Cumartesi
tayibi
HKR
YERDB
idare: Numosmunîye No I7 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
7
ŞUBAT
1948
ABONE
Türkiye Senelik 2300 6
3
1
B
EDELİ
Ecnebi
ÖAtkı
3 »00
1000
60C
10 ;
I
33 Liraya
SATIŞA ÇIKARDIĞIMIZ Halis İngiliz su geçmez Trençkot pardesiilerimizi mutlaka görünüz.
Mahmotpaşa irfan iye Han No. 9
YAVUZ KURTARAN
KURUŞ
aylık 1500 •yltk «oo aylık 300
Kr.
>
>
>
Onuncu Yıl
No. 3220
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
İSTANBUL VAPURUNDAKİ KAÇAKÇILIK
Amerika Dışişleri Bakanlığının Raporu
2 npnkctf» müşavir General Bride
*
K
*
1 I
r
Vaziyet kolayca silâhlı ihtilâfa tahavvül edebilir
Raporda Türkiyenin daimî surette takviyeli bir ordu bulundurmak zorunda kaldığı bildiriliyor
Vaşjngton: 6 (A.A.) — AFP.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından, Türkiyeye vardım hak kında dün akşam neşredilen bir vesikada, Sovyet Rusyaya karşı serdedilen ithamları şu suretle hü
lâsa etmek mümkündür:
Sovyetkr Türkiye üzerinde bir tazyik icra etmektedirler. O derecede ki Türkiye daimî surette vak viyeli bir ordıı bulundurmak zorunda kalmıştır.
Dışişleri Bakanlığı,
Sovyet Rusyanın, Türklerle beraber
etmek talebile gene Rusyanın. Tüıkiyenin
bilhassa,
Boğazları kontral Sovyet geniş
Devamı Sa., 5; Sü.. 7 de)
İstanbul vapuru kamarotu 22 çeki kimden ve kim için almış oiduğunu ifşa etmek istemiyor
Tatlı bir ni
** I
Ahnıcd Harutcu sözlerine bir ııeıi yaldızlı cilâ re aldatıcı bir renk vermek için ifadesine şu cümle ile başlıyor: «Sekiz yıllık bir harb ekonomisinin çeşitli tesirleri altındaki bir bünyede... ilâh» Kuzum bu millet bu nakaratı yedi, sekiz yıldır dinlemekten tamamile gtnâ getirmiştir. Memleketin ıztırabı yedi, sekiz yıllrtm'arbden 2İyade çeyrek asırlık Halk Partili tek taraflı ve her türlii insaf hududunu aşan bir idarenin baskısından, israfından,
doğmuştur.
sefahatinden
zatların bol tart kârın «rnuek.
kanıaş-
Hi alk Partili bütün (le\let adamı geçinen tek hünerleri bol idlerde bulunmak, ıımumi rnnne paTlak £rterrtnt‘T~ atînin şa'^aast ile gözleri
tırmak, fakat hiç bir zaman müs-bet tek bir şeyden bahsetmemek, her hangi bir derde en ufak bir deta bulmamaktır. Halk Partililerin ağızlarında hep istikbal sığası vardır. Tahakkuk etmiş bir keyfiyetten bahsetmek âdetleri değildir. Başbakan yardımcısı Ahıned Barutçu, kendi istegıle, gazetecileri toplantıya çağırmış ve hayatı ucuzlatmak için bakanla ra rasi kurulan teşkilin faaliyet ve tasanla-rı hakkında izahat vermiştir.
Dünkü gazetelerde çıkaıı hzı demeci okuyunca insan ha/retten dona kalıyor.
Sanki Ahmed Barutçu daim bir halfa evvel iktidara geçmiş yeni bir p.ırfiuin temsilcisidir de başka bir partinin yıllarca iktidarda yeptiğı tahribleri telafiye çalışıyormuş gibi bir eda kullanmakta dır. Faik Ahmed Barutçunun ağzına bakılınca yapılacak şeyler şıııılarmış:
1 — İstihsali çoğaltmak fakat ayni /amanda maliyeti indirmek,
2 — Deflet kadrolarında tasarruflar yapmak \e rasyonel çalışmak,
3 — l)ış ticaretimizle iç piyasa hareketlerini ayarlamak...
Çeyrek asırdır iktidarı işgal e-den \e kimseye ve muhalefete göz açtmııı>an toptancı bir zümrenin dünyaya bugün göz açmış bir masum gibi bu kadar umumi ve basit bedabatlerden dem vurması Türk efkârile ve vicdanlle hakikaten ancak bir alay ve istihza sa-5 ılahilir.
BUflce ve kadrolarda tasarruf yanmaklui) dem vuran bu zat, daha iki hafta evvel, Mecliste hiid-ceyi bir milyar iki yüz kiisur milyon lira olarak kabul eden çoğunluk partisinin iktidar organı değil midir? Cidden tasarruf lâzım idi ise -kî liizuınıı üzerinde bu sütunlarda gücümün yettiği kadar is
Rif Kahramanı]
Faslı m ücahi d | Abdülkerim’in ! “Yeni Sabah,,a beyanatı !
( Mülakat* yapan : ?
( « Yeni Sabah» m Mtzır i t hutusî muhabiri t
Pante Herfort
Solcu hocalar
----o-
Httdçe komisyonu (la Millî Eflüti komisyon nnun noktal nazarını kabul etti
J4
Üniuersitelerarası kurul Sah günü toplanıyor
rar ettim- neden faraza
('ıırabunııı yat, tren, müstahdemin iaşemi te sair masraflarından hiç
— — ■ I I .1 ■■■ ■ İlin, I İM!
D. P. idare kurulunda
Riyaset*| olmazca bir milyon kısılmadı? Başbakanlığın ve Dışişleri Bak an-t Devamı Sa., 3; SÜ., d de)
Toplantıların mevzuu, partiden istifa eden fakat istifaları gizli tutulan bazı şahıslara aid olduğu söyleniyor...
Ankara' 4 (Hususi Muhabirimizden Telefonla) — Demokrat rarti genel idare kurulu bugün de saat 16 d. toplanarak 21 30 a kadar süren b.r 1‘ Lima yapmış ve 11,30 da bir sa at yemek için fasılası vererek 22.30 da yeniden toplanmıştır.
geç sa&tir.e kadar sürdü
ko-
Ü-
ArJrara, 6 (Hususi) — BÜdce misyonu bugünkü toplantısında niversite Senatosunun inzibati ceza, laı vermekte salâhiyeti! olup olmadığı meselesini inceliyerek, cürüm tâbirini yalnız Ceza Kanunundaki ââffFfr.tfhatF'eezHiim de şâmil olduğu, ayrıca tefsire mahal olmadığı hakkında Millî Eğitim korniş yonunun noktai nazarını kabul etmiştir. Bu suretle solcu profesörlerin ihracına Senato karar vermek yetkisini haiz olmaktadır.
Diğer taraftan Üniversiteler aıası kurulu önümüzdeki salı günü saat (Devamı Sa., 3: Sü. 4 de)
Ele geçen listede yirmiye yakın isim var, bugün bazı tevkifler bekleniyor, hâdisenin Paris Büyük Elçiliğimiz vasıtasilede mahallinde tahkik ettirileceği haber veriliyor
Gümrük Muhafaza memurları İle
Emniyet İkinci şube kaçakçılık nıe murlarımn müşterek takipleri neticesinde Marsilya hattında çalışan «İstanbul» yolcu şemsinde meydana çıkarılan muazzam dövia ve e$ya kaçakçılığı hâdisesini dün kü nüshamızda bütün teferruatile bildirmiştik:
Uzun zamandanberi gemi Baş Kamarotu Haydar Çınar vasılasile yaptırıldığı anlaşılan ve bilhassa Denizyolları erkânım pek yakından ilgilendirdiği iddia olunan bu mühim kaçakçılığın keyfiyet itibarile zannedildiğinden daha çok şuniu! lü olduğu ve o nlsbette acı hakikat ler ifade ettiği, artık bir realitedir. Gümrükler Başmüdürü Naci Selik Gümrük Muhafaza Başmüdürü Ha ınid Tiğrel ve Emniyet ikinci şube (Devamı Sa.., 5; Sû., 6 qu.>
«•*
* ’(
i
,Ja_
‘t:
miîrcıeaat edilmesi muhtemel
ZuhZteesi etrafında malflniutma
o • • ■ « vr»
Elçi Ntıman Mencmcncioğlu Par iste bir konseri takib ederken
C.H.P. Divanının dünkü toplantısı
Ofla İşçilerin dnrnına gtaâen geçirildi
I
r
Şehir Meciisi dün toplandı
Ankaraya, Belediye Reisi ■ in başkanlığında bir hey’et gönderiliyor
İstanbul Genel Meclisinin gubat toplantısından İkincisi, dün saat 15 de AbdüLkadir Karamürselin başkanlığında yapılmıştır.
Geçen toplantıya aid tutanak özetinin okunmasından sonra, gündemdeki, tekliflerin müzakeresine geçil-tnîş, bu arada muhtelif üyeler tarafından ileri sürülen, Kasımpaşa - Has koy imar bölge plânı, koşum hayvanlarına yüklenen yük mikdarlan-mn azaltılması, bazı daire vc müessese memurlarına tramvay pasosu verilmesi. Muallimler Yardımlaşma Birliğine dahi) öğretmenlerin Şehir (Devamı Sa., G; Sü., 1 de)
Çimento fiyatlarına da zam
Ankara, G (Hususî) — Çimento fabrikaları bugünkü şartlar altında maliyet fiyatlarını dalı! kurtaramadıkları için çimento fiyatlarının art* tırılması yolunda Ekonomi Bakanlığın* vâpıiaıı teklifler İncelenmektedir. Bu îcktillere göre istenen zam ton başına 15 Uruyj bulmaktadır. Bu huauste Bakanlıkça pek yakında ke-sfn bir karar verilecektir.
[Meclisin]
■ BB | BB l
dunku
(
C.H.P.Iilerin C. H. P. yi tenkldleri
İki gür.dür devanı eden bu toplantılar hakkında en ufak bir haber dahi sıkmamaktadır. Mamafih toplantının mevzuu; bundan bir müddet evvel D, P, den istifa eden faka' henüz istifaların açıklanmayan bazı kimselere alt İstifaname ler olduğu söylenmektedir.
Yine ou toplantıda eski grup baş kan vekili Fuad Köprülünün şimdi ye kadar takip ettiği politika dola yısile şiddetle tenkid edildiği de soy lenmektedlr.
İdare kurulunun bu toplantısı hakkınca bu gece geç vakit .veya yarın bir tebliğin neşredilmesi bek lenmektedlr.
---- ■■ -o-------—
M 22 senedenberi yerine getirilmiyen dilekler var.
İşimiz gücümüz sandalye kavgası„
C. H. P. Eminönü ilçesi, Küçük Ayasofya ocağının yıllık kongresi, dün saat 21 de, Eminönü Halke-vinde yapılmıştır.
Üyeler, bilhassa, mesai raporu-nv,r. tatmin edici olmadığını; rapor da ok ufak ve ehemmiyetsiz mescitlerle övünüldüğünü söylemişlerdir. Bu arada, bir üye sıfatilc söz aJan kongre başkanı, raporu g;.. rıkâfi gördüğünü ileri sürmüş;
(Devamı Sa., 5; Sü., 2 de)
toplantılar sona erine? uxuı» tebliğin neşredileceği) bildiriliyor
Ankara, 6 ’(Hususî) — Halk Partisi divanı bu saoah 10 da Genelbaş-kan vekili Hilmi Uranın başkanlığında toplanmıştır. Toplantıya hükümet namına yalnız Başbakan Haşan Saka iştirâk etmektedir. Toplantıda evvelâ Parti ekonomi kolu tarafından hazırlanan rapor okunmuş ve raporu hazırlamış olan Nurullah Eâaâ Sümer bu hususta izahat vermiştir. Parti divanı memleketin ekonomik (Devamı Sa., 5; Sü., 4 de)
Mahkemeler
Amerika bir harbe mi hazırlanıyor?
Donanma muazzam uçak gemileri ve süratti denizaltılarla takviye
edilecek
Bir Amerikan deniz
filosu seyir halinde
Vaşlngton 6 (A.A ) - Ubİs; Anıt rlka Bahriye Bakanı Sulhvan dün. bir bac.n toplantısı esnasında yaptığı Wr demt£U Amerikan bahriye*!
/
için b'.r kalkınma plânı hazırlamakta olduğunu bildirmiştir.
Bu plânda tecrübe mahiyetinde mu (Devamı Sa., S; Sü., 5 de)
yer değiştiriyor
----o----
Asliye Ticaret Mahkemeleri Yolcu Salonuna taşınıyor
----o----
İstanbul adliyecinde bulunan dört asliye ticaret mahkemesinin mülga Millî Korunma mahkemeleri salonlarına nakline dünden i-tibaren başlanmıştır.
Sirkeci Yolcu Salonunun üstiin-(Devamı Sa., 5; Sü., 4 det
Taşra kari’ ve bayilerimizin dikkat nazarlarına
& • ■ -■
■■■ IIIIr->
.Haber aldığımıza göre 1. Oğuz Yiğitbagöğlu isminde birisi, bir kartvizit bastırarak, kendiüine «Yeni Sabah» muhabiri süsü veriyor ve Anadoluda şehir, kasaba gezerek kendisine haiz bulunmadığı bir sıfatı izafe ediyormuş. -
Bu fuzulî muhabirin kullandığı kartlardan birim de ele geçirmiş bulunuyoruz. Yeni Sabah, m bu isimde bir muhabiri olmadığı için gafil avlanmamaları hususunda kari, bayi ve abonelerimizle ilgili makamların dikkat nazarlarını çekmeği faydalı buluruz
/rvİJ
C. E. P Gşıifibaşkan Vekili E[. Uran
içtimai;
------o--- x / “ Halk bir nevi Sümerbank vergis:’ vermektedir.. „ {
ı -----o------ ı
Ali Riza Arının aazlü y sorusu münakaşalı &eçtı 1 --------------a—
Ankara: 6 »Hususî) — Meclis bugün saat 15 de Raif Karadeni zin başkanlığında toplanmıştır. Bazı milletvekillerine mazeretlerine binaen izin verilmesi hakkmda-ki başkanlık tezkereleri kabul edil dikten sonra Manisa milletvekili Yunus Muammer Alakantm köyle re dağıtılan gazyağı hakkındaki sorusuna Ticaret Bakanı ccvab vererek aşağıdaki beyanatı yapmıştır:
(— Muammer Alakant arkadaşımız köylünün istihkakı olan gaz yağını alamadığından Ticaret Ba-(Devamı Sa., 5/ Sü., 3 de)
»KVIMDEN BİR YAPRAK
Bu isimler bilinmeli
izaleler kocaman harflorle milli haysiyet ve şereflmizo ne vurabiliyorsa kâr dokunan yeni bir ıskandaldan bahsediyorlar: İstan- rrmr bul vapurunda bü- } yük bir kaçakçı şe- r _ _ _ __ ____ __ bökesi yakalanmış! Tabii bu şebeke yakalanıncaya kadar hayli işlemiş olsa gerek. Şebekenin orta direği mesabesinde bulunan adanı hakkında gazetelerin verniği tafsilâtı okuduğum zaman hayretler içinde kaldım. Mübarek gemi kamarotu değil, soyyar banka!... Dolar mı istersiniz Sterlin mi? Florine mİ merakınız var Franga mı? Altın mr, çek mİ? Ne İsterseniz mevcut...
Para tarafını bir yana koyunuz... Açın şu bavulu! ipek dondan tutunuz da gül memeleri askıya alan İpek tor balara kadar neler var neler...
Zamanede para hırsı o hale gelmiş ki herkesin âdeta gözü kararmış. Hemen hemen eline fırsat geçonin, «meşru'? para kazanmak diye bir şeyin mevcudiyetinden haberi yok. İzzet Mollanın dediği gibi:
Hun buÎMdı reh-i-zulmetde kü-
I
Her hangi bir işe
" _^~) nasıl
IA Y |yüz
• ( düşünmüyor;
t
lâhııı kaparız! sayıyorlar.
giren c Burada terakki, (efey-cderim?» diye elini
şakağına koyup: jAcaba buradan ben gayet kısa zamanda ne kadar vurabilirim?» diye düşünüyor ve bulunduğu vazıyetlon azami derecede istifade i-çin no mümkünse yapıyor.
Suç üstü yakalanan adam sözde bir kamarot... Fakat eminim kı yükünü tutmuştur. Bu seferki gibi bir kaç seyahat daha yapsa apartmanını kuracak, yan gelip sefasını sürecek.
Fakat olmuyor işte. Bu mazlum milletin hakkını çalanlar mutlaka Allahın gazabına uğruyorlar. Vurgunu no kadar ihtiyatla hazırlasalar yino c-nlndo sonunda yakalanıp hapishaneyi boyluyorlar.
Burada üstünde durulacak mühim bir nokta var:
Gazoteleı bu hırsızlığa iştirâk eden adamlara aid bir listedon bahsettiler; bu listedo hayli isim varmış; hattâ
(Lüt/en sayfayı çevirini*'
e
SAYFA: I
»
Atatürk e suikasdın tafsilâtı ve içyiizi
ı
OklTYUCIT
niYO
kİ
8»
m
*
D
l'ûtan Cı K
Tefrika Ko. i 68
ŞUBAT 1943
| ~HER^ sabah]
Hayır lttihad vc Terakki bir cemij’et yaptı ki içinde her sınıftan insan vardı. Ve böylelikle bir toplanış olmuştu. Fakat bunların müterakki bir faaliyetleri yoktu. Bunun için Terakkiperverlere girmedim. »*
—lttihad ve Terakkinin son kongresinde bulundunuz mu?
— Evet, bu içtimada lttihad ve Terakkinin feshine ve (Tcceddüd* fırkasına inkılâbına karar verilmişti.
— lttihad ve Terakki rüesası-pın içtimaında bulundunuz mu?
— Hayır.
— Maltaya niçin gönderildiniz?
— Onu henüz bendeniz de anlamadım.
— lttihadcı olmanızdan mı?
— Evet, esas bu.
— Başka bir şey için mi idi?
— Hayır, hiç bir şey söylemediler.
— Maltadon tahliyenizden sonra nereye gittiniz?
— Bizi Tarantoya çıkardılar. O-radnn Komaya gittim.
— Kimler vardı?
— Şükrü bey, Talât paşa ve saire bulunuyordu.
— İ8tihlnstan sonra lstanbulda /ttibad ve Terakkinin bazı faaliyetleri olmuştur?
— Hiç birinden haberim yoktur.
— Cavid beyin evindeki içtiına-Jan haberdar değil mi idiniz?
— Tevkifimden iki gün evvel fıaberdar oldum.
— Cavid ile temasta bulundunuz mu?
— Avdetimden sonra iki kere görüştüm.
intihabatta mebusluğa namzed-ciğinizi vaz’ ettiniz mi? I
— Ettim.
— Kimin delâletile?
— Ziraat Vekili Sabri beyin. Fakat ilk önce namzetliğimi vazet mek niyetinde değildim. Sabri bey den aldığım bir telgrafta mebusluk namzedliğimin vaz’ını tesbit eylediği bildirildi, ben de vazettim. Evvelce «Yoruldum, istemem, teşekkür ederim, bu bir teveccühtür* demiştim. Sonra bana bir telgraf verdi ki. münasib görülmüştür umdeleri kabul ettiğine dair bir kâğıt yolla!
— Sonra dildi mi?
— Hayır.
— Eski arkadaşlarınızdan sizin mebus olmanız için çalışanlar yok mudur?
— Bundan katiyen haberdar değilim. Ancak gazetelerden tevkif edilmeden evvel Rahmi beyin beni tavsiye ettiğini öğrenmiş, hayret etmiştim. Ben açıktan yahud başka bir fırka namına mebus çıkmayı hiç düşünmedim. Gazi paşanın şöhreti ve kudreti bugün malûmdur. Onun gösterdiği bir namzede karşı ben pek akılsız bir adam malıyım ki böyle bir vaziyete şebbüs edeyim.
— Rahmi bejin Edib Efeye
mektubla sizi tavsiye etmesinden, ne anlıyorsunuz?
— Bunu bendeniz muhakeme safahatından anladım, ne düşündüklerini anladım.
— Onlar nasıl Canbulat ve Şük rü beyi mebus yaptılarsa sizi de o suretle ve ayni maksadla mebus çıkartmıya çalıştıkları anlaşılıyor. (Bundan sonra Rauf beyin Sıhhiye Vekili Refik beye Salah Cimcoz
diyordu, ııamzedliğiniz ilân e-
/
ol-tc-
bir
bey hakkında yazdığı bir tavsiye mektubu okunmuş, müteakiben Rahmi beyin Sarı Efe Edibe yazdığı mektub kıraat edilmiştir.)
•— Ne dersiniz?
— Bunu yazan kalemin dimağına bendeniz hâkim değilim ki düşüncelerini bileyim.
— Biz öyle anlıyoruz İd siz onlara bu hususta söz vermişsiniz.
— Hayır efendim, vallah blltah söz vermiş değilim, katiyen haber dar değilim ve Cavıd beyin evindeki içtimalara ne dâvet ne de iş-tirâk etmemiş olmam buna delildir.
Müddeiumumi — Muvafakati ol masa Rahmi beyin böyle mebusluk gibi mühim bir vazifeye kendisinin naııızedliğini vazetmeleri müm kün değildir. Ancak Cavid beyin evindeki içtimalarında hazır bulun maması dolayısile hafî cemiyet ile alâkası bulunmadığı görülmektedir. Neticei muhakemeye kadar burada bulunmasına lüzum vardır. Neticei muhakemeye kadar gayrı mevkuf olarak muhakemesinin icrasını taleb ederim.
— Terakkiperver fırkaya dâvet vâki olmamış mıdır?
— Hayır.
— Canbulat beyin falan bir teklifi olmamış mıdır?
— Hayır, kendısile ufak bir a-lacak meselesi vardı, gördükçe, istediğim için daima kaçardı. E-fendim müddeiumumi bej' içtima-larda komplolarda bulunmadığımı söylediler. Kendilerine arzı teşekkür ederim. Yalnız mebusluk meselesine gelince mebus malıza iktidarı için intihab edilmez, bazıları iktidarından, bazıları namusun dan, bir kısmı da partisine sempatidir dij’e sevilir ve bu suretle intihab edilir.
—Sizde bunlardan hiç birisi yok mudur?
— Belki birisi bulunur, fakat büyük bir iktidarın payesini kabul edemem ve bunu kendimden nez’ ederim.
— Mahkeme gayrı mevkuf olarak muhakemenize karar verdi.
— Teşekkür ederim.
(Samiinin alkışları arasında mu hakemeye nihayet verilmiştir.) Rauf bejin muhakemede okunan mektubu
Rauf bejin Sıhhiye Vekili Refik beye Salâh Clmcoz beyin mebus çıkarılması tavsiyesini havi bugünkü muhakemede okunan mektubun suretidir.
Azizim kardeşim;
11.6.339
Bu mektubu İsmail Canbulat bej'efendi ile gönderiyorum. Gazi paşa hazretleri Maltada yani en ka ra günde daha ziyade ve çok esaslı civanmerd ve nezih arkadaşımız Salâh Cimcoz beyin Istanbul-da namzedliğiııi vazetmesine muvafakat ettiler. Orada söylenen dedikodulara bilhassa sen fazla e-hemmiyet vermezsin değil mi kardeşim. Salâh bey sözünün emsaline bu zamanda az tesadüf edilecek kadar eridir. Tekrar ediyorum en hayatî ve rıılıi zamanlarda tecrübe ile biliyorum. Gözlerinden hasretle öper, muavenet ve müzahereti Salûhaddin hakkında bol bol göstermenizi rica ederim efendim.
(Dev&vnt var)
Ulaştırma Bakanına açık mektub
Sayın Bahan;
7.5.947 tarihli makamı dev Jetlerine göndermiş olduğum iadeli taahhiidlÜ mektub içerisine on beş laıruşluk pul da koymuştum ve Erzurumdan göndermiştim. Ihı mektubum da vicdanınıza iltica ediyordum. Size müracaat eden bu vatanın ve bu milletin evlâ-dinin feryadına İliç kulak vermemoniziloki esbabı mucibe acaba nedir? Yapılan müracaatlara cevab vermeyi ııiz diye mi size rey verdik? Yoksa milletin makul arzularım yerine getiriniz diye mı?
Size millet muvacehesinde bu suali sormak beııiın hakkım değil midir? Teşkilatı Esasiye kuıuınuınıız bunu â-nıir degiJ midir? Benim gibi yedi nüfus sahibi bir vatan yavrmmnu bilu sebeb tensikata tâbi tut uncuya kadar bıı milletin inalını soneler-denberi sinsi sinsi bir frengi mikrobu gibi kemiren Erzurum işletmecindeki mes’-uller üzerinde bıı tensikatı tatbik ctseydiııiz acaba günah mı olurdu? BÖ.vle bir şey yapmadığınız gibi bir ile üstelik transit deposundan 3800 liralık milletin inalının sirkat edilmesine sebeb olan adanı terfih ettirildi. Butııı, Erzurııımlan kışın en şiddetli bir zaııuıııı olıın 19.2.17 gii-nii t’ııyeye hareket ederek on güıı içerisinde buldum ıney-duıın çıkardım. İşte bu yüzden fena oldum. Buna ben-* zer işletmede dönen bir çok entrikalar gözümden kaçmadığı için Istaııbıılda Kasımpaşa taksisinde benim gibi şoförlük yapan ve şimdi de Erzurum işletme müdürü o-lun Necib Maçkan ve diğer âmirlerin hiç işine gelmiyordum. Beni ne suretle uzaklaştıracaklarını kendilerine büyük bir gaye yapan âmirler nihayet tensikat kelimesinde bir fırsat bulurak salahiyetlerini biz xatun yav-otlarına bir silâh gibi istimal etmek suretile beni uzaklaş-tırmıya muvaffak oldular.
Benim gibi bir adaımn böy le yerde bulunması zaruri değil mi idi? Bıı yapılan işleri bu millet ve tarih usla unutmaz vo ıınulnu^acakhr. Beııiın size miiracuai tarihin deıı bugüne kadar on beş gün hâlâ geçmedi mi? Miis-bet veya menfi bir cevab gön dermek lûtfunu bizden esirgediniz. Lütfen mektub içerisine koyduğum ou beş kuruşluk pulu niz.
Adanada: leşinde 152 74 de sabık transit
sicil numaralı rer.
olsun gönderı-
Haııdun ıııahal-Mokuk. Numara Trabzon - İran şoförlerinden 89280 Süreyya Gü»
Erzurum Lisesinden* yetişenler cemiyetinin t o plan tısı
Erzurum lisesinden yetişenler cemiyeti danışma heyeti, M. E. mü mürü Murat Urazın başkanlığında toplanmış cemiyet ve yurt işlerini konuşmuştur.
12 Mart 948 tarihinde yapılacak olan büyük ölçüde Erzuru-mun kurtuluş günü hazırlıkları i-cin idare heyeti âzalarından üç arkadaş bu işle vazifelendirilerek Erzuruma gönderilmiştir.
Bu isimler bilinmeli
«simlerin bazı zevât-ı-âliyyoye aid olduğu da söyleniyor.
O halde efkarı umumiye bu zevât-ı-âliyye ile teşerrüf arzusundadır. Baka lıın, görelim. Bunlar kimlerdir? Ne menem zevkt-ı-âliyyedirler?
Maznunun elindeki çantada Avru-pada bulunan tanınmış ve nüfuzlu bir Türk tarafından memlekete sokulmak üzere verilmiş fazla miktarda Türk parası da varmış.
Bunların yakalanması kâfi değildir.
İsimler bilinmeli... Hattâ mümkünse bu kaçakçılık şebekesino dahil olan o yüksek şahsiyetlerin resimleri de gazetelerde noşredilmefldir.
Velhasıl bunların isimlerini resimlerini öğrenmek istiyoruz.
Ortada zabıta tahkikatını işkâl e-decek bir vaziyet yoktur | öyle olsaydı matbuat bir müddet İçin sükûtu İhtiyar eylerdi; kaçakçılık meydana çıkmış; en mühim kaçakçı yakalanmış; diğerlerinin üzerine de kaosun çelik pençesi uzanmak üzeredir.
O halde bunların hüviyetlerini açıklamakta hiç bir mahzur yoktur.
Bekliyoruz... Hem de büyük bir merak ile..«
I — O zaman beni teşvik etmiş, ba-I na yol göstermiştiniz.
I — Ben. hiç bitıniyecek olan ope-| ramı yazmağa bulmadığım zaman L nasıl alâka ile her notayı, her sesi takib etmiş, bana nasıl kuvvet ver.
, miştln!
J — Niçin hiç biLınlyecok diyorsu-nuz hocam? Bu kış siz de çalışacaksınız, buna eminim;, onu bitireceksin niz ve bunu bana müjdeliyeceksinlz,
— Viyanaya mı?
— Evet; Niçin olmasın?
— Niçin olmasın? öyle ya... kat olmıyacak... O bitıniyecek.
— Neden?
— Bilemez artık, nim birşoy doğamaz
— Neden? Amma
Bu, candan gelen
Karşılığı da candan gelen bezgin bir ses oldu.
— Orası kurudu Verda... Bunu anlamamış miydin? Yaratına kudre tim tükendi.
— Olamaz. Buna inanın yorum,
— İnanacaksın. Buna da inanacak sın bir gün.
— Hayır! As a!
— Uzaktan buna do ha çabuk ve daha i/l inanacaks ıı. Gitme kararını verişin iyi oldu Verda. Benim için do-.. Benim yaşad.gırnı gören birinin ölümümü seyredişi bana çok acı geliyor... Gözlerinde her zaman bir kinaye, bir acıma görüyorum sanki...
— Ne söylüyorsunuz hocam!
Fa-
be-
Basımdan artık, neden hocam? bir feryaddı.
Yeni Fen ve Edebiyat akiHtesi inşaatı
Masunluğua tekrar ihyası
Rektör, tamamlanmayan projelerle ve keşifler bitmeden inşaata başlandığını nihayet iti raf etti
-— —o-——--•
Masonlar cemiyetinin ilk kurucularından bir zatın izahatı
İstanbul Üniversitesi rektörü Stddık Sami Onar; yeni Üniversite inşautı vo diğer mühim talebe meseleleri etrafında, dün kendisi ile görüşen bir arkadaşımıza sunilin söylemiştir:
e— Yeni, modern Fen ve Edebiyat Fakülteleri inşaatına, bugün lerde tamamile hız vermiş bulunu yoıuz. .Şimdiye kadar, inşaata lâ-yıldle önem veremedik. Daha doğrusu, karşımıza bir çok engeller ve zorluklar çıktı.
İnşaatın aksamasına ve gecikmesine yegâne sebeb; proje mi-nıarlurnun, plân ve projelerini önceden tamamen vermemiş olmalarıdır.
Fakat şimdi, bütün proje ve plân lar hazırlanmış ve tamamlanmış bulunmaktadır.
Ancak; vaktile yapılan keşifler, yeniden gözden geçirildiği zaman, hatalı görüldüğü için; seçi leoek bir tetkik heyeti tarafmdaq iyice incelenecek ve düzeltilecektir.
Merkez Üniversite binasının, ar ka tarafında yapılması mukarrer (ek inşaat) m projeleri henüz tet-
• •
kiktedir. Müsabaka imtihanı neticelenmiştir detay üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.*
Rektör, "Gazetecilik Enstitüsü* etrafında da şunları söylemiştir:
«— Göçen yıl; böyle bir Enstitünün lüzumuna hakikaten kani olduk. Hazırlanan bir tasarıyı Ü-niversite Yönetim Kuruluna arzet-tik. Senato toplandı; meseleyi gün demine aldı; konuştu ve faydalı buldu.
Bundan sonra da bu işi dâima ön plâna alacağız; bunun için de seçeceğimiz 3 kişilik bir heyet, statüyü inceliyecek ve bu çalışmalara belli başlı gazeteciler de dâ-vet edilecektir.
Enstitünün gelecek ders yılı ba şında faaliyete geçeceğini tahmin ediyorum.»
Rektör bundan sonra; talebeleri bir sıkıntıya düşüren kitap karaborsasının önüne ancak büyük bir talebe kütüphanesi yapılmakla geçilebileceğini söylemiş, Fatih Medrese Yurdunun doğrudan doğ rüya Üniversite elile idaresinin düşünüldüğünü ilâve etmiştir.
kadar olnıa-
kuru-
SAĞLIK
DENİZDE
Evvelki gün bazı gazel- ler, 1934 yılının milliyetçiliğe aykırı bir gaye takib etmesi, din ve ırk ayrılık lan.ni göz önünde bulundurmak-sızın faaliyetlerde bulunması Bebe bile kapatılan Masonlar Cemiyetinin yeniden faaliyete geçmek üzere vilâyete müracaat ederek cemi yetin tescilinin istendiğini yazmıştı.
Fakat vilâyetten edindiğimiz ma lûmata göre dün geç vakte böyle bir müracaatın vâki dığını öğrendik.
Masonlar Cemiyetinin ilk
culanndan ve halen sağ olan Çocuk Esirgeme Kurumu müdürü Cevdet Hamdi Balım, k(-rdişile ko nuşan bir muharririmize şu izahatı vermiştir:
«— Cemiyetimiz, on beş seneden beri faaliyetlerini tatil etmiş bulunuyordu. Bu bir nevi uyuma devresinden sonra, hükümetin, her cemiyetin kurulmasına müsaade etmesi üzerine, cemiyetler kanununun ahkâmı dairesinde çalışmalarımıza yeniden başlamak üzere teşebbüslere dayız.
Cemiyetimizin fikrî mesailerde ranslar vermek
irfanın inkişafını sağlamak; tandaşlar arasındaki ve müsamaha duygulanın takviye etmekten ibarettir.
Bazı softaların söyledikleri gibi cemiyetimiz, dinsizliği yaymak için kurulmuş değildir. Esasen- cemiyetimizin, din ve dinsizlikle olduğu kadar siyasetle de yoktur.»
geçmek arzusun-
Büyük Çekmecede
• • •• I
görülen tıtus
Bilyükçekmecede bir tifüs vak’-ası görülmesi üzerine, Sağlık Müdürü Dr. Faik Yargıcı, dllu sabah vak’a yerine giderek tetkiklerde bulunmuş, alâkalılara goreldi direktifleri vermiştir.
Sağlı miidiirü Faik Yargıcı, ayrıca Büyükçekmece ve Küçllkçek-mece havalisinde de bir tarama yapmış ve muhtemel vak’alan ön leyici tedbirler alınmıştır.
Büyükçekmecede, tifüse yakalanan hasta, 33 yaşlarında Tahir Kalan adında bir vatandaştır. Has ta ekinden alınarak tecrid edilmiştir.
Muallimler Birliğinin Türk musikisi konseri
İstanbul Muallimler Birliği sosyal yardım sandığı menfaatine olmak üzere 12 şubatta Maksim salonlarında bilyijk bir musiki konseri tertiblenmişür.
Bu konser şehrimizin ve yalım şehirlerin öğretmenleri ve öğretmenlere ilgi ve sevgi gösteren bütün musiki ve kültürsever leri tarafından büyük alâka ile beklenmektedir.
Samsun yeni emniyet müdürü
Ankara Polis Enstitüsü müdürlüğünden Emniyet baş müfettişliğine tâyin edilen Fikri Oktar Sam sun Emniyet Müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
MILLi PİYANGO
Eugün çekiliyor
Millî Piyangonun 7 Şubat çekili şi bugün saat 11 de Ankarada yapılacaktır.
İkramiye kazanan numaralar Ankara, radyosile bugün saat 23
Bir mavna su alarak battı
I ■■ Q ■ —■
Bir moıör de Anadolukavağı önlerinde batmaktan kurtarıldı
Salih reis isminde bir şahsa aid 30 tonluk bir mavna, limanda bağlı bulunan İtalyan bandıralı (Lldo) vapurundan yük alırken yüklerden büyük bir demir parçası mavnanın içine düşmüş delinmesine sebeb olmuştur.
Mavna biraz sonra batmıştır, hâdisede insanca zaviat olmamıştır.
Diğer taraftan Zonguldak limanına kayıtlı beş* tonluk Uçarkale motörii Ereğllden hamsi yükü ile gelirken Anadolu Kavağı önlerinde ânlde su almağa başlamış ve motör sahile bindirmek suretile batmaktan kurtarılmıştır.
Bir kunduracı karga ettiği adamın bağırsaklarını deşti
Ortaköyde Dereboyu caddesinde Saadet sokağında 4 numarada o-turan ve kunduracılık yapan 40 yaşlarında İsmail Çetin. ajTii semt te kunduracı Kalus Gökçe ile bir alacak meselesinden münakaşaya tutuşmuştur. Bu esnada kamasını çeken İsmail, Kalus’un kanuna üç defa saptamıştır. Bağırsaktan ve karaciğeri delinen Kalus bay-ğın bir halde Beyoğlu hastahane-slne kakl inim ıştır.
Suçlu yakalanmış ve hâdisenin tahkikatına nöbetçi savcılığı el koymuştur.
da 14 de yayınlanecak-
saat 14 den sonra vur-hiç bir tarafında bu çe-
de yarın far.
Bugün dumuzun
kıTışe aid bilet satışı yapıimıya-caktır.
Tefrika: 62
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin BERKAND
— Sus Vcrda! Cevab verme! Dediğim doğrudur. Bunu sen de biliyorsun. Bir zamanlar bir isim, bir şahsiyet olan sanatkâr Turhan Yılmazın ölümüne en çok acıyan da senein. O-nun her gün, yavaş yavaş, azar a-zar, hiç çırpınmadan, yaşamak için on küçük bir gayret bile sarfetme-den ölüşü sana çok dokunuyor. Bunu anlamıyor muyum sanıyorsun? Çocuk! Sakın bana cevab verme! Ver-danın beni aldatmasından, beni teselliye kalkışmasından daha büyük bir acı tasavvur ememiyorum.
Turhan bir saniye durdu. Derin hır nefes aldı ve yorgun bir sonle İlâve etti:
— Geç oldu, haydi git Verda. Yalnız kalmak istiyorum artık. Düşünecek çok şeylerim var. Yarın seyahat hazırlıklarına başhvsbillrlz.
— Allah rahatlık versin hocam.
— Sen rahat uyu yavrum.
Gene kız, kalbinin üstünde ağır bir yük duyarak yerinden kalktı. Bu
odaya girdiği zamandan daha ümld-siz ve üzüntülü İdi şimdi. Ayaklan geri geri giderek kapıya doğru yürüdü.
— Lâmbayı söndür Verda.
Turbanın sosindoki yorgunluk ve bıkkınlık bütün gece gene kuan kulağından gitmedi Kendisi odadan çıkarken onun yalnız maddî defti. ayni zamanda mânevi ışığını da kaybettiğini, karanlıklara gömüldüğünü anlamıştı.
•jV
Ertesi günden itibaren seyahat hazırlıktan başlamıştı. Verda projesinin bu kadar çabuk yol alacağını hiç ummamış, bilâkis, birçok beklenme dik gllçlüklorle karşılaşacağım sanmıştı. "Yanılmış...
Doktor Ferdi ile karısı da bu VI-yanaya glt'lş meselesini can v« yürekten kabul etmişlerdi. Ferdi karısına:
— Üzüldüğümü*: boşa gitti. Bak herşey kendi kendino düzeliverdi, dl-
yordu. Fakat bir yandan da kan koca, çok sevdikleri gene kızdan ayrılacaklarına mütecasirdiler. Onun hayatından geçen kuvvetli boranın far kında idiler v. bu müşkül vartaları onun onltıyış ve eezişle ailatmaga muvaffak oluğunu hayranlıkla seyret mekten kendilerini alamıyorlardı.
Onlar Metinin hislerini de anlıyorlar ve oğullarına da acıyorlardı. Bu İki gencin, kuvvetli bir şahsiyet olan Turhan tarafından, velev ki ls-tamiyerek, ezilmekte olduğunu gürliyorlar, çaraaiahk içinde, hâdiselerin gelişmesini bekliyorlardı.
Müdhış bir dram, en çok sevdikleri üç kişi arasında, sessizce oynan, makta idi. Bu üç aktörden hiç biri gelip hallerinden fücftyet etmemişler, samimi duygularına aid en ufak bir İmada bulunmamışlardı. ( yardım Istlyen, medeti uınjn volttu. Bu aebebden kan kora vaziyeti büyük bir alAka ile taltıb ettikleri halde hiçbir şey görmüyor işitmiyor ve
gayesi, ilmi ve bulunmak, konfe-surebite ilmin ve va-
muhabbet
------o-
MÜTEFERRİK
ilgisi
Arabalara konulan gedik usulü kaldırılacak
-----O----
Araba iskelesiuck bir müddet evvel ihdas edilen-ged .( usulünün ve konmuş tahditlerin kaldırılması için teşkil edilen komisyon çalışmalarını henüz bitirmemiştir.
Gedik usulü ve bazı tahditler dolayısivle iskelelerden, ancak ka yıtlı olan arabalar istifade etmekte, o semte başka semtlerden eşya getirmiş arabalar sıraya girememekte idi.
Bu meseleyi halletmek için kurulan komisyonun çalışmalarını yakında bitireceği ve araba iskeleleri hakkında hazırlanacak teklifin Şehir Meclisinin şubat toplantılarında müzakere edileceği söylenmektedir.
Vilâyet nüfus müdürlüğünde yapılan nakil ve tâyinler
İstanbul vilâyeti nüfus müdürlüğü. memur kadroları udu görülen lüzum üzerine değişiklik ; upılmış-tır. •
Bu arada İstanbul iline bağlı ilçe nüfus memurluklarına, yapılan 22 memur nakil ve tâyinleri, dün nüfus müdürlüğü taralından alâkadarlara tebliğ edilmiştir.
anlamı yarlarmış gibi hareket etmeği mtinasib buluyorlardı. Nitekim, bir sabah Verda odalarına gelip:
— Y’engeciğinı, doktor a&ıbeycl-Sim, size bîrşey soy 1 iveceğim.
Dediği zaman, sual sormadan onu dinlemişlerdi.
— Ben tahsilimi bitirmek için Viyana konservatuarına gitmek istiyorum. Hocam bu fikrimi pek beğendi, bana yardım etmeğe Je aoz verdL Siz buna izin verir inisiniz?
Karı koca böyle bir pDaj&ye şaşmaktan kendilerini alamamışlardı.
— Memleketin en ytlkaek artistleri sırasına katıldıktan sonra yeniden tahsile mi başlıyacaksın Verda?
— Evet doktor ağabey. Diploma almak istiyorum. Dünyanın, teıs yüzü belli olmaz. Elimde bir vesika bulunsun.
Bu o kadar mantıklı bir fikirdi İd Sabiha Hanını da Ferdi de hayranlıklarını gizliyemediier.
— Aferin kızını. Seninle ne kadar iftihar etsek azdır.
— Yengeciğim, sizi utkuıdırmama-ğa çalışacağım. Benim iç.in dua edin. Buna, hele şimdi, ne kadar ihtiyacım olduğunu bilemezsiniz.
■j iki kadının ağlamak üieı*e dltftik-lannı gören doktor Ferdi bu hissi sahnenin önüne geçmişti:
rDcuanr» nar»
Yalmanın (Tezvîrat) dosyasında neler yazar?
n stanbul • Atina tayyare soyaha
11 tinde, bir kolayını bulup,
■■ geçirdiğim İki mahrem dosya* dan, «Tezvîrat» adında olanı evvolâ okudum ve (Vatan) başyazarının UtlR na*lığına hayran kaldım. Meğer nldakçıbaşı, zan vo tahmin ettiğim-den mahir bir adammış. Dosyada lo şeytanlıklarla karşılaştım ki bu numaralar karşısında «Makyavel» in bile Yalman Çelebinin elini öpüp:
— Ustad son benden do yamanmış* •ın! diyeceğinde şiibhe ötmem.
Tevekkeli bizim patron:
— Ahmed Eminin soyadı «Yaftnan» değildir, «Yaman» dır! deınozmiş.
Bm zorlukla ele geçirdiğim bu dosy, yı başından sonuna kadar açıklamak’ bilmem ki ne doreccye kadar doğru olur? İçinde öyle bahisler var ki mes-lokten gazotoci yetişmemiş bir kari! sıkabilir. Mesela: (Geçmişimi unuttur nıak için nelor yapmalıyım?), (Çocuk ların «köşe kapmaoa» oyunlarının modern gazeteciliğe tatbiki), (Büyükleri tonkid eder görünüp mothcyleme usulüne dair kaideler), (kapıdan atılınca pencereden girmek hakkında düşünceler), (Medeni cosaret taslayıp ilk tehlike İşaretinde, tetkik seyahati ınashesi altında, kapağı Avrupuyjı atmanın yedi kaidesi) gibi kısımlar tamamile teknik yazılar. Bunları ben bile lâyıkilo anlıyamadım. Sonra bu bölümlardo öyle kargacık, burgacık i-şaretler var ki içinden çıkmak müşkül. Anlaşılan Yalman Çelebi bunları, tıpkı stenografide olduğu gibi, muayyen mânalar ifade eden şeklpjf olarak kabul etmiş ve bu şifrelerin a-nahtarı malûm olmayınca insan bir şeycikler anlıyamıyor.
Fakat yine bu etefvirat» dosyasında öyle bahisler var ki zevk vo lezzetle okunacaklarından yıizde yüz eminim. Hele (Zekcriya Scrtel ile Hald Lûtfiyi bile nasıl atlattım?), (Celâl Sayarla Konan Öner’in arasını açınak için pratik usuller), (İnönüye hulül için Falıh RUkının ayağını nasıl kaydırman?) sernameli bahisler gerçekten ibretle süzülecek ve Türk umunu of* kârı tarafından üzerlerinde durulacak gerçekleri ihtiva dırler.
Dosyanın en son kışınım
den: (Amerikalılara kendimi ağır sa tabilmek için Türkiyeyi ben idara ediyormuş gibi görünmenin yolları) başlığını taşıyan kısım, başta Cefâ! Sayar gelmek şartile, Fırıldakçıbaşı Yalman Çelebinin hulûsuna inanmaktı, ısrar eden zevatın dikkatle okumaları* m tavsiyeye şayan bulurum.
*
Yalman Çelebi, gizli dosyasını yaz-ınıya başlarken, kendi kendine konu şuyormuş gibi, aynen şöyle bir ımir kaddeme yapmış:
«Göreyim seni Yalman, barı hu se fer ipliğini pazara çıkarmamıza gayret et de bir gazeteye sahıb ol!
Şimdiye kadar gazetecilikte tutuna* nıadın, lâkin bu günlerde şartlar o ka dar nıüsaid ki şayet bu sefer da Türk umumi efkârını kafese koyup muvaffak olamazsan, kaldır kendini Saray-burnundan denize at!
Vakıâ daima kurnaz davrandm, her zaman hesablı yürüdün. Muhalefetin de, tenkidierin de hep o yapmacık w ladot ve zahiri cesaret nümayişlerine rağmen hep tavşana kaç, tazıya tut tekerlemesine uygundu amma ne çare ki daima senden daha kurnaz »iri île karşılaştın. Hele Atatürk seni na kadar iyi anlamıştı değil mi? Fakat bu sefer piyasada seninle aşık atabilecek ne dönek var, ne köçek. Sonra zemin de çok müsait ve bilhassa unutma ki sermaye senin değil, şirketin...
Evvolâ Demokrasi te ra I dar i görünüp kelleyi koltuğa alarak atıp tutmalı vo bu sayede satışı temin etmeli.
Saniyen iktidarı adam akıllı yıldırdıktan sonra no yapıp yapmalı, Halk Partisinin büyüklerine, hattâ mümkünse genel başkanı İnönüne hulûf eylemeli.
(Devamı Sa,, 5; Sü, 1 ds
Sabıkalı bir yankesici yakalan
Kayserili Emin Altındiş adınds bir sabıkalı evvelki akşam Cerrah paşada Yusuf Tokgüzelin cebini jiletle keserek para cüzdanını çalmıştır. Emniyet ikinci şube memurları tarafından yakalanan \an kesici dün tevkif edilmiştiı.
dikkatle etmekle
tenkil e*
ŞUBAT 1948
1363 Rumi K sânl
25
Cumartesi
"A ★ ı
7
1367
I it) eri Rebiüi evvel
26
KpSıtn 92 — AY 2 — GÜN 36
Vakitle* Vasati Ezanı
8. D. S, D
Güneş 7 04 1 34
Öğle 12 28 6 57
İkindi 15 14 9 43
Akşam 17 33 12 ——
Yatsı • 19 06 1 33
İmsak 5 26 11 3 4
TENİ 8 AB A h
idareci
aktüallteler
Tatlı bir ninni...
yiaresnl Alexander, İkinci Dünya Harbinin meşhur savaşları hakkında millılm ifşaatta bulundu
Londra: 6 (A.A.) — Maşoral Aeksaııder Elalameyn savaşı hakkında bizzat izahatta bulunmuştur. Mareşal, yayınla dığı 50 000 kelimelik bir harb telgrafında «Desert Vlotory» filmi de dahil olmak üzer» harb hakkında verilen izahatların eksik bulunduğunu söyle mekte ve Rortımelln Elalamey ne karşı derhal bir hücuma ge çilmeslnden şüphe ederek İlk evvelâ hücuma geçmiş bulunduğunu açıklamaktadır. Bu muharebeden pek az evvel Aleksander İçinde bölgenin bir haritası bulunan bir zırhlı oto mobilin Rommelin eline geçme sini sağlamıştı». Bu harita düşmanı kesif bir ateş altına sürükleyen ve kullanışlı olmı yan bir yolu gayet kullanışlı olarak göstermekteydi. Rom-mel buna aldanarak kesif bir ateşle karşılanmış ve tankla rmdan dörtte üçü tamamen harab olmuş veya savaş dışı bırakılmış bir halde geri dön müştür Rommel bir kaç gün devanı eden hücumlardan son ra büyük kayıplar vererek ge ri çekilmek mecburiyetinde kalmıştır.
Mareşal Aleksander bunun Almanların Afrikada sarfettik leri son gayret olduğunu söy lemektedir. Daha sonra Ela-lamevn savaşı ve Rommelin merkezini zayıflatmak sure-tile bir vazak hazırlamış oldu ğu efsanesi gelmektedir. Bu hakikaı değildir. Zira Alman ların merkezi üç paraşütçü taburu :je takviye edilmiş bu Ilınmaktaydı. On bir gün devam edeiı en büyük çarpışma lardar sonra Rommel bağlûbl yeti kanıl etmiştir- Aleksan-der durmam hakkında kanaa ' tini şu r kilde hülâsa etmekte I dir:
♦Onur, çok parlak tâbiyesl bazen sirateji ölçülerine zarar lı oluyordu.»
Beyaz Saraydan resmen bildirildiğine göre Truman Stalini, bir Konferans vermek üzere 1946 da Amerikaya dâvet etmişti
Vaşlngton: 6 (AP) — Beyaz Sa raydan dün gece açıklandığına gö re, Stalin 1946 da, Amerlkaya gelmesi İçin yapılan bir dâvet-i reddet miştir.
Malûmdur kİ o sene Churchlll A-merlkada Fulton Üniversitesinde bir nutuk vermiş, Rusyanm yayılma siyasetine şiddetle hücum etmiş tl. Bunun üzerine, Stalin de, ayni kürsüden kendi görüşünü müdafaa fırsatı vermek maksadile, «Missou-rlı> zırhlısile ve Trumanla beraber Amerlkaya gelmeğe davet edilmiştir. Stalin bu dâveti, mesafenin u-zaklığını ileri sürerek, kabul etme miştir.
Vaşington: 6 'A A ■ — Beyaz Saraydan teyid edildiğine göre Stalin 1946 senesinde Amerikan halkına hitap etmek yolunda kendisine ya pılan daveti reddetmiştir. Başkan Truman Staline Missourl zırhlısı ile Amerlkaya gelmesini ve Üniversite de bir konferans vermek üzere Co-
Mareşal
lümbiaya kadar kendisi İle birlikte gitmesini teklif etmiştir. Moskova dakl Amerikan Büyük Elçisi Bedel Smlth vasıtasile yapılan bu dftvet bu seyahatin çok uzun olduğunu söyliyen stalin tarafından reddedil miştir.
STALİNİN VERDİĞİ ZİYAFET
Moskova: 8 (AA,)
Stalin, Başbakan Peter Grozanın Başkanlığındaki Rumen heyeti şerefine dün akşam büyük bir ziyafet vermiştir.
SOVYET BAŞSAVCISI DEĞİŞTİRİLDİ
Moskova: 6 (A A.) — Adalet Bakanlığına getirilen Corcheninenin yerine Sovyetler Birliği Başsavcılığı na Sahonofun tâyin olunduğu resmen bildirilmektedir. Bundan bğş ka İvan Aleksievltch Valstof İle Edouard Nlcoloevltohde yüksek Sov yet şûra başkan yardımcılıklarına tâyin edilmişlerdir.
Rusya, Doğu Bloku kurmağa çalışıyor
Sovyet — Rumen andlaşması , blokuna bir merhale
Londra: — 6 'AA. — Dışişleri Bakanlığının sözcüsü bugün şunları söylemiştir;
— Sovyetler Birliği ;le Rumanya arasında bir ittifak aııdlaşması ak tedilmiş olması Doğu Blokunun ku rulması yolunda yeni bir merhale teşkil etmektedir
Sözcü, Rumanyon>n bu bloka gir nıeğe Sovyetler Birliği tarafından dâvet edilen ilk eski düşman mem leketl olduğunu işaret etmiştir.
BATI BLOKU
Brüksel; 6 'AA.? — İngiltere dev let Bakanı Hector Mc. N9İ1. Benelux grupunu teşkil eden üç memleketin Dışişleri Bakanlarile görüştükten sonra dün akşam burada şu beyanatta bulunmuştur:
Londrada Doğu olarak kabul ediliyor
« Eğer bir Batı Bloku teşkil edecek olursak, bu sadece bizim hepi-mizin âcil fedakârlıklarda bulunmamızı icab ettirmekle kalmaya cak, fakat ayni zamanda her İki ta raf için de önemli siyasi kararlara delâlet edecektir. Avrupa yeni bir karar almış gibidir »
Mc Neil sözlerine şunları İlâve et miştir:
( Bu karar, hiç bir diktatörlüğe mü samaha edilemiyeceğini bir kere da ha teyid etmekle beraber herhangi tahakküm zlhniyetile âc|l tedbirler almamızı önleyecek şartları m ey d a na getirmek için hemen harekete geçileceğini de bildirmektedir.
Ev adlarına, miras bırakmadan ölmüş
(Başmakaleden devam/
Dağının mutfak masraflarından biraz kırpıntı yapmağa iltifat edilmedi? Neden yeni Mcolh binam için altmış, yetmiş milyonluk muazzam kredilerden vazgeçilmedi? Neden ve neden?... Daha bu Ilate-Der Çok uzatılabiliri hattâ tasarruftan, tenkihattan vazgeçtik, milletvekilleri yolluk ve yıllıklarına ild küsur milyon zauı yapabilirken Ahrned Barutçu, partİHİnl niçin İkaz etmedi veya hiç olmazsa kendisi bu çoğalma aleyhinde neden nâçiz reyini kullanmadı? Daha on beş gün evvel bütün bu masraf kabartma ve çoğaltmalarına reyini veren bir adanııu bugün tasarruf hususunda verecoğl vâlz ve nasihatin klm.se Üzerinde küçük bir tesiri olur mu? Kimse böyle lâkırdılara bu ağızlarda kıymet verir mi? Filhakika memleket halkı çok hüsnüniyet sahibi, temiz ve saf kitlelerdir. Fakat bn kadar da basit bir şekilde aldatılacak şeviyede değildir. Başbakan yardımcısı herkesten ziyade bilmek mevkiindedir ki, Türk halk kitleleri siyasi bakımdan çok olgunlaşmış ve Halk Partisi zimamdarlarının tahmin etmedikleri bir ıriişde malik olmuştur. Ahrned Barutçu sözlerine bir nevi yaldızlı cflâ ve aldatıcı bir renk vermek için ifadesine şu cümle ile başlıyor: «Sekiz yıllık bir harb e-«onomislnin çeşidi! tesirleri altındaki bir bünyede... İlâh». Kuzum bu millet bu nakaratı yedi, sekiz yıldır dinlemekten tamamile gına getirmiştir. Memleketin ıztıra-bı yedi, sekiz yıllık harbden ziyade çeyrek asırlık Halk Partili tek taraflı ve her türlü insaf hududunu aşan bir idarenin baskısından israftan, sefahatten doğmuştur. Bugün de yapılacak tek iş tasarruf ve idare yolana girmek iken hâlâ eski debdebe ve alâyiş devam etmektedir. Bizzat şu sözleri söyliyen Başbakan muavinliği maka-karaı. her hangi bir tasarruf hareketine başlanmak niyeti samimî olsa, ilk ilga edilecek makam değil midir? Hattâ Meclisi encümende yok edilmesi, maaş tasarruf olunması, ve hattâ az kalsın yor mu idi? Şahsi durumu bu kadar çürük olan ve makamı millete bir yük teşkil eden bir zat kalkar da tasarruftan dem vurursa buııa inanacak gafiller bulunur mu sanılıyor?...
Bu geleceğe matuf vaidler ve ninnilerden belirmiştir. İsraf ve sefahat gayyasının tâ dibine kadar dulınış ve vaıhuış olanlardan istenilecek tek şey bu huylarından vazgeçmek değil, —çünkü isteseler de yapamazlar— seçim serbest Hğini ve masunluğunu sağlıyarak derhal milletin reyine baş vurmaktır. Asıl efendi ve hâkimin katarı hakikatleri ortaya koyar.
Memleket bu iktidar partisinden bir şey istiyor: İş başından uzaklaşması... İşte o kadar...
A. Cemaleddin Saraçoğlu
Büyük Millet bu makamın ve tahsisatının teklif edilmedi kabul olunmu*
Meclis haftaya kış tatiline başlıyor
Adalet Komisyonu Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun 18 inci Maddesini değiştiren tasarıyı kabul etti
maddesi gereğine» senatonun ihraç ki tefsir tasarıları da görüşülecek-kararı verip vermlyeceği hakkında tir.
Diğer taraftan Adalet komisyonu tekrar toplanarak dün belirttiği-mlz esaslar dairesinde polis vazife ve Salâhiyet kanununun 18 inci mad desinin değiştirilmesi ■ hakkında ki tarasıyı kabul etmiştir. '
Ankara: 6 (Hususi) — Söylendiğine göre Meclis ayın 13 üncü Cuma günü bir Nisanda toplanmak üzere kış tatiline karar ve recektir. Tatilden evvel Mecliste armatörlere verilecek kredi tasarısı ile yetiştiği takdirde polis vazife ve Salâhiyet kanunun 18 inci maddesi tadilâtı, Üniversite kanunun 46 ncı
Lvndr. 6 (B. B C ) — nin oğlu babasının miras dan öldüğünü söylemiştir.
Yeni Delhi: 6 (A.A ı — Bakam Serdar Patel Hind Meclisindeki beyanatı sırasında, dualarda hazır bulunacak olanların üzerlerinin aranmasına müsa ade etmesini Gandiden rica ettiği nl fakat kendisinden şu cevabı aldı ğını söylemiştir:
Hayatım Allahın ellerindedir. Eğer ölmekliğim mukadderse beni b; akıbetten kimse kurtaramaz.»
----- —o —
Rumanyadaki Büyük Elçimiz geliyor
Bükreş, 6 (A.A.) — Anadolu A-je asının mel muhabiri bildiriyor:
Türkiye Büyük Elçisi Hulûs! Fuad T »lgay bugün, rnezunen Ankaraya lureket etmiştir.
Gandi-bırakma
İçişleri
Milli
Altın spekülâsyonu dokyısile uydurma
' haberler
Ahİuli a. 6 - • Maliye Bakanı
kanı Hahd Kazmi Kefmir bir muha» birimiz4, a>agıdartt beyanatta bulanın uçtur:
Flıikû ı dce ıu■ cburi bir istikraz yapıİAcrğına veya KAğld paraların ortacından ke&Uerek yarıcının vergi oia .ı alınacağına dair son günlerde dolaman yaylalar tarrvırnen asılsız o-lup alı n spekülâsyonu rnaksadlle uy-duruimu^ kulaktan kulağa fısıldanan ve halkımızı Izrar kasdlle çıka-nJmm haberlerdir,
k-Türk parası kıymetinin yti2xk IO niabetürle yükseltilmesi haxkm«ls bazı latanbu) goziJ'krlnin Ankara den Öğrenm kları neşriyat da
külleyen hakik muhalif olup ye-njdm herhangi bir para operasyopu b {,b.r v4CAila borı*x mevzuu de^ll-
• I
muhabirlerin-
Bir İngiliz Pilotu, 830 kilometre ile rekorunu kırmağa muvaffak oldu
te 798 kilometre olarak yine füzell bir «De Havillando av uçağile tespit edilmişti. Tecrübe pilotu filo ko mutanı Watertonun rekoru resmen tasdik edilecektir. ç
Gerek «Meteor» ve gerek «De Ha-villand Vampire» uçakları kraliyet hava kuvvetleri tara^ndan kulla nılmaktadır.
Londra: 6 AP — Bugün çift füze ile müteharrik Meteor IV» u-çağlle 100 kilometrelik kapalı bir daire üzerinde tecrübe uçuşları ya pan pilot W. Waterton saatte 830 kilometrelik yeni bir sürat rekoru tesis etmiştir.
Eski kapalı daire sürat rekoru ge çen Ağustos ayında pilot yüzbaşı John Cunnigham. tarafından saat-
I f
Solcu hocalar
(8aıtaran ı tnrtda)
11 de Dil, Tarih - Coğrafya Fakültesinde toplanarak üniversiteden ihraç edilen sol temayüllü profesörlerin Senato karan aleyhine yaptıkları Itlrazlan Incellyecektlr. Kurulurt toplantısı İçin bütün hazırlıklar soûa ermiştir.
Kızılayın inhisarına verilen yeni bir ilâç
Ankara, 6 (Hususî) — Türkiye Kızılay Derneğinin tekeli altına veril mlş olan İlâçlar listesine Stabizol a-
Esnaf İstihl&k Kooperatifleri temsilcilerinin temasları
Ankara, 6 (Hususi) — İstanbulda bulunan ve sayılan 14 ti bulan küçük sanat ve esnaf istihlâk kooperatifleri temsilcileri dün şehrimizdeki temaslarına devam etmişlerdir. Bu kooperatifleri milli fabrikalar mâmu-lâtmdan her sene 4 milyon metre civarında mal verilirken Ekonomi Ba kanlığı sene başından itibaren bu kontenjanı kesmiştir, öğrendiğimize göre Ekonomi Bakanlığı kararında ısrar etmekte ve kooperatifleri bundan böyle mal vorllmesine hiçbir zaruret görmemektedir. Durum henüz belli olmamakla beraber kooperatiflerin 10 milyon metre olarak gösterilen ihtiyaçlarını piyasadan sağlıya-bileceği İleri sürülmektedir. Bakanlık her yıl kontenjanı verilen kooperatif lerin maksada ne derece faydalı olduklarının da münakaşa konusu ola* bileceğini ileri sürmektedir.
Meclisin Pazartesi gündemi ve kalkınma istikazı ile ilgili tasarı
Ankara, 6 (Hususi) — Kalkınma tatlkrazı hakkındaki kanuna ek olarak hazırlanan tasan Meclis gündemine alınmıştır. Tasarıya göre hükümetçe verilen 150- milyon liralık yetki ayni şartlarla kullanılmak ve ayni maksadlara tahsis edilmek şar-tlle 350 milyon liraya çıkarılmaktadır.
Meclisin pazartesi günkü gündemin de kalkınma hakkındaki kanunun ta sarısına ek tasan Türkiye ve Fransa ticaret ve ödeme anlaşmasının onan ması hakkındaki tasan bu anlaşmaya bağh listelerin kaldırılması haklındaki tasan ve Türkiye ile Yugoslavya arasında imzalanan ticaret ve ödeme anlaşmalarının onanması hak kındaki tasan vardır. .
A nkara ekspres trenleri muvakkaten kaldırılıyor
Ankara 6 (A.A.) — Ankara—Hay darpaşa—Ankara arasında işlemek te olan Ankara ve Anadolu ekspres trenlerinde yolcu sayısı hayli azalmış olduğundan yalnız yataklı vagonlardan mürekkep olan Ankara ekspres trenlerinin seferine, Anka ra ve Haydarpaşadan son defa 10/2/1943 günü hareket ettikten sonra nihayet verilecek ve 11/2/948 gününden İtibaren yataklı yolcuları da Ankaradan saat 19.20 de ve Hay darpaşadan saat 18,15 de hareket eden Anadolu ekspres trenlle seya hat edeceklerdir. Yaz mevsiminde yataklı vagonlardan mürekkep An kara ekspresi tekrar sefere vazedi lecektlr.
Marshali'ın demaci iyi bir tesir bıraktı
Ankara, 6 (Hususi) — Türklyeye yapılacak Amerikan askerî yardımı münasebetite Amerika Dışişleri Bakanı Marşalın yapmış olduğu son de meç Ankarada çok müsaid bir tesir bırakmıştır. Bununla beraber bu hususta Ankaraya gelmiş hiçbir resmî malûmat yoktur.
Dev.et hesabına dış memleketlerde okuyan öğrenc lere ö enek
Ankara, 6 (Hususi) — Milli Eğitim Bakanlığının teklifile Devlet hesabına yabancı memleketlerde okuyan öğrencilere aşağıdaki mikdarda ödenek verilmesi Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir:
1 — Amerika (pahalı yerler) 127 o
(orta yerleri
(ucuz
yerler)
dışındak.
Ngvyork,
dındakl müstahzarın da frengi ilâcı olarak katılmasına Bakanlar Kuru, [unca karar verilmiştir.
r,----------------------------------------------------------------
j(Gününenteresan haberleri ----------------------------------------------------------------J
7 Marsilya ile Cenova arasındaki | beyaz zehir kaçakçılığı
) Cenova: — Marsilya—Liver-
J iıir şebekesi keşfedilmiş ve bu mü-t hir şebeke keşfedilml şve bu mü-( nâaebetle bir çok tevklfat yapıl-i mışbr. İtalyan ve Fransız polisi 1-ı darelerl müşterek takibata glriş-/ mislerdir, içinde büyük miktarda J beyaz zehir bulunan Ispanyol ban-) dra.li Morena balıkçı gemisi hükû J met makamları taralından müsa-ı dere olunmuştur. (A.A.)
/ mil usu
1 Londra: —
/ Hatı sahilleri J küçük bir adada I 13 aile lırtına yüzünden mahsur i bir vaziyette kalmışlardır.
i Bunlara bir gaç hafta evvel gon l derilen erzak şimdi hemen hemen I (Ülkenmiş bulunmaktadır (A.A.ı i l/ıınya Phıg-Pong şumpiyunası I Londra: — Dünya Ping—Pong
İ ş, rnplyonası maçlarına bugüp | tVrmblcydo başlanmaktadır. Bu [ müsabakalara 300 Oyuncu iştirak
bulunan ada lrlandaın Güney Açıklarında kâin oturan 230 kişilik
Mısırda pamuk fiyatları
İr Londra: — İrlandanm Güney dört ayı zarfında yani yeni pamuk mahsulünün başlankıcından beri pamuk fiyatları artmaktadır Pamuk fiyatları bu hafta 20 sena denberl görülmemiş bir seviyeye varmışta. (AA.)
Kanserli mideye ameliyat
İr Roma: — Mide kanserinden mustarlb 68 yaşındaki bir hastaya Manloue hastahanesLnde şimdiye kadar pek az rastlanmış bir cerra hi müdahale yapılmıştır. Operatör kanserli mideyi tamamile çıkar mış, ve mide borusunun alt parça rflnı (meriyi) barsağın üst kısmı na bağlamıştır.
Jiornale d,ita Huy a demeçte bış liman operatör, ümldsla bir durum da bulunan hastanın üst üste birkaç kan verme ameliyisin! müta aklö beş gün içinde ayağa kâikâ-bildiğinl söylemişti». (A A,)
Allantiktekl fırtına
ir Ncvyork; — Kuzey Atlantljı-te hük
4 ı - J 4 .
i calr.
OLA)
te hüküm süren şiddetli bir fırtına gemi tarifelerini altüst otm|s^r sOuesu Mary» transatlarttlfmtu
48 saat geç geleceği haber verilmiş tir. Hemlnln İnglltereye ne za-, man hareket edeceği açıklanmamıştır.
«We8terdam» gemisi fırtına yüzünden tarassut kulesinin pencere lerl parçalanmış olduğu halde 3 gün geç Nevyorka vasıl olacaktır.
işten el çektirilen Rumen diplomatları
Londra: — Bükreşten öğrenil diğlne göre, Madam Anna Pauker, Dışişleri Bakanlığına tâyin edildik ten sonra geçen aym başında on Rumen Elçiliğinde ciddi temizlemeler yapılmıştır. 600 diplomat fş tan uzaklaştırılmış veya istifa etmiştir. (A.A.)
İngilterenin bir ayda sattığı altınlar
Londra: — Ingiliz Maliye Ba kanı, Ihgilteranln Ocak ayı zarfın da 26 milyon sterllkllk altın satmış Olduğunu bildirmiştir. Aralık aym dakl altın satışı 25 milyon Urâyı bulmuştur. (A.A.)
tilimpiyad bayrağı kayboldu o- St Mor'lz: — Olhııplyadlartu 'i b ıyrağı, dün akşam direğin
den yok olmuştur. .
Bayrağı bir amatörün hatıra ola 1 rak aldığı sanılmaktadır. (A.A.ı I İrak Parlâmentonu tatil edildi \ Bağdad: — Dün akşam yayın | lamın krallık emirnamesile İrak L parlâmentosu 50 gün müddetle ta ( tll edilmiştir.
Dışişleri Bakanı Hamdl Paşaşi £ He diğer İki bakan, 7 Şubatta Ka- Z hirede toplanacak olan Arab Birli- / ğl konferansında Irakı temsil ede / çeklerdir. (A.A.) J
Hır haftada ölen Amerikalılar 1 Frankfurt: — Bugün Anjerl- | kan askeri taşıt uçakları, geçen ( hafta zarfında Güney Fransada i vukua gelen iki uçak kazası neti L ceninde, 3 kadın ve 5 çocuk dahil, Z ölen 16 Amerikalının cesedlerinl /
Tabutları getiren uçaklar, Frank | buraya getirmişlerdir. 1
furt hava alanında, ölenlerin aile | lerlndon müteşekkil ağlayan kü- ( çük bir grupla bir merasim kıtası i tarafından karşılanmıştır. (A.P.) Z İspanyada gümüş damarı /
bulundu 7
■fr Madrid; — Madıİdden tajjrl 1 ben 100 kilomotre Kuzoyde bulu I nail ve çok zengin olmasjna rağ- I den 1914 de İşletilmesi terk edilen ( Hlenda Laııclna madenlerinde i 200 metre derinlikte yeni bir gü- 7 müş madeni daınurj keşfedilmiş- J ti». (AAır
Men’i ısrafat kanunu
Kanun memleketin her tarafın* da ayni kuvvetle tatbik edllfr yor. Bir kısmında şiddet ve bir kısmında yumuşaklık gösterilir h se, bundan hem İdare odllen memnun olmaı ve hem de memlekette İkille meydana gelir.
Tuhaf değil miT...
Men’I israfat kanununun, yalmg köyler ve küçük şehirler için tekrM edildiği zihniyeti mevoudtur.
Kanunların tatbik sahası hakkında yapılan istatistiklerde münevver tabakanın mevzuata daha ziyade riayet kâr olduğu neticesine varılmakta «si de, men i israfat kanununun tatbikin* de, bu cıhot tamamile aksinedir. (M(k» nevver tabaka, bu kanunun şumulfl dairesine girmediğine zahıb olmakta ve böylelikle büyük şehirlerde harf-ciez memleket nazariyesî hükümferma olmakta gibidir. x
Filhakika men i israfat kanunu, zfr hiren hususi hayıfa, tarlaca müdahale edor gibi görünüyorsa da tesit maksadı memleketin içtimai ve iktîs» di vazıyetine oldukça uymaktadır.
Bu kanun; köylü vatandaşı nisbeten israftan kurtarmakla ve tasarrufa ;e( ketmeklodir. Nitekim iyi bîr idareci* nin elinde hu kanını, iyi neticeler /ermekledir.
Dünyanın her tarafında açlık ve para krizleri, bütün şiddet ve korkunçluğu ile devam ederken, şehirlideki hıı israf, kanunu tatbik ile nıükefinf idare âmir vc memurlarının göz eri önünde, alıp yürümektedir.
Şehir sakinlerinin hıı pervasız ketleri dahilde ve hariçte türlü türlü tefsirlere yol açmaktadır. Avrupa matbuatın n iryoruz.
Hariçteki telâkki: gıda diyarıdır. Ve
harb esnasında kazandığı milyonlar ı-le bu gıda maddelerini israf etliği şeklindedir.
Dahildeki telâkki ise: Şehirlinin mı* ayyen bir kliği harvketlente menı.e .ır lin, köylünün, ve şehrin diğer tabakasının bu husustaki müşkül duruınlan-nı hiçe sayarak, bunlar ile âdeta »>• lıhza eder hır vaz >ot almak(4dır»ar.
Belediye zabıtası kanunu, loka • • ların vitrinlerinde yemek demonsir ı on ve manifestahoniarım i enede* •• . İstakozlar n ve le/rek(erın, Huşum mohiller sandıklarından ve iner-. ı bir kalabalık önünde apartman kapılarında boşaltılması, ve mum fabrikasının kordonruj şampanyalarının, evlenme dairelerinde ve hatta yuk»e c momurları önünde patlatılması ne dereceye kadar doğrudur.
Meınloketın bünyesi, vaziyeti, bu nâhoş hareketleri muhakkak surette hüsnü telâkki etmıyecegınde şübhv yoktur.
Doğum, nişanlanma, nikah, evlon-me, ölüm merasiminde, soneı devriye-lerde, teati olunan çiçek bedelleri ıfs kokteyl parti ve omsali gösteriş merasimi masraflarının, Yardımsevenler, Veremle mücadeio, Himayci Etfal Cemiyetlerine teberru' odilmesı daha hissi ve insani bir hareket olacıkGr. Bu teberru* keybyou şimdiye kadar, tahakkuk yahud edemedi.
Acaba, sırf bu maksadla decek diğer bir cemiyet hu maz mı?...
Bu oomiyetiıı kuvvetli faal vo becerikli âzası, hıı yük muvaffakiyetler nındayız.
Ou suretle, men i şehirlerde de tatbik
zenginlerimiz, aylarca süren kadın ve erkek dedikodularından kurtulmuş vı her sene israf edilen yüz binlerce lira, teşekkül edecek cemiyet tarafındar hayırlı İşlere sarfodilmış olur.
İDARECİ
Sunu da neşriyatından an-
Türkiye hol hır Türk vataAuaşı,
3 —
Fransa
İngiltere (Londra) Ingiltere (Londra yerler) İsviçre İtalya
’ Belçika
Avusturya
İsveç
Macarlstao
Çin
Kanada
1 — Bahalı yerler:
şington, Baltimore, Philadelphia. 3 »s ton şehirleri, Yale üniversitesi. Mas sachussets lnstitute of Technology Harward, Princetou üniversiteleri. i
2 — Orta bahalı yerler: Nevyork eyaleti, New Jersey . eyaleti, Penn-sylvania, Coimetıcut, Mossachujsets. ( Rhode Island, New Hampshire. Ma | ryland, California, Michigan eyaletleri, Wisconsin üniversitesi, Chicago şehri, Ohio ve Washington Üniver-' siteleri.
3 — Ucuz yerler bu yerler dışında kalan yerlerdir.
Bu aylık ödeneklerden başka şubat ayında ödenmek üzere Amerlkadaki öğrencilere ellişer dolar, Ingiiterede-kilere beşer sterling ve lsviçredeki öğrencilere 250 şer İsviçre frankı ö-denecektir.
î; ı i verler talimatnamesi
Ankara, > (Husus!) — içkili yerler talimatnamesi içişleri Bakanlığın ca yeniden gözden geçirilip bazı ilâveler yapılmak suretile bugünün şartlarına uydurulacaktır. Hasırlanmakta olan talimatnamenin esasları şunlardır:
1 — içkili yerlerin tesbitinde eski talimatnamede büyük cadde ve çarşı mahallerine yeni talimatnamede hükümet. belediye, karakol, kışla, okul ve mûbed binalarile her nevi sanat müesseselerile maden ocakları İnşaat yerleri ve genel evler dahilinde veya bunlara yakın yerlerde ve nihayet belediye teşkilâtı bulunmıyan yerlerde ispirtolu içkilerin satılması menedilmiş bulunmakla beraber bu husus ta âzam! dikkat sarfedilmesine de işaret edilmiştir.
2 — içkili yerler için izin alma ‘ müracaat ve formalite İşleri daha ko laylaştırılmakta, buna mukabil zabıta kontrolü daha genişletilmektedir/
3 — Yönetmeliğin hazırlanmasında
esas prensip olarak alkol derecesi ağır olan içkilerden ziyade bira ve* şarab gibi hafif dereceli İçkilerin satışının artırılmasına ve kolaylaştırılmasına dikkat edilmiştir. . |
4 — Yaşı küçük olanların bu gibi j yerlere girmelerini Önleyici ve tahdld edici diğer bazı hükümler daha kuvvetlendirilmiştir. Yönetmelik b»r defa daha gözden geçirildikten sonra, ilgililere tebliğ edilecektir.
Bir Alm nı generali daha intihar etti
Paris: ü (A.A ) — Harb esnasında eski Alınan Paris İşgal komuta m hava generali Otta Voıı Stlpna-gel bu sabah saat ikiye doğru Cherclıe Midi ceza evindeki hücre sinde asılı olarak hareketsiz bir halde bulunmuştur.
16 ’6/1878 tarihinde Bcrlhıdc doğmuş ulan eski lıuva generali yatak kılıfından kopardığı bir parça ile kendisini, a imiş ve sıırfedil.-ı) Ajüi-üa gayretlere rağmen hayalım kurlar nıak mümkün olanİam:$tı»
ınaalleessul, etmedi vs
teessüs e*
işi basara*
istihbaratı yolda bü-gösterebilir zan-
ısrahft kanunu edilmiş, şehirli
Hikmet Bayurun makalesi
Ankara, 6 (Hususî) — Bu günkü Kudrette Hikmet Bay ur Amerikan yardımı işi ve C. H. P. nin gizli tc.p-lanti3i başlıklı makalesinde, Marsal plânı meselesinin dc her önemli konuda olduğu gibi bir sual covab ve ertesi günü grupta yapılan bir toplantı ile örtbas edildiğini söyliyeH'k (Her önemli konuda böyle dp.vnnıl-dığma bakılınca bizde halk egemen, ligi değil C.IT. Partisi donen zümrenin egemenliği olduğuna bir k( ro da. ha inanmak gerekir» demekte ve tıu gibi hâdiselerde gene soru açarak hü kûmetin düşürülmesi yohr.a gıdı ligine işaretle: «Mesele Saraçoğlu hükümeti, Behçet U2un yıuıl»? v» ele k tedbirlerde önce hııbubat-n ve u a hemen herşeyin yüzde b bahahîaşmûsına sebebiyet üzerine, Pekcr bükû/o» ti 7
* rarlanrv.n ksabcta’.zliği gör ya Ünlü baskı ve Mu ncc dan biıl meydana çıkınca kûmeti dc Marnal plânı uğradığı yeniliği sehrbji.. açık ta»tısvealar tonunda di İşlerin tutun
(»Uvxlu nin bîr vıchevt dem t • J r(hr*
I
16 ve )âvas
Trakyada Devlete düşen vazifeler
j IB
A;
Manıûr ve nıiiiîiıessil bir Trakyan» lofliizhrla Meriç suyu arasBudakü mukaddes topraklarına yükselen Edirne ise, İstanbul» uıütcnaz.r, tarlinine uygun, ayrı bir yıidız olarak parlayacaktır
şanına yakışa®
0
4
Trakya kalkınmasında bağcılık, ipek böcekçiliği, hayvancılıkla, tütüncülüğü ve ağaçlandırmadan sonra nıeyvacbık yapalı ileceğimizi birer cümle kabilinden kısaca belirtmeğe çalışmıştık.
Toprağı verimli yapmak için onun üzerine kapanmak, onu terle yoğurmak ve mayası gelinceye kadar bek icı»ek icab ettiği aşikârdır. Bu türlü tyr çalışma ve toprağa aanlnıa ile beraber. modepp ziraat, vasıtalarını kullanmanın artık kaçınılmaz olduğunu kabul etmek, gübre meselesini halletmek lâzımdır.
Toprağın bir canlı gibi besleneceği ve beslenmesi gerektiği fikri eski olmakla beraber modern ziraat an-lavışilc daha etraflı olarak kavran-jmıştır- Memleketimizde modern ziraat zihniyetinin yerleşmiş olduğu nisbette, medeni vasıta ve malzemeye ihtiyaç duyulmaktadır, Eğer bugün, modern zira.it vasıtalarını şiddetle aramıyorsak, bizi idare eden fikrin, henüz arama hareketine sev-kedecek kadar üzerlerimize baskı yap madiğini düşünebiliriz. Bundan ötürüdür ki modern ziraatta fikir ve i? olarak hayatımıza yerleştiği derecede vasıtalarını karşımızda görüyor veya arıyoruz.
Toprağı besleme ve gıdaca takviye neselesine gelince: Bu husus ziraat tfa afiyetlerinde en Önde gelen bir iş olmuştur. Dedelerimiz, toprağı uzvî maddelerle beslemeği ötedcnberl bilirlerdi. Adına toprağı gübreleme dediğimiz bu ameliye bugün tohumun toprağa atılması kadar, lüzum ve ö-nem kazanmıştır. Bunun için de top ragın beslenmesi daha esaslı şekilde ele alınmıştır. Gübre sanayii bu yüzden doğmuş, tahlil edilen toprağın. üzerinde yapılacak ekime göre, neleri bulundurması lâzım geldiği an taşıldıktan sonra takviyesine geçilme yolu tutulmuştur.
Şu hrle göre verimsiz toprak dâvası kökünden halledilmiştir. Esasen kimyevî gübre sanayii modem ziraatın bir kolu olduğundan, kimyevî gübresiz modem ziraat mümkün değildir. Çünkü modem ziraatin tatbik edildiği bölgelerde boş yer bırakılma makta, toprağın ancak münavebe ekimine tâbi tutulmak suretile dinlendirilme ata e çatışılmaktadır* Ve böyle bir çalışmanın topraktaki cevheri tüketeceği tabi! olduğu içindir ki çalışmaya 9ra vermemek prensip! karşısında toprağı zayıf düşürmemek İçin de takviye etmek zaruretini ancak kimvev! gübre ile karşılamak mümkündür.
Halbuki bizim gibi topraklarını değil münavebe ile dinlendirmek, yıllarca boş bırakan bir memlekette, el bette kimyevi gübre sanayii inkişaf edemez. İşte biz. Trakyada. yer yer, toprağın tabiatine, tarlaların mevkiine göre bir çalışma ve işletme programını tatbik etmeğe başladığımız gün, kimyevi gübreyi yanma şımızda görmeli, elimiz altında bulmalıyız. Ancak ou suretle topraklarımıza hâkimiyetimizi kabul ettirmiş olabiliriz.
Türkiyemiz de bir modern ziraat df-vası varsa ve bunu halletmek isti-
*
yorsak bu, bir mecburiyetse, kimyevi gübre i®»nin kesin ve süratli olarak hallini ve bu sahada Ziraat Vekâletinin kendilinden beklenileni vap masını görmek, vatanımız için bir zaruretin yerine getirilmesi demektir. Bu zarurete karşılık, bugün kimyevi gübre bir idhal malı olup, menü lek"timizin iş hacmine ve ihtiyaç de recesine göre ancak mostralık* ke-Mm esile ifade edilir mlkdardadır.
Ziraat Vekâleti kalkınmamızın başında gelen zirai çalışmalarda öndeliği alıp tohum, kimyevî gübre, toprağı işletme gibi ana faaliyetleri benimsediği gün, bir taraftan da bu yeni vo memleketin muhtaç olduğu ( anlayışı, mânadan işe kalbcdecek ve bol verime kavuşturacak su ve su-tama dâvasını dikkatle ele almağı ■unutmamalıdır.
Bunun için de Ergene, Meriç sula-, nn Trakya topraklan için bir âfet, bir belâ olmaktan kurtarmalı; bir be tadan bir hayır, bir âfetten bir nimet yaratmalı, bu alanda atılacak ilk adını ise, arazi besleyici bir duruma sokulması şeklinde olmalıdır. Memleketimizde geçimlerini toprağa bağlamış milyonlarla insana zarar Veren nehirlerin başlıcalarını, Seyhan, Ceyhan, Gediz, Sakarya, Meriç Porsuktur. Zaman zaman de Yeşllır. hnak ve Kızdırmağın baş kaldırdığı görülürse de bunların içinde, ara ver meden, hemen her yıl taşan ve etrafı yıkan nehir, Meriçtir.
Şu hale göre au baskınlarını önleme derdini Jzale İçin bir plân tatbikî düşünülüyorsa bu işe MeriçLcn baş lamak' hem saçtığı felâketin büyüklüğü bakımından, hem de Trakya a-razlsinln sulanmağa daha elverişli
*
■ •
9
olması srbebtle en doğru bir iş en 1-sabctlı bir hareket olur. Bundan son ra arazinin hali gibi yumuşak bir şekilde uzandığı yerde, Trakya top* rağında açılacak kanallardan, ccdvel*
-------- Yazan ----------------j I Ş. T. Şehidoglu |
lcrden tarlalara ulaştırılacak Mer’ç ve Ergene suları bu tarlaları dünya-’ nın en özlü nimetlefllc beziyecektir, Böylece bugüriktl azgınlıklar karşısında yükselen feryadlar, kuraklıklar karşısırda Tanrıya bir damla su için yapı lan-yalvarmalar âtinin nesillerini düşündüren vc güldüren birer tarihî sahne olacaklardır.
Toprakla, su ile ilim vo hesabja bağdaştırılması neticesi bu suların kıyılarında ve toprakların Üzerinde yaşıyan insanların refah, ve saadetleri gelip geçicilikten kurtulacak, çalıştkları müddetçe tükenmez, hal alacaktır.
★
Artık bugünkü medeniyet dünyasın da yaşıyan vakarlı bir devletin ziraat teşkilâtını, tabiat karşısında ilk insanın tavrı ve davranışı gibi âciz görmek istemiyoruz.. Ziraat Vekâleti her köylünün, mevcudiyetini, İşin le gücünde hissedeceği bir varlık olmalı bugünkü gibi bir İki çiftlikle, vilâyet merkezlerindeki ziraat müdürlüklerinin kapılarına asılan tabelalar la varlıklarını göstermekten artık kurtulmalıdır. îşte böyle bir çalışma ve davranma için en müsaid vatan köşelerimizden biri de Tıak-yadır. r
Bu nıaksadla Trakyada modern ziraat dâvasının güdülmesi de ancak Ziraat ve Nafia Vekâletlerinin taqı bir anlayış içinde, müşterek bir şekil de su baskınları ve kuraklık felâket lerinl önleyici bir çalışma plânı tatbik etmelerde mümkündür. Bu suret le Trakya toprağı güzelce sürülür» icaba göre gübrelenip. zamanında sudan ve susuzluktan- kurtanhrsa bo şalmıyan bir anbar. en besleyici mah sullerle doldurulmuş b|r vitrin gibi vatanı özlepdireceğl ve süsliyeçeğl şübheaizdir.
Ancak bu zaman sığır ve koyun cinsleri üzerindeki hayvançjbktan başka geniş bir kümes hayvancılığı da TrakyalI çiftçinin bir iş çe-
Temenniler
istanbulini Sanayi
— Merkezi — VE SÜMERBANK Fazan.- Bahri ÖZDENİZ
urduflfuzda muazzam ser ufaye teşkilâtile iş başaran. «Sümer Bank, bir taraftan idpâk ettiğimiz 194S yt ui t
senesinde büyük hamleler yapacağı hakkında tatlı vaidlqr ve güzel tebşirlerde bulunurken biz de diğer taraftan iyi tetnennilerimizi sunmakla bahtiyarız.
Zira bugünden 1948 yılbaşından itibaren genel kadrosunda kalifiye,-memurlarla kaliteli mallar çıkaracak ve kırtasiyeciliği de kaldırdıktan sonra meydana gelecek yepyeni örnek teşkilâtını da memleket heşabına ve hayrına hepimiz candan selâmlıyacağız. Baştan şona kadar yeni bir organi sation programilo, herkçsi memnun kılacak düzenli tevziatilc nâzım bir ahenk içinde çalışmağı tebarüz ettiren bu aydın hamlenin güzergâhında muzir dikenlere tesadüf edilmezse her lmlde tebrike sezadır.
Lâfı ve havalcciliği bir tarafa bırakıp fiiliyata geçecek ve iş başarıcı ve randıman verici çrrkta-rın uğultularını, tezgâhlanıl dür-mıyan mekiklerini; yüksek fırın* larm sönmiyen ateşlerini, blok demir ve çelikleri döken şahmerdan çekiçlerini ve haddehanelerden çıkan çeşitli çaplarda mevzun madenî çubukları, milleri, şaftları, granit leri ve ilk defa olarak Elâzığ demiryolu üzerinde Palu - Genç kısmında muvaffakiyetle kullanılan Türkiye demir vc çelik müeşsese-si Karabük fabrikaları marıulâtm dan şimendüfer raylarını; ( lbasıl millet ihtiyacının büyük bir kısmını karşılıyan ve gururumuzu okşı-
4
■ A
51T
J
şidi olur. Bugün dahi kümes ha>'-vancılığı için Trakya çok müsaid-dir. Eğer köylümüz hamleci olsa sığırlarına, köylerine gösterdiği ilginin, verdiği, emeğin onda birini kümçs hayvanlan için de esirgemese, büyük kazanç tpnin edeceği şübhesizdir. Hele bugünkü muz-tarib Avrupa karşısında, arasız bir çalışma ile istihsal çeşitlerini arttırıp.ınikdarını çoğaltır ve bun iaraıilâveten büyük baş hayvancılıkla Ijcmbcr kümes hayvanları ye tiştirilmesi işi ele alınırsa hem insanlığa, hem kendimize edeceğimiz faydalar hududsuz olur.
Trakya meselesine göz atınca onun devletten gelecek Tohum Islah istasyonları, Haralar, devlet çiftlikleri ile beraber bunlar arasında yükselecek toprak tahlil laboratuvarlarma ve kimyevî güb re depolarına ihtiyacı okluğunu unutmamalıyız. Bundan başka Trakyanın hçr şeydçn çok hasretini çektiği, muhtaç olduğu şey de sulama ve su baskınlarına karşı koyma, tedbir ve ameltyelerine o-lan ihtiyacıdır. Hçmçp, cevab verilmesi gereken bu derdi bilhassa Nafıa Vekâleti ortadan kaldırmak la mâna ve ehemmiyetini bölge halkına yani hizmetinde bulunduğu millet efradına vuzuhla anlatma imkânını temin etmiş olacaktır.
îşte bu ihtiyaçlann yerine geti-rilmesile, Trakyanın insanları çalışma şevki içinde kaynaşacak, çoğalacaklardır.
Toprakları sürülmüş, sulan ni-zamlanmış, arazisi ve yolları ağaç laudırılmış, hayvanları bakımlı, mahşulleri çeşidli ve bol, yer yer haralar, numune çiftlikleri, bağlık lar, dutluklarla» kırnuzı kiremitli, güler yüzlü evlerle şenlenen Trak ya, mamur bir ülke olarak milletimizi garbda en mükemmel temsil eden bir elçi olacaktır.
Böyle mamur ve mümessil bir Trakyanın Boğazlarla Meriç suyu ’ arasındaki mukaddes topraklarında yükselen Edirne ise, îstanbula mütenazır, tarihine uygun, şanına yakışan ayrı bir yıldız olarak par Uyacaktır.
Şaban Talkın Şebidoğlu
yan bu teknik eserleri görmek ve kendimize güvenmek zevklerin zev ki ve yerli mamulatımızın eu muvaffak olmuş bir cebhesidir.
Çünkü şimdiye kadar eski gümrük istatietiklerine göre Türkiye-nin muhtaç olduğu bütün mamul ve gayrımamul demirler ve çelikler hep hariçten (Ingiltere, İsveç ve Almanya) den celbedilirdi.
Pik - (font) demir külçelerde Amerika, Almanya ve Çekoslovak ya) dan gelirdi.
Artık (Karabük) fabrikalarımızın semaya yükselen bacalarından dumanlar çıkmağa başladığı bu mutlu inkılâb ve mes’ud günden-beri bu ihtiyacımızı hemen hemen tatmin etmiş bulunuyoruz.
Buraya kadar şükran borcumuz dan başka bir diyeceğimiz ve şi-, kâyetimiz yoktur.
Lâkin ayni zamanda -sanayi kelimesinin mefhumunu, delâlet ettiği mânayı ve icabettiği saygıyı da bilmek ve icraatta bulunmak gerektir.
Dünyanın en mebzul ve işe yalayan maden cevherlerinden olması hasebile büyük Önem verilen demir, çelik ve pik dökümü sanayiinin muhtelif branşlarında meşgul olan sanayi erbabı kstanbulda Galata Kalafat yerinde yerleşmişlerdir. Pek müstaid tecrübeli ustalar ve kuvvetli kalfalar iş başın dadırlar. Bunların ne ağır şartlar içinde çalıştıklarını herkes biliyor mu? Zannetmem...
Yahud merak edib bir kere olsun Türkiyemizin en büyük şehrinin bu sanayi mahallesinden geçiyor mu ?
ftunuınutılıların ağzından kazara lârizc benzer bir söz çıkacak olsa Kus polisleri onları hemen tevkife hazırdır. Bu sebeb-den dolapı her söylenen söze kavuk sallamakladırlar. Fakat onlar, akşamleyin, evlerine dönünce radyolarını gizlice açmakla ve Amerikanın veya Türkiyenin Rumen llsanile yayuıLadıkları havadisleri dinlemektedirler
SON günlere kadar Kumanya, Sovyetler tarafından İdare edl. len memleketti; fakat hiç olmazca esir degillL Ve Rumanyalrlar kendi öz vatanlarında nisbî bir bağımsızlık havası teneffüs edebiliyorlardı.
Birkaç ay var ki Bükreş hükümeti, komünizmin dehşet salan tahak* kümüne boyun eğmek mocbıulyetta. de kalmıştır. Bu yüzden Kumanya halkı, yegâne kurtuluş yolunun, yabancı ellere kaçmakla elde edilebileceğine inanmış bulunmaktadır..
Halen Bükreşte herşoy emirle yapılmaktadır. Sokak başlarında, propaganda yapan hatiblerin grürüitülü sesi etrafa yayıldığı bir sıaada Rtı-manyalıJar, «Yaşasın fi talin’. > «Yaşa-sın Groza-> «Yaşaom Cheorgiu Dejı diye bağınp alkışlamak ve bir takını emirler dağıtan Sovyet polislerine inici yad etmek zorundadırlar. Aksi takdirde vazifelerinden olmaları ve-
ya nümayiş yaptıktan* iddia edilerek hapse atılmaları mukadderdir.
Görünüşte çok uysal vc politikaya fazlajBile düşkün olan Rumanyablar, Rusların her türlü muamelesini hoş germektedirler. Fakat Rumanyanm en büyük devlet adamlarından biri olan «Juiien Maniu> taun bir hücrede mahpus bulunduğunu düşünerek kalblerl sızlamaktadır. Artık Ruman
ya halkı için milli bayram günleri, matem günleri olmuştur.
Rumanyada herhangi bir vatandaş daire veya fabrikadaki işinden oP mak istemiyorsa kendisini partiye yazılmak mecburiyetindedir. Partiye âza olanlar ise komünistlerin organı olan «Sc an telaş «Kıvılcım > gazetesini okumak zorundadırlar. Bu gazetede, llzücü veya uydurma haberlerden başka birşey bulmak mümkün değildir: Meselâ bir gün önce tevkif e-dilenlerin 11 ateşi; Sovyet efendilerinin şerefine medhiyeler; «vaziyetten memnun halk* tarafından hükümete
gönderilen heyecanlı mektublar; A-merikada hüküm süren kıtlık ve nihayet İngiltere. Fransa veya Ame-
rikanın, zavaîîı Rumanyaye ' karu besledikleri can İyine prezelere ald yazılar. |
Her Rumanyalı, gazetesini büyük, bir ihtiyatla mütataa etmek lüzum tı-
nın hissetmektedir. Zira o çok iyi bi-
lir ki daimî nezaret altındadır. Ca
susluk aşağılık bir vazifedir; amma demir perdenin arkasında para eden de bu(tar. Kumanyada, geçim derdi hayatî bir meseledir. Halbuki günle 100 gram ekmekle yetinen ameleli t
rin ayda 250 gram zeytin tanesi vş» 250 gram da şeker İstihkakı vardır. Şu hale nazaran bu memleketin geniş ölçüde istihsal ettiği buğday nereye gidiyor? Cevab gayet basittir. Bu, ya Rusyaya gönderilmekte veya bir harb vukuunda kullanılmak üzere depp edilmektedir.
Rumanyada her türlü grevler. sİ-; lâh vasıtasile başarılmaktadır. Bu vazifeyi üzerine alan teşekkül bir C.G.T dir; Komünistler, işçilerine para veremeyecek vaziyete düşen tüccar veya fabrikatörleri sorguya çekmeğe bile lüzum görmeden hapse atmaktadırlar. I
Yine bu memlekette herkes, arzusu hilâfına da olsa, konferanslara gitmeğe mecbur tutulmaktadır. Ve ameleler, bu yerlere toplu bir hakle kamyonla sevkedilmektedirlerv Bu zavallılar, konferans salonlarında. Rtış propagandasının kaideleşnıiş
nakaratını dinlemektedirler. Ağızla
rından kazara târize benzer bir söz kaçsa, Rus polisi onları hemen tevkife hazırdır. Bu sebebden dolayı her söylenen şeye kavuk sallamaktadırlar. Fakat onlar, akşamleyin evleri-, ne dönünce radyolarını gizlice açar. Amerikanın veya Türkiyenin Rumen lisanile yayınladıkları havadisleri zap [ tetmeğe çalışmaktadırlar.
Bir ziraat memleketi olan Rımuın-yada köylülerin durumu azunsanacak gibi değildir. 1915 te vukua gelen kalkınma, kalbleri çelmek hususunda
Memleketimizin en ziyade muhtaç olduğu demircilik sanâyünc ne büyük hakaret edildiğini gözlerile göınlyor mu? Bu Kalofatyeri sokaklarının yürekler acısı peritiaıı ve bataklıktan iğrenç bir örnek almıg halini kimse görmüyor mu? İstanbul sanayi merkezinin bu derece başı boş bırakılır mı ? Konfor lu güzel ve temiz vapıtrlarile lima nımıza gelen ve makinelerinde her hangi bir ârıza dolayısile tamir veya (yedek parça) yaptırmak ve döktürmek için yabancı kaptanların baş vuracakları yer, bu sanayi merkezi Kalafat mahalli olduğuna göre bu bataklığı geçmek i-çiıı yabancılar ayaklarına uzun lastik çizmeler geçirmek mecburi-xvtiııde kaim alttadır.
(Dewunı ncîda)
Gergi arazi Adilâne bir surette tak-ortaya atılan bir yemden farksızda sim edilmiştir. Fakat hükümet, istih şalin hemen yansım masrafları ört-miyecek kadar yok bahasına ele ge-çirrn ektedir.
Köylüler, txu müşkül durumdan siy nlrnak için mahsullerini doğrudan doğruya müstehliklere satmağı denemektedirler. Fakat polia kuvvotle-rl buna, mâni olmağa çalışmakta ve yakalananları ağır bir cezaya tâbi tutmaktadır.
B(n Bükreş sokaklarında, polislere yakayı kaptırmak endişemle 3t> Kg. kadar sütü içmeğe mecbur ka. lan bir sütçüyü gözlerimle gördüm. Bu acıklı manzaradan sonra şehirde bir damla süt bile bulmak imkânına bir hale girmiştir
İşte hürriyete müştak olan Ruman yanın, içinde yuvarlandığı işkenca hayatı bu derece elemli bir manzara aızeünektedir. Artık onun bütün Q-midl, Birleşmiş Milletlerin dünya ba rışını tesis etmek hususunda gösterecekleri gayret ve muvaffakiyete bağlı kalmıştır.
|Fen Bahisleri,
IHarbde ve |
sulhde |
havaî |
fişekler |
Havayl fişekler gençlere olduğa kadar büyüklere de zevk, vermekte dlr. Havalarda binlerce renkli yıl dızlar saçarak kaybolan bu fişek-lerin gözleri okşaması kadar tabii bir şey olamaz. Havayl fişekler, tek nik işrpini kullanmak gerekirse, ■ Plroteknik . fişekler, yalnız bir gös teri âmili olarak kullanılmamakta dır. Yüksek eevsafta plroteknik İma li Ingllterede bilhassa son derece L. leri gitmiş bulunmaktadır. Para ve döviz sıkıntısına ragrmen İngiltere-d.e imal edilen plroteknik fişeklere gösterilen rağbet çoktur., İlk atılan roket su geçmez kartondan ve bir sopadan imâl edilen derme çatma bir Roketti. Bunun ucu ince İpe baf lı bulunmakta ve ipde daha kalın bir İpe merbut bulunmaktaydı. Ro ket madeni tir tüpten atılmaktaydı. Son gerece basit fakat tesirli bir usuldü. Harb içinde Fransada, tele fon hatlarının geriden ileri alınma sı gibi hallerde Roketler kullanılmaktaydı. Harb tecrübelerinden fuydaumarak, Roketler tekemmül ettirilmiş ve aydınlık havada bile i-şares olarak bir duman izi temin e-dllebılmişti. Bundan sonra bu basit Roketler yerine tabancalar meyda na ç;km«ş ve ufak havayi fişekler kullauılmaya başlanmıştır.
İkinci dünya harbi vuku bulduğa zamanlar savaşlar ekseriyetle havalarda yapıldığından, bir projektör vasıtasile atılan PAC Roketleri meydana çıktı. Altı libre ağırlığında bulunan bu Roketlerin ağızlarında birer paraşüt bulunmaktaydı. Paraşüt bir kaç yüz metre uzun hığunda sağlam çelik telle merbuttu. Bu suretle kısa bir müddet için de bir baraj vücuda getirilebilmekte ve alçak hava hücumlarına kar Şı son derece müessir bir müdafaa silahı teşkil edilmekteydi. Gene bo Roketler va&ıtasiie cankurtaran din
güleri kazazedelere atılmaktaydı. Fakat çok kereler, bitap hale düşen kazazedelerin bu dingillere erişebil meleri imkânsız oluyordu. Bunun üzerine, bu dingiller otomatik Raketlere raptedildi ve dingil denize U ner inmez Roketler otomatik suret te ate^ almakta ve kazazedelerin kendilerin', kurtarabilmeleri için yû zen bir hat vücuda getirilebilmekteydi. Bu dingilerde radyo ahizele ri de bulunmakla beraber, bu radyoların SOS imdat işaretleri anten leı-lne bağlı olduğundan, ıadgr va. sıtasüe kazazedelerin yerleri tespiti güç ç»hıyordu.
Bunun üzerine antetı bir Rokete raptgdıldi vı Roket atılınca' anten çok yüksekleue fırlamakta ve bu suretle SOS işaret tespit edilebilmekteydi. Harb ile ilerledikçe yeni keşiflerde bulunuldu ve bombardıman uçakları hedefleri bulduktan sonra diğer filoların ayni hedefi bu labümdcri için bir iz gösterici Ro-mekteydi. Harb ilerledikçe yeni keşifler de bulunuldu ve bombardu vücucla getirildi. Bu bombalar hede fe atıldığı zaman, hedef üzerinde renkli lekeler vücuda getirmekteydi
Yazan s Muzaffer Kayar
Katar, monoton bL- etia İle hare ket etti. Sabahın ilk saatlerinden beri esen hafif rüzgâr henüz din-miştl. Masmavi denizi kızji .tir tülle kucaklayan güneşin şualar,, kompartımandaki yanlız kadınm içinde tahlili pek de kolay olmayan hisler uyandırdı.
Güneşin son ve ölgün ışdüvı genç kadının güzel yüzündeki, tuhaf hislerin doldurduğu kalbinin aynası olan gözlerindeki mânâların kolaylıkla okunmasına yardım e d i yordu.
Muhteris bir kadın, macera uğruna her türlü felâkete gdfcüs gere cek kadar hayatından ve şerefinden vazgeçmiştir. Onun yüzünde böyle bir m&na vardı ve bu kaziın, şu dakikadaki kadar rnerhametşlz olmamıştı.
Dünyanın belki en merhametsiz taş kalbli kadım o idi. Güneşin batışı ve «amanın lâcivert örtüsüne bürünmesi, asabım biraz daha bozmuştu. O aydınlık, daima aydınlı*; güneşi hiç bir zaman batmayan, şen; şuh bir dünya arzulamıştı. Çılgınca ar zuların esiri olmaktan kurtulamayan kâlbinde muhteris bir aşkuı bu lunmasınj. daha genç kızlığının İlk günlerinden beri tahayyül ve ümid ederdi.
Suadiyeyl, Bostancıya bağUyan yolun doğum olmaz gecelerinde ar kadaşlarile birlikte gezerken, böyle İstanbuldan, plajdan eğlenceden, sinemadan uzak om yerde, hiç de »evmedlğl bir erkekıe yuva kuraca ğım aslâ düşünmemişti. Fakat ka der onu hayallerine arzuladığı ç>l gınca aşkına kavuşturmamızı.
Filhakika Gönül, Dutun kabahatin kendisinde, bir gecenin elem ve ricl saatlerinde vermek cesaretini bulduğu kararda olduğuna inanıyordu. Şimdi yarandan kaçtığı erkeğin kendisini Nejauoan çok daha mesud edece-ğıne rtimad beslemiş ve çok sevdiği bir erkeği, hiç sevmediği bir erkeğe tercih edlver mlşti.
Kararının isabetsiz olduğunu, da ha İstanbuldan aynlAşmın ilk gü n^nde anlamıştı amm.ı gittiği yol şimdilik dönüşü olmayan bir yoldu ve Gönül, Necip ile ev ermişti.
Gönül bu tereddüt içinde yasadığı hayata, ancak :n. yıl tahammül edebildi. Kocası ile art.* anlaşama mağa başlamıştı. Bundan başka Gönülün kalbinde derin bir tahassür yarası açılmış, arkadaşlarile do taştığı ve hayatının en güzel gece lerini yaşadığın: S’jadlye, Bostancı yolunda kendisin: bekleyen Nejad kalbini hırpalamağa başlamıştı.
İlk günler yuvarın: ve bir yaşın daki sevimli kızın Nejada tercih edemedi Fakat hs.atının ayni mo notonluk İçinde geçme-: ve kocası Necibin kendisine karsı bir alâka göstermeyişi, Gor . çıldırtacak hale gelmişti. Nec.u, durgun, ağır başlı bir erkeki: Gc \'lü seviyordu; amma onun ■ ( ,(ında diz çö küp. zaman, zan .. aşkından bah «etmekten bosla m^yordu; daha doğrusu gurıın: icabı böyle yapamı yordu.
Gönül, kocasma hareketlerinden hoşlanmadığın., b ha] biraz daha devam ederse. Kaçacağını söyleye mezdi; zira o bir Kadındı ve gururuna, İzzetinefsine haddinden fazla kıymet veren oır insandı- Sonra Necibi sevmiyordu da...
Ve birgün he: göze alarak
kaçmağa karar verd. Ogün çocuğu nu, biricik kızı Leylay. bağrına ba «arak saatlarca ağlar. Artık, belki de Leylâyı hiç gorem %«eek, analı tımıı bu tek n.a j-umnu bir daha bağnna basnıaı. zevkini duyamı-
•• • • • >
İşte Gönül, bövle. t yuvasını yavrusunu ve koça .. . rcrietti.
Bu acı düşül 'f içinde kalbinin yumuşayacrd,.. . .-annetti ve yavrusunu, Nejac. düşünmekle u-nutmağa çalştğ b. sırada konnı-part.nranın kapış «çıidı. Genç kadın, birden aya(- kalktı, giren a-damm boyııım. idi ve hıçkgyk lan arasından
_ Nejad, Ncj-'tüm benim!
Kelimeleri döküldü. Genç adam, büyük bir heyecan içinde idi ve bu kendisine çılgın : sarılan kadının kim olduğunu tanıyamamıştı.
— Ağlânıavji: , güzel kadın, dedi; kaldırın bakar m yüzünüzü ..
Genç kadm, bakini ağır ağır kal dırdı, Nejad c,. yutarca evvelki sevgilisi Gönül tuct'ufeühıı 'tanıma» ta bir zorluk ccKmedj; dudakları, yılların aşk ate.?mı?ı tutuşturduğu hasretle birleşti .
★
— Sen! sevmediğimi inkâr edemezsin! Zaten seni sevdiğim için mesud değilim! Fakat buna rağmen karımı...
Genç kadın,.ayağa kalktı:
— Sus! diye bağırdı Evet beni se viyorsun, beni sevdiğin İçin mesud değilsin: fakat buna rağmen kan-n> terkedemcz.'-in! Ben aşkımız için
belki o zamanlar tamiri imkânsız hatalar İşledim, bir başkasile ev« lenerek çok uzaklara gittim, amma suçumun büyüklüğünü anhyaralç yolumdan döndüm, ve senden af d| lenmeğe geldim. Senin İçin bir va şındaki kızımı çok uzaklarda bırak tim. Ah ben ne budala bir kadınım Yarabbi! ah bu muhteris kalbini uğ runa ne büyük cinayetler işledim! Sana son olarak yalvarıyorum. N« ja(i, affet beni sevgilim, bırakma beni emi biricik erkeğim! İnaııkl Nejad ben bu kapkaranlık hayatın İÇhıde yaJmzseni sevdim. Sen bana nur verdLnNojadl.
Genç adam, karısını ve çocukları nı, bir de büyük aşkını düşündü. Yaşamaları için kansı ie.çocukla» onu bekliyordu; fakat Nejadm yaşaması için de aşk lâzımdı. Aşk.nz hayat, ona hir zindan gibi göründüğü günler olmuştu. Fakat Nejad ları onu bekliyordu. Karısını sev sadece kendi menfaati için bu ego istliğe el atamazdı. Karısı ve çocu( meşe bile, çocuklarının babasıi kalmadı ve onların ıbaba, bo.ua!ı seslerini duymaması onun için ba yük bir günah olacaktı.
Boynuna sarılan genç kadım kol laımdan. tutarak geriye itti, ü; .ul için artık-hersev bitmişti O.- ca koşarak kaçmağa başladı. Nvjad. kalbini fardım, düşiincesile onu fa kip ediyordu. Gönül takip .edtJdU: ni amar anlamaz. yvrtryüKüuu a.ur laştirciı vc yanından geçen yabancı adam.n dâvetine uyarak onunda be raber yürümeğe başladı-
Nejaduı btıtun asabı bozulı... ;ıt. Bu kad.n insanı katil edebilir J1 ve Nejad ona çakmadan uzaklı (
★
Gönülün. hayatı artık sefil bir e kilde gecmpğp başladı. Birgün r . ı-devu evine, bir gece bara gidiye 1 Artık, herkesin kadım olmuştu GŞ niil...
Kocasını, yavrusunu unutıuı.^'u: fakat Nejadı unutamıyor, bu ■ ı teris aşkın verdiği azabla keı. ne göe kovam erkeklerin kura t ; da unutmağa çalışıyordu.
Bir grje. oardan çıkmış., yaş: ‘r adamla yürürken, karşıma kt> ı Çıktı. Iik önce bir silâh scelıdı-- u.1-du. sonra bir feryat ve daha sc ü '-uş'-n kalabalıktan biri göğe rak:
— Bîr y:.( ,-z kaydun diye in: ;
Zonguldak ı . P. - e -k^z kaza ko ' j es
Zona .jc. k ‘Yeni Sabahı mokrat Pa;ti Merkez ilçe koııg- i yanıluuttır Tl idare kurulu ii' . rinden avukat Abdurrabınan Bu.a cıgllierir. başkanlık ettiği bu ı gre çok tartışmalı geçmiştir
II kongresi için hazırı klar (f -.1 etmek.-. >(l>ıp, b.: kongreye be .c rar. Par*. .1 i ilet t e killeri! iden o. . 1 rjnın d? ; ;r.>k edecekleri öy i’, iniştir... .
Düzcöiin yeni Grkcfojl nıikii ünün i hat j
Dîizve (Yeni a t? bah) — Bir mudJet tenurri ortaokul müdü*. :»i-
günü 11& eden Ne^et Yclrnin, Kasto-n onu vilâyeti kız ortaokulu nıûd ır-lüğüne tâyini doMyısile inhilâl edtn Düzce ortaokulu müdürlüğüne Kilis ortaokul müdürü Halis Okan t&y n edilmiş ve iki ay evvel gelerek vazifesine bft’ilamtştır.
Yeni müdürün bulunduğu bu iki ay zarfında okul çehresi degtşmi^ bu arada devamsızlığın da öııüne ire. çilmlştir. Okul dianda talebe!» rin s>kı bir Ş‘-kild»3 kontrolü temin e*Iilmiş ve s6»ba.hlat'J okula talebeleri >-şımak üzer^ br kamyon temin •?(’ ’-miştir. Müdürün bu teşebbüsü muhit te memnuniyet uyandırmıştır.-
Berg'mada çnrşı gece Lekç.sı dttkâü soyarken y#ka andı
Bergama: (Yeni Sabalı) — 3- ilgama Eınuryet kadrosu bekçU mu den Ramız» Ağar adında bir gece bekçUı gol evi İcabı geceyleyin u >!□ şırken Şaban — Ahmed kardeşlerin .dükkânı önüne gelmiş ve yannıaa bulundurmuş olduğu bir anahtarla dükkânın kapışım açarak içeri girmiş ve içerde olan yükle hafif j)i-hada ağır he varsa lop.lamış. fuk't ak.sihk ou ya tam bu suratta d^» i bir bekçi ora’rlan geçerken dfı^k . nın anahtarını kontrol etmek iste misse de itine kapının açılnı ş oldu ğmıu görmüş ve hemen dükkân m karşısında bulunan fırıncıya sesh nerek ikisi birlikte ve elektrik çak? rak içeri girmişler ve bekçi Ramız suçüstü yaatamışlardır. Sanık gecı bekçisi savcrhğa verilmişse de suçur İdari görevi İcrası sırasında işlen İmiş olmalından memurin mahnke mat kanunu gereğince muamele V fası için evrajrile birlikte kayma kamlığa verilmiştir
7 ŞUBAT 1948
«Emir geliyor. Savulun yoldan» — Islâıniyctte ilk kötü I bid at — Hadimi ve Enıevi rekabeti — Mühim bir hâdise — Muaviycnin sabrı — Halid Bin Velidin oğlunun verdiği I
ders — Emirlerin toplantısı I
______________________________48 .________________________________!
YaZ1>l>JL?a RAIF OCAS
FENT SABAH
SAYFA : 5
Osman; şaşırıp kaldı,
____ Neler söylüyorsun, dedi, söylediklerin ciddi mi?
Âmir; cevab vermedi, sustu.
Topluluk sona erip dağıldı. Amir gitmemiş, kalmıştı, herkesin gittiğine vc kimsenin kendilerini gözetleme kliğine emin olduktan sonra, Osmana yaklaşarak:
— Yâ Enıirelıuü’mmin, dedi, ben sana karşı çok saygı duyarım. Ancak farkında oldum, ki kapının içinde ve dışında bizlerin konuştuklarımıza kulak kabartanlar, duyduklarını halka yetiştirip bozgunculuk yapacaklar var. isterdim, ki benim bu tarzda ko nuştuğumu işitip halka söylesinler, ben de umumun teveccühünü kazanayım ve btı suretle senin iyiliğine çalışayım ve sana getirilecek fenalıkları, belki do. önliyerek hizmet c-dcbileyinı!
Fitne çömleği durmadan kaynatılıyor, Abdullah ibni Sobe' de hiç boş durmuyordu. Küfe valisinin azlile de şikâyetler durdurulamadı. Artık, şikâyetler mecrasını değiştirmiş ve her taraftan «-Halifenin hal'ı» icab eylediği söylenir olmuştu. Esasen, Umey ye mensublanmn tahakküm ve azametlerinden dolayı dargın durumda olan Ashabdan çoğu çekingen bir durum takınarak uzakta kalmağı tercih eylediler. Bunu gören büyüklerden bazılarile Medine halkı birleşin Hazreti Ali’ye gittiler ve bu karışık gidişe bir son verilmek üzere müdahaleye geçmesini istediler.
Hazreti Ali; Halifenin sarayına, git ti ve aralarında şu yolda bir konuşma geçti:
Ali — Sen akrabanın nüfuzlarından kendini kurtaramıyorsun. Her birini önemli bölgelere emîr tâyin eyliyorsun. Medine içinde bile, gurur ve azametlerinden geçilmiyor. Bunların mal ve servet toplama hır-omo Uaidrak halkı sıkıştırmaları, sefahete, ihtişama dalmaları - çok şikâyeti mucib oluyor! Bu gidiş; iyi değil, sonu kötü olacak gibi görünüyor, bilmiş ol!
Osman — Yâ Ali, bütün bu söyle* diklerin gerçektir. Bende buldukları başlıca eksiklik, akrabamı valilikle-1 re tâyin etmem, onları iş başına getirmem değil mi? Peki, bana karşı! neden bu İcazlar insafsızlık gösteri- ı yortar. ömer-’ül-Faruk; MugayireI bini Şu’bc’yi emarete geçirmişti Hiç kimse İtiraz etmedi, dil uzatamadı! 1 Düşün bir kere, benim tâyin eyledi, ğim insanlar Mugayre’den daha aşağı mıdırlar ? I
Ali — İyi söylersin, amma. Ömer: kimi âyin eylese onıı istediği yolda davranmağa b:rakmazdı.
Vali vaptığı adamın bölgesinden bir şikâyet gelince, hemen tahkik o-der.- çağırtır, aslı çıkarsa şiddetle co ra1 ar d Tirdi. Sen: böyle yapmıyor, akrab» ı hakkında zayıf ve merhameti davranıyor, onları kayırmakta korumakta ifrata varıyorsun!
Os nan — Ali. daha ileri varma, onlar sade benim değil, senin de ak-ra balarındır.
Aîî — Çok doğru söylüyorsun, c-vet benim de akrabalanındır Lâkin ne yapayım ki onlardan üstün ve on. lara tercih olnması lâzım gelen başkaları vardır ve hak onlarındır.
Osman — Öyle olsun, bunların I-rinde Ömer gibi bir adama kendini beğendirmeğe muvaffak olmuşlar da var işte Muaviye; bilmez misin kİ onu Suriyeye emir tâyin eden önlerdir.
Ah Sen de. bilmez misin, îti kölesi ömerden korktuğundan eok daha fazla olarak Muaviye. ömerden korkar ve. çekinirdi. Şimdi; Muaviye Em ü el mü'm İnin Osman böyle emretti diyor da dünyanın yolsuziugIJnu yapıyor! Sen de; önünü alamtyoreUn
Her Sabah:
Yalmanın (tezvirat) dosyasında neler yazar?
'Baştarafı 2 incide)
Salisen elkirı umumiye nazarında kahraman, muhalefel partisi erkânı arasında mucahıd ue ıktular partisince de giz» müttefik rolünde muvaffak Oldun mu derin bir oh çekebilir ve kendini turnayı gözünden vurmuş sayabilirsin. Çu kadar var ki bütün bun lan başarmıya u^raşırkon dc yabancı ülkelerdo ve bilhassa Ameriknda: «Memleketi (Vatan) gazv(esı başyazarı Ahmed Emin Yalman idare ediyor. Propagandasına azami derecede revaç Vermek zinhar unutulmamalıdır.
(Arkası yarına) HKRACI
Sen; Ömer’le kendini mukayese etme. O; büyük küçük herkesi ürkütmüştü. Sen; onun gibi yapamıyorsun! Ben. sana gidişin fenalığını gösteriyor ve nasihat eyliyorum. Sen; Halifesin, üst tarafını elbette sen bilir-sin!
Tavsiyeleri; Osman’a idare tarzını değiştirtemedi. Tahrikat durdurulanındı, isyan sebebleri giderilemedi, yer yer tahkik ve yatıştırma memurları gönderildi, valiler tekrar çagıri-lıp konuşuldu, ileri geri sözler geçti, hiç birinden mlisbet bir netice çıkmadı. konuşmalardan birinde Osma-nın adamlarile birlikte Muaviye. Tal ha. Zübeyr, Ali de bulunuyorlardı. Muaviye üçüne de tArizde bulundu:
_____ Sîzler. Ashabın ileri gelenlerinden ve halkın teveccühünü kazananlardansınız. Ve Hilâfet makamının tabii velileri sayılırsınız. Bilirsiniz, ki Osman seçildi ve sîzler de ona biat cvledlniz. Osman çok yaşlandı, ömrü •* az31dı. Sonunu bekleşeniz çok sürmez. Halbuki, şimdiden acele gösterirseniz neticesi size zararlı olur. Kendileriniz maicama geçmek isteği-le. halkı kışkırtmayınız. Bu İşin so-nunda belâya uğrarsınız-
Ali bu sözlere fena halde gücendi. Muavîyeyi tekdir eyledi, aralarında söz atışması oldu. Osman araya girip herkesi yatıştırdı. Hepsi gidip Mua. vive ile valmz kaldıklarında Muavi-ye; ona:
— İş sarpa sarıyor, kalk benimle beraber Şama gel Orası bana itaattedir. Oradan her tarafa hüküm geçirebilir vc asayişi iade eyliyebiliriz.
Deyince, Halife tevekkül ve teslimiyetle:
— Ben burada Resulü -Ekrcmin mübarek cisimlerinin yattığı şehirdeyim. Peygambere yakınlığı, hiçbir yerle değişmem.. Buradan ayrılmam, cevabını verdi.
Muaviye:
* — O halde, dedi, seni muhafaza etmek üzere buraya Şamdan asker göndereyim.
Bu kere de. Osman:
— Peygambere bağrını açmış ba şehitüe hâlâ Peygambere komşuluk yapmakta olan insanları hiçbir sebcb le tazyik ederek korkutmak istemem!
Devince. Muaviycnin:
— Öyle anıma, ben Medine halkını tanınm. Taşkın insanlardır. Uslu durmozlar. sonunda sana kıyarlar!
Demesine karşılık olarak, yine feragat ve tevekkülle:
— Allahütealâmn takdir ettiği verini bulur ve istediği neyse ancak o olıır!
Cevabını verdi, Muaviye de Şama döndü.
fDevamı var
C H. P. li'erin C. H.P. yi tenkid’eri (Bu^taraft ı incide/ partinin geçen yıllar içindeki faaliyetlerini de şiddetle tenkid ederek. parti ve partili mefhumunu izah etmiş; eski ocak kongresi za bıtlarını okuyarak, 22 yıl önce i-leri sürülen dileklerin hiç birinin yapılmamış olduğunu iddia etmiştir.
Dilekler faslına geçilmiş ve söz alan bir üye şunları söylemiştir: «— Ormanlarımız harb ve bakımsızdır. Elde bulunan kanunlar kifayetsizdir.
İhtiyacımızı tatmin edebilecek bir orman kanunu lâzımdır.»
Bir başka üye de şöyle demiştir:
*— Kadınla erkeğin bir seviyede tutulmasını doğrı? bulmuyorum. Fakat evde çalışması gereken kadınlar dairelerde yer alıyor. Onlar da çalışıyor; erkekler vergi veriyor, onlar vermiyor. Ortada büyüle bir müsavatsızlık vardır.
Avrupayı taklide kalkıyoruz. î-şımiz, gücümüz, sandalye kavgası...
Bize 400 milletvekili fazladır. Halbuki, biz onlarm mHa.laun. arttırıp duruyoruz.
Nüfusumuzun dört milyonu refah içinde ise 14 milyonu adeta ya şıyan ölü!»
Kongreyi takib edenlerden İstanbul milletvekili M. Kemal öke söz alarak şunları soy’ iniştir: (—22 yıl önceki drk-klerin, olduğu yerde kalmış olması hakika ten büyük bir bedbahtlık olmuştur.
Milletvekillerinin maaşla rina ya pılan 168 lira zam fazla değildir.
Milletvekillerinin adedi de fazla değildir. Bu ayrı bir İştir.»
T
(Baştarafı 1 incide) kanlığının haberdar olup olmadığını ve tevzi sisteminin ıslah edilip edilmediğini soruyor. Benzin gaz gibi akaryakıtlar petrol ofis ve dört hususî şirket tarafından memleketimize getirilmekte ve a-centalar, mutemedler tarafından ihtiyaç mahallerine tevzi edilmektedir. Tevziatta boş kişilik bir aile esas tutulmakta ve aile başına dört lilJ*e gazyağı verilmektedir. Merkezlere yakın olan vatandaşlar bu istihkaklarını daima almış Jarsa da uzak olanlar maalesef bunu alamamışlardır.
Bunun sebebine gelince o da teneke buhranıdır. Harb içerisinde ve sonra memleketin te noke ihtiyacı temin edilmediği için ufak yerlere teneke bulunamamış ve maalesef tevziat tanı olarak yapılamamıştır. İki aydanberi mev cut teneke sıkıntısına bir de petrol satan memleketlerin petrol ü-zerine koydukları tahditler eklenmiş bulunmaktadır verdiğimiz iza batın arkadaşımı ve vatandaşlarımı tatmin etmemesinden üzüntü duymaktayım. Ticaret Bakanlığı-, iniz elimizde olmıyan güçli ’ ’erin kaldırılması için elinden g ı her şeyi yapmaktadır ve yn» :tır.»
Bundan sonra söz alav u sa-
hibi Muammer Alakan! î‘akanın izahatından kendisini tatmin etmiş olduğunu söylerse bunun vatandaşları inciteceğini söylemiş ve meselenin halk arasında büyük sı kmtılara sebeb olduğunu bildirerek bunun ufak gayretlerle iıalle-dilebilecegini sözlerine ilâve etmiştir.
İkinci söziii soru
Bundan sonra Maraş milletvekili Kemali Beyazıdın Tarsus ilçesinde su baskınına uğrıyan köyler hakkındaki sorusuna Başbakan yardımcısı Faik Ahmed Barutçu cevab vererek şöyle demiştir:
« —Arkadaşımız Tarsus ilçesinin bazı köylerinin hâlâ su altında olduğunu bunlara ne gibi yardımlar yapıldığını soruyor, soruda mevzuubahis köylerin yalnız arazileri su altındadır. Fakat evleri baskından kurtulmuş bulunmakta dır. Bu köylere 3242 sayılı kanun gereğince bir sene vâde ile verilmek üzere elli ton buğday gönderilmiş ve ayrıca peşin para ile is-tiyenlere dağıtılmak üzere elli ton arpa gönderilmiştir. Pamuk tohumu için kredi verilmek üzere Ziraat Bankasına da gerekli talimat verilmiştir. Diğer taraftan su baskınından yıkılan sedlerin tamirine başlanılmıştır. Esasen zaman za-| man vukua gelen bu gibi felâketleri önlemek gayesile nehrin iki tarafında yapılacak olan sedlerin projeleri de hazırlanmış bulunmak tadır. Müsait bir fırsatta bunların inşaatına başlanacaktır.
Bundan sonra söz alan soru sahibi Kemali Beyazıd da hükümetin maalesef hâdiselere tekaddüm değil hâdiselerin peşinde koştuğunu söylemiş ve Ziraat Bankasında açılacak kredinin köylünün sıkıntılarını arttırmaktan başka bir şe ye yaramıyacağını söyliyerek yapı lacak yardımın hükümetçe yapılmasını temenni ettiğini bildirmiştir. rrJl
3 iiııeii bözlii soru ve cevabı Bundan sonra İstanbul milletvekili Ali Riza Arının dokuma sanayiine verilen iplik hakkındaki sorusuna Ekonomi Bakanı cevab vererek şöyle demiştir: :
«— Soruda ismi mevzuubahis fabrikalara Sümer Bank tarafın* dan verilen iplikler meselesi üç safha arzetmektedir. 941 den 943 e kadar olan devrede fabrikalara yerli iplik verilmiş ve bunların mamullerinin satışı serbest bırakılmıştır. 943 den sonra fabrika lara kapasitesi kadar iplik verilerek mamullerine Sümer Bankça el konulmuştur. 945 den sonra da es ki kontenjanın yarısı ^verilerek ma mullerinin bir kısmının satışı serbest bırakılmış 947 de ise mevcut iplik sıkıntısı dolayısile ucuz olan yerli iplikler yalnız el tezgâhlarına I verilerek fabrikaların malı kudret leri ve dışarıdan getirme imkânla rı nazara alınarak bunlara ucuz yerli iplik verilmemiştir. Ben istisnaî bir şekilde bazı fabrikalara iplik verildiği hakkında bir kayda Bakanlıkta rastlamadım. Eğer ar kadasımız bu hususta bir bilgileri varsa bildirsinler tahkik edeyim.rJ Söz.alan Ali Riza Arı da Bakan dan hangi fabrikalara ne miktar iplik verildiği hakkındaki sonısıı-1 na cevab alamamış olduğunu söylemiş ve iplik hususunda takib e-dileıı politikayı tenkid ederek Sümer Bankın maliyet fiyatlarının çok yüksek olduğundan el tezgâh-
• yarı fiyata maletti-ğinden bahsetmiş ve halkın brr nevi Sümer Bank vergisi vermekte olduğunu söylemiştir. Hatibin söz* leri uzadığı için başkan 15 dakikalık müddetin sona erdiğini bil dire rek hatibin sözlerini kesmiş rne-
Yunan sularındaki denizaltılar batırılacak
Atın;,: 6 (A.A.) — Yunan harb g/rnılennc Yunan sularında tesadüf edenîklcri hüviyeti meçhul bütün denizaltılarını hiç bir ihtarda bulunmadan batırmaları emri verilmiştir*
sele gürültülü bir münakaşaya sebeb olmuştur. Milletvekilleri ha tibin ."özlerine devam etmesini istemişler başkan iç tüzüğü tatbik mevkiinde olduğunu bildirerek hatibi kürsüyü terke davet etmiştir ve bir çok gürültülerden sonra A-li Riza An kürsüden inmiş söz a-lan Bhkan beyanatının yanlış anlaşılmamasını temin için yeniden izahat venııiş Ali Riza Arı söz istemiş başkan ne söyliyeceksıniz za teıı sualinize cevab verildi. Görüşünüzü açıkladınız. Bakan tekrar cevab verdi bu cevaba dair konuşacaksanız buyurun, demiş. Ali Riza Arı bakanın rakam açıklama mış olduğunu söyliyerek bakana dönmüş «bitti mi efendim , diye sormuş bu sual gülüşmelere sebebiyet vermiş ve lıatib sualini bir defa daha tekrar edeceğini bildire rek kürsüden inmiştir.
Bundan sonra askerî hastabakıcıların maaşlarının 20 liradan başlatılması hakkındaki Sinan Te-lioğlunun ve hükümetin kanunî tek liflerine geçilmiş söz alan Sinan Tekelioğlu hükümet teklifindeki azamî 35 lira asli maaşın 40 liraya çıkarılmasını istemiş ve söz a-lan büdoe komisyonu sözcüsü ve Millî Savunma Bakanı asgarî 20 ve azami 35 lira olarak tesbit edilen hadlerin sivil teşkilâtta çalışan hastabakıcılarla muvazin olduğunu askeri olanların azamî haddi-nin 40 a çıkarılmasının bir ikilik doğuracağını bildirmişler ve neticede Sinan Tekelioğlunun teklifi reddedilerek hükümet teklifinin birinci müzakeresi yapılmış ve bun dan sonra Dışişleri Bakanlığı kad rosunda iki büyük elçilik ihdası hakkındaki tasarının da birinci müzakeresi yapılarak oturuma son verilmiştir.
Mahkemeler yer değiştiriyor (Bastarajı 1 incide) de bulunan 9 uncu ve 10 uncu kaçakçılık mahkemeleri, suç üstü mahkeme ve savaılık binası ile 3 numaralı ağır ceza mahkemesi de ticaret mahkemelerinden boşalan salonlara taşınmaktadır.
İstanbul Barosu idare heyetinin Adalot Bakanlığına müracaatı ü-zerine alınan bu kararda ticaret ve hukuk mahkemeierinjn ayni binada bulunması nazarı itibare alınmıştır. Bu duruma göre üç a-ğır ceza mahkemesi ile asliye ve sulh coza mahkemeleri İstanbul adliyesinin 3 üncü katında, savcı ve savcı yardımcıları bürolariyle suçüstü mahkemeleri ikinci katta bulurtmakladır.
Fakat senelerdeııberi efkârı u-mumivenin şikâyetini mucib olduğu halde Adalet doktorlarının büroları en üst kattan hiç olmazsa 1 inci kata nakledilmemiştir. Halbuki her gün Adalet doktorlarına muayeneye gönderilen bir çok yaralı ve ağır yaralılar 108 basamak merdiveni inip çıkmak mecburiye tinde kalmaktadırlar. Hattâ yürü yemiyecek derecede ağır yaralı olanlar bu merdivenlerden sırtta taşınmak suretiyle çıkarılmaktadır.
Diğer taraftan Millî Korunma nın ilgasından sonra bazı adliye memurları kadro haricinde kaldık ları halde henüz tâyin edilememiş lerdir. Yine İstanbul yargıçlığına tâyin edilen bazı adalet temsilcileri de yeni teşkilâtta henüz vazife alamamışlardır. »
Ayrıca Toplu Milli Korunma mahkemesinin ilgası üzerine, ayni mahkeme salonunda faaliyete geçen İstanbul yeni (3 üncü) ağır ceza mahkemesi de adliyedeki 4 üncü ticaret mahkemesi salonuna taşınmaktadır. Bu mahkeme sadece Millî Korunma kanununun nıüeyyidelediği zimmet, ihtilas ve kaçakçılık gibi ağır cezalı dâvalara bakmaktadır. Yeni teşkil edilen 9 uncu ve 10 uncu asliye ceza mahkemeleri ise hava parası almak, kira arttırmak ve ihtikâr gibi suçlara dair davalara bakacaktır.
C. H. P. Divânı
(Baıtarafı 1 mrfdf) kalkınması İçin evvelâ memlekette ekonomik istikrarın temini lüzumuna kanidir. Bunun İçin de hangi işlerin devlet tarafından yapılacağı lıanglle-rin luısus! teşebbüslere bırakılacağının hükümetçe tesbit edilerek İlân edilmesi istenmektedir. El konma gibi vaziyetlere kat’! olarak son ve. tümelidir. Divan bu hususlarda varacağı kararlan hllkûmete bildlre cek vc ekonomik sahadaki mevcud karışıklığın ortadan kaldırılmasına çalışacaktır. Bu itibarla divanın bu toplantısına büyük ehemmiyet verilmektedir. J
öğleden sonraki toplantıda işçilerle işçi teşekküllerinin kalkınmam mevzuları .görüşülmüştür Divan ov- 1 velce bir heyet tarafından hazırlanarak Parti başkanlığına verilen Işcl-1 lerln durumu halkındaki bîr rapor da bu meyanda İne inecektir. Divanın gündemindeki r^clrler! bitirebilme si İçin toplantının birkaç glin daha süreceği anlaşılmaktadır.
Divan toplantıları sonunda uzun bir tebliğ neşredilecektir.
Demokrat Bulgaristan!
-----o-------
Bir muhalif daha “ temizleniyor,, ----------------o------
Sofya: 6 (AP.) — Associated Press muhabiri Wes Galiagher bil diriyor:
Bulgar Çiftçi Partisinin asıl lideri sayılan Dimitri Gişcv hakkın da idam veya müebbet hapis cezası istiyen Savcılık iddianamesin dc sanığın suçlan şıı şekilde tesbit edilmiştir:
1 — İleride Bulgar hükümetini devirmek üzere suikasdei yetişmek için bazı gençleri Yunanista-na kaçmağa teşvik etmek;
2 — Hükümete öşür vermemeleri için köylülere yiyecek, yün veya süt mamulatı gibi maddeleri saklamanın yollarını öğretmek;
3 — Bulgar mallarının Rusyaya gönderildiğine dair halk arasında bazı yanlış haberler yayarak milletin hükümete karşı güvenini boz mak. Bu üç suçla hem Gişev, hem de dört suç ortağı itlıam edilmek tedir; Giçev hakkında ayrıca, Bul garistanı bir İngiliz - Amerikan işgali altına koyarak kendisi hükümete geçmek maksadiyle ihtilâl hazırlamış olmak suçu da ileri sürülmektedir.
« İddianamede deniliyor ki:
«Bir gün Giçev’in evine bir çift çi gelmiş, Trumanm hususî mümessili Mark Etridge ile Giçevin buluşması için imkân hazırladığını bildirmiştir. Bu görüşmede Giçev, Etridge’e, Bulgaristanda Ame rikalılara karşı mukavemet hare-| ketinin komünist işçiler tarafından değil, köylüler tarafından ter tip edilmiş olduğunu anlatacaktı.
«1947 temmuzunda, Bulgar çif-çi partisinin son kongresinde işçiler (komünistler) le iş birliği hak kındaki bir teklif üzerinde rnüzake re cereyan ederken Giçev, pna, Ni-kolay Petkov’un tevkif edilmiş olmasına rağmen, Çiftçi Partisinin yine eski siyasete devam etmesi lâzım geldiğini, zira İngilizlerle Amerikalıların, isteklerini zorla kabul ettireceklerini söylemiştir.
Giçev bu hususta demiştir ki:
«— Harbili ününe geçmenin imkânı yoktur; ergeç olacaktır. Bu harb-de Anglo - Amerikanlar, Eulgaristan 1 da teşkil ettikleri gruplarla, memleketi işgal edecekler ve bizi hükümetin diktatörlüğünden kurtaracaklardır.» t ,
Harbden evvelki Bulgar hükümetlerinde iki kere Bakanlık etmiş olan Giçev, hâlen 55 yaşındadır. Alcksan-der stnmhuliskinin ölümünden sonra, Bulgar Çiftçi Partisinin en ileri gelen siması olmuş, birçok Bulgar-lar tarafından Partinin hakikî lideri sayılmıştır. Petkov idama mahkûm edildikten sonra Giçev de tevkif edil mişti ve o zamandanberi hakkında dâva açılması bekleniyordu. Muhake menin ancak haftalardan sonra baş-lıyablleccği tahmin edilmektedir,
______________—* Amerika bir harbe mi hazırlanıyor (Battanah l incide • azzam bir uçak gemisi, fevkalâde süratli dört denizaltı ve denizaltıla-ra karşı savaşacak hususî bir gemi imali derpiş olunmaktadır.
Uçak gemisi, cn ağır, en süratli ve en geniş uçakları alacak durumda olacaktır.
Gazeteciler, bu geminin 60 ilâ 80 bin tonluk olacağını tahmin etmekte dirler.
Sulhvan, evvelce karar verilmiş o. lan «İdare edilir mermi* atacak o-lan yeni geminin inşasının gayri muayyen bir zamana talik edilmiş olduğunu bildirmiştir.
Vaşington. 6 (AP.) — Amerikan Deniz Bakanı John Sullivan dün gazetecilere verdiği bir demeçte 60-80 bin tonluk bir uçak - taşıt gemisi inşasının düşünüldüğünü bililiı iniştir.
Bundan başka, kongreye verilecek tasarıda son derece hızlı gider deniz altıların inşası da teklif edilecektir. Bu vc daha başka inşaat İçin, Deniz Bakanlığı kongreden 1949 senesinde 230 milyon dolarlık tahsisat istiyc-eektir.
TEHİ İL.KIIK
E N
FAYDALI K i T A B
Meşhur iki Ingiliz metodıuı-laıı faydalanarak meydana gelen ve 60 par çalık modern
erkek biricisi il© tayyör, manto derslerini öğreten bu kitabı Londra
Mininler Akademisinden mezun SA-CİD ÖZBEY hazırladı. Talıib edilen usul ve tarifelerin sadeliği yüzünden kısa zamanda büyük bir rağbet kazanan bit sar.9t eserini mutlaka görünüz v(- -b^o-tilr İsteyiniz.
Aılres: Öıbttıı. İstiklâl catlıhsi l.l'j.3 re İKHAl Kltabrvl il Mıll-zcmccUerd' n arayınız. Bez cildllei 25 Uradır.
Kaçakçı şebekesi meydana çıkıyor
(Ba-jtaraft 1 ine'de) kaçakçılık «nemurflarınm hassasiyetle üzerinde durdukları bu hâdise, memleket yapında derin hayret ve akisler uyandırmıştır.
İlk tahkikat sonunda kaçakçılık hâdisesi tahminin fevkinde geni.şls mek istidadım göstermiş, tanınmış bir çok zevatın malumatına mü racaat edilmiştir.
Dün de bu meyalda ve ön plân da dinlenen, kaçakçılığın bir numaralı faili Baş Kamarot Haydar Çınar çok ehemmiyetli ifşaatta bulunmuştur.
Bize verilen mütemmim malûma ta nazaran Haydar Çuıara İlk sual olarakkendi el çantasında müsadere edilen kaçak eşyadan ziyade binlerce lira tutarındaki 22 muhte lif çekin Marsilyada uhdesine kimin tarafından tevdi olunduğu, bunları ne gibi bir maksatla yedinde muha faza eylediği sorulmuş:
— Pariste meçhul bir şahıstan al dım. İstaııbulda meçhul bir şahsa verecektim.
Cevabı alınmıştır.
Bu meçhul şahıs veya şahısların hüviyetleri hâlâ anlaşılmamıştır.
Haydar Çınar, bu meçhul olduğu kadaı maruf zatın —veya zevatın— adlarım cebinde sakladığı çekler derecesinde mukaddes bir sır diye muhafaza etmiştir.
İstanbul vapuru Marsilyaya son seferini yapmazdan evvel Haydaı Çınara sipariş veren ve isimleri eşya müfredat cedveli ve ekli listede bulunan zevattan halen şehrimizde olanların —bunların bir kısmı •büyük tüccardır— bugün sorgusu yapılacaktır.
Şayet idari ve Adli makam lüzum görürse kaçakçılık hâdisesinin ma hiyeti teglıafla Paris Büyük Elçiliği mize ve Elçilik erkânına bildirilecek, onlarm ve bilhassa Büyük Elçi Nu-man Menemencioğlunun da malûmatına baş vurulacaktır. ,
Italyada yarı askerî siyasî müesseseler lâğvedildi
Roma: 6 (A.A.) — B.B.C. muhabirinin bildirdiğine göre, yarı askerî siyasi teşekkülleri lâğveden vc kanuna aykırı olarak silâh taşıyanlar hakkında şiddetli cezalar koyan. İtalyan hükümetinin kararı, solcu çevrelerde iyi karşılanmı-yacaktır. Filhakika, Garibaldi tugayının komünist olan komutam, Başbakana gönderdiği bir telgraf ı ta, hükümetin eski mukavemet ü- i yeleri teşkilâtını tanımasını taleb etmiştir.
Esas itibariyle, eski çeteciler bir ligi bir hayır müessesesi olmakla beraber, ü relerinin büviik bir ek-seriyetini faal komünistler teşkil etmektedir. Garibaldi tugayı, işçilerin gösterilerini desteklemek ü-zere mühim askerî resmigeçitler tertib etmiş ve eski çetecilere, son defaki toplantılarında silâhlarını iyice parlatmaları emri verilmişti._________________________
Yeni İran Başbakanı
-----o- - —
Tahran: 6 (A.A.) — İranın eski İsveç elçisi Seyid Bagher Han Kazemı’nin Dışişleri Bakanlığına tâyin edildiği resmen bildirilmektedir. İran Dışişleri Bakanlığı, A-ralık 1947 sonuna doğru, İbrahim hakimi ilk kabine listesini hazırladığı zamandanberi münhal bulunmakta idi.
Vaşington: 6 (A.A.) — Dışişleri Bakanlığı müsteşarlığına tâyin edilmiş olan Georges Ailen 20 şubatta vazifesine başlıyacaktır. Halen Amerikanın İran büyük elçisi bulunan Ailen, Tahrandan 15 şubatta ayrılacaktır.
Amerikanın şimdiki Portekiz bil yük elçisi John Willeg ın Tahrana tâyin edilmesi muhtemeldir.
T eşekkür
BAY AP.TAKÎ CAKDAN’ın ziyaı nıünasebetiic gerek cenaze merasiminde hazır bulunmak, gerek bizzat gelip beyanı tâziyet etmek ve gerekse yaz. ile ve çelenk göndermek suretile elvnı vc teessürümüze lştlrâk eylemek lûtfunda bulunanlara ayrı ayrı teşekkür ve minnet hislerimizi bildirmeğe derin acımız mâni oldu-' ğundan bu hususu sayın gazetenizin tavarautunu rica ederiz.
Eşi: Vartuhi Candan, kızı BeaL rls Candan; Sahibinin Sesi Müessesesi
Ölüm
Nemllzade merhum Hacı Osman Efendi kerimesi vc Nemlîzade merhum Ragıb Beyin zevcesi ve Cemal Nemlioğlunun yeğeni ve Bayan Me-dlha Nemlioğlunun kız kardeşi; Nendizade Bayan HAFİZE ASİYE vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü cu-
• mailesi ikindi namazını müteakib BeyaF.ıd camiinden kaldırılarak E-dirnoltapı Şehidligindeki aile mak-beıeslne defnolunacaklır. Çiçek gönderilmemesi rica olunur.
Bundan, maksat İstanbul vap4-u nun Marsilya limanında den.; durduğu müddet içinde Fr.e Gümrük makamlaımrn bu gemi « gösterdikleri kanuni ilginin cil ü. yet, samimiyet ve İtimat, nisbetu;’. anlamaktır.
Diğer taraftan Gurnrük Muhata za Başmüdürü Hâmid Tiğrel dün kendisile görüşen gazetecilere sun lan söylemiştir.
«— Hâdiseyi ciddiyetle tahkik e-diyoruz. Haydar Çınarın Huaca:.! aldık fakat bidayette sanık bir > y söylemedi. Hakikat iki gün z. ı; . da tecelli edecektir. Biz kemniy’; ten ziyade keyfiyete ehemzniyçt ve rlyoruz.»
Ele geçen listede kaç isim bulut: duğunu ve bunların matbuata vef: rlp verilmeyeceğini soran gazetec: ferin sualini Tigrel şöyle cevaplar, dırmıştır.
«— Listede yirmiye yakm isini vardır. Tf/tkıkat bitene kadar bu isimleri ifşa etmeyeceğiz, icabetti*! takdirde beni İsimleri ilân etme.c-ten hiç bir kuvvet nıenedemiyı es tir.o
Yirmi iki çek, dün kambiyo mj dürlüğüne gönderilmiş, değerleri ,-â Tutmuştur. Kaçak eşya ise tadattan sonra mühürlenip Cumhuriyet savcılığına teslim edilmiştir.
Haydar Çınarın muhtemel olarak cürüm ortaklarının bugün t. 7 kifleri muhtemeldir.
Bu meyanda Devlet Denizyolları Genel Müdürlüğünde yaptığım." tahkikatta, alâkalılar hâdisenin : ■ , hiyeti etrafında ademi malûmat .1 yan etmişler, yalnız tahkikata D nizyolları Müfettişlerinin de el ko;. duklarım belirtmişlerdir.
Haydarın yanında bulunması ge reken ve idare atrafından avans -• larak verilen döviz mjktarmı aş..ğ 'la aynen bildiriyoruz:
300 sterlin, 496 dolar, 203 ster
■n
Türkiye rls ilgili n üb n bir vesika fBaşcaraf* ı fncute> Doğu illeri üzerindeki iddia» rını önemle bâhismevzuu cd« r?!c «Sovyetlerin bu talebi, kolayca . silâhlı ihtilâfa tahavvül edebilir.
Dışişleri Bakanlığına göre, net • ce itibariyle, Türkiye daimi bir t • cavüz tehlikesi karşıtındadır ‘ bu yıl büdcesinin yüzde 41 ür. Millî Savunmaya hasretmek zorurı dadır. Bu şartlar dahilinde, Haziran ayında Türkiveye verihneaı kararlaştırılan 160 milyon doları ilâveten, kongrenin bu oturum dev resinde munzam krediler kabul etmesi beklenebilir.
Londra: 6 (B.B.C.) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı, Tür-kiyeye yardım hakkındaki mühim raporunu neşretmiştir.
Rapor, Rusyayı Türkiye üzerin-mütemadi baskıda bulunmakla itham ediyor ve Türkiycnin 8 seneden beri bir savaş veya varım savaş halinde bulunmak mecburiyetinde kaldığını, bu halin orduy kuvvetli bulundurmak neticesini verdiğini, ordu masraflarının T kiyenin İktisadî hayatına tesir tiğini belirtiyor.
Belçika Kralı Hıvanadı beyanat verdi
------o------
Havana 6 (A.A.) — Gazeteci.4 ri kabul edcıı Belçika kralı Leo-pold, Cuba’yı ziyaretinin, ve tetkik seyahatinin bir merh ı' * sinden ibaret olduğunu bildirme: ve siyasî meselelerden bahsetmemek niyetinde bulunduğuna işarec le, «şunu söyliyebihrim ki, ben lıer zaman Anayasaya saygı göstermek hususundaki andıma sadık kı lacak ve yalnız memleketimin meu faatleri neyi ieabettirlyorsa (? tarzda hareket eyliyeceğim de mişfir.
Vef t
Merhum avukat Mustafa Cevdet Beyin haremi, Ankara Ziraat EnstU ttlstl anatomi ordinaryüs profesör!il günden mütekaid baytar Meh’tv-’l Hilmi Dilgimen ve dokt »r opcrıtoc Haşan Hüsnü Dilgiıncn ın hemşh\Mı tüccardan Hayri Akcl. Denizyoll.u-ambar memuru Osman Adil Tih ıvn ve Son Saat gazetesi sekreterlerinden Necdet Selener’in validesi Cu yan:
FAT21A ISMET SELEXEH dün gece Hakkın rahmetine Jtttvuj muştur. Cenazesi 7/2/948 do nanıazmı müteaklb Teşvikiye enm • den kaldırılarak FcrikÖydekl •»(!* kabristanına defnedilecektir.
Bayan Fatma tsmot Seloner m m lekete hayırlı ve temiz ev’ad’ar tlştirmlş olan bir zahide idi. Haksever bir insanı kâmildi. Geniş t «r vatan ve memleket sevgisi ta?” i ve hayratı ile tanınan bu mıfıton .ı annenin vefatı yakınları ve Jû-î »r arasında doldurulmaz hfr bokluk -ı-ratmıştır.
Geride kalanlara vc arkada* ma gecelet Selenere ba? sa£btı ve sp.b e-lar temenni etleriz.
FAYFA.«
!■
Şehir Meclisi dün toplandı
*■4
fJSaâtarafı 1 fncW
Onun ve Komedi tiyatrolarında haftada bir gün 60 kuruş ücret üzerinden tenzilâtlı tarifeye tâ’oi tutulmalar ve 30 kadar teklif, aid olduklara komisyonlara havale edilmiştir.
Bundan sonra üyelerden Haşan Kopcn’in hayır müesfieaelerinin, fa-Jtirtere yardım ve varidat temin et-tnek maksad-le bir Şehir Eşya Piyangosu? temini halikındaki teklifi okunmuş ve tedkiki için Başkanlığa havale olunmuştur.
Bu arada; içişler! Bakanlığından t asd ik edilmiyerek geri gönderilen Belediye ve özel idareler büdcesinin bir an evvel tasdikinin mümkün kı-hnması hususunda harekete geçmek zamanının çoktan geçtiğini ileri sürt n üyeler, bu hususta kat’î bir karar verilmesini istemişler, söz C H.P. Başkanı Sadi Bekter. btldce komisyonunun, bir saatlik tatil yap3 rak bü«Jcenin yeniden tedklk edilme-eîni ileri sürmüştür.
Sadi Bekterin sözlerini emir telâk ki ederek toplantıyı lüzumsuz yere tatile karar veren Riyaset divanı ten kidlere maruz kalmış, bu yersiz karar salonda elektrikli bir hava yaratmıştır.
Bu atelerile C. H. P. de hâlâ bir diktatörlük zihniyetinin hüküm sürdüğünü bir daha anlatan Sadi Bek-tere Harndî Rasim:
s— Komisyon çalışır vo müzakere devam (derdi; bu tatile ne lüzum vardı 7 a
Diye mukabele etmiş, Bic&n B&ğ-cıoglu da Hamdi Rasime:
— Böyle sözler söylemeyiniz, top îar.tı tatil edilmiştir; buna mâni ola-m azamız 7^
Demiştir. Hamdi Ra®im:.
_ istediğim gibi konuşurum, bu nürrivetimi tahdld edemezsiniz!>
Diye cevab vermişse de öbür yandan salon boşalmıştır.
Lüzumsuz bir saatlik tatilden son ra ikinci celseye geçilmiş, Anadolu ciheti, Marmara sahili imar plânı hakkındakî imar karma komisyonu tutanağının mevzuata ve İstanbul halkının dilek ve ihtiyaçlarına aykırı olması Colayıaile kavanin encümenine havale eûiHnesfrıe karar verilmiştir. .
Bundan sonra şehirde imar hareketlerini temin etmek üzere bazı ted birler teebiti tutanağı komisyona havale edilmiş ve köy okulları inşaatı hakkında hazırlanan talimatnameye dt ir Mülkiye ve Kav an in komisyonları müşterek tutanağı da Milli Eği-ttm Bekarûıgmın bu işi üzerine al-%
dığını bildiren bir yazı göndermesi münftecbetilc geri alınmıştır.
Daha sonra Dahunbahçe Gazhanesinin başka yere nakli halikındaki Cemil Topuzlunun takriri üzerine dü zenlenen genel hizmetler vc iletmeler komisyonu tutanağı aynen kabul e-dilmiş vc büdce komisyonunun hazırladığı nıütaleanın okunmasına geçilmiştir.
Mazbatada, ilkokul Öğretmenlerinin maaşlarını M.E. Bakanlığından almaları üzerine büdccdr meydana gelen 7 milyon lira kadar açığın, bu-günkü şartlar İçinde kapatılamıya-
ı
7 emenniler
İstanbul Sanayi merkezi
Buşlart^r 4 üncüde)
Bu son derece çirkin çamur der yası manzarasından acaba kimin ytizttbün kızarmsfcı iktiza eder!...
Yağmv r yağınca 20 hattâ 25 santim ftahnlıgM^a ç₺tcur tabakalarından müteşekkil bir bataklığın iki tayfına sıralanmış iş yerlerinde. bu tâbir asla yarinde olmadığından doğrusu büyük İstanbul şehrine ve yetiştirdiği değerli sanatkârlarına den î ıı ı
Çil'. r.rn.Ze (fx(_ mldıt ?
Bu g ">•-dr>. * H ibik/ k« diı;?
I kc.1*?. ran. ‘oai
hakaret teşkil e
I
ılıklık içinde uğraşsa isj ve günah eletil
CMF ( in
• nin kalması kabil mi-
• iğnesinin gözünü hissi ve dakik*
Yiyecek alınacak
Teknik Üniversite Satınalnu Komisyonundan.
Muhammen ilk Eksiltmenin
Miktarı bedeli teminatı Şekli Tarihi Saati
Cinsi
Ceviz İçi
Kuru Kuru
Kuıu kayısı Kuş üzümii
üzüm İncir
cağı, binaenaleyh hükümet yardımı- Erik Üryani nm bir zaruret olduğu belirtiliyordu.
Söz alan Ekrem Amaç şunları söv
İçmiştir:
______Büdeenin tasdik edilmeden la-1 desi, maliye hukuku ve maliye ilmi-, nîn bugüne kadar kaydetmediği bir hâdisedir. Bu fazla tahsisat, sadece, muallimlerin maaş ve terfi zamlarına karşılık değildi. Kanımda bu faz-
Elma Amasya Portakal 80 İlk Mandalina Pirinç
m»* w
I
HAKİMİYET ll|
Haftalık Siyasî Gazete ||
14 Ocak Cumartesi Çıkıyor II
I
7 Ç UB A T 1648
BORSA
600 2000
500 2000
400
500
Kg.
9
»
»
T»
220
100
65
290
85
120
K.
0
U 778.88 Açık
»
N
4000
10000 Ad.
5000
Î0000 Kg. 140 »
n
o
65
10
8
9
» 300
9
1050
Açık
Açık
11/2'948 10 00
11/2/948 10.15
11/2/948 10 30
*
İstanbul Tapu Dairelerinde İşi Olan Vatandaşların Dikkat Nazarına
1138H
• 1.8000 6Ş.7B7Q
106 8401
6.80 h 8860 11.2495
İst. Borsasızım 8/2/948 Fiyatlar^ Londra Nevyoık Paris Cenevre Amsterdam
Brüksel J»rağ Ölokholm Lizbon
E8HAM VE TAHVİLÂT 6^4 Sivas Erzurum 2—7 19.70 Demiryolu 4
Demiryolu fl Kakınma 1 Kalkınma 2 Milli Müdafaa ı Milli Müdafaa 4
% % % % % % %
7
5
6
6
6
7
7
95.—
93.40
95 00
95.00
20 35
20.20
—
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden:
Tapuda işi olan vatandaşların IşlerLnln daha ziyade kolaylıkla tfj-rülmeM ve tapu işlerine aJt. her türlü bilgiyi edinmelerini sağlamak Ve florinin gecikmesinden doğan şikâyetlerini kay» Itirerek bu idlerin sonundan kendilerine malûmat verilmek ve muamelelerini safha safha takip ettirmek maksadı ile İstanbul grupu tapu sicil müdürlüğü binasında ve grup müdürünün emrinde danışma ve takip bürosu kuruldu ğu ilân olunur. «942)
|RADVol
•M Progv*.m
CUMARTESİ — 7/2/1948
7.29 Açılış ve progı anı,
7.30 M, s, ayan,
7,30
7,45
8.00
11/2/948 10 45
Açık
Üniversitemizin 1948 yılı ihtiyacı olan yukarıda cinsi, miktarı, tahmin bedeli ve İlk teminatları yazılı yiyecek maddeleri hizalarında göste
Ekmek
60000 Ad. . 25 » 1125
la tahsisat, Özet idare ve belediyeye rilen gün ve saatlerde açık eksiltmeye konulmuştur. İsteklilerin fazla malûmat İçin komisyona müracaatları. (1521)
verdim şeklinde tasrih edilmektedir. Bu tahsisatın M. E Bakanlığının büdcesino nakli, mutlak bir yanlışlık eseridir, öteki memmlann durumu ne olacaktır? Bunu düşünmek. E. M. Meclisinin vazifeleri arasında idî.
Diğer taraftan İçişleri Bakanlığı mcvcud imkânlardan istifade etmemize izin verirken, beri yandan nakil vasıtalarına yanılan ve Şohk Meclisince kabul edilen zammı - ki bize 580 bin lira kadar bir gelir temin edecekti - raddetmiştir Bu tenakuza sebeb nedir» anlıyamadık.*
Sadi Bekter do. büdeesizlik yüzün- ( den Cerrahpaşa Verem pavyonuna hasta kabul edilemediğinden, bunun da memleketin sıhhati bakımından 1 büyük bir mâna taşımakta olduğun- , dan şikâyetle. Ankaraya valinin baş kalruğınde bir heyet gönderilmesin! teklif etmiş, bu arada söz alan Burhan Felek, şunları söylemiştir:
c— Biz hükümetten bir yardım istemiyoruz; sırtımıza yüklenen külfetlerin karşılığını istiyoruz. Hükû-1 met ya bu külfetleri sırtımızdan al ı sın. veyahud da karşılığını versin. |
Hükümetle Belediye arasında kay . bolan mantığın hakkını aramalıyız ve bunun için do derhal bir heyet göndermeliyiz.*
Neticede Riyaset makamı ile Bild-ce komisyonunun müştereken bir he vet tâyin etmelerine karar verilmiş-• •* tir.
Belediye Reisi Başlcm la ndaki be yet pazar akşamı Ankaraya hareket edecektir.
Kahve ve lakanta tarif il rire zm
------o-------
Ankara, 6 (Hususi) — Şehrimiz-! deki kahve, lokantaların tarifelerin ıslahı için yaptıkları taleblerl E^le-! diye kabul ederek, buna göre lokantalarda çorba, pilâv .komposto ve, sütlü tatlılara beşer kuruş zam yapılmıştır. Kahvehanelere gelince bi- j rincl sınıf kahvehanelere her ttirlil meşrubat 14. ikinci sın Hanla 12 kıı-ruş ve üçüncü sınıflarda (la 10 kuruşa çıkarılmıştır.
ZÂYİ:— İstanbul viiâyetln-crn alm’S olclurınn İste Türkiye I* dercimin (rulısat) tezkeresini l;r.vb«ttim. venlsLM e.karacağımdan esk'^.nin hükmi: vobtur.
Aîâeddln Ören
İLAN
Üsküdar Asliye Hukuk Yargıçlı-ğından: 948/1375
Davacı irfan Tunbul tarafından Dâvâlı Büyükada Oltacı sokak No: 34 de mukim Şerif Tunbul aleyhine açılan boşanma dâvasından dolayı. Dâvâlı Şerif namına gönderilen dâ va arzuhali ve dâvetlyenln İkamet' gâhının meçhuliyetl haseblle bllâ tebliğ İade edilmiş ve mahkemece de j llânen tebligat İcrasına ve tahkika tın 10/3/948 Çarşamba günü saat 10 talikine karar verilmiş ve bıı bap takl davetiye İle dâva İstidası süre ti mahkeme divanhanesine talik e-dilmiş olduğundan dâva İstidasına on gün zarfında cevap vermek ve yevmi mezkur da mahkemeye gel mak üzere keyfiyet İlân olunur.
6/2/948
Pertevniyal lisesinden yetişenler derneğinden Demeğimizin tertiplediği sohbet ve eğlence gecelerinden İkincisi 11 Şu bat-948 Çarşamba gecesi saat 20 den itibaren Beyazıd Marmara Lokalinde yapılacaktır.
Bütün Pertevnlyal mezunlan ailelerde birlikte davetlidir.
ZÂYİ: — İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Edebiyat kısmından aldığım 4. Bırinciteşrin 937 tarih ve 287 sayılı diplomamı kaybettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı İlân olunur.
890 No. lu Fazıl oğ. N. Alsan
ZÂYİ : — Hafik nüfus memurluğundan aldığım nüfus teskeremi zâyi ettim. Yenisini aldığımdan eskisinin hükmü yoktur,
Maıkaı- oğ. Arşak Atan 341, Beyazıt Gedlkpaşa Saray İci Sokak No: 34
9
Yeni Neşriyat
İSLÂM — TüfiK MECtr.JASI
35 Liraya —■
Hakikî 9u geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardezüleri
Ayrıca: Bayanlar için 25 lir» satış muhayyerdir Sultan Han.«m Dikranyan han No. 11-12 Abdurr,;),man Kalron
GENERAL ELECTRIC ampulü gözlerinizin dostudur.
Z A Y İ : — Tren ve 25755 numa ralı tramvay pasolarımı kaybettim. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
İstanbul Kız Lisesinden Türkân Eşsever No. 1456
Kandıra İcra Memurluğundan:
948/27
Mahkemece satışına karar veri, len Kandıranın Hoca köy Yanık De ğirmen mevkiinde tahminen (4130) kental (7021) lira piyasa kıymetli ka nşık odun mahallinde açık artırma İle 21/2/048 Cumartesi günü sa at 12 de satılacaktır. Bugün de mal muhammen kıymetinin yiİ2de 75 ini bulmazsa ikinci açık arttırma suretlle ayni mahalde 26/2/948 Per şembe günü saat 13 de satılacağı fazla malûmat almak isteyenler ta rlh İlândan itibaren dairede bulunan şartnameyi tetkik edebilecekleri ilân olunur.
8.30
900
12.29
12.30
12,30
13.00
13.15
— Kadıköyüııde Rasimpaşa mahallesinin Taşlı Bayır sokağın da 18, 20, 22 sayılı 3235 metrekare ve altında dükkânı bulunan kârglr a-partjnanm 2/24 vakıf hissesi maatavlz 13029) lira 11» kuruş muhammen bedelle kapalı zarf usullyle satılacaktır. İhalesi 13/2/948 Pazartesi saat 15 de Kadıköy Vakıflar Müdürlüğünde yapılacaktır.
2 — Arttırmaya girmek İsteyenlerin muhammen bedel üzerinden x97»> Ura -18 • kuruş muvakkat teminat parasını idaremiz veznesine tes Um etmeleri gereklidir.
3 — Teklif nıektublaiı birinci maddede yazdı saatten bir saat evvel makbuz mukabilinde komisyona verilmiş olacaktır .
4 — Potta ile gönderilen mektublarm da ayni saate kadar gelmiş olması meşrut olup gecikmeden vakıflar idaresi mesul değildir.
5 — Dış ve iç zarfların 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde tan
ziın ve kapatılmış olması lâzımdır. (1190)
Müzik; Marşlar (Pl^ Haberler,
Müzik: Karışık Şarkılar ve Türküler, (Pl,)
Mazlk: Çeçiştli Hafif Müzik (PL)
Kapanış, ,
Açılış ve program,
M, s. ayan,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası,
Haberler,
Müzik: Cumhurbaşkanlığı Armoni Müzikası.
Müzik: Çeşitli Sololar (Pl.) Müzik: Tangolar (Pl.)
Müzik: Karışık Şarkılar, Konuşma: B. T. G, D, Kapanış,
Açılış ve program, M, s. ayar>,
Radyo Çocuk Klübû, Müzik: Dans Müziği Bi.) Konuşma,
Müzik: Film Melodileri (Pl./ M, s, ayarı,
Haberler,
c, rr, ri?.r]a zekâlsn ksra-ortasında sıhhat- ! leri b(z iaı. re çehreleri sararan .>nn zi v( işçilerimizi tak di) etnce': v( canlarını kurtarmak gerektir.
Eakınız. bu ihmalimiz yüzünden t/-'':i: \ t- rahat yüzü görmlyen insauıar c? tabiatile hayal ve gönül kırık! p hasıl olur. Kimse üştür. sanayie he\e6 etmez.
B. yüzden milli sanayiimizi lekeli;. , cı Jr v(? çürütecek derecede in âl euiiegelen ve üç kâğıdı delip g(-> • nvy r( k hemen bükülen toplu • • • • • * »
ı ve g;bi (li vara çakılacak sağlam buîv.nan iğnelerle muka.\rs( n.i(î;r ?
Lc. yakrla t çivin edilmiş * imâl edilmiş çoraplarımız i ’b/ırrjz! ne hale getirdiği-
• |
iğn( eniriz öe hariçten gelen çivi gibi duvara lık t a, kabil
Adi iplikler da i \ ni sö)
Kaıfice kincfci Avrupadan, d(Eİİ**n hb yine hariçten getirilip tcün bir ucunu makineye tutturup hazn çivi halinde otomatikman sdiîchğa dökülen; yalnız istifi işçi kızlara kalan bir imalât için yerli çivi fabrikam^ vardır denir mi?
haha bunlara benzer nice marn u lâtmnzda gözk rim ize ça rpan
1* rr« ğe ne hacet!
çivilerimize gelince: Ma fil - machine
--------
Yeni Sa bah’ ın
HAN FİYATLAR
Başlık
1 inci
*
maktu o'.arali sayfa.
santimi
»
»
>
Kr. 1500
500
400
300
250
150
—
I
Peki, yâ Arâbi! etim. Şimdi sana Ya benim yanımda
Abdülmelik İlmî
Haccâc. bu müahazedcn hoşlan*’ : Söylemek ».‘»n iki b I .
kahnağü. Meı vana ‘Eğer be-
yanımda kalmak fpter-(» ı seni w nedimlerim atasına abrmı. rfa-benim yanımda kalmayıp Ah.
hâlâlar kusurlar vc ihmallerimiz|
I
vardır ki brrJardan kurtulmak i-çin rayın ınızıu yurdumuzun feyizli Eahalanna seç tığı tchumknn gelişmelerini bekliyoruz...
'Sümer Bank) m yazı-ı ‘aşındaki tatlı vaidlerile
w*
vazg vat;
yahud gönderilmeğe razı olmak nim hâs v( d
dülmdlk İbni Meıvana gönderilmek istemen, ona bir mektub yazıp karşılaştığımız zaman İkimiz arasında geçen konuşmayı bildiririm.
— Bundan ne çıkar?
— Aramızdaki maceraya muttali olunca seni nasıl arzu ederse öyl*» karşılar. Ya boşlanıp yanma alır, ya hud gazaba gelip zindana gönderir, halt't belki de İnsan Öldürmekten zevk alan bir cellâdın eline verir.
Haccâc’a (la. Abdülmelik İbni Mer von’a da itimadı olmıyan kurnaz %râbj. yine büyük bir cesaret göstererek:
— Yâ Emir, dedi. Benim de bir teklifim var.
Bu c’cdl ve jvktek m*>mrıanın 93 Ü.ıcü sayısı ç.İçmiştir. •Münüerc-çatı; 1 — Cihanşümul insan kâmil örneği Hazret! Muhammed Mustafa (Diyanet reisi Hamdi Akseki); 2 — Mclhadlerln dinleri bozup yıkına u-suileri: Farmasonlukla komünistlik ve bâtınllik teknikleri arasında mü. ıiüMuat (B. M. M. Reis vekili Şem-Scddin Günaltay); 3 — İslâm cema« ati teşkili haklımdaki ankete cevab-lar (Kâzım Nami Duru, Abdurrah-man Fehmi); 4 — Lâiklik nikahına bürünerek dini baskı altında tutmak siyaseti (doktor Emin!; 5 — Zekât-dedenin oğlu Hattz (Afdaladdin);
Girıd faciası (Ömer Rıza Doğrul); 7 — Fıkralar (Easri Çantay).
İSTANBUL BELEDİYESİ SEDİR TİYATROLARI
Saat 20 de Dram Kısmı:
KOŞ EB AŞI Yazan: Ahmc-Kudsl Tecer: Telefon; (2167.
Komedi Kısmı:
BÜYÜK CE-
MAAT
Alımed Efendi
6 — Yürekler aci3i
e
r
* M e - •
il j
BUL M AO
-----dk------
1 2 3 4 S ti 7 8 i)
4 EV, 4 ARSA
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, Tt RKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtınma.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
13.45
14.15
14.30
14.55
15.00
16,58
17,00
17.00
18,00
18.30
18.45
1900
19,00
19.15-Geçmişte Bugün,
19,20 Müzik: Şarkılar,
19.45 Konuşma: (Kltab Saati)
20.00 Müzik,
20.15 Radyo Gazetesi,
20.30 Özel Program,
22.45 M. s, ayarı,
22,45 Haberler,
28.00 Müzik: Dans Müziği (PIJ
23.30 Program ve Kapanış.
i • 1 1 1 ! 1 lı
■ İlil
3 1 1 « 1 1 i
4 ■ Ilı Mİ ı
S I ; -ı ı i«ı ı il
t .■ ı ı : »
9 i i & i ı : ı
l 1 |M( t |
i. 1 ■ - L L « . 1 1.
»•Um Sağa:
1948 PLANI
1 — Şimali Anadolu vilâyetleri nılzden biri; 2 — Törpü, Şiddetli; 3
— Tersi alan, Tersi hatırlatmak; 4 -Kadın ismi,, Renk; 5 — Hayvjuüı-rrn barındıkları
toprakta bıraktığı şekil. Eski .kimlere vejilen isim; 7 bulunur soydan bir cisimdir, cuk için ananın en müşfik yeıı; t
— Yokluk, Sarhoşun bağırması; S
— Allah, İnce.
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 AKSA ve dolgun ı^r* ikramiyeleri..
Birinci Çekiliş: 1 MART
yer; 6 — Ayağın
ha-
evde
Ço-
Her
Yazan: Şinasi İmre; Telefon: 40409
Sah Talebe temsili saat 19 da; Pa zar günleri 16 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları İçin çekilişlerde »yn bir lıur’a nnnıarası alacaklardır.
Ayrıca. 21 Nisan 1948 de ÇOCVK HESAPLARI için teogin ikramiyeli çekiliş.
Saccâc-ı Zâlim)
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet -**
%
i
Ynısıı; Muharrem Z. rf)onaI
— Nedir senin teklifin?
— Beni âzad edin. Selâmetle mem leketıme gideyim ve bundan sonra da ne siz benim yüzümü görün, ne de ben sizin yüzünüzü göreyim; Bir dalıa karşılaşmak şerefinden mahrum kalmağa ikimizin de lâyık oL duğunu zannediyorum...
Haccâc, kahkahalarını zobtedemo-di; Bir müddet güldükten sonra Â-râbîye bin dinar ihsanda bulundu ve âzad edddlginl, memleketine gidebileceğini söyledi:
Arâbî artık durur mu? Salondan dışarı fırladı; Küfe sokaklarından koşa koşa geçerek şehir dışına çıktı
ve hemen ellerini yukarı kaldırıp
— Sana nasıl şükredeceğimi bile-miyorvm ey Allahım, dedi.. Eğer Haccâc- -Zâlim in kalbine biruj mer hamet vrîmeşeydin, ben zavallı kulunu şimdiye kadar çoktan öldürürlerdi.
HacrA? ise, Ârâbl çıkıp gittikten sonra, k?ndi kendine şöyle söylendi:
— Bu ders ona kâfidir. Bir daha benimle karşılaşmamak için elinden gelen gayreti sarfcdecek ve bütün ömrünü bu karşılaşma korkusunun verdiği azabla geçirecektir. Allah yar dımcısı ve muini olsun.
Maccâc, icabında maznun ve mile-
rintleri de affetmeyi bilirdi. Mtseıû bir gün huzuruna Abdurrohmun İbni Eş’asın adamlarından iki kişi getirdiler. HaccûCj bunlann katledilmelerini emir buyurdu. Ölüme mahkûm edilenlerden birisi:
— Yâ Emir! diye bağırdı. Benim senin üzerinde hakinm vardır. Beni âzad etmelisin.
Haccftc afalladı. Bu adamın kendisinde neden hakkı olabilirdi?
— Niçin? diye Sordu. Niçin benim üzerimde hakkın olsun?
— Bir gün AbJuırahman İbni E}-as’ın meclisinde sana küfrediyorlardı. Een seni müdafaa ederek buna
mâni oldum.
— Şahidin var mı ?
— Var.
— Kimdir?
Mah.tûm, diğer malıkûmu göstererek:
— İşte bu adam...
Haccâc, gösterilen mahkûma sordu:
— ’-Joğru mudur bu sözler?
— Doğruour, yâ Emir!., u gün *ıv-m mecliste ben lo vardım.
Bu adam, sana küfredenleri susturdu.
— Şahadetini kabul ediyorum. Şlm di cevab ver: Bu adam benim taraftarım olduğu senin şahidliğinle sübut buldu. Fakat senin de benim taraftarım olmana mâni ne idi?
— Müdhiş düşmanlığım!
— Bana hâlâ düşman nrsın?
-r- Sana dost olanlan Allah kah-retsln.
Hacfâc, adamlp-t'inn dönerek:
•— Bunların ikisini de af vo âzad 'Devamı var)
T m kandan Aşağıya:
1 — Hayvan cildine yapışan biı böcek. Kira; 2 — Hey ( Anadolu lisa nile). Herşeycien uzak; 3 — Kurtuluş, Lâstikle giyilir; 4 — Sarhoş değil. Tersi ümit et (emir); 5 — Ye-nıek. Kapınm kapanışı «sözle tarif); 6 — İçki yemeği, Aşağı; 7 — Höcre. Hamam. 8 — Evlenme akdi, Balcı; 9 — Udll (aynen). Durgun değil (su İçin),
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ / 2 3 4 5 6 / 8 3
j
9
4
6
t
i
b
YÂK A i • N ı A |\
AL U D k W 1 S A
FA M ■ Z U L U %
A K ■ Fi i l. » R E
■ A,S. 1 MUıN.B
A ■ E N|A ■ A Ç e
B U D. ■ BE1,S11 İN
E|T|E R M Kı I iT I-
s;e f EIR ■ RIA iz
imtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU -
Ya» 'İçlerini fiilen idare eden:
Yan İşleri Müdürü: PATIN FUAD Dirildiği Yor:
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Basıldığı yer: «Gün ■•••mavi»