/ ** POKERİM AY
—- o / K
pytamek ısın Htote. .. J . - , ®@^Jr
Sera 32 — No. 11360 — FlatI: her yerde 10 kuruştur. CUMARTESİ 27 Mayıs 1950 Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan İslerini fiilen İdare eden C. Bildik - Aksam Matbaası.
Soğuk harbi kim kazandı
Amerika Dışişleri Bakanı Yardımcısı ve Cumhuriyetçi, yani muhalefet partisinin dış politika sözcüsü M. Fos-ter Dulles radyoda demiştir ki: «Sovyet Rusya soğuk harbi kazanmaktadır. Bazı noktalarda, bilhassa Batı Avrupada bir kısım başarılar elde ettik. Fakat kayıp ve kazanç bilançosu yapılırsa, Rusların başta geldikleri fikrindeyim.»
Harb. ister bugünkü tâbiriyle «soğuk» olsun, ister tam tertip sıcak, yani toplu tüfekli cereyan etsin, ikisinin de neticeleri zaferle ölçülür. Avrupa ve Asyaya baktığımız zaman şimdiye kadar kaç memleketin komünistler. yani Sovyet Rusya eline geçtiğini dehşetle görürüz. Son üc yıldır Fransa ve İtalyavı ele geçirmek için komünistlerin harcadıkları gayretler çok şükür muvaffak olamamıştır. Fa. kat buna karşılık Çin elden gitmiş, Asya ve Pasifik tehlikeye düşmüştür. Manzara, M. Dulîes’e hak verdiriyor. Sovyet Rusya, soğuk harb vasıtaslyle, hakikî bir tecavüz hareketine girişmeden dünyayı eline geçirmek yolundadır. Batılı devlet a-damlart, Sovyet Rusyanın yakın gelecekte bir harb macerasına atılacağına ihtimal vermiyorlar ve bu kanaati bir teselli olarak tekrar edip du.ru-yretor. Sovyet Rusyanın. şimdilik bir harb macerasına atılmak istemediği muhakkaktır. Hattâ Moskova ricali her fırsattan istifade ederek sulhculuk propagandan yapmaktadırlar. Rusyacın durup dururken askerî bir tecavüz hareketine kalkışmaması birçok sebepler. den ileri gelebilir. Bir harbîn ’ sonu nereye varacağını kestiremez. Fakat Rusyanın silâhlı harbe yanaşmadığının asıl sebebi böyle bir harbe bu aralık hiç ihtiyacı olmamasıdır. Bütün istediklerini adım adım, ağır ağır, fakat kesin olarak harbsiz elde etmeye muvaffak olan Rusya, neden harbe kalkışarak başına belâ arasın? Soğuk harb ile, hiç fedakârlığa katlanmadan ele geçirdikleri meydanda iken niçin Amerika ile harbe tutuşmak gibi, akıbeti meçhul, kanlı maceralara atılsın0
Bu bakımdan, dünya ahvaline derin bilgisini yakından görmüş bulunduğumuz M. Dulles'in görüşü isabetlidir. Hic durmadan devam eden yeni çeşit harbi Sovyet Rusya kazanmakta devam _ ediyor.
'J Esasen buna karşı koymak içindir ki Atlantik Paktı devletleri on gün önce Icrndrada toplanmışlar, dün"* yanın kotu e i d işine, çok zayıf olan Batı Avrupa durumuna çareler aramışlar, bir yıl geçtiği halde müspet neticeler vernıiyen Atlantik Pahtım işler hale getirecek tedbirleri konuşmuşlardır.
Bu tedbirler bulundu mu1 Bu hususta iyimser olmadığımızı burada yazmıştık. Yeni elimize geçen İsviçre gazeteleri ki ehemmiyet1! meselelerde cok ciddi istihbar vasıtaları vardır ve tama-miyle tarafsızdırlar, bu İsviçre gazeteleri Londra konferansının neticelerini şüphe ile karşılıyorlar. Atlantik Paktının zaten mevcut askerî, siyasî konsey ve komitelerine yeni daimî bir kon, • sey ile yeni bir teknik komite ilâve edildiğini, işin kırtasiyeciliğe boğulduğunu yazıyorlar. »Journal de Ge-nevg,. diyor ki: «Eğer geniş bir kırtasiyecilik işlerin halline kâfi gelirse denebilir ki{ Batının müdafaası temin c-
ı tır. Meselâ gerek askerî gayretlerin, gerek malî fedakârlıkların tevzi ve taksimi bakımından hiçbir şey tes-bit edilmemiştir. Bu hususta daha birçok tartışmalar beklenebilir.^
İşin hakikati şudur ki Atlantik Paktına dahil Batı Avrupa memleketleri, kendi millî müdafaaları için kendi bütçelerinden büyük masraflara katlanmak istemi, yorlar. Bunun sebepleri üzerinde ayrıca duracağız.
Sovyet Rusyanın bugüne kadar soğuk harbi kazanmasını kolaylaştıran, yahut mümkün kılan temel hâdise şudur:
Sovyet Rusya tek başına-dır. Yanında Sovyet blokuna dahil ,yanl ele geçirdiği devletler vardır. Fakat bunlar Moskovanın emri altındadırlar. Siyasî ve iktisadi, hattâ idari hiçbir istiklâle sahip değildirler.
Karşıdakiler, yani Batı âlemi, her biri her türlü istiklâline malik, müşterek hayatî dâvalarda bile istiklâllerinden en küçük fedakârlığa razı olmıyan. her birinin her meselede ayrı siyaseti, farklı görüşleri bulunan devletlerdir.
Bu demektir ki Sovyet Rusya tek başına, tek âmir olarak istediği karan veri-j yor. dilediği plânı hiç şaşmadan ve aksamadan güdebiliyor. Sovyet Rusyanın bu tek siyaset, tek karar, tek plân kudretine karşılık, Batı cephesinde çok siyaset, çok karar, çok plân usulü caridir. Batı cephesinde yalnız Rus tehlikesini kavramakta birlik olmuştur. Bunun dışında birlik olamamıştır. Ne siyasî, ne İktisadî, ne askerî birlik henüz tam değildir.
Bundan başka, tek başına istediği karan verip tatbik etmek durumunda olan Sovyet Rusyada koyu otoriter rejim vardır. Baştakiler,
Necmeddin SADAK (Arkası sahıfe 2 sütun 1 de>
hazım Hikmet
Rusya, meselenin tetkiki için Birleşmiş Milletlere başvurdu
Londra 27 (Radyo) — Sovyet Rueya hükümetinin Birleşmiş Milletler nezdindekı temsilcisi Malik, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları komitesine başvurarak Nâzım Hikmet meselesinin tetkikini tâlep etmiştir.
Sovyet Rusya, Birleşmiş Milletlerin tnsan Hakları komisyonuna dahil değildir.
«Buyurmuşlardır»
Yeni Cumhurbaşkanı maiyet ve polis otomobillerinin refakat etmesini istememiş. Makama ait bütçeden de tasarruf yapılacakmış. Sayın Celâl Bayır, ancık resmî işlere giderken devlet otomobilini kullanıyor, hususi ziyaretlerinde ise Anadolu gezilerinde bindiği Jip'le dolaşıyor muş.
Bütün bu demokratça tezahürlerle. Anadolu Ajansının «buyurmuşlardır >. «kendileri... teşrif etmişlerdir» tarzındaki ifadeleri aynı üs-1 lûba sığmıyor.
Bu çeşit sözler, resmî kitabetten yeni Türkçeye devredilmişti. Başka lisanlara
Askerlik müddeti indiriliyor
Otuz ay askerlik yapan erler terhis ediliyorlar
Tasarruf maksadiie tayın bedelleri ile geri hizmetlilerden çift giyim eşyasının kaldırılması ve kadro fazlasının emekliye ayrılması düşünülüyor
Hükümet programının son şekli
Dolmabahçe, Adalet sarayı mı olacak
Yeni memur alınmıyacak, işsizlikle
mücadele, yol ve hayvan sayımı vergileri q
tercüme bile edilemediği için' normal mantık İçinde yerle-dilmfstir. Fakat söylemeye1 ri yoktur. Hayır! isiyle, şu mecburuz ki pratik bakım-: beyhude Şarkvarîitği de or-dan hiçbir şey yapılmamış-, tadan kaldırsak. |
Ankara 27 — Hükümet programında askerlik müddetinin 2 seneye indirilmesine dair bir kayıt bulunmamakla beraber bu cihet esas itibariyle kararlaşmış ve kanunlaşması İçin lüzumlu tetkikler yapılıncaya kadar bazı fiili tedbirler alınması da ka-
bul edilmiştir.
İzmir 26 — Bu akşam şehrimiz askerlik dairelerine Millî Savunma Bakanlığından gelen telgrafta 30 ayı ikmal eden bilumum erlerin bilâ müddet izinli olarak bırakılmaları emredilmiştir. Bu telgraf emri üzerine
bu müddeti dolduran erler yarından İtibaren soyunmağa bağlıyacaklardır.
Millî Savunma bütçesinde düşünülen tasarruflar
Ankara 27 (Akşam) — Bir kaç
C. H. Parti divanında şiiriiliileıı meseleler
Biri seçimlerin kayb edilişinin sebepleri diğeri de partinin kalkındtrılmasıdır
gün evvel Milli Savunma Bakanlığında Cumhurbaşkanı. Baş bakan ve Milli Savunma Bakanı ile millî savunma bakanlığı ve genelkurmay İleri gelenlerinin yaptıktan toplantıdan sonra bakanlık bütçesinde ne gibi tasarruflar temin edilebileceği hususunda çalışmalara devam
Yukarıda İsmet İnönü Meclis huzurunda and içiyor, aşağıda:
C.H.P. millet vekilleri arasında oturuyor
edilmektedir.
Kati olmamakla beraber sızan haberlere göre milli savunma giderlerinde yapılması düşünülen kısıntılar arasında tayın bedelleri ile geri hizmetlilere verilmekte olan çift giyim eşyasının kaldırılması, kadro fazlası subayların emekliye ayrılması mevzuu bahsidir.
Askerlik müddetinin indirilmesi imkânları da aynı mülâhazalarla araştırılın aktadır.
Millet Meclisine verilen ilk takrir
Ankara 26 — Konya Milletvekili Saffet Gürol ve arkadaşları tarafından dokuzuncu Büyük Millet Meclisine İlk takrir verilmek üzeredir. Bu takrirde ezcümle şöyle denilmektedir:
«Bu seçim İle bir devir kapanmış ve yeni bir devir açılmıştır. Hem bu başlangıç noktasını işaretlemek, hem de adedi altı bine yaklaşan ve bir çoğu hayatiyetini kaybeden kanunların tasfiyesine bir zemin teşkil etmek üzere dokuzuncu Millet Meclisinden çıkacak ilk kanuna (1) numaranın verilmesi lâzımdır.»
Yeni Mecliste
Ankara 27 — C. H. P. divanı, dün biri sabah, diğeri öğleden sonra olmak üzere iki toplantı yaptı, İkinci oturuma tsmet İnönü riyaset elti.
Parti divanının görüştüğü meseleler hakkında çok ketum dav
ihtisaslarına göre milletvekilleri
Ankara 26 — Yeni Mecliste bulunan milletvekilleri İhtisaslarına göre şöyle ayrılmaktadırlar:
Adalet ve hukuk 131. askerlik 29, bankacılık 11, belediye 4, çif-çilik ve ziraat 58. denizcilik. 1, dişçilik 2, diplomasi 4, eczacılık ' 9, edebiyat ve matbuat 20, eko-noml 14. doktor 4, idareci 16, işçi 3, madencilik 1, makineci 1, maliyeci 11. matbaacı 1, maarif-
ranılmakla beraber, sızan ha- ______ _____ __ ___________
berlere göre görüşme iki konu'1?çl 3> madencilik 1, makineci 1.’ etrafında cereyan etmiştir. | maliyeci 11. matbaacı 1, maarif-
Muhtellf hatipler yaptıkları çi 24, mimar 1, mühendis 17, konuşmalarda seçimlerin kay- posta, telgraf ve telefon 1. bedilLşinl muhtelif sebeplere at- şark bilgileri 1, ticaret 65, vâlz (Arkası saiıife 2; sütun 5 te) 1, veteriner 1.
Spor şenlikleri bugün yapılıyor
19 m? > ' ’ icrası mutat iken seçim dolnyısîyle tehir edilmiş olan Spor bayramı sehliklcri bugün saat 16 da İnönü ve Fenerbahçe stadlannda yapılacaktır. Dün talebe velilerine Spor şenliklerinin provaları yapılarak gösterilmiştir. Yukarıkı resmimiz, dünkü provalardan birini gösteriyor.
Adalet Sarayı yapılması düşünülen Dolmabahçe Sarayı
Ankara 27 — Dün toplanan Bakanlar Kurulunda hükümet programı son şeklini almış gibidir. Program yarın toplanacak olan Parti Meclis Grupunda görüşülecek. pazartesi günkü Meclis içtimaında da okunacaktır.
Hükûmet, programın hazırlanmasında belli başlı bütün memleket dâvalarını birer birer tetkik ve tesblt etmiştir. Bu
mevzulardan biri, devlet dairelerinde rasyonel çalışma esasları ve devlet memur kadrosunun daha normal ve verimli hale getirilmesi keyfiyetidir. Bilindiği gibi devlet bütçesinde tesarrufu sağiıyacak fasılla- ■ nn başında bir de memur kadroları maaşı vardır. Yeni hükümetin memur kadrolarında geniş bir tasfiye yapmak suretiyle tasarruf teminine çalışacağına ihtimal vermiyenler bulunmakta İse de bu mevzuun da ele alı-
nacağına ve kadroya yeni me-

mur alınmaması cihetine gidileceğine muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
Devlet kadrosuna yeni memur almamak prenslpinln tatbikatında göze çarpan diğer bir cihet de her sene 'Ünlversiteler-
den çıkan Dinlerce gence iş bulmak keyfiyetidir. Bilhassa büyük şehirlerde işsizlik her gün biraz daha artmaktadır. Devlet
kapısında iş bulamıyan yüksek tahsil görmüş binlerce genç bu halden dolayı sıkıntılı bir hayat geçirmektedir. Bu durumu en cezri bir şekilde önUyecek tedbirin ne olacağı da yeni hükümetin meşgul olduğu meseleler arşındadır.
Diğer taraftan milli savunma masraflarında yapılacak tasarruflar yanında diğer bazı imkânlar üzerinde de durulmuştur. Yol vergisini de vatandaşların kazançlariyle mütenasip
(Arkası sahife t: »nlun s ds)
------ — --------------;— -------'
Yeni tefrikamız pazartesi başlıyor
SARI DÎVAN
Aşk ve macera romanı
Zarif üslûplu bir muharrrir olan Valentin Wil-liams'ın zekice tertiplenmiş vakalarla ördüğü bu güzel roman sizi heyecandan heyecana sürükliyecektir.
Tercüme eden: (Vâ - Nû)
ARADA BİR
Taissıırıriuıf Ibu dâva
Bütçede tasarruf temin etmek için memurlar kadrosunun kısılacağr, askerlik hizmetinde şıı, bu şekilde değişiklik yapılacağı gibi haberleri ihtiyatla karşılamak gerektir. Hükümetin programı belli olmadıkça bu haberler hakkında bir şey söylemek doğru olmaz.
Gerçek olan sudur ki bütçede tasarrufun, riddi tasarrufun bir tek yolu vardır. İki bile değil.
Bütçenin yarısı Millî Savunmaya gider, öbür yansı memur maaşlarına harcanır. Gerj kalan masraflar lâşey mesabesindedir. Bir iki otomobili kaldırmanın, şu bu servisi fuzulî saymanın muvakkat zaman için kitleyi manen tatmin edici, hoşa giden tarafları olabilir, fakat elli, yüz bin lira ile bütçe ferahlamaz.
Bütçede ciddi tasarruf ancak Mîllî Müdafaa ile memur maaşlarında yapılabilir.
Milli Müdafaa kudretimizi azaltmayı Demokrat Parti hükümeti de düşünemez. Ordu kuvvetimiz azaltılmadan masraftan tasarruf imkânını bulacak hükümetin elini öpmek çörektir. Şimdiye kadar herkesin arzu edip, her
hükümetin Özleyip bir türlü yapamadığı bu işi başarmak yeni hükümete müyesser olursa ne mutlu!
Memur maaşları çoktur. Bütçenin yansını yutar. Memur sayısı on yılda tam iki misli artmıştır. Fakat mesele çetindir. C. H. Partisi hükümetleri memurların bir kısmını olsun, kolundan tutup atmak istemedi. Demokrat Parti bunu nasıl yapacak? Memur şehri Ankara, Demokrat Partiye rey vermiştir. Memurların Demokrat Partiden bekledikleri her halde «tensikat» değildir. Belki maaşların artması, belki hayatın ucuzlamasıdır.
Fakat hiç bilinmez. Bîr de bakarız ki bu iki sahada da tasarrufun kolayı bulunmuş, ne memleketin müdafaası zayıflamış, ne memurlar sokakta kalmış, çene de iki yüz milyon lira tasarruf efmenin yolu keşfedilmiştir. Tasarruf denilen btt dâva Kristof Kolomb'un yumurtası kadar basittir de kimsenin aklına gelmemiştir.
Neden olmasın? Demokrat Parti hunu dört yıldır boşuna tekrarlayıp durmadı. Bekliyelim, görürüz.
Halkçı
Bâhlfe 3
27 Mayıs 19>0
Millet Meclisinin
dünkü toplantısı
Milletvekillerinin tutanaklarını incelemek için 30 kişilik bir komisyon seçildi
Ankara 27 — Buyiik Millet Meclisi dün saat 15 te Başkan-vekillerlnden İstanbul milletvekili Fuat Hulusi Demir eli inin başkanlığında toplanmıştır.
Meclisin bugünkü oturumunda geçen blrleşmde and Içcml-yen bazı milletvekilleri ve bu arada Malatya milletvekili İsmet İnönü and içmişlerdir.
Bundan sonra Çalışma Bakanlığına getirildiği için divan kâtipliğinden çekildiğini bildiren Eskişehir milletvekili Haşan Polatkanın dilekçesi okunmuştur.
Afyokarahisar ire Denizli milletvekilliklerine seçilen Ali tb-saıı SabLs'ln Afyonkarahlsar. Ankara ve Kırşehir milletvekilliklerine seçilen Osman Şevki Çiçek dağın Ankara, Aydın ve İstanbul milletvekilliklerine seçilen Fuat Köprülünün İstanbul, Balıkesir ve İçel milletvekilliklerine seçilen Refik Koral tanın İçel, Bursa ve İstanbul milletvekilliklerine seçilen Celâl Boyarın İstanbul. İstanbul ve İzmir milletvekilliklerine seçilen Halil Özyörük'ün İzmir, İzmir ve Manisa milletvekilliklerine seçilen Refik Şevket İncenin Manisa. Çanakkale ve Bolu milletvekilliklerine seçilen Fahri Belenin Bolu milletvekilliklerini tercih eylediklerine dair önergeleri okunmuştur.
Seçim tutanaklarının onanması müzakeresine başkan Fu-
at Hulusi Demircili itiraz edilen bazı tutanaklar hakkında yüksek seçim kurulundan henıiz kesin bir cevap gelmemiş olduğunu bu itibarla gündemdeki bu maddenin sonraki oturumlarda görüşüleceğini söylemiştir.
Bingöl milletvekili Feridun Fikri Düşünsel, seçim kanununda tuLanaklara itiraz müddeti-, nin muayyen olduğunu Heri sürmüş ve başkanlığın bu hususta vâzıh bir müddet tâyin etmesini İstemiştir,
Fuat Hulûsl Dcmrlell! seçim kanununa göre hareket edildiğini ve gündemdeki mezkûr maddenin bundan sonraki oturumlarda müzakere edilmesinin daha uygun olacağım açıklamış ve bu hususu oya sunmuştur. Neticede, seçim tutanaklarının onanmasının gelecek oturumlara bırakılması kabul olunmuştur.
Bundan sonra, ad çekme usu-llylç 30 kişilik tutanakları İnceleme komisyonu seçimi yapılmıştır.
Ordu milletvekili Refet Aksoy, komisyon için 10 yedek üyenin daha seçilmesini ileri sürmüş, ancak İç tüzüğün buna müsait olmadığı başkan tarafından İfade edilerek bu teklif kabul olunmamıştır.
Büyük Millet Meclisi pazartesi günü saat 15 te toplanmak û-zere bugünkü oturumuna son vermiştir ,
Sab ah Gazeteleri Ne Diyor ?
Millî Savunma
Soğuk harbi kim kazandı
Mahkûmların
dilekçe’eri
Tasarruf
Nadir Nadi CÜMBÜKİYET-te yazdığı başmakalede diyar ki:
«Biz yeni hükümetin tasarruf tedbirlerine titiz bir alâka göstermesini temenni ederken, aynı zamanda yurtla İstihsali arttırıcı, milli kalkınmayı sağlayıcı çalışmalara da hız vermesini bekliyoruz. Başlanmış işleri durdurmakla, faydalı projelerden vazgeçmekle fayda umanlardan değiliz. Millet Mec Jlsi binası dörtle üç nispetinde tamamlanmıştır. Bunu başka bir İşe hasretmekle bina daha ucuza' mı çıkacaktır? Bunca masraftan sonra, devlet merkezinde elverişsiz bir üniversite veya hastaneye sahip olmaktansa onu elden geldiği kadar tamamlamağa çalışmak daha uygun
sarayı bahsinde de vazgeçilmeyi doğru ruz.
C.H.P. nin yapamadığı tasarruflar
YENİ SABAH başmakalesinde yeni iktidarın İyi bir yol tuttuğundan Kabine programında ve Bakanların çalışma lannrla tasarrufu ön plâna almış olduğundan bahisle diyor
«Başlanmış bir bütçede tasarruf imkânı yeni hazırlanan bir bütçe kadar geniş olamaz ama yine bir kaç yüz milyon gibi bir rakam umulabllLr. Böyle bir netice İse, bizim, harici İtibarımız üzerinde çok kurtarıcı bir tesir yapar. Marsiıall yaroınnndan faydalanırken fa-ıla lüks ve sefahate kaçmamız tablatile bu yardımı ya-panlarca pek boş telâkki edilemezdi Şimdi tasarruf imkânlarım araştırdığımız görününce muavenet elinin dalıa bol uza-
ılmaz mı? Adalet tıhnası imkânı da vardır.
projedenı Fulün bu tasarruf teşebbüs-bulmuyu- terinde memur maaş, tahsisat ve snlreslne hiç dokunulmamak temel prensiptir. O sahada sadece münhallere yeni tâyinler yapmamak kâfi bir harekettir. Çünkü ciddiyetle ve devanda tatbik edilecek bu usul bize dört beş senede memur kadrolarında aranılan neticeyi lar.»
Tasarrufu bu şekilde anlarsak yapıcılığımız ve hamlcciU-ğilimiz dumura uğrar. Bundan da gene biz zarar görürüz. Bizim anladığımız mânada asıl tasarruf, Çukurovayı. Orta ve Batı Anadoluyu sel felâketinden ve kurkalıktan koruyabilmektir. Bir baraja harcıyor cağımız 10 milyon lira yılda bizi 30 milyonluk bir vatozdan kurtaracak Lir. Yol şebekemizi tamamlayıp da yurdun bir ucundan öbür ucuna kolayca gidip gelebildiğimiz zaman, vasıtasızlık yüzünden şimdiye kadar çürüyüp atılan çeşitli ü-rûnlerimiz pazarlara kavuşacaktır. Gerçek tasarruf, yaratıcı ve faydalı tasarruf İşte bunlardır.»

ğ! ve yapmayı üzerine aldığı dâvaları bir bir tahakkuk ettirmek ve fiil haline kalbeyle-mek İçin elinden geleni yapmakta tereddüt etmiyecektlr. çünkü bu. onun vazifesidir. Fakat beşeri imkânların nihayet bir hududu olduğu da aşikârdır. Yirmi yedi senelik bir israf ve bir mirasyediliğin bütün kötü neticelerini bir, İki hafta içinde ortadan kaldırmak elbette ki mümkün olamayacaktır. Bu, bedahet te hatırdan çıkanlmamahd ir j

Gençlik ve gençlerimiz
Habip Edip Töre ban _______
İstanbul'da yazdığı başmakalede diyor ki;
■Umumi ve ansiklopedik malûmatın memleketimizde de doğru veya yanlış kâfi derecide mevcut olduğunu biliyoruz. Halbuki bu memleketin bütün hayat sahalarında ameli malûmata İhtiyacı vardır. Biz bu sözleri söylerken gençlerimizin ancak bu sayede memlekete ve kendilerine refah getirecğinl düşünüyoruz. Bu suretle pratik olarak yetişmiş ve bilgisinden emin gençler hayatlarını kazanmak için daha fazla muvaffak olacaklar ve bilhassa hepsinin memuriyet kapılarına koşmaktaki hevesi azalacak ve serbes hayatın bir çokları İçin çok zor görülen yollan onlar için kolaylıkla Herlenebilecek mesafelerden başka bir şey ol-mıyacaktır. Bugün bir çok vatandaşlarımızın ününde ve her yerde sağlam adımları İle yürüyen gençlerimize elde edecekleri bilgiler sayesinde yanrı-bahislc di-lki hayat yolunda da aynı me-
| tanetle yürümelerini ve göste-
Yeni
sağ-
Mümkün olan ve olmıyan
Selim Raçıp Emeç. SON POS-TA'da yaıdığı başmnkaledc D. P. iktidarının idarede demokrasi, vatandaşa iyi lıiımet ve iyi muamele, zaman ve paradan tasarruf zihniyetinin temsilcisi olduğundan
nişin hulâsası şudur ki D. P.İriler yapmalarını candaj/düe-memiekete karşı taahhüt etti-'
rlz.ı
meclisi kuruldu
Kurulun vazifesi, takip edilecek millî savunma siyasetini tesbit etmektir
Ankara 26 — Meclisin geçen devresinde kabul edilen Milli Savunma Genel Kurulu teşkil edilmiş ve kurul genel sekreterliğine orgeneral Kurtcebe Nriyan getirilmiştir.
Kurul, Ankara garı yakınındaki bir binaya yerleşmeğe başlamıştır. Teşkil edilen kurulun tabii başkanı Cumhurbaşkanıdır. Kurul, milli savunma işlerini telif ve tanzim etmekle mükellef olan Başbakanın başkanlığı altında ve onun teklifi ile Bakanlar Kurulu tarafından seçilecek bakanlarla Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Şaşkınından teşekkül etmektedir.
Milli Savunma Yüksek Kurulunun başlıca vazifeleri hükû-
metçe takip edilecek milli savunma politikasının esaslarını hazırlamak, bütün devlet teşkilâtına, her türlü özel müessese ve teşekküllere ve vatandaşlara düşecek millî savunma ödev ve görevlerini tesbit İle gereken kanuni ve idari tedbirleri almak üzere yetkili makamlara sun mak ve bu tedbirlerin tatbik e-dllmeslnl takip etmek, topyekün milli seferberlik plânını barışta hazırlamak ve gereğinde tam olarak tatbikini sağlamak, yurt savunması İle ilgili İşlerde Başbakanın lüzum gösterdiği İşleri incellyerek mütalâasını mildtr-mektir.
Milli Savunma Genel Kurulu, en az ayda bir defa toplanacaktır.
Hükümet programının
C. Kayara tebrikler
(Boştarafı 1 inçi sahifede) millete sormadan her şeyi yaparlar. Kimseye hesap vermezler. İsterlerse milleti aç bırakarak harb stoklan yaparlar, hudutlardan içeri kuş uçurmazlar, oralarda neler olup bittiğinden kimsenin haberi yoktur. Her sır gizlenir.
Batı cephesi memleketlerinde demokrasi ve hürriyet caridir. Amerikada, yahut İngiltere ve Fransada millete sorulmadan hiçbir is görülmez. Orduya masraf etmek, yahut harbe hazırlanmak kolav değildir. Atom sırrı bile saklanamaz. T ' ağır işliven bir makinedir,1 halk efkân ise değişkendir,1 Amerikan milletinin yarın ne isliyeceği bilinemez. Fransada Komünist Partisi «Sovyet ordularına karşı harbetmeyinizv dîye yaftalar yapıştırıyor. Rusyada böyle bir şey mümkün müdür?
Karşılıklı iki cephede bu farklar, müdafaa ve hazırlık, karar ve plân bakımından Rusya lehine mühim bir e-şitsizllk yaratmakladır. Batı cephesinde on iki devletten her biri, siyasî veya askerî her meselede bunun 1-çin gec birleyebiliyorlar, geç anlaşıyorlar veya hiç anlaşamıyorlar. Her biri kendi âmme efkârını, kendi ihtiyaçlarım göz önünde tutmaya mecburdurlar.
Bunun sonu neye vanr?
Tehlike artıp hakikatler anlaşılınca, müşterek menfaatler etrafında birlik mutlaka husule gelecektir. Bu an yaklaşmıştır Demokrat ve hür milletler bir kere birlenince, onların hürriyet vc hâkimiyet içinde birleşen şuurlu kararlan, korku ve istibdat altında körü körüne, hattâ zorla her emre boyun eğmek mecburiyetinde bulunan ve kurtuluş için can atan kitlelerin kuvvetinden bin misli fazla olacaktır. Dünya muvazenesinde istikbal hiç şüphesiz hürriyet ve demokrasi cephesi-nindir.
Cok geç kalmamak şar-öyle.
Necmcddin SADAK
Milletvekillerine Meclise girerlerken dağıtıldı
11 Helikop teruçağı
Beheri seksen bin liradan satın alındı
Talihli hükümet
Ankara 26 — Cezaevlndeki 1 mahkûmlar adına hazırlanmış I matbu bir dilekçe bugün Büyük | Millet Meclisi kapısında Meclise giren milletvekillerine dağıtıldı. Dilekçenin birer sureti Cumhurbaşkanı, Başabakan ve Adalet Bakanına sunulmuştur. Bunda af kanununun bir an önce
1 çıkanLması için yalvarılmakta ve eski tasarının geçen Meclls-ve-1950
I tarihinin affa başlangıç ittihaz edilmesi istenmektedir.
Ankara 27 (Akşam) — P.T.T Genel Müdürlüğü bir mûddst-tcnberl İstanbul vc Ankarana gösteriler yapmakta olan Helikopter fabrikasının temsilcl-lerile anlaşmağa varmış, beheri 80 bin liradan olmak üzere 11 adet Helikopter satın almağa karar Vermiştir.
Helikopterle kışın Doğıı illerinde posta tevziatı yapılacaktır.
Ulus temel prensıpi-miz, iktidarı yıkmak değil murakabe etmektir diyor
.om sırrı ol- hararetli münakaşalara Demokrasi, '|]e ûldu&undan 23 marl
İstanbul sergisi hazırlıkları
1 temmuzda açılacak olan İstanbul sergisinin hazırlıklarına devam edilmektedir. Bununla İlgili olarak Sanayi Birliği genel sekreteri Hal id Güleryüz. serğl komiseri Sırrı Enver Batur ve Ziya İnankurdan müteşekkil bir heyet salı günü Ankaraya gidecektir.
Sergi heyeti, Başbakanlık ve Bakanlıklarla temas ederek Iş-tlrak durumunu tesbit edecektir.
Ticaret odaları nizamnamesini hazır-lıyacak komisyon
Yeni Ticaret ve Sanayi Odaları nizamnamesi taslağını hazırlamak üzere Ticaret Bakanlığının şehrimize göndermiş olduğu Leml Aksoy'un başkanlığındaki üç kişilik heyet dün Sanayi Birliğinde sanayicilerle temaslarda bulunmuştur.
İstanbul - Bursa uçak seferleri arttırılacak
Bursa 26 (AA.) — İstanbul Bursa arasında uçak seferlerinin arttırılması üzerine şehrimize gelen hava yolları genel müdür muavini Rıza Cercer, meydan İhtiyacını ve hava seferlerinin durumunu tetkik etmiş. ticaret odasının turizm bürosu üyelerlle görüşmüştür.
Genel müdür muavini, bu hatta gidiş - geliş biletlerinin ihdas edileceğini ve 15 günlük olacak bu biletlerin 15 liraya satılacağını ve yalnız gidiş ücretinin de ıo Hra olacağım söylemiştir.
| Bıı suretle Bunanın, banyo
Bir Alman futbol takımı geliyor
Münih 26 (A.A.) — (Reuter)
Münih futbol eklpl «Tav Miin-I ...._____
eben 1860» bu «ene Türkiye- mevsiminde uçak seferlerinden yi riyaret etmek hususundaki âzami istifade «uglaurnış otoda veli kabul etmiştir. taktir.
Kaymakam namzetlerinin tâyini geri kaldı
Ankara 27 (Akşam) — Kaymakamlık kursunu bitirmiş olan kaymakam namzetlerinin tâyinleri muvakkat bir zaman için geri bırakılmıştır. Buna sebep olarak yeni hükümet değişikliği Heri sürülmekledir. Yeni İçişler! Bakanı Rûkncd-dln Nasuhoğlu, hâlen Bakanlığını alâkadar eden meseleler üzerinde esaslı bir tetkike başlamamış olduğundan ve bazı Vilâyetlerin İdari teşkilâtında yapılması muhtemel değişiklikler tesbit edilmemiş bulunduğundu yeni kaymakamların tâyinleri şimdilik geri bırakılmıştır. _____
Fuat Arna bir vıl hapse mahkûm oldu
Ankara 27 (Akşam) — Millet Partisi Genel Yürütme Kurulu üyelerinden Fuat Amanın Cunı hurbaşkanının gıyabında llsa-nen tecavüzde bulunmaktan sanık olarak duruşmasına dün altıncı asliye ceza mahkemesinde devam edilmiş ve karara bağlanmıştır. Mahkeme Fuat Ama hakkında temyizi kabil olmak üzere bir sene hapis cezası vermiştir. Fuat Amanın bundan bir müddet evvel başka bir hakaret suçundan bir sene mahkûmiyeti bulunmakta İdi. Bu mahkûmiyeti de temyizce İncelenmektedir.
Kandilli rasathanesinin kaydettiği zelzele
Kandilli rasathanesinden bildirildiğine göre, dün gece Türkiye yaz saatile biri saat 21 1 48 gece hafif, diğeri 4 ü 36 dakika geçe şiddetli iki yer sarsıntısı kaydedilmiştir.
Her İki sarsıntıya ait merkez üssünün rasathaneden uzaklığı 9650 kilometre olarak hesap edüuugür.
Ankara 27 (Akşam] — Bu sabahki Ulus gazetesinde «Talihli hükümet» başlıklı yazısında Hüseyin Cahit Yalçın şöyle dl-yor: .
«Yeni hükümet yıkıcı bir mu-haefet ile boğuşmak, kısır mücadeleler içinde bunalıp kalmak' tehlikelerinden masundur. Muhalefet mevkiinde bulunan biz Halk Partililer için temel prensip, karşımızdaki kudreti yıkmağa çalışmak değil, sıkı bLr nıurakabeye tâbi tutmaktır. Hükümeti sırf düşürmek ve yerine kendimiz geçmek İçin çalışacak değiliz. Hükümet memlekete hayırlı İş gördüğü müddetçe hükümet partisinde kiler kadar biz de memnun olacağız. Hükümetin muvaffakiyetlerini görmek bizim için kâfidir. Bunu gördüğümüz vakit kendisini memnuniyetle alkışlamağa hazırız. Aksini görürsek fikrimizi hâlis ve samimi bir şekilde açıklamağı vazlfe bileceğiz. Hükümete muhalif bulunmak bize hep bu memleketin ev-âdı olduğumuzu unulturac3k bir sebep değildir. Hakkı teslim etmenin Gir küçüklük olacağını aklımızdan geçiremeyiz.»
C.H.P. divanı
(Başta rafı 1 inci sahifede) fetm işlerdir. Bunlar arasında bazı hatipler 27 senelik fasılasız inkılâp yapan, fasılasız bir iktidar için bu neticenin mukadder olduğunu belirtmişlerdir. Diğer hatipler, namzet listelerinin iyi tertiplenmemesi. mahallî parti teşekküllerinin İyi organize edilmemesi, propagandaya lâyık olduğu ehemmiyet verilmemesi vc bilhassa Meclisin tâdiline tekaddûm eden günlerde af kanununun reddediliri gibi bazı hataların yapılmasının bu mağlubiyet^ sebep olduğunu söylemişlerdir. Diğer bazı hatipler İse, bunun mukadder olduğunu, hattâ C. H, P. nin İyi teşkilâtlanması ve bir parti haline gelmesi için bunun lüzumlu olduğunu izah etmişlerdir.
Üzerinde durulan ikinci mesele de. partinin iyi teşkilâtlandırılması, kalkındırılması ve ken dişine menfaatle bağlı olan uzuvların tasfiye edilmesi idi. Hatipler bu noktalar üzerinde de mütalâalarını söylediler.
Bugünkü divanda, Kurultayın tehiri mevzuu üzerinde de hare tli müzakereler oldu ve neticede Kurultayın haziran sonuna bırakılması kararlştı. Divan içtimai bugün de devam edecek ve akşam geniş bir tebliğ neşredilecektir.
(Baştarafı 1 İnci sahifede) bir şekilde ödemeleri hususu bu hükümetin ele alacağı işler arasındadır. Hayvan sayım vergisinin gayri âdil bir vergi usulü olduğu, bu verginin kaldırılması gerektiği ötedenberl Demokratların müdafaa ettiği bir mevzudur. Bu münasebetle yeni hükümetin hayvan sayım vergisini tamamen kaldıracağı bildirilmektedir.
Tasarruf söylentileri arasında şunlar, da vardır: Yeni Meclis binasının üniversite haline kal-bedllmesi, îstanbulda yeni bir adalet sarayı İnşa ettirmektense Dolmabahçe saraymın adalet sarayı ittihaz edilmesi.
Sümerbank mamulleri kısmen ucuzlatılabilecek Ankara 27 (Akşam) — Sümer-bankta dûn sümerbank mâmul-lerlnln muayyen bir nispette u-cuzlatdıp iıeıi2İatılamıyaeaği!U incelemek üzere bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda alınan kararlar neticesinde sümerbank mâmullerinln hangi şartlar içinde ucuzlatılabileceği tesbit edilecektir. İlk tahminlere göre bütün sümerbank mâ-mulleri yüzde 10-15 nispetinde ucuzlatılabllecektir. Çalışmalara bugün de devam edilecektir.
Ankara 26 — Cumhurbaşkanımız Celftl BayaTa devlet reisliğine seçilmeleri münasebetiyle. bir çok dost ve komşu memleketlerin devlet başkanlan tarafından tebrik telgrafları gelmiştir.
Başkan Trumanm tebrik tel-grafıyle Celâl Bayarın cevabı şudur:
Ekselans Celâl Bayat
Türkiye Cumhurbaşkanı
Ankara
BORSA
ijlanbul Barcaıınııt 3S/S/1958 Halleri
Ç E K L E B_______________
Kup* m*
751 Mİ 50
0.90 64.67 64.63
Î3.6S40
D. P. Genel Başkanlığı
Ankara 27 — Önümüzdeki günler içinde Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'm parti başkanlığından çekildiğine dair millete bir beyanname neşredeceği tahmin edilmektedir,
Bayarın, bu beyannamesinde parti başkanlığından çekilişinin sebeplerini İzah edeceği ye beyannamenin sonunda millete teşekkürlerini bildireceği sanılmaktadır.
F. Bahçeli Erdoğan Viyana’ya gidiyor
Fenerbahçe ve milli takım beklerinden Erdoğan Dağdelen diz kapağındaki sakatlığının ameliyatı İçin bugün uçakla VI-yanaya hareket edecektir, Erdoğan. ameliyattan sonra 3 hafta müddetle tedavi görecektir.
Londra I Sterlin New Yor* *00 Dalar Pnru 100 FraiMHZ T. Stokhotm 1(W Lsveç Kr. Cenevre 100 İsviçre V AmtSlcrdcm 1OO Florin Brttkse) lOOBeJcJkoF.
Llrbon 100 Esku-des
ESHAM VE TAHVİLAT % I FAİ2M rAHVlLLEB
Sivas - Enurum 1 Sivas ■ Eraurum » İMİ Demir solu I UM) Demirvoiu H İMİ Demlrvolu □) Mim Mdaafn» Milli UüUaCaa U MIHI MOdat.1» O) Milli MUdatas iv
?ı ■ SJ .97
Sİ 50
Sİ W
33 30
eıjo
31.80
7170
% * FAİZLİ TAHVİLLE»
KnlHınma l
Kalkının» 11 Katkının» 111
948 istikran I
‘nf istikrası □ 1941
1949
1949
İki
Feci iki kamyon kazası
Ankara 26 — Atpazarında kişinin ölümü ile neticelenen
feci bir kaza olmuştur. Tuz yüklü bir kamyon müze önündeki yokuşta frenleri tutmadığından geri geri gitmeğe başlamış, şoför kazaya meydan vermemek için direksiyonu müzenin duvarına yaslanacak şekilde kırmış ve o sırada müz^ önünden geçmekte olan Mustafa isminde biriyle 5 yaşındaki kızı Kıymet kamyonla duvar arasında sıkışmışlar ve feci şekilde öimüşler-dlr.
Ankara 27 (Akşam) — Kınk-kaleden şehrimize gelmekte o-ı lan Kaman belediyesine alt kamyon Kırşehir — Ankara şosesi üzerinde devrilmiş ve için. de bulunan 11 yolcu yaralan-

Türkiye Cumhuriyeti başkanı olarak seçilmeniz vesilesiyle ekselanslarına samimi tebriklerimi İfade etmek İstiyorum.
Millet Meclisindeki yeniden seçilen temsilcileri vasıtasiyle Türk milletinin size tefviz eylemiş bulunduğu bu en büyük şeref pâyesl, memleketinizdeki demokratik İnkişaf dâvasının İleri gitmesi yolunda uzun zamandır oynamış bulunduğunuz rolün gerçek mükâfatıdır. Türkiye, cihana, gerek bu dâvaya ol3n bağlılığının, gerekse kendisine demokratik milletler ailesi içinde bu derece hürmet besliyen bir mevki kazandıran iç kudretinin ve temel istikrarının bir dellUni daha vermiştir. İki memleketin halkı ve hükümetleri arasında hâlen mevcut çok dostane ve yakın münasebetlerin devamına itim adla ü-mll besliyorum. Trııman
Ekselans Truman
Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı
V’aşinçton
100.40
n» m1
10070
100 7i
100.95 .
»9 90
98 90
Demırvolu Utlkrazı L
% (S FAİZLİ TAHVİLLE»
UhvUJ 99.70
% » FAİZLİ TAHVİLLER
Brsam 33.—
tkramiyeU »*>
1933
1938
MUll Müfjalaa 31'
Demiryolu ıv
Demlrvolu V______________ 69 -
A HA POLO OEMtHVOLD 6RO?V
Cumhurbaşkanlığına seçilmem doiayıslyle İfade buyurduğunuz samimî tebriklere en hararetli teşekkürlerimi arzederlm.
Türkiyenln, cihana, demokratik milletler ailesi İçinde kendi» sine şayanı hürmet bir mevki kazandıran İç kudretinin ve İstikrarının bir delilini daha verdiği mealindeki sözleriniz beni aynca ve son derece mütehassis etmiştir. Türk milleti hürriyet ve demokrasi prensiplerine büyük bir şuurla bağlı olup kendisini aynı prensiplere sadık bulunan diğer hür milletlerle tam bir tesanüt halinde hissetmektedir. İki memleketin halkı ve hükümetleri arasında elyevm mevcut çok dostane ve yakın münasebetlerin devamını ve kuvvetlenmesini görmek benim İçin bahtiyarlık teşkil edecektir. Celâl Bay ar
Bevin’in muhtemel halefi
Londra 26 (A.A.) — (Reuter) Londra siyasi çevreleri, sıhhi durumu dolayrsile Bevin İstifa etmek zorunda kaldığı takdirde kendisine halef olarak İçişleri Bakanı James Chutertn adını ileri sürmektedirler.
68 yaşında olan James Chıı-
ter işçi partisinin sağ cenahına de bulunan 11 yolcu yaralan-mensııp olup, dış siyasette u- 1 iniştir. Yaralılar hastaneye kol-mumiyetle Bevin taraftan ola- dıniarak tedavi altına alınmıs-
Gulden Türk lirası StcrUB
Külce
Icr 1-3 1»-»
■«netleri % «0
«U «enet________ 67 J0
5AHILAFLAHDA ALTIM SMııUkı
30.50
31.90
40-
33 50
450
Irak kıral naibi, tran Şahı. Lübnan ve Suriye Cumhurrels-lerl, Ürdün ve Yemen kırallan. İsrail Cumhurbaşkanı tarafından tir.
tebrik telgrafları çekilmiş-
Sovyet sefiri memleketine gitti
Sovyet Büyük Elçisi Lavrlşef-le sefaret müsteşarı, Bulgar elçiliği müsteşarı ve Çekoslovak konsolosu Semplon ekspresiyle memleketlerine gitmişlerdir İstanbul Sovyet konso'osu da dün Valiyi ziyaret etmiştir.
layıs
A K 6 A M
Sahile 3
\K$AMn^lKŞAMg
Demagojiye aldırmadığı için Celâl Bayara teşekkür ederiz
Çocukluğumda, ihtiyar bir sarayh hanım tanırdım. Sultan Azizin azatlılarından-mış; cennetmekân efendisini şöyle methü sena ederdi: — O kadar sofuydu ki, ü-tülediğimiz pantalonunu e-liyle buruşturur; öyle giyerdi.
Tarihi biliyoruz: koskoca bir Sultan Aziz devrini mu-telif eserlerden, hâtıralardan, mimariden tanıdık. O-nun için saraylı hanımın anlattığı teferruat doğru bile olsa, dudak büküyoruz:
— Bundan ne çıkar? Varsın ütülü pantalon giysin...
Son zamanlarda, içinde bulunduğumuz devrin en mühim hâdisesi imiş gibi yepyeni bir mevzu ortaya a-tıldı: Yeni Cıımhurreisi Celâl Bayar. Çankayada otur-nııya çakmış. Kira apartı-maninin resmi basılıyor. Kirada oturmakta devam etmesi teşvik edilir gibi!
Nihayet, alıştıra alıştıra şu haber verildi:
Ankara 25 -— Cumhurbaşkanı Celâl Bayar dün gece ilk defa olarak Çankaya köşkünde ikamet etmiştir. Kira ile oturduğu apartı-mandan henüz Çankaya köşküne tanınmamıştır.
Öyle ki, demagojik bir tasarrufa taraftar olanların:
— Sen de mi?- demesinden korkuluyor; «feci haber alıştıra alıştıra veriliyor» sanki...
Aslı aranırsa. Çankaya köşkü — görenler arasmda-yım: — bir saltanat sarayı değildir. Birçok zenginlerin hususi ikametgâh olarak kullandıkları binalardan pek üstün sayılamaz. Hele bir Devlet Reisi için mütevazı dense hata olmaz. Üstelik maiyette çalışmaları zaruri türki âmir, memur, nöbetçi vesairenin barınabilmeleri için tesisler vardır. Telefon telleri bile ona göre yapılmıştır. Türk milletinin şerefiyle mütenasip kabul salonları da vardır.
Acaba, bütün bunları bir kapris yüzünden iptal edip yenilerini başka tarafta yapmak, daha mı mantıkî olurdu?
Bir vatandaş, kim bilir neler olmasını umuyormuş ki, Demokrat Partinin kurucularına şu mealde bîr telgraf çekiniş:
«Yazıklar olsun! Hani Halk Partisini devirince baş mevkileri işgal etmiyeceği-nize dair söz vermiştiniz, işte sîzler de mevki hırslısı i-missiniz.»
İttihat ricaline de, Ata-türke de aynı sitemler yapılmıştı. Gûya, bir değişikliği yapanın köşeye çekilerek teşrii ve icraî mevkileri başkalarına bırakması siyaset âdetlerince mümkünmüş gibi! Bunlar, türlü eski misalleri bilmiyetılerin hayal inkisarlarıdır.
Demokratların memlekete hayırlı yenilikler getireceklerine bütün millet inanıyor. Ben de. herkes gibi, birçok sahalarda ilerlemeler olacağına samimiyetle inanıyorum. Zira, kendi milletimin terakki yolunda olduğuna, devreden devreye daha iyiye istihale edeceğine imanım vardır. Fakat terakkiyi, sırf cilada, satıhta aramamalı. Çankayada otur-mamakla, hattâ arasıra Jip otomobiline binmekle, yanında hiç maiyet bulundurmamakla milletin umduğu ferahlamalar elbette olamaz.
İdarenin tesellümü sırasındaki hürriyet gradosu neydi? Her mizaç ve meşrepteki vatandaş için o ölcii gcnişliyecek mi, daralacak mı? Bir. Kanun maddeleri daha demokratlaşıp kitapta kalmıyacak ve tatbik olunacak mı; kanunsuz müdahalelere meydan verilmiyecek mi? İki. Bütçede bir kasıntı olacak mı: milletin yaşayışında bir ferahlama olacak mı? Üç. Milli gelirin muhtelif sınıflara dağıtılmasında bir içtimai adalet olacak mı? Dört, ı
Vilâyette bir toplantı
Şehrin muhtelif işleri gözden geçirildi
Dün vilâyet binasında vali ve belediye reisi prof. Gökayın başkanlığında vilâyet ve belediye reis muavinlerine emniyet müdürü ve kaymakamların İştirak ettiği aylık mutad toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda yaz mevsiminin gelmesi münasebetiyle kır ve bahçe hayatının başlaması karşısmda şehrin umumi asayiş durumu gözden geçirilmiş ve memnunluk verici olduğu tesblt edilmiştir.
Yine yaz münasebetlle yazlık sinemalarla kıraathacp ve gazino oparlörl erinin vatandaşları rahatsız etmemesi yolunda gerekil tedbirler alınacaktır. Klaksonlar hafif çalın-madığı ve gecenin yasak zamanlarında çalınmaya &?vam edildiği takdirde klaksonun bıi-5 bütün yasak edilerek korna konulacağı hususunda şoförlerin dikkati çekilecektir. Klâk-soniarda tadilât yapılması da kararlaştırılmıştır.
Han, lokanta, sinema gibi umumi yerlerin temizlikleri ve bilhassa helalarının temizliğine çok dikkat edilmesi yolunda İlgililere kat'l emirler verilmiş ve bu hususta belediye zabıta talimatnamesi hükümlerinin şiddetle tatbik edileceğinin tebliği kararlaştırılmıştır.
Gıda Hatlarının toptan satışa göre ayarlanması, kömür fiyatları azami narhının İndirilmesi karar altına alınmıştır.
Gürültü ile mücadele
Otomobillerin klaksonları tek klaksona indirilecek
Yaz dolay ıs ile sokaklardaki seyrüsefer faaliyeti gecenin geç saatlerine kadar devam etmeğe ve bu yüzden gürültüden şikâyet edenlerin sayısı artmağa başlamıştır.
Bunun üzerine belediye yeni bir karar almağa mecbur olmuştur. Karar şudur: Bilumum motorlu nakil vasıtalarındaki çift klâksonlar tek klâksona indirilecektir. Bu tek klâksonlar da fazla gürültü çıkarmıya-cak şekilde tertiplenecektir. Motorlu nakil vasıtalarının muayenesinde bu hususa dikkat edilmesi dün belediyeden alâkalı dairelere ehemmiyetle bildirilmiştir.
Bir tekzip
Tahsisatı mesture hakkında bir haber yalanlandı
Ankara 26 (A.A) Başbakanlıktan tebliğ edilmiştir: Kudret gazetesinin 24 Mayıs 1950 tarihli sayısında başbakan tarafın bazı milletvekillerine, tahsisatı mesturenin köftesini sarfedilmlş bir halde bulduğuna dair bir söz söylenmiş olduğu yazılmıştır.
Tahsisatı mesturenin kâffesl sarfedilmlş halde bulunmadığı gibi Başbakan tarafından da bu yolda bir söz söylenmemiştir.
Kabataşlılar günü
28 Mayıs saat 12 de okulda mezun ve mensuplara dernek tarafından konser, yemek ve yaşlı öğrenmenltrle sınıf birincilerine hediyeler verilecektir. Davbiyeîfcr okuldan. Beyoğlu Rebul eczanesi. Galata Baylan pastanesinden dağıtılmaktadır.
Bunlar ehemmiyetlidir. Yoksa, Celâl Bayar, Türk milletinin zaten masraf edip Devlet Başkanı için kurduğu tesislerden güzel güzel faydalansın ve millet için hayırlı neticeler elde etsin. Ancak mâkul yapılmış olur.
(Vâ - Nû)
İsrail röportajları
Telâvivde bir gün
İki başkentli memleket — Kiria neresidir — Otobüs yolculuğu — M. Dinar kimdir — Ramat - Gan semti ve bir gazino.
İsraillilere ve İsrail hükümetinin telâkkisine göre Kudüs şehri devletin başkentidir. Fakat Birleşmiş Milletler teşkilâtı bu görüşü kabul etmiyor ve Telâvlv şehrini hükümet merkezi olarak tanıyor. Bu İtibarla İsrail, taşıdığı birçok hususiyet arasında, İki başkenti! bir ülke olarak da zikrediliyor. Bugün İsrail hükümetinin bütün bakanları, Teiâvlvle Kudüs arasında uzanan otomobil yolunun ve onun etrafındaki arazinin bütün özelliklerini en inte teferruata kadar biliyorlar. Çiinkü bu zevat iki şehir arasında mekik dokumaktadırlar. İsraillilere göre hükümet merkezi Kudüs olduğu için bütün bakanlar orada çalışıyorlar. Fakat Birleşmiş Milletler teşkilâtı Telâvivi başkent tanıdığı için bütün bakanlıkların teşkilâtı da orada bulunuyor, Elçilikler de Telâvivde olup hükümetle görüşmek Istiyen elçi, arabasına allayıp Kudüse gidiyor.
Telâvivde bakanlıklar, şehrin kuzey bölgesinde «Kiria» adı verilen bir mahallede toplanmış. Bir sabah buraya gitmek üzere durakta bekledim.
Bütün İsrailde gördüğüm tek tip otobüslerden 17 numarayı taşıyanına binmem lcab ediyor. Çünkü bu koca şehirde her istikamette birçok semt var ve o-tobiisler de meselâ blzdekl gibi Nişantaşı - Beyazıt levhasına benzer İsimli levhalar değil, İşledikleri semtlere göre üzerinde bir numara bulunan tabelâlar taşıyorlar. «Kiria» ya giden otobüsün levkasında da 17 yazılıymış.
Otobüste
Neyse, bizim otobüs uzaktan göründü ve gelip önümüzde dur dil, Yabancı olduğum için hep tetikteyim; buranın usûl ve â-detlerlne aykırı bir hareketle bulunmamaya gayret ediyorum. Baktım: Otobüsün ortadaki kapısından yolcular iniyor, öndeki kapısından da binecek olanlar biniyor. Ben de o tarafa se-yirtlp sıraya girdim. Otobüste biletçi yok, (hele blzdekl gibi, yolculara emniyetsizliğin bir 1-fadesi olan kontrolörden eser bile yok). Ön kapıdan giren her yolcu, İçeriye geçmeden önce, şoföre, yapacağı yolculuğun ücretini veriyor ve mukabilinde bir bilet alıyor.
Sıra bana geldi. Kaç para vermem lâzım geldiğini bilmediğim İçin cebimden bir avuç bozuk para çıkartıp şoföre uzattım ve lbranlce olarak bildiğim 8-10 kelimeden birini kullandım:
— Be vak aşa, Kiria!
Yani ne dedim biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz? îb-ranlce bilmiyorsunuz kİ! Haydi ben söyliveyim; Yani efendim «rica ederim, Kiria» dedim!
Şoför bana şöyle bir baktı. «Sabah sabah tbranlceyi katleden bu adam da nereden çıktı?» gibilerden süzdü. Sonra kendi lisaniyie «fesuphanallah» çekip avucuma uzandı. Bozukluklardan bir kaçını aldı ve bileti kesip verdi. Ben de muzaffer bir tavırla yerime oturdum.
Taksim - Kara köy arasındaki mesafe kadar bir yolu bizim parayla 180 kuruşa gittik. Klrla-ya varınca şoför seslendi, İndik.
Güzel bir mahalle
Burası beton veya taştan yapılmış ikişer katlı zarif binalardan mürekkep bir mahalleydi. Binaların aralarındaki yeşil sahalar zevkle ağaçlandırılmış, çiçeklerle de süslenmişti. Bu biblo gibi binaların birkaçı bir Bakanlığı teşkil ediyormuş. Bakanlık deyince, muazzam beton bloklara alışmış gözlerim böyle ufacık binalar görünce doğrusu hayret ettim. İsralİİn iki yıl içinde pek mühim terakkiler kaydetmesini sağlıyan teşkilât bu muydu?
Evet buydu. Az eleman, fakat öz unsurlarla çalışıp bu ufacık binaların mahzenlerinde bile evrak tomarları arasında kırtasl ycslz didinen memurlar kullanıyorlardı. Gezdiğim Bakanlıklar-,
Fetih yılı münasebetile
Cemiyette kadın ve erkek
İstanbul radyosu hususî bir program hazırladı
Telâviv'de bir
da kadın ve erkek memurların bir dakika bile boş durmayıp sistemli ve bilgili bir tarzda uğraştıklarını gördüm.
Dışişleri Bakanlığının Türk masası şefi M. Dinar, tsraile giden bütün Türk gazetecilerinin tanıdığı ve Türklyede bir yığın dostu bulunan orta boylu, genç, dinamik, neşeli ve yapmacıksız misafirperver bir zat. Dinar bey dostumuz İstanbulda doğmuş, büyümüş, okumuş ve bundan 10 - 12 yıl önce, yeni bir vatan kurmak istiyen Yahudi öncüleriyle birlikte çalışmak İçin İsraile gelip yerleşmiş.
Karşılıklı geçip oturduk ve Iş saati olduğu için İşten bahsettik. Sonra akşam üzeri Dinar beyin işi bitince bir gazinoda buluştuk. O zaman bana Türki-yeye ve îstnnbula dair birçok sual sordu ve doğup büyüdüğü İstanbula bağlı hâtıralardan bahsetti. Telâviv'de kaldığım müddetçe kendisiyle birkaç kere görüştük. Böylece kıymetli bir dost kazandım.
Ramat - Gan semti
Telâviv'de o akşam yemeği cHova Yarkon» sahilinde «çl-ros» gazinosında yedik. Sonra
Valinin seyahati
Sağlık Şûrasında bulunacak, hükümet erkânile de görüşecek
Vali ve belediye başkanı profesör Fahreddin Kerim Gökay bu akşam Ankaraya hareket edecektir. Vali, Ankarada toplanacak olan yüksek sağlık Şûrasına İştirak edecektir. Ayrıca yeni hükümet erkânı İle de şehrin umumi meseleleri hak kında temaslarda bulunacaktır. Vali seyahati hakkında arkadaşımıza demiştir ki:
— Önümüzdeki hafta toplantıları başlayacak olan yüksek sağlık şurasına iştirak İçin gidiyorum. Bu arada şehrin ve vilâyetin muhtelif meseleleri üzerinde İçişleri Bakanına İzahat vereceğim. Bu meselelerin başında emniyet ve asayiş işleri ile ekonomik ve sosyal meseleler, İmâr İşleri gelmektedir. Malûmdur kİ mevcut yapı, yollar kanunu tatbikatında bir takım aksaklıklar göstermektedir. Kanunun bu kısımlarının değiştirilmesi hususunda da alâkalılarla görüşeceğim. Fethin beş yüzüncü yılında yapılacak İşler de bu meseleler arasındadır.
Diğer mühim bir mesele de îstanbula İş bulmak için Ana-doludan devam eden akına çare bulmaktır. Gelenlerin du-’ rumu şehrin emalyet. asayiş ve ekonomik meseleleriyle çok yakından alâkadardırlar. Dö-! neceglm tarihi henüz tesblt
' etmedim.
29 Mayıs pazartesi günü İstanbul fethinin 497 nel dönüm yılma tesadüf ediyor. Bu vesile İle, İstanbul radyosu hususi bir program, hazırlamaktadır. Prog ram pazartesi gecesi yayınlanacaktır.
Muharrir Ekrem Reşit Rey radyo temsil kolunda çalışmak üzere üniversite öğrencileri arasında kabiliyetli gençler keşfetmiştir. Bu gençler o gece için vazife almışlardır.
Hususi program spiker Tarık Gürcan'ın İstanbul un tarihini anlatan konuşmaslle bavlıyacak tır. Mütaakıben edebiyat fakültesi öğrencileri eski devirlere, Fatihe ve zamanımıza güzel şiirler okuyacaklardır.
ait
Şoförlerin fazla aldığı paralar
Emniyet 6 ncı şube müdürlüğü. şoförlerin gece yarısından sonra müşterilerden aldıkları fa2İa ücret hakkında yeni bir karar vermiştir.
kadın polis
da tatlı bir mektap altında, şeh rln beş kilometre ötesinde, kuzey - doğu İstikametinde bulunan sayfiye ve eğlence semti «Ramat - Gan» a uzandık. «Bahçeli bayır > mânasına gelen «Ramat - Gan» semtinde büyüklü, küçüklü gazinolar var. Bunlardan «Oasis» gazinosu geniş bir bahçe İçinde. Ağaçlar, kameryeler ve havuzlariyle pek çok kimseyi çeken bu güzel gazinoda İsrail gençleri başbaşa dansedip eğleniyorlar. Ortada geniş bir dans pisti, dipte de caz yeri var. Bahçenin her yanı masayla dolu.
Buraya da girerken bilet aldık ve adam başına 178 mil, yani 150 kuruş ödedik, Sonra da bir masaya oturup etrafı seyrettik. Dansedeıılere ve kahkaha atanlara baktık. Günün yorgunluğu gideriliyordu.
Bu arada bir kadın sanatkâr sahneye çıkıp yanık sesiyle fevkalâde parçalar okudu. Onu takiben usta bir klârnetçl ciddîn nefis sololar yaptı.
Saat 24 de herkes evine gitti. Biz de pansiyonumuza yollandık.
Şahap BALCIOCl.ü
Bu karara göre gece yarısından sabahın 6 sına kadar taksi şoförleri, taksi saatinin yazdığı ücretin iki mislinden 20 kuruş fazla alacaklardır. Bu 30 kuruş gece yarısı zammıdır. 6 neı şube müdürlüğü, bir kaç ay evvel tesblt ettiği dolmuş ücretlerde yeni kabul ettiği gece zammını broşürler halinde bastırarak. dağıtmağa başlamıştır.
Bu ücretlerden fazla para alan veya almağa kalkan şoförler 6 net şube müdürlüğüne şikâyet edildiği takdirde fazla aldıkları para geri alınacağı gibi ayrıca şoförler ceza da göreceklerdir.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
öğle vc akşam programlan
Açılış ve programlar. Haberler.
Marjlar «PJ.».
Oyun havalan. «Pl».
Saz eserleri - Sarkt ve türküler. Okuyan: Semahat Ergök-men Çalanlar: Sadi Isdar. Şerit İçil. İzzeddm Ökıe, Marşlar «Pl.».
Atom ve hidrojen bombaları
Yarınki maç
B. T. G. Md. Futbol Federasyonundan:
1 — 28/5/950 Pazar günü saat 17,30 da İnönü stadında yapılacak Türkiye - İran millî maçına iştirak etmek üzere genç millî takım için aşağıda isimleri yazılı futbolcular seçilmişlerdir:
Fenerbahçeden; Hilmi. Ar-dağ, Kâmil Ekin, Erol Keskin. Lefter, K. Andonyadis, Halit Deringör.
Galalasaraydan: Turgay Şe-ren, Naci Özkaya. Doğan Kol-oğlu, Muzaffer Tokaç, tsfendi-yar Açıksöz. Reha Eken.
Vefadan: Şükrü Ersoy, Rahmi Denizöz. Melih İlgaz, Galip Haktanır, Bülent Varol.
Ank. Demirspordan: İsmet Berberoğlu.
2 — Davet edilen milli futbolcularımız pazar günü en geç saat 15 de İnönü stadında bulunacaklardır.
3 — Maçı Mısır federasyonuna mensup beynelmilel hakem Muhammet Esseit İdare edecek. Yan hakemliklerini Suthl Garan, Mustafa Güventûrk yapacaklardır.
4 — İran ve Türk takımı oyuncuları stadın (E> kapısından gireceklerdir.
Valiyi ziyaret
Şehrimize gelen İranlı futbolcular kafile reisleri Dr. Ali Ceni'nln başkanlığında Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek kardeş İran hükümetinin selâmlarını getirmişler ve kendilerini evlerinde gibi hissettiklerini bildirmişlerdir.
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay kardeş milletin necip duygularına teşekkür etmiş, spor gibi asil bkr sahada İki millet gençlerinin karşılaşma-1 farındaki Önemi tebarüz etti-’' rcrek kendilerini selâmlaımjtır. |
14.40
15.00
hakkında.
15.15Bfldyo solon orkestrası konseri.
15.45
16,00
17.57
18.00
18.15
19.00
13,îû
19.20
19,45
21,10
22.00
Haftanın programı. Programlar vc kapanı}. Açilıg ve programlar Sat eserleri, çalanlar: Tckyay «Keman*, ~ Balannj- «Tambur».
İstanbul Şehir Armonisi konseri.
Haberler.
Gençlki ve Spor bayramı münasebetiyle İnönü stadında yapılan merasimden röpörtarj. Caz müziği «PJ.».
şarkı ve türküler. Okuyan : Hamiyet Yücese». Çalanlar: Hakkı Derman. Şerif İçli. İsmail Teselli.
Dinleyici istekleri.
Jimnastik jenllkelrl: Konudan Selim Sırrı Tarcan.
Hant ara müziği «PJ.».
İstanbul ortaokul, else ve enstitü öğrencileri saati.
Dans orkestraları geçidi «PL». Haberler.
Karı$ık hatif müzik «PL». Dans müziği «Pl.».
Programlar vc kapanı®.
Nubar Ercüment
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam programlan
12,28
12.30
14.40
14.55
15,00
Açılış ve program
M. S. ayarı ve Radyo salon or-
Haberler.
Sar eserleri.
ögic Gazetesi.
Şarkılar.
Cumhurbaşkanlığı Armoni, müziksin «$ef: Ilışan KClnçer*.
Sen parçalar «Pl.».
Spor haberleri.
Kayıp mektupları, aksam programı, hava raporu ve kapanıj. Açılıj ve program.
Dans mllzlgl «Pl.». Şurkıbr.
M. S. ayarı ve Haberler. Geçmişte Bugün.
Yurttan sesler.
Radyo İle İngilizce.
Virtti azlar «Pl».
Radyo Gazetesi.
Özel program.
Konu;ma.
Hafif şarkılar «Pl »
M. S. ayarı ve Haberler. Dansa davet «PL».
Program vc kapanlj,
Bazı gazeteler halkın isteklerini yeni hükümete duyurmak gayretiJe anketler açıyorlar, okuyucularından aldıkları dilek mektuplarını sütunlarında neşrediyorlar.
Bir gazetenin; «Millet, hükümetten neler bekliyor?» başlığı altında neşrettiği mektuplara göz gezdirirken. bir kaç okuyucunun dilekleri arasında, garip bir zihniyetin ifadesini belirten şöyle bir maddenin de bulun duğunu gördüm:
«Devlet dairelerinde vazife gören kadın memurları çıkarmalı, yerlerine erkek memurlar almalı»
Mektuplarmm altında yalnız isimleri ve oturdukları semtler yazılı olduğu için bu zatların hüviyetleri hak-, kında fikir edinmemize im-^b kân yok. Ancak, dileklerinin J-J diğer maddelerinde temas Û-ettikleri mevzuların ciddiye-CM tine bakarak kendilerinin, umumi politika, memleket ® ihtiyaçları ve içtimai dert- £Z lerimiz hakkında bilgi sahibi_O olduklarına hükmetmek i-"(/j cab ediyor ve cemiyete bu Jjr derece nüfuz edebilen kafa- Sj larda kadın haklarına karşı koline bir zihniyetin yer ala-bilmesine şaşmamak elden J— gelmiyor. M-
Anlaşılıyor ki cemiyet i- »*** cinde bazı kimseler kulak-tan dolma bir takım parlak'O fikir maskelerine bürünerek (D münevver zümre arasına ka"çg rışıyorlar ve hafif bîr heye- 0 can sarsıntısı yüzlerindeki maskeyi düşürüp hakikî hü-O viyetlerini meydana çakar-mağa kâfi geliyor.
Ve gene anlaşılıyor ki onlar, medeniyet camiası içinde Türk milletini lâyık olduğu mevkie yükselten Atatürk inkılâbının başlıca umdelerinden biri de kadınlara erkeklerle müsavi hakların tanınması olduğunu idrâk edemiyorlar.
Cemiyetimizin bünyesine nüfuz edemiyen. hâdiselere dar bir görüş çerçevesi içinden puslu gözlüklerle bakan kimseler iyi bilenelidirler ki bugünkü olaylar Atatürk inkılâplarının devamıdır. Tek parti sisteminden çok parti sistemine geçmek, iktidarda partilerin nöbet değiştirmesi Atatürk inkılâplarının tabii seyir halindeki inkişaflarıdır. O mutlu ve muazzam inkılâp şahısların, zümrelerin, partilerin değil, damarlarında asil Türk kanı kaytııyan milletin malıdır. Devlet idaresinde iktidar değişiklikleriyle inkılâp umdelerimizin hedeften inhiraf edeceğini sananlar, limanlar aldanıyorlar ve daima aldanacaklardır.
Memlekette iş hacminin darlığı muhakkak, fakat şu da muhakkak ki bugün mevcut iş sahalarında yer işgal etmekte olan kadınlar da erkeklerle aynı gaye uğrunda, aynı kudret ve kabiliyetle çalışıyorlar ve muvaffak oluyorlar. Bugünün hayat şartlan cemiyet içinde vazife ve aile geçimi yüklerini, cinsiyet farkı gözetmeksizin her iki tarafa aynı ağırlıkla yüklemiştir.
İş sahasında hasis menfaat nıülâhazalariyle erkeğe bir imtiyaz, tercih hakkı tanıyarak kadım faaliyetten alıkoyup atalete, sefalete atmak istiyen ‘ zihniyetinin bu cemiyette yeri yoktur.
köhne yobaz
Cemal Refik
Spor şenlikleri bugün
19 Mayısda yapılacak lk.cn tehir edilen spor ve Jimnastik şenlikleri bugün saat 16 da İnönü ve Fenerbahçe stadyumlarında kutlanacaktır.
Törene teftiş ve istiklâl mar-şlyle başlanacaktır.
Dün de ayni saatte yine her iki stadyomda velilerle öğretmenlere bugün yapılacak merasimin provaları gösterilmiştir.
D© Lira Tafesîtîe I
I Merinos kumaşından ısmarlama elbise 135 liradır. I | Mahmudpaşs. Kapahçarşı kapısı yarımda No. 18 _ >3
■■■• SALÂDDİN KAR A KAŞLI
Sa nıte *
AKSAM
27 Mayıs 19 id
Zehirle öldürülen jandarma
Kaalil kadının kocası faciayı anlatıyor
Biri yeni doğmuş, diğeri dört yaşında iki çocuğuyla ceza evinde yaşayan Vahide mahkemede kocasının ithamlarını dinledi
Yazan: Reırnİ TOZANOfiLÜ
> harla bana, birer kahve yaptı. Kahvelerimizi içlikten sonra bir saat kadar geçmişti kİ Maz-har birdenbire kıvranmağa başladı. Hemen kendisini sırtıma alarak Çağırdığımız yakın yerde hastanesine çalışmalara madı ve nihayet Öldü.
Ben bu hadiseden sonra eve döndüğüm zaman konu komşu. sağda, solda, toplanmış, ö-■ teden beriden konuşuyorlardı. Kimine kulak mLsahrl oldum, kiminden kendim soruşturdum. I Komşular, karımla M azlı arın münasebetleri bulunduğunu
Mazhar adında yirmi dört yaşında yakışıklı bir jandarma erini, köpek öldürmeğe mahsus zehirle öldürmekten sanık Vahidimin birinci ağır ecza mahkemesinde yapılan duruşması şayanı dikkat bir safhaya ermiştir.
Evvelâ Mazharla birlikte verdikleri kararla kocasını öldürmeğe teşebbüs ettiği, fakat zehirli kahvenin yanlışlıkla Mazim rn verildiği şeklinde cereyan eden soruş*-1*™», tahkikatın seyri sırasında muhtelif kalıplara girmiş, Vahide bu ilâcın kendisine Mazhar tarafından verildiğini, hâmile bu-kendî-ü iSnden^ışliSS ^ylûyorlard.. Bunların arasın-M-uzburut IçUfl »e buhdm bM-J^ buiut.il.-> Niyazi lzmütdo bir t. .Ulur bir tekitte mztarm'ltemjutalm «te vaMu Bunun.» bu İlâç, İçenin bir daha çoru- touuşurken o da nlbaklka Vuku ömutenj, hakkutdakl l*«- wde » Mazhart» munasebet-
doStelte bu llh. »u- “ olduklara,. BalU bir arakta İçirdiğini aoyllycrek bu O» bde Ç'kartmt, oldua-
muthte eUuıyeliu İçinden naaü J*™1 anlatıyordu aryrdaoaenu SMumıslır. ““ buh" bd ut:
Hakkında kesilen tevkil tek- “kU^ml tanından .ordum. O kereslle Cezaevine, beraberinde blt™1"’ m~
dûrt yaşındaki çoeugUe giren Vahide. hâmile bulunduğu' ikinci çocuğunu da Cezaevinde doğurmuş olduğu cihetle, şimdi kendi bakımına, ihtiyaçları olan İki yavruslle birlikte hapishane köşesinde yuvarlanıp gidiyor.
dışarı çıkarttım, bir otomobille en bulunan Esnaf kaldırdık. Bütün rağmen kurtulft-
Âkile Artun
Mahkeme, şahitlere yaşlarını sorduktan sonra yemin ettirir — «Alaturka musikinin İterde ne olacağı bilinmez» — Erkek doğsaydı... — Kaduı her işi yapmalıdır
Meyva ağaçlarında yaprak yiyip ağ yapan kurtlar
Bunlarla nasıl mücadele edilir?
Yazan: Fazıl DALAY
Vilâyet merkez ziraat muallim*
Mayıs ayında bahçelerde bilhassa erik, elma, ayva gibi a-ğaçların yapraklarını yiyerek ağaçlan tamam ile yapraksız bir hale soktuktan sonra örümcek ağı gibi beyaz ağlar ören İki santim boyunda sırtında İki sıra siyah noktalar bulunan başı siyah vücutları san ve koyu yeşil renkte kıllı kurtlara tesadüf edilmektedir. Bu kurtlar ağaçların yalnız yaprak ve meyvalannı kaybettirmekle kalmazlar. Mücadele yapılmaz kurtların zaran devam ederse ağaçlar zayıflar ve nihayet kurur.
Kurtlar neden olur?
Bu kurtlara Hyponoment derler. Kurtların çıkmasına sebep olan bir santim boyunda üst kanadı arı beyaz alt kanad-ları kül renginde ve üst kanad-lan üzerinde siyah noktalar bulunan güzel bir kelebektir. Kelebekler haziran ve ağustos aylarında, geceleyin uçmağa başlarlar. Gündüzleri gölgeli ve kuytu yaprak altlarında hareketsiz dururlar. Çlfleşen kelebeklerin dişilerj temmuz a-yırıda vasati olarak toplu bir halde 50 yumurta yapar ve bu yumurtaları ağacın ince dalları üzerine koyar. Yumurtaların teslratı havalyeden muhafazası İçin de üzerlerini zamklı bir maylle örter. Bu yumurta keseciklerinin rengi ağaç kabuğu renginde olduğundan tanınmaları çok güç olur.
Kesecikler İçinde bulunan
Değerli ta «uıainânmu: *- Konuşan: SADEDDÎN GÖKÇF.PINAR kile Artun İle görüşmek biraz ’ ..........................—
güç oldu. İlk defa kendisini Rjıdyoevinde buldum. Konuşmamız burada başladı. «Kon-servatuvarda sona erdi. Kendisine sorduğum suallerin biri müstesna diğerlerini cevaplandırdı. Cevap vermediği yaşına alt olan sualdi: Bunun içki dedi ki:
— Mahkemelerde görmüşsü-nüzdûr. Hâkim şahitlere yaşını sorduktan sonra yemin ettirir,
— Neden?
— Yaşını kimse doğru söylemediği İçin şahitlere de evvelâ yaşı sorulur. Ne söylerse yazılır. sonra doğru söyliyeccğiue yemin ettirilir.
Hayatı ve yetişmesi
— HeybeUadada doğdum. Yaşım göründüğüm kadardır. Üç kardeşin en küçükleriyim. Babam Yemen mebusu Tahir Feyzi beydir. İşık lisesinde o-kuduktan sonra 932 de İstanbul Konscrvatuvarının Garp musikisi kısmına girdim. Matmazel Bozanların talebesly-dim. 4 sene şan dersi alarak opera aryakın ve Liedler üzerinde çalıştım. Hattâ alafranga konserler de verdim.
Alaturkaya evlendikten sonra başladım. Bu da Hakkı Derman ’ın teşvlkiie oldu. Hâlen Konservatuvar Türk musikisi icra heyetinde ve İstanbul radyosunda söylüyorum. Kon-servatuvara ilk tâyin edilen kadın benim. Annem ve babam muhtelif sızlar çalarlardı. Annemin sesi de güzeldi. Babam Hacı Arif beyin talebesidir. | Yemen valisi ve kumandanı u-1 lan dedem müşir Ahmet Feyzi paşa, orada oğluna Hacı Arif beyden kanun ve keman dersi aldırmış. Bu sebeple ailemizde alaturka musiki hâkimdi. Ben de sonradan bu yola girdim, tik alaturka konserimi Cumhuriyetin onuncu yıldönümünde verdim. Evliyim. Kocam albaydır. 15 ve 19 yaşlarında iki kızım var. Sadece Konser ra tu-varda ve radyoda okuyorum. Eskiden bir çok plâk doldurmuştum. Doğrusunu isterseniz bu mesleğe beni tesadüfler sü-j nitelemiştir.
— Klâsik şarkıları nereden buluyorsunuz?
— Ankara radyosunun reper-tuvarı zengindir. Oradan, sonra Konservatuvar kütüphanesinden ve arşivlerinden.
Alaturka musikinin gelecekteki vaziyeti
— Alaturka musiki gelecekte nasıl olacak dersiniz?
— Bu hususta hiç bir şey söyllyemem. Yalnız ben musikiyi çok sevdiğim için kaybolmamasını çok arzu ederim. Fakat ne olacağı bilinmez.
Ak ile Arlun
nlm çok büyük emellerim olmakla beraber neticenin daha ziyade onların arzu ve İstidatlarına göre olacağına da şüphem yoktur. Büyük kızım muhakkak ki bir ev hanımı olacak. Küçüğünün meslek sahibi bir kadın olarak yetişmesine çalışıyorum.
— Slzoe hanımlar çalışmalı mıdır?
— Ben çalışmayı ve mücadeleyi sevdiğim için hanımların da. erkeklerin yaptıkları her İşi yapmalarına taraftarım. Esasen ben dünyaya erkek gelmek İsterdim.
— Erkek olsaydınız ne yapardınız? Hangi mesleği seçerdiniz?
Kurtların ağaç yapraklarında yaptığı tahribat
Created bv free version of 2PDF
yumurtalardan 2-3 hafta sonra . küçük kurtlar çıkarsa da kışı bu zamklı mahfazanın içerisinde uyuşuk bir halde geçirerek ilkbaharı beklerler. İlkbaharda havalar ısınıp a-ğaçiar filizlenmeğe başlayınca kurtlar da keseciklerden dışarı çıkarak toplu bir halde a-ğaçların körpe filiz ve yapraklarına hücum edip zararlarına başlarlar. Yedikleri dalda ve ağaçta yaprak kalmazsa başka ağaçlara da geçerler. Nihayet ördükleri ağlar içinde koza sararlar. Bu kozalardan haziran ayında yukarıda yazıldığı gibi kelebekler çıkar ue □eslilerini bu suretle devanı ettirirler.
(Arkası ? net sahitedei
— Meselâ avukat olmak isterdim. Mühim dâvalara girmek hele onları kazanmak az .şey midir? Sonra gazetecilik de enteresan ve heyecanlı bir meslek. Erkek olmayı bilhassa bol bol seyahat etmek İçin isterini.
— Kazancıma nereye sarfe-derslniz?
— Hariçte çalışmadığım ve ı konserlerimi daha ziyade hayır cemiyetleri menfaatine ver-diğim için kazancım mahduttur. Evli olduğum İçin çok şii-I kür geçim derdinde değilim.
--------------Kazancımı şahsıma bilhassa 01S3 gerektir.' konserler İçin İcap eden elbi-
— Garp musikisini sever misiniz?
'« — Ben musikin!» ^clıâslk o-lanlnnnı severim. Bu Kibarla klâsik Garp musikisini de severim.
— şehrimizin musiki hayatını nasıl buluyorsunuz?
— Eskisine nazaran
çok büyiik fark var, Gençlerin J hemen hepsi — Garp musikisi, otsun, Türk musikisi ölsııt* — ! musiki ile meşgul oluyor. O-
kudarda da bu alâka fazladır, j Bunda radyo neşriyatlarının mühim tesiri
Türk musikisi konserlerine de selere sarfederlm. ■rağbet eskisine nazaran çok|
artmıştır. |
r’| — Hangi bestekârları vel
le anlattı:
— Sen. ramazan ayında Gölcüğe gittiğin zaman Mazhar bir gelişinde beraber resim çıkarmayı teklif etti. Ben de o-nun bu samimi teklifini iyi karşıladım ve beraberce Beya-I uta giderek resim çektirdik. Bir kaç gün sonra tekrar gel-' dl. Çekilen resimlerden bir Kaç ' tane getirmişti. Bunlardan İki . tanesini bana verdi ve verdlk-, ten sonra da: »Böyle beraber , resim çektirmek, biribirlerini ’ sevdiğini göstermektir» dedi. Bu sözler üzerine korktum.
, Ve bendeki resimleri yırttım.
, Mazhan da tersledim. Fakat ! bu resimlerden onda da kal-, mıştır ve: «Kocana gösterip benimle münasebetin olduğunu söyliyeceğlm. Bu şekilde rezil . olup ondan ayrılmak tansa ı kendiliğinden boşan ve ben se-
, ni alacağım!» dedi. Ben biis-. bütün korkmuştum. Hâmile t olduğumu da söyledim. O zn-t man bana bir İlâç verdi. «Bu-! . nu kocana yuttur, istersen sen gj_ de yut. Bir daha kocanın ço-
lehte
*
İşte arkasında bir jandarma, yanında ve kucağındaki çocute-lar ile mahkemenin sanık bölmesinde oturan Vahide, bu seferki oturumda, mahkemeye -şahit olarak çağırılmış bulunan kocacı, müezzin Kâzım ile kar-' şı karşıyadır.
Ka naile İki çocuğunu şahit mevkiinen iç çekerek seyreden Kâzını; mahkeme balkanının:
— Anlat bakalım Kâzım e-fendi. nasıl olmuş bu işler?
Sözleri üzerine anlatıyor ve
şöyle diyor:
_ Jandarma Mazhar, evvelce köy imamlığı yaparken tanıda hemşehrimiz olduğundan kısa zamanda kaynaştık. Her zaman bizim evimize gelir, gl «terdi. Ondan hiç bir seklide cu6u a“ta «“ulun d»
kötü bir 5SBtem yoklu. Bu va- db’er'" dddl Ve 'E*'r b“ dt’ tadan eteellert bir eûo Muz- diklerimi mmuBbn Mr sere Bar bte* ikto «amir Klunlf- lkiolri dc öldürürüm. sSelerlnl Um Pulat teşbihi uuuUuâumu de söyledi. ^Murbarın bu «eUV anludıgundan tekrar döndü- dck* * " " ’ ' “* "
zurnan, odaya yaklaştığım1 kKdl sırada karım Vahide Mazhara:
— Ya bizi öldürürse... diye
üç kelime sarfetmlştt. Buna bir mâna veremediğim gibi uzun uzadıya düşünülecek bir şey olarak da telâkki etmedim. Vaka günü de Mazhar. sabahleyin erkenden bize gelmişti. Öğle vaktine doğru kanma, ----------------» — -------— —
bize birer kahve yapmasını ruk Vahiden İn kocası müezzin söyledim. Evde kahve kalmadı- Kâzunı şahitliğinin son Ural-ğı için elli kuruş verdim. O laruıa Eelmişti:
gitti kahve alıp geldi ve Maz- (Arkası 7 nel sahil ede I
mıştıın. Aynı zamarfda
i hareketi beni büsbütün kızdırmıştı, Bu hapı sana yutturacağıma, ona yutturmaca karar verdim ve pişirdiğim' kahveye katarak ona verdim.1 Fakat bunun köpek zehlrl cl-duğtmu bilmiyordum. Sadede erkekliğini keseceğini düşünerek yaptım.» dedi.

Korkunç bir cinayetten sa-
— Okumağı sever misiniz?
— Eskiden çok okurdum. Fa-j hangi ses sanatkârlarını sever-şimdi pek olmuyor. Yalnız Ginlz? |her sabah gazete okumadan
— İyi eserleri ve güzel söy- yapamam.
Ilyen sanatkârları herkes gibi ben de severim. Bunlar da herkesçe malûm olan şahsiyetlerdir.
Hususiyetleri ve merakları
— Musiki dışında neyle meşgul olursunuz ve ne seversiniz?
— Evli ve İki çocuk annesi ı olduğum için zamanımın mü-, |him kısmını ev işlcrlle uğraş-,
inakla geçiririm. Aynı zaman- ____________
da Dikiş ve Biçki yurdundan menlzl İstedikleri zaman kızar da mezun olduğumdan ulak te-' mısınız?
tek (Misleri knndlm diterim. | _ Bcn bilnıealBfa, Jerlete Hnllii Anadoluda seteisimtt tMOTem aıtllslm serlerde de aralarda okullarda biçki ve hal.rlamu kramıyacsldaraı dikle »t»Unenll$l de yaptın bulu„du8un„a„ temu.rtal Deniri ve sporu severim. Ya.’.-1 rCll(Jeflet,ıCm
t
I
— Mesleğinizi yeniden seç-ı mek vaziyetinde olsaydınız aynı mesleği tercih eder miydiniz?
— Hiç şüphe yok. Çünkü bugün de beni bu İşte çalışmağa mecbur eden bir şey yoktur. Musikiden zevk duyarım. Hat-__tâ bundan maddî mükâfat da beklemem. Aksi halde bir çok ' teklifleri reddetmezdim.
| — Toplantılarda şarkı söyle-
RESİMLİ TARİH MECMUASI
6 net sayı çıktı.
Ur
Bugün çıktı
Bundan sonra erken çıkacaktır,

İlâvemiz
1 +
Parasızdır.

İlâvemiz, tarih me-raklılarile öğretmen ve öğrencilere bulunmaz bir
Denizi ve sporu severim. Yazlan kürek çekerim, yüzerim. Kendimi methetmek gibi olmasın aınma yemek pişirmesini. pasta ve tatlı yapmasını iyi —---------------------------------—
beceririm. | Eyüp Halkevi Başkanlığından'. Evl-
— İlerisi için ne düşünüyor- mü TcmsU kolu tararından z? Mayı»
SUnUZ? [1950 tarihine rastlayan Cumartesi CO-
L , , , , .. ., ’ nü saat 21 de salonumuzda bir tem-
- Çocuklarımızı iyi yetiştir- J(| Darel)yeIer htr
mekten başka emelimiz yoktur. :i,at M den mbaren ev borusundan Çocuklarım 12 hakkında da be- tedarik edilebilir.
HALKEVLERİ--\
l KURUMLAR
Teirika No.: 55 i
— Komada her şey İnsana nere aşılıyor değil mi Dona-tella? Bir an evvel dönmeğe sabırsızlanıyorum,
— Ben de senin gibi marzlo.
Civardaki bir kaç dükkân o saatte kapanmıştı. Pencereden zayıf ışıklar süzülüyordu. Kasaba gençlerinden bir grup şarkı Büyüyerek geçiyorlardı. Marzlo ile DonateUa bir fener altında durmuş konuşuyorlardı. Dona-tella bu grup arasında eczacının oğlunu ve papazın yeğenini, kasabadaki bu tiyatro amatörlerini tanıdı. Vaktiyle kendisi de tu amatörler arasında idi. Gençler de Donatellayı tanıdılar. fakat rahatsız etmek istemediler .Aralarında «Donatella.. Tâ kendisi» dediklerini işitti. Bazıları arkalarını dönüp dikkatle baktılar. Donatella bundan büyük bir haz duydu.
— Yarin sabah eaat ona doğru gelip seni alırım.
— Crfiır Marzio. öpüştüler, ayni ıhlar.
Eve doğru yalıuz başına dururken Donatella. bir llû'za na-1 pıııın eşiğinde durulu, tereddüt |
içinde İdi. Göl kenarına gidip bir sandala atlamağı, karanlıklara doğru açılarak kendisini göle atmağa aklından geçirdi. Böykece ölmek, bu azaplı hayattan kurtulmak İstedi.
«Hayır ölemem. İçimde başka bir hayat var. Böyle bir şey yapamam.»
O esnada büyük anne kapıyı açtı.
— Geldiğini işitmiş, yürüyüşünü tanımıştım, dedi.
Donatellayı elinden tutarak İçeriye doğru çekti. Boynuna elmas işlemeli bir altın haç geçirdi.
— Sevgili kızım, bu da benim düğün hediyem. Büyük bir şey değil, fakat varım yoğum bundan İbaret. Senden çok memnunum Donatella. Bu delikanlı da hoşuma gitti. Var ol kızım, beni cidden memnun ettin.
Göz yaşlarını sildi.
— Büyük anneciğim, artık ağlama.
Bunu söyledikten sonra Donatella odasına çıktı, kapıyı kapadı. Odanın içindeki eşyaya ayrı ayrı dokundu. «Aşkım bu lodanın İçinde saklı. Onu nasıl | unutabildim? Ben uyku İçinde
■«!
şuraya buraya dolaşan biriyim Bir gün uyanacağım.»
Aynaya baktı: »Değiştim: fakat değişen yalnız gözlerim, saçlarım ve yüzüm. İçimde değişen bir şey yok, hep eskisi gibi.»
Soyunmadan kendisini yatağa attı, O zamanki rüyalar, ilk anların heyecanlı ve mesut dakikaları, İlk buse, gözleri ö-nünç geldi. Şimdi içinde bir a-teş varmış gibi vücudu yanıyordu. Valentfnamn İntiharı, yere upuzun uzanmış hayali, hafızasında canlandı ve titremeğe başladı.
Korkudan ve asabiyetten titreyen eli, komodun üzerindeki vaierianı aradı. «Niçin? Buna ne lüzum var? Artık herşey bitti. şimdi rahatım. Artık ıstırap çekmemeliyim.»
Yemek odasındaki saat ikiyi,
üçü, dördü vurdu. Donatella hâlâ uyumamıştT, Yataktan kalktı. »Evini görmek İstiyorum. Istırap duysam bile zararı yok. Bahçeyi, beraberce buluşup ö-püştûğümüz yerleri görmek istiyorum.»
Ortalık daha karanlıktı. Rüzgâr biraz sakinleşmişti. Yoldaki fener hâlâ yanıyordu. Evden çıktı. Yavaş yavaş villâya doğu yürüdü. Villânın bahçe parmaklıklarına geldiği zaman şafak sökmek üzere idi. Parmaklığın demirlerine dokundu: «Sevgilim., sevgilim neredesin? Yaz geçiyor, aşk teranelerini terennüm edemedik. Neredesin ruhum, neredesin?»
Demirlere tutunmuş ağlıyordu. Villâ büyük bir sükûta gömülmüştü. Artık oradan piyano sesleri gelemezdi.
«Adiyo aşk, adiyo. Herşcylik
böyle çarçabuk öleceğini aklıma I getirmemiştim.»
Evine doğru yollandı. Büyük annesi kalkmıştı. Bitkin, düşünceli bir vaziyette dönüşünü görünce kadıncağızın İçine korku girdi.
— Çok merak ettim, kızını, nerey gittin? Senin o delikanlı gelseydi ona ne söyllyecektim?
Hiç cevap vermedi, yalnız:
— Biraz yukarıya çıkıyorum, büyük anne, odayı derleyip tep 1 ay ayım, hem de hazırlanayım.
Marzlo tam vaktinde geldi. Büyük anne onlara İstasyona kadar refakat etti, tren gözden kaybol uncaya kadar mendil salladı.
Komaya vardıklarının ertesi günü Marzio uçakla SIcllyaya hareket etti. Donatella bir kaç gün yalnız kalacağını düşündükçe kederinden oluyordu. Fa-
kat bu seyahat zaruri İdi.
Marzioyu uğurladıktan sonra eve dönüşünde masa üstünde Paolanın bir pusulasını buldu. Üzerinde şu yazılı idi:
«Sevgilim .beni yemeğe davet etmek üzere Tommaso geldi. Galiba senin hakkında ağzımdan i bir şeyler koparmak İstiyor. Tabii çok İhtiyatlı davranacağım.»
Tommaso, mühim bir sinema 'şirketi müdürlerinden biri İdi. Donatalla güldü: «Hiç bir şey öğrenemiyeeek, Paola bLr tilki kadar kurnazdır.»
Arkasına kalınca bir rob attı, yatağa uzandı. Biri kapıyı çaldı. Kapıcı kadındı.
— Hava postasiyle size bir mektup var madmazel. Bunu sabırsızlıkla beklediğinizi biliyorum. Madmazel Paola da bana her gün sorar dururdu.
— Teşekkür ederim, evet.
Kapıyı kapadı, kalbi hızlı hızlı çarpmağa başladı. «Ah sevgilim, değil mektubu okumak. yazını görmek bile bütün kanımı hareket ettiriyor.»
Yatak odasına çekildi, zarfı yırttı:
«Donatella, sevgilim; bir haf-
ta evvel çok heyecanlı, cesaret temci bir mektup yazmıştım. Herşeyin aleyhimizde olduğunu, hu ıstırap verici ayrılığın bir türlü sonu gelmiyeceğinj zannediyordum. Halbuki her şey yoluna girdi. Bir müddettenberi Crlstinanın daha sakin, daha muhakemen bir hal aldığını yazmıştım. Halbuki birdenbire facia koptu. Bir gün ben provalarda iken acele otele dönmekliğimi telefonla bildirenler, mühim bir hâdisenin vukulduğunu haber verdiler. İntikal eder gibi oldum ve derhal otele koştum. Crisüna tamamen aklını kaybetmişti. Odasına çekilmiş, eline ne geçtiyse kapının önüne yığmış ve hattâ bir hayvan gibi inliyor, bağırıyordu. Şayet biri kapıyı açmak teşebbüsünde bulunursa derhal odaya ateş vereceğini söylüyor, tehditler savuruyordu. Arasıra altıncı katta bulunan pencerenin önüne geliyor, korka korka aşağıya doğru sarkıyordu, Yolda, pencerenin altına bir çok naik birikmişti. Müthiş, feci bir sahne Donatella. ömrüm oldukça
(Arkası var)
ûSjğrihten Sayfalar Kayıklara ve filikalara dair
Kayıklar eski İstanbul sahillerinin güzelliklerinden birisi idi. Asırlarca kıyılar arasında İnsan ve eşya nakliyatı yapmış olan bu vasıtalar gördükleri hizmetlere göre türlü şekiller almışlardı.
Kayık yapan ustaların me-haretı bu küçük teknelerin narinliği, sürati Ue ölçülürdü. Tekne inşaatı ile beraber oymacılık, nakkaşlık sanat! de ilerlemişti. Tahtaya türlü şekiller reren oymacılar, kayık dışlarına TC İçlerini altın yaldızla, elvan boyalarla siileyen nakkaşlar devirlerinin birer şöhreti halinde yaşamışlar, fakat ne yazık kİ ölümleriyle beraber unutulup gitmişlerdi.
İstanbul kayıklarının en güzel tipi şüphesiz ki piyadelerdi. Bu zarif tenezzuh teknelerinden başka gördükleri ağır hizmetlere göre yapılan dayanıklı kayıklar da vardı.
Karadeniz Boğazı Nazırlan yedi çifte (kaba nârln) piyadelere binerler ve mıntakatanm bu tekne He teftiş ederlerdi. Hassa kayıkhanesinde şehrin uzak semtleri İçin kullanılan dokuz oturak sandala (Zangoç) denilirdi. [11
Padişahların sabahtan deniz yoluyla bir mesire yerine gitmeleri halinde yemekleri de yedi çifte piyadalerle nakledilirdi. Padişahların ayrıca (esvap ve kahve takımı arım) taşıyan beşer çifte kayıklar da bulunurdu. Bunlar fazla yıprandığından sık sık yenileri İnşa edilirdi.
U. Mahmut devrinde Sadaret Mektupçuları resmî günlerde (beş çifte yağlı piyade) ye binerlerdi. Padişahın birinci imanıma da bir beş çifte piyade tahsis olunmuştu.
Bu devirde Kaptan Paşanın yedi çifte. Hassa Bostancı Oda-başısı ağanın beş çifte kayıkları vardı. Hassa kayıkhanesinde çeşitli hizmetler İçin bulunan kayıklardan maada bir de (mezbele kayığı) mevcuttu. Hassa kayıkhanesinde bir de (mühimme kayığı) bulunurdu. Haseki ağanın yedi çifte bir kayığı. Darüssaade ağasının da muhtelif kürek adedinde beş •'tane kayığı vardı.
Yeniçeri ocağı tulumbacı neferleri denizaşırı yangınlara altı oturak tulumba kayıklarlyle giderlerdi. Padişahlar da bir deniz tenezzhünden sonra yollarına atla devam edeceklerse atları Hassa kayıkhanesindeki bir mavna ile nakledilirdi.
Padişahların tenezzühlere çıkışlarında halkın pek yakında bulunmaları, seyir ve temaşa etmeleri arau olunmazdı. Bilhassa tehlikeli yerlerde böyle topluluklar İstenmezdi. 1859 yılında Kaptan Paşalıktan verilen bir emirde şöyle deniliyordu: (Padişah ile şehzadelerin kayıtlan yeni körü kemerleri altından geçerken hiç kimse toplanıp bakmıyacaktır ve bu geçiş esnasında kimsenin köprüde durma ması, aTaba ve hayvanların bulundurulmaması için de zaptiye neferlerinden nöbetçiler konulacaktır.) [2]
Şehzadelerin kendilerine mah sus müteaddit çifte kayıklarından maada maiyetleri için de emirlerinde beşer çifte kayıklar bulunurdu. Çok sevilen ve sık sıt çıkılan bu deniz lenezzühle-rinden maada Padişahlar ve saray erkânı büyük saray parklarındaki havuzlarda filikalarla, sandallarla gezerlerdi.
1842 yılında Ç ırağan sarayı arkasındaki parkta İ31 bulunan büyük havuzda iki çifte bir filika bulunuyor ve bununla havuzda gezintiler yapılıyordu.
Ayazağa kasrında, Beylerbeyi sarayındaki havuzlarda da böyle filikalar vardı. Bazan Padişahlar bu filikalara saray cücelerini. yahut diğer bazı Enderun! ulan bindirir, şarkılar söyletirler, eğlenceler ter ti hederlerdi. Kayıkların batırlüdı-gı, havuza düşenlerin çırpmtı-lariylc eğlenildiği de vâkldi.
Kayıklar Tersanede inşa edilir ve orada kalafat yapılırdı. Padişah tan başlam ak üzere şelı -şadelerln, sultanların, valide sultanların, saray yüksek rütbeli memurlarının ve başta Sadrâzam olmak üzere diğeri vezir ve ricalin emirlerindeki müteaddit sandalların, kayık-
ların inşası ve bunların bakım, tutumları her sene hazîneye büyük bir masrafa mal olurdu. 1816 yılındaki bir kayıttan öğrendiğimize göre Tersane emininin kayığı bir senede on bir defa kalafat edilmişti.
Baiıriyenln resmî vasıtası filikalardı. Padişahlar da donanmayı teftişe gelirken filikalarına binerlerdi. Filikacıların kendilerine mahsus ayn ve resmî kıyafetleri vardı.
Kaptan paşaların da çok güzel filikaları olurdu. Bu filikaların oymalarını devirlerinin en usta sanatkârları yapardı. 1814 yılında Kaptanı Derya olan! Hücrev Mehmet paşanın yeni! Mahmudiye kalyonundaki filikasının oymalarını oymacı başı: Aleksi usta 360 kuruş maktu üc-| retle yapmıştı.
Eski filikalarımızın üslûbunda: İlk değişiklik 1795 yılında (Ef-renç mimarı1) tarafından yapılmıştı.
Kaptan paşaarm ve kapıda -nelerin kıç filikalarına iki küçük tunç top da konulurdu. Kaptan paşaların telhiscLsl a-ğaiarm da beş çifte piyadeye binmeleri teşrifat sırasındaki yerleri icabmdandı.
18. asırda ve bilhassa 19. a-sırda nakış ve oyma işleri Türk sanatkârlarından ziyade İstanbullu Rum ve Ermeni ustaların eline geçmiş bulunuyordu. 1872 yılında saltanat kayakları sanatkâr oymacılarından birisi de Simon Velet A-nastas'tı.
Kaptan paşaların ve diğer Bahriye ümerasının filikalarında kürekçilere pek ehemmiyet verilir ve kürekler muntazam olarak çekilirdi. 1871 yılında Bahriye nezaretindeki Bahriye ümerasının filikalarındaki nelerlerin kaidesi üzerine kürek çektikleri halde gemilerin filikalarında, tüccar gemilerinde olduğu gibi kürek çekildiği görülmüştü. Ecnebi gemilere karşı çirkin olan bu halin derhal menedilerek kürek talimlerine ehemmiyet verilmesi kumandanlara bildirilmişti.
Boğaziçinde kayıkların rahatını evvelâ vapurlar kaçırmış oldu. Bu narin, rahat ve telâşsız tekneler (buğ gemilerinin)) süratiyle rekabet e-demediler ve yavaş yavaş müşterilerinden, sahiplerinden olmaya başladılar. Sonra ilk zamanlarda bir çok çarpışmalara, kazalara raslandı. Ve müteaddit seyrüsefer nizamnamelerinin çıkarılmasına lüzum hâsıl oldu.
Her şeye rağmen yalısız ve kayıksız Boğazlçlnln olmıyaca-ğını düşünen bazı eski İstanbullular kayıklarından da tamamen vazgeçemediler. Kayık tenezzuh günlerine, yalı ziyaretlerine mahsus bir vasıta o-
IHI 111IIIIIIIII lll III111IIIIIIIIIIII İli IIIIMIIII111III >1111IIIIIIIIII lll|«l(NIHI IITI1111IIIIIIIIIIIIIIIIIIII İli IIIIICIIIIII111 İlilin
İngiltere Kiralının ikinci kızı Prenses Margaret, kadın deniz izcilerini ziyaret ediyor.
larak uzun zamanlar devam etti.
IL Abdülhamlt kayık tenez-zühlertne çıkmayan ve kendi kendisini Yıldız duvarları içine hapseden İlk OsmanlI Padişahı olduğu için bu devirde artık Boğazda ve Haliçte saltanat kayıkları görülmez oldu.
Halk da eskisi gibi serbesçe kayıkla gezintiler yapmak haklarından mahrum edildi. Bo-ğaziçlnde, Haliçte geceleri kayıklarla dolaşmak memnıidu. Boğazın bazı kıyılan da tehlikeli mıntakalar halinde bulunuyordu.
Eski hükümdar V. Muradın mahpus bulunduğu çirağan sarayı önünde alınan tedbirler fevkalâde sıla idi. Veliaht Reşat efendinin Dolmabahçe sarayında oturduğu daire önü ve etrafı da bir zaptiye kordonu altında bulunuyordu.
Bazı kimselerin yasaklar hilâfına geceleri kayıkla Büyük-d ere de ve diğer semtlerde dolaştıkları haşiyelerin Jumalla-riyle haber alınır ve Yıldızdan derhal Bahriye Nezaretine tez-kelerer gönderilip karakol vazifelerinin iyi görülmediği hatırlatılırdı.
Böyle bir tezkerede (Saat on ikiden sonra kayık ve sandalların İşlemesi memnu olduğu hadde hüviyetleri meçhul bazı İslâm ve hıristiyanlarm kayık ve sandallara raklben ve ley-len saat beş ve altıya kadar Büyükdere limanında gezmekte ve şuraya buraya gitmekte oldukları haber alındığından bu gibi ahvale meydan verilmemesi) bildiriliyordu.
Gene 1895 yılında (Kâğıtha-neden Fener, Balat ve âyaka-pısı sahillerinde halkın leylen denizde kayık ve sandallarla tenezzühe çıktıkları cihetle eski senelerde olduğu gibi Fener merkezinden tefrik olunacak bir polis memuru ile kol filikası gezdirilmesi) Bahriye Nazın tarafından zırhlı sefaln komo-dorluğuna emrediliyordu.
Kayıklar liman arasındaki seferlere değil, artık şehir hatlarında bile küçümsenir olmuşlardı. Fakat Karadeniz kıyılarının denizel halkı bu küçük teknelerle ananevi mücadelelerine devam ediyorlar, hayatlarım bu yolda kananıyorlardı.
313 harbi çıktığı vakit hükümet birbiri ardından büyük müracaatlar karşısında kaldı. Rizeden, Trabzon dan, Samsundan, Zonguldak'tan her gün yüzlerce telgraf geliyor, kırkar, ellişer İmzalı bu telgraflarda Karadeniz halkı (Kayıklarlyle fedayı cana müheyya olduklarını) bildiriyorlardı.
Bunlardan bir çoğu derhal askeri elbise giydirilerek hizmete alınddar.
[11 1831 yılı' Gemiler Defteri (Bahriye Arşivi).
|2| Mektubî kalemi defteri 13/117 (Bahriye Arşivi).
[3] Bugünkü Yıldız parkı.
Uzak Doğu
Dulle«’in tetkik ettiği meseleler
Vaşlngton 26 (AJL) — (Afp): John Foster Döllesin uzak doğuya yapacağı seyahatin teferruatı henüz tesblt edilmemiştir. Bununla beraber Vaşlngton resmi çevrelerindeki kanaate göre, Dışişleri Bakanının özel müşaviri uzak doğuda Birleşik Amerlkanm hayati meselelerini incelemektedir.
1 _ Japonyanın iktisadi is-
tikbali ve bilhassa Japon mamullerine açık olacak pazarlar.
Japonyanın güney doğu Asya memleketlerinden gelen hara maddeleri işliyerek mamul halinde bu mıntıkalara gönderilmesi lâzım geldiği kanaati hakimdir.
2 — Japonyanın siyasi durumu ve bilhassa Japonyadakl komünist hareketinin şümulü ve çindeki durumun bu hareket üzerine yapacağı tesirler.
3 — Japon barış anlaşması İle münasebettar olarak Birleşik Amerikanın batı pasiflikteki güvenliği ve İşgal kuvvetlerinin muhtemel çekilmesi.
4 — Birleşik Amerikanın kuzey koredekl Sovyetler tarafından müzaheret gördüğü söylenilen rejimin daimi baskısına maruz kalan komünist olmayan hükümetini desteklemekte olduğu güney Kore'ye İktisadî yardımı,
4 Ingiliz muhribi
24 Haziranda İ&tan-bulu ziyaret edecek
Üçüncü mulırip filotillası komutanı Komodor Durlacher komutasında bulunan büyük Brl-tanyanm Akdeniz donanmasına mensup Vigo Saintos, Armada ve Gravellnes muhripleri 24 Haziran cumartesi günü limanımızı ziyaret: edeceklerdir.
Muhripler saat 8.45 de Dolmabahçe önünde demirledikten sonra İstanbul deniz komutanlığı adına, bir vizita subayı Saintes muhribine giderek misafir komutanına «Hoş geldiniz* diyecektir.
Saat 9,30 da komodor Durlacher karaya çıkarak İngiltere başkonsolosunu, Vali ve belediye başkamın, İstanbul komutam Korgeneral Şükrü Kanatlıyı ve mütaakıben İstanbul deniz komutanı tuğamiral Fuat üzgörenl makamlarında ziyaret edecektir.
Saat 12 den itibaren sırası ile İstanbul deniz komutanı, İngiltere başkonsolosu. İstanbul komutanı. Vali ve belediye başkam Salntes muhribine giderek Komodor Durlacher’ln ziyaretini iade edeceklerdir.
Misafir filo 28 Haziran sabahı Akdenlze müteveccihen limanımızdan ayrılacaktır,
Fransa -Almanya
Birleşmiş milletlerdeki Fransız delegesinin demeci
Lake Success 26 (AA) — Başlıca siyasi şahsiyetler için hazırlanmış olan telefonlu radyo mülakatında konuşan birleşmiş milletlerdeki Fransız delegesi büyük elçi Jean Chau-vel demiştir kİ:
Fransız ve Alman kömür ve çelik sanayiinin birleştirilmesi için hazırlanan Schuman plânı harbden sonra beş senedenbe-ri büyük devletler tarafından kurulamayan muvazene ve istikrarın elde edilmesi için Fransız arzusunun bir tezahürüdür.
Schumanı böyle bir plân hazırlamağa sevkeden şartlan izah için Chauvel son 5 senenin tarihçesini yapmıştır.
Madenlerin müşterek İşletilmesi ile kartel arasındaki farkın neden ibaret olduğunu soran gazeteciye Chauvel kartellerin özel anlaşmalardan ibaret olduğunu, halbuki Schuman plânının hükümetler arasında umumi mahiyette antlaşmalar derpiş ettiğini açıklamış ve kartellerin sanayii tah-dld gayesini güttüğünü, Schuman plânının ise bilâkis İstihsali arttırmağı hedef tuttuğunu söylemiştir
Ankaradannotlar
Yeni milletvekilleri
terzileri dolaşıyorlar..
En çok para kazananlar — And içmede çekilen resimlerini arayanlar — Ziyafetler — Bahse tutuşup 500 liraya kadar para alanlar — Partiyi kazandırmak için çalışanlar...
Dem orta t parti hükümetinin «mm
■l'azan:
yapacağı İcraat hakkında ha- yet, Cumhuriyet Halk Partisi
berler sızdırmağa çalıştığım Cemaleddİn BİLDİK bana müracaat etse de benî
son bir hafta İçinde karşılaştığım sahneleri şimdi matbaadaki m .-mamın başında bir sinema filmi gibi gözlerimin önünde ranlaneli rıyorum...
Evvelâ işaret etmek isterlmki An karada, yeni milletvekillerinden başka iki tip insan kalabalığına rastlanıyor:
1 — Demokrat parti, milletvekillerine seçimi kazandırmak İçin çalışan mahalli parti teşkilâtının İleri gelenleri ve bu arada geri hizmette faal rol oynayanlar.
2 — İktidarı demokratların ele alacaklarını söyleyerek tutuştukları bahsi kazandıkları İçin Ankaraya gelenler...
Ankaranın belli başlı lokantaları, bu arada Karpiç, yemek zamanlarında tıklım tıklım dolu... Masalar da yeni milletvekillerinin sağında ve solunda, yanında ve karşısında oturanların kimler olduklarını araştırdığım zaman:
— Yeni mebusların alacaklıları! cevabı ile karşılaştım!
— Alacaklılar mı?
— Evet alacaklılar... Fakat bunun para ile alâkası yoktur. Milletvekilleri ziyafet borçlarını ödüyorlar.
Meğer o hararetli seçim propagandaları esnasında Demokrat milletvekili adayları: «Seçimi kazanırsam Ankarada bir ziyafet alacağınız olsun!» va-1 dinde bulunmuşlar. Şimdi de, seçimi kazanan milletvekilleri bu ziyafetleri veriyorlar.
Yine o faaliyet esnasında, milletvekili seçimini, yarışlar-1 daki bahis tutmağa benzetenler de olmuştur. Seçim bölgelerindeki gidişata bakarak «Demokrat parti İktidarı ele alacaktır» diyenler, bu İhtimali zayıf görenlerle 100, 200, 500, hattâ 1000 liraya kadar bahse tutuşmuşlar! Bu arada söze itimad etmeyip imza alanlar ( bile olmuş!... Nihayet seçim kazanılıp da adaylar mazbata-1 larını alınca bu grup faaliyete ı geçmiş ve aksini İddia edenlere: |
— Ver bakalım şu paralan! demek hakkını kendisinde bulmuş...
Ankaranın o kalabalık, hareketli gününde bir taraftan vadedilen ziyafetler verilirken, bahis borçlan da ödenmektedir.
Karpiç’de yemek yediğim masamın yanındaki masada da bir grup, her halde bir ziyafetin
İzmitte müteahhit Sefer Göksel
____Onları bugün İçin bize verir misiniz?
— Veremeyiz efendim!
— Sebep!
— Bir yerden diğer yere acele malzeme taşınacakmış.' Beklememiz hakkında emir aldık. Yerimizden, kıpırdayama-yız.»
Bunun üzerine Nihat Erim ve İsmail Rüştü Aksal ile arkadaşları propaganda için köylere giderlerken kamyonlar hareket etmiş ve bütün civar köylerin halkını İzrnite taşıyarak D. P. İllerin tertip ettikleri mitinge muazzam bir insan kalabalığı yığmışlar...
Müteahhid Sefer Göksel izahatını şöyle tamamlıyor:
— Nihat Erim ve arkadaşlacı köylere gittikleri vakit tek adam bulamamışlardı. Çünkü bütün köyler halkı kamyonlarla İzrnite taşınmış ve miting sonunda da yine köylerine götürülüp bırakılmıştı. Ne çare ki o akşam da propaganda kanunen nihayete ermişti. İşte İzmit seçimi bu muazzam D. P. mitingi sayesinde kazanıldı.
Bu vatandaşa sordum:
— Halk Partisine de ayni şekilde hizmet edemezmiydinlz?
— Ederdim?
— Neye yapmadınız?
— Çünkü on beş gün evvel D. P, ye âza kaydolunmuş ve propaganda masrafları için de
verilmesi İle alâkalı olarak lş-tlha ile yemek yiyordu, içlerinden biri Kocaellnd.e Demokrat partiye seçimi kazandırmak İçin nasıl çalıştığını hararetle anlatıyordu. Kulak misafiri oldum:
Anlattığına göre seçim propagandasının son günü D. P İzmit'te büyük bir miting yapmağa karar vermiş. Fakat civar kazalardan ve köylerden bu mitinge halkı taşımak. Halk Partililerinin gözleri önüne muazzam bir kalabalık yığmak icabeti! yormuş!
İzmıtte müteahhitlik yaptığını ve emrinde 14 kamyon çalıştırdığını söyleyen bu genç, kamyonların şoförlerine arabaları yol üstünde bir kenara çekerek kendisini beklemelerini tenbih etmiş!..
İsminin Sefer Göksel olduğunu söyleyen bu genç diyor ki: a— Geri hizmetimin asıl ente resan tarafı şu kİ, aralarında Halk Partili adaylar propaganda için köylere giderlerken sıraya dizilmiş bu 14 kamyonun önünden geçmişler ve İzmitte yapılacak büyük D, P. mitingi karşısında C. H. P. ûin de bir miting yapmasını lüzumlu görerek kamyonlardan istifade etmek istemişler. Bunlar sordular:
— Bu kamyonlar kimin?
— Benim emrim dedir efendim!
6000 lira teberru etmiştim. Şa-
aralarına almak istediklerini söyleselerdi belki de bu hizmetim D. P. yerine onların lehine dönerdi. Fakat Halk Partisi kimden ne şekilde İstifade edeceklerini kestlremlyorlardı.
Ankarada yeni Demokrat millet vekillerinden terzileri dolaşarak frak ısmarlamak is-tlyenler de az değildir. Yeni seçimin ve Demokratik idarenin bugün için en çok istifadelileri hiç şüphe yok ki terziler olacaktır.
Şunu da İlâve edeyim ki Mecliste and İçmenin ertesi günü, en çok para kazananlar fotoğrafçılar olmuştur. Hepsi, fotoğrafçılara dolaşarak kürsüde and içerken resimlerinden bir kaç poz almakta ve dostlarile akrabalarına göndermektedirler.
Sokaklarda, D. P. rozetleri satanları da bu günlerde An-
karada en çok para kazananlar arasında sayabiliriz.
Cemaleddin BİLDİK
Çalışma Bakam

Bakanlık teşkilâtına bir tamim gönderdi
Ankara 26 (A.A.) — Çalışma Bakanı Haşan Polatkan Bakanlık teşkilâtına aşağıdaki tamimi göndermiştir:
Sayın Adnan Menderes kabinesinde uhdeme tevdi buyurulan vazifeye Çalışma Bakanı olarak başlamış bulunuyorum.
En küçük kademeden itibaren, teşkilâtta çalışan butun arkadaşlarımın vazifelerine ciddiyetle devam etmelerini, iş sahipleriyle olan münasebetlerin demokratik bir hava ve ruh İçinde saygı ve sevgi esasına dayanmasını, mevzuatını tarasfız olarak tatbikini, türlü sebep ve bahanelerle işlerin ge-ciktirllmemeslni, müşküllere samimi ve ciddi olarak tedbir arayan bir tarzın çalışmalarımıza esas olmasını ehemmiyetle rica ederim,
Vazifemin ağırlığı karşısında nıesof arkadaşlarımın tecrübe, bilgi ve gayretlerine de güveniyorum.
Hepinize başarılar dilerini.
■ıııııııııııınıııııııırı..........
Geçende Avrupayı ziyarete gelmiş olan tanınmış fJIJm yıldızı Jeanette Mac Doııald ile kre? ı Gnec Raymond yakında Amerikaya dcıısrek birlikte bir filim çeviıvcekıerıiir. Yukar ıda karı koca bir arada görülüyor.
S^hlfe 6 ABSAM ______________________27 Mayıs 1950
AKŞAM
£ BİR HİKÂYE
T Ben masumum
Tarihten Çizgiler t (iktibas lıakkı mahfuzdur)
Bay müstantlk. İfademi avukatımın huzurunda almanızı !s-tlyebil irdim. Fakat odasında öldürülen kadınla htç bir alâka ve münasebetim olmadığını ispata acele etliğim İçin buna lüzum görmüyorum.
Hayır, suçlu olduğumu İtiraf etmedim, daha doğrusu itiraf et tiğlm şeyin işlemekle ittlham e-d il d iğim cinayetle hiç bir alâkası yoktur. İlk ifademi alan komiser, bu neticeyi, tahkikatı derinleştirmeden çıkarmıştır. O. genç kadının dairesine, bulunmadığı zannile girdiğimi, ve ansızın onu karşımda görünce itiraf etmemek için üzeri en ateş ederek öldürdüğümü İddia ediyor.
Evvel emirde kadının dairesi ne gizlice niçin gireyim? Hırsızlık yapmak için mİ? Bu ihtimal katiyen varit otamaz. Çünkü tevkif edildiğim zaman üzerimde beni aylaren ferah ferah geçindirecek kadar külliyetli bir para bulundu, bugüne kadar sicilim de tertemizdir. Hiç bir sabıkanı yoktur.
Sonra üzerimde tabanca mı yoksa hırsızın kullandığı âletleri mi buldular? Hayır. Bundan başka, ben bu cinayeti işlesey-ditıı hâdise yerinden kolaylıkla kaçabilirdim. Halbuki ben böyle bir şeye teşebbüs etmedim ve kaçmağı aklimden bile geçirme yerek polislerin gelerek beni yakalamalarını bekledim,
Sükûtumun tahkikatı güçleştirdiğini kabul ediyorum, fakat manen ve cismen öyle perişan bir halde bulunuyordum ki. kendimi müdafaa etmek için söz söylememe İmkân yoktu.
Komiser, tahkikat işini beceriksizlikle idare etti. Beni raporunda «serseri ve işi gücü belli olmıyan bir şahıs» diye gösterdi. Halbuki kendisine İkametgâh göstermemekliğimin sebebi o gün «Malezya» vapuri-le gelmiş olmaklığımdır. Bu nok tayı kolayca tahkik edebilirsiniz Uzak şarkta şenlerce çalıştıktan sonra yurduma dönüyordum.
Vapurdan çıkar çıkmaz valizimi bir kahvehanede bırakarak
ranıyor ve nadiren odasına kabul ediyordu. O zamanlar bir seyyah acentesinde çalışıyordum. Bir akşam bazı ecnebi seyyahları, Marsilya şehrinin ücra ve eski mahallelerinde gezdirirken beni derin bir İnkisarı hayale uğratan bir manzaraya şahit oldum. Antuanetl fena şöhretli bir evden çıkarken gördüm, Genç kadın, bir bahriyelinin kolunda körkütük sarhoştu, Gezdirdiğim Amerikalı ve İngiliz seyyahları, rakibimin üzerine atılmama mâni oldular.
Ertesi sabah Antuanctle evin de buluştum. Beni kabul ederken gene bermutad sıkı İhtiyat tedbirleri almıştı hattâ hizmetçisine de izin vermişti. Bir gece ewel kendisini ne vaziyette gördüğümün farkında olmadığı belli İdi. Bir masanın üzerinde İpekli bir şal ile biner franklık bir kaç banknot duruyordu. Antuanet bana dönerek:
— Mösyö Ezan, bugün doğum yıl dönümümü kutladığımı bil-dlğ! için bana bu hediyeleri gönderdi dedi.
Hiddetimden köpürerek:
— Demek doğum yıl dönümünü kutlamak için dün gece o bahriyeli İle beraber Lusllln evine gitmiştin diye kendisine cevap verdim.
Antuanet. bu sözlerime kızdı ve kışkırtıcı bir eda He:
— Ben böyleylmdir. Şayet be-I nl beğenmezsen kapı açıktır, diyerek eliyle bana kapıyı gösterdi.
Masanın üzerinden banknotla rı alarak sert bir sesle:
— Benimle beraber geleceksin. Yarın Seylân adasına müteveccihen hareket eden San-tos vapurunda sana bir kabine tutacağım dedim.
! — Sen zır delisin cevabını
verdi ve gîizel çehresini yüzüme yaklaştırdı. Gözleri beni teshir ediyordu, teninin güzel rayihası başımı döndürüyordu. Yanında bir dakika daha kalsaydım bent mağlup edecekti. Kendisini iterek kapıya doğru yürüdüm. İşte o zaman feci hâdise oldu çekmesinden küçük bir tabanca çıkararak namlûsunu üzerime
Köşklü
— Uğur ola ağabey! Yangın nerede..,
— Beşiktaşta Köyiçinde...
— Allah yardımcıları olsun... Acaba terkos borularında su var mı?
— Cenabı Hak içinden tutuşanlara da yardımcı olsunl
Teşekkür: «Tarihten Çizgiler» İn neşri dolayısile bir çok okuyucularımdan mektuplar aldım. Teveccüh ve alâkalarına teşekkürler ederim — Ressam Salih —
Mahkeme Koridorlarında
Kaç türlü tıraş vardır?
doğruca Molan caddesindeki 55 çevirdi:
numaralı eve gittim. | — Paralarımı geri ver yoksa
şimdi hiç tanımadığım kadı- «cni gebertirim diye hay-nın dairesinde ne aradığımı kırdı. Silâhını elinden almak I-benden soracaksınız. İşte bu Çin üzerine atıldım. Boğuşur-noktayı mümkün mertebe ay- ken tabancası patladı ve Antu-dmjatmaga çalışacağım. O dai- anet yerlere serildi Göğsünden rede bundan on üç yıl evvel, kanlar akıyordu. Yanında diz maktul kadınla aynı yaşta An- Çökerek:
tuanet namında başka bir ka-j — Antuanet. sevgilim, gözledin oturuyordu. Alkazûr barın-, rlnl açsana... diye onu kendlsl-da dansözdü. Günün birinde ne getirmeğe çalıştım, ölmüş Antuanet, odasında kalbine sı- olduğunu anlayınca deli gibi kılmış bir kurşunla öldürülmüş dışarı fırladım. Ertesi sabah da olarak bulunmuştu. Santos gcmlslle uzak şarka ha-
O zamanlar bu cinayet, büyük reket etlim. Antuanet İle mü-dedikodulara sebebiyet vermiş- nasebetlm bilinmediği için kim-ti. Antuanet'ln mazisi o kadar se benden şüphe etmedi.
temiz ve lekesiz değildi. | Maktûl sevgilimin hayali, yıl-
Ezen namında büyük bir tüc- larca peşimi bırakmadı. Bay car. paralı âşığı ve hâmisi İdi.1 yargıç. Malezya vapurlle yurdu-Fakat Antuanet, bu zengin dos- ma dönerdönmez. ne maksatla tundan başka kendilerinden hoş apartımana gittiğimi anlıyor-landığı bir çok fakir ve yakışık-’ sunuz sanırım. Kapıyı açar aç-
Moskovada bir seyahat yapan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Lie, Sovyet başşehrinden dönüşünde Paris’e uğramıştı. Yukarıda Fransız Dışişleri Bakanı Schu-man'ın elini sıkarken görülüyor.
lı delikanlıları da kabul ediyordu. Bunların arasında ben de vardım. Hattâ, Antuanetln beni sevdiğini de zannediyordum. Genç kadın, bin bir İhtiyatla beni kabul ediyordu.
Fakat günün birinde Antuanetln ne matah olduğunu anladım. Artık bana soğuk dav-1
maz, Antuanetlme az çok ben-ziyen tanıdığım bir kadını yerde maktûl görünce müthiş bir korkuya tutuldum, hissettiğim acı ve dehşet arasında bir hortlak gördüğümü sandım ve abdal gibi polislerin gelerek beni yakalamalarını bekledLm.
Çeviren: A. HİLÂLİ
K ü Rl
İş bulmak isteyenler; işçi arayanlar; emlâk, arsa, eşya alıp satmak arzusunda olanlar için
Em verimli v® ucug vasıi'feâ)(dııır
•«“Doğrudan doğruya "AKŞAM,, ilân servisine müracaat.
Telefon: S0681
*---------------- --------------------------------------------4
Kanapeye oturmuş, kelepçeye dik dik bakarak homurdanıyor:
-— Belâ nereden gelirsin? Elinin göründen.
Yanına sokulduk:
— Neye öfkelendin, ahbap?
Tersledi:
— Bırak dinini seversen. Aklıma geldikçe öfkem kabarıyor. Fazla içseydim de sarhoşluk arasında yapsaydım yüreğim yanmazdı. Hem iki yudum rakı burnumdan geldi, hem de buralara sürüklendim. Mahkeme kapısını, kodesin yolunu bil-miyen bir adam değilim amma böyle pisi pisine belâya çatmak ağır geliyor, bey kar d eşim. Kurban olduğum Allah çok iyi adamlar yaratmış amma onların aralarına .tahtakurusu gibi mazarratlı-larını da karıştırmış Sulu heriflerin belâsından iki defa mahpushaneye girdim amma bu seferki kadar hiçbirine icerlememistim. Bir duble rakının mekadiri nedir ki? Ben onun parasında değilim. Canım isterse, sayenizde sekiz şişe içecek kadar da param bulunur. Amma velâkin, herif gelir de hem muhabbetin tadını bozar, hem insanın keyfini burnundan getirirse dayanılır mı buna? Rakı dediğin zıkkım keyf için içilir. İn »arı karşısına bir iki ahbabını a-lir, tatlı tatlı muhabbet ederek demlenir. Sulunun biri burnunu sokunca o muhabbetin ne tadı kalır, ne tuzu.
— Ne oldu, ahbap? Kira bozdu muhabbetinin tadını?
— Git de onu hastanede ara. Omuz başına bir sustalı salladım, hastanevi boyladı serseri. Amma kaç para eder? Görüyorsun ya. ben de kodesin yolunu tuttum.
— Kavganızın sebebi ne idi?
— Serseri Fevzi ile neden dalaşır insan? Tıraştan tabii. Sövle bakalım, bey abi. sen kac türlü tıraş bilirsin?
— Berberlikten anlamam amma benim bildiğim bir sac tıraşı, bir de sakal tıraşı vardır.
— Dalga geçme, bey kardeşim. Berber tıraşını sor-ı muvorum. lâf tıraşı üzerine konuşuyorum ben. Kac türlü çene tıraşı bitirsin sen?
— Gevezelerin tıraşını bilirim amma çeşitlerine aklım erme2.
— Hımmm.. Bilmezsen ben sana anlatanın. Tıraş deyip geçme. Tamam beş türlü tıraş vardır. Zincirleme tıraş, süsleme tıraş, sabitli tıraş, tasdikli tıraş, muş tali tıraş
— Nasıl oluyor bu tıraşlar?
— Haaaaaa, onu da anlatayım. Herif seni karsısına alır, bir lâf açar, ondan sonra lâf içinde hikâye anlatmağa başlar. Hikâyenin birinden öbürüne geçerek saatlerce Lâf eder, iflahını keser insanın. İste bıına zincirleme tıraş denir.
Süsleme tıraş daha başkadır. Herif bir taraftan konuşur. bir yandan da eli ile se-
nin düğmeni ilikler, kravatını düzeltir, yakalarında toz varsa onları temizler. Yakanı kurtam azsın elinden.
Şahitli tıraşta herif palavraları anlatır: seni inandırmak İçin de: «İnanmazsan falancaya sor. inanmazsan filâncaya sor» diyerek bir sü rü de şahit gösterir. Dayanabilirsen dayan.
Tasdikli tıraş insanı çatır çatır çatlatır. Herif bir defa çeneyi açtı mı, hem palavraları sıkar hem de; «Öyle değil mi?., diyerek her lâfı sana zorla tasdik ettirir. Sen de biraz nezaket olsun, biraz da lâf uzamasın diye «Evet» dersen yandığın gündür.
Amma velâkin, bunların en belâlısı muştalı tıraştır. Aman Allah. İfrit eder insanı. Herif palavraları sıkarken bir yandan da senin omuzunu muştalıyarak, kolunu sıkarak, çimdik basarak zorla dinletmeğe çalışır, haddin varsa dinleme de dalga geç! Bir defa eline düşmeye gör. Savuşmak is-tesen tutup çeker. Gel de dinden, imandan çıkma bakalım. Serseri Feyzi de muş-talı tıraşçılardandır. Bunu bildiğim İçin kendisini görünce kaçarım. Velâkin. bu sefer fena yakalandık, sıvışamadık.
Üç arkadaş meyhanede muhabbet ederek demleniyorduk. Bir aralık Feyzi kapıdan girdi, onu görünce benim midem döndü. «Bu herif bizim masaya gelirse muhabbeti burnumuzdan getirir» dedim. Arkadaşlar: «Aldırış etme. Kendisine yüz vermeyiz, buraya sokula-maz» dediler. Öyle yaptık, karşıdan selâm verdikten sonra başımızı çevirdik. Yüz bulamayınca tezgâh başına dikilip kendi kendine içmeğe başladı. Fakat tıraş etme den duramaz ki. Hele bir kac kadeh içtikten sonra birini muştalıvarak palavra sıkmazsa çatlar harif. Nihayet. korktuğumuz basımıza geldi. Serseri iki kadeh içtikten sonra bize yaklaştı, ben tatlılıkla. ı Fevzi, bu gece aramızda gizli bir şev konuşuyoruz. bizi rahat bırak. Muştalanarak halimiz vok» ded;m. «İtana be vahu. Zorla masanıza oturmadım ya« diyerek savustu amma çe-ne-'i durmuyor ki. Karşıdan palavraları savuruyor, yanında adam olmadığı için tezgâhı muştalıyor. Bir kaç defa daha sokuldu, gene sepetledik. Baktık ki heriften rahat edem iveceğiz, biran evvel rakımızı içelim de kalkalım bari, dedik. Şişedeki rakıyı kadehlerimize doldurduk. Son kadehin kevfi hiç bir şeve benzemez, bey abi. Yarım kilo rakı içsem vız gelir. son kadeh hepsinin keyfini tamamlar. »Haydi, şerefe!» diyerek üçümüz de kadehlerimizi kaldırıp tokuş turduk.
O sırada Feyzi arkadan gelin de: -Salim abi. dün neler oldu, anlatayım da
(Arkası 7 nci sahifede)
Ce. Re.

BiR SEVGiLi uğruna'
Aşk ve macera romanı
Yazan: Carter Dlckson
— Tefrika ]
yalıyor, yahut uyu yordur. Doktoru. hareketlerinden rahatsız etmiştir. Tom. İhtiyarın, elinde servet diye yalnız bu mücevherler kaldığını, öbür varlıklarım kaybettiğini pekâlâ bili yordu. Esasen, vicdanı da azıp İçindeydi, Bir kısım azaplarından kurtulmak istemiştir.
«Doktor Tom, aslı aranırsa canavar bir insan değildi. O, sadece coşkun İhtirasları yüzünden çifte cinayeti işlemişti. Rita’ya karşı aşkı, onu, ne yaptığını bilmez bir hale sokmuştu. Para İçin cinayet İşleyecek, yahut cinayet işledikten sonra eline geçen paradan istifadeye kalkacak ahlâkta değildi.
«Esasen Tom, cinayetten sonra mağaradan yanına aldığı mücevherleri ne yapacağını, onlardan nasıl kıırlulaca&ını
Tercüme eden: Vâ - Nû
No. 54 J
bilememişti. Bunları denize de atabilirdi ama, böylelikle, Alec’i son geçim vasıtasından mahrum etmiş olurdu, öylesini istemedi. En İyi şekil olarak, mücevherleri Alec'e İade etmeği buldu. İşte, bütün bu noktalan bir araya getirmek sayesinde, Tümün mücrimliğini keşfettim.
Molly, ateşe yaklaşarak:
— Evet... Doğru izler keşfetmişsiniz! dedi.
S. M., kendi kendine mırıldar gibi söylendi:
— Salnt İves, fîaltash, Bcar-borongh, Scunthorpe. Serge-moor, Southend, Sutton, Coid-fleld... İşte küçük Ashford burada battı.
Sözünü kestim:
— Beni dinleyin, flstad. Fakat şişman adam, elinin
bir hareketiyle bent susturdu.
1 — Geri kalan kısımları oiri-
blrlerlne ekleyerek siz mânalar çıkarınız! — dedi.— Rlta’nın esrarengiz dostunu, hani çu atelyede ona randevular veren âşık doktor Tom'du. (Genç kadına bakarak devam etli:) Onu Nisan ayında, Rita atölyenin önünden otomobille kaçarken görmüş; fakat teşhis edememiştiniz. Rlta’nın perişan bir durumda olduğunu bile tesbit etmiştiniz. Hiç mesut değilmiş. Bu münasebet onu tatmin etmiyordu her halele. Tom, efsanelerdeki Adonis’e benzememekteydi. Belle, ona «çirkin karga» lâkabım takmıştı, Rita. öniine çıkacak büyük aşk macerasını beklediği sırada, doktor Tom'la ancak İdare ediyordu, yasak savıyordu. Barry1 nin zuhur etmesi, bu buhrana nihayet verdi. Hafif meşrepti, romantik bir mizaçta olduğu için, Rita, tereddütsüz, bu yeni aşkın uçurumuna kendini koyuverdi. Tom, atlatılmağa razı olamamıştı. Rita, aşka yaka-nan bütün kadınlar gibi, esid sevgilisinin yolundan uslu, akıllı, İtirazsız çekilip gitmesini
istemişti. Kocasının takındığı tavır. Alıştığı için, eski âşıkının da öyle yapacağını zannetmişti. Minnettarlığını bildiren bir kaç göz yaşı akıtacak, Tom'un alnına nezih bir öpüciik konduracaktı. Esaiet icabı, Tom’un bütün geçmişi unutmasını lstlye-cekti.
«Ancak, Tom'un ruhu, genç kadının arzu ettiği şekilde asil değildi. Âşıkların tasavvurlarını öğrenmiş bulunduğunda da şüphe yok. Rita, ona. safiyano İtimat etmişti. Onu, güvenilir eski sır ortağı sayıyordu. Fakat Tom'un kendine göre bir plânı vardı; o plânı tatbik etti. Mesleği, her tarafta dolaşmasını mümkün kıldığından; dikkati çekmekslzin, her saatte, her İstikamete gidebilirdi.
«Tom, cumartesi akşamı Baker's köprüsü civarına gidip arabasını orada bırakmış. Sonra Korsanlar Barınağı'na gitmiş. Yanına da tabanca almış. Sevgililerle gûya yedâ edecektir. Onları, denizden çıktıktan sonra, sırtlarında mayolarla buluyor. Aşıklar, onun mevcudiyetinden hiç şüphelenmiyorlar, fena akıbetler ununu-
yorlar. Akılları, fikirleri . yeni atılacaktan hayattadır. Tom’a niçin İtimat etmesinler? Ona güvenleri var. Halbuki, o sırada, Tom, eldivenli etinde bir tabanca tutmaktadır. İşleyeceği cinayet, şayet yüzünü soldurmuşsa, mumun hafif ışığı bu solgunluğun görülmesine mâni olmaktadır.
«Doktor, Rita’ya yaklaşmıştır. Onun kalbine ateş ediyor. Sonra da, dehşetten dona kalan Suliivan'ı aynı tabanca ile yok ediyor.
S. M., hikâyesinin bu noktasında sustu.
Macerayı o kadar canlı anlatmıştı ki, tabancan m sesini duyar gibi oldum.
Derken, devam etti;
— Sonra, cesetleri, mağaranın ağzına kadar sürüklüyor; denire atıyor, içinden pasaportları, mücevherleri çıkardıktan sonra bavulu da atıyor. Lâkin. Rita’ nin elbise değiştirince konağa söktüğü mayoları orada unutuyor. Etrafta yaptığı araştırmağa rağmen, tabanca kurşunu kovanlarından ancak birini buluyor, öbürünü bulamıyor. Bu vaka olup bittikten sonra, taban-
casını cebine indiriyor: arabasını bıraktığı yere gidiyor.
Zihnime derhat bir itiraz geldi:
— Peki ama, tabancayı da denize atsaydı. Niçin alarak beraber götürmüş?
S. M. izah etti:
— Bunun sebebi gayet açıktır. evlâdım. — diye, gözlüğünün üstünden baktı. — Tabancaların, deniz sathinde yüzmemek gibi kötü bir âdetleri vardır., onu unutuyorsunuz. Nerede denize atılırlarsa orada suya batarlar. Deniz, med ve cezir neticesi çekilince, tabancanın bulunmaması kaatll için çok ehemmiyetli bir mevzudu. Esasen, o anda, talih, kaatile kötü bir oyun da oynuyor. Arabaya bindiği sırada, cebinden tabancayı düşürüyor. Her halde, gayet heyecanlı ve perişan bir durumda imiş kİ, meselenin farkına varmamış.
S. M., tabakasından yeni bir puro çıkardı, parmaklarının ucunda döndürmeğe koyuldu.
— Şimdi artık, doktor Tom'un yapacağı bir tek iş kalıyordu. O da. Sulilvan'n arabasını yok etmek, Bu işi o gece halledeme-
di. Zira, babasının dikkatini çekmekslzln daha fazla dinarda kalamazdı. Keza, polis de harekete geçecekti. Genç doktor. Rita ile Sullivan’m atölye kapısını açık bıraktıklarını, kapının kendillğiden bir daha da açıldığını ve otomobilin hariçten göründüğünü ihtimal bilmiyordu. Ertesi gün, Bella, bildiğimiz şekilde atölyeye geldi. Geceleyin de Tom. arabayı almağa çıktı. Müthiş bir vicdan azabı içindeydi. Aklını kaybetmek raddelerine gelmişti. Kendi arabasını kaygan kumlara yakın bir yerde bırakmış olacaktı. Sul-livan’m arabasını o noktalarda kumlara gömecekti.
«Küçük bayan Sullivan’m tıpkı şeytan gibi arabadan çıkması üzerine doktorun nasıl şaşaladığını tasavvpr edersini». Bu noktada bir de parantez a-çayun: Doktor Exmoor havalisini gayet İyi bilen bir İnsandı.
«Craft, arabayı kumlara gömenin doktor Luke olduğunu, o ise sizin olduğunuzu iddia e-dlyordu, Delikanlı! Fakat, kaygan kumların esrarını genç doktorun da siz ikiniz derecesinde bildiği kimsenin aklına gelmedi. (Arkası var)
27 Mayıs 1950
AKSAM
Nahife 7
*'■ Atletizm karşılaşması
Şehirler arası karşılaşma bugün yapılıyor
Ankara 26 (A-A.) — 27 Mayıs 1950 cumartesi günü saat 15 de 19 Mayıs st&dyomunda. Ankara. İstanbul, İzmir. Zonguldak, Eskişehir, Kocaeli. Balıkesir, Beyhan atletlerinin katümasile şehirler arası atletizm karşılanması yapılacaktır. Misafir atletler bugün şehrimizde toplanmış bulunmaktadırlar.
Beden terbiyesi bölge baş kanlığından:
1 — Milli Eğitim Bakanlığının emirlerile tehir edilen J'J Mayıs Gençlik ve Spor bayramı tören ve gösterileri 27 Mayıs günü saat 16 da İnönü ve Fenerbahçe stadyoml arında yapılacaktır.
Evvelce 19 Mayıs İçin damıtılan davetiyeler bugün muteber olacak ve davetiyeler üzerlerinde yazılı stadyomlarda kullanılacaktır.
2 — 27 Mayıs günü stadyom-lar a davetiyelerin üzerinde tesbit edilen kapılardan girilecek Ur.
3 — Şehrimizde bulunan sayın milletvekilleri bu gösterilere davetli olup stadyoma CL) kapısından girerek (L) flokunda kendileri için ayrılan yer- lerde töreni takip edeceklerdir.
4 — Basın ve yayın genel müdürlüğünce verilen san ve yeşil basın kartını hamil olan gazeteciler gazhane Cihetindeki (L) kapısından İnönü stadyumuna girerek (L) blokundan gösterileri takip edeceklerdir.
Crta doğuya silâh
İngiliz gazetelerinin makaleleri
Londra 26 (A.A.) — İngiltere, Fransa ve Amerikanın orta doğu memleketlerine silâh vereceklerine dair müşterek beyanname bir çok Londra gazetesinde birinci sahlfede yayınlanmış ve ehemmiyetli tefsirlerle belirtilmiştir.
İşçi partisinin yan resmi urganı olan Daily Hcrald ilk sa-hif esini tamamen kaphyan şöyle bir başlık kullanmıştır: «Orta Doğu için barış andl aşması».
Gazete makalesinde, bu beyannamede, orta doğuda itimadın yerleşmesi, siyasi istikrar Ve iktisadi kalkınma yolundaki şümullü bir hareket gördüğünü belirtmekte ve şunları yazmaktadır:
■Bu beyanat orta doğuda gerginliğin ve silâh yanşının sonuna doğru bir adım olarak hararetle karşılanacak ve böy-lece iktisadi kalkınma daha fazla kaynak tahsis edilmesine imkân verecektir.»
Beşiktaş Kadastro Müdürlüğünden :
Kadastrosu ikmal edilerek iki aylık askı cetvelleri asılı bulunan Ortaköy Mecidiye mahallesinin perakende evrakından olup bu kerre tekemmül ettirilen 198 ada 8 parsel numaralı gayrimenkulun alâkalısının talebi üzerine münferiden askı cetvelleri tanzim edilerek Mecidiye mahallesi muhtarlığı İle Beşiktaş Akarelter Spor caddesi 64 numaralı binanın üst katındaki dairemiz koridoruna asılmıştır.
Evrak ve paftası dairemizde alâkalıların tetkikine hazır bulundurulan mezkûr gayrimenkul üzerinde bir hak iddiasında bulunanların müsblt belgeleriyle birlikte İki ay zarfında dairemize müracaatları 2013 sayılı kanun hükümlerine göre İlân 0-lunur, (7048)
Göz Mütehassısı
Dr. Cemil Görür
Cağaloğln Nuruosmaniye caddesi Alay Apartmanı Pazaroan oaşKa her gün snat 14 ten 18 e kadar felefon: ıvOM
Zehirle öldürülen jandarma (Baştarafı 4 iincü sahifede)
— Bütün bn olup bitenleri bu tahkikata el koyan savcıya anlattım ve ertesi gün karım tevkif edilip Cezaevine gönderildi. O gündenberi kendini ziyaret dahi etmedim.
Diyerek sözlerini bitirdi. Kâzımdan sonra dinlenen ve köpek ze birin i jandarma Maz-hara vermiş olduğu İddia edilen çöpçü Ahmet Dilbiimez ise tercüman vasıtasile verdiği I-fade de bu zehir! Mazhara kendisi vermediğini, ara sıra çamaşır yıkayan Vahldeye, elbiselerini yıkatmak üzere verdiği zaman, bu zehirin elbise cebinde kalmış olduğunu, elbiseler yıkandıktan sonra cebine baktığı sırada da bu köpek zehlrtnl yerinde bulamadığını, bu hale nazaran zehlrta Vahide tarafından cebinden alınmış olduğunu söyledi.
Yine şahitlerden Yunus ve Niyazi de, arkadaşları Mazilerin kendllerile yaptığı konuşmalar sırasında vahide ile cilan münasebatından bahsettiğini söylediler.
Vahide, bütün bu dinlediklerinden sersemlemiş bir halde dalgın dalgın önüne bakıyor, hiç ses çıkarmıyordu. Mahkeme başkam yeni şahitler çağırıp dinlemeğe karar vererek duruşmayı talik ettiği zaman kendine geldi ve yavrularile birlikte tekrar cezaevinin yolunu tuttu.
Remzi TOZANOĞLÜ
Meyva ağaçlarında
(Baştarafı 4 uncu sabifede)
Mücadele usulleri
1 — Ağaçlar üzerinde içi kurt dolu ağlar makasla kesilip ya-kılmalı. Büyük ağaçlar İçin uzun dal makaslan kullanılmalı.
2 — Ağaçlar yeni yapraklandığı zaman kurtlar görülür görülmez üzerlerine yüz kilo suya 700 gram hesabile (kurşunlu arsenik) i pülverizatörle atmalı ve İlâcın dibe çökmemesi İçin pülverlzatörü arada sırada çalkalamalıdır. Bu ilâç zehirli olduğundan ilâcı atarken rüzgârsız bir hava intihap ederek pülverizatörden püsküren ilâcın yüzünüze gelmemesine dikkat etmelidir. İiâçlama bittikten sonra el ve yüzü sabunla güzelce yıkamak dır. 11 açlanan ağaç üzerinde meyva varsa dikkatlice yıkanmadan yenilmemelidir,
3 — İnsanlar ve sıcak kanlı hayvanlar İçin zehirsiz olan ve gesarol denilen D.D.T U ilâçtan yüz kilo suya bir kilo hesabili? katılarak kullanıldığı gibi 100 kilo suya 250 gram hesablle mayi halinde 3 agro-cld de kullanılmakla kurtlan öldürmek mümkündür.
Kurtlar yapraklan yerken yaprakların üzerine atılmış bulunan ilâçlanda beraber yiyip öldüklerinden, yapraklan la-mamile kurtlar tarafından yenilerek hiç yaprağı kalmamış ve kurtlan ağlar İçine saklanmış olan ağaçlar üzerine atılan bu ilâçlar fayda vermez. İlâcı atmayı mütaakıp yağmur yağarsa İlâcı tekrarlamak icap eder.
Mahkeme koridorlarında
(Başların « inci sahlfede)
bak* diyerek omuzuma bir muşta çakmaz mı! Tam ağzıma götürürken kadeh elim den düşüp parçalandı, rakı da rezil oldu, keyif de burnumdan geldi. «Ûlan, nedir bu yaptığın rezalet?» derken serseri karşımda birdenbire parladı; «Ağzını topla, ulan? Rezil sensin. Karşımda paran kadar konuş. Rakın döküldü ise beş kâğıt vereyim de benim sayemde bir şişe daha iç. Bana rezil diyecek adam anasından doğmadı» diyerek bir de elini bıçağa atmaz mı* Dinini seversen söyle bey kardeşim, buna can dayanır mı? Elimi cebime attığımı hatırlı yorum...
Mübaşir seslendi, başını i-I ki yana salhvarak kalktı.
Ce. Re.
YENİ YAYINA
İDARECİNİN EL «İTABI
■Urun müddet İdari işlerde, valiliklerde bulurunu* otan Muştala Alili, Bayman'vn bu ndlı bir eseri çıkmıştır. Köylerin kalkınması, kfly muhtarlarının vazifeleri belediye hizmetleri. şehirlerin bayındırlığı. İdare â-mlrlcrinln görevleri ve yetkileri ve diter «ftsitlı konular etraflı bir şekilde tetkik eılılmrkledlr.
Eseri İdari işlerle meşgul olanlara tavsiye ederiz. Satış yeri Ankara caddesinde inkılâp Kitabeyidir-
BEŞ Vûz MİLYONLUK MİRAS Jule» Varna
Almanlarla Ftansızlar »yasındaki zıddiyeti mevzu olarak ele alan bu roman. hem çok meraldi, hem de bü-j-Ok fabrikalar hakkında geniş malûmat veren bir eserdir Eser. Fer id Namık Hansoy tarafından dilimize çevrilmiş ve İnkılâp KIMbevl tarafından yayınlanmıştır. Tatilde çocuklarınıza tavsiye cdcbUecetlnlz bu meraklı romanın iiati 100 kuruştur.
CİHAN HÂKİMİ Jula» Varna
Jules Verne'ln tasavvuruna g*re. karada, denizde ve havada hareket eden v* UvgünkO terakkiye tın henüz tahakkuk ettiremediği bir apareyl anlatan bu roman bir hayli meraklıdır. Çocuğunuza tatilde tavsiye edebileceğiniz bu eser. Feri d Namık Hansoy dilimize çevirmiş ve İnkılâp Kitabevi tarafından yayınlanarak JOC kuruş ftntle satışa arzedlimiştir.
ANNELERE ve GENÇ KIZLARA ÖĞÜTLER FUcrtT» Sönuhl Arsan
Cins! bayat, çocukluktan çıkış anlarında tabi! olarak evlâtlarımızı yakından alâkadar etmeğe başlar Çocuklar için henüz bir tır tejkU eden bu mevzular hakkında onları tenvir etmezsek giril ve yanlış araştırmalara ve neticelere yol acarız. Uzun yılların tecrübesi De ve çok hassas davranılarak hazırlanan bu eser bütün annelere ve bllhaas» genç kızlara tavsiye edilebilecek bir eserdir, inkılâp Kltabcvl yayınlamıştır. 150 Kj. tur. ÇOCUKLUK n GENÇLİK PSİKOLOJİSİ
Charloilo Büfeler
Doğuştan yetişkinliğe kadar çocuğun gelişiminin ana çizgilerini İnceleyen bu eser Ferlha Baymıır tarafından dilimize çevrilmiş ve kıra bir zamanda ikinci başımı yapılmıştır. Çocuk ve Gençlik psikolojisine vâkıf olmak Ifllyen herke», bilhassa öğretmenlere ve anne ve babalara tavsiye edilir. İnkılâp Kltabcvl yayınlamıştır. SN> Kş. tur
HAYVAN HIRSIZLIĞININ MEN’İ v»
YEN ÇİFTÇİYİ TOP HAKLAND1HMA hakkında kanunlar broşür halinde inkılâp Kltabcvl tarafından bastırılmış ve Satışa arredHmlşttr. 50 Kş tur,
BOZLAR ARASINDA Juloa Vernaa
Groenland ve havalisine yapılan bir seyahati, batlin bir kış mevsimi esnasında buzlar arasında geçirilen hayatı anlatan bu roman. Şimal buz denizi coğrafyası bakımından da çok değerlidir. Fcrid Namık Hansoy dilimize çevirmiştir. Çocuklarınıza tatilde tavsiye edeblleccjftntz en değerli bir romandır. İnkılâp Kilabevi yayınlamış ve İt® Kş. fiatle satışa arzelmiştir.
DENİZ ALTINDA YİRMİ BİN FERSAH
Jula» Varna
Denizaltı gemilerini çok evvelden keşfetmiş olan Jules Vcme bu esc-rUe denizleri, denizaltı alemini okuyucuların» o kadar merak uyandıran bir üslûpla tasvir etmiştir kİ. bir denizaltı gcmislle yapılan devrlâlem seyahatinde bütün okuyucular», meşhur cereyanları, denizaltı âlemini zevkle. fearJa öğrenmek mümkündür Çocuklarınıza tatilde tavsiye edeceğiniz bu eser, 2 elittir, Terid Namık Hansoy tarafından dilimize çevrilmiştir, inkılâp Kltabcvl yayımlamış ve İki cildi 200 kunt; olarak satışa çıkarmıştır, ELEKTRİK
İstanbul Elektrik Teknisyenleri Derneği tarafından neşredilmekte olan ELEKTRİK adlı mecmuanın 33 ■ M Onrü sayıları zengin mflndorlcntU çıkmıştır. Satış yeri- İnkılâp Kıtabe-vl. Ankara cad. İstanbul.
Tamirat yaptırılacaktır Toprak Mahsulleri Ofisi İstanbul Bölge Müdürlüğünden
9453 83 liralık ilk keşif bedelli Beşiktaş afyon deposunda yaptırılacak tâmirat ve tadilât işleri için İstanbul Bölge Müdürlüğünde teşekkül edecek komisyon huzuriyle 1.6.950 günü saat 15 te kapalı zarf usullyle ihalesi yapılacaktır,
İhaleye İştirak edecekler en az 10,000 liralık bu gibi taahhüt işlerini yapmış olduğuna dair vesika ibraz ederek iki gün evvel Fen servisimizden alacakları yeterlik belgesi, 950 senesine alt Ticaret ve Sanayi Odası veslka-siyle geçici güvenlik akçesi makbuzlarını havi hazırlıyacak-ları kapalı zarf mektuplarını İhale saatinden bir saat evvel mezkûr komisyona makbuz mukabilinde tevdi etmeleri ilân olun ur.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (6950)
| M.S. B. İst. Sa. Al. Ko. Baş. 1 Numaralı Komisyon İlânları |
Muhammen bedeliKesin teminatı İhale günü saati
Miktarı
11 Aşağıda yazılı gün ve saatlerde hizalarındaki yiyecek maddeleri pazarlıkla Harbiye M. S. B. 1. No. satın almak Kom. da satın alınacaktır
2) Muhammen bedelleri ve kesin teminatları yazılı olan İşbu maddelerin şartnameleri her gün komisyonda görülür
Cinsi
Çubuk makarna 5000 Kg. 3050 lira) 915 lira 29/5/1950 15.30
Fiyonk makarna 5000 » 3050 » >
Kuskus . 5000 Kg. 3050 lira) 915 lira 29/5/1950 16.00
Arpa şehriye 5000 > 3050 » >
6755 - 2333
İstanbul İkinci İflâs Memurluğundan: 947/16
Mahkemece satışına karar verilen. ve İstanbul Suitanhamam Topalyan Hanındaki deposunda mevcut ve kısmen yanmış madeni düğmelerin 1/6/850 Perşembe günü saat 10 - 11 de birinci arttırması yapılacaktır. O gün kanuni kıymeti bulmadığı takdirde ikinci arrtırması 5/6/ 950 Pazartesi günü saat 10-11 de yapılacaktır. Taliplerin satış günü muayyen saatte mahallinde hazır bulunmaları İlân oiu-(7057)
nur.
Cinsi
Miktarı
Deniz Gedikli Erbaş orta okulu Komutanlığından
1 — Türk Donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu» ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 gününe kadar devam edecektir.
2 — Birinci sınıfa bu yıl İlkokulu bitirenler n. sınıfa ortaokullarda İkinci sınıfa geçenler, üçüncü sınıfa da ortaokulda m. cu sınıfa geçmiş bulunanlar ve gedikli erliğe de ortaokulu bitirerek diploma alanlar kabul edilirler.
3 — Birinci sınıfa 13 - 16, ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa 15 - 18 yaşlan içinde olanlar kabul edilirler.
4 — Gedikli er oiacaklann 16 yaşından küçük olmamaları şarttır.
5 — İsteklilerden tstanbulda bulunanlar Kasımpaşadaki
okul müdürlüğüne başka yerlerde bulunanların bulundukları yerin askerlik şubesi başkanlığına aşağıdaki yazılı vesikalarla müracaattan. (6316)
A — Dilekçe,
B — Nüfus cüzdanı - Fotoğraflı -
C — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı,
D — Ailesinin ve kendisinin İyi ahlâk sahibi olduğuna dair iyi hal kâğıdı,
E — Okul tas tik namesi veya diploma,
F — 12 adet vesikalık fotoğraf.

1) 200 ton linyit kömürü Harbiye M. S. B. 1. No. Sat. Al. Ko. da 31.5.1950 günü saat 11 de pazarlıkla satın alınacaktır.
2) Muhammen tutan 7200 lira olup kesin teminatı 1080 Liradır.
3) Kömürlerin kalorisi Gutal formülüne göre 4000 den az
olmıyacaktır. Şartname ve evsafı her gün komisyonda görülür. (6932 - 2378)

1) 100 ton fırın odunu Harbiye M. S. B. 1 No.lu Satın Alma Ko. da 31/5/1950 günü saat 11.30 da pazarlıkla satın alınacaktır.
2) Muhammen tutan 5000 hra, kesin teminatı 750 Hra olup şartnamesi her gün komisyonda görülür. (6931-2317)

1 — Pazarlıkla 100 ton lirin odunu satın alınacaktır. Tahmin edilen bedeli 5000 lira, kesin teminatı 750 liradır.
2 — Pazarlığa 2/Hazlrarv'95O günü saat 11 de Harbiye
M. S. B. İst. 1 No. Sat. Al. Kom,da yapılacaktır Şartnamesi hergün komisyonda görülür. (7039 — 2397)
Muhammen tutan Lira Kş.
İhale günü
Gayet kıymetli Uç gayrimenkulun tamamının satışı
I — APARTIMAN : Merham lokantacı Emin Mahir Sönmez’e alt, Beyazıtta Soğanağa mahallesinde Mit-lıat paşa caddesinde zemin katı ile birlikte dört katlı, geni:; bahçeli, Marmaraya nezareti k&milesi bulunan, 31 ta.) kapı numaralı kargır apartımanın tamamı.
İlk satışı: î6/Hazlran/950 Cuma, saat: 14:15.
İkinci kati satışı: 26/Haziran/950 pazartesi. Saat: 14:15.
II — AHŞAP EV: Merhum lokantacı Emin Mahir Sön-mez'e ait Beyazıtta soğanağa mahallesinde Sekban başı sokak 18 numaralı, merhumun bizzat nezareti altında tanzim edilmiş gayet geniş, yetiştirilmiş meyve ağaçları ve çiçeklerle süslü bahçesi, ve her türlü konforu haiz, yeni yapı evin tamamı.
İlk satışı: 17/Haziran/950 cumartesi. Saat: 10:11.
İkinci kati satışı: 27/Hazlran/950 Salı, saat: 14:15.
III _ DÜKKÂN : Merhum lokantacı Emin Mahir Sön-
mez'e ait Şehzade başında Direkler arasında tramvay caddesinde 53 numaralı, kârglr, hâlen Süs berber salonu olan dükkânın tamamı. ,
İlk satışı: 19/Hazlran/950 pazartesi. Saat: 14:15.
İkinci kati satışı: 29/Haziran/950 Perşembe. Saat: 14:15.
İsteklilerin Eminönü ahkâmı şahsiye üçüncü sulh lıukuk yargıçlığı 950/12 tereke dosyasına müracaatları ilân olunur.
(10189)

HAKİKİ bir F 1 R S A T
Açık Arttırma
Yarınki Pazar sabah saat 10,30 da KADIKÖY Yeldeğirmen. Çayırbaşı Tramvay durağı Nemli zade sokak 25 No. lu ESTER Apartımanında 5 inci dairesinde bulunan eşyalar satılacaktır. 3 adet Masif VJtrinil Büfe, 2 Otomatik kare yemek masaları, 11 adet deri kaplı yemek sandalyeleri, Kadife kaplı kanape ve 2 koltuk, Aynalı çekmeceli dolap, Lâvabo, Komodin ve 2 Karyola, somya-lariyle yatak oda takımı. Büyük çini ve Emaye demir sobalar. Elektrikli avizeler, Portmanto, Tül ve Kadife perdeler, yağlı boya resimler, sehpalar, muşambalar, DJklş makinesi, Bakır Mangal, Salon Markalı Radyo. Anadolu Seccadeleri, Portatif Gramofon. Kristal Şamdan, Vazolar, Tabakalar, Çatal, bıçak, mutfak takımları ve saire.
Mahkeme, tapu. icra ve noter ilânları Bedelleri bususl şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra tapu »e noter iJ&nian gibi ceauu İlânlar eskiden olduğu "1-bi doğrudan doğruyu «AKŞAM» İdaresi tararın-dan kaoul edilmektedir
[İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI SADEYAĞ ALINACAK
İstanbul LDarülâceze mücsseseslnin 1950 ydı sonuna kadar muhtaç olduğu 9000 kilo sade yağ satın alınmak üzere kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
Beher kilosu 648 kuruştan tamamının tahmin bedeli 58.320 lira ve ilk teminatı 4166 liradır. Şartnamesi İstanbul Dlvanyolunda belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünde görülecektir. İsteyenler bu şartnameyi 146 kuruş bedel mukabilinde İstanbul Belediyesi Levazım Müdürlüğünden satın alabilirler.
İhale 12/Haziran/195O pazartesi günü saat 15 de İstanbul Belediyesi merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu, 950 yılı Ticaret Odası vesikasını havi olarak hazırlayacakları kapalı zarflanın İhale günü saat 14 de kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır. (6619)
İstanbul ve Beyoğlu Askerlik dairelerinden
1 — 950 senesi yedek subay ve yedek askeri memur yoklamaları 1 Haziran 950 den 31 Temmuz 950 ye kadar devam e-decektlr.
2 — Yukarıdaki iki ay içinde yoklamasını yaptırmıyanlar 250 lira ile cezalandırılacaklar.
3 — Yoklamaya gelenler, sivil ve askeri hizmetleri esnasındaki işini ve İhtisaslarını, değiştirdiler ise ikametgâhlarını şubeye bildireceklerdir.
4 — Yoklamasını bizzat yaptınuyanlar taahhütlü mektupla üçüncü maddedeki hususları bildirmelidirler.
5 — Yurt dışında bulunanlar Tiiıklye Cumhuriyeti temsilcilerine müracaattan ilân olunur. (7004 — 2387ı
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Malzeme Alım Şubelinden
1 — Mevcut numunesi ve şartnamesi mucibince 4000 adet tuz küfesi pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 6.6.1950 Salı günü saat 10 da Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartname ve nümunesi her gün sözü geçen şubede görülebilir.
4 _ İsteklilerin belirli gün ve saatte 600 liralık güvenme parası vc kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları Hân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamını İhale edip etmemekte 1 veya kısım kısım ayrı ayrı taliplere İhalede serbesttir, (6765)
ZAYİ — İstanbul Emniyet ‘ müdürlüğünden 949 senesinde almış olduğum pasaportu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin bLr hükmü yoktur. ‘
Nedim Güden
Taksim Cihangir caddesi, l’a-noroma apar timim
Çocuk hekimi dok tos
Ahmet Akkoyunlu
Fakstın - talimhane
Palas. THelon: 82621
Alçı alınacak
Maliye Bakanlığından
Tebeşir imalinde kullanılmak ve ihtiyaca göre ayda asgari bir ton teslim edilmek üzere açık eksiltme ile 12 ton Eklstra alçı satın alınacaktır. İsteklilerin 157 lira 50 kuruş geçici teminat İle birlikte 29 Mayıs 1950 Pazartesi günü saat 14 de Be .şlktaş'ta Devlet kâğıt Deposunda hazır bulunmaları. 6476
On HEYBELİtaC^^^
Satılık Arsa
Heybeli Plajının yanında, denize yakın ve fevkalâde nezaretli rnufrez arsa satılıktır. 677,50 metredir. Taliplerin son arttırma yapılacağı 295950 Pazartesi saat ondan on İkiye kadar İstanbul 4 iıncu İcra memurluğuna müracaat etmeleri.
Teklif isteme ilânı
Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müdürlüğünden:
Gemlik Sunğlpek ve Viskoz mamulleri sanayii müessesesi için 100 ton odun kömürü için teklif alınacaktır. Bu husustaki evsafname müessesemlz alım yedinel grupundan alınabilir. Tekili zarflarının en geç 29,5.950 tarihi akşamına kadar verilmort rica olunur.
Müessesemlz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. ’ J| (6909)
Kontrol mühendisi alınacak
İLLER BANKASINDAN
1) Anadolunun muhtelif kasabalarında yaptırılmakta olun içme su ve Hidra - elektrik İnşaatlarında kontrol mühendisi olarak çalıştırılmak üzere Y. Mühendis, Mühendis veya Fen memuru alınacaktır.
2) ücretler taliplerin durumuna, ve çalıştırılacakları işlere göre tâyin edilecektir.
3) İsteklilerin tahsil derecelerini ve şimdiye kadar çalıştıkları işleri gösterir belgelerle birlikte İller Bankan Su işleri Mtıduriügıme Haziran 1960 sonuna kadar muracatian. (6989)
f .life 8
27 Mayıs 1950
REKABET İNŞAAT KOLLEKTİF ŞİRKETİNDEN:
Çemberlitaş Garanti Bankası üstü kat 2 No. 2-3-4 İstanbul Adlî Sicilli Ticaret 39751 Tel: 27157
AYDA 10 -15 - 20 - 25 lira taksitle fevkalâde arsalarla AYDA 120 - 100 - 80 - 60 lira taksitle muhteşem cazib villâlar t
Florya Modern Şehir arsalarının mevkii, gnıp satışı:
A — ASFALT BİRİNCİ GRUP: Asfalttan 30 metre geriye kadar olan •aha. her parsel 540 M2 dir. M2 sİ 4 lira hesablle tamamı 2160 itfa olup BOOlIrasi peşin, bakiye kalan 1360 lirası ayda 25 lira taksitle 4 sene altı ly vade ile ipotekli tapu müşteri namına tesçil edilir. Peşin bedelle % 28 tenzilât yapılarak 1620 liraya İpotekslz olarak tapu müşteriye tesçil idi lir.
B — İKİNCİ GRUP! Asfalttan 30 metre geriden 230 metre derlnll-f!e kadar olan saha her parsel 540 M2 dir. M2 sl 250 kuruş hesablle Lamamı 1350 liradır. 500 lirası peşin, bakiye kalan 850 lirası ayda 20 lira taksitle 3 sene 6 ay vade ile ipotekli,tapu müşteri namına tesçil edilir. Peşin bedelle % 25 tenzilâtla 912 liraya ipotekslz tapu müşteri namına tesçil edilir.
C — ÜÇÜNCÜ GRUP: Asfalttan 230 metre geriden 430 metre derinliğe kadar olan saha. Her parsel 540 M2 dir. M2 si 2 lira hesablle tarlamı 1080 liradır. 300 lirası peşin, bakiye kalan 780 lirası ayda 15 lira taksitle 4 sene 4 ay vade İle İpotekli tapu müşteri namına tcsçll edilir. Feshi bedelle % 25 tenzilât yapılarak B10 liraya İpotekslz taptı müşteri tamına tesçil edilir.
D — DÖRDÜNCÜ GRUP: Asfalttan 430 metre geriden «30 metre de-■in ilgine kadar olan saha her parsel 540 M2 dir. M2 sl 175 kuruş hesa-jile tamamı 310 liradır. 200 lirası peşin, bakiye kalan 740 lirası ayda 10 Ira taksitle 7 senede vade ile ipotekli tapu müşteri namına leşçil edl-ir. Peşin bedelle % 25 tenzilât yapılarak 705 liraya ipotekslz tapu müş-eri namına tesçil edilir.
E — BEŞtNCİ GRUP: Astalttan 630 metre geriden 830 metre derln-ige kadar olan saha, her parsel 450 M2 dLr. M3 si 150 kuruş hesablle amamı 610 İtfadır. 120 lirası peşin, bakiye kalan 490 lirası ayda 10 Hra aksltle 3 sene 4 ay vade ile tapu müşteri namına ipotekli tesçil edilir, ’eşin bedelle % 25 tenzilât yapılarak tapu müşteri namına ipotekslz esçll edilir. Arsaların İpotekli peşinatlarını defaten ödiyemiyecek müş-,etiler peyderpey ödemek suretile İblâğ edebilirler. Arsa alan müşteri •ahsan ev yapmakta veya yapmamakla serbesttir,
1 — BEŞ ODALI TİP: 125 M2 sahadır. M2 maliyet 100 lira hesablle 2500 Uradır. 4000 İtfası peşin, bakiye kalan 8500 lirası ayda 120 Hra taksitle 6 senede bilâfalz ödenecektir.
2 — DÖRT ODALI TİP: 105 M2 sahadır. M2 sl maliyet 100 lira he-sabile 10500 liradır. 3000 lirası peşin, bakiye kalan 7500 lirası ayda 100 İtfa taksitle 6 sene iiç ay vade He bilâfaiz ödenecektir.
3 — Üç ODALI TİP: 82 M2 saha. M2 sl maliyet 100 lira hesablle 1200 liradır. 2500 Hrası peşLn. bakiye kalan 5700 lirası ayda 80 Ura taklitle 5 sene on ay vade ile büâfalz ödenecektir.
4 — İKİ ODALI TİP: 47 M2 saha. M2 sl maliyet 100 lira hesablle amamı 4700 liradır. 1750 lirası peşin, bakiye kalan 2950 lirası ayda 60 İra taksitle 6 sene bir ay bllâfalz ödenecektir.
5 — Ev yaptırmak istlyen müşteriler hangi gruptaki arsaya ev yap
FİLORVA HOOMH StHIRCf İHSASINA 8AX*N*Wk flUMAAM OTEIİH ÖÜÇEPMfBEN CÖHÜMU5U
cazib viUâların kül haLiude görünüşü
tırmak İstediklerini bildireceklerdir. Evlerin flalı arsa bedeline dalıH değildir. Her lıaııgl bir tipin peşinatını defaten ödeyemiyecek müşteriler peyderpey şirketimize ödediği tarihten İtibaren asgari bir sene İçinde villâsı teslim edilir.
6 — Taşrada olup da villâlarına göç edemiyen müşterilerin evleri yazlık olarak arzu ettikleri takdirde, 6 odalı, 600, 4 odalı 500, 3 odalı 400: 2 odalı 300 liraya şirket tarafından kiraya verilerek bu kiraların yarısı mal sahibi müşteriye, yarısı da borçlarından mahsub edilir.
7 — Yukarıda arzettğiimlz veçhile asfalttan geriye doğru devam eden gruplardaki boş parselleri müşterilerimizin tailb olarak müessesemlz
adına gönderdikleri taksit tarihini göz önünde tutarak ona göre asfalt yakınlarındaki parseller kendilerine tahsis edilecektir.
8 — FLORYA MODERN PRENS HÜSEYİN ŞEHRİNİN, mevkii, aşağıda mlkyassız kroki İle gösteriyoruz. Bugün için 750 aded parseli ihtiva eden bu şehir İstikbalde 3000 parsele iblâğ olunacaktır. Bu gÜ2el saha tabiatın en güzide ve Tûrkiyenln en modern Florya plâj ile Yeşilköy modem sivLl hava meydanına beş altı dakika bir mesafede olup İstanbul - Londra asfaltı üstünde bulunan bu modern şehir temiz hava, memba suyu, fevkalâde sıhhat kaynağı, Marmaranın engin ve sakin ufuklarını yakinen seyreden tatlı anfi ve tamamen Marmara denizine hâkim bir manzaraya sahlbdir. Florya ve Yeşllköyclen İstanbula 7 kilometre daha yakın bir mesafededir.
9 — Arsa ve villâlarımıza tailb müşterilerimizin İstanbul Beyazıd İş Bankası 405 No. İstanbul Yapı Kredi Bankası 2521 No. İstanbul Ziraat Bankası Balıçekapı şubesi 34 No. İstanbul çemberlitaş Garanti Bankası 83 No. ve İstanbul OsmanlI Bankası Yenlcami şubesi 14011 numaralı şirket hesablanmızu yatırabilir veya gönderebilirler. Arzu edenler posta havaleslle şirketimiz adına gönderir veya şirket veznemize yatırabilirler. Gerek taşra ve gerek İstanbul dahilindeki müşterilerimizin yatırdıkları taksit karşılıkları olarak şirketçe mukabil makbuz verilir ve gönderilir.
NETİCE: Dünya savaşının zaruri oarak husule getirdiği mseken \ hıthranınm vatandaşlarımız bünyesi üzerinde hissedilir maddi sarsıntı doğurduğu malûmdur. 27/5/949 tarihinde kurulmuş bulunan şirketimiz, evvelemirde bu mesken buhranını bertaraf etmek, vatandaşlarımızı maddi külfete duçar olmayacak. hacimde suhulet ve şartlarla orsa sahibi -ıpınalc, amacı ile bu sahada bir senelik çalışma sonunda yüzlerce vatandaşları arsa sahibi yapmış bulunuyoruz. İnşaat mevsiminin başlamaslle bu sene ayrıca Florya Modem Şehrinde yukarıda yazılı şartlar dahilinde seri bir halde villâlar yaparak kâr gözetmemeksizin bu şehrin gelişmesi esas tutularak bilâfalz villâlar yaparak halka maliyet flatı üzerinden bu villâları satmak ve böylelikle bahçeli evler sistemine doğru, adım atarak, şehrin kalabalık ve havasız sefertosı gibi demode halinde Olan ev Ve apartmanlarından küçük yavrularımızı | bu salından kurtararak bahçeli bir yuvanın, güneş ve havadar çiçekleri | arasında onların sağlığını muhafaza altına almak ve modern şehir Un
vanına yakışır şeklide bir an evvel gelişmesini sağalamak azmile villaların inşaatına başlamış bulunuyoruz. Arsalarıouzuı mevkiini ve yapılmakta olan villâlara kullanılan maieemenin temiz ve sağlamlığını talih müşterilerimize göstermek için şirketimizin 3 aded özel otoları Pazar günleri sabah saat dokuzdan akşam altıya kadar gidip görmeleri için emirlerine amadedir. Arzu edenler de Sirkeci garı önünden Yeşll-köye kadar giden İstanbulun en lüks otobüsü olan Vahhltler ve taksilerle gidip görebilirler.
10 — Aşağda sermiş olduğumuz resimler arazideki inkişafı, göstermekle beraber pek yakında 15 kuruşa modern. şehir halkmızı taşıyacak otobüsün lükslüğiinü ve bir sene İçinde yapılacak muazzam konforlu otelin cepheden görünüşü ile arzu ettiğiniz zaman 5-8 dakikada ulaşabileceğiniz Florya plajı ve Yeşilköy slvH hava meydanından bir kaç pozunu takdim ediyoruz.
Müessesemizden bugüne kadar Arsa tapularını alan müşterilerimizin isim ve soyadları:
Miıbalıat Armangİl, Turgud Evren, Mahrlye özyürek, Kâmil Oruncak, Sa fiye BJrol, Fazıl Hamutçu, Fuııd Haınutçu; İsmet Oktürk, Leman Moral. İsmail Balur; Refik Kökçek, Talât Kökten: Receb Yazar. Şükrü Kayaarası. Fazıl Asal, Fethi Issı; Suznn Tuııay, Suad Anıl, Reşad Akın, Fuad Er-ze, Hüsnü Kılıç, Hakkı Birer; Refika Günter. Cafer Gençsoy, Necati. Us-çller; Cavld Şenyuva; İdlyc Demlreill, Necla Işıldak, Kâzım Alanya. Lütfl Tongur; Muharrem Kılıç: Alâeddin Kaynak: İsmet Polat; Rasim Akçasu; Mustafa Ercan, Hüseyin Ataç. Abdullah Kaçgör, Hatice Gür; Rıza özel. Scmiha Çevikbaş, Hadi Güçlü; Vahide Korkmaz, Osman Akcan; Ylmaz öke, Zeyneb Evlnç: Süheylâ Kayserllioğlu; Hilmi öner; Nâzım Tahaoğlu: Nuri Zeybekçl; Celâleddin İren. Enver Baygün; Elpi-deiıan: Galib Koray; Mutlu Ürcun: Veysi Sezer; Faik Türe. Abdülkadlr Uzar, Muharrem Üçpınar, Nuriye özçakırlar; izzet YalkuV İffet Arıkoç; şevki Güdııc; Ethem Çanka; Emin Yerllkan, Hamdi Danışman. Refik
Erköçen, Bedri German; Receb Berber. Ziya Akyazı. Fikret Akyazı. Rauf Yeğim Refik Sabit, Kerim Yeşin, Naciye Bora, Fahreddln Zaim; Muazzez Çakmacılar. Doğan Işık; Necmeddin çelen, Güneri Gökçen, Ah-med İpllkçl, Celâleddin Kocamemioğlu, Seyfl Bedlrgll, Kanima tomak; Lûlfi Tungur, Nuri Tongur. Muammer Alper; Zaide Kafkasiı: Haşan Allan; AJlger; Sami öztamur; Rıza öze; Lefl Solman; Fethiye Zengin: Mahir Derman; Nurullah Akyazı, Nukran Akyazı; Ziya Mercan, Hatice Gür, Sıdıka Arsu; Kerim Yeşili: Abide Koray, Muzaffer Arka-kut, Ali Yej’gök, Asım Dirim; Fatma öner, Mustafa Şensat; Rıfat Kolat; Ahmed Uzun: Hayriye Mutuk.
NOT: 27 Mayıs 1950 cumartesi günü saat 15 ten 19 a kadar Taksim Belediye gazinosunda şLrketimlzln sene! devrlyesl münasebetlle tertib etmiş olduğu, tanışma çayına müşterilerimizin şereflendirmelerini hassaten istirham ederiz. Davetiyeler şirkette temin edilir. (Aynı binada bir lıaftadanberi kurulmuş bulunan Altın Evler inşaat Şirketinin bundan beş gün evvel Kflçükçekmece mevkii bahslle satışa çıkardığı arsalarla şirketimizin kafiyen alâkası olmadığını açıklarız.»
Sermayesi :T.L. 4.400.000
CMOSSO
S U P E R F I N E E N A M E L S
VERNİKLİ YAĞLI BOYALARI (N. S. E.)
İhtiyatları : T.L. 1.87G.18G
1050 ikramiye plânımızın
2 el çekiliş tarihi:
10 HAZiBÂİnsâl
Bu çekilişe iştlrâk edebilmek için
MÜŞTERİLERİMİZİN
31 Mayıs 1950 Akşamına kadar bankamızda bir hesap açmaları kâfidir.
Bu çekilişin büyük İkramiyesi :
Nobel boyalan bilumum binaların dahili ve harici tezyindi işlerinde kullanılmağa elverişlidir.
Nobel boyaları gaye! parlak bîr satıh teşkil ederler ve bu parlaklığı mükerrer yıkamalardan sonra dahi kaybetmezler.
Nobel boyalan yüksek akıcılık hassasına malik olup, fırça izi bırakmadan gaye! kolay lalbik edilir ve çizilmeye mukavim sert ve dayanıklı bir tabaka teşkil eder.
Nobel boyalan herhangi bir yağlı boyadan yüzde yüz daha dayanıklı olup, bütün iklim sarılarına karşı mukavimdirler.
Nobel boyalan müteaddit cazip renklerde mevcul olup, birbirine karıştırmak suretile de bu renklerin sayısız tonları elde edilebilir.
Nobel boyalan yağlı boyalara nazaran çok daha faik bir yayılma hassasına malik olmakla ve iki misli dahalazladayanması itibarile de eninde sonunda en ekonomik olanıdır.
f'
Herkesin evinde ve seyahate çıkacak olanlarda her şeyden evvel bir «işe
MAZO
M e y v a Tuzu bulunmalıdır. Güç HAZIMLARI kolaylaştırır,
KABI Z L 1 O I
defeder, mide
ŞİŞKİNLİK vo yanmalarını giderir, ağırdaki tatsızlığı vc fena kokuyu Iralc eder.
IIOROS markalına dikkat.

10,000
Ayrıca
8 Adet 1000. Liralık 12 Adet 100. Liralık ve muhtelif para ikramt-. yeteri vardır.
MÖBLELİ KİRALIK KAT
Kalamış'ın çn güzel yerinde 4 oda, Buz dolabı, Radyo, Pikap, Havagazı fırını. yazlık senelik. Fener Cad. 78. D. 5
IMPERIAL CHEMICAL’INDUSTRIES LTD. Paints Division. Slough, England IVIOIVIVLATIOIR
ALBER VELEON ANAVİ KARDEŞLER VE ŞÜREKÂSI KOMANDİT ŞİRKETİ GCiIVIRIJK SOKAK «Mo. (6. S4LATÛ İSTAN01JU
Odun alınacak
İstanbul üniversite&i rektörlüğünden
1950 - 1951 kış mevsimi için alınacak 243750 kilo odunun kapalı zarf eksiltmesi 5.6.950 Pazartasi günü saat 15 de Relc tüldük te yapılacaktır.
İstekliler beher 250 kilosu 16 Hra tahmin bedeli üzerinden 1097 Hra geçici teminat makbuzu ve ticaret odası kâgitleriyle teklif zarflarını ihale saatinden bir saat evveline kadar Rektörlüğe vermiş olmalıdırlar.
Liste ve şartname Rektörlükte görül(ire 8518
Satılık
APARTIMAN
5 küçük daire Havagazı, elektrik, banyo, kalorifer vardır.
Yüzde 10 getirir. J Taksim. Sıraselviler Alman’ hastanesi karşısj Hocazade sokak 3.
DEVREN SATILIK TERZİHANE
Beyoğlunun en işlek ferinde her türlü konforu
haiz telefonlu, malzemesiyle beraber devren satı-
lıktır. Görmek lstlyertler
85368
numaralı telelot)jf. nıüracatlan. Sftâiffa

Comments (0)