POR
„ BUGÜN
8 İNCİ SAYFADA.
AKŞAM pöçük ilânlar
Sene 32 — No. 11242 — Flatl: her yerde 10 kuruştur.
PAZAR 29 Ocak 1950
Sahibi: Necmeddln Sadak — Yazı islerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Limanda mühim bir haza
Firuzan ve Çorum vapurları bu sabah Kuruçeşme önünde çarpıştılar iki vapur da rahne aldı, yolcular motörler ve şehir hatları vapurlarile çıkarıldılar
Kuruçeşme önlerinde bu sabah Firuzan vapuriylc çarpışan Çorum vapuru
Bu sabahki kur tipisi, limanda mühim bir kazaya sebebi-_yet vermiştir. Karadeniz seferini yapmak üzere bu sabah saat beşte Umanımızdan hareket fiden Çorum vapuru, tipiden yoluna devam edememiş ve Kuruçeşme önlerinde demrilenrfş-tir. Bu sırada Karadeniz seferinden dönmekte olan Firuzan vapuru saat 9 sularında Umanımıza girmek üzere iken birdenbire Çorum yapuruna bln-dirmiştlr.
İki vapurun sadmesi müthiş olmuş ve Çorumdan daha küçük olan Firuzan vapurunda batma tehlikesi başgösterdl-ğlnden İmdat düdükleri çal-
mağa. yolcular da heyecan içinde bağırmağa başlamışlardır.
Diğer taraftan Çorum vapurunda da aynı heyecan baş-göstermiş. her iki vapurun İmdat düdükleri limandaki diğer
Ren, Kuruçeşme önlerinde her iki vapurdan, şehir hatları vapurlarına yolcuların nakli işi ile meşgul olunmakta İdi.
Denizyolları nöbetçi müdürlüğünden son dakikada öğrendiğimize göre. Çorum vapuru-
vası talan da wlüşa (iu.ûınnüş- nûa Karadeniz* çıkması şlm-lür,
İnsanca 2ayiat yoktur. Bat-
ma tehlikesinde olan Firuzan vapurunun yolcuları motörler ve tahsis edilen şehir hatları vapurlarile süratle nakledilmeğe başlanmıştır.
Diğer taraftan İki şehir hattı vapuru da Çorum vapuruna yanaşarak yolcuları aimşıtır.
dUlk durdurulmuştur. Kaza neticesinde yoluna devam «le-
Dışişleri Bakanı
Necmeddin Sadak Paris’e vardı ve temaslara başladı
Paris 20 (AA.) — CAfp):
Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak Komadan gelen semplon ekspresi ile saat tam 10 da Paris’e varmşıtır.
Bakana bayan Sadak ve ö-zel kalem müdürü Nejdet Kent refakat etmektedir. İstasyonda karşılayanlar arasında. Türkiye büyük elçisi Nu-man Menemen eloğlu, büyük elçilik yüksek memurları Avrupa İktisadı işbirliği nez-dlndeki Türk heyeti başkanı Tiney ve bu heyelln üyeleri Türklyenin Paris konsolosu, Türk kolonisi ve Robert Sothunıan'ı temsilen Dışişleri Bakanlığı protokol dairesinden Fabre bulunmaktaydı.
Sadak doğruca Parlste kaldığı müddetçe İkamet edeceği 5 İnci George oteline İnmiştir. Bakan 31 ocakta Avrupa İktisadî İşbirliği idaresinin yapacağı oturumda TiirkJyenln ala-' cağı durumu İncelemek üzere bu sabah Menemencloğlu ile ve Öğleden sonra Tiney ve Avrupa İktisadî işbirliği idaresi nezdln-deki Türk heyeti ile görüşecektir.
Telavivde çarpışma
Komünistlerden 10 kişi tevkif edildi
Eğede beklenen nutukların söylenmesi bugüne kaldı
Dün Demokratların İzmir, C. H. P. nin Manisa kongreleri toplandı
İki toplantı da hararetli oldu Hilmi Uran ve Celâl Bayar nutuklarını bugün söyleyecekler
Teated by free version of 2PDF
Demokrat Parti Genel İdare Korulu
Gasetemlz makineye verilir- leceklerdlr.
mlycceği anlaşılan Çorum vapurunun yolcuları, başka bir vapura bineceklerdir .
Keyfiyet, telgraflarla Çorumun ugrnyacagı Karadeniz İskelelerine bildirilmiştir.
Fûruzan vapuru İle Çorum yarından İtibaren tüm İre çekl-
iki günlük fasıladan sonra yine kar başladı
Uludağa üç metre kar yağdı, telefon görüşmesi kesildi
Karadeniz ve Marmarada fırtına vardır, tipi yüzünden vapur seferleri güçlükle yapılıyor
Kış bu yıl bir türlü yakamızı bırakmıyor. İki günlük fasıladan sonra gun gece yeniden kar başladı. Bu sabah her taraf bembeyazdı. Kar devam etmekte ve bebyaz tabaka gittikçe kalınlaşmaktadır. Sıcaklık de-■- _ recesi sıfırdır. Kar tipi halinde yağdığından, vapur seferleri güçlükle yapılıyor.
Doğu »e Orta Anadoludu bir parça fâsıla veren kar tekrar başlamış, hava yeniden soğumuştur. Uludağa üç metre kar yağmış, telefon görüşmesi kesilmiştir. Bursada yollar buz tutmuştur. Bu yüzden Bandırma - Bursa yolunda bir otobüs handeğe yuvarlanmıştır. Kaza tehlikesizce atlatılmıştır. Bugün yeniden kar başlamıştır.
Tarkayaya da kar yağmaktadır. Kann kalınlığı birkaç saat İçinde 10 jantlml bulmuştur.
Ankara 2B — Ankarada hava bulutlu ve sislidir. Sıcaklık dün gece sıfırın altında 10, bu sabah 13 derece idi. Diğer bazı yerlerden gelen haberlere göre Eralncanda sıcaklık sıfırın altında 22, Er.'',urumda 20, Malat-yada 18, Merzlfoada 5 derecedir.
En fazla sıcaklık Fethlyede sıfırın üstünde 4 derecedir.
Patrik Athenago-ras ile bir mülakat
Patrik Türk hükümetinin mutlak bir hüsnüniyet gösterdiğini söylüyor
Patrik Athenagoras, Atlnada çıkan «Ethnos» gazetesine verdiği beyanatla şunları söylemiştir:
Buraya geldiğim ilk günden beri, Türk hükümetinin mutlak bir anlayış ve hudutsuz bir hüsnüniyet gösterdiğini müşahede ettim. Keza PatrUkllk tahtına çıktığım Uk gılndenberi ben de, Patrikliğin bugünkü realite şartları içinde faaliyetlerine gayet dakik bir surette devam etmesi direktifini verdim Bu realite, Ortodoksluğun dini merkezinin Türkiye Cumhuriyetinin sinesinde bulunduğu rea-lityesl olup.. Türkiye Cumhuriyeti bu hususta tum ve hararetli bir işbirliği saplamaktadır. Ben, hakkımda «siyasetle uğraşıyor» yolunda bir 2annıp u-yanmasim hiç bir vakit ütemedim ve bundan ötürü de,
«kötü mazinin unutulması ve Patrikliğin Türk Devleti ile münasebetlerinin bugünkü gerçek esaslara göre şekillendir ilmesi» lüzumunu belirtmek İçin en münasip zamanı bekledim.»
Patrik Athenagoras, dün Yunanistan turnesine çıkması mü nasebetiyle Muammer Karacayı kabul ederek iltifatta bulunmuştur. Patrik Muammer Karaca ile konuşmasında ezcümle §unlan söylemiştir:
«— Yunanistan 11u Türkiye arasındaki siyasi ve kültürel münasebetlerin gelişmesi İçin fikir teatilerine ihtiyaç vardır. Yunanistan dan Türk İyeye muhtelif tiyatro trupları gelmektedir. Türkiyeden de Yunanlsta-na tiyatro trupları girmesi a-radakl dostluğun İlerlemesine ve gelişmesine yardım eder.*
Londra 29 (R) — Telâviv'dc komünistlerle polis arasında bir çarpışma olmuştur. Polis sopalarla komünistleri dağıtmıştır. Bir kaç hafif yaralı vardır. On kişi tevkif edilmiştir. ______________
Geniş ithalât
Ankara, 23 — İhraç mevsiminin ileri safhalarında bulunduğumuz için ihracatımızdan muh telif memleketlere de döviz mevcudu tahassül etmiştir. Bu vaziyet piyasaya ferahlık verecek geniş ithalât İçin Ekonomi ve Ticaret Bakanl-ğına tahsis yapmak imkânım vermiştir.
Son hafta İçinde bilhassa Al-nuınyadan İthal edilecek maddeler için 10 milyon dolarlık yeniden ithal müsaadesi verilmiş, bu memleket için yapılan tahsisler yekûnu 28 milyonu bulmuştur.
■ -İİ’Ü?*' vjü'jiVİi
Dostlar turizm gayretinde görsün!
Cumhuriyet gazetesinde Doğan Nadi arkadaşımız, yaptığımız turizm pr(>pagan-dasiyle bu sahada elde ettiğimiz muvaffakiyetlerin at başı beraber gitmediğini anlatıyor.
Bütün Cenubî Anıcrikayı Tiirkiyeye bağlayan tek tayyare, Panair do Brasil şirketi, İstanhula gelmekten vazgeçmeye karar verdi. Badema Romaya kadar gelip dönecek.
Çünkü Roma - İstanbul arasında yolcu bulunmadığından zarar çok oluyormuş.
Ahmet Şükrü Esmer üstadımızın geçenlerde ta... A-merikadan müjdelediği turizm dâvasında, ilk adım sakın bu olmasın! — D ,N.
Son dakika:
Haber aldığımıza göre Pan Amerikan tayyareleri de merkezlerini Istnubuldaıı Beyruta nakledeceklermiş.
Kezâ, İstanbutda büyük bir otel kurmak isteyenlerin, bundan vaz geçip Beyrutu seçtikleri de akıllardadır.
Âyinesi iştir kişinin
lâfa bakılmaz.
fzmlr 23 — Demokrat Parti İzmir 11 kongresi bugün saat 14 te Ankarapalas salonunda toplandı. Celâl Bayar, Fuat KÖprüHi, Refik KoraLan. Refik Şevket İnce. Fevzi Lûtfı Ka-raosmanoğlu da toplantıda bulundular ve müzakeratı takip ettiler.
Atatürk'ün mânevi huzurunda üç dakikalık İhtiram vakfesini mütaakıp kürsüye gelen İzmir 11 başkanı Dr. Ekrem Hayrl Üstündağ, kongreyi kısa bir nutukla açmıştır.
Hürriyet, Demokrasi ve Cumhuriyet mefhumları üzerinde konuşan Üstündağ. De-
mokrat Partinin nasıl kurulduğunu da anlattıktan sonra D. P. nin prensiplerine temas etmiş ve:
«— Demokrat Partinin birinci derecede ele aldığı prensip, milletten 2orla alınan hakların tekrar millete ladesini temin etmektir.» demiştir.
Ekrem Hayrl Üstündağ. milyonlarca Demokratın beklediği şeyin, Demokrat Partide hizib-clllk yollle bir tahakküm şebekesinin teessüsüne meydan vermemek olduğunu, hilâfına hareket cdllnalyeceğine inandığını bildirerek, konuşmasına son vermiştir.
Karma komisyonda
Seçim tasarısının müzakeresi bitti
Tasarının şubat içinde mecliste görüşülmesi muhtemel
çaktır. 67 nel madde buna göre düzeltildi.
70 inci maddeye, «huzur ve sükûnu bozan sandık kurulu üyesi olsa .kurul karariyle çıkarılır» hükmü eklendi.
73 üncü madde ile, parti binalarına sandık künmiyacağı belirtildi. İstanbul için, bir geçici madde de kabul edildi. Buna göre «İstanbul i) seçim kurulu İle 15 İnci maddede yazıtı üyeler, İstanbul ili birleşik meclisi üyelerinden ainır.»
85 İnci madde İle memnu silâhlar haricindeki silâhların da seçim günii şehir, kasaba ve köylerde taşıma yasağı kabul edildi.
Yüksek seçim kurulu
Yüksek seçim kurulu ile alâkalı 112 nci madde numara değişikliği ile kabul edildi jŞöyle kl 112 nci madde yerine 114 üncü madde kaim oldu. Bu madde
(Arkası sahife 2; sütun 7 de
Ankara 28 — Seçim tasarısını inceleyen komisyon, tâli komisyondan gelen maddeleri de müzakere ve kabul ederek bugün çalışmalarını bitirmiştir. Üzerinde hararetli tartışmalar olan 150 nel madde: (150 den yukarı nüfusu olan her koy. kasaba ve şehirde bir sandık bulunur» şeklinde kabul edildi. Nüfusu 150 den aşağı olan yerler en yakın sond.k yerlerine bağlanacaktır.
TftLI komisyondan gelen diğer maddelerden 20 nel madde, parti ve serbest adayların seçim kurullarına bildirilmesi müddeti 20 gün oturak tesblt edildi. 29 uncu maddeye, «seçim kurulu müracoatlerde bir eksik gördüğü takdirde ikmalini ister» kaydı İlâve edildi.
Kapalı yer toplantısı hakkın-dakl 34 üncü maddeye, askeri ş a tınlarla reşld olmıyanlarm glremlyecekleri hüLuıü liâve edildi,
53 üncü madde, kurul baş-kanlarının yemin etmeleri esası ile kabul olundu,
60 inci maddeye: «Seçün kurullarına, genel meclisten alına cak üyeler kûfl gelmezse, belediye üyelerinden ikmal edilir.» kaydı ilâve edildi. Bağımsız a-daylar. üçten fazla ise. bunla-rtn müşahitleri arasında kur'a çekilerek İlk üç müşahit kala-
Bundan sonra seçim yapılmış ve kongre başkanlığına Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu. ikinci başkanlığa da Ödemişten Namık Kıhcoğlu seçilmişlerdir.
Mütaakıben İdare kurulunun faaliyet raporu okunmuştur. Bu rapor, idari, siyasî ve iktisadi olmak üzere üç kısma ay-ntmıştı.
Raporun bir çok yerlerine hatipler tarafından itiraz edilmiş, bunlara İdare heyetinden Rauf Onursal cevap vermiştir.
Kongre yarın (bugün) de toplanacaktır. Genel Başkan .Celâl Bayar, beklenen nutkunu bugünkü toplantıda söyliye-cektlr.
C.H.P. Manisa kongresi
Manisa 28 — CKP. Manisa İl kongresi bugün Hnlkevlnde toplanmış, kongrede Hilmi tiran, Manisa valisi ve milletvekilleri hazır bulunmuşlardır.
Kongre başkanlığına Hâşlm Gür seçilmiştir. Faaliyet raporu okunduktan sonra, yalnız delegelerden biri bazı tenkld ve temennilerde bulunmuştur. Kongre İnönüye bağlılık ve Recep Peker'c şifa temennisi telgrafları çekilmesine karar vermiştir. Faik Kurdoğlu ve Tekel Bakanı birer konuşma yaparak görülen vc görülecek işleri anlatmışlardır.
Kongreye yarın devam edilecektir.
Tekel Bakanı Fani Şcrefed-din Bürge bu münasebetle demiştir kİ:
«Arkadaşlar. Manisanın ve bununla beraber Türkiyenin en önemli mahsulü olan tütün de miktar itibarlle büyük bir yekûna varmakladır Bu itibarla. aramızdaki arkadaşlardan bir çoklarının tütüncü olduğunu tahmin ediyorum. İkinci dünya harbinden sonra 40 - 50 milyon kilo olarak istihsal e-ceğinl söylemiş vc tîitüncülerl-bugûn 100 milyon kiloyu aşmaktadır.
Bakan bundan sonra tütün ekinıl hususunda mevcut tahdidatın tekrar gözden geçirileceğini söylemiş ve tütilnlerlmi-mizln İstek ve dilekleriIc Tekelin üzüm alma meselesi üzerinde geniş malûmat vermiştir.
f- -
Yeni tefrikamız YARIN haşlıyor
SFENKS UYKUDA!
Aşk ve Macera romanı
Yazan: J. D. Cart. Tercüme eden: (Vâ - Nû)
Sabite 2
A E Ş A M
î
$ÖZÜN CELI$İ
TEMİZLİK!
Şehrimizin en büyüt» caddesini kardan temizliyoruz; Çöpçüler ortaya çıkıyorlar. Ellerindeki küreklerle kar kümelerini caddenin ortasına yayıyorlar. Ne o? Otomobillerle tramvaylar gelip giderken karları ezip erilsinler de bu dert ortadan kalksın. Ama cadde tütüp bir gün cıvık cıvık oluyormuş, İnsanlar karşıdan karşıya bata çıka geç iyotlarmış. O sırada tekrar kar yağarsa bir gün evvel temialik amelesinin karları yol kenarında kümelendirmek için sarf ettiği gayret boşa gidiyormuş! Bunlar hiç hesapta yok. Caddeyi temizleydi m de varsın bütün şehir halkı kirlensin!
Bunun başka bir usulü yok mudur?
Karsız havalarda, kuru havalarda dikkat ederim: İstiklâl caddesinden çöp kamyonları sık sık süratle geçer. Biitiin cadde, bir ucundan öbür ucuna kadar o çöplerden çıkan tuz ve dumana bulanır. Kaldırımdan yürüyüp de manzarayı farkedenler ceplerinden mendillerini çıkarıp üç beş dakika burunlarına tutarlar. Tıka basa dolu çöp kamyonunun yoldan geçreken sarsıntıdan caddeye serptiği çöp de caba.
Nedir o? Temizlik yapıyoruz. Mahalleden çöpleri toplamışız, denize götürüyoruz! Şu etrafa duman saçmadan geçip giden çöp kamyonu daha icat edilmemiş midir? Yoksa bunları bize parasız veriyorlar da onlardan para ou istiyorlar?
Yaptığımız temizliği olsun tanı yapsak!
________________gevket RAPO
Bankalar ve devlet miiesseseleri
İbrahim Akoğlu cinayeti dâvası
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Yapıktı teklifte 14 derece tâyin ediliyor
Ankara 28 — Ankara milletvekili. Hıfzı Oğuz Beketa ile 6 arkadaşının bankalar ve devlet müesseseler! mom arlan aylıklarının tevhit ve teadülü hakkındakl kanunlarda ciegı-şiklıiı yapümasuna dair kanun teklifi bütçe komisyonunda incelenmek i edlı- Teklifin ikinci maddesinde bıı kanunların hükmüne giren bilumum müesseseler memurları için 14 derece tâyin edilmşltir. Bu derecelere ait aylık asili arlle tutarları aşağıdaki cetvelde gösterilmiştir:
Derece Aylık Tutarı
- 1 150 1 000
2 125 875
3 100 75Ü
4 90 625
5 80 550
6 70 475
7 60 400
8 50 350
9 40 300
10 35 250
11 30 225
12 25 2ÛQ
13 20 175
14 15 15ü
Ancak birinci madde hükmüne giren müesseseler, kendi bünyelerinin hususiyetlerine veya kadro İcaplarına göre H üncü dereceden aşağı dereceler ihdas edebilirler. 14 üncü dereceden aşağı İhdas edilen bu derecelelere memur alınması veya gene bu dereceler arasında terfi ettirilmeleri bu kanun hükümlerine tâbi değildir.
Karadeniz tütün piyasası yarın açılıyor
Ankara 39 »Akşam» — Karadeniz tütün piyasası 30 ocakta açılacaktır. Bu bölgede öteden beri satışlar süratli olmamakla beraber hu y:i piyasanın müsait bir şekilde olacağı alâkalılar tarafından irade edilmektedir.
Diğer taraftan 26 aralıkta a-çılan Ege tütün piyasasında 23 ocağa kadar 47548 ton salı? yapılmıştır. Esasen 48 - 49 b'n ton tahmin edilen bölge mahsulünün hemen hepsi satılmış ve müstahsil elinde pek m tütün kalmıştır,
Bu yılkl vasati fk»t ku-nıştur ve geçen yilkine müsavidir .
Kaçakçılıkla mücadele şiddetlendirilecek Ankara 29 (Akşam) — Gümrük ve Tekel Bakanlığı kaçakçılıkla savaşabilmek için muba-faaa teşkilâtının takviyesine karar vermiştir. Verilen malûmata ğöre J032 yılına nispetle ge-çen sene kaçakçılık çok fazla azalmış bulunmaktadır. 32 yılındaki 4192 vakaya karşı gecen sene 116!) vaka olmuş, 4096 kaçakçıya karşı 3887 kaçakçı yakalanmıştır.
Diğer taraftan hükümet kaçakçılık suçlarına ve takiplerine müteallik yeni bir kanun iıısıe-imi hazırlamaktadır.
Dünkü cebede yeni «ahitler dinlendi, Sabri Polat, ifadeleri kabul etmedi
Başlarken
Nadir Nadı CDMHURİYET'tc diyor ki :
«Atetûrkün kurduğu pernsip-lerden bir kısmı (bilhassa devletçilik ve lâyiklik prensipleri) iyice zedelendiği için Halk Partisi, kendi '.deolojlic bünyesine bir çekidüzen vermek zorundadır. Ama.n sempatik olayım düşüncesiyle softalara avans vermek, yahut da rey kaybetmek korkuslyte iktisadi politikada 1-leri geri bocalamalara düşmek bir parti için sadece zari alâmetleridir. Yazık ki Halk PariUi bu za’fı göstermiştir.
Önümüzdeki seçim kampan-yası, partilerimizin bu bakımdan da demokratik ve Avrupai bir hüviyet kazandıklarını bize gösterebilecek mi? Bu sualin hâdiseler tarafından müspet bir şekilde cevaplandırılması yürekten. dileğimizdir. Çünkü devamlı bir hmk İdaresini yurdumuzda geliştirmek başka liirlü mümkün olnnuıyacaktır.>
*
Herküllerin devrinde Ahmet Emin Yalman. VATAN' da bu başlıklı yazısında diyor Ur
«Tarihimizin en büyük devrinin eşiğindeyiz, Bir tarafta Avrupa İle Asya, diğer tarafta Moskof âlemi ile Yeni dünya
arasında müstesna bir role namzediz- Bu role ise ancak dürüst bir seçim snycfilnıle Türkl-yede meşru bir lcraî kuvvet kurduktan ve herkesi hakkına razı ve hoşnut bir hale koyduktan sonra varabiliriz.
Secim mücadelesi Türklyede artık açılmıştır. Bu mücadele, bizi tarihi rolümüze hazırhya-cak asil bir hareket manzarasını mı alacadır, yoksa düşmanların ümid (Itlfel gibi, bir avuç hasis menfaat sahibinin iki günlük ihtirası hesabına milletimizin kendi enerjilerini imha etmçsina, kendi kendine- düşmanlık etmesine mi yol açacaktır?
Üzüntü ve. tereddüt İçinde geçen aylardan sonra ben, hasretini duyduğumuz sihirli milli hamlenin yapılabileceğine arlık inanıyorum. Seçime girecek vn* tand aşlar, birbirini yok edecek kuvvetler msııaara ve tet idadim kaybetmiştir. Tehlike önlenmiştir. Seçim meydanlarında milletin hayrı !çin çırpınan bir tek milli ordunun ayrı ayrı cenahlarım ve müşterek kuvvetlerini görebileceğim Bu imanın sebepleri var. Bunları size anlatınca, alzin de RanSat getireceğinizi u-muyonım.»
kalesinde diyor ki:
«İktidardan yügselecek tatlı ses ve valtlere hiç aldanmama -İldir. Nihat Erim bir İzmirli re-fikıııııza şahsan bir koalisyon kabinesine taraftar olduğunu, hele seçimler İçin bunu zarurî bile telâkki ettiğini İfade etmiştir. Bu sözler hçp nazariyatta kalmağa mahkûm düşürme tarz landır. Çünkü Nihat Erim icabında hürriyete şal örtmeği de düşünmüş 121. Rynı zat antlde-, mokratlk kanunların varlığını kabul ederek tasfiyesini de Mee lis hu?uranda t&»hbüd eylemişti. Bütün bu teminat a e oldu? Kanunlarımızda hangi tarama yapıldı? Matbuat Kanunu mu, Ceza Kanunu mit, hattâ Seçim Kânunu mu değiştirildi?
Sayın Başbakan Yardımcının va’dl üzerinden, birkaç yıl geçmiş olduğu İçin, taahhütlerimizi talbll.a imkân ve fırsat elvermedi, vakit yetişmedi de diyemezler.

Uyanık olmak lâzım
YENİ SABAH, bu başlıklı nıa-
Hakikat şudur ki dört yıldır iktidar demokratik vaitlerde bol bol bulunur, fakat fiiliyata ve harekele geçmez... Onun için bu seçimler arifesindeki tatlı söz ve yüze kim aldanırsa, hangi siyasi parti kapılıma bilâhare 1 dört yıl çekeceği azap ve cezaya tamamiyle istihkak kazanmış sayılmalıdır.
Achesonan kabinede
Milletlerarası baro konferansı hazırlığı
Bir çok Türk hukukçusunun da davet edildiği konferansta neler görüşülecek?
Londra 2fl (Nafen) — Tem muz ayında burada dünyada ilk defa olarak milletlerarası k>ü> baro kenferansı toplanacaktıj. Tûriycden du birçok hukukçular konferansa «iavet edilmişlerdir
Bu k onierar s ta birçok karışık mevzuların ortaya atılacağı, ve bunlar hakkında muhtelif mem lekellerdcn gelen hukukçuların izahat verilmesini Istlyecckleri belirtilmektedir. Bu arada suçluları konuşturak İçin Haç kullanma usulü ile boşanma mevzuları da vardır.
Muhabirlerin bellrtUklerine göre, bu konferansın en fazla ilgi çekecek oıan günleri, yalancıları ortaya çıkaran makineler İle soruştum>a esnasında narkotik kullanma usulUerinln müzakerelerine hasredilecek gün-
Yunan Hava
Okulu heyeti
Bir nakliye uçağı ile Ankara'ya geldi
lerdlr. bj«i hukukçular, makine veya narkotikle eled odMen İtirafların- mahkeme twriıfendan kabul edilip'edilmemesi meselesi Üzprindc kati açıklamlat yu-pılmasinı ve bu hususta sarih jjir fikir beyan -adUhieslıtt İste-mıkt^HherM^l» nrinb ,n
Bilhassa yalancıları ortaya çıkaran makinelerin clrolmda cereyan ctlccek müjuıkereier bijyük bir ilgi He beklenmekte1 dir.
Diğer taraftan birçok mem leketlerin hukukçularının suli karşı işlenmiş cinayetler iç hususi kanunlar yapılmasını i Uyeceklerl bildirilmektedir, e mesele de büyük bir ilgi çeki çektir. Böyle kanunların yapı ması bazı çı-vrelerde elzem a( dedilmeklcdlr.
Karma
(Baş taralı 1 inci sahifedel
Ankara 28 — Ayşe Nazire ve milyoner İbrahim Akuğiunu öldürmekten sanık Sabri P ola tın ' muhakemesine bugün devam 1 edildi. Bugünkü celsede Sabri Pûlalın ensesine tabanca sıkarak öldürmek islediği, fakat bir 'mucize kabilinden ağır yaralı olduğu halde ölümden kurtulan 'ortağı Aval Altın sabit olarak dinlendi. Avıû Altın. Akoğ-lunun ölümünden bir gün önce Sabri İle Benci deresine doğru kolkola gittiklerini, Sabri dön-kıüğû zaman sorduğu suallere İliç cevap vermediğini ve Akoğ-İunun öldüğü gün dükkânda Sabri de bulnuduğıı halde cinayet haklındaki heyecanlara Sabrinin iştirak clmediğinl. sık sık sigara içtiğini söylemiştir.
Tanık, savcı ile maktul Akoğlu avukatının sorduğu sualleri cevaplandırmıştır.
Müteakiben sanık avukatı söz alarak tanığın bir takım tesirler altında ifade verdiğini, eski ifadeleri ile son İfadesi a- I raaında ‘ miibayenet olduğunu, Sabri neAkpg.lun.un gezintllerl-Inin cinayetten bir gün evvel ve |-ya iki gün evvel olmasında tereddüt ettiğini izafi 'etmiştir, Sanık Sabri Polat, tanığın ifadesini kabul etmemiştir. | Müteakiben dinlenen şahitler bir şey bilmediklerini söylemlş-| terdir. Neticede duruşma bazı l hususi arın tahkiki için başka güne bırakılmıştır.
mevkii sarsıldı
camii
Amerikan siyasî mahfilleri ve gazeteleri bunu açıkça ifade ediyorlar
Vaşington 28 (A.A.) — AFP: Amerika Dışişleri Bakanı Ache-son'un kabinedeki istikbali dün akaşmadan beri Vaşing-torıda muhtelif tefsirlere mevzu almaktadır.
Bu tefsirler İki sebepten İleri gelmektedir: Bunlardan biri geçen çarşamba günü haşm konferansında sorulan bir suale cevap veren Acheson'un, Nev-york mahkemesi taralından bir kaç saat evvel yalan şahadet suçiyle 5 sene hapse mahkûm edilmiş bulunan eski meslektaşı Aiger Hissi desteklemekten vazgeçmemiş nlmaatdır.
Dünkü basın konferansında
Yeni bütçe
Sinan Tekel iaglu Demokrat Partiye giriyor
tamir 28 — Şeylıan Milletvekili Sinan Tekelioğlu, Demokrat Partiye girmek İçin Adana D kuruluna müracaat etmiştir.
Bir yıllık ticaret muvazenemiz
Ankara 28 — İstatistik genel müdürlüğü 1949 aralık ayma alt ithalât ve ihracatın miktar ve kıymetlerini mukayeseli olarak neşretmiştir. 1949 araiılc a-yuıda 71.6 milyon iirahk ithalâta mukabil 102,5 milyon liralık ihracat yapılmıştır, Bir ay evveline ve geçen sonenin aynı ayına nazaran, ithalâtta azalma. ihracatta da artma görül* mektedir. 1949 senesinin ihracat ve ithalât kıymetleri arasındaki aşık 118.7 milyon Hra aleyhim izdedir, Geçen senekl açık ise 2191 milyon lira idi.
Diğer taraftan miktar itibariyle 1940 yılında 1948 e nazaran daha çok mal ithal ve ihraç çdilmlşUr.
bütçe mü-
Cami yaptırma ve yaşatma derneğinin kongresi
Şişlide bir cami yaptırma ve yaşatma- derneği kongresi dün, yeni inşa edilen cami kütüphanesinde toplanmıştır Kongreyi derneğin idare heyeti ve Ticaret odası reisi Nur1 Kozikoğiu açmış,, müteakiben kongre başkanlığına Cevat Nizami seçilmiş. .idare heyeti raporu ve bütçe okunmuştur.
|_ Rapora göre 364 bin İha te
Acheson"un takırdığı durumu tasvib edip etmediğini ve Alger Hfss'e karşı hâlâ itinısl besleyip beslemediğini sonra gazetecilere, Başkan Trurrianln cevap vermekten imtina etmesi ikinci sebebi teşkil etmektedir.
Perşembeden beri birçok A-merikan gazetelerinde olduğu
BiM. ,a«»(ıııcr Te pul»- berril3t 14 bllt 11rl aldM 2K) nraçejltBBUr.sreUr» dûkk»n kirası olmak üzere varidat yekunu 380.620 lira, gider de buna göre tevazün ettirilmiştir. Ve-ı rllen malûmata göre, 950 senesi I içinde cami tamamlanacaktır. 'Camiye devamlı bir varidat temin etmek üzere civarda, içinde imam, müezzin ikametgâhları da bulunacak, bir aparlıman yaptırılacaktır.
Derneğin fahri başkanı olan Dr. Lûtfi Kırdar Manlsadan bir muvaffakiyet telgrafı çekmiştir, Kongıe mimar Vasfı Egelı’-Dln mesaisini takdirle karşılamış tır.
nıento çevrelerinde de- Dışişleri Bakanının tehlikede olduğu a-çıkça ifade tdlimekte idi- Daily Mirror'un Dışişleri Bakanının derhal istifa etmesini açıkça İstemesine mukabil Washlngton Post ve Washington Star gazeteleri Ache-jonhın durumunu e-sefle karşılamaktadırlar.
Ankara 28 (A. Ari — Yarb.ay Papoutehftl) başkanlığında bej binbaşı. 2 yüzbaşı. 1 liatıeğmen ile 10 erbaştan müteşekkil Yunan hava okulu heyeti bugün saat 13,20 da C. 47 tipi bir nakliye ucağıyle Kodoştan Etimesgut. hava alanına inmişlerdir. Heyet alanda Türk hava kuvvetleri komutanlığı adına Etimesgut garnizon komutanı Albay Şevket Acar, komutanlık moral şubesi müdürü Albay HuJki Göldeniz, hava, nakliye alayı komutanı Yarbay Sakir Türsen, komutan muavini Binbaşı Cemal Göker, komutanlık protokolungan Kurmay Binbaşı İhsan Araş ile Hava nakliye a-layı subay ve erbaşları, Yunan büyük elçisi adına elçilik başkâtibi ve Yunan hava ve deniz ataşeleri tarafından karşılanmıştır.

Paramızın
kıymeti
bir
i>üşürülmiyeceği kere daha bildirildi
Ayın 15 inden sorara Meclis her gün toplanacak
Ankara 28 Bugiin komisyonu arrpnn penel
diirlüğü masraf ve varidat
bütçesini mÜBakere etmiştir. tl
Reia Vüreslr Abiölu roto»-1 F‘""' ™'S’. 0 " p
nema! r»rı*'r' , 7”^ 1 H kongresinde demiştir ki:
lu, Kemal Turan söz alarak orman işlerine temas ettiler, i uzü»ı dulayıslyle bir Bakana orman mevzuunda bte, ""r'“ İns.unvrv uyularak pa-CO» sualler sormuslordır, Bu.ı-! “ kU'mtUrUo »uturülmeslnden m,a «rap .«ren Tarm. Batanı HüKûmet. »fflm.tet-
Cavil Oral ormanlara ait bir, kiklerden sonra paramızın kıy-çok şikâyetleri tatmin edecek metinin sabi; kalması kararma tasarının yatında Mtoüsta ku-|varm*4“r Devalüasyondan ev-, nuşuiacafiını söyledi. Orman vel En « a^rar coren Türkiye- ] İdaresince Mâliyeye verilecek d,r rti» Şöyllyeylm ki hü- ]
olan vılhk 200 bin liranın kümttimiM naramızın kıymetini sene verilmijerek fasıllar arasında taksim edilmesi için meselenin Maliye Bakanının huzuru İle pazartesiye müKatoesi kararlaştı.
Pazartesi günü bütçe komisyonu maliye gelirler ve borç- • lar bütçelerinin müzakeresine | maçlarındı şu neticeler alın-başiıyarak önümüzdeki hafta — içinde müzakereleri bitirecektir. Ayın on beşinden sonra Meclîsin heç gün toplanarak bütçe müzakereleriııt başİLya-cağı sanılmaktadır.
Manisa 38 — Tekel Bakanı
Garip bir hâdise
Karısının, avukatının kulağını kesti!
düşürmiyeaektir.
İngilterede futbol maçları
Londra 23 (A-A-> — Bugün yapılan İnsıitere kupası elemç
Yunan «e Türk milli marşları çalındıktan sonra Yarbay Pa-poutsis. Türk havacılârlyie merasim kıtasını, Albay Acar da Yunan havacılarını teftş etmişler ve karşılama törenine son verilmiş W*
BORSA
Ç £ K L E B
Dün akşamki yangın
Fincancılar yokuşunda Nasu-hiye Hanının zemin katında Vehbi aculda birine ait paçavra deposunda bu ayın 25 inde yangın çıkmış ve itfaiye tarafından söndürülmüştü. Aynı depoda dün akşam t okrar yangın •çıkmış ve tu dala paçavraların hepsi tamauıcD yanmıştır.
Koy enstitüleri kanunu değiştirilecek
Ankara 23 (Akşam I— Kars milletvekili Teaer Taşgıran ve Urla millctveMli Suul Kemal Yetkin, köy unstltuieri kanunu • mm bazı madde ve fıkrlarmm değiştirilmesine dair olan kanun teklifi Milli Eğitim komisyonunca kaoui edilerek sçn şeklini almıştır.
Teklife gdr» köy enstitülerine yalnız köylü çocuklarının alınmasına dair mevcut hüküm nü-rusu 2000 riçn a§agı olan üç^-r coouklarma da lesmü edile-, çektir.
ı mıştır;
Arseılal - Svansâat 2-1;
1 Blackpool - Doncaşter: 2-1. ı Bournemoulh - Nbrthamp-ton: l - 1;
Burııley - Port Valer 1-1: Bury - Derby Konty: 2 -chariton - cardiff; 1-1: Chelsea - Newca^tîe: 3-0; Chesterfteld - Mlddlesbrough;
, Leeds - Boltoıı: 1 - 1;
Llverpoöl - Ekeler' 3 - 1;
Portsmouth •» Grmısby Totvn: 5-0; —
Stock - Po:t - Huli City: 0 - 0:
Tottenham Hotpurs - 3uıı-derland; 5-1;
Manehester United - Wat-rord: ı - o:
Ever ton - Weatham: 2 - 1: Woiverhawptaıx
; United: ü - ü | Cvig- ha2bad
Dûn, hukuk mahkemelerinin bulunduğu Sirkeci yolcu salo-’nunun üst katında kanlı bir hâdise olmuştur Karısı Ekate-rlnayı yaralamaktan sanık ve halen mevkuf şoför Hikmet Boran, karısı iarafırdan açüap boşanma dâvasının boşanma kapariyle neticelenmesi üserine kananını avukatı Karabet Er-sana hücum etmiş ve avukatı yüzünden ve kulağından jiletle kesmiştir.
Suçlu yakalanmış ve bu suçundan dolayı da takibat yapılmak üaere saveılığa edilmiştir.
Avukat tedavi altına mıştır.
teriim
Ankarada bir tevkif
Ankara 29 (Akşam) — şehrimizin tanınmış tutarlarından Halit Çıngıilı. bir şahsa gıyabında hakaretten dolayı 3 gün iıapse hüküm giymiştir. Halil Çıngıllı, cezasının «İfin
infazı tevkif edihnişUr.
için
Ankarada lig maçları
Ankara iAAi — Lig maç-, iarınuı iKJn(.l devresinde bugün ShcKteiıi Hava Gücü, Atırbeyl 6-1 yen- '
iniş ve Demi raporlar MuhafR. j Giıçû 2-2 berabere kalmıştır.
ESHAM VE TAHVİLAT
% F FAİZLİ TAHVİLLEB sıva» ■ Erzurum L 21.
Sivas • Erzurum 3-1 20,
İMİ Demiryolu I W,
İMİ Demiryolu n ■ 22
UMI Demiryolu Ot 20.
Milli Müdafaa 20
Milli MOdafaa a 21.
Miıu Müdafaa nı sı.
Milli Mudaia» İV ?u.
% t FAİZLİ TAHVİLLER KaitaMiB t Kalkınma □ Kalkınma tO M» UUKruı t !MS tstılçrnzı a İMİ Demiryolu 1*U feUkra» L
% i FAİZLİ TAHVİLLM,
193B Ergani İM* İkramiycll
UIİU MUÖ*laa
Qe»viryoiu iv 1
Demiryolu V
% «4 FAİZLİ TAHVU.LLB
wa tahvili 87.35
de yüksek kurulun r.asıl teşli edileceğine dairdir.
Bundan sonra kamil edile 115 inci madeded^ KufVJun g( ' rev ve yetkileri, şöyle gösteri mektedir: • ,
X — Oy verme gününden örn U seçlaı kuzullarıpın teşekku leripe, işlemelerine Ve ğararlL
rina karşı yapılacak, İtirazları inceleyip kesin karara bağlamak 2 — Bunlara karşı yapılıp da neticeye müessir olan itiraz)an bir raporla Büyük Millet Mec-lislflç sunmak., 3 — Adaylığa ait itiraflar hakkında 29 mıcu madde gereğince £t-sin karar vermek, 4 — Tahakkuku halinde, milletvekilliğine seçildiğine dair tutanak verijeh. bir kimsenin, milletvekili seçlmesini intaç edecek oy farkı husule getiren vefalara müsterJt itirazlar hakkında hazırlayıcı raporu Meclise sunmak, 5 — Milletvekilliğine seçildiğine dair, tutanak verilen bir klhtteûln seçime yeterliğini haü olmadığına dair itirazlar hakkında hazırlayıcr raporu Meclise suna,ak,
İhtilaflı madde
Üzerinde ihtilâf 4ıkan 1V7 nel madde de şu şekilde kabui e-dildl:
(Yükâek seçim kurulu, evrak üzerinde Incelemcer yapar, lüzum gördüğü mercilerden, her faulü bilgi ve belgeleri is-tiy^bilir, tu^nakînrdtı tahrif 1 veya sahtecilik iddia edilen’1 * hallerde lüzum görürse Isflktab ve tatbikat yaptırabilir, seçim kurullarından ve resmi mercilerden tstlyeceğl bilgi ve belgelerle aydınlatamadığı şikâyet ve itirazlar hakkında, bu vâ-kıalann cereyan ettiği knrul başkan ve ayeierlle orada hazır bulunmuş olan aday ve müşahitlerin bilgilerine de miira-oaat edebilir. Bunları kurul bizzat yapar. Veya mezun kılacağı merci marifetlin yaptırır. Şikâyet ve itirazlara mevzu olan hususlar hakkında kovuşturma başlamış olsa dahi, sonunu beklemeden ve yukarıda yazılı suretlerim tetkik ve Tahkiklerini yaparak, en geç bir ay İçinde, varacağı neticeyi bir raporla Meclis Başkanlığına sunar.»
Bugünkü İçtimada Başbakan yardımcısı Nihat Erim de bulundu vc bazı maddeler üze-97-8S rinde izahat verdj, Denıokrai-ların komisyonu terkeuntş ol-, malarından duyduğu teessürü İfade etti.
Tasarının şubat İçinde Mec-, liste görüşülmesi muhtemel-
97.—
3B30
dir.
ŞİRKETV KISSELEHİ
Merkez Ban Has», ij Bankası T. Ticaret Bankan ANian Çimenle» M7.7Ş 25 10 S.— 1306.
SARRAFLARDA ALTIN
Salalar
Gulden, 40,Mİ
Tıirs uran ■12.10
Sterlin M, W
K-ulc» AH
Rcaai 4 4. W
Avrupadan traktör getirtilecek
Ankara 39 (Akşam >— Tarım Bakanlığı tiraj hakkını tanıyan memleketlerden. Avrupa men-jelijank tipinde traktör ve diğer tarım aletleri gcUrtmeg? kaşar vermiştir. Bu mdnası-betlc bölgelere yapıta n bir tamamde bu gibi imlere UiUytreı ulanlAr-m muayyen miidüşt içince muraçaat,,’eçlcrek alacakları malzemeyi bildirmeleri istenmiştir. Formaliteler tamamlanır tamamlanmaz Almanya haşto olmak üşere dlğes bazı memickutlerdun nıuL&mü İthaline başlanacaktır.
Saldırgan kadınlar
Valinin


Hâin zihnimi işgal ediyor: Ajans haberleri arasında okudum. Ateşli Lâtin ırkından yanık sesli bir bariton, meğer, dışı âlemi dondurur, içi kendilerini yakar Angto Sakson kızlar um kendine fena âşık etmiş Beyaz perdeden, mikrofondan, gramofon plâğından dinleyecekten gizli gönül vermişler. Vaktu ik bariton, şehirlerine gelmiş, trenden inmiş, törenle karşıcı çıkmışlar. Evvelâ çiçekler, «yaşa!» lar, «bravo!» lar. . onra, bir kaç yüz rakibe, coşkunlaşıvermiş. Gözleri dönüp şarkıcının üstüne çullanmışlar. O, yanağını sıkayım, beriki, perçemini sıvadayım, daha öteki dudağını makaslayım derken, ada mı alaşağı etmişler. Bir tartaklama. bir tartaklama... Bariton. Davudi sesiyle üst perdeden feryat ederekten po lise seslenmiş. İmdat gelcsi-ye, Amazon saflarını yara-sıya kadar soluğu kesilip bayılmış, Güc belâ hastaneye kaldırmışlar; beresini sarmışlar, adam, yavaş yavaş geliyormuş.
Habsbourg’laruı hüküm sürdüğü seneler, Viyanadaki iki meşhur operanın birinde Kııhla yahut Kübelik isimli pek meşhur bir tenor vardı. Ben de o vıllar Avusturya payitahtında bulunuyordum. Şimdiki gençler nasıl sinema yıldızlarına meraklı iseler, biz de opera sanatkârlarına bayılırdık. Oturma biletleri karaborsaya düştüğünden, ayakta durmağa mahsus kısımda bir yer alabilmek içıtı, elde kitap, gişe önünde üç, dört saat nöbet bekler .ondan sonra da, yine üç. dört saat ayakta Verdi ve Wagner dinlerdik. Hey gidi günler!
Bahsctîğim tenora, pek çok Viyanalı ve ecnebi kadınlar, kızlar âşıktı. O bir yerde göründü mu, tramvaylardan atlar, dükkânlardan fırlar, kapılardan belirir üzerine hür ya ederlerdi. Bir seferinde, bir konser salonunda bu zavallının da başına baritonunkine benzer bir akibet geldi. Bohemyab olan bu tenor, iyileşip Viya» nadan kendini dar atfıydı. Sonra da, galiba, Amerikan sahnesinde bir müddet parlamış imiş.
Demek ki, garplı kaduılar. nazlı nazenin görünüşlerine rağmen bir araya geldiler mi ve miisait fırsat zuhur ettîmi, bizim Anadoluda â-zamî sekiz, onu bir araya gelen ve kız kaçıran Izbandutlan aşıyorlar?
Bu maddi hoyratlığın fevkinde de, Viyanada aynı vakanın mabadını görmüştüm. Kaçırılan tenor yerine başka bir şehirden, yine evsafı mükemmel başka ............
prömye celbedildi; cık, bütün kaidelere uygun olarak rolünü yapar, şarksı-m söyle; selefinin aşkıyla tutuşan Viyanalılar, ıslıkta-n, yuhalan basarlar. Bu velvele, bilhassa kadınlardan geliyordu. Bu da elbet, baritona ve tenora yapılan taarruzlardan daha zalimane
Asırlık ananeler, kadın ruhunu erkekten daha fazla baskı altında tutmuş; kadında daha fazla «refoulc-ment »«hasıt olmuş da, kapan bir kere fırlayınca acaba buhar o sebeple mi daha şiddetli indifalar yapıyor?
Bu tahlilî ve felsefesini Freud’culara bırakalım. Hislerimiz şudur ki, peçe bir tarafa, kafes bir tarafa, süklüm püklüm sıkılganlık da bir tarafa ama. cinsiyeti ica-' bı, kadına, ne de olsa hicap da şefkat kadar yakışıyor . | ötede beride, zıvanadan çıkmalara rnsladıkça. Türk ananesindeki kadın tipini yukarıda tasvir edilenlere elbette üstün görüyoruz.
— Dağlara taşlara, düşman başına! — diyoruz.
(Vâ - NÛ}
teftişleri
Vali erkek lisesinin tarih dersinde bulundu
Muamele vergisi komisyonunun raporu
Mailen, tahta, dokoma sanayiinin mükellefiyet ve muaflıkları
Et fiatleri
yükseliyor
Emir muskaları
yarasını
Şimdi, kendine
Vali ve Belediye Relscl Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Gökay bugün sabahleyin Milli Eğitim müdürü ile birlikte Ka-ragümriik 27 nel okula gitmiş ve Yardımsevenler Demeğinin hazırladığı fanllâlart çocuklara dağıtmıştır.
öğretmen ve öğrencilerle, içtimai yardım mevzuu üzerinde görüşmüştür.
İstanbul lisesine giden Vali ve Belediye Reisi, tarih dersinde hazır bulunmuş ve öğretmenin (İslâmda Cumhuriyet Devri) dersini dinlemiş ve çocuklara:
Cumhuriyet rejiminde îstib-dad olabilir mi’ konusu üzerinde sualler sormuş ve bir konuşma yapmıştır,
Fatih llokulunu gezen Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahreddin Kerim Kökay derslerde bulunmuş vc bunu müteakip Fatih medreselerindeki yüksek tahsil talebe yur'* duna giderek öğrencilerin ih-‘ tiyaçlannı dinlemiştir.
i Noksanlarının tamamlanması için gereken tedbirler alın-•• mşıtır.
Esnafın kontrolü
İktisat murakıpları tarafından son 48 saat zarfında 623 müessese kontrol e d İlmiş, 20 tanesi hakkında zabıt varakası tanzim edilmiştir.
Dün Eminönü kaymakamı ve bucak müdürleri ve doktorlar tarafından yapılan kon t rol da bilhassa lokantalar, oteller ve fırınlar kontrol edilmiş, bunlardan 4 tanesi hakkında zabıt varakası tanzim edilmiş, bir fırından da 39 noksan vezinli, ekmek müsadere edilmiştir.
yağları
Semtleri dolaşan iki kamyon perakende yağ satıyor
ile
bir jön zavallı-
Toprak Mahsulleri Ofisi Belediyenin müştereken hazırladığı halk tipi yağların çok rağbet gördüğünü yazmıştık. Bir çok semtlerden Belediyeye veya bizzat Valiliğe müracaat edilerek kendi mıntakaların-da da bu yağların satılmasının temin edilmesi istenmişti.
Vali ve Belediye Başkanlığı, • şimdilik her semtte bu yağların satılması İçin müsait yerler açmak imkânı bulamadığından odun ve kömür satışlarında olduğu gibi seyyar yağ «atış yerleri açmıştır. Dün ilk defa O-flsln temin ettiği yağ dolu iki kamyon muhtelif semtlerde satış yapmşıtır. Bu İşe devam edileceği gibi seyyar dükkânların sayılan da arttırılacaktır.
Tarsus
vapuru
İslanbulda teşkil edilen muamele vergisi komisyonu raporunu hazırlıyarak Maliye Bakanlığına sunmuş. Bakanlık da bu raporu kitap halinde bastırmıştır. Komisyonun runda memleketimizde mJyeUl bir mevki işgal maden, tahta, mensuca» »o « ipek sanayii için teklif ve kabul na yapımı konusunda ettiği mükellefiyet ve muaflık 1 esaslarını neşrediyoruz:
Maden sanayii
Komisyon maden sanayiinde fabrikasyonla el sanatkârlığının memleketimizde aynı manda mevcut olduğunu, cak yalnız el sanatkârlığı ölçüsü İle bazı sanayiin (döküm İşleri sıvamacılık gibi) kavra-namıyacağını nazarı İtibar e alarak bu sahalarda faydalanmak üzere maden sanayiinde dahi kısmen ilk İmale gitmiştir. Bu münasebetle 10 uncu maddenin 14 üncü fıkrasında maden cevherlerine (izabe ve tasfiye) dolayıslie verilmiş olan muaflığın kaldırılması lüzumuna karar vermiştir. Bu karar neticelerinden olmak üzere, pik ve hurda demirden, pirinçten, nikelden, pakfondan, alümln-yümden ve bakırdan döküm eşyası yapan ve bu eşyayı !ş-llyen müesseseler (dökme borular hariç) yalnız bu işlerinden dolayı vergiden muaf tutulmuştur.
Maden sanayiinin İnkişafa öldiığu kadar parçalanmağa da müsait olan ve kavranması müşkül bulunan döküm, sıva-macılık gibi şubelerine müessese muaflıkları tanınmış olduğundan maden sanayiinde kısmen ilk imale gitmek bir zaruret olmuştur. Bu hal ayni zamanda vergi tatbikatımıza kolaylık ve emniyet getirecektir.
Komisyonda maden cevherlerinden yalnız demir ve bakırın İzabe ve tasfiye dolayıslie vergiye mütehammil bulunduğu: diğer İşletmelerin küçük ve çok dağınık olduğu, bu sebeple mükellefiyetin yalnız bu İkisine İnhisar ettirilmesi ve diğer cevherlerin tasfiye ve İzabesine alt İstisna hükmünün devamı fikri ileri sürülmüştür.
Ancak maden izabesinin ne kadar basit de olsa, muayyen Ölçüde bir teşebbüsü İstilzam edeceği, madenciliğe teşebbüs kudretini kendilerinde bulanların basitleştirilmiş olan vergi formalitelerini de yerine getirebilecekleri. diğer taraftan döküm ve sıvama işleri vergiden istisna edilmiş olduğundan bu madenlerin İzabe ve tasfiyesi de vergiden istisna edildiği takdirde bunlardan vücuda getirilecek masnuatın tamamen vergi dış: kalacağı yahut, yalnız bunlar için dökiim ve sıvama işlerinde mükellefiyet İhdasının icabedeceğl, bu halin bir sistemsizlik yaratacağı, bunların döküm ve sıvama işlerinin izabe ve tasfiye müesseselerinden daha mütehammil olduklarının iddia edi-lemlyeceğl; düşünce ve miilâ-hazalarile bütün maden cevherlerinin izabe ve tasfiyesine alt istisna hükmünün kaldırılması uygun görülmüştür.
Umması iktiza eder. Bu sebepledir ki 5228 sayılı bina yapımını tejvik kanununun 10 ncu maddesinde dört türlü ağaçtan imâl oluuon kerestelerin muamele vergisinden müstesna bulunduğu hakkındakl hükmün de kaldırûması icabede-
rapo-ehem-eden____________________________________
tahta, mensucat ve‘çektir. Esasen bu hükümle bl-önemli ' bir ucuzluk da sağlanmış değildir. Yapılan hesaplara göre bahis konusu kerestelerin muamele vergisinden muaf tutulması, bina yapımını yüzde bir civarında ucuzlatmış tır ki bu hükmün kaldırılması teşvik mevzuunda bir gerileme kaydetmiş olmaz. Kaldı kl bütün doğrama işleri yapan müesse-sclerln muaflığı tekliflerimiz arasuıda yer almış bulunmaktadır. Bir bakıma bu da başlı başına inşaatı teşvik hükmü Sayılabilir.
Btı netice, yeni muamele vergisi kanununda geniş muaflık hükümleri kabul edilmiş vergiden vergi alınmaması ve nihayet vergi nlsbetlerlnde azım-sanmıyacak indirimler yapılmış olmasından mütevellit gelir azalmasını telâfi sadedinde alınacak tedbirlerin de tesir bakımından en hafifi olması itibarlle başında gelir.
Bu düşünceleri yerinde bulan komisyonumuz aşağıdaki karara varmıştır:
a — 5228 sayılı kanunun 10 uncu maddesindeki büküm kaldırılmalıdır.
b — Tomruktan kereste imalâtı (azman, çaplanmış kereste, kalas ve benzerler! de tomruk sayılır.) kontrplâk ve kaplama lık mutlak şekilde vergiye tâbi olacaktır.
c — Tomruk ve tomruk sayılan diğer maddelerden ücretle başkaları hesabına yapılan Imal&tuı muamele vergisi, bu konuda aldığımız prensip kararma binaen imali yaptıranın tesliminde alınacaktır.
d — İmâl ettiği tahta ma-mulâta lüzumlu keresteyi, tedarik ettiği toıûruk ve benzerlerinden bizzat biçmek suretlle elde eden müesseseler, el sanatkârlığı veya hızar muaflıkları şartlarını haiz bulunmamak kaydlle, bahis konusu mamulata sarfeilikleri tahtaların muamele vergisini emsal satış bedeli üzerinden ödeyeceklerdir.
za-
rın-
Sebebi Bakanlığın hayvan ihracı müddetini uzatması miktarım arttırmasıdır
ve
temin
raber bu olçüniin pamuklu için kâh olmadığı mütalâasında bulunanlar da olmuştur. Bu mütalâaya göre bugünkü dununda yünlü ve pamuklu için aynı muafiyet şartlan mevcut olduğu halde yünlü sanayii muharrik kuvvetin azami hadlerinden faydalanarak taazzuv etmiş, fakat muaf pamuklu müesseseler! bu hadleri kullanmadan muharrik kuvvetsiz tezgâhlarla ve daha ziyade evlere dağılmıştır. Bu durum şu suretle de izah edilebilmektedir, Kendisine iş ve sermayesine nemâ arayan sanayi için yünlü imalâtın metre başına bıraktığı kâr. İki beygir beş amelelik bir müessese tarafından edilebilmektedir.
Pamukluda ise ,aym sermayenin aynı kârı elde edebilmesi metre başına elde edilen kâr az olduğundan tezgâh adedinin blnnetlce İşçi adedinin çoğaltılmasını İcabettlrmektedlr. Bu suretle pamuklu daha fazla parçlanmak, evlere dahi dağılmak zorundadır. Bu müşaha-deden hareket edenler ekseriyeti itibarlle muharrik kuvvet kullanmadan ve çok dağınık şekilde taazzuv etmiş pamuklu sanayii İçin yünlüye tatbik edilen aynı ölçünün rekabeti önleme mevzuunda kâfi olmadığını İleri sürmüşlerdir. Bu düşünce komisyonca farklı ölçü tatbiki İçin bir sebep olarak kabul edilmemiştir.
Pamuklu ve yıinlü her bul tır.
mahlûtu ikisi için aynı olarak ka-edilen rejime tâbi olacak-
İpek sanayii
İpek sanayiinde bugünkü mutlak mükellefiyetin devamına ve ancak çlpes ve çifte kozaları işlemek üzere tepme mancınıklara verilmiş olan muafiyetin, bu müesseseierde muharrik kuvvet kullanılmak ve sağlam kozalarda işlenmek suretlle suiistimal edildiği görüldüğünden tepme mancınıklara verilen muafiyetin «muharrik kuvvet kullanmayan tepme mancınıklar» şeklinde ifadesi muvafık görülmüştür.
Ev sanayii muaflığı bu saha için de devam edecektir.
İpekle mahlût mensucatta, bünyesinde miktar İtibariyle % 20 den fazla İpeği İhtiva eden mamullerin gümrük tatbikatına da uygun olarak İpekli rejimine tâbi olması kararlaştırılmıştır.
Tahta sanayii
Bu sanayide kereste bıçkı İşi, kontrplâk ve kaplama imalâtı dışında kalan ve bunlardan sonra gelen bütün imalâtın memleketimizde hâkim vasfı ile el sanatkârlığı şeklinde yapılmakta olduğu müşuhadeslfiden hareketle, yukarıda ismen sayılan işlerden vergi almak suretlle marangozluk, doğramacılık ve mobilyacılık İşleri ile uğraşan müesseselerln tamamen vergiden muafiyeti kabul edilmiştir. Bu suretle tahta sanayiinde de prensip itibarlle ilk İmale gidilmiş olmakladır. Kereste bıçkı İşinde el ve su hızarlarına ait tahdit edilmiş bir muafiyet kalacaktır.
Su ve el hızarlarının, raporun muhtelif muaflık ve istisnalar kısmında belirtilen dar muaflığı dışında, bütün keres-Evvelki gece Çekmece önün- neğinin tertiplemiş olduğu seri te imalâtı mutlak şekilde mu-de karaya oturup kurtarıldığı- * konfernnsların onuncusu 30 amele yergisine tâbi tutulacak -m yazdığımız «Seyyar» vapuru} Ocak 1950 Pazartesi günü tır Bu suretle tahta sanaylin-oradan alınıp Tophane önüne saat 18,30 da Beyoğlu halkevln- de ilk İmâl vergilendirilmiş getirilmiştir. Gemide dalgıç de Ahmet Emin Yalman tara- olacağından, muamele vergi-muayenesl yapılacak ve bllâ- fmdan (Yirminci yüzyılın ikin- sinden muaf tutulacak olan hare havuza alınıp tamir edile- el yarısı bizden neler saklıyor! tahta mamüller sahasına giden çektir, | mevzuunda verilecektir. | ‘
Mısıra yapacağı tenezzüh seferine Nisanda başlayacak
Verilen malûmata göre De-nlzyollan idaresinin «Tarsus» vapuru bir ay sonra tamirden çıkacak ve ilk seferini 5 Nk-1 sanda Tüccar Derneği hes ablana yapacak, bu sefer 19 Nisana kadar devam edecektir. «Tar- ; ı sus» bundan sonra 25 Nisanda' . Napoliye gidecek, sonra da [ Beyrut, Lârnaka, İskenderun, . Antalya ve tamire uğrayıp limanımıza dönecektir. Bu sefer , 22 gün sürecektir.
Seyyar vapuru
Evvelki gece Çekmece onün-
Ahmet Emin Yalmanın konferansı Vefa lisesini bitirenler der-
Mensucat sanayii
Mensucat sanayiinde küçük sanat muaflığının bu sanayiin parçalanması, küçük doğması ve büyümemesi şeklinde tezahür eden menfi tesirleri üzerinde komisyon hassasiyetle durmuştur. Filhakika bugün 2 beygirlik muharrik kuvvet ve 5 işçi ölçülerlle muafiyetten faydalanan mensucat sanayiinde kuvvetli bir küçülme, küçük doğma ve küçük kalma temayülü vardır. Yapılan tetkikler en az. vergili tezgâh ad edince muaf tezg&hm mevcut bulunduğunu, bunların ayni kapasite İle çalıştıklarım aynı kalitedeki malları meydana getirdiklerini ve muafiyetten faydalanmak suretlle piyasaya vergisiz mallar sürerek vergiye tâbi sanayi ile, mesnedini vergisiz olmakta bulan bir rekabete glriş-tiklerini vc bu suretle muamele vergisinin bitaraf kalması lâzım gelen rekabet sahasında muaflar lehine ve vergili fabrikalar aleyhine rol oynadığını göstermiştir. Komisyon bu sahada mekanlze tezgâhlarda çalışarak vergili fabrikalarla ayni mamulleri vücude getiren müesseselerln faaliyetinde bir el sanatkârlığı mahiyeti görmemiş ve mekanize bir şekilde çalışarak seri halinde imalat vücude getiren tezgâhlan vergiye tâbi tutmayı kararlaştırmıştır. El sanatkârının tarifinde (otomatik bir surette çalışan tezgâhlar ve imâl makineleri yardımcı âlet değildir.l şeklinde bir hüküm serdetmek-le aynı neticeyi sağlamak istemiştir. Komisyonun karon gerek yünlü gerek pamuklu mensucatta muafiyetten istifade bakımından muharrik kuvvetle çalışan mekanize kullan ılamıyacağı dedir.
Karar F"-'"
______________ _______ hakkında aynı ölçünün tatbiki eden meçhul şahıs aranmak-| bütün kerestelerin vergili bu-J«ürerinde tecelli etmekle be-.tadır
Karabük demirleri
Fiatlerin indirileceği haberi doğru değil
Belediyenin bütün gayretine rağmen et fiatleri daha da yükselmek İstidadını göstermektedir. Bu pahalılığa Ticaret Bakanlığının son kararlan da sebep olmakladır. Filvaki canlı kasaplık hayvan İhracatı geçen ayın 15 İnde sona erecekti. Bakanlık İhraç müddetini 15 şubata kadar temdit ettiği gibi İhracına karar verilen 250 bin baş hayvan da 150 bin fazlaslyle 400 bine çıkarılmıştır.
Dış piyasada canlı hayvan fiatleri oldukça yüksektir. Hayvan tüccarları şehrimize mal getirecekleri yerde hayvanlan İhracatçılara satmağı tercih etmeğe başlamışlardır.
Esasen şimdiden bu hal tesirini göstermeğe başlamıştır Çünkü son iki hafta zarfında şehir ihtiyacından daha az hayvan getirilmiştir, önümüzdeki haftalarda miktarın daha ziyade azalacağından endişe edilmektedir.
Her ne kadar ihracatın döviz temini bakımından faydası İnkâr edilemezse de memleketimizde bağlıyacak yeni bir pahalılık mukabilinde elde edilecek dövizin de tayda yerine zarar getireceğine yoktur, ledlye, ihracat
masını yazmışsa da bu müracaatı nazarı almamıştır.
Belediyenin Bakanlığa tekrar müracaat edeceği zannediliyor
Şüphe Bir müddet evvel Be-Ticaret Bakanldığma müddetinin uzatılma-Bakanlık dikkate
Akdeniz seferleri
Batı Akdeniz seferlerinin tarifesi 6 Nisanda değişecek
Denizyolları İdaresi tarafından hazırlanan programa göre Batı Akdeniz hattı yaz seferleri 6 Nisanda başlayacak ve kısın 22 günde yapılan seferler 15 günde bir yapılacaktır. Bu seferleri esasen yapmakta olan «Ankara» vapuru İstan-buldan perşembe günleri ayrılıp pazar günleri dönecektir.
Diğer taraftan Doğu-Güney Akdeniz yaz programının tatbikine de 16 Nisanda başlanacak ve hâlen tamirde bulunan «İstanbul» vapuru İki haftada bir sefer yapacaktır,
Son günlerde piyasada, Ka-rabükk demir Hatlarının düşürüldüğü yolunda bir haber dolaşmıştır.
Bize verilen malûmata göre ' ortada bir fiat düşüklüğü bahis mevzuu değildir.
Yalnız Karabük fabrikası, İthal demiriyle rekabet etmek maksadlyle yeni bir karar almıştır, Buna göre. 50 tondan 100 tona. 100 tondan 200 tona, 200 tondan 300 tona kadar vc 300 tondan fazla demir alanlara kademeli tenzilât yapılacaktır, Bu tenzilât azami yüzde üçü bulacaktır.
RADYO
II,ST 1X00
13.1 S
13J0
13,4»
İSTANBUL RADTOSU Öflla ve akran» programı Açılış ve protraırtar. Haberler,
Hafif ara mOalfiı «Pl».
Radyo tnngo orkestrası konseri Vinrcııl Loper orkestrasından
dır>4 müriSI (P! » ) Su eterleri, sarin ve türküler Okuyan Şuran Güven.
1 Scrbra Saat.
> Oyun havalan,
> Dans mtlrlŞı «Pl.» ) ICoruerto «Pl.. I Programlar v« kapanıl r Açılış ve programlar.
> Dans müujfi «Pl.»
> Ruçhan Çamay'dnıı car
) Haberler.
I Hafif orkestra ererleri «Pl,». S Sar ocricrl. «arkı ve ürkülcr. Okuyan: Safiye Ayla.
I Dan» müziği.
I Şarkı ve türküler «Pl».
> Haftanın spor hareketleri.
5 Fasıl heyeti konıorl «Muhayyer»,
I Konujma ve müzik
S Haberler
I Piyano ile cer parçalar» «Pl.».
S Dam mütlği «Pl.»
i Hafif gece müzlfil «PL». » Programlar vc kapanıl.
radyolunun Türkçe nasrlrai» Amerika'nın Seal radyosu He her glln ual 19,15 te baflıj-arak M dakika devam edecek olan Türkçe
14.00
14.43 İS,M 15.13
13.30
16.00
17.37 18.00
10,40
30.13
20.49
21,00
31.13
12.M
32.45
33.00
23,15
33.45
14.00
■AMERİKANIM SESİ.

Bankadan sahte fişle para çekmeğe kalkmış
Evvelki gün Yapı ve Kredi bankasının İstanbul merkez şubesinden sahte bir fişle -para tahsiline teşebbila edilmiş-j ğldald dalgalara» dinienlMOir.
tLr. Üzerinde 1082 lira yazılı olan sahte fişi veznenin kalabalık olduğu bir sırada sürmeye kalkan meçhul şahıs, memurlardan birinin bunu far-kctmcsl üzerine 1082 lirayı tahsil etmeden fişle beraber dan kaybolmuştur.
Hâdiseden derhal polis berdar edilmiş, tahkikata lannuştır. Sahte fişi te
Puır: Amerika hakkınd» sorulan »unllcre cevap.
P&tarlesl: Hükümet tarım, ekonomi veyahut el emeğine alt konular.
Salı: Umumi konular.
Carjamba: «Blrtojlk Amerika'da
hayat».
Perşembe: Küçük pljesler ve m(ı-
Vali ve Belediye reisinin geçen cuma günü Beykozda yaptığı tetkik gezintisinde ben de bulundum. Bakkal, kasap .manav dükkânlarını b>rer birer dolaşan B. Gökay etiketleri dikkatle gözden geçiriyor, faturaları tetkik ediyor ve perakende satış fl-atlerini o sabah çıkan piyasa gazetesinden aldığı toptan satış Halteriyle mukayese ederek fazla kar haddi konulduğunu görünce etiketi değiştirmesi için dükkâncıya ihtarda bulunuyor.
İhtikârı Önlemek gayretiyle şehrin dört bucağını dolaşarak teftiş ve tetkiklerde bulunan Valinin bu hareketi, şüphe yok ki hayat pahalılığına karşı fiilen girişilmiş bir mücadele faaliyetidir. Ancak, şurası da muhakkak ki bu faaliyetten müspet ve devamlı netice beklemek hatadır. Vali daima belediye murakıbı gibi sabahtan akşama kadar şehrin içinde semt semt, dükkân dükkân dolaşıp fiat kontrolü yapamaz, yapması da doğru olamaz, zira onu her gün vilâyet ve belediye makamlarında bekleyen çok daha mühim bir sürü işler vardır. Binenaleyh, sarfe-dilen gayretlerden beklenen neticenin elde edilmesi için bu islerin ciddi bir takip fikri ile ele alınması şarttır. Bu da kaymakamlara, nahiye müdürlerine ve bugün aynı zamanda belediye vazifeleriyle de mükellef bulunan zabıta teşkilâtına düşen bir hizmettir. Müstehlik halkın da bu mücadele faaliyetinde resmi makamlarla H birliği etmesi lâzım ve alâkalı makamların kendilerine yapılan şikâyetler üzerinde ehemmiyetle durmaları, gereken tahkikatı, tetkikatı süratle neticelendirip salâhiyetleri dahilinde icabeden muameleyi yapmaları zaruridir. Pahalılığa, ihtikâra karşı açılan mücadele ancak bu sayede faydalı olabilir.

Halkevinde Beykozluların dertlerini dinleyen sayın Gökay bu hasbıhalinde evvelâ, gezintilerinin gayesini izah ederek, üzerine aldığı vazifede muvaffak olabilmek için her işi yerinde görmek, halkın ihtiyaçlarını tesbit etmek .dertlerini ve isteklerini dinlemek lüzumuna kani bulunduğunu belirttikten sonra şunlan ilâve etti:
«— Bu şekilde hareket etmezsem. yapacağım iş, masa başında oturup emirler, tamimler göndermekten ibaret kalır ve neticede muvaffak olamam-
Valinin temas ettiği bu nokta, ötedenberi idari bünyemizde devamlı ıstıraplar doğuran yaralardan biridir. Masa başı emirlerinden bir çoğunun muska tesirinden ileri geçmediği malûm. Hayatî mevzular üzerinde yapılan tetkiklerin ekserisi lüks odalarda kristal masaların üstüne serilen kâğıtları gözden geçirip kulaktan dolma izahatı dinlemekten ibaret kaldığı içindir ki bunlara istinaden yayınlanan emir ve tamimlerle maksat hasıl olamıyor: tahminlerde, tedbirlerde isabetsizlikler sırıtıyor.
Bir çok işlerimizdeki mu-vaffakıyeriizliklerin bundan ileri geldiğini ne zaman idrak edeceğiz?
Cemal REFİK
İzcilik teşkilâtı
Bu seneye kadar sadece Lise ve orta okul öğrencilerine münhasır olan izcilik teşkilâtı ilk okulların 4 ve 5 nel sınıflarına da teşmil edilmiştir. Uk okullarda hazırlıklara ve çalışmalara başlanmıştır.
Diğer taraftan izciliğin halk arasında da taammüm etmesi hususu uygun görülmektedir. Şehrimizde bulunan izcilik derneği, belediye ve vilâyete müracaat ederek izciliğin halk arasında da yayılmasına da yardım edilmesini İstemiştir. Mesele tedklk edilmektedir.



-
yünlü ve pamuklu
tezgahların merkezln-
Cuma: Siyasi tnovıulkt. Cumnrtcal
TUR AL
ÜKSURdûll KESER

Mühendislerimizin kıymetini küçültmeyelim
Bir gazetede, (Amerikalı yollar mütehassısının beyanatı> başlıklı bir yazı okudum. B* yazıda Amerikan yollar idare-sinin memleketimizdeki mütehassısı ve yol yardım kısmı başkam Jesse Wiiltams (bu yardımlardan alınan netice Amerikan yollar İdaresi müte-hassıslarite Türk yollar idaresinin birlikte çalışarak elde ettikleri bir başarıdır. Türk mühendisleri ve personeli çalışmalarında bir- kıymet olduk-1 arın ı - •
mütoeki bir kaç sene _ Türkiye yol şebekesini kep di mesMiyeM altında kimsenin yardımına ihtiyaç kalmadan idare edebilecek duruma ge-lecekteîdir) denilmektedir.
Meinleketimizdekt yüksek mühendis mekteplerinden teknik üniversiteden. scnebl mühendis mekteplerinden mezun. Türk mühendisleri bilgi, tec-rübe ve iş başarmak bakımın- j-y , dun bir çok ınemfek irilerdeki ’ meslekdaşlartadan hiç de geri depÜdiricr.’ Cumhuriyet devrinde titmlry ollar, yollar »e sularda az tahsisat ve noksan vesait İle -başardığı işlerle Türk mühendisi İftihar edebilir.
Memleket dahilindeki muazzam köprüler, demityollar. tû- I neller. barajlar hep Türk pıü- ' hrndırlerlnln eseridir. Bu eserler Türk mühendteierile personelinin rulışmalarmda tür kıymet oldukların: göstermeğe kâfidir.
Şimdiye kadar -memlekette kâfi miktar yol yapılmamış ve mevcut yollar bozuk- halde bulunmuş fase btı vaziyetin yollar servi.,ile ve Türk mühendis ve peineneMle bir alâkası yok tur. Türk mühendisleri pek az üc-' rtt ve harcıraha ve noksan vesait ve tahsisatla fedakâra-ne çalışarak hârika denecek eserler meydana getirmişlerdir.
Amerikan mühendisleri memleketimize gelince birlikte çalıştıkları Türk personel, şoför ve makinistlere Bakanlık tahsisatından tok yüksek ücretler vermişler ve meselâ bir makinist işçiye otuz lira yevmiye vermekte tereddüt etmemişlerdir. Bir bölgenin yollan ve bakım servisi için yüzlerce kamyon, cip otomobilleri, yol düzer, sekreyet vesair yol makineleri alınmış, stelyeler; tamirhaneler tesis edilmiştir. Bayındırlık Bakanlığı bütün bu masraflara tahsieat ayırmış ve Ameirkaljlorla birlikte çalışan mühendislere yüksek ücretler vermekse kusur etmemiştir. Bu sistem dahilinde yürünürse iş ve eser meydi-na gelmemek ihtimali yoktur. Fakat bankalardan borç alınarak vr bn içeni İzden sürfe d ilerek yapılmakta olan işler Icln bir maliyet hesabı yoktur. Uzun senelik teerübElerime dayanarak iddia edebilirim ki bn maşratiar. memleketimiz için, normalin üstündedir. Buna bir küçük misal;
Bolu '.-niyeti dahilinde büyük tulde bfr köprü. Amerikan mühendisleri tarafından ve emaneten yapılmıştır. Dört
gâBtennlşJei'dLr. Önü-içinde
-buçuk metre fasile Ue potrel kazıklar çakılmış ve 40X13 santimetre ebadında ahşap idrişlerie döşeme meydana ge-tirllniiştir. Bu tarz İnşa Amerika İçin belki muvafık olabilir. Fakat bizim memleket İçin hem pahalı ve hem de zararlıdır. Bil köprüyü daha mükemmel ve daha ucuz bir sistemde inşa edecek mühendisler bayındırlıkta mevcuttur.
Amerikalılar. memleketimizin kalkmmtuile pek aiyade alâkadardırlar ve şoselerimizin bir an evvel yapılması için bize âzami yardıma hazır bulunuyorlar. Bu yurdıtıu on verimli şekilde kullanmak ve hükümetimizin bu İşe tahsis ettiği paraları en ekonomik ve faydalı surette earfetmek lâzımdır.
¥. raulıendis Sait Dcmircn
tec-
Tefrika No: 28
kendimiz yapabiliriz
Bu gemileri yapabilecek teknik imkân ve mütehassıs elemanlara malik bulunuyoruz
I SALI Akşamından I
( itibaren
fuurriun »rıtıuııSMiı
•SÜH&l ÖİMAMAS/NIM'S
Gazetelerin y tadı (rina göre. Marshnll plânındım alacağımız dolarlarla yeniden 21 vapurla 12 römorkör ve 12 tno-törbot, 1 dalgıç motoru yaptıracakmışız. Bu 21 vapurun tipleri şöyletlir: 21 mil süratli 2 büyük yolca gemisi — 17 mil süratli Marmara tipi gemi - «"» umartanmak üzere olduğu 8 tane ‘Ölev tipi, fakat 18 mü ?u sırada, biz yeni gemilertaıi-süratll şehir hattı vapuru - rin bir kısmını burada kendi-orta büyüklükte 4, küçük boy- miz yapalım deyip duruncen da 2 Boğaz vapuru — 4 araba acaba, bu iğleri idare eden en vapuru — 2 tane Dm ir körfez yüksek makam sahibi ne du-vnpuru — 300 tonluk bir su şûrniyor?
tankeri. Ayrıca mevcut gemi- Ulaştırma Bakanı ocak ayı lerimlzln eskimiş kazanlarını başında isUnbuida bulunduğu değiştirmek üzere kazanlar, Bir«da Haliçteki fabrika ve I eldeki gemilere koymak üzere havuzlan da gezmiş ve 5 ocak radarlar fle sahil fonerteri ve E'ün; bir gazeteye verdiği uzun sis düdükleri. j beyanatta Haliçteki gemi inşa-
v 11. — —s* meselesi hakkında da şöyle Kalkınma progra- deva-
mındaki gemiler ■Fabrika ve havuzlan gcx-Bütim bunlar bizim 1949 yx- «liro. Bu*ı malzemenin hariçten lı içinde AKSAM sütunlarında getirilmesi uzun uzadıya bahsettiğimiz âlâ yeni gt
Devlet Deniz Ticaret FSJöSunun kalkınması için hazırlanmış o-lan 51 milyon Ü00 bin dolarlık programa dahil olsn gemilerdir. Yalnız geçen seneki Devlet Denizyolları ve limanlan genel müdürlüğü bütçe raporunda 1849 - 50, 1850 - Sİ ve
luanbuj Bele duran Şelıu X
Bu akşam
Saat 20,30 da
ORAM KISMİ
TEBEŞİR BAfRFSt
Yazan: Klabund
Tıirkçesi: M. Basil
KOMEDİ KISMİ
KAYSERİ GÜLLERİ
Türkçesi: Hüseyin Suat ve Münir Nlgâr Pazar günleri matine UM (M Pa/ârittl akşamlan Ora» remin» Salı akşamlan KoraM Koınında icmali raktut
taya düşülmez.
Ulaştırma Bakanı ne diyor?
Ismarlanacak gemilere gelince, bunların d* tor kısmım taullataa Haliç lertanerindıe yapmalıyız- Fakat 21 tane gc-
vc daha tatla masraf ister. Bununla beraber Bogatiçi tipi yolcu vapurların» ihale ederken bu gemilerin lüzumlu malzemesinin hariçten getirilmesi suretle Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin emeği Be Istanhıılda ya pt inim tısını temine çalışacağız. Bu suretle gemi inşaat tezgâhlarının kurulması yolunda ilk atlım atılmış olacaktır; mamafih bu iş zannedildiği kadar kolay değildir.»
Enerjisinden Türk denizciliğine büyük hizmetler beklediğim genç Bakanın bu sözlerini okuduğum zaman ıstırap duyuyorum. Bu ıstırabın sebeplerini kısaca anlatayım:
Haliç tersanesinde ilk harla gemi 113 yıl önce
yılında yapılmıştır; yine orada kızağa konulan ilk zırlılı gemilerin 1873 ve 1876 yıllarında . inşasına başlanmıştır. 77 yıl önce Haliç tersanesinde İlk; zırhlı gemiyi kızağa koymağa, muvaffak olan Sadrâzam Fuat i Ve Âlı paşalar. Kaptanı Derya Ateş Mehmet paşa. Şûrayı Bahriye Reisi (Deniz Genelkurmay Başkanı) gibi eski ricalin. gösterdikleri himmet ve
(Arkası î uci sabifede)
a. n. d.
bu-1837
Ingiltere nın meşhur ve tarihi şatoları Şatoların çoğu vakıf teşekkülüne devredildi ve bunlar halka açıldı
Halinde bu yatağa bir alışkanlık sezilmek tetUr, Hattâ ahş-kanlığın da ötesinde bir şey... Alışkanlığın da bittiği yerde; bir bıkkınlık, bir ükointi. bir ek-şnnişitk...
Nazlı, tecesrüs ve alâkası çığ, misali büyüyerek yaşadığından şüphe ettirecek bir İmreketsiz-liklc, gözlerini içordfdc sahneye dikmiş: maziye ait mühürlü talan esrar dosyalarım n açdışuu seyrediyor. Oeıçe, bu vesika kalabalığında. hakikati aksettiren cümleleri baştan başa okuyarak arada tam bir hikâye insicamı kuram anlaktadır.
Buna rağmen, karşısında, bir kaJcidösiîopa bakar gibi havsalaya sığmaz tablolar süratle beliriyor kayboluyor, beliriyor kay boluyor. Yengesi ile kocasının aynı dam aİLmda geçen ilk gençlik seneleri; ilt aşk mey-vanıu birlikte ta( tıklan. wnra aileden habersiz g:2lice nişan-i«nd ıklan, beliriyor kayboluyor, beliriyor, kayboluyor. Cemilin yaradılışındaki
yan cesimime, yaradılışmdalti
bir eriteğin kulu o İntak is t rarım
şart ih- bizde pek mi inşa edilebilir. Fakat bu her şeyden erve! m ad ıl i imkân ve mütehassıs eleman meselesidir. Bugünkü maddi durumumuz henüz buna müsait değildir,
Mnrriıall yardımından İstifade ederek Denizyolları İdaresi irin 19 müyon drdarhk 1051 - 52 yıllarında gerçekleş- yem gemi mubayaa. çimek is-tirilmesi düşünülmüş olan bu liyortn. Bunun 6 milyon 181 programda tedariki kararlaştı- bin dolan emrimizdediT. Geie-ntonş olan gemiler 29 tane cek seneki tahsisatla G milyo-İdL nu daha karşılayabileceğiz;
Yukarıda hülâsa ettiğimiz mûtebalrisîni de biz tınım e-haber doğru İse, gemilerin sa- deccğri. Bu tahsisatla idarenin yısı şimdi 300 tonluk su tan- ihtiyacını en kari İle beraber 23 e inmiştir, karşılamak i Mamafih henüz bir şey yoktur. Av rap adak 1 gemi inşaat malarına biIcliFİ)mi.ş olup gemilerim en iyi teklif yapan müessese veya uzues-spsolere ısmarlanacağı anlaşılıyor.
Mutlaka bizim yapmamız lâzım gelen gemiler
Biz. bu ■münasebetle her zaman bıkmadan usanmadan tekrarladığımız bir dilekle bulunacağız ki o da bıı gemilerden bir kuoum Haliç fabrika ve havuzlarında yapmaklar. Hele römorkör ile 12 kılavuz ve işçi taşıyacak motorun mutlaka meınleketînuzde yapılması gerektir Çünkü bunları memlekette pek âlâ yapıp duruyoruz. Bu küçücük tekneleri de kendimiz yapmadıktan sonra, artık kuracağımızı her ■fırsatta söyleyip durduğumuz gemi kışa sanayiinin vc tersanenin Ifîfım bfle ağzımıza almağa hakkımız dhnaz. Bundan 74 sene evvel G7oo tonluk zırhlı yapan bir millette şimdi 67 tonluk küçücük tekneleri de harice ısmarlaması kadar tüm bir şey tasavvur olunamaz. ■Ümit ederim ki böyle bir ha-
MUAMMER KARACA OBEBET.
Maksimde Saat 20,30 da
kısa zamanda ilk hedefimizdir, ısmarlanmış Halbuki gemileri turada yap-Sarknameler mağa kalksak çok uzun zaman

SİZİN SOKAK
Matineier: Cumar tesi pazar 15 te Pazartesi Akşamı Kadıköy
Operada
_ Yalnız en müstesna şaheserler
“jf3 İL, yaratmakla şöhret kazanan
Büyük karakter artisti
CARFİELD
YARIN AKŞAM
SiHcnıasHHİa
I O H N
tarafından yaratılan müthiş bir aşkın hikâyesi:
EYTAMIN KUDRETİ (Ferce of Evfl)
Diğer Rollerde: BEATRİCE PEARSON — THOMAS GÖMER
|l DLKKAT Numaralı koltuklar erkenden aldırıteıalıdır.
Yarm matinrierden itibaren Sinemasında
Ateşli bîr aşkın canlı, meraklı ve heyecanlı hikâyesi... IÇbİ, FEDAKÂR ve KAHRAMAN BİR GENCİN AŞK ve NAMUS uğrunda göze aldığı iztirap ve işkence...
TÜRKÇE SÖ-ZLÜ
İNTİKAM
İPiToli şaheser kadar hiç bir filmde canlandırılmam ıştır. Bu büyük şaheserin başlıca yaratıcıları
NÜRÜIHÜDA — AHMET SALİM
Yeri şarkıları ilâhl bir sesle okuyan :
PERİHAN ALTINDAĞ SÜZERİ
-
Londra'dan yazılıyor; As-jt-iartlanberi meraklı gözlerden gizli tutulmuş olsn İngiltere'nin maruf ikametgâh ve bahçeleri şimdi halka açılmıştır.
pafam ve İdame masraflarının ağırlığı karşısında, bunların sahipleri binalarını Millî Vakıf teşekkülüne devretmişler ve bazılan. dededen kalma bu şatolarının bir kar odasında kiracı gibi yaşamaktadırlar.
Diğer bazı sahipler de malikânelerini hükümete satmışlar veya buraları temaşa mâ-hallerine ve mesireye çevrilmişlerdir. Hükümete bağlı bir komite, büyük tarihi evlerden bazılarının sahiplerine ne gibi yardımlar yapılabileceğini incelemekte olup, bu komitenin raporu yakında yayınlanacaktır.
Bu durum karşısında şimdi tarihi ve muhteşem malikâneleri gezip seyretmek, gerek İngiltere halkı ve gerek yabancı ziyaretçiler için yeni bir tu-rlsUlc cazibe olmuştur. Meselâ bu yıl nisan ayı zarfında 23,000 kişi, Baıh marki’sinkn, ecdattan kalma evini, Wilts-hlre'deki Warminster civarındaki Longleat şatosunu gezmek için adam başına iki şilin 6 pens duhuliye ödemişlerdir. Bundan bir müddet evvel Longleat şatosunu denizaşırı ziyaretçiler için bir otel şekline sokmak düşünülmüşse de. sonunda bu mahallin bir müze haline sokulması kararlaştırılmıştır. Ve boylere şimdi Eli-, zabeth devrinden kalma 70 o-dah bu büyük şato, içerisindeki mükellef tablo koleksiyonu, ikinci Batlı Lordu tarafından Fransız ihtilâli sırasında satın alınan XVIII inci Louls atilin-de mobilyası ve çok zengin ve nadide kitap koleksiyonu Ue halka açılmış bulunmaktadır. Şimdiki Bath marki’si. malikânesi üzerindeki küçük bir evde yaşamaktadır.
Eski bir şato
Llncoinshire eyaletinde. Stam-ford'dakl yine Ellzabeth devrinden kalma Burgley House şat-osu, 145 odası ve etrafındaki 7 millik parkla, Longleat şatosundan da büyüktür. Fakat bu malikâne 15C yüdanbe-ri bir şilin duhuliye mukabilinde halka açık olup, duhuliye ücreti değiştirilmemiştir. Hârb-den sonra ele geçen nazi vesikalarından, Herınan Goe-ring'in bu malikâneye göz diktiği ve îngilterenin fethinden sonra bu mükellef şatoda yerleşmeyi kurduğu anlaşılmaktadır Malikânenin sahibi Lord Ezeler, 27.000 dönümlük topraklarının takriben 5.000 dönümünü tarım işlerine hasretmekte ve büyük şatoyu bakımsız bırakmamağa uğraşmaktadır, şatonun yalnız teshini yılda 500 sterline mal olmaktadır.
Kıraliçe Viktoria‘un sık sık ziyaret etıuiş olduğu diğer büyük bir malikâne geçenlerde Millî Vakıfa devredilmiştir. Bu, Buckingham Shire'daki Hug-henden şatosudur. Bu malikâne 100 yıl evvel Benjamin Disraiii (sonradan Lord Bea-consfield ünvanını ?lan meşhur İngiliz dev'et adamı) ta-
rafından satın alınmıştı. Dia-ralil'nln eşi bu «ollkâncde, dolambaçlı yolları te köy stilinde banketleri bulunan bir (Aiman koruluğto yttiştimıiş ve Dlsrailk bir çok ekeotik a-ğaçlar diktirerek büyüt bir göi İnşa ettirmiştir. Dlsraill bu göle, Hero ve Leintlier adını verdiği ve sonradan meşhur cilan iki kuğu kuşu salmış, tara-çayı süslemek leln tavus kuşlan getirtmiştir.
Kıraliçe Vlktoria bir gün. çok sevdiği ve kıymet verdiği Baş-bakaniyle öğle ycmeöiftı yemek ve parka eliyle bîr ağaç dikmek için Hughendeü’l ziyaret etmişti. DlsraUl. 18(W de lurall-çeye sunduğu meşhur romanlarını da ou şatoda yazmıştır. Daha evvel aynı yıl zarfında kıraliçe Vlktoria bu şatoda. LL -.Highland’lardak! hayatimizin Q hâtıra defterinden sabiteler» Q_ namı altında bir mektup yaz-ç^| m işti. Bugün şatonun büyukq_ salonunda bu mekruhun bir O kopyası durmakladır. Disrulli bu edebi faaliyetlerinden dola- q yı kırallçeyl muharrirlerden “ telâkki eder ve kendisine ede- C bı konulardan bahsederken ek- ©. meriyetle söze: «Biz muharrirle r, > (D
Buckinghamshlre da sinıcii Q) İngiltere Milli Vakıfın m mata4= olan diğer bir köşk. W-Wyconıbe Park tır. Bu malikâ-^) ııe 18 inci asırda, bir aralık — Maliye Bakanlığı y-oraış ulan q sir Francls Dashwuod tarafın-dan inşa ettirilmiştir, sir W Francls. «Cehennem ateşi ku- q lubü» ve (Sl. Fraacis (it O Wycombeun şövalyeleri» adla-riyle andan eksantrik teşekküllerin kurucusu idi Bu köşkte gayet güzel duvar batıları, mükellef yağlı boya tavanlar görülmektedir. Bahçelerde esatiri ilâhlara vakfedilmiş mü be tiler vardır.
Murgatroycl aî>«tiue ait. Yorksiure dakl 17 ncl asıdan kalma East Rlddırsden Hail şimdi vakıflara geçmiştir. Bu güzel tarihi şatoda, uşağı tarafından öldürülen Iskoçyalı bir yün tüccarının hayaleti dolaştığı soylenilmekl.ee İr.
Mow Cop şatosunu ziyaret
Chcshire eyaletindeki Mow Cop malikânesi dünyanın eşsiz garibelerindendir Bu şato bililtizam suni bir harabe şeklinde 1760 de inşa edilmiştir. O devirde, bu gibi garip binalara merak saranlar çok olmuş ve bu malikâne dc emsali gibi «Çılgınlık» adı ile anılmıştır, «iptida» Metodisllsr* nszhebi adı verilen dini teşekkül bu malikânede 1807 de yapılan bir toplantıdan doğmuştur. Bu itibarla bu mahal ş(mdi Meto-dlstler İçin bir zlyaretğâh hailine girmiştir.
ı Şimdi halka açık bulunan în-gilterenin en büyük bahçelerinden bazılarının yüzlerce yıllık tarihçeleri vanuy Muhtelif devirlerde, Londranıt» takriben 15 mil ilerisinde Tbames nehri kıyılarında Hamptun Coıırt Palas'ta tesis edllea bahçeler şimdi mesire marcuierl haline gelmiştir.
öğrenJyör. Derken, Cemil'in, bu aşktan yorulunca tahsil bahanesiyle Avrupaya kapağı atışı, oradaki ihanetleri; derken, bîr dansözle nişanlandığı haberleri, derken. Vedianın ümitsülk içinde çırpındığı seneler ve seneler, karşısında, beliriyor kayboluyor, beliriyor, fcaybdluyar.
Ve, kulağına sesler geliyor:
— Ben, hayatımı, başka türlü kuramayacak Iradm mıydım Biliyorsun, kaç kişi vardı. Biliyorsun. babam nasıl İsrardaydı. Sana inandım, senin vaidlerin yüzünden otuz altı yaşıma kadar savsaklandım...
Zaten, melodram artlsl olmak için yaradıhmş bir kadınken, şimdi, tam münasip rolünü bulmuş, aksaksız oynuyor.
— Peki ne yapahm?... Peki nç yapalım?...
Boşanmasına bir gün kalmış hırçın bir damat edasiyle sağ bacağını küstah küstah sallayarak böyle meydan okuyan Cemiidir...
Çığrışıyorlar. Vicdandan, mer-hamet-ten, haysiyetten, mesuii-sadakatsızlığı, yelten dem vuru yorlar.. Biri fırçayı elinden (fırlatıyor. ‘Omuzlarına lâuabllce dökülen siyah

ÇERÇEVE 0151
--—WZA»s MML ----
AŞK VE MACERA ROMANI
bîrlerinin nazarında kendilerini temize çıkartmak için, onlar,! bir ölüme sebebiyet vermenin günahını birbırleriıım üzerine atarak kendi vicdan azaplarından kurtulmak çarelerini arıyorlar; böylece faciayı da didik didik ediyorlar. Doktorun ismi, sık sık araya karışıyor.
saçlannı. firketelerle gelişi güzel tepesine toplu; ur... ötekinin saft bacağı ği t tikçe küstahlaşarak sallanıyor, sallanıyor...
Şimdi daha yakın maziden, bir sarhoşluk gecesinden bahsediyorlar. Nazlıma karşısında yine kaleidoakop -çevriliyor: vc yeni .yeni sahneler beliriyor, ■kayboluyor, beliriyor, kayboluyor. Ağabey .sinin kalb krizi; Osman Omerii'nln izah edilmez vaziyeti, sonra hepsinin birbirinden nefretleri: iki aydan beri, kafasına yığılan esrar bulutları ha (rilen t ûrtuıasmın önüne katilmiş süratle sıynhycr ve Nazlı, bütün faciayı, kendi faciasını, ağabeysinin faciasını, vuzuhun ilka ettiği dehşetle görüyor.
İçerdeki münakaşa öyle bir safhaya girdi ki, CemH o derece' ataklaştı, yengeç o derece pes-
payeleçti ki, genç kadın, daha fazlasına tahammül edemîyece-ğim akimdan geçirdi. «Artık susım!» diye aralık kapıyı yumruklaşa. ehne ne geçirirse recim taşları gibi onların kafasına fırlatea... EHne ne geçirirse... Fakat, eline zaten bir şey geçirmiş... Elinde bir şey var... içerden sızan turuncu ziyada,, avucundaki tabancayı gördü... Şaşaladı. Bu da ne?... Bu ela niçin?... Hangi mukadderat, kimin mukadderatı bıı silâhı eline verdi?... Bu muzipliği kim yaptı?
Vedianın, yılan ıslığına ben-aiyen sesinde, suallerinin cevabını bulmuş gibi irkildi. Yengesi, terliğinin topuğunu yere vurarak haykırıyor:
— İftiracı seni!... O currnû-mcşbul nasıl benlin terribta»
olurmuş?... Kncarcm hakikati öğrenmesinde ne menfaatim, varmış?
— Ne menfaatin m' varmış?...1 Menfaatin... Bir taçla iki kuş1 vurmak İstedin... Kocanı kah-rettikten sonra beıunilc evlenmekti niyetin... Sandın ki, dul kalışının mesuliyetini omuzlanma yükleyebileceksin... Sandın ki, seni almak için karımdan yaz geçeceğim... Ben. bu, deliliği İlk gcçliğimde bile yapmadım... Seninle sadece oyalandım... Seni oyaladım... Keyfim istese daha da oyalardım, lâkin artık bıktım, bılriom...
Ve küfürler, rengârenk eğlence fişekleri gibi havaya saçılıyor.
Nazlının karşısında yiı>e ka-k-idof-Kop çevrilmekte Yeni tablolar toehriyor, kaybohiyor, B.r-
Cenıil, bu ağız düellosunda, mevzi altlığı noktada bir adim geril emeksizin dayatıyor. Vedianın, doktorla, eıele vererek kayıklıane boskmnx> sahneye koyduğunu ;zira. dvktonm, nikâhtan sonra NazLyı büsbütün kaybettiğini anlayarak deliye döndüğünü; bundan dolayı da rezaletin meydana çıkmasında onunda menfaati olduğunu bağırarak, kararını bir şamar gibi hasnıuun yüzüne indiriyor:
— Bir taşla iki kuş. dedim— Sen, kocan öiunce serbest kalacak, bana varacaktın. Nazlı ise, doktorun olacaktı .. Fakat, plânınız sökmedi, sökmiyecek... Zira ben. her ne babasına Nazlıyı buatonayacağım... Sana Lnad olsun diye, ona inaü otsun diye... İkinizi de ifildeteceğim.
Vedia hanım, meydan okıi-ı du:
— Ben de Nazlıya, senin ne rezil bir herif olduğunu haber vereceğim. Mazharın senin yüzünden öldüğünü aniMacagun
Nihayet sabrı hududunu aştı; ve Cemil, yayından fırlayan ok gibi ileri atıldı. Vediayı otnuz-
Jarından yakaladı. AMa, hiddette zembereğinden bo^ıın-.ış, kadını sarsıyor, sarsıyor. Vedianın bası, hırçın tür çocılğun elinde kalmış bebek kafan gibi boynunda kopacakmış vehmini vererek sallanıyor, sallanıyor. Kendini müdafaa ichı 01* ferini Cemilin yüzüne götürdü: ve burnuna bastırarak onun başını geriye ItıL Derken, birdenbire göz göse. diş dişe, cana can safhasına giren bu boğuşmada, gözlüğü yere düşen. Cemil, körleşti; taş kesl-liverdl.
Taş kesilen yalnız o değil. Vedia da mütecavi? pozunda nıunıyalaştL Yuvalarından uğrayan gözleri, kocasının hayaletini bekliyormuşçasma, yavaş yûvas aralanan kapn-a dikildi.
(arkası var)
Hâkimi, sûocın, davacısı, şahidi kadın olan bir dâvanın duruşması
İstanbul adliye kadrosunda ka din hâkimlerin epey bir yekûn tutmasına mukabil kadın savcı iki. üçü geçmez. Büro İşlerinde çalışan bu kadın savcılardan biri, bir kaç gündür daimi olarak bir mahkemede vazife almış bulunuyor.
Nejat Yavuz adındaki bu savcı yardımcısının vazife gördüğü asliye İkinci ceza mahkemesi hû İrim i er inden Semahat Çağıl Ue birlikte duruşmaya çıktıkları ilk gün sayam dikkat ve meşhut suçlar kanununa. göre verilmiş ulan bir dâvanla muhakemesini yapıyor Irj. Hâkimi de savcın da iki genç karim olan mahkemenin dinleyici yeri tıklım uklıiu dolu...
Dâvam yerinde genç bir kadınla bir polir memuru, sanık mevkiinde dc hadden fa_la iri yapılı, gene hadden aşırı palabıyıklı otuz dokuz yaşında bir
adam var...
ve atık 9«e olduğu* ancak ertesi sabah geietolteceğLnl «öy-temlşUr.
İşte bu muhavere arasındadır İd iddiaya »öce. sarık zabıta memuruna hakaret etmiş ve ancak ertesi günü »Biyeden alınan bir arama müzekkeresiyle eve gidilerek sanık yakalanmıştır.
Sanık sorguya çekilince, kendisinin polis memujuna hakaret etmediğini, bilâkis kendirinin hakaret gördüğünü iddia etterek hâkime bir istida • vermiş ve bunda bir telgraf mü-düriyle «ilerinin ve diğer bir zatı şahit göstermiştir.
*
Hâkim, hâdisenin iki şahidini mahkemeye alarak dinledi. Bunlardan biri, o günkü misafir. ve davacı kadının adaşı olan İri yan genç kadındı. Diğeri de polis memuriyle beraber eve gelmiş bir jandarma eri... Bunlardan tadın sanık lehinde. Jandarma da aleyhinde şehadette bulundular.
Sanık erkek, bir aralık:
| — Hâkim hanım, dedi. Ortada hiç bir şev yokken beni saruk yaptüar. Resmen aldığım ruhsatiye ile taşıdığım tabancamı dahi üzerimden aldılar. Benim dostum var. düşmanım var, tabancamı da bana iade ediniz!.
Diyordu.
Hâkim:
— Onun İçin savcılığa istida verir, vaziyeti anlarsın !-. söKİeriyie mukablc etli
Şahit kadınla dîlracj kadın bulundukları yerlerde kindar nazarlar birbirlerine bakışırken. hâkim, şahide bunu ihtar etmek mecburi ret inde kaldı. ra gözler tabii belin] aldılar.
Savcı bavan Nejat: »Sanığın gösterdiği şahitleri çağırıp dinleyelim*»
Mütalâasında bulundu
Hâkim bayan 6e m »hat da bu
Çif çiler üniversitesi
İngÜterede tarım eğitimi S cephede İlerlemektedir. Evvelâ, çiftlik enstitüleri mevcuttur. Tarım işçileri bu mücaseseler-de iptidai Nmî prensipleri öğrenirler ve pratik tarım İşlerinde tecrübe görürler. İkinci eğilim cephesi bağımEiM ziraat okullarıdır. Bu kolejlerde pratikten Ziyade lafım ilmine kuvvet verirler ve nihayet üniversiteleri» biter kamı olan tarım kolejleri mevcuttur. Bu müeMeaelerdr eğitim suresi 3 yıldır. Tarım Um t iktisadiyat ve hattâ tarih öğretilir.
İngilterenin Kent eyaletindeki Wye koleji bu sonuncu grıip.ı dahildir. Son yıllarda kolejde sebzecilik, blotojl ve kimya dahil geniş ölçüde tarım araşUrmal&n yapılmaktadır. Aynı zamanda küm «s hayvanlan arasında çok geniş ölçüde bir istifa tecrübesine de giri-»Urılşrir.
Son yıllara kadar Wyc, İkinci rrııpa dahil bağınınz bir kolejdi. Bu müessese 500 yılı aşan Mr müddet evvel kurulmuş. fakat ancak IBM yılından beri münhasıran torun eğitimine hasredilmiştir Son yıllar zarfında tngllterenin en ileri gelen bir tarım eğitimi ve a-raştuma merkezi haline gelmiştir.
Wye kolejinde girişilen en dikkate şayan araştırmalardan biri kı mes hayvanları arasında istifa tecrübelerinle Bu denemelerden gaye, üretme yolu İle cinricrin ıslahıdır. Kümes hayvanlarının her cjns haftalığa karşı mukavemetlerinin arttırılmasına, verdikleri yumurtanın adet ve kalite bakımından arttırilmke.na çalışıl-nıaktadır.
Wye'dekl çalışmalar çok kua bir müddet zarfında dikkau.1 şayan neticeler sağalmış ve İngiliz tarımına büyük yardımları dokunmuştur.
Bu mnesseseye devam eden genç erkek ve icadın öğrencilerin. işlerini ilmi ve terakkicl bjr şekilde başlanaç.)meleri İçin iılç bir masraf ve fedakârlıktan kaçınmamak tadır.
Amerikanın hava ordusu
30 Haziranda biten malî yıl 700 tepkili uçak ısmarlandı
lünl-hava
VaşLDgton 28 (A. A.) — ted Press): Amerikan kuvvetlerinin 30 Haziranda soma erecek olan bu malî yıl için takriben 700 tepkili avcı uçağı sipariş ettiği açığa vurulmuştur. Anlaşıldığına göre, Başkan Trumanin bütçe mesajında bildirdiği gibi bava kuv-alacağı 1250 av 12Û
*■ ı
Hâkim Semahat Çağıl evvelâ hüviyet lesbiU işini yaptığı ax- , rada, iri yarı sanık; memleketinde evli olduğunu, fakat av-ı rılmak Ü2ere dâvâlı bulunduk- | kırını, on bir çocuğu olduğunu ■öylüyor. j
Okunan evraka göre: sanık; j davacı mevkiinde bulunan genç kadınla beş aydır beraber ya- j çomakladırlar. Pazar günü, sı- ] eak soba başında beraberce oturup yemek yiyip biz kaç tane ulaştırırlarken eve bir kadın miratir gelmiştir. Bu ka- ■ din misafir de, sanık kadar iri : yan, aynı zamanda da diğer kadının aynı İsmini taşıyan ı biridir. i
Evdeki kadın, gelen bu mİ- ı safir kadını görünce yararca-m ıştır O şöyle baomıp dururken. beraber yaşadığı adam, bu kadının kendi eski aile dostu olduğunu ve bugün için da- ; vet etmiş bolunduğuuu söyle-mişti.r
İki :ıdaç karim, birbirlerine
yan nazarlar atarak, birer is-şekilde karar vererek duruşma-keralera Hiçmişler vP hep be- .yı talik eltL raber yiyip içmeğe koyulmuş- I *
lardır. | İki rakip kadın, dışarıda ge-
Kadın ruhu bu... Hiç belli o- ne birbirlerini sürüyorlardı, lur mu’ Bir aralık ilk iradın 'iri yarı erkek, iri yarı genç ka-birdenbire ayaklanmış ve: 'dmU beraber sözden intaklaş-
— Ben eşyalarımı alıp gide- tı, glUL Davacı kadın da; oo-ccğim Siz güle güle oturun, harın arkasından: demiştir. Erkek, hiç istifini boam adan:
— Nasıl araı -dersen öyle yap. fakat işyara ?eç vakit götürmekte mâna vck... Yarın gelir, alırsın!, demiştir.
Eski kadm, yeni «adına şiddetli ve kindar bir bakLŞla baktıktan sonra fnîannş gitmiş,. erkekle yeni misafiri de başbaşn kalmışlardır.

Aradan üç saat Kac’ar btr zaman geçmiş, bir polis memuru kapıya gelerek erkeği karakola davet etmiştir. Erkek karakola gitmek için bir selep olmadığını -öyb.'miş ve gitmek istememiştir. Polis, komiserin ken- _ _________ _______ _ ___ __________ ____________________________
dizini davet ettiğini, bir ka- bir kısmı da sakladıkları yerden zili vesikaların tercümeleri İndinin kendisinden davacı ol- alınarak sahiplerine vcrllmişLlr-' elli* bazı kuıuniaruu aydın-dufeunu tekrar etmişse de er- İki hırsız hakkındakl soruş- latraaya çuk yardım edecek» kek aynı ırrarda devam etmiş t tırmalar derinleştirlimektodir demiştir.
— Sana beş aydır verdisini emek haram otetıa...
Diye söyleniyordu
Remzi TOZANOĞLU
Sabıkalı iki gece hırsızı yakalandı
Emniyet müdürlüğü ikinci şube memurları, İslanbulda Sirkecide, Koçûkpazarda, Beşik-(taşta, Kadık-ıyde ve Bakıriuiy-( de muhtelif hırsızlıklar yapan . sabıkalı gece işçilerinden Meb-[ met Göktürk İle Si vasi ı Mustafa ı ÜnalmiŞl yakalamışlardır
Bunların çaldıkları eşyanın ' bir kısmı sattıkları yerlerden.
Melikesi
Bir Amerikan ilim heyeli Arabistanda tetkikler yapacak
Köşebaşında portakal satan üniversiteli genç...
»oka-
vetlerinin satın UçağUl yarısından fazlası uçağı olacaktır. Bunların tanesi f-M e «Tbıınderjeto tipinde a-bombardıman uçağıdır. Bunlar kara kuvvetlerini des tcklem ekte kullanılmak ladır. 111 tanesi uzun menzilli hücum ve aynı zamanda müdafaa uçağı olan f-86 a *3abrc» tlplndcdlr. 150 sİ f-80 d .Sabra» tipi av uçağı, 60 tanesi her havada kullanılabilen f- 89 «Scorpion» av uçağı. 142 tanesi f-94 a, 100 tanesi dc f-94 b tipinde gece av uçuklan olacaktır. Bundan başka 125 tane tf-80 tipinde tepkili talim uçağı alınacaktır. Deniz kuvvetleri de aynı müddet İçinde her tipten 768 uçak atacaktır.
Hava kuvvetlerinin satın almakta olduğu bu uçaklar halen mevcut bulunan ve yekûnu 3.436 ya varan beş muhtelif tipte tcpkQl av uçağıyla 272 adet pervaneli f-82 «Twln Mtıstang» uçaklarına ilâve edilecektir. Ayni müddet içinde satın alınacak bombardıman uçağı sayısının ISO den az olduğu bildirilmektedir. Şimdi hava kuvvetleri 40 kadar b-î8 .Superfortress» tipinde bombardıman uçağı almaktadır. Bundan önce sipariş edilen 170 tanesi şimdi inşa edilmektedir. Aynca elde mevcut b-2F lartn yerine konulmak üzere 83 tane b-47 tipinde tepkili bombardıman uçağı alınacaktır ki bunların 17 el sipariş edilmiş bulunmaktadır.
Tahsiline devam ederken para kazanmak zorunda da kalan bu genç ite, diğer bîr portakal satıcısı arasında göze çarpan farklar .
Enılnönünde, Tahmis
(uran başında, ellerini parde-süsünün ceplerine sokmuş, yakasını kaldırma, kasketini yon tarafa doğru eğmiş bir delikanlı portakal «atıyor. Fakat bu delikanlının portakal «alışı ile az Veririndeki diğer dell-kanlının portakal satışı «ra-smd» Uİ fark göze çarpıyor:
1 — Öteki delikanlı portakalın tanesini »8 kuruştan t» diyerek avaz avaz haykırmak bu-retile sattığı halde beriki deu-kanlı sessiz sedasız satış yapıyor.
2 — Öteki dellkanh sandığa etiket koymağa lüzum görmediği halde beriki delikanlı «7 kuruş» diye etiket koymuş.
Bu delikanlılarla konuştuktan sonra aralarında üçüncü bir fai kın usevv'uUydtl de beliriyor; Bağıra bağıra MıtlŞ yapan delikanlı « kuruşluk portakalı pazarlık sonunda 7 kuruşa verdiği halde beriki delikanlı etiket Hatinden on para dahi tenzilât yapmıyor ve 7 kuruttan satıyor.
gi-
Hidrojen bombaları
Nevyork 28 (A.A.) — (United Press): însan hakkında tetletteler yapan Mr Amerikan teşekkülünün başkanı bulunan Doktor Phillips. 20 kadar ttim adamının Seba Melikesi kında bilgi toplamak Arabistan d a araştırmalar pacağmı bildirmiştir. Bir heyet eski şehirlerin harabelerinde ve el yazması veshıklar üzerinde tetkikler yaparak Seba Melikesi hakkında mümkün olan biliyi toplamaya çalışacaktır. İkinci bir heyet de St. Cathe-rine manastırında miiâddan sonra 800 senerindenberl saklı bulunan 5.000 sayfalık el yazması vesikaların mikrofilm ile kopyasını çıkaracaktır. Sonra bu vesikalar lig defa olmak üzere İngilizceye çevrilecektir. Doktor Phillips «İbra nice,
Arapça ve Yunanca olarak ya-
hak-ürere ya-
Truman yapılıp yapılmamasına henüz karar verilmedi diyor
İngiltere’de yeni seçime karar verilmesi özerine Cnurchlll 15gQn dinlenmek ve rtslm yapmak üzere gittiği Mader adasından Londra'ya dnnnıüg, derhal setim 1aaJiyet!r« bstşiarmş-tır. Yukarıdacskl Haşbakan Uarekt-tinden evvel Mac!erin başgchn Fuıışal da jetim yaparken görülüyor.
| — Eh, aşağı yukarı o kadar
tutuyor.
Hayat böyle başlarsa...
Bu gencin, bUmecburlye
riştlü ticaret hayatını, devam ettiği fakülte dersleri mevzuu içinde görüsek soruyorum:
— Tabii biade portakal yetiştiren bölgeleri de biliyorsunuzdur?
— Ona nc şüphe' diyor. Mı mJeketünlrin başlıca portakal bölgelerini İskenderun körfezi. Çukurova, Antakya. Muğla sahilleri. Büyük Menderes banua, W»e ve İzmir civarı oluıak üzere 7 ye ayırabiliriz. Şunu da ilâve edebilirim ki Amerika, İspanya, İtalya ve Fillstinden sonra en çak portakal Türkiycde yetişir ve senede 40-50 bin ton tutar Tûrkiyeden sonra 13 - M bin lon istihsali İle Yunanistan. 2 - 3 bin can Ue Turam. 800 -1000 ton İle de Fransa gelir. Fransa en az portakal istihsal eden bir bölgedir,
Üftlveraltell gencin verdiği bu rakamların ne dereceye kadar doğru olduğunu öğrenmek İçin İstatistiklere baktım En son teshil edilen İstatistiklerde rakamlar, gencin söylediği rakamların aynı idi. Şimdi o it-ta t istik ten Amerika. İspanya. İtalya ve Filistinin portakal istUMaBerini de buraya ben i ilâve edeyim. Amerika dünyanın en çok portakıl yetiştiren bir bölgesidir ve yılda 1 mü-' yon 832,400 ton portakal tatth-der* sai etmektedir. Ispanya 9ü® haricinde para kuşananlar ba- bin 800, İtalya 274.300, Filistin konferansında, Sunduğunu biliyordum. Hattâ de yılda 832.690 ton
Atom hp fakültesine devam öden istihza! etmektedir.
gençlerden birinin gazete zat-1 tığını da bu sütunlarda belirt -miştlnı Fakat köşe başı tutarak purlair.il salanına hic ras-lanmmjştım. Şimdi, bir de portakal satan yüksek genel ile karşılaşıyorum.
Gençle konuşma
' Lise tahsilini Şark vllft#etle-ri öden birinde yaparak İstan-bula gelen bu detümnlı. hâlen h Talebe yurdunda Iraldığmı takat bunun haricinde tahsil masrafları olduğunu aöyliyerck bu masrafları karşılamak üzere para kazanmak mecburiyetinde bulunduğunu anlattı.
, — Ne yapayım ‘diyor. Çalış-
nıak ayıp değil a. Sabahın alaca karanlığında meyva hâline giderek iki uç sandık portakal alıyorum ve onları emin bir yere koyduktan sonra derse koşuyor, dersten sonra da aan-' ılıklan sırtladığım gibi satışa geçiyorum.
— Günde iki üç saadık portakal Katabiliyor musvnuz?
— Cumartesi günleri «atış İyi gidiyor. Fakat hartanın diğer günlerinde satış iki sandığı güç ağıyor.
— Elinizde kaituı portakalları ne yapıyorsunuz?
— Şayet cumartesi den portakal kalırsa onları pazar günü hastanelere yakın yerlerde satıyorum.
— Günde kaç lira kazanıyorsunuz?
— Eğer dersler müsaade etse her gün satış yapar ve 6 - 7 Ura kazanırım. Fakat bazı günler, öğleden sonra da dersi: girdilim cihetle satış yapamıyorum.
— Demek ber «alış gününde
4 - 7
ileri geliyor?
Sesli «atıcı He sessiz satıcı arasındaki frakların sebeplerini amUnnea öğreniyorum ki portakalları üstüne etiket koymaca lüzum görmeyen, pazarlıkla satış yapan delikanlı, piyasada mevsimine göre çeşitli meyvalar satarak yetişmiş bir genç portakalları üstüne etiket koyan ve pazarlığa asla yanaşmıyan delikanlı ise yüksek tahsiline devam eden "bir talebe...
Bu talebenin usulcacık kulacıma fısıldadığı ■yüksek tehzile devam ediyorum.» sözüne inanmamış gibi davrandım. Bunu sezen delikanlı:
v— Gazeteci olduğunuzu biliyor ve sizi gıyaben tanıyorum. diyerek ilâve etti: Şayet İsmimi ve devam ettiğim fakülteyi yazmazsanız, hüviyetimi ispat edebilirim.»
Kendisine, hüviyetinden bah-sr-tmlyeceğimi vâdetmem üzerine elini ceketinin iç cebine'

Vaşlngton 28 (AP) — Başkan nne eunı ceaeunm iç cenine Truman dün. çok münakaşa, ^tı ve fotoğraflı bir şebeke : edilen süper hidrojen bombası, kam çıkararak pöetuıdl. Üni-^ hakkında Amerikan mlUetinE rarsitede tahsilierlnö devam : selAhlyetle bir şey töyUyeml- eden gençler arasında, yeceğbıi açıklamıştır.
Bir basın
Truman, bu bombanın
bombasından belki de yüzlerce defa daha kudretli olan bu bombanın - İmâl edilip edilmemesi keyfiyetine henüz karar verilmemiş olduğunu da kaydetmiştir.
Başkanın bu sözleri. Ayan Meclisinin atom komisyonunun müzakerelerinden sonra sar-fedilmiştir Bu toplujıuda ise hidrojen bombası mevzuun un müzakere edildiği söylenmekte İdL
Truman, atom misyonu başkanı Derici 3LUien-IhaJ'in yerine henüz kimsenin tayin edilmediğini bildirmiştir Nevjmrk 79 tAF> — Atom bilginlerinin en İleri gelenlerinden Olan Dr Hnrald ürey, dün gece Birleşik Amerikanın Rusyadan evvel, hidrojen bombasını İmâ) etmesi lüzumuna işaret etmiştir
Ur«y, bu bombaya sahib alan millet o kadar kudretli bir hal alacaklar ki. onu klç bir vakit kutiarımak mevkiinde kalacağını zannetmem demiştir
enerjisi ko-

Cemaleddin BİLDİK
Amerikan kurmay hey'eti Uzak Doğuya gidiyor
Vaşington 28 (A.AJ — (United Putsa I: Amerikan müşterek kurmay heyeti üyeleri Birleşik Amerikanın Ueak - Doğudaki stratejik durumu hakfcmd-ı. bizzat tetkiklerde bulunmak üzere Parar günü hareket edeceklerdir.
Urfada iki bin yoksula sıcak yemek
Urla 28 iA.A.) —
İl idare kurulunda toplanan para ile şehrimizdeki iki yoksul vatandaşa «çak yemek verilmeğe başlanmıştır. Bu yardım iki ay kadar devam edecektir.
C. H P.
bin

portakal
Üniversiteli gencin yanından ayrılırken şöyle düşünüyordum: Vuksek tahriUerinl. hayat mücadelesi içinde dldl-dldlne devam ettiren genç-tahril îerden. yarın İş başma geçtik-' '.teri zaman memleket v« mU-
Kömürden zehirlen mî? ter
Cağaloğltında Molltıfenari w-kağında 17 numarada oturan Osman Kemal ve Alı Yıldırım adlarında iki genç, adaları:.a İyice yanmadan aldıktan mangaldan çıkan karbon gazı İle zehirlenme ârazı gametmişler ve tedavi alıma allamalardır.
BeyoğiunJa Balo sokağında kahvecilik yapan Ali Fuat da »ynı şekilde ■ehlrlendlğindeA Beyoğlu hastanesine kaldın!-
Pari»’tc ılık giden havalar birdenbire sertleşmiş, nrtalûı bir soğuk dalca»ı kaplamıştır- i(« «uıaiM'bHİe hâl'dc satıcı kadudar ısuuuak için tabla parçalarını yakmağa başlanuşl ır-
a
X
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Zengin
Moda
lorda bulundun kİ... FaEât ben gitmek istiyorum. Sebebini anlamıyor musun?
— Hayır Zekiye... Sebebini söyle bana...
— Sen erkek değilsin. Onun için senden ayrılmak İstiyorum.
Kahkahaları bastım. Çünkü böyle uıânasız bir sebep yüzünden benden ayrılmak lsti-yeceğin! biç aklımdan geçir-memlştim. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum.
Zekiye, sözüne devam etil:
— Evet sen erkek değilsin de ondan. Beni hep öpüyor,
İçinden trenle geçtiğimiz çölden duyduğum can sıkıntısını gidermek için yol arkadaşım ve Arap dostum İle kadınlardan ve garip sevgi tarzlarından bahsediyorduk. Bir aralık Arap dostum, sözümü keserek derinden bir ah çekerek anlatmağa başladı:
—» Dinle beni dostum dedi. Ben Zekiye adında son derece güzel bir fellâh kızı sevmiştim. O devirde Avrupada tahsilimi bitirmiş, Garbın âdetlerini benimsemiştim. Memleketime dönüp de Zeklyeyi görür görme» derhal beğendim ve terbiye et-
mek İçin yanıma aldım. Kahl- koUannin atasına alıyor, bana renin kenar mahallelerinden aynı sözleri tekrarlayıp duru-blrir.de küçük bir ev kiralıya- yorsun. Ben okşayışlardan rak bir kadının bütün arzula- hoşlanmam. Ben öyle bir er-rını tatmin edecek şekilde mü- -kemmelen döşedim. Kızı çıldırasıya seviyordum. Kalbim ona karşı sönmez bir aşkla dolu idi. Durmadan onu okşayıp seviyordum. Evin terasında saatlerce yanyana oturuyor, Nü ■ularının ninnilerini dinli ye re k vakit geçiriyorduk.
Fakat Zekiye, kalbimi tutuşturup yakan aşk ateşini anlamaz görünüyordu. Buna ne mâna vereceğimi bilemiyordum. Zekiye bana karşı carl-yem imiş gibi davranıyordu. Ne sevgime ne okşayışlarıma mukabele ediyordu. Acaba beni seviyor muydu? Velhasıl Arap kızı, garip ve anlaşılmaz bir mahluktu.
Hakikat şudur ki, aşkımın tezahürlerini itirazsız kabul ediyordu. Bir çok defalar önce büyük kara gözlerinden öperken tuhaf bir muameleye hedef olmuş gibi durmadan gülüyordu. Sonra parlak gözlerini gözlerime dikiyor ve beni sessiz sedasız süzüyordu. Hattâ bir gün bana: iken tek
— Bunlan niçin yapıyorsun? k*yaf®tll Niçin mütemadiyen aynı sözle- kördüm, rl bana söylüyorsun? diye sor- mln,le du. Bana «efendi» diye hita- Hayretle betmeğe de alışmıştı. Bu hür- “ Sen kimsin, ismimi nere-metkârane ve mutavaatkârane den biliyorsun? diye sordum, hitaplarını duydukça inkisara Bu sualime heyecanlı bir sesle uğruyordum...
Velhasıl bu fellâh kızının kalbi, bir esrar kumkuması İdi. Bir gün salonumuzun küçük divanında yanyana oturup kulağına tatlı aşk sözleri fısıldarken, kollarımın arasından sıyrılıp ayağa kalktı ve ciddî bir tavırla:
— Buradan gitmek istiyorum dedi.
— Gitmek r*' -----"
Nereye gideceksin Zekiye? diye sordum.
— Bilmiyorum. Kısmetim sordum. Kısmetinin bu
Amerikada çok riayet edilen bir âdet: DflTiNG

Dating bir genç kız ve erkeğin birlikte gezip eğlenmesidir, başka her hangi bir maksat yoktur
Kız. erkek her Amerikalının buluğdan evleninceye kadar hususi hayatında «dating» en mühim meşguliyetlerden biridir. «Dating» kız ve erkek ikJ gencin evden hariç buluşarak blrblrlerflne tatlı diller döküp, karşı!ıklt ilânı aşk etmesi demektir,
Samoalar ve Trobrlanderler'e benzer bazı cemiyetler nişan, yahut nikâha kadar türlü tecrübelere müsaade etmektedir Fakat Amerikan «dating» lerln-de bu gibi tecrübeler yoktur.
Datlng'lerden esas maksat, kız ve erkek gencin birbirlerine karşı komplunanlarda bulunmak suretiyle kendilerine olan güvenini arttırmak ve kendilerinin de mukabil cinsten biri tarafından sevilebileceğinl gözleri He öğrenerek hayattaki muvaffakiyet imkânını çoğaltmak- ' tır.
İlânı aşk edilirken kullanılan bütün kelimeler, ve konuşulur- ! ken takınılan tavırıann hepsi datinglerde tatbik edilir- Fakat, |gençier bu söz ve hareketleri .ciddiye almayarak tıpkı bir oyundaki roller gibi karşılar. Bu
Mahkeme Koridorlarında
Tenekeyi kucaklayıp sokağa fırladım!
Basma parçalariyle sanlı ellerini uzattı:
— Bak 5U halime. İki elimden de hayır kalmadı.
— Geçmiş olsun, teyze hanım. Çlban mı çıktı?
— Ne çibam, ayol? Ellerim parça parça oldu da kan revan içinde kaldı.
— Kazaya uğradın demek? Pencerenin camı mı kırıldı?
— Pencereyi, kapıyı karıştırma, oğlum. Başıma gelenlerden haberin yok da ileri geri lâf ediyorsun karşımda.
— Anlat bakalım, neler geldi başına?
— Daha ne olacak; «öfke ile kalkan, ayanla oturur» diye bir söz vardır. Ben de öyle oldum. Canımın sıkın-tisiyle tenekeyi kaptığım gibi sakağa fırladım. Yolun yan yerinde kaldırıma çıkayım derken vızır vızır kaya-raktan yüzü koyun kapak-Ismiuyayun mı.
— Vah vah! Geçmiş olsun.
— Yaa, bunlar da geldi ha şıma. Kör olasıca tenekenin kenarlan iki elimi de neşter gibi doğradı, kanlar fışkırmağa başladı. Ellerimden akan kanlara mı bakayım, yüreğimin sızısını mı düşüneyim, o alçak herifin ettiklerine mi yanayım?
— Alçak herif dediğin kim teyze hanım?
— Nah, şu kara suratlı iz-bandıt herifi görmüyor musun? Zannedersin ki ben dünyaya kibrit yakmak için gelmişim. Herifin keyfi için çak babam, çak. O mundar da ucuz olsa bari. Küçücük bir kutuyu beş kurusa veriyorlar. Kutunun yarısı yakarken ziyan olup gidiyor. Geriye kalan yansıyla da çırayı tutuşturabilirsen aşkolsun. Çira değil, Allahın belâsı. Dünyanın gidişatı da değişti, ne kibritlerde hayır kaldı, ne çıralarda. Sürte sürte kibriti yakıncaya kadar anamdan emdiklerim burnumdan geliyor. Ondan sonra çıraya meram anlat bakalım. Yanmaz da yanmaz. Bir kibrit, iki kibrit, üç kibrit. . Bana mısın demiyor. Nerede o eski zamanın çiralan? Kibritin ateşini karsıdan tutarken parr diye parlayıveriıdi. Şimdikiler birer ıslak tahta parçası. Hani, yaş tahtaya basmak diye bir söz vardır ya. çıracı-lar da bizi vaş tahtaya bas-.uuuuu zaman tınyorlar. Çam tahtasının
'iki gencin birbirlerini öpmesi. | par(;ajarmı çeşmede ıslatıp
fıs. Sanki çırayı suyun içine şokmuşum. Mangalı mutfak kapısının önüne koyup arkamı dönerken sönüyor. Mangal başında uğraşmaktan vakit kalmıyor İd pirinci ayıklayayım, Velhasılı kelâm, mangal gailesi ramma tak dedi, kömürleri tenekeye doldurmamla beraber sokağa fırladım. Yan yolda bir de paat diye dürmez miyiml Al başına püsküllü belâyı. Haydi bakaüm. kanlar fışkıran ellerinle karlann içinden kömürleri topla, tekrar tenekeye doldur.
— Kömürleri nereye götürüyordun, teyze hanım?
— Nereye olacak, o sahtekâr kömürcünün dükkânına götürüp kafasına çalacağım tabii. Beddualar ederek LL dükkâna vardım: «Ayol, yap O tığından utanmıyor musun û-sen? Sucuk gibi ıslak kö-CM mürleri bana verdin, saat-m— lerden beri mangal başla- O rında çile dolduruyorum Al c bunlan kendi kafana çal da O bana kuru kömür ver» de-” dim. Aman Yarabbi, herifte bir çalım, o^r çalım, dükkânda başka müşteriler varmış da onların yanında böyle konuştuğum için sinirleri kabarmış. «Sus be kadın.1 Biraz bekle de sonra konuş - *>* diyerek beni azarlamağa -O başladı. «O ne biçim lâkırdı, "O ayol? Evde yemek pişecek. 0 Daha ben pirinci ayıklama- "çg dım. Burada seni nasıl beklerim? Çabuk, şu ıslak kömürleri değiştir de ben gide-O yim» dedim. Vay vay vayl Sen misin ağzını açan? Herif küplere bindi. Dükkânın içinde ağzına geleni soylü yor bana. Bir aralık; Burada kalabalık etme, cık dışarıya. Ben ıslak kömür satmam. Sen onları karlann içinde ıslatmışsın o diyerek kolumdan tutup beni dışarıya atmağa kalkınca tahammülüm tükendi, tenekeyi kafasına fırlatmamla beraber ben de açtım ağzımı. En nihayet birbirimize saldırdık, karakollara kadar sürüklendik. Bunların hepsini hâkim beye birer birer nakledeceğim. o sahtekâr herifin cezasını isteyeceğim.
Mahkeme acildi, kömürcü ile konuşamadık.
Ce. Re.
DaUng'lerin en müşkül tarafı şudur: Buluşmaların gözdesi sayılan bir dilberin değeri, kendisine erkek arkadaşı tarafından yedirilen paranın miktarı ile artar. Bu bakımdan bir delikanlının para yedirme standardını dalma ayni seviyede tutabilmesi hayli güç bir meseledir.
Buluşmaların mahiyeti de şu şekildedir: Genç erkek, beğendiği kıza, eğlenilen bir yerde buluşmaları için bir davet gönderir. Masraf tamamen erkeğe aittir: fakat kız bazan kendi masrafını kendi öder. Eğlence ■ yerinde ekseriya beraber yemek yenir. Yenilen yemfK bir dondurmadan en mükellef bir akşam yemeğine kadar her şey olabilir. Yemeğin yanı sıra en mühim eğlence danstır Dans I etmek için de buluşma yeri en basit bir dans salonundan, en pahalı bir Kabare yahut gece 'bulübü olabilir
I Daveti yapan erkeğin, kızı (mutaalaka otomobili İle götûr-jinesi lâzımdır. Eğer genç çok [genç ise, yahut otomobil sahibi olamayacak kadar fakirse böyle terbiyesidir mükellefiyetten muaf tutu-|Ve âdeti ile yetişmeyenler «da- ’labillr.
, tlng» lerl ekseriya yanlış tefsir I Eğlenceden sonra gece, erke-gin kızı evine yine otomobili ile yan bir genç bir «dating» dave- 'döndürmesi Lâzımdır Netice, il aldığı zaman kendisinin kan- kıza hoş bir vaki» geçirtmek dırılarak baştan çıkartılacağı- şarttır. Fakat bu zahiri neticeni zanneder nin arkasındaki maksat erke-
I cDattas, lerfa e«M maksadı a» kendilini sevmese ve sevil-ı kız ve erkek gençlerde ayni de- meSe lâyık bir kimse olduğunu Sildir. Bir kız için en çok öze- İnandırmaktir. Meseli bLlhassa ililen sey, müminin mertebe , «ld« cdl'"’ »uvalfakı-
takla sayıda buluçmak daveti yetln ‘e’111 ei'ifc1 güven, gençte almaktır. Bir Amerikan deli- .»frlca blr muvaKakıy.t gururu kanlısının «dating. lerden elde yaratmaktadır Bu da gencin edeceği sükse de, arkadaşları bayatta daha çok muvattek 01-tarafıMan en cok Wysr.il™ , ““ına yaraiMkmdm kızla bu t uçabilmektir. Daveti | İlk buluşmalarda iki yapan erkek ne kadar yakışıklı birbirlerini henüz tanunadık-olursa olsun, eğer kendisinden larj İçin, söze kısa biyograflle-başka biri ayni kıza başka bir rlni anlatmakla başlarlar. Bun-davetta bulunmazsa, daveti a- dan sonra, karşılkh kompli-lan genç kız böyle bir ihmalden müteessir olabilir. Muhiti tarafından güzel olarak kabul edilen bir kız ,blr gencin da-
vetini kabul ederse, o genç de ,--------- --------------- -- --
muhitinde sosyal bir zaier ka- yoktur. Bu konuşmalar ancak zanmış demektir. |bJr maharet oyunu olabilir. Kı-
DatLngleri teşvik etmek İçin zm vazifesi, karşısındaki er-
kek İstiyorum ki blr saat beni sevip okşarsa öbür saat döğ-1 , sun. Bu kadar zamandır be ra, ber yaşadığımız halde sen beni blr defa bile döğmedin.1 Senden ayrılmak istememin j
I sebebi İşte budar.
O andan itibaren karşımda-
I ki muamma çözülmüştü. Zeki- , yenin ruhunu biilün çıplaklı-ğile okuyordum. Ben o güne kadar istediği veçhile, onu cariye gibi kullanmamıştım. Bu bakımdan, kendi fikrince ben erkek değildim. Bununla beraber, sevgilimin bu arzusunu yerine getiremedim.
ı Bir akşam döndüğüm zaman! Paristeki büyük moda evleri ; küçük evimizi bomboş buldum, yeni çıkardıktan modaların
Zekiye kaçmıştı. Acaba nereye kopyalarının alınmasını her yuIXUttR1 ruucr K1O1 B1 , gitmişti ’ Onu her yerde ara- vasıta ile taenederler. zira 1Ö0 bakımdan Amerikan . dunsa da bulamadım. | bin frank değerindeki blr — aj.*. „.
O zamandan bert bir çok (modeli I, kopyacılar (10) bl- 't.1— _____o_,„ „„
. yıllar geçti. Avrupaya seyahat ne piyasaya arzedlyorlar. Yu-' ederler. Hattâ’/bnerîkaû* olma" 'gin "kızı evine yine ctomobili ile ettikten sonra tekrar Mısır’a karıda blr moda resmlgeçldl döndüm. Bu müddet zarfında esnasında (kopya) da kulla-
. bir çok kadınlar tanıdım. Bir nan bazı gizli çareler görülü- 1,
i gün Bulak mahallesinin dar yor. Bunlar el çantasına yer-1 , sokaklarından birinden geçer-. leştirÜmlş, ayakkabının tabanı katlı blr evden garip içine oturtulmuş birer fotoğ-blr kadının çıktığını raf makinesidir. Makineler, Birdenbire beni la-' çorabın içinden geçen made- | çağırmağa başladı. -1 ul-durakladım
ni bir tel laneslle imlemektedir. _______________________
Fikir işçileri tasarısı
Fikir işçilerine alt hazırlân-makta olan kanun tasarısı son şeklini almıştır. Tasan tabedilmek için matbaaya verilmiştir ' önümüzdeki hafta cuma günü Büyük Millet Meclisi umumi gittim.' heyetince müzakeresine başla-
cevap verdi:
— Tanımadın mı beni? Ze-kiyeyi hatırlamıyor musun?
Evet karşımda duran Zekiye idi. Fakat o güzel, eski fellâh kızı değildi. Yanır.a _ .
Kalbim kan ağlıyarak hayatı-[n3cağı öğrenilmiştir, nın hikâyesini, ağzından dinledim., Yuvamızdan kaçtığı gündenberl ömrünü sefalet ve mahrumiyetler içinde geçiriyordu. Macerasının hikâyesini mİ istiyorsun? bitirir bitirmez, ağlıyarak glt-
istedi. Ona:
»— Niçin gidiyorsun? diye oldu-neresi ise oraya gideceğim ce- gunu anlatmak istiyormuş gibi vabını verdi-
— Niçin benden ayrılmak İstiyorsun. Sana ne yaptım? Bir eksiğin mİ var? Bana açıkça söyle. Dileğin ne ise derhal yerine getireceğim.
— Hayır, hiç bir eksiğim yok. Bana o kadar çok lûtuf-
' eliyle bir İşaret yaptı. Kendi; sine bir miktar para verdim.
Bu sadakamı almak İçin uzattığı İskeletlermiş elini hâlâ görür gibi oluyorum. Bütün bunlara rağmen hâlâ onu bir türlü unutamıyorum.
Çeviren A. HİLÂLİ
Yılanlarla dans
Londra'nın müzikhollerinden birinde büyük Boa yılanları 11 dans eden trena Kocka adında genç bir Kadın gece dans ederken yılar. .ar dan biri kadının boynuna sarılmış ve sıkmağa başlamıştır. Derhal perde kapanmış, kadının kocası yetişerek yılanın düğümünü çözmeğe muvaffak olmuştur. Kadın bir kaç saat baygın kalmıştır. Yukarıda gene kadın yılanlarla dans edeıktn görülüyor.
genç
BULMACAİ
mantara, nüktelere, âşlkane sözlere, medhü sena'ara girişilir. Fakat bütün bunlardan maksat kızı teshir etmekten ibarettir. Ortada hakiki sevgi
2 0 >
0 P
1 2 S ♦ 0 8 t 8
1 1 II 1 ' ı
1 1 1 1 1 1
1 1 1 1 1 1 1 ra 1 ■' 1 1 ■ 1 I
1 1 1 1 1 ■
ı 1 ■ 1 1
! II ■' 1
1 1 1 1 1 1 1
■ 1 1 1 1
cemiyetin yaptığı tazyik bir keğin cesaretini kırmadan ko-hayll büyüktür. Meselâ kolej atışmasına müsaade etmektir.
.„ı,u.ı,.ı uı, n.nA. 17.lrn p-rlfpfrin epınr^lini kırmak
Soldan »afta: 1 — KömOrdtn çıkan git 1 — Vadedtrek. S — BlUOr. 4 — Bir daha - Bir ein» demir, 5 ■— Basına (K> gelir w bıçak mahfazası -Olduğu yerde durma. * — Etraf ve civar. 7 - Bdyük - AsalcUl. 8 — Çünkü - Cciire. » — Hatırdan çıkarınız, 10 — ötme.
Yukarıdan asaftıya: i — Huzur hakkı. I — Bir ilâç - Va'zeden - Darbe. 4 — Tersi bir aâaç - Baba. S — Sonuna «O» gelirse bit eiıu şekerleme - Mükemmel - Tersi kurunun yarısı, fi — Arapça. 7 — Merhametsiz - Tersi tevdi eden. • — Tersi kırılmanın - Tersi tenakus emek.
ÇEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan safta: 1 — Skajerak. 2 — Telepati. 3 — Emilemez. 4 — Nama, İse, 5 — OI1U. İl. fi — Geni Ani. 7 — Resnok. 8 — Are. Rle. 9 — Fesat. Ll. 10 — iıılnagap
Yukarıdan a-aftıya: 1 — Stenografı. 2 — Kemalce ren. 2 — Alıminsesi. 4 — Jelâln An, S — Epo. Orta, fi — Rami. Aid. 7 — Ateşin Elâ. 8 Kızcllb. ip.
Abone
son sınıf talebeleri, bir aşağı (Zira erkeğin cesaretini kırmak sınıftan olan talebelerin en a» « hattâ âşık olmak bu zarif haftada üç kere buluşmalarını oyunu kaybetmek dernektir temin etmek İçin tertibat al-'Eğlence ve hasbıhaller bitip aymaktadırlar. Fakat bazı kızlar rıltnak zamanı geldiği -------—
İçin datlngler hayli sıkıntılı anlar teşkil etmektedir- Bu gibi o akşamki yârenliğin son mû-sıkılan kızlar da ekseriya erken kâfatıdır.
evlenmek zorunda kalmakta-! Datlng'lerden maksat cinsi dır. Diğer taraftan güzelliği He tatmin olmadığı haıde. fırsat-şöhret bulan kızlar, evlilikten ten İstifade etmeği ihmal etme-evvel «dating.lerden buldukları' yeu bazı kurtlar da eksik değil-zevki ve sükseyi feda edemedik- dlr, Fakat ekseri buluşmalar leri için, ekseriya geç evlenmek- temiz bir izdivaçla soca erer, tedlrler. ' Nakleden: A. DEKLBEYOGLU
Roblullhır
Alols Sens adında Viyana’U eski bir asker buz üzerinde patenle kaymak meraklısıdır. Harbden bir bacağı kesilmiş olarak çıkan Sens şimdi yukarıda görüldüğü gilb. bir bacakta patinaj yapıyor.
yağlı çira diyerekten satıyorlar bize. Ona da dünyanın parasını veriyoruz.
— Buğun çıraya, kibrite öfkelenmişsin .teyze hanım.
— Dur bakalım, yalnız çıralar. kibritler mi zannediyorsun? Ellerin neden parçalandı, dive sorsana bir defa.
— Tenekenin kenari kasti, dedin ya.
— Öyle dedim amma kırk yıldır kullandığım tenekeciyim kendi kendine kalkıp da parçalamadı ya ellerimi. Elbette bunun bir sebebi
Lise-
ucuz
az ka-
— Sokakta düştüğün zaman olmadı mı bu işler.
— Düştüğüm zaman oldu amma niçin düştüğümü biliyor musun?
— Kardan ayağın kaymış da...
— Delirtme beni, oğlum. Ayağımın kayması ayıp değil ya. İnsan dediğin kayar da, düşer de. Düşmez kalkmaz bir Allah. Şu kışta kıyamette elimde teneke ile sokaklarda ne işim vardı benim? Bunu sormuyorsun da karşıma deli dolu lâf-
lar söylüyorsun. Babamın hayrına mı çıktım sokaklara?
— Orasını da anlat bakalım.
— Ben nesini anlatayım? Git de şu sahtekâr herife sor. Mangalın basında çektiklerimi Allah bilir. Hangi biri ile uğraşacağımı şaşırdım. Islak çırayı yakıncaya kadar akla karayı seçiyorum. Uğraşa uğraşa tutuş-tuyorum, kömürlerin ortasına koyar koymaz bir fısıltıdır başlıyor. Fıs fıs da üs
İstanbul Erkek sinde açılacak lokanta
Bir zat memurlar ve
zançlı kimseler için ucuz Hatlı öğle yemeği vereceğini Belediyeye bildirmiş ve yardım İstemişti. Belediye bu teklifi yerinde bulmuştu. Müteşebbis zat. İstanbul erkes lisesi bahçesinde bulunan lokal binsin da bu iş İçin tefrişe başlamıştır
Vali ve Belediye başkanı dûn buraya giderek hazıiıklart gölden geçirmiştir.
Yeni lokanta ay başında faaliyete geçecek ve birisi etli sebze olmak rızere iki türlü yemeği ekmeğiyle beraber 55 kuruş* satacaktır. Burada 200 kişi yemek yiyebilecektir.
Çiçek satan mağazaların pahalılığından belediyeye şikâyet edildi
Beyoglunun büyü* çiçek mağazalarında çiçek tiatieri bayii yükselmiştir. Dün bir zat belediyeye gelerek bu hususta şu şikâyette bulunmuştur:
— Ben Almanyada çiçekçilik tahsil ettim. tstarlula gelip bir bahçe aldım ve bu işle uğraşmağa başladım, yetiştirdiğim güzel çiçekleri büyük mağazalar yok flatine alıp 10-15 misline ve büyük kârlarla satmağa başladılar Ben Bey oğlunda bir dükkân bulmağa çalıştım. En olmadık yer için on bin lira hava parası istediler. Ben de bu işten vazgeçmeğe karar verdim Yetiştirdiğim en nadide çiçekler ve bilhassa karanfiller benden â - 0 kuruşa alındığı halde dükkânlarda tanesi 150 kuruşa satılıyor. Her şeyde olduğu gibi bı işte de müstahsil yerine mutavasatiar kazanıyor.
29 Ocak 1950
Denizcilik
«
(1

( Bas taraft 4 üncii sahifcdeJ gayretin eşini şimdi genç bir Bakan olan sayın Dr. Kemal Satır niçin göstermiyor, diye üşülüyorum.
Maddî imkân da vardır, mütehassiB eleman da
Sayın Bakanın yukarıdaki sözlerini birer birer tahlil edelim: 1 . ■ -
«l — Haliçte gemi yapabiliriz amma bu maddi ioıkân mutctuMan eleman mcs* dir. Bugünkü durumunun nüz huna nûsait değildir,
a — Maddi imkân m
Mali imkân mı1 Bakanın söylediğine göre elimizde şimdilik 6 milyon 131 bin dolar var. Gelecek sene de 6 milyon dolar dalıa olacak.
b __ Maririi imkân, tersane-
ni n teknik kapasitesi mi? Orada, modern bir makine ve motor atölyesinden başka her şey vardır. Evvela bu atölyeyi temin edelim. Bunun için de, kalkınma programının deniz tamirhaneleri faslına 1048 - 50 devresi İçin 3,636,000 dolar. 1950 - 51 devresi için 3,025,000 dolar konulmuştur.
c - Bu modern makine motor atölyesini teinin edinceye kadar, mevcut atölye ile de iş ''örebiliriz. Daha çabuk gemi yapmak İçin de makine ve minörlerini yaptırabiliriz.
Mütehassıs ele man meselesine gelince; bunun mevcut olmadığını kimsenin iddiaya hakkı yoktur. Çok kıymetti yüksek mühendislerimiz vardır Bunlar gemi de yapmışlardır. İsimlerini daha evvel bir yazımda saymıştun. Tekrara lüzum görmüyorum. Şunu ilâve edeyim ki bizim yüksek gemi inşaiyu rn uhendlsierimiB, ha i tA bugünkü İhtiyacımızdan fazladırlar.
Mühendislerimiz eki vardır. Teknisyen uata bağılarımız da vardır; ustalarımız da vardır. Kalifiye işçilerimiz de vardır. Bunlar, hem yeni gemiler inşa tünellerdir; hem de yeni gemi yapmaktan daha zor olan eskimiş ve çürümüş gemileri tamir ederek yenileştirmektedirler.
Memleketimizde yapılan gemiler
Memleketimzide. mütehassıs eleman tarafından yapılmış olan gemileri saymak isterim:
Gölcük yag gemisi. Taş kızakta yapılmış olan 3500 tonluk gemileri kaldırabilecek kudretle yüzer havuz, bu kızakta inşası ikmal edilmiş olan 3ooo UınJult yağ gemisi, Şimşek sınıfı Türk tipi hücumbotları, müteaddit küçük donanma hizmet cemisi,
Şirketi Hayriyenin bir tamir atölyesinden başka bir şey ol-mtyan ve şimdi Devlet Denizyollarına geçmiş bulunan Has-köy atölyesinde yapılan 75, 76 numaralı Boğaz vapuriarile 77 numaralı küçük araba vapuru.
Haliç fabrika ve havuzlarında yapılmış olan Van gölü vapurları, açık deniz römorkörleri. römorkörler, motörbotlar. Şunu da ilâve edeyim kİ Haliç fabrika vc havuzlarında gemi İnşa ettirmek İsteyen bir azim ve himmet sahibi çıksaydı, burada daha büyük gemiler, me- 1 stlâ Hollandaya ısmarlanan BoRaz vapurları, orta boyda şilepler dahi yapılabilirdi. Bazı eksik mütehassıslarımız varna, onları d& dışarıdan getirtebiliriz.
Sayın Dr. Kemal Satır'ın müsaadelerde arzedeyim ki Haliçte gemi yapabiliriz. Maddi yani teknik imkânlarımız ve mütehassıs elemanlarımız vardır ve bugünkü durumumuz dahi gemi yapmağa müsaittir. Eksik olan mevcut elemanlara) gemi yapmak arzusu ve kabiliyeti değil, gemi yapınmak arzusu ve azmidir. Sayın Bakandan mütehassıs elemanlarımıza itimat ctmoelni rica ederim
Dr. Kemal Satır’ın beyanatındaki diğer noktalan da ayrı bir yazıda Cahil» ve harice ısmarlayacağımız bütün römorkör ve moturicrlo gemilerin bir kısmını burada yapmamışın mümkün olduğunu ispat edeceğim.
Sahife 7
Türk Ticaret Bankası
20.000 Liralık
Para İkramiyeleri Dağıtılacaktır
İstanbul Vali ve Bele
10'000 Kilo karpit alınacakiır- (
10,000 kilo (Ceviz büyüklüğünde) karpit, 50 kiloluk lıyaa. 1 içinde teslim edilmek şartiyle satın alınacaktır.'Alakalıların ■ tekliflerini en geç 10 şubat 1050 cuma akşamına kadar ■ müesessemiz Umum Müdürlüğüne göndermeleri rica olunur. I

Sermayesi
T L. 4.400.000
KURÜLCŞU 191-1
İhtiyatları
T.L. 1.447.133
31 Ocak 950 akşamına kadar
BANKAMIZDA
en az 100. liralık bir TASARRUF HESABI açacak olan müşterilerimizle, hesaplarında en aa 1000. liraları bulunacak VADELİ HESAP sahip-ferine 10 Şubat 950 Cuma günü _

Rutubetli
havalarda

GRIPIN
almayı unutmayınız
DİŞ FIRÇASI
EN SAĞLAM — EN SIHHİ
C İKRAMİYEYE GİRİŞ ŞARTLARINI BANKALARIMIZDAN ÖĞRENİNİZ
ÇEKİLİŞ TARİHLERİ: 10 MART, 15 MAYIS; 3OHAZ1RAN;31 TEMMUZ; ■ 29 AĞUSTOS;30EYLÜL, 28 EKİM; 30 ARALIK
diye Başkanlığından
Milli konınına kanununun 31. d maddesinin. 7 numaralı bendi hükümlerine göre ( Bilcümle meyva ve sebzeler, mahrukat, et ve sakatlar. Simit, Pasta, Çörek ve emsali imaline müsaade edilmiş olan unlu maddeler, süt, yumurta ve bunlardan mamul gıda maddetcrile kuru meyva ve yemişler iç ve kuyruk yağlan, bilcümle nebati ve hayvani yağlarla her cins sabunlar, bilcümle balıklar — Tuzlama, konserve, füme dahil — kesilmiş her cins kümes hayvanatı, bUcumle bakliyat maddelerile mercimek ve pirinçler, zeytin, patates kuru soğun, pastırma, sucuk, salan?, jambonlar, şekerden mamul her nevi gıda maddek-niLe bal, bulama vo pekmez) in toptan, yarı toptun ve perakende satışlarında etiket konulması mecburiyeti Belediye Daimi komisyonunun 2/3/045 ve 25/10 948 tarihti kararlarla vazedilmiştir.
Yukarda tadaa olunan maddelere konulacak etiketlerin bir ilip etiketi olması Daimi Komisyonun 17/1/990 tarihli ve 807 sayılı kararile tesblt edilerek aşağıdaki fıkraı hükmiye-nin kabulüne ve tenblhl beledi olarak yayınlanmasına karar verilmiştir.
Tenbihi beledi -
T. C. Ziraat Bankası
30-1-1950 tarihinde açılacaktır Adresi: Sümerhan Bahçakapı Telefon : Hususî merkez 24817

Devlet Orman İşletmesi Osmaniye Müdürlüğünden:
1 —■ İşletmemizin arsasında bulunan Atölye binasının tadllen 2 lojman ı anır 1 garaja çevrilmeni ve işletme binasının anbıu pencereleri ve veznesinin demirle nmoai 26/1/950 tarihinden itibaren 16 gün müddetle kapalı zarf usıılile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 10'2/950 cuma günü saat İS de Osmaniye işletme müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Yapılacak işlere dair keşif bedeli 12873 Ura 94 kuruş olup % 15 teminat tutan 1931 Hra 10 kuruştur.
3 — Buna ait şartname: Orman genel müdürlüğünde, İstanbul. Adamı, Menıln, Antakya, Osmaniye işletme raüdür-luklerile. Soyhan orman bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saate kadar teklif mektuplarının hazır buiııııüurulması.
6 — Postada sct-Hnnolerdûn mos uiiyel kabul '■dilmez.
Hannover ihracat Fuarı
Balı Almanyanın bu en mühim tuannt ziyaret** şimdiden hazırlanınız.
^«PORT Lmes» Ahannovii
TİCARET FUARI
29 Mart — 2 Nlsnı. 1950
SANAYİ FUARI
-----3 — 14 Mayıs i 96»
Her türlü İzahat ve malûmat için: Türkiye Mıimcsuüi Dr. O. Zeki Turgay MebmeUi İstanbul — Galata, Aslan Han Telefon: 42085. Telgraf; Metanetli - İstanbul.
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları*
Malzeme Alım Şubesinden:
Fıkrtü Hükmiye
(Up etiketi
1 — Etiketlerin eb'adı en az 12X12 santimetre olacaktır.
2 — Etiketler beyaz ve kaim kartondan olacaktır. Beyaz tenekeden de olabilir. *
3 — Etiketler üzerine yasılacak . harflerin uzunluğu en az bir santimetre ve eni en az 1/2 santimetre olarak ve rakamların uztınlugta en az 4 santimetre ve eni ise bir santimetre olacaktır, Gerek harfler ve gerekse rakamlar siyah matbaa harfi vc rakamı olacak, ve mürekkeple yazılmış bulunacaktır Tebeşirle, kurşun veya Tenkil kalemle yazılmıya-ı.-aktır.
4 — Etiketlerin üzerine satılan malın cinsi, vasıfları, fl-ati, (litre veya aded De satılan mallarda bir litresinin veya bir adedinin fiatı) yazılacaktır.
Yukarda sayılı maddeler üzerine 10/2/950 tarihinden sonra bu tenblhl beledi ahkamına uygun bir şeklide etiket koymayanlar hakienda 1608 sayılı kanun hükümlerine göre ve hiç etiket koymadan satış yapanlar hakkında da Mini Korunma Kanunu Hükümlerine göre cezayı layiha t yapılacağı ilgililere ilân olunur. (1032ı
AMERİKAN
Meşhur ELZETT markalı kilit ve asma kilitler yakında gelecektir, ELZETT
WAİTE’S
Diş macunu
Eczanelerde ve Itriyat mağazalarında arayınız. Türkiye Eczacıları De poşu
I
İhale
Saati i
Muhammen Güvenme _____________________Mlkt&n Beledi Parası Elektrik sayacı_____SS Ödet 2040 lira 153 Ura 10 '
Elektrojen gurubu 1 adet 4600 lira 345 Ura 10,3ü
1 — Yukarıda cins vc miktarı yazılı malzeme açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Eksiltme 14/2/1950 Salı günü hizalarında gösterilen saatlerde Kabataş Genel Müdürlük Malzeme Alım Şubeslnde-klk komisyonda yapılacaktır.
3 — şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebl-
Ctnsi
Garantili bir kalitedir Her yerde arayınız.
A. O. D.
ZAYİ — şişli ortaokulundan aldığım pasomu kaybettim. Yeninim alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
A dan 365 No. lü
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralan vc kanuni vesaikle birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
Lokman Hekim (Dr. SAFIZ CEMAL)
Dahiliye Mütehassısı
Divanyolu No. İIH Muayene saatleri Eatut hariç he» gun 2.5 - &
Sahife 8
AKSAM
29 Ocak 1950
AKŞAM | spor]
Millî küme maçları mart ayında başlıyor
Haftanın dedikodusu Futbol - Güreş - Bas-ketbolda yapılacak millî karşılaşmalar önümüzdeki aylar, muhtelif spor şubelerinde hayli enteresan faaliyetlerle doludur.
Dünya Spor Olayları ]
Bu maçlara Istanbuldan 4 Ankara ile Izmîrden de 2şertakım iştirak edecek
Futbolda
2 nisanda, 24 yaşından küçük futbolculardan müteşekkil genç millî futbol takımımız Ro-mada İtalya genç millî talimiyle Akdeniz kupası İle karşılaşırken; An karada da aynı gün esas milli futbol takımımız
Yazan: Şazi TEZCAN
Futbolumuzun gelişmesinde büyük faydalar sağlayan eski ismiyle Milli Küme yeni İsmiyle Millî Eğitim mükâfatı maçlarının bu setıe yapılacağı anlaşılmaktadır. Çünkü futbol federasyonu bu sene Milli Küme maçlarını sureti katiyede yaptırmaya karar vermiş ve Beden Terbiyesi bölgelerine gönderdiği bir tamimle Milli Küme maçları 4 mart cumartesi günü bağlıyacağı cihetle bölgelerdeki lig maçlarının bu tarihe kadar sona erdirilmesini istemiştir.
Fakat Istanbuldakl lig maçları kar dolayıslle üstüste tehire uğradığından Milli Kümenin başlama tarihi olan 4 marta kadar bltemiyeceğl anlaşılmış bulunmakladır. Böyle olmakla beraber bu tehirler fazla bir aksaklık yapmıyacak ancak bir hafta tehirle Millî Küme maçları 11 martta başlıya bilecektir.
Milli Küme maçları bu sene de eskiden olduğu gibi İstan-buldân 4, Ankara ve İzmlrden ikişer takım olma kuzere 8 klüp arasında yapılacaktır. Bu tasnife Ankara ve İzmir klüpleri tarafından itiraz edilmek akşamları Spor sarayında gü-ihtimali olmakla beraber f~ -
derasyonun böyle bir İtirazı kabul edeceğini zannetmiyorum, Çünkü son senelerde İstanbul takımlarının Ankara ve İzmirde yaptığı maçlarda elde ettiği neticeler, tamamen lehine netice vermiş ve şehrimiz takımlarının takımlara etmiştir. ______ ........,...... ........
Evet bir zamanlar bilhassa lenmek fırsatını kaçırmadılar. Ankara İstanbul takımlarına rakat işten biraz anhyanlar İki kafa tutabilecek bir duruma gece süren müsabakalarda gü-yüks’elmiş ve hattâ bazan da re?çUerlmlzin Greko - Romen üstünlük elde etmiş ise de bu stilindeki teknik olgunluklarını muvaffakiyetini İdame et tire- tam blr Ue karşılaya-
memlşttr. Bu bakımdan Anka- ma(iıiar, ra ve İzmlrln Milli Kümeye , Buna Fran5ız takımının zayıf üçer klüple İştirak etmek için olması blr sebep olarak gösteri-yapacakları teşebbüslerin semere vereceğini tahmin etmiyorum.
Futbolun İleri gittiği bölge- ’ yapmıştı. Birinci müsabakayı lerden olan Eskişehir, Adana (5-3) kaybeden Fransızlar veya Mersinden birer takımın ikinci karşılaşmada zayıf blr Milli Küme maçlarına katil- ■ İtalyan takımını yenmişlerdi, ması da düşünülebilirse de bu- önümüzdeki ay İçinde İtal-nun deplasmanlarda oyuncu- yan güreşçileri ile gene Spor iarın izin müşkülatı yüzünden sarayında blr müsabakamız tatbik kabiliyeti yoktur. Bu vardır.
bölgelerde futbolun daha fazla I İtalyan takımının Fransızla-ileri gitmesi İçin ancak ikinci ra nazaran daha kuvvetli oldu-blr Milli Küme maçları tertip ğunu talimin ediyoruz.
etmekle kabildir. Ve bu maç-1 İtalyanlarla yapacağımız te-lara küçük klüpler iştirak e- mas, Avrupa şampiyon asından der ki bu onlar için de blr ne- evvel yapacağımız son deneme-vi teselli olur.
Kıymetli futbol adnmlanmız-, . .
dan Hamdi Emin Çap’ın futbol Greko - Romen güreşte derece federasyonu reisliği zamanın- ’ı da ve Yusuf Ziya ör.lş’in teşvl-klle tertip edilen Milli Küme maçlarının Türk futboluna saymakla bitmlyecek derecede faydalan olmuştur. Bölge ta-,
tamlarını birbirine düşürüyor, gençlik araşma zıddiyet sokuyor gibi sportif düşüncelerden uzak dedikodular ve menfî propagandalar bu maçlara hiç bir aksaklık vermemiştir. Maçlarda zuhur eden ufak tefek hâdiseler daha lazla maçları yerli hakemlere idare ettirmekten zuhur etmiştir. Meselâ Ankara İle İstanbul arasında yapılan bir maçı İstanbuldan bir hakeme idare ettirirseniz o maçta İstanbullu hakemin verdiği kararlar ne kadar dürüst olursa olsun Ankara takımındaki futbolcunun İçinde bulunan şüpheyi silemezsiniz mağlûbiyeti daima hakemin
ve
kabahatlerine atfeder. . vaziyet İstanbullu ve İzmirli futbolctlar için de varittir. Bu bakımdan futbol federasyonumuzdan ricamız maçları bilhassa deplasman karşılaşmalarını hariç bölgelerin hakemlerine İdare ettirmesidir. Evet biraz fazla masraf olur amma ortadan dedikodu kalkar ve maç yapacak futbolcu da rahat ve hakem kararlarından emin olarak çıkaracağı oyundan başka bir şey düşünmez. Zaten Avrupanın hemen bütün memleketlerinde devam eden maçlarda bu usul tatbik edilmektedir, Şehrimize gelen ecnebi hakemlerden aldığımız malûmat bu merkezdedir.
tran millî iuto! tatamlyle İlk temasını yapacaktır. Türk futbol tarihinde, aynı günde muhtelif yerde iki mili* takımımızın. ita ayrı milletle çarp.şınu-sı, ilk defa olması bakımından da oldukça enteresandır.
Güreşte
Mart ayı içinde Stokholmda yapılacak dünya Greko - Kemen güreş şampiyonasına katışacak olan Türk milli güreş eklpi, ikinci hazırlanma karşılaşmalarını 18 ve '9 şuhat cu- ) martesl ve pazar günleri ’tta'-yan millî takımını teşkil eden Romalı güreşçilerle Ankara V-İstanbul muhteliti namı altında yapacak'rtrdır.
Geçen hatta seyrettiğimiz Fransız güreşçilerim 15 gün eu-vel Romada yaptıkları bir milli Greko - Romen maçında 5-3 yenen İtalyanlarla, Türk güreşçilerinin yapacakları bu tem-Aynı sili karşılaşmalar da hayli en-
Futbol İngilterı-de kadınlar arasında büyük blr rağbet görmeğe başlamıştır. Yukanki köşede South London Ladies ve Maldon Ladler kulüpleri kadın futbolcuları aramda oynanan maçta Maldon Ladles kalecisinin nasıl gol yediği görülüyor.
Haftanın notları
İsveçteki şampiyona bizim için çok çetin bir imtihan olacaktır
Geçen cumartesi ve pazar
,e" reşçllerlmiz Paris takımı ile ■*”'* karşılaştılar. Devamlı kar yağmasına ve havanın soğuk olmasına rağmen salondaki bütün ferler dolmuştu. Spor merak lıları bize nazaran zayıf görünan Fransız takımının ye- . nlleceğLnl evvelce tahmin et-
bu bölgelerdeki •emerinden güreşçilerimizin ko-tefevvukunu İspat ıjayca e]de edecekleri zaferleri [doya doya alkışlamak ve zevk-
ilebilir.
I Paris takımı şehrimize gelmeden İtalyada iki müsabaka
dir.
Son Londra Ol Impiyadında
alan İtalyan güreşçileri şunlardır:
52 kiloda P. Lombardı birinci
62
78
» L. Campanelii beşinci.
> E. Galiegatl ücüncii.
Yazan; Adil GİRAY
Ağırda G. Fantonl üçüncü. Bizim takımın Londra Olimpiyatlarında aldığı dereceleri şöyle tasnif edebiliriz:
52 kiloda Kenan. Olcay ikinci
57 » H. Kaya üçüncü
62 » M. Oktav birinci
07 > A. Şenel altıncı
79 > M. Tayfur ikinci
Ağırda Mersinli Dirine 1.
İtalyanların Istanbuldakl güreşlerde nasıl bir varlık göstereceklerini bugün tahmin etmek güç olmakla beraber kazanmamız ihtimali çok kuvvetlidir.
Bugünkü çalışmamızın hedefi, Avrupa şampiyonası olduğuna göre bütün dikkatimizi bu noktaya yönetmemiz icabetin ektedir.
Şampiyonaya iki aydan daha az bir zaman kaldı.
İstanbul Güreş Kulübünün başardığı son organizasyonda Greko - Romende îsveçlileıln bizi açık farkla yendiklerini bilvesile hatırlamamız lcabc-der. İsveçliler bugüne kadar tertiplenen Greko-Romen şampiyonalarında daima birinciliği muhafaza eden bir millettir.
önümüzdeki şampiyonada kazanmağa namzet sayılan takım da gene İsveçtlr. Diğer taraftan şampiyonaya katılacak on dört, on beş takım arasında çetin güreşçiler bulunacağı da muhakkaktır Bilha.-..uı Rus takımının bu seferki şampiyonaya İştirak edeceği tahakkuk ederse işler büsbütün zorlaşacaktır.
Dünya harbinden evvel bir Çok şampiyonlar yetiştiren Le-ton ya ve Litvaynalı güreşçilerin Rus takımında ver almala-, n bizim kadar İsveçlileri de
teresan olacaktır.
Basketbolda
Kıymetli basketbol hakemimiz Turgut Atakcl’un Nfs milletlerarası basketbol turnuvasındaki teşebbüsü üzerine F T. B. A (Milletlerarası basketbol federasyonu! 4-9 nisan tarihlerinde Istanbulda «tslıınbul kupası» namı altında mllletler-arası bir basketbol turnuvası tertiplenmesine karat vermiştir.
Istanbulun 500 üncü fetih yı lı olan 1953 senesine kadar 4 sene içinde yapılacak 4 turnuvada kupayı en çok defa şampiyon olan takım alacaktır.
Spor oyunları federasyonunun ataletine mukaoll bir tek Türk basketbol h,'deminin İsteği ve teşebbüsü »iz“rlr.ç yapılacak olan «İstanbul kupası milletlerarası basketbol turnuvası» na Fransa İtalya, Yugoslavya. İspanya, Belçika, Ho-landa muhakkak; Yunanistan, Mısır, Lübnan, Suriye ve İsrail muhtemelen İştirak edccetaer-dir. Turnuva maçları Spor ve öcrgl sarayında yapdtcaktır miuk SAN
Dayak yemiş* fakat yenilmemiş!
Boksun en çok taammüm ettiği ve yüz binlerce meraklısı bulunduğu memleketlerden biri de Fransadır.
Hafta geçmiyor ki Fransanın muhtelif şehirlerinde ve bilhassa Pariste^ heyecanlı ve çetin bir kaç bok» maçı yapılmasın.
Geçen hafta yapılan maçta «Dövmeli boksor» lâkabiyle anılan Fransız bokaorü Andra Lelranc İngiliz Don Cockel tarafından mağlûp edilmiştir.
Hakem beşinci ravuntta, Fransız boksörünün j ediği yumruklardan döğüşmeğe devam edemiyeceğlni görünce maçı tatil etmiştir.
Fransız boksörünün göğsünde kızgın demirle yapılmış blr dövme vardır. Kucaklaşan iki boksörü gösteren bu dövmenin altında «Dayak yedi, fakat mağlûp olmadı» ibaresi okunmaktadır.
Dünya atletleri arasında ismi geçen Türk koşucusu
Geçen mevsim 10,000 metre koşuda derece alan 50 atletin İsmi arasında bizim Türk şampiyonu 26 ncı gelmektedir. Başta meşhur Çek Zapotek dakika ile gelmektedir. Osman Çoşgül 31.12.4 bir derece İle listeye bulunmaktadır.
26.21.2 Bizim dakika girmiş
24 milyon liret
Avrupanın en meşhur bisiklet şampiyonlarından İtalyan Bartall Cenubi Amerikaya giderek bir çok müsabakalara girecektir. İtalyan şampiyonu yapacağı bu turne sonunda 24 milyon liret alacaktır.
Bartall Cenubi Amerikaya giderken beraberinde yine şöhret kazanmış altı İtalyan bisiklet şampiyonunu beraber götürecektir.
düşündüren bir keyfiyet olacaktır.
Bütün bu ihtimalleri düşünerek İsveçe gönderdiğimiz takımı seçerken çok titiz davranmamız lâzım gelecektir.
Hazırlık kampı ve idmanlar için ayrılacak zaman pek mahduttur. Geçen her günün kıymeti büyüktür. Dünya güreş âleminde kazandığımız peresM-Je lâyık bir varlık İle tenuLİ edilmemiz için önümüzdeki kısa zamandan âzami istifade yolunu bulmalıyız.
İsveçtekl şampiyona bizim için çok çelin bir imtihan alçaktır.

İngUlereie sscelert mânialı ko;u müsabakasına bağlanmıştır, Yukarıtı Wde bu mİ-sabakalarda birinci gelen at son mûnli atlarken görülüyor.
Ingilterenin en küçük golfçusu
Golf, İnglllzlerin milli sporlarından biridir. İngUlzier, tatil günlerini ve boş saatlerini golf oynamakla geçirirler. Bu. vücuda zindelik veren, adaleleri kuvvetlendiren, vücuda çeviklik sağlayan blr spordur.
Yandaki klişemizde Ingiliz golf şampiyonlarından Ri-şard. ekzerslz yapmak için küçük oğlu İle beraber, sahaya giderken görünüyor
Richard'ın oğlu, ancak üç yaşındadır. Babasınm golf toplarım deriden yapılmış bir torba içinde taşımak'a ve atılan topları toplamaktadır.
Bu mini mini sporca, babası gibi golfu sevmekte ve pist arkadaşlariyie beraoer bu sporu yapmak tadır.

Comments (0)