DİKKAT! A Jf Ç A M
25 Lira doğuran 21 liralık . . ... ,( Apv.*, I -jW
FATİH'te harcandı ;/:sa X. W Aj
Tafsilât 3 üncü sahi f ede 'Nh
L, _J J
AKŞ AM’ın Ktüçük İlânları en verimli en tacuz vastfeador
Sene 33 — No. 11514 — Fiat) her çerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 28 Ekim 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası.
GENERAL EiSENHOVER
AKŞ AM
BİTİ BAŞKOMUTANI
8UGUN
Nezahet öldürüldü mü, yoksa kaçırıldı mı?
General, kendisine verilirse bu vazifeyi kabul edeceğini belirtti
Nevyork 28 (Radyo) — Allan-tik Paktına dahil 12 memleket Müdafaa Bakanları bugün toplanarak Batının müdafaası için müşterek bir kuvvet teşkilini müzakere edecektir.
General Eisetıhover, kendisine teklif vâki olduğu takdirde, bu müşterek ordunun başkomutanlığını kabul etmeğe hazır bulunduğunu beyan etmiştir
^Vaşingtonda bulunan Kanada Müdafaa Bakanı, başkomutanlığa General Eisenhower’in en münasip zat olduğunu söylemiştir.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü. Amerikanın Batının müdafaasına Alman ordusunun iştiraki fikrinden vazgeçmediğini bsyan etmiştir.
Fransız Müdafaa Bakanı ı Moch. Atlantik Paktı Müdafaa Bakanlarının bugünkü toplantısında. Batının müdafaasına I
sundaki Fransız plânını izah e-decektlr.
Batı Almanya Başbakanının beyanatı Londra 28 (Radyo) — Batı Almanya Başbakanı Adenauer, pazartesi günü Fransız yüksek komiseri Fransua Ponse He Avrupa ordusu meselesini görüşecektir. Adenauer, Fransa projesini Alman milletinin kabul etmesine imkân bulunmadığım ve Batı devletleri, Batının müdafaası için Almanyamn yardımını isterlerse- kendisine müsavi muamele yapmaları lâzım geldiğini söylemiştir.
Fransada askerlik müddeti uzatıldı Paris 28 (Radyo) — Fransız Meclisi askerlik müddetinin 12 aydan 18 aya uzatılmasını ka-
I bul etmiştir. Bu suretle Fransa 1953 senesi sonuna kadar 20 tü-mahdut miktarda Alman asker- menlik bir orduya malik ola-terinin iştirak ettirilmesi huşu- I çaktır.
p M 20 günden beri kaybolan bir genç kızın I A* babası muharririmize neler anlatıyor?
S A H i F E
Ticaret serbestîsi
Londra 28 (Radyo) — Marshall plânına dahil 18 memleket Bakanlan, Avrupa ticaretinden yüzde 15 inin daha serbest bırakılmasına karar vermiştir-
Marshall plânı teşkilâtının hararetle tavsiye etmelerine rağmen, bu yüzde 15 nispetindeki ticaret serbetisi kararının tatbiki, mecburî olmıya-caktır.
Yüreğimizde yatan aslan Tophanede dün
Cemiyetlerin idaresinde müessir olan âmil ferdi düşünce ve akıl değil, müşterek itiyadlar ve gelenektir. Bugünkü politikacı nesil. Tek Parti mektebinde yetişmiştir. Başka türlü düşünse ve istese bile başka türlüsünü yapamaz.
-----------Necmeddin SADAK________________
Hepimizin yüreğinde bir aslan yatar: Tek Parti aslanı. Düşünüp muhakeme ettiğimiz zaman, çok partili bîr parlamento hayatının zaruretine kendimizi inandırırız. Ağzımızı açıp ko. nustuğumuz vakit demokrasinin fazilet ve meziyetlerini başkalarına anlatmakta bülbül kesiliriz. Karşılıklı parti mücadelesinin bir murakabe demek olduğunu, muhalefetsiz bir halk idaresinin var olamıyacağını bin dereden su getirip ispat etmeğe çalışırız.
ispat ederiz de... En irimizden en ufağımıza kadar hepimiz ezeli hürriyet kahramanlarıyız. Fakat gelge-lelim su gönüllere . o gönüller, kafamızdan başka türlü diler, ağzımızdan çıkanı işitmemezlikten gelir.
Akıllarımız gerçek demokrasi hayranıdır. Gönüllerimiz Tek Parti denilen eski göz ağrısına tutkundur.
Memlekette demokrasiyi yerleştirmekten, kökleştirip pekleştirmekten başka emelleri olmayan Başbakanlarımız, hakikatte (Bismark usulü) birer kiiciık Şansölye kesilirler. Karar onların, sorumluluk onların, yetki omlarındır. Demokrasinin hâmisi geçinmeyi demokrat olmağa tercih ederler. Demokrasinin müşterek mesuliyeti vardır amma Bakanlar birer Genel Direktördür, Müdürü Umumi bile ‘değil. Müsteşarlarını tâyin edemezler, sormadan ı$ göremezler.
geceki cinayet
Maltepe Feyzullah caddesi 2 numarada oturan Denizyollarından emekli Recep Çamlıca-nın kızı Nezahet bir müddet-(enberi yaşlı, evli ve zengin bir müteahhidin ısrarlı teklifleri ile karşılaşmaktadır Genç kız bu t ekli flcre mukavemet etmekte ve kendidir! taclo eden müteahhidin ou tun tekliflerini ı reddetmektedir. Fakat kızın nezaket ve mahcubiyetini sulta-timal eden müteahhit de yeni yeni taleplerde bulunmaktan bir an geri kalmamaktadır.
Genç kızın kaybolmasından evvel bilinen vaziyet budur. Nezahet en son 8 ekim pazar günü Bostancıya gitmek üzere evden ayrılmış ve bir daha geri dönmemiştir. Genç kızın gece eve dönmediğim görer ailesi er-tcsl gün Bostancıya kızın gl₺-tigl yere müracaat ettikleri zaman kızlarının bir gün evvel oraya gelmediğini öğrenirler.
20 gündenben Recep Çamlı-canın başvurmadığı merci kal- |
Meclisin açılış
Creatdd by free versior) öf 2PÜF
nutku hazırlanıyor
Muhalefete nutku tenkit imkânı verileceği söyleniyor
Ankara 28 (Akşam) — Cum-j hurbaşknrU Celâl Bayurın 1 kasır..da söyllyeceği Meclisi açış nutku, siyasi çevrelerin bütün
dikkatini üzerinde toplamaktadır.
İki günden beri Bakanlar Ku-(Arkası 2 nci sahilede)
J tu mu, rahatımız kaçar, sinirimiz bozulur, hemen hırçınlaşırız. Derhal, muhalefetin kendi isteğimize göre bir tarifini yapar, bizdekini bu tarif dışı sayarız, elimizden gelse dışarı bile atarız. Yoksa, maazallah, vatan tehlikeye düşer.
Hürriyet?. Sorma onu bize... Kac yıldır uğruna kurban olduk. Hürriyetsiz demokrasi, cansız bedene benzer. Hiçbir nutkumuzda bu kelime eksik değildir. Gücümüz yettiği, dilimiz döndüğü kadar halka hürriyetleri anlatırız: Basın hürriyeti. Söz hürriyeti vesaire... Şu var kİ gönlümüze göre hürriyet. bu mukaddes mefhum kendimizin — ıs başında iken — tartıp ölçtüğümüz, kesip biçtiğimiz, mizacımızın kalıbına döktüğümüz hürriyettir. Allahın sabahı hürriyetten dem vururuz, fa-,mustur kat aksam üstü de ^Bövle .5Öyledlr:
Sarhoş Fehmi tabanca ile etrafı sindirmek isterken Celâli öldürdü
933 doğumlu. Erzurumlu Ke-maloğlu Celâl Uzun, gece Tophanede Derici sokağında 3 numaralı kulübenin önünde otururken Kadirler yokuşunda 53 (Arkası 2 nci sahifede)
Yepyeni bir imza Yepyeni bir eser
Aşkın denizinde
Bir lodos!..
Bir poyraz!.
kat akşam üstü de Böyle * hürriyet olur mu?.. deriz. Ak-
Dün gece Tophane dr hiç yoktan bir cinayet İşlenmiş ve on sekiz yaşında genç bir amele kendisinden bir yaş küçük diğer bir ameleyi tabanca ile öldıir-Hâdlsenic. tafsilâtı
lunız ve idrakimiz sonsuz hürriyet, hudutsuz tesamüh taraftarıdır. Gönlümüzde vatan aslan ise hürriyeti hasta sanıp ona derece koyar.
Demokrasinin ilk şartı, iktidarda tahammüldür. Tahammül. nazariyatta, hepimizin şiarıdır. Velâkin tek (Arkası 2 nci sahifede)
/Ve tenezzül
madan iş göremezler. Büyük bir ideali ilâıı eden
Çok partili rejimin âşıkı- bir reklâm: Reklâm olduğu-yrz. Fakat bu sevgimizi her «u bağır bağır bağırıyor. Bu gün tekrarlarken gönlümüz 'reklâmı, üstelik ağaçlara as-isler ki muhalefet partileri mışlar, duvarlara vapıştır-bizi rahatsız etmesin, gü-' mıçlar. Fakut altında şöyle rültii patırdı yapmasınlar. I bir ibare var: Hakikat harikasının fikir I «Fiatı bîr kuruştur.» müsademesinden çıktığını Buna bir kuruşu kim ve-yiliardır — hattâ demokra- recek? Kimse yermeyecek, siden evvel — ezbere okuyup Maksat, bu gibi reklâmlar-dururıız. Ancak, gönülden, da kullt m lan pulları yapış-içten dileğimi? oldur kî her-. tırmamuktır.
kes bizim gibi düşünsün. Şa-| Büyük, pek büyük ideaîlc-yet başka çeşit düşünmek re ulaşabilmek için, evvelâ .günahını İR’erse dahi açığa küçük içtimai vurifelere vurmasın. Muhalefet konuş., himmet buyurmalı.
Aşk ve macera
romanı
Yazan: Alî Marmara
Mısır ve İsrail ile maçlarımız
Bugün millî takımımızla karşılaşacak otan Mısır milli takımı. diin 19 Mayıs stadında antrenman yaptı.
(Yazısı ikinci sahlfcmizdel
ARADA BİR
îSîrsıa da kütçük İş
— Tecvidi unutma! Dört elif miktarı çekeceksin: Dcnıokraaaasi!..
Meğer süt yerine mikrop-1 sütlere su katılır ve bu katilli su içiyormuşum da hata*- lan su. üstelik, pistir, rimiz yok. Daha doğrusu.1 “*...............
haberimiz var. hem çoktan, pek çoktanberi var. AKŞAM Çıktı çıkalı, yâni otuz üç yıldır süt hakkında bu sütunlarda fıkralar yazıldığını hatırlarız. Şimdi aynı mesele: Bir komisyon tetkik etmiş, Istanbuldaki sütlerin çoğunu mikroplu ve bu sütlere alelusul katılan suların ise daha pis olduğunu görmüş, bu yolda bir rapor vermiş.
Büyük iddialarımız vardır. muazzam dâvalar hallederiz, on asrı on yıla sığdırdığımızı levhalara yazıp Cumhuriyet bayramlarında sokaklara asarız, fabrikalar açarız, yollar yaparız, Üniversiteler kurarız . Hâlâ mikroplu süt içeriz. Küçük Lş!
Valiler, Belediye Başkaıı-ları, Meclisleri, Encümenleri gelip giderler, büyük lâflar ederler, caddelerde otomobilden geçilmez, yabancı seyyali celbetmek için, teşebbüslere girişiriz, fakat
Büyiik işler başaran, mamureler peşinde koşan bir şehir teşkilâtının su basit süt meselesini otuz yıldır halledemediğine inanır mısınız? Yahut, biz devlet kurar, şehirler yaparız, fakat pis su katılmış mikroplu süt içeriz, desek elâlenı inanır mı?
Bir devir çatsa, bir hükümet Reise, bir Belediye olsa da, bir müddet mııazza-mat-ı-ıımuru bıraksa, çok küçük isleri ele alsa. Meselâ Spor Sarayı verine lıalka mikropsuz süt temin etse. Çünkü bedenlerimiz sporla ne kadar gelişip kuvvetlcn-se mikroba gene dayanamaz.
Sayın doktor Valimiz -doktor olduğu için - her işi bıraksa, sadece sütleri mikroptan kurtarsa - demokratik prensiplerimize rağmen -sağlığında heykelini diker, resmini hiç i nd irmezdik.
Acaba birdenbire çok isteyip çok mu vâdettik?
***
Cahile 2
Hafta Sonu Notları fgB
Adalet sarayının altından çıkanlar
Faal* dikkati çekmedi galiba Arkadaşıma Hıfzı Topuz geçenlerde Sultan ah m ede gitti, orada yapılmasına karar verilen Adalet sarayının temelleri kazılırken çıkan ve hâlâ da çıkmakla olan tarihi eserler hakkında arkeoloji müzesi mfıdftr muavini ROstem Duyuran ve Fransız arkeologu M Mamboury’den İzahat aldı. Her İki mü’.ehassıs da temel hafriyatı sırasında son derere kıymet’.! »serlere raslan-tl Sini haber verdiler. Değerli arkeologumuz Rüstcm Duyuran* >n söylediğine göre, burada eski lpodromun mermer merdivenleri, otunu* yerlerinin arka kıumlaruu taşıyan tuğla ayaklar, âbidevi bir giriş kapısı ve bir hamam kalıntısı meydana çıkmıştır. Aynen eskiden Alman arkeologlarının buldukları martlry'nun civarında da şayanı dikkat Birana yapıları güneş yilzfl görmüştür. Kazılar İlerledikçe dtıba mühim eserlere raslanacııgı kuvvetle ümit ed'llyor
M Mamboury'ye gelince, o da aynın şöylc demiş:
•— Yeni bılunan eserler hakikaten fevkalâde ehemmiyetlidir. Bunların her hangi birinin v-*-lnl değiştirmek cinayet olur Ben şahsan Adalet sarayı projesinde tadilât yapılması Ifizim geldiği kanaatindeyim S? rayın zemin katı bıı eserlere tahsis edilmeli ve saray sütıınjar filerine oturtulmalıdır. Böylece Whlr yeni bir âbide kazanacaktır...»
Temel kazma devam ediyor
T ki mütehassısın afişleri * maalesef hiç bir resmi akis uyandırın .« değildir. Yapacağımız Adalet sarayının temellerini harıl narı! kazmaya devam ediyoruz Bir müddet sonra temeller izabeden derini'ğe inince İhtimal beton kazıklan çakıp bu, dünyanın en kıymetli arkeolojik sahası fiz*rlr.e koca bir
bina oturtarak »Çok şukur nihayet Adalet sarayına kavuştuk. diye sevinecelğz
Bu sahada « ikan Bizans e-•erlerfnt başka yere nakletmek; kapıları duvarları ö-trye beriye taşımak bizi gelecek nesillerin huzurunda İşlediğimiz günahtan kurtaranı az. Bir kaç sone evvel Bulianahmelte yapılan bir hafriyatta çıkan Bizans eserleri üzerinde dünyanın en büyük bir kaç üniversitesi talebeye ders vermiş ve bu münasebetle fevkalâde bir Altın kitap tabedilmiştir.
Çelecek nesiller yıkar
rp fu-ibi şehrimizin kıy-
1 metleriJ* ortaya çıkarmak ve böylelikle değerini arttırmak bizim vazifemizdir. İlim haysiyeti de bunu Icab-eltlrir. İstanbul şehrinde Adalet urayt yapacak saha bulamamak ve bulamadığımız İçin de Adalet tarağım arkeolojik saha tinerine oturtmak hiç bir zaman bir mazeret teşkil etmez Mili! Eğitim Bakanlığının, müne-ler müdürlerinin. Tarihî Eserleri Koruma Derneklerinin, Turing Kulübü ve Turizm kurumlannın ve arkeoloji mütehassıslarının bu hâdiseyi nasıl sükûtla karşıladıklarına gelecek nesiller muhakkak kl hayret edecekler ve bu devrin tarihi eser anlayışına katiyen -ahmet okumı-ysc aklardır.
Geçenlerde de yazdığım gibi. Adalet sarayına tekrar yer aramaya koyulalım ve hu Adalet sarayı yüzü suyu hürmetine başlamış olan hafriyatı devam ettirerek bulunacak eserlerle ilim âleminin dikkatini şehrimiz Üzerine çekmek fırsatını kaçır-mıvalım.
Bu sahaya oturtacağımız Adalet sarayının orada uzun müddet kalacağını tahmin etmek bile hata olur. Çünkü yaktn bir istikbalde îpodro-mu olduğu gibi meydana çıkarmayı lüzumlu sayarak cilan Türk arkoologlsn bu binayı oradan kaldırmakta tereddüt etmiyeceklerdlr.
Şevket RADO
Yüreğimizde yatan aslan
(Baş tarafı 1 inci sahifede) parti mirasından sımsıkı sanidinimiz seciye, tahammülsüzlüktür
Tenkide, suretâ. bayılırız. Tenkid edilmeğe değil, ten-kid etmeğe. . Hükümette 1-ken dahi muhalefeti tenkid ederiz. Bizi tenkid etmeğe cümleyi teşvik etmekle beraber bizi tenkid edenin candan düşmanı kesiliriz
Demokraside âdet olduğu üzre, fikirleri çürütmeğe meyletmeyiz, tek parti gibi şahsiyetleri yıkmağa çalışırız. Kanaata yükienmejnz, şahsa saldırırız.
Bir zamanlar bir mebus (galiba Sadri Maksudî) De-nlzbank tâbirinin Türkçe olmadığını Mecliste söylemeğe cesaret etmişti. Şahsı aleyhine günlerce gazete ve radyolarda hücumlar tertip, lendi. içimizde hâlâ bu çeşit kudretin hasreti var.
Demokrasi idaresi, memurlardan ahlâk, fazilet, bilgi, feragat ister, politika-
cılık istemez. Bunu hep biliriz. söyleriz. Fakat gönül özler ki memurların başlıca vasfı partimize bağlılık olsun. Onu söyler, bunu yaparız. Çünkü gönül akıldan, duve’u düşünceden daima d^ha kuvvetlidir.
Buna şaşmayalım. Cemiyetleri ferdi zekâlar, sonradan edinilmiş bilgiler değil, müşterek gelenekler İdare rder. Bilgi çabuk kazanılır, istek hemen doğar. Fakat sosyal islerde âmil ve müessir olmazlar. Asıl âmil ve mûB$slr olan gelenek zaman ili tMan ve yerleşen müşte-1
E.
Mısır ve İsrail ile millî matlarımız bu gün başlıyor
Mısırlılar, bize karşı çıkaracakları takım oyuncularım gizli tutuyorlar
Ankara 28 (Akşam) — Türkiye - Mısır milli futbol m»(;ı bugün öğleden sonra 19 Mayıs stadında oynanacaktır.
Mısırlılar takımlarını blldlı-mekten çekinmektedirler. Kahire din gelen haberlere göre, dört aylık bir tatilden sonra genç futbolcular ancak iiç haftalık bir antrenman yapabilmişlerdir ve bu da spor mahfillerinde as görülmektedir.
17 Mısırlı hutbolcunun yarısı.
Mısır şampiyonu olan Kah i redeki Milli Spor Kulübüne mensuptur. Mısır takımını İyi yetiştirerek Yunanlılara karşı Doğu Akdeniz birinciliğinde 2-0 galibiyet sağhyan baş kaptan Hüseyin ve antrenör Tevflk Abdullah beyler takımın başında bulunmaktadırlar.
Dün Mısırlılar 19 Mayıs stadında antrenman yapmışlardır.
Bugün Türkiye - Mısır milli maçını Ankara radyosu saat'
14.30 da stadyumdan yayınlıya-caktır.
Türkiye - İsrail A takımları maçı da bugün Telûvlvde oynanacaktır.
İran 5 - Pakistan 1
Tahran 27 lAA.) — United Press): Buğun İlk milli maçını Tahranda yapan Pakistan milli takımı İran milli takımına 5-1 mağlup olmuştur.
Maçta İran Şahı Rıza Pehle-vi de bulunmuştur.
Türkiyenin niifusıı 20.902.628 kişi İstanbul vilâyetinin nüfusu 5 yılda 139.464 kişi arttı
Ankara 27 — Genel nüfus sayımının bu akşama kadar a-Jınon neticelerine göre beş yıl önce 18,790,000 olan Türkiye nüfusu 2,112,451 artış İle 20 milyon 902 bin 628 olmuştur. Bu neticeye nazaran nüfusumuzun artış nispeti yılda binde 21,5 dir.
Son sayıma göre beş büyük şehrimizin nüfusu şöyjedlr:
İstanbul J.000.022
Ankara 286,502
tamir 230.508
Adana 118,000
Bursa 100.000
Bu vaziyete göre İstanbul şehrinin nüfusu 13L 464 Ankara nınkl 86.000 îznılılr.kı 32.000, Adananının 17.000. Bursanınki de 14 1100 artmıştır.
Sert buğdaylar fırlamağa başladı Belediye, yükselişi önlemek için ofisin sert buğdaydan da tanzim satışları yapmasını istiyor
Şehrimizde gıda maddeleri fl-atleri yükseliyor. Bu arada sert buğday flatlerl de bir hafta zarfında 28 kuruştan 32 kuruşa yükselmek suretiyle kiloda 4 kuruş fırlamıştır.
Ekmeklik unların hazırlandığı yumuşak buğday flütlerinin Ofis tarafından yapılan tanzim satışları sayesinde şimdilik yükselmesi beklenmiyor. Fakat ekmeklik unlara sert buğdayın da karıştırılması dolayıslyle bu yükseliş alâkalıları telâşa düşürmüştür. Bllûmum unlu tatlılarla simit, makaran, yufka ve benzeri maddeler hassaten sert buğdaydan yapıldığı için bu maddelerin fin iteri yükselmek-
tedir.
Belediye bu pahalılığı önlemek çarelerini aramağa başlamış ve İlk tedbir olarak tanzim satışlarını sadece yumuşak buğday satışlarına İnhisar ettiren Ofisin sert buğday tanzim satışları da yapması için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müracaata karar vermiştir.
Ekmek ve unlu maddelerin fi-alleri diğer gıda madde flatle-rlne sıkı surette bağlı olduğundan Belediye sert buğday fi-atlerinln yükselmesine mâni olamadığı takdirde diğer yiyecek maddeleri flitlerinin de yükseleceğinden şüphe edilmemektedir.
Komünizmle mücadele
Bakanlık emrine alınacak yeni bir öğretmen listesi
Ankara 28 (Akşam) — Milli Eğitim Bakanlığı, komünizmle mücadele İçin aldığı bazı tedbirler arasında bir kısım öğretmenleri Bakanlık emrine almaktadır. Kısa bir müddet evvel aşın sol temayüllü 10 öğretmen Bakanlık emrine alınmıştı, Hâlen yeni bir liste daha hasırlanmaktadır. Liste İle Mili! Eğitim Bakanı Tevflk tlerl bizzat meşgul olmaktadır.
Yağ kongresi
Tağşişin önüne geçilmesi kararile sona erdi
Umumî meclis
Sabahtan gece yanıma kadar içtima etti
Şehir Meclisi dün sabah saat 9,30 dan gece saat 24 e kadar yaptığı İçtima sonunda ekim devresi çalışmalarını bitirmiştir.
Sabahki celse Ferznn Aras ın başkanlığında açılmış, bu esnada bir encümen seçimi şekil üzerinde başkanla. Sedat Kumbaracılar arasında şiddetli münakaşa çıktığından, başkan, Sedat Kumbaracıların salonu terketmesLnl taleb etmiştir. Sedat Kumbaracılar, dışarı çıkmak İstemeyince, münakaşa hararetlenmiş- fakat bu sırada başkanlık mevkiine geçen Dr. Gökay, Sedat Kumbaracıların 5 dakika dışarı çıkmasını İstemiş, o da bu karara uymuştur.
Dün 80 e yakın takrir müzakere edilmiş, bu arada tnönü gezisinin isminin değiştirilmesi. Cumhuriyet âbidesinin geziye alınması ve gezideki heykel kaidesine Fatih'in heykelinin dikilmesi teklifleri de görüşülmüş ve bir şikâyet dinleme komisyonu teşekkül etmiştir.
Genel evler
Mesele esaslı *’de incelendikten sonra karar verilecek
Ankara 28 Akşam) — Dışişleri Bakanlığından alman malûmata göre Birleşmiş Milletler teşkilâtına dahil bulunan Türkiye. aradaki arJaşmayı tasdik ederken bazı şartları da kabul etmişti. Bu arada bir çok medeni memleketlerde olduğu gibi. umum! evlerin iSğvj meselesi de vardır.
Birleşmiş Milletler nardindeki baş delegemiz Selim Sarper vasıtaslyle hükümete tevdi e-dlJen muhtırada bu duruma temas edildiği bildirilme İdedir.
Bu münasebetle hükümetin önümüzdeki günlerde bu mevzu üzerinde bir karar alması bekleniyor.
Sosyal ehemmiyeti olan bu meselede ânı karartır verilenıJ-yeceğinden durum tetkik edildikten sonra tatbikata geçilecektir. Bu hususta Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı İle dışişleri Bakanlığı müştereken çalışmaktadırlar
rek itiyadlar. umumi mânasında «Terbiye» dir. Demokrasi bilgileri bir ayda edinilir. Otuz yıllık siyasi terbiye üç yılda silinmez. Tek parti içinde yetiştik, demokrat olduk. Onun için, muhalif partiler isteriz amma bizim gibi görüp düşünen güdümlü muhalifler... Hürriyeti severiz, ancak, bizi rahatsız etmeyecek. biçilmiş bir hürriyet... İkinci gurup muhalefeti, otoriter rejim hürriyeti. Halbuki bütün demokrasilerde bir çeşit muhalefet, bir türlü hürriyet vardır
Buna biz de erişeceğiz, bu terbiye ve bu gelenekle yetişmiş nesiller işi ellerine aldıkları zaman Biz demokratız amma, demokrasi ağ-zımızdadrr. Yüreğimizde Tek Parti aslanı yatar. Hep o mektepten yetiştik, hep o ter biyeyi aldık. Olgun bir nesil bes yılda değişmez. Sabırlı olalım, istikbale güvenelim,
Necmeddin SADAK
Kore harbi
Nev.'-York 28 (Radyo ı— Ko-renln jlmallnde komünist mukavemeti şiddetlenmeğe başlamıştır. Cozan şehrini zapteden güney Koreliler şiddetli bir mukavemetle karşılaşıyorlar. Daha cenupta bir komünist taarruzu tardedllm iştir
Cephe gerilerinde çete faaliyeti artmaktadır Bir Amerikan sözcüsü, cephe gerilerinde, cepheden daha fazla komünist askeri bulunduğunu söylemiş, fakat vaziyetin ciddi olmadığını bildirmiştir.
SAYIN DOKTOR veECZ ACILAR A:
enM-ıma/
' | lnjet tabla
Kabili zerk Calçium ve
Vitamin D Müstahzarı
* Piyasaya arzedilınişlir.
Meclisin açılışı
Uta» tarafı birinci sahifede)
rulu geç vakte kadar yaptığı toplantılarda nutkun ana hattan üzerinde görüşmelerde bulunmaktadır. Her Bakanlıktan gelen ve nutukta yer alacak malûmat İnceden inceye tetkik edilmektedir.
Bu seneld nutkun geçen senelere nazaran daha uzun ve teferruatlı olacağı söylenmektedir.
Bildirildiğine göre, nutukta başlıca İki esas bulunmaktadır. Birincisi dört buçuk aylık hükümet İcraatının bllânçocu, 1-klnclsl hükümetin dnümüzdeki sene takib edeceği çalışma programıdır.
Cumhurbaşkanının açış nutkunu tenkid irin bu sene muha Jefete de imkân verileceği an-laşıimaktadır. Hatırlarda olduğu gibi. geçen nene açış nutkunun tenkidi İçin muhalefet söz istemişse de verilmemişti. Fakat bununla beraber, muhalefetin Bayann nutkunu tenkid c-dlp etmiyeceğl Halk Partisinin salı günkü Meclis Grupu !çtl-maında kararlaştırılacaktır.
Tophane cinayeti
(Baş tarafı birinci Mhlfcde)
numarada oturan on sekiz yaşlarında Fehmi Çelenk isminde bir genç de karşı taraftaki kahveye gelmiş ve «arhuşluk salka-slyle bağırıp çağırmağa, nâra atmağa başlamıştır Bazı arkadaşları kendisini sükûta davet etmişler ve bir tarafa oturtmak İstemişlerse de Fehmi buna yanaşmamış ve tabanca ile etrafı korkutup sindirmek istemiştir. O sırada Celâl Uzun da bulunduğu yerden kaçmak istemişse de Fehmi tabancasını üzerine tevcih, ederek bir el ateş etmiş ve çıkan kurşun. Celâl Uzun'un lam alnma isabet ederek canan yere sermiştir.
Zabıta memurları, kaalll Fehmi Çelengi tabancoslyle birlikte yakalamışlardır.
Demokrat Parti Meclis Gru-punıtn içtİmamda da bû mevzuun görüşüleceği haber verilmekledir. Bazı Demokrat Parti milletvekillerinin nutku tenkid için söz almaları mümkün görülmekledir.
Ankara 27 — Türkiye zeytinyağı ve nebati yağlar kongresi bu sabah saat 930 da başkan vekillerinden Muhip özyiğit'ln başkanlığında üçüncü ve son oturumunu yapmıştır.
Müzakerelerin yeterliğine dair verilen önerge sonunda başkanlık kongre mesaisinde şu üç esasın temini kararlaştırıldığını belirtmiştir;
1 — Tağşişin meni ve bu memnuiyetln şiddetli bir şekilde tatbiki,
2 — Zeytinyağı, nebati yağlar ve tohumları İle Prinanın İhracı için müstekar bir politikanın takibi.
3 — Sabun, yağ ve yağlı tohumların standardizasyona tâbi tutulması.
Müteakiben Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı müsteşarı Faruk 8unter, kongre çalışmaları Bakanlıkça tetkik edilirken İstişarelerine müracaat etmek İçin kongre çalışmalarında esas teşkil eden üç grup temsilcilerinden ikişer delegeden « kişilik bir temsilci heyetin seçilmesini İstemiştir,
Kongre, mesaisinin memleket İçin hayırlı olması temennisiyle nihayete ermiştir.
la-
Emniyet prevantoryumu Emniyt Genel Müdürlüğü
rafından şehrimizde Acıbadem semtinde vücuda getirilen 50 yataklı Emniyet memurları prevantoryumu dün 15 te törenle açılmıştır. Törende Vali ve Belediye Reisi, Emniyet Genel müdürü, Kocaeli Valisi. Bağlık müdürleri, hastaneler başhekimleri. Emniyet Müdürü ve şehrin tanınmış hekimleri hazır bulunmuşlardır.
Bazı salâhiyet sahibi kimselerin İfadelerine göre umumi evlerin kaldırılması mümkün olmayacaktır. Hâlen sıkı bir sağlık kontroluna tabi olan bu evlerin kaldınlmıyarak daha sıkı bir kontrol altında hususi evler haline getirilmeleri uygun görülmektedir.
Yakında bu hususta iki Bakanlığın müşterek faaliyetinden sonra kartr verilecektir
Enteresan bir ilân
BORSA
I Sterlin
100 Dolar
100 Fransu F.
ıoo tsv*c a.
100 tsvlcro r.
ıoo Hortn
100 Belçi k» »
100 UKuOe» ESHAM ve tahvil A t X V fAİZt! TAHYİLLCT
Londra New Vork Pırla StokhoUa Cenevrv Amrtardan BrUkMİ
Lizbon
SahahGazeteleriNe Diyor?
fıva» • Erzurum I Sıveı • Bnunım 1-1 I1M1 Demiryolu I HH1 Demiryolu İl IHI Demiryolu ru MUll Mı) dulu a l Milli Müdafaa (1 Milli MOdafaa m MIHI MOdnfua ıv
% » ratzn tahviller
Ismarlama muhalefet
Sedat Simav!, HÜRRİYET* te, Fevzi Lûtfi Karaosmanoğ-lunun son nutku hakkında şunları yazmaktadır:
Biz, kendi hesabımıza bu son nutku, bir tehevvür ânının eseri kabul ediyor ve ciddiye almıyoruz.
Fevzi Lûtfl de pekâlâ bilmelidir kİ- ısmarlama bir muhalefet olamaz ve demokrasinin yaşaması ve gelişmesi İçin kuvvetli bir muhalefetin mevcudiyetine zaruret vardır.
Mademki, Halk Partisi mevcuttur ve milletin yüzde kırkını temsil etmektedir. Demokrat Parti İçin bu realiteyi kabul etmekten başka çare yoktur.»
Belediye nerede?
Ercüment Ekrem, SON FOSTA’dnU fıkrasında Vi -Nn ve Mustafa Ragıp Esatlı-nın ekmek ve diğer Kida maddelerinin ne derecede pis bir şekilde satıldıklarını belirten yarılarına temas ettikten sonra şöyle demekledir:
«Blzler, İlâmaşallah, şerbetliyiz galiba... Pislik içerisinde mütemadiyen yaşamaktan. mütemadiyen mikrop ve basil yutmaktan, gitgide- tifoya, parntlfaya, koleraya, vebaya, dizanteriye karşı bir nevi muafiyet kesretmişiz. öyle olmamış olsa şimdiye kadar sapır sapır dökülürdük,
İstanbullunuzun bir belediyesi, belediyenin bir zabıta talimatnamesi, heyeti sıhhl-yesl ve bu heyetin de yine ayrıca bir talimatnamesi vardır
Vardır amma. İşte o kadar!ı
★
Beyaz zehjr
Had un G. Savcı VATAN’da-ki fıkrasında memleketimizde eroinle mücadele için müeyyidelerin çok zayıf olduğunu İşaret ettikten sonra şunları yazmaktadır:
«Muhakkak olan nokta şudur ki. beyaz zehlrciler baklandaki bugünkü hükümler, yenilerinin de yetişmesine İmkân verecek ve hattâ bu İstidatta olanları cesaretlendirecek kadar hafiftir. Bu itibarla- Büyük Millet Meclisi sayın üyelerinin bu beyaz zehir İşi üstünde hem millî bünyemizin selâmeti bakımından, hem de milletlerarası bir mesele olmak bakımından, âzami titizlikle durması temenniye şayandır.»
S» 55
0(1.90 tfl 10 MJH>
91-■n io oesö
Muhterem vatandaşlara meşhur NUGGET İngiliz ayakkabı cilâlann bazı meziyetlerini hatırlatıyoruz.
1, — NUGGET boyalı cilaları tek bir kullanışta kunduralarınızı hem boyar, hem parlatır.
2 — Herhangi bir yakıcı maddeden tamamen kurtulmuş olduğundan ayakkablarınızı asla yakmaz.
3. — NUGGET boyalı cUûlâr-da bulunan hususi yağlar ayaklı ab lafınızın derisini besler ve ömrünü uzatır.
4. — Ayakkablarınızı ve her nevi deriden yapılmış eşyayı su geçmez bir hale getirir .
5. — Her mevsimde ayakkab-lannızın güzel görünüşünü te-tnln eder ve verdiği parlaklık
| herhangi bir ciladan fazla de-vamiıdır.
6. — Piyasaya 4 boy üzerine ve 9 muhtelif renklerde takdim edilmektedir.
NUGGET boyalı cUâları DÜNYANIN 5 KIT ASINDA 11 FABRİKA TARAFINDAN İMAL EDİLMEKTEDİR.
% «.4 FAİZLİ TAHVÛ.
IHS tahvili OBJ» 1
% S FAİZLİ rAHVİLLEI»
1K13 Ergani 22 SS
ixıu ıkrnmlreU 20.60 1
MÜH Müdafaa 205(1 '
Demiryolu (V 08 40
Demiryolu v OBOS
ANADOLU DEMİRYOLU CRUPD
Tahviller a a c İ0D.23
Hisse «önelleri * 40 22 30
MUraessll «ene! «□ -
ŞİRKET HİSSELERİ
MerKcı Ban Kası 123.-
Arşları Çimento e su
T. Ticaret Baı>k»M 9.-
lj BanitM» 50 -
Şark DefttrmcnrliJM K.B>
Milli Reasürans 14.-
SARRAFLARDA ALTIN
>•>>«■■■
Gulden 2İIİ0
TtUk ura» sı av
Slarlfn «ISO
■ KÜJea 4.S4
F | Rese» 37.-
ÖLÜM
ı Miirefte eşraPndan merhum ve mağfur ah Paşa'mn oğlu. Reha Kutman'ın zevci. Dunlş Kutman. Nihad Katman re Feyzi Kutman’ın babalan. Süleyman, Mehmet. Hilmi ve Zahit Kutman'ın amcaları Ercan Kutman ve Eser Derr.lrmnnin büyükbabaları
ALİ PAŞA Z.4BL MIMET
KUTMAN
Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 29-X-£'&0 p; iar günü öğle namazım mtil.ıık’P Şişli camiinden ka'dn ıı.'* Feriköy dek) al* kabrtsh»-'i' •» defnedlIecekUr Allan gani gani rahmet eyleye.
23 Ekim 1950
AKŞAM
Sahlfe 3
akşamdan =
AKŞAMA Öğretmenler hakkında biri müspet, biri menfi iki karar
Millî Eğitim Bakanının sözlerinden anladığımıza gö. re, köy hocaları arasında en fazla muvaffak olanlar, şehirlere alınacakmış. Bundan sonra da hiçbir öğretmeni mevsimsiz ve haksız olarak göçebe durumuna dü-şiirmiyecekmişiz.
Temenni olunur ki:
Yalnız hocalar değil, diğer bir çok memurlar da. kedinin taşıdığı yavrular gibi, boyuna bir taraftan bir tarafa nakledilmesinler. Küçük memurlarda ve öğretmenlerde şiiyle bir fikir hâsıl olabilmeli;
— Burada vazife aldım, burasını benimseyeceğim. Uzun seneler, belki de haya-ttınca bu kasabada kalacağım. Buranın akıbet teriyle fevkalâde ilgilenmeğe mecburum- Burada kendimi İyi tanıtmalıyım. Bir pot kırma-malıvım. Muhiti ileri götürerek kendime de faydam dokunmalı. Etle tırnak gibi birbirimizden ayrılmaz hale gelmeliyiz. Burada bîr evce gizim, bir bahçem, iyi mobilyalarım. bir at arabam olması gayemdir. Muhitin şartlarını da tetkik etmek suretiyle bir ihtisas yapabilirim.
Hele öğretmenler için:
— Programdaki ünitelerde başlangıç noktası talebenin muhitidir. Bu muhitin şartlarından hareket ederek çocuk yetiştirmek için, bu muhiti senelerce öğrenmeğe mecburum.
Türk sairi:
Mirindi seçer nabit olur sabit olanlar
demiş. Türkçeye tercümesi:
(Bir yerde sebat edenler, ağaç gibi gelişir.)
Memurları ve öğretmenleri bir yerde mıhlamanın rejioııalist zihniyet noktasından zarar vereceği de ileri sürülebilir. Devlet bütçesinden maaş alanların, bütün Türkiyeyi yekpare saymalarını hedef tutan bu iddialar. yukarıda anlattıklarımıza kıyasla zayıf kalır kaııaatındayım. Çünkü, memurlar da, öğretmenler de artık böyle bir derse muhtaç olmayacak millî inkişafı geçirmişlerdir.
Binaenaleyh. Milli Eğitim Bakanının, (Hiçbir öğretmeni mevsimsiz olarak göçebe durumuna düşürmiye-ceğiz.) vâ'dini memnuniyetle karşılamak lâzım gelir.
Ancak, köy hocaları arasında fazla muvaffak olanların şehirlere alınması, köyler aleyhine bir karar gibi görünüyor. Köy hocalığı, ayrı bir ihtisas olsa gerektir. Bunun terfii ve terfiiııin terfii. Ordinaryüs Profesörlük değildir elbette. Ve en iyi öğretmenlerin köyden alınması. köylerin bunlardan mahrumiyeti manasınadır.
Köylü efendimize gadrolmasın.
(Vâ-NÛ)
Eroincilerle mücadele
İstanbul Yeşilay teşkilâtı tarafından millet vekillerine hitaben bir beyanname neşredilerek Ceza kanununun tâdili sırasında esrar, eroin, kokain, morfin ve emsali zehirlerin alım, satım ve imali suçlarının şiddetli müeyyidelerle cezalandırılması talep edilmektedir.
Bütiin tarih muharrirlerinin yardımiyle neşrolunup büyük bir satış rekoru yapan emsalsiz «Resimli Tarih Mecmuası» tun 11 inci sayısı da görülmemiş resimlerle çıkmıştır.
Ayrıca verilen İlâvesi büyük bir değerdedir
Adres: Posta Kutusu No 18
İstanbul
Eski nüshaların mevcudu azalmaktadır.
Cumhuriyet bayramı
Kutlama hazırlıkl/arı hararetle devam ediyor
Cumhuriyet bayramı hazırlıklarına hararetle devam edilmektedir. Taksim İnönü gezisine, Beyazıt meydanına ve diğer senitlerdeki meydanlarla caddelere takların ışıklandırma tesislerinin İnşası ve binaların süslenme İşi bugün akşama kadar sona ermiş olacaktır.
Diğer tarafta belediye kaymakamlıklara birer tamim göndererek her ilçede gündüz ve gece bayramın neşeli geçmesi için İcabetten bütün tedbirlerin alınmasını bildirmiştir. Her ilçe hususi programlar hazırlamak suretiyle halkın eğlenmesini temin edecektir.
Muammer Karaca
Bel Ami rolünde
Karadenizli eski Bakan — Başbakan yardımcısı gibi kadın — Salona anafor girenlerin sayısı — Gelir Vergisi Mektebi adapte ediliyor
Baledeki genç kızlardan bir grup
Öğretmenlerin şikâyetleri
10 yıldanberi »ıra bekledikleri halde tâyin edilmemişler
Ziraat sayımı
Ankara 27 (Akşamı — Kasımın birinde umumi ziraat sayımı yapılacaktır. Bu münasebetle Tarım Bakanlığı gereken tedbirleri almış, yedi bin ilkokul öğreninl sayım İçin etmiştir, âlö ziraat memuru da kontrolör vazifesini yapacaktır.
Muammer Karaca bağırdı:
— Tüfek dansı!
Orkestra, hepimizin sevdiği bir marşa başladı. Balenin güzel yüzlü, kıvrak vücutlu genç kızları prova kıyafetleri ve ellerindeki tüfeklerle sahnede dönüyorlar. Tiyatro bomboş, koltuklarda kimseler yok. Elen trupundan boşalan Maksim salonu cumartesi gününe kadar dinleniyor.
Muammere, ou yeni piyesini sordum. Anlattı:
— Muharrir dostum Refik Kordağ oturmuş, güzel bir eser yazmış. Fakat bir (ûrlii adım bulamamış. Ben piyesi okudum ve vaftiz babası olarak (Bel Ami» adını taktım. Yani bu. bazı kimselerin zannettikleri gibi.
Revünün mevzuu
Ouy de MıupassanTnm eseri değildir. Bizimkisi müzikli bir komedidir. Tezi filân yok. Maksadı güldürmek. Mevzu da şu: Sevişen bir genç çiftin evlenmek için paraları yoktur. Bunun üzerine genç kız ihtiyar bir adamı, delikanlı da o İhtiyarın karısını tavlayıp paralarım sızdırıyorlar. Sonunda onlar ermiş muradına...
Genç kız rolünü. İzmir Şehir tiyatrosundan gelen ve ilk defa operete çıkacak olan Ranâ Şıv-ga oynuyor, Burada adı Mual-lâ. Onun sevgilisi olan denizaltı erbaşı Sabri Atlamaz rolünü de ben oynuyorum. Kızın tavladığı adamsa Karadenizli eski bir Bakandır. Bit rolü Iiafız Mehmet Ali temsil ediyor. Bakanın karısı İki kere hacca gitmiş olup denizaltı erbaşım Jigolo tutmaktadır. Bu role de İrnıa Toto çıkıyor. Muzaffer Hepgülerse Avadis rolün dedir, Güzin Özipek bit piyeste rol almadı amma bütün kostümler onun nezaret! altında çiziliyor.
Birlikte sahnenin altındaki kata inip dolaştık. Buradaki ufacık iki odada hararetli bir terzihane havası yaratılmış.Beyaz önlükler giymiş bir kaç terzi hanım durmadan çalışarak kostümler dikiyorlar.
Operetin kadrosu
Muammer bu sene bale, kostüm ve orkestra için bir hayli para harcamış. Kendisi de bunu belirtti:
Ermeni piskoposu Karabetyan
Ermeni patrik seçiminden bahsederken piskopos Klrkor Karabetyan'ın hükümet tarafından cezalandırıldığı yazılmıştı. Piskoposun Ermeni cemaati yetkili makamı tarafından cezalandırıldığı öğrenil, miştir.
1 otobüs, 2 kamyon yandı
İskenderun 27 (Akşam) — Antakyada Hamlt EJrfah’ya ait garajda henüz sebebi anlaşıla-mıyan yangın çıkmıştu. İki kamyon, bir otobiis. benzin alevleri İçinde kalarak yanmıştır.
Resim sergisi
Fethi Karakaşla A. Arad’ın müştereken hazırladıkları resim sergisi bugün saat 15 de Taksimdeki Fransız konsolosluğunda açılacaktır.
Deniz Yedek Subaylarına diploma tevzii Deniz yedek subaylarının diploma töreni bugün saat lûda Heybelideki Deniz Harb okulunda yapılacaktır
Nusret Safa Coşkun aleyhinde dâva
Akşam Postası gazetesi başmuharriri Nüsret Safa Coşkun aleyhine cHükümetüı manevi şahsiyetine hakaret» iddlaslle dâva İkame edilmiştir.
r----------------------
Şikâyetler
13 ayda maaş muamelesi tekemmül-ettirilemcmiş
Edremiıll bir okuyucumuz, matbaamıza gelerek şu şikâyette bulundu;
«Bahriye Kolaylığından emekli olup bundan 13 buçuk ay evvel Edremldin Tahta köyünde vefat eden Hüsnü Kancanın biraderiyim. Ailesine ve çocuklarına dul ve yetim maaşı bağlanması hakkında ınalmüdurlüğü va-sıtaslyle müracaatta bulunduk. Aradan bir seneden fazla zaman geçtiği halde el'an muamelesi yapılmamıştır*
Alâkadar makamların
-------———---
25 lira doğuran iki buçuk liralık
SERİ A 43 —No: 100417
Yukarıda numaralan neşredilen beşinci 2,5 liralık FATİH’te sarf edilmiştir. Bu parayı bulan okuyucumuz bugünkü AKŞAM gazetesi ile birlikte 7 Kasım Şah ğünü saat 17 ye kadar idaremize getirdiği takdirde kendisine 25 lira verilecektir.
★
İkramiyeli 2,5 liralıklar şehrin muhtelif semtlerinde peyderpey harcanarak numaraları AKŞAM'da ilân edilecektir.
*
Henüz piyasada dolaşan ikramiyeli 2’ liralıklar
Seri A 43 — No. 131153 müddeti 2 Kasım Perşembe günü bitiyor.
Seri A 43 — No. 329306 müddeti 4 Kasım Cumartesi günü bitiyor.
Seri A 36 — No. 206795 müddeti 6 Kasım Pazartesi günü bitiyor
, — Bu sene 52 kişilik bir kadroya maaş vereceğim. Vereceğim amma, buna Tekel bütçesi bile dayanmaz birader.
Mamafih Karaca, halktan gördüğü rağbeti devam ettirebilmek için bu fedakârlıklara seve seve katlanacak gibi görünüyor.
— Bizde, diyor, müthiş bir nükte kafası v»r. Bu bakımdan memleketimiz dünyanın en ileri ülkeleri sırasındadır. Bu topraklarda Nasreddln Hoca yetişti.. Bektaşi tipi bütün azametiyle ve İstanbul mlzaln Olanca keskinliğiyle bu topraklarda ün saldı.
Muammer bizde mizahın keskinliğiyle başabas giden
Hanımlara Mahsus Çay Salonu, Öğle ve Akşam Yemek Salonları, Aperetif Salonları, Kabare ve:
“BİRDEN SONRA,, sı...
İSTANBUL RADYOSU
Dün gazetemize bir grup ilk okul öğretmeni gelerek İstanbul emrinde on senedenberl sıra, bekledikleri halde bu sene de tâyinlerinin yapılmadığını öğrendiklerini bildirmişler ve uğradıkları haksızlıktan şikâyet ederek demişlerdir kİ:
— Tâyin sıramız iki numaraya kadar yaklaştığı halde bu sene numaralarımız tekrar gerilere atılmış. Bu halin sebebin! Milli Eğitim Müdürlüğünden sorduğumuz zaman bize: »Müdürlük tâyinler için bir harici, bir de dahili liste tanzim etmektedir. Bunlara siz dahil değilsiniz. Sizin tâyinleriniz ayrı bir liste İle olacaktır, denildi. Bu sefer de:
»İstaııbuldan taşraya tâyin edilen 152 öğretmen geri geldiği için tâyinleriniz gecikti. Sizi ayrı bir listeye Idhal edeceğiz.» cevabını aldık.
On senedenberl bu yolda cevaplar almaktan usandık. İstanbul emrine verildiğimiz halde sonelerdir tâyinlerimizi bek-İçmek bizi maddeten çok zararı uğrattı. İçimizde bir kısmımız da hastadır. Bakanlıktan İstanbul a gönderilen emirlerimizde tâyinlerimizin acele yapılması hakkında kayıt da vardır.
Diğer bir öğretmen de Edebiyat fakültesinden mezun olduğunu, Anadolunun her hangi bir yerine gönderilirse gideceğini Bakanlığa bildirdiği halde evvelâ mecburi hizmetlileri tâyin edeceğiz, şeklinde cevap aldığım söyliyerek:
— Bakanı gördüm, istidalarıma bile cevap verilmediğini söyledim Bakan, kalemi mahsus müdürüne bu hususta titiz davranması için not yazdırdı, bakalım no olacak? demiştir.
müsamahayı da belirtiyor:
— Buna verecek yığınla misalim var. Bu yaz An karada oynuyorduk. Celâl Bayar, Adnan Menderes ve Samct Ağaoğlu gelip ön sıraya oturdular. O sırada rol icabı sahneye gayet kısa boylu bir kadın çıktı. Ben de ona bakıp seslendim:
nKarıya bakın be! Başbakan Yardımcısına benziyor!» Tabii Samet Ağaoğlu kasıklarını tutup gülmeye başladı.
Sahneyi ve salonu kontrol
Sahneye çıktık. Karşımızda bütün salon bomboş duruyor, şahap BALClOÖLt!
(Arkası 5 İnci sahifede)
Öğle ve akşam programı
12 57 Açılış ve programlar.
13.00 Habf ler.
13.15 Mır>ar Pl 1330 Dan. nıtUlği Pl.
13.45 Sar eserleri ve ovun havalan. 1100 R’ı |vn Balan orkestrası korneri 11 M K ’ilay h.tflaaı mflnaıebetiy 1«
konujma.
11.1(1 Şarkılar. Okuyan: Muattâ Mukadder
15.15 Çuçuk
13.30 Marşlar Pl.
İS 45 Türküler Okuyan ve çalan Fahri Ka.vh.iu ir>oa Çocuk Mani ve mUılk.
I' » Sar eserleri.
1 > *5 Haftanın programı
17,00 Büyük orkestralardan uvertllr ve martlar Pl.
17 ıs mimlerden müılk Pl.
17 30 Salcılar. Okuyan. Mefharet Yıl-
ifl.’O Kayıp mektupları.
18.15 Gençer ve arkadaşlarındım dans mürlfil
18.45 Sar. eterleri
19.00 Haberler
m is Kısa şehir haberleri
10.20 Hanımlar fani heyeti konseri. 20.00 Dans mürlğl Pl.
20.15 Radyo Guelesi.
20,M Necatı ve arl'sdajl.ırı türküler programı.
20.50 Serbra «aal
21.00 Dinlerle! u! ekleri «Hant batı mıiEitı..
21.45 Şarkılar
22.10 SCİUrde bu haltı
22.45 Haberler.
2.1.00 Eğlence yerlerinden naklen
1 yayın.
21,00 Programlar ve kapanla
ANKARA RADYOSU Öğle ve akşam programı
12,28 Açılış ve program.
12.30 M. S. ayarı ve şarkılar.
12.45 Haberler
I. ’.OO tılllciai marsı ve Barbakanın
Cumhuriyet Bayramım açış söylevi.
13,19 Dag Bağını Duman Almıj ve Milli oyun havalan.
13,19 Marjlar.
14,00 Davul -Zuma
11.15 Beraber snrlcılnr. 1
11.45 Sen parçalar Pl.
II. 55 Spor haberleri. 15.00 Kapanış.
16.50 Açılış ve program 17.00 Çocuk saati
18,ı» Büyük fasih lo.oo M. S. ayarı ve Haberler.
10.15 Tarihten Bir Yaprak. 19J0 Yurtlan sesler
20.00 Oyun havaları ıRadyo Bağlama
30.15 Radyo Gazetesi
20.30 Atatürk'ün 10 uncu yıl nutku.
20.45 Marslarımız.
21.00 Temsil,
31.45 Türküler.
22.M Konuşma.
2315 MuallO Gokçay okuyor.
22.45 m s. ayarı ve Haberler. 233» Dana ıntu-l#! Pl
23JÛ Program ve Irap.ınıg.
İSTANBUL =
-.... HAYATİ
Sefalet tablosu
Yiirek sızlatıcı bir haber: Erzincan vilâyetin. 7 ağlı Kemah kazasının Ermeiik köyünden şimdiye kadar hiç bil yüksek mektep mezunu yetişmemiş.
Demek kî şimdiye kadar orada bir çok istidatlar, köyün daracık çerçevesi irinde körlenip kalmış. Sebebi fakirlik.
Bu hal, İstanbulda bulunan Er ineli klîlerî üzmüş, köylerini kalkındırmak gay. retile şehrimizde «Okutma ve yardımlaşma derneği, na mı altında bit cemiyet kurmuşlar ve bunu köy halkına bildirmişler
Köylülerin dernekten istedikleri fcil yardımın liste sine bir raz atalım:
1 — Köyün ilk okulun: devam eden 90 coçuktaı yetmişi mektebe valin ayal gidiyorlar. Defter, kalem a lacak vaziyette değiller. Bııı lara nabuç ve mektep mal zemesi.
2 — Köyde bir kazan bu lunnıadığı için kov halk bulgur kaynatamıyor. Dör tane bulgur kazanı.
3 — Kasaba uzak, hail fakir, ölülere kefen tedaril edilemiyor. Bir miktar ke fenlik bez.
tstanbuldaki dernek bı istekleri yerine getirmeğ karar vermiş. Allah razı ol sun. Fakat yurdun bağrın daki bu içtimai yara yetml: çift çocuk pabucu, dört ta ne bulgur kazanı ve bir to] kefenlik bez ile sarılıp ka pandı mı?
Anadolunun bir çok yerlerinde ve bahusus sark bölgesinde köylünün ihtiyaçla, rı cok mahduttur. Medeniyet nimetlerinden mahrum otan bu muhitler, medenî cemiyet içinde tanı mânasi-le iptidaî bir hayat geçirirler. Köylünün havaiçi zaru-riyesi arasında gaz lâmbasının hattâ sişesiz idare kandilinin yeri yoktur. Tezek alevinin yanında çıra bile büyük bir nimettir.
Bulgurunu kaynatacak kazan bıılamıyan köylünün gıdasını göz önüne getirirsek tüylerimiz ürperir, öte yanda veremle savaş için haykıra lıavkıra nutuklar çekiyoruz!
Ölüsüne kefenlik tedarik edemiyen köylünün doktor, ilâç kelimelerini ağzına bile almıvacağı tabiidir. Beri yanda muazzam bîr sağlık teşkilâtımız var. Vatandasın sağlığını korumak mevzuu üzerinde konferanslar veriliyor. broşürler neşrediliyor, programlar, plânlar yapılıyor.
Nüfusumuzun artmakta olduğunu, göğsümüzü gere gere ilân ediyoruz. Yurdumuzda normalden çok aşağı nisbette olan nüfus artışı, birçok bölgelerde Hudai ııâ-bit denilecek derecede iptidai hayat şartları altında vuku bulmaktadır. Köy kadını cok çocuk doğurur, fakat bunların yarısı gıdasızlıktan. hastalıktan ölür. Şimdiye kadar köye karşı ciddî bir alâka göstersevdik, köylünün hattâ şehirlinin sağlığını gereği gibi koruya-bilseydik bugün nüfusumuz kat kat fazla olurdu. Anadolunun geniş arazisi bomboş kalmazdı.
Ne yazık ki bu işleri hâlâ kâğıt üzerinde idare edip masa başlarında imza atarak yürütmeğe çalışıyoruz. Sık sık vurd gezintilerine çıkan evliya! umurumuz kazamız, kefensiz köylere, de uğrasalar ve gördüklerini, duyduklarını urıutmasalar anayurdun çehresi değişir.
Cemal REFİK
ĞreâteB by free versiori of 2PDF
Mustafa Kemal'in I bir emri
■ Bosfor ga«etesinden: I Mustafa Kemal'in bütün I cephelerde umumî bir (aar- | ruz enıreylediği bildirilmek- I tedir.B |
28 Teşrinievvel/L92« I
AKŞAM
Sabite 4
Casuslar Merkezi İSTANBUL
Amerikan gizli ajanı North’un casusluk
Bintaşı Hutgh maceraları
Yazan: Van Wyck Mason
Çeviren:
■ Nihal K a ramağa raiı
28 Ekim 1950
EN İYİ TRAŞ SABUNUDUR
Bugün
Maline 15 te, Suare 20.30 da
İşbu tenis!! MAUPASSANT'ın şaheseri olmayıp yeril bir komedi müzikaldir ve KOM.1Kİ ŞEHİR HAŞAN EFENDİ metodlarma göre sahneye konmuştur.
Perşembe Suvare, Cumartesi Maline, Uleheye tenzilât
Telefon: «134.
| Bugün Kadıköy OPERA Sinemasında
I Cumhuriyet Bayramı şerefine Fevkalâde büyük program
1- ŞARLATAN
d (NlghtmaTC Alley)
I Baş Fullerde: TYRONE POWER — JOAN BLONDELL
I 1949 - 1950 sinema mevsimi film müsabakasında birinci-'! ligi kazanan büyük aşk ve macera lilml
2 AŞILMAZ DUVAR
D (învlslblc Wa!l) !
\ Baş rollerde: DON CASTLE — VİRGİNİA CHRİSTİNE g
İPEK
SİNEMASINDA
tarafından müthiş ormanlarda en korkunç vahşi hay-
vanlar arasında çevrilen
Türkçe sözlü büyük macera şaheseri
Dünya yüzme şampiyonu
Johnny Weıssmiiller
TARZAN MAYMUN ADAM
ı J
Petrol Ofisinden
Ofisimiz İhtiyacı İçin bir miktar elektrik ve elle ve ayrıca y: tz elle işler benzin satış pompası alınacaktır.
Standard tipe bağlanmamış olan bu malzeme İçin alâkalıları! tekliflerini pompaların kataloglariyle birlikte en geç 6)1/050 pazartesi günü akşamına kadar yazılı olarak An karada umum müdürlüğümüze yapmadan Hân olunur. 14555
Nizip Belediyesinden
Nizip Belediye elektrik işletmesi tamamen şahsi teşebbüse devredilecektir.
isteklilerin 18 Kasım 950 tarihine kadar teklifte bulunmaları. 14532
ilân
İstihkâm okuluna teknik resim öğretmeni alınacaktır. Tahsil derecesine göre 400 Ura ücret verilecektir. İsteklilerin şartları öğrenmek üzere Eyiip İstihkâm Merkezi I. şube Müdürlüğüne mıiracaatlan ilân olunur. (14787 - 47203
— Eğer va'ıetmek için buraya çagırdınsa, gidiyorum... Bana bira* evvel diyeceklerimi dedim: Benim ne ordu İle, ne Amerika ile, ne de şu demokrasi denen İnhitat halindeki karin imahzun baktı, ağrısıyla htç bir alâkam kalmadı.
— Allah aşkına, duştum, sesini o kadar yükseltme!
— Neden?
— Sahile pek yakınız. İşitirler... Sana pek ınühlm bir haberim var.
İnce bir vapur düdüğü ve o-nu takiben- pervanelerin çıkardığı gamlı çalkantı ahşap rıhtımdaki 1kl adamın kulağına geldi
— Şu son bir haftadır olan bitenden galiba haberin yok Sovyetler. Birlenmiş milletlerde kıyamet koparıyorlar
Sesin! daha yavaşlattı:
____ Dün. delegeleri. Güvenlik konseyini bir ültimatom vermekle tehdit etiller
— Birleşmiş Milletler mı dedin?... Şu zavallı biçare topluluk!... Kolalı gömleklilerin ve parlak gözlü idealistlerin topluluğu... Güleyim bari. Sovyet-3er evvelâ kendi lâflarına kendileri İnanıyor. Ne Elediklerini ve istediklerini elde etmesini biliyorlar.
Binbaşı Storldnrd feveran elti:
— Kes sesini Allahın cezası, sarhoş herif: Sana anlatmak istediğim şudur: Bundan böyle beklemeli: Üçüncü dünya harbi herhangi bir anda natlak verebilir... Sefarethaneden bizi 1-kaz etliler. Zira tazyik dayanılmaz bir mert, beye vardı, Sefa-1 rettckJler, günlerdenberl diken üstündeler. Askeri c ir) İğimiz üç ' gün evvel yirmi dört saatlik vakfeye başladı. Çanakkale’deki [donanmamızı her türlü gemiler le takviye ettik.
Hugh, sordu’
— Bu heyecana cebep ne?
Hemen oracıkta olr köpek an sızın havlamağı, başladı Civardaki bütün sokak köpekleri de; 1 muhabbetle mukabeleye glrlşti-j ler.
— Buna sebep Rusların son çalışmalarıdır Kahredici yeni bir silâhı tekâmül ettirdikleri haber alındı.
Hugh’un bakıları yine arkadaki tahta yığınında dolaştı:
— Kahredici cilâlı mı?
— Elbet ya.. Bu silâh, atom bombasını BÖlgf-de bırakacak... Geçen eylül Kıffl! Ordunun yük sek rütbeli subaylar» arasında yapılan temizliği hatırlıyor musun?
— S talinin çok İhtiyarladığını ve yerine kendilerinin göz diktiklerini belli ederek siyasi bir hata İşlemi!) oloular, öksürüp, parmakları arasından sümkürdii.
Hallçin ötesinde askeri tamir
EVVELKİ TEFRİKALARIMIZIN HULÂSASI
Amerikan istihbarat subayı Stoddard'la Amerikan gasetedsi bayan Jingies Lawson İstanbulda, Haliçtedirler. Eskiden pek defteri! bir xat olarak tanınan, fakat şimdi işi ayyaşlıftâ vuran Amerikan binbaşısı Hugh North'n dadandığı meyhaneden alarak tabiî hayatına kavuşturmak istiyorlar.
J
BEYAZLI KADIN
Ajk ve macera romanı
fıuo: W. W. Oollins Tercüme eden: (Vâ-Nû)
—Tefrika No. m
bir devletin menfaatlerine lılz-• met edersek, yahut kendi kurulumuza ihanette bulunursak, dünyanuı uzak bir bucağından gönderilmiş bir yabancı, yahut kendi yaion dostlarımızdan biri bizi öldürebilir Bizse kaatUimlz olacak adamın cemiyette bulunduğundan bile haberdar değinidir meselâ...
«Evvelce, İtalyada sekreterlik rtaılştlm. o zamanın azasından çoğu He yüzyüze gelmiştim.
Durup yüzüme baktı.
— Evet .artık benden öğreneceklerini öğrendin. Çok rica ederim, bunca İtiraflardan sonra peşimi bırak Vicdanımla baş başa kalayım. Bu bahsi de bir daha açmayalım. Ben aene tefrik edici bir İşaretimiz olduğunu r. bu işareti ölümümü»* ikadar saklaıhtırmu söylemiş-
tim, değil mi? İşte o İşaret, Walter.
Bol yenini açtı Bir shiling büyüklüğünü'* bir dağlamayı gösterdi
— Kolunda böyle bir işaret olan İnsan, kurulumuzun asasıdır. İhanette bulunursa ergeç keşfedilir, ölüm cezasına çarpılır
«Bütün gördüklerinizi. İşittiklerinizi bir araya gelirin; bunrardan. arzıı ettiğiniz neticeyi çıkarın. Fakat şahsan senden rica ederim: Ne keşfedersen et, ne yaparsan yap; çıkaracağın neticelerden beni haberdar etme. Ben, bana gösterdiğin o adamı tanımıyorum. Şayet Uuııyıversem bile, tebdili kıyafet ettiğinden duJuyı seçemedim. İsmini de, elemini de bllmlyorıan. Ona dair kal İyen
-- Mamafih, Stallni yerinden oynatamadılar. Stalln yaman adam... Devrimizdeki liderlerin en büyüğü...
Stoddardın eller! takalliis e-diyordu.
— Bu şekilde konuşumsan t-yl. edersin. Hâlâ Amerikan ordusuna mensup bir subay olduğunu unutma.
— Evet. Enayinin biriyim... Peki, ne olmuş temizleme hareketinden?
— Eylül sonlarına auğru hava mareşal! Vassily Kravenko’-yu yok etmişlerdi: aklına geldi mi?
— Vasslly Kravcnko cezasını buldu! — diye Hugh heyecanla cevap verdi. — Çünkü Troç-. kistti.
Bloddard. İhtar etil:
— Yahu! Yavaş yavaş... Kuzum Washingtonrdan hareket etmeden evvel, Rusların, üzerin de çalıştığı (W) silâhları hakkında sana ma’ûmat vermediler mİ?
İlk defa olarak, binbaşı Hugh Nort'Un yüzünde alâka M ameli belirdi,
— t W) silâhları mı?,.. Ha. evet, evet.., Merkezden idare e-dilen ve seri halinde imal olunan mermiler.. Değil mİ?
— Turnam. . Bunlar, müthiş şeykr . Korkunçtan da fazla... Fakat bilhassa, İçlerinde (W-3bı denilen bir tanesi var kİ, şimdiye kadar ima) edilmiş kahredici silâhların en müthişi... tb nln bakltrlolojlk mânaya geldiğini anladın tabii...)
Eldivenli elleri ger.e yumruk halinde sikildi ve arkadaşının oturduğu çürümeğe yüz tutmuş kütüğün ardına doğru, kuytuluğa baktı.
— Bildiğin gibi, biz de -W •
3 b) mlzl tekemmül ettirdik. : Ve bizimkini^ diğerlerinhıklno faik olduğu umumiyetle kabul ' olunuyor. Ancak çok mühim bir unsur İstisna edildiği takdirde... Bu da aynı anda muhtelif cepheli atış yapan mermilerdir... Bizde bunlar yok... Plânlarımla oldukça İyi... Fakat asla tatminkâr değil.
— Berbat İş.. Abcrdln'deki Vlrginia'dakl parlak oğlanların plânlan demek bu derece pes-tenekranl?...
Stoddud, boğuk bağuk haykırdı:
— Allah müstnhakmı versin senin... Beynin gerine dönmüş...
ha 1yi bilmen lir: Bu harbde
gazdan da. atomdan da daha büyük rol oynayacak: hepsin! gölgede bırakacak, önümüzdeki
saçan yeni neticesinde etliklerine ıW - 3 b)
tıikoi sün-Bendcn da-l&mm ge-mlkrop,
harb. mikrop harbi olacak. Zira gaa da,, atom da. ancak muayyen meşalelere tesir eden •ilâhlardır. Bahsettiğim bu silâh İse, her İstikamette ve mUlerce mesafede mahsul, hayvan, İnsan namına ne varsa, cümlesini mahvedecek.
Hugh’un başı dönüyordu.
— şuraya bak hele... Tarassut altında Imlşlzl... Hiç bu kadar kocaman kedi görmemiştim.
Hakikaten de şaşılacak kadar büyük b'r kedi, az evvel sarhoşun alâkasın» uyandıran kereste yığınları ardından, ürkmüş gibi kabararak fırlayıver-mlştl.
Stoddard, ümitsizlikle dedi kİ:
— Dön, askerî ataşe, Sovyet mühendislerinin muhtelif İstikametlere mermi silâhlarını tecrübe muvaffakiyet elde dair rapor almış.
mermilerini derhal külliyetli miktarda imale girişecekleri bcklenmektedlı Bu mermilerin katel-tlkleri mesafeyi biliyorsun, değil mi?
Binbaşının -'esindeki huşunet arttı.
— Şimdi anladınya, sana ne kadar muhtacız... Sen bizim son ve yegâne ûmldlmlzsln. Zira bu müthiş silâhın plânlarım yalnız sen elde edebilirsin.
Parmakları, arkadaşının kolunda kenedlendl.
— Hugh! Eğer bu plânlan ete geçiremezsek ve bunları İmalâtımıza çok acele olarak j tatbik edemezsek. Rusların batıya doğru taarruza geçeceklerine eminiz. Hem peyk memleketlerde, hem de Rusyamn dahilinde o kadar çok müşkülâtla karşılaşmaktadırlar ki, artık beklemeğe tahammülleri yok. Sovyetlerln Birleşmiş Milletlerde takındıkları tavır da söylediklerimi İspat eder Rusyonın Fransayı, îngütereyl ve Bene-lliks [11 memleketlerini, harap etmeden önce karşısına çıkıp bu teşebbüsü önleyecek hiç bir kuvvetimiz yoktur.
— Seninklsl. gerçi, yüreğe pek dokunacak bir dilek I — diye, Hugh North, sersemlemiş gibi bakara!: homurdandı. — Eskiden böyle oyunlar hoşuma giderdi ama, şimdi bende İş yok. Yoruldum
Pantolonunun arka cebini, yoklayarak, küçük bir şişe çıkardı.
— Mantık ve içtimai adalet şerefine içiyorum I — diyerek, dikti.
(Arkası var)
[11 Belçika, Felemenk, Lükse mburg.
malûmatım yok. Olmamakta devam etsin, beni rahat bırak! işte Waltcr, her şeyi söyledim; fazla bir şey elimden gelmiyor. Yakamı artık koyuver.
Kendini bir koltuğa bıraktı.
Yüzünü elleriyle gizledi.
K.ıpıyı ıısııJla açarak mırıldandım :
— Bana itimat gösterdiğinden dolayı asin pişmanlık duymayacaksın. Pesca. Yarın saat dokuzda gelmeme müsâade t-der misin?
— Evet Allah rahatlık versin, Walter,
— Allah rahatlık versin, Pesca.
XVII
Odama dönünce, hazırlığa giriştim. Zira, Kont Foscn'ya gitmeden önce, tedarikli bulunmam icabedlyordu. Elde ettiğim avantalı durumun kaybolmamasını istiyordum Ne olur, ne olmaz başıma bir şey gelirse ihtiyatlı davranmalıydım. PCS-ca’ya bir mektup yazıp dedim kİ:
(Tiyatreda sana gösterdiğim adam, slj«6İ cemiyetinizin aza-
suıdandır, Size ihanette bulunmuştur. St John’s Wood’da. Fort s L Road'da 5 numarada o-Vuruyor. Dostluğumuza güvene-, rek senden şunu istiyorum. Vakit kaybetmeksizin, elinden gelen bütün tedbirlere başvur. Ben tehlikeyi göee iddim. Her şeyi kaybettim. Hayatımla ödedim,»
Tarih ve im 2a altım. Sonra zarfı kapatarak ve balmumu İle mühürleyerek şu kelimeleri yazdım:
«Bu mektubu dokuzdan önce açma. Eğer tam o saatte benden haber gelmezse mtlhürO boz, mektubu oku.»
W. H.
Bu zarfı da başka bir zarfa koyup Pcsca’nın adresine yazdım.
Ev sahibinin katına İndim. BJr yere süratle mektup göndermek üzere biı adanı İsledim. Küçük oğlu İle gönderebileceğimi söyledi, icap eden talimatı delikanlıya verdim. Bir arabaya binecek, mektubu, profesör Pesca’nın eline bizzat verecekti.
Ondan cevap alacak, yine araba ile bana dönecekti.
| Saat on buçuktu. Yirmi dakika zarfında gelmiş olurdu. Ben de St John’s Wood’a gidebilirdim.
Bu Işı böylece hallettikten sonra, Halcombe'la Lâura'nın tomıl her zaman bekledikleri küçük salona girdim. Benim doğruca tiyatrodan döndüğümü sanacaklardı şüphesiz... Kapıyı açtığım sırada elim titriyordu.
Halcombe odada yalnızdı ve kitap okuyordu.
— Ne kadar erken döndün, Walter! Yoksa sonuna kadar kalmadın mı ?— dedi.
Mümkün mertebe sükûnla:
— Hayır, canım... Bitmeden çıktık... Laura nerede?
— Fena halde başı ağrıyordu. Yatmasını tavsiye etlim.
Yatak odamıza girdim. Karyolama usulle yaklaştım. Hayatından memnun, sükûn İçinde, yüzü yastığa yapışık güzel ka-rıniL uzun uzun seyrettim. Elini de, yorganın üzerine çıkarmıştı. Yatarak, elimle bu eli tutacağımdan emindi, belil.
(Arkası var) (
Sekreter alınacak
1 — Büro depo ve tamirhaneler İhtiyacı İçin İmtihanla en aşağı ilse ve üniversite mezunlarından 3 stajyer sekreter alınacaktır. Bunların İngilizce de bilmeleri şarttır.
2 —îmtihanian kazananlar 950 malî yılı sonuna kadar denemeye tâbi tutulacaklardır. Bu müddet İçinde geçici olarak kendilerine (4001 Ura aylık ücret verilecektir.
İmtihan» girebilmek İçin:
Askerliğini yapmış, 28 yaşını geçmemiş olanlar aşağıdaki belgeleriyle dilekçeleri ile Ankara Gnkur. Ordonat Daire Başkanlığına 15/Kasımtarihine kadar müracaat edeceklerdir.
Dilekçelerine bağlanacak olan belgeler:
A) Nüfua. hüviyet cüzdan» tasdikli sureti.
B) Emniyet Md. den doğruluk kâğıdı (Bu kâğıtta ecnebi kadınla evli olup olmadığı belirtilecektir,)
C) Okul şahadetnamesi.
D) Sağlık kâğıdı
E) Denemede muvaffak olmazsa geçici vazifesinden çıkarıldığı zaman hiçbir hak İddia etmeyeceğine dair ve keza muvaffak olduğu takdirde 4 maddede yazlıdığı gibi tahsil ve liyakatine göre barem derecesine geçirildiğinde daha az para alacağından dolayı birgunû hak İddia etmiyeceğine dair noterden tasdikli senet.
Fi Evvelce çalıştığı yerlerden iş ve durumuna dair bonsrevls.
3 — İmtihan Ankarada Ordonat Okulunda yapılacaktır. İmtihan 20/Kasıın/950 pazartesi günü saat 9.30 dadır.
4 — İmtihan ve denemede muvaffak olanlar 551 yılı kadrosuna sekreter unvanı ile alınacaktır. Tahsil derecesine göre İlse mezununa (20) Üniversite mezununa (30) Hra asil maaş verilecektir. Bu suretle kendilerine verilecek maaş tutan evvelce bir tekaüt hakkı tanınmayarak geçici olarak kendilerine verilmiş olan ücret en az olacaktır. Bundan dolayı 2 maddede yazıldığı gibi bir hak İddia etmeyeceklerine dair bir Noter senedi vereceklerdir.
5 — Askeri sekreter sınıfına geçirilenlerin 5 sene müddetle mecburi hizmetleri olacaktır. Bu müddetten evvel ayrılanlar almış oldukları maaştan tazmin edeceklerine dair kefili! bir noter senedi vereceklerdir.
6 — Askeri sekreter sınıfına aynlanlann maaşları (701 Ura aslî maaşa kadar yükseltilir. Ve askerî kıyafet kararnamesiyle tensip olunacak askeri kisveyi giyerler.
Not: İmtihan merkezine ve atandıkları yerlere kadar yollukları kendilerine alt olacaktır.
Noter senedi sureli Ordu Donatım Okulu Komutanlığından alınacaktır. 14637 - 4695
TÜRK TİCARET BANKASI A. Ş, t MUM Müdürlüğünden:
Merkez ve Şubelerinde 100 Hra ve daha fazla MEVDUATI OLANLAR İÇİN
25 Ekim 1550 de Noter huzurlie yapılan İKRAMİYE ÇEKİLİŞİNE ait neticeleri* bildiriyoruz.
Hesap No. Hesap sahibi İkramiye miktarı
3635 C Becer JO.OÖO,— Ankara
879 İ Güngör 1.000.— Ankara
5313 M, ün ve ren 1.000.— Adana
591 S. Mutlular 1.000.— Bur ra
8834 S.Ballı 1.060.— İstanbul
7103 M Hakcı 1.000*— İstanbul
1028 B. Bencuya 1.060.— İzmir
184 F Cin 1.000— Osnıanbey
218 Dr N. Timuçin 1.000.— Lâleli
644 t San 100.- Adana
5843 ö Dlyarıbekkrll 100.— Adapazarı
864 A. Uygur 100.— Adapazarı
570'5 H Avlncıoğlu 100.— Bulu
800 S. Oökdenılr 100.— Bursa
360 P Karman 100.— Eskişehir
10026 T. Karakaş 100.— İstanbul
6024 M. T. Erdoğan 100.— İzmit
5217 D Alpay 100.— Samanpasan
283 F Alçın 100.— Osmanbey
01 İ. Güngör 100.— Kadıköy
64 Ş. özer 100 — Sarraflar İçi
2713 I Bal 50.— Ad kara
3376 Z. Alpaslan 50— Ankara
38 N Aktı uy 50.— Adapazarı
5919 M. Kundakçıoghl 50.— Adapazarı
1328 A Eker 50— Bol-ı
1057 A. Yaman 50.— Boh>
981 A. Kurtoğlu 50.— Bursa
448 H. Tünap 50.— Bursa
3038 S, Doğukan 50.— İstanbul
1501 M. Gerçeker 50.— İzmir
5878 8. Karaçetin &0.— İzmit
5389 N. Ceyhan 50.— Samanpazan
383 M. trlşlk 60.— Osmanbey
5228 H Akkaya 50.— Lâleli
238 6. Opan 50.— Kadıköy
101 O Çınar 50.— Sarraflaı İçi
Uı«nkUı >«ı«air«ı s«M> njUrm
DRAM RJSMJ DON JCAN Yazan: HoL'ir» rUrkçMİ- i. Galip M»
TaHfco: «1W
kcmed! aıssn
GELİR VERGİSİ MEKTEBİ Yaun: Loula Verneull va Geon» Ban Türltçeal: Ldmli Y«n«ı __________rclcJon: __________
Balıkesir yangını sanığı beraet etti
Balıkesir — Bütün Balıkesir çarşısının kül olması He neticelenen. büyük Balıkesir yangınına sebep olmak suçu İle mahkemeye verilen Lûtfi Kıral dünkü duruıpnasiı sonunda beraet etmiştir.
YENİ SES TİYATROSU Her akşam 20.30 da Yazuıışuın 75 İnci yıldönümü vesilesile Yalnız iki hafta için LEBLEBİCİ HORHOR A G A
Opera Komik 3 perde Eser: D ÇUHACIYAN
Raynhard metodlarma göre sahneye 1 onmuş. Cumartesi, pazar ve çarşamba matine 15 de Telefon: 48369
---TAKVİM-------
MuHaoaiB IS — Huu «•
triMi. GO. ÖÇla ikindi JUL «■!*> £ H44 1.11 «.*3 »J6 U.H 1.32 V. 4,41 »M UM 14.» 17.13
TelefonUumuı Başmuburtr: HO3(Mı v*» ktfori ana» - tdar« «a»
| Ulnubul ikinci km memurluğundan:
bulduğu günün akşamı, Muzaffer generalin 300 esiri hapsetmiş olduğu küçük köy kilisesinin içi. tasavvur Mlilemlyecek bir fecaat manzarası arzedl-yordu.
Bu kutsal yer, kelimenin tam mân asile cehennemi andırıyordu. Beş büyük mumun ışıkları, mermerlere uzakmış yahut duvar köşelerine çömelmiş bulunan ve uğradıkları felâket ve musibetten hâlâ şaşkın bulunan üstleri başları yırUk. yüzleri kiril trtağiûp ihtilâlcileri aydınlatıyordu.
İçlerinden bazıları dua ediyorlar. bir kısmı da korkulana-dan yaralı hayvanlar gibi kük-reyorlardı. Hepsi de kendilerini bekleyen, akıbeti biliyorlardı. Çünkü 5fek3ikaria patlak veren her ihtilâl, kan ve ateş içinde boğuluyorduSon isyanı bastıran J havsalama general Don Boliver şiddet ve huşuneti ile tanınmıştı Üç yüz esirden hiç biri, şafak sökerken kurşuna dlzıleceğinden şüphe etmiyordu.
Kilisenin bir köşesinde iki erkek yanyana oturuyorlardı. En büyugii takriben otuz yaşlarında kısa, fakat sağlam vücutlu, tunç çehrell İdi, Adı David İdi.
Arkadaşı Juan Kabaiero, ondan bir kaç yaş daha küçük —---------------------------—
terutoze bir delikanlı idi. Sa-Jnet. hasıl oldu. Nihayet vaşta tanışmışlar, hırs ve inat- *■'- —
ia çarpışmışlar, birbLrlne büyük yardımlarda bulunmuşlardı. Karşılıklı bir sevgi, onları birbirine bağlıyordu.
David. kendisini İsyana iştirake sevkeden sebepleri arkadaşına anlattıktan sonra, cebinden çıkardığı piposunu tüttürürken Juan da son derece güzei bir kadının fotoğrafını koynuııdan çıkararak meftun ve hayran temaşaya daldı.
David bu fotoğrafın, felâket arkadaşının ya karısına, yahut sevgilisine alt olacağını sandı, haşin çehresi yumuşadı ve İçinden gelen şefkatli bir sesle;
— Zavallı delikanlı! diye söylendi.
Bu sözü duyan Juan. yamn-dakint hayretle süzen bu haşin ruhlu adamın, ruhunda bu kadar ince hisler besleyeceğini hiç ummanuftı.
David sözüne devamla:
— Heyhat! Ben senden da daha bedbahtını Juan! Ben do senin gibi bir kadın sevmiştim, hâlâ da onu seviyorum. Fotoğrafı yantmdaciır. Fakat bakmağa cesaret «demiyorum. Çünkü..
Gözleri bir an hlddei ye nefretle parladıktan sarîra* boğuk bir sesle İlâve etli:
— • ölümden kgriarsuyoruM! Bir ipç saat .sonra öleceğimi biliyorum. Fakat İçimi Jremlren bir dert var: o da sevgilimi elimden çalan adamdan intl-j kam alamadan öleceğim dilşün-' cesfdir.
Bu defa, felâket arkadaşına şefkat ve ocuna hiniyle bakmak -ırası Jûane geldi. Delikanlı dönerek David’e sordu:
Bu vtedarutelıgı yapan kl^tdir^ _. j
ğim biricik şey, beni evvelce juan] seven kadının artık sevmediği-: — j dlr. Kendisinden izahat İstedi-|âltnelı ğlm zaman benden başka birj nım. delikanlı bulduğu ve artık beni'yorum. Biri köyünün İyi süvari eğil. onu sevdiği cevabını fisidir. Ötekisi ise koşu şampl-verdi. •
Sevdiği gencin İsmini bana söylemesi için boş yere ona yalvardım. Bu arada ihtilâl başladı ve köyümden ayrıldım, saadetimi çalan adamdan intikam almak için günün birinde köyüme tekrar döneceğimi umuyordum, Fakat şimdi esir düş-jsa ona hayatını bahşedeceğim, tilkten sonra saatlerimiz sayılı- " —■ -—■
David bunları söylerken gözleri yaşarmıştı. O da cebinden itina ite kâğıda sarılmış bir fotoğraf çıkararak Juana terdi: •
— şn melek çehrell güzel ka-| dinin bir gün beni aldatacağını' nasıl sığdırabllir-dlm? Şu masumane gözlere ve şu saf tebessüme bakî
Juan. arkadaşının uzattığı
yonudur. dedi,
Komutan biraz düşündükten sonra sevinçle ellerini çırptı;
— Bana şimdi parlak bir fikir seldi. İkisinden birini yaya olarak. ötekisini de at üstünde koşturacağım. Hangisi tâyin e-.deceğlm yere daha evvel varır-
mert bir çocuksun.
— Sen de yaşamağa ve Na-rla'nın yanında mesut olmağa lâyıksın David!
Askerler. Juan’ı alıp götürdüler.
Bir dakika sonra bir yaylım ateşi İşitildi. Juan, yiızü ve elleri semaya müteveccih «larak cansız yere serildi.
David. az sonra Juauın cesedi yanına gittiği zaman felâket arkadaşının Maria’nın resmini elinde tuttuğunu gördü.
David, serbes bırakılıp köyüne giderken kalbi derin bir elemle burkuluyordu. Acaba Marta kendisini kabul edecek ve
Bu fikrimi nasıl buluyorsunuz?
diye sordu.
Etrafındaki subaylar
— Mükemmel... Dâhiyane bir| onun yanında mesut olacak fikir doğrusu diyerek tasvibet- • -...................... ......
gos- tiler.
I General, bu kararım İki Ihtl-
I İfilrlye tebliğ etti.
ı David'in gayet sağlam ve süratli bacakları vardı. Fakat at üstünde koşan bir adamla nasıl yarışa bilirdi? Fakat koşuyu kazanırsa ölümden kurtul-fotografı elinden alırken o da mak ve Marlayı zevcesi olmağa cebindeki fotoğrafı çıkararak1 -(*>■>₺■ timim ı-on^ı«ins David’e verdi. Fakat İkisi fotog-1 raflara bir göz atar atmaz: yerlerinden yay gibi fırladılar. Çünkü İkt fotoğraf da kadına aitti.
Aralarında, fırtınanın cağını bildiren derin bir
aynı:
kopa-siikû-Davld
boğuk bir sesle:
— Demek şendin ha? kükredi.
Juan sakin bir sesle:
— Evet bendim. Fakat vicdanım müsterihtir. Hiç bir na-mussuslukta bulunmadım. Evvelâ Maria’nın seni sevdiğini bilmiyordum. Diğer taraftan sevgisini başka bir erkeğe vademi iş olduğunu İtiraf etti, fakat beni görür görmez hissinde atandığını ve yalnız beni sevdiğini anladığını ilâve etti, cevap verdi.
David .sert bir sesle:
— Bu‘ mazeretler bana gelir dehkaniı! Maria’nın_______
bini çalandan intikam alacağıma and içtim. Mademki Ce-nabıhak intikam almadan ölmemi İstememiştir. Ben de andımı yerine getirmeğe mecburum. Kendini koru, müdafaa et Juanl dedi.
David yerinden fırlayarak Juan‘a saldırmağa hazırlanırken boru sesleri işitildi ve kilisenin kapısı açıldı. Hükümet askerleri, kurşuna dizilecek ihtilâlcileri, İdam yerine götürmek için almağa gelmişlerdi. 1 ilk kurşuna dizilecek on ikij ihtilâlci arasında David ile; Juan vardı. Müfreze, köyün ıssız sokakları arasında İkişer ikişer yanyana yürüyen İhtilâlcileri adam yerine götürürken, hükümet kuvvetlerinin komutanı kurmay heyeti 11e beraber, ı hükmü İdamın infaz edileceği (tepenin üzerinde duruyordu. İdam mahkûmları, önüne getirilince onları Istlhfafkâr na-sarlarla süzerek: ,
— İhttlll mi İstediniz? şimdi Asilerin nasıl cezalandırıldığını öğreneceksiniz diye homurdandı. O zaman bir binbaşı, komu-
diye
diye
kandırmak ümidi, "kendisine kuvvet ve cesaret veriyordu.
Bir müddet sonra İki rakip, bu ölüm, dirim koşusuna hazırlanmışlardı. Subaylardan biri . kendilerine hareket emrini verdi. Juan. mahmuzlan bindiği beygirin etine batırdı. David, tavşan süratlle koşmağa başladı. İlci hasım, yan yolu katet-mişlerdl, Yol boyunca dirilmiş olan askerler kendilerini teşci ediyorlardı.
Faknt Juan, birdenbire önüne ' geçerek rakibini arkada bırak- ‘ tı. Koşunun bitmesine ancak 50 metrelik bir mesafe kalmıştı. Juanın yarışı kazanacağına ve hayatını kurtaracağına artık , şiıphe yoktu.
Fakat birdenbire garip bir hâdise oldu. Juanın beygiri, yorulmuş gibi birdenbire süratini yavaşlattı. O zaman David, fevkalbeşer bir gayretle öne geçerek yarışı bilirdi ve hayatını kurtardı.
iki asker. Juana atlan İnmek İçin yardım ettiler. İdanı yerine götürürlerken David, yerinden fırlayarak Juana sarıldı:
— Her şeyi anladım Juanl
— Ne anladın David, Sözlerinden ne demek istediğini an-Ayamıyorum.
— Beygirinin gemini çekerek süratini niçin kıstın Juan?
Ölüme namzet Juan. Davlde şefkatle bakarak cevap verdi:
— San benden evvel Marlayı | sevdin. Bu aşk işinde ben âdeta hırsız vaziyetine düştüm. Onun İçin ortadan kallcmahyım. Ma-j rialle mesut ol David I mert bir erkeksin.
— Sen de çok İyi kalbi! bir gençsin Juanl Yaptığın fedakârlığı asla unutmıyaeağun. Ölmeni İstemezdim!
Juan lâkıydı İle omuz allktl:
— Allahaısmarladık David. —- Yazık oldu sona Juan. San
mıydı. Ya Marla kendisini kabul ermezse? O zaman Juan'ın yaptığı bu fedakârlık boşa glt-mtyecek miydi?
Çeviren: A HİLÂLİ
Sen
Muammer Karaca
(Baş taralı 3 üneu «nblfedel
— Siz. dedim, oyun esnasında salonun ne kadarını görebilirsiniz?
— Bütün sıraları görür, halkı kontrjal ederim. Böylece eserin ve nüktelerin hoşa gidip gitmediğini anlarım. Sonra o geceki hasılâtın da ne durumda olduğunu bir bakışta kavrarım. Keza salona kaç kişinin anafor girdiğini de hemen görürüm.
Muammer’in hazırladığı yeni bir piyes
— Komedi kısmında sahneye konulan «Gelir Vergisi Mektebi» nl nasıl buluyorsunuz?
— Güzel bir eser. Fakat onu bir de benim sahnede görün.
— Hayrola?
— LouLs Verneull'ün o eserini ben şimdi adapte ediyorum. Yakında oynıyacağız. Bizim eserde vaka Kadıköyllnde geçiyor ve piyes boyunca, memleketimizdeki vergi kaçakçılığının butun incelikleri ortaya dökülüyor. Bu piyes memleketin vergi tarihinde bir lıfldlse olacak. Maliye memurlarına ve gelir vergisi bakımından mükellef addedilen bütün vatandaşlara bu eseri görmelerini tavsiye ederim.
. iyul —• — w.ı uuıuuçı, K.UIHU-
—-rmtrT*-' («nın kulağına bir şeyler fûıl-tan öldürmüş olacaktım. Bildi- ’
darken, parıaague David İla
lknapS
i boya»,
ir" »ceıe ,
Halam» arıyorum: 30 senoden beri kaybolan halamı Malazgirt kazasının Akvlraıj. köyünden Mehmet Emin km Fazileti oram aktayım, Kendisinin 3 sene evvel İstanbul da bulundu-Sıınu haber aldım. Kendisini tanıyan ve bilen İnsen iyot namına aşağıdaki adresime bildirmeleri rica olunur.
Adres: Ds. YL, ve Limanları Hallg fabrika Havuzda Aş evinde 0816 sicilli Haşan piral.
Azapkapı • İstanbul
Hissedarlar arasında taksimi kabil olmadığından «uyuun İzalesi İçin satılmasına mahkemece karar verilen Eminönü Daya Hatun mahallesi Tığeılar sokağında eski 1. 3, yeni t. 3, 5 2 kapı, 160 pafta. 630 ada. 190 parsel sayılı ve tapu kütüğünün 798 inci sahifealnde kayıtlı kârglr gayrimenkul aşağıda yazılı şartlar dairesinde açık arttırmaya konulmuştur.
Bilirkişi raporuna nazaran gayrimenkulun evsafı:
38.68 metre kare miktarı mesahasında bir bodrum ve üç kattan ibaret ve bodrum zemin katları dükkân olan tam kârglr bir binadır. Bodrum kat kapısı Çakmakçılar yokuşundan 2/1 No. almaktadır. Kat döşeme seviyesine yaya kaldırımı seviyesinde dört basamaklı merdivenle inilmektedir. Ve iki seviye arasındaki fark 1,10 metredir. Döşeme çimento şap. tavan sıvadır. Genişliği 4, derin-|i*l 6.75 metredir. Pencere ahşap çerçeveli olup demir kafes sürgüsü vardır. Kapısı da dc- 1 mir olup camlıdır. Cephesinde . ayrıca kepenk vardır, zemin katındaki dükkânın Çakmakçılar yokuşuna ve Tıgcılar sokağına giren kapısı vardır Döşemeli ahşap, tavanı sıvadır Çakmakçılar yokuşu ve Tığcılar sokağı cephelerinde ah-çap ca-nıekân ve içeride elbise rafları varsa da bunlar halen dükkânda icrayı ticaret eden hissedara aittir. Her İki sokak cephesinde stor keprrıkler vardır. Üst kata çıkan merdiven mahallî dükkândan bir duvarla ayrılmıştır. Saç bir kapı ile merdiven mahalline ririlmekle ve 19 basamak mozayik merdivenle birinci kata çıkılmaktadır. Birinci katta tek bir oda vardır. Merdiven mahalli ve merdiven sahanlığı bu odadan bir duvarla ayrılmıştır. Odaya kalın saçtan sürme bir kapı İle girilmektedir. Döşemesi ahşap, tavanı sıvadır. Çakmakçılar yokuşu cephesinde bir, Tığcılar sokağı cephesinde İki penceresi vardır. Pencerelerinin çerçeveleri demirdir.
17 basamak mozayik merdivenle İkinci kat merdiven sahanlığına çıkılmaktadır. Bu kat ta birinci kaim aynıdır. Yalnız fazla olarak mermer taşlı bir belâsı vardır. Bir de merdiven sahanlığında fayans iâvabolu musluğu vardır. Birinci kattan İkinci kata çıkan merdivenin korkuluğu demirdir. Küpeştesi yoktur. İkinci kat tavanı da betonarmedir. Çatı ahşap olup Marsilya kiremidi İle örtülüdür. Umumiyetle duvarlar kârglr, döşemeler betonarmedir. Su ve elektrik tesisatı mevcuttur. Eminönü tapu sicil muhafızlığının dosyada mevcut tapu kaydına uygundur.
Değeri: Bilirkişi tarafından tamamına (49250) lira değer konulmuştur.
Yüz ölçüsü: 38.00 metre karedir.
Şartnamesi: İlân tarihinden itibaren, dairede açık bulundurulmaktadır.
Birinci açık arttırma: 24.11.950 tarihine raslay&n cuma günü saat n den 12 ye kadar İstanbul İkinci İcra dairesinde yapılacaktır. Birinci açık arttırmada konulan değerin yüzde 75 İni bulması ve ipotek bedellerini ve paraya çevirme masraflarını geçmesi şarttır. Böyle bir alıcı zuhur etmediği takdirde satış İkinciye bırakılır.
İKİNCİ AÇIK ARTTIRMA: 4 12.95Ü tarihine rastlayan pazartesi günü aynı yer ve saatlerde yapılarak en çok arttırana ihale edilir. Ancak İpotek bedelini ve paraya çevirme masraflarını tecavüz eylemesi lâzımdır. Böyle bir alıcı zuhur t etmediği takdirde satış düşer. |
İpotek sahibi alacaklılarla İrtifak hakkı sahiplerinin ve diğer alâkalıların gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair İddialarını evrakt müsbltelerlyle 15 gün 1-çinde bildirmeleri lâzımdır. Ak- 1 sİ halde haklan tapu siciliyle sâblt olmadıkça paylaşmadan hariç kalırlar.
Arttırmaya İştirak İçin gayri-menkulün bedelinin %yedl buçuğu nkbetlnde pey akçesi na-kid veya nılllt bir bankanın teminat mektubunu İbraz etmeleri lâzımdır.
Arttırmaya İştirak edenlerin İşbu İlân ve şartnameyi okumuş vo tetkik etmiş va aynan kabul eylemiş addedilecekler! ve daha fazla malûmab almak lstlyenle-rln dairemizin 950/4320 sayılı dosyasına ilân o-
lunu₺ 14704
Kızım ariyan köylü
Yukarıda resmi görülen Mustafa Algın ad ndaki köylü bir haftadanberl şehrimizde sokak sokak dolaşarak kayneîHfci kızını aramaktadır .
Seııeierdenbcr' kızından haber alamayan ou ihtiyat köyiıl geçen hafta Cineder. istanbula gelerek kızını arnmavû koyulmuştur. İfadesi pek düzgün olmayan bu zavnlJj ih'iyar daktilo İle yazdırdığı jjlr kâğıdı 'her önüne gelene göstererek kızından halter sormaktadır İhtiya-
rin »ündeki kâğıtta sunlar yazılıdır:
«30 yaşlarında olan kızım Sultan dört sene evvel I Han bula hizmetçilik Vapnmya geldi, Kızımın DenizyUları fabrikalarında çalışan Tevllk adrnda bir şahsın yanını!*» cul ri-aını haber almıştım, Şimdi kızımı bulamıyorum. Es*l çalıştı#! yerden SuLUınmi’ ıtPı -v* gltlV'inl bilmedik İtrini «nylûv .Dar K zı-nıın meydana cıkar’lmflMHi isterim »
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLAR!
Çelik alınacak
Devlet DenıirynUan Haydarpaşa Sııtınalfha homusvamınd'’n
1 — Muhtelif ölçüde cem'an 1750 Kg. çelik açık eksiltme ite satın ahnaçatır.
2 — Muhammen beciell 32?o lira olup muvakkat teminatı 241 i i ra 50 kurııştnr.
3 — Buna alt şartname kumlsyondan parcsız olarak dağıtılmak tadır
4 — Eksiltme 17 Kasım 1950 cuma günü sa3t 10.30 öa Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınrlma komiı»-yonunda yapılacağından arzu edenlerin vnkı'nde kon-isyonda hazır bulunmaları. 114759 ı
İzmir Belediyesi E. S. H. 0. T. idaresi umum müdürlüğünden
17 Kasım 1950 cuma günü saat 11 dc açık eksiilrntye konulduğu yayınlanan, muhammen keşif bedeli 26G75.44 liralık yukarı mahalleler için kurulacak su deposu İnşan ifna girebilmek İçin isteklilerin şartnamesi mucibince ihale gününden (tatil günleri hariç) en aî üç gün evvel İdaremizden yeterlik belgesi almaları iabaettiğl Hân olunur. (H744)
Takriben 2000 kadar çeşitli hizmetle yerli at ve kuul -aim alınacaktır. İsteklilerin evsaf ve şartları İstanbul Levazın Amirliğinden, Ankarada Gnkur. Veteriner Dairesinden alarak bir taahhüdü tazammun etmemek partiyle her birini kaç liradan ne miktarda verebileceklerini gösterir tekliflerini 15/ Kasun/950 gününe kadar Ankara Gnkur. Veteriner Dairesine yazmaları.
Hân
Karşılığı Türk parasiyle ödenmek üzere takriben 5000 kadar ecnebi ırk top koşumu beygir, katır ve süvari binek beVglrl .satın alınması düşünülmektedir. Evsaf ve Şartlan İstanbul Levazım Amirliğinde, Ankarada Gnkur, Veteriner Dairesinde görülebilir.
Hayvanlar İstanbulda teslim edilmek ve her türlü resimleri satıcıya alt olmak üzere İsteklilerin bir taahhüdü tazammun etmemek şartlylo her birini kaç Jiradan ve hangi ırklardan ne miktarda verebileceklerini, varsa ayrıca şartlarını ihtiva eden tekliflerini Kasım 950 nihayetine kadar Ankara Genelkurmay Veteriner Dairesine yapmaları ilân olunur. 14788 - 4721
Konservatuar orkestra konseri
Solist: Hamil Alacaboğlu Şef: Cemal Reşit Rey
30 Ekim Pazartesi saat 18.30 da Şehir Dram Tiyatrosunda Program: Brûhms - Bach - Llszt
|
1
. Kendir ve keten Sanr;:
T. A. ŞİRKETİMDEN:
Sayın müşterilerimizin ehemmiyetle nazarı dikkatine:
1 Kasım 1950 deıı itibaren satış
Kurde Kınnaplar:
2.1/2
3
4
5
Fi.
■
245
250
250
277
300
350 fgg
500
570
No,
1.1/2
2
2.1/2
3
4
5
0
7 *
8
10
12
taun eljal:
677
£ § o:ı> H 1'120 3 1193 g ™ y . rraı
P- Sayın Göz BoKterlaîma —.
I S ul fam İdil IRGAZOL d&mlaslyie Suifamld ve Vitamin 9 I (A) h OCULMAMiT merhemi' piyasaya 'çıkmıştır, g (■HM Eczaneler vasi t asiyle depolardan İsteyiniz.
SMtîfe (I
AKSAM____________________________________ 28 Ekim 1950
Bayrağı mukaddes bîr emanet gilıi bağrına basan gençlik millî bîr törende çelik adımlarla geçit resmi yaparken
CUMHURİYET OEVRiNiN EĞİTİM ORDUSU
Eğilim ordusundan bir genç kız millî bir törende vatandaşlarına hitap cdi.vor
CUMHURİYET ilân edildiği zaman memleketimizdeki ilk okul sayısı (894 İdi. 195o senesinin kış devresine kadar bu r.ılkıar 12,535 e yükselmiştir. İlk öğretimin en hiicra köylere sokulması için girişilen faaliyet lor arasında köy enstitüleri açılması başta gelmektedir. Bugün köy enstitüleri 12 159 köy öğretmeni yetiştirmiştir. Teknik öğretim sahasında da aynı başarı gösterilmiş; 1927 yılında teknik öğrenim sahasında kız ve erkek öğrenci sayısı 1652 İken 1950 senesinde 70.835 e yükselmiştir.
Memleketin iktisadi ve ticari sahada gelişmesini temin edecek elemanları yetiştiren meslek okullarının vaziyeti de çöpledir:
923 de 950 de
kurulan Sanayi ve fvjaadln Bankasıyla başlar. Hakiki sınai devlet İşletmeciliği 1935 de devlet sermayesi İle kurulan Sti-merbank'a devlet sanayi programlarının tatbiki vazifesinin verilmesiyle başlar. Sumerbank' m bugün 200 milyon sermayesi vardır. Sümerbanktan sonra devlet sermayesiyle teessüs eden
Etlbanka devler madenlerinin, bez fabrikası, Ereğli bez fabıi-işletilınesl vazifesi verildi. Bu bankanın sermayesi de buğun 150 milyon hradır.
İlk sanayileşme pzoi.ran-,1 1934 seherinde tatbik mevkiine konuldu. Ru program gereğince mütoakm fabrikalar
Kayseri
seneler İçinde şu kuruldu: bez fabrikası, Nazilli,
kusı. Bakırköy bez fabrikası. Bursa bez fabrikası. Gemlik suni ipek fabrikası, İzmit kâğıt fabrikası, Karabük demir çelik fabrikası. Malatya bez ve İplik fabrikası, İstanbul Paşabalıçe cp.m fabrikası, Zonguldak sö-1 mlkok fabrikası, İsparta gülyağı-fabrikası, Sivas çimento fabri-,
Orta ticaret 2 22
Ticaret lisesi 1 20
Yüksek ekonomi ve
ticaret okulu 1 2
Akşam ticaret okulb 0 2
Okul ve öğrenim hayatı eskisi gibi bir külfet değil, arlık
erıen yainn kafaca değil, bedenen de kusursuz yetişiyor
4 46
Cumhuriyet devrinde yüksek okul ve üniversite sayısı. İhtiyacı karşılayacak seviyeye getirildi Öğrenci adedi mukayesesi şeyledir:
19’3 le 195(1'İr
Fen fakültesi 137 sutr
Tıp fakültesi 420 3258
Hııltuk fakültesi 428 7237
İktisat fakültesi — 1520
Edebiyat fakültesi 2380
Orman fakültesi - 269
Dil. Tarih-Coğrafya — 1077
Veteriner 65 384
Ziraat 46 486
Elektrik — 198
İnşaat 82 688
Mimarî - 230
Dişçi okulu 427 135
Eczacı 370 231
Cem’an 1923 senesinde 10
raini işti. Bu yolların dörtte
jlarb cephesinde okluğıi Icadar kültür cephesinde de güvendiği ııiz gençlik
Atatürk yalnız istikl’ ordusunun değil- uyu1 zamanda eğitim ordusunun da başbuğu îdi. Resimde oiıtı çok sevdiği talebelerin arasında görüyorsunuz.
VMHCkİYET İdaresi, 1923 senesinde 4459 kilometresi toprak yol ve 13885 kilometresi kırma taştan yapılmış almak üzere 18.335 ki-
kası.
Bu fabrikalardan bir kısmını diğer milli bankalarımız devralmışlar, tevsi ederek işlemişlerdir.
Şeker sanayii de İş, Ziraat ve Sünyjrbank'ın müşterek teşebbüsü İle kurulmuş. Alpullı». Eskişehir, Uşak, ve Turhal fabrikaları tesis edilmiştir. Bu fabrikalar 1949 senesinde 13-4.849 ton şeker istihsal etmiş zürraa 53.132.175 lira ödemiştir.
Memleketin sanayi lstihsalâi 1S?48 senesinde şöyledlr:
Şeker 118000 Ton
Şişe 8196 >
Züccaciye 1896 s
Kâğıt ve karton 20352 *
Pamuk ipliği 2934ü *
Yün İpliği 7480 »
Hanı demir 75981 »
Çelik 101726 *
Çeşitli hadde mamulleri 75981 *
Maden işletmeleri:
Cumhuriyet devrinden önce maden işletmeleri yabancı teşebbüsler elinde İdi. Cumhuriyet devrinde devlet elinde işle-
Created by free version öf 2PDF
tilen madenlerimizin istihsali
şu suretle artmıştır: 1920 de 1948 de
Kömür 597.000 4.021.797
Linyit 4.000 999.047
Krom 1.000 285.353
Demir — 185.434
Bakır 189 I0.979
Kükürt — 2.407
Çimento 6.841 344.924
Yirmi yedi yıSlık
lomctrelik bfr yol şebekesini lanın Devlet yolları proçra-inıparatorluk İdaresinden dev- nın ile 23.000 kilometrelik bir
yüksek okul ve fakülteden mezun olan öğrenci sayısı 2201 iken 1950 senesinde 18 yiiksek okul ve fakülteden mc-zun olan öğrenci sayısı 20543 e yükselmiştir.
Spor faaliyetleri:
Gençliğin beden eğitimi faaliyetleri için memleketin her tarafında spor kulüpleri kurulmuştur 1923 senesinde mevcut 18 kulübe kayıtlı 2000 sporcu vardı. 1950 senesinde 625 kulüpte 30.500 sporcu vardır.
Devlet tiyatrosu:
İstanbul güzel sanatlar akademisi ve Ankara devlet konser-vatuarmdan yetişen 114 sanatkâr. halen devlet tiyatrosunda çalışmaktadır.
Devlet sanayii:
Milli ekonomimizin istiklâli Lozan muahedesiyle başlar. Lozan muahedesi kapitülâsyonları lâğvedip, koruyucu gümrük tarifelerinin tatbikına başlanınca ekonomik İstiklâl de İlan edildi., Millî sanayiin İnkişafı İçin sanayii teşvik kanunu İhdas I edildi. Fakat İlk seneler İçinde ekonomi ve sanayiin clhazlan-masında bazı güçlükler zuhur etti. Özel sermaye teşebbüslerini teşvik ve korumak maksadile alman tedbirler ekonomik cl-h&zlanma İçin lüzumlu sür’atl temin edemedi. Bu sebeple yurdun muhtaç olduğu »anayı tesislerini bir an önce kurma vazifesini devlet üzerine aldı, tik anda demir yollarından başlamak üzere bankacılık ve endüstri sahasında devlet işletmeciliğine başlanıldı. 1037 senesinde de oDcvIetçlliko prensibi anayasa hükümleri arasına alındı.
Devletin endüstri İşlerine’ İlk müdahalesi 1925 senesinde
iiçüne yakın hîr kısmı ise çok harap, yıpranmış vc yeniden yapılmaya muhtaç bir halde idi. Bugün, memleketimizin yol şebekesi 43.509 kilometreye çıkarılmış bulunmaktadır
ki tama mm dan istifade edilmektedir. 1918 yılımla hazır-
kısım modern vasıta ve tek-
ilik ile yeniden yapılmakta ve tamir edilmektedir.
Cumhuriyetten evvel, çok eski devirlerden kalanlar da dahil 161 köprü vardı. Bunların uzunluğu 14.250 metreyi bulmakla idi.
Son 26 sene İçinde köprü adedi 230 n çıkmıştır. Uzun-
---—
Cumhuriyet devrinin yirmi yedi yıllık teferruat bilançosunu tarih kitapları altın harflerle yazsa yeridir. Çünkü bu yirmi yedi yıla sığdırılan müspet handelerin ne haddi Var ne de hesabı.
L
luğu 16.395 metredir; 3l.086.000 lira snrfeditmiştir.
Denizlerimizi birbirine bağlanan yolcu gemilerimizden: Erzurum İstanbul limanında
Geçen yıllar içinde müteahhitlere ihale edilmiş olan ve halen inşa edilen 867 kilometre devlet yolu. 1389 metre uzunluğunda 82 köprü ve be-lcdivelerin aynı sahadaki faaliyetleri bu yekûnlara dahil değildir.
DEMİRYOLLARI Cumhuriyetin ilânından 1949 yılının sonuna kadar 3615 kilometre demiryolu yapılmış ve 533 milyon lira sarfedil-miştir. [lalen 253 kilometrelik inşaat üzerinde çalışılmaktadır. Bu hatlar şunlardır:
Hasankale-Horasan
arası 45 Kin».
Genç-Muş 109 Kim.
Narlı-Gaziantep 85 Kim. Ereğli-Armutçuk 14 Kim.
Komşu memleketlerle mukayese yapılırsa dcmlryollan-mızın durumu şudur:
Beher yüz Kim. başına
Türkiye 1
Mısır 0.4
İran 0.4
Suriye 0.8
Yunanistan 2.0
Bulgaristan 3.1
Romanya 5.8
Geçen bütçe yılında tesblt edildiğine göre memleketimizin 3250 kilometrelik yeııi demiryolu şebekesine İhtiyacı vardır.
[Devamı 7 nd sahlfede]
Cumhuriyet devrinde yol mucizesi
Cumhuriyetin ilânındanberi dikkate alman en mühim memleket dâvalarından biri de Anadoluyu kalkındırma, sanaj’ileştirme ve medeniyetin nuruna kavuşturma dâvasıdır. Bu güzel temennileri hakikate doğru son süratle tahrik için bütün memleketi baştanbaşa yollarla döşemek mecburiyetinde olduğumuzu unutmuyoruz. Yazımız dev adımlariyle inkişaf eden _____ yol dâvasını İnceliyor,
OSMANLI devrinden Cum- | hurlyet devrine yol ola- ■ rak pek fazla bir şey kaldığı hiç bir suretle İddia edilemez, OsmanlI devrinin Sinan gibi büyük mimarlar sayesinde asırlarca dayanan köprülerinden ’ bugünün nesilleri hâlâ İstifade ediyorlar ve bundan sonra gelecek nesiller de belki daha asırlarca istifade edeceklerse de o devirlerde yapılmış olan yollar hem bünye İtibariyle zayıf, hem de devamlı bir bakıfh sisteminden mahrum oldukları 1-çln çabuk harap olmuşlardır. Osmanlı İdaresinden Cumhuriyet İdaresine harap ve başlan başa tamire muhtaç 13885 kilometre yol ve 4450 kilometre de toprak yol olmak üzere 18335 kilometrelik bir yol şebekesi İntikal etmişti.
İyi bir yol şebekesinin yurt kalkınması için baha biçilmez bir kıymet olduğu muhakkaktır. İktisadi, ticari, ziraî inkişafı temin etmek: yurt müdafaası bakımından ordularımızın hareket kabiliyetini arttırmak; maârifin memlekete yayılmasını, mahalli pazarlar yerine bölgeler arası alış verişi mümkün kılmak: sıhhî korunma ve İçtimai yardım İmkânlarını kolaylaştırmak; nakil vasıtalarının kııa zamanda harap olmasını önlemek ancak iyi bir yol şebekesi sayesinde kabildir.
Cumhuriyet hükümetleri, daha Cumhuriyetin İlk gününden itibaren yol dâvaslyle meşgul olmak lüzumunu hissetmişlerdir. İlk alâka 1921 de çıkan «Tarik bedeli nakdisi kanunu» İle başlar ve bu arada:
1 — Kars - Ardahan - Hopa 2 — Çanakkale - Balıkesir 3 — Keller - Bayramiç
4 — Susığırlık - Biga 5 — Merzifon - Havza 6 — Silifke - Taşucu 7 — Mut - Karaman 8 — Afyon - Baladız
9 — Ordu - Sivas - Gaziantep
gibi yolların büyük devlet yolu olarak kabul ve inşası da kararlaştırılmıştır.
Bununla beraber kanunun kifayetsizliği çabuk anlaşıldı. 1925 senesinde yol m ilkelle fi yeti kanunu çıkarıldı ve bununla ( bedeni mükellefiyet» usulü de kabul edildi. Vergi olarak toplanacak paraların da yalnız yol İnşaatına tahsis edilmesi de bu kanunun icaplanndandı.
Bu kanunun vilâyet yollarının İnşa ve tamirleri az çok imkân dahiline girmişse de. devletin 1926 tarihinden itibaren giriştiği büyük imâr hamleleri ve bilhassa demlryol inşaatı siyasetinin esaslı surette tatbıkı-na başlanması devlet yollarının inşa ve tamirine umumi muvazeneden gerekliği kadar tahsisat ayrılmasına İmkân bırakmadı.
Bundan sonraki seneler, parça parça yol İnşa ve tâmlrlne devam edilmekle beraber Türkl-yenln yol dâvasını kati surette halledecek çaıeler aramakla geçmiş, yol vergisi kanunu müteaddit tâdillere uğramış, toplanan paranın tahsis yerleri müteaddit, istikametlerde denenmiş. fakat buna rağmen 200 e yakın büyük köprü İnşa edildiği gibi İstanbul - Edirne; Ankara civan asfaltlan, tran transit yolu, Hopa - Borçka. Çanakkale - Balıkesir yollan gibi 2300 kilometrelik milli şose inşa edil mIştir. Bu arada 2500 kilometre uzunluğunda muhtelif önemli İstikametlerdeki vilâyet yollarının yeniden yapılması ve takviye edilmesi İçin vilâyetlere yardım yapılmıştır.
Osmanlı idaresinden Cumhu-. riyetin devraldığı 18335 kilometre harap yola mukabil Cum hurlyet devrinde 1948 yılına kadar 825 kilometre asfalt kapla-i ma yol, 10955 kilometre makadam yol .7805 kilometre tâmlre muhtaç yol, 5360 kilometre köprüleri yapılmış muntazam tes-ı vlye, 8870 kilometre köpriisüz
113 beygir cer takatindeki traktörlerle çekilen Skreyper makinelerinden bir diğeri
İskenderun civarındaki bir nehir yalağından yollaı taş çıkarılıyor
müspet hamleler
Biz burada Cumhuriyet idaresinin yirmi yedi yılını kuş bakışı nazarlarla inceleyerek akla hayale sığmayacak başar t la-rtn ne mütevazı şartlar çerçevesinde elde edildiğini izaha çalışacağız.
(Baş tarafı 6 ncı sahifedel raş'ta Gavur gölü bataklıkla-Cumhuriyetin ilânında İse n kurutulmaktadır. Türkiye hudutları içinde şirketler tarafından inşa edilmiş ve işletilmekte olan 4000 kilo-nıcter kadar demiryolu vardı. Yabancı şirketlere ait olan bu yollar 300 milyon liradan fazlaya satın alınmıştır. Devlet bu yollan 100 milyon liradan fazla bir para ile tamir ettirmiştir.
Demiryolları iniz ın bugünkü kıymeti 2 buçuk milyar liradan fazladır.
I.İMAN İŞLERİ
Cumhuriyetin ilânından 949 yılı sonuna kadar 3230 metre tulünde iskele ve rıhtım, 1120 metre tulünde dalgakıran yapılmış ve 38 milyon lira harcanmıştır. Halen Ereğli, Trabzon, İnebolu ve Amasra limanlan inşa ' edilmektedir. Samsun, Mersin limanlarının inşası, İzmir, İstanbul, İskenderun limanlarını tevsii için elüdler tamamlanmıştır.
SU İŞLERİ
Sulama Suyu toplamak, (aşkınları ayarlamak İçin 2 baraj. 12 vilâyette 15 regülâtör, 14 vilâyette 969.000 dekar araziyi içine alan sulama tesisleri; 14 vilâyette 220 bin dekar genişlikle göl re bataklık kurutulması İşi l.ooo ooo dekardan faz!» ara-«inın devamlı taşkın ve sellerden korunması tedbirleri başarılmış, bu işler İçin 120 milyon lira sarfedilmiijlir. Konay Ereğlisinde Akgöl, Ma-
YAPI VE İMÂR
Cumhuryiet devrinde yapı ve imâr işleri Ankarada lî. M Meclisi. Etnografya müzrsi ve halkevi binalarının İnşası ile başlamıştır. Devlet yapılan 1936 senesine kadar Maliye Bakanlığının murakabesi altında yapılmış, bıı arada Başbakanlık, Maliye ve diğer Bakanlıklar binaları ikmal edilmiştir. Mütaakıp 14 yıl
irinde flevl-t yanı ve imâr işleri Bayındırlık Bakanlığı tarafından idare edilmiştir ve 17:: milyon lira sarfedilmiş-tir. Bu arada löt) kazada hükümet konağı inşa ve imâr edilmiş, memur ihtiyacı için 2fl milyon lira değerinde ev re apartman yapılmıştır. Bu suretle 881 memurun mesken ihtiyacı karşılanmıştır.
Demir ağlar üstünde kayarak bütün memleketi birbirine bağlayan yeni lokomotiflerimizden biri
■ça- ğinden meydana çıkar. iîOO Yollarımızı bir an evvel ço-Al- ğaltmak ve bu çoğalmayı temin lbet edecek seri çareyi bulmak mec-,bet burlyetlnde idik. Bu çare 1948 senesinde Nihat Erlm'ln Bayın-na-|d,rl,k Bakanl,ft' zamanında bu-
I Ummuştur. Kendilinin de «Yol lzdp dâvası» adlı bir broşüre yazdığı 0,_ ön sözde söylediği gibi (1948 yı-yol lı Türk yollarının yeni usul ve ilil-1 esaslarla ele alınma devrinin başlangıcı olmuş, Bayındırlık Bakanlığının memleketimizin ulaştırma sistemini geliştirmek hususundaki düşüncelerini A-meriknn yol heyetinin An karada vazife alması geniş ufuklar açmıştır.»
Amerikan federal İdaresi yollar umum müdür muavini M. Hlits'in memleketimizde yaptığı bir tetkik gezisinden sonra hazırladığı rappr esas alarak alınmış, Türkiyenln muhtaç olduğu 200,oqo kilometr-1 yoldan ilk hamlede yapılması zaruri olan 23.000 kilometrelik yolun 9 senede tamamlanması İşi plânlanmıştır. Bu yollara sarfedlle-esk para benzinden alman vergi ve resimlerin yol inşaatına tahsisi suretiyle temin edilmiştir. Vergi senede 53 milyon lira tutmakta ve tamamen, iki veya daha ziyade büyük merkezi bir-
için birine bağlayacak olan devlet ana yollarının İnşasına tahsis edilmektedir. Yeni açılan yollar dokuz metre genişllğlndedir. Ve memleketimizin şartlarına tamamen uygun ve ncuz olan >ta-olllze yol sistemiyle yapılmaktadır Kum ve çakıl karıştırılarak üzerinden silindir geçirilmesiyle İlk şeklini alan ve nakil vasıtaları altında ezildikçe sağlamlaşan bu yolların üzerine aradan bir sene geçtikten sonra bir katran tabakası çekilmektedir. Bu yolların inşasında bil-yük ölçüde modern yol maklnc-lerl çalışmakta ve bunlar yoila-, nn süratle yapılmasını temin etmektedir.
19 senede tamamlanması kararlaştırılan 23.000 kilometrelik yol şebekesinin büyük bir kısmı ı şimdiden tamamlanmıştır. Birinci devle sona erdikten sonra tekrar 20.000 kilometrelik 1-kinci devre yol İnşaatı aynı plânla tamamlanma yoluna gi-rec ektir.
Bu plânın İkinci mühim noktası yol bakımına da büyük bir ehemmiyet vermesi ve bunu memlekette 10 bakım bölgesi tosls ederek temin etmeğe mu-I vaffak Olmasıdır. Kâfi elemanla teçhiz edilmiş olan bu bölgeler yapılmış yolları daimî bir muayene ve kontTol altında tutmakla ve bozulmalarına meydan vermemektedir.
Bundan üç hafta evvel yol dâvamızın İdealist kahramanlarından kara yolları umum müdürü yüksek mühendis Vecdi Dlker'ln dftvetl üzerine pazete-cllerden mürekkep bir grupla yeni yapılan yollar üzerinde otomobille 1850 kilometre mesafe katettlk ve bizim İçin bir medeniyet dâvası olan yol dâvasının gerçekleşmekte olduğu nu gözlerimizle görerek iftihar ettik.
Memleket hesabına bizi sevindiren İkinci nokta, iktidar değiştikten sonra da kara yollan dâvasının bir politika âleti haline getirilmemesine bllhasıa dikkat edildiğini görmek oldu. Kısa zamanda hayli mesafe alan bu dâvayı sonuna kadar yürütmek bütün partilerin boynuna borç olan hizmetlerin başında gelecektir.
Şevket R.İDO
Yollar İçin saatte yedi ton taş kıran yeni tip makinelerden biri
Toprakkale - Fevaipaşa kesiminde çalışan neleri. (Toprak taşıyıcı)
I'
Saatte 65 metre küp hafriyat yapan Traktorlü Loadcc ma Minelerinden biri
9
5
VAZısrz.
PMAHAT-
V
ŞUJNSAN DAfAVMAlfJÖEr^^ M!$
Madam Kıjtterfly t pagliacci
- Amerika camhurretelerin-I.ineoln nasıl öldü?
Bir kın
Ltıcia di Lammemu-or
(Dedalo — PerdiCe — icarol. 7 — Arap imparatorluğu hanİ senede zevat buldu?
ClceJkMi Uafaaya. Vddlcdtftme San'dlı
Fena düşmüş kozlar
Gecen hafta bun* dair bir yan yazmış ve misal de vermiştik. Simdi de şa eli tetkik
4 A
V A D V
♦ DV&72
* R 10 7 8
□
aranjmanını mak için fazla kaide ve usuller bilmeğe lüzum yoktur. Yalnız tyl bit plâu dairesinde çalışmak esastır Kompozisyonlarda en çnk armoniye İhtiyaç vardır Armoniden maksat. çiçeğin bütün kısımlarının birbirine uyması demektir. Armoni bazan, renklerin, şekillerin. yaıpak sayılarının birbirine uymasını İfade eder. İleride bıı bahsimizde armoninin bir çok şekillerini göreceksiniz. Bundan başka kompozisyonda muvazene do lâzımdır Bu muvazene bazan simetrik (mütenazır) olur. Yani bir taraftaki çiçek ve yaprakların yüksekliği ve ağırlığı. diğer taralınicl y«p-, rok ve çiçeklerin yükseklik ve ağırlığına uygun olur, (Yukarıdaki resimde görüldüğü Kibl1.
Bazan muvazine. simetri olmadan da temin edilebilir Bu gibi muvazenelerde şekiller.1 kendi zevkinize uyanlardır. (A- | şagıdakl resim muvazeneye bir misaldir). Böyle müvazenell ve ahenkli arajınunlar çiçekçilik üzerinde yapılacak mümarese-Jerle elde edilir İşe evvelâ sİ t renk kontrastlariyle zallariylc) başlamak doğru lur. Daha sonra refik kontrasl-arına bir yahut İki çiçek tipi -Ihai edilir. Bu takdirde saksının rengi, çiçeklerin renk, biçim ve şekil hep birden bir kontrast meydana getirirler, Bu şekilde meydana getireceğiniz çiçek aranjmanı lâtif ve cazip bir manzara arzedeı ve hoşa gider. Renklerin İntihabında zevki seliminiz baş rolü aynıya-taktır. Meselâ bir arada mavi, mor ve menekşe rengi, keza kavun İÇİ. san ve yc.’ll hoş bir ' armoni teşkil t der Beyaz, aşa-tı yukarı bütün renklerle imtizaç edebilir Bilhassa koyu kırmızı, mavi ve mor ille fok İyi gider. Aynı cinsten olup da muhtelif renkte açan çiçeklerle yapılan armoni hoşa gitme- , dlgi için tercih edilmez En iyi armoni, tabıattekl armoniye benzeyenidir,
Gelecek yazılarım urda neşre- olması, kotların ve kuvvetin ne deceğlmiz bir çok terimler sl?e tarafla olduğunu göstermesi bu Hususta kâfi derece bir fl- itibariyle kıymetli bir ip ucu kir vermeğe yardım edecektir. teşkil eder. Nâzım DERS \X
A RV38542
V R fi
♦ —
4 A94S
Cenup, pikten petişılem deklâre elmiş, garp kontre etmiştir.
Garp, karo ruvasıyle hücuma geçil.
Dört el, ayrı ayrı tetkik edilince cenubun blnııazariye kozdan iki ve kefilden bir levt kaybedeceği ve neticede içeriye gireceği görülür.
Halbuki oyun doğru oynanır ve şarkm sağlam bir kâğıdını garptaki el, kesip atmağa icbar edilirse netice bambaşka olur ve oyun çıkar.
Bunun için cenup, lıuıuk korlarını kesmede kutlanmalıdır, »ört karo kesmek için yerde . epey rant re* vardır. Bunu mu-uakıp uç defa kör oynadıktan fil kaçıl
Cenup trefit asım, arkadan dokuzluyu umar. Garp kesmeğe ve pik furşetine gelmeğe mecburdur.
Bu gibi manevralarda vaffak olabilmek için hiç şüphesiz kâğıtları istenildiği gibi Üdşmiiş bulmak lâzımdır. Fakat her zaman müsait bir diişüş farzedilerek hu usule müracaat zarurîdir. Çünkü bu gibi ahvalde oyunu ç,karmak şansı aııcak bu kabil manevraların muvaffakiyetle neticelenmesine bağlıdır. Mümasil ahvalde ve deklârasyonun kontre edilmiş
YAKALARDAKİ YENİLİK
adin modası bir kere değişmeğe başladı mı- yenl-İlk yalnız umumi hatlara değil, 5 en küçük teferruata varıncay ’ katlar tesir ediyor.
' Yeni tip kıyafetlere göre, ye r ııl çeşit makyaj tarzları, değl , şlk ayakkabı örnekleri, şapk . biçimleri, hattâ bambaşka mü . cevherler zincirleme olarak birbirini kovalıyor. Çanta, eldiven, . eşarp, iç çamaşırları, mendiller bile buna dahildir. Yalnız ç
’ çaplarda fazla değişiklik , yor. Bilhassa dayanıksız
, lan bakımından.
, Bil senenin boyun v
l modasının da yepyeni Biyelleri var.
öğleden sorar giyilecek elbiselerde yaka boyundaki İnci kolyeleri pek az gösterecek derecede IcalkıkLır.
1651 modasına gör umumiyetle ense kısmında yüksektir. Önde de yaka boynun alt kısmına kadar inip kapanacak. Arzuya göre bu çok yahut az açık olabilir tabii. Şapkalar nl peten küçük.
Tayyörlerle mantoların kulak altları hizasına kadar yükselen | yakaları, çehreyi daha uzun ve i minyon gösteriyor,
Seçme fıkralar
tim bir arkeolog Amerikalı bir milyardere Coli-üöe’dekı harabeleri gösteriyor ve bunların güzelliğini anlatmağa çay mı ediyordu.
Turist heyecanlandı ve derhal İlime $ordu:
— Amerikada böyle bir harabe vucude getirmek için kaç para tâlimdir?
Arkeolog:
— Bilmiyorum, diye cevap verdi.
Amerikalı «engin ısrarla:
— Tahmini bir rakam söyle-yir*z. dejince arkeolog gülerek:
— İki bin senelik bîr serabım verdi.
Btlgimızı Arttıralım
DAKİKALIK TEBESSÜM
1 — Dişi Zürafaların başında iki küçücük boynu» bulunur. Erkeklerinde kıç boynuz var?
(Hiç yok — Bir — üçı
2 — Şu üç operadan hançisi Leoncavallo nündür?
_ YUMURTALARIN TAZELİĞİ BARI. MIIYOAN M ÜS TERİLER ŞÜPHELEN. MEŞİN DİYE QU ÇAREYİ BULDUR
_ BANA HALÂ W, DİYORSUN... SEN DESENE
_ İMKANI YOK SAMİMİ OLMADIĞIM KİMSELERE “SEN^DIYE HıTAR EDEMEM
(Kail edilerek neticesinde*.
4 — Kumanyada hangi par tedavül eder?
> sekizinci f.ui fiUu
■ağırlar meclisine riyaset ediyordu. Nazırlardan biri dal-CHılıkla enfiye kutusunu masanın üzerine koydu. Etiket Bunlarına aykırı (»lan bu rek -r.cn kıral, ziyadesiyle nirimdi, kaşlarım çatlı, dtğı putun farkında olmıran nazır bu defa da cebinden dilini çıkararak kulunun •una bıraktı. .
Kabri tbkcnca kıral. edici bir eda ile:
— t:.ı iri), zannedersem ceplerinin buraya başattaeaksiniz.
B'.ı ihtar ürerine yaptığı kabalığı anlıyan nazır gülerek:
— Haşmctpenah. dedi, bir oatır İçin cebim boşaltmak, doldurmaklaıı dalı* iyidir.
Nazırın bu zarif cevabından kıral memnun oldu ve hattlce-Ütıi Iiüş gördü.
(Leva — Cervone* — Pcngo).
5 — Madritten hangi nehir geçer?
(Tlgo — Ebro — Manzanares»
6 — Deslerc ile kumpası kira icat etti?
_ GORuYOPSUN YA SEVG/tfM; OLUM BİLE BİZİ BİRBİRİMİZDEN AYIRAMIYOR
■
, "fa A! «k
_ RİCA, EDERİM MÜSAADE* BUYU&ÛN HESAP GANA AİT.
(ir VEM£N NAR Tl TIRNAKLA İR/NLA OYNAMA ÖYLE
(395 — «6 — 511),
8 — Dünyada eıı geniş gül hangisidir?
(Viktorya — Süperince — Aralı
9 — Kartviziti kim icat ettlT (çin)İler — Romalılar —*
lıın anlılar),
10 — Hangi sütün kesafeti daha fazladır?
(Kadm siitü — tnek, eşek
soruların doğru cevaplarım yarınki nüshamızda bulacaksınız.
28 Ekim 1950
AKŞAM
AKŞAM /PORtifl^L^i
«.
Bu güne kadar yaptığımız-y
37 Millî maçımızda
Hangi millî takımlarla karşılaştık?
Futbolcularımla kaç defa Ay - Yıldızlı milli forman jfiydilfr ve kulüplerimizin hanğileri daha fazla oyuncu verdiler?
(uyacak, aynı gün Avrppanın muhtelif şehirlerinde iki maç birden yapan milli takımların havadisini ötedenberi ecnebi gazetelerden öğrenir ve iki takımı birden sahaya aynı günde çıkaran milletlerin federasyonlarına gıpta ederdik. Bugün aynı mesut hadiseyi Türk federasyonu başarıyor, inşallah muvaffak olur...
Bugün genç millî takım Ankarada Mısırla, A milli takım Telâvivde İsrail ile karştlşıyor
Yaza ; ŞAZİ TEZCAN
V.
Alilli takımımız eski federasyonlar zamanında senelerce atalet içinde kalmış ve başındakiler ya tahsisat bulamamak yüzünden veyahut yenildikleri takdirde hükümetin başında bu hm anlarca muahaze ediliriz endişesile milli maç yaptırmaktan çekinmişlerdi. Ne kadar yanlış bJr düşünce. Hiç bir futbol takımının galibiyeti veya mağlûbiyeti siyasi ctûşüncelere karıştırılır mı?.. Neyse olan ol-
du ve elham(lüllllâh o devirler j geçti. Bu seferki federasyonu-A muz tam bir sportmen (iüşün-l cesile iş başına geldiği zaman- « danlyrl muhtelif millî maçlar n
yaptırdığı gibi bu sefer de ay- dört nı günde çift maça tesebbus vTa elti. Bu bakımdan cidden büyük bir cesaretle atılan futbolumuzun İnkişafına yarayacağı muhakkak olan bu adımdan ptTF ı dolayı takdir eder ve bu enerjik kararlarından bugün için aksayan tarafları olsa dahi geri dönmemelerini temenni ede-
yerlerine yenilerini bulmak için çok müşkülât çekilir ve bulunan yeni eleman arkadaşlarına alınıncaya kadar takım aksardı. Fakat bugün takip edilen çltt maç usulü sayesinde bu endişe ortadan kalkmış ve 24 yaşına
kadar olan elemanlardan kurulan genç milli takım yapacağı maçlarla esas milli takımımızın kadrosunu yarın İçin hazırlamış olacaktır kİ bu hareket istikbale ümitle bakmamıza sebep olmaktadır.
eski kaptanı
Oktay 1 bir def* klü bun de defa Kar-
ürk spor tarihînin ₺n mutlu günlerinden birini bugün İdrâk ediyoruz. İlk def* aynı giinde iki Türk futbol milli takıma ayrı ayrı memleketlerin iki başkentinde başka başka millî futbol takımlarile karşılaşıyor.
Bugün saat 14,30 da A likamda Mısır genç milli futbol talcımiyle Türk genç millî takımı oynarken, Telâvivde aynı saatte esas Türk milli futbol takımı İsrail milli ta-ı ile karşılaşıyor, şte aynı günde muhtelif yerlerde iki müsabaka birden yapacak olan millî futbol takımımız bugüne kadar 37 milli maç oynamıştır.
Bu 37 milli maçımızdan 14 tanesi galibiyetimizle, 20 ta-esi mağlûbiyetimizle, 3 ta-esi de beraberlikle suna eriştir.
Yine 37 milli maçımızda attığımız 75 gole mukabil kalemize 86 gol yapılmıştır.
En açık farklı galiplerimiz Suriye milli takımına karşı 7-0 lık ve İran milli takımına karşı da 6-1 lik neticelerdir. Buna mukabil en açık farklı mağlûbiyetimiz 1928 olimpi-yadında Mısır milli takımına karşı 7-1 ve Polonya milli U-kııııına karşı 6-1 lik neticelerdir.
Bugiine kadar yapılan 37 milli futbol maçımızda İs tan-bulun 10 klubüne mensup 92 I , t__
futbolcu 407 defa, İzmirin 5 3 drfa' Hjtâ]ifl ] oynncusu 1 defa; İzmir klüplerinden Allayın 4 oyuncusu 8 defa; Karsıyakamn 2 oyuncusu 2 defa. Altmordunun 1 oyuncusu 4 defa, tzmirspornn t 0-yuncustı 1 defa. Göztepenin 1 oyuncusu 1 defa; Ankaranın Mııhafızgücünün 2 oyuncusu 4 defa; Gençlerbirliğinin 2 oyuncusu 2 defa, Harb okn-lunun 1 oyuncusu 1 defa; De-ınirsporon 1 oyuncusu 1 defa; milli futbol takımımızda oynamışlardır.
Bu suretle milli futbol takımımızda 94 futbolcu 430 defa Ay-Yıldizh milli formamızı giyerek milli olmuşlardır.
37 milli maçımızdan 5 defasını Bulgaristan ve Yugos-,İEski milli takım oyuncularından lavya ile; dört defa Romanya Leblebi Mehmet ile; üçer defa Polonya ve Yıı-
klubüne mensup • futbolca 18 defa, Anka ranın 4 klubüne mensup 6 futbolca 8 defa Ay* Yıldızlı formayı giyerek milli olmuşlardır.
Bu arada Vahi defa Karşıya!» ve da Galatasaray iken; Lûtfi Aksoy 1
şıyaka ve bir def* d.ı Galatasaray klübünde iken; Bekir 1 defa Altınordu. 2 defa da Fenerbahçe klübünde iken; Sadi 2 defa HUâl ve 1 defa da Fenerbahçe klübünde iken; Husameddin 2 defa Vefa ve 1 defa Fenerbahçe klübünde iken; Lâtif 1 defa Süleyma-niye ve 2 defa da Galatasaray klüplerinde iken; Rebii î defa Galatasaray ve 2 defa da Giineş klüplerinde iken; kaleci Hamit î defa Süleyma-niyt. 2 defa Mııbafızçücü ve 1 defa da Fenerbahçe klübünde iken; Hüseyin 2 defa Vefa ve 8 defa Beşiktaş klübünde iken; Cihat 1 defa Geuç-lerbirliği, 2 defa Güneş ve 9 defa da Fenerbahçe klübünde iken oynamışlardır.
İstanbul klüplerinden Fe-nerbahçenin 28 futbolcusu 163 defa, Galatasarayın 27 futbolcusu 152 defa, Beşiktaşın 15 futbolcusu 43 defa, Vefanın 7 oyuncusu 14 defa; Güneşin 8 oyuncusu 9 defa, Altınordu-nun 5 oyuncusu 9 defa. Istan-bulsporun 4 oyuncusu 8 defa; Nük-ymaniyenin 2 oyuncusu •I defa, Beykozun 2 oyuncusu
Galat »sarayın eski kapta Aslan Nihat
nanistan ile; ikişer drf ya, Macar, Avusturya sır ile; birer defa (12 Çekoslovakya, Finlandiya. Estonya. Litvanya, Norveç, Çin, Italyan, Suriye, İran mi takımlarile yaptık.
Tine bu 37 milli da Nihat ve Zeki Onar; Cihat dokuz; Hüsnü 3; Ha «an Kâmil, Bekir. Kemal Rıfat. Gündüz, Muzaffer birer defa kaptanlık yapmışlardır.
3T milli maçımızd den 15 tanesini Zek tanesini Lcfter, Şükrü, dört tanesini Gündüz; tanesini Bekir, Salâh, Lâtif. Seli had din (Istanbuhpor);
Bulend (Beşiktaş!, Fahred-din; ikişer tanesini Muslih, Leblebi Mehmet, Kemal Fa-rukî, Biiyük Fikret; birer tanesini Bedri, Alâeddin, Nihat, Biirhan (Galatasaray>. Hakkı, Rebii, Eşref, Şeref, Niyazi. Rasih. Küçük Fikret, Hüseyin, Bülent (Galatasaray) Erol. Halit atmışlardır.
Halûk SAN
re de rasy onunun tebliğinden bugün Ankarada Mısır millî takımı İle karşılaşacak olan genç milli takıma davet edilen 10 futbolcu arasından şöyle bir takım çıkarılacağım duyduk, Turgay-İNad, Rahmi - Melih, Muzaffer, ! Fahreddtn - İsfendiyar. Erol. Bulend, Lefter, Cihat. Beşlktaş-lı Kâmilin veya Anltaralı Mus-tafamn hafta oynatılıp Fahred-dinin milli takım İçin henüz çok (jenç olan Cihad'ın yerine | solaçikta oynatılması kanaatimizce daha muvafıktı.
İsraildc çıkacak tak;m da şöyle tertiplenmiş Şükrü - Sa-lâhaddln. Necml - M. AH. Bü-lend. Hüseyin - Reha. Galip şevket. Gündüz. Halit. Bu ekibin son müdafaa hattını zayıf bulduk. İskender! müdafaada oynatıp. Salfihaddlnl hafa almak ve Hüseyin! forvete geçirmek kanaatimizce daha İsabetli olurdu.
Bugünkü rakiplerimiz gerek îsrall ve gerekse Mısır çok süratli oynıyan ekiplerdir Bizimkilerin de millî takım İçin fazla idman yapmadıkları halde lig maçları rtalayıslle formda oldukları muhakkaktır. Belki bir arada oynamamak yüzünden ufak tefek aksaklıklar olanaktır vp yegâne korkumuz da budur Futbolcularımızdan temennimiz aynı günde İlk defa yapacağımız İki maçı da kazanarak en büyük bayramımıza İki tane daha İlâve etmeleridir.
takım gelir maça
Tellvlvıfe yaptığı maçı s'ferle bitirmelini temenni enl.ımlt A milli tabım.mra
ynı günde çift maç yapmanın safelıyacağı faydaların başında millî elemanlarının artması Bundan evvel her milli _______
çıkan takımımızın elemanları Avusturya - Türkiye milli maçında Rchanın Avusturya yaşlarını doldurduğu zaman kalesine şarjı
Bugünkü milli maçın Italyan hakemi
Bugün An karada yapılacak Dian Türkiye - Mısır milli futbol maçını İdare edecek Italyan orta hakemi Bernardo dün uçakla gelmiş ve Ankaraya gitmiştir.
Haftanın Notları:
Yazan - Adil Giray
3 ENTERNASYONAL İDARECİMİZ
1 — Vehbi Emre, 2 — Naili M oran, 3 — Haşan Akev
-j. J il M■
jL
aman zaman gençlerimizin milletlerarası spor karşılaşmalarındaki başarılarını görerek sevlnr duyarız.
Her fırsatta daima bize zaferler sunan güreşçilerimizi hariç tutarsak, diğer spor branşlarımızın enternasyonal sahadaki tecrübe ve olgunlukları henüz bizi tatmin edecek bir seviyeye ulaşmadığı da bir hakikattir. Senelerdenbert futbol milli takımımız bir metod ve program takip ederek muayyen tarihlerde maçlar yapmak İmkânını bulamadığı için futbolda dünya tasnifindeki derecemiz diişiİk kalmıştır.
Atletlerimiz ancak bu sene yabancı sahalarda bir tecrübe İmtihanı geçirmişlerdir Memnunlukla kaydedelim kİ yurd dışındaki bu İlk ve büyük tecrübe cldden başarılı olmuştur.
Yüzücülerimizin Viyanada Av rupa şampiyonasına iştirak ederek bir çok şeyler öğrendiklerini tahmin ediyoruz. Yüzmede enternasyonal kaıstmız zayıftır, Basketbok’ulurımızm yabancı temasları daima ümit verici olmuştur Boksörlerimizin Fransızlarla yaptıkları müsabakalarda aldıkları dereceler parlak olmuştur. Tenisçilerimizin
çapında böyle bir vazife verilmesini çok yerinde ve tabiî bulmak lâğımdır.
(Vehbi Emrelden sonra milletlerarası teşekküllerde vazife alan arkadaşımız atletizm federasyonu başkanı (Naili Moran) dır. Güreşçilerimize nazaran atletlerimi» milletlerarası sahada henüz müptodl sayılırlar. Bun* rağmen 'Naili »nln kendi branşındaki bilgi ve olgunluğu yabancıların gözünden kaçmadığını görmekteyiz. Beynelmlîtl sahada İsim vapan ve kendtal tanıtan diğer İdarecimiz de tonla ajanı ( Haşan Akev) dir. Yorulmak bilmez bir aşk «e şevkle senelerdenbert organize etliği milletlerarası İstanbul tenis turnuvası ûnu bugün Avrupa tenis âleminin tanınmış bir şahsiyeti nalLne geilrmlgür
Tenis gibi bizde meraklısı ve seyircisi çok mahdut bir spor branşında dünyanın tanının >s oyuncularını bile cezbede*.'«k mükemmeliyette bir organizasyonu başarmak, söylendiği ve yazıldığı gibi kolay bir İş değildir.
Vehbi Emre, Nail! Moran v« ,Ha*an Akev âyunnda Idarecl-
Entemasyonal idarecilerimiz- lerlmlzin çoğalmasını temenni ilen: Vehbi femra .edelim.
milletlerarası müsuba kal arda mevcudiyet göstermeleri daha uzun senelere bağlı bir mesaiye muhtaçtır. Spor branşlarımızın durumunu böyle kısaca gözden geçirdikten sonra beynelmilel olmuş idarecilerimizden de bahsedelim: Milletlerarası İdare ve komitelere seçilerek Türk spor idareciliği hesabına şeref kazananların başında (Vehbi Emre) gelmektedir.
(Vehbi Emre» milletlerarası güreş federasyonuna ikinci başkan seçilmiş bir tdarecimlzdlr. Olimpiyat şampiyonu, bir kaç defa da Avrupa şampiyonu olmuş güreşçilerimizin başında bulunan bir idarecimize dünya
28 Ekim l!)50
söylenen lorınne Eabset
aziz okuyucu yirmi yaşında mısın? Hayır mı? Öyle I ■ bu yazıyı boş yere okumu . Fakat yirmi yaşın, 19 u geçmiş, yah t yirmi bire basmış olmakla kaim bulunmadığını da unutmamak lâzım
Bengini güneşten, ahengini
mehtaptan alan yıldızlar kadat puriak. keman sesi gibi İçli yirminci yaş. titlkbiLİde bakan, yahut banker olmayı düşünerek hayatının en mucizeli on iki ayını Hegel felsefesiyle Ayıış-tayn nazarıyelerine kurban eden bir kimse hiç bir zaman
★ ★ A * * ü
Asırsız devirlerden bu yana değişme kanunundan gayrı her şeyin değiştiğini iddia eden derin düşünenler biraz yandı-yar galiba?.. Zira hiç değişmeden insanları hükmü altında tutan aşk ve aşk mektupları var. Yazımız, neş’eli bir zaviyeden bu nazik konuyu inceliyor
D ★ * * * * *
mabudem...»
Tramvay biletçisinden tutun, şaire, şairden tütün banka veznedarına kadar nşuğı yukarı herkes aynı tâbirleri kütlanıyordur.
Ölümle aşkın tezahürü insanları tamam lyle birbirine benzetiyor. Sineman n karanlığında elele, dlzdlze veren z,: Cinsiyeti! gölgelerin o anda birbirine fısıldadığı cümle muhakkak ki: «Sent seviyorum' dur
Hizmetçi kızın vuktintf.cn evvel gelişen vücudunu servis kapısının arkasına sıkıştıran bakkal çırağı da ayıi| climlı-yi tekrarlayacaktır.
Bu cümle, maktu flal üzerinden aşk yapan kadının ağzında neyse, bir prensesin dudakları arasında da od ur Sezar’ın KleO patra'ya, Jülyet'ln Romeo'ya aynı cümleyi binlerce defa münavebeyle tekrarladıklarına da emin olabilirsiniz
«Seviyorum» der herkes. Sevmek fiilinin diğerlerinden çok daha evvel öğrenildiğine şüphe j'ok. Lüzumundan çok fazla tasrif edildiği İçin adamakıllı hırpalanan «sevmek» fiili, beşe-u. boru değil. Bütün bir ge- ruhumun gıdası hayatım, riyetj topyekün tasrif etmekte
?yl Irkiden ziyade mehtapla ıldızların tahrik ettiği sarhoş- «*■«>■*■■■■■»»■■■»■■■■■»■«■ ık yilzıindfn yalpa vurarak 1 .. .
ıkaklarda geçirmenizi de kim ' artnien Çizgiler inin tenkide hakkı yok. Zira rtesl gün şevklinizden bir aşk lekLubu gelecektir. Evet, ufak 'fek gramer hataları, kocaman, □canıan yalanlarla dolu bir şk mektubu. Ne oursa olsun... şk mektubu değil mi'?„ Kâfi.
Ah! Pembe kâjıdların üzerine lııa İle yazılmış cana yakın udalalıklar!
■d
yirminci yasım idrâk etmiş sayılmaz.
Halbuki yirmi yaşarma olmanın kendine mahsus bambaşka mahiyetleri var Trende, yahut vapurda karşınıza oturan güzel bir kadın rafa koydurunuz kıymetli paketleri unutturacak kadar sizi kendinizden geçirebiliyor mu? Bir daktilo kızın arzuladığı çiçeği koparabilmek İçin, pantalonunuzu bahçenin telör-giilerine takıp yırtmaktan kork nıuyor musunuz? öyıe ise yirmi yaşındasınız. Sevdiğinizi genç kadının gönlünü hoş etmek İçin bir aylık kazancınızı bir gecede zerkle harcayabilirsiniz. Amma gelecek maaşa kadar mecburi oruç tutacakmışsınız? Ne kıy-mell var... Aşk uğruna kesenizle beraber midenizi de feda e- i llverln. Yirminci yaşın borası ebedi, sevgilini.
Aziz okuyucu... Halâ nşlc mektubu yazıyor, bunlara da cevap alıyorsan. . Yazdığın ve aldığın mektupların adedi beşi geçmişse... Stn de yirmi yaşındasın. Bu yazı da senin içhı yazılmıştır öyle ise.
ne güzel İntikam aliyut Tezahür bak'nıındau
. . ■ : I '
selâ aşkuı nebatı tâhırterle başlayıp hayvani tabirlerle bittiğine dikkat ettiniz mP Bugün adına «gül». papat>a- dediğimiz kadın, yakın bir istikbalde ya yılan olacaktır, vahut da ak-ıep.
urunu kalblerde yanan mukaddes alevin ışığından alan aşk mektupları nedense birbirine cok benziyor. Yazdığı satırların, şimdiye kadar yazılanlardan Ç°k ayrı, çok başka bir şey olduğunu zanneden bağrı yanık, tekerrür eden milyonlara blı tekerrür ilâvesi daha yaptığının farkında değildir. Ne vansın zavallı? Farkında olsa yapmazdı patent
«Bir tanem kalbimin perisi, gözlerimin be-
LJ ayal tıktırası baSr, yantit-B — ların aşk mektubu yazmak mevzuunda hissi romanlardan bazı rarcular; aynen kopya ettiği malûm Bunlardan bir tanesi hoşlandığı kıza şu satırları yazmış ^Kalbim uçsuz bucaksız nir teessüre gömülmüştü, Hayatını suııbaha-rın hep birbirine benzeyen bulutlu günleri gibi kaı anlık ve boğucu İdi Yaşamanın var olmanın manas n anlayamıyor-dum bir türlii Faka' gözlerinizle tebessümünüz ömrümün karanlıkla dolu boşluklarını bir denbire aydınlattı. •
Genç kızın mukabelesi fevkalâde:
^Sahifeyi çevirin cevabını bulacaksınız.»
Adnan TABİR
(flt-ı tiirlü hakkı mahfuzdur)
Harfendazlık - Söz atmal
Ertesi günü Vernet, Lozanu itmek üzere vapura girer, urda bir gün evvel ana sren genç öğretmene rasgelir.'
Kessama verilen resim dersi M eşhur Fransız ressamla- I nndan Horace Vernet t*ir gün Lcman golü sahillerinde kroki çizmekle vakit geçiriyordu. Bir kaç adım ilerde de resim yapan bazı genç İngiliz, kızları vardı. İçlerinden biri Verncl’ye yaklaşır, çizdiği krokilere bakar ve bazı tavsiyelerde bulunur. İhtiyar artist sesini çıkarmadan dinler ve teşekkür,
— Bayım, der, siz Fransızsı-aıt, lloraıc Vemet’i İter halde .anırsıııır. Vapurda olduğunu ûiylüyorlar. Lütfen bana Jİduğuııu gösterimlisiniz?
— Onu mutlaka görmek '■tiyorspnuz?'
— Evet.
Ressam gülerek:
— Öyle İse matmazel a radığı-lız adam, dün sizden ders al-nak şerefine nail olan kinıse-
kim
mi
Külhanbeyi balıkçı ileıiki kaldırımdan geçen genç hanımları kasdederek av»8 avaz bağırır:
Balıkçı — Hev anam babam heyyy .. Yaradana maşallah da . Analarının güzel kuzulan bunlar, yemede yüzlerine bak!...
Yaşlı hanımlar — Ayol hemşire yürü balıkçılar bize harfendazlık ediyorlar, şimdi üstümüze saldırırlar da çatır çatır yerler. Rahmetli efendi, balıkçılar içinden geçmeyin, yanlışlıkla geçerseniz bile beşmeler şerif çekin, etrafınıza okuyup üfleyin derdi!...
Comments (0)