*
AKŞAM
H e r g ü n
8 Sahaf® t
[gene 32 — No. 11269 — Flatl: her verde 10 kuruştur.
AKŞ AM spor
CUMARTESİ 25 Şubat 1950
Sahibi; Necmeddln Sadak — Ya» islerini ililen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
Koalisyon hükümeti için hiç bir konuşma olmadı
Salahiyetli bir zat, bir koalisyon hükümetinin faydalı olacağı tasavvur edilemez diyor
14 yolcu
uçağı
Amerikadan satın alınan malzeme şehrimize geldi
Ankara 25 (Akşam) — Devlet Havayolları İçin Amerikadan satın aha an malzemenin bir kısmı İstanbula gelmiştir. Ve-
Ingiliz işçi partisi seçimi az bir farkla kazandı
314 İşçi, 294 Muhafazakâr ve 8 Liberal mebus seçildi
D. P. Lideri Bayarın demeci
Y üksek Seçim Kuruluna iiye seçilenlerden
birkaç zat
rilen bilgiye göre, gelen ve yolda bulunan malzeme arasında yeni ve son sistem 30 uçak mo-törlyle lüzumlu pervane, telsiz ve gövde malzemeleri bulunmaktadır. Yeni gelen malzeme ile Devlet Havayollarının 15 u-çagı daha faaliyete geçecektir. ■
Kabine, bugün toplanacak, iktidarda kalmağa karar vermesi bekleniyor. Yakında seçimlerin yenilenmesi ihtimali var. Komünistler tek mebus bite çıkaramadılar
Vatanî hizmet maaşı
Ankara 25 (Akşam) — Balıkesir Milletvekili Eminüddün çeliköz ve be? arkadaşı, Balıkesir Milletvekili Mehmet Cavlt Emlr'e vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanması hakkında Büyük Millet Meclisine bir kanun teklifinde bulunmuştur.
Esrarengiz bir cinayet
Yargıtay dan. Rifat Alabajr
Ankara 25 (Akşam) — Bugün kendisiyle konuştu-ğnnı salahiyetli bir zat, Cumhuriyet Halk Partisi maha-filinde seçimlerden evvel bir koalisyon hükümeti kurulmasının faydalı olacağının tasavvvur edilemediğini söylemiştir. Bu zat diyor ki:
«— Çünkü seçimleri hükümet değil, hâkimler yapıyor. Bu bakımdan karşı partinin kabinede bir iki üye bulundurması bir menfaat temin edemez. Bu, belki de, demokrasi rejiminin manzarasını değiştirecektir.
Bir koalisyon hükümeti teşkili için teklif vâki olduğu hakkmdaki haberlere gelince: simdi ve kadar bu hususta bir teklif vâki olduğunu bilmiyorum.
Ümid ediyoruz ki seçimler. iki partinin gayretiyle huzur ve sükun içinde, tam bir serbesti ve tam bir emniyet ile cereyan edecektir. Böyle bir seçimin neticelerinin her iki parti tarafından kabul edileceği tabiîdir. Çünkü sevimlere hile ve fesat karıştırıldığı iddiaları yer bulmıvacaktır. Memleketin yüksek menfaatleri namına bugün için partilerden beklenen de budur.»
Celâl Bayar ne eliyor?
Ankara 24 — Bu gece kendisi De konuşan gazetecilere De-
Yargıtaydan Rahmi Anadol mokrat Parti Genel Başkam Celâl Bayar. Başbakan veya diğer her hangi bir şahsiyet İle koalisyon kabinesi mevzuu hakkında harfi vahit konuşmadığını söylemiş ve demiştir ki:
«— Koalisyon fikrini biz, daha Uk ortaya atıldığı zamandan beri sempati ile karşıladık. Kanaatimiz şudur kİ, seçimler sırasında bir koalisyon kabinesi iktidarda bulunursa, halkın emniyet ve itimadı artacaktır. Ancak şu dakikaya kadar, ne bizim tarafımızdan hükümete, ne de hükümetten bize bu mevzuda her hangi bir teklif veya ima vâki olmam ıştır.»
Drmıstaydan Cudi Oval
Şehrimizde seçim hazırlıkları
şehrimizde seçim hazırlıkları devam etmektedir. Vali muavini Nâzım Arda dün kazalara giderek seçim hazırlıklarının cereyan şekil hakkında alâkadarlarla görüşmüştür. Kütüklerin hazırlanması işi 40 gün İşinde tamamlanacak ve askıya çıkarılacaktır. 7 gün müddetle askıda kalacak kütüklere, İki pıin zarfında İtiraz edilecek, üç gün zarfında hâkimler bu İtirazları tetkik edeceklerdir.
(Arkası sahife 2; siitun 6 da)
Komünizme karşı Asya'ya yardım
Amerika, Asya memleketlerine bir tetkik heyeti göndermeğe karar verdi
Vaşlngton 24 (AP) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson, Güneyuoğu Asyayı komünizme kaışı muhkemleştirecek Amerikan yardımına zemin hazırlamak İçin bu bölgeye bir tetkik heyeti göndermekte olduğunu açıklamıştır. Orup, Çin Hlndistanı, Malaya, Burma Thailand ve diğer Uzakdoğu
memleketlerinde tetkikler yapmak üzere gelecek hafta zarfında yola çıkacaktır.
Diplomatik şahsiyetler, misyonun, gerek Çin Hindislanm-dakl Bao Dal hükümetinin ve gerek diğer memleketler hükû-1 metlerinin askeri ve ekonomik yardıma olan İhtiyaçlarını tes-blt edeceğini söylemişlerdir.
III ■■■ ■■■■■■ ■■■■■■ II ■ ■■■«(|
‘ Türkiye Greko - Romen birincilikleri
Diuıkü güreş birincilikleri mîisaUakalaruulan birinde tuş olurken
Bükreş Amerika ataşen av alin in parçalanmış cesedi bulundu
Viyana 24 (AJL) — Avusturya polisinin bugün bildirdiğine göre Birleşik Amerikanın Bükreş deniz ataşesi Eu-gene Karp'ın parçalanmış cesedi Salzbourg yakınındaki demiryolu kenarında bulunmuştur.
Yeni bir vazifeye tâyin, edilmek üzere Vaşingtöna gitmekte olan Karp Vtyanayı bir hafta evvel terketmişti
Polisin bildirdiğine göre Karp'ın cesedi Salzbourg'un bir kaç kilometre güneyinde Ha-leln tüneli yakınında bulunmuştur.
Ceset elbiselerinde bulunan kâğıtlar vasıtaslle teşhis edilebilmiştir. Yalnız Karp’ın diplomatik pasaportu kayıptır,
Karp Budapeşte mahkemeleri tarafından casusluk suçu ile 15 seneye mahkûm edilen A-Tnerikah iş adamı Robert Vo-geler'ln yakın arkadaşı İdi.
Salzbourgdakl Amrelkan makamları bu mesele üzerinde tahkikata başlamış'ardır.
Millete dua ederiz.
Serbest İktisat bütün dünyaya lıâkiın olduğu halde bizde, ona ğöre hazırlıklar yapmak lâvım geldiğini, Dış işleri Bakanımız Avrupa dönüşü umumî efkârımıza bildirdi. O tarihten itibaren de rotamızı ona göre çizmek istedikçe, ithalâtçı tacirlerin memnun, pahalı maliyetten aynlamıy.m bazı fabrikatörlerin telâşta olduğunu hissediyoruz.
Bir oğlu çömlekçi, öbür oğlu ziraatçı olan ihtiyarın hikâyesiyle yine karşı karşıya vız: «Güneş açsın!» diye mi, yoksa «Rahmet yağsın!» diye mi dua edeceğimizi şaşırıyoruz.
Hoş, şaşırmamak da lâzımdır. Bu gib' işlerde filânca yahut falanca zümrenin menfaatlerine göre değil, milletin yüksek menfaatlerine göre bir iktisat siyaseti kullanılır.
Londra 25 (R) — İngiltere de umum seçimler sona ermiş ve İşçi Partisi az bir çoğunlukla kazanmıştır. «Fakat İşçi ve Muhafazakâr mebuslar adedi arasındaki fark o kadar azdır ki istikrarlı bir kabine kurabilmek için yatanda seçimlerin yenilenmesi İhtimali vardır.
Son neticelere göre İşçiler 314, Muhafazakârlar 294. Liberaller de 8 mebusluk kazanmışlardır Son kalan 6 mebusluğu hangi partinin kazandığı henüz beül değildir.
Bugün kabine toplanarak seçimlerin verdiği netice üzerine kabinenin variyetini görüşecek-
tir. B. B. C. siyasî muhabirine göre, kabinenin iktidarda kalmağa kadar vermesi beklenmektedir.
Seçim mücadelesi çok hararetli olmuştur, Dört defa İşçi ve Muhafazakâr partilerinin mebus adedi naş başa gidiyorlardı. Fakat az bir müddet sonra İşçi Partisi gene başa geçiyordu. İki parti adaylarına verilen reyler arasındaki fark o kadar azdır kİ. birçok seçim bölgelerinde oyların birkaç defa sayılmasına lüzum görülmüştür.
Seçimlere -ştlrâk nespetl yüzde 85 i bulmuştur. Komünistler kati bir hezimete uğramışlardır.
Basın tasarısı etrafındaki görüşmeler
Adalet Bakanltğt, basın temsilcilerinin görüşlerini de ekliyerek hazırlıyacağı tasarıyı Bakanlar Kuruluna verecek
Komünist adayları, bütün tn-gllterede ancak yo bin oy alabilmişlerdir. Eu da verilen oyların 300 de olr! demektir.
Liberaller de tehmin ve ümit Ierlnde büyük blı hayal sukutuna uğramışlardır. Bütün tn-gllterede 475 namzet gösterdikleri halde, ancak 8 mebusluk kazanabilmişlerdJr. Seçim mücadelesi İki büyük parti, yani İşçilerle Muhafazakârlar arasında cereyan etmiş ve seçmenler de siyasi kanaatlerine göre, oylarını bu '•ki parti adaylarına vermişlerdir.
B. B. C. siyasi muhabirine göre, son seçimlerden çıkan neticeler şunlardır:
1 — Komünistler kati ve mutlak bir hezimtte uğramışlar; tek mebus bile çıkaramamışlardır.
3 _ işçi Partisinin bu defakl seçimlerde daha az mabus çıkarması, evvelki intihaplara nispetle daha az oy almasından değil, bu de ta Muhafazakâr seçmenlerin daha fazla İştirakinden ileri gelmiştir.
3 — İngiliz milleti beş yıldan beri taklb edilen siyaseti tasvio etmiştir.

Çömlekçi, rahmetten korkuyorsa, tedbirini ona göre alsın. Millet ucuzluğun rah-
lYazu, İkine s>î>UoIılMC)jnletinenlu,,tactu_
Ankara 24 (Akşam) — Basın kanunu tasarısı üzerinde Adalet Bakanlığında çalışmakta olan İstanbul ve Ankara gazeteciler cemiyetleri temsilcileri 'dün de Bursa Milletvekili Atıf Akgüç'ün başkanlığında toplanmışlar ve sekiz buçuk saat çalışmışlardır. Dûn tasarının cevap hakkına alt 16 uncu maddesine kadar hükümleri gözden geçirilmiş vc basın temsilcilerinin İleri sürdükleri noktal nazarlar dinlenmiştir.
Temsilciler gazete ve dergilerde çıkan yazı, resim ve haberlerden dolayı yazıyı yazan, resmi yapan ve haberi verenlerin mesul tutulmasını, yazı işleri müdürlerinin Ini2a sahibi olanlarla tali derecede ve gazete, dergi sahiplerinin de diğer mesullerle müteselsil olarak hukukan mesul olmasını, gazete sahibi veya vekili tarafından yazılan yazılardan da kendilerinin mesul olmaması esasını müdafaa etmişlerdir.
Gazeteciler beyannamenin Savcılığa değil, eskisi gibi en büyük mülkiye âmirine verilmesini İstemişler, gazetelerde çalıştırılan muhabir vc muharrirlerin hiç bir kayda tabi tutulmamalını Heri sürmüşlerdir.
Tasan yazı işlerini fiilen idare edenlerde bazı vasıflar aramaktadır. Bu hususta hararetli münakaşalar olmuştur
Hazırlamış olduklan metinden pek ayrılmak lstemlyen bazı komisyon üyeleriie, gazeteciler arasında, hayli çetin tartışmalar olmakla beraber, çalışmalar, umumiyetle memnunluk verici bir anlayış havası İçinde İlerlemiş ve gazetecilerin ileri sürdükleri noktal nazarlar birer birer not edilmiştir. Proje, gazetecilerin noktal nazarlarlle birlikte A-cialet Bakanlığı tarafından tekrar hazırlanarak Bakanlar Kuruluna sevkedUccek ve tasan Bakanlar Kumlunda son şeklini aldıktan sonra Meclise verilecektir.
Bugünkü müzakerelerde adı «Düzeltme Hakkı» na çevrilen
(Arkası sahife t; sütün $ da)
Özalp hâdisesi sanıklarından emekli Orgeneral Muğlalı Mustafa askerî mahkeme huzurunda kendisini müdalna ediyor
Yabancı yolcular, Ankara vapurunun konfor ve servisinin mükemmeliyetinden memnun olduklan halde, personelinin dil bilmemesinden şikâyet ediyorlar.
(Gazeteler)
Müdür — Ankara vapurunda kamarot olmak için Türkçeden haşka bir dil bilmek lâzım.
— Bilirim efendim, mükemmel Kus dili konuşurum!
Sabite 2
A E Ş A M
Hafta Sonu Notları
i • i -
herkesin beğeneceği bir basın kanununa doğru
Muhalefet Partisinin de İştirakiyle çıkarılan Seçim Kanunu memlekette bir ferahlık havası yaratnuştır-Bu sefer A «karaya gidişimde temas etmek imkânını bulduğumuz muhitlerde bu ferahlığı yakından gördük. Yıllarca önceden son günlere kadar biilün ağırhğiyfe mevcut olan Seçim Kanunu meselesi artık yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi mensupları da Demokrat Partisi mensupla-n da sordurunuz zaman «Seçim Kanunu iyidir» diyorlar ve ancak böylellkledir ki tam bir huzur İçinde seçim İşleriyle meşgul olmağa, memleketi idare edecek İnsanları en İyi şekilde biı araya getirmek için dikkatli bir gayret «atfetmeğe imkân buluyorlar. Kısacası enerjilerinden büyük bir kısmını boşuna harcanmaktan kurtarmışlardır. Bundan yalnız memleketin İstifade edeceğinden şüphe mİ var? Bu havayı hükümetin siyasi muhitlerde olsun, ametiste olsun gösterdiği büyük anlayışlı bore’ıı rfdnğutnuzu unutmayalım.
*
Hükümet aynı anlayışı, yine yıllardanberl münakaşa mevzuu oıan Basın Kanunu üzerinde de göstermek arzusundadır Bu bize. Gazeteciler Comıycl! adına Anka-raya giden heyete, en salâhiyeti! makamlar tarafından açıkça ifade edilmiştir. Hükümet nvılıalefetin itiraz etmediği bir Seçim Kanunu gibi. gazetecilerin münasip görecekleri I** Basın Kanununun çıkmasına yazdım ederek yıllardır suren sıkıcı havayı, bu memlek' tte matbuat hürriyeti olmadığına dair iddiaları tamanı.'n ortadan kaldırmak azmindedir Elde bir Seçim Kansan tecrübesi olduğu İrin böyle bir Basın Kanununun temin edeceği faydayı hükümet daha İyi sezmektedir Adale'. Bakanlığı «rafından hazırlanan ve gazetecilerin ağır buldukları tasarıyı gazetecilere tasdik ettirmek gibi bir maksadın mevcut olmadığı, sadece bir Basın Kanununda bulunması lâzım gelen mücsseseleri ihtiva e-den bu tasarının hâsıl olacak karşılıklı mutabakatla baştan başa değişebileceği Vize açıkça ifade edilmiş ve bunun □-
zerine gazeteciler mevcut tasarıdaki hükümlerin, hangi noktalanan, hangi sebeplerle itiraz ettiklerini ve hükümlerin gerek meslek zaruretleri. gerekse basın hürriyetini temin bakımından nasıl olma» lâzım geldiğini Adalet Bakanlığındaki koalisyona bildirmişlerdir.
Bugün sona ermesi muhtemel bulunan bu çalışmaların ortaya koyduğu en mühim hakikat, gazetecilerin mesull-yetslz bir basın rejimi istemediklerini ispat etmiş olmaları dır. amelelerde çıkacak suç mahiyetindeki yazılardan o suçun İşlenmesine iştirak etmemiş mâsum btr takını vatandaşların değil suçu bizzat işliyenfn cezalandırılmasını temin edecek teklifler gazetecilerden gelmiş bulunuyor. Gazete çıkarmayı kolaylaştıran, böylelikle vatandaşın Anayasadan aldığı hakkı müsaadesiz kullanmasını temin eden formülün ne olacağı açıklanmış, yalan beyanda bulunarak ahlâki zaaflarla mâlûl olduklarını gösterenlere karşı konan cezalara hiçbir gazeteci İtiraz etmemiştir.
Gazeteciler vatandaşın şeref ve haysiyetini kırmağa mâtuf teşebbüslere, kasden yapılacak yalan neşriyata en ağır cezanın biçilmesine, cevap hakla müesses&slnin İki tarafa da haksızlık ettirmeyecek şekle sokulmasına samimiyetle taraftardır lar.
Gazetecilerin tek endişeleri, lenkld hürriyetini taşacak hükümlerin yer.i bir taşanda yer almamasıdır. Çünkü böyle bir kısıntının basını asıl vazifesini yapmaktan alako-yacağına İnanıyorlar. Gerek mesuliyet bahsinde, gerek tenkid bahsinde ayni endişelerle hareket ettiğini ve bu bahislerde son derece titiz davranacağını İfade eden hükümetin şimdiden, iyi niyetli vatandaşların şikâyet etmi-y etekleri D İr Basın Kanununa doğru yürümekte olduğuna şüphe yoktur. Şems «idin Günaltay hükümeti Seçim Kanunu bahsinde gerçekleşen bu gayeyi Basın Kanununda da gerçekleştirmeğe muvaffak olursa memlekete unutulmaz bir hizmette bulunmuş olmakla haklı olarak İftihar edebilir.
Şevket RADO
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Müşterek Kabine fikri
YENİ SABAH, seçim sırasında bhr koalisyon kabinesi kanılma* lüzumunu müdafaa c-derek diyor ki:
«Kötü ve antidemokratik geleneklere son vermek ve toptancılıktan demokrasiye, rahatça geçmek için, çeşitli partiler den müşterek kabine kurmak fikri çok İyi bir vaziyet sayılabilir. Millet Partisinin böyle bir teklif karşısında, nasıl bir hareket hattı takip edeceğini, bizim için, tâyin etmek ihtimali yoktur. Belki seçim, kanunu karşısında olduğu gibi böyle bir iştirak tekilli karşısında da menfi bir tavır alırlar. Fakat bir koalisyon heyeti olacaksa memlekette teazzl etmiş ve taraftarları bulunan partilerin iştiraki İyi olur. Millet Parti-
sinden başka d» çeşitli partiler1 .mevcuttur .Fakat diğer parlile- ' rln faaliyet tarzları Ve mensuplan hakkında, umumi efkârı», kâfi derecede bilgi yoktur. Çünkü yalnız bir beyanname neşrederek varlık iddiası ile bir siyasi parti her hangi bir koalisyon kabinesine ortak olmağa hak kazanamaz.
Müşterek kabine düşünce ve haberleri teeyyiit eder ve bilhassa oldukça, geniş mânada telâkki ve tatbik edilirse yurdumuzda iyi bir merhale sayılabilir. Esasen demokrasi yolunda kale dilecek o kadar mesafelerimiz var ki bu iki İstasyonları hızla geçmeği bilmeliyiz.»
A
Seçimlere mahsus Koalisyon Kabinesi Semıt Raçıb Emeç. SON FOS-
Ta'dn yazdığı başmakalede bir koalisyon kabinesi kurulması meselesini tetkik ediyor vc diyor ki:
«Çok mümkündür ki D. P.; seçim devresine münhasır ve geçici mahiyeti olsa C. H. P. si İle bir koalisyon kombinezonuna girmek istemesin. Bu onun hakkıdır. Zira; böyle bLr muvakkat idare beraberliği carî mesuliyetlere de İştiraki ta-zammun edebileceği İçin D. P. nin bundan geri durmak istemesini anlaşılmaz bir şey saymamak lâznngellr. Mamafih biz bu koalisyon haberini; hissiyatımızı okşamakla beraber ;D.P. nin umumi siyaseti noktasından, muhale ynkm bir işbirliğinin ifadesi gibi de görüyor ve iktidann jenl biı iskandil balonu, atabileceğinden şüphe bile etmiyoruz.»
adetâ
6REK0 - ROMEN GÜREŞ BİRİNCİLİKLERİ BAŞLADI
Dün gündüz ve gece Spor sarayında yapılan müsabakalarda alman neticeler
Türkiye Greko = Romen güreş birincilikleri dün. saat 13 te Spor ve Sergi saıaymda başlamıştır. Üç gün ve öç gece devam edecek müsabakaların diinkii neticeleri şunlardır;,
52 kilo
Cemal (Eskişehir) tsmet (Kırklareli) ne üç dakika 59 saniyede tuşla,
Mehmet (Malatya) Ali Ayhan (Üniversite) ye 5 dakika 52 saniyede tuşla.
Fehmi Büyükmutlu (İstanbul) Ahmet (Zonguldak) a 7 dakika 20 saniyede tuşla.
şevket Yanal CKocashı Kemal şenai (Trabzon) a 6 dakika 50 saniyede tuşla,
Ahmet (Ayılın) Ali Özer (Ankara) ya 10 dakika 39 saniyede tuşla,
Ahmet Bilek (İzmir) Fah-reddln Akbaş (Konya) ya 15 dakikada ekseriyetle galip gelmişlerdir.
57 kilo
Mehmet Koç (Ankara) Halil Orsan (Çorum) a 2 dakika 27 saniyede tuşla,
Haşan (Kocaeli) Mustafa
Fazlı (İzmir), Mehmet (Edime) ye 7 dakika 13 saniyede tuşla; Lirtfi /Bursa), Nuh (Kayseri] ye 10 dakikada tuşla galip gelmişlerdir.
73 kilo
Zahir (Kocaeli),Karabel (Aydın) a İttifakla; Kâzını (Erzurum), Mehmet ı Kır Hareli) ne 1 dakika 47 raniyede tuşla, Ahmet (Kayseri), Mehmet (Malatya) ya 2 dakika 10 saniyede tuşla; Nevzat r İstanbul), Hüseyin (Trabzon) a 5 dakika 15 saniyede tuşla; Reşat (Zonguldak), Fahreddln (Erzurum) a 4 dakika 56 saniyede tuşla; Osman (Ankara), Cemil (İstanbul üai-v erit esi 5 ne 6 sakika 6 saniyede tuşla: Halil (Eskişehir Abdullah »Edirneı ye 4 dakika 21 saniyede tuşla galip gelmişlerdir.
79 kilo
Ah Özdemlr (Ankara', Abdul-
Serseri çocuklar
lah (Erzurum) a 1 dakika 3 saniyede tuşla; M. AH (Eskişehir). Hüsnü (Malatya) ya 3 dakika 43 saniyede tuşla; Necati (Kocaeli), Mahmut (Edirne) ye 3 dakika 33 saniyede tuşla; Mehmet (Zonguldak), Mustafa (KırklarelD ne 2 dakika 2S saniyede tuşla; Memlş Aslan (Çorum), Atillâ (İstanbul üniversitesi) ne 11 dakika îsanijede tuşla galip gelmişlerdir.
87 kilo

BÜTÇE MÜZAKERELERİ BUGÜN SÜHA ERİYOR
Dün Tarım ve Ulaştırma bütçeleri kabul edildi. Bugün de Çalışma ve İşletmeler Bakanlıkları bütçeleri görüşülecek
Ankara 25 — Büyük Millet ıMeclisi dün. Cevdet Kerim İnce-dayırnn başkanlığında toplanarak Tarım Bakanlığı bütçelini görüşmeğe devam etti. Bakan Cavtt. Oral, iralıat vererek Tarım Bakanlığının elinde beş yıllık bir program, bulunduğunu ve bn program mucibince ça— lı^nakta olduğunu izah etti.
Bakan, memleketimize gelen ziraat âletlerinden uzun uzadıya bahsederek bugün Ttirkljeye gelmiş olan ziraî makinelerin, memleketlmlzîn vüsat! itlbarfle hiç bir şey İfade etmediğini, ■ memleketimizin daha çok hayvan zlraatlne dayandığını, fakat istihsali arttırmak için hayvan ziraati yanında makineli ziraatın de zaruri olduğunu beli rtti. MarshaD plânından •şimdiye kadar memleketimize 4 binden fazla traktör geldiğini söyleyen Bakan, bu «ne geleceklerle daha da artacağını, gelen traktörlerden yalnız, büyük çifçllerin istifâde ettiği mü-talî’ıasınin yanlış olduğunu, küçük müstahsilin de birlikler kurmak suretiyle bundan fay-dalandığsıı, çifçilerin ihtiyaçları olan pullukların bol miktarda getirildiğini. Adapazarı pulluk fabrikasının küçük zi-' raat âletleri yapacak şekilde 1 tevsi edileceğini, bu hususta
Masrey Harda ûrmaslylç aj^J aştıklarım anlattı. Bayındırlık Bakanlığa, ile sulama İşlerinde Işörllği yaptıkların'. tahminlere göre Türkiye İstihsalinin İDââ senesinde 8 mllyoa kuaur tonu. 1960 «nesin de: 10 küsur milyon tonu bulacağını belirUL Btviran. Meeiise sunulan kanunlardan da bahse t tik ten sonra. veteriner sahasındaki çalış- ' malara temasla, hayvan ıslahı kşififr themnılyct. verildiğini söyledi. Bugünkü- hayvan adedinin 51 milyon olduğunu, 535 veteriner bulunduğunu, bir ve-te rine re 144 bin hayvanın kontrolü, SQ bin hayvanın da muayenesi düştüğünü anlattı. Orman mevzuunda da izahatta bolundu. Bundan sonra maddelere geçilerek bütçe kabul edildi.
İki bütçe kaldı
Hıından sonra Ulaştırma Bakanlığı He Devlet Demir. Deniz, ve II ar ayakları. Pusta. Telgraf, Telefon umum müdürlükleri bütçeleri kül halinde müzakere ve kilimi edildi.
Gündemde Çalışma ve İşletmeler Bakanlıkları bütçeleri kalmıştu. Bugün sabahtan toplanacak olan Mecliste bu iki bütçenin çıkarılmasına çalışılacaktır.

Basın kanun
tasarısı
Koalisyon hükümeti
Baş tarafı 1 inei sahrfede)
Baş tarafı 1 inci »hilede)
Enver (Zonguldak). Hüseyin (Kayseri! ye 2 «akikada tuşla; Mahmut Çeterez (Ankara), Bekir (Eskişehir) e 9 dakika 31 saniyede tuşla: M. AH (Çorum), Kemal (Edime) ye 1 dakika 45 saniyede tuşla galip gri inişle r-dlr.
Müsabakalara bugün 13 ten 1-tibaren devam edilecektir.
Ermeni
hainlikler
cevap hakkı faslında, cevapta SUÇ teşkil eden tasımların çıkarılması işini savcıların defni, yargıçların yapması, gazeteciler tarafından istenmiştir. Mevcut hükümlerin kötü niyet erbabı tarafından, alabildiğine suiistimalini önlemek için, cevabın mahiyeti suurlandınl-mıştır. Bunun için kabul edilen kayıt şöyledlr: Cevap verecek olan kinişe, bahis mevzuu olan yazıda kendisini alâkadar eden kelime sayısını geçnüyecele şekilde cevap vermek hakkına malik alabilecektir. Bundan mütevellit dâvaların da, takibi, şikâyete bağlı, suçlardan sayılması uygun görülmüştür.
Şehrnnia ve mülhakatındaki seçim kurullE.nna. başkanlık e-decck yargıçların Adalet Bakanlığınca testüt ve tebliğ olunduğunu yazmıştık. İstanbul 111 Seçim, kurulu başkanlığına dokuzuncu asliye ceza mahkemesi yargıcı Seyfedln Uğur getirilmiştir.
İstanbul D. P. sinde şehrimizde D. Parti idare heyetinde bazı İrtifalar vuku bulduğu şayi olmuştu. D- Faril İl başkanı Avukat Esat Çaça, bu hunin t ö basına şu beyanatta bıiltjnmıiştuf:
•— Benim İstifa ettiğim hakkın dak ı haberler asılsızdır. Yalnız Sait Şâmil ve E. Nihat Sözleri arkadaşlarımıza yapılan bir tahkikat sebebiyle işten el çektirilmiştir.»
Parti müfettişi Hüsnü Yaman da şunları söylemiştir:
«— Evet, bu arkadaşlar hakkında bu jetılde bir muamele yapılmıştır. Esat Çağanın İstifası asılsızdır»
Tatbikat gemisi «Hami t Naci »de hizmet görenler
Verilen malûmata göre Yüksek Denizcilik Okulunun tatbikat gemisi «Hami t Nacünin kadrosu bu yıl Denlzyollan bütçesinin hazırlıkları sırasında lağvedilmiştir. Bu gemide şimdiye kadar çalışanlar arasında vazifesine ve hizmetine ihtiyaç görülenler Denizyolları idaresi kadrolarında yine yer1 alacaklardır.
Ekalliyet okullarındaki Türk öğretmenlerinin maaşları
Ekalliyet okullarında Türkçe ve kültür dersleri okutan öğretmenlerin ücretlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödenmezi hunuzunda/alınan kararın tatbikine martta boşla nacaktır
Bakanlık ilkokul öğretmenlerinin ders ücretlerini saat başına 150. ortaoKul öğretmenlerinin ders ücretlerin! de 250 kuruş olarak tesbtt etmiştir. j
Muhallebicilerle pastacılar zam istiyorlar
Şehrimizdeki muhallebed-Icrle pastacılar zarar ettiklerinden bahsederek muhallebi ve pasta fiatlerinin. yeniden tetkik edilmesini Vali ve Belediye Reisi Dr. Kahredilin Kerim Gökaydan rica etmişlerdir. Vali, bu müracaatın tetkikini iktisat müdürlüğüne havale etmiştir.
Hayatta btr ucuzlama görülürken, pastacılarla mahallebi-cllerin mâkul hiçbir sebep olmadığı halde, zam talebinde bulunması hayretle karşılanmıştır. Fiat!erde zam değil, indirme yapmak lâzımdır- Belediyenin bu talebi katiyetle reddedeceğim umarız.___
Sanayi Birliği kongresi dün toplandı
Bölge sanayi birliği senelik kongresi dün Ticaret Odasında yapılmıştır. Okunan idare heyeti raporunda bilhassa, muamele vergisi kanununun tadili. Sanayi, Kredi bankasının kurulması teşebbüsü ve müstakil sanayi odaları kurulması projesi ele alınarak birliğin bu yoldaki çalışmaları belirtilmiştir. İdare heyeti, murakabe heyeti raporları, 950 yılı bütçesi kabul edilerek yeni idare heyeti seçimlerine geçilmiştir.
Neticede yeni idare heyetine Hilmi Naili Barlo, Şakır Zümre, Safa Kılzçhoğlu. Ziya İnan-kur, İhsan Allıok, Nurııllah Narin, Sadık Blgat, Refik Bezmen seçilmişlerdir._
Fırınların kontrolü
Son J5 gün zarfında Belediyece 351 fırın kontrol edilmiş ve bunlardan 16 sı hakkında zabıt tutulmuştur. Ayrıca 85 ekmek müsadere olunmuştur, |
(Konya) ya 5 dakikada tuşla.
Mehmet (Kayseri) Saffet (Trabzon) a 10 dakika 27 saniyede tuşla,
Ali İnce (Aydın) Aziz (Malatya) ya 12 dakika 37 saniyede tuşla. Kemal Demlrsüren (İstanbul) ı
Niyazi IBnrsal ya s öakfkada hasMunda. Midi astta Batta-tuala llığınca alınan kararlar tatbik
Necdet. (İzmir) Abdullah, rne’’'Kfi”e kamustur.
(Eskişehir) e 15 dakikada ek- Bu cümleden alarak şehreml-sertyetle ninde açılan löO kişilik istas-
Metanrt Ak taş (Zonguldak) mart,D Jlk haftasından İU-Servet (KaHarril) ne 2 daM- «•’
kada tuşla galip gelmişlerdir.
62 kilo
Cemal (Ankara), Tosun (E- ( dirnej ye 1 dakika 2 saniyede'gelen talimat verilmiştir, tuşla, İhsan Ayverdi »Kırklar-1 Fişleri tanzim edildikten söneli), İlhan (Çorum fa 7 dakika ra şehremini barınağına ahna-38 saniyede tuşla; |cak ola bıı çocuklardan 7 yaşma
İbrahim (Malatya), Nııredclln kadar olanları Sağlık Bakanlığı (Erzurum) a 15 dakikada itti-inin Darülacezede açmış olduğu fakla; Salt (Kayseri), üç ihtar balcım yurduna, diğerleri ise alarak diskalifiye edildiğinden, gereken kanunî toımahtelerln. Osman (İstanbul üniversitesi) ! ikmalini mütaakıb Bilecik ve hükmen; lAnkarada açılmış (ulunan ye-
Ahmet Kök er «Balıkesir), Ce- üştürme yurtlarına, gönderileceklerdir.
Şehremininde 100 kişilik istasyon açılıyor
Başpiskopos dün Valinin şerefine bir ziyafet verdi
BORSA
' Şehrimizdeki başıboş çocukların toplanıp ıslâh edjlmeleri

baren faaliyet^ geçecektir. Bu Idurumda bulunan çocukların I tespiti için vazifelendirilen, öğretmenlere. emniyet teşkilâtına |Ve mahalle muhtarlarına lâzım
mal (Konya) ya 15 dakikada ittifakla; Salâhaddln. (Bursa). Ali İhsan (Aydın) a 10 dakikada tuşla; Ali Eskişehir, Kemal (Zonguldak) a 1 dakika 3 saniyede taşla; Sadeddin Gören (Kocaeli), Ümit Demîrag (İstanbul üniversitesi) ne 4 dakikada tuşla galip.
67 kilo
Ahmet Doğan (çorum), Mehmet Yıldıran (Trabzon) a 8 dakikada tuşla; Tevflk Yüce (Ankara), Mehmet Aktar (Kocaeli) ye 8 dakika 33 saniyede tuşla galip.
Haşini (KııklarelH, Nuri (Aydınla 2 Da 47 saniyede tuşla; (Erdoğan (Balıkesir), Kemal (Konya) ya 15 Da. da ittifakla; Osman (Malatya), Celâl (Erzurum) a 5 dakika 10 saniyede tuşla; Bekir Yolcu (İstanbul), Yılmaz (İstanbul ünlversitesl-
ne) 3 dakika 33 saniyede tuşla:
Umumî meclîste
Umumi Meclisin dünkü toplantısında Meclise gelen boa teklifler alâkalı encümenlere havale edildikten sonra encümenlerden gelen mazbatalar okunarak kabul edilmiştir.
Nişantaşmda Teşvikiyede Kalıpçı ve Akkaya sokaklarında pazar kurutması muvafık görül. müştür.
Fatihte Kâtip Muslihiddin camisiyle cami banisinin med-fen İnin. tlammami Muhlddin mahallesinden çıkarılarak aynı İsmi taşıyan bitişikteki mahalle hududuna alınması da kabul edilmiştir
Rıunamede başka bir iş olmadığından, sah günü toplanmak üzere içtimaa nihayet vs-
Ermeni Katolik başpiskoposu dün piskoposluk binasında Vali ve Belediye başkanı Dr. Fah-redditı Kerim Gökay şerefine bir öğle yörneği vermiştir. Yemekte İstanbul miTTetvpkîîl Ekrem Amaç ve Sürpagop hastanesi mütevajlüer heyeti de hazır bulunmuşlardır
Başpiskopos ve mütevelliler heyeti adına söylenen nutuklarda İstanbulda yasayan Türklerle Ermenden arasınclaki yakınlık duygulan, vatan ve millet işlerindeki fikir ve his birliği ifade edilerek tekmil vatandaşlar için Valinin gösterdiği yakın alâkaya teşekkür o-Lunmuşutr.
Vali verdiği cevapta Cumhuriyet Türkiyesinde vatandaşların karşılıklı anıaşma ve sevgi esasları dahilinde memleket işlerini birlikte yürütme yolundaki duygularını takdirle karşıladığını söyleyerek kendilerine teşekkür etmiştir.
çekler
»40

rilmiştir.
Rahmetli filozof Rıza Terfik için Londra radyosunda konuşma
Ilaber aldığımıza göre, Londra radyosu, önümüzdeki pazartesi günü İstanbul saatiyle 18,30 da, yatanlarda vefat eden Fllocof Rıza Tevfik merhumun İlmî ve edebî şahsiyetini belirtmek ve hâtı;-asını taziz etmek üzere Türkçe neşriyat yapacaktır.
Bn neşriyat. 19.91 ve 24.91 metre uzunluğunda yapılacaktır. Konuşmada filozofun ilim, felsefe ve edebiyat sahasındaki şahsiyeti, ha! tercümesi anlatılacak ye şiirleri, okunacakiır. ,
% • FAİZL-İ tahVİLLEfi
Ankarada seçmen kütükleri yazılıyor
Ankara 25 (Akşam) — Bu sabahtan itibaren Ankarada seçimler için kütüklerin yazıL-mastna başlamruştır Şetırîmia-de kanuni müddeti içerisinde başlayan, hu kütük yazma işi 12 gün. içinde bltlrileeek ve 8 mart lan sonra hazrlanacak müsveddeler dörder nüsha olarak basılacaktır. Bu işin görülmesi içip valilikçe bütün hazırlıklar yapılmıştır.
Kütükler için yapılan çalışmalar sırasında muhtar Ve memurlara siyasi partilerden birer kişinin refakat etmezi alâkalılara bildirülmişitr. Bu hazırlıkların diğer lîlerce de aynı şekilde yapıldığı içişleri Bakanlığından bHdi rilmektîdir.
Dün Ankara vilâyetinde seçmen kütükleri hazırlanmasında çatışacak memurların iştiraki He bir toplantı yapılmış, bu işde çalışacak muhtar ve memurlara seçim kanunu hakkında malûmat verilmiştir.
Diğer taraftan Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçilen yüksek seçim kurulu üyeleri de Yargıtayda kendi aralarında bir ianışnta toplantısı valfmışlar ve gürüşmüşlerdir.
Kurul üyeleri aralarında vazife taksimi ve çalışma programını tesbit etmek üzere bugün Lekrar toplanıcıktû.’ ve ayru
M9 tabvtU •»36
ÂMADOLa D EMİM YOL O GBUPO
Tahviller 1-3 un.-
Hisse «eneUcrt ■& ®
VTJB
ŞtHKET HlSSELCai
Merkez Bankası »32.—
Is Banksa) CIO
T, rtearel Banka» s.-
Arrtan Çimento İT.—
SAÜMFLARM ALTIM
zamanda Kurul boşkanmı seçeceklerdir.
Yine İçişleri Bakaniığma gelen bir haberden öğrendiğini» göre İstanbul Kamköy hukuk yargıcı Sıtkı Şefkatioğln, ken-disme verilen seçim kurulu başkanlığı vazifesini kabul etmeyerek bu vazifeyi yapamıyaca-ğını BaJtânhğa bHdinniştir.
İzmir’de
İanir 24 — Merkez bucak müdürleri, mahalle muhtarları ve merkat bağh köy muhtar lan Seçim Bammunurt tatbiki ta-nrlıklan İçin yarın Vatlnto başkanlığı altında bir toplantı yapacaklardır. Pazartesi gününden İtibaren parti mümessillerinin de Iştlrakife muhtarlar ve ihtiyar heyetleri tarafından seçim kütük Evinin tanzimine başlanacaktır.________________

>KŞAM^AKŞAMg|
Güzel sanatlar ve makineler
Aııkaradaıı haber verildiğine göre, Eflâtun Nuri isimli bir ressam, Nasredıliıı Hocanın bir hikâyesini, üç dakika sürecek bir filim halinde, Walt Disney usuliyle canlandırmış. Başka fıkraları da »canlı resim* tipine sokacakmış. Neticeyi merakla bekliyoruz. İnşallah muvaffakiyet nispeti büyük olur. Küçük dahi olsa, ilk a-dınıdır, tebrik ederiz.
Geçenlerde, şair Asaf Halet Çelebi arkadaşımızla şiirin talihsizliğinden bahsediyorduk:
Hemen her sanat, miha-nik medeniyetin tekniği ile imtizaç etmiş, gelişmiştir. Fakat, ne yazık ki, şiir, küskün, somurtkan bir tarafta kalmış; makinelerle mütenasip bir inkişafa nail olamamıştır.
İşte, resim de, musiki de. filime uydular. Böylelikle, büyük endüstrinin içine girdiler. Bir Miki Fare filmi yapmak için yalnız dâhi sanatkâr çalışmazmış. O, bir tip bulur: mutavassıt ve küçük ressamlar, teksir eder, ekmeklerini çıkarırlarmış. Modern miiessesclcrin afiş, reklâm, rötuş, dekorasyon kısımlarında on binlerce, yüz binlerce «az istidatlı ressam» çalışabiliyor.
Keza, musiki (le noyle: Yüz binlerce sazende, hanende, (ve bunların alafrangaları) filim sanayiinden başlayınız, kabarelere kadar derece derece bir çok yerlerde mevki almışlardır. Kısacası, musiki do asri hayata intibak etmiştir.
Heykeltraşlık başka türlü mü? Belki bizde henüz rağbet bulmadı; fakat dünyanın her tarafında resmî, hususî bina yaptıran insan. gözden çıkardığı paranın yüzde şu kadarını bazan da hayli okkalısını, dış tarafa konulacak kabartma yahut çökertme şekillere, kapının tezyinatına, holdeki büstlere, av.udaki heykellere harcıyor. Yiiz binlerce küçük heyikeltraş da. bu sayede sebeplenmektedir. Hele yeni mânadaki belediyecilik, hey-keltraşların ekmeğine yağ sürmüştür.
Sanat, dört kardeşmiş, tî-çü, anlattığımız gribi, kendini kurtardı. Modern hayatın tecellilerine uydu. Geriye kala kala biçare şiir kaldı. O, maalesef, müsait bir zemin bulamadı. Bulamadığı gibi de günden güne zayıflıyor. veremleşiyor!
Büyük şairler, yine neyse, şöyle böyle - anketlerde olsun - iftihar levhasına geçiyorlar. Maddî gıdalarını değilse bile manevîsini tatmin ediyorlar. Lâkin ortanca ve küçük şairlerin hali yamandır. Cemiyet, onlara âdeta tezyifle bakıyor:
—Faydalı bir iş bulsana... Diye omur, silkiyor; ekserisine kâtiplik işlerini «âvâredirler» korkusivle çok görüyor.
Bu, bir realitedir.
Gelelim tedavi kısmına... Tedavisi, sathi olsa bile:
Küçük ortanca şairler, niçin, sazende ve hanendeler tarzında eğlence yerlerinde meselâ meddahlık, meselâ diseur'lük ölmezler? Gazetelere, - eskiden Fâzıl Ahme-din ve Halil Nihadın pek muvaffakiyetle yaptığı gibi -mizahî aktiialite manzumeleri yazmazlar? Dünyanın başka taraflarında bunlar yapılıyor.
Bizim şairlerin - eğer hayatlarını kazanmağa başka bir teşebbüsleri yoksa - halleri çok fenadır. Bir çıkar yol bulmalı.
(Vâ-Nû)
İskenderun limanın* dia biriken mallar Son günlerde İskenderun bölgesinin yük bakımından çok sıkışık durumda bulunduğu, Denizyolları idaresine çekilen telgraflardan ve edinilen İnil-
Şilenin imarı
Buradaki plaj tanzim edilecek
Çamlıcayı güzelleştirme
IhH.TUllil.VAİl
Turistik zamlar!
Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahrettin Kerim Gülay'ın evvelki gün Şileye gittiğini yazmıştık. Profesör Fahrettin Kerim Şiledeki tetkikleri sonunda yapılmasını uygun gördüğü işleri dün alâkalılara bildirmiştir.
Belediye, tabii manzara İtibariyle çok güzel olan Şileyi İstanbul'un Anadolu yakasına mahsus Florya ayarında bir plâj haline getirmek tasavvu-rundadır. Ayrıca Şilede yeni bir otel yapılması İmkânları araştırılacaktır. İlçeden plaja kadar olan yol asfalt hale getirilecek ve burada bir orta okul açılması için alâkalılara müracaat edilecektir.
Diğer taraftan Şile ve elvan halkı şimdiye kadar odun ve mangal kömürü İstihsal etmekle geçiniyorlardı. Köylüler. Valiye mazot ve gaz sobalarının ucuz îlatle satılması ve havagazı abonelerinin artması dola-yıslle mangal kömürü yakıp aile geçindirmenin artık güçleştiğini söylemişlerdir. Profesör Fahrettin Kerim Gökay da Şİleli!ere tavuk ve an yetiştirmeği ve memleketlerine turist elbetmek için lüzumlu İşleri, başarmalarını tavsiye etmiş ve bu hususlarda kendilerine yar-dum vaadctmlştlr.
948 - 949 yılında iki dersten kalan hukuk öğrencileri
Ankara 25 (Akşam) — Büyük Millet Meclisi dünkü bütçe müzakereleri arasında Ankara üniversitesi hukuk öğrencilerinden S4S - »4b senesinde iki veya daha fazla dersten kalanların durumu hakkında dilekçe komisyonunun raporunu müzakere etmiştir. Neticede bu öğrencilerin sadece 950 yıh için şubat devresinde İmtihana girmeleri ve eleme İmtihanlarına da iştirakleri kabul olunmuştur.
Emlâk partisi heyetinin Valiyi ziyareti
Emlâk partisi başkanı Süreyya paşa ile umumi kâtip Asaf ilbay dün parti namına Vali ve Belediye Başkanını ziyaret etmişlerdir.
Bu ziyarette parti mensupları İstanbul'un beşyüziıncü fetih yıldönümü münasebetiyle düşündüklerini bildirmişler ve bu hususta hazırladıkları notLan vermişlerdir. Ayrıca parti mensupları, şehrin mesken sıkıntısından kurtarılması İçin belediyede teşekkül eden mesken komisyonunda çalışmak İstediklerini bildirmişlerdir.
Sanatkâr Mümtaz Ener’in jübilesi
şehir Tiyatrosundan son hâdise neticesinde ayrılmış olan sanatkârlardan değerli artistimiz Mümtaz Ener 27 şubat 1950 pazartesi akşamı saat 21 de Saray sinemasında 25 İnci sanat yılını kutlıyacaktır.
Sanat dostlan cemiyeti himayesinde tertip olunan bu jübile bir çok hususiyetler taşımaktadır. Ferdi Tayfurun hazırladığı Hamlet temsilinde şair Asaf HA let Çelebiyi Prens Hamlet rolünde, tanınmış Ressam Bedri Rahmi Eyübı ğlunu Polonlus, Fitne - Fucuı'u Ofelya ve Osman Zıt'ı ana kıraliçe rollerinde göreceğiz
Kânkadim orta oyununun meşhur «Kanlı Nigâr» ı da yine Ferdi Tayfurun eliyle modernleşmiş bir şekilde «Naylon Nlgftr» olarak takdim edilecektir. Bu oyunda Seş tiyatrosunun belli başlı artistleri rol almışlardır.
Bunlardan başka Orhan Sorar,, Ferdi sifcUM, Muammer Karaca, Madam Arzumanov ve balesi, saz üstadı Avnl özben-11, Şehlme Erton, rejisör Baha Gelenbevl gibi tanınmış sanatkar ve şahslyetleı de bu jübilede vazife almışlardır.
Marmarada şiddetli bir fırtına bekleniyor
Vefa-Kasımpaşa maçı çok çetin olacak
Fenerlilerin Emniyeti yenmeleri normal bir neticedir, fakat rakiplerine ehemmiyet vermeği ihmal etmemeleri lâzımdır
Bugün Fcncrbahçeyc karşı oynıyacak Emniyet takımı
Bugün İnönü stadında Fenerbahçe - Emniyet, Vefa -Kasımpaşa İle, yann da İstan-bulspor - Beykoz 1le, Beşiktaş da Galatasaray takımları İle karşılaşacaktır .
Bugünkü karşılaşmalar arasında puan cetvelinde büyük değişiklikler yapacak derecede ehemmLyetli bir müsabaka yoktur. Yalnız Vefalıların dördüncülüğü garantili bir vaziyete sokmak. Kasnupaşahların da sonunculuk İhtimalini ortadan kaldırmak için yapacakları mücadelenin çetin olacağını zannediyoruz, ötedenberi her nedense Vefa ile Kasımpaşa klüpleri arasında sıkı bir çekişme cereyan etmekte ve bu klüplerin yaptıkları karşılaşmaların çoğu hâdlsell bir şekilde kapanmaktadır.
Neteklm İlk devrenin maçlarında birinci karşılaşma yarıda kalmak ve devrenin sonunda tekrar edilen maçın nihayetinde de bazı oyuncular hakem Hûsameddlne taarruz ettikleri ı için ceza heyetine verilerek cezalandırılmışlardı. Bu yüzden Kasımpaşa takımı kıymetli o-1
Yazan: ŞAZI TEZÇ&N
yuncularından bazılarını kaybettiğinden bugünkü müşkül duruma düşmüştür Yoksa haddi zatında Kasımpaşa bugünkü gibi kümenin sonunda bulunacak takımlardan değildi ve liglerin bidayetinde çıkardığı güzel oyunlar neticesinde hem dördüncülüğe kadar yükselmiş ve heın de halkın takdirini kazanmıştır. Fakat bunu idame eltlremedller.
Bugünkü takımları eskisine nazaran bir hayli bozulmuştur. Bu bakımdan Vefalıları bu karşılaşmada avantajlı görmek icabeder. Bilhassa yüzüp, yüzüp kuyruğuna kadar getir-
BUGÜNKÜ MAÇLAR
İNÖNÜ STADINDA:
Saat 13,30: Fenerbahçe -Emniyet.
Hakemi: Sulhl Garan.
Saat 15,15: Vefa ■ K. Paşa. Hakemi: Feridun Kılıç.
Bir heyet dun Belediye Başkanını ziyaret etti
Çamlıca semtini yeniden İhya etmek ve güzelleştirmek isteyen Çamlıcalılardan müteşekkil bir heyet Voli ve Belediye Başkamın ziyaret etmişlerdir. Belediye de Çamhcaya giden yolların ıslâhına karar vermiş bulunduğundan burada, keşiflere başlatmıştır. Çamlıcahlar belediyenin alâkasına teşekkür ettikten sonra dileklerini bildirmişlerdir.
Çamlı çalılara göre bu semtin gerilemesine sebep olan en mühim âmil yolsuzluktur. Gerek İstanbuldan gerekse Anadolu yakasmdan çamhcaya çıkmak İsteyen pek çok kimse olduğu halde tramvayların ve otobüslerin kifayetsizliği yüzünden ve yollarda çekilen sıkıntı dolayısile bundan vazgeçildiği bildirilmiştir.
Dudullu’dan tstanbula
gün gelip gidenlerin fazla olmasına rağmen buraya muntazaman İşleyen otobüslerin olmamasından şikâyet edilmiştir. çamlıcalılar Suphi paşa korusunun Mayısta halkın istifadesine açılacağını ve buraya bir de büfe konulması İçin müsaade verilmesini, küçük Çamlıca suyunun etrafının perişan halde bulunmasından buranın tanzimini,, çamlıcanın ağaçlandırılması İşine gayret edildiği halde yaz sıcaklarında sulanmak Lsteyen ağaçlara su verilmesini ve umumî su şebekesinin bu semte kadar uzatılmasını İstemişlerdir. Vali bu dilekleri not etmiş ve İsteklerinin yerine getirileceğini bildirmiştir.
her
Manifatura piyasası
Son günlerde satışlar hayli canlandı
Son bir hafladanberi şehrimiz manifatura piyasası hayli canlanmıştır. Bir mütidetten-beri pek cansız giden satışlar nlsbeten hararetlenmiş ve Ana-doluya mal gitmeye başlamıştır. Bunun sebebini ilgili çevreler şöyle İzah etmektedirler: Geçen yü mahsul kıt olduğu İçin müstahsil şehirden hiç mal alamamış, ancak bu yıl rekoltenin hayli bereketli olacağı ümitleri artmıştır. Bu itibarla müstahsil, geçen yıl gideremediği İhtiyaçlarını da pAzöniindç bulundurarak bu yılın mahsulü henüz idrak edilmiş olmamakla beraber krediyle mal almaya başlamıştır.
Manifatura piyasasının böy-lece vaktinden önce canlanması piyasada memnunluk uyandırmıştır,
balardan anlaşılmaktadır.
Bu bölgede bir kaç bin ton mal biriktiğini Marmarada şiddetli bir kuzey anlıyan Denizyolları İdaresi bu fırtınasının beklenmekte oldu-Ribarla Rize vapuruna ilâveten ğunu bildirmektedirler. Bu tah-Kars şilebini de önümüzdeki min, seferde bulunan veya se-salı giinii İskenderun yük pos-'fere çıkacak olan bütün taşıt-tasınu kaldırmaya karar ver- lara da bildirilmiş vc tedbirli mlşllr, I olmaları istenmiştir.
İlgili çevreler Karadeniz ve
Tarsus vapuru Gölcüğe gitti
Denizyolları İdaresinin Tarsus vapuru bir kaç aydanberi tamir ediliyordu. Geminin türbin vesalr lüzumlu akşamı değiştirilmiş olup daha yapılacak İşleri kalmıştır. Bu İtibarla Tarsus dün, yeniden havuzlanmak üzere Gölcüğe gitmiştir. Gemi orada boyanacak ve İç kamara tadilâtına da devam | edilecektir.
dikleri dördüncülüğün son İki maçı da kazanmakla elde edileceğini bilen Yeşllbeyazlıların bu maçta bütün enerjilerini ortaya dökeceklerini tahmin ediyoruz.
□ünün diğer maçında da Fenerbahçelileri Emniyet karşısında göreceğiz. Oeçen haftaki talihsiz oyundan sonra şampiyonluğu Beşik taşa kaptırmış gibi görünen Sarılâci-vertlllcre blzdeki futbolün garip cilvelerini düşünerek maneviyatlarını kırmamalarını tavsiye ederiz. Çünkü geçen hafta kendilerini mağlup eden Galatasarayın yarın Beşiktaşı da yenmiycceğlnl kimse İddia edemez. Bu takdirde de İstanbul şampiyonluğu yine Beşlk-taşla Fenerbahçe arasında yapılacak maça kalır... Emniyet takımı geçen hafta Beykoza yenilmekle beraber ihmale gelecek bir ekip olmadığını bundan evvelki maçlarında ispat etmiş vaziyettedir. Bu bakımdan Fenerlilerin yukarda izah ettiğimiz sebep dolayıslle rakiplerine ehemmiyet vererek oynamaları ve bu maçı kazanmaları lâzımdır.
Kastamonu şilebinin tamir masrafları
Denizyolları İdaresinin Kastamonu şilebi İS47 yılında bir kaza geçirerek tamir edilmişti. İdarenin bu hususta yaptığı temaslar sonunda geminin tamir masrafları Londradokl sigorta şirketi tarafından ödenecektir.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Öğle ve akşam programlan
12.57 13.00 13.15 13.30
Turizm
Basın yayın ve turizm genel müdürünün bir konuşması
Ncvyork 24 — Türkiye Ba3m Yayın ve Turizm Genel Müdürü Ahmet şükrü Esmer Amerikan sesi radyosunda bir konuşma yapmıştır. Genel müdür demiştir ki:
«Amerikanın ticaret politikası, mübadeleye mani olan engelleri mümkün olduğu kadar kaldırmak ve ticareti serbesleş-tlrmektlr. Amerikan Ticaret Bakanlığının nazarında turizm dc bir ticarettir. Binaenaleyh, Marshall yardımından faydalanan memleketler, mümkün olduğu kadar turizmin gelişmesini zorlaştıran engelleri kaldırmalıdır.
Doğrusu şudur kİ, turizmin oynadığı rol ticaretten de daha ehemmiyetlidir. Çünkü turizm ticareti genişletmekle kalmaz, memleketler arasında karşılıklı anlaşmayı sağlar, dostlukları kuvvetlendirir, milletleri, Iktlsaden kalkındırır, mali İsi İkrara yardım eder, hülâsa, siyasi. İktisadî, İçtimaî ve ter-blyevl neticeleri büyüktür... Turizmi geliştirmek için ne yapmalıdır? Başlıca tedbirler şunlardır:
Bu memleketlere giriş, çıkış şartlarını kolaylaştırmak, kambiyo kayıtlarını hafifletmek, münakale vasıtalarını mükemmelleştirmek ve ucuzlatmak, otel Lnşa etmek, turist tesisleri kurmak, yahut mevcut olanları ıslah etmek.
Amerikalıları TÜrklkyoyl
Spor ve sergi sarayı
Sarayın «atıldığı haberi doğru değil
Spor vc Sergi Sarayının belediye tarafından Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne satılacağı hattâ satıldığı yolundaki haberlerin asılsız olduğu dün belediyece resmen beyan edilmiştir.
Bu hususta Vali vc Belediye Başkanından İzahat istedik. Profesör Fahrettin Kerim:
— Filvaki Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Spor ve Sergi Sarayını bizden satın olmağa teşebbüs etmiştir. Fakat Henüz bu hususta bir karar vermiş değiliz. Bu teklifi ve satın alma şartlan komisyona havale edilecektir. Komisyonun kararına göre hareket ederiz. Spor vo Sergi Sarayını Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü satın almak isterken bize diğer bazı kimseler de müracaat ederek burayı kendilerine kiralamamızı talep ettiler. Bu talepler de komisyonca tetkik olunacaktır.
Dumlupınar vapuru
Ambarlarına su dolduğu İçin iki gün önce sefere çıkamıyan Dumlupınar vapuru tamir edilmiş olup dün Mersin postasına hareket etmiştir.
yarete çok İstekli gördüm. Tür-klyemtz hakkmdaki alâkalan büyüktür ve gün geçtikçe de artmakladır.
Açılış ve programlar.
Halterler.
Don» mtiziai .P)».
Sinema saati. Konuşan: Solelll.
Dans müziği «Fİ.».
Vurdun her kösesinden deyişler ve söyleyişler. Tertip vc İdare «den: Nedim Otyam. Ha Hanın programı,
Memleket türküleri. Okuyan: Azize Töze m. Çalanlar. Hakkı Derman. Şerif İçli. Sllkrü Tu-nar.
Atom enerjisi hakkındn, Konuşan: Ord. Prof. Salih Murat Dzdılck.
Saz «terleri - Şarki ve türküler. Okuyan: Susan Çalanlar: Necati Tokyay, cllmcnt BnLanny Yorgo I
Programlar ve kapanığı. Açılı* ve programlflr-Bayburt folklor ekibi konseri. Caz milztBI «Fİ,.,
İtalyan norcnadları. Çalanlar: Darvas (Keman). Wagner (Piyano).
Haberler.
Hafif orkestralardan melodiler «Pl».
Şevlimi* cas sarkılan. SOyle-yen: Rdçlırın Çamay,
Şarkı ve türküler. Okuyan: Hamiyet Yüccacs. Çalanlar: Hakki Derman. Şerif İfill, lama II Teaelll.
Radyo salon orkestrası konseri. Varyete müziği ve kabare şarkıları «Pl.».
Necnıl Rtza Alııaknn ve arkadaşları topluluğu konseri. Dans orkestraları geçidi «Pl.». Haberler.
Ccıltil hafif müzik «Pl.». Dans müziği «Pl.». Programlar ve kapanı*.
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam programlan i2ja 12.30
12.30
13.00
13.15
13.30
13.45
14.00
13.» 14.00
14,30
14,45
15.00
15.15
lfl.00
17-57
18.00
1B.15
11M5
10.ÖÖ ıo-.ıs
19.25
19.45
20.13
20.45
21.15
22.00
22.15
Sezai
Gene sanı yeli gibi bir zam yeli esmeğe başladı, ılık ıl'k ter döktürüyor insana
Memlekete döviz gelsin diye seyyah celbine heves ettik. Fiiliyatta henüz müspet bir eser yok, fakat nazariyatta pupa velken gidiyoruz.
Turizm, turizm terânesiîe bülbüller gibi öterken başımıza bir de turistik yollar gailest musallat oldu. Seyyahların gezecekleri şehirlerde turistik yolların inşa-sı, devamlı tamiri, ağaçlandırılması ve bu ağaçların bakımı içlin paraya ihtiyaç varmış. Tabiidir, her iş para ister. Bereket versin, idare adamlarımız bu gibi ahvalde para temini hususunda ihtisas sahibidirler, ihtiyacı duyar duymaz gelir kaynağı m da buluverirler! Halk ne grine duruyor? Açsın kese-,, nin ağzını!
Basın - Yayın vc Turizrtr1 umum müdürlüğü de bu i tisastan faydalanarak yenr'" bir gelir tasarısı hazırlamış?^ Turistik yolların yapılması icap eden vilâyetlerde vergisine iki lira, o şehrin k.2 çinde ve banliyösünde işle- t/) yen kara vc deniz nakil vası-g) lalarının bilet ücretlerine de> birer miktar zam yapılması^--ayrıca otomobillerden, tanvg yonlardan, otobüslerden rnuE. ayyen miktarlarda para a-^“ lınması isteniliyormuş. S"* Su acayip tasan, başkan-* memleketlerde turistik şe-*O hirler için bir refah kayna ğaÇP olan seyyahları biz de Timur lengin filine döndürdü, da-(|J ha toprağımıza ayaklan de&Fr meden seyyah vergisine^ bağlandık.
Memlekette muntazam yollar inşası, tamiri, ağaçlan dınlması kısmen hükümetin, kısmen de belediyelerin vazifesidir. Bunun için gereken vergiler de vaktile konulmuştur. Yol vergisinin azlığı ileri sürüldü, altı liradan on sekiz liraya çıkarıldı. Turistik yol masraf' namı altında halka yüklenecek yeni zam mükellefiyetlerinin mucip ve meşru sebepleri nasıl izah edilebilir?
Seyyahlar yollarımızı beğenmedikleri için gelmiyorlarsa, pek âlâ yol açalım, ağaç dikelim, davet edelim. Velâkin. geldikleri zaman onları rahatça yatıracak o-tel. diledikleri şekilde yemek yedirecek lokanta nerede?
Cemal REFİK.
Güven. , Er-Bac«-
Gazete ilânlarından alınan Belediye resimleri hakkında tefsir talebi
Ankara 25 — (Akşam) —-Kırşehir milletvekili Fahir Ku-rutluoğlu, Ankara milletvekili Dr. Ahmet Hâmld Selgii İle Sivas milletvekili Hikmet Işık Belediye gelir kanununun 21 nel maddesinin bazı Belediyelerce yanlış anlaşılarak gazetelerde çıkan İlânlardan resim aldıklarını gözönündc tutarak madde metin ve ruhunun bu anlayışa uymadığı ve matbuatın inkişafına mâni o-locak böyle bir yanlış anlayışın memleket bakımından büyük mahzurları olduğundan bahsederek maddedeki hükmün yorum yoliyle çözülmesi İçin Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bir önerge vermişlerdir.
Açıİış ve program.
M. S. oyarı.
Radyo salon orkulrAsi. Haberler,
Saz enerleri.
Ölglc Gazeteni.
Şarkılar.
CumhurbagkanlıSı Armoni alkali.
FUlm yıldızları anyldyor (Pl.|. Koııujma: (Spor haberleri).
Kayıp mektupları, nk*am programı. hava raporu vo kapanın. Açıiıj ve program.
M. S. ayarı ve Çocuk S»aU. Caz orkestraları çalıyor (Pl.). Şarkılar.
M, S. ayan ve Haberler. Geçmişte Bugün,
Yurttan «esler.
Radyo çok sesli koromu Hant müzik (PL).
Radyo Gatelesl. özel program.
Konuşma. •*/‘
Dana müziği (Fİ >.
M. S, ayarı ve Haberler, □ansa davet tPI •.
Progıam ve kauuıııufc
mu-
Yapağı piyasası
Şehrimiz* gelen haberlere göre son günlerde Avustralya yapağılarının Hatları yüzde 10-16 nisbetinde yükselmiştir. Bunun sebebi, Londra ve Avustralya piyasalarından Sovyet Rusya vc diğer alıcıların yeniden mühim mkltarcla yapağı satın almalarıdır.
İç piyasaya gelince, yeril ya-pağıların da durumu iyidir. Buğday mukabilinde Suriye ve Lilbnana sterlinle dahi yapağı satılması yolunda alınan karar üzerine bu memleketlerin bizden devamlı surette yapağı alacakları anlaşılmaktadır. Son bir hafta İçnde Suryeye yeniden 50 bin kilo yapağı satılmıştır. Anadolu malların îlatı toptan ortalama 210 kuruştur.
TURAL
ölraOrüŞOİreMT
Sahile 4
Kimleri dinliyoruz: 6
Fahri Kopuz
F. Kopuz kanun alamadığı için uda başlamış — Üstadın besteleri — Yeni bir telif hakkı kanunu lâzım
«Sunar bir ramı nemhi bin lehi peymaDcdcn sonra* diye başla yan şarkimdir, diyor.
Budan başka «Gece Leylâya..> ve
«Hülya (ibi «essiz, süsülüp kalbimi akün.
Yaktın güzelim gönlümü bir kül gibi yaktın,
Ağyare inandın, beni en sonra bıraktın* da sevdiğim bestclerimdendlr.
Bu esnada Sabite Turla birlikte yanımıza gelen Salih Orak da ilâve ediyor:
(— Üstadın hangi bestesi sevilmez ki, Fahri beyin her bes-teel birbirinden üstündür. Hele son bir bestesi »art
«Saki bu gece beonıimlein san, mükemmel, Allah İçin olsun ban» bir b3de getir gel* S«P^ diye başlayan bir şarkı. Enfesi bir şey.»
Telif hakkı kanunu lâzım
Fahri Kopuza bestelerinden şimdiye kadar ne kazandığını soruyorum.
«— Maalesef elde ettiğimiz kurdum. Bir çok kazanç çok mahduttur, diyor, sana i kârları etrafımıza topla- EgPr çarkunı= plâğa alınacak dik. Hem tedrisat yapıyor ve ■ ..... . .
hem de nazariyatla meşgul oluyorduk. Şehzadebaşında bir musiki salonu açtık. Muhtelif seyahatler tertip ettik. Bir çok besteleri plâğa aldırdık. 15 sene kadar faaliyette bulunan bu mektep musiki tarihimizde mühim bir merhale teşkil eder.
Şimdi dinlediğimiz bir çok sa- çaIınırsa bunlann maddt gellrt-natkftrlar da bu mektepte ye- gönderir. Bizde de
tişmışlerdlr. bestekârların haklarının korun-
Ankara radyosuna 1940 da ma5ı behemahal 1Â2ımdır> girdim. O tarihten beri de ANKARALI
«— Eğer babamın vaziyeti müsait olup da bir kanun tedarik edebilseydik kanun «alacaklım. mat bir türlü olmadı. Evde ud vardı. Babam ud çalardı. Ben de uda başladım.»
İşte değerli udi ve bestekâr Fahri Kopuz musikiye İntisabını bu şekilde anlatmaktadır. Kabuk kantosu ile işe başladık. Udu zevk için çalıyordum. Musiki İle alâkam sadece amatörlükten ibaretti. Harbiye nezaretinde askeri kâtip Olarak hayatımı kazanıyordum. Bu arada zamanın bir çok meşhurlarından da ders aldım. Kendilerinden istifade ettiğim hocalar arasında Seyit Abdülkndir. Kanuni Nazım, hafız Ahmet. Hacı Kiramî, Üsküdarlı Ziya. hnıaiJ Hakkı bey. Kanuni Hacı Arif. Hüseyin Sadettin Arei ve Dr. Zühtü Ezgi nin isimlerini sayabilirim.
Meşrutiyetin ilânından sonra «Muslkil Osmani Cemiyetini*^ tesis ettik. Böylece daha sistemli bir şekilde kendimi mu-Dkiye vermiş oldum, sonra «Darütt alimi
Mektebini»
Bundan
Musiki
25 Şubat 1950
Bugün TAKSİM Sinemasında
L
YUSUF YENB M EDİM YUSR
İMilletlerin Garip Adetleri!
Japonyada çocuk terbiyesi, evlenme resmi
Gelinin babası kızına, icabında kullanması için bir harakiri kılıcı hediye eder
Çevlcen:
Hâmi BEKEM |
Çeviren:
olursa 100 Ura kadar bir şey a-Jıyonız. Hep*» bundan İbaret.
Herhalde telif hakkı meselesini nizamInmak. bu mevzuda bir kanun neşretmek icap eder. Avrupa da «Biyem» adlı bir teşekkül vardn bütün bestekârların hakkını korur. Bestekârların eserleri nerelerde söylenir.
uaııııı^ıı MCI 1 ut fasılasız olarak radyoda çalışıyorum.
— En çok sevdiğiniz bestekârlar hangileridir?
— Bütün klâsik bestekârlarımızı ayrı ayn beğenirim. Fakat Dede İsmail etendi. Tabi Mustafa efendi ve Itri en çok aevdlğün bestekârlardır.
— En çok sevdiğiniz şarkı- tanzim etmek için belediye bular hangileridir? |₺_„ _______ İZ
— İnsanın beğendiği şarkı- bin lira tahsisat ayrılmıştır »ar. içinde bulunduğu haleti ruh iyeye göre değişir. Bazı günlerde bazı şarkıları çok beğenir. bazı zamanlarda başka şarkılardan zevk alır. Velhasıl bu mevzuda bir tercih yapa-mıyacağım.»
Afyonda Ali Çetin-kaya için bir Anıt-
Kabir yapılacak |
Afyon (Akşam) — Eski Nafıa Vekili AH Çctfnkaya‘nıni Asri mezarlıktaki kabrini mükemmel bir şekilde* tertip vc
Fahri Kopuz’un besteleri
leri keyfiyetidir. Yani ne acı ve ne de sevinç Japonların simasında tebellür eder. Vücutlarının neşvüneması vücutlarının elâsUkiyetInl temin için çocuklara daha küçük yaştan itibaren beden terbiyesi dersleri verilir.
Japon terbiyesinde İkinci kaide ve Japon ahlâk bilgisi-, nln esası İmparatora olan sadakatin talimidir kİ İmparator berhayat iken bile İlâhi bir hürmetle anılırdı, devlete ve her büyüğe karşı hürmet. Bu büyüklere gösterilmesi İcap e-den hürmet Japon terbiyesinde şayanı dikkat neticeler doğururdu. Ne te kim bunlardan biri fakirlerin kızlan, ailelerini tamamen yıkılma tehlikesinden ve rezaletten kurtarmak için, aleni fuhşa atmaları veyahut ana ve babalarının tahakkümü altında müstakbel zevçlerin! kendilerinin seçme-tnemesldir.
Japon çocuklumun hayatlarında en mühim günlerden biri de halk arasında da pek sevilen, gencin, İhtiyarın, zengin ve fakirin kutladığı güne, Bebek günü — Hina Matsuri — vc Oğlan bayramı Tango-no-sekku-dur.
Bebek bayramı çocuğun doğumunun üçüncü ayının üçüncü günü, bilhassa kibar ailelerde muhteşem Wr şekilde kullanır. Bayramın mahiyetinden anlaşılacağı veçhile bebekler bu günde mühim bir mevki alırlar. Bu Bebek bayramında her yerae tanınan tahta, lâstik ve snireden imal olunmuş ve her çocuğun o-_ yuncaklan olan nesneler değil bilâkis gayet kıymetli, nesilden nesıle miras kalmışı, muhterem kisveler içinde vc imalâtında hakiki sanatkârların bUumûm bilgi ®e kabiliyetleri- 5an kefal balığını nl sarfetmiş olduğu sonat * «»rıfrın nrnnrta serleri olan bebeklerdir. Ailelerin zenginliğine göre her evde bunlardan bir veya bir kaç tane bulunur. Bu bebekler sandıklardan çıkarılır ve evde kurulan beş altı basamaklı ve kıpkırmızı kreple döşenmiş bir sergide teşhir olunurlar. En üst basamakta. İmparator ve tmparatoriçe bebekler eski saray kıyafetlerile, ikinci basamakta eariyeler, yanlarında oyuncak kap kaçaklarla ve sıra ile saray muzikacılan ve hokkabazlar vesaireden İbaret-Ur. I
I Bundan maada bir çok Japon uleması ve cengâverleri bebek olarak bu gibi sergilerde teşhir edilirler. Son basa-sürü kıymetli
. Bu
-pas-!
ORKESTRA.. MÜZİK-FEHMİ FGEti ŞARKILAR-SEMİHA COŞAR
e-
. evlenince, bebekleri beraber alırlar ve bu bebekler sülâlede kızdan kıza İntikal tder
Erkek çocuklar İçin, beşinci ayın beşinci gününde bayram yapılır, bugünlerde, geçen yıl bir oğlan çocuğu dünyaya gelmiş olan evin yanında uzun bir bambu sırığı görülür. Bu sınğın yukarı gelen ucunda al-, tın sarısı toplar ufacık bayraklarla süslenmiştir ve en tepesinde ise kâğıt veyahut pamuktan mamûl kefal bal ıkla-’ n vardır, bunlar kara, koyu . kırmızı veyahut san renge boyalıdırlar. Bu kefal balıklarının ağa bir halka ile açık tutulur. Rüzgâr, bu ağzı açık o-L_.-t._j şişirir ve ' sırığın ucunda döndürmeğe başlar. Bu Oğlanlar bayramında şehrin üstünde binlerce bu _ _ u
gibi kefal balıklan uçuruldu-' Evlenme Ç3gl ğundan, tuhaf bir manzara Bir ailede erkek çocuklar şehri kaplar. Oğlan bayramın- (evlenme çağına gelince, babada kefal balığının seçilmesi, bu lan bir mutavassıt vasıtaslle . balığın, halkın inançlarına gö-Jdost aileler arasında oğluna t re, kuvvet, cesaret ve muka- münasip bir gelin arar.
. yemeli temsil etmesinden İleri Bu mutavassıt evin oğluna ’ gelmektedir. Bu gösterişle ço- şu veya bu kızı tavsiye eder ve tuğun, hava cereyanlarına balığın mukavemeti gibi,
Llras cereyanlarına mukavemet lir- Yani birbirini görme buluş-. etmesi temenni olunur. Oğlan-' ması, bu da ya ebeveynin e-lann bayramında evlerin içi ' "
I bayraklarla, harb işaretleri, ufak boyda mızrak ve palalarla süslenir ve bu suretle çocuklara daha genç yaşta iken harp-'i bir zihniyet telkin olunurdu.
bu her hangi bir kız onu alâkadar ih- ederse bir Ml-ai kararlaştın-

ÖZEN FİLM
lZ
—1
Bugün ATLAS Sinemasında
Dünya Sinemacılığının 1 numaralı Yıldızı
B İT A HAY W O R TH
tarafından şahane bir suretle yaratılan fÂN®MÂYLI KADIN Yakıcı ve öldüren bir aşkın romanı.
Diğer rollerde: ORSON W E L L E 8
Pazartesi akşamı yeni program : DEMİR perde Başlıca y&ratujıları:
GENE TİERNEY — DANA ANDRMWS g^Numarılı biletler erkende^ aldınimalıdır
B Ü C II N
Kadıköy OPERA Sinemasında
2 büyük film birden
1—Büyük Günah
(The Great Siner;
Baş rollerde: Cregory Pfck - Ava Cardner - Melvyn Douçla,
2 — Ormanlar Hakımesi
(Blonde Savage)
b Baş rollerde: f.EİF ERICSSON — GALE SHEKTCOOD (


vlnde. bir çiçek bahçesinde, bir. lokantada veyahut tiyatroda olur. İsimleri uzun ömür, iyi talih veyahut saadet ifade fiden yerlerden birinde genç erkekle. kız ebeveyinlerl beraber I olarak buluşurlar. Ve şöyle
böyle blrlblrlerlle tanışırlar. Her İki taraf da blribrinden memnun olursa, mutavassıt her İki tarafla müzakereye gi-, rişlr ve resmen kız- ister. Bu suretle mutabakat hasıl olursa, müstakbel yeni çift karşılıklı ' , biribirlerlne hediyeler gönde- J , rlrler ve bu olay nikâh gibi bir | bağlılık ifade eder. Damat l-ı pekli fistanlar, sake denilen pirinç şarabı, kuru balıklar/ bir söğüt ağacından nıamül a-’ ğaç fıçı, keten iplik gibi İstik-i halde iyilikler İfade eden eşya- ' lar ve gelin. İse mukabil bir hediye gönderir ve yolda iki tarafın hediye getiren insanla-1 rının karşılaşması hayra alâmet sayılır. Evlenme günü ancak bir falcı delâletile tesbitl -.....—Japoniarda evlenme
bir hususi şahsî mevzudan zi-(yade, aileye sülalenin devamı-nı teminen bir oğlan çocuğun dünyaya gelmesidir ki oğlan çocuğu âdeti veçhile atalarına
İTURBÎ'nin 6 Mart Resital biletleri tamamen satılmıştır.
Bugün Bütün İstanbul halkının dilinde dolaman şahane bir İlimin Sinemasında son günleri
BALALAYKA
Nefis şarkıları, harikûlâde mevzuu ile sinema tarihinin erişilmez bir sanat âbidesi Baş Rollerde: NELSON E DDY
İLON'A MASSET
kfetro-Goldvryn-Mayer filnıij
îstanbul Filarmoni Derneği
1940-50 mevsimi Abonman senfonik konser.
Şer: CEMAL REŞİT REY Solist
|susl muhasebe bütçelerinde 15 maklarda bir
.1.. :l_ ..j.C.__,‘._r j oyuncaklar teşhir oîunur,
——m—son basamaklarda içki ve'
* “ * talar dahi yer alır ve bütün bu
kıymetli şeyler çocuklara dost konsehvatuab I ve akrabalar tarafından hedl-
kobo konseri | ye olunur. Aileler ne kRdar ki-
. O »Mette bu pesek
biddin Sadık ıd^rc£inde Jıniirladıgı (
konserini önOmOzdckı « şubat p». | sergileri de kıymetlidirler. Ço-Mrtcsi Itûnü saat jhjo da şehir İC~“-------
Dram TJyitcosutMU verecek ve bu kon-| dc rl———*• Irtl •2— I ,lan kıymetli sanatkar soprano HUdodat ' ..
Sakir de riizei bir p.o£ran.ia solut I görmek bir zevktir. Zengin ço
olarak iştirak cdeceinir. Kendisine I cuklan, mahallenin çocukları-
piyanoda cülseren sadak refakat e-1 m davet ederek bu bebekleri
decekur.-------------------------1 onlara da gösterir ve serginin
* son basamağındaki yiyecek ' İçeceklerden arakdaştanna ik-1 ramda bulunurlar. Ufak kızla-| rın bu gibi merasimde arka-! daşlarmı nasıl ağırladıklarını ve Japon usulü reveranslar yaparak onlara nasıl ikram ettiklerini görmek fevkalâde bir zevktir. Fakir ailelerde İse kâğıttan mamûl bebekler, veyahut mukavva üzerine tersim edilmiş bebekler bu güzel bebekler yerine kaim olur. Kızlar
Mektepte
Japon çocukları çok küçük yaşta mektebe devama başlarlar Bu çocuklara verilen dersler, dört sene üzerine taksim olunur ve okuma, hesap, yazı ________ ______ yazma, beden terbiyesi ve ahsam ırao da şehir! cuklann bu gibi sergiler önün- , lâk dersidir. Mekteplerde bil-
—( durarak bu kıymeti! oyun- hassa çocukların ebeveyinlerl-'
ne İtaat etmesine pek ehemmiyet verilir. Çocuklar sabahleyin mektebe gitmeden evvel ebe-yeyinlerlnln önünde diz çökerek ve secdeye kapanmaları suretlle onları selâmlamaları mecburidir. Çocuklar bundan maada mektebe devam etmeğe başladıkları andan İtibaren erkekler babalarına ve kızlar ise analarına ev Lşlerln- ojunar de yardım ve hizmet etmekle mükelleftirler. Çocuklara verilen terbiyede en mûhinı bir o-( lay da, oğlan veya kız, her hangi ruhî bir heyecana kapılmada, haricen bn heyecanı hiç bir suretle hissettirmeme-' (Arkası 7 nci sahifede)
KONSERLER
Fahri Kopıuz değerli bestekâr- , lanınızdandır dedik. Kendisinin ı 53 tane bestesi vardır. Bu bes- ' teler arasında zaman zaman çok meşhur olmuş şarkıları da mevcuttur. Meselâ Yahya Kemah'la meşhur şiiri:
■Gece Leyliyi ayın on dördü Koyda tenha yıkan irken gördü» şarkısını bilmeyen yoktur
Fahri Kopırza en çok hangi bestesini beğendiğini soruyorum.
«— En çok sevdiğim bestem hüzzam makamındaki:
P™"" BUGÜN
SARAY Sinemasında
JEANNE Git AİN — DAN DAİBY ve DİANE LAW-
RENCE tarafından yaratılan
SEN
filmini seyredecek ve dost-lanmza tavsiye edeceksiniz.
Programda: Beethoven Tschaikovsky
9 MART Pazartesi SARAYda
SAAT
38.311 (la
Biletler yarın saat KON
14 ten iibaren gi- ■ ; şede satılacaktır. İİYAI
1 I

MUAMMER KARACA OPERET
Maksimde
Saat 20.30 da
SİZİN SOKAK
Matineler: Cumai tesl oazar »5 te i Pazartesi Akşamı Kadıköy
I Opera'da
(ııanbul BeıetUrem $«nu riruroan
Bu akşam Saat 20,30 da DRAM KI^MI
TEBEŞİR DAİRESİ Yasan: Klaound Türkççsi: M. Bastı
KOMEDİ K1SMJ
HANIMLAR TER 21UANES1
Yazan: Georges Feydau
Tür.kçesl: Mahmur Yesarı
Cuman»» «e çwşa.-nM fUnlerı MJO ca Cocux rtratroau
Pazartesi akşamlan Oro(v Kısmine a Sah aüsamUm Karne u Kuuıınaa temsil yoJctur
Tefrika No: 55
açıldığını ve kapandığını bariz »ekilde Lşltmfcştl. Demek, evde dolaşan her ne ise, yahut her kim ise çıkıp gitti?. . Belki de hırsızlar, meselâ duvarı delip girdiler de aşağı katı yüklendiler. sıvıştılar... İnşallah bu tahmini doğrudur. İnşallah hırsızlardır. Adam, malın ne kıymeti var?
Bu düşünce ile azıcık soluk alarak sağ elinde tabanca: sol eli ile tokmağı çevirip kanadı açtı. Fakat o anda vücudundaki cereyan yine kesiliverdi.
Biraz evvel yukan çıkarken bütün elektrikleri söndürmüş-tü. Şimdi İse antrede asılı mavi fanuslu ferforje fener yanıyor; vc salonla bölme teşkil eden buzlu camların ardında, bir gölge kımıldıyor. Herhalde bir erkek gölgesi!
Nazlı, gözlerine İnanamadı ve hakikat duygusunu kaybediverdi. Kâbus gördüğü hükmüne vardı. Neredeyse uyanacak. kendini yatağında bulacak. Korkulu rüyalardan uyandığı zamanlar dalma yaptığı gibi, lâmbasını yakıp odasının
sükûn aşılayan munis dekorunda yeniden emniyet hissine kavuşacak.
Nete kim kâbus gördüğünün bir delili de bağırdığı halde sesinin çıkmamasıdır. Gırtlağındaki bir düğümü koparırcasına haykırıyor:
— Kim o?
Fakat, sesi kulaklarına gelmiyor. Demek kİ. bağıramıyor. Ve evin İçinde sükût... Şimdi en ufak bir pıtırtı jak.
Rüya ile hakikati asla bu derece birbirine kanşlırmanıış-tı. Şuuru sırat köprüsünden geçiyor-. Elindeki silâha baktı. Kabzanın soğuk temasuu avucunda duymasına rağmen, onun dahi hakikat olup olmadığından şüphedeydi.
Bu şüpheden kurtulmak için bir tecrübeye kalkıştı. Titrek elin! kaldırdı; hedefini kestirenle den antreye doğru ateş etti.
Fırtınanın uğultusunu bastıran korkunç bir şangırtı____
Kurşun, bölmedeki adam boyu camlardan İkisini devirip vestiyerin aynasını parçalamıştı. Kırıklar dürt bucağa saçıldı.
Bu arada. Nazlı, bir feryat
EBCER[EVE 0151
■YA2AMS MHAL rAMMAMEAH -
AŞK VE MACERA ROMANI
Baygınlığı ne kadar sürdü? Bunu kestrimesi imkânsız. Belki bir saniye, belki bir saat veya saatler... Gözlerini açtığı zaman yüzü antreye müteveccih merdivenin üst mağıııcia yatıyordu,
süratle uyanıyor. Kâbusta olmadığını derhal kavradı. Bakınmağa korkarak etrafını dinliyor. Djşarda rüzgârın feryatları takat evin içinde mezar sükûtu...
bo?.-Cc-
işitir gibi oldu. Haykıran an- avize rakkasiaştı. tredeki şahıs mı?— Kurşun İsabet etmedi ona, yaralanmadı bile, yıkılmadı. Yalpalayan gölgesi. ikinci bir kurşuna meydan okurcasına giriş kapısının camma resmoklu.
İşte o anda, Nazlının guna uğrayan kafasında
mil, şeklîni alıverdi. Cemil, Cemilin sarhoşluğu. Cemilin yalpalayıp, Cemilin mektubu, Cemilin musailaUığı... Yale a-nahtarmm biri de Cemllde kalmıştı. Sesi çıksa, onun ismini bağıracek. Fakat, silâhı konuştu, kendi konuşamıyor. Dizleri kesildi. Ayakta sallanıyor. Yalnız sallanan kendisi değil, fırtınaya tutulmuş bir gemide gibi etrafındaki bütün dekor sallanıyor. Salonun tavanında loşlukta pırıldayan
Nazlı, tabancayı sağ elinde sıkarak sol eliyle trataana yapıştı. Baygınlığa adını adım sürüklendiğini hissediyor.
Derken, diz kapakları kıvrı-lıverdi. Yere yıkılacağı sırada karşısındaki kap mm açıldığım ve Cemilin salona girdiğini son intiba olarak gördü. Mektuptaki tehdilkâr noktalarla geçilmiş £1211 maksatları hatırlayıp onu ürkütmek, yanma yaklaştırmamak İçin tekrar tetiği çekmek aklından geçti. Sağ elinin şahadet parmağı oynadı mı, oynamadı mı bilemiyor. Yüksek bir dağın zirvesinden karanlık bir uçuruma kayıyor-muş hissiyle erirken yine barut kokulu tok I Ve cam kırıkları... Ve. antre-blr ses duyduğu zannına ka- nln kapısı ile merdiveni ara-pıldı ve kendisi kaybetti.
İdrak)
Yine trabzanlara tutunarak doğruldu; basamağa oturdu. Fada teferrüatüe karşısında: Bölmede kurşunun açtığı gedik... Fenerden süzülen
v!msl ışık altında deniz dibi beyni boşlukta!böcekleri gibi pırıldayan ayna
ma-
bir gövde-.-
Bu gövde ile yapyalnız— Bu, deminki yalnızlığa da benzemiyor. Çok daha haşin, çok daha merhametsiz bir yalnızlık... Cemilin ölüsü ve kendisi yalnızlar!
Acaba n»?—
İşte bu tek kelimelik sualle. Nazlı, birdenbire paniğe uğradı. Loşlukta gizlenmiş sabit, deli gözlerin üzerine dikildiğini vehmederek alarm düdüğü gibi upuzun bir çığlıkla fırladı; Cemilin cesedi üzerinden atlayıp antreye aştı. Sokak kapısını buldu.
Ayaklarında basık terlikler, sırtında robdöşombr, karanlık gecenin koynuna kendini böylece bırakıvredi.
Kaçıyor. Bir kaatiiin maktulden kaçış sevkıtabiisinden ziyade bu kaçışta, karanlıklarda vücudunu sezdiği müphem tehlikeler rol oynuyor. Görünmeyen gözlerden, işitilmeyen ayak seslerinden, namlulardan fırlayıveren şuursuz kurşunlardan kaçıyor.
Koruluğa daldı. Kar, adımla- | rım güçleştiriyor. Rüzgârla.
sına boylu boyunca uzanmış cenkleşen ağaç dalları udale-
tin yardakçısı kesildi; onu firarından alakoymak için yakasına, paçasına takılıyor, saçlarını çekiştiriyor, yüzüne çarpıyor. Bir kaç kere sendeledi, tökezledi. Terliklerini kay-bede bula, nihayet, bahçenin hududundan caddenin ışıklarını görüverdi.
Işık, gerçi bir ümittir, kurtuluşun bir remzidir- Fakat, Nazlıya göre mi ya?...
Bir ağacm gövdesine kolunu dolayıp şoiuk soluğu durdu. Cemili öldürmüş olmak düşüncesi kafasında yer ediyor. Bayılırken tetiği çekmek istemişti. Tabancasından tutayan kurşun, geçen defa yarım bıraktığı İşi bu defa tamamladı. Onu. Hk seferinde öldürmeğe kastetmiş sadece yaralamıştı. Bu sefer ürkütmeğe niyet etli, öldürdü. Demek kaatll oldu?... Nazlı bu kelimeden ve bu kelime ailesinden pek korkar. Kaatîl, kıtal, mukatele, katil, maktul, ilh... Hayalinde, kanlı cesetler, süngülü jandarmalar, kelepçeleriyle polisler canianı-verir.
(Arkası var)
EŞŞcırihten Sayfalar]
Briç masasında
' Birinci Diinya Harbinden sonra Romada toplanan Türk kongresi
Bcvr anlaşmasının. Imzalanma-»tnriajı sonra, Avrupadabulunan bazı Türk siyasileri memleketi parçalanmaktan kurtarmak ü-atre faaliyete grcmi^errli.
Merkezi Cenevrede olmak üzere (Osmanlı Müdafusi hukuk cemiyeti! kurulmuş ve cemiyetin reisliğine eski Sadrazam Talât Paşa, umumi kâtipliğine Reşit Stdfet bey gctiriDmışta.
Cemiyet Tür;: dâvasını müdafaa eden büroşiirler neşrediyor, azalar arasında toplantılar tertipliyordu. Cemiyet mensuplan re diğer Tirrk siyasileri bilhassa Avrupa devlet adamlarl ile mülakatlar yaparak. haklı dâvamızı anlaııyorlar ve bir çok muhitlerde iyi kabul görüyorlardı.
Btanbuida milli menfaatlerin müdafaasına İmkân kalmadığına kani olan Ahmet Riza bey de T9 eyMI 1949 tarihinde ₺-— tanbuldnn ayrılmış, Paris re ' Romada galip devletlerin siyasî şahsiyetleriyle mühim müzakerelere girişmişti. 111
Ahmet Rıza bey Par İsten 31 mart 1320 de, ailesine yağdığı bir mektupta tema’laruıdan şu şekilde bahsediyordu: ( — Ingılia-jer yanlış, kendiler için de muzır bir politikayı takipte ısrar ediyorlar, Londradaki ricali si-yasiyeyc. hususiyle Loyd Çorca kaç defa yazdım. Tiırkten gelen mektupları beİKt okumaya bite tenezzül etmiyorlar
Burada Reisicumhur Mösyö De Şanel ile görüştüğümü geçen mektupta blldlmuşUm. Eski Reisicumhuru Puan kare ile de ve sair ricali siyasiye Lte de konuştum. Ahvalin düzeleceğini ümit ediyorum,
*"> Buğun Reisi vükelâ Mösyö Milran ile de görüşeceğim, ya-rtn sîze belki bir kâğıt daha gönderirim.) [2T
Bu mülakatlar birbirini takip etmiş. Ahmet Rıza. bey rahat-SKİıklarma rağmen görüşmeler, mektuplarla geniş ölçüde bir styasî faaliyete girişmişti.
Bu münferit çalışmalar devam ederken, A vr tıpadaki Mü-(&faaî hukuk cemiyeti Romada bir kongre akdine karar verdi. Bu toplantıya bütün mühim şahsiyetler davet onmdtr.
Ahmet RIza uey 30 aralık 1920 de Cavlt beye yazdığı, bir mektupta, kongre münasebetiyle şunları söylemektedir: (Talat paşaya tekrar yazınız. Komaya ıçelıneai için kırar buyurunuz, çunkii şark - şimal hakkında haberi sahihi bize ancak ““ o verecektir. Kûvayı Mllllyenln Sovyet hükümetiyle revabit ve miinasehntına ve aralanruln İri mukavelenin şerait ve ahkâmına dair mallıma t alamazsak içtimaim izci a zemini müzakere pek sağlam olmaz. .) L31
Ahmet Rıza bey diğer bir mektubunda ine kongre münasebetiyle şu temennilerde bulunuyordu; (... Talât paşa gibi düreli mü'teMpee nasılsa düşman tanınmış zevatın Romaya vusul) arı şayi olmasın, aleni
içtimai arda onlarla beraber bu-lunmıyaLun, gizli konuşalım, Cami bey gibi oevat bu Içtima-da Anadoluımn resmi murahhası sıfaskylç bulunmalı, Ru-vayı Milliye namına söyllyecefc-,Ieri sözleri resmi olmalıdır. 1Ç-timada şüpheli, yabancı adamlar bulundurmaman.) [4]
Komadaki kongre 1921 ocak ayında toplanmış ve buraya Ankara namına da Mustafa Kemal paşanın yaveri Cevat Abbos bey iştirak etmiştir. [51
Ahmet Rıza oey hâtıralarında bu kongreyi şu suretle anlatmaktadır: (Ben Pariste iken Cavlt beyle, Hüseyin Hilmi paşa önayak olmuşlar, Romada bir Türk kongresi akdetmeyi düşünmüşlerdi. Bana yazdılar. Ben de münasip gürdüm, kabul ettim.
... Tarihinde toplandık. Hüseyin Hilmi paşa. Çürüksulu Mahmut paşa. Malımut Muhtar paşa, Münir paça, Cavlt bey, Vehlp paşa. Rüstem bey, Cami bey ve ben toplandık [61. Beni riyasete intihap ettiler. Reşit Saffet bey . Kongrenin zabıt kâtipliği vazifesini yapıyorlardı.
Ben Paris ten kongreye gelirken. mösyö Leyque Başvekil idi, kendisiyle görüştüm. Romada zevatı meşhur eden mürekkep kongreye gidiyorum. Eli boş gitmek istemiyorum Sizden bir muavenet beklerim, dedim. İstediğinizi Roma sefirimiz va-tısaslyle bildiriniz, sizi memnun etmeye çalışırım, dedi
Komaya gizlice Talât paşa da gelmişti. Cavlt beyle vtf"Talât paşa ile de konuşarak sefirden Adana. Halep hadıı-dundaki yerlerin bize terkini talep ettim Oralarda kadınlar büe müdafaada bulunmuş, şarkılar yapılmış, sizde kalırsa sui₺esiri görülecektir ve bir de artık oralarda size lüzumu olmayan cephanenin de blzg terki ve âsâylşi temin İçin yerli ahaliden mürekkep bir Jandarma teşkili He bunların talimine Fransız zabitlerinden de bizim hizmetimizde bulunmak şartıyla zabit tâyinini rica ettim.
Sefir telgrafla yazacağını, ancak cephane için, hususi olarak müracaat edeceğini bildirdi. Ertesi günü cevap geldi, Fransız hükümeti muvafakat e-diyoçdu.
Cami bey Ankararun Romada murahhası idi. Ona söyledim, Ankaraya tebşir etmesini bildirdim. Arası uç gün, beş gün geçti, haber yok, sefaretten davet olundum. Sefir, mösyö Leyque*daD bir Icâğt aldığını, İşin ne olduğunu sordu, mahçup oldum, temin edileceğini bildirdim.)
Filhakika ben ..yma Karadeniz tariki İle Askaraya mu-
fassal bir mektup gönderdim. Ona da cevap gelmedi, Cami beyin yazdığı kâğıtta benim sözlerim aynen konulmamış ve İlâve olarak Cami bey kendi tarafından. mütalâa beyan ederek, işin ehemmiyetini tahlif etmiş, Ankara İse o zaman Londraya göndereceği heyete bu işi havale etmiş imiş...)
Komadaki kongrede Anadolu hükümetinin Roma mümessili Cami bey, İstanbul hükümetinin Roma mümessili Galip Kemali bey de bulunuyordu
Kongre Anadolu murahhasının nokta! nazarını dinlemiş re Cevat Abbos beyden sonra eski Sadrâzam Hüseyin HU mİ paşa da tasvlpkâr bir konuşma yapın ış II
Roma kongresinde heTkes, tehlikeler içinde bulunan memleketin kurtuluş çareleri halikındaki düşüncelerini sayıp, dökmüş , An a d oluya inananlar arasuıda, ümitsizliğe, bedbinliğe kapılanlar da endişelerini açıklamışiartfı.
Mustafa Kemal paşanın ve arkadaşlarının aldığı büyük neticeye kadar Avrupadakl Türk siyasileri, istanbuldan gelen acı haberlerle müteellim ve A-nadoludnn duyulan zafer sesleriyle müteselli olarak yaşamışlardı.
[1} Avrupadakl bu son çalışmalarında Ahmet Rıza beyin katipliğini eski Paris büyük elçimiz Naum paşanın oğlu Sait bey ile eski Maarif Nazm Emrullalı efendinin oğlu Âkil bey yapıyorlardı.
|21 Ahmet Rıza bey Av rubadaki siyaca faaliyetlerini İstanbul'daki siyasî şahsiyetlerden maada hemşiresi Seima hanıma ve yeğeni damat Hami beye yazıyordu.
Rami bey Suttan Muradın torunlarından Atiye sollan ile evli ve lıa münasebetle saraya mensuptu. Mütareke yıllarında kendisi de dayıriyle beraber si-yaıri faaliyetlerde bulunmuştu. Ahmet Rıza bey Avrupadakı çalışmalarının ve aldığı neticelerin bir kununı Hami bey va-sıtasiyle İstanbul hükümetine bildiriyor ve yedeninden bu tavassutlar münasebetiyle aydınlatıcı mühim mektuplar .ulıyordu.
ğ3, 4] Bu mektuplar Tanin gazetesinde, Cavlt beyin hâtıraları münasebetiyle neşredilmiştir.
15) Komadaki kongreye A-nzdolu namına Oval Abbas beyin iştirak cttiğtnl sayın Reşit Saffet Atabincn söylediler.
[61 Komadaki kongreye iştirak edenler arasında bu zatlardan maada. İkdameı Ahmet Cevdet bey. Serveti Fâni ne a Ahmet İhsan bey, Serasker Rıza paşanın damadı Şükrü paşa, II. Abdülhamidin mabeyincilerinden Emin bey, eski mabeyin başkâtibi Uşşaki zade Halil Ziya bey, tüccardan Nuri Aziz bey. Reşit Mümtaz paşa da bulunuyordu.
Gocrlngln harp İçinde kullandığı tren: 75 ayak uzunluğunda ve 73 ton ağırlığındaki bu tren, şimdi Btuttgart‘ta bir istasyonda bir tarafa atılmış vaziyettedir. Vagonun İçi. mükellef bir evin içinden tartanadır
I — Goerinr’in korun Emray’nin lüks yatak odası 2 — Duyarlan en nadide ağaçtan yapılmış Goertajfin yatak odası. 3 — Konferans odası. 4 — Pam.be mermerden banyo odası.
İhtiyat
Mor elini açınca Vaeft:
— Re yaoık. dedi, keşke şileme glUeydik! Böyîe dört korlü, bir slnglton ve uzun karolarınız bulunduğunu ne bilirdim.
Neelâ:
— Fakat, dedi, ben iki kör rel ânsınız üzerine konuştum. Daha fazla Mr şey deklâre edemezdim.
___ Teessürlerinizi daha sonraya saklayn, dedim. Oyuna, başlıyoruz. Kör asını, arkadan da damım çekiyorum.
(8432
V 6
4 A D V 99
♦ » > >
4 V 10 7 5 ı “U » V ARVD 10 I * W 1 « > * 10 |G’ Şak 87533
4. o 7 4 I CE- U D V 104
* A R D 6 «9852 4 R 1 4» A R 5
Dört pik oynanıyordu Vasfl-yl tehlikeli bîr yela solmak için kör ruasmdan sonra damını oynamıştım. Yerden kesti, bir trcfU He eline geçti. Bir üçüncü kör daha kesti Sonra kozlara başladı. ÎMncf çekişte, kozların fena düşüşünü gördü. İşlerin arzusu dairesinde yürümediğin esefle müşahede etti. Karoları tecrübeye kalkıştı. Fakat ikinci elde ben kestim ve tekrar kör geldim. Hülâsa dört leve yaptık.
Neclâ:
— Bak, bak. dedi şilemden ne kadar uzaklaştık. Meğerse İhtiyat ne iyi şeymiş Nihayet bir içeri girdik. Halbuki şileme gidip kontra maruz kalsaydık epey ceza verecektik.
Vasfi mırıldanarak:
— Ne yapalım, dedi, talih yâr olmadı. Kozlar fena düşmüş. Normal düşmüş olsaydı bu elde binnazariye on İki leye garanti.
— Ben de:
— Pekâlâ, dedim, neden kozların taksim düşmesini istiyorsun? Hoşuna gitmek İçin mi? Bu oyunda tek bir ihtiyat çaresi vardı, ona başvursaydin oyun çıkardı. Dışaııya bir koz ver, renkte hakimiyeti muhafaza edersin.
Neclâ:
— Evet, dedi, üstadın hakkı var. Briçte buna emniyet oyunu derler. Fakat Vasfl her halde bana, şilem yapmak imkânı olduğunu göstermek İstedi.
— Takdirinizi kazanmağa uğ-raşmantan ise oyununu çıkarmak çarelerini arasaydı daha iyi yapardı. Eminim kİ Nevzad da benimle hemfikirdir.
Nevzat atıldı:
— Svet, evet. Ben küçük yaşımda nberl tevazu» alışmış bir adamım. Büyük babam bana: Oğlum derdi, gurur, İntanı mahveder, bunu hiç bir zaman unutma.
— Vasfinln başına gelen bu akıbetten şu neticeyi çıkarahm: Kozlar 4 - 4 Ud ele düşmüş olur ve neticede bir el dışarıya verilmek zarureti mevcut ise vakit geltktirraedcn bu lereyl vermek mûraccahtir
Nâzı ra UERSAN

Muharririmiz Nâzım Der* san'uj briç hakkında neşrettiği Od eser tnkılâp Ki-tabevtnde satılmaktadır.
Tavsiye ederiz.
________________________
İane için müracaatlar
Bazı kimseler ve bilhassa bayanlar. şehrin muhteUf semtlerinde ve bu arada Boyoğlunda büyült ticarethanelerle yazıhanelere giderek çeşitli dernekler İçin yardım İstemekte ve İane toplamaktadırlar. Bon günlerde bu tan faaliyet artmıştır. Şehrin tanınmış şahsiyetleri bu vaziyetten bizar olduklarını ve bu işlerin bir düzene sokulmasını Vali ve Belediye Başkanlığından istemişlerdir.
Evvelki gün de bir kaç hanımın patrikhanelere giderek iane İstedikleri anlaşılmıştır.
Valilik bu işleri tanzim etmeğe ve kimler olduğu meçhul bulunan şahısların mağaza ve yazıhaneleri dolaşarak halkı rahatsız etmelerine mani olmağa karar vermiştir. Bu maksatla yakında alâkalılar davet edilerek bir görüşme yapılacak, kaymakamlıklara da bazı direktifler verilecektir.
Kömür işe iterin dm bir grup
Zonguldak kömür hav-
zasının amenajmanı
Istihsalât yüzde 40 artacak
-------B--------
Cumhurbaşkanı, Başbakan, işletmeler Bakanı, Havza İşletmesi ve Eti Bank
Takriben bir buçuk ay evvel Zonguldak kömür havzasını gezen, muharrirlerimizden Cemo-leddin Bildik, havzaya ait röportajlarını «Akşam» da yaz-mıştL İşletme umum müdürü İhsan Soyak. ve diğer alâkalılarla görüşmek, İşçilerle cem m etmek suretiyle elde ettiği malûmata İstinaden havza hakkında broşür hazırlayan arkadaşımız. «Kömür işçileri» adını taşıyan bu broşürü İçin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’den, Başbakan Şemsettin Gün al taydan, işletmeler Bakanı Münir Blrsel’deû Ereğli kömürleri işletmesi u-mınn müdürü İhsan Soyak İle Etlbaok genel müdürü Ferit NazmJ Gür men den, havza ve kömür işçileri hakkında ihtisas yazılarını almış buiunmaktadır
CunrıhuT balkanının mektubu
Cumhubaşkanr İsmet İnönü, ll/Ocak/195ıl tarihli mektuplarında aynen şöyle demektedirler:
«Maden t ömürlerimizin istife-şali için emek barcıyan Türk işçisini, memleketin gelişmesi ve ilerlemesi yolundaki hamleleri-mtzm değerli bir dayanağr saymaktayız.
Kollarında ve rikirtcrindekl çalışma biz ve kuvveti ve gönüllerindeki yurtseverliğiyle bu azla vatan evlâtları milletçe cncin sevgi ve takdirlerimize lâyıktırlar.>
Başbakanın yazısı
Aynı broşürde İntişar eden yazısında. Başbakan Şemsettin Günaltay havzanın bugünkü du rumu hakkı»da da İzahat vererek diyor ö:
■Zonguldak kömür havzasokıa amenajmanı tatbikatına büyü* elremmiyet vermekteyiz. İkinci leVıun Mehmet* kuyusunun kazısına devam edilmekle beraber iki yeni kuyu açılması İşi ihale edilmiştir. Bu suretle çok artacak olan kömür istihsalâlımızı kolaylıkla ticaret pazarlarına sevk için Uman İşi He karşı karşıya gelmiş bnlunmaktayra. Bunun için de AmerRran yanhmın dan Zonguldak limanı inşaatına gereken paralar aynhmş, B-8ıan inşaatı İhale edilerek İşe başlanmıştır. Bu liman dört yıl-
Marsbaü yardıtm gereğince ZonçtıMak liman ma selen malzemenin vapurdan çıkarılarak iş yerlerine sevkedili^ görülüyor
da bitecek ve bize 25.IHMI.U0U liraya ma! olacaktır. Lfeoaa bitin te kömüricr kolaylıkla vapurlara yüklenecek ve harice emniyet re süratle sevkedileeektir
Kozluda kömür istihsalini arL (ırmak içhı 30» metre derinlikte 25 kilometre uzunlukta açılacak yeni taş galeriler ihale edilmiştir. Burada kömürler kolaylıkta hzlıar edilecektir. Bu işe de 25.00fe.QO* liri tahsis edifeniştir.
Komin stitazaHnin mekanik vasıtalarla temini için sipariş edilen malzeme gelmeğe başlamıştır. Bu suretle elle yapılan bu İşle büj-ök bir sürat ve fazlalık teatin cdilerektir. Yeni tesislerimizle kömür Istihsalâiı-muntaki taifelık nfebcti yüzde 40 ı bulacak, maliyet fiati düşecek, kömür kalitesi yükselecek ve tun ne tice dış payasnda kömürlerimiz ilaha büyük rağbet görecek, dalta yüksek fiatte sa-tdntası sağlanacaktır.
Yurdumuzun en önemli enerji kaynağı ulan kömür havzamı ıa emeğini katan feragatli ve disiplinli. yurtseTCT Türk İşçisi bütün milletimizin takdir ve şükranına haklı olarak lâyıktır. Kendilerine güvenimiz sonsuzdur.!
İşletmeler Bakanının yazısı
tşk-tmefer Bakanı Müntr Birsel yazısında maden kömürünün istihsalinde çalışan Türt İşçileri ha klanda kİ ihtisaslarını söyle hülâsa etmektedir:
Meşhur ftrikçl Bnsteln. Amerikan radyosunda atom si-Iİhlarının kullanılması aleyhinde konferans verirken.

«Yurdumuzun savunmasında, ve kalkınmasında çok önemli mevkii bulunan maden knmûT» nün istihsalinde çalışkan, yardana ve milletine çözülmez bağla rf» bağlı Türk işçisinin alın teri ve emeğinin hissesi büyüktür. Bu kıymetli yeraltı servetimizin verimini arttırmağa çalışırken güvenimiz en önde vefakâr işçimizin büyük değerdeki varbtma «taranmaktadır n
İhsan Soyak’ın
yazısı
Ereğli kömürleri İşletme n-mum müdürü İhsan Soyat yazısında, İşçi arkadaşlarının ye-Dl modem vasıtaların kullanılmasında d?, başarı göstereceklerine emin olduğunu belirten ek te ve şöyle demektedir:
«Yirmi beş seredenber) kendilerde İş ve kader birliği yaptığım ve haklarında sonvtra takdir hisleri beslediğim fedakâr İşçi arkodaştarımnı, en ağrr şartlar içinde gösterdikleri başarıyı. havzanın ilerlkl inkişafı sırasında yeni modern rası-tatacın kuBanıfmusnıda da gös-tereeekrerinden kati surette emin bohınuyorum. Sağ ve var obnmtar!*
İşçinin emeği
Etlbank umum müdürü Ferit Nazml Gümıen lh!X$a.ıiarını. iş veren sıfatlle şöyle hülâsa etmektedir:
«Değerli isçi arkadaşlarım.
Havzadaki kömür İstkhsaüni. devamlı emeklerinizle, 4 milyon tonun üstüne çıkardtmz.fş vere» sıfaiHc, tm emek ferinizin kararlığım. imkânların her türlü müsaadesinden faydalanarak ödemek gayre«iııdeyix.
Sizin biri kömür, biri aile olmak üzere iki ocağınız var. ş»-hıslarınız kadar aBelerinfe de d üçüne eleri mo arasındadır.
Yurdumuzun iktisadı gelişme sindeki faaliyetlerin ve Bankanın toplulutnnurı temel tadarından birisini teşkil eden «izlere, çalışmaKrmnda haşarı, ya-fflnm saadetler dilerim.»
Havzanın büyük amenajman. plânı gereğince İnkişafım remin edecek olan Marsh ali yardım malzemesi peyaer pey Zonguldak limanına gelmekte ve bunlar, derhal İş yerlerine şevke dilmektedir. Başbakanın da yazısında işaret ettiği gibi, yeni tesislerle kömür Istihsalâtındskf fazlalık yüzde 40 r bulacaktır.
Beklenmeyen saadet^
Jandarma erini öldürenler
Mahkeme Koridorlarında
«Sevgili Meri! Ayrılığımız altı •y daha sürecek, İlkbaharda tabiat uyanmağa ve ağaçlar çiçek açmağa başladığı zaman senin yanında bulunacağım, seni tekrar kollarımın arasına alarak sineme bastıracağım ve hasretini çektiğim o sehhar siyah gözlerinden doya doya ö-pcceğim! Sevgilim, biraz daha sabret! Gurbet ve kimsesizlik beni de öldürüyor, ruhumda şevk ve neşe bırakmıyor.
Paris, sensiz bana kasvetli, bıktırıcı görünüyor. Çünkü benim için hayat, neşe, saadet. Ziya ve cennet yalnız sensin. Altı ay sonra tahsilimle beraber. ıstıraplarımız da sona erecek. O zaman, yanyana. dudak dudağa aşkın nimetlerini tadacağız ve bir daha ayrılmıyac*-ğız.»
Parlste üniversiteye devam eden Piyer, sevgilisi Meriye gönderdiği son mektupta bu sıcak sözlerle derin ve sönmez sevgisini bildiriyordu.
Piyer ile Meri üç jnldanberl çılgıncasına sevişiyorlardı. Fa-1 kat.yüksek tahsilini ikmal et-| mek mecburiyeti Plyeri melek çehrell. kumral sevgilisinden, muvakkat bir zaman için ayrılmağa mecbur etmişti.
Meri, sevgilisi ile evleneceği mesut günü düşünerek Plyerin dönüşünü dört gözle bekliyordu. Fakat heyhat, Piyer bir müddet sonra mektuptan kesti. Meri boş yere bekliyor, yazdığı mektuplara cevap alamıyor .sonsuz bir yeis ve hicran içinde kıvranıyor, içi kan ağlayarak gençleri baştan çıkaran gurbet diyarına beddua ediyordu.
Aradan yeis, hicran ve ıstırap İle dolu iki uzun ay geçti. Derken bir sabah, tanımadığı bir adem, evinin kapısını çalarak kendisine kapıyı açan hizmetçiye sordu:
— Madmazel Meri burada mı oturuyor? Kendisini behemehal görmeliyim. Parlsten geliyo-
Genç kız. deli gibi kapıya koşarak gelen adamı salona aldı ve sonsuz bir heyecanla:
— Plyerden habeı mi getiriyorsunuz. Rica ederim, bana hakikati söyleyiniz, Plyer İyidir ya, diye sordu.
Merinin sesi titriyor, helecanından soluk soluğa nefes alıyordu.
Ziyaretçinin söze nasıl başlayacağına sıkıldığı besbelli idi. Nihayet kesik cürm-derle söze başladı:
— Madmazel. metin olmalısınız. Hayatın beklenmedik bir çok acı sürprizlerle dolu olduğunu bilirsiniz, dedi.
Meri, bir felâket haberi vereceğini sezdiren bu mukaddeme-den bayılacak gibi oldu:
— Allah aşkına mösyö bana merhamet ediniz. Nc diyecekseniz çabuk söyleyiniz! diye yalvarıyordu.
Meçhul ziyaretçi, yavaş ve ölçülü sözlerle Piyerin Parlste. profesör Dermenin asistanı o-lar ak kalacağını, delikanlıyı seven profesörün kızı Polet de bunu babasından ısrarla istemiş olduğunu anlattı.
Meri, daha fazlasını dinlemeğe tahammül edemedi. Beyni zonglamağa, güzel gözleri kararmağa başladı ve ağzından çıkan korkunç bir çığlığı müta-
akıp baygın bir halde yerler® serildi. ... -
A
ftd yeb Ve hicran yılı geçti. Mert .hayata karşı lâkayıt yaşıyor ve kendisini teselli etanek İsteyen arkadaşlarına:
— Ben evlenmeden .izdivacın nimetlerini tatmadan dul kaldım, diye derinden ahlar çekerek cevap veriyor. Sonsuz bir yeis ve matem İçin t dolduruyor, bu kadar çok sevmiş olduğu ve-vasız sevgilisini bir türlü unu-lamıyordu.
Piyerin, artık profesörünün kızı He evlenmiş olduğuna inanmakla beraber, (ona karşı kalbinde hiç bir kin ve nefret hissi beslemiyor, gözleri yaşla dolu olarak:
— Allah onu mesut etsin, diye temennilerde bulunuyor.
Fakat zaman, hazık bir tabiptir. En derin kalb yaralarını bLle tedavi ederek aşklarında İnkisarı hayale uğrayanlara tahammül kudreti veriyor.
Bu suretle Meri de, ebeveyninin arzu ve ısrarlarına boyun, eğerek kalbini sıktı ve zengin bir tacirle evlendi.
Meri, aşksız bir İzdivaç yapmakla beraber, ıstıraplarını, İçinde boğarak kocasını mesut etmeğe çalıştı. Fakat bu saadet de ancak bir kaç ay sürdü. Çocuğunu doğuracağı esnada kocası sekteden öldü.
Genç kadın, talihinin bu gaddar darbesine de göğüs gererek hayatını çocuğuna vakfetti. Onu görenler:
— Ne talihsiz kadın! diye hayıflanıyorlardı.
Üç yıl sonra bir bahar akşamı çocuğunu elinden tutarak umumi parkı gezdirmeğe götürürken, birdenbire hayretinden donakaldı, kalbi şiddetle çarpmağa başladı.
Rüya görmediğine kanaat getirmek için gözlerini bir kaç defa açıp kapadı, sonra kensinl tutamıyarak kalbinin derinliklerinden bir feryat koptu:
— Piyer, Plyer, sen misin? diye inledi.
Evet karşısında duran eski sevgilisi Piyerdi. Ne elim tesadüf Yarabbi! Evet vefasız Plyer, bir ayağı kesik koltuk değneklerine dayanarak önünde duruyor ve kendisine mııztarip nazarlarla bakıyordu
Meri bu feci manzara karşısında sendeledi. Piyer, onu kolundan tutarak bir kanepeye oturttu. Genç kadın titrek bir sesle:
— Konuşsana. Piyer! Sana I karşı kalbimde hiç bir kin beslemiyorum. Ne oldu sana! Burada karınla beraber misin? diye sordu.
Delikanlı derinden bir ah Çekerek:
— Karım, ailem yok. Ben bu dünyada kimsesizim, cevabını verdi .
— Ya profesörle kızı ne oldular?
— Bunlar muhayyel şahsiyetlerdi. Otomobil kazasında bir ayağımı kaybettiğim zaman, kendimi sana unutturmak için bu yalanı uydurdum. Çünkü senin mesut olmanı İstiyordum. Benim gibi sakat ve malûl bir gençle nasıl evlenecektin?
Meri hıçkırıklarını zaptede-nılyerek sordu :
— Niçin bunu yaptın Plyer?
İzmir (Akşam! — Karaburun İlçesinde Jandarma Mehmet Eri elinden silâhını alarak büyük bir taşla başına vurmak suretiyle öldürmekten sanık Hüseyin Kıvırcık ve arkadaşlarının muhakemelerine şehrimiz ağır ceza mahkemesinde başlanmıştır.
Hâdisenin cebebl sanıkların başlarına şapka yerine Poşu sarmalarıdır. Şapka kanununa aykırı olan bu durum karşısında Jandarma eri: sanıklar hakkında tahkikat yapmağa ve
onları kahvehaneden kaldırıp karakola götürmeğe kalkışmış, sanıklar, kahveden dışarı çıkınca Jandarmaya hücum ederek doğmuş ve taş) a başına vurup ölümüne sebep olmuşlardır.
Mahkemede sanıkların hepsi de vaka ile alâkalan olmadığını bir şey görmediklerini söylemşllerse de şahitler, Hüseyin Kıvırcığın, cinayetin faili olduğunu söylemişlerdir, Muhakemeye devam edilecektir.
Yukarıdaki resimde bu dört sanık, mahkeme huzurunda görünüyor.
Sıcak yemek yedirilen çocuklar
Çal (özel) — Belediye tarafından fakir halka yardım e-dilmektedlr. Okul ve aile birliği ile Çocuk Esirgeme Kurumu yoksul öğrencilere öğle zamanlan sıcak yemek tevzUne başlamıştır. Bu çocukların sa-
yısı 30 dur. Kasabamız halkının bu hayırlı İşe gösterdiği İlgi şükrana lâyıktır. Yukarıdaki resimde çocuklar yemekte, İdareciler başlarında olduğu halde görünüyorlar.
Konyada ekim vaziyeti
Konya (Akşam) — Alâkadar makamdan öğrenildiğine göre, bu yıl Konya’da ekim vaziyeti çok mükemmeldir. Geçen yıllara nazaran daha üstün bir mahsul İdrâk edilecektir.
Sevgimin samimiyetinden emin değil mi idin? Ben hiç bir zaman seni sevmekten vaz geçmedim. Bugün dç eskisinden daha fazla seni seviyorum. Söyle bana sevgilim, çocuğumun babası olmak ister misin? Sakın bana hayır, diye cevap verme, çünkü kahrımdan öleceğim.
Piyer cevap vermedi. Hıçkırıklar, sesini boğuyordu. Bununla beraber, annesinin yanında duran çocuğun saçlarını okşadL ve bin kere «Evet» mânasına gelen minnettar nazarlarla genç kadına baktı,
Çeviren: A. HİLÂLİ
1949 senesi belediye gelir fazlası
Belediyenin 1949 yılı bütçe-' sinde gelir olarak tahmin edilen miktara nazaran 1.618.326 Hra' fazla tahsilat yapılmıştır. Buna ' mukabil bütçenin masraf kısmına ayrılan tahsisattan bir kısmının da İhtiyaca kâfi gelmedi-1 ğl anlaşılmıştır. Umumi Meclis kararlyle fazla tahsil edilen para, IhtlyacL karşılamayan ödeneklere takriın olunmuştur.
Tesbit edilen şekle göre bu paranın 550 bin lirası beş yıllık imar plânının icap ettirdiği istimlâk masraflarına. 25 bin lirası yoksullara verilecek ilâçların ücretine. 100 bin lirası su İşlerine, 150 hin lirası Üsküdar tramvayları şirketinden yeniden hisse senedi alınmasına, 125 bin lirası Darülaceze bütçesinin açı ğının kapatılmasına, kalan para da çocuk zammına, eski yıllara ait borçlara, umumi lâmbalara, ilân masraflarına ve diğer hususlara tahsis edilmiştir.
r
----------------------,
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D. Carr t Tefrika
(— O sırada hâlâ» sözü beni şaşırtıyor! — diye Locke söze karıştı. — Yoksa, kendisine benim damım altında mı zehir verildiğine dair bir telmihte bulunmak istiyorsunuz?
Doktor Fell:
— öyle bir ihtimali de dikkate almalı! — dedi. — Lâkin o ihtimal, pek az varittir, Ze-hirin tesiri, pek daha önceden farkotunurdu.
Locke, yatışarak:
— Ya... Pekâlâ öyleyse... — dedi.
— Lâkin, başka bir nokta daha beni ilgilendiriyor. Acaba bayan Marsh, aynı gün zarfında. öğleden sonra sizin malikâneye geldi mi? «Cinayet oyunu- ndan evvel?
Locke, biraz hayretle cevap verdi:
— Evet. Uğradı.
Tercüme eden: (Vâ - Nû)
No. m
— Ne maksatla uğradı ?
Locke, gülümseyerek:
— Elbette bizi selâmlamak İçin... Londradan yeni gelmişti; bize uğradı! (Locke, şaşırmıştı:) şimdi hâtırlıyorum. kocasını görmeğe geldi.
— Peki, görebildi mİ?
— Hayır— Dostum Thorley. kızımla birlikte havuzun yanındaydı. Galiba, havuzun üzerindeki tahtadan geçmek hünerlerini tecrübe ediyorlardı. (Locke, bu sözü söylerken alaycı bir tavır takınmıştı.) Bayan Marsh, kocası havuz başından döner dönmez kendisini şatoya göndermemizi bize tembih etti, zira, mühim bir mesele konuşacakmış.
Doktor Fell, bir müddet Locke'a baktı. Sonra Thorley’e döndü.
— Zevcenizle konuşacağınız
mühim mesele neymiş?
Tohrley:
— öyle bir mesele yoktu. — dedi. — Size tekrarlarım: Her hâdiseyi mübalâğalandır-mak, Margot'ûUn huyu idi.
Fell, ısrar etti:
— Boşanmağı istemek için değil miydi?
Uzun bir sükût oldu.
Holden:
«— Boşanmak mı? — diye düşünüyordu ,— Haydi, canım! Olur şey mİ bu? Fakat Celia'nın dokundurduğu ve Dorls'ln iddia ettiği gibi eğer Margot'un bir sevgilisi varsa, mesele değişirdi. Umumiyetle Margor.. boşanacak yerde sessiz sadasız ıstırap çekmeği tercih eder. Fakat son derece âşık olmuşsa, elbette mesele değişir.»
Doktor Fell:
— Israr ettiğime müteessirim! — dedi. — Zevceniz ayrılma talebinde bulunuyor mu İdi?
Thorley, yere bakarak, cevap verdi:
— Hayır.
— Bu takdirde. bay Marsh, hem müessif, hem zor bazı te-i ferruat üzerinde durmam lâzım
Bizim karıya meram anlatmak kolay mı ?
Elinde ağır bir şey takıyormuş gibi sağ omuzunu çarpıtıp gerdanını katmer-lendirerek yanımıza geldi, hepimizi birer birer tetkik süzgecinden geçirdikten son ra söylenmeğe başladı:
— Buyurun bey efendiler. Halis yağlarım var. Mis yağlan, hacı yağlan, gül yağlan, Esanslar, lâv an talar, kolonyalar . .
— Hayır ola. ahbap. E-sanscı dükkânı mı açıyorsun?
Boş ellerine bakıp sırıttı: Ağzım alışmış, bey efendi. Kırk yıllık zenaatimlz budur. Benim sattığım kokuların eşi yoktur. Biri çıkar da benim kokularımın üzerine bir koku bulursa şu rada on bin tane lirayı avucunun içine tıkır tıkır sayarım.
— Yaaa, sen o kadar zenginsin demek?
— Amma da yaptın ha. Benim gibi bir seyyar esans-cının zenginliğinden ne olacak? Her gün akşama kadar ekmek parasını çıkarırsam Allah bereket versin,
— Ne bileyim ben? On bin liradan bahsediyorsun da
—Lâfın gidişatına göre söyledim ben onu. Zenginlik babamdan mı kalmış? O kadar param olsa bir mağaza açar da koku tüccarı olurum. Amma velâkin, benim sözüma kulak ver. bey efendi kardeşim. Kokulu yağlarımın bu dünya yüzünde eşini bulamazsın. İnanmazsan bir kokla da bak.
— Hani ya, kokulu yağların nere de?
Gene boş ellerine baktı, boynunu büktü:
— Şey. . Camekân kalma dı ki. Hepsini kırdı şu herif, şişelerimi bile ayaklarının altında parçaladı da yağlarımı yerlere saçtı.
— O adam niçin kırdı şişelerini?
Karşıdaki adama dik dik bakarak İçini çekti:
— Ben ne bileyim? Katibe dünyanın ipi koatu, işler tersine döndü. Kimseye iyilik de yaramıyor. Kokunun en iyisini sürdüm, gene yaranamadım. En sonunda kalktı, hem beni tokatladı, hem câmekârumı, şişelerimi parçaladı. Günah değil mi bana? Hâkim beyin karşısına çıkınca hepsinin parasını istiyeceğim. Beş vüz liradan aşağı verirse kabul etmem. Şişelerim kırılınca iki dizimin üstüne çöktüm de burnumu süre süre yerdeki yağları kokiıyarak ah ettim. «Ah alar. onmaz, ah yerde kalmaz* derler. Bir gün gelecek, benim ahım da o herifi çarpacak.
Şahadet parmağını tükü-rüklevip duvara sürttü:
— îste. gözlerinizin önünde şurava yazıyorum. Bu lâf larım senin de kulaklarında küpe olsun, bey efendi. Bir gün gelir: «Gül yağcı Halil söylemişti» dersiniz.
Kavgacı kalın kaşlı, seıt bakışlı, iri yapılı, tıknaz, kırkını geçkin bir adam. O-
nunla da konuştuk:
— Gül yağcıya neden kızdın, ahbap?
öfkeli bir eda İle döndü:
— Dinini, İmanını seversen şu serserinin lâfını etme, içerliyorum ha.
— Peki, başka lâf edelim. Güzel kokudan hoşlanmaz mısın sen?
—- Yapma be yahu! Güzel kokudan hoşlanmaz olur muyum? Eşşek değilim ya, sayenizde ben adamım.
—• Kokudan öfkelenmişsin de...
— İşin ic yüzünü bilmeden lâf etme, delikanlı Herifin bana ettiklerinden haberin var mı?
— Orasını iyi bilmiyorum. Kendi lâfuıa bakılırsa güzel bir koku sürmüş de öfkelenmişsin,
— Öfke de lâf mı ki? Kafasını parçalamadığıma şükretsin. Durup dururken hırlaşır mıyım ben?
— Sürdüğü kokuyu beğenmedin mi?
— Koku meselesi değil, efendi kardeşim. Ocağımı yıkmağa kalktı serseri. Karıdan çektiklerimi bilmezsin.
— Kadın da mı karıştı bu işe?
— Çocuk gibi konuşına-sana, efendi birader! Karı kısmına meram anlatmak kolay mı? Sözüm yabana, bizim karırım bir defa domuzluğu tuttu mu. Nuh der de peygamber demez. Seıı istediğin kadar konuş, vız-gelir ona.
— Şu meseleyi başından anlatsan oinıaı mı?
— Anlatacak bir şey yok bey kardeşim. Gidip gelip benim başıma musallat oluyor herif. Een kahvede oyun oynarken geliyor, tulumbanın içine kokulan doldurup üzerime sıkıyor.
— Fena mı? Yağları güzel kokuyormuş.
— Yağın kokusuna bk şey dediğimiz yok ama. gel de bizim karıya lâf anlat. Ben kapıdan içeriye girdini mi; kedi gibi burnunu dikip kokluyor, ondan sonra da, «Vay senin üzerinde koku lar var. Hangi kahbeler sürdü bunu?» diyerek bayrakları acıyor. «Edebsizlik etme, geçmişi kınalı kan. Kah ' be mahbe yok, gül yağcı sürdü bunu» diyorum amma kan lâf anlamıyor ki. «Sen yosmalarla düşüp kalkıyor sun, lavantaları onlar sürüyorlar» diyerek başımın etini yiyor. Koku yüzünden evimizde rahatlık kalmıyor, köpek gibi hırlaşıyoruz karı ile. Bir kac defa herife. «Yapma be kardeşim. Dinini seversen bana yağ sürme. Senin yüzünden başım de1-de giriyor» diye tenbih ettim, dinlemedi. Bu sefer gene kahvede arkadaşlarla cimdallı partisi kurmuştuk. Tam ben oyuna daldığım sırada gene herif gelip de kokulu yağlan fışır fışır göğsüme sıkmaz mı! Dinine yandığımın kokusu yıkamakla çıkmıyor ki eve git-
İçki ile mücadele
Amerika, İngiltere, Fransada tedbir alınıyor
New - York 34 (Nafen) — Birleşik Amerikada, İngilterede ve Fransada içkiye karşı tedbirler alınması hususunda gayretler sarfedllmekte olduğu bildirilmektedir.
Birleşik Amerikada sarhoşları İçkinin esaretinden kurtarmak gayesini güden bir cemiyet kurulmuş ve bu cemiyet 50.000 (iyesinin yardımiyle harekete geçtiğini bildirmiştir. Bu cemiyet, insanlığın bir kısmını ikinci defa olarak esaretten kurtarmağa yelteneceğini bildirmiştir. Bunların tatbik etmekte oldukları sistemin ana hattı şudur: «Herhangi bir mahallede bir sarhoş fena duruma düşer ve bir SOS çekerse o vakit cemiyet üye propagandacılarından birini sarhoşun yanma gönderecek ve bu propagandacı da sarhoşa müşkül durumunun nereden geldiğini anlattıktan sonra dünyanın bir «domates suyu şişesi» İçinde daha güzel gözükmekte olduğuna inandıracaktır. Bu cemiyetin İyi neticeler elde etmekte olduğu bildirilmek ted İr.
Şimdi tngllterede de bazı kimselerin bir araya gelerek böyle bir cemiyet kurmağa çalıştıkları ve bunların da sarhoşlan fçklnin esaretinden kurtarmağa çalışacakları bildirilmektedir.
Diğer taraftan Fransada İçki istihlâkinin artması da bazı endişelere sebebiyet vermiş ve hükümet alkol istihsalini azaltmağa matuf tedbirler üzerinde durmağa başlamıştır.

senelik Zboo «unu 5400 kuru:
4 «51:k 1500 > 2SH »
> kvu m » ıs* •
1 avUk «X> > - »
Adreı ıcMLlı için eUı kuruşluk ı eul «OnderUmcUdl» Aksi takdirle adre» değiştirilme*
Telefonlarının: Başmuharrir 205fö Yazı iğleri 20765 — İdare 20681
MUdUr- 3>r-7
C«maxiyelewel a — Kasım 110
tunik CQ öoı» tkindJ A.M «su,
E. 11.09 12.48 6JJ3 MS 12.00 151 6.42 12 27 15,30 11,54 laarenane Hatunu cıvan
Cemal Nodb «okub No 15
medeti evvel temizleneyim. Evde kan kokuyu alınca kıyamet kopacak, tskambil kâğıtlarını elimden fırlattım! «Ulan, kepazelik etme, şu kokuları sıkma üzerime» dedim. «Ne kafa tutuyorsun? Sana bedava koku sıktım, daha ne istersin? Ulan da sensin. kepaze de sensin» diyerek ağzını bozdu, o zaman gözlerim karardı. .
Mahkeme açıldı, kokulu maceranın sonunu dinliye-medik.
Ce. Re,
gelecek. (Fell. elinde tuttuğu zarfa işaret ederek" ı Siz, efendim, baldızınızın bahsettiği bazı noktalar etrafında malûmat sahibi olacaksınız... öyle değil mi?
— Allahın bildiğini kuldan ne saklayayım? Evet.
— Bu arada da. şöyle bir İddia var: Baldızınız, zevcenizin yüzüne, sizin, ustura kayışı İle vurduğunuzu iadla ediyor.
— Evet... Fakat bu mesele... Durdu: devam etmedi.
Doktor Fell, Heri aoğru iğildi. Hem yalvarır, hem tehdit eder bir tavrı vardı.
— Bu mesele neydi, efendim? — Bu mesele... Yalan.
Doktor Fell, pencerenin, kenarına oturdu.
— Bayan Cella, başka bir haber daha veriyor* Baldızınız strychnlne denen zehirle İntihar etmek istemiş?
— Bu da yalan.
Locke ve kızı, dehşet İçinde dinliyorlardı.
— Zevcenizin vefat ettiği gece, baldızınız, ecza dolabında, üzeri «zehir» diye yazılı bir şişe görmüş. Buna dair malûmatınız var mı ?
— Böyle bir şişe, bizim ecza dolabımızda asla mevcut olmamıştır. (Thorley elini, boğulu-yormuş gibi boğazına götürdü. Sonra, normal bir sesle:) Bütün bunlar, bir İnsanın tahammülünün fevklndedir! — dedi.
Şişman adam, muhatabına alâkayla baktı.
Thorley. biraz da nefes nefese, fakat mutadı olan hoş edâ İle ilâve etti:
— Rica ederim, beni dinleyin. Aleyhimde reva görülen bütün bu ithamların aslı yoktur. Arzu ettiğiniz şekilde bunu ispata hazırım. Böyle bir Isbata şimdiye kadar kalkışmadıınsa, sebebi, sırf zevahiri kurtaımaktı. Fakat artık bıçak kemiğe dayanıyor.
Dinleyenlerin tam sempatisini kazanmak üzereydi kl. sinirlerine hâkim olamıyarak haykırdı:
— Bıktım bu aileden bıktım... Kızlarının biri buz gibi, öbürü yarı mecnune! Bu bina-' ya gelince, «yıkılmasını, bütün bu tablolarla beraber cehenaemni dibine göçmesini temenni ediyorum. Ben, Celia'yı pek severdim. Bu
iftiralara aramızda kalmaları şartiyle tahammül etmiştim. Fakat şimdi, mademki fâş oldular, ben de ona göre davranırım... Baldızım, demek, âlemin karşısında bana bu tarz ithamlar savurmaktan çekinmemiş!
Böyle konuşurken biç ayak sesi duymamıştı. Halbuki, Cella» galeriye girmişti.
Thorley'e doğru yürüyordu. Parkeler gıcırdamıyordu.
X
Celia’nın sırtında, dünkü beyaz elbise vardı. Gözleri heyecandan hafifçe açılmıştı. Fakat, genç kız, yalnız da değildi.
Bir erkek, elini Celia’nın dirseği altına, kendisini destekle-mak. tutmak İçinmiş gibi sokmuştu. trl yan bir adamdı bu. Otuzunda kadar görünüyordu. Hayatından memnun gülümseyişiyle, aslan yelesine benzeyen dalgalı saçlariyle, zarif kostümüyle, bu adamın kendi kendinden emin bir şahsiyet olduğu anlaşılıyordu.
Thorley. birdenbire geri döndü ve yeni gelenlerle karşılaştı.
____Derek! —diye haykırdı.— Ne arıyorsunuz kuzum burada?
Holden, nefretle düşünmüştü:
« — Demek mebus Derek Hurst - Göre dedikleri bu olacak!*...
Fakat .Thorley'in, yeni geleni ismiyle anması üzerine, artık şüpheye mahal kalmadı.
Mebus, gülümseyerek:
— Doktor Fell'le berabre buraya geldik... ikimiz de «Cas-well sllâhşörlerl» oteline indik...
Sonra. Thorley üzerine gözlerini çevirip, konuşma şeklini değiştirdi: gayet şâirin:
— Thorley: Bir skandal olmaması lâzımdır! —dedi.
____ Fakat, nasıl olur, Derelri Siz de işittiniz kl şimdi artık bir cürümden bahsetmeğe başladılar.
— Biliyorum. Ancak: öyle hareketler vardır ki, içtimai mevkii yüksek olan bir insan bundan çekinmelidir.
Thorley, bir an konuşmak-sızın durdu. Derken, Celia'ya döndü. Sesine muhabbeti! bir . serzeniş kattı:
— Celi a! Evlâdım! Bu akşam aşğıya İnmemeniz münasip olurdu. Bilhassa bu galeriye.
(Arkası var)
I
I
25 Şubat 1950
AKSAM
Sahffe 7
Ingiliz futbolu ve
dünya kupası
âdetleri
Yazan: John GSLAVIION
Büyük Britanyonın sporcuları son zamanlarda «Dünya kupasına* karşı gittikçe artan bir ilgi göstermektedirler. Bu ilgi kısmen, İngiltere ve iskoç-ya milli takımlarının dünya kupası ekme maçlarında gösterdikleri parlak fonu dan ileri gelmektedir. Her iki takım hücum hatlarının gol çıkarma ka biüyelleri uzmanlar üzerinde büyük bir tesir husule getirmiştir. Aynı zamanda İngiliz ve İs-koçyalı oyuncularda müşahede ettiğim hevesli zihniyet ümit vericidir. Bu bakımdan 1950 yazında Rio de Janeiro'da ortaya konulacak Dünya kupası üzerinde emeller bevliyen İsveç, İspanya, İsviçre ve Portekiz gibi takımlar da aynı hevesi göstermişlerdir.
Son iki yıl zaıtında, taraftarlarını bazı hayal sukutlarına uğratmış olan İngiliz ve Is-_ koç milli onbirierl nasıl olup ~ da bu (İmecede parlak bir «toparlanışı gösterebilmişlerdir? Bunun cevabı basittir. Harb yıllarında Büyük Britanya futbol ünde bir gedik açılmıştı. Harb sonunda takımlarda yer alan genç elemanlar temsili maçlar İçin kâfi derecede tecrübeli değillerdi. Şimdi bu boşluk devresi tamamiyle geçmiştir. İngiltere ve İskoçya milli takımlarında, harbden evvel enternasyonal olmuş bir tek oy uncun un şimdi bulunmaması müşkül devrenin atlatıldığına en kat'i delildir.
Stanley Matthev (BlaclrpooD Tommy La w ton (Notts Coun-ly). Frank Swıft (Manchester City), W lif Mannıuu (Middle-borough) gibi tecrübeli oyuncuların enternasyonal futbol
? sahnesinden çekilmeleri netl-ce&inde, İngiliz futbolu, ön safla Woiverhampfonıın olağanüstü kıymetteki kalecea Bert Wüliams, Derby nin vç Manc-hesler United'in bekleri Bert Mosley ve Jack Aston, Sunderland in sağ lıalı Wiilie Watson, Portsmouth ve Manchester United in dalıcı ve gol çdcarıcj forvetleri Jack Froggatt, Jack Rowiey ve Stan reason gibi yıl dızlar yetiştirmiştir.
Ingiliz onbiri Rio'ya gidecek
Gerek İngütere ve gerek ts-koçya Dünya kupasını kazanmağa çalışmak arzularım sak-lamamaktadırJar. Fakat İskoçya ancak İngiliz adaları şampiyonluğunu kazanması halinde Rio* yu ziyaret edeceğini İlân etmiş-ve bu projede kendisine İrlanda ve Gal takımları İltihak etmişlerdir, Halbuki İngiliz adaları bölgesindeki kupa eleme turnuvasında başta gelen Lkl takım Rloya gitmeğe hak kazanacaktır. İngiltere İse, Dünya turnuvasına muhakkak ou-rette İştirak edeceğini bildirmiştir.
Brezilya seyahati böylecc kat' Ueşince, İngiliz seçicileri şimdiden hazırlık antrenmanlarını düşünmeğe başlamışlardır.
Pek yakında Rloya gitmesi melhuz oyuncu ve idareciler arasında muntazam toplantılara bşalanacak vc aynı zamanda İngiliz ».ini takımının me-nacerl Mr. Wa>ter Wlûterbottom un idaresinde futbolcuların çalıştırılmalarına girişilecektir. Bu arada muhtemel olarak 9 muhtelif milli «33> taiomları kurulacak, bu takımlarla, Avrupa takınılan arasında yapılacak maçlarda oyuncular denenecektir Meselâ 1950 mayısında muhtelif teşekküllerde İngiliz «B» temsili tanımlan Portekiz ve Belçika milli takımlarına karşı oy-niy acaklardır.
İskoçya onbirinin, ancak İngiliz adaları şampiyonluğunu kazanması halinde Dünya ku- , pusma iştirak etmeyi kararlaş- ı tırması neticesinde, ıibran 1950 l de Lskoçyann, Gla^jov şehrin «o JUmpden P.-.-rmd-. oynnn,. j eak takoçya - tnEUterB maçı I- ,


Genel Toplantı Çağrısı
Türk Ticaret Bankası A.Ş.
Yönetim Kurulundan:
Türk Ticaret Bankası A. Ş. Aksiyon sanlplerlnin yıllık toplantısı 10 Mart 1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 10 da Ankara'da Işıklar caddesindeki Bankamız merkezinde yapılacaktır Statümüzün +3 üncü maddesine göre toplantıda bulunmaya yetkili olan Aksiyon sahiplerinin toplantı gününden en az bir hafta önce girme kartı alnınları şarttır.
Aksiyon sahiplerinin zamanında Banka Merlnzine veya şubelerine müracaatlarım dileriz.
TOPLANTI GÜNDBMİ '
1 — Yönetim kumlu ile Denetçiler raporunun okunması.
2 — 1949 yılı bllünçosu ve gelir-gider hesaplarının onanması İle Yönetim kurulu ve denetçilerin-ibrası
3 — Kârın dağıtılması şekil ve gününün karariaştırüması.
4 — Süreleri biten Yönetim kurulu üyelerinin yerine üye seçilmesi.
5 — Yönetim kurulu üyelerine verilecek tahsisatın tesbiö.
6 — 1950 yılı için lkl denetçi acçilmesl ve ücretlerinin tesbitl.
( Baş tarafı 4 üncü sahifede) İcap eden devamlı hürmeti gösterecektir.
Hakiki aile hayatı, gençlik sevgisi neticesi değildir. Hattâ evlenme merasiminde bile gayet resmi bir şekilde düğün olur. Yüksek ailelere mensup olanlarda ise bu resmiyet gayet muhafazakâr bir şekilde tedvir olunur. Düğünden üç gün evvel gelinin çehizi müs- ' takbel evine merasimle nak- , Jonulur. Adet gereğince gelin kendi şahsi eşyasından maa- ' da. müstakbel yuvası kendisi ve kocası İçin yatak odasını, ' elbise dolaplarını, mutfak ta-kımlarmı. yazı masası, lâke ' tepsiler, porselen eşyayı cihaz olarak beraber getirmesi zaruridir.
Düğün günü gelince ilk iş
glllzler görünürde son samanlarda yeni bir ürtun forma n-ıaşmışlarriır. Ve nihayet Wat-son ve Froggatt gibi yeni yıldızların, İngiliz milli on birinin muvaffakiyetinde büyüt bir * oynamaları melbuadur.
Yeni bir futbol yıldızı
Beyaza yakın san saçlı WH-lle Watsonun ilerleyişi dikkate şayan olmuştur. Başlangıçta solaçık mevkiinde oynayan Watson harbden sonra Vlctcry International adı verilen temsili maçlar serisinde İngiliz milli takımında yer almış fakat .olarak berber eve felir, ve ge-iyi bir oyun gösterememiştir.’ linin saçını son defa olarak Bir aralık Yortahln lalcı- genç kızların saçlarını taşıdık-mında Kripkt dahi oynayan lan şekilde, gayet sanaUc&rane Watsonun kendisine bn sporda'bir şekilde hazırlar ve tuvalet büyük bir İsim yapacağı zanne-1 yapılır, saçlar kıymetli kehri-dllmlş ve İngiliz takımında oynatılmıştır. Günün birinde Sunderland kulübü bir maça hazırlanırken a-danüannın notsan olduğunu görünce ve kısmen hatır İçin Watsonu solhaf mevkiinde oynatmış ve bu tarihten sonra WHlle. profesyonel İngiliz fut-boliinde şimşek gibi ilerllyerek yıldızlığa yükselmiştir.
Sağlam yapılı sarışın bir adam olan Froggat. Portsmoııth un en güvendiği muhacimdir, geçen mevsim takımının İngiliz lig şampiyonluğunu kazanmasına yardım etmiş olan Froggatt, Rio turnuvasında muvaffak olmam melhuz futbolcu tipidir. Son derecede seri, topa çengei gibi yapışan ve her lkl ayağtyle korkunç şutlar atan Froggatt, İkinci dünya harbi sırasında îialynda turneye çıkan bir ordu muhtelitinde san-trhaf oynadığı saman İneli ts idarecilerinin ve futbol uzmanlarının dikkat nazarını çekmiştir._________
Ingiltere’de orta tabaka elbiseye ve modaya karşı kayıtsızdır
rol
Saçsız başlar
Bir İcadın ilâç bulmut
(BULMACA^
2 3 4 B 0 î
kl memleket arasında şimdiye kadar yapılan maçların en heyecanlısı olacaktır.
İngiliz milil onbirinln dünya kazanmak sandan bence kuvvetlidir. Evvelâ, hor neyden evvel in-gllteımfn elinde rakiplerinden silaha fazla sayıda oyuncu vardır. Bu bolluk artısından iyi ı2 ~ ötaurm. m. s — $un«, Nuil. bir takım seçmek nisucton da-l* ~ ı:™n«-u-... s - Ranan», au ha kolaydır. Bundan başka In-|8 _ ^Teınanui. 7 ~
milli kriket bar İğnelerle altın ve kap! um-bağa kabuğundan yapılmış taraklarla süslenir. Geline, gayet muhteşem bir gelinlik giydirilir. Beyaz renk matem rengi olduğu halde, gelinin sülâleden ayrılması dolayısflc mateme bürünür, yalnız gelinin
kombinezonu açık kırmızı
renktedir. Gelinin başına yalnız bir takke giydirilir Bu da merasim esnasında, heyecana, kapılıp yüzü kızarırsa görünmemesini teinin içindir. Gelin bu suretle hazırlandıktan sonra, ebeveyninin erini tcıket-meden ana ve babasına Japon itiyatları gereğince veda eder.
Geline hediye edilen kılıç Bu anda gelinin babası vjna. herhangi bir zaruret halinde ve namus şeref mevzuu-bahls Olduğu taktirde kullanmak üzere sessizce, bir Harakiri kılıcı hediye eder, geline ebeveyni refakat eder ve akşam üstü bir Rlkşa veyahut faytonla müstakbel yuvasına getirilir. Müstakbel yuvada güveyin ebeveyni ve taalluka ti, hepsi gayet kıymetli ipekli kisveler içinde, kapının önünde gelini bekler ve içeriye alırlar, damat nikah merasiminin yapılacağı oda veyahut salonda gelini bekler. Nikâhta gelin ve güveyin cbeveylnleri. mutavassıt ve karısı ve iki hizmetçiden gayri kimse beraber bulunamaz. nikâh odasının ortasında beyaz üç ayaklı bir masa bulunur. bunun üstünde daimi gençlik ve bahtiyarlık ifade eden İşaretler vardır.
Bu anda gelin ve güvey karşı karşıya otururlar ve bu oturmadan sonra merasimle şan - San - Ku - Do denilen «üç kere üç dokuz defa* denilen Sakenin yani pirinç şarabının içilmesine başlanır. Bu mdlcUrlcr içme esnasında, ne bir söz ne de bir dua edilir, bütün bu merasim bir sessizlik İçinde döner. Yeni çiftin ortasında lâke ufak bir uuısa vardır, bu masanın üstünde üç muhtelif boy lâke İcaplar, şarap içmek için bulunur, mutavassıt evvelâ en üstteki kabı, .şarapla dolu güveye verir, bu da bunu üç yudumda içer, bunu mûtaakıp geline Nr taş verilir. Gelin de üç yudumda İçtikten sonra geri kalan taslarla da üçer yudum şarap içildikten ra nikâh akhedilmiş olur. H M w arj iaH fa—1 IM—.hfıİL'.ll.ll
Eminönü Halkevinden — Evimi-fin şubelerinin komite seçimleri 24/2.'900 tarihine tcsadCf eden cuma asatKla yanlı «aallerde yapı-laeaktrr. Abaların lesrineri rica olu-
M/2/OSO cuma aaal 13 Dil • Ede-MFM
M/ş/m nadar. 21/2 980 cuma uat M Temsil.
24/2/J?» cuma saat KAO Spor 2-UK«w cum# U SCtfyal Yar-
*/2A»0 cuma saat 13.30 Halk Oer»-hMKİerl
SB/2S>50 cuma u«l tâ Kütüphaneye
NcsrlS'at
M/2A50 cuma mat 10.30 TWrUı -Mte
( Malûl Gader İstanbul «ubesl bafkanlıSındmı: MaMjl ComJcrln Er hlryotlıırı jctılr hnUnnnda parası» seyahatleri için İtereken vesikayı almak Özere İki .-,dvt fotoğrafla Tophanedeki tıiriifiımue müracaatları.
( Yüksek iktisat ve TKsuet m(-k-tabl tneı.ıiûları cemiyeti — Senelik aile taplaıılısı w mart İMM tarihine tnflndif cuma güntı akı>am> saat
ta-
son-
Güeel S«-
Anal. S — İri. 21 den itibaren sabatın kadar devam
— KoojurratH.
etmek tlrere Park Otel aul anlarında yapılarak t tr. Davetiyeler Yeni pon-tane arkasında imar han Vt>. S Cemiyet merkezi w RalıçetapıcrMİa Nrrmın Tuhafiye maftazzuı ile Park ( Otelden tevzi edilmek İvdir.
Londra'dan yanlıyor: İngiltere ve bilhassa Londrnnın öte-denberi erkek giyinişi modasını tayin etmesine rağmen İngiliz halk topluluğu elbiseye ve modaya karşı lakayttır. Orta halli İngllizln giyim eşyalarına karşı İlgisi arızidir. Yani, sadece muhtaç olduğu giyim eşyasını satın alırken bunlarla ilgilenir, Böylece, erkek giyinişinde bu derecede yüksek bir üstünlük derecesine ulaşmış bir memlekette müstehlik seviyesinde teamülüm elmiş bir erkek modası basım yoktur. Arada sırada gündelik bir gazete veya dergi, erkek giyinişi veya cari stiller hakkında bir makale yayınlar. Bu gibi neşriyatı sürekli bir şekilde okuyuculara sunmak hususunda teşebbüsler yapılmışsa da, kadınların o derecede hah İşle üzerine düştükleri yüklü münderecath lüks moda dergilerinin muadili yoktur.
San'at muhitinde ise durum tamamiyle değişiktir. Moda cereyanlarına son derecede uyanık bulunan terzilik çevreleri, yeni cereyanlara dair haberleri iki haftalık mesleki gazeteden bJt teknik haftalık dergiden, iki ğylık sanat mecmuasından ve iki ayda bir çıkan kırma bir moda ve teknik revüden takıp ederler. Erkek şapkalarına dair aylık bir dergiyle. ihracat piyasalarındaki hareketleri takip eden 3 aylık bir yayın ve dokumacılığa dair muhtelif dergiler vardır.
şiddetli rekabet doiayıslte bu neşriyat scnglndlr. Bonlar în-
glllz firmaları tarafından imal edilen yeni erkek giyim eşyaları ve yeni stilleri gösteren bol sayıda resimleri ihtiva etmektedir. Bu neşriyat her mevsimin hul ölünden bir hayli evvel yayınlandığı cihetle, perakendeciler, belli başlı moda cereyanlarını zamanında kavramakta ve ona göre hasırlanmaktadırlar.
Terzilik yayınlarından en eskisi «Minister's Gaaette of Fa-shion»dır. Bu moda dergisi İlk defa 1840 ta. «Majeste kraliçe Viktoria'nın tayyör ve rob terzisi -Edvard Mlnister taralından yayınlanmıştır. Şimdi magazin şeklinde lkl ayda bir çıkmaktadır. «Tailor and Cuttor» haftalık gazetesi, terzilik ticaretinin en 1leri gelen üryanlarındandır.
Bu dergilerde çalışan muhabirler. gelecekteki moda değişikliklerini esas itibariyle, terzilik çevrelerinde dolaşmakla öğrenirler. Tablatiyle bu alanda özel tecrübe sahibi olmaları şarttır. Bazı dergiler «yüksek muhitler* denilen çevrelerde dolaşan yarı amatörlerin hizmetlerinden de faydalanırlar.
Bir muhabir. yaklaşmakta olan bir moda değişikliğinin Uk iş'arını. bir dokuma fabrikasını veya bir büyük kumaş mağazasını ziyaret ettiği sırada görebilir. Bazı hallerde moda' ortaya atan terziler veya göm-1 tekçiler yeni stil bir giyim eş-[ yasım sosyete muhitlerinde tanınmış kimselere giydirmekle ' piyasada tuttururlar.
Genel Elektrik
Türk Anonim ©rfeakiığı
Adî Genel Kurul Toplantısına
Davet:
Ortaklığımızın 1949 yılı âdi genel toplantısı 25 Mart 1950 cumartesi günü saat 11 de Galatada Bankalar caddesinde Başkurt Hanının 3 üncü katındaki Ortaklık merkezinde yapılacaktır. Hissedarların toplantıda hazır bulunmaları Dün ö-Junur.
GÜNDEM:
1 — 1949 yılı işlerine alt Yönetim kurulu ve denetçi ra-porlariyle bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının okunarak kabulü.
2 - Yönetim kurulu ile müdüriyetin ve denetçinin 1949 yılı muamelelerinden ibrası.
3 — Süresi dolmuş olan Yönetim kurulu üyelerinin yerine yeni üye seçilmesi.
4 — 1950 yılı İçin bir denetçi seçilmesi ve ücretinin tayini.

YENİ YAYINA
SARAT TU.11CI
Menıiek etim İrde şimdiye kadar Salname. Nevsal. Armanrk. Yıllık gibi isimlerle uman zaman bazı yıllıklar mlyeUe her şeyden bahreden ve «e-DCİİk takvimi esas olarak alan eserlerdir. Yabancı memleketlerde oldu-CM Bibi yalnız kanat tamularını alan ve lylıyen bir yıllık, bu «erle ve İlk defa olarak ynyrnlanıyur.
Ener kıymetli muharrir Refik Ahmet Sevenc‘1 tarhundan tertip ve pek zarif bir t r kilde neşredilmiştir. 1550 Sanat Yıllığı bütün münevverlerin ellerinde ve evlerinde bulundurabilecekleri bir kitaptır. riatı 3 liradır. Okuyucularımıza favtlye e-derlz
KOLAY YEMEK KİTABİ
Fatma Fuat Gücüyener'ln bu çok befenllcn kitabı. S uncu defo olarak basılmış... Uçur: 1 lira flalle m tısa arzedilmütir. 20 kuranda 272 ycjnck reçetesi vardır. Afla kadın ve kızlarımıza ehemmiyetle tnvklye ederiz. Ağrının tadını bilenler ve aile gelirinin israf edilmesine razı olmayanlar. bu kitaptan t’tf tane rdin-
ZAYİ _ Askeri posta 17908 numaradan almış olduğum 21-9-949 tarihli süresi’ izin vesikamı kaybettim. Yenisini alacağımdan eritişinin hükmü yoktur.
927 Doğumlu
Altdulvahid oğlu Şasim Karol
BİR GAİP BUuUHDU
Harbiye tramvay durağında s gu-bot «Ö pazar piınü kCçük kitap seklinde mat ıfazalı Paris yapısı bir BROS bulunmuştur. Sahibinin Cen-■elkby'UncM Maltepe AMktrl Üresi mudipıueune müracaatı
(Murıtllm Fuad Cücüjreıur Yayın-
HARİCİYE HİZMETİMDE
OTUZ SEME bkl Monkova sefiri Galip Kemali
Söylemczojlu «Hariciye Hizmetinde Otuz Sene* adlı bir eser ncjretmisUr. Bunda IKC den 1932 senesine kadar geçen zamana aic nadireler vesika ve fotoftrAflırla neşredilmektedir. Bu e-errin baylıca mevzuları şunlardır:
Abddlh.ırnlt hâriciyesi Bükreş başkatiplik ve maalahalcOzarlıftı — Atina sefareti KıÜatcaar w maalahat£ü-zartıtı — Girit meselesi - Berlin büyük elçiliği .zıünler^ır ve malta-hntRllmrlıtı — Balkan bnrbl — Atina d a Bulgarinr.ı l’Jnp ittifak mltra-•kcrcsl — Sulhu inua ve Atina sefirliği — Tahran btlyOf; elçilıfii vekA-leU — Petrogradn heyeti murahhasa iryaseuyle azimet üç mukavele akdi.
Açık arttırma ile fevkalâde satış
2fi Şubat 1950 pazar günü saat 10 da Harbiye Vali Konağı caddesinde Çocuk Balıçesı karşısında 39 N'o. lu apartımanın ikinci katına nakledilmiş bir cok stil ve modem eşya, yemek ve yatak odaları, Ingiliz koltuk, berjer ve vitrinleri, biblolar ve bir hayli koridor ve yol halıan açık arttırma ile satılacaktır. Tekmili ceviz lup kaplı aynalan gravürtû ve resimli 1 büfe, 1 vitrin, 1 masa, 6 marokenli sandalyadan mürekkep modern stilize muhteşem yemek oda takımı aynı malın 2 koltuğu, İngiliz malı (Mapplı« markalı şifon-yer, masif mavun ve tekmili market eri vitrinler. Viyana stili vitrinli ve aynalı divan kanape Ingiliz nıa-lı koltuklar ve berjerler, porselen tabak takımları, maden semaver, çay takımları ve yemişlikler, 73 parça komple çatal bıçak takımı, kristal varalar, en son sistem hiç kullanılmamış kadar yeni Singer markalı el dikiş makinaşı, Avrupa malı 12 kollu bronz avize ve defa kristalli ve bronzlu stil avizeler, tekmili ceviz ve liıron kaplı 4 kapılı dolap. 1 tuvalet, 2 komodin, 2 kaıyola, 1 markizden mürekkep barikûlâde yata koda takımı, ufak marketeri modalar. Atman malı içi demir ve çaprast telli yepyeni bolde konser piyanosu, kristalli modern sigara masaları, maroken takımları, stil yemek masası, çay arabası, Rönesans stili ve ovmaiı hasırlı 6 adet sandalya. yaldızlı salon aynalan duvar aplikleri, kolonlar, 2 adet bronz İngiliz karyola 1 mavun kütüphane, yağlı ve sulu boya tablolar, aynalı ve kolon portmantolar, pomye usulü bir îngiliz kanape.
DİKKAT. DİKKAT; Arayanlar için hakiki fırsat: Külliyetli miktarda ve muhtelif cbadda Brüksel ve İzmir koridor ve yol halıları. Anadolu ve Acem halıları.
Fazla tafsilât için müracaat: Maksut Kale Beyoğlu Suterazi sokak No. 18 Telefon: 43424.
Maroken alınacak
Maliye Bakanlığından:
Beşiktaş'ta bulunar. İstanbul Devlet Kâğıt deposu ateİyeleri İhtiyacı için yansı Kahverengi ve yarış» Nrlti olmak üzere Koyun rierislnnen İnce Gren ve yağlı boyalı lOü.000 desl Maroken açık eksi'un e Ue satın alınacaktır.
İsteklilerin 9ÖC lira teminat parası Ue birlikte 8/3/1950 çarşamba günü üsaat 14 de mezkûr depoda hazır bulunmaları. (2235)
Tİ'RK ÇİMENTOSU ve KİRECİ ANONİM ŞİRKETİ HİSSE D AKL ASIN A İLÂN
Şirketimizin hissedarlar Genel Kurulu senelik adi toplan -tun, 25 Mart 1050 tarihine rastlayan Cumartesi günü, saat 11 de. Galatada, Agopyan hanının 4. üncü katındaki Şirket Yönetim merkezintip yapilnealrf.tr
Şirket esas mukavelenamesinin 52. nei maddesine göre, bu toplantıya gelecek hissedarların en az iki yuz elli iusscyv sahip olmaları ve Ticaret Kanımmun 371. İnci maddesine göre de, bunları, toplantı gününde® bir hafta evvel. şirket kasasına veya bankalara yatırmaları ve Şirketten giriş kâğıdı simaları lâzımdır.
GENEL KURUL GÜNDEMİ
i — Yönetim kurulu raporu Ue denetçi raporunun okunması.
3 — 1949 ticaret yılj içindeyapılan muamelelere alt hesapların tetkiki ve kabulü. Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası ve ayni sene hesap sonuçlarına alt Ypneüm Kurulunun teklifi,
3 — Çıkma sırım gelen üyelerden açılan yerler İçin seçim yapılması,
4 — Şirketi idareye memur Üyelere verilecek ücretin tayini.
5 — Yönetim Kurulu üyelerine 1950 senesinde verilecek huzur hakları miktarının tayini,
6 — Ticaret Kanununun 323.üncü maddesine göre. Şirketle ticaret muameleleri yapabilmek üzere Yönetim Kurulu üyelerine İzin verilmesi,
7 — 1950 senesi için bir Denetçi 11e bunun mazereti halin-
do vazife görmek üzere bir yedek Denetçinin seçimi ve ücretlerinin tesblti. YÇNETİM KURULU
DENİZYOLLARI İŞLETMESİ KOOPERATİF
ŞİRKETİ IDAKE MECLİSİNDEN
AD! TOPLANTI
1949 senesi Genel Kurul adi toplantııa 13 Mart Pazartesi günü saat 14J0 da Galata Yeni Yolcu salonu binasında yapılması karorlaştıniıruş olduğundun sayın ortak.urdan yakanda yazılı gün ve saatte sözü geçen salonda hazır bulunmalan rica olunur.
GÜNDEM:
1 — İdare Metlisi raporunun okunnuısı.
2 — Mü rakipler raporunun okunması.
3 — 1949 senesi bilânço. kâr ve zarar hesaplarının trtldkl ve tasdlldyie idare meclisi üyelerinin ve mürnkiplerinin ttorası.
4 — Temeltü tevzii hakkında karar ittihazı.
5 — MüraKiplerin ücretlerinin tâyini.
FEVKALÂDE TOPLANTI
KooperatlI oıtakların 13 Mart pazartesi günü saat 16 da Galata Yeni Yolcu Salonu binasında La rar laşl intan fevkalâde toplantıya je ime i eri rica olonor.
GÜNDEM: «
Esas mutavetenamenin bazı maddelerinin tâdili,
DEVLET DEMİRYOLLARI
J_______________İLÂNLARI_______________
Katranlı Kenevir alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına K omisyonundan:
1 — 4000 kilo katranlı kenevir (kalafat üstüpüsü) açık ek-slltınc ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli. 11400 Ura olup muvakkat teminatı 855 Uradır.
3 — Buaa alt şartname komisyondan parasız olarak flağı-talmak tadır.
4 — Eksiltme danart.lSSO pazartesi günü saat 10.TO da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına (->-misyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde KomUyvn-da hazır bulunmaları. (2003)
Sahİfe 8
AKSAM
85 Şubat 1950
NEVROZiN
SOĞUK ALGINLIKLARINDAN MÜTEVELLİT
Kırıklık. Baş ve Be! Ağrılarına Karşı
NEVROZİN
kullanınız.
Nezle ve Grip vakalarile Sinir ağrılarında
NEVROZİN
Sür'atle tesir eder.'
Dürt saat ara ile günde üç Kaşe alınabilir.
Her Pazartesi günü saat 8,30 da
®AIR FRANCE®
. branşız Havayollarının
4 Motorlu, konforlu SKYM ASTAR uçaklarıyla
İSTANBUL - ATİNA - ROMA - PARİS
Muntazam seferleri
Hariçle tahsilde bulunan ve ailelerini ziyaret n-.aksadllc seyahat eden talebelere mühim tenzilât.
AIR FRANCE, Taksim Cumhuriyet Meydanı No. 1 Telefon: 49134 ve bütün seyahat acentalaıı.
BÜYÜK YARDIM ve İ/TİHA/INI ÇAPAMARKA
MÜ/TAH2 AR ATIMDAN /ECER
DEVLET DENİZYOLLARI
tJo HljatlBIDB ra nokenmel sep batini yapmanJı .mümkündür,
Ald'«nl> «ehillerinin «r-flüı«l lulr
Yolcu v«nHerl Antoro, "lıionbuL "Ado«o.
“Somun.. "lUendarun lhw}ohol qd İni® ,
ı /V* ■ 1
jjf Dedtr ChnıryaNannın *Ck» «olcu aıod^n., t>U1ûr. Kvıun^lhr» »ahidir.
Batı Akdeniz hattı: İstanbul. Pire, Napoli Marsilya, • Cenova.
Doğu Güney Akdeniz haltı; İstanbul, İzmir, Pire, Limasol. Beyrut. İskenderiye, Napoli, Marsilya, Cenova.

Sayın halkımıza müjde
Sobalarda, hamamlarda, yemek sobalarında, kaloriferlerde, fabrikalarda ve her türlü, içlerde kullanılmak üzere, kokusuz ve gayet kolaylıkla yanan;
Battakırmaz linyit maden kömürleri gelmiştir. BLr defa tecrübe etmeniz kâfidir. Satış fiatı beher ton alıcı vasıtasına teslim (30) Uradır.
SATIŞ ve TEVZİ YERİ
Fınılılrl, — Tramvay Cad. No. 60 — Telefon: 41742.
GRİP - BAS-DİŞ v® ROMATİZMA
... AĞRILARINA KARŞI
SAYIN DOKTORLARA «Wcloome» Brand
PENiCiLLiN Pastilleri
Yeniden gelmiş ve satışa arzedilmLştir.
TABLET w şurup
REOSiL
YAN1K, ÇATLAK ERGENLİK, SİMLCE ve EKZEMALARA karşı
DOKTOR 6UBHB
EMİR NECİP ATAKAM Kadın - Doğum Hastalıkları ve ameliyatları mütehassıs: Beyoğlu. İstiklâl Cad. 403. kat 2. Şark Paşan karşısı
Muayene: ln.30 - 19 ■SSİ Tel: 43864 ■■■■
■ SATILIK APARTMAN ■ Beyoğlu İstiklâl caddesine çok yakın iyi irad getiren bir apartman satılıktır.
Tel: 44541-41533.
Falih Sulh İcra Memurluğundan: 947/454
Bir borçtan dolayı mahcuzun paraya çevrilmedlne karar verilmiş olan siyah kiırk mantonun 18/3/950 gün ve saat 13 te Aksaray Horhor Tayyareci Orhan sokak 14 No. da evde açık arttırma ile satılacak ve o gün muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde 23/3/050 gün ve saat 10 da ayni mahalde satışa devamla o gün en çok arttırana kati İhalesi yapılacaktır. Alıcıların mezkûr gün ve saatte satış mahallinde hazır bulunmaları İlân olunur. 18434>
uru tczuıtct euıunıjc
Eğer Havalar Yağmurlu ve rutubetli is®
kullanmayı ihmal etmeyiniz.
1 — 2 tablet yapılacak faydalı ve ilk tedbirdir.
PHILCO
Toptan Satış Deposu
Marpuççıılar Şamatan Han No. 37-18 Telefon: 21571. Telgraf: NATESK /
Bilhassa Anadolu içindir. Çünkü şehir cereyanının kuvveti ne kadar düşse bile, her zaman aynı kuvvet ve hassasiyetle :abşan
3 DALGALI ve GARANTİLİ
Telsiz telgraf memuru alınacak
Devlet Denizyolları ve limanları işletme genel müdürlüğünden
Denlzhatlan kadrosuna «barem içi» aşağıdaki şartlan hâiz telsiz telgraf memuru alınacaktır.
İsteklilerin tophanedeki makine baş enspektörlüğiine müracaat ederek 1. 3. 950 tarihine müsadif çarşamba günü saat 9 da vapılacak scçLm sınavına namzet kaydolmaları ilân olunur. ’ 12410»
1 — Türk tabiiyeti olmak,
2 — Askerlik görevini ifa etmiş olmak,
3 _p.T.T.den Milletler arası şahadetnameyi haiz olmak.
Tasfiye halinde Ce Ka Sinemacılık ve Filmcilik Türk Anonim Or.aklığın dan:
Ce Ka Sinemacılık ve Filmcilik Türk Anonim Ortaklığının olağanüstü 29'12/949 günü toplanan ortaklar genel kurulunda şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek blzleri tasfiye memurluğuna tâyin edilmiş bulunduğumuzdan şirketten alacaklı olduklarını İddia edenlerin bu iddialarını tevsik ederek vesaik İle birlikte Beyoğlu. İstiklâl Caddesi 179 numarada tasfiye memuruna müracaat etmeleri ve evrakı müsbitelerlni kaydettirmeleri ticaret kanununun 451 İnci maddesine tevfikan ilân olunur.
İzzet Cemali Emine Cemali
Yılbak Ticaret Anonim Ortaklığından:
Şirketimizin, üçüncü hesap devresine ait alelâde umumi hey eti 25 Mart 1950 tarihinde saat 11 de şirketin Sirkecide Nurhan'daki İdare merkezinde toplanacaktır. Hissedarlarımızın sahip oldukları hisse senetlerini içtima gününden bir hafta evvel şirkete veya bir bankaya vererek alacaklar: makbuzlar ile birlikte İçtima gününde yukarıda yazılan saatte idare merkezinde bulunmalarını rica ederiz.
GÜNDEM ■
1) İdare meclisi ve murakıp raporlarının okunması.
2) şirketin 1949 senesi nihayetinde tanzim edilen bllânço ve kâr ve zarar cedvellerlnln tetkik-ve tasdiki ve İdare meclisinin İbrası,
3) Müddetleri hitam bulan üç İdare meclisi âzasının seçilmesi ve bunların 195C senesi huzur haklarının tayin ve tes-bltl.
4) 1950 senesi İçin bir Denetçinin seçilmesi ve ücretinin tayini.
PEK YAKINDA ZENGİN ÇEŞİT MS TUHMıYE MIGUIS - Beyoğlu
ZAYİ — İstanbul Üniversl-j tesl Tıp Fakültesinden aldığım 17835 numaralı Devam karnemi I kaybettim. Bulup, 1 Mart 1950 i tarihine kadar adresime getl-'ren memnun edilecektir. Aksi takdirde hükmü yoktur.
Bedi Berker
27. Akdeniz Caddesi Fatih - İstanbul.
Herkesin evinde ve seyahate çıkacak olanlarda ber «eyden evvel bir MAZON
M e y v a Tuzu bulunmalıdır. GİİÇ
HAZIMLARI
kolaylaştırır,
KABI ZLldl
defeder, mide
ŞİŞKİNLİK
VC yanmalarını giderir. «ığıldaki tatsızlığı ve fena kokuyu lüle eder.
HOROS maıknsına dikkat.
kokulu 8 cazibeli renkte yeni pudralarını £pkdim eder.
NEW YORK PARİS
(— Daktilo aranıyor —
; ALMANCASI KUVVETLİ ve SERİ DAKTİLO
I Yazabilen Türk tâbiiyetinde bir bayana İhtiyaç vardır I Steno ve fransızca bilenler tercih edilir. Dolgun maaş veri-llecekttr. Talihlerin hal tercümelcrUe sarih adreslerini 1231 | sayılı posta kutusu adresine bildirmeleri.
OSMANBEYDE :
SATILIK APARTIMAN
Osmanbey tramvay durağı İttisalinde altı kat ve her katı yedişer odalı banyo ve mutfakları ferah KALORİFER ve SICAK SU tesisatlı bol güneşli, konforlu ve çok temiz malzeme ve işçilikle yapılmış betonarme apartıman.
İKİ DAİRESİ BOŞ TESLİM. Müracaat. Her gün. Tel: «1013

Comments (0)