"@L HHİSİODASII A V’ Q A M PlT
® /A ı\. o /A 1V1
( [pJJİj I Son Bahar ve Kışlık
J Yünlülerinizi almayınız. Oyulmuş ÜBA Patent No. 1282588
Sene 32 — No. 11451 — Flatl: her verde 10 kuruştur, CUMARTESİ 26 Ağ-usto* 1930 Sahibi: Necmeddln Sadak — îazj İslerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Koreye gidecek birlik hakkında beklenilen cevap geldi
-------.------'
Bulgaristan’a cevap
Bir kurye ile Sofyafya gönderildi
Demirci yangınında zarar ve ziyan 6 milyon lira
Birliğin hareket tarihi emniyet tedbiri olarak gizli tutuluyor
Kore’ye gidecek askerî birliğimize mensup efrat
Ankara 25 — Bulgarİs-tana verilecek notamn bir kurye lie Sofya elçi ligimize gönderilmiştir. Nota Bulgarlstana tevdi edildikten sonra neşredilecektir.
Atlantik paktı ve Türkiye
Vaşingrton büyük elçisi Acheson’la görüştü
1140 ev ve dükkân 280 tezgâh yandı,1 iki kadın kurtarılamadı
Erzurum adliye binasındaki yangın, itfaiye vasıtalarının noksanlığı yüzünden derhal söndürülemedl
gu’nun kuzeyinde bir miktar ilerlemişlerdir. Bu kuvvetler Naktung üzerindeki son köprü başına hücum etmeğe başlamıştır. Pohanğ kesiminde komünistler. güney Korelileri bir ..i.»:;.»'." *,X.,:’..;
Ankara 26 (Akşam) — Koreye gidecek askeri birliğimizin hareketi ile alâkalı olarak Birleşmiş Milletler Genel sekreterliğinden bekle nen cevap gelmiştir .Birliğin hareketi için liizıımlu çalış- miltîar çekilmeğe mecbur elmalar buna göre Ayarlanmış ise de hareket tarihi bir emniyet tedbiri olarak gizli tutulmaktadır. Bununla beraber askerî birliğimizin u-çakla nakledileceği hakkında evvelce verilen haberler gayri resmî olarak teyid e-dilmektedir.
mişlerdir.
Güvenlik Konseyinde
Nevyork 26 (R> — Komünist Çin hükümeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine müracaat ederek Amerika donanmasının Formoza adasını korumak için faaliyete geçmesi kararını protesto etrtiiş. bunun barış İçin tehdit teşkil ettiğini bildirmiştir.
Konseyin dünkü toplantısında Amerikan delegesi, hükümetin verdiği kararın tam ölçüde tetkik edilmesini memnunlukla karşılayacağını bildirmiş. Amerikanın hareket tarzının Birleşmiş Milletler Anayasası icaplarına uygun olduğunu söVlerniş-tir. Bu meselenin görüşülmesi pazartesi gününe kalmıştır.
Sovyet delegesi Malik, dlin şiddetli bir demeçte bulunmuş, Amerikan, İngiliz delegelerini riyakâr burjuvazi usullerini ölçüde bir yarma harekeli yap-«kullanmakla itham etmiştir, mak istedikleri, bunun İçin za- Malik, Bevin ve Ctıhrchiil’e ve yıf nokta aradıkları anlaşılıyor bir çok İngiliz ve Amerikan şah Amerikan kuvvetleri dün Te- Islyetlerine hücum etmiştir.
Ankara 26 (Akşam) — Koreye gitmesi kararlaştırılan sayaş blrLiğl Etimcsut ve Mamakta teşkil edilen hususi kurslara sevkedllmlştlr.
Birlik bu kamplarda bir ay kadar meslek ve Gerilla kursları gördükten sonra ancak Eylül sonunda yola çıkabilecektir.
Kore’de vaziyet
Nevyork 26 (II) — Korede askeri hareketler mahdut bir çerçeve İçinde cereyan ediyor. Komünistlerin baş Amerikan üssü (Pusan) a varmak tçln büyük
Kore hududunda 2 Çin ordusu l Nevyork 26 (R) — İki çln ordusunun Mançurya - Kore hududunda toplandığı haber ve-1 rliiyor. Çinlilerin. temmuBiın son iki hartasında kuzey Kore illere 120 tank verdikleri anlaşılmaktadır.
Nevyork 26 fR) — Başbakan Truman'ın bütün demiryollarına el koymak kararı üzerine işçiler- grevden vaz geçmişlerdir. Koreye sevklyat bu suretle dur-mıyacaktır. Kanada hükümeti İşçilerle görüşme yapıyor.
Halk bankasına 2 milyon lira
Ankara 26 (Akşam) — Esnaf ve Esnaf Dernekleri ve küçük sanat kooperatifleri, gibi esnaf teşkküUerlnln kredi ihtiyaçlarını karşılamakta .bulunan Halk bankasının bu vazifesini lâyığı 11e görebilmesi için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı namına Türkiye Cumhuriyeti Ziraat bankasına yatırılan akar yakıt flat istikran hesabuıda mevcut paradan iki milyon lirasının küçük sanat erbabının ihtiyacını sağlamak nıaksadlle faizsiz olarak Halk bankasma tahsisine karar verilmiştir.
Vaşington 26 , (A.A.) — Tür-klyenin Vaşington büyük elçisi Feridun Cemal Erkin bugün yeniden Dışişleri Bakanı Ache-soıı’a müracaatla Tiirklyeuln Atlantik paktına dahil edilmesi talebini desteklemesini İstemiştir. Bilindiği gibi Türkiye büyük elçisi Ferdun Erkin memleketine yaptığı ve beş hafta süren ziyaretinden heniiz buraya dönmüş bulunmaktadır. Büyük elçi, Achesonla bir saat kadar süren mülakatında Avru-payı silâhlandırmağa matuf yeni teşebbüsler dolayıslle Tiirkl-yenin talebinin de bir an evvel Is’at edilmesi gerektiğini beyan eylemiştir.
Diyanet işlen reisi
Dün bir basın toplantısı yaptı
Diyanet İşleri reisi. Gazeteciler Cemiyeti reisi Bıirhan Felek’in elini sıkıyor
[Basın toplantısı hakkında malûmat 2 ııci sahifetnizde]
Türkiye güzellik kıraliçesi seçiliyor
Erzurum adliye binası yanarken
İzmir 25 — Demirci kazasın-
da çıkan yangının belllbaşlı.dört mahalleyi kül ettiği anlaşılmıştır. 1140 ev ve dükkân. 280 den fazla dokuma tezgâhı yanmıştır. Ziraat Bankası, eczane, İki fırın, Tarım, Kooperatifi, hastane, cezaevi kâmllen yanan bl-
nalKr arasındadır. C-zne vinıjplrl kasa İle resmi evrak kur ırıti-m ıştır.
Yangında İki kadın kurtanla-mıyarak yanmıştır. Sadece 42 vatandaş yaralanmış ve tedavi-
letl yapılmıştır.
1722 kişi açıkta kalmış ve bunların çoğu akrabalarının yanlarına ve bağ evlerine yerleştirilmiştir. Kızılayın tzmlr ve Afyondan gönderdiği ve hemen gelmesi beklenen 600 çadır geline' açıkta bulunan 500 vatandaş da yerleştirilecektir.
Felâketzedelere İaşe maddesi dağıtılmasına devam ediliyor. Balıkeslrden d? 3000 ekmek, peynir ve zeytin gelmiştir,
İçişleri Bakanı Rükneddln Ngşuhioğjıı, Demirciye gelmiş, hükümetin teessüf ve selâmla-' rım halka duyurmuş ve Balıke-slrde olduğu ribl. burada da gerekil tedbirlerin hemen alınacağını söylemiştir.
İçişler! Bakanının bu beyanatı halk üzerinde ferahlık yaratmıştır.
Yangının srbebi
Demirciden gelen .( m malfi- ' mata göre yangın, Refla Öz-kahraman adında bir kadının
Başbakanın son demecinin akisleri
Muhalefet beyanatı şiddetle tenkid D. Parti çevreleri tasvip ediyor
Ankara 25 — Başbakan Adnan Menderesin son beyanatı muhalefet çevrelerinde derin a-klsler uyandırmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi mahaflll bu beyanatı, şiddet emarelerini teyid eden vesikalardan biri olarak kabul ve protesto etmektedir,
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Zihni Betll, beyanata hâkim olan bir zihniyet üzerinde duracağını
Ahmet Tahtakılıç da şunları söylemiştir:
«Düne kadar, O. H. P. nln yerine yeni bir tenkid anlayıp He millet karşısına çıkacaklarını beyan ettikleri halde, eskisinden daha dar görüşlü bir ten-ldd çerçerasl İçinde kalmaktadırlar.
Demecin üzerinde durulacak bir cLhetl de hâlen Mecliste 68 milletvekili İle temsil edilmekte olan ve ana muhalefet namı ile
söyllyerek demiştir ki:
(— Bu zihniyete göre, hükümetin tenkide tahammülü yoktur. Bu memlekette yalnız kanun hâkimdir ve kanunları hâdiselerle mutlak bir vicdan! hürriyet ve tam bir adalet duy-guslyle tatbik eden ve edecek o-lan hâkim ve mahkemeler vardır.»
Mîllet Partisi Genel Serelerinin beyanatı
Millet Partisi Genel Sekreteri
vasi fi an d iril ah Halk Partisinin mazideki dili Ue konuşmuş ui-malandır.»
Diğer taraftan Millet Partisi çevrelerinin kanaati. Başbakanın dünkü beyanatının son hâdiselerin bir tahlilini yapmaktan ziyade muhalefete ağır bir İkazda bulunmak olduğu merkezindedir.
Demokrat Parti çevreleri 1s« Adnan Menderes’in beyanatını tasvib etmektedir.
Cumhuriyet muharriri Burhan Felek, müsabakayı açış nutkunu söylüyor . (Arkasında müsabakaya iştirak eden güzeller görünüyor)
Bombardımana ne hacet?
Avrupa güzellik müsabakasına İştirak edecek Türk güzelini seçin, k İçin Cumhuriyet refikimizin tertip ettiği güzellik mü-■abakalarjnın ilk elemesi dün Baray sinemasında yapılmıştır. Balonda Jüri heyeti ve davetli-
ler bulunuyordu. Sinemanın ö-nünde de pek çok meraklı toplanmıştı.
İstanbul, Ankara, tzmlr, Bursa, Zonguldak. Balıkesir, Gaziantep'ten gelen yüzden fazla güzel İki saatlik bir geçit yap-
Balıkesirdcld yangından sonra Demircideki yangın... Aynı gün zarfında bîr vilâyetin adliye binası... Bir vilâyetin de ormanı... Başka bir vilâyetin (akılda kalmıyor ki) başka bir kıymetli varlığı hep kiil kömiir.
Bay Fahri Kurtuluş, bunların mesuliyetini siyaset basımlarına atıyor, kurtuluyordu.
Liberaller, devletçi resmin ormancılık kanununa orman yangılarını yüklüyorlardı.
Teknisyenler ve itfaiyeciler, sıı tesislerinin noksanı-
na...
Belediyeciler sıkışık ahşap mahalle tipine ..
Hülâsa, o ona... Bu buna...
Ve, bombardımana hacet kalmaksızın, memleket ca-
evinden çıkmıştır. Bu kadın, tavada ciğer kızartıyormuş, ciğer parçalarından birini bir kedi kapmış. Refla, elinde yanar bir çıra olduğu halde kediyi kovalamağa başlamış, bu sırada sıç-nyan kıvılcımlardan biri, yan- , gına sebeb olmuştur. Zarar ve ziyan 8 milyon lira kadardır.
ARADA BiR
I
Geçen gün bir Demokrat Milletvekili Başbakana bir açık mektup yazarak 1946 seçimlerinde vali iken milli İradenin serbes tecellisine fiilen mâni o-
mış, bundan sonra jüri heyeti yu- cayır yanıp duruyor.
19 güzeli seçmiştir. ■ Kabahati şuna buna yiik-
Jüri heyeti 28 ağustos pazar- Icnıcktcn vazgeçip yangın-tesl günü Tarabyadaki Konak jarı önleyici fenni tedbirler otelinde toplanarak bu 16 gü- nelerse, hepsini topyekûn zel arasından Türkiye güzellik alalım, lurallçeslnl seçecektir. | — Yangın vaaarl
Erzurum’daki yangın lan bir zatın kabineye getirtlme-
Erzurum 25 (Akşam) — Bir hafta evvel adllyenln taşındığı adliye binası (eski Müstahkem mevki) çatısından tutuşarak İtfaiyenin zamanında vazifesini yapamaması yüzünden tamamen yanmıştır. Evrak ve malzeme kurtarılmıştır.
tilmiz belediye İtfaiye teşkilâtı 50 metre yakınındaki bir yangını, ânında haber aldığı halde söndürememlştlr.
tilmiz dahilinde belediyede. D. D, Yolları 4. İşletme Müdürlüğünde, D. Hava Yolları Hava meydanımla ve askeri fabrikada olmak üzere 4 yangın söndürme eklpl olmasına rağmen, her, her hangi bir yangın vukuunda bu 4 eklpln birlikte çalışması ve
sinden şikâyet ettikten sonra Devlet Bakanı diye iki «ata mevki verilmesinin, muhalefette | iken bu mevkileri fazla gören bir partiye yal:ı.şmıvaCağını söylemişti. Milletvekilinin mektubunda asıl mühiıu nokta, İdare mekanizmasının baştan aşağı hâlâ değiştirilmemiş olmasından şikâyetidir. Yani «devri sabık yaratmamak» düsturunun aleyhinde olduğunu söylemek suretiyle hükümete muhalefet ediyor. Eski iktidarın idaresini bir miiddet daim muhafaza etmek veyahut etmemek meselesi basit 'bir İş gibi lıallolunamaz. İş başında bulunanların da elbette bir bildikleri, bir düşündükleri — . ...... .v. vardır. Sonra bu arada bir de
bir elden İdaresi mümkün de-' Başbakanın İstanbul vo Yalova ğlldlr. Bu yüzden küçük bir seyahatlerine İlişiliyor. Hiikû-yangın; başlangıcında söndü- met başında bulunan bir «atın tülemiyerek büyük zarar ve ha- seyahatini tahdit veyahut oııtı sarlara sebebiyet vermektedir, | çok seyahat ediyorsunu diye
i
mualıazc ctnıck de biraz gariptir.
Gatlh olnııyan ve dllikat edilecek olan nokta, muhalefette İken hoş görmedikleri işleri İktidara gelince aynen tekrar etmenin neden ileri geldiğine dair verilecek cevap iki türlüdür: I 1 — Hiç aldırmamak ki bu en kolayıdır ve buna da iki yoldan muvaffak olunur: A — Gazeteleri, mektupları asla okumamak, B — Okunsa bile bir tebessümle gazeteyi, mektubu bir tarafa atmak.
2 — Muhalefetle iken bu İşlerin ehemmiyetini, İdare şeklini anhyaınamış olduklarını İtiraf ettikten sonra hem İki Devlet Bakanına ve hem de vaktiyle dalma fazlalığından şikâyet ettikleri daha üç Bakanlığa kati lüzum olduğunu müdafaa etmektir,
öyle zannediyoruz k! İktidar bu yollardan bilinci yolu tercih ederek susacaktır. Fakat çok kere sükût ikrardan gelir amma yine sormak lâzımdır kİ İkrar neyin ikrarıdır, yanlışlığın mı?
***
Bahire a
Hafta Sonu Notları
Ömer İnönü meselesi doiayısıle matbuatın suçu ve şeref hissesi
Çarşamba günü Vatan gazetesinde «Bir Meslek Bor-ou» başlığı altında çılan başmakalesinde Ahmet Emin Yalman, hak ve haysiyet meselelerinde matbuatımızın pek titiz davranmadığından şikâyet ediyordu. Ömer İnönü meselesi dolııyıslyle bu bahsi açan sayın başmuharrir, ö-mer İnönü'nün İyi yetişmiş bir Türk genel olduğunu belirttikten sonra «Bir isnat karşısında suçu sabit oluncı-yu kadar kendisine suçlu muamelesi edilmemesi için her sebep vardır- Öyle olduğu halde hemen bütün gazetelerde başka bilinin karısını elinden almak için o adamı yere almaktan ye üzerinden otomobil geçirmekten çekinml-yen bir şeni canavar diye tas-f vlr edilmiştir-» diyor, halbu-- ■ ki kendisinin «gır bir İftiraya • uğradığının pek yakında loşılac ağını haber veriyor. Binaenaleyh matbuat bir vatandaşa suçu sabit olmadan suçlu muamelesi etmiş, Ona ■ve ailesine mânevi işkence çektirmiştir. Daha dikkatli olmalı, bu gibi ıstıraplara meydan vermemeliyiz.
Bir İsnat karşısında vatandaşın haysiyetine karşı matbuatın dikkatli olmasını pek iûzıımlu «aymakla beraber, öyle sanıyorum kİ, Ömer İnö-dü meselesi eğer aydınlanır ve bu değerli gencin bu pis işte alâkası, olmadığı meydana çıkarsa, bunda Türk matbuatının oüyük şeref hissesi olacaktır, Çünkü senelerden beri dillerde dolaşan bu şayia ancak gazeteler tarafından velvele!! başlıklarla yazıldıktan sonra takibat mevzuu olmuş, adalet mekanizması ancak bu sayede harekete geçmiştir Senelerce kulaktan kulağa fısıldanan bu şayia, eskiden olduğu gibi yine gazetelere geçmemiş olsaydı, bizzat Ömer t nünü dahi kendisinin ne ağır bir iftiraya maruz bulunduğundan haberdar ol-mıyacaktı. Onun dahi bu İftirayı gazetelerden öğrendiğini tahmin ediyorum. Çünkü hâdisenin akabinde duymuş olsaydı her halde adalete başvurur, bu cinayette hiçbir a-lâkası olmadığını bildirir ve hakiki suçlunun bulunarak kendisinin temize çıkarılmasını taleb ederdi Adalet mekanizması, şayia gazetelere aksettikten sonra harekete geçmiş, Ömer İnönü ağır bir isnattan kurtulma İmkânını da böylece elde etmiştir.
Prof. Hayrullah Di-ker’in cenaze merası
Evvelki gün vefat eden Ord. Prof. Hayrullah Dikerin cenazesi bugiln kaldırılmıştır.
Beyazıt camisindeki cenaze namazından sonra tabut üniversite merkez binasına getirilmiş ve burada bir tören yapılmıştır.
ilk olarak konuşan. Tıp fakültesi dekanı Prof. Kâzım İsmail Gurka n. Hayrullah Ülker'in hayatı ve çalışmaları hakkında İzahat vermiş, ve müteakiben merhumun kürsü halefi olan Ord. Prof. Fahred-din Kerim Gökay söz alarak Prof. Hayrullah Dlker'ln meslek hayatında Türk tip âlemine yaptığı hizmetleri veciz bir tarzda ilâve etmiştir.
Cenaze, Feriköydekl aile mezarlığına götürülmüş ve merasimle defncdlimlştlr.
Cenazede çok kalabalık halk kütlesi! e şehrimizin
âlemine mensup, büyük sayıda tanınmış şahsiyetler! hazır bulunmuşlardır.
bir ilim
Cumhurbaşkanı İran büyük elçisini kabul etti
Ankara 25 (A.A.) — Cumhurbaşkanı bugün saat 16,30 da Çankayadakl köşelerinde 1U-mainameslnl takdime gelen yeni Iran büyük elçisi ekselans Mohammcd Baed’l mutat merasimle kabul buyurmuşlardır. Bu kabul esnasında Dışişleri Ba kanı Fuat Köprülü de hazır bulunmuştur.

Ahmet Emin Yalman üstadımız, mahkûm olmıyan bir maznunun gazetelerde suçlu gibi teşhir edilmesinden doğan ıstıraplara teessüf etmekte haklıdır. Fakat bu da gazetelerimize mahsus olmaktan ziyade adalet sistemimize bağlı bir kusurdur. Bir kere Ömer İnönü’nün «Başka birinin karısını elinden almak l-çln o adamı yere atıp üzerinden Otomobille geçtiği» İftirasını uyduran gazeteler değildir, Kulaktan kulağa fısıldayan şayia bu İdi. Neteklm adalet de bu noktadan hareket ederek Ömer İnönü’yü bir suçlu gibi Istlcvab etmiş, bunun doğru olup olmadığını a-raştırırken hakikatin yolunu bulmuştur. Bizim adalet sistemimiz böyle işler. Her hangi bir suçla İtham edilen adamı sorguya çeker, hattâ, suçlu olduğu henüz anlaşılmadan adamı suçlu İmiş gibi hapishaneye büe koyabilir. Bir sene. İki sene hapiste yattıktan sonra suçsuz oldukları meydana çıkan vatandaşlar yok değildir. Masum bir vatandaşın hapislerde yatması hem kendisi için, hem de ailesi 1-çln ne büyük ıstırap ve perişanlıktır! Fakat adalet sistemimiz bu perişanlığa sebeb olmadan suçlan meydana çıkarmanın yolunu henüz bulmuş değildir.
Bayın Ahmet Emin Yalman İngiliz matbuatında bir İngiliz vatandaşından suçu tahakkuk etmeden suçlu imiş gibi bahsedilemez, diyor. Bu doğrudur amma tngllterede bir maznun, hattâ katil maznunu. kaatll olduğu, delillerle meydana çıkmadan tevkif de edilemez. Demek kİ gazetelerimiz şayiaları yazmakla, tıpkı bu şayiaları duyunca harekete geçen adalet mekanizması gibi hareket etmekte, hakikati İsterken bazan hiç suçu oimıyana da ıstırap çektirmektedir.
Bu, elbette kİ hazin, hattâ adı gazetelere suçlu diye geçmekten çok daha hazin bir şeydir. Fakat gazetelerimiz. hakikatin meydana çıkması için çalışırken adalet cihazına verildiği kadar olsun hata ve günah payı vermemek insafsızlık olur.
Ben öyle sanıyorum kİ Ömer İnönü, omuzlarındaki ağır itham yükünü hakiki sahibine devrettikten sonra İlk İş olarak bu şayiayı cesaretle yazıp tahkikat istlyen gazetelere teşekkür edecektir.
Şevket RADO
Gelir vergisi ve memurlar
Ankara 25 (A.A.) — Maliye Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
25.8.950 tarihli Hürriyet gazetesinde «Gehr vergisi tatbik e-dllirken memur maaşları yiik-seltlimlyecek» başlığı altında 951 yılı bütçe hazırlıklarına temas olunarak, bazı tahminler yürütüldükten sonra memur maaşları hakkında «Devlet memurları kadrolarında yapılacak tasarruflar arasında gelir vergisi tatbikatından memurlar lehine meydana gelecek farkların memur maaşlarına tesir ettirilmemesi gibi bir formül üzerinde de aynlca durulmaktadır» denilmektedir.
Muhasebei Umumiye Kanununa göre balen Bakanlıklardan her biri kendi bütçelerini hazırlamakla meşguldürler. Bu bütçelerin Maliye Bakanlığına tevdii zamanı henüz gelmediği gibi bittabi hükümetçe de tetkikin» başlanmamıştır.
Hürriyet gazetesinin Ankara hususi muhabiri tarafından verildiği bildirilen ve muhabirin kendi İndi mülâhazasından İbaret bulunan bu haberi Anadolu Ajansı tekzibe mezundur.
Kumaşları
Bütün Parts modasını yaratan yegâne kuma, markasıdır.
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
İktidar ve muhalefet
YENİ SABAH bu başlıklı makalesinde diyor kİ:
Demokrat İktidar, rakipleri ne kadar insafsız, cüretkâr v® sinsi olursa olsun unlara mukabele ederken, kanuni arımızın ve bilhassa hürriyet ve demokratik gelişmenin zaruri kıldığı umdelerin ve esasların tatbikinden asla ayrılmasın. Çünkü İktidardan mahrumiyetin verdiği teessür içinde ne yaptıklarını bil-miyecek kadar şaşırmış olanlara verilecek en iyi cevap, ancak kanun Icalkanlyle müdafaadır. Zira, şiddet ve sindirme politikası tekrar esmeğe başlarsa, sabık İktidarın İzinde yürümüş 0-lacnktır. Her halde, memlekette demokrasinin alemdarlığını yapan D. P. sabık iktidar partisinin düştüğü hazin hatalara ve Şiddet taktiğine kendisini kap-tırmamaiıdjr.
•k
İktidar demek biraz da itidal demektir Sedat Simav! HÜRRİTET’tc bu başlıklı makalesinde diyor ki:
şimdi Demokratların kurdukları ve yüzde yüz demokrat olan bir hükümet bizi idare e-diyor. İstiyoruz kİ, bu demokrat hükümet asgari son C.H.P. hükümetleri kadar İtidal sahibi olsun ve muarızlarının tenkld-lcrlne tahammül göstersin Şimdiye kadar Adnan Menderes lam bir olgunlukla hükümetini tenkld edenlere sabırla mukabele etmesini becermiştir. Bayın Adnan Menderes evvelki günkü beyanatında bu yoldan İnhiraf etmek üzere olduğunu İma eder bir dil kullaıitnıştır. Hattâ buna tebdil diyenler bile oldu. Ken-
Diyanet işleri reisi
Dün bir basın toplantısı yaptı
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Diyanet İşleri Reisi Hamdl Askesl dün saat 15 te Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı yapmıştır.
Gazetecilerin kendisine sorduğu mütaaddlt sualleri cevaplandırmak üzere böyle bir toplantı yaptığını anlatan Diyanet işleri Reisi, îstanbuida camlle-i rl dolaştığını, bunların umumiyetle harap bulunduğunu, imam vo müezzinlerin pek az maaş aldıklarını, Evkaf İdaresinin Diyanet işlerine bağlanmasını lüzumlu gördüğünü söylemiştir.
Bundan sonra hakiki müslü-manlığm ne demek olduğunu anlatan Hamdl Akseki, komünisttik kadar irticaın da miislü-manlıkJa kabili telif olmadığını belirtmiştir. llkmekteplerdekl din tedrisatının pek faydalı olmadığını. bu derslerin ortaokul-1 Jarla liselere de ilâvesinin doğru olacağım söyllyen Diyanet İşleri Başkanı, memleketimizdeki din tedrisatının ve bu tedrisatı yapanları yetiştiren mües şoselerin geçirdikleri değişiklikler! anlatmış ve' radyoda Kur'an okunmasının dînen mahzuru bulunmadığını, radyoda dini konuşmaların da yapılacağını söylemiş ve dışarıdaki mlislüm onlarl a olan temasları bildirerek toplantıya son vermiştir.
Sağlık Bakanı
Dün de sıhhî mües' seselerî ziyaret etti
Şehrimizde bulunan Bağlık Baltanı Prof. Nihat Reşat Bel-ger dün sıhhî müesseselerimizl gezmeğe devam etmiştir. Bakan 1 gördüklerinden çok memnun olmuş ve demiştir kİ;
1 «— Etılcymanlye sağlık nıer-
1 tezini, Cerrahpaşa hastanesini gezdim. Gördüğüm temizlik ve İntizamdan çok memnunum. .Bütün bunlar sağlık müdürümüz Faik Yargicı'nın. hlmmcLl-jrilr. Kendilerine teşekkür ede-irlm. Yabancı memleketlerdeki sağlık müesseselerlnl ve hastanelerini yakından görmüştüm.
, Onlarla bizimkileri mukayese ediyorum da bizim müesscselc-rimlz oralardaklierden hiç aşa-jğı kalmadığını görmekle bahU-|yar oluyorum.»
dişinden hajlsane rica ediyoruz [ devirlere ait münakaşalardan ve diyoruz kİ: Bizim genç de-ldnha faydalı bir İş görmüş ve mokraslmlz henüz neşvünema [seçim zamanında kazandığı halindedir, ihtimama çok muh- 'sempatiyi muhafaza etmiş olur.
*
Yangın, yine yangın CUMHURİYET bu başlıklı makalesinde son yangınlardan habiste diyor ki:
şimdi biraz da bu yangınların neden çıktığını, bir sabotaj, bir sulkasd olup olmasığı ihtl-1 m alini tetkik edelim. Böyle bir İhtimalin mevcut olmadığını kestirip atmak kabil değildir. Memleketimizde, diğer memleketlere nispetle çok az olmakla beraber, bir komünist beşinci kolu vardır. Bu beşinci kol, müteaddit kollara ayrılmıştır. Kimisi basın hürriyetinden faydalanarak neşriyat yapar; kimisi söz hürriyetine dayanarak şehirlerde halk arasına zehir saçar; kimisi köylerde dolaşarak ve tarafı haktan görünerek saf köy!ölülerimizi İfsada çalışır; kimisi de sabotajlar yapar, yangınlar çıkarır. Komünistlik) zaruret ve sefalet İçinde en mü-sald zemini bularak kök saldığı için, beşinci kolun yangın kolu, fabrikalarda, depolarda, kasabalarda çıkardığı yangınlarla halkı zaruret ve sefalete sürükler: halk kütleleri arasında huzursuzluk. hoşnudsuzluk ve ıstırap yaratmağa çalışır.
Bu bakımdan da çok dikkatli, çok uyanık olmak, her hengi bir yangın çıktığı zaman, çabucak söndürülmüş olsa dahi, kaza deyip geçmlyerek esash tahkikat yapmak lâzımdır. Tehlikeli bîr devirde yaşadığımızı, hain, zalim, hilekâr bir düşmanın biz-l mânen ve maddeten zayıflatmak, yıpratmak için çatıştığını unutmıyalun.
taçtır. Binaenaleyh bazı kimselerin tenkidlerlnc kapılarak gös terilecek hiddet ve şiddet yeni demokrasimizi zedeleyebilir.
Hele mebus ölsün veya olmasın bir muhalif parti liderinin kanuni takibata maruz bırakılması bizce her ne sebeple olursa olttın ancak geriye atılan tehliken bir adımdan başka bir şey değildir. O itibarla yine tekrar ediyoruz, iktidar demek biraz da itidal demektir.
Bu. Adnan Menderes hükümetinin düsturu olmalıdır

Parti münakaşası ve memleket idaresi
Habib Edib Töre han YENİ İSTANBUL’ıla franp tarafın düşüncelerinin tetkik edilmesi ve münasip İse muhalefetten gelmiş olsa ilahi kabul edilmesi lâzım geldiğini kaydettikten sonra diyor kİ:
şimdi artık parti münakaşalarının nihayet® geldiğini zan-netnu-kteylz. Bilhassa buntın maziye alt olanlarından hiç bir istifade temin olunamıyacağını zannetmekteyiz. Çünkü ciddiyetine hâlâ inanamadığımı* «zaman» bize artık çalışmayı ve eski zamanlara ait münakaşaları bırakmayı emretmektedir. Memleket idaresi bu gibi münakaşaların hararetlenmesi İle değil, millet! saadete götürecek yol ların aranması İle elde edilecektir. Yeni İktidar partisi Anayasası olan programım tatblka çalışır ve zamanın İcaplarına göre millî arzuları göz önünde bulundurursa her halde geçmiş
Kasım Gülek’
ın sorgusu
Bugün adliyede istinabe suretile ifadesi alındı
9 ağustosta Bozöyükte yaptığı bir konuşma üzerine hakkında takibata girişilen C. H. P. genel sekreteri Kasım Oülek’ln istinabe yolu İle ifadesi alınmak üzere İstanbul C. savcılığına müzekkere yazılmıştır.
Kasım Gülek dün kendisi İle konuşan gazetecilere bu mesele hakkında şöyle demiştir:
«— İstanbul ilçelerinde partililerle yapmakta olduğum temaslara devam etmek üzere bu gün Şileye gitmiştim. Oradan dairelerin kapanma saatinden sonra dönebildiğim İçin bugün Cumhuriyet savcılığının bu davetine maalesef icabet edemedim. Yarın sabah gideceğim.
Bana savcılık tarafından ne sorulacağım bilemiyorum. Onun İçin şimdiden bir şey söylemeğe İmkân göremem. Bu hususta bir şey söylemek, adliyede bunu öğ rendikten ve gerekli cevabı verdikten sonra mümkün olabiliri
Kasım Gülek dün Şile ve Ağ-vada partililerle görüşmüş, akşam saat 18 de Üskildarda yapılan bir siyasi toplantıda nutuk söylemiştir. C. H. P. genel sekreteri bugün Çengelköyde. Beyoğlunda, Kasımpaşada ve Beşiktaşta yapılacak C. H. P. toplantılarında hazır bulunacaktır.
Kasım Gülek bu sabah adll-yeye gelmiş ve İfade vermiştir.
Başbakan yardımcısı şehrimizde
Başbakan yardımcısı ve Milli Savunma Bakan vekili Samed Ağaoglu beraberinde Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürü Dr. Halim Tevflk Alyot olduğu halde dün akşam uçakla Anka-radan şehrimize gelmiş ve hava alanında partililer ve dostları tarafından karşılanmıştır.
Başbakan yardımcısı buradan doğruca şehre inmiş, ve sonra Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltanla birlikte D.P. 11 merkezini ziyaret etmiştir,
Samed Ağaoğlu bugün saat lö da D. P. ti merkezinde bir basın toplantısı yapacaktır.
Bosforus Halice çekildi
Geçenlerde Haydarpaşa önünde yanan .Bosforus» şilebi iki römorkör tarafından Halice alınmıştır. Gemi orada parçalanacaktır.
Gedikli erbaş ların terfileri
Bir tasarı hazırlandığı bildiriliyor
Ge-
Ankara 20 (Akşam) — dikli erbaşların subaylığa ter-fllerinl temin edecek bir tasarının hazırlanmakta olduğu söylenmektedir.
Bu tasarıya göre Başgedikliler muayyen terfi senelerini doldurduktan sonra subay olacaklar ve Yüzbaşılığa kadar yükselebileceklerdir. Her ne kadar Başgedikli aylıkları Asteğmen ay-lıklaırnın çok üstünde İse de subaylığa terfi eden gedikliler eski aylıklarını muhafaza edeceklerdir.
Bundan başka İlk okul mezunlarının da Gedikli Erbaş olmalarını Bağlıyacak bir tasarının hazırlandığı da söylenmektedir. Fakat ilk okuldan Gedikli Okuluna geçen erbaşlar subay olamıyacaklar ve ancak Başgediklinde kadar terfi edebileceklerdir.
Komüniz ni tel'in mitingi
Komünizmi tel in etmek üzere Türk işçisi ûd-na bugün saat 15 te Takslm'ıle İnönü gezis'nde bir miting yapılacaktır. Tertip komitesi bu münasebetle neşrettiği tebliğde diyor kİ:
Bu miting aynı zamanda Türk işçisi hakkında menfi düşünen zavallılara da birer ders olacaktır. Türk İşçisi her zaman milliyetçi bir bütündür. Türk İşçisinin ruhu kadar varlığı da temizdir. Türk İşçisi, damarlarındaki asil kandan aldığı kuvvet ve kudretle komünizmi her gördüğü yerde ezmeye ve yok meye and içer.
et-
Moskova büyük elçimiz vazifesi başına döndü
Moskova büyük elçisi Muzaffer Gök er dün mezuniyetini bitirerek Moskova’ya hareket et-, iniştir.
STENOTİFİST Aranıyor
Mükemmel bir şekilde Türkçe ve Almanca bilen bir
STENOTPİSTİN aranmaktadır. Birinci sınıf maaş verilecektir. Alâkadar olanların derhal İstanbul pjç. 376 ya mektupla müracaatları.
2ü AgUötus
Izmirde vagonlara yazılan yazılar Anadolu gazetesinin üç muharriri hakkında takibata başlanıyor
Ankara 25 — Halkı hükümet aleyhine tahrik etmek İsteyenler hakkında şiddetli tedbirlerin alınacağı anlaşılmaktadır. Muhtemel tahrikleri önlemek için yeni kanunlar hazırlanacak ve bilhassa memleketin bünyesinde bulunan ve tahri-kât yapan komünist faaliyetlerinin önüne en kısa zamanda geçilecektir, iki esas üzerinde hazırlanan tahrik komploları alâkadar makamlar tarafından yaklnen takip edilmiş ve tahrikat yapanlar hakkında tahkikat tanıaml anmışbır.
Bu tahrikler birbirinden ayrı mânalar taşımaktadır. Birincisi Kore kararını vesile ittihaz ederek particilik gayretine düşenler ve diğeri bu karârlardan istifade etmek İsteyen komünist unsurlardır.
Kareye gitmek üzere İzmir ve İzmftten gelen askerlerin vagonlarına kimlerin yazı yazdırdığı tesbit edilmiştir. îzmlr-den gelen vagonlardaki İnönü-ye dair kelimeleri İzmir Anadolu gazetesi yazı İşleri müdürü ve seçimlerde Halk Partisi namzedi Orhan Rahmi Gökçe ve aynı gazetenin muhabirlerinden Agâh Bartuğ tarafından ( yazdırılmış, yazılana resimleri ( de gazetenin foto muhabiri Ah-
met Gürtaş tarafından çekilmiştir.
Izmirde bu üç gazeteci hakkında tanzim edilen dosya Ankara askerî mahkemesine gelmiştir. Milli Savunma Bakanlığı tarafından duruşma açılmasına dair emir çıkar çıkmaz bu husustaki muameleye başlanacaktır.
Söylendiğine göre üç gazeteci Türk Ceza Kanununun 161 inci maddesiJe askeri mahkemeye verilmektedir.
İzmltten gelen askerlerimizin vagonlarında görülen, aynı şekildeki yazıların müsebbibi henüz kati surette tesbit edilmemiş olmakla beraber, 'komünist unsurların, particilik gayreti, ve mücadelesinden doğacak bu gibi hâdiselerden İstifade ettikleri anlaşılmıştır. Koreye asker göndermemiz vesilesile tahrikatta bulunan üç dört komünist yakalanmış ve adalete teslim e-dilmlştir.
Başbakan: Adnan Menderes bizzat bu hâdiselerle meşgul olmaktadır. Başbakan, bugün A-dalet Bakanlığında toplanan ve komünizmle mücadele esaslarımı tesbit edecek olan komslyo-nun çalışmalarına iştirak etmiştir,

5inci Enternasyonal tenis şampiyonası haşlıyor
Dünyaca tanınmış 15 erkek 11 kadın ecnebi tenisçisi müsabakalara iştirak ediyor
Bahtlye Musluoğlu İle İsrailli Kornfeld klâse edilmişlerdir.
Karışıklarda Arjantinli Wcjss' ler He D- Head, Kovalevskl (Amerika) başlarda, ortalarda da Tuckey - Dorfman ile Migli-ıöri Cucelli (İtalya) yer almışlardır. Bahtlye karışıklarda Filipinli Deyro ile oyruyacaktır. ! Diğer kuvvetli karışıklar arasında Ward - Garett, Georgr.ndos -Stalyos (Yunan). Marsellin -Kumar, Hersmen - Unk (Hollanda) ekipleri vardır.
Bugün yapılacak ilk tek erkek turlarında misafirlerden Kovalevskl*yl, Stalyos'u. Melas’ı. Van Meegeren'i. Harper 1, Ku-mar'ı. Deyro'yu, Llnk'i. Doıf-man’ı. Gardlni'yi seyredeceğiz Bugün bizim en İyi tenisçimiz vaziyetinde olan Eııes Talay l!k maçım saat 17.30 da Hoilandniı meşhur Ldnk'e karşı oynayacaktır. Suzanın da Yunaııîı Melas'.ı karşı oynayacağı maç önemli karşılaşmalar arasındadır. Bugünkü maçların programı:
Saat 14.30:
Erol - Nazml Bahri.
Sljılyos - Feyyaz Berker. Raslm Akın - Krls.
Kovalevskl - Uğur.
Saat 15.30:
Melas - Suzan.
Behbut - S. Ulutürk Apostolidls - S. Nemli. Bean - Telyan. Saat 16AÖ;
Van Meegeren - Fehmi Kızıl. Kumar - Davit.
J, Harper - Celâl Üluğ, İvan A. - Semih Birsel.
Saat 17 AO:
Link - Enes Talay.
Geelhand - Eleftcrlauls.
Garett - Engin.
Deyro - Hikmet Necipoğlu. Saat 1830:
Dorfman - Melih Kutay. Gardlnl - Celâsln,
F. Welss - Kemal Daş. .......... . . Celâl IILUĞ
Tenis Eskrim Dağcılık kulübünün büyiik çalışma ve fedakârlıklarla organize ettiği 5 nci enternasyonal tenis şampiyonasının İlk karşılaşmalarına bugün saat 14,30 dan İtibaren kulübün kortlarında başlanacaktır. Tam bir amatör ruhla çalışılarak mükemmel bir senlr-kort meydana getirerek etrafında 3,000 seyircinin rahat bir şekilde seyretmesini temin eden, kulübün enerjik İdarecilerini tebrik eder ve bu önemli organizasyonun başarılı olmasını dileriz.
Bu senekl şampiyonaya dünya raketleri arasında meşhur olmuş tenisçilerden 15 erkek ve 11 de kadın ecnebi tenisçi İştirak edeceklerdir. Çekilen fikstürlere göre tek erkek tablosunun iki başlarına Amerikanın iki meşhur asları olan Dorfman lie Kovalevskl ve iki ortalara da Arjantinli H. Weiss ile Filipinli Deyro getirilmiştir. Tablonun üst kısmında yani Dorfman ile H, Meiss’ın arasında AvustralyalI meşhur J. Harper, ltalyanm yıldızı CucellJ, Hlntü Kumar ve Belçikalı Geelhand vardır. Alt kısımda Deyro He Kovalevskl'nin arasında da Yunanlı Stalyos, Van Meegeren (Hol anda I, Amerikalı Garett, İtalyanın genç tenisçisi ve büyük ümidi Gac-dinl ile Avusturya birincisi F. Welss vardır.
Çift erkeklerde başlarda Harper İle Welss (Arjantin), Ko-valevskt - Dorfman (Amerika ekibi), ortalarda Kumar ile Deyro ve Cucellt - Gardlnl (İtalyan ekibi) çiftleri yer almıştır, Hollanda ekibi olan Van Meegeren İle Link iist kısımda, Garett Welss (Avusturya) çifti de ait kısımda yer almışlardır.
Tek kadınlarda 32 tenisçi iştirak etmiştir. Başlarda M. Welss (Arjantin) ile Amerikanın 7 nci kadın tenisçisi D. He ad, ortalarda İngiliz K. Tuckey ile İtalyan İkincisi Maufredl yer almışlardır. Fransızların sayılı kadın tenisçilerinden olan J. Marsellln, İngiliz Ward. Yunanlı Acrivos. D. Head İle Maufredinln arasında aşağıda, yukarı kısımda da M, Welss He Tuckey arasında HollandalI Hermsen, İtalyan üçün-cüsü Migliori, halen en İyi kadın tenisçimiz olan ve son Lübnan şampiyonasını kazanan'
•o
LİRAYA
300.000 1
LİRA *
X
26 Ağustos 1950
AKSAM
Sahile 8
[ÂkŞANl^AKŞÂMg]
Mücerret güzel ve
İçtimaî güzel
Türkiye güzeli seçilirken bütün eski hakem heyetleri arasında bulunmuştum. Cumhuriyet gazetesi, bu sefer de beni ihmal etmemek nezaketini göstermiş. Yüz kadar namzedi gözden geçirdik; 15 lük bir liste hazırlamamız gerekiyordu. Maalesef bu 15 lik sayıyı, ben kendi pusulamda ta-m aralayanı adım.
Belki halâ bende: Gizlenmiş güzelliklerin hepsini; giyiniş cafcafı, saç tuvaleti kargaşalığı. ışık kifayetsizliği. tavır ve hareket züğürtlüğü yüzünden sezemedim. Ancak bir miktarını «Türk gi zc’ini temsil etmeğe namzet olabilecek kızlarımız» a-rasır.da gösterdim. Özür dilerim.

Sabık Ecemiz bayan Keriman Halis, Asyadan gelip bizim topraklarımızda gelişmiş bir ırkın mümessili îdi. Bence asıl öylesi lâzımdır. Yoksa bîr Alman, İtalyan, bir İskandinav, bir İspanyol evsafı ile güzel, «Bizim mümessilimiz» diye ortaya çıkarılamaz. Çıkarılsa da muvaffak olamaz.
GüzeLliğin de her mefhum gibi «İçtimaî» olduğunu kabul etmeli.
Atillâ zamanında Avru-pada dünya güzeli diye bilinen tip. basık burunlu, tatarsı bir tipmiş: zira Atillâ'nın sevgilisi o tarifteymiş diye okumuştum. Şimdi beğenilen, idealleştirilen Orta Avrupa güzellerinin a-naları o devirde, gölgede kalmışlar. İhtimal, giyinmeyi, saç yapmayı, kımıldamayı, konuşmayı kâfi cerbeze ile beceremediklerinden . Sonra. Avrupanın ressamları, heykeltraşları, terzileri, berberleri, bizlcre Avrupa ırklarının kadınlarını -en güzel.» diye tanıtmış; ş u asırda o tesire kapılıyoruz. Kendi kızlarımız, kadınlarımız arasında Doğu, Güney, Orta Anadolu, Karadeniz, Trakya tiplerini bulup çıkarmağa uğraşmıyoruz; çok kere ille meselâ bir İngîlizc benzeyeni bulmak meyline kapılıyoruz.
Keriman Halisin seçilişindeki isabet, bu memleket evsafında oluşuydu. Asyadan. Kafkastan Anadoluya, İstanbula geldiği yüzüne bakınca âdeta belli oluşuydu.
Onun için, yine «mücerret güzel» diye bir fikre saplanmayıp, memleketi temsil için »içtimai güzel» i aramak ieabeder za umudayım.

Bîr noktaya daha tekrar işaret edeyim: Giyiniş, yürüyüş, süsleniş, kımıldanış biçareliği ekseriyette fevkalâde dikkati çekiyor. Bun-larsız güzellik de olamaz. Zira, «Türk güzeli» denirken, tekmil evsaf — zekâ, konuşkanlık, tavır ve hareket — hep aranır. Bir çoban kızı, ne kadar güzel olsa, «ortalama - içtimai Tiirk kadınını» temsil ede-miyeceği için seçilemez...
Bu sahada emek nasıl verilir, tâyini güç amma, o emeğin lüzumu, geçit resminde anlaşılıyordu.

. Başkaca dikkatimi çeken bir noktayı da belirtmek isterim: Müsabakaya, gayet muhafazakâr ailelerin kızları arasından da kal ıl ani ar olmuştu. Fakat yine de, memleket güzellerinin kuv-va.vı külliyesi geride, ihtiyatta bekleşmektedir. Yoksa, ırkımız, milletimiz, gü- ’ zelier kaynağıdır.
(Vâ - Nü)
Denizyolları umum müdürü Ankara’ya gitti
Denizyolları umum müdiirü' Cemil Parman Ankaraya gitmiştir. Umum müdür orada yeni Ulaştırma Bakanı İle tanışıp daireyi İlgilendiren İşler hakkında görüşecektir.
Israilin Ankara elçisi geldi
İsrail,in Ankara elçisi Ellau Sassorı Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Yeni dış
ticaret rejimi
Mehmet öziç’in düşünceleri
İstanbul'un dertleri, dâvaları

Temizlik, yol, ucuz
Yeni dış ticaret rejimi hakkında piyasanın, düşüncelerini bir kaç gündür neşrettik. Bugün de şehrimizin, tanınmış tüccarlarından ve İstanbul Tüccar Derneği genel sekreteri Hamdl Öziç’in düşüncelerini neşrediyoruz:
«_ Bakanlığın şimdiye kadar çıkardığı tebliğler yeni ticaret rejimimizin iç işlerine taalluk eden kısımları ihtiva cdCr. Yüzde 60 serbest ithalât kısmına alt listeler neşredildikten sonra rejim tamamlanmış olacaktır. Bugün tatbikine başlanmış olan kısım piyasa İçin büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Neticeye bağlanması, akıbetinden endişe ettirecek kadar uzayan formülerlerle İthalât talebinde bulunmak piyasada başlıca İstikrarsızlık âmili oluyordu. Yalnız bunun kalkması bile çümsenmlyecek bir ticarî laylıktır. Aynı zamanda mülerlerin kalkması, mal stokJ istikrarını yani memleket ihtiyacına göre İthalâtın ayarlanmasını da temin edecektir. Formülerlerle İthalât talebinde bulunmak, tâbir caizse piyango bileti almak gibi bir durum yaratmıştı. Şimdi İse her tüccar, kendi çalışma mevzuuna giren malları İstediği zaman, istediği gibi ve memleket ihtiyacını he-saplıyarak getirteceği İçin diğer meslek erbabının aynı sahada müdahalesine imkân kal-mıyacak böylece piyasa durulacak ve mallar ihtiyaç nlsbetinde memlekete girecektir.
Aynı zamanda yeni tatbikattın para darlığı üzerinde do müessir olacağını ve kaptı kaçtı nevinden lüzumsuz ithalât, yapılmıyacağı İçin para buhra-| benzetmiştim: İstanbul
gıda meseleleri
Bir demokrat adayı İstanbul’u hastaneye ve Hollanda ineğine benzetiyor
Belediye seçiminde Demokrat Parti tarafından Kaciıköyden aday gösterilen ve Partinin 11 Iidare kurulu âzasından Muzaffer Şahinoğlu İle görüştüm, kendisine dedim ki:
— Şehir İşlerinde ne gibi sakatlıklar görüyorsunuz? Fıkrl-nlzce derhal ele alınması icap eden şehir dâva ve meseleleri nelerdir?
Muhatabım, gayet nazik bir ifade tarzı İle ve uzun uzadıya düşünmeksizin şu cevabı verdi:
(— Şehir meclisinin, bütün otoritesiyle, şehir İdaresini elinde tuttuğuna kani değilim. îs-tanbulda halledilmesi lâzım gelen bir çok dâva vardır: Bence İstanbul dört duvar içinde yapılmış, fakat çatısı kapatılmamış ve içinde doktoru, eczacısı, yatağı bulunmayan bir hastanedir Bu hastanenin hastası da bütün şehirlidir. Çünkü İstanbulda. maalesef, imtiyazlı semtler yaratılmıştır ve ' kenar mahallelerle hiç meşgul olunmamıştır. Bu arada halkın bilhassa üzerinde ısrarla durduğu ve bu hususta lamamiy-le haklı olduğu temizlik, yol, ucuz gıda daima aranır ve hiç bir zaman bulunınıyan bir meta şeklinde kendini goste.-I rir.
I İstanbul şehrini hastaneye _______*____ _________________ ' 4 ’ ‘ 1 beleninin günden güne azalacağın:' diyesi bunu hoş görsün! Ben tahmin ediyorum. Umumiyetle aynı zamanda şehrimizi Holan-yenl rejim himayeye lâyık du-jda ineğine benzetiyorum: Her rumda olan yeril sanayii de t" '
imkânlar nlsbetinde korumayı, dne yapışıp
■ - • - ...... ı emmektedir!
Bundan başka, îstanbulun . bir taşıt dâvası vardır: Belli : başlı vazife gören belediyenin . tramvay ve otobüsleri ziyan . etmektedir. Derhal İlâve ede-. yim kl bu müessese sade İstanbul , halkım değil, bir de I belediyesini sırtında , Ladır. Meselâ beledi tına göre tramvay geçtiği yeni yolların tamamlyle : inşası belediyeye aittir.
Bununla beraber şirket olarak çalışırken pekâlâ kâr temin eden bu müessese, bugün bir 1 memur yerine en aşağı dört beş memur kullanarak 1 zihniyetini hiç kale tadır!
1 Bundan başka rasyonel çalışma, devamlı mü-rakabe yoktur. Belediye kanu-1 nunun da ele alınarak bugün-' kü hayat ve demokratik şartlara uyar bir hale getirilmesi elzemdir. Şehrin imarı maale-1 sef hiç de beğenilir bir manzara arzetmemektedlr. Dost, 1 yâran kayırılmakfa; bilhassa şehrin İman mesaisinde şahsi menfaatler. şehir plânının tatblkından evvel müessir olmaktadır.»
Bir hukukçu olan Muzaffer Şahinoğlu, belediye, tramvay ve otobüs idaresi hakkında dü-güncesini İzah ederken kendilinin vaktiyle tramvayın ha-I reket dairesinde çalıştığını da ■ söylemiştir.
İ Bayan Ülviye İsvan’ ın mütalâası
Şehir meclisi âzalıgı İçin De-, mokrat Parti namzedi olarak Beyoğlundan namzet gösterilen bayan Ulviye isvan, bundan evvel uz tin seneler İngilizce ve Fransızca hocalığında temayüz etmiş, memleketimizin tedris ve talim hayatına mensup kıymetli bir elemandır. Ken-jdisl bir müddettanberl de De-■ mokrat Partinin İstanbul 11 idare heyeti âzasından bulunuyor.
| Beni Partinin il merkezinde . büyük bir nezaketle kabul eden muhterem muhatabıma seçildiği takdirde mecliste hangi 'şehir İşleri üzerinde durabileceğini ve bu arada belli başlı 'şehir mesele ve dâvalarının ne-ı lerdcn İbaret tejâkkl ettiğini sordum. Dedi k|:
Paris, Londra, Vaşlngton, Nevyork ve Şlkagoda seyahat , ı etlim. Bu büyük merkezleri ’ gördüğümü söylemek bu hu-I susta yapacağın mütalâa için faydadan hail değildir, şehir- !
kft-ko-for-

i:
Plajlardaki boğulmalar
Sıkı kontrol yapılması bildirildi
Muzaffer
Şahinoğlu
Bn. ülviye îsvan
ua uıcgıuc ucuze ııyuruuı. neı ağzı açılan bu İneğin nıemele-' rinp vani.cıo kana kana süt
derpiş etmiş olacağı gibi, fena tatbik edilen hususi takas yolunu da tamamen tıkamış bulunduğu İçin yüzde ÖO serbest İthalât listeleri Bakanlıkça kabul ve neşredilmek suretiyle tekemmül ettikten sonra memleket ticareti için iyi netice vereceğine ve tatbikat uzadıkça ucuzluk yaratacağına kaniim.»
Mehmet Yazdanberk mükâfatı
Tıp Fakültesi 1950 senesinden İtibaren üç senede bir verilmek üzere bin liralık Mehmet Yazdanberk İsimli bir mükâfat tesis etmiştir.
Kalp ve damar hastalıkları veya bunların tedavisi hakkında Türk tabiiyetini haiz hekimler arasında hazırlanan veya neşredilen orijinal eserlerden en ziyade beğenilenin sahibine fakülte dekanının başkanlığında toplanacak Jürinin kararile bu mükâfat verilecektir.
tik mükâfat için, eserler 1053 Temmuzunun sonuna kadar fakülteye gönderilebilecektir.
r
Halkın şikâyetleri
Sergi Sarayının terasına yığılan ahşap malzeme
Sergi münasebetiyle sahanın muhtelif taraflarına konan gişeler ve sahayı siisll-yen, çoğu kontrplaktan mamul sütun ve buna mümasil bir çok ahşap akşamın sergi sarayının terasına yığılarak muhafaza edildiğini evimden, görmekteyim.
Bu tarzda muhafaza edilen şeylerin gelecek sene açılacak sergiye kullanılması mukarrerse yağmur altında çürüyüp hiç bir İşe yaramı-yacağinı şimdiden haber veririm. Yok, kullanLİmiyacaksa satılıp paraya tahvilini tavsiye ederim. Uykusu kıt bir insan olmak dolayıslle zaman zaman buradan bazı şeylerin götürüldüğünü de görmekteyim. Yandım aman verem oldum anam, şarkıla-rlle bizar olan biz, bu semt halkı yeni açılacak sergiye hizmet etmiş olmak İçin makamı aidinin nazarı dikkatini gazelenlzle celbederlm
Emlâk caddesi Halil Kâmil apartımam Ali Sahİr Kiikmen
blıer birer
bir
tstanbul taşımaktı izama-h altının
tasarruf almamak-
belediyede
dek 1 aksaklıkları
saymak malumu İlâm kabilinden dir.
Benim kanaatimce yapılacak İş evvelâ hüsnüniyet sahibi bir ekibi iş başına getirerek bugünkü varidatla rasyonel
çalışmadan âzami İstifadeyi elde etmek imkânları aramak, ondan sonra şehirde heniiz istihsal edilmeyen servet membalarını işletmeğe çalışmak sureliyle yeni varidat kaynaklarını arttırmak, hem de yeni iş sahaları açacak meseleleri ciddiyetle ele almaktır.
Umumiyet İtibariyle bugünkü şartlar çok giriftle. Muhtelif meselelerin hudutları kati b).r hadle ayrılmış değildir. Meselâ nakliye işlerinin tanzimi ile gıda maddelerinden birinin nerede bitip nerede başladığı kati olarak bir hatlatâyin edemeyiz.
Bu meseleleri ayrı ayrı mütalâa edersek çoğaltabiliriz. Meselâ emniyet İşleriyle sıhhat İşlerini birbirlerine girift bir vaziyette olduğundan kanaatimce bu meseleleri bir plân dahilinde ve programlı bir surette birbirine müvazl olarka mütalâa edersek şehir için faydalı surette çalışmak mecburiyetindeyiz.»
Salâhaddin Genc’in mütalâası
Yine Demokrat Partinin Beyoğlu adaylarından Salâhaddin Genç, şimdi taahhüt İşleriyle meşgul bir zattır. Kendisi orman mühendisi olan bu zat, | aynı zamanda Partinin 11 İda-
re heyeti muhasip üyesidir.
Şehir Ve belediye işleri hakkında bana düşüncelerini şu suretle anlattı:
— Beş altı ay evvel İktidarda Halk Partisi bulunuyordu. Ben o zaman Demokrat Parti Beykoz ilçe başkanı İdim. Beykoz Halk Partisi binasında belediyenin en salâhiyeti! zatı olan Vali ve Belediye başkanı doktor Fahreddln Kerim İle bir konuşma yapmıştım. Bu konuşmada mevziî olarak Bey-kozun hastane, yol. meseken, köprü ve saire ihtiyaçlarını belirtmiş: hem valinin, hem de o vakltkl iktidar partisinin tasvibiyle karşılaşmıştım O vakit bütün bunların kısa bir zamanda yapılacağı vadini almış olmakla beraber maalesef bugüne kadar hiç bir şey yapılmamış olduğunu görmekteyiz.
Bu itibarla bir insanın düşüncelerini tahakkuk etirebil-mesi İçin belediyede üye olmak şarttır.
Meclise seçilirsem yol, mesken, hastane ve su işleriyle meşgul olacağım. Beykoz İçin mevzii olarak düşüncelerimi ıı-mumlleştirmek fikrindeyim.
tstanbulun kül halinde imarı göz önüne alınacak mühim bir meseledir.
şehrin imarını daha ziyade mü hendls ve mimarların yapacakları muhakkak olduğuna göre Istanbulu tanıdığım zamandan beri Belediye reisliğine ve şehrin başuıa bir mimar veya mühendisin getirilmemiş olduğunu hayretle karşılamaktayım.
Belediye ile vilâyetin ayrılması sonunda belediye reisliğine getirilecek bir mühendisle, İstanbul fethinin beş yüzüncü yıldönümü hazırlanması ve imar işleri yola girmiş olur.
Vaktiyle Yalova kaplıcalarının orman tanzimi, yol ve köprülerin İnşaatı işleriyle meşgul olduğundan seçildiğim takdirde İstanbula bilhassa turizm bakımından faydalı olacağıma kaniim.»
C ispanserler
İlçelerde dispanserlerin adedi arttırılacak
Şehrimizde ve bağlı İlçelerde dispanserlerin sayısının ■arttırılmasına çalışılmaktadır. Şilede ve Çatalçada İnşası tamamlanmak üzere olan iki dispanser yakında açılacaktır.
Sağlık müdürlüğü bu dispanserlerin bilhassa doğum lşlerlle meşgul olmasını istemektedir. Her dispanser kendi muhitindeki hamile kadınlarla meşgul olacak ve bunların doğumlarına nezaret edecektir. İmkân bulunduğu takdirde mevcut ebelerden başka kalabalık semtlerdeki dispanserlerde doğum mütehassısları da bulundurulacaktır.
Şehirler arası telefon
Mardin 24 (A.A.) — Mardinle Ankara arasında telefon konuşmaları açılmıştır,
Z1
Narhtan ucuz!
Bir fırın ekmeği narhtan ucuza satıyor
Fırıncıior 90o gramlık ekmeğin 30 kuruşa satılmasını ucuz bulmaktadırlar. Bu sebeple sık sık belediyeye müracaat, edilerek flatln arttırılması ilenmektedir. Fakat bu talep reddediliyor.
Fırıncılar resmî flatln artmaması karşısında hileye sapmaktadırlar. Bu sebeple fırınlarda yapllan kontrollar sonunda her gün yüzlerce hamur ve elenmemiş undan yapılmış ekmek müsadere edi mektedlr.
Diğer taraftan fırıncıların ekmek flatinl uçuz Bulmalarına rağmen Üsküdarda bir kaç gündür bir fırın ekmeği narhtan ucuza. 28 kuruşa satmağa başlamıştır. Belediye bu tarzda ucuzluk y.ıpan fırıncılara kolaylık gösterecektir.
RESMÎ OKULLARA MUADİL ÖZEL
Şişli Terakki Lisesi
Kuruluş tarihi: 1879
YATILI - YATISIZ - KIZ - EMEK
Devlet imtihanlarındaki yükjak muvaffakiyeti, öğretim ve eğilimdeki ciddiyeti, disiplini, aile muhitlerine mahsus İtinalı bakımı ile tanınmış olan okulumuzda ANA, İLK, ORTA. LİSE sınıflarına öğrenci kaydına devam edilmektedir.
Çok ehemmiyet verilen yabancı dil öğretimi ilk kısım 3 üncü sınıftan başlar.
İş saati: 9 dan 17 ye kadardır. Tel: 80547. Nişantaşı Çınar caddesi
Son zamanlarda pl&Jlarda boğulmalar artmıştır. Ekseriyetle dikkatsizlikten ve tedbirsizlikten ileri gelen bu vakalara derhal müdahale edilmediği ve kazaya uğrayanların kurtarılmasında lâkayd davranıldı*! İddia edilmektedir. Bazı plajlarda da lüzumlu İlâçların bu-lundurulmadığından şikâyet edilmektedir.
Sağlık müdürlüğü hükümet d ok torluklarına direktif vererek muhitlerindeki plâjların Bık sık kontrol edilerek ecza dolaplarında lüzumlu ilâçları ve deniz» girme saatlerinde doktorların vazife başında bulunup bulunmadıklarının kontrol edilmesini İstemiştir. Kontroller başlamıştır.
İki kişi daha boğuldu
Haydarpaşa lisesi öğrencilerinden yirmi yaşında TevfİK Ülkümen Caddebostanında Ra-şidln plâjında, Paşabahçede Sazhdere’de oturan Rıza Sandıkçı İsminde bir genç de, o sahilde' «Burun bahçe» denilen yerde denize girmişler ve yüzmek bilmediklerinden suların cereyanile boğulmuşlardır.
Cerrahpaşa hastanesi burun, boğaz, kulak servisi
Cerrahpaşa hastanesinin burun. boğaz ve kulak servisi senede 2o bin hastaya bakıp tedavi etmektedir. Bu derece çok hastası bulunan bu servisin ancak 8 yatağı vardır.
Bu serviste çalışan doktor ve asistanlar hastaların çokluğuna mukabil yerlerinin darlığından şikâyet etmektedirler. Bu servisin tevsii İçLn belediyeye müracaat edilecektir.
İSTANBUL HADYOSO Ö$ie va *k nnı programı
12 57 Açtllj ve programlar. 13.00 Haberler.
13.15 Dan» rr.üziçt (pl..).
13 45 Snz eserleri ve oyun havaları.
Çalanlar: Haydar Tatlıyay ve arkadaşları.
11.00 Radyo salon Orkestrası konseri
11.30 Beden terbiyesi genel MUd İs-
tanbul btılg* MUd. adına be»-ntlmll -l tenis mihaba Icaları hakkında kvnufma.
H 40 Şark-'sr. Okuyan: Alıma! ü«t(ln çala ıiar: Hakkı Derman. Şerif fçli. Şükrü Tunar.
15.15 Dan- müziği (pL).
15.45 Türküler. Söyleyen: Allı Şetueı. 16.00 Konuşma.
16.30 : az eserleri. Çalanlar: Nail ûk-lc. Burlıaneltln Ökte. höaddin öklc.
17.00 Konuşma.
IT.ao Şarkılar. Okuyan: Mustafa Cafllnr: Çalanlar: Sadi Işılar. İznsddln ölete. Cemal Cümbüş, ı: ıo itfaiye saati.
19.15 Gençer ve arkadaatanndan dnns mürljl.
18.45 Sar eserleri. Çalanlar: Nobar Tekya,’, Ercüment Bslanay,
10,00 Haberler.
19.15 İstanbul haberleri.
19.30 Konuşma.
111.30 Şarkılar. Okuyan: Hnmtyat Y(l-eescs: Çalanlar: Hakla Derman,
Şerif teli. İsmail TerelU.
30.00 Konuşma.
20.30 Bağlamayla oyun havalan. Çalanlar; Necatı Başar* v» arkadaşları.
20 50 Knnuşma.
21.00 Dinleyici İstekleri, baflf Batı milrlfll.
21 45 Süran Yakar Rulkay'dan. Srvll-
ıııls şarkılar programı.
22.30 Konuşma.
22.40 Ar* müziği (Pl.)
22.45 Haberler.
23 00 EBlenee yerlerinden nakil
23.30 Program ve kapanış.
ANKARA RADYOSU ÖOI» v» akşam program
12.30 M. S. ayarı.
12 30 Karışık melodiler (pL>, 13.00 Haberler.
13.15 Klûsik saz eserleri.
13.30 Öğle gazetesi.
13.45 Şarkılar.
ll.öo Mozart - Mt Bemol MaJBr san-fon! (pL).
1-1.40 Tango Rumba. Konga vs gaa-balar (pl.).
14 15 Spor haberleri.
15.00 Kayıp mektuptan, Hav» taponi. Akşam programı ve kapanıp 16 58 A;>lıg ve program.
17.00 Çocuk şuu. 18.00 M. S. ayarı.
10.00 Dana parçalan (pl.J.
18.30 Şarkılar.
19.00 M, 3, ayan v« hu bert M
11S.1S Tarihten bir yaprak.
19.20 Yurttan sesler.
119-45 Radyo 11c İngilizce.
j20.00 Rapsodiler (pl.l. ,20.15 Radyo gazeteaL !20.30 Serbest saat.
i 20 M İnce saz.
|2I,15 Salon orkestralı çalıyor (pl.). 21.35 Kabare nıOzlJI (pl.).
'2:2.00 Konuşma: Büyük »afar: ganıl kurmay adına konugnn: Kurıtısy blnbast Feridun Akkor.) 2215 Şarkılar.
22.45 M. S. ayart ve haberler. 23 30 Program ve kapanış.
lEMMzni
HM»—* -âg/a
Seçim hazırlığı
Eylülün üçüncü g^inü yapılacak olan ŞehLr Meclid üyeleri seçimi için hazırlık faaliyetleri hızlanıyor. İktidar ve muhalefet partileri her pün şehrin muhtelif semtlerinde toplantılar tertip ediyorlar- Bıı toplantı* larda bazı milletvekilleri de hazır bulunuyorlar. Listelerde gösterilip bîr çoğu hemşehriler tararından ta-nuunıyan âza namzedlerı o semtlerin seçmenlerine takdim ediliyor. Parti sözcüleri ve üye adayları sürekli propaganda nutukları çekiyorlar. Müstakil olarak ııamzed-liklerini koyanlar da var kuvvetleriye çalışıyorlar.
Bütün bu gayretlerin hedefi seçimi kazanmak ve Umumi Mecliste ekseriyeti elde etmektir. Fakat bütün Li-[ vatandaşlar çok iyi biliyor- Q lar ki mahiyet itibariyle §e- û_ hir Meclisi âzalıgı. nıilletvoOJ kiniğinden ayrıdır. Şehir M— Meclisi tamamiyle şehre alt O bir müessesedir. Burada ek-serivet, iktidar endişelerinin* O yani parti politikalarının ön 'yj plânda ro| ayna maması icap *— eder. Meclis, şehri iyi tam-van. seven, ihtiyaçlarını, dertlerini bilen ve bunların (D devasını bulmak hususunda kendilerine güvenen kimse-terden teşekkül ederse şehre >» faydalı olabilir Bu evsaftaki -Q hemşehrilerin şehre hizmet -q edebilmek için her hangi bir ® partiye mensup olmaları t- '*zf cap etmez. Bu işler, parti, ik- 5 tidar meseleleri değildir. t"
«Şehir Meclisi iktidar par-tisi mensupların dan • teşekkül ederse bir çok ahvalde hükümetin müzaheretini sağlamaları kolaylaşır» şeklindeki mülâhazalar tanıa-miyle yanlıştır, yersizdirj yurdu bir bütün olarak ele almak, her şehrin dertleriyle yakından alâkalanıp oraların hususiyetlerine göre gereken müzahereti âzamî derecede göstermek vazifesini idrâk ederek is başına geçen ve bunu her vesile ile u-mumî efkâra bildiren hükümete karşı bir bühtandır. Şehir işleri particilik zihniyetinin baskısı altına giremez, girmemelidir.
İstanbulda Şehir Meclisi seçiminin partiler bakımından vereceği netice üzerindeki tahminlere gelince) muhtar seçimleri gösterdi İd partiler arasında kazanma şansının derecesini seçmenlerin iştirâk nispeti İle ölçmek icap ediyor. Hükümetin icraatı bakımından memleket henüz bir İntizar devresinde bulunuyor ve bu devrenin uzun sürmesi, vaidle-rin tahakkukundaki gecikmeler, aksamalar, bir nevi oyalama havası tesirinin bay göstermesi vatandaşları haklı olarak tereddüde düşürüyor. İşte bu sebeple hemşehriler, particilik politikasının hâkim olduğu bir hava içinde yapılan mevzti seçimlere karşı gereği gibi alâka göstermiyorlar, kayıtsız davranıyorlar. Binaenaleyh, Şehir Meclisi intihabında seçimlerin İştirâk derecesinin yükselmesi nispetinde Demokrat Partinin kazanma şansı artar; iştirâk nispeti düştükçe şans terazisinin kefesi Halk Partisi tarafına meyleder.
Şunu da ilâve edelim İd, Demokrat Partinin bıı seçimi kaybetmesi ihtimalin* karşı elinde büyük bir ko« var. Hiikûmet, belediye il* vilâyetin ayrılması hakkın-daki kanunu Meclisten çıkarmak suretiyle, yemden yapılması icap eden Belediye ve Vilâyet Meclisleri seçiminde bir şans deneme*! daha yapabilir.
Cemal REFİK
5
LİRAYA
150,000
LİRA
Sahile 4
A üf 0 A M
26 Ay,us tos 1950
MnVAMŞI
7
MahkemeKöri dorl arında
Anadolu Balı müziğini dinliyor ve seviyor
Eli işde, gözü oynaşta!

ve Belediye reisi, kasabada bir musiki hareketi yaratmak dQ-şüncesUc değil, akşamlan boaca vakit geçirecek kadeh arkadaşları temin etmek gaycslie. bir yıllık mukavele ve dolgun, ücretle tstanbııldan üç musiki hocası getirtmişlerdi; keman, ut ve santur dersi vereceklerdi. Anadolu kasabalarında klasik sanat musikisine karşı duyulan alâka hemen hiç mesabesindedir denilebilir. Oralardaki İnsanlar, daha çok kendi benliğinden doğup taşan Halk türküleri ve Halk rakslarlle günlerini gün etmeğe bakarlar. Bıı görüşümün İspatı şu ki: gelişi güze! kuruluvermiş olan bu küçük musiki mektebi. Milâsta ancak bir yıllık mukavele müddeti kadar yaşayabildi Bir yandan halk rağbet etmedi; öbür yandan da kasabanın bir avuç münevveri (Türk ocağı* uda Batı musikisinin mahiyetini. Dünya ölçüsündeki kudretini arılatan ve milli musikimizin
Muazzam fil üç kurşunla yere seriliyor
- 52 -
Şu son günlerde radyolannu-■an musiki neşriyata, resmi şahsiye ilerin sözlerinde ve gazetel muharrirlerinin yazılarında belli başlı mevzu oldu. «Alaturka» ve «Alafranga» musiki neşriyatını saati saatine, dakikası dakikasına uyarlamak, denkleştirmek gayreUle epey sözler söylendi; epey yazılar yazıldı. İstanbul radyosunda haftada iki defa verilen senfonik konserler hakkında: (Bugün bu konserler haftada bire indirilmiştir;) akimin dinlediğini bll-mediğinılz bu konserler...» tarzında şüpheli bir İma taşıyan veya daha doğrusu »dinlenmiyor» kanaatini belirten mütalâalar yürütüldü. Bugünkü yazımı. Batı müziği neşri yatının yurdun belli başlı büyük şehirlerinden başka- küçük kasabalarında da alâka İle takip edildiğini bir kaç misalle İspat etmek için yazıyorum.
Ankara. İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerimizde Batı
muslkisüe ülfeti olan; senfonik; gelecekteki yolunu belirten öz-konserleri. radyo konserlerini lü konuşmalarla devamlı olarak ve memleketimizi ziyaret eden.! halkı İrşat etmek vazifesini yabancı sanatkârları dinlemeğe gördü. Bu konuşmalara koşan koşan binlerce muslkisever var. heyecanlı dinleyicileri bugün Ankarada Cumhurbaşkanlığı 11-, de, yirmi üç yıl sonra görür gl-lârmonlk orkestrası ve Devlet operası. Batı musikisini yaymak hususunda gayretler «atfediyorlar. Bn İki teşekkülün konserlerini ve sahneye kimin musikill temsillerini neşreden Ankagı radyosu bu gayretlerin en samimi ortağıdır. Cumhur- yordu. Ertesi başkanlığı Armoni muzikasııun hakkında vilâyetin gazetesinde çalışmaları da bu safta yer , bir tenkld yazısı çıkmıştı; prog-alu Istanbulda bir Şehir or— u—ı kc=uaslle bir Şehir korosu vardır Açık bava kanserleri veren Şehir .irmonisinj de anmak gerek. Bir kaç yıl önce kurulmuş olan İstanbul Filarmoni Derneği her yıl kuvvetlenmekle, gürbüzleşmektedir; buğun İstan-bıılun musiki hayalında faal pır rol oyruyacak vaziyete gelmiştir.
İstanbul radyosunun, radyo senfoni orkestrası senfonik mü-algi yaymak hususunda şimdiye kadar değerli hizmetler görmüştür; bundan böyle de bu hizmetlerine devam edecektir.
Izmlrde bir Şehir orkestrasf-ie bir Şehir bandosu vardır: eskiden beri Haikevinde çalışan ve ara «ra yakın kazalerda konserler veren bir salon or-..serlerini kes ırasının da mevcut olduğunu geçenliyeceglm.
bl oluyorum.
Yine bu yıllarda Muğlada musiki öğretmeni olan viyolonist Bedrinin verdiği bir konseri zevkle hatırlıyorum. Sinema salonu mahşer gibi kalabalıktı. Konser sik sık alkışlam-gün bu konser
; ramdaki eserler ve bestecileri • hakkında açıklayıcı malûmat veriliyordu.
On beş yıl önce İzmir vilâyetine bağlı Ödemiş kazasında İdim. Halkevlnin tertip ettiği musiki geceleri arasında en çok alâka toplayanların: yeril sanatkârlardan müteşekkil bir grupun bağlama, kabak ve darbuka İle çaldığı Halk türküleri ve rakslarlle İzmirden gelen piyanist ve viyolonistlerin verdikleri Batı musikisi konserleri olduğunu hatırlıyorum.
Tarihin! kati olarak tâyin e-dememekie beraber her halde on yıldan daha önceye ait olduğunu bildiğim viyolonist Ekrem Ünle refikası piyanist Ver-da Ün’ün Anadolu kon-
burada anmadan --------—•— — v.u^^uııu t,.^vu^jtvvf,ıuı, Bazı Anabiliyoruz. Bir kaç gündür ktsa'dolu şehir ve kasabalarında daıga üzerinde neşriyat yapan1 verdikleri bu güzel konserler o bir İzmir radyo postasına da' yıllarda dikkati çekmiş her şehir ve kasabada büyük alâka İle karşılanmıştı.
[Sonu gelecek yazıda] Fikri ÇİÇEK OĞLÜ
— Kavga etmişsiniz de o-nu anlattı.
— Buııda benim hiç bir kabahatim yok, bev âbi. Durup dururken masamıza geldi, hır çıkardı.
— Onun yanındaki kadına bakmışsın.
— Bakmışsam günah mı işlemişim? Güzele bakmak sevaptır, bey Ahi.
— Yalnız bakmakla kalmamışsın, işaret de etmişsin. Yanında erkek bulunan bir kadına böyle şeyler yapılır mı?
— Dur, bey âbi. Ben meseleyi anlatayım da sen ondan sonra konuş. Bilisin ya. kancık köpek kuyruğunu oynatmazsa erkek kopek arkasına düşmez, diye bir lâf vardır. Herifin yanındaki ka nyı görseniz, kızı zannedersiniz. öyle bir kan bu enayi ile düşüp kalkar mı? Belli ki para kuvvetiyle kafeslemiş. Karı hem genç, hem güzel. Çok da oynak. Sırtına Câ-pon entarisi giymiş, İkide biı- başını kaşımak bahanesiyle kolunu kaldırıyor, koltuk altından göğsü meydana çıkıyor. Dumanlı kata ile ona baktıkça İnsanın ilikleri gevşiyor. Karşıdan bakışarak kan üe anlaştık. Herife çaktırmadan bana; «Gazinodan çıkınca bunu sepetlî-yeeeğim» diye işaret de verdi. Avrat kısmı böyledir. Elleri işde, gözleri oynaştadır onların. Enayinin ensesinden yiyip «çecek, sonra onu atlatıp bana gelecekti. Fakat herif dalgayı çaktı, kalkıp bize balta oldu. Doğru dürüst lâf ettim; ..O kan senirı ayarın değil, babalık. Masaları birleştirelim de hep beraber muhabbet edelim» dedim.
— O kadın, adamın nikâhlı kansı olmadığını nereden biliyordun?
— Biz malı gözünden anlarız, efendi âbi Nikâhlısı olsa öyle genç, güzel karıyı gazinoya getirip de rakı masasına oturtur mu moruk? Ben hesapsız iş yapmam, Enayi boşu boşuna...
Mübaşir çağırdı, sözü yanda bırakıp gitti.
C«. Re,
İkisinin dc başlan, yüzleri sanlı. Birtjirlerini fena hırpalamışlar. Biri kırk yaşlarında, kısa boylıı, tıknaz, iri kemikli bir adam. Öbürü ince, uzun boylu, esmer bir delikanlı. Koridorda karşı-hklı köşelere dikilmişler, telıditk&r bakışlariyle birbirlerini süzerek diş gıcırdatıyorlar.
Evvelâ kısa boylu ile konuştuk.
— Kavga mu eltiniz ahbap?
— Bırak Allah aşkına. Serseriye baktıkça öfkem yeniden kabarıyor, gırtlağını sıkıp canını burnundan çıkaracağım geliyor Bu dün yada erkeklik kalmamış ves-selâm. Sanki sokaklarda kan kıtlığı varmış. Yanında erkek bulunan karıya sulan mak erkekliğe yakışır mı?
— Senin karma karşı terbi yesizlik mi yaptı?
— Hırtınım . Allaha şükürler etsin W yanımdaki nikâhlı karım değildi. Eğer öyle olsaydı leşini yere serer dim bu serserinin. Amma ve lâkin, benim yanımda gezen, kadın nikâhlı karım sayılır. Akşam üştü gazinonun bah-içeslne yitik, içmeğe başladık. Kan bira İçiyor, ben rakı içiyorum.
Biraz sonra bu serseri de yanında iki kişi He beraber geldi. Bahçede blr sürü boş masalar varken gelip bizim karşımızdaki masaya çöktüler, onlar da rakı İçmeğe başladılar. Bir kaç kadeh içtikten sonra bu serserinin gözleri bizim, karıya dikildi. Ben de ona dik dik bak tun, aldırış etmedi. Kanya söyledim, sandalyesini çekti, ona arkasını çevirdi.
Çok geçmeden onlar da masanın yerini değiştirdiler, serseri gene kanma karşısına geçti. Sululuk ediyor, işaret çakıyor, kadehini kaldırıp ona doğru uzattıktan sonra içiyor. Sabrım tükendi, üstüste üç kadeh susuz rakı çektikten sonra kalktım, onların masasına gittim. Tatlılıkla konuşayım da hırıltı gürültü çıkmasın diye düşündüm. «Delikanlı, sen ne biçim erkeksin? İstanbul da kan kıtlığı yok ki. Elini sallasan elli tanesi gelir. El âlemin yanındaki kadına sulanmak erkekliğe yakışır mı?» dedim. >Boş ver, bey âbi. Sokakta karı çok amma şündi burada yok. Baksana üç tane delikanlı başbaşa oturuyoruz. Bize de yazık değil mi? Hanımla beraber buyurun, bizim masada o turalım, muhabbet edelim. Masarifi de ben çekerim» demez mi! Sen ol da bu lâkırdıyı yut bakalım. «Ağzını topla, ulan. Senin kafanı dağıtırım» dedim. Vay, sen raisin söyleyen? Yerinden fırlamaslyle beraber sandalyeyi kaldırdı. Bir sandalye de ben kaptım, birbirimize girdik.
Delikanlırmı da öfkesi henüz yatışmamış. Bizden evvel kendisi lâf açtı:
— O enayi beni kalaylıyor değil mi?
rada blir gayri tabiilik vardı. Üçüncü bir kurşun sıkmak için filin hendeğin İçine doğru kafasını sarkıtmasını bekllynr-dum. Fakat fil yana doğru döndü. Şimdi bana yandan bir hedef teşkil etmişti.
Fil aygın yutanında İnsanlar olduğunu keşfetmişti. Uluyarak bunu zürüye haber veriyordu. Bu uluma beni çok alnlrtoıdlr-di, filin tahminen otuz metro İleride değil, âdeta yanımda durduğu hissini verdi. O birden bize doğru çabuk ve acele olarak yürümeğe başlamıştı. Bütün bu olaylar karşısında sinirlerim gerildi, kaderin tecellisini Uyordum. Ya o veyahut öbür dünyaya yolcu İdik.
Daha 27 metrede iken ğımın altında topraklar sarsıntısı gibi sallanmaya lanugtı.
20 metrede, filin başını alnını İyice görebiliyordum.( Gözlerinin bir kaç santim yukarısında, bir pas lekesi görünüyordu. Bill’in kurşununun isabet yeri, kurşun filin alnında yayılmıştı. Güzel bir tesadüf. fakat netice sıfır... 18 metre, bu hayvan neden daha yaşayabiliyordu?
İŞ. metre, ben demek dnlıa —----------------------- ,
iki santim yukarı o iyin alma- ceği yazılı İdi, Bizi kurtaran bu layım. 12 metre, İllin dljlerl colt hendek a metreden hurla ue-tebllkell bir tekilde bana tevcih' lildtl. İğle be hendek btel yuta-oJmırçlu. Dalla on İki metre u- argına, bldm kortancunu olukta İken beni dlşlerlle kazık- muştu. Uyacak gibi görünüyordu. ‘
ilk ateş
10 metre, hatifçe silâhımın 1(11 tetiğini çektim, bir sllkh sesi ve ral“ hendeguı diğer Ura-gayet kuvvetli bir uluma « '»«“> »olMiyorlardı. Hendek, duraklama takat tu y.kılmadı >>“ muarzam cüssen hayvanlar
Bombo tangır, mngır utrtyor ««e »*' ■”Snl* t«ku
Te bana Birana yilrü yürü diye ediyordu, bagtnyor ve kaçıyordu. “™'“ k*nu»nda gor-
Blr kuvvetli uluma daha. J®"1» “l™ KRr“ Ben de Bomboyu takip etmeğe ®“°« •(>“" ™. “ld“” (“»' teçtadrm. I bağırıyordu.
Bombo hendeğin Kenarında E“ »"* yakr5ma»İL
bulunan bir »güt ağacının da- «»*•* “*• l,“kâ[l a“ lrm yakalan, ve bir fırlama İle m»’11!1*- Ne olur ne olrnaa Ul-lAerlvm bviv-l batı- rvmaii* ln..l ntvlil rrlI kendisini hendeğin öteki tarafına attı. Bana öyle geliyordu ki bu hendekten ben geçcnu-( yecektim. Ben de Bombe gibi hareket eltim ve onun arkasından fırladım. Her lklnıiz de birden muvazenemizi bulduk ve ayağa kalktık. Bu hortum, ou dişler, lldmizi de her yere serebilirdi. ____
Bombo döndü, arkasına bak- Bütüı. _ _
tı, ayaklan çalılıklara takıldı Iamak lçln hontjeg.ı aolduraralc ve yere yuvarlandı. Ona: ı
— Kalk diye bağırıyor i ____________
kendisini kaldırmaya çalışıyor- gilâînnn he^en 'e&ıe âldım ve her han«J blr «üçlük İhdası İçin dunı. | ........ .........
O korkudan kendini kaybetmiş, yerde yatıyordu. Tekrar «Kalk!» dediğim zaman fil dehşetli bir şekilde uluyordu.
Arkama baktım, bir de ne göreyim blr mucize, Bomboya yardım etmişti. |
Fil korkunç ve kudurmuş bîr halde, hendeğin öteki tarafında blir aşağı blr yukan dolaşı-
— Çeviren :
| Hami BEK E M |
da yerde ne kadar ağaç ve ça-lı varsa hepsini söküp hendeğe fırlatıyordu. Birden başka blr surette ulumaya başladı. Sürüye emir veriyordu.
Sürüklüyor
Sürü koru halinde uluyarak başkalarına cevap verdi ve hemen aygır filin emrine itaat ■ ederek onun yardımına koştu. Muazzam bir £U sürüsü tepeden (aşağı inerek hendeğe doğru gc-v9 llyordu. Tahminen İki yüz M-rik& fiil, bir dağ silsilesi gibi önümüzde hareket halinde İdi. Bütün seyahatlerimin en muhteşem manzarası bu İdi Hayatımda daha böyle bir şey görmemiştim.
Birden çocukluğumda okuduğum bir eser ha Uruna geldi. Bunda fillerin âzami 1,90 metre hendek üzerinden geçebUe-j
bekten
aylıyor baş-
daklka
muştu.
I Bombo bâlâ korku içinde idi. Gözleri lal taşı gibi dışarı fır-| lamış yüzünün rengi kül gibi
Fıl yere seriliyor
Bu sefer nefesim! tuttum ve filin kulağının deliğine nişan alarak silâhımın tetiğini harekete getirdim. Bu muazzam cüsseli hayvan birden diz çöktü ve sallanmaya başladı. Blr kaç saniye sonra yere serlldL
Binlerce yerliyi ve yüze yakın beyaz İnsanı öldüren blr kaç köyü yerle yeksan eden bu yüz yaşında tahmin ettiğim :l) aygırı artık canlı değildi.
Bombo sevincinden ağlayacaktı. Bir ufak çocuk gibi yerinden fırlamış, «Birana sen blr mucize yarattın» diyordu. Bu hayvanın üç kurşunla süslenmiş olan kafa tası hâlen blı müzededir. Şimdiye kadar yalnız bu hayvanda kafa lasının yumuşak kısmı gözlerde tahminen 24 santim yukarda İdi Normal kafa ihslanna nazaran, hiç blr fevkalâdelik ifade etmeyen, blr değişiklik idi.
kat bu gayri tabii vaziyet Bil 1'1 n ölümüne sebep olmuştu ve bizim, için de aynı olacaktı. Fakat şans bize hendekle yardım etmişti.
(Arkası var)
Fa-
Ticaret Bakanının îzmirde yaptığı basın toplantısı tzmlr 24 — Bugün bir basın toplantısı tertip eden Ekonomi ierden biri bir geçi t bulabilirdi, ve Ticaret Bu kam Zühtü Veli-Bunun için vurmak lâzımdı. 1 İkinci ateş Kurşunumu yapıştırdığım fil, muazzam dişlerde yerleri kazıyor. hortumu 11c kayalar, çakıl ve toprak hendeğe fırlatıyor »e bir yol İnşaat makinesi gibi çalışıyordu. Diğer filler de ajrnı
I şekilde çalışmaya başladılar, m sürü biz iki kişiyi yaka-
(beşe Orta. Avrupa pazarlarının Türkiye İçin kaybolmamış oldu-'ğunu, Macaristan. Avusturya ve Çekoslovakya İle ticari temasların gittikçe arttığını ve bilhassa Almanya ile bu temasların süratle İnkişaf ettiğini kaydetmiş, aynı zamanda yeni mûş .teriler aranmakta olduğunu da belirtmiş ve tütünün lisansla İh raç edilmesi baklandaki karan 'i^ter*£ ^‘^kbVyor- kah *erek deml«tlr M:
▼e JarciL Bonbonun elindeki yedek1 (— Tütünün lisansla ihracı
kavuşmuş bulunuyoruz. Asırlık Batı müziği ananesi olan İzmir gibi bir şehrimizin radyosunda Batı musikisi neşriyatına verilecek ehemmiyete bugünden inanıyoruz.
Ankara, İstanbul ve İndirin, bu üç büyük -şehrimizin Batı' müziği sahasındaki neşir vazifesini kısaca kaydettikten sonra, müşahedelerime dayanan bazı misaller vererek Batı mu-»iklstaJn Anadoluda gördüğü İyi kabulü İspat etmeğe çalışacağım:
23 yıl önce Muğla vilâyetine u:____________„_____ _______________________________.......
bağlı Mills kazasında bulunu- , incelemede bulunmuş ve İzahat fırlattı. Ayakları ile hendeğin yordum. O günlerin kaymakamı almıştır. kenarım yokluyor ve bu esna-
Dolmabahçede tadat ve tesbit işleri
Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Komitan dün Dolmabah-çe sarayını ziyaret ve sarayda _________________
tadat ve tesbit işleriyle meşgul yor ve hendeği geçmek için im-olan Büyük Millet Meclisi he-jkûn arıyordu. Burada her na-sapları tetkik komisyonu İle Silsa yetişmiş ve bizi de diğer temas ederek çalışma ve saray tarafa nakletmiş olan ağacı clr durumu ile eşyaları hakkında hamlede söküp hendeğin içine
ouaıuuj, ıraııcıı crıısııc tuuılll »c v >--------- »—
(biraz geriledim. Filin altında, değildir. Tütünün kıymetli bir Billln paslanmış kurşun yarası döviz kaynağı olması Itlbarlle ' üstünde bir iki parmak yukar- dovl‘;ln normal yollardan eilmi-da benim ilk attığım kurşun “ seçmesini temin etmek İsti-dahi yayılmış ve biraz kanat-, *oru2- Önlemek İstediğimiz hal inişti. Bunun biraz daha ûri'dah* ziyade reeksportasyon tarafına bir daha nişan aldım. | mevzuudur, Lisans formalltele-I Bir suâli sesi daha, bu sefer H de en basit hale Iğraf edlîmlş-yine boşuna, fakat fil daha t*r.»
fazla kudurmuştu. Her an kar-, Tütüncülerden kesilen yüzde şıya fırlayacak gibi bana ba- r’ •- —— •• *•-
karak homurdanıyor ve -ah seni bir hortumumla yaka tasam, senin de pestilini çıkarırım» demek isliyor gibi tdi.
Attığım İki kurşun da bu azgın hayvanın kafasına işlememişti. Bu bir muamma İdi- Bu-
5 ler hakkında Bakanlıkça blr karar alınıp alınmadığı hususundaki bir suale cevab veren Bakan «Öyle zannediyorum M yakında varacağımız netice her kesl memnun edecek ve bilhassa müstahsilin tararına mâni olacaktır» demiştir.
Yeni valiler
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
i fazın: W. W. CoLlina
— Tpfrika
alnını dan öptılı Allah »İzinle beraber, Walter!
Sonra, odadan çıktı.
Heyecanıma hâkim olmak makiadlyle blr dakika bekledim. Birdenbire, halıların üzerinde hafif blr ayak sesi duydum, Laura bana doğru yürüyordu.
Yalnız olduğumuzu görünce, kadınlara mahsus olan, bilhassa fevkalâde anlarda kadınlarda beliren blr cesaretle, sikin, metin. yaklaştı. Kendinin çizdiği bir resmi, yazlık pavyonun resmini gösterdi:
— İçte bunu getirdim. — dedi — Bu resim, arkada bıraktığınız dostları size hatırla taca k-iır Verdiğiniz derslerle İlerlediğimi bana «AylemişUnlc,
R^rnl Utriyen parmaklarımla aıd.jn'
Tercüme eden: (Vâ-Nû)
No. 27 .
— Bunu yanımdan aymmya-cağım. Çok teşekkür ederim... Vedalaşmadan ayrılmadığımız 1çln de ayrıca teşekkür ederim.
— Kabil mİ?. Birlikle öyle güzel zamanlar geçirdik ki...
— O günler hiç gelmlyccektlr, bayan Falrllel ZLra, günlerimiz, bizi birbirimizden, ayıracak, Lâkin eğer fırsat zuhur eder de, benden bir sadakat ve dostluk beklerseniz, resim hocanız dalma emrinize amadedir.
Genç kut:
_ Söz veriyorum. — dedi. — Fakat, rica ederim, bana böyle bakmayınız.
— Bayan Fnlrlle! Sizin çok dostlarına vardır Saadete kavurmanız hepsinin arzusudur. Kendimin de ayni hislere tâbi ‘olri'jpıınıu, buradan gitmeden i önce slre soylJyebHlr miyim?
Sözlerimdeki mânayı kavradığına şüphe yoktu. Yanaklarından gözyaşları süzüldü. Elini, coşkunlukla tuttum, dudaklarıma götürdüm:
— Allahaşlnna! Beni bırakınız! — dedi.
Elini bıraktım. Kendisini blr koltuğun üzerine koyuverdi. Dön düm, sonuncu defa vedâ eder gibi bakıştık
— İKİNCİ KISIM —
Hikâyenin arkasını, romanın öbür kahramanları anlatıyorlar.
— I —
Avjıkat Gllınore yazıyor:
Bu satırları dostum Waltcr Hartrlght İçin kaleme alıyorum. Kendisi LLmmeridge malikânesinden ayrıldıkları sonra cereyan eden hâdiseleri not edeceğim.
Aile hakkında fazla malûmnt vemeğe lüzum görmüyorum, Zira dostum, bizim yanımzdayken bu hususta epey malûmat edin-
silâtını tesbit etmek üzere gelmişti.
ilk gün, bayan Halcoraıbe tarafından dostça karşılanmış, Laurafun sıhhatte olmadığını ondan öğrenmiştim. Haicombe, lıemşlresinin üzerinde blr sıya-net meleğidir. Tıpkı anneleri gibi hayırhah, şefkatlidir; fakat şeklen babalarına benzer. Bayan Falrlle'nln gözleri siyah, saçları koyu renkti; Bn. Haicombe ancak o cihetten anneye çekmiş.
■Sonra, resim hocası bay Hart-Hğhl'la tanıştık. Pek beğendikse de kendisinde üç esaslı kusur buldum. Hoş, bunlar zamane gençlerinin umumî kusurlun ya... Şarabın İyisini tefrik edemezler, bulmacaları çözemezler. kadınlara kompliman yapamazlar. Bunlar bir tarafa bırakılırsa, resim hocasını fevkalâde bir centilmen sayarım.
Malikâneye vanşınun ferdası, yemek odasına indiğim bay Hartrtght gitmişti.

Ankara 24 (AA.) — içişleri Bakanlığı müsteşarı Halûk Nihat Pepeyînin Kütahya, Mahalli idareler gene! müdürü Sıddık Tümerkanın Balıkesir, Muğla valisi Cavld Kınayın Gaziantep, Gaziantep valisi thsan Eceınlşln Bolu, Bolu valisi Nihat Danışmanın Giresun. Rize valisi Hıfzı Tözünün Bitlis, İçiş ierl Bakanlığı Tetkik kurulu başkanı DU&ver Argunıın Muğla, Diyarbakır valisi Hayrı Or-honun Tekirdağ Aydın vali muavini Dündar Atakerln, Aydın, Tunceli vali muavini Zeki Köymenln Hakkâri, emekli kurmay albay Emin Nihat SözerlnJn Diyarbakır, Mülkiye müfettişi Nâzım önerin Rize valiliğine tâyinleri Yüksek tasdike İktiran etmiştir.
rakmıyarak, bu bahse bizzat kendi geldi. Hampslıirden gelirken Londraya uğradığından a-vukatı bu meseleye dair kendisine malûmat vermiş. O da. biz! derhal tatmin etmek istermiş.
Mektubun aslını kendisine rıza 11 mı. Fakat o. vakur ve azametli bir tavırla, ellhe almağı reddetti.
Verdiği izahat da, tahmin ettiklerime benziyordu. Madam Catherlck vaktiyle kendisine, ve ailesine hizmet etmiş bulunduğundan, Lord onun kızma karşı nefsini vazifeli sayıyor-muş. Bu bayan Catherlck. kendisini küçücük kızı İle terkeden blr adama vardığından ve evlâdı da aklen sakat olduğundan İki defa bedbaht imiş. Evlenmesi dolayısiyle. madam Catherlck Lordun malikânesinden uzaklaşmış ama. Lord, yine hayatta uzaktan uzağa onunla ilgilenmeği İnsanlık icabı savıyornıuş. Kızcağızda delilik alâmetleri gittikçe artmakta İmiş Annesi ise. onu, umumi blr tımarhaneye koymağı katiyen istememek-teyraiş. Bu sebeple Slr Perclvnl
1 Artça» var)
yanımıza geldiği zaman kendisinin gayet solgun ve bozulmuş olduğunu farkettim. Slr Percl-val'ln yakında geleceğini söyledim. Cevap vemıekstrin. yüzüme hazin hazin baktı. Acaba bu nişandan dolayı pişman mı diye, kendi kendime sordum.
Pazartesi. Slr Percival geldi.
Kendisini zihnen pek meşgul buldum. Hal ve tavn delikanlı i gibi ldl ama, hakikatte oldu-ğundaa daha yaşlı görünüyordu. Bayan Halcenbe İle mühabbet-slz, fakat nezaketle karşılaştılar. Benim huzurum, kendisine gayet tabii göründüğünden, kısa zamanda ahbap olduk. Bayan Fnlrlle, bir müddet sonra geldi. Sir Percival onu nezaket Ve kibarlıkla karşıladı. Genç kızdaki farkedllen değişiklik, Lordun muhabbet ve hürmetinin artmasına sebep olmuştu. Bense, genç kıza dikkat edip onun gayri tabii blr halde olduğunu görüyordum. Neteklm, kısa zaman sonra ve İlk fırsat zuhurunda, odadan çıkU. Slr Percl-vaJ, bu ciheti farketmenuş gibi durdu. İmzasız mektup meselesini açmak güçlüğünü bize bi-
ki gibi değildi, ne gezer!
Saat İkide, bay Fairhe, sinirlerinin, beni kabul edecek derecede iyileştiğini bildirdi. Bu evde blr değişmeyen o. Muhavereleri de, hep aynı mevzular Çizerinde yuvarlanıp, durdu. Sıhhati eski sıhhat. Para koleksiyonları eski koleksiyon. Tabloları aynı Lembrandt tabloları.
Ziyaretimdeki sebebi kendisine anlattığım zaman gözlerini kapadı; bu mevzuun yüreğine fena geldiğini bildirdi.
Aynı mevzuna, blr çok fırsatlarla avdet eltim Edindiğim İntiba şu oldu kİ, amca, yeğeninin evlenmesinden fevkalâde memnundu. Rakat bu işi hal ve fasletmek vazifesini bana bırakıyordu.
Bu husutakl lâkaytlığı beni hiç şaşırtmadı. Esasen onun Lîmnıcridgc malikânesini ne şekilde idare ettirdiği de malûmdu.
Ertesi pazar günü mağmum geçit, Slr Perciıal'ln avukatından blr tezkere aldım: imzasız
I.

zaman
Bayan
di. Gayem, bay IValter'in bırak-j Fak İle bütün güıı odasında katlığı yerden başlayıp bilmediği d>. Ablasını ise. her zamatıkln-cihetlerl aydınlatmaktır Bi)ha$-| den daha müteessir, düşünceli mektubu tesellüm ettiğini blldl-sn Air Perclvat'den bahsedı ce- bıdüunı Ah bıı ev analarının,' rlyordü.
ğlm; malikânemize düğıiniın laf .beta'.arının sağlığı zamanında- | Laura Fnirlie ÖJkdcn sonra


(
X
tZlS
ji ’ .’ ’a
L
Resimli hikâye


J
Ok
Jörihten Sayfalar)
t
r


tV*1 'Tİ.
F>_


F>
4
&

İsa



A

r)

rî ,5^j


•«

W-
Yusuf Izzeddin
Efendinin intiharı
— III —

Kilisenin büyük saati beşi çaldı. Kendime bir İş bulmadan bir gün daha geçmişti. Cebimde ki paralar da tükenmek üzereydi. Sabahtan akşama kadar İş bulma idarehaneleri arasında mekik dokumaktan, artık yürümeğe takatim kalmadığı için Pigal caddesinde umumi bit yere girmeğe karar verdim. Yor günlüğümü giderdikten sonra bir iki idarehaneye daha uğrayacak. sonra Ünden caddesinde kİ otelime gidecektim.
O irdiğim yerde tenha bir ma-•ayl seçerek oturdum. Garsona bir bardak süt ile yağlı bir ga-to getirmesini söyledim. Bunlar, akşam yemeğim! teşkil edeceklerdi.
Ismarladığım şeyleri, garsonun getirmesini beklerken, eski hayatımı düşünmeğe başladım. Bugüne kadar neşesi az, ıstırap ve mahrumiyetleri çok bir bayat sürmüştüm. Mahrumiyet ve sefaletlerim annemin Ölüm gününden İtibaren başlamıştı: O-zamanlar ancak beş yaşında kü çük bir kızdım. Beni bir yetimhaneye verdiler, on altı yaşıma basıncaya kadar o müessesede kaldım. İyi bir tahsil görmüştüm Yetimhaneden çıkınca İhtiyar fakat 2engln bir kadının hizmetine girdim. Vazifem, ihtiyar kadına kitap okumak ve refakat etmek olacakta.
Fakat o kadının yanında kaldığını üç sene zarfında çekmediğim azap ve meşakkat kalmadı Kadın, beni köle gibi kullan mak, ikide, bir İzzeti nefsimi kırmak İçin vesileler icat ediyordu. Artık fazla tahammüle kudretim kalmadığı için üçüncü yılın sonunda, kadının yanından ayrıldım Bu hizmetim esnasında biraz para biriktirdiğim için, Pariste kendime bir 1ş bulacağımı umuyordum, fakat günler, haftalar bir İş bulamadan geçiyor biriktirdiğim paralar da eriyordu.
Az sonra garson ısmarladığım eütil getirince, beni bu elem verici düşüncelerden kurtardı, zutle gatoyu bir hamlede yiyip bitirdim, çünkü sabahtan beri, kursağıma bir lokma ekmek bile girmemişti. Ben sütü İçerken, yaşlı bir erkek karşıkl masaya gelip oturdu. Bidayette bana dikkat etmemiş gibi göründü, fakat az sonra gözlerini, garip bir ısrarla üzerime dikti. Tetkike şayan bir mahlûk irnlşlm gibi. beni baştan aşağıya kadar süzüyordu. Derken birdenbire yerinden kalktı ve:
— Müsaadenizle matmazel diyerek yanıma gelip oturdu hiddetle yüzüne baktım:
— Ben sizi tanımıyorum mösyö* diye adamı tersledim.
Sert sözlerim ve hâşln bakışlarını onu lâkayt bıraktı.
— Kızmayınız matmazel. Kor kacak bir şey yok cevabını verdikten sonra garsonu çağırdı:
— Ikl bira ile kızartılmış patates, Janbon ve peynir getir em rini verdi. Karsımdaki adam, delinin, yoksa hayasızın birim! İdi? Fakat muhatabımda bu I-k! hal de mevcut görünmüyordu. Çehresi sakindi, beni bir an bile tetkik etmekten feragat et mlyor. bakışlarında da küstahlık ve terbiyesizlik görünmüyordu.
— Daktilo musunuz, yoksa Mr büroda mı çalışıyorsunuz? Kılığınız kıyafetiniz t* rai olmadığı-»ığı gösteriyor dedi. Ötelerim yaşla dolarak:
— Elbiselerimin İyi olmadığını ben de biliyorum. Fakat bu, sizi ne alâkadar ediyor? diye sordum.
Meçhul şahıs gülümsedi:
— Biraz evvel bana kızmama nuu size söyledim. Bana fena niyetler atfetmekle hata ediyorsunuz. Bir an bana bakınız. Ben babanız yerinde bir adamım. Masanıza gelmemin sebebi, sizi kimsesiz ve hâmlslz hlssetmekliğimde ndlr. Ben de vaktlle çok ıstıraplar çektiğim İçin mustarip insanları gördükçe üzülüyorum, söyleyiniz bana._ HAmlslz ve kimsesiz değil misiniz?
Sesi tatlı ve şefkatli idi. Gözleri bir elem bulutu İla göl— gelenmlşti.
— Tahmininiz doğrudur mösyö cevabını verdim ve hayatımı kendisine anlattım.
— Zavallı kızcağız! diye eseflendi.
— Nerede ve hangi tarihte doğmuşunuz?
— Dieppe şehrinde. 14 mart 1927 tarihinde.
Meçhul muhatabım, zihnen bir hesap yaptıktan sonra:
— Babanız yerinde olduğumu size söylerken meğer haklı İml-şlm diye cevap verdikten sonra elini boynuma asılı madalyona uzattı:
— Bu annenizin yadigârı mı? diye sordu:
— Evet...
Meçhul muhatabım, annemin İsmini ve benimkini sordu, kendisinin kini de mösyö Joe olduğunu söyledi. Bir müddet daha öteden beriden konuştuktan sonra beni otelime götürüp bıraktı. Yanımdan ayrılırken:
— Mösyö Joeye güvenebilirsiniz dedi.
Ertesi sabah otelci bana mösyö Joenln gönderdiği iki kutuyu getirip verdi. Birinde yepyeni ve şık bir tayör, öbüründe de ipekli İç çamaşırları vardı. Gön derdiği bir tezkere İle de beni öğle vakti, ilk buluştuğumuz yere davet ediyordu.
Öğle vakti eski elbiselerimle gittim:
— Bana gönderdiğiniz eşyayı otelden aldırınız. Her halde yanılmış olacaksınız mösyö; dedim.
— Yanılan ben değil, sîzsiniz matmazel! Ben size onlan kötü bir maksatla yollamadım.
Kendisine söylediğim acı sözlerden pişman oldum ve öğle yemeğini onunla beraber yemeği kabul ettim. Ertesi sabah otelin holüne İndiğim zaman beni bekllyen yaşlı bir erkekle karşılaştım. Kendisi noter Ba-luar'ın kâtibi idi ve beni noterin yazıhanesine davet etmeğe gelmişti. Beraber notere gittik. Ak saçlı noter, beni görür görmez:
— Matmazel Kİ a ra Loran sîzsiniz değil mİ? Bin kız arasında görseydlm sizi derhal tanıyacaktım. Çünkü rahmetli anneniz Klotilde şaşılacak derecede benziyorsunuz; dedi.
— Yanılıyorsunuz mösyö! Annemin adı Klotlld değil, Jorjet Loran'dır; cevabını verdim.
— Biliyorum kızım. Annenizin hazin hikâyesini öğrenmek zamanı geimlşlr. Klotlld, eski dostum Kont Reml'nln biricik kızı idi, 18 yaşında babasının kâtibi Jorju sevdi, Jorj fakir, fakat dürüst bir gençti. Kont Remi, OnnenMn Jorjla münasebetini ( öğrenire» onu m m um olduğu -:halde-, hurmalıkla İlham etti »• 1

dört sene hapse mahkûm ettirdi. Anneniz, hâmile olduğunu anlayınca babasının evinden kaçtı. Sen Klu'da köprünün parmaklıklarında elbisesinin bir parçası bulunduğu İçin kendini ırmağa atarak intihar ettiği sanıldı. Fakat bu, nıürettep bir oyundu. Anneniz bir köye sığınmış ve sizi dünyaya getirmişti. Kont Remi vicdan azabından ö-leceğlnl hissedince bana bir vesika tevdi etti. Bunda kâtibinin, yani babanız Jorjun masum olduğunu ilraf ediyor ve bütün servetini annenize ve evlât ve ahfadına bırakıyordu. Kont öldükten sonra annenizi aramağa koyuldum; araştrmalarım neticesinde ismini değiştirerek Jorjet Loran namını aldığını ve babasının kâtibi Jorj İle münasebetinden doğurduğu kızı, yani sizi Dieppe eytamhaneslne vermiş olduğunu öğrendim. Fakat sİ3 bu müddet zarfında ey-tamhaneden çıkıp glttlğLnlz İçin sizi bulamadım.
Babanız, kontun bana bırakmış olduğu ltirafname üzerine tahliye edildi, ve kendisi na-muslyle çalışarak büyük bir servet sahibi oldu. Babama, bugün sağdır, öldüğü zaman onun serveti de size kalacaktır.
— Babamı göremiyecek miyim mösyö?
Noter, kıs kıs gülerek:
— Babanızı gördünüz ve tanıdınız bile. Rahmetli anneniz boynunuzdaki madalyonun nasıl açıldığını size göstermemiş mİ?
— Hayır, mösyöI Çünkü çok küçüktüm.
Noter, madalyonu genç kızın boynundan aldı ve gizli bir düğmeye basınca, ortası açıldı, içinde bir resim göründü:
— İşte babanız budur mazel! diyerek kenç kıza uzattı:
Kızcağız, derin bir hayret nidası çıkardı:
— Mösyö Joe!
— Evet, babanız mösyö Joe’-dir.
Bitişik odadan noterin odasına giren mösyö Joe, genç sarıldı:
— Kızım, sevgili kızım I
— Babacığım, nihayet buldum,
Bunca senelerden »onra tesadüfün şevkiyle nihayet birin» kavuşan baba ile kız sevinç gözyaşları dökerek öpüşmeğe başladılar.
Çeviren: A. HİLÂLİ
mat-
kıza
seni
bir bir-
Gebelik müddeti
4 aya inebilir mi?
Prof. Tevfik Remzi Kazancıgil Haber ciddi yerden geliyor,, diyor
Fransız profesör Charles Dep-resles, bir âlet vasıtaslyle atom enerjisinden faylanarak gebelik müddetini dört aya İndirebileceği hakkında bazı haberler gelmiştir.
Tıp fakültesi ordinaryüs profesörü Dr. Tevfik Remzi Ka-zancıgl) bu hususta demiştir ki:
«Bu yolda bir çok tecrübelerin ve araştırmaların yapıldığını biliyoruz. Gayet hususi Ve teşkilâtlı lâboratuvarlarda yapılan bu çalışmaların hedefi, atom enerjisi vasıtaslyle hücrelerin fonklsyon merkezi olan kromo-zonları üreme faaliyetinde kırbaçlamak, veya bu faaliyeti durdurmaktır. Başka bir İfade ile, denilebilir ki, atom enerjisi vasıtaslyle hücrelerin üremesi süratlen dirilebilir veya durdurulabilir. Kanser tedavisi bu e sana dayanır. Çok eskiden beri biliyoruz kİ fizik, ve kimya tesirleri az miktarda olursa hücreyi kırbaçlar, tahrik eder, u-yandırrr. üretir. Orta miktar fizik ve kimya tesiri hücrenin canlılığını durdurur. Çok miktarda tesir ise öldürür.
Biyolojinin bu büyük kanunu atom enerjisinin yaşıyan hücreye tesiri meselelerinde umumi olarak hâkimdir. Atom ener Jlsinl, meselâ bu enerjiye muadil olan röntgen şualarını ve yahut radyum şualarım gebe bir kadının veya hayvanin rahmine tevcih ederseniz, iki netice alnırdı:
1 — Çocuk ölür v» düşer
3 — çoouk gayri tabii şekiller alır, aptal ve beyinsiz doğar Bunlara röntgen «ocuğu adı verilir.
çarpık, gayri tabii ve aptaldırlar, böyle bir çocık tstan-bıılda vardır ve kilen # yadında bulunmaktadır.
Havadisi ben de okudum. Ciddi yerden geliyor, ehemmiyet verilmeğe değer. Bakalım bu keskin silâhı kendi üstünde kullanmaya müsaade edecek cesur gebeler belirecek mi? Bu da mümkündür I Yeni nesillerin eskilerden daha hayırlı olmıya-cağına İnanan bazı gebeler veraseti, nesil yeni lmkAnlarla dolduracak olan böyle bLr vasıtayı belki kabul edeceklerdir.»
Balıkesirde fecî bir kaza
Balıkesir — D. D. Yollan istasyonu lokomotif tamirhanesi olarak yapılmakta olan binanın çatısı ansızın çökmüştür. Putrel demirleri ile tutturulmuş olan çatının bu yıkılışı pek feci bir kazaya sebebiyet vermiştir. Çalışmakta olan yedi işçi bu yüzden demirlerin altında kalmışlar ve ağır surette yaralanmışlardır.
Hâdiseye savcı yardımcılarından şevket Türe ile Mustafa Saygın el koymuştur. Yaralılar hemen hastaneye kaldırılmışlarsa da bunlardan Rahim Değirmenci as sonra ölmüştür.
Ortodoks kilisesi ve Finlandiya Londra 24 (R) — Finlandiya ortodoka kilisesi en büyük dinî makam olarak Mos kovayı değil, İstanbul Patrlklnt tanımağa karar vermiştir. Bu mesela 1BÖ6 te yapılacak toplantıda ı tetkik edilecektir.
Babasının saltanat devrinde Hassa ordusu müşirliği vazifesini gören Yusuf Izzeddin Efendinin veliaht İlân edileceği söylentileri dolaşmıştı. V. Mehmet Reşadtn vellahtı olduktan sonra da İhtiyar padişahın hal'edl-lerek kendisinin tahta çıkarılacağını rivayet edenler bulundu.
Hakikatle alâkası uzak olan bu dedikodular şüphesiz kİ şehzadenin kulağına kadar gitmiş, zaman zaman gönlünü erken bir saltanatın heyecanlarıyla doldurmuştur.
Böyle rivayetlerle ve Sultan Hamldln dediği gibi (kinci bir padişah'' muameleleriyle yetişen Yusuf Izzeddin Efendinin Os-_ manii tahtına nöbeti yaklaştığı " günlerde bir takım şüpheli hareketler karşısında kalması vehmin! ayaklandıran talepler-
■ le üzüntülere düşmesi büyük ta-5 llhslzllğlnl teşkil etti.
■ Osmanh hanedanının kendi-i sinden sonra gelen yaşlı Azası
Vahldeddin Efendi, sebebi pek [ bilinmez gizil bir faaliyetle V. Mehmet Reşadın İkinci vellah-( tı İlân edilmesini istiyordu.
. Şehzade Vahldeddin Efendi, . bizzat padişaha, Sadrazama, ittihat ve Terakki erkânına yaptığı müracaatlarla İkinci veliahtlık Unvanını ısrarla taleb e’ diyor, hattâ bunun OsmanlI hanedanı ananelerine uygun bir ’ keyfiyet olduğunu bile İddiadan geri kalmıyordu.
OsmanlI tahtı Önünde hane' danın İki büyük şehzadesi İçin epeyce şiddetli bir mücadeleye ' girişmişlerdi. Böyle bir arzuyu 1 meşru veliahtlık hakkına tecavüz sayan Yusuf Izzeddin Efendinin Asabında görülen yorgun-1 luk ve rahatsızlık bu mücadele esnasında zuhur etti. Bazı si' yasl hâdiselerden duyduğu te' essürle de şehzadenin rahatsızlığı ve ıstırabı artmış oldu.
ikinci veliahtlık meselesinin ortaya atilmasından kısa bir zaman sonra Yusuf Izzeddin Efendi teşrifatçısı Kesip Beyi başmabeyincl Lûtfi Simav! Beye göndermiş ve böyle bir hareket karşısında pek müteessir olacağını bildirmişti.
Başmabeyincl, hâtıralarında meseleyi şöyle nakletmektedir: «Veliaht Yusuf Izzeddin Efendi teşrifatçısı Kesip Beyi bana gön dererek Zatı şahanenin Vahldeddin Efendiye vellahtı sanlllk unvanını tevcih etmek arzusunda olduğunu İşittiğini v» şayet bu fikir mevkii icraya vaz’olu-nursa, kendisinin son derece muğber olup badema teşrifata ve hiçbir gûna merasime iştlrftk atmlyeceğinl bllbeyan bu cihetlerin padişaha arzıyla alacağım cevabın kendisine tebliğini tavsiye eylediğinden, keyfiyeti httn-kâra arzettim. Şevketmaap as-1A böyle bir niyette oftnadığın- . dan, namı şahaneye olarak ve-llahta teminat vermekliğimi ferman buyurdu, Padişahın sözlerin! Nesip Bey vasitasiyle Yu- ' •uf İzzet Efendiye bildir- ' dlm.» (D
Fakat veliaht, bu teminatla da ' İkna edilememiş ve tva’di hû- ' mayuna rağmen, İşin husulüne çalışılmakta olduğunu mevsuk bir surette haber aldığından) ; keyriyetln yeniden padişaha ar- ‘ nnı istemişti. Başmabeyincl ve-llahtın bu arzusunu da yerine 1 getirmiş, bu müracaata ve son- j radan yapılan ınütaaddit müra- , çatlara V. Mehmet Reşat dalma ' teminat vermekle mukabele et- ' m İşti.
Başmabeyincl hâtıralarında ' diyor ki: «Bir gün Vahldeddin Efendi huzurda iken padişah 1 beni çağırttı, İrade mucibince ) karşılarında oturdum, şevketin aap meseleyi tekrar izah et- ‘ meşini Vahldeddin Efendiye emrettiğinden, müşarünileyh hulftsaten veltahtı »anlllğtn anane! tarihlyemİzden olduğunu ve bunun İçin ayrıca bir tahsisat taieb etmeyip vellahtın da j buna muhalefet eylemediğin! t- 1 fade etti. I
Sultan Mehmed! Kftmls, bana 1 tevcihi hitap ile vellahtı sanlllk 1 hakkında Yusuf Izzeddin Efendi 1 nin bazı itiniz ve müracaatla- 1 nndnn bahsettiğinden, keyfiye- ’
gû-et-
fuu "
I Halûk Y.
Şehsuüaroğlu
tin tenvirin! ferman buyurması üzerine berveçht âti maruzatta bulundum:
Şevketmaap efendimize defa-atla arzettim. Yusuf Izzeddin Efendi gerek şifahen ve gerek bilvasıta mütaaddlt defalar ça-klrlerlne müracaat edip zatı şahaneleri, Vahldeddin Efendiye vellahtı sanlllk Unvanı tevcih buyururlarsa fevkalâde muğber olacağını ve bir daha teşrifata ve merasime lştLrâk etmiyeceğlnl bildirdi. Böyle bir fikrin mevcud olmadığına dalı ita buyurdukları teminatı hanelerini kendisine tebliğ
tim. Hatırı hümayunlarında olmak lâzım geleceği veçhile mesele birkaç defa tekerrür eyledi. Ve her defasında aynı teminatı ita buyurdunuz. Binaenaleyh Vahldeddin Efendinin vellahtı sanllJğln ananel tarih İyemizden olduğuna gelince, tarihle biraz tevagğulum varsa da Vahided-dln Efendi hazretleri tabii bendenizden iyi bilirler. Kulunuz Tarih! Osmanlde buna dair bir fıkra gördüğümü tahattur etmiyorum.
Padişahın müsaadesi üzerine odama avdet ettim. Bir saat sonra Vahldeddin Efendi beni çağırttı. Merdivenin aşağısında kendisine mülâki oldum. Dudağında acı bir tebessüm olduğu halde, vellahtın son haberi ne vakit gönderdiğini sual etti. Cevaben Yusuf Izzeddin Efendi dün yine adam gönderdi, şimdiye kadar belki yirmi defa bu mesele ile meşgul oldum. Ben saray adamı değilim. Hasbelkader buraya geleliden beri hanedanı saltanat âzası meyanın-da vukuunu duyduğum milnafe-retl mlngayrlhaddln izaleye çalıştım. Müsaadeleriyle bir şey arzedeceğtm. Vellahtı sanlllk
Unvanını neden arzu buyuruyorsun uz, Allah ömrü şahaneyi müzdat buyursun, şevketmaap efendimize bir emri Hak olursa Yusuf Izzeddin Efendi o makamı Aliye geçeceği gibi, zatı devletleri de tabii veliaht olacaksınız. Memleketimizde veraset usulünü değiştirecek bir kuvvet tasavvur etmiyorum, dedim.
Vahldeddin Efendi (Saray adamı olmadığınızdan, sarayın entrikalarına vâkıf değilslı Bundan dolayı şayanı tebrik nlz. Ben sarayda doğdum ve 1 yıidüm. Binaenaleyh her hal: vâkıfımı cevabını verip çt gelköyündekl İkametgâhına g mek üzere rıhtımda bekleme olan kayığına bindi.» >2)
Lûtfi Simav! Bey, Vaiıidedı Efendinin saray entrikaları ( d iği şeyin Yusuf Izzeddin Efe dİ padişah olursa mahdın Nlzameddln Efendiyi velle yaptıracağına dair bir riva: vardı, diye mân alan dırmakl dır.
Vahldeddin Efendinin hummalı faaliyetleri Salt F şanın Sadareti zamanına tef düf ediyordu. Salt Paşa İldi veliahtlık diye bir makamın I dasına şiddetle muhalifti.
Bir gün V. Mehmet Reş Sadrazamı huzuruna çağırtarak bu meseleye temas etmiş ve paşa da muhalefet sebeplerini şiddetli bir lisanla arzetmlşti.
Sözlerini bitirdiği zaman yandaki kapı açılmış ve bütün konuşmayı dinlemiş bulunan Vahldeddin Efendi salona girmişti. Bunun üzerine Sadrazam padişahı selâmlayıp bastonuna dayanarak derhal huzurdan çıkmıştı. O)
(Bitmedi)
(1, 1> Lâtfl Slmavi, Sultan Mehmet Reşat Hanın ve halefinin sarayında gördüklerim.
(S) O tarihte Salt Paşanın mühürdarı bulunan Osman Ferit Sağlam Bey naklettiler.
İçişleri Bakanı
Hakkındaki bir imaya cevap verdi
Ankara 24 — Dlyarbakırda Demokrat milletvekili Nazım önen. Başbakan Adnan Menderese hitaben gazetelerde neşredilen. açık mektubunda içişleri Bakanı Rilkneddln Nasuhloğlu-na Samsun valisi bulunduğu sırada 1046 seçimlerine fesad karıştırdığına dair bir İmada bulunmuştu. ROkneddln Nasuhl-oğlu bugün vermiş olduğu bir beyanatta şunları söylemiştir:
«— Diyarbakır milletvekili Nazım önenln sayın Başbakana yazdığı mektubu gazetelerde gördüm. Bu mektupta bana taallûk eden pasajı da okudum. Sayın Nazım önenln görüşü ne olursa olsun kıymet verecek değilim, yalnız şu kadarını arşedeyim. ben meslek ve siyasi hayatımın bütün safhalarını en İnce noktalarına kadar umumi efkâr önünde tereddütsüz ve göz kırpmadan İzah edebilirim.
Meslek ve siyasî bayatımda beni ihata edenler, bütün tanıyanlar beni bilirler. 15 sene süren valiliğimde kanunsuz bir ha raketimi ve 94Ö seçimlerinde milli iradenin (söylendiği gibi) tecellisine fi len mâm olduğumu meydana koyacak bir vesika var sa bunu ortaya koyması Nazım önene düşen bir şeref borcudur j
Roma tütüncüler kongresi
Eylül ayında Romada toplanacak tütüncüler kongresine İştirak etmek üzere şehrimizdeki İlgili müesseseler hazırlıklarını tamamlamaktadırlar. Kongreyo tütüncüler demeği, İstanbul, İzmir tütüncülerinin ve Tekel İdaresinin temsilcileri İştirak edeceklerdir
Dumlupınar
Zafer töreni
Gençliği temsil edecek heyet yola çıktı
Ankara 24 (A.A. )— Her y.l 3o Ağustosta Dumlupınar'da yapılan zafer törenine Türk gençliğini temsllen İştirak etmekte olan Türkiye Anadolu oymağına mensup gençler, dûn Atatürk’ün geçici kabrini ziyaret ettikten sonra 19.20 ekspresli» PolatlI’ya hareket etmişlerdir. Gençler geceyi Poiatiıda geçirerek, sabahleyin şafak'A beraber milli mücadelede düşmanın en ziyade llerllyerck geri püskürtüldüğii Kuraboğaz mevzilerinden törenle savaş toprağı alacaklar, sonra Mülk koyu. Sivrihisar. Çifteler, Seyitgazi. Db-ğer üzernden zafertepeye varacaklar ve Eskişehir ve Afyondan da aynı şekilde savaş meydanlarından geçerek gelen ar-kadaşlarlle birlikte 29-30 Ağustos gecesi meçhul asker anıtını sabaha kadar meşalelerle bek-liyeceklerdlr.
Dönüşte Kütahya. Afyon ve Eskişehir'in kurtuluş yıldönümü törenlerine de katılacak olan gençler. 3 Eylülde Ankaraya gelerek memleket topraklarını başkumandanlık meydan muharebesi şehitlerinin toprağım Atatürk’ün geçici kabrine koyacaklardır. •
Sus ve Marakaz vapurları
Denizyolları İdaresi uMarakaz» ve «Sus» vapurlarının kömürle işleyen kazanlarını çıkartıp yerine mazotla işleyen kazanlar taktırmaya karar vermiştir, idare İmkân olduğu nlsbette diğer gemilerin de kazanlarını değiştirecektir. Fakat bu suretle. esasen yüksek olan mazot sarfiyatının artacağı ve idare masraflarının ağırlaşacağı anlaşılmak tehr.

A K 9 A M
26 Ağustos 1950
SahLfe 3
L
Tarihten çizgiler
1911-1912 senelerindeki çarçal modası

CLİ
APRAĞ1 ve çiçeği itibariyle sevilen bir fi-
dandır. Amarlllldacee familyasına mensup Hinıantho-phyllum ile müteradiftir. Cllvla'Lar arasında Cyrtan-thiflora ile Cllvia Nobllis İsmi verilen cinsler varsa da bunlar o derece enteresan değildir.

Okuyucularımız arasındaki Kaktüs meraklılarını tatmin için bu aileye mensup fidanların mahiyeti, evsafı, bakımı ve üretilmesi hakkında bir kaç hafta sonra silsile halinde yazılar neşredeceğiz. Metin arısında geçecek İsimlere ve fidanların şekillerine şimdiden ünsiyet peyda edilmek üzere bıı nüshamızdan itibaren «Kaktüsleri tanıyalım» başlığı altında her hafta muhtelif kaktüslerin resimlerini vereceğiz. Birinci resmi yukarıda gö. üyorsunuz.
1 — Echinocactus ScLlspinıış 2 — EchİnocactUŞ Damsll. 1 Mamlllarla Longimamnıa 4 — Matnilluria Bocassana.
En makbul olan tek nevi, resmini gördüğünüz Cllvia Mlnlata olup 1854 senesinde Natal’dan Avrupaya ithal dilmlştir.
Clivla Mlnlata, yapraklarını dalma muhafaza eden nebati bir fidandır. Yaprakları kordele şeklinde, rengi koyu yeşildir. Çiçeğin sapı,
Sağdaki, soldaki
•imlerde ikizleri istirahat ettikleri otelin bahçesinde ve havu-un kenarında görüyorsunuz,
Kt gözün iki bebeği, bit kafanın İki kulağL kadar birbirine benzlyen KanadalI 1-kizler! Lla ve Lea.
İlk defa «London Theatre» ın sahnesine çıkıp müşterek bir dans numarası yaptıklarının ertesi günü. Laurence Ollvler’ln filmlerini bile tenkld edecek derecede titiz davranan meşhur münekkld Walter Lime bu benzeyiş karşısında duyduğu hayreti İfade eden bir yazı yazmıştı,
Lla ve Lea. cepheden, profilden ve bütün bünye hatlariyle birbirinin aynıdır. Onları bugüne kadar tereddütsüz bir katiyetle ayırd etmek mümkün olmamıştır. Hattâ nüfus kütüğüne Lia İsmiyle kayıtlı bulunmanın Lea, Lea İsmiyle kayıtlı bulunmanın Lla olduğunu söyüyenier bile var.
Küçükken boyunlarında üstünde isimleri yazılı birer madalyon taşıyorlarmış amma, görenler üzerinde tasma yaptığı İçin büyüdükten bundan vazgeçmişler.
Onlardan birine gönül verip de ikisini birbirinden tefrik e-demiyecek duruma düşen adn-mın yürekler acısı halini düşünün bir kere. İkisinin de huv-lan, zevkleri, sesleri, bakışları aynı. Biri soğuk aldı mı, öbürtı de hapşırıyor, biri hıçkırdı mı.
tesiri
sonra
yapraklarının Irtlfaından biraz daha yükselttir, Bu sapın üstünde şemsiye biçiminde 20 - 40 çiçek bir arada teşekkül eder. Çiçekler oldukça açıktır ve renkleri portakal sarısıdır, Tip ve renk itibariyle daha iri çiçekli varyeteler vardır. Bu varytelenle çiçeğin rengi açık sadrıdan, kırmızıyı andıran portakal rengine kadar gider. Hail tabiide çiçek verme z|manı, ilkbahar ve yazdır.
Yalnız yaprakları itibariyle de zarif olan bu fidan, apartımanlarm muhitine kolaylıkla intibak eder ve hiçbir bozulma alâmeti göstermeden orada uzun müddet kalabilir. Bilhassa çiçeğinin güzelliği ve uzun müddet dayanması noktasından salonlarımızda fevkalâde efe yapar, çiçeğinin taraveti apartıman İçinde de uzun müddet dayanır. Bunun 1-çLndlr ki kış ortasında çiçeğini açmış bir Cllvia hediye edilecek olursa çok makbule geçer.
Cllvla'nın bakımı fazla zahmete ihtiyaç göstermez. Fakat süratle ve kesretle çoğaltılamadığından, flatl her zaman oldukça yüksektir,
Oilvla, İlkbaharda, funda
kadar gelip arasında bir derece benzi-
Şimdiye geçenler birine bu yen ikizler arasında Ka
nadalı kardeşlerin rekor kırdığı söyleniyor. Aşa-gıki yaz«d ı bıı ikizler hakkında etraflı malû-mat bulacaksınız.
öbürünün de gözleri yaşarıyor. la2İa kaç,rdıgJ içln ç0|; korkun? Bilgi dereceleri de müsavi. Ay- | rüya görmüş. Ertesi gün bir nı mekteplerde, aynı sınıflarda okumuşlar. Tahsil tarzlarında bile hususiyet var. Günaşırı usulü 1le derse çalışıyorlarmış. Böy-İece biri yorulurken öbürü dinleniyor. Mektepte de derse çağrıldıkları vakit, hazırhklısı kalkıyor. onları nasıl olsa ayırt etmek mümkün değil.
Bu şartlarla. Lia'nın sevgilisi günün birinde yanlışlıkla Lea' yı kucaklayacak olsa, değişikliğin farkına varmıyacağı gİDİ. hayal sukutuna da uğıamıya-oaklır. Bu vaziyetin kızlar içln de mükemmel bir avantaj olduğunu kabul etmek lâzım. İnsan hail bu... İkisi de aynı delikanlıya gönül verebilirler. Bu takdirde onu münavebe ile İdare etmek hiç de zor olmıyacaktır. Ne kavga, ne gürültü, ne de kıskançlık sahneleri. Sessiz bir anlaşmayla aşk oyunları sürüp gidecek, delikanlı da onlar ka-
toprağına dikilir, tyl mevsim devam ettiği müddetçe saksılar açıkta gölgeli bir yerde tutulur. Soğuklar başlayınca mutedil seraya alınır. Kasım ayında sıcak seraya konulursa sıcağın tesiriyle kış ortasında çiçeğini açar. O zaman ta biatiyle gerek fidan. gerekse biçmede çiçeği İyi para eder.
Clivlaların çok büyük ve mütaaddıt kökleri vardır. Bu kökler saksıyı çarçabuk sarar ve toprağı tüketir, Bununla beraber her sene saksıları değiştirmek doğru değildir, çiçek açmasına zarar verilmiş olur. Bu yüzden sene aşın mayıs ayında toprağı değiştirmek daha muvafıktır. Bunun için de kökler tamamen çıplak bir hale getirilir ve sonra fidan yeni toprağa dikilir. Saksıyı değiştirme fırsatından bilistifade ana fidanın etrafında teşekkül etmiş olan yavrular anadan ayrılır. CllVla'larda kullanılacak saksıların ebadı vasat derecede olmalıdır. Fidanın köklerine bakılacak olursa çok büyük saksıya ihtiyaç gösterdiği zannolunur. Halbuki pek büyük saksılara dikilecek olursa hem fidanın (Arkası 7 nel sahifede) Nâzını DERSAN
Bu acayip çarşaflar karşısında şöyle konuşmalar oıur:
— Trablus muharebesiyle büyük yangınların kadınların açılıp saçılması yüzünden çıktığını geçen cuma günü, vaizler söylemişler...
— Nerede ise başımıza taş yağacak... Rabbiın ıslah buyursun!
— Heyyyy! Anam babam, Lokman Hekimin ye dedikleri işte bunlar .
— İşte terakkimizin piş tarlan... Lâtif bir nazar bir tebessümü hürriyettir I...
dar, belki de onlardan fazla mesut olacaktır.
Bilhassa büyüdükten sonra ikizler birbirine o kadar benzemeğe başlamışki, onları ayırt edebilmek bakımından anaları babalan bile güçlük çekiyormuş.
Amerikan gazeteleri, ikizlere ait garip olaylardan bahsediyor:
Bir gece Lea akşam yemeğini
de bakmışlar Lia'nın dudakları uçuk İçinde.
Başka bir gece hiç sebep yokken ikizlerden birinin uykus-ı kaçmış. Diğeri ise mışıl mışıl u-yuyro, Lea kardeşini uyandırma mak için usulcacık kalkıp balkona çıkıyor. Maksadı biraz hava aldıktan sonra tekrar yatmak. Fakat daha bir dakika geçmeden bir de bakıyor ki kardeşi yanında.
Bütün bunlar, ikizlerin hususi hayatına taallûk ediyor. Artistlik bakımından da onlar için mükemmel vasfını kullanabiliriz. Yetkili kimseler onları bir vakltkl «Daily Kardeşler» den daha üstün ve kabiliyetli buluyorlar. Dolly Kardeşler o zaman Amerlkadan Avrupaya gelerek bilhassa Pariste nıüthlş sükse yapmış, kaldıkları müddetçe yerli «soubrettes» lerln ekmeğine bile mâni olmuşlardı. Onların hayatını gösteren film de çok beğenilmiş ve kazanç temin tmlştl,
Lla ve Lea Röss bu sene Broad way'de çeşitli temsiller verdikten sonra, gelecek sene bir Avrupa turnesine çıkacaklardır. İlk hedefin Paris olacağına şüphe yok. Parisin atraksiyon merkezleriyle mü2ik holleri böyle bir nimeti kolay kolay elden bı-rakmıyacakfır herhalde. Çiçekler. mücevherler, tuvaletler ve kurtlzanlar daha şimdiden İkizleri bekliyor. Hem de sabırsızlıkla.
Yüzde yüz Amerikalı olan bu

ikizlerin, takdtrkârlarından şlm diye kadar bir tek bilezik bile k3bul ettiği vâki değil Buna mukabil, onlar daha şimdiden Patise. Fransanın başkenti olarak değil,, sanatın, neşenin, gamsızlığın ve akla hayale gelml-yen bütün eğlencelerin merkezi olarak bakıyorlarmış:
— Orada sadece eğlendirmekle kalacak değiliz. Çılgınlar gibi eğleneceğiz aynı zamanda,
Broadway’dakl faaliyetlerine başlamadan evvel, İkizler şimdi Ottawa"dakl büyük bir otelde İstirahat ediyorlar. Onları sabahın yedisinden itibaren, bahçede ve havuzun kenarında görmek mümkündür Ya bir gramofonun sesine ayak uydurarak
harika narekellerle dansedlyor-lar, ya kusursuz atlamalarla suya dalıyorlar, yahııt da beden terbiyesi yapıyorlar.
Daha ronra diğer müşteriler de aşağı İnince eğlence faslı büsbütün hararetleniyor Fakat, takdlrkârlardan. bilhassa erkeklerin sık sık somurttuğunu unutmamak lâzım Sebep malûm: Bir gün evvel kur yaptıkları ikizlerden hangisi acaba? Bu mu? O mu? O mu? Bu mu? Hay Allah müstahakıru versin... Bu ikizler insanı çıldırtır vallahitşin zerrece şaka götürür tarafı yok. . Heveslilere yerinde bir ihtar: Âzami dikkat, asgari dalgınlık!..
Adnan Tahlr

26 Ağustos 1850
AKSAM
Sabite T
İstanbul (• üncü Tcra nıcnur-luğ undan:
IstaVrl Zorba, tspiro Zorba. ( BarikUya ZbTba. Ağtaiya Zorba. Etflmlyu Irtavridis, Anua fcjplr-oğlu'nun müştereken tasarruf etmekte oldukları:
1 — Sarı Demir mahallesi. Keresteciler sokağında eski 429, 431. 411 mükerrer yen! 57, 13, 15 kapı ve 13. 15. 55, 57 ve 59 taj numaralı 252 sahile. 223 pafta, 475 ada ve 5 parsel nu-maraiarlyle kayıtlı kâfgir hanın tamamının izaiei şuyu suretiyle satılarak bedelinin hissedarlar arasında hisseler! nispetinde taksimine Eyüp Sulh Hukuk Yargıçlığın™ 5/1/1956 tarih ve 833/1 esas ve 1 karar numarası He karar verilmekle mezkûr gayrimenkul 2004 numaralı İcra ve İflâs Kanonuna göre açık muştur.
Bilirkişi raporuna gdre gayrimenkulun evsafı:
Gayrimenkul Emlnönünde Sarı Demir malıaUesmin (Keresteciler mevkiinde! Keresteciler caddesinde 13, 15 ve iğdiş sokağında 55, 57. 59 kapı sayılı altında İki dükkânı bulunan beden duvarları kârgtr dahiliye akşamı ahşap evdir. Elektrik ve su tesisatı vardır.
13 numaralı dükkân: (Keresteciler sokağında) önü demir kepenkli, zemini bozuk çimento şaplı, tavanı putrel volte çimento basamakla arkada zemini çimento depo ve îgdlş sokağına çıkılan tele kanatlı demir kapı vardır.
15 numaralı dükkân önü demir kepenkli, zemini çimento şaplı iki basamakla çıkılan zemini çimento şaplı aralıkta duvarı mozaylk çini kaplamalı, mceayik eviyell mutfak mahalli olup arkadaki İğdiş sokağında çıkılan kapısı vardır.
İğdiş sokağında methali bulunan kısım: Sokaktan mütenazır dar çimento basamakla çıkılan sahanlıktaki çift kanatlı demir sahanlıktaki çift kanatlı 8
»Çiçek bakımı
I
arttırmaya konul-
(Baş tarafı • m>, rahifrdc) estetiğine sarar verir; hem de satılması zor olur. Saksı hususunda riayet edilecek nokta şudur: Eğer saksıya alınacak CHvla, yavrulan aynimi? tek bir fidan ise, saksının kutru 20 santimden fazla olmam alıdır. Vâki a kökleri Örtecek toprak pek fazla olmıyacaktır. Bu toprak azlığı kültürüne hiçbir zarar vermez. Cllvla'larııı büyük saksılardan ziyade küçüklerde daha güzel, daha İri çiçek açtığı tecrübe I-le sabit olmuştur. Toprağın azlığından mütevellit gıda noksanlığı, sık sık şerbet halinde gübre verilmekle ve aras>ra üst kısma yeni funda toprağı konmakla telâfi edilmelidir,
25 - 30 santim kutrundaki saksılar, yalnız büyük fidanlarda, yani yavrulan ayrılmamış ve ananın yanında bırakılmış olanlarda kul? Kılmalıdır
BULMACA
4 « * '
rm
■ i I
■ !
AN HEKİM
HaJdm'lrt (116) ek çarpıntısını kuduz i klorda
gidermeleri. Kac türlü Ho-trdır. Koib B lîl Uradır
İstanbul Dlv ARKİTEKT derginin 221 -
İçinde. Y M. Hallt rem ın Akozan'ın yaptıkları ipekçilik Kolektif Slr rubrikası», V. M. Hl yaptiŞr, KUçükj'Bİsda l> M. Hnüt F«nt ve Feri Antas Havacılık v» Turtan A. O. U-tak yolcu »alantı. H. İrfan Eeyhzn’ro •ZUrlhle maktu polUftss». Çevkl Vnnlınm itnlyada Organik Mimari Prof. Dr. Süheyl Onvcr’ln İstanbul un en eski mezarlığı (Tokmak Tepe». Y. M Lûtn Topçubajmın Mudurnu oemır sanamiKiKO vuutauıauıoL,^ pl5M> M reyyxl TüsUnerin basamakla, çıkılan zemini çltnen jArnç ımar pianı Y M »uanim Beh-te ŞSpll taşlık üzerine 1 inci kat eet Onsırtn «Ölö Sanat Merkeplerini » oda n merdİTtn ÜMır. Od»- ‘•«'Un.fc Mrt.tu™ M
, , ,_ , , proje hazırlama tr-k rinde tesisata alt
lanıı zemini tahta kaplamalı. 1!tauJI11„ malûmat: &nu
tavam putrel VOltOİOdur. İkinci naj-arrldan «ıİncir» Halö* Togay'ın kata çıkılan merdiven basa- çevirdiği «XX nel Asrın basında Fran-makları ahşaptır. Mnm mto*H «mayısı jauiartyie.
tklnd kal; Bir ™
5 oda Aralıkta ocak musluk taşı İki göz alaturka belâdır.
Üçüncü kat merdiven başı kapalı ve çatıdan aydınlıklı bîr sofa üzerine 3 oda. Aralıkta alaturka helâ olup Keresteciler sokağı tarafında zemlr.1 çimento şaplı demir parmaklık korkuluktu terası vardır. Kereste- •’ çiler sokağının iki kat cephesi 1 tuğla tezylnatlı olup arka cephede birinci kat pencereleri demir parmaklıklıdır. Bina dahilen onarılmaya muhtaç bir haldedir.
Yuz ölçüsü: Kadastronun 475 ada 5 parsel sayılı rcsblllne göre (8800 M2) olup bu saha üze-rlne bina yapılmıştır.
Değeri: Mahkemece takdir
olunan ( 47,900 ı kırk yedi bin dokuz yüz Hradır. -
Gayrimenkul ün birinci açık arttırması 18/9/950 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 10 dan 12 ye ve Hdncl arttırması 28 9/950 tarihine rastlıyan Perşembe günü saat 10 dan 12 ye kadar icra edilecek Ur.
Şartnamesi İfânın neşrinden İtibaren açıktır. Satış İstanbul ı 4 üncü Itra memurluğunda yapılacaktır,
Taviz bedeli vtrllmlf» Vakıfla ilgisi kesilmiştir.
Birinci arttırmada talip çık-, maçlığı veya sürülen pey tahmin olunan değerin % 75 şlnl bulmadığı takdirde arttıranın, taahhüdö baki kalmak şartıie ı satış İkinci arttırmaya bırakılacak, ikinci arttırma suretiyle j en cok isteklisine satılacaktır
İpotek ve sair alacaklılar ve diğer alâkalılar gayrimenkul üzerindeki haklanru ve hususiyle faiz re masrafa dair olşu İddialara» İlân tarihinden İtibaren evrak musblteieri ile bir-İlkte dairemize bildirmeleri, aks! takdirde haklan tapu si— I cüince sabit olmadıkça pay-1 taşmadan hariç bırakılacaktır Taviz bedeli, mukalaa ver- i glsL İhale pullan, tesçll mas-1 rafları, tellâllye rüsumu alıcıya,1 diğer vergi borçlan borçluya I aittir.
Müşterilerin satışa İştirakleri İ için r₺7,5 pek akÇMl veya millî bir bankanın teminat mektubunu getirmeleri lâzımdır. Bedeü Ihtık- müşteri tarafından müd- t deli içinde ödenmezse İhale feshedilir. Gaynmenkul yeniden satışa çıkarılarak en son ’ arttırana ihale edilir. Aradaki ı fark gtçen gönlerin talzl zarar 1 . . ... ______ _ . ____
ve riyan hükme hacet katmadan , mel zabtını görmek ve tfah-i j Uta olunur.
ZUMt M — Hlttf 115
malı alil
nM«aA!ira-;ıssn
KAKATL1UH BİHLİÖt BAŞKAM-LrĞINDAN:
M8J5Ö (ecesi Icitı terllb ettlfknıı Deniş Gezisi, bu gecenin birçok balolar eğlencelerle mahmul buion-musındnn. davellllejlmlsln w Oyala* rtmtzin ısrarlı istclkerlne tevlllcan 30.9,650 tarihine tâilk edHdtfı muhterem İlgililere »rîedlUr.
Kadıköy ikinci sulh hukuk yargıçlığından: 950/269
Kadıköy Bahariye caddesi 120 No. da mukim emekli İbrahim Tolon mahkememizce hecr altına alınmış ve kendisine aynı yerde mukime karısı Müzeyyen Tolon vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilân olunur.
8UİCK ve OLDSMOBiLE
Otomobil sahiplerinin nazarı dikkatine:
Yüksek Amperajda Bulck ve OHsmotıile Otomobilleri
için VARTA Marka Akümülâtörlerimiz
gelmiştir.
Ayrıca VARTA marta MOTOSİKLET Akümülatörlerimiz ve diğer bütün otomobiler için VARTA Afcdmtilâtorierl depomuzda mevcuttur.
YAKUP SOYUGENÇ
Karaköy Palas karşısında No. 88 Galata - İstanbul - Tel: 429481
■■■■■■■■ MÜZAYEDE İLE SATIŞ
27 Ağustos 1950 pazar günü saat 10 da Taksimde Ayaz-paşa caddesi No. 15 MÜRAD apartımanm 1 nci kat 4 No.lıı dairesinde bulunan eşyalar Fransız ressamların tabloları vş bilhassa kıymetli Acem halıları açık arttırma İle satılacaktır.
Aşağıdaki tafsilâtı olcuyu mu:
Fevkalâde güzel ve İyi halde ceviz ağacından mamul Louls XV stilinden yatak oda tutamı, hakiki Şam İş! nadiren bulunan sedefli komod aynaslle, vitrimi büfe, yemek masası ve sandalyeler, Lup ağacından mamul rengin yazıhane, Maon oyun masası kadife koltuklar, zengin ampir, Fransız kristal avize, portmanto, duvar saati perdeler, tüller ve atarlar, krom karyola, dolap tualet, çini soba. Da mas İşi bir Lambı kolon. 8 kişilik Llmoge Havlland porselen tabak takımı, kristal kadehler, semaver, blskül heykel ve biblolar 6 kişilik fra-je çatal bıçak taknm, ayrıca muhtelif kristofle çatal bıçaklar ve saire ve saire ve saire.
Borüler, Duval ve Farcy, Fransız ressamların tahtaları, ayrıca bronz kabartmalı ve kabı İmzalı büyük Aleksandnn Granik Harbin Passage Ferhan, Saruh ipekli Kayseri. Tlb-rlz ve saire zengin halı ve seccade koleksiyonu. Tafsilât ELİ YA BEHAR.
Yeşilköy Kermesi
26/8'850 cumartesi gecesi Yeşilköy Çınar otel ve gaxi-nosunda karada ve denizde eğlenceler.
DP. Yeşilköy merim «ağı
Harp Okulu Komutanlığından:
1 — 950 - 951 öğrenim yılı için slrtl ilse ve Hukuk fakültelerinden As. yargıç yetiştirilmek üzere 1. U. III. IV. sınıflara 25 öğrenci alınacaktır Bunlardan 15 öğrenci I. sınıfa, diğerleri H.IV. sınıflar* alınacaktır, m. ve IV. smıflar tercih edilir.
Bunun için tatekUlerden Ankarada bulunanların doğraca Hsrb Okulu Komutanlığına. Ankara dışında bulunanların da bulunduktan yerin As. şubelerine buş vurmaları lâzımdır
2 — Kayıt ve kabul işlerine hemen başlanacak ve 1 kasım 950 fıkramı son verilecektir. Bu sebeple lüzumlu belge vesalr kâğıtların noksansa olarak en geç 1 kasım 950 tarihine kadar Hsıb okuluna gönderilmiş olması şarttır, Bu tarihten sonra evrakı gelenler kabul edllmiyetektir.
3 — Giriş şartlan şunlardır:
A — Türk olmak ve Türk uyruklarında bulunmak.
B — Lise bitirme re Olgunluk İmtihanlarını termiş bulunmak. «Her hangi bir surette outünlemesl bulunan öğrenciler de şimdiden okul* girmek İçin başvurabilirler Ancak kati kabuller! bütünlemelerin! vermelerine ve başım göstermelerine bağlıdır. Olgunluk İmtihanlar) lizerindeû 2 yıl ve daha laala geçmiş olanlar alınmaz. Lise öğrenimini bitirdikten sonra yüksek öğrenim okullarından birine geçmiş ve orada okumuş olanlar ahnıriar. Ancak bu gibilerin öğrenim! bırakmamış otamaları ve okuduğu okulda sınıfta kalmamış bulunmaları şarttır «Okula devam hakkını kaybedenler alınmaz.»
C — Naklen alınacak öğrenciler Hukuk fakültelerinin sınıf İmtihanlarına pek İyi ve iyi derecede bitirmiş olmak ve sınıfta kalmamış olmak ••İstanbul Hukuk fakültesinden II. IH IV. sıruHara alıuacaktarıo Ankara Hukuk fakültesine nakillerini yaptırmış olmaları şarttır.
D — I. sınıfa plrebUecekleTtlen şartlan taşıyan öğrencilerin sayısı yukarıda bildirilen miktardan fa2İa olduğu takdirde yapılacak müsabaka imtihanım kazanmış olmak. «Ou müsabaka İmtihanı Türkçe, yabaocıdll. tarih, coğrafya, sosyoloji derslerinden yapılır.»
E — Sağlam olmak, «okula alır.diktan sonra tam teşekküllü hastanelerden birinde (Harb okuluna girer, kararlı sıhhat raporu almek lâzımdır Sağlam olnuyanlar okuldan çıkarılır.»
F — Yaş durumu uygun olmak. I. sınıf İçin 22 dahIL d. sınıf İçin 24 dahil, IV. sınıf İçin de 25 dahil yaşında olmak,»
O — Diğer şaftlar As. şubelerinden ve Harb okulu komutanlığından öğrenilebilir. 111329ı
Adıyaman kasabası Türbo - Generatör, Cebri Boru montajı ile Yüksek ve Alçak tevettür şebekesi yaptırılacaktır iller Bankasından:
1 — Adıj'aman hîdro-elektrlk santralına banka tarafından verilecek 213 HP taimtınfla türbo-peneratör grubu cebri boru monte edilecek, aynca yüksek ve alçak tevettür şebekesi yapıla çaktır.
2 ~ İşin keşif bedeli 75.943,70 İhadır.
3 - Geçici teminat 5.100,— liradır.
4 — Kapalı tekili zarflan makbuz, mukabilinde en geç 12 9/!>5U sah günü akşamı saat 12 ra kadar bankamıza teslim edüecekUr.
5 — Kapalı teklif zarflan 13 9/960 çarşamba günü saat 15 de bankamız satma)ma komisyonu tarafından açılacaktır
6 — Eksiltmeye iştirak edecekler, evvelce hldro-elektrlk montaj İşi yapm« oMnğuna dair Bayındırlık Bakanlığından alınacak belgeyi tekliflerine ilişik olarak vereceklerdir.
7 — Postada vaki gecikmeler nazarı Itlbare alınmaz.
8 — Bu İşe alt şartname (10.—ı lira bedel mukabilinde bankamız Muhasebe Mûdüriöğündm aJmablHr
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verilemez.
10 — Bu işe alt bilcümle devlet ra belediye vergi ve resimleri, noter harç masrafları İle bunların ramlan İşi alana alt olacaktır.
11 — Banka ihaleyi yapıp vr-rn. .makta srrbçsttlr. (11031»
İstanbul Posta Telgraf Bölge Başmüdürlüğünden:
1 — idaremize alt 757, 765. (21, 822 sayılı olular açık eksiltme İle mevcut keşlilerine göre tamir ettirilecektir.
•2 — Muhammen bedel 8235 lira geçici teminat 621 Hra 37 kuruştur.
3 — Bu işe alt eksiltme 2S 8/850 pasarteri günü sual 15 de başmüdürlük alım satım komisyonunda yapılacaktır.
4 — ilgililer fenni idari şartnamelerini görmek ve geçici teminatlarını yaUrmak üzere başmüdürlük levazım şefliğine, beli! gün ve saatte de temtaat makbuzu, ticaret odası vesikası ile birlikle komisyon başkanlığına müracaatları. 110965)
DEVLET DEMİRYOLLARI _______________________tLÂNLARI__________________________ Sulfatnıazol alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan
1 — Beher kutusu 1008 «detlik 1500 kutu Sulfathlazöl kapalı zarf usuMIe satın ata ocaktır.
2 — Muhammen bedeli 49245 lira olup muvakkat teminatı 3693 Hra 38 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasıa olarak dağıtıl-maktadır.
4 — Ekriltme 0/Eylül/lâSÛ çarşamba günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün «aat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi. Veyahut muayyen otan saatten evvel ele geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta Ue gönderilmesi. (119931
*
200 M2 yeşil ve 300 M2 iarmııı renkli sinyal camı alınacak
Devlet DemtryoRan Merkez 9 anca Komlsye* Başkanhtra-
1 - 200 MJ yafü ve 390 M.3 kırmızı renkli sinyal cm sat» alınmâsı açık eksiltme usulü 11* eksiltmeye konulmuştur.
2 — Mataemenin muhammen bedeli 80000 (yirmi bin) va muvakkat teminatı 1500 (bin beş yüz) liradır.
8 — Şartnameler Ankarada Malzeme dairesinde ve Hay-dorpaşada Malzeme Teslim Alma ve Yollama Müdürlüğündü (TÖriDeblHr.
C — Eksiltme Ankarada idare binasında malzeme dairesinde toplanan merkez 9 oncu satın alma komisyonunca 7J.Ö5C perşembe günü saat 15 de yapılacağından isteklilerin kanunun tayin ettiği veslkfclnrile ayni ğlln saat 15 de komisyonda hanı bulunmaları. (11434)
İLİM:
1 — Büro, depo vr tamirh.tnertr thiıyacı için taununla en aşa jı orta okul mczunlanoden stajiyer «ekreter aiı«KM>a«nr
imtıltaniatı kszarraırtar «50 tnalî yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Btı müddet içinde tahnli ve liyakat derecelerine pöre »e geçici olarak 156, 200, 300, 4flQ hra ayhıt İicret verHecekUr.
2 — İmtihana girebHmek için:
Askerliğini yapmış, 28 yaşım geçmemiş olanların «Mğıdmd belgeleri ve dilekçeleriyle Istarrbulda 1. Orduya. Ankarada Gn Kur. Ordonat Dairesi Bşk lığına »nöracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak belgeler:
a) Nüfus hüvlyei cüzdanı tasdikli surfll.
b) Emniyet müaürlüğüntlen doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla e*11 olup olmadığı helİrlilecekUr.)
c) Okul şehadetnamesl.
d) Sağlık kâğıdı.
e) Denemede muvaffak olamazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman İçin hiç bir hak iddia etariyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4. maddede yazıldığı gibi tatta»! ve liyakatlerine göre Barem derecesine geçirildiğinde daha *z para alacağından dolayı bir günâ hak İddia etmlye«*ğlne daîr Noterden tasdikli senet.
f> Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair bonservis.
3 — İmtihan Ankarada Yedek Subay Okulu binasında, tstanbulda 1 Orda karargâhında yapıncaktır. İmtihan zamanı 15/Eytül/1950 Cuma günü saat 9.30 dadır.
4 - İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 951 yılı kadrosuna sekreter tavanı Ue alınacaktır. Tahsil derecelerine göre 20 - 25 asli maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş miktarı çvveke bir tekaüt hakkı tamnanuyarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücretten az olacaktır. Bundan dolayı 2. maddede yazıldığı gibi btr hak iddia etmiyecefclürine dair bir noter senedi vereceklerdir.
5 — Askeri sekreter sınıfına geçirilenlerin s sene müddette mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel aynlanlann almış oldukları maaşları tazmin edeceklerine dair kettin Wr noter senedi vereceklerdir.
6 — Askeri sekreter sınıfına ayrılanlfcnn maaşları CîO) lira asil matışa kadar yükseltilir. Ve askerlik kıyafet kararnamesi İle tensip olunacak askeri kisveyi giyerler.
NOT: İmtihan merkezlerine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine ait olacaktır.
Noter senedi sureti İmtihan yerlerinden alınablHr.
(11873 — 3791)
İLÂN
1 — Askeri Posta No. 10825 Komutanlığı inşaat Kısmında çalışmak üzere şimdilik (950) mail yılı sonuna kadar istihdam edilmek ürere Azamî (450) llraayhk ücretle diplomalı veya ruhsatnameli teknisyen alınacaktır.
a) 788 sayılı Memurin Kanununun 4. maddesindeki şartları haiz olup devlete karşı m teberi hizmeti bulunmıyacaktsr.
b) Yaşlan 45 ten fazla olmıyaçaktır.
c) Ecnebi okullardan mezun olan teknisyenlerin ruhsatnameleri Bayındırlık Bakanlığı veya M1I0 Eğilim Bakanlığınca tasdikli olacaktır.
2 — Müracaat şekil: -
— Dilekçe,
Dilekçeye ekil olarak:
— İkamet tezkeresi,
— Hüsnühal kâğıdı,
— Sıhhat raporu,
— Noterden tasdikli nüfus tezkeresi sureti.
— Mahalli savcılıktan mahkûmiyeti olmadığına oaır belge,
— Şimdiye kadar çalıştığı yerlerden bonservisleri örneği.
— Kendisini tahkik İçin Ikl daireveya müessese temi
— Üzerinde müracaat edenin adresi vazıh 15 kuruşluk pul yapıştırılmış açık, boş bir zarf,
— Noterifkten tasdikli diploma veya ruhsatname örneği.
3 — Murası yeri ve tarihi:
ikinci maddedeki dilekçe ve bana bağlı (10) parça beiege-leri İle As. Fos No. 10B25 frışaat kısmı ümlrtiğlne mümcaatian ilân olunur. (11672 - 37841
PARASIZ YATILI
Kıs ©ğıremcî alınacak
Verem Savaşı Hemşire Okulu öğrenci kayıtlarına başlan- , m ıştır.
1 — Okul yatıh parasızdır, öğrencilerin hemen bütün ihtiyaçları okulca temLn olunur Ayrıca kendilerine 15-20 lira cep barçhğı verilir.
2 — Tahsil müddeti iki senedir. Mezun olan hemçlreter İst-, Verem Savaşı Derneğinin Istan buldaki müessese ra teşkilâtında vazife alırlar.
3 — Okula kız orta okul mezunları He buna muadil tab-sil görmüş olduğunu belirten helge sahipleri kabul edilir
isteklilerin ve daha fazla malûmat şjıhîbi olmak isteyenlerin ıVerem Savaşı Hemşire Okulu Müdürlüğü — Erenköy Sanntoryomu — İstanbul» adrrstnn rnihncantları. (11179’
İstanbul Defterdarlığından
Muamele ve istihlâk vergileri şubesine vergi borcundan dolayı Rami Topçular Demlrkapı caddesi 10 numaralı Lâstik fabrikasında haczedilen aşağıda yazılı âlât ve edevatın 28 Ağustos 650 pazartesi günii saat 19 da sattacağından, taliplerin. (be!U gün ve saatte mahallinde hazn Inıhır.malan hân olunur
(11548)
Makinenin Cinsi Adet
3 vaîsll Kalender maki nesi 1
Otoklav ve Kompresör 2
MotörlerDe birlikte hamur makinesi 1
Çift tarflı otomatik otoklav 1
Hamur makinesi 1
Otomatik kapılı otoklâv 1
talim fcazaıu 1
3 beygirll Hamur makinesi 1
Büyük Hamur makinesi 1
Çift alemlnyon kalıp 2000
ilk müşteriden tahsil edilir 'Madde 133).
Alacaklıların ilân edilen gün ve saatte İstanbul 4 üncü icra memur!ağımda hazır bulunmaları, şartnameyi, takdiri kıy
fazla malûmat almak 1*üyenle■ rln 050/619 dosyaya mıiracaal etmeleri lâzımdır.
Müşterilerin ilânda yazdı hususları görmüş, okumuş ve kabul etmiş addolunacakları (119701
İLAN
350 lira aylık ücretli bir yüksek in. Mühendis veya Mühendis Erzincan As. Pos. 18247 İnşaat şubesine İşe alınacaktır.
Taliplerin memurin kanununa göre evrak ve dilekçelerini Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlığına göndermeleri Hân olunur. (9788 — 11871)
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — İsmetkaptan mahallerinde Gazi bulvarında Belediyeye alt 34 ada 5 ve 6 parselden mfifre2 430 metre kaTelîk arsa Ürerinde bir sene içinde bin®, inşa ve İkmal etmek kay-dîle kapalı zorflı arttırma İle satılacaktır.
Muhammen bedeli 33600 lira ve geçLcl teminatı 2520 Uradır. isteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde ha-nrlıyacakaln teklif mektuplarını ihale tarihi olan 1/9/950 ouma günü saat 10 a kadar encümen başkanlığına vermeleri ve Binlerinin de aynı günde saat 11 de yapılacağı İlân o-hmur. (11305)


tehire 3
AKSAM
20 Ağustos 1950
Sabundadır
jilette değil
^Hiçbir traş sabunu, hatta Amerikanın en mükem-'.mel ve en pahalı ___
traş sabunu dahi 1
/PURO Traş Sabunu kadar bol ve :
sönmiyen köpüğe |
sahip değildir.
TRAŞ SABUNU
Erkekler niçin traş, olur t
Cevabı gayet basittir :j temiz vc 'yakışıklı görünmek için—
Fakat bundan maada; ekseri erkekler için, her gürvlraş olmak adetâ bir itiydi olınuşlur;
fo derece ki^traşsız geçen bir/gun, onlara aksj bi? gün gıbLgörünür.»
Traş' olmanın) İnsanın maneviyatı' üzerine de tesir .'elliğine şüphe foktur.- Mamaafih iyi İra? oJmanın^bahşetliğiTaze- ■ |ik ve rahatlık hissi, bilhassa kullanılan bıçağın kalitesine .bağlıdır.
En .iyisi, oyulmuş, yeni
STAR
bıçaklarını kullanmaktır.
Bu fevkalâde bîçağı kullanmakla Iraç olmanın ta m. zevkine ^kavuşacaksınız.
STAR
^^JOyulmuş STAR bıçaklarını ısrarla isteyiniz!
Bol köpüklü - Nefis kokuludur.
İZMİR FUARINI
Slandlannı ziyaret ediniz.
Pav6y@raunc3a MARKONİ ve SAHİBİNİN SESİ RADYOLAR SAHİBİNİN SESİ RADYO GRAMOFONLAR SAHİBİNİN SESİ MAMULATI OTOBÜS SAHİBİNİN SESİ SU ISITMA CİHAZLARI NEVVM.4N ELEKTRİK MOTORLERİ
Amerikan Raviyoraunıdla
KELVINATöR BUZ DOLAPLARI KEI.VİNATÖR HOME FREEZELERt İsveç Pavly©n(uındla ELEKTRULÜKS SÜPÜRGE ELEKTROLÜKS petrolle işleyen BUZ DOLAPLARI PENTA TAKMA DENİZ MOTORLERİ , SKANDİYA DENİZ MOTORLERİ
STAND'da hususi memurlarımız her türlü İzahatı vermek üzere emirlerinize âmadedlr.
Veteriner aranıyor
Altı ay müddetle Amerika - Avrupa arasında gemi ile yapılacak hayvan nakliyatında İstihdam edilmek üzere İki veterinere ihtiyaç vardır, Galata, Karamustafapaşa caddesi Tahir Han, kat S, 23 No, ya müracaat,
Saç dökülmesi ve kepeklenmesine karşı
PETROLE HAHN
Yeniden piyasaya gelmiştir. '
Eczane ve ıtriyatçılarda arayınız
Etabllsements F. Vlbert - Lyon France
BMH DOKTOR
EMİR NECİP ATAKAM Kadın - Doğum Hastalıkları ve ameliyatları mütehassisli Beyoğlu, istiklâl Cad *03 ' kat 2. Şark Pazan karşısı
Muayene: 15.30 - 19 1
Tel: 43884
I
EN İYİSİ ve EN UCUZU
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçeteleriniz, tanınmış fabrikaların İlâçları ile yapılır. Yerli ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri emrinize âtnadedlr. ZİYA BOYER ECZANESİ
Karaköy, Tünel yanı
Daktilo aranıyor
I. E. T. T. Umum Müdürlüğünden
İdaremizin Levazım Servidlnde çalıştırılmak üzere İmtihanla Fransızcaya bihakkın vâkıf bir daktilo alınacaktır,
Franaızcadan ayrıca İngilizce ve Almanca bilenler tercih edilecektir.
İmtihanda kazanana ehliyet derecesine göre şimdilik 5 Ura yevmiye verilecektir.
Taliplerin 31.8.950 Perşembe günü saat 10 da yapılacak müsabaka Imtlhanna İştirak etmek üzere 29.8.950 akşamına kadar Metro Handa Zat İşlerine müracaatları, (11789)
ZAYİ — İstanbul Emniyet Sandığındaki 14164 numaralı hesaba alt cüzdanı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinle hükmü olmadığı ilân, olunur.
Adres: 14164 No.lu mudi Piyade Önyüzbaşı Nüzhet Saran._______Pernavut-Karş
Dr. HALİL SEZER
Karyola Fabrikasının
Somyaları dünyanın en rahat somyalarıdır. 32 liraya sahip olabilirsiniz.
Sirkeci Denılrkapı No, 7
Kongrece davet
Çamlıca ve civarını güzelleştirme cemiyetinin yıllık kongresi 17/8/950 pazar günü saat 10 da Kısıklı Gazinosunda yapılacağından sayın Uzanın teşrifleri rica olunur.
Gerek sır. gere* eşinil. ' tıçltnnm baltada Dır defa J SAPIKSIN ila yıkayımı I S APlKSİN saçlanmme ömrünü utatır. Kaşıntı ı>e| kepeği yohadut. r j
SAPIKSIN
Saç Dökülmesine Karşı
KALİTENİN MÜKEMMELİYETİNİ MUHAFAZA ETMEK ŞARTİLE AYNI ZAMANDA FİATLARIN UCUZLAMASI DEMEKTİR. İŞTE i
10 TANESİ 50 Kuruş Olmasına Rağmen
HALİS İSVEÇ ÇELİĞİNDEN MAMUL OLUP ZEVKLE TRAŞ OLMAYI TEMİN EDEN ÇOK İYİ EVSAFTA BIÇAKLARDIR.
HAŞAN DEPOSU EMİNÖNÜ - KARAKÖY - BEYOĞLU - KADIKÖY
Mağazaıan ile Acentalarmda ve tanınmış iyi dükkânlarda bulunur.
HU O
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
SÜPÜRGE: 345 lira peşin
375 lira taksitle
n, ayda 30 lira. 10 av taksit)
Galata, Tahir
han - Tel: 44996
YATILI "
YATISIZ U(s=i' U U tf >M!= Z^-Sİ tt= IJ «5=^ l±=> " ERKEK
öğrenci kayıdlarına başlanmıştır, tstlyenlere taritname gönderilir. Şehzadebaşı - Tel: 22534
TÜRK

TİCARET
BANKASI
Sermayesi : T.L. 4.400.000
İihtlyatları: T.L. 1.876.000
1950 ikramiye plânımızın
8 üncü çekiliş tarihi
11 Eylül 1950
Bu çekilişe iştirak edebilmek İçin MÜŞTERİLERİMİZİN I Eylül 950 akşamına kadar bankamızda bir he-sab açmaları kâfidir.
Bu çekilişin büyük İkramiyesi
Ayrıca
8 aded 1000 Liralık 12 aded 100 Liralık ve muhtelif Para ikramiyeleri vardır.
lanık. Ekzema ve
Frengi ve Belsojaıklufeunun dil yaraların*
teminatlı bir koruyucusudur. | fevkalâde iyi gelir.
Türk Hava Kurumu Bursa Şubesi Başkanlığından:
Bu yıl Kurban bayramında toplanacak deri ve bağırsakların satışı 18. Eylül. 1950 Pazartesi günü saat 18 de yapılacaktır.
İsteklilerin şartları görmek üzere İstanbul ve Bursa şubelerine satış günü de Bursa şubesine gelmeleri İlân olunur.
(118811
Konservatuar Tiirk Musikisi Konseri
Mahur Faslı
28 Ağustos Pazartesi saat 21,30 da
Açıkhava Tiyatrosunda
Her yer Elli kuruştur.
Deri Arttırma İlânı
Türk Hava Kurumu İstanbul Şubesinden.
Kurban Bayramında teşkilâtımız tarafından halktan toplanacak deriler pazarlıkla açık arttırmaya konmuştur. 11 Eylül 950 salı günü saat 10,30 da flat değer görülürse İhalesi yapılacaktır. Şartname her gün şubeden alınabilir.
İsteklilerin İhale gün ve saatinde 1500 lira geçici teminatlarıyla birlikte Cagaloglunda Temizlik İşler! Müdüriyeti binası İttisalinde 17 numaralı şube mertoeeine müracaatları. (L1T4O>

i

Comments (0)