k
AKŞAM
AKŞAM
H e r g ü n
8 Sahlfe
L.
Sene 32 — No. 11465 — Biati; her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 9 Eylül 1950
Büyük manevralar yarın başlıyor
Manevralarda Cumhur Başkanı ve Başbakan hazır bulunacak
Geçen senek! manevralardan bir görünüş
Yarın sabah, şafakla başlamak ve 15 eylülde nihayet bulmak üzere Kocell bölgesinde biiyiik askerî manevralar yapılacaktır. Bu manevraya kara, hava ve deniz birlikleri yeni silâhlarla iştirâk edecelerdir. Manevraları
t&klb edecek olan gazeteciler, yarın sabah vapurla Izmlte gideceklerdir.
Manevraları Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, Amerikan askeri heyeti, ve söylendiğine
göre, Edlnburgh duükü taklb e-decekterdLr.
Manevraların hitamını müta-akıp, 15 eylülde Cumhurbaşkanı İle hükümet erkânının huzurunda büyük bir geçit resmi yapılacaktır.
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.
Savaş
birliğimiz
Vapurla Japonya’ya hareket edecek
Ankara 8 — Kareye gidecek, olan savaş birliğimiz son. hazırlıklarını da tamamlamıştır. Birlik her an harekete hazır bir vaziyettedir.
Savaş birliğimiz eylül ayının, ortalarında, muhtelif gruplar halinde ve belirsiz gün ve saatlerde Ankaradan ayrılacak ve vapurla Japonyaya müteveccl-clhen hareket edeceklerdir.
Milli savunma Bakanı Refik Şevket İnce, bugün öğleden sonra savaş birliğin! teftiş etmiş ve komutanı Tuğgeneral Tahsin Yazıcıdan İzahat almıştır.
Italyan güzeli
Matmazel Bugliari Güzellik Kıraliçesi oldu
Küçiikçekmecedeki hâdisenin aslinedir?
Atmacanın vurulmasından çıkan hâdisede Fransız konsolosunun oğlu yaralandı Hopalı avcılardan biri yakalandı
r Dün Küçükçekmecede Reşit-paşa çif liginde avlanmağa giden Fransız başkonsolosu ile oğlu ve kültür ataşesinin başlarından bir hâdise geçmiş, konsolosun oğlu Jean yaralanmıştır. Yaralı Fransız hastanesinde tedavi altına alınınşıtır,
Bu sabahki refiklerimizden birinin büyük bir soygunculuk vakası halinde yazdığı bu hâdise şöyle olmuştur;
Üç Fransız Reşıtpaşa çifli-ğlnde bıldırcın avlarlarken, aynı yerde atmaca ile avlanmakta olan 3 Hopalinin atmacalarından birini konsolos vurmuştur Bunun üzerine Sopalı avcı konsolostan:
— Bunun flati 35 liradır, diyerek atmacanın bedelin! iste-
mlştir. Havadaki kuşun bir şahsa ait olamıyacağını söylemesi üzerine aralarında mücadele olmuş, bu esnada Fransız konsolosunun elindeki tek tüfek patlayarak oğlunun bacağından yaralanmasına sebebolmuştur.
Hopalı avcılar, Recai Küçük-
Ingiliz filosu
Dün sabah İzmir limanına geldi
Kayalıbay hâdisesi
Ömer İnönü yargıca bazı evrak tevdi etti
Ankara 9 (Akşam) — Teknik Üniversite pansiyon âmiri Muzaffer Kayahbayuı ölümü hâdisesine ismi karışan Ömer İnönü dün sorgu yargıçlığına gelerek hâdise lig ilgili matı ihtiva eden bazı tevdi etmiştir. Kendisine can t eden gazetecilere İnönü:
«— Sorgu yargıçlığına ettiğim mütemmim malûmatı havi evrak, hakkımda yapılan
malû-evrak müra-Ömer
tevdi
kaya, Haşan Küçükkaya, Hilmi. neşriyatın tamamen asılsız ol-Küçiikkaya adında 3 akrabadır, j dıığıınu ortaya koyacaktır.» de-Kendil erinde silâh olmadığı —,*""
İçin silâhı olan Fraıısızlardaıı korkmuşlar ve ellerindeki silâhlan alarak köy muhtarına götürüp teslim etmişlerdir. Fakat bu üç avcı nedense korkarak saklanmışlardır. Jandarma bunlardan Recai Kiiçiikkayayı bulmuştur. Diğerlerinin de bugün bulunmaları kuvvetle muhtemeldir.
miş tir.______________
Suriye kabinesi
Nâzım Kutsi tarafından teşkil edildi
Trenler, normal surette işlemeğe başladılar
Milletlerarası banka temsilcisinin beyanatı
Heyet başkam Parker raporunu hazırlamak için Türkiyeden ayrıldı
Milletlerarası banka temsilcisi M. Parker ve arkadaşları
Korede savaş Komünist taarruzu'
devam ediyor
Nevyork 9 (R.) — Korede ko-
münist taarruzu devam ediyor; komünistler merkez cephesinde Çtıngyona giden yolu kesmişlerdir. Kuzeybatıda Taegu şehri ü-zerinde komünist baskısı rievand I ediyor. Düşman şehirden 10 'dO 1 om et re uzakta bulunuyor. ln-Q_ glliz birlikleri komünist taar(\| ruzlannı püskürtmüşlerdlr. Hatet— lan arasına sızar. komüniste!! O temizlemekle meşguldürler. q ------------------------------- O
Satılacak fabrikalar
İzmir 8 (A.A.) — Limanımızı ziyareti mukarrer otan ingilte-renin Akdeniz donanmasına mensup dört gemiden ikinci firkateyn filotillası komutanı kaptan C. D. Bonham • Carter idaresindeki Pelican ve Scavalg muhripleriyle Token denizaltısı bu sabah saat 9 da menderek dışında demirlemişlerdir.
Haydarpaşa - Eskise nııiida büyük Derbend - Sapanca istasyonları arasında sel sularından bozulan, demiryolunun j tamirat işleri dün ak§3m ikmal edilerek yol doğru nakliyata açılmıştır. Trenler İstanbul -'Ankara ve diğer Anadolu şehirleri arasında normal işlemeğe başlamışlardır.
Tren Yolu açıldı
10 eylül tarihine kadar limanımızda kalacak olan dost mem Jeket gemileri hususi surette
r
raileri
tehazırlarınn bir program |r ğince karşılanmışlardır.
Prenres Elizabeth’in eşi. Edln-bourg düğii komutasındaki' Magple firkateyni ise 14 eylül' perşembe günü limanımıza gelecektir.
Başmuharririmiz i Salı giinii geliyor ’
Bir müddetten beri wda- I vl için Fransada bulunan I başmuharririmiz Neemeddlnl Sadak, önümüzdeki sah gü- I nü Istanbula gelecek ve es- I kiri gibi muntazaman maka-1 islerini yazmağa başlıya- I çaktır. İl
Nâzım Kutsi
Şam 8 (AA.} — AFP: Nâzım Kutsi'nin başkanlığında kurn-I1 lan yeni Suriye kabinesi şu şehidi de teşekkül etmiştir: | Başbakan ve Dışişleri Bakanı: i Nâzım Kutsi, İçişleri Bakanı: ,/Reşat Barmada, Maliye Bakanı: .Şaklr Elâs. Adalet Bakanı: Zeki Kâtip. Bayındırlık Bakanı: Ahmet Kambar, Millî Savunma Bakanı: Albay Fevzi Selo, Maarif Bakanı: Ferhân Jandall, E-î konoml Bakanı: Hani Sbai, Sağlık Bakanı: Georges Chaloub, 11 Tarım Bakanı: Ah Bouzo.
Milletlerarası Bakanın Türkiye heyeti başkanı James Parker memleketimizden ayrılışı münasebetiyle dün bir basın toplantısı yapmış ve şunları söylemiştir:
«Milletlerarası İmar ve Kalkınma bankasının, ekonomik heyet üyeleri Türkiyedeki müşahede Ve araştırmalarını İkmal ederek bankaya sunulacak ra-
poru hazırlamak üzere merkez-
İtalyada güzellik kırallçesl müsabakası Snlsomaggiore’de yapılmış ve Matmazel Anna Bııglari seçilmiştir. Yukarıda İtalyan güzelinin resmi görülmektedir,
İngiltere’de ve Türkiye’de biribirine benzeyen iki vaka
8 eylııl tarihli Vatan gazetesinin üçüncü sah i fesinde iki haber vardı.
Birincisi: —- Bir Amerikan askeri, bir İngiliz kadınına tecavüz ettiğinden İngilte-rede otuz seneye mahkûm edilmiş.
[Her hangi milletin bir ferdi, yabancı bir diyarda cürüm isliyebilir. O memleketin kanunlarına göre ceza görür. Bunda fevkalâdelik yok]
İkincisi: — Ankarada 12 yaşındaki Türk cocuğunıt, motosikletine ilişti diye silâh la vuran Amerikalı uzmanı’ı en tyakın bir tarihte millî sınırlar dışına çıkaracakmışız.
[Her halde, muhakeme e-dildikten ve cezasını kanunlarımız gereğince gördükten sonra olacak. Zira kapitü-lâsyonsuz Türkiye, kapitii-lâsyonsuz İngiltere d eıı farklı [ değildir.]
Evvelâ kibrit ve şarap>•»
-Q
■o
(D
ro fahri- (D devri- >
■ olan"-"
fabrikaları devredilecek
Ankara 8 — Tekele alt kalann hususi şahıslara mevzuunda hazırlanmakta olan" kanun tasarısı bugünlerde ta-mamlanacaktır. Tasarıya göre, sonra bankaya sunulacağı ümit evvelâ klbrlt w 3arap fabrlka_ olunabilir. Bildiğime göre bu ,an saUllga ÇLka olacaktır. U-rapor, banka tarafından bankanın tavsiyeleri de eklenerek Türk hükümetine resmen gönderilecektir.
Heyetin Tûrkiyede edindiği bilgi ve anlayışa istinaden Tür-
lerlne müteveccihen Türkiyeden ayrılıyorlar. Bu raporun sene sonunda veya sene sonundan az
tan buldaki bütün tütün sataş depolan da satılacak, müskirat işinde olduğu gibi gezglncL tütün bayilikleri ihdas edilecektir.
(Arkası sahlfe 2; sütun 7 de)
AvrupalIlar arası tiiliin
kongresi yarın toplanıyor
Kongrede Tiirkiyeyi temsil edecek heyetin başkanı bu sabah Italyaya hareketinden evvel muharririmize beyanatta bulundu
Roma la 10 Eylülde toplanacak AvrupalIlar arası tütün kongresin; İştirak edecek Türk heyetinin ; (-.şkanı, Dışişleri Bakanlığı Ti-iret ve Ticarî Anlaşmalar Umun Müdürü Fettar İksel he Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı müşaviri Lcml Altsoy bu sabah uçakla İtalyaya hareket etmişlerdir.
Fettar İksel kendisiyle konuşan bir arkadaşı; uza, konferans hakkında şunları söylemiştir:
«•— Komada toplanacak olan tütün kongresi Avrupanın en büyük tütün müstahsili olan memleketimiz bakımından ehem mlyet arzetmefetedlr. Bilindiği
üzere tiitün mevzuu memleketimizin hayati meselelerinden birini teşkil eder.
Romada tütün mevzuu İle alâkalı zirai, ticarî, İlmi ve teknik meseleler görüşülecektir. Bu meselelerin hepsi de bizi yakından alâkalandırır. Hususiyle AvrupalIlar arası İktisadî mü-' nasebetlerin inkişafı çareleri aranılan bir zamanda tütün mevzuunda çok dikkatli, uyanık bulunmamız ve dünya olaylarını hassasiyetle takip et-, memiz tabiîdir.
Konferansın AvrupalI memleketler İçin verimli çalışmalar yapacağı ve hayırlı neticeler sağlayacağı ümit ve kanaatini taşıyarak Romaya gidiyoruz.»
Sandaldaki cinayet
Melâhatin cesedi dün de bulunamadı’
Maktul Melâhat
Kumkapı açıklarında bulunan boş sandalda İşlenen cinayetin kurbanı Melâhatin cesedi dûn de bulunamamıştır. Melâhatin annesi dün kendisiyle konuşan gazetecilere Nureddinin Meliha ti sık sık bıçak ve tabanen He tehdit ettiğini söylemiştir.
Melâhatin üç sene evvel olan kocasından olan çocuğu da y»-tlm kalmıştır.
Galatasaray takımı bu sabah gitti
Galatasaray futbolcuları uçak onunda
Galatasaray takımı bu sabah saat 7 de Yeşilköyden kalkan hususi bir uçakla Londravn hareket etniktir. G n l.v arara yhlar pazartesi günü Hull City ile sah günü Sunderland'la. çap-1 şauıba güuü de Q. P. Rangerş'te karşılaşacaklardır.
BaMTe 2
A n
..J
b Eyııu ı j.jO
Hafta Sonu Notlan
s>. i
Millî kültür hâzinelerimiz mahvoluyor
951 yılı başında toplanacak
I
Bundan bir sene evvel şehrimize Bertrand Lewis .hJukI* genç bir İngiliz müsteşrik gelmişti. Altı ay Turkiyedc katoi.
İstanbul da bir miridet arşivde ve ■kütüphanelerde çalıştıktan sonra Auadoluya çıktı. Bazı mühim şehirlerimize ııJJ-rıyarak ur-aisudaiti tütüp naneleri de gördü ve programı gcıeğince Irana giderek orada da attı ay kaldıktan stm-ra Istanbula döndü. Zannedersem perşembe günü de In-«ııtereye hareket etmiştir.
Bertrand l>ewis aynı zamanda yıücm devrin Türk e-debtjatiyle de meşgul olmuş. Yahya Kemal 11c Ahmet H&-■şınmı şiirim en İyi anlfi ıtıfl ve bu mevzu etrafıncin UtiC, radyosunda konferanslar vermiş bir mudekkiktir.
Bir İngılizin decHkleri
Istanbula geldiği zaman bir münasebetle hu ■atla tanışmıştık. Büyük nezaket gösterdi, memleketi-Diızdeıı ayrılırken veda etmeğe geldi. Bu buluşmadan istifade ederek kendisine Türk ve İran kütüphaneleri haklındaki İntihalarını sordum. Türk kütüphanelerinin İran kütüphanelerin d m daha rengin olduğum, bilhassa argıvrn ç«4t kıymetli vesikalarla d-.lu bulunduğunu söyledik ten jkiti-ra o meşhur İngiliz süsûne-"üyie;
— Fakat vesika İst henüz tasnif edilmemiştir. Blıkaç kişi tasnif işiyle uğraşmaya başlamış Bu zatlar tifkKntlc çalışıyorlar Her halde iki. uç yüz sene sonra tas tif işi sona erer! dedi.
Arapça, Farsça vesikaların «otluğunu, bu dineri biten nml İl ısların azlığını tas-Lifin uzamasına scüej diye gömerdi. Bunları konuşurken İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Arap ve Fars il lolo ji si şubelerinde ancak 5 talebe okuduğunu sovledi ve Râve etil:
— Londra Ünîve'rit'jfSnin Şarkıyaı Enstitünün de bugün eon ttitehe okumuctadır.
Bunları dinlerken fena halde üzülüyordum O devam etti:
— Arap ve Fars fttoiojisin-de okuyan talebelere «Niçin buraya daha fazla talebe devam etmiyor?» dtye sordum. •Niçin devam etsinler? Btıro-
Sanayicilerin dileklerini dinleyen Ticaret, Ekonomi Bakanının hitabesi
Mîllî Eğitim Bakanlığı, gördüğü lüzum lüzerine bazı öğretmenleri açığa çık ar dİ
Ulus un neşrettiği mektuplar
Ankara fi — Ulus gazetesi iki gündür hâtıra kabilinden bazı klişeler neşretmektedir. Bunlardan btrl Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlunun. diğeri de Başbakan yardımcısı Saracı Ağaoğlonur. 19« yılında milletvekili adayı gösterilmeli ürere C.H.P. ye verdikleri talab-Hamelerdir. -
Gazete bunları neşretmekle, bütün Cumhuriyet Halk Parti-rine hücum edenlerin 7-8 sene evvel bu partiden mebusluk istediklerini açıklamaktadır.
dan çıkıp da ne olacaklar sanki?» diye cevap verdiler, dedi.
15 »ene evvel harekete geçseydik
sil mühim olan nokta I bütün bu neksanları bir
yabancının Tiirktyeda kaldığı kısa müddet jarîında görmesi, bizim farkında olmamamız, işi» ciddiyetini kavrayıp çaresini bulmaya teşebbüs et-mcyiştmlzdlr. Arşiv binası damına kadar veıtku lie doludur. Bunlar memleketin varlığını İspat eden vesikalardır. Eğer on sene evvel bırnten tasnif edecek (d - 50 müte-hnssts yetişti mı-?ye lwnr vermiş ve tatbikata geçmiş Giraydık. şimdi hayli mesafe almış olurduk. Bu mtttehı-sSis-lara ayda beş. niti yüz ’fra maaş vermek hiç de boşuna masraf olmaz, tam tersine, mütc-hassıslarm çoğalmasını teşvik ederdi.
Vesikalar bizde olduğu halde Şarka dair yapünn etütler-de hiçbir zaman adımızın geçmemesi, vesikaları yığın halinde depolarda bırakmış olmamızdan Heri •»eliyor.
Bir Türk hocanın dedikleri
fieyhatl Bu vvsikalnrm
* büyük Wr İnsim ü* günden güne harab olmaktadır, Edebiyat Fak Bitesi sanat tarihi hocalannd’ia bir zatla görüştüm. «AnadoluJakl kütüphanelerde. medreMlcrda, depolarda duran mil’l kültür hâzinelerimiz birer birer ha-rab olmaktadır. BLoalcnn bakımsızlığından evveli kubbeler çatlamaJrta. sızıntılar duvarları çürütmekte, kaplamalar dökülmekte, o kıymetli eserler Aüfieıdp çürümekte-dlr. Uzağa gitmlyellm: İslan-btılda Kariye Camisindeki mozaikler blok blok dükliiü-yor. Alâkalılar «îlertde, paramız olduğu zaman bütün bunları yaparız» diyorlar. İleride belki paramız olacak, fakat o zaman yapılacak İş kal-mıyacakta.» dedi.
Ey milli kültür hazînelerimizi muhafazaya memur devlet Adaman! Gelecek nesillerin ağır İthamları altında kalmaktan kendinizi ve ba nesilleri kurtarmak itiyorsanız, asırlar İçindeki varlığımızın şahitlerini ölümden, kurtarmaya mee.uıır olduğunuzu haltrlayınii,1
Şevket RADf)
Şehrimizde bulunan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zillitü Vellbe-şe, Ticaret ve Bunayl Odasında sanayicilerle fkl saat »ören bir toplantı yaparak onların ihtiyaç ve isteklerini dinlemiştir.
Ekonomi ve Ticaret Bakanı toplntıyı kısa bir konuşma ile açmış ve demiştir kİ:
«Demokrat Parti Hrtidan ele aldığı andan bugüne kadar birçok çetin meselelerle karşılaşmış, fakat acele kararlardan dalma İçtin ab etmiştir.
Bizim sahamıza taallûk edeh hususlarda da acele kararlardan İçtinabı zaruri görüyor ve mümkün mertebe ağır hareket, ediyoruz. Teessürle İfade edeyim 1:1 bugün hiçbir hareket yapamaz vasiyetteyiz. Çünkü hâlen Ekonomi Bakanlığı, mevcut sanayi müesses el erimizin hakiki miktarını, cinsin! ve variyetini a-lelâde far liste halinde dahi bilmemektedir.
Bu vaziyeti göz önünde tutarak arkadaşları üç aydan beri bn mevzu Ürerinde çalışmağa memur ettik. Bu tetkiklerin nc-
ilçesinde takribi bir fikir sahibi olubilecağlE. Bu sözlerimle bugüne kadar nasıl bir karanlık İçinde gidildiğini anlamış bulunuyorsunuz.
Sanayiimizin gelişmesi İçin neler yapılması lcab ettiği hususundaki mütalâalarınızı almak mecburiyetindeyim. Sanayi politikamız İçin sîzlerle istişarelerde bulunmak zarureti vardır.
Eldeki doneler tekemmül ettikten sonra ya bu senenin son haftalarında veyahut yeni yılın ilk haftalarında büyük bir nayl kongresi kurulmasını zumlu görOyonım.
Sîzlerden ricam, burada balarınız dahilinde mevcut nnyllıı zümrelere ayrılarak
tlyaç ve istekleri hakkında bize malumat hazırlamanızdır. Bu malûmat hem büyük sanayi kongresi için çok faydalı olacak, hem de yapılacak olan elüdlerln sıhhatli olmasına imkân verecektir.
Şimdi müstacel ne gibi arzu------------BBEI--------------- Milletlerarası banka
Ankara 8 — Milli Eğitim Bakanlığı, solculuk propagandası yapan öğret menlerle mücadele etmeğe karar vermiştir. Hattâ bunlardan bazılarının mahkemeye verilecekleri söylenmektedir. Bu hususta Bakanlıkta listeler hazırlanmaktadır.
Jli-
sa-sa-lh-
Yugoslavyadaki
Dışişleri Bakanlığının neşrettiği tebliğ
r söz alarak İstek ve Lh-ıiu belirtmişler ve sana-rzuu üzerindeki mütalfta-
Çalışma Partisi
Cevat Mimaroğîu parti kurmağa çalışıyor
bir
Bir kaç gün evvel D. E, istifa eden avukat Cevat maroğlunun Ankarada «Çalışma Partisi» adiyle yeni bir parti kurmak üzere teşebbüse geçtiği haber alınmıştır.
Yeni partinin. İşçi, esnaf ve orta Bini fa dayanacağı ve bir çok eski milletvekillerinin yeni partiye geçecğl söylenmektedir.
Nüfus sayımı hazırlıkları
(Bas taralı birinci sah ■ tede>
den Mi-
olan
kİ ye İçin yapacağı ekonomik kalkınma programının Tiırki-yenin ekonomik işlerinin tanziminde büyük faydası olacağına İnanıyorum. Memleketinizi ilk olarak 1928 de ziyaret etmiştim. O zanıandanberi yapılan terakki beni hayran bıraktı.
11 Tilrklycnin tabH kaynaklan bol ’ dur. Türk halkı çalışkan. vatan perver Ve zekidir. Türk halkının büyük cesareti son 20 sene Için-do büyük çapta bir çok kalkınma mesafelerinin yenilmesin!
1 sağlamıştır. Türkiye Istikbalde-kİ meseleleri artan bir cesaret
I ve zekâ 31e karşılamağa devam etmektedir. Tnrkiyenin hakiki dostu olmakla İftihar eden bta heyet üyeleri memleketin ekonomik kalkınma programını hazırlamakta en samimî gayret} er imi z! gösteriyoruz.»
II Parker, bundan sonra rapo-1 nın işler hnle getirilmesini te-
Ekim aynıda yapılacak nüfus sayımı hazırlıkları devam ıv( ... ...........
etmektedir. Vilâyette teşkil edl- meBnJ etmiş ^sörimfnl'İöSe ten bir heyet son hazırlıkları da bitirmiştir:
ikmal etmek üzeredir. «Heyetin başkanı sıfatiyle
------------ kendim ve üyeler adına mera-
Balıkhane kadrosu “
Balıkhanenin Belediyeye geç-, dolayı teşekkürlerimi sunar m. mesl üzerine teşkil edilen yeni Bugün Türidyedcn çok favdah kadrosu Ankaradan tasdik edl- bir rapor huzırlayacağınuzdan İçrek şehrimize gönderilmiştir. Icmii: olarak aynlıyor» .
ikmal etmek üzeredir.
lu r iniz varsa onlan dinlemek İstiyorum.»
Ekonomi ve Ticaret Bakanının bu kısa konuşmasını mütaakıp muhtelif zümrelere mensup sana ti? fi «•
lunnı açıklamışlardır.
Bakan, İstek, ihtiyaç ve mütalâaları aJAka ile dinlemiş, bu umumi konuşmadan istifade et-Uidnl söylemiş ve ileride alınacak kararların memleket İçin faydalı olmasını temenni ettikten sonra Bakanlık, bu yoldaki faaliyetine devam ederken sanayicilerin de rica edilen doneler! süratle hazırlamaları lüzumuna ve ancak bu suretle memleket İçin çok önemli büyük bir sanayi kongresinin yakın zamanda toplanabileceğine İşaret etmiştir.
Toplantı sonunda İzmir sanayicileri tarafından da teklif edilen böyle bir kongrenin süratle ve en yakın bir zamanda akdi hususunda tam bir mutabakata varılmıştır.
Ankara. 8 IAA.) — Milli Eğitim Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Aşağıdaki listede İsimleri yazılı öğretmenler Bakanlığın gördüğü lüzum üzerine Bakanlık emrine alınmışlar dır:
Hakkı Tonguç eski İlk öğretim umum müdürü, hâlen Ankara Atatürk lisesi resim Oğ-
retmenl.
Sami OÜrtÜrk Aydın lisesi felsefe öğretmeni olup gedik Ahmet paşa kütüphanesinde çalışmakta.
Faslın Göknei Diyarbakır lisesi İngilizce öğretmeni.
Zeynel İlhan Şebinkarahisar orta okul resim öğretmeni.
Fikret Madarlı Amasya orta okul Türkçe öğretmeni.
İzzet Palamar Bolu valiliği emrinde İlkokul öğretmen!
Osman Yalçın İstanbul İlk öğretim müfettişi.
Halil Aytekln Çorum ilkokul Öğretmeni.
Mehmet öedemlr Çiçekdağı ilçesi Boğanvcı köyü öğretmeni
İmardaki aksaklıklar
Va/î ve Belediye Reisi bu işlerde hiç bir ilgi ve taksiratı olmadığını açıklıyor
tensikat
Açığa çıkarılacak memurlar muvakkaten alınmış olanlardır
Defterdarlık mensuplarından 318 maJlye memurunun açığaI çıkarılacağı hakkındakl haber memurlar arasında endişe 1te karjilanmışttr. Dün Defterdar yeni vasiyet hakkında vali ve belediye başkanına İzahat vermiştir.
Söylendiğine göre bu memurların mühim kısrru gelir vergisi kanununun tatbikatına başlandığı sıralardan muvakkaten alınnuş memurlardır. Asıl meni urların da tamamlyle açığa ÇLkarûrruyorak başka yerlere nakledileceği İlâve edilmektedir.
Kendimden evvel her hangi bir işte çalışanı çekiştirmek 4-■detim değildir. Gazetenizde dört gün ur» İle muhterem selefim Dr. Kırçların Belediye İşleri hakkında «yazıları çıktı. Bunların bizimle hiçbir alâkası olmadığını, teehhürlerin samanlarına reci olduğunu basın toplantısında^ izârf' ettim. Yalnız sayın Muhdd in üstünü ağla aralarında tseTeyan eden yazılı bir münakaşada Emlâk re Eytam caddelerindeki İnşaat vesilesiyle sayın Lûtfl Kırdar evvelâ 'Üstün dağı itham etmiş ve bUS bara riicu ederek kandl zamanında da böyle bir yolsuzluk olma-dıiını iddia etmiştir
O halde kimin zamanında?
Günün birinde İstanbulin I-fnar dramı incelen irken her hangi bir yenhşbga «ğnyarak hiçbir alâka ve suçu, olföıyan Gokav’ın hatıra gelmemesi için ben de mecburen şu açıklamayı kaleme aldım.
Eytam caddesi gibi İşlenmemiş bir caddede hâlen Fransa
Konsolosunun oturduğu bina ve mücaviri sayın Dr. Kırdar’ın zamanında yapılmış olduğunu yerinde tahkikle öğrendim. Kanalizasyonu da benim zamanımda yapılmıştır. Bu sokağın kanun mahiyetinde olan 1/50C plânı da kendilerinin zamanında hazırlanarak Bayındırlık Bakanlığınca tasdik edildiği İçin orada yapılmasına teşebbüs edilen bina da mezkur plânın lcap-lanndandır. Mamafih o mır. latanın tabii güzelliğini bozacak olan inşaatın önlenmesi için de teşebbüse geçmiş bulunuyorum.
Ben esasen lnıartie cereyan eden bütün aksaklıkları ilk gününden İtibaren umumi efkâra arretmlş olduğum için bu mevzularda cereyan etmiş hâdiselerde hiçbir ilgim ve taksiratım olmıyacağını İlk ve son olarak İmar dramını yazacaklara vesika olmak üzere yayınlıyorum.
Aynen neşrini saygılarımla rica ederini.
Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. F. Kerim Gökay
Diyanet işleri reisi
Bursa 9 (Akşam) — Bir kaç gündenberl şehrimizde bulunan , Diyanet işleri reisi Hamdl Ak-'1 seki izhar edilen arzu üzerine evvelki gün ülucanıide din. ahlâk ve komünistlik mevzuları etrafında bir saatten fazla va'ze imiş tir.
Kumaşları
Bütün ftirîs modasını yaratan yegâne kumaş m arkasıdır.
Sabah Gazeteleri fte Diyor ?
Kasım Gülek duruşmada bulunmadı
Ankara 8 — BUeçtkte yaptığı bir konuşmadan dolayı hakkında takibat açılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Kasım Guletin dun saat 1
11 de üçüncü asliye ceza mahkemesinde ilk duruşması yıup-lacaktı. Partisinin Divan tep-lanhnnda bulunduğa İçin gelemedi. Mahkeme, duruşmanın pazartesi günü yapılmasını kararlaştırdı ve bu yolda kendisine ^cblleşt , ,
Bayındırlık Bakanı Çanakkale'de
Çanakkale 8 (ÂJ1.1 — Bayındırlık Bakanı general Fahri Belen bugün saat 14 te Gelibolu - Eceabat yolu İle şehrimize gelmiş, bir kıta asker ve halk tarafından merasimle karşılanmıştır. Bakan, saat İT,38 da yeni yapılacak büyük isketenin temel atma töreninde buluna-
! çaktır.
İstanînl Bonannm •l’S/15» lialtari çx A t e a . KofMuU* Londra 1 Sicilin ’JH Nere York loo Dolar SSO.— Parft WB Fraırsu F OM Slokftolro IO0 İsveç K. Hirk Ccneı-re 100 te-lçre F. MO3 AmMerdam 10« Florin 13 «MU Brîikrtl 10û &c’-çıfcn F »Bu Litbor, 100 E&kvdco • >»> ESHAM TE TAlFVIlJkT
% i ratzu raHvtLLCR Sıva» - Erauruuı t Sivas ■ Enurıım î-î İSKİ Demiryolu ■ 15-11 Demiryolu (I 1M4 Demiryolu III »lılll MOdafaa I Milli Mûdftfna ti *. MIHI Müdafaa LU Milli Mudalaa İV
Artık çalışma devri
CUMHURtYET'in başmak ateşin de D. P. nin nrtık her sahada ciddi çalışnıalnra başlaması icap ediği İşaret cıirierek şöyle denmektedir:
Büyük Millet Meclisinde ezici bir ekseriyete sahip bulunan, muhtarlıklarla belediyelerin ço-ğnnda da ekseriyet kazanmış -olan partiye rey verenler, şimdi ondan bir çok İşler beklemekte. diricr. Demokrat Parti kendi teşkilâtına kayıtlı üyelerden z1" yade, hiç bir partiye mensup olmayanların reyleriyle iktidara gelmiştir. Bütün seçimlerde, Demokrat Parti adaylarım diğer-terine tercih eden vatandaşlar, partinin beş yıldanbcri mfllet huzurunda yaptığı ve durmadan tekrarladığı valdlerin ğ«r-çekleşmesini beküeınck.tBdİTter Bu valdlcr, memleket, ve vatandaş hayatının her meselesine ve İşine şamildir
Bu kadar gürültüden sotırt. memleketin hıızur ve siikiın içinde çatışmaya ihtiyacı var-_ dit. Karşılıklj sert ve kinci tar-şehrimizde 8,45 te S saniye niı-' taşmaların sinirleri bozmaktiın ren bir deprem olmuştur. Ha-■ar yoktur.
daki b.ışmaketesindo partiler a-rasmdoül gergin havanın son samanlarda gittikçe sertleştiğini ve bımnn çok büyük tehlikeler yaratabileceğini İleri sürdükten sonra şunları yazmaktadır :
cafij muhakkaktır.
Ankara 8 (A. Ati — Dışişleri Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Tugoslavyadakl Türk emlâk ve menfaatlerinin tanzimine müteallik 5 ocak 1950 tarihli protokolün İkinci maddesinde Belgradda Tiirk - Yugoslav delegelerinden müteşekkil bir karma komisyonun toplanması ve bu komisyona lüzumlu eksperlerle Türk ilgililer birliği tarafından seçilecek iki temsilcinin tefriki derpiş edilmişti,
Mevzuubahla karma komisyonun yakında Belgradda toplanması mukarrerdir Binaenaleyh yukarıda süztt geçen protokol çerçevesi dahilinde Yugoslavya-da hak ve menfaatleri bulunanların scçeoelkerl iki temsilcinin adlarım Bakanlığımızdaki dosya numaralan ve kendi sarih isim ve adresleriyle birlikte 2Ü eylfıl 1950 Ürüne kadar Bakanhğmu-ta bildirmeleri İlân olunur.
*
C. H. P. ölme m iştir
YENİ SABAH hnşmakairsinde F*vzj Lûtfl Karavsznvnvttn-nuıı ('.HT. yi knnunsrdiiri. halbuki Halk Partteinin henüz tıs-fiyt edilmek ten çok uzak bolu n-ılnğu belirtilerek şeyle demek-t edin
aı.M ıı JO
10 35
Sikilmiş yumruklan çözmek ve İki eli beraberce milletin hizmetine sevkebnek hususunda hükümet iyi Örneği göstermelidir. 7 ocak İS50 de Demokrat Partinin ortaya sttagı sevgi siyaseti boylece ■tamamlanmış olur ve parti yeni ve mükemmel bir atalet, cdmetrHk ve vatanseverlik imtihanı geçirir.
B FAİZLİ TAHVİLLER
ATLAS TRAŞ BIÇAĞI
arası
şraxn
Ulaştırma Bakanı
Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurt-bei: bu sabahki ekspresle îştan-Inıla Kelmişim
vc çalışmalar ı husumet havası başka bir netice tür.
Pamuk satışları
Adana 8 (AA.) — Pamuk satışları hararetle devam etmektedir. Fiat 245 kuruşa yûksel-
Erzincanda zelzele
Erzincan fi tâ Ati — Bugün
•M y ınatmaktan. yaratmaktan vereceği yok-
13-1» l»bnll_______________
“« S FAİZLİ I AHV1LLE»
*
Pzrliler ^erp-îı-Kk Ahmet Emin ialnıan VATAN'
«inçe
1 Rr>.l
Yeni Adana Belediye başkam
Adana 8 (AJLti — Yenişehir meclisi buğun sut 15 te İlk toplantısını yapmıştır.
Gizli oyla yapılan seçimler sonunda Belediye başkanlığına 19 reyle Da niş Ankoğiu seçil-
Prof. Dr. İhsan Şükrü
Akse)
Prof. Dr. İhsan Şükür Akse] Partate toplanacak olan milletler arası Psikiyatri ve Kriminoloji ieongtclertae iştirak etmek üzere hareket etmiştir. Kendisi ayrına Be İçikada toplanacak Tıp kongresinde ve Londra üniversitesi «İnir hastalıkları kliniğinde birer konferans vermek Üzere davet edilmiştir.
Dem.-ıkrat P-artf iktidarının yapacağı çok miıhim ve ağır işler vardır. Şahsi didişme ve ga--znp rol ün e sirrirktenmekle parti gitgide zata uğrar ve memleketin mukadderatını sahipsiz bırakır. Bilâkis parti yumruk sıkmaktan vaageçerek ve çirkin, hücumlara lafla değil, ancak müspet icraatla cevap vererek.. mlUi davalara sahip çıkarsa, tehlikenin önleneceği ve kurtuluş ve basiret yoluna kavuşula-
Hiç bir iktidar en ufek bir rakip ve hasını bile köçûmseye-mez. Muarudannı hafit görmeğe başlamak bir nevi nefse itimat. sayılsa bile bu ruhî hale bir parça da gurur ve nahretin karıymış bulunması İhtimali vardır. Böyle hislerin ise devlet tdaresi »in ne kadar tehlikeli olacağı kendiliğinden anlaştır, Kaldı kİ Halk Partisi henüz tasfiye edilmekten çok u-zuklar Çeyrek asırdır devlet idaresinde ve memlekette kurduğu menfaat re dayanışma şebekesi b&bün öndeliğiyle ayaktadır. Yeni iktidar bu nftm en ulak bir nokrasında bile delik açmağa muvaffak olamamıştır.
Üsküdar - Kadıköy tramvaylarında tetkıkat
Üsküdar - Kadıköy Halk tramvaylarının umumî dununu Belediyece İncelenmektedir. Üsküdar tramvaylarının İstanbul tramvayiarile birleştirilmesi 0-»rinde incelemeler yapılmaktadır.
3an vi iler Ruse «eBCtler
Mılrer.-sıi senet
Ayöla 1© Lir® Tak^iklâ I Merinos kumaşından tsmartama rihisc 135 liradıt Mahmutpaşa. Kapabil» kapın ynıhuMta Ho 18
1 A l. t il A l)DM K A R A KA Ş L
MrrICfi 6.10K4SI A.rslan -Çimento T. Tlorrt Bankası
İS Bankanı
Sac» Dcglnu«ncu>* Millî Reasürans
RARRhFLA'RDA RLT1R
PeİL-ICMUarıın.' Uaeınuna. ( V«8» siert W,ss - Idaı
X
9 Eylül 1950
İAİ
Fahrî müfettişin
not defterinden...
Şehrin , imar işleri
AKSAM
Koredeki kara kuvvetleri
Evvelki gün, Köprünün alt tarafında yürürken, Üsküdar iskelesi önünde bir dosta rasladım.
__Nereye? - diye sordu.
____ Selimiye taraflarında bir işim var, Harem • Salacak vapuru 14.15 te kalkıyor. Ona bineceğim.
____ Ya... Vah vah... Beraber gidemiyeceğiz demek? Benim de, İİsküdarda, Paşa-kapısında pek mühim bir dâvanı var. Kaçırmıyayım di-yç bir çeyrek önce geldim. Avukatlarla da randevulu-yuz. Yoksa seninle gelirdim. Anlatacaklarım var.
Dedim ki: •
— Senin vapurun 14,10 da İki dakikan kalmış. Zil neredeyse çalar... Görüşemi-yeceğiz. Fakat, dur, azizim, aklıma bir şev geldi. Benim 14.15 vapuruma sen de bin. Salacaktan kolayca Paşaka-pısına yürürsün. Vakit bile kazanırsın. Üsküdar yoluna kıyasla yakındır.
Dostum:
— Ya?... - dedi.
Cebindeki resmî tarifeye baktı: Evet, doğru söylemişim. Ben de not defterimin sahifesinde 14,15 Harem ■ Salacak vapurunu buldum. Lâkin, arkadaş, mahkemesine o derece ehemmiyet veriyordu kİ. birlikte, duvar tarifesine de göz atmamızı teklif etti. İşkilli haliyle şaka ettim, amma, işi mühimmiş: mazur gördüm.
Biz uzaklaşırken zil çaldı. 14,10 Üsküdar vapuru kalktı; beş dakikadan istifade e-d erek, biz de rahat rahat Ziraat Bankasının önündeki rıhtım iskelesine yürüdük. Vapurumuz duruyor; ve boş. Fakat, nasıl olur da kalkacağına birkaç dakika kala, kovalarla şarıl şarıl yıkanır? Kamarot kılıklı biri de, pür-telâş yolcularla münakaşa etmekteydi;
— Kaç defa söyliyeceğîm? O vapur seferden çıkarıldı
— Fakat tarifede var ya...
Parmağıyle gişenin yanındaki duvar tarifesini işaret etti:
— Gidin, bakın. Kurşun kalemiyle çizilmiş.
Dehşet içinde biz de gidip baktık: Sahiden çizilmiş! Gece yarısını on beş geçe vapuru da çizilmiş.
Gerek o kamarota, gerek gişe önünde zinciriyle oynı-yan ciddî tavirlgı memur bava halimizi anlattık:
14,15 vapuru seferden kaldırıldı. Bir şikâyetiniz varsa Kadıköv iskelesindeki âmirimize bildirin!
Artık olan olmuştu. Mahkeme kaçmış, dostumun bütün programı alt üsttü. Heyecanlanmış, sapsan kesil mlş, terler döküyor. Söylemiyor amma, beni de kabahatli savdığı halinden belli... Teselli için, faaliyete giriştim. Evvelâ müfettişliğe başvurduk, «Biz güverte müfettişiyiz!» dediler. Mânasını anhyamadım. O odadan çıkıp abonman biletlerinin satıldığı odanın yanındaki müdür bayın kalabalık odasın» girdik.
Uzun telefon muhavereleri edilsin de sıramız gelsin diye ayakta bekledik. Nihayet halimizi a nettik.
Ytiksek mühendisler birliği valiye bir mektup gönderdi
Türk yüksek mühendisler birliği, vali ve belediye başkanı profesör Gökaya bir mektup göndermişlerdir»
Mektupta İstanbul gibi güzel bir şehrin İmâr İşlerinin sene-lerdenberl sarfedllen gayretlere rağmen İstenilen neticenin, alınamadığını, buna mukabil İleri memleketlerdeki büyük şehirlerin 5-10 sene gibi kısa fakat plânlı bir gayreti# bugünkü hale geldiklerini belirterek İmâr mütehassısı olarak Avrupadan celbedllenlerln de muayyen bazı düşüncelerle hareket ettiklerinden beklenen İstifadenin temin edilemediğini belirtmektedirler.
rica etmiştir.
Âzadan Salâhaddîn Karayavuz'un demeci
★
saat
Aradan yirmi dört ______
geçti. Fahrî müfettiş sıfatiy-!e, duvar tarifelerini yine kontrol ettim. Dünkü ikazımız nazarı İtibara alınmamış; vâki değişiklik hiçbirine kaydedilmemişti. Üsküdar, Kadıköy, Boğaz İskelelerinde, ilh tebeddül yok... Yalnız. arzettiğim rıhtım is-gelesinin bir tarifesinde kurşun kalemle üç vapur kara-lanmıştı, aynı iskelenin diğer bir tarifesinde ise yalnız iki sefer karalanıp gece yarısından sonraki gûya Işli-yormuş gibi temiz bırakılmıştı.
Askerlik hayatı 43 seneyi bulan bu kumandan çok enerjik bir askerdir
Banlfe 8
Ingilterede tahsil rİ»j.——- *-■
İngiliz kültür heyeti üç kişi gönderiyor
İngiliz kültür heyeti bilhassa seçkin talebelerin tngütorede blr senelik tahsillerini sağlamak üzere her sene talebe bunları vermektedir. 1950Z51 akademik yılı İçin seçilen namztlerin üçü de îstanbuld&ndır.
Peyami Erman: Asistan, Edebiyat Fakültesi, İstanbul üniversitesi Cambrldge üniversite-slnd profesör Bailey'nin nezaretinde Etnoloji ve Filoloji.
Orhan Bozkurt: Asistan, Mimarlık Fakültesi, İstanbul Teknik üniversitesi, İngiliz mimar-lan kırallyet enstitüsünün (Ro-yal Institute ot Britlsb Archl-teets) delâletiyle mimarlık.
Orhan Yamanlar: Asistan, Orman Fakültesi. İstanbul üniversitesi, Osford üniversitesinde profesör Russell’ln nezaretinde toprak taşınması ve korunması üzerine çalışacaktır.
Üç namzet, ayın 13 ünde İngiliz hava yollarlle tnglltereye hareket edecektir. Kendilerini tebrik eder ve başarılar dileriz.
Balıkçılar cemiyeti, Baf-baltalığa müracaat ederek balıkçılığı mitm ıslahı için hükümetin yardımını istemiş. Bu mevzu üzerinde bir arkadaşımızla konuşaıl cemiyet reisi son zamanlarda balıkçılarımızın büyük bi/ sıkıntı devresi geçirmekte olduklarını belirtiyor vt muhtelif sebepler gösteriyor.
General Mac Arthur'ün Kore harbinin dördüncü haftası içinde Koredeki kara kuvvetleri komutanlığına getirdiği general Waltön Hûrris Walker askerlik hayatı 43 seneyi bulan çok e-nerjlk bir askerdir. Amerikan generalleri arasında çetin bir tâblyecl ve talim ve terbiyeci olarak tanınan general yarım asra yaklaşmakta olan meslek hayatında pek az zaman bürolarda masa başında oturmuş olup generalin hayatı harb veya kıta başlarında geçmiştir. 1889 seneslhde (Teksas) eyaleti dahilinde Belton kasabasında dünyaya gelen generalin dedesi de Konfederasyon ordusunda hizmet etmiş bir subaydı. (Virjlnla) daki askeri enstitü ile West, Polnt'l İkmal etmiş olan (Walker) 1 birinci dünya savaşı İçinde Fransada döğüş-mekte olan bir makineli tüfek taburunun komutanı olarak görürüz. İki defa resmi tebliğlerde kendisinden bahsettiren binbaşı Walker bu harbde İki madalya ve fevkalâdeden bir de riltbe almıştı.
Birinci ve ikinci dünya savaşları arasındaki devrede Çln-de. Amerikan yeni erat talim alaylarında ve kısa bir müddet de (West Point) te tâblye öğretmeni olarak vazife yapmış olan (Walker) ikinci dilnya savaşı içinde meşhur Amerikan general Patton'un üçüncü ordusuna bağlı (20) ncl kolordunun başında bulunmuştur. Normandl çıkartmasından 48 gün sonra Avrupa karasına çıkmış ve üçüncü ordunun en öncü kolordusu olarak müteaddit başarılı muharebeler yapmış olan bu kolordu (Normandl) den Avusturyadakl (Llnz) şehrine dokuz ay İçinde ulaşmak gibi bir harb sıir&t rekoru yapan muvaffakiyetli kolordudur.
Birinci Amerikan ordsunun Avranche'larda Alman ordusunda açtığı gedikten derhal kolordusunu sızdırmağa muvaffak olan general (Walker) ıLolre) nehrinin şimalini Alınanlardan temizledikten sonra düşmanın Mortain'de yaptığı mukabil taarruzları püskürtmüş ve Belnms ve Enerney, Ver-dün’ii arka arkaya zaptettikten .sonra (Metzi şehrine hücumla (girmişti. Top ve barut devrinim. ------ -- blr
'şehri hücumla zaptetmeğe mu-Ivaffak olan general Waiker üçüncü ordu komutanı general Patton tarafından çok hararetle tebrik ve takdir olunmuştu.
Mühim blr kilit noktası olan (Trler) i zaptettikten sonra (Sar - Müzen müsellesini ele geçiren general (Walker), Kas-sel şehrindeki muannldane Alman mukavemetini kırarak I Welmar, Yena. Nürnberg, Re> gensburg şehirlerini birbirini 'müteakip işgal ettikten sonra 1945 senesi mayıs avı iptidaların da Avusturyadakl ( Llnz > şehrine I ulaşmağa muvaffak olmuştu .General Walker eski bir askeri ı kaide olan «Blr asker emir vermesini öğrenmek İçin evvelâ ve-jrllen emirlere İtaat, ve onları I yerine getirmeği bilmelidir» esasına inandığından mafevki ' ordu komutanı general Patton'-dan aldığı emirleri dalma harfiyen yerine getirmeğe çalışmış ve bu sayede muvaffak olmuş-1 tur.
I 1948 senesinde general R | Elchelberger emekliye ayrılınca ; general Mac Arthur. Japonya-da bulunan sekizinci Amerikan ordusu komutanldığına general (Walker) 1 tayin ettirmişti. Bira ve barların çok mebzul | j olduğu Japonyada mülteflt Ja- ' i pon bayanlar; arasında hayli gevşemiş olan Amerikan erleri-' | nt her İhtimale karşı hazırla-1 ma vazifesini üzerine alan ge- j neral Walker bu İlkbaharda . verdiği blr demeçte Japonya-dakl ordunun tamamen şayanı memnuniyet bir duruma sokulabilmesi için blr sene daha çalışmak lâzım geldiğini söylemişti. Bu duruma nazaran Kore harbi patladığı zaman general Walker tam hazırlıklı blr halde değildi. Sekizinci ordu-(dakl personelin yüzde doksanı-
Geçen pazar günü yapılan belediye seçiminde İstanbulda umumi meclis âzası olarak seçilenlerin arasında Sa-lâhaddln Karaya vuz da vardır. Salânnddln Ka-
rayavoz. Istan- SaKbaddln bul Üniversite- K^rayavus nln felsefe şubesi mezunlarındandır, üzün hocalık hayatında memleket hakkında uzun tecrübeler edindiği gibi, Istanbulun içtimai, İktisadi sahasında vukuflyle temayüz etmiş bir şahsiyettir.
Demokrat Pattlnln (urııldu*u tarihten beri parti kademelerinde çalışmış, parti mücadelelerine atılmış ve Demokra*. Partinin Vilâyet kongresinde ' İlk etmişti.
Kendisiyle görüşen bir harririmlze, şehrin ihmal mlş bir çok dâva ve meseleleri bulunduğunu ve bütün Denıok-rat P,rU m^upUn bu hu.M- - „Ü5tlhlfera
ta mtUellk balunduSlan lîln,l„hrl hOrllml, ciddiyetle çalışıldığı takdirde, ı. bugün şikâyetimiz mevzuu olan t bütün dertlerin kısa zamanda halledileceğini söylemiştir. > r------------------------—
Halkın şikâyetleri
■— Sen de pek küçük mev-aaılar üzerinde duruyorsun, muharrir Vâ - Nû!
Acaba mı dersiniz?
Nüfus, tapu, vesaire vesaire, hemen bütün işlerimiz
rels-
mıl-edll-
Telefon idaresinden bir şikâyet
Cemal Nadir sokağında Hüsniitablat matbaası sahiplen gazetemize müracaat ettiler ve şu şikâyette bulundular: «Telefon İdaresi matbaamıza telefon ederek 15 liralık bir borç olduğunu, bunun verilmesini bildirmiş. O şiara birimiz hasta birimiz Ankarada İdik. Bu para hemen verilemeyince telefon kapltılmış ve soranlara: «Borcunu veremediği İçin kapatıldı» şeklinde İzahat verilmiş. Bu doğru mudur?... 30 senedenberl müşterisi olduğumuz müessesenln hiç olmazsa gecikmenin sebebini sorması ve bir müddet tayin etmesi lâzım gelmez mİ İdi? Kapatılan telefonun yeniden açtırılması için 2 Hra alıyorlar. Acaba bu parayı almak İçin mİ bu usul tatbik ediliyor?
kikasma yapılmamasından dolayı değil mi?
(Vâ - Nû)
NOT: Bahsi geçen seferler filânca tarihte kaldırılacağı tarifede X İşaretleriyle gös-____________________ ....... terlim işse de keşfedilmesi niçin, karman çormandır? için 24 saatten fazla mütalâa . tashihlerin, tâdille-' lâzım. Yani mesuliyet bura-
rin, İlâvelerin, tayların sis- da da dosyaya havale edil-tem dahilinde, dakikası da-.miş. V. N.
Karedeki Birleşmiş Milletler kara kuvvetleri komutanı Gl. Walker
nın harb tecrübesine sahip olmayan gençlerden terekküp etmesi ve Vaşlngtonun tasarrufla idare siyaseti yüzünden, tü-. menlerln noksan kadrolu ve natamam teçhizattı bulunuşu general için çok zor bir durum yaratmıştır. Gerek general, gerek emrindeki tümen komutanları İçin Şimali Korelilerin aynı zamanda girişmiş oldukları çete harbi tamamen yepyeni bir harb şekil olduğundan bu husuta da hayli sıkıntı çekilmektedir.
Bütün zorluklara rağmen cesaret ve mâneviyatı kırılmamış olan general Walker neticenin ve zaferin Amerikalılar tarafından kazanılacağından emindir. Bundan evvel yaptığı muharebelerde, iştirak ettiği tatbikat ve manevralarda, o-kuttugu derslerde zaferin taarruz ve tecavüzle kazanılacağı tâbiyeslnl kabul ve tatbik etmiş olan generale şimalî Koreliler karşısında ricat etmek çok ağır gelmektedir. Harekât icabı zaman zaman çekilme karan verilirken çok üzülen general «43 senelik hayatı as-kcrlyemlz esnasında yapmağa alışmadığımız şeyler» diyerek
bu tessiirünü gizliyememekte-dlr.
Bütün hayatını orduya vakfetmiş olan ve «Ben sadece bir askerim» diyen general bir çok Amerikalıların fazla rağbet ettikler) golf, polo gibi sporlarla, balo ve sosyete hayatından hiç hoşlanmamak tadır. Slg ara İçini -yen ve pek ender ahvalde az miktarda müskirat kullanan general boş zamanlarında avlanmak ve balık tutmak suretiyle dinlenmektedir. Sinema ve komedi piyeslerle esprilerin fazla komplike olmıyanlan da generale zevk vermektedir.
Çok cesur ve dindar bir asker olan general (Walker) sık sık cephenin en Heri saflarına sokularak döğüşmekte olan subay ve erlerle görüşür. General; «Cephede bir generali görürlerse erler durumun pek o kadar tehlikeli olmadığını zannederler.» demektedir.
Generalin göğsünü tezyin eden nişanların sayısı on dokuzdur. Bunların İki tanesini hiç sevmediği ve «Şakiler» diye anmağı İtiyat edindiği Budar vermiştir.
Derleyen: B. AKŞEL
yapi ve Kredi bankasj
*
BUGÜN
7 ncl çalışma yılma girerken 1951 yıhrda yeni bir İKRAMİYE PLÂNI İL® tasarruf hareketlerine taze bir hamle katmaya hazırlandığını muhterem müşterilerine arşede r.
*
Dr» Esat Durusoy emekliliğini istemedi
Dün sabahki gazetelerden biri Cerrahpaşa Hastanesi başhekimi Dr. Esat Durusoy'un. emekliye ayrılmak üzere Bakanlığa müracaat ettiğini yazıyordu. Kendisiyle konuştuğumuz Dr. Esat Durusoy:
«— Böyle bir müracaatta bulunmadım. Elhamdüllllâh sıhha tim ve enerjim yerlndedlr. Daha uzun müddet çalışabilirim.» de-mlştlr.
* Meslekteki hizmeti 30 sene ve daha fazla olan şehrimiz İlk okullarında vazife gören 257 öğretmenin sicili MİLİ! Eğitim Bakanlığına gönderilmiştir. Bunlar emekliye avrılacaktrr.
İSTANBOT HADYO8U
Belli başlı dert, ihracat ve yurt içinde İstihlâk meselesi. Balıkçılar, Marşal yardımından temin edilen gemi ve sair av malzemesi sayesinde balık istihsalimizin artacağını, fakat bundan da gereği gibi fayda sağlanamı-yacağını, zira bugün elde mevcut malzeme İle tutulan balıklan bile dışarıya satamadığımızı, memleket içinde de istihlâk edemediğimizi^ söylüyorlar.
Evet, sularımızda bol boç^ yetişen çeşitli, nefis balıkla-^ nmızı ıı dışarıda müşterisi O varken, ihracat işini düzen-ç-liyememek yüzünden bu mÜQ hin, döviz kaynağından fav^= dalanamıyoruz; üstelik İs*₺_ t abulda bazı bakkal diik-O) 1 ânlarında, şimal memle—> ketlerinden gelen balık kon-Q) serveleri satılıyor. 0
Dahildeki İstihlâke gelin-^* ce; balıkçılar, halkımızın bag^* lık yemediğinden şikâyetçi^ İstilâk olunan balık mlktariO memleketin nüfusuna tak-jR sim edilirse adam başına se-(0 nede yirmi kuruşluk balık 0 düşüyormuş.
Bunun da sebebi beceriksizliktir. Bugün istihsal bölgelerde istihlâk bölgeleri demir ve kara yoUarile birbirine bağlıdır. Soğuk hava tesisat h nakil vasıtalarile yurdun her tarafına muntazam sevkiyat yapılsa halkımız ba lık yemeğe pek âlâ alışır ve istihlâk artar.
ÖŞI» ve ■l'.nam pıogramı
12.57 Açılı» ve programlar.
13 00 Haberler.
13.15 Henry Lee». Xval« Cllgat ve Franeıaco Canaro orkestralarından dana mürlgt (Pl.)
13.45 Saz. eserleri.
1100 Radyo salon orkestran konseri
14 M Serbr ■ saat.
14.40 Şarkılar. Okuyan. Nevat Akav
15 15 Par: müsig! (Pl.»
15.45 İzmir Zeybek eklbtndan oyun ha □’arı.
lfl.00 Cıc müziği (Pl.)
16.30 fw eserleri.
16.45 Dana orkestraları geçidi (Pl)
17.30 Şarkılar. Okuyan: Mualtt Mu-I- ıdder.
16.10 İttaiye saati.
18.15 Don» mUr.ıgl.
18.'• Sm «erleri.
19 'O Haberler.
İr 15 İstanbul haberleri.
12,M Şarkılar. Okuyan Mustafa Kovancı.
| 3> 00 Hartanın programı.
ÎO.15 Hatıl müzik (? >,
2O.ÎO Türküler Okuyan: Cojkun Kardeşler
30,50 Şerbet ,ıeat. (Konuşma veya mttztkl.
21.00 Dinleyici istekleri (Hafif batı müziği.
11.45 Şarkılar, lzmirln kurtuluşu münasebetiyle İzmirli bdjdUt bee-tekâr Rakım Elkutlu’nun eserlerinden mürekkep flzel program Okuyanlar: Zehra Hojkan. İsmet Cellıısel. Nevzat GOyer.
22.30 Ora müziği (Pl.ı.
,22 45 Haberler
23.00 Dans müziği (Pl ).
23.30 Halil peçe mtlzlgl (PL|. 24.00 Programlar ve kapanıg.
AMKAKA RADYUSO
O4I» v» akgnm orogrusu
12.28 Açılış ve program.
12.30 M. S ayarı ve Karışık melodiler (PI.I.
13.00 Haberler.
13.15 Klisik saz eserleri.
13.30 Öğle Gazetesi,
13.45 Şarkılar.
14,00 Mılzlk.
1 14.40 Tango, rumba, sambalar (PI.I. 14.55 Spor haberleri.
15,00 Kayıp mektupları, hava raporu, aksam programı ve kapanış,
16,58 Açılı» ve program. 17,00 Çocuk saati.
18,00 M, S. ayarı ve dans müzikleri (Pl).
18.30 Şarkılar Okuyan Muzaffer Blr-tan.
13.00 M S. ayarı ve Haberler.
19.15 Tarihten Blr Vaprak.
19.30 Yurttan sesler (İdare edan: Mu-r af fer Sflrtsözenı
J9.45 Radyo ile İngilizce.
20.00 Keman soloları (Pl,),
30.15 Radyo Gazetesi.
İzmir'in kurtuluşu dolaytslyle hususi program
20.30 (Hicazkâr faslı ve İzmir jarfa.
ı lam.
ı 21.15 Temsil.
122.00 Zeybeklerin çejldl (Pl.).
22.15 Şarkılar (İzmir li bestekâr Rakım Elkullu'dan eserleri.
22.45 M. S. ayarı ve Haberler.
23,00 Dans orkestraları çalıyor (PL). (23.30 Program ve kapanış.
Etten daha ucuz olduğu halde İstanbul halkının da balığa rağbet etmediği söyleniyor.
Hakikî sebepler incelenirse görülür İd hemşerîier balığa fazla rağmet göstermemekte haksız değillerdir.
Evvelâ, istihlâk bakımından balığı et İle mukayese edemeyiz. Vatandaş, varım kilo etin yanma, mevsimine göre çeşitli yaş ve kuru sebzeler ilâve ederek yemek miktarım çoğaltıyor. Yani et, yemek içinde diğer sebzelere tad veren blr katık oluyor. Balıktan bu şekilde fay dalanılamıyacakğı İçin etki tercihi tabiidir.
Saniyen, balık tiatlerinda hiç bir zaman İstikrar yoktur. Misal olarak hamsiyi »-le alalım. Mevsiminde bazen bol hamsi tutulur, balıkhaneye motörler dolusu hanıri gelir, kilosu otur, hattâ yirmi kuruşa kadar düşer. O zaman halk rağbet eder, et yerine balık yer. Fakat bu ucuzluk blr, azami iki gîin sürer, üçüncü gün hamsinin kilosu birdenbire viiz elli ku ruşa fırlar. Bu variyette ayni rağbetin devamına elbette İmkân yoktur.
Sularımızdan senenin her mevsiminde balık çıktığı halde, ucuzluk devreleri pek süreksizdir. Barbunya. Kılıç, mercan ve emsali nadide balıklar şövle dursun, uskumru, sardalya. hamsi gibi bol tutulan balıklar bile ekseriya, orta sınıf halkın dahi el uzatamıvacağı kadar pahalı, lüks bir meta olur.
Hülâsa, bugünkü şartlarla dahilde balık istihlâkini arttırmak kolay değildir, bu işlerin esaslı bir düzene konulması icap eder.
Cemal REFİK
Tensikata uğrayan bir çöpçünün şikâyeti
İstanbul temizlik İğleri müdürlüğü kadrosunda çalışan 130 onbaşı ve çavuş evvelki akşam tensikata tâbi tutulmuşlardır. Bunlardan Asmaaltı onbaşın Salih Tunka dûn matbaamıza gelerek dedi M:
«—. Aldığım 70 lira maaşla 9 nüfuslu blr aileye bıkıyordum. Şimdi biz ne yapacağız? İM arkadaşım da aynı durumdadır j
Sn h ite *
1 II i u
9 Evliîl 19'9
İzmir fuarında dikkati ü z i k
Prof. A. Tcvfik Berkman
Muhtelif memleket v» milletler hakkında yazılan kitap ve yazılardan elde edilen bilgiler, tarih, coğrafya ve kültür bakımından belki yeter görülebilir, fakat milletleri kendi yurtlarında görmenin ehemmiyet ve lüzumu ve hatta şevki inkâr edileme». Herhangi bir milletin eriştiği kültür ve hayat konforu derecesinde en büyük rolü olan millet karakterini yaratan, anane lor 1, hususi temayülleri öğretebllmenln ise, her milleti kendi öz yurdunda, aile ocağında ve sosyal hayatında, okul, üniversite, klinik, lâboratuvariannda görmek ve Linini ak İle mümkün olabileceği İse bir hakikattir.
Kanser ve radyoloji kongrelerinden sonra, Amerika ve Av-rııpanın. seçkin İlim adamlari-le, on kişilik bir grup halinde, Oxford, Birmingham ve Cam-brldge gibi Orta IngUte renin mühim merkezininde yaptığını ıa tetkik seyahatinin bizde bıraktığı İntibalar, bu hakikati bir defa daha gözlerimizin o-nüne koymuş oldu.
Filhakika her biri birer Cal-lege şehri olan bu merkezlerde. geçirdiğimiz günler zarfında. gayet iyi organize edilmiş bir program İle her türlü ziyaret ve temaslar mümkün olmuş. yaz mevsimi dolaytslle kapalı bulunan bütün kolejler ziyaretimize açılmıştı.
Ingiliz kolejleri, basa Amerikan kolejlerinden ve Fransamn .Callege de france» İnden tamamen farklı, başka bir mfir.a taşımaktadır. Meselâ Fransız koleji, akademik karyer dahilinde. yalnız Um! araştırmalar ı yapan vj fakat öğretim İle biç bir İlgisi olmıyan yüksek bir müesseseye verilen bir lalmdlr. Halbuki Ingiliz kolejleri, huvt-yetleri ltibartle, bizim İçin yabancı olmıyan bir mâna taşımaktadır. Tariiılmlrin İlk devirlerinde. İlmi seviyemizin diter milletlere üstün bulunduğu, âlimlerimizin daha yüksek bir saygı gördüğü. şanlı devirlerdeki büyük medreselerimizin tajjrrhgı aynı mâna ve hüviyeti göstermektedir. Ingiliz tarihinde kolejlerin oynadığı ve oynamakta bulunduğu mühim rolleri, medreselerimizin de geçmişte muvaffakiyetle oynamış olduğundan şüphe etmemek lâzım gelir. Medreselerimizin, ilk umanlarda taşıdığı mezkûr karakteri kaybetinesUe birlikte inhitat devrinin başlamış bulunduğunu. tarih aahifelerl ve geçirdiğimiz buhranlar göstermektedir.
İngiliz kolejlerinin tarihi, on ifcinel yüz yılda. Ozfordlu, orta halli bir ailenin vakıflar: ila baştanı ıştır. Bunu tskoçyaîı bir Baronun tesis ettiği ikinci kolej takip etmiştir. Daima gelişini halinde bulunan bu: kolejlerin sayam yalnız İki memle-
kette elliye yalcın bulunmaktadır. Magdlene ve Christ-Church kolejleri Oxford'un en güz»! kolojleri olup on dördüncü, yüz yılda tesis edilmiştir. Klng ve Trinlty kolejleri de, Camridg'ln en mühim kolejlerinin.
Bütün kolejler blrlblricrine çok yakındır. Her biri geniş ve lekesiz çayırlarla, yüz yıllık a-Jfcçlarla çevrilmiş, kanallar ve gürel köprülerle süslenmiştir. Binalar yen! Gotik mimarisini gösterir ve tarihin muhtelif devirlerinde tadil, tamir veya yeniden tesis edilmek suretlle, daima yeniliklerini muhafaza •önektedirler. Bunların en muhteşemleri bile dış görünüşleri Ittbarlle daha- ziyade bir Antikayı hatırlatıyor. Çok sade ve temizdir. Yalnız vakfı yapan veya tasla edenlerin basit ve her türlü tezyinattan uzak küçük büstlerinden başka bir şey göze çarpmamaktadır. Esasen burada hâkim ltiborile. dış görünüşün hemen hiç bir ehemmiyeti yoktur, Bütün bu tesisler, ruha düşünceye hl tabediyor.
Her bir Callegedo büyük bir Chapel. profesör odaları, kütüphane, çalışma salonları, müzik salonu, hususi talebe odaları. yemek salonu ve mutfak onun başlıca unsurları teşkil e-den Chapel blzdeki camiler gibi medresenin, en muhteşem kısmını teşkil edip her biri ayrı ayrı etüd edinmeğe değer. Yalnız hlr noktayı tebarüz ettirmek iaap eder kİ. tarihi Atina hükümeti inhitatının yüz yıllarca sonra da ruhunu bu Chopellerde yaşatmaktadır. Talebe odolan. İse bilhassa tetkike değer. Binanın yan kanad-lamda, her bir öğrenci için hususi bir yatak odası ve bitişik bir çalışma odasından İbaret talebe odaları bulunmaktadır. Burada şömine ve bir çalışma odasının lüzumlu bütün konforları temin edilmiştir.
| Her bir öğrenci İçin ayrı ayrı temlnedilen bu konforlu hayat şartlan ve bunların üstünde hiç eksik olmıyan mânevi bir disiplin İçinde, geniş hürriyet havasını yerinde görüp inceledikten sonra, Ingiliz yük-cek tahsil gençliğinin disiplin ruhu, hürriyet sevgisi ve aynı zamanda konfor İptllfisını anlamak giiç olmuyor.
Kolejlerin1 çalışma ve yemek salonlarının duvarlarını lılç bLr boş yer bırakmadan süsleyen ve her biri dünyanın en büyük sanatkârları tarafından yapılmış bulunan portreler, kolejin seçkin zekâlarını, kolejin, tarihini, günün en az bir kaç saatinde öğrencilerin gözleri ö-nûnde canlandırıyor. İngiltere tarihinde, her biri kendi sahasında, dünya çapında rol oynamış bulunan şahsiyetlerin
çeken paviyonlar
Bu seneki fuar geçen sene lerden çok mükemmeldir
tamir (Akşam) — Bu seneki İzmir Enternasyonal Fuarı., geçen yıllardan çok üstün ve başarılı olmuştur. Bu sebeple zir-yaretçJJer de geçen yıllardan fazla bir miktara yükselecek-ttr. Ancak tzmlrin. sonbahar başlangıcını bildiren yağmurlan başlamıştır. Devam edecek olursa Fuar ziyaretçi sayışının, geçen seneld 1.325.000 rakamını bulması şüpheye düşer. 17 gün zarfında Fuarı ziyaret edenlerin miktarı Ö13.5Û7 dir.
Bu seneki Fuarda bilhassa tarım makineleri ve tıbbi, fenni âletler mühim bir yekûn tutmakta vo saha kaplamuktadın Fuarın, mühim bir kısmın-olan duşimoe da y^junje çiçek dekoru a-
İzmir Fuarından bir görünüş
rasına serpilmiş bulunan her nevi tarım âletleri, kamyon. , otomobil, büyük vinçler teşlilr , öden müesseselerin temsilcileri, ;■ aldıkları mühim siparişlerden : memnundurlar. Tıbbi ve fenni ; âletler, daha ziyade devletler • pavlyonlanndadır. Bunların , içinde son keşiflere göre yapıl- : mış, İnsan sağlığı İçin çok faydalı olanları, hastaları istirahat ı ettirerek tedavi edenleri vardır. öyle ameliyat masaları , bulunmaktadır kİ bunlarda yapılan ameliyatlar, hastaya en ktlçiik bir ıstırap vermeden o-nu rahatsız eden unsurdan a.-yırmakta ve yeni hayata doğmuş hole getirmektedir. Çekoslovak. İngiliz ve Italyan pavl- ; yonlannda öp sanayii, birbiri- : ne rekabet eder durumda bulunmaktadır.
Amerikan pavlyonunda bilhassa son İhtiralara alt cihazlar nazarı dikkati ehemmiyetle çekmektedir, Bu paviyonda bulunan bir cihaz, havada uçan , bir tayyarenin pervanesinin mest bakımından ehemmiyet muntazam işleyip işlemediğini taşımaktadır. Plânın sahibi gösterdiği gibi başka bir âlet I MarshaM’m büyük bir portresl-te bir uçağın havada dönüş a,n ?anı başında harbden çı-yaptığı sırada kanadının tam I11111 mustarip milletlerin yar-devir yapıp yapmadığını, kuy- •üım bekleyen feci manzaraları,
akiimûlâtörle işleyenleri riya.- girmek için duhuliye almmıya-retçller arasında mühim bir çaktır.
yekûn tutan köylümüzün rağbetini çekmektedir. Kızılay Bebek sergisi ile «Tarihte İzmir, paviyonuj ayn hususiyetler ta-l şıyun zengin paviyonlardandır. ■ Kızılay Bebek sergisinde 38
İzmir Fuarı hakkında Pakistan sefir ir in demeci lm K i Dcucik _ îzmtr 8 tAksnm) — Burada
mlîleti'n KıTdhaç^K^y be- ^luB“ ^^“5^ bekleri teşhir edilmektedir.
luilltlıuı rmmıuı, .t ,
........................ jt- [Mlan Baslr Ahmet gazetecilere
Tkrm» ümlr pavlyonu. iz-.beyanatta bulunarafc İzmir mir Khruun 11» »urulMuna «I «°k ”"fn
«m Bayrak!, tem netler-' beteneTOnl. Mlüaumn
lerinı zırareteljere sineden ttl-l^sra İştiraki), TurMye - Ps-nsn hatırlanmış. Bge teteÜ-!“»>“ mteKMUnı tırrverlen-
nin zenginliğini aksettiren bir pavlyon halindedir. Bu paırt-yonda İzmir arkeoloji müzesUfi Bergama müzesinde bulunan heykellere alt alçı ile alınmış kalıplar da teşhir olunmakUi-chr.
MarshaU yardım plânı Türkiye heyetinin zengin pavlyo-nu, harbden sonra milletlerin süratle kalkınma ve gelşlmekrf-nln nasıl sağlandığını göster-
ruk takımında dönüşle muva-zenet hal! bulunup bulunmadığım haber vermektedir. Bu cihaz ve ölçüler, Fuar ziyaretçi- ■ lerinf çok İlgilendiriyor.
Macar ve Yugoslav paviyon- ■ ları. bu memleket’er sanayiin- ■ deld mühim gelişmeleri çok zengin bir şekilde göstermektedir. Fuarda sergi sarayının bit-,
biraz ötede dünyadaki mustarip ve yardıma muhtaç milletlere yapılan yardımların çeşitleri, Türklyeye yapılan ve yapılacak yardımların nevi ve sahaları görünmektedir. Renkli yurt hartasında, bu yardım-
(Arkası 7 nci sahifcde)
Kadans ve Gazel
Geçenlerde İstanbul radyo-snnda bir şarkı programından önce bir muhavereye şahit olmuştum. Özel program olduğunu sonradan öğrendiğim o musiki saatinde, şarkı okuyacak olan bayanla spiker ara-suıda, fanteziden başka bir şey olmıyan. ve sözde programı takdim eden o konuşmanın niçin yer aldığım, bugün de hâlâ kendi kendime soruyerum. Hele «Bu akşam şarkı okumaya hiç de keyifli değilim.» tarzında yakışıksız sözlerin yeri her holde mikrofonun baş* olmasa gerek., şarkı okumaya keyfi olmayan insan mikrofonun başına kadar zahmet ihtiyar etmez; ve öziir dileyerek o akşamki seanstan sarfınazar e-der. Şarkıcı bayanı cebir kullanarak şarkı okutacak hiç bir kuvvet yoktur, sanırını.
Fakat bahis mevzuu etmek İstediğim bu gibi yersiz sözler değil.. Sözde İlim ve sanat çeşnisi verilerek ulu orta atılan bazı fikirler var kİ bugünkü yazımla asıl bunlann üstünde durmak İstiyorum: Yine o akşamki muhaverede «gazel» den | bahsedilirken, — öyle sanıyorum kl bazı şarkıların ortasında veya nihayetlerine yalan 0-kunan «gazel» 1er kastediliyordu: — şöyle bir fikir ortaya atıldı: (Bu gazel, o şarkının kadansıdır.)
dlrmek gayesinin İstihdaf edildiğini. PakistanlIların, tzmirtn kurtuluşunu Islâm dünyasının i rortesansının başlangıcı telâkki1 ettiklerini, bu Kibarla D eylül kurtuluş bayramı günü Atatiir-kün heykeline çelenk koyacağım söylemiştir.
Gazete satılmasına mâni a anlar!
Sirkeci garının gişe önlerinde, peronda ve İstasyona giden büyük, kapıda İstasyon şefiyle Sirkeci emniyet amirliğinin gazete müvezzllerine gazete sattırmadıklarını müvezzllor gelip bize anlatarak demişlerdir kl:
— istasyonun büyük kapısı önimde gazete sergisi olduğu ve bte gazete satarken bağırdığımız bahanesiyle bfee Sirkeci istasyonun İçinde ve kapısı
lar, renkli elektrik ampullerlle ününde gazete sattırmıyorlar, işaret1 edilirken dönen plâkla da KcthhI Kuter polis va-
__......... ....... ... 1. oıtnefole hİT.İ nmıiîîn ııvnklsKtır-
___________________, gerilesin kolayca bilgi edineceği yük paviyonlarını İşgal eden bu şbkllrle konuşma yapılmakla ve devletlerin ağır ve hafif sana-, fa suretle halk, bu yardımın yldekl İnkişafları herkesle tak-, büyük değer ve ehemmiyetini dirini kazanmaktadır_‘ iyi ^karşılamaktadır.
Bu Fuarda tam 26 çeşit rad-| İzmir ftıarmdakı ân-- - - - - -
ve böyiece hüner göster illerdi Konçertoları İçin bizzat lıadans yazan ilk besteci Beethoven’dir. (Kadanâlar orkestra ve diğer şaz eşliği olmadan solist tarafından çalınırlar.)
Bugün hiç bir Virtüöz irticalen kadans çalmaz; bestecinin veyahut diğer bir sanatlsâınn esere ilâve ettiği kadanalarla sanatını değerlendirmeğe çalışır.
Tamarnlyle irticai mahsulü olduğu o eski günlerde bile kadans. özünü eserin bünyesinden alırdı. Sanat musikimizde şarkının orta yerinde yer alan ve son zamanlarda radyoda alıp yürüyen gazellerin, şarkının melodik bünyesiyle nasıl bir alâkası olduğunu, ve bunun, sanat ve vtrtüûzlukla ne derecede ilgili bulunduğunu sorup düşünmek bile abestir. Ual böyle İken bu türlü «gazel»lere bir de -kadans» diye kulp takınak, en hafif tabiriyle ayıptır. Eğer maksat, yirmi dört elli miktaıı uzatılan (Ah!) ları mey heyü lerl mazur göstermekse, daha uygun bir yol bulunabilirdi. Meselâ «gazel »lere bayılan ve ara sıra musiki meseleleriyle de nıevzularına çeşni katmak isteyen bir muharririn kulağına fı-sıldanabıllrdL O da halkın görüşünü, duyuşunu ve zevkini temsil ettiğini sanarak «halk kendi memleketinde, kendi radyosunda gazel dinlemek istiyor . gibi garip bir fikri müdafaa eden yazılar donatırdu Bu türlü yazıların mühim ve manevi değişikliklere sebep olduğu şimdiye kadar görülmemiş değildir
Halkın selim his ve zevkine inanıyoruz, daima ona itimadımız var. Fakat devletin ve memleket münevverinin vazifesi halkın, görüşünü, uuyuşuuu ve zevkini daha İyiye ve daha güzele doğru yöneltmek değil nüdir? Medeniyet dünyası, asrı milin, radyo gibi bir nimetini hep bu yolda kullanıyor. Biz ise mikrofonun hançeresini avaz avaz dolduran «hey hey inleri galiba mazur göstermek İçin olacak, «gazelce «kadans» diye ' ad takmak istiyor: onu radyoda ı perçinlemeğe çalışıyoruz Eğer radyolarımızda «gazel - ukutiıi-[ caksa, bırakınız «gazel» diye okunsun. Buna «kadans» gibi bir mazeret bulmaya çalışmam, e lâleme gülünç olmaktan başka bir şey değildir.
Fikri Çİ( EKUÛİ.C
Bu hikmetli! sözün doğruluğu ve eğriliği hakkında bir karar verebilmek İçin önce «ga-zeln ve «kadans» m ne olduğunu hiimp.mte icap eder- Gazel; vezinli ve kafiyeli bir güfte ü-zerine — ekseriya dört mısralı ı bir güfte — ses sanatkârının, ' yahut daha doğru bir tâbirle «gazelhan» m irticalen okuduğu bir musiki tarzıdır ki, muayyen bir makamdan Ibaşiıya-rak diğer ali kah ve komşu makamlar üzerimle «moduîa-tian» 1ar yaptıktan sonra yine başladığı makamda karar kılar. Şarkıların ara yerinde, bilhassa son zamanlarda ması bir hayli revaç «gazel» 1er ekseriya çift mısralıdır. Ve bunlar şarkıyı okuyanın fantezisine göre ya kısa veyahut çok dela şarkının boyundan da uzundur. (Şu ıne§-| .hur «Çcşml siyah» şarkısında olduğu glbL) Bu nevi gazellerden hangilerinin esasta şarkının bünyesinde mevcut olduğunu, yani bestecisinin o yerde 1 bir gazeli uygun gördüğünü; İve hangilerinde sonradan takma, İğreti ve keyfi bulunduğunu, sanat musi kistle yakından alâkalı olanlar bulup çıkarsınlar.
Radansa gelince: İtalyanca Cadensa. Fraiüizça Cadence. Almanca Kadenz. bir konçertoda, bozan bir sonatta veya bir ar lada bestecinin uygun bulup İşaret ettiği yerde saz veya ses sanatkârına üstün sanal İmkân- ( lannı teşhire fırsat veren vâr—| tilozlte pasajıdır.. Şarkı okuyucu bayanın kasdettlği kadans bu olsa gerek— Ses veya saz sanatkârları eskiden kadansı ta-mamiyle İrticalen söylerler, yahut çalarlardı. Fakat bu İrticaide eserin belli bağlı temalarını alıp işlerler; onları daha güç daha parlak şekillere sokarlar,
okun-
bulan
—"»X
K g
SİNEMASINDA
2 FİLM BİRDEN
Bugün
sıtasıyle bizi oradan uzaklaştırmak istiyor. Hablüki gazete salaşı her yerde serbesttir. Buna alâkalıların çare bulmalar için yardımmış rica ederiz.
Orada gazete satılması yasak ise o serginin oradan kalkması icap etmezml?_____
Denizyolları umum müdürü Holandaya grtti
Denizyolları umum müdürü Cemil Farınan dün sabah kalkan bir Kolanda uçağı İle Amsterdama hareket etmiştir, □mum müdür Batı Avrupa 11-mnnlarmı gezecek vç ayrıca bir navlun konferansına da idareyi temslien iştirak edecektir.
yo teşhir edilip satılıyor.
cak 26 çeşit deyince meselâ bir | morkadan 3 veya 5 çeşit teşhir ; e,«.Ua
edildiği ve hepsinin 26 rakamı- İzmir fuarındaki Lûna parkın nı gösterdiği zannet)ilinemelidır. şehrimize getirilmesi kararlnş-Mubtellf memleketlerde yapı- tınlnustır. Bu parkın îstanbul-lan. muhtelif isimler taşıyan 26 da kurulup faaliyete geçmesi radyo tipi.- Bunların her biri-1 isini üzerine alan şahıs dün nln taşıdığı İsimler, başka baş- belediyeye lüzumlu müracaatı ka olduğu gibi yapudıgı mem- yapmiştır.
leketler de ayrı ayrıdır. Aynı I Lûna park İstanbul sergi sa-kuru-blrJne rekabet etmektedirler. ■ Jacak ve 1 Ekimden 3(1 Ekime Bilhassa halk tipi, pille veya kadar açık bulunacaktır. Parka
Lûna park şehrimize getirilecek
GalatasaraylI futbolcuların îagiltereye seyahati
Dünkü nüshamızda bu başlık- _ . ___ ______ ____ ______ ___________
la çıkan yazının İzması, sahile zamanda Hat lıtîbarllc de bir-[hasının çarşı tanında
tertibi esnasında unutulmuştur Yazı B. Necdet Erdem'lndlr.
t.
Türkçe sözlü j
Baş Rollerde: ...
LARRE PARKS -
EI.I-EN PKEU 3
BEYAZLI KADIN
Aşk ve macera romanı
Taran: W. W. Coillns Tercüme eden: (Vâ-Nû)
>- Tefrika No. 41_____
da şaşmıyacağım Ab. resim hocamız şimdi burada bulunsaydı da bana yardım etseydi...
Avluda bir tekerlek seri duydum. Çalardır. Hele şükür!
1 Tenim ua
Gelişlerinden hâsıl olan heyecan durulduktan sonra Black-şraler maliliftneslnde her şey mutad halini aldı-; hayat nizamına girdi. Kardeşimle ben tekrar buluşmaktan bir an mesut olduk, Falrnt, lirimiz de, bir şeyin değişmiş bulunduğuna dair intlbaa kapıldık. Gerçi, o, bent eskisi gibi bulduğunu söylüyordu. Fakat ben karşımda aynı Laara’yı bulamadım Maziye kıyasla daha güzeldi, daha sıhhatliydi. lâkin mizacındaki durgunluk ve tatlılık cazibesini leşten ediyordu: lifte o bunlan kay-betoılşti. HimuhI hayatını aç-
maktan çekiniyordu. Btn bu bahse dokunmak. İsteyince, parmaklarını dudaklarına götürdü.
— Madem w beraberiz, abla, hayatın geri, kalan kısmının ne hükmü var7 — dedi. — Benim evlilik hayatnndıuı bahsetmesek daha mesut oluruz. Eğer sır dö-köşlerfm sade benim şahsıma taallûk etseydi, her şeyi anlatırdım. Maalesef her ağzımı açtıkça kocamdan bahsetmek mecburiyetinde kalacağım, ablacı-ğım. Buna da hakkım yok. ister misin, haydi gel, tekrar buluşmuş olmanın saadetinden konuşalım.
Ellerini çırptı:
— Ah, ablacığım, ablacığımt İşte kütüphaneclğimiz de burada... Onu görünce eski bir dost bulmuşa döndüm. Kltapla-rmmolan pek memnun ııın.
erkek şemsiyesine benblyen o. külUslür şemsiyeni de getirmişsin! işte bunlar, tam mânaslyle Limmerldge malikânesinin de korlarını teşkil ediyor. Dur, ben de bu odaya hâtıra kabilinden neyliniz varsa getireyim, hoşça saatlerimizi burada geçiririz. Ahlacığım, ne olursun evlenmemeği bana vadetl ömrümüz boyunca beraber kalalım. İleri sflrdüftüm arzu da biraz egoistçe amma, hiçbir erkeği beni sevdiğin kadar sevmlyeeeğinden eminim. Ben yokken çok mektup aldın mı?... O da sana yazlı mı?... Şimdi artık İradesini top-lıyabllmlş mİ acaba? Beni unutabilmiş mİ?
Zavallı kardeşim o kadar safiyetle, o kadar çocukça konuşuyordu kl, kendisini azarlıyamı-yordum. Bana karşı da fevkalâde İtimat besliyordu.
Şimdi de kardeşimin seyahat arkadaşlarından bahsedeyim.
Slr Perclval, döndüğünden beri türlü türlü can sıkıcı hâdiselerle karşılaştığından dolayı pek neşesizdi. Esasen onu zayıflamış buldum, öksürükleri de art-
mış. Bana karşı tavrı pek haşin.
Beni, kaçınılması mümkün ol-i mıyan zaruri bir belâ gibi te-i lâkkl ediyor. Erkeklerin ekserisi! kendi evlerinde hakikî veçheleriyle gözükürler. Slr Perclval'ln İntizam ve tertip hususunda â-deta manyak olduğunu biliyorum.
,mln etmezdim. Eleanore Fairllo hala, otuz yedi yaşında iken, iddiacılığı; ahmaklığı ve clcanlığı ile ve bunlara ilâveten mağrurluğu ve bitmez tükenmez gevezeliği İle âlemi helâk ederdi. Halbuki kırk üç yaşına varmış bulunan aynı kadm, Bayan Fes-co oJmıtş. saatlerce tek kelime
Tik önce onun asabiyetini ve [ söylemeksizin oturuyordu. Es-
ev İşlerindeki can sıkıntısına hamletthnse de aldandığımı sonradan anladım.
Döndüğü akşam, kendi burada yokken hiç kimsenin ziyarete gelip gelmediğini kâhya kadına Isordu. Kâhya kadın, yabancı bir bayın geldiğini haber verdi. Bu adam Lordun dönüş zamanını (öğrenmek için ısrar etmiş. Fakat İsmin! haber vermemiş. Bunları öğrenince. Slr Perclval, kaşlarını çattı, iskemleye bir tekme atıp çıktı gitti.
Şimdi de iki misafirden bahsedeyim:
Kısa kesmiş olmak İçin evvelâ Kontes Fesco...
La ura, halasını âdeta tanıya-mıyncağımı söylemekle hnta etmemiş. izdivacın bir insanı bu derece değişlirec'ğlnl asla tah-
klden alnını ve yanaklarım saç büklümleriyle doldururdu. Halbuki şimdi, küçük re mâkul buklelerini İttna İle fırçalamış,
;hanım hanımcık olmuş. Elbiseleri ona göre, gri, yahut siyah. Başına da bir file geçiriyordu; hiç İtiraz olunacak hali yoktu.
Kuru parmaklariyle kocasına! mütemadiyen hizmet ediyor, sigara sarıyor, örgü örüyordu. I-şlnden başını nadiren kaldırıyor, soğuk mavi gözlerini sadık ve mut! bir köpek edaslyle kocasına çeviriyordu. Burada geldiği andan beri ifade ettiği ilk his, kocasına karşı beslediği bir dişi kaplan kıskançlığıydı.
Kocam, her hangi bir kadınla, hattâ bir hizmetçi ite konuşmayı görsıin___ Hemen kıskanç-
lık!
1 — Aşağıda yerler! yazılı Akaryakıt depolatma 2Ö0 lira aylık ücretle ve imtihanla benzin tank makinisti alınacak m
3 — imtihan Ankârâda Ana Tamir fabrikasında yapılacaktır.
3 — İmtihana girmek Istiyenler Aşağıdaki belgelerle Un kur. Ordonat Dairesine baş vurmaları.
4 _ imtihanda muvaffak olanların atanacakları yerlere gidişlerinde gerek kendisine ve gerekse ailesine yolluk verllnıl-ye çektir.
A) Dilekçe.
B) Emniyet Müdürlüğünden belge (bu belgede yabancı bir kadınla evli olmadığı yazdacaktır.
C) Sıhhi rapor.
D) Nüfus kâğıdının onaylı örneği.
E) Cumhuriyet Savcılığından İstihdama engel bir hali bulunmadığına daîr belge.
F — Noter senedi.
Benzin tankı makinisti alınacak deoolar:
1 — Bozöyük Akaryakıt depposu
2 — Afyon > »
3 — Erzincan » >
4 — Malatya » >
B _ fflvas________> > (12133 - 39l>7'>
Eminönü As. Şubesinden:
Malûl Subay ve Erler. Şehit Yetimlerinin yoklamaları 1B/Eylül/65O tarihinde başlıyarok 15/Eklm/950 tarihinde nihayete ereoektir. Yoklamaya gelecek Malul Subay ve Erlerle Şehit Ylimleri, yoklamaya haftanın pazartesi, çarşamba ve perşembe günleri gelmeleri ve beraberinde ikramiye tevzi cüzdanı, kimlik cüzdanı ve resmî senetlerini getirmeleri lâzımdır.
(123.8* — 4(fââ>
ŞArkası var)
Vusuf Izzeddin
Efendinin intiharı
VII
O Û_ cxı
Sarihten Sayfalar
— Gerçekten deli olduğunu sanıyorum Joan! izdivacımızdan sonra iflnl bırakacak mısın, bırakmıyacak mısın?
Joan sigarasını tablaya koyduktan sonra ellerini başının arkasına dayadı ve dikkatle
Berte bakarak:
— Hayır, sana kaç defa söy-llyeceğim Beri dedi.
Bert İle Joan bir kaç ay evvel tanıştıktan sonra aralarında karşılıklı bir meyli uyanmıştı. Binaenaleyh delikanlı, evlenmeğe talip olduğu zaman Joanın annesi İle babası hayrete düşmediler. Bu. bekledikleri bir şeydi.
Joan, evlendikten sonra işini bırak m ıy arağını açıkça söyle-mlştl. Büyük bir ilâna t şirketinde çalışıyordu. Bert, bu meseleyi bir çok defalar nlşanlı-slle münakaşa etmedi. Binaenaleyh Joanın kati bir karar vermesi gerekti. O gün de nişanlısına, İşini bırakmak niyetinde bulunmadığım katiyeti# söyleyince Bert ayağa kalktı:
____ O takdirde aramızdaki münasebet kesildi. Benim evleneceği erkekten ve evinden ziyade çalıştığı müessesenin işle rüe alâkadar olan bir kadına İhtiyacım yok dedi.
Münakaşanın uzamasına lüzum yoktu. Bert gidince, Joan kalkıp kapıyı kapadı- Salona dönerken anneslle babasını holde gördü.
Annesi:
— Kızım, ben İle baban nişanlınla ne konuştuklarınızı işittik, dedi.
— O halde konuştuklarımızı size anlatmak zahmetinden be-1 nl kurtardınız.
Genç kızın babası söze karıştı:
— Kızım, bu bal üçüncü defadır tekerrür ediyor. Daha evvel iki kişi seni İstedi. Şirketteki İşin yüzünden onları reddettik. Halin nice olacak?
— Ne olursa olsun kararımı degiştirmiyeceğim. tşlml severim. Hâlen müstakil olmak isterim.
Joan, bu cevabı verdikten sonra odasına çıkınca hiddetinin hafiflediğini hissetti. O __________________
gece rahat uyııyamadlğı için ntlyorum.
erken uyandı, giyinerek şirkete Delikanlının uzun İtirazla -gitmek için yola çıktı. Merkezi nndan sonra pazar sabahı saat büro. kendisine bir yardımcı onda büroda buluşmak husu-göndermlş olduğu muavininin sunda mutabık kaldılar. Larrl, işinin başına erken gelip gel- sabah, büroya gelirken, kendi-mediğin! anlamak İstiyordu. aınj a]mak için evine uğnyaca-Bürosıına girer girmez gözüne gm, söyledi. Joan, ertesi sabah İlk çarpan şey, masasının üw- evinin önünde hususi bir oto-rindeki çiçek buketi oldu, Mu- mobli durauJc. içinden dellkan-hakkak yeni memur, bu çiçek- jınLn çıktığını görünce şaşakal-leri getirmişti. Bu lâubaliliğin- ve alaylı bir eda İle: den hırslanarak pencereyi açıp çiçekleri dışarı attı.
Yeni memur Larrlya, büroya gelince sordu:
— Bu çiçekleri siz mi getirdiniz?
Larrl son derece güzel bir erkekti Fakat bakışlarında daimi bir İstihza okunuyordu. Bu bakışlar, sinirine dokundu VS uarıcınae çatışacağımıza
hiddetle delikanlıya hitap e- göre kendi keyif ve arzuma güderek re çalışmak İstiyorum.
— Mösyö Larri dedi. Bazı Otomobil, sayfiyeye giden yo-prensiplerim var ki bunları oğ- la sapmıştı.
re nineniz lâzımdır. Her şeyden -evvel büromda çiçek İstemem, dedi, istihza dolu bir tebessüm görünce Küplere bindi:
_ Kadınım amma, __________
kadın gibi muamele görmek Is- n ansızın birleşti ve Joan. ken-temem Anladınız mı? ı oinl Larri'nln kollan arasında
— Âlâ, âlâ... Bağırmayınız buldu.
matmazel! , Saatlerin nasıl geçtiğinin
— Bağırmıyorum. Ben bura- farkına varmadılar. Bir aralık,
da âmlrinlzim. 'Joan, silkineli-
- Anladım matmazel! Şimdi _ Vakit çok geç Larrit diye-merkezi büroya gidip, evrakı rek avdet yolunu tuttular. Genç getireceğim. '—....... - - ---- -
— Git, bana matmazel diye hitabetmekten de vazgeç.
Joan, hiddetten boğuluyordu. Bu züppeye muhakkak haddini bildirmek lâzımdı.
Fakat, hâdiseler, insanın istediği gibi bir cereyan takip etmiyor. Joan, günler geçtikçe daha ziyade hiddetleniyordu. Delikanlı, her sabah kaleme girdikçe kendisine: «Bonjur matmazel* sözlerde hltabedlyor ve bazı defalar da hlmayt-kâr bir tavır takınıyordu. »Matmazel. hitapları, Joanı çileden çıkarıyordu.
Bir gün genç kız, haddinden fa21a çatışmış, altın sarısını andıran saçları, güzel çehresinin İki tarafına dökülmüştü:
— Bu İlân... derken Larrl birdenbire sosunu kesti.
— Harlkûlâde derecede güzel! sözlerini kekeledi.
— Harlkûlâde güzel alan nedir? diye sordu
— Perçemlerinizin İki yana düşmeslle harlkûlâde güzel gö- çiçekler gördü. Çiçekler# ba-
CM.WV€N UHİHİM
kadınla beraber çalışmağa hiç hevesim yok.
— Erkekllşmiş mİ dedin?
— Evet.. Bir an kalb sahibi bir kadın karşısında bulunduğumu sanmıştım. Fakat karşımda Kadın kalbi değil bir buz dağı var.
Joan, hırsla masasının üzerinde duran çiçekleri yakalıya-rak delikanlının suratına fırlatırken:
— Çık dışarı diye haykırdı, delikanlı çıkıp gitti.
Oiinler geçiyor, fakat genç kıs bir türlü Larri’yl unutamı-yordu. Büro, kendine bomboş görünüyordu. Kendini bir türlü ı oparlayamıyordu. Larrl giderken kalbini de alıp beraber götürdüğünü şimdi anlıyordu. Ne kadar akılsızca hareket ettiğini düşündükçe çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu.
Joan. bir sabah, kendi bü-
karken arkasında Larri'nln sesini işitti.
— Bonjur sevgilim, çiçekler hoşuna gitti mİ?
— Sus. çiçeklerden hiç hoşlanmadığımı sana söylememiş miydim?
— Fakat dün gece bambaşka İdin Joan?
— Dûn akşamı unut. Larrl! Ne olduysa, sayfiyenin şairane man/arasının tesirde oldu. Belki de yorgundum da ondan I Her ne bal Isa bir münasebetsizlik yaptım. Rica ederim bunu tamamda unut! Yalnız âmirin olduğumu hatırla... İşte o kadar...
— Yanılıyorsun. Artık 1-
rüüüyorsunuz matmazeli de-
mek istiyordum.
Joan, bu cevaptan sinirlendi.
— Ben size İşten bahsediyorum da siz bana... diye haykırdı.
— Saygısızlık göstermişsem beni affediniz matmazeli Ben bira? sonra gelirim diyerek bürodan çıktı.
Günler geçiyor, delikanlının, gözlerindeki parlaklık Joan'ı daha fazla sinirlendiriyordu. Cumartesi günü akşamı, bürodan çıkacakları sırada Larrlya döndü:
— Yarın pazar amma, acele İşlerimiz olduğu İçin biz çalışacağız. Bunu unutmayınız dedi,
— Fakat yarın İstirahat et- mirim değilsin. Bugün buradan ayrılıyorum. Erkekleşmiş bir
Veliaht Yusuf İzzetlin efendi son günlerini İntihar çareleri aramakla geçiriyordu. Haremde kadınlar ve selâmlık salreslnde bendegân efendiden bıçak, ustura gibi kesici şeyleri saklıyorlar. Yüksek yerlerde, deniz kenarında hareketlerine dikkat ediyorlardı.
■ Veliahdın kendini öldürmek teşebbüslerini Abraham paşa şöyle nekletmektedlr: (Efendi rosuna gideceğine kalkıp Lar- daima intihardan bahsederdi, rlniıı çalıştığı merkezi büroya Arasıda tenezzüh İçin Büyükde-gittl. Joan. adaya girdiği za-'redeki köşküme geliyordu Bir man delikanlı masasına eğilmiş defasında İskeleden kendisini yazı yazıyordu. idenize atmak üzere yürümeye
Genç kız İçeri girince: başladı. Ben «Burada boğul— Larrll diye haykırdı. ! m azsınız, sizi kurtarırız, fakat
— A.. A. matmazel âmir bu- haysiyet ve zatı şerefiniz mahrada İşiniz ne? ivolur, niçin böyle yapıyorsunuz»
— Seni görmeğe geldim diyerek mâni oldum. Veliaht bu Larri. Artık hasretine dayana- • - - • madun.
Larrl:
— Joan, ben de seni hep düşünüyordum diyerek genç kızı kollan araşma aldı. Dudakları
harekete fevkalâde sinirlendi. Asabiyetten eller! ve ayaklan titremeye başladı ve yere düştü.
Aynı gün köşkteki balkondan ------------------------------- dahi kendisini aşağı atmak 13-blrleşt! Larrl, genç kızı Öper- tedl. Ytne mâni olundu, bunun | üzerine «Hayır, bayır benim (için hayatın hüküm ve ehemmiyeti yoktur »diyerek derin bir sükûta daldı,
Kendisini balkondan aşağı atarak intihar etmek teşebbüsü çok defa vaki oldu Bu teşebbüsleri üzerine köşke geldikçe müşarünileyh hazretlerine çok dikkat ediyorduk. Hatta köşkte telefi nefse salih ne kadar eşya varsa muhafaza altına almaya, ortadan kaldırmaya mecbur
ken:
— Joan seni seviyorum.. Ebe-dlyyen benim olmanı İstiyorum sözlerini kulağına fısıldadı. Genç kız da memnun ve mesut:
— Ebe dİ yy en şeninim Larrl-clglm! cevabını verdi.
Çeviren: A. HİLÂLİ
Demirci halıcılarına yardım edilecek
Ankara 8 (Aksam) — Demircideki yangından zarar gören halıcılara yardım olmak üzere olmuştuk.
Bir gün yine köşkte her nasılsa bir ruvelver bularak saklamak İstediğini görünce derhai elinden alıp fişeklerini çıkararak boş ruvelverl kendisine iade etmiştim. Diğer bir gün de eline
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı 800 halı tezgâhı dağıtacaktır. Küçük sanatlar umum müdür muavini tezgah tiplerini ve İhtiyaçları tesblt İçin bugünlerde Demirciye gidecektir.
”””” Yazan
Halûk Y.
Şehsuvaroğla
— Otomobiliniz olduğunu bilmiyordum dedi.
Otomobile bindiler, az sonra Joan, otomobilin büronun bulunduğu caddeye doğru gitmediğini görünce:
— Nereye gidiyoruz? Hani bugün çalışacaktık? diye sordu.
— Evet amma bugün mesai vc, saati haricinde çalışacağımıza
Genç kız, etrafına bakınarak;
— Ne güzel yer burası diye Delikanlının çehresinde söylendi.
— Sizin gibi güzel Joan! Derken beklenmedik bir hâ-İşunde dişe oldu: İki gencin dudakla-
kızın evi önüne geldikleri zaman gece olmuştu. Delikanlı, ayrılmazdan evvel Joanı bir daha kollan arasına alarak sordu:
— Beni seviyor musunuz matmazel!
— Evet Larrl
Larri, otomobiline binerek hareket etti, Joan bir müddet arkasından baktıktan sonra hafif bir sesle şarkı söyllyerk eve girdi. Babası, kızının bu hafine şaşarak:
— Ne o Joan! Şarkı söyll yere k eve dönüyorsun. Yoksa âşık mı oldun? diye sordu.
— Bunlar ne mânâsız sözler? insanın şarkı söylemeğe hakkı yok mu?
Odasına çıkıp da gürtdüzkü hâdiseleri hatırlayınca kendi kendine hiddetlendi. Nasıl oldu da kendini Larrinln kolları orasına atmıştı. Bu za fı Ue kendini hakir görüyordu.
Babalı bürosuna gittiği zaman yine masasının üzerinde
Kadın boksörler
Son zamanlarda kadınlar da boksa merak sarmışlardır. Beş kadın boksör yakında Paris'te büyük müzik hollerden birinin sahnesinde boks müsabakaları yapacaktır
Yukarıda bu beş boksör ve ikisi arasında yapılan bir maç görünüyor Beş boksör (soldan sağa doğru) Mlchelln »Belçika), bımone Rancy (Fransa), Yvonne (Ispanya, Yvctte (İtalya), Josette (İsveç) Ur.
bir neşter geçirdiklerini öğrendim. Hemen bendegânmm haberdar ederek aldırttım.
Efendi hazretleri beni sık sık ziyaret ediyordu. Rahatsızlığının daima fazlalaştığını görüyordum. Bu esef verici hâdiseye karşı her mülakatta her türlü teminat ve tahriren verdiğim ye-rrünlj beyanlar, efendi hazretleri üzerinde hiç bir tesir göstermiyordu,
Irtlhallerinden İki gün evvel efendi hazretlerinin emir ve davetine binaen köşke azimetimde huzurlarına kabul olunduğum sırada «Abraham paşa sen bundan sonra beni göremi-çeksin» hitabına maruz kaldım. Her zaman İntihardan bahseden efendinin şayanı dikkat olan bu sözünde ciddiyet tasavvur etmedim.»
Yusuf İzzettin efendinin teşrifatçılıkla yaverliğinde bulunan kaymakam Haşan bey de Veliahdın intihar arzusundan ve hazırlıklarından şöyle bahsetmektedir: (Efendi hazretleri üç senedenberl nevrasteni hastalığına müptelâ idi. Gün geçtikçe sıhhi tedbirlere riayet etmemesi yüzünden hastalığı cinneti İçti— bah halini kesbetti. Ve evvelâ kanser şüphesiyle başladı. 1812 de hükümetçe Vlyanaya tedaviye gönderildi.
İntihar fikri efendinin her sözünden Istltlâl olunuyordu. Hattâ son zamanlarda bir kaç defa pederleri cennet mekânın ne veçhlyle intihar ettiklerini hikâye ve kol damarlarını neresinden kestiklerini kendi kollarında mevkiini tayin etmek süreriyle gösterirdi. Bu damarların kesilmesi samanında eveft ve ıstırabın hlssol onmaması İçin ne gibi vasıtaların kullanılması lâzım geldiğini benden sormuştu.
Efendi hazretleri defaatle ziyadece kollarını uyuşturarak şiddetle koparmak suretiyle hissin mevcut olup olmadığını tecrübe etmişti. Ve yine bir gün cebinde makas bulunduğunu haber alarak pederleri cennet mekânın makas ile intihan malûm olduğundan vs efendi hazretlerinde de bu hale istidat ft-sannı ötedenberl gördüğümden bu makası güçülükle elinden almıştım.
Sonradan otomobilde tuvalet makasını dahi saklandığı yerden almış, Abraham paşanın köş-
köünde de bir neşter ele geçirmişti. Her İkisi de istirdat olundu.
Efendi hazretlerini bir gün de Çamlıcadakl köşkünün balkonundan kendini atacağı sırada menetmİştim. Muş İle tenezzuh ederken saatlerce bir noktaya gözlerini dikerek dalgalara bakar «Ne kolay olmalıdır* sözü İle de İntihar fikrini İhtar e-derdL
Efendi hazretlerindeki rahatsızlık 1813 ve 1014 senelerinde fiili ftsarını göstermeye başlamışta. Kanaatini hiç bir suretle İzale edemezdik. Ekseriya «Benden ümit kestiler, beni makamımdan ıskat ettiler, fakta bana acıyorlar, meyd ana ç ıkarmıyor-lar, ben ya Veliaht, yahut makamı saltanata gelerek Hükümdar olarak yaşamalıyım Bunun haricinde devam eden hayat bence mümkün değildir» sözünü tekrar ederdi.)
Yusuf izzettin efendi bir gün de eski teşrifatçısı, sonra da çlf-llklerinln işlerine nezaret eden ve o tarihlerde Ticaret. Ziraat Nezareti Müdürü umumi vekili bulunan Nesib beyi çağırmıştı.
Efendi Nesib beye «İnsan bir yerini keserse acır mı. çok ağrı verir mİ) sualini sormus Nesib bey de «Pek vahimdir* cevabını vermesiyle hiddetlenip «Sen beni korkutuyorsun ne yapayım. İçimden geliyor, ben tahammül edemiyeceğim, mutlaka kendimi öldüreceğim* demişti.
Veliaht intiharından bîr hafta evvel pek fazla endişeli görünüyordu. Babasının intiharından söz açarak Sultan Azizin mabeyincisi Fahri beyi huzuruna çağırttı te (pederinin suret ve tarzı İntiharı) hakkında izahat İstedi.
Fahri bey de Sultan Azizin kol damarlarını makasla keserek intihar eylediğini anlatınca Veliaht orada hazır bulunan Dr. Bahacddln şaklr beyden bu suretle vukua gelen İntiharlarda hayatın ne kadar devam edebileceğini sormuş, doktor da yarım saat kadar devam edeceğini bildirmişti.
Veliahtta idaresi tamamen müşkülleşmiş bulunuyordu. Büyük bir dikkat ve İtinaya rağmen ustura, makas gibi eşyayı sık sık eline geçirip saklıyordu.
Nihayet yanında gizlediği bir ustura ile bir gece korkunç (Urlbet meydana geldi
(Sonu gelecek sayıda)
Abraham paşanın, Hasaa Cafer, Nesib, Fahri beylerin ifadeleri Başbakanlık arşivinde Yusuf İzzettin efendiye ait dosyadan alınmıştır
■ ı II
Dükün Türkiyeyi ziyareti hakkında İngiltere büyük elçiliğinin tebliği
İngiltere büyük elçiliğinden bildirildiğine göre, Altes Edin-burg Diîkü, komutası altında bulunau Magple firkateynde 14 Eylül 1830 Perşembe günü İzmir limanına vâsıl olacak ve ayni gtln hususi bir uçakla sayın Cumhurbaşkanı Celâl Sayara mülükl olmak üzere lz-mlrden Yalovaya hareket ede-oektlr.
Edlnburg Dükü Yalovada, Dışişleri Bakanı İle, Ingiltere büyük elçisi ve İstanbul komutanı tarafından karşılanacak ve bir deniz İhtiram kıtası selâm resmini jfa edecektir.
Edlnburg Dükü Cumhurbaşkanı sayın Celâl Bayar'm misafiri olarak Yalovada öğle yemeğinde bulunacaktır.
Edlnburg Dükü Yalovadan, Cumhurbaşkanlığı deniz motoru He hareketle saat Ö.30 da Dol-mabahçede karaya çıkacaktır Dük, Dolmabahçede İstanbul vali ve belediye reisi profesör Dr. Fahrettin Kerim Gökay ile İstanbul kara ve deniz komutanları tarafından karşılanacaktır.
Edlnburg Dükü îstanbulda İngiliz büyük elçisinin misafiri olarak İki gun kalacaktır Altes Edlnburg Dükünün latan bulu
ziyaret programı, yapılan bir İki tadilât hariç. 3 Eylül pazar günü Türk basınında neşredilen programda olduğu gibi aynen tatbik edilecektir.
14 Eylülde İstanbul vahşi tarafından Edlnburg Dükü şerefine Emlrgân korusunda bir akşam yemeği verilecektir,
15 Eylülde lstanbuldaki İngiliz tebaasını Düke tanıtmak İçin İngiltere Başkonsolosluğunda bir kabul resmi tertip olunacak ve yine ayni gün mümtaz Türk şahsiyetlerinin Dükle tanışması gayesile bir akşam yemeği verilecektir.
16 Eylülde Yeşilköy hava alanında uçakla hareket edecek olan Altes Edlnburg Dükü İstanbul valisi, İstanbul kara ve deniz kömutanlarlle İngiliz büyük elçisi tarafından uğurlanacak Ve bir askeri kıta tarafından selâm resmi İfa edilecektir.
Dükün îstanbulu ziyaretine ait programın hazırlanmasında bulunmak üzere 6 Eylül çarşamba günü îstanbula gelen hususi yaveri deniz yüzbaşısı J M. A. Parker. Edlnburg Dükünün Türle iyeye yapacağı ziyareti büyük bir sabırsızlıkla beklemekte ol-ı duğnnu beyan ettiğlEl bildir-iniştir.
O
o
$2 0 >
0 p
■O
0 ra
2 U
O Eylül 1950
Buhlfe «
* K | A M
Milyonerin gözdesi Anle Rouvre İşte bu kadındır
diğer iki genç kadın
n
Nasıl yaşar!
Bugünkü genç kız neslinin en bârlz hususiyeti hareketle heyecandır. Yirmi beş sene evveline kadar, kadının
hayatı hem pasifti, hem de monoton. İçine kapanmak mecburiyetinde olduğu dört duvar 0-uu zoraki bLr lâkaydlye tahrik ederken, sadece kafes aralığından gördüğü dünya da hayalini genişleteceğine büsbütün darlaştırıyordu.
Halbuki bugünün genç kızı, filiyle ayağına vurulan görünmez zinciri paramparça ederek bütün İçtimai hakları kazanmış bulunuyor, şimdi onun yegâne
NİŞİN en büyiik otellerinden biri de «Negre-scıı» dur,
İşte bu otele geçenlerde her halinden kodaman olduğu anlaşılan bir yabancı inmiş. Daha o salona girer girrneı kadınlarda bir telâş, bir kıyamet. Çantalar karıştırılıyor, rujlar, aynalar aranıyor, taraklar çıkarılıyor. Bu kadınların çoğu, hayırlı kısmet peşinde mütemadiyen seyahat eden cinsinden... Eh kader bu... Allahın işine de akıl ermez. Günün birinde bir de bakarsınız karşılarına Ali Han misali biri çıkıverir... Yabancının gelişi o akşam en fazla kapıcıyı rahatsız etmiş. Niçin mİ? Bütün genç kadınlar onun etrafında da onun için?
— Bu yeni gelen kimdir? Nereden geliyor? Çok muı kalacak, yoksa az mı?
Ayni gece misler Smitlı (yabancının adı) odasından koridora çıktığı vakit bir kadınla karşılaşmıştır. Genç kadın tam onun yanından geçerken kazara (!) yelpazesini düşürüyor. Tabii beriki de bunu alıp kadına vermiye-cek derecede nezaketsiz değil. Fakat o kadar. Adam yelpazeyi verdikten sonra ters yüzü dönüp yoluna devam ediyor.
Salona girerken diğer bir kadın dalgınlıkla t!) ona çarpıyor. Mütekabil af dilemeler, eğilip kalkmalar. Fakat o kadar. (Jç gün üç gece kadınlar elbise, tuvalet, saç
biçimi, konuşma tarzı değiştirerek didinip duruyorlar. Misler Smith, dünyadan habersiz gibi, kusursuz bacaklarla dolgun göğüslerin meydana getirdiği bu ateş çemberini yararak geçiyor, yemeğini yiyiyor. viskisi ile purosunu içiyor, rahat koltuklara uzanıp gazetelerini okuyor, sonra da odasına çıkıyordu.
Nihayet dördüncü gün bomba patladı. Amerikalı milyarder, otele bir kadınla dönüyor. Geçen senenin modası ile ölçülürse bu kadında hiç de fevkalâdelik yok. Vücudu göze batacak kadar ince yapılı, boyu da hayli uzun. Arlık, balık elindeki kadınlara tanıamiyle alışmış bulunan erkekler üzerinde bu tiplerin tahrik edici bir tesir yapabileceği pek zannedilmiyordu. Halbuki misler Smith genç kadının yanında yürürken onu kolundan öyle hararetli tutuyor, konuşurken de öyle geniş tebessümlerle gülüyordu ki, ona hayran olduğuna hiç şüphe yoktu. Kadın Fransız revüsünün pin-up'larından Anle Rouvre'muş. Onları aynı gün gurup vakti Cannes’de görmüşler. Geceyi de tekrar Negrescu’ya dönüp geç vakte kadar danselmckle geçireceklerdir.
Macerayı ancak yirmi dört saatlik telâkki edenler, bunun bir hatta sürdüğünü görünce sıska kızdaki keramete içer-
(Arkası T nel sa hilede I
gayesi mümkün olduğu kadar sükse yapmak ve beğenilmektir.
Geçen yazımızda onu, öğleye kadar süren bir bisiklet gezintisinde takip ettik. Şimdi yemek masasının başındayız. İskemlenin hemen ucuna ilişmiş, ancak muvazene cambazlarının yapabileceği gibi oturuyor. Oturuyor! tâbiri biraz yersiz. Fıkır fıkıı kaynıyor demek daha doğru. Torunu yeni yetişmeğe başladığı sıralarda, onun berbere gittiğini .yüzünü gözünü, tırnak-
Renkgârenk ve çeşit çeşit elbiseleriyle şehrin sokaklarını dolduran genç kızlarımızı günün her sarinde görüyor, kimini takdir kimini de tekdir ifadesiyle süzmekten kendimizi alamıyoruz. Cicili bicili kıyafetleriyle gittikleri her veri çiçek bahçesine döndüren bu kızların Ömrü nasıl geçer? Hususiyetleriyle hayat telâkkileri nedir? Yazımız bu sualleri cevaplandırıyor,
farını boyadığını gören büyük annesi, rezalete mâruz kalmış-Çasına haykırmıştı. Bugün ise. aynı torununun döpiyes mayo giymesi, yemekte çok mânalı fıkralar anlatması, dans eder-ıken ne korse ne de sutyen kullanmadığını herkese göstermek İçin omuzlarını, göğsünü, kalçalarını titretmesi karşısında sadece sessiz mırıltılarla dudaklarını oynatıyor. İsyanın fayla vermlyeteğini bildiği için belki de dua ediyordur sadece.
Yemekten sonra genç kız ihdasına çekilip istirahat İçin soyunacak ve dökuneçektLr. Yine sabahki gibi ayna karşısında kendini hiç değilse beş on dakika seyrelme faslı var tabii. Aynayla kadın arasındaki mütekabil mahremiyete şimdilik burnumuzu sokmıyalım. İstirahat saatleri arık yatmakla, uyumakla geçlrllmiyor. Genç kız ya roman, yahut da gazete okuyacaktır. İskambil falı da mühim meşgale. Ara yerde, sıcak yaz rüzgârının uzaklardan getirdiği bir dans melodisine uyarak odada dönmek de var.
Nihayet tekrar ayna Kaşlara bir cımbız, dudağa bir ruj darbesi... Tamam. Saat beş oldu bile. Arkadaşlarına randevu vermişti Çıkması lâzım. Merdivenler bir solukta iniliyor Kıvrak adımlarla doğru sokağa. Yürüyüşü gayet ölçülü ve â-henktar. Arkasında mis gibi bir koku şeridi bırakıyor. Bu güzel kokunun yansı kolonya ise. yansı da gençliğinin, körpeliğinin dişi rayihasıdır.
Kadınların erkekler! saatlerce bekletmesi artık çok demode
fasıl,
O Û_ CM
O c o
S2 (D
> 0
P
olduğu için randevu yerine tum vaktinde gelmiştir.
«Nereye gideceğiz? Ne yapacağız?» şeklinde gruptakilerin birbirine sual sorması tamamiy-le abes. Herkesin ne yapmak la=, tedlğl malûm...
Kollar vücutlara sımsıkı san- fy Jaeak, yanaklar yanaklara yapışacak ve... Dansedecckler... Öf-le İse istikamet ya Çalgılı ga-JÜ zlno. yahut da müsait bir sa- CO lon .. Marş marş... jD
Hava karardıktan sonra tek-f rar dönüş yolu. Ayaklar cazın'** çılgın tepmposuna öylesine il ısınıştır kİ, yolda yürürken btlo zıplayanlarla huplayanlar oluyor... Zira yorulmuş görünmek büyük ayıp...
Hararet derecesinin gölgede bite otuz beşe çıktığı bunaltıcı yaz günlerinde, işiyle gücüyle uğraşanlar ecel teri dökerken, onlar nemli vücutlarlyle birbirine âdeta preçln olmuş saatlerce dönecek,, saatlerce de zıp-lay ataklardır.
Gaye, âzami hareketle, asgari durgunluk olduğuna göre haydi bakalım bir nâra:
— Changez les daınes...
Hepsi de ağzının tadını biliyor maşallah--. Dame'larla beraber çeşni de değişeceğine göre, çiftlerin, mütekabil bir bıkkınlığa maruz kalması bahtı konusu olamaz.
Aralarında teklifin zerresi olmadığı gibi, en ufak bir kıskançlık işaretine de tesadüf etmek imkânsızdır. Zira onlara göre teklif geri kafalılık, kıskançlık da vahşettir.
Adnan Tahlr
Üçüncü yazı gelecek hafta.
ÇİÇEK saksıları, fidanların muvakkaten veya daimi olarak büyütüldüğü bir yerdir. Bunlar ekseriya balçıktan yapılır Bununla beraber muhtelif maksatlar altında ou ■aksılar kartondan, fırınlanmış tuğldan. camdan, sırçadan veyahut da tahtadan yapılır. Fıçı İsmini verdiğimiz büyük boyda ve tahtadan mamul saklılar. palmiye gibi, liman, portakal ve meyva ağaçlan veya Filodendron. Ficu3 Elastlcus (Lâstik ağacı) gibi cüsseli fidanlar İçin kullanılır.
Bilhassa balçıktan yapılan mesamatlı saksılar, her tarafta «tandard fidan saksısı olarak kabul edilmiştir. Bunların eoa-dı ihtiva edeceği nebatatın köklerini Lstlab edecek boya göre, 4-5 santimden 50-00 santime «tadar tahavvül eder. Her saksının
★
Kaktüsleri tanıyalım
2 — Astroplıylum myriostlguıa
Çiçek saksıları
gidermek İçin de bolca miktarda softuk su İle yıkanır. Tekne İçinde kalan asldll su, başka eski saksılarda kullanılabilir.
Kâğıttan mamul saksılar. — Tazyik edilı ;1? İnce, fakat su geçme?, mukavvadan yapılmış' ir Bunlar seoze ve 'je> zeri senelik veya ömrü uzun fidanlarda Kullanılır. Bunların delikleri İstenildiği zaman açılıp kapanmak üzere yapılmıştır.
Mesamatsa saksılar. — Catn ve sırçadan yapılmıştır. Bu nevi saksılar bir müddeltenberl bilhassa apartmanlarda, evlerde yetiştirilen fidanlarda kullanılmağa başlanmıştır. Son zamanlarda mesamatlı ve mesamatsın saksılar üzerinde yapılan tecrübeler göstermiştir kİ mesaınatsız saksılarda su, buharlaşma yoluyla kaybolmakla-
(Arkası 7 nel sahifede)
Tarihten çizgiler: (İktibas ve telif hakkı (nahlu«dur>
Torba usulü
Ev fidanları İçin modern tip dibinde veya kenarlarında suyu akıtmak için bir delik vardır. Saksıların Standard biçimi, ağızlan, diplerinden İki defa geniş olanlarıdır. Tohum ve çiçekler için fincan tâbir olunan küçük saksılar da vardır.
Balçık saksıların kullanılması: — Yeni saksılar kullanılmadan evvel mesamatı su İle doldurmak İçin en az yarım gün suyun İçine bırakılmalıdır. Bu yapılmadan kullanılacak olursa topraktaki suyu saksı çeker ve fidanı susuz bırakır.
Bir fidan hiçbir zaman İçi pLs Ve yosun tutmuş eski bir sak-
bazı çiçek saksıları
siya dlkilmemelidlr. çünkü du gibi pisliklerde bir çok mikroplar bulunabilir ve fidana zarar verir. Eski saksılar dalma sert bir tel fırça Ue ve sıcak su de fırçaladıktan sonra kullanılmalıdır. Bu gibi saksılarda şu kolay usul tatbik olunabilir.
Büyük bir tekneye su doldurulur ve İçine alabildiği kadar saksı konur. Suya onda bir nispetinde asldsülflrlk (hamızı kibrit) İlâve olunur. Saksılar bu suyun İçinde bir gün veya daha fazla bir müddet tutulduktan sonra sudan çıkarılarak fırçalanır. Saksı üzerinde kalan asidi
★
Kaktüsler i tanıyalım
3 — Astroplıytunı anterit
Eskiden, sadrazama takdim olunacak arzuhallerin atlas torbalar İçine konulması usuldendi.
— Beyefendi oğlum, bu İş sizin elinizdedir, babalan Pilevnede şehit düştüğü zaman yavruların daha kundakta idiler, bu boya getirinceye kadar neler çektiğimi Allah bilir. Aldığımız maaş iki buçuk mecidiyedir. Arzuhalimi paşa efendimizin hâ-kipâyine vüz sürerek takdim ediverin. Maaşımızı beş meçidlyerek vapsınl
— Hiç merak etme valde hanım, sadrazam paşa bugün pek neşelidirler... İş te arzuhalinizi torbaya koyuyorum...
— Eksik olma evlâdını, besmele! şerif çeklver de öyle koyuver!.»
A K e A M
8ahlf? f
Mahkeme Koridorlarında
Kırk yılda bir namaz, onu da günahlar komaz!
Biz yaklaşırken uzun u-l nuı esnedi, gerindi, boynunu sağa, sola bükerek kütür detti, gözlerini kırpıştırmağa başladı. Sorduk:
____Uyku niu bastırdı, ahbap?
— Yok, bey abi. Uyku değil de, can akıntısından a-ğırhk bastı üzerime.
— Canın sıkılıyor demek?
— Eh. İnsan her zaman keyifli olmaz ki. Cenabı Hak sıkıntıyı da, gülmeyi de bizim için yaratmış. Bazı defa güleriz, bazı kere de can sıkıntısı çekeriz, dünya böyle gelmiş böyle gider.
— Mahkemeye niçin geldin?
Yanında duran zabıla memurunu işaret etti:
— Nah, şu bey abi getirdi beni. Karakoldan yanıma kattılar, evrakımı da kendisine verdiler, beraber geldik buraya.
— Karakoldan niçin gönderdiler seni? Evrakında ne yazılı?
— Bilmem İd., bir şeyler yazdılar işte. Malûm ya, hükümet işlerine her kesin aklı ermez.
— Demek hiç bir kabahatin olmadığı halde seni yakalayıp mahkemeye gönderdiler^
Gene gezlerini kırpıştırarak biraz düşündü:
— Şey... Sen bir yere girebildin mi, bey kardeşim,
— Anlamadım. Nereye girecektim ben?
— Yani, şev işte— Hani, herkes bir yer bulup başmı sokuyor. Baltsana, kimisi muhtarlığa geçiyor, kimisi belediyenin bilmem ne âza-hğma seçiliyor. Yani senin anlayacağın, bugünün eva-mmda gemisini yüzdüren kaptan oluyor.
— Yalnız bugün değil, bu İşler her zaman böyledir. Sen de gemini yüzdürürsen kaptan olursun.
Sırıttı:
— Çocuk musun, bey efen di kardeşim? Gemiyi nereden bulmuşum kİ yüzdü re-, yim de kaptan olayım? Ekmek teknesi bile vok bizde, i îşte, canımın sıkıntısı da bundan ileri geliyor ya. Biz de Allahın kuluyuz, bey abi. Gel gelelim, şu kuru kafayı sokacak bir delik bulamıyorum. Öteye beriye baş vuruyorum; «Senin elinden ne is gelir? Evvelâ onu söyle bakalım diyerek lâkırdıyı ağzıma tıkıyorlar. Hani şöyle. is yapıyormuş gibi görünüp de oturdukları yerde takır takır aylık alanlar vardır.1 Beni de öyle bir yere kayırsalar ne olur sanki? Bir a-damın yükünden dünya yıkılmaz va. Az cok okuyup yazmam var. Öyle bir yere kapjlaııabilsem ben de büs-biitün-bo$ durmam, mahçup düşmemek için bîr şeyler ci-ziktiririm tabii. Velâkin, ö-niimc düşüp de beni kayıracak kimse yok.
Bilirsin ya, herifin yüzüne şamar vurmuşlar da; «Ah, arkam» diye bağırmış. Bu işler hep arka De oluyor. Hamalın bile sırtından arkalığını alsan, o kadar ağır yükleri taşıyamaz. Aıka di-yip geçme. Bir defa sırt'.nı kuvvetli bir yere dayadın mı, ondan sonra «orkn a artık. Top bile yıkamaz seni. Kurban olduğum Al’ah iki tane göz. iki tane kulak vermiş. İkisinin birden ne lüzumu var bana? Keşke birer ta.ıe olsaydı da, onların yerine sağlam bir arka verseydi, simdi ben de ranat eder, keyfime bakardım Çalışıp çabalıyoruz, didinip tımatanıyoruz, sonunda kam»ıni2i bile adam akıllı doyuramıyoruz. Nasıl sıkıntı basmaz İnsana?
— Uzun uzun kcnıısluk umma, biz bir sev arıhyama-dık, ahbap. Sıkıntı yüzünden mî geldin buraya?
— Övle oldu, bey abi. Baktım ki bu dünyada kimseden hayır göremiyorum, kendim bir şev yapayım da başımı oraya sokayım bari, dedim. Gece gündüz düşündüm, bir cemiyet kurmaktan başka çare bulamadım.
____Ne cemiyeti kuruyorsun?
— Ben sevap İşlemoyl çok severim, bey efendi kardeşim. Cenabı Hak zenginlik verseydi neler yapardım, neler. Şu İstanbul mı içinde bir sürü fakir, fıkaralar var. Onlara yardım etmekten da ha büyük sev an olur mu? Fakat yardım için para lû-zım. Biz meteliğe kurşun a-tıyoruz. îşte Bunun İçin bir cemiyet kurayım da, zenginlerden para toplayıp fakirlere dağıtayım, diyordum. Hani, hem. sevap kazanının, hem de onlarm arasında ben de geçinir giderim. Fakat para toplamak kolay değil tabii. Bu dünya, ye kürküm. ye, dünyası. İnsanın kılığın», kıyafetine bakıyorlar da ona göre İtibar ediyorlar. Her şeyden, evvel elbise lâzım. Evde bir kilim vardı, onu o-kuttum. Biraz da borç edip üzerine ekledim, elbiseyi tedarik ettim. Ondan sonra bir defter aldım, zengin olduklarını bildiğim insanların isimlerini yazdım. Kapı kapı dolaşıyorum; «Cemiyetimiz fakirler İçin para topluyor. Siz de gönlünüzden ne koparsa veriniz» diyorum. Kimisi veriyor, kimisi kapıdan sepetliyor Nc pa-parsın. yalnız para zenginliği elvermez, biraz da gönül zenginliği lâzım.
— Topladığın paralan fakirlere mi dağıtıyordun?
— Dur, acele etmesene, bey kardeşim. Evvelâ cemiyeti kurmak İçin para lâzım. Bir defa cemiyetin parasım tedarik edeceğim, ondan sonra fakire, fıkaraya sıra gelecek. Velâkin, bırakmadılar kİ işimi tanıamlıya-ylm. İlk günlerde mahalle aralarında evleri- dolaşıyordum. Sonra mağazalara baş Iadım. Fakat İlk 'defa girdiğim mağazada; «Para topladığın cemiyetin yeri, yurdu neresi? Para makouzlan nerede?» diye sordular. «Cemiyeti yeni kuruyoruz. Yakında bunların hepsi tamamlanacak» dedim. Öyle ise biraz otur da muhasebeci gelsin, sana para versin* dediler. Ben muhasebeciyi beklerken biraz sonra karşıma polis dikildi. «Bende günah yok, sevap İşlemeğs çalışıyorum» dedim amma kime anlatırsın?
.Mahkeme açıldı, bizim cemiyet kurucusu: kırk yılda bir namaz, onu da günahlar komaz. Ben de kırk yılın basında hayırlı bir İş yapayım, dedim, bırakmadılar kİ çalışayım.
Diye homurdanarak kalk-
Ce. Re.
Uzun boyluların kısa hikâyesi
(Baştarafı 6 ncı sahlfede) lemeğe başlamışlar. Ortalığı karıştırmak, liflim. Ne yapımlar? Kısa bir boşbaşadan ■onra, plân hazır. Otelde çok güzel bir manken var. Hem de Amerikalı. Adı: Ariey Thoul. Onu hemen piyasaya ■ürüyorlar. Netice fiyasko. Bir kaç gece sonra, odasını kasten şaşırarak sırtındaki şeffaf gecelikle milyonerin dairesine giren Viyanah Gre-ta Nils de bir netice elde edemiyor.
şimdi, akşam âsileri C«n-nea sahillerinde dolaşan herkes mlster Smilh'le, Anlo Roiıvrf'un birbirlerine adetâ ■antmış variyetle dolaştığını ve kuytu köşelerde öpüştüğünü görerek hasetle kıvranıyor. Bilhassa kadınlar, milyonerin hoşuna gidebilmek için mütemadiyen zayıflamakla meşgul, Uzun boylu görünmek gayeslle de hepsi gayet yüksek ökçeli iskarpin giymeğe başlamış, Moda, bii-tiln dünyaya yayılacağına göre, «ayıtlarla nzun boylulara şimdiden gözünüz aydın diyebiliriz.
Çiçek bakımı
(Baş tarafı 6 ncı sahifede) dır. Havası ratıp ve sıcaklığı muayyen olan seralarda eski stil. yani balçık saksıların daha elverişli olduğu anlaşılmıştır. Fakat otel, ev, apartman, büro gibi havası kuru o-lan yerlerde mesamatsız sakslıar kullanmak daha elverişlidir. Bu nevi saksılarda yetişen fidanlar daha az sulanmağa ihtiyaç gösterir, fidanlar daha gürbüz ve kuvvetli olur, hülâsa her cihetten İyi netice alınır .
Bu nevi, saksılar imnda pişirilmiş olursa mukavemetleri artar ve üzerlerinde istenilen resim ve tezyinat yapılabilir.
The New Garden Erıcyclope-dla'dan 950 baskısı.
Orta İngiltere seyahati
(Baş tarafı 4 üncü nhifede)
Gayrimenkul satış ilânı
İstanbul Emniyet Sandığından:
Hamdl Adabük A. 4024 hesap No. h borç senediyle sandığımızdan borç aldığı (120001 on iki biıı liraya mukabil Bcyoğ-lunda eaki Feriköy, kısım 2 yeni şişil mahallesinde Hanım ve Perihan sokağında yeni 63 No. lı kârglr evin tamamım sandığımıza birinci derecede ipotek etmiş idi. Vadesinde borcun ödenmemesinden dolayı bu gayrimenkulun tamamı satılığa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde İşbu gayrimenkulun Beyoğlu Şişli mahallesi Hanımefendi sokağında en eski 38, 43 eski ve yeni M kapı. 1030 ada, 24 parsel sayılı ve 505 metre murabbaı miktarında kârglr hane Hamdl Adabük adına kayıtlı olup (12000) on İki bin liraya Emniyet Sandığına İpotekli olduğu ayrıca İrtifak ve mükellefiyet sütununda A. M. bu parsel aleyhine ve 15 parsel lehine paftada A İşareti He gösterilen mahalden garaja gidecek vasıtalar İçin mürur hakkı şerhi olduğu beyan edilmiştir. Gayrimenkul üzerindeki mürur hakkına mütedair ayni hakla birlikte satışa çıkarılmıştır.
Dosyada mevcut 633 kütük. 153 pafta, 1030 ada, 24 parsel sayılı çapa göre bu gayrimenkulun hududu; 20. 21, 22, 23, 25.14, 1$ sayılı parsellerle Hanımefendi sokağlle mahduttur.
Dosyada mevcut muhammin raporu mucibince İşbu gayrimenkulun umum, mesahası 505 metre murabbaı olup bunun 184 metre murabbaı kısmı üzerinde çatı ve örtüsü ahşap kârglr bir ev vardır. Binada bodrum katında beş oda, iki mutbah, İki helft, bir çamaşırlık. Birinci katında dört oda, bir sofa, bir salon, bir mutbah, bir helâ, bir hamam, bir kapalı taraça, çatı katında İki oda.. üç sandık odası, bir mutbah. bir helâ vardır. Umum binada elektrik, terkos ve havagazı tesisatı mevcuttur.
Borçlu hakkında yapılan kanuni takip üzerine 3202 Nojı kanunun 40 mcı maddesinin matufu 40 inci maddesine göro satılması icabcden yukarıda evsafı yazılı gayrimenkulun tamamı bir buçuk ay müddet açık arttırmaya konmuştur.
Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek İsteyen (3315) üç bin sekiz yüz yetmiş beş lira pey akçesi verecektir. Milli Bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vcrgilerleBeledlyevedel-lüllye rüsumu ile Vakıf lcaresl ve yirmi senelik taviz bedeli borçluya ihale pulu ve tapu harçları alıcıya aittir. Arttırma şartnamesi 15/9/950 tarihinden İtibaren tetkik etmek İsteyenlerin Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı ve aalr lüzumlu İzahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Gününde arttırmaya girmek İsteyenler bunlara ye herkese açık bulunan Tapu sicil kayıtlarını de tetkik ederek satılığa çıkarılan İşbu gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki olunur. Birinci arttırma 2/11/950 tarihine tesadüf eden perşembe günü Cağaloğlunda kâin Sandığımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılması İçin teklif edilecek bedelin tercihan ödenmesi İcabeden gayrimenkul mükellefiyet İle Sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü bak! kalmak şartlle 17/11/950 tarihine müsadif cuma günü aynı mahalde ve aynı saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Haklan Tapu slclilerlle sabit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususl-le faiz ve masarife dair İddialarını İlân tarihinden İtibaren yirmi gün içinde evrak] müsbltelerile beraber Sandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretlo haklarını bildirmemiş olanlarla haklan Tapu slclilerlle sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hartçjrahrlar. Doha fazla malûmat almak isteyenlerin 649/440-dosya No. slie Sandığımız Hukuk İşleri servisine müracaat etmeleri lüzumu İlân olunur.
Dikkat
Bu gayrimenkulu «atın alana ipotek karşılığında borç para verilir. Müzayededen evvel şartlarını Hukuk İşleri servisinden öğrenmek kabildir. (12382)
Zırhlı B'rlik Gedikli Erbaş Ohu'una Öğrenci Alınacaktır
î — Ankarada bulunan Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna aşağıdaki nitelikleri haiz öğrenci almaç aktır.
Kaydı kabul müracaatı 15/Ağustûs/1850 den 15/Eyiül/1950 tarihine kadardır. Okula kabul edilenlerin şahsi adreslerine vc askerlik şubelerine yazılarak okulda bulunmaları lâzım olan günii ayrıca tebliğ olunacaktır
Ankarada olanların doğîuca okul komutanlığına, hariçti olanların askerlik şubelerine müracaatları hân olunur.
a) Türk uyruğundan olmak, b) Orta okulu bitirdiğine dair diploması veya daha yüksek okuldan tasdikname almış olmak, c) Tahsili terketmlş durumda iken müracaat edenlerin en çok Üd sene terld tahsil etmiş olmaları, İki seneden fazla tahsilini bırakanlar kabul edilmezler, d) Yaşı 16 — 23 arasında olmak.
Lüzumlu evrak:
1 — Dilekçe, 2 — Aşı kâğıdı, 3 — Kendisinin ve ailesinin iyi ahlâk sahibi olduklarına dair (mahalli hükümetten) doğruluk kâğıdı, 4 — Nüfus cüzdanı veya tasdikli sureti, 5 — Tam teşkilâtlı askeri hastaneden Zırhlı Birlik Gedikli okuluna girer rapor, 6 — Zırhlı Birlik Gedikli Erbaş Okuluna kabul Olunduğu takdirde okulun tâbi olduğu kanun, nizam ve talimat emirlerine riayet edeceğine va 15 sene mecburi hizmetini bitirmeden ordudan aynimıyacagına dair (Noterlikçe tasdikli) taahhüt senedi.
2 — Okula kabul edilenlerin veya okula gelenlerden şart* lan taşımadığı anlaşıIanlarınAnkaraya kadar gidip gelme yol masrafları kendilerine aittir.
3 _ Okul parasız ve yatılıdır, öğrencilerin İaşe ve giyimleri okulca temin olunur. Ayrıca her ay (187) kuruş harçlık verilir.
4 — 5819 saydı kanun hükümlerine göre şunlardan faydalanırlar:
a) Gedikli çavuş 175 liradan üçüncü tcmdltll baş gedikli 400 liraya kadar maaş verilir. Zırhlı birlik gedikli çavuşu olanlara aynca 25 liradan 70 liraya kadar tank zammı verilir.
b) Terfileri subaylar gibi sldl esasına göre yapılarak her üç senede bir yükselmeleri sağlanır.
e) Kadrosuzluk hallerinde bu şart aranmaksızın İki üst dereceye yükselebilmeleri imkânı sağlanır ve subaylar gibi 15 sene mecburi hizmete tabidirler.
d) Vazife esnasında aile ve kendilerine yolluk, Ankarada mesken ramım ve yiyecek İstihkakları aynen veya rayice göre para olarak verilir.
e) Subay ve askeri memurlar gibi sanatoryom ve prevan-toryomda parasız tedavileri sağlanır.
t) Rütbelerini muhafaza ederek aynlanlar İçin yedek erbaşlık İhdas edildiği ve bu esasa göre yeni yaş hadleri tesblt e-dlilr.
g) Malûiiyet ve tekaüt hakları «ilbaylarda olduğu gibi İşleme tabi olup rütbe maaşlarına görş bağlandığı ve tam fiili hizmet sonunda (4800) lira İkramiye verilir. (3769-11580)
Devlet Orman işletmesi Giresun müdürlüğünden
1 — işletme mirin Blclk, tkisu ve Dereli bölgesi Kamyon yolu rampalarında mevcut ladin tomruk ve kalaslar kamyonlarla Aksu sahil deposuna nakledilmek üzere 2/9/950 tarihinden itibaren 15 gün müddette' Açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — 'i'1 J ‘
ZAYİ — Z. Burnu Ağ. Bak. Tam. Fb.sına alt askeri fabrikalar tip! 5/99 cilt ve 14999 sayılı ayniyat makbuzu kullanılmadan zayi olduğundan hükümsüz olduğu İlân olunur. 6/Eyl./fi50.
■ KİRALIK "
Galatasarayda Ardiye, Depo veya Atölye olarak kullanılabilecek Zemin kat kiralıktır. Müracaat: Galatasaray, Akarsu sokas
MBS N°- 9/2.
tablolarının, genç dimağlar 11-zerlnde, ne kadar derin ve ter-blyetkâr bir tesir yaratacağını kolele yeni portreler kazandıracağını tasavvur etmek İse biç de güç değildir.
Kolej mutfağında, her bir takınım bile tarihi bir kıymet olarak muhafaza edildiğini gürünce, millet hayatında, ananenin köklerinin nerelere kadar uzandığını, nerelerde başladığını derin derin düşünmemek kabil değildir. Karakter kudretinde, ananenin kudretli payını kabul etmek ip ediyor.
Oxford’da MagdeJen kolejinde Türk tarihinde, muhtelif sebeplerle ismi çok geçen şahsiyetlerin tabloları ve Cambridg-de Trlnlty - Callegde Byron, Dryden, Fitzgerald ve Marvell gibi İngiliz edebiyatının mühim şahsiyetleri İle, fcaac - Nevrton ve Fr. Bacon gibi İlim adamlarının statüleri, mezkûr kolejlerin şerefli öğrencilerim teşkil etmekte ve her gencin ruhuna mânevi bir kuvvet telkin etmektedir.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından:
Diş Hekimliği Okulunun Diş hastalıkları ve tedavisi enstitüsünde bir asistanlık açıktır. İsteklilerin 30 Eylül 1950 tarihine kadaî Dekanlığa müracaatları. (12347J
ÖZEN FİLM
FllimciUk ve Sinemacılık Türk Anonim Şirketi idare Meclisinden:
Bölgesi Deposu Miktarı %1.8 teminatı Nev'l
BİClk K. Yolu rampası 685,000 18,00 770,65 Tomruk
tklsu » > » 600,000 12.00 540.00 Tomruk
tklsu > * > 208,484 10,00 156,4ü Kalas
Dereli Kıılakkaya 250,000 8,00 150,00 Kalas
3 - - Nakli ve son depoda yapılacak İstif İşlerine ait mu-
Şirketimiz genel kurulu aşağıda yazılı gündemdeki maddeleri görüşmek ve karara bağlamak Ü2ere, olağanüstü olarak, 29/Eylül/1950 tarihine rastlayan Cuma günü saat 10.30 da. Şirketimizin merkezi olan, Beyoğlunda Yeşil Çam «okağı 17 numaralı apartmanın İkinci dairesinde toplanacaktır. Hissedarlarımızın sahip oldukları hisse senetlerini toplantı gününden en az bir hafta evvel şirket merkezine tevdi ederek mukabilinde duhuliye kartı almaları rica olunur.
GÜNDEM:
HAKİKÎ BİR FIRSAT AÇIK ARTTIRMA İLE SATIŞ
Yannki pazar saat 10 da Be-yoğlunda Cihangirde Karadul caddesi 38 Nolu Yıldız Apartı-m anın da 1 İnci dairesinde bulunan zengin eşyalar ve biblolar «atılacaktır. Maun kaplama kaplı vitrini! büfe. Dresuvar, O-tomatlk kare yemek masası ve ö adet sandalya, İpek kaplı vitrimi kanape, Vitrin, Salon masası, 2 koltuk, 4 sandalya ve 3 çift perde zengin salon, takımı.* Kadife kaplı kanape 2 koltuk. Yeni muşambalar, çini «obalar, aynalı dolap, nikel karyola, port manto, bronz ve Oxlde E-lektrik avizeler. Anadol seccadeler. Yeşil 8tor ve tül. C. H. Stone ve Co. Çift Çapraz büyük forma demir üzerinde ta-borell piyano. 111 adet Bendorf markalı çatal bıçak ve kaşık. Japon vazo, çay takımı ve yemek tabaklan, gaz ocak. Biblolar ve saire lüzumlu eşyalar.
Ingiliz İmparatorluğunun en mühim ve iyi kafaları buralarda yetişmiş olduğu gibi, Hintliler ve Araplar da hürriyet mücadeleleri İçin mânevi silâhlarını buralardan almışlardır. Buralarda hakiki ve samimi o-larak, ruhî ve mânevi kudret
ve bilgi arayanlara her şeyin verilmiş bulunduğunu hâdiseler açıkça İspat etmektedir.
Memleketimizin her yerden daha fazla ihtiyaç gösterdiği yüksek v« sağlam karakterli gençler İçin, öğrenci yurtlarının tesisi düşünülürken, şimdiye kadar olduğu gibi kışla sisteminden ziyade, İngiliz kolejlerin) sevk ve İdare eden sistemin, yani mekanik İntizama değil, ruh ve karakter üzerinde İşleyen sistemin vc New-York-j tâki, ıı Internationa! - Hansın d&kl sistemin gözün ünde bulundurulmasını çok faydalı bu-1 luyoruz. Genç dimağların ye-| tlştlrihncslnde hürriyet sevgisi I He birlikte disiplin ruh ve terbiyesinin verilmesi için alınan1 tedbirler üzerinde daha fazla1 durulması lüzumunu, terbiye' kongresinin toplanmış bulunduğu bugünlerde tekrar etmek İsterim.
1 — Şirket hesap senesinin bir Eylül gününden başlıyarak. Ağustos ayının sonuncu günü hitam bulması İçin, karar ittihazı.
3 _ şirketin hesap senesinin değiştirilmesi dolayıslle, şirket esas mukavelenamesinin 73 üncü maddesinin aşağıda yazılı olduğu üzere değiştirilmesi.
ESKİ ŞEKİL
Şirketin sene! hesablyesl Kânunusaninin birinci gününden başlıyarak Kâunuevvelin sonuncu günü hitam bulur. Fakat birinci hesap senesi müstesna olarak şirketin sureti kafiyede teşekkülü tarihi 11e o senenin Kânunuevvelinin sonuncu günü beynindeki müddeti İhtiva edecektir.
YENİ ŞEKİL
şirketin hesap senesi bir Eylül gününden başlıyarak Ağustos ayının sonuncu günü hitanı bulur. Fakat 1950 hesap senesi, Lstisnaen, bir Ocak 1950 İle 1950 Ağustos ayının sonuncu günü beynindeki müddeti ihtiva edecektir.
Sayın Doktor ve Eczacılara
ROMATİZMA, SİYATİK, I.UMBAGOya KARŞI
İsviçrede Biochîrnicu İBSA Enstitüsünün ( ;
CURRHEUMA İBSA
I Ampulleri yeniden piyasaya gelmiştir. Perakende satış I $ Bati 415 kuruştur. |
B«—. ZAMAN ECZA DEPOSU - İSTANBUL SESKSBİ
hammen bedel ve % 7,5 teminatları hizalarında yazılmış olup nakliyata İlk önce Blclk kamyonyolu rampâsmdakllerdcn başlanacak hitamında diğer rampalordakller nakledilecektir.
4 — Açık eksiltme 10/9/950 tarihine raslayan salı günü saat 15 de Giresun İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
6 — Bu işe ait nakliyat şartnamesi Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde Trabzon. Ordu, Samsun îşletmelerile İş-letnıemzide görülebilir. Daha fazla malûmat almak ist-lycnle-rln her gün İşletmemize müracaatları. (12171)
Maden direği nakli ve tahliye tahmil işi yaptırılacak Tavşanlı Garp Linyitleri işletmesi müdürlüğünden:
1 — Müessesemizln Bursa M. Kemalpaşa, Çatalca, Bandırma ' Devlet Orman İşletmelerinin sahil depolan İstif yerlerinden a-iftcağı tahminen 3500 ilâ 4000 metreküp maden direğinin motorlarla Bandırma İskelesine nakli işi İle ayrıca aynı miktar-direğin Bandırmada Motorlardan tahliye, istif ve vagonlara tahmil İşi kapalı zarf usuilyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Her İki işe alt şartname: Etlbank İstanbul Şubesinde.
Bandırma Devlet Orman işletmesinde görülebilir.
3 — Her iki İş için İhale, 15.9.950 Cuma günü saat 15 te Tavşanlıda müessese merkezinde yapılacağından, talipler %7,5 teminat makbuzlarını havi kapalı tartarını en geç saat 14 e kadar vermeleri veyahut göndermeleri lâzımdır. Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmaz.
4 — Nakliye İle t.alıliye ve talimli ayrı ayrı İşler olduğundan, kapalı zarfların da ayrı ayrı verilmesi ve hangi işe alt ol-duklaruıın belirtilmesi lâzımdır.
6 — Müessese ihaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir. 112222)
Tekel Genel Müdürlümü İlânları
I. E. T. T. işletmeleri Umum Müdürlüğünden
İstanbul Genel Meclisinin 8/2/940 tarih ve 447/8 sayılı kararma göre radyo antenler! çıplak elektrik iıaval hatlarını alttan ve üstten katetmlyecek. bu antenlerin «Gergi telleri de dalıll» mezkûr havai hatlara olan ufki mesafeleri hiç bir suretle 10 metreden az olmıyacağı gibi muvazi de olmıyacaklardır.
Yukarıda yazılı karar hükümlerine aykırı olarak tesis edil-mşl bulunan radyo antenlerinin sahipleri taralından en kısa bir zamanda yukarıda İsalı edilen şekilde ıslâhı lâzım geldiği ayrıça ilân olunur. (12190)
Levazım Alım Komisyonundan
1 — İdaremiz ihtiyacı için 44 çift deri çizme yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedeli 2200 lira olup muvakkat teminat) 165 liradır.
3 — Şartname ve numunesi her gün Levazım ve Evrak şubemizde görülebilir.
4 — pazarlık 18.9.950 Pazartesi günü saat 11 de Kabataşta Genel Müdürlüğümüz Levazım Alım komisyonunda yapılacaktır.
5 — İsteklilerin pazarlığa girebilmeleri İçin teminat akça-
lı makbuzları, kanuni ikametgâhlarlyle ticari durumlarım gösterir belgeleriyle birlikte belirli gün ve saatte adı geçer, komisyona müracaatları İlân ulunnur. (12382)
A K 8 A M
Sahlfe R
Resmi Okullara Muadil özel
(YATILI - YATISIZ|
HUSUSÎ
İlk. Orta ve Lise sınıflarına öğrenci kaydına başlanmıştır, tş saati 9-17 ye kadar. Tel: 00136 Haydarpaşa, İbralıinıağa Sokullu köşkü
KIZ - ERKEK
NEWY0RK«
Otelimizdeki REX ATHENS AGENCY
33ZT
A
Oz. Gd. Erbaş Orta Ok. K. da.
15 Ey-ermek üzere girebilmek
mükemmel, müsaittir.
Tek yatak 2 ve 3 dolardır Çift yatak t ve î dolardır Odanızı hareketinizden evvel Türkçe de yazarak temin edebilirsiniz.
veya buna
Müşterilerimize her kolaylığı gösterir, SAHİBİ; KırklarelUl
ANGELO NICHÜLAS HADG1YANNAKİS
ADRES;'106 WE3T 47 Street NEW YORK 19 N Y.
DENTOL DENTOL DENTOL DENTOL^CENj DENTOL DENTOL DENTO!
DENTOL DEN
DENTCı DENTC DENTC DENTC DENTCİ DENTOL DENTÇg
DENTCf
DENT(VdENTOL D AN T O* DENTOL DENTQL-Pl^?f
NTOL DENTCfllf
4.İU
DENTOL DENTOL DENTOL D OENTOL DEN DENTOL DENT
DENTOL DENTOL DENTOL OENTOL DENTOL DENTOL
DENT*» MjalTOL OEN-fil.ISfJTOL
OEN İVH^NTOL.Df NTOL DENTOL LNTOL
EHTOL °
den " d
DENTOL DF.N
i— NİMET ERİM—j
Aile Biçki - Dikiş Yurdu talebe kaydına başladı
I Yıllarca Yurd İdare etmiş olan NİMET ERİM, tecıübesl I I ve en ileri metodu ile biçki, dikişi talebesine kolaylıkla öğ- I I retlr. Milli Eğitimden tasdikli diploma verilir. Adres: Be- I [ şlkiaş -Şair Nedim caddesi No. 63. Başaran Ap. j
1 — 1950 - 51 öğretim döneminde okulumuz birinci sınıfına alınacak öğrencilerin seçme sınavları aşağıda belirli tarihlerde saat 9 da başlamak üzere. Kasım paşada Oz Gd. erbaş O. okulu K. lığında yapılacaktır.
2 — Kayıtlı öğrenrllerln belirti gün ve saatlerde okulda
bulunmaları li&n olunur. , (llö'JO)
18 Eyl./950 Matematik - Türkçe
19 » /95ö Tarih - coğrafya
PROTEJİH
Frengi ve Be Iso tu kİ uğun un teminatlı bir koruyucusudur.
DERMOJEN
Yanık, Ek zem a ve cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir.
■ û4—jifc _ Orta — Lise
Z.YENİ-KOLEJ K"
İNGİLİZCE ve FRANSIZCA
öğretimine İlk kısım Üçüncü sınıftan başlıyarak verdiği önem sayesinde yabancı okullara yazılan öğrencileri ihzarilerde okumağa hacet kalmaksızın doğrudan asıl sınıflara girebilmektedirler.
İ Yalnız Sınıflarını PEKİYİ geçen ÖĞRENCİLERE ücrette TENZİLÂT yapılır.
Taksim: Sıra.serviler 86 — Tel: 41159
Erkek
TÜfiKİYE KIZIUY DERNESl
Genel Merkezinden:
Kapalı zarf usullyle çeşitli ambalajda 40 ton saf toz halinde D. D. T. satın alacağız, Geçici teminatı 5000 Uradır.
Şartnamesi İle sözleşme tasarısı Ankarada Gene! Merkez Monopol Servisinden, İstanbulda Kızılay Hanında Kızılay Deposundan parasız verilir.
Tekliflerin en geç 29 Eylül 1950 akşamına kadar Genel Merkezde bulundurulması lâzımdır.
5 Eylüle kadar kayıtlarını yenilememiş bulunan eski öğrencilerden lıosalan yerlere yeni öğrenci alınmakladır. İş saati 9 dan 17 ye kadardır. “ NIŞANTAŞf, ÇINAR CADDESİ
NİŞANTAŞI — ÖZEL
YATILI - YATISIZ
ERKEK - KIZ
Türk Çimentosu ve Kireci
Anonim ŞlırkettifidleFî:
ZEYTÎNBÜRNÜ FABRİKASINDAN DENİZ VESAİTİ İle YAPILMAKTA OLAN TESLİMATIN SIRALARININ BİR MİKTAR YAKINA ALINMASI İMKÂNI HASIL OLMUŞTUR.
SİPARİŞİ VERİLMİŞ VE TESLİM SIRASI TESBIT EDİLMİŞ OLUP. BU İMKÂNDAN İSTİFADE ETMEK İSTEYEN SAYIN MÜŞTERİLERİMİZİN 20 EYLÜL ÇARŞAMBA GÜNÜ SABAHINA KADAR ŞİRKET MERKEZİNE MÜRACAAT ETMELERİ TAVSİYE OLUNUR
20 EYLÜLDEN SONRA YAPILACAK MÜRACAATLARIN NAZARA ALINMASI İMKÂNI
KALMAYACAKTIR
Beyoğlu Yeşil Çam sokak No. 26 (Ar sineması yanında) Bluz. Rob. Eteklik, Robdöşambr ve salrenln müntahap ve zengin koleksiyonlarla yukarıdaki adreste satış salonumu açtığımı bildirmekle kesbl şeref eylerim. Zati giyinişine itinalı bayanların nazarı dikkatlerine arzeder 1950 sonbahar modasının en son modelleri sizi beklemektedir.
Brigitte K’eidemann
Amerikan sabunlarından ustun ve daha ucuz PURO TUVALET SABUNU de yıkanın. Cildinizi besler, yüzü-nüzii kadifeleştirir /fâ ve güzelliğinizi arttırır.
100 saf olan
puno
MENTOL DENTOL D
DENZC» A/NTOL D fP£Z, ® ?W-NTOL D fe.W"üfeNTOL ______t**TOL DENTOL UiîfrOL DENTOL OENTOL
DENTOL DENTOL DENTOL
DENTOL DENTOL O
DENTOL
DF-N* .
DENTO.
OTEL REX
PARLAK ve YUMUŞAK SAÇLAR
Son tıbbi araştırmalar neticesi, Amerikalı mütehassıslar, saçları dökülen kimselere baş açık olarak dolaşmalarını tavsiye etmektedirler. Bu suretle havada bulunan ve saçlar üzerinde kıymetli tesirleri tesİJİt edilen mühim unsurların, iyi bir saç ilâcı kullanıldığı takdirde, saçları dökülmekten kurtardığı müşahede edilmiştir. Bu maksatla kullanılan İlâçlar İçinde en müessirinin
PETROL NİZAM
olduğu artık şüphe götürme bir hakikattir. Saç dökülmesi ve kepeklere karşı yegâne ve mutlak tesiri bulunan
«Pilocarpine- cevheri
PETROL NİZAM’m müessir maddesini teşkil etmektedir. Bütün eczanelerde ve parfümeri mağazalarında ısrarla
PETROL NİZAM
TUVALET SABUNLARI
BOl KÖPÜKLÜ - NEFİS KOKULUDUR.
TRENÇKOT
LİRADAN İTİBAREN
MZJYER^
Beyoğlu .
İstanbul Ümverstesi Rsktariiijiiılen:
Üniversitemize bağlı Tıp. Hukuk, İktisat, Edebiyat Fen ve Orman fakülteleriyle Dişçi ve Eczacı okullar.na “ lûl 1950 de başlamak Ve 15 Ekim 1950 de sona öğrenci kayıt ve kabul edilecektir, Üniversiteye için olgunluk İmtihanını vermek şarttır.
Aranılan belgeler şunlardır:
a> — Lise bitirme ve olgunluk diplomaları, eşitliği tasdik edilmiş belgelerin astllan.
b) Kimlik cüzdanı (Yabancı Devlet uyruğunda alanlar için oturma tezkeresi Örneği r.
c) Oturduğu yeri gösterir belge,
d> öğrencinin etrafı İçin tehlikeli ve bulaşıcı bir hastaığı olmadığını gösteren Hükümet tabipliği raporu.
e) Üniversiteye yazılına harcına alt İstanbul Üniversitesi Saymanlığından alınmış vezne veya aynı saymanlığa 15 lira gönderildiğine dair pusta makbuzu.
Üniversiteye yazılmak isteyenler bu belgeleri bir dilekçeye iliştirerek doğrudan doğruya Rektörlüğe müracaat etmeli va dilekçelerinde hangi fakültedeve bölümlere öğrenci yazılmak İstediklerini belirtmelidirler.
Müracaat sayısı her fakülteye alınacak öğrenci raikdarım aştığı takdirde yapılacak seçimin tarzı bilâhare ilân edilecektir.
Not;
arayınız.
I
I
■—t— DOKTOR KMEBB
EMİR NECİP ATAKAM ■ Kadın - Dutum Hastalıkları ■ ve ameliyatları mütehassısı ■ Beyoğlu İstiklâl Cad. 403 ■ kat 2 Şark Paran Karşısı I
Muayene: 1530 - 19____|
tara» Tei: 438Ö4 rafCTK
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçetelerimiz tanınmış fabrikaların sat İlâçları ile itinalı olarak yapılır. Yerli ve ecnebi müstahzaratın muhtelif teşkilleri emrinize Amadedir. ZİYA BOYER ECZANESİ Karaköy. Tünel yanı
I Diplomalı eczaeı aranıyor^ Akdeniz sahil şehirlerinden] birinde müdürü nırh'uilük veya müsait şnrt üe ortaklık yapmak arzu eden bir arkadaşa ihtiyaç vardır. I ÖzJş ceza deposuna mü-raeaatlan-inu.!”(—»
MI ANTÂ !HD®> AMİRAL BRİSTOL HASTANESİNE bağlı Hemşire Dersanesınde
Öğrenci kaydına başlanmıştır. — Tahsil müddeti 3 senedir. Okul yatılı ve parasızdır.
Kabul şartları:
1 — Türk tabiiyetinde olmak, 2 — 18 yaşından az ve 25 ten yukarı olmamak, 3 — Orta okulu bitirmiş olmak. 4 — İyi ahlâklı olmak. 5 — Sıhhatli olmak.
d Müracaat zamanları: Cumartesi Öğleden sonra ve pazar-Hdan başka her gün saat 0.00 — 16.00 atasında.
Dershane Müdürlüğü
l _ Güiflbnhç- sokak - Nişantaşı |
ZAYİ — Emniyet müdürlüğünden almış olduğum 31/32043 sayılı İkamet tezkeremi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur,
Aınedeo Gııgiielnıi
| Pangaltı Tayyareci Fehmi so-
(kak Katolik kabristanında taşçı |
BİÇKİ va DİKİŞ YURDU ANNA PEÇAROPULO
Kayıtlar başladı. Pazardan başka her gün saat 10 dan 16 ya kadar Galatasaray, İstiklâl Cad, Kurtuluş Apt. No, 285 3/8. Tel: 43222 , 2 Ekim Pazartesi kurslar başlıyor.
1 _ Bir yıl öğrenime ara verdikten sonra Üniversiteye kaydolunmak isteyen lise mezunlarının, bağlı bulundukları Askerlik şubelerinden öğrencilikten başka bir sebeple ertelenmiş olduklarına daiı belce getirmeleri lâzımdır.
2 — Yüksek bir öğrenimi bitirdikten sonra Askerliğini yapmayanlar ikinci bir yüksek öğrenime kabul edilmeyeceklerdir.
3 — Dört sömestrllk süre sonunda üst sömestre geçmemiş olanlar Askerlik ödevlerini bitirmedikçe yeniden İmmatrlkû-lâsyon işlemleri yapılmıyacaktır.
4 — İmmatrlkiiiAsyon harcı verip kaydı yapılmamış veya fakültelere kayıt edilip înşkrlsiyon harcı verdikten sonra ayrılmış olanlara bu harçlar hiç bir suretle geri verilmeyecektir.
5 — Llselerce verilecek belgelerin doğrudan doğruya Rektörlüğe gönderilmesi ve öğrencinin hangi koldan mezun olduğunun da açıkça belirtilmesi lâzımdır.
6 — Müracaatlar muayyen haddi aştığı takdirde seçim yapılacağından dilekçelerde esas olarak girmek istenilen fakülte veya dala glrllemediğl takdirde başka hangi fakülte veya dala girmek İstediğinin dilekçelerde belirtilmesi.
7 — Orman fakültesine girecek öğrencilerden 30 una burs
verilecektir. Bunun İçin Üniversiteye namzet kayıt edildikten sonra alınacak namzet kartlariyle bu fakülte dekanlığına başvurulması. (12328)
Deri Arttırma ilânı
Türk Hava Kurumu İstanbul Şubesinden:
Kurtlan Bayramında. teşkilâtımız tarafından halktan toplanacak deriler pazarlıkla açık arttırmaya konmuştur. 11 Eylül 950 pazartesi günü saat 10,30 da flat değer görülürse İhalesi yapılacaktır. Şartname her gün şubeden alınabilir.
İsteklilerin ihale gün, ve saatinde 1500 lira geçici teminatlarıyla birlikte Cağaloğlunda Temizlik İşleri Müdüriyeti bLnası ittisalinde 17 numaralı şube merkezine müracaatları. (11740)
Comments (0)