AKŞAM
r
AKŞAM
H e r q ü r>
8 Sahöf@
Sene 32 — No. 11452 — Flatı: her erde 10 kuruştur.
PAZAR 27 Ağustos 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı islerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
ChurchiHAvrupada tehlike
konuşmaları
Yarın akşam İsmet İnönü, salı akşamı Adnan Menderes konuşacaklar
Ne için ve kimin emri ile yapıldığı bir türlü anlaşılamıyan bina
Eski İngiliz Başbakanına göre Avrupa'yı karşı konulması güç askerî taarruzdan koruyan Amerikanın atom sahasındaki üstünlüğüdür
Churchill diyor ki: «Yakın bir zamanda Dünya harbini ummuyorum, önümüzdeki mühletten istifade etmeliyiz
Londra 27 (R) — Ingiliz muhalefet partisi lideri, eski Başbakan Churchill dün gece radyoda 2o dakika süren bir konuşma yapmış, bu esnada dünyanın vaziyetini gözden, geçirmiştir.
Churchill İptida Asya vaziyetinden bahsetmiş ve demiştir ki:
"Komünistlerin yakında Tibet ve İrana taarruz etmeleri, mümkündür. Bu hususta kati bir şey söyliyemem, yalnız böyle bir taarruzun beklenebileceğini haber verebilirim. Çin komünist liderleri geçen kış demeçlerinde sık sık Tibet'i kurtarmaktan bahsetmişlerdi. Bunu unutmamak lâzımdır.
Fakat bugün en büyük tehlike Avrupadadır. Bunun için Avrupada kuvvetli ve uyanık bulunmak lâzımdır. Halbuki işçi hükümeti basiretsizlik gösteriyor. mütereddit bulunuyor. Bunu bırakıp acele savunma tedbirleri alınmalıdır. Sosyalistlerin politikası Ingiliz milletini boş yere İkiye ayırmıştır. Ingiltere bugün ciddi tehdit al-
Churchill radyoda konuşuyor
Ankara 27 (Telefonla) — İsmet İniinii yarın aksam saat 21,15 te Ankara radyosunda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatiyle konuşacaktır.
Başbakan Adnan Menderes de, salı giinü akşamı, Ankara radyosunda bir konuşma yapacaktır. Menderes bu konuşmasını Demokrat Prrti Genel Başkanı sıfat iyi e partisi adına, seçimler münasebetiyle 21,15 te yapacaktır.
K o r e y e gidecek birlik
İlk kafile eylülün ikinci haftası hareket edecek
Kızılcahamam’daki 18 odalı, lüks mobilyeli orman sarayı hakkında tahkikat yapılmasına başlandı
610 bin liraya mal olan ve boş duran sarayın yalnız tefrişine 41 bin lira sarf edilmiş
Ankara 27 (Akşam) — Anka-ranın Kızılcahamam İlçesinde çamlıklar arasında bir kaç sene evvel 610.000 liraya İnşa edilen orman sarayının ne maksatla yapıldığı hakkında Tarım Bakanlığı müfettişlerince kat açılmış ve ortada Ustlmal mevzuu olduğu de durulmuştur.
Tanın Bakanı Nihat
bu hususta dün şunları söylemiştir:
(— Meseleyi tetkik ettim. Geçen hükümetler zamanında bu mesele ele alınmış ve bir çok suiistimaller meyanında mahkemeye İntikal etmiş cihetleri
tahkl-blr su-iizerln-
Eğrlboz
cavlz büyük bir para sarfettik-ten sonra bu binanın ne İçin ve kimin emriyle yapıldığı meçhul kalmıştır.
Karma teftiş heyeti meseleyi incelemektedir.»
Bu orman sarayı 18 odalı müteaddit salon ve banyolu ve mutfaklı geniş hayli, lüks bir binadır. Salonlarında yerli bllâr-do masaları İle vakit geçirecek
oyun tertibatı, kütüphanesi çok lüks mobilyası vardır. Tef-rişatı İçin 41.000 Ura sarfedli-miştlr.
Bina, yapıldığmdanberl boş durmaktadır.
Haber verildiğine göre Tarım Bakanlığı bu binayı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına devrederek sanatoryum olarak kullanılmasını düşünmektedir
vo

tındadır. Aradaki ihtilâf ne o-lursa olsun bunu bir tarafa bırakmalı birlik temin etmelidir.
Yakın bir zamanda büyük ölçüde bit Dünya harbini ummuyorum. Önümüzdeki mühletten istifade ederek,, aklı selimle, tekinle, basiretle hareket etmeliyiz, Hü k û m e t şimdiye kadar bu suretle hareket etmemiş, Sovyetlere ve
Aynı meseleler
hakkında
Dün akşamki ve bu sabahki Paris gazeteleri, Birleşmiş Milletlerde Türkiye delegesi Selim Sarperin beyanatına ehemmiyetli yer ayırmışlardır.
Gazetelerin yazdığına göre Selim Sarper: .Türkiye Atlantik paktına alınırsa bu camlanın emrine iki milyon kişilik bir ordu verebilir» demiştir. Beyanatın bu şekli, hiç şüphesiz Amerikan gazetecilerinin kaleminden çıkmıştır. Onlar, her zaman olduğu gibi, bu gibi beyanatı, söyleyenin fikirlerini tanı ifade etmemek pahasına da olsa, dikkat ve alâkayı fazla ceibedecek biçimlere sokarlar. Bunun içindir ki, Avrupa devletlerinin, müşterek müdafaa tertibi uğruna on, on beş tümen etrafında, bir çok şartlar İleri sürerek Amerika ile çekiştikleri bir sırada Türkiyenin, Atlantik müdafaası emrine iki milyonluk bir ordu verebileceği haberi bütün gazetelerde baş yerj tutmuştur.
Fakat eminiz ki Selim Sarper böyle dememiştir. Çünkü buna lüzum yoktur. Bütün Atlantik paktı devletleri Avrupa müdafaası İçin 35-50 tümenlik bîr ordu teşkiline uğraşıyorlar, ve Türkiye, Atlantik paktına girmek pazarlığı olarak hiç kimsenin emrine iki milyonluk ordu vermez, böyle bir teklifte de bulunmaz. Selim Sarper demiş olacaktır ki: Türkiye, askeri bakımdan kuvvetli bir memlekettir, icabında iki milyon asker çıkarabilir. Türkiyenin Atlantik paklnın girmesi, yalnız kendi emniyeti İçin değil, Avrupa sullı ve emniyetj için de kıymetli olur...
Değerli diplomalımızın her halde buna benzer sözleri Amerikalı muhabirler tarafından ı mübalâğaya kaçırılmıştır. Bu- I nun sebebi de - yukarıda söyie- l Ş'l.ml» «11,1 _ A„„.rikanl„
Fransa ve Tngillereyl daha faz- 1 la gayret ve fedakârlığa kat- t Anmaları için sıkıştırdığı bir .
C. Bayar Demirciyi ziyaret edecek
Ankara 27 (Akşam) —. Kore-ye gidecek askeri birliğimizin ilk kafilesi eylülün. İkinci haftası İçinde uçakla Tokyoya müte- r vecclhen yola çıkacaktır .Bu ilk. olduğunu öğrendim, Fakat bu kafile birliğin ikmal ve donatım kadar lüks bir orman sarayı inişleriyle memur 10 kişi kjtdar ” tahmin, edilen subaylar trupundan ibarettir. Ordu donatın, heyeti Birleşmiş Milletler karargâhında gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra muha. tp birlik Türklyeden ayrılacaktır.
peyklerlne âdeta yardımda bulunmuştur. Tepkili uçak. Sovyet-tere ve Folonyaya makine İhraç edilmiştir.
Almanyayı Avrupa müdafaa sistemine almak lâzımdır. Bunun İçin aylarca evvel harekete geçmeli idi. Doğu Almanya-da »polis kuvveti» adı altında mühim teşekkül vardır. Batı Almanya Başbakanı Adenauer bunu haber vermiştir. Avrupada tehlike Koreden hem daha yakın, hem daha büyüktür.
Avrupa’yı, karşı konulması güç askeri taarruzdan koruyan Amerika’nın atom bombası sahasındaki üstünlüğüdür. Rusya bundan çekiniyor. Sovyetlerln atom bombası kullanılmasının yasak edilmesine çalışması hiç de şaşılacak şey değildir.»
Churchill demecinin sonunda vakit kaybetmeden savunma vasıtalarını arttırmak lâzım geldiğini söylemiştir.
Yunan
kabinesi
?a ve yarım, milyon lirayı müte-
----------- «
Başbakan yardımcısı
Dün bir basın toplantısı yaptı
Cumhurbaşkanı bu sabah Karaşar bucağını ziyaret etti
Ankara 26 — Demirci yangınında açıkta kalanların iskânı İçin tedbir alınmaktadır, içişleri Bakanı bununla bizzat meşgul olmuştur. Halk şimdilik çadırlara yerleştirilmiştir. Bunlara civar kazalardan yiyecek gönderiliyor. Resmi daireler de çadırlarda İş görmeğe başlamışlardır.
Ankara 27 (Akşam) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bu sabah Beypazannın Karaşar bucağına gitmiştir. Evvelki hafta İçinde 36 evin y&nmaslylo neticelenen yangın felâketini mahallinde tetkik edecektir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayann yarın da Demirciye gitmesi kuvvetle muhtemeldir.
Haber verildiğine göre hükümet gerek Balıkeslrde, gerek Demirci ve Karaşarda yangından harap olan yerleri yeniden ve süratle İmar etmek için a-cele tedbirler almak üzere çalışmaktadır. Bu hususta kurulan komisyon bir İki gün İçinde bazı yardım esasları tesblt edecektir.
Komünizmi telin mitingleri
Belediye seçimleri
Taksimde yapılan mitingden bir görünüş
Ekseriya. Sular idaresini teııkid ederiz...
Meselâ: — Sular akmı-
Demokrat Partinin Taksimde yaptığı dünkü toplantıdan bir görünüş
sırada Türkiye hesabına, bir cömertlik örneği vermek olabilir. Türkiye hükümetinin, Atlantik paktına girmek için mü-
Necmeddin SADAK
(Arkası sahife 2; sütun 1 de)
Atina 27 (R) — Sosyal Demokrat Parti lideri Papandreu, venlzelos'un başkanlığındaki kabineye girmeği kabul etmiştir. Bu partiden daha bir Ud Bakan kabineye girecektir.
Eski Başbakan Plostlras da kabineyi destekllyeceğlnl vâ-det iniştir.
Bayındırlık Bakanlığı mesken inşası için 50,000 Ura göndermiştir.
Ankara 26 (AA.) — Demirci yangınını mahallinde tetkik ve alınacak tedbirleri tesblc eden İçişleri Bakanı Rükneddln a-suhloğlıı bugün saat 16.15 te u-çakla şehrimize dönmüştür.
Dün yurdun bir çok yerlerinde top lantıfar yapıldı, nutuklar söylendi
Propaganda toplantıları ve radyoda konuşmalar devam ediyor
Başbakan Yardımcısı
Samed Ağaoğlu
[Yazısı ikinci sahlfcmlzdej
Bu müjdeyi de Vermeğe hazırız
Komünizmi tel’ln etmek için dün memleketin muhtelif yerlerinde mitingler yapılmıştır Ankarada Ülııs meydanındaki mitinge Demokrat, Halk, Millet Partileri iştirak etmiş, iiç partinin de hatipleri konuşmuşlar, dır. Miting çok kalabalık olmuş, bütün teşekküller, sendikalar toplantıya İştirak etmiştir.
İstanbuldak! Elektrik, Motorlu Taşıt işleri Sendikasının tertip cLLlgl miting saat 15 te Taksimde yapılmışlar. ŞeJırİ-
mizdekl on kadar işçi sendikasının katıldığı toplantıda muhtelif hatipler söz
nlzm aleyhinde
alarak komü-
konuşnıuşlar-
Evvelâ kürsüye İşçisi, komünizmi tertip komitesi başkanı mel İnhanlı bir hitabede bulunmuş, komünist oldukları anlaşılanların kendi cennetlerine gönderilmesini, yeni kanunisi çıkarılarak bu gibilerin vatan haini olarak idam sehpalarına
gelen Türk tel'ln mitingi Meh-
Meselâ: — Havagazı ve elektrikte «ayak bastı» para-rlca sı yoktur. Bu tesisleri evine i alan normal masraflarını vefat,. rirter. Fakat erine sıı almak muhakkak bir , verecektir. Bu,
har- koru parası değil; saat pa-ara, rasi değil; Onların dışında Süy. bir «hava parası» dır. Yüz liradan fazla, katiyen «istihkaksın» bir ücrettir. Teni ev-Fakat Türk işçisi uyanık ferden devlet on sene vergi davranarak o menhus hastalığı almadığı halde. Sular ida-yık'ı B demiştir. resi bu haksız parayı alır.
Mitinge 16,30 da sun veril- Eski evlerin çoğu da; bu ınişUr. | (Arkası 5 İnci sahifede)
çekilmelerini hükümetten etmiştir.
Tekerin Cibaltdekl kutu rinası işçileri sendikası başkanı isteyen biri, Süreyya Birbl da komünizm de- ”cv* «bac., nllen âfetin ikinci cihan —— —
binden sonra Türk İşçisi sına girmeğe yeltendiğini liyerek:
Belediye seçimleri münasebetiyle bavlıyan propaganda lı •>-lantıları hararetle devam etmekte, siyasi partiler mümessilleri açık havada oparlörler önün de halkı kendi partilerinin a-daylarma oy vermeğe davet etmektedirler.
Dün Demokrat Partinin Beşik taşta Barbaros parkında tertip ettiği toplantıda konuşan Orhan Mele, Demokrat Partinin üç ay İçinde büyük bir mesafe aldığını ve bunu kabul etmeyenlerin
insaflarından şüphe ettiğini söylemiştir.
Taksimde İnönü gezisinde ya-' pıİan toplantıda da D P. nln a-daylarından Eşrel Şefik. Turgut Bayar konuşmuştur.
Diğer taraftan radyoda da konuşmalara devam edilmektedir. Program mucibince bugün İstanbul radyosun;'s saat 17,15-17.25 arasında Millet Partisi, 18-18,10 arasında Demokrat Parti, 19,20-19.30 arasında Cumhuriyet Halk Partisi hatipleri konuşacaklardır,
gahlfe f
Aşkınla harap
Sabahfia^eteteriNe Diyor?
laturka musikiyi sevenlerin halkı alaturkadan solutmak istediklerini zannetmiyorum. Fakat günün her saatinde alaturka musiki dinlemeye mecbur olan insanın bu musikiden gına getirmesi ihtımaıı yok değildir. Eğer alaturka musiki baklava ise hergiin bak lava venemiyeceğine dair bir ata süzümüz vardır.
Alaturka musikiyi ben de severini. Çocukluğum bu musikinin çekili fasıllaıını dinleyerek geçmiştin Merhum eniştem kanun çalardı. Ama beraber oturduğumuz zaman her irim evde kanını dinlediğimi hatırlamıyorum. Evdeki musiki âletleri musiki anının gelmişini bekleyerek bir kenarda dururdu. Nadiren haftada bir, ekseriya on beş günde bil eniştemle keman, kemençe, ut. tef çalaıı arakadaşlan ya bizde toya onlardan birinin evinde toplanır, usul ve âdâbınca oturur, bir kaç fasıl geçerlerdi. Hu hem çalanlar için, hem de dinleyenler ic'n hakîki bir musiki ziyafeti olurdu. Bunun dışında olur olmaz saatlerde şarkı söylemenin de, ut tıngırdatmanın da bizim evde, ve o devrin musikî ile yakınlığı olan bütün evlerinde mânası «saygısızlık» idi.
O zamandan bu zamana kadar alaturka musikinin çok iptizale uğradığını söylemek hakikati ifade ötmek olıırl Simdi günün hemen her saatinde radyoda alaturka musiki, gazinoda alaturka musiki, evlerde, sokaklarda notadan ve usulden anlamayan bir takım insanların ağımda mümkün olduğu kadar berbat edilmiş alaturka şarkılar. .
1'irini, yirmi bes.; senedenberi alaturka musikinin yükseldiği iddia edilemez; bilâkis seviyenin düştüğünü bizzat musikişinaslardan dinliyoruz. Alaturkanın ağzı olsa «Aşkınla harap olduğum yeter» şarkısını kendiliğinden söyliyecek!
Şevket RAEO
Bir formüle dair
CVMHUllİYETte Abidin Da-*cr memurların gelir vergisi lıakkındaki haberlerden balıisle Recep Pekcr kabinesi samanında mrmurtan terim kin aylıklara yapılan samların bir takım vergiler kesilmek suretiyle geri alındığın, soyllyerek diyor ki:
Devlet hâzinesinden aldıkları aylıkla geçinen ve harb İçinde •dar gelirli, değişmez gelirli» diye vasıflandırılan hizmet erbabının ve ailelerinin .on yıldır, nasıl iztırap çektikleri malumdur. Gelir vergisi, dar ve değişme» gelirlilerin hayat pahalılığı yüzünden omuzlarına yüklenen ağır yükü biraz hafifletecektir Bu itibarla bu yeni verginin tatbikatından memurlar lehine meydana gelecek farkların tasarruf maksadiyle maaşlara ak-settirilmemesi gibi bir formül üzerinde durulması doğru olma - 1 diktan başka. Demokrat Parti , lehindeki havayı da bozacak . bir hareket olur
Devlet hizmetinde bulunan büyük bir kütleyi ümid kırıklığına ve hayal sukutuna uğratacak böyle bir formül üzerinde —eğer hakikaten durUluyorsıi — bundan vaz geçmek lâzımdır Çünkü bu formül, dâvayı hal- , letmez.
hakkında
IBaş tarafı I inci «bıfedO raraatla bulunduğu bir samanda bunun da faydası dokunabilir. diye düşünmek mümkündür.
Son günlerin başlıca hâdisesi Almaııyanın silâhlanması dâvasıdır. Geçen hafta yaıdığınıız bir yazının sonunda, Almanya ile Japonya birer varlık ve kuvvet olarak Batı zümresine katıl- , madıkca dünya muvazenesinin dûzelmiyrerği netfeesine var- , ■ı iştik.
Bugünkü Kaidelerde okuduğumuza e*re M. Acbeson. Ame- , rıha meclisi komisyonunda. | «Almanya ile Japouyayı Batı ( âlemi içine almak tn büyiîk ehemmrv»ttedir.ı demiş ve Al- , manya ile Japonyanın istihsal , kudretlerini hür dünyanın is- , tihsalîne ilâve etmenin zarureti , üzerinde durmuştur.
şimdiye kadar Almanyanıtı silâhlanması aleyhinde bulunan Batı Almanya hükümeti de Kore hâdisesinden sonra siyasetini değiştirmiştir. Başbakan Ade- ( naııer, Almanyanın silâhlanma- ] sı lüıumunu geçen gün açıkça , İfadç etmiştir. Buııa sebep Doğu , Almanyanın silâhlanma yolunu , tutmuş almasıdır. Komünist Almanyanın, tiirtü isimler al- ( lında. daha şimdiden 250 bin kişilik bir ordusu vardır. Bu or-^| du, bir iki sene içinde yarını milyonu bulacaktır. Buna karşı, Batı Almanya, müttefik işgal1 ordufarının arttırılmasını vc bir komünist hareketini bastıracak bîr silâhlı kuvvetin teşkilini İstiyor.
Amerikada artık kabul edilen bu zaruret Ingiltere ve Fransa-(ia hâlâ itirazla karşılanıyor. Bunun sebepleri muhteliftir. Almanyaya emniyetsizlik başta geliyor. Batı Almanyayı teslih etmenin Sovyet Rusyay! tahrik edeceği ileri sürülüyor. İngiltere ve Fransanın silâhları yetmez iken Almanyaya nereden silâh verileceği suali sorutuyor. Almanyanın bizzat silâh yapmasına asla müsaade olunmuyor. Bu fikirleri öne sürenler, Batı Almanyanın bir komünist tecavüzü tehlikesine maruz olduğunu, A İman,yasız bir Batı Avrupa müdafaasının nasıl mümkün olabileceğini düşünmüyorlar. Bugün, yalnız Doğıı Alnıanyadaki silâhlı kuvvetlerin miktarı bütün Batı Avrupanın askeri kuvvetinden fazladır, «o durum. Batılı devlet adamlarının uykusunu kaçırmaya kâfidir. Uykuları kaçmıyorsa tek tesellileri: Rusya buna cesaret edemez! düşüncesidir. Halbuki butun harbler bu züğürt tesellisinden çıkmıştır. Amerika, Cenubî Koreye beş yüz milyon dolar harcamış, bir çok sıhhi, içtimai İşler yapmış, yalnız esaslı bir müdafaa kurmamış, o esnada Sovyet Rusya, kendi bölgesi olan şimali Koredc büyük bir ordu hazırlamış. Bu Kore tecavüzü Amerikaya neye oısl oldu, ve daha da olacak, meydanda...
Müttefikler Balı Almanyada
cevap
mcci etrafındaki bazı tefsirlerden ve Demokrat Partiııiiı muhalefette iken gösterdiği temi/ ve dürüst hareketinden bahisle diyor M:
Vaktiyle demokratlar. iç dâvalarda muhalefet ederlerken bile onları düşmanların ekmeğine yağ sürmekle itham edenler. Bayarı, merhum Mareşali komünizm ile lekelemeğe kadar ileri gidenler bugün nasıl olur da kumünisUetle bir sırada ve ayni ağzı kullanır olabi'Her. tşte Adnan Menderesin uiırap v« teessürü bundan hâsıl oluyor.
Tabii bu nevi propaganda ve hareke) ter kanunlar çerçevesinde, mütalâa olunacaktır. O kanunlar ki onları yapmış vc tatbik elmiş olanlar bizzat Halk Partililerdir. Onlann hazırlayın rakiplerin? verdikleri kanun silâhları şimdi kendi aleyhlerine işlerse bundan niye feryat ve ılkâyet etmeli. Demukratlar h«-'nı'iz hiç bir yeni kanun çıkarmadılar ki-- Acaba bunlara Halk Partili yüksek mahfiller ne derler?

Basbakarurç nutku
YENİ İSTANBlT-’ıh M. Ne-rnıi bu baştıldı makalesinde diyor ki:
Nutukta millî birliğe verilen «tri ehemmiyeti h.*niın>cme-mek mümkün değildir Kararsız vc süküıisıız bir dünya içinde ya şayan bir millet en büyük hayat
kudretnii yalnız kendi sarsılmaz birliğinde bulabilir Fakat çok partili bir demokraside birlik dâvası bir partinin değil, bütün partilerin yakından ilgilenmelerini gerektiren bir konudur. İktidar "partisi, bize göre, muhaliflerini. hfç olmazsa politika taktiği bakımmadn. böyle bir birlik teklifi karşısında bırakır ve o zaman bir red cevabı al irs:: halkın kentlisine giöaterdiğl büyük güveni hem arttırmış olur. h‘-m ile kendisine karşı yöneltilen itirazların konuşulduğunu zahmetsiz belirtmek imkânını elde eder. Biz bu yolu, demokrasi hayatımız İçin daha doğru ı bulduğumuzu soylJyebiJlriz.
Milli birliğin temeli, bugünkü şartlara göre, ordunun politika ile uğraşmaması, mş politikada girişliğimiz taahhütlere karş: tam bir bğlıltk gibi büyük dâvalar olabilir. Yurduna 'e tarihinin yüksek geleneklerine bağlı her vatandasın bu noktalarda birleştiğine m ufak bir şuphe-IUİ7. yoktur. Millet, zaten. flWr İhtilâflarının ötelerinde yaşayan kutsal ve müşterek heyecanlardan irrimiiş. yaratıcı tır sezgi varlığıdır. Bizi aradığımız birliğe goıüren yol. hattâ, sayısız yollar buradan geçer. Fakat bu birliği bile bile baltalayanlar, lam adı İle bozguncu değil, vatan düşmanıdırlar. Bunların kim olduğunu elbette bilmek İsteriz.
Başbakan Yarifııiicısının basın toplantısı
Muhalefetin tenkidlerine cevap verdi, Belediye ile Vilâyetin yakında ayrılacağını söyledi
Ankara 26 —■ Bugün saat 11 de toplanan Bakanlar Kurulu, Bulgurlara verilecek cevabî notayı gözden geçirerek tasvib etmiştir. Notanın yarın sabah ı bugün) Bulgaristanın Ankara maslahatgüzarına tevdi edileceği anlaşılmaktadır.
Nbtaıun metni hakkında ketumiyet muhafaza edilmekle beraber Bulgarlstandan gelecek göçmenlerin Tiirk - Bulgar anlaşması gereğince para ve emvallerine e! konulmaması lâzım geldiği ve muhaceretin normal şartlarla yapılması gerektiği esasını İhtiva ettiği söylenmektedir.
Bulgar Dışişleri Bakanı ile konuşma
Türk ajansı, dün İstanbuldan Sofyaya telefon açarak Bulgar Dışişleri Bakaniyle konuşmuştur. Dört buçuk dakika devam eden bu konuşmada Bulgar Dış isleri Bakanı Minço Nciçev, son notolarında Türk hükümetinden. hicret etmek isleyenlere giriş vizes) verilmesinin talep edildiğini söylemiştir.
I Bulgar Dışişleri Bakam. 80-jrulan diğer bazı suallere telefonla cevap veremiycccğlnl söy-liyerek, mükâleıncyî kesmiştir.
Bir eroin satıcısı yakalandı
Emniyet Müdürlüğü kaçakçılık kısmı memurları »küfecl» kıyafetinde eroin satıcılığı yapan Mehmet Özçar İsminde birini yakalamışlardır.
Memurlar, küfeci Mehmedi, Hüseyin Altıncı adında bir zehir müptelâsına eroin tedarik ederken yakalamışlar ve hâdise akabinde evde sıkı bir arama yaparak 250 gram eroin elde etmişlerdir.
Eroin müptelâsı Hüseyin ile beyaz zehir satıcısı Mehmet dün geç vakit adllyeye verilmiş ve sorguyu mütaakıp tevkif e-dîlmişlerdir.
hükümet kurdular, Avrupa konseyine aldılar, kömür ve çelik birliği kuruyorlar, yalnut silâhlı kuvvete müsaade etmiyorlar. Bu çımada Sovyet Rusya Doğu Al-manyada kuvvetli bir ordu hazırlıyor.- Bu gaflet kimbilir neye mal olacak!
Felâket şudur ki bu gafletlerin cezasını, bu mesuliyetlerden hiç payı olmayanlar da çekiyor. Bizi alâkadar etmez gibi görünen lıu meselelere temas edişimizin sebebi budar. Beş yıllık hatâlar dünyayı bu Itale soktu. Beş büyükler, üç büyükler, kuzlar, on ikiler seyirci mi leri rahata boğdu. emniyete kavuşturdu, hülâsa iyi iş d üter denilemez. Devam etli
Necmeddin SAPAK
5 inci Enternasyonal Tenis şampiyonası
Dün i k turhr oynandı
Dûn saat 14.30 dan İtibaren kortlar tenis merakhlariyle dolmağa başlamıştı. Şampiyonanın İlk farlarının en enteresan maçları olarak dün bir kıtp karşılaşma seyrettik. Bu arada HollandalI Llnk’in Enes'e kaişı olan maçı iyi geçti, İlk selle İyi oynamıyan Enes. 2 nci sette rakibiyle epey çekişti ve iyi bir oyun çıkardı. Emektar Fehnıltniz HollandalI Van Meegeren’e karşı müessir bir maç çıkaramadı. Esasen çok kuvvetli bir tenisçi olan Kollan- 1 dalı maçı 2 sette alıverdi. An-, karanın genç oyuncusu Uğur A-merilcalı Kovalevskiye karşı bütün enerjisiyle çalıştı ve her iki sette de 2 şer oyun almağa muvaffak oldu. Sıızan Gürel Yunanlı Melas't rahat bir oyundan sonra hiç set vermeden elimine etti. Bu arada S. Nemli de Yunanlı Apostolldls! eledi.
İtalyanın genç yıldızı Gardi-nl Celâsln’i 2 sette kazandı. Son karşılaşmalarda Amerikalı Dorfman İle AvusturyalI Welss rakiplerini 2 şer sette kazandılar. Bizim tenisçiler pek kuvvetli o-■ lan rakiplerine karşı bütün gayretleriyle oynadılar. 2 cl turların çok enteresan karşılaşmalarla geçeceği muhakkaktır. Tablatiy-le çetin maçları ancak bu turlarda ve daha sonraki karşılaşmalarda göreceğiz. Bugünkü karşılaşmalarda bir hayli iyi maçlara şahit olacağız. Saat 11 den İtibaren başhyacak olan bu karşılaşmalarda tek kadın, tek erkek, karışık maçları vardır. Bu arada Amerikalı. İngiliz, Arjantin. Fransız ve Yunan tenisçilerinin karşılaşmalarını seyredeceğiz.
Dünkü enteresan bir olay da
2 yıldanberi durmuş olan Tûrk-Yunan spor temasının yeniden başlamış olmasıdır. İki dost memleketin asil sporcuları düıı 1 ilk temasların! tenis maçlarında yaptılar'î»e bu surette de • İlk Türk - Yunan karşılaşmasını Yunanlı meşhur Stalyos İle g^nç tenisçimiz Feyyaz Berker yaptılar ve bunu diğer temaslar takip elti. Bu güzel olayı memnuniyetle belirtiriz.
Celâl I LUG
Dünkü karşılaşmaların neticeleri
Nazmi - Erol 6/3, 6 1
Stalyos - Feyyaz Berk er 6/3, 6/1
Kris - Resim Akın 0'6. 6 2, 6/2 KoTCalevskl - Uğur 6/2, 6/2 Şuran Gürel - Melas 6 2, 6/2
S. Nemli - Apostolldls 6/2, 6/1 Telyan - Be a» 6/3, 6/2
Van Meegeren - Fehmi 6/2, 6/2
Jack Harper - Celâl Uluğ 6/0. 6/1
Semih Birsel - İvan A. 3/6, 6/3. 6/î
Link - Enes Talay 6/1. 7/5
Geeîhand - Estrayadls 6/0, 6/1 ■
Garclt - Engin 6/1. 6 1
Deyro - H. Necipoğlu «/], 6/1
Dorfman - Melih Kvtay 6'2, 6/0
Gardini - Celfisin 6/4. 6 Û
F. «’clss _ Kemal Daş 6 2, 6/1
Muhtar
seçimleri
Bir Belediye Başkanı tevkif edildi
Devletin çok yüksek ve salâhiyeti! yerlerine, malûm komünistleri getirip yerleştlrt-ıı anlardır. Milliyetçiliğe milli bir bayram gününde en ağır hücumu yapan onlar ve onların milli şefleridir. Gençllğt, tanınmış komünistlerin kendiferine gösterdiği istikamette İşkencelere bırakanlar onlardır. Meşru komünistleri sofralarına alarak arkalarını okşayıp teşvik edenler gene onlardır. Biz şırası geldiği zaman bütün hakikatleri ve bütün isimleri meydana koymakta tereddüt etmiyeceğiz.» _ Muhtar seçimleri ve
Kore meselesi
Muhtar seçimlerine de temas eden Başbakan Yardımcısı demiştir ki:
(— Düne kadar aldığımız neticeler 17.000 DP. ; 13.000 H. P. Halbuki onların 32 bin muhtarlığı mevcuttur. Bu da gösteriyor ki 14 mayısta başlıyan Türk milletinin tasfiye karan devam etmektedir .»
Başbakan Yardımcısı Kore meselesi hakkında yapılan ten-kldlere de temasla:
«— Bu tenkldler tenkîd sınırlarım aşmıştır. Bunun mânası milli birliği aşmaktır. Tahkikata göre sâblt oluyor ki tz-yalmz gösterişten İbaret polltl- mtrll gazeteciler askerlere bu kalorinin yarattığı vaziyetlerle yazılan yazdırmışlardır.» de-d oludur. İm İştir.
Başbakan Yardımcısı Samcd Agaoğlu dün Demokrat Parti Î1 Merkezinde tertip ettiği bir basın toplantısında Belediye Reisliği İle Valiliğin mutlak surette ayrılacağım söylemiş ve «bu prens ipin tatblkına en yakın zamanda geçilecektir.» demiştir.
Samed Ağauğlu Halk Partisinin bütün şahsiyetlerinin İstan-bıılda bulunduklarına dikkati çekerek muhalefet partisinin bütün faaliyetini Istan bulda topladığını söylemiş ve demiştir W:
(— Son iki üç gün zarfında sözde seçim propagandası altında söylenen ve yazılan bazı fikirlere temas etmek istiyorum: Bir eski Bakan: (Biz komünizm ile mücadele ettik, onlar affetti.» diyor. Bu söz ve İddia kadar seviyesiz ve hakikatin yüzde yüz aksine bir söz ve İddia olamaz. Demokrat Parti ve hükümeti bu memlekette milli, insani ve ahlâki her şeye düşman olan komünizmi kökünden kazımağa karar vermiş ve tedbirlerini almıştır.
Fakat derhal açıklıyayun kİ; bu tedbirlerin tatbikında hükümetin karşısına çıkan ilk saba, onlann uzun yıllar zarfında yanlış, samimiyetten uzak ve
Ankara 27 'Akşam) — Muhtar seçimleri sırasında Çubuk İlçesi Belediye Başkanı Bahri Çoban seçimlere fesat karıştırdığı Idiaslyle mahkemeye verilmiş, dûn asliye ceza mahkemesinde dâvası görülmüştür. Dâva sırasında savcı suçun mahiyetinin ağır cezayı mûstelzim olduğu için Belediye Başkanmin ] tevkifini istemiştir. Hâkim ta-1 lebe uyarak Bahri Çobanı tevkif ederek dosyasını ağırceza mahkemesine göndermiştir.
Kasım Gölek dün
Bozöyük’de saç teşkil edecek bir söz sarfetmediyini söylüyor

Yemekte çeşitli meseleler üzerinde görüşülmüştür. Bu arada Birleşmiş Mlfretler tarafından teşkil edilen Kore komisyonu başkanı olarak Kore'ye giden Kasım Gülek orada gördüklerini ve temaslarını anlatmıştır.
Bozüyük’te C. H. Par tullerle I yaptığı bir konuşma dolayısile hakkında tahkikat açıldığını bildirdiğimiz C. H. P. Genel sekreteri Kasım Gülek dün sabah saat 9 da İstanbul savcılığına giderek ifade vermiştir. Gene! sekreter sorgusunu mütaakıp kendisiyle konuşan basın temsilcilerine aşağıdaki bulunmuştur:
■— Cumhuriyet 9 / Ağustos/1950 de partililerle yaptığım ma dolayısile ifade davet edilmiştim, Bu sabah ifademi verdim.
Bozüyük'te yaptığım konuşmanın en doğru metni 10/Ağus-tos/1950 tarihli Ulus gazetesinde «Dış politikada millî birliğin ehemmiyeti) başlığı altında Çıkmıştır.
Bu konuşmada üzerinde ehemmiyetle durduğum nokta şu olmuştur: «Dünyanın bugünkü karışık durumunda en büyük kuvvetimiz milli birliktir. Milli birliğin ana şartlarından biri de dış politikada birliktir, iktidar ile muhalefetin dış politikada beraber olabilmesi İçin, İktidarın muhalefetle ana dış meselelerde istişare etmesi ve kendisini mühim meselelerden daimî surette haberdar etmesi gerekir. C. H. Partisi, iktidarı bu sure ile dış politikada milli birliğe davet etmektedir.»
Bu sözlerde en ufak bir suç kokusu yoktur. Bilâkis memleket hayrına söylenmiş samimi ifadelerdir.
Demokrat parti Bozüyük teşkilâtının tahrikile yapıldığı anlaşılan bu ve benzeri hareketlerle bizi yıldırmak İstiyorlarsa yanlış yolda gidiliyor. Biz hakkımızdan emin ve vatanperver Türkler olarak memleket hayrına tuttuğumuz yolda yürüyeceğiz.
Hnkikatin tecelli etmesinde şerefli, müstakil ve adil Türk hâkimine va basınına güveniyorum.»

Büyük taarruzun yıldönümü
26 ağustosun yıldönümü olması münasebeti!® dûn şehrimizde de Taksim meydanında bir tören yapılmıştır.
Törende askeri ve mülkî bir çok şahsiyetler. Malûl Gaziler, parti mensuplan. jandarma, piyade ve deniz birliklerinden birer kıta hazır bulunmuşlardır.
Saat 16.30 da askerî bando tarafından çalınan İstiklâl marşı ile bayrağımız şeref direğine çekilmiş ve âbideye kolordu, ordu. malul gaziler ve partiler tarafından birer çelenk konmuştu c.
Müteakiben kürsüye gelen malûl gazilerden Dursun Bay-raklaroğlu. orada bulunanları, şehitlerimizin ruhunu taziz sükûtuna davet etmiş ve günün önemini belirten bir konuşma yapmıştır.
beyanatta
savcılığına Bozüyük'te bic konu-î-vermeğe
Genel sekreter perşembe rt vapurla Karadeniz bölgesine hareket edecektir. Bir halta kadar devam edecek olan Karadeniz seyahatini mütaakıp Kasım Gülek Ankaraya dönecek ve 8 Eylülde C. H, F. divanı toplantısında hazır bulunacaktır.
Etıbba odasının toplantısı
Etıbba odası dün bir toplantı yapmıştır. Toplantıda Dr. Murat Cankat odanın altı aylık çalışması hakkında malûmat. vermiştir. Odalar hak tunda ki yeııi kanun tasarısında simsar kullanan doktorların İşten men’i hakkında hüküm bulunmaktadır.
Türk Hava Kurumu
başkanlığı
Ankara 26 — Türk Hava Kurlunu başkanlığına Belediye Meclis âzasından Celâl Merali heyet Şehitliğe giderek çelenk seçilmiştir. 1 koymuştur.
Konuşmayı mütaakıp yapılan resmi geçitle törene son verilmiş ve malûl gazilerden bir
Zekeriya Serlel ve
Nâzım Hikmet Avrupa’ya gitmek istiyorlar
Buu başlayan Enternasyonal tenis turnuvasından bir görünüş
Türk ajansının bildirdiğine göre Zekeriya Sertel İtalyaya, Af Kanunundan istifade eden Nâzım Hikmet de Fransa’ya gitmek. İçin pasaport istemişlerdir.
ÖLÜM
Kasım Giilek’in basın mensuplarına öğle yemeği
Şehrimizde bulunan C. H. P. genel sekreteri Kasım Gülek dün saat 13 de Liman lokantasında vilâyet ve part! işlcrile meşgul olan basın mensupla-İnna bir öğle yemeği vermiştir
Tutiio tüccarı Salın BoysuDin. Yüntaş Türk anonim trugiıiı hissedarlarından Mehmet Ab-dmıahman. Osman, Sükyman Boysanlann kardeşleri ve Müşerref Boysann eşi. Coşkun ve Ayla Boysanın bahaları ve Kabataş ve Iştk liseleri kimya öğretmeni
Abti Boysan
vefat etmiştir. Cenazesi 23/8/958 Pazartesi günü Şişil Hürriyeti âbide caddesi Harzenışah sokak Rahat apartınıanındar. kaldırt-laıak öğle namazını mütaakıh Teşvikiye camiinde namımı kılınarak Feriköy kabristanı ıt defnedilecektir.
Vasiyeti üzerine çelenk gönderilmemesi rica okuıııı.

27 AgUStOS 1950
AKSAM
Denizin sonu
Meşhur bir komik hikâyedir:
Nasraddin Hoca, kaptanlık etmeğe kalkmış. Gemiyi karaya oturtmuş.
— Nedir bu ettiğin Hoca? Çarptık! — demişler.
Cevap vermiş;
— Kabahat bende değil! Deniz bitti.

Deniz biter mi? Biter elbet biter!

Eski şair şöyle demiş ama, yalan söylemiş:
Sermayeyi şairan tükenmez,
Dünya tükenir yalan tükenmez .
Hayır efendim, şairlerin sermayesi de tükeniyor. Bir asır geliyor ki. artık. Divan şairleri, yazamaz oluyor; yazsa da âlem o şiirleri «ha-yidcn buluyor. Gevelenmiş mazmunlardan gına getiriyor. Her okul, zamanla aynı tesiri bırakıyor.
Dünya şairleri arasında, nice en kıymetlilerden biri olan Baudelaire, bir mukad-demesinde şöyle der:
— Benden evvel gelenler, şiir dünyasının verimli ülkelerini aralarında paylaşmışlar. Bana arık bir saha kal-d'.
Demek ki. o istidatta, çiğnenmiş bir zemini boyuna çiğnemek imkânını bulamamı-.: bakir tarla, yahut, işgal edilmemiş arazi aramış. Enteresan yazmış ama. ondan sonrakiler de, yeni zeminler araştırmak ihtiyacını du\ muşlar.
Vara vara. Türk şiiri de, bugünün serbest mısracılı-ğına varmış.
— Yazık oldu Süleyman efendiye! — dive basma kalıp istihfaf etmiyelim.
Bunun bir mecburiyet olduğunu, şiir mecmulaınıı karıstıra karıstıra anlıyorum.
Emsali arasında gelişi güzel bir yeni mecmuanın emsali arasında gelişi güzel bir (hececiler usulü) şiirini seçtim.
Rıza Polat Akkoyuniu imzasını ve (Gel) başlığını taşıyan bu şiir şöyle başlayıp şöyle bitiyor:
Körpe dudaklarında son günahın İzleri
Hülya dolu gözlerde, türlü nakışlarla bel,
Gönlünde sevgilerin o hırçın denizleri,
Bahar selleri gibi çılgın akışlarla gel,
Hülya dolu gözlerde türlü nakışlarla gel!..
Düzeltilme işine başlandı, yazdığı kadar para verilecek
Emniyet 6 inci Şube Müdürlüğü taksimetrelerin düzeltilmesi İşLne başlamıştır. Bütün taksimetreler tashih edildikten sonra yolcular otomobilden İnince taksimetredeki yazan ücrete bir şey İlâve etmeden şoföre vereceklerdir. Bu suretle bir çok anlaşmazlıkların önüne geçilmiş olacaktır.
Diğer taraftan şimdiye kadar rasgele yerlerde duran dolmuşlar için muayyen yerler ayrılmış ve bunun için levhalar yaptırılmıştır. Bugünden İtibaren bu levhaların dolmuşların duracakları yerlere asılmalarına başlanmıştır. Bundan sonra hiç bir taksi arabası dolmuş yerinden hariç yerlerden yolcu ala-mıyacakttr.
6 inci şube son zmanlarda yine şikâyet konusu olmaya başlayan şoför muavinleri mesele-sile de esaslı surette uğraşmağa başlamıştır. Bilhassa muavin namı altındaki bu şahısların hususlle geceleri sarkıntılık t.ı yaptıkları görülmüş ve şiddetle takiplerine başlanmıştır.
İsrail Türk masası şefi lstanbulda
İsrail Dışişleri Bakanlığı Or-taşark kısmı Türk masası şefi Sabo tay Dinar İstanbula gelmiştir. Esasen İstanbullu olan B. Dinar memleketimizde bir müddet kalacak ve çeşitli tetkik ve temaslarda bulunacaktır.
1950 PARA İKRAMİYE PLANI
1 Kilo i saf külçe altın
14 Adet 1000 lira
12 500 „
80 100 „
100 50 „
100 20 „
100 10 „
Hemen bir küçük hesap açtırınız.
Yenipostane Caddesi No. 41
Sahile 8
İstanbul’undertleri, ihtiyaçları

Sağlık İşleri, ekonomik meseleler başta geliyor
Prof. Murat Cankat'ın ve Zeki Cemal Bakiçelebioğlunun mütalâaları
Koyun eti fiatleri düşüyor
Gönlümde taht i yârimi
Gel burda meyvelerin en olgunu, en hoşu
Gel, ıslak güneşlerin serplldlğl bıı İçe..
Ol bir bakış delisi, veya sevgi sarhoşu,
Yasak kaynaklarından çılgınca içe İçe.
Gel ıslak güneşlerin serplldlğl bu İçel,,
Düşündüm ki, (hececiler) cereyanının başladığı tarihlere rasttasaydı, bu şiir, ve diğer mecmualardakiler, vc diğer bu gibi şiirler:
— Aman, ne güzel! —hissini uyandırırdı.
Tasavvur ediniz: Rıza Tev-fîğin. yahut Orhan Seyfinin, yahut Yusuf İle Faruk Nafiz ve Halid Fahrinin o zaman sükse yapan manzumeleri. şimdi, bu gelişi güzel mecmuaların birinde çıksa idi. katiyen dikkati çekmi-yecckti. Okunmaksızın okkaya verilecekti...
Hani şiirin ebedîliği? Şiir, ancak, göz önündeki müsait bir bahçeye, müsait bir içtimai «an» da ekilmiş olursa şöhretinin çiçeğini verebih yor. Yoksa, ha varmış, ha yokmuş. . Cidden düşündürücüdür:
Dünyanın bile topraktan mahdut olduğuna göre, onlar dahi «tükendiğine» göre, acaba, şiirin ülkeleri, tarih boyunca sairler arasında taksim edile edile b'tmeje yüz tutmuş değil midir?
Şiir ve şair buhranının öir sebebi de lıu buhrandan hasıl olmuyor mu?
(Vâ - Nû)
Kari mektubu
Gecekondular hakkında -------■-----
Bir karlimlz yazıyor; Gecekondular bir zaruret neticesi telâkki edildi ve bunların inşasına müsamaha gösterildi. Buna İtiraz edecek değiliz. Ancak mahalle aralarında da Gecekondular yapılmaktadır. Karacaah-mede giderken Kapıagası. Dlvltçller tarafında bu tarzda yapılmış Gecekondular vardır.
Gecekondular kiraya veriliyor, alınıp satılıyor. Bunun da önüne geçmek, bilhassa mahalle aralarında Gecekondu olmamasına dikkat etmek lâzımdır.
Prof. Dr. Murat Cankat, tababet âlemimizin çok kıymetli bir şahsiyetidir; aynı zamanda uzun senelerden beri de memleketin sıhhi ve ekonomik meseleleriyle yakından meşgul olmaktadır. Kıymetli profesör, dağılan Şehir Meclisinde âza İdi, bu defa da Halk Partisi tarafından belediye âzalığı İçin Bakırköyiinden namzet gösterilmiştir, şehrin bütün dert ve .meselelerine yakından vâkıf olduğundan, bu mevzular hakkında suallerime şöyle cevap verdi:
— Meclise girdikten sonra şehrin sağlık İşleri, hastalıkların en esaslı sebebi olan gıda maddelerinin evsafı ve gıdnl kıymetleri, bilhassa halkın yaşama seviyesi üzerindeki tesirleri en çok fikrimi İşgal eden meseleler oldu,
İlk İş olarak veremin sirayetine ve intişarına sebeb olan süt meselesini ele almağı vazife bildik. Süt meselesinin Meclis müzakereleri halinde geçirdiği safhalar matbuatta intişar etmiştir. Üstadım ve meslektaşım muhterem Prof. Cemil Topuzlu ile verem mikroplarını hâmil ineklerin barındıkları ahırların ıslahı, veremli İneklerin ortadan kaldırılması ve bunlardan alınan sütlerin her türlü hastalık mikroplarından âri. hilesiz ve teiniz süt halinde halka dağıtılması için birçok teşebbüslerimiz oldu. îstanbulun muhtelif yerlerinde pastörize süt fabrikaları tesisi suretiyle süt sanayiinin kurulmasın istedik.
Bu mesele, birkaç kere, tahakkuk eder gibi göründü. Fakat maalesef bâlâ başladığımız vaziyetten ileri gitmLyerek olduğu gibi kaldı!
Hayali plânlar
— Neden akim kaldı?
— Bu İşe bidayette belediyenin alâkadar makamları çok e-hemrnlyet verir gibi göründükleri halde, sonradan hiç olmıya-cak bir takım hayali plânlarla uğraşmış oldular. Kendilerine pratik yol gösterildiği zaman da bu fabrikaların kurulması İçin konacak sermayenin tedarikinde zorluklarla karşılanmıştır, i Birkaç defa ecnebi şirketlerle anlaşmaya varıldığı ümld edilirken nedense bu şirketler bu İşe sermaye koymak için, mevzuatımızla telif edllemiyen, bir ta-k.m şartlar İleri sürmek suretiyle iş çıkmaza sapmıştır.
Kanaatimce belediye bütçesinde hiçbir tahsisat, bu İşe konacak fondan daha yerinde ve mühim olamazdı.
Şayet yeniden Meclise girmek nasib olursa en başta ısrarla takib edeceğim işlerin başında bu süt meselesi olacaktır. Sebze ve meyva hali
— Mecliste sebze ve meyva hail meseleleri üzerinde çok dur muştunuz. Bunu da İzah eder misiniz?
— Siz de biliyorsunuz kİ İstanbul meyva ve sebze hali gerek müstahsil, gerek müstehlik İçin çok kötil ve muzır rol oynı-yan. yani kendisinden beklenen
hizmetin tamamen aksi netice veren bir vaziyettedir. Müstahsilin hâlde 25 kuruşa satılan malını piyatada 120 kuruşa satılır görmek âdi ahvaldendir
Buna bir çare bulunmak İçin Meclisçe bir komisyon seçilmişti. Beni bu komisyonun başına koymuşlardı. Aylarca sabah akşam muhtelif zamanlarda komisyon halinde hale giderek kötülükleri gördük, tetkik ettik Halin hem müstahsile, hem müstehlike faydalı hizmetler yapabilmesi için ne gibi teşkilât ve tesisatın yapılması lâzım geldiğine dair sahlfeler dolusu bir rapor hasırlıyarak Meclise verdik. Meclis, bu raporda belirttiğimiz teklifleri çok muslp görmüş, ve mutlaka icra safhasına konması için kabul ve karar altına almış ve makama tevdi etmişti. Aynı zamanda bu ıslahatın tahakkukundan sonra İşleri nasıl yürüyeceğine dair bir de Hâl talimatnamesi yapmak
vazifesini aynı komisyona vermişti’ Komisyon da haftalarca toplanarak ve alâkalılarla görüşerek hazırladığı talimatnameyi Meclise sunmuş, Meclîs bunu da kabul ve tatbikim karar altına alarak Belediye Reisliği makamına tevdi etmişti.
Bu hususta o zaman Vali ve Belediye Reisi bulunan sayın dr. Lûtfl Kırdar komisyonu çok teşci etmiş, hattâ çalışmalarında bizzat kendisi de Iştlrâk ederek, halde bizzat tetkikler yapmış ve hazırladığımız İşin halka çok faydalı olacağını takdir etmişti. Meselâ meyva ve sebze hâlinin darlığı yüzünden, muamelâtın selâmetle yürümediği görülerek genişletilmesi İçin karpuz, kavun sergileri oradan kaldırılarak Yenlkapıdakl iskele etrafında toplanacak ve şehre buradan tevziat yapılacaktı.
Fakat bu İşlerde şahsî menfaatlerini, bu sergilerin meyva ve sebze hâil civarında kalmasında görenler, bir takım entrikacı insanlar bu güzel teşebbüsü baltalamak için ellerinden gelen gayreti sarfettller.
1950 yılı meyva ve sebze halinin Mecliste karar altına alınan tedbirler ve hazırlanan talimatname sayesinde daha İyi lşliyeceglnl iimld ettiğimiz halde, keyfiyet tamamen aksine tecelli etmiştir.
Muhterem şehir halkı, tekrar bana bir vazife tevdi ettiği ve Bakırköylü hem şerli erim in itimadını kazandığım takdirde, hiç bıkmadan, usanmadan ou gaye uğrunda da koşacağım muhakkaktır.»
Zekî Cemal Bakiçele-bioğju ne diyor?
D. P. Beyoğlu adaylarından Ekonomi gazetesi sahibi ve başmuharriri Zeki Cemal Baki Çe-lebloğlu. bana şunları söyledi: M. R. E.
Koyun eti fiatleri düşmeğe başlamıştır. Muhtelif semtlerde umumiyetle kilosu 20g kuruşa İnen koyu eti Balıkpazatındaki bazı kasaplarda 160 kuruşa kadar satılmaktadır.
Bu ucuzluk her sene bu mevsimde görülen piyasaya fazla hayvan sürmekten İleri gelmektedir. Zira bu aylarda müstahsil, damızlık olanları ayırdıktan sonra geri kalan hayvanları kasaplık olarak satışa çıkar-mağj ötedenberl âdet edinmiştir.
Bu ucuzluğun bir, bir buçuk ay devam edeceği ve bu müddet zarfında flatlerln bir miktar daha düşeceği tahmin ediliyor. :
19.2(1
I9.M
Seçim günü yaklaştıkça propagandalar hararetleniyor. Duvar afişleri, toplantı nutukları, radyo konuşmaları birbirine karışıyor. Kürsülerde, mikrofon başında sayın hatipler kendilerini heyecan selinin akıntısına kaptırıyorlar. Kimisi, «Ağlamayan çocuğa meme vermezler» ata sözünü kulağına küpe etmişçesine’ bir garip edâ ile ağlar, inler gibi sesler çıkarıyor, âdeta tevalinin ediyor. Kimisi sözlerini aruz vezni ile şiir haline getirip ses perdelemî değiştirerek gürül gürül okuyor Bazıları irticalen dile geliyorlar, dövünerek, çırpınarak, gözleri nemlenerek şehrin dertlerini sayıp döküyorlar, biz de dinleyip öğreniyoruz! tik okul çocuklarına yurd bilgisi der- |_L si veren emektar bir mual- Q lim bey üslûbu ile konuşan- q_ lar da var.
Ya o coşkun nutuklar! Ot| ne heyecan, o ne şiddeti Ke- Q limeler ağızlarından çıkarken infilâk ediyor, gümbürdüyor. Sıkılmış yumruklar, çatılmış kaşlar. gerilmiş adaleler.. Zannedersiniz kİ verinden fırlayıp üzerinize atılacak, hafazanallah!
Cicili bicili yaldızlı vait-ler teşbih taneleri gibi diziliyor. Seneler senesi dinlediğimiz nakarat!
«Ey hemşehriler! Su mu istiyorsunuz? Bana rey ve- "O riniz.u 0
Lebbeyk sultanım! Reyim (Q şenindir. Fakat benim iste-dişim bir bardak su değil ki. Jr
«Muhterem İstanbullular! vJ Ucuz gıda mı istiyorsunuz? Bana rey veriniz.»
Hay hay, efendim! Dilediğin kadar rey feda olsun sana. Vekâletin, vait buyurduğun ucuz gıdavı hangi depolarından ihsan edeceksin?
«Aziz dinleyicilerim! Işık mı istiyorsunuz? Bana rey veriniz.»
Bas üstüne, sayın bayım! Rey mi istiyorsun? Tümen tümen. Bel gelelim, vait-lerinin pırıltısı gözlerimizi kamaştırdı, ikramından şaşkın olduk!
Meğer hemşehrilerimiz ar a sınıl a nice kerametli, sahavetti. dirayetli, kudretli, becerikli zatlar varmış da farkında değilmişiz. Aday olur olmaz bütün marifetlerini ortaya dökmeye başladılar. Hitabet makamına çıkınca omuzları heybeli birer Noel Baba kesiliyorlar. Hastane mi istedin, al! Ucuz gıda mı diledin, buyur. Yola mı ihtiyacın var. o da hazır. Ev mi arzu ediyorsun, hoşlandığın semti söyle.
Nazar değmesin, pek de cömert şeyler. Kesei talakat-tan avuç avuç çıkarıp dağıtıyorlar.
Her isteyene rey verip hepsini memnun etmeyi candan diliyoruz amma, neyle-yelim ki Şehir Meclisinde altmış sekizden fazla âzalık yok. Seçilemeyen sayın adaylar hayıflanmasınlar. Meclise giremezlerse bizim gönüllerimizde tahtları hazır!
Cemal REFİK
O $2 0 > 0 p
Konuşma
Şarkılar. Okuyan- Safiye Aylâ Hafif "aliler Pl
Klüsik MS eserleri. Çalanlar: Cevdet Çağla. Hfidıye Ötugen, izzddin Ökle. Verdi Şeyinin. Nuri Halil.
Spor hasbıhalleri Konuşan Eşref Sefih
İstanbul Turistik Bürosu -Radyofonik Temsil.
Konuşma
Şarkılar. Okuyan: Mefharet Yıldır un
Konuşma
Keman soloları
Haberler
Karışık hafit gece müziği Pl, Dam mütigı Pl.
Program'.ir ve kapanış
ANKARA RADYOSU
Öfil* »* lk»»m otöçrarnı
Yurttan Sesler Korosu
Telden İçle. Okuyan: Sadi Hoj
ses.
Oyun havaları
Ha'.-rler
Da.» mUılgl Pl.
Ö:::e Gareteal
Dans müziği Pl.
Hava raporu. Aksam programı ve kapanı}
17,58 Apılıs ve program
18.00 M. S. oyar»
18,0» Konuşma. Seçim (DP.)
18.in ince sat (Karışık fasıl $arkı-
18 !(r Kon uy m:
21.10
20.30
20.15
2!,00
21.35
21.45
12.00
12.30
13.»
13.00
13.15
7.31
(Arkası 5 İnci sahifede)
CUMHURBAŞKANI CELAL B/ YAR
Llnguafon Yabancı Dil Enstitüsü Türkiye umum mümessili VİTALÎS B BtLEN'l Çankaya'da kabul etmiş ve ı etod hakkında etraflı İzahat almıştır. Resimler Başkanı gramofon başında mümessille birlikte tecrübe yaparken göstermektedir.
. Seçim (M. P.) ince sazın devamı
M. S. ayarı ve haberler .15 Tarihten Bir Yaprak
15.2ü 10 Dakika darıs Pl.
10.30 Konulma Seçim (DP.)
19.40 Akşamın karma müritti Pl.
20.15 Radyo Gazetesi
20.30 Konulma. Seçim (C. H. P.)
20.40 Gürel Scaler Pl.
31.15 Konuşma Seçim (M. P.)
21.25 Müzikle Gezi Pl.
21.40 Konuşma. Seçim (C H. Pl
21,50 Hafif melodiler Pl.
22.00 Konuşma. Büyük Zafer. (Genelkurmay adına konuşan: Kur-mav Binbaşı Feridun Akkor.)
22.15 Dans müziği Pl.
22.45 M. S. ayarı vc haberler
23.00 Program vc Kapanıp.
Yarın »abnhkl program
1.28 Açılıp ve Program
1.30 M. S. ayan Vals, Polka vc Pnso Doblc'lcı Pl.
1.43 Salon Orkestrası Çalıyor Pl,
8.25 Güniln programı ve Hava rapo-
8..T0 Hafif mürlk Pl.
9.00 Kapanış,
ilk okulların talebe
İstanbul 5 inci enternasyonal tenis turnuvasına
iştirak eden tenisçilerden bir kaçı
Stalios (Yunan).
(Soldan sağa) 1. Dorrman (Amerika). Kcçeas (Yunan olimpiyat komitesi reisi), G. Garrett (Amerika)
sayısı
İstanbul muallimler cemiyetinin İlk okullarda Sınıf durumu hakkında bir konuşma hazırladığını evvelce haber vermiştik. Münakaşalı olacak olan bu konuşma 29 Ağustos 1950 Pazartesi günil saat 17.30 da Cağal-oğiundakl Çiftesaraylar karşısında Muallimler Birliği konferans salonunda yapılacaktır. Bir çok İlk okul öğretmenlerinin ve bilhassa münevver talebe velilerinin istekleri üzerine hazırlanan bu konuşma, mekleblerln açılmasının yaklaşması münasebetiyle şimdiden alâka ile beklenmektedir.
Muallimlerin İzmir
Fuarı ve Bergama gezisi
İstanbul Muallimler cemiyeti turizm bürosu tarafından İzmir Fuarı ve Bergamaya bir etüd gezisi tertip edilmiştir.
9 eylül İzmirln kurtuluş bayramında da İstanbul muallimlerini temsil etmek üzere tertip edilen işbu gezi 5 gün sürecek ve -10 kişilik bir öğretmen kafilesi 5 eylül sah sabahı Bandırma yollyle İzmir'e hareket edecektir.
Sahile 4
Fil sürüsü çekiliyor — Dünya harbi yüzünden Afrikaya veda
- 53 -
Vurulan hayvanın dikleri hakikaten görülecek şeydi. Her biri tahminen so kilo ağırlığında ve 2.70 boyunda İdi ve İyi bir sermaye teşkil ediyordu. Bu para ile beraber fili avlama İkramiyesi küçük Blll'in kumbarasına konuldu.
Fakat bu anda ben vurduğum filden ziyade hendeğin öteki tarafında adetâ nöbet bekleyen fillerin harekâtını takip ediyordum.
Çok şükür sûru başkanın vurulduğunu derhal şenmiş ve fillerin arasında bir heyecan belirmişti. Bcmbo o da bir şey yapmak gayesile bellinde beraber kuru sıkı havaya silâh atıyordu. Yanımızda epeyce cephane vardı. Bunlardan bir kaç dürtmesini karşımızdaki filleri korkutmak gayesile havaya sıkmıştık. Bu kurşunlan israf ediyorduk, fakat gayemize varmıştık.
niJerdeo bir kaçı sabırsızlandı. Döndüler ve yavrularını ileri iterek ormana doğru yürüdüler. Arkasından bir kaç delikanlı fil, .biz korkmuyoruz, fakat önümüzdekiler yola koyulduktan sonra biz geri kalamayız; der glbt daha yavaş adımlarla Öndekiler! takip ediyordu. En nihayet diğer yaşlı filler de1 gençler önden. İhtiyarlar arkadan diyerek hendeğin kenarından (-ekilerek, sahayı boşaltmış .'anü.
Eûru bu suretle yoluna koyulduktan sonra, biz önümüzde o zalim ölü fiile yalnız başına kalmıştık.
İşle ben zavallı arkadaşım Blll'in katlinden bu suretle İntikam almış ve bu cani hayva-j nın vahşi, hunhar mesleğine bu suretle nihayet vermiştim.
Afrikaya veda
İkinci dünya harbi beni, daha hiç keşf olmamış ve tanınmamış haitıüştüva ormanlarında yakaladı. Belçika henüz bitaraftı, fakat Brazzaville radyo İstasyonu yakında mevzubahs olan seyahat tahdldlerinden bahsediyordu Bundan ötürü bu araştırmalarıma ve tetklkatıma nihayet vermeği muvafık görmüş, ve kampımı lâğvederek, daha imkân dahilinde iken Amerlkaya geri dönmeğe karar vermiştim.
Afrika’ya vedâ bana çok. güç geldi Son zamanlarda tekrar tekrar Kivu'nun dağlık havalisini ziyaretle, dev goril hakkında tetklkatıma devam ediyordum.
Bu suretle Pretoria'daki güney Afrika müzesine gayet güzel bir insan maymununu temine muvaffak olmuştum. Fakat bu hayvan hiç bir zaman rekor teşkil edemiyordu.
Kibali vadilerindeki bakir ormanlara tamamen alışmıştım. Bu ormanlarda Okapl denilen hayvanlar hakkında etraflı malumat elde etmiştim ve bu dehşetli korkak ve seri hareketli hayvandan bir iki adedini yakalamak kabil olmuştu. Eıı
C_ Çeviren i '"““"T
Hami BEKEM |
kadaşlarım, elde ettiğimiz muazzam muvaffakiyetlere rağmen önümüzde daha geniş bir sahanın bulunduğuma müdriktik. Biz ne kadar fazla esrar keşfettikse, bize her şey dalıa faz la genişliyor ve çiçek, hayvanat dünyası ve jeoloji bakımından bu milyonlarca mil kare topraklardaki koyu, kara ve bakir çongul ormanları keşif Içüı muazzam bir hazine teşkil ediyordu. Hiç şüphesiz burada büyüklüğü malûm olmayan bir hazine İle karşı karşıya idili ve binlerce keşif İmkânları bize verebilirdi. Yalnız bu merakı sağlayacak kâfi derecede insanın mevcut olması lâzım gelir ki bu gibi İnsanlarda da lüzumlu mukavemet, kuvvet, bilgi ve Icabeden vesait, bu muazzam işi görebilsin. Bir gün gelecek, Allah müsaade ederse, tekrar Afrika’ya döneceğim ve eski keşif tetklkatıma devam edeceğim, SON
hiç bir beyaz İnsana daha nasip olmamıştı.
Bundan mada gayet tuhaf yeni bir cins zürafa da keşfetmiş. buna (Ocapla Klbalensls) adım vermiştim.
Çongullerde namütenahi yürüyüşlerimde Kristal dağlarının eteklerinde Lualaba ve Kasal nehri kenarlarında ve Alberl İle Edtvard göller sahillerinde ve Tnnganjika gölü civarında ayaklarımı epeyce yormuştum. Bütün bu çonguller, ilmi bakımdan, daha keşfedilmemiş gibi idiler. Bu seyahatlerimde yeni 39 muhtelif memeli hayvan keşfetmiştim. Muhtelif kuşlar, yılanlar görmüştüm. 86 muhtelit haşere ve tahminen 200 daha tanınmamış nebat ve yosun nevileri keşfetmiş, toplamıştım. Burnunla beraber ben ve ar-
BELEDİYE GELİRLERİ REHBERİ
İstanbul Belediyesince tatbik edilen
Vergi, Resim, Harç ve Oçret TARİFELERİ
En yeni hükümlere göre tertipleyen:
\İH\T >ALKUT
• İstanbul Belediyesi Hesap İşleri Müdürü
Adres: Babıâli caddesi, No. 19/10
ÜNİVERSİTE KİTABEVİ: Ankara caddesi. No. 96 Sirkeci İNKILAP KİTABEVİ: Ankara caddesi No. 155 Sirkeci
KÖPRÜ KİTABEVİ: Köprü. Kadıköy İskelesi karşısında 88-1
Açık Eksiltme ilânı
Yeşilköy Hava Meydan inşaatı emanet Komisyon Başkanlığından
Yeşilköy Hava Alanı İnşaatı İçin üç parmaklık 1100 metre Demir siyah etli su borusu, (1* adet üç parmak vana 20 adet üç parmak «Te», 20 adet üç parmak dirsek. 10 adet üç parmak kor tapa açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
f _ Boru ve diğer malzemenin keşif bedeli 11335 lira ve geçici teminatı «50 Hra 15 kuruştur.
2 — Bu İşe alt keşif ve şartname İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde Hava Alanı bürosunda ve Yeşilköy Şantiye Şefliğinde görülebilir.
3 — İsteklilerin 1950 Ticaret Odası vesikası ve İstanbul
Saymanlık Müdürlüğünden alınacak geçici teminat makbuzu ile eksiltme günü olan 31.8.950 perşembe günü saat 15 te Yeşllköy-de Hava Meydanı İnşaat Bürosunda Emanet Komisyonuna müracaatları lâzımdır. (11787)
Devlet Deniz Yolları Genel Müdürlüğünden
1 — İdaremiz İhtiyacı İçin 4.00X8X28 ebadında 100 adet «9 m3> çıralı çam kalas alınacaktır.
2 — Şartnamesi Tophanede Malzeme müdürlüğünde görülebilir.
3 — isteklilerin bu ebattaklkeresteyl fabrika, havuzlara
derlisi teslim şartlyle M3 nün kaça verebileceklerini kapalı zarf içerisinde bir mektupla 1.9.950 tarihine kadar D. Dz. Yollan Malzeme Müdürlüğüne vermeleri (11726)
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
kazan: W. W. Coliins Tercüme eden: (Vâ-NÛ)
- Tefrika No. 26 -
kızcağızı, bJr hususi ve iyi hastaneye kapattırmış Bütün paraları da kendi vermiş.
Maalesef, genç Jtız, bu hastaneye onu kapatanın kim olduğunu öğrendiğinden. Lorda karşı büyük bir kin besler olmuş. İşte, mektuba akseden de bu kinmiş. Eğer bayan Halcombe yahut ben. daha fazla tafsilât istiyorsak .hususi tımarhanenin müdürüne başvurabilirmişiz. Bu hasta kızcağıza karşı son vazifesini de şu suretle yapmış: Avukatına emir vermiş; kız» buldurup doktorların iyi bakmalarını sağlasın denıiş.
Lort), bu sözleri bitirdikten tonra, verdiği tafsilâtla bayan FairlJe'nın ve idlerinin tatmin edileceğini umduğunu ilâve etU.
İli: cevap veren ben oklum Tecrübeli olr avukat »ıfatlyle
asla kabul edemiyeceğim maddi bir delili ona göstermek İslerim. Sizin öyle bir delili benden istemeniz güç olduğundan, ben, bizzat vereyim: Lütfen, bu bedbaht kızın annesi madam Cat-herick'e mektup yazıp onun şe-hadetinl Üter misiniz?
Bayan Halcombe’un rengi değişti; genç kız bir şaşkınlığa uğradı. Zira, Slr Perclval'in cevabı, tereddütsüz bir cevaba benziyordu.
— Umarım ki. Slr Percival, benim, sözlerinize İnanmadığımı telmih etmlyorsıınuzdur,
— Elbette hayır, bayan Hol-combe! Benlin teklifim, sırf nezaket icabıdır. Bu teklifimden dolayı da özür dilerim.
Bunu söyllyerek. yerinden kalktı. Yazı masasına yaklaştı. Bir kâğıt, kalem uzattı.
— Beni tatmin etmek İçin, lütfen şu satırları yazmak üzere bir iki dakikama feda ediniz, bayan Halcombe I Madam Cathrick'e ancak İki sual .sormanız lâzım. Birincisi: Kızının tımarhaneye onun müsaadesiyle girip girmediği İkincisi:
(Arkası var)
isteseydim, mevzuu tam tersine mütalâa edebilir, aleyhinde yürüyebilirdim, Fakat burada, öyle bir İhtiyaç yoktu. İntibaını da, buı Lordun doğruyu söylediğini gösterdiğinden, verdiği İzahatın bent tatmin ettiğini söyledim.
Bayan Halcombe, sebebini anlayamadığım bir tereddütle u-zunuzun yüzüme baktıktan son ra. benim fikrimde olduğunu bildirdi.
Acaba Sir Percival bu tereddüdü farkeltl mi, bilemiyorum, Lâkin etti galiba Zira şöyle dedi:
— Mademki sayın avukat, söylediklerime İtimat etti; bu hâdiseyi resmen kapanmış sayıyorum. Fakat bir bayana karşı takınacağım tavır, büsbütün başkadır. Bir erkeğe göstermeyi |
A K g A M________________________________________________
Zıhlı Birlik Gedkli Erbaş Gku.uııa Öğrenci Alınacaktır
1 — Ankarada bulunan Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna aşağıdaki nitelikleri haiz öğrenci alınacaktır.
Kaydı kabul müracaatı 15/Ağıistos/lff50 den 15/Eylüi./1950 tarihine kadardır. Okula kabul edilenlerin şahsi adreslerine ve askerlik şubelerine yazılarak okulda bulunmaları lâzım olan günü ayrıca tebliğ olunacaktır
Ankarada olanların doğruca okul komutanlığına, haılçto olanların askerlik şubelerine müracaatları İlân olunur.
al Türk uyruğundan olmak, bı Orta okulu bitirdiğine dair diploması veya daha yüksek okuldan tasdikname almış olmak, c) Tahsili lerketmlş durumda İken müracaat edenlerin en çok İki sene terki tahsil elmiş olmaları, iki seneden fazla tahsilini bırakanlar kabul edilmezler, d) Yaşı 16 — 23 arasında olmak.
Lüzumlu evrak:
1 — Dilekçe, 2 — Aşı kâğıdı, 3 — Kendisinin ve ailesinin İyi ahlâk sahibi olduklarına dair (mahalli Hükümetten» doğruluk kâğıdı, 4 — Nüfus cüzdanı veya tasdikli sureti. 5 — Tam teşkilâtlı askeri hastaneden Zırhlı Birlik Gedikli okuluna girer rapor, 6 — Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna kabul olunduğu takdirde okulun tâbi olduğu kanını, nizam ve talimat emirlerine riayet edeceğine ve 15 sene mecburi hizmetini bitirmeden ordudan ayrılmıyacağma dair (Noterlikçe tasdikli) taahhüt senedi.
2 — Okula kabul edilenlerin veya okula gelenlerden şartlan taşımadığı anlaşılanların An karaya kadar gidip gelme yol masrafları kendilerine aittir.
3 — Okul parasız vc yatılıdır. Öğrencilerin Jaşe ye giyimleri okulca temin olunur. Ayrıca her ay (187) kuruş harçlık verilir.
4 — 5019 sayılı kanun hükümlerine göre şunlardan faydalanırlar:
a) Gedikli çavuş 175 liradan üçüncü temdltll baş gedikli 400 liraya kadar maaş verilir. Zırhlı birlik gedikli çavuşu olanlara ayrıca 25 liradan 70 liraya kadar tank zammı verilir.
b) Terfileri subaylar gibi sicil esasına göre yapılarak her üç senede bir yükselmeleri sağlanır.
C) Kadrosuzluk hallerinde bu şart aranmaksızın İki üst dereceye yükselebilmeleri imkânı sağlanır ve subaylar gibi 15 sene mecburi hizmete tabidirler.
d) Vazife esnasında aile ve kendilerine yolluk, Ankarada mesken zammı ve yiyecek İstihkakları aynen veya rayice göre 1 para olarak verilir.
e) Subay ve askeri memurlar gibi sanatoryom ve prevantoryumda parasız tedavileri sağlanır.
f) Rütbelerini muhafaza ederek ayrılaniar İçin yedek erbaşlık ihdas edildiği ve bu esasa göre yeni yaş hadleri tesbit e-dlllr.
g) Maluliyet ve tekaüt haklan subaylarda olduğu gibi İşle-
me tabi olup rütbe maaşlarına göre bağlandığı ve tam fiilî hizmet sonunda (4800) Ura ikramiye verilir. (3769-11500)
İLÂN
1 - Askeri Posta No, 10825 Komutanlığı inşaat Kısmında çalışmak üzere şimdilik (950) mali yılı sonuna kadar İstihdam edilmek üzere âzami (450) Uraaylık ücretle diplomalı veya ruhsatnameli teknisyen alınacaktır.
a) 788 sayılı Memurin Kanununun 4. maddesindeki şartları haiz olup devlete karşı mecburi hizmeti bulunmıyacaktır.
b) Yaşlan 45 ten fazla olmıyacaktır.
c) Ecnebi okullardan mezun olan teknisyenlerin ruhsatnameleri Bayındırlık Bakanlığı veya Milli Eğitim Bakanlığınca tasdikli olacaktır.
2 — Müracaat şekil:
— Dilekçe,
Dilekçeye ekli olarak:
— İkamet tezkeresi,
— Hüsnühal kâğıdı,
— Sıhhat raporu,
— Noterden tasdikli nüfus tezkeresi sureti,
— Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına dair belge.
— Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonserfvislerl örneği.
— Kendisini tahkik İçin İki daire veya müessese İsmi,
— Üzerinde müracaat edenin adresi yazılı 15 kuruşluk pu) yapıştırılmış açık, boş bir zarf,
— Noterlikten tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
3 — Müraat yeri ve tarihi:
İkinci maddedeki dilekçe ve buna bağlı (10) parça beleşeler! İle As. Pos. No. 10825 İnşaat kısmı amirliğine müracaatları ilân olunur. (11872 - 3784)
öğrenci Kayıt Şartları
Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğünden
1 — Güzel Sanatlar Akademisi bölümlerine aday öğTencl kaydına ll/Eylül/1950 tarihinde başlanacaktır.
2 — Yüksek mimarlık bölümüne İlse edebiyat veya fen kollarından olgunluk diploması almış olanlar aday yazılabilirler. Bunların müsabaka imtihanları desen, matematik ve Türkçe - Kompozisyondan yapılır.
3 _Resim, heykel, süsleme bölümlerinin orta kısımlarına
ve Türk süsleme bölümüne orta okul mezunları müsabaka ile alınır. Resim, heykel ve süslemebölümlerlnin hazırlama sınıflarına İse, İlse mezunları bir yıl müddetle geçici öğrenci olarak müsabaka He girerler. Süsleme bölümünün orta kısmına girmek istiyenlerln 18 yaşını aşmamış bulunmaları lâzımdır.
4 — Kayıt İşlerine yüksek mimarlık bölümünde 5 Ekim 950 öğleye kadar, diğer bölümlerde de Eylül 1950 sonuna kadar devam edilecektir.
5 — Kayıt İçin müracaatların her gün saat 10-12 arasında yap'İması lâzımdır.
6 — Kayıt İçin adayların Fındıklıdaki müdürlüğe tevdi edecekleri belgeler şunlardır:
A — Akademi müdürlüğüne yazılmış bir dilekçe. «Hangi bölüme girmek istediği tasrih olunacaktır.»
B — Nüfus hüviyet cüzdanı ve örneği. »Karşılaştırıldıktan sonra aslı inde edilir.»
C — Sağlık raporu ve çiçek aşısı kâğıdı.
ç _ Öğrenim belgesi asıllan, «Başka okul veya fakülteye de girmek istiyenlerln vesikalarının asıllarım Akademiye vermeleri ve Akademiden alacakları oelge ile diğer müesseseler» başvurmaları lâzımdır.
D — Öğrenime ara verilmişse iyi hal belgesi.
E — 12 tane 4,5x6 eb’admda fotoğraf, »alaminüt olmıya-cak.»
F _ Kayıt beyannamesi. »Akademiden alınır.»
7 — Belgeleri eksik olanların muamelesi yürütülemez. Nam-zellerin tahsil durumlarının Akademi, tarafından sorulmasına İmkân yoktur.
8 — Askerlik çağında bulunanlardan tahsile fasıla, vermiş olanlar, 4 sömestr veya 2 sene âyih sınıfta veya kurda kalmış olanlar aday kaydolunamazlar, Bu gibilerin beyhude yere müracaat etmemeleri lâzımdır.
9 — Kabul İmtihanı günleri ayrıca Akademide Hân edilir
(11385)
27 Aûııstns 1J5Ö
İLÂN ’
1 — Büro, depo ve tamirhaneler İhtiyacı için imtihanla en aşağı orta okul mezunlarından stajyer sekreter alınacaktır,
İmtihanları kazananlar 950 mali yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır Bu müddet içinde tahsil ve liyakat derecelerine göre Ve geçici olarak 150. 200, 300, 40i) lira aylık ücret verilecektir.
2 — İmtihana girebilmek İçltı:
Askerliğini yapmış. 28 yaşını geçmemiş olanların aşağıdaki belgeleri ve dilekçeleriyle İstaııbulda 1. Orduya. Ankarada Gn. Kur. Ordonat Dairesi Bşk lığına müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak belgeler:
a) Nüfus hüviyet cüzdanı tasdikli sureti.
bı Emniyet müdürlüğünden doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla eril olup olmadığı belirtilecektir.)
c) Okul şahadetnamesi.
d) Sağlık kâğıdı.
ej Denemede muvaffak olamazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman için hiç bir hak İddia etmlyeceğine dair vc keza muvaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tahsil ve liyakatlerine göre Barem derecesine geçirildiğinde daha as para aiacağuıdan dolayı bir günü hak iddia etmiyeceğine dair Noterden tasdikli senet.
f) Evvelce çalıştığı yerlerden İş ve durumuna dair bonservis.
3 — İmtihan Ankarada Yedek Subay Okulu binasında, îstanbulda 1. Ordu karargâhında yapılacaktır. İmtihan zamanı 15/Eylül/if»50 Cuma günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtLhan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna sekreter unvanı de alınacaktır. Tahsil derecelerine göre 20 - 25 asli maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş miktarı evvelce bir tekaüt hakkı tanınamıyarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücretten az alacaktır Bundan dolayı 2. maddede yazıldığı gibi bir hak İddia etmiyeceklerlne dair bir noter senedi vereceklerdir.
5 — Askeri sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrılanlann almış oldukları maaşları tazmir. edeceklerine dair kefili) bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askeri sekreter sınıfına ayrılanlann maaşları (7o> Hra asli maaşa kadar yükseltilir. Ve askerlik kıyafet kararnamesi İle tensip olunacak askeri kisveyi giyerler.
NOT: İmtihan merkezlerine ve atandıkları yerlere kajlar yollukları kendilerine alt olacaktır.
Noter senedi sureti imtihan yerlerinden alınabilir.
(11673 - 3791)
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubesinden
Güvenme İhale
Cinsi Miktarı parası Tarihi Günü Saati
Parafin 126,000 Kilo 11,700 Lira 15.9.950 Cuma 10
Muhtelif Matbaa mii-
rekkebl ceman 1,797 Kilo 1260 Lira 1.9.950 Cuma 10
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla sa-
tın alınacaktır.
2 — Pazarlık hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Ka-bataşla Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesindeki komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.
•i — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paraları ve kanuni vesaikiyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen İhale edip etmemekte veya kısım kısmı, ayrı ayn talip tere ihalede serbesttir. (11651)
*
Malzeme Alım Şubesinden
1 — Mevcut şartnamesi mucibince 200 metre bira ve şarap hortumu müteahhit nam ve hesabına pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık, 39.8.950 salı günü saat :),15 te Kabalaşta Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır,
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 296,25 liralık güvenme paraları ve kanuni vesaikiyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur.
5 — İdare hortumları kısmen veya tamamen İhale edip et-
memekte veya kısım kısım, ayn ayrı taliplere İhalede serbesttir. ‘ (11452)
Devlet Deniz Yolları ve
Limanları işletme Genel Müdürlüğünden
Araba vapurlar) ücret tarifesinin bir çok kısımlarında büyük ölçüde tenzilât yapılmıştır. Tenzilâtlı ücretler aşağıda gösterilmiştir. Bu tenzilâtlı tarifenin 16/8/1950 tarihinden İtibaren yürürlüğe girdiği sayın halka ilân olunur. 111599)
İSTANBUL ŞEHİR HATLARI ARABA VAPURLARI tlCRET TARİFESİ
(Vergi ve Biıl dahil)
j.
Ti İv S Jâ _ •■o -fi ■5 e. •e « J « = "2 s
Vasıtanın Ner’i 1 ’ «• ya’
J J3 â S â ~ -0
« 3 — « S — ■2 İ •
a: x £ (Z Ö5 İs X 2
Kuruş Kuruş Kuruş
OTOMOBİLLER:
Binek otomobilleri, cipler, kaptıkaçtılar (5 kişilik) Kaptıkaçtılar 18 kişilik) Kaptıkaçtılar (12 kişilik) OTOBÜSLER:
13— l® kişilik) Bu (arifede
17— 22 > ) yazlı İstiap
23— 32 » ) hadleri Için-
33— 50 ■ ) de bulunan
51— 70 » I yolculardan
71—80 > ) ayrıca bilet
81—100 > ) parası alınmaz.
KAMYOAN ve KAMYONETLER:
1001) kg. İs, Hac kadar (boş) 1000 » > • » (yüklü)
1001—3000 kg.İs.Hac. kadar Iboş) 1001—3000 v » » lyüklii»
3001—7000 > » » > (boş)
3001-7000 » » (yüklü)
7001—kg.danyııkanis.hac. ıboşi 7001- • ■ ♦ > (yüklü)
200 200 800
350 400 1100
450 500 1400
500 600 2000
600 700 2400
«00 900 3500
1200 1300 5000
1600 1700 6500
1800 2000 1000
2.200 2400 X000
300 350 800
450 500 1100
500 550 1400
900 11100 2200
1200 1300 «680
1800 2000 3500
2600 2800 3500
8000 3250 1000
Bu ne elçim asrr mezarlık
Fransız büyük gazinoları
Deauville gazinosu’lfi
Fransız - Mısır gecesi
Bu müjdeyi de vermeğe hazırız
Mısırlı dansöz Samiye Gama*, Fransada tanınmamış, Mısırda meşhur Fransız kızı
Fransız - Mısır gecesinde Kırat Faruk (sağında Ağa Han'ın zevcesi, solunda madam Kabil'
(Baştarafı 1 inci sabifede) çeşmeleri gasbedilmiş, kııyu-lıı bahçe âdeti ııez’olunmuş fakirler şehrinde yine mezkûr usulsüz usul yüzünden akar su alamaz...
Musluklar gibi:
— Tıss...
İdareden cevap gelmez... Takat vaktaki, «ecnebi bir mütehassıs» a atfen yazı yazarız; güldür giildiir aşagıkl cevap...
Ona da teşekkür ederiz.
Fakat bahsi geçen ecnebi mütehassıs, ecnebi olduğu için memleketimizden aynl-dı. Bizse, buradayız. Yukart-ki meseleye ait müjdeyi de İs taııbul fakirlerine bir gün — yine sayın Sular idaresinin himmetiyle — vermeği umar, idarenin şu nazikâne mektubunu memnuniyetle dercederiz:
Cemal Nadir’in kabrini
zorlukla bulabildik
Defter yok, kayıt yok
v.
Yazan : Cemaleddin Bildik [•
De-iuvlile'de 1950 yaz mevsimi çok parlak geçiyor. Ağustosun on beşinden sonra buraya müthiş akın olmuştur. Bunun leşinle gazinoda kumar, şimdiye kadar görülmemiş derecede büyümüştür. Bakara masalarından birinde bir İngiliz zengini 16 milyon franga 1160 bin liraya) bir kâğıt çekmiştir. Şimdiye kadar bu derece büyük paraya kâğıt çekildiği görülmemiştir. Bir zamanlar burada en büyük oyun oynayan Cltro-enler, Zoğdanos'lar, Dolly kıska rdeşler bile bir milyondan fazlaya (bangole; dememişlerdi.
Oytın çok büyüdüğü için ortaya 10 milyon franklık (100 bin liralık) fişler çıkmıştır. Bu fişler masaların üzerinde sık sık görülüyor. Bir milyon franklık lon bin liralık) fişler çok boldur. Oyuncuların çoğu nunJa İşe başlıyorlar.
Gazinonun oyun salonlarında âdeta baş döndürücü bu kumar havası esiyor. Bu havaya mukavemet edebilmek İçin sinirlerin çok sağlam olması lâzım... Mısır kiralının bile cereyana kapılarak İki akşam bir iki saat bakara oynadığını, bir akşam kazandığını, ertesi akşam kazancından başka mühim bîr para da verdiğini telgraflar haber veriyor.
Fransız - Mısır gecesi
Eon hafta zarfında (Deâuvil-ı 1c) gazinosuna tehacümün bir sebebi de Kıral Faruk’un buraya gelmesi, bu münasebetle1 şenlikler tertip edilmesidir. Kıralı görmek, bu şenliklere katılmak isteyen bir çok meraklılar 'Deauville) e gidiyorlar. ,
Kiralın 7-lyaretl münasebetl-le büyük bir Fransız - Mısır gecesi tertip edilmiştir. Bu gece bir çok tanınmış sanatkârlar numara yapmışlardır. Fakat eğlencelerin en dikkate şayan olanı Mısırlı bir dansözün dansları ve bir Fransız şarkıcı kızın şarkıları olmuştur.
Mısırlı dansöz Samiye Ga-mal'dir Çok güzel ve son derece mütenasip vücudu olan bu kız fevkalâde dansediyor Mısırdan hareket etlikten sonra (Deauville) e gitmezden evvel Mnntf karlo'va uğramış, burada bir akşam sahnede danaetmlş-tir. Dansöz, güzelliği )Je gözler kamaştırmış, danslar da çok beğenilmiştir.
Samiye Gama! (Deauville) de tertip edilen eğlencede de şarkı söylemiş, dansetnılş ve çok alkış toplamıştır.
Kıral Faruk Deauvılle'de bir gezintide
(Seine şarkısı) di söyler. Şirki çok beğenilir, artist çok alkış-llanır. Kıral Faruk O akşamki müsamerede bulunuyordu. O da, ı Paris) 1 hatırlatan şarkıyı zevkle dinler ve artisti yanına davet eder. Artist söz arasında bu şarkının bestekârının o sırada Kahire'de bulunduğunu söyler. Kıra! Guy Lafarge adındaki bestekârı daVel eder, ken-j dişile görüşür. Söz arasında sorar:
— Size dolayı hiç d'honneur değil mi?
— Hayır
olmuştur. Bir çcık müzikholle! kendisine mukavele teklif ediyorlar. Artistin yakında İllim çevirmesi de muhtemeldir
E. T.
Ankaradan 8-10 saatte Samsun’a gidilebilecek
bu giizel şarkıdan şüphesiz Leglon nişanı verilmiştir
haşmetmeap verli-tnecii Fransada bu nişanı kolay kolay vermezler.
— Öyle ise bir tNil şarkısı) hazırlayın, size ben nişan veririm.
Erzurum 25 (A.A.) — Dün akşam geç vakit şehrimize gelen Bayındırlık Bakanlığı Karayolları umum müdürü Vecdi Diker bugün şehrimizde tetkiklerde bulunmaktadır.
Vecdi Diker bu sabah kendl-sile görüşen Anadolu Ajansı muhabirine şunları söylemiştir:
Nil şarkısı
Genç Fransız artisti
Fransız - Mısır gecesinde şarkı söyleyen Fransız sanatkârı Annle Berycr adında genç bir kızdır. Fransada ismi bile duyulmamış olan bu kız Mısır', la pek meşhurdur. Söylediği şarkılar çok beğenilir.
Annle bir kaç «ene evvel Ku-hfrenln büyük otellerinden birinde verilen bir müsamerede
Bestekâr Paris'e avdetinde çalışmağa başlar ve (Nil şarkısını hazırlar. Şarkıyı Kahi-I. rede ilk defa Annle Berycr,' kiralın da bulunduğu toplantıda söyler, t Nil şarkısı) herke:' taralından beğenilir. Kıra! bes- . tekâra vâde Lt İği nişanı verir.
(— 19 ağustosta Türkiye yol heyeti başkanı Misler Wliliams İle Ankaradan ayrıldık. Ankara, Sivas, Erzurum yolunun hâlen
Akşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne
Gazetenizin 14 Ağustos 1950 tarihli sayısında «Dikkatler» sütununda çıkan «Müjde vermeğe hazırız» başlıklı yazıyı o-kuduk. Yazıda babsolunan (Ecnebi ^Mütehassısın). Su işlerine sarfolunan paraların hesabında hangi esaslara dayandığını bilmemekle beraber umumi efkân aydınlatmak için aşağıdaki izahatı veriyoruz.
Beyoğlu - İstanbul ciheti: Terkos su şirketi tesis edildiği tarihten satın alındığı 1932 senesine kadar 984.735.68 altın lira (bugünkü raylep göre 35.450.484.48 İha) sarfile şehre günde vasati 2882(5.70 m3 su verebilmiştir.
Şirketten devir alındıktan sonra mevcut tesislerin tevsi ve ıslahı için 1949 senesi nihayetine kadar 5.181.604 lira sarfe-dilcrek şehre verilen su miktarı günde vasatı 73788.38 m3 (1949 senesi) ve Çırpıcıdan verilenle beraber günde vasuli 82888.38 nı3 e çıkarılmıştır. Bu miktar 1932 senesi şirketin verdiği suyun 2.8 mislidir. Bunu temin için sarfedilen para şirketin sartettîği paranın yalnız yüzde on dördüdür.
Bayındırlık Bakanlığı eski müsteşarının riyasetinde 1945 senesinde toplanan ve idare uzmanlarının da iştirak elliği komisyonun hazırladığı projeye nazaran, İstanbul şehrinin Beyoğlu yakasının 30 - 10 senelik su ihtiyacını medeni şe- j hirler mertebesinde hal için 44.050.00(1 liranın sarfına zaruret vardır.
Projenin tatbikatı cümlesinden olmak ve şehrin bugünkü sıkıntılı durumunu hemen önleyebilmek üzere 24.050.000 lir.ı sarfile döşemekte olduğumuz kırk iki kilometre uzunluğundaki 1000 mm lik isale hattı 1950 senesi nihayetinde pompaları sipariş edilerek elcklrifi-ye edilmesine karar Ttrilnıiş ve müteahhidi ile sözleşmesi yapılmış olan Terkos (İrininin montaj işi de 1951 senesi mayısında bitecektir. Bu suretle su miktarı gündr 100 bin metre küpe yükselecek gece gündiiz fasılasız su verilmek imkânı elde edilecektir. Projenin diğer tamamlayıcı tatbikatı işe para temin edildikçe devam edilecektir
Kadıköy ciheti: Şirketten satın alındığı 1937 sen erine kadar şirket 710.777 altın lira (bugünkü rayice göre 12.133.012 lira) sarfile giinflr vasati 6783 m3 sı» verebilmiştir. İdareye devredildikten sonra tevsi ve ıslahat için 1.049.158 lira sarfile günde vasati İ1704.BO metre mikâbı su verilmesi sağlanmıştır. Bu miktar şirket yamanında verilen suyun 1.73 mislidir. idarece bu gayeye vusul için yani isalc edilen suyu 1.73 misline iblâğı için sarfedilen para şirketin sarfeltiği paranın (bugünkü rayice nazaran)
Cemal Nadir Güler’in 3 şene evvel bıraktığımız gibi duran kabri (Bu resim 24 8’950 do alınmıştır»
Bursadan gelen bir genç de dahil olduğu halde Zincirlikuy daki Asri mezarlıkta beş koldan bir arama — Mezar yerini öğrenmek için Ferıköye gitmeli imiş! — Bu güçlük neden? — On beş genedir hâlâ bir defter neden tutulamadı?
Kıral (Deauville) e gittiği zaman Fransız - Mısır gecesinde Fransız artisti ile Mısırlı artist Samiye Gamal'm bulunmasını ister. Bunlar davet edilirler Annle Fransada İlk defa olarak şarkı söyler ve çok alkışlanır.
Kıymetli bir artist olduğu halde düne kadar memleketinde tanınmamış olan Annle Berycr şimdi birdenbire meşhurjyan en emin yo) olacaktır.»

Asri mezarlık denince aklınıza yalnız mermerden muazzam bir kapı, içi ağaçlı, çiçekli, asfalt yollu bir mezarlık gelmez sanırım. Her halde bunların yanında ve en başta, o mezarlık memurunun elinde, ölenlerin soyadları üzerine hazırlanmış flh-rlstll bir defter bulunacağını da düşünürsünüz. Allah göstermesin, farzı muhal, diyarı gurbette bulunduğunuz bir sırada İstanbulda bir akrabanız, dostunuz. can ciğer bir arkadaşınız öldü... Birkaç sene değil de on beş gün sonra bir fırsat zuhur etti, işiniz düştü, İstanbuJa geldiniz, Asri mezarlığa defnedildiğini bildiğiniz o akrabanızın, dostunuzun, can ciğer arkadaşınızın kabri başına gidip ruhuna bir fatiha okumak istediniz diyelim, İşte buna maalesef İmkân yoktur. Çünkü o mermer muazzam kapısı üstüne «Asri» yazılan mezarlık, en iptidaî bir mezarlıktan farksızdır. Ne ölülerin yerlerini ve isimlerini tes-blt eden bir defter vardır, ne de mezarlık memuru bu husustaki sualinizi cevaplandırablle-cek vaziyettedir.
Hani Cemal Nadir merhumun mezarı?
Yukarıdaki satırları okuyanların mübalâğa ettiğimi sanacaklarını düşürterek şahidi olduğum bir vakayı bütün tafsl-lâllyie yazmaktan kendimi menedemiyorum.
Evvelki gün yolum o tarafa Türbe trmavay durağında mu-düşmüştü de Asrî mezarlık Ö- (azzam blr babalık teşkil etti-nünden geçiyordum. Blr de ne gtni İstanbullular gayet İyi ha-göreylnı kİ kapı önünde blr tırlarlar. Fakat şimdi, onun genç, mezarlık bekçilerinden ol-. kabrin! mezarlıkta bulmak bile duğunu tahmin ettiğim biri İle . mün»T.kaşaya tutuşmuş. Yanlarına yaklaştım:
— Ne oluyorsunuz? dedim. Bu münakaşanıza sebep ne?
Genç adam, öfkeli haliyle suluya soluya anlatmağa başladı:
•— Bursulıyım; dedi. Dört beş senede blr İstanbul» gelirim. Bu gelişimde, meşhur karikatürist hemşerlmlz Cemal Nadir Giiler'in kabri başında, ruhuna blr fatiha okumak İstedim. •Bana Cemal Nadirin kabrini gösterir misiniz?» dedim. «Bilmeyiz» cevabını verdiler. Ayıp değil mİ? Bütün dünyanın hayran kaldığı bu sanatkârın kabri, şu mezarlık İçinde neden bilinemiyor? Bana parseli İle, nu-maraslyle yeri hakkında neden malûmat verilemiyor?»
Mezarlık memuru ademi malûmat beyan ediyor
Delikanlıyı teskine çalıştım.
— Dur bakalım! Şu mezarlık bekçisi He blr de ben konuşayım.
Mezarlık bekçisine yaklaştım:
— Oğlum! Buraya gömülen ölülerin isimlerini bir deftere yazmaz mısınız?
•— Hayır efendim.*
— Blr kabrin yerini sorana ne cevap verirsiniz?
«— Bilmiyoruz deriz efendim.»
— Sen buranın bekçisi misin?
(— Evet efendim.»
— Memuru yok mu? «— Yok efendim.» Bu sırada içeriden şişman, esmer blr zat çıktı;
«— Bendenizi buraya memur tâyin etliler. Fakat yarın işe başlıyacağım. Bugün şöyle blr uğradım.», -dedi. Bu defa o yeni memura sordum:
— Evvelce burada blr memur var mı Idl?
(— Varmış galiba...»
— Acaba o memur blr defter tutmuş mudur?
«— Tutmadığını gayet iyi bl-liyorum.» Her İkisine birden hitabettim: '
— Peki, Bursadan gelen
, delikanlıya Cemal Nadir Güler merhumun kabrini nasıl bulup göstereceğiz?
«— Mezarlığa girer, arar, tarar. buluruz elbet...*
Mezarlıkta arama
Bursalı genç, artık işe başladığını tahmin ettiğim yeni memur, bekçi, ben ve bizim foto Meftun Olgaç İle birlikte beş kişi mezarlığa girdik. Cemal Nadir merhumun cenazesi Beyazıt camisinden alınıp da Sirkeciye İndirilirken, gözyaşları He tabutu taklb edenlerin bir ucu Sir-I keçiye vardığı zaman öteki ucun
bu zahmete katlanmak mecburiyetinde bırakılır? Asri mezarlık aşağı yukan 15 sene evvel a-çıldı. Bu on beş sene içinde mezarlıkta bir deler tanzim etmek kimsenin aklına gelmedi mİ? Bu «Adaaam sen de» ellikten, bu İşlerde dalga geçmekten ve havyar kesmekten ne îaman vazgeçeceğiz... Öyle kİ, belediyenin koskocaman bir de «Mezarlıklar Müdürlüğü* diye teşkilâtı var...
Mezarlığı, yarın da başka cepheden ele alacağım...
Cemaledılin BİLDİK

İnç» vazlyptlnde, Ar,».,» . bind, }Mtoidir
İlkli tan ile Ama»,» - T«OT,H,„ ural.nd.h «-
yolu »»erinde telkihlerde bu- ,ü.Iu „ lunduk. Çelikli yol» Umu.:» „ ıs,».
nine» »amanda Ankara.h>, „ ,„M, I.IH.Mo
İle Ytagat. Çorum. Amasya tfetam,kuaı,. „„
samsun İlleri arasındaki »es-,WIB ,ande s«m „,j „
Urme sueergihlı yol îetekesl' ,wlecrb,„ Bu I, km lûıum» kurulmuş ve Samsun dan An- ı.mmmden iki
kora'ja 8-10 saatte gitmek ln>- müm.
kânları saglanmB olaeakhr. kündür bahis eenrtl
Amasya - Taşova yolu İse Kel- mütehassıs hangi esaslara İskit vadisini Bayburt ovasından tinat ederek düşündüğünü ve Çoruh vadisine ulaştıracaktır, «arfedilen paralan nenden ve Erzincan ve Erzurum dan da nasıl tahmin ve hesap ettiğini geçen ve şimal yolu İsmi veri-* söylemiş risa îdi yanıldığı ellen bu güzergâh Garbi Anado-1 belleri belirterek rfbân umu-lıı'yu Şarkî Anadolu'ya bağla- miyeyi hu hususta da aydınla-
| tırdılr.
zor...
Böyle düşüne düşüne asfalt yoldan mezarlık içine doğru 1-lerlerken, Bursalı'gence:
— Üzülme! diyordum. Kabri mutlaka bulacağız. Çünkü Cemal Nadir Gülerin tabutu arkasından buraya kadar gelen meslektaşları arasında ben de vardım. îçe doğru İlerleyince kabrin yerini halırlıyabillrlm.
Aradan üç sene geçtiği için birçok yeni mermer mezarlar yapılmış, bir türlü Cemal Nadiri toprağa verdiğimiz yeri tayin e-demedlm. Beş kişi mezarlık içine dağılarak aradık, taradık, bir hayli de yorulduk. Nihayet bizim foto:
— Bu tarafa gelin! Cemal Nadirin kabrini buldum... diye bağırdığını duyduk. Ayrı ayrı kollardan kabir ariyan dört kişi, aynı noktada. Cemal Nadirin henüz tahtadan küçük tabelâsı eli'an baş ucunda duran, üstü çiçekli mütevazı kabri başında toplandık. Daha sonra gelenlere güzel mermer mezarlar yapıldığı halde, bu beynelmilel şöhret yapmış sanatkâr meslektaşımızın kabri. 28.2.947 de bıraktığımız vaziyette duruyorduk..
Ya Feriköy, ya Müdiriyet!..
BursalI genel, Cemal Nadir Giiler'in kabri başında bıraktıktan sonra dönüşte, mezarlık bekçisinden öğrenmeğe çalışıyordum.
— Burada aranılan bir kabrin kolaylıkla bulunması İçin nereye başvurmalı dersin?
Parmağını şakağına dayaya-1 rak cevap verdi:
— Ya Feriköy kabristanına ı gitmeli, yahut da belediyede Mezarlıklar Müdürlüğüne...
— Orada bir defter var mı?
— Olduğunu söylüyorlar.
Ne acayip işlerimiz var bizim Yarabbi»... Zinclrllkuyudakl Asrı mezarlık neresi, Feriköy neresi?... Kabrin Asri meurlık-I la olduğunu bilerek oraya je-' !en bir oalr. zadece aradığı katibi) rjn yerini öğrenmek İçin neden
İstanbul'un dertleri ihtiyaçları
(Baş taralı 3 üncü sahıfedel
(— İstanbul şehrinin bugünkü manzarasiyle modern dünyanın tarif ettiği, temiz, bol, güzel ve kontrollü vasıflarından çok uzaktır
Halbuki İstanbul, pulltlk, ekonomik, kültürel bakımdan Tür-kiyenln en büyük milyonluk şehridir.
îkl üniversitesi ve yuz binlerce İş evini sinesinde toplamış bulunan İstanbulu da artık medenî memleketlerin asasındaki mevkie yükseltmek lâzımdır.
İstanbulda şimdiye kadar çalıştım zannedenler, şehrin ihtiyacına göre değil, keyiflerine ve emirlere göre iş yapmışlardır. Eğer böyle olmasaydı milyonlarca lira sarfederek yapılan bir gezinin, bir opera binasının 20 arlım ilerisinde susuz, elektriksiz, yolsuz, bir şehir göze batmazdı.
İstanbulu medenî lhlyaçlıırn ve modern şehirlere göre ayarlamak İçin bütün dünyanın kabul ettiği bol. temiz, ucuz kontrollü ve disiplinli, programlı çalışmayı prensip İtibariyle kabul etmek lazımdır.
Hele İmar bakımından .. İstanbul İçin tabiî, ekonomik, turistik bakımdan bir plânla çalışmak Icab eder
Bunun İçin İstanbul Belediyesini evveli memur zihniyetinden kurtarmak, sonra da biltün medeni İhtiyaçlarını testolt ederek tatbikata geçmek zarındı vardır.
İskenderun’da Belediye seçimi
İskenderun 25 (Akşam! — C.H.P. genel İdare kurulu üyelerinden Kemali Beyazıt ve Cemal Kazancı bugün saat >5 te şehrimize gelerek Cü.P. merkezinde yapılan bir toplantıda hazır bulunmuşlar ve bilhassa seçim konusu üzerinde görüşmüşlerdir.
Kemali Beyazıt ve Cemal Kazancı yarin ■buğun) Maraş'a hareket edeceklerdir.
Bohlfe 0 AKSAM 27 Ağustos 1950
hırsız
Ariel. genç, güzel bir kadındı Kocası ölmüş, dul kalmıştı. Çocukları yoktu. Kendisi gibi Rua-yal şatosuna davet edilmiş olan Valemin gölge gibi peşinden ayrılmıyordu. Arlet delikanlının aşk tekliflerini şiddet ve huşunetle dalma reddediyor ve kendisinden ümidini kesmesi lâzım geldiğini İkide bir tekrarlamağa mecbur oluyordu.
Fakat Valentln müşkülât karşısında azmi kınlan ve göz koydukları kadınları kolayca bırakan erkeklerden değildi.
Genç kadına bütün redlertne rağmen, fırsat buldukça:
— İnan bana Arlet, benim sana karşı aşkım, sandığın ve korktuğun gibi çabuk sönen geçici heveslerden değildir. Ben seni gerçekten seviyorum. Yemin ederim kİ... diye teklifinde ısrar ediyor, erkekler tarafından edilen yemlnleıln kıymetini bilen genç Jul da:
— Gülünç oluyorsun dostum! Benden ümidini kes! cevabını yeriyordu.
Bir gün öğleden sonra şatonun parkında beraber dolaştıkları esnada Valentln artık kendini zaptedemiyerek ve sıcak blı kaç busenin genç kadını kendisine ısındıracağını sanarak Ar-leti kucaklamağa ve öpmeğe teşebbüs etti. Fakat gördüğü mukabele çok şiddetli bir tokat yemekten İbaret kaldı ve yanağındaki parmak izleri zail olabilmek için o akşam yemek salonuna geç İnmeğe mecbur kaldı
O gece Arlet geç yattığı halde bir türlü uvuyamadı Karyolasında bir müddet sağa sola döndükten sonra birdenbire kalktı, geceliğini giyerek bir kitap almak üzere külüphaneye indi. Kltan raflarına bakarken:
— Eğlendirici mi, yoksa hüzün ves'.'l bir eseri mİ seçeyim? diye dü-v -ineğe banladı. Gözleri ki-t«"‘ann isimleri üzerinde dolaşırken, birdenbire korktu, bağırmak İçin ağzını-açtı, fakat iradesini toplıyarak kendini zaptetmeğe ve batırmam ağa muvaffak oldu Cehresi bir kaç saniye sarardıktan sonra tabii pembe rengini aldı, bakışları sükûnet buldu: yüksek sesle:
_ Fransız tarihinden şu ciltli alacağım, diye ker.di kendine söylendi. O esnada kapı açılarak Valentln İçeri girdi. Aynı zaruret, yâni uykusuzluk onu da kütüphaneye getirmişti. Kadını karşısında görür görmez:
— Arlet burada ne arıyorsun? diye sordu.
Genç kadın Valentlni görünce derhal yanına koştu:
- Nihayet geldin ml? Niçin bu kadar geciktin? Seni sabırsızlıkla beklLvorrtum. Burada tam gece yarısında buluşmağa Sözleşmemiş miydik? diye heyecanlı bir sesle sordu.
— Fakat...
— Sus, bir şey söyleme! Bizi biri işitirse şerefime leke sürülecek Gel de yanımda şu divanda otur.
Valentln rüya gördüğünü san dı. Mihaniki bir surette divanda oturmuş olan genç kadının yanma gitti.
Dul kadın, şefkat ve sevgi 1-le saçlarını, yüzünü okşadı. El-
leri buz gibi soğuktu. Fakat Va-lentiıı ne olduğunu sormağa vakit bulamadan Arlet. dudaklarını dudaklarına yapıştırdı, sonra zahirde İlânı aşk gibi görünen, fakat hakikatte müthiş bir endişe ifade eden şu sözü kulağına fısıldamağa başladı:
— Aliahaşkına Valentln. nefsine hâkim ol ve sükûnetle beni dinle. Pencerenin perdeleri arkasında gözlerini bize dikmiş bir haydut saklı bulunuyor. Biraz evvel farkına vardım. Kendisi silâhlıdır. Tabancasının namlusunu da gördüm. Gördüğümüzün farkına varmadan buradan çıkmalıyız. Aksi takdirde mahvolmuş sayılırız.
Beni kollarının arasına al ve sanki beni odana götürüyormuş-sun gibi yap. Kuvvetlerim tükeniyor. bayılmak üzereyim. Neredeyse yıkılacağım.
Valentln genç kadının bu anlaşılmaz sözlerine karşı ne diyeceğini şaşırmıştı.
Sakıtı Arlet kendisine bir oyun oynamasın? Valentln ne olursa olsun diyerek genç kadının istediğini yaptı, onu kuvvetli kolla.ı arasına alıp ve göğsüne bastırarak kütüphane odasından dışarı çıkardı.
Bir kaç dakika sonra şato halkı hırsız haberi üzerine ayağa kalkmıştı Bütün uşaklar silâhlanarak koca parkın sık ve .karanlık ığaçları arasında, bah çedekl kameriyelerde meçhul haydudu arıyorlardı.
Haydut, şatonun bir penceresinden sırtında koca bir çuval ile bahçeye atlamıştı. Şatonun yükte ha.İt pahada ağır eşya-siyle beraber, yemek salonunda I bulduğu gümüş takımlarını çuvala doldurmuştu Çuval pencerenin dibinde. İçindeki kıymetli eşya İle beraber duruyordu.
Şato sahibi İle kadın erkek misafirler, pijamaları ile robdö-şambrlanyle madam Arletln anlattığı hırsızlık hikâyesini derin bir merak ve endişe İle dinliyorlardı .
Hepsi de genç kadını mâruz kaldığı büyük tehlike karşısında gösterdiği cesaret ve soğuk kanlılığından dolayı hararetle tebrik ediyorlardı .Uşaklar koca parkın ve şatonun her tarafını araştırdıkları halde esrarengiz hırsızı bulamadılar. Hay ,dut kaçmıştı. Şato sahibi İle davetlileri, bittabi odalarına i çekildiler. Arlet İle perestlşkârı | başbaşa kalınca mânalı manalı bakıştılar.
Valentln gentf kadına sokuldu:
— Arlet, dedi, bu meçhul hır-|Siza minnettarım. Çünkü hayatımın en mesut dakikalarından ı birini ona borçluyum. Sen de benim fikrime İştirak ediyor 'musun? diye sordu. Arlet, yüzü gülümsiyerek hicabından kıpkırmızı kesilerek aynı sıcak alâka ile:
— Ben de seninle hemfikirlin Valentln! cevabını verdi ve I dudaklarını delikanlıya uzattı
Ertesi gün Arlet İle Valentln nişanlandıklarını günün sabahı Ue misafirlerine haber verdiler ,
Çeviren: A. HİLAL t
Galatasaray futbol takımının Ingiltere seyahati
Bir Türk futbol takımı ilk defa Ingilterede Ingiliz profesyonel takımlarile maç yapacak
Galatasaray futbol takımı
tik defa olarak bir Türk futbol lakımı, futbolun ana vatanı olan Ingilterede İngiliz profesyonel takımlarile maç yapmak üzere Londraya gitmektedir. İngiliz profesyonel birinci Liginin en popüler takımlarında Sunderland'ın davetlisi olarak Galatasaray futbol takımı eylülün 8 İnci cuma günü 20 kişilik bir kafile halinde Londraya gidecektir.
GalatasaraylIlar Londrada 11 eylül pazartesi günü Sunder-land. 13 eylül çarşamba günü Ouens Parck Rengers ve 16 eylül cumartesi günü de Hııll City ile muhakkak olarak; İsviçre klüpleri ile anlaşma olmadığı takdirde muhtemel e-
Yazan: Şıızi TEZCAN
Inrak daha 2 maç yapacaklardır.
GalatasaraylIlar İlk defa futbolun vatanı olan İngllterede oynamak şerefini bihakkın kazanmak İçin şimdiden faaliyete geçmişlerdir.
Galatasaray İdarecileri, Tiirk futbol federasyonuna müracaat ederek milli takım İçin yeni getirilmiş olan futbol antrenörü İngiliz Mc. Cormlck'ln takımlarının seyahati dolııyısile bir ay müddetle klüplerine tahsis edilmesini İstemişlerdir. Fı t-bol federasyonu Galatasarayın bu İsteğini memnuniyette yerine getirdiğinden milli takınvı yeni antrenörü Mc. Cormlck ile
20 GalatasaraylI futbolcu î‘en-dlkte kamp kurmuşlardır. Galatasaray ekibi 16 futbolcu, 1 kafile başkanı. 2 idareci ve 1 antrenörden müteşekkil olacaktır.
Galatasarayldar Türkiycde ilk futbol oynayan Türk klubi. İlk defa İstanbul futbol şampiyonu olan lakım, İlk defa bir ecnebi futbol takımı getirerek mağlûp eden takım. İlk defa ecnebi bir memlekete giden Türk klübü. İlk defa İngiltere-den antrenör getirterek futbol takımını çalıştıran klüp olmuştur. ve nihayet İngllterede İngiliz profesyonel takımlarile futbol maçı yapan ilk Türk kulbü unvanını da kazanmışlardır.
Haftanın notları
İstanbul Enternasyonal tenis turnuvası
...................................................... nı.........n........H
Yazan: Adil GİRAY
Avrupada çok rağbet gören bir 1 ürk organizasyonu
Mahkeme Koridorlarında
Saygısız köçek çalgısız oynar
— Şükürler olsun Allaha. Şu fani dünyada namerde muhtaç olmadan ömür geçiriyorum. Babadan kalma bir kaç dpkkân yar. Nur içinde yatsın, rahmetli efendi de bir ev bıraktı. Onların kiralariyle gül gibi geçiniyorum. Gel gelelim, yalnızlık çok zor şey. Çoluk yok. çocuk yok. Evin içinde bir tek başıma kalınca üzerime sıkıntılar basıyor.
— Sahiden de zordur, teyze hanım. Bu işin bir çaresine baksan iyi olur.
— Nasıl bakayım çaresine evlâdım?
— Şey... Yani bir hayırlı kısmet araştırıp da başgöz olsan, diyorum.
Yutkundu:
— O nasıl lâkırdı, evlâdım? Bundan sonra...
— Bundan sonra dediğin nedir? EvJn, dükkânların olduktan sonara beğendiğin erkek seni başına tac eder. Maşallah, gençliğini de kay-bettmemişsin.
Buruşuk yanaklarını u-ğuşturarak gülümsedi.
— Orası öyle. Şunun şurasında ihtiyarlayıp da muş mulaya dönmedim ya. Elliye basalı bir sene bile olmadı. Amma velâkin, şimdiki erkeklere hic güvenemem. Huysuzun, soyzuzun biri raslarda insanın başı derde girer.
— Affedersin amma, burada neanyorsun, tevze hanım? Yalnızlıktan sıkıldın da mahkeme dinlemeğe mi geldin?
— Ne konuşuyorsun, oğlum? Mahkeme dinlemek de ne demekmiş? Hâkim beyin gelmesini bekliyorum. Karşısına çıkıp hepsini birer birer nakledeceğim.
— Neler anlatacaksın hâkim beye?
— Dertlerimden haberin yok derribk? Yalnızlık benim başıma ne işler açtı biliyor musun?
— Bilmiyorum. Anlat da Öğrenelim.
— Şurada polis efendinin yanında duran kahbe ile haydut yapılı oğlana iyi bak.
— Onlardan mı dâvacı-sın?
— Hımmm... Onların bana ettiklerini Allah bilir. Kızı bundan üç sene evvel yanıma almıştım. Bir ahbabımın tanıdığı imiş. Anası, babası ölmüş de teyzesinin evine sığınmış Onları tanıyan ahbabım çok methetti; «Temiz, terbiyeli bir çocuktur. Sen de yalnızlıktan şikâyet ediyorsun İstersen şunu yanına al da hem can şenliği olsun, hem ev hizmetlerine baksın, Teyzesinin evinde yarı aç. varı tok oturuyor. Her işi de ona gördürüyorlar. Senin yanında hem o rahat eder, hem de sen sevap kazanırsın» dedi. O zaman ûn dört yaşında bir çocuktu. Açlıktan bir deri, bir kemik kalmıştı. Yanıma aldım, yedirip içir-
dim, giydirip kuşattım, Üç sene tatlı tatlı geçindik. O bana hürmette kusur etmiyor, ben de ona evlâd gözü ile bakıyordum. Karamanın koyunu, sonra çıkar oynu, derler. Meğerse kahbenln de sonradan çıkacak oyunları varmış. Son zamanlarda bir denbire kızın nevri döndü. Bugünün eyyamında kız£ kısrağa güven olmuyor ki. Entarilerinin eteğini tutmasını öğrenmeden şaha kalkıyorlar, koca sevdasına düşüyorlar. Koca istiyorsan bana haber versene behey kör olasıca! Hiç olmazsa akıllı, uslu bir adam bulur da baş göz ederdim. Kendi kendine yemediği halt kalmamış. Alev bacayı sarmış da benim dünyadan haberim olmamış.
— Delikanlı sizin kızı baştan çıkarmış öyle ml?
— Ne baştan çıkarması, evlâdım? Saygısız köçek çalgısız oynar, diye bir lâkırdı vardır. Bizim köçek de çalmadan oynayan cinsinden. Elin haydudunu nereden bulmuşsa bulmuş, birbirlerine abayı yakmışlar. Zaten bu devirde kocaya varmak da, kan almak da çocuk oyuncağına döndü.
I — Kız sana haber vermeden kaçıp oğlana mı gitti?
— Cehennemin dibine gitsin. Basını alıp edebi ile def olsaydı umurumda bile değildi. Velâkin, giderken benim de başımı ııâre yaktı. Akşam yemeğinden sonra arka sokakta oturan oır ahbaba gidecektim. «Havdi. gidelim- dedim; «Bu gece benim basım ağrıyor. Erkenden yatacağım» diyerek beni savdı. Gece misafirlikten dönüp de eve girince biı de ne göreyim; sandığım dolabım altüst olmuş. İpekli entarilerim, yeni mantom, bileziklerim. küpelerim, yemek tabaklan. çatal, bıçak takımı yok olmuş. Az kaldık) orada düşüp bayılayım Neden sonra aklım başıma geldi, ertesi sabah erkenden karakollara koştum. Allah razı olsun, polis efendiler iki gün aradılar, nihayet Üsküdar taraflarında bir yerde katibeyi de. oğlanı da ele geçirdiler. Şimdi suçu birbirlerinin üstüne atıyorlar. Kız; «Beni oğlan kandırdı» diyor. Oğlan da; «Beni kız çağırdı, eşyayı kendisi verdi» diye masallar okuyor.
Mahkeme açıldı, hanım teyze koştu.
Ce, Re,
Kim yaraladı?
Bakırköyde oturan İbrahim Durmuş adında biri, sarhoş ve sol böğründen bıçakla yaralanmış vaziyette, Bakırköy Koşu-yolunda bulunmuş ve zabıta tarafından Yedikule Türk - Ermeni hastanesine kaldırılmıştır. İbrahim Durmuşa kendisini kimin vurduğu sorulmuşsa da İbrahim söylememekte ısrar etmek tedLr.

Dün başlayan Enternasyonal tenis turnuvasına (13) yaban-* cı millete mensup (131 kadın ve (15) erkek tenis şampiyonu iştirak etmektedir. İstanbul* gelen bu tenisçilerin hemen hemen hepsi bu sene Avrupada bir çok turnuvalarda İsmi geçmiş ve bir çoklarını da kazanarak şampiyon olmuş oyunculardır.
İstanbulda İlk defa aynı derecede kuvvetli kadın ve et ! ek sporcuların bir arada müsabaka tapmalarına şahit olacağız. Misafirimiz Olan bu şampiyonlar bütün mevsim hiç dinlenmeden bir turnuvadan diğer turnuvaya koşan hakiki tenis yıldızlarıdır.
Yaz, kış; senenin on iki ayında raket! elinden bıraknu-yan bu üstatlara karşı bir mevsimde yalnız üç dört müsabaka yapabilen bizim çocuklardan bir şeyler beklemek imkûıuız-dır. niger spor branşlarında olduğu gibi teniste de enternasyonal bir dereceye ulaşmamız çocuklarımızın sık sık yabancı şampiyonlarla karşdaş-malarile kabil olacaktır. Seneler ilerledikçe tenis İhtisas klü-bunun bu yoldaki çalışma lan da gelişmektedir. 1046 nendin-
Müsabakalara iştirak eden beynelmilel tenisçilerden bazdan
de Hk İstanbul enternasyonal turnuvasına dört yabancı tenisçi katılmıştı. Beş sene sonra turnuvaya iştirak eden yabancıların sayısı (28) 1 buldu.
Tenis klübümüz de beş sen evvel bitti ve genç tenis öğrencilerinin adedi parmakla sv/.-lacak kadar azdı. Halbuki bugün gençlere tahsis edilen kursa (70) ten fazla mûpteûi tenisçi devam etmekted’r.
Tam bir amatör ruh >le çalışmayı, muvaffakiyetin sırrı olarak kabul eden tenis klüpümüzü bu yolda teşvik ve teşci etmek gerektir. Geçen senek! turnuvanın gördüğü rağbeti göz önünde tutan tenis kiübti bu sene maddi fedakârlıklara katlanarak sahasını genişletmiştir.
Yeni yapılan ilâvelerle tenis müsabakalarını bu sene üç bine yakın meraklı rahatça seyredebilecektir. (13) muhtelif millete mensup otuza yakın tenisçinin on beş gün müddetle îstanbulda, en ufak bir şikâyete mahal bırakmadan ağırlanmaları İçin gerekil tedbirler alınmıştır. Bu turnuva Avrupada büyük rağbet gören yegâne Türk organizasyonudur.
Tenis kliibümüzîın bu başarısı İle hepimiz övünebiliriz.
Transfer
Avusturya milli takımından Happel. Hannapl ve Decker bu sene klüp değiştirmek üzeredirler. Yalnız Avusturyada klüp değiştiren oyuncu (on sekiz ay) müddetle yeni klüpünde oynayamaz.
Bu iiç tanınmış oyuncu bu suretle bir buçuk sene müddetle bir takam forması ile oyna-yansıyacaklardır. Bu arada Hannapı intisap edeceği yeni klüpten gayri nizami teklifler aldığı meydana çıkması üzerine Hannapinin bu küibe girmesi sureti kati yede menedllm İştir.
İngiliz hakemlerine yapılan teklifler
Brezilyadaki son Dünya kupası maçlarını idare eden beş İngiliz hakemine Brezilyalı idareciler bazı tekliflerde bulunmuşlardır. İngiliz hakemleri Brezilyada kalmağı kabul ederlerse kendilerine ayda tlSCO) Türk lirası maaş verilecektir. Haftada iki maç idare etmeleri de şarttır. Ayrıca maç başım (10(h Ura prim de verilecektir. İngiliz hakemleri bu teklifleri a bul etmemişlerdir.
27 Ağustos 1950
AKSAM
Batıffe 7
BULMACA
Soldan sağa: > — Nnpolyonun soyadı. 2 — Bcyarianan. 3 — Billur. 4 — Bir çiçek - Ateşlendir. » — iman «t* Um, s — Tekrarlanırsa kusun burnu - Meşhur Fransız lügati. 7 — Bir çift âzası sar. 8 — Tersi ayak - İşgalin sonlh 9 — Hile. 10 — Bir Bu m bayanı - Ullıta
Yukarıdan algıya. I — Sonuna «R» gelirse bakliyat olur. 2 — Basına ıDı gelirse dilim d İlık kesmektir. 3 — Bir kadın ismi - Geri verme, 4 - Bir ro-m.nn kahramanı, 5 — Patlıcanın bası. (i _ Vatdc kalbı 7 — Nota ■ Eklere, fi - Uzak nidası - Kaledilen-GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan uga: 1 —.Barbaros, 2 — t-ma. Dolu. 3 — Nakkaş. 4 — Kelime. 3 — Izamedcr. 8 — Rese. Ova. 7 — Ak. bilin, 8 - Lire. A kİ. B —iyin. Niı, 10 —•- Kemik. Fl.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Blnlıralık.
3 - Ama. Zekiye, 3 - Rakkas. Sam.
4 - Kememenl. 5 - Adale. 6 — Re-jıılolan. 1 — Ol, Mevakif. 8 — Sute-
rOraıya Seneni
fi-tref tentııtı ıctn elli euruaiut ouı «onaenlmeiıau Akar tatenır-ı« «ares değiştirilme!
Ankara Gedikli Sıhhiye ve Teknisiyen Okuluna öğrenci alınacak
1 — Orta okulu Ditlrmiş olunlar kabul edilirler. Lise 9-10 uncu bitirmiş olanlar tercihan alınır eleme sınavına tabi tutulmazlar. Lise 9 da sınıfta kalanlar orta okulu bitirenler gibi işlem görürler. (Liseden ber hangi bir sebepten kofulmuş olmamak şarttır.)
2 — Türk tabiiyetinde olanlar.
3 — Tam teşekküllü As. Sıhhî kurullardan sağlam raporu almış olanlar.
4 — Gerek kendisi ve gerek ailesinin kötü hal ve şöhrete sahip olmadığı Savcılık, Polis ve Muhtarlıkça tevstk edilenler.
5 — As. veya Sivil okullardan gerek sağlık ve gerekse ahlâk durumu dolayıslle çıkarılmış olmayanlar.
6 — 16 yaşını bitirmiş olup 21 yaşından büyük olmayanlar kabul edilirler.
7 — İstekliler İşlem görecek kâğıtlarını en geç 20 Eylül 950 gününe kadar okulda bulundurmağa mecburdurlar. Geç kalan kâğıtlar işlem görmiyecekttr.
8 — Eleme sınavı 25 Eylül 950 gününü takip eden günler
içinde yapılacağından isteklilerin 25 Eylül 950 gününe kadar Ankarada bulunmaları zaruridir. Okulca yatacak yer sağlanmasına çalışılacaktır, ,
Gerekil evrak
1 - Dilekçe.
2 — Aşı kâğıdı.
3 — Doğruluk kâğıdı.
4 — Fotoğraflı nüfus cüzdanı veya tastikll sureti.
5 — Fotoğraflı bkul diploması veya tastikll sureti ö — Noterlikçe onaylı yüklenme senedi.
7 — Altı adet vesikalık fotğraf.
Müracaat:
Askerlik şubelerine veya doğruca okul Müdürlüğüne yapılır
Okul adresi:
Gedikli Sıhhiye ve Teknisyen okulu Cebeci Ankara
(3164 - 08851
relelonUrımız Basmuturrıı aısst ı‘az> islen 4Ü7BS - İdare oısül MürtUı «H97
Zilkade 11 - H.ur 114
İmsak Gü Öflle İkindi Ak Yatsı
E. 8.41 1027 523 9,07 12,00 1,37
13* 6.IB 13,16 1640 19,51 212!
İdarehane: kiantuıl Hahıdlı elvan
Cemal Nadir sokağı No 13
COLMAN "Öküz Baş”
Çivltinl mutlaka kullanınız.
Hac Yolcularına
En Kestirme Yol
MÜNİH'E S.OO Saatte BRÜKSEL'E 6.30 Saatte LONDRA'YA 9.00 Saatte
NEW-VORK’A 32.00 Saatle
Pan Amerikan uçakları ile Münih ve Brüksel şehirleri İstanbul'a daha ziyade yokınlojmıj bulunuyor.
• Şimdi Ivlu ve ratıal CONSTELLATION tipi CLIPPER yolcu uçoklariyle İslanbuldarı Münih ve Brüksel'e bir hamlede ve uçak değiştirmeden gidebileceğiniz gibi, orzu ettiğiniz takdirde, Londra'ya do uzanabilirsiniz. Aynı CLIPPER Nevr Votka doğru yoluna devem eder. Bu merhalenin, aynı bileile, çift kolla DEV CLIPPER uçaklarile de o*,>lmau mümkündür: Şunun da unutulmaması lâzımdır ki Pan Amerikan uçaklarıyla seyahat eniğiniz takdirde dünyanın en tecrübeli hava hattından faydalanmış olursunuz. Malûmat olmak için seyahat ocentonrza yahut ta Pon Amerikan Hovo yollan Bürosuna müracaat ediniz.
ISİANÖUL Galatasaroy Ymp Çarp. 20 7aM»n : 4121? - 40i72 P. K. 2074 ANKA», Ankara Fala-L Qun. TtL IJ68I
Pak American
İş bankasının ikramiyelerini kazananlar
Ankara 25 rAA.) — Türkiye İş bankasının kumbaralı ve kmbarasız tasarruf hesapları1 arasında tertip eylediği 1950 ■ ikramiye plânının dördüncü çekilişi bugün banka genel merkezinde ve İkinci noter huzurunda yapılmıştır.
Bu çekilişin büyük ikramiyesi olan Ankarada Kavakhderede Güneş sokağındaki bahçeli evi Eskişehirde 7538 numaralı hesap sahibi bayan Mahlzer Göz-man kazanmıştır Ankarada İlli r kooperatifi sahasındaki duk kânlardan biri utanblda 112226 hesap numaralı Sami Beslere, lkrıiclsl Kayseride 4833 numaralı hesap sahibi Mehmet Salkıma İsabet etmiştir.
Biner lira kazananlar:
Nazillide Hilmi Yeloğlu (2815ı, MalaLyada Etheın özbay (4590>. Konyada Hüseyin Mumcu (1006Jl. İzmit!e Sabri Sungu (12251 Anlalyada Kâzım Azamet ı903), Ankarada Fevziyc Uslu *57061), İzmirdc Mehmet Halici Genç (435211. İstanbulda Büyükadada Sıızan Bahar (1404i.
Beşı-r yüz lira kazananlar:
(emirde Yenlgünde Şefik Ü-nüvar (4d66), Ankarada Yenl-şehlrd*1 Sanl Hrlsopumi 110260 i, Adanada Fethi Türker (19297 ı, Bafra da Naciye Kurnaslan (1617ı. Bursada Ali Soyudemlr (0666ı, Denizlide Mcmlş Boz 1501ı. İstanbulda Leamer Kill-pus (42003ı, Beşlktaşta Ziya (3640).
İki yiizellşier lira kazananlar: Turgutluda Hakkı Altınok *82». Ceyhantla Tevfik Baytara (1917ı. Rerpamada Halli Aşık «1881>. fzmirde Alsancakla Asım Şahinger (151) İstanbulda' Kiidıköyintle Abdullah Uzlar' (49231. Fatih»* Alâeddln özde-mır (3494'. Beyazıdda Eşref Kırhfln (16212*. Bakırköyür.dc Saadet Durumun t63Ci.
Bunlardan başka türlü şubelerde J$o talihli yüz ve elli liralık para ikramiyeleri kazanmışlardır.
Otobüs için istikraz
Elektrik, tramvay İdaresinin yeniden 'atın alacağı 50 otobüs, veresiye alındığı takdirde İdariye ; i zde otuz daha pahalıya mal olacaktır.
İdarr bu kadar fosla para ödememek İçin lüzumlu parayı az faizle emekli sandığından almnûa teşebbüs etmiştir. Bııııa ait görüşmelere başlanmıştır. I
Memleketimizin en büyük, sür’atli yo’cu gemileri emrinizdedir
DENİZYOLLARI
İdaresinin yeni cemilerinden ORDU vapurunun eşi
GİRESUN, 6 Eylül yerine 3 Eylülde İZMİR 4 Eylül de kalkıyor
Acentalanmız pasaport, döviz işlerinizi ücretsiz yaparlar İzmir vapuru yolcularımızın Suriye’yi de ziyaretlerini teinin maksadiyle İs-kenderundan sonra Lazikiye’ye de uğrayacaktır.
Gidiş-Dönüş 390 liradan başlıyor
En temiz, telefon, sıcak soğuk suyu bulunan kamaralar, zengin mutfak, hususî İbadet yerleri, rahat salonlar, sür’atli ve emniyetli yolculuk yalnız DENİZYOLLARI gemilerinde bulunabilir. (11557)
devlet Orman işletmesi
Araç Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Göller bölgesinin Hatip köprüsü ve Oeley bölgesinin bostan İstif yerlerinde mevcut 2808 adet denir) 1061. 353 M3. Köknar tomruğu 9 parti halinde 22/8/950 tarihinden İtibaren 18 gün müddetle ve açık arttırma sureti İle satışa çıkarılmıştır.
2 — Arttırma 8/9/950 Cuma günü saat 15 de Araç İşletme Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 36 lira olup her parti çln % 7,5 hesabı İle geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe alt şartnameler Ankarada Orman Genel Müdürlüğü ile Merkez Orman İşletmesinde, İstanbulda Bahçe-kapı Liman han kat 3, No. 41 Orman İşletme Müdürlüğünde vc Karabük, Kastamonl, Daday İşletmeleriyle İşletmemizde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsblt evrak ve İlk
teminatları ile komisyona müracaatları. (11786)
İlân:
1 — Erzincan As. Pos. 19361 K. lığı (950) mail yılı sonuna kadar istihdam edilmek üzere (500 — 750) liraya kadar aylık ücretle diplomalı veya ruhsatnameli yüksek mühendis, yüksek mimar, lıişaat mühendisi, mimar teknisyen alınacaktır.
a) 788 sayılı memurin kanununun 4. maddesindeki şartları haiz olup devlete karşı mecburi hizmeti bulunmayacaktır .
b) Yaşlan 45 den fazla olmıyacaktır.
c) Ecnebi okullardan mezun olan yüksek mühendis mühendis veya fen memuru ve teknikerlerin ruhsatnameleri Bayındırlık Bakanlığı veya Milli Eğitim Bakanlığınca tasdikli olacaktır.
2 — Müracaat şekli:
Yukarıda yazılı hallerden İdarenin tensip edeceği şubedeki memuriyete talip olduğuna dair dilekçesi.
Dllkçeye ekil olacak:
İkâmet teskeresi.
Hüsnühal kâğıdı.
Sıhhat raporu.
Noterden tasdikli askerlik terhis vesikası örneği.
Noterden tasdikli nüfus tezkeresi.
Mahallî savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına dair belge. Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonservisleri örneği. Kendisini tahkik için İki daire veya müessese ismi Üzerinde müracaat edenin adresi yazılı 15 kuruşluk pul yapıştırılmış açık boş bir zarf.
Noterlikten tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
Diğer şartlar;
Müracaatlara eldeki belgelere göre ücret takdiri veya «çimi Kara Kuvvetleri K. lığına aittir.
İkinci maddedeki dilekçe ve buna bağlı (10? parça belgeleri Erzincan As. Pos. 19361 K. lığın a bizzat veya posta İle göndermeleri İlân olunur, (11721 — 3805)
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasıruo gedikli erbaş kaynağı olan «De nlz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve »Deniz Od. Erbaş Sınıl Oku iuna* öğrenci yazımına i Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu Fil ilkokulu bitirenler O. sımfe ortaokullarda İkinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da orta okulda IH cû sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma alanlar kabul edilirler.
3 — Birinci sınıfa 13 * 16. İkinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşlan içinde olanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamalar şarttır.
5 — İsteklilerden İstanbulda bulunanlar Kasımpaşadato
□kul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların oulunduklar yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla müracaatları. (6318)
A — Dilekçe.
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
O — Bir seneyi geçmemiş aşı kağıdı,
D — Ailesinin ve kendisinin iyi ahlâk sahibi öldüğüne dair iyi bal kâğıdı.
E — Okul tastlknamesi veya diploma,
F - 12 adet vesikalık fotoğraf.
WorldAhmays
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ HAVAYOLLARI
Dikkati
Dikkat!
EMLAK SAHİPLERİNİ OAVEÎ
Derneğimiz: Ağustos'un 30 uncu çarşamba gıinü saat 16 da Kadıköy Süreyya sineması bahçesinde toplantı yapacaktır. Bu toplantıda fevkalâd-.- kararlar alınacağından derneğe kayıtlı ve kayıtsız bütün emlâk sahiplerinin iştirakleri ehemmiyetle rica olunur
Gjj-rîmenkul sahipleri derneği
Tak cim - Sinse rvifer 84-86
“YENİ- KOLEJE
İNGİLİZCE ve FRANSIZCA
Öğretimine İlk kısım üçüncü sınıftan başlayarak çok önem verir. İlk - Orta - Lise öğrencilerinin kayıt işleri saat 9-17 arasında yapılır.
KIZ — ERKEK
İTALYAN LİSESİ
veTicret Okulu
Yeni öğrenci kayıdlanna başlanmıştır. .
ORTA - ORTA TİCARET - LİSE - LİSE TİCARET Bölmüleri vardır.
Mezunları resmi okul mezunlanpın bütün kanuni haklarını haizdir. 62 senelik müessese ciddiyet ve başarısı İle tanınmıştır. İsleyenlere tafsilâtı okul broşürü gönderilir.
Beyoğlu. Boğazkesen, Tomtonı sokak No. 11 - Tel: 41301
MONCORDIA LİNE
AMERİKA — AKDENİZ ve TÜRKİYE arasında
15 günde bir muntazam posta YOLCU ve EŞYAYİ TİCARİYE
LIVlinnM ımnıırıı Limanımızda bulunan,
NıHÖRN V3Dlini W «ulum» fitte, nafoll,
NEVYOHK, FİLADELFİYA VC BOSTON’a yolcu ve eşyayı ticariye alarak hareket edecektir.
Türkiye Ümumi Acenteleri
Antalya Umumi Nakliyat T. A. Ş.
Tel: 24220 Sirkeci, İstanbul. Seviş vapur acenteliği
Ankara Devlet konservatuarı Müdürlüğünden
1 — 1950 - 1951 ders yılında, Ankara Devlet Konservatu-varında açılacak olan bale bölümü İçin 8-10 yaşındaki İlkokul öğrencileri arasından paralı yatısız ve parasız yatılı öğrenci alınacaktır.
2 — Bale Bölümüne alınacak öğrencilerde aranacak hu-■usl vasıflar şunlardır:
a) Kulağı musikiye yatkın olmak
b) Musiki hâfızası bulunmak
o) Bale için icabetten uzvl hususiyetlere sahip olmak
3 — İlkokul öğrenimine müvazl olarak Bale öğrenimini bitirenler Bale bölümünün orta ve lise sınıflarına muadil devrelerine geçeceklerdir.
4 — Müracaatları, 10 Eylül 1950 akşamına kadar Ankarada Devlet Konservatuvarı Müdürlüğüne yapılmış olmalıdır. Gerekli belgeler okul müdürlüğünden öğrenilebilir.
5 — Kabul İmtihanları aşağıda yazılı günlerde tstanbul-da Galatasaray lisesinde ve Ankara’da Devlet Konservatuva-nnda yapılacaktır,
İstanbulda t 16 Eylül 1950 Cuma saat 9,30
Ankarada : 32 Eylül 1950 Cuma saAt 9.30
XI. inci Millî Türk Tıp Kongresi
(Türkiye Tıp Encümeni Başkanlığından)
1 — XI. inci Milli Türk Tıp Kongresi 16 - 19 Ekim 1050 tarihinde Ankara'da toplanacaktır.
2 — Kongreye katılacak üyelerin, mahalli ziraat bankalarına müracaatla İstanbul Ziraat Bankasındaklk 31495 numaralı cari hesabımıza (5) beş lira kayıt ücreti yatırmaları İle alınacak makbuzun tarih,numarasını, İki adet vesika fotoğrafı, seyahat (enzllût kartları İçin lüzumlu altmış kuruşluk damga pulu ve açık adresleri yazılı bir zarfı iadeli iaah hütlü olarak Encümenimiz Başkanlığı adına postaya vermeleri lâzım gelmektedir. Bu suretle kaydolan arkadaşların adreslerine, kongre üye kartı, gidiş-dönüş tenzilât kartları ve kongre raporları hemen yollanacaktır.
3 __ Kongrede serbest tebliğde bulunacak arkadaşların
tebliğlerini nihayet 1 Ekim 1950 tarihine kadar encümenimiz başkanlığına göndermeleri feshetmektedir. Acele edilmesi ve vaktinde gönderilmesi ehemmiyetle rica olunu ı
4 — Fazla bilgi edinmek isteyenlerin; istanbulda Cagal oğlu Etıbba odasında Türkiye Tıp Encümeni Başkanlığına Ankarada. Ankara Ünv. Tıp Fakültesi Profesörlerinden Dr. Nüsret Karasuya müracaatları.
Şalılfe R
AKSAM
27 Afîustos 1950
tekrarlamaktan vazgeçelim... Zira kulenin civarındaki mal mUlk sahipleri daha şimdiden korkulu rtlyalşr görmeğe başlamış İğriliğin sebepleri
■■T VET, bu kule deden bir tarafa meylediyor? Böyle ***1 mi lıışa edilmiş? Yoksa temci kısmındaki çöküntüler yüzünden mi bu hale gelmiş? Seyyahları gezdiren rehberlere Böre rivnyel ikidir: 1 — Kuleyi yapan mimar knmbuıınııo da. eserini de kendine benzetmek hevesine kapılmış 2 — Temelin istlnnd ettiği toprak killi olduğu tein, zamanla kule çarpılmış Turistler birinci rivayete İnanmayı tercih ediyor tabii... Hem daiın cazip, hem daha meraklı. Halbuki PUa'da aynı »eklide çar-pilmiş ilah» birkaç kuleyle bir sürü eski yapı ev var. ÇUnlcü Şehrin toprağı bilhassa alt tabakalarda umumiyetle killi ve kay-
Doksan dört senede 80 «aııtım meyil kaydedilmiş. 5 y 8—24, üç| asır sonra climbllrrrl... Fiso kulesinden bir yığın taş toprak kalacak. 1
JJ(asıl yapılmıştı? 1 Y EDİ yüz yetmiş yedi seııo evvel ikinci kota kadar yapılıdığı sıralarda. no lğrtiiği vardı, ne de bllğ-rülüğü Sonra «essiz, sodasız bir tarafa doğru yatıverdi. İnsani da öylece kaldı. 120Ö senesinin ortalarına doğru. İkinci bir mimar (Glovnnni dı simonej dört kut daim çıkıp bırnkti
Nllıayct bir naır sonra Tonnuıo d! A fiil rea'ıı ııı rcsınlno uygun olarak «on kal diı çıkıldı.
Glovanni dİ Slnıonc kuleye inip çıkacaklara çarpıklığı hissettlr-
kedi meşhur Zamorayı aratnıı-yacak kadar mükemmel kalecilik yapıyormuş. Sakın fotoğraf hilesi yahut montaj zannetme-
oluyormuş. Yukarıda çeîllll >•» Bu lamamlyle hakikatli». kuled. n uzaklaştırıyor, tklncldel ella. dördüncü de tek elle kam-enstantanelerini gördüğünüz Birinci resimde topu yumrukla plonjon yapmış. Üçüncüde İkil lıyor.
KÖPEKLERİN top oynadığını gazetelerde okumuş. sİ nenini ardı» görmüşlük arca, kedilerin hayır. Halbuki bu da
çıkacaklara çarpıklığı ıncmek için, merdivenlere meyim akıl istikametinde meyil vermişti. Fakat glındl l»i| durum inip çıkanların basını döııdUrCIp mİ» d esini bu lq ııd ırmaktım banka iye yaramıyor,
İkinci Bilyuk Hart» Kiralarında Kürekli tayyare lıombnrdımanl a' rina rağmen. Pi«a kulesine hiçbir Key olmamıştır Bu da Igrllıgln getirdiği bir nevi «anı telâkki ediliyor.
Son 50 sene boyunca tam bej J komisyon kulenin dilimden kur- ı tu İması İçin incelemeler yaptığı 1 halde, yapıya heııllı nıüdalıale o- ' dilmiş değil.1 Yıkılmayı önleyici I tedbirler nedense hop proje gek- ! Ilnde kalıyor. Halbuki ilgıtl ma- I kamların bilmediği çok mlıhlın J bir nokta var! Plsa kulelinin yıkılması. bir dereceye kadar Plsa Şehrinin yıkılması demektir. BU-«Un şehir halkı cHu ığrl kule doğ-ruIuBumuıun sembolüdür. O yı-kılırsa biz ayakta duramayur dİ- I yormuj.
mıştir. Satte 45 kilometre ’i’i-iMelekn dedikleri tayyareleri ratle gidiyor, ikinci resim Korej gösterlyor. aMaV| Mclck„ liiülcl harekâtına iştirak etmek üzere çok isabetli. Çünkü bunlar K«ı-Amerikada talim gören «Mavi re’yi kurtaracak.

Çarpık kulenin inşaatına ilk defa XII inci asırda başlanmıştı. Yapı üstüvanîdir. Sütunlara istinat eden yedi kattan müteşekkil. Son katın kutru daha dardır. Buraya çanlar kısmı deniyor. Şimal cephesinden yüksekliği 55.22 dir. Cenup cephesinin yüksekliği meyil yüzünden 54.52 dir. İçerisi üstiivanî bir kuyu biçimindedir. Zirveye kadar 293 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Galilco arz cazibesi konusundaki meşhur tecrübelerini bu zirvede yapmıştır.

ÖRÜNÜŞE bakılırsa şe- sadcce fil şeklinde bir makine-1 iıir sokaklarında sırtındaki dir. Ayaklarında glziL tekerlek-!
bir 1er, kafasında da motorla dl-
Hayır değil. B.ı rekslyotı var. İngilterede yayıl-
Ca
yükle tıpış tıpış yürüyen fil değil mi?
İM
ÜNSİNGEN civarında Berne - Thoune seferlerini yapan bir pastaya ilk defa tıpkı otomobillerde olduğu gibi
lâstik tekerlek tatbik edilmiştir, lâstiklerin tahammülü bakı-
mından vagonlar çok hafif bir madenden inşa edilerek on dingil ve yirmi tekerlek üzerine istinad ettirilmiştir. Hareket esnasında zerre kadar gürültü duyulmamaktadır. Resimde bu vagonlardan birisi ile tekerlekleri görüyorsunuz.
hareketten bir kaç saat sonra tesisatın hiç de iyi işlemediği farkedllmlştl. Sıcaklığın 4-8 İle 5S arasında oynadığı makine dairesinde harareti muayyen bir dereceye düşürmek mümkün olmuyordu. İlk darbe 20 Haziran günü kaydedildi. Sıcağa dayanamıyan elektrikçilerden bin, yıldırımla vurulmuş gibi düşüp öldü.
Gemi kumandanı teğmen Pcıuchaln baş makinistle baş elektrikçiyi çağırarak, seylre fasıla vermeden tamiratın mümkün olup olamıyacağını sormuştu. Mümkündür dediler. Gerçi tamirat esnasında borulardan gaz kaçırmak İhtimali1 de gözönünde Lululuyordu. Fakat metil klorürün tokslk bakımdan zararsız olduğu hareketten evvel çok tekrarlanmıştı. Şu halde tamirata girişmekte mahzur yoktu. Gemi yohına devam ederken, makinistle elektrikçi de ârızayı önlemek İçin faaliyete geçtiler. Borulardan sızan metil klorürü yavaş yavaş butiin gemiye yayılıyordu. 20 Haziran günü akşamı saat sekiz ile on iki arasında mürettebattan üç kişi psişik kifayetsizliğin ilk İşaretlerini göstermeğe başladılar Tecrit maksadı ile onları ihtiyat motor dairesine kapadılar.
Metil klorürü, son zamanlarda anestezlk şeklinde kullanılan azot protoksldi İle doğrudan doğruya ilgili bir maddedir. İnsan bünyesi üzerindeki tesiri de yabana atılmayacak kadar kuvvetli. Koklayanlarda akıl ve şııur kontrolü namına hiç bir şey bırakmıyor. Artık aklınıza esen en olmıyacak şeyleri bile çekinmeden yapabilirsiniz. Had sarhoşluktan daha beter...
Gemideki feci durum tasavvur edilir artık. Bütün mürettebat kendinden geçmiş vaziyetle. Bereket kumandan Pöııchain çok mütehammil ve enerjik bir adam. O da diğerleri kadar gaz yuttuğu holde dişini sıkarak disiplinin bozulmaması için
KORKUNÇ canavar halâ peşimizde. Bir dağ kadar büyük ve heybetli. Ağzını mağara gibi açmış mütemadiyen yaklaşıyor. Hepimizi birden yutacak. Ruhumuzun selâmeti içtn dua edin...»
22 Haziran 1940 gecesi Mas-sauda'kl deniz telsiz merkezi «Perla» isimli denızallıdan şifreli mesajlar almağa başlıyor. Kısa fasılalarla birbirini taki-beden bu mesajlardan Peria'nm tehlikeli duruma düştüğü besbelli- Besbelli amma, şüphelenmemek, hayret etmemek de mümkün değil doğrusu. Şifreleri tercüme eden nöbetçi subayları, mesajların tuhaflığa karşısında ne yapacağını şaşırıyor. Bunu yollayanların ya deli olması lâzım, yahut da sarhoş: «Gökyüzü kapkara ve koskocaman kuşlarla dolu. Büyük daireler çizerek üstümüze doğru iniyorlar. Aralarında periskopu gagalayanlar da var. Kurların bizi. . Mahvolmak üzereyiz...r
Perla faciası tam dokuz gün sürdü 19 Hazirandan 27 Haziran 1940 a kadar. Denizaltı. Taglura körfezindeki Bas-el-Bir fenerine gitmek üzere yola çıkmıştı. Oraya vardıktan sonra gündüzleri denizin dibinde gizlenecek, geceleri de Aden'e giden konvoyları törpüleyecekti, Scğutına tertibatında arıza
ENİZALTININ düşmana aismakılJı yaklaşmış olması, suların fazla şeffafiyetl tayyarelerin devamlı keşif uçuşu durumu mütemadiyen güçleştiriyordu. Bütün gün çelikten bir kutu Jçlnde denizin derinliklerine gömülüp kalman hiç de kolay değildi. Hele Kızıl Denizi kasıp kavuran hararet!,. Gerçi gemide soğuk hava tertibatı vardı. Hem de son buluşlardan metil klorürü İle işllycn bir tertibattı bu. İtalyada İlk defa tatbik ediliyordu. Tecrübesi de, bu sefer boyunca Per-Ja'da yapılacaktı Fakat dalın
yırtınıp duruyor. Böylece gemi seyirde berdevam. Fakat üslerinden çok uzakta bulunuyorlar. Geri dönmek ümidi kat’lyen yok. Makinistle elektrikçi de durmadan soğuk hava tertibatını tamire uğraşıyor.
Hedefe doğru
HER şeye rağmen denizaltı gündüz dipte yatarak, gece yoluna devam ederek bedele doğru İlerliyor. Bütiih mürettebat kesif bir sis tabakasına gömülmüş gibi şaşkın vo mütereddit. Böyle olduğu halde emirler yerine getiriliyor, vazifeler de yapılıyor. Zaman zaman ya bir çığlık, ya bir deli
gülüşü, yahut İpi sapı olmayan cümlelerle sessizlik bozuluyor Arada şarkı söyleyenler, homurdananlar, avaz avaz bağı-
beş mil açıkla dibe İnerek duruyorlar. Kumandan verilen vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmak azminde. Dönmeden evvel hiç olmazsa bir gemi torpillemesi lâzım. Bunu kahramanlık mı saymak lâzım, yoksa yeni bir delilik işareti ınl? Geminin iç durumu müthiş. Hararet her tarafta 54 dereceye çıkıyor. Fazla çılgınlık yapanları bağlamaktan başka çare yok. Bunlardan biri gemi dip* teyken kapakları açmağa kalkışıyor. Tam vaktinde yetişerek mani oluyorlar. Bağırmala-ıın, çağırmaların, homurtuların i.iç arkası kesilmiyor. Bütün mürettebat dizanteriden ve mide bulantısından muztarlp olduğu için geminin içi berbat. Artık kimsenin kimseden çekindiği yok. Hepsi şuursuzluğun pençesinde adetâ hayvanlaşmış... Tayfalardan on beşi can çekişiyor... Diğerlerinin çılgınlığı da her an artmakta. Ölü adedi şimdilik üç.
Acele dalış
Btf korkunç, bu yûrekleı acısı hale rağmen sefer devam ediyor. Güneşin ilk ışık-larlle tekrar dalıyorlar. Şimdi Perim adasındaki İngiliz bataryalarının hemen önündeler. Kumandan Ponchalııe bir köşeye uzanmış bitkin yatıyor. Bir şeyler düşündüğü muhakkak. Dipte bir iki saat daha kaldıkları takdirde hepsi ölecek. Şu anda yukarı çıkmak bir nevi İntihar. Fakat dipte ölmek yüzde yüz Yukarıda İse kurtulmak için yüzde bîr ihtimal var. Havayı tazeledikten sonra tek-ra tekrar dalıp dönüş yolunu tutabilirler. Henüz bir parçacık düşünebilen seyir subayı Vln-cenzl de ayni fikirde.
Ayakta durabilen üç beş kişiyle gemi tekrar suyun yüzüne çıkıyor. Güneş batmak üzere. İngiliz bataryalarında ses seda yok. Belki de farketınedlter .. Kurtuluyorlar mı yoksa?.. Hayır. Ne gezer, işte sahildeki kocaman bir İngiliz nıulırlbi son
ranlar da var. Bir tanesi ses borusunun başına geçmiş sevgilisine ilânı aşk ediyor. Susturmak mümkün değil Bir kısmı da tahallüs eden çehrelerle susmuş, muayyen noktalara bakıyorlar. Onların da bir lakım vahşi ve korkunç hayaller gördüğü muhakkak... Kumandan Pouchain tahammülünün son zerrelerini haretyarak gemiyi yürütmeye çalışıyor. Mürettebattan henüz aklını tama-miyle kaybetmeyen ancak üç beş kişi var. Denlzaltıyı onlar İdare ediyor.
Böylece 24 Haziran sabahı Peılm civarına gelip sahilden
süratle onlara doğru geliyor. Acele dalmaktan başka çare yok. Fakat aşağıda emri yerine getirebilecek kimse var mı acaba?.. Ne olursa olsun?.. Kumandan emri verip hemen içeriye giriyor. Hayret... Ayakta duracak hail olmayan bir kaç tayfa sarsak hareketlerle makineleri İşletiyor ve mucize kabilinden tekrar sulara gömülüp diba yaslanıyor. Su bombaları etrafı allak bullak ettiği halde çılgınlar gemisine yine bir şey olmuyor.
Acıklı netice
®ECE yarısı Perla tekrar suyun yüzüne çıkarak başlıyor emniyetli bir rota aramağa. Fakat bir İki saatlik seyirden sonra, kayalık bir yere çarparak saplanıp kalıyor. Burası Danca la sahillerinde Thl«> isimli bir mıntakanın tam karşısıdır. Kıyı çok yakın. Karaya çıkmak hiç de zor değil. Lâkin bütün mürettebat çıldırmış vaziyette. Bunu nasıl akıl etsinler? Üç İngiliz tayyaresi kıpırdamadan duran tekneyi farkettl bile. Acele etmek lâzım. İçerde hararet 70 derej. Tayfaların yansından çoğu bağlı. İpleri kemirerek haykırıyorlar. Bunları sahile çıkarmak imkânsız. Seyir subayı Vin-cenzl tamamiyle kendini kay-betmiyenlerden bir kaçını tahlisiye üe kıyıya çıkarıyor. Bıc kısmı yüzerek sahile varmak için denize atlıyorlar. Ufukta beliren üç lıaflf kruvazörle, havadaki tayyareler ateşe başlamıştır bile. Kumandan Pouch^iıı gemisini bırakmamak azminde. İki kişi de onunla beraber. Güverteye düşen bir merini üçünü do paramparça ederek havaya uçuruyor. İkinci kumandan Sinıonclnl adamlarını sahile bırakır bırakmaz, tekrar gemiye dönüyor. Daha sonra onu da teknenin içinde bayrağı kucaklamış vaziyetle ölü buluyorlar.
Scttimo Giorno - İtalin Çeviren: Adnan Tabir

Comments (0)