A
I
BUGÜN 6 İNCİ SAYFAM^
~EV KADIN MODA
Sene 33 — No. 11575 — Flatı her yerde 10 kuruştur.
AKŞAM
SİGORTA 1
Seni ve aileni kaderin cilvelerine I karşı korur, sıkıntıya ve zarurete I düşmekten kurtarır.
PERŞEMBE 28 Aıalık 1950
Sahibi; Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik — Akşam Matbaası
Kızıllar arz dairesine 1 milyon asker yığdılar
Birleşmiş Milletler cephesi her tedbiri ’ almış bir halde taarruzu bekliyor
Uçankaleler ağır darbeler indirdi
İthalât fazlalığı -----■---
Ticaret muvazenemizdeki 11 aylık açık miktarı 109 milyon lira
Mecliste dünkü müzakereler
Göçmen piyangosu tertibi kabul edildi
Dün komünist Çin asker topluluklarile malzeme ve teçhizat yığınaklarına 192 ton bomba atıldı
Ankara 27 (Akşam) — Baş bakanlık İstatistik Genel Müdürlüğünce neşredilen bir istatistiğe göre, 950 yılı başından Kasım sonuna kadar on bir aylık ithalâtımız "29 milyon lira, İhracatımız ise
619.4 milyon lira ve aradaki ithalât fazlalığı farkı ise
109.4 milyon liradır.
Celâl Bayar
Cumhurbaşkanı dün Karabük ve Safran-boluyu ziyaret ederek tetkikler yaptı
K.uzey Koredrki kırıl Çin asker topluluklarına ve münakale merkezlerine ağır hücumlar yapan Amerikan uçankaiçlerinden ikisi uçuş halinde
Karabük 27 (A.Ari — Bugün öğleden eyvel yanında Jiletine-•ter Bakan) Muhlis Ete olduğu halde Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları tesislerini gezen ve müdürlük binasında İlgililerden İşletme ve randıman hakkında geniş İzahat alan Cumhurbaş-
Başbakan Yardımcısı hükümetin göçmen işini her bakımdan millî bir dâva olarak ele almış bulunduğunu belirtti.
Göçmenlerin iskânı için Amerikadan acele olarak bir mütehassıs heyet davet edildi
Ankara 27 (Akşam) — Konya milletvekili Saffet Gürol'un göçmen piyangosu tertip edilmesine dair kanun teklifi bugünkü Meclis toplantısında görüşülerek kabul edildi.
Tasarı münasebetiyle söz alan milletvekilleri şimdiye kadar takip edilen göçmen politikasını tenkid ettiler Eski hükümetlerin dâvaya lâkuyıt kaldıklarını söylediler hâlen nlpması gereken tedbirler üzerinde hükümeti ikaz ettiler.
Başbakan Yardımcısı Samet Agaoğlu, göçmen dâvası mevzuunda hükümet görüşünü açıklîyaraJc dedi kİ:
c Bu mesele üzerinde >foet türlü tedbiri almaktayız Kü-
(Devamı ikinci sahifede)
Başbakan Yardımcın Samcd Ağaoğlu
Marşal yardımı
102 milyon dolar üzerinde mutabakat! hâsıl oldu
Askerî yardım hakkında malûmat yok
Londra 27 t Radyo) — Kore-den alınan haberlere göre, bu gün Birleşmiş Milletlerin ağtr bombardıman tayyareleri bütün Kuzey Keredeki ve bilhassa 38 İnci paralelin hemen kuzeyindeki düşman topluluklarına
karşı ağır taarruzlar yapmışlardır. Çin kuvvetleri mütemadi surette 33 inci arz dairesi civarında toplanmağa devam etmektedirler. Bu kuvvetlerin
(Devamı 3 nciı sahifede)
Silâhlı Japonya!
kanımız Celâl Bayar öğleden
(Devamı ikinci sahifede)
= Cumartesi =
Olta Doğuda Komünist tahrikatı
Suriyede Türkiye aleyhinde bir nümayiş
Hükümetin yarı resmî gazetesinde bu lüzumu belirten bir makale çıktı
Tokyo 27 (Â.A.) (Afp) — Japon hükümetinin yan resmi naşiri efkarı olan «Nlppcm Tl-(Devamı S nçl sahifede)
Nüshamızla birlikte 4 sahifeli renkli ve parasız İLÂ V E M I Z 1 alacaksınız!
Meclise verilen bir kanun teklifi ile
Beş Bakanlığın lâğvı istendi
Burdur milletvekili Mehmet Özbey Devlet, Tekel, Ulaştırma, Çalışma ve İşletmeler Bakanlıklarının ilgasını teklif etti
Ankara 27 (Akşamı Marşal yardımının yeni yıl tahsisleri üzerinde Devlet Bakanlığı İle İktisadı İşbirliği arasında müzakereler devam etmektedir. B sene memleketimize 102 milyon dolarlık yardım yapılması üzerinde mutabakat hâsıl olmuştur. Devlet Bakanlığı her Bakanlığa tahsis edilecek mlk tan tesbit etmekledir.
Bazı haberlerde İktisadi İşbirliği ile 110 milyon dolar üzerinden mutabık kalındığı bil-
Bütçe Komisyonu müzakereleri
Antakya ve tskenderunun geri alınmasını istemek bahanesiyle tertiplenen nümayişte üç polis öldürüldü
Gaziantep (Akşam.) — Halep-ten gelen haberlere göre Antakya ve îskenderunun Tiırklyedcn geri alınmasını istemek bahanesiyle tertip edilen nümayişte ellerindeki balta ve sopalarla bir tramvay arabasını tahrip e-der. bir kısım halk kütlesinin polisin müdahalesine de karşı koyması üzerine vukua gelen çarpışmada üç polis ve halktan da
bir kaç kişi ölmüştür. Hareketin bir komünist tahriki olduğu anlaşılmaktadır,
Diğer taraftan alman haberlere göre Salepte komünist teşkilât, randevu ve genel ev kadınlarını spor kulüplerine kaydettirerek onlar vasıtaslyle gençler arasında komünist propagandası yapmaktadır.
Milletvekilterinia mesken tazminatı kaldırıldı
Sarayların idare tarzını tetkik etmek üzere bir tâli komisyon teşkil edildi
Ankara 27 (Akşam) — Burdur milletvekili Mehmet özbey. beş Bakanlığın lâğvedilmesi hakkında bugün Meclise bir kanun tekilli yapmıştır.
Teklif sahibi lağvını İstediği Bakanlıkların olrer genel müdürlük halinde çalışabileceğini ve bir müsteşarın kâfi geleceğini söylemektedir Devlet Bakanlığı vo Başbakan Yardımcılığının Başbakana bağlı bir müsteşar İle ki a te edilebileceğini, Tekel Bakanlığının Mâliyeye, Ulaştırmanın Bayındırlığa. Çalışmanın İçişlerine, İşletmeler Bakanlığının da Ticare-
te bağlı birer genel müdürlük ha ünde çalışabileceğini blldlrmek-(Dcvamı ikinci sahifede)
dirilmiş ise de bugün resmi makamlar mutabakatın 102 milyon J (Devamı ikinci sahifede)
Canan Doyle tarafından yazılan polisiye romanların en heyecanlısı ve en sürükleyicisidir.
Cumartesiden itibaren AKŞAM sütunlarında
Ankara 27 (Akşam) — Bütçe komisyonu bugün saat 14 te 1951 yılı bütçelerini müzakereye başlamıştır.
Komisyon ilk olarak B, M.
Meclisi bütçesini müzakere etmiştir. Bu bütçenin umumi heyeti üzerinde açılan müzakerelerde bütçe komisyonu üyelerinden bir çoklan mütalâalar
şair M-ı-niPi AUTln ölümü-1 Törene saat 15 te istiklâl nün 14 fi. cü yıtdrniinıü mü- marşlylc ba-tlarmı* müteakiben nasebellv’? f'"i Eminönü Halk- doçent Mehmet Kaplan şairin evinde bir anma töreni yapıl- hayat ve »serlerinden. bahset-
miştir.
i mistir.
Gençler de olr lerlnl okumuşlardır
Yukarıda dünkil bulunanlardan bi(
kısım şilr-
rill inektedir.
toplantıda kısmı gö-
ileri sürmüşler ve müteaddit sualler sormuşlardır. Bu suallere Meclis Bnşkanlık divanı
4 (Devamı ikinci sahifede) iiaıiiiirSiiisidij
Millî mücadele malûlleri
Gazetelerden:
«Millî Mücadele,- malûlle^ ‘ rini taltif»...
Itusladığınuz bu serlevha bizi düşiinçıMere şevketti. 1 Peki Çanakkale malûlleri? Peki Kore malûlleri?
Millî Mücadele, mücadelelerimizin en mübareği olmakla beraber, aldığı vazifeyi yaparken başka yerde ile malûl olan Mehmetçik eşit taltife lâyıktır.
Eski mütekaitler, yeni mütekaitler gibi, onların da aralarına bir fark koymamalıyız.
— Haydi bakalım, valilerin nerede?. „
— Eyvahl... Aşağıda unuttum...
Bahire 2
SÖZÜN GELİŞİ |
Okullarda tahrir denemeleri
Tahrir derslerine okullarda ne derece ehemmiyet verildiğini. çoktanberi okullarla münasebetimi kestiğim için bilmiyorum. Fakat okullarımız], ilkokullar şöyle dursun, ortaokullarımızı. hatta liselerimizi bitiren gençlerin doğru bir cümle tertibi hususunda çektikleri müşkülât, okullarda gramer okunmadan geçen senelerin genç nesilleri zayıf bir Türkçe bilgisine mahkûm ettiğini ispat eder mahiyettedir. Bıı çocuklar masumdurlar ve maalesef öğrenmeğe hasredecekleri zaman öğretim müesses eterimiz tarafından telâfi edilmez bir şekilde ziyan edilmiştir.
Gramer bilgisizliğinin Türkçeye indireceği darbeleri hiç ohnazsa bundan sonra sağlam Türkçe öğretimini okullara yerleştirmek suretiyle bir dereceye kadar önte-yebiliriz. İlk öğretim müfettişlerinden Fikret Ozgö-nenç’irı yazıma başlık olarak aldığım «Okullarda tahrir denemeleri» adlı kitabını bunun için alkışlarla karşılıyorum. Fikret özgönenç yeni çıkan bu küçük kitabiyle belki ilk öğretimin en miüıim dâvalarından birine parmak basmıştır Bizzat çocukların yazdığı tahrir vazifelerini ele alarak birinci sınıftan itibaren bir öğretmenin sözle ve yazı ile ifadede sınıfı ile nasıl meşgul olması ge-nktiğini bu kitap merhale merhale açıklamaktadır. Kitapta yer alan ve bazıları cidden fevkalâde olan çocuk tahrir vazifelerinin hangi metodla elde edildiğini öğrenmek, Türkçesizliğe mahkûm ettiğimiz bir neslin arkasından gelen nesli sağlam ve zevkli bir Türkçeye kavuş* tnrmak dâvasını gerçekleştirmeyi vazife edinenler için zahmete değer bir iştir.
Fikret Özgönenç’i bu dâvayı dert edindiği için tebrik ederken küçük kitabının sessiz sessiz büyük hizmetler edecek değerde olduğunu belirtmek isteriz.
________________________Şevket RADO Arslan avına giden MeksikalI milyoner
Hayatta kadından sonra en fazla avdan hoşlanıyorum, diyor
Evvelki gün şehrimize gelen Meksikaiı milyoner Pasquel dilu saat 14 te Park Otelde bir basın toplantısı yaparak gazetecilere ■eyaha'i hakkında beyanatla bulurunu.; tur.
Pasçuel, seyahatini Kenyada tertip etliği bir arslan avı münasebetiyle yaptığını açıkladıktan sonra şöyle demiştir;
«— Kenyada İki ay kadar kalacağımı tahmin etmekteyim. Bundan evvel Kenyada otel bulmak imkânını elde edemediğim İçin orada bir çiftlik satın aldım. Bu defa da orada ava çıkacağım. Hayatta kadından •onra en fazla avdan boşlanırım.»
— Servetinizi nasıl elde ettiniz?
«— Servetimin fazla olduğunu tahmin etmiyorum. Meksl-kada bc-nhn gibi pek çok insan mevcuttur. Kendimde hiçbir
Beş Bakanlığın lâğvı istendi
(Bas tarafı birinci sahifede) te ve bu Bakanlıkların lâğvını İşlemektedir.
Teklif sahibine göre beş Bakanlığın lâğvı İle bütçede milyonlarca lira tasarruf temin e-dllecektlr. Tasarruf, meselâ Gelir vergisinin memurlara tatbiki Be hâsıl olacak açığın bir kısmını kapayabilecektir. Bu Bakanlıkların makam otomobil ve kamyonetleri de U. İlçe ve köyler arasında sıhhiye işlerinde kullanılmak suretiyle ayrı bir fayda temin edecektir. Lâğvedilecek Bakanlıklara mensup memurların çalışkan, ehliyetli ve faziletli olanları başka yerlerde İstihdam edilecek, diğerleri tasfiyeye tâbi tutulacaktır.
Mar$al yardımı (Baş tarafı birinci sahifede) dolar olduğunu tavzih etmişlerdir.
Diğer taraftan Amerikan askeri yardımının bu yıl %60 nispetinde arttırılacağına dair bu gün bazı gazetelerde haberler fakmış tır. Çok sol Ahiye tl 1 bir zat bu hususta hiçbir malûmata sahip bulunmadığını söylemiştir.
Koreden gelecek yaralılarımız
Keredeki yaralılarnnızın kar-lılanması ve tedavi edilecekleri hastanelere yerleştirilmesi İçin bütün hazırlıklar tamamlan, m ış tır. Kasımpaşadaki Deniz hastanesinde M yataklık bir yer ayrılmış, hususi doktor ve hastabakıcılardan mürekkep bir ekip kurulmuştur. Yaralılarımızın hava meydanından hastaneye nakilleri için de hususi «»•’ık eklplvrl ve vasıtaları hatırlanmaktadır.
fevkalâdelik görmüyorum. Her işi yaparını. Meselâ gazetecilikle de alâkam vardır. Meksikada bazı gazetelere hissedarım.»
— Türk iye de dikkatinizi çeken şeyler oldu mu?
«— Evet, en ziyade otomobillerin klaksonları nazarı dikkatimi e elbetti. Bu kadar gürültünün başka hiçbir yerde mevcut olduğunu hatırlamıyorum.D
Bundan sonra otomobile fazla merakı olduğunu belirten milyoner, yalnız Meksikada 15 otomobili bulunduğunu söyledi. Milyoner Pasquel basın toplantısını mütaakıp gazetecilere ikişer tane İpek kravat hediye etmiştir. Milyonere annesi, Meksika Cum-kanm Londra Büyük Elçisi refakat etmektedir. Milyoner bu sabah saat 10 da hususî uçağı He Kahireye müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır.
Atatürk’ün Ankaraya gelişi
Ankara 27 (ANKA.) — Ata-türkün Ankaraya ayak bastığının 31 inci yıldönümü dolayı-slyle bugün Ankarada muazzam bir tören yapılmıştır. Şehir baştan başa bayraklarla donanmış, belediyece tertip edilen program mucibince saat 13.30 da Dikmendeki Kızıl Yokuşta A-tatürkün gelişini tem sil en bir karşılama töreni yapılmış, milli kıyafetli bir çok AnkaralI at üzerinde şehrin ana caddelerini dolaşmışı ardır. Bu arada muhtelif müessese ve teşekküller tarafından da Atatürk anıtlarına çelenkler konulmuştur.
Şehir namına bir heyet muvakkat kabri zlyarçt ederek saygı duruşunda bulunmuş ve havanın yağmurlu olmasına rağmen törene kalabalık bir halk İştirak etmiştir. Bundan başka. Dikmenden başlayıp Başbakanlık önünde nihayet bulan biı- Atatürk koşusu yapılmış, müsabakaya elliye yakın milli atlet katılmıştır.
Saat 17 de Halkevinde de bir tören yapılmış, Belediye Başkanı Atıf Benderlloğlu hitabede bulunmuş, kahramanlık şiirleri okunarak bir de temsil verilmiştir.
Mohini bu sabah Ankara’ya gidiyor Hindistan Başbakanı Pandlt Nehru tarafından Türk çocuklarına hediye edilen Mohini 1-slmli yavru fil, bu sabah teşhir edildiği sergi sahasındaki Sümer bank paviyonundan alınarak Haydarpaşaya geçirilecek ve saat 8.30 da trenle Ankaraya gönderilecektir.
RomanyalIların geçirdiği cehennem hayatı...
Rumen halkı, memleketin yakında Rusya tarafından tamamen hazmedileceğine kanaat getirmiştir. Bir ekmek almak için 8 saat sıra bekleme ve siyasi konferanslara gitme mecburiyeti
Hew . York 27 (Nafen) — Ro-manyadakl kızıl baskısından kaçmağa muvaffak olan ve fakat memleketindeki ailesinin öldürülmelerinden çekindiği 1-çln isminin bil dirilmemesini isteyen biri Selence Monltor gazetesinin Viyana muhabirine Romanya hakkında aşağıdaki malûmatı vermiştir:
«RomanyalIlar memleketlerinin yakın bir zamanda Sovyet-
ler tarafından tamamen (haz-medUeceğl» kanaatlodedirier. Bütün milletin Rusça öğrenmesi mecburî tutulmaktadır. Rumen posta pullarında bile Sla-ilnin resmi bulunmaktadır. Yiyecek sıkıntısı hâd safhayı bulmuştur. 1 ekmek alabilmek için 8 saat sıra bekleyenlere sık sık rastlanmakLadır. Sabahtan akşama kadar ezici bir mesai
Kazanç vergisi
Maliye Bakanlığı bir açıklama yaptı
Ankara 27 (A A.) _ Maliye Bakanlığından tebliğ olunmuştur:
Mülga kazanç vergisinin vaziyeti hakkında bir açıklamada bulunulmamış olmasından dolayı hangi vergi kanununa tâbi olacakları hususunda mükelleflerin tereddüde düşmüş oldukları yolunda matbuatta bazı yazılar görülmektedir.
3.61949 tarihli ve 5421 saydı Gelir vergisi kanununun 108 ve 109 uncu maddeleri gereğince eski kazanç vergisi kanunu bütün ek ve t&dlllerile 1 Ocak 1950 tarihin den beri yürürlükten kaldırılmış ve hizmet erbabına alt kısım hariç olmak üzere sair bilcümle mükellefler halikındaki Gelir vergisi de aynı tarihten beri, yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Hu İtibarla bugün yürürlükte olmayan eski kazanç vergisinin açıklamayı İcap ettirecek bir durumu yoktur.
Keyfiyetin tavzihine Anadolu Ajansı mezun kılınmıştır.
Spor teşkilâtı
Her bölgede yeni idareciler seçimlerine başlanıyor
Ankara 27 (T.HA.) — Yurdun muhtelif vilâyetlerinde Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde futbol, güreş ve diğer spor kollarını İdare eden ajanların kulüpler tarafından seçilmesi İçin alâkadarlara tebligat yapılmıştır. Fakat bu tebligatta bütün kulüplerin seçimlere iştirak ettirilmesi kaydı, tereddütlere sebep olmuştur. Meselâ, yalnız güreş sporuyla meşgul olan bir kulübün futbol ajanı seçimine de katılıp katılmayacağı bir çok bölgeler tarafından merkeze sorulmuştur.
Bu hususta bu günlerde bölgelere sarih malûmat verilecektir. İlk kademelerde başlayan seçimler yüksek kademelere kadar devam edecek ve sırasiyle bölge müdürleri, Federasyon erkânı da bu seçimle vazife başına getirileceklerdir.
Bir »üt mütehassısı geliyor
OsmanlI Bankası müdürü bay Garelll, dün Vali ve Belediye Başkanını ziyaret etmiştir.
Müdür, bu ziyaretinde şeh-rimlzln süt meselesini muhtelif cephelerden tetkik etmek üzere bankanın Fransadan bir mütehassıs getirtmeğe karar verdiğini, mütehassısın 10 Ocakta şehrimizde bulunacağını, bankanın bu işi belediyeye bir cemile olmak üzere yaptığım bildirmiştir.
Dolmabahçe sarayında bir resim sergisi açılacak
Ankarjı 27 (T. H. A.) — Dolma bahğfc»?arayınd a tarihî kıymetteki eserleri ihtiva eden bir resim sergisinin yakında açılması İçin Milli Eğitim Bakanlığında hazırlıklara bıışlanmış-|tor.
Celâl Bayar (taş tarafı birinci sahifede) sonra Karabük belediyesinin yeni yaptırdığı sn tesislerini bizzat açtı.
Bundan sonra belediyeyi ziyaret etti. Belediye binası önünde toplanan büyük kalabalığın sürekli alkışlarla İzhar ettiği arzu üzerine balkona çıkarak Karabük halkını selâmladı. Cumhurbaşkanımız halkın sevgi tezahürlerine teşekkür elü vc dedi kİ:
«Sîzlerle günün meseleleri üzerinde konuşamamak mazeretimi takdir edeceğinizden eminim. Herhalde sizin vâkıf olduğum arzularınızın tahakkuk yolunda bulunduğuna İtimat etmenizi bilhassa rica ederim. Karabük inkişaf halinde bir şehirdir ve bu inkişaf devam edecektir.»
Karabük garnizon komutanlığını da ziyaret eden Cumhurbaşkanı, Safranbolululann gösterdiği arzu üzerine İşletmeler Bakanı, milletvekilleri ve Zonguldak valisi ile Karabükten Safranboluya gitti. El#1-
Cumhurbaşkanımız Kara-büke dönüşündo-Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet Partisi mahal!! merkezlerini ziyaret etti.
Kızıllar
(Baştarafı 1 inci sahifede) 1000.000 kişi olduğu tahmin edilmektedir.
Kuzey Kore ve Çin kıtaları bu gün de yoklama taarruzlarına devam etmişlerdir. Birleşmiş Milletler kuvvetleri de mütemadi surette cephedeki hatlarını kuvvetlendirmektedir Her an biiyük kızıl taarruzunun başlaması beklenmektedir.
Tokyo 27 (A.A.) (United Press) — Uzak Doğu üstün u-çankaleler komutanlığına bağlı bombardıman uçuklan bugün taarruzlarının esas ağırlığını ku zey Koredeki kızıl kuvvetlere, 38 İnci arz dairesi boyunca yerleşmiş olan komünist mevzilerinin hemen arkasına kaydırmıştır.
Cçankaleler Pyongyang. Slng-ye, çongdori ve Kunkva'dakl hedeflere 192 ton bomba atmışlardır. En ağır darbe, komünistlerin stok merkez! olan Hrcaçon’ un 15 mil kuzeyinde Kumhwa’ dakl şose ve demiryolu kavşağına İndirilmiştir.
Diğer B-29 uçakları kuzey orta Korede Mançurya hududu civarında Manpojin'ln tam güneyinde Kinhadongü bombardıman etmişlerdir.
Taarruz, hedefler görülerek yapılmış, dönen pilotlar İyi neticeler aldıklarını söylemişlerdir.
Uçankaleler ne düşman avcı uçaklarına rastlamış, ne de uçaksavar ateşine mâruz kalmışlardır.
Ilf r tedbir alındı
Tokyo 27 (Nafen) — Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin İcap eden her türlü karşı tedbîri almış bulundukları da tebarüz ettirilmektedir. Bu şekilde kızıl sürülerinin bir hamlede Birleşmiş Milletler kuvvetlerini Koreden atarak İstedikleri şartları havi bir mütareke akdetmelerinin askeri bakımdan İmkânsız olduğunu bu mesele İle alâkalı mehafil kuvvetle tahmin etmektedir.
Unutmayınız ki
Herkes, kesesine göre lüzumlu hediyeliklerini Be-yoğ! undaki
Karıman Pasajında
bulabilirler.
programı İle çalıştıktan sonra, parti toplantılarına veya siyasi konferanslara gitmek mükellefiyetinde tutulan milletin bunaldığı bir hakikattir. Komünist partisi mensuplarının bir dereceye kadar İmtiyaz sahibi oldukları ve fakat en ufak bir «suç addedilen» fiil ikasında derhal ortadan kayboldukları da bir hakikattir.*
Kanada'da isçi buhranı
Bir tuğla amelesine haftada 40 İngiliz lirası ücret
Londra 27 — (Nafen): önümüzdeki sene Avrupadan Avu.it-ralyaya ve Kan adaya gidecek olan muhacirlerin sayısı bu mevzuda bir rekor teşkil edecektir.
AvustraJyarun 200.000 muhacir kabul edeceği bildirilmektedir.
İyi haber alan mûhafilln belirttiğine nazaran Avustralya bu 200.000 kişiye İş verebilecek vaziyettedir.
Kanada hükümeti dc 50.000 muhacir kabul edebileceğini resmen bildirmiştir Kanadada İşçi sıkıntısı çekildiği verilen haberden anlaşılmaktadır. Bir Toronte gazetesi 27 sütununu işçi istlyenlere tahsis etmiş ve basit bir tuğla amelesi için haftada 40 İngiliz lirası verenlerin bulunduğunu bildirmiştir Kanadada vasati kazancın haftada 15 tnglliz lirası olduğu da öğrenilmiştir.
Yusuz Ziya önışîn tâyin emri geldi
Yusuf Ziya ünlşln Denizyolları umum müdürlüğüne tâyini hakkırıdakl karar dün Denizyolları İdaresine gelmiştir.
Kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza Yusuf Ziya önlş şunları söylemiştir:
(— Denizyolları umum müdürlüğüne tâyinim hakkındakl kararı bugün resmen tebellüğ ettim. Yarin (bugiin) yeni vazifeme bavlıyacağım,»
Evvelce dört kişi öldüren bîr adam Konya’da yakalandı Konya 27 (Akşam) — Şehrimizde komünizm propagandası yaptığı İddiasıyla burada gazete muhabirliği yapan bir şahıs yakalanmıştır. Asıl hüviyeti henüz tesblt edllemlyen bu adamın tilerinde dört tane nüfus cüzdanı çıkmıştır. Bu cüzdanların sahiplerinin Eskişehir, tamir ve Afyonda evvelce sanık tarafından öldürüldüğü anlaşılmaktadır. Zabıta geniş tahkikata başlamış ve sanık tevkif edilmiştir.
Türk-Yunan ordular-arası futbol maçı
AnkaT» 27 (TB.A.) _ Cumartesi günü şehrimizde yapılacak olan Türk - Yunan ordular arası futbol karşılaşmasına iştirak edecek misafir Elen futbolcuları bugün saat 18.40 ta uçakla şehrimize gelmişlerdir.
Belvü Palasa inen Yunanlı sporcular memleketimize yaptıkları bu seyahatten çok memnun olduklarını ifade etmektedirler. Yunanlı futbolculardan sekizinin milli takımda oynamış oyuncular olduğu söylenmektedir.
19 5 1
G EN EV E
Saatlarmın yeni ve zengin çe-
* Çitler i gelmiştir.
1 Eminönü meydanı ARLON i mağazası No. 14
___ _______________________ 2-iailK İUdU;
GÖZE İLİŞENLER
Bir günde, bir gazetede
Şehircilik mütehassısı M. Prost’un vazifesine Şehir Meclisi son vermiş. Şehir Meclisinin bu tarihi karar müzakereleri — ilk defa olarak — her nedense, radyoda yayınlanmış.
tstanbulda hiçbir Şehir Meclîsine bu derece kötü bir karar vermek nasip olmamıştır. Meclis üyelerinden bir zat: «Biz Garp şehri değil, Şark şehri istiyoruz» demiş. Zavallı İstanbul!
Demokrat Parti grup toplantısında otomobil saltana tının, devam ettiğini anlatan ve Bakan otomobillerini yataklı vagona benzeten savın hay Senihî Yürüten, sözlerine kulak asan olmadığım görünce; «Tekrar şoförlüğe dönerim» demiş. İtiraz eden, «Aman etme...» diyen olmuş mu, bilmiyoruz. Fakat otomobil lâfı üc dört saat sürmüş. Bir milletvekili, muhtemel üçüncü dünya harbine hazırlığuruz olup olmadığını hükümetten sormuş. Cevap veren çıkmamış.
Zavallı memleket!
Hindistan Başbakanının Türkiye çocuklarına hediye gönderdiği fil yavrusu, hususi merasimle ve nutuklarla Valiye takdim edilmiş. Fakat o kalabalıkta herkes varmış, yalnız çocuklar yokmuş. Bir gazete diyor ki: «Fili herkes gördü, çocuklar göremedi.»
Zavallı fil!
Ahmet Emin Yalman yazıyor: «Hani ya. hastanın halinde rahatsızlığın seyrini doldurduğuna ve bünyede taze bir kuvvet ve yeni bir yaşama ve başarma şevki peyda olduğuna dair emâreler görülür... İşte ben, bu emareleri bu defa Ankarada yakından müşahede ettim ve sevindim...»
Zavallı Yalman!
Bütçe komisyonu müzakereleri
(Baş tarafı t inci sahifede) namına başkan vekili Sıtkı Yır-calı ve İdareci üyelerden İhsan Şerif Özgen cevap vermişlerdir.
Bu konuşmalar arasında bilhassa millî sarayların durumu bahis mevzuu olmuş, sarayların B. M. Meclisi tarafından mi, yoksa hükümet organları tarafından mı idaresinin doğru olacağı mevzuu münakaşalara yol açmıştır. Sarayların İdaresi şeklini İncelemek üzere Çanakkale milletvekili Kenan Atananlar. Samsun milletvekili Kemal tylpoğlu, Bursa milletvekili Halûk Samandan mürekkep bir tâli komisyonun kurulması karar altına alınmıştır.
Bundan sonra milletvekillerinin geçici mesken tazminatı hakkındakl maddenin müzakeresine geçilmiştir.
Bilindiği üzere, milletvekillerinin yıllık mesken tazminatı. 1200 lira tutmaktadır. Bunun bütçedeki karşılığı İse 538,300 liraya baliğ olmaktadır. Bu konu üzerinde komisyonda uzun ve geniş müzakereler olmuş, konuşan milletvekilleri, mcmıır mesken zamlarının kaldırılması karşısında milletvekillerine alt bu ödeneklerin de kaldırılması gerektiğini müdafaa etmişlerdir.
Mardin bağımsız milletvekili Kemal Türkoğlu, bu tazminatın kaldırılması gerektiğini müdafaa etmiş, diğer milletvekilleri de buna iştirak etmişlerdir. Sıtkı Yırcalı da şahsen bu tazminatın kaldırılmasına taraftar olduğunu ve keyfiyeti geçici komisyonun takdirine bıraktığını söylemiştir.
Celâl Salt Siren, geçici tazminat İçin bir kanun olması Icnbettlğinl, bu bölümlerin müzakeresinin bir kanun getirilmesine kadar tâlik edilmesinin doğru olacağını söylemiş ve milletvekilleri ödeneklerinin kanuna istinat etmediğini, bu ödeneklerin kaldırılmasının milletvekillerinin kendi haklarından vazgeçtikleri şeklinde telâkki edilmemesini, aynı zamanda bu kararın memurlara ait mesken tazminatı İle bir alâkası oimıyacagını tebarüz ettirmiştir.
Neticede, milletvekillerinin mesken tazminatlarına ait madde reye konmuş ve komisyon ittifakı İle bu ödeneğin kaldırılması kabul edilmiştir.
Meclistedünkü müzakereler
(Baş tarafı birinci sahifede) küme tini İz meseleyi milli bir dâva olarak ele almıştır. İstihsal dâvası, milli vahdeti muhafaza dâvası, kalkınma dâvası olarak ele alınmıştır.»
Samet Agaoğlu, meselenin ehemmiyetine binaen ve muhacereti tatbik edecek olan toprak ve İskân genel müdürlüğünün hattâ bir Bakanlık haline bUe getirilmesinin düşünüldüğünü, bunun neticesi olarak otüdler yapıldığım söyle-dL «Cumhurbaşkanı Celâl Ba-yann başkanlığında kurulan millî komite bütün dünyanın nazarlarını bu mesele üzerine çekecektir» dedi. '
Dünyada tecrübe edilmiş usullerden faydalanmak üzere göçmenlerin İskân İşinde çalıştırılacak bir mütehassıs heyetinin s-cele olarak davet edildiğini ve bir kaç güne kadar geleceklerini bildirdi. «Görüyorsunuz kİ hükümet her yönden meseleyi ele almıştır.» dedi.
Sinan Tekelioğlu, Samed Ağa-oğiunun bu sözleri üzerine «Baş hakan Yardım cismin yeni bir vekâlet ihdas edileceğine dair ■özleri beni endişeye düşürdü.» dedi.
Esasen Bakanlıkların çokluğundan ve Bakanlık binalarının, bir takım ofislerin saray halinde olmasından şikâyet etti.
Samet Ağaoğlu «Sinan Teke-lloğlu sözlerime dikkat etmeden konuşuyor. Ben Bakanlık İhdas edeceğiz demedim. Hattâ bir iki genel müdürlüğün Bakanlık haline getirilmesini bile etüd ediyoruz dedim.» dedi.
Tanm Bakanı mütehassısların Amerikadan geleceklerini a-çıkJadı,
Tasarının maddeleri üzerinde görüşülürken Muammer Ala-kand piyangodan elde edilecek paranın devlete verilmeyip daha serî netice alınması için milli komiteye tahsisini teklif etti. Teklif kabul edildi. Ve tasarı kanunlaştı.
Tahmin edildiğine göre göçmen piyangosu 1le 4 - 5 milyon lira civarında bir varidat temin edilecektir.
Göçmen piyangosu İkramiyesi bir milyon Ur* olacak
Ankara 27 (ANKA) — Göçmenlere yardım piyangosu etrafında, milli piyango İdaresi, şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Piyango, yılbaşı piyangosunun ikramiye adedi kadar ikramiyeyi muhtevi olacaktır. Yalnız bu piyangoda Türidye-de İlk defa olmak üzere en büyük ikramiye bir milyon Ura olacaktır. Piyango idaresi (Milyoner olmak ister misiniz?) şeklinde ilânlar bastırmağa ha-zırlanmaktadır. Keşide, Mart ayının yedisinde olacak ve milli piyangonun yedi Martta çekilmesi mutad olan kendi piyangosu da 15 Martta çekilecektir. Meclis yılbaşı tatili yaptı
Ankara 27 (Akşam) — Büyük MlUet Meclisi bugün Yılbaşı münasebetiyle gelecek çarşambaya kadar tatil yapmağa karar vermiştir.
Silâhlı Japonya
(Başterafı 1 İnci sahifede) mes» gazetesi bugün yazdığı baş makalede «Japonyantn yeniden silâhlanması» gerektiğini belirtmektedir.
Bilhassa Japonyadakl Amerikalılar tarafından okunan gazetede bu başmakalenin İntişar etmesi mânldar görülmektedir. Bu hususta ileri sürülen mütalâalarda bu gazetenin işgal makamlarının fikirlerine aykırı bulunamayacağı belirtilmektedir.
Bir müddettenberl aşın sağcı Japon gazetelerinde intişar •den bir çok makalelerde dahi, muhtemel komünist hücumlarını karşılamak İçin Japonyanın yeniden silâhlanması zarureti heri sürülmüştür.
akşamdan =1
'^ akşama:
Misallerden iki misal
Şehircilik mütehassısı
Yumurta
Beyoğlu Lisesi Fransızca muallimlerinden Bay Şerif Bilgehan hastalanıp. kanuni ve nizami usullerle tedavi edilirken, icab eden ilâçlar hastanede bulunmayıp, muallim, bunları dışarıdan parayla aldırtmış. ; İlâcına sarfettiği 25 lirayı, yine usul mucibince, geri alması gerektiğinden muameleye girişmiş.
Kırtasi muameleler, sırayla şöyle cereyan etmiş:
1 — Reçetelerin arkasına, bı ilâçların hastanede bulunmadığı, dışardan alınması icab ettiği ve fiatlerl uygun olduğu hastaneye yazdırılmış.
2 — Dışarıda hangi eczaneden alınmışsa, ona da tasdik ettirilmiş. İlâç parasını filânca adamdan, yani hastadan bizîat alındı diye şerh düşürülmüş.
3 — Bu tasdik için fatura şeklinde ayrıca pullu bir varaka ibraz olunmuş.
■1 — Hastaneye yatırılırken hangi doktor rapor vermişse o raporun tasdikli sureti tedarik edilmiş.
5 __ Hastaneden verilmiş
olan raporun da ayrıca bir tasdikli sureti edinilmiş.
6 — Bütün bunları alıp, mektep müdürü, muhasipliğe ayrı ayrı tezkereler yazmış.
7 — İlâç parası mektep kâtibine veya mutemedine verilemiyeceğinden. bu işler içi hastanın muhasipliğe bizzat gidip işini takib etmesi lâzım gelmiş.
8 — Neticede muamelenin noksan olduğu anlaşılıp yeniden başlaması lâzım geldiğinden bir çatallaşma zuhur eylemiş. Zira, hastanenin yeni müdürü şu şekilde mülâhaza beyan ediyormuş. Halbuki, ilh... Şimdi, mektep müdürlüğü, vaziyeti Milli Eğitim Bakanlığına yazarak mütalâa soracak imiş.
Zihnîm karıştı. Okuya-madım.
Netice şu ki:
9 — Hak sahibi, bahsi geçen 25 lirayı Kızılay vasıta-siyle göçmenlere terkede-cekmiş.
Mukavelesinin yenilenmemesinden belediye memnun değil
Evvelki gün Umunı! Mecliste Şehircilik mütehassısı Frost'un dinlendiğini, mütaakıben muka volesinin feshine karar verildiğini yazmıştık.
Belediye mensupları mukavelenin feshinden memnun olmamışlardır. tşin yanda kaldığından bahsedilmektedir.
Diğer taraftan şimdiye kadar ne İstibdat, ne de Meşrutiyet devirlerinde bir ecnebi mütehassısın bir Meclis huzurunda izahat vermesinin vaki olmadığını da Heri sürülmekte ve bu hem teamüle, hem de hukuka aykırı telâkki edilmektedir.
takım
Kadıköy tramvay idaresi motris yaptırıyor
Üsküdar ve Kadıköy tramvay idaresi kendi atölyelerinde tramvay arabası yapmağa karar vermiş ve işe başlamıştır. Tecrübe olarak başlanan mot-rls'in İnşası ümit verecek şekilde ilerlemektedir.
İdare bu tecrübede muvaffak olduğu takdirde bir çok yeni arabalar yapacaktır.
İthal edilen bir tramvay arabası 180 bin liraya mal olmaktadır. Yeril arabaların 50 blıı liraya mal olacağı tahmin edilmektedir.
*
Bundan üç beş sene evvel radyoya her hafta bir skeç yahut piyes yazardım. Ücretini almam için tam 52 adet muamele yapılırdı. Sayın Fransızca öğretmeni 9 muamele ile işi yine kolay atlatmış.
Düşünmüştüm ki: Radyonun programı da. baremi de. dakikaları da malûm ve muayyendir. Müdürün ö-nıinde bir çek defteri olabilir: piyesin oynaması üzerine müdür, çek defterine bîr rakam yazabilir, imzasını atabilir, ben de kasadan bir dakika içinde hakkımı alır, gidebilirdim. Halbuki 52 muamele 3 ay sürüyordu.
*
Bir de deniyor ki:
— Başka memleketlerde nüfusun her 50 kişisi için 1 memur vardır. Bizde nüfusun her 79 kişisi için 1 memur olduğuna göre, vaziyetimiz ehvendir.
Zihinlerde şu sual kendiliğinden doğuyor:
— Yoksa birkaç yüz bin memura daha ihtiyacımız var mıdır?
Mantıkisi şu olacak:
— Posta, nakliyat, diğer faydalı işlerdeki müstahsil, faydalı memurları çoğalt-malı. Eğer devletçiliğimiz — kısmen olsun — yürüyecekse: oradaki memurları da verimli hale getirmeli. _ Yoksa, memleket işlerinin iyi yürümesi bakımından Bay Şerif Bilgehan’ın anlattığı 9 muamele için ve benim 52 muamele için lise ve yüksek tahsilini yapmış nice münevverimizi heder etmeğe hakkımız yoktur. U-sütlerimizi ıslah edelim. Ömür törpiilemiyelim. Kalburla su taşımıyalım.
(Vâ - Nû)
R
öksürüğü
Adalet sarayı projesi tadil edilmelidir
Sarayın projesini çizen Sedat Hakkı Eldem birinci katın tadiliyle eski eserlerin korunacağını söylüyor ve mahkeme
On olu senedenberi bir türlü inşa ediiamiyen Adalet sarayının son zamanlarda tam inşaatına başlanmak üzere bulunulduğu bir sırada, hafriyat yerinde bir takım tarihi eserlere rastlanması sarayın yapılmasında bazı tereddütler hâsıl etmiştir. Bir çok salâhiyeti! şahıslar Adalet sarayının İnşası dolayısile Sultanahmet te meydana çıkan eserlerin ortadan kaldırılmasının bir cinayet olacağım ileri sürmektedirler. Bu iddialar hukukla alâkalı mahfillerde. avukatlar ve adliyeciler nezdlnde büyük bir teessür uyandırmış ve inşaatın yapılamaması ihtimali hukukçuları üzmüştür.
Bundan iki ay evvel gazete-, mlze verdiği bir beyanatta Prof. Mamboury'nin, Adalet «arayım sütunlar üzerine İnşa ederek binanın birinci katında bu tarihi eserleri muhafaza etmek imkânının mevcut olduğunu ileri sürmesi bir çok çevrelerde alâka ile karşılanmıştır.
Dün bu hususta Adalet sarayının projesini çizen yüksek mimar Sedat Hakkı E İdem ile konuşarak böyle bir inşaatın mümkün olup olamıyacağını sorduk. Sedat Hakkı bize şu cevabı verdi:
«— Adalet sarayı hafriyatında meydana çıkan eserler hak-kındakl münakaşaları takip etmekteyim. Tarafımızdan yapılan Adalet sarayı projesi Bayın-
.--t «P ,
kalemi
salonu mevcut değildir
Evrak depoları da mahzende bulunduğundan bu kat teknik bakımdan bir değişikliğe imkân verebilir ve böyle bir değişikli k projemizin esaslarını kafiyen bozmaz
Ayrıca şunu da kaydedeyim kl. böyle bir tadilâtla eski eserlerin binanın birinci katında muhafaza edilmesi bu eserleri bir çok tahribata kar-j da korumuş olur. Bizdekl tarihi eserlerin himayesizllk yüzünden ne şekilde harap oldukları herkesçe malûmdur. Sultanahmet-te meydana çıkan eserleri de aynı tarzda tabiatın ve muhtelif âmillerin tahribatına acık bulundurursak, kısa bir müddet sonunda bu eserler de harab olur gider. Bu bakuncîan bunların Adalet sarayının birinci katında muhafazası daha faydalı olur kanaatindeyim.
— Eserlerin değerleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
— Bulunan eserler hipodromun eski mevkiinin tâyini ve eski Istanbulun topografik durumunun teshili bakımlarından büyük bir ehemmiyet arzet-mektedir. Zaten eserlerin kıymeti de bu bakımdandır. Yoksa bunlar görülmesi büyük bir alâka uyandıracak derecede cazip şeyler değildir. Buna rağmen bunların mutlaka muhafaza edilmesi lâzım geldiği fikrindeyim.*
sı ilk defa mı kuruluyor
Taksi saatleri
Taksi otomobillerindeki sİ saatlerinin doğrudan doğruya müşterinin ödeyeceği miktar parayı yazacak şekilde tâdili dün daimi encümende kabul e-dilmşltlr.
Yalnız taksi saatleri 40 kuruşla açılacak yerde on kuruş zamla 50 kuruşla açılması kararlaştırılmıştır. Yapılan bu zamla şoförlerin müşterilerden fazla para almalarının tamamen önleneceğini Şoförler Cemiyeti tekeffül etmektedir.
Diğer taraftan daimi encümen. taksi otomobillerindeki radyoların çıkarılmasına da karar vermiştir. Bu kararlar bir iki gün içinde alâkalılara tebliğ edilecektir.
tak-
Hastane doktorları
şehrimizdeki Devlet ve Belediye hastanelerinde çalışan mütehassıs doktorların mesaî saatlerinin değiştirilmesine karar verilmiştir.
Hâlen hastane doktorları sabahları saat 8 den saat 15 e kadar fasılasız olarak vazife görmektedirler. Şehrimizin dağınık olması ve bilhassa vesait saatlerinin müsaadeslzllği dolayul-le bir kısım doktorlar sabahları saat 8 de vazife başında bulunamamaktadırlar Bakanlık, hastane doktorlarının sabah saat 9 dan saat 15 e kadar vazife görmeleri hususunda kanlar Kuruluna tekille rar vermiştir.
Baka-
Jandarma ile giderken eroin yutan mevkuf
Yaralamak suçundan mevkuf tanınmış yankesicilerden Nuri Sincan dun sorgusu yapılmak üzere adllyeye getirildiği sırada yanına sokulan karısı Melâhat kendisine bir paket eroin ver-nılştlr. Nuri eroini saklamak İSterken muhaf’z jandarma İşin ' farkına varmış ve eroini Nuri-den İstemiştir. Nuri eroin paketin! Jandarmaya teslim etml-yerek ansızın yutmuştur. Nuri bir müddet sonra fenalık geçirmeğe başladığından adliye doktoruna götürülmüş ve doktorun gösterdiği lüzum üzerine hastaneye kaldırılmıştır. Nurl-|Ein karısı yakalanmıştır.
piyasası
İSTANBUL ™ HAYATI
Kısa haberler
Haseki Hastanesi Bas operatörü doktor Avııi Aksel Türkiyede ilk kan ııakil merkezinin dört sene evvel Hasekide kurulduğunu ve 1950 yılında yalnız Üniversite kliniklerine 40 defa kan verildiğini söylüyor ve Tıp Fakültesi Dekanının bundan haberdar olmadığına şaşıyor.
Evvelki günkü Cumhuriyet gazetesinde İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı profesör Kâzım İsmail Gürkan’m bir beyanatını okuduk. Dekan bu beyanatında: e— Türkiyede ilk defa olarak Cerrahpaşa hastanesinde bir kan nakil merkezi kuruyoruz.» diyordu. Halbuki bizim bildiğimize göre Istanbulda İki kan nakil merkezi esasen mevcuttur. Bunlardan birincisi dört sene evvel Haseki hastanesinde kurulmuş ve İlk defa Akşam gazetesi tarafından efkârı unıu-mlyeye haber verilmişti. Bu bahiste yanılıp yanılmadığımızı öğrenmek üzere Irak. Suriye ve Lubnanda yaptığı seyahatten yeni dönen Haseki hastanesi bas operatörü doktor Avnl Ak-şelT ziyaret ettik. Kendisine Tıp Fakültesi Dekanının beyanatını okuyup okumadığını ve bu husustaki fikrini sorduk. Doktor, bize dedi ki:
— O beyanatı ben de okudum. Dekanın bu hususta bir yanlışlığı olsa gerektir. Cerrahpaşa hastanesinde. Türkiyede İlk defa olarak açacaklarını söyledikleri kan nakil merkezi İstanbul-daki kan nakil merkezlerinin birincisi değil, hattâ İkincisi de değil, üçiînciisii olacaktır. Birincisi Türkiyede İlk defa olarak 1947 senesinin başında Haseki hastanesi cerrahi servisinde kurulmuş. İkincisi 1949 senesinde Sağlık Bakanlığı tarafından Haydarpaşa Nümune hastanesinde tesis edilmiştir. Üniversite, bu İşte her ne kadar birinci olması lâzım gelir idi ise de. görüyorsunuz kl gecikmiştir.
Hasekide kurduğumuz kan bankası muhtaç olan vatandaşlara seneden seneye arlan bir şekilde hizmet etmektedir. Şehirdeki her isteği karşılayabilecek durumdayız. Hattâ bu arada üniversitenin 7, 8 kliniğine meselâ 1950 yılında kırkı mütecaviz kan verdik Bunlar Üniversitenin yedinde mahfuz mektupları ile sâbittlr. Sayın Tıp Fakültesi Dekanının İdaresi altında bulundurdukları kliniklere icabında kan veren böyle bir kan tevzi istasyonunun mevcudiyetinden haberdar olmamasına hayret ediyorum.
Esasen, aslında bir kalite olan
Haseki Hastanesi Ba^, operatörü Dr. Avni Akse)
mütevazı çalışmanın memleketimizde İyi karşılanmadığım ve tevnzu perdesi altında kalan bu gibi çalışmaların bilindiği halde' İnkâr edildiğine başka husus-1 larda da şahit olmaktayız Meselâ modem anestezi usulleri ve oksijen tedavisi usulü mem- | lekelimizde İlk defa olarak tarafımızdan tatbik edildiği halde onda da birinciliği başkaları benimsemişlerdir. Binaenaleyh artık, başkalarının yapmadan «Yaptık» diye ögündüklcrl işler! hiç olmazsa yaptıktan sonra matbuat vasıtasıyla halka İlân etmeyi bizim de vazife telâkki etmemiz İcap ediyor. 1 nun lüzumuna kani olduk bundan sonra böyle hareket meğe karar verdik.»
Bu-ve l eı-
Kore şehitleri için mevlûdu şerif İstanbul 1 numaralı dikimevi, İşçi, subay vc mensuplan. Kore şehitlerinin ruhuna İthaf edilmek üzere cumartesi günü öğle namazını mülaakıp Eyüp camiinde hatim ve mevlûdu şerif okutacaklardır.
Son günlerde fıatler biraz yükseldi
Yumurta piyasasında son günlerde küçük yükselmeler kaydedilmiştir. Buna sebep ikinci istihsal devresinin sona yaklaşması, bir çok istihsal böl- | gele rinde kışın başlaması ve yumurta sevkının azalmasıdır. I Bu mayanda Yunanlstang yapılan ihracat ve Avıısturyadan yeni gelen teklifler de piyasaya tesir etmiştir Geçen kasım ayı İçinde Yunan Utana 7400 randık yumurta ihracı için mutabakat hasıl olmuş İse de piyasaya uz mal gelmesi neticesi bu siparişlerin hepsi kasım ayı içinde göndcrllememlş 900 küsur sandığın İhracı ancak geçen hafta mümkün olmuştur.
Yunanlstans yapılan ihracat 48 - 50 dolar arasında olmuştur. Avıısbıryunın yaptığı natürel yumurta talebinin bir kısmı 60 - 02 dolar üzerinden karşılanmış, fakat elde natürel yumurta kalmadığı İçin geçen hafta içinde 1400 sandık buzhane malı İhraç edilmiştir.
Bu hafta leirde de mühim miktarda buzhane matı yumurta .hraç edilecektir. Yılbaşından sonra yeni istihsal mevsimine kadar Inracatm hemen hemen duracnâı anlaşılmaktadır. 1950 senevinin basından, aralık ayinin 15 ine kadar limanımızdan 60 küsur bin sandık yumurta İhraç edilmiştir.
Hatalı bir seyrüsefer karart
i- Beşlktajta Ayazma sokağında oturan Turgut ve Kâmil isimlerinde İki kardeş yakmakla oldukları gaz sobasından çıkan gazla zehirlenme alâmeti göstermişler ve tedavi altına alınmışlardır.
* Fatihte Haydar mahallesinde İmaret sokağında oturan Temel İle kızı Zeyneb, yedikleri pastırmadan zehirlenmişler vc hastaneye yatırılmışlardır.
Pamuk küspesi ihracı son zamanlarda fazlalaşmıştır. Bu arada bilhassa Yur.anlstana lh-racaat yapılmaktadır.
■k Şehrimiz .‘■•illi Eğitim müdürünün değişmesi üzerine dün saat 16 da Fındıklı ilkokulunda İlk Öğretmenler Demeği gelen ve giden Milli Eğitim mü-| dürlerl şerefine bir çay vermişlerdir. Vali ve Belediye başkanı da bu çayda bulunmuştur.
* Denizyollarının Sivas tankeri, Petrol ofis hesabına ga2 'yüklemek üzere N^poliye hareket etmiştir.
Ur Denizyollarının Adana gemisi yarın Doğu Güney Akdeniz seferinden limanımıza dö- ' itecektir.
★ Elektrik idaresi. Silahtar -ağa elektrik fabrikasının ı5 günlük kömürünü stok etmIşıtır. Bu suretle hava muhalefeti yüzünden şehrimize kömür .gelmemesi hail düşünülerek bütün kış müddetince bu stok elde bulundurulacaktır.
★ Yılbaşında Ankaraya gidecek olan Milli Eğitim Müdürü Muhittin Aktlk. şimdilik bu seyahatten vazgeçmiştir .
ir Belediye fakir halka bu se-.ne de mangal kömürü tevziine karar vermişti.
| Bu husustaki karaı daimi en* fümenden çıkmış vc dağıtılacak 135 bin kilo kömür müte-| ahhlt tarafından hazırlanmıştır.
Kömürlerin tevziine bir hafta sonra başlanacaktır.
ir Dün gece Park Olel salonlarında İstanbul Valisi Dr. Fahrettin Gökay tarafından Amerikan milli güreş ekibi şerefine bir ziyafet verilmiştir.
it Vefa kulübünün olarak şehrimizde Avustüryanın meşhur takımı şerefine Yeşkl-Beyazlılar tarafından Karagümrûkteki lokallerinde dün bir çay ziyafeti verilmiştik____________
Samsun vapuru
İtalyan tezgâhlarında inşa . edilen Denizyolları idaresinin ; Samsun yolcu vapuru 15 ocak. ta teslim alınacak Ve gemi ■ 1 şubatta Cenovadun Ilmanımı-ı zıt hareket edecektir. Samsun, ı Denizyollarının İskenderun gemisi ttptndedlr
davetlisi bulunan Admlra
Eğlence yerlerinin yılbaşı tarifesi
Belediye iktisat işleri müdürlüğü, eğlence yerlerinin yılbaşı tarifesini hasırlayarak dün daimi encümene vermiştir. Tarife geçen senenin aynıdır. Yani lüks gazim ve eğlence yerlerinde yemek 850. olrincl sınıflarda 500 kuruştur. Diğer sınıflarda normal tarife tatbik edilecektir.
Diğer taraftar» Belediye, yılbaşı gecesi, murakıpları vasıta-siyle sıkı kont n dia r yapmağa karar vererek asırlıklarını tamamlamıştır.
Yılbaşı basketbol kupası
İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği. Harta Okulu. Siyasal Bilgiler Okulu, Kurtuluş. Beyoğluspor takımları arasında (Yılbaşı kupası) adı ile, bir basketbol turnuvası tertip iniştir.
Musabakıtlara 29 Aralık cuma günü saat 19.30 da lanacaktır.
et-
1950 boş-
Sular idaresi idare meclisi yenilenecek
Umumi Meclis, geçen gün Sulnr idaresi bütçesini kabul ederken Valinin reisliği altında toplanan Sular Müdürlüğü İdare Meclisi Reis ve âzasma verilen tahsisatın, ayda beş yüz liradan yüz llrsya kadar indirilmesine karar verildiğini yazmıştık.
I Aldığımız malûmata göre bugünkü İdare meclisi Asasının memuriyet müddetleri önümüzdeki Martta bitecek ve yerlerine yen! âza tâyin edilecektir.
Bu meyûaıda Sular Müdürlüğü tdare Meclisi âzalıklaruıa Şehir Meclisi âzasından münasip olanların tâyin edilmeleri düşünülmüş, fakat Şehir Meclisi âzalığı İle, İdare âzalığı telif kabul etmediğinden bu tasavvurdan vazgeçilmiştir. Şimdi diğer münasip olanlar tâyin edileceklerdir.
Sular idaresinin şimdiki tdare Meclisinde iki idareci, iki mühendis, bir de hukukçu olmak üzere beş zat vardır. Bunlar avukat Emin Âli, Sular Profesörü Burhanetlln, yüksek mühendis Rıfkı, eski milletvekillerinden Suphi Artel ve eski valilerden Hurşlttir.
U1 mniyet Müdürlüğü şo--*-J förlere bir tebliğnnme yayınladı; arabalarını nizami süratten daha hızlı sürmemelerini, yolların sağından gitmelerini, sağ kaldırımın kenarında durmalarını, duraklarda tramvay ve otobüslerin hareketlerini beklemelerini bildirdi ve bu nizamlara aykırı harekette bulunanların şiddetle cezalandırılacaklarını ihtar etti.
Nasihatler, tavsiyeler, ihtarlar devam ededursun, bir çok şoförler gene kendi bildiklerinden şaşmıyorlar. Hele dolmuş yapan otomobiller hem her yerde durup yolcu almak suretiyle tıkanıklığa sebebiyet veriyorlar, hem de bu şoförlerin iz'acııı-dan halk bizar oluyor. İhtara kalkışsanız cevap hazır: 11
— Ekmek parası kazanacağız, bayım. Jç*
Pekâlâ, ekmek parası ka- — zanmak herkesin hakkıdır amma kendi kazancı için *ta şehrin nizamını, halkın huzurunu bozmağa kimsenin CZ hakkı yoktur. Bu şehirde ,2 yayalar için yolda yürümeğe (/) imkân kalmadı. Caddenin bir tarafından öbür tarafına geçmek için kaldırım kenarında yarım saat bekliyoruz. 3? Tam bir fırsat bulduğumuz S sırada otomobil gelip önü- M— müzdç duruyor, şoför veya- j** hut yamağı pencereden başını uzatıyor;
— Bankalardan Taksim.
Ona meram anlatıp savın- w cıya kadar caddeyi veni bir otomobil zinciri işgal ediyor. Bu gidişle günün birinde ya- O ya yolcular evlerinden çıkanı lyacaklar.
Mütemadiyen tadil edilerek tekrarlanan ve tıkanıklığın önlenmesinde hiçbir tesiri görülemiyen tedbirler arasında hatalı bir karara alâkadarların nazarı dikkatini celbetmek isteriz. İstanbul tarafından Bevoğlu Ba-lıkpazarına öteberi taşıyan yük arabaları Altıncı Daireni.. önünden dönüp tramvay caddesini takiben yollarına devam ediyorlar. Halbuki Tepebaşından İngiliz Sarayının önüne kadar olan kısım, şehrin en dar ve nakil vasıtaları bakımından en mütekâsif caddesidir. Hattâ cadde değil, bir sokak halindedir. Karşılıklı tramvaylar. otobüsler, otomobiller buradan geçer. Böyle dar vc sıkışık bir sokağa vük a-rubaları da girince seyrüsefer alt üst oluyor. Araba yavaş gittiği için arkasındaki motöriii vasıtalar ilerlivemi-yorlar. dakikalarca beklemek mecburiyetinde kalıyorlar. Çan şangırtıları, klakson zırıltıları avvuka çıkıyor.
Arka tarafta geniş asfalt cadde var. Yük arabaları buradan geçip Hamalbaşı tarikiyle Balıkpazanna gidebilirler.
Demir tekerlekli arabaların asfaltı bozması endişesiyle şimdiki yol takib ettiriliyorsa bu bir hatadır. Şehirde seyrüseferin intizamı asfalttan daha mühimdir. İcab ederse asfaltın kenarında arabalar için bîr kısım ayrılıp buraya parke döşenebilir. Daracık tramvay caddesinden yük arabaları geçirilmemelidir.
Cemal REFİK
Elektrik amelesi de zam istiyor
Tramvay amelesinden sonra elektrik amelesi de, elektrik şirketine J1 maddelik bir metalip listesi vererek bir kaç memurun azliyle beraber maaşlarına yüzde 100 zam, hafta tatili ve bir hastane açılmasını istemişlerdir. Şirket bu meta 11 bl kabul etmezse, amele Nalla Nezaretine müracaat edeceğini de bildirmiştir.
28/Kânunuevvel? 1920
_Q ■o
(D ro
Bir tavzih
Belediye hukuk işleri müdürlüğünden gönderilmiştir:
Gazetenizin 32/12’950 tarihli nüshasında «Çok lâf. az iş* ve 26/12/950 tarihli nüshasının İstanbul Hayatı kısmında «tat ve iş* başlıklar ile çıkan iki yazıda. Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğünde bir sene zarfında muhtelif ebatta yüz bin yazı kâğıdı sarf edildiği halde yıl başından bugüne kadar çıkan evrakın sıra numarasının bin beş yüzü bulmadığı yazılıdır.
Bu haber hilafı hakikattir. Hukuk İşleri Müdürlüğüne, yıl başından bu güne kadar muhtelif ebatta verilen kâğıdın miktarı 76 bindir. Bunun 48.5M sı resmi kayıtlarla sabit muamelâta sarfedllmlş ve mütebakisi de aynen ve tamamen mevcut bulunmuştur.
Keyfiyetin tashihini rica ederim.
Mahkeme Koridorlarında
Z'
Mübareğin kahrına uğradım!
— İstanbula çelmek kolay mı? Eşler, dostlar solladılar da, bacağımın ağrısını doktorlara baktırmak için dükkânımı tezgâhımı oğluma bıraktım, kalkıp İstanbula çeldim, Allah kısmet ederse önümüzdeki baharda da kızı grlirı edeceğim.
— Hayırlı olsun, efendi »men Cetfa dizeceksin demek?
— Ne yapayım, bir don, bir gömlekle kız gelin edilmez ki. Memlekette az çok adımız sanımız var. «Koskoca tüccar adam, kızını çırılçıplak gelin etti» diyerek dile dolarlar insanı. Kıza İyi kötü çeyiz lâzım. Bunun 1-çln dc bes on kuruş harcıya-cağız tabii.
— Neler aldın bakalım?
— Bırak Allahını seversen. Bir şey alacak derman kaldı mı bende?
— Ne oldu? Hastalandın mı yoksa?
— Yok canım. Şükürler olsun, bacağımın ağrısından gayrı bir şikâyetim yok amma mübareğin kahrına uğradım. Her zaman İstanbula gelmek ne mümkün! Kırk yılın başında bir defa gelmişken şu mübareği de göreyim bari, dedim.
— Eyüp Sultana mı gittin?
— Hay Allah ran olsun senden. O mübareği de ziyaret etmek lâzım, tyi ki hatırlattın.
— Sen hangi mübareği gördün ya?
— Şev, canım. Hani. Hindistan diyarından bir mübarek fil hayvanı gelmiş ya. Mübareğe hayvan demeğe de ağzım varmıyor amma, söylenecek başka lâf yok.
— Hımmm... Fili seyretmeğe gittin Öyle mi? efendi amca?
— Duyunca sevindim. Her zaman böyle bir şev nasib olmaz. Hazır gelmişken görevim de memlekete dönünce tatlı tath anlatayım, dedim.
— Hoşuna gitti mİ bari?
— Hangisi?
— Fili seyrettim, diyorsun ya.
— Sevretmesne ettim amma, gördün mü, diye soısa-na bir defa.
— Vah vah! Seyrettin de geremedin demek?
— O mübareği göremediğin gibi, üstelik, canım da randı. Şu herifi görüyorsun ya Karşıdan bak, yanma yaklaşayım deme sakın.
— Isırır mı?
— Daha beter. Cin gibi çarpı var insanı.
— Sen de nü çarpıldın yc’;sa?
— İşimi gücümü bırakıp da buralara ne için geldim ya? Yolda giderken bir kalabalık gördüm; «Acaba ne var?» diye sordum. İçlerinden biri; «Buradan fil geçecek, onu görmek için bekliyoruz» dedi. Ben de aralarına karışıp beklemeğe başladım. Mübarek hayvan bir türlü gelmek bilmiyor kl. Pir aralık şu herif yanıma geldi; «Fili gördün mü. efendi baba?» diye sordu.
«Bekliyoruz, gelirse göreceğiz» dedim. «İlâhi, efendi baba Fil geçti de göremedin demek? Gel, ben sana göstereyim» diyerek beni biraz 1-leri götürcıü, kolunu omuzumdan aşırıp benim sağ kolumu da kaldırdı; «Uzat parmağını, benim İşaret ettiğim tarafa İyi bak» dedi. Baktım, baktım, kalabalığın arasında mübarek file benzer bir şey göremedim. Herif bu sefer; «Senin gözlerin farketmlyorsa ben ne yapayım? Şöyle biraz ileriye git de oradan bak» diyerek beni bırakıp savuştu. O ayrıldıktan sonra içime bir şüphe düştü, elimi cebime soktum ki cüzdanım vok. Kıza çeyizlik almak için getirdiğim bin beş yüz lira da cüzdanın içinde idi. Çarpıldığımı anlayınca hemen kendimi topladım, herifin gittiği tarafa doğru koşmağa başladım. Baktım ki kalabalığın arasında ötekini berikini iterek kaçıyor. «Allah, Muhammet! aşkına şu haramzadeyi yakalayın, cebimden cüzdanımı çaldı» diye bağırarak ben de peşine düştüm. En sonunda yakaladık herifi.
— Gözün aydın. Paralarına kavuştun demek.
— Paralara kavuştum, üzüntüden iflâhım kesildi. Ya herifi bulamasaydım gurbet diyarında parasız pulsuz ne yapardım? Senin anliyacağın, mübarek filin kalırına uğradım.
Maznunu görünce tamdık. Ceza mahkemelerinin eski müdavimlerinden. O bizi tanımamazhktan geldi, sorduk:
— Ne haber, ahbap? Gene mahkeme kanısına gelmişsin.
— Olur bövle şeyler. İnsanın başından kaza geçmez mi?
— Sen her zaman kazalara uğrar'm. Ru seferki nasıl oldu be balım?
— Olmuş bîr şev yok.
— Nasıl vok? Bir cüzdan meselesi varmış.
— Kulak asma öyle masallara.
— Şu adama fil gösteren sen değil miydin?
— Göstermişsem fena mı etmişim. Velâkin, herifin gözleri farketmiyor ki fili görsün.
— Senin gözlerin onun cüzdanını farketti övle mi?
— Yok be yahu. Kuru iftiraya siz de mİ inanıyorsunuz?
— Cüzdanı senin cebinde bulmuşlar.
— Yalandır, bey kardeşim. Cüzdanı bende buldular amma bu işin içinde baş-k bir iş var. Mesele karışıktır.
— Anlat bakalım, nedir o karışık iş?
— O herifin bana bes vüz lira kadar bir borcu var. Bu paranın üzerine yatmak I-çin dalavere çevirmek İstiyor. Kalabalığın arasında; «Şu fili bana Göster» diyerek yanıma sokuldu, ben de iyilik olsun divc göstermek istedim. O sırada kendi cüz-
'-J
Casuslar Merkezi İSTANBUL
Amerikan gizli ajanı North’un casusluk
Binbaşı Hugh maceraları
J
i'azan: Van Wych Mason
Çeviren: Nihal Karamağaralı
otomobillerin geldiğini «örmüş, fakat içinden kimlerin İndiğini farkedcmemiştl. Faaliyetin yarattığı dayanılmaz tazyiki, durmadan zırıldayan telefonlar, bir verici radyo âletinin vızıltıları arttırıyordu.
Hugh'un ve genç kızın sırtında hâlâ köylü elbiseleri vardı. Zira hâdiselerin doğurduğu rahatsızlık o derece fazlalaşmıştı ki, vâdedilen Avrupai elbiseler hakkında İkinci bir teklif yapmak kimsenin aklına gelmemişti. Hem kıyafetlerini değiştirmek de Hugh’un pek işine gelmiyordu.
| Şimdi iki arkadaş neşeli mavi ve sarı karışık bir Ukrayna kilimi ile örtülmüş kanapenln üstünde yalayana oturuyorlar. Jingles’in başı, erkeğin omuzuna yaslanmış; funltılı bir sesle konuşuyorlar
Genç kız soruyor;
— Buradan ı.e zaman sıvışa- | cağız? Daha lazla tahammül I edemi,yeceglm diye korkuyorum. Su korkunç Erle ne zaman bizden tarafa baksa yüreğim ağzı-
Izrar etti:
— WaJewskl. söyle bana...
Bir ipucu ver banal
Bir gece kuşunun kanat sesi kadar hafif bir sesle W ait w Ski' nin dudaklarından şu kelimeler döküldü:
— Anahtar... Odam...
Sonra birdenbire zayıf öksürüklerle sarsılarak dudaklarından Hughun yüzüne doğru kan sıçradı.
Huglı. dostunun yorgan altında eliyje verdiği İşaretten bu öksürüklerin zoraki olduğunu anlamıştı. Aman Yarabbi ne yaman insan bu Walewski, diye yüreği tııkdirir kabarıyordu.
Erle Breçon, sindiği köşeden fısıldadı:
— Senj tanıdı mı?
— Zannedersem tanıdı.
— Hiç bir şey söylemedi mi? ,
— Hayır. Sadece iç geçirdi. [ .
Yüzündeki kanları silerek ma geliyor. Ne habis ruhlu he-Hugh doğruldu. Beyninde Wa- rifmlş!
levski'nln son kelimeleri: «A-I Hugh, temas duyduğu narin vücudu koluyla sararak soy- mırıldandı:
— Gece sıvışmamız muvafık (olur Şöyle erken saatlerde... g«Ç- Sen hana asıl şunu söyle baka-Çagır şu eşek doktoru yun: Novak'ın oturduğu yeri Belki olr şeyler yapa- (bulabilecek misin?
Jlngles:
— Biraz evvel AJezei zebani-
nahtar... Odam!»
— Emin misin bir Şeyle
İçmediğine?
Hugh. cevap verdi:
— Çoklan kendinden
miş'J... j_ buraya... bilir... Ummam o...
Tiksinti ile yüz buruşturdu:
— Biç bu bodur ianen» la',, ,|, mûlSlM yopüm.’- d«lL
ymulnsmı r(jım«nu,llm HOj _ Hivtta fa-ofl,,,!, Wr apüct» renin de pek kabahatin jol. W|e „„rek bu sırrı öğrendim. San mesul daeUsln. MnlyHlnde-,Do.,OTU, wa]emM tCTW1 edll UIer-, 'maden evvel ramapol sukagın-
Rle Breeon ıjıı dolusu ku- 31 bir panslson-
fürler savurarak odadan «ıMı; da İkovak üml altında bormt-dofctorun yakasına yapıttı: 1
— Bana bak. doktor! Eğer bu adam ölürse, »en de kendini ölmüş bil. anladın mı?
XXXI ANAHTAR
Saatleri saatler kovalıyor; mahpus Wal?vrski kâh bir az can bularak, kâh tekrar kendinden geçerek Rııs gizli teşkilâtının Kavildi merkezindeki ha vayı gerginleştirtlkçc gerginleştiriyor; tahammül edilmez hale getiriyor.
Teşkilâtın merkezi Hugh'un tahmin etliğinden de daha genişmiş. Bu lüks döşenmiş binanın içinde ayrı ayrı bir çok servisler, İcra komiteleri, kâtipler, ajanlar ve muhafızlar var,
Öğleden sonra, Hugh. Jlngles* 10 kendisine tahsis edüen küçük oturma odasının penceresinden, kendi geldikleri otomobilin gir- ... ... rrl-_-...
dia avluya. mumdun Upalı •■■■■■■••■■■■•■■■■•■■»■■•«■»•■a** I Hugh: darum yavaşça benim cebime koymuş. Sonra da, paıa-mı çaldı, diye üzerime iftira atmağa kalkıyor.
Mahkeme açıldı, homurdanarak kalkıp kelepçeli bileklerini zabıta memuruna uzattı.
Ce. Re.
zaman idi
Filozof Rıza Tevfik Bey
iler hakkı mahfuzdur
Semih .Mümtaz S.
— 6 —
Ah, bu sözleri sana İtiraf bile güç .. Annem farkedecek de ıstırabından kahrolacak diye ben kahroluyordum,
— Annen bittabi meselenin farkında değildi öyle mi? — diye Feride sordu.
Aysel .başını »alladı.
— Bereket versin farkına varmadı... Ben, su sızdırmamak İçin her türlü diplomatlığı kullanıyordum. Kahroluyordum. Annem de, aksine asabi bir hal almıştı. Her vesiyle İle beni haşlıyordu. Bana: «NedLr bu süsler, plisler! Bütün mahalleyi baştan çıkarmak İçin tertibat mı alıyorsun?* dlyerekten, en basit tuvaletlerime bile kızıyordu. Saçlarımı yapmamı çok görüyordu, Ütiil-aiftitn elbiseler kendisine batıyordu Artık ya-şuııin verdiği bütün haklardan vaz geçerek temiz, iyi giyinmekten. saçımı doğru dürüst taramaktan geçtim Bilâkis, çirkinleşmeğe, sûnepek-şmeğe ça-balrycrd um
— Vah. yavrum
Aysel'in .^ör'"rj yaşardı:
— Annemden M^ruyacak yer-
de. onu gittikçe fazla seviyordum: çünkü merhametim artıyordu. Azarlayışlarım. haksızlıklarını lıoş görüyordum Bütün bir sabır »• tevekkülle her şeye baş eğiyordum. Ah, bu felâketler neden başımıza geldi...
Hıçkırmağa haşladı Feride, sükûn İçinde, misafirine bakıyordu,
— Zavallı kızım... — diyebildi.
— Çektiklerimi bilemezsin, abla... Bir gün, nihayet, bardak doldu, tMU... üvey babam, küstahlığı son haddine vardırdı. Beni çileden çıkardı. Sakinleşmesini. clnneü muvakkateslnln ortadan kalkmasını bfkleyeml-yecektlm gayri .. Eğer o anda elimde bir silâh bulunsaydı behemehal kullanacaktım Bu hatırayı tekrarlamak bUe beni mahvediyor. İşte son saldırganlığı üzerine evden kaçmağa karar verdim. Mümkün olduğu kadar evden de. Antalyadan da uzaklaşmak zaruri idi.
Feride, yine Aysel’in yanma yaklaştı Onu kucakladı:
— Felâketinin büyüklüğünü anlıyorum. Sanı hak veriyorum... Çaresiz Jir durumda kal-
— Anlatayım ama ben konuştuğum sırana sen de bir çar kı mırıldan. - dedi. — Çünkü dört bin tarafa mikrofon yerleştirmişler .. İkisini keşfettim bile...
Jlngles şarla mırıldanırken Hugh plânı hakkında malumat veriyor; ve öyle mahirine konuşuyor ki dudaklarının kımıldadığı belli olmuyor;
-- şimdi en ehemmiyetli İş WaleW5kJ’nln odasına gidip anahtarı ele geçirmek.
— Şifre anahtarından mı bah sediy orsun?
— Hayır, bir oda anahtarı... Nasıl bir anahtar arayacağımı biliyorum, merak etme. — diye Hugh teminat verdi. — Sonra. anaiı'arı bulur bulmaz, soluğu hudutta alırız. Bu işe başlarken talih yâr oldu. Sağ ve safim buraya kadar gelebildik. I İnşallah bundun sonra da yâr olur.
| — İyi ama silâhın bile yok, Hugh.
— Alexel'nln koleksiyonundan aşıra bilirim. . Yazı masasının gözünde çeşitlisi var.
Şarkısının şarkıya benzer yeri yok ama, Jlngles hâlâ söylemekle devam ediyor Bir dile de binbaşının alnını okşuyor.
Hugh:
— Dikkat ettim, senin yatak odan, holde benim odamın karşısında. — diye kelimelerin ü-zerlnde dura dura tane tane konuştu. — Senin odan sokağa nazır.
Bir an düşündükten sonra 1-lâve etti:
ve ikinci kanun
namazı kılınarak
(Arkası var)
TİVRTRDLRR
w.------------ - —
1 yormuş
| — Sen bir hârikasın! — diyerek Hugh ge.it kı» öyle içten gelerek öptü ki. Jlngles kıp kırmızı kesildi.
Binbaşı aynı coşkunlukla devam etti:
— Sensiz ec beymişim hakikaten şaşkına dönecek, hiç bir iş başaramıyacakmışım... Bunu biliyorum, fakat yine de seni böyle meçhul akıbetlere sürük-ıledlgimden dolayı kendimi affedemiyorum, j Genç kız, kestirip atlı:
| — Bırak bu İfaları!... Kendi kendine sitemlerden vaz geç. Şunu da unutma ki, nen seninle beraber gelmeği teklif ettiğim zaman her tünü tehlikeyi göze almıştım... Beni pek candan öptün, CeşekKÜr ederim.
I Gülümsedi:
— Anlat bakalım. Ben de öğ- 1'
UıınBul Beledi vık’ S»»" Tlyotrom Dram kısmı Su*t ?X(* da
ŞATAKTA CELEH KADIN V.von
Aleja"«'r(; Cmot» TOrlrçesi:
Cahit li£«t ve nl. Tirkmaı* KOMEDİ Kil Mİ ÇİFTE KERAMET Yatan: Tristan Bcrnara Türkçcsi: Rejsd Nuri GOntekln
Filozof Rıza Tevfik bey bu ayın otuzunda yani öbiır-güıı öldü
«1850» nin birinci günü Şişil Cfimiinde
Zineirllkuyudakı mezarlığa gömüldü. F'-lek de bu rihlele müteessir olmuş olacak ki o gün kar ynğdı, Rıza Tevflkin cenazesinde yaşarrnıyan göz yoktu. Kimi onun gibi bir üstadın a-sıriarda bir geldiğini düşündü, agladj, kimi onu sevdiği İçin ahladı. Blzler de onu iyi bildiğimizden dolayı ağladık. Çünkü Rıza Tevfik İyi adamdı. Vefaya muhabbeti vardı. Sevmediklerine asin fenalık düşünmezdi. Ne güzel Jestleri vardı. Ne tatlı konuşurdu. Ne ince alaylar yapardı. Ne dc güzel oyunlar oynardı; kürek çekerdi, jimnastik yapardı, ata binerdi, denize girerdi. Dünyanın şakalarını yapar ve betahsis şakaya çok dayanırdı... Bak şuna bak şuna der çok da gülerdi. Sen onu tâ çocukluğumdan beri içimizde, evimizde görürdüm. Zira bir kaç defa arzettiğim gibi amcam velisi idi ve n bizde İkamet ederdi. Bir güıı harem veya selâmlıkta onu lâübali görmedim. Rıza Tevfik dürüst bir gençti, tertemiz bir İnsan olarak ömrünü ikmal etti. Gerçi yaşı seksene çok yaklaşmıştı ama. vücudu çok kavi idi. Dikkatsizlik etmeseydi daha da yaşardı diyeceğim, fakat bir şey daha diyeceğim; o da şudur: (Ecel) zamanını şaşırmıyor.
Yalnız çok konuşurdu. O kelâma başladı mı da d bir feryad iki derdik ama gene or.u kemali dikkatle dinlerdik. Esasen onun da derdi dinletmekti. Bazen kendisine sorardık. Hocam niçin bu kadar nefes tüketiyorsun? derdik. Zarar yok helâl olsun. Benim nefesim tükensin. fakat lâkırdı dinlemeğe alışanlar tükenmesin. Ben buna
çalışırım ve Üterim kİ muhatap dalga geçmedin. Dinlesin. Neticede o kârlı çıkar. Çünkü dinleıuiyen adam, okıımıyan a-daana benzer ve cahlJ kalır, ben kararuııca bunu gidermeğ? çalışırım konuştuklarımı;* . H-He sîzler gibi haylazlara lılç acımam, Buzulsanız gene söylerim kafanıza bir şey sokanın, çünkü sizi tercihan severim d ir af (cümle unundur).
Rıza Tevfik her şeyden evvel çok nezih bir adamdı Bu yazıyı bitirmezden evvel size bir de ufak bir şiirini vereyim:
Ömrümün neşesiz geçli bahar. Neyleyim baharı gülsüz olunca Bir tuteam gerektir yâr-ii ağyarı Gurbet illerinde öksüz olunca
Bı
Not.: — Geçende bir akşam radyoda hocam Rıza Tevfik’ten hararet ve heyecanla bahseden şair Behçet Kemal beye hassaten teşekkürler ediyorum. Merhumun el yamsiyle bir İki mektubunu ve bir kaç eg'annı önümüzdeki nüshada CHiir kalem) de vereceğim. — Semih
MTAMMER KARACA
OPERETİ MAKSİM her oksan: ÎC.30 do TEBKOB EVLENİYOR r u mailesi.
saat 13 mı
cumartesi ma tin M'fembe tak en:İlil. Pıuırtesl «M-amlnn u-msil yoktur
Bugün Matinelerden itibaren
Filmlerin en heyecanlısı... En hareketlisi... Muazzam ve müthiş sahnelerle dolu
ALTIN HIRSI
Kore birliğimizden gelen en son haberler, bir hafta önce cereyan eden hâdiseler ve diğer memleket havadisleri
Türkçe sözlü nüshası
İPEK ALK AZ AR
Başlıca yaratıcı
Glenn Ford - İda Lupino
İngilizce nüshası
İPEK Sinemasında programa ilive olarak gösterile-çektir.
Türk Filmciliğinin ZAFER FİLM t. FİTAŞ Şirketinin ŞEREF FİLMİ..
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu Akşam
Sinema dünyasının nâdir yaratılan harikalarının en muazzamlan
1 — BORJIYALARIN İNTİKAMI (Orijinal kopyası)
PAULETTE GODDARD — JOHN LU.ND
2 — MEMEI.EKET ŞARKISI (TİNO ROSSİ)
ÜÇÜNCÜ SELİNİN GÖZDESİ
(MİBBİBAN ile SADLLI.AH A&A)
1 Ocak 1951 Pazartesi akşamı
Sinemasında başlıyor.
Numaralı biletler bugünden itibaren Telefon: 40885
VâlanMa ^can kıt
AŞK ve MACERA ROMANI — Nakleden: Ali MARMARA
mışın Hakikaten yapacak başka şeyin yokmuş...
— işte ablacıgıın, İstanbula niçin ve ne şartlarla geldiğimi boylece anlatmış oldum
— Istan bulda yerleşmek, hayatını kazanmak da pek güç... Bilhassa sen karakterde bir kız İçin.,. Çok müşkül olan bu duruma kendini nasıl uyduracaksın.
Aysel, iâkayıtlıkla omu2 silkti.
— Eğer, en basit şekillerde hayatımı kazanmağa, muvaffak olsam, ötesi «olay .. Tekrarlıyorum: En basit bir hayat şekline razıyım.
şimdilik hamdolsun bir terzi atölyesinde çalışabiliyorum... Oüçlıfcle ve tasarrufla bile olsa, hayatımı kazanacağım... Babacığımın ölümü üzerine, pek sıkışmıştık da, ahnem beni An-talyada bir terzi hanımın ya-
nında çırak 'üye çalıştırmıştı. Sonrâ, Kız Sanat mektebinden mezun oldum Teralligiın İyidir... Zaten o bilgime güvenerek İstanbul» geldim... Muvaffak da oldum... Çetin bir hayat mü cadelesi ama, neylersin.
Feride münasip buldu:
— Annen, hayatta bir kere olsun senin havruıa bir iş yapmış da, pratik ve nazari terzi yetişmeni sağlamış.
— Evet ama. şu var: Antalyadan ayrılırken annemin bütün elbiselerini ben dikerdim... Şimdi, hususi terzisini kaçırdı diye de kızacak...
— Antalyadan ayrılıp İs tan-bulda iş bulabilmen için sana yardım eden bulundu mu?
— Hayır. Komşulardan biri. Burdur1 da terzilik yapan akrabasının vanına gitmemi, ortak çalışmamı teklif etil. Fakat Bur
dur Antalyaya pek yakın olduğundan ve hem inkişaf eltire-m iyeçeğlnden ou teklifi reddettim. Annem ve üvey babam. I-zlmi orada keşfedeblilrlerdi. Vaktiyle Antalyada yanında çalıştığım terzi Lebibc banım, tesadüfen İstanbula gelerek burada İyi şartlarla yerleşmişti. Kendisine yazdım Bana bir İş bulnıûsınj rica ettim. îstanbul-da erkekler güç İş buluyor. Rençberlne de İş yok. münevverine de. Fakat kadınlar kolay iş buluyorlar. Hizmetçisine de İş var. tercisine de Hülâsa, Lc-bibe hanım beui ters çevirmedi. Kolaylıkla yer buldu. Kendisine: «Artık Antalyada kalamam. Bu, benim İçin hayot memat meselesidir!» demiştim. Fazla İzahat vermedim. Fakat, «ailem duymasın!» dedim. Lebi be hanım, lüzumsuz meraklara ka-
pılmaz. Benden tafsilât sormadı; buna ben de memnun oldum. Zira, insanın dostlarına bile İtiraf etmek İstemediği sırlan vardır. Benimki de onlardan... Daha doğrusu benimkiler de... Zira, mabedi var...
Genç anne, şegirdi:
— Mabadı mi var?
Genç kız, gülerek:
— Yoksa benden ba2j şeyler mi şüpheleniyorsun, abla? — dedi.
— Ah, Ayselciğim! Seni severim, dalma iyi olmanı İsterim de... Kimsenin tenkld edeceği bir şey yapmış olmıyasın diye yüreğim üzülüyor
— Aklından geçenleri anlıyorum . Hatalısın... Istanbuldakl lek alâkam, terzi Lebibe hanım la idi. . Kadıncağu, hayatımda pek ehemmiyet!) bir hâdise cereyan ettiğini, o sebeple Antalyadan ayrıldığımı anlayınca,
— kendi gençliğini hatırlayıp
— bana vaktiyle muhtaç bulunduğa yardımların hepsini gösterdi.
— Bu meselede talihin varmış bari kızını... Yerleştin, memnunsun ya-.
— Hauı dolsun.
— İyi bir atelyede misin bari?
— Şimdilik öyle görünüyor.
— Niçin bu tasavvurlarından Antalyadayken bana da yazmadın? Ben de bazı müsait şartlar hazırlardım belki... İnsan, sevdiği insanlara karşı bu şekilde mi hareket eder?
— Bütün bu anlattıklarımı sana mektupla nasd yazabilirdim, abla çığım’ Bana kızaca-feındanv beru azar Uyacağından korktum. Zaten yu- yüze iken de. ilk an. azarlamadın mı? Karşı karşıya geçerek sualli cevaplı durumu, anlatmam, senden fikir almam, düşüncelerimi tasdik ettirmem icap ediyordu. Hem de kocanın bulunmadığı bir mecliste...
— irfan niçin bulunmasın?
— Çünkü bana kızardı
— Hiç zannetmem... O da, vaziyeti pek âlâ anlardı, sana hak verirdi.
— Ne yazık İd, benim yaptıklarımı dürüst bulmıyacak.
- Aldanıyorsun. Üvey babanın sana karşı nasıl kötii bir
(Arkası var)
1
I
GÜNÜN MEVZULARI j
Bankalarımızın gidişi
Fazla hareketlilik tehlikelidir
Cumnunyet devrinde milli bankacılığımız her bakımdan Biıratli ve İftihar edilecek bir İnkişafa mashar olmuştur. Belki bu devirde memleketin ilerleyişinin en bariz, en temsili, yani her sahadaki hamlelerin muhassalası, son ifadesi olan bu hâdise milletin hem iktisadi, hem içtimai bünyesi üzerinde esaslı ve devamlı tesirler yapmıştır, hattâ denebilir ki, fertlerin ve ailelerin bir çok itiyatlarının iyiye doğru değişmesine âmil olmuştur.
Eskiden en zayıf tarafımız tasarrufa riayetsizliğimiz, yarılım ihtimal ve ihtiyaçlarını düşünme hususundaki lâubaliliğim iz idi.
Helkın bilgi seviyesinin, şuur derecesinin bilhassa devletin' takip ettiği inkılâpçı siyaset yü-' «ünden, yükselmiş olması, garbin hayat ve medeniyet şartlarının öğrenilmiş, devlet cihazları vasi Us İle öğretilmiş olması bu sahada çok büyük rol oyna-tnj.$tır.
Fakat tasarruf itiyadının yer-Jezmesinde. gelişmesinde bunu tanzim eden ciharların, bankaların kurulması, devletten büyük teşvik görerek İnkişafı da en kuvvetli âmil olmuştur. İh-1 tiyaç organı yarattığı gibi, organ da mevcut ihtiyatı, ihtiyacı kuvvetlendirir, genişletir.
Tasarruf hareketini hızlandırmak için kullanılan bazı u-BOÜer hakkında ne düşünülürse düşünülsün, bankalarımız bu mevzuda ehemmiyetli, faydalı, memlekette bir para ve hattâ sermaye piyasası yaratıcı bir rol oynamışlardır. İktisadi İlerlememizde şerefli bir mevki almışlardır.
Fakat, bankalarımızın bu müspet rollerini kaydetmekle beraber, bilhassa kredi sahasında ba2i ifratlardan çekinmek, bankacılığın başka mevzulardan farklı olarak, hamleci İlkten fazla itidal, ihtiyat emreden bir saha olduğuna da daima hatırlamak lâzımdır.
tş sahasında, hele bankacı-
atalete yakın hareketsizliği kar şısında Alman bankalarının dinamizmini. Al m an yanın iktisadi ve bilhassa sınai İnkişafındaki rollerini tebarüz ettirmiştik. Kredi, banka mevzularının içinde yaşamış ve bunların tam bir felsefesine yükselmiş olan muhatabımız, heyecanlı sözlerimizi dikkat ve sempati İle dinledikten sonra, şu cevabı vermişti:
■ Evet, haklısının. Alman bankacıları. 7 senelik bir devrede, 5 sene hep haklı. Fransız bankaları haksız çıkarlar. Ancak yedinci sene Fransız bankacılığı haklı olur ve bu esnada altı senedenberl hamle yapan, bize merhametle bakan bütün Alman bankaları yere serilmiş o-lıırler.
Bir memlekette büyük ve sirayet yolu De bir çok orta ve küçük bankaların yıkılması o memleketin iktisadi, İçtimai, hatta siyasi hayatını sarsar.
Yakın tarihin hadiselerini ha tırlayanlar, Fransız maliyecisinin müşahedesinin ne kadar doğru olduğunu tasdik ederler.
Fransız maliyecisi yerden gö-ge kadar haklıdır.
Bankacılık sür’atlt hamleler, birden büyümeler sahası değildir.
Eğer bu sahada fazla sür'ath adımlar atılıyor İse. bankacılık kaidelerinden, emniyet şartlarından ayrıldığına hükmedilebilir ve tehlike İşareti vermek hükümet veya hükümeti ikaz edecek durumda olanlar için bir vazife olur. Bu mevzuda en mühim vazife bankaların bankası, kredi işlerimizin nâzımı olan Cumhuriyet Merkez Bankasına düşer.
Cumhuriyet Merkez Bankası bütün bankalarımız üzerinde bir otorite tesis etmelidir, bu otorite muhakkak kanuna dayanmalıdır; fakat bunun asıl temeli, * Merkez Bankasının başında bulunun şahısların kıymeti, bilgisi ve ciddiliği olmak lâzım gelir.
Son senelerde Merkez Banka-
mız kredi piyasamızda bir otorite tesisine muvaffak olmuş idi ve bu muvaffakiyet münhasıran başında bulunmuş olan kıymetli zatın eseri İdi. Ümit vc temenni ederiz kİ Merkez Bankamız eskisi kadar ciddi ve liyakatli bir yeni umum müdürü bulabilsin. Fakat umum müdür ne kadar kıymetli olursa olsun. kuvvetlL ve salâhiyeti! «atlardan mürekkep bir İdare heyetine dayanması şarttır.
Merkez Bankası İdare beyinde değişiklik yapılacağım gazetelerde okuduk. Bu değişiklik iktidara yakın kimselerin yerleştirilmesi gaycvdle yapılmayıp münhasıran ehliyet ölçüsüne dayanacak ise. clddeıl takdire şayan bir hareket olur. Hattâ belki bütün bankalar ve Devlet iktisadi teşekküllerinde aynı mahiyette bir hareket tavsiye edilir.
İdare heyetlerinin birer mesuliyet. İntisap değil takat bilgi, salahiyet isteyen yer olduğunu hatırlamak, maalesef çok tekerrür etmiş, kaide olmuş lâüballiikten sıyrılarak bu işi de ciddilikle ele almak zamanı 1 çoktan gelmiştir.
Merkez Bankası her bakımdan otorite sahibi ve bu otori-' leye lâyık bir müessese olduğu zaman bankacılığımızda fazla hareketliliğin doğurabileceği mahzurlar muhakkak ünlenir. Bugün, çok şükür, henüz endişe edilecek bir durum yoktur, fakat yarın olabilir.
Şimdiden her ihtimale karşı hazırlanmak, bankacılığın tecrübe edilmiş kaideleri dışına çıkma temayülü bir gün belirir İse, tamiri güç hataları önlemek I yerinde olur. Yoksa, biz de bir giin şu kadar senelik gayerterin semeresini kaybetmek, teessüs etmiş olan tasarruf İtiyadının bozulduğunu görmek gibi acı bir âkıbete mahkûm oluruz.
Biz ufukta hiç bir tehlike yokken uyanmayı, yangın bacayı sardıktan sonra gösterilecek telâşa tercih edenlerdeniz. CEVAT NİZAMİ
Halkın dilekleri
-— ■------------
Buna ödenek yoksa Belediye neden var?
Lalelide oturan bir okuyucum ııp, yazıyor:
»Lâleli caddesi üzerindeki Sailcfendi sokağında 20 metre kadar uzunlukla bir toprak yıkını vardır. Bütün bu semt sakinleri, bu toprak yığını üzerinden, kışın çamura batarak, ya» mevsiminde dr bembeyaz tO2a bulanarak geçip Aksaray pa-zaryerlnc gitmek zorundadır. Şimdiye katlar Belediyeye yapılan müteaddit müracaatlar: «ödenek yok» gibi
basma kalıp bir cevapla karşılanmıştır.
Belediye, etrafını 90-100 bin liralık apar! ımanl arın kapladığı böyle bir sokaktaki toprak yığının! kaldırmak ve binlerce insanı müşkülât ve ıstıraptan kurtarmak için .ödenek yok» derse biz de soramaz mıyız: Kendisi neden var! Durumu, her semti dolaşıp halkın dertlerine çare bulan VaJi ve Belediye Başkanı Profesör Gökay'm ıttılaına ulaştırmamıza tavassutunuzu diliyoruz.»
★
Susuz sokak
Küçükpazarda De mir t aş mahallesinde Kâtip Şemsed-din camii sokağında oturanlardan yirmi beş imza İle şu mektubu aldık:
■'Sokağımız halkı susuzluktan müştekidir. Bizieri susuzluktan kurtarmak İçin sokağımızın münasip bir yerinde Terkos çeşmerl yapılmasını alâkadarlardan rica ediyoruz.
L-------------------------
Yeni bir heykel sergisi
>1
B7
I
Kelime çiflikte rahat yaşıyordu. Oğluna artık Abdürrahman değil, Müslim diyorlardı. Ana ile oğlu Merv*e gizlice götüren Kesirin karısı, kör kadınla münasebette bulunduğundan şüphelendiği kocasın', hançerle öldürdü
lıkta mûesseselerin fazla süratle inkişafı belki zahiren sevindirici ise de. hakikatte düşündürücü olmak gerektir. Bir banka, hel? mevduat kabul eden bir banka, bütün faaliyetini bu mentaın hususiyetlerine, emniyetine göre ayarlamak mecburiyetindedir.
Mevduatın kanun ve banka
Belediye hastaneleri ve tıp fakültesi
lekniğhiee kullanılmasına cevaz ▼erilen kısmı ancak emin ve ' mümkün olduğu kadar çabuk ve kolay geri alınabilecek tarzda İşletilir. Bu şartı# yapılan muameleler de fazla kâr bırakmaz Bünyesi icabı, bir mevcuat ' bankası mütevazı kârla çalıştı- * gmûan ancak tedrici olarak in- ' kişaf eder.
Bazı çocuklarda olduğu gibi, . birden boy atan bankaların j bünyelerinde muhakkak bazı »uflar, hastalıklar belirir. Bu hastalıklar bozan hattâ tehli-1] ke!l. öldürücü olur. Fazla kârlı', görünen ve bir müddet böyle . olan işler bir gün muhakkak tehlikeli bir duruma sürükler. Eankacılık klâsikleşmiş kaidete- : rin dışına çıkmamalı, daha ne-Vlmll görünen romantiklikten azam! titizlikle tevakki etmelidir Vakıa geniş hamlelere '■ muhtaç olan bir memlekette klâsik ihtiyat usullerine fazla :
Belediye hastaneleri mütehassısları aradaki ihtilâf için ne diyorlar?
Hastaneler meselesi yüzün- [sürülmüştür. Meselâ sıhhi teş-den Üniversite Ue Beiodlyc ara- kllât kanununun verdiği salâhi-sında devam eden ihtilâfa ça- yetle hastane mütehassıslarını rc bulmak üzere geçen cuma'Sağlık Bakanlığı tâyin ederken vilâyette yapılan toplantı, bir hal şekli bulunmadan dağrl-mış ve mesele bir komisyona havale edilmişti.
1 Bu hususta düşüncelerine
1 müracaat ettiğimiz Belediye
I hastaneleri mütehassısları sorduğumuz sualleri şu şekilde ce-e ı vaplandırnuşlarriır •
— Geçen cuma vilâyette yapılan toplantı hakkında ne düşünüyorsunuz *
— Toplantıda asıl mevzudan uzaklaşılmışur. Sayın Üniversite profesörleri her şeyi kendi cephelerinden görerek Üniversite İle Belediye arasındaki hu-
tuanm ıııııyaı, uöuucııııe ııu.ii , ------' ----------
iltifat güçtür ve tedbirli dav- zursuelugun mevcut olmadığın-raiınuıyı tavsiye edenler bir ne- c'an bahsetmişler ve snnkl ko-vl bozguncu mevkiine düşmek,' nuşulacak şey, fakültenin miri-her halde sevimsiz olmak tehli- ,1 İnkişafı -niş gibi idarei kesine maruzdurlar.
Fakat memleketin deavmh menfaatlerini düşünenler se-1 ▼imsiz olmaktan korkmamalı-1
kelâm etmişlerdir. Halbuki ko-lnuçulması gereken mevzu. Be-• tediyenin tedris hastaüeleriy-İn tıp fa Kültesin (p bu hasta-■ vM.ıamuu nuı Miıouısu-: , . . .
dırlar ,U41
başka mutalar Or ar. trerabe-1 ’ »Unlldeno bk
b'i yapmalar ve bantacılıftm ıM8da yuruyemeniMl İril müspet İlimlere hM KU»1* «uullm».» geçecek ve
kaidelerinin mılunnurııu v[.l-1 ha™‘>e'"-«e esıaacnk Wen« le olmuşlardır iadetîl fır fcaç ı-ne eonra dokuz
Rrihdi m ineceğine göre yatak ade-
"T’’1"1” «««■» İstenmesine
Herkes, hele bankacılar bilirler tiidlr kl Fransa, klâsik bankacılığın I vatanıdır. i — Profesörlenn hastaneler İn
Şu kadar sene evvel Pariste ldar'!S|nde «'»^’-rlIklerl yollar büyük bir bankanın idare mec- ;hakic,ndû öe dürmüyorsunuz? Mri reisi olan tanınmış bir ma-| — Evvel:', şunu tebarüz ettl-Uyeci ile görüşür iken Fransız relim ki tıp fakültesi eğitini ü-ban hacılığı ile Alman bankacı- yeleri arasında heniiz bir fikir lığı arasında bir mukayese yap- birliği yoktur. **u hususta hamiş, Fransız kredi sisteminin (klkaten orijlnaı fikirler de İleri
Heykeltıraş Osman Mac unlu Fransız konsolosluğu salonlarında 23 parçadan mürekkep bir heykel serg’sj açmıştır. 8sr-ginin muvaffak olmuş parçalarından Kavuklu Himdi'ye ait bu eseri dercediyoruz Bu eser, İstanbul Şehir Tiyatrosunun dram kısmına konulmuştur. Bilhassa taştan heykeller üzerinde çalışan heykeltıraş Osman Mneunlu Çallı Ibrnhlmin hem-şerisldlr. Kıymetli sanatkârlar yetiştiren Çal’ı tebrik ederiz.
bu salâhiyetin l*P fakültesine verilmesi istenmiştir.
Profesörler, her memlekette tıp fakültesi, Belediye hastanelerinden istifade eder, biz ileri memleketlere bakalım demektedirler. tsvlçrede böyle değildir. İtaiyada, Alman yada dft Üniversite hastaneleri ayrıdır. Amerikada da vaziyet böyledlr.
Şunu da İlâve edelim ki tıp fakültesi bocalan tedris hastanesi olarak yapamamış hastane paviyonlanndan daima müştekidirler. Kendi isteklerine göre inşa ettirilen paviyon-lar tedrisata daha elverişlidir. Bunun en iyi misali Hasekideki Çocuk paviyoııudur. Fakülte. Beyazıtta yapılım dışarısı kaplama yeraltı Ünl'icrsllCal gibi lüks yapılardan vazgeçerek memleketin İktisadi bünyesine uygun klinikler yapmak suretiyle tedrisat ve mesaisini kolaylaştırabilir.
Hulâsa edecek ulursak: Vilâyetteki toplantıda Belediye ile (Belediye İşi olmadığı ve devlet tıp fakültesi masındaki liıtllâr olarak ele almak lâzım getre hastaların yatamaınaktan jdlğidlr. HuKukun da böyledir. mütevellit şikâyetleri ele alına- ---------------•- «------j- —
cağı yerde böyle bir mevzu yokmuş gibi sadece fakültenin genişlemesi ve istikbali konuşulmuş ve mercie çıkmaz İşlerde olduğu Jibl komisyona havale edilmişin.
Üniversitenle Belediye hastanelerinde işe-.U ettiği 750 ya- Inlvereitc de «“tediyenin gös-tağın hastane:, rden ayni arak ıterecegi yere muayyen müddet fakülte İçin vapılarak İki pavl- zariında inşaatını yapar, bu yona nakil in» idesi gözden u- suretle hem yflıftk sayısı artar, zaklaşiıninıış, hele az. olan Be-4henı de ihtilâf ortaçtan kalkar,
Konyada bereketli
yagmur
Konya 27 (Akşam) — Uzun zamandanberi süren kuraklık, çiftçiler! büyük bir üzüntüye düşürınü"lü. Fakat gûnlerden-berl yağmağa başlıyım bol yağmurlar çiftçilerin yüzünü gül dürmüştür.
ledlye yalaklarını arttırmak İşi bahri mevzuu bi’c edilmemiştir.
Kanaatimize» hal çaresi, Tıp Fakültesi işinin bir
2252 numaralı kanun da arlık yürürlükten kaldırılmıştır. Bu sebeple de Belediye Ue fakülte hastanelerinin ayrılması lcabe-der. Bir Belealve Szasınm dediği gibi fakültenin yaptırdığı paviyona flat takdir edilir. Belediye bunlarj taksitle öder. Ü-
— En İyi dostlarımdan biri cilan Esed’in asıldığını duymuştum. Fakat size yapılan zulümden haberim yoktu. Bu andan itibaren benjm himayem altındasınız.
Kelime. Ebül - Fettah’ın önünde hürmetle ve minnetle e-ğildl.
— Çok teşekkür ederim. Allah razı olsun, ömrünüzü uzun etsin.
ABDULLAH OĞLU KESİR
Romanımızın yukarı taraflarında Abdullah isminde bir adamdan bahsetmiş, onun nasıl asıldığını yazmıştık. Şimdi size. buAbdulinhın oğluKeslr’i tanıtalım:
Kesir, uzun boylu, iri kemikli. pala bıyıklı, babası gibi siyah sakallı bir delikanlı idi. Ticaret İşleriyle uğraşırdı. Zahiren E-mevi'lere bağlı görünür, lâkin gizli gizli onların aleylnde çakşırdı. O zaman yirmi bir yaşında İdi. Daha yen! evlenmişti. Fakat her nasılsa, Haricilerden bir kızla tanışıp sevişmiş ve onu almıştı.
Kesir, ticaret hayatına on beş yaşında atılmıştı. İşini bilen bir genç olduğu için, altı yıl zarfında büyük bir servet yığmıştı. Şansı çok açıktı. Çoklan zarar edip sermayelerini bile kaybettikleri halde o. yüzde yüzden a-şıığı kazanmıyordu. Allah, bir defa yürü kulum demişti ona...
Kesir, babası asıldıktan sonra Merv'de oturmak istememiş; babasından kalan ve kendi paradiyle alman ne kadar taşınmaz malı varsa hepsini satıp paraya çevirerek Bağdada yerleşmişti, İşte iki yıldan beri Bağdatta oturuyordu. Bu iki yıl İçinde iki oğlu dünyaya gelmişti. Birinin adı Süleyman, diğerinin ismi Osman’dı.
Kesir hakkında bu kadarcık bügl edinmeyi kâfi görerek romanımıza devam edelim.
Ana İle oğul Ebül - Fettah’ın çifliğine yerleşeli üç sene olmuştu. Tarif edUemiyecek kadar rahat yaşıyorlardı. Yiyecek. İçecek, gayet boldu. Eğlenceleri de temin ediliyor hiçbir ihtiyaçları geri bırakılmıyordu.
Fakat yavruya artık Abdur-roiıman demiyorlardı. Ona Müslim adını takmışlardı.
Müslim, şimdi sekiz yaşında bulunuyordu, amma on beş yaşındaki bir delikanlıdan daha heybetli, daha alımlı, çalımlı görünüyordu. Taze çlnar gibi uzun ve İnce bir boy, aslan yavrularına mahsus mağrur ve keskin bir bakış... İşte Müshillin sekiz yaşındaki hali... Lâkin ne kadar yazık ki, zavallı Kelime, oğlunun bu halini görmek saadetinden mahrum...
Müslim, bu yaşta yalnız boy, gösteriş itibariyle değil, kuvvet itibariyle de dikkati çekiyordu. Onu görenler:
— Bu çocuk biraz daha büyüT-se dünyaya meydan okuyacak! diyor ve ilâve ediyorlardı:
— Allah kazadan, beladan e-sirgeslnî
Bir gün çifliğe Bağdattan bir misafir geldi- Ebül - Fett&h, misafirini candan iltifatlarla kar-şılıyarak baş köşeye oturttu.
Bu misafir, beş sene evvel Merv'de asılan kıymetli bir dostunun oğlu İdi. Onu çoktan beri görmek istediği halde bir türlü Bağdada gidip görmeğe muvaffak olamıyordu. İşte, nihayet, görmek istediği odam kendi ayağı ile gelmişti.
Ebül - Fcttah. yemekten sonra misafirine:
— Sana bir çocuk göstereceğim, dedi. Bakalım kaç yaşında olduğunu tahmin edebilecek misin? Hem dr sen, n çocuğun bahasını gayet İyi tanırsın.
Misafir; uzaktan, yakından tanıdığı kimselerin isimlerini saydı. Ebül - Fettah, hepsi için de:
— Hayır, diyerek başını salladı, hiçbirisi değil... Sonra öğrenirsin.
Biraz sonra Müslim İçeri girdi. Ebui _ Fettah He Bağdatlı misafiri hürmetle selâmladı.
Misafir, çocuğu, tepeden Ur-
I---------- —-----------------
Çıkan tefrikaların hulâsası
Göllerine Uaccac tarafından mil çekilerek kör edilen, koeası Esed de idam edilen Kelime oğlu île beraber, Merv'den kaçarak köyüne giderken Ebülfettah namında merhametli ve insaniyetli bir adamın çîflîğinc uğradı. Ebülfettah çetenlerin, aziz dostu Esedin karısı İle oğlu olduğunu öğrenince yerinden fırladı:
— O Eset... Şu kahraman mücahit-. Demek bu kadın, onun kansı Demek bu tosun, onun yavrusu Kahraman Eset, aziz dosttun! Seni unutmama imkân mı var? diye haykırarak sevinçle karşıladı vc onlan cifliğin-de alıkoydu.
nağa kadar bir defa süzdü ve Ebül - Fettahıo kulağına fısıldadı:
— Ya on dört, ya o nbeş yaşında...
Ebül _ Fettah güldü:
— Haklısın dostum. Çocuğa, senin gibi ben de Uk defa şimd! görseydim, aynı tahminde bulunurdum. Tam sekiz yaşında ..
— Sekiz yaşında mı? Nasıl olur? İmkânı yok dostum, İmkânı yok!...
— İstersen kendisine ve annesine dc sorabilirsin.
Misafir, çocuğa döndü:
— Yavrum, sen kaç yaşındasın?
— Sekiz.
— İyi biliyor musun? — Bilmez olur muyum? Misafir, dudaklarını ısırdı:
— Sen kimin oğlusun?
— Esed’in.
— Hangi Esed'ln?
— Beş sene evvel Merv’de asılan Horasanlı Esed'ln.
Misafir, inanamıyorak Ebul-fettah'ın yüzüne baktı. O. tasdik etti.
— Evet, dostum, bizim kahraman Esed'ln, büyük şehidin oğlu... Karısı da burada... Lâkin biçare çok bedbaht.. Oğlunu ve dünyayı görmekten mahrum...
— Anlıyamadım.
— Yani, zavallının gözleri yok, Yusuf İbni Haccaç, Esed aşılmazdan bir hafta önce, kadıncağızın gözlerine mil çekmiş.
Misafir, Esedin nasıl vc niçin asıldığını biliyordu. Fakat karısının gözlerine mil çekildiğinden haberdar değildi. Yavaşça mırıldandı:
— Yırtıcılık yalnız canavarlarda değil, İnsanlarda da vardır. Fakat Yusuf İbni Haccaç'ın yaptığı işe canavarlık diyemeyiz. alçaklık diyebiliriz.
Misafir, bu sözleri yalnız Ebulfettahın duyabileceği kadar yavaş söylemişti. Şöyle devanı etti:
— Kadını görmek, ondan af dilemek üterim, Asılan bir arkadaşın ailesini, çoluk ve çocuğunu şimdiye kadar hatırlamadığıma. arayıp sorumadığıma göre; dünyanın en hayırsız adamı benim ■ Bu hatamı bilmem nasıl tâmlr edeyim.
— Kederlenme dostum! Bu, büsbütün İmkânsız değil... Müslim, tam tahsil çağında bulunuyor. Onu okutup yetiştirmekle üzerine düşen vazifeyi yapmış ve bu suretle vicdan azabından kurtulmuş olursun.
Misafir, Ebulfettahın ellerine sarıldı:
— Hay ceddine rahmet! ömrümde bundan daha hayırlı bir vazife almama İmkân yoktur. Tabii, çocuğun annesin! de götürmem lâzım...
— Elbette... Onlar, birbirinden ayrılamaz.
— Bir kaç ay sonra gelir, ikisini de alıp giderim.
— Şimdi götürmende bir mahzur mıı var?
— Hayır, hiç bir mahzur yok. Fakat en kısa zamanda Bağdaştan Merv’e taşınmak zorundayım.
— Niçin?
— Çünkü Nasr ibni Seyyar, bana mühim bir vazife teklif etti Kabul etmeğe mecburum. Aksi takdirde, başıma bir felâket gelir. Bir Harici tazı İle evlendiğim için beni kendisine sadık zannediyor. -
— Çok fena... Demek babanın intikamını almak için ça-lışaraıyacaksın.
— Bilâkis, daha iyi çalışabilirim. içimde yanan intikam ateşini hiç bir kuvvet söndüre-
— Varol, Kesir» İKİ YIL SONRA
Evet, yukarık! konuşmadan iki yıl sonra...
Kesir tarafından aunesi ile birlikte Merv'e götürülen Müslim. on yaşına basmış vc daha gw alıcı bir delikanlı haline gelmişti. Herkes onu Kesir in evlâtlığı sanıyordu. Ayn bir evde oturan ve Kesir tarafından gizli gizil ziyaret edilerek bütün ihUyaçiarı temin olunan Keiime'den kimsenin haber, yoktu.
Kesir'ln karısı Halime koyı: Mervancılardan bir Haricinin kızı İdi. Kocasının annesiz, babasız bir çocuk olarak getirip kendisine teslim ettiği Müslim'i çok sevmişti. Kendi çocuklun Süleyman la Osm ana nasıl bakarsa, ona da öyle bakıyordu.
Fakat bir gün kötü bir tesadüf oldu. Halime, bir arkadaşını ziyaretten, dönerken, kocasının bir eve girmekte olduğuna gördü. Gizil gizli takip etmeğe başladı. Müslim'in de sık sık o eve gidip geldiğini tesblt etti. Sonra. bir kolayını bulup Kelime İle ahbap oldu ve bir gün kocasına:
— Satan inkâr etmeğe kalkışma, dedi- Bana Müslim'in annesiz ve babasız olduğunu söylemiştin. Halbuki onnn annesi hayattadır ve Yusuf ibni Hac-cac tarafından mii çekilmek suretiyle gözlerinden mahrum edilen bir kadındır. Hem de ona sen bakıyorsun.
Kesir, İnkâr edemedi. Doğruyu söylemek zorunda kaldı:
— Madeni kİ öğrenmişsin, 'evet» demeğe mecburum.
— Yalnız bir evetie iş bitmez. Bir sualime daha evet demen lâzımdır. Soruyorum sana C kadını seviyorsun, değil mk?
Kesir, beynine zorlu bir yumruk indirilmiş gibi sarsıldı:
— Ne dedin?
— O kadını seviyorsun, de dlm!
— Allahtan kork, Halime!
— Allahtan korkmak sana düşer? Kelime, senin çok İyi bir adam olduğunu söyledi bana!
— Elbette söyler! Çünkü benden yardım görüyor.
— Buna mukabil de sana kanlık ediyor, değil mİ?
— Başka bir kadınla münasebette bulunduğumu söyliyerek bana Lftira et, fakat o zavallının İffetine dil uzatma! İki gözden mahrum bedbaht bir kadınla nasıl münasebetle bulunabilirim.
— Evet» gözden mahrum, bunu kabul ediyorum. Lâkin sana onun gözleri lâzım değil, yıllarca koca yüzü görtnlyen olgun ve dolgun vücudu lâzım!
— Allah belânı versin!
— Beni kandıramazsın!
— Allah şahidim olsun kİ ona yalnız bir kardeş, bir ağabey gözü ile bakarım,
— Eğer bu şekilde boksaydın. onu bir eve kapatmaydın, buraya getirir, benim yanımda himaye ederdin.
Kesir, tahammül edemedi. Kamının suratına zorlu bir tokat attı ve ağzından, burnundan kan getirtti.
Kadın, hemen elini koynuna soktu. Küçük bir hançer çıkarıp İkinci tokadı atmağa hazırlanan Kesir’in göğsüne sapladı.
Hançer, tam kalbe isabet etmişti.
Kesir, bir ah bile çekemedi. Dibinden testere ile kesilmiş taze bir çınar gibi devrildL
Kaatll kadın, yerde cansız vatan kocasına baktı, baktı da:
(Arkası var;
KAPALI ve ağırbaşh bir Öğleden sonra elbisesi. Kokteylde de giyilebilir. Saten, tafta, samba ve muarc nev’inden kumaşlarla yapılacaktır. Yaka sade ve kapalıdır. Omuzlardan kapalı penslerle göğüs kısmına bolluk verilmiştir. Kalçalar da aksine açık penslerle genişliyor. Etek dardır. Ön kısım göğüs ortasından sonra düğmelidir.
iki Renkli Bir Kazak
Q ARI veya sarıya yakın renkteki satenlerden yapıl-mış kışlık bir öğleden sonra elbisesi. Model, geniş plilerle süslüdür. Pliler korsaj kısmında dar ve kapalı; belden aşağı açık ve geniştir. İç kısma tesadüf eden ara yerler simle süslüdür. Bel dorc bir kemerle sıkılmıştır. Kollar da Japone.
EVSÎMI.İK bir tayyör. Model hem çok orijinal, hem de derli toplu. Heyeti um um iyesi bakımından klâsiğe temayül etmekle beraber yakanın ve ceplerin yeniliği örneğe modern ve cazip bir hüviyet veriyor. Bel dar, ön kısım düğmelidir. Etek anvölop tipi arkadan yırtmaçlı. Boy ne cok uzun, ne de çok kısa.
-----------------------------------------------J
N: Mavi yiinie 106 il-mek alınıp 8 sm. lâstik yapılacak. Sonra beyaz yün de karıştırılarak karşı salıife-deki şekle göre örgüye düz o-larak devam edilecek. Kenarlardan derece derece 13 ilmek arttırılacak. 33 sm. yükseklikte koltuk oyluğu için beher taraftan bir defada 6 ilmek kapatılacak, mütaakıp şişler* de 4 defa önce 3. sonra 2. daha sonra 1 ilmek kapatılacak. Koltuğun 16 ncı santiminde yaka için orta ilmeklerden 6 tanesi kapanacak. Bir taraf boşta bırakılarak yalnız bir taraftan devanı edilecek ve ortaya doğru her sıra başında 2 defa önce 3, sonra da 2 ilmek kapatılacak. Dalıa sonra koltuğun 20 nci santiminde 4 defada kapatılmak üzere 36 ilmek kalıncaya kadar lıep 1 ilmek kapatılacak. Diğer taraf da aynen bu şekilde bitirilecektir,
--------------------------------
Kıymetli bayan okuyucularımızın arzusunu yerine getirmek gayesiyle her hafta bir yiin örgüsü modeli vermekle devam ediyoruz. En güzelleri arasından seçilen bu modeller bütün kış mevsimi boyunca neşredilecektir.
ARKA: Mavi yünle 103 ilmek alınarak 8 sm. lâstik. Örgüye karşı sahifede görülen şekle uyularak devam edilecek. Kenarlardan derece derece 10 itmek arttırılacak. 33 sm. yükseklikte koltuk oyluğu için beher taraftan 1 defada 5 ilmek kapatılacak. Miitaakıp şişlerde de 4 defa önce 3, sonra 1 ilmek kapatılacak. Kolluğun 3 üncü santiminde ilmekler ikiye taksim edilerek taraflar ayrı ayrı bitirilecek. Koltuğun
santiminde omuz için 4 defada 36 ilmek kapatılacak, orta ilmekler de daha sonra 1 defada kapatılacak.
KOL: G6 ilmek alınarak
4 sm. lâstik. Bir tek sırada ilmek adedi 78 e çıkarılacak ve örgüye kenarlardan derece derece 12 ilmek arttırılarak devam edilecek. 14 sm. yükseklikte omuz kısmını yuvarlaklaştırmak için kenarlardan ı defada ö ilmek, mütaakıp şişlerde de bir defada kapatılmak üzere 16 ilmek kalıncaya kadar birer ilmek kapatılacak.
Parçalar birleştirilecek. Yakadan 100 ilmek alınarak 4 snı. lâstik yapılacak ve kapatılacak. Arkadaki yırtmaca fermuar telbîk edilecek.
Malzeme: 300 gr. mavi yün. 5o gr. beyaz yiin. 3 numaralı bir çift şiş.
26 ncı [Patron ve şekil 7 net
7
Güzellik tavsiyeleri
En faydalı vitaminlerle en kuvvetli gıda maddeleri kadar vücudu besliyerek sıhhati takviye eden bir şey daha var: Çeşitli banyolar. Evvelki yazılarımızda misal olarak bunlardan bir kaçını incelemiştik. Bu defa da şafak vakti yapılan banyolar hakkında kısaca bilgi vermeyi muvafık bulduk.
Sabahın erken saatlerinde teneffüs edilen temiz hava vücut için ne kadar faydalı İse. bu saatlerde yapılacak soğuk veya sıcak su banoysu da aynı nispette faydalıdır.
Yola gitmek, yahut yolcu karşılamak için mutatlan çok erken kalktığımız günlerde, kendimizi her zamankinden daha dinç ve daha enerjik hissederek:
«— Erken kalkmak ne güzel şeymiş meğer. Mümkün olsa da dalma şafakla beraber uyansak» dediğimiz çak vakldlr.
Fakat teşebbüs sadece fikir
halinde kaldığı müddetçe hiçbir işe yaramaz. Gençliğimizin ve güzelliğimizin uzun müddet devam etmesini istiyorsak sabahları erken kalkmanın ve sabah banyosunu asla İhmal etmemenin çaresine bakmak zorundayız.
SabahleyLn yapılacak şeyler: Sırtınıza kalınca bir şey alarak kıra veya bahçeye çıkın. Önce yavaş yavaş yürüyerek derin nefesler alın. Sonra yine derin nefesler alarak hareketlerinizi sıklaştırın. Hattâ arasıra zıplamak ve, koşmak da iyi neticeler sağlar.
Bunları yaptıktan sonra, vücudunuzda canlılık ve zindelik
Okuyucularımızdan gelen mektuplara gelecek haftaki Kadın Sahifesinde cevap verilecektir.
hlssedecekstnlzdir. Hattâ hiç sebep yokken neşelenir gibi olacaksınız. Kısa bir müddet sonra cildinize kadife yumuşaklığı İle harikulade bir pürüzsüzlük gelecek. Artık sırtızdakl o kalınca şeyi çıkarabilirsiniz. Vücudunuza bol bo! hava girsin. Sabahın berrak serinliğini tâ derinizin altında hissedin.
Bu gezintiyi günün her hangi bir saatinde değil de. niçin şafak vakti yapıyoruz?
Çünkü güneşin ilk ışıklan, otların ve yaprakların üstündeki kırağı taneciklerini gümüş gibi parlatmağa başladığı anda, hava lamamiyle temiz ve berraktır. Sonra şafak vaktinin kendine mahsus mucizeli tesirleri İhtiva ettiğini âlimler bile kabul ediyor. Neden bütün doğumlar umumiyetle sabaha karşı olur? Neden kuşlar şafak vaktinde her zamankinden daha şakraktırlar? Çünkü bu saatler tabiat uı en sakin ve en sıhhatli anlarıdır. Bundan istifade etmesini bilelim
TZ” ENDİNDEN desenli veya dantel kumaşlardan va-pılabilecek sade bir öğleden sonra elbisesi. Yaka kapalı, Kollar kısa vc Japone, ön hele kadar açık ve kendi kumasından düğmeli. Biitiin süsü beli sıkan ince bir kemerle öndeki iki cepten ibaret. Kendinden despnV kaim ipekliler bu model için çok uygundur.
KOYU satenden gri, yahut sarı desenlerle süslü zengin bir öğleden sonra elbisesi. Ön kısım eteğe kadar açıktır. Kendi kumaşından diiğmelenmiştir. Yaka sivri açılmış şal vakadır. Kloş kesilen etek kısmına ayrıca dikişsiz plilerle de zengin bir hava verilmiştir. Kollar kapaklı ve kısa Japone.
28 Aralık 1959
AKSAM
Bahire 7
Bahsi kim kazanmış?
Jan ile Piyer. birbirinden ayrılmaz iki arkadaştı. Bir gün şehir dışında mezarlığa kadar bLr gezinti yaptıkları zaman siyahlar giymiş genç ve güze' bir kadının kocasının mezarı özerinde hıçkır® mçkıra ağla-clığıtu gördüler.
Piyer. nrkad aşına dönerek' ,
— Kadınlar birbirine çok benzerler. Sana bir kehanetle bulunayım mı? Hüngür hüngür, ağladığını gördüğümüz bu genç, kadın, iki yıla varmaz mezarı üzerinde döğûndüğü kocasını unutmuş ve halelini bulmuş o-lacaktır. Eminim kİ bıı kehanetim hnrfi harfine gerçekleşecek.
Jan. başını itimatsızlıkla salladı:
— Ben de sana bir şey söyll-ytylm mİ Jan? Bu kanın hayat arkadaşını uııulmıyacak ve kaybından dolayı hiç bir'zaman teselli bulmıyacaktır, diyerek arkadaşının mütalâasını reddetti.
— Hiç bir zaman mı?
— Evet hiç bir zaman teselli bulmıyacak. Şayet tereddüt e-dlyoTsan seninle bahse tutuş-surla hazırım.
Hakikaten ik.1 arkadaş bahse tutuştular ve aralarında yazılı bir anlaşma da İmzaladılar. Piyer. genç dulun iki sene geçmeden evleneceğini, arkadaşı Jan da aksini İddia ediyordu. Bahsi kaybeden, öteki tarafa yüz bin frank ödeyecekti. Jan İle Piyer, müşterek arkadaşları Pola yüzer bin frank teslim ettiler. Pol da kazanan tarafa bu paralan verecekti.
Aradan bir kaç ay geçti. Piyer bahsi kaybetmek tehlikesi bulunduğunu gördüğünden genç dul kadını kendisiyle evlenmeğe ikna etmek İçin teşebbüse geçmeğe karar verdi ve derhal evine giderde çoktanberi aşkından yanıp tutuştuğunu ve kendisine talip olduğunu jöyledl.
Genç kadın,'düşünmek İçin; bir kaç gün mühlet İstedikten uonra Piyerle evlenmeğe razı oldu.
A
Fakat bahsi kazanmak İsteyen Jan da eli boş durmuyor, geceleri evinde kendisini hedefine ulaştıracak çareleri arayıp duruyordu,
Jan. arkadaşının genç duldan evlenmeleri İçin muvafakat cevabı aldığını öğrendiği zaman hiddetinden küplere bindi. Kendisine bu haberi veren arkadaşlarına Piyer aleyhine söylemedik küfür ve hakaret bırakmadı1
— Vay utanmaz herif ray. Demek kadına aşkından bahsederek kandırmış. Onun sevgisi kadına değil, benim yüz bin frangı madır. Alacağı olsun. Eğer dul kadını kendisine bırakırsam, bana Jan demesinler.
Jan. iki gün sonra dul kadını evinde ziyaret elti. Dostunun hilekârlığını ispat etmek için Piyer’ln imzalamış olduğu bahse tutuşmak anlaşmasını gösterdi ve şayet evlenecekse kendisinin de talip olduğunu söyledi.
Dlıl kadın, derhal cevap vermedi. Jan, genç kadının manalı bazı tebessümlerinden, teşebbüsünde muvaffak olduğu mânasını çıkararak memnun ve müsterih çıkıp gitti.
Aradan bir kaç gün geçtikten /■onra Piyer nişanlısını ziyarete gitti. Genç kadın, delikanlıyı hakaretâmlz bir tavırla karşıladı. Janın yaptığı İfşaattan düzenbazlığını öğrenmiş olduğunu, kendisini rahat bırakmasını ve bir daha evine uğramamasını sert bir lisanla İhtar etti.
Piyer, arkadaşının İhanet diye vasıflandırdığı bu hareketinden hiddetlenerek hesaplaşmak İçin Janı bulmağa gitti. İki arkadaş, kahvehanede kar-ıjılaştılnr. Evvelâ dil kavgasına tutuştular, sonra yumruk yumruğa geldiler. Bununla da İktifa etmiyerek sandalyelerle yekdiğerini yaraladılar
Polisler koşarak kendilerini yakaladılar ve derhal suçüstü mahkemesine şevketliler. Hâkim onları üçer ay hapse mahkûm etti ve doğruca hapishaneye gönderdi.
Piyer ilç Jan, üç ay sonra hapishaneden çıktıkları zaman yolda karşılaştılar. Bu müddetı artında cıiıi husumetleri sön-l
muştu. El sıkıştılar ve barışmalarını kutlamak İçin merkez lokantasına gittiler. Piyer kadehleri dokuştunırlarken arkadaşına döndü:
_____ Jan mademki barıştık. Pol'a bahis İçin emanet olarak bırakmış olduğumuz 200 bin frankı almağa gidelim. Ben o ' mendebur dul için bir santim bile vermem.
I _ Hakkın var Piyer, ben de seninle aynı kanaattayım.
— O paralarla tanıdıklarımızdan iki güzel kızla beraber mükemmel bir seyahat yapar hem kendimizi eğlendirir, hem de memleket görürüz. Bu fikrime ne dersin?
Jan. sevincinden el çırparak:
— Mükemmel bir flkLr doğrusu! Haydi kalk da paralarımızı almağa gidelim dedi.
İki arkadaş lokantadan çıkınca bir taksiye binerek doğruca Pol’un evine gittiler.
Piyer. kapıyı kendilerine açan apartıman kapıcısına:
— Mösyö Pol dairesinde midir? diye sorarken Jan İlâve etti:
— Onu bu akşam behemehal görmemiz lâzımdır.
Kapıcı:
— Mösyö Pol, bir ay evvel bal ayı seyahatine çıktı, cevabını verdi.
— Acaba ne zaman dönecek?
— Buraya artık donmiyecek. Başka bir memlekette çok iyi bir iş buldu.
Piyer telâşla sordu:
— O memleket neresi acaba 1
— Vallahi bilmiyorum mösyö! Giderken de mösyö Pol gittiği yeri söylemedi.
İki arkadaş paralarının uçtuğunu anlayarak yıldırımla vurulmuşa döndüler. Pofun bBhse tutuştukları dul kadınla evlenmiş olduğunu öğrenince hiddetlerinden kuduracak raddeye geldiler. Bu işte kazançlı çıkan Pol’du.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Yarım Arka — Yarım ön — Kol
Yapağı piyasası durgun
Yapağı piyasası bir hayli durgunlaşmıştır. Buna sebep satıcıların malı bekletmesidir. Zira 450 kuruştan muamele gören standart yapağı, piyasada çok az kalmıştır ve satıcılar ilatln 480 kuruşa çıkmasını bekllycrek satış yapmamaktadırlar. Natürel yapağı İse 420 -430 kuruştan muamele görmektedir.
BLLMAC
11 li 111 n TTyrr"
. ■ A’; :
o • «F Üüi,
^•n î"
•'o • ■-•II :v:?î
J; :: 'T îjîrU
:: : *r:!y. H •' i r :: »R- -. s
.. ÎT HHT a 9 1 g
Altıncı sahifedeki İki Renkli Kazağın patron ve şekil krokisi
Yavru fil dün halka gösterildi
Hindlstandan gelen yavru fil dün sergi sahasındaki Siimcr-baıık pavlyonunda 25 kuruş mukabilinde halka gösterilmiştir. Akşama kadar on bin kişi tarafından görülmüştür Bu suretle göçmenlere yardım komitesine 2500 ılra temin etmiştir.
Yavru file dün İki kilo Urfa yağı, İki kilo şeker, dört kilo un ve yetecek ^adar meyva ve ot verilmiştir.
Fil bugün saat 13 te Ankara Devlet çiftliğinden gelen heyet tarafından trenle Ankarayn götürülecektir.
İstanbul 5. inci Asliye Hukuk Yargıçlığından: 950/55
Tebliğ olunacak taraf: Avram Aseo: Galata büyük Tünel han veya Şişil Bomontl caddesi Silâhşor sokak 39 da mukim:
Murisleri Yani - Yuvan Madenciden İntikal eden Tophaneden Kılıçall paşa mahallesinde Dlbağhane sokağında kâin 36. 38. 68. ada, 13 parselde kayıtlı gayrimenkul üzerine 1925 tarihinde konmuş olan hac21n fekki talebiyle Elen!.' İlya, Panayot ve Mağda vekilleri Av. Andre Pirim tarafından Avram Aseo aleyhine açılan davadan dolayı tanzim olunan arzuhal İttihaz olunan karar gereğince llânen tebliğ olun-1 muştu.
Bu kerre vuku bulan müracaata binaen yargılamasının 19.1.951 günü saat 10 da icrası tensip kılındığından gösterilen, gün ve saatte bllâsale veya bll-vekâle İstanbul Sirkeci Yolcu salonu üstünde faal bulunan İstanbul Asliye 5 inci Hukuk mahkemesinde hazır bulunul-l m açlığı takdirde ıısulu dairesinde davaya bakılacağı malûm olmak üzere ve bu davetiyenin •şahsına tebliğ edildiği yerine geçmek KaydJIe keylıyet H. U. M. K. nun 141 inci maddesine tevfikan ilân ve tebliğ olunur.
(17991)
Uşak Asliye Hukuk Yargıçlığından: 757
Uşak Işık mahallesinden Atl-ke Akgülün kocas! Melanet Ak-giil aleyhine açtığı boşanma davasında tebligata rağmen mahkemeye gelmeyen davalı hakkında gıyap kararı verilmiş ve duruşma 31/1/951 çarşamba günü saat 0 a bırakılmış olduğundan davalının bu karara beş gün İçinde itiraz etmediği ve mahkemeye müracaatla yeni bir gün tâyin ve hasma tebliğ ettirmediği takdirde bir dalıa duruşmaya alınmıyacağı tebliğ: makamına kaim olmak üzere1 ilân olunur. (17898)
İstanbul Tekel başmüdürlüğünden:
1 — Her nevi mamul tütün ve sigaralarla çay ve kibritin atölye veya fabrikalarımızdan alınarak bölgeleri dahilinde tesis edecekleri satış depolarında İstanbul şehri Belediye hudutları çevresi İçerisindeki bâyllerle Yenlköy, Rami, Bakırköy, Beykoz, Kartal, ve Üsküdar depolarımızdan maniulfit alan köy bâyüerine tevzii (3) yıl müddetle taahhüde bağlanacaktır.
2 — Yukarıda sayılan sahalar «Beyoğlu, İstanbul,'Anadolu» olmak üzere (31 bölgeye ayrılmış olup her biri ayrı ayrı taahhüde bağlanacaktır.
3 — Taahhüt esaslarını İhtiva eden sözleşme projesi baş müdürlüğümüzde mevcut olup İstek halinde İlgililere bedelsiz olarak verilecektir,
4 — Ansu cdenleı sözleşme konusu İle ilgili her türlü izahatı ve malûmatı baş müdürlüğümüzde alabilirler.
5 — İlgililerin yarılı tekliflerini en geç 11.1.951 perşembe günü akvamına ₺ada> baş müdürlüğümüze vermeleri lâzımdır.
8 — Teklif sahipleri, haklarında nerelerden referans iste-nlleblleceğin! teklif mektuplarına kaydetmelidirler.
7 — İdaremiz tekliflerde en müsait telâkki ettiğini seçmekte serbesttir. (17810)
Göçmenlere yardım komitesi
Şehrimizdeki göçmenlere yardım komitesi dün saat 17 de Vali ve Belediye Başkanı Profesör Gökay'uı başkanlığında vilâyette toplanmıştır.
Komite şimdiye kadar yapılan bağışlan gözden geçirmiş ve bunun arttırılması İmkânlarını aramıştır. Ayrıca tali komitelerin faaliyet tarzı da tesblt olunmuştur.
Soldan salla: 1 — hknmtılldc bir renk. 2 — Besin yarın 3 — ItnydcdlE mİ o, 4ı — Seracın, budala. B — Temi polis mevklIcUr, 8 — Bir etnj bey». 1 — Plyıngo - Basına «S» setirse tecrübe el dcmclıtlr. 8 — Rey - Altaı. o — İç aralanmadan - Miranın baaı. 10 — Kansızlığa müptela.
Yukarıdan asajhya: 1 — icara verilecek kamara. 2 — Beyiz - voleybolun başlangıcı - Aç g&zCnü, 3 — Yüze RüiücO - Terzi bir ezamız. S — Yaslanan kıjt. 5 — Gramer ıstılahlarından - Tcrâi yapmadır. 6 — Cephesi kapalı değil, 7 — Hayvan elbl-acal • Sitma İlâcı, a — Vb - Nejredcn.
GEÇEN 3ULMACAH1H HALLİ
Soldan raga: 1 —. Motbruucı. 2 — tlycolnuık. 3 — Sıklaşma. 4 — Trctr, Ali. S — Emrün. 6 — BıUamel. 7 -Eme. Arn, 8 — Kaybediş. 0 — Bitenime. 1b — Nışrn. İn
Yukarıdan asafiıvat 1 — MUstcrckcn. 3 — Ayırmaman. 3 — T«kwieytj. « — Bolgüs, 3 — Ala, Sa. Eni, 6 — Am;j, Madl. 7 — Camilerimi. Û — Btat. Ta-tcn.
İSTANBUL RADYOSU
13.87 Acılı; ve programlar.
13.00 Haberi».
L1.15 öfile kanseri P1.
j 13.16 Sarkıbur - Okusan.. Hlkkal TJ.
11.20 Dans mUtlfil P.J.
14.43 Programını- ve rnrklar Pl, . 15.60 Kananiî.
i 17.57 Acdı-j s e programlar.
, ıs,» Daa* müzJfiı Pl
18.30 Tiyatro saati - Konman: Sinan
I Korle.
.18,10 TOrüUlrr - Okuınnlar: $en Kar defler.
13.06 Haberler.
19,15
10J0
19.40
20.13
20.30
20.43
Kısa celılr haberleri
Barvafl kuarlctkulen melodiler, şartalır - Okuyan: Suat Gün, Radyo Gazete i
Ak.7wm konseri Pl.
Hukuk naatl - Kanunin: Afirt Milletvekili avukat Celftl yardımcı.
fetunbul KOnierV-atuvarı Türk murikUl İcra heyeti kanMri.
21.40 küçük trte-lrMan mrindtler. 2200 Dinleyici istcklırrl •Tilrlt mu
23-30 Tanno saati - Takdim edenler
Ertufiral Soysal. Selçuk Kas
31,00
İAKSAMİ
Abone bedel)
TOrklye Ecnebi
2X45 Haberler.
Programlar ve dans mürıfl P) Kapan te.
ANKARA RADYOSU
12.15 - 1X15 ASKER SAATİ.
.16 m. 83 - İİW> Kcrr T. A. V. kua rldlffa pd«taıifyJe berabee yayuı.
Memieizettea »elam. T’Ork kabrarrıanlıjı Posta Kutusu.
hadj-o salo'ı orkejrtrcn rSadal Ediz ve sekadMlan-, 1130 Öfllc Gazetesi.
13.15 Radyo salon mkrkrMinın dp.
1-1.00 Hava raporu akstım profirnmi ve kapamy.
17.38 Aciliz ve program.
118.00 M. S. ayarı vs drins mnr.j.s Fi.
18,30 incesaz (HIe.nzli.ar faslı» Oku-yanlar: Muzaffer Ulrlan. Ekrem Güj-cr. Nusret £rwı. Abdullah ÖttfiTfl.
l'J.OO M. S. ayarı ve Haberler.
10.15 Tarihten P-f- Yaprak
12.20 Yurttan zesler. İdare eden. Mil-znlfer Sarıı-ts^n.
12.15
IZ3O
12.40 11» 13.00
1115
ZAYİ — İstanbul Emniyet Müdürlüğü Altıncı şubeden almış olduğum 23287 numaralı şoför ehliyetimi, karnemi, sıhhi muayene cüzdanımı kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
930 doğumlu Ramazan oğlu , Bakir Çoltçob
İnşaat eksiltme ilânı
Etibank Genel Müdürlüğünden
1 — Sarıyor Elektrik Santralı İçin Nallıhan kasabasına takriben 25 Km. meşalede ve Sarıyar köyü civarında yeni kurulacak site mahallinde yapılacak 18 çift lojman binası İle Bekâr pansiyonu, Revir ve Ekonoma binaları İnşaatı kapalı zarf u-«ullyie vahit fiafi esası üzerinden 24.12.1850 tarihinden İtibaren eksiltmeye konmuştur,
2 — Bu işin muhammen keşif tutan 952,540.87 lira olup muvakkat teminat miktarı 41,851.03 Hradır.
3 — Eksiltme dosyası, Ankarada Etibank Genel Müdürlüğünden, lstanbulda Etibank Şubesinden (50,—) Hra mukabilinde teinin edilebilir.
4 — Eksiltme 24.1.1951 tarihine rastlayan çarşamba günü saat (15) te Etibank Genel Müdürlük merkez binasında toplanacak olan eksiltme komisyonunca yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye gireceklerin bu gibi işleri yapmış ve muvaffakiyetle İkmal etmiş olmalan ve bu hususu tevsik eden belgeleriyle birlikte yaptıkları işlere ve firmanın teşkilâtına ait eksiltme şartnamesinin 8 inci maddesinde İstenen malûmatı en geç eksiltme gününden on gün ewel Etibank Genel Müdürlüğüne vermiş olmalan şarttır. Bu tarihe kadar işbu belge ve malûmatı Etibank Genel Müdürlüğüne vermemiş veya eksiltme dosyası almamış olanlara bu eksiltmeye İştirak için ehliyet Vesikası verip vermemekte banka muhtardır. İsteklilerin eksiltme şartnamesinde yazdı olduğu tarzda mahalline gidip gömmeleri şarttır.
6 — İsteklilerin yukarıda yazılı belgeleri ve eksiltme şartnamesinde zikredilen vesikaları İle birlikte tekliflerini eksiltme tarihi olan 24.11951 çarşamba günü saat (14,30) a kadar Etibank Genel Müdürlüğü İnşaat Şubesine vermiş veya göndermiş olmalan lâzımdır. Postada vukuu melhuz gecikmeler yüzünden İstekli bir hak taleb edemez.
7 — Etibank, ehliyet vesikası verip vermemekte ve ihaleyi
yapıp yapmamakta veya İhaleyi dilediğine yapmakta serbesttir. (17860)
Çakırcalının definesi var mı?
Sarayköy 27 (Akşam) — Ça-kırcalmuı ödemiş civarında a-ranan definesi Ege bölgesinin başlıca mevzularından birini teşkil ediyor. Ru hususta Demirci Mehmet ve Yürük Ali Efelerle konuştum. Her İkisi de dediler kİ:
çakırcalının bir definesi o-lacağma İnanamıyoruz. Çünkü çakırcalının büyük parası yoktu. Hayatında:İKİ kere posta «oymuş ve elde ettiği paraların bir kısmı sonradan hükümetçe ele geçirilmiştir. Hattâ böyle olmasaydı bile gene de kızanlarına hisselerini verdiği için kendisine mühim bir şey kal-mıyacaklı. Çakırcalı parasını kızları İçin harcayıp bitirmiştir.
Iskenderuna gidecek göçmenler İskenderun 27 (Akşam) — 29 allelik İlk göçmen kafilesi 29 Aralıkta şehrimize gelecektir.1 Muvakkat yer ve yatakları testti edilmiştir.
Herekede bir yankesici yakalandı Hereke 27 (Anşum» — Erzurum treninde Uzun köprülü Ahmet Kalguner isminde bir yan-kecLsl yakalandı. Hiç bir hüviyet varakası gösteremediğinden mahfazan îznıhe sevkedlldl.
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Pensilin alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satmalına Komisyonundan:
1 — 39200 şişe 200,000 ve 0(10 çişe 500.000 ünitelik Penicilin G. Sodlum kapalı zarf usulıyle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 28f00 ülra olup muvakkat teminatı 2145 liradır.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 8 Ocak 1951 Pazartesi günü saat 5! de Haydarpaşa Gar Binası dahilindeki Haydarpaşa Satmalına Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gûtı saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geeçcek tarzda iadeli taahhütlü olarak posta He gön-i deril nıesL (174Ö8) |
Reblülıvvel İS
1X4
sı
YENİ YAYIı\gŞ
İKTİSAT VE TİCARET ANSİKLOPEDİSİ tFrtsmai MJ
19.45 Radyo ile İngilizce. I1 Lledler Pl
20.15 Radyo Gazetesi
20,10 Scrbm tS8ı
20,35 Tanburla sar ererleri.
20.50 Baftl.ıma takımından oyun ha-, valan.
21.09 Kentlime Kahramanlar seçiyor «F. F. Tdlbentcıı.
21.15 D.ıns orkestraları eecldl Fİ.
21.43 Konuşma: Safilik saati.
22.30 Müzik severin raaeı
22JI> Orkestra parçalan Fi.
22.45 M. S. oyan ve Haberler
23,’» Proırran' ve kapan ta
BORSA
ikilindi ve ticari kelime w lâfclr-lr.Tl nllabeUlc olarak vermekte olan (1 kılın t vc Ticaret Anriklopedbi» nln beglncl cildinin 54 OncU faslltülü dc (H> ve •!» narflnv alı kelimeleri Ih-Uva ederek, reeLnU, grafikti ve tekilli olarak cıktnıgtır. Okuyucularımı- , ta tavsiye ederiz.
İst, 4. cü İcra Memurluğundan: 949/5693
Bir borçtan dolayı mahcuz olup salalmosma karar verilen radyo, karyola vo oda takımı bulunduğu Beyoğlu Parmakkapı Çukurlu çeşme sokak 3 No. da. 15.1,951 pazartesi günü saat 12 den 13 e kadar birinci ve muhammen kıymetin yüzde 75 fini bulmazsa 17.1,951 çarşamba günü ikinci arttırması yapılarak satılacağı İlân olunur. (17982)
MUMM TÜRK TIP CEM İ YETİNDEN :
2/1/951 salı günü saat 20,30 da cemiyetimizin kongresi toplanacağından bütün flzalaruı teşrifleri rica olunur.
(A,t) N D E M :
1 — Kongreye başkan ve kâtip seçimi. 2 — Cemiyet bakanının nutku, 8 _ Umumi kâtip raporu, 4 — Veznedar raporu, 5 — Muralaplnr raporu, 6 — Yeni İdare heyeti, murakıplar ve haysiyet divanının seçimleri.
Balya kapak tahtası salısı
Maliye Bakanlığından
Beşiktaş'ta Devlet Kâğıt Deposunda toplanmış olan muhtelif eb'atta takriben 10,000 adet balya kapak tahtası açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin 600 lira geçici teminat İle 4 ocak 1851 Perşembe günü saat 14 te mezkûr depoda hazır bulunmaları. (17831)
1 — Nazlllide bir günde. 20 saat zarfında üç ton buz yapan bir tesisat yapılacaktır.
2 — Keşif bedeli 27.200 liradır. Eksiltme 5/1/951 tarihinde cuma günü saat 15 te Nazilli belediyesinde toplanacak Encümen tarafından yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye posta 1te İhale saatinden evvel gönderilmiş zarflar kabul edilir.
4 — Bu işe ait şartnameler bedelsiz olarak talep üzerine verilir ve gönderilir, 17507
İstanbul üniversitesi Rektörlüğünden:
Büyük Türk Filozof ve hekimi F riibî'nln 1000 İnci ölüm yılı münasebetiyle 29 12.1950 cuma günü saat 14 te Fen Fakültesi konferans salonunda büyük bir anma töreni yapılacaktır
Giriş serbesttir. 18986
ÇEKLER
Miipntus
Londra 1 âlfirtln 7H5JV
Ne w York 1 Vsl-ır 200.30
Pftrt» 100 FrıUMi» 8 0.30
Milano Loo Liret 0.+US8
Cenevre 10ü lariçre F. M,03
Arrurtcrdmö 100 Florla 7ÎJ1840
Brüksel 10ü eririm F 5,00
Stokholm 100 İsveç K_ 54J230
Atina 108 Drahmi O.OJVÎ4
Varşova 1W zjotı 70 —
Moskova 100 Bubi»
Urban 100 Eskutfe»
ESHAM VE TAHVİLÂT
% 7 faizli tahvilleh
Sivas * Erzurum ı noa
Sivas • Erzurum 3-7 ı».*a
uıı Demiryolu ı 1R.7B
1041 Dernlryulu II 20 «5
1941 Demiryolu 111 aıatt
Milli Müılntnn ı 30,(10
Mıill MUdnfa.ı □ 21115
Mim Müdafaa IH Z1.2(1
Milli Müdafaa IV 2»2S
% • FAİZLİ TAHVİLLER
1941 Demlrrofu 95.45
Kalkınma 1 S5.4A
Kalkınma □ 35X5
Kallcınmo III S51S
1940 istikrarı 1 97,75
1948 istikran D 96.411
lOtO UıUkrazı 1
% 4.5 FAİZLİ TAHVİLLER
I1H9 tahvili fl*l«
ANADOLU DfiMİHYOLD GI1UPU
Tahviller ABC 110 40
İlime bencileri H .» IIİ3O
MUaıessll genel 53 —
ŞİRKET HİSSELERİ
Merkez Bankası IEİ —
h Bankası U.79
T. Ticaret Bank.» S-
Aralan Çlznenio 125
SAHHAFLAHDA ALTIM
Saltaları
Türk Ucası 3235
Gulden »—
Sterlin ♦240
Heiat 37.30
Külce 4.89
PARİS BORSAM! ALTIM FİAT1
(lıKilo altın SlStnu Fr,
□ I Dolar 385 Fr.
SERBEST PİYASADA DÖVİZLER
Sterlin Mu
Dolar 395
İsviçre l*r. 83.—
KALDI HEŞLD.En
CunJı ıtriyat İM.M)
Be-at 315.00
Hamil 243(10
Aziz 21330
Saat 10 dn teshil edil dİ
Altın fiatlerı
Bıı aabtın Fransa bcrnalm nıl.Ut rc-
ICTI IclfiTMlATO EOre RŞlÇe akın ttatl
liMK) nank -uknt etmiştir. ilelukfler-
de lo franklık yılksclLg «b nlmü-.tUr-
Arzın (oklueundaıı dula- luUerlAİl»
müteınzdiyen d il j ekte
olması ve hariçten altın 19-
hn linin ilenimi oıvıımmızda jnckınlıh
yaratmıştır. Gulden 21ı lire .. tnTllt»
43W kuruşa. kUJçe mım*a «OR-
334, efekti ( İti fen munmeıc gormO*
Satlİfe 8 '
AKSAM
28 Aralık 1950
MOVADO
SAATLERİ
İSTANBULDA SATIŞ YERLERİ :
* DİAMANTŞTEİN
Yakup Dlnaıen
İstiklâl Caddesi No, 375
* FRANGULİ
İstiklâl Caddesi No. 205
4 TEVFİK AYDIN
Eminönü Meydanı
* ÜÇ KARDEŞLER Saat Mağazası Bahçekapı
* ALEONS BAROÇt Sultanlıamam Havuzlu Han karşısı
TÜRKİYE UMUMİ MÜMESSİLLİĞİ
MOVADO Saat mağazası
Kapalı çarşı Ağa sokak No. 58 Telefon: 22047 — İstanbul
ve bu fldisaüiM -Ti leftib
T«wl( ISmbW»
rtkreime» _ as,rt.
Bu cins
bulOTdu(-'"’*la,“' , „i.r
B.«0" 'lek,r^ î,„nd. «‘*,nV
“
Um . m part»k
WILD ®A*WlLr>ZâWIİ.D.
Ilım odomı • Ooktpr - Bakteriyolog Biyolog . Kimyager • Sanayici • Talebe için, en mütekâmil
MİKROSKOPLAR
‘P.sfâtyMİil
ZENITH
SMTLSKİK tlt NİSİVİK
Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Başkanlığından Kulüplerimizin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Avus-turyanın Admira, Yugoslavyanm Sarayevo takımlarlyle İnönü stadyumunda yapılacak futbol karşılaşmaları 30/12/950 cumartesi günü. Galatasaray - Admira, Vefa - Sarayevo, 31/12/950 pazar günü Vefa - Admira, Beşiktaş - Sarayevo takımları arasında yapılacaktır.
Bu müsabakalara giriş bilet fiyatlarının numaralı yerler: 5. kapalı tribün 2,30, açık tribün 1.50 ve duhuliyenin de 1.00 kuruş olarak tesblt olunduğu, biletlerin bugün saat 10 dan itibaren İnönü stadyumu gişelerinde satışa çıkarılacağı sayın halka ilân olunur. 18041
EN AZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK
Almanyaya
Uçan Yalaklı y Vagonları V'-* ile uçunuzl W
Aynı gun Almafiyanın bütün şehirlerine va Avrupamn her tarafına irtibat vardır.
AÇIK ARTTIRMA İLE LÜKS EV EŞYASI SATIŞI
31/12/950 pazar sabahı saat 10 da Maçkada Vali Konağı karşısındaki Emlâk caddesinin 37 numarasında kâin Demlrağ apartmanının S numaralı dairesindeki lüks eşyalar salon, yemek odası, yatak odaları, kristal takımları, Sevr bombonlyerler ve biblolar, halılar, buz dolabı, Yun-kcra markalı havagazı mutfak ocağı vesaire satı-jacaktır. »3SM
Traktör ve Roraork almaca :
1 — Çeşitli yollarla yollar dışında her türlü mevsim ve arazide hareket kabiliyeti ve 4, 5, 10 tonluk ağırlığı çekecek kudreti, 15 - 40 Km. sürati olan müteaddit Traktör ve cer vasıtası ve Romork alınacaktır. Bakanlıkça hiç bir taahhüdü tazammün etmemek üzere aşağıdaki şartları havi araçları verebilecek İsteklilerin teklifte bulunmaları.
A) Savaş lâstik tekerllekll (delinmeye karşı emniyetli) ve yarım şenill.
B> Karosörlü ve Şoför kabindi.
C> Dört zamanlı benzin veya Dizel motörlü.
D) vinç tertibatlı.
E) Gerideki römorkları frenllyecek havalı ve baskı tertibatlı.
Römorklar :
A) Platform durumuna sokulabilir karosörltt.
B) Şoför tarafından komuta edilir, havalı veya elektrikli frenli ve emniyet frenlı olacaktır.
2 — Teklifleri yapılan cer ve taşıma araçlarından seçile* çekler mukayeseli tecrübeye tabi tutulacaklar ve yukarıda yazılı cer araçlarlle römorkları ep iyi ve askeri maksada en uy gun çeken ve evsaf verenlerden alınacaktır,
3 — Tekliflerde teknik bilgilerle beraber cer tertibatı hakkında ebatlı resim ve cer çengellerinin yerden yüksekliğine dair esaslı ve adedi malûmat buluacaktır.
4 — Tekliflerde beher araçın mutlak avadanlık ve yedek parça ve malzemesi dahil fialı ve her ay zarfında teslim edilecek mikdar ve teslim başlangıcı İle teslim şekli ve yeri açıklanacaktır,
5 — Teklifler 15/1/951 gününe kadar Ankara Genelkurmay İkmal îaujkaıütğına verilmiş olmalıdır
0 — Dana fazla tafsilât İsteyenlerin. Gnkur. Ordonat Bşk. llğma ba§ vurmaları ilân olunur. (18029 — 5468)
B SATILIK OTOMOBİL r Hlç kullanılmamış her konforu havi açık mavi renk model süper Bulck martça ,'ptomobil satılıktır. Müracaat: Âşİrefendl caddesi No. 59 Telefon: 2372(Jı
1
.1
ZAYÎ — İstanbul Tıp Fakültesinden aldığım şebekemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur, 6320 No.lu Turgay Baltah
Zayi — îş'Bankasnın İstanbul şubesinin 49631 kııçiik cari hesap karnesini zayi ettim. Ye-nLsLnl alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Mordohay Gersou Yazıcı sokak No: 46 Galat*
1951 Yılı
İkramiye plânında
EV EV
EV EV
EV
ve müteaddit para ikramiyeleri
SÜMERBANK
Tasarruf mevduatı 1951 yılı ikramiye tertibinin
31 -1 -1951 deki
İlk çekilişine iştirak müddeti içinde bulunduğumuz Aralık ayının sonunda nihayete erecektir. Mezkiûr tarihe kadar
1OO Liralık
Bir hesap açtırarak veya her yüz lirası bir kur’a bahşedecek olan, mevduatınızı arttırarak siz de bu talih fırsatını deneyiniz.
Merkez: Ankara
Şube: Bankalar caddesi No. 25 - Galata
Ajans; Bahçekapı - Sümerhan - İstanbul
17576
Santral şefi aranıyor
Murgul Bakır işletmemizdeki Termik ve İdirolik santrallar şefliğini yapmak üzere tecrübeli bir maklna veya elektrik mühendisi aranmaktadır.
Görüşmek üzere 4.1.1951 tarihine kadar Etibank İstanbul şubesine müracaatları. 18038
Ecza ve Eczahane eşyas satışı
Beyoğlu 4. oiâ Sulh Hukuk mahkemesinden: 950/129
Terekesine mahkememizce el konulan müteveffa Ar-manak Çubukçuyana alt şişil Bulgar çarşısı Âbldel Hürriyet caddesi 58 saydı Eczahanede bulunan eczalarlyle vitrin masa ve camlı dolaplar mahkememiz tarafından açık arttırma suretiyle 3/1/951 tarihine müsadif çarşamba günü saat 14 de satılacaktır.
(Mezkûr mahalde bulunan eczaların yalnız ecza deposu sahipleri ile eczahane sahipleri tarafından alınabileceği ve diğer eşyaların herkes tarafından alınabileceği] İsteklilerin yukarıda gösterilen gün ve saatte mahallinde hazır bulunmaları ilân olunur. (17984»
İçme su yapı ve tesisatı yaptırılacak
Gönen Belediye Başkanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş* Gönen kasabasına isale ve tevzi edilecek İçme su İşi olup bedeli (200,269ı İki yüz altın bin İkJ yüz altmış dokuz lira (66) altmış altı kuruştur.
2 — Keşif birim flat cetveli, mukavele projesi, şartname ve-salr evrak (12) Ura bedelle belediye muhasebesinden alınabilir.
3 — Eksiltme 15/Ocak/1951 pazartesi günü saat 17 de belediye komisyonu huzurunda yapılacaktır.
/; AS-^EksiItme kapalı zarf usulü İle yapılacaktır,
5'—/öte^cL teminat: 11563 Ura 50 kuruştur.
6 — IsttİififîeVîn’jBiBOjBflO. liralık bir içme su işini başarı İle yaptığına dair belgeİOTf^hale gününden en az üç gün önce Ba-yındırlk Bakanlığı yüksek fen heyetinden alacakları belgeler ticaret odası vesikalarını 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununa göre hazırlayacakları zarflara teminatları ile birlikte vazedilecektir.
7 — Teklif mektuplarının İhale günü saat 36 ya kadar verilmiş olması şarttır. Posta İle yapılan tekliflerin gecikmesinden dolayı vâki olacak İtirazlar kabul edilmez.
8 — İsteklilerin bir yüksek mühendis veya İçme su İşlerinde çalışmış tecrübeli bir mühendisin daimi olarak İş başında bulunduracaklarına dair taahhütnamesinin İbrazı mecburidir.
18007
BEYOĞLU Şubemiz müşterileri bu ikramiye keşidelerine iştirak edecekleri gibi ay-rica bu şube için tertiplenen
20.000 Liralık
Para ikramiyesinden de istifade edeceklerdir. ■
Türk Ticaret Bankası
h—— I
■EKREM YEĞEN -
Mlietımd
Zamandan ve paradan tasarrufu temin ediyor. Rahat evinizde otururken zengLn çeşitli alakart yemeklerini ve ayda 73 liraya mütenevvi sebze, et, tatlılardan müteşekkil 3 kap altı porsiyon tabldot yemeği 25 lira vermek suretiyle 10 gün tecrübe ediniz.
Adres: Kurtuluş Sinemköy Bayır sokak No. 52. Tel: 84474
Moda Deniz Klübünden:
Kulübümüzce her sene tertip edilmekte olan Yılbaşı, balosu bu sene aile toplantısı mahlyetLnde icra edilmesine idare heyetinde karar verilmiştir.
Yılbaşı gecesi bu toplantıya İştirak edecek âza Ve misafirleri İçin duhuliye olmıyacağı gibi elbise mecburiyeti de yoktur. 5 kişilik çaz temin edilmiştir. Her yıl mutad olan çocuk balosu 5 Ocak cuma günü yapılacaktır. Keyfiyet sayın âza-lara saygı He bildirilir,
[tSTANBUL BELEDİYESİ tLANLARl|
Saç alınacak
İstanbul Gazi ve Karaköy köprülerinin tamiri İçin muktazl 60 ton 10 m/m İlk saç kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
Muhammen kıymeti 39.000 Hra ve İlk teminatı 2925 lLradLr.
Şartnamesi İstanbul Divanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünde görülecektir.
İsteyenler şartnameyi 9B kuruş bedelle İstanbul Belediyesi Fen. İşleri Müdürlüğünden satın alabilirler.
İhale 8/Ocak/D51 pazartesi günü saat 15 te İstanbul Belediyesi merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu, 950 yılı ticaret odası vesikasını havi olarak hazırlayacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 14 e kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır, 17581
I GÜVEN Tiirk Anonim Sigorta Sosyetesinden:
Sosyeteye alt istimalden kaldırılmış masa, etajer, dolap, banko ve bunların kapı ve camlan ile muhtelif sair eşya a-çık arttırma suretiyle 5/Ocak/951 cuma günü saat 14 te ve 6/Ocak/951 cumartesi günü saat 10 da olmak üzere İki partide satılacaktır.
Malzeme listeleri Galata Banklar caddesi SÜMERBANK binasında Güven Sigorta Sosyetesi İdare âmlrUğlndo görülebilir.
Comments (0)