DİKKAT!1 A O A 11/f r-Yann--------------------------------.
T A K S 1 joforüne ' verildi M. İV O Fİ 1V1 Küçük ilânlar
Numarası yarınki AKŞAM da
--------------------------------------- _ -----------------------------------------------—-
Sene 33 — No. 11512 — Fiatı lıer yerde 10 kuruştur. PERŞEMBE 26 Ekim 1950 Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.

3 Bakanın Kabineden çekilmeleri muhtemel
D. Parti kongresindeki hücumların bu istifalara sebep olacağı ileri sürülüyor
Kabinenin topyekûn istifa ederek, yeni 1 Kabinenin Fevzi Lutfi Karaosmanoğtu tarafından kurulacağı mütalâasında bulunanlar var
Adalet Bakan. Halil Özvöruk
Ankara 26 (Akşam) — Demokrat Parti -istlşari kongresinde,, bazı' delegelerin Kabine üyelerinden bir kısmı hakkında y.mtıklafı sert konuşmalar bir kac gündenberi şehrimiz siyasi çevrelerinde türlü tefslr-iere vesile olmaktadır. Bilhassa, İçişleri, Ulaştırma ve kısmen de Adalet Bakanlarına tevcih edilen hücumlar bu Bakanların Kabineden çıkarılacağı yolunda mütalâaların ortaya atılmasına
sebebolmak tadır. Daha müfrit çevreler İse. topyekûn Kabine istifasından da bahis açmaktadırlar.
Başbakan Adnan Menderes'in hastalığı sebebiyle İstlşari kongre içtimalarına iştirak etmemesini Kabine buhranının hâd derecede olduğuna işaret sayanlar bulunmakta, müstakbel hükümetin Fevzi Lûtfl Karaos-manoğlu tarafından kurulaca-(Arkası 2 nci sahifede)
Yeni bir pul serisi
Yeni pullardan iki örnek
Dün gece
Bir otobüs denize uçtu 25 yolcu ağır ve hafif yaralı olarak hastaneye kaldırıldı
Çekmece 2® (Telefonla) — İstanbuldan Büyükçekmeceye gitmekte olan avize 8o plâkalı ve şoför Mehmet çetin'ln idaresindeki içinde 28 yolcu bulunan bir otobüs gece Çekmecenin Mimar Sinan caddesine geldiği bir sırada direksiyon rotunun kırılması neticesinde denize uçmuştur.
Otobüs yolcuları ağır ve hafif yaralı olmak üzere Cerrahpaşa hastanesine nakledilmiştir.
--------------------- Donanma limanımızda
17 parçadan mürekkep olan birlik bayram sonuna kadar limanda kalacak
----■-----
29 ekim Cumhuriyet bayramı hazcılıklarına devam edilmektedir. Bu cümleden olarak 17 parçadan mürekkep donanma birliğimiz öğleden sonra limanımıza gelerek Dolmabahçp önünde demlrliyccektir.
. Donanma, Cumhuriyet bayramı sonuna kadar limanımızda kalacaktır.
Şoförü uyuklayan kamyon devrildi Yolculardan 9 u derhal öldü, 13 i de ağır surette yaralandı
Mersin 26 (Akşamı — Bugün Kayseri . Adana yolunda dokuz yolcunun ölümü He neticelenen feci bir kamyon kazası olmuştur Hâdisenin mahiyeti şudur:
Şoför Mehmet Sayar İdaresindeki kamyon dün Kayserîden Adanaya gelmekle İken Şaklr paşa civarında şoförün uykuya (Arkası 2 nci sahifede)
tdaremiz, 17 Ekim 1650 tarihinde İstanbulda .Yıldız köşkünde yapılmış olan milletlerarası sivil havacılık teşkilâtı bölge toplantısı münasebetiyle bit seri hâtıra pulu bastırmıştır.
Pullar üç değerde^ İbarettir. Açık mavi ve koyu yeşil renkte olan 20 kuruşluk pul 200.000 adettir. Açık mavi ve kahve renginde olan *0 ve açık mavi ve eflâtun renginde olan 60 kuruşluk pullar 120 şer blıı adettir.
17 Ekim 1950 tarihinde satışa çıkarılan bu pullar 31 ocak 1950 akşamına kadar tedavülde kalacaktır.
Memurlar ve iş plânı
D. P. istişarî kongresinde yürütülen tenkîdler
Ankara 25 (Akşam) — Demokrat Parti istlşari kongresine İştirak etmek üzere G3 vilâyetten gelen delegeler şehrimizden ayrılmışlardır.
Evvelce de bildirdiğim gibi, Demokrat Parti istlşari kongresine gazeteciler alınmamıştır. Bu itibarla efkârı umumiye kongrede konuşulan mevzulara uzak kalmıştır.
Kongrenin hitamından sonra delegelerden bazılariyle yaptığım konuşmalar neticesinde el-(Arkası S İnci sahifede)
Mısır millî takımı Ankara’da
Düşündürücü fiat farkları
Belediye, halka ucuz yiyecek sattıracak ------- — » (► 4 — ------
Mısırçarşısındaki 70 dükkân derhal boşaltılacak ve ucuz yiyecek satacak esnafa verilecek
Mtsırçarşısının dıştan görünüşü
Belediye mec’lsl, Mısırearşısj- rılmasını istemekte ve tahliye
na yeni bir şekil vermeği karat- sebebi olarak da bu dükkânla-laştınnışür. Bu maksutla çarşı- rın rızası olmadan eski kiracı-
da ramiye sararı lumaıc ıçuı,engini ııerı surmesıeaır.
mahkemeye müracaat etmiştir, Eski Mısırçarş:5i Balıkçı, peynirci w yağcı gibi esnafa yardımcı hâl olarak İstimlâk edilerek bugünkü bale kar.uimuştıı.. Zamanla burada kolcnyacılâr tatlıcı ve lokantacılar da yerleş, mlşt-lr. Belediye mahkemeye bu esnafın Mısırçarşısnvtan çıka-
Beledlyc bu dükkânları bundan sonra sadece yiyecek maddesi satan esnafa piyasadan daha ucuza, mal satmak şartile kksh’Hicalot.ır^— (-•— . ___■
Toplan gıda mrddesl satan tüccarlarla mütaahhltler» çarşının hareketli halini göznönde tutarak toptan flatlne peraken-

de olarak yiyecek maddesi «atmağı taahhüt şarllıe buraya yerleşmek islediklerini bildirmişlerdir. Belediye de halka dana ucuz flatle yiyecek maddesi tedariki İmkânını verecek bu tekilfj memnuniyetle kabul etmiştir.
Verilen malûmata göre, bundan sonra bu dükkânlarda et, ljphfr,- peynir, vnfr kuıufasulyt ve benzeri maddelerle diğer e-saslı gıda maddeleri en az yüzde 20 daha ucuza satılabilecektir.
Göçmen meselesi
Komada görüşülecek
Türk-Bulgar hududundaki hâdise
Bulgar heyeti dün hudut talimatnamesinin ihlal edilmiyeceği hakkında söz verdi
Alışır milli takımı Ankarada karşılıyanlar arasında
26 (Akşam) — cu-
Ankara
marted günü 19 ıMayıs stadyumunda Türk genç mili lakımı İle bir karşılaşma yapacak olan Mısır genç millî takımı dün saat 13,29 de bir Mısır uçağıyla şehrimize gelmiş ve hava alanında Bcdeîiı Terbiyesi. Futbol federasyonu ile bölge ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır.
23 kişiden mürekkep olan kafileye, Mısır Futbol Federasyonu Başkanı Rlfat Bey başkanlık etmektedir. 17 futbolcudan 5 1-nin yaşı 24 ten fazladır. Futbolcular. Kahire, İskenderiye ve Port - Sait'ten seç'Jtnlş olup çoğu ilk defa beynelmilel bir temasa katılmaktadırlar. Mısırlılar takım kaptanı ve antrenörden maada toerubelrertnde bir
Harb sıralarında etin kilosu şimdikinden pek dalıa yükseklere çıkmıştı. Fakat fakir halkın belli başlı gıdalarından olan sucuk ve pastırma, şimdikinin beşte üçü fiatindevdi.

Bir kilo lakerda 300 kuruş. Balığın fiatiııijı belki de altı misli. Lakerdayı yapmak —. herkesin bildiği gibi — pek basittir. Ev kadınları bile, koluyca lakerda kurabilirler.
A
Dil, böbrek, beyin gibi sakatat, .şehrin bazı merkezlerinde — meselâ Eminö-nünde — diğer merkezlere kıyasla şaşılacak kadar pahalı satılıyor.
*
Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Müstahsil satışı ile toptan; toptanla perakende fiailer arasındaki
Edirne 25 I.Akşam» — Bugün saat 15 te Kapıkulede yapılan protokoldü Bulgurlardan bir albay. bir yarbay, binbaşı ve teğmen olmak üzere, dört kişi bulunmuş ve Türk heyeti, bu gibi hâdiselerin iyi komşuluk müna-sebatını ve hudut talimatını ihlâl etliğini hatırlatmışlar ve bu gibi hallerin tekerrüründe Türk makamlarınca gerekli ted
birlerin alınacağını bildirmişlerdir.
Bulgar heyeti, badema hudut talimatnamesinin ihlâl edilml-yeceğlne dair şerefleri üzerine söz vermişlerdir. Türk heyeti protokolün yazılı olarak verilmesini teklif etmiş, Bulgurlar-mevcut hâdiseyi inkâr ederek, kendilerinin ateş açmadıklarında ısrar eyliyerek zaptı Imzala-
mıyacaklannı bildirmişler v» hâdisenin Türk - Bulgar dostluğunu bozmak lstlyenlerce çıkarılmış olabileceğini ilâve etmişlerdir.
Huduttaki hâdise
Edirne 25 (Akşamı _ Türk -Bulgar hududunda bahis mevzuu olan son hâdisenin mahiyeti şöyledlr:
(Arkası 2 nci sahifede)
r. bit getirmiş- uçurum muazzamdır. Bütün
bunlar, «müteşebbis» İtrin serbest piyasada kâfi derecede faal olarak rekabeti sağlayamadıklarını; hem kendileri kazanıp. Iıem de ucuzluğu yara tama d ı kİ a r mı gösteriyor.
Teşebbüs erbabının henüz pek mecalsiz olduğu anlaşılıyor-
Memleketimizin iki can damarı
1 aran; Halide ED1B Yarınki nüshamızda
I
I
Yurdun her taralında» Cumhuriyet bayramı İçin hazırlıklar yapılmaktadır. Ankarada yapılacak büyük geçit- resmi İçin bir hafta evvel başlanan provalara devam edilmektedir. Yukarıdaki resimde, izci kızlarımun yapacakları geçit resminin provasında görüyorua.
Sahile 2
li. ik Ö A
26 Ekini 1350
SÖZKJN GELÎSl
Korede savaş
Bir Ziya Gökaip gelmiş...
irmi altıncı ölüm yılı münasebetiyle büyük fikir adamımız Ziya Gökaip için gazetelerimizde çeşit-
li yazılar çıktı. Kendisiyle konuşmak bahtiyarlığına e-reu münevverlerimiz, onun musahabelerini unutamazlar, Bize bir kaç yazısiyle bir kaç şiiri kalmıştır. Şiiri de fikirlerini yayma vasıtası olarak kullandığı için onlarda Ziya Gükalp'ın düşüncelerini takip etmek mümkündür. Musahabelerinde saran bir kuvvet varmış. Çünkü inanmış adamdı. Bir sosyolağ olduğu için cemiyetimizin yükselh; yollarını vuzuhla görüyordu. Maarifimiz ve kültürümüz hakkında onunkiler kadar doğru sözleri hic kimse söylememiştir.
Dünkü «leni İstanbul» gazetesinde M. Nermi üstadımız Ziya Gökaip için yazdığı makalede undan, bir musahabesi sırasında dinlediği bir kaç sözii nakletmiştî-Buntar bugün için de doğrudur:
«— Biz elimize geçen kitapları okuyoruz. Bilgilerimiz artıvor. Fakat Türkiyenin derleme, toplama bilgiye değil. tam bîr fikir disiplinine ihtiyacı vardır. A. B. C. illi bilenler gerçekten okumuş adamlardan sayılırlar. Fi-ki disiplininden mahrum oldukları için ne kadar aksak vc çocukca düşünürler. Fikir hayatı nesillerin himmetiyle kurulabilir. Bizim inkılâbımız (1908 inkılâbı) sağlam bir ideolajiye kavuşamazsa, hiçbir yemiş veremez. Zaten medrese fikir disiplinsizliği yüzünden bu pereseye düşmüştür...»
Ne kadar doğru sözler. Kültür hayatımız hâlâ derleme bilgilere dayandığına göre bunlar peygamberine Millerdir. Ziya Gökalp'ın talihsizliği de zaten buradadır. Fikirlerini kendisine hayran olanlar dinlemiş, hafızalarına nakşetmiş, fakat o fikirler tatbik imkânı bulamamış. maarifimize temel yapılamamıştır.
Oııun için de, bizim için de ne kadar hazin!
Şevket RADO
Üniversite gençleri ile bir hasbihal
Talebe yurtlarının tslahr, burs meselesi, Yüksek Ticaret okulu öğrencilerinden bir dersten kalanların durumu görüşüldü
Millî Eğilim Bakanı Terfik heri, dûn Fen fakültesi konferans salonunda Üniversite gençleri İle bir hasbıhal yapmıştır. Sdz alan talebeler muhtelif İhtiyaçları üzerinde konuşmuşlar, Yüksek Ticaret mektebinde bir dersten kalanların, bir üst sınıfa devam edebilmeleri, kütüphane ve okutma odalarının faaliyet saatlerinin arttırılması mevzularında söz söylemişlerdir.
Müteakiben kürsüye gelen
Tevflk İleri, Süreyya tlme'nln, Kadıköydekı Süreyya slnamesı-nı Darüşşafakaya bağışlamış bulunduğunu müideleyerek söze başlamış ve talebelerin bahis mevzuu ettikleri meseleler üzerinde fikirlerini beyan etmiş ve demiştir kİ:
«— Üniversite bu memleketin kalkınmasında büyük vazifesi olan bir müessesedir. Üni-
«eratta gençliği ne kadar karakterli. bUgiU yetiştirilirse milletin istikbali o kadar emniyet altına alınmış olacaktır. Bu sebeple Üniversite meselelerini dalma ön plâna almağa çalışacağız. Elimdeki İmkânlar nispetinde gençliğin haklı gördüğüm bütün İhtiyaçlarına el a-tacağım...»
Bakan bundan sonra, solculuk mevzuuna da temas etmiş, gençliğin komünizmle mücadeleyi kendisine İdeal edinmesini Elemiş ve yabancı ideolojiye takılarak yollarını kimselerin maarif
kadar sokulduklarmı. bunların birer birer ayıklat makta olduklarını da sözlerine İlâve etmiştir.
Bakan, toplantıdan ayrılırken Üniversiteli arkadaşlarla sık sık görüşmeler yapacağını söylemiştir.
şaşırmış sistemine
Süreyya paşa
sineması
Otomobil hırsızları
Dariişşafakaya vakfedilme»! münasebetle dün takrir muamele»! yapıldı
Üç kişilik bir şebeke şehrimizde yakalandı
Amerikan kuvvetleri Çin hududuna kadar ilerliyecek
Altıncı tümen, hudut yakınında bir şehri işgal etti
Ncw-York ?« 'Radyo) — Korede beş koldan ilerleyen Birleşmiş Milletler kuvvetleri, düşmanın zayıf mukavemeti karşısında Çin hududuna doğru İlerlemektedir
Bu sabah alman haberlere göre, altıncı tümen, hudut yakınında Kojank şehrini işgal etmiştir.
Bildirildiğine göre, dlün, İngiliz ve Amerikan askerlerine, Çin. hududuna kadar İlerleyip mevki almaları emredilmiştir.
Tokyo 25 (AA.) — (Reuter): Mecmuu 100.000 kişi olan en az 9 Amerikan tfe güney Kore tümeni, süratte hududu doğru İlerlemektedir.
Bu tümenlere mensup bazı elemanlar hududa takriben 70 kilometre mesafede bulunmaktadır. Bunların hafta sonuna kadar hududa varacakları limit edilmektedir.
Londra 25 (AA.) — iLPS): Basın muhabirlerinle, Koreden bildirdiklerine göre, İngiliz ve İngiliz milletler camiası kuvvetleri Mançurya hududuna 100 kilometre mesafededirler. İngiliz kuvvetleri, MançuryadRn evvel son büyük nehir olan Ç*ng Çong nehrini geçmişlerdir Kuzey Korelilerin mukavemeti gayet zayıftır.
Tokyo 25 -AA.)
(AFP>:
Kuzey balı salilll ilde komünist batlarının gerisine geçen hafta paraşütle indirilmiş olan iki güney Koreli İstihbarat subayı bugün dönmüşlerdir.
Bu subayların söylediklerine göre kuzeyliler Sinuimı hudut şehrinin takriben 27 kilometre güneyindeki bir hat boyunca kuvvet, tank ve top tahşlt et- | inektedirler. Mezkûr şehrin kıt- ı zey Kore başkenti olduğu sanılmak tadır.
Bu subaylar çok miktarda , ağır topçu malzemesi, tank vc takriben iyi talim görmekte o-lan 20.000 asker gördüklerini İlâve etmişlerdir.
Göçmen meselesi
(Baş tarafı birinci sahifede)
Gece saat 21 de, Bulgar hu-1 dudu üzerinde Paşamahallcde Türk ve Bulgarlnr tarafından kullanılan çeşmeye au almağa giden Denizlinin pazar köyünden Haşan Zengin, ve Yatağan köyünden Ahmet Çağlan makineli tabanca ateşine tutulmuş ve ayaklarından yaralanmışlardır. Bu vaka üzerine hâdise i yerine gtden hudut komutanı. « yaptığı tahkikatta erlerin Bul- : garlar tarafından açılan a- ı teşle yaralandıklarını tesbit et- | miş ve erler hastaneye kaldırıl- « mışiar, oradan da Çorlu haste- ı nesine naklolumuuşlardır. ( Göçmen meselesi
3 Bakan
| {Bas taralı 1 inci salıilede) ;:ını ısrarla söylemektedirler.
Bu müti'Jlâa ve görüşler iç politika hâdiselerini jakinen takip edenler tarafından İse tamamen reddediliyor, «Bir Kabinenin muvaffakiyet ve ademi muvaffakiyeti bir senelik faaliyet bilançosu olan bütçe |le belli olur, Menderes Kabinesi, bütçesini henüz lıazırlamakta oidııgu ve parti olarak İktidarı almadan önce millete vadedllen bir çok İcraatı bu bütçe İle plânlı olarak orl&ya koymağa! çalışacağı için lopyekûn kabine değişmesini beklemek yersiz olur- deniliyor.
Bazı Bakanların, bu arada
Şoförü uyuklıyan kamyon devrildi
(Baş tarafı birinci sah i f ede)
GÖZE DÜŞENLER
Yaşa be kahraman!
Şehir Meclîsi üyelerinden Ferdi Öner bir takrir vererek Taksimdeki «İnönü Gezisin ne «14 Mayıs gezisi» a-dmı koymayı tekiri ediyormuş, üiinkü, hayatla olan siyasi adamların isimlerini şuraya buraya takmak uygun değilmiş.
Doğrudur Bu usul bizde mübalâğa ile kullanılmıştır. Eskiden, ne kadar Vekil ve Reis varsa hepsinin adı l.'r sokak başına asılırdı. Hattâ sağlığında asılıp öldükten sonra kaldırılanlar da olmuştur.
Fakat «İnönü» bu isimlerden değildir. AtafiTkiin «Milletin makûs talihini yendiniz» diye yazdığı biiyiik zaferin adıdır.
Öyle de olmasa, acaba şu: «Hayatta olanların ismi bir yere konmaz» mantığı, İnönü gezisi açıldığı fi tarihimi ■ kimsenin aklına niçin gelmedi, bu fikri söylemek'cesaretini o zaman kimse neden göstermedi de ancak şimdi bu nevi kahramanlık moda oldu?
Her neyse .. Şehir üyesi zat geııe iyi akıl etmiş, kadir-şinaslık göstermiş, İnönü adı yerine İnönü'nün tarihlere geçecek en büyük eseri olan «14 Mayıs» ismini teklif etmiş. Filhakika, büyük adamları nesiller boyunca i-simleri değil, milli eserleri yasatır.
Hindiçinîde vaziyet düzeltilebilecekmiş
Tibetin istikbalini görüşen heyet dün Pekin’e gitti
Kadıköydekl Süreyyapaşa sl-runıatiinın Dârüşşafakaya vakfedilmedi münasebetiyle dun saat 13,30 da Beyoglunda Ses Tiyatrosu binasında takrir muamelesi yapılmış ve İstanbul eski milletvekUl Süreyya 11-men'c alt bulunan sinema bütün mtlştemllâtlyle Dârüşşafaka Lisesine devredilmiştir.
Takrir muamelesinde şahit o-larak Milli Eğitim Bakanı Tevflk İleri, Beyoğlu Kaymakamı Ahmet Akbfl, Dr M. Kemal ö-kc. Dârüşşafaka .Müdürü Esat Uraz ve Süreyya tlmen'ln avukatları hazır bulunmuşlardır.
Beyoğlunda soyulan mağazalar
Beyoğluııda İstiklâl caddesi üzeride Japon oyuncakçı tna-ğaznsiyle, bir gözlükçü ve bir dr ıtriyat mağazasına hırsızlar girmiş, yükle hafif- pahada ağır bazı eşya çalmışlardır.
Bu arada gözlükçü dükkânının çekmecesinde bulunan 1812 Jlra para, da çalınmıştır,
Bu hırsızlık vakası hakkında Emniyet Müdürlüğünün aiâkalı memurları İcab eden takibat VC tahklkuu yapmaktadırlar.
Ankara 25 — Bulgaytslanla^tonfirede şahıslarına hücum e-hûkûmeulmiz arasımla göçmen fnenlerin istifası da zayıf bir meselesinden çıkan ihtilâf he- ihtimal olarak görülüyor ve se-nüz kati bir hal safhasına gir- bebl şöyle hülâsa ediliyor: memlştir. Hükümetimiz, bu hu-| sustakl noktal nazarında ısrar etmektedir.
Burada bazı mahfillerde söylendiğine göre, bu İhtilâfın Dışişleri Bakanlan konseyinin Ro-mada yapacağı önümüzdeki toplantısında bahis mevzuu olması muhtemeldir. Bu toplantı İtalya Hariciye Nazın Kont Sforza'nın başkanlığında yapı-.
Uçaktır. [
Dışişleri Bakanı Fuat Köprü- çekilmelerini icap ettirmez. An-lü. önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı merasiminde bulunduktan sonra seyahate çıkacaktır. Bakana yalnız Kalemi mahsus müdürü Sadi El dem refakat edecek, Paris Büyük Elçimiz Numan Menemen-cloğlu da Paristen Komaya gelerek müşaıdr delege olarak bulunacaktır.
Eınnlyet Müdürlüğü alâkalı ; memurları, şehirde otomobil ; hırsızlığı yapan bir şebekeyi ya- ; kalanuştır.
Rauf Bllgltay. İbrahim Metin ve Mazlûrn Zeytin adlarındaki bu üç şahıs. Kızıl toprakta 1 Şûkriyenin, Kadıköyde Abdul-lahın. Maçkada avukat Mehmet Kâmilin, üsküdarda Ferdi Güney ve Avnl’nln, Bağlarbaşında Alba y Hakkı Önen'İn otomobil ve olomobU akşamını çalıp sa-vuşmuşlarken, yapılan takibat !| sonunda ele geçmiş bulunmak- ı ladırlar. Bunlar hakkındakl so- I ruşturma derinleştirilmek t ed İr.
Kız kaçıranlar
•Menderes kabinesi. Parti genel idare kurulu ftyesl olup kabinede vaztre alan şahısların politikasını takip etmektedir. Bütün Bakanlar ancak Başbakan ve genel kurul üyesi Bakanların direktifi dahilinde hareket etmektedirler. Kongrede icraatları tenkld edilen Bakanlar ancak mahdut bir takım şahsi hareketlerinden me-|suldurlar ki bu da kabineden
dalması neticesi olarak kamyon derin bir hendeğe yuvarlanmış bu esnada kamyonda bulunan] yolculardan dokuzu derhal ölmüş. 18 1 de aCır surette yaralanmıştır.
Kamyonun yuvarlanması bir müddet sonra yoldan geçen diğer vasıtalar tarafından görülerek yolcular derhal Memleket hastanesine kaldırılmışsa da yolculardan sekizinin durumu ağırdır.
şoför kazayı müt-aakıp kaçmıştır. Zabıta ve jandarma a-raştırmalar» devam etmektedir.
Bir ölüm daha
Mersin 26 'Akşam) — Dün I Mersin - Silifke voiu üzerinde iki kamyon çarpışmış ve kamyonun üstünde bulunan Ali Kefir sadmenin şiddetiyle yere yuvarlanarak derhâl ölmüştür. Hâdiseye savcılık el koymuştur.
Londra 26 (Radyo) — Hlndl-çtni’deki vaziyetin düzeltilebileceği umuluyor. Fransız kuvvetleri teşebbüsü ele almak İçin müstahkem mevkilere dayanmaktan ziyade Laokai'da top-| lanmaktadırlar. Âsi kuvvetlerin de oraya doğru llelrediklerl bildirilmektedir. Diğer taraftan Tibet'in İstikbalin! görüşen heyetin de Pekine gittiği öğrenilmiştir.
Londra 25 (AA.» — LPS.: Pekin radyosu dün akşam Komünist Çin kuvvetleri birliklerine Tibet üzerine yürümeleri emri verildiğini söylemişti. Bu direktifler Çomûnist Çin Partisinin bir şubesi ve askeri makamlar I tarafından müştereken neşredilmiştir. Bu direktiflerde, or-
rlnl yalanlamıştır. Yeni Delhi'de birkaç hatta, kalan heyet şimdi İhassa'dan Pekine gitme emrini almıştır. Heyet üyelerine. İngiliz makamları Hong -Kong’dan geçerek Pekine gitmeleri İçin vize vermiştir.
Sicilya’da fırtına
Elektrik hatları hasara uğradığından şehi karanlıkta kaldı
pazar giinü calî Paril teşkilâtının vc dola-'yısJyle Meclis grupunu tatmin [etmek için umumi temayüle göre bu Bakanların İstifaya da-| vet edilmesi zayıf bir ihtimal de olsa mümkündür,*
| Bu mütalâa muhalefet çevrelerince de İleri sürülmekte ve İyi bir görüş olarak karşılanmaktadır. Yeni yıl bütçesinden önce bir kabine değişmesi pek zayif İhtimal olarak görülmekledir. _______________
Mersinde Tekir çifliği bugün köylüye verilecek
Mersin 26 (Akşam) — Atatürk’ten devlete İntikal eden Te-Şakir
İran Şahının doğum yıldönümü
tran Şahlnşahi Alâhazretl Hümayun! Mohammed Reza Pehlevi'nin aoğum yıl dönümü münasebetiyle yarın öğleden evvel. İstanbul İran Başkonsolosu ekselânş Abdul Hosseln Meftah, Cağoiuğlundakl Başkonsolosluk binasında İran tebaasının tebrikleini kabul edecektir.
dllmiştlr. Bu ciireküflerde. or- ( Roma 25 (AjL.) _ A F P : dunun vazifesinin Tibet halkını (saatlerce sûren şiddetli bir fır-(emperyallst baskısından» kur- (şiÇyya(ja büyük ha-tarmak, Çinin birleşmesini ta- ’ marnlamak ve memleketin hudut bölgeleri nuntakalarını müdafaa etmek olduğu söylenmektedir.
Çin büyük elçisi istilâ haberini yalanladı Yeni Delhi 25 -AJL) — LPS.:
Yeni Deihide Çin Büyük Elçisi Ue memleketinin İstikbali hususunda müzakerelerde bulu- ( nan Tibet heyeti rlstllâ» habe-
saclara sebebiyet vermiştir.
ı
BORSA
Porto Empedocle'da şehir sular altında kalmıştır. Blı-çok yerlerde vukua gelen toprak kaymaları neticesinde yollar ve deınjyolları İnkıtaa uğramıştır. Bir köprü yıkılmış ve yüksek tevettürtü elektrik hatları hasara uğradığından bi,rçok küçük şehLrier saatlerce karanlıkta kalmıştır.
Bu sabahki
İngiliz kültür heyetinin onuncu yılı
Ankara 25 — tnglllz Kültür heyetinin memleketimizde faaliyete geçmesi’Jn onuncu yıldönümü münasebetiyle bugün , şehrimizde merasim yapılmıştır. Bu merasimde bulunmak üzere LoncLradan Aukaraya gelen İngiliz Kültür heyeti başkanı general Adam bir konferans ver-' (iniştir. Konferans kalabalık münevver zümrs israfından takip edilmiştir
An karada bir yargıcın suiistimali Ankara 25 — Bugünkü Ankara gazetesinin yazdığına göre. Ankara üçüncü sulh hukuk hâkimi İhsan Suda], yetimlere ait tereke paralarından 35 bin lirayı zimmetine geçirmiştir.
Bu yargıç emekliye çıkarılmış , kir çifliği bugün vali
vc adli soruşturma neticesi hak .Cannlpın iştirak edeceği bir tö- münevver zûmrs tarafından takında takibata başlanmıştır. renle köylüye dağıtılacak lir.
Londra
Yort
Parla
Stokholm Cenevre
Aınsterdaro BrO İtsel Urbon
ESHAM VE TAHVİLÂT
% » PAUU TAHVİLLER
Kapımı vat a».-
feci kaza
Parmaklarını kaybeden işçi
10t)
100
sabah saat 7.30 sıralann-
Şoför İhsan ve arkadaşı tevkif edildiler I
Evvelki akşam Kadıköyde, Kuşdili caddesinde Hasırcıbaşıl sokağında oturan Abdulluhın 1 16 yaşındaki kızı Ayşe Demlrçe-ilği kaçıran şoför Fikret ile Arkadaşı İhsan İnanç, dün geç' vakit Meşhut Suçlar Kanununa1 göre Birinci Ağır ceza Malike-1 meşine verilmişler ve gizli ya- ( pılan duruşmaları son unda j tevkif edilerek cezaevine gcin- . lûerilmlşierdlr, 1'
Tarsus vapuru
Doğan Nadi CLMHIRl-YET’lekl fırkasında şunları yasıyor :
Amcrlkada bulunan Tarsus vapurundan altı tayfa kaçmış.
Doğrusu, onların kaçmalarına değil de diğerlerinin gemide kalmalarına şmpnalı.
Her seyahatinde yedi sekiz defo bozulan, her gideceği yere dört beş gün geç giden bir vapurda oturmak kân mıdır kİ?

Verem âfeti
Cemil Sait Barlas,
TELGRAFlaki başmakalesinde de Sağlık Bakanının «veremden senede bir milyar lira «arara uğradığımızı» beyan etmesine temas ederek şöyle demekledir-
akıl
SON
Nasıl bir hacim bre sal ıh ölçüsü İle ölefliemp’se insan kıymeti de bir mut.ı gibi para ile ölçülemez İnsan bulunduğu cemiyet içinde yalnız maddi emeği İle değil, mânevi varlığı ile bir çok şeyler temin etmektedir Oraya yeni kıymetler, varlıklar eklemektedir. Onun için veremin sebep olduğu zayiatı biz paraya tahvili kabil oir milyar liralık bir kemlvt» olarak almıyoruz. Bunun üstünde ölçüye sığmayan, ancak Tiirk cemiyetinden bertaraf edildiği takdirde teselli bulacağımız bir âfet olarak görüyoruz.
uğraması hakkında şunları yazıyor:
«Geçen gün. Demokrat Partinin İstlşar Kongresinde gazetecilere kötü muamele yapan Ulaştırma Bakam epeyce muahaze edildi. Me £aian söyllyellm, aydın Demokrat Partililerin bu hareketi hoşumuza gitti. Maalesef, İçimizden bazıları Vekil olur olmaz, kendilerini Cumhuriyet Şehzadesi addediyorlar Unutuyorlar ki, İşgal ettikleri san-dalya, millet tarafından kendilerine verilen muvakkat bir makamdır.
% a FAİZLİ TAHVİLLER
l!Ht Oemirvolu Kalkınma I Kalkınma II Kalkınma LU iiho »ıikns» I rmii istikrazı □ I9*a istikrazı ı

Muaheze edilen vekil
Sedat Simavi. lil'RRİYET’ te l'laslırma Bakanının D. P. Islhari kongresinde tenkide
Bugün, kendi kongrelerinde ıııuahaze edilen bu Bakanlar, korkarız ki, yarın bütün milletin huzurunda da aynı muameleye maruz kalacaklardır.!
Bu
da Kenıeraltı Zürefa sokağında bulunan Şark lâstik fabrikasın -____ da bir İşçinin parmaklarının 20,tt kesilip kopması lie neticelenen leci bir kaza olmuştur.
- 1 Bir müdddetren ben lâstik 81.*0 20.30
20.60
31 20
2132
I.
% U FAİZLİ TAHVÜ. |
UMU tahvili________________________tK>3J
fabrikasında çalışan Fahrettin Tuııçay adında 25 yaşlarında bir İşçi bu sabah lâstik hamurunu makrineye verdiği esnada makinenin çalıştırılması için gereken emniyet tedbirlerinin alınmaması sebebiyle parmaklarını makinenin arasına kaptırmış ve feci bir şekilde parmaklarını kaybetmiştir.
I Bu sabah hastaneoe konuştuğumuz Fahrettin bize şunları I söyledi:
«— Bir aydanberi haftada 22 buçuk lira İle çalışıyorum. Bu 1 sabah nasıl aldu biiu( ironim.
Dön geceden Çok sonra
% $ FAİZLİ tahviller
1233 Erfiinl
1'334 ikramı veli 20.75 j1
Mim «adara» 2020 elimi kaybettim —, o.
Demirvoiu ıv un — | beri makine başındayım
Demiryolu V_________________m05 yOruımu^tum, Bundan ------------
ahapolu oemirvolo cRUPü Inasıl çalışacağımı da bilmiyorum.»
lalıviılet A B C Htsse SKiıellerl *1 w
ı MOmrsâli tcneı
S IH K El HİSSELERİ
I Alcı Kez B^nnası
’ A rSlan VİmefllO
I r Tirarel BanKası
h B.nalca.11
1 *jatK DflSlnneorııılt
Milli Reasürans
SAHRAFLARDA ALTIN
Kille*
109 «5
2230
123,--
0.50
MÖ ı«-
Malatya Belediye başkanı Ankara’da
Ankara 26 (Akşam) — içişleri Bakanlığı tarafından vazifesine son verilen Malatya Belediye Reisi Muzaffer Akalın dün akşam üzeri trenle şehrimi.e gelmiştir. Muzaffer Akalım kain balık bir Halk Partili grup tezahüratla karşılamıştır Bıı arada kendisine partililer atlına ou-keik-r verllmlşUr.

AKSAM
Sahtfe 3
2-3 Ekim 1950
AKŞAMDAN =! «AKŞAMA
Ev eşyası fıkaralığt
Esnaf kontrolü
Garp memleketlerini çok dolaşıp ve oralarda tahsil edip yurda dönen bir genci, savım sırasında memur et' misler. Geziniş, yazmış, çiz* miş; diyor ki:
— Evlere girmek yasak e-dilıılişti amma, ne de olsa kapılar aralandı, yiiz kadar evin içini yarı yarıya gördüm. Biiyiik bir (ıkaralık dikkatimi çekti. Gerçi, öteden beri, bizim halkta, evin içini döşemek zevkinin, yahut imkânının ileri gitmediğini biliyordum. Fakat, intihalarım seyrek temaslarla edinilmişti. Garp şehirlerini gezdikten sonra, savım sırasında birdenbire yüz kadar evle temas etmek, üzerimde pek fena bir tesir bıraktı tngiiterede bile İngiliz kumaşı giyilmezken, bizde bu kumaşlardan kostümler, paltolar yaptırtan; yerli şapkaları beğenmeyip İtalyan fötrleri kullanan; türlü Fransız ipeklilerini istihlâk eden bay ve bayanlar, nasıl oluyor da, bu evlerin dekoru içinde yaşamağa yanaşıyorlar? Bizim binalar, zaten kötüydü. Türk milleti, dine taallûk eden mimaride ileri gitmiş: fakat dünyaya taallûk eden mimari etralıııda (meselâ ikametgâhlarda) bu asra hemen hic eser bırakmamıştır. Şatoların muadili binalarımız yok. On yedinci ve On sekizinci Asırdan kalma mütevazı baba evlerimiz de yok. Bunıın sebebi, acaba, iddia edildiği gibi, yalnız zelzeleler ini, yangınlar mı?
İngiltereye gittiğiniz sırada. siz de, her ailenin eşyası üzerine ne kadar titrediğini görmüşsünüz. Sha-kespearc’in doğduğu yatağı, beşiğini, kolluğunu, masasını muhafaza edebilmişler. Bu. yalnız ona ait bir imtiyaz değildir. Hemen herkesin büyük babalardan kalma mobilyeleri evlerinde durup durur.
Garp âleminin her tarafında bu hal böyle olduğu gibi. Şark dünyasında meselâ Âraplar arasında, meselâ Hintte, meselâ Çinde bu iş başka türlü müdür? Bizde bazı işlemeli bezlerden, bazı tabak çanak gibi eşyadan, bazı kavukluklardan ve nihayet halılardan, kilimlerden maada «antika» yok gibidir. Olanlar da haraç mezat, ve maalesef ölü fiati-ııe Bedesteni boyladı.
Yerleşmiş bir millet olarak evlerimize daha fazla itina etmemiz lâzım geldiğini, sütununuzla belirtmenizi rica ederim.
Böndeki mukayesenin tesiri şu oldu;
— Ahşap mahallelerimiz berbattır. Yeni betonlar da bir parmak farklı. Fakat i-kametgâhlarunız, mobilye bakımından, hariçleriyle kıyas edümiyicek kadar düşük evsafta-
*
Genç okuyucumun anlattıklarına şunu ilâve edeyim: Bûzi ailelerimizin evleri, bir dereceye kadar iyi mobil-yeli oha. bunlar dahi, İngiliz eşyalariyle. Vienna denen Viyana eşyasiyie, Fransız Louis’leriyle, yahut bunların taklitleriyle doludur. Bize mahsus ya hiç yok, ya istimalden sakıt, asrımıza intibak edememiş şeyler...
Bazı unsurlar, bazı milletlerde geri kalıyor. Bizde en geri kalmışlardan biri, muhakkak mobilye unsurudur.
(Vâ-NÛ)
1 kasımdan itibaren
Belediyece şiddetlendirilecek
Belediye, bazı sebepler dolayısıyla esnafın kontrolünü gev-şetmiştl. Önümüzdeki ayın birinden İtibaren Belediye her sahadaki faaliydi İle beraber bilhassa kontrol İşlerinde yeniden hızla başlamağa karar vermiştir.
Bu maksatla önümüzdeki hafta kaymakamlar, mütaakl-ben de nahiye müdürleri toplantısı yapılacaktır. Bu toplantılarda Belediye hizmetlerinin ifasına elbirlliiyle başlamak ü-zere yeni kararlar verilecek ve bu arada kontrol işleri de görüşülecektir.
Pamuk fiatleri
İzmir borsasında
420 kuruşa kadar fırladı
İzmir — Mevsim bidayetin-
den beri tedrici bir yükselme göstererek cumartesi günü 380 kuruşu bulan pamuk piyasası hafta sonunda satıcılar için hayli ümitli bir durumda ka-
panmış bulunuyordu.
Salı günü müstahsil lehine
Tophane hamammâa geceleyen serseriler arasında
Kıhçali hamamında neler gördüm? — Serseriliğin başlsca sebebi — Beyaz zehirle mücadele kâfi derecede şiddetli değil!
Savım günü, Kıhçali hamamının kapısında haneberdıiştar sayım memurlun tarafından kaydediliyor
olan bu yükselmelerden bir yenisini daha gördük. Piyasa I hafta sonundaki kapanış fiat-l terinden hayli fazla bir flatle1 ve aynı zamanda 4 lirayı aş-1
mak suretiyle bir rekor kırarak 420 kuruştan kapandı.
Sadece İki büyük alıcının mücadele ettiği piyasada alıcıların oldukça nazlı hareketleri ve iki alıcının rekabeti fiatleri yavaş
yavaş yükselterek 4 liranın üstüne çıkardı. Kapanışta 420 kuruşu bulduğu zaman, aşağı yukarı 270 tonluk bir mübayaa-da bulunuldu.
Alâkalılar bu artışın en mühim sebebi olarak Avrupa dan gelen teklifleri ve büyük bir iplik fabrikasının hatın sayılır derecede mubayaa talebini ileri sürmekte ve bu durumda Hallerin daha da yükselmesi icap etliğini söylemektedirler.
Üzüm piyasası
Üzüm piyasasına gelince: satışlar gevşek durumunu muhafaza etmekte ve pek az miktarda mubayaada bulunulmaktadır Satış kapanış fiatleri: 8 numarada 75, 9 numarada 76. 10 numarada 78.5 kuruştur.
incirde bir değişme yoktur. Muamele yekûnu 598 çuvaldır.
Ankarada ölüm ve doğum nisbeti
Ankara belediyesi sağlık müdürlüğü İstatistiklerine göre; bu sene on ay İçerisinde An karada 1080 kişi ölmüştür. Buna rağmen, nüfus müdürlüğü verdiği İzahatta yine bu sene on ay İçerisinde 1875 i cıkek ve 1975 1 kız olmak üzere 3850 doğum vakası olmuştur.
Sivasta komünizm
İŞÇİ sigortası
Geniş ölçüde işçiler sigortadan faydalanıyorlar
tş kanununun İşçilere tanıdığı çeşitli sigortalardan İşçiler geniş ölçüde ı.itlfadeye başlamışlardır Son bir sene içinde analık, iş kazası ve meslek hastalıkları slgursatıudan İşçilere 11.5 milyon lira tazminat verilin iştir. Bütün bu sigortaların primleri iş verenlerden alınmaktadır Şimdiye kadar bu sigorta primlerinden 12 milyon lira toplanmıştı.
Mevcut iş sigortalarından yalnız emeklilik -lgoıtası İçin İşçiden yüzde 2 prim alınmaktadır
Diğer taraftan kabul edilen hastalık sigortacı kanunu bir marttan itibaren yürürlüğe girecektir. Bu suretle işçilerin her türlü hastalıkları sigorta edilmiş olacağından lıcı hangi bir baltalığa müptelâ olacak İşçi, işçi hastanesinde tedavi edilecektir.
Çalışma müdürlüğü bu maksat la şehrimizde- beş yüz yataklı bir hastane aı-mağ;. karar ver-
İSTANBUL = ^^HAYAT£
Lüks taksiler
I
Takside çalışan ve dolmuş yapan otomobillerin ücret meselesi bir tiirlü hallcdile-medi. Tarife yapılıyor, tatbik olımamıyor. Bazı şoförler hâlâ müşteriden fazla para istiyorlar, arada çıkan ihtilâflar nahoş hâdiselere, kavgalara yol açıyor.
Taksimetrelerin lam ücret, yani bugünkünün bir misli fazla yazması için yeniden ayarlama tedbirine baş vuruldu, şoförler buna da itiraz ettiler. Cemiyet, taksi saatlerinin ilk açılışta kırk kuruş t erine elli kuruş yazacak şekilde ayarlanmasını tavsiye ediyor, şoförlerin fazla nara istemelerinin
ancak bö İçlikle nniine ge-çilebilece'Jni söylüyormuş, n
MiHetlerarasj sivil havacılık konferansı
ICAO milletlerarası sivil havacılık teşkilâtı Yıldız sarayı Şule köşkünde toplantılarına devanı etmektedir.
Yeşilköy hava meydanında gece uçuşlar: ve kapalı havalarda uçuş kolaylıklarını temin edecek aletlerin kullanılması hususu kararlaştırılmıştır.
şimdiye kadar elde edilen1 malûmata nazaran, Yeşilköy lıa-'a meydanının inşaatı biter bîı• ■ z çift katlı B-377 Stratoc-rulser uçakları Londra - İstanbul arasında seferlere baslıya-cakıır. ı
Bir hamam tasavvur ediniz.’ — Bunların hepsi lııtzıı gibi- rast hiç değilse neîesden ısını-Şöyle 15 - 20 kişinin yıkanabl-; cHr. Kendilerinden hiç incinme- yor. leceği bir hamam. Tophanedeki dini. Öyle esaslı şekilde yersiz, yurtsuzların meşhur Kılıçali hamamı, da bunlardan biri.
Fakat buranın senelerden-> beri sadece İsini ve içinin biçl- jınaz. mi hûmamd.r, Sonbsta. ve M Ber(Jus ne Jemak? gecelerinde 200 - 2oQ kişinin;
yattığı, yaz geceleri ise muşta-’ Yersir yurtsuzlar kendilerine risklin 50 - 6d kişiye inhisar et- berduş diyorlar. ..Evi sırtında-bir benzeri mânasına gelen lıanebzrduşia-ı.rııı kısaltılmış şekli olacak. ! Haneberduşlar arasında kii-
,fc çük çocuklar da var. Bunlar r,' ekseriyetle ailelerinin yanından kaçan Anadolulu çocuklardır.
10 yaşında olan Ahmet Yıldırım kafasındaki keli tedavi ettirmek için Balıkesirden gelmiş ve burada kalmış 14 yaşm-dayiıiiıun dayağına dayanannyarak An-talyadari gelmiş. Büroda ablaları varmış, onları arıyormuş... 16 yaşındaki Yorgun Yakın da:
- - Benim yerim yurdum yoktur. Anam, babam da belli de-, ğil. Beni Darülacezeye bııak-
mlştlr.
Yeni haslar? önümüzdeki marta kadar faaliyete geçmiş olacaktır.
cnr. Kenaııerıncıen nı(? incinme- yor.
1____dim. Öyle esaslı şekilde kavga Birisi 9. diğeri 10 yaşında o n
barındığı' da olma?.. Parası olan sayıp bu-, Ömer Aydın ile Haşan Pak da na teslim eder. Ertesi gün keiı-' ailelerinin yanından kaçarak Ortada Samsundan gelmişler, da ol-: — İkimiz de üvey anne etin-
! deyiz. Onun sopasından bıktı- ____
tunuz İçin kaçmıştık Fakat bu-j hkîa İnşa ettirdiği Şark 'rorln Halın rhl‘ A-zİV^h CPkİVOrilZ. vosi 1 (.-«r>n11frl fil Kir. Ilm.
j dilerine iade ederim
! sebep olmayınca kav:
Şark kahvesi 3 yılda 83 bin liraya kiralandı
Belediyenin Ma çitada kİ
liğl bu hamamın daha var mıdır acaba!
Hamamın gece manzarası,: kapısından bakanları korku ve 1 dehşetten ürperterek içeri girmek cesaretini kıracak derecede korkunçtur. Esasen İçeri girseniz bile, kısmen eski hasırlar ve paçavralar üstünde fakat umumiyetle taşlar üzerine uzanarak yatan basmadan İlerlemek dır. Her tarafı kesif yakan boğucu bir duman kaplamıştır. Yüksek ve rutubetli ta? kemerlerin birinden sarkan küçük bir elektrik ampulü, bu fena kokulu dumanı geçip etra-
insanlara daki Metin Başakın lmkânsu-\e genzi
Taş-1 . - ■ kah'
ıada daha çok eziyet çekiyoruz. ( vesi 3 seneliği 83 bin liraya kl-Bir fırsatını bulsak döneceğiz. İş yok. Büyük hamallar İş alır-| Ren bizi dövüyorlar. Fakat ek-1 nıek paramızı veriyorlar.

Haneberduşîarın akıl hocası
Bir zamanlar memleketin en meşhur dalgıçlarından olan Kırımlı Kurt da burada 7 — 8 1 sene evV
ei bir kazadan mucize kabilinden bir tesadüfle kurtulmuş, fakat aklî muvazenesi bozulmuş.
| — Sermayem yok diyr- hükû-,
met ticaret yaptırmıyor gibi aca ' yip şeyler söylüyor,
1 Lise 10 uncu sınıfa kadar okıı-
ralanmuştır.
Yeni kahvenin yanındaki salaş binalardaki eski kahve de tamamen kaldırılmaktadır. Kahvenin lokantası d3 olacaktır. Yeni kahve bu cumartesi günü saat 17,30 da törenle acıla çaktır. Kahvenin Amerikan ban olduğu halde aikoîiu içkiler satması yasak edilmiştir.
-vel deiılzaltına? geçirdi-[ Kahvenin yeni kiracısı, eski : az adan mucize kabilin- ] kahvede bira ^atıldığını bildi— I1 rerek burada hiç olmazsa bira satışına müsaade edilmesini belediyeden İşlemiştir. Müracaat tetkik edilmektedir.

rena KOKUlll dumanı gerip etra- S11- 3,111 darülacezeye pırau- . f.ı | Icvı
fı aydınlatamıyor bile Koku ve m,şiar. 6 senedir bu hamamdı °’a» v/,’ duman yüzleri farkettlrmiyeeek yatıyorum. Hamallık yapsnm ı ® ® JririrrlaOh Hasaıı1 ^ğle t
derece kesifleşiyor. Cebimde 30 kuruş olmadığı ge- ıtaK'T"y,n 1 .
. . ., , t, ? , berduşların akıl hocasıdır. Her, 12,57 Aeo
.... çeler sokakta vatıvorum. Fakat • ... .
Hamam sakinleri
Kıhçali hamamının her yaşla bin kadar daimi müşterisi vardır. Her gece burada kalanların sayısı ise mevsimlere göçe azalıp çoğalıyor Gecelik ücret 30 kuruştur. Fakat 13 senedir hamamı kiralayıp İdare eden Bahriye muzikasmdan emekli İsmail Hakkı Pektaş.
— Parası olanlardan gecede 3o kuruş alıyorum. 25 e hattâ 20 kuruşa yatırdıklarım da var. Her gece lâakal dörtte birinden de hiç para almam. Paraları olmayınca ng versinler? Burası onların evleridir. Mademki paranız yok. bu gece yalamazsınız diyebilir miyim?
— Bu İnsanları idare etmek kolay değildir. Burada sık sık kavga olur mu?
İçeler sokakta yatıyorum. Fakat şimdi havalar soğudu adamın iliklerini çekiyor,
Yunan Kıralı vefat etti

’ . . |J_
ışın I» ı yolda pazarlık vâ-^ dişine -il mesindeki sebebi İr1 anlıvamudık. Belediye, li“: mıımî oahahiığ] nazarı dik-kate almak, müşterinin tak-^Q simetrideki rakamdan bir misli fasla para ödemesine Ç ve hıı defa taksi saatlerinin.— bu şekilde ayarlanmasına k: "ar verirken elbette bıı i9 0 i: -erinde gereken tetkikatı > yaptı: benzin, lâstik, yedek 0 parça vesairenin fiatlerini 0 Közden geçirdi ve ücret mik-.*— tarım buna istinaden tesbit etti. O yamandan beri ben- o zin fiatleri yükselmediği bi otomobil, yedek parça ve lâstik fiatleri bilâkis ucuzla-di ve günden giine ucuzlu- ® yor. Bu vaziyette şoförlerin £* fazla para istemekte ısrar etmeleri ancak, belediyenin za'fmdan istifadeye kalkışmakla tavsif olunabilir.
Filvaki Belediye de. Seyrüsefer İdaresi de bu za’fı gösteriyorlar. Meselâ yeni bir tedbir olmak üzere otomobillerin sınıflara ayrılma-
sı düşünülüyormuş. Taksiye ilk defa çıkarılan yeni oto-
tel’in edildi
Sivas (Akşam) — şehrimiz' atölyesi işçileri Cumhuriyet meydanında komünizmi tel'in maksadiyle bir miting yapmışlardır. İstiklâl marşı ile başlayan miting te üç hatip komünizmin fenalıklar mı belirten heyecanlı konuşmalar yapmışlar ve (Dâğ başını duman almış.. marşını söyledikten sonra sükûnet içinde dağılmışlardır.
Kadını kaçırmak istemiş
Balıkesir — Edremit Havran bucağında enteresan bir hâdise cereyan etmiştir. İddiaya göre, zabıtaca tanınmış olan İsmail Bostan, çarşı içinde belediye zabıt-a memuru Hüseyin Polatm karısının peşine düş-1 rııüş ve kadını kaçırmak istemiştir. Bu sırada hâdiseye müdahalede bulunmak lstiyen bekçiye de ateş etmiştir
Bilâhare kaçan sanık saklandığı bir bağda yakalanarak ad-1 iyeye verilmiştir.
Ankara üniversitesi
Ankara üniversitesine bağlı fakültelerde öğretime 1 Kasım dan İtibaren başlanacaktır.
mobiller lüks savılarak bunlara yüksek ücret tarifesi tatbik edilecek, bir müddet kullanılmış olanlar birinci sınıfa, daha eskileri ikinci sınıfa ayrılacaklarmış.
Sebep?... Şoförleri veva a-raba sahiplerini taksiye yeni otomobil çıkarmak içir» zorlıyarı kimdir? Kendileri para kazanmak için otomobil alıyorlar ve İşletiyorlar. Bunıııı ceremesini halk ni-
e akşam programı
4 ve programlar.
Ûs'ıeı ter.
Ö '(• Iconserl Pl.
F jrljılor.
Ş-Klsılar ve türküler PI.
Xavıer Cııgarl orkeslrMlndlt dans müriji PI.
Programlar ve kapanıl. Açılış Ve programlar.
D.ms mü”Bl TlUkOler geçidi. Haberler.
Kısa şehir haberleri. Küçük orke’tcadnt Radyo IrlAsIk Tfli'k birliği konseri Raılvo Gazetesi. Gelir vergisi İzahları. Ş-nkrlar.
Vali Mitselle ve Passo Dobleleı PI.
Fasıl heyeti konseri »Aeemkllr-dl-.
($nn »ololtırı ilil berter, Dans muzlgt PI Programlar ve knpantf.
çin çeksin?
Türkiye ile Mısırdan gayrı dünyanın hiçbir yerinde lüks taksi otomobili Yokmuş. Mısır hem bizzat zengin, hem de dünyanın birçok zenginlerinin akın ettikleri bir şevvali memleketidir. Öyle bir yerde lükl taksi otomobilleri rağbet görebilir, Fakat biz hangi servet kaynaklarımıza bel bağlıyarak bozuk kaldırımlı daracık sokaklarımızda lüks taksi işletmek sevdasına kapıl iyorıı z? Memleketini i zdo lüks hayat sürecek kadar servet sahibi olan vatandaş-■'rın hemen hepsinin altlında hususî lüks otomobilleri var. Taksiye binenler, hususî otomobil alamayan, ve otomobilin süratinden is-
13.00
I31B i 13.46
Hayım iki, 14,20
■ ■ . 1 14.30
.' 11.15
1 15.00
— 27 yaşındayım. Fakat ha-117^7 yatta yiiz sene yaşamı:, gibi tec- |'«'0 rübem var. Burada gördükle-1 j* “ rinlzln hepsi aklı başında, açık |I(1|S
.40
meselede onun mütalâasına J
1 müracaat ediyorlar. Müşaviri de I Kayını Kohen’dlr.
' I yaşındahberi sokaklarda oldu-nnıı söyledi. Teklrdâğlı diyor
-Bu sabah Yunan sefarethanesinden aldığımız resmi malûmata göre Yunan Kıralı Aleksnndr, ıliin öğleden .sonra saat dörtle verat etmiştir. Bu lınber evvelâ telsiz telgrafla dün gece limanımızda bulutsan Atiro-mifas ismindeki Yunan gemisine gelmiştir.»
Teşrinievvel »fl?0
_____________________________>
göz ve elinden iş gelir adamlardır. Fakat bir kere adımız berduş’» çıkmış, Nereye gitsek herkes bize şüphe ile bakaı. .Malında yahut hayatında gö-,20 I zumuz olduğunu zanneder. Şu,3’ hamamda yaşayabilmek ve bir’S) [lokma ekmek bulmak dünyanın! i eri güç işidir. Fakat ne yapnrsın 22 tahammül ediyoruz, Bize iş 33 versinler namusumuzla çalışırız. “
; 21.30
mflödller. musikisi
(Arkası 7 nel sahileıle)
Bundan bir ay kadar evvel ayağı kırıldığı İçin hastaneye ya tini ın 91 yaşındaki meşhur İngiliz mizahçısı Brraard Slıaıv tamanıiylc İyilermiş bulunuyor. Yukanki klişede onu hastaneden çıkmadan biraz evvelki haliyle görüyorsunuz. Resrdnl çeken fotoğrafçı mu-Iziplik olsun diye: . Uyurken sakalının yorganın üstünde mİ bire kırsınız, yoksa altına mı alırsınız? , diye sormuş. Üstad hayalında ilk defa olarak bu suali oevapsız bırakmıştır. i
ANKARA RADYOSU
Öğle ve akşam programı
12.38 Açılış ve proRram
| 12.30 M. S. oyun ve S.ırkılar.
, 1.1,00 Haberler.
13.15 Salon orkestrasr .Sedad Edlî».
I 13.30 öfile Gazetesi
13.15 Salon orkestrası devamı.
14.00 Hava raporu aksam programı ve kapanıp.
17.58 Açılı? ve program
18.00 M S. ayarı ve Incetar «Rast faslı».
18.45 Müzik: Pl.
10,00 M. S. ayarı ve Haberler.
19.15 Tarihten Bir Yaprak.
19,20 Yurtlan sesler. İdare «ten: Muzaffer SanıOzen.
19.45 Badyo ile tngilkce.
20.00 Filim yıldızları söyldyOr Pl
20.15 Radyo Gazetesi.
20,30 Serbes saat.
20,35 Tamburla «az eserleri.
20.50 Bağlam» tstamından oyun lıi-
11,0Ö Konuşma: Kahramanlar geçiyor •Feridun Fâni Tülbentçi».
21,14 D.ns müzikleri PL
21.44 Sağlık sattı.
22.00 MUrlkıeveriA saati
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
25,00 Program ve kapepıg.
Yarın sabablel program
7.SO Açılış, program ve II. S. ayan.
T.34 Kuran - 1 Kerim.
7.44 Haberler.
8.00 Şarkılr Fİ.
8,13 Harp sololua PL
8.23 Günün psogtnmt ve tuvs raporu.
8,30 Cesim hatif parçalar.
0.00 Kapaııt»,
tifade etmek ihtiyacında o-lan vatandaşlardır.
Saniyen. lüks otomobiller için dışarıya avuçlar dolusu döviz kaçırırken beri tarafta hastalarımızın dertlerine deva olacak en miihinı ilâçları bulamıyoruz.
Taksilerin sınıflara ayrılması ve bilhassa lüks diye yüksek ücretli bir sınıf ihdası, memlekete yeni otomobiller akınım teşvik edecektir. Bu iş üzerinde karar vermeden evvel faydalarını da, mahzurlarını da bütün teferruatiyle göz önüne alıp esaslı bir mukayese yapmak lâzımdır.
Cemal REFİK
İşçi sanatoryomu
İşçi sanatoryomu yapılmak üzere Süreyya paşanın Çalışma Bakanlığına hediye ettiği Mal-tepedekl koruda 400 yataklı bir bina İnşasına karar verilmiştir.
Sanatoryomun projeleri hazırlanmıştır. Keşifleri yapılmaktadır. İnşaata yakında ballanacak va yeni bina süratle tamaml anacktır.
Lüzumlu para elde mevcuttur. Yeni binanın Marta kadar yetiştirilmesine gayret edilecektir.
Sahile 4
AKSAM
26 Ekim 1050
Balıkların tazeliği Ve gıdaı kıymetleri —— ■ - "
Şimdiye kadar yapılan bütün tecrübelerden balığın tam ve büyük fayda sağlayan bir gıda olduğu anlaşılmıştır
Geçrnlrrdr nehri mirde balıkçılığımız üzerinde tclkikat yapan heyet
Casusla
Yazan: Van Wyck Mason
Çeviren: Nihal Karamağaralı
Amerikan gizli ajanı North’un casusluk
Binbaşı Hugh maceraları
Beni bir yere Buradan pek
Evvel zaman içinde.
Eğlenceler ve toplantılar Konferanslarda sual sorma ve söz alma hakkı — Mevzular, daima mütenevvi ve alâka çekiç* îdi
Semih Mumlur S.
Bugünkü yazımda, balıkların taseİlgi ve gıda! kıymetlerinden bahsedeceğini. Gözönünde tutmak lâzımdır ki bir balık- sudan çıkar çıkmaz ölür ve derhal sertleşir. Bu aertleşmo balığın tazeliği hususunda bir teminattır. Balıkların tazeliklerini anlamak İçin çok mûteâmli olan usul, kulakların muayenesidir. Ekseriya balıkların kulakları kırmızdır ve üzerlerinde muayyen renkler bulunmaktadır. Bu renkler takriben 24 ili 30 saat
sonra kaybolurlar. Taze balıkların gözleri dolgun ve dışarıya doğru fırlaktır. Göz bebekleri simsiyah, ve etrafı şeffaftır. Zaman geçtikçe göz içeri çöker ve kül rengi olur. Bir balığın bayat olduğunu tesblt. eden başlıca vasıflar aşağıda gösterilmiştir:
1 — Eti yumuşaktır.
2 — Kokar.
3 — Et kemikten kolayca ayrılır.
(Arkası 7 nel »hilede)
Raha-
EVVELKİ TEFRİKALARIMIZIN HULÂSANI
Amerikan istihbarat subayı StoddartTa Amerikan gazetecisi Bayan Jingles Law$on İstaııbıılda, Haliçtedirler. Eskiden pek değerli bir zat olarak tanınan, fakat şimdi işi ayyaşlığa vuran Amerikan binbaşısı Hugh Norlh'u dadandığı meyhaneden alarak tabii hayatına kavuşturmak istiyorlar.
J
nîn eski dostunum... Her zaman dost değil miydik?
— Evet... Hem de kıyak parçaydın 1
Yana doğru sendclediyse de kendini derhal toparladı. Kuşlan çatıldı, tek çizgi halini aldı:
— Peşimde niye dolaşıyorsunuz? Size kaç kere söyllyeyim: Bıktım arlık bu İşlerden imandım... Ben flnltoyum... Hapı yuttum.
Jlngles. kırmızı manikürlü zarif elini, onun koluna koydu:
— Söyledin ama, ben İnanamıyorum. Haysiyetin nerede kaldı?.. Ben seni gururlu bir
ne Bu
Kadıköy Süreyya Sinemasında *■' IBu akşam AR ve ELHAMRAda haftalarca alkışlanan iki muazzam film birden
1— ÇILGIN KALPLER MARGARET LOCKVOOD — PAUL DEPİUS 1— ZAFERDEN ÜSTÜN (Türkçe) ALAN LADD — DONNA REED’in zaferi
f «KAZABLANKA» yı yaratan Prodüktörün şaheserler hâlikl VİLLİAM DİETERLE'in Elnema tarihinde ejl görülmeyen hârikaları
MEMNU MINTIKA
- (Rope Ef Sand)
‘ BURT LANCASTER — PAUL HENREİD
CLAÜDE RAİNS — PETER I.ÖRRE — COEİNNE CAI.VET taferi. Bu akşam
TÜRKÇE*!: LÂLE Orijinali: AR — ELHAMRA'da
z Yeni SES Tiyatrosunda
Yarın akşam saat 20.45 de
BÜYÜK GALA
Yazılışının 75 İnci yıldönümü münasebetiyle
Leblebici Horhor Ağa
.Memleketimizde İlk defa olarak Reinhardt metodlarına göre OPERA KOMİK şekliyle sahneye konmuştur. DİKKAT pazartesi talih kaldırılmıştır.
1 ENİ SES TİYATROSU
l»l«nbuj BalmlhMi Şablr THairanı
Her akşam 20AS de üç GÜVERCİN Operet 4 perde Eser: Szlgllgetl, Müzik: Kalman ve Brahma
DRAM KISMI DÖN JUAN Yazan: ûloliere rOrkcesl' I. Galip Artan
Telefin: 1ZJ57
KOMEDİ KISMI
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ
Türkçesl: Esat N. Erendor Çarşamba tenzilâtlı. Cumartesi. Pezar matine 15 de Tel: 49309
Yazan: Iznıla Vemcırtl ve Ceor(c Ben rttrkteo Umll Yteer 1 defon i «M09
Cifeler saat il üe açılır
BEYAZLI KADIN
A?k ve macera romanı
Taun: W. W. ColUna Tercüme eden: (Vâ-Nû)
XV
iki haftayı rüya içinde geçirdim. Neticede üçümüz birden Londraya döndük.
Ablası ile mutabık kalarak, Laura'yı kont Fosco nezdlnde yapacağım teşebbüsten haberdar etmemeğe karar vermiştik. Adamın kira konturaU Haziranda bitiyordu. Benim acele etmem gerekti, çünkü Mayıs başlangıcında bulunuyorduk.
Aşk bahsinde o kadar bahtiyardım ki, bu derece müşkülâtla kazandığım saadet), yeniden tehlikeye düşüreyim mİ, duşürnılyeylm mt diye biraz da tereddüt ettim. Fakat, bllmek-•İkİm. Laura, beni doğru yola götürdü.
Bir gece, uyuyan karımı muhabbetle aeyrediyordum. ¥a-nakfanndBD iri yaşlar yuvar-
feranslar verirlerdi Edebî u: nakaşalar ihdas ederler. İçtimai mevzuları müdafaa eylerler, toplanan halkı alâkalantlı-nriardı.
Bendeniz henüz Parlste İlsen estetik cerrahî bahsi yeniden meydana çıkmış olduğundan bıı İşte muvaffak otan cerrahlardan bazısı dahi bu salona gelir, yaptıkları ameliyatın neticesini 1-zah. bir çok kere de teşhir ederlerdi. Yâni ameliyat yaptıkları adamları veya kadınları sahneye çıkararak evvelâ ameliyattım evvelki fotoğrafileı-ini, sonra da. kendilerini gösterirlerdi. Hele “t büyük göğüslü kadınlara v;rpı-““ lan ameliyatta muvaffakiyeti D-lzhar ve ispat etmekte inatçı C\l idiler. Bu nevi hastalan mutlaka ameliyat edildikten sonra aklıkları şekil İle mutlaka hal- £Z ka temaşa ettirirlerdi. Hatırın;-,O dadır: bunlardan bazıları v -lerlnl kaparlardı... Baran da halka büyük terzileri göstermek vc giydirme sanatının Fran sadak! mümtaz ve müstesna hususiyetini belirtmek için meşhur terzilerin mankenleri bu salonda kürsüden halk arasına İnerek dolaşırlar- o eânım elbiseler!, mantoları, şapkaları "O vesalreyl bİTer birer gösterirler- 0 di Baş makaslarlar da sorulan Qj suallere cevap ve İzahat. hülâsa 0 bir nevi ders verirlerdi; halkın Jr zevki selimini gıcıklarlardı,.. En'** mütevazî bir Fransızın en dllnî-şln bir şekilde giyinmesinde bu gibi tezahüratın hizmeti ve methali vardır. Onun İçin biz bu nevi toplulukları tekrar eder dururuz derlerdi İşten anlayanlar. (Bu Vagram salonu hâlâ bakidir ve bu gibi çalışmalarla meşguldür.) S, M. S-
arlste Vagram caddesinde (Vagram salonu) adlı kocaman bir bina vardı. Burada güreş ve boks müsabakaları yapılırdı. Konferanslar verilirdi. Siyasî Içtimalar tertip edilirdi. Binlerce halk koşa koşa gelir; salonu doldurur; göreceğini görür eğlenir; kalkar giderdi. Numarasız bilet saLarlar, herkes istediği yere otururdu. Balkonları da vardı, Bu yerde haftada bir de şöyle bir toplantı olurdu. Klüp dö Foburg burada Içtimalar tertip ederdi, biletleri beş franga satar. Salonu doldururdu. Umumi konferans verirdi. Bu konferanslarda halkın da hakkı suali ve kelâmı vardı. İsteyen kalkar, soracağını sorar, ve bir şey söyliyecekse kürsüye çıkar söylerdi. Bu soruş ve söyleyişler danışıklı döğü-şiikiü olmadığı İçin çok alâka çekerdi ve hazır bulunanlar cidden meşgul ve müstefit o-lurlnrdı. Hür ve ser&zad vakit geçirirlerdi. Konferanslar şöyle verilirdi... Halk toplandıktan çıngırak çalındıktan sonra kulübün çığırtkanı (mösyö Pol-dez) kürsüye çıkar, konferansçıyı takdim eder; yine çıngırağı çalardı; halkı sükûta davet e-derdl ve hemen de konferans başlardı. Kalabalık kulak kesilirdi, Çıt duyulmazdı. Söyleyeni dinlerlerdi. Hazan meselâ b!r cümleyi tekrar ettirirlerdi, not alırlardı. Bittikten sonra konferansçıya soracaklarını sorarlar ve fikirlerini söylerler. Kısa İse oldukları mahalde ayağa kalkar söylerler; değilse kürsüye gelir söylerlerdi. Birbirlerini lknaa çalışırlardı. Söz sözü açtığı İçin başkaları da işe karışırdı; söylerler, dinlerlerdi. Münazarayı uzatırlardı.
Mevzu nedir?
Hemen her şeydi. Siyasiycll, İçtimaiydi, İktisadiydi- edebîydi falan. Muharrirler, münekkld-lere cevabı burada verirlerdi; eserlerini bu kürsüde müdafaa ve İzah ederlerdi: halkın da sorularına bu yerde cevap verirlerdi; yahut siyasetlerini bu kalabalığa açar dökerlerdi; noktal nazarlarını izah ve istizah ederler, hakla âdeta bir konuşma yaparlardı. Mösyö Hcryo, madam Rökanıye adlı meşhur eserini bu salonda İzah ve İsteyenlere bu kitabından bir çoğunu imza ve Ihda etmişti. Meş hur avukat Torez mükemmel bir piyesini bu kürsüde teşrih ederek fevkalâde alkış toplamıştı. Vlktor Margrit Lâgarsonunu yine bu yerde müdafaa ve hayli yorularak münakaşa etmişti. Onu halk çok sıkmıştı, ihtiyarı terletmlştl. (Torez Fransız gazetelerinde sıkça İsmi geçen zat değildir). Partiler de propagandalarını bu binada yaparlar, binlerce halkı toplar, akıllarına geleni söylerler ve söyletirlerdi. ...........
Yalnız siyasi zevat veya polltl- Tevhit Bıi«e. Dnmbuıiıi k»-..- ı.
. ... ............................................
buradan...
AJcordiyoncu, tasdik elti: — Tabii! Tabii... Liıkln kadar uğraşsak nafiledir.
Nelson dedikleri zatı şerlim, ilk şarhoşluğu değil. Zom. Hani erkek kediler vardır, sıçrayıp tırmalamağa hazır: bu da öylesi!
Jingles, Hugh tin kabalıkları karşısında duyduğu nefret hissi İle müthiş surette mücadele ederek, yalvardı:
— Haydi oh canım! ... Gel gidelim.
Ve sesini daha alçaltarak mırıldandı:
— Hugh! Dostum!, . Gidelim buıadan... Eskisi gibi çok güzel vakitler geçireceğiz. Wa$hing-ton’da, Paris’te yaşadığımız o fevkalâde hayatı hatırlasana... Pejmürde kılıklı vücut, hâlâ kaskatıydı: fakat başı öne eğildi:
— Tabii hâtıraların... Hey Allahım... Dinle Jlngles- Hani nasıl demişler? O günler mazi-kıları, param paren pantolonu, ye karıştı!... Hakikaten de o çıplak nasırlı ayakîarlyle bir ı eski güzel günler ve Amerlkah-mitstekreh mahlûk .
— Aziz dostum Hermann’la teşerrüf etmez inisiniz?... Bize bir şarkı söyle, Hermann'--(Ein Bruder Habe leh Gehabt) şarkısını söyle! Ne o, hâlâ rüya âleminde misin? Yazık! Toplantıların Kamberidir Haydi şerefe birer İçelim... Ne dersiniz?
Sarı ampulün altında sendelet!! Bir şişe aldı: boş olduğunu farhedince köşeye şiddetle fırlattı. Şişe, omda İtimi denmiş cam kırıklarının üstüne düştü.
— Sen rakı seversin değil mİ, Jlngles?... ’
Birden yine sallandı:
Hay bu geminin Allah müstahakını veıslnl Yine lodosa yakalandık... Sallan babam sallan,
Jlngles, binbaşıya gözlerinde ıstırapla baktı; ve hâlâ
'dııtmadan yalpalayan sarhoşu tutmak içlıı ileri atıldı
I — Hayır, ben içmek lsteınlyo-
— Geri bas!, götüremezsiniz, hoşlandım.
Jlngles. koyu kırmızı boyalı dolgun dudaklarında zoraki bir gülümseyişle Stoddard’a çekilmesini İşaret etti; ve sonra tatlı bir sesle:
— Hugh, çok rica ederim, ikimizin de selâmeti namına dinle beni, — dedi.
— Defol!. Yıkı] karşımdan!
Kız, inat etti:
— Hayır, defolmıyacağım... Sen ne söylediğini bilmiyorsun. Hastasın... Şey... Rahatsızsın.
Hugh:
— Ne haftası be? — diyerek öyle bir kahkaha attı kİ, Kürt kadın, dehşetle irkilip geri sendeledi: ve boynundu kİ madeni kolyeye yapışlı.
Sarhoş, söyleniyor:
— Rahatsızım tabii..
tim kaçtı elbette... Sözüm ona şu demokrasi herzelerinden gık dedim... Yüksek nıevkllcrdekl hodbin riyakârlardan bıktım. Şu bizim kendini beğenmiş sahtekâr Amerlkadan lll&Ilah! Niçin hfilâ dünyadan hürmet tın almak dâvasın dayız?
Stoddard, aşağıdan aldı:
— Sinirlerine hâkim o! dos- 1 tum!. Haydi gidelim.
Kiril gömleğinin altında ada- 1 lelert takallils ederek Hugh, yİ- 1 ne bağırdı:
I — Vaızlarının da senin de Al- j lah belânızı versin!. Şimdi ben ’
I topunuzu kapı dışarı etmeden 1
1 kırın boynunuzu.
Binbaşı Stoddard’ın yüzünde 1 İlk defa olarak yeis ifadesi belirdi:
— Kuzum, dtale beni .. Senin- 1 ı le mutlaka konuşmalıyım, 1 I Hugh, elini kolunu salhyarak: * ! — Hep çene, hep çene... —
diye homurdandı - Zaten Ame- * (rikahlarm İşi bu... çene 11c vakit kaybederler... Ben uzun zaman kendi başıma mücadele 1 ettim. Tek- Amerika, aptalların 1 bile farketttg! bu kanlı bâdlre- ! ye girmesin diye... Buna mukabil ne gördüm? Etraftan nef-p ret, tenkid, İtilmek, sûmülmek... . ( Artık yeler! Bıçak kemiğe da- 1 yandı. Bayanlar, baylar! Şu aciz Hugh’den paso gayri! Beni nıın. Sen de üçümüze yelecek şuradan şuraya kımıldatamaz- j kaçlar İçmişsin. Allah aşkına, siniz. Boşuna uğraşmayın!.. A-,kes artık, kes! Bu haline daha merlka hapı yuttu ama henüz fasla tahammül edenilyeceghn. farkında değil.
Titreyen yumruğunu salladı:
— Haydi artık, cehennem o-Iun!
Kürt kadın, sessizce İskemlesinden kaydı: Alberonlyl sıyırtıp geçerek çıplak ayaklarlyle koridorda kayboldu.
Jlngles Lavson, binbaşının önüne geçti. Kocaman mavi gözlerinde merhameti ayan oluyordu: , . ____ _
— Bırak elinden o şişeyi bana yardım et. şunu hale yola baktı: Hugh!. Ben. sana dostlun. Se- sokalım; yahut d» kır belini
ı a-
lığın esasları rüya oldu gayri... Bundan dolayı geç onlan sen!... Faydası da yok a! Çünkü kimse beni sevmiyor arlık...
Gözlerinden bir damla yaş aktı: traşı uzamış, İri çenesine süzüldü.
— Peki ama. Hugh, yanılıyorsun: çok yanılıyorsun. Sana bunu İspat edeceğim. StoddardHa ve benimle beraber. Beyoğluna dön! Gelirsin, değil mİ?
— Zor gelirim, küçüğüm... Hem beni bir kalem geçini... Ben bittim. . Benden ümit yok! sahte vakar kolalı gömleklerden, protok ollardan, o anlı şanlı Amerikan ordusundan, hepsinden gına geldi ı Ben. hakiki İnsanlar için... Halk için... Halk...
YalpaJadı ve Albenini ile Ku-zak’a sırıttı.
— Şu dünyada hakkiyle çalışan insanlar... Bundan dolayı, işte benim güzelim... Elleri nasırsız yazıcıbaşıml Bütün beyaz kravatlı bayları alıp sefaret ziyafetlerine gidebilirsin; ve... ve... cümlesi senin olsun... Ben, ben hata etmişim! Uzun, çok uzun zamandır hayatımı harcamışım! Evet efendimiz, İşte böyle Stoddardl Ve sen, Jingles, bundan sonraki makalende bir adamın hakiki hayatı, hakiki dostlukları ve ııamuskârlığı İşte böyle bir mahalde bulduğunu yazabilirsin.
Öksürdü ve murdar yataktaki herifin bir yandan bir yana ___________________ _____ . . ____________
dönüp müthiş seklide horulda- kacılar ve muharrirler ve mü- şakrak, Kemal saiıir. sau. ;tı«.
__U__ _=_• t- —I.____________ı„_ J_M» ~.«..uıı inkılâp Tiyatrosu sanatkS'Ur- htlı, balkımı 1 bu Jübileye rağbet sasure.ekks, -â
2 o > o P
ÖLÜM
Merhum esbak Sadaret Müsteşarı Emin Yenlçay’m kızı. Prof. Fahir Yenlçay’ın ve Dışişleri Bakanlığı umum ınüc üçlerinden Tank Yenlçay’ın kardeşleri
(MEHLİKA YENİÇAY)
25 10 950 günü vefat etmiştir. Cenazesi 26/10/950 günü Bahariye Şair Lâtifi sök. 27 No lu evinden kaldırılarak Osman ağa camiinden öğle namazını müteakip Karacaahmet mezarlığına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eylesin.
Emekli Sahne Sanatkârı Aziz şadİ jübilesi
Oluz allı sene sanat vt bademiyle TOrk tiyatrosuna hizmet etlen emekli ■ ve kıymetli sahne sanatkârı .AZİZ SADİ» nln «35. İnci sanat yıidanUmd münasebcüle DiiyuK ve fevkalâde • ' J’Jbile hatırlanmaktadır. 31 Elsim »a'( günll akşamı PangPİlt «İNCİ» 5iı»e-masında tcrtlbedllen t>u Jübileye yuh-ses ve illim sanatkârı St'ZAN . YAKAR RUTKAY. MEHŞUHE TU' KAY. TANBÜRİ BESTEKÂR S.M..V MADDİN PINAR, leemençe.n oeaTrk r , Alrko Bacanın, kemani bestckS: ' Haydar TeîhOner gibi marul m;: ve ■ saz tutadlnrile Sa'll Tele. H'Uulc Pış-jkln. thaatı Ballar. AjU Bilge '»
Koridorun eski tahtaları,
| meçhul birinin ayakları altında gıcırdadı. Kuzak’ın kocaman Jvc vahşiliği İçinde güzel başı, kapıdan uzanıverdi.
—■ Belâya bakın: vapuru kaçırdım... Siz burada ııe yapıyorsunuz, kuzum?
Sioddard, sabırsızlıkla döndü.
Kıızak'a hitapla ve Hugh’ü gös-
tererek: .v ________________...
| — Pilli olmuş’ — dedi. Ya ması üzerine boş gözlerle ona saraacılar değil, buraya mevkU . *"k,,âp
* .... . edeceklerdir. Muhlercrr
" u~İktidarda bulunan n&zırlar da _________________________________
(Arkası vur) gelirler, siyaseti hariciden kon- beşizdir.

landığım gördüm. Dudakları arasından Lse. meşum Black-water seyahatin] hatırlatan kelimeler çıktı.
îşte bu hal beni kamçılamış oldu. Ertesi sabah, her seferin-klnden daha kati bir kararla uyandım. Yapılacak İlk İş, kontun mazisini öğrenmekti Bu derece münasebete girişmiş bulunmamıza rağmen, ona dair kâfi malûmatım yoktu. Bildiklerim, Halcombe'un hatırat defterinde yazılı olanlardan ibaretti. Bu adamın İtalya’ya dönmemek hususundaki kati kararı ve ısrarı bana garip göründü.
Bu satırları yazdığım sene Londra’da büyük bir sergi oidn. Dünyanın her tarafındım ecnebiler, Hyde Faik taki lıu harikulade sergiyi seyir İçin gel-

diler. Aralarında elbette bir çok casuslar, haflytler vardı.
Kont Foscn'ya aîelâde bir hafiyelik, casusluk attetmlyo-rum. Fakat herhalde, parasını hangi hükümet veriyorsa, onun namı hesabına çalışıyordu. Yüksek maaş alıyordu. Maiyetinde de bir çok gizli ajanlar bulunacağım muhakkak saydım Buyan RubelJe de bunlardan biri gibi geldi bana.
Şüphelerimde yanılıyorsam. Kont-, evvelce zannettiğimden bile fazla tehlikeye maruz kalabilecek bir şahsiyetti. Malûmat almak üzere kime müracaat e-deblllrdlm? En İyisi sadık dostum Pescr İdi.
Llmmeririge malikânesinden ayrılmam üzerine bann karşı büyük bir dosluk göstemişll. Merkez Amerika’ya hareket ettiğim gün. beni rıhtıma kadar teşyi etmiş, alnımdan öpmüştü, Bu maceralı seyahatten döndüğüm zaman da hana karşı yine sadakat gösteımiştl.
P«®e'yl bulmağa gHmezden evvel, şu Kontun ne birim adam olduğunu bir kere görmek arzusuna kapıldım. Zira hayalımızda hiç karşılaşmnmışiık.

Bir sabah, onun oturduğu St-jhon’s VVood’a doğru yiirüdum. Hava pek güze) İdi. Kontun, yemekten önce şöyle bir gezintiye çıkacağım hesaplamıştım. Eğer evi civarında dolaşırsam, ona rastlayabilirdim.
Evinin önünden geçerken pencerelerde hiç bir yüz görmedim. Bahçeyi çeviren küçük duvarın etrafında döndüm Halcombe'un bana İyice tarif ve tasvir etliği bir ses kuıağıma çalındı:
- Haydi, yavrucıığızlarım! Haydi küçük kuşlarım, sıçrayın Durmağıma. Bir İki, ûç... Şimdi de İnin. Bir, Ikl, üç... Tekrar çıkın... Bir, Ikl, uç...
Kont, Blackıvnter'de yaptığı gibi kanaryalarını talim ettiriyordu. Dersin bitmesini bekledim. Sonra güzel bir scsJıı, Ros-sinl'den Musa’nın Duasını okuduğunu duydum.
Kapılar hızla kapandı; ön parmaklık açıldı, Kont çıktı, Rrgent's parka doğru ilerledi. Hayli uzak nıeşaferlen kendisini takip rdlynr. ve hareketlerini İnceliyordum. Majrnn, onun iri yan ve ıızıın boylu olduğunu bat haber vermişti. Fakat alt-
mış yaşında bir adamın bu derece canlı olabileceğini bir türlü kavrıyamıyordum. Şapkasını yana İğmlştl; kocaman bastonu nu parmaklarında döndürerek çevik çevik yürüyordu. Gezenlere hiç ehemmiyet vermemekteydi. Yalnız dadılarlyle dolaşan çoçuklara rastladıkça, bana şefkatle gülümsüyordu
New-Road İle Ozford caddesi arasındaki yollara geldik. Kont, bir gözlükçüye girdi; elinde dürbünle çıktı. Bir kaç met re yürüdükten sonra tekrar durup bir opera Uûnına baktı. | Sonra, bir nıaba durdurup tiyatrolar İçin bilet satan bir yazıhanenin adresini verdi.
Ben de sokağın öteki tarafına geçip tiyatro afişine göz attım. Lucrece Borgia oyouyormuş. Ben de İki yer tutayım diye düşündüm, Gittim, yerleri aldım. Sonra Pesce’ye uğrayıp biletlerden birini bıraktım. Yediyi kırk beşte kendisini almağa geleceğimi bir pusla ile bildirdim.
XVI
Muayyen saatte kendlslnt almak üzere evine gittiğim zaman, küçük arkadaşımı heyecan İçinde buldum. Yakasına j
bir çiçek İliştirmişti. Eline de, hayatta asla görmediğim bir büyüklükte opera dürbünü almıştı.
Tiyatroya girdiğimi» zaman, uvertürün ilk kısımlarını çalıyorlardı. Parterin bütün yerleri Işgâl edilmişti Bunların arkasında, kulvar genişti; benim arzu ettiğim en iyi gözetleme yeri de burasıydı.
Evvelâ localara baktım. Fakat Kont yoktu. Hayretle gördüm kİ, parterde, İyi bir yerde oturuyor. Biz de ona yakın bir yerdeydik zaten. Perde açılırken kolluklarımıza yerleştik.
îlk perde zarfında yerimizden kımıldanmadık. Kont, müzikle meşgul olduğu İçin bizim tarafımıza hiç bakmadı. Güzel müziğin bir notasını bile kaybetmek İstemediği anlaşılıyordu. Sanattan anladığı da belliydi. Alkışlamak icabettlkçe halka ilk işareti o veriyordu. Nihayet hlrlnci perde kapandı
Kont, dürbününü eline alarak. operalarda âdet olduğu gibi, localarda ve koltuklarda 0-turaııları tetkike koyuldu.
Sonra ayağa kalkıp bizim tarafa döndü.
Onu. Pesce'ye gösterdim:
— Bu adamı tanıyor musun?
— Hangi adamı, dostum?
— Uzun bayla, şişman «damı-Hani bize doğru bakıyor Elinde de dürbün var.
Pesce daha iyi görebilmek I-çln parmaklarının ucuna bastı:
— Hayır. — dedi. — Bu adamı ömrümde ble görmem iştim. Niçin soruyorsun, Walt(-r?
— Çünkü ona dalı malûmat, almak İçin esaslı sebepler var. Bu adam, sizin vatandaşlardan dır. İsmi de Kont Fosco... Fos-co-.- Bu İsmi hiç İşittin mî?
— Hayır. tVnlfer Hiç böyle bir isim İşitmedim
Emin misin? Nc olurun şunu bir iyice tetkik et merakımın sebebini sonra anlatacağım Kenara bas. daha iyi görürsün. "
Dostumu trabzana tırmandırdım. Sarı saçlı, zayıf ve yüzünde yara İzi olan bir adamın, bütün hareketlerimizi merakla takip ettiğini de gördüm.
Bu müddet zarfında, Pasce, Konta dikkatli dikkatli bakıp duruyordu Evvelce verdiği hükümde de sebat ediyordu:
(Arkası var)
GUNUN MEVZULARI l________________
iyi bir emare
Taşova tütünleri
1950 rekoltesi fevkalâde evsafı
Ticaret Bakanlığı piyasayı öğrenmek yolunda
haizdir
I olgunluk meselesidir. Fara, ser-| vet, hattâ iş hayatında muvaffakiyet dalma bu olgunluğu hattâ bunun
Bir çok yazılarımızda Tica-1 ret Bakanlığının, piyasa hareketini ve ihtiyaçlarını bilmeden ve öğrenmek lüzumunu duyma-' vermez, bazan dan. karanLıkta yaşadığını e- zlddı müşahede edilebilir, temle ifade elmişsizdir. | Bu realiteyi gözönünde bu-
Fakat, takdir ile arzedeiim ki, lundurarak istişare organına nihayet bu Bakanlık iş âleminin'gireceklerin intihabında azami 'İçine girmek, realiteleri yakın-1titizliği göstermek, bu intihap-dan takip etmek ve öğrenmek la bilhassa particilik ölçülerine ihtiyacını duymuştur ve teşkl-'yer vermemek bir zarurettir, lâtım bu İhtiyacı karşılamak' *— -
üzere seferber etmiştir.
Hepimizce malûmdur kİ Ba- dafaa veya hükümetin kanlığın emrinde geniş kadrolu istediği kararları peşinen tasvip ve kinde bir çok kıymetli vej bilgili elemanlar bulunan kuvvetli teşkilât vardır. Bunlar Ba- ı kanlığa, hükümete. nabzını ı dlnllyerek, piyasanın bütün ı seyrini, iş muhitinin bütün tezahürlerini. günü gününe, bil- | dirmek imkânına maliktirler. ı şimdiye kadar bu teşkilâtlan , İstihbar ve dokümantasyon ba- ı kınımdan lâyıkiie istifade edi- _> içmemiştir.
Esasen bizim belki en bariz | zarflarımızdan biri çok parlak ( ümitler ve vaadler ile kurduğu- . muz teşkilâtı yavaş yavaş ruh- . lan mahrum bir hale getirmek- | ₺İI j
İdari ve siyasi tarihimizde . bunun bir çok misallerini gür— inek mümkündür. En parlak ve , ikna edici mucip sebepler ne ' kurulan bir çok müesseseler, bir ’ çok para ve insan israfına rağmen. kısa bir müddet sonra içi bn( birer kutu, son zamanlarda, süslü kutu haline girmişlerdir. !
Hükümetin ticari ve İktisadi mevzularda salâhiyeti), kuvveti) olması lâzım gelen ve mümkün ’ ol3n İstişare. İstihbar organ ve cihazlarının başında Ticaret vej Sanayi odaları gelir. Bunlardan şimdiye kadar gereği gibi istifade edildiği iddia edilemez. Diğer taraftan doğrudan doğruya Bakanlık emrinde çalışan ticaret müdürlükleri, ticaret bölge müdürlükler! mevcuttur. Bunlar da. bulundukları mm takanın iktisadi hayatını günü günün ç takip ve müşahede ederek. Bakanlığı tenvir ve ikaz etmelidirler. Bu müdürlükler muhakkak kİ bir çok defalar bu vazifelerini yapmışlardır. Fakat gönderdikleri raporlar Bakan-lıkta. eminiz ki, alâka ve dikkat ile takip edilmemiş ve belki bir çok cefalar hattâ okunmamıştır bile'
Şimdiye kadar olan oldu. Şimdiden sonra Ticaret Bakanlığı emrinde bulunan bütün cihazlardan faydalanmağa, iş ha- ( yatının bütün teme v «üçlerini takip ederek aydınlıkta hareket etmeğe karar vermiş bulunmaktadır. Öğrendiğimize göre bölge ticaret müdürlükleri en sahih oılgiyi edinmek imkanla-rile takviye edilmek üzeredir
Eskiden beri müdafaa ve teklif ettiğimiz bir sistem, küçük ölçüde, kabul edilerek bölge müdürlüklerini tenvir edici istişare heyetleri kurulmak üzeredir.
Bu heyetlere mın takanın tanınmış ve yüzde yuz itimada lâyık iş adamları dahil olacaktır. Vakıa Ticaret ve Sanayi (j-riaları. yen! iş adamlarının toplandığı organlar mevcut I-ken. yine tüccardan mürekkep İkinci bir İstişare organına lüzum olmadığı düşünülebilirse de, iktisadi mevzuların ayrı ayrı. muvazi İki organ tarafından İşlenmesi bizce faydasız olmaz. Birbirini kontrol eden, veya tamamlayan bu cihazlar sayesinde realiteye daha uygun neticelere varmak mümkün olur.
Duyduğumuz doğru İse. Bakanlığın bu teşebbüsünü takdir He karşılamak bir vazifedir. Ancak yeni cihazın beklenen randımanı vermesi için bazı tartlara riayet gerektir. Evvelâ . mevcut, Ticaret ve Sanayi oda-| larını ve diğer mesleki teşekküllerin mevcudiyetini unutmamak, ihmal etmemek lâzımdır, Saniyen bu yeni İstişare organlarının terkibine azamî derecede İtina etmek gerektir.
Maalesef bir çok İnsanlar ve bunlar arasında bazı İş adamları biltün hâdiseleri ancak kendi dar menfaatleri zaviye-»inden görmeğe müfemayUdlr-ler. Umumi menfaat ölçüsüne göre düşünmek bir terbiye, blı
Eğer bu istişare heyeti bazı şahsi menfaatleri ifade ve mii-aJmııfc
İskenderun Umanına bir kuşbakışı
Tokat (Akşam) — Tokat, Niksar, Erbaa, Taşova tütünlerinin 95(1 rekoltesi çeyrek asırdanberl görülmemiş bir nefasette idrak edilmiş ve kurutularak içeri alınmıştır. Dikim ve yetiştirme İle müteraflk olarak hava şartlarının çok müsait gitmesi, ka-lite üstünlüğü İle birlikte miktarın geçen yıllara nazaran daha fazla oluşunu sağlamıştır. Elde ettiğim son rakamlara göre, Taşova 7Û0.ÛÛ0, Erbaa 2 milyon. Niksar 700.000 ve Tokat 600 bin kilo olmak üzere toplamı
lacaktır ve iş muhiti He hükümet arasındaki anlaşmazlıklar ortadan kalkacaktır.
Ümit ederiz kİ yeni organ boş j bir kalıp değil, canlı, faydalı, İcabında iş muhitinin ihtiyaç ve taleplerini kuvvetle müdafaa edecek ve her şeyden evvel hakikati, realiteleri ifade edecek, Bakanlığa doğruyu söyllyecek, doğru yolu gösterecek, müspet dört milyon kiloya varmaktadır, bir yardıma olacak ve İş adamlarının fikirlerinden İstifade mümkün ve zaruri olduğunu, ispat edecektir.
CEVAT NİZAMİ

mubitt olursa, yanı vakaları ' tahrif meyilleri belirirse faydalı olmaktan çıkar vc hükümetin bir nevi dalkavuğu durumuna düşer.
Terkibine çok dikkat edilmesi lâzım gelen bu İstişare heyetinin randıman vermesi için içinde veya başında »terkib» e alışmış bazı elemanların bulunması şarttır.
İş adamlarımız arasında «terkibi- e alışmış İnsanlar pek bol değildir. Bunun İçindir ki. bu heyetlerin içinde belki bazı ilim adamlarının, hâdiseleri objektif olarak tahlil ve terkibe alışmış insanların bulunması çok faydalı otur.
Bu yapılmadığı takdirde sesler arasında bir âhenk temin etmek, çarpışan fikirlerden bir muhassala çıkarmak güç olur.
Bu arzettlğimiz şartlara riayet edilecek ve bilhassa ehemmiyetli ticaret merke2lerir.de bulundurulacak bölge ticaret müdürleri Bakanlığın bLrluci sınıf elemanları arasından seçilecek olursa, yeni İstişare organı muhakkak çok faydalı o-■IIIIIIIIUmHllllllirıtnııllllııi||ııiHrinuıluııuuuııııııuııııı>ııı:ııııl.rııl|ui>HIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII
Çukurova hidroelektrik santralı kuruluyor
Mersin 25 l Ahşanı) — Çukur-ovada büyük bir hidro elektrik santralının kurulması için çalışmalara başlanmıştır. Santral bir şirket tarafından kurulacak ve bu şirketin sermayesinin yüzde 40 ı bir Amerikan firması tarafından verilecek, yüzde 60 ı da belediyeler, hususi muhasebe ve bölgedeki sermayedarlar tarafından temin edilecektir. Santralın kilovatı 5 kuruştan elektrik verceeğl tahmin edilmektedir. Tesisler 3 seneye kadar ikmal edilecektir.
Karadeniz bölgesinin bazı çevrelerinde kuraklık dolayısile rekoltenin az olması hasebiyle Taşova tütünlerinin geçen yıla ait liat bareminden daha yukarı riatlerle satılacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır, Bölgede pek yakında demet ve balyalama İşlerine başlanacaktır.
Fecî bir kaza
Gaziantep (Akşam) — Kilis askerlik şubesi başkanı albay Ethem Gürcan bLr kaza eseri olarak ayağı kayıp kamyon altına düşerek fecî şekilde ölmüştür.
D. P.
Kongresinde
Gazi.antebin nüfusu
Gaziantep (Akşamı — Nüfus sayımı bugün tam bir intizamla saat 15.45 de rona ermiştir. Şehir nüfusu hakkında tahmin olunan rakkam 72.000 olup, böyle olduğu takdirde geçen sayıma nazaran on binden fazla bir artış var demektir.
l'eni İtalyan sefiri İlim atım meşin i vermek İçin Çankaya köşküne girerken
ı (Baş tarafı birinci sahii'cdc) de ettiğim kanaate göre, cereyan eden münakaşalarda Partinin iç bünyesini alâkalandıran nokta! nazarlardan ziyade hükümetin dört buçuk aylık İcraatı ve müstakbel faaliyeti etrafında yürütülen mütalâalar üzerinde durulmuştur.
Memurlar meselesi
İçişleri Bakanının faaliyetini kifayetsiz gören, bu sebeple memlekette iç huzursuzluğun hâd derecede bulunduğunu söyleyen delegeler, İdare cihazının en alt kademelerinden İtibaren büyük çapta değişiklik yapılmasını ısrarla istediler. Bu delegelere göre 1946 danberl siyasi parti mücâdelelerine engel olan memurların, hattâ bir jandarma onbaşısının aynı muhitte hâlâ vazife görmesi, daimi bir huzursuzluk mevzuu olmaktadır. Bu kimselerin başka bir yere nakil hem huzursuzluğu ortadan kaldıracak- hem de hükümete İtimad fazla!aşacaktır. Halbuki İçişleri Bakanı Riikneddin Nasuhloğlu bu hakikati görememekte, kendisine düşen vazifeyi boşaramanlakladır.
Kabinede değişiklik mî?
Bir çok üyeler tarafından kongrece tasvip edilen yukarı-• kİ mütalâalar siyasi çevrelerce ' yakın bir zaman içinde kabinede bir değişiklik yapılacağı şeklinde tefsir edilmektedir.
Kongrenin ele aldığı başlıca meselelerden İkincisi ve en mühimi Bursa delegelerinin memlekette artık bir «İş plânı, hazırlanması zamanının geldiğine dair hükümete verdikleri muhtıradır.
î§ plânı
•İş Plânı» muhtırasının İhtiva ettiği esaslar şöyle hülâsa ediliyor:
Memleket ekonomisinin ne suretle tanzim edilmesi lâzım geldiği Parti programında derpiş edilmiştir. Bu esaslar teferruatlı olarak tesbit edilmeli, hükümet de bu plâna göre İcraata glrişmelidir. Dört buçuk aylık iktidar devresinde ise bu hususta hiçbir adım atılmış değildir. Böyle bir plân hazırlanmadığı takdirde ve geliş! güzel her Bakanın görüşüne göre hareket edilirse Demokrat Parti İktidarının muvaffakıyetslzllğl mukadderdir.
Bursa delegelerinin İş Plânı muhtırasına karşı hükümetin ne düşündüğünü Başbakan Adnan Menderes izah edecektir.
Fakat kendisi hasta olduğu İçin kongre müzakerelerine iştirak edememiştir.
Bir delege bana şunları söyledi:
•— Hükümet Istişari kongre direktiflerini nazarı Itlbare almakta gecikirse. 8 ay sonra toplanacak olan Büyük Kongre bu meseleyi halledecektir.»
Anadoludan notlar
Tarsus, Adana ve Ceyhan-dan Iskenderuna giderken
Bataklıkta Okaliptüs ormanı — Gözlü kuleden bir bakış — Palmiyeler diyarı — — Elektrik var aydınlık yok — Lezzetsiz karidesler, barbunya ve lüferler...
Mersinden dönüşte Tarsusubir de gündüz gözü İle gördük. Caddeleri, sokakları muntazam, binaları güze), damları kiremitli, çarşısı kalabalık, faaliyet içinde kaynaşan bir yurt köşesi.
Biraz Ueride şoseden sağa saptık, meyilli bir toprak yoldan -Gözlü kule» ye çıktık. Cıvaya hâkim bir tepecik. Şehrin, ramazan ve bayramlarda atılan ağızdan dolma topu da orada.
Tepeden . etrafa bakıyoruz Tarsus, omuzlarındaki yeşil örtü şuh kıvranışlarla kaymış, fil dişi berraklığındaki vücudunun en cazip kısımları açılmış, kızıl saçlı bir fettan kadar şirin, sevimli bir kasaba.
Beri yanda göz alabildiğine yemyeşil ova. Denizin terkettiğl bu geniş arazi bir samanlar o havaliyi sıtmadan kırıp geçiren bataklıkmış. Bilâhare okaliptüs yetiştirmek sayesinde hem bataklığın mazarratı önlenmiş, hem de mühim bir servet kaynağı elde edilmiş Bu muazzam ökaliptüs ormanından maden direkleri İstihsal ediliyor.
Eskiden «Fellâh» denilen Eti Türklerinin mahallesi bu tepe civarında kurulmuş. Evvelce bunlar yerli halk ile pek az temas ederlermiş. Fakat sonradan dokuma fabrikaları açılınca işçiler arasında temas sıklaşmış, yakınlık hasıl olmuş. Şimdi kız tararının drahoma kabilinden bir miktar para vermesi şartlle yerli delikanlılar. Eti Türklerinden kız alarak slhrlyyet tesisine de başlamışlar.
Gözlü kulede yapılan arkeolojik hafriyat etrafında da İzahat aldıktan sonra yola devam ettik.
Ovanın bağrını yaran mükemmel şosede otomobilimizin sürati mütemadiyen artıyor. Sağımız solumuz uçsuz bucaksız pamuk tarlaları. Genç kızlar. kadınlar, erkekler pamuklan toplayıp önlerinde asılı torbalara dolduruyorlar. Pamuk çuvalları yüklü kamyonlar, a-rabalar yol boyunca zincir olmuşlar.
Zaman ilerledikçe güneş kızışıyor.
Adan aya günün en sıcak zamanında girdik. Nefes aldıkça boğucu hava hançeremize tıkanıyor. Fakat bu sıcak, şehirdeki faaliyeti hiç aksatmıyor. Çarşı arı kovanı gibi kaynıyor.
Lokantada öğle yemeğini yedikten sonra şehri, dolaştık. Yolların iki tarafına sık ağaçlı bahçeler İçinde şık evler sıralanmış.
Vilâyet binasının karşısındaki parka girdim. Pek tenha. Sevinilecek şey. Gününü parkta geçiren işsizlerin azlığına delâlet eder.
Parkın yanından Seyhan nehri akıyor. Çırıl çıplak çocuklar hağnşa çagrışa çamurlu soda kulaç atıyorlar...
İskenderun yolundayız. Yine göz alabildiğine ovayı kapla-
lekendenindi bir radde
«— Bu mevsimde halkın ekserisi yaylada olduğu için şehir tenhalaşır.» dediler.
Ya şu karanlık?.. Caddeler boyunca elektrik lânılmlan dirili ve hepsi de yanıyor. Fakat aydınlık o kadar hafif ki iki lâmbanın arasında insan yanından geçenin yüzünü göremiyor. Şehir halkı yaylaya çıkarken elektriğin ışığını da beraber mj götürmüşler?
Bunu da İzah ettiler Fran-4izlarm kurdukları elektrik santralı eskiden her tarafı mükemmel ayda n (atıyormuş Ne yazık ki şimdi blzünklku iyi işletemiyorlar, bu yüzden aydınlık az oluyormuş. Yürekler acısı—

Yazan: _____
Cemal REFİK
Gazinoda önümüzdeki tabaklarda İskenderuBun meşhur
yan pamuk tarlalarının arasın-; dan bnzan tren hattına muvazi gidiyoruz; bazan rayların üzerinden athyorııj..
Ceyhan'ı geçtik, cenuba kıv-1 rıldlk. Dörtyol'un portakal bahçeleri pamuk tarlalarının arasına serilmiş yeşil bir halıyı andın yor.
Denize ulaştık. Karşıdan İskenderun kâh sisler anısından, beyaz benekler halinde görünüyor. kâh bir lepeclğnl ardına kaçıp saklanıyor. Limanda bir de vapur var.
Şehre girmeden evvel mola verdik. Yollar bölge şefliği lojmanlarının bahçesinde evvelâ birer bardak soğuk limonata, sonra birer fincan sıcak kahve içtik.
Zümrüt dağların eteğinde sakin denizin bağrına yaslanmış palmiyeler diyarı İskenderun. İki sıra palmiyelerin gölgelediği asfalt yolda otomobilimiz kayıyor. Tekerleklerin yere temasını ancak lâstiklerin çıkardığı cızırtıdan farkedebillyoruz. Sıcak, fakat hava o kadar lâtif koku zerrel erile meşbu kİ, nefes aldıkça esans koklar gibi inşirah duyuyoruz,
Rahatça bir otele kavuştuk. Ön taraf cadde, arka taraf deniz,
Banyo, traş derken hava karardı.
karidesleri. Her bili sardalya iriliğinde. Manzarası gayet nefis. ağız sulandırıyor N> • 1 im ki lezzeti, görünüşüne uymuyor. Nerede İstanbul'un ufak. ı»Sat leziz karidesleri? Barbunyalar, lüferler de öyle. İri. süslü amma lezzetsiz,
Karşımızda dağdan pırıl pırıl bir ışık salkımı sarkıyor. Soğuk oluk yaylası.,.
Ertesi günkü seyalıa' nrog-ramıınıza göre. Soğukoluğa çıkacağız ve sonra Beler yaylasından aşarak Antakya'ya ineceğiz.
Gece otelde şiddetli hh gürültü İle uyandım. Şimşekler çakıyor, gök gürlüyor bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. İş fena. Yarınki seyahat tatsız geçeceğe benziyor.
Akşam yemeğini yemek üzere deniz üzerindeki gazinoya gidiyoruz Yollar gayet geniş ve muntazam. Fransızlar zamanında yapılan bu caddeler yakın zamanda esaslı bir tamirden geçmiş. Yol tamiratı hâlâ devam ediyor, mahalle aralarındaki sokaklara kadar asfaltlanıyor.
İskenderun un. Avrupa şehirlerini andırdığım, gece gündüz sokaklarda kalabalık kaynaştığını söylerler. Şehir hakikaten güzel, fakat akşamın erken saatlerinde sokakların tenhalığı
Süleymanlye camiiniıı â'nml dün değiştirilmiştir. Yukarıdaki resim minarenin tepesine islre-
nazarı dikkatimi celbettj, sor- le kurularak bu tehlikeli işin
d um.
(yapıldığı sırada alınmıştır.
Sahile 8
AKSAM
26 Elcim 1950
Gösterişli Bir Spor Manto
||~~3) *ve tüvii taklidi ve buna bezer biitiîn kalın kumaşlardan Yapılabilir sade, aynı zamanda cazip ifadeli bir manto. Tip itibariyle bol olmakla beraber belden kemerlidir. Kemerin orijinal tarafı tokasız olmasıdır. Düğümlenerek bağlandıktan sonra uçları aşağı doğru sarkacak. Yaka spordur. Modeldeki kollar takmadır. F*kat arzuya tröre reglan da yapılabilir. Bu monta mevsimlik olduğn kadar kışlıktır da. Her yerde ve her zaman givilebiteceği gibi bilhassa seyahatler içiıı tavsiyeye şayandır.
YENİ Aİ0D4Y4 6ÖRE YEM CtERt
er sene değişen
Ağıza mütevazı fakat itina-
dayla beraber, kadın güzelliginin de yeni hüviyetlere bürünmesi bakımına ta-nı.ı nüyle alıştık artık. Giyim kuşaın mevzuunda ki yeni Batlar, kadının şuhluğunda olduğu kadar yürüyüşünde, oturuşunda ve butun tavırlarında bir takım yenilikler sağlıyor. Aynı zamauua bu değişikliğe göre renklerle bii-lun teferruatın eskisinden i ırklı olacağı gayet tabiidir.
Çehreyle beraber her türlil ■fade tarzının yeni bir hüvl-»ele bürüneceğini unutmanı?;. lâzım. Bit noktaların e-lıe in mi yetini gözöntinde tutarak bu senenin sonbahar ve kıs mevsimine ait güzellik ölçülerinin kısa bir incelemesini yapmayı muvafık gördük.
Saçlar hafit dalgalı, alın Umumiyle berrak ve açık olacaktır. Saçların nispeten kısa ve net bir çizgiyle ayrık olması tercih ediliyor. Şakaklar da serbes bırakılacak. Bu kısımdan geriye doğru alılan saçlar kulak üstü kısımlarındı hafif inhina yapacaktır. Belli belirsiz koyulaştırılan kaşların ucu. gözlerin ucu hi-zısHidan öteye çeçmiyecektir. t'aha ziyade açık renge boyanın göz kapaklan bakışları derin ve tninalı gösterme-S- ■ arayacaktır. Mamafih bu Ilkımdan kadınlara esraren-£İ-r bîr İfade veıınek g ay es ile çevresinin mümkün ıner-'ebc koyu renge boyanmak hususunu ileri sürenler de var. Şakaklara duğru çekilen luüf bir çizgiyle gözlerin iri ve büyük gösterilmesi sağlanıyor. ı
L_____________________________
lı bir hava vermek muvafık görülüyor. Ağzı olduğundan küçük yahut büyük göstermek modası çok demode oldu artık.
Kulak memeleri aşağı doğru sarkan inci, yahut halka şeklindeki büyücek küpelerle süsleniyor. Renkler canlı olacaktır.
Koyun kısmının gösterişli ve serbes olması için başlar gayet dik tutulacak. Bu şekilde boyun kısmını süsleyen gerdanlık kolye ve benzeri mücevherlerin iyi gözükmesine meydan verilmiş alacaktır. Btı mücevherlerin dik, kalın, hattâ çok eski modaya uygun tipte olması tercih ediliyor.
Makyaj mevzuundaki renkler hakkında çeşitli kanaatler mevcut. Pembeyle mor arasında âlıenk teminini ileri sürenler olduğu kadar, daha kati renkleri tarcih edenler de var. Açık ve tabii renkleri tavsiye edenlere de ras gelmiyor.
Mamafih bu sene mor rengin çeşitleri çok moda olacaktır. Koyu yeşil,çiy mavi ve bronz reııgi, pembenin zıddı olarak çok kullanılacak. Gri, siyah, sarı ve bej renkler yalnız açık renk kırmızıyla mec-zedilmiş olarak kullanılacaktır.
Biitün bu değişikliklere uygun olarak çehremizi de ister istemez değiştirmek zorundayız. Aksi halde kullanılan zahmetlerin kıymeti kalmı-yacaktır. Buna mukabil değişiklikler boyuma şahsiyetimizden de hiç bir şey kaybet-nemek için dikkatli olmalıyız.
Cok Değişik Bir Manto
H er tiirlii kalın ve tüylü kumaştan yapılabilir. Ceplerinin. kol kapaklarının büvîiklnğii He vakanın dikliği bakımından hakikaten orijinal. Bilhassa vaka yepyeni bir buluştur. Çaprazlama iki düğme ile tutturulan kısmı ilâvedir. Arzuya göre istenildiği zaman vaka devrilip şal vaka şeklînde de giyilebilir. tstenildiğt zaman tamamivle çıkarılıp kürk, yahut her hangi diğer bir yaka ile giyilebilir. Bıı takdirde kol kapaklarını da yakaya uydurmak icabcdecektir. Böylece etek manto üzerinden iki ayrı model sağlanmış olacaktır.
havel varışına kadar açarsak soğuk algınlığına meydan vermeden bu sıhhî tedbiri almış oluruz.
Açık pencereyle yatma durumu sağlandtklan sonra, o zamana kadar havasız odada yatmağa nasıl tahammül etmiş bulunduğunuzu görerek hayretler içinde kalacaksınız. Yüzünüze renk, vücudunuza kuvvet gelecek. İştahınız açılacak. Ncş'enizin bile arttığını derhal farkedeceksiniz. Hattâ eskisi gibi soğuktan müteessir olmamak imkânı da sağlandığı için nezle tehlikesini bile başınızdan savmış olacaksınız.
u ç parçadan mürekkep mevsimlik bir model. Bu kıyafetin en giîz alıcı tarafı zıt renklerin birleşmesiyle meydana gelen ahenktir. Kol ağızları ve vaka kısmı kürkle «amitidir. .Model iki yüzlü kumaştan yapılmıştır. Kumaşın bir tarafından bluz, diğer tarafından da etekle pardösii kısmı yapılmıştır. Blıizıın ön kısmı, aynı kumaşın ter» tarafı ile süslüdür. Kemer kıvraklığı takviye ediyor. Etek kısmı oldukça dar ve arkadan knıaze olarak yırtmaçlıdır.
■ tinizde. güneş banyosunun ne olduğunu bilinire n yoktur şüphesiz. Iskat hava banyosundan bahsedildiğini duymuş muydunuz şimdiye kadar? Halbuki hava banyosunun da güneş banyosu kadar faydası ve lüzumu vardır. Tatil vc istirahat günlerinden İstifade ederek hava banyolarım pekâlâ yapabilirsiniz. Bunun İçin de şehir dışına çıkmak, kırlarda dolaşmak kâfidir, i" a iniz giyilecek elbise hem hafif hem de bol olacak.Kumaşm da ha vaya karşı fazla mukavemetli olmaması lâzımdır. Viicut havanın serin temasını mümkün olduğu kadar hissetmelidir. Bundan daha faydalı bir şey tasavvur edilemez.
Sabahlan, açık pencereli bir odada mümkün olduğu kadar soyunarak beş on dakika dolaşmak. yahut hafif kültür fizik hareketleri yapmak da çok faydalıdır.
U ava da su gibi insan
* bünyesinin, bünyeyle
beraber de insan sıhhatinin en yakın dostudur. Bu yakınlık sıhhat bakımından çok faydalı olduğuna göre, güzellik ve şuhluk mevzuunda da büyiik rol oynuyor demektir. Şu halde güzelliği mirin noksansız re takviyeli olmasını istiyorsak, havaya da lâyık olduğu önemi vermek zorundayız,
Hava, gözle görülmemekle, elle tutulmamakla beraber en kuvvetli gıdalardan biridir. Kanı besleyen ve temizleyen ön plândaki âmil havadır. Temiz hava olmadıkça, kanın da ’mizlenip tazelenmesi mümkün olamaz. Cildimiz ! bozulur, rcnginıiz sararır. Bir kelimeyle de sıhhatimiz tehlikeye girer.
Yapılacak ilk iş: Açık pencereli bir odada yatmağa alışırsak, müspet neticeye doğru ilk adımı atmış oluruz. Bilhassa uyurken, teneffüs ettiğimiz havanın mümkün mertebe temiz olmasına dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Sabahleyin kınk vücutla, soluk çehreyle ye uykusunu alamadan kalkanlar, muhakkak ki pencereleri kapalı havasız bir odada yatmışlardır.
Rüzgâra, kurandere, serin havaya alışık olmayanların, yatak odasındaki pencereyi birdenbire açması hiç doğru değil. Vücudumuzu yeniliğe yavaş yavaş alıştırmak için, yattığımız yerin mümkün mertebe uzağına ve ayak ucuna tesadüf eden pencerelerden birini önce İki parmak sonra dört, sonra sekiz, nl-
ROJKBRT PİGVKT tam mâ-naslyle Parisli bir terzi olmakta berdevam. Modellerinde umumiyetle İki türlü temayül göze çarpıyor, Modellerinde ya heykelleri hatırlatan muammalı bir ifade var. yahut da çifte kloşlu hususiyetler göze çarpıyor. Kollar kapaklıdır.

26 Ekim 1950
AKŞAM
Sahlfe 7
HER AKŞAM BİK HİKÂYE
Seni bekliyorum^
A
Batının
müdafaası
«Sevgilim! Sana mektup yazdığımı ve sevgilim stizlyle hitap ettiğimi şüphesiz garip bulacak sın. Seni terkedlp başka bîr erkekle kaçtığım gündenberl sana mektup yazmağı düşünüyordum. Evet Artur! O Hatayı Lşle-slkten bir dakika sonra pişman, olmuştum.
Fakat gelpl de ayaklarına kapansam ve beni affetmeni rica-etseydim, sözlerime lnanmıyaca İtim biliyordum SeaJn yarinde bulunan herkes, aynı şeklide ha reket ederdi. Mazeret olarak bir anlık zaıf geçirdiğimi sana söy-llyccektim? Tuhaf bir mazeret değil mi? Sent halâ sevdiğimi mİ söyliyecektlm? Sadakatsiz bir kadının sözlerine kim inanır?
Bu düşünce lir uzaklara gitmeğe karar verdim. Aradan beş yıl geçti. Bu beş seneyi nasıl geçirdiğimi seni her an düşündüğümü söylersem acaba sözlerime inanacak mısın? Hayatımın beni affetmeden hiç bir kıymet ve mânası olmıya-eagını anladığım İçin ayaklarına kapanarak af edilmemi dilemek maksadile buraya geldim.
Sevdiğim biricik erkek şendin ve daima sen olacaksın. Bunu sana yazmağa cesaret ettiğim İçin beni affet. Sevgilim, bu solü ağzımdan son defa İşiteceksin. Bunu bir daha sana tek-rarlanuyacagım Bukadar mesut bir hayat sürdüğümüz küçük eve gel. Seni bekliyorum, imza :Anna»
Artur, karısının bu mektubunu bir çok defalar okumuş, her sözii, her ciimlesj zihnine hâk edilmişti. Mektubu okurken i-çinde bir takım garip hisler payda oldu.
Karısı Anna Dük Gali! ile kaç tığı zaman ne acı ıstıraplar çek mlştL Bunu hatırladıkça sevgisini çiğnemiş olan bu kadına karşı İçinde derin bir nefret hissediyordu. Bununla beraber Annanın gönderdiği mektup kalbinde derîn bir inkılâp yaratmıştı.
Artur:
— Karımı gidip görmezden evvel eski bir hesabı temizlemek lâzım diye düşünmüş, derhal arkadaşı FTaferi görmüş ve o akşam ikisi beraber, dükün devam ettiği kulübe gitmişlerdi.
Dük. Japonv.ıya yaptığı seyahatten yeni dönmüştü. Etrafını varan dostlarına kadınlardan bahsediyordu:
— Kadınlar aynıdır, Şayet içlerinden birinin günah işlemediğini bana söylerseniz, bunu meziyetine değil, fırsat bulmamasına atfedeceğim. Meselenin sırrı buradadır Elverlrkl erkek kadının zatından faydalanacağı münasip anı bulsun, diyordu.
Artur salonun bir köşesinden bu münakaşayı sessiz sadasız dinlerken birdenbire gözlerini düke dikerek sordu:
— Demek tikrinizce kadınlar arasında hiç bir istisna yok değil mi?
— Katiyen mösyö!
— Anneniz ve hemşireniz hakkındakl bn düşüncenizden dolayı siz! tebrik ederim.
Dük birdenbire sapsan kesildi:
— Sizi tanımıyorum mösyö! Fakat sözleriniz bana karşı hakarettir.
Arttır omuz silkerek metin bir sesle:
— Sözlerimi, İstediğiniz gibi telâkki ediniz,
— Eııı hakaretinizin hesabını bana vereceksiniz
— Her zaman emrinize âmâ-deyim.
Düello İki giin sonra vuku buldu. Dük. yaman bir nişancı İdi. Fakat hasırımın dik bakışları karşısında soğuk kanlılığını kaybetmişti
Buna mukabil Artur son derece sakin ve soğuk kanlı duruyor, eli hiç titremiyordu, fkin-el alışında kurşunu hasmının alnına isabet ettirdi dük cansız yere serildi.
Artur az sonra knnsı Anna-rnn kendisini beklediğini yazmış olduğu küçük eve koştu. İçi tamamlie hafiflemişti. Göğsünden ağır bir yük kalkmış olduğunu hi&sediyor memnıın ve neşeli görünüyordu.
Küçük eve vardığı zaman Alınanın diğer hâtıraları arasında saklamış olduğu anahtarla kapıyı açarak içeri girdi. Evde derin bir sessizlik hüküm sürüyordu.
çehresi limon gibi sararmış bulunuyordu. Artur karyolama yanına gider gitmez, Atmanın ölmüş bulunduğunu anladı. Karyolanın yanındaki küçük masanın üzerinde kendisine hitaben yazılmış şu mektubu buldu:
«Sevgilimi Gelmedin Artık yaşamanın gözümde hiç bir kıy met ve ehemmiyeti kalmadı. Gerçekten sevdiğim biricik erkeği, yani seni düşünerek ölüyorum. İçtiğim zehir biraz sonra tesirini gösterecek. Acaba yazdığım şu satırlar, eline geçecek mİ? Acaba beni affedecek misin? Ebediyen elveda sevgilim.» Artur maalesef geç kalmıştı. O da Annayı dalma sevdiğini şimdi anlıyordu. Mazinin kötü hâtıraları kalbinden silin- ' mişti. Kalbinde duyduğu derin ıstıraptan hıçkırıklara boğulurken. gözlerinden sıcak yaşlar a-kıyordu.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Moda resmigeçidi (Baş tarafı $ ncı sabîtede» daha ziyade şahsi bir çerçeveye bağlı kalmayı tercih e-derek spor modellere ehemmiyet veriyor. Fakat spor modellere aynı zamanda asil bir hava verilmiştir. Tayyörler tamanıiyle vücuda oturmaktadır. Beller kemerli- kalçalar yuvarlak. Paltolar eteklikten on santim daha kısa.
Atlantik paktı askerî komitesinin tebliği
Washlnglon 25 (A A.) —
(Afp): Atlantik pahtı askeri komite toplantısından sonra dün akşam aşağıdaki tebliğ yayınlanmıştır:
cWashington’da toplanan Atlantik paklı teşkilâtı askeri komitesi paktın kapladığı bölgenin müştereken müdafaası için hazırlanan plânları tetkik etmiş ve bu bölge güvenliğinin süratle takviyesi lüzumuyla a-İfikah meseleleri İncelemiştir.
Ele alınan başlıca mesele Avrupa bölgesinin müdafaası için müşterek bir savunma kuvvetinin İhdası ve bir yüksek, kumandanlık tesisinden İbaret bulunmaktadır Bu çalışma 26 eylülde New - York’ta toplanan Atlantik konseyi tarafından müşterek müdafaa kuvveti hakkında ortaya atılan prensipler dairesinde cereyan etmiştir.
Komite âzaları savunma komitesine arzedUecek olan ehemmiyetli meselelerin bir kısmı üzerinde mutabık kalmışlardır.
Gündem ziyadesiyle yüklü olduğundan komite, çalışmalarını tamamlamak üzere perşembe günü tekrar toplanacaktır.
Wallace endişede
Artur:
—Anna, Arına neredesin? di-
ye bağırdı, fakat hiç bir cevoy
ulamadı. Yatak odasının kapısını hafifçe artı Anna. kaıya-lanın üzerine ■ yanmış yatıyor.
Japonya ile barış
Amerikan ve Rus temsilcileri bu akşam toplanarak anlaşmazlıkları halle çalışacaklar
New York 25 (AA.) — (Unî-ted Press!: Yetkin kaynaklardan bildirildiğine göre, Sovyet-ler Birliği ve Birleşik Amerika temsilcileri perşembe akşamı toplanarak Japon barış andlaş-ması hakkında aralarında mevcut anlaşmazlığa b!r hal yolu ûny acarlardır.
Bu İki memleket arasında halledilmesi leabeden iki esaslı mesele mevcuttur:
Rusya, barış konferansı tarafından alınacak bütün kararlar üzerinde veto hakkı olması hususunda ısrar etmektedir. Amerika da Japonyanın yeniden silâhlanmasına müsaade etmek lemayülündedlr.
Dışişleri Bakanlığı dış siyaset müşaviri John Foşier Dulles, Japon barışına alt görüşmelere memur edilmiştir. Dulles dün sabah Jacob Malik'deu perşembe akşamı İçin bir mÜJâkat istemiştir, böylece bir Japon barış konfransı toplamak İmkânı görüşülmüş olacaktır
Malik, Dul! es'in teklifini kabul etmiş ve Vlchlnsky’den bu görüşmeye iştirak etmeyi İsteyip istemediğini soracağını söylemiştir.
Dlger israftan Amerikalı şahsiyetlerin açıkladığına göre, önümüzdeki beş hafta İçinde, Uzak Doğu komisyonuna mensup diğer 12 memleketin temsilcileriyle banş andlaşmasına
dair yapılan lstişarl müzakerelerin sona örmesi lâzımdır. Bu şahsiyetler, mezkûr konferansın ocak ayında toplanabilmesi imkânı hususunda kasım sonuna kadar bir karar verebileceklerini İlâve etmektedirler.
1947 denberl Japon barış andlaşması mevzuunda Rus ve Amerikan tems'.’clleri İlk defa olarak perşemoe günü toplanacaklardır. Filhakika, Amerika-blann 1947 ağustosunda yapmak istedikleri toplantı tahakkuk ettirilmemiştir. Buna sebep tVashington’un usul hakıcındaki teklifini Rusların kabul etmeyişi olmuştur. O vakit Birleşik Amerika konferansta kararların üçte İki çoğunlukla alınmasını ve büyük devletlerin veto hakkından sarfınazar etmelerini teklif etmiştir.
Bununla beraber. İyi haber alan çevrelerin bildirdiğine göre. Amerika, yeni her hangi bir Japon emperyalizmine karşı garanti teşkil etmesi makas-dıyla Kuzey Atlantik paktına muvazi olarak bir Pasifik paktı İleri sürmeğe ve bu suretle bundan çekinen memleketlere teminat- vermeğe hazırdır.
Birleşik Amerika, Japonyanın da dahil olacağı böyle bir anlaşmanın Avustralya ile Pasifik camiası üyesi diğer memleketlere Japonların askeri plânlarını yakından taklbetmek imkânını verecektir.
Nüfus kâtibini savdıktan
sonra karı küplere indi
HAD CARPENTİER bolerolara yepyeni bir hüviyet veriyor. Elbiselerin kollan gayet geniş ve armut biçimi. Yakalar Robesplerre yahut askeri tipte, Tweed’lerin yerine jersey kullanılıyor. Pied-de-poule kumaşlar da moda. Kenarlan İnce simle garniil ördek mavisi yahut açık mavi muslin ve organdlnler gece kıyafetleri için tercih ediliyor. Mantoların cebi büyük, yakaları devrik.
MAGGY ROHFF kadınların çok şık ve muvazeneli giyinmesine taraftar. Beden yuvarlaklaştırılmış, kalçalara nispetle daha İnce ve çevik. Modeller daha ziyade eteğin alt kısımlannda genişliyor. Omuzlar normal, kollar kapaklı, Tayyörler daha ziyade uzun ceketli ve kalçaları sıkıyor. Renkler: Kırmızının bütün çeşitleri, gri, yeşil ve siyah.
MADELEİNE VRAM ANT modellerinin İlhamını dansözlerden alıyor. Elbiselerin üstüne daha kısa, fakat çok bol bir üstlük giyilmesine taraftar. Mantolar belden kemerli. Alt ve üst kısımlar geniş. Kollar kimono tipi. Gece tuvaletleri İçin kadife* saten ve naylon jerseylerl tavsiye ediyor.
BALANCİAGA verdiği modellerle dikiş sanatında olduğu kadar renklerin intihabı bakırcımdan da hakikaten zevk sahibi olduğunu İspat etmiş -bulunuyor. Yanık kahverenginin çeşitleri, bağa rengi, gri ve siyah bütün modellerine hâkim. Gece için siyah, beyaz, yakut rengi ve pembe çok moda. Tayyörler gayet hafif elbiseler de umumiyetle dantelli. Mantolar geniş.
TUrKlve senem ı
Senelik 2300 kuru-5 3400 kuruş
fi aylık 1580 » 2000 »
3 aylık 800 * ıtıoo »
1 aylık 3ou • -
Adres tebdili için elli kurujluk pul sönderllmclldlr. Aksi takdirde ad re» değiştirilmez.
Telefonlarımı! Ba .muharrir »565 Yan taleri 20705 - idare 2ÛES1 MüdUr 20493
Muharrem l« — Hızır 174
İmsak GÜ. O-Jlo îkino'Ak. Yatsı E. 11,28 100 0,42 -J37 )?,(» 1,32
1. 1,14 8J2 11 58 14,83 17.14 1H,S6
idnrrhnne: İstanbul Bnbıâll elvan
Cemal Nanlr No 13
Rusyanın şimdi harb istediğine inanıyor
New york 25. AA. (İfnited prese); Henry Vfallace dün verdiği beyanatta Rusyanın, şimdi hazır olur olmaz hakiki bir harb İstediğinden endişe ettiğini söylemiştir. Kerenin istilasından sonar Sovyet RusyayL takbih etmediği İçin, kurucusu olduğu terakkiperver partisinden ayrılan Wallace. Sovyet Birliğinin gayeleri hakkındakl kanaatini değiştirmiş olduğunu beyan etmiştir. Siyasi müşahitlere göre, bu beyanat WaUace in solcu zümre den tamamen ayrıldığını göster mektedir.
Coronet mecmuasında kuvvet li Sovyet aleyhtarlığıyla meşhur bir makale yayınlayan tVaiiace şimdi şunları yazmaktadır:
«1948 senesine kadar Sovyet ı Rusyayla harbe müracaat etmeden barışçı bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu sanıyordum, fakat şimdi Sovyet, ler birliğinin harb İstediğine tamamen İnanmış bulunuyorum. Stalinln arzettlği tehdit, Hltlerinkln! geçmektedir.»
tValIace ezcümle şunları İlâve etmektedir:
«Birleşmiş milletler kuvvetleri Kore'de nihai zaferi elde ettikleri vakit, taraflar misillemeye müracaat etmeden Kore-de Birleşmiş Milletlerin İdaresi altında seçim yapılmalıdır.»
SAYIN BAYANLAR
Kış mevsiminde ucuz ve şık giyinmek İstiyorsanız fabrika flatına perakende olarak satılan viinlü kadın kumaşlarımızı görmeniz menfaatiniz İcabıdır.
Adres: Beyoğlu İstiklâl caddesi Elhamra Pasajı No. 5
Avrupa demiryolları spor teşkilâtı kongresi
Avrupa Demiryolları spor' teşkilâtların m her yıl olduğu gibi bu yılda tertiplediği toplantı 25 Ekimde Hollandanın Ütrecht şehrinde yapılacaktır.
Avrupa devletlerinden hemen ekserisinin katıldığı bu toplantıya memleketimiz de Iş-llrâk etmeğe karar vermiştir.
Devlet Demiryolları genel müdürlüğü beden eğitimi müdürü İdrls Pura He Ankara De-mlrspor kulübü idarecilerinden Necdet Toknak Türkiyeyl tem-| si! etmek ıi2ere uçakla îstanbııla' gideceklerdir.
Lokman Hekiv
«Dr HAFIZ CE.MAI.I
Dahiliye Mütehassısı
Divanvolu No. 104 Muayene «.ailen Pazar hariç beı gün 2.6 • » reli 83S9»
Balıkların tazeliği ve gıdaî kıymetleri
(Baş tarafı 4 üncü lahifeılc)
4 — Amudufıkarialnln karın tarafına İsabet eden kısımlarında kırmızımsı bir renk olur.
5 — Karın yumuşak ve lâpa gibi olur, solgundur.
6 — Kulaklar renklerini kaybeder, yapışkan ve kül rengi olurlar.
7 — Gözler kül rengi olup kafa tasının İçine çökük olurlar.
Bahk neden çabuk bozulur?
Bir balığın mide ve barsak-ları hazmedilmemiş yiyecekleri İhtiva ettiğinden ilk önce bozulurlar. Balığın karaciğeri de yağı havi olduğundan bu da bozulmayı daha çabuklaştırır. Kanoda huşule gelen bu bozulma şüphesiz kİ az zaman sonra da balığın etine tesir ederek onu da bozmağa başlar. Bu sebepledir ki balık tutulduktan sonra karın muhteviyatı çıkarılmalı-dır. Bu yapıldığı takdirde çok daha uzun bir müddet muhafaza ediİebîllr. Halkm sağlığı bakımından bu hususlar önem kesbeder. Hemen hemen her şehirde ihtisas sahibi sıhhat memurları bulunmalıdır. Balıkların tazeliği bakımından hiç olmazsa perakende satış yerlerine gelen balıkların kann muhteviyatları çıkarılmalıdır. Avrupa memleketlerinin bir çoğunda bu usul tatbik edilmektedir.
Herhalde bir balığın vaziyetinden şüphe hâsıl olunca onu taze olarak kabul etmektense bayat olarak kabul etmek daha hayırlıdır. Balığın bayatlamasının bir gün daha önüne geçmek için üzerine ya biraz İnce tuz serpmek veya bir kaç dakika kaynar şuda tutmak lâzımdır.
Balıkların gıclaî kıymetleri
Şimdiye kadar balıkların ihtiva ettiği gıdaları tcsblt hususunda bilkimya çalışmalar pek az olmuştur. Balıklarda hâlen bilinen ve başlıca gıdaî kıymetler protein, yağ ve fosfordur. Bir çok ilim adamları balıklarda bulunan pretelnîerln sığır ve sair etlerdeki kadar çabuk haz-medlldiğkıl ispat- etmişlerdir. Konserve ve taze balıklarım yağı insanlar tarafından tamıa-mlyle hazmedüdiği anlaşılmıştır. Bazı Tütsü balıklarının yağının rt98 1 ve aynı taze balıkların %07 si hazmedilmiştir, Uskumrudaki proteinlerin r;-93.1 1 ve yağların *v95 1 tamamen haz medllmiştir. Muhtelif balıklarda bulunan protein nisbetl çok farlsetmemektedlr. Fakat yağ nisbetl değişmektedir. Yağ miktarı İlk Önce biığm cinsine bağlıdır. Meselâ uskumru ve lüferde kırlangıçlarda olduğundan pek fazla yağ vardır. Bundan maada uskumru ve lüferde bulunan yağ mıhtan- mevsimlere.
almış oldukları gıdaya ve cinsi uzuvların İnkişafına göre değişmektedir. Bu hal. dip balıklarında o kadar ehemmiyeti haiz değildir. A ve B vitaminleri balıklarda çokça bulunur.
Balıkların, yağında bilhassa pek çok A vitamini bulunmaktadır. Bu vitaminin de kemiklerin teşekkülü üzerinde çok mühim bir rolü vardır. Balıklarda bulunan fosfor, protein ve yağlar çok kolaylıkla hazme-dilcblllrler. Şimdiye kadar yapılmış olan bütün tecrübelerden balığın tam ve büyük fayda sağlayan bir gıda olduğu anlaşılmıştır. — Zeki CAN
Tophane hamamında geceleyen serseriler arasında
(Baş tarafı 3 üncü sabifedel
Kim sıcak bir yatakta ve ailesi İçinde yaşamak istemez?
İçlerinde bir de nane şekercisi var. Beyitler söyleyip hamam sftklnlerlnl eğlendiriyor.
Hane berduşlar umumiyetle esrar ve eroin kullanıyorlar. Esasen bu sefaletin başlıca sebebi bıı iptllâdan yakalarını kurla ramamal andır.
— Buradakilerin hepsi esrar yahut eroin kullanır mı?
— Hepsi değildir amma yüzde 60-70 şi böyledlr.
Hamamcı İtiraz etti:
— Hayır, o kadar yoktur. Anıma yüzde ellisi kullanır.
— Esrar ve eroini nasıl bulursunuz?
— Sizde para olursa onlar gelir sizi bulur.
— Bunların satışı yasak değil mİ?
— Balat sokaklarında serbestçe satılır. Yasak lâfta kalır. Bizim buradan kurtulmamız hele yeni berduşların türememesi için esrar ve eroin sattır-mamnlıdır Hükümet giiya uğraşıyor. Bana salâhiyet versinler bir günde hepsinin dumanını savururum. Bir eroin müptelâsına günde on paket eroin lâzımdır Bunların her biri de bir liradır. Bu parayı bulmak İçin elbet ya hırsızlık yahut yankesicilik edecek.
Saıteddin GÖKÇF.P1NAR
Gaziantep dokuma sanayii
G-î»zlwntaj> «Akşam» — İplikj meselesinin halledildiği hak-kındaki mahalli gazetelerin neşriyatı, Türklyentn mühim dokuma sanayii merkezlerinden biri olan şehrimizde büyük alâka ve memnunlukla karşılanmıştır.
— Vakti şerifiniz hayrol-sun, beyefendi abl Nasıl geçirdiniz? İnşallah sıkılmadınız ya?
— Pazar gününden mi bahsediyorsun?
— Öyle ya. bey abl. Koskoca pazarı dört duvarın a-rasmda geçirmek kolay iş mi?
— Sen çok sıkıldın demek. Avurtlarını şişirip pofla-dı.
— Sıkılmak da lâf mı, e-fendi kardeşim? Az kaldı ki odanın, ortasında güüüüm, diye patlı,yayım.
— Aman, ahbap. İyi ki kendini tutmuşsun. Patla-saydm herkes top patladı zannederek sayım bitmeden sokağa fırlardı.
— Dinini seversek alayı bırak, bey ahi. Ramazan topu muyum ben? Patlasam da, çatiasam da evin içinde duyulur.
— Buraya niçin geldin? Suç mu İşledin?
— Bunların hepsi sıkıntının belâsı, bey birader. Bir defa insanın üzerine sıkıntı basınca cinler başına, toplanıyor. Mübarek pazar günü çektiklerimi ben bilirim.
— Evde nasıl vakit geçirdin?
— Haaa, işte orasını sor da anlatayım. Kapı kapalı, baca tıkalı. Dört duvarın a-rasında gün geçer mi? Cumartesi günü akşam üstü kahvede otururken şöyle bir düşünüm, kendi kendime; «Ulan, Celâl. Sen sıkıntılı herifin birisin. Yarın eve ka. panınca akşama kadar nasıl vakit geçireceksin? Kan senin yüzüne bakacak, sen karının yüzüne bakacaksın.
— Evlisin demek?
— Evde blı- avrat var, bey kardeşim. Kütükte kayıtlı değiliz amma nikâhlıların bizden ne farkı var sanki? Altı aydır bir arada ömür geçiriyoruz. Ne yalan söyli-yeyîm, karının hizmeti iyidir. Gel gelelim, adam gibi karşına alıp da doğru dürüst iki çift yârenlik edemezsin. Lâf etmesini bilmez, dinine yandığımın karısı. Muhabbetin arasına öyle bir yârenlik sokuşturur ki insanın beynine tokmak gibi iner. Ondan sonra haydi bakalım, bir maraza. Pata Ulasan zırlar, sabırlı olayım desen, çenesi durmaz. Cumartesi günü kahvede işte bunları düşünerek pazar için bir plân kurdum. O gece meyhane dönüşünde kiloluk bir şişe rakı aldım. Pazar sabahı yataktan kalkıp yüzümü yıkadıktan sonra pencerenin önüne sofrayı kurdum. Yarım kadeh rakı içiyorum, üzerine bir lokma meze alıyorum, ondan sonra kalkıp evin içinde carla felek gibi dönüyorum. Kahvede otursam çabucak akşam oluverir. Velâkin, evde saatler geçmek bilmiyor. Aklım fikrim sayım kâtibinde. Mübarek adam gelse de kaydırma geçirse, ondan sonra yatağa uzanıp uyku çekeceğim. Ben yatarken kâtip gelirse bizim kan kendi kendine ileri ge-r lâflar eder, kaydımıza yalan vanlis şevler geçer. İste bunun cin dişimi sıktım, bekledim. Öğle vakti bizim kan: «Çok içtin. Yeter artık. Senin palavralarını din-Lemek canıma tak dedi- Bırak su zıkkımı. Biraz da akşam içersin» diverek mırın kınn etmeğe başladı. »Sus ulan, sülâlesi kandilli. Şişe daha vanya bile inmedi.Ben bu kadarcık rakı ile sarhoş olup palavra savuracak a-dam mıvım? Anlıyorum ki sen beni kıskanıyorsun. Gel bakalım, karsıma otur, birkaç kadeh de sen yuvarla, kafan cilalansın da aklın başına gelsin* dedim. Kendini naza çekmeğe başlaçh. ensesine bastığım gibi iskemleye oturttum, yemek sırasında dört duble de ona i-çirdim. Keyifler biraz yoluna girer gibi oldu amma vakit gecmivor. efendi abl. Ü-zerime ağırlık basıyor, uv-ku geliyor, gözlerim yumulun
yor. Soğuk su iic ■, . umıti yıkasam uykum açılır amma bu sefer de rakının cdâ* sı bozulur. Meredin bir kilosu altı buçuk papel. İçtiğim rakıyı soğuk suya kurban e-der miyim? Haydi erkeklik bende kalsın, dedim, dişimi sıkıp bekledim.
En nihayet nüfus kâtibi geldi. Ona meram anlatmak da ayrı bir dert oldu, efendi kardeşim. Beni karsısına dikti, kabir sualleri soruyor-Ne mezhebimi bıraktı, ne kitabımı. «Türkçeden gayrı hangi dilleri konuşursun?-diye soruyor bana. Gel de çatlama bakalım. Anamızdan doğduk, Türkçe konuşmağa başladık. Ondan gayrı diller benim neme gerek?
Defetre benim kaydımı ge-çlrdikçetn sonra sıra bizim karıya geldi. Ötesini berisini yazdıktan sonra yasını sordu. O sırada dilimin ucuna geldi; «Yaz kırk beş» dedim. Vav anam vayl Sen misin bu haltr eden. Kan küplere bindi. Nüfus kâtibini savdıktan sonra kaıı büsbütün azdı. Kendisi otuz yaşında imiş de ben kırk beş yazdırmışım. 'Sus ulan, enayi. Hangi otuzun masalını okuyorsun? Senin yaşında Çingenelerde eşek kalmadı. Kırk bes dedimse yalan söylemedim ya. Dırıltıyı kes, kafamı şişirme. Rakının keyfi bozuluyor-» dedim. Karı şişeyi alıp kafama fırlatmaz mı! Başımı eğdim, şişe bana dokunmadı amma karşı duvara çarptı, paramparça oldu, rakılar odanın içine saçıldı. İşte o zaman benim de'kafam döndü; ^Uflan kahpe1 Ben bu rakıya para verdim;- diyerek saclarından yakaladım, kafasını duvara çarpa çarpa kanlara kattım. Şişenin kırıkları da ayaklarını parçaladı.
Mübaşir çağırdı, sahneye çıkıyormuş gibi bizi selamlıya rak gitti,
Ce. Re.
Yol kesenler
Bir çifte tecavüz edenler yakayı ele verdiler
İzmir _ Pazar akşamı saat 19,30 raddelerinde Kale gazinosu yolunda bir çittin yolunu keserek tasallut ve gasp fiili yapmak Istiyen üç kişi yakalanmıştır.
Aslen Amerikan tebaasında olup bir müddettenberi Îanlrdî bulunan 23 yaşlarında Alice Wltefhe He erkek arkadaşı ve Amerfkada oturun Fedai Kara-demir Kale gazinosundan dönüşlerinde Mustafa Başcilt. İbrahim Büyûkalp ve Nuri Altıma? Lsimlerlnde öç arkadaşın taarruzuna uğramışlardır.
Mütecavizlerden ibrelimi. Allse'e tiısaHût etmek İstemi? Fedainin müdahale etmesi üzerine diğer mütecaviz Muştala da Fedaiye yumruk vurarak elindeki fotoğraf makinnsını gasp, etmiştir. Bunun üzerine kendisini toplıyan Fedai, hcı iki adamla mücadeleye girişmiş ve neticede kaçmaya muvaffak olmuştur. Mütaakıben polis merkezine müracaat eden her iki mağdurun verdikleri eşkal üzerinde, Nuri ve. Mustafa yakalanarak adalete teslim olunmuşlardır,
Vak'a esnasında etrafı gö-zotllyerek arkadaşlarına fiilen yardım eden fbrahini şiddetle aranmaktadır.
BAKTERİYOLOG Dr Necmettin Ülker LAHORA 1 U V A İt I BabIâli, Vilâyet Konağı kârşısında (9) nunıa raya nakletmiştir Kan, »draı. Balgam Ka zural vesait tahlille: ue bengin idrar mıınyei‘ı->ıy le erkr-n teşhisi

Sanlı? R
AKSAM
2G Ekim 1950
KİNİNLİ BSE^.
GRiPih
4 saat ar( ile günde
3 kaşe alınabilir.
ROMATİZMA, ADALE,
Soğuk algınlığında ve Grip başlangıcında, hastalığı ön' temek için GRİPİN almağı ihmal etmeyiniz
■T
GRiPTN
İstanbul İkinci icra Memurluğundan: 950/2010
Meııkui Satış İlânı
Mahcuz olup satılmasına karar verilen Austin markalı 3322' plâka numaralı mottr ve patlak bir adet kamyon 1/11/950 tarihnıe müsadif çarşamba günü saat 16 dan 17 ye kadar Unkapanı Değirmen sokak No. 1 de satılacaktır.
Takdir edller, kıymetin % 75 İni bulmadığı takdirde G 11/950 tarihine rastlayan pazartesi günü aynı mahal ve saatte ikinci arttırması İcra kılınacağından talip olanların satış mahallinde hazır bulunacak olan memura müracaatları ilân olunur. (143681
Menkul Satış Ham
İstanbul 6. cı icra memurluğundan: 950/3360
Mahcuz olup satılmasına karar verilen Arnavut köy Safa gazinosunda mevcut 10 adet tahta masa iistü mermer, 10 adet iskemle 8'11/950 tarihine müsadif çarşamba günü saat 12 den 13 e kadar satılacaktır.
Takdir edllep kıymetin % 75 İni bulmadığı takdirde 13/11'950 tarihine rastlayan pazartesi günü aynı mahal ve saatte İkinci arttırman icra kılınacağından talip olanların satış mahallinde hazır bulunacak olan memura müracaatları İlân olunur. (14593)
Türkiye Cumhur iyel Merkez Bankasından
Bankalar kanunu mucibine» amrotlsman sandığına İntikal eden aşağıda cins ve muhammen bedelleri yazılı eşyanın 2.11.1950 perşembe günü belediyı* müzayede salonunda satılaca-
ğı dün olunur. (14830'
Cinsi .Muhammen bedeli
1 Adet pırlanlalt yaka saati 64.—
1 Adet gümüş savatlı tabaka 6.40
1 Adet gümüş savatlı tabaka 8.—
t Çift elmas küpe (Kırık, parçası beraber) 120.—
2 Adet Cabaklı ve kapaklı mineli gümüş çay
fincanı (mineleri kırık ve dökiikı 300.—
i Adet elmas İğne 80.—
I Adet mineli gümüş tabaka
1 Adet elmas tek laş yüzük (taşı çatlak» 160.—
1 Adet elmaslı iğne 12.—
1 Adet Milners marka çelik kasa 800.—
(137X77X87 cm. cb’adnıdaı
Anadolukavağı As .Sa. Al. Ka. Bşk. dan;
2 şoför. 1 makinist (Oto ta-.nrlclsl), 1 marangoz. 1 sıva ve 1 badancaı işe alınacaklardır.
Pazarlığı 31 lü 1850 günü saat 10,30 da Anncıolukavağı As. Sa. Al. Ko. da yapılacaktır İşe gitme şartları Ko. da görülür. Taliplerin belli vakitte komisyona müracaatları 4891 - 14642
İstanbul üniversitesi Rektörlüğünden
1 - Fen kolu Biricine ve Olgunluk derece-tr! ıİY! - İYİ) olan Lise merunln rmdftn F K B Tıp dalına nday kaydolunanlar ile İkinci vcyı Üçüncü derecede aynı nala adny kayıtlı bulunanlar arasında 26/X/1950 perşembe gu- u saul 9 da Fen Fakültesinin Süleyuıaniyedekl Biyoloji En-ti’üşünür. Büyük deı-sanesind* İmtihan yapılacaktır. 25/X/195T çarşamba günü saat 17 ye kadar adlarını Rektörlük kalemine yazdırma-janların imtlh>na gitme hakları kalmayacaktır.
2 — Fen kolu Bitirme ve Olgunluk derece'erı ıtYt - İYİ) ulan Lise mezunlarından Kimya Mühendisliğine aday kaydolunanlar ile IkllıCl v₺ üçîıtıcû derecede nynl dala İstekli bulunanlar. arasında 27 X'195O cuma günü saal t da aynı yerde imtihan yapılnctktır
Bu adaylar.r. da 2(î'X/195O perşembe günü saat 17 ye kadar adlurını R klurl- k kalemine yazdırmaları 'azımdır, yazdır-mayanlar İmtihan hanlarını kaybedeceklerdir (14518ı
SATILIK KELEPİR FEVKALADE BİR ARSA
Suadlye treni önünde durur. Suadiye tramvay istasyonuna 50 metre mesafede 2400 metre bir ursa beher metresi 10 liradan satılıktır. Tel: 21799 veya 22095 Gündüzleri,
^SIRLA» SOKUNCA «NVİHAT »>
EN AZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK
ve bö
kullanılma^’4
en ••—
flTİL dog"'^
hıîi
daha
, - «nvır i’»’®*1'’'’
tu L MV.n« k”.m”
"k fiTİ‘ ““ Rab. «'**'
(Hfltk*»' 1 tuHtmlm*1*
X’c “IO" «" u„,h edilme»**''
,ünc«aM jn”

Zayi — Dükkânımın ve evimin kontratlraını, Meddiyekö-yündekl evimin ve Aitınevler-deki arş» tapularımı BeşLktaş-takl ev£mln elektrik kontratlarım, Kömür tevzi müessesesln-den aldığım 81986 No. lı Ordinoyu ve Emniyet Sandığından aldığım 950/50 No. Iı hesap defterini kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin bükmii yoktur.
Haşan Giinde vir
Mecidiyeköy. Ova sokak
No 101/7
■M GÖZ HEKİMİ
I Dr. Şükrü Ertan
Sabık Haıelcl KulUHl Got oıulohatıııı Cjgaloâlunda Babılll cadaesl No M «EminönU Halkevi kargışındı»-Telefon SİS50 HCrROn asal JO • 18
KAYIP KARDEŞİMİ ARIYORUM — On beş yaşında Cemal oğlu Münir Şenol bir buçuk ay-danberldir kayıptır Bilen ve görenlerin adresimize bildirmelerini İnsaniyet namına rica ederim.
Ablası: Bedia Şenol
Şişil- Perihan sokak No. 78
Sekreter alınacak
1 — Bulo depo ve tamirhaneler ihtiyacı için imtihanla en. aşağı lise ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter ah-' nacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
2 — imtihanları kazananlar 030 mali yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet içinde geçici olarak kendilerine >400* lira aylık ücret verilecektir.
İmtihana girebilmek için:
Askerliğini yapmış, 28 yaşını geçmemiş olanlar aşağıdaki belgeleriyle dilekçeleri ile Ankara Gnkur. Ordonat Daire Başkanlığına 15/Kasım'950 tarihine kadar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeler:
A> Nüfus hüviyet cüzdan! tasdikli sureti.
B> Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı t Bu kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir.!
Ot Okul şahadetnamesi.
Dı Sağlık kâğıdı
Ei Denemede muvaffak olmazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman hiçbir hak İddia etmeyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4 maddede yazhdığı gibi tahsil ve Uyaktı-tine göre barem derecesine geçirildiğinde daha az para alaca-Çından dolayı birgunâ hak İddia etmiyeceğlne dair noterden tasdikli senet.
F) Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair honsrevis.
3 — İmtihan Ankarada Ordonat Okulunda yapılacaktır, imtihan 20/Kasım/9 50 pazartesi günü saat 9 30 dadır.
4 — imtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna sekreter unvanı İle alınacaktır. Tahsil derecesine göre İlse mezununa (2Û' Üniversite mezununa (30> Hra asli maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınmayarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücret en ûz olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yazıldığı gibi bir hak iddia etmeyeceklerine dair bir Noter senedi vereceklerdir.
5 — Askeri sekreter sındına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ûyrılanlar almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kedili bir noter senedi vereceklerdir
8 — Askeri sekreter sınıfına ayrılanlartn maaşları (70' Ura asil maaşa kadar yükseltilir. Ve askeri kıyafet kararnamesiyle tensip olunacak askeri kisveyi giyerler,
Not: imtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine ait olacaktır.
Noter senedi sureti Ordu Donatım Okulu Komutanlığından alınacaktır. 14637 - 4695
Karadeniz muntazam yük postaları ALDIKAÇTI Vapurculuk Şirketi LLOYD 100 A I sınıfı sehadetnamesini haiz İLERİ VAPURU 28 10'1950 cumartesi sirkeci rıhtımından hareketle Zonguldak, Slnpo. Samsun, Ordu, Girestuı, Trabzon, Sürmene, Rize, Hopaya gidecektir.
Dönüşte Aynı iskelelerle Görele. Vakfıkebir. Fatsa. Ünye, inebolu İskelelerine de ağrıyacaktır.
Müracaat: Sirkeci Yalı-köskü caddesi mu nara 46
Telefon; 201Â.3 H®®®1
ŞEKERLİ. ŞEKERSİZ'VE TUZLU ; ■NEVİLEIIİ BULUNAN
E
Zayi — İçinde askerlik durumum yazılı nüfus tezkeremi kaybetUm. Yenisini alacağımdan hükmü yoktur.
Akif oğlu Sılâhaddin Kuyucular
311 Bursa
Çocuk lı»tıirı>: dnktoı
Ahmet Akkoyunlu
Taksim Talimhane I
Pakı s Totefon' «9«2? I
1 Mütehassıs Tayyör ve
Mantocu
I Yünlü 30, ipekli 40. tay-
I yörvenmn’u 88. Amerikan I modelleri üzerine iş görü-
I lur. Beyoğlu, AR Sineması I™ sokak No. 11, iist kat.™
Almak, Satmak, Bulmak İçin
TARLAN
küçük ^îIJMİaim
En ucuz ve en emin vasotadcır
T. C. ZİRAAT BANKASI
Vadesiz tasarruf hesabı ikramiyeleri
3(1 Aralık 1950 çekilisinde;
1 EV
(Ankarada, Kavakhderede, 3 Oda, 1 Hol>
Ayrıca:
1 tane 10.000, 15 tane 1.000 ıir*
Bu çekilişe katılmak islerseniz 10 Kasım 1950 tarihine kadar Bankalarımızda 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 Aralık 1950 akşamına kadar çekmemeniz lâzımdır. Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir.
İHIMI YAPTIRANLARA
★ Hazır Çıralı Pencere
★ Muhtelif ölçülerde
★ Fabrikada teslim
A Metre murabbaı 14 lira
Uygun flatlarla sipariş kabul ederiz.
Cevat Yürür
Doğrama ve mobilya fabrikası
Cerrahpaşa — Tel: 24123
Petrol Ofisinden
Ofisimiz ihtiyacı için bir miktar elektrik ve elle ve ayrıca yalnız elle işler benzin satış pompası alınacaktır.
| Standard tipe bağlanmamış olan bu malzeme için alâkalıların tekliflerini pompaların kataloğlariyle birlikte en gefi 6/11/950 pazartesi günü akşamına kadar yazdı olarak Ankarada umum müdürlüğümüze yapmaları İlân olunur. 14555
DIŞ MACUNU
DİŞ ETLERİ KANAMASINI KESER 01$ ETLERİNİN ÇEKİLMESİNİ ONLEC DİŞLERİNİZİ TEMİZLER VE PARLATIR
OSMANLI BANKASI
- İLÂN —
OsmanlI Bun Kasının Galata Merkezile, Yenıcaml. Beyoğlu. Şişli ve Kadıköy şubeleri Cumhuriyet Bayramı nıiınesebetUC 3ü ekim 1950 tarihinde kapalı bulunacaktır,
Çorlu Belediye
Baş ka alığında n:
1 — 2925 142 miktarında yeniden kaldır.m açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır. «Lüzumlu kıım ve taş belediyece verilecektir."
2 — Beher metre kare kaldırımın muhammen ocdeli 70 kuruştur.
3 - Şartnamesi Belediye Fen İşleri bürosurda çalışma saatlerinde görülür
4 — ihale 1/11'951) çarşamba günü saat 18 da Belediye encümeninde yapılacaktır.
5 — Muvakkat teminat miktarı 153 lira 57 kuruştur.
8 — İhale günün? kadar geçici teminatın-veflkneal ve bu gibi işleri yaptığına dalı gerekil vesikanın ibrazı mecburidir ^Doğrudan doğruya kald ırınıc ılık san» tiyle meşgul olu dar tercih olunur. (14149ı

Comments (0)