30 Haziran 1050 tarihinde yürürlüğe girecek flok '*'At!ı ■ m * w
olan değişiklikleri de ihtiva eden H jgr ■ ’ JVm I|«E1 ''‘ fa D ■ Dİ A W
GÜMRÜK TARİFESİ KANUNU JT WF |>
İTHALÂT UMU MÎ TARİFESİ » ’(l ' ■ i V _ ^-.A'
S.tW .-»Midi. S TL 3 T, 4 ' Jt * i © •„
T ...1 Teri: - T" ^'- « *
Galata, eski Kredi Liyone arkası Melek Han . ■ »- '
_ No. 10. — Telefon: 43721 a£mX-a.?W~(fcJ1 >3P> .
Sene 32 — No. 11361 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur, PAZAR 28 Mayıs 1950 Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı islerini fiilen idare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Kabinenin programı
İktisadî ve malî sahada
C. H. Parti Divant toplandı
İnönü dün mühim
Batı Avrupa memleketlerini düşündüren bir mesele var ki gazetelerinde zaman zaman ortaya atılır. Belli ki halk erkân bununla kaygılıdır. Mesele şudur: ’ Harb olur, Batı Avrupa tecavüze uğrarsa Amerika nasıl yardım edecek? Derhal gelip bütün hava ve kara vasıtalariyle, uçakları, tankları ve ordulariyle Avrupa topraklarında savaşa girişecek mi? Yoksa gecen harbde olduğu gibi, uzun uzadıya düşünüp taşınarak harbe girmeye karar »verdikten sonra, istilâya uğramış Batı Avrupayı, yeni ve muazzam bir çıkarma hareketiyle kurtarmaya mı gelecek?
Batı Avrupa memleketlerini korkutan İhtimal, bu İkincisi, yani sonradan kurtarılmadır. Müdafaa harbi, düşman işgali ile harabeye denecek ülkelerin bir de kurtarma hareketiyle ve bilhassa yeni silâhlarla taş toprak yığını haline geleceğini düşünerek ürken halk kitleleri, Amerikanın, kendileriyle yan vana, tâ başından itibaren harbe girişmesini istiyorlar.
Eu hayati mesele Amerika ile Batı Avrupa arasında henüz halledilmiş değildir sanıyoruz. Hattâ bizzat Amerika Genelkur mayınca karara bağlanmış olduğunu da açıkça bilen yoktur. Dâva, çok taraflıdır. Siyasi ve askeridir. Kolayca çözülüp karara bağlanması beklene-mivecek derecede çetindir.
Fir defa. Amerikanın Av-rupada bir harbe girişmesi ^jncak Atlantik Paktı çerçevesi içinde olabilir. Bu and-iasmanın beşinci maddesine _ göre de Amerikanın askeri yardım taahhüdü mutlak ve otomatik değildir. Amerika, esasen, hiçbir suretle otomatik. vani kendi kendine işli-yen bir ittifak taahhüdüne girişemez. Her hâdisede Kongreye başvurmak zorundadır. Kongre, harbe girip girmemeye ancak kendisi karar verir. Hükümetin peşin taahhütleri Kongreyi bağlamaz. Bu şartlar altında Amerikanın, muhtemel bir tecavüzü önlemek için Avrupada bütün kuvvetleriyle harbe hazır bulunması mümkün değildir. Bugün A-merı kanın Almanyadaki işgal kuvvetleri elli bini geçmez Bir harb çıktığı zaman Amerika işe karışmaya hemen karar verse bile, Ameri-kadan Avrupaya kuvvet nakli hayli zaman ister. O * zamana kadar da Batı Av> rupanın mefruz düşman tarafından işgali tamamlanır.
Şimdiye kadar ortaya atıklan fikirler, evvelâ her hangi bir düşmanı tecavüzden alıkoyan engelin, bugün karşısında mevcut kuvvetler değil, Amerikanın harbe karışması ihtimali ve harbin akıbeti olduğudur.
Bunlardan başka, Amerika, Balı devletlerini kendi kendilerini uzunca bir müddet müdafaa etmeye yetecek bir kuvvet sahibi olmaya zorlamaktadır. Bu suretle kendisi, ilk anda, Avrupaya havadan «stratejik» yardımda bulunacaktır. Stratejik «sevkulcevşi» yardımın mânası da sudur: Uzun mesafelere gidip gelecek kudrette
ağır uçaklar, Batı Avrupa ve Afrika üslerinden havalanarak mefruz düşmanın can alacak noktalarına atom bombalan atmak suretiyle onun harb kabiliyetini ve strateji faaliyetlerini yok edeceklerdir.
Bu yardım şekli, bombanın tahrip kudreti bakımından, tesirli görülmekle beraber Batüılan pek tatmin etmiyordu. Londra konferansında bu isler belki konuşulmuş, Atlantik Paktının ve karslîklı yardım tarzının nasıl işliyeceği her halde tartışma konusu olmuştur. İşte tam bu sırada Amerikada yeni bir atom bombası hazırlandığı açığa vuruldu ve Atlantik devletlerinin yüreğine biraz ferahlık getirdi. Bu yeni silâh, küçük çapta atom bombalandır ve stratejik yardıma «taktik» yardımı ilâve etmek imkânı veriyor. Stratejik bombardıman. asıl harb sahasının çok gerilerine, mefruz düşmanın doğrudan doğruya kendi e-vtne. harb kudreti kaynaklarına yapılacak hücumdur. Taktik, «tabiye» hücumu ise, daha hafif uçaklar ve sıkleti çok hafifletilmiş »cep atom bombaları» ile harb sabâsında düşman cephesine taarruzdur. Bu suretle Amerikanın muhtemel yardımı birdenbire başka bir tesir kazanmış oluyor.
Yenf silâhlar bulundukça müstakbel harbin şekli de değişecektir.
Fakat, bir gazetenin yazdığı gibi, bu silâhlar karşısında AvrupalIlar: «Bize iş kalmıyor» diyerek daha fazla gevşeyebilirler. Muhtemel bir harbin ve bu silâhların manzarasıdır ki bir kısım Batı memleketlerinde (Av-ruparun tarafsızlığı) fikrini doğurmuştur. Bundan ayrıca bahsedeceğiz.
Necmeddin SADAK
Zavallı atletizm
Tanınmış sporcu ve spor muharriri Ömer Besim, Cumhuriyet gazetesinde şunları yazıyor:
«... İnönü stadında yapılan atletizm müsabakasındaki sessizlik bana çok acı geldi. Klüblerimizin atletizme karşı olan alâkasızlıkları, üzüntü duyulmıyacak bir mevzu değildir. Tertemiz bir stadyum, ona zevkle bağlanmış bir avuç atlet ve o kadar hakem; işte hepsi bundan ibaret bir müsabaka.»
A
Atletizm olmadan sporun, okuma yazma öğrenmeden tahsile benzetileceğini yeni nesle anlatmak güç değildir. Bizde atletizme bu derece az alâka gösterilmesine karşılık, amatörlük maskesi altındaki profesyonel sporlara çok seyirci toplanması, hakiki ve teşvika lâyık sporun mahdut kimselerin bir nevi cambazlığı halinde tereddi ettiğinin yeni bir delilidir.
Geniş gençlik kütlelerini kucaklıyacak spor çeşitleriyle uğraşan resmî teşkilât ve klübler milletin muhabbet ve rağbetine lâyıktır. Cambazhane kumpanyalarına karşı lâkaydiz.

mühim değişiklik yapılacak
Ankara 28 — Kabinenin
programı dün katı şeklini aldı.. Parti Meclis Grupu bugün öğleden sonra Meclis binasında toplanarak programı görüşecektir. Program. Büyük Millet Meclisinin yarınki içtlmamda Başbakan Adnan Menderes tarafından okunacak, muhalefet partilerine verilecektir. Mecliste görüşmelere çarşamba gününden itibaren başlanacaktır. Gerek Demokrat Parti Gru-punda, gerek Meclisteki görüşmelerin hararetli olacağı anlaşılmaktadır.
Program hakkında sızan haberlere göre İktisadî ve malî sahada esaslı değişiklikler yapılacaktır. İktisadi sahada ner şeyden evvel ziraî bünyeyi kuvvetlendirmek ve köy kalkınma- ' sı gözönünde bulundurulmaktadır. Bundan sonra Devlet işletmeciliğinin tahdidi ve Dev-
letçiliğin kür peşinde koşan İşletmelerden bir kısmının za-1 düşünülmektedir. Yapılan tet-oir Devlet kapitalizmi halin- manla ve müsait şartlar ^ulvı- kikler çok iimltU neticeler ver-den çıkarılması geliyor. Mevcut runda hususi teşebbüse devri * ■“ ’
bir konuşma yaptı
Partinin bundan böyle muhale' fette çalışma sistemi ne olacağını açıkladı
Ankara 27 (AA.) — Cumhuriyet Halk Partisiü Genel Başkanlığından:
Cumhuriyet Halk Partisi Divanı 20.5.950 cuma günü saat 10 da Genel Başkanveklll Hilmi Uran'ın başkanlığında toplanarak mutad çalışmalarına başlamış ve genel sekreterliğin divana sunduğu bazı parti içişlerini görüşerek karara bağlamıştır. Divan aynı gün saat 16 da Genel Başkan İsmet İnönünün başkanlığında toplanmıştır. Bu toplantıda son milletvekilliği seçimleriyle partinin bugünkü umumi durumu görüşülmüş, üyelerden bir çoğu seçimdeki1 müşahedelerini ve bu meyanda teşkilâtımızla karşı partiler çalışmalarını açıklıyarak intihalarını ve kanaatlerini anlatmışlardır. Divan bütün bu görüşmeler sonunda partimizin bundan böyle bir muhalefet partisi olarak Meclisin içinde ve dışında sarsılmaz bir azimle çalışmayı vazife bilmiş ve seçimlerde seçmenlerin yüzde 40 reyini kazanmış olmayı ayrıca teşvik e-dicl bir unsur olarak kaydetmiştir.
Divan, partimizin şimdiye kadar olduğu gibi asil prensiplerin ve açık, müspet programların takipçisi olarak ve memleket menfaatlerinin partiler üstünde bulunduğunu esas tutarak tam bir tesanüt ve enerji İle muhalefet ve murakabe vazifesinde memlekete büyük hizmetler e-deeeğine ittifakla İtimat göstermiştir.
ı Divan, teşkilâtın merkezde ve İllerde bugüne İntibakı esasları üzerinde mühim kararlar atmış ve bu kararların hazırlanabll-1 mesl maksadiyle de Kurultayın 29 haziran 1959 perşembe günü toplanmasını basvlp ederek Ku-! rultaya takaddüm etmek ve onun gündemi hazırlıklarını yapı mak üzere Divanın da 23. hozl-ran 1950 cuma günü toplanma, sini kararlaştırmıştır.
Divan, bugün saat 17 de yine Genel Başkan İsmet İnönüniin başkanlığında toplanarak Genel Başkanın, partinin bundan ve( böyle muhalefette çalışma şlste-rek 4-5 metre İleriye fırlatmış-' millete, memlekete ve İktidara (Arkası sahile 2; sütün 7 de) 1 karşı bugünkü durumunu ve
Adnan Menderes Meclis kürsüsünde
D. Parti başkanlığı
Başkanlığa Adnan
Menderes'in getirilmesi muhtemel
Ankara 28 (Akşam) — Celâl Bayann Cumhurbaşkanlığına seçilmesi üzerine parti başkanlığının Adnan Menderese tevdi olunması için kuvvetli bir cereyan vardır. Parti genel İdare kurulunun yapacağı toplan uda bu sesimin yapılması ve D P. başkanlığının Adnan Menderese verilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayûr* dûn de sabahtan itibaren Çankaya köşkünde ziyaretleri kabul etmiştir. Kocaeli milletvekilleri yaplıklart ziyaret sırasında parti meselelerine temas edince Celâl Bayar:
«Ben artık partilerin İç bünyeleriyle alâkadar değilim. Tüzüğümüz ve Anayasa benim salâhiyetlerimi belirtmiştir.» demiştir.
Bu sözlerinden Celâl Bayann artık parti meseleleri dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bakanlar Kurulu
Ankara 28 (Akşam) — Bakanlar Kurulu bu sabah Celâl Bayann başkanlığında toplanmış ve hükümet programını gözden geçirmiştir. Program, Demokrat Parti meclis grupu-nun bu akşam saat 19 da yapa-I cağı toplantıda görüşülecektir.
. Y@n8 feefrökamııs ysıron ıy©r
SARI DİVAN
V-
A.jA i'p macera romanı
(Vâ - Ntı) nun Valenlin Williamsrtan tercüme ettiği bu güzel eseri okuyunuz.
t?
İD 0 ro
Şûra üyeleri yeniden seçilecek
Ankara Valiliği
Dr. Behçet Uz tâyin edildi
(Arkası sahile 2; sütun 4 te)
Dün büyük bir infilâk oldu
Ankara 28 (Akşam) — Yüksek Sağlık Şurası yarın An-karada toplanacaktır. Şûra, şimdiye kadarki çalışmalarında Halk Partisi hükümetlerinin sağlık ve sosyal mevzular üzerindeki görüşlerin? uygun olarak çalışmakta ve kararlar vermekte idi. Adnan Menderes kabinesinin pazartesi günü Meclis toplantısında okunacak beyannamesinde sağlık ve sosyal mevzularda yeni bazı esaslar ortaya konacağı için Yüksek Sağlık Şûrasının Demokrat Parti hükümetinin görüşlerine uygun olarak çaJışm&sı lâzım gelmektedir. Bu münasebetle Sağlık Şurasının yarın toplanıp dağılması kuvvetle muhtemeldir.
Dr. Behçet Uz
Ankara 28 (Akşam) — Eski Denizli milletvekili ve İzmir belediye başkanı doktor Behçet Uz'un Ankara valiliğine tâyini kararlaştırılmıştır. Yapılan teklif doktor Behçet Uz tarafından kabul edilmiştir. Behçet Uz'un tâyini hakkındaki kararnamenin bugünlerde çıkmasına İntizar edilmekledir.
tamirdeki muayenehanesine dönmek üzere An karadan ayrılmağa hazırlandığı bir sırada Behçet Uz'un Ankara Valiliğine t&yln! kararlaştırılmış olduğundan. Behçet Uz İzınlre dönmekten vazgeçmiştir.
C.H.P. Kurultayı
Ankara 27 — Cumhuriyet
Halk Partisi Kurultayının 26 haziranda toplanmasına karar verilmiştir Bu toplantının gündemi, C.H.P. Divanının 23 haziranda yapacağı toplantıda Les-blt edilecektir.
Dün
Ankara 28 (Akşam) — saat 19 sıralarında Batıçellev-lerde büyük bir İnfilâk olmuş ve halkı telâşa düşürmüştür. 29 uncu sokakta oturan Amerikalı çavuş Tonıson bodrum katında elbiselerini benzinle otomatik çamaşır makinasmda yıkarken birdenbire maklna İnfilâk etmiş, üst kâtın kapı pencerelerini yerlerinden söke- J nıl ne olacağını açıklayan
Menderes kabinesinin sağlık ve sosyal görüşlerini tahakkuk ettirebilmek için Yüksek Sağlık Şûrası üyelerinin yeniden seçilerek toplantısının yakın bir zaman sonraya bırakılması beklenmektedir. Sağlık şûrası üyeleri bundan böyle tanınmış tabiplerimiz arasından kıs-mrn intihap ile, kısmen de Sağlık Bakanlığının münasip süreceği kimselerden teşekkül edecektir.
- - -
Kıymalı makarnadan zehirlenenler
Yüze yakın vatandaş mideleri yıkanarak kurtarıldı
Dağıtılan kıymalı makarnadan zehirle* nenle tin mideleri yıkanıyor
Lûlelldekl aş ocaklarından yemek alan yüze yakın vatandaş dün akşam zehirlenme alâmetleri göstermiştir. Ocaktan alarak eve götürdükleri ve az sonra soluk gocuk bir araya gelip
yedikleri bu kıymalı makarna-1 dan zehirlenen vatandaşlardan 45 1 Haseki hastanesine, diğerleri de Cerrahpaşa ve Gureba-ya yatırılmışlardır.
Hastaların hepsinin mideleri
yıkanmış ve hayatları kurtarılmıştır. Savcılık tahkikata başlamıştır. Zehirlenmenin aş ocağında içinde kıymalı makarna pişirilen kabın kalaysız olmasından ileri geldiği tahmin edilmektedir.
Bahlfe S
4
2(1 I4ûyu lb-uu
Dün gürdün her tarafında biigiih gösterilerle hırttandı
Seçimler münasebetiyle tehir edilen Spor ve GençUk Bayramı dün yapılmıştır. Ankarada hipodromda yapılan gösterileri Cumhurbaşkanı Celâl Bayatla bütün bakanlar ve Meclis Relisi şeref tribüniindeo takip etmişlerdir. Kordiplomatik de kendilerine tahsis edüen mevkilerde yer almışlardır.
Kız liseleri, erkek okulları ve Harb Okulunun geçit resmi halkın coşkun tezahüratına vesile olmuştur. Geçit töreninden sonra gençlik, Cumhurbaşkanlığı tribününün karşısında mevki almıştır.
Sınır toprağı
Merasimin bu kısmında hipodroma koşucu ve bisikletçi atletlerden mürekkep grup girmiş ve üstünde 19 Mayıs 1919 -19 Mayıs 1950 yazılı olan bayrak ile Atatiirkün Samsuna çıkışı gününün bir sembolü olan sınır toprağı atletler tarafından Cumhurbaşkanına verilmiştir. Celâl Bayar, emanetleri getiren I atletlere şunları söylemiştir: |
«__ Çocuklarım, sîzlere çok
teşekkür ederim. Vatanın hürriyet- ve tam istiklâlinin temiz kokusunu neşreden bu topraklan büyük Atatürküû manevi huzuruna takdim etmek için bana teslim eltiniz. Atatürk bJ-ge inandığı ve güvendiği milletle beraber çalışarak kurtardığı bir vatan teslim eylemişti. Milli hâkimiyetin temelini atmış. Cumhuriyetin bânlsi olmuştu ve nihayet bunların-' korunmasını siz aziz gençlere emanet etmiş- i II. Unutmayınız, vatanın istikbali. refah vc saadetinin temini, sırası bir gün sîzlere gelecektir. Bunun şerefi kadar mesuliyeti de büyüktür. Bu tarihi vazifeye hazır ve lâyık olmağa çalışınız
Bayramınız kutlu olsun.»
Bir aralık gençler arasına katılan Celâl Bayar. tekrar şeref tribününe çıkmış ve gösterileri sonuna kadar takip ettikten sonra hipodromdan ayrılmıştır.
Millî Eğitim Bakanının nutku
Gençlik ve Spor Bayramında Milli Eğitim Bakanı Başman gençliğe hitaben
zel bir nutuk söylemiştir. Avnl Başman sözlerine; «Şu anda Atatürk'ü en derin bir muhabbetle hatırlıyor, bu aziz evlât -tariyle iftihar edecek olan büyük diye ki:
Avnl gü-
milletimizi selâmlıyoruz» başlamış, sonra demiştir
’etİzm birincilikleri
Ankarada dün yapılan müsabakalar
S ab ah G a z e t e I e r i N e D iy o r 2
Yeni hükümetin
«Hayatımız, İdealimiz istikametinde kendi kendimizi mütemadiyen terbiye etmekle yükselecektir. Günlük hayatımızı hangi ipliklerle örüyorsak partimizin kumaşı o olacaktır. Tembellikle boş geçirilen saatlerin lâubaliliklerle dolu günlerin ar-kasmdnn ancak ümitsizlik günler) gelebilir. Buna karşılık târihîlerle, plânlı çalışmalalarla geçen günlerin arkasında da büyük ahlâk ve bilgi eserleri yükselecektir. Evlerimizde .okullarımızda, işimizin başında her an hürriyet İçinde milli birliği, adaleli, hoşgörürlüğü, dürüstlüğü, İşe hürmeti esas tutmakla bu değerlere varabiliriz. Her an blrblrlbimize hürmet etmeğe a-lışmışsak, cemiyetimiz böyle bir hürmet halinin feyizlerinden faydalanabilir, biz de daha müsait şartlar içinde İlerleme İmkânlarını buluruz.»
Avnl Başman bir cemiyette 1-yiliklerin, doğrulukların çoğalması. iyi misallerin artması en büyük terbiye vasıtası olduğunu söylemiş, bunun yeni bir misaline son seçimlerde şahit olduğumuzdan bahsetmiş, sözlerine şu suretle son vermiştir:
«Vatanımıza hâkim olan sorumlu hürriyet havası İçinde gençlerin bütün kudretleriyle çalışıp milli hayatın yükselmesine yardımcı olmaları, ve bu İdealin ateşini dalma muhafaza etmeleri milli varlığımızın âtisi için en sağlam teminat olduğuna inanıyoruz.
Hepinizi sevgi İle selâmlarım aziz" gençler.»
programını beklerken
Habib Edib TSreban YENİ İSTANBUL'dn diyor ki:
Ecnebi sermayesinin memlekete girmesi, memleketimizin en büyük bir gelir ihtiyacını kar şıl ayacaktır.
Şimdi Amerikan dostluğu vc Marshall plânı gibi büyük bir fırsata malik bulunuyoruz. Bun dan istifade etmek bizim göstereceğimiz kabiliyet ve maharete bağlıdır. Bilhassa köylerimizin kalkınması, toprak altı vc üstü servetlerimizin, istifade edilir bir hale getirilmesi İçin, ecnebi sermayesine ve Marshall plânına karşı büyük bir alâka göstermek ve ondan İstifade etmek lâzımdır. Memleketimizde Mar-ahali yardımından istifadenin, ancak bu yardım nihayet bulduğu vakit anlaşılabilmesinden korkmaktayız.
Bu sebeplerden yen) kabinenin programından bekleyeceğimiz en miihim nokta, şahsi teşebbüsün himayesinden ziyade, ona karşı olan engellerin kaldırılması, toprak üstü ve altı is-tlhsolâtınin hususi teşebbüsle İlerlemesi vc ecnebi sermayesinin devlet fabrikalarına değil, hususî teşebbüslere tahsisidir.
Bizim en büyük emelimiz, iktisadi sahalarda serbest çalışan
ve çalışmasının meyvosını toplayan bir memlekcUn evlâdian olmaktır.
* Yol
Nadir N.ıdi CUMHURİYETte diyor ki:
Yeni iktidar hesabına parazitlerden kurtulmak değil, şimdilik olsa olsa korunmak mevzuu bahsolabllir. Eski iktidarın başına gelenleri gözleriye gördükleri için onların bu hastalıktan şiddetle sankınmağa çalışacaklarını ümld ediyoruz.. Halka dayanarak, sırf onun re-yiie iş başın» gelen bir parti, halktan ayrılmamağa elbette dikkat edecektir. Bunu başaramadığı takdirde yarın sapır sapır dökülmek mukadderdir. 14 mayısta esen bereket fırtınası, artık Halk Partisini de parazitlerinden temizlemiş olmalıdır. Bundan böyle lyl çalışırsa o da halka yaklaşabilecek ve realitenin ışığında halkı gerçekten temsil eder bir duruma girebilecektir.
İktidar vc muhalefet arasında önümüzdeki 4 yıl boyunca, gelişmesini bekledLğimlz samimî fikir çarpışmaları da ümld ederiz ki. bir gün bunların belli program; çizgileriyle birbirinden ayrılmış birer doktrin partisi halini almalarına yardım edecektir. Türk demokrasisinin istikbalini biz bu yolda görüyoruz.
Ölçülerimizi yeniye göre nasıl ayarhyacağız?
(Başiaraft 1 inci sahifede) krsmı her memlekette her seçim esnasında karşı partilere reva görülen İfratlar cümleslndcndlr. Bu tasım ifratlar normal mem-
Ahntet Emin Yalman VATAN’■ leketlerde seçim İle beraber nida diyor ki:
Makam sahiplerinin işine vc zamanına kıymet verip İşi lâubaliliğe vurmamak. modern vc vcrlmlli bir hükümet kurmak bakımından üzerinde durulacak bir dâvadır. Parti gruplan, bu meseleyi ele almalı vc milletvekillerinin randevu almağa bile lüzum görmeden Başvekilin, Vekillerin ve diğer makam sahiplerinin yanına girmeleri çığırını kafi surette kapamalıdır. Böyle ziyaretler, Başvekille Vekillerin milletvekillerine ayıracakları zamanlara, Mecliste ve parti grupunda cereyan edecek temaslara tahdit edilmesi ve (âli bir İdarenin halledeceği bir İş için bir Vekilin vasıtalığına başvurulmamalıdır.
İcra mes’uliyetlni alanların zamanı millete aittir. Bunlara, eski günlere alt babayani itiyatlarla fuzuli surette tasarruf etmek; hükümetin verimli bir şekilde çalışmasını baltalamaktan başka bir netice vermez. Her birimiz gurura ve şahsî itişlere kapılmadan ölçülerimizi yeni bir çalışma devrinin icaplarına göre ayarlamağı bilirsek, hükümeti desteklemiş, başan ihtimallerini arttırmış oluruz.
huyet bulur. Bizde de böyle olmasını temenni ederiz.
Mücadele ettiğimiz cereyanlar arasında büyük İnkılâp ve ıslahat içinde geçen şerefli merimizin biriktirdiği tepkiler vardır. Bunların içinde Cumhuriyet Halk Partisini 30 senedenberi bıı memleketi ilerleten ve bln-blr badireye karşı korumasını bilen başlıca siyasi teşekkül o-larak her nc olursa olsun, yıkıcı bir darbe İndirmek lısUyen kuvvetlerin aşikâr ve sinsi çalışmaları vardır. Bütün bu unsurlara munzam olarak milletin değişmez zannettiği bir iktidarı değiştirmeyi tecrübe etmek arzusu müessir olmuştur. Bu arzu her millet için olduğu gibi bizim milletimiz için de tabii ve mâsum bir şeydir. Bu şartlar altında İktidarı devretmiş ve şimdi millet içinde serbest murakabenin ve iktidara karşı yapıcı bir muhalefetin teşkilâtı o-Jarak vaziyet almış bulunuyoruz, Siyasi kanaatlerimize ve I-deallerimlze İştirak eden vatansever yurddaşlar için de bu yolda saflarımız dalma açık olacaktır. Bize düşen vazifeleri kısaca şu suretle hülâsa etmek İsterim:
zlm memlekette başlıca hedef! Cumhuriyet Halk Partisidir, Cumhuriyet Halk Partisi İktidarda olduğu zaman nasıl mukavemet etmiş ise muhalefette olduğu zaman da bu mçaılekete teveccüh eden sinir harbine ve yıkıcı cereyanlara bütün kuvvetiyle mukavemet edecektir. Bu sebeple bütün parti teşkilâtımız mahiyeti meşkûk olan sinir harbi gazeteleri, broşürleri ve ajanlarının partimiz aleyhine devam edecekler! amansız mücadeleyi fark et mendirler.
Bir memlekette İktidar yalnız başına yabancı tesir ve taarruzlara mukavemet edemez. O memlekette kök salmış olan en kuvvetli muhalefet partisi bazı ahvalde yabancı tesirlere mukavemet için daha kudretlidir. Teşkilâtımız türlü tezvirlerle bilhassa Cumhuriyet Halk Partisine tevcih olunan yıkıcı taarruzların bütün memlekete te? clh olunmuş bir suıikasdın mu-kaddemesi olduğuna inanmalıdırlar. Variyet böyle geniş bir ufuktan mütalâa olunursa mâruz olduğumuz ve olacağımız iftiraların şiddeti arttıkça ruhumuzdaki kuvvçt daha .ziyade artacaktır.
İktidar karşısında vazife
İstanbul'da
Spor ve gençlik gösterileri İs-tanbulda da çok hararetli olmuştur. Törene geçit resmi ile başlanmış. Vali gençleri teftiş ettikten sonra mikrofona gelerek bir nutuk söylemiştir. Beyoğlu Erkek Lisesinden Şem-seddln Kod at. gençliğin hislerine tercüman olarak bu büyük bayramın ehemmiyetini belirtti. Mütaakıben gösterilere başlandı. Deniz talebesinin muntazam geçişinden sonra Kuleli-MaltepC talebesi ATAM yazısı şeklinde bir yürüyüş yapmış, gerek yürüyüş, gerek diğer jimnastik hareketleri çok alkışlanmıştır.
Askeri mektep talebelerinin gösterileri, kız ve erkek talebelerinin güzel hareketleri seyredilmiş ve bayram böylece sona ermiştir.
Celâl Bayar
Ankarada bir temsilde herhangi bir vatandaş gibi bulundu
Ankara 27 — Bugün 19 Mayıs stadyomu iç sahasında muhtelif bölge atletlerinin iştiraki ile yapılan müsabakalarda 400 metre engellide Ankaradan Doğan Acarbay 54,6/10 ile Türkiye rekorunu krmışbr. Yüz metrede birinciliği Turhan Tükei almış, 800 metrede Ankara rekorunu Ekrem Koçak kırmıştır.
Güllede Balıkesirden Yılmaz Oktay, ciritte Ankaradan Halil Zıraman, yüksek atlamada Zonguldak Kömûrspordan Nureddin Sanı. 10.000 metrede Ankaradan Osman Coşgül, 2oo metrede Ankaradan Turgut Sağman, uzun atlamada Çanakkale'den Macit Göktürk, çekiç atmada Muzaffer İskender. 110 engellide Anka radan Mustafa Batman, 1500 metrede îstanbuldan Cahit Ö-nel, ûç adımda Ankaradan Ömer özkap, disk atmada Ankaradan Çelil Uçarer. 100X4 bayrakta İstanbul takımı, sırıkla, yüksek atlamada Ankaradan MuhJddln Akın birinci gelmişlerdir.
Ingiliz büyük elçisinin radyoda konuşması
İngiliz büyük elçisi dün akşam radyoda bir konuşma yaparak, radyoda Terilen İngilizce demlerin binlerce kişi tarafından takip edildiğini görmekten mütevellit memnuniyetini belirt *»İ5 ve teşekkür etmiştir. İngi-, tts büyük elçi»!, yabancı dil öğrenmekte otan Tur ilerin, Ingi-ürierden daha kabiliyetli olduklarını söylemiştir.
Millî talebe
Bir tecavüz mü ?
Hâkimler
federasyonu
Ankarada toplantılarına devam ediyor
Ankara 27 (AJl) — Türkiye Milli Talebe federasyonu dün de toplantılarına Ankara üniversitesi merasim salonunda devam etmiştir. Evvelki gün müzakeresine başlanan memlekete zararlı aşın cereyanlarla mücadelenin müessir hale getirilmesi hususunda yapılan şifahi ve yazılı müracaatların esbabı mucibesinl havi ön tasarı ufak tâdillerle kabul edilmiştir.
Dünkü celsede âzadan ve İstanbul üniversitesi Talebe Birliği Başkanvekllî Kemal De-mirerin Türk gençliğinin bir marşı bulunmadığı ve bunun için federasyonun derhal bir müsabaka açması yolundaki teklifi ittifakla kabul edilmiştir.
Daha sonra WJ\..Y. Assembİy of Youlh)
konsey toplantısında Tiirkiyeyi temsil edecek Türk delegasyonuna Can Kıraç, Mükerrem Taşçıoglu (hâlen Brüksel'le W_A.Y. merkez idare heyeti â-zası) Orhan Anman (t.Ü’.T.B ), Vedat özsan (İ.T.Ü.TJB.) seçilmiştir,
Haziran sonunda Brükselc gitmek üzere de Orhan Cemal Försoy tâyin edilmiştir. Federasyonun bir temsilci gnıpu dün de içişleri Bakanı Rük-neddln Nasuhoğlıı ile uzuıı ve samimi bir görüşmede bulunmuştur.
(WorW İstanbul
Bir kız kendini balkondanattı
arasında
Ankara 23 — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, İstanbul Şehir tiyatrosu sanatkârlarının Kadınlar Terzihanesi piyesinin temsi ilnde bulunmuştur. Büyük sinemada Cumhurbaşkanına mahsus loca varken Celâl Bayar, sivil elbise iriymiş başyaverle birlikte dördüncü sırada her hangi bir vatandaş gibi oturmuş, piyesi seyretmiştir.
Cumhurbaşkanı, diğer seyirciler gibi sanatkârları alkışlamış, temsil bitince hiç bir tertip ve nizam yaratmadan, halk arasına karışarak tiyatrodan çıkmıştır.
Ticaretle iştigal eden Sinan isminde biri dün İkinci sulh ceza hâkimi kararile tevkif edilip Cezaevine gönderilmiştir. Bu tevkifi İcap ettiren hâdise şudur:
Sinan, evvelce evlenmek ü-zere tanıştığı Sevim Tayfun ismindeki bir kızla evvelki gece Tnrabyada bir gazinoda geç vakitlere kadar yiyip içmiş, gece yarısından sonra Nişanta-şında bir apartımana beraberce gelmişlerdir. Gece sabaha karşı apartımanda bir çığlık kopmuş, Sevim İkinci kat balkonundan kendisini aşağıya atmıştır.
Hâdise yerine gelen polisler, ayağından sakatlanan genç kızı Ettal hastanesine kaldırmışlar, tazın, bir tecavüzün bahsetmesi üzerine de Sinan hakkında tahkikata girişmişlerdir. Bu arada Sevimin bir dimağ sarsıntısı da geçirdiği bahis mevzuu olduğundan akıl hastanesinde de muayene ettirilmiştir,
Sinan, dün adllyeye verilmiş ve iddia olunan suçun mahiyetine göre tevkif edilmiştir. Tnh-klkat evrakı tekrar savcılığa iade olunmuştur. Soruşturma devam edince işin İç yüzü sın-iaşıiaeaktır.
Bazı değişiklik yapılacağı söyleniyor
Kabinenin programı
(Bâştarafı 1 inci sablfede)
Beden terbiyesi
Teşkilâtın lağvedileceği söyleniyor
Ankara 7 — Beden Terbiyesi teşkilâtının büyük masrafı mucip olduğu halde bir işe yaramadığı tahakkuk ettiğinden teşkilâtın lâğvedilmesi, bu suretle iki milyon, lira kadar tasarruf yapılmasının temini düşünüldüğü haber veriliyor.
★ Elli beş yaşlarında ve henüz hüviyeti tesbit edilcınlyen bJr eroinci, dün akşam, üniversite bahçesinin Bakırcılar
Demokrat Partinin bir tekzibi
Ankara 27 (AA) — Bugünkü «Ulus» gazetesinde Demokrat Parti Gene) merkezinin teşkilâta, Iş'an ahire kadar yeni üye kaydedilmemesi ve Partililerin yaş. tahsil ve İş durumlarının tesbit edilerek hükümet veya hususi idarelerde vazife almak isteyip İstemediklerinin bildirilmesi hakkında tamimler gönderdiği yazlıdır.
Demokrat Parti, bu haberlerin tamamen uydurma olduğunu bildirmektedir. ,
Çorlu’da bir yangın
Dûn Çorluda Cumhuriyet meydanında Om ur tak caddesinde 3-5-7 numaralı benzin satış yerinden bir infilâk olmuş ve bir yangın çıkmıştır.
Çorlu, Silivri, Alpullu şeker fabrikası ve nihayet İstanbul itfaiyesinin yetişmesi İle yangın etrafa sirayet eltirllmediğı gibi, bina, dükkânda mevcut yağlar ve saire İle birlikte yandığı halde dükkân altındaki 1,5 tonluk
uc uunnuıt tUbUlUUKİ 1,3 IO11IUK caddesi tarafındaki duvar üze- benzin deposuna da bulaşma-rlnde dolaşırken muvazenesini;dan söndürülmüştür. Ancak ilk kaybederek caddeye düşmüş ve İnfilâk sırasında dükkân kâtibi derhal ölmüştür Ceset, hüvi- ve müstahdemler] ne beraber 6 yetinin tesbiti İçin morga kai-'taş! yaralanmış ve yaralılar dırılnuçlır, pastaneye nakledilmiştir.
mlş şeker, mensucat, petrol gibi bazı maddelerin fiatlerinin ucuzlatılması kabil olacağı anlaşılmıştır. Şekerin 25 kuruş kadar ucuzlatılacağı tahmin ediliyor.
Ekmek fiatinin de, muamele ve İstihlâk vergisinin kaldırıl-maslle dört kuruş kadar ucuz-lıyacağı ümit ediliyor.
Kömür meselesine büyük e-hemmlyet verilmektedir. Maliyeti ucuzlatacak tedbirler alınacaktır.
Millî müdafaa
Milli müdafaa mevzuunda bir çok esaslı tedbirler alınmakladır. Ancak bazı gazetelerin iddia eLtikleri gibi tayın bedelleri ile geri hizmetlilere verilmekte olan çift giyim eşyasının kaldırılması, kadro fazlası subayların tekaüde şevki doğru değildir. Esasen bu tekaütlük meselesi geçen devrede Meclisten çıkan bir kanunla halledilmiş ve tatbike konulmuştur.
Malî sahada
Mail sahada sıkı bir tasarruf usulü tatbik edileceği, bütçe muvazenesi sağlanacaktır. Hyat pahalılığıle mücadele İçin maliyet Hatlın İn düşürülmesini temin edecek tedbirler alınacaktır. Yeni vergi ihdas ? d İlmiyesek, vergi sistemi ıslah olunacak serbes İş sahasını daraltan usuller kaldırılacaktır.

3 — İktidar karşısında vazt-femiz, memlekette muhalefet ve murakabe ihtiyacım şerefli bir surette tatmin etmektir. Demokratik rejimin bu memlekette yerleşmesi ve feyiz vermesi iki şarta bağlıdır. Bunlardan birincisi iktidarın muhalefete tahammül etmesi Ve muhalefeti emniyet Yçfnde s^at Atasıdır. Bu şartın beş senelik emeğimizle tahakkuk etmiş olduğunu zannediyoruz, İkincisi demokratik rejimin feyizli bir' irilk idaresi suretinde teceiTİ etmesi muhalefet partisine bağlıdır.
Eğer İktidar karşısına geçen muhalefet partileri devieti ve milleti kötülemek bahasına da olsa her şeyi fena göstermek yoLunıı tutarlarsa, eğer muhalefet partisi her hükümetin tabii olan her güçlüğünü büyütmeğe kalkarsa, hülâsa İktidarla muhalefet arasındaki münasebet şuursuz bir çekişme ve dalaşma halinde soysuzlaşırsa demokratik rejimin âtisi yoktur. Belirtmek istiyorum ki iktidar karşısındaki murakabe rolümüz tamamiyle yapıcı olacak ve milletimizin: dört! Şefte sonraki yeni seçimlerde iktidarı kime vereceğini sükûnetle ve selâmetle muhakeme etmesine fırsat verecektir. (,,
İlk iş
1 — İlk yapılacak şey, siyasi kanaati Cumhuriyet Halk Partisi İçinde çalışmak yolunda tecelli etmiş olan ve bize İtimat-tle rey vermiş olan vatandaşlarımızın ve parti teşkilâtımızın bundan sonra da emniyet içinde çalışabileceklerine onları 1-nandırmaktır. Bütün teşkilâtımız mensuplan bilmelidirler kİ şerefli bir maziden geliyorlar. Şerefli yeni bir vazife almışlardır. Siyasî kanaatlerinin neticesi olarak hiçbir tazyike, hiçbir cebre mâruz olmıyacaklardır. Cumhuriyet kanunlan bizim bu faaliyetimizi emniyet altında tutacaktır, iktidarın bizim emniyet içinde çalışmamıza müsamaha elmlyeceğinl farzetmeğe hakkımız yoktur. Seçim neticesi olarak şurada burada vukubu-lan hâdiseleri münferit teşebbüsler addediyoruz ve bu halin süratle geçmesini bekliyoruz, iktidardan tek istediğimiz şey bizim iktidarda iken verdiğimiz kadar emniyetin, bize de,verilmesidir.
Bizim siyasi kanaatimizde o-lan bütün vatandaşlarım herhangi bir tecavüz karşısında en yakın hükümet merdine tam bir itimat İle müracaat etmelidirler. Bütün siyasî teşkilâtımız emniyet meselesi üzerinde herhangi bir hâdiseyi bize bildirmelidirler. Parti teşkilâtımız bu İntikal günlerinde uzak yerlerde ve köşelerde kalan teşkilâtımıza ve köylerimize gitmeli, sıcağı sıcağına seçimi kaybetmenin bundan sonra her partinin başına gelecek bir hâdise olduğunu ve seçimi kaybeden tarafın emniyet içinde çalışması keyfiyetinin hiçbir suretle sar-sılmıyacağını anlatmalıdırlar. Bu onların seçim neticesinde ve şimdiye kadar hiç alışılmamış bir hâdise karşısında ruhlarında hissedecekleri sarsıntıyı tamir edecektir. Demokratik rejimin yaşaması seçimi kaybedenlerin siyasî emniyetlerinin hiç M;JiWr suretle muhtel olmıyacağı-xı__ | na inanmalarına bağlıdır, il » 21.60 21.70
Bu
Adalet Bakanlığı, belli başlı şehrimiz adliye mensuplan arasında bazı tebeddülat İcrasına karar verdi. Bu arada bir kısım şehirlerdeki hâkim ve savcılar, diğer yerlerdeki hâkim ve savcılarla yer değiştireceklerdir. Adli teminatı olan bazı hâkimlerin de terfian diğer yerlere tâyini hususunda kendilerinden İstimzaçta bulunulduğu söylenmektedir,
tebeddülat tan başka, Bakımlık adalet cihazının işleyişini sıkı bir şekilde teftiş işini cie almış ve adliye müfettişlerinin adet* lcrinin arttırılması takarrür etmiştir.
Bunun için işleri çok ve tecrübeleri fazla olan İstanbul, İzmir ve Ankara adliyesl mensuplarından bir kısmı müfettişliklere tâyin edilecek ve bunlar sık sık teftişlerde bulunacaklardır.
BORSA
İstanbul Borssımın 17/S/1950 fiilleri
çekler
Londra I Sterlin New Vork 1W Dolar Part» 100 FYnnra F. Stokholm 100 İsveç Kr. Cenevre !0o İsviçre F Amestertam 100 Florin BrOluel 100 Belçika F, Lizbon 100 Eskudc»
ESHAM VE TAHVİLAT
% r FAİZLİ TAHVİLLER
SIvan ■ Erzurum 1 Sivas - Erzurum î-1941 Demiryolu I 1941 Demiryolu □ 1941 Demlrvolv ID Milli MOdafa» MIHI Muanfaa 11 Mili! MOdalBo ın Milli Müdafaa IV
2135
21.—
21.50
21 W
22.50
% l FAİZLİ TAHVİLLER
Knlkınmn 1 100 40
K.-ılkınma fl 100 40
Kalkınma ITJ 100,70
04» istikrazı 1 100 7»
!H» isllkrau Ü 100-00
:104i Demiryolu 99M
HMD t»llkraxı L W 4»
% «.1 FAİZLİ TAHVtLLEB
104» İnlıvUl 99.70
% > FAİZLİ TAHVİLLEH
1033 KrRanı a-
l»3» İkramıydı W 90
Milli Müdateı 21-
Demiryolu ıv 99.10
nrmırvolu V 99.95
ANADOLO DEMtnVOLO «JRUPU
Tanvüier 1-1 112 50
Hisse »netleri 1 90 22.30
Mümessil senet fflX
ŞtnKET HİSSELERİ
Merkez Bankası 121.-
Arsinn Çimento MİS
1 Ticaret Banksa» 5.—
1» Bankası M—
SAlHnATLAnDA ALTIN
Santiar
Gulden 30.50
TUrk jırast 31»
Sterlu» «u l
R«»M 32 50
Kuıça
Memleketin âli menfaatlerini müdafaa
4 — Biz 30 sençde^beri devletin âli siyaset ve. efnnîyetini memlekette kökleştiren ye koruyan başlıca teşkilât olarak çalıştık. Bu müddet esnasında hükümetlerin âli siyaset ve emniyetinin başlıca orçıtflı ■ olarak onlardan her türlü yardımı ve müzahereti gördük. Bundan sonra hükümet müzaheretinden âzâde olarak kendi kudretimU-le memleketin âli menfaatlerini muhafaza ve müdafaa etmeğe çalışacağız. Bunlar büyük vazifelerdir.,
Cumhuriyet Halk Partisi muvaffakiyetleri ve feragatli yetişmesi ve çahşmaslyle bu büyük vazifeleri İfa etmeğe ehliyet kazanmıştır. Bütün teşkilâtımızın büyük bir itimâdı nefisle yeni imtihanlarda milletimizin karşısına daha büyük şanslarla çıkmasını temenni ederim. Biz İktidarda iken halk idaresini bütün içaplarlyie tahakkuk ettirmek için çalıştık. Delili bugün memleketin aldığı neticedir. Biz muhalefette iken halk idaresinin feyizli bir, surette yerleşmesi için dahn çetin vazifeler karşısında kalabileceğimizi biliyoruz, Vatandaşlarımızın her suretle alâkasına ve yardımına güveniyoruz.»
.—........... . ________Bu
kanaati bütiin teşkilâtımıza süratle vermeliyiz.
Bütün teşkil âl imiz seçim zamanı köylere giderek memleketle huzur ve sükûnun her dâvanın başında olduğunu siyasi kanaatlerinin kanun nazarında muhterem olduğuna ve emniyetlerini sarsacak her hâdiseyi emniyetle hükümete götürmelerini ve bize haber vermelerini anlatmalıdırlar. Bütün teşkilâttan bu âcil ve faydalı faaliyeti rica ederim.
Yıkıcı unsurlar
2 — İktidarı kaybetmekle bu memleketin fenalığım lfitiyen kurtulmuş değiliz. Ve kurtulmj-yıkıcı unsurların hücumundan yacağız. Biz büyük ıslahat yapmış olmanın pek az kalan küskünlerinin, hususiyle İkinci Cihan Harbinin başındanberi bu memleketi kendi siyasetlerine uydurmak İçin, çalışmış elan ecnebi unsurların taarruzlarına mâruz olmakta devam edeceğiz, Unutmamalıdır ki memleketimiz. hususiyle 1945 tenberi büyük bir sinir harbi İçinde yaşamaktadır. Bu Rinir harbinin bi- lar yapmakla id».
Ankara bahçelievler
(Baştarafj 1 inci suhifede)
tır. Binanın bütün camları kırılmış, 30-40 metre kadar etrafa saçılmıştır.
Çavuş Tomson, infilâkın şiddetiyle başından, ellerinden ve yüzünden ağır surette yaralanmış, vaka yerine gelen imdadı sıhhi otomobiliyle hastaneye kaldırılmıştır. Çavuş Tomson çarşamba günü memleketine dönmek üzere r inde hazırlık-
Sahile 3
Eski Tiirk terbiyesi ve asrin terbiyesi
Yıldız çini fabrikası
İsrail röportajları
Emekli öğretmen Sıtkı Som imzasiyle aldığım bu mektubu, biraz geciktirerek sütunuma geçirdiğim için kendisinden özür dilerim. Bununla beraber, aktüalitc-si — ne yazık ki — geçmemiş bulunuyor.
*
Teknik okul müdürlüğü fabrikayı ihya edecek
Israilde kadın
Balıar Bayramını görmek üzere Gülhane Parkına gittim. Belediye, halkı eğlendirmek ve îstirah,atini temin etmek için elinden geldiği kadar uğraşmış. Hattâ, mevcut tahta kanapelere ilâveten yüzlerce iskemle de hazırlamış. Fakat, ne fayda ki, bu iskemle ve sıralardan birçokları birkaç saat içinde parçalandı. Döküntüleri yer-1 leri kapladı. Hattâ demir kazıklar ve onlara geçirilen zincirler yerlerde süründü.
Yıldızdaki meşhur Çini fabrikasının tekrar ihyası için çalışılmakladır. Teknik okul müdürlüğü. bu fabrikanın faaliyete geçmesi için lcab eden İşleri teshil etmiştir. Bu fabrikanın hâlen piyasada gayet pahalı o-larak satılan en ince porselenlerden daha ince çanak ve tabak İmal edecek kabiliyette olduğu anlaşılmıştır. Esasen is-tanbulun. hususi mamulleri arasında bulunan meşhur çeşml bülbüller de bu fabrikada yapılmakta idi.
Teknik Okul Müdürlüğü, Basın, Yayın Umum Müdürlüğünün memleketimize turist cel-betmek için gayretler sarfeder-
Kadının cemiyet hayatında rolü — Kadın askerler Kadın polisler — Kadın işçiler — Kadın bakan -Kadın avcılarına verilen ders
Köy okulları mezunları
Bu yıl vilâyet dahilinde beş bin çocuk mezun oldu
Kesenize bereket!


V.
A

zuıı rıer verıcruc suruııuu.
Kırılan ağaç dallarivle yolu-1 ken *e,ec(* turistlere İstanbul nan çiçeklerden ve çiğnenen 1 hcd‘yesi o,aral{ ^tdacak kuçuk . . , . . . . biblolar.meşhur adamların hey-
çimlerden bahsetm.yeee- hernl.va-
ğinı. Sanki bir tank kolu buradan geçmiş." manevra yapmış gibi birhal.
Gençliklerinde böyle tahrip manzarası görmeğe alışmamış benim gibi ihtiyarlar bu hale teessüfle baktık. Fakat ben bu olayı ve bundan sonra olacak bu gibi halleri çok tabiî buluyorum. Çünkü çocuklarımıza ve gençlerimize, dünyanın her yerinde olduğu gibi, mekteplerde «ahlâk, terbiye ve muaşeret usulleri') dersi vermiyoruz.
Eğer vermiş olsaydık, belediyemize, yani şehrimize — ve kendimize — aid olan bu eşyayı, bir oyun seyredeceğiz diye zevkimiz ve geçici bir menfaatimiz için harab etmezdik; bu yeni boyanmış, bizlere masus özene bezene hazırlanmış iskemle, kana-pe ve çiçekleri böyle ayaklar altına almazdık.
kelleri vesair eşyayı hazırlıya-caktır.
Bu müdürlük, fabrikada 1-mal edeceği küçük eşyadan bazı numuneler hazırlatarak dün Vali ve Belediye Baştanına göstermiştir. Vali ve Belediye Başkanlığı, önümüzdeki hafta alâkalıları toplıyarak bu meseleyi esaslı şekilde ele alacaktır.
Radyo ile
İngilizce
İngiliz büyük elçisinin dün geceki konuşması
I

t
.
İsrailde kadınlar bir moda defilesinde
Ahlâk telkinleriyle yetişen ve kendilerinde bir vicdan teşekkül eden bir kimseden böyle bir hal ve hareket sudur etmez.
Malûm-u âliniz, terbiyenin akşamı üçtür: «Fikir, beden ve ahlâk terbiyelerin. Terbiyenin bu üç rüknü sehpa gibidir. İnsanlık ve medeniyet onunla ayakta durur; bir ayağı eksik olursa beşeriyet yıkılır. Hele ahlâk terbiyesi ihmal edilirse.
Binaenaleyh, benim fikrimce. gençlere vermediğimiz bir terbiyeden onları mesul tutmağa hiç hakkımız yoktur. Yeni Millî Eğitim Bakanından bu mühim noksanın, yani okullarda ahlâk ve muaşeret dersi olmamasının telâfisini istemek, memleketin selâmeti namına hakkımızdır.
Sir Noel Charles
Yabancı gözüyle Telâvlvdc görülecek bir çok hususiyetler var. Bunların bir kısmı Tel-âvive alt olup yalnız orada görülen, diğer bir kısmı da bütün İsrailde olduğu gibi bu şehirde de göze çarpan özelliklerdir. Bu arada İsrail kadınının cemiyet hayatındaki yeri büyük bir ehemmiyet taşıyor.
İsrailde kadın, hayatın fc" sahasında mühim roller oyııu-l yor. Bunun sebebi şu: İsrail denilen ülke, yiiz ölçümü bakımından her ne kadar küçük bir memleketse de bu yen.1 diyarda yapılacak çok iş var. Bu sebebie «mev'ut toprakuda ou-1 gün, insan emeğine olan ihtiyaç şiddetle hissediliyor. Mem-| lekelin nüfusu 1 milyon 200, bindir. Bunun bir kısmı çocuk,'r hasta, alil veya ihtiyardır. G«-|p riye bir milyonluk kütle kalıyor. Yapılacak ne varsa, vatan müdafaasından hammallığa kadar her şeyi bu bir milyon insanın başarması lâzım 1
yor. İşte o zaman da kadının rolü ve bu rolün önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor:
Kadınların mecburî askerliği
Tclâviv’de geçirdiğim günler zarfında er veya subay olarak bir çok kadın asker gördüm. Hepsi de ciddi ve vakur bir tavırla gidiyorlardı. Ara sıra geçen askeri kamyonlarda da kadın askerler, erkeklerle aynı , sıralara oturmuş görünüyor-her iardı.
I İsraUde, kanunla tasrih edilmiş durum ve çağda bulunan her genç kız askere alınıyor. Orada tanıdığım iş adamlarından birinin yanuıda ı uzun zamandanberi çalışan bir kız, günün birinde nefes nefese büroya girmiş ve patronuna, askere alındığım söy-liyerek hesabının kesilmesini rica etmiş. Böyle hâdiselere İsraUde her gün rastlamak kabil.
Kadın polisler
' İsrailde kadın polisleri de her gell-I yerde görürsünüz. Bunlar, üzer ’ ierinde üniformalarla vazifelerini mükemmel surette başa-
Dişidir diye iptidai ve sakat -bir mülâhazayla kadını bir yana koysalar işler yürüml-yecek. Ve böylece İsrail kadını. cemiyet içindeki bütün hak ve vazifelerini karşısında buluyor.
İsrail kadınlarının hizmetleri
♦ ... . . , -■ İsrailde kadının yaptığı ls-
îngüterenln Ankara buyak . . .
, i icrden bir kısmını buraya kay-elçlel sır NM Cha.le. radyo dedollm;
İle yerilen lnglltee dersler mu- dün,.„m h,„ ...
nasebetiyle radyoda uzun bir konuşma yapmış vc bu konuşmanın gayesi dinleyicileri İngilizce öğrenmeğe teşvik etmek olduğunu belirttikten sonra sözünü şöyle bitirmiştir:
Bu mealde lıir yazı yazmanızı rica ederim.
*
Siz çok iyi yazmışsınız, mektubunuzu aynen aldım, altına da iftiharla imzamı koydum, muhterem emekli öğretmen.
Bilhassa bir fikrinizi cidden yerinde buldum: Kusur bizde, bizim nesildedir. Aileler. mektepler, belki de neşriyat vasıtasiyle evlâtlarımız üzerinde tesirli olmalıydık, olamadık. Şimdi, bizden sonraki gençler baba ve ana olacak yaşa varmışlardır. Gençler, en en muğlâk İçtimaî dâvalar üzerinde bile müessir oluyorlar; onlar, pek daha basit bir iş olan muaşeret işini de. aileden başlayıp — (Türk terbiyesi bııdur) diye romantik ve coşkun bir hamle ile kendilerinden küçüklere versinler.
Almadan vermek gibi yaratıcı bir vazifeyi onlara yüklemiş oluyoruz amma, nihavet eski ve güzel Türk terbiyesinin esasları mevcuttur. Yirminci Asra mahsus modem terbiyenin milletlerarası usulleri de malûmdur. Bunların güzel İmtizacını ailede,, mektepte, iş yerinde torunlarımıza aşılamak da imkansız olmasa gerektir.
(Vft - Nü)
de
dinin kıymeti büsbütün artıyor.
Kadına saygı
Yeni ülkenin kadını, hususi hayatında tamamen serbesttir. Orada bir genç kız, 14-15 yaşından sonra istediği kimseyle dilediği gibi gezip tozabiliyor.
Fakat İsrailde bir kadına sarkıntılık etmek biıyiik suçtur. Cezası da büyüktür. Mamafih memlekette böyle kimseler
parmakla sayılacak kadar az. Gece yarısı, kaç genç kızın tek başına rahat rahat ve yürüye yürüye geniş caddelerden veya ara sokaklardan evine gittiğini gördüm.
Ancak yeni ülkede bu terbiyeyi yerleştirmek kolay olmamış. Muhaceret yoluyla gelenlerin ekserisi her ne kadar medeni ve ileri diyarlardan yola çıkmış kimselerse de geri memleketlerden gelenler de var. Bu sebebie ilk zamanlar kadınlara sarkıntılık edenler bulunmuş. Bunun üzerine polis harekete geçmiş: Aslında polis olan bir kaç dilberi süsleyip, gece vakti muhtelif
Vilâyetimize bağlı köylerin ilkokullarında mezuniyet İmtihanları sona ermiştir. Bu sene köy okullarından beş bin öğrenci mezun olmuştur. Hazırlanan diplomalar İmza ve tasdik İçin Milli Eğitim Müdürlüğüne gelmeğe başlamıştır.
Diğer taraftan şehir içindeki; ilkokullar bu çarşamba, öğle ü-zeri tatil edileceklerdir. Mezuniyet İmtihanları 1 haziranda başlayıp 10 haziranda sona erecektir.
Bu sene şehrimiz İlkokullarını bitirenlere 26 - 30 haziran a-rasında okullarda törenle diplomaları tevzi edilecektir.
Milli Eğitim müdürlüğü, bu sene her İlçede birer resim - iş ve ders vasıtaları sergisi açmağa karar vermiş ve hazırlıklara başlamıştır. Sergiler haziranın ilk haftasında başlayıp 15 gün devam edecektir.
Sağlık Bakanının teşekkürü
Sağlık ve Sosyal Yardım. Bakanlığına intihabım dolayısilc muhterem meslekdaşlarım ve vatandaşlarımla aziz dostlarımdan aldığım telgraf ve mek-Luplara ayrı ayrı teşekkür etmeği şiddetle arzu etmekteyim.
Ancak ilk günlerin fazla meşgalesi yüzünden cevap takdiminde gecikeceğimi tahmin ettiğim cihetle hakkımda gösterdikleri yüksek nezaket ve sevgiden dolayı kendilerine teşekkürlerimin duyurulmasına sayın gazetenizin tavassutunu rica ederim.
□ağlık ve Sosyal Yardım Bakanı
Dr. N. Reşad Belger
«Türkiyenin ücra köşelerinde oturan dinleyicilerin bir çoğunun, ana dilleri olanlarla konuşmak an fırsat bulacaklarını biliyorum. Yalnız böyle bir fırsat çıkar çıkmaz çok bol inglllzı» konuşmaya gayret edin. Sefaret ve İngiliz kültür heyeti mensupları size memnuniyetle yardım ederler, kendilerine müracaat etmekte tereddüt etmeyiniz.
, te, dünyanın her yanında olduğu gibi cinsiyetinin İcaplarını yerine getiriyor. Yeni vatan, genç ve yeni nesiller İstediği için kadın İmkânları nisbetin-de doğuruyor. Bu memlekette kürtaj yaptırmak, Hitlerl sevmek kadar büyük bir suçtur. ' Bundan başka kadın evine ba-ingilizıe, kıyor. O sahada da vazifelerini İçin pek yükleniyor.
Sözlerimi bitirirken yalnız edebiyatımızdan faydalanmak İsteyenlerin bol bol okuyabilmelerini temenni eder, lisanımızı pratik sahada kullanmak İçin öğrenenlere mesleklerinde ve işlerinde muvaffakiyetler dilerim. Bu dersleri takip edişinizin size mesut bir istikbal temin etmesini ve yer yüzündeki bütün milletlerle bilhassa Türkiye ile İngiltere arasındaki dostane münasebetlerin artmasını temenni ederim.»
D. P. nin bir tekzibi
Ankara 27 (A.A.) — Bugünkü Ulus gazetesinde Demokrat parti genel merkezinin teşkilâta iş'arı-ı-ahire kadar yeni1 uye kaydedilmemesi ve partililerin yaş. tahsil ve İş durumlarının tesbit edilerek hükümet veya hususi idarelerde vazife almak isteyip istemediklerinin bildirilmesi hakkında tamimler gönderdiği yazılıdır. Demokrat parti, bu haberlerin tamamen uydurma bildirmektedir.
Vatandaş, kanunların tahmil ettiği her türlü mükellefiyete seve seve boyun eğiyor. Birer kanun mükellefiyeti olan belediye resimlerini de memnuniyetle ö-düyoruz, Bu arada vatandaşın da yüklendiği külfetlere karşılık nimetler istemesi tabiî bir hakkıdır.
Tanzifat vergisi veriyoruz; çöpçüler evlerimizden çöplerimizi alıyorlar, yolları süpürüyorlar. Tenvirat parası veriyoruz; geceleri sokaklarımız aydınlatılıyor.
Ya şu yol parası?...
Ayın 24 üncü günü tahsildar çantayı koltuklayıp kapıya dayanıyor:
— Yol parası.
Aylıklı, yani sabit gelirli vatandaşın bu tepeden inme talep karşısında müşkül durumunu düşününüz. Tahsil memurunu tanıyorsa belki rica etmek suretiyle bu aşi-Mr nalıktaıı faydalanarak tetîi-O yeyi birkaç gün geriye bırak-D-tırabilir. Fakat kanun tatbi-CN katında şahsi dostluk muAfc sa malı a kırın m yeri olamıya-® cağına göre, resmen borcun C o anda ödenmesi mecburî-O dir. Binaenaleyh vergi tah-'(/j silâtında tatbik edilen sis-Js tem sakattır. Şr
Külfetin nimetine gelince; yol vergisi altı liradan on. se-kiz liraya kadar yükseldi. Şu hesaba göre her sabahM— kapının eşiğinden sokağa a- >> dım atarken beş kuruş ayak-O bastı parası veriyoruz. Bu--q na mukabil ayağımızı bas-tığımız sokakta yazın diz'ti boyuna kadar toza, kışın Ç3- q nıııra saplanıyoruz. u.
Şehirde yol yapılmadığını^.) iddia edemeyiz. Yeni caddeler açılıyor, eskiler tâmir e-diliyor, sokaklar düzeltiliyor.
Her sene belediyede komisyonlar kuruluyor, o yıl i-m ar mevsiminde ele alınacak yol işlerinin programları hazırlanıyor, plânları çiziliyor, ödenekleri ayrılıyor.
Mevsim sonunda bakıyoruz ki bazı semtlerde dar sokaklar bile asfaltlanmış. Merak ediyoruz, soruyoruz:
— Bu sokağın tamiri programda ön sırada mıydı?
Kulağımıza fısıldıyorlar:
— Programla alâkası yok-Bu sokakta falanca zat oturduğu için bir an evvel yaptılar.
Bazı semtlerde mamur mahalleler arasındaki geniş sokaklar harap, berbat bîr halde duruyor. Merak ediyoruz. soruşturuyoruz:
— Buralar niçin kaldı-nmlanmıyor acaba?
Yüksek sesle cevap veriliyor:
— İşlerimizi programla, plânla yapıyoruz. Bu sokakların tamirini programda sıraya koyduk, zamanı gelince yapılacak.
Bu nakarat senelerden beri böylece devam edip gidiyor; falanca zatların oturdukları sokaklar süratte asfaltlanıyor. o gibi zatlardan mahrum bulunan harap sokakların programdaki sırası bir türlü gelmiyor ve vatandaşlar yol parasını tıkır tıkır ödüyorlar. Keselerine bereketi
Cemal Refik
RADYO
püsleyip semtlere i keskin kadın avcıları, mal bulmuş mağribi gibi sarkıntılığa kalkışınca hatun kişi eteğl-n 1 n altından çıkarttığı lâstik sopayı sırnaşığın kafasına indirerek boylu boyunca yere sermiş. Ondan sonra bizim keskin avcı karakolda da bir güzel ıslatılıp yedi ceddine tövbe ettikten ve hüviyeti de tesbit edildikten sonra salınmış. Bir kere daha bu işi yapınca bir müddet hapse atmışlar. üçüncü tecrübeye kalkışacak akılsızı da hudut harici etmişler.
Uğranılacak akıbet malûm olduğu İçin artık kjmse maceraya atılmıyor. Kadın da rahat rahat gezip tozuyor.
•Şahap BALCIOĞLU
ıcıuu uıuA-cıııırıcı surene ouşa-, ..... ...........
rıyorlar. Hepsinin de vücutlar», âbları gören
gayet mütenasip ve kıyafetleri muntazam. İçlerinden bir kısmı seyrüsefer memurluğu yapıp en karışık yol kavuşakl arında insan ve araba trafiğini idare ediyorlar.
İsrailde kadın resmi ve hususi bürolarda da, bir erkek gibi, ehliyeti ceslnde vazife atıyor, memur veya şef oluyor.
Bu memlekette kadın, işçi, öğretmen, rençper, şoför, her şey oluyor işte. Hattâ bugünkü İsrail kabinesinde bir Bakan bile var.
İsrailde kadınların sayısı erkeklerden az. Cemiyetin her kademesinde başardığı işlere de bu nokta eklenince ka-
herhangi dere-küçuk
kadın
bir
Sahte 10 liralıklar
İsrailin bugün cn büyük sıkıntılarından biri ve belki de birincisi, komşu ülkelerle arasında mevcut anlaşmazlıktır. Bunun neticesi olarak İsrail, bütün hudutları boyunca kuvvetli bir orduyu devamlı surette ayakta tutmak zorundadır. Kadın kendini burada da gösteriyor; Asker oluyor. Bugün İsrail ordusunda erlikten yüksek rütbeli subaylığa kadar her kademede asker kadınlar çalışıyor. Bunlar, bu ağır hizmeti de takdire değer bir surette başarıyorlar. Öğrendiğime göre Arap - İsrail harbi henüz devam ederken İsrail kadınlan bütün cephelerde büyük yararlıklar göstermişler.
Harbin başında gerileyen İsrail kuvvetleri sonradan teşebbüsü ele alınca, zaptedllen bir çok yerlere İlk girenler maklnalı tüfekli İsrail kadınları olmuş.
İsrailde bir albümün sahlfe-lerlnin çevirirken yanyarıa basılmış iki resim dikkatlini çekti. Sağdaki resim, dağ başında eski zamandan kalma bir kaleyi gösteriyor ve altında da şu kelimeler bulunuyordu: «Dünkü kale», Soldaki resimse aynı dağ başında elindeki maklnalı tüfekle nöbet bekiiyen bir îs-—,------- rail kadın erini gösteriyor ve
olduğunu altına da şu İbare, yazılmış bu- -------- -----.t ■».-»•■
punuyordu: «Bugünkü kale.» | mahsus alât ele geçmiştir.
Dört kişilik bir kalpazan şebekesi yakalandı
Dün zabıta sahte on liralıklar yaparak sürmeğe teşebbüs eden bir kalpazanlık şebekesini yakalamıştır.
Arap camii Mahmudiye caddesinde, Taş handa oturan Arapkirll İbrahim namında bir şahıs evvelki akşam Lângaya gitmiş, orada sebzecilik yapan Halide çakır dan öteberi aldıktan sonra bir 10 liralık uzatmıştır. Kadın şüpheye düşmüş, paraya bakanca bunun sahte olduğu kanaatine varmıştır. İbrahim derhal parayı kapıp kaçmış, o sırada oradan geçen komiser Haşan Tarı, memurlardan Mehmet Güvenli ve Ziya Işık tbrahimln peşine düşmüşlerdir, Nihayet Lâlelide yakalanmış, para bulunmamıştır, fayda etmlyeceğlnl İbrahim, on liralığı söylemiş, para orada muştur.
Yapılan soruşturma
Kara sinek mücadelesi Yiyecek maddeleri satan dükkânlar mücadeleye mecburdur
İbrahim üzerinde İnkârın, anlayan attığını buluu-
neticesinde bunların dört kişilik şebeke olduğu anlaşılmış, ortaklan Bekir. Yusuf ve san yakalanmışlardır.
Suçluların evlerinde yapılan aramada sahte para yapmağa
bir
suç
Ha-
Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, yiyecek maddeleri satan bütün dükkânlara tümünler göndererek, kara sineklerle mücadele edilmesini bildirmiştir. Dükkânlarda daimi surette flllt tulumbalarlyle lıaşeralı İmha eden İlâçların bulundurulmasının da mecburi olduğu timime İlâve edilmiştir.
Dükkâncılar bu tâmlme uyarak camekânlarına D. D. T. tozu sürmeğe başlamışlardır.
Sağlık müdürlüğü, kaymakamlarla hükümet ve belediye doktorlarına da tâ m imler göndererek yiyecek maddesi satan dükkânlarda kara sinek ve çeşitli haşerat bulunmaması İçin sık sık kontrol edilmesini İstemiştir. ____________
Mübarek Berat kandili
31 Mayıs - 1 Haziran 1950 tarihine müsadif çarşamba akşamı (perşembe gecesi» mübarek leylel berat olduğu İstanbul müftülüğünden bildirilmiştir.
İSTANBUL RADYOSU
öğle ve akşam programlan
12.57 Açılış ve programlar.
11.00 Habc rler.
13.15 Salon konser orkestrasından melodiler rPl-r.
13.30 Rumba, samba ve tangolar «Pl.»
13.50 Scrbes saat.
14.ÖÖ Sar eserleri - Şarkı vc tdrkö-ler. Okuyan: Mustafa Kov arıcı -Çalanlar: Sadi Iğıla}-, İızeddln Ğkte, Yorga Bncanos.
14.45 Caz parçaları «Pl.».
15.00 Konser «Pl*.
15.30 Dans mtalği «PJ>.
16.00 Programlar ve kapanı;.
17.00 Türkiye - İran milli futbol U-kmılart arasındaki maçın İnönü siadindaü naklen yayını.
J7.57 Açılış ve programlar.
18.00 Çeşitli hafif müzik «Pl».
18.M Dana müziği ve Türkçe tangolar,
19.00 Habcrier-
19.15 İstanbul haberlerl.
19.20 Caz parçaları «Pl.».
19.30 Saz eserleri - Şarkı ve tflrkO-
ler. Okuyan: Safiye Ayla. Çalanlar: Sadi Işılay. izzeddln
Öktc. Edip Erte.
20,13 Tanınmış piyânö parçalan «Pl.*.
20.30 Aradaki Kel Horoz - Radyofonik komedi.
21,00 Hafif ara müzifil «Pl». 21,OS Spor hasbıhalleri.
21.20 FaslI heyeti konseri. «Rast».
22.00 Dinleyici işlekleri (Klâsik balı raürûi).
22.45 Haberler.
23.00 Dans mOîlgl «Pl.».
23,3» Hafit gece mUztgi «Tl.»,
24.00 Programlar ve kapanı».
ANKARA RADYOSU
öğle ve akşam prvgTaaılan
12.00 Yurttan Sesler.
12.30 Telden Tele.
12.50 Oyun havaları «incesaz takımı» 13,00 M S. ayan ve Haberler.
13.15 Dans müziği «Pl.».
13.30 Öğle Gazetesi.
13.45 Dans müziği «Pl.».
14,00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılts vc program.
18,00 M S, ayarı ve İncesaz «Ussak faslı*.
19.00 M. S. ayarı ve Haberler,
19.15 Geçmişte Bugün.
19.50 Yarım saat dans «Pl.».
19.50 Akâttmin karma mllr.ljl «Fi.».
20.15 Radyo Gazetesi.
20.30 Sanat heveslileri saati.
20.45 Ispanyol sarkılan «Pl».
21.15 Müzikle geri «PL».
22,00 Spor saall «Günün haberleri».
22.15 Dans müziği «Pl,».
22.45 M. S. ayarı ve Haberler. 23.00 Program ve kapanı».
Yarın »abahki program
7.30 M S. oyan.
7.31 Hafif Uvertürler «Pl,».
7.45 Haberler.
B.00 Hafif müzik «Pl.».
11.25 Günün programı vc hava raporu
8.30 ÇeçiUi melodiler «PL».
0.00 Kapan ış.
Vali Ankaraya gitti
Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahrcddln Kerim dûn akşamki trenle Ankaraya gitmiştir.
Vali, Ankarada Yüksek Sağlık Şûrasına iştirâk edecek ve yeni İçişleri Bakanına Vilâyet ve Belediye İşleri hakkında izahat verecek, şehir ve vilayete ait meseleler üzerinde Bakanlarla görüşecektir. Valinin nc zaman avdet edeceği henüz malûm değilse de önümüzdeki pazara kadar Ankarada kalması muhtemeldir.
Orta okul ve liselerde yaz tatili başladı
Lise ve ortaokullar dün öğleden sonra yaz tatiline başlamışlardır.
Lise bitirme imtihanları 1 haziran perşembe günü başlayıp 17 haziranda sona erecektir. Olgunluk imtihanları 24 haziranda başlıyacaktır.
Ortaokul bitirme İmtihanları 5 haziranda başlayıp ay sonuna kadar sürecektir.
Sahne *
AKSAM
Ufak birhimmelin neticesi
Amerikan kadınları her
Erkek elbiseleri
Demek kİ bizde de salim bir ytuıu.t “*•_____________irlkille düşünülürse iyi bir ted-
danberl haklı bir hayret İçinde' bir alınabiliyor ve bu tedbir de kalmaktadırlar. Eskiden vapur , üç günlük yasaklar arasına gir-yolcuları vapurlar kalkmadan evvel muhtelif satıcıların ayrı, büfe garsonlarının ayrı olmak üzere kulakları tırmalayan, yorgun yorgun vapura Rİrip biraz nefes almak İsteyenlerin huzur ve rahatlarını kaçıran muhtelif yaygaraları arasında kalıyor vc vapurların hareketle rinl sabırsızlıkla bekledikten sonra yaygaraların yalnız kahve ve gazoz satıcılarına inhisar ettiğini görüyorlardı.
Bu satıcıların içinde neler yoktu? HacıyağiarL satanlar, Enamıkerim ve İncllişerif ticareti yapanlar, mutlaka mağazaların yan fiatine olduğunu iddia eden albünıcülcr, çakmak loş ve benzini satanlar ve bilhassa bir çok ''
mecmualarını daha neler neler...
Şimdi İse garip bir vazlykt görülüyor: Her türlü ufak tefek ve moda satıcıları yine eski patırtılarında berdevam. Fakat vapurlardaki büfeci ve büfe satıcıları büyük bir terbiye çerçevesi dahilinde gelip yolculardan kahve, çay İsteyip istemediklerini soruyorlar. Bunların bu medeni hail İle ötekilerin sokak satıcısı yay gamlan arasında dağlar kadar büyük bir fark var.
Bir zamanlar gürültü İle mücadele diye bir geçici moda tedbiri ortaya çıkmıştı. Maksat la ııınuıni yerlerde herkesin beynini patlatan gürültülerin hiç olmazsa muayyen saatler zarfında işitilmemesl ve diğer saatlerde de bunların daha terbiyeli bir hale gelmesi İdi.1 Buna bir moda dedik, çünkü tramvaydan atlayanlar, vapurlarda yüklerin yolculardan sonra çıkması, yerlere tiikürüİnlemesi, taksilerin tramvay duraklarında halkın geçmesine mâni olmaması ve daha buna benzer bir çok faydalı tedbirler ve emirler gibi gürültü ile mücadele hikâyesi de bir kaç gün içinde unutuldu gitti. Yasadan ûç günden fazla sürme-çj^n memleketimize gelmiş olan diginı beyhude iddia etmemiş-1 ve Ankarada Cumhurbe.şkan-lpr- | lığı Filârmonik orkestrasiyle
Yarağın devamı müddetlnce; muvaffakiyetli üç konser ver-blr kaç kiâkson Jfratçısı şoför miş ö]an S. W. F orkestrası baş tecziye edildL Beş on gür sesli - - ~ - -
satıcı karakolları boyladı ve o kadar. Bir hafta sonra yine herkes bildiğin} okuyordu.
Ş'mdl yalnız vapur büfe satıcılarına mahsus olarak nan ve bir kaç aydanberi fikri takip ile devam eden terbiyeli vaziyet hepimizin merakını eclbediyordu. Esasını sorduk ve anladık. Bu sene büfeleri taahhüt etmiş olan kimseler arasında Avrupa görmüş ve şehrin iktisadi hayalında faydalı bir rol oynamakta Dulunmuş olan bir zat da varmış. Bu zat vapurlardaki çirkin vaziyeti nazarı dikkate alarak kendi adamlarına talimat vermiş ve bunda da ısrar etmiş. Şimdi büfe satıcıları ile diğer sntıcılann durumu beyaz İle siyahın birbirine olan münasebeti Kadar farklı. Hattâ bu zat büfecilerin yakalarına birer de numara koymuş ki isteyen vc şikâyeti olan bundan istifade elsin. Bu tedbir yok İken bir Yalova seferinde paranın üs-'dir. tünü getirmeyen bir garsona j Vapurda büfe, caz, saz ve bizzat ben tesadüf etmiştim. halk sanatkârı bulunacaktır.
Şehlr hatlan vapurlarllc se-l yahut edenler bir kaç zaman-
ecnebi moda bağıranlar ve
miyor, O halde neden zabıtamız vapurları — herkesin günlük mesaisinden çıkıp yorgun bir vaziyette evine döndüğü sırada — Mahmutpaşa çarşısına dönmekten mcııedemesln. Bundan âciz mi? Yoksa halkın rahatı onun vazifesi değil mi? Büfe garsonları da bir şeyler satıyorlar. Diğerleri de satabilir. Fakat bunun terbiyeli ve medenî bir şekli vardır. Bilhassa bası genç gazete satıcıları tuhaf isimlerle çıkan varaklılar üzerinde öyle gülünç ve çirkin tekerlemeler yapıyorlar ve bunu o kadar yüksek sesle bağınyorlarkl vapurlarda kadın lar ve belki de erkekler bite bundan nefrette müteessir olmaktan kendilerini alamıyorlar.
İstesek yaparız amma, neden yapmıyoruz?
O. K. GÖRENE»
Ahmet Adnan Saygun Paris ve Amerika’ya gidiyor Değerli besteci Ahmet Adnan Saygun bugünlerde Parise ve oradan Amerikaya hareket e-decektlr, Parlste «Milletler arası halk musikisi cemiyeti» nin. idare heyeti toplantısında bulunacaktır. Temmuz ayında aynı cemiyetin Amerlkada BlöO-mington'da «İn dian a* üniversitesinde aktedeccği kongreye «Gerçek halk musikisinin vasıfları» mevzulu, ve bunu takiben gene ayın üniversitede ■r yapılacak olan «Asır yarısı mil-
letler arası folklor kongresi» ne takdim edilmek üzere »Muharrem âyininin menşei» mevzulu İki tebliğ hazırlamıştır.
Prof. Hans Rosbaud memleketine döndü
Milli Eğitim Bakanlığı güzel sanatlar umum müdürlüğünün daveti üzerine Baden Baden'-
şefi profesör Hans Rosbaud memleketine avdet etmiştir.
alı-bir l>U
şeye hakim bulunuyorlar
Vaziyet erkeklerle hukuk müsavatı için mücadele açmalarını icap ettirecek dereceye gelmiş!
Piyanist Mithat Fenmen
Ankara Devlet Konservetuva-rı profesörlerinden değerli piyanist Mithat Fenmen Ingiliz kültür heyetinin' davetlisi olarak ingUterede bir konser turnesine çıkacaktır.
Vapur gezintisi
Beyoğlu Plyale İlk okul birliği tarafından, geliri kimsesiz ve fakir çocuklara tahsis e-dllmek üzere bir vapur tenezzüle li tertip edilmiştir. Deniz yollanılın bir vapuru Üsküdar, Kadıköy ve adalar İskelelerine uğrayarak Değirmendereye gidecektir, Yolcular orada yapılmakta olan kiraz bayramı şenliklerine iştirak ederek gecenin mehtaplı saatinde donecekier-rilr
aile
Bugünkü Amerika için «Kadınlar memleketi. Kadınlar cenneti» denilebilir. Bazıları elektrikli bulaşık makinesi, her cins yemeğin hazır konservesi mevcut olması ve ev idaresinle her şeyin makineleştirilerek kolaylıklar sağlanması gibi sathi misalleri öne sürerek durumu izah etmek İsterlerse ele mesele hiç de öyle değiluiir. Hâdise Amerikan kadınının cemiyette İşgal etmekte olduğu hâkim mevki İle izah olunaol-ilr. Amerikan kadınlığının 'hukuk müsavatı elde ettik» gibi sözleri artek bir mâna ve kıymeti olmıyan maziden kalma sözlerdir.
Vaziyet Amerlkada bugün erkeklerin hukuk müsavatı İçin mücadele açmalarını icap ettirecek bir dereceye gelmiştir.
Amerikan kadın cemiyetleri. Amerikan kadını İçin hâkini bir mevki sağlamış olma şerefinin kendilerine- alt olduğunu iddia etmekte haklıdırlar. A-merikada 13 milyon kadar â-zası bulunan 15 bin kadın cemiyeti mevcut bulunmakla olması kadın hâkimiyetini izah için kâfi değildir, çünkü Amerlkada erkeklere mahsus cemiyetlerdeki âza adedi 13 milyondan çok fazladır. Yalnız kadın cemiyetlerinin mühim bir hususiyeti bulunmakla olup bunlar da âzayı yekdiğerine banlamakta olan bağın kadınlık olmasıdır. Bu cemiyetlere kaydedilen kadın ev kadını olsun, memur olsun, dansöz olsun ne olursa olsun cemiyetin eşiğinden İçeri ayağını atınca o yai-nız kadındır ve cemiyette kendi cinsini temsil etmektedir. Yalnız kadınlara mahsus İyi teşkilâtlandır ilmiş bu kurumlann ne biıyük bir kudrete sahip uu-lunmııkta olduğunu her gün bir çok misalleri ile görmekteyiz.
Bütün tarihi boyunca Ame-rikada Cumhur baş kariliği makamını ancak İki defa bekâr Başkan İşgal edebilmiştir, çünkü Amerikan kadın cemiyetleri bekâr erkeklere hoş bir nazarla bakmazlar ve böylclerinden yardımlarını esirgerler. Son Truman - Dewey mücadelesinde De w ey'İn mağlûp oluşunu onun kadınlar üzerine nutukları tesir yapabilecek kabiliyette bir hatip olmaması şeklinde izah edebiliriz. Buna mukabil babacan Truman'ın nutukları Amerikan kadını üzerine müessir olmaktan ada geri kalmamıştı.
Kadın cemiyetleri
Amerikan kadın cemiyetlerini hiddetlendiren bir adanı harekelinin doğurduğu vahim -o-nuçlara tahammülü göze almalıdır. Amerikanın seçkin yazarlarından Philip Wylle (Cc-neratlon of Vipers» adlı eserin-
de Amerikan kadını hakkında nahoş bazı hakikatlerden bahsetmişti. Kadın cemiyetleri harekete geçmeden evvel bu e-serden hayli satıldı. Fakat kadın cemiyetlerince edip ooy-kot edildiğinden kıymetli yazarın bundan sonra çıkan 4-5 eseri hiç bir kadın tarafından satın alınmadığı gibi Amerikan evli erkekleri bu muharririn kitabı İle eve gelmek cesaretini gösteremediler. Sadece bekâr okuyucuların göstereceği rağbet Amerlkada bir yazarı yaşatamadı ak tadır.
İkinci Dünya savaşı sırasında Poslflkte Japontara karşı | büyük muvaffakiyetler elde etmiş olan marpf bir Amerikan generali verdiği bir demeçte (WAC'S) remlzlerile anılan A-merlkan kadın kıtalarından pek İyi bir şekilde bahsetmemişti. Amerikan Harbiye Bakanlığına kadın cemiyetler a-dına sayısız şifahi vc tahriri şikâyetler yapıldı. Bakanlık generali işgal etmekte olduğu mühim mevkiden alarak lâil ehemmiyette bir mevkie tâyin zorunda kaldı. Bir kaç sene evvel şikago üniversitesinde (a-natoml) kürsüsünü seçkin bir profesör işgal etmekte idi. Cinsi lâtife mensup öğrencilere karşı gereği kadar nazikâne vaziyet takınmayan bu profesörü kız talebesi İllinois eyaleti kadın cemiyetlerine şikâyet etliler. Mukavelesi müddeti sona erince üniversite idaresi profesörün mukavelesini bahsettiğimiz sebepten tecdit etmedi. ingrid Bergman hâdisesinde de kadın cemiyetlerinin (HoiJiywood) üzerine tazyiki olmamış olsaydı illim j'apıcıJar büyiik yıldızlarını kolay kolay feda edemezlerdi.
Buyüz tuzak
| Kadın cemiyetlerinin hidde-| tini üzerine celbetmekten kork-mıyacak kadar cesur bir Amerikan yazarı bu cemiyetlerin İlk teşekküllerine alt araştırmalar yaparak bu cemiyetlerin çirkin kadınların, bir sulkasil eseri olduğu sonucuna varmış-, tır. Pervasız muhrarrire söre aşkta muvaffakiyetleri ohnı-l yan, meLrûk ve cazibeden mahrum çirkin kadınlar suikastlarını erkeklere karşı değil de güzel, cazibeli ve süfcrall hemcinslerine karşı tertiplemişler-' dir. Amerlkadakl kadın cemiyetleri. Avrupada zannedildiği gibi yalnız çirkin, yaşı geçmiş I huysuz matmazellerden terek- ( 'küp etmeyip bıı cemiyetler â-' zası arasında genç, güzel ve mesut bir çok bayanlar da mevcuttur. Cemly talerin bidayet teşekkülünü derin bir .şekilde tetkik eden merhametsiz yazar «tuzakn dediği bu teşkilâtı şöyle İzah etmektedir: jTıpkı makyajda olduğu gibi.
Nasıl kİ krem ve ruju cilt ve renkleri fena kadınlar keşfedip böyle kadınlar makyaj yapnın işlnda yapayalnız kalmamak için bunların gûya mu-hassennt ve fevald inden bahsederek bunları diğer kadınlara da kabul ettirmşiler İse cemiyet işinde de bunlara hiç ihtiyacı bulunmıyan ve bu işlerin kocasına karşı olan münasebetini vc hattâ evlilik saadetini İhlâl edebileceği far keti ir ilmeden güzel bir çok kadınlar kadın cemiyetleri âzası İçine alınarak tuzağa düşürülmüşlerdir.»
Kadın cemiyetlerinin başında mason localarının üstadı â-zamı gibi müşterek bir başkan bulunmamasına rağmen bir mesele hakkında hepsinin ■aynı şekilde hareket etmekte olduğu görülmektedir. (Şarlo) nun boşanma dâvasında (Los Ange-losi kadın cemiyetlerinden birinin kadın tarafın avukatlık ücretini ödemeğe kalkması 11-zerlne sekiz bin kadar kadın cemiyeti harekete geçerek şar-ionun mahkûm edilmesi talebinde bulundular, şarlo dâvasını sulh yoliyle hallederek mesleğini büsbütün kaybetmeden zorlukla İşin içinden çıkabildi.
Vaktinden evvel lüzumundan fazla serbesti vc hâkimiyet elde! etmiş olan Amerikan kadınlığı forması kadın cemiyetleri içinde kaybolup gittiğinden AvrupalI hemşireleri kadar olsun mesut değildir. Vaziyetteki a-normaUlği hissetmeğe başlayan Amerikan kadınlan şimdi hakiki kadınlık saadetinin yollarını aramaktadırlar.
Çeviren: B. AKS EL
Bostan sulan kontrol ediliyor
Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, bostanların lâğım su-larlyle sulanarak pişmeden yenen marul, salatalık, soğan gibi şeylerden tifo hastalığı çıkmaması İçin esaslı tedbirler almıştır.
Müdürlük, her İlçede hükümet ve belediye doktorlarının İdaresinde müteaddit kontrol ekipleri teşkil ederek bölgelerindeki bos-tanların sulandığı sulan kontrol» başlatmıştır. Müdürlük e-klplcre ve kaymakamlıklara yaptığı tamimde lâğım sulariy-le sulanan bostaniârdakl sebzelerin söktürülüp imha edilmesini bildirmiştir.
|\
ZEYNEB DERVİŞ
Tam sıhhatte dünyaya gelmiştir. 27 Mayıs 1950 ALMAN HASTANESİ Gertl ve Riza Derviş
Erkek modasının merkezi Londra’dan gelen haberler
Londradan yazılıyor: Bu asır, etiket ve gösteriş asrıdır. Her yeni model ve moda ressamın fikrini belirten ve kulağa hoş gelen bir isimle adlandırılmıştır. Erkek elbiselerinde «Bold Look» ve Athletic Llne modelleri vardır. Edvvarian modeli başla gitmekteydi. Şimdi İse, Londra ressamlarına İlham veren model «Elegant* (zarif) tir. Modaya uyabilmek İçin yeni kostümler yeni paltolar Elegant tipi olmalıdır.
E3kl elbiselerin kalınlığı ve kabalığı, yerini daha yumuşak ve daha akıcı ' hatlara bırakmaktadır. Kare ve kalkık omuz modası bitmiştir, ve eğer iyi gözükmesi için bir mecburiyet yoksa pek az kalkık olmak ü-zere omuzun tabii meyline tâbi elbiseler yapılmaktadır. Hafifçe daLrevi vc kol başları şişkin omuzlar yok olmuştur: ceket beli saracak derecede hafifçe bol ve hatlara göre uzundur.
Ru şeklin tatbiki bilhassa tek taraflı ceketlerde görülür. Bu ceketlerin diğer özellikleri ön açıklığın az ve ceketin alt kısmının yuvarlak olmasıdır. Geçen senenin uzun ceketi 1950 yılı İçin İyi bir uzunluk olacaktır. Fakat cekette bulunan yan ve arka yarıkların bu sene gözükeceği zanedllmemektedir. Aynı zamanda 1946 danberl görülen ters manşetler bulunmı-ya çaktır.
Bu ceketle giyilecek yeleğin, ceketin şekline uyarak üst ön kısmı daha açık ve daha alçak ve alt ön kısım daha uzundur.
En aşağıdaki lliklenmiyen altı düğmesi mevcuttur. Bu yelekte yapılabilecek değişiklikler, bir yaka bulunması veya ceplerin kapaklı olması ve yahut ta Corduroy gibi başka bir kumaştan yapılmasıdır.
Eu suretle umumî bir teveccüh elde edilebilir ve bu biçim ceketi ve yeleği kabul edenlerin sayısı daha fazladır.
Pantalon paçaları ortalama olarak 47 santimetre de kalmaktadır id, bu geçen senelere nazaran daha dar addedilmektedir. Bu ölçü aynı zamanda, kalçadan diz üstüne ve yere kadar dar olan bacak genişliğini de tâyin etmektedir.
Tek taraflı cekete olan umumi teveccühe rağmen çift taraflı veya kruaze ceketler hâlen çok giyilmektedir. Öbür ceketteki hususiyetler buna da tesir etmektedir. Omuzların kareliği ve ceketin sert askerî görünüşü, yerini yumuşak ve daha zarif bir stile terketmiş-tir.
Daha genç nesil hâlâ tek düğmeli kuruazc ceketleri tercih etmektedir, fakat geçen senenin yan cep hizasında iliklenen ve cekeü daha kaba gösteren model yerine, şimdi ziki kullamlnuyan düğmenin süslediği bel ve yan cebin ortasından iliklenen ceketler yapılmaktadır.
Binaenaleyh, İnce şekillerin ortalaması olarak, o iradeli ve tıkaç görünüşten uzaklaşıyoruz kİ, bu suretle eski tek düğmeli kruaze stile dönme tehlikesi buiunmıyacaktır.
Gaziantep il daimi komisyonundan
1 — Eksiltmeye konulan İş: Gaziantep — Akçakoyunlu yolunun — 19 + 450 — 30 -I- 940 Knı. leri arasında (4350) metrelik blokaj şosa yapımı olup keşif tutan (53104) Hra (80) kuruştur.
2 — Eksiltmeye 16/6/950 cuma günü saat 10 da özel İdare binasında toplanacak İl Daimi komisyonu odasında kapalı zarf usulile yapılacak.
3 — Keşif, eksiltme şartnamesi ve buna bağlı diğer kâğıtlar her gün İl Daimi komisyonunda ve Baymdirlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin usulüne göre (3005) Ura (32) kuruşluk geçici teminat vermeleri ve 1950 yılında Ticaret odasında kayıtlı bulunduklarına dair belge göstermeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu İşin teknik öneminde bir İşi iyi surette başarmış veya İdare ve denetlemiş olduklarını isbata yarar belgelerini Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları tanıtma beyannamelerine (müteahhit ehliyet beyannamesi; müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi) bağlamaları .ve bu beyannamenin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi isteme dilekçelerde birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce 'tatil günleri hariç) yazı ile Valiliğe mürcaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nel maddesinde verilen izahat dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar makbuz karşılığında komisyon Başkanlığına vermeleri lâzmclır
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. C7112>
2775 metre muhtelif kuturda demirim satmalınacaktır
İ. E. T. T, İşletmelerinden
1 — Muhammen bedeli 5362,50 lira tutarında olan yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme 2/6/950 cuma günü saat 10 da pazarlığa konmuştur.
2 — Muvakkat teminat 402.50 liradır.
3 — Şartnameler levazımdan «Metrohan» parasız tedarik
edilir. (6940)

Tefrika No.: 5 6
unu tamı yatağım. Polisler, itfaiye, ona bakan doktor gelmişti. Hcrşeye başvuruldu, fakat çaresiz. Nihayet doktor bana bir tavsiyede bulundu. Onu yapmak bana ağır geliyordu, fakat yapacak başka şey kalmamıştı. Kapıya yaklaştım ve onu ismi 11e çağırdım. Sesimi işitir işitmez sükûnet buldu. «Bana tuzak kuruyorsun, beni öldürmek, beni tevkif ettirmek istiyorsun» dedi.
Böyle bir şey aklımdan geçirmediğimi. yalnız odaya girmek, onunla konuşmak istediğimi söyledim. «Yalnız sen, başkası glrmlyccek. Yemin eder misin?» diye .«ordu. Evet diye cevap verdim. Mobilyaların kımıldadığını işitmeğe başladık. Hayatımın en fpna anlarını geçirdim, Dona-tellncığım. Nihayet kapıyı aralık etti ve beni gördü. Ben zorla guimeğe çalıyordum. Hakikaten. ben tek başıma girmek ve onu teskin etmek isterdim, fakat doktor, o güçlü kuvvelli pelitler Dana vakit bırakmadılar. İçeri atıldılar, Çristinuıun üzeri..e çu Handılar İ lira t ederim.
biçare kadının o ümitsiz haykırmalarını işitmemek İçin kaçtım... Cristlna şimdi bir tımarhanede, azgın delilere mahsus bir odada kapalı. Herkes, ona karşı âlleenabane hareket ettiğimi, binaenaleyh vicdanen muazzep olmamamı söylüyor. Hattâ kız kardeşi bile, onunla geçirdiğim cehennemi hayata, hudutsuz bir sabırla nasıl tahammül ettiğimi gözleriye gördü. Dona teli açığım, o, karım bile değildi. Şimdi aramızdaki her şey feci bLr surette bitmiş oldu. Crtetinanm artık İyi olmasına ihtimal yok. Doktorlar bunu yüzüme karşı açıkça söylediler. Acaba bu halc gelmesine harici bir sebep mi müessir oldu, diye doktora sordum. Çünkü sana göndermek için boşladığun bir i mek tubu görmüştü. Ergeç akıbetin bu olacağını söyledi, şimdi. benim sevgili meleğim, sen de benim gibi çok ıstırap çektin, sabra katlanarak azap içinde bekledin. Nihayet bunlar maziye karıştı, Şimdi yalnızım, müthiş surette yalnızım, sana çok İhtiyacım var. Bundan sonra hiç bir kimse bizi ayıramaz. Derhal hareket etmek, muka-
"v
. BIZIMIÇI GİBİ BİR ASK
V mzm;iucmnanvmui* gmmam '
vele İle iki ay daha bağlı bulunduğum bu menhus memleketten uzaklaşmak İsterdim. Bir çok kavga ve münakaşalardan sonra nihayet mukaveleyi feshedebildim. Yalnız üç dört konser daha vereceğim. Böyle anlaştık. Hareket etmek ve sana kavuşmak üzere olduğum his altında bulunmam için uçaktaki yerimi şimdiden angaje etlim. Tam bir ay sonra yola çıkmış olacağım. Bu mektubum eline vardığı zaman daha üç hafta bekllyeccksin, o kadar Bu üç haftayı da, seni seven, sana tapan. son nefesine kadar senden bir an bile ayrılniıyacak olan erkeği kabul hazırJıklarlyle çarçabuk geçirirsin.»
Donatella, mektup sıkı sıkı elinde, odanın içinde bir rakkas gibi bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu. Bir aralık aynada
yüzünü gördü. Ağır, ciddî, düşünceli bir yüzdü. «Kalbinde u-facık bir şüphe bile yok. İkimiz de birbirimize benziyoruz. Aramıza yabancı bir kimse karıştı mı, karışmadı mı? Hiç akima bile getirmiyor.»
Bir aralık durdu. Son cümleleri bir defa daha okudu: «Bu üç hat tayı, senden ömrünün sonuna kadar aynlmıyacak olan, seni seven, sana tapan erkeği karşılamak hazırlıkları İçin çar-' çabuk geçireceksin.»
Boğuk ve acayip bir sesle kendi kendine konuştu: «Kabahat bende değil sevgilim, ötekiler istediler. Onlar bunu ödemeli.»
Parmağında parıldayan Maratonun yüzüğüne baktı. Yavaş yavaş parmağından çıkardı, masanın üzerine bıraktı. Sonra telefon başına, giderek bir nu-
mara çevirdi. Aradığı muhatabının telefon zili uzun uzun çaldı. Nihayet bir ses:
— Alto, kimsiniz?
— Lea benim, Donatella. Sakın seni uyandırmış olmıya-yım?
— Evet cicim, uyuyordum, amma zaruri yok. Bu gece dörtte yatağa girdim. Çok da fazla içmiştim. Peki ne istiyorsun Do-natella?
— Bir adres... Bildiğin o adresi.
— Hangi adresi?
— Canım Lea unuttun mu? Hani bir ay evvel konuşmuştuk. Sen bir sıkıntıya düşmüştün, sonra her şey yoluna girdi.
— Ha, evet, evet... Hatırladım. İyi bir kadıncağız, çok para düşkünü değil: vicdan sahibi... 'Fakat neden? Yoksa «en dc mi Donatella?... Halbuki ben
seni...
— Kes. Lâkırdının sırası değil. Çabuk İsmini söyle.
Söylenen ismi ve adresi zaptetti.
— Beni gönderdi de. anlayışlı bir kadındır. Fakat Donatella beni dinle.
Telefonu kapatmak üzere Idl. Sabrı tükenmiş olmakla beraber dinledi:
— Ne söyleyeceksin?
— Bana bak... Doğrusu fena bir tecrübe... Sonra insan çok acılar çekiyor.
— Zaten ne yapsam sancıdan, acıdan kurtulma çaresi yok.
— Fakat ben mânevi acıları kastetmiştim Donatella. Bunu bir türlü tahayyül edemezsin, Müthiş, feci bir şey.
Donatella giir bir sesle:
— Ehemmiyeti yok. dedi ve hemen ilâve etti: Benim İçin değil. Teşekkür ederim Lea.
Telefonu kapadı. Tekrar oda İçinde dolaşmağa boşladı:
«Yapılacak başka şey yok. Marzionun dönmesini beklersem bir şey yapamam. Arlık Lerşey bltt.1 Hiç bîr şey, hiç bir kimse beni ondan ayıramaz.»
Çarçabuk giyindi, çantasındaki parayı saydı. Hiç şüphesiz kâfi Idl. Tuvaletin karşısına »>-turdu. Yüzü solmuş, gözlerinin altında siyah bir çizgi peyda olmuştu. «Şüphelenmiyor. Akimdan geçirmiyor. Yoksa hiç inanmazdı. Hiç bir zaman İçine böyle bir şüphe gitmemelidir. Girecek olursa kendimi öldürürüm.»
Dudağına ruj sürmek istiyor, fakat elleri titriyordu. Bir türlü süremedi. Ayağa kalktı, dizleri titriyordu. Bir aralık soyunup tekrar yatağa girmeği düşündü. Fakat bütün gayretini toplayarak kendisini evden dışarıya attı. İlk rasladığı taksiye bindi. Şoför:
— Nereye gidiyoruz? diye sordu.
Donatella adres verdi. Otomobilin içine gömüldü, gözlerini kapadı.
Apartıman kapısının açıldığını hissettiği zaman Paola, mutfakta yemeği hazırlamakla meç güldü. İçinden:
— İşte geldi. Allah bilir bu kadar saat nerelere gitti, dolaştı, dedi.
(Arkası var)
Paris mektupları
Pariste eğlence mevsimi başlıyor Eüyiik ramancı Jules Rorrtains eğlenceler komitesinin başkanı oldu
Prenses
Fethiye
Bal ayını Los Angeles’te geçiriyor
Kıbrıs meselesi
Kıbrıs Piskoposu Atinada temaslarına
devam ediyor
Paris (Hususi muhabirimiz yarıyor» — Paris şehri. bayram elbiselerini tekrar giyerek, her yıl ou mevsimde çektiği yüz binlerce yabancıyı karşılamıya
mlştir. Paris yenLden ışık şehri olmuş, ziyaretinizi beklemektedir. Bunca güzel şeyleri elimizin altında bulunduran biz gazeteciler kendi memleketiml-
San Fransisko 27 (AP) — Prenses Fethiye ve avamdan kocası Riad Ghall, Los Ange-les'de balaylarını yaşarlarken, Valide Kıraliçe Nazlı, rahatlarını kaçırabilecek haberler vermektedir.
hazırlaıuyor. Hazırlıklara bakı- zin simalarını burada görmekle hrsa, bu senek! mevsim geçen‘ve okuyucularımıza burada yol senekilerden çok daha parlak 'göstererek hizmet etmekle bü-olacak. Chanıps Elysees cadde- j yük zevk duyarız. Dünyada az sinde arlık İngilizceden başça rastlanan güzel bayram gûnîc-içitümîyer. Bu caddede ‘rüli yaşayan Parise gelmeniz sizin için de büyük zevk olu-
lfetın işitilmiyor.
diğer yabancı lisanlar da kıı-
lağa çarpıyor.
Yapılacak eğlence
çaktır. Havalar da çok müsait gitmektedir.
Balkanların en nazik noktası: Arnavutluk
ve şenlikler
Paris sezonu havalar düzeldikten sonra başlayarak sonbahara kadar sürüyor, lüks ticaretin eseri olan bu teşebbüs, ecnebi ziyaretçisi gelecek ve onları fazla para sarfına teşvik edecek bir .şenlik ve eğlence havası yaratmağa matuftur. Tecrübelj piskologlardoîi mürekkep bir komite. tertip edilecek eğlenceleri hazırlamak ve bu hususta en maruf kim-
M. de la Palisse gibi biz de şöyle diyelim: Yağmur yağmıyor ve havalar iyi gitmektedir. Fakat İlkbaharda ve yazın Pa-rlştc yağmur güzel bir kadın yüzünün göz yaşlan ile ıslanması gibidir. Hakikat şudur ki Paris hiç bir zaman bu kadar güzel olmamıştır. Fakat dört senedir buradayım, her sene aynı şeyi tekrar ediyorum.
Jsee d'örient
Nazlı, Mısır sansürünün, dini nikâhtan bahsetmeyi menetmiş bulunduğunu bildirmiştir.
Faruk, kız kardeşinin bu izdivacına Ghall’nin Hıristiyan olması dolayısiyle itiraz etmişti.
Nazlı, «sansür, Ghalinln müs-iüman olduğuna dair Mısırda bir kelime intişarına müsaade etmemiştin demiştir. Valide kıraliçe, bu şekilde «.Mısır halkı, Fethiye'nin bir hırlstlyan ile evlenerek büyük bir suç İşlemiş olduğuna inanacaktır* dîye il&ve etmiştir.
Valide kıraliçe, Faruk'un da. avamdan bir kız alacağına dair kuvvetli rivayetler İşitmiş olduğunu İlâve etmiştir.
Atina 27 (AP) — Yunanls-tanla birlik meselesini halletmeye memur edilmiş olan Kıbrıs delegasyonu, dün. Yunan Başbakanı general Plostlras'a resmen müracaatla, kendisinin bu birleşme meselesini İngiliz hükümetine araetmesinl talep etmiştir.
Delegasyon başkanı Kirenya piskoposu, kendilerine, şayet doğrudan doğruya yapılacak müzakerelerden bir netice alınamazsa, meselenin Birleşmiş Milletlere gönderilmesi ve plebisitle hallinin İstenmesi hakkında salâhiyet ve talimat verilmiş olduğunu belirtmiştir.
Başbakan Plastiras, Yunan hükümetinin Kıbrıs meselesini İngiliz - Yunan münasebetleri çerçevesi dahilinde halletmek salâhiyetini mahfuz tuttuğunu kaydetmiştir.
Delegasyon, başbakana yapılmış olan gayri resmi plebisitin neticelerini takdim etmiştir ki buna göre, sekenenin % 80 1 Yunanistan ile birleşmeyi arzu etmektedir.
seterin yardımını temin etmekle meşguldür.
Bu teşebbüs, şimdiden semerelerini vermiştir. Turistler, mahirine bir propaganda ile
Polonyada temizleme
Sovyet
casusu
Frnnsırda bir sürir eğlenceler görecekleri vaadiyle kendi memleketlerinde avlanmaktadır. Lüks basılmış binlerce afiş ve broşürlerle Fransada görecekleri her zevke uygun eğlenceler ve şenlikler tafsilâtUe anlatılmaktadır. Bu eğlenceler, kadnıar için moda gösterilerine, münevverler için artistik temsillere kültür fiziği sevenler için at yarışları da dahil türlü spor yarışlarına velhasıl ner turisti zevkine göre tatmin edecek ve eğlendirecek hususlara dairdir. Bu işe ön ayak olanların icat fikri her yıl mucizeler yaratmaktadır.
Jules Romains’in basına izahatı
»İyi niyet sahibi adam» eserinin yazan meşhur romancı Juies Romains, bu seneki eğlence ve şenliklere şöhret ve otoritesini katmıştır. Parkın en güzel binalarından biri olan ticaret odasının büyük salonunda bu meşhur romancı ve akademisyen gazetecilere, tertip edilecek şenlik ve eğlenceleri anlatmış ve mütehassıslara da söz vermiştir.
Pariste bul iman yeril v.e ecnebi bütün gazeteciler bu toplantıda hasır bulunmuşlardır. İtiraf ederim kİ, bu meşhur romancıyı başka şekilde tahayyül ederdim. Büyük yazarda bir
Yeniden şiddetle başladı, Prag eski Dış Bakanının muhakemesile meşgul
Londra 27 (Nafen) — Mareşal Rokosovsky’nln tayini ile tam manasiyle Sovyet İdaresi altına girmiş olan Polonyada şiddetli yeni temizliklerin başladığı bildirilmektedir. Varşovanm diplomatik çevrelerinden sızan haberlere göre, komünist işçi birliğinin son kongresini miitaa-kıp böyle bir temizliğe ihtiyaç olduğu hissedilmiş ve derhal harekete geçilmiştir. Yalnız batılı siyasî çevreler bu hareketi büyük bir ilgi ile karşılamışlardır. Şimdiye kadar idari amirler ve eski veya yeni komünistler arasında tasfiyeler yapdırken şimdi işçi tabakalarına da bu temizliğn sirayet etmiş olması komünist binasının temellerini tehlikeye düşürmektedir. Bolşe-vikler işçi tabakalarına her vakit güvenmiş iken şimdi buradan da tehlikeler gelebileceğini hissetmeye başlamışlar ve derhal harekete geçmişlerdir, şimdiye kadar alınan raporlar bilhassa peyk memleketlerde tasfiyeye uğramamış tek bir sınıf kalmadığını ve mecburi
iş kampları İle Sovyet lisanı İle «yeniden terbiye kamplarının» dolmakta olduğunu kaydetmektedirler.
Prag’da Clementis’in muhakemesi
Viyana 27 (Nafen) — Prag-dan gelen haberlere göre, Çek komünistleri eski Dışişleri Bakanı Clementis’in muhakemesi ile meşgul olmaktadırlar. Fakat bir türlü bu muhakemenin başlayanınmış olması da muhtelif telsilere yol açmaktadır. Demir perde gerisi mahkemeleri göz önünde belirtildiğine göre, demen t Ls henüz «İtiraflarda bulunmanın sırrına vâkıf olamamıştır» ve bunun için de hâkim huzuruna çıkarılması İşi geciktirilmektedir.
Çek komünistlerinden İleri gelenler geçen hafta Clementis ile yakın arkadaşlarını «koz-mopolltizm» ile şiddetle itham etmişlerdir. Bilindiği gibi şimdiye kadar bu suçla itham, edilenlerin hepsi de mahkûm 01-, muşlardır.
Gold, ilk defa ailesile görüştü
Filâdelfiya 27 (AP) Vatanına hiyaııet etmiş olan İngiliz bilgini Dr. Klaus Fuchs'dan aldığı atom malûnıatıru bir Rus a-janına vermekle itham edilmiş olan kimyager Harry Göld’u dün İlk defa olarak hapishanede ziyaret etmişlerdir. Ziyaretçiler babası Samucl ve kardeşi Joseph'dJr.
Kendisi He bir avukat tutmak mevzuunda 20 dakika konuşmuşlardır. Gold, her hangi bir tecavüzden masun bulundurulmak İçin diğer mahkûm ve mevkuflarla ihtilâl ettiril-memektedir.
Uyku için istatistik
artist görünüşü, halktan hiç bir farkı yoktur. Konuşmasında da bir hususiyet göze çarpmıyor.
Yabancı basın gala suaresi
Paris mevsiminin bu seneki mühim günlerinden biri yabancı basının verdiği gala olmuştur. Şimdiye kadar oiz, yabancı gazeteciler dalma başkalarından bahsederdik, bu defa ise herkes bizden bahsetmektedir. Hem de gayet mûl-tefit bir şeklide. Zira yabancı basın birliğinin Challlot sarayında tertib ettiği suare hakikaten bir zafer olmuştur.
Bu suare bizim birliğin başkanı ve Stokholmda çıkan ı,D.a* geus Nyheter> adlı gazetenin muhabiri olan Victor Vinde’nin geniş teşebbüsleri sayesinde meydana gelmiştir. Yabancı basının şimdiye kadar müstakil bir binası yoklu. Hepimiz •Lâtin evlinin misafirperverliğinden istifade ediyorduk. Müstakil bir bLnaya kavuşmak için bizim başkanın yaptığı gibi bir teşebbüse girişmek lâ-niıidı. Bu gala ile ilk adım atılmış ve İlk tesis masrafları elde edilmiştir. Yabancı basının bu kadar propagandasını yaptığı 1950 Paris mevsimi bu yıl sadece Parislilere dtğil ayni zamanda bize dc faydlı olacaktır Bu güzel teşebbüsünden dolayı sayın meslektaşımıza ve bu projenin tahakkuku için gayret sarfeden sevimli sekreterimiz Madam Gelis*e teşekkür etmeyi borç biliriz.
Paris şimdi ziyaretinizi bekliyor
Farla > bayramlıklarını gij-|
Beşiktaş takımı Amerikada
25 ile 75 arasında her insan 15 senesini uyku ile geçiriyor
New - York 27 (Nafen) — İstatistiklere göre. 25 ile 75 yaş arasında her İnsan 15 seneyi uyumakla geçirmektedir. Ayrıca iyi uyuyan sıhhatli bir kimse de uykusu esnasında tam 35 defa yatakta yer değiştirmektedir.
Uyku üzerinde etütler yapmakta olan İlim adamları devamlı olarak sekiz saat uyuyan bir kimsenin bu ayarı bozmamasını tavsiye etmektedirler. Az uyunduğu takdirde ertesi gün daha fazla enerji sarfedil-mekte ve bu hal de vücudu umulmadık bir şekilde zayıflatmaktadır.
Arnavutluk’ta ağır bir buhran hüküm sürüyor, Baltalama hareketleri başlamıştır Tifonun komlnform Ue arası açılahdanberl İtalya, Yugoslavya ve Yunanistan arasında mahsur bir vaziyette kalarak Doğu boloku İle coğrafi bakımdan alâkası kesilen Arnavutluk, Adriyatik denizi methalini kontrol edebilen durumu ve Rusya-nın Akdenizdeki biricik deniz üssü olması ltlbarlile mühim bir memlekettir. Fakat Arnavutluk son zamanlarda Kremlin e emniyetli bir müttefik gibi görünmemeğe başlamıştır. Gerçi Moskova Enver Hoca hükümetine yardım yapabilmek için bazı gayretler sarfetmiş ve Ama‘-S vutluk ordusuna Rus subayları göndermişse de Arnavutluk peyk devletler arasında aktcdllmek-te olan tedafüi ittifaklar manzumesi İçine alınmamış ve yaptığı protestolara rağmen ko-minformua sinesine de kabul o-lunmamıştır, 1949 martında yapılan bir anlaşma mucibince Rusya Arnavutluk sanayiini, bilhassa krom madenleri ve petrol müessesele-rtni kalkındıracaktı. Vâdoiunan yardımın ancak çok cüzi bir kısmı yerine getirildiğinden Arnavutluk hükümeti müşkül bir vaziyete girmiş ve memlekette iç durum süratle bozulmağa başlamıştır.
Ağır buhran
Meclis başkanı, dışişleri bakanı, Arnavut ordusu başkomutanı ve komünist partisi umumî kâtibi olan Enver Hoca 12 nisanda parti icra komitesi önünde okuduğu mufassal bir raporda durumun ciddiyetini çok açık mekte olduğu gibi senede 300 ve kuvvetli bir şekilde tasvir et-1 milyon ton lstihsalâtta bulunan iniştir, Enver Hoca, nakliyat İşleri ve petrol istlhsalâtında yapılmakta olan sabotaj hareketlerini mevzuubahis ederek bunların milletin en hayatı ihtiyaçlarını tehdit etmekte olduğunu belirtmiştir. Ötedenberi esasen kendi Ihtlyacatına yeter derecede lstihsalâtta bıılunamıyan Arnavutluk hâlen İçinde bulunduğu kötü iktisadi durum do-layıslyie hariçten gıda maddesi ithal edemediğinden halk açlık çekmektedir. Daha evvel Mus-solinl ve son zamanlarda da Mareşal Tito Arnavutluk petrol istlhsalâtı üzerinde nüfuz temin edebilmek gayesiyle erzak mü-ı baya edebilmek üzere Arnavut-i luk hükümetine kredi açmakta
İdiler, Arnavutluk şimdi Batı bloku He Doğu blokuna İhanet i etmiş olan Tito arasında sıkışıp kalmış ve Moskovadan aldığı e-mlr üzerine T!to Be olan münasebetlerini kesmiş bulunmaktadır.
Enver Hoca bir toplantıda nııfıık söylüyoı
tında beş bin mevcutlu bir âsi-' ler grupunun dağıtıldığını ve bunların bir kısmının Yugoslav-yaya iltica etmiş olduğunu söylemiştir. Âsi grupların gittikçe kuvvetlenmesi ve halkın rejime karşı olan memnuniyetsizliğinin artması yakın bîr gelecekte Arnavutluk üzerine silâhlı bir ecnebi müdahalesini davet edebilir.
Enver Hocanın Arnavutluktaki işlerin kötü bir şeklideki gelişmesinde Titonun menfi rolü bulunmakta olduğu hakkında kİ İddiası büsbütün boş ve haksız değildir, Çünkü Tito Yu-goslavyanın kuzey batısında doğu blokundan bir rejim bulunmakta olmasını arzu etme-
lan ileri sürülerek dâvalar a-çılmnğa başlanmıştır. Temizleme amellyeleri meyamnda endüstri bakanı Abidln Çeho, bir petrol müessesei müdürü Şükrü Kelleci, münakalât bakanlığı müsteşarı Niyazi İslâmî komünist partisinden çıkarılarak mahkemeye verilmişlerdir. Bunlar mahkûm edilerek bu tedhiş sayesinde 28 mayısta yapılacak seçimlerde halk demokrasisine karşı vaziyet alabilecekler yıldırılmak istenmektedir.
12 nisanda İcra komitesi huzurunda durumu karanlık bir şekilde tasvir eden Enver Hoca, Arnavutluk cephesinin zayıflığına Moskovanın nazarı diklen-, tini çekerek vâdolunmuş olan yardımları temine çalışmaktadır. Enver Hoca Akdenlzde Mos-kovaya bağlı kalan yegâne meni leket olan Arnavutlukta durumun ne derece tehlikeli bir safhaya girmiş olduğunu da Mos-kovaya göstermektedir.
Çeviren: B. AKSEL
Yukankl klişede Pan Amerikan dünya havayollarının iki Eüverleli Clipper uçağı Ue 16 mayıs günü New-York milletler arası hava alanına İnen İstanbul futbol şampiyonu Beşiktaş kulübü oyuncuları bir arada görünüyorlar. Grupta takımın idarecisi Sadri Usoğlu ve takımın Ingili2 antrenörü Eriç Keen de vardır. 11 oyuncudan başka
altı takım İdarecisi de grupta yer almıştır. Beşiktaş takımı ilk maçını 21 mayıs pazar gıinii Trlboro stüdyom unda New-York All-Stras takımı. ile yapmıştır. Diğer maçlar. Filâdelflya. Şika-go ve St. Louis'de yapılacak ve 9 haziranda Beşiktaş futbol lakımı Polo Crounds'de Man-ehester United takımı ile karşılaşacaktır.
Rita Haywort hâmile
Los Angeles 27 (AF.) — Los Angeles Tomes gazetesi, bugün, «Ailrye yakın olan çevrelerden » Rita IIayworlh’un yeni ve ikinci bir çocuk beklemekte olduğunu öğrendiğini bildirmektedir.
Rita’nın babası, böyle bir şeyden malûmatı olmadığını söylemiştir.
Mukavemet hareketleri
Buhran ve sefalet halkta rejime karşı olan memnuniyetsizliği arttırmaktadır. Dağlık havali halkının mühim bir kısmı memleketin Rusların kuklaları marifetiyle İdare edilmesini ö-tedenberi hoş görmemekte İdi. Bugünkü şartlar memleket dahilinde gayri memnunların mukavemet hareketlerini geliştirmekte olduğu gibi batıkların ve Titonun bunlar üzerindeki nüfuz ve tesirinin artmasına da sebep olmaktadır. 1948 sonbaha-rındanberi Arnavutluk dağlarında harekete geçen teşkilâtlı partizan gruplarının kuvvet ve sayısı gün geçtikçe artarak hükümetin başına işler açmaktadırlar, Enver Hoca son beyana-
Arnavutluk petrol m em balan Yugoslavyanın iktisadi kalkınması için Titoya çok cazip gelmektedir. İtalya da Arnavutluk hâdiselerini büyük bir alâka İle takip etmektedir. İtalya Musso-llnl devrinde Arnavutluk demiryolu ve Umanlarını İnşa ve petrol sanayiini tesis etmiş olduğundan İtalya bu memlekete yatırdığı sermayenin faizini, bu mümkün olamadığı takdirde sermayenin bir kısmını talep etmektedir. Arnavutluk Mos-kovanrn hâkimiyeti altında bulundukça İtalya bu İsteklerine kavuşamıyacaktır.
îtalyan genelkurmayı da Doğu bloku içinde bulunacak Arnavutluğun Adriyatik denizindeki sahillerinin İtalyanm doğu sahillerini her zaman kontrol altında bulundurabileceğinden endişe etmektedir. Komadaki mülteci Arnavutlar milliyetperverleri İlaiyının Arnavutluğa karşı olan alâkasını her zaman idame etmeğe çalışmaktadırlar. Enver Hoca 12 nisan konuşmasında (Servisio İnformazioni Militarl — S. İ. M. —) İtalyan askeri teşkilâtı emrinde çalışan Arnavut ajanlarının paraşütlerle Arnavutluğa inmiş olduklarından bahsetmiştir.
Amerika ve İngiltere de bu küçük fakat mühim memleket ile sade stratejik mülâhazaları göz önünde bulundurarak değil de, burada açılacak gediğin Kremli-nln prestij! üzerine yapacağı zararı da hesaba katarak yakından alâkalanmaktadıılar.
Siyasî dâvalar
Demir perde arkasındaki her memlekette olduğu gibi Arnavutlukta da asabiyet ve emniyetsizlik havası esmeğe başla- ( yınca sabotaj ve ihanet isnad- Güzel kılıç seçilmişlerdir.
Bogota’da bir barut imalâthanesinde infilâk
Bogota 27 (AP) — Dün gece Bogota'nın Neiva şehrinde bir barut imalâthanesinde vuku bulan İnfilâk neticesinde gelen ilk haberlere göre, 10 kişi ölmüş Ve 14 kişi yaralanmıştır.
Şehrin ticaret mahallesinde dört bina tamamen harap olmuş ve yeni bir zelzele sanan ahali paniğe uğramıştır.
ölmek üzere bulunan bir işçi, infilâkın bir sigara yüzünden vuku bulduğunu söylemiştir.
îtalyada sokakta öpüşmenin para
cezası
Roma 27 (Nalen) — îtalyada sokakta öpüşmek yasaktr. Bu husustaki ceza hakkında yeni bir karar alınmıştır. Harbden evvel öpüşenlerden yalnız erkek cezalandırılırdı, şimdi her iki taraf 2500 liret ceza vermek mecburiyetinde kalacaklardır.
Konya demokrat
il idare kurulu
Konya (Akşam) — Milletvekilliklerine seçilmeleri dolayı-sile lnhllâl eden D. P. 11 İdare kurulu teşekkül etmiştir. Başkanlığa avukat Ahmet Efeuglu, I İkinci başkanlığına Muhittin
SenellIc 2800 kuruş MOO kuruş
0 aylık İ5ÖO • 2900 »
3 aylık B00 » 1600 .
I aylık M0 •
Adres lebdıu için elli kurugluk pul «önder ilmelidir. Aksi takdirde adres deftbiUrilniGL
Telefonlarımız Başmuharrir 2O5U& Van İsleri 20705 - İdare 2068i M (İd tir 2O4D1
Şaban >1 — Hıar 23
İmınk Gü. ÖÇ1« lirindi Ak. ¥«!■■
K 0.53 9.03 431 8.40 12,00 1.57 V. 3,23 5,33 13.11 17,10 20.31 2X23 idarehane: Bnbıflll elvan
Cemal Nadir sokağı No. 13
Tirana'dan iki görünüş
1
Mediumun kehaneti
BULMAC
Mahkeme Koridorlarında
Liperlerin bir ipnotizma tecrübesinde bulunacak, davetlilere verdiği ziyafetle neşe ve şetaret hükümü sürülüyordu. Llperin güzel karısı Mari, solgun w endişeli İdi. Kocasının da ağzını bıçak açmıyordu. Llperin en samimi ve sıkı dostu olan genç avukat Toni asabi görünüyordu, Yalnız avukatın dayısı meşhttr ruh doktoru Seymur konuşmalarlyle toplantıya canlılık vermeğe çalışıyordu.
Avukat Toni Elediğine pişman olmuştu. Dostunun genç ve güzel karısı Mariye çıldırasıya tutkundu. Fakat dostluğu, bu duygusunu genç kadına söylemesine mâni oluyordu. Toninln derin bir endişesi vardı: Mirinin günden güne artan sinirliliği, kendisini deliliğe sürükleyeceğinden korkuyor, Dayısının dû o toplantıya davetli şıfatiyle değil, fakat ilk teşhisi koymak için çağrılmış olduğundan şüphe ediyordu.
Llperin İpnotizma tecrübesi İçin getirimi? olduğu medlum, gûya öbür dünyadan gelmiş haberler diye, bir takım zırvalar savururken birdenbire sesinin tonunu değiştirdi ve boğuk bir sesle:
— İçinizde adam öldürmeği düşünen kim! Azrail odanın içinde dolaşıyor. Kan, kan görüyorum, diye bağırdı.
Mari sapsan kesldi, kocası Liper dudaklarını ısırdı, Halk tabakasına mensup bir kadın olan medlum birdenbire uyandı. Liper. kendisine teşekkür ederek ücretini verdi. Kadın gitti. Fakat son sözleri, davetlilerin üzerinde bir kâbus tesiri yaptı. Ruh doktoru Seymur ayağa kalkarak:
— Ben gidiyorum. Zaten siz kulüpteki baloya gideceksiniz. Toni benimle beraber gelecek misin? dedi.
Genç avukat dayısına evine kadar refakat etti. Beraber yukarı çıktılar. Seymur, delikanlıyı karşısına oturttu.
— Toni. dedi, seni bir kaç dakika İşgal edeceğim. Maziyi sevdiğini anladım. Bu kadını u-nutmalısın. O. sana yaramaz, dedi.
— Dayı! Ben de Liperlere teşhis koymak İçin geldiğinizi anladım.
— Evet, tahminin doğrudur, i Maalesef teşhisimi koydum: İrsi delilik! Fek az bir müddet sonra annesi gibi o da deliliğin bir nevj olan «takip manisi» ne tutulacak, adanı öldürmeğe teşebbüs edecektir.
Toni, dayısına itiraz etti:
— Doktorlar teşhislerinde aldanabilirler. Size İnanamıyorum, ben Mari ile evleneceğim.
— Bunu yapmağa hakkın yok. Deliler. İngiliz kanunu mucibince boşanamazlar.
— Mariyİ nikâhsız olacağım.
— O zaman seni yeğenim diye tanımıyacağım vg mirasımdan mahrum edeceğim.
— Ben paraya ehemmiyet vermiyorum. Ben Mariyİ seviyorum, Her çareye baş vurarak onu alacağım.
Genç avukat dayısına bu cevabı verdikten sonra çıkıp gitti, az sonra kulüpte Liper ve karisiyle buluştu. Her zamandan daha güzel ve sehhar görünen Mari, avukatı bir kenara çekti:
— Toni dedi, bir kaç ay için
buradan uzaklaşmanı istiyorum.
— Niçin Mari?
— Sana söyleyemem. Çok müşkül bir durumdayım. Yalnız sana bir şey söyleyebilirim: O da seni sevdlğlmdlr.
— Mari! Ben de sana perestlş ediyorum.
— Zavallı dostum! Sen beni unutmaksın.
Mari bunu söylerken gözleri yaşla dolmuştu,
Toni bu muhavereden sonra apartımanına yaya olarak döndü, dairesini açarak içeri girdi. O gece uşağına izin vermişti. Bir kadeh viski içmek için salona girdi. Masanın üzerinde kendisine alt olmayan bir tabanca ile dayısının kaybetmiş olduğu anahtarları görünce şaşakaldı.
Genç avukatın hayreti zail olmadan apartımanin kapısı çalındı. Tabancayı, masanın ü-zerinden kaldırıp sakladıktan sonra kapıyı açtı. Üniofrmalı iki polis:
— Mösyö Toni evde mi?
Avukat:
— Hayır, daha dönmedi. Ben mösyö Toninln uşâğyım Kendl-î sini niçin arıyorsunuz? diye sordu. Polisler:
— Dayısı Seymuru tabanca İle öldürdü. Anlaşılan maktul, yeğenini mirasından mahrum ' etmekle tehdit etmişti. Toni de | bunu önlemek İçin bu cinayeti işlemiş olacka. İçeri girip gelmesini bekliyeceğiz, cevabını verdiler.
Genç avukat, polisere hissettirmeden servis kapısından sokağa fırladı ve karanlıkta yavaşça bir ses işitti:
— Toni!
Bu, kendisine seslenen, arkadaşı Liper idi.
Liper sözüne devamla:
— Polisler evime telefon ederek seni aradılar. Dayının katlinden dolayı senden şüpheleniyorlar. Sana haber vermeğe geldim. Fakat polisler benden evvel davrandılar. Gel de seni evimde saklayayım.
Biraz sonra Llperin evine vardılar. Avukat:
— Bir şey anlayamıyorum. Evimde bana ait olmayan bir tabanca ile dayımın kayıp analı tartarını buldum, Tabancayı, a-nahtarları kim getirip bırakmış, dayımı kim öldürmüş, bilmiyorum.
Liper kahkahaları koyuverdi:
— Sahiden şüphelenmedin mi Toni? Mesele gayet basittir. Yerinden kımıldayayım deme! Evim boştur. Kapı kilitlidir. Yerinden kımıldarsan seni öldürürüm. Evinizde beni tımarhaneye kapatmak İçin anlaşmıştınız. Çünkü annem deli idi. Bu gece Seymurun ne maksadia evime geldiğini anladım. Ha, ha, ha— Medlum da zihnimden geçenleri anladı. Seymuru öldürmek İçin anahtarlarım paltosunun cebinden çaldım. Seni kulüpte Mari İle görüşürken senin a-nahtarlarını da paltondan aşırdım. Evine gidip Seymuru öldürdükten sonra gidip tabancamı ve dayının anahtarlarını evinizde bıraktım,
Toni hayretle:
— Demek deh olan sensin ha... diye dehşetle haykırdı.
Liper:
— Hayır deli değilim. Sen dayının kaatlli olmak töhmetiyle asılacaksın. Fakat ben seni del
Soldun snS(ı: 1 — Edirnede tarihi bir mevKI. 3 — Hatırdan çıkarnmnu. 3 —Bir Mine. 4 —Kulluk. 0 — Bir erkek adı - Tersi kanıktır. 0 Tersi İşaret edalı - Tcrel »tire lur.-ıftl. 1 — Filllilt -Kadının baş», 8 — Adnlardenizl havımı - KuluBını nc. 9 — Eıklfiehlrdo çıkan bir taj. 10 — Tosun anası elde eden.
Yukarıdan ajafiıya: 1 — İstanbul un bİT mahalleli halkından. 3 — Sonuna «Ü» gelirse mnhjcrdcn nllmune. 3 — Canım - Tersi İnce kalbur. 4 — Baba mezhebi - Yama, 5 — M.i an murat olundukça - Bir sinema artiıtl. S — Tersi maruf muharrirlerimizden - Kıymetli kumaş, 7 — Çatının yarısı - Temi sevdalıca harekettir. 8 — Alâmet - TahammUl kudretin.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLt
Soldun sağa: 1 — MUzelıune. 2 — ! lıniıatör. 3 — Sihir. Yİ. 4 — Adnma-ait, S — Fiyonfi, fi — ikak. LU. T — Rıl, Kare, a — Er, Hamam. 9 — Vız. Nane. 10 — tklziklz.
Yukarıdan aaafiıya: 1 — Misafire yİ. 2 — Oınldlkırık, 3 — Zlhayat. 7,1, 4 — Etlmok. fi — Haran, Kani, fi — At, Ağlamak, t — Nöyl. tranl. 8 — Erliliemcz.
Evli kadın mütecavizin elini balta ile kesti
Bandırma — İlçemiz köylerinden birinde bir hâdise- olmuş, bir kadın evine girerek tecavüzde bulunmak İst İyen birini ağır surette yaralamıştır.
İddia edildiğine göre, Bey-köyünden Melek Avcı Isim'i bir kadın evine girerek kendisine tecavüzde bulunmak ls-tiyen İsmail Şenin balta ile elini kesmiştir.
Kadın yakalanmış, yaralı İsmail tedavi altına alınmıştır.
şimdi öldüreceğim, sonra Ma-rlyi boğacağım.
Avukat:
— Arkana taksana Liper! diye haykırdı.
Liper, başını çevirince odanın kapısında karısı Mari ile ellerinde tabanca iki polis müfettişini gördü, yıldırım süratiyle tabancasını şakağına dayayarak tetiği, çekti ve cansız yere serildi.
Mari şaşkın bir halde söze başladı.
— Çoktandır kocamdan şüpheleniyordum. Mösyö Seymur da beni korumak için gizlice güçlü, kuvvetli bir erkek hastabakıcıyı evime göndermişti. O, kocamla eve girdiğinizi görünce polise telefon elti. Gelen polislerle kapının arkasında bekliyorduk. Kocamın size neler söylediğini ve neler yapmak İstediğini işittik. O, annesi gibi İrsi deli idi.
Genç avukat herşeyl anlamıştı, polisler gidip Mari Ue yalnız kalınca:
— Şimdi tanıamlye benimsln Mari! diye söylendi.
Genç kadın da sevgilisinin kolları arasına atılarak:
— Evet, ölünceye kadar şeninim, cevabını verdi.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Az kaldı beni cehennemin katran kazanma atıyordu
Ağzını sağa sola- çarpıtıp dilinin ucu İte takma dişini oynatarak yanımıza geldi, bir kaç defa yutkunduktan sonra sordu:
— Siz buranın adamı mısınız. efendi oğlum?
— Buranın adamı değiliz amma işlere az çok aklımız erer, teyze hanını. Bir şey mi sormak istiyordun?
— Bana ceza keserler mi, acaba, diye meıak ediyorum da.
— Suçlusun demek?
— Benim ne suçum olacak erendi oğlum? Cenabı Hak cümlenin taksiratını affeylesin. öbür dünyaya yüzümün akiyle gitmek için e-limden geleni yapıyorum. Çok şükür, şimdiye kadar namazımda, orucumda bir sakatlık olmadı. Bir insan her şeyden evvel ahretini hazırlamalıdır. Dünyanın işlerine kulak asma. Bir varmış, bir yokmuş. İşte geldik, işte gidiyoruz. Ne varsa ahrette var. Huriler, kevser şarapları hep orada.
— Ahrette şarap İçmeğ’e niyetleniyorsun öyle mi?
— Sus, tövbe de. Sen cahilsin. öyle şeylere aklın ermez. Ahretin şarabı âbı kev-serdir. Onu içen insan ferahlığa kavuşur. Cenabı Allah cümlemize Cenneti âlâyı nâsip eylesin de bU2 gibi kevser şaraplarını içip hararet söndürelim.
— Âmin, teyze hanım. İnşallah ahrette ona da kavuşuruz. Simdi senin dünyadaki derdin nedir? Ne yaptın da ceza kesecekler diye korkuyorsun?
— Benim derdimi hiç deşmesen daha iyi edersin, e-fendi oğlum. Bir gün tepemizden aşağı taşlar yağarsa hiç şaşma sakın.
— Allah saklasın,, hanım teyze. Başımıza taş yağacak ne var?
— Suus. Öyle söyleme. Gidişatımız iyi bir gidişata benzemiyor, Yolunu sapı-tanları Allah halâs eylesin. Yaptıkları işin nereye varacağını hiç düşünmüyorlar. Ben bugüne bugün tamam altmış dört yaşındayım. Bu âna kadar her türlü günahlardan kendimi korudum.
— MaşaLlah, teyze hanım. Yaşını hiç de göstermiyorsun. Seni görenler elliden fazla demez. Allah uzun u-zun ömürler versin, çok genç görünüyorsun.
Memnuniyetle gülümsiye-rek tasdik etti:
— Ne yalan söyliyeyim, tıraşı doğrudur. Herkes de senin gibi söylüyor. Aslına bakarsan şu yaş işinde benim de şüphem var ya. Vaktiyle kötüğe yanlış mı yazmışlar, ne olmuş, bilmem ki. Ne ise. her şeyin doğTusunu Allah bilir. Biz ne söylesek hilaf olur.
— Demek bir giin başımıza taş yağacak diye korkuyorsun?
— Vağar mı yağar, beyefendi oğlum? Cenabı Allahın
hikmetinden sual olunur mu? Günahkâr kulların başından ekmek yağdıracak değil ya, elbette yaş yağdırır. Sen biraz şeriat kitabı oku da böyle şeyleri öğren. Bir yere taş yağdı mı, bil ki oranın insanları çok günahkârdır. Büyük günahın cezası da büyük olur.
— Peki amma şimdi bizim ne günahımız var ki taş yağlsm?
— Daha ne olacak, efendi oğlum? Şu hınzıroğlu hınzıra baksana. Tıpkı kör şeytanın üvey kardeşine benzemiyor mu?
— Kör şeytanın üvey kardeşini tanımıyorum ki. Sen gördün mü onu?
— Allah muhafaza buyursun. O nasıl lâkırdı? Dünya yüzünde başka biri kalmamış da kör şeytanı mı görecekmişim? Cenabı Hak dünyada da. ahrette de onun yüzünü göstermesin bana.
— Peki, o delikanlının kör şeytana benzediğini nereden anladın?
— Hımmm... Sen onun ne kâfir oğlu kâfir olduğunu bilmezsin .Bana ne yaptığından haberin var mı?
— Sana fenalık etti öyle mi?
— Fenalık da lâf mı, efendi oğlum? Az kaldı ki cehennemin katran kazanma atsın beni.
— Vah vah! Onunla beraber cehennem yolculuğuna çıktınız demek?
—Onunla benim ne alış verişim olacak efendi oğlum? Ben doğru dürüst yoluma giderken gelip musallat oldu.
— Vayyy! Sarkıntılık mı etti sana?
— Ne yaptığını evvelâ ben de anlıyamadım ki. Yeni yapılan apartimanlara, ba-karaktan gidiyordum. Oğlan yanıma sokuldu; «Beş kuruş ver. hanım teyze» dedi. «Bozukluğum yok. Hem ben dilenciye para vermem» dedim. «Ben dilenci değilim, hanım teyze. Beş kuruş verip şu kâğıdı alacaksın, yarın öğleden sonra bizim dükkâna geleceksin. Dükkânın adresi kâğıtta yazılı •• diyerek elime bir kğıt parçası uzattı. «Dur bakalım, oğlum. Telâş etmede lâflarını iyice aniıyayım. Bu kâğıt nenin nesidir? Sizin dükkânınızda benim ne işim var? Gelip de ne yapacakmışım çırada?» dedim. «Bir lira getireceksin de dükkândan resimleri alacaksın» deyince büsbütün şaşırdım. «Resimleri ne yapacakmışım ayol? Benim evimde misafir odasının duvarında iki tane bes-melei şerife levhası, destû-run, yattığım odada da karınca duası asılı. Tasvir giren eve melâike girmez. El âlemin resimleri benim neme gerek de gidip sizin dükkânınızdan alacakmışım? ı> diye sordum. «Elâlemin değil, senin kendi resmin demez mi? Bu lâkırdı beynime
---------DİKKAT---------------------- DERBY MARKALI
Kışlık lâstik ve Yazlık Ke ten Ayakkabıların îonptancı ve perakendeci müşterilerimizin nazarı dikkatine: 'itteMffl Derhy Markalı Mamullerimize karşı gösterilen rağbet ve alâkadan dolayı teşekkürler eder, son zamanlarda piyasaya satışa çıkarılan «Derbent» markalı kışlık ve yazlık ayakkabılarla müessese-nıiz hiçbir rabıta ve münasebet olmadığını bir yanlışlığa meydan vermemek iizere kıymetli müşterilerimize saygılarımızla bildiririz,
DERBY Lâstik Fabrikası Ltd. Ort-Kazlıçeşme Demirhane C. 136/4 | ■-
[İSTANBUL BELEDIYESt İLÂNLAR1|
Keşif bedeli tik teminatı
Lira Kılruş Lira Kuruş
16935 88 1270 19 İstanbulda Bostancı - Pendik
yolu lllisakı olarak yaptırılacak Orhanıepe yolunun toprak U-sv İyesi.
16370 82 1227 81 İstanbul Haliç Sütlücesinde
Karaağaç mezbahası elektrik tesisatının onarımı İşi.
Keşif bedellerile İlk teminatları yukarıda yazdı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur.
şartnameleri İstanbul Dlvanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
İhale 8 Haziran 850 pelrşembe gün üsaal 14,30 da İstanbul Belediyesi merkez binasında müteşekkili Daimi Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 950 yılı Ticaret Odası vesikası ve şartnamelerinde yazılı olduğu üzere Loprak tesviyesi İşi İçin İstanbul Bayındırlık ve elektrik tesisatı için de İstanbul Belediyesi Makine, Elektrik ve Sanayi İşleri Müdürlüklerinden eksiltmeden üç gün evveline kadar müracaatla alınacak fenni ehliyet kâğıtlarile birlikte ihale günü saat 14,30 da Daimi komisyonda bulunmaları lâzımdır. (66211
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Belediye müstahdemleri için yaptırılacak (752) çift postalın teslim müddetinin uzatılması suretlle yeniden açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (13536) liradır.
3 — Teminatı (1015ı lira (20i kuruştur.
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 __ Şartname ve numunesi her gün Belediye Tutanak
Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 14/8/950 çarşamba günü saat 16 da Belediye'-de toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — Bu işe girmek isteyeni erin bunu yapabileceklerine dair Ticaret ve Sanayi odasından belge alarak ibraz etmeleri mecburidir.
8 — İsteklilerin belli gün ve saatle Belediye komisyonuna baş vurmaları. (7019'

kurşun gibi iniverdi. «Ayol, ı zatıma atmağa kalkıyor, sen deh misin? Benim res- «Berim haberim olmadan mim sizin dükkânınızda ne (resm’mi yaptın da makina-ntn irine soktun ha?» dememle beraber elindeki kutu vu kaçtığım gibi vere çarp tim, camları parça parça oldu. Ondan sonra suratına bir şamar, bir de tükürük attım. Derken efendim...
arıyormuş? Ben tiyatro o-yuncusu muyum ki çarşılarda. pazarlarda resimlerim satılsın? Ben bu vasa kadar kimsenin karsısına geçip de resmimi yaptırmadım.» dedim. Oğlan elindeki makina-lı resim kutusunu göstererek; «Biraz evvel senin haberin olmadan resmini ben çektim, hanım teyze. İşte bu kutunun içinde duruyor. Yarın dükkâna bir lira getir de resimlerini al» demesin mi? Aman Yarabbi! Bu lâkırdıyı duyunca dünyalar başıma zindan oldu. Ben; «Aman, günah işlemiyeyim de yarın ahrette Cenneti âlâya gideyim» diye uğraşırken su kâfir oğlu kâfirin ettiği halta bak, Resmi çekip de beni cehennemin katran ka-
Mübaşir seslendi, hanım teyze davacıyı van gözle süzerek salona girdi.
Ce. Re.
Göz Miite.hasstsr
Jr.Cemil Görür
Cağaiofclu Nuruostnaniye caddesi Alay Apartuuanı Pazardan oaşka neı «ün. saat 14 ten 18 e kadar Telefon: Z9058
BİR SEVGİLİ UĞRUNA
Aşk ve macera romanı
Yazan; Carter Dickson Tercüme eden: Vâ - Nû
- Tefrika No. RS_
«Biz yine sadede dönüp Belle Sulllvaa'ı anlatalım: Genç kadın. kumların üstüne atlar atlamaz, Toni, ne yapacağını Dilemedi. Acaba yeni bir cinayet mi işlemeliydi? Atölyenin, alaça karanlığı İçinde, küçük kadının kendisini görmediğine aşa£ı yukarı emindi, öyleyse, dahî sonradan da görmüş, teşhis c-tmiş Olamazdı. Üstelik, kadın, bayılmışa benziyordu. Doktor, kararını süratle verdi:
«Kadım, baygın bir halde dışarı çekip kendi otomobiline yükledi, atölyeye götürdü. Vak-tiyle. mesut aşk saatleri sıralarında, yukarı kalın analılarını almıştı. Buradan İstifade edecekti. Hiç değilse, burada, küçük kadmm faydalanabileceği bir de yalak vardı, Kurcası, kadını hapsetti. Bunun
manasızlık, yahut ihtiyatsızlık olduğunda fazla ısrar etmeyin, adamcağız, bunca heyecanlı durumlardan sonra muvazenesini kaybetmişti; ne yaptığını bilemiyordu.
«Talihi varmış kİ, Belle'i, ertesi günü, kilitli olduğu yerden çıkarabildik. Fakat, ertesi akşam, babası, Belle Sulllvan'ı kendi evlerine getirdiği zaman, delikanlının heyecanını tasavvur ediniz. Genç doktor, ne yapacağını bilememişti. Cinayetin teferrüatı üzerinde düşüne taşına, Korsanlar Mağarasındaki İkinci koganj da bulup yok etmek fikrine kapıldı. Lâkin, bütün hareketlerini bir korku kaplamıştı. Vicdan azapları içinde yanıyor, tutuşuyordu. Cesetlerin ve tabancanın keşfe-dlllşi, korkularını arttırıyordu.
Mağaraya girerken, tünelin içinde bazı İzler bırakmış olmak ihtimaliyle çok sarsılıyordu.
«Pazartesi akşamı plânını tatbik edemedi. Çünkü Belle Sullt-van uyumak bitmemişti. Ancak geç saatte, ilâçlar tesir edince, kadın uyudu. Fakat ihtiyar u-yanık otumakta İdi. Babasının, yatağında dönüp durduğunu, duvarın öte tarafından İşitiyordu. Ancak salı günü, yani istintaktan bir gün evvel, mağaraya giderek plânını tatbik etmeğe karar verdi.
«Yanma, gelişi güzel bir tabanca aldı. Harb başlayandan beri, silâh tedarikinde kimse güçlük çekmiyor. Acaba, projelerine mâni olacak biri, yoluna çıkmış mıydı? Ve böyle bir ihtimalin mevcut olduğunu, genç doktor aklından geçirmiş miydi? Artık, o kadarını bilmiyorum.
Molly sordu:
— Yoksa, doktor Tom. öz babasını da öldürmek raddelerine mi gelmişti?
sır Stanley iki genci ürkütecek kahkahaldar attı.
— Yok efendim, elbette, ha-
yır... — dedi. — Esasen, mağaradaki adamın, kendi babası olduğunu nereden bilebilirdi? Babası oğlunu nasıl teşhis edemc-diyse, ağlu da babasını öylece teşhis edememişti, özür dilerim, bunlar, en iyi ailelerde olup biten hâdiselerdir. Tom’un nazarında, babası .artık elma ağacının altında istirahat etmekten gayri hiç bir işe yamayan bir ihtiyardı.
«Mağaranın karanlığında bir tek mumun titrek ışığı altında meçhul şalisi öne doğru eğilmiş vaziyette, iki alinde birer mayo, güç belâ farkedeblimiştl, Belki de, yol üzerinde bir arabanın durduğunu görmüş, mağarada meçhul biriyle karşılaşacağını zannetmiştir. Herhalde arabanın kime alt olduğunu farkede-mediğl muhakkaktır.
— E. peki bunun üzerine?
— Bunun üzerine genç dok-tok soğukkanlılığını kaybederek hasmına gelişi güzel ateş etmiş ve onun, ay ışığlyle aydınlanan mağaranın ağamda yere eğildiğini görmüş.
S. M. vakar İçinde^ mevzuu biraz değiştirdi:
— Şimdi de. eğer müsaade e-derseniz biraz benden bahsedelim
Yakmağı unuttuğu purosunu parmaklan arasında çeviriyordu.
Şömineden, bir ucu meşale gibi yanan ince bir odun aldım: purosunu ateşlemesi İçin misafirimize yaklaştırdım. Fakat o. bu hareketime birdenbire hiddetlendi. öyle bir hiddet kİ sahici midir .şakacı mıdır, anlıya-madım. Yatıştırmak İçin Molly' nln araya girmesi İcap etti.
Nihayet. S. M. biraz sükûn bularak devam etti:
— Balı günü, mücevherlerin fildişi çekmede bulunduğunu görünce, pek müşkül bir durumda kalmıştım, biliyorsunuz, -dedi. - İşte o an. kendi kendtnı-den şüpheye düştüm. Fakat, bu İnkisarım uzun sürmedi. Evvelce de anlattığım gibi, bir müddet sonra vaziyeti kendi kendime İzah edebildim. Mücevherleri yerine koyabilecek durumda ancak doktor Tom bulunduğuna göre, bu hal onun aleyhine bir delildi. Aynı akşam, bütün tereddütlerim ortadan kalktı.
Bahçıvan Johnson'un yanına, o-nun mahkum olduğu para cezasını vermek İçin gittiğim zaman — ki, zavallı adama iyiliğin ancak bu kadarını yapabilmiştim. ___ çimleri bastırmağa
mahsus bahçıvan merdanesinin kaybolduğunu onun ağzından öğrendim. Şimdi artık, kendi kendime karşı emniyetim yerine gelmiş bulunuyordu. Fakat yine de bir çıkmazdaydım. Zira bit* tarafta hakikati behemahal öğrenmek İstiyen doktor Luke var. O da, tanıdığım İnsanların en namuslularından.., Halbuki, diğer cihetten kendi oğlu kaa-tlldir. Doktor Luke, bu evlâttan gurur duyan bir adam. Oğlunun bahsi geçince, göğsü öyle kabarıyor ki, yeleğinin düğmeleri bırthyaeak.
«Bu gibi sempati mülâhaza! a-rlyle adalet firklnin bende kuvvetini kaybedeceğini zannetmeyiniz. Sempatileri ben hiçe sayarım. Fakat düşündüm kl, bir balıkçı gemisine azıcık para versem de. uçurmun dibindeki o netameli merdaneyi oradan kaldırsa fena olmıyacak. Tabi-atlyle balıkçılar, ömrümün so-,
nuna kadar bana şantaj yapacaklardı ama vız gelir, ihtiyar doktor bu İşle öyle uğraşıyordu kl, muammayı halledecekti, belli. Maalesef, aldanmışım. Bir gece yarısı bana telefon etti. En kötüsü, sizin ikinizin otomobille gldişinlzdl. Ancak, sabaha karşı üçe doğru dönecektiniz.
Molly. gülümsedi.
Ben dedim kl:
— Üstad! Aylardanbert şu Molly'clğe diyordum kl, çok muhafazakâr olan annesi He babasını geceleyin eksin de, ben serseri ile şöyle bir gezinti yapsın. Bu emelimde nasıl muvaffak oldum biliyor musunuz?
Molly. İtiraz etti:
— Gevezeliği bırak, sus Allahını seversenl
— Belle Sulllvan sayesinde muvaffak oldum. — diye devam ettim. — o felsefeler kumkuması kadın Belle Sulllvan, Molly'yi benim hesabıma kandırdı. Belle* in yeni bir âşığı varmış diye duydum, pek memnun oldum. Mesut olsuıı! Ben kendi bahtiyarlığımı ona medyunum.
Molly. sakin bir tebessümle;
(Devamı 7 nui sahifede)
AKSAM
^ntılfe 7
AVRUPADAN YENİ GELEN
Düz ve görülmemiş desenli Emprime Fransız ketenleri — İpekli emprimeler — Robluk pardesulük yünlüler — Oofre, Tobralko ve Kretonların en modem ve en güzel çeşitlerini pek ucuz fiyatlarla
Ancak A S T A Ş ’ ta Bulabilirsiniz. Görüp inanacaksınız. A S T A Ş Alım Satım T. A. Şt. Telefon ; 23482. Sultan Hamam, Yeni Cami Caddesi No. 29. İstanbul.
M.S. B. İst. Sa. Al. Ko. Baş. 1 Numaralı Komisyon İlânları
11 Aşağıda cLns ve miktarı yazılı iki parti halindeki sebze hizalarında bildirden gün ve saatte açık eksiltme he Harbiye M. S. B. 1. No. 8at. Al. Ko, da ihale edilecektir
2) İşbu partinin tamamı bJr İstekliye ihale edilebileceği gibi her parti ayn ayrı iki istekliye de verilebilir
3) Muhammen tutarı ve geçici teminatı yazılı olan işbu sebzelerin şartnamesi her gün
komisyonda görülür. Tutan O. Teminatı İhale günü Saati
Taze kabak Semizotu
I ci parti 6368 Kg, 6388 Kg. 1878.56 Ll. 141 Li. 9/6/1950 11
n ■ » 13728 » 13728 » 4049,76 > 304 > * 11
Toplamı 20096 Kg. 20096 Kg. 5928.32 Lr, 445 Lr.
(6758 — ! 2348 ı
*
1) Aşağıda cins ve m Iklan yazıl ı iki parti sebze hizalarında yazılı gün vç saatte Harbiye
M s. B. 1. No. St. Al. Ko, da açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2) İşbu iki partinin tamamı bir istekliye ihale edilebileceği gibi her parti ayn ayn İki İstekliye de verilebilir.
yazılı olan sebzelerin şartnamesi her gün ko-
Tutan G. Teminata İhale günü Saati
3) Muhammen tutar ve geçici teminatı misyonda görülür.
Taze kabak Semizotu
I ci parti 1036 Kg. 1936 Kg.
H » ■ 720 » 720 >
571.12 Lr. 42.85 Lr. 9/6/1950 11.30
212.40 > 15.95 » * 1130
Toplamı 2656 Kg.
2 kişilik spor, tenteli, gayet zarif »e ekonomik
ROViN Otomobilleri
Yeni bir parti daha geldi.
4 litre ile 100 kilometre
TEDiYATTA KOLAYLIK
Adres: Y. Bcnyeş re Oğullan Kol. Şti.
Arsİan Han kat 3 No. 2 - 3. Tel: 43268
Teşhir yeri: Altıncı Daire. Meşrutiyet Cad. 188.

Devlet Hava Yolları Genel
Müdürl öğünden:
İstanbul — Ankara — Beyrut — Kahire hattı 28/5/1950 pazartesi gününden itibaren İşletmeye açılacaktır.
Bu hat seferini yapacak uçaklar her hafta pazartesi günleri saat 10.25 de İstanbul’dan Ankara, Beyrut yollle Kahl-re’ye gidecek, sah günleri Kahire’ den mahalli saatla saat 8.00 de kalkarak aynı yoldan İstanbul'a döneceklerdir.
İdare yur d dışı hatlarda bir çok yenilikler ve kolaylıklar yapmaktadır. Daha fazla bilgi İçin Bilet Satış Büroları İle Acentalar sayın yolcuların emrindedir. (6886)
İstanbul ve Beyoğlu Askerlik dairelerinden
1 — 950 senesi yedek subay ve yedek askeri memur yoklamaları 1 Haziran 950 den 31 Temmuz 950 ye kadar devam edecektir.
2 — Yukarıdaki iki ay içinde yoklamasını yapturnıyanlar 250 lir* üe cezalandırılacaklar.
3 — Yoklamaya gelenler, sivil ve askeri hizmetleri esnasındaki işini ve ihtisaslarını, değiştirdiler İse ikametgâhlarını şubeye bildireceklerdir.
4 — Yoklamasını bizzat yaptımıyanlar taahhütlü mektupla üçüncü maddedeki hususları bildirmelidirler.
5 — Yurt dışında bulunanlar Türkiye Cumhuriyeti temsilcilerine müracaatlar) Hân olunur. (7004 — 2387)
(Baştanfı 6 net sahifedc)
— Ne saçma! — dedi. — Bin doktor Luke’den fikir danıştım. Maceraya atılmamın münasip olacağını söyledi, ben de tereddüt etmedim. Babam çok geri kafalıdır. Fakat .Bell e in dediği gibi vız gelir. Eğer doktor Lake olmasaydı...
8 M. dedi M:
— Bu işin bir lacla olduğunu size evvelce de söylemiştim. Tam mânasiyle facia... Fakat Tmn kirlemesine ateş edince, bereket versin babasını vuramadı. siz otomobili alıp gittiğiniz için, benim de doktorun yanına gitmem kolay İş değildi. Bununla beraber doktorun, beni nereye götürmek niyetinde olduğunu biliyordum. Korsanlar Mağarası İki firarinin barınabileceği en mükemmel bir sığınaktı. Uçurmun yanında o gün uğradığı âklbetten sonra benim motorlu koltuk artık kullanılamaz bir hale gelmişti, biliyorsunuz! o şartlar altında ne yapabilirdim? Başvuracak bir tek çarem kalmıştı, doktorun randevu verdiği mahalle yürüye yilruye gitmek Baş parmağı-
mın sakat olmasına rağmen yürüdüm. Bu müddet zarfında neler olup bittiğini size anlatmağa ihtiyaç yok. Tom. babasından biraz evvel evden çıkmıştı. Babası da onun bindiği arabayı farketmekzizln geçmiş. MAbadl-nl biliyorsunuz. Ben, mağaraya vardığım zaman, Tom’un mağara methalinde dertten delirmiş bir halde oturduğunu gördüm. Babasını tanımıştı. Onu öldürdüğünü zannediyordu. Babasının ölmediğini, ancak bayılmış olduğunu ispat için son derece müşkülât çektim. İhtiyar doktor, içtiği uyku ilâçlarının tesiri altındaydı. Yarası beresi yoktu.
(8onra pek fazla bir şey konuşmadık. Zira, genç doktor benim hakikati anladığıma kanaat getirmiş olacaktı. Babasını arabaya nakletmek İçin benden yardım İstedi. Fazla bir şey sormadı. O gece, onun evden çıktığına dair hiç kimse bir şey bilmiyordu.
Molly. dedi kİ:
— Bununla beraber delilleri yok etmek için uyanık davranmış.
V HUSUSİDE BİNEK ARABASI olarak kullanılmış Orijinal Karoserll Ve İyi vaziyette bir Kaptı kaçtı Jeep arabası satılıktır. Görmek için Tophanede İstanbul Garaj ma müracaat edilebilir.
Doğan Sigorta A. Ş. Karaköy Palas Tel: ,44718
Üsküdar Sulh Hukuk Yargıçlığından. 950/4 İ. Ş.
Suphi, Şahabettin, Burhanet-tln'in şayi hissedarı bulunduktan Üskûdarda İhsaniye mahallesi eski Sultaniye sokağında mükerrer 27 kapı sayılı arsanın satılıp bedelinin paylaştırılması kesinleşen mahkeme İlâmı iktizasından olup sözü geçen arsa açık arttırmaya çıkarılmıştır.
Muhammen kıymeti: 770 (yedi yüz yetmiş liradır. Arsanın yüz ölçümü 85.59 M. 2 olup köşe başında* ve eb’adının bina yapısına elverişli bulunduğu raporda zikredilmiştir. 1 inci açık arttırması 20.6.950 Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar yapılacaktır. Kıymetinin % 75 ini bulduğu takdirde o gün kati ihalesi icra edilecektir. Bulmadığı surette en çok arttıran m taahhüdü baki kalarak 2 nci açık arttırması 1.7.950 C. ertesi saat 10 dan 12 ye kadar yapılarak o gün en çok arttırana ihale edilecektir. îpotek sahibi alacaklıların evrakı müsblteieriyle bir-elkte 15 gün İçinde müracaatla bildirmeleri lâzımdır Müterakim vergiler hisselilere, dellâliye resmi ve tâviz bedeli, ihale pulu, tapu harcı müşterilere aittir. Satış peşin para ile tapu kaydı mucibince ve icra İflâs kanunu hükümlerine göre yapılacaktır. İsteklilerin yazılı gün ve saatte % 7,5 nispetindeki pey akçeleriy le birlikte Üsküdar Sulh Hukuk mahkemesinde hazır bulunmaları İlân olunur. (102031
S. M. o noktayı da İzah etti:
— Doğrusu aranırsa, o vazifeyi ben üzerime aldım. Bütün delilleri suya fırlattım. Sonra doktoru evine götürdüm. İhtiyar doktor, ertesi sabah uyandığı vakit İddialarını İspat edecek hiçbir delile sahip bulunmuyordu. Hissiyatıma kapılıp bu işi yaptığımdan dolayı kendi kendimi tebrik ettim. Bu hikâye de böylece biter.
Uzun bir sükût oldu. Bu arada Molly ile ben, sual sorar gibi birbiriniİ2e baktık.
Molly, söze başladı:
— Şüphesiz, biliyorsunuz kİ...
Süratle Ltave ettim:
— Biliyorsunuz kİ. doktor Luke öldü.
3. M. öksürdü ve tereddüt gösterdi:
— Evet, Hikâyenin nihayetini önceden tasavvur ettiğimi İddia edecek değilim.
Molly, devam etti:
— Doktor, ahbaplarına misafir gitmişti. Orada kalması l-çin hiçbir sebep yoktu. Onu hiç kimse buna mecbur etmiyordu
Sır Stanley’ln göllerine bak-
2656 Kg. 783.52 Lr. 58.80
(6756 — 2349)

1) Kapalı zarfla aşağıda cins ve miktarı, tutap. geçici teminatı yazflı 3 kalem süt ve yoğurt 5/6/1950 günü saat 16 da 1 No. lı komisyonda ihale edilecektir.
2) Bu üç kalem süt ve yoğurt ayn ayrı isteklilere ihale edilebileceği 'gibi bir istekliye de ihale edilir.
3) İsteklilerin İstanbul Harbiyede 1 No. lı satmalına Kom. da şartanmelerini görebilirler. Teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona tevdi edllmesL
Cinsi Süt Cinsi Yoğurt Tutan Geçici teminatı
Lira Lira
8000 Kg. 8000 Kg. 11760 882
6500 . 6500 > 9555 717
4500 f 4500 ■ 6615 497
19000 > 19000 » 27930 ★ 2096 Toplamı (2300 — 6507)
1) 3000 kilo sığır eti Harbiye M. S. B. 1. No St. Al. Ko. da
29/5/1950 günü saat 11.30 da pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 3750 lira olup kesin teminatı 565 liradır. Şartnamesi komisyonda görülür, (2389 — 6995)

1) 25000 Idlo sap saman Harbiye M. S. B. 1. No. St. Al. Ko, da 31/5/1950 günü saat 15 de pazarlıkla salın alınacaktır
2) Muhammen tutan 1500 Hra kesin teminatı 225 Hradır, şartnamesi her gün komisyonda görülür. (7103 — 2411)
*
1 — Pazarlıkla 75 ton buğdaydan bulgur imal ettirilecektir. Tahmin edilen bedeli 4875 lira kesin teminat) 732 liradır.
2 — Pazarlığı 2 Haziran 950 günü saat 11.30 da Harbiye M. S. B. İst. 1. No, Sat. Al, Kom, da yapılacaktır, istekliler Fabrikalarının durumlarının müsait olup olmadtklanrıı pazarlık gününden en az 2 gün evvel îst. Lv. Â. Muayene heyetinden alacakları muvafık rapora üe pazarlığa iştirak edeceklerdir. şartnamesi her gün komisyonda görülür.
(7102 — 2412)
£ İSTANBUL
S E R G i S i
İstanbul Sergisi sahasında Sergi İdaresi tarafından yapılmakta olan büyük çarşıdaki hazır küçük pavlyonlan kiralanmaya başlamıştır.
Gerek bu çarşıda gerek diğer sahalarda yer almak tsü-yenicrin her gün saat ondan on yediye kadar Bahçekapıda Dördüncü Vakıf Hanın üçüncü katında otuz altı numarada Sergi Bürosuna müracaatları rica olunur. (7069)
mak kuvvetini kendimde bulamadım.
Dedim kl:
— Tom, babasının ölümünden bir hafta sonra orduya girdi. Akıbetinden hiç haberimiz yok. şimdi Libya çöllerindedir.
3. M. başını sallayıp doğrulttu:
— Hayır, oğlum, Libyada değil. Gazetede okudum, doktor Tom, büyük bir askeri yararlık gösterdikten sonra öldüğü için tabutuna Victorya nişanı asmışlar. Evet, delikanlı kaatUdl ama cesurdu. Aslında babası gibi İyi bir adamdı.
Kısa bir sükûttan sonra Molly:
— Kocam gelecek ay gidecek, — dedi.
— Ya?.. Hangi sınıftan?
— Sahra topuçusu. stadl. Ben öyle sinmiş, pusuya yatmış muharebelerden hoşlanmıyorum. Molly’nln de daktilosu mükemmeldir. O da bu hüneriyle orduya yardım edecek.
Molly .cevap verdi!
— Evet. İkimiz de meçhul bir istikamete doğru buradan ayrılıyoruz. Siz, ne niyettesiniz,
Sir Stanley?
S. M. purosunu şömineye fırlatıl; ellerini göbeğinde kavuşturdu. istihfafta yüzünü buruşturarak:
— Ben mİ? — dedi. — Ben de Lordlar Kamarasına...
Tekrar aynı teraneyi tutturdu:
— Taun ton Tlcklebury, Tweed Tadder Sall...
_ O takdirde dediklerimi kabul buyurunuz.
S, M. haykırdı:
— Benimle alay mı ediyorsunuz? Ben senelerdenberi onlarla mücadele ediyorum. Halbuki onlar, beni aralarına almış bulunuyorlar. Üstelik bir de tebrik ediyorsunuz. Benimle alay mı ediyorsunuz?
— Müsaade eder misiniz, demin den beri saydığınız bu garip İsimler, nedir, sorabilir miyim?
Sir Stanley, yine hiddetlendi:
— Halâ aıı Uyamadınız demek? Kendime bir asalet unvanı arıyorum. Hangisi münasip? Tlcklebury hakkında fikriniz ne?
Molly, tekrarladı:
— Lort Tlcklebury mİ oluyor-
Bir erkek = A ! New York’a Çelmişiz. Ne rahat ve mükemmel
* Hakikaten yolcular Atloniiğl diğer havayollarından
fazla Fan Amerikan uçoklariyle geçmeği ferclh ediyorlar. Çünkü, Pan Amerikan aşağıdaki üstünlükleri sağlar:
• Lök* COHSTtUATlON tipi Pan Amerİkon uçakları, yolcuları İstanbul'dan Londra'ya ulaştırır,
• Londra'dan çift-katlı Clipper Dev uçaklarına aynı biletle aktarma edebilirsiniz. Ancak kupüyü gibi rahat yatağınız için bir fark ödeniniz.
• Şunun do unutulmaması lâzımdır kî, Pon Amerikan uçakları lo seyahat ettiğiniz takdirde^ dünyanın en tecrübeli hava hattından faydalanmış olursunuz. Malûmat almak için seyahat ocentamza yahut ta Pan Amerikan Havayolları Bürosuna müracaat ediniz.
İSTANBUL GvlafoMirvy Yfvl Çor»., 20
l.tofon : 41219 - 40522 P. İt. 2074 4NCAHA Ani»,a Pota Of»II, T.L I3MI
/7fV Anı E Uf CAN lfomi) AfffHAYS
DÜNYANIN EN TECRÜBELİ HAVAYOLLARI
İLAN
M.S.B. Kara Kuvveteri Komutanlığından
1 — 1950 - 1951 Öğrenim yılı İçin aşağıda İsimleri ve bulundukları yerler yazılı otan As. Okullara öğrenci alınmasına 25 Mayıs 950 den İtibaren başlanacaktır. Bu müracaatlara As. Liselerle Mtızika meslek ve Gd. Erb. Hz). Orta okulları için 15 Eylûl’de, As, Orta okul İçin 1 Eylülde ve Musiki Gd Erb. Hzl. Orta okulu İçin de 20 Ağustos 950 de son verilecektir.
2 — Okulların muhtelif sınıflarını (Musiki Gd. Erb. Hz). Orta okulun yalnız 1. sınıfına) Milli Eğitim Bakanlığı Lise ve orta okullarına denk sınıflardan diplomalı veya tastık nameli öğrenci alınacaktır.
3 — Alınacakların Türk vatandaşı olmaarı, yapılacak muayenede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şartlarını taşımaları lâzımdır.
4 _ öğrenimi bırakanlar, bulundukları sınıfların imtihanlarında başarı gösteremiyenler okullara alınmayacaktır. (Gd. Hzl. Orta okullarına İki yıl Öğrenimi bırakanlar alınabilir) Yaşlarını tashih ettirenlerin tashihden evvelki yaştan esas tutulur. Bütünlemeye kalanlar kendi okullarında bu imtihanları başarı ile verdikleri takdirde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alınmazlar.
5 — Bu şartları taşıyan istekliler bulundukları yerlerin As. ş. lerine ve aynı zamanda girecekleri okulların müdürlüklerine birer dHekçe ile baş vuracaklar ve okula gönderecekleri dilekçelerine nüfus kâğıdı örneklerde 3 adet vesika fotoğrafı ekllyeceklerdir.
Okulların bulundukları yerlerde istekliler doğruca okul müdürlüklerine müracaat ederler. (6606ı
Okullar:
İstanbul’da: Kuleli ve Maltepe As. liseleri.
Bursa’da: Bursa As. lisesi.
Konya’da: As. orta okul
Ankara’da: Muzika Meslek Ve Musiki Gd. ErD. Hzı. orta okulu.
Merzifon’da: I ve EL Gd. Erb. Hzl. Orta okulları.
İstanbul sular idaresinden
Kandilli ve Üsküdardan Büyükadaya su taşınmak üzere 600 - 1006 ton su alabilecek bir sarnıç gemisi dört ay müddetle kiralanacaktır. Ellerinde bu evsafta gemi bulunanların 31/5/950 çarşamba günü saat on bire kadar tekliflerini İdaremiz muamelât şefliğine vermeleri ilân olunur. 16987)
Not: Gereken izahat idaremiz Baş müfettişliğinden alınabilir.
sunuz? Yok sakın hal
— Vallahi ben de pek beğenmiyorum. — diye S. M. tasdik etti. — Fakat, Allah için yardım edin de başka bir isim bulalım. Anlaşılıyor, ol ansıyacağım. İyisi mi. bana bir şamdan verin, gidip uyuyayım.
Kendisine bir bakır şamdan uzattım; yüzüne ışık çarptı. İhtiyarın garip bir heyecana yakalandığını gördük. Parmağını salladı; âdeta tehdit eder gibi bir hail vardı:
— Fakat göreceksiniz. Hele bekleyin, bekleyin!.. Ben de kendi memleketime faydalı olmanın yolunu bulacağım.
Sonra, etrafını çeviren her şeye şüpheli şüpheli baktı; ve sırtını çevirdi. Ağır adımlarla öksüre öksüre dehlizlere dalışını seyrettik —SON —
Lokman Hekirs
(Dr HAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanyolu No. 1(14 Muayene saatleri Paraı hariç heı sun J.5 • 6
Tel: 23.19H
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri nususl şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra, tapu »e □Öter Uânian gibi reanu ilânlar eskldeD olduğu gibi doğrudan doğruya (AKŞAM> idaresi tarafından kabul edilmektedir
SATILIK
ÇOK GÜZEL ARSALAR
Kadıköy Acıbadem Otobüs durağında havadar, denize hâkim birer dö-
nümlük müfrez arsalar Kadıköy tera dairesinden 31 Mayıs günü saat 10 İta 12 müzayede ile satılacaktır. Fırsattan istifade etmek Jstlyenlcr Dosya 950/ 86 dan tafsilât alabilirler.
EaBKRn&SBMKH.-.' "W l(»ru« ccKim» şnkinı Ahmel Altkoyunltı laksın* lumtınan» Palas Irlrlnn 4S«’(

28 Mayıs 1950
AKSAM
Türkiye - Iran millî maçı bugün yapılıyor
Spor bayramına ait resimler
İstanbul-Tahran temsilî maçı da perşembe günü oynanacak
Sunderland takımına karsı oynamış olan genç Milli takım kadromuz
Futbol federasyonunun hazırladığı 1950 yılı faaliyet programının maçı bugün İnönü stadında İran - Türk milli futbol takımları arasında yapılacaktır. İki federasyon arasındaki anlaşma gereğince 1 Haziran çarşamba günü de yine İnönü stadında Tahran - İstanbul tenulii maçı oynanacaktır. Bu karşılaşmalara katılacak dost İranın futbolcuları üç gundenberi aramızda misafir bulunmaktadır. Bu maçlar aynı zamanda, evvelce Türk futbolcularının Tahrana yaptıkları .seyahatte oynadıkları maçların bir revanşı mahiyetinde olduğundan ayn bir e-hernmiyet taşımaktadır.
Evvelce Tahran seyahatine İştirak etmiş olanlardan Tahranda yapılan maçlarda İranlI futbolcuların vasat bir futbol oynadıktan halde süratlerinin mükemmel olduğu, işteşlerinin iyi bulunduğu fakat bu arada biraz fazla sertliğe kaçtıklarını öğrenmiştik. İranın spor işlerinde geniş mikyasta bir kalkınma yaptığını memnuniyetle haber alıyoruz. Aradan bu kadar zaman geçtiğine göre İran I: sporcuların, futbol bilgilerinin gelişip gelişmediğini bu maçlarda anlamış olacağız. Çünkü güreş sporunda çok kısa bir mazisi olan dost İninin şehrimizde vapılan Avrupa şampiyonasında ne kadar muvaffak olduğuna yakinen şahit olmuştuk. Futbolda da bu hamle yapıldığı takdirde bugün futbolcularımızın karşılarında çetin bir raltip bulacakları muhakkaktır,
Diğer taraftan Millî takımımızın bu maça pek hazırlıklı çıkacağı iddia edilemez. Filvaki çocukların hemen hepsi Milli küme ve son Sunderland maçları dulayıallc mütemadi bir faaliyet içindedir anıma
beraberlik ve anlaşma bakımından vaziyetleri pek parlak değildir. Bu arada futbolcularımızın Milli küme maçları esnasında fazla maçtan mütevellit bezginliklerinden uzun boylu şikâyet edildiğini de henüz unutmadık. Bu bakımdan bugün Ayyıldızlı formayı sırtlarına giydireceğimiz çacuklurı daha fazla yekdiğerine alışmış elemanlardan seçersek her halde lehimize olur. Hem bu arada Beşiktaş takımının da Ameri kada bulunması doiayısl-le milli takımın Beşiktaşlı elemanlardan da mahrum bulunduğunu hesaba katmak gerektir.
Bu maça fazla hazırlık yapılmadığı meydanda olduğundan tedersayonumuzda nasıl olsa yeneriz zihniyetinin hâkim bulunduğu kanaati uyanmakladır. Fakat federasyondaki idarecilerin futbol işlerinden pek iyi anir yan kimseler olduğuna 1 şüphemiz bulunmadığından el-1 bel onların da bir bildiği vardır demekten başka bir çare bulamıyorua. Belki futbolcularımızın son milli küme ve İngiliz maçları dolayısile mütemadiyen futbol oynamış bulunmaları federasyon idarecilerini bunları fazla bir çalıştırmaya tâbi tutmaktan alıkoymuştur. Fakat ne de olsa bu sporda rakibi mühimsememenin bazan tamiri gayri kabil neticeler doğurduğunu unutmamalıyız.
Geçen senekl Suriye maçın-danberl milli maça hasret kalan meraklılara bu karşılaşma güzel bir fırsat olduğundan zevkli ve o nispette heyecanlı bLr maç seyredeceğimiz muhakkaktır. Maçın neticesi halikındaki tahminimiz ise tabiati-le bizimkilerin lehindedir.
yazan: ŞAZI TEZCAN
Haftanın dedikodunu
Sunderlandlı idareciler ve Shackleton Türk futbol ü hakkında ne diyorlar?

Geçen haftanın şehrimizdeki en büyük dedikodusu, meşhur İngiliz profesyonel Sunderland futbol takımının Galatasaray ve Fenerbahçe İle yaptığı maçlardır.
Bu İngiliz takımı arasında milli takımlarının en güzide e-lemalnanndan kaleci Mapson ve soliç Shckleton da bulununca oyunlarının seyrine doyum olmuyor.
Shackleton'un Galatasaray maçındaki oyunu şaheserdi. Sunderland’ın yaptığı dört maçtan sonra bir tesadüf eseri görüştüğüm Shackleton aynen şunları söylemiştir:
(Bu mevsim gerek lig ve gerek kupa maçlarında, Galatasaray karşılaşmasında duyduğum heyecanı katiyen duymadım. Bir aralık bizde çok üstün ve enerjik oynıyan ve galibiyeti hak eden rakibimizin oyunu beni coşturdu Ben dc onlardan aşağı olmadığımı İspat i-çln İngilterede oynadığım gibi oynadım. Artık sizi tatmin edebildim nıi onu siz düşünün.»
İşte tngllterenln en meşhur futbolcülerinden birinin Galatasaray maçı, hakkmdakl düşüncesi. Sunderland futbolcu ve idarecilerine «Bir İngiliz profesyonel lakımı gibi oynadı» dedirten Galatasaray takımı 1-çin ne yazılsa ve onlar ne kadar tebrik edilse azdır.
Bu arada İngiliz takı mile şehrimize gelen lngll terenin. tanınmış gazetecilerinden Sunder-
land Daily Echo’nun spor münekkidi J. Anderson dört maçtan sonra şunları söylemiştir:
cGalalasarayı İngilterede bekliyor ve şjze söz veriyorum. Sunderland — Galatasaray maçına en aşağı 40 bin seyirci toplanmasını gazetemde neşriyat yaparak temin edeceğim. Yalnız GalatasaraylIlarla birlikte o maçı bir İngiliz gibi idare eden hakemi de İngilterede görmekten zevk duyacağız • demiştir.
Kafile başkanı E. W. Detch-bum ise: Türkiyede böyle bir futbol ve Galatasaray gibi bir takım bulacağını hiç bir zaman ümit etmediğini, Galatosarayı İngilterede görmek istediğini, Naci. Muzaffer, Gündüz ve Lef-terin kendi takımı da dahil olmak üzere bütiin İngiliz profesyonel takımlarında yer alabileceğini; yalnız gerek futbolcü-lerimizin, gerek muhtelit maçı He Fenerbahçe karşılaşmasındaki hakemlerin futbol kaidelerini katiyen bilmediklerini ve futbol kaideleri bilinmedikçe de futbolün oynananııyacağını sözlerine İlâve etmiştir.
Sunderland takımının mene-cerl de:
(Bu mevsim içinde yaptığımız gerek lig ve gerek kupa maçlarında galip gelelim, mağlûp olalım hiçbir takımdan üç gol yemedik. Bize bu mevsim en çok golü GalatasaraylIlar attılar. Böyle bir rekora malik olan kuvvetli rakiplerimizi bilhassa tebrik ederlm.n demiştir,
Halûk $AN
Dün İnönü stadında yapılan gösterilerden bir kaç enstantane
İran - Türkiye maçını Mısırlı hakem idare edecek
Bugün ve çarşamba günii İran futbolcuları ile yapılacak millî ve temsili maçları Mısır federasyonuna mensup Mehmet Es-Selt idare edecektir Mehmet Es Seit evvelki sene Atinada yapılan Akdeniz kupası maçlarında Türkiye - Yunanistan karşılaşmasını idare etmiş ve bizim idareciler kendisinin maç İdaresini beğenmişlerdir.
Iran maçları radvo ile yayınlanacak
İnönü stadında bugün yapılacak olan İran - Türk mili maçı ile çarşamba günkü Tahran - İstanbul temsili maçının İstanbul radyosu tarafından studdan naklen yayınlanması hususu Beden Terbiyesi İstanbul müdürlüğü tarafından alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Maça saat 17 de başlanacak ve radyo o sattın itibaren neşriyata başlayacaktır.
Ordu boks takımımız Nice’e gidiyor
3 Haziranda Nlçe’de yapılacak olan Dünya Ordulararası boks şampiyonasına iştirak edecek olan Ordu boks takımımız'önümüzdeki Perşembe günü Frân-saya hareket edecektir
Bundan evvel İtalyada başarı kazanmış olan Ordu takımımız Nicede dnrt siklet üzerinde müsabakalara iştirak edecektir. Ordu takırtımız 54 kiloda Halil Ergönül, 58 kiloda Adnan İnan, G2 kiloda Semih Kızılırmak, ve 80 kiloda Suphi Okuı'oan nıû-
(eşekltlldir.
1

Comments (0)