dönüyorum. Bir sene sonra iki kızımı da alarak tekrar Tilrklyeye gelecek, çocuklarıma da doğup 14 yaşma kadar büyüdüğüm Marmara adasını göstereceğim. Bu defa Marmara adasında geçirdiğim günler de bende unutulmaz hâtıralar bırakmıştır. Balığı ile çok zengin bir yer olan Marmara adası ve bu adaya yakı Ekinlik, Avşa ve adaları halkı balıkçılığa verirlerse çok zengin olurlar.»
Taylorun eşi bayan Marlka, ilk defa gördüğü İstanbulu çok beğendiğini, Marmara adaşında hiç sıkılmadığuu ve çok gü-
zel günler geçirdiğini söyllye-rek:
— Istanbulu da, Marmara atlasını da zevcim Taylordan çok dinlemiştim. Bıı iki yeri anlatıldığından çok daha sempatik ve şirin buldum. Hele Türklerle misafirperverlikle! 1-ne hayran kaldık. Seneye gell-şlnılzde Türkiyeııln başka yerlerini de gezmek, Ankaraya da gitmek fırsatını bulacağız.» demişi ir. _________
Almanya taarruza
uğrarsa
(Arkası sahifc 2; sütun 1 de)
İstanbul
Vatan gazetesinin verdiği bir haber
Istanbulun elektrik
ihtiyacı meselesi
iıiı bulunan Paşallınırııı hız kısa z-amanda
Kendisini müdafaa imkânından mahrum edilemiyecek
Londra 23 (R) — Almanyada-ki Amerikan kuvvetleri komutanı Mac Loy, dün demeçte bulunarak Almanya taarruza uğrarsa Almanları toprakların» müdafaa imkânından mahrum etmenin çok güç olacağını söylemiş tür.
Bu sabahki Vatan gazetesi şu haberi veriyor:
«Çok emin bir kaynaktan haber aldığımıza göre, İstanbul valiliğine eski Denlzbank umum müdürü Yusuf Ziya Öniş tâyin edilecektir. Tâyini yârın yüksek tasdika iktiran edecek olan Yusuf Ziya, derhal vazifesine baş-lıyacaktır.»
Bu sabah saat on bire kadar resmî makamlarla temas ederek bu haber hakkında malûmat istihsali kabil olamamıştır,
Çatalağzı ve Sarıyar santrallarından verilecek cereyanın halka yükliyeceği külfetler
Çataiağzı ve Sarıyar elektrik santrallarından Istanbula ce-, reyan verilmesi kararlaştırılmıştır.
Şehrimiz belediyesini 30 milyon lira borca sokan, elektrikten gayri Tünel, Otobüs,
■3EX3EE1333
Yıldırım telefonu
Yeni telefon rehberini tenkiti edeıı bir yazı yazdık. Gazetemiz piyasaya çıktıktan yarım saat sonra, fıkra, yı kaleme alan muharririmizi, telefon müfettişi evinde bulup dedi ki;
— Okuduk. Haklısınız. Daha da kusurlarımız var. Düzeltmeğe çalışacağız. Şöyle ki... ilh...
★
Posta, Telgraf ve Telefon İdaresinin her türlii gazete tenkidlerinc karşı hassas olduğuna memnuniyetimizi bu sütunda bir kere daha ifade ederken, vurdumduymaz birçok dairelerimiz olduğuna da ayrıca işaret etmekten geri kalaınıyacağız.
((Gazetelerle devletin teşriki mesaisi» deniyor. Bu da elzem olarak gösteriliyor; netekim, demokrasi makine, sinin iyi işlemesi için cidden elzemdir de ...
«Yıldırım telefon o devrine derhal varımsalar bile, bii-tiin dairelerin Tatarağasi devrine ayak basmaları artık zarurettir...
Tramvay ve Havagazı tarifelerine zam yapılmasına yol açacağı söylenen bu teşebbüsün İstanbul ve Ankara halkına bit lakım yeni külfetler tahmil e-deceğl iddia edilmektedir, çok (Arkası 6 ncı sahifede)
Erkek — Seninle Koreye gidip dövüşelim mi? X| Kız — Beu evlenip İstnnbulda dövüşmeyi tcrcÜ)u ederim.
Diiıı Ankara vapuru ile hareket eden millî atletizm takımı t Yazısı İkinci sahlfemlzde]
Bahlfe 3
23 Temmuz 195ü
İktidar ve idare
Muhalefet Partisinin iktidara geçmesiyle mende-kette hâsıl olan değişikliği sadece bir demokrasi tezahürü mahiyetinde anlıynnlar ne kadar ekseriyet! teşkil ederse etsin, demokrasi anlayışları hatalı olduğu İçin, bunu bir meydan muharebesinde galibiyet şeklinde tefsir ederek mağlûbu esmek lâzım geldiği fikrine kapılanlar da çoktur.
Baştakiler, benim müşahedeme göre, vatandaşın. kalasına şu fikri yerleştirmek azmindedir 1er: iler demokrat memlekette olduğu gibi. Türkiycde de iktidar, raman zaman, halkın arzusuna göre Hr partiden başka bir partiye devredilebilir. Bııdevir hâdisesi tamamen politik mahiyetledir. Politika tutması hiçbir suretle cali obnıyan idâri teşkilât mensuplarının bu hâdise Öe alâkaları olmamak lâzım gelir. Onlar politikanın değil, devletin hizmetindedirler ve hükümet hangi partiden hangi partiye devredilirse edilsin, onlar kanunların_kendilerine verdiği salâhiyetler dahilinde vazifelerini görmeğe devam edeceklerdir. Bu memlekette demokrasi, idare cihazını politikanın dışında bırakmaya muvaffak olduğumuz Eün yerleşecektir.
Bu güzel anlayış ne yazık ki umum! değildir. Demokrat Partinin küçük kademelerdeki mensuplarından bazıları şahsi hiddetlerine kapılarak İdare cihazında en küçük memura vanncıya kadar geniş bir değişiklik görmekte sabırsızlandıklarını, salahiyetli makamlara yaptıkları müracaatlarla belli etmektedirler. Memlekette huturun bozulmaması için her şeyden evvel bunları yatıştırmak. daha doğrusu bunlara demokrasinin zannettik. feri gibi bir ihtilâl rejimi olmadığım anlatmak lâzımdır.
Gerçi hükümet adamları zaman zaman yaptıkları mülayim beyanatlarla parti mensuplarından gelen bu tazvikı vatıştırmava gayret ediyorlar. Fakat bunu en kati şekilde ifade etmekte memleket Içho fayda vardır. Bazı memurların çalışamaz hale geldiklerini yine Bakanların ağzından işitmek! e yi₺
Çevket RADO
Millî Eğitim Bakanı
Türk ordusu
İstifası Haberini
yalanladı
Bir müddettenberi mezanen şehrimizde bulunan Milli Eğitim Bakanı Avnl Başman tru akşam Ankaraya dönecektir. Bakan yu demeçte bulunmuştur:
«— Bildiğiniz gibi mezunen gelmiştim. Burada kaldığım müddet zarfında tedavimle meşgul oldum. İstifam katiyen bahis mevzuu değildlr._»
Yüzme müsabakaları
Dünkü müsabakaların neticeleri
Beden terbiyesi bölgesi tarafından tertiplenen küçük ve ortalar arası yüzme müsabakaları dûn saat 16 da Lldo'da yapılmıştır. Alınan teknik neticeler şunlardır:
Küçükler: 66 metre ttrbest: 1 — Aldo 55,5 2 — Karataş 55,8, 3 — San car 53, 4 — Doğan 52.
66 metre kurbağalama:
1 — San car 1.Û9.2. 2 — Oktay 1.12.8. 8 — Doğan 1.14,5,4 — To-ğay 3.20
4 X 66 serbest bayrak yarışında Moda spor ve Yüzme ihtisas Demlrspor finale kalmışlardır.
Ortalar 100 metre serbest:
1 — Kayra 1.17.5, 2 — Abdullah 1.19, 3 — Niyazi 1.19J
200 metre serbest:
1 — Kayra 3.051, 1 — Abdullah 3.07, 3 _ Niyazi 3.12.
200 metre kurbağalama:
1 — Metin 3.43.3 2 — Rıfla 3.48J, 3 — Cemal 3.49.
4 X 100 bayrak yarışında De-mlrspoT ve Modaspor finale kalmışlardır.
Hac seferleri hazırlığı
Ankara 23 (Akşam) — Bu yıl yapılacak olan Hac seferleri İçin Denizyollarından sonra Devlet Havayolları da hazırlıklara başlamıştır. Havayolları genel müdürlüğü Hac seferine 30 servis lie İştiraki kararlaştırmışlar. Farta tehacüm halinde bu servisler cırtiınlacekur.
Kanadanîn eski Başbalcanı öldü tundra 23 (R) — Kanadarun •okl Başbakanı Makerud Klng dön gece vefat etmiştir. General 75 yadında İdi. 21 sene Başbakanlıkta bulunmuş. 1048 de sûüıl sebepler yününden çekilmişti ölümüne sebep olan bâd «atürreedir.
Gl. Mc Bride’in demeci
Ankara 22 (A.A.) — Türklye-dekl Amerikan asker] yardım heyeti başkanı general Mc Brlde Reuter muhabiri Harry Why-tele yaptığı bir konuşmada şunları söylemiştir;
«Amerikan yardımı He Türkiye şimdi silâhlı kuvvetlerini modern hath bilgisi metodlanna göre yetiştirecek btr sisteme mâliktir.»
Gl. Mc Brlde bu mülakatında Amerikan yardım heyeti kara grupu başkanı olarak 10 aralık 1947 de Türidyeye gelişi ve 16 o-cak 1948 de heyet başkanı oluşundan İtibaren yapılan İşleri ve kaydedilen terakkileri anlatmıştır.
General Mc Brlde sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Tiirkiyeye yardım malzemesi sevkıyatında önümüzdeki günlerde büyük bir hızlandırma yapılmasına İhtiyaç görmemekteyim. Fakat bu yardımın bugünkü temposu He devamı çok mühim ve zaruridir. İstikbal İçin ümitlerim İyidir, Kanaatimce. Türklyede. diğer bir çok memleketlerde bulunmayan bazı şeyler meselâ gayet kuvvetli bir milli birlik vardır, Türklyede ciddi ayrılıklar. huzursuzluk ve end^eyl mucip komünist faaliyetlerine tesadüf edilmez. Bunlar küçümsenin lyecek kıymetlerdir.»
General. Türk ordusunun politikaya karışmamasını önemle kaydetmiş ve Türk askerinin öğrenme kabiliyetinden sitayişle bahsetmiştir.
Ankara trenlerinde biletlerin yeni satış şekli
Ankara 22 — İstanbul - Ankara arasında lşliyen motorlu tren ve ekspres biletlerinin satışı yeni bir şekle «Lbl olacaktır. Motöriü tren bHctlerl bir ay evvelinden ekspres bHletleri de bir hafta evvelinden satışa çıkarılacaktır, Bu arada yalnız Ankara ile latan bul arasındaki ekspres trenleri Jçln gidiş dönüş biletleri verilecektir. Bu İşin tatbiki yolunda tetkikler sona ermiştir. Yakında bilet gişelerinde gidiş dönüş bileti satılması için talimat verilecektir.
Ticaret Bakanı Buraada
Bursa 22ı -— Ticaret Bakanı Zühtü Vc-ubeçe bugün şehrimize gelmiştir. Doğruca Üludağa çıkan Bakan, burada bir kaç! gün istirahat edecektir. ,
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
jzuMinı şimdi artık havsalama
AmıyûT, böyle bir ihtimali ha-riYVT .taHOHM, bÜ8 getirmiyoruz. Biri-
sin ağrından duyacak olsak ona büyük- «Delil» diyoruz. Halbuki kırk iki yıl ölce böyle bir adam başımızda pekâlâ yıllarca büküm süre-
tarihimizde o merhalelerin en verimlilerinden biri olan 23 temmuzu hayırla anmayı zevkli bir vazife biliyoruz.»
*
Taşkızak tankeri
(Baş tarafı 1 İnci sahifede)
Hadlr Nadi CUMH te diyor U:
«1906 trünlMunm en vaafı Türk mlürttol «atatan a t 1*-
ti İmdadından kurtarmak olmuştur. Hukuk devleti mefhumunun, bitmiş, vaktiyle ona secde eden-Wzde temelleri o gün atılmıştır, diyebiliriz.. Gerçi buğun hâlâ tam bir hukuk devleti kurduğumsan İddia «İnmiyorsak da, kırk yridır hiç gerilemem ecesine o gayeye doğra yürüdüğümüz de btr gerçektir. Saltanat, kendini, İstibdadın Tanrıya ve Tanrı buyruklarına dayanarak yaşatmak istedi. Biz Şark - İslâm devletinin çürümüş doğma'lnnn-d*n kurtarmakla Atatürk bu silâhı yıktı. Din işlerinin dünya İşlerinden ayrılması, kadına cemiyet İçinde eşit haklar tanınması, müspet düşünce sisteminin tnUH eğitime esas diye alınma» vesalr İnkılâp hareketleri hep bizi muasır dünya şartlarına kavuşturmak amacını güdüyordu. Tanımın yeryüzûndekl gölgesi olduğunu İddia ederek bir kimsenin bu devlete sahip çık-
terden çimdi hâlâ aramızda yaşayanlar vardır. Sade bu bfle Ifark İM yd İçinde az bir şey ırki İr?
Tanrı adı Heri sürülerek dev-lote hükmetme devri geçtikten 3onrn lnkılâplann verasetini nefsinde toplayıp, dünya şartlarından da faydalanmak suretiyle bir nevi zümre diktatörlüğü Türklycmtede bir müddet yaşatılmak istenmiştir. Fakat kendi başına buyruk olmanın zevkini tadan millet bu rejimi beğenmemiştir. Boo beş altı yıllık mücadele sonunda nihayet bunun da tasfiyeye tığradığını gördük, şim dİ, halk iradesine dayanan temelli bir halk idaresine doğru milletçe hamle ediyoruz. Sonu gelmlyen tekâmül yolunda her gün daha Heri merhalelere ulaşmak samimi İsteğimizdir. Yakın
Millî benliği arayan millet
M. Mermi YENİ İSTANRüL’da. diyor id:
«23 temmuz 1908, mül! uyanışımızın, kendimizi buluşumuzun ehemmiyetli bir konağıdır. Büyük sevgiler hayatın yaratıcı hamlelerine her zaman arkadaşlık etmişlerdir. Dün alılan fikir tohumlan birer birer yemişlerini vermiştir. Son büyük Türk devrimi de 1908 devrimlnin heyecanını yaşıyanlann. vatan kurtarmasını bilenlerin kuts&l armağanıdır. Bu yıldönümü bana saray İstibdadının renksiz bırakmağa çalıştığı bir topluluğundan tarihini,
ğinl sezmiş bir mUletc uzanan yolu seyrettiriyor ve çağdaş bir millet haline gelişimizin derin heyecanını duyuyorum.»
cemaat benll-
Gazeteciler bayramı
Gazeteciler Cemiyetinin beyannamesi
Türklyede sansürün kalkmasının ve Türk basınının hürriyete kavuşmasının, yıldönümü olan 24 temmuz günü «Gazeteciler cemiyeti» tarafından «Gazeteciler bayramı» olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber sansürün kalkmasından bugüne kadar geçen 42 sene zarfında, Türk; basınının hürriyet İçinde çalışması pek tosa zamanlara inhisar etmiş; bunun haricinde memleket matbuatı zaman zaman, sansürden daha ağır baskılara martız bırakılmıştır. Fakat, bütün bunlara rağmen, Türk gazetecisi İnandığı memleket hizmeti yolundan asla ayrılmamış; bu uğurda her türlü mihnet ve meşakkate katlanarak hürriyet mücadelesini bir vazife saymıştır. Ne tekim, sansürün kalkmasını kutladığımız bu günde, Türk matbuatı yepyeni bir anlayışın ve mazidekiler® nazaran çok ileri görüşün eseri olan bir matbuat kanunu kazanmış bulunmaktadır. Bu İtibarla üçüncü defa kutladığımız bu yılkı Gazeteciler bayramının mânası daha derindir.
Türk gazetecisi, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da milletinin ve memleketinin saadeti ve bütünlüğü uğruna nefsini hasretmekten geri durmı-yacak; daima başında taşıdığı hürriyet dâvasını hiç bir zaman terketmlyecektlr.
Bizimle beraber bütün memlekete mal olmuş saydığımız Gazeteciler bayramında hürriyet Aşıkı büyük milletimizi selâmlar, mücadelemizde kendilerini feda eden hürriyet kahramanı meslektaşlarımızın mânevi huzurunda saygı ile eğiliriz.
Gazeteciler Cemiyeti
23 temmuz
Bugün Hürriyet abidesinde bir toplantı yapılacak
Bugün, 1908 hürriyet hareketinin 42 nd yıldönümüdür. Bu münasebetle Şişlideki Hürriyet âbidesinde bir toplantı yapılacakta. Toplantıda hürriyet şehitleri amlacak ve mânevi hu-»urlaruıda, hürriyetin kıymetini ifade eden hitabelerde bulunulacaktır.
D. P. 11 İdare kurulu saat 17.30 da yapılacak toplantıya bütün vatandaşları davet etmektedir.
İş ve sendikalar kanunu tadil edilecek
Ankara 22 (Ajk) — Çalışma Bakanlığı yürürlükte olan çalışma mevzuatım. îş Kanunu ve Uglll tüzüklerle 8tndLka ve Sigorta kanunlarını tadil etmeyo karar vermiş ve bu husustaki görüşlerini bflcUrmel erini İşçi «nnd1 balarından istemiştir. Bunun Üzerine lokanta, otel ve oğlan» yerleri işçileri sendikası bu husustaki görüşlerini dün Çalışma Bakanlığına, bildirmiştir.
Müşterek manevra haberleri asılsız
Tütüncüler kongresi
Amerîkan donanmasının gelişi mutat ziyaretlerdendir
Toplantıda hangi meseleler müzakere edilecek?
Ankara 22 (A.A> — Bal Ahiye ttar deniz makamlarından bildirilmiştir:
Gazetelerde, ezcümle Cumhuriyette İngiliz, Amerikan ve Türk filolarının yakında müştereken manevra yapacaktan hak kında yazılar neşredilmiştik.
Bu yazıların asıl ve esastan n-zjtk olması dolayısiyle keyfiyetin tavzih en tekzibini Anadolu ajansından rica ederiz.
31 temmuz İle 7 ağustos aracında limanlarımıza gelecek A-merikan SUosunun bu ziyareti ise mutat ziyaretlerden biridir.
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Kon&eyine üye seçilmemiz muhtemel
Lake Success 22 (A.A.) — Cü-nlted Press): Birleşmiş Milletler Güvenlik künyesinde bu sene açılacak olan yeri Turkiyenln almak istediği bildirilmektedir. Bütün Birleşmiş Milletler üyeleri, Türk heyetinden Güvenlik Konseyine İki yıllık üyelik müddeti bu sene bitecek olan Mısırın yerine Türkieynln se-çilmeslnl teklif eden birer mektup almışlardır.
Mısırdan açdacak yer İle Norveç ve Rubanın Üyelikleri için, seçimler Birleşmiş Milletler Genel kurulunun gelecek toplantısında yapılacaktır. Bu hususta sorulan sualleri cevaplandıran Türkiye temsilcisi Adnan Kural, Türk heyetinin gönderdiği mektuplara tasvipkâr bir çok cevaplar aldığını ve Türkl-yenln seçilme İhtimal İn ln kuvvetli olduğunu bildirmiştir.
Adnan Kural, Türklyenin en büyük Orta Doğu milleti olduğu ve Birleşmiş Milletlerin esas organı olan Güvenlik Konseyine şimdiye kadar hiç üye olmamış bulunması dolayısiyle memleketinin bu sene seçilmesi gerektiğini belirtmiştir.
10 Ağustos perşembe Ankarada Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında toplanacak olan tütüncüler kongresi İçin memleketin flgill bütün bölge ve çevrelerinde şimdiden hararetli çalışmalar göze çarpmaktadır. Verilen malûmata göre tütünle IlgHI müstacel mevzuları müzakere etmek üzere hazırlanan bu toplantıda ele alınacak mevzular şunlardır: Tütün piyasasının en geç Aralık ayının İlk haftasında açılması: tütün tarım satış kooperatifleri kurulması hakkında prensip karan alınması; tütün kredilerinin müstahsil ve tüccar İçin daha tatminkâr şartlar altında verilmesi; tütünlerin dış pazarlarda sürümünü temin edecek tedbirlerin müzakeresi; tütün İstihsal polltLka-sının Tekel zaviyesinden ziyade memleketin umumi ekonomi politikasına muvazi bir şekilde tesbitl; 40 milyon liraya varan tiltün yüzde beşlerinin bankada tahakkuk eden faizleri eklenmek suretiyle müstahsillere ladesi hakkında bir karar sureli alınması.
güllü
Bütünleme ve devlet imtihanları
Ankara 22 _ MIH! Eğitim. Bakanlığı tik, orta ve liselerin bütünleme ve devlet imtihanları günlerini tesbit ederek o-kul idarelerine tebliğ etmiştir. Bütünleme İmtihanları 21 ağustosta. orta okul devlet İmtihanları 2 eyHUde, lige olgunluk İmtihanları da 14 eylülde başlıya-cakiır. Yeni ders yıh da 2 e-Umde açılacaktır.
Fen fakültesi talebelerinin Yunanistan seyahati
Türkiye milli talebe federasyonu teşkilâtına bağlı fen fakültesi talebe cemiye tinin hazırladığı Yunanistan seyahatine katılacak olan üniversite talebeleri bugün İstanbul vapuriyle Fireye müteveccihen hareket edeceklerdir. Yunan hükümetinin dâvet-İLsi olarak giden bu grup Turgut özpar ve Mehmet Taşdemlroglu İdaresinde olup TJd. TP. H el başkam Orhan C. Fcrsoy da Yunan gençlik muhitiyle temaslarda bulunmak ve WAY konseyi mevzuunda hazırlıklarda bulunmak üzere kafile İle beraber gitmektedir.
Kafile, Yunanistanda Atina -dan sonra İsparta. Korent, Maraton, Delfl. Selanik şehirlerini de gezecektir, Belân itte İlk ota-rak Aziz Atamızın doğdukları ev ziyaret edilecek ve bir merasim yapılarak cemiyetin hâtırası olan bir plâka eve çakılacaktır, tatanbula trenle dönülecektir.
Deniz subaylarının elbiseleri
Ankara 22 — Türk bahrlyesine mensup subayların elbiselerinde değişiklik yapUmıştrr. Bundan sonra Türk bahriye subayları ya-xm bej renginde kefen, kışın ise bej renginde yün elbise giyeceklerdir. Bu şekU Amerikan bahri-yerine uygundur.
SAYIN DOKTOR vo ECZACILARIN ■■■BSEB^k
NAZARI DİKKATİNE ’
1 Dünyaca tanınmış hakiki j |
IValidol Zimmerl I 81MPLE ve CAMPHER olarak Orijinal 5 ve 10 Gr. hk şişe- | ■■ ferde bul miktarda tekrar geldi vo piyasaya. oreedUdl. ■■
Cumhurbaşkanının sözleri
Cumhurbaşkanı donanma komutanı tümamiral Rıdvan Koral'dan Taşkızak tersanesi hakkında malûmat almış ve şunları söylemiştir:
(— Türk İşçisi Taşkızak tankerini inşa etmekle büyük bir kabiliyet göstermiştir. Bu suretle ihtiyacımız olan gemileri yapabildiğimize inanmış bulunuyoruz. Yeril malzemeyi de dahilden temin edebiliyoruz. Şimdi bunun ekonomik olup olmadığını gözö-nüne almamız, İcap ederse hariçten temin etmemiz lâzım gelecek, Fakat memleket müdafaası bahis mevzuu olunca inşa e-deccğlmiz gemilerin ekonomik o-lup olmadığı İkinci derecede kain-, Bize, yalnız yapmak düşer, şayet ekonomik de olursa bahtiyarlığımız iki kat olur.
Gemi)erimize inşa malzemesini temin eden Karabük fabrikasının yapılması mesuliyetini İktisat vekili İken üzerime almıştım. Bunun münakaşası bâlâ devam ediyor, fakat faydasını görmüş bulunuyoruz.
Demek kİ bütün bu emekler yerini ve mükâfatını bulmuş o-layor. Arkadaşları tebrik ederim.»
Cumhurbaşkanı daha sonra işçi mümessilleriyle görüşmüş ve işçilere muhabbet ve takdirlerinin iletilmesini istiyerek tersaneden ayrılmıştır. Celâl Bayar, tersaneden ayrılırken başta deniz bandosu olduğu halde deniz müfrezesi ve askeri erkân tarafından selâm lanmış tır.
Mahmut Şevket ve Talât paşaların kabirlerini ziyaret Cumhurbaşkanı Taşkızak tersanesindeki törenden, sonra beraberinde Başbakan Adnan Men deres, İstanbul milletvekili Salih Fuat Keçeci, Vali ve Belediye başkanı Dr. Fahreddln Kerim Gökay, basın yayın ve turizm genel müdürü Dr. Halim Alyot bulunduğu halde saat 12,30 da Hürriyet âbidesine giderek merhum Mahmut şevket ve Talât Paşaların kabirlerini ziyaret etmiş ve saygı duruşunda bulunmuştur.
Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları
Cumhurbaşkanı, İstanbul valisi ve Belediye başkanı Fahreddln Kerim Gökay taralından Park Otelde verilen öğle yemeğinde bulunduktun, sonra beraberindeki zevatla Dolmabahçe sarayını ziyaret etmiştir.
İstanbul milletvekili Salih Fuat Keçeci sarayın durumu, eşyaları ve tabloları hakkında Cumhurbaşkanına İzahat ver-
BORSA
iılnnbol Borusının ü/7/1350 tlalori
ÇEKEK»
nıiş, Cumhurbaşkanı da sarayın bilhassa temiz tutulmuş olmasından duyduğu memnuniyeti 1-fade etmiştir.
Celâl Bayar, sarayda Atatür-kün yatak odasını gezmiş ve saat 16 da Acar motörii İle Beylerbeyi sarayına hareket etmiştir.
Cumhurbaşkanı burada saray hakkında geniş izahat almış ve sarayın İyi muhafazası için alâkadarlara gereken emirleri vermiştir.
Cumhurbaşkanı sarayın bah -
çeslnl gezdikten sonra motörle Küçüksu İskelesine gelmiş, halkın sürekli alkışları arasında karşılanarak Kasra kadar yürümüş ve İlgililerden kasır hakkında İzahat almıştır. Halkın ricasını kabul eden Cumhurbaşkanı Küçüksu İskelesi yanındaki sedüstû kahvesinde bir müddet dinlenmiş ve halkla hasbıhalddLL
Q
Yalovaya döniiş û_
Celâl Bayar, 17,3û da halknp'l tezahüratı arasında Km- ...imi ıs-'te kelesinden Acar motörüııe binerek Dolmabahçeye gelmiş, be-C raberlnde bulunan İçişlıri Ba-,2 kanı İle Vali ve Belediye b.ı :kanı|O Fahreddln Kerimi burada bıra-0 karak Kadıköy iskelesine geç-> mlştlr. Bayar, burada da Başba-g* kan Adnan Menderesi bırakmış-
J=
Cumhurbaşkanı bundan son-, ra aynı motörle Floryaya git- £?* m İş. bir müddet deniz köşkiindf^ kalmıştır. Saat 22 de Büyiı1tada-"O ya geçen Celâl Baj'ar. yemeğini Anadolu kulübünde ye-CO iniş, saat 24 te yine Acar motö-(D rü İle Yalovaya dönmüş:h -,
Belçika Kıralı
Leopold tahtına kavuştu
Brüksel 22 ,A.A.) — Kıral ü-çüncü Leopoldu Cenevreden getiren uçak hava meydanına indiği zaman resmi şahsiyetler ve seksene yakın gazeteci haricinde hiç bir Belçikalı bulunmamıştır.
Meydana giden yollar boyunca ehemmiyetli miktarda polis kuvvetleri yerleştirilmiştir. Hava meydanına giden üçüncü Leopold bulvarı üzerinde, meydandan üç kilometre mesafeye kadar hiç bir hususi otomobil Jandarma barajlarını aşaırn-yordu.
30,70
30,60
% • FAUU TAHVİLLEB
Kalkııımş 1 Kalkınırın Et Kalkınma lU SShO tefte—
946 istikrazı I •s.-
M8 tatlfcraD □ SBJtl
1B41 Demiryolu M —
I94₺ istikran L m—
H «j FAtZld TAHVİJAEB
HMD tahvili M.-
% S ratzij rLHVtLLKB
1B33 Erinrd
IMS İkramiyen sı-
MılU MUdaLnn ».M
Demiryolu W 8S —
Deralrvalo V W-
kKADOLÜ DEMtAYOLD OBÜPO
TahvUle ı-a 11150
Hisse «metleri % Kı Sİ»
MttmcssU «enet «3.—
8İF.KET Hl£ SELESİ
Merkez Bankası 133—
/jraitın çimento »»
T. Ticaret Hıın (cam 0.-
lı; Bjınkfisı 80.-
AAmutrLAnna umı
•atuhu-
Gulden Türk Ucası Sterlin Küle.
R*MI
Kore harbi
(Baş tarafı 1 inci sahifede) sonbaharın, ortalarında, hattâ, ilkbaharda olacaktır. Bu sebeple Amerikan kuvvetleri, zaman kazanmak İçin, daha gerilere çekilirlerse telâş etmemelidir.
Son haberlere göre Amerikalıların yeni savunma hattı Ta-ejonla Kum nehrinin güneyi a-rasmdak! tepelerdedir. Sivil giyinmiş komünist askerlerinin A-merikan hatlarından sızmasına mâni olmak İçin bu havali halkı geriye çekilmiştir. 25 İnci tümene dahil zenci birliği miihim bir yol kavşağı olan Yeçon'u geri almıştır.
Neşredilen bir tebliğe göre A-merikalrlann Kore harbindeki kaybı ölü, yaralı ve kayıp olarak 600 kadardır.
Mahsur kalan Amerikan kuvvetleri Waşlngton 23 (R) — Taejon kesiminde geri İle irtibatları kesilen Amerikan askerleri esas kuvvetlere İltihak etmek İçin sapa yollardan hareket etmektedir. Dün 30 kadar subay ve er gelmiştir. Bunlar kuzey Korelilerin elinde bulunan sahada 50 kilometrelik bir yürüyüş yapmışlardır. Geride kalanlar da kurtulmak lçln çalışıyorlar Mamafih 24 üncü Amerikan tümen komutam general Dean'dan haber yoktur. Kendisi knyıplar listesine geçirilmiştir.' General son defa yaralı olarak görülmüştür.
Kuzey Korelilerin yeni bir çıkarma hareketine mâni olmak üzere Amerikan gemileri doğu sahilinde tarama harekeli yapıyorlar.
10 milyarlık tahsisat
Voşlngtojı 23 (H) — Başkan Truman kongreye müracaatla 10 mİ t yar dolarlık tahsisat isleyecektir. Başkan, bu tahsisatı karşılamak üzere ihdas! lâzım gelen yeni vergileri de bildirecektir.
8ahlfe S
Seyahat Mektupları:
Günün yirmi dört saati açık İngiliz parkları
Akşamlardan bir akşam, Londrada işsiz kalıp dolaşmak istedim. Büyük parkların otomobillere mahsus medhallerl, demir kapılarla kapatılmıştı. Piyadelerin kapısı açıktı. Ras-ladığım birine sordum:
— Girilebilir mi?
— Elbette. Umumi park! — dedi.
— Fakat saat geç de...
— Parklar, yirmi dört saatin her saatinde açıktır.
Yatak odası gibi. ışıklar kısılmıştı. Otomobillerin geçmemesi de. sükûnu büsbütün sağlamak için olacak, çiftler, tekler, kanapelere, plianlara, ağaç altlarına, çimlerin üstüne büzülmüşler. Yahut göle akseden ışıkları seyrediyorlar.
Bizim parkların yalnız çalışma saatlerinde açık durup halkın Istirahtıtlne mahsus saatlerde kapandıkları, yalnız haylazlık etmek istlyenlere ve zavallı işsizlere yaradıkları aklıma geldi.
Fakat başka şey de aklıma gelmedi değil: Buluş parklarda cebren tasallut hâdiselerinin olmadığı!... Hele her tarafı kirletmek, bulaştırmak âdeti yok. İngllizler, kır satası meraklısı-dırlar. Meselâ Shakespeaîe'ln şehrinde, çırpıcı çayın gibi büyük bir sahaya, otomobillerle, bisikletlerle, otobüslerle gelmişlerdi. Piknik çantalarını açmışlar. çoluk çocuk, güle oynaşa. yiyor, içiyorlar: deredeki kuğuları besliyor!?- Fakat ortada bir sardalya kutusuna, buruşturulmuş bir gazete kâğıdına raslanmıyor (11.
Bununla beraber: «Halk kirletmeyince, bozmayınca elbet böyle olur!» diye, bizim idare makamları, mesuliyeti kendi üzerlerinden atmasınlar.
Mütemadi bir temizleme, bir tâmir etme teşkilâtının kendini belli etmeden ve münasip saatlerde çalıştığı, bir pisliği, bir patlağı, bir çatlağı, birinci saf-hasındayken gidertliği muhakkaktır. İngiiterenin kılığını bir elbiseye benzetirsek, ütüsü yerinde, düğmeleri berkleştirilmiş. söküğü dikilmiş ve lekeleri derhal çıkarılmış...
Kısacası: Halkın iyi yaşaması İçin, halkla belediyeler ve her türlü âmme hizmetleri elbirliği etmişler...
!®
İngiliz «mahalle çocukları »ntn eğlence hanesi: Müze
Gene pazarlardan bir pazar, şöyle, gelişi güzel dolaşmağa çıktım, İnsanı ürperten çeşit çeşit yılanları, türlü türlü ayıları, aslanları. kaplanları, hele harikulade denizaltı hayvanlariyle, meşhur hayvanat bahçesini geçen çeyrek asırda ve bu sefer birer kere gördüğümden nebatat bahçesine gitmek istiyordum. Londranın muazzam mesafeleri beni ürkütüyor; o kadar uzağa gideyim mi diye düşünüyordum.
Gözüme bir müze ilişti. Jeoloji müzesi imiş. Kapısından baktım. Çoluk çocuk doluşmuş. Bilhassa, ortada dönen belki de sekiz metre kuturlu arz kitresinde Kore'nin vaziyetini tetkik ediyorlardı: Bu müzede bir saat kadar dolaştım, öyle bir tasnif, öyle bir vuzuh, öyle resimler, numuneler ve modeller vardı ki. mübalâğasız bir sömestr tahsil etmişçesine Jeolojik malûmatımı genişlettim.
Fakat nebatat bahçesini ille görmek arzusunda olduğumdan acele ettim, çıktını. Bu sefer de. biraz ötedeki Fen müzesi beni cezbettl. Göz atmak üzere girdimse de. bütün günümü orada harcadım.
Hülâsasını söyliyeyim: İnsanlar kaç nevi esaslı âlet kullanıyorlarsa, burada, tekâmülleriyle hepsi vardı. Meselâ balta, testere, gözlük, gemi, tren, motor, mikroskop, teleskop en İptidai şekillerinden bugünkü şekillerine kadar, önlerinde de kısa lzahnamelerl. işi yazıya, resme boğmamışlar. Maktalar
(Arkası 6 inci sah i rede)
(Vâ - Nû)
Ekmekler bozuk
Kabahatin değirmenlerde olduğu anlaşıldı
devam çıkan pişkin
an ı WADO
Hayal seviyesini mütemadiyen yükseltmekiçinsarfeılilen gayret
önce melek gibi kızlar — Evlendikten sonra kocanın durumu - — Para kazanmaya tahrik — Bir kürk isteği karsısında Avrupalı koca ile Amerikalı koca — Daha iyi olmak mümkündür — Kızlarla delikanlıların ahbaplığı..
Nevyorkta oturan Türk dostlarımdan biri bana Amerikan kadınlarından şikâyet etti:
— Hiçbir milletin kadını flört devresinde bunlar kadar melek çeşnisini dcğUdlI. Fakat bk kere nlkâh safını da da eve ycr]eştJ m| koca
hapı yutmuş demcktlrArtık onu gece gündüz, bllâ merhamet çalıştırır. Adamcağız işinden gc-
Ekmeklerin bozukluğu etmektedir. İlk günlerde ekmekler daha beyaz ve olduğu halde son zamanlarda
çıkmakta olanlar hem esmer hem de umumiyetle hamurdur.
Belediyeye bu hususta yapılan devamlı şikâyetler üzerine, ekmeklerin neden bozuk çıktığının araştırılmasına karar verilmişti. Yapılan incelemelerle görüşmelerden kabahatlerin değirmenlerde olduğu neticesine varılmıştır. Belediye yeni ekmekleri çıkarırken ç— tutmamış ve unun evsafını da: tavin etmemişti. Değirmenlerin' fırınlara verdiği unların, Ba-| kanlığın kararnamesindeki ev-I safına ısynıası için dün bir de- ı^ mutfağa girer Patates doğ-ğirmende tecrübeler yapılmış- — .... ■ — ■
tır. Tecrübelerden elde edilen netice tesblt edilerek bütün değirmenlere bildirilmiş ve bundan sonra gerek ekmekler için gerekse bilumum unlu maddeler için öğütülecek unların verilen evsafta olması ehemmiyetle bildirilmiştir. Beledlyz yarından itibaren bütiin fırınlara verilen unların evsafa
uygun olup olmadığını kontrole bağlıyacaktır.
Köylerin
Koruma ekipleri
bu mevsim bütün köyleri gezecekler
rar, yemeğe oturur. Eğer mlsa-firler bulaşık yıkamaya zorla-namazlarsa bulaşıkları yıkamak yine kocanın vazifesidir. Kadın, kocasının getirdiği paraları tamamen elinden alır ve Allahın günü, sabahtan akşama kadar mağazalarda alışveriş yapar.
1 İhtiyaçları bir türlü tükenmek nedir bilmez. Üstelik «Filânın karısı kürk almış», «Palanın karısı avuç dolusu para sarfedl-yor» diyerek kocasını mütemadiyen tahrik eder. Daha zengin bir koca bulursa ona gitmekte de pek tereddüdü yoktur. Onun için kocalar burada daha fazla kazanmak üzere nıotörler gibi çalışmak mecburiyetindedirler ve yine onun İçin ekseriya 50 yaşını bulmadan kalb sektesinden öbür dünyayı boylarlar. Son otuz seneden beri Amerikan servetinin miras yoliyle kadınların eline geçmekte olması daha ziyade bundandır...»
Bu şikâyet, ev işlerine asla karışmıyan bir Türk kocadan yükseliyordu Amerikalı koca (halinden şikâyetçi mİ idi bll-r 21- nıem, fakat çalıştığı, gece gün-tejpjj'düz çalıştığı doğrudur. Bana :nn sayısı'öyle £el,y°r ki daha yüksek bir İstanbııla hayat seviyesine ulaşmak ve o (seviyenin üstündeki imkânlara _________Jsahlb olmak Amerikalının tek pu gayesidir. Her şeyi veresiye ve-1 ' ' ' ‘ ’ ı borç
laltına sokan pazar, her'aileyi seviyesinin üstünde yaşamaya, az para kazansa bile İstihlâk hayatına çok para kazanan aileler gibi iştirak ettirmeye zorlamaktadır. çünkü bu azgın İstihsali tüketmenin başka çaresi yoktur. Hayat seviyesinin yükselmesinde, ekseriya kendisi de çalışan kadının tahrikleri de şüphesiz büyük rol oynamaktadır.
Sağlık ve Sosyal Yardım düdüğünün teşkil etliği sağlığı koı uma ekipleri ve bugün faaliyetlerine devam; etmişlerdir. Şimdiye kadar *' yaret edilerek hastalan ve tedavi edilen köylerin sayısı 120 yi bulmuştur. l>«ı.uu>«. bağlı köylerin sayısı 109 olduğuna göre bütün köylerin *•••••«•■* ı
ramadan geçirilmesinin v;r:z.
mevsim kabil olaeajı artrıl- "’«'k kolaya tasantarı maktadır. ...........
Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü Doktor Folk Yargıcı da bıı faaliyetle yakından meşgul j olmakta ve her hafta köylere; bizzat gitmektedir. Bu kontrol ve taramaların iyi neticeler verdiği anlaşıldığından havalar müsaade ettiği müddetçe bu faaliyete bütün sene devam edilecektir.
köy dün
Kore harbinin piyasaya tesiri
Korede devam eden savaşın . neticelerinden biri olarak dünya piyasalarında çeşitli maddelerin flatleri yükselmiştir. Bittabi bu artışlar şehrimiz piyasasına da tesir etmiştir. Kauçuk flatı bir ay önce 135 kuruş iken bugün 26o kuruşa kadar yükselmiştir, şehrimize gelen haberlere göre kalay, yün. kumaş flatleri de diinya piyasalarında yükselmektedir.
Diğer taraftan demir ve çelik biatlerinde de yükseliş devam etmektedir. Bu fiat yükselişinden başka, bazt Amerikan çelik fabrikaları şehrimizdeki ithalâtçılara yazı yazarak siparişlerini daha gec teslim edilebileceklerini bildirmişlerdir.
[1] Paketlerin gazetelere sa-nlmaüığına, umumiyetle ambalaj kâğdt kullanıldığına dikkat ettim, tngilizlerin biricik israfı, okuduğu gazeteyi, bırakıp gitmesidir. Mesleğimizin inkişafı İçin ne mutlu bir âdet...
Nevyorktaki Central Pa'rktan bir görünüş
hedefe ulaşmamanın İmkânı — Nasılsın?
yoktur. | Diye sorsam bana gayrimem-
İşte, Amerikalı koca ne yapar, nun bir çehre İle:
yapar, fazla çalışmak pahasına I — İyiyim amma daha iyi ol-olsıın, günün birinde gelirin! 50 inak kabildir birader!
dolar arttırmaya ve karısına İs-; Diye cevap verirdi. Amerlka-tediğl kürkü almaya muvaffak linin hayat anlayışı işte budur olur. Fakat ihtiyarlar tükenir Bir yeyip bin şükretmez ve di-gibi değildir. Yenileri baş gös-.lma daha iyi olmanın mümkün terlr, onlara ulaşmak için yeni imkânlar, geliri yeniden arttırma çareleri aramak lâzım gelir Kafa da mütemadiyen bu istikamette çalıştığı İçin Amerikalı gelirini daima arttırmak yolunda İlerler.
olduğuna İnanır.
Unlu tatlı fiatleri
Belediye, esnafın ihtikâr yaptıklarına kani
Belediyenin esnafla görüşerek müştereken tesblt ettiği unlu tatlı flatlerine bazı satıcıların riayet etmedikleri anlaşılmıştır, Belediye, bu gibi esnafın ihtikâr yaptığına kani olduğundan bunların sattıkları tatlıların maliyet hesaplarını yaptırmağa karar vererek işe başlamıştır.
Umumiyetle baklavanın kilosu 250-300 kuruşa satılırken bazı tatlıcıların ayni maddenin kilosunu 6 liradan vermesinde hiç bir mâkul sebep görülememektedir.
Esnaf, yiyecek tarifelerini asmağa mecbur
Belediye, yiyecek maddesi satan bütün esnafla müesseseler!, duvarlarına uzaktan görülebilecek şekilde fiat tarifelerini asmaya mecbur etmiştir.
Esasen bu mecburiyet belediye zabıta talimatnamesinde mevcut iken şimdiye kadar riayet edilmeyen maddeler arasında bulunmakta idi.
Belediye, halkın menfaatini ve memnuniyetini mucip olan bu İcraatına devam edecektir. _______________
Başbakan ucuz evler meselesi ile meşgul Başbakan Adnan Menderes, belediye tarafından şehrimizde inşasına karar verilen ucua evler meselesile yakından meş- I gul olmaktadır. Bu evlerin, halkın hakikaten faydalanacağı | şekilde İnşası için meselenin' daha etraflı şekilde tetkiki' düşünülmekledir.
Bu inşaat için icabeden malûmat Başbakana verilmiştir.
Başbakan dün vilâyette çalıştı Şehrimizde bulunan Başbakan Adnan Menderes dûn öğleden evvel vilâyete gelerek muhtelifi İslerle bir müddet meşgul olmuştur. Bu arada İçişleri Bakanı. Başbakan yardımcısı ve Dei’let Bakanı ve vali ve belediye başkanı hazır bulundukları halde patrikhaneden gelen Ortodoks Rum kilisesi temsilcilerini kabul ederek bir müddet kendilerlle görüşmüştür.
İSTANBUL HAYATI
Aftan sonra
At Kanunu tatbik edildi, binlerce vatandaş hürriyete kavuştular.Senelerce üzerinde durulduğu halde bir türlü çıkarılamıyan Af ve Matbuat Kanunlarını bayram a. rifesinde hediye etmek şerefini kazanan ve bu sayede Şeker Bayramının neşesini bir kat daha arttıran Dokuzuncu Millet Meclisine şükran ve tebriklerimizi sunmayı borç biliriz.
Aceleye gelmesi dolayısiyle yeni Matbuat Kanununda pürüzlü noktalar kalmışsa bilâhara bunları düzeltmeyi vadeden hükümet erkânına da teşekkür ederiz.
Şükran borcumuzu ifa ettikten sonra tekrar af mevzuuna dönelim. Aftan istifade ederek hürriyete kavuşan vatandaşlar çeşit çeşit cürümlerden mahkûm ve-.. ya maznun idiler ve bu cü-«—. riimleri muhtelif içtimai,— ruhi sebeplerin tesiri altın-^-da işlemişlerdi. Hapishanede*^' kaldıkları müddetçe hürri-'fc ye t ten mahrumiyetin aza-u bı içinde bu vatandaşların C ıslahı nefis etmiş olmalarını.O göz önünde tutan Büyük (0 Millet Meclisi, çektikleri a- hj zabı kâfi görerek bir kısmını tamamiyle serbes bıraktı. bîr kısmının da ceza müd. Jjf deflerini indirdi £"
Hürriyete kavuşan yurttaşlardan pek çoğunun hakikaten ıslahı nefis ettiklerinden eminiz. Fakat lıcpsi'O böyledir diyemiyoruz, zira İstanbulda. Ankarada- Iz-CO mizde tahliyeden hemen birp veya iki gün sonra tekrar av*» nı suçları işleyip tevkifha-'*-' neye dönenlerin hareketlerinden anlaşılıyor ki çıkanlar arasında, cürüm işlemekten kendilerini kurtaramı-
yan zayıf iradeliler dc varmış. Af Kanununun tatbiki esnasında böylclerinin ayırd edilmesine elbette imkân yoktu ve fenalıkta inad ettikleri müddetçe bunların kanun pençesinden, hapishane köşesinden kurtulamı-yacakları da tabiidir.
Macar muharririnin bu mukayesesi gayet doğrudur. Nevyorkta kiminle tanışsanız, ayda 750 - 1000 dolar kazananlar dahil, hayatlarından şikâyetçidirler ve dalma gelirlerini arttıracak yeni çareler aramakla Dostum Zahir Törümküncy meşguldürler. Kapısında oto-anlattı. Macar muharriri Zila- mobill, evinde her türlü konfo-hay Avrupa İle Amerikayı mu- ru olan, çocuklarını en iyi mek-kayese eden kitabında bu iki kı-, teplerde okutan, bol yiyen. İyi tadaki aile hayatı ve AvrupalI giyinen aileler daha iyisini iskota ile Amerikalı koca arasın- temekten bir an vazgeçmomek-ledirler.
Amerikada gördüğüm bu manzara bana Şişli semtinin meşhur eczacısı Nargllecîyan'ı ha-t.rlattı. Ne zaman onun eczanesine girip:
Kalkınma bankası temsilcisi haftaya geliyor
Verilen malumata göre m|l letler arası imar ve kalkınma bankasının temsilcisi Mr. Willl-ams’ın gelecek hafta içinde şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Temsilci İstanbul ve Anka-rada beş gün kalacak, bu müddet zarfında, burada kurulan sanayi kalkınma bankasına dair ilgililerle görüşecektir, Mr. Wiiiiams'ın yapacağı temaslara şehrimiz İktisadi çevrelerinde büyük bir önem verilmektedir.
Bütün dünyada güzeller
Kullanırlar.
daki zihniyet farkını şöyle belirtmiş:
Meselâ Avrupalı bir kadın günün birinde kocasına der kl:
— Benim mektep arkadaşım falana kocası dün-bir kürk almış. Evine gittiğim zaman bana gösterdi. Bayıldım, Ben de öyle bir kürk İstiyorum...
Bu talep karşısında AvrupalI koca umumiyetle şöyle cevap verir:
— Karıcığım, biliyorsun, onun kocası tüccardır. Çok para kazanıyor ve bu çok parayı da su gibi harcamakta mahzur gör- ( müyor. Bizim kazancımız malûm. Ayağımızı yorganımıza gö- . re uzatmak mecburiyetindeyiz. Eğer bu kazançla böyle İsraflara kalkarsak aç kaldığımız gündür. Biz bu kazancımızla zenginlerin hayatına nasıl ayak uy durabiliriz?»
Orta halli Avrupalı koca, kürk istlycn karısına böyle cevap ve-' rlr. Fakat bir Amerikalı koca, karısından aynı şekilde bir talep karşısında kalırsa evvelâ bir düşünür. Bu kürkün kaç para olduğunu sorar. Kendi kazan-cini hesab eder. Eğer ayda İki , dolar ayırarak bu kürkü edinmenin kabil olduğuna aklı ya-taraa karısına aMerak etme, mektep arkadaşının aldığı kürkten sana da bir tane alırım» der ve gelirini ayda İki dolar arttırmanın çaresini aramaya başlar. İnsan kafası o şekilde yapılmıştır kl kendisine bir hedef seçer de bütün kuvvetini ona doğru gitmeğe hasredip, bumı I bir sabit fikir haline getirirse _
I
------------n
Kari mektubu
Tamir yüzü göreni yen bir sokak
Bir okuyucumuz yazıyor: Karagümrük Derviş Ali mahallesi Canfeda cami sokağı şimdiye kadar hiç tamir yüzü görmemiş, bakımsız bir vaziyettedir. Hattâ yağışlı havalarda kısım kısım su birikintileri olup geçilmez bir vaziyet almaktadır.
Belediyenin bil yolu bir an evvel tamir ettirmesi için dikkatini çekmenizi mahalle halkı namına rica ederiz.
Denizyolları kooperatifinin çikolata ve sigaraları
Denizyolları kooperatifi tarafından idarenin İç ve dış hatlarında çalışan gemilerinin, isimlerini taşıyan çikolata ve sigaralar hazırlatılmıştır. Bunlar yakında satışa çıkarılacaktır.
I Nevyorkta uzun müddet oturanlar kızların koca bulmakta hayli güçlük çektiklerini söylediler. Aile, kızı koca bulmak |mücadelesinde tamamen ser-ıbes bırakmakta, kendi zevkine, hayat anlayışına uygun eşi 'şahsî teşebbüslyle elde etmesine izin vermektedir. Aynı yaşlardaki genç kızlarla erkeklerin arkadaşlıklarına aşağı yukarı hudut yoktur. Bunları her yerde ve belki de her vaziyette görmek mümkündür. Cinsi insiyaklar bu şekilde serbes bırakılmış, kanalize edilerek birikmesi önlenmiştir.
Ayıb olan yalnız aynı yaşlarda olmıyan kızlarla erkeklerin ahbaplığıdır, Bir genç kız, kendisinden sekiz, on yaş büyük bir erkekle dolaşırsa dehşetli dedikodu olur. Aile İsyan edermiş.
Şevket RADO
RADYO
Atletlerimiz dün gitti
Kafile 28 atlet ile 2 idareciden mürekkeptir
Atletlerimiz, Avusturya milli lakımı ile Viyana’da karşılaşmak üzere dün saat 12 de Ankara vapuruyla hareket etmişlerdir.
Kafile 28 sporcu ve 2 idareciden müteşekkildir. Viyanadakl müsabakalar 28 ve 29 Temmuzda yapılacaktır.
Viyana karşılanmasından sonra takımımız Klagenfurt'da temsili bir müsabaka yapacak ve miitaakıben memleketimize dönecektir.
Dün giden atletlerimiz arasında bulunan üç adım dünya üçüncüsü Ruhi Sanalp İle konuştuk. Ruhi dedi kl:
— Ayağımdaki ârıza dolayı-aile istediğim gibi çalışamadım. Bununla beraber ümitsiz değilim. Arkadaşlarımız arasında çok İyi hazırlanmış olanlar vardır. İyi neticelerle dönmek için elimizden gelen her şeyi yapacağımız tabiidir.
İSTANBUL RADYOSU
■Öğle ve aksam programlan
17.57 Açıllf ve programlar.
11.00 Haberler.
13.İS Salon konser orkestrasından melodiler «PL».
11.30 Car mungı «fi».
13.50 Konv-ma
11.00 Şarkı ve türküler
11.45 H ıvar adalarından mllrik «Pl.» IS,oo Konserle «Pl*.
15.30 Dans müziği «Pl.«.
16,00 Programlat ve kapanış.
17.57 Açılsa vc programlar.
15,00 Ak-am konseri «Pl,*.
111.30 Dans rnüılgi «Fİ.».
19.00 Haberler.
19.15 İstanbul haberleri.
19.30 Hafif mUf.lk »PL*.
19.30 Saz eserleri - Şarkı ve tUrkOler
36.15 Konuşma.
30.25 Hafif ara mtlriği.
M.30 Teknik turşu Mcmo - Radyofonik komedi.
3100 Hafif ara mlızlÇI «Fİ.».
21,05 Spor hasbıhalleri.
21.30 Fasıl heyeti konseri. «Muhayyer >,
22.00 Hürriyetin «I İne! yıldönümü münasebetiyle Hürriyet abidesinde yapılan merasimden röportaj
22.15 Dinleyici İşlekleri. Klâsik B(ıU
22,43 Haberler.
zî.00 Dans mUzlfll »PL».
23.30 Hatif peçe müziği «PL».
31.00 Programlar ve kapanış.
ANRARA RADYOSU Öğle ve aksım on-ftarnlaf) 1’1,00 Yurttan «sler korosu.
12.30 Telden Tele.
12.50 Oyun havaları «Bağlam» takı-
13.15 Dans mUrlfti «Pl».
1.3.30 Öğle Gazetesi.
13.45 Dans müziği «p|,*.
14.00 Hava raporu, akşam programı vc kapanış.
17.50 AÇIİIS VS program.
15,00 M. S. ayarı ve tnceaaz «Ussak faslı».
19.00 M. S ayan ve Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün.
19.20 Yorun saat dans rPL»,
19.50 Akşamın karma mürlgi «Pl.».
39.15 Radyo Gazetesi.
29.30 Sanat heveslileri saati.
29.45 Hafif melodiler «PU.
21.15 Müzikle gezi *p|,.,
22.00 Konuşma: Spor saati ıCdnün haberleri*.
22.15 Dans müziği «PL».
£2.45 M S. ayarı vc Haberler.
23.00 Progrnm ve kapanış. ' Yarın sabahki program
2,28 Afılig vc program.
7.30 m. s. ayarı,
7.31 Bando mdılkJerl «PL».
7.45 Haberler.
8.00 Filim melodileri «Pl.».
a.25 Günün programı ve hava raporu.
8.30 Hafif parçalar «PL»,
9,00 Kapanış.
Ası] üzerinde durmak istediğimiz nokta daha mühimdir. Tahliye edilen vatandaşlardan birçoğu aylarca, senelerce hapishanede kalmış, cemiyetle alâkalarını kesmişlerdir Simdi hürriyete kavuşan bu vatandaşlar. cemiyet içinde hayatlarını kazanmak ve bundan sonra yüz akıyle yaşıya-hilmek için kendilerine birer iş bulmak mecburiyetindedirler. Memleketimizde iş sahasının darlığı malûm. Hele ciiriim işleyip mahkum olmuş bir kimse için, hapishaneden çıktıktan sonra hayat sahası büsbütün darlaşır. baş vurduğu tş kapılarından birçoğu yüzüne kapanır. Böyle bir vatandaşın zaruret yüzünden çekeceği ıstırap, mahkûmiyetten daha hafif değildir ve maazallah, bu ıstırabın baskısı iradeyi kırıp şuuru körleterek o yurttaşın zihnini yeniden fenalığa meylet tir ebilir. Bu vaziyette cemiyetin suç hissesi biiyük olur.
Hükümet bunlara iş bulsun, diyemeyiz, çünkü buna imkân yok. Fakat alâkalı zatlar, af dolayısiyle asri ce-zaevlerindeki iş sahasında çalışan mahkûmların büyük bir kısmı tasfiye edildiğini ve buralarda kurulmuş iş tezgâhlarım muattal bırakmamak için hariçten işçi a-Imacağını söylüyorlar.
Mademki tezgâhlara dışarıdan işçi almağa ihtiyaç vardır, tahliye edilen maznunların tercihan buralara alınması çok yerinde Olur. Onlar belki hürriyet havasının ilk tesiriyle böyle bir teklifi yadırgarlar. Fakat çok geçmeden, hayat şartlarının ağırlığını ve memleketteki iş hacminin darlığını görünce, ekserisinin yevmiyeli olarak bu işlerde çalınmayı kabul edecekleri şüphesizdir. Binaenaleyh, asri cezaevlerine dışarıdan işçi almakta acele etmemek, çıkanların sinirlerinin yatışmasını beklemek daha doğru olur.
Cemal Refik
Sahile * ____
Komünizme karşı cephe
Churchill Avrupayı birleşmeğe davet etti
Yugoslavya aleyhine tahrikât
Komadaki Yugoslav sefirinin beyanatı
(Afp):
Doğu Almanya Başvekili de Almanları müttefiklere
karşı ayaklanmağa teşvik eden bir nutuk söyledi
Londra. 22 (AP) — Wlnstoıi Churchill dûn akşam, «Söz hürriyetine sahlb olan ve parlâmentoları faal bulunan her devletle komünizmin taraftarlarını kaybetmekte olduğunu» söylemiştir.
Nihai bir gaye olarak. Chur-chiU. Avrupanın. şimdiki halde demir perde ar kasında bulunan devletleri de içine alacak olan bir birlik halinde toplanmasını» ileri sürmüştür.
Churchill. İngiliz milletini, kendisinin liderliğini yapmakta olduğu Avrupa birliği hareketine ısındırmak maksadı ile ter-tıb edilmiş olan bir açık hava toplantısında söz almıştır.
Churchill, yanında Fransanın eski Başbakanları Ramadler ve Reynnud yer almışlardı ve bütün Batı Avrupa temsil edilmekteydi.
Churchill, «Müttehit bir Avrupa fikri kuvvetlendikçe, komünistler İn taarruzlarının tehiri de artmaktadır» demiştir.
İngil terenin harb İçindeki Başbakanı, bu bir sürpriz teşkil etmemektedir. Her memlekette seçmenlerin şuuru artık tebellür etmiş bulunmaktadır» demiştir.
Churchill, «Avrupa birliğini, dünya barışının temci taşlarından biri» olarak vasıflaa-dırnuşlır.
Ingiliz muhalefet partisinin İlden. «Müttehit, kuvvetli ve azimkar bir Avrupa vücude getirilmeden. İnsanlık için bir barış ve hürriyet ümitleri zayıf kalmaya mahkûmdur. Kore hareketi İse. sıcak harb diye İsımiendlrebileceğim hâdisenin ilk işaretidir» demiş ve eskiden beri belirtmiş olduğu fikrini tek rarla. «Almanyayı ihtiva etmeyen bir Avrupa birliğinin mu-va)fnk!yctetal!ğe mahkûm olduğunu» İleri sürmüştür.
Churchill, Avrupa birliğine Almanyanm katılması meselesinin «mes'ut bir hal şekline taylanmış olduğunu ve Alman ıtcmalicilerinin gelecek ay Stras-bourg da toplanacak olan Avrupa asamblesine davet edilmiş olduklarını» belirtmiştir,
sabık Başbakan, yalnız »iki taralın da bu kadar tereddüt pn?ı ermesine ve İyin bu mertebe uzamış olmasına müteessirim» demiştir.
Doğu Almanya
Eaşvekilinin nutku
Berlin 22 (AP) _ Dün ko-minformun ajanları kendisin) «Jkınlarken. Doğu Almanya Başbakanı müttefik İşgalinde bulunan Bata Almanya halkının. müttefiklerin İşgal siyasetine karşı gelmelerini taleb etmiştir.
Ayaklanma daveti, doğu bölgesi Başbakanı Otto Grotewohl tarafından söylenen ateşli bir müttefik aleyhtarı nutuk içinde yapılmıştır.
İngiliz Muhafazakâr partisi lideri Churchill
Başbakan, doğudaki sosyalist (Komünist) birlik partisinin ikinci, senelik toplantısı münasebetiyle konuşmuştur.
Grotewohl. müttefiklerin Potsdam anlaşmasını İhlâl İle kendilerinin Almanyada kalmak hakkını sağlamış olduklarını ve dörtlü hükümet şekline FOh verdiklerinin İddia etmiştir.
Başbakan, Almanların artık batıklardan emir almaya mecbur olmadıklarını İddia etmiş ve kendilerini mukavemete davet etmiştir. Müttefik ordularının artık «müdahaleci ordular» haline gelmiş olduklarını süren Başbakan, bunların
Duğu Almanya Başvekili Grolcuohl
alınmasını istemiştir.
Buna rağmen. Grolevohl, müttefik ordularının yekunundan fazla İnsan kuvvetine sahlb olan Rus ordusunun mevcudiyeti hakkında bir şey söylememiştir.
Grotevohl. komünistlerin «milli cephesi» ni kuvvetlendirmek İçin, herkesi, halta eski nazil-: rl dahi teşkilâta girmeye davet etmiştir.
Başbakan, Batı devlet reisi Theodor Heuuss. Başbakanı Konrad Adenauer, sosyalist lideri Kurt Schumacher ve Berlin belediye reisi Ernst Reııter, olarak vesıflan-
llierl > ««yatarı lıainb geri dırmışiır.
Ingiliz harb iktisadiyatı
Millî tasarruf komitesi başkanının beyanatı
I Londra 22 (AP) — İngiltere, yalanda harb İktisadiyatına yakın bir İktisadî rejime ta ta-
|bi olabilir.
İ Bu İhtar, dün. Milli Tasarruf ] Komitesinin başkam Lord Mc ■İnrosh tarafından yapılmıştır.
Mc İnrosh, «Tasarruf bata-| m ından Kore pek uzak bir mesafede görülebilir, fakat bunlar İ arasındaki münasebet çok yakındır» demiştir.
Bir enflâsyon tehlikesine işaret eden başkan, «Komünistlerin. tahrtb etmek İstedikleri 'milletlere tatbik ettikleri usul, onların İktisadiyatım baltalamak ve yıkmaktır» demiştir.
Elâzığ civarında Uranium mu var?
Roma 22 (A A.)
Yugoslavya hududunda yapıldığı söylenen harekâtı ve Romanya ve Macaristanda hudut bölgesinde bulunan Yugoslav azınlığının bıı memleketler dahilinde sürülmesi hakkında basma beyanatta bulunan Yugoslav elçisi Jyccovltch demiştir ki:
Bunların yakın bir harbe hazırlıktan ziyade soğuk, harbin devamı olduğunu zannederim. Bu basın konferansının başlıca gayesi, barış müdafaası Yugoslav milli komitesinin son toplantısında Yugoslav Dışişleri Bakanı Djilas'ın beyanatını teyit çimekti.
Jvccovitch Amerikan, İngllil ve Fransız mütehassıslarının Yugoslavyada bulundukları yolundaki iddiayı kati olarak yalanlamış ve demiştir ki:
«Bıı propagandanın gayesini Moriî.ıvanın emirleri ite hareket edenlerin pek az sulhçu olan tasavvurlarım gizlemek olduğu aşikârdır.
Elçi bundan sonra Yugoslav-yayı iki türlü siyaset takip etmekle İtham edenlere cevap vererek, Yugoslavyanın arası ihtilâfı barışçı halletmek arzusunun dlğinl teyit etmiş ve şöyle bitirmiştir: İtalya da dahil olmak üzere bütiin komşuları İle münasebetlerinde bu sislimi tatbik etmek kararındadır.
Hattâ Triestc meselesi bile bu zihniyet dahilinde halledilebilir.»
Tünelinde define
Bir mağarada 72 deve yükü altın varmış
Elâzığ (Akşam) — Bugün şehirde yayıldığına göre. Tunceli yakınlarında bulunan meşhur Selman mağarasında muazzam bir define bulunmuştur.
Elâzığda terzilik yapaıı Niyazi ve İki arkadaşı, bir erıııe-nlden gizli olarak aldıkları plânla, bu mağarada bir ay-danbe-ri define aramağa çalışmışlardır. Plânın bildirdiği gibi, mağarada 12 oda, 72 merdiven vardır.
Bundan başka Süryanllere alt 72 deve yiiku altın ve altın kaplar da bulunmaktadır. Plân mucibince yapılan kazı neticesinde merdiven, oda ve altın eşyalar çıkmışsa da. hükümete kazı bildirilmemiştir.
Elâzığ (Akşam) — Elâzığ ya- HozatJı zenginler, asıl altın kınlarında zengin miktarda, definesinin bulunması için, Uranium madeninin mevcut Bakanlığa tel İle müracaat et-oldugu iddia edilmektedir. Va- inişlerdir. Yakında bu muazzam ziyet hükümete bildirilmiştir. 1 define bulunacaktır.
SARI DİVAN
Aşk ve macera romanı
Yazan: Valentin tVilliams Tercüme eden: Vâ-Nû
—Tefrika. No. sg J
— Dikkati Yana...
Otomobilin numarasını okuyabilmişlerdi. CY 4098
Kırmızı otomobildeki adam da onlara dönüp bakmıştı. Kasketinin şcmslsperl altından siyah ve keskin bakışlı gözleri pırıldıyordu.
Acaba ne oldu? Onlan tanıdı nu? Galiba onun gibi bir şeyi Zira, otomobil, yan taraftaki çitlere vurdu. Tepetaklak döndü ve kuru yapraklar üzerinde tekrar tekrar döndü.
XVIII
GÜN DOGMADAN EVVEL..,
Cranmore .arabasını, pek daha ötede, bir tepenin altında durdurablldL
Uç erkek, kovalamaca İşinin artık bittiğini ancak o zaman idrak ettiler. Zlrn bu anlattığımız hâdise o kadar çabuk cere-
yan etmişti.
Deminki büyük gürültüden sonra, şimdi artık, yıldızlı gecede derin bir sükûnet hüküm Kürüyordu.
Kulak kabarttılarsa da. kazanın çıktığı yerde bir güriİİİÛ İşitmediler.
Banker:
— Bu kadar süratle gittiğine göre, kazadan kurtulamamıştır. İlk devrilişte ölmüştür! — dedi.
Nefes nefeseydl. Saçları, terle alnına yapmıştı.
İki detektif, onu. daha sâkln bir halde takip ettiler. Onların nazarında, böyle bir kaza çıkmış olmak yüzünden, bir cinayet meselesi, adli noktadan tasfiye ediliyordu. Şimdiye kadar, onlar, nice nice adalet hesaplaşmalarına rastlamışlardı. Hemen
Nguo’ya, son ok atılmak üzere iken Xipooso yetişerek ölümden kurtardı
Yerlilerin toplantısında heyecanlı dakikalar
milletler yollarla değlşme-sözlerinl «Yugoslavya olmak
Güvenlik
konseyi
Malik başkanlığı kabul etmezse yerine
İngiliz temsilcisi geçecek
Benim yaptığım bu ufak tefek hokkabazlıklar o kadar basit idi ki ancak Zulular gibi iptidai insanları aldatabilirdi. Bundan maada kendileri de vakitlerinin bol olduğunu biliyorlardı, bu da benim işime geli-: yordu. Bazıları düşünmeğe başlamışlardı bile.. Bu hareketleri, ı Xlpoosos*un emirlerine karşı idi. Twabenl ve Sukumtana’nm müdahalesi olmasaydı bu tatlılıkla halledeceğimden mamen emindim, fakat ikisi ateşi yine yaktırmağa uğraşıyorlardı. ben ise onu söndürmeğe çalışıyordum, dalma kabil olduğu kadar yerlileri oy al ıy arak çok çok vakit kazanmak İstiyordum. Münakaşa başladığı zaman öğle vakti olmuştu.
Indunalardatı birisi tamamen bana müzahir oluyor. İkincisi açıkça Tıvabenl'yl iltizam ediyordu. Üçûncüsü ise hangi tarafa meyledeceğini bir turiü bellrtemi yordu. Benim yegâne ümidim o idi, elimden geldiği kadar onu lfcnaa uğraşıyordum, fakat o başını dik tuta-
_ Çeviren :
| Hami BEK.EM I
15i tabu
Lake Success 22 (A.A.) — ,
(Alpı: Güvenlik konseyinin ge-Jecek Ağustosla yapacağı toplantıda alfabe sırasına göre konseyin başkanlığını deruhte [ bana-edecek olan Jacop Mallk'ln bu-| Ilınmaması meselesine ameli j v “y, bir hal çaresi bulunduğu sanıl-, maktadır. Yetkili çevrelere gjU [re. aşağıdaki iornıul tasavvur — ' edilmiştir: ,
Temmuzda yapılacak oturum [fotoğraf makinemin arayıcı ca-, sonunda konseye başkanlık mm dan baktırdım, evvelâ her eden Norveç delegesi Sund ge-'lkl güzile bakmak istiyordu, ka-I'lecek toplantı tarihini 2 Ağus-jbil olmadı, sonra hu İki gözü-tos olarak teshil edecek ve gün- nu kapattı, bu da olmadı, en dem hakkında izahat verecek- (nihayet ben onun sol göçünü •tir. Malik gelmediği takdirde.ellinle kapattım. Fotoğraf nıa-, kon"ı y oturumunu açacak Sov-yinemle TVabenl’ye baktı vc yel delegesinin bulunmadığını en nihayet onu bir tırnak kadar [ lesbit ederek alfabe sırasına ufek boyda gördü. Bu olay göre İngiliz delegesi Glaclvvyn, o1™ benim tarafıma iltihak et-|Jebb konseyin muvakkat baş- Unnedl ama o kadar şaşırttı ki İkam olarak tavzif edilecektir, [tavuğun yumurtladıktan sonra
Konsey çevrelerinde belirtil- çıkardığı sesleri andımn sesler dlğtae göre bıı formül arzu et- çıkararak aklını kaçırır tifi takdirde başkanlığı deruh- oldu. Sıra He herkes bu sihirle etmek İçin Malike bütiin ser-(baz kutudan bakmak istiyordu, bcstlyl bırakmış olacaktır.
— Twabpnı en büyük sihirbazdır, diye sözünde ısrar edi-
1 Fakat benim sihirbaz kutum |ouu kandırabilirdi. Kendisini
kazanmıştım. Bu sihirbaz kutuya olan alâkalan daha hitanı bulmadan onlarla bir anlaşma yaptım. Bu da ekseriyet tarafından kabul olundu, diğerleri İse intibak etmek zaruretinde kaldılar. Gölgenin topuğumla İşaret ettiğim, yere kadar gelmesini beklemeği taahhüt etiller. İşte bu suretle daha bir saat kazanacaktım. Güneş o çizgiye kadar gelip yağmur yağmadığı takdirde, Nguo'yu öl-i dürmek İçin âyinlerine devam edeceklerdi.
Nihayet bu saat pek uzun geçti, Tw*benl İle Sukıımbana artık benim bu dalavereli ha-rektlmden bıkarak kulübelerine çekilmişlerdi. Nguo hâlâ ağaca bağlı, beni baygın gözleriyle süzüyordu, hazinin nutuklarımı ve abuk sabuk hikâyelerimi merakla dinliyorlardı, Ve şüphe İle hokkabaz oyunlarımı seyrediyorlar ve yavaş yavaş gölgenin topuk izime kadar geldiğini görüyorlardı.
Korkak korkak etrafa bakınan haduılar Twabeni tarafından ikram olunan biraları kana kana içiyorlar, ne fazla İçerlerse onlara o daha fazla bira ikram
yordu. Gök yüzüne ve topuğumun gölgesine bakışlarından anlıyordum ki. benim artık burada yapabilecek bir işim kalmamıştı.
Ben sözümü tutmamıştım. ,vanl yağmur daha yağmmaıştı. Sonra bu sarhoş heriflere artık başka bir şey söylemeğe lüzum kalmamıştı. Onlan heyecanlandırmağa lüzum yoktu. Eğer Taab’.ni sözünde ısrar ederse Nguo'uun ölümünden sonra benim ölmem Lâzım geliyordu. O anda artık bir kenara aUl-tlıın ve bu hunhar heriflerin ağaca bağlı olarak ölümünü
kadar nisbette olunu-
gibi
Bu suretle daha yirmi dakika
beklemekte olan Nguo'nun et-^ rafında raksları yine t-1-’, i*-
O
Artık iş ciddiyet kc-sbetmiştL^ Heyecan son haddine varınca saklarına ve göğsüne sepi.an- *5 mağa başladı. İlk anda talimar J" gayet hafif oluyordu, fakat bu^J herifler kan görmeğe ve koklamağa başladıkları andan itibaren. oklann batısı daha derinleşmeye başlamıştı.
Ben terden sırsıklam olmuştum. Mdabull acaba nerede kaldı. İkimizin de ümilterimö I birdi .Benim ümidini tam tamlar sesinin birden kesilmesinden Xlpoosos’un şüphelenerek askerlerinin bir kısmını askere karşı göndereceğine ve bir kıs-mile derhal geri gelerek diya-; tında olup biteni tetkik edeceğine dayanıyordu:
Bu esnada zavallı mahkumun etrafındaki rakslar daha şiddetleniyor ve atılan oklar daha, fazla kan akmasına sebebiyet verb'ordu. O anda bir ok Ngııo-nun göğsüne, tam kalbinin üstüne isabet etti. Her halde Twn-toeni tarafından atılacak son ok zavallıyı bu İşkencenin acılarından kurtaracak ve o meşum ağaca müıhyacakur. Bunu müteakip bu caniler kana bulaşmış oklarını bana çevirecekler ve bana taarruz edeceklerdi.
Ben de Nguo gibi cesaretle bu bana varların gözünün içine bakacağım.
Nguo
Birdenbire İşitilen bir ses:
— Nguo.
Evet birisi uzaktan yordu.
Ben kulaklarımla duyduğuma inenamıyorduiM ve fakat gayet açık bir kadın sesi vadiden geliyordu.
Mdabull bitap bir halele tepeye tırmanıyordu, Ayni zamanda
(Arkası 6 nc'ı sahifede)
hiç biri böyle umulmadık şekilde olmamıştı. Fakat, bu ölüm bir çok meçhul noktanın aydınlanmamasına sebep olmıyacak mıydı?
Yürüdükleri sırada Mander-ton, gürültü ile burnunu sildi.
— Eğer boynu altında kalıp öldüyse hiç hayret etmiyecc-ğim! dedi.
Boulot. bu söze, samimiyetle cevap verdi:
— Yazık olur.
Söylediği bundan ibaret oldu.
Çitlerin üstünden atladılar. Kırmızı otomobilin karmakarışık şekil, ay ışığının altında görünüyordu. Kapı kısmı kırılmış, bükülmüştü, çalışlara takılmıştı.
Kırıklar arasından hiç bir gürültü, İnilti çıkmıyordu. Hava benzin kokusuyla doluydu.
Çalılar arasında yol açtılar.
Ağaçların gölgesi dışında, insan, gündüz gibi manzarayı görüyordu. İki adamın en İlerisinde, banker Cranmore. sırtı yola dömik. yamru yumru olmuş kazazede arabaya iğildl. baktı İki polis hallyesi, ancak ona İyice yaklaştıkları vakii. onu bu derece şaşkınlığa uğratan man-
zaranın ne olduğunu anladılar. Ve kovalamaca oyununun hakikaten de artık nihayet bulduğuna kanaat getirdiler.
Bankerin gözleri, ressam Qu-ayre'ın tasvir ettiği iri, esmer adamın hareketsiz vücuduna takılmıştı. Bu adam sırt üstü yatmaktaydı. Devrilen otomobilin ağırlığı ile gövdesi ezilmişti. Alnında müthiş bir yara vardı. Ve kan dudaklarından a-kıyoıdu. Gözleri kapanmıştı, Oür saçları ela şakakları hizasında kana bulanmıştı. Kolları haça serilmişçesine açılmıştı.
Jim Cranmore, başını iğmiş, gözleri yuvalarından uğrayarak bu adama dehşetle bakmakta idi.
— ölmüş mü? — diye sordu. Manderton, başını salladı ve otomobildeki adamın dudağı kenarından sızan kanı gösterdi.
— Sadece, dahilde bir kanama olmuş. — cebavmı verdi.
İğildl, omuzunu otomobile dayadı: karoseriyi kaldırmak, bütiin kuvveti ile çabalayarak adamı kurtarmak istedi.
Gayretinden fayda hasıl olmadı. Külçenin içinde bir talkını oldu; kırmızj otomobilin
parçalanmış kısımları bu gayrete itiraz ediyor gibiydi.
Polis, bunun üzerine diz çöktü.
Yaralı adam da gözlerini açtı. Bu gözler ne karlar mağmum ve karanlıktalar.
Yaralı, nefes nefese:
— Galiba bir yanlış hareket yaptım. — dedi.
Gülümsemek tecrübesinde bulundu; sonra inildedi:
— Ah, göğsüm!
Tam o esnada, çitin öte tarafından bir ışık göründü; vc konuşmalarla ayak sesleri duyuldu. İki adam geliyordu; ve içlerinden birinde fener vardı.
Saçlarının karm^kanşıklığın-flan alelacele giyinip düğmelerini iliklemediklerinden, kazanın gürültüsü üzerine derhal uyandıkları, ne olduğunu anlamak üzere buraya koştukları beli! oluyordu.
Manderton, emir verdi:
— Fener) geri çekin! Buraları hep benzine bulanmış. Tutuşur ha! Kazaya uğrayan bu adamı kurtarmak İçin bana yardım edin. Yalnız göğsü tazyik altındadır. öteki tnrallarında bir şey yok sanıyorum.
İki adam yaklaştı. Bunlar sarı saçlı iki delikanlı İdiler. Ciltleri güneşten yanmış ve gözlerinde hâdisenin hasıl ettiği korku...
Manderton. bunların kuvvetinden âzami istifadeyi düşünerek ikisini de münasip yerlere koydu; kırmızı otomobile abandırdı ve yaralıyı kurtarmağa çabaladı.
Jim Cranmore, bu ameliyeye iştirak lüzumunu hissetmiyordu. O da. detektifler gibi geride durmuş, kanlara bulanan yaralının yüzüne bakıyor, bakıyordu.
Köylüler, abandılar, arabayı kaldırdılar. Manderton, yaralıyı dışan aldı, çimenlerin üzerine diz çöktü; gövdesini münasip şekilde yatırdı. Boulot. meslektaşını, şimdiye kadar daima kaba, daima hâkim vaziyette gördüğü için, bu mücrime karşı, onu tıkpı bir annenin evlâdına şefkatli davranması tarzında ihtimamlı gördüğü İçin hayrette kaldı.
Meçhul adam, yan yarıya baygındı. Göğsünden iniltiler, hırıltılar çıkıyor ve dudakların-
da kan köpükler, hasıl oluyordu.
Manderton. mendili He onun dudaklarını kuruladı.
Yaralı, gözlerini açlı, ölmekte olan bir hayvan gibi yalvarırcasına baku:
— Carmen... Sen gidip onu görecek misin, Jullan? — diye hafif bir sesle konuştu: derken dudaklarından anlaşılmaz heceler döküldü.
Manderton. bir baş hareketi île, iki köylüden birini yanına çağırdı. Onlara:
— Buraya yaknı bir yerden misiniz? — diye sordu. — Şu yaralıyı münasip bir tarafa, dam altına alsak, diyorum. Sonra gidip doktor bulsak. Uzun zaman yaşayabileceğini zannetmiyorum da...
Adam, cevap verdi:
— Bizim çlfliğimiz yolun öte tara tındadır. Demin önünden geçmiş olacaksınız. İsterseniz bu zavallıyı oraya götürün. Biz de sevabımıza bir doktor çağıralım... Bitişik köyde doktor Martin vardır, çağırınca gelir.
M and re ton, Jim Cranmore "a dönerek:
(Arkası var)
rk arihı ulaştırma hâdiseleri
Ingilizgazeteci MJeBlowitz' in Sultan Hamitle mülakatı
İstanbul telefonları
Marmara adasından notlar
Abdülhamidin Berlin kongresi hakkındaki düşüncesi — Mısır ve Tunus meseleleri
——
- 3 -
Gişelerde çalışan posta ve telgraf memurlarına zam yapılacak
Ankara 22 (Akşam) — Ulaştırma Bakanı Tevflk İleri, dün kendisine sorulan muhtelif sualleri şöylece cevaplandırmıştır:
taze taze denize dökülüyor
Para kazanmak isteyenler görsünler
Sultan Hamlt tnglllıs gazetecinin Berlin kongresi hakkındaki «uaUne karşı verdiği covab3 §u suretle devam ediyor
«Mağlûp oldukları zaman serer ve haysiyetlerinin pazarlık mevzuu yapılmasına müsaade etmemek milletlerin vazifeleri kabıdır. Fakat biz, ıstırap verici bir vaziyette bulunuyorduk. Düşman kapılanınızda idi. Avrupa-mn adalet ve nısfet dairesinde hareket edeceğinden pek emin değildik, ve Avrupada çok dostlarımız da yoktu, Kongre kararlanın cesaretle karşılamak ve önceden keşif v- tahmin ettiğimiz haksız bir muahedenin altına imzasını koymak İçin Berline gitmek Istlyen pek az adam vardı. Orada, bana zorla kabul ettirilen ağır fedakârlıklardan dolayı el an İçim kan ağlıyor. Bulgaristan ve Tesalyanın şimdi bizden ayrılmadan evvelki zamandan daha mesut oldukianaı aannediyor musunuz? Fakat her ne hal İse, bunlar İrtikap ettiğimiz hatanın mazur görülmesini İcap ettirmez.» diye İlâve etti.
Sultan Hamide şu suali sordum:
— Haşmetmeâp, Avrupan.ın nısfet ve adaletine güvenleri olmadığını söylediler. Fakat, ne İngiltere, ne de Fransa Avrupada Türkiyenln müdafaasını ter-kettiler. Zâtışâhaneleri bu yüzden kendilerini muahaze edemez dedim.
Sualimi şu yolda cevaplandırdılar:
«— Evet, ben onları asla düşmanlarım arasında saymadım. Dostluklarını daima aradık. Ya-pılanuyan şeylere rağmen yapılanların lüzumunu ve ehemmiyetini hiçbir vakit takdir etme-mezllkten gelmedik. Maalesef son zamanlarda bu memleketlerle aramızda bulutlar peyda oldu. Fakat bunlardan ballıca İkisinin dostane bir surette bertaraf edileceğini ümit ediyorum* dedi.
Mısır ve Tunus meseleleri
— Zâtışâhaneleri Mısır »e Tunus meselelerini mi İmâ ouyııru-yorlar? dedim.
«- Evet, son zamanlarda İngiltere hükümeti Mısırın tahliyesine tevessül etmeğe mütemayil görünüyor. İngiE’jenin yakında buna karar vereceğini zannediyor musunuz?» diye şovdu.
— Gerçekten zannediyorum haşmetmeâp. dedim. İngiltcrede Mısırın kısmen tahliyesi düşünülüyor. Fakat, herkes İngiltereli İn Mısın ilhak etmek veya belirtisiz bir zaman işgali a”mda bulundurmak niyetinde olmadığına inanmakla beraber bıı mera ieketln siyasi ahvalini dikkat nazara almak mecburiyeti vardır. İndlterede başka memicketle-
Yazan; Hüşnii Sadık DURUK.'VL
rin güçlükle anhyabUecekleri efkârı umumiye diye bir kuvvet vardır, dedim.
İngiltere, Mısıra yalnız olarak gitmek lüzumunu duyduğu zaman böyle bir tehlikeli ve mail külfeti İcap ettiren askeri sevkıyata umumi efkârın muvafakat ve müzaheret etmesi için bu kuvvetin tahrik edilmesi İcap etti ve bugün memleketin efkârı umumiyetinin tesiri, tıl tında bulunan İngiliz kabinesine kendi efkârı umumlyeslnl Mısırın tahliyesinin maslahat icabı olduğunu kabul ettirmek ve buna İkna etmek için kâfi zaman verilmesi gerektiğini söyledim.
İngiltere ve Fransanın bu ihi meseleden yâni Mısır ve Tun ustan başka Türkiye hakkında hiç bir gizli düşünceleri olamaz. Eğer Türkiye ıstırap çeken bütün milletler gibi normal zamandakinden fazla emniyetsizlik göstermemiş olsaydı bu İki milletin bir gizli maksat taşımayan dostluğuna derhal itimat e-dcblllrdl, dedlnı.
Sultan Hamlt şu yolda mukabelede bulundu:
(— Evet, fakat bununla beraber haklarımı İhlâl etmekten çekinmiyorlar. Bu, benim için büyük bir endişe mevzuu İdi. Çün-
kü, ben onlann dostluklarına büyük bir ehemmiyet atfediyorum. Fakat, şunu da söylemeliyim ki, ne beriki, ne' de öteki İçin benim dostluğum da tenezzül edilmeyecek gibi değildir,» dedi. «Bizim, bir milletin politikasında ehemmiyetle dikkat nazara alınması gereken muhtelif temas noktalanınız olduğu da unutulmamalıdır. Bundan başka milletler arasındaki dostluk yalnız diplomasi vesikalara dayanmaz. Bu, bir memleket hakkında verilecek hükme göre, adil vc nısfet dairesindeki tezahüratla da ifâ olunur. Memleketim hakkında hafif meşrebllkle hüküm verilmiştir. Bundan dolayı Tür-klyeye iftira edilmektedir.
Ben Avrupa efkârına kıymet ve ehemmiyet vermekteyim. Elverir ki Avrupa efkân da bizim hakkımızda bir takım uydurma haberleri yayanlara kulak vermesin. Siz, Avrupa efkârına hitap edecek durumda olduğunuzdan aynı zamanda bu memleketi tarafsız olarak tetkik etmek imkânını da bulduğunuzdan memleketimiz hakkında İyi fikirler edinilmesi İçin gördüklerinizi Avrupa efkârına bildiriniz.» diye bana tavsiyede bulundu.
— Bitmedi —
(— tstanbulun telefon ihtiyacını karşılamak için alınan tedbirler yakında tatbik sahasına konacaktır. Erlkson şirketinden devredilmiş bulunan santral mühendisleri Amerikalı mütehassıs Mr. Stoner ile mü-taaddit toplantılar yapmışlardır. İstanbulun telefon İhtiyacını karşılamak İçin santral yerlerinde ve numara adetleri üzerinde değişiklikler yapmak İsliyoruz. Bugünden İtibaren yapılacak İşler İçin bir program hazırladık. Tatbiki için İlgili makamlara gereken talimat verilmiştir. İstanbuia gittiğim zaman bu tesis ve İnşaat İşleriyle yakından alâkadar olacağım.»
Ulaştırma Bakanı P. T. T. memurlarının durumundan da bahisle demiştir kî:
(— Gişelerde çalışan P T T. memurlarına muayyen bir nispet dahilinde zam verileceği gibi, fazla mesai yapan memurlara da aynca ücret verilecektir. Fakat buna lâzım olan ödenek 1950 bütçesinde yoktur. 3 milyon lira tutan bu ödeneğin teminine çalışılmaktadır.
%
f
i.
Amerika Dışişleri Bakanı flehesonun demeci
Korede sulh ihtimallerini belirtecek bir gelişme yoktur. Batı Almanyanın bir an evvel Batı birliğine alınması lâzımdır
Vaşlngton 22 (AP> — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson dûn, Kore harbinin devam ettiği bir sırada Birleşmiş Milletlerin, komünist Çin’in teşkilâta kabulü meselesi nl müzakere etmesinin pek doğru bir hareket olmıyacağını İleri sürmüştür.
Bir basın konferansında konuşan Bakan, Kore'de bir sulh ihtimalinin belirmesine işaret sayılabilecek yeni gelişmelerden malûmatı olmadığım belirtmiştir.
Yakın bir İstikbalde barışçı bîr hal tarzının tahakkuku İmkânı hakkındaki fikri sorulan Bakan, cevabında. Şimal Korelilerin ne şekilde hareket edeceklerini hiç kimsenin kestirc-miyeceğtnl ifade etmiştir,
Acheson. kendisi He Hindistan Başbakanı Pandlt Nehru ve Mareşal Stalln arasında, Kore hakkındaki görüş teatisinin de sona ermiş olduğunu açıklamıştır.
Kore İhtilâfının halli için
İlk adım olarak Nehru, komünist Çin'in birleşmiş milletlere kabulünü İleri sürmüştü.
Stalln, bu teklifi gayet iyi kabul etmiş fakat Birleşik Amerika reddetmiştir,
Rusya. İngiltere ve Hint hükümetlerine, Kore ihtilâfının halli sadedinde ilk adımın, komünist Çin'in birleşmiş milletlere kabulünün olabileceğim ve ayni zamanda bu hareketin. Rusyarun da teşkilâta tekrar devanı etmesini temin edeceğini defaatle tekrar etmiş bulunmaktadır. Birleşik Amerika İse, ilk adımın, Şlmalli komünist kuvvetlerinin 38 inci arz dairesinin şimaline çekilmeleri şeklinde tecelli etmesi icabetti ğlnl belirtmiştir.
Kore harbinin, Batı Almanya İle Batı Avrupa arasında yeni bir yakınlığın teessüsüne vesile teşkil edip etmediği sualine cevaben Acheson, Batı Alman-yanın, Batı Avrupa birliğine kabulünün âcil bir mahiyet kesbctıniş olduğunu söylemiştir.
ounyAPAz!::
Milletlerarası şatranç şampiyonası Birleşik Amerika satranç federasyonu 2ö ağustostan 14 eylüle kadar Yugoslavyada yapılacak olan talumlararası satranç şampiyonasına katılmağı tasarlamaktadır. Milletlerarası Satranç federasyonu tarafından tertip edilen, bu turnuvada şampiyon takıma Hamil ton - Rus-sell kupası verilecektir. Bu kupayı kazanan bir millet takım İtibariyle satranç kabiliyetinin üstünlüğünü belirtecektir. Amerika şampiyonaya 4 oyuncu ve iki de yedek gönderecektir.
Milletlerarası satranç turnuvası ilk defa olarak 1827 yılında Lahey’de tertip edilmişti. O za-mandanberi Amerikalılar kupayı dört defa kazanmışlardır. 1939 yılında Buenos Aires'de yapılan dünya şampiyonasını bir Alman takımı kazanmıştı.
Yugoslavyada yapılacak olan dünya şatranç müsabalanna 20 ilâ 30 memleketin katknası beklenmektedir.
pe-
Kapı açan yeni tertibat
Amerikada bankalarda, rakende satışlarlle uğraşan ti-
carethaneler ve diğer hiikûmet dairelerinde istimal edilmek ü-zerc, en küçük temasta kapıyı islenilen tarafa otomatik olarak açan bir tertibat inkişaf ettirilmiştir.
mje t
W (
Âlet, kapıyı açıp bir müddet açık tuttuktan sonra yavaş yavaş kapatmaktadır. Elektrik -göz prensip! ne göre kapı açan tertibata nazaran hem daha basit ve hem de dnha ucuz olduğu İleri sürülen bu yeni âlet hidrolik esaslarına dayanmakladır.
I
. j.i
■> Ş e
s
■K
i i*
i
BeiçLkada. sosyalistlerin teşebbüsü üzerine, kıral Leopoldûn tahtına dönmesi aleyhinde büyük nümayişler yapılmıştır. Yukarıda ortada bu nümayişlere başkanlık eden eski Ba4ba-kan sosyalist lideri Spaak görülüyor.
Yazan : Cemaleddin Bildik
Akşam saat 18 den sonra sabahın dokuzuna kadar vilâyet ve kaza merkezile irtibatı olmıyan bir nahiye! — Bir sürü eksiklik — Alâ iyi su dururken kuyu suyu içenler — Balık nakline mahsus vasıtasızlık — Gırgır ihtiyacı — Marmarada balık değil, para yatıyor!
Pek yakınlarında olduğu halde kaç İstanbullu Marmara a-daşını gezmeğe gitmiştir veya bu ada hakkında malûmata sahiptir? İzmir - İstanbul anısında vapurla yolculuk edenlerden kaç kişi, her seferlerinde mezkûr adanın önünden geçmelerine rağmen, oranın meskun veya gayri meskûn olduğunu bilir?
Şayet, 14 yaşında iken Ame-rikaya giden ve orada 90 milyon Türk liralık servet edinerek Otel Kıralı unvanını alan Sokrat Taylor, [*] 44 yü sonra, doğum yeri olan Marmara a-dasını görmeğe gelmemiş, biz gazeteciler de onun peşine takılmamış olsaydık O verimli zengin adayı, görmek fırsatını belki de daha uzun zaman elde edemiyecektik.
Gazeteler yazdılar: Milyoner Taylor, Amerikada bulunduğu 44 yıl içinde hasretini çektiği Marmara adasında küçük bir hastane yaptıracak ve bunu tekrar Marmara adasına gelmesinin bir hâtırası olarak a-dalılara hediye edecekmiş. Haber doğru ise milyonerin bu va di elbette yakın zamanda tahakkuk edecektir. Bunu canü gönülden temenni de ederiz. Tahakkuk etmese bile Taylor, gazetecilerin kendlsile beraber Marmara adasına gitmelerine vesile teşkil etliği İçin muhakkak kİ adalılara büyük bir hizmette bulunmuş olacaktır. Böyle nlmnsaVrlı vfirîıt Irinrln nrtV-
Marmara adasını ve yakınındaki diğer adaları gösterir kroki
Eksik bir değil...
Marmara adalılar «Hükümet merkezine incecik bir tel ile bağlıyız» diyerek bunun mânasını şöyle İzah ediyorlar:
•— Sabah saat dokuzdan akşam saat 18 e kadar postaha-nemiz açıktır. Telgraf ve telefonla kaza merkezimiz olan Er-dek’e sesimizi duyurabiliriz. Bu saatler haricinde adada kıyamet kopsa, kan gövdeyi götürse, müthiş bir vaka olsa haber vermek imkânlarından mahrumuz. Zira jandarmamızın da Erdeki e olsun muhaberesini temin edecek bir telefonu yoktur.»
- | Nahiye müdürü Salt Tana-le olmasaydı varlık içinde yok- çan da, jandarma komutanı da luktan kıvranan ada halkj İle adîının bu eksikliğini İnkâr et-temas etmek, dertlerini, te- mjyûrlaf. .Yazdık, çizdik hâlâ mennllerinl y------•- ----*4*~
hükümetin bu adaya karşı pek alâkasız kaldığını belirtemiye-cektık,
Marmara adası nerededir?
Evvelâ Marmara adasının bulunduğu yeri, kısa ve pratik blrj suyunun
yoruz.» diyerek balık ihraerı müsaade edilmesini istiyorlar.
Para kazanmak isteyenler
Marmara adalıları, balığı bir denize malik oldukları de bu sahada çalışkan bulmadığımı da gizliyemlycc ı c':. a İstanbulda nice sermaye sahipleri vardır ki para kazanmak için imkânlar ararlar, Böylelcıi ile temas ederek durumu anl.ıt-salar hiç şüphe yok ki balıkların. İstanbuia nakli hususunda büyük bir rol oynıyacak ol sn soğuk hava tesisi! motörlei'i de, ihtiyaç hissettikleri gırgırlan da temin edebilirler. Milyoıvr Taylor’un söylediği gibi, ıkl soğuk hava tesisli motor ederek Marmara adasına cek bir vatandaş için bir zarfında milyoner olmak bile değildir. Bu sayede mara adalılar da refaha vuşurlar ve kahve peykelerinde balıklarına alıcı beklemekten çıkmadığı takdirde de onları tekrar denize dökmekten k .-tularak rahat bir nefes alırlar. Para kazanmak İstiyenl^a «U-Gidlp durumu e'.iid kendilerini oradan eminim.
para
yazmak suretUe yapılacak!» diyorlar.
_u > £danın ne tarafına bakılsa
bu varlıklı, varlıklı olduğu kadar da verimli yerin hükümetin gözünden kaçtığına hük-metmemeğe imkân yoktur. Tepede Sultan Hamid’ln saraya hususi surette getirttiği »Altın» ..........................................ı mcmbaı vardır da kroki ile tarif edeyim. Topha-’ kimse bundan istifade etmiyor, dururken.
halk kuyu Marmara adasııu tavsiye | yorum merkezine, ederlerse
temin gelesen®
neden kalkarak Biga seferimi Bu nefis ve iyi su yapan vapurlar Teklrdağma da yolsuzluk yüzünden uğradıktan sonra yoluna devam ederken Marmara adasının önünden geçer ve adaya inecek yolcu varsa durur. Yolcular motörler veya sandallarla ada İskelesine çıkarlar. Tekirdağ - Marmara adasındaki denizi vapnr İki buçuk - üç saatte alıyor. Diğer taraftan adaya Erdekten de gidilmektedir ve bu denizde sadece motörler İş-! temektedir. Erdekten 1 lira ve-; rlllr motöre blnllirse İki buçuk hil olmak üzere bütün Marnıa-saat sonra Marmara adasına'ra adalılar balıkçı... Geceleri gelinir. denize bir göz attınız mı baş m ize mühim miktarda cam :-a-
Marmara. adasında, dünya- taraflarına lüks lâmbaları tak-İtan Macaristan ve Çekoslovak-nın en temiz ve nefis mermer-[iniş ve yakmış sandalların ateş'yada cam fîatleri bir hayli teri çıkıyor. Müteaddit ocaklar ' böcekleri gibi ışıldaklarını gö-i düştüğünden bu ucuzluk piyı-vardır. Hattâ İngiliz Maliye'Türsünüz. Fakat bu pek zevkli samıza da intikal etmiş ve bir Nazın Krlps’in babası da vak- manzaranın acı hakikatini sa- hafta önce 26 liraya satılan bir tile bu adada bir mermer ca- bahleyin konuştuğunuz balıkçı-ı gına malikmiş, Sonra bu ocak- kırdan dinlersiniz? tan bir kısmını satmış... Er kısmı hâlâ uhLeşinde imiş ve balıkçı: oğlu Krips tarafından kiraya’ veriliyormuş.
Marmara adasında, Çınaraltı 500 kilosunu da denilen kahvede oturdunuz mu karşınızda bir çok adacıklar görürsünüz, Bunlardan Ekinlik. Avşa, Paşalimanı adaları meskûn: Hayırsız. Fener, Koyun, Panaya, Yera. Küçük Koyun. Manöi, Aşmalı Feneri, Afacan i adaları ise gayri meskûndur. !
Bir nahiye merkezi olan Marmara adasının KJazak As- I malı, Güııdoğdu. Saraylar, Çı- I narlı, ayrı birer ada halinde o- 1 lan Avşa da Yiğitler İle Türk- « (11. Paşa limanında da Balıklı, Tuzla. Harmanlı. Poyrazlı İsminde köyleri vardır. (
suyu içiyor!
Suyu nahiye akıtmak İçin demir boru döşe-' ayıramıyncaklanna mek lâzım İmiş ve az bir mas- Marmara'da balık değil, rafla temin edilecek bu İş bir yatıyor, para ., türlü başanlamıyormuş! Hattâ! nahiye sandığının geliri iyi ve elinde de 7 - 8 bin lirası olduğu halde!...
Hele o balık ziyam...
I Köylerinde oturanlar da da-
Adanın diğer hususiyetlerinden de başka yazıda bahsedeceğim.
Cc-maleddin BİLDİK
Cam Halleri düştü ‘
Son zamanlarda menı’ek:*.!-
Gece 3000
Bir ' küo balık tuttuğunu söyleyen bir
Vasington maslahatgüzarımız Dışişleri Bakam Yardımcısile konuştu
Vaşlngton 22 (A A.) — (ünite d Press): Türkiye maslahatgüzarı Melih Esen bel, Yakın -Doğu meseleleri İçin Dışişleri Balıan Yardımcısı George Mc Ghee ile cuma günü öğleden sonra yorun saat süren bir görüşme yapmıştır.
Mc Ghee'nin bürosundan çı-| karken verdiği beyanatta Melih Esenbel, «Türkiye vc Birleşik Amerlkayı alâkadar eden iktisadi meseleler hakkında görüştüklerini» umumi dünya ahvalini kısaca gözden geçirdir İtrini ve Kore hâdiseleri üzerinde pek az durduklarını | bildirmiştir.
sandık cam dün 33 liradan muamele görmüştür. ,
İnşaat faaliyetinin hızlı olduğu bu sıralarda cam piyasasında görülen ucuzluk memnunluk uyandırmıştır.
— Bunun İki yüz 1 konserve fabrikasına bir Gellboluya göndermek nı buldum. 2200 kilo sardalyayı da denize mecburiyetinde koldım.ı rek dert yanar, yalnız denize balık değil, göz yaşı da döker. . Marmara adasında bir konserve fabrikası var. Fakat te-nekesizlik yüzünden kutu yapamıyor, bu sebeple de tutulan balıkları işlcyemiyeceğl İçin ılınmıyor, denize dökülmesine seyirci kalıyor.
Balıkçılar:
(— Evvelki sene balık ihracına müsaade edilmişti. Burası Yunan motorlarlle dolu İdi. I
— Tayloria adada geçir-(Tutulan balıkların hepsini on- Son zamanlarda belediyenin «fiğimiz bir kaç günün intiba- lara satıyorduk. Fakat şimdi İh- [ ciddi takipl ri neticesinde Ihlan 16, 18 ve 20 temmuz tarihli raca müsaade edilmiyor, balık- tikâr yapan esnaf fırsat toula-«AKŞ.AM. da çıkmıştır, (lan tutup tutup denize dökû-’ maz olmuştu
kilosunu sattım, motörle imkânı-taptaze dökmek .» diye-
Belediye iktisat müdürlüğünde değişiklik yapılacak
Belediye iktisat İşleri müdürlüğünde yeniden bazı değişiklikler olacağı söylenmektedir.
Bu arada eski iktisat İşleri müdürü ve halen belediye müfettişi olan Kaim ökten. jj tearar İktisat İşleri müdürlüğüne getirileceği ve İktisat müdıit vekili Emin Örer'ln de daha mühim bir vazifeye tayin edileceği söylenmektedir.
a q a M
TENSi VİRİDİS
510 YEŞİL İPEKLİ
KART ve KÂĞIT
Atelyeler için en üstündür.
TENSİ
508 ÇELERE
Memleketimizde yapılan tecrübelerde
olduğu anlaşıldı
SÜPÜRGE: 345 lira peşin
375 lira taksitle
(75 peşin,, ayda 30 Hra 10 ay taksit)
M A T A Ş
Galata, Tabir ban - Tel: «996
İngilizce bilir steno daktilo alınacaktır
Etibank Genel Müdürlüğünden:
Çatalağzj İstanbul enerji nakil hattı montaj müdürlüğünün İzmit merkezinde İstihdam edilmek üzere İngilizce bilir steno daktilo alınacaktır.
Taliplerin istlyeceklerl ücreti ihtiva eden bir dilekçe İle personel işleri müdürlüğüne müracaatları rica olunur. (9482)
Sağlık memurları Okullarına öğrenci alınacak
Sağlık va S. Y. Bakanlığından
Sağlık Memurları Okulları İstanbul ve Ankara'dadır, öğrenim süresi üç yıldır. Parasız, yatılıdır. Derslere 1 Ekimde başlanır. Giriş şartları şunlardır;
II — Türkiye Cumhuriyeti Uyruğundan olmak.
2 — Sağlığı yarinde olmak,
3 — Yaşı 15 ten aşağı, 18 den yukarı olmamak,
4 — Kendisi ve soyu iyi ahlâk sahibi olmak,
5 — Evli bulunmamak (alındıktan sonra evlenenler okuldan çıkarılır.)
6 — Orta Okulu Pekiyi veya İyi derece ile bitirmiş olmak. ((Ortaokulu bitirdikten sonra öğrenimine bir yıldan fazla ara verenlerle orta derecede mezun olanlar alınmaz.)
7 — Lise ve dengi okullardan ayrılarak bu okullara girmek İsteyenler içtn bulundukları sınıfı pekiyi veya iyi derece ile geçmiş olmak. (Lisede bütünlemen olanlar, iki yıl üst üste sınıfta kalmak yüzünden belgeli bulunanlar, ders yılı İçinde veya sonunda tasdikname alanlar kabul edilmez.)
İstekliler, aşağıda yazılı Belgeleri. İstanbul veya Anka-radakl Okullardan hangisine gireceklerse, doğruca Ve lamam olarak o okul Müdürlüğüne göndereceklerdir.
al Dilekçe,
b) Sağlık raporu (hastane Sağlık Kucullarndan alınmış)
O Nüfus kâğıdı tasdikli sureti.
d) Doğruluk kâğıdı (okuldan veya polisten alınabilir)
e) Ortaokul Diploması aslı veya tasdikli sureti veya orta okul bitirme derecesini de gösterir öğrenim belgesi.
f) 4.5 x 6 boyunda üç tane resim.
Müracaatlar 1 Ağustos'Lan 1 Eylül günü akşamına kadar kabul edilir. (9740)
M, S. B. İst. Sa. AL Kg. Bşk. 1. Numaralı Komisyon İlânları
I I
I
I
İş bulmak isteyenler; işçi arayanlar; emlâk, arsa, eşya alıp satmak arzusunda olanlar için
En verDmDB ve en ıuıc(uı^
Doğrudan doCrüya “AKŞAM,, ilân servisine rrüracaat.
Telefon: 20681
* *
1 — Kapalı zarf ile aşağıda cinsi, m Iklan, tutarı, geçici teminatı, ihale gün ve saati yazılı odunlar Harbiye M. S. B İst. 1 No. Sat. Al. Kom. da satın alınacaktır. İstekliler teklif mektuplarını ihale saatından bir saat evvel komisyona vermeleri. Şartnamesi her gün komisyonda görülür.
Geçici ihale
Cinsi Miktarı Tutan teminatı günü Saati
Mutfak odunu 255 Ton)
Soba odunu 85 Ton)
Mutfak odunu 225 Ton) Soba odunu 75 Ton) Mutfak odunu 98 Ton) Soba odunu 27 Ton)
13099 lira 982 lira
11550 lira 867 Hra
4804 lira 361 lira
26/7/950 11.00
26/7/950 15.00
26/7'950 16.00
(2993 — 9228)
Kaçırtmaz Fırsat
Üsküdar Uncular caddesinde 23 ilâ 36 sayılı 348 M2. üzerinde yeni inşa e-dilmlş Apartman, allı muazzam garajı havi çok müsait bir fiyatla 25/7/950 tarihinde satılıktır.
Üsküdar İcrası 950/234 sayılı dosyaya müracaat.
NEWYORK’»
Meşhur BROADWAY’ı ile TIMES SQUARE'ine bir dakikalık mesafede
OTEL REX
Konforu mükemmel, Hatları müsaittir.
Tek yatak 2 ve 3 dolardır. Çift yalak 4 ve 5 dolardır.
Odanızı hareketinizden evvel Türkçe de yazarak temin edebilirsiniz.
Otelimizdeki REX ATHENS AGENCY
Müşterilerimize her kolaylığı gösterir, SAHİBİ: KırklarelUl
ANGELO NİCHOLAS RADGIYANNAKİS
ADRES: 106 WEST 47 Street NEW YORK. 19 N. Y.
İşçi Sigortalan Kurumu İstanbul Şubesi Müdürlüğünden:
Cağaloğlu, Süruri Mektep skak 5-7 numaralı şubemiz binasında 9146,25 lira keşif bedelli sabit dosya dolabı, etajer ve merdivenler açık eksiltme ile yaptırılacaktır.
Şartname, keşlfname ve plânları her gün İş saatlerinde dairemizde görülür Talip olanların muvakkat teminatlarını yatırmaları ve 28.74950 cuma günü saat 15 te şube müdürlüğü odasında komisyona müracaat etmeleri lâzımdır. Komisyon ihale yapıp yapmamakta serbest olduğu ilân olunur (9741)
1 _ Pazarlıkla 16 ton taze baş soğan satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 2240 lira kesin teminatı 336 liradır.
2 — Pazarlığı 24/Temmu?./950 günü saat 11.45 de Harbiye
M. S. B. İst. 1 No. Sat. Al. Kom. da yapılacaktır. Şartnamesi hergün komisyonda görülür. (3107 — 9754)
1 — Pazarlıkla 75 ton buğdaydan Bulgur İmal ettirilecektir. Tahmin edilen bulgur imaliye ücreti 4875 Hra kesin teminatı 732 liradır.
2 — Pazarlığı 26 Temmuz 950 günü saat 10,30 da Harbiye M. S. B. İst. 1. No. Sat. Al, Kom. da yapılacaktır. İstekliler fabrikalarının durumlarının müsait olup olmadıklarını ihale gününden 2 giin evvel İst. Lv. Â. Muayene Hey'etinden alacakları muvafık raporu İle ihaleye İştirak edebilirler. Şart-naınesi her gün komisyonda görülür.(3192 - 99181
İLAN
M. S. B. Gnkvr. Ordonat D. Bşk. dan
Topların ihtiyacı İçin mamul şekilde kauçuk salmastra satın alınacaktır.
Bu işe tahsis edilen para 100,000 liradır. Talip olanlara bazı şartlar dahilinde İhaleye girmp hakkı verileceğinden evsaf ve şartları görmek ve anlamak üzere en geç 31 Temmuz 950 akşamına kadar Ankarada Genelkurmay Ordudonâ-tım Dairesi x Şubesine baş vurmaları. İhaleye girme vesikasını hamli olmayanlar ihaleye hiç bir suretle giremezler.
(3098 — 9616)
Zayi — 1617 sicil kayıtlı
2/1739 sayılı kıyı kaptanı ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
D. Denizyolları kaptanlarından Fehmi Akyıidız
Zayi — 59 Sicil kayıtlı ve 3/59 sayılı deniz buhar makinistliği ehliyetimi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur
Devlet Denizyollarında deniz buhar makinisti İbrahim Şenkal
Çoculc beKimı doktoı
Ahmel Akkoyunlu
l'aksim • lal imhan*
Palas. Telefon: 826?’
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz Zabıtası teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı Zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasından yarış sınavı ile memur alınacaktır.
Al Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B) En az orta okul mezunu bulunmak,
C) Fi’lî askerlik ödevini yapmış ihtiyata kayıt olunmuş bulunmak,
Ç) 30 yaşından yukarı yaşda olmamak.
Di Boyu bir metre yetmiş santimden aşağı olmamak,
E> Fena hallerle tanınmış bulunmamak,
F> Namus ve haysiyeti muhil bir suçla mahkûm edilmiş olmamak,
Gi Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
Hl Vücutça sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde sabit olmak,
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2 — Yukarıda yazılı şartlan haiz bulunanların en geç 27/7/950 perşembe günü saatl7 ye kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkeresi, bitirdiği oku! diploması, aşı kâğıdı, hâl tercümesi, 9 x 12 eb'adında dört adet fotoğrafları ile birlikte Ankara Belediye Başkanlığına baş vurmaları ve 29/7/950 cumartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi kitaplığında hazır bulunmaları İlân olunur. (9925)
ANKARA YAYLA
İRMİK MAKARNA
FABRSKALARO
Sayın İstanbul müşterilerinin ısrarları üzerine EMİNÖNÜ BALIKPAZARI
73/75 numaralı mağazayı UMUMÎ SATIŞ DEPOSU olarak açmış ve tam çeşldlerl İle satışlara başlamıştır. Telefon: 24079 Fabrikanın başkaca şube ve acentası yoktur.
Zayi — Beyoğlu mal müdürlüğünden almakta olduğum maaş cüzdanım İle mührümü ve nüfus kâğıdımı zayi ettim, yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Saniye öçnıan
Cihangir Matara sokak. Kutu Apt. 16/3
S akşamı
Abone bedeli
Türkiye Ecoebı
S en elik w ıra rvs ««i «uraş
e «ylılc 1500 • 2900 »
a aylık 500 . 16Ö0 •
1 aylık 500 • - '
Adres tebdili it La elli Kuruşluk pul gönderilmelidir. Atol takdirde adreı dcglsUrlimct.
Telefonlarının Başmuharrir 20585 Yazı ijlcrl 20765 - idare 20681
Mlldtlr 2049? [
Şevval t — Hım 79
Lmsnlc GiL Öfilo İkindi Ak. Yal>> E. T,05 S.ll 5,45 8.13 12.00 1.53
V. 3,40 5.40 13,30 17,18 20,34 22.30 idarehane: BabıâU elvan
Cemal Nadir sokağı No. 13
Gaziantep Valiliğinden
1 — Eksiltmeğe konulan iş: Gaziantep Sinler mevkiinde yapılacak ilk okul inşaatı olup keşif bedeli (84776) lira (42) kuruştur.
2 — Eksiltme 1 Ağustos 1950 tarihine rastlayan sah günü saat (10) da Gaztentep 11 makamında kapalı zarf usulıyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar her gün 11 Daimi komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girmek İçin İsteklilerin usulüne göre (5488) Hra (82) kuruşluk teminat, vermeleri ve ticaret odasında 1950 yılında kayıtlı olduklarına dair belge ibraz etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu işin icabettlrdiğl teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya İdare ve denetlediğini Isba-ta yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (Tatil günleri hariç) üç gün önce Gaziantep Valiliğine dilekçe İle müracaat ederek bu işin eksiltmesine girebilmek İçin yeterlik bölgesi almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ikinci maddede de yazılı saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına vermeleri şarttır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (9250)
Emniyet Altıncı Şube Müdürlüğünden:
General Elektrik Türk anonim şirketi tarafından Topkapı haricinde kurulmakta olan Ampul fabrikası mecrasının şehir mecrası kojektörüne bağlanması İçin Kale kapısında yapılması İcabeden hafriyatın devamı müddetlnce (20) gün müddetle Topkapı kale kapısı bilumum vesaite 24/7/950 gününden itibaren kapatılmıştır.
Hafriyat müddetlnce bu kapıdan İşlemek mecburiyetinde bulunan vesaitin Mevlanekapı ve Edirnekapıdan geçerek sejr riisefer edebileceklerdir.
Keyfiyet sayuı halka İlân olunur.
23 Temmuz 1550
AKSAM
gafflfe'f
HER AKŞAM RIH HİKAYE
İKİ LUiZ j
Vahşî Afrika
Kaymond'un başından geçen vaka, insanın kalbim parçalayacak maceralardandı. Bu feci vaka, bir kaç yıl evvel, Paris -Marsilya hattı üzerinde küçük bir utasyûnda -cereyan etti.
Raymond, tren makinisti İdi ve seneierdenberl bu hatta işleyip Lulz adını takmış olduğu en kuvvetli ve modern lokomotiflerinden birini kullanıyordu..
Makinist, Luizl ne kadar da çok severdi. Hakikat şu ki iki Lulzi sık sık zihninde karıştırıyordu. Çünkü kullandığı lokomotif gibi sevgili karısının adı da Luiz’di. İkisini aynı şefkat ve hararetle severdi. Birinden ayrılıp ötekine koştuğu zaman içinde derin sonsuz bir sevinç duyardı. Çünkü kalbinde loko-matifiyle karısından başka bir varlığın sevgisi yer etmemiş ve etnıiyecekti de.
Birini severken, ötekini de seviyor sanıyordu. Bu, öyle açık bir hakikatti ki bunun sebebini anlamak için kafa yormağa lüğüm görmüyordu.
O gece Raymond mutat saatte evine döndü, kapı yarı açıkta odalarda her şe? yeril yerind* duruyordu. Yalnız tansı Lulz, görünmüyordu.
Raymond, odaları araştırdıktan sonra:
— Her halde öteberi satın almak için çarşıya gitmiş olacak, diye düşündü ve yağlı ceketini sırtından çıkardıktan sonra yıkanmak için lavaboya gitti, musluğu açacağı sırada sabun-tng-ım yanında bir mektup gördü.
Raymond heyecanla zarfı açtı ve kendisine hitaben yazılnı;; mektubu içi titreyerek okudu.
Karısı Lola, kendisini terkedip gittiğini kasaca bildiriyor ve mesut yaşamasını temenni ederek şöyle yazıyordu:
Beni aramağa kalkışma. Bugüne kadar sana sadık kaldım. Fakat bu satırları okuyacağın dakikada kalbimin bütün kuvvetiyle sevdiğim başka bir erkeğin kollan orasında bulunacağım. Sen bu mektubu okurken âîikımia ben. buradan çok u-zaMarda bulunacağız»
Makinist, kurısıntn tavsiyesi mucibince hareket etti. Kendisini sevmeyen ve başka bir erkeğin kollan arasına atılan b:!r kadını aramağa ne lüzum varda? Mesut yuvasını yıkmış, tansını çalmış olan adamın kira olduğunu da öğrenmeğe ihtiyaç duymuyordu.
Komşu kadınların anlattıklarına göre, karısını ayartan adamın Haristen arası ra bu taraflara gelen seyyar bir komisyoncu olduğunu öğrendi.
Bidayette tanıdıklan, bu hâdisenin Raymond üzerinde fevkalâde bir tesir yapmadığı zannına kapıldılar. Çünkü ma-klsint, dört elle İşine sarılmış, aynı şefkat ve Lhtlmamla lokomotifinin bakımına itina göstermeğe ve aynı sakin, hayatı sürmeğe devam etmişti.
Burnunla beraber, günden güne zayıflıyor, halinde bir dalgınlık ve sinirlilik görülüyor, bakışlarındaki parlaklık kayboluyordu.
Arkadaşları onun bu halin! gördükçe:
— İlk günlerde ümitsizlik şevkiyle bir delilik yapmadıktan sonra zamanla eski norma) haline dönecek, diyorlardı.
Bir gün Raymond’un başka bir lokomotifin maknisUiğine tayin edilmesini istemiş olduğunu öğrendiler, şimendifer İdaresi bu talebini reddetti. Luls adını takmış oldupu lokomotif, büyük dikkat ve itina İsteyen mekanizması karışık, modern makinelerdendi. Mekanizmasını çok lyl bilen bfr makinisti değiştirip bir aceminin eline bu lokomotif nasıl teslim edilebilirdi?
Talebinin reddi Raymond'u çok müteessir etti ve o güne kadar frmı kemirip yfyen dert, birdenbire patlak verdi. Makinist, kim re He konuşmuyor, sırtında çok ağır bir yük varnrış gibi, beli bükük yürüyordu. Artık işine de dikkat ve alâka göstemılyerek otomat gibi çalışıyordu.
O sabah Raymond. bir treni Grrnnbl- şehrine eotünm'k tl.n snat 6.26 de hareket etlt'c-?1:ıL Eaat beş buçukta depoya giderek IrİTmotifl dışan çıtaırtiı.
ı sının arkasında şimdi malzeme deposu olarak kullanılan ve bir ı kilometre kadar uzakta olan - eski depoya kadar uzanıyordu. . Manevra hattının müntebasını teşkil eden bu noktada hat, bir metre kadar yükseliyordu.
Raymond, makine deposundan çıkarıp, bir kaç metre hareket ettirdikten sonra lokomotife âzami süratini verdi.
Bir kaç saniye sonra da mukadder fada vukubuldu. Lokomotif manevra hattının sonuna varınca, yukarıya doğru kaldırılmış alan raylara hızla tırmanarak korkunç bir gürültü ile devrildi ve bir demir yığınına döndü.
Depodan dışarı fırlayıp, hâdise yerine koşan işçiler, Raymond’u zorlukla demir enkazının atltmdan çıkardılar, îki a-yağı kinimış, vücudu kanlar içinde kalmıştı. Fakat hâil yaşıyordu. Son nefesini vermezden evvel son kuvvetini topladı ve:
— Lulzt ben öldürdüm, sözlerini kekeledi.
Acaba talihsiz makinist karısının adını takmış olduğu lokomotiften mİ, yoksa aynj dakikada eski Marsilya limanının mütevazı bir otelinde cereyan eden facia sahnesini görerek mİ bu sözleri söylemişti?
Karısı Lulz âşıkı 11e limanın o otelinde bannmıştı. O sabah âşıkı ile beraber trenle Failse gidecekti.
Fakat sabah saat altıda, genç kadın mesut ve memnun otelin merdivenlerinden inerken ayağı merdiven halısına takılarak baş aşağı, holün mermerleri üzerine yuvarlanmıştı.
Onu yerden kaldırmağa koşan otel garsonları Lufzl çan çekişir bir halde buldular. Aşıkı heyecan ve teessürle genç kadının üzerine eğildi. Fakat Lulz onu tanıyamıyordu. Fersiz gözlerini etrafını saranları üzerinde gezdirdi, sonra sönük bir sesle:
— Affet beni Raymond, sözlerini kekeleyerek ve ağzından 1 kanlar boşanarak can Terdi.
Tesadüfe bakın kİ kocası ( Raymond da aynı dakikada 1 ölüyordu.
Çeviren: A. BİLÂLİ
Seyahat Mektupları:
Günün yirmi dört saati açık İngiliz parkları
(Baştarafı 4 üncü sahifede) karşıdaki tepe - kl silâhımı orada bırakmıştım - birdenbire . canlandı, ellerinde mızrak La-t şıyan düzünelerce insan çıktı Koşan ve bağıran bu insan sii-( rüsü bize doğru dalga gibi . geliyorlardı.
Mdabull nefesi kesilmiş bir halde yanımda yere yıkıldı.
— Nguo yaşıyor dedim ve o da
— Demek sen de yaşıyorsun diye söyleniyordu.
Bu ani baskın kn~ş»iû>ia cürmü meşhut halinde yaka-| lanan bu caniler birden bire kaçışmaya başladılar. Hiç şüphesiz Kipoosos tarafından aleyhlerine yapılacak cezai takibattan korktular.
Baş kabile reisi ile onun rn yakınları karşıdaki tepede görünür görünmez. Mdabull bütün kuvvetini tophyorak derhal ayağa kalktı ve derhal ağaca bağlı olan Nguo’ya giderek onun boynuna sarıldı.
Evet, aşk, Zuluiar arasında dahi bütün insanlarda olduğu gibi insani hislerin en büyüğüdür. ve burada aşk bir harika yaratmışta
Bu olaylardan İki gün sonra, kuraklık nihayet bulmuş ve bol bol yağmur yağmaya başla mıştı.
Nguo bu suretle ölümden kurtulmuş ve iki sevgili birbirlerine kavuşmuşlardı.
Nguo’nun yaralarının tedavisini miitaakıp Hpoosos’un 4Û kulübeden ibaret olan malikânesinin büyük meydanında onu öldürmek İsteyenlerin muhakemesi yapılmışta Benim nokta! nazarıma göre Xlpoosos’un burada verdiği karar gayet basit ve diplomatik idi ve onun fevkalâde zeki bir insan olduğunu gösteriyordu.
Üç Induna’ya - ki oldukça İhtiyar edilir ve bunların birçok tevabll vardı ve bir çok hizmetleri sebk etmişti - bir diplomatik dokunulmazlık hakkı tamdı, onlar muhakeme edilmediler. Şeflerinin onlara karşı dargınlığı gayet mülâyim bir şekilde tezahür etti Xipooso.s bu ihtiyarların, yalan söylemeğe meylettiklerini gördüğünden tecziye etmek maksadlle, onlara üçer gün müddetle konuşmamalarını ve ağızlarını kapalı tutmalarını emretti. Bu, oldukça mülûyim, fakat bu gibi geveze insanlar İçin hakikatte oldukça sert bir ceza İdi.
Ayine Lştlrâk eden cengâver-ler, ihtiyarlar gibi ucuz kurtulmadılar. Xlpoosos, kararını söylerken İşe ehemmiyet vererek, âyinin bu cengâverler dahil oldan yapılamıyacağını, bu itibarla her bir cengâverln bir ok, iki sığır, üç dana ve dört keçi vermek suretiyle cezalandırılacağım bildirdi.
(Arkası var)
Istanbulun elektrik
Mahkeme Koridorlarında
.... i - İçimden gelerek söyle
ihtiyacı meselesi medim ağzımdan kayctl
Çatalağzı ve Sarıyar santrallarından verilecek cereyanın halka yükliyeceği külfetler
(Baş tarafı 1 inci salıifedc)
miiıhinı telâkki ettiğimiz bu tearşu>ırı(|j ]]ıe5e|en|n aydınlanması İçliı I ilim ve İhtisas erbabile görüşmelerimize devam ediyoruz.
Elektrik ve tramvay idaresi eski fen müdürlerinden bir zat ile bu hususta görüştük ve fikrini sorduk:
hayat pahalılığına sebebiyet verecektir.
ıterel gel i Ivü bekle liylp işlem.
(Baş tarafı 3 üncü sahifede) gösteriyorlar. En güzeli, bir düğmeye bastığınız müddetçe, meselâ 1870 modeli lokomotif İşliyor. Kazanının, pistonunun ne durumda olduğunu, maktamın İçine bakarak, bütün te-ferruatiyle ve hareket halinde görülüyor. Parmağıma düğmeden çekince, makinenin İşlemesi de duruyor.
Benim bile çocukluğum tutup muhtelif düğmelere bastığımı, makinelerin ne şekilde tekâmül ettiklerini seyre daldığımı İtiraf ederim. Burada asıl görülecek şey. İngiliz çocuklarının haliydi. Kimi iyi, kimi memleket seviyesine göre fena giyinmiş, on İlâ on beş yaş arasmdald seyirciler, müzede (Mektepler tarafından getirilmemiş. kendileri oynamağa gelmiş) kalabalığı teşkil ediyorlardı. [2],
Makine İle, makinenin tekâmülü fikriyle insanlar, çekirdekten böyle yetiştiriliyor. Müzeler, işte böyle birer eğlence-hahedirler ve çoluk çocuk İçindir, «Bfr tarafa dokunmayınız?» denecek yerde dokunmağı teşvik edici çareler aranmış. Çocuklar, birlb iri erinin eteğini çekiyorlar: «Gel, şuna da bok... Anladın mı nasıl döndüğünü... Dikkat et...»
Tabii, bozulan altsam da olmuyor değil. Nitekim, bazı makineler yerlerinden sökülmüş: «Târnlr halindedir!» dJye yaftalan var.
Bu müşahedeler üzerinde, müzelerin ne olduğu ve bizimkilerin de nasıl olmaları hakkında fikrim değLşti. Müzeciliği bizde de elbet bir İnkılâba uğ-ratmaJı. Evlâtlarımızın makine medeniyeti ile temasını sağlamalı. Bu uğurda harcanacak olmaz mı?) dediler, paraları, tarlaya saçılan tohum çocuklarını tabiî İçin sarfediimln para savmalj,
(Vâ - Nû)
kim-
li-
Elen talebesi Antiçoniyİ oynıyac aklar Şehrimizde bulunan 60 den mürekkep Kozanı kız
sesi öğrencileri tarafından 26/7/1950 çarşamba günü saat 19 da açık hava tiyatrosunda Sofoklesln Antlgonl trajedisini, geliri Kızılay demeğine tahsis edilmek üzere yalnız bir defaya mahsus olmak üzere oynıyuçaklardır.
Talebe beraberlerinde bu temsile alt dekorlun da getirdikleri gibi temsile İştirak edecek müzisyenler de birlikte gelmişlerdir.
t/zun zamandan beri bilhassa Türkiye İçin hususi bir şekilde hazırladıklar] bu trajediye herkesin ve aynı zamanda talebenin görebilmesi için flatler talebeye 5(1 kuruş, büyüklere bir ve İki Hra olarak tesblt edd-mİştir. ‘
Meseleye umumî bakış
— Çatalağzı ve Sarıyar san-f trallarıridan İstanbuia cereyan verilmesi İşi hakkında ne dıi-• şünüyorsunuz?
1 — Esas itibarlle Sanyar san-
( tralı gibi su kuvvetinden istifade eden bir santralın kurulması memleketin kalkınması [ bakımından muhakkak kİ faydalı bir teşebbüstür. Ancak o santralın kurulması İçin sarfı ( İcabedecek meblâğın amortismanı, hatam, ve işletme masrafları gözönünde tutulduktan sonra bir kilovatın îstânbulda ’ teslim fiatl, hâlen tslanbulda istihsal edilen elektrik kllova-! tının maliyet Halinden daha ucuz olması şarttır. Aksi halde i memleketin kalkınmacına ya-' rayacağı yerde mevcut sanayiin ’ bile mamûıâtıru daha pahalıya mal etmelerine yol açar.
Çatalağzı santralına gelince: Bu santralın İstanbuia bağlanmasının ekonomik bir netice J vermiyeceğl muhakkaktır. Çünkü bu da termik bir santral olduğuna ve elektriği İstihsal İçin ’ kömür sarf edilmesinin lüzumuna göre maJlyethıln, bir hidrolik santraldin elde edilen bir ' kilovat elektriğin maliyeti İle mukayese edilmesine İmkân 1 yoktur,
Bir de 300 , havai hattın masrafları vardır kl bu da senevi nakledilecek nispeten cüzi miktardaki kilovatların flatine İlâve edileceğine ve ayrıca Çatalağzı santralı esasen çok pahalıya mal olmuş bir tesis olduğuna göre oradan nakledilecek elektriğin îstanbulda hâlen istihsal edilmekte olan elektriğin maliyet flatlle mukayese edilmiyeçek derecede pahalı o-lacağı aşikârdır. Fakat yaşama seviyesi yüksek olan bütün memleketlerden büyük santral-ların blrlblrüe İrtibat halinde olması dalma faydalı görülmüştür. Zira bu gibi memleketlerde hatlarla nakledilen elektrik kilovatlarının bizim ihtiyaçlarımızla mukayese edllenılyccck derecede yükselt olmasından bu şekildeki cereyan naklinin ran-' tabl olması tabiidir.
İstikbalde memleketimizin de elektriğe olan ihtiyacı çok artacağına muhakkak nazarile bakılırsa bu irtibatın bugünden yapılması ancak İleri ki vaziyetler İçin Iyl netice verebileceği fakat önümüzdeki seneler için ran tabi olamıyacağı kanaatindeyim.
Zararına çalışan işletmelerin durumu
— Tramvay. Havagazı. Tünel ve Otobüs işletmeleri zararla çalışmaktadır. Bu zararlar elektriklen elde edilen kârla karşılanmaktadır. Dış sar nallardan 1 cereyan verilmeğe başlanınca 1 zararına çalışan bu İşletmeleri.! 1 vaziyeti ne olacak?
Silâhtarağa fabrikasının vaziyeti
— Dışardan cereyao almağa haşlanınca Silâhtarağa fabrikası ne olacak?
— Çatalağzı ve Sanyar santradan İs tan bul a bağlanınca da fazla sarfiyat zamanlarındaki hamule farkını temin İçin Silâhtarağa fabrikası her halde çalışmağa devam edecektir. Diğer taraftan Çatalağzı vc Sarıyardan gelen havaî hatların İzmltle Adapazarı arasında birleştiği noktadan itibaren İstanbuia kadar yalnız tek hatla irtibat yapıldığı müddetçe şehrin ihtiyacını emin bir surette karşılayabilmek için Sl-lâhtarağa ihtiyacının dalma tevsi edilmesi lâzım gelecektir. Ancak cereyan naklinde kâfi derecede emniyet temin edildiği takdirdedir kİ Silâh tarağa santralı kısmen yedek bir santral olarak tutulabilecektir.
Kanaatimce ancak 80 kilometre kadar olan müşterek ha-havaı hat kısmının çift hat o-larak yapılması her halde Silâh tarağa fabrikasını daimi surette tevsi etmekten daha ucuza mal olacaktır.
İstenen 30 milyon lira
ı
Göz Mütehassısı
Dr.Cemil Görür
Cağaloğlu Nuruosmnniye caddesi A tay Aparlım&nı Pazardan oaşka her gün saat 14 ten 18 e kadar.
Telefon: 29058 I
f2| Beş çocuk, müzenin önün- koltıığu içinde «tdrf seyyar dondurmacının karsısında müşkül dorumda1 Idmı tardı, Oynnvıp yorulmuş- f|P P:h
.■ra hatlı İstasyon bina- , lar. Esri yanıma yaklaşıp:, ı(ai-.r.,. ı
kilometrelik bir te,sis ve bakıra
— Bu yeni vaziyet, alınacak elektriğin flatine bağlıdır. Eğer İstanbul Belediyesi, hariçten gelecek elektriği alırken. Halini tesblt hususunda söz sahibi olacaksa ve hâlen Kendi santralında İstihsal etmekte olduğu elektriğin maliyet flitinden dnha pahalı almağa İcbar edilmezse zararların kapanmaması meselesi hah Is mevzuu olmaz. Aksi halde başvurmağa mec • bur olacağı en basit çare kilovat satış flatlnin yüksekliğine 1 rağmen bu yeni santralların İşlemesini mümkün kılmak için İstanbul halkından munzam bir vergi alınması olacaktır. Ltanbulda istihlâk edilen ..rsn (elektrik cereyanının yansındım kör fazlası sanayi İhtiyaçlarında Bir' kullanıldığından bu vergi bu ’ ı İmal ettikleri Baş- J maJIorm maliyet flatine derhal i tesir edecek ve dolayıslle bir de
(Amca! Hcpk'mis birer dondurma yemenin için paramız eksik' geldi. Bir kaç peni lülesek ayıp _• _ .... amp|e
sempati ile! karşıladım. fnciiteredc hiç dilenci yoktur diyebilirim. Şelılr- | İçrilen birinde, lâstik tekerlekli' bir çolak, k«r, Jve topal kibrit satıyordu. ______
ayyaş (l.ı, îskoçyadn hıfum çn-. müc-fscaelcrin ıra toplamaictaydı. Baş- >naJIann mail; ra-ılamaılmı.
medimağzımdan kaçtı!
in r ak kısası,
santralının, şehir artışı nispetinde
' — Belediyeden 30 milyon li-
ra İle tesisat masraflarına İştirak etmesi isteniyor. Bu para nasıl ödenecek?
— Eğer yapılacak yeni tesİ3-1 1er sayesinde. İstanbuldakl santralın tevsii İçin sırf zaruri olan meblâğdan tasarruf edlls-ı bilirse ve elektrik Patının ucuzluğu İte ayrıca bir menfaat temini mümkün olursa bu 30 1 milyonluk taahhüdün yerinde ve ekonomik bir taahhüt olacağı bedlhldJr. Ancak bunun böyle olacağından, İşten anlayan kimsenin şüphe etmesi de tabii bir keyfiyettir.
İller bankasının tuttuğu yanlış yol
— O halde yurdun clektrik-lendlrilmesl için sizce en uygun çare nedir?
— Burada en mühim rol oynayabilecek teşekkül, kanaatimce tiler bankasıdır. Bu bankanın her sene artmakta mühim sermayesini ufuk münferit tesislerle yani kasabalara elektrik temin mesl İçin dağıtmaktansa ayyen bir program dahilinde bir kaç bûyiık santral tesis edilerek hunlarm blrbirllc İrtibatı temin edilmek şartiyle bütün ğürergâhta bulunan köy, kasaba ve şehirlerin cereyanını emin bir tarzda temin etmek memleketin kalkınması bakımından her halde çok daha faydalı olacaktır. Çünkü bir kaç büyük santralı ..........
teknik elemanın mlzdc mevcut olmasın» mukabil kurulan bir çok münferit w ufak teşekkülleri İşletmek İçin lüzumlu olan yüzlerce mütehassıs Dizel makinist! TürMye-de mevcut değildir. Bu sebeple kurulan bu ufak tesislerin, 1yi bavlımamaları yüzünden az zamanda harap olarak muattal hale geldiklerini görmek üzücü bir manzara teşkil ediyor. Halen tutulan yolla yani münferit teşekküller meydana getirmekle elde edilen cereyanın kilovatı 35 - 40 kuruş gibi hem çok pahalıya mal olmakta, hem de bakımsızlık yüzünden tesislerin kısa zamanda muattal kalma-slle belediyeler borçlarını İller bankasına ödemeğe devam ederek çok ağır bir yük altına girmiş bulunmaktadırlar. Halbuki muayyen bir kaç büyük santralden temin edilecek cereyan bu köy, kasaba ve şehirlere, hem daha ucuz ve hem de daha emin bir tarzda verebileceğinden memleketin kgilrtn-m.ısL bakımından çok daha faydalı bir netice alınmış ota-çaktır. Bu tarzda tiler banka-■nnın sermayesi de hakikaten yerine masruf olacaktır.
Sadettin GÖKÇEI’LNAK
olan ufak bazı cdH-mıı-
İşletebilecek memleketl-
Rasih beyle Bayan (N...) altı aydan beri bir yastığa bas koyuyorlarmış. Sîzlere ömür, vefat eden hanımının üstüne g-ül koklamamağa-ahdettiği için Rasih bey senelerce bekâr yaşamış. Nihayet günün birinde Bayan (N...) ile tanışmış, her ikisinde de birbirlerine karşı meyil uyanmış. Konuşmuşlar. anlaşmışlar ve birleşmişler. Hâdiseyi kendisi şöyle anlatıyor:
— Bekârlık sultanlıktır derler, inanma sakın azizim. Evi çekip çevirmek için mutlaka bir kadına ihtiyaç vardır,
— Yalnız ev meslesl değil biraz da gönül eğlencesine ihtiyaç vardır, efendi amca.
— Gönül tarafını şimdi. Uzun sözün kadınsız ev olmaz.
— Merhum yenge hanımın üstüne gül koklamağa mecbur kaldın öyle mi?
— Ycook, onun yeri kalbimin içindedir. Bil kadınla nikahlanmadın’’ ki.
— Yaaa... Nikâhsız oturuyorsunuz demek? 1
— Benim maksadım şöyle böyle gün geçirmekten ibaretti. Kendisi de teklifimi kabul etti, evime geldi. Demek ki kısmet bu kadarmış. Ne yapalım? Bu işler zorla olmaz ki.
— Sormak ayıb olmasın amma, neden bozuştunuz da ceza mahkemelerine düştünüz?
Çatık kaşla homurdandı:
— Alrumın yazısında bu da varmış. İki ay çok iyi geçindik. Ondan sonra dört ay neler çektiğimi ben bilirim, Yavaş yavaş hüviyeti meydana çıktı, çekilmez bir belâ haline geldi. Ev hanımı değil, sadece safa kadını 1-mis meğer. Bayramda büsbütün gemi azıya aldı. Kendisine yardım etmediğim i-çın ev işlerini vaktinde biti-! remiyormuş, gezmeğe geç ı kalıyormuş. «Yahu.ben her gün çalışıyorum, yoruluyorum. Bayramda üç gün dinleneceğim, eski yorgunlukları çıkaracağım. Sana nasıl yardım ederim? Üç günlük istirahatimi burnumdan getirme. Ev işi kadının vazifesidir.» diyorum. Fakat kadın inad ediyor, beni çalıştırmak istiyor.
— Hangi işlerde yardım istiyor sizden?
— Ev işlerinin ne olduğunu bilmiyor musun? Silip süpürmek, bulaşık yıkamak, biber dolmasına yardım etmek. Yalnız yardımdan iba-! ret olsa dişimi sıkıp ona da katlanacağım amma kadın bütün işleri benim üzerime , yıkmak istiyor. Üç gün ben evde çalışacakmışım, hanım sabahtan akşama kadar gezecekmiş. Çalışmak bir şey değil. Ev işleri de biraz elimden gelir. Fakat bir de izzeti nefis meselesi var. Hanım sokakta gezerken ben mutfakta bulaşık yıkamağa tahammül edemem.
— Sen iş yapmadığın için kavga ettiniz demek?
— Bayramın üçüncü günü akşam yemeğinde gene homurdanmağa başladı, aldırış etmedim. Sofradan kalkınca: «Haydi bakalım, mutfağa gel. İki günlük bulaşık yığılı duruyor. Bunları beraber yıkıyacağız» diye karşıma dikildi. Ben gene kulak asmadım, odaya çekildim. «Gelmezsen fena yapanın» diye seslendi: «Ne yaparsan yap. Ben bulaşık yıkıyamam» dedim. Bunun üzerine mutfakta kıyamet koptu. Şangırtıları duyunca mutfağa koştum. Bir de ne göreyim? Kadm eline geçen tabaklan, bardakları yere çarpıp parçalıyor. «Ne yapıyorsun, hanım? Sen delirdin mi? Ben bunlara avuç dolusu para verdim. Niçin kırıyorsun?» dedim. Sen misin söyliyen? «Vay , hem beni hizmetçi gibi kullanıyorsun, hem de karşıma ge-* çip lâkırdı mı söylüyorsun, alçak herif?» diyerek tabağın birini de benim başıma fırlattı. Bereket versin, kenara çekildim, tabak duvara çarpıp parçalandı. Kadın mütemadiyen küfürler savuruyor. Benim verimde
sen olsan ne yaparsın?
— Bilmem ki. f
— Hımmm. . Ben çok iyi bilirim. Sen misin şirretliğe kalkan? Tabak öyle atılmaz, böyle atılır. Saçlarını elime doladım, ağzını burmanı-kanlara katıverdim.
— O da sizi dâva etti öyle mi?
— Ne halterlerse etsin, u-1 muzumda değil.
— Nasıl olsa onu bırakıp bir hanım daha bulursunuz.
Kaşlarını kaldırarak gür sesle:
— Hâşaaa. dedi. Allah' göstermesin. Bir daha eve kadın sokar mfyım?
— Hani, biraz errel; Be-U_ kârlık sultanlıktır, diyenlereQ inanma. Eve bir kadm lâ-Q_ zımdır» diyordunuz ya. ç\|
Birkaç defa yutkunduktan^ sonra acı acı gülümsedi: O
— Ben o sözümü gerive a-lıyorum, evlât. İçimden ge- 0 lerek söylemedim, nasılsa— ağzımdan kaçt-ı. Böyle evliliğe nispetle bekârlık sultanlıktır.
Bayan (N ..) fena haırpa-I lanmış. Yüzü zedelenmiş, işişmig: dudakları, göz ke-1 narları morarmış. Fakat hâ- *>* lâ kabadayılığı elden bırak-mıyor. Yanına gittik. Sert—j sert süzerek nezleli, cırlak 0
— Ne dırlanıyor o edepsiz 9r bunak? £
— Kavga etmişsiniz de o-(^ nu anlatıyor.
— Onun gibi kırk tane moruğu cebimden çıkarırım. Kadın dövmek kolav mı i-miş? Vücuduma elini bile süremez.
— Evet amma bu kavgada epeyce hırpalanmışsınız.
— Hâkim beyin karşısına cıkınca basına geleceği düşünsün. Mutfağın ortasında onun kafasını koparırdım amma gafil avlandım. Birdenbire üzerime atıldı u-tanmaz herif.
Mahkeme acildi, çantasın, dan aynasını cıkarm .varalı yüzüne bakarak gitti.
Ce. Re.
BULMACA
I î S 4 5 « 1
Soldan nıfia: 1 — Başbakan. S —■ Önemdi. 3 — Mci'kcre leplânmâ, 4 — Temele nlt - Dedenin yarısı. 5 — Elen. 8 — Tersi lifidLscciir - löOO kilo, T — Tersi ntej alır, 8 — FMyjsenn bası - Pnpor. 9 — Mail cdal» - Erkek dadı. 10 — Katclmcmck.
Yuit.rıdnn agaS'ya: l — Kımıldayan, 2 — ERCde bir harabe - Oturacak yer. 3 — Görünen - Kurum. 4 — Bir mobilye parçası, 5 — E»5>n» ıT» gelirse eltîcrsll olur - Kilit cirutf, C — Sıfat eki - Beygir - p.sm«ni«, 7 — Tersi kiç yapUıına ■ Heıaber. • — Zatınım - Tcmrr olmr ın
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan safta' 1 — Modakoyu. 3 — Abonctnan. 3 — " Danabııdu, 4 — Ala. Et. 5 — Gnıılmct. 6 — Arma. Amt, 7 — Aşiret. B — Ka. Et im». 9 — Arasa, Eb. 10 — Rayimikl
Yukarıdan aısa&ıya: 1 — Mntlaşas-kar. 3 — Obalar. Ara. 3 — Dötinmna. Ay. 4 — Ana. Injesl. 5 — Kebem. İram, e — Omu, Kari, 7 — Yadclıne-mek. e — Unut. Etabl.
CAFER FAHRİ DİKMEN’ in
Eserlerinden
Krş
Yeni arıcılık 50
Av ve şaton kopekleri 50
Savaş ve polis köpeği 50 Tavukçulukta oıuvaf fakıydın sırrı Zi>
Nasıl tavukçuluk yapmalı? 85
Tavukçulukta nasıl kutandır? 25
Tavukları yumurtlatmak İçin ne yedirmeli dlıî İ6
Tavuk has ta'ıklan 45
Kanarya 15ü
Kitapçılardan arayınız
E o > o P
Sahlfe b
AKSAM
23 Temmuz 1950
AKŞAM | spor]
Futbolda rakibi küçümseme
lıgilizleri ve Brezilyalıları dünya şampiyonluğundan uzaklaştırdı
Brezilyada oynanan dünya futbol kupası büyük ve bcklcn-lenmedık sürprizlerle kapandi. Bilhassa futbolde «henüz emekleme devresinde bulunan Amerikalıların bu sporun mucldl o-lan İngillzlerl mağlûbiyete uğratması ingillzlerl olduğu kadar dünya efkârını da şaşkına çevirdi.
Biz spor muharrirleri bazı maçlardan evvel yaptığımız tahmin yazılarında başta giden klüplerimizin kümenin sonunda bulunan bir klüple yapacağı fcnaçı kazanacağını görgü ve (teknik şartlara dayanarak İleri isürdüğünız halde, yazının soslunda yine bir istifham bırakır ye «Böyle olmakla beraber top yuvarlaktır. Rakibi küçümsememek lâzımdır» cümlesini ihmal etmeyiz. Ve bunun için de bazı (arkadaşlar tarafından. İstihzaya (hedef oluruz.
j Halbuki futbölümüzle İngiliz Jutbolü arasında dünya kadaT tfark vardır. Ve Ingiliz futbo-flünde bizde olmıyan istikrar mevcuttur. Böyle olmakla beraber. işte netice meydanda...
Dünya şampiyonluğuna namzet İnglllzler futbolu henüz yeni yeni öğrenmeğe başlıyan A-merikalılara maglûb oldular. Ve soğukkanlı tanıdığımız bu mil-mlllet mağlûbiyeti gazetelerinin İlk sahlfe le rinde matem İşareti
Yazan: Ştızi TEZCAN İnin en büyük sürprizine uğrıya-
1 ' ’rak Uruguaya yenildi; bu surct-
olan siyah çerçeveler İçinde ilân le de dünya şampiyonluğunu
etti. Bu bakımdan bizler de top yuvarlaktır cümlesiyle artık a-lay etmemeli ve ihmal edilen bir rakibin nelere kaadlr olduğunu anlamalıyız...
Dünya futbol kupasının İkinci sürprizi de Brezilyanın, O-linjplyat şampiyonu Isveçl 7-1 gibi kahkari bir hezimete uğratmasıdır. Evet, Brezilya fut-bolünün çok kuvvetli olduğunu, dünyaca maruf futbol münek-kldlerinln yazılarından öğrenmiştik amma neticenin bu kadar farklı olacağına ihtimal verememiştik, çünkü İsveç de, İngiltere ve Brezilya gibi dünya şampiyonluğuna namzet gösterilenler arasında idi. Bilhassa maçın tafsilâtı çok enteresan safhalar arzetnılş ve Brezilyanın meşhur Adam İr İsimli oyuncusu son golleri 150 bin kişilik stadı dolduran hemşerlle-rinln golleri fazlalaştır diye bağırmaları üzerine yapmış.
Bu ne hârika takımdır kİ taraftarlarının isteği İle gol adedini arttırabiliyor; yani karşısındaki dünya şampiyonluğuna namzet bir ekiple, kedi fare İlle oynar gibi oynıyablllyor.
Fakat neylersin ki bu meşhur ve hârika takım da mukadder akıbetten kurtulamadı ve kupa-
kaybcttl.
Uruguay'ın yıldızı Paris ollm-plyadmda şampiyon olmakla başlamış, fakat bu şöhret uzun zaman devam edememiştir. Hele son senelerde Uruguay Cenubi Amerikanın diğer takımları a-rasında derece bile alamaz hale gelmişti. Meşhur münekkld-lerln bildirdiğine göre, Brezilya, Uruguayla 10 maç yapsa onunu da kazanacak bir durumdadır. Fakat şu rakibi küçümseme yok mu...? İşte onu yenebilmek mesele,,, Neteklm yukarıda da İşaret ettiğimiz gibi, koca dünya şampiyonluğunda da rolünü oy-Inadı. Onun İçin her futbolcu topun yuvarlak olduğunu hatırdan' çıkarmamalı ve en küçük ! rakibine bile ehemmiyet vermelidir. Futbolun değişmez na-zar İyesi budur.
Dünya futbol şampiyonu
Uruguaylılar
İstanbul a gelmek istiyorlar
Dünyanın 1 numaralı
atleti
Dekatlon (on müsabaka)
şampiyonu Amerikalı (Mat-
hias) yen bir dünya re-
koru elde etmiştir. (80421
sayı tutan yeni dünya re-
koru münasebetiyle bu eş-
siz atletin derecelerini kay-
dedlyoruz:
100 m. 10.9
400 ın. 51.
1500 m. 6.5.1
110 m. 14.7
Yüksek 1.90
Uzun 7.09
Sırık 3.95
Gülle 11 48
Disk 44.62
Cirit 55 55
Haftanın dedikodusu
Uruguaym Dünya futbol şampiyonluğu karşısında
Haftanın notları:
Aylarca evvel gazetemiz mühim bir futbol havadisi ver-
f Resimli Dünya spor hareketleri ]
İstanbul milletlerarası tenis turnuvası dünya organizasyonları arasında yer alıyor
Yazan: Adil GİRAY
inişti. Bu havadis bugünlerde hakikat safhasına girmiştir. Bu havadis, dünya futbol şampiyonluğunu kazanan UruguaylIların Türklyeye geleceğidir.
Şehrimizde bir devlet fabrikasının. sporla İlgili müdürlerinden biri, aylarca evvel İstan-bula iş için gelmiş olan Uruguay Futbol Federasyonu üyelerinden bir zatla dört maç için bir şifahi anlaşma yapmıştı. U-■ ruguaylılar dünya futbol şam-
f Beş senedir İntizamla tertiplenen milletlerarası İstanbul tenis şampiyonası cihan tenis âleminde tanınmış bir çok tenis yıldızlarını cezbeden dünya çapında bir organizasyon halL-ni almaktadır. Bu turnuvayı organize edenler her geçen sene İşi daha ciddî tutarak bu müsabakaların sportif kıymetini kısa bir zaman İçinde bütün Avrupaya yaymağa muvaffak olmuşlardır.
Dünya tenis âleminde şöhret yapmış bir çok şampiyonlar İstanbul turnuvasına İştirak etmek üzere müracaatlarda bulunmağa başlamışlardır. Turnuva İdaresi bu istekliler arasında yaptığı bir eleme sonunda dünyaca tanınmış tecrübeli şampiyonları İsıanbula davet etmiştir.
26 ağustostan dört eylüle kadar sürecek olan İstanbul turnuvası günlerine tesadüf eden bazı Avrupa tenis organizasyonları bize bir cemile olmak İizere tehir edilmiştir. Bu tehir keyfiyetini İstanbul turnuvasının yabancı memleketlerde uyandırdığı alâkanın en büyük delili olarak kabul etmekteyiz. Türklyede yapılan bir organizasyonun yabancı şampiyonlar tarafından benimsen w"®! ve yakın bir sıcaklık ile karşılanması ilk defa vâki olmakladır. Bu sene milletlerarası İstanbul tenis turnuvasına iştirak etmek üzere müracaat eden yabancı tenis şampiyonlarından bazılarının İsimlerini yazıyoruz:
(Amerika) Kovaleskl, (Avustralya) Sldwell, (Avustralya) Long Madam, (Fransız) Coc-het. (Hollanda» v. Mcegeren, (Hindistan) D. K. Bose, (İtalya) Gardlnl, Migllorl,. Rossl, Cuceill, Delbeilo, (Yunan) Bta-1103. (Fransız) Lemasson, (Arjantin) H. Weiss, (Avustralya) Brown, (Avusturya) E. Neu-mann, ıFransızı Cartrler, (Hollanda) Linck, (İngiliz) Mlss
piyonu olunca, milli takımlarının bir klüp İsini altında dünyayı göriip tanımaları ve eglen-ce seyahati yapmaları için .memleketlerinden uzak yerlerde I maçlar terttb etmek istemekte-idirler. Ve dünya turnesine de
Quertrler. (Mısır) Cernlk, (Lüb-ı jıanl Matlar, (Arjantin) Welss Madam. (Avustralya) Harper, (Avusturya) Weiss, (Fransız) Marcelin, (Hollanda) Herme-
Bu sene îstanbula gelecek Türklyeden başlamak arzusunda
olan bu tenisçilerin arasında olduklarım bu UruguaylI İş a-
(SldweJl» ve (Brown) geçenler-' damı vasıtaslyle bildirmişlerde Londrada yapılan Wimbel- J dlr, Dört maç yapmak üzere İs -den turnuvasında finale kalmış tanbula gelmeleri İmkân dahill-oyunculardır. I ne giren UruguaylIları getirmek
Geçen seneye nazaran tek-,*')*0 sporla çok yakın İlgisi bu-nik bakımdan daha zengin □-'lunan fabrika müdürü faaliyete lan oyuncu kadrosunu gözü- geçmiştir.
niinde tutarak bu senekl tur-' Maçlardan üçü Galatasaray, nuvanın çok enteresan olaca- Fenerbahçe. Beşiktaş ve biri de ğını tahmin ediyoruz. muhtelitle olacaktır.
Yunan Kiralının oğlu Veliaht Kostantin spora çok meraklıdır. Küçük prens spor yaparken görülüyor
Geçen haftanın hiç şüphesiz ki en mühim olayı «Jules Rimel» dünya kupası futbol şampiyonluğunun Uruguay tarafından kazanılmasıdır. 1024 ve 1928 Paris ve Amsterdam olimpiyatlarında futbol birincisi o-lan Uruguay. 1930 yılında bir defe daha Dünya futbol şampiyonu olmuştu.
Brezilyayı kendi başkenti Rio da ve hem de 150,000 Brezilyalının önünde 2-1 yenen Uru-gaııy bu büyük başarıya, 20 sene evvelki motodu İle sessiz sa-dasız ulaşmıştır.
rJules Rlmet» dünya kupası futbol şampiyonasına kırktan fazla millet iştirak etmiş ve bölge bölge yapılan milli maçlar neticesinde oynamak hakkını şu 16 milli takım kazanmıştı:
Brezilya, Meksika, Amerika, Paraguay, Pruguay, $111. Bolivya, İngiltere,. Yugoslavya. İsveç, İsviçre. İtalya, tskoçya, Portekiz, İspanya ve Türkiye.
Türkiye, malûm sebepler do-layısiyle; tskoçya, tnglilereye 1-0 yenildiğinden, Portekiz de böyle bir şampiyonaya İştirakte bir fayda görmediğinden. Rio’ ya gitmediler.
Bu sebepten dünya futbol §am plyonası, 4 grup halinde 13 milli takım arasında yapıldı.
Birinci grupta Brezilya: Mck-sikayı 4-0, Yugoslavyayı 2-0 yenmiş ve İsviçre ile 2 - 2 berabere kalmıştır.
İkinci grupua İspanya; Ame-rikayı 3-1. Şllly! 2-0, Ingilte-reyi 1-0 yenmiştir.
Üçüncü grupla İsveç: İtaiyayı 3-2 yenmiş, Paraguay İle 2 - 2 berabere kalmıştır.
Dördüncü grupta Uruguay, Bol i vyayı 8-0 yenmiştir.
Brezilya, İspanya, İsveç, Uruguay takımları arasında yapılan final müsabakalarında:
Uruguay; Isveçi 3-2. Brezilyayı 2 - 1 yenerek ve İspanya İle 2 - 2 berabere kalarak 5 pu-vanla dünya kupası şampiyonu olmuştur.
Brezilya: İsveç! 7-1, İspanyayı 6-1 yenmesine rağmen Uruguay'a 2-1 yenilerek 4 pu-vanla ikinci:
İsveç; İspanyayı 3-1 yenerek, Brezilyayı 7-1, Uruguaya 3-2 yenilerek 2 puvanla üçüncü;
İspanya; Uruguayla 2 - 2 berabere kalarak. Brezilyaya 6-1, İsveçe 3-1 yenilerek 1 puvanla dördüncü olmuşlardır.
Dünya kupasının, en mühim sürpriz! şüphesiz kİ, futbolun mucldl olan İnglUzlerin. bu turnuvanın en zayıf takımı Amerika ile İspanyaya 1-0 yenilmeleri olmuştur. Bu arada îtal-yanın da İsveçe 3-2 yenilmesi bir sürpriz sayılabilir.
Bu kilçük Utatlsllki malûmat, Türk Milli takımının Rio'ya gitmemesindeki İsabeti göstermesi bakımından çok enteresandır, Türk Futbol Feclerasyo-dar övünse yeridir.
nu bu İsabetli karariyle no ka-liaiûk SAN
- ,,
İsvlçrcde Bale şehrinde dünya Jimnastik birincilikleri yapılmıştır. Yukarıda bu şenliklere İştirak edip üçüncülüğü kazanan isveçli genç kızların topla ritmik hareketleri, aşağıda da İsviçre şampiyonu Ernest Sebendlngerln herkesi hayrette bırakan ve havada uçuşu andıran bir atlaması görülüyor.
İngilterede ski ile deniz sporları yapan bir Amerikan artisti.
Vefalı Galip Galatasaray kulübüne girdi
Vefa Klübünün kaptanı ve milli futbol takımının oyuncularından Galibin Vefa Klübün-den ayrılarak Galatasaray Klu-büne girdiği haber alınmıştır. Bu geçiş, bu senek! transfer a-yının. en mühim hâdiselerinden birini teşkil etmektedir.
Dünyanın en usta atlayıcı atletleri
Bugüne kadar sırık ile atlama müsabakalarında en parlak dereceler alan atletler şunlardır:
1 _ Warraerden
2 — Richar
3 — Seflton
•t — Medeaıvo
5 — Diliş
6 — Smıtb
7 — Mareom
8 — Varof
9 — Montgomer
10 — Dav
4,77 metre
4.56 *
4.53 ■
4.53 >
4.47 >
4 47 >
4.47 •
4.46 »
4.45 ■
4.44 *
Yukarıda isimleri vasılı atletlerin hepsi Amerikalıdır.
10 bin sporcunun
Fransada dünya bisiklet mukavemet birincilikler! yapılmış
iştirak ettiği toplantı!
Pariste Fransanın tanınmış spor idarecilerinden Leo Lag-range’in onuncu ölüm yılı mü-nasebet-lle büyük bir tören yapılmıştır. Vincennçs Velodro-munda cereyan eden bu törende yaşları on beşten küçük olmak üzere on bin sporcu çocuk hazır bulunmuştur. Toplantı çok parlak olmuş ve Parisin tanınmış bütün sporcularının İşllraklle spor oyunları ve müsabakalar yapılmıştır.
ve^yukarıkl klişede sağda görülen Ruble dünya şampiyonu]^
Amerika olimpiyadı îniimüzdeki şubatta Buenos -Alreste bütün Amerikalı milletlerin iştlraklle büyük bir olimpiyat ayan müsabakalar tertip edilmiştir.
şimali Amerika federasyonu bu müsabakaya şimdiden hazırlanmak üzere (120) tanınmış atlet seçmiştir. Ayrıca bu müsabakalar lçlrı (600) bin Türk
Comments (0)