AKŞAM
Her gün 8 sahife
SALI 29 Haziran 1948
Akşam Matbaası
Yunanistan’da
Bugünkü geniş kadro küçültülecek
partisi ve
Yağmur yüzünden harekât yavaşladı
partisi v( gütmekte-
Azimli bir siyaset takibedilmesl hususunda Ingilterede birlik vardır
mahfiller Tltonun neşredll-ta raftan
Komlnformun toplantısına başkanlık eden Jdanot
kında Yugoslavyada da bağlıyacaktır.»
fazla bel Tibonun
Filistin meselesi
3 devlet Rusyaya bir protesto notası veriyor
Kominformun merkezi Belgrad dan Varşovaya naklediliyor
yellerinde kesilmiş olarak memleketin Batı mıntakalarına, bu arada İstanbul! sevkedllecek etlerin nakil va satışı etrafında yeniden tetkikler yapılmasını zaruri görmllş ve şehrin c-t İhtiyacının ne suretle temin edilmesi lâzım geleceğinin doğrudan .doğruya bir Belediye mevzuu olduğunu bildirmiştir. İşte bu 11:1 sebepten dolayı kurulması bahis mevzuu olan et limitet şirketinin teşkilinden vazgeçilmiştir.
gösteri yor. Tito. Rus-olmadan iş başına insandı; muskatU kal-Geçende Balkan fede-Iması lehinde sözler in gazetesi bunu şid-
Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü teşkilâtı
Muhtaç olduğumuz istikrar
General Salık Omurtak Atinayı ziyaret edecek Atina 28 (A-A.l — Anadolu Ajansının özel muhabiri bildiriyor;
Atina yolu ile Almanyadan dönmekte olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Salih Omurtak’ın bir nezaket ziyaretinde bulunmak üzere Yunan hükümet merkezinde bir kaç gün kalacağı öğrenilmiştir.
Kominformun merkezi
Varşova 29 (AP> — Buradaki siyasi mahfillerde hâkim olan bir kanaate göre. Komfnform merkezinin Belgrattan Varşovaya naldı İhtimali vardır. Varşovanin Rusyaya yakınlığı bakımından da bunun daha doğru olacağı işaret edilmektedir.
Bina yapımını teşvik kanunu kabul edildi
Ankara 28 —. Bina yapımını teşvik kanun tasarısının müzakeresi. Meclisin bugünkü toplantısında ijararotll müzakerelerden sonra sona ermiş va kanun kabul olunmuştur.
İlkokul öğretmenlerinin aylıkları
Ankara 29 (Telefonla! — Büyük Millet Meclisi komisyonlarında görüşülmekte olan vo İlkokul öğretmenlerinin aylıklarına dair olan kanun tasarının bütçe komisyonunca görüşül mest tamamlanmıştır. Yakında kamutayda görüşülecek olan tasan eon şekille yedi bine yakın İlkokul öğretmeninin bir üst derece terfii camlanmaktadır.
Et limitet şirketi tesisinden vazgeçildi
Londra 29 (R) — İngiliz Dışişleri Bakanlığında M. Bevln, Amerikan Ordu Bakan muavini M. Drapper ve Amerikanın Londra büyük elçisi M. Douglas ile Berlin hâdiseleri etrafında uzun uzadıya görüşmüştür.
B. B. C. nln diplomatik muharriri de, Amerika, Fransa ve İngiltere tarafından yakında Sovyet Rusyaya müşterek bir protesto notası gönderileceğini söylemektedir.
Londra' 29 (R) — Londra radyosunun siyasi yortmcularından Fellz Walter dün akşamki konuşmasında şöyle demiştir:
«Eski dostlarımız Ruslar takib ettikleri sinsi politikaları ile Berllndc şantaj yapıyorlar. Berlin başkent olmak üzere bir Doğu Almanya devleti kurmağa yelteniyorlar. Fakat bu sefer kati kararımız verildi. Artık gerl-lemlyeceğlz, İngiliz milleti topyekûn bu fikirdedir. Eski derslerden İstifade edeceğiz.
Geçen haftaya kadar, hâlâ denemeler yapılıyor, Rusyaya karşı Berlin hâdiseleri münasebetiyle takınılacak tavır münakaşalara yol açıyordu. Bu hafta ise vaziyet istikrar kesbettl. Churchlll ve Mac Nelll aynı yolda beyanatta bulundular. Bütün gazeteler — komünist Daily Worker hariç — aynı azimli lisanı kullanmaktadırlar.
Moskova radyosu tarafından kullanılan lisan Is» 1839 senesinde Molo-tot - Rlbbentrop topLantılan yapıldığı sıralarda kullanılan lisanı pek yakından hatırlatmaktadır.
BerLlndek! kuvvetlerimiz belki zayıftır. Fakat Alman başkentinden çe-kllmlyecek kadar kuvvetli bulunuyoruz. Ruslar da bizi oradan zorbalıkla çıkaracak kadar kuvvetli değillerdir.»
— Yugoslav komünist ..............
Tito Sovyet Rusya aleyhinde faaliyet göstermeye başlamış ve Rııs siyasetini tenkide kalkışmıştır.
Yedek subayda tahsil müddeti
Ankara 28 — Yedek subayda öğretim aylarının dört aya indirilmesi İçin bir kanun tasarısı hazırlanmış ve Meclise verilmiştir. Geri kalan iki ay. ordu saflarında yapılan hizmet» eklenecektir. Bu tasarı 1le iki aylık hazırlık kıtası kaldırılmakta ve bu devreden itibaren yedek subaylığını yapan doktorlar da yedek subay okulunda kıta hakkında dersler göreceklerdir.
Yugoslavya bir tebliğ neşredecek
Londra 29 (R) — Komün formun tebliği Yuogslaryada şiddetli bir darbe tesirini yapmıştır. Yugoslav hükümetinin bugün mühim bir tebliğ neşretmesi bekleniyor.
redllecektlr.
Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü harp içinde başka memleketlerde benzerleri bulunan bir nevi istihbarat bakanlığına muadil bir müessese cla-rak kurulduğu için kadrosu hayli geniş tutulmuştu. Bütçede tasarruf fikrinin birinci plânda yer aldığı bu günlerde bukadar geniş masraflı teşkilâta lüzum görülmemektedir. Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü İçişleri Bakanlığına bağlandıktan sonra bu makama eski milletvekillerinden B Nasııhi Bay darın getirileceği -öyle-nlyor.
Aforoz edildiği bildirilen Mareşal Tito
Sahibi Necmeddin Sadalc — Yazı İşlerini fiilen idare eden: C. Bildik
Ankara, 29 (Telefonla) — Başbakanlığa bağlı olan Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünün bu günkü geniş kndroslle muhafazasında fayda görülmediğinden muhtelif müessese-lerlnl ' alâkalı hakanlıklara taksim ederek küçültülmesi bahis mevzuu olmaktadır. Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünün eskiden olduğu gibi İçişleri Bakanlığına, Radyo Müdürlüğünün P. T. T Umum Müdürlüğüne, Anadolu Ajansının da Dışişleri Bakanlığına bağlanacağı tahmin edilmektedir. Turizm Müdürlüğü de yine eskisi gibi Ticaret Bakanlığına dev-
Beledlyenln de iştirak edeceği bir et limitet şirket! kurulması hakkında — hükümetin işen üzerine — Belediye reisliği tarafından umumi meclise evvelce yapılan teklifin — hükümetle yeniden temas edilmek üzere — meclisin geçen cuma günkü , toplantısında geri alındığını yazmış. tık.
Belediye reisliğinin teklifi geri alı maktakl son teşebbüsü İki sebep ten İleri gelmiştir. Birinci sebep şudur; Geçen perşembe günü parti grııpu halinde Halk Partisi merkezinde toplanan umumi mecliste bu teklif bahis mevzuu olmuş, etin pahalı ve kıt olduğu mevsimde flatlerin ucuzlatılması vs şehrin, etsiz kalmaması maksadlle kurulacak bu yeni şirketten fayda olmıyacağı mütalâası iler! sürülmüştür. Yapılan itirazlara göre kurulacak şirketin masraf, ücret, kira vesaire yapacağı masraflar tablatlle et flütlerine tesir edeceğinden beklenen ucuzluk temin edl-Icmlyecektlr. Parti grupunda bu mütalâa, ekseriyet tarafından terviç edildiğinden — reislik makamı teklifi geri almamış olsaydı bile — teklif meclis tarafından reddedilecekti.
Meclisin parti grupunda verdiği bu kararı Ticaret Bakanlığı tarafından Belediyeye gelen yeni bir talimat tamamlamıştır. Yeni Ticaret Bakam Cemil Sait Barlas, Doğu vllâ-
Londra 29 (R) — Atlnadan gelen haberlere güre, çetecilere Jcarşı hareket, yağmur yüzünden yavaşlamıştır, şimdi; ? kadar fiâû çeteci öldürülmüştür
Kesriye'de 6 çeteci ölüme mahkûm edilmiş vb İdam olunmuştur.
Berlinde vaziyet
Londra 29 (R) — Bcrllnln vaziyetinde değişiklik yoktur. Rusların, trenlerin Berllne gitmelerine yeniden müsaade ettikleri hakkında bir şayia çıkmışla da teeyyüd etmemiştir.
Dün yüzden fazla Amerikan uçağı
«çekoslovakyada görülmüş olan büyük temizlik hareketleri pek ya-
Papanek ne diyor?
Parla 29 (R) — Dün akşam Lake Success’de beyanatta bulunan Çekoslovakyalım eski temsilcisi Dr. Papa-nek Yugoslavya hâdiselerinden bahsetmiş ve demiştir kİ:
yiyecek nakletmiş!!’. İngiliz uçaklrrc* da seferlerini arttırmışlardır Maniam Ilh bu vasıta ile Berlin'in uzun det iaşesi mümkün değildir.
Amerikan Ordu Bakan muavin! Londradan Berline gitmiştir. Amerikan kuvvetleri komutanlyle vaziyeti görüşecektir.
Sovyet mmtakasmda elektrik azaldı
ParLs 29 (Ri — Gazete muhabirlerinin bildirdiklerine göre, Sovyet işgal mıntakasında elektrik azalmağa başlamıştır. Dûn bazı kesintiler vukua gelmiştir. Bunun başlıca sebebi. Batıdan, Rhur havzasından Doğuya kömür nakliyatının durdurulmuş olmasıdır.
Aynı muhabirlerin İlâve ettiklerine göre, İngiltere, Amerika ve Fransa tarafından Moskovaya bir protesto notası gönderildiği hakkmdaki haberler asılsızdır. Böyle bir notanın hazırlanmakta olduğu hakkmdakl haberler bile tekzlb edLlmektedlr.
Gl. Robertson Danimarkada
Kopenhag 28 (AA.) — Buradaki
İngiltere büyük elçiliği çevrelerinden bldlrlld İğine göre Almanya İngiliz İşgal bölgesi başkomutanı general Rn-bertsonun Danimarka başkentini ziyareti tamamlyij hususi mahiyetle olduğu gibi bu seyahatin 6ebebl etra-frnda çıkarılan söylentilerin de hiç bir asıl ve esası yoktur.
Ayni çevreler generalin yarın sabah buradan Almanyaya döneceğin! teyit eylemektedirler.
Kopenhag 28 (AA.) — Danimarka Dışişleri Bakanı Gustav Rasmussen bugün. Danim ar kanın Berlin buhranına müdahale etmesi beklenip beklenileni lyeceği hususunda ileri sürülen soruya cevap vermekten kaçınmıştır.
Rasmussen, bu hususta malûmat verilebilmesi İçin bir kaç gün geçmesi lâzım geldiğini söylemiştir
Tito ne oldu?
V&şlngton 28 — Bazı ı Komlnform'ıın tebliğinin, icabın* bakıldıktan sonra : dlği kanaatindedir. Diğer Tlto'nun el'an 1( başında olduğu İddia ediliyor.
Kont Bernadotte teklifini Araplara ve Yahudilere bildirdi
Müdürlüğün İçişleri Bakanlığına, Radyo Birliğinin Posta ve Telgraf Umum Müdürlüğüne, Anadolu Ajansının da Dışişleri Bakanlığına bağlanacağı tahmin ediliyor
A K Ş A M’ ı n
Küçük ilânları en verimli, en ucııı vasıtadır, '
Bükreşde verilen karar
Londra 29 (R> — Komlnforma mensup devletler Bükreş'te bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda verilen karar dün Prag’da komünist Pravu Lidu, bugün de Paris'te komünist Humanite gazeteleri tarafından neşredilmiştir, Karar suretinde Mareşal Tito ve yakın arkadaşları kapitalistleri Bovyetlere tercih etmekle itham edilmektedir ve bunların komlnfornıdan çıkarıldıkları bildirilmek tedlr.
New-York 29 (R) — Prag şehrindeki Amerikan gazele muhabirleri Pravu Lldu gazetesi tarafından neşredilmiş olan komlnformun bir tebliğini nakletmektedirler. Bu tebliğde kaydedildiğine göre, Yugoslav komünist partisi, Mareşal Tito ve Yugoslav komünist liderlerinden 3 kişi daha komlnfornıdan kovulmaktadırlar. Tebliğde göze çarpan noktalar şunlardır:
1 — Yugoslav komünist partisi Kı-mlordunun prestiji 1Ie O7nami9 ve emniyet memurları vasıtaaile Rus subaylarını takip ettirmiştir, sivil polisler de Rus memurlarını güz hapsinde bulundurmuşlardır.
2 — Yugoslav komünist partisi, Rubanın batı demokrasilerinden çOR daha büyük bir tehlike teşkil ettiğini söylemiştir.
3 — Yugoslav komünist Tltd Troçkbt bir siyaset
1 Ticaret Bakam Cemil Salt 1 Barlas, muharririmiz Şevket Ra-
■ doya verdiği beyanatta ezcümle 1 şunları siiyliyor:
■ «— Ticaret Bakanlığı, harbin
- başındanberi ticaret âleminde cereyan eden hâdiselere uyarak verdiği çeşitli kararlarla mütemadi temevvücata - uğramıştır. Yenilikten önce Ticaret Bakanlığını istikrarlı bir Bakanlık
I haline sokmak lâzımdır.»
, Cemil Barlas doğru söyliyor '■ amma, acaba yalnız Ticaret Ba-• kanlığı nu? Aynı vaziyet Halk ' Partisi tarafından kurulan bü-
■ tün hükümetlerde ve Halk J’ar-
- tisinin bizzat takibettiğı yolda
■ görülmüştür ve görülmektedir.
Hem Kabinenin âzasından,
■ hem de Partinin faal şahsiyetlerinden olarak, Cemil Barlas, ve onun gibi düşünenler, şu -«mütemadi temevvücata ı bütün siyasî, iktisadi ve İçtimaî nıües-senelerimizden sağlıcakla kaldırıp onun yerine çok özlediğimiz «İstikrar» ı temin edebilselcr...
Bellibaşlı hassas noktalardan birine, Cemil Barlas, İsabetle dol kumuna Q|uyor.
Sahile 9
AKŞAM
29 Haziran 1048
İki bakan
Bn seferki Anüara «eyahaiJmfle ikinci Haşan Saka hükümetine yeni giren İki genç Bakanla tanınıp görüşmek imkânını buldum: Ticaret Bakanı B. Cemil 8ait Bar la s, Milli Eğitim Bakanı B. Tahsin Banguoğlu. İkisindo de cok ağır bir mesuliyeti o-nıuzlarına yüklenmiş, kendilerini bazı işler görmek mecburiyetinde hisseden İnsanların bati vardı.
Sadece Bakan olmak İçin Bakan olmak! a İktidarın parıltılı sandalyesine bir gün olsun otursam kârdır. Biraz da ben hüküm Kürerim. İy yapmışım, yapmamışım no ehemmiyeti varî Bu makamda tutunmak İçin şeflerin direktiflerine harfi harfine riayet etmek kâfidir. Onları, kendimden hiçbir şey ilâve etmeden itina ile kollar, iktidarın nimetlerinden bol bol faydalanırım. Otomobiller, husus! vagonlar, Alâyiş, etrafımda ağrımdan çıkacak her sözü bir cevhermiş Ribi dinlemeye, her emrimi yerine getirmeye mecbur İntanlar Dalma önde, daima baş üstünde. Sonra da eski Bakan olarak, diğer yüksek mevkilere oturmaya namzet, muteber bir devlet adamı.» _
Uzun süren bu devrin artık geçmek üzere olduğunu söyliye-bllirlz. Kendileriyle görüştüğüm İki genç Bakan bana bu İntibaı verdk Çünkü hükümete girmeden önce tutulan yollan parti İçinde şiddetle tenkld etmişler, muarıalarfyle çarpışmışlar, kendilerine iimit hağhyanlan çoğalttıktan sonra Ijln başına geçmişlerdir. Şimdi bütün gözlerin üzerlerinde olduğunu hissediyorlar. Doğru belledikleri yolda ya muvaffak olacaklar, yahut ziyan olup gideceklerdir. Bunu bildikleri İçin omuzlarına aldıkian yükün altında ezilmeden, temkinli adımlarla yürümeğe çalıştıkları her hallerinden belli.
■Hiçbir İş görmeden çekip giden falan Bakan» artık kötü misaldir, mutlaka «Şu, şu. şu işleri yapan filân Bakan» olmak lâ-eını. Hata, savap cetveli açıkta tutuluyor, bunları tartacak terazi milletin elindedir.
Büyük değişiklikler geçiriyoruı ve muhakkak kİ İyi yoldayu. Şevket Rado
Parti hareketleri
Son zamanlarda çıkan şayialar
Yüksek Ziraat
Enstitüleri tasarısı
Müzakere, Mecliste ekseriyet kalmadığından çarşamba yününe bırakıldı
Ankara 28 — Büyük Mllet Meclisinin bugünkü oturumunda, Yüksek zl-ran.» »nstltülerl kanun tasAruı müzakere edilmiştir. Tasarı, bu enstitülerin Tarım Bakanlığından ayrılıp MIDI Eğitim Bakanlığına v* üniversiteye bağlanmasını sağlamakta idi.
Demokrat Partili milletvekili Enver Kök, tannmn lehinde bulundu. O. H. P. 11 Emin Soysal, Ziraat enstitüsünün memur yetiştirmekten başka bir işe yaramadığını, şimdiye kadar 1983 mezun verdiğini, bunun ancak ikisinin serbe» çalışıp İMİ İnin memur olduğunu anlatarak Cenkldlerdo bulundu. ’
Ankara 29 (Akşam) — Seçim kanunu tâ ci lifi tını İhtiva eden, tasarı bastırılmış olup bugün milletvekillerine dağıtılmaktadır. Meclisin yarınki Veya öbür günkü oturumunda tasarı müstaceliyetle mürakere edilecektir. Yeni tasarının Demokrat Parti mahfillerinde tatminkâr görülmediği löûvzuubahJs edilmekte ve bunun illerindeki müzakerelerin çok çetin ç-lacağı söylenmektedir.
Demokrat Parti sözcülerinin, partilerinin görüşlerini Mecliste «onuna kadar müdafaa edeceklerine ve tasarı aynen kabul edildiği tekdirde, ara ■cçlmlerlne girmemek kran vereceklerine muhakkak nazariyle bakılmak tadır. Hâdiseler böyle tecelli ettiği takdirde. Demokrat Partinin bu hususta bir beyanname neşredeceği heri sürülmektedir.
de
Celâl Bayar bugün Ankaraya dönüyor
Diyarbakır 28 — Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar, Demokratların yaptığı bir toplantıda hazır bulunarak dilekleri dinlemiştir. Yapılan konuşmada seçim İşine temas eden Celfii Bayar:
•— Millete verdiğimiz sözün nasıl tutulduğunu İspat İçin İktidarı İstiyoruz! demiştir.
Celâl Bayar, yarın (bugün) uçakla Ankaraya dönecektir
C. H. P. Meclis Grupu toplanıyor
Ankara 29 (Akşam) — O. H. P. Meclis Grupu genel kurulu bugün saat on beşte toplanacaktır.
Ankara 28 — C H. P. U Zonguldak Milletvekili Hulûsl Oral’ın da çekilmek üzere olduğu, fakat İstifasının Önlenmesine çalışıldığı söylenmektedir.
Bu meyanda ekim ayı İçinde Cumhuriyet Halk Partisi içinde bazı hareketler olacağı. Partinin tuttuğu yoldan memnun olmayan 00 kadar Milletvekilinin önümüzdeki yaz tatilinde seçim muhitlerinde temaslarda bulunduktan aonra ayn bir parti kurmağa girişecekleri de ileri rtrüı-mektedlr
Demokrat Partiden çıkarıldıkları İçin «Müstakil Demokratlar» ünva-nile anılan grup mensuplarının da yeni bir parti kuracakları son zamandaki söylentiler arasındadır. Diğer taraftan yine bu söylentiler sırasında Müstakil Demokratların yeni bir parti kurmak İçin lâzım gelen parayı Halk Partisinin temin etmesi İçin bmn temaslarda bulundukları, C. H. P. Genel Başkanı İsmet înönü-nÜn Müstakil Demokratlarla müteaddit görüşmeler yapmış olduğu ltey-Ayetleri de vardır.
| Müstakil Demokratlar ise bu şayiaların doğru olmadığını iler! sürmekte ve bunlann çıkmasına sebep olarak da, 19 Mayıs bayramında Cum-ı hurbaşkanının yaptığı davete İcabet edilmiş bulunması, keza Gazi ve Cum hurbaşkanlığı koşulan İçin yapılan davetlerde de sekreterlerinin Cum-h ur başkan 11 e Kabinenin İstifası üzerinde bir konuşma yapmış olmaları gösterilmektedir.
General Naci Tınaz da, EmJn Boy-»al'ın sözlerine iştirak ederek, köylü-lerln bu enstitülerden hiçbir fayda görmediğini anlattı ve:
— BU Ziraat enstitülerini nıcnıur Vo profesör fabrikası olsun diye İstemiyoruz., dedi.
Bu arada »öz «lan Tarım Bakanı Cavit Oral 11e Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğiu. Ziraat enstitülerinin her hususta verimli bir şekilde çalıştıklarını anlattılar. Eski Tarım Bakanı Şevket Rnjlt Hatiboğlu da bir kaç ata söyllyerek müzakere edilen kanunun, Yüksek Ziraat enstitülerinin üniversiteye bağlanması olduğunu. müzakerelerde mevzu dışına çıkıldığını hatırlattı ve tasarının madde madde müzakeresi yapıldıysa da vakit geciktiğinden ekseriyet kalmadığı görüldü ve çarşamba sabahı toplanmak üzere oturuma nihayet verll-dt
Müzakerelerden evvel geçen bir söz düellosu Meclis toplantısının geçen oturumunda, Birinci Meclis âzasına aylık bağlan ması hakkın da kİ tasarının mü zakcresl sırasında Meclise başkanlık eden Cevdet Kerim tnçedayı İle Tunceli Mlletveklll Necmeddln Sablr Bı-lan arasında bir münakaşa olmuş ve Necnıeddln Bahir sözünün kesildiğini mevz.uubahls ettiği bir »ırada Cevdet Kerimin, çoğunluk kalmadığını İleri sürerek yoklama yapmadan oturumu kapamış r>1 masını usulsüz bulmuştu.
Meclisin bugünkü toplantısında celse açılır açılma» «öz alan Nec-tneddln Bahir. Cevdet Kerimin geçen oturumdaki vaziyetin! mevzırabahls etmiş ve bu hareketinin iç tüzüğe aylan olduğunu hatırlatmıştır, önce Mecliste bulunmayıp bllâhara gelen Cevdet Kerim İncedeyı, geçen oturumdaki hareketinin tamamen formaliteye uygun olduğunu, yolsuz ve usulsüz bir harekette bulunmadığını anlatmıştır, Necmeddln Bahir, noktai nazarında ısrar etmiş, Cevdet Kerim de görüşlaılnln doğruluğunu müdafaa eylemiştir. Bu şekilde bir müddet devam, eden «öz düellosu, gündeme geçilmek suretiyle nihayet bulabilmiştir.
Meclisin tatili
Ankara 28 — Büyük Millet Meclisinin çarşamba, perşembe ve cuma gün lerl sabahtan akşama kadar toplantılar yaparak, elde mevcut İşlerin müzakeresini bitirmesi ve 2 temmuz akşamı da tatil karan vermesi muhakkak gibidir.
Dariişşafakanııı kız kısmı
Yeni binanın temel atma resmi dün yapıldı, doktor Mim Kemal öke bir nutuk söyledi
Beriin meselesi nasıl halledilecek?
Berlin'de vaziyet gerginliğini mulıafaaa ediyor. Ruslar Batı devletlerini bu şehirden çekilmeğe mecbur etmek, Batı devletleri ise Berlin’de kalmak İstiyorlar. Son haberlere göre, İngiltere, Amerika ve Fransa, Berlin İşgal mmtakalarındakl halk için uçakla yiyecek göndermeğe karar vermişlerdir. Araerikahiar bu İşe 39 büyük nakliye uçağı tahsis etmişlerdir. Uçaklardan her biri günde 7 ton yiyecek nakledecektir. Bu suretle hava yo luyle yapılacak sevklyatın yekûnu 273 tonu bulacaktır, ki bu miktar İhtiyacın onda birinden azdır...
tnglllzlerln de hava yoluyle yiyecek nakline hazırlandıkları bildiriliyor. Fakat ne olursa olsun İki milyon insanı bu suretle beslemek kabil değildir. Bu yüzden bir an evvel normal taşıt yollarının açılması lâ'imdir. Sovyet bölgesinde çıkan k.omiinlst organı bir gazete bunun şartlarını anlatıyor. Batı ve Doru bölgeleri ne son verilsin, dört büyük devlet arasında yeniden müzakereye başlanarak bir sulh antlaşması hazırlansın ve anlaşmanın imzasını müteakip Almanyadakl İşgal kuvvetleri geri çekilsin... Gazete şunu ilâve ediyor: «Batı devletleri bu şartlan kabul etmezlerse Berlin’den çekilsinler.»
Dün gelen haberlere göre, Amerika, lngilere ve Fransa Rusya'ya bir nota vererk Berlin’in Batı Almanya Jle ulaştırma yasağının kaldırılmasını İsteyecekler ve ne olursa olsun Berlin'i terketmemeğe karar verdiklerini bildireceklerdir. Bu hususta üç devlet arasında anlaşmaya varılmıştır, notanın vakit geçmeden tevdii bekleniyor. Mamafih bu teşebbüsün bir netice vereceği Amit edilmemekte, Rusların Varşova’da verilen kararda İsrar edecekleri tahmin olunmaktadır. Bu vaziyet karşısında Berlin meselesinin nasıl haliedilece ğini herkes merakla soruyor.
Kalamış kulübü
Dün açılma töreni yapılan bu İçtimaî kulüpte Münir Nureddin her hafta konser verecek
DÖnkfl temel atma reımlnJe Dr. Mim Kemal öke nutuk «öylilyor
Fcnerbahçede, Belril karşısında, eski Dahiliye Vekili bay Cemile alt binada ve büyük bahçesinde ıslahat yapılarak «Kalamış Klübü* kurulmuş; dün akşam, şehrimizin seçkin »imaları davet edilerek bir kokteyl parti verilmiştir. Klübün kurucuları, Bay ve Bayan Münir Nûred-dln Selçuk, Kenan vo îzzeddln ökta olduğu için, bu yeni müessesenln bir hususiyeti, içtimai klüp olmaktan maada, bir musiki klübü olmakta. Pazartesi günler! Münir NAreddln, yalnız klüp âzaana mahsus konserler verecektir. Dün gece de, gerek Garp, gerek Şark musikisiyle, davetliler Jzas edilmiştir. Münir NûredrfinU fazı Bayan Meral Selçuk gayet nazenin sesiyle bir İngilizce şarkı söylemiş, mütaakıben lz-zeddln ökte Ve Münir Nûreddln güzel sanatlarını göstermişlerdir.
Münir'in, Yahya Kemal’in rubailerinden bizzat bestelediği eserleri dinlemek büyük bir zevk ve alâka uyandırmıştır.
Cinayet mi, intihar mı?
Erenköy faciası muhakemesi devam ediyor
Ingilterede
0™
r
Londra 29 (R) — Dok amele = n grevi devam ediyor. Grev Llvcrpol ve Blrkcnhed'e de sirayet etmiştir. Kiralın bir emirnamesiyle fevkalâde hal vaziyeti İlân edilmesi için Kabine bugün toplanacaktır.
Londra 28 (AA) — Londra liman İşçilerinin yapmakta oldukları grevi halletmek ve balkın İaşesinL temin İçin elzem olan bütün tedbirleri almak yolundfa Başbakan Attlee’ye olağanüstü yetkiler verilmiştir.
M. Attlee, bugün Avam Kamarasında kararını bildirmiştir. Attlee, Londra doklarında hâlen 1000 askerin, tozuması muhteme hububat maddelerini boşaltmakta olduğunu söylemiştir.
M. Attlee, bundan başka hâlen San Franclsco’da bulunmakta olan Çalışma Bakanının uçakla tnglltereye cv-det edeceğini söylemiştir.
Kadın ve çocukların çalıştırılmaları
Ankara 29 (Akşam) — Ağır ve tehlikeli işlerde kadın ve çocukların çalıştırılmaları yasak olan İşler halkındaki tüzük Çalışma Bakanlığında hamlanıp danlştayca incelenerek u-muml heyete sunulmuştur. Umumi heyette müzakereleri yapılan bu tüzük bir kaç güne kadar neşredilecektir.

İstanbul vapuru ile 163 mülteci geliyor
Batı Akdeniz seferinden dönmekte olan İstanbul vapuru yanıı saat 14.30 da limanımıza gelecektir.
Vapur, Avrupa kamplarında bulunan Müslüman Türklerden 163 kişilik bir kafile daha getirmektedir.
8eksen beş yıl önce kurulmuş olan «Cemiyeti TedrlslyclIslâmlye» nln, Türk - İslâm yetim erkek çocuklar için kurduğu Darüşşafaka'nın bir de kız kısmının tesisi düşünülmüş, fakat şimdiye kadar zaman ve imkanın mlsaadeslzllğl sebebiyle bu İş tahakkuk ettirilememişti. Son senelerde hükümetin cemiyete yaptığı muhtelif yardımlar işin gerçekleştirilmesine yol açmış ve dün saat 15 te Darüşşa-îaka binasının yanındaki sahada kız kısmının temel atma töreni yapılmıştır. Bu münasebetle bir kurban kesilmiş ve başta Vali *ve Belediye Reisi Dr. Lûtfl Kırdar olduğu holde. Milli Eğitim müdürü Murat Uraz, Milli E-ğıtim erkfinı, Vilâyet ve Belediye heri gelenleri, eski Darüşşafakahlar ve gazetecilerin huzurunda Cemiyet reis! ve İstanbul Milletvekili Prof. Op. Dr. Mim Kemal öke konuşarak ana-
biz, babası* ve hâmisi* kız evlâtlarımızı barındırıp yetiştirecek olan böyle hayırlı bir teşebbüsün tahakkuku için cemiyete para yardımında bulunan. Cumhuriyet hükümetine, bu arada 80,500 lira verdiren rahmetli Refik Saydam'la 5T4.888 liralık bir çek veren Recep Pckcr'e teşekkür etmiş, müteakiben konuşan en eski Darüş-şafakalt ve eski Milli Saraylar müdürü Sezai Selek da kısa bir tarihçeden sonra teşebbüse muvaffakiyetler dilemiş, sonra Dr, Lûtfl Kırdar temele ilk harçla beraber bir de şişe koymuştur. Bu şişede bulunan bir kağıtta hükümet yardımlarının listesi, cemiyet üyelerinin lslmlett ve bir de dua yazılıdır. Şişede ayrıca sembolik te-berruları ifade eden birkaç adet de madeni para vardır.
150 - 20Ö fiğzencl barındıracak olan Kız Darüşşafakası İnşaatı bir milyon liraya çıkacaktır.
Doktor Slih Salt Aytun'un Alâaddin Aytun'un Erenköy'ündeki köşkte tabanca İle ölümünden doğan dâva dolayıslle zan. altına alınan karısı Betül'ün birinci ağır ceza mahkemesindeki duruşmasına bugün devam olunmaktadır.
Gömülüşünden bir «ene dört ay sonra bu ayın on beşinci günü Orta-köydeki Yahyaefendl mezarlığından çıkan!arak Morga götürülmüş olan Alfiaddlnln cesedinin bnş tarafı üzerinde yapılan tetklkata alt tanzim olunan ve bazı şayanı dikkat mütalâalar taşıyan tıbbı adil raporu okunmaktadır. Ağırceza mahkemesi bugünkü dâva listesine yalnız bu dâvayı koymuş olup bugün dinlenmek üzere yirmi şahit çağrılmıştır.
Yine bu dâva etrafında biri emniyet teşkilâtına diğeri de ağırceza mahkemesine İki yeni İhbar vukua geliştir. Bunların mahiyeti de duruşma safahatında anlaşılacaktır. Geçen celsede yalan şahitlik suçuyla tevkif edilmiş olan polis Mehmet Dağlı da. eski İfadesine rücu ettiği cihetle tahliye olunmuştur.
oğlu
Su basması
Silivri ve Çatalcada hasar mühim
Porsuk barajı
| B 0 R
Japonyada zelzele
© TAKVİM©
hü-hayan-
Şaban il — Hnır SS
İmaalc Dik. 64lo İlendi Ak. Yalaı
8.33 12.00 a.03
Türlt liran Sivrim KUlca
Bayındırlık Bakam soruya cevep verdi
Ankara 28 — Bayındırlık Bakanı Nihat Erim, Porsuk barajı İnşaatı hakkında Kemal Zeytjnoglu’nun bir »özlü »ûruEuna Meclisin bugünkü et urumun da cevap vermiştir. Bakan, Laraj İnşaatında müteahhidin yol-euzluğu bulunduğunu, istihkakından iki milyon lira kadar fazla bir para almış olun müteahhidi 1M7 ekim ayından sonra tediyenin durdurulduğunu, müteahhidin haziran ayına kadar İşine devam edip zimmetinde görülen meblâğdan bir buçuk milyon liramı İndirmeğe muvaffak olduğunu, fakat anlaşılan mail takati tüken-1 ;lnden haziranda işi büsbütün d rd.vduğunu, eğer bugünlerde aynı müteahhidin işe devamına imkân oluna onda dokuzu yapılmış olan bara'in Cumhuriyet bayramında açıl tnE*ı mümkün olacağını müteahhide, bani'a teminatı göstermek şar tiyle bir çuk kayıd re şartlarla yeni bir avans da açılması düşünüldüğünü, mûteeîıhlde fazla para tediyesinde kusurlun görülen memurlar hakkında Danıştaycs lüzumu muhakeme kaıan verildiğini, bu memurları Bakanlık emrine aldığını. Bayındırlık İşlerinde en küçük bir İhmal! görülen lerln dahi merhametsizce tecziye edileceğini ilâve etmiştir
Evvelki gün yağan şiddetli yağmurlar sıramda Silivri ve Çatelca-nın bazı köylerini »uların bastığını dün yazmıştık.
İstanbul* civar olan bu yerlerden gelen yeni malûmata göre CclâUye, Kemerburgaz, Kâmllova ve Tepek&y-de hasar çok fazladır. Mlmarstaan köyünden Çatalcaya kadar uzanan tarla ve bostanlar tamamen harap olmuş vaziyettedir. Bu arada tarla-lordaki mahsul demetlerinin »eller tarafından »Urüklendlğl anlaşılmıştır.
İnsan kayıbı hakkında henüz kati malûmat bulunmamakla beraber, Çat&Icanın Kfimllova köyü sakinlerinden bir çobanın sellerle sürüklendiği görülmüştür. Hayvan kayıbı oldukça fazladır. Silivri ve Çatalca kaymakamları sel sahasında tetkikler yapmakta ve İhtiyar heyetlerllo te maşlarda bulunmaktadırlar. Kaymakamların raporlarını bugün vilâyete verecekleri tahmin edilmektedir.
Mercanda Pastırmacı hanında oturan Haşan ve Büleymaniyede Şeker Ahmetpaşa sokağında oturan Ham ra adlarında İki genç dün gece İcadın yüzünden kavga etmişlerdir. Basan Harnzayı taşla, Haraza da Haşanı bıçakla ağır surette yaralamıştır. Her iki yaralı hastaneye kaldırılmıştır.
Barışımın M/1/191İ Halleri
% 7 rAİZLt TAHv İLLEB
Kapanış
Dokuz med dalgası sahillere hücum etti, binlerce insan öldü
Tokyo 28 (AA) — United Press: Bugün Japonyanın büyük bir kısmında. dört defa tekrarlanan büyük bir yer »ar» m tısı olmuştur. Dokuz büyük med dalgası kıyıların bir kısmını su altında bırakmıştır.
Henüz t ey İd olunmıyan haberlere göre yer sarsıntısından ölen, yaralanan ve kaybolanların sayısı 30 bini bulmaktadır.
tik tahminlere göre bin kişi ölmüş ve yüz bin kist de açıkta kalmıştır. Tokyoya gelen diğer haberlere göre, İçinde yolcu bulunan en az İki tren ç-ok ağır basara uğramıştır. Sarsıntının merkez üssü Nagoyn'nın tahminin no kilomelre batısında bulunmak
tadır. Kuzey batıda Kukul’dekl kûm et makamlarından alınan herlere göre deprem bölgesinde gınlar çıkmıştır.
85,000 nüfuslu Fukul şehrinin en fazla zarar gördüğü tahmin edilmektedir. Şehirdeki binalardan % 90 ı yıkılmıştır.
«Asahl» gazetesi Dalshojt şehrinde ölenler sayısının çok yükseli olduğunu yazmaktadır. Deprem bölgesinden yüzlerce mil uzakta bulunan Tokyoda da şiddetli sarsıntılar hissedilmiştir. Deprem merkezi Fukul
şehri yakınlarında Kuzuyu nehrinin 1 mansa bındadır.
Adanada şeker sıkıntısı
Adana 28 — Adana ve civar İlçelerde, şeker sıkıntısı her geçen gün artmakta, bnzı açıkgözler bundan İstifadeye kalkışmaktadırlar. Osmanlyedc. şeker satmaktan İmtina eden Abdür-rahman Şıracı adında ble bakkalın dükkânında, maskelenmiş halde 22 kilo şeker bulunmuştur. Abdilrrah-man tevkif edilmiştir.
Slvu • Knurum 1 S İv m - Erzurum 3-1 1941 Demiryolu 1 1911 Demiryolu U 1941 Demiryolu tu Milli MCdafna I Mim Müdafaa II SUlll MOdafaa m MIHI Müdafaa IV
M • FAİZLİ TAHVİLLEH Kalkarıma 1 1941 Demiryolu VI Kalkınma □ Kalkınma m
* 1 FAİZLİ TAHVİLLER
1933 Er(anl 1938 ikramly«“
MIHI Müdafaa Demiryolu IV Demiryolu V
ANADOLU DEMİBYOLU OHÜPO
Tahviller 1 - 2 Hisse senetleri % 60
M'JmtMll senet
ŞİRKET HİSSELERİ Merkez Bankan tj Bankası T. TlraTct Bankası Aslan Çimento
? > Haziran 1948
ARSAM
Sahlfp 8
AKŞAMDAN akşama
Ttp Fakültemizde ilmi bir araştırma
üniversitemizin iki kolu, ilini bir esas üzerinde müştereken araştırma yapmaktadır. Bu çalışmalara meraklı bir seyirci gibi ben de iştirak ettim. Gördüklerimi uzun uzun yazdım da... Fakat ecnebi isimlerle dolu notlarıma sonradan bakınca ürk-tünı. Gazete yazısı olarak ağır gelecektir sanırım. Onun için, ilmi tâbirleri bir yana bırakıp kedi hikâyesile elektriği analatır-casma meseleyi hülâsa edeyim.
Hani Hoca telgrafı anlatırmış: çocuklar kavramazmış. Bunun üzerine bir kedi yakalamış, kuyruğuna basıvermiş, hayvan feryadı koparmış.
— İşte; evlâtlar! İstanbuldan böyle basarsın, Edirncden böyle ses verir.
Elektriğin tarifi oldu, bitti... Korkarını, benimki de buna benzemesin...
***
Tıp Fakültesinde Dahiliyeci Profesör Frank’m grupile asabi-yede akliyeci profesör İhsan Şükrü Aksel'in grupu anlaşmışlar; müştereken bir araştırmada bulunuyorlar. Mevzu şu:
Bir hastanın kanınd.ı şeker miktarı artıp eksildikçe kalbin ve beynin elektrik mevceleri ne şekilde bir değişiklik arzediyor? Bunu muvazi tarzda inceleyip bir tebliğde bulunmak, ilim sahasında bir yenilik sayılırmış. Fraıık’-ın asistanlarından Doktor Bay Ferhan’Ja Doktor Bayan Sevda ve İhsan Şükrünün baş asistanı Doktor Kâzım Dağyolu bütün gün, hastaya, ceste ceste insu-İin vererek; beyinle kalhdcki elektrik dalgalarını modern aletlerle çizdiler, değişmeleri biz de gözlerimizle görebildik.
Üzerinde tecrübe yapılan hasta, daha evvel, bir talebe grupu önüne çıkarılmıştı. Doktor İhsan Şükrii, talebesine, «Bir asabiye hastasını nasıl teşhis ederiz?» mevzuu üzerinde ders veriyordu. Ben de dinledim. Numune diye koğuşa getirilen bazı akıl hastalan çok konuşuyor ve hezeyan ediyor. Bazıları da tam tersine hiç konuşmuyor, hattâ hareket edebilmek kudretim kaybetmiştir.
Bahsettiğim tecrübe için bu seçilen de «mumyalaşmış» tı, Yani, kolunu yukarı kaldırdınız mr, artık üıdiremiyor, öylece kalıyor. İsmini soruyorsunuz, dudaklarını kımıldatmak istiyor, kımıldatamıyor, tek söz söyleyemiyor.
Insulin işte bu adamcağıza verildi. Şok neticesi, hasta konuştu (1}, yürüyerek yatakhanesine gitti: Aynı zamanda, anlattığım gibi, hasta üzerinde beynelmilel ölçüde bir ilmi araştırma yapıldı.
Bir çok hastalarda aynı mahiyette araştırmalar yapılıp her birinin kalbinden ve beyninden neşredilen elektrik grafikleri zapt olunacak.
Tecrübe sırasında beynin bir çok merkezleri yoklanıyor. Her birinden ayrı mevceler geliyor. Bu ıncvcelere göre, hastalığın hangi kısımda olduğu da tesbit olunabiliyormuş. ileride daha da olunabilecekmiş, İnsanlık buna doğru gidiyormuş. İhtimal, — istikbalde, akı] hastalıklarının pek maddî şekilde tedavi edildiğine şahit olacakmışız, Zira, diğer bir kısımda. — bu arada Dek tor Bayan Beyza'nın dimağ parçacıkannı bir çok defa büyüten modem hurdebinlerle çalışıp bunların büyütülmüş resimlerini çektiğine şahit olduk.
Umumi olarak şöyle bir nokta dikkatimi çekti: 2600 yataklı Bakırköy hastanesinde üniversitenin bu gibi çalışmalarına mahsus ancak 80 kadar yataklı bir müessese ayrılmıştır Aletlerin modernliğine, genç doktorların gayretine nispetle bina küçüktür; {doktorların söylediklerine göre:) Hasta miktarı da azdır.
Filhakika, bahsettiğimiz tecrübe, iki kişinin yatabilmesine ancak elverecek bir odada cereyan ediyordu. On kişi içeriye do-luşmuştu. Kapı açılıp kapandıkça, kanat, tecrübe altındaki hastanın ayağına çarpıyordu. Böyle bir intiba da, alet üzerinde derhal tesirini gösteriyordu. Hattâ bir sinek konuşu bile, beyin elektriğini değiştiriyor. Bir sesleniş, uzıın dalga halindeki elektriği kısa ve gergin dalga haline sokuyor.
Böyle ilmi bir araştırmayı, hariçten gelen benim gibi bir adam, ancak tebrik edebilir. Fakat aynı hariçten gelen adam, ilmi müesseseler için daha fazlrı maddi fedakârlıklar temennisinde bulunsa veridir. Ben de, her şeyden evvel daha geniş bina, daha
üniversite imtihanları
Temmuzun ilk hafta-smda sona erecek
Üniversite İmtülaniftn temmuzun İlk haftasında sona erecektir. Kamplara 15 temmuzda başlanacaktır. B’.ı sene de, geçen yıl olduğu gibi fakültede son sınıflardan bir evvel suu'ta bulunan Öğrenciler kamplara gldî-ccklei'dlr. Fakültelerde kampı İştirak edeceklerin listeleri İlin, edilmiş ve her öğrencinin mtiıettep olduğu birlikler gösterilmiştir, kamplar fasılasız İki ay devam edecektir.
Basma çeşit ve desenleri üzerinde tecrübeler
Verilen malûmata göre Bilmerbank İplik va Dokuma Fabrikaları Mües-sesesl bu sene giriştiği muhtelif teşebbüsler arasında basma çeşitleri Ü-zerlnde de çalışmaktadır. Basma dokuyan Nazilli fabrikasında yeni çeşitler ve mütenevvi desenler üzerinde tecrübeler yapılmaktadır. Hazırlanan programa göre müessese bu yıl 180 yeni desen bastıracak, bu suretle basma ürerinde çalışılıp elde edilen desenlerin sayısı 300 fl bulacaktır. İlgililerin belirttiklerine göre basma sahasında bu sen’e yal ma çeşit ve desen değil, aynı zamanda renk bakımından da terakki kaydedilmektedir.
Şeker fişleri
1 temmuzdan itibaren halka tevzie başlanacak
Belediye, yeni şeker fişlerini hazırlamıştır. Temmuzun birinden İtibaren bunlar halka dağıtılacaktır. Yine nüfus başına bir ay İçin birer buçuk kilo şeker verilecektir. Esnaf ve İmalâtçıların ihtiyaçları İçin belediye E-konoml Bakanlığından 200 ton şeker İstemiştir. Temmuz İçin şehrimize şimdiden 2000 ton şeker tahsis edilmiştir.
Diğer taraftan bu ay dağıtılan şekerlerin fişleri kaymakamlıklarca toplanmaktadır. Bunların toptan hesabı belediyede yapılacaktır. Ayrıca bakkallarda kalan şekerler de teslim ettikleri fişlerle karşılaştırılarak kontrol edilecektir.
Makarna unlarının fiatini kim tesbit edecek?
Şehrimizdeki makarna İmalatçıları 1$ gündür ofisten un alamadıklarını belediyeye bildirmişlerdir. Toprak Mahsulleri Ofisi yeni hattan hububat mübayaasına başladığını, yeni makarnalık un flatlerl tesbit edilmeden un veremlyeceğlrıl İmalâtçılara bildirmişlerdir. Yeni un flatlerlnl tesbit edecek merciin nerede olduğu bilinmediği için imalâtın durduğu söyleniyor. Belediye, bugün Ticaret Bakanlığına müracaat ederek yen! un flatlerlnl Bakanlığın mı yoksa kendisinin mİ tesbit edeceğin! soracaktır.
Makarnacıların söylediklerine göre serbest piyasadan un alındığı takdirde makarnanın kilosu 10 kuruş artacaktır. Yeni flallerle ofis un verdiği takdirde bu madde İki kuruş kadar pahalılaşacaktır.
Pamuklu mensucat tevziine 5 temmuzda başlanıyor
Siimerbank müesseseler İnin pamuklu mensucatı temmuz ayında halka karne İle dağıtılacaktır. Belediye karneleri hazırlatmıştır. Bunlar şeker fişlerde birlikte İstihkak sahiplerine tevzi edilecektir. Bu fişlerle herkes kendi semtindeki bûyi manifaturacılardan nüfus başına üçer metre basma vesair mensucat alabilecektir. Sümerbank, kaymakamlık -larca tesbit edilen bayilere mal tevzi etmektedir. Biitfln dükkanlarda temmuzun beşinci günü satışlara başlanacağı söyleniyor.
Tekel genel müdürü
Bir müddettenberl Ankarada bulunan Tekel Genel Müdürü Hüsnü Kor-tel şehrimize dönmüştür
bol maddi refah ve imkânlar İstemekte âlimlerimizi haklı buldum.
(Vft-NÛ)
(1) Bu arada, küçük partilerden birinin Liderinin ismin! zikrederek:
— Başbakan o olabildi mİ? Yaşasın filânca I — dedi.
Avdet ettiği dünyamızın on ehemmiyetli haberi, meğer, ona göre bu habermiş te kendisine müjdeyi verememekten Üzüldük.
= Motörlü tren =
Ankara - İstanbul ara-
sında gündüz seyahat
p-----—----------------------------------------
Motorlu trenin sürati o kadar mübalâğa ediliyordu ki trenimizin cehennemi bir süratle mesafeleri çılgınca geçmeğe haşlıyacağı anı heyecanla bekledik. Biz be kİ eye d ürürken aradan 8 saat geçmiş, îstanbula gelmişiz
Motorlu tren demiryolculuğumuzda muhlin bir hâdise oldu. Yavaş glduı trenlerimizin arasına bir hızlısının karışması îstanbuidan Ankaraya. An-karadan İstanbul» yıldıran gibi gidip geleceğimizi bir çok kimseye zan-Ticttlnnlştlr. Motörlü tren saatte en çok 140 - 150 kilometre yapmasına rağmen tecrübe seferlerine bulanmadan evvel bizim İçin yeni olan bu vasıtanın sürati hayallerde Tepkili uçağın süratine yaklaştırılmış ve tıpkı ona binmek gibi korkulu bir iş, bir aşırı cesaret hâdisesi telâkki edilmiştir.
Devlet Demiryolları idaresi motör-111 trenin Ankaradan İstanbul» yapacağı bir sefere gazetecileri davet ettiği zaman bu daretln biraz tereddütle karşılanması, öyle sanıyorum kİ, motorlu trene blnıaeoln tehlikeli bir maceraya alılmak gibi telâkki edilmesinden İleri gelmiştir.
Tereddüt
Neteklm benim bu daveti kabul ettiğimi öğrenen bazı sevgili dostlarım hayli üzüldüler. Durup dururken böyle tehlikeli İşlere girmenin hiç de lüzumu olmadığını söylüyor:
— Vazgeç canım, diyorlardı, motörlü tren hele bir kaç kere gidip {.elsin, ondan sonra bir gün nasıl olsa binersin.
— Hakikaten tehlLke var mı dersiniz? Bu tren saatte en çok 140 kilometre gidiyormuş Tabii yolun her yerinde de bu süratle gidecek değildir. Gerçi trenlerimiz at arabalarından biraz hızlı gidiyorsa du Avrupa trenleri için saette 100 - 140 kilometre âdi bir sürattir.
— Sen Avrupa trenlerine bakma, dediler, bizim demlryollarımız böyle bir sürate- dayanacak takatte değildir.’
— Peki amma Devlet Domtry.Hları İdaresinin mühendisleri her halde demiryollarımızın durumundan haberdardırlar. Eğer ortada büyük bir tehlike olsaydı vatandaşları'böyle bir tehlikeye maruz bırakmayı göze alırlar mıydı? Memurlarımızın mesuliyetten ne kadar korktuklarım bilirsiniz.
Fazla dayatmadılar ama her halde İyi bîr şey yapmadığımda İttifak ettikleri belli oluyordu, fi ''m bahis mevzuu olunca dostların gösterdiği telâş İnsanı ne kadar mütehassis eder bilirsiniz. Ben do bir taraftan aynı tahassüsün ruha yıldrs yağmuru gribi inen mesut, heyecanını tadıyor, fakat bir taraftan da Ankara -İstanbul arasındaki 13 saatlik, 14 saatlik mesafenin yine trenle 8 saate indiğini görmenin cazibesinden kendimi kurtaramıyordum.
Fazla dostu olduğunu anlamanın insana verdiği b.c emniyet vardır, içimde bir şiipho uyanmasına rağmen, İstanbul gazetecilerini motörlü trene binmek üzere Ankaraya götüren foı trene o sırada bulunduğum İzmitten işte o emniyetle bindim Trende dört bey muhabir arkadaştan başka kimse yoktu. Şöhretli İmzalar gelmemişlerdi. Bunda şüphesiz, İstanbul gazetecilerini Ankaraya götüren yataksız trende misafirlere reva görülmesi Adet olmıyan, sabaha kadar otururken uyumak gibi rahatsız bir seyahat rejimi tensip edilmesinin büyük rolü vardır -ve biraz tereddüt edenlerin derhal cıjmularına mutlaka bu cebep olmuştur
Müthiş rivayetler!
Ankarada karşılaştığımı» dostlar nıotörlö trene binmek üzere geldiği-
mizi öğrenince bize birer kahraman gibi bakıyorlard. Motörlü tren hayallerde süratini hayli arttırmıştı. Yarı ciddi, yan şaka neler ditiliyorduk:
O kadar hisli gidiyormuş kİ yolda önünden kuşlar kaçamadıkları için ön tarafına çaroıp çarpıp yere diişti-yorlarmış. Mutörlü tren İlk lecrübe seferinde Ankaraya kanlar İçinde gelmişi
Seyir esnadında p»ncerolorl açmak yasakmış. Bu yasağı dinlemeyip de pencereler! açmaya kalkanın başı fazla süratten pencerenin çerçevesini1 çarpar, tuz i buz oltırmuşi
Virajlarda bırlhlrlerlno çarpıp hurdahaş olmasınlar dlyo yolcuları tren kalkmadan evvel oturdu ilan yere sıkı sıkıya bağlıyorlar, bağlanmayı reddedenler İçin mesuliyet kabul et-
mlyorlannışl
Sigorta, şirketleri motörltl trene öl-.
Müstahzarat ve ecza darlığı
Döviz temin edilememesi yüzünden ileri geliyor
Son zamanlarda piyasada tıbbi ecza ve müstahzarat bakımından sıkıntı hissedilmektedir. Evvelce bu mallar birçok memleketlerden temin edilmekte, bu arada İngiltere, İtalya, İsviçre ve Aınerıkadan İthalât yapılmaktaydı. Fakat bir müddettenberl dolar ve İsviçre frangı verilmemesi yüzünden Amerika ve İsvlç reden yapılan İthalât azalmıştır.
Piyasada vitaminli müstahzarat lic Amerlkadan gelen kristallze penisiline çok ihtiyaç vardır, tngll tereden getirilen penisilin soğuk hava depolarında ve frijiderlerde muhafaza edilmekte ve uzun müddet beklemeye müsait olmadığından çabuk bozıımaktadır. Bu İtibari» kristallze penisilin piyasada çok aranmaktadır. Yeril müstahzarat Avrupa ve Amerika ilâçlarının yerini tutmaya çalışmaktaysa da bilhassa burada yapıl-nııyan İlâçların darlığı hissedilmektedir. Sıhhat Bakanlığının penisilin ve streptomisin gibi İlâçların yurda lüzumu kadar getirilmesi İçin gereken dövizi ayrıttığı bildirilmekteyse de bu piyasadaki serbest eczacıyı İlgilendirmemekte, hem de Bakanlıkça ithal edilecek mallar zaruri maddelere münhasır kalmaktadır.
itecekleri ancak 500 Uraya sigorta etmeyi kabul etmişler; tehlike fazla olduğu İçin daha fazlasına razı olmamışlarmış.
Hayaller İşliyor, mübalâğaya İstidadı olanlar şayanı hayret tablolar çiziyorlardı: Motörlü tren bacasından öyle alevler çıkavıyormuş kİ bu alevin İçine düşmekten kendilerini kurtara-nııyan kuşlar derhal kebap oluyor, fakat kebap olan kuşlar hususi bir tertibat sayesinde motörlü trenin mutfağına düşüyormuş. Trende bütün tertibat otomatikmiş. Çaylar, kahveler, yemekler bir düğmeye basılınca kendiliğinden önünüze geliyormuş, çünkü cehennemi süratle seyreden trenin içinde dolaşmak mümkün değilmiş!
Eğer tren Blleclkte frenleri sıkmaya başlamazsa Haydarpaşa garı tehlikede imiş!
Motörlii trenin sebebolduğu bu hayal oyunları hepimizi kahkahalarla güldürüyordu. İstanbuldan Ankaraya gelirken bir adamı İkiye, bit eşeği dört parçaya böldüğü haber! üzerimiz de hiç da lyl tesir bırakmadı. Sabah saat sekizde Ankaradan bu harlkuiâ-de trene binerken bizi geçirmeye gelen arkadaşlarımızla helftllaştık. cNe-den bu trene biniyorsun uz diye soranlara biz de «kırk yılda bir elimize fen kurbanı olmak fLrsatı geçmiş, hiç kaçırır mıyız?» diye şakalaşıyorduk. Hızlı giden trenin dışı biraz acayip ama İçi yavaş giden trenlerimiz gibi İdi, AnkaralI gazeteciler is-taı^ullıılardan daha baskın çıktıkları İçin her tarafı doldurmuşlardı. Yolcular arasında Milletvekilleri, Devlet Demiryolları Umum Müdürü Galip Güran, demiryolları erkânı vardı. Treni bir mühendis sevkedl-yordu. Bütün bunlar emniyetsiz trenin (!) emniyet verici unsurlarım teşkil ediyorlardı.
Ulaştırma Bakam B. Kasım Gülek yolcuların teker teker ellerini sıktıktan sonra trenimiz tam saat sekizde kalktı, Motörlü tren hakkında dinlediklerimiz kulaklarımızda küpe gibi durduğu İçin trenimizin cehennemi bir süratle mesafeleri çılgınca yemeğe başlayacağı anı hafif bir heyecanla bekliyorduk. Bunu îstanbula varıncıya kadar boş yere bekledik. Gerçi trenimiz hızlı gidiyordu Fakat bozkırın ufukları dalma geni; olduğu için Türk trenlerinde ilk defa kaydedilen bir süratle gittiğimizi pek farketmlyorduk. Yalnız zaman zaman 140 kilometre üzerinde olduğumuz haber veriliyordu. Devlet Demlr-5'olları İdaresi misafirleri İzaz ve ikramla meşguldü. Hayal olan otomatik servisi, hakikatte yataklı vagonların becerikli garsonları İdare ediyordu. Esklşehlre doğru hava fazla ısındığı İçin pencereler de açLİdı. Trenin İçi püfilr püfürl Ve îstanbula kadar masaların üzerinde duran malzemeden topu topu İki maden suyu şişesi devrildi. O kadar.
Motörlüniin macerası
Motörlü treni daha harb İçinde görecekmişiz. İdare o zaman Almanya'ya ısmarlamış, fakat zavallının başına hayli felâket gelmiş. İlk defa yapıldığı zaman bombardımana uğrayıp harabolmuş. Yeniden yapmışlar, bu sefer da ortadan kaybolmuş-Bizim demiryolu heyeti motörlü trenimizi Fransada perişan bir halde bulmuş. Dahil! tertibatı burada Türk ustaları tarafından yapılmış: doğrusu pek güzel do otmuş.
Devlet Demiryolları umum müdürü B. Galip Oüran’a bu işte bir tehlike olup olmadığını sorduğum zaman güldü:
— öteki trenlerimiz şüphesiz bu süratle gidemezler. Yollarımızın eskiliği, tekerleklerinin yapılışı, vtraj-lar buna İmkân vermez. Fakat motörlü tren görüyorsunuz küçük bir trendir. Tekerlekleri de sürate ve raylara daha elverişli bir şeklide yıplmıştır. Mazotla İşlediği için de daha temizdir. Her halde hiç bir tehlike de yoktur* dedi.
Motörlü trenin bence en cazip tarafı İstanbul ile Ankara arasını 8,5 saatte ve gündüz gözlle geçmesidir. Esklşehlrie İstanbul arasındaki tabiat dalma güzel ve mütenevvldlr. Bu 8.5 saat, sohbet arasında kolayca geçiyor. Yatak külfetine katlanmak lstemlyenler herhalde motörlü treni tercih edeceklerdir.
Oevket Bade
Beyaz ekmek
Belediye un mubayaası işini üzerine almak istemiyor
Halen satılmakta olan ekmekten başka daha has İkinci tip bir ekmeğin çıkarılması İçin Ticaret Bakanlığı Belediyeye İzin vermişti. Bu ekmeğin unu serbest piyasadan temin edileceği Bakanlık emrinde bildirilmişti. Belediyenin yaptırdığı tetkikler sonunda beyaz ekmeğin çok pahalıya malolacağı, fazla olarak da İvan’oul re civar piyasalarına muntazaman beyaz un temin etmenin güçlüğü tesbitedUmlştlr. Bu sebeple Belediye böyle bir teşebbüse girmeğe cesaret edemiyor. Beyaz ekmek çıka-riıdjğ» takdirde şehir nüfusunun yarısının bu ekmeği alacağı tahmin e-dtldlğl için günde 1500 çuval has un sarf edileceği hesaplanmaktadır. Bu kadar buğdayı muntazaman mubayaa etmeğe ve diğer işler hususn-da Belediyenin kâfi teşkilâtı olmadığı söyleniyor. Bu sebeple Bakanlığa bir yazı gönderilerek daha müsait şartlar gösterildiği takdirde bu ekmeğin çıkarılabileceği bildirilecektir. ________
Yeni memur alınmaması dairelere ve belediyeye tamim edildi
Hükümet, bütçede tasarruf temin etmek maksadlyle bazı tedbirler almıştır. Bu arada münhallere yeni tayinlerin yapılmaması ve terfi müddetleri gelenlere yapılacak zammın bir müddet geri bırakılması tebliğ edilmiştir. İçişleri Bakanlığı şehrimizdeki resmi dairelere- bu arada belediyeye de birer tamim göndererek hiçbir surette yeni memur alınmamasını bildirmiştir. Tamimde, bu emre aykırı hareket eden daire âmirleri hakkında takibat yanılacağı İlâve olunmaktadır.
Yağmurlar
Trakyada zararlı olmağa başladı
Edirne 28 — Son günlerde sürekli olarak yağan yağmurlar tararla bir hal almak İstidadında dır. Bu yüzden bir taraftan nehirlerin taşması iki sahil boyunda ekili mahsulleri tehdit ederken diğer taraftan kemale gelmiş ekinlerin de biçilmesine engel , olmaktadır. Mahsulün geçen yıllara nazaran mukayese edilmez bir' bereket ar2ettlğl bu yılda yağışların kesilmesi bekleniyor.
Bir köye yıldırım düştü
Çerkesköy — Bucağımıza bağlı Karaağaç köyüne yıldırım düşmüş ve köy muhtarı Rıza Tez elin evi ile a-hırını yakmıştır. Zarara uğrayan muh tara Kızlay Demeği tarafından para yardımı yapıldığı gibi .ayrıca Kapaklı köyü tarafından kereste yardımında bulunulmuştur.
Edlmenln. Haşan paşa mahallesi Mektep sokağın» İsabet eden bir yıldırım, mutfakta yemek pişirmekte olan Bayan Fatmanın sağ kolunu ve sağ bacağını yakmıştır.
İSTANBUL HAYAT!
Bay Müdürün ağzındaki bakla!
Sümerbank sellüloz tvnayii ınüessesesiniıı daveti üzerine İz-mite giderek kağıt fabrikasını gezen gazeteci arkadaşlar orada gördüklerini, duyduklarını anla tıyorlar. Bugiin mevcut iki fabrikanın istihsal ettiği kâğıt, memleketin ihtiyacını karşılıyamıyor-muş. üçüncü fabrikanm makineleri de ısmarlanmış.
Gazetecilere izahat veren fabrika müdürü şöyle diyor:
«— Fabrika son sistemdir. Eğer bugün kendi ayarında olan Şimal memleketleri fabrikalariy-le rekabet edemiyorsa bunun sebebi, iptidaî maddesi olan iyi ağaca malik olmamasıdır. Mütehassıslar, memleketimizde bu işe yarıyacak yeter miktarda ağacın mevcud olduğunu söylüyorlar; fakat bunları bulmak ve getirmek pek müşküldür.’» LL
Şaşılacak şey. Evet, nasıl şaş-O nuyalım ki, memleket içinde ipli-û-daî maddesinin mevcut olup ol-Ç\| madiği tetkik edilmeden, bunla-M— rın bulunmasında ve naklindeki O zorluklar göz önüne alınmadan, £ milyonlar harcanarak muazzam O kâğıt fabrikaları kuruluyor ve'Jj bu fabrikalar yabancı memleket- J-lerdeki emsali kadar randıman 2* veremiyor.
Fabrika müdürünün izahatı 0) şöyle devam ediyor:
M—
«— Bu durum karşısında, memlekette mevcut İptidai mad- o deleri getirtebilmek imkânlarını sağlamağa ve satın aldığımız '-' "5 balarda fidanlar yetiştirmeğe^ çalışıyoruz,» , CJS
Bu gayret, geminin istînıine benziyor. 193$ senesinde işleme-Ç^ ğe başlıyan fabrikanın iptidai maddesini uzak yerlerden arayıp bularak nakletmek veya kendisine yakm sahalarda fidan yetiştirmek işi ancak bugün, yanı on iki sene sonra düşünülebiliyor. Demek ki fabrika kurulurken:
«— Hele biz gidelim de istim sonradan gelsin... denilmiş!
Müdür, fabrikanın zarar etmediğini, bilâkis, senede bir buçıık milyon lira kadar bir kâr bıraktığını söyledikten sonra ilâve ediyor:
«— Yalnız gazeteleıt verilen kâğıttan zarar ediyoruz. Hükümet, az satıştı gazeteleri himaye için kâğıdı 65 kuruştan sattırıyor. Halbırki fabrikanın zarar etmemesi için bu kâğıdın 85 kuruştan satılması lâzımdır...
Neden acaba? Fabrikanın 85 kuruşa satarsa ancak zarardan kurtulabileceğini iddia ettiği kâğıdı, yabancı memleketlerin fabrikaları daha iyi kalitede imal ediyorlar ve 28 kuruşa satıyorlar, cayır cayır da para kazanıyorlar. Arada, kilo başına 57 kuruş gibi fahiş bir fark var. Bu yükseliş nereden geliyor?
Sözüm ona, büyük fedakârlıklara katlanılarak gazetelere ucuz fiatle verilen kâğıtların piyasada başkalarına satılmasını önlemek için pembe renge boyandığın söyiiyen bay müdür şu izahatı veriyor:
«— Pembe kâğıdın hazan halk tarafından beğenilmiyerek fabrika aleyhine mütalâalara sebebiyet verdiğini biz de görüyoruz. Bunu önlemek için bu kâğıtların cilâJandırılmasını düşünüyoruz. Bu takdirde kilo başına on beş kuruş kadar bîr zamına ihtiyaç hasıl olacaktır.»'
Hah, bav müdürün dilinin altında gevelediği bakla nihayet meydana çıktı! Zam,. Şimdiye kadar kâğıt fiatlerinc yapılan zamlar az geldi, bir de cilû zammı çıkıyor. Hem de kilo başına on beş kuruş.
Ha gayret, baylar! Kâğıdın yüzünü kızarttınız, kilosunu da yüw kuruşa çıkarınız da kesirli hesaplardan kurtulalım bari!
Cemal Refik
Milletlerarası üniversite* ler teşkilâtı konferansı ü. N. E. S. C. O. ya bağlı olarak teşekkül eden Milletlerarası Üniversiteler teşkilâtının bu senekl konferansı 2-13 Ağustosta Hollândad» Ut-reeht şehrinde toplanacaktır.
Üç yüze yakın üniversitenin iştrak edeceği bu konferansta bütün dünya üniversitelerini alâkadar eden mevzular müzakere edilecektir.
Konferansta İstanbul üalversite»l-nl temsil edecek olan Ord. Prof. (ML Tevflk Sağlam ve Edebiyat Fakültesinden Ord. Prof. Besim Darkut temmuzun nihayetlerine doğru Hollân-daya hareket edeceklerdir.
AKŞAM
Sahlfe 4 '
Tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer...
Pangaltı ve Şişlideki cüretkâr hırsızlar nasıl ya kalandılar?
Hır uzlar v« Kırûzlik için söylenmiş iki darbımesel -r Hırsızlık vakalarının azalmasındaki âmili cifi elerdir?. — Doktorun evinden yakayı sıyırıp oto-tnobilolnin evinde kapana giren iki sabıkalı — İbret verici bir tesadüf...
Yatan: REMZİ TOZANOĞLU
karmamaya gayrc-t ederek oda kapısını açmış ve süratle elektriği yakıp merdivenlerden aşağı İndiği zaman, bir adamın kucağında radyo olduğu halde sokak kapısının önünde olduğunu görmüş, bir taraftan onu yakalamağa uğraşırken, hırsızın gözcü arkadaşı d* müdahale ederek Fahrinin kollarını tutmak »üretil® arkadaşının ve kendisinin kurtulmazını temin etmiş. O «ırada biraz uzaktan gelen »abohçı polis devriye ve bekçi düdüklerinden de büsbütün huylanan bu iki gece işçisi çaldıkları radyoyu da oracıkta bırakarak sırra kadem basmışlardır.
Zabıta İç* el koyunca hırsızların radyodan başka blir şey aşırmadıkları onu da götüremedlkleri anlaşılmış emniyetin alâknh memurları da Fahri Şensoyun verebildiği eşkâl üzerinde takibata geçmişlerdir.
Zabıtanın kanaati, o gece İçin yaka yı sıyırdıklarını gören bu iki gece hırsızının çok geçmeden yine o civarda böyle bir İşe yeltenecekleri mer kezlnde olduğundan bütün civar mın-takada lâamgelcn tarassut tedbirleri alınmış mahalle bekçileri d* «İvil memurlarla takviye edilmiştir.
Filhakika iki gece sonra sabaha karşı saat dört buçukta, ortalık aydınlığa kavuşmak üzere olduğu bir sırada Pangaltıda Çimen sokağında, otomobilci Ahmet Kâmil GOlman’in oturduğu 150 numaralı evin penceresini bir demir parçasil® kanırtarak açan bir şahsın İçeri daldığı t» bunu takiben diğer birinin de girmek üzere olduğu görülmüş ve etrafta lâ-nmgelen tertibat alındıktan »nnra kıskıvrak yakalanmışlardır.
Kapanda yakalanır gibi el» geçen bu gece İşçileri, zabıta merauUarum söyleyecek bir söz bulamamışlar, bu arada. Fahri Şensoy ile de muvacehe edilince, doktor Seyrinin evine girenlerin d® kendileri olduklarım ve o civarda yaptıkları diğer hırnushkları da bülbtll gibi anlatmışlardır.
Bu cüretkâr hırsızların hüviyetleri tahkik edilince. İkilinin de Galatada-kl hamamlarda yatıp kalkan sabıkalılardan «Haşan Pllevnell» İle «Kerim» oldukları tesblt edilmiş ve suçlarının hesabını vermek üzere adalete teslim olunmuşlardır.
•a*
Garip, fakat İbret verici bir tesadüf...
Hırsızlar, polis muhafazasında «SUÇ üstü» mahkemesine girmek üzere sıra beklerlerken İki kapı alt tarafındaki üçüncü ağır ceza mahkemesinde; evvelce tafsilâttı® yazmış olduğumuz Sultana!)mette oturan ve bir şirket müdürü olan Namık Amaç’ın evine giren hırsız Süleymanı bıçakla öldürmüş olmasından doğan dâvâ hakkında, iddiasını zerdeden savcı Cahit Türesoy sözlerini şöyle bitiriyordu:
•— Namık Amaç, malına ve nefsine vukubulan bir tecavüzü defetmek için hırsız Süteymanı öldürmüştür Ecraetlne karar verilmesini İsterimi.»
Remzi TOZANOCLU
Rabıtanın hıralılık nglan taklba-Und» lhtlsa* sahibi olan Ta ylffi-(1 ««maklllcr» ar**inda bulunan bir »■im dalma tekrarladığı İki darbı-SaeMİ vardın «Bınnalılrtan umsaydı ■açan umardı». «çekirge1 bir «ıçrar İki aıçrar, Oçüncüd» mutlaka ala ge-
nihakika emnly«t teşkilâtını en faıla yoran «hırsızlık» «uçu. olmasına rafinen, bu İşi yapan en anlılarının bile çok geçmeden kuyruklarını kotardıkları da muhakkaktır.
içte »on zamanların Muzaffer Aydınlan. uçakla cebirden şehire uçup kaçarken yakalanan Burhanlar. lda-nalndckl otomobille v® cebindeki bir çok anahtarlarla istediği gibi at oynatacağım zanneden İhsanlar ve daha bir çoğu cezaevinde yıllarca mahkûmiyetlerinin gönlerini »ayıp duruyorlar.
Hırsızlık vakaları hakkında son tutulan İstatistikler bu suçun 1847 senesine r.lsbetle bu senenin İlk yansında bir hayli azalmış olduğunu ve yapılan hırsızlıkların çekil v« kıymet ttlbarllc hiç >te ehemmiyetli bulunmadığını gösteriyor.
Eski zabıta memurlarının söyledik -terine göre, evvelleri daha cöretkâ-ıax,e ve maddi bakımdan daha e-hemmlyetll şekilde yapılan hırsızlık* tara artık rastlanmaz olmuştur. Bunda alâkalı zabıta memurlarının da çolışmalarlle beraber,, halkın da zamanlara nlsbetle daha müteyakkız bulunması âmil olmaktadır.
Her nekadar «hırsıza kilit olmaz, darbımeseli de yabana atılmazsa da, «Sen deveni bağla da ondan sonra Allaha emanet »th eözü da asırların bize kadar getirdiği büyük «özlerdendir,
İşte bazan tedbirsizlik, bazan da hırsızın cüretkârlığı emniyet mödhr-lüğûnün alâkalı memurları d; bir hayli uğraştırdıktan sonra eninde, »onunda İşin mahiyetin! meydana koyuvermektedir.
İşte son birkaç gün İçinde Nlşantaş, Ş1;1J ve Pangalti civarındaki bazı hırsızlıkların yeni failleri de yakalarını polLln eline kaptırmış bulunmaktadırlar.
Tip lUbarile şsyam dikkat olan, bu hırsızlıklaruı yapılış şekli ve suçluların yakalanması şöyle olmuştur:
Şişlide Hasat sokağında 38 sayılı evde doktor ’Seyfl Basa isminde bir sat oturmaktadır. Doktor bazı günlerini burada, baa .günleri de yazlıkta ailesinin yanında geçirmektedir. O saman da evde doktorun yanında çalışan Falırl Şenzoy İsminde biri kalmak tadır
Fahri Şensoy. geçe gece erkenden yatmış olduğu İçin uykusunu vaktinde almış ve saat üç buçuğa doğriı uyku İle uyanıklık arasında bir halde iken alt kattan bazı sesler gelmekte olduğunu hissetmiştir.
Fahri Şen «oy, İyice kulak kabarttığı zaman fi şaşıdaki seslerin kesilmediğini farketmlştir. Fahri, usul usul kalkmış ve mümkün mertebe ses çı-
Sanayi mıntakası
Limanın yeri kararlaştırılmadan kati surette tâyin edilemiyor
Liman İçin yeniden bahis mevzuu olan I'cnllıapı nabllkrl
Umumi meclisin geçen cuma günkü toplantısında Eminonünde Sururi mahallesindeki fabrika vs batakhanelerin bir taraftan çıkardıkları pl» kokular, diğer taraftan yaptıkları gürültü dolaj’isllv bu semt halkının istirahat ve sıhhatini bozduğu müzakere mevzuu teşkil etlerken şehrin liman ve sanayi mıntıkasına da temas edilmişti. Mecliste verilen İzahata göre İstanbul limanı henüz tesblt edilmeden vo şehrin sanayi m m fakslan kati surette bilinmeden bu havalideki fabrikaların muayyen bir yere nakledilmesi bahis mevzuu olamamaktadır.
Şehrin iktisadi vezly-ctllo sıkı sıkıya alâkalı olan bu mevzu etrafında tahkikat yaptık. Sanayi mıntaknlan ve Uman hakkuıdaki Belediyece düşünülen ve kısmen karara bağlanan cihetleri aşağıya yazıyoruz:
B. Prost İstaubuldakl sanayi mües-Fe3elerlnl üç kısma ayırmıştır: A. — Mesken mıntakaiannda bulunmıya-cak ve vaziyetleri itibarlı® umumi sıhhati İhlâl edecek mahiyette bulunacak eğir sanayi; B- — Meskenler arasında bulunabilecek ve aralarında mesafe bulundurulması lcabe-, den daha hafif sanayi; C. — Birleşik bina halinde İnşa edilmelerinde mahsur otaiyau ve meskenler arasında bulunmalarına cevaz verilecek hafif eanayL
Bu iki kısma ayrılacak sanayi müesseseler!, sıhhi mahzurlar izole edilmek şartlle, kendilerine tahala edilecek mmtakalanla kurulacaklardır. Şehrin Haliç mıntakaaile sur harici olan yerlerde birinci ve İkinci sınıfa ayrılacak sanayi müesseseler! yerleştirileceklerdir. Ağır sanayi da sncak liman mıntakasında teksif edilecektir. Prost, ağır sanayi m intakısın Bakırköy İle Zeytinburnu arasında tesis etmek fikrindedir. Fakat ağır
İstanbul Sular idaresinden:
İdare ihtiyacı İçin aşağıda yazılı malzeme karşılarında gösterilen ta-
rihlerde kapalı teklifle satın alınacaktır.
1 — Muhtelif Kontrbrltler 30,040
2 — Lâstik çizme ve balıkçı muşambaları 30.8 948
3 — Muhtelif perçin çiviler! ve ağaç vidalan 5.7.948
4 — Muhtelif boya ve fırçalar 5.7 948
5 — Muhtelif demir ve çelikler 7.7.948
-Bu malzemelere ait şartnameler levazım dairesinden alınabilir. Her kalem malzeme İçin teklif bedelinin % 7,5 ğu nispetinde bir teminat ya-tınlacaktir.
İsteklilerin evsaf zikretmek va teminat makbuzlarını da raptetmek suretlle teklif ve numuneleri yukarıda yazılı tarihlerde saat 11 e kadar Beyoğlu İstiklâl caddesinde tdare merkezinde Muamelât dairesi şefliğine vermeleri (8911)
sanayiin bu havalide yerleştirilmesini müstakbel şehir limanlle alâkalı görmektedir. Alâkalı Bakanlıklar, bir müddet evrvel şehir limanının Selimi- | ye önlerinde kurulması fikrini , ileri j sürmüşlerdir. Limanın Bcllmlys ünlerinde tesisi fikri hemen hemen katileşeceği sırada bu sahanın pek dar olması ve arkasındaki sahanın da limana alt tesisata elverişli olmaması yüzünden bu tasavvurdan vazgeçilmişti.
8. prost®, şimdi eski noktal dam-rını ileri sürerek İstanbul İçin en tabii liman mıntakası olarak Yenlkapı sahillerini muvafık görmektedir. Şehir limanının Yeıılkapıda tesisi hükümet tarafından resmen kabul «dildiği takdirde ağır sanayi mıntakası da Bakırköy Ue zeytinburnu arasında kurulacaktır. Liman meselesinin bu suretle kati bir karara bağlanmamış olması yüzünden Bakırköy plânı da umumi meclis tarafından kabul edilememiştir. Bakırköy plânının henüz tasdik edilmemesindeki sebep bııdur.
Bundan başka umumi meclis tara-f ir dan kabul edildiği halde henüz hükümetçe tasdik edilmeyen Eminönü mıntakası plânının tasdiki de — ağır sanayiden başka —> diğer «a-nayl müesseseler! meselesini halledecektir. Eminönü mıntakası, şehrin bir ticaret sahası olarak tesblt edilmiştir. Ticaret mı makasında — Haliç sahillerinden başka — İkinci ve üçüncü, sanayi mllesseselerl bulunabilecektir. Bu müesseseler!n nasıl kurulacağı, ne gibi sıhhi ve fennî şartlara riayet edecekleri hakkında bir talimatname de hazırlanmıştır. Plânın ticaret mıntakası olarak ayırdığı Eminönü sahasına alt kısmı tasdik edildikten sonra hafif sanayi mınta-kası da kati surette halledilmiş olacaktır.
Haklı şikâyetler
— ■-------
Defterdar yokuşu yolu
Belediye İmar Müdürlüğünün Defterdar yokuşu yolu hakkından yazışım dün gazetenizde o-kuduk. Bizim da bu yolda şikâyet v* İtirazımızın dercini gazetenizden rica ' ediyoruz.
1 — İmar Müdürlüğünün dediği yolun meyli n® 12 den aşağıdır, ne de virajlar vasıtaların kolaylıkla hareketini temin •-debllecck bir şekildedir. Çünkü mevzuu bahis yolun mebdei te müntehisi 9 metre genişlikte olduğu va bir milyon liradan fazlaya mal olacak yüz metrelik bir kavis yolun genişliği İM 1A değil 20 dahi olsa bir falde temin etmeyeceğini bir çocuk dahi İdrâk eder.
2 — Bu bölge tastikll İmar plânına gör» yeşil saha oJ&rak tesbltedl İnmiştir, Deniliyor İd: Yeşil saha olan kısım bu bahri geçen yerden İtibaren aşağıya kadar olan »ahadır ki çenelere® evvel İstimlâk edilerek BeledS-yenln malı olmuştur. Halbuki Bugün bahis mevzuu olan arsalar Üzerlnd* Isa hâlen yeni a-partınanlar İnşa ediliyor. Acaba İstimlâki muhayyel olan bu arsa lora yapılmakta olan apartmanlar için hangi tmar Müdürlüğünden müsaade alındı bunu. bilmek İstiyoruz.
tkl ay evvel biz de İzin almak İçin İmar Müdürlüğün» müracaatımızda İleride istimlâk •-dilmek dilşûncealle ancak İki bu şuk kata müsaade verebileceklerini söylediler. ( Acaba ne zaman İstimlâk edilebilir?} Sualimize karşı müdür bey bu istimlâki ne bLzlm, ne de tor unlanmam göremlyeceklerinl İlâve etti.
Bugün hakikat olan bu fikirleri tekrar tebarüz »ttirlyonus kİ, Simetrilerden Tophaneye İnecek olan 15 metre genişlikte yüzlerce metre uzunlukta ve «n küçüğü yüz bin lira kıymetinde ki blnalan istimlâk İle bu yolun yapılma» bir rüyaya benziyor. Bu hülya v» rüya için ytUarc* maddi mahrumiyetler yüzünden kuramadığımız aile ocağı m bugün hükümetimizin, şefkatli ehle yardım imkânları hazırladığı bir umanda kurmağa çalışmak hakkımızdır zannederiz.
Biz de diğer arsa komşularımız gibi bina yapılmasına müsaade İstiyoruz. ş.
Bir eski emeklinin Meclis Başkanlığına telgrafı
Eski emekliler hakkında bir tasan hazırlandığı yazılmıştı. Posta ve Telgraftan emekli Ziya özgür el Afyon milletvekili Sadık Aldogan vasıtasüe Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bir telraf çekerek eski emeklilerin hizmetlerine mukabil süründüklerinden bahisle altı ay evvel hazırlanan kanunun çıkarılmadığından şikâyet etmiştir.
MEVLÜD
Aile reisimiz emekli veterlnet ŞAKİR SOMUNCVOGLU’nun vefatının 40 ncı gününe raslayon 50 haziran Çarşamba gönü Teşvikiye camiinde İkindi namazını müteakip, mevlûdö şerif okunacağından arzu eden akraba ye dostlarının teşrifleri rica olunur. Somuneuoğlu ailesi
_______29 Haziran 1^18
Çekoslovakya’ dan kaçanlar
Bir uçak, 3 tubayla Fransaya indi
m™, m (*r> _ için-d« üç Çak »ubayil® bir kadın bulunan bir tayyare dûn sabah Cflyeuz civarında yere inmiştir, Çekps.lovakyadan gelen bu dört kişi kendilerinin derhal İngütereye gönderilmesin! İstemişlerdir. Yolcular nezaret altına siyim ıştır. •«
Londra, 28 (A?) — Çekoslovakya-dan, Möravyalı Muallimler Korosunun başkanı olarak geçen hafta Els-teddfod'dakl musiki festivaline iştirak «den Korci Zbytek artık memleketine dönmemeye karar vermiş ve şöyle demiştir:
«Komünistler İktidara geldikten son ra Çekoslovakyada dört ay yaşadım. Çekoalovakyadakİ zulüm ve istibdat hakkında yazılanların doğru olduğunu kendi müşahedelerime istinaden söyleyebilirim.»
Mühim bir keşif
Tifoyu 3 günde tedavi eden ilâç
Baltimore; Amerika, 28 Doktorların haber verdiğine foyu üç günde tedavi eden İlâç bulunmuştur. «Chlormyeetin» adı verilen bu İliç İlk defa olarak geçen «en® Malaya’da tatbik edilmiş, son zamanlardaki tecrübelerde de 13 ki.ji bu tedavi sayesinde İyi olmuştur.
(AP> — göre, tl-yenl bir
YENİ TAYIN:
a a a a m e
Sekizinci »a yırı çıkmıştır. İçindeki «TCIrk FcMnb. AUtürkün İlk tcılml Ljledifitnl »Ostaun «Dilini BU*. İlk Türkçülerden -SeraıMUtn, Bam!.. -UylkUk nedir., .K.va kuvvet» kanı» »lbl yarılkn her Türk aydını «kumalıdır.
ANNEMİN MASALLARI
Çocuklar çln hasırlanan bu «er nseSlujr çocuk romancın (M»ud UadMr> dan Nalın» Hâllt Yagar&glu tarafından CUımiıe çevrllnılftlr. Çocukların mvc *eve okuyacaktan hlkSyeler!« «Üalencn bu kitap Oç renk rtlıel bir kapak tçtnde M sahile olarak Mtısa çıkarılmıştır. Flatı 250 kuruştur. Küçük okuyucularımıza tavsiye ederiz.
B 0 T Û X YALAN
Muazzez Tahsin Berkand
BavU. mlzuıcltarhk. fedakarlık. İnUkam. »ençllk a.taai (ibi deileik heyecanlar İçimle ■izi yalatabilecek, bitirmeden elden hıra-kamryacagınır, ajkla merhametin çarpıj-masuü tahUl «den (Orükleyicl bttyflk bU romaato.
Muazzez Tahcid Bazkandıa hcplrulic» malûm t«mts OaKU»n« yanlan bu raman inkıUp KlUbevl tarif ından neşredil m i; e« 350 Krf. flatle çıkmıştır.
ORMANDAN YAPAAKLAR
Kerim» Nadir
Memleketimizde yamanları (n tok okunan v» »evilen Kerim» Nadlrıo bu son romanı «rvcUcUerden çok dol(un. çoh daha »Özeldir.
Ajk, Ol tiren, ıstırap ta^an bu romanda Kerim» Nadir ormııad» geçen bil eda btr aşkın hikâyesini talU Uılûbıie bize yaprak yaprak döküyor.
İnkılap Kltabevlnin yayınlarından olon bu tüzel romanın üati 250 kuruştur.
Tûrkç» haklı FRANSIZCA GRAMER
Peyimi Safa
Tam gramerile Frannzeayı kendi kendi ne öğrenmek için en kolay bir metad
JYanaucadn İsim • Cins - Kemiyet -Harfi tarif - Sıfatların çeşitleri - Kıl ve tasrif - Kıyası Vo gas'ri Itıyasl filler - Aktif vo pasif Hll - Zamanların çeşlUeri - &iıt. rabıt, nida, «timle e«bi bahisleri her kesil» anlayabileceÇi basit bir lisanla zsn eden, bol »kzenlzjer veren bir cramerdir.
lnkıtflp KlUbevl neşretmiş ve 150 kuru» fiatle satışa çıkartmıştır.
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NÎHAL KARAMAĞARAL! Tefrika No. 67
hortlamış; etrafındaki beyazlıkların •Mranınn sksettereenine Ali Hâzımla geçen hayatı gözlerinin önünde be-Ünniştl. Deliye dönerek göğsünü baştan başa kaplayan sargılarına rağmen yataktan fırlamağa teşebbüs etmiş ve haykırmıştı-.
— Onu bırakmayın İçeri, doktor-«uğnm... Onu bırakmayın... Korkuyorum...
Ve İşte, o andan İtibaren, Zeynep, gene korkularının esiri oldu. Müthiş bir huzursuzluk İçinde bunalarak aile su-rı diye sakladıklnn İntihar hâdisesinin mahiyetini İhtiyarın dışında İlân eder oldu. Yaklaşan bir oto-mcbllln serini İşitince, kocası geldi vehmiyle titremeğe başlıyor; kapıyı kilitlemeleri için yalvarıyor; yanma biç hiç kimseyi bırakmamalarını
hemşirelere tembih ediyor; ve ağh-yer, ağlıyor. Hor gün. odasını dolduran çiçeklerin Ali nâzımdan geldiğini öğrendiği vakit bir türlü iylle-şcmemeslndekl sebebi masum çiçeklerde aradı. Hasta ciğerlerin® çektiği havayı, onların ifsadettlğinl düşündü İçi titreyerek sevmesine rağmen odasına bir daha çiçek konulmasını menetti.
Korkulan nîiksedellberi. Orhan, dimağının gizil köşesine çekildi. Gerçi, raman zaman gene onu «ayıklıyor; uyanınca yanında gene onu arıyor; geno onu düşünürken yüreği sızlıyor; fakat artık hkierlni kendine saklıyabllecek kadar İyileşti. Ne Selime, ne de Melihaya ondan bahsediyor. Sessiz ve şlkfiyetsiz derdini yutkunuyor k), bu hal, Selimi, dinle-
diği İtiraflardan bin kat fazla müteessir ediyor.
Zeynep, ona, ne kadar azap verdi ğlnln farkında... Bazan, hastalığının za'fıyla, kalbini, genç adama «yan ettiğini düşününce utanç duyuyor.
«_ Ne garip tecelliı _ diye kendi kendine söyleniyor. — üçümüzün hissi d m umu da aynı merkezde.. Aşk inkisarına uğrıyanlann üçtaiıi paktık.. Belki de üçümüz, birbirimizin halinden anladığımız İçin birbirimize böyle dört elle sarılmışız... Amma en talihsiz benim. Razıydım: Beni sevmedeydi fakat yanımda olsaydı.»
İşte bu düşüncelerinin tesirinde ekseriya, müthiş bir egoist kesiliyor. Madem kİ kendi hasretin ıstırabını çekiyor, onlar da aynı ıstırabı çeksinler İstiyor.. Kendin! Selimden, Selimi Melihadan kıskanıyor. Huysuzlaşıyor ve mütemadi huysuzluklarına sonsuz bir tevekkülle boyun eğen genç adamdan, esman geliyor kİ ner-ret ediyor.
Bir aydır hastanede... Akşamları gene ateş! yükselmekle beraber yaralan kapandı. Maddeten iyileştiği nispette mânevj rahatsızlığı artıyor. Cevabını alamıırtıd bir takım sualler |zihnini kurcalayıp duruyor: Kocası
bir aydır görünm edilgin® göre acaba mağlûbiyetini kııbtillendl de takiplerinden vazgeçil mi?... Kendisinden ayrılmağa razı oldu mu?... Boşanma dâvası n® zaman açılacak? Selim neden bû derece -asabi ve sükût!? Ali Hüzımm bahsi geçince niçin o kadar sinirleniyor? Niçin izahat vermeyip de "Ben o iş! hallediyorum.» diye,kestirip atıyor? Annesinin gönderdiği mektuplar neden o kadar müphem? Neden odasını hazırlattığından, hastaneden çıkınca Zeyneblnl. yalıya beklediğinden bahsetmiyor da ona. sanki gene uzun bir ayrılığa hasrr-lanıyoriarmışcaana bitmez tükenmez nasihatler veriyor?
Selime soruyor. Melihaya soruyor; ikisi de gayet usturuplu bir yan çiziyle muhavereyi başka bir kanalı» akları veriyorlar.
Nihayet bir gün, Zeynep. İsyan etti:
— Sanki ben beş yaşında çocuğum Aklım ermez. 2üçüm yelmez. Benim likrimi almadan hayatımı tanzime Enik ışıyorsunuz oh efendimi... Neler çevirdi sinizi öğrenmek. İstiyorum.
Selim, odada dönüp durmaktan vazgeçerek şezlonga uzandı. Lûkayıt bir ifade ile cevap verdi:
— Hsnl senin’e anlaşmıştık?... Her şeyi bana bırakacak, hiç bir şeye ka-
rışmıyacaktın?
— Ben anlaşmayı feshediyorum. — diye genç kadın öfkeli öflcel! söylendi---Evvelâ, de bakayım, beni daha
neden burada alıkoyuyorsunuz? Başhemşirenin ağzını aradım. Artık evde do tedavi edilebilirmişim. Bacımla annem bana bakarlar... Bu gece dönünce anneme benim odamı hazırlatmasını tembih eti
Selim, kollarını başı etrafında çerçevelemiş; gözleri tavanda; aynı i&kayıt sesle sordu:
— Demek yalıya gitmek nlyetlndû-slnî
— Ya, nereye gidecektin kİ?
— Henüa kararımı vermedim.
— Karan sen vereceksin ha?... Karan ben vereceğini.
Sinirlenmişti. Başına kan hücum ediyordu. Melihanın yardımıyla yatakta doğruldu; sır tim yastıklara dayadı.
Selim, mırıltı halinde:
— Benim İşlerimi güçleştirmesen olmaz mı? - dedi.
_ Olur amma evvelâ güçleştirdiğim İşlerinin neler olduğunu öğrenmeliyim... Susmakla bana daha fazla atabettlglnlzİD farkında değilsiniz.
öylesine meyus; sesi göz yuşlanyla doluymuş intibaını uyandırarak ko-
nuşuyordu ki, genç adam, dayanamayıp kalktı; karyolanın kenarına oturdu.
— Ali Bâzımla henüz anlaşamadık. ZeynepI — dedi. — Sana bir şey söy-lemeyişlmlz üzülmenden korktuğumuz içindir.,. Eniştem, kendlsile görüştü. (Bir an sustuktan sonra, çenç kadının ellerini okşaya okşaya dalın, munis bir sesle ilâve etti) Ayrılma teklifimizi redl... Avukatımız da aynı teklifi yaptL Menfi cevap aldık,.,
Zeynebln zayıflıktan bir çocuk çehresi kadar küfiülen yüzünde kurşuniye çalan mavi gözleri testckerlek açıldı. Bembeyaz dudakları blrblrln® yapışmış; dehşet İçinde bir müddet öylece kaldı; neden sonra:
— Onun ne demeğe fikrini soruyoruz?. .. Dâvayı açıverdim. - diye fısıldadı.
— Oerçl o da olur... Fakat Ali Bâzımın arzusuna rağmen açılacak bir dâvayı kazanmamız müşküldür, evlâdım. Uzayıp gider.». Bizi sinirlendirir. Çabuk bir karar alınması için ilj tarafın, anlaşarak ayrılma teşebbüsüne girişmesi lâzımdır.
__Peki, şimdi ne olacak?
Selim, gülümsedi:
(Arkası var?
Ingiliz ticaret müşavirinin raporu
Türkiye’de yol ve ucnztaşıl temini en biyiik ihtiyaçtır
Mevcut güçlükler aşılmadıkça sayısız plânlar olsa da Türkiye İşe ciddî ve faydalı bir şekilde giremez
Londra M (AA.) — İngiliz Ticaret >ffrşnlıgı İhracatı teşvik dairesi M haziran pazartesi günü TÜrkly»’-deö ticari V» ekonomik şartlar hakkında şümullü bir etüt ysyıniamtş-br. Bu etüt İngiltere'nin Ankara büyük elçiliği ticaret müşaviri M. Llngeman tarafından hezır lanmış tır. Denizaşırı memleketlerin ekonomileri hakkında ihracatı teşvik dalreel tar*ftrufnn yayınlanan bir «eri etüde dahil bulanan 228 tayfadan ibare t bu eserde Türkiye’nin iktisadi, mali ve sosyal hayatının her veçhesi bahis mevzun edilmektedir.
Bu etili, 1938 d enberi yayınlanan ve Türkiye’den bahseden bu neviden raporların ilkidir M. Llngeman bu raporda. Türklerin «ttertslnln bildikleri, mühim sayıda istatistik bilgisi ve olay «ıralamış tır.
Londra’nın ticaret çevrelerinde bu etüt, gayet etraflı olması ve hususi bir İlgiyi çeken bugünün hareketlerini İhtiva etmesi sebebiyle, yayınlanmış olan diğer raporlara kıyasça fevkalâde telâkki olunmaktadır. M. Llngeman. raporunun başlangıç kısmında Türkiye'nin üstünlükleriyle karşılaştığı güçlükleri mukayese etmekte ve şu neticeleri çıkarmaktadır:
«Türkiye’nin karşılaşmış bulunduğa bugünkü tna'l güçlükler kaçınılmaz bir şekilde hâlen mevcut dünya p Iram ine dahildir. Kiyaseti! bir şekilde İdare edildiği takdirde, Türkiye'nin bundan pek büyük zarara uğramadan çıkabil em esi İBzımdır.
Türkiye'nin ekonomik manzum ti bütünü İtibarıyla tetkik edildiği laman, istikbali İçin katiyen güven vermek tedor. Ekonomik istikbalini ■ağlamak, çarkı harekete getirmek ve dişillerin birbirine İyi tetabuk edip •inlediğine dikkat etmek Türk milletine aittir. TÜrkler, muhakkak kİ.1 eninde sonunda engelleri aşan bir azim ve imana maliktirler.
İngiliz - Türk münasebetlerinden bahsederken bunları daha İyileştirmenin pek rahmetli olnuyacaÇmi söylemek hata olmaz, yalnız, İngiliz hükümetinin Türkiye’de iş görmekte olan İngiliz şirketlerinin nakil şikâyetleri olarak telâkki ettiği noktalan Türk makamların] dikkat nazarına aluınya İkna etmek lâzımdır, Bahis mevzuu olan şey, kötü niyet de£ll, daha ziyade memlekete yeni yabancı sermayelerin girmesini teşvik etmenin «ağlıyocağı âşlkâr menfaatler bahrinde mevcut dar görüşlerle anlayışsızlıktır.
Ger İki milletin ittifaklarından memnunluk ve gurur duymaları İçin kuvvetli sebepler vardır. Türkiye, İngiliz ticaret prensiplerini ve İngiliz mallarının İmal vasıflarını çok takdir etmektedir. Türkiye'nin gerek resmi teşekküllerinin ve gerekse özel teşebbüslerinin İngiltere ile ticari münasebetlere tehalük gösterdikleri husnsunda her hangi bir çöpte» beslenemML İhracatı tevşlk faaliyetinin. Türkiye pazarlan gibi, İngiltere'ye karşı gajet müsait davranan pazarların, arzettikleri fırsatlardan faydalanmaya yo! açacağı ümld edilir.
Türkiye'nin kaynaklarının geliştirilmesi ve hayat şartlarının İyileştirilmesi bakkmdakl muhtelf tasarılar tatbik olunmaya başlanır başlanmaz bu pazarların vüsati İster istemez daha büyüyecektir. Şimdilik bu husustaki masraflar 472 500 00 în-Füta lirası olarak tahmin edilmektedir.
Türklyo bundan bşaka, dünya pazarları tekrar İngiltere İçin genişlemeye başladığı bir lirada, flat ve ■vsâf bakımından fevkalâde bir şekilde tatmin etmezi şartiyle, istihsal maddelerinden tir çoğunu, bilhassa yiyecek maddelerini İngiltere’nin «atın alacak olduğuna güvenmeye devam edebilir
Hâlen mevcut oldukça gergin şartlar dahil in d* yabancı dövizlerin kıymeti gibi çetin meselelerin etrafını İhata eden şartlar İçinde, Türkiye ■atım pazarlarının ebedi olmadıkla-nnı re bir bakıma ne kadar tabii olursa olsun, kaybedilen pazarı tekrar «İde etmenin gayet -nüşkül ol-
y Hoş fıkralar
Toâcaninrnin hafızası
TO6CANİH1 k, (İtalyan. Meşhur OTkutra şefi): Tosa anini, tevkaiûds bir hâtıraya malik olmakla da meşhurdur. Notaya bakmağa lüzum olmadan her operayı idare ederdi. Bir deLa Nevyorkta viyolonsel çalanlor-daa biri şehn hâfızasınj tecrübe partisinden ehemmiyetsiz Ur m«ûrü «Udi v» provada bunu çalmadı. Toscanlnl derhal orkestrayı durdurarak viyolonselciye bağırdı:
— Biz bir mezürü ûnuttımuz.
— Bayır, şef, önümdeki yazılı no-teJarm hepsini çaldım.
— Getiriniz bakayım. (
Adam, notasını şefe uzattı.
Toaeanlni:
— Görmüyor musunuz, dedi. Bilinmiş notalar var?
Nasıl uyandırmış?
TROÇKÎ (HM ihtilâli şeflerinden): Bir gün Troçkl’nln kapısının Önüne, sabahleyin atat dörtte kendisini uyandırmak vazifesiyle yeni bir nöbetçi konur. Nöbetçi büyük bir kararsızlık İçinde sıtalır.Troçklyt nasıl uyan-dmnalı? «Bay» dese olmaz, zira artık Rusyada bay kalmamış. «Yoldaş» dese, pek lftttball olacak. Ne yapsın? Birdenbire aklına parlak bir fikir gelir. Sabah saat dört olunca nefer yüksek «esle Enternasyonal marşı okumağa başlar.
Bir lisaniyat mütehassısı
TROMBETTİ A. (İtalyan, Meşhur lisaniyat mütehassısL 1S83 - 1929): Bir gün. fakirliği halinden belli bir çocuk kitapçılardan birinin vitrini ö-nflnd» durur. Bitaplan tetkik ettikten sonra kendisine cesaret gelir ve kapıdan içeri girer. Çocukla kitapçı a-rosında garip bir muhavere başlar.
Ço(nık, Abdülkerlm’ln hayatından bahseden kitabı ve Arapça yazılı bir mektubu cıtm almak İster. Kitapçı:
— Arapça yerine, daha maruf bir lisanla meşgul olamaz mısınız?
Dly» sorar. Çocuk cevaben:
— O lisanları biliyorum; der.
— Hepsini mİ?
— Hemen hemen. Rica ederim kitap kaça?
— Bir bucuk liret.
— Siz bana yalnız Arapçasını veremez misiniz? Cebimde beş onluktan fazla para yok.
Kitapçı, çocuğa istediği kitabı he-dly» «der ve kendisiyle her zaman alâkadar olacağını vadeder.
Babadan öksüz, fakir bir dikişçi kadının oğlu olan bu hârika çocuk Alfredo Trombettl idi vs Avrupanın en meşhur lisaniyat mü telis ssı»ı oldu.
Kokulu sabun
TURGHENİEF (Rus. Meşhur muharrir. 1818 - 1883): Turghenief hikâye ederdi:
Gençtim ve Petersburg civarında oturan bir köylü kızını »everdim. Her ava gidişimde onu görürdüm. Senelerce tanıştığımız halde benden, en ufak bir şeyi bile kabul etmek istememişti. Bir gün bana:
— Benden bir hediye İstiyorum: Peteraburgdan bana bir kokulu tabun getir; dedi.
İstediğini getirdim. Sabunu aldı, koşa koşa evine gitti. Beş dakika sonra döndü t» beyaz, kokulu »İlerin! bana aratarak:
— Petersbugdakl kadınlara yaptığınız gibi, benim de şimdi »Berimi öpebilirsiniz; dedi.
Vikontun cevabî
VAİNE3 Y. (Fransız maliyecilerinden. 1733- 1803): Bir gün Vikont dö Segflr, Vlnces'» rasgellr ra ona sorarı
— Benden, çok akıUı bir adamdır, diye bahsolunan bir yerde alı de varmışsınız ve aksini İddia etmişsiniz Doğru ma?
Vikont cevaben:
— Hayır, der, yalan. Sizin, akıUı bir ul olduğunuzdan bahsolanan hiçbir mecliste bulunmadım.
duğunu nutnuyarak, İleriyi görmeye çalışmakla İyi eder. Tütün meşalesi, emsal teşkil eden ra verdiği ders unutulmaması gereken bir meseledir.»
Llngeman, gu sırada Türkiye'nin çalışan bir memleket oldurun d ve fakat bütün kaynaklarını tam mC-MSİyle İşlettiğinin söylenebileceği vakitten uzak olduğu kanaatini Deri sürmekte ve bu memleketin daha küçük komşularının m atınım bulunduğu büyük bir üstünlükten, siyasi bir İstikrardan faydalanmaya devam ettiğin! û&ve etmektedir.
Llngeman’a göre siyasi istikrar her şeyden evvel hudutları İyi çizilmiş ve ahenkli bir ekonomi riyasetinin ra sonra da azimli bir ekonomik teşebbüs zihniyetinin doğmasına yol açacaktır.
M. Llngeman, Türkiye'nin ekonomisinin müstakbel gelişmesine temas ederek, bu memleketin millet-leraram bankadan temin edebileceği İstikraz en kuvvetli tahmine güre 300 milyon dolar olduğuna göre, biraz fazla İyimser davranmakla beraber durumunun gayet elverişli olduğunun söylenebileceğini işaret etmektedir.
Bundan başka, Türkiye. Marsh ali plânından faydalanacak olan memleketlerden biridir. Türkiye, her halde Avrupa’da refahın yeniden kurulması dâvasına, iaş* maddesi göndermek suretiyle yardımda bul om-çaktır. Yalnız bunun İçin sun zamanlarda İstemiş olduğundan daha makul fi ati» satış yapması lâzımdır.
Türkiye’nin arzettiğl manzaranın İyi tarananon bu suretle temas ettikten sonra, Llngeman, ufukta toplanan bulutlara Türklye’Dİn ds endişe İle baktığını ve o zaman tablonun biraz karardığım yazmaktadır.
Llngeman, daha başka birçok memlekette enflâsyonun bir numaralı halk düşmanı olduğunu söylemekte ve Türkiye’nin ufkuna tehdit eden diğer büyük tehlikenin dolarla yapılan sıtın almaların bedelini ödemek için altın ihtiyatlarının eksilmesi olduğunu yazdıktan sonra en lüzumlu İhtiyaç maddelerini temin Içtn devalüasyon sırasında «bendle-rin» açılmış olmasından ileri geldiğini ilâve etmektedir.
Llngeman, yazısına şöyle devam etmektedir: (Türkiye‘de geniş ra şümullü mesele tabla tiyis vâsi kaynan-larm elverişli bir şekilde İşletilme -tine sıkı bir şekilde bağlı bulunmaktadır. Bu İş yalnız geri kalmış bölgelerin modernleştirilme gayesini değil, aynı ramanda bütün İstihsal bölgeleri arasında İrtibat temin etmek hedefini güden bir programla ilgilidir. En büyük ihtiyaç daha bol ve ucuz taşıt vasıtasının temini lüzumudur. Mevcut müşküller aşılmadıkça, sayısız plânlar hazırlanmış olmazına rağmen, Türkiye bu İşe ciddi Ve faydalı bir şekilde glrişe-mea.»
I HALKEVLEIlt - KURUMLAR: I
■Şf G«n«l Kmekll rıbtyhır D em »fi —
Vilâyetten aldtgı mOtttd* Sacrln* » T«nı-mu« 4-13 eum» (ün d nat t S la EnıtaBnll Halkevinrfa olaganO-rtO toplanacaktır.
İzmir, (Akşam) — Türkiye’ye Amerikan yardım heyet! başkam Tümgeneral Mac Brlde, refakatinde Amerikan yardım heyetinden bazı Amerikan inhayla n ve Türk generalleri olduğu balda yurt içinde yapmakta olduğu tetkik sebebilo İskenderun-dan uçakla buraya gelmiş, törenle karşılanmıştır.
Heyet bakanının bu gezisi, Amerikan yardımı münasebetlle Türkiye’ye gönderilecek muhtelifi askeri malzeme nakliyatının hızlandırılması ile İlgilidir.
Yukarıdaki resimlerde Tümgeneral Mae Brida valilik makamını ziyaretten çıkarken görünllyçr,

Şöförlerin imtihanı...
Istanbulda profesyonel ve amatör 19312 şoför var...
180 kadın da hususi otomobil kullanıyor
İmtihanın iki safhasından notlar — Süs, giyim ve sunî güzellik yarışında delicesine önde griden kadınlar, otomobil kullanmada niçin ihtiyatlıdırlar? — imtihanda sorulan suallerden bir kaçı — İmtihana giren en arabasına binenler — Hürriyeti Ebediyede «u» harfi çizen vatandaşlar
V
îstanbuidan şoför »hllyeü almış ne kadar taksi şoförü, husus! otomobillerini kendileri İdare eden Bayan, Idiüetvekül, tüccar, fabrikatör ve zengin varsa hepsi de evvelâ belediye fen İşleri müdürlüğünde nazari imtihana tabi tutulmuşlar, sonra da Hürriyetiebedlye tepesinde otomobilleriyle brlkaç defa «U> harfi çizmişlerdir. Hattâ direksiyon başında gördüğünüz o şık bayanlar da...
Hürriyetlebedlye tepesinde harfi çizme, imtihanın ikinci, ameli safhasıdır. Direksiyon nanlnr birinci safhayı yukarıda da İşaret ettiğim gibi belediye fen İşleri müdürlüğünde geçirmektedirler.
î mi t hanın birinci safhası
Şimdi belediye fen İşleri müdürlü-gündeyiz... Profesyonel vs amatör şoför İmtihanına girecekler imtihan odası önünde toplanmışlar, sıra bekliyorlar.
İmtihan günlerinin muayyen olup olmadığını sorunca öğreniyorum ki sah, çarşamba, perşembe v» cuma günleri İmtihan varmış... Taksi v* kamyon kullanacaklar profesyonellik imtihanına girerler, hususi otomobillerini idare edecekler de amatörlük imtihanını verirlermiş.
Hususi surette otomobil kullanmak istediklerinden amatörlük İmtihanına girecekler sıra İle çafiırüıp soruluyor:
— Şehir İçinde âzami sürat kaç kilometredir?
Derhal cevap veriyor:
— Otuz kilometredir efendim... Köprülerle kalabalık caddelerde Is* 13 kfloınetreyi geçmeyecektir.
Bu cevap karşısında nizamla tatbikat arasındaki zıddiyete şaşıyorum. Çünkü bizde Köpür üstünde de, kalabalık caddelerde de 40 lometre 11® giden gidene...
Başka bir sual soruluyor:
— Otomobilin küçük v* büyük lâmbalarını ne zaman yakarsın»?
Buna da cevap veriliyor:
— Şehirde lâmbalar yanınca küçük lâmbalarını yakarım. Şehir dışında da büyükleri...
Cevap, »eyrüsefer nizamına uygundur, muvafıktır. Takat şehir içinde, gündüz gibi aydınlık gecelerdo büyük lâmbalarının kuvvetli ışıkları yatlşml yormuş glgl bir de yan projektörü yakıp fiyaka yapan şoförler yok mu?... Her ne İs* bunu da gaçe-Um ..
Diğer amatörler imtihan ediliyor
— İsminiz?
— Burhan.
— Motörde raman tâbirinden ne anlarsınız?
Amatör imtihanını vermeğe gelen bu rat da hafızasını toplayıp, çalıştığı derslerden akimda kalanı söy-lOyor:
— Pistonun bir »anteden diğer sentey* seyri bir zamandır.
•— Kaç »anamlı motörier vardır?
— Dört ve iki tam anlı...
— Dört zamanlıları sayınız?
— Bayayım efendimi 1 — Emme, 1 — Bıkma, yani kempresyon... S — İştial, 4 — Ekzoa.
Bu amatöre:
— Şu tarafa geçini deniyor. Amatör İşaret edilen tarafa geçiyor.
Bunan sebebini öğrenmek İstiyorum.
— Niçin imtihan edilenler böyle İki tarafa ayrılıyorlar?
İzah edildiğine gör» suallere İyi cevap verenle ly! cevap veremlyenler ayrılmaktadır.
Yukarıdaki suallerin cevaplan İyi verilmiş olacaktı kİ amatör. İyi ee-vap verenler tarafına geçİTİJdL
Bundan sonra şık bir bayan sorguya çekildi:
— Karbüratör ne Tarife görür?
■— Motöıün İhtiyacı olan benzini hara U» karıştırarak silindire aevke-du.
■I Yazan: Cemaleddin Bildilc
ilerden biri
bl‘ co
18 bin
tmtihao sırasını bekleyen bir bayan
Bir »v kadınının, daha doğrusu bir hanımefendinin böyle makine İşlerinden anlıy ab ileceği insana tuhaf geliyor... BLr sual daha soruluyor:
— Arabanızdaki akümülâtör e volttur. Bujiye kadar cereyan ayni voltla mı gider?
Dersini pek iyi belleyen şık bayan derhal cevap veriyor:
— Hayır efendimi diyor.
volta kadar yükselir...
Birkaç sual daha soruluyor. Cevabı alınıyor ve bu bayana da imtihanı iyi verenler tarafı İşaret edilerek:
— Geçiniz şu tarafa deniyor.
Sıhhî muayeneler
Bir bayan daha imtihana çekiliyor. Bu bayan gözlüklü, 18 yaşında genç bir kıa... Suallere çabuk çabuk cevap vermesinden de belli ki der-elni İyi ezberlemiş... Onu da İmtihanı iyi verenler tarafına geçiriyorlar.,.
Merakımı mucip olduğundan öğrenmek İstiyorum:
— OÖzlüklülerdc kaça kadar miyop derecesi aranıyor:
— Derece yok! diyorlar. Sadece otomobili gözlüklü olarak İdare ettiğin* dair ehliyetine İşaret konur. Böyle olunca ehliyet sahibinin otomobili gözliiksüz kullanması cezayı müztelz'm harekettir.
Öğrendiğime göre otomobil kullanan kimse, asabi olmıyacaktır. Bu İtibarladır ki asabiye ve Isap bozukluğu tevlldeden hastalıklar bakımından muayene şart... Vücutta sakatlık olmiyacak... Kırıklık bulun-mıyaeak... Dizler ve kollar mafsalları İyi oynatılacak... Bunun İçindir kİ ehliyet almak lstlyenler imtihandan *we! sıhhi muayeneden geçirilmekte ve kol hareketleri yaptırılarak diz çöktürüp kaldırılmaktadır.
Hürrîyetîebcdı'yede
İmtihanın seyrüsefer talimatnamesi ve makine İle alâkalı olan birinci «afhası böylece yapıldıktan sonra ehliyet lstlyenler Hllrriyetlebedlye tepest^do toplanmaktadırlar. Oto-
mobitieriyie sıraya girenler birer rer yola çıkarüıp Uerl geri hareket-lerl yapıyorlar. Bu arada «U> harlı çizmek de şarttır. Yüksek beledlyeü mühendisi ile fen memuru ve emniyet altıncı şubesinden bir şefin İştirak ettikleri İmtihan heyeti, ehliyet imtihanına giren kadın veya erkek arabasına binerek onun bu hareketlerini yakından tetkik ediyorlar. İmtihanı iyi verdi ise ehliyeti alıyor. Hareketlerinde kusur görülür ve «U» harfini çlzemezse haftaya bir İmtihana daha tabi tutuluyor.
Dikkat ettim, sıraya girmiş 25 otomobil vardı. Her imtihanda da aşağı yukarı bu kadar otomobil bulunurmuş. Fakat her İmtihanda 25 kadın veya erkeğin İmtihan verdiğini sanmayınız. Çünkü 2 - 3 kişi aynı otomobille İmtihana giriyor ve böylelikle her İmtihan günü, asgari 40-50 kişi imtihan vermiş oluyor. Istanbulda kaç ehliyetli şoför var?
Emniyet altıncı şubesinden Öğrendiğime göre 20 sene evvelinden bugüne kadar Istanbulda 19312 vatandaşa şoför ehliyeti verilmiştir. Bunların İçinde, yukarıda da İşaret ettiğim gibi Bakan da vardır, Milletvekili de... Tüccar da vardır, taksi şoförü de...
Şimdi bu 19.412 kişiyi amatör, profesyonel ve kadın erkek üzerine ayırayım. Istanbulda 180 i kadın olmak üzere 4701 vatandaş amatör şoförlük ehliyetini hamildir. Bunlar yalnız hususi otomobillerini kullanırlar. Taksilerde şoförlük edemezler. Bun-‘ dan başka 8 sı kadın olmak üzere de 10311 vatandaş profesyonel şoförlük ehliyetini hamildirler. Bunlar taksi şoförüdürler. 4300 vatandaş da kamyon ve saire gibi bllûmum mo-törlü vesaiti kullanmağa mahsus ehliyet almışlardır
Taksi şoförleri arasında İşaret ettiğim 8 kadının hâlen çalışıp çalışmadıklarını sordum.
(— Ehliyet almışlardır, bir müddet çalışmışlardır. Fakat şimdi çalışmıyorlar.» cevabını aldım.
Gene Istanbulda 611 kişide motosiklet kullanmak ehliyetini bulunmaktadır.
öğrendiğime göre, husus! blllerlnl kullanacaklarından amatörlük İmtihanına giren laTtn sayısı son birkaç yıl içinde artarak 180 1 bulmuştur ve bu rokam, kadınlarda otomobil kullanma merakı arttığı İçin, büyümek İstidadı göstermektedir.
îmtlhan yerinden dönerken kadınların erkeklerden daha İyi ve daha İhtiyatlı otomobil kullandıklarından bahsolunarak çok enteresan bir noktaya temas edildi.
«— Şayet., otomobil kullanma ehliyeti yalnız kadınlara verilse, şehirde tek otomobil kazasına Taslanmaz...» dendi ve buna bir de misal verildi: Şehirde 180 kadın hususi o-tomobll kullandığı halde şimdiye kadar kadınlar ufacık bir kaza dahi yapmamşılardırl... Demek kİ sun! güzellk, süs ve giyim yarışında birebirlerini geçmeye çalışan kadınlar, can mevzuu bahta olunca, son derece ihtiyatlı hareket ediyorlar...
.Cemaleddin Bildik.
hamil
otomo-dolayı. kaclm-
Sahile 8
AKŞAM
29 Halkan 1948
X..iXf Hintlinin intikamı^
ranlık koridorlar arasından yürümeğe başladım.
Şamdan ışığının duvarlara aksettirdiği gölgem, beni korkudan titretiyordu Bununla beraber, fevkalâde btr hâdisenin cereyan ettiğine kani olduğum İçin ilerlemeği» devam ettim. Kocamın bürosuna vardığım zaman korkunç bir manzara İla karşılaş tun. Cerl tabancası elinde, bakışları sert ve haşin ayakta duruyordu, Svama kanlar İçinde yüzüyordu. Dravltlarm kullandıkları bıçaklardan biri kalbine saplamış duruyordu. Kocam elhıl uzatarak beni hafifçe kapıyı doğru dürttü:
— Miryel. burada İşin yok. Odana dön, dedi.
— Nö oldu Cerl? diye sordum.
Kocam, yalvancı gözlerle baktt:
— Müthiş bir şey. Miryel, dedi. Fakat öğrenmesen, hattâ öğrenmeğe çalışm&san daha İyi olur.
Kocamın bürosunda İşim olmadığını anladığım İçir, odadan çıktım. Esasen cereyan etmiş olan faciayı sezmiştim. Anlaşılan kocam. Svamayı bürosunda kabul etmişti. Fakat 8yamanın hareketlerinden şliphlencn kocası Kandlvlçl onları gözetlemiş va Hintli kadının karmakarışık saçlarından ve elbiselerinden anlaşıldığı gibi Çeri Ue suç üstünda yakalamıştı. Hintlinin maksadı, İkisini de öldürmekti. Fakat yahu» karısını öl dürebildi. Çünkü kocam tabancasını çekmeğe vakit bulmuş ve Kandlriçlye ateş etmişti. Hintliye isabet vaki olmamış mıydı? Ceri'ntn endişeli bakışları. tehlikenin hedüz geçmediğini gösteriyordu. Tehlikenin de bu kadar yakın olduğunu hiç tahmin etmemiştim.
Etrafı daha iyi görmek İçin şamdanı yukarı tutarak koridordan geçerken kulağımın yanından geçen bir Okun vızıltısını İşittim. Derhal başımı çevirdim ve kocamın elini göğsüne götürdüğünü gördüm. Yarası ağır değildi. Fakat ok zehirli olduğu İçin Cerl ertesi günü, figleyen kollarımın arasında can verdi. Son nefesinde sönük bir sesle söylediği şu sözleri hiç unutmıyacağım:
— Miryel, karıcığım, affet benî! Bana aşkım unutturan bu macera bir delilikti. Fakat bu delUlği hayatımla ödedim.
Hintlinin izleri bulunamadı. KaalU bu çifte cinayetten sonra ortadan, kaybolmuştu.
O zamandan beri, hiç bir yerde kal-mıyarak maksatsız, gayesiz şurada burada dolaşıp duruyorum, çünkü hakikaten çok bedbahtım ve neşe 11e saadetin benim için ebediyen kaybolduğunu biliyorum:
Çeviren: A. Hilâli ~’|"r.......Â~D........Y~o'r
ANKARA RADYOSU 8u akşamki orotfram
17.5» Atılı» ve program. İS M. S. ayarı re Radyo dam orkestran. 18.30 Konuma. . 18.43 TUrkUta-, 19 M. S. ayart ve Haberler. 11,13 Geçmişte Bu«üb. 19.» Tarihi TUık mUsigl, 19.45 Konujma. 20 Keman soloları CPI l, 20.15 Radyo Gaseteal. 20,30 Sertle» vaat, 2035 Temsil. 21,20 Şerbet saat, 11,30 K»nu$ma, 21.45 incesaz. 22.15 Radyo »en-tonl orkestran. 22.45 M. S. ayan ve Haberler. 23 Program ve kapanı).
Yarın aaDab ve oflto ocotrramı
T.î» Açıl'-j ve program. TJO M. S. ayarı ve Marjlar (PM. 7.45 Haberler, B Şarkılar. fPH. R15 Çcjilll hafit müılk {PLİ. S,45 Operet parçalan (Pl). 9 Kapanı;
A-«lıj ve prosram. 11.» M 3. ayart - Çe* *ı;li nitelle ÇP1.I, 13 Haberler, 13,15 nadyo salon orkeltr. ■, 11,30 Öğle Gazeteıl. 1345 Salar, orkestram;-a devamı. 14 Ka-
Kocamı, Madras şehrine yalıuz gitmeğe niçin bıraktım? Ben, kocam Çerinin o mm taka valiliğine tâyinini talihin bir sillesi olarak telâkki etmiştim. Halbuki bu tâyin kocam İçLn agünülecek bir terfi idi. Beni sinirlendiren cihet, Bombay şehrinden ayrılmak mecburiyetinde bulunmak-li&ındı. Bomabay'da hayat Londra'-nınklnden farksızdı. Halbuki da vaziyet bambaşka olacaktı. Bmlm bu tarzda konuştuğumu duyanlar, ko camdan ziyade eğlenceler! sevdiğimi sanacaklar. Halbuki ben Ceri'yl çıl-d^rftsıya seriyorum. İlk zamanlarda bana her gün mektup yazıyor ve mektupları şefkat ve sevgi Lle dolu buüıuyordu. Halbuki bir kaç hafta sonra mektupları seyrekleşti ve ilk zamanlardaki sıcaklığı kaybetti.
Fena bir takım hisler, beni üzmeğe başladı ve bir gün Ceriye haber vermeden otomobilime bindiğim gibi Madras’a gittim. Oraya varınca kotamın hükümet dairesinde değil, bir kaç yüz metre ötede büyük bir bahçenin ortasında bulunan güzel bir köşkte oturduğunu öğrendim,
Hindlslanda evlerin kapıları dalma açık bulunduğu İçin köşke girmeğe zorluk çekmedim, tik katta fısıltılar duyduğum büyük bir odaya doğru yürüdüm.
Kapıyı örten kamış perdenin aralığından beni çıldırtan bir manzara gördüm. Çeri, divanın üzerine uzanmıştı. Ayaklarının dibinde çok güzel bir Hintli kız duruyordu. öırtında bürümcek bir entari vardı. Bu entari, şahane tunç vücudunu örtmekten ziyade daha İştaha ver kılıyordu. Kollarını süsleyen altın bilezikler, her harekelinde garip bir madeni ses çıkarıyordu. Çeri abanoz gibi kara saçlarını okşuyor .Hintli kız da arzu ve muhabbetten parlayan gözlerle ona bakıyordu.
Az kaldı bayılacaktım, fakat kendimi tuttum vc perdeyi aralayarak odaya girdim. Hintli kız, derhal ayağa kalkarak odadan dışarı çıktı. Cerl de doğrularak çehresine sakin bir eda vermeğe çalıştı. Yanıma yaklaştı:
— Miryel, bu ne güzel süprlz, diye kekeledi.
— Evet, ikimiz İçin sürpriz oldu, cevabım verdim.
Kocam, sıkılmış glb! göründü:
— Affedersin kancığım, dedi, mektuplarımda sana Karnlvlçl Ue Svama' dan hiç bahsetmemiştim. Bunlar, bana bakan kan koca İki Hintlidir. Vatanının çok eğlendirici eski tilkilerini anlatarak b?nt eğlendiriyor.
Saklamağa çalışmadığım müstehzi bir edâ ile cevpa verdim:
— Seul eğlendirdiğine şüphem kalmadı.
Kocama darılmaktan hiç bir netice çıkmayacağını düşündüm ve kalbimde duyduğum yeis ve ıstırabı İçimde begarak sanki hiç bir şey olmamış gibi neşeli görünmeğe çalıştım.
Esasen Cerl de bana bu hâdiseyi unutturmağa çalışıyordu. Bununla beraber içimden hiç bir zaman endişe eksik değildi. Kocam, Hintli kadın ö Varna'nın âşıkı mı İdi? Acaba ben Madras’a geldikten sonra da münasebetleri devam Pdlyor mu idi? Bütün gayretlerime rağmen bu noktayı aydınlatmağa muvaffak olamadım. Kotam, evin öbür tarafından bulunan bürosunda çalışıyordu. Bir gece, o taraftan gelen korkunç bir feryat' ve bunun akabinde iki silâh sesi duydum. Yatağımdan fırladım ve titreyen ellerimle şamdanı yakarak ka-
Yeraltı bahçeleri!
Güneş görmiyen yerlerde elektrik ziyasi ile nebat yetiştiriliyor
MAHKEME KORİDORLARINDA;
Rahmi efendinin sihırli seccadesi
Uzun araştırmalar neticesi güneş yüzü görmiyen yeraltı serlerinde nebat yetiştirmek mümkün olmaktadır. şimdi herkes arzu ettiği gibi yaz veya kış mevsimlerinde evinde, kilerin bir köşesinde eğlence kabilinden veya ticari mahiyette az bir masrafla istediği nebatı yetiştirebilecektir. Senelerden beri fen adamları, güneşsiz. yağmursuz ve muhtelif hava değişikliklerinden mahrum mahallerde nebat yettirmek usullerini araştırmışlar ve bu yolda bir çok keşiflerde bulunmuşlardır. Bu yolda araştırmalar yapan Glenn Dale, Maryland lâ-boratuvarlanndakl incelemeler neticesinde btr zamanlar halli gayet çetin gibi görünen, ve bu sahada tecrübeler yapanları hakikaten çok yormuş ve üzmüş olan bu mesele arlık halledlttntştlr.
Maamafih. bu sun’t eserlerin kendilerine has baz*, hususiyetleri vardır. Bu hususiyetlerden en önemlisi mu-lıakak kl bu gibi yerlerde bulanılacak aydınlatma sistemidir. Tabiidir kİ; nebatların büyüyebilmeleri için bir miktar ışığa ihtiyaç vardır, şimdiye kadar serlerde sun’l şekilde yetiş tlrilen nebatlann daha çabuk büyümelerini .sağlamak maksadlle, güneş ziyasına İlâve olarak sun] ışık da kullanılmakta İdi. Hattâ, fen adamları bir çok nebatları, güneş zlyoşuıa katlyyen lüzum kalmadan doğrudan doğruya yalnız mezkûr tipi «güneş limbalariı kutlanmak suretlle yetiştiriyorlardı
Bu tarz nebat yetiştirme kullanılan ışığın ve malzemenin pahalılığı dolayısile müthiş bir fiate mal olduğundan hiç tatmin edici olmuyordu Halbuki Oienn Dale, lâboratuvarla-ruıda çalışan fen adamları tarafından [fluorescent) lâmbaları kullanmak suretlle bu yolda yapılan tecrübe ve müşahedeler çok daha pratik neticeler verdi. Bu tip lâmbaların cn kuvvetlileri bile az cereyan sarfe-dıvor ve ucuza inal oluyordu.
Fakat acaba ;bu lâmbaların' neşret Iklerl ziya nebatların büyümesi için lâzım olan ışık mı idi? İşle İlk tecrübelerde daha bu nokta kati olarak belli olmamıştı. Bu cihet göz önünde tutularak nebatlara büyümeleri için fen adamları elzem olan ultra vlyoley! âzami miktarda havi olan mavi renkli şuaı kullanmağı en mâkul bir fecrime olarak kabui ettiler. Bununla beraber hakiki bir müşahidin yalnız makul tecrübelerde İktifa etmemesi ıcabettlğlni de biliyorlardı. Bundan dolayı, Glenn Dale lâ-boratuvarında tecrübe yapanlar, güneşte mevcut her renkte şuaı feerübe etmeğe karır serdiler. Neticede fevkalâde hayret verici keşiflerde bulundular.
Evveli güneş şuamdaki renk sırasının tamamen aksine olarak portakal renginden penbeye yaklaşan renkleri tecrübe ettiler. Nebatların bu ton renkteki şuaları altında derlisi ve seri olarak büyümeğe başladığını gördüler. Bu renk ziyadan alınan neticeler mavi t fluorescent) lâmbâla-rınınkinden. daha, çok tesirli olmuştu.' Hattâ, bu renk şua altında fideler
tabii şekilde güneş altında yetiştirilenlerden daha çabuk İnkişaf ettigl-nıüşahade edildi. Bu memnuniyet verici müşahede üzerine bu yolda tec-
ti
büyüklükteki bir sera vermiş oldukları ışık kuvvetini yavaş yavaş 100 muma İndirdiler. Bu ışık altında da nebatların normal olarak gelişmeğe devam ettikleri görüldü. Hattâ bazı serlerde 40 mumluk bir (fl imrenceni) lâmbasının fldelero kâfi ışığı temin etliği anlaşıldı. 100 mumluk lâmbalardan daha kuvvetli lâmbalar kullanıldığı takdirde dahi masrafın fevkalâde cüz’l olması, bu yeni keştin ticari sahada da tatbikinin mümkün ve elverişli olacağım gösteriyordu.
Nebatlar büyümelerine elverişli serin yerlerde muhafaza edildikleri takdirde. daha hafif bir ışığa İhtiyaç göstermektedirler. Binaenaleyh, serin suhunet derecesi yükseldikçe ışık kur vctlnln de yükseltilmesi icabetnıekie-dir. Bu itibarla, nebatlar nekadar düşük btr suhunet derecesinde ve az ışık kullanmak suretlle elde edilirse bunların maliyet fiatlerl de o nlsbet-te ucuz olmaktadır.
Yeraltı bahçeleri, bu sahada yapılan keşiflerin ilk pratik sahada tatbik! olmuştur. Yeraltı bahçeleri cesamet ltlbarile büyük deliklerden farksızdır. Ekserisi 10 X 38 kadem kadardır. Galerilerinin taran 7e duvarları kömür parçalan gibi maddelerle sıvanmaktadır. Bu sun! yeraltı serlerinin en mühim hassalunndan biri de en soğuk kış mevsimlerinde dahi sun! şekilde ısı t tim aya ihtiyaç göstermemeleridir. Fluorescent lâmbalarından alınan hararet diğer elektrik lAmbolaanınklne nazaran az olmakla beraber nebata kâfi gelmektedir. Meselâ; 360 kadem 2. büyüklüğünde olan Glenn Dala yeraltı serinde normal sühunetin sıfırdan aşağı olduğu zamanlarda dahi arada sırada 1 kil ovallik bir elektrik sobası yakmak suretllo ve fluorescent lâmbalarından alınan hararet lle bu yerlerin sühuneti daimi olarak 60 dereceden aşağı düşmemektedir. Bkıaen-cleyh, yeraltı serlerini sıcak tutmak İçin yapılması gereken masraf da gayet cüzidir. Bu İş İçin büyük bir personele de İhtiyaç yoktur. Btr kljl oldukça büyük bir seri, günde bir defe kontrol etmek suretlle pekâlâ İdare edilebilir.
Yapılan tecrübelerden güneş gör-mlyen bu yeraltı serlerinde nebata lâzım olan rutubetin de daimi surette mevcut olduğu meydana çıkmıştır. Halbuki güneş gören serlerde, lâzım olan rutubet derecesini muhafaza etmek bir hayli müşküldür, çok defa bu rutubeti temin için husus! aletler L-ullanmak mecburiyeti hâsıl olmaktadır. •
Yeraltı serleri amatörler arasında da taammüm etmektedir. Çünkü meraklılarına hakikaten enteresan bit saha teşkil etmektedir. Bu serler bir dolap sürgüsü büyüklüğünde dahi yapılabilir ve muhakkak toprak altında bulundurulmasına hacet yoktur. Evin herhangi bir köşesinde ayni neticeyi elde etmek kabildir.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri hususi şahıslat tarafından ödenen mahkeme İcra, tapu ve noter Hânları ^ibl resmi ilânlar eskiden olduğu Rİbl doğrudan doğruya «AKŞAM* İdaresi tarafından kabul edilmektedir
Hibeler yapan fen adamları penbe ziya kuvvetini azaltmağı düşündüler. Bu düşünce bu sahada yeni ümLtlere j yol açtı. İlk zamanlarda muayyen ■
Halım! efendi seccadeleri seriyor, aptes tazeleyip yatsı namazına duruyorlar. Tabii şeyh efendi imamlık makamına geçiyor.
— Namaz bittikten sonra Rahmi efendi hayretle soruyor:
— Şeyh efendi hazretleri I Affedersiniz amma bu namaza benim aklım ermedi,
— Neresine akim ermedi. Sen namaz kılmasını da mı bilmiyorsun yoksa?
— Aman, şeyh efeudiciğiml Ben küçük yaştanberl namaz kılarım. Ve lâkin şimdi zatınızın kıldırdığı namaz, benim bildiğim namaza benzemiyor. Meselâ cehren (yüksek sesle) Elham okurken yan yerde kestin, rükûa vardın. Namazı da noksan...
Şeyh efendi kaşlarım çatıp parmağıyle tehdit işaıetl yapıyor:
— Suuus, yâ müridim, sus.1 Her tarikatın kendine göre bir ibadet şekil vardır. Her yiğit in bir yoğurt yeyişi olduğunu bilmez misin sen?
— Yaaa, demek namazlar da tarikatlara göre değişiyor.
— Elbette değişir. Sen şimdiye kadar tarikatlarla uğraşmadığın İçin bu işlere'aklın ermiyor. Bizim Sihirli seccade tarikatı, dünyanın en yüksek tarikatıdır. Seccade ile insanı havalarda uçuran tarikatı düşünsene bir defa! Bizim ibadetimiz de kendimize göredir. Sen bir daha böyle şeylere karışma. Yoksa ibadetinden şefaat göremezsin, ben de savuşup giderim.
— Aman muhterem şeyh efen-diciğim, benim kusuruma affet, bir daha tövbeler tövbesi olsun, senin İşlerine ağzımı bile açmam. Amma ve lâkin, izin verirsen bir şey sormak istiyorum.
— İbadet hakkında konuşacaksan dinlemem.
— Hayır, ibadet değil. Şeyi öğrenmek istiyorum. Acaba günün birinde seccade ile ben de uçabilecek miyim?
— Böyle şeyleri ağzına alma. Sen uçmak içLn mi ibadet ediyorsun?
— Estağfurullah. Öyle şey olur mu? Hani, sizin tarikata girenlerin hepsi uçar mı. diye merak ettim de.
— Elbette uçar. Zamanı gelince hepsi olur. Bir gun seni de uçuracağım tabii. Hele şimdi ibadete başlıyalım. Fakat evvelâ sen benim yatak odamı göster, oraya da bir seccade koy. Bizim tarikatta aVıı ayrı odalarda herkes yalnız başına ibadet eder. Şimdi ben sana bu gece yapacağın ibadeti öğreteceğim, sonra kendi odama çekilip ibadete dalacağım. Sen de burada seccadenin üstünde diz üstü oturup sabaha kadar ibadet edeceksin, gün ağarırken yatağına yatacaksın. Uyanma zamanı gelince ben seni uyandırırım.
Şeyh efendi besmele çekerek cebinden çıkardığı teşbihlerden birini Rahmi efendiye veriyor, birini de kendisi alıp seccadeye diz çöküyor.
— Evvelâ sen ibadet etme, ba*' na dikkat et. yaptıklarımı iyice öğren.
Rahmi efendi enıra itaat ediyor. Şeyh efendi hazretleri gör-deslnl İki yana sallayıp teshinini cakırdata cakırdata, çok yeyip d| hıçkırık tutmuş gibi acayip btr sesle ibadete başlıyor:
— İshak... İshak... İahak,, İshak.
Şeyhefendl coşuyor, coştukça ibadet hızlanıyor...
Bu minval üzere bir müddet haykırdıktan sonra, kargısında hayıan hayran seyre dalan müridine dönüyor:
— Nasıl, öğrenebildin mi?
— Aman efendim, öğrenmesine öğrendim. Bizim memlekette bir kuş vardır, adına hak kuştı derler. Geceleri öter. Uğur sayarız biz onu. Zatınız da tıpkı o ku| gibi ötüyorsunuz. Ben sizin gibi ötmesini nasıl becereceğim, onu düşünüyorum.
— Merak etme, sen de ötersin. Tarikata giren adam lıer şeyi göze almalıdır. Sen de ölmeğe çalışacaksın. Hem öyle bir öteceKsin kl dışarıdan duyanlar senin adam olduğunu an Uyamayacaklar, hak kuşu ötüyor zannedecekler. Hadi bakalım, şimdi sen başla.
Rahmi efendi de iki dizinin üstüne çöküp şevli efendi hazretleri gibi çalkalana çalkalana ibadete başlıyor.
— İshak... îshak... İshak. .
— Ha şöyle. Aferin. Fena ötmüyorsun. Sonra daha iyi öttüreceğim ben seni. Hadi, sen devam et. ben de odama gidiyorum.
Ce. Re.

3 JU 1 2 S LIV 4 S Devamı var) lÂCÂT 8 ? 8 6 10
I 1 1
I I ■ 1 1
1 1 1 1 1
* ■ 1 1 1
1 1 [ 1 ■ 1 1 ■ i ■
1 1 I ■ 1
ı 1 1 1 ■ 1
• 1 1 ■ 1 1
5 LL ■
Soldan a*ja: 1 — Birbirini acvenkr. â — Hnî-ajı - Tersi presten geçirilir. 3 — öıger defa. 4 — Sakar. 3 — Anu - Tt.ı dahil oiarı. 8 — Resim - Tersi Diyarbakır» glrtg. 7 — Carpnu - Yemeğe lezaet veren. 8 — Btr edat - Nota. S — Uzak - Horosun bayam, 10 — Kriıa - Parmakta çıkan çıban.
Yukarıdan afağıja: 1 — Acele etmeyiniz, > — Ödeme - Eğlence yeri. 3 — Keçemiz Veya komposloluk bir meyva furuht eden. 4 — Kanatlı tırtıl. 5 — Gelir - Basına .1. gelirse tosunun annesi o!ur. S — DU - Sırpların Başkam. 7 — Tersi mideye İndirmeli -Canın yongası, a — Tersi İspati. - Validenin başı, a — İptidası buinmlyra vaziyet, ı» — Tersi İçeri gelir - Üstün a!ul.
ÇEÇEN BULMACACHU HALLİ
Soldan mia 1 — Celebi. Alt, 3 — Ameli-tnatlde. 3 — Nihat. SuaL 4 — Ani. l}Hme, 5 — Keser. Ev. C — Tretnal, 7 — AlainU-nakz. 8 — Lenger, Ney. » — Ek, kabe, 10 — Eun, Çetin.
Yukarıdan *»a$ıya: 1 — Çanakkale, X —
Emice, Leke. 3 — Lchtstan. 4 — Eli. Eri-Cim, s — Bitiremez. 8 — İm. Miraç, i — Aslton, Be. 3 — Anut, LSnet, 9 — Id.ur.e, Ke. 10 — Televizyon.
YALAN İÇİNDE YALAN
AŞK VE ZABITA ROMANI yazarı: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-Nû
Tefrika No. 4...
— Ereli Para, hayatta zannettiğiniz rolü oynamaz. Bu, daha ziyade bir sabit ve musallat fikirdir. Sız. Frank Dorranc-.-’a varmak zaruretinde bulunduğunuza kendi kendinizi İkna etmişsiniz. Frank'la evlenince, «izden bir nevi — (babanıza yakışıklı Jack diyorlardı, defell mi?) — Bir nevi yakışıklı Jack la evlenmiş olacaksınız.
— ihtimal.
— öyleyse, «te. en fazla nefret etliğiniz bir hayat şekline kendinizi mahkûm etmiş oluyorsunuz.
— öyle.
— Niçin buna razı oluvorsunuz.
• efendim? Haydi, kuzum, düşününüz Brenda* Buna imkân yok? Kendi kendinizin aleyhine mi çalışıyorsunuz?
Yerinden kalktı Ayağı masaya çarptı, fincanlar çıngırdadı. Brenda, pencerenin önünde ayakta durmuş; delikanlıya arkasını çevlrmlşlL Genç
kıza doğru altığı her adımla, delikanlı, mukadder bir âklbete sürüklendiğini anladı. Sonra, doktor Nick'in niçin kendllerile birlikte çay içmeğe lnmedlftlnl; gençleri böyle haşhaşa, muhataralı bir vaziyette bıraktığını düşündü, ihtiyar doktor JJİckrin hâlâ da. töpallayaraktan içeri girmesi, yan şakacı, yan ciddi, onu. izdivaç projesini bozmak istediğinden dolayı azarlaması mümkündür. Doktor Nick’in nazarında Frank Dorrance çok kıymetlidir. Nlck, evinde gençlerin toplanıp efelenmelerinden hoşlanır ama, arzu ettiği bu Lzdlvaca karşı durulursa, klmblllr ne haşin şekilde intikam almağa kalkar. .
Binaenaleyh, Hug Rowland:
(— Acele etmeli... — diye düşündü. — Acele etmeli: Acele etmeli!»
Brenda:
— Bütün İşler tertibe girmiş bulunuyor... — dedi
— Evet. billvoLum: komşunuz ba-
heyecan içinde geldifeiııi hatırlıyor. Bir iki saniye sonra. — teşebbüsün hangi taraftan geldifel anlaşılamak-sızın — blrlblrlerlnin. kolları arasına atıldılar. Erkek onu göğsünde sıktı, sıktı; dudakları birleşti, gözleri ka-pandL İkisi de, btribirlerlnin buselerine coşkunlukla cevap verdiler.
Bir müddet sonra, erkek başını kaldırdı. Sevgilisinin nişanlısı Frank Dorrance'ın eşikte durduğunu, kendilerine baktıSın: gördil.
n
Frank'ın koltuğu altında bir tenis raketi vardı. Toplarla dolu ag torbayı saat rakkası gibi sallayıp duruyordu.
Kahkahayı koparmadan evvel:
— Bu cins sporlar, insanın başını döndürüyor, azizim Hugh! — diye haykırdı.
Ancak yirmi İkisinde görünüyordu. Cildi pırıl pırıl yanan bir çocufea da benziyordu. Hatları gayet munta-zamdı. Bu tarife rağmen delikanlının kıza benzer hali yoktu; bukle bukle san saçlarının gümrahlığı, belinin inceliği, beyaz elbisesinin şıklığı da onu tam erkek halli olmaktan ayırmıyordu. Lâkin, giyinişteki o kasdl lâubalilik, yapmacıklı yabancılık delikanlıyı bir çok erkekler nazarında
yan Kittv Bancroft düğününüzde ne-dimeliglnkzi edecek... Nlck, kırık ayafeı na rağmen dansetmek lstiyecek... Mütevella Noakes’ln bıraktığı azamet li miras, şâşâa3inı saçacak.. Hattâ ben bile, aile dostu sıfatlyle bu merasimde hazır bulunacağını.
— Sizce ne yapmam İktiza eder?
— Meselâ bana varmanız.
Bu sözler dudaklarından döküldükten sonra, Hug bekledi. İpek tşarpL-nın boğazını sıktığı vehmine kapıldı.
— Ben size «Fakir bir delikanlılım ıstırapları» şarkısını soyllyecek defel-Um. Çünkü yaşamamız İçin İktiza eden vasıtalarımız olacaktır. Mademki o cihetten tatmin edilmek istiyorsunuz; sizi temin ediyorum. Üstelik slzL de sevdiğimden eminisiniz sanırım... Tamamı tamamına size söyliyeyim: Dört ay, on sekiz günden beri sizi seviyorum.
Brenda, başını çevlrnıekslzln:'
— Biliyorum. — dedi.
Hug, devamla:
— Şayet Jüri heyeti kararını vermek üzere çekilmek İsterse, celseyi başka güne tahlr edelim Fakat belki de, mahkeme salonundan çekllmeksızln hükmü okuyacaktır.
— Hut... Size cok teşekkür ede-
rim... Fakat... İmkânı yok...
Delikanlı:
— İşte tam mânasile katiyet...
— dedi. —
Maddi bir darbe yemiş gibi, perişan. yaralıydı. Bile bile bu reddedlllşe kendini hedef tuttuğu İçin perişanlığı, ıstırabı azalmamıştı.
— İnsan encamını,-ûklbetinl bilirse kendi hakkında daha hayırlı olur... ___ dedi, — Beni en fazla uzeû cihet, sizin Frank’a âşık olmanız ihtimali idi...
— Kuzum. Hughl Saçmalamayınız.
— Saçmalamak mı?... Pekâlâ... öyleyse, benim teklif! vâki olmamış sayınız.
Biri, odanın bir tararında, öbürü tamamlyle öbür tarafındaydı. Kız, delikanlıya hâlâ arkasını çeviriyor, pencereden dışarıya bakıyordu. Fakat yanaklarının kızarmış olduğu görülüyordu.
Birdenbire döndü:
—Siz, havsalaya sığmayacak dere rede münasebetsizlik ediyorsunuz!
— dedi: ve delikanlıya doferu yürüdü.
Artık bundan sonraki hâdiselerin nasıl cereyan ettlfet tâyin olunamaz. Erkek, kızın, pek yakınma kadar,
antipatik hale sokardı.
Dalma gülümseyerek, odaya girdi. Kendini bir koltuğa bıraktı.
Nihayet Hug, soyllyecek söz bulabildi:
— Ne gülüyorsunuz? Bu hali tuhaf mı buluyorsunuz?
— Evet... öyle denebilir.
— Niçinmlş efendim?
Frank, tenkldkâr bir cdâ lle baktı:
— Evvelâ bu işi yapanm siz oluşunuz. azizim Hugh!- Bu sevgili Brenda'ya karşı böyle bir muamelede bulunuşunuz... Ah, kendi kendlnld seyretmenllf İmkânı olsaydı...
Delikanlının şahit olduğu sahne, onu asla alt üst etmişe benzemiyordu. Bilâkis, coşkunluğunu arttırmıştı; onu bol bol konuşturuyordu.
— Doğrusunu İsterseniz, sizin gülünç olmanız, yahut olmamanız bana vız gelir. Lâkin tavsiyem: bu gibi hareketleri sık sık tekrarlamayınız Zira, tekerrüründe tahkir ve tezyif hissine kapılırım .. Siz de beni üzmek İstemezsiniz elbette... Bunu dikkate alın da ona göre davranın.
— İrşadınızdan dolayı teşekkür ederim.
;Arkası var)
2.9 Haziran 1948
AKSAM
Sahlfe 7
Petrol meselesi
Deniz Okullar ve Kurslar
Orta Doğu petrolleri ve bunların Akdenize nakli meselesinde çıkan ihtilâflar
vermek lazımdır. Bu, flatln mühim surette yükselmesine sebep olur. Bunun içindir ki kumpanyalar Basra körfezinden Akdenlze borular uzatmağa karar vermişlerdir.
İngiliz kumpanyaları İlk İş olarak Kerkük - Hayfa petrol borusunun yanına bir boru hattı daha çekmeğe teşebbüs etmişlerdir. Bu iş gelecek sene bitecektir. Bundan başka iki boru hattı daha yapılıyor. Birincisi Anglo - îranlan petrol kumpanyasının şeriki olan Amerikan kumpanyalarına aittir ve Abadan'dan Hayfa*ya kadar 1500 kilometre uzunluğunda olacaktır. Diğeri 1800 kilometre uzunluğunda olacak ve günde 70 bin ton petrol nakledilecektir. Bu suretle Dahran Arap petrolleri Orta Doğuya Bevkellecektir. Tesisat masrafı 150 milyon dolar tahmin ediliyor. Geçen sene başlayan tesisatın 1D50 do bitmesi lâzımdır. Fakat bu iş Filisin meselesine bağlı olduğundan ortada mühim pürüzler vardır.
Projeye göre borunun sonu Haytada olacaktır. Haytada dünyanın en mükemmel tasfiyehanelerinden biri vardır. Fakat Filisttndekl karışık vaziyet yüzünden borunun Lübnanda Su ile Sayda arasında bir yerde sahile İnmesi düşünülüyor. Arameo, boruyu geçirmek için Maverayı Ürdün ve geçen 22 eylülde 8uriyle İle anlaşma İmzalamıştır. Arap hükümetleri bu vaziyet yüzünden, Amerika, Sİyonlstlere müzaheret ederse imtiyazları feshedeceklerini İleri sürmüşlerdir.
Fakat Slyonlstlcfin da ellerinde kozlar vardır. Bu yalnız Amerlkadak! Yahudilerln seçimde verecekleri rey değildir, İkinci derecede mühim olan Amerikan petrol kumpanyalarıdır. Bu kumpanyalar büyük şirketlere, bilhassa Rocfolier grupuna karşı birleşmişlerdir. Kongredeki Siyonist taraftan Ayan ve mebusların yardunHe boru İçin lüzumu olan çeliğin verilmesi işinde tesir yapmağa başlamışlardır. Bu tesirin şevkiyle Arameo şirketine verilecek petrolün miktarı indirilmiştir.
Amerika hükümet mahfilleri ve büyük petrol şirketleri, petrol politikasının Filistin meselesi üzerinde tesir icra ettiğini yalanlamışlardır. Bununla beraber menfaatler pek karışık olduğundan bu çifte tekzibi pek kati addetmek kabil değildir.
Bir İsviçre gazetesi yazıyor: Yer yüzünde petrol sarfiyatı günden güne artıyor. Yalna Amerlkada bugünkü sarfiyat, 1933 de bütün dünyanın •arfettlğJnden fazladır. Bu. Amerikanın petrol işine ve Orta Doğu petrollerine neden büyük ehemmiyet verdiğini göstermeğe yeter. Amerikan kara, hava, deniz kuvvetleri hesaplarını yaparken bu kaynaklara dayanıyorlar, Avrupada Marshal! plânının muvaffak olması geniş ölçüde buna bağlıdır.
orta Doğu petrolleri, bütün dünya petrol İhtiyatının yüzde kırk beşini teşkil eder. Bunun beşte biri İrakta, beşte biri Suudi Arabistan’da ve Bahreyn adasında dır. Geri kalan kısmı Küveyt yarımadasında dır. Bu petrol membalarının geniş ölçüde işletilmesine ancak İki seneden beri başlanmıştır. Arablst andaki diğer inenbaların durumu da böyledlr. Bu menbalar Amerikan kumpanyalarına aittir. On sene evvel Ingllizlerin elindeki menbalann istihsali on misli azdı.
Amerikan kumpanyaları şaşılacak rüratle tesisat vücuda getirmişlerdir. 1939 senesinde bütün Arabistan petrolleri İmtiyazı bir buçuk milyon altın dolar ve Kıral ibnlssuuda senede "50 bin dolar verilmek suretlle alınmıştır. Kurulan kumpanya Arablan -Amerikan OH Company (kısaca Aramoo) adım almıştır. Harb esnasında İngiltere Bahreyn adasındaki kuyuları ve tesisatı Amerlkaya salmıştır. Harb bittikten az sonra 28 aralık 1943 da Anglo - îranlan kumpanyası ile Standard Oll Amerikan kumpanyası arasında bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma İle Amerikan kumpanyaları Arabistan petrollerini işletmeyi tamamen ellerine alıyorlardı ki bu 1928 de tnglltre. Fransa ve Amerika arasındaki anlaşmaya muhalifti.
Amerikalılar şimdiden senede Iî milyon ton İstihsalini temin etmişlerdir. Fakat bunun naklinde güçlükle karşılaşmışlardır. Bahreyn bir adadır. Abadan ve Kuveyt Basra körfezi fcjyısındadır. İstihsal edilen petrolü denizden sevk-etmek bir çok meselelerin halline lüzum gösteriyor kİ başta Süveyş kanalından geçmek gelir. Buradan geçerken ton başına 0 altın frank ücret
SANOGYL
Antiseptik Tıbbî
DİŞ MACUNU
Dişlerin beyazlığım temin eder. Ağız kokusunu giderir ve dişleri hastalıktan korur.
Lâboratoire Villette, Paris
Zayi — Üsküdar malmfldürlüğûn-den maaş defterinin 4345 sıra nu-maraslyle almakta olduğum dul ve yetim maaşları cüzdanımı kaybettim. Yenisin! alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Nevmide Er berk
ZAYİ — Sen Jor] Alman Kız Orta Okulundan 040—641 öğretim yılında aldığım ortaokul diplomasını kaybettim. Yenirini alacağımdan eskisinin
hükmi) yoktur.
418 Okul No. lu
Man yo Yatrakl
ZAYİ — 947—948 devresi mektepten almış olduğum 34034 numaralı ya "omu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Maçka Kız Sanat Enstitüsü talebc-Kİnden Sfi numara esas (51 den
Güzel bir teşebbüs
Son zamanlarda büyük bir hız alan
yeril filmciliğimizin önemini bir kat daha tebarüz ettiren bir müsabaka tcrtlb cdUmştr, Dilr. sabah Şark sinemasında başlayan bu müsabakada henüz halka gösterilmemiş olan yeni Urm.il edilen Karanlık Yollar fUm! de gösterilmiştir. Önümüzde sinema sezonunda gösterilmeye başlayacak bu film Ceylân — Film tarafından
Komutanlığından:
1 — Donanmamızın Gedlgll Erbaş kaynağı otan «DENİZ OEDÎKLÎ ERBAŞ ORTA OKULU» nun I, n vb IH sınıflan İle «Deniz Gedikli Sınıf Okuluna» öğrenci yazımına 1 Haziran 048 den 1B Ağustos M* günün» kadar devam edilecektir.
3 — Dx Gd. Erbaş Orta okuluna; ilk okulu bitirenler
S — Da. G(L Sınıf okuluna; orta okulu bitirenler kabullenir. Yaslar:
Da. Gedikli Orta Okul
» » » »
» » » >
Dx Gedikli sınıf okuluna
L sınıfına! 12
n. » ıa
m » 14
18 yaşını tamamlamış
1 17 : 1B
İS yaşında olanlar, olanlar alınır.
4 — «DENİZ GEDİKLİ SINIF OKULU» na girenleri» «Dz. Gd. Trb Orta okulunu bitirenler, iki yıl nısıf okulu öğrenimini tornaladıktan sonra «GEDÎKIİ ÇAVUŞLUĞA» yükselirler. Ve bandan sonra 150 lira aylık alırlar. Ayrıca beslenme ve giyimleri de Devlet tarafından yapılır.
6 — Deniz Gedikli erbaşlarına subaylar gibi, harcırah, aile, mesken zammı verildiği gibi emekliye ayrılmakta vs kendilerin» emekliye ay-nlıkren ikramiye verilmektedir.
5 — Kayıt İçin; îstanbulda bulunanlar, Kasunpaşadakl Dz. Gedikli Erbaş Orta Okulu Müdürlüğüne, başka yerlerde bulunanların; bulundukları yerin askerlllc şubeleri başkanlığına hüsnühal kâğıdı, aşı kâğıdı ve nüfus cüzdanları ile 12 tane vesikalık fotoğrafla başvurmaları. (8815)
Yetkili işçi yetiştirilmek üzere öğrenci alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
1 — 1948-1949 öğretim yılı için müessesemlz Teknik öğretim Şefliği Meslek Kursunda yetkili işçi yetiştirmek üzere ille okulu iyi derece İle bitirmiş olanlar arasından öğrenci alınacaktır.
2 — Kura yatık olup öğretim »üresi ilç senedir.
3 — Kursa girmek için 13-15 (on bes dahil» arasında bulunmak ve öğrencinin sıhhî muayenesinde, seçme sınavında başarısı tesbit edildikten sonra her türlü iaşe ve ibatesi kursa alt olacaktır.
4 — İstekliler bir dilekçe ile Karabükte Müessese Müdürlüğüne en geç 31 Temmuz akşamına kadar aşağıda yazılı belgelerle başvurmaları
a — İlk okul diploması
b — Nüfus cüzdanı veya tasdikli birsurctl
e — Sıhhat raporu ve aşı kâğıdı
d — Doğruluk kağıdı «Okuldan bir sene evvel ayrılmış olanlar için»
e — 4, 5x6 ebadında 10 adet fotoğraf
5 — Gönderilecek yukarıda yazılı müsbit evrak üzerinde yapılacak tetkikat sonunda bunlar arasından meslek kursuna alınabilecekler seçildikten sonra mufassal kaydıkabul
Hidroelektrik tesisatı inşaatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Bolu şehri hidroelektrik tesisatı birinci kısım İnşaatı yaptmla-
caktır: ,
2 — İşin keşif bedeli (102.884,62) Ura ve geçici teminat (63901 liradır.
3 _ (7/7/1948) günü saat 15 de Bankamız binasında İhale komisyonunca yapılacak İlk İnceleme sonucu İdare Meclisince lastik edildikten sonra lh3İe kesinleşecektir.
4 — Tekili nıektupîarının. İhale günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. Postada veya sair surette vuku-bulacak geç itmeler kabul edilmez.
5 — 6özleşme (15) Ura bedel mukabilinde Bankamızdan veya mahalli Belediyeden alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
6 — Eksiltmeye girebilmek için benzeri İşlerde çalışmış Y. Mühen-
dis veya şimdiye kadar bu gibi işleri taahhüt ederek muvaffakiyeti® bitirmiş olmak ve İhale gününden en az üç gün evveline kadar lüzumlu belgelerle Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek ehliyet vesikası almak şarttır. (8841)
İstanbul Teknik üniversitesi Makine Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz teknoloji kürsüsüne bir aşktan alınacaktır. Taliplerin 16 Temmuz 1948 tarihinden evvel Dekanlığımıza müracaat etmesi lâzımdır. (8988)
İstanbul Jandarma Satmalına Komisyonundan:
İstanbul Maçkada Jandarma Er Okul Alayı fl48 - 949 senesi İhtiyacı İçin geçici mukavele He evsaf ve şartnamesine uygun olmak üzere on ton sadeyağ kapalı zarf eksiltmesi ile taahhüde bağlanacaktır. İhale Taksim Ayaspaşadakl komisyonumuzda 18 Temmuz 948 cuma günü saat 15 do yapılacaktır. Beher kilo sadeyağının muhammen fiatl 560 kuruştur. Tahmin bedeli 56000 Hradır. Muvakkat teminatı 4050 Hradır. Şartnamesi 280 kuruşluk malsandığı makbuzu mukabilinde komisyonumuzdan verilir. İsteklilerin muvakkat teminat maisandığı makbuzu veya banka kefalet mektubu İle şartnamede yazılı diğer vesaiki havi teklif sarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonumuzda bulundurmaları. (9049)
Betonarme kitabı
Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğünden:
Mukavemet öğretmeni Turgan Sabla tarafından yazılıp Güzel Sanatlar Akademiğince bastırılmış bulunan BETONARME kitabı 450 kuruş llatlo satışa çıkarılmıştır.
Tedarik etmek İsteyenlerin Ankara caddesinde Devlet Kitapları Yayım evine müracaatları. (9297)
İstanbul Valiliğinden
1 — Haziran 948 ayına alt şeker fişleri 2/7/948 akşamı saat 24 den sonra geçmlyecektlr.
Bu İtibarla ellerinde fiş bulunan vatandaşların bu tarihe kadar bakkallara müracaatla şeker İstihkaklarını almaları lâzımdır.
2 — 3/7/948 tarihinden İtibaren şekeç. dağılımı İle meşgul bulunan toptan ve perakendeci bakkallar kaymakamlıklara şeker mahsuplarını yapacaklardır.
Mahsup durumu kaymakamlıklar tarafından neticeler İle birlikte Vilâyete bildirilecektir
ve sayın halk»
9/0 6 Faizli 1. inci Tertip 1948 istikraz Tahvilleri Satışa Çıkarıldı
Yüz lira itibarî kıymetli bir tahvilin ihraç fiatl 93 liradır.
Yüzde altı faizli olan bu tahvillerin, faizleri altı ayda bir ödenmektedir. Diğer iç istikraz tahvillerinde olduğu gibi, tahvillerin bedel ve faizleri her türlü vergi ve resimden muaf olduğu gibi, bunların artırma, eksiltme ve sözleşmelerde teminat ve millî emlâk alimlarîn-da bedel olarak üzerlerinde yazılı kıymetle kullanmak daima mümkündür.
Devlet Tahvili Demek Bol Faiz Getiren Hazır Para Demektir.
Satış yeri: Bütün Bankalar
30 Haziran 1948 Çarşamba Akşamı Satışlara Son verilecektir.
C8429)

Kayseri Belediyesi Başkanlığından
1 — Mlmarslnan parkının İstanbul cadesl cihetinde meydandan başlamak; şartllo 92 metrelik kısmına betonarme arkat yaptırılacaktır.
2 — Bu İşin muhammen keşif bedeli 17170 lira 62 kuruş olup geçle» güven akçesi 1287 Ura 80 kuruştur.
Eksiltme kapalı zarf usulUe 7/7/943 çarşamba günü saat 15 te belediye türeli komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin eksHtme gününden bir gün evveline kadar belediye Fen İşleri Md. lüğünden yeterlik belgesi almaları lâzımdır-.
3 — Eksiltmeye İştirak edeceklerin Ticaret odası vesikası ve ehliye! İbraz etmeleri mecburîdir.
4 — Zarfların 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanunu taritatı daire-
sinde noksansız olarak hazırlanması ve nihayet İhale saatinden bir saat evvel komisyona verilerek makbuzunun alınması İlân ölutıur. 8195
ADRÎATÎCA S. A. Di NAVİGATİONE
M A R İ A VtTTORİA vapuru
3 Temmuzda doğru PİRE - TRÎYESTE ve VENEDİK İçin Umanımızdan hareket edecektir.
L O R E D A N vapuru
5 Temmuzda KAVALA - SELANİK - PİRE - TRÎYESTE ve VENEDİK için limanınızdan hareket edecektir.
Her İki vapur mezkûr limanlar için yolcu ve eşyayı ticariye kabul etmektedirler.
Fazla tafsilât İçin Galata Mumbane caddesinde
ADRÎATİCA S A. Dî NAVİGATİONE
umumi acentalığına müracaat. Telefon: 44877 - 44878 : (
Dz. Lisesine Öğrenci alınacaktır
Dz. Hr. Ok. ve K, Ls. K, lığından
1 — Deniz Lisesinin yalnız birinci sınıfına öğrenci alınacaktır.
2 — Kayıtlar 1 Hazirandan 20 Ağustosa kadar devam edecektir.
S — Birinci sınıra alınacak öğrencilerin 14 yaşından küçük ve 17 yaşından gün almamış olmaları lâzımdır.
4 — Bulundukları sınıfın son sınavında sınıfta kalanlarla bütünlemeleri olanlar ve öğretimi yarıda bırakanlar kabul olunmazlar,
5 — Kayıt kabul için îstanbulda olanlar Heybeliadada Deniz Harp Okulu ve Lisesi Komutandığına, taşrada olanlar askerlik şubelerine birer dilekçe İle mürcaat etmekle beraber dilekçelerinin bir eşini okul komutanlığına göndereceklerdir
Dilekçelere:
a — Diploma, veya okulu bitirdiğine dair belge.
b — Nüfus kâğıdı aslı veya noterlikçe tasdikli sureti.
c — Bir seneyi geçmemiş aşı kâğıdı.
d — 12 adet vesikalık fotoğraf.
e — Hüsnühal kâğıdı bağlanacaktır
6 — Seçme sınavları 1 - 10 eylülde yapılacaktı». (8812)
Gaziantep Valiliğinden
1 — Eksiltmeye konulan iş: (Gaziantep - Kilis yolunun 25X640—51 X680 Km. lerl arası Blokaj ve kırma taş lhzan İşidir. Yeniden eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif tutan: (33823) LİRA ı74) kuruştur.
3 — Eksiltme 5/7/948 Pazartesi günü saat (14) de Gazlanteptc Özel İdare binası İçeririnde il daimi komisyonunda kapalı zarf usıılile yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve Luna bağlı kâğıtları 11 daimi komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek tçin isteklilerin usulüne göre (2530.78) liralık geçici teminat vermeleri lâzımdır.
6 _ isteklilerin bu İşin teknik öneminde bir İşi iyi bir surette başardığı veya idare ve denetlediğini Jsbata yarar belgelerde blrHkte İhale gününden en az - tatil günleri hariç - üç gün evvel yazı ile Gaziantep Valiliğine boş vurarak bu işin eksiltmesine girmek İçin yeterlik belgesi almaları şarttır.
7 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltme günü olan 6/7/948 Pazartesi günü saat (131 e kadar alindi karşılığında ti Daimî komisyonu başkanlığına vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
__________ ___________________________________(8447)________
Ankara niimune hastahanesi baştabibliğinden
Cins! Miktarı Fiatl Tutan M. teminatı Düşünceler
____________Lira K. Lira K. Lira K.__________________
Sade yağ 4ÖÖÖ 5 30 21200 1590 ) 7/7/948 çarşamba
Koyun eti 35000 2 00 70000 4750 1 saat 11 de kapalı
1 — Ankara Kümüne hastanesinin ihtiyacı olan koyun eti ve sade yağ ayrı ayrı kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur,
2 — Talipleri kanunun tarif atı dairesinde hazırlıyacakJarı mühürlü, teklif mektuplarını muayyen olan, saatten bir saat evveline kadar hastanede müteşekkil komisyona vermeleri.
3 — Şartnameler her gün hastane İdaresinde ve İstanbulda Sağlık ve
Sosyal Yardım müdürlüğünde görülebilir. (8601 >
Açık baş gardiyanlık ve gardiyanlıklar
İstanbul Ceza ve Tevkif ev inde açık bulunan basgartllyanlık ve gardiyanlıklara İstekli bulunanların belgeleri He birlikte Ceza ve Tevkifevl
Rahlfe 8
2!> Haziran 194»
MuTLfifi FrVDHLRNIRSIN
I ornn>y(‘wec,‘,■
Yrvruk^ Hhstrnr 'Hrttr
Ff3wEg7.HN£DErFrRRFILDHN
MîHENft ı FİŞ l .İSTEMEZ
BİTİ' i FİL
Devlet Demiryolları ve Limanları imletme Genel İdareci İlânları
Gayri menkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığından
947/473
Emine Muzaffer Kaytak A- 2936 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (15.003‘ liraya mukabil Beşiktaşta Türk AH mahallesinde eski İmanı za de yeni Şehit Asım sokağında eski çş m. yeni 104. 106 No. lu seneden arsa mahallen kârgtr apartımanın tamamını birinci derecede İpotek et" mlş İdi.
Dosyada mevcut tapu kayıt suretinde İşbu gayri menkulün ayni semt mahalle ve sokakta ayni kapı No. lu ve sırf mülk 299 metre murabbaı miktarında arsa olduğu Haydar Acar'a (10000) liraya ikinci derecede İpotekli olduğu beyan edilmiştir. (Bu İpotek Sandığın ve müşterilerin hukukuna müessir değildir. İşbu kayıt suretine göre hududu: sağı evvelce Remzi hâlen Muhiddln hanesi bahçesi ve kısmen Karaklrya bahçesi solu Doktor Horhorun! kansı Kohurik hane ve bahçesi İken hâlen arsası, arkası Miralay Hilmi evi, önü Şehit Asım sokağlle mahduttur.
ikraza esas olan muhammin raporu mucibince İşbu gayri menkulün umum mesahası 290 metre murabbaı olup bunun 163 metre murabba kısmı üzerine çatı ve örtüsü ahşap İki buçuk katlı öç daireli apartıman yapılmıştır. Alt kat yarım kat olup iki oda bir mutbah bir helâ bir hamam. birinci katta dört oda bir sofa bir mutbah bir telâ bir hamam. İkinci katta dört oda bir sofa bir mutbah bir kiler bir belâ bir hamam bir taraça vardır Umum binada elektrik, su ve havagazı tesisatı da mevcuttur.
Vadesinde burcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202 No. lu kanunun 48 inci maddesinin matufu 40 inci maddesine göre satılması İcap eden yukarıda evsafı yazılı gayri menkulün tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış Tapu sldl kaydına göre yapılmkatadır. Arttırmaya girmek İsteyen (2563) Lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan blrlhln teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle Belediye ve tellaliye resimler! borçluya aittir Arttırma şartnamesi 30/67948 tarihinden İtibaren tetkik etmek İsteyenlere Sandık Hukuk İşleri Servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu Sicil kaydı ve sair lüzumlu İzahat da şartnamede ve takib dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 23,'8/948 tarihine tesadüf eden Pazartesi günü Cağaloğlıında k'.Jn Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat İhale yapılması İçin teklif edilecek bedelin tercihan alınması teabeden gayri menkul mükeileflytlle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde sen arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlie 7/0/948 tarihine müsadif Salı tünü ayni mahald» ve ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır Hakları tapu slclllerlle sabit olmıyan alâkadarlar ve İrtifak hakkı sahiplerinin bu haklarım ve hususlie faiz ve masarife delr iddialarını İlân tarihinden itibaren yirmi gün çlnde evrakı müsbtelerlle beraber Sandığımıza bildirmeler! lâzımdır. Bu suretle haklarım bildirmemiş olanlarla haklan tapu slclllerlle sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla malûmat almak İsteyenlerin 947'473 dosya No. sile Sandığımız Hukuk İşler! Servisine müracaat etmeleri lüzumu Hin olunur
Mağazasında bulursunuz.
Amerikan güfteleri, İndia Tobr al kolan, Ketenler,
Gömleklik patiskalar
Perakende olarak salıya çıkarılmıştır. Sultanhamam, Yenicaml cad. 27-29. Tel. 23482.
i. E. T. T. işletmelerinden:
1 — Aşağıda cins ve miktarları yazılı malzeme pazarlık suretlle satı-
lacaktır.
Miktar Muh. bedel Tarihi Saat Mııv Tem.
Binek Şevrole otomobili 1 ad. 1250 Ll. 1/7 48 9.45 100,— Lira
Ford otomobili şavrolo . 2 > 1700 » > 10 — 127.50 »
kamyoneti
Pafta tezgâhı 1 > 400 » » 10.15 30.- »
Otomatik kömiir kepçesi 1 * 500 * » 10,30 37,50 »
Hava kompresörü 1 » 2000 > * 10.45 150.— »
ölçü âletleri 0 • 600 » » 11.— 45.— »
Eski kâğıt parçası 6 ton 600 > * 11.15 45,— •
Müstamel kondanse borusu 1900 metre 1900 » » 11.30 150.— »
2 — Bu satışa alt şartnameler Mcrtohan Levazımından parasız ola-
rnk tedarik edilmektedir. 18982»
40C0 Metre 2 demir boru, 8000 metre 7 m (m. lîk çelik halat, 1OO teneke arap sabunu satın alınacaktır.
Ankara Elektrik ve Havagazı
İŞLETME MÜESSES ESİNDEN:
1 — Aşağıda cins ve miktarı yazılı malzeme tekili verme yolyile satın alınacaktır.
a) 4000 metre dikişli siyah boru 2”
b) 8000 » çelik tel halat 7 ın'm2Q
c) Yüz teneke arap sabunu (teklifle beraber 0.250 kiloluk numune verilecektir.)
2 — İlgililerin teklif terini 5/7 948 tarihine kadar Umum
Müdürlüğe vermeleri ilân olunur.• ......
— DİKKAT —
Emniyet Sandığı: Sandıklan alman gayri menkulü İpotek göstermek İsteyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 48 nı tecavüz etmemek üzere İhale bedelinin yansına kadar borç vermek suretlle kolaylık göstermektedir, (0302)
Türkiyk Palamutçuları Anonim Şirketinden:
Türkiye Palamutçuları Anonim Şirketinin senelik âdi umıı-mt hissedarlar toplantısı 29 Temmuz 1948 perşembe günü saat 16 da İzm irde Ticaret ve Sanayi Odası salonunda yapılacağından Hissedarların toplantı gününden 10 gün evevline kadar şirkete müracaatla toplantıya girme kartı almaları ilân olunur.
İDARE HEYETİ GÜNDEM:
1 — İdare Heyeti ve Murakıp raporlarının okunması
2 — Bilânçonun tastikl ve İdare Heyetinin İbrası
3 — Kârın tevzii
4 — İdare Heyetinden sene içinde istifa eden bir üyenin ye-rlne alınan Bay Reşat Heper’in tâyini keyfiyetinin tastikl ile bunun ve müddtleri biten diğer iki üyenin yerlerine kendilerinin veya başkalarının seçilmesi.
5 — Murakıp seçimi ve tahsisatının belli edilmesi.

ERENKÖY KIZ LİSESİNİ BİTİRENLER DERNEĞİNDEN:
Yıllık kongremiz 3/7/048 çoğunluk olmadığı takdirde 10/7/948 cumartesi günü saat 17 de Kadıköy Halkevlnde yapılacaktır.
Mezunların belli gün ve saatte gelmeleri rica olunur,
GÜNDEM:
1 — Tüzükte değişiklik yapılması,
2 — Yönetim kurulu çalışma raporunun ve hesaplarının İncelenmesi,
3 — Bütçenin onanması,
4 — Yönetim kurulu seçimi,
5 — Haysiyet Divanı üyelerinin seçilmesi,
0 — Denetçi üyelerinin seçilmesi.
Zayi — 7382 sicil numaralı şpriir ehliyetimi kaybettin. Ycnlstnl alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Bulanların adresime getirmesini insaniyet namına rica ederim. Ealat Köprübaşı İlyas Kuriş Kereste fab-
Zayi — Beyoğlu malmüdüdüğünden 2401 numaralı cüzdanla almakta olduğum eytam ve eramil maaşımda kullandığım tatbik mührümü kaybettim, Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
I’eruze Mutıır

Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden
1 — İstanbul Arkeoloji müzesi elektrik tesisatı ikmali açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli (3899- liradır. Eksiltme 8/7'948 tarihinde perşembe günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme. Bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartname teri, proje, keşif hul&saslle buna tnü-teferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye Içttrak etmek için taliplerin 1277» Ura(SO) kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve (948) yılında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gür? evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 net maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (9724i
... jj|i || tB| mili ~ M fil ■1 11—""
Galatasaray Spor Kulübünden:
Galatasaraylıhkla şu veya bu şekilde alâkalı bazı teşekküllerin kulübümüze alt bulunan O, S. rumuzunu alem olarak kullandıkları görülmektedir. Bu rumuz 14/1271930 tarihinde Kulübümüz tarafından tescil ettirilmiş bulunmakla bu gibi teşekküllerin a. S. rumuzunu ancak kulübümüzden alacakları müsaade İle kuilanabllecckle-rlnl görülen lüzum üzerine ilân olunur
Türk - Irak doğru eşya ve Çoban bey - Nusaybin kısmına mahsus tarifelerin değiştirildiği hakkında
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden
Türkiye İle İrak arasında tam vagonla yapılacak doğru eşya nakliyatına mahsus 202> sayılı tarife 1'8'948 tarihinde, Türklyeden geçmek sure-tLle Surlycden Suriyeye yapılacak taşımalara uygulanacak 287 sayılı tarife 1/7/1948 tarlhfrıdo yürürlüğe girmek üzere değiştirilmiştir. Fazla bilgi İstasyonlardan alınır. (9286)
’ TÜRKİYE İŞ BANKASF’
Millî Eğitim Bakanlığı
İstanbul Liseler Alım ve Satı m Komisyonu Başkanlığından
24/VI/948 gününde eksiltmesi yapılacağı evvelce İlân edilen 140 adet çelik dosya dolaplarının görülen lüzum üzerine vasıf ve şartlarında yapılan değişiklikler dolayıslyle mua mele feshedilmiş ve yeniden düzenlenen şartname ile tekrar eksiltmeye konmuştur.
Eksiltme lfl/VIII/1948 pazartesi günü saat 15 de Beyoğlu îstlklAl caddesi No. 349, kat 2 de toplanan komisyonda kapalı zarf usulllo yapılacaktır. Beheri 000 liradan 140 adet çelik dosya dolabın tahmin bedeli «81000», İlk teminatı «5450> lira, şartname bedeli 420 kuruştur.
İsteklilerin 1948 yılı Ticaret veya Esnaf Odası vesikası, teminat makbuzu ve tekliflerini havi kanunun t arlfatı dairesinde hazır Uyacakları kapalı zarflarını yukarıda sözü geçen gün ve saatten bir saat evveline kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri. Postada olacak gecikmeler ve aldat makbuzları belge yerine kabul edilmez. Şartname İstanbul'da Galatasaray Lisesinden, İzmir ve Ankara Milli Eğitini Müdürlüklerinden bedeli mukabilinde alınabilir.
Hiiçük Cari Hesaplar
25 Ağustos 1948 çekilişinin ikramiyeleri (Ankara'da Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe içinde iki katlı ve bodrumlu. 6 oda, 2 sofa, veranda. balkonlar, tam konforlu.)
1 Arsa (İstanbul'da Sııadiııe'del
1 EV
1 X 5000 Liralık
1 X 2000
2 X 1000
5X 500

»
14 X 200 Liralık
25 X 100
25 X 50 150X 20
»
»
hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe
Bankamızdaki
katılacaklardır. Her 500 Lira tein ayn bir kura numarası.
Henüz banfcamızda hesap açtırmamış (/lanlar, sîzler de talihinizi deneniniz!

Comments (0)