Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Yeni Sabah - Mayıs 1939
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
YENİ SABAH GÜNLÜK 3İYA3İ HALK G AZ ET £ 3İ ABONE 5ARTLARI Tttrkır» I .¦ HER YERDE •00 Kr S...l.|l 1400 Kr. SOO Kr. 6 «r'* 1' ItOO Kr. 3 260 Kr. 1 .plıftı «00 Kr. •0 Kr. 1 *T1t 100 Kr. Pttlt iHlk4»« |. KURUŞ l.b.tl.r lala 26. M. T 5 *• 4 lira s - Fransız - İngiliz ve Leh Bloku Tahakkuk Ediyor Müzakereler Çok İlerledi Polonya, Almanya ile Anlaşmağa Hazırlandı, ingiltere Alman taleplerine muhalefet edilmemesini tavsiye etmiş İngiltere, Berlin ve Var-şovanın niyetlerini iskandil etmektedir. Paris, 30 (A.A.) — Salâhiyottar mahafU, Hitlerln irad etmiş olduğu nutkun Fransızlarla ingilizlerin bey nelmilel bîr organizasyon vücude getimeyi istihdaf eden gayretlerinde hiç bir değişikli khusule getirmemiş olduğunu ve Fransızlarla Rumanya lı' lı arasında yapılan müzakerelerin İki tarafın mtitekabtl memnuniyetini celbedecek suretts ve her noktada tam bir uzlaşma İle hitama ermiş olduğunu beya etmektedir. KM* edilmiş olan neUyicln ne-(Sonu 3 üncü sayfamızda) Neşriyat Sergisi Bugün, Kongre Yarın Açılıyor Geçan senek! Leh-Arman görüşmelerine dâir bir fotoğraf Mareşal Smygll, Voo Ribbentrop w Baron Bek bir arada Saadabad Paktı Konseyi Dün İçtimalarını Bitirdi Dünyanın En Nazik Devresinde Dört Devletin Tesanüdü Çok Kıymetli Bir Birliktir,, II — Yazan: Hüaeym Cahid YALÇIN .Ben teeavuz teşkil edecek bir harekette bulunmadıım diyen Hlt-İrrio bu iddianı vak'aiurU tekzibe Uummakta vr Hitlerln Koıe çarpan hakikatleri tevil ve müdafaa Kjsu-Mi odaki gayreti m-meresİı kalmakladır. Hitler kendisini şu delillerle müdafaa ediyor: O. hiç kimsenin hukukuna tecavüz etmemiştir. Yaptığı şeyler 20 sene evvel parçalanmış olan hakların iadesinden ibarettir. Fakat sonra bu masumiyet İddiası* nın Çekoslovakya taarruzu ile telif kabul etmiyecegini düşünerek eski Alman imparatorluğu yalnız bugünkü hudutlar nafıasına İnhisar etmediğini, elden kaçırılmış daha bir çok ülkeleri muhtevi bulunduğunu söylemek lüzumunu hissediyor. Hitler Versay muaheden ımesi-nîn haksızlıklarını tamir peşinde mi koşuyor, yoksa eski Alman İmparatorluğu hudutlarım mı istiyor? Eger Almanya için, Amerikanın keşfinden evvelki zamanları gözden geçirerek hesap sormak hakkı vursa bit gün eski Alman imparatorluğundan kopmuş memleketleri açıktan açığa tehdit ediyor demektir. Böyle bir hak varsa tabii yalnız Almanlara inhisar etmez. Biz de bir buçuk asır kndar idaremiz altında tuttuğumuz Macaristan ve Peşteyi mi istlyelim? Fransızlar Napoleon imparatorluğu nun hudutlarını mı dava etsinler? Tarihi ve hakları bu suretle tefsir etmek milletler arası münasebetleri daimi bir şekavet prensibi üzerine istinat ettirmek otur. Hitler bir ta raftan kimsenin hukukuna tecavüz etmem derken hemen arkasından Htt^Tİ. Cakid YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfamızda) Kongre Başvekilimiz Refik Saydamın Bir Nutkile işe Başlıyacak Ankara, 30 iAAi — Türk harfi fından Ankarada Sergievinde ha- inkılâbının onuncu yıldönümü mü-j zırlanan ıÖn yılı neşriyat sergisi* nasebetiyle Maarif Vekilliği tara-| (Sonu 3 üncü sayfada) Fenerbahçe Demir Sporu 4 1 Yendi Vefalılar da İzmırde İkinci Maçlarında Ateşspora 6-0Galip geldiler ROMA ATLI MANİ MÜSABAKALARINA BAŞLANDI Macar Hariciye nazın Kont Çak' Sfovakya da Macaristana Verilmek Jzere Mussolini de Hitlere bunu teklif etmiş. Berlinde müzakereler oluyor Berlin, 30 (Hususi) — Macar Başvekili Kont Teleki ile Hariciye Nazın Çaki'nin Berlin seyahatleri büyUk bir alâka ile takip cdilmokte-dir. Macar nazırları dün Alman devlet reisi Hitler tarafından kabul e-dilmujler ve bir saat kadar görüş-müçlerâTr. Gece de Hitler, Macar na-zırlan şerefine bir ziyafet vermiştir. Kont Teleki, bu gün Alman meçhul asker âbidesine bir çelenk koymuştur. v . (Sonu 3 üncü sayfada) Tahran, 30 (AA) — Anadolu ajansının gönderdiği hususi muhabiri bildiriyor: Dün akşam Rana Tarhan, Saad-âbat paktı devletlerinin murahhas heyetleri şerefine Türkiye büyük eltiliğinde büyük bir ziyafet vermiştir. Ziyafette İran vezirleri, meclis reisi, saray nazın, hariciye erkânı, Afgan ve Irak delegeleri, Türk heyeti ve gazetecileri hazır bulunmuştur. Ziyafeti, samimi bîr hava içinde geç vakte kadar suren bir süv ire takip eylemiştir. VEKİLİMİZİN NUTKU Ziyafetin sonlarına doğru Rana Tarhan, aşağıdaki nutku söylemiştin ı— Saadabat paktım imza etmiş olan dost memleketler mümessillerinin bu kardeşlik masasının etrafında toplanmakla beni bahtiyar kıl dıklan bu dlnede, son günlerde ya- şanan mesut hâdiselerden sonra kalplerimizi dolduran sevinç hissiyatını ifade için söz almak imkânını bulduğumdan dolayı kendimi bahtiyar addederim. Bu mesut hâdiseler arasında, pakt konseyinin Altes Ve-liahtın evlenme şenlikleriyle ayni za. mana tesadüfünü bilhassa kaydetmek İsterim. Bu evlenme ile iki şanlı hanedanın birleşmesi temhir edilmiş, bu toplantıda da dört dost mem leket arasında mütesanit menfaatlerini yakından alâkadar eden meseleler hakkında mevcut tam görüş mutabakatı müşahede ve tesbit edilmiştir. İran hududuna girdiğimiz dakikadan itibaren gördüğümüz hararetli kabr'Jen ve Tahrandaki i-kametimız müddetınce hakkımızda ibzal edilen çok kardeşçe ihtimamdan dolayı ekselanalanna en .«mimi teşekkürlerimi bildirmek benim İçin zevkli bir vazifedir. (Sonu 3 İWU sayfada) ccocccccccoco Nevyork Sergisi Açıldı Roosevelt Sulh Müzakerelerinden Bahs ve Sergiyi Beşeriyete ithaf etti Denılrspor Fener Maçından, Hüumeddlnio Güzel Bir Kurtarışı -- (Yazısı s İnci »aylamızda) General Veygant bugün Ankarada İngiliz ve İtalyan Heyetleri Ankaradan Geçecek İstanbul. 30 (A.A.) — Tahrandan avdet eden general V/eygand'ın riyasetindeki Fransız heyeti pazartesi günü Ankarada bulunacaktır. General BUkreşede gidecek Adına. 30 (Hususi) — Ankaray gitmekte olan Genci al V/eygand bugün buradan geçmiş, istikbal ve teşyi olunmuştur. Paris. 30 (Hunisi) — General (Sonu 1 Ûnrıi MUSTAFA SAĞİR Korkunç Hintli Casusun Hayatı ısjlk^.v,C'??LİfD»E?EÇtN BU MÜHEYY|Ç MACERAYI. HENÜZ HALKA MEÇHUL TAFSİLATİLE BERABER BUOÜN TEFRİKAYA BAŞLADIK Dördüncü sayfamızda bulacaksınız Nevyork sergisinde Türk pavyonunun kapısı Nevyork, 30 'AA) — Beynelmilel sergi bugün açılmıştır. Roozevelt açılı* nutkunda Amerikanın barışı kolaylaştırmak arzusunu paylaştığını kaydetmiş ve bütün Amerika nmına gelecek yıllar Avrupa milletten arasındaki engellerden büyük bir kısmının ortadan kalkacağı ümidinde bulunduğunu söylemiştir. Nutuk, büyük bir kısmı Amerika-nın bugün 150 nci yıldönümü tesid edilmekte olan ilk cumhurreasi Va-şingtondan bugüne kadar olan tarihçesine hasredilmiştir. Cümhurreisi, sergiye iştirak eden bütün milletlere teşekkür ve ya-bancıları bu sergi ile Sanfransisko sergisini ziyarete davet etmiş ve sergiyi beşeriyete ithaf eylemiştir. HER SABAH O Kimin Hocası Olmadı ki! Hitler, Atatürk'ten lı ı ranlıkla halı»etınls. «IfakM/lı&ı karşı ity.ıa ederek -ılıdı sarılmakta ve muvaffak ol makta kize Atatürk nüıııuıı.' oklu. O Ur kahraman, dahi İdi, beo ondan ders aklını. .İrmiş.. O kimin, hanı;! ıııilk-tiıı Ii.h-iihi olmadı Uf Valini müdafaa harbi yapan Atatürk, zaferden »mra, itinde ini İyen la re» Tıırk kııluııan mıM. t-ı. re kik kardeş eli u/atlı. Lir sulh, kir İıiHiınlık çenkerl ) arattı. Ona • Şarkın Alası* dediler, mıu kakuruk istiklallerini kazanmağa veya reml-yellırini Islâha koyuldular. Rbadl Şefin tek bahtsızlığı 50 mı! .mlul, kir Türk milletinin kasında ktıkııiHiıuuııasıdır. O zaman Avrupa «lyasi muvazenesinin alacalı vaziyet ve manzarayı tarif İçin beşeriyet tarihi tavsif bulamazdı. Rıik'lin. müteselliyiz: Büyük İn» ım crssıır bir nüllet ve kahraman bu- ordunun I.-m.| • TUrkiyei Av-nıpada bir kudret Amili hallııe getiriliştir. •A. C&MALEDntN SARAÇOÖL0 3 YENİSABAH 1 MAYİS 1939 şehir haberl eri CPSAhJKA&A MfHMtDhl\ HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 77 Yaran ı M. SIFIR Düşman Artık İzimizi Kaybetmişti Buse fer de Yakamızı Muhakkak Olan Ölümden Kurtarmıştık Bu acı feryat, nöbetçileri bize doğru koşturmuş, uyuyanları kaldırmış, ayaklandırmıştı. Düşman neferleri şnşkın bir vaziyette silâh çatılarına koşuyor, tüfeğini kapan olduğumuz yere doğruluyordu. Bu vaziyette artık bize durmak değil, oradan savuşup uzaklaşmak gerekti. Üzerimize bir sel hızı ile akar gibi koşan düşmanı durdurmak ve kaçmağa zaman kazanmak için önlerine doğru bir bomba savurdum. Ve bağırdım: — Haydi çocuklar.. Üçümüz de bacaklarımızın bütUn kuvvetim harcıyor, kaçıyor, kaçıyorduk. Umduğumuzdan çok şiddetli bir tüfek ateşi başlamıştı arkamızdan. Kurşunlar, sağımızdan, solumuzdan, başımızın üzerinden ha vayı yırtar gibi vızüdıyarak geçiyor, du. Biraz sonra, selâmeti bulmuş, endişe içinde kıvranan Mipavrili ile diğer arkadaşlara kavuşmuştuk. Takipçilerin hırçın naralarına kansan silah sesleri bize doğru yaklaşıyor, şiddetleniyordu. Hep beraber cenuba doğru, yani (Küllü) istikametine koşuyorduk. Mipavrili ile de soluk soluğa konuşuyorduk: — Ne oldu Kara Mehmet?. — Olan oldu bırak. Şimdi olacağı düşünelim. — (Küllü) nün mer'alarına doğru çekilir, sığınırız be. — Ya (Küllü) de de düşman var sa. — Hani akla gelmez de değil Kara Mehmet. Yolu değinirdim o halde. — Ben de öyle diyorum. (Küllü) nün batısından (Irva) boyuna inelim. Oradan Bozhaneye doğru uzanalım, ne dersin İbrahim?.. • — iyi amma. Ya, orada da düşman varsa ve bu silâh seslerine a-yaklanır, önlerlerse bizi. İki ateş a-rasında kalırız. — O da hatıra gelir amma, ne de olsa derenin yataklarında sığınırız. İbrahim de bana uymuş, hemen yarım sağa kıvrılarak yeni istikamete doğru ve koşar adımla yola koyulmuştuk. Yarım saat böylece İlerledikten sonra tabii çok yorulmuş ve biraz dinlenmek için durmuştuk. Silâh sesleri (Küllü) istikametinden geldiğine nazaran takip çileri aldattığımıza hükmetmiştik. Maamafih ortalık ışımadan evvel, yann (aranması ve aranması muhtemel olan bu havaliden uzaklaşmayı münasip bulmuş ve sabaha kadar zikzaklı yürüyüşlerle, Bor han e ile Paşamahalle arasındaki araziden geçerek ArnavutköyU istikametine doğrulmuştuk. Maksadımız. Arna-vutköyünün doğusundaki Arnavut-köy dağını tutmak ve bir kaç gün orada kalıp saklanmaktı. Ertesi gün öğleden biraz sonra, dağın Arnavutköyüne nazır olan kısmında, bulduğumuz sıklık ve kuy tuluk bir yere sokulmuştuk. Heyecan, açlık, hele yorgunluk hepimial oldukça hırpalamıştı. Yanımızda Hoca Bekir bulunmadaydı, doğrusu daha düşkünleşecekük. Fakat onun yerinde latifeleri, hele tuhaf hikâyeleri imdadımıza yetişmiş, bulunduğumuz yere kadar btzi güldUre gül-düre getirmişti. Tüfeğini yaşlı bir ağacın kütüğüne dayarken: — Es... Kara Mehmetçiğim. Hepimize ya. f.hat daha çok size geçmiş olsun. Verilmiş ssdakalanmız karşıladı bu tehlikeyi. Yoksa post-İsn hep deldireeek, kimbilir, belki ds yollarda inliye inliye sürünecektik »eyahut ta oracıkta kıvrılıp ble- Feci Bir Tren Kazası çektik. Şimdi size, yorgunluğunuzu gidermek için bir hikâye anlatacağım. Cihan harbinde ben, dördüncü fırka ile Revandiz cephesinde idim. Taburumuz. (Derkele) denilen ve düşman mevzilerinin gerilerine düşen bir boğazı tutmak ve fırkamızın taarruzu ile sarsılıp kaçacak düşmanın ricat hattını kesmek vazifesini almıştık Uzatmıyayım, bu boğazın bulunduğu yere gelmiş, mevzilere girmiştik. O güne kadar da, hikmeti hüda ateş yüzü görmek değil, hattâ tüfek sesi bile işitmemiştik biz taburca. Kumandanın gördüğü lUzunı üzerine, taburumuzun imamı Necati Hoca. birer birer mevzileri gezmiş, düşman karşısından kaçanların, Ne-uzübillâh kâfir olacaklarım, hepimize ayrı ayrı söylemişti. Sözünün doğruluğunu isbat İçin de bir sürü yeminler etmişti. Bİı/i,evvel, kaçarken kâfir şeytan, hocanın o günkü dediklerini aküma getirivermez mi? Az daha yüzükoyun yere kapanacak, kederimden tıkanacaktım. Şim di soruyorum size. Bu kaçışımız, a-caba imanımızı sakatladı mı bizim?. Bana sorarsanız, işin şaka götürür yeri yok. Bal gibi hepimiz kaçtık. Şimdi hepinizin İmanını temizlemek bir hoca sıfatile bana düşer. Fakat bedava yapmam ha. İçinizden biri Arnavutköyüne kadar gitmeli ve bana yiyecek getirmeli. Demiş, sırtüstü kendini yere ver-mışti. Hepimizi gülmekten kırıp geçirmişti. Kadri çavuş ile Hemşİnli Nuri, hoca Bekirin dileğini yerine getirmişler. Yorgun argın köye gidip gelmişlerdi. Yalnız onun değil hepimizin açlığını gidermişlerdi. Bu dağda bir gün, bir gece kalmış. İyice yorgunluğumuzu almıştık Uğradığımız muvaffakiyetsizlİtH bir türlü hazmedemiyen Mipavrili ibrahim nihayet dayanamamış. ikmi günü aksamı vaziyet hakkında malûmat almak üzere. Ahsahalı Şamil ile birlikte (Ali Bahadırla doğru u-zanmıştı. Somurtkan bir yüzle giden İbrahim, ertesi sabah güler bir yüzle ve güldürücü haberlerle dönmüştü. O gece rastladığımız düşman müfrezesinin, bizi aramak üzere, araziyi araya taraya Şileye doğru gittiklerini, on beş kişilik bir kuvvetin de Soğan adası karşısında bulunduğunu keyifle anlatmıştı ve sözünü de şöylece tamamlamıştı: — İneceğiz Karadeniz yalısına, Kara Mehmet. Hiç olmazsa intikamımızı bunlardan olsun alalım. Bir Iş beceremeden gidersek ve hele kaç tığımızı da söylersek, inan bana, yüzbaşı hepmizin yüzüne tükürür. Hoca Bekirin gevrek sesi yine yükselmişti: — Tükürürse tükürsün, demişti. Fena mı olur?.. Yüzümüzün kiri te-mizleniverir. Fakat, soran m sise I «unu. Evvelki akşam yanımızda ol-' saydı, sanki o da bizimle beraber kaçmıyacak mıydı ki?. Latifeyi bırakmış, hepimiz ciddileşmiştik. Yapacağımız yeni akının planlarını, takip edeceğimiz yolları görüşüp, kararlarımızı vermiştik. O gün akşama kadar da iştira-hatten sonrs, güneş batarken yola düşülmüştük. O uğursuz gece bin» yar ve yaver olmıyan kahpe tellin bu gece erliği, uygunluğu tutmuştu. (Ali Bahadır) köyünü geçerken yolumuzun Üstüne. Irvaya inen Uç tane çift beygirli araba koymuştu. Yine tahin güzel bir oilvesi olacak ki, arabacılardan birini da tanıdık oı-karmış. Bisl saatlerce taban tepmekten kurtarmıştı. (Devamı var) Bir kadın bacakları kesilerek öldü Evvelki gece Sirkeci - Yedikule tren hatlı üzerinde feci bir kaza olmuş ve bir kadın ayakları kesilerek ölmüştür. Kaza saat yirmi buçuğa doğru Etyemez köprüsü altında olmuş ve banliyö trenlerinden biri hüviyeti el'an tesblt edilemiyen bir kadını çiğnemiştir. Kadının feryatları ü-zerine tren durmuş ve kadına ilk tedavi trendle yapılarak istasyon* getirilmişse de vavallı fazla ksn ziyamdan ölmüştür. H A1IK KM KLKROK : Verem, Frengi, Sıtma ve Trahomla Mücadele Bütün Kazalarda Birer Prevantoryum inşa Edilecek Sabıkalı Deli Nuri Tekrar İşe Başlamış Meşhur sabıkalılardan Deli Nuri dün bir yankesicilik suçundan muhakeme edilmiş, fakat beraat etmiştir. Suçun mahiyeti şudur: Gönan'ın Saray köyünden Ahmet İsminde bir tüccar Istanbula gelerek geçen gün Sirkeci taraflarında gezerken yanına hiç tanımadığı biri yanaşmış ve: «— Vay babacığım sizi gören ne olur. Bizi böyle çiğneyip geçmek te olur mu ya?. Bu kadar gün Istan-buldaıın hiç uğramadın. Bizim peder sana darıldı. Diyerek laübaliyane hareketle koluna girmiş ve şaka makamında ö-tesine berisine küçük küçük kakmalar vurmıya başlamıştır. Bu suretle paraların nerede olduğunu anlıyan | mumaileyh, kurnazca bir hareketle para cüzdanını çekerken tüccar kendisini yakalamış, fakat suçlu kaçmıya muvaffak olmuşsa da etraftan koşanlar tarafından yakalanmış ve dün yapılan duruşmada suçu tesbit edecek hiç bir delil ve şahit olmadığından Deli Nuri beraat etmiştir. Kafası kızınca kayın babasını dövnUs Aram isminde bir kunduracı dün Yervant isminde bir tanıdığının kayınpederinin evine misafir gitmiştir. Burada Yervantı beklemekte i-ken kayınbaba kendisine dışın çıkmasını söyleyince Aram fena halde içerliyerek ihtiyarı dövmüştür. Dün meşhuden duruşması görülen Aram eve girmek ve hakaret suçlarından beraet etmişse de dövmek suçundan 25 Ura para cezasına mahkûm olmuştur. Çaldıkları enginarları satarken yakayı ele verdiler Dün sebze halinde kabzımallık ¦-den İsmail Hakkı ve kardeşi Saimin sergisinden Abidln ile Bilâl isminde iki kış bir çuval enginar çalarak Sa-matyada Sulu manastırda pazar yerinde satarlarken yakalanmışlardır. Dün mahkemeleri meşhuden yapılan suçlular üçer buçuk ay hapis cezasına mahkûm olmuşlardır, Nesilleri bünyelerinden kemlrerek tahripkâr eserler vücude getiren verem, frengi, trahom ve sıtma gibi bulaşıcı ve nesilden neaile intikal e-den hastalıklarla Sıhhiye Vekâleti geniş bir program tahtında mücadele etmeyi kararlaştırmıştı. Evvelce hazırlanan programa göre mücadele işleri günden güne ilerlemekte ve bu korkunç hastalıkların kökünü kazımaktadır. Bunların en tahripkâr ve zararlısı olan tüberküloza karşı Vekâlet çok esaslı tedbirler almıya başlamıştır. Bu cümleden olmak üzere şehrimizde olduğu gibi memleketimizin her tarafındaki hastanelere verem tedavisi için yataklar ilâve edilmektedir. Vekfi-let, İstanbul'dan sonra İzmirde Pınarbaşı mevkiinde de bir sanatoryum inşasına karar vermiştir. Bundan başka bu hastalığın fazla miktarda bulunduğu birkaç vilâyetimizde daha sanaloryom inşa edilmesine karar verilmiştir. Bu sebeple gerek muhit ve gerekse hava ci-hetile müsait bulunan yerlerde tet-kikat yaptırılmaktadır. Bu tetkikler iyi neticeler verdiği takdirde önümüzdeki birkaç sene içinde memleketin muhtelif yerlerinde birkaç tane daha sanatoryom inşa edilecektir. Vekâletin ileride tatbik edecek olduğu en belli başlı faaliyet de prevantoryumlar inşaatıdır. Bütçedeki imkânlar nisbetinde pevderpev her sene bütün kazalarda birer prevantoryum inşa edilecek ve şehirlerdeki dispanserler de çoğaltılacaktır. Bu sıhhat müesseselerine her vatandaş senede bir kere muayene edilerek röntkenden geçecektir. Veremin tezahüratı uzun senelerden-sonra kendini gösterdiği için hastalığa yakalanan veya yakalanması muhtemel olan vatandaşların sıhhatleri bir an evvel kurtarılacaktır. ikinci derecede mühim olan da sıtma mücadelesidir. Memleketin fiğe mmtakası ve daha bazı yerlerindeki sıtma âmilleri olan bataklık ve saire birer birer ortadan kaldırılmaktadır. Vekâlet her sene bu mıntıkalara sevkettiği kinin miktarını bu sene fazlalaştırmış ve müessir bir tarzda istimali için daha yeni tedbir almış bulumanktadır. Gerek seyyar ve gerek mahalli doktorlarla sıhhiye memurlarına sıtma mücadelesi işinde gayet hassas davranıl-ması İçin vekâlet kat'İ emirler vermiştir. Frengi mücadelesine gelince; memleketin büyük fedakârlıklarla meydana getirdiği frengi mücadele teşkilâtı sayesinde bu hastalık memleketimizde yavaş yavaş silinmektedir. Eskiden baştanbaşa bu hastalığa müptelâ olan köyler ve kasabalar mevcutken alınan tedbirler sayesinde meydana gelen neticeler memnuniyetbahştır. Trafom mücadelesinde son seneler zarfında büyük bir hız verilmiştir. Trahom mıntakaları arasında sayılan cenup ve doğu vilâyetlerimizde halkı bu hastalığa karşı korumak için büyük mikyasta propaganda yapılmaktadır. Bundan başka tedavi ve sirayet imkânlarını azaltmak için de esaslı tedbirler alınmaktadır. MÜTEFERRİK I Almanyadaki Heyetinizin bir kısmı döndü Alman Devlet Reisi Hitlerin ellinci yıldönümü münasebetile Ber-lîne giden heyetimizden Genel Kurmay İkinci Reisi General Asım Gündüz dün sabahki ekspresle şehrimize dönmüştür. Heyetin diğer a-zaları da birkaç güne kadar şehrimize döneceklerdir. İzmir Adana Hava postaları bugün başlıyor Ankara - İstanbul - İzmir - Adana arasındaki hava tarikile yolcu nakliyatına bugünden itibaren başlanacaktır. Bugün sabah saat 9.30 da Ankara'ya ilk posta kalkacaktır. Ankara'dan hareket edecek posta 16 dadır. Ankara-tstanbul arasındaki mesafe iki saatte katedilecek ve İzmir - Adana postaları Ankara üze- rinden yapılacaktır. İran Kolonisinin Tokathyandaki Muhteşem Balosu ¦ İran Veliahdı ile Mısır Kralınla hemşiresi Prenses Fevziyenla düğün meralimi sebabİie Tokatlı yan salonlarında verilen muhteşem baloda bulunan davetlilerden bir grup Bahar Bayramı Bugün neş'e içinde Kutlulanacak Bir mayıs, bütün dünyada bahar bayramı olarak kabul olunmuştur. Bu münasebetle bugün resmi deva-ir, mektepler kapanacak ve şehirdeki halk ta baharın ruha neş'e ve-sıhhat veren kokularını doya doya koklamak için kırlara çıkacaklardır. Beynelmilel bir kıymeti olan bahar bayramını kutlamak için kızlar arasında hazırlanmakta olan bahar elbiseleri dün şehrin her tarafındı görü İm iye başlanmıştır. Bugün Şişli. Mecidiyeköy ve şehrin daha birçok yerlerinde bahar eğlenceleri yapılacaktır. MAARİFTE Birinci neşriyat kongresi yarın açılıyor Birinci Büyük Neşriyat Kongresi yarın Ankara'da merasimle açılacaktır. Kongreye tstanbuldan iştirak edecek olan murahhasların büyük bir kısmı dün akşam Ankaraya gitmiştir. Kongrenin İkinci reisliğine seçilmiş olan Üniversite Rektörü Cemi Bllsel ve diğer fakülteler murahhasları da dün akşam Ankara'ya hareket etmişlerdir. TAKVİM 1 Mayıs 1939 Pazartesi HUfhll RebiOIrvrel 1358 R —IM8 NİSAN 1355 Kan: 175 Bahar Bay ¦ mı D*fa aaatl; 4,57 Ö»U ¦ 1^,11 — Ikl-ei Aksa») 19,04 — Yataı Uaak . 3.02 16,03 20.49 Uzak Şark siyasetinde yeni bir faaliyet sahası Uzak şarkta, büyük devletlerin ihtiraslarının çarpıştığı bir mevkide bulunan Siyam, bu devletlerin siyasi zümrelerine İthal için uğraştıkları bir camiadır. 13 milyon nüfusa malik bulunan ve 1932 do vukua gelen darbel hükümetle dahili organizasyonunu değiştiren bu Asya devleti, harici siyaseti alâkadar eden cephede tam bir nasyonalizm takip etmektedir. Bu slyasetia tesirile Siyam bir müddet İngiltere ile Fransanın uzak şarktaki topraklarında bazı faaliyetler sarfetmek te mayülünü göstermiş, fakat daima zımni veya sarih bir ihtar altında kalmıştı. Fakat bu temayül bir türlü kendisini ortadan kaldırtmamış-tı. Şimdi Siyam, Uzak Şarkta yeniden nazarı dikkati celbetmeğe başlıyor. 1932 de yapılan değişikliklerden sonra, esaslı bir silahlanmaya iptidar etmiştir. Deniz kuvvetleri bakımından, 26 harp gemisi inşası karar altına alınmış ve bunların yapılması da Japonya, İtalya ve İngiltere arasında taksim edilmişti. Siyamhlara en son olarak gönderilen harp sefinesi, Japonyada İnşa edilen 12.265 tonluk bir harp sefi-nesidlr ve yine 1938 teşrinisanisinde 10000 tonluk iki kruvazör de 1-talyaya sipariş edilmiştir. Bundan ingilizler ve Fransa endişeye düşmüyor değillerdir. Bu sahada garp demokrasileri, yani Uzak Şarkta ve Asyada mühim müstemlekelere malik bulunan devletler iki tehlike işareti görüyorlar. 1) Tamboç veya Malezyanın St-yamhlar tarafından kendilerine aidiyeti İleri sürülerek talep edilmesi. 2) Japonya ile evvelde kararlaştırılmış bir müşterek siyasetin ana hatları. Filhakika Japonya Siyam ila çok yakından alâkadar olmaktadır. Tokyo hükümetinin, Siyam krallığının coğrafi! vaziyetinden istifade ile İki büyük müstemleke imparatorluklarının en zengin ve münbit topraklan arasımı sokularak, veya bu hususta Siyamı kullanarak, müstakbel bir ihtilâfta bir muvaffakiyet kozu elde etmek niyetinde olduğu açık bir keyfiyettir. Bunun için Japonlar. Siyama silâhlanma hususunda büyük yardımlarda bulunur ve bu arada Berlin - Roma mihveri devletlerinüı de iştiraki temin edilirken, diğer taraftan da İngiltere ile Fransanın bu Asya krallığı üzerindeki manevi tesirini İzaleye çalışmaktadırlar. Fransanın Siyam ile olan münasebeti gözden geçirilirse, Parisin bu devlet ile 7 ve 9 kânunuevvel 1937 de akdettiği bir dostluk, ticaret ve seyrisefain muahedesinin. Hindi Çiniye müteallik bir ticaret ve gümrük anlaşmasının mevcut olduğu görülür. Ayrıca kültür sahasında. Fransanın eskiden bazı memleketlerde takip ettiği ve şimdi de Asyada yaptığı kültür nüfuzunu, burada da kur mağa uğraştığı da sabittir. İşte Japonlar bu manevî nüfuzu kırmağa uğraşmakta, ve ayni zamanda, bu sahada nasyonalist Si-yamlılar tarafından yardım görmek tedirler. Bu suretle, şimdi, bir taraftan Japonya, diğer taraftan İngiltere ile Fransa Siyamda birbirlerinin nüfuzunu kırarak, yekdiğeri aleyhine bir cephe almağa çalışmakta ve icabında, silâhlanan ve coğrafi vaziyetinin hususiyetini ve 13 milyon nüfusunu da göz önünde tutarak, bu memleketi aralarına alarak müştak, bel bir ihtilâfta muvaffakiyet unsuru kazanmak iat emek tedirler. Uzak Şarkta, alttan alta, bu nok taya temas eden bir siyasî mücadele başlamış ve devanı etmektedir. Dr. Reıad SAGAY Bıçakla yaralama Evvelki gece Ciball Küçük Mus-tafa Paşa civarından geçmekte olan Sulsr İdaresinin anahtarcısı Durmuş'» meçhul birkaç kişi ânî surette hücum ederek bıçakla İki yerinden yaralamışlardır. Yapılan tahkikat neticesinde suçluların 6ülüklj namile maruf Cenul İle arkadaşı Salih olduğu anlaşıldığından yaka lanmış. Durmuş ta tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırılmıştır. Mo 9 ^;939 Y«au***h NlVlı Telefon — «0796 BlrİDOİ yıl — No. 357 YENİ SABAH GÜNLÜK ö/VAS/ HALK Q AZ BT H Sf ABONE 3ARTLARI TOrUr* Ecnebi •00 X* S...lifi 1400 Kr. MO Kk | trbftı 1100 K». 190 Kr. I .rb|ı «00 Kr • 0 Kr. 1 aH»i 100 Kr. Poıt» ittihadı** firmamla (•¦allar 1(1. İS. 14, T.6 »• 4 lir» HER YERDE KURUŞ Jütlerin Nutku — m — Vnzan: Htt-yta Cahid YALÇIN Hhur irisinin mesaj-oa cevap itler mı t kuna Amerika CUm-olmak Üzere İrat etti. Odud bUtün devletler ansında umumi bir anlatma temini hususunda teklif ettiği müzakereyi reddediyor. Fakat böyle bir teklifi reddetmesine saik olan sebeplerin doğruluğu ve hakka İktiranı humıaunda kimseye bir ka-aaat telkin edememiştir. HlUerln açıktan eçûja müdafa ası kabil, blldlginıis hak vs adalet mefbumlartle telifi mUmkltn talepleri olsaydı, daha açıkçası hiç bir milletin toprağına göz dikmemiş olsaydı, böyle bir teklifi memnuniyetle kabul etmesi tabii idi. Hitler, silâhsızlanmak hususunda bir çok teşebbüslerde bulunduğunu, buna ehemmlyst verilmediğini, .ıtiık bundan sonra hiç bir konferansa silahsız rgtırak etmiyecegini söylUyor ki eğer bu cUmle telgraf ajansları tarafından mana çıkmıye-cak derecede İhtisar edilmemi şae birbirine hiç uymıyan mantıknıa sözlerden terekküp «11011 sayılır. Ilıt İm umumi bir görüşmeye davet eden Rooaevelt, Alman yanın daha evvel silâhlarını bırakmasını şart koşmam ıştır. Almanya yine silahlanma teşebbüsünde devam etmekle beraber bir dünya konferansına da iştirak edebilirdi. A im an ya nın tecavüz ve istilâ e-mclleri beslediğini ve bunu açıktan açığa itiraf edemlyerek kapalı ve manalı sözlerle örtmeğe çalıştığım en iyi isbat eden delilleri İngilizlerle deniz anlaşmasını feshederken İleri sürdüğü mütaleada buluyoruz. Bu mütalea ve izahattan anlaşılıyor kl Almanlar İngilizle dost geçinmek istemişler, hüsnüniyetlerini isbat için bir deniz snlaşması yaparak İngıltereye kuşkulanmak sebebi bırakmamışlar. Fakat İngilizler Almanların her teşebbüsünde karşısına çıkmışlar. İngılterenin hayati menfaatleri tehdit edilmiyen noktalarda bile Alman inkişafına mani o-larak onlara bir sed çekmeğe kalkmışlar. Bunun açıkça manası şudur: Almanlar İngilizlere teminat verdikten sonra başka taraflarda istedikleri kadar genişlemek imkânı bulacaklarını ümit ediyorlarmış. Almanya filân memleketi zapt edecek; bu-1 rada İngılterenin hayati bir menfa-1 ati olmayınca İngiltere itiraz etmi-yecek. Demek kl Alman - İngiliz anlaşması dünyayı paylaşmak değilse de bir çok küçük memleketler zararına Alman İstilâsını ve inbısatını temin etmek İçin bir vasıta hizmeti ni görecekti, işte Httlerin yan kapalı sözleri altında açıkça okunan mana budur. Evimizde oturduğumuz zaman komşumuzun bahçesine bir kaç kişi girip orasını yağma etseler, biz elimizden gelen yanlımı ifaya koşarız. Bizim bahçemize girmediler ya. diye lakayt oturmayız. Sokakta birisini dövseler, öldürseler elimizden gelen yardıma kendimizi mecbur biliriz. Bu Ur ahlâk vazifesi olduğu kadar şahsi bir menfaat mülâhazasına da İstinat eder. Çünkü bu gün başkasına olan bir tecavüz, ysrm benim başıma da gelebilir, binaenaleyh, ortada bir hak mefhumu bulunmalı, tecavUze karşı bir otorite yükselmelidir. Soeyoteler böyle mü-lâhazabu üzerine teessüs edebilmiştir. Milletlerarası münasebetlerde Htaayi» Cahid YALÇIN (Sonu 3 ÜneÖ sayfada) Polonya Sulhten ümidini Kesti Milli Parti Harbin İçtinabı İmkânsız Olduğuna Ve Muharebe İçin Hazırlanmağa Karar Verdi İngiliz Kabinesi Bugün MUhim Bir İçtima Yapacak. Londra Lehlere İtidal Ve Müzakere İle Anlaşma Teklif Ediyor İrana Giden Filomuz Bir Kaza Geçirdi Mecburî Bir iniş Esnasında iki Tayyarecimiz Şehid Oldu. Hâdise İranda Teessürle Karşılandı Tahran, 30 (A. A.) — Anadolu ajansının hususi muhabiri bildiriyor: 29 Nisan sabahı memlekete dönmek üzere Tahrandan hareket etmiş olan tayyare filomuz saat 10,30 raddelerinde Ttbriz üstünde şiddetli bir sis tabakasıyle ihata e- dilmiş ve şimdiye kadar gelen malûmata nazaran Uyyarelerimizdeo bir kısmı Tebrize bir kısmı Miskin köyü civarına ve biri de avdet e-derek Tahrana İnmeğe mecbur kalmışlardır. FUo İçerisinden yalnız bir tayyarenin bütün müşkülâta fSl 3 ttv id* ı Bulgar Talepleri Ve İngiltere Çemberlayn Avam Kamarasında bir luale ceva ben; Bu meselenin alâkadar mil! tler arasında müzakere ile halli lâzım geldiğini söyledi Londra, 1 (AA.) — Bugün Avam Kamarasında, İngilterenin Balkanları her türlü taarruza karşı himayeye ve Bulgaristanın İstediği Dob-ruca ile Ege denizinde bir mahreç meseleslle meşgul olup olmıyacagı sualine cevap veren Chemberlain bu meselelerin alâkadar mcmleket- ler arasında müzakere yolile halledilmesi lâzımgeleceğıni söylemiştir. Bu memleketlerden birinin daha şimdiden İngilterenin tavassutum müracaat etmıp etmiyeceği sualine karşı da Chemberlain Istlzshçıdan bu suali tahriri yapmasını rica etmiştir. Hitlerle Çemberlayn'm de chrgedenrlekı telâkilerinden bir hatıra Varşova, 1 (A.A.) — Milli Parti | Harpten içtinap imkânsızdır. Zi-I mekle kalmamakta, ayni zamanda şeflerinin toplantısında söz alan rm Almanya yalnız orta Avrupa ile elçika, Hollanda. İskandinavya ve Kwalski şu beysnstta bulunmuştur: | doğu Avrupasının kontrolünü İste-1 (Sonu 3 üncü sayfamızda) 10 Yıllık Neşriyat Ser-gisi Dün Törenle Açıldı Maarif Vekili, Nutkunda, Ebedî Şefimizle Millî Şefin Büyük Hizmetlerini Şükranla Andı Ankara. 1 (A.A.) — Maarif Vekâleti tarafından hazırlanan on yıllık neşriyat sergisi bugün açılmıştır. Açılif merasiminde başvekil Refik Ssydsm İle Parti Genel Sekreteri Fikri Türel, mebuslar, vekâletler ileri gelenleri, sefirler ve sefaretler erkânı Neşriyat Kongresine iştirak etmek üzere buraya gelmiş bulunan delegeler, matbua mtumessılleri hazır bulunmuşlardır. Maarif Vekili Hasan Ali Yücel soyediği bir nutukla yeni Türk harflerinin kabulünden beri geçen on yıllık kültür hareketlerinin kısa bir (Sonu 3 üncu tayfada) Galatasaray Feneri 4-1 Mağlûp Etti [Yazı» ve dünkü Eskrim müsabakaları Snçi sayfamızda] Bahar Bayramı Dün Nasıl Geçti? Fransız Heyeti Ankarada General Veygandın Yaverinin gazetemize beyanatı Ankara, l (Ankarada bulunan gazetemizin sahibi bildiriyor ) — Iran Veliahdının düğün şenliklerinde Fransayı temsil etmiş olan heyet reisi general Veygand, beraberinde mihmandarı Gonel Kurmay İstihbarat Dairem Reisi Albay Baha olduğu halde bu habuh Toros ekspresile (Sonu 3 Unrü tayfada) ¦¦•••••¦¦-¦•¦¦•¦¦¦¦¦¦¦¦¦••¦¦•••¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦a Prens Naib Dün Ankaraya Geldi Şefimize yaverlik yapacak Erdün Prensi merasimle karşılandı Ankara, 1 (AA.) — Maverayi Erdün Emiri Abdullah Hazretlerinin ikinci oğlu Prens Naib bu sabahki Toros ekspresile Ankurs'ys gelmiş vetstssyondı muhafız kıatatı Kofumu ' ¦ r ...I^udl (Nevyork)ta Muhteşem Bir Kuşat Merasimi Sergideki Türk Pavyonunun Açılışı Çok Müheyyiç Ve Şerefli Oldu Nevyork sergisinde Türk pavyonunun bir görünüşü Nevyork, 1 (A.A.) — Sergi Roo-s ıvelt'ın nutkuyle açılınca sel hallideki milyonlarca İnsanın beğen- diği ve seçtiği noktalardan biri sergimiz oldu. En son başlıysn Türk (Sonu 3 üncü ı*vl*H*) (Yazısı a UnuU sayfamı*Ja) i Mayıs MUnas betle Moskovada Büyük Bir Geçit Resmi Yapıldı Voroşllotnutkunda; "Kızıl ordu harbe karsı bir kuvvettir,, dedi (Yazısı 3 Uncu sayfamızda) hbK SABAH Neşriyat Sergi Ve Kongresi Dün Ankarada 10 yıllık neşriyat sergini açıldı. Kunıııı ınuhu-saLısı | son 10 sene içinde Cumhuriyet kültürünün \ .ı. .ıt ¦ . ı semeredir kl sade, e onu teşkil eden eserlerin bir araya getirilmesi bile iftihara değer bîr tesebbustur. Bir millet ilminin o millet *eviyesine miyar olduğunu düşünürsek neşriyat sergisinin bize kendi keııdiıııi/i i-kıt eltisini ı;ıırc-rek derinden se\ İnmemiz İrap etler. ı Neşriyul hııııgresj ile laiğini toplanıyor, (îu/ldr Kuşu Lillllll/in nut-ı kile şeref ka/ııııııeak ııTuıı bu İçti- ı m..-1 , ise hem milli kültürün ve matbuat ¦ .ıiııl-Tüiııı l.lr muhasebeni yap'laeuk, hem de irfanımızın tam bir veçhe-d kurulaeaktır. Matbuat islerinin tan/lnılnden başka rskj e-serlerinıiıin kuşanılmanı, dilin temeli \e çrrçevesi olan lügatler meydana getirilmesi muhakkak yeni ve Çok hayırlı bir inkılâbın programıdır. Bu teşebbüslerin yarınki güzel neticelerini tahayyül ve tasavvurla daha şümllıleu men'udu*. A. CEM A //./»/'/ N SARAÇOĞLU Y I N I 8 A B A II 2~MAi*15 1939 V?SAkt HA t?A MfHMIDhi HATIRA vm İTİRAFLARI Tefrika No 78 Yazan ı M- SIFIR Hepimizin keyfi kaçmış Ve Somurtmuştuk Bu kadar Beklediğimiz Halde Hâlâ Işıktan Bir Eser Görünmüyordu Sabaha karşı Irvaya yaklaşmış, arabacıların gönüllerini hoş ederek ayrılmıştık, TabiP gündüz
hiçbir şey
yapamazdık îlk işimiz geceyi beklemek için münasip bir yer bulmak olmuştu. Irva - Fener yolu üzerinde ve yoldan geçenleri gözliyebilecek bir yere çekilmiştik. Gözcülük nöbeti Hoca Bckirde idi. Fakat Hemşinli Nuri, onun gözcülüğüne itiraz etmişti ve yarı ciddi bir tavırla: — Kuzum Kara Mehmet, demişti. Gitmesin şu yobaz gözcülüğe. Geçen seferki gibi, hemsehrimdir dîye. bizi yine düztabanın birile karşılaştırmasından, işimizin yine ters gitmesinden korkulur. Onun yerine ben gönüllü çıkarım. Bu söz, bizi çok ve fakat Hoca Bekin daha çok güldürmiiştü. Ellerini ka'dırmış, gözlerini göğe dikmiş ve: — Ülen Nuri. Dilerim yara d andan seni düz ta ban ile değil, şeytanla karşılaştırsın. Şu söylediği lâfa bak hele. Elin fıkarası bize kaçın mı dedi ki? Hem, medrese çömezlerini hor görüp te dil uzatma onlara. Za-teD, o gece bizim kaçacağımızı Allah onun kalbine malûm etmişti. Hatırlar mısınız?. Hepimizi süzmüş süzmüş, fakat hız birimizi gözü tutmamış ve bizim o işi becerebileceğimize de aklı yatmamıştı adamcr" zın. Koca günü de, Hoca Bekirin hikâyelerini, Kadri çavuşun koşma ve manilerini dinlemekle geçirmiştik. Bizim Mipavrili de silâhlarını bırakmış ve bir yolcu vaziyetinde etrafı dolaşıp kollamağa gitmişti. Üç defa tekrar ettiği gezintilerden hep asık suratla dönmüş, ne dersiniz, hırsından hiç birimizle görüşmemişti. Dördüncüsüne de homurdana ho-murdana glîmişti. Fakat, bir saat bile geçmeden koşa koşa ve kan ter içinde dönmüş, sevinçli bir eda ile: — Müjde Kara Mehmet, kopillerin yatak yerini buldum, demişti. Hemen bir çeyrek saat solumuzda. Hem arsama dönecekler de. Hoca Bekir, uzandığı yerden başını kaldırmıştı. Gözlerini uğuştura-rak: — — Atma Mipavrili, demişti. Etrafta cam yok, basımızı kırarsın. Kimden öğrendin akşama döneceklerini?.. İbrahim de neşelenmişti. Artık yüzü gibi dili de tatlüaşmıştı ve şakaya başlamıştı: — Ulen hoca, demişti. Biz sizin gibi mektep, medrese görmedik amma, ne de olsa. arif adamlarız. O-cak yerlerinde kül ile örtülmüş ateş buldum, tu bir. Yapraklar arasında saklı küçük bir binlikte yandan fazla rakı gördüm. Bu da etti iki. Sonra, bir kenarda yarım kalıp sabun ile bir yığın kömür gözüme ilişti, etti Uç. Ve daha sonra da, yine oracıkta gövdesi oyulmuş bir meşenin kovuğunda, gazete kâğıtlarile sarili bir but koyun sövüşü buldum, bu da etti dört... En sonra da... Hoca Bekir, gözlerim açarak yerinden fırlamıştı. Telâşlı bir tavırla : — Ne dedin, ne dedin. Bir but koyun sövüşü mü t. Desene ki ha-rifçi oğulları can besliyor, zevk Buruyor bu canım yerlerde. Haydi Mipavrili. Düş önüme bakayım. Alimallah yedirmem sövüşü onlara. — Git te kendin bul. Hoca Bekir, Mipavrilinin yanına sokulmuş, yanağını okşuyor ve: — Gitmesine giderim amma ağa beyciğim, benim burnum seninki gi-bi koku almaz ki. Hak nazardan sak-laaıa ve arttıreuı. Soyunda her halde bir cinslik var. Gibi aoclerie tbrahiıni kızdırma- ğa uğraşıyordu. Böylece güle söylı-ye akşamı etmiştik. Bu yatak yerinin mevkiini gündüzden marka ettiğimiz için, bulunduğumuz yerde ¦inmiş, gözlerimizi o istikamete dikmiştik. Yakacakları ateşin ışığını bekliyorduk. Bu bekleme çok aürmUş ve çok ta sıkıntı çekmiştik. Gece yansı yak lastiği halde ne bir ışık görmüş, ne de bir ses işitmiştlk. Mipavrili İbrahim yine solmuş ve somurtmuştu. Yalnız o mu ya?.. Hepimizin keyfi kaçmış, UıUntü İçinde hırslı hırslı birbirimize bakışmağa, kötü kötü solumağa başlamıştık. Nihayet dayanamamış, Mipavrili İle Kadri çavuşu o tarafa yollamıştık. Yarım saat bile geçmemişti aradan, dönmüşlerdi. İbrahim, tahmininin doğru çıktığını gören bir İnsan gururile, biraz evvel kendisile alay etmek İstiyen Hoca Bekire bakıp ba kıp gülüyor, Kadri çavuş ta telâşlı bir tavırla söylüyordu: — Vay kancık enikleri. Tevekkeli değil, akşamdanberi ışık göremedik. Kömür yaktıklan çukurun üzerini her halde teneke parçalarile kapanmış olacaklar. Hepsinin kaç ki ai olduklarını pek sayamadık doğrusu. Yatanlardan başka, ateşin karşısında Uç kişi yüz yüze muhabbet kaynatıyorlar. Arkalarında da başı bozuk elbisesi var. Diyor, haberin alt kısmını da Mipavrili tekmüliyordu: — Evet, evet Kara Mehmet, asker değil bunla. Yüzlerini değil amma, ateş üzerindeki kapağın kenarlarından sızan ışık ayaklanna vurmuştu da iyice gördüm, üçü de çarıklı. Diyor ve ellerini uğüşturarak soruyordu: — Ne yapacağız?., «öyle bir usturuplu hareket edelim de, hiç olmazsa şuncağızları gönderelim âhi-rete. Hemen Mipavrili Üe başbaşa vermiştik. Güzel bir taarruz plânı kurmuş, dönüş yolunu kararlaştırmış-tık. Yirmi beş dakika «onra, düşman sığmağının tepesinde idik. Karadeniz, kirli ve esmer kumlu bir çöl gibi, önümüze dümdüz serilmişti. U-fukta, projektörleri İle İlerilerini gözliyen üç bacah bir düşman gemi-aı görünüyor ve fakat, duruyor gibi gayet yavaş yürüyordu. Hava bulutlu ve karanlık, hele batı taraf! Çok bulanıktı. Hafif bir rüzgâr esiyor, yapraklan hışırdatıyor, denizin sahile yak.n bir kıamım k.nşt.nyor-du. Deniz sahilinin tahminen on met-re yakınında bulunan düşmanın bu küçük karargâhından*, ay şeklinde çevirmiştik. Mipavrili İle Akas-kah Kâmil ellerinde bombalarîTe set ™ce ilerliyorlard,. üç dakika sonra ^slnm de ellerinin havalandığın, ve bomba.anna.vuruldugunugörmüş- MUlhi. bir patlama olmuş, bulunduğumuz yerler bile sarsılmıştı. Ne yazık ki, bombalaroan biri ate, almam*,!,. p*Uıyıu Uk bomban.n bircin aeei, havayı yırtar gibi koyun karsıl.klı sırtlan .rUmda ^ ğuk «küüer yaparken, palikaryaların bir kumu M|ij|wt. dan.M makta bulmuşlardı. Beğrarak su-yun içinde açıktan ac^ga koşuyorlar-d». Bite karşı yalnız bir tüfek cev-Htojj gerçekten beğendiğim bir «uratle ateşe geçmişti. Fakat, biz onu ne aramağa, ne de ateşimiz al-^duakaU6turma«» «wm bile görme- (Devamı var) BelediyeTemizlik' işleri Takviye Olunuyor İstanbul çöplerinden İstifade otunamıy*cağı anlaşıldı tstanbıl belediyesi temizlik işleri müdürlüğü bu sene yeniden teşkilâtlandırılarak şehrin temizlik işlerini daha iyi bir şekilde başarması temin olunacaktır. Temizlik işleri bütçesine bu sene fazla olarak 136 bin lira verildiğini yazmıştık. Bu para ile her şeyden evvel şehre nazaran gayri kâfi olnn temizlik amelesi kadrosu takviye o-lunacak, telnlzllk amelesinin maaşlarına beş lira zam yapılacaktır. Çöp arabalarının ve kamyonlarının miktarı da çoğaltılacaktır. Ayrıca çöp kamyonlan ve su arazözleri de sipariş olunacaktır. İstanbul belediyesi tarafından ya puan tetkikler neticesinde İstanbul çöplerinden yeni maddeler vücude getirilerek Avrupada olduğu gibi istifade etmek imkânı olmadığı anlaşılmıştır. Bu yüzden çöpler eskiden olduğu gibi denize dökülecektir. Yalnız çöplerin dem-.' löküldük-ten sonra akıntı ve rüzgar gibi â-millerle tekrar sahile gelememeleri için mümkün olduğu kadar uzaklara dökülmesi kararlaştırılmıştır. Yalova Halkın Rakabetlnl arttırmak İçin yeni tedbirler alınıyor Çok modern bir kaplıca şehri halini alan Ya lo vay a bu sene rağbeti arttırmak maksadile Denizbank köprüden ve Adalardan Yaiovaya gi decek vapurların seyahat ücretlerin de çok esaslı tenzilât yapmış ve bu tenzilatın tatbikine dün sabahtan i-t ibaren başlanmıştır. Yapüan tenzilât birinci ve İkinci mevkilerde 10 kuruştur. Yeni tarifeye göre birinci mevki bilet için yalnız gitme 30, gidip gelme bilet için de 60 kuruş tesbit olunmuştur. İkinci mevki biletler yalnız gitme 20, gidip gelme 40 kuruştur. A-dalardan Yaiovaya gidecekler için de yeni tarifedeki fiyatlar birinci mevki gitme 20, gidip gelme 40, î-kinci mevki gitme 12,5, gidip gelme 25 kuruştur. Denizbank bundan başka Yaiovaya biri sabah, diğeri akşam olmak üzere günde iki vapur tahrikine karar vermiştir. Yalovadan da şehrimize sabah ve akşam olmak üzere .günde iki vapur gelecektir. Yalova kazasının Istanbuldao ayrılarak Bursa vilâyetine bağlandığını ve Yalova kaplıcalarının da De nizbanktan alınarak Sıhhat ve İçtimaî Muvenet Vekâletine bağlandığını yazmıştık. Haber aldığımıza göre Sıhhat Vekâleti Yalovadaki kaplıcaları tamamen müstakil bir müdürlük halinde idare edecektir. Yeni teşkilâtın kadrosunun hazırlanmasına Vekâlette devam oTunmakfacTır. Yakında kadro ikmal edilecektir. BELEDİYEDE ı Yolların inşaatına basandı Dünden itibaren hazırlanan programa dahil yollann inşasına başlanmıştır. Bu arada Ankara caddesinin de kalan kısmının inşasına başlanmıştır. Şimdi Ankara caddesinden parkeler sökülmektedir. Sökülen parke taslar ikinci ve üçüncü derecedeki yolların inşasında kullanılacaktır. Ankara caddesinin asfaltı müteahhitle yapılan anlaşmaya nazaran başladığından altı ay sonra bitirilmesi lâzımdır. Maamafih öğrendi ğımize göre caddenin bir an evvel tamamlanmasını istiyen vali ve belediye reisi müteahhitle yeniden anlaşarak müddeü 3,5 aya indirmiş. Okuyucularımız Diyor M ı Evkafın nazarıdikkatine Cami helasından para alınır mı ? Dün matbaamıza gelen harp malûllerinden Nuri Ertürk şunları söyledi: «— Dün sabah Marpuççular oa-mii helasına girdim. Dışarıya çıkacağım esnada kapıda duran bir çocuk benden par» istedi. Halbuki ben malûl olduğum için helada su kullanamam. Bu yüzden su almamıştım. Eline sadaka olur niye-tile bir kuruş sıkıştırdım. Fakat o bunu az görmüş olacak kl, yakama yapıştı ve yüz para vereceksin, dedi. Yanımda bozukluk yoktu. 'Bu yüzden fena vaziyette kaldım. O kadar yüzsüzlük etti ve üzerime saldırdı ki, para bozdurup vermiye mecbur oldum. Cami helalarında herkesin karşılaşması muhtemel o-lan bu çirkin vaziyet karşısında a-lâkadarların nazan dikkatini cel-betmenlzi rica ediyorum. YENİ SABAH — Kariimizin ¦özlerine bir noktayı İlâve ile Evkaf İdaresinin nazarı dikkatini celbe-deriz. Acaba camilerde helaların kapısına dikilerek para İstiyen bu kimselerle Evkaf İdaresinin bir konturatı mı vardır (!). Her halde yoktur. Şu halde idare bu şekilde herkesi rahatsız edenlerle mücadele etmek mecburiyetindedir. Aşk Rekabetinin dogurduğucinayet Ümitsiz âşık; rakibini evine davet edip bıçakladı Demirci Agop isminde bir adam. dün terzi Agop isminde bir adaşını aşk rekabeti yüzünden yaralamıştır. Halpohİ isminde bir kızla alâkadar olan demirci Agop sevgilisini ailesinden istemişse de kendisine cevabı red verilmiştir. Aradan bir müddet geçtikten sonra da. genç kız, tersi Agopla evlenmiştir. Buna fevkalâde kızan demirci A gop, sevgilisini elinden alan terzi Agobu dün evine davet etmiş ve o-rada yaralamıştır. Agop yakalanmıştır. Telefon Yeni talimatnameye göre 6 aylık abone de kabul edilecek Yeni çıkarılan telefon talimatnamesine nazaran İstanbul telefon şebekesi bundan sonra 6 aylık abone-man da kabul edecektir. Ayrıca altı aylık aboneler seneliğe bilâhare tahvil olunabilecektir. Bundan başka senelik aboneler de altı aylığa tahvil olunabilecektir. TAKVİM 2 Mayıs 1939 Sab Hicri: 12KebiÜlcvreI 1358 Raaal: 19 NİSAN 1355 Kın! 176 Vlâdeti Peygamberi Deft-u »ati 4.56 öfU • 12,11 — Ikladi : 16,03 Akşaaıı 19,06 — Yataı ı '/0,50 («¦ak :3,00 Son Buhranların Yumurta Piyasasına Tesiri Yumurta f iatları düşüyor İhracat maltanmızın başlıcala-rından olan yumurta piyasasında zaman zaman vukubulan buhranlar, yumurta fîyatlannın düşmesine sebep olmuştur. Avrupanm kanşık vaziyeti ve ihtiyatî bir tedbir olmak üzere bankaların dış ticaret kredisini tuhdid etmeleri Üzerine yumurta ihracatımız sarsılmıştır. Çünkü, yumurtala-nmız, son senelerde münhasıran Almanya ve İtalyaya sevkediliyordu. Bankaların bu memleketlerle yapılan kredi muamelesini kesmesi üzerine, fiyatlar, birdenbire, sandık başında 4-5 lira düşmüştür. İstanbul piyasasında 22-23 liraya satılan bir sandık yumurta bu gün 17-17,5 liradan fazla tutmuyor. Ellerinde yük aek maliyetli yumurta bulunan yumurta tüccarları, bu yüzden mühim zararlara uğramışlardır. Düşkünlük başlıyalı on beş gün kadar olmuştur, Siyasî vaziyet eski gerginliğini biraz kaybetmiş olmak la beraber, fiyatlarda henüz bir değişiklik yoktur. Bu mallan alan memleketlerle kredi İşlerimiz normal hale girerse, fiyatlarda biraz yükselme beklenebilir. Ve ihracat başlamazsa, en iyi mevsim olmasına rağmen, fiyatların daha çok düşmesi de muhtemeldir. Mühim bir yumurta merkezi o-lan Bartından bildirildiğine göre şim diki halde yüzil 90-95 kuruş olmakla beraber, bu vaziyette dahi fiyatlar geçen sene bu aylardakine nisbetle yüksek sayılaBTlir: Geçen sene fiyatlar sandık başına 2-3 lira daha noksandı. Fakat, buna karşı, mahsul de geçen seneye nisbetle azdır. Bunda, kurak geçen senelerde, yemsizlik yüzünden elden çıkarılan tavukların çokluğu ve yenilerinin yerlerini dolduramamış olması her halde âmil olmuştur. Tayyare Seferleri Bugün Başlıyor Bayram dolayısıle dün yapılması lâzım gelen seferler bugüne tehir o undu Gazeteler tarafından 1 mayısta başlıyacağı yazılan İstanbul - Ankara. İzmir - Ankara ve Adana - Ankara hava nakliyatı bir mayıs bayra mı münasebetile bir gün tehir olunmuştur. Hava seferleri bu sabahtan itibaren her üç mıntakada başlamak tadır. , Sabah saaf 9,30 da Istanbuldan, 9,10 da Izmirden, 9,10 da Adanadan Ankaraya hareket eden tayyareler saat 11.30 dan itibaren Ankarada telâki edecekler ve ordan İzmir. A-dana ve Istanbula gelmek istiyen yolcular başka tayyarelere aktarma edilerek saat 16 da lstanbula. saat 15,05 te İzmire ve 14,45 te de Ada-naya hareket edeceklerdir. İstanbul, izmir ve Adana aktarma ile birbirlerine bağlanmış olacaklardır. istanbul - Ankara fiyatı yalnız gitme olarak 21 lira, gidip gelme 29.75 lira. Ankara - Adana yalnız gitme 30. gidip gelme 42,35 lira. An-1 kara - İzmir yalnız gitme 32, gidip gelme 45,15 liradır. Bu fiyatlara her yolcu için 1000 lira sigorta bedeli de dahildir. lstanbuldan yolcuları Yeşilköye götürecek otobüs sabah saat 8,15 te Taksim meydanından ve 8,30 da da Karaköy postanesi önünden hareket edecektir. Tayyare yolcularından o-tobüste ücret alınmıyacaktır. Bugün saat 9.30 da Ankaraya hareket edecek olan dört motorlu tayyarenin bütün yerleri tutulmuştur. POLİTİKA Diplomasî faaliyetleri Alman Devlet Reisi Mitlerin cihan efkârı umumiyesinde muhtelif tefsirlere yol açan, harp veya sulh halinin yakın bir atide taayyün edeceği hakkındaki İddiaları fazlalaştıran nutkundan evvel başlıyan diplomasi faaliyetleri tevakkuf etmemiş, hâlâ devam etmekte bulunmuştur. Muhtelif hükümet merkezleri arasında cereyan eden bu konuşmalarda, Londra'nın mecburi askerlik hizmeti prensibini kabul etmesi. Alman-yanın yeni vaziyeti ve nihayet Polonya ve İngiltere ile anlaşma im-kânlannın, b-ıgünkü şerait tahtında, neticesizliğe mahkûm da olsa, mevcudiyeti, bu temaslarda yeni bir İstikamet takibi için zaruri unsurları teşkil etmektedir. Bugün fnajilterenin mecburî askerliği kabul keyfiyeti mihver siyasetini düsündürmemezlik edemez. Bu usul, müsbet ve menfi iki netice doğurabilir. Müsbet netice, mihver siyasetinde bir itidal âmili, menfi netice de, asabî bir aksülâmel tevlidi şeklinde tezahür edebilir. Bugünkü vaziyette her iki siyasî blo-kün biribirlerinin faaliyetini kırmak İçin sarfı mesai ettikleri müşahede edilmektedir. Ezcümle Berlin ve Roma son günlerde mühim diplomasi faaliyetlerinde bulunmuşlardı. Yugoslav nazırlarının İtalya'da ve bilâhare Berimde mes'ul İtalyan ve Alman devlet ad.tmlarile temasları, Macar nazırlarının da Berlin - Roma mihverile sıkı dostluğu dolayı-sile, Yugoslavya'nın mihver siyasetine iştirakinin kafi olarak vuku-bulduğu ileri sürülmüştü. Halbuki hâdiselerin seyri ayn bir istikamet arzetmektedir. Bugünkü akislerine bakılacak olursa, Yugoslav nazırla-r Venedik ve Berlinde Yugoslavya'yı mihver siyasetine tama-mile ithal etmemişlerdir. Ve nihayet Balkan Paktından da ayrılmak niyetinde olmadığını ilân et-yişlerdir Bununla beraber bunlar, vaziyetin haricî tezahürleridir. Buna rağmen Belgrad hükümetinin harici siyesetinin alacağı veçhe bir istikbal meselesidir. Burada nazarda tutulacak nokta, Maçek İle Belgrad arasında vukua gelen anlaşma, Yugoslavya'nın dahilî insicamını takviye etmiş ve bunun da tesirinin haricî siyasette kendisini göstermiş olmasıdır. Bu arada, Berlin ile Roma'nın uğraştığı meselelerden Yugoslav-Ma-car anlaşmasının da tahakkuku biraz uzaktır. Şimdiki halde mihver siyaseti, Macaristanı tatmin yolunda daha ziyade Slovakyayı Mac ar ist a-na ithal zımnında faaliyet sarfet-mektedir. Ayrıca, Rumanya Hariciye Nazırı M. Gafenco, memleketin mukadderatını tayin hususunda faaliyette bulunmaktadır. Bu münasebetle seyahate çıkan Rumen Hariciye nazın Berime uğradıktan sonra, Brüksel. Londra, Paris'te temaslarda bulunmuş, nihayet Roma'ya vararak Kont Ciano ile konuşmalara başlamıştır. Bu seyahat M. Ga-feneo'ya Rumanyanın haricî siyasetini kat'î olarak tesbite imkân verecektir. Berlin. Rumanya Hariciye Nazırına, memleketin tamamiyeti mülkiyesine riayet edileceği teminatını vermiştir. Fakat bunlar sözde ka'a-bilir. Burada dikkat edilecek hakikat, Rumen - Alman anlaşmasının faaliyette arzedeceği neticeler ve siy ast vaziyetin alacağı yeni istikametlerdir. Diğer taraftan Varşova ile Rumanya arasında garp demokrasilerinin Polonya ile Rumanyaya verdikleri teminatı tamamlıyacak olan Rumen - Polonya anlaşması yolundaki temaslar ilerlerken Bulgarista-nın da Balkanlarda realist bir siyasete işliark ettirilmesi hususunda faaliyet sarfedilmektedir. Avrupanın şark tarafındaki hudutlarında bugünlerde yeni hir siyasi faaliyet olmuş. Sjdabat paktı konseyi Tahranda toplanmıştır. Bu toplantıda Şark blokunu teşkil eden dört devletin beynelmilel hâdlse-eer ve kendilerini alakadar eden me selelerde tamamite mutabık bir görüşleri mevcut olmasının tesbltl hemtniyetle kavda şayan bir vakıadır. Dr. Reıad SAGAY ÇARŞAMBA 3 MAYIS ,930 IDARE_YE*I T.ltraf . Y. I ¦ T SABAH GÜNLÜK 3/YASİ HALK GAZETESİ ABONE |ARTLARİ •M Kr. *».U|l 1*00 Kr. MO Kr. S artıtı 1100 Kr. İM Kr. I myktı #00 Kr. M Kr. I Bf4* MO Kr. P».t. tttiha.a'rm. CLr»aaai| atara, l.h.tl.r fala ta, 14, T 5 m 4 lir* HER YEROE KURUŞ , Almanya rının Hazır u Bildirdi Polonya, Rusya İle Müzakerelere Girmiyor Ingil-terede Askerî Kayıtler Başladı. Amerika Muhtemel Bir Harbe İştirakte Henüz Mütereddit... Türkiye Birinci Neşriyat Kongresi Dün Açıldı Yedi Encümene Ayrılan Âza Derhal Çalışmalarına Başladı Başvekil ve Maarif Vekilleri birer nutuk söylediler Ankara, t A A t — Birinci Türk Neşriyat Kongresi bugün saat 10 da ismet İnönü Kız Enstitüsünde ilk toplantısını yapmış, ve Başvekil Refik Saydam Kongre mesaisini şu nutukla açmıştır: c— Birinci Türk Neşriyat Kongresinin İçtimaını açıyorum. Neşriyat Kongresinin sayın üyeleri, arkadaşım Maarif Vekili Yü cel'İn ve onun çalışkan arkadaşlarının hazırladıkları bu kongreyi teşrifinizden dolayı hepinize ayn ayn teşekkür ederim. Türk kültür davasının mühim bir meselesi olan bu meseleyi mütalea etmek için ve onu programlandır- Evvelki gün, Neşriyat Sergisi açıldıktan sonra Başvekilimizi» W^^J^Zİ^^7^) ***** Vekilimi! bir »ad. ^^^^^ Eski Arnavutluk Kralı Zogo Dün Gece Geldi Kralı Binlerce Arnavut Karşılad Kızılordu bir geçit merasimi esnasında Almanların "Hayat Sahası., Hitlerlnkasdl süratte miiphem bıraktığı bu hayat sahası tabiri altında Balkanların ve TUrklyenln dahil olup olmadığını sormak hakkımız değil ml ? _ Hüseyin Cahid YALÇIN — Son zamanlarda Alman devlet şefleri arşımda sık sık dolanmağa başlıyan ¦Hayat sahası tabirinden sarih ve kat'i bir mana acdıyan acaba kim vardır? Bunu en çok alâkadar olan Alman şefleri bile açıktan açığa tayin ve tarife teşebbüs etmiyorlar; maksatlarını müphem bırakıyorlar. Bu suretle tMjsMaMİlri münasebetler nahağında büyük bir rahatsızlığa ve tehükell bir muphemlyete bizzat »ebe biye t verdiklerinin araba farkında mı de gUdirler? Yoksa mahnuıı böyle bir endişe ve tereddüt havam yaratmayı menfaatleri İcabından mı görüyor- sarf Almanların Hayat sahası» istemekle ne kasdettikleri açık surette malûm olmayınca, herkes buna türlü türlü mana vermekte kendisini serbest addediyor vs bu yüzden Al-manysya yakın ve uzak küçük memleketlerde Almanyaya karşı bir itimatsızlık, bir şüphe pek tabii olarak vücude geliyor Bundan dolayı kinueyı mesul ad letmeğe imkân yoktur. Bu kararsızlık ve emniyetsizlik havasını bizzat Almanlar yaratmışlar ve bizzat Almanlar idame etmişlerdir. Bu iddia onlara düşmanları addettikleri de-mokraaüer tarafından isnat edilmemiştir. Daha evvelki gün. bir mayıs-tay-ramı munasebetde, Irad ettüü im-tukU, Hitler başka devleUerJ"'Alma «yay a .Hayat sahası, vermedik-leıinden şikâyet etmiştir, ftjekseo HtW» Cakld YALCIN (Sonu i üncü tayfada) Rumanya, Dobrucadan bir Karış yer vermiyecek Gafenko Romada, Danzig işinin dostane halline tavassut için ikna edilmek istendi Moskova, 2 (A.A.) — Tast Ajansı bildiriyor: Voroşilof, dün 1 mayıs mUnascbe-tile Kızıl meydanda söylediği nutukta ezcümle demiştir ki: Tersini snlamakU menfaati olanlar hariç olmak üzere bütün dünyaya malûm olan birşey vardır kl, o da, işçi ve köylü ordusu barışın hakiki müdafii olmuştur. Ve öyle kalmaktadır. Sovyetler Birliği ordusu, kuvvetli ve kudretlidir. Fa- kat hiç bir kimseyi tehdit etmediği gibi Sovyet yuvasının eşiğine ayak basacaklar müstesna ol.nak üzere kimseyi tehdi' 4e etmemektedir. Arzu edılmiyen böyle bir misafir ezilecektir. Faşizm tarafından tertip edilen kinci dünya harbi bütün dünyayı ist ı)A tehdidi altında bırak maktadır. Bu ikinci dünya kıtalinin genişlemesine mani olmak için yegâne çare şantaj usullerfle hareket (Sonu 3 üncü sayfamızda) Sütten Zehirlenenler Ayni Sütçüden Süt Alarak içen 29 Kişi Zehirlendi Evvelki gün şehrimizde feci bir hâdise olmuş; ekserisi kadınla çocuk olan 30 s yakın İstanbullu -Sütten zehirlenmişler» dlr. Hadise; Yedikule, Samatya, Aksaray, Kumkapı ve Fatih havalisin, de vuku s gelmiştir. Mayısın ilk günü süt içmek Öte-denberi halkın arasında Uammüro etmiş olduğundan evvelki gün oa mayıs bayramı münssebetlle sabahleyin erkenden süt İçenler pek çok olmuştur. .'Fakat tüt içip, bahar bayramını neşe ve zevk içinde geçlrmlye hazırlananlar bir müddet sonra midelerinde acı Bancılar hissetmiye başlamışlar ve biraz sonra bu sancılar çok ıztıraplı bir hal alınca da derhal pastanelere müracaat ıztırırında kalmışlardır. (Stmu S inci nayfamtıdal Dün General Veygandi kabul ettiler Ankara, 2 (A.A.) — Reisicumhur İsmet înönü bugün saat 17 de Gömül Weygaııdi kabul buyurmuşlardır. Kabul esnasında Hariciye Vekili Şükrü Saraçoğlu ve Fransız Büyük Elçi«İ Massigly hazır bulunmuşlardır. Mareşalimizin verdimi ziyafet Ankara, 2 (A.A.) — Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak bugün General Weygand şerefine ıSmıu 3 üncü sayfamızda) Naf ia Vekilinin Beyanatı "Almanyada TUrklyeya karsı büyUk bir hürmet gösterilmektedir,, Hitler'in 50 nci yıldönümünde hükümetimizi temsil etmek üzere Berime giden heyetimizin başında bulunarak evvelki gün şehrimize dönen Nafıa Vekili Ali Fuat Cebe soy dün akşamki ekspresle Ankara'ya dönmüştür. Vekil dün İstanbul matbuat mümessillerini kabul ederek şunları söylemiştir: «— Almanya'ya gidişimizde ve e* rada ikametimizde olduğu kadar Almanyayı terkederken de her tarafta heyetimize karşı gösterilen büyük hüsnü kabulü ve dostane muameleyi bilhassa kaydetmek ve hakkımızda gösterilen bu duygulardan dolayı müteşekkir olduğumuzu söylemek İsterim. (Sonu 3 üncü tayfada) Zehirli sütler Tıbbı adliye sevkedilirkea Parti Grupunda Saraçoğlu, harici vaziyeti İzah etti Ankara. 2 (A.A.) — C. H. Partisi Meclis grupu bugün saat 15 de reis vekili Hilmi Uran'ın reisliğinde toplandı. Söz alan Hariciye Vekili Şükrü Suracoğlu, son hafta zarfında cereyan eden dünya siyasi hâdiselerini ve bunlardan bilhassa bizi enterese eden kısımları çok canlı ve vazıh şekilde izah etti. Saracoglunun izahatını büyük a-lâka Üe dlnliyoıı grup, bu beyanatı tamamile tasvip etti ve ruznamede müzakere edilecek başka bir madde bulunmadığı İçin reislikçe celseye nihsyet verildi. SJBJ ¦ Kral Zogo ve Kraliçe Jersldin Evvelki gün hususi trenle Lâri-ssdan 10.40 da hareket eden eski Arnsvutluk Kralı Ahmet Zogo'nun dün akşam 23,30 da şehrimize gelmesi bekleniyordu. Fakat trenin Selântkten, muayyen zamandan 1,5 -ı.ıt sonrs hareket etmesi dolayısile tren Sirkeci garına S de gelebi Un iştir. Sabık Kral, İstasyonda adedi birkaç bine varan Arnavutla gazeteci- ler tarafından karşılanmış; Kraho Jeraldin. Veliahd, Kralın kız kaı deşlen ve Arnavutluk ordusu bt| kumandanı Aranti ve Kralın nazırlarla birlikte adedi 10 e varaı maiyştı hatırlanan 15 kadar otomobille Perapalas ve dlger otellerde, ayrılan dairelere yerleştirilmişler* dir. Kralın Büyükada'da veyahut Büyukdorede yerleşeceği söylenmektedir. Hfcrt SABAH Kendimize ve gücümüze güvenelim Avrupada İşgal ve istilâlar artıp genişledikten sonra gruplar teşekkül elıııe^e ve yeni kombinezonlar idimi neticelerini vermeğe haşladı. Bir Türk muharririnin so ledigi gibi Balkanlarda yarından emin ve rahat millet yoktur; hele muhtelit \f mahlut olanları... Bir harp ihtimalinin Türkiyeyt lakayt bırakacağı İddia edilemez. IJkkln 1914 te değiliz. İçimizden suİ-kusıla ııgrıyaraginıızH kani bululmuyoruz. Yulııız şarkta ve cenupta değil Avrupada dahi. Türk varlığına. metin bir kudret âmili olarak bel ballandığı düuyaca malûm bir hakikattir. Kgilorok ve -Allah esirgesin- ezilecek bir Türkiye etntfında ne cihanlar yıkılacağını bilenler İyi bİUr. IKıstlarunua, ve dost lukf anımsa eminiz; fakat nefsimize daha ziyade... Zaferler *İWI -\ yaratıma Mili' bir Şefin etrafında hnlkaUuımış bir çelik çeıııİH-riz. Kendimize ve gtlon-mUıc güvenelim. A. CKMALEDDtN SARAÇOĞLt 9 Sarftı I YENİSABAH 3 MAYİS 1939 €P3AMHAf?A MfHMİDİNi HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 79 Yazan ı Af- SIFIR Birden Bir Feryat Koptu: Yandım Kâmil Şamilin vurulması hepimizi teessüre düşürmüştü Yavaş yavaş denize doğru yürüyor, vücutları suya gömül U olan ve •uyun yüzünde, gece vakti tıpkı «Sa karmekii demlen deniz tavuğunu andıran baslara veriştiriyorduk kur ¦ unu Biz attıkça onlar «uya dalıyor, onlar çıktıkça biz atıyorduk. Bu eğlenceli savaş, ne yazık ki, çok ¦UrmemifÜ. Aksakalı Şamilin tiz bir simendüfer düdüğü gibi yükselen scai hepimizi şaşırtmıştı. — Yandım!.. Kamil. Ehemmiyetsiz gördüğümüz, aramayı ve basım ezmeyi geciktirdiğimiz tok tüfeği kullanan el zavallı arkadaşımızı yere sermişti. Hemen koşmuştum yanına.1 Yarası göğsünde İdi. Kanla kızülasan gömleğim hemen yırtınıştım. Tam yüreğinin üzerinde açılan ufak bir delikten a-kan kan, sanki yüreğime doluyordu. Bahtsız delikanlı, feri birden kaçı-veren gözlerini yüzüme dikmiş gülüyordu, titriyordu. Bir kaç dakika daha güle güle yüzüme bakmıştı VücüdUnü bastan ayağa sarssn şiddetli bir titreme ile. inler gibi: — Allah. Diyerek derin derin İçin çekmişti. Kulumun üzerinde duran bası arkaya sarkmış, göğe dikilen gözleri, bir daha açılmamak üzere kapan misti. Basımızın ucunda şaşkın bir halde duran ve hıçkıra hıçkıra .ılıyarak kardeşinin ölüsüne bakan zavallı Kâmil de bu manzara kai.jU.in-da kendinden geçmiş, aslan gibi vücudu sanki külçe kesilmişti. Mermer kur direk gibi yıkılmış, yere senli -vermişti. Mipavrüi de ağlıyordu ve. — Yazık, diyordu. Zavallı genç nişanlısına kavuşamadan gitti. Gerimden Hoca Bekirin de sesi çıkmıştı: — Ağlamayın, tasalanmayın o-kadar. Ne mutlu ona. Şehitlik mertebesini kazandı. Hak cümlemize na zıp etsin bu mukaddes payeyi Diyordu. Fakat o da bu hüzünlü manzaraya dayanamıyor, yas dökülen gözlerini süiyor, oğuyordu. Tan» bu esnada kahraman Nuri, iki elinde kanlan damlıyan birer kesik baş olduğu halde, gerçekten bir Azrail hıra ve hujmile dikilmişti önümüzde. Sağ elindekini ortaya atmış ve bağırmıştı: — Al. Kara Mehmet. Şamili yiyen ban. Demiş ve sol elindekini de uzatmıştı: — Bu da. demîşTT Onun kurbanı. Fakat, aslan Nurinin de sol kolunun pazusundan akan kan parmaklarından yere damlıyordu. O da vurulmuştu. Yanm saat sonra, biz kalanlar, yani. Mipavrili. Hoca Bekir. Kadri «avuş ve ben işimizi biti rmiskÖk ten bir temizlik yapmıştık. O hırs ile, bir çukurda sinen Üç Çileliyi koyun keser gibi yatınp boğazlamıştık Bir can vermiştik amma. ona karşı hk yedi can almışük. Dördünü de denizden ölü çıkarmıştık. Hepsinin koyunlanndaki evraklannı. paralarını almış, hele üstü başı diğerlerin* nazaran deha temiz ve düzgün olan birinin üzerinde tam 1017 k.ime. altı küpe. dört yüzük ve sekiz tane de siynet altını bulmuştuk. Rahmetli Şamili, kardeşi Kâm.l Us Hoca Bekirin gösterdikleri arzu Üzerine, büyükçe bir taşa bağufa-rak Karadenizin mavi bağrına göm-»üştUk. Arkamıza, hüzünlü ve elemli nazarlar bıraka bıraka dönmüş ve Akbabaya gitmek* üzere yola düşülmüştük. Yürüyüşümüz çok sğırdı Çünkü, göçürdüğümUz nankörlerin on bir tüfeği üe bir hayli cephanelerini de nöbetle ve İkişer ikişer, sırtımızda taşıyorduk. Üç gün sonra, Akbaba yakınla- şehir haberle nnda idik. Ganimet süâh ve cephaneleri bir yere saklamış, ve yerini markalamıştık. O gece sıkı bir yürüyüşle, sabah olmadan Anadolu hisarına. Settarm bostan m a varmıştık, silahlan bırakmış. Üst ve başımızı paklamış, ve Istanbula inen sabah vapurlarından birine atlamıştık. O gün aksam üzeri, Yusuf beyi Beyazıt ta bekllyerek bulmuş, başımızdan geçen macerayı anlatmıştım. Aksakalı Şamilin ölümü haberi İle onu da ağlatmıştım. Sonunda becerdiğimiz işi. ele geçirdiğimiz şeyleri de söylemiştim. Fakat, Yusuf bey bu haberi acı bir gülümseme ile karşılamıştı ve: — Bütün bu ele geçirdiğiniz, kay bettiğimiz Şamilin, büyük kıymeti karşısında değersiz kalır, Kara Mch met. Sen iyi tanımazsın, çok cesur ve ağır bir delikanlıydı o. Ne yapalım, vatan ve millet sağ olsun ve kur tulsün da hepimiz tonların yoluna kurban olalım. Demiş ve din m iyen göl yaşlarını bir daha silmişti. SUleymaniyeye doğru hem yürüyor, hem de yaşlarımızı, kinimizi yüreğimize sindir!-1 yorduk. Bu esnada Yusuf bey birden silkinip durmuş, yüzümü dikkat le süzmeğe koyulmuştu. Biraz baktıktan sonra sormuştu: — Kara Mehmet. Bu paralarla, küpe ve yüzük gibi şeyleri ne yapacaksınız bakayım?.. — Ne emrederseniz onu. — Kabul ederseniz bur arzum var. — Emret yüzbaşım. — Bu 1280 liranın bi nlirasını ayınn da, beşyüz lirasını Şamili a kardeşi Kamile. 500 lirasını da Çarşambadaki nişanlısına gönderin olmaz mı?.. — Nasıl olmaz a beyim?, istersen hepsini verelim onlara?.. — Orsamı siz bilirsiniz. Çok memnun kalırım Öyle yaparsanız. O gömdüğünüz silâhlan da Top Ömer satsın sizin hesabınıza. Rahmetli Şamilin ÖlümündeM büyüklük kadar, kardeşi Kâmil de büyük bir civanmertlik göılermişti. Kendi hissesine şyirdiğimiz 500 lirayı, dünya ve âh i re t kardeşi edindiği eski yengesi Seher ablaya terket-mişti. Aziz dinleyicilerim, şu anda yaşaran gözlerimi silerek şunu da ilave edeyim ki. Seher sbls da. ni-| şanlısı hakkında ancak bir Türk kadınının göze alabileceği bir kadirbilirlik göstermiştir. Şehit nişanlısı İle. yarın âhirette kavuşmak, sarılıp koklaşmak üzere, sevgisini yüreğine gömmüş, aşkını yüreciğlne akıttığı sıcacık göz yaşlan İle besleyip büyütmektedir. Feragatin, hakiki sevginin canlı bir timsah olan Seher ab-la. »imdi kırk beş yaşlarında ve (Cide) nin yalı köylerinden birinde oturmakladır. Ve bergün. nişanlısının mübarek cesedini bağnnda u-yutan Karadenize. saatlerce bakmakta ve hâlâ ds İçin İçin ağlamaktadır. Hoş görün beni aziz dinleyicilerim, şu snda yine ağladım ve sizin yüreğinizi de dağladım. (Devamı var) Vali ve Belediye Reisi Ankaraya giderek yani bütçenin Dahiliye Vekâletince tasdikinde bulunacak Vali ve Belediye Raisi Doktor LÛtfi Kırdar bu hafta içinde Ankaraya gidecektir. Lûtri Kırdar bil-hassa Şehir Meclisinden çıkacak o-lan bütçenin Dahiliye Vekâleti tarafından taıdlkl işlla meşgul olacak ve bütçtyl haziran İçinde tasdik et-tlrmlye çalınacaktır. Afyon Fiatlarına İtiraz edildi Ticaret Vekâleti Katların yeniden tesbitini kararlaştırdı Tsprak Mahsulleri Ofisi tarafından satln alınmasına karar verilen «ski afyonlar için morfin derecesine 25 kuruş fist tesbit edilmişti. Bu teklif alakadar afyoncular tarafından müsait bir şekilde karşılanmamış ve Ankara'ya muhtelif mmta-kalardan birer heyet gönderilmişti. Afyoncular namına AnkarVya fiden heyetler Ofis tarafından tesbll edilen fiatlsrm azlığını ileri sürerek kendilerinin çok zarar göreceklerini söylemişlerdir. Bundan başka afyon bedellerinin birinci taksitinin 18 ay sonra ve mütebakisinin de 4 taksitte verilmesi suretile de bu zararların bir kat daha artacağını Ticaret Vekâletine bildirmişlerdir. Bazı afyoncular da ayn ayrı İstidalarla da vekâlete müracaatte bulunmuşlardır. Ankara'dan alınan haberlere göre Ticaret Vekâleti afyonculann bu müracaatlni tetkike değer bulmuş ve meseleyi vekâletin bir mütehassısına havale ederek işin hallini emretmiştir. Vekâletin bu kararı af-yoncuları memnun edecek bir hal şeklinin bulunmasını kolaylaştıracaktır Konservatuvar Ve tiyatro KonservMuvar Şehza-debaşında ve tiyatro Ta kaimce yapılacak istanbul Belediyesi yapılacak yeni konservatuvar binasının eski karar mucibince Şehzadebaşında inşasını kararlaştırılmıştır. Bu iş İçin esasen evvelce toplanmış (500) bin lira mevcuttu. Bu para yalnız Kon-servatuvann inşası için k.îfi gelecektir Eski plân mucibince ayni yerde yapılması lâzımgelen Tiyatro binası Konservatuvardan ayrılarak Taksimde yapılacaktır. Hazırlanan proje üzerinde binanın tahmini maliyet fıatı tesbıt olunmakladır. Bunun 1,5 milyon lirayı bulacağı zan-nolunuyor . MAHh EMEI KRDE : Arkadaş dövmenin cezası Mahmut isminde bir genç arkadaşı Mahmut Ismaili bayıltıncıya kadar dövdüğü için Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesine verilmiştir. Muhakeme; Mahmudu 20 gün hapse mahkûm etmiştir. Sarhoşlukla herkese bıçak çakmağa kalkan adam Sadık isminde bir adam Fatih parkında sarhoş vaziyette bıçakla ö-tekine, berikine tecavüz ederken yakalanmıştır. Sadık; Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesinde 2 gün hapse mahkûm olmuştur. Sabıkalının Marifeti Sebze halinde Rızanın parasını çalan sabıkalılardan Remzi dün suç üstü yakalanmış ve Birinci Sulh Cezada tevkif edilmiştir. Tren Yolunda Ezilen Kadının Hüviyeti Anlaşılamadı Bundan birkaç gün evvel Etyemezde tren çlğniyerek ölen kadının hüviyeti teablt edilememiştir. 20-29 yaşlarında olan bu kadını çiğ-nlyen 49 numaralı katarın makinisti Mustafanın dfln sorgusu yapılmıştır. Mustsfs verdiği İfadede, -benim hiç btrıeyden haberim yoktur. Bu kadını bizim katar mı yoksa bizden evvelki katar mı çiğnedi bilmiyorum, dsmiftlr. Tahkikata Müddeiumumi muavinlerinden Turgut başla mıştır. İnhisarların yeni Sene Bütçesi Teknisyenler ve mühendis kadroları fazlalaştırıldı Bütçe Encümeninde İnhisarlar bütçesinin müzakeresinde bulunmak üzere Ankara'ya giden İnhisarlar Umum Müdürü Adnan Halet Taşpınar'ın Ankara'dan döndüğünü yazmıştık. Yeni bütçede» eksper, harmancı gibi tütün teknisyenleri, mühendisler ve diğer teknik elemanların kadroları takviye edilmiştir. Bu sene yeni bütçeye yaprak tütün ve sigaralarımızın dış memleketlerde satışının arltırılması için mühim bir propaganda tahsisatı konmuştur. Şarap ihracatını teşvik için öteden beri İhracatçılara verilen prim, tahsisatı da arttırılmıştır. Bundan başka memlekette tütün hastahklarlle mücadele tahsisatı da keza yükseltilmiştir. Son zamanlarda idarece kolonya ispirtosu flatında tenzilât yapılmış olmasına rağmen İyi kolonyaların piyasada pek pahalı satıldığı, bazı kolonyaların etiketlerinde yazılı evsafa tekabül etmediği görüldüğünden idare yüksek dereceli, makbul evsafı ha^z. ayni zamanda ucuz bir kolonya Ünal ederek halkın iyi kolonya ihtiyacının temin için ica-beden tertibatı almıştır. Yeni kolonya yakında piyasaya çıkanlacaktır. Memleketimizin kıymetli ihraç mahsullerinden biri olan tütüne lâ-yık olduğu takayyüt ve ihtimamın gösterilebilmesi için tütün yetiştirilen mıntakalarımızda köylülere küçük yaştan itibaren tütüncülüğün fenni esaslarını Öğretmek lâzımgel-dfffini takdir eden idare, köy mekteplerinde nkutulmak üzere, herkesi nanlıyabileceği sade bir lisanla yazılmış küçük bir tütün bilgisi kitabı hazırlamıştır. Yüksek adedi tabıda bastırılan bu eter bugünlerde köy mekteplerine tevzi edilecektir. Bundan başka tülünün kurtlanmaması İçin fenni temizliğin nasıl yapılacağına dair de tütün ekicilerine bir kitap şeklinde öfiüt hazırlanmaktadır. Aynca Türk tütünleri hakkında ingilizce bir eser hazırlanmış ve nefis bir şekilde basılmıştır. Bu kitap New-York sergisinde ve Ingilterede dağıtılacaktır. Cinayet Dün gece Kasımpaşada bir genç öldürüldü Dün gece Kasımpaşa'da bir cinayet olmuştur. Kasımpaşa'da oturan Cemal isminde biri arkadaşı Şerefle rakı içmiş ve iyice sarhoş olduktan sonra beraberce evlerine gitmek üzere yola koyulmuşlardır.. Fakat yolda iki arkada} arasında her nedense kavga çıkmıştır. Evvelâ ağızla başlıyan kavga, sonra döğüse müncer olmuş ve Cemal Şerefi dövünce; Şeref de yanında taşıdığı tabancasını çekerek Cemali vurmuştur. Zavallı genç. aldığı yaranın teslrlle derhal ölmüştür!.. Hâdisede Şeref yaralanmıştır. TAKVİM 3 Mayıs 1939 Çarşamba HI«rlıl3RebİQİeVv«| ISSİ R—I.20NİSAN 1155 Kansa: 177 Fırat sularının artman Dsfta aaatİ 4.54 Ûfle ı 12,11 — İkldl; 16,03 Akşamı 19,07 — Yata. ı 20,51 (¦¦ak -2.51 Kadın yüzünden Feci bir Kaza oldu Bir adam kazaen arkadaşını vurarak öldürdü CÜMİıoe tütün fabrikasında aşçılık yapan Şereletün isminde bin İle karısı Ayşe arasında bundan 10 gün evvel bir kavga çıkmış ve kadın kocasını bırakarak kaçmıştır. Karısının yokluğuna bir hafta katlanan Şerefenin, yavaş yavaş hicra-nna dayanamaz olmuş ve her gect burnunu göremıyeeek derecede ıç-miye başlamıştır. Evvelki akşam ds ayni şekilde içtikten sonra Cıbali-deki Hüsamettinin kahvesine giderek arkadaşlanna derdini anlatmıştır Arkadaşlan kendisinin haline a-cıdıklanndan barışmasını söylemişler ve bu işe tavassutta bulunmayı vâde t mislerdir. Bunun üzerine Şe-rafettin ve arkadaşları hep beraber karısının bulunduğu Kasımpaşaya gitmişlerdir. Fakat karısının bulunduğu mahalleye yaklaşınca Sera-fettin: «— Onun ayağına ben mi gideceğim? Bu olamaz. O benim ayağıma gelecektir.* diye bağırmıya başlamıştır. Vaziyetin değiştiğini gören arkadaşları ısrar etmiye başlamışlardır. Şerafet-tin arkadaşlarını kırmak istememiş gibi davranarak su dökmek için müsaade istemiş, fakat biraz ayrıldıktan sonra belindeki tabancaya ssn-larak kansımn evine doğru gitmİye başlayınca Kemal İsminde bir arkadaşı tabancayı almak istemiş, aralarında küçük bir itişme olmuş ve bu arada tabanca patlıyarak Şerafet-tin göğsünden ve ikinci bir kurşun da Kemali karnından yaralamıştır. Kemal, karnından aldığı yaranın tesirile biraz sonra Ölmüş ve Şera-f.u.ı. dc haitaneye kuldu/mittir. Şerafettınin dun Adliye Birinci Sulh Ceza mahkemesinde sorgusu yapılmış ve tevkif edilmiştir. Ceset Morga kaldırılmış ve tahkikata müddeiumumi muavinlerinden Feridun el koymuştur. BELKIMYFjîE : Lûtf i Kırdarm tetkikleri Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar bir mayıs bayramı tatilinden istifade ederek cumartesi, pazar ve pazartesi günleri şehrin muhtelif taraflarında tetkiklerde bulunmuştur. Vali ve Belediye Reisi bilhassa Kadıköye geçerek yeni yapılan yolları ve daha bazı işler hakkında izahat almış ve direktifler vermiştir. Vali ve Belediye Reisi Bebek - tstinye yolunu tetkik etmiş, bilhassa Balta limanında Fe-ritpaşa yalısının gazino haline ifrağı için icabeden malûmatı edinmiştir. Elektrik. Tramvay. Tünel Idaraal bilice»! Tramvay. Elektrik, Tünel idareleri Beledıyeve devrolunduktan sonra bir müdürivet halinde İdare o-lunacaktn. Bu müdüriyetin bütçesi Belediye butçesile bersber olmayıp aynca tsnzim olunacaktır. Bütçenin tasdiki İçin yaz ayları içinde Şehir Meclisi fevkalade içtimaa davet o-lunacaktır. Vali ve Belediye reisi Lûtfi Kırdar. bugün Silivri'ye giderek orada yeni yapılacak olan hükümet binasının temelini atacaktır. İstanbul'da yapılacak olan Belediye binası bu sene Belediye tarafından tahsil olunaack varidat fazlasından yapılacaktır Bu iş için Şehir Meclisinden sonbaharda karar alınacaktır, İstanbul - Ankara - Adana tayyara meydanlarının yani projeleri Devlet Havayollan Ankara - Adana - tatanbul tsyyare meydanlan-nın daha mükemmel bir şekilde tevsi edilebilmesi İçin yeni baştan plânlarını tanzim ettlrmıye başlamıştır. Bundan başka Adana vs tatsnbul meydanlarınds ssfalt pistler inşe «-dllecektlr. Bu maksatla yakında bir münakaşa açılcaktır. POLİTİKA Garp demokrasilerinin müstemleke yolları Sevkulceyşl mevkiler, yollar, istinat noktalan bulunduğumuz devrin hemen har yerde rastlanan tabirleridir. Bilhassa İki büyük siyasi zümrenin çarpıştığı günlerde, muhtemel bir İhtilâf mevzuu teşkil edebilecek yerlerden birisi dc Akdeni-sin garp havzasıdır. Fransızlan ele alacak ulumak, şimali Afrika sahillerde Fransanın cenup limanlan a-razında ki muvasalanın, onlar İçin hayati bir unsur olduğu müşahede edilir. Fakat ihtilâf halinde Ak denizde üttediği gibi bir faaliyet sar-fedemiyecek olan Fransa, İspanya üe Fortekizin bitaraf kalması ve lu-panyol Fası sahillerinde totaliter devletlerin hava ve denizaltı gemileri üssü tesis etmemeleri eartüe, muvasala emniyeti kalmıyan bu deniz parçasından alâkasını ayırarak nazarlarını Atlantiğe çevirmek meo buriyetmdedir. Ayni mecburiyet İngilizler içüı de kendisini şiddetle hissettirecek bir hakikattir. Fransızlar, Atlan ti kut hayati menfaatlerini alâkadar eden muvasala keyfiyetini temin edebilmek i-çın de yegâne istinat noktası olarak, Senegalin itmam olan Dakar'a maliktirler. Afrikanın garp ucunun en deri ucunu teşkil eden bu mevkide Kap ve Amerika yollan birleşir. Me seleyi maddi cihetten mütalea edecek olursak, şimalde Fas ve cenupta Fransız garbi Afrikası arasında kâin bu mevkiin, Fransız müstemleke ordusu ve anavatan müdafaa kuvvetleri içüı asker kaynağı olduğunu görürüz. Fransızlar Afrikadakı toprakla rından ve ezcümle Senegalden: Anavatan iktisadi hayatına ve m illi müdafaasına müteallik zaruri ip tîdal maddeleri yollamak veya transit olarak geçirmek, asker yetiştirmek ve Afrikaya teveccüh edecek her hangi bir taarruzu önlemek için istifadeyi ümit ediyorlar. BU gUB KHosVn bir Trânsu üssü veya limanı yoktur ki her hangi bir Akdeniz devletinin tayyare bombardımanına maruz kalmasın, lapunya dahüî harbinin Akdenizde-ki an anevî mevküere karşı gösterilen İtimat hislerinde tevlit ettiği sar sın Ular, İtalyanın Sicilya ve Llbya-daki üslerini takviyesi hakkındaki faaliyetleri artık malûm bir keyfiyettir. Bu sebepten. Ak denizde hareket serbestisi Fransa ve İngiltere için tehlikeye girmiş olduğundan Hint yolu Ue de birlesen Atlantik muva-saia yolunun kıymeti büyük bu e-heınmiyet kesbetmiştir. O derecede kı yeni harp sefineleri bde Okyanus, lanla büyük seferlere büyük kabiliyetler gösterecek veçhile inşa edilmektedir. Şüphesiz ki garp demok-raaüen. Akdeuızdekı üslerini, yani Fransızlar. Merselkebir - Tulon -Bızert mUbeIIesini, ingilizler de Ce-belüttarık - Malta - Kıbrıs . İskenderiye üslerini ihmal etmiyorlar. Ve yırı» buralarda mühim hazırlıklara, şahit olunuyor. Zira Fransızlar için, ortada, yakın şarktaki menfaatleri, İrak petrollerinin isletilmesi, ve İngiliz için de. Mısır, Süveyş kanalı ve yine Irak petrolleri mevzuu hah istir. Fakat bu menfaatlere rağmen, Fransızlar, muhtemel bir sllflhll ihtilâfta, şark havzaaınds tedafüi bir faaliyet gösterirken, büyük rollerini Atlantikte yani Brest limanı Ue Dakar arasında oynamak mecburiyetin de kalacaklardır. Zira Dakar Umanına gelecek yollara hâkımıye t ve buralarda müessir bir rol oynamak, Fransızlar İçin olduğu kadar, İngilizler için de hayati bir menfaat irae etmektedir. Çünkü: Venezüella ve Antlller hattından, Meksika, Birleşik Amerikanın petrolleri, cenubi Amerika hatlarından hububat, Kap hatundan Iran körfezi petroller* ISü- vtyş kanalı kapandığı takdirde). Hol landa Hindi*tanı petrolü, Avustralya bujdayı, ün.. İffU harp halinde. Franaa İle İngiltere, bu maddelerden mahrum edilmemek İçüı askeri faaliyetlerde bulunduktan gibi muhali* gemi durakları da tesisi İçin çalışmaktadır, lar. / Dr. Reaad SAGAY 2* PERŞEMBE 4 MAYIS 1939 UUrJmIN İDARE Yİ YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE $ ARTLARİ •00 Kr. 3.-.IIİ1 2400 Kr. •00 Kr. • .7I1I1 1100 Kr. 2S0 Kr. S ..I,*. «00 Kr. M Kr. 1 ..M. S00 Kr. PaıU ıtllh.d.n» rirm.cn., m»m- Uk.tUr ltia *«. 14. 7.B n 4 Iİr HER YERDE 3 KURUŞ Tehdit Ediyor! ilyon Askerle Ve Gizli Kimyevî* Silâhlarımızla Fransayı Mahvedebilir, Akdenize Hâkim Oluruz Roma, 3 A.A.) — Giornale d'î-ı h lı a diyor kl: «Roma - Berlin mihverinin ltal-yaya bir takım vaidlerde bulunarak bozmak teşebbüsleri akim kalmış ve Fransa buna fena halde kızarak gülün? tehditlere başlamıştır, italya kendi kuvvetine kat'iy-yen emin olarak, Fransa'nın hazırlamakta olduğu taarruzu bekliyor. İtalya derhal on milyon insanı seferber edebilir, ttalyanın elinde aralarında 39 er bin tonilatoluk zırhlılar da olmak üzere kuvvetli bir filo ve pek çok denizaltı gemileri vardır. Bunlar, Arnavutluğun işgalinden ve Adriyatik denizinin tamamıle İtalyan hâkimiyetine geçmesinden sonra artık faaliyet sahalarını Akdenizden de öteye teşmil edebilirler. İtalyan hava ordusu düşman memleketin ta kalbinde tahribat yapabilir. İtalya, gizli tutulan ve şİmdiyeJtadsr emsali görülmedik derecede şiddetli infilâk evsafına malik kimyevi silâhlara da sahiptir. Fransa şunu bilmelidir ki. melhuz harbin neticesi her ne olursa olsun dehşetli insan fedakârlığı yapacak ve memleketin bütün hayati merkezleri mahvolacaktır. Titaliter devletlere karşı bir âlet olarak kullanmak İstediklerini yazıyor ve diyor ki, İtalya, harp çıkarsa milletin isyanından korkuyormuf Paris, (Hususî) — Populaire gs-zetesinde, Brossolette yazıyor; Mussoliniyi Hitleri takipten vsz-geçmiye sevkedebllecek yegâne te şrikl mesai Berlin'in Romayı su-rükliyeceğt bir harp ihtimalinin t-talyan milletini faşist rejimine k.ırji isyana sevkedeceğl korkusudur. Daha şimdiden emin bir kaynaktan isviçreye gelen haberler, Milano'da geçenlerde mühim kargaşalıkların bastırıldığı merkezindedir. Kral Zogo Türkiyenin Yükselişine Hayran Eski Arnavutluk Kralı Atatürk'ün İnkılâplarından sitayişle bahsediyor Devresi Yazan: Hüaeym Cahid YALÇIN Elk telâştan ve heyecandan | sonra, ortalığa bir sükûnet gelir gibf oldu. Fakat kimse bunun daimi ve esaslı bir şey olduğuna ka-ni değildir, nihaklka, ortada h.ıll -lıımnıı- bir dava görmüyoruz. Daha ziyade, bir İntizar hail var. Yeni ne hadise çıkacak? diye merak. Bir taraftan da siyasi müzakereler alttan alta, devam ediyor. Hattâ İtalya İle Fransa arasında bile gizli müzakerelerden hah solunu yor. Bunlara ehemmiyet verilmese bile Rusya ile İngiltere arasında e-Başlı fikir teatisinin vukua geldiğinde şüphe yoktur. Avrupada korkusu olanlar biraz istikrar ve emniyet Ümitlerini bu müzakerelerin iyi neticesine bağlamış gibi görünüyorlar. Acaba Berlin - Roma mihveri yeni bir taarruza geçmek İçin ortalığı mı yokluyor-ve her tarafın akai Badasını mı dinliyor? Mukavemet ihtimali olmadığını anladıktan sonra mı yeni fütuhata teşebbüs edecek? Her halde, açık surette görülüyor ki umumi harp beşeriyet tarihinde, bir aralık zannolunduğu gibi, bir dönüm noktası teşkil etmemiş, yeni ve mes'ut bir sayfa açmamıştır. Umumi harpte dökülen kanlar, çekilen ıstıraplar beşeriyet davası uğrunda ziyan olmuş bir felâketten başka bir şey değildir. Umumi harpten evvel başlıyan ve umumi harbe sebep olan hırslar ve iştihalar mücadelesi, emperyalizmden mülhem rekabetler bütün şiddetlerin», hemen hemen tamamen ayni mahiyette ve ayni çerçeve içinde devam edip gidiyorlar. Binaenaleyh, bu galeyan ve tahammüre a-cü bir çare bulunmazsa, bir sed çe-kilmezse, 1914 de olduğu gibi, yine bir feveran karşısmds kalmak endişesi dalma mevcuttur. Harpten evvel bir Alman imparatorluğu görüyoruz ki başında bulunan Kayser memleketin taşkın inkişafı, artan kuvveti İle serbest olarak büyük blf hegemonya hülyasına düşmüştü. Umumi harbin mesuliyetini yalnız VVilhelm'In omuzlarına yüklemek İnsafsızlık olur. Burada ondan yalnız harp mesullerinden biri Hifaüle bahsediyoruz ve harpten evvelki vaziyet arasında göze çarpan derin müşabehetlere İşaret etmek istiyorum. VVilhelm ingilizlerden nefret e-diyordu ve en çok onların .başka milletlerin İşine karışmalarından, kızdığım söylerlerdi. Bu gün de nas-yonai-BosyaliBUer İngilizlerin kendJ Httaay» Cahid YALÇİN ffitmu » üncü sarf amuda) Rusya Garanti İçin ingiltere Ve Fransa İle İttifakı Şart Koşuyor Belçika Yeniden Asker Topluyor Amrika Ordusu seferberlik p'ânını hazırladı Londra. 3 (A.A,) — Kabine saat 10 da toplanmıştır. Zannedildiğine göre, müzakere bilhassa beynelmilel vaziyete ve ezcümle Polonyanın Der. zig'e dair olan Al-man istekleri hakkında hattı hareketine ve Sovyet hükûmetile yapı -lan müzakerelere taallûk etmiştir. Halifaıe'ın dün Fransız Büyük el-çisıle yaptığı görüşme ile Sovyet (Sonu 3 üncü ııyfada) M. Çember layn Bek Hitlere Cevab Hazırlıyor Almanya, Aland Adalarını tahkim edecek Paris, 3 (A.A.) — Intransigent gazetesinin istihbarına göre, Polonya Danzig'den yu dört garantiyi is-tlyecektir: Danzig üzerinde Polonyanın himaye idaresi, Danzig Ayan Meclisinin kararlarında Polonyanın vetosu, Dan-zig'in Polonya kı-1aatı tarafından işgali ve Danzig topraklarında ağır sanayiin Polonya ta-(Sonu ? üncü sayfamızda) Kral Zogo; Kraliçe Jcaldin maiyeti ile gece gardan çıkarken G. Veygand Bugün Ge~ lerek Bükreşe Gidecek _ (Yazısı 3 Uncll sayfamızda) Neşri yat Kongresi Encümenler deki Faaliyet Hara' retle Devam Ediyor Tayyare sahtekârlığı Ruhinin Dünkü Muhakemesi Ankara Ağırceza müddeiumumisi maznunun tecziyesini İstedi Ankara, 3 (Telefonla) — Bugün Ankara Ağır Ceza mahkemesinde, tayyare kaçakçısı Ekrem Koniğin suç ortağı olmakta maznun sabık protokol memuru Ruhinin muhake meşine başlandı. Celsenin açılmasını müteakip ev velâ suçlunun isticvabı yapıldı. Bi* lâhara kaçakçılık hâdisesi hakkındaki malûmatı soruldu. Ruhi, Ekrem Königi 20 seneden-beri tanıdığını ve kendisini yüksek bir şahsiyet olarak Tüîdİğim söylemiştir. O kadar ki isteseydi kendisine verdiği telgrafı Hsricİye Veki-(Sonu 7 inci sayfada) Litvinof istifa Etti Moskova, 3 (A.A.) — Yüksek Sovyet Divanı, Haricîye Komiseri Litvinofu kendi talebi üzerine vazifesinden affetmiş ve yerine icra komiserleri heyeti reisi Molotofu tayin etmiştir. Molotof, İcra Komiserleri heyeti reisi ve Hariciye Komiseri unvanını taşıyacaktır. Kongre"! açan Kefık Saydam Ankaıa, 3 (Telefonla) — Neşriyat kongresi encümenleri bu gün, kendilerine tahsis edilen yerlerde toplanarak çalınmışlardır. Maarif Vekili Hasan Ali Yücel Encümenleri faaliyeti cuma gününe kadar devam edecek ve hazırlanan raporlar o gün toplanucak o-lan heyeti uraumiyeye verilecektir. Elektrik, tramvay ve Tünel Umum Müdürlükleri lâyihası Meclise verildi Ankara, 3 (Telefonla) — istanbul elektrik, tramvayve tünel umum müdürlüklerini istanbul belediyesine devri hakkındaki lâyiha Meclise verildi. Bu lâyihaya göre, .İstanbul o-lektrik. tramvay ve tünel umum müdürlüğü, hükmî şahsiyeti haiz bir umum müdürlük haline ifrağ edilerek belediyeye raptedilecektir. U-mum müdür belediyenin inhası ve Dahiliye Vekâletinin tensibile tayin edilecektir. Bu umum müdürlükte çalışacak olan memurlar bareme tâbi olmıyaraklardır. Fakat projenin diğer bîr maddesi, umum müdürlük dahilinde bir yardım ve tekaüt sandığı kurmayı mümkün kılmaktadır. Kral ile Kraliçenin muvasalatlarında alınmış diğer bir resmi (Yazısı 3 üncü sayfamızda) ¦sBsssssasna^a^agF^a*^ıa^r*^ts^v^Eg HLR SABAH Türk irfanının Tanzimi Neşriyat »ergi ve kongresi mü-nasehetlerile Başvekil ve Maarif Vekilimizin değerli nutuklarını dinlemek ıııaurlfiıni/in kat'i bir disiplin-le ıslahı endişesinde olun herkese ruh sükûn ve emniyeti verdi. Maarif için tasavvur edilen gayeyi, (Plâıılufımk) kararile mukadder yolunu tutmuş gördük. Plânlanmak... Bunun ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Memlekette maddi ve manevi her inkılâbın, her varlığın onunla kazanddıgını blllto-ruz. Ayni kurarın kültür ve neşriyat faaliyeti için de verilmek üzere olduğunu hükümet reisinin ve Maarif Vekilinin ağzından İşitmek büyük bir garanti teşkil eder. Zaman ağır geçiyor, fakat neticeyi çabuk göreceğiz. Ekseriyetle okuyup yazmayı da, ı.-:.m ve nimetlerini de öğrenmiş bir Türk milleti İdeal bir cemiyettir. A. CEMALEDDİN SAJİAÇOGLO 220? tayfat • YENlSABAH €i?3AMHAf?A Mf HM t DİN HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrika No 80 Yazan ı M. S//=7/? Yeni Bir Tehlikeli işle Karşı Karşıya Miralay Esat Beyin Evinde Verilen Mühim Talimat B.r cuma günü ve ılık bir yaz sabahı idu Feoer yolundaki k »*u-nün bahçesinde, miralay Esat beyin karsısında idim Bir gün evvel, yüzbaşı Yusuf bey kumandanın beni görmek istediğini ve ertesi sabah erkence köşküne gitmemi wylemis-ti. Yatan benim degü. büyük ve küçük bütün maiyetinin ve hattâ bütün tanıyanların, candan bir muhabbetle sevdiği ve saydığı bu güzel yüzlü, tatlı sözlü ve merd özlü kumandanın beni görmek istediğini öğrenmek, bos görünü» sevgili dinleyicilerini, bende çok Utlı bir iftihar ve gururla karışık coşkun ve mu raklı bir sürür uyandırmıştı. O gece uyku uyuyamamış, erkenden ken dimi Kadıköy tarafına atmıştım ve nihayet, inaana bir bahar güneşi gibi neşe vt kuvvet veren sevimli yü-züs ksıvlaamıstım işte. Kumandan, her vakitki gibi. yine tatlı tebeaaünuerile yüzümü ok-şadıktan, hiç te layık olmadığım yüksek UtifaUarile gönlümü horladıktan sonra: — Seni Kara Mehmet aenı, ae-Benden habersiz isler görürsünüz Öyle mi T. Yüzbaşı Yusuf bey hep yaptık!arınızı anlattı. Onu da. seni de falakaya yıkacaktım. Fakat, bu seferlik vazgeçtim. Elinize geçen paraları «ehil arkadaşınızın nişanlısına bağışlamanız benî çok duygu landtrdı. Kalbimde size karsı daha ziyade muhabbet uyandırdı. Nasü oldu bakayım Nunnın yarası?.. Utancımdan önüme bakarak cevap vermiştim; — Kapandı bile beyim. — Geziyor değü mi?.. — Tabii geziyor, okadarcık yara île yatılır mı ki a beyim?. Gülü-verırk-r adama. — Mipavnlı, Hoca Bekir nasıl. İyiler mi?.. — Millete ve sağlığınıza dua e-diyorlar. Ikıaı de turp gibi, maşallah. Emirlerinizi bekliyorlar efendim. — İyi olsunlar, ya sen nasılsın bakayım?.. Yine benden gizli söyle bir dolaşmağa, ortalığı haslamağa Diyet ve hazırlık var mı?. Gerçekten bir suçlu gibi basımı Önüme eğmiş ve: — Beyim, demiştim. Millet ve memleket uğruna her gün dolaşıp koşmağa, düşmanlarla çatışıp boğuşmağa hazırız. Yetişir ki izniniz olsun. — Memnun oldum Kara Mehmet. İste ben de bugün hem görüşmek, hem de Utlı bir isi vermek i-Cin çağırttım seni. Mahcupluğum o anda geçmişti. Basımı kaldırmış, sevinçle kızaran ve kırışan yüzümü Esat beye çevirmiş, baştan ayağa kulak kesilmiştim. Bir kumandan ciddiyeti ile sözlerine devam eden Esat beyi dinliyordum. — Evvelki gün Hâkimzade Meh met bey gelmiş, bir de Şileli getirmişti yanıma. Bu adamcağız bana. Çile ve civarındaki Türk köylülerine musallat olan Pandeli adında bir erirle arkadaşlarının cinayetlerinden uzun usadıya bahsetti. Bu nankörün on Uç srkadaşile, bir hafta evvel Şileden çıkıp (Irva) taraflarına indiğini söyledi. Bu habisler, Irvanıa garbindeki Beylik mandıra çiftliği civarında yataklanacaklarnuş. Islan buldaki nankörler tarafından gon derüecek motorla/is dsnize açılacaklar, akıllarınca İstanbul Us Akçaae-hir ve İnebolu arasında motorlerle yapılan gizil cephane vs silah nakliyatına engel olacaklarmış. Ne daram bu işe?.. — inanırım atandım, yaparlar. — Peki, bunlara ka pacagu?.. I — Tabii «11 bağlı duracak deği- liz a beyim. Ne emredemenı* onu yapacağız. — Ben söyle bir şey düşündüm. Şu sırada bundan daha mühim işler olduğu için Yusuf beyi İstan buldan ayırıp yanınıza katamıyacağım. Seni sekiz, on arkadaş ile o tarafa gön dermek istiyorum. Elinize bir de motor vereceğim. Şöyle on beş yirmi gün kadar oralarda gezip dolaşınız, denizde ve karada istediğiniz gibi bir cünbüş yapınız. Olur, değil mi aslanım?. Esat beyin, harzıcan edercesine kabul edeceğim pek tabiî olan bu emir ve teklifini dinlerken kendimi, o anda aklıma geliveren bir fıkradaki tilkiye benzetmiş tim Tabii, o zaman bu fıkrayı Esat beye anla tamanıış, yalnız için İçin gülmekle kalmıştım. Fıkra pek meşhurdur, hepiniz bilirsiniz amma, nasıl olsa gevezeliğe koyuldum, İzninizle ben de kısaca anlatı vereyim. Aslan.n biri bazı işlerinde kollandığı tilkiye bir gün sormuş ve sen, demiş. Tavuk yer vs yemesini bilir misin?.. Tilki de penbe dili ile tüylü dudaklarını yalayıp yaltaklandıktan vs bir oynak aşüfte gibi bir hayli kırılıp kıvrılarak salındıktan sonra, bir kaç defa yutkunmuş vs kuzum Aslanım, böyle şakalarla yüksek huzurunda güldürme beni, demiş... işte o gun ben de, Esat beyan vaziyetini aslana, teklif ettiği İşi de tavuğa benzetmiş ve az daha, kumandanım, güldürme beni diye bağınvere-cek bir hale gelmiştim. Gerçi hikâyeyi söylememiştim amma, kımbi-lır, o esnada ne hale girdiğimi ve tilki gibi nasü yalanıp yutkunduğumu pek iyi bilemiyorum, her halde birden değişi veren vaziyet ve tavrımla Esat beyi bir hayli güldürmuçtum. O gülünce ben de kendimi tutamayıp gülmüştüm ve işte böylece ve güle, söylese bir saat geçirmiş, yapılacak işe ait bütün planlan sırsya dizip çizmiştik. Arkadaşlarımı seçmiş, hazırlığı-mı üç günde bitirmiştim. Kumandanın verdiği motörü. ağlarls, san balıkçı muşun balan ve çeşit çeşit yiyintiler ile donatmış, kendimizi de balık çil ığımıza inandıracak bir kıyafete sokmuştuk. Kendim de dahil olduğum halde hepimize birer mavzer ayırmış, ganice fişek ve bomba almıştım ve bunlan sabahleyin Sa-lacıkü Hakki reisin tak imlan ile boğaza yollamıştım. Kumandanın balıkhanede Şerafettin bey namında bir zattan hepimiz için aldırdığı balıkçı tezkerelerde birlikte verdiği bîr miktar dünyalığı da cllzdana yer leştırdıkten sonra, ertesi gün arka-daşlan almış, motor» atlamıştım. Bu seferimizde takım, tayfs yüzünden çok zengindik Hatta, evvelce bir kaç defu kendisinden bahsettiğim Tsrlabaşılı Alekoyu da, fazla olarak, yanımıza tercüman alım. tını Mipavrilı dümende. Hoca Bekir makine dolabında bulunuyor, suları yararak boğaza doğru İlerliyorduk. Kadri çavuşun curasını, Vakfıkebirll İzzetin kemençesinl din llyor, gülüp eğleniyorduk. Hemsifrli Nuri yine yanımızda İdi. Diğer arkadaşlar da şunlardı. Hopalı Niyazi ve Sadık; İstanbullu Sadettin ve İsmail. Maçkaiı Ahmet ve Giresunlu Omerdi. Hepsi de seçme, birbirinde.ı farkaıı babayiğit canlardı. Ayrıca, yedek olarak bahriye yüzbaşılarından Plyalel! Ahmet Nuri kapfan ve makini*t Seaai beyler de yanımızda bulunuyorlardı. İkiai de hoş sohbetli cesur ve babacan adamlardı. Bu kârada bulunduğumuz saman motörü bu beyler İdare ve muhafaza edecek lardi. Yalnız benzi o vs yağ değil ga-iKinı bile vardı ve çok boldu. (Devamı var) Başvekilimizin Şehir Meclisinin Şükran Telgrafına Cevabı Tramvay, Tünel ve Elektrik idarelerinin hükümet tarafından Belediyeye devri U/erme Şehir Meclisi tarafından Başvekil Doktor Refik Saydama çekücn şükran telgrafına Başvekil şu cevabı vermiştir: Vali Lûtfi Kınlar Tramvay, Elektrik ve Tünel İdaresinin İstanbul Belediyesine devri hakkında hazırlanan kanun lâyihası munasebetıle Vilayet Umumî Meclisince izhar olunan duygulara teşekkür ederim. Başvekil Dr. Hrfik Saydam BELEDİYEDE Cezalandırılan esnaf Son h-fta içerisinde Fatih kszası dahilinde 11 ve Adalar kazası dahilinde de 4 esnaf Belediye talimatına uygun hareket etmediklerinden ceza 1 andı nlm ıslardır. Şehir dahilindeki mezarlıklar arsa oluyor Şehir dahilindeki mezarlıklarda gömülU bulunan bazı meşhur kimselerin mezarları Edirnekapı şehitliğine naklolunacak tır. Belediye bu İş için 6000 liralık tahsisst ayırmıştır. Bu nakil İşi bittikten sonra Belediye şehir dıhilindeki mezarla-n arsa haline İfrağ ederek satacaktır. Mısır Çarşısı hâl olarak kullanılacak Mısır Çarşısının yardımcı hal olarak kullanılması için yapılması la- zımgelen tadilat İrin çarcıda bazı istimlaklere lüzum görülmüş ve bu istimlâk muamelelerine başlanmıştır. Cihangir caddesi asfalt olacak Cihangir caddesinin katranlı şose olarak yapılması knrarloştınlmışhr. Şosenin katranlanması dün müteahhide verilmiştir. Muhasebe kursu Belediyenin yeni bütçesi gelir gelmez Muhasebe Müdürlümü memurlar için bir kurs açacaktır. Taksim âbidesinin temizlenmesi Taksim Ibideanin bronz kısımlarının fennt şekilde temizlenmesine karar verilmiştir. Bu suretle temizlenen abide gürelleşmtş olacaktır. MtTlTOEKBIZ Silivride Feci Bir Deniz Kazası Bir motor battı içindeki taifeleri boğuldu Dün Silivri'de bir deniz kazası olmuş ve bir motor batarak üç tayfası denizde boğulmuşlardır. Silivri civarında kum taşıyan bu motor dün Silivri Mimar Sinan Bağlaraltı mevkiinde üç kulaç suda batmıştır. Motor fazla miktarda kum yüklenmiş ve mevsim de hayli İlerlediği için motorun teknesinde-ki tahtalar aralanarak dahile su sızmış ve tekne ân! surette gark olmuştur. Motorun üç kişiden mürekkep tayfası bu anda baş altında bulundukları için kurt ulam ly arak boğulmuşlardır. Dün o civardan geçen kayıklar vaziyeti görerek sahile haber vermişlerdir. Çatalca Müddeiumumiliği hftdise hakkında tahkikata başlamıştır. Vali Silivride Vali ve Belediye reisi Doktor Lûtfi Kırdar dün Silivriye giderek ornda hükümet konağının temel atma merasiminde bulunmuş ve bazı tetkikler yapmış, akşam şehrimize dönmüştür. Konservatuar Talebesi Orduya hediye edilecek tayyarelerin isimleri istanbul tarafından orduya hediye edilecek beş tayyarenin isimleri tesbit olunmuştur. İsimler şunlardır: Kapalıçarşı, Fener, Taksim, Bankalar, Galata. Partinin milli senfoni müsabakası Cumhuriyet Halk Partisinin milli senfoni müsabakasına gelen dört asar, jüri tarafından tetkik olunmuş, fakat hiç biri ksbul olunmamıştır. Talebe İstanbulda mecburi mete tâbi tutulacak Konservatuarın ıslahı için toplanan isti şari komisyon henüz, mesaisini bitirmemiştir. Konservatuar talebesinden istifade için şimdilik düşünülen tedbir talebeyi mektepten mezun olduktan sonra İstanbul'da birkaç senelik mecburi bir hizmete tâbi tutmaktır. Eğlence Yerleri Tarifelerinde ucuzluk yapmak İçin mikan araıp Eğlence yerleri tarifelerinde u-murol bir tenzilât yapmak imkânını hazırlamak için Belediye İktisat Müdürlüğü tarafından yapılın tet-kikat neticelenmiştir. Bu tetkikatta Belediyenin istinat ettiği unsurlar müessesenin mevkii, çalgılı olup olmadığı, artistlerin bulunup bulunmadığıdır. Bu .tetkıkat neticesinde birçok eğlence yerlerinin tarifeleri yeniden tasdik olunmakladır. OENsZLEKDE : Telgraf Muhaberelerinde Tasarrufa Riayet Olunacak Hükümet vilâyete bunu temin için bir tamim gönderdi Dahiliye Vekâleti vilâyetler tara- fından yapılan telgraf muhaberelerinde tasarrufa riayet edilmesini temin maksadile alâkadarlara bir tamim göndermiştir. Tamime nazaran yapılacak telgraf muhaberelerinda tasarruf temini İçin tu cihetlere dikkat olunacaktır. 1 — Telgraf isleri yalnız çok müstacel islere hısrolunacaktır. 2 — Telgraflarda kullanılan ihtiram kelimeleri kaldırılacaktır. S — Telgraflarda şahsi islere yer veri İmi yecektlr. 4 — Telgrafın metni borulmadan daha kısa yarılmağına çalışılacaktır. Hem telgraf muhaberelerinde tasarruf, hem de kırtasiyeciliği önlemek maksadile hükümet bazı işler hakkında kanun ve niramnamelerde sarahat olduğu takdirde icabının a-lâkadar yüksek makamlardan sorul-mıyarak yapılmasını bu tamimine ehemmiyetle İlâve etmiştir. İKTİSAT İŞLERİ Vapurlardaki emniyet t rtibatı Uzak ve yakın sahillerimizde çalışan vapurlarda yolcuların emniyetini daha iyi bir surette garanti etmek için Denizbank yeni tedbirler almaktadır. Bu cümleden olmak ü-zerc bütün vapurlara yeni emniyet Rerlibalları ilâve rtdcccUtir. Bundan başka vapurlardaki can kurtaran simitleri de arttırılacaktır. Denizbank bu hafta içinde yeniden 5000 can kurtaran simidi mubayaa etmek için bir münakaşa açacaktır. 19 Mayıs Bayramına Hazırlık Dün vilâyette vali muavini Hü-caİ Karatabanın riyaseti altında. Parti balkanlarının istiraküe yapılacak 19 mayıs aenüklerî bakkındı teferruatı tesbit etmek üzere bir ko- [ misyon toplanmıştır. Komisyon yapılacak şenliklerin Fener stadında yapılmasını kararlaştırmıştır. Resim toplantıdan bir intibaı tesbit etmektedir. Afyon bedelleri peşinen ödenecek Şehrimİzdekİ afyon tüccarlarından 15 maruf imza ile Ticaret Vekâletine Ofisin koyduğu fiatlar üzerinde müracaatte bulunulmuştu. Bu telgrafta Ofisin derecesi 60-70 kuruşa satılan afyonları yirmi beş kuruşa almak İstemesinin ve bedelle, rinin beş senede ödenmesinin piyasada iyi bir tesir bırakmadığını bildirmişti. Bundan başka tüccarların Ankaraya gönderdikleri heyet vekâletle temaslarda bulunmuş ve verilen izahat üzerine afyon bedellerinin peşin ödenmesi için icabeden tedbirlerin alınacağı kendilerine vâ-dedilmistir. Esasen verilen haberlere göre yapılan yânlara rağmen tahmin edilen mevcut 2500 sandığa mukabil henüz pek az müracaat vaki olmuştur. Fransızlar lOttln alıyor Fransız rejisi, yurdumuzun muhtelif evsaf tütünlerinden mühim bir miktarda mübavaatta bulunmıya karar vermiştir. Fransız Rejisinin şehrimizde bulunan mümessili evvelki gün bir münakaşa şartnamesini alâkadar müesseselere göndermiş ve tütün ihracatçılarına da ayrıca tebligatta bulunmuştur, öğrendiğimize göre Fransızlar 937 ve 938 senesinden kalma istoklardan mühim miktarad satın alacaklardır. Yapağ satışları hararetlendi Gecen hafta pazarlığı yapılmış o-İ£ Tarkva'nın kıvırcık yapaklarından 100.000 kiloluk büyük bir parti kilosu 65 kuruştan dün ihracat için satılmıştır. Bu parti Sovyetler için alınmıştır. Yeni mahsul, kuzu derileri piyasaya getirilmiş ve sıkletlerinin fazlalığı dolayısile derhal müşteri bulmaktadır. Bilhassa kalitelerinin iyiliği birkaç senedenberl yurdumuzda teessüs etmiş olan yerli eldiven-cllik sanayiinde kullanılmak üzere mubayaa edilmektedir. Bu derilerin birincileri 150-160 kuruştan satılmıştır. TAKVİM 4 Mayıs 1939 Perşembe HIrI:MR«bîalevreI 1358 Raaslı2l NİSAN 1355 Kan: 178 Çiçek Fırtınası D«f« saati 4,53 0|U ı 12,U — İkiaa-i ı 16,04 Akaasaı 19,08 — Yatan 20,53 Issaak :2,56 Avrupadakî siyaset oyun lan Avrupa'nın geçirdiği karışık devirler siyaset cephesında devletlerin karşılıklı oyunlarına şahit olmaktadır. Son ayların tebarüz ettirdiği bir hususiyet, bao büyük devletlerin takip ettikleri siyaset tarzıdır. Almanya ile İtalya bu hususta ön safta bulunmaktadır. Berlin İle Roma, politika âleminde garp demokrasilerinin mütekabil cephelerini kıracak, efkârı umumiyesinde sarsıntılar tevlit edecek şekilde hareket etmektedir. FilhnkOca bu devletlerden biri sesini yükseltip her hangi bir siyas! oyuna girdiği zaman diğeri susuyor, ve birincisi sustuğu zaman da diğeri talepler dermeyan etmiye başlıyor. Berlin Avusturya-yı, Sü^et mıntakalarını İlhaktan sonra faaliyetini bir an için durdurmuş, arkadaşı Roma'da Fransa'ya karsı ânl surette bazı iddialar serdine koyulmuş, sesini yükseltmiştir. Avrupa efkârı umumiyesi bu karşılıklı mânevi ve biraz da maddi darbeler karşısında şaşkınlığa düşerken yine sulh ümidini terketmi-ye rıza göstermemişti Fakat bir müddet sonra Almanya'nın İkinci bir darbesi Çekoslovakya'nın ortadan kalkması, yine Roma'yı emellerini ortaya atmaktan sarfınazar ettirmiş ve susturmuştu. Çek hâdisesinin tevlit ettiği akisler sükûnet bulmadan, Roma harekete geçmiş ve Arnavutluk işgal edilmiş, ftalya Krallığı ve Habeş İmparatorluğu sinemize sokulmuştur. Bu sefer de Berlin susmuştur. Şimdi nöbet yine Atmanyada'dır ve Berlin de tekrar sesini, M. Mitlerin Rayhştagdaki mı'Hı ile yeniden hali hazırdaki ve isitkbaldeki siyasetini, demokrat devletlerin faaliyetlerine ehemmiyet ver m iyen bir tavırla ve yüksek sesle izah etmiştir. Bu arada Roma yine susuyor. Yalnız sıra şimdi oha gelmektedir. Roma ne yapacak? Bugünün en çetrefil meselesi, matbuattaki yazıların, diplomasi faaliyetlerin esasını Polonya, yani Danzig meselesi teşkil etmektedir Efkârı umumiye bu iş* candan sarılır ve her hançi bur silâhtı ihtilâf ihtimalini bertaraf etmiye çalışırsa Polonya'nın rtidal ta» siye ederken Roma zahirde susuyor. Fakat Berlin - Roma mihverinin â-deta daimi bir devrine istinat eden bîr taraflı olarak yüksek sesle konuşmak sırası ona gelmiştir. Fakıt bu defa, artık Roma - Berlin mihveri, bu şekilde bir taraflı konuşmayı bırakabilirler ve birlikte seslerini ortalıkta çınlatabilirler tşte. Avrupa, böyle bir vaziyet karşısında kalabileceğini düşünmelidir ve zaten düşünüyor. Avrupa siyasetinde her iki devletin, zahirî dostluklarına rağmen, u-mumi siyaset cephesinden, derinden derine bir tezat olduğu de öte-denberi söyleniyor. Bu zaviyeden bakılırsa. M. Hitler'in nutkundaki fikirler, böyle bir düşünceyi temin edecek mahiyette değildir. Filhakika M. Hitler. bugünkü Fransa île hiç bir arazı ilislfi olmadığını ve Sar havrasının Almanya'ya geçmesile bir husumet mevzuunun artık mevcut olmadıkını beyan ediyor. Halbuki mihverin diğer devleti îtalya, Fransa'dan mühim arazi taleplerinde bulunmaktadır. Her hangi bir niza halinde, İtalya'nın Fransa İle bir silâhlı ihtilâfa girişmesi takdirinde, Fransa ile arazi noktasından ilişiği bulunmıyan Almanya, ellerini kavuşturup duracak mıdır? Berlin -Roma mihverinin takip ettiği hattı hareketin seyri, böyle bir ihtimalin varit olamıyacagını gösteriyor. Ve hem M. Hitler nutkunda italya !!• hiç bir zaman sivaset ayrılığı göstermediği ve gostermlyecegınl ve müşterek bir politika tnklp ettiklerini beyan etmekten de sakınmamıştır. Bu sebepten garp demokrasilerinin karşısındaki mihver siyaseti, Avru-pada halihazır faaliyetlerde uğraş-mıya mahsus bir tarzdır kl, bu ılya-set oyunu kati mevzuunu Polonya meselesinde gösterecektir. Bu noktadan Kolonel Beck'ln nutku bugün merakla beklenen bir siyasi hâdisedir. / . Dr. Reşsd SAGAY' 33?623 /PARE YERİ IiUaUI N»r»o«rı*DİT' Nı M YaaUabah «..-*•** ılYANBUL Telefon — 207»* Birinci yıl — No. 360 YENİ SABAH GÜNLÜK SfYASl HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI TflrUr* Ecn.bl HER YERDE »00 Kr. |wl|İ 1400 K». 800 Kt. • »rl.|ı 1200 Kr. 3 ISO Kr. 1 .,),*. «00 Kr. »0 Kr 1 300 Kr. r..t. || '..»... , r- . - , r. . _ Lfc.lUr l,\m 1* 14. Tl •• 4 Ur* KURUŞ an Ve Macarlar, Slovakyayı Paylaşıyor Ribbentrop Romada, Bu Taksim İşini Görüşecek Paris, Alman Nazırının, Danzig işgaline italyayı Razı Etmeğe De Çalışacağını Bildiriyor Balkan Devletleri Yazan: Hü..yiı Cah.d YALÇIN Şu aralık sesini çıkarmasına intizar edilebilecek bir teşekkül varsa o da Balkan Antantı olmak icabe-derdi. Çünkü, sakUmıya hacet yok. Balkanlı devletlerin mukadderatı meseleal nvvzubahs oluyor. Alman* yanın mantık, akıl ve insaf namına elde etmesi lAzımgelen yerleri aldıktan ve ırki tamamîyetini kazandıktan sonra bununla memnun ol-mıyarak halâ Avrupa kıt'asında kendisine bir hayat sahası araması vt Çekoslovakya'yı ortadan kaldırması, bundan sonraki hamlelerin ancak Balkanlara teveccüh edeceği kanaatini vermişti. Almanya, bu kanaati izalt edecek teminata lüzum görmemiştir. Bilâkis Rumanya İle iktisadi bir anlaşma yaptığı gibi Macanstanı ve Yugoslavya'yı kendisine tamamen bağlamış, ve nüfuzu altına almış bir ta-vlr takındı. Her halde. Alman politikası Balkanlarda çok faal bir rol oynamıya başladı. Balkanlar üzerinde teressüm eden bu tehlike karşısında Balkanlılar tarafından hiç bir aksülimel g'—îe-rilmemesi Avrupa'nın cenubu r^ar-kl yarımadasının siyast veya İktisadî Alman istilâsına karşı tamamen açık bulunduğu manasını mı fşrab eder? Tehlike hepimiz için müşterek ve yakın olmakla beraber. İlk adımda çiğnenecek Yugoslavya ortadan silinmiş gibi. İsmini İşittirmekten bile muhterlz. Rumanya faaliyette. Fakat Balkan Antantına dahil devletler bir araya gelip t» başlarının çaresini aramayı akıllarına mı getirmiyorlar, yoksa cesaret mi edemiyorlar? Vakıa. Balkan Antantı btHÜn bO-tün başka bir hedef takip etmektedir. E*er Balkanlılar kendilerini hariçten gelecek bir tehlikeye karşı da asker! bir ittifak İle bağlamış olsa-lardı bugün şüphesiz kl. çok daha rahat ve emin bir vaziyette bulu-«urlardı. Simdi bu ihmalin cezasını çekiyorlar. ltalyanın küçük bir parmak dar-besile Balkan Antantı binasını devirmiş olduğu yolundaki sevinci. Balkanlıların kâfi derecede gözlerini açmıya yetebilir. Avrupa'nın bir köşesinde dört beş devlet bir a-raya gelip te kendi emniyetlerini garanti etmek ve ecnebi her türlü nüfus ve tesirden azade kalmak e-mcltna düşerlerse bunda büyük devletlerin niyetleri nalla farzolunmak ¦artlle, kuşkulandıracak ne var ki. Balkanlılar arasındaki tesanüt bozulursa bu kadar seviniyorlar? Çünkü müttehit ve müttefik Balkanlar çe-tin bir lokma teşkil ederler. Takat parça parça Balkanlılar birer birer kolayca himaye altına alınabilirler, yahut vasal bir devlet şekline sokulabilirler. İtalya'nın ve Alnanya'nın bu sevincine mahal \ar mıdır? Balkan Antantı yaşıyor mu? Doğrusunu İtiraf etmek Unmgetlrae. Roma - Berlin mihveri sevlnmekto haklıdır. Çünkü Balkanları bomboş bulmuşlardır. Avusturya vt Macaristan İmparatorluğunun ültimatomuna kahramanane bir İstiklal ruhll* boyun eğmlyen küçük Sırbistan. bO-HtWri CaJtU YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfamızda) Bratislava. 4 (AA.) — iyi bir membadan öğrenildiğine göre B.Von Rıbbentrop'un Roma'yı ziyaretinin başlıca mevzuu. Slovak meselesidir. Alman nazırının İtalyan zimamdarlarına Slovakya'nın Almanya ila MacarİBtan arasında taksimi muk-tezi olduğu hakkında İzahat vermek arzusunda bulunduğu söylenmektedir. Slovakya'nın Vah vadisin* kadar olan garb kısmı Bohemya ve Moravya tarafından İlhak edilecektir. Bratialava'nın Avusturya eyaletine geçeceği söylenmektedir. Slovakya'nın diğer aksamı. Ma- Almafca Hariciye nazırı Voa Ribbentrop car himayeei altına girecektir. (Sonu 3 üncü sayfada) Kral Zogo Dün Şehirde Bir Gezinti Yaptı "Türk Siyaseti İstiklâlini Muhafaza Etmektedir,, Bir Alman Gazetesinin Mühim Makalesi " Türk milleti, yalnız kendi menfaati iktizası değil, bütün dünyaya da hizmet için, vazifesini boğazların rüşvetle iğfal edilmez bir bekçisi olmakta, su veya bu devlet zümresi lehine olarak boğazların suiistimal edilmesine karşı koymakta bulmuştur. „ Kral Zogo Kraliçe Jeraldio, Kralın hemşir leri Park otelde çay içerlerken Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunmakta olan kral Zogo ve kraliçe JeraJdın İle prensesler dün m isa fır bulundukları otelde aaat dörde kadar iatlrahat etmişlerdir. Öğleden sonra aaat 17 de kral Zogo, kraliçe ve beraberlerinde bulunan prensesler ve erkân otomobillerle Perapalaatan ayrılarak doğru Parkotele gitmişlerdir. Kral ve kraliçe Par kot elde aksam aaat 18,30 a kadar kalarak çay içmişler ve diba de hemen hiçbir at yarat kabul etmemişlerdir. Kral ve kraliçe ile maiyetlerinde bulunan re valin Türkiyede nerede ikamet edecekleri hakkında henüz kat'I hiç bir malûmat alınamamıştır. Maiyetinde bulunan Maarif Vekili ve ban rabıtan özipek Palasa, bir kısım zabıtan otel Kontinantal ve bazı vekillerle 26 zabit te Bristol o- teline misafir olmuşlardır. General Veygand gitti Ankarada bulunmakta olan Fran sut generali Veygand, dun sabah te Ankaradan şehrimize gelmiş, ve İstasyonda vali muavini, emniyet direktörü ve Fransız konsoloshanesi erkanı tarafından karşılanmıştır. General VVeygand, öğleden son- ra aaat 15.16 te Teeilköyden tayyare İle BUkrcşe hareket etmiştir. General, tayyare meydanında vali muavini, emniyet direktörü, merkez kumandanı, belediye turizm müdürü. Fransız konsolosu, konsoloshane erkânı ve daha bir çok se vat tarafından uğurlanmıstır. Berim. 4 (A.A.) — Hariciye Nezaretinin gazetesi olan Diploma t ı*che Korrespondenz, Türkıyeyi «Sulh cephesi, içine almak için İngıllere-nin sarf ettiği gayretleri mvvzubah-aederek diyor ki: «Vakıa bu müzakereler hakkında sahih hiç bir malûmat mevcut değildir. Fakat öyle tahmin edilir ki, bu müzakerelerin hareket noktalını Türkiyenin Balkan paktı azasından bulunması teşkil eylemektedir. Türkiye'yi bütün dünyaca tanınmış olan vazifesini çok tehlikeli bir tarzda değl;tirme^e sevk İçin cenubu şarki devletlerine karsı Alman veya İtalyan taarruzu projelerile manevra edilmek isteniliyor. Hakiki bir bîtaraflıkla telif edilemiyecek surette Türkiye siyasetinin değişmesinde muayyen bir devlet zümresinin gösterdiği alâka, «fiili tazyikin» hangi taraftan gelmesi beklenebileceğini ve şimdiye kadar bu kadar Türkiye istiklâlinin hangi tarafça kıskançlıkla muhafaza edilmiş olan tehdit edildiğini ispat eyler. Türk mdletı, yalnız kendi menfaati iktizası olarak değil ve fakat ayni zamanda butun cihana hizmet etmiş olmak için de vazifesini, Boğazların rüşvetle ıgfal olunamaz bir bekçisi olmakta ve şu veya bu devlet zümresi lehine olarak Boğazların suiistimal edilmesine karşı koymakta bulmuştur. Türkiye'nin bu vazifesini tanıyan herkesin -Almanya ve onun dostları bunu kayıtsız ve şartsız olarak tanıyorlar. Ancak herkesin tek bir menfaat, olabilir ki. o da. hüsnü telâkkinin ise gavet tabii olarak kar^ı tarafın samimiyet ve namuskârlığı-na olan şartsız bir itimada istinad( etmesi lâzımdır. Anahtarı her ne I şekilde ve her ne maksatla olursı | olsun gevşetme imkânlarını gösterecek her türlü oyunun tehlikeli bir misal teşkil eyliyeceğini ve bend-ler bir kere auldı mı suların hücumunu durdurmak hususundaki az- mine bekçinin artık hâkim olamıya-cağım Türk hükümetinin bilmediği düşünülemez. Türk milleti bakımından enternasyonal münasebetler esaslı olarak değişmiştir. Türk milletinin, bundan 15, 20 sene evvel harp halinde buluı.dugu milletler arasında bugün çok emin dostlara malık bulunduğunu kaydetmek gerektir. Fakat Türkiyenin hattı hareketini daha lastikli kılmak yolundaki gayretlere dair Türk Hariciye Vekilinin yaptığı kat'I beyanatın kâfi gelmesi icabederdi. Filhakika. Türkiyenin bütün dünyaya karşı beyan ettiği itimat vaziyeti, onu itim .din bu mutlak esasını terk yolunda yapılacak her türlü telkinleri açıkça red-detmiye mecbur kıla" Muhtelif yeni oyunların teıir ve neticeleri bugünkü gerginlikleri hafifletecek yerde dünyayı esasen kâfi derecede karıştırmakta olan emniyetsizliği btr kat*aha vah Imlejl irecektir.» Litvinofun istifası Heyecan Uyandırdı İstifa Polonyada müsait bir tesir yaptı Londra,» (A.A.) — ingiliz matbuatının bu günkü en Heyecanlı mevzuu Litvinofun İstifasıdır. Gazeteler. Lirvinof'un çekilmesini ingiliz - Rus - Fransa müzakerelerde alâkadar görmekte ve eski Sovyet Hariciye Komiserini taknlm götürmez Rollektifîn ve hatta Uçîer ittifakının adamı olarak telâkki cy-( Vmiu 3 üncü sayfada) Büyük Kırkpınar Güreşleri Bugün Başlıyor Allınkemerlorlayagellren General Cemil Tanerln Yeni Sabaha beyanatı Edirne, 4 (Telefonla) — Türk spor tarihinde ebedî bir nam bırakan Kırkpınar güreşleri, yarın muazzam merasimle başlıyacaktır. Trakya U-znuml Müfettişi Sayın General Kâzım Diriğin yüksek himayeleri va güzide bir tertip heyetinin nezareti altında cereyan edecek olan bu güreşlere iştirak etmek üzere yurdun her tarafından gelen 130 pehlivan Edirne'de- toplanmış bulunmaktadır. Bunların arasında Türkiye profesyonel güreş şampiyonu Teklrdağ-lı Hüseyin de vardır. Bugün Beden Terbiye»! Umumi Direktörü General Cemil Taner otomobille gelmiş ve Beden Terbiyesi Umum Dlrektörlüftünce Kınc-pınar güreşlerini kazanacak pehlivana verilecek olan altın kemeri getirmiştir. t Sonu 3 uuı u sayfamızda) Bek Bugün Mitlere, Cevabım Verecek Rusya Ve ingiltere, Birbirlerinden Şüphe Ettiklerinden Anlaşamıyorlar Varşovada Nümayişler Varşova, i (A.A.) — HaıVıye nazın. Beck'ln yarın saat 11 d Diette yapacağı beyanat Leh, lor liz. Fransa ve Alman lisanlarila radyo ile neşredilecektir. Bu beyanat, gece Amerıkaya verilecektir. Celsede, kordiplomatik ile birçok gazeetcıler hazır bulunacaklardır. Daha şimdiden Varsovad* ecnebi gazetelerin 15 hususi m ıha-biri bulunmaktadır. Fnınsanııı Polonyaya yeni bir taahhüdU Paris, 4 (A.A.) — Epocnıe gazetesinin yazdığına göre, Fransa hfl kûmetı, Fransız - Polonya ittifakının Dantzıg şehrine de şamil olduğuna dair Polonya hükümetine tahriri teminat vermiştir. (Sonu 7 inci sayfada) hbK SABAH Türkiyenin Siyasî itibarı Baron Bek Misafirimi/; K masanın sabık U- ııııııi'i I rk.inili.irl.ix- reisi m ın-rul Weygaod dun n »¦ m leke timizden ut -ti Beyanatında; zaten tanımakla müftehlr olduğu Millî Şefimizin, hakkında çok lütufkâr datramlı£ı. devlet adamlarımızla ve askeri rue-sa İle mühim temaslarda bulunduğunu da sarulııılen bildirdi. General VVej^und. Frangının et-ld Suriye komiseridir ve Türkiyenin şarktaki kudret asj prestijini gayet İyi. gayet yakından bilir. Bu îtİİMir-ladır ki lıeru Anktıra ziyaret ve mü- zakerelerinde; hem de mahiyetini I.ilimin edebileceğimiz müzakerelerin ehemmiyetini açıkça söylemesinde huyuk manalar vardır. Harp IhUıuaUertnlo herkesi korkuttuğu su buhranlı devrede halkımı/ müsterih olabilir. Beynelmilel Hlya*eT(e İlilıurııms çok yüksektir ve bu İtibar; Cumhuriyet hükümeti tantfın.lun. en hayati, en mahaillno ¦ .. ı-rnt şekilde, kiyasetle, otorite lif. idare olunmaktadır. Bu, yarın da böyle olacaktır. A. CEMALEÜOlS SARAÇOĞLU Sarftı YENİSABAH S MAYIS 1839 HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 81 Yum ı Af- S/F7A? Hainlerin Artık Son Dakikaları Gelmişti Hepsini Öbür Dünyaya Göndermek Nihayet Bir Saniye işi idi O gün akşam üzeri, Anadolu feneri ile, «Poyrazköy», arasında ve Sıvat dere ormanı hizasında küçük bir koyda Hakkı reisle buluşmuştuk. Silâh ve cephanemizi motörtl-müze aktardıktan soma onu uğur-lamış biz de Kum çiftliğine doğru yoUanmıştık. Maksadımız, gece ka-ranbğından istifade ile Beylik mandıraya kadar gitmek ve yalı boyunu gAlemekti. Irvayı geçmiş ve Ir-va ile Beylik mandıra arasındaki Pırnallıklar hizasına gelmiştik. Yarım yolla üerliyor, hepimiz de sahili gözden geçiriyorduk. Mipavrili İbrahim, dümene yüzbaşı Ahmet Nuri beyi geçirmişti. Kendi de makine do tabının üzerine uzanmıştı. Bir elini I şapka siperi gibi gözlerinin üzerine koymuştu. Sinsi sinsi ve tıpkı ~olr kümes gözliyen tilki gibi yutkuna yutkuna sahili süzüyordu. Hoca Bekir de onun biraz ilerisinde oturuyordu. Yine dilinin bağlan çözülmüştü. Kafesinde dolap çevire çevire makara çeken filorya-lar gibi durmadan cıvıldıyordtr, gülüyor, güldürüyor, arkadaşlarına hoş bîr vakit geçirtiyordu. Duramıyor, Mipavriliye de sataşıyor, laf a-tıyordu; — Arkadaşlar, bakmayın siz Mi pavrilinîn karalığına, kuruluğuna. Gerçi, görünüşü irice bir meşe marsığına pek benzer amma, gözleri karanlıkta bile dürbün gibi görür. Bil mem ki cinsinde kedi mi var, nedir? Hele koku almada, Alimallah eşi, emsali yoktur malımın. Avcı zağarlarına, dişi tilkilere, hattâ kayıkhane farelerine pes dedirtir karşısında. Bak görUrsünUz. Diyor, yeminler ediyor ve artsız, arasız attığı çıngırak gibi kahkahalarla sahilleri çın çın öttürüyordu. Böylece, geçtiği yerlere zevk ve ne-ee saçan motorumuz Beylik mandırayı da geçmişti. Uyku, kimsenin ne aklına geliyor, ne de gözlerine giriyordu. Sanki, bir düğün evine gidiyor veya bir eğlenceden dönüyor-mueuz gibi gittikçe şenliğimiz artıyordu. Bu esnada küçük bir koydan daha çıkıyor, minimini bir burundan kıvrılmak üzere bulunuyorduk. Hoca Bekir, oturduğu yerden fırlayıp kalkmış ve bağırmıştı: — Ülen Kadri, lazet, alın sazlar, ela de bir zeybek havası tutturun he-le. Oynıyacağım geldi içimden. Demiş, parmaklarını şıkırdatma-ğa başlamıştı ki, MipavTİlinin kısık nesi çıkmıştı: — Sezai bey tam yolla geri. Düş ! mam bulduk. Motorun şiddetli sarsıntısı ile «Uverte üzerine yuvarlanan Hoca Bekir, yavaşça arkadaşlarına fısıldamıştı: — Demedim mi size, bak nasıl da gördü. Yaradana kurban olayım göz değil o, dürbün mübarek dürbün. Domla, mavzerini kaparak motorun başına geçmişti. Mipavrili hakikaten vakünde seslenmiş, motoru tornistan ettirmişti. Yoksa düşma- nın bayağı kucağına düşecek, hiç değilse vücudumuzu hissettirecek ve herifleri füphelendirecektik. Beş dakika sonra, ben, Mipavrili ve Hopalı Sadık motorumuza bağlı san-dal İle karaya atlamış, pırnallıklar totne dalmıştık. En fazla, on dakika yürümüş, yUrilmemîştik ki, gördüğümü! manzara karşısında apışıp afallamış, yüz yüze bakakalnuşuk N. mi görmüştük?.. Bir manzara ki can dayanmaz, hele seyrine doyum olmaz. Ortada sönmek üsm* bulunan bir ateş. Yanan odunların çoğu korlaşmış, ve külleşmeğe yüz tut-muş. Bir kısmı henüz sine sine ve ftraia titrek alevlerle yanıyor, ara-¦ıra sönerek hafif bir duman salıyor v» bize doğru savuruyordu. Bunun etrafında da, tabanlarını ateşe karşı dikerek uzanmış tam dokuz tane nankörün moydana getirdiği, et ve kemikten mürekkep bir çerçeve bulunuyordu. Hepsi de uyuyor, hırlar gibi horluyorlardı. Mipavrili dişlerini gıcırdatarak bana doğru dönmüş, kulağıma eğilmiş, yavaçgı: — Kara Mehmet, demişti. Da-yanamıyacağım. Ne olursa olsun, bu az daha sokulup şunların ortasına bir bomba savuracağım. Ben bunu tehlikeli bulmuş, İbra-himin elinden tutmuştum. Ayni sessizlikle: — Acele etme İbrahim. Etrafı gezip araştıralım. Bu heriflerin belki de arkadaşlan vardır. Bizi bırak Fakat Allah korusun, küçük bir tedbirsizlikle motörü delik deşik ettiririz sonra. Demiş ve geri çekmiştim, ibrahim sabırsızlığı, atılganlığı derecesinde de söz dinler bir arkadaştı. Sözümü o da uygun bulmuş, yanım sıra yürümeğe koyulmuştu. On dakika içinde civarı aramış, taramış, bir ağacın dslinda tüneyen tek kukumav kuşundan başka bir mahlûk bulamamıştık. Eh., artık Mlpavrili-nin dediğini yapmak, şu nankörcUk-leri de topyekün ölmüşlerine kavuşturmak sırası gelmişti artık. Bir siu-eap tezliği ve sessizliği, bir sansar titizliği ile ayaklarımızın uçlarına basarak eski yere gelmiş, heriflerin tepelerine Azrail gurur ve hışmile dikilmiştik. Bombalara el atmadan evvel Hopalı Sadığa: — Haydi, demiştim. Motöre git. Ucunu motöre bağlıyacağın uzun bir İpi sağa sağa sahile getir ve sandalın içinde bekle bizi. Bir tehlike vukuunda motöre tam süratle yol vermelerini ve sandalımızı çekerek denize doğru açılmalarını efendi kaptana söylemeyi de unutma. Bombalarımız elde. Mipavrili nan körleri ben de sandalı gözlüyorduk. Sadık dediğimi yapmış, uzun bir ipi ¦ağa sağa sahile yaklaşmıştı. Fakat, karaya ondan evvel Hoca Bekir atlamış, bire doğru koşmağa başlamış-tı. Yanımıza sokulunca: — Ayağının altını öpeyim. Kara Mehmet. Bırak şu herifleri Mi- (Devamı var) AdlıeJSayT Boşaltılmakta olan hapishane yerinde haziranda inşaatına başlanıyor Yeni Adliye Sarayı İnşaatına hazirandan itibaren başlanılacağı hakkında verdiğimiz haber tahakkuk etmiştir. Müddeiumumilik; Adliye Vekâletinden aldığı «mir üzerine dünden itibaren hapishaneyi boşalt-mıya başlamıştır. Hapishanede bulunan 400 den fazla mahkûmun bir kısmı .Üsküdar, hapishanesine ve tevkifhaneye, ağır eezah 10 mahkûm da İmraU •-dası hapishanesine gönderilmektedirler. takvi'm"" S May» 193» CUMA HlsrlılaR«bi«laveal UM Ussal.2. NİSAN 1US Kasis.; 179 D.ş .».ti; 4,52 öf . 12,11 - lkta.1, |«,04 Akşaasi 1»,09 — Yatsı ¦ 20,54 Isaıak .2,54 I şehir h a berle r i Sultanahmet Hafriyatı Profesör Bokster tekrar hafriyata başlıyor Sultanahmet hafriyatını yapan Bakstcr Belediyeye müracaat etmiştir. Profesör bu ay içinde tekrar hafriyata başlamak istemektedir. Profesör bu sene de Arasta sokağında çalışacaktır. Profesör Baks-ter'don başka bu sene Tiyer İsminde bir Fı.-.n.ı/ arkeologu da gelecektir. Tiyer bilhassa Ayasofya müzesinde sıvalar altında mozayik arayacaktır. Garip Bir iddia Bir şişe ee lık rakıyı ¦usuz yuvarlayınca ; hastaneyi boyladı 1 Aksa rayda oturan Abdullah İsminde bir balıkçı; «96. lık bir şişe rakıyı «susuz içmek, için, arkadaş-larile garip bir İddia ve müsabakaya girişerek koca şişeyi midesine İndirmiştir. Fakat aradan biraz geçmeden hastalandığından Gureba hastanesine kaldırılmıştır, Zehirli Sütl er Tahkikatı Zehirli sütlerden hastalanarak hastaneye kaldırılanların hemen hepsi iyileşerek evlorine gönderilmişlerdir. Yalnız Haseki hastanesinde iki ve Cerrahpaşa hastanesinde de bir kişi kalmıştır. Zehirli sütlerin; -dün de yazdığımız gibi- Fatihte toptancı Abdulla-hın mandrasından alındığı anlaşılmıştır. Ayrıca Yedikulede Mustafa ismin-de bir sütçü de sorguya çekilmiştir. Adliye ve polis, tahkikata ehemmiyetle devam etmektedirler. Sütçüler Cemiyetinin Belediyeye müracaatı Diğer taraftan İstanbul Sütçüler Cemiyeti merkezinde evvelki gün zehirlenme hâdisesi münasebetile bir toplantı yapılmıştır. Bu içtîmada; Belediyenin seyyar sütçüleri daha sıkı bir surette kontrol etmesi İçin evvelce yapılan mü-racaatlerin tekidi de kararlaştırıl- ıştır. VILAYrTTTE : Tayin olunan Maiyyet memurları istanbul Vilâyeti maiyet memurlarından dördü münhal bulunan kazaların kaymakam vekilliklerine tayin olunmuşlardır. Tayin olunanların listesi şudur: Kemal Hadımlı Sivas vilâyetinin Hafik kaymakam vekilliğine, Fuat Ertuğrul Boğazlıyan kaymakam vekilliğine. Naci Akat Karaisalı kaymakam vekilliğine ve Melih Yuluğ Hadım kaymakam vekilliğine tayin olunmuşlardır. Yeni bir Refiij Belediye, Taksim - Harbiye aralında yaptı|ı gibi Taksim - Ayaspa-şa - Dolma bahçe arasında da bir re-füj yapmıya karar vermiştir. Eminfinünufl İkinci plânın tattlkına başlanıyor Eminönü meydanı birinci plânına dahil bulunan binalardan yık il mı-y.n iki dükkln da dön müteahhide havale olunmuştur, ikinci plâna dahil bulunan beş binaya da kıymet takdir olunmuştur. Bugünlerde alâkadarlara teblüjat yapılacaktır. Yeni «Ut nizamnamesi Süt ve süt imalâtı yapanlar hakkında yeni bir nizamname yapılmıştır. Yapılan bu nizamnameye göre bu nevi İşlerle meşgul olanlar Belediyeden muhakkak ruhsatiye almak mecburiyetindedirler. Bu nizamname* hükümlerine riayet ermlyenler şiddetle tecziye olunacaklardır. Buz Sarfiyatını Artırmak İçin Yeni Tedbirler İstanbul Belediyesi bu sene buz sarfiyatını arttırmak maksadlle bazı tedbirler almıştır. Bu tedbirler alâkadarlara bir tamimle tebliğ olunmuştur. Yapılan tamime nazaran Istinbulda buz istihsal eden iki fabrikanın gündelik istihsalleri (126) bin ve aylık istihsalleri (3) milyon (750) bin kiloyu bulmaktadır. Halbuki yazın en sıcak aylarında bile İstanbul'un aylık buz sarfiyatı iki milyon kiloyu güç bulnn.kı.ıdn. Binaenaleyh buz sarfiyatını arttırmak ve hiç olmazsa iıtıhsalât miktarına çıkarmak lâzımdır. Bunun için şu tedbirler alınacaktır: 1 — Serbaylllk hükümlerinin yerine getirilmesinin temini. 2 — Bayilerden gündelik sarf vesikasının aranması ve icra mukavelesinin istenilmesi. 3 — Bayilerde her zaman buz bulunmasının temini. 4 — Buz Istlyenlerin red cevabile karşılanmaması İçin depolarda daima buz bulundurulması. 5 — Buz fiatının yüz paradan fazlaya sattırılmamaaı ve bunun gazetelerde İlânı. Belediye tedbirler arasında buzu fazla fiatla satmak istiyenlere mani olmak maksadlle buz depolarına «Buz burada yüz paradan satılır* levhasını astırmayı, halkın buz bu-lundurmıyan bayilerden şikâyetini temin için dükkânlara en yıkın Belediye zabıta» telefon numarasının talikini ve buz satan dükkânların sıkı bir surette teftişini de temin e-deccktlr. ^ Hasan Deposu Yangın Yerinde Keşif Yapıldı Enkaz altından çıkarılıp açılan kasalardan neler zuhur etti? Hasan deposu yangın yerinde başlanılan enkazın temizlenme Eşi bitirilmiş gibidir. Hâdise tohkikati-le meşgul olan müddeiumumi Rıfit. hâkim Kâşif, depo sahibi Hasan ve avukatı Sadi Rıza ile birkaç zabıta memuru evvelki gün bu münasebetle yangın verine giderek bir keşif yapmışlardır. Bu keşifte; enkazın altından çıkarılmış olan üç büyük kasa çilingir tarafından açılmıştır. Bunların birinden bono ve şahadetnameler, diğerinden de B. Hasanın 10 senedir muhtelif sergilerden almış olduğu ve 10 bin lira kıy metindeki madalyalar çıkmıştır. İki kasanın içindeki bütün kâğıtlar kavrularak yanmıştır. Hâkim; bu vaziyeti bir zabıt ve fotoğrafla da tesbit etmiştir. Günlük kasanın içinden 10-15 kuruştuk nikel paradan başka birşey Çıkmamıştır. Bu vaziyet de. kundakçı Ali'nin bu kasayı açıp yangından evvel içindeki paraları aldığını tevsik etmiştir. Yangın muhakemesine yakında başlanılacaktır. Hamdı Emin Ankaraya fitti Maliye Vekâleti Kırtasiye işleri Müdürlüğüne tayin edilmiş olan eski Denizbank Umum Müdür Muavini Hamdl Emin Çap yeni vaıife-ılne başlamak üzere dün Ankara'ya gitmiştir. Matbuat Umum Müdürlüğünde bir tayin Matbuat Umum Müdürlüğü İstanbul Ajanı olarak geçenlerde Amerika'ya giden Bay Neşet Halilin istifasından dolayı yerine Matbuat U-mum Müdürlüğü müşavirlerinden Orhan Atay tayin olunmuş ve vazifesine başlamıştır. işitilmemiş Bir Hırsızlık Vakası Denizbankın motörle-rinden biri çalındı Denizbank'ın Haliç'teki tersanelerinde garip ve şimdiye kadar ender teıadUf edilen bir hırsızlık vakası olmuştur. Üç gün evvel tersanelerin rıhtımına bağlanan Denizbank'ın 8 metre boy ve kurşuni renkle tek bacalı bir motörü evvelki akşam esrarengiz bir surette buradan çalınarak kaçırılmıştır. Banka, Deniz Ticaret Müdürlüğü vasıtasile bütün limanlara ve sahillere malûmat vermiştir. Her tarafta taharriyata başlanmıştır. İKTİSAT İSLERİ i Türk - Amerikan ticaret anlaşması Bundan bir müddet evvel Ankara'da İmzalanmış olan Türk - A-merlkan ticaret anloşması bugün meriyete girmektedir. Alâkadarlar dış ticaretimizde bugünden İtibaren hayırlı bir inkişaf devresi açılacağını ümit etmektedirler. Sanayi Birliğinde dUnkü toplantı Dün Sanayi Birliğinde şehrimiz sanayicileri ve Birlik idare heyeti bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda bu sene şehrimizde tekrar açılmasına karar verilen sergi hakkında görüşülmüş ve bazı kararlar verilmiştir. Sanayi Birliği bu sene yine Galatasaray'da açılacak olan sergiye bilûmum resmi teşekküllerin iştirakini temin İçin alakadar makamlarda teşebbüsler yapacaktır. Zeytinyağı İhracatımız artı *or Rumanyaya yapılmakta olan zeytinyağı İhracatımız bu sene diğer yıllara nazaran daha fazladır. Normal Hatlarla satılan yağlarımız Rumen piyasalarında hararetli alıcılarla karşılaşmaktadır. Zeytin mahsulümüz Yunan zeytinlerine nazaran daha düşük fiatla satılmaktadır. Ayni tip ve nevideki Yunan zeytinleri sırf daha güzel standerdlze edilmiş olduğundan emniyetle alınmaktadır. Bundan başka Hamburg'dan bir firma odaya müracaat ederek cam. pencere almak istediğini bildirmiştir. Bir Alman firması da paçavra ve kuru meyve talep etmektedir. Kadın çorapları hakkın-da bir rapor h^z-rlanıyor İpekli kadın çoraplarının çürüklüğü hakkında yapılmakta olan tetkikler nihayet bulmuştur. Ticaret ve Sanayi Şubesi Müdürü Vedat ve Sanayi Birliği Umumi Kâtibi Halil Güleryüz çorap fabrîkatörlerile bir hafta evvel yapılan içtîmada verilmiş olan kararlarla Odanın ve Birliğin mütalealarını birleştirerek esaslı bir rapor hazırlamıya başlamışlardır. Bu rapor bir Ikl güne kadar ikmal edilecek ve müteakiben bütün çorap fabrikatörleri bir toplantıya davet edilecektir. Bu toplantıda hatırlanmış olan raporun esasları üzerinde en son mütalealar alınacaktır. Bu rapor, bilâhare Vekâlete gönderilecektir. Sebze ve yaş UzUm İhracatı Yaş meyva ve sebze satış tarım kooperatifleri bu mevsim Almanya-ya ihraç edeceği sebzeler için bazı angajmanlara girmlye başlamıştır. Bu sene ilk olarak hususi ambılflj tertibatını havi sandıklar Içined domates vesaire İhraç edilmesi kararlaştırılmıştır. Bulgaristan'ın en mühim İhraç maddeleri araşma firen domates, Almanya ve diğer memleketlerde en rlyade aranılan maddelerdendir. Vitamini bol olan bu sebzenin memleketimizde dıha jrü-zsl bir surette ve iyi cinslerden yetiştirilmesi için Ziraat Vekâleti de icabeden tedbirleri alacaktır. Bu sene yapılacak tecrübe mahiyetindeki ihracat iyi bir netice verdiği takdirde önümüzdeki seneler zarfında daha geniş angajmanlara girişilecektir. Bu sene yaş üzüm ihracatını da ehemmiyet verileceği alâkadarlar tarafından söylenmektedir. Polonya - Almanya Bugün siyaset ruznamcslnin en mühim niza membaı olarak Danzig ve Polonya koridoru meselesi bulunmaktadır. Bu meselenin mevzuu çok derinlerden gelmekte ve hususi mahiyetini bırakarak beynelmilel siyasete dahil olmaktadır. Buradaki a-lâkadar devletlerden Polonya, coğrafi vaziyeti itibarile Almanysnın her hangi bir tevessü ılyaaetine, şarka doğru İlerleyişine, tabiri diğerle Sovyet Rusya ile olan siyasetine büyük bir engel teşkil etmektedir. Umumî Harbin hitamında Almanlar, tâbi oldukları sulh rejimi itibarile Polonya İle daimi surette gergin görünen bir siyaset takip etmekle idiler. Avrupa'nın bu köşesinde mütemadi lhıllfif mevzuları doğuran muhtelif hadiseler, zamanla, her Ikf memleketin münasebetlerinde slllnmlye başlamış ve 1934 kânunusanisinde müteveffa Mareşal Pilsudskl Ue M. HUler arasında aktedilen anlaşma, sureti zahirde ortadaki karışıklık âmillerini kaldırmıya savaşmış, muallâk meseleleri halletmiş görünmüş ve fakat esasta ihtiaf noktalan baki kalmıştı. Habeş harbi sırasında Fransa İle italya arasında ve Tunus'taki İ-talyanlara müteallik anlaşma nasıl üstünkörü bir hal sureti göstermiş idlse, o zamanki anlaşma da ayni netayici doğurabilecek şekilde tanzim edilmişti. Her iki taraf ta hadi-satın inkişafını beklemeyi tercih etmişti. Bu anlaşma, Berlînin şarka müteallik emellerine hatime çekmemiş idi. Bu vesikayı imzalıyan her iki taraf, aralarında bir fasıla tayin etmek ve hazırlanmak gayesini istihdaf ediyorlardı. Şüphesiz ki, Berlin, muhtelif hattı hareket takip etmek mevkiinde bulunabilirdi: Almanya, garpte emniyet tedbirleri a-larak Avrupa'nın şarkında serbestçe hareket edebilir, veya Polonya-yı merkezî Avrupa'daki bir ihtilâf halinde, bitaraf kalmıya mecbur kılabilir ve nihayet hâdisatın gösterdiği seyir nisbetlnde doğrudan doğruya Polonya'ya karşı bir emri vaki icra edebilirdi. Berlin, büyük Alman İmparatorluğu teşkilinin icabet t irdiği unsurlardan Merkezî Avrupa'ya taallûk eden kısımlarını büyük bir mikyasta viıcude getirmiştir. * Bugün Almanya. Avrupa'da esen havaya tebaan, yüksek sesle bağırarak, Danzig ve Polonya koridoru üzerindeki emellerini kat'î olarak ortaya sürmüştür. Bu taleplerinden donmiye takip ettiği siyaset ve dahilde istinat ettiği rejim dolayısile imkân da mevcut değildir. Şimdi cevap Polonya'dan bekleniyor. Bu cevap, bugün Kolonel Bekin söyliyecegi nutuktadır. Bu nutkun Polonya gazetelerinin ve ajansların tefsir mâhiyetinde verdikleri haber-lere göre de Almanların hoşuna git-miyecek bir şekilde olacağı tebarüa etmektedir. Hele Polonya gazetelerinde rastlanan yazılar ve nutkun muhtemel münderecatı Almanların* kine tamamen muhalif bir vaziyet göstermekledir. Zira Polonyalılar, Almanların Battıkta, kendilerini e-«ebilecek derecede bir faikıyet el-de etmelerinden endişe duymakta» dırlar. Memeli işgal eden Almanya. Dar*» ztgl de elde ettiği takdirde. Polon, va. Baltık denizinden ellerini çekmek mecburiyetinde kalacaktır. Resmen Alman olacak bir Danzigde, her hangi iktisadi avantajların hiç bur kıymet ve ehemmiyeti mevzubaha olamaz. Çünkü Avrupa'nın bu köşesindeki büyük nehirler, yani Vis-tül ile Niemen nehirleri vasıtasil* ve Danzİg'ın de bahri bir üs şeklinde istimali ile Almanlar Varşova yı isteklerini kabul mecburiyetinde bırakabileceklerdir. İşte Polonyalı* Isı geniş salâhiyet ve imtiyazlar elde atmiy* muvaffak olamadıkla.! takdirde Almanların, Avrupenın bu kısmında büyük bir tesir icra edebilecek mevkie geleceklerinden korkmaktad urlar, Bu endişelerden mülhem olan Polonya siyaseti ve buna karşı Ittlhas etmek istediği tedablr M. Bekin lrad edeceği nutukta ve Alman muhtırasına vereceği mukabil cevapta mün-demlç bulunacaktır. Dr. Reıad SAGAV CUMARTESİ 6 ula* r.ı I 8 T * yL YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE »ARTLARI Tor Ur* E«b»M •00 Kr. 3...İlli 1400 Kr. •00 Kr. • •r'l 1100 Kr. I«0 Kr. I arktı «00 Kr. •O Kr. I arlıtı 100 Kr. Palla ıllıkadıaa fl.rr-.rsıf b»»- l.k.ıl.r \c-m 28. 14. 7 • 4 lira HER YERDE KURUŞ Yazan: Hü.ayfat;Cahid YALÇIN Hangi Alman gazete-ûni açsr-nı/. hangi Alınan alyanı a-damı Ue KörüJjflenİJ, Almanyannı çember Içlnr alınması teşebbüsüne karvı •jlkavrt \e İnfial hisM-dı-rVııi/ Hu âdeta bir .Mani. haline gelmiş-Ur. Frannızlarla IngUIılep, ve bilhassa ln::ıiı/i.-r Almanyoyı bozmak i-inoHır Almanyannı etrafında hep düşmanlardan mtırekkrp bir çember tenkil ederek ona muztarlp, mahrum, fcclı bir halde mah-tur tutmak gayealnl takip ediyorlar. Bunun İçin de Almanyanın cenup ve şarkılıdaki butun devletleri blrles-tırnı. k yahut krodüetine celbetmek İçin. gizil \e acık ellerinden gelen »eyleri yapıyorlar. Bu iddiayı ileri suren Alman siyasi adamları hakikaten böyle bir tehlikenin mevcudiyetine kani midirler? Burasını bilmeğe İmkân yoktur. Fakat alelade kimselere. Avrupalıların .Sokaktaki adam. dedikleri rastgele fertlere soracak olursanız bu gayet kat'İ bir hakikattir. Alman milleti hemen hemen tamamen kendisinin hainane. desisekfira-ne bir auikasda maruz olduğu kanaatindedir. Bugün harp hali içinde yasıyan, yiyecek sıkıntısı çeken, milU hâkimiyet prensibinin ilân ettiği insan hürriyetlerinden mahrum bulunan milyonlarca insan çektikleri ıztıra-bın mesuliyetini hep hariçte kendilerine hayat hakkı tanımak istemi-yen insafsız düşmanlara yükletiyorlar. Kalblerinde derin bir kin ve nefret birikiyor. Denilebilir ki bu kin ve nefret, ileride büyük bir infilak vücude getirmek için idhar edilen bir nevi dinamit hızmeUni görmek üxere sureti mahsusada tevlit ve teşdit ediliyor. Almanya hakikaten böyle insafsız düşmanların Öldürücü bir plânına maruz kalmış bir vaziyette raidir T Alman gazetelerinin her gün, her vesile Ue tekrar ettikleri bu şikâyet ve itham bi rtarafa bırakılır da objektif bir fikir edinmek İçüı etrafa göl gezdinlırse ortada Almanya aleyhinde suikasda benzer bir teşebbüsün mevcut öldüğüne dair hiç bir işaret ve delile tesadüf edilemez. Sayısı seksen milyonu geçen koca bir hslkın muhakkak ve aşikâr bir hakikat diye kabul ettiği bu tehdit ve tehlike ciddi ve hakiki olsaydı elbette dünyanın sair İnsanları da onu az çok farkedeceklerdi. Fakat biz pek kati bir bitaraflık hissi le ahvali tetkik ve muhakeme edince. Almanya ve ltalyaya tevcih edilmiş bir tehdit göremediğimizi söylemek mecburiyetindeyiz. Eğer Almanlar hakikaten böyle bir tehlikeye maruz bulunu yor Ursa cihan efkârıumumiyesine bu hakikati Uânda ve onu Iknada gerçekten kusur ve hata ediyorlar. Propagao-Hüm-Tta Cafald YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfamızda) Neşriyat Kongresi Dün Mesaisini Bitirerek Dağıldı Dünkü Son Celsede Encümenle-rin Raporları Tasvip Edildi Kongre EocOmeslerindeo biri çalışırken Ankara, 6 (A.A.) — Birinci Türk! Maarif VekiU Hasan Ali Yücel'in Neşriyat Kongresi bugün öğleden zaşkanlığında İki toplantı yaparak önce ve sonra Kongre Başkanı ve | (Sonu 3 üncü sayfamızda) ccccocccccoccoccccccc^^ Bir Harp Patlak Verirse Bitaraf Kalacağız Hariciye Vekilimizin Mühim Beyanatı Fakat tazyik veya tecavüze uğrarsak memleketimizi silâhla müdafaa edeceğiz Pariste çıkan .Intransigeant» ga zeteai Ankarada Hariciye Vekilimia-le yapılmış bir mülakatı neşretmektedir. Hariciye Vekilimiz gazetecinin ilk iki sualine cevap vermemeyi tercih etmiştir. Bunlar: «— Son siyasi hâdiseler kurasında ne düşünüyorsunuz?» vs «Almanyanın genişlemesine Balkan an tantı karşı koyabilecek vaziyette1 midir?» sualleri İdi. Bulgarhtaa ve Türklya «— Bulgar mutalebatı hakkında mUtaleanız nedir ve Bulgar başvekili Köseivanofun ziyaretinden bir netice beklenebilir mi 7 ,— Bulgaristanla dostane münasebet İdame etmekteyia. Selanik (Sonu S ı-ncü tayfada) Bek, Mutedil, Sulhcu Bir Nutuk Söyledi Leh Hariciye Nazırı, " Danzig Ve Pomeranyadan Vazgeçemeyiz Ve Battıktan Atılmamıza Müsade Etmiyeceğiz„ Dedi Berlina Verilen Tebrikler Millî Şefimizle İran, Mısır, Japon Hükümdarları, Hitler ve Prens Pol arasında telgraflar Ankara, Ö (Hususî) — İran Ve-Üahdinin Mısır Prensesi Fevziye ile evlenmesi dolayısile, Milli Şefimiz İsmet İnönü İle Şıhlnsah Pehlevl ve Mısır Kralı Faruk arasında çok samimî ve kardosane telgraflar teati edilmiştir. Milli Şef, doğum günü münase-betile Japon imparatorunu, milli bayram ve 50 nci yılı dolayısile Her Hitler'i ve Prens Pol'u tebrik etmiş, kendilerinden hürmetkârane cevaplar almıştır. Muhtıra Von Ribbentropla Kont Ciano Bugün Hariciye Vekilimiz Şükrü Saraçoğlu Mihverin askerî ittifak mahiyetinde olduğu artık saklanmıyor Berlin. 5 (AA.) — Von Ribben-trop, dün "beraberinde hariciye nezareti erkânından 4 zat olduğu halde Münihe hareket etmiştir. Muma-ileyhın bu gün Berchtesgaden'de Beck'in nutku hakkında Hitler ile görüşmesi mujhtemeldir. Von Rib-bentrop, akşam üzeri ltalyaya hareken edecektir. Von Ribbentropla Kont Ciano yarın (bugün) Come gölünde görüşeceklerdir. flörlng de gitti Berlin, 5 (Hususî) — AT m an mareşali Köring dün akşam San Re-miya varmıştır. (Sonu 3 üncü sayfada) Polonya Marîcive Nazın dek, bir hitabe söylerken (Yazısı 7 İnci sayfamızda) Yeni Sabah 1 Yaşında Gazetemiz bugün, n -.r hayatv 11 m ilk ydını İdrak etmektedir. Bd-lün m. fı...r. ... büyük Türk millerinin n.ıiiı Ideullerine, mütevasi, İvazsız hizmet etmek olan «YENİ SABAH» karakter ve gayretinin mükâfatını Kormuş ve halkımızın İtimadına mazhar olmuş bürünüyor. * KNI HABA1I muhterem karileri i. in aruvlufa, onk »,. «hu, |,B. vadisi, munrtericat bolluğunu saten temin etmlUr. Bu Wn,.ttan «snv ret alarak, lâyık görüldüğü teveccühe daha ziyade hak kasaumak yolunda bundan sonra daha hüytlk a-zlm vs gayretle coşacak olan ga~ temiz nah okuyucularına Bukranlarını sana*'. Kırkpınar Güreşleri Başladı Pehlivanlar Bugün Âbideye Çelenk Koyacaklar Ve Adalı Halil Pehlivanın Kabrini Ziyaret Edecekler. Pehlivanlarla Mülakat m 'l Kukpmar güreşleriol yük.ek himsyel.rine almış olan Trakya Umum müfettişi general Kazım Dirik va Kırbpınarda güreşen pehlivanlardan bir grup (Yazısı 3 de) Mussolini Kupasını İtalyanlar Kazandı Geçen sene birinci gelen ekibimiz bu yıl, 8 milletin süvarilerinin girdiği müsabakada 5 inci oldı Roma, 5 (Hususî) — Gecen sene kıymetli süvarilerimizin birinci geldikleri Mussolini kupasl müsabakası bu gün yapıldı. Türkiye, İngiltere, İtalya, Almanya, Polonya. Belçika, Portekl» ve Kumanyanın iştirak ettikleri bu müsabaka çok heyecanlı oldu. Roma~saatile 14,25 te Duçe yanında bir çok tanınmış kimseler olduğu halde sshaya geldi. Mussolini geldikten sonra sekli ekip sahaya çıktı. Sekiz mftletın ayrı ayrı milli marsları çalındı va bayrakları şeref .direğine çekildi. Parkur, şimdiye kadar yapılanların en zoru idi. 14 mania vardı va her millet 4 süvariden müteşekkil takımlarla iştirak ediyordu. Parkur iki kısımdan ibaretti, ilk kı .mı çok heyecanlı oldu. İtalyan ve Alman ekipleri sckl-(Sonu .1 ıln ii «avfamtpria^ Us A&aıue.-. -Mussolini Altın Kupası hbR SABAH Müsellâh, Fakat Bitarafız! Asya va Avrupa ya da sirayeti mukadder bir Avrupa harbinde Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının muazzam rolü ve devletimizin her hangi bir Garplı muharip blokunun zaferi için buralarının serbest geçit yolu yapılmasına kat'iyyen müsaade etmiyecegl meçhulümüz değildir. Alman Hariciye Nezareti gızcte-jlnin. dün bizim matbuatta çıkan makalesini tarafgirine veya tahrikçi saymak abestir. Türk siyasetinin müştakı lolduflu. TUıkiyenin kendi menfaatleri ve bütün insanlığa hizmet içüı Boğazları suiistimal ettlr-mİyece£1 yalan mıdır? Büyük Avrupa devletlerinin veya bloklarının Türkiye'yi kazanmak üzere sarfet-tlkleri gayret İse meydandadır. Hariciye Vekilimiz, bir Fransız gazetesine verdığf beyanatla Türk siyasetini bütün dünyaya ilin etti. «Harp olursa bitaraf kalacağı» Fakat tazyik ve tecavüze ugraıs-ı İstiklâlimi/a silâh kuvvetlle hüınıet ettırmiye hazırız.» Esir edilmiş Vır millet (çın bövle komısmıya mecbLr olmak hezin da olsa, nihayet Bz "ekosl..\axya değiliz!» demekte ye-de» gAfc kadar hakkımız vardır. B- :» n boyie oldu gunu üç buçuk kırk d*kük top ve tüfeklo Çanakkalede ve İstiklal savaşında fapat ettiğimizi düny* henüz unutmamıştır. Sulh esası Içlnd» bülflo millet Ur-le dostuz. Fakat rjQ**llâh. -c«bınd« seferber- fakat, brarafıt. Başkalarının kevfl İçin kanımızı dflkmlvecc. A. CSMALKDMS SARAÇOC ' Sayfa ı 1 YFNISABAH 6'MAYIS «39 Cf?3AVHAf?A MlHMlDİNi HATIRA vt İTİRAFLARI Tcfrikt No 82 Yazan : M- SIF"İR şehir haberleri Belediyenin (5) Milyon Ahırkapı Sandalcıları-Liral,k istikrazl na Musallat Olan Belâ Bu Fedakârları Düşmana Casus-layan Kanı Bozuğun Akıbeti pavrili ile ben haklıyayım. Demiş, bombasını da çekmişti. İkisi de kertenkele hızile sürünerek ve tıpkı avına ynkjasan aç bir kurt hırsı ve sinsiliği ile ilerlemişlerdi. Bulunduğum yerden hem bizimkileri ve hem de üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi uyuyun kopilleri görüyordum. Mipavrili ile Hoca Bekir bulundukları yerde bira', dikilmiş, kalkan kolları gerilmişti ve bu gerüen kollar birden savrulmi'«j. iki vücut ta sanki yere gömülmüştü. Bombalar gayet az bir fasıla ile birbiri ardına patlamış, sesleri birbirine karışmıştı. Beş dakika sonra, biz motorun bordasında ve ele geçirdiğimiz ganimet tüfekleri arkadaşlara uzatmakta idik. O sırada. Hemşinli Nu-rinin sesi bir çıngırak sertliği ile yükselmişti! — Ülen Hoca Bekir, kaç geberik var ki?.. Hoca Bekir yaptığı işten şenlenmiş, keyiflen misti. Bütün şakacılığını takınmıştı. Nurinin sualine biraz kızmış gibi görünmüştü. Kana bulaşan ellerini deniz suyilc yıkarken: — Ha uşağum. demişti. Parasını mı vereceksin, yoksa mirasını mı İstiyeceksin ?. — Attığınız iki bombanın bedelini ödeyip ödemediğinizi anlamak İçin sordum, ne kızıyorsun?.. — Elbette kızarım, kör müsün, say tüfekleri, anla geberikleri?.. Hepimiz motöre atlamış ve oradan uzaklaşmıştık Tam on bir gün ve on bir gece. karadan ve denizden bu sahilleri gözlemiş, şüphelendiğimiz yerleri döne dolaşa âdeta düzlcmiştik. Denizde, inebolu ve Akçaeehire silâh ve cephane taşıyan motörterimizden, farada da İşlerine giden köylülerimiz den başka kimseleri görememiştik. Yalnız bir gece Kum çiftliği ile Pov razköyü arasında tesadüf ettiğimiz bir düşman torpitosu yüzünden bir hayli helecan çekmiş, ecel terlen dökmüştük. O gece üzerimize çökmesine ramak kalan tutulma tehlikesinden yüzbaşı Ahmet Nuri kaptanın gösterdiği cesaret vt metanet sayesinde kurtulmuş ve hepimiz hayatımızı ona borçlanmıştık doğrusu. Beyhude yere gecen günler ve geceler bizi çok sıkmış ve sinirlendirmişti. Hele o sırada, motöre ftru olan sakatlık, bütün İş ümitlerimizi | Bilmiş, süpürmüştü. Biti Istanbula dönmeğe mecbur etmişti. Arkadaşları Anadolu feneri koyunda kara-| ya çıkarmış, yüzbaşı Ahmet Nuıı ve Sezai beylerle Hemşinli Nuri vt ben motoru Istanbula getirmiştik, Getirmiştik diyorum. çünkU. motor işliyemlyecek bir hale gelmişti. A-nadolu fenerinde, Sezai beyin blrgün uğraşarak tamir ettiği makine, gece Çilingir limanında ansızın yine durmuş ve bizi akıntıların lütuf ve mUr. vetine muhtaç koymuştu. Nlhaye*), lrvadan Istanbula gelen Hadi kaptanın yardımıle limana İnmiş re Halice girebilmiştik. Neye yalan afly. Üyeyim, bu def ski akınımla «dilen masrafa, çekilen zahmete bile değmemişti. Yüebeaı Ahmet Nuri kaptanla birlikte utana, aıkıla Eaat beyin yanına glrmif, yaptığımla kütük işi, uğradıgunıa bUyük aksiliği aöyliyerek öşür dilemiştik. Rahmetli ve lyl yürekli kumandan bizi dinledikten sonra, gUlUraaemla ret — İMlmeylnlz bu kadar. Küçük aaydığmız muvaffakiyet çok büyüktür. Attığınız İki bombanın sesi la-tanbuldakl düşmanların kulaklarını gınlatU, kara yüalll nankörlerin yüreklerini oynattı. Bir aaman için bu korku yeter onlara. Hele biraz din-'enin. tesellisıle gönlümüzü İltifat v hoş etmişti. Bilmem bilir misiniz?.. MiUİ mücadelenin yılmaz ve yorulmaz mücahitleri arasında. Ahırkapı sandal olarının dn çok şerefli bir mevkii vardır. Istunbulun köhne bir sur:ı altında yuva tutan bu bir avuç kahraman, bilseniz, ne harikalar yaratmış, ne heyecanlı sergüzeştler yaşamıştır. Türk yurdunun bu fedakar evlâtları. Marmaranın kabarıp coştuğu, köpükler saçıp sahillere koştuğu fırtınalı günlerde bile. küçücük hem de bir çamaşır teknesi kadar küçücük sandalları İle. kurtaran denize pervasızca atılmaktan, vazifeye koşmaktan korkup sakınmamışlardı. Milli vazife hissini her şeyden Üstün tutmuşlar, can ve mal kaygılarını silkip atmışlardı. Çalınmışlar, çalışmışlardı. Bu yılmaz deniz aslanları, uzun müddet Ahırkapı İle Karamürsel arasında mekik dokur gibi gidip gelmişler, iki sahili âdeta birleştirmişlerdi. Bir karınca İnat ve intizamı ile ellerine geçeni, gözlerine ilişeni Karamürsele taşıyıp götürmüşlerdi. Bu pek ve tokgözlü yurt yavruları. Anadoludakî kardeşlerine, bir iki sandık fişek, üç beş top mermisi yetiştirmek için coşkun denizlerin azgın dalgaları ile boğuşurlarken, bir soysuzun ihanetine uğramışlar dı. tutulmuşlardı. Bu kara kulaklığı yapan akgözlünün kim olduğu da anlaşılamamıştı. Elbette, bu fedakârları gözliyen. düşmanlara muhbirlik eden biri vardı. Fakat, kimdi bu acaba?... Bir gün merkez kumandanı Esat bey yine beni çağırtnuatı. Ahırkapı-lıların başına muı allat olan bu gizli elin marifetlerini sayıp dökmüştü, ve: — Bir kaç arkadaş, bu kirli eli bulup kırmak için geceli gündüzlü çalışıyorlar. Biraz da oralarda aiz ge zıp dolaşsanız çok iyi olacak Kara Mehmet. Şimdiye kadar yaptırdığın tahkikat ve aldığım malumat, bu hiyanet suçlusunun Arasta mahallesinde oturan Süleyman adında biı ı olduğunu gösteriyor. (Devamı var) 41 Belediye rıy seli paranın nerc-cre sarfolunacağını te bit cd rek Şehir Mecliai e bildirdi İstanbul Belediyesi tarafından. Belediyeler Bankasından yapılacak 5 milyon liralık istikrazın sarfoluna-cağı yerler Belediye riyaseti tarafından tesbit olunarak dünkü meclis toplantısında heyeti umumiyeye ar-zolunmuştur Riyasetin hamladığı programa gore 5 milyon liradan 3 milyon lirası Belediyenin istimlâk İşlerine. 1 milyon lirası otobüs a-lınmasına ve bunlar İçin lfizımgelen garajlar İnşasına, (100) bîn lirası telisi kararlaştırılan süt fabrikasına, (100) bin lirası tanzifat amelesine koğuş ve tanzifat motorlu vesaitine gnraj ve saire inşaatına. (500) bin lirası dn Belediye tarafından tesisi düşünülen ekmek fabrikasına sarfo-lunacaktır. Riyaset, bu programla beraber bu fasıllardan lüzum gördüğü takdirde münakale yapmak salahiyetini de İstemektedir. Program Mülkiye Encümenine havale olunmuştur. Temizlik amelesinin terfihi Temizlik amelesinin hayat seviyesini yükseltmek İçin müdürlük yeni tedbirler almaktadır. Temizlik amelesinin elbiseleri yenilenmektedir. Yeni yapılan elbiseler daha dayanıklı kumaşlardan yapılacaktır. DENKLERDE ı Denizbark kooperatif toplantısı Denızbank Kooperatifinin ikinci toplantısı Önümüzdeki pazartesi günü yapılacaktır, tik toplantıda okunan raporlara nazaran kooperatifin on bir bin küsur lira zarar ettiği anlaşılmıştı. Bunun üzerine aradan mühim bir kısmı hesabatın yegân yegân tetkiki için bir heyet seçilmesini İleri sürmüşler ve ayni gün bu heyeti teşkil eden azalar da seçilmişti. Bu heyet heıahatı tetkik ederek bir rapor hazırlamışlardır. Ö-bür gün yapılacak toplantının hayli münakaşalı olacağı tahmin edilmektedir. DUnkU lodos fırtınası Dün limanda kuvvetli bir lodos fırtınası çıkmış ve deniz münakalesinin İntizamını bozmuştur. Deniz Ticaret Müdürlüğünün verdiği haberlere göre Ege ve Marmara denizinde de şiddetli fırtınalar başlamıştır. Lodos yüzünden dün vapur seferlerinde de bazı aksaklık ve teehhürler olmuştur. aa - Usküdarın yeni İtfaiye Binası Dün Açıldı istanbul itfaiyesinin yeni ve mo dem binalarda bulunmasını kararlaştıran belediye reisliği eski İtfaiye merkezleri yarine peyderpey yenilerini İnşa etmektedir. Bu oUmleden olarak Üsküdar kaymakamlığı ve belediye reisliği tarafından yaptırılan Usküdarın yeni «İtfaiye merkez binası, dün mı-resimle s çalmıştır. Vali muavini \ Ahmet İle Uskü-4ar kaymakamı, İtfaiye müdürü B ihsan ve bir kısım şehir meclisi a-zalarımn hazır bulunduğu merasimde nutuklar söylenmiş ve bilâbara yeni bina İle garaj gezilmiştir. Merasimi takiben Üsküdar itfaiye grupu efradı küçük bir de tec-riibe yapmışlardı» Şehir Meclisinin İçtimai Başvekilden gelen telgraf Okundu Ve Mühim Meseleler Görüşüldü =. den Küçük Âşık Kız İstanbul Şehir Meclisi dun oftle-den sonra saat 15 de toplanmıştır. Meclis açılır açılmaz nahiye müdürlerine de mesken tahsisatı verilmesi için Meclise bir takrir verilmiş ve takrir kabul olunarak Bütçe Encümenine havale olunmuştur. Bundan sonra Elektrik, Tramvay ve Tünel İdaresinin Hükümet tarafından Belediyeye devri dolayısile Meclis tarafından Başvekil Refik Saydama çekilen şükran telgrafına gelen cevap okunmuştur. Bundan sonra maddelenh müzakeresine geçilmiş: Yapı ve yollar kanununun sureti tatbiki hakkındaki talimatnamenin tadilen kabulüne dair Kavanin. Mülkiye ve Nafıa Encümenleri müşterek mazbatası o-kunmuştur. Bunda, bazı münakaşalar olmuş ve talimatnamenin dördüncü maddesinin kaldırılmasına ve talimatnamenin bu şekilde kabulüne karar verilmiştir. Maddelerin müzakeresi sırasında eski Darülacezeye verilecek yeni isme dair Mülkive Encümeninin -Şehir Yardım Yurdu, teklifi münaka-salara yol açmıştır. Azalardan biri «Şehir Yardım Yurdu* yerine «Şehir Yardım Evi. tsbirinin kabulünü, bir kısmı .Şefkat Yurdu, olarak kabulünü istemiştir. Bu münakaşalardan sonra Encümenin mız-batası reddolunmuş ve yeni bir İsim bulunması için tekrar ayni encümene havile olunmuştur. Az.alard.in bir kısmı yeni ismin muhakkak .ki kelimeden Tbaret olmasını istemişlerdir. Encümen, dünkü müzakerelerinde Yenıkoydekİ Ermeni sokağının Harmantepe olarak tebdilini ve Da-cıklar sokağının Dişbudak sokağı o-larak tebdilini kabul etmiştir. Meclis bundan sonra 10 dakikalık istirahat İçin celseyi tatil etmiştir. İKİNCİ CELSE İkinci celsede mülhak kaza belediyelerinden gönderilecek numunelerin meccanen tahlili uygun görülmediğine dair Bütçe Encümenin mazbatası uzun münakaşalardan sonra kabul olunmuştur. Azadan bir kısmı, bilhassa Fuat Fazlı bunun doğru olmıyacaftını, hi-naenaleyh eskisi gibi mülhak kazaların Belediye Kimyahanesİne götürecekleri numunelerin de bedava olarak tahlil olunmasında ısrar etmişlerdir. Bu fikre, birçok kişi taraftar olmuşsa da küçük bir ekseriyetle bu fikir kabul olunmamış ve encümenin mazbatası kabul olunmuştur. Bundan sonra muallimlerin müterakim mesken bedellerinin tedive edilebilmesi için bütçenin 16 ncı faslının birinci maddesine (20) bin keza 20 nci faslının birinci maddesine de 7500 lira tahsisat konulmasına dair Bütçe Encümeni mazbatası kabul olunmuştur. Meclis bundan sonra dağılmıştır. Bir İbra Davası Belediye reisi B. Lûtll Kırdar dUn DördUncU Hukukta yemin etil Vali ve belediye reisi B. Lûtfi Kırdar, dün belediye aleyhine açılmış bir davada dördüncü hukuk mahkemesinde yemin etmiştir, Tepebaşında eski Rus konsoloshanesinin ve sabık Iskarlatos, şimdiki «Alman birahane»!, nin bulunduğu yerden bir kısmı evvelce belediye tarafından yola alınmış ve bu muamele esnasında bina sahipleri de belediyeyi ibra etmişlerdir. Lâkin aradan bir müddet geçtikten sonra da belediye aleyhine mahkemeye müracaat ederek «İbra. etmediklerini İddia ve tazminat istemişlerdir. 24 seneyi mütecaviz bir zaman evvel vukua gelen bu hâdise; o saman mahkemede muhtelif safhalar geçirmiş ve belediye tarafından mahkemeye verilen ibraname de ad liye yangınında yanmıştır. Karmen ve Loranda isminde biri Frsnsız ve diğeri Alman olan davacılar; davayı yenilediklerinden dünkü celsede tarafeyne yemin teklif o-lunmuştur. Davacılar yemini kabul etmeroi-lerdir. Belediye reisi B. Lûtfi Kırdar ise: — «Belediyenin ibra edilmediğini bİlmİyorum« demiştir. Şimdi; belediye bu hususta tet-klkat yapacak ve mahkeme, bilâha. ra kara-ını verecektir. Konservatuvarın Islahı Konservatuarda yapılacak ıslahat hakkında istişarl mahiyette bir rapor hazırlamak maksadıle toplanmış olan komisvon. mesaisini bitirmiştir. Komisyon, Konservatuar müdürü Yusuf Zıya, Seyfettin Asal. Sezai Asal. Ferdi Von Ştatzer ve Ce-milden mürekkeptir. Komisyonun verdiği rapora nazaran Şehir Ban-dosundaki kamışlı sazlar kaldırılacak ve bu suretle bir şehir fanfarı vücude getirilecektir. Bundan başka bir de «Şehir Senfonik Orkestrası, da teşkil oluna-çaktır. Lüzum görüldüğü atkdlrde fanfar ve orkestra karıştırılarak bir şehir cazı teşkil olunacaktır. Konservatuar alaturka derleme kısmı da mesaisine devam etmektedir. Bu kısım eski büyük alaturka üstadlannın eserlerini hususi plâk-lara almaktadır. Bütün bu işler i-çin Konservatuar bütçesine bir zam yapılmamıştır. Bütçe gene (85) bin liradır 12 yaşında sevgilisine ı GUIIU Mahki neler söyledi * Mustafa isminde on altı yasında bir genç, Güllü namında on iki yaşında bir çingene kızını kaçırmak auçıle yakalanmış ve dün cürmü meşhut mahkemesine verilmiştir. On iki yaşında bulunmasına rağmen yetişmiş ve dolgun bir vücude sahip olan genç çingene kızı mahkemede. Mustafaya kendi rızasile ve çılgın bir aşkla severek kaçtığını söylemiş; bilâhare demiştir ki: «— Oerçl benim nüfus tezkeremde on İki yasında bulunduğum yazılmakta ise de, hakiki yaşım on altıdır!.. • Mustafa'yı çok seviyorum. Ve ons kaçmama sebep te. bir parça annemdir. ÇünkU annem bana bakmıyor; hattâ beni dilenciliğe de teşvik ediyor. Bir gün annemin zo-rile dilendim üç Ura kazandım. O-nun için annemi istemiyorum, yavuklumu istiyorum!-» Güllünün bu ifadesinden sonra. Müstafinin gayri mevkuf olarak muhakemeyi takip etmesi ve nüfus tezkeresindeki yaş kaydı kanunen muteber sayılacağına göre on İki yaşında bulunduğu, yani henüz faili muhtar olmadığı anlaşılan küçük sevdalının annesine teslimi kararlaştırılmıştır. Fakat Güllü, muhakemenin bu kararından hiç de memnun olmamış ve kendisini hemen eve götürmek Istîven annesine: 4— Ben senin fiibi anayı ne yapayım9 Seni istemiyorum, ille yavukluma gideceğim.» demiştir. Genç Çingene kızı güç halle ikna ve annesine teslim olunmuştur. Sût Meselesi Sön Hadiseden Sonra Belediye Yeni Teftirler alacak istanbul Belediyesi son hâdiseden sonra süt Satanlar hakkında sıkı takibata girişmiştir. Bu arada hâdisenin zuhur ettiği Fatihteki Abdulla-ha alt süt tevzi mahalli kapanmıştır. Belediye Riyaseti, süt meselesi hakkında veni tedbirler almak üzeredir. Dün Sütçüler Cemiyeti heyeti İdare azası istanbul Belediyesine celboluııarak alınacak tedbirler etrafında onların da fikirleri sorulmuştur. Bütün Istanbuldaki iptidai süt satışı işine Belediye daha fazla müdahale etmek imkanlarını araştırmaktadır. Bu müdahale süt satan kimselerin ve süt tevzi mahallerinin çok s:kı bir surette teftiş ve kontrolü tarzında olacaktır, istanbul Belediyesi, süt meselesinin kat'I hallinin, ancak Belediye tarafından tesis olunacak süt fabrikası tarafından yapılabilceftine kanidir. TAKVİM 6 Mayıs 1939 Cumartesi HkrlılaRebleUvvellIM RasıIıiS NİSAN 1US Ruzi lıııır: 1 Ofle Çiçek fırtınası Dağa saatli 4,51 12,11 — Iklaai Akşaaaı 19,10 — Yatsı ı (¦¦ak .2.53 16,04 20,56 \Hapish anenin takliyes^ istanbul hapishanesinin hemen boşaltılmasının Adliye Vekâleti tarafından müddeiumumiliğe bildirildi ğinl dün yazmıştık. Müddeiumumilik bu emrin tatbikine derhal başlamış ve dün ekser mahpuslar kafile halinde İstanbul tevkifhanesine ve Üsküdar hapishanesine naklolunm uslardır. Hapishanedeki ağır cezalı mevkuflardan on İkisi de İmraiı adasına gönderilmektedirler. Bu suretle tam amile boşalacak olan istanbul hapishanesi süratle yıküeoak ve yerin* yani «Adliye sarayı* İnşa olunacaktır. Yukaııkı reemtmlaı yıllardır ayni bina İğinde bulunmanın aıkintısı-nı; yer dağişUrmaolo maannunlyetl-le avutan mevkufların dünkü nakil esnasındaki sevincini göstermektedir. 8805 D AA E YEJU NıtvMmaaır» No M YeaİMhah s S T A N B U L efoa — KT7M i yıl — No. 367 YENİ SABAH GÜNLÜK BİYA3İ HALK GAZ ET E3İ ABONE JARTLARI TûrkJy» Icntbl •00 Kr. S...Kai 1400 Kr. 100 Kr. 0 arb|ı 1200 Kr. ISO Kr. 1 ajBtı «00 Kr. »0 Kr. 1 100 Kr. UhatUr Ifim İS. 14. T.S 4 Ura HER YERDE 3 KURUŞ Sovyet Dostluğu Ve .emniyetin Muhafazası • Ankarada yapılan tamaaa dair 'Resmî Tebliğ Neşredildi " Bütün Meseleler Hakkında Tam Bir Görüş Bera berliği Mevcut Olduğunu Bir Kere Daha Gören iki Dost Hükümet; Aradaki Sağlam Rabıtaları daha Ziyade Takviyeye azmetmiş Bulunmaktadırlar iki dost memleket devamlı bîr temas halinde bulunacaklar Sovyet Hariciye Komiser muavini Potemkin, dün sabah Ankara d an 8.90 da şehrimize gelmiş ve istas -yonda Vali Lûtfi Kırdar ve Emniyet Müdürü ila Sovyet konsolosluğu erkânı tarafından karşılanmış-tır. Potemkin yolda* gece aaat 2Î de Avrupa ekapreaıle Istan bul d an Sofyaya hareket etmiştir. Muhterem misaflrimls harekatında de merasimi* teşyi olunmuş, bir müfreze asker selim resmini ifa etmiştir. (Sonu 3 UncÜ sayfamızda) Dün AnUaradan gelerek Sofyaya Komiseri Muavini M. Potemkin xocoo«xcccccccccooxcoco Kansız Zaferler hareket eden Sovyet hariciye Haydarpaşa Ut asyoouoda Almanya, Çekoslovakya taarruzundan sonra, aulha bağlılık hakiarından kendisini maatteessüf mahrum bırakmıştır. Bugün Almanya İçin artık silâh patlatmadan ve kan dökmeden bir avdç yabancı toprağı İlhak etmek İmkânı ortadan kalkmıştır. - HiUT» Cakid YALÇİN -1 Führer. nutuklarından birinde, şimdiye kadar ihraz ettiği rauzaf feri yetienn «kansız» olduğunu aoyli-yerek iftihar ediyordu. Bu sözle -rinden dolayı kendisini gerçekten tebnk etmek iktiza eder. Çünkü bu sözler Alman milletinin mukadderatını idare eden şefin kan dökülmesini nefret ile karşıladığını gösterir. Bugün, bir harp ihtimalini düşünerek hattâ Alman yada bile dehşet ve ıztırap içinde kalan anaların endişesi Fuhrerin kalbinde bir aksisada buluyorsa bu beşeriyet i-çin bUyUk bir teminat sayılabilir. Herhalde, bir devlet adamı için İftihar edilebilecek muvaffakiyetlerin kan dökülmeden kazanılacak zaferler olduğunu İdrak ve boyla İlân etmek bunu yapan sef için iyi bir şahadet teşkil ettiğinde zerre kadar şüphe edilemez. Ancak, Hltlerin hissiyatı ve dü -çünüşü hakkında böyle bir kanaatin gerçekten sağlam temellere iatlnad edebilmesi için ona delâlet eden vakıaların biraz daha sağlam olması lâzım geleceğini İlâve etmekten kendimizi menedemiyeceğiz. Hitler gerek Saire havzasını Is-tlrdad ederken ve gerek Avustur-yayı İlhak ederken kan dökülmedi Bunda bir şeref varsa - kl var ol -dugunu İMlim ediyoruz - bu şerefin yalnız Alman sefine münhasır kala-Duyacağını da unutmamalıdır. Al • manya karsısında bir mukavemete manız kalmadıktan, istediğini bir askeri nümayiş neticesinde elds s -denildikten sonra kan dökülmez kf bu muvaffakiyetin kansız temin a-HtUeyta Cftfaıd YALÇİN (Sonu S tancU sayfada) Kır kpınar Güreşlerinin İkinci Parlak Günü Bu sene de başı kurtaracak gibi görünen Tekir Dağlı SUleymanı Yendi, t BUyUk orta ve küçük orta güreşlerinde alınan neticeler '[ 'm " ^"jbS a fvs Kır'apınarda Toplanan güreşçilerden bir gurup Beşiktaş Ankara Gücünü 4-1 Mağlûp Etti Mektepliler Arası Müsabakalarında Haydarpaşa Boğaziçini Yendi t-\----\ Bek'in Nutku Berlinde Asabiyetle Karşılandı Ekseriyeti Alman Olan Danziğin Almanyaya iadesinde Israr edilivor Majeste Altıncı Corç İngiliz Hükümdarları Dün Kanadaya hareket ettiler Londra, 6 (AA.) — Hükümdarlar, yanlarında küçük prensesler dt bulunduğu halde saat 12.18 de otomobille Bucklngham sarayından ayrılmışlar ve saat 1245 ta trenlt Ports-mouth'a hareket etmişlerdir. Hükümdarlar saat 14.20 ta «Empresı of Australia. vapurile Kanada'ye müteveccihen yola çıkmışlardır. Londra'da olduğu gibi Ports-mouth'da da hükümdarlar halk tarafından hararetle alkışlanmışlardır. Vekiller Heyeti Dün dahili ve harici meseleler hakkında müzakerelerde bulundu Ankara, 6 (AA) — Vekiller heyeti bugün Başvekil Refik Saydamın başkanlığında toplanmış va ruznamesine dahil bulunan dahili ve harici meseleler hakkında müzakerelerde bulunmuştur. Beşiktaş Ankara GücO Maçından Bir sahne (Yazıları s İnci sayfamızda) Tayyare Sahtekarlığı Muhakemesi bitti Maznun Ruhinin Suça iştiraki Sabit Görülmedi Ancak Tarifesini ihmalden 3 ay hapse mahkûm oldu Ankara, 6 (Telefonla) — Tayyare kaçakçılığı suçlusu Ekrem Koniğe yardım etmekten suçlu Ruhi Bozca linin muhakemesine Ağır Cezada devam olundu. Evvelâ suçlunun veklU Avukat B. Hâmıt Şevket müdafaasını yaptı vt ezcümle, müekkilinin fiil ve hareketinin, Ekrem Königln işlemiş olduğu «sahtekarlık* suçuna hiç bir cihetle iştiraki tazammun etmediğim ve bu hususta idda makamı tarafından ileri sürülen mütaleanın kanuni delil sayılamıyau .'.cağını beyan etti ve olsa olsa «Memuriyet vazifesini suiistimal» suçile umum! ve hususi zarar kanununun 240 ncı maddesine göre cezalandırabileceğini, eski mahkûmiyeti olmadığı cihetle de bu cezanın da affı lazım gelece-ğinl ilâve etti. (Sonu 3 iinrU ¦•vfamıcda) Kont Ciyano ve Von Ribbentrop dün buluştular Alman- İtalyan - Japon askerî îttifakıda tetkik edilecek Milano, 6 (A-A.) — Ciano - Rib-bentorp mülakatı hakkında aşağıdaki tebliğ neşredilmiştir: İlk ciano - Ribbentrop görüşme saati 16.45 de başlıyarak 19.10 da bitmiştir. İki nazır derhal hükümet dairesinden ayrılarak otele giımişler-dlr. Hükümet dairesi önünde görüşmenin bitmesini bekliyen halk. iki nazırı haarretle alkışlamıştır. •'ir Alman Hariciye nazın Von Ribbentrop (Sağda) Yugoslav hariciye nazırı Mırkoviç ilo görüşürken _____________ (Yazısı 3 Onca sayfamızda) Divrikte Bir Tren Kazan Oldu Yük Vagonlar ile Marşandiz Çarpıştı 2 Kişi Yaralandı. Lokomatif Parça lanıp Vagonlar Hasara Uğradı Dıvnk .atasyonundaki kazadan sonra vagonların vaziyeti Divrık, (Hususi Muhabirimizden) — Ayın 2 nci gecesi burada bir facia İle nihayetlenmcsıne ramak kalan bir tren kazası olmuştur. O gece saat 20/20 de Dıvnk istasyonunda msden cevheri yüklü olan dğrt vagon, manevra yaparken Erzincan ciheti yolunun biraz aşağı olması 1-tlbarile -kaçırılmış ve rampa olan tarafta icabeden tedbirler alınmışsı da Erzincan cihetinden gelen marşandiz katarına çarpmıştır. Musa' demee idki kişi hafif yaralanmıştır 4 vagon da raydan çıkarak ayrıca devrilmiş ve lokomotif muhtelit yerlerinden parçalanmıştır. Bu münasebetle Erzincan - Malatya arası postası bir müddet gecikmiştir, Rıra Aralan HER SABAH Kendimize Ve Menfaatlarımıza Hâkimiz Alman Hariciye Nezareti gazetesinin yazısından bahsederken, makalenin, hak ve kudretlerimizi teyit e-den kısımlarından başka noktalarına pek ehemmiyet vermemiştik, iki kıt'a ortasındaki siyasi ehemmiyetimiz vs Boğazlar itibarile. bizi kazanmak İçin âdeta rekabete girişmiş bin birin» zıt bloklarla muhat bulunduğumuz ortadadır. Hatta, daha açık olmak İçin; bu ııftıırda bize 1a-vlzat vermiye dahi razı olanlar bulunduğu söylenebilir. Alman gazetesinin, lireti nefsimizi tırnaklamak veya bir Iklbete işaret etmek nevinden ukalâlığı isa bütün dünya matbuatının zaman zaman kendi propagandaları İçin düş-tukl 11 gaflet tezahürlerindendlr ki, Üzerinde fazla durmak bit vehme bile delâlet edebilir. Bizce asıl mühim olan nokta, bu rekabet çerçevesi İçinde tebellür e-den kıymet ve mevki im izdedir. Türkün kendini ve Boğazları müdafaaya kadir olduğu -şimdi daha çok kuvvet kazanan- bir hakikattir. Kendimize, menfaat ve hflklnrımıza hâkimiz... Alt tarafında, İsteyen dilediğini »Öylesin; zerrece ehemmiyeti olamaz. A. CKMALEDDİN SARAÇOĞLU TENİ0ABAH ?'HXY18 1939 CPSAktkAKA MIHMIDİN HATIRA vt İTİRAFLARI {Tefrika No 83 Yazan ı Af- &IFIR Vatan Hayini Süley-manla Ahbaplık Şimdi Bu Nankörün Cehenneme Gönderilmesi Zamanı Gelmişti Fakat, ben bunu kati olarak anlamak ve eğer doğru ise bu habisi çok ağır bir surette cezalandırmak isterim. Hsydl bakayım, göreyim seni. Sözlerde beni vazifeye sevkvi misti. O gün akşam üzeri Süleymanı bulmuş, peşine takdarak gözlemeğe, izlemeğe ko-ulmuştum. O zamanlar, Arasta mahallesinde bekâr çamaşırı yıkamakla geçinen Hatice adında bir kadının oğlu olduğunu öğrendiğim Süleyman, mahallesinde kumarcılık, sarhoşluk, türlü türlü ahlâksızlıklarlle tanınmış kötü şöhretli bir serseri idi. Anasından kopardığı Uç. beş kuruşla geçindijT söylenilen bu külhanbeyinin son gün lerde kalıbını, kıyafetini düzeltme si. eskisine nazaran çok para sar-fetmesi komşularının da gözünden kaçmamıştı Fakat, bu değişikliği hepsi de kumarda kazanmış olmasına hamletmişler ve tabii vazifelen olmadığı içüı işin üzerine daha fazla d üşmem işlerdi. Bu serserinin geceleri çıktığı, Kj dirga meydanındaki Tosunlar kahve ine Hemşınli Nuri ile ben de ve fakat birbirimizi tanımaz gibi görünere* devama başlamıştık. Kurnaz Hem-¦inlı. ikinci günü bir yolunu bulmuş, ve bu serseri ile içli. dışlı bir ahbap olmuştu ve yüz kuruşluk kaimesine oynadıkları kâğıt oyunlarında bir kaç defa yenili vermekle ahbaplığını iyice koyultmuştu. Nurımn yakından ve benim de uzaktan göz altına aldığımız bu sokak sürtüğü külhanbeyinin bir haftada bütün esrarını anlamıştık. Bu soysuz, gündüzleri Ahırkapı kayıkhanesindeki kahveye gidiyor, yapılan hazırlıkları görün, yahut ta birinden işitip öğreniyordu. O zamanlar Kadırga çarşısında bakkallık yapan Karamanlı Yorgi-nin dükkânına soluk soluğa koşuyor, öğrendiğini oradaki telefonla düşmanlara büdiriyordu. Peşine düştüğümün sekizinci günü aksamı idi. Yine telefona koşmuş, ispiyoncu tuğunu yapmıştı. Bakksl dükkanından sevinçle çıkmış ve Sultanahmet, eski zaptiye yolile İran sefarethanesi önünden geçmiş. Cumhuriyet gazetesinin Şimdiki binasında bulunan düşman karargâhına girmişti. Artık işm an-laşılmıyacak yeri kalmamıştı. Bu rezü. düşmana casusluk ediyordu Bir kenara çekilmiş ve gözlerimi binanın kapısına dikmiştim. Ortalık İyice kararmıştı. Ben hâlâ bekliyor bekledikçe sinirleniyor ve kendi ken dıme söyleniyordum. Yatsı ezanı okunurken Süleyman kapıda görün muştu. Biraz sonra, cebinden çıkardığı küçük bir para demetini sayarak önümden geçmiş, beni de büsbütün sinirlendirmişti. O anda Uk aklıma gelen şu olmuştu. Hemen U-terine atılmak, sokağın ortasında parçalama!;. Fakat, hırsımı yenmiş, kinimi sızlıyan yüreğime gömüp o-rsdsn ayrılmıştım. Ertesi günü, bu vatansız hakkın sis edindiğim malûmatı ve kısmen şahidi bulunduğum son hareketi hakkında verdiğim İzahst karsısında Esat bey hiddetinden ktpkırmızı olmuştu ve: — Kara Mehmet, demişti. Bu ¦efil Ue meşgul olan diğer arkadaşların getirdiği haberler de tıpkı seninki gibi. Vatana, millete İhaneti anlaşıldı bu rezilin. Benim haberim olmasın. Bu yesit yavrusuna yapılacak cezayı sana bırakıyorum. Kumandanın odasından çıkarken yapacağım işin kar atını vermiştim. Kap. önünde beni bekliyen Nuriye de İşi anlatmıştım. Kumkapı yokuşundan hem İniyor, hem de düşünü-|rorduk. Bir aralık, Nuri alnlrii ha-takatlerle bıyıklarını yolarak ı — Kara Mehmet, ne dersin?, demişti. Benim aklıma bir şey g*1" di. Bu iti boğup Gülhane haslahu-nesiııın altındaki bostanın kuyusuna aUvereyim. Kim görecek kl?. — Olmaz Nuri. Pis ederiz kuyunun suyunu. — Denize atmağa da bir diy-ve • gin yok a. — Ben de Öyle düşünüyorum zaten. — Mademki öyle. sen ne zah met ediyorsun, gidip ben yapıvere yim. — Güpegündüz mü yapacaksın bu işi Nuri?. — Olmaz mı kl?. — Olmasına olur. Tamız bu üı yapabileceğin yere nasıl götüreceksin onu?.. — Pek kolsyj Ksra Mehmet. Evvelki gün. yarım lirasına zar atmak için. Ahırkapı fenerinin tterisindeki kale duvsrlannın üzerine götürdü beni. — Yine yutuldun, bir sUril para kaybettin değil mi?.. — Hayır ağa. pata geldik o gün. — Bu akşam üzeri kandırıp getirebilir imsin oraya?.. — Kandırmağa lüzum yok ki. Bu sabah yine teklif etti bana. limanın ki gelir. Kadırgaya yaklaşmış, birbirimizden ayrılmıştık. Vakit ikindiyi geçmişti. Hemşin-li Nuri Ue Süleyman kolkola kahveden çıkmışlar. Ahırkapı bostanlarının yolunu tutmuşlardı. Biraz sonra. Yedekçilerkapısı Ue Ahırkapı feneri arasındaki kale duvarları U-zerinde oturmuşlar, karşılıklı zar atmağa başlamışlardı. Ben de bir kuytuluğa sokulmuş, ortalığın kararmasını beklemeğe koyulmuştum. Aradan ne kadar zaman geçtiğini şimdi pek tahmin edemiyorum. O-turduğum yerde, köpüre köpüre a-kan denize bakarak dalmış, kendimi bir hülyaya salmıştım. Ansızın omuzuma dokunan bir elin teması-le birden sıçrsmış va sarsılmıştım Hemşİnlı Nuri. sıçrayışımdan Ürkmüş gibi şaşkın şaşkın yüzüme bakakalmıştı. Bir kaçdefs yutkunduktan sonra gülmüş ve: — Nerdesin ağam. yarım saattir, seni an yom m, demişti. Bulamayınca gittiğine hükmederek yoUanı-y ordum. Nurinin sözü tuhafıma gitmiş ve telâşta sormuştum: — Yoksa Süleymanı kaçırdın mı Nuri?.. (Devamı var) Hapishanenin Dün 100 mahkûm Uskurlara 10 mahkûm da İmralı adasına gönderildi lı ı V1" Hapishane binasının boşaltılmasına dün de devam olunmuştur. Dün mahkûmlardan yüz tanesi Üsküdar*, on tanesi da imralı a lasına gönderilmişlerdir. Hastanede bulunan dört yüz elli mahkûmun yüz tanesi daha Üsküdar hapishanesine sevk olunacaklardır. Öğrendiğimize göre hastaned» bulunan mahkûmlarla borçtan mahkûm olanlar, şimdilik; yine hapishane binasında kalacaklardır. Bunlar; bUflhare, yani hapishane yıkılmıya başladığı vakit; başka yerlere gönderileceklerdir. s eh i r haberleri Belediyenin Yeni' İktisat Müdürü Dün geldi vazifesine başladı istanbul Belediyesinin yeni İktisat Müdürü Saffet, dün Ankaradan gelmiş ve derhal vazifesine başlamıştır. Bay Saffet, valiyi ziyaret etmiş ve vali bilhassa şehrin İktisadi meselelerinin ehemmiyetini kendisine tebarüz ettirmiştir. Yeni müdür dünden itibaren dairesinde telkikata başlamıştır. Kendisine vazifesinde muvaffakiyet dileriz. Valinin Mühim Tamimi Halka dürüst muamele edilmesi kat'I bir emirle bildirildi Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûlfİ Kırdar. bütün Belediye şubelerine bir tamim göndererek şubelere veya müdüriyetlere işleri icabı müracaat eden eshabı müracaatla bilhassa dürüst muamele gördüklerini kaydederek bu çok şayanı teessüf halin ayni zamanda kanuni mesuliyeti de mucip olduğunu kaydetmekledir. Vali ve Belediye reisi tamimini, halka karşı memurların İyi muamele yapmak seklinde kat'I bir emirle bitirmekledir. BELEDİYEDE Sinemalar önündeki tehacümün önüne geçiliyor Belediye, sinemaların önünde, bilhassa cumartesi ve pazar günleri halkın çok fazla miktarda tehacüm ettiğini nazarı itibara alarak bir yangın veya felâketin zuhurunda mühim hâdiselerin zuhuruna sebep olabilecek bu halin süratle önüne geçilmesini alâkadarlara bir tamimle tebliğ etmiştir. Kurba$a*ı dere köprl'eU Kurbağalıdere halkı bir mazbata yaparak Belediyeye müracaat etmişlerdir. Bu mazbatada kurbağalıdere köprüsünün çok bozuk olduğunu ileri sürerek tamirini istemektedirler. asaums-M Galata postahanesl veznedarı kaÇllnln yeni bir marifeti Galata Postanesi vezneadn B. Ab-dulahın katili Abdullah ile Maksut isminde bir arkadaşı; hapishanede kapatıldıkları hücrenin dar olduğu iddiasile bir camı kırdıklarından dolayı muhakemeye verilmişlerdir. Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesi; dün bu davaya bakınmış ve iki çifte kabahatliyi üçer ay müddetle hapse mahkûm etmiştir. Fakat her ikisinin diğer mahkûmiyetleri nazarı itibara alınarak bu cezalan eski mahkûmiyetlerine 20 şer gün hapis ilâ vesile neticelenmiştir. POLİSTİ Diyor kl ı Lâğamlar sokağa mı akıyor? Selimiye'de oturan Lütfi adında bir kariimiz yazıyor: Selimiye Kavak iskelesi caddesindeki evlerin lâğamları tamamen sokağa akmaktadır. Eskiden ufak bazı tamirler gören bu cadde son zamanlarda tamamen ihmal e-dilmiştir. Bu yüzden evlerden a-kan sular cadde ortasında yer yer birikintiler, lâğam çukurları husule getirmiştir. Yaz mevsiminde bu birikintilerin meydana getireceği sivrisinek ve envai hastalıklardan civar halkının sıhhati tehlikeye düşecektir. Gazeteniz vasıtasile vaziyetten Belediyemizin nazan dikkatini celbetmenizi rica ederim. YENİ SABAH — Biz, çalışkan Belediyemizin bu vaziyeti derhal ortadan kaldıracağım ümft ederiz. Üç Senelik Fevkalâde Yol Programı Kâğıtla mahalleyi tutuşma teh'ike-sine maruz bırakan çocuklar Şehremininde oturan Osman kızı Bayan Ayşe, dün Fatih polis merkezine müracaat ederek; evlerinin önünde; komşu çocuklarının kâğıtları toplayıp yaktıklarını bildirmiş ve muhtemel bir yangına sebep olması çok melhuz olan bu halin Önlenmesini istemiştir. Bu şikayet ü-zerine; polis memurlan; çocuklann hepsini suç üstü yakalamışlardır., Bunların babalarına tebligat yapılacaktır. Bir uetabasinin İki eli birden yaralandı Emlnönünde Lastik fabrikasında çalışan ustabaşı Rıza Diç dün fab-, rikada traş makinesini ayar eder-ken âni olarak makine harekete geçmiş ve zavallı işçinin iki eli birden yaralanmıştır. Mumaileyh, derhal Beyoftlu hastanesine kaldırılmıştır. Belediyece hazırlanan yeni programa göre yollar yapılacak İstanbul Vilâyeti tarafından üç senelik yol programına nazaran yapılması mukarrer yolların programı tesbit olunmuştur. Hazırlanan programa nazaran yeniden yapılacak yolların miktan pek azdır. Programda bilhassa senelerdenberi tamir ve inşa yüzü görmemiş yolların tamiri, inşası, bilhassa bir kısmı yapılmış ve mühim bir kısmı da henüz yapılmamış yolların ikmali ve yolların biribirine bağlanması işi ikmal olunacaktır. Prgram şudur: Topkapı - Silivri - Tekirdağ, Edir-nekapı - Yedikule. Bakırköy - Topkapı - Silivri iltisak yolu, Yeniköy -Büyükdere, Üsküdar - Şile, Üsküdar - Beykoz, Topkapı - Maltepe -Halkalı - Yeşilköy iltisak yolu, Mezbaha • S11 ıh ta r ığa - Küçükköy - Rami iltisak yolu. Edirnekapı - Rami -ArnavutkÖy - Dayakadın, Erenköy-Iç Erenköy - Bostancı, Kadıköy -Acıbadem - İbrahımağa - Prevantoryum Kurbağalıdere, Göztepe -Erenköy iltisakı, Caddebostanı - iskele. Yeşilköy - Topkapı - Silivri iltisakı, Erenköy - tstansyon - Şaşkın-bakkal. Kartal - Yakacık - Şamandıra, Üsküadr - Şile iltisakı, Maltepe - Topkapı - Küçük Çekmece, Kazlıçeşme - Bakırköy. Büyük Çekmece - HadımkÖy - Terkos - Karaburun. İbrahimağa - Prevantoryom-Kısıklı, Bebek - Istinye yoluna devam, Topçu Atış okulu - Davutpa-şa, Çatalca - Sinekli - Çerkesköy yolları. Ayrıca vilâyet yolları ve köprülerinin tamiri için (40) bin liralık tahsisat da ayrılmıştır. TAKVİM 7 Mayıs 1939 Pazar Hicri; 17 Rebiaievrel 1358 atasalı24 NİSAN 1»$ Ruzı bızır: 2 Fırtına Defa asati 4,50 OtU ı 12,10 — Ikl.dl Akşam; 19,11 — Yat.. Isa «ak 2,51 16,05 Menzul bir ihtiyar Karısı ve oğlu II» diri dlrf yakıyor Şehremininde Melekhatun mahallesinde oturan Sefer İsminde menzul bir adamcağız, dün önündeki büyük ve fazla ateş dolu mangala kazaen düşüp vücudu yanmıya başlamıştır. Zavallının sesi dc çıkmadığından karısı Peruze ile oğlu Cemal kendisini kurtarmak üzere, biraz sonra kokuyu işiterek koşuşmuşlar, fakat bu sırada her ikisi de ellerinden yanmışlardır. Polis, yaralıları tedavi İçin Gure-ba hastanesine göndermiştir. Afyon Heyeti Döndü Toprak Mahsulleri Ofisinde dünkü toplantı Toprak Mahsulleri Ofisi Umum Müdürü Şakir Rifat dün şehrimize gelmiştir. Ofisin tayin ettiği eski afyon flatlarının değiştirilmesi için Ankara'da vekâletle temaslarda bulunmak üzere hükümet merkezimize giden af\onculardan mürekkep heyet te ayni trenle şehrimize dönmüşlerdir. Dün öğleden evvel Toprak Mahsulleri Ofisinde bir toplantı yapılmış ve afyon bedellerinin daha kısa bir müddet zarfında ödenebilmesi için icabeden tedbirlerin alınması yolunda müzakereler cereyan etmiştir. DENİZİ .ERDE Bir Rumen mektep gemisi limanımızdan geçti Mirsea İsminde bir Rumen mektep gemisi, dün Akdenİzden limanımıza gelmiştir. Gemi limanımızda kısa bir müddet tevakkuf ettikten sonra Karadenize açılmak üzere Boğazdan geçmiştir. Rumen mektep gemisi bir mavnayı parçaladı Dün, limanda bir kaza olmuş va bir mavna parçalanmıştır. Namazgah isminde bir motor arkasına taktığı Üç mavna ile Saray-burnundan geçmekte iken kaptanın yanlış bir manevrası yüzünden o sırada oradan geçmekte olan Mirsea ismindeki Rumen mektep gemisinin Üstüne düşmüş ve gemi de en arkada bulunan 292 numaralı mavnanın sancak baş omuzluğuna bindirerek seren direğini ve Ön kısmını tamamen parçalamıştır. Mavna tamir e-dilmek üzere derhal yedekte sahile getirilmiştir. Lodos yüzünden Araba vapurları çalışamadı Evvelki gün limanda başlıyan lodos fırtınası dün de devam etmiştir. Bu sebeple limandaki nakli ve işleri hayli aksamıştır. Kabataş, Üsküdar ve Sirkeci - Üsküdar arasında işli-yen araba vapurları bazı seferlerini yapamamışlardır. Sandık İçinden çıkan yangın Şişlide Tavukçu Fethi sokağında Sayır apartımanında oturan Sait kızı Bayan Şaibenin odasında bulunan bir sandık; dün ansızın tutuşmuş ve alevler etrafı sarmıya başlamıştır. Yapılan çalışma sayesinde yangın hemen söndürül mü stür. Tahkikat neticesinde de; mezkûr sandığın içine bir yanar sigara düştüğü ve bu yüzden tutuşan İçindeki eşyaların alev aldığı anlaşılmıştır. Görünmez kaza buna derler Karaman İsminde bir şoförün idare ettiği kamyon dün Eyüpten geçerken, tekerleklerden biri yerinden çıkarak fırlamış ve kaldırımdan yürümekte olan Ahmet kın İsmet isminde bir bayana çarparak yaralamıştır. BecaŞını makineye kaptıran smole Fenerde çini fabrikasında çalışan tlyas isminde bir amele, dün kazaen bacağını makıneve kaptırmış ve Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır j POLİTİKA Tuna havzası ve Avrupa siyaseti Avrupanın merkez ve cenubu şarki kısımlarının iktisadi olduğu kadar da siyasi hayatında büyük bu rol oynıyan Tuna, bugünkü beynelmilel âlemde mühim bir Heri siyasetin mevzuu olmakta, Berlin - Roma mihveri devletlerini bu devletler arası yoluna büyük bir ehemmiyet atfına sevketmektedir. Tuna. Ren nehri ile birlikte üzerinde en fazla beynelmilel anlaşmalar ak Udileri bir coğrafi unsurdur. Ve bu da kabili izahtır. Zira 2855 kilometre uzunluğunda olan ve birçok memleketler arasından süzülerek geçen bu büyük nehir, etkiden mühim roller ifa etmiş olduğu gibi halihazır ve istikbal Avrupacının siyasetinde belki daha esaslı roller oynamıya müstaittrr. Bu sebepten tarihin akışında. Tuna üzerindeki seyrüseferin tanzimi için birçok faaliyetler sarfedılmiş. aşağı yukarı o devirlerde kuvvetli olan milletlerin arzulan tahakkuk etmiştir. Bu noktadan 1778 ve 1774 te Venedik ve Rusya ile Osmanlı İmparatorluğunun ve bilâhare Avusturya ve Rusya ile 25 temmuz 1840 muahedeleri göze çarpar. Nihayet 30 mart 1859 Paris muahedesi kati bir rejim tesis edememiş olmasına rağmen nehrin seyrinde umumi bir nizam ihdas edebilmiştir. Bunu müteakip yine bir »ürii muahedeler kendisini göstermiş ve 13 temmuz 1878 de Berlin muahedesi. 10 mart 1883 de Londra muahedesi ve daha bir çok anlaşmalar aktedUmiştir. Bütün bu siyasi vesikalar neticesinde Umumi Harpten evvel oldukça muğlâk bir rejim ortaya çıkmıştı: Seyrüsefer serbestisi nehrin bütün seyrinde kabul edilmemiş ve hattâ idari bakımdan muhtelif otoriteler tarafından !-dare edilen dört mıntaka vücude getirilmişti. Aynca Paris muahedesi iki komisvon tr ıs ermiş ve bunlardan Avı una Komisyonu muntazaman işlemiş, teşri, icra ve adli sahalarda geniş bir salâhiyete malik h'kUd bir beynelmilel şahsiyet mevkiine girmiştir. Umumi Harp'te bu hükümlerin hiç birisine riayet edilmemiştir. Fakat harp sonunda itilâf devletlerinin sulh' siyaseti, yani Versay muahedesi ve ezcümle 23 temmuz 1921 mukavelenamesi, bu nehrin rejimini sadeleşlırereâ değiştirmiştir. Tu* nanın sefere saldı olan kısmında, yani U İm'd en denize kadar olan sahasında bütün milletler için seyrüsefer serbestisi vardır. İdare kısmından Tuna iki kısma aynlmıştır 1 — Deniz Tunası, denizden Braila-ya kadar itimad der. Burasının idaresi Avrupa Komisyonuna, yani Rumanya. Büyük Britanya. Fransa ve İtalya'ya aittir. 2 — Nehir Tunası — B rai la'dan Ulme kadardır. Va burası da beynelmilel bîr komisyona tâbidir. Şimdi, uzun zamanlerdanberi yalnız sahildar devletlerin alâkasını değil, fakat üzerinde büyük seyrü-sefam hatlarına malik devletleri, meselâ İngiltere Ue Franssyı alâkadar eden Tuna. gittikçe artan bir faaliyet neticesinde Almanya tarafından murakabe edilen bir neh;r haline girmektedir. Almanya Tu-nanın idaresi bakımından beynelmilel komisyonda yer tutuyordu. Fakat 14 teşrinisani 1036 da bir beyanname Üe Versay muahedesinin nehirlere ait hükümlerinin Alman topraklarına taallûk eden hükümlerini feshederek Tuna Beynelmilel komisyonundaki azalarını çekti. Bu hareket 1938 de Avusturyanın Ber-line ilhakı ile daha büyük bir ehemmiyet kesoetti. Şarka doğru ilerleyiş sivasetınin ve iptidai maddeler, zirai mahsuller aide etmıye mahsus faaliyetlerinde Tuna*yı kontrol mecburiyetini hisseden Be* ün, 1938 de sshıldsr devletlere, sahildar olmı-yan devletlerin İştirakini Tuna'nın idaresinden hariç, tutan bir teşriki mesai formülü verdi. Burada da, siyaset âleminin diğer cephesinde duyulan endişeler, yani kuvvetli bir devlet ksrşısınds yalnız kalmak endişesi baş gösterdi ve devletler arası temaslar başladı. Son günlerde, Rumanya'ya Avrupa Komisyonunun salahiyetlerinden ekserisini bahse-dtfl Sinala İtlafının tasdiki 1939 şubat nihayetinde Almanya'nın bu ko- 13967044 YENİ SABAH GÜNLÜK &İYA3İ HALK GAZETE3İ ABONE ŞARTLARI »00 Kr. S...li|l 1400 Kr. •00 Kr. • »rlıf/ı 1100 K*. MO Kr. » rht 000 Kr. M Kr. 1 tI|i 300 Kr. P«*Ib tltlharfıaa flrrnamif Bn. Uk-lUr Ifta 16. 14. 7 3 rn 4 Ur* anya ile İtalya Askerî Ve Siyasî Bir Pakt Yapıyorlar Ciano - Ribbentrop Mülakatının Neticesi İtalya, Almanya İle Polonyanm Arasını Bulmağa Çalışıyor Polonya Hiç bir tavizat vermiyor İzmirlilerin Millî Şefe Tazimleri tsmir, 7 (A.A.) — Belediye nrurt Dr. Behçet Uz, bujrfln AnJcnra'yo hareket ermiştir. Belediye Reisi Reisicumhura İzmir şehrinin ta rimlerini v» ızmir&ilerin M1UI Şef* olan tahassürlerini arzedecek. Fuar ve Belediye işleri hakkında alâkadar makamlarla temaslarda bulunacaktır Dünkü Spor Hareketleri: Askerî Mekteplerin Spor Bayramı 1600 Gencin İştirak Ettiği Müsabakalar Çok Parlak Oldu Milano, 7 (A.A.) — İtalya hariciye nazın Kont Ciano, ve Alman hariciye nazırı Von Ribbentrop a-rasında yapılan müzakereler neticesinde bu gün aşağıdaki resmî tebliğ neşredilmiştir: .İki memleket hariciye nazırlarının 6 ve 7 mayısta Milânoda yaptığı konuşmalarda bu günkü umumi ve siyasî vaziyet itinalı bir tetkike tabi tutulmuştur. İki hükümet noktal na zarının tam amile birbirinin aynî olduğu bir kere daha müşahede olunmuş ve iki devlet münasebetlerinin siyasî ve askeri bir pakt ile kat'! o-larak tesbitîne karar verilmiştir, hariciye nazırı Von Ribbentrop bu Bu suretle İtalya ve Almanya, Avrupa sulhunun teminine müessir bir tarzda yardım etmek emelindedir.» Nazırlar Roma yolunda Milano, 7 (AA.) — Almanya ve İtalya Hariciye Nazırları bu akşam her ikisi de ayni vagonla Romaya hareket etmişlerdir. Roma, Berlinle Varşova ara, sında tavassut yapıyor Roma, 7 (A.A.) — Bu günkü 1-talyan gazeteleri, Roma-Berlin mıh veri devletlerinin daimi surette ibrazdan hah kalmamış oldukları samimiyet ve adalet sayesinde beynelmilel vaziyetin müsait bir surette inkişafının ümit edilebileceği mü-taleasını Ueri sürmektedirler. Bİnnetice, Almanyamn itidali ve Polonyanm realizmi sayesinde Almanya - Polonya meselesinin halli mümkün olabilecektir. Noce d'ltalıa gazetesinde Virgi-nİo Gayda, bu münasebetle şu noktalara işaret etmektedir: 1 — Dentzigin ftkibeti, bizzat şe hir sekenesi tarafından tayin edilmek gerektir. 2 — Almanya ile Polonya arasında muallâk bulunan meseleleri halletmek için Almanya Ue yeniden müzakerelere girişmek Polonyaya aittir. Gayda, netice olarak, Fransa ve İngU tereyi Varşova hükümetini Ber 1in husûmetine karşı has m an e bir tavır takınmağa teşvik etmiş olmakla müahaza eylemektedir. Leh gazetelerinin yazdıktan Varşova, 7 (A. A.) — Gazeta Polska, bu günkü başmakalesinde, Polonyanm son beş sene içinde Alnı an yaya karşı iyi niyetlerini ve İtimadım İsbat etmiş olduğunu ve bu gün Almanya münferit vaziyette bulunuyorsa bunun son seneler İçinde bizzat kendisinin takip ettiği siyasetin bir neticesi bulunduğunu ya sıyor ve diyor kl: «Polonya ve Alman menfaatleri Dantztg'de biresiyor ve birbirlerini tamamlıyor. Binaenaleyh aklıselim bir anlaşmayı zaruri kılar, iki memleket arasında İyi bir anlaşmanın mümkün olduğunu hala ümit ediyoruz. MUttefliderimiz ve dostlarımız klzun lUdallmize emin olabilirler. (Sonu 3 üncü sayfamızda) Potemkin'in Sofyada Yaptığı Temaslar Sofya, 7 (A.A.) — Sovyet Hariciye Komiser muavini Potemkln bu gün Öğleden sonra Ankaradan buraya gelmiş ve Başvekil ve Hariciye Nazın Köselvanofla yaptığı u-zun mülakattan sonra kral tarafından kabul olunmuştur. Potemkln saat 22 de Bükreşe hareket etmiştir. Rumen Hariciye Nazırı Ankaraya Geliyor İtalya ve Almanya hariciye nazırları geçen ıene Viyanı anlaşmalını imzalarlarken ¦¦¦¦¦*¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦ ¦ ¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦.....¦¦¦¦¦¦¦¦¦...... Nevyork Sergisinde Türk Pavyonu Açıldı Bu Münasebetle Verilen Nutuklar Radyo İle Bütün Amerîkaya Neşredildi Nevyork, 6 (A.A.) — Anadolu A-jansmın hususî muhabiri bildiriyor: Nevyork dünya sergisindeki pavyonumuzun resmî açılışı bugün yapılmış ve bu merasim Türk - Amerikan dostluğunun çok candan bir tezahürü şeklini almış, memleketimiz hakkında Amerikabların beslediği saygı ve sevginin derecesini ortaya koymıya güzel bîr vesile olmuştur. Tören ( Devlet pavyonumuz önün- de yapılmış ve söylenen nutuklar, radyo İle Amerikanın her tarafına verilmiştir. Bando, Amerika ve Türk marşlan çaldıktan sonra Nevyork Timea başmuharriri eski Türk dostu Doktor Findlay kısa başlangıç nutku ile A-tarürk'e ait hatıralarını ve Türk inkılâbının manasını anlatarak Va-şington Büyük Elçimizi hazır bulunanlara takdim etmiştir. (Sonu 3 Üncü sayfamızda) Hıdrelles Bayramı Hakiki yazın başlangıcı Hıdrelles munasebetile İstanbullu bir dün çok güzel bir gün geçirdiler. Havanın ruhlara tatil bir coşkunluk veren gtizelüği karşısında bir çok aileler sabahın erken saatlerinde toplu olarak surların dışına, Kâğıthan*»-ye. Şişliye, Mecldİyeköyüne ukıı etmişlerdir. Yukandakİ resim dün Kâğıtha-nedekl eğlencelerden birini göstermektedir- Rumen Hariciye nazırı Gafenko Ankara. 7 (A.A.) — Rumanya Ha riciye Nazın Gafenko, resmi bir ziyarette bulunmak üzere 17 mayısta Ankara'ya gelecektir. Gafenko seyahatinden memnun "Bükreş, 7 (A.A.) — Avrupa'nın muhtelif merkezlerine yaptığı seyahatten dönon Hariciye Nazın Gafenko, bu seyahatin neticelerinden memnun olduğunu gazetecilere söylemiştir. Weygand, Bükreştcn aynldı Bükreş. 7 (A.A.) — General Wey-gand, bugün Bükreş'ten hareket etmiştir. Hareketinden evVfci, dün akşam dönen Hariciye Nazırı Gafenko ile uzun bir mülakatta bulunmuştur. Yunan hava yedek subayları davet adildi Atina, 7 (A.A) — Hükümet, neşretmiş olduğu iki kararname ile: 1 — Hava kuvvetleri ihtiyatlarına mensup subaylarla yedek subayları 60 günlük bir talim devresi İçin, 2 — 1932 den 1937 ye kadar beş sınıfa mensup ve Şimalî Yunanistan mıntakalarında doğmuş telgrafçıları davet etmektedir. Askeri mektep talebelerinin müzikli jimnastik harekâtı Mernleketimizin spor hayatında da tatmin ediol bir varlık halinde yükselen askeri okullarımızın spor bayramı dün on binlerce seyircinin huzurunda Taksim sahasında icra edildi. Şimdiye kadar hiç şehit olamadı-(Sonu 3 İnci sayfamızda) Tekirdağlı Hüseyin Altın Kemeri Kazandı Dün neticelenen büyük Kırkpınar güreşlerinin tekmil heyecanlı tafsilâtı Türk Güreş Birliği kuruluyor Edirne, 7 (Hususi surette gönderdiğimiz arkadaşımızdan) — Büyük Kırkpınar güreşlerinin son günü şimdiye kadar Edirnede görül-miyen kalabalık bir seyirci önünöe İcra edilerek nlhayetlenmiştlr. 20000 kişinin heyecanla takip ettiği müsabakaların neticesinde dün de tahmin ettiğim gibi Beden terbiyesi Genel direktörlüğünün koyduğu altın kemeri Tekirdağlı Hüseyin bütün rakiplerini yenerek hak etti. Müsabakaların neticelerini bildiriyorum. Destede: Birinci Kırklarelmden Ahmet, İkinci Kemal Paşalı İsmail, Üçüncü Sezai. Küçük ortada: Birinoj Karamür- Türkiye şampiyonu Tekirdağh-seliı Hilmi, ikinci Kireçboylu Meh- nın " Yeni Sabah „ a hediye (Sonu 5 inci sayfamızda) ettiği imzalı resmi ¦ ¦ 88 8 81 Galatasaray Galip Ankaragücü 2 -1 Mağlûp Oldu (Yazısı 7 İnci sayfamızda) HüR SABAH Harp Tehlikesi ve Nevyork Sergisi Bütün şu nutuk düellolan, meydan okuma naraları arasında birdenbire ikinci, hattâ üçüncü plâna dü-şüveren Nevyork Sergisinin talııne hep birlikte acıyabm. İnsanlar arasında mantığın ve aklı selimin arasıra hüküm sürdüğü kısa sükûn devrelerinde açümak taüine erseydi, kendisinden uzun u-zadıya bahsettireceğinde şüphe caiz olmıyan bu azametli fen ve teknik meşherine pek üstünkörü lemis edebilmemiz hazin bir müşahededir. Hava bombalarının, ağır çaplı lopların korkunç tarrakalarına birer mukaddeme sayıldığından mıdır nedir, tehditler ve ihtüas lâvlan püsküren nutuklar karşısında bir fen ve teknik mabedinin öğretici ve sakin muhitine siyasetin ürkütücü gürültülü havasını ister istemez tercih ediyoruz. Çünkü bir tarafta insanlığın müstakbel refahı, konforu mevzubahs olmasına mukabil, öte tarafta beşeriyetin doğrudan doğruya günlük hayatı, hattft mevcudiyeti ortaya sürülmektedir. Sonunda ölümün bile hesaba katılması 10-zımgelen korkunç bir tehlikeye maruz bir kimseye müze ziyareti, fen mucizeleri tetkiki teklif edilemez yal.. A. CEMALEDntS SARAÇOĞLU TENİ5ABAH Ö MAYİS 1939 HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 84 Yazan : M- SIFIR Hemşinli Nuri Hain Süleymanı Boğmuştu Ondan Sonra Vatan Haininin Cebinde Bulduğu Vesikaları Çıkardı — Hayır Kara Mehmet. Hiç kaçırır mıyım, uçurdum bile. işte cebinden çıkanlar demiş, elime de bir tutam kâğıt sıkıştırmıştı. Nurinin elçabukluğıı ile becerdiği bu marifet beni şaşırtmıştı. Bu tedbirsiz ve ihtiyatsızca hareketi, neye yalan söyüyeyim, beni biraz korkutmuş ve çok ta kızdırmıştı. Kaşlarımı çatmış ve acı bir tavırla: — Acelen neydi be çocuk, demiştim. Sıkı sıkıya tenbih te ettim, kendi kendine bir iş görme dedim sana değil mi?.. Hemşinli, tıpkı öksüz bir çocul: gibi boynunu büküp Önüne bakmıştı. Nemli gözlerini yummuştu. Kirpikleri arasından sızan göz yaşlarını elile silerken: — Dayanamadım işte. Demiş, inler gibi içini çekmişti. llu nedametli hali ve itirafı benim de hiddetimi geçirmişti. Tedbirsir. hareketlerin sebep olabileceği akıbetlerden bahisle yavaş yavaş sözlerimi tatlılaştırdım ve nihayet gülerek sormuştum: — Bıçakladın mı?.. Nuri bir çocuk saflığı üe: — Hayır Kara Mehmet, demişti. Boğdum. — Boğdun mu, ne Ue Ülen?.. — Ne ile olacak, iki arşınlık bir İngiliz sicimi İle. — Cesedi nerede?.. Yoksa kuyu-ya mı attın?.. Nuri yaş damlıyan gözlerini Ha yırsız adalar istikametine çevirmiş ve çenesile işaret etmişti. Ve: — Ti adaları bile bulmuştur çimdi, demişti. Kuyuya atma dlyo tenbih etmemiş miydin ya?.. Ben de boğar boğmaz sırtladım. Yedek-çilar kapısından çıkarıp akıntıya saldım. İkimiz de bir müddet adalara ioğru bakıp kalmıştık. Olan olmuştu artık. Hemen oradan uzaklaşmış. Beyazıt kahvesinde bizi bekli-yen Yusuf beye kavuşmuştuk. Nurinin yaptığı tedbirsizliği Yusuf bey de pek beğenmemiş gîEİ görünmüş, güya nasihat etmek istemişti. Alaylı bir tavırla gülmüş ve: — Kara Mehmet haklıdır kızmağa oğlum. Nasihatim olsun sana, bir daha, vücudüne ağır bir taş bağlamadan sakın denize salma kimse- Demiş ve bu nasihati ile beni rüldürmüş ve Nuriyi de nihayetsiz lerecede sevindirmişti. Getirdiğimiz kâğıtları birer birer gözden geçirdik ten sonra: — Gördün mü Kara Mahmet soysuz herifin üzerinden çıkan kâ-ğıtlardaki yazılan?.. Ahırkapının bütün fedakâr sandalcılarının âdeta künyelerini çıkarır gibi birer birer isimlerini, baba ve kardeşlerini yerleri ile yurtları ile yazmış. Hele bak şu kâğıda. Bunda da Karam ür-¦ele giden top mermilerinin adetleri yazılı. Vay hınzır vay. Acaba bu i-limlerl düşmanlara verdi mi der-lin ?.. Hemşinli Nuri, göğsünü şişirerek sormuştu: — Yüzbaşım, isimler dediğin şu san kâğıtta yazılı olanlar mı?.. — Evet Nuri. — öyle ise müjde. Veremedi düş mantara, — Ne biliyorsun?. — Çünkü, o kâğıdı bu gün benim yanımda, kahvede yazmış ve katlayıp cebine sokmuştu. Ondan sonra yanımdan ayrılmadı ki. Bu haber, Yusuf beyin kaçan keyfini yerine getirmişti. Bana teşekkür, Nurinin de bol bir bahşişle gönlünü boş ederek kumandanlığa ritmisO. Bu hâdiseden bir hafta sonra, hiç unutmam bir cumartesi günü idi. Sülcyınaniyede, Tiryaki çarşı-sindaki kahvede, yüzbaşı Yusuf beyi Hoca Bekir. Nuri ve Mipavrili İle ben çerçeve lemistik. Kibirsiz ve babacan yüzbaşı hepimize hal ve hatır sorduktan, türlü türlü latifelerle yü reğimizi hoşladıktan sonra, bana dönmüştü ve: — Kara Mehmet, iki gözüm, demişti. Size bir iş vereceğim amm ı biraz tehlikelice. Fenerbahçede düşmanın hani bir çadırlı deposu var. Biliyorsun değil mi?.. — Ben oraları pek bilmem yüzbaşım, fakat Mipavrili İyi bilir. — Ben götüreceğim sizi oraya, Bu depoda, düşmanlann Eskişehir-den getirdikleri külliyetli miktarda mavzer mekanizması var. Hemen sahile yakın bir noktada, çuvallaı içinde ve döküm halinde duruyor. Bunları oradan kalldıracağız. Nasü var mısınız bu iste?.. Arkadaşlarla bakışmıştık. Cevap vermek bana düşmüştü. — Elbette varız Yusuf bey. Yal nız depodaki nöbetçi adedini, nöbet yerlerini görüp işi ona göre hesaplamak lâzım. — Ben evvelki gün oralarda dolaştım. Gecesi de şöyle gizlice bir keşif gezintisi yaptım ve deponun gece vaziyetini de gördüm. Sahilde ve bu makanİzma çuvallarının bulunduğu yerin tahminen yüz metre ötesinde bir nöbetçi vardı. Hem de mışıl mışıl uyuyordu. Bir de... Hoca Bekir, Yusuf beyin sözünü kesmiş ve merakla sormuştu: — Kuzum yüzbaşım, çabuk söyle, ne vakit gideceğiz bu işe?.. — Bu gece. Bizim babacanlar birer yay gibi gerilip kurulmuşlar, hep bir ağızdan haykırmışlardı: — Bu gece mı?.. — Evet bu gece arkadaşlar. Bizi oraya götürecek motor, bu akşarn le Harem iskelesinde bulunacak. Demiş ve işin bütün teferruatını önümüze dizip dökmüştü. (Devamı var) s e hır haberleri Mektep İhtiyacı Müzeler Zenginleştiriliyor Ayasofya ve Topkapı müzesinde yeni teşkilât yapılacak Maarif Vekâleti, Ayasofya Müzesinde bazı yeni teşkilât yaparak Müzeyi zenginleştirmiye karar vermiştir Bu iş için bir heyet te teşekkül etmiştir. Bu heyet, bilhassa Müzeye konacak yeni eserleri tesblt ve tayin edecektir. Heyet, şu azadan müteşekkildir. Arkeoloji mütehassısı Hayrı Oğuz, Türk ve tılflm Eserleri Müzesi Müdürü Abdülkadir Erdoğan. Topkapı Sarayı Müreaİ Müdürü Tahsin özel, Arkeoloji Müzesi Müdür muavini Arif Müfit, Ayasofya Müzesi Müdürü Sami Boyer. Müzede yapılacak yeni teşkilâtla müzenin Içerul ban kısımlara bölünerek buraya lalam ve Bizans eserleri konacaktır. Maarif Vekâleti Topkapı Sarayı müzesini da zenginleştirmiye karar vermiştir Müzenin henüz açılmıyan bazı kısımları tamir erllerek açılacaktır. Bu iş için 11 btn liralık tahsisat verilmiştir. . — Maarif Muduriuğu hiçbir talebenin açıkta kalmaması İçin yeni tedbirler alacak istanbul Maarif Müdürlüğü, bu sene ilk mekteplerden çıkacak talebenin fazlalığını nazarı itibara ala-ark elde mevcut orta mektep kadrolarının bunları istiap edemiyeceğl neticesine varmıştır. Maarif Müdürlüğü gelecek tahsil devresi İptidalarında her hangi bir müşkülâta maruz kalmamak için orta mektep ve liselere gelecek olan talebeyi açıktı bırakmamak maksadile tedbirler olmaktadır. Alınacak tedbirler, bilhassa yeni mektepler açmak ve mevcut mekteplerdeki sınıf şubelerini çoğaltmak tarzında olacaktır. Maarif Müdürlüğü açılacak yeni orta mektepler için lâzım gelecek muallim işi üzerinde de ehemmivetle durmaktadır. 'w POLİSTE Kumarbazlar suç üstünde yakalandılar Cibalide Usküplü caddesinde Ni-zamettinin 89 numaralı kahvesinde İsmail Hakkı ve Zckâi isminde iki kişi iskambil kâğıdile kumar oynarlarken polis ikinci şube memurları tarafından 174 kuruş para ile suç üstünde yakalanmışlardır. Kumarbazlar adliyeye verilmişlerdir. Bir yankesici yakalandı Taht..kalede Kutucularda Hallaç Abdürrahman sokağında oturan 16 yaşında sabıkalı Feyzi dün, Şeref stadında maç seyretmekte olan Kad rinin cebinden cüzdanını çekerken diğer seyirciler tarafından görülmüş ve yakalanarak adliyeye verilmiştir. Otomobil çarptı Taksimde Cumhuriyet caddemi de Fılatya apartımamnda oturan Mamdanın idare ettiği 867 numaralı hususi otomobil Tünel başında 13 yaşında lspiroya çarparak yaralamış, çocuk tedavi altına alınmış, suçlu yakalanmıştır. Motosiklet çarptı Galatada Lüleci Hendek caddesinde 142 numaralı evde oturan Ha-yim kızı Rasel İstiklâl caddesinde karşıdan karşıya geçerken 368 numaralı motosiklete çarparak bacağından yaralamıştır. Yaralı Beyoğlu hastahanesinde tedavi altına a-ünm ıştır. Baca tutuştu Evvelki gece saat 24 te Divan-yolunda tramvay caddesinde Şuzi-yenin 31 numaralı tatlıcı dükkânının mu t f ağındaki baca tutuşmuş, vaktinde yetişilerek söndürülmüştür. Bir hırsız yakalandı Kalyoncu kulluğunda Kilit sokağında oturan İzzet kızı Zehru polise müracaatla kendisi evde bulunmadığı sırada kapısının kilidi kırılarak Haydar kızı Zisan tarafından üç en-tarisıle 30 lira parasının çalındığını iddia etmiş, suçlu yakalanmış, üç entari ile paranın 13 lirası bulunarak alınmış, Zfşan adliyeye verilmiş tir. İki balıkçı birbirini yaraladı Evvelki gün gece yarısı balık tutmak üzere Heybeli adaya gitmiş olan Remzi Kocabalıkla tayfası Bayram, bir hırsızlık İddiası'yüzün-den blrbirlerile kavga etmişler ve birbirlerini yaralamışlardır. Yangın başlangıcı Beyoğlu Kalyoncu kulluğunda Topçekenler sokağında avukat An-dona ait 31 numaralı binanın altındaki lokantada ocağın tutuşmasından yangın çıkmış, vsktinde yetişilerek söndürülmüştür. Pencereden düştü KUçükpazarda Atlama caddesinde 41 numaralı evde oturan Kâzımın oğlu Numan evin alt kat penceresinden sokağa düşerek basından ağırca yaralanmış, tedavi edilmek Üzere Şlgll çocuk haslancBİne kaldırılmıştır. Okuyucularımız Diyor kl ı Belediyenin nszsrıdİkkatİnc Karanlık sokaklar Çapa'da 2B Çelebi sokanında 34 numaralı evde oturan karilerimizden Emin P.ırnuksi'oğlu yazıyor: «Beş senedenberi Çapa'da oturuyorum. Fatih yangınındanberi yapılan inşaatla bir mahalle haline gelmiş olan semtimiz, gece bilhassa av 15131 olmadığı zamanlar insanı görmediği bir çukura düşürecek kndar karanlık ve tehlikeli oluyor. Halbuki Elektrik İdaresi, buradaki evlere havadan elektrik cereyanı veriyor Yollarda gayet sık mesafelerle dikilmiş eleklrik direkleri var. Acaba istanbul Belediyesi, bu direklerden hiık*rm* lâmba asarak bizi bu karanlıktan ve geceleri felâketlere maruz kalmaktan kurtaramaz mı? Yazdığım gibi yollarda direkler hazırdır. Binaenaleyh İş yalnız oralara birer lâmba dikmekten ibaret kalıyor Bu hususta alâkadarların nazarı dikkatini celbe-1-menizi rica ederiz • YENİ SABAH - Karilinizden aldığımız mektubu yukarıya aynen koyduk. Kariimizin vazdığından daha başka birrok sokakların da İstanbul'da henüz karanbk olduğunu biliyoruz. Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtıi Kırdar İstanbul'da birçok işleri hallederek halkın sempatisini kazanmıştır Kendisinden İstanbul'un karanlık sokaklarının aydınlatılması için de himmet ve gayret beklemek hakkımızdır. Hava Seferlerine Rağbet Günden Güne fazlalaşıyor Gîlecek s;ne yeni hatlnr açılacak Muntazam bir surette yapılmağa başlıyan İstanbul • Ankara • İzmir - Adana hava seferleri fevkalâde rağbet görmektedir Şimdiye kadar yapılan bütün postaların yerler günlerce evvelden temin edilerek kapanmaktadır. Bilhassa bu sene İlk defa işlem. -ğe açılan İzmir ve Adana hatlarında yolcu rağbet^ her türlü tahminin fevkinde olmuştur. Bu suretle cumhuriyet hükümetinin en genç ve en modern bir müessesesi olan havı yollan idaresi gelecek sene yeni hat lann açılması İçin çok ümitti bir faaliyet devresine girmiş bulunmaktadır. Devlet havn yollan işletme idaresi 1933 senesinde başlıyan İstan bul Ankara seferlerini 936 da askeriyeden devralmış ve bu yılın 25 mı yısında işletmeğe başlamıştır. 933-937 seneleri zarfında 2608 yolcu ve 11975 kilogram posta ve gazete taşınmıştır. Bundan başka Ankara ve Utanbulda tertip edilen tenezzüh seferlenne de 1451 kişi iştirak etmiş ve 39 hususi sefer ya-pılmıştır. Tenezzüh seferleri havalar düzelince pazar ve cumartesi günleri yine tertip edilecektir. Devlet hava yolları idaresi beş senede 2.114.052 lira gelir temin etmiştir, idarenin masrafı ise bir müyon 950 bin 295 liradır, önümüzdeki seneler zarfında idarenin daha fazla bir temettü elde edeceği muhakkaktır. TA K V 1 m 8 May» 1939 Pazartesi HicrI:llRebiülevrel 1358 Rusa I.25NİSAN 1355 Ruzı hızır: S D«f« saati: 4,49 OfU 1 12,10 — IkUdl 1 16,05 Akşaaaı 19,12 — Yatsı 1 20,59 Uaak 1 2.49 Ekmek Fabrikası Fabrika hakkında iktisat müdürlüğü tetkikler yapacak İstanbul Belediyesi tarafından kurulacak ekmek fabrikası ıçm Belediyeler Bankasından alınıcak beş milyon liradan 500 bin liranın ayrıldığını yazmıştık. Yapılan tetkiklere nazaran ayrılan bu para. fabrikanın inşasına gayri katı gelecektir. Fabrikanın hakiki maliyet fıatını ve işlemesi için lâzım gelecek sermaye miktarını tesbıt işile Belediye İktisat Müdürlümü esaslı şekilde meşgul olmaktadır. Yapılan bu tetkikler neticesinde fabrikanın inşası ve islemesi için lâzımgelecek para miktarı tesbit o-lunacak ve gelecek sene bütçesinden de bu ış için ayrıca para ayrılacaktır. MtrTEFERSIK 1 Menba sularında tenzilât İstanbul Vakıflar İdaresi, Vakıflara ait memba sularında yeni baştan esaslı şekilde tenzilât yapmıştır. Evkafın Sattığı Emlâk Evkaf idaresi, idare için lüzumlu olmıyan bazı akar ve emlâki satmak kararını vermiştir. Evkaf İdaresi son 15 sene zarfında 4 milyon lira kıymetinde emlâk satmıştır. Satılan bu emlâkin bedeli bilhassa Evkaf tarafından yeni inşa olunanlara sarfo-lunmaktadır. Vakıflar İdaresi, bu suretle varidatını arttırmaktadır. OskUdarda resim sergisi Haydarpaşa lisesi Üsküdar İkinci ve üçüncü orta mektepleri, kız enstitüsü. Üsküdar Amerikan kız lisesi ve Üsküdar Halkevi, Üsküdar Halkcvİnde müşterek bir resim sergisi tertip etmişlerdir. Serginin bu gün saat onda kuşat resmi yapılacaktır. Sergiden duhuliye ahnmıya-cak ve halk teşhir edilen eserleri serbestçe seyredebilecektir. bt-rem Zeki kons rl Her sene alâka ile karşılanan genç virtürozumuz Ekrem Zeki Ün-görün konseri bu yıl da kalabalık bir dinleyici kitlesi tarafından takip olunmuş ve alâka ile dinlenmiştir. Bir çok ecnebilerin de bulunduğu bu konserde sanatkâr, Bahın ve Çaykofskİnin konçertosunu ve yine Bahın Fugasını, Paganının konser-tosunu büyük bir muvaffakiyetle çaldı. Bütün dinleyicilerin taJtdirini kazanan sanatkârı biz de tebrik etmeyi vazife büirîz. Bir kadın kuyuya düşerek boğuldu Kumkapıda Kadırga Hamam sokağı 46 numarada kıracı 60 yasında Varkom kızı Agavnı kazaen evdeki kuyuya düşmüş, itfaiye yetişerek suyu boşalttığında kadının tnağ rukan öldüğü görülmüştür. Alacak yUzünden arkadaşını yaraladı Dün sabah aaat 9 ds Is tin yede Denizbank fabrikasında amelelik e-den Faik polise müracaatla ayni fab nkada marangoz Şefik İle bîr alacak yüzünden kavga ettiklerini ve Şefık'in kendıaini tornavida ile sol bacağından yaraladığını bildirmiş, Şefik yakalanarak mahkemeye verilmiştir. Bacağı kırıldı Nişancads Soğuk hamam sokağında oturan seyyar satıcı Memdu-hun karısı Gülter iki çocuğilc sokak tan geçerken düşmüş, bacağı kırılmış ve Haseki hastanesine kaldırılarak tedavi altına allınmıştır. 6lr ev yandı Samatyada Arap kuyusu mektep sokak 23 numaralı Uç katlı ve tamamen ahşap bir evde dün aaat 16 50 de yangın çıkmış ve evin ikinci katı Ue çatısı kamilen yanarak itfaiye tarafından söndürülmüştür. Alman tebaasından madam Var-koma ait bulunan binanın aigortalı olup olmadığı henüz anlaşılamamıştır. POLİTİKA Kolonel Beck'in cevabı Koloncl Beck, merakla beklenen, nutkunu dün söylemiştir. Umumiyetle mutedil, her hangi bir tecavüzden uzak bir Üaanla irat edilen ve Polonyanm hayaU menfaatlerine müteallik sahalarda büyük bir asim ifade eden bu nutuk, Polonyanm. Almanlara karsı kati cevabını, ve sulh müzakerelerine girişmekten çekinmediklerini ve fakat bunun bazı şerait tahtında tahakkuk edebileceğini gösteriyor. Kolonel Beck'in üzerinde tevakkuf ettiği noktalardan biri 1934 de Almanya ila Polonya anamda akte-dilen ve bu sefer. Rayiştağdaki nutkunda, M Hıtienn, feshedildiği, haberini veren anlaşma ve bu anlaşmada hükmü olan esaslardır. Kolonel Beck, bu muahedenin feshini ehemmiyetsiz bulmıyor. Zira kendisine yani Polonyaya göre, bu anlaşmadaki eaas; her iki milletin arasındaki münasebetlerin seyrine daha müsait bir cereyan vermek, her hangi gergin bir havayı yaratmağa âmü olabilecek unsurları ortadan kaldırmak, ve nihayet a-sırlardanberi temerküz eden düşmanlığı yok edip mukabil bir hürmetin derin temellerini atmaktır. İşte kolonel Beck, böyle esasları nefsinde cemeden bir anlaşmanın feshini doğru bulmadığını ihsas etmiş, ve bu feshe sebep olarak gösterilen Polonya - İngiliz anlaşırı ahinin, boy le bir fesih âmili olamıyacağmı ve Almanyaya müteveccih bulunmadığını da beyan etmiştir. Kolonel Beck. diğer taraftan asıl münazaa mevzuunu tenkil eden Dantzig ve BalUk koridoru üzerinde durmuş ve bu mesele karsısında Polonyalıların hayati menfaatlerinin neler olduğunu ve ne gibi esaslara istinat ettiklerini tebarüz ettirmiştir. iki gün evvel de bahsettiğimi? gibi Polonya, Almanların bu istek-lerile. Battıktaki hâkimiyetlerine ha time vermek arzusunu gösterdiklerinden endîşe etmektedirler. Ve bu da. Kolonel Beck'in nutkundan göze çarpmaktadır. Polonya, buralardaki iktisadi ve siyasî menfaatlerinin, feragat edile-miyecek unsurları ihtiva ettiği kanaatindedir. Kolonel Beck, Dantzig şehrinin Versay muahedesinin ortaya koyduğu suni bir eser olmayıp asırların tevUt ettiği bir hâdise teşkil ettiği fikrindedir. Polonyaya göre bu şehrin hikmeti vücudu. Polonya nehrinin manaabında bulunması. Polonya topraklannı denizle, yani Battık denisîle İrtibat ettiren su yolunun üzerinde kâin olması, başlıcı şimendifer yolunun da üstünde bulunmasına dayanmaktadır. Polonya-lılarca mutlak ekseriyetinin Alman olması keyfiyeti inkâr edilmemekle beraber, bu şehrin mevcudiyetinin ve her hangi bir ecnebi nüfus ve tesirinde azade bulunmasının, Varşova siyaseti için hayati bulunduğu kanaati şüphe göstermez bîr hakikattir, içte bu sebepten Polonyalılar, bu yerlerden kati olarak ellerini çekmiyeceklerini ifade ediyorlar. Zira her hangi bir sebeple. Al manyanın Dantzig şehrinde ve koridorunda yerleşmesi Polonyanm iktisadî ve siyaaî tarihini mutlak surette baltalıyabilir ve dün bir vaziyete götürebilir. Diğer taraftan Kolonel Beck. Pumeranya voyvodalığı olarak tavsif ettiği koridorda Almanyaya her türlü kolaylığı göstere bileceğini ve fakat hâkimiyetinin tahdit edilmesine razı olmıyacağını da beyan etmiştir. Yalım nutuktaki manaya göre bu vadide. Alm sn yanın İstediği tek taraflı İmtiyazları kabul etmemektedir. Neticede. Kolonel Beck, bu mü-naıiunfth meselelerin halU İçin şeref ve haysiyet, namus telakileri altında müzakereye girişmeğe amade bulunduğunu ve ancak böyle bir keyfiyetin semere verebUmead İçin sulh-cuyane niyetler ve hareketlere dayanması lâzım geldiğini söylemektedir. Or. Reşad SAGAY YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE SARTLARI TSrklra Ern.bl HER YERDE •00 Kr. S...l.|l 2400 Kr. 3 ¦00 Kr. • 1200 Kr. 1*0 Kr. | •rb^ 900 Kr. M Kr. 1 •rkf 100 Kr. P»aU Ittlbadıaa |in»»l| KURUŞ l.k.lUr 26, 14. 7.1 t* 4 lira Lehistanıa Cevabı / Yazan : HüıefcrCahid YALÇIN n^lşfc;l'11 t*»w ve taleplere, I^hfiraKT H^ridfTc Nazırı Bek'in parlâmentoda ¦ ¦ cevap her tarafta büyük bir merak ve alâka İle bekleniyordu. Meseleye bütün butun bir facia sekil vermek U-aere. ortaya, doğru veya yani 15 olduğu pek blllnemiyen bir takım şayialar da atılmıştı: Almanya dahi-UDde Lehistana doğru giden yollar askerlerle dulu İdi; her taraftan Alman kuvvetleri akın akın Lehistan öterine yürümeğe hazırlanıyorlardı. Bütün bunlar Lehistamn vereceği cevap üzerinde bir tesir yapmak için icat edilmiş havadisler olmasa da Avrupa efkânumumiyesinin ne kadar heyecan içinde bulunduğunu gösterecek nişanelerdir. Lehistan Hariciye Nazın nutkunu söyledi. Büyük bir heyecan ve karışık vukuat taraftarı olanlar hayal sukutuna uğramışlardır denilebilir. Çünkü, Bek'in sözlerinde onların beklediklerini memnun edecek bir harikuladelik, bir taşkınlık yoktur. Lehistan Hariciye Nazın memleketinin menfaatini, haysiyet ve şerefini müdrik, fakat basiretkir bir devlet adamına yakışacak bir tarzda hükümetinin noktai nazarını İzah ediyor. Lisan metindir, tavn hareket ciddidir, fakat tahrik edici bîr mahiyeti haiz olmaktan uzak'ır. Bilâkis Leh hükümeti Almanya in arazi ilhakına alt taJeplerini kat'I surette reddederken Almanli'in milli, kültüre ait haklarını tecavüzden masun tutacağına ve Almanya lükûmetinin menfaatleri ile tellifi ka bil bir tesviye tarzı bulmak Üere müzakerelere girişebileceğine dair sarih izahat veriyor. Bu sözlerin cevabını top sesleri, tayyare bombalan veremez. Vakıa İçinde yaşadığımız devre zarfında her türlü beklenmedik hâdiselere intizar etmek lazımsa da Alman devlet adamlannm itidal ve muhakemelerini unutarak vatanlarım biperva bir harbe sürüklemeğe kal-kacaklanna İhtimal vermek manasız olur. Çünkü Almanya Lehistan topraklarını zorla geçerek Dantzige erişmek isterse bu defa harbin patlak vereceği muhakkaktır. Bundı kendilerinin de şüpheleri olmayınoı harbin kolay kolay çıkamıyacağı tabii görülür. Bu itibarla, Lehistan hükümeti gerçekten takdire lâyik bir itidal ve basiret eseri göstermiştir. Lehistamn İngiltere ve Fransa tarafından müzaheret göreceğine emin bul un-m?sı onu şımarıklığa sevketmiş bulunuyor. Gerek Führer'in nutku, gerek ona karşı Beck'in sözleri İBbat ediyor ki milletleiTası münasebetlerde suitefehhümler pek kolay vukua gelebiliyor. Mesela bir taraf muayyen bir teklifte bulunduğunu İddia ettiği halde diğer taraf bunun aslı olmadığı kanaatini izhar ediyor. Bu ahval karşısında, diplomatlara terettüp eden en büyük vazife, son sözü söylemeden evvel, kat'I surette, karşısındakinin emel ve maksadını anlamak ve bu bapta müphem bir nokta bırakmamaktır. Yalnız Lehistan ile Almanya a-rasında mevzuu bah solan ihtilâfta teferruata ait yanlış anlaşmalar bir tarafa bırakılacak oluma esas meselede İki tarafın da vaziyeti sarih-İr. Almanya sulhun bozulmamaaına, dünyanın neticesi tahmin edüemiye-cek müthiş felâketlere düşmemesini ve bu arada Alman milletinin de, kan v© ateş kaaırgasn İçine sürüklenmemesini Üterse Dantzigi AI-manyaya birleştirmekten ve koridoru ortadan kaldırmaktan vazgeçmek Iztlranndadır. Uzaktan meseleye seyirci olan bizler bu gayelerin bir cihan harbine değeri olmıyacak derecede ehem-büyetahı olduklarını zannediyoruz. Hüseyin cahid YALÇIN (bos» s «smİ sayfada! Alman ¦ İtalyan Askerî Paktı Berlinde imzalanacak Bu Anlaşma Londra ve Pariste Sükûnetle Karşdandt Almanyadaki Lehliler Tazyik Ediliyor. İtalyan Kralı ve Ciano Haziranda Berline Gidecekler Geçen Mayısta Komayı Ziyaret Eden Hî'lerin Önünden İtalyan Bahriyelilerin Geçişi Roma, 8 (A. A.) — Ribbentrop ve Ciano buraya gelmiş ve halk tarafından alkışlanmışlardır. Nazırlar, Villa Estede verilen dinede ve dineyi takip eden baloda hazır bulunduktan sonra Ciano geceleyin Romaya dönmüştür. Ribbentrop bu akşam veya yarın BerÜne hareket edecektir. Pakt Berlinde imzalanarak Roma, 8 (A A 1 — Siyasî mahfiller, İtalyan - Alman siyasî ve as- kerî paktının yalanda Berlinde imza edileceğini zannetmektedirler. Fransız gazetelerinin mütaiealan Paris, 8 (A.A.) — Bu sabahki gazete tefsirleri: (Sonu 3 üncü sayfada) Zağrebde Suikast Bir Macek Taraftarı Tabanca ile Öldürüldü Hırvat lideri Maçek Zagreb, 8 (A.A.) — B. Matchek tarafından davet edilmiş olan Millî Hırvat heyetinin ikamet etmekte olduğu binanın yakininde bir takım hâdiseler olmuştur. Binanın önünde toplanmış olan halk arasında bir münakaşa çıkmış ve bu münakaşa biraz sonra bir arbedeye tahavvül etmiştir. Bir delikanlı asker! Hırvat teşekkülüne mensup birisini riivel-verle öldürmüştür. Mütecavizin Yugoslav nasyonalistlerinden mi, yoksa Belgrad'ın olduğu kadar Matchek'in düşmanı 0-lan Iftirakçı Hırvatlardan mı olduğu malûm değildir. Maçek'in evindeki toplantı Zagreb, 8 (AA.) — Hırvat Milli mümessiller, heyeti Maçek'in daveti üzerine bu sabah saat 9 da Esnaf Cemiyeti binasında toplanmış ve 27 nisan tarihli anlaşmanın Niyabet Millî Şefin Hatay Halkına Selâm Ve Muhabbetleri Dün Ankaradan Atı ta levaya dönen Hatay Devlet Reisi büyük tezahürat arasında bunu tebliğ etti (Yazısı 3 üncü sayfamızda) Alman Filosu ispanya ve Danimarka Sularında 35 gemi Danimarka karasuları içinde manevra yaparken 29 gemi de spanyada karşılandı (Yazısı 3 üncü sayfamızda) Eroin Dun 15 kişilik bir kaçakçı şebekesi yakalandı Dün Kasımpaşada 15 kişilik bir «Beyaz zehir» kaçakçı şebekesi yakalanmıştır: Kasımpaşada Akbaba yokuşunda 3 numarada oturan Arap Hulusi ile oğullan Zeki ve Cenabın eroin kaçakçılığı yaptığını haber alan po Us memurları dün eve gizlice girmişlerdir. (Sonu 3 üncü sayfamızda) Roma Atlı Müsabakaları Dünkü yarışlarda Gürkan 3 Üncü, Polatkan 4 üncülüpü kazandılar Roma, 8 (A.A.) — Bugün binici-İİ kmüsabakalarının sonuncusu olan Kral mükâfatı koşuları yapılmıştır. İtalyan Filipponı birinci, İngiliz (Sonu 3 Üncü sayfamızda) 5. Rusya Şark ve Cenup Sınırındaki Devletleri Garanti Edecek Bu Garanti Neticesinde S. Rusya Harbe Girmeğe Mecbur Olursa ingiltere Yardım Edecek İngilizlerin Sovyetlere Mukabil Teklifleri Dün Moskovaya Bildirildi Moskova, 8 (A.A.) — (Reuter) İngiliz - Rus - Fransız üçler paktı yapılması için Sovyetler tarafından yapılan teklife bugün İngiltere Büyük Elçisi hükümetinin cevabını tevdi edecektir. İngiliz cevabı şu iki noktayı ihtiva etmektedir: 1 — Sovyetler Birliği kendi Şark hudutlarjndaki devletleri tek başına garanti edecektir. 2 — Eğer bu garanti neticesinde Sovyet Rusya bir harbe girişmek mecburiyetinde kalırsa İngiltere Sovyetlere yardım edecektir. İngiltere Büyük Elçisi, Litvino-fun istifasının Sovyet haricî siyase- tinde bir değişikliği tazammun edip etmediğini de Öğrenmiye çalışacaktır. Tekli/ bildirildi Moskova, 8 (AA.) — İngiltere Büyük Elçisi bugün saat 16 da Moloto-f uziyaret ederek Sovyetlerin mukabil tekliflerine İngiliz cevabını tevdi etmiştir. Çemfaerldı/n'in Avam Kamarasındaki beyanatı Londra, 8 (AA.) — Avam Kamarasında müteaddit suallere cevap veren Chemberlafn demiştir ki: «İngiltere Hükümeti Moskovada-,cınu 7 iîn-ii • 1 B. M. Meclisinin Dünkü Toplantısı Türk - Alman Kredi Anlaşması TastikEdildi Ticaret Vekili; 150 milyon marklık krediden •e suretle istifade edeceğimizi izah etti Ankara, 8 (A.A.) — B. M. Meclisi bu gün Refet Canıtez'in başkanlığında toplanmış ve celsenin açılmasını müteakip Ticaret Vekili Cczmi Ercin söz alarak Türkiye ils Almanya arasındaki kredi anlaşmasın ın tasdikine ait kanun lâyihasının ruznameye alınarak müstacelen müzakeresini istemiş ve bu taleo kabul olunmuştur. Bundan sonra ruznameye geçilerek Haziran - Ağustos 1938 aylarına ait Divanı Muhasebat raporu ile 3280 numaralı askerî memurlar kanununa ek kanun lâyihası İle istatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkındaki kanuna bağlı cetvelde değişiklik yapılmasına ve ordu subayları heyetine mahsus terfi kanununa ek kanun lâyihaları müzakere ve kabul edilmiştir. ret vekilimiz B. C. Erçir (Sonu 3 oncu sayfada I i ER SABAH HALK VE MEMUR Dahiliye Vekâletinin, vaUler ka-nalile, memurlara bir tamim göndererek müracaat sahiplerine nezaket ve şefkatle muamele edilmesini tavsiye ettiğini kısmı mahsusumuzda okumuşsunuzdur. Bu tebliğden bütün memurların müracaat erbabına huşunet gösterdikleri manasını çıkarmak insafsızlık olur. Eshabı mesalihin işini ben im -siyerek neticelendiren memurlarımız çoktur. Fakat sabahleyin evinden neşesiz çıktığı için akşama kadar kar-şdaştığı müracaatçılara ters muamele eden memurlarımız, maatteessüf, ekseriyeti teşkil ettiği içindir kl Dahiliye Vekâleti böyle bir tamimi göndermek zaruretini hissetmiştir. Vakıa en sabırlı ve tahammüllü bir memuru bile çilesinden çıkaracak kadar titizlik gösteren ve karşısındakini, âmmenin hizmetine me- mur değil de, öz lalası sayıp o tanda hareket eden geçimsiz iş sahipleri eksik değildir. Lâkin ne de olsa eu küçük bir memur bile kendisini devletin minimini bir mümessili sayıp müracaat sahiplerine vekarla kan-şık bir nezaketle muamele etmesi ve elinden gelen kolaylığı esirgememesi rejimin bir şiarıdır. Bilhassa unutmamak lâzundır ki, bir zamanlar: Osmanlının çeşmesinden su içme! Diyecek kadar devlet kapısından yılgınlık göstermiş İş sahibinin kafasında kok salan bir kanaati kökünden sökmek oldukça çetin bir iştir, işte Dahiliye Vekâletinin son tamimi bu bakımdan büyük bir e-hemmiyet ve belagat kesbediyor. Bu ince noktayı kavrıyan memurdur kl kendisini rejimin mümessili sayabilir ve haklı olnrak resmi • sı .!.!«• Övünebilir. A. CEMALEDPlN SARAÇOÖLO C$22B I Sarf»' T £ N I S A B A I! \U%CPSAMKAf?A MtHMlDİH İTİRAFLARI [ş¥[k HATIRA vt 17/51 Tefrika No 85 Yazan i M. SIFIR şehir haberleri Japon Takas Vesikaları Deponun Bulunduğu Araziye Varmıştık Atlanamtyacak Kadar Yüksek Olan Tel Örgüsünün Önünde İdik Tam vaktinde Harem iskelesine yanaşan, motorlu bîr mavnaya hep atlamış, başı açarak Marmaranın İcranlıklarına dalmıştık. Mavnau. Kadri çavuş ile istanbullu İsmail ve Sadettim de bulmuştuk. Anbardı toplanmış, Yusuf beyin etrafındı bir halka olmuştuk. Yüzbaşı yapacağımız işi, sanki iş üzerinde imişh gibi, tatlı bir heyecan ile tekrar tekrar anlatıyor, Hoca Bekir de arası-ra söze karışıyor ve hepimizi gülmekten kaültıyordu. Böylece güle, söylese Fcnerbahçenin ilerisindeki breke taşını bulmuş. Motörü de durdurmuştuk. Verdiğimiz karar mucibince, burada ben, Mipavrili İbrahim ve Yusuf bey motöre bağlı bulunan sandal ile ayrüacaktık. Mo tör deponun bulunduğu koyun ağamda duracak, biz de dilin ıssız bir tarafına çıkıp, sessizce depoya sokulacaktık. Biraz bekliyecek ve yeni değişen nöbetçiyi bastırıp bağladıktan sonra da mavnaya işaret verecektik. Bir saat içinde de alacağımızı alıp savuşacaktık. Biz sandala geçerken arkadaşlara bir mahzunluk çökmüştü. Hepsi de ağlar gibi bir vaziyet takınmıştı. Yaşlı gözlerini Yusuf beye dikmişler, diUenmişlerdi. Hoca Bekir yobazlığı tutmuş gibi somurtmuş, söyleniyordu. — Ne olur sanki, sırtınıza binecek değilim ya. Beni de alın yanınıza. Hemşinli Nuri büsbütün çocuk-laşmıştı. Kaş ve göz işaretleri ile bana yalvarıyördu. Diğer arkadaşlar 8a bunlardan aşağı kalmıyordu, lizbaşı da, bu hizmet meftunlarının, bu gönüllü yurt kullarına gülüyor, ayrı ayrı ve tatlı sözlerle gönüllerini alıyordu. Mipavrilinin kuvvetli kolları san dalımızı motörden ayırmış, beş on dakika sonra da Fenerin kenar taşlıklarına yamamıştı. Hava zifiri karanlık, biraz da bulanıktı. Tek tük yağmur dökülüyordu. Gökyüzünde tek yıldız bile görünmüyordu. Yusuf bey önde biz arkada yürüyorduk Heyecandan nefesimiz tutulacak, kalbimiz duracak Vır hale* gelmişti. Nihayet deponun bulunduğu araziyi çevreliyen dikenli tellerin kenarına varmış, üçümüz de ayrı ayrı yere u-¦anmıştıfi. Mipavrili ile ben. atlanılmıyacak kadar yüksek olan bu tel Örgüsünün arasından nasıl geçebileceğimizi hesaplamakla meşguldük. Hattâ o derecede ki. Yusuf beyi de, nerede bulunduğumuzu da unutmuştuk. Böylece ne kadar vakit geçirdiğimizi pek tahmin edemiyorum. Bir aralık Yusuf beyin başı bana doğru uzanmış, ve sıcak nefesi bayağı yüzümü yakmıştı. Fısüdıyordu kulağıma: — Ne oldunuz be çocuklar. De-mindenberi karşınızda işaret veriyorum da aldırış bÜe etmiyorsunuz. Allah biliyor ya, ikinizi de olduğunuz yerde uyuya kaldı zannettim. Haydi bakalım iş başına. Makas sık maktan avuçlarıma kan oturdu. Biraz da siz kesin şu telleri. Demiş ve elime ağır bir tel makası vermişti. Bu hareketile ne düşünceli ve ne tedbirli bir zat olduğumu bize de pes ettirmişti. Bir çey rek saat sonra tel manianın alt kısmını, geçebileceğimiz kadar kesmiş ve sürüne «ürüne depo arazisine geç mistik. Yine Yusuf bey önde, biz arada İdik. Fakat, b udefa yürümüyor, kertenkeleler gibi sürünerek lleril-yorduk. Bir çok sandık yığınları, eski pUakü postal ve elbise kümeleri arasından geçtikten sonra, bir tahta kalas İstifi arasına girmiş, tahminen elli metre kadar Herimizde, bir şarkı mırıldanarak ve «Öyledlği şarkısın veznine ayak uydurarak gezinen nöbetçiye gözlerimizi dikmiştik. Ben, hayatımda bu Yusuf bey kadar soğukkanlı, nefsine itimatlı bir zat görmemiştim doğrusu. Saati ellinde, gözü nöbetçide bekliyor. Garip değil mi?. Bu tehlikeli vaziyette arasıra yüzümüze bakıp Kıs kıs gülüyordu. Bize doğru uzanarak fısıldıyordu. — Yerimiz rahatsız amma, çok kalacak değiliz burada. Tam on dokuz dakika sonra nöbetçi değişecek. Diyor, karanlıkta gözüme sokacak gibi fosforlu saatini bana uzatıyor ve gösteriyordu. Klmbilir ne fikirle, daima bizimle meşgul oluyor. İkimizi de lakırdıya "tutuyordu. Bu kalas istiflerinin arasında ve çok sıkışık ve hattâ nefes abnamıyacak kadar sıkışık vaziyette geçirdiğimiz on dokuz dakikayı ömrümde unutamam. Nerede on dokuz rakkamını görsem ve kimden işitsem, hatırıma derhal o geceki çektiğim azap ve ıztırap gelir. Bir türlü bitip tU-kenememişti bu on dokuz dakika o gece. Çok sıkılmış ve bunalmış, sıkıntı ile döktüğüm terden sırsıklam olan elbiselerimin içinde bayılacak bir hal almıştım. Hattâ bayılıyordum da. Bereket versin ki, yüzbaşı Yusuf beyin müjdeli sesi çabuk ku-1 lağıma erişmiş, imdadıma yetişmiş-, ti. Yoksa olduğum yerde tıkanıp, gidecektim. Nöbetçi değişmiş, iş vakti erişmişti. Ben de kavuştuğum serbesti-lik ve temiz hava ile ferahlamış ve | aklımı başıma toplamıştım. Kahpe talih, uygun gitti mi, gider işte. Yem nöbetçiyi bir sandık yığınının üzerine oturtmuş, arkasını da bize döndürmüştü. Bu vaziyet, yalnız Yusuf beyin değil, hani bizin, de yüzümüzü bir iyice güldürmüştü. Bu esnada Yusuf bey: — Haydi çocuklar, demişti. Şu anda bir dakikanın bîr saatten çok kıymeti var. Yalnız dikkat edin do, bağırmasın. Kollarını, ayaklarını iyi bağlayın, ağzını da güzel tıkayın Mipavrili ile ayağa kalkmış, yüz yüze ve bayağı veda eder gibi bakılmıştık. Hemen ayrılmış ve nöbetçinin önünde bulunduğu sandık kümesinin bir tarafına Mipavrili diğer tarafına da ben bayağı yapışır gfbi sarılmıştık. Yusuf bey elinde taban cası olduğu halde nöbetçiyi gözlüyor ve bizi de kollııyordu. İkimiz de nöbetçiye iyice sökTıTmuş köşelerden uzanan başlarımız biraz sonra da gözlerimiz karşılanmıştı Mipavrili İle. Sanki, bir pil ve elektrik kuvveti ile harekete gecen makine pistonları gibi ikimiz birden nöbetçinin üzerine atılmıştık. Mipavrilinin bir demir kıskacı gibi kuvvetli olan kolları ile kucakladığı nöbetçinin ağzını tıkamak ta bana düşmüştü. Bağırmak İstemiş, kurtulmak İçin çok uğraşmış ve çabalanmıştı amma. muvaffak olamamış ve eli ayağı bağlı, ağzı tıkalı yere uzanmıştı ağam. (Devamı var) 9 Mayıs 1939 Salı Hlrrl:l9Rebialcvv«llSM Rnl:?6NlSAN İUS Ruzı hııır: 4 Şark rüzgârlarının esmesi D*fa saati: 4.48 OftU 12,10 — lalaa! l 16.05 Ak,.- 19,13 — Vatss ı 21,00 lasıab ı 2,47 Ekmek Fabrikası Belodlyo fırıncılar, fırınlarını lalah elliği taktirde İnşasından vaz mı geçecek? Belediyeler Bankasından yapılacak 6 milyon liralık İstikrazın programını hazırlayan Belediye Riyaseti bunun (500) bin lirasını Belediye tarafından yapılacak ekmek fabrikasına tahsis etmişti. Belediyenin bu İş için leabeden tetkiklere başladığını yazmıştık. Haber aldığımıza göre Belediye Riyaseti fabrika kurulup çalışmıya başladığı takdirde istanbul'da miktarı bir hayli olan fırın sahiplerinin ve amelesinin İşsiz kalacağını düşünerek yeni bir şekO bulacaktır. İstanbul fırıncıları kendi fırınlarına lâzımgelen sıhhi tesisa'ı yaptıkları ve Belediye formüllerine lâyıkile uygun ekmek çıkardıkları takdirde Belediye şimdilik fabrikanın inşasından vazgeçecektir. Fakat fırıncılar bugünkü gayri sıhhi şerait altında çalışmada ısrar ettikleri takdirde Belediye ekmek fabrikası projesinin tatbikine geçecektir. BELEDİYEDE Beyoğlunda 242 Esnaf Cezalandırıldı Son hafta zarfında Belediye zabıtası tarafından yapılan sıkı kontrol ve takibat neticesinde 242 esnaf muhtelif Belediye cezalarına çarptırılmışlardır. Bunlardan. 29 tanesi gıda maddelerinin ürerini açık bulundurmaktan, 31 tanesi caddeyi işgalden, 11 tanesi yangına sebebiyet vermekten, 36 tanesi otomobille memnu yollardan geçmekten, 30 tanesi caddeyi kirletmekten, 12 ianesi kapaksız çöp kabı kullanmaktan. 6 tanesi dükkânını vaktinde kapamamaktan, 9 tanesi otomobile fazla yolcu almaktan, 6 tanesi İş gömleğile caddeye çıkmaktan cezalandırılmıştır. Cezalandırılan diğer esnafın suçları muhteliftir. Arsalara sUprUntü dökenler Mahalle aralarındaki boş arsalara çöp ve süprüntü dökenlerin şiddetle takip ve tecziyesi için alakadarlara Belediye tarafından bir tamim yapılmıştır. Sokaklarda kuşlara nl-yel çektirip falcılık yapmak menolunuyor Bazı kimselerin bilhassa halkın kesafet peyda ettiği semtlerde ve caddelerde sehpalar üzerinde kuşlara, tavşanlara, kedilere ve sair hayvanlara nivet çektirerek falcılık yap tıkları sık süt görülmektedir. İptidai $ark şehirlerinde görülen ve İstanbul gibi bir şehire hiç te yakış-mıyan bu hallerin önüne geçilmesi için Belediye tedbirler alacaktır. Bilhassa Avrupa'dan şehrimize gelen seyyah kafilelerinin bu nevi sanat erbabının önünde gruplar teşkil ederek gülüştükleri ve birçok resimler çektikleri de görülmektedir. Belediye, bu gibi esnafı kaldırmayı düşünmektedir. Yine ayrıca büyük tarih! abidelerimizin civarında buluann güvercinlere atılacak yem satan sefı! kıyafetli kimseler de görülmektedir. Bunların da bu tarzda iş görmeleri menolunac aktır. Maslak asfaltındaki ağaçlar beyaza boyanıyor Vesaiti nakliye kazalarına mani olmak İçin Şişli - Maslak asfalt yolunun tmtidadınca devam eden a-ğaçların kireçle beyaza boyanmasına karır verilmiştir. Beyaza boyanan ağaçlar, bilhassa geceleri şoförler tarafından tefrik olunabilecektir. Müteahhitlere havale olunan işler Belediye Daimi Encümeni dünkü toplantısında Eyüptekl Çinlllçeşma deresinin mecraya raptını, Bağdat halk hamamlarının tamirini, Şehremini Saray meydanının ve bazı sokak kaldırımlarının tamirini, SöğÜt-lüçeşme • Kurbağalıdere yolunun ve Beşlklıştakl Köyiçi. Ortaçeşme kaldırımlarını tamirini müteahhide havale etmiştir. Okuyucularımız Diyor kl ı Eyüp - Keresteciler hatlımda çalışan otobüsçülerin şikâyeti Keresteciler Eyüp hattında otobüsçülük yfipsn bir kariliniz bize dün şunu anlattı: — Ben Keresteciler - Eyüp hattında çalışıyorum. Otobüslerin geçtiği yol üzerinde bulunan Clbsli Tütün fabrikasına gelen sandıklarla eşya yolun üzerinde açılıyor. Bu birşey değil, bu sandıklar açılırken düşen birçok çivi parçaları yolda kalıyor ve bu birçok otobüslerin lâstiklerinin patlamasına ve bu suretle bizim zarar görmemize sebep oluyor. Acaba bu vaziyetin Önüne geçilecek bir tedbir alınamaz mı? YENİ SABAH — Karilmizln şl-*knyetinl biz haklı buluyoruz. Eğer hakikaten Cibali Fabrikası kendine gelen eşya sandıklarını yolda açıyor ve bu suretle otobüs sahiplerinin zararına sebep oluyorsa bilml-yerek yaptığı ve bu zararın önüne geçecek tedbirler alacağını ümit e-diyoruz. Belediye Mecidiye Köyünü güzelleştirmek Icin Tedbir Alıyor Köyde İmar plânı yapılıncaya kadar muvakkat lâğam mecrası yapılıyor İstanbul Belediyesi gittikçe güzelleterek bir mesire yeri halini al-* mıya başlı yan Mecidiyeköyünü İmar planı yapılıncıya kadar güzelleştirmek maksadile bazı tedbirler almak üzeredir. Pazar günü Belediye Reis Muavini Lûtfı Aksoy, yanında Belediye Temizlik İşleri Müdürü olduğu halde burada letkıkat icra etmiştir. Bunun neticesinde İflftnm bu-lunmıyan köyün plânı yıpıhncıya kadar, muvakkaten bîr lâğam mecrası açılmasına karar verilmiştir. Bu suretle çok fena bir şekil alan lâğam çukurları kaldırılmış olacaktır. Köyde bulunan kır kahvelerinin de Belediyenin müdahalesi de güzelleştirilmesi, esnafın ve ayak satıcılarının ıslahı da kararlaştırılmıştır. Şehir Yolları Oç senelik fevkalâde programı hazırlayan heyete vali riyaset etti Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar, dün sabah Belediye Heyeti Fenniye Müdürlüğüne giderek orada içtima eden Belediyenin üç senelik fevkalâde yol programını hazırlayan- heyete riyaset etmiştir. Heyet, Belediye Heyeti Fennive Müdürü Nuri ve İmar Müdürü Hüs-nüden müteşekkildir. Program bugünlerde Şehir Meclisine sevk olunacaktır. Temlzl'k amelesi İçin yeni tallmatnarre İstanbul Belediyesi, çöpçüler İçin yeni bir talimatname hazırlamıştır. Çöpçülerin faaliyet saatleri bu talimatnamede şöyle tesbit olunmuştur: Çöpçüler, yazın saat 6 ve kışın 7 de vazife başında bulunmuş olacaklardır. Muayyen saatinde vazifesi başına gelmiyen çöpçüler. İlk defa 13 gün vazifesinden İhraç olunacaklar ve tekerrürü halinde vazifeden tard olunacaklardır. Ayrıca çöpçü onbaşıları için mıntıkalarına en yakın polis merkezlerinde birer devam cetveli ihdas o-lun&caktır. Çbpçu onbaşıları her gün muntazaman bu cetveli imzalıya-caklardır. Temizlik işleri Müdürü, haftan m gayri muayyen günlerinde bu cetvelleri tetkik ve kontrol ede-oektlr. İhraç edilen tuzlara mukabil alınan vesikaların İptaline karar verildi Japonya'ya ihraç edilen tozlara mukabil alınan takas vesikalarının iptaline karar verilmiştir. Bu husustaki Maliye Vekâleti kararındı deniliyor kl: «İnhisarlar İdaresinin Japonyaya sattığı tuzlar Jçin alıcı İle akdeyle-dlği mukavelede FOB esası kabul e-dllmişken. Japonlarla bilahare akte-dilmiş takas anlaşmasında ticari mübadelelerin sıf esasına istinat ettirilmesi takarrür etmiştir. Sıf esası kabul edilmekle bir milyon liraya yakın bir serbest döviz şerlisine» meydan verileceği müşahede olunması üzerine muamelenin şu suretle tashihi uygun görülmüştür: 1 — Mecmuu 373505 lira 15 kuruşa baliğ olan Sif-Fop farklarına takış vesikalarından satılmamış olan 446-155 lira 15 kuruşluk kısmının satışı durdurulmuştur. 2 — Geri kalan ve satışı yapılmamış olanlardan 60 bin lirasına ait o-lanlarının iptal edildiği ve buna mü-teferriğ diğer muamelelerin de ifa edilmekte olduğu bildirilerek diğer devlet dairelerinde bulunması müstamel takış vesikaları satın alınacaktır. MOTEF ikinci nevi ekmek meselesi Birkaç gündenberi vazifesi başında tetkiklerde bulunan Belediyenin yeni İktisat Müdürü, bilhassa ekmek meselesi üzerinde ehemmiyetle durmaktadır. Yeni müdür. Belediye İstişare Komisyonu tarafından riyasete verilen ve İkinci nevi ekmek meselesi üzerinde komisyonun etüd-lenni İhtiva eden raporu da bugünlerde tetkik edecektir. Bu raporun tetkikinden sonra yeni müdür ikinci nevi ekmek meselesi hakkında kat'î bir karar verip riyasete tekrar raporu tevdi edecektir. Belediye İktisat Müdürlüğü dün bütün mevcut ekmek fiatlannı da tetkik etmiş ve fiatların İpkasına karır vermiştir. boo seyyah geliyor Bugün şehrimize General Von Stöben seyyah vapuru ile 500 seyyah gelecektir. Vapurda iki film o* peratörü de bulunmaktadır. Bunlar, geçenlerde filme aldıkları istanbul manzaralarını tamamlıvacaklardır. Vapur, şehrimizden yarın akşam hareket edecektir. Asım SUreyva geldi Matbuat Umum Müdürlüğü Memleket Bürosu Şefi Bay Asım Süreyya İstanbul'a gelmiştir. Yarın Ankara'ya gidecektir. Eyüpde yol tamiratı 15 gün zarfındı Eyüp kazası dahilinde 1200 metre murabbaı parke kaldırım ve 1113 metre murabbaı âdi kaldırım ve 860 metre uzunluğunda lâğam tamiri yapılmıştır. Karaköydekl otomobil geçidi tenvir olunacak Karıköyde otomobiller için yeni tesis edilen Denizbank'ın önünden geçen yol karanlık olduğundan tenvirine karar verilmiştir. TOPLANTILAR : KONGREYE DAVET Matbaa işçileri Birliğinden: Mutad senelik kongremiz. 14 mayıs 1939 pazar günü saat 10 da akte-diteceğinden azamızın Eminönü Hılkevı salonunda hazır bulunmaları lüzumu tebliğ olunur. * Yıldırım Daıtı(paşa Kfıibü Baş kantininden: Klübümüzûn yıllık kongresi 14/5' 1939 pazır günü saat 10 da Hekim-oğlu Ali paşadaki klüp merkezinde akt edileceğin den üyelerimizin gelmeleri rica olunur. POLİTİKA Akdenizdeki Vaziyet Almanya, Polonya hakkındaki taleplerinin Varşova'nın gösterdiği tavır ve serdettiğl müzakere şartlan-ca rağmen, İstediği şekilde tahakkuk etmesi İçin, Roma'yı kati olarak bu cepheden kendi görüş zaviyesine iltihak ettirmek için çalışırken, İtalya'nın Akdenizdeki vaziyeti dikkati celbetm ektedir. Geçenlerde de izah ettiğimiz veçhile, mihver arkadaşı Almanya'nın Polonya meselesinde faaliyet sarfetti-ği sırada, Roma susmakta ve daha ziyade, Polonya Üe dostluk mün .cebellerine dayanarak arada, tabii Berlin'in lehine olarak bir mutavassıt rolü oynamak arzusunu İzhar etmekte idl. İtalya'nın, Almanya'nın baştucunda 30 milyonu mütecaviz bir kütlenin dostluğunu ân! bir surette kaybetmeyi, siyasî muvazene bakımından, pek te hoş görmiyeceği düşünülebilir. Fakat ne de olsa Roma, ergeç, takip ettiği siyaset bakımından, nihayetülemirde Polon-yayı Al manya ya terk mecburiyetinde kılacaktır ve yakında tezahüründen de anlaşılacağı veçhile Kont Ciano ile Alman Hariciye Nazırı arasındaki son görüşme.üzerine buna belki de muvafakat etmiştir. Yalnız araya sıkışan bu hâdiseyi bertaraf ettikten sonra, italya, mihver siyasetine tstinad ederek. Polonya meselesinin kat"! İnkişafının neticelerini beklerken, Akdenizdeki emellerini terketmiş değildir. Roma'nın, Arnavutluk'taki işgal hareketini, Adrİyatiğîn müttchlden kontrolünü temin gayesile yapılmış bir askeri hareket olarak göstermesine rağmen. Akdenizdeki h\yatf menfaatleri olan Paris - Londra blo-ku hâdisattı dikkatle takip ermektedirler. Bilhassa italya'nın Süteyş, Kırmızı deniz ve Tunus tarafındaki sevkülceyş! sahalara müteallik istekleri, müstemlekeci büyük devletleri dalmf surette meşgul etmektedir. İtalyanlar Süveyş kanalının idaresine karışmak hususundaki taleplerini daha ziyade iktisadî âmillere dayamakta ve bunları Süveyş kumpanyasının idare meclisine iştirak, ve bir de transit resimlerinin tenzili hususlarına inhisar ettirmektedirler. Fakst. hâdisatın tekemmülünü biraz dikkatle tetkik bu iktisadi isteklerin altında bir takım siyasi noktaların tebellür edebileceğini gösterir. Zira ortada. Süveyş kanalının, muhtemel bir harp vukuundakı rolü, yani, İngilizlerin, daha doğrusu İngiliz - Fransız - Mısır kuvvetlerinin müşterek müdafaa tertibatı tarafından kanalın İtalya'ya karşı muhafaza edilmesi, hattâ kapatılmsı tehlikesi mevzubahstır. Halbuki bu da, İtalyanlar için hayati bir mesele halini almaktadır. Çünkü Roma nazarındı Süveyş kanab. her hangi âdi bir muvasala tariki olmayıp, kendi imparatorluklarının emniyeti için ellerinde bulunması zaruri, hiç değilse ayağını basması lâzımgelen hakiki bir istikbal yoludur. İtalyanlar, bu suretle, diplomasi tarihinde uzun müzakere ve münakaşa mevzuu siyaset dalaverelerine sahne olan bu meselede, İngilizlerin kanalı kapamıya matuf muhtemel hareketlerinden endişe ederek, kanılın müdıfıasının beynelmilel bir hale ifrağını talep etmiye doğru gitmektedirler, ingilizler ise, Habeş h.trbl arifesinde ve esnasında serde-dilen bu taleplerin doğun bileceği neticelerden kuşkulanarak harekete geçmeyi ihmal etmemişlerdir. 1936 senesinde Mısır hUkûmetlle aktedi-len siyasi bir vesika İle, Mısır ordusunun kendi vasıta ve kuvvetlerile. kanaldaki seyrüseferin mutlak serbestisini ve emniyetini temin edecek vaziyete gelmesine Intlzaren bu su yolunun müdafaası zımnında Mısır kuvvetlerile teşriki mesai edecek askerlerinin bulundurulması imkânını elde etmiştir. Dr. Kcşad SAGAY YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK Q A Z £ T E S t ABONE ŞARTLARI TOrkiya Ernabl •00 Kr. İMMİUI 1400 Kr. • 00 Kr. « 1Z00 Kr. 180 Kr. * afftSj «O0 Kr. •0 Kr. I irl.fi 100 Kr. P«*l» ittik**)»* m»m- Uk.tl.r lata t«. 14. T.l *• 4 lir* HER YERDE KURUŞ ostluk CaKid YALÇIN Twr . ı/ı U ¦' rİTiııı hftZI yazi-l.ıntfm Almnnyada pek İyi karılanm* dı£ını he*M'tUm. Filhakika) Almaa Rai* tele rinde Türkiye aleyhinde yazı hemen hiç görülmez. Türklerden takdir ile bahsederler. İl n ı Kükrer ellinci yıldönümü mü-na-bellle Brriine davet ettiği Türk heyetinin şeflerine büyük AUturke karsı beslediği hayranlık hislerini derin bir samimiyet Ue llade etmiş ve onlan pek çok mütchavUs bırakmıştır. Bunlara mukabU Türk matbuatından da Almanya k-hlnde sita-yi^kâr yazılar değUse de hiç olmazsa onları müteessir etmiyeeek yazılar beklemece keudUerioi haklı gor-dukleri anlaşılıyor. Yalnız, burada bir yanlış anlaşmaya meydan vermemek için. «dostluk» kelimesinin manasını va siyasetteki şümulünü biraz tahlU etmek lazımdır. Her hangi ecnebi bir milletin gerek şeflerine, gerek heyeti umumiyesUe kendisine, yahut mües neşelerine uluorta, yakışıksız tâbir-1 lerle tecavüz etmek medeni bir İn- j sana, medeni matbuata hiç yakışını ya cak bir harekettir. Türk matbuatı ne Almanlara, na aair, milletlere karşı böyle bir lisan kullanmamayı kendisi İçin umumi bir Adabımuaşeret vazifesi bilir. Nasyonal-sosyal izm prensiplerine taraftar olmamamıza rağmen, Führcrin, milletini yükseltmek yolundaki mesaisi, hayat tarzı, şahsî meziyetleri her zaman Türk matbuatının hürmet ve takdir Ue yadettiği mevzular olmuştur. Versay muahedena-mesinin haksızlıklarının tamiri hususunda Almanyanın sarfettiği mesai ve ihraz ettiği muvaffakiyetler Türkiycde, umumî surette, sempati uyandırmışlardır. Binaenaleyh Al-manyada Türk matbuatını dikkat.e takip eden mahfeller Türk matbuatının Alman ya ya karşı bealedıği hisleri muhakeme ederken bu noktalan gözden kaçırmamalım iktiza eder. Ancak, Çekoslovakya hâdiaesin-den. Rumanya üzerindeki tazyikten ve bunlan müteakip mihverin diğer ucunun Arnavutluğu ezerek Balkanları kuşatma ve çevirme hareketini tereasüm ettirmesinden sonradır ki Türk mstbuatı meseleye daha yakından alâkadar olmuş ve bilhaasa Almanyanın istediği «Hayat sahası. Üzerinde derin derin düşünmek lüzumunu hissetmiştir. Bu münasebetle Türk matbuatının serdettıgı mütalealar ancak1 Türk ooktai nazarına göre Türk hukukunun. Türk hürriyet ve istiklâlinin muhafıza sn endişesinden mülhem olmuşlardır. Burada «dostluk* mefhumu İşe karışınca, bu dostluğun zerresini anlam-.İr bir vazife teşkU eder. Bir sahsa karşı dostluğu pekâlâ tskdfr ederiz. Bu dostluk Alman, İngiliz, Rus, ılh her millete mensup fertlerle Türk fertleri arsamda mevcut olabilir ve mevcuttur. Fakat filân veya falan Almana. fngUls, va Fransızdan biraey beslediğimiz dostluğun haricinde Almanyaya, İngfl-tereye. va Ilh.. karşı «dostluk »keU-meşini kullanırsak bundan ne mâna anhyAtılırız ve bir devletten «"İze dostuz» sözlerini işitirsek bununla ne dereceye kadar müsterih olabiliriz? İtalyanlar Arnavutlara, ve Arnavutluğa karsı dostluklarından bahsedip duruyorlardı. Fakat iptida dostlaruun vücudunu ortadan kaldırmakta tereddüt etmediler. Bu-nu yaptıktan sonra da Arnavutluğa karsı dostluklarını lâfla teminden geri kalmadılar. Südeüerin ilhakından aosrra Almanlar Çeklere karat İ"*|J ¦^DyorlardL Fakat bir re-aa İçinde Çak n*iklallnl mahvetti Rumanya Ue Almanya arasında dostluk mllaasebetUrınln bozuldu- ğuau bllmâyorue. Fakat dost Almanya Rumanyaya öyle bir Iktıaa-H muaheden*ma imza ettirmiştir kl *lnaaoya dost İkan böyle yaparsa Haaeyio Caiüd VALÇIN (Sonu 3 üncü sayfam* da) İnönü Hatayı Ziyaret Edecek Hatay Devlet Reisi Tayfur Sökmenin Hataylılara Müjdesi Iskenderundı çıkan Hatay jszetesi. Antakya'dan aldığı şu haberi neşretmektedir: Evvelki gün Ankara'dan şehrimize dönen Devlet Reisi Tayfur Sökmen, Partide mebuslar ve halk mümessillerlle hasbıhal ederlerken Milli Şef ismet inönü'nün Hatay'ı ziyaret etmeyi vâd buyurduklarını tebşir cyli-rerek herkesi sevindirmiştir. Bu ziyaretin tarihi henüz tes-bit olunmuş değilse de her halde çok uzak değildir. Bundan sonra Dovlet Reisimiz kendisine karşı gösterilen candan tezahürden dolayı duydukları şükran hislerinin halka Milli Şef İsmet İnönü tebliğini emretmişlerdir. Avrupa Balkan Antantına Minnettar Bir İngiliz Gazetesi Türkiyenin Balkanlardaki Büyük Rolünü Tebarüz Ettiriyor Potemkin Varşovada Londra, 9 (AA.) — Dünkü diplomatik hâdiseler ve bUhassa Mos-kovada Molotov ile ingiltere büyük ellçisinin yaptığı mülakat ve ingiliz notasının Sovyet hükümetine tevdii, Varşovaya bir Sovyet elçisinin tayini ve nihayet diğer bazı anlaşmaların neticelenmek üzere olduğuna dair verilen haberler, gazeteleri nikbinliğe sev key lemektedir. Matbuat bütün bunlara istinat ederek Lİtvinov'un çekilmesile Sovyet siyasetinin değişmiyeceğıne ve Moskova hükümetinin garp devletlerde teşriki mesai edeceğine hükmetmektedirler. Times gazetesi, başmakalesinde bilhassa Balkanların vaziyetini tetkik ederek Türkiye diplomatik ma-hafilinin cenubu şarki Avrupası dev lotlerine tam bir görüş birliğinin kıymetini anlatacağı Ümidinde bulunuyor ve diyor ki: «Balkan antantına Avrupa minnettardır. Balkan antantı Avrupacın (Sonu 3 unrü tayfamızda) Molotof Yoldaş Orta Mektep Muallimliği İmtihanları Açılacak imtihanlar için Hazır lanan Program Ankars — Maarif Vekâleti orta tedrisat muallimliği için ilk mektep muallimleri arasında bir imtihan yapacaktır. Vekâlet bu imtihanlara gireeck ilk mektep muallimlerinin hangi derslerden imtihana tâbi tutulacağını da tesbit etmiştir. Türkçe grupu muallimliği için yapılacak yanlı ve sözlü imtihanlarda liselerin son sınıflarının edebi-yst kolu Türk edebiyatı tarihi müfredatı, türkçe modern bir edebi metnin izahı, türkçe bir kompozis- yon sorulacaktır. Bundan başka İmtihana girecek muallim, orta mektepte bir lürkçe dersini talebeye verecek veya dersi içüı hazırlıyacağı plânı lmlıhan heyeti önünde İzah e-decekıir. Tarih ve coğrafya grupu muallimliği için yapılacak yazılı ve sözlü imtihanlarda, orta mekteplerle liselerin İkinci devresinde okutulan tarih va coğrafya müfredatı, harits resmi, orta mekteplerin yurt bilgisi (Sonu 3 üncü sayfamızda) İnönü Şehitleri Hürmetle Anıldı Kral Naibi Preas Pol Yugoslav Kral Naibi Bugün Romada Olacak Belgrad, 9 (A.A.) — Naib Pr.na Paul ve Prenses Olgs, İtalya kral ve kraliçesini resmen ziyaret etmek Ü-sera Romaya hareket etmişlerdir. (Sonu 3 üncü tayfada) ccccccocccoa ccccccccccxxcccccc^ | Deniz Harp Okulundaki Merasim 1 Inö.-ünde her aana mübarek şehitlerimin iddi gûnö olarak kabul edilen 8 Mayıs, bu yıl da büyük saarasimU katlulanm-ştır. Yukarıdaki resimde lnÖDÜnde Şüheda abidesi önünde geçea ¦ene yapılan merasimi göstermektedir. Amerika İle Ticaret Anlaşması Meriyete Giren Yeni Anlaşmanın Esaslarını Neşrediyoruz Ankara. 9 (A. A.) — Amerika Birleşik Devlctlerile 5 mayıs 1939 t.udin, i. meriyet mevkiine girmek üzere 1 Nisan 1039 da imzalanmış olan ticaret anlaşınnaı tatbikatına başlanılmıştır. Mezkûr anlaşma hakkında evvel ce iki mublellil vesile Ue vermiş olduğumuz izahatı daha etraflı bir se-(Sonu 3 üncü sayfada) HtlR SABAH Hâkimiyet Hangi Tarafta ? in dtvenin güvertesinde Deniş Lise si al bu yü bitirerek harp okula sınıfına geçen SI geng denizcimizin dlploms tevıU ve kılıcı takma merasimi dün Heybeli adadaki Deniz Lisesinde binden fazla davetli kütlesi huzurunds icra edildi. Merasime şehirden iştirak eden davetlileri saat M.15 de Köprüden kalkan bir vapur 13.3u da Heybeli rıhtımına çık irdi. Bu sana mezun «lan talebeler, tamla kıyafetimle mektebin bahçesinde dizilmişler, diğer talebeler, bir takım bando muzlka yan cephede yer almışlardı. Amiral Şükrü Okan saat 15,40 da motorle mektebin sahilin* gelerek hazır bulunan mektep müdürü ve »rkânile talebeler tarafından karşıtındı. Müteakiben saat 16 dı merasime başlandı. İlk ola- rak bando m.ırtka Ue genç denizellerin soylcdıg istiklâl marşı dinlendi Bunu müteakip Amiral Şükrü O-kan ha/ır bir vaziyette bulunan diplomaları me/un talebeyi isimlenîe çağırarak tevzi ettL Bütün talebe diplomalarını alarak meçlerini taktıktan sonra Amiral yarının kudretli denizcilerine hitaben bir nutuk tboou 3 Incfl »aylada) Tayyarenin ve denizaltı gemisinin son terakkilerine gazete sayfalarındaki iddialı haritalardan radyo musahabelerine kadar genişlıyen hummalı propaganda faaliyeti da katılacak olursa Akdeniz hâkimiyeti hakkında, zevahire aldanan-lar arasında, göse çarpan tereddüdün hikmeti anlaşılır. Akdenlze kimler hâkimdir? De-mokrasüer mi, yoksa totaliter devletler mi?.. Tereddütsüz İddia olunabilir kl. demokrasiler hâkimdir. Çünkü evvelâ: Çuşima, Falkland, Koronel va Julland deniş harplerini denizaltılar değÜ. saffıharp gemileri kazandı ve bütün dedikodulara rağmen bir deniz savaşının mukadderatını sinsi torpil değil İli feveranlı ubUs tnyın ediyor. Bu. mazide böyle olageldl. İstikbalde da böyle olacaktır. Sonra da «Taymia» gazetecinin şöhretli deniş muharririnin dediği gibi : «Akdcnisin sevkulceysl variyetine, demokrasilerin hayati ticaret yollanna ftalyanlann muhtemel tehditleri değil, dağınık müstemlekeleri va denUaşın ülkelerdeki hUyük orduları yüzünden Kalyanın pek siyada vurulmağa müetalt olması koy-fiyeti hâkimdir.» A. CEM A LKDDtN SARAÇOĞLU Sayfa ı J TTTMAYIS 193» şehir h a b er l e r i HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. No 86 Yazan ı M- S/F7A? Hoca Bekir Nöbetçiyi Omuzlayıp Getirmişti Hepimiz Hoca Be kir in Bu Hareke-tini Kahkahalarla Karşılamıştık isimizi bitirip »yağa kalktığımız taman Yusuf beyi sırtında küçük bir çuval olduğu halde sahile koşarken görmüştük. Oyleya.. dakikanın tıytneti vardı. Çalışkan ve fedakâr yüzbaşı bu kadar hesapçı idi İste.. Mipavrili ile, çuvalların köşe kulaklarına yapışmış, kumluğa taşımağa başlamıştık. Yusuf beyin, İngiliz ber güzan kuvvetli elektrik cep feneri-le kumluktan verdiği işareti alan. motorlu mavna da, tıpkı kara bir balina balığı gibi sahile doğru sokuluyordu. Tam kırk üç da'/lkada işimizi bitirmiştik. Yirmi dokuz çuval mekanizmayı sahile ve sahilden san lal ile mavnaya taşımıştık. Yardımcı arkadaşlar da mavna ra çıkmışlar, kumlukta ben. Hoca Bekir ve yüzbaşı Yusuf bey kalmıştık. Mipavrilinin getireceği sandalı »ekliyorduk. O sırada Hoca Bekir. Lirden ortadan kaybolmuştu. Bu Yusuf bey ile sandala girmiş, Hoca B-kırın tabiî bir zaruret dolayısile bir yere sokulduğunu sanıyor, avdetin bekliyorduk. Bir dakika sonra, ne görsek beğenirsiniz. Bizim Hoca Beı ir, kendi kadar İri yapıü, koca göb-kli nöbetçiyi omuzuna vurmuş, kan ımızda durmuştu. O, nöbetçinin götürüleceğini sanmışmış. Hepimiz gülıtekten katılıyor, Yusuf bey de bağırıyordu: — Götür şunu aldığın yere be adam. Onu da yük mü edeceğiz kendimize? Hoca Bekir de yalvanyordu: — Kuzum yüzbaşım götürelim. Ne olur, eğleniriz motörde! Ağır ge Urse ı(.ıtırız denize. Diyor, kumlunu üzerinde tepmiyordu. Biraz sonra, nöbetçiyi yenne bıraktırmış, kara mavnamızla. Mar maranın karanük sinesine atılmış-tık. O gün. yanına girdiğim zaman kumandanımız her günkünden daha ^ziyade neşeli görünüyordu. Yabvz -yüzü değil, tesirli gözlerinin içleri bile gülüyordu. Beni görünce: — Gel bakalım Kara Mehmet, demişti. Otur şöyle karşıma bakayım. Böyle birbirinden güzel hizmetlerinizle beni daima memnun ettikçe ne sana ve ne de arkadaşlarına rahat, huzur yok. Size bu gün yine e-hemmiyetli bir iş vereceğim Fakat, bu işde cesaret ve silâhınızı değil, kabiliyet ve zekânızı kullanacaksı-L'z. Hiç »uphe etmiyorum ki, bu vazifeyi de, hem de istediğim gibi, ba-earacakauuz. Başka bir İşınız yok değil mi*.. Nazikliğinin, tatlı dillıliğinln meftunu olduğum kumandanın güler yU süne bakmış ve yavaşça: — Bizim başka ne isimiz olur ki a beyim, demiştim. — O halde dikkatle dinle sözlerimi. Polis müdür muavini Kemalin adamları, Yenicami avlusunda ve kuşçu dükkânlarının bulunduğu bo-kaktaki kahvelerden birinde, gizli bir çete için adam kaydediyor lar-mış. Duydun mu sen bunu?.. — Hayır efendim. — O halde bunu sana ben haber veriyor v# bir kaç arkadaş ile birlikte bu çeteye girmenizi İstiyorum. Nasıl yapabilecek misin?.. Biraz güççe bir Iş amma bu. Hainleri al-, datmak kolay, fakat inandırmak* zordur, — Çalışırız efendim. — Teşekkür öderim elmasım, bu nu beklerim sizden. Bu kahvsye ber gün birer ikişer gider, çeteye girme-(e ve mümkün olduğu kadar yapılacak İşi anlamağa çalışımın ıs. — Kahvede kime başvuracağı* •fendim T.. — Bir çok isimlerden bahsediU-for ve hattâ Kemalin mUdUriycttaki odasında da müracaat kabul ettiği söyleniyor. Fakat siz kahveye devama başladıktan ve kahvedekilerin emniyet ve itimadını kazandıktan sonra, bu işle asıl meşgul olan adamı veya adamları kendiliğin izden öğreneceksiniz. Bunun için bildiğim isimleri şimdi size söylemiyeceğim. Fikrimi anladın üVğil mi?.. — Anladım efendim. Bu çeteye kaç kişi girelim biz beyim?.. Arzunuzu öğrenebilir miyim?.. — Eğer alırlarsa bütün arkadaş larıu vı tanıdıkların ile beraber silebilirsiniz. Demiş, ayrıca gösterdiği levec-c ih ve ütifatile göğsümü , dm miktar harçlıkla da cebimi şişirmişti. Daha o gün, Mipavrili Ue beraber kahveye düşmüş, bir kenara ;e-kilmi?tik. Kendi halinde ve işsiz insanlar gibi, iki arkadaş karşılıklı domino oynuyor, fırsat buldukça ça leni, gideni kolluyorduk. Bu gözcülük tam on gun devam etmiş ve biz de kahvenin alışkın müşterileri a-rasına girmiştik. Fakat kumandama dediklerine benzer ne birsey gör-muş ve ne de işitmiştik. Yanlış bir kahveye geldiğimizden bile şüphelen miş, beyhude yere geçirdiğimiz on gün için acı acı ha yıllanmıştık. O gün tam on birinci günümüz ve günlerden de cuma idi. Kahveye yine gelmiş, bir köşeye çekilmiştik, lbrahimle dertleşiyorduk. Soruyordu o: — Daha devam edecek miyiz hu kahveye'.. Yok işte bir şey, Kara Mehmet. — Ne diyeyim bilmem ki... Dün akşam Yuauf beye işi açtım. Bekleyiniz ve aman gözcülüğü gevşe* meyiniz, dedi. — İyi, bekliydim amms, kimi ve neyi'.. Bu kadar gündür şurada o-turduk. durduk. Şüphe edilecek ne gördük kı. İşte şu köşede oturan ve arzuhalcilik yaptığı söylenilen şişman ve sakallı adamdan başka kimsenin geknı, gideni yok. Üst tarafı kendi âlem ve kendi İşlerinde. Söylemedin mi bu vaziyeti Yusuf Üye?. — Söyledim be kardeş dün yine. O hali sakallıya dikkat edin. Arzuhali ilik ettiğine inanmayın ışkın. İsmi Saittir. Poliste de kısmı siyasi baş memurudur o. dedi. • Devam» var* Vali Ve Belediye Reisi Bu hafta sonunda An-haraya gidiyor Vali ve Belediye Reisi Dr. Lûtfi Kırdar, bu hafta sonunda Ankara-ya gidecrkllr. Vali ve Belediye Reisi bu hafta Şehir Meclisinden çıkacak olan bütçeyi de Ankara'ya götürerek tasdiki ijile meşgul olacaktır. Ayrıca Belediyeler Bankasından alınacak (5) milyon liralık istikraz: da Dahiliye Vekâletine tasdik ettirecektir. Haber aldığımıza göre Bt-Iediw bankadan yapacağı istikrazı birdenbire almak niyetinde değildir. Belediye, evvelâ parayı harcıyacağı yerleri tesbit edecek, bu husustaki programı hazırlıyacak ve ancak kullanacağı zaman parayı alacak. Bu suretle faİ7den İstifade edecektir. Çünkü paranın faizi mukavelenin aktedıldiği tarihten değil, paranın alındığı tarihten itibaren ışlıyccck-Ur. VİLAYETTE Dahiliye Vekâletinin mühim bir tamimi Muhabere Vekaletinin müracaati üzerine Dahiliye Vekâleti tren hatlı güzergahında bulunan bütün vilâyet, kaza. nahiye ve köylere bir tamim göndererek; hatlardan geçen trenlerin çobanlar ve bilhassa çocuklar tarafından taşa tutulduğunu ve bu İşin seyrüsefer işini sektey? uğratabieceği gibi vahim neticeler de tevlit edebileceğini kaydetmiş ve bunun süratle önüne geçilmesini emretmiştir. 19 Mayıs bayramına hazırlık II mayısta vilâyette 19 mayıs spor ve gençlik bayramının programını tesbit etmek üzere mühim bîr toplantı yapılacaktır. Bu senekî 19 mayıs bayramına üniversite de 120 kişilik bir kadro ile iştirak edecek'.İr. Bayramın yeri kati olarak tesbit o-lunmustur. Bu yer, Fenerbahçe stadıdır. MAARİFTE Şehir için 12 Milyon Lira [Şehir is'eri için b'-dçeden baka 12 milyon lira harr nc tstanbul Belediyesi, bu sene şehir İşlerine Belediyenin normal bütçesi haricinde 12 milyon lira sarf edecek tir. Bunun 5 milyon lirası Belediyeler Bankasından yapılacak istikraz ve 7 milyon lirası da fevkalâde bütçe ile temin olunacaktır. Belediye, bu para ile derh.il faaliyete geçmek ve taahhütlerde bulunmak salâhiyetini Şehir Meclisinden almıştır. Galatasaray lisesi ilk kısmında kızamık Galatasaray Lisesi ilk kısmında bir talebe kızamığa yakalanmıştır Mektep; ihtiyati bu tedbir olarak bir hafta kapanmıştır. INHİHARLAKDA : TAKVİM 10 Mayıs 1939 Çarşamba HkrlıttRablOlcvval 1M Reaalı27 NİSAN 13)5 Ruzı hızın S Yağmurların sosu Defa saaaiı 4,47 0|U 12,10 — Iklaal ¦ 16,0i Aksa*»' 19.14 - Yata. . 21,02 lauafc .2,45 İnhisarlar Umum Müdürü Ankaraya gitti lnhiN,.»Jar Umum Müdürü Adnan Halet Tnşpmar dün Ankara'ya gitmiştir. Umum Müdür İran'dan dönen İnhisarlar Vekili Ali Hana ile görüştükten sonra İnhisarlar bütçesinin Mecliste müzakeresi müd-delince hükümet merkezimizde kalacaktır. İnhisarlar kolonyası İnhisarlar idaresinin piyasaya çı-kamuya karar verdiği kolonya nevileri bu ayın sonlarını doğru satılığa çıkarılacaktır. Bu kolonyaların fiatlan derecelerine göre tesbit edilecektir. Kolonyaların muhtelif e-sanslı olması düşünüldüğünden halk arasında rağbet bulacağı tahmin e-dilmektedir. OKNUUMDM Okuyucularımız Diyor kl; Muhterem Belediye K-iii-ınizin azan dikkatine : Belediye kooperatif borçları bu tarzda kesüm :rnelidir Adres ve ismi idarehanemizde mahfuz bir belediye memuru dün bize yana yakıla şu şikâyette bulundu: — «Belediye memurlarına u-cuz erzak ve malzeme temin etmek ve aynı zamanda paraya ihtiyacı olan meslekdaşları sıkıntılı vaziyetlerden kurtarmak üzere teşekkül ettiğini zannettiğimiz .Belediye kooperatifi» nin azaaıyıro. ve her ay eline 46 lira alan 15 senelik emek-dar bir memurum. Çocuğumun hastalandığı bir sırada koo|eraUfUn -her ay maaşımdan 6 da biri kesilmek üzere-75 lira para aldım. Ve bu parayı muntazaman ödüyordıım. Lakin bu ay maaşımı olmuk için vezneye gittiğim zaman bu borcum için ben den 37,5 lira kesilmesinin tebliğ- e-dildiğini hayretle gördüm. Ve bütün bir ay didinerek ve geceli gündüzlü uğraşmama mukabil elime geçecek olan 46 lira paradan 37.5 lirası -bütün rica ve istifhtınlarıma rağmen- defaten kesildi. Üstelik, mütebaki 37,5 liranın da bu ay başı kesileceği ilâve olundu. Esasen 46 lira maaşımın 5 lirası her ay icar bedeli borcu olarak malmüdürlüğünce kesilmekte old ğundan maaş olarak elime 3,5 lira aldım, üç çocuk babası, ayrıca başında iaşesile mükellef olduğum iki alü ihtiyar bulunan ve borç içinde yüzen ben; bu 3,5 lira ile nasıl bir ay idare edeyim? Ç ı klarımı bes-liyeyim ve çalışma kudretini, enerjiyi bulacak kadar gıdayı nereden, hangi para ile alayım?. Felâketin büyüğü, bütün bir mahrumiyetle geçirmekle olduğum bu aydan başka, ayrıca gelecek ay başında da yine elime 3,5 lira geçecek olmasıdır. Şimdi size ve muhterem belediye reisimize naçizane soruyorum: 46 iı. para alan bir küçük memurdan 37,5 lira defaten nasıl ke-süir? İcra borçları içm bile hükümet maaşın dörtte bmnı kabul etmiştir. Üstelik parayı alırken imzaladığımı* taahhütnamede borcumuzun küçük taksitlerle ödeneceği yazılı idi. Halbuki şimdi, bernm gibi diğer borçluların da aynı bu hatalı muameleyle muhatap tutulduklarını işitiyorum. Belediye kooperatifinde yolsuzluklar yapılmış. Onun için borçlar defaten tahsil olunuyor diyorlar. Yolsuzluk yapanların hareketlerinin cezasını biz m^ çekeceğiz? İRİ ay ne ile geçineceğiz?. Muhterem vali ve belediye reisimizin bu usıılaüz işten haberdar olmadıklarını zannettiğimi de ilâve ederek yapılan halanın düzeltilmesini şefkatlerinden hürmetle rica ve istirham ederim.* Yeni Sabah — Karimizin bu çok haklı şikâyetini muhterem vali ve belediye reiaımizin nazarı dikkatine koyuyor ve hatanın tashih edileceğini kuvvetle ümit ediyoruz. Letonya ihracat maddeleri sergisi Denizbank'ın yolcu salonunda bugün Letonya Hükümeti ihracat maddeleri numune sergisi açılacaktır. Sergi ziyaretçilere saat 10 da açık bulundurulacaktır. soo seyyah asidi Alman bandıralı General Von Stoben vapurile dün muhtelif milletlere mensup 500 seyyah gelmiştir. 8eyyahlar, dün şehrin sayam temaşa bazı mahallerini gezmiştir, dlr. Bugün de müzeleri, camileri ve Kapalı çarşıyı gezerek akşama Marmara'ya müteveccihen şehrimizden ayrılacaklardır. Bir Ceset Bu'undu Evvelki gece saat 20 de Haliçte Sebze Hali açıklarında bir ceset bu lunmustur. Uzun müddet denizde kaiaıak çürüdüğü görülen ceset hemen mor ga kaldırılmıştır. Cesedin kime ait olduğu ve bir cinayet veya kaza neticesinde ölüp ölmediği ehemmiyetle tahkik olunmaktadır. Yeni içtimai ahlâk yerli malı kuUanmağı emrediyor. Yurttaş; Daima yerli malı kullan. Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu On Doktorumuza Jübile Yapılacak Türk Hekimleri Dostluk ve Yardım Cemıyelının yarım asır tababet hayalını yaşamış meslektaşlarının şerefine önümüzdeki cumartesi günü sııat 16 da Tokatlıyan salonunda bir jübile tertip etmiştir. Bu Jübileye memleketin bütün doktorları ailelerde birlikte davetlidir. Doktorların haricinde hükümet* ve matbuat erkânı hazır bulunacaktır. Hazırlanan programa nazaran merasime istiklâl marıile başlanacaktır. Cemiyet r"isi Dr. Neşet Usman meraıimi açtıktan sonra Umumi Kİtlp Fethi Erden jübilesi yapılacak, doktorların tercüme! hallerini soyllvecektir. Jübilesi yapılacak doktorların mecmuu ondur. Mektepten çıkış sırasile en başta Gl Dr. Hazım Bellisan. Dr. Salih Konoralp. Gl. Prof. Dr. Besim Ömer Akalın. Gl. Prof. Dr. Cemil Topuzlu, Dr. Kemal Çulha. Gl Prof. Dr. Şükrü Pelit, Dr Ömer Fuat Keskin, Dr. Esat Serefeddin. Dr Hüseyin Mazlum Yrz, Dr Tahsin özmuttu. Büvük bir meslek toplantısı olan bu jübileye Başvekil Refik Saydam, Sıhhat Vekili ve müsteşsn, ayni zamanda Asker! Sıhhat tşleri Reisi Gl Dr Mazlum Bavsan da davet e-ditmuMr Merasimden sonra Konservatuarın orkestrası senfonik bir konser verecek, bilâhare geç vakitlere kpdar tertip edilen danslı çayda cglenllecekflr. ur vrvv ıtaıa ı Ö'en Mı Um cenazesi ieHw İstanbul Mühendis Mektebinden pe kıyı derere ile meran olduktan sonra Almnnva'va giderek tahsile dev m eden kıymetli gençlerimizden Nedim Ankan orada müessif bir otomobil kazası neticesinde ölmüv tür. Cenazesi bugün Andrlya vapurile MTs'lva'dan şehrimize gelecektir Crn.'zc Mühendis Mektebi talebelerinin t'tirakl Ih» ve merasimle gencırr ederiz. vanı tazıve Buğday fiyatları Toprak M lı-ullen Ofisi piyasay-ı her gün 300 ton buğday sevketmek-tedir. Un gelişata da devam etmekte oldufundm Ofis buğday Hatlarını yükseltmiye lüzum görmemek t edir. Tüccar mevrudatı bugünlerde durmuştur. Yapağ artışları hararetlendi Yeni kırkım dağlıç ve kıvırcık yapak satışları piyasada başlamıştır. Dün 23,000 kilo yapak 60-65 kuruş fiatla satılmıştır Yapaklar harice gönderilmek üzere ihracatçılar tarafından salın alınmıştır. KUçUk Habe:|er: •A- Maarif Vekâteui, hariçten orta mektep ve lise imtihanına girecek kızların da askerlik imtihanına tâbi tutulmasını kararlaştırmıştır. •A* Etüd kitapları olarak kullanılman için eski harflerle yazılmış ki-tsplann mektep kütüphanelerinde bulundurulmasının «Türk harfleri» kanununa mugayir bulunmadığı Maarif Encümeni tarafından kabul olunmuştur. Aras nehrinin taşması yüzünden İğdır'ın Başköy nahiyesine bağlı Çiftlik ve Artan köyleri su altında kaimisin-. * Maarif Vekâleti Trabzonda bir Ticaret Mektebi açmayı kararlaştırmıştır. * Evkaf, Fatih esmllnln tamiri işine 20 bin lira haretyarakttr Bu sene Fatihten başka Beyazıt* camii de esaslı şekilde tamir olunscaktır. it Ecnebi ekslliyet mekteplerinde yapılacak imtihanlar için mümeyyizlerin seçilmesine başlanmıştır. İt Milli Sanayi Birliği tarafından açılan Galataaaray Sergisinin 11 İnci yılı olan bu seneki serginin geçen senelsre nazaran daha İyi olması 1-gin şimdiden faallvete geçilmiştir. Alman - Italyaa askerî ittifakı Kont Ciano'nun İtalya'da Alman Hariciye Nazın Von Ribbentrop ile yaptığı konuşma ve ntllctde Alman - ttalyan asker! İttifakının hazırlanması, beynelmilel siyasete yeni bir sürpriz hediye etmemiştir. General Von Brauchıîseh"ln italya ve Trablustakl seyahatini müteakip bu ziyaretin vukuu keyfiyetinden, Berlin İle Romanın herkesin b-Idiğı kuvvetli siyasi rabıtaları mad df bir şekilde, yanı hakiki bir muahede ile tevsik ederek, garp demokrasilerinin kendi aleyhlerine vücu-de getirdiklerini beyan ettikleri çember siyasetine bir mukabele larak istifade edileceği manası çıkarılabilirdi Nitekim de vaziyet bu merkezdedir Diğer taraftan Alman Hariciye Nazırının ziyareti sırasında, son günlerde vukua gelen ve t-talyan - Alman diplomatlarının Merkezî Avrupa'da ve Tuna havzasındaki faaliyetlerinin tesbiti zımnında konuşmalar olacağı muhakkak İdi. Hele Danzig ve koridor meselesinin hu temaslarda en esastı mevzuu teşkil edeceği de şüphe götürmez bir hakikat halinde kendisini gösteriyordu fşte Kont Ciano Ue Alman Hariciye Nazın, son hâdiselerin akislerini gozönünde tutarak, mihverin diplomatik siyasetinin seyrini temin vasıtasını araştırmışlardır Şüphe yok ki. Roma. M Hitler'İn Rayhrdaff'dakİ nutkunda Polonyaya karşı aldığı tavır ve Danzig ile koridora kati olarak istemesi halinde mihver slvasetfnin Varşova'ya karşı ittihaz edeceği nihai hatlı hareket De, Polonva lehinde gösterdiği dostluğun İhlâli keyfiyeti arasında kalmıştır. Bu münasebetle Roma. Varşova-ya mutedil bir hareket tavsiye etmek gayesi le Roma'daki Polonya Büyük Elçisi nezdtnde tavassutta bulunmuşsa da Polonyalıbn şimdiki halde noktai nazarlannd:n döndü r-mlve muvaffak olamamıştır. Bueünkü vaziyette, son akseden haberlere pore. Alman Hariciye Nazırı Von Ribbentrop. ftalya İle askeri ittifak aktederek. aralarındaki fiili teşriki mesaiyi bu sefer, hukuki bir çimento ile de kuvvetlendirmeyi dflçünen mihver siyesetini tenv silen cihan efkârı umumiyesine Luv-vetll bir cephe teşkil ettiklerini ilân etmiştir ttalya bu suretle, artıl Almanya'nın girişeceği bir ihtilâfta bitaraf kah ma m ak vaziyetire da girmiş ve bu arada Japonyanın da böyle bir askeri ittifaka işti-akıni temine çalışmıya. Berlin İle birlikle uğraşmıva koyulmuştur. Bu İttifakın resmen akdinden sonra italya'nın Danzig ve Polonya meselesindeki hattı hareketin tesbiti hususunda alınacak İntiba, daha ziyade. Almanyaya karşı her türlü ve her cephede tam bir müzaheret' te bulunacağı ve fakat ihtilâfta fiilen rol almıyacağı merkezindedir Fakat bu kanaat de, Almanya ila Polonya'nın karsı karşıya kalabilmeleri keyflveîile mukayyettir. Daha umumt mikyasta bir sarsıntı takdirinde. İttifak dolayısile Roma Berlin'in yanında olacaktır ttalya, Berlin. Dnnzlç ile uğraşırken. Merkez* Avrupada faaliyete girişmek üreredir Almanya ile müştereken Maeari«'anı kendi taraflarına çek-mlye ve bunun için de Slovakya'vı parçalamak veva Rumanya'dan mü-tslebatta bulunmıya sevk için çalış maktadır Fakat Polonya bu vaziyeti anlamış. Rumanya ile anlaşma temini için Macarlar nezdinde faal bir sivaset takibine başlamıştır. Berlin - Roma mihveri, kuvvetlerinin ffılî iştiraklerine bir hukuk kaşesi yapı«tınrken mütemadiven kendi cephelerini takviye uğrunda büvük bir mesai sarfetmektedirler. Dr. Reşad SAGAV GÜMRÜKLERDE I Türk - Amerikan ticaret anlaşmasının tesirleri Amerika İle ticaret anlaşmasının merıysne girmesi üzerine gümrük muaınelelerindeki varidat artmıştır. Bu ayın İlk haftası İçinde alınan varidat, alda edilen malûmata göre geçen haftalara nazaran 600 bin liralık fazla olduğu anlaşılmıştır. YENİ SABAH GÜNLÜK SİYA3İ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI TartJy« f-nabl vOO Kr. Seneliği Î400 Kr. »00 Kr 6 «,1* 12)0 Kt. 260 Kr. »arlı» 650 K». 90 Kr. 1 aylıftı »0 Kr. PatU inikadın» girmamı HER YERDE 3 KURUŞ an ve İtalyan sakı Yazan: Hüt-yhı Cahid YALÇIN Alman Hariciye Nazırı Ue İtalyan Hariciye Naıın a-ntsimla cereyan eden müzakerelsr ] neticesinde İkİ de\letln askeri bir. ıın-vil. İle birbirine hakkın muti bu Mtn günlerin en mühim siyasi hadi-1 sesi olarak telâkki ediliyor. Bu ml- I •aka muhtelif memleketler kendi noktainazarlarına Köre mana vermektedirler. Alman ve İtalyan mehafiü mıh- i verin İki rüknü arasındaki bu son vesikayı kendileri İçin bUyUk bir muvaffakiyet olarak göstermek ist-1 tiyorlar. ingiliz ve Fransız memba-ları da bunda hayret edilmeğe değer fevkalâde bir vasıf görmediklerini söylüyorlar. Filhakika. Berünle Romanın bu kararlaşan askeri misak Ue bu kadar İftihar etmeleri ve bunu bir muvaffakiyet şeklinde telâkki etmeleri pek akü erecek bir hâdl** teşkil etmez. Hattâ biraz derin-ı*.unülürse. bu vesile ile yapılan memnuniyet nümayişleri biraz İtalyanların aleyhinde bile çıkar. ÇünkU cihan biliyor kl Berlin Ua Roma birlikte yürüyorlar. Aralarında görüş farkları, menfaat İhtilâfları olabilir. Fakat daha büyük mülâhazalar ve endişeler karşısında bu İki devlet ikinci derecedeki meseleleri bir tarafa atarak birleşmeyi ve demokrasi devletlerine karşı müttehit bir cephe almayı münasip görmüşlerdir. Aralarında karşılıklı yardımlar vukua geldi ve bunlar karşılıklı teşekkürler, minnettarlıklar ve dostluk hislerinin İzharı İçin bir vesile teşkil etti. Bunları hatırlatmaktan maksadımız Berlin Ue Roma a-rasında mevcut dostluk rabıtalarının bilhassa son zamanlarda gayet sıkı. kuvvetli ve sarsılmaz bir «ekil arzettiğini göstermekten ibarettir. İşte Roma ile Berlin arasındaki bu sıkı tcsanüde ve görüş birliğine nazaran onlarla günün birinde silâhlı bir ihtilâf vaziyetine girebilmeyi düşünenler Alman ve İtalyan ordularının bir arada mücadeleye atılacaklarım tabii olarak hesaba ithal etmişlerdir. Şimdi anlatılıyor ki İtalyanların mecburiyet ve lüzum hasıl olursa, Almanların yanı Bira harbe iştirak edeceklerinden herkes emin bulunduğu halde bundan yalnız Almanlar emin değil İmişler! Emin olsalardı zaten mevcut, tahakkuk etmiş bir vaziyetin şimdi tekrar bir senet altına alınmasından dolayı memnuniyet göstermeğe lüzum hissederler miydi? Bizim uzaktan görüşümüze nazaran, Alman ve İtalyan askeri muahedenamesl hiç bir yeni vaziyet İhdas etmemiştir. Çoktanberi zaten mevcut, mektup surette mevcut olmasa da tabii olarak hesaba kaülan bir vaziyeti yine eski halinde ipka etmiştir. Denilebilir kl, eğer yeni imza o-lunan misak hiç bir yenilik teşkil etmiyorsa» zaten mevcut taahhütleri tekrar ve kopye etmekten başka bir şey yapmıyorsa bunun için «ahmet ihtiyar etmeğe ne lüzum vardı? Bu sual llo psikoloji, politikacılık ve siyasi manevra saha&ına girmiş oluyoruz. Bir memleketin politikasını gayet cevval ve hareketli bir vasiyete sokmak ve bunu sun'I surette arttırmak bazı ahvalde olr UatUnlMk savahlri temin edebOirse de büyük btr mahzuru vardır k) o da daimi surette İsin bu a Ura t Ue, bu canlılık ¦» »ndemiyeceğJdlr. Her gece bir memleket çlğnene-herguı. bir sahil istilâ edilemez. lemes. Halbuki halk. boyuna heye- hislerin, istinat ederek kendilerine kuvvet temin edenler o ocağı hle söndürmeden ona muttasıl gıda yetiştirmek mecburiyetinde kalırlar Hüseyin Cahid VALFIN tBonu 3 üncü sayfamızda) Yugoslavyaya Roma da Yapılan Teklifler Yugoslavya, Rumanya Olmadan Macarlarla Anlaşmıya Yanaşmadı italya» Kralı Emanael Dün Prens Polün önünde deniz tezahüratı yapıldı Napoli, 11 (A. A.) — Kral Vıktor Emanuel ve Yugoslav Naibi Prens Paul, büyük deniz geçidinde hazır bulunmak üzere saat 8,48 te buraya gelmişlerdir. Mussolınl, Marko* vto, Clano Ue aaat 8.50 de gelmiş ve derhal Umana gitmiştir. Kral ve Prens Paul, halk tarafından hararetle alkışlanmış, top aes-1 erile aelâmlanmujlardır. Kıtaat talim merasimi yapmıştır. Müteakiben sekiz otomobil halinde teşekkül eden alay, halkın alkışlan arasında limana gelmiş, Muaso-lini tarafından karşılanmıştır. Kral ve Prens Paul, geçidi seyretmek ü-zere Tlryeste vapuruna binmişlerdir. Bir müddet sonra 113 cüzü tam m (Sonu 3 UncU sayfada; Fransız Başvekilinin Mühim Nutku Daladier Fransız Parlamentosunda Söylediği Nutukta Türk - Fransız Dostluğunu BilhassaTebarüz Ettirdi Sovyetler Ve İngiliz Teklifleri Prens Pol Yeni Tefrikamız: ÇAKIRCALI Hayatının her sahifesi harikulade vak'a-larla dolu bu meşhur Zeybeğin ismini duymıyan kalmamıştır. MURAD SERTOĞLU Uzun müddat davam eden tetkikleri neticesinde bu namdır adamın hayatını hakiki vakalara dayanan bir roman şeklinde yazdı İlk tefrikasını okuduktan eonra bırakamı-yacağınız bu fevkalade tefrikamızı Birkaç Güne Kadar Neşredeceğiz. Bulgar Komitecileri Dobricada Yakalanan 32 komiteciden 20 ai kaçarlarken Rumenler tarafından ö'dürüldu Bükreş, 11 (AA) — Öğrendiğine göre 23 Bulgar komitecisi. Romanya hududunu geçerek Dobrİca-dakt büyük arazi sahiplerinin çiftliklerine taarruz etmişlerdir. Bu komiteciler, tevkif edilmişlerdir. Bu komiteciler, Köstcnceye götürülürlerken kaçmıya teşebbüs etmişlerdir. Bunun üzerine jandarmalar, ateş açarak 20 komiteciyi öl -dürmüşlerdir. 3 komiteci, ortadan kaybolmuştur. Bu hâdisenin mmiakadaki Komiteci hareketlerine nihayet vereceği ümit edilmektedir. Bu hareketler Bulgar hududunda bulunan Rumanya eşrafının mülklerine ve bilhassa Rumanyalı tayyare fabrikatörü Zamfiresku'nun mülküne ve şahsına karşı müteveccih bulunuyordu. ilk Mekteplerde Kızamık Salgını Galatasaray Lisesinin Ortakoyde-kl ilk mektep kısmının görülen kızamık vakaları yüzünden bir hafta tali) edilmesinin sebebi ve kızamık hâdiselerinin miktarı hakkında Maarif Müdür vekili Rüştünün verdiği 'donu .* tvwu «aylada! İnönü Neşriyat Sergisini Gezdi Ankara 11 (Hususî) - Cumhur, reisi İsmet İnönü bu gün öğleden evvel neşriyat sergisini gezmiştir. Cümhurreİsİ sergide bir saat kalmıştır. Dahiliye Vekili tefti» seyahatine çıkıyor Ankara, 11 (Hususi) — Dahilye Vekili Faik Oztrak bu günlerde yurt İçinde ve bilhassa Ege ve Konya havalisinde bir tetkik sefahati yapacaktır, Paris, 11 fA. A.) — Havas bildiriyor: Başvekil Dsladier, parlâmentoda söylediği nutukta, evvelâ süâh alımda bulunan gençlere hitap etmiş ve Fransayı ve Fransız İmparatorluğunu bütün tehdltlore karşı muhafaza eden genç Fransızlara Cumnuriyetİn ¦elamıııı bUdirmiştır. B. Daladier. bundan sonra, umumi siyaset meselesine geçerek de- miştir ki:: Bu gün Avrupada hâkim olan yegâne dava şuour: Tahakküm mü. yoksa ış birliği mi? Bilinmesi icap eden ndkta. milletleri birblrindenay ırabüeu men faat tezatlarının sulhperver işbirliği usulleri ile mi yoksa cebir ve kuv-(Sonu 3 üncü sayfada) 19 Mayıs Bayramı için Hazırlık Gençlik Bayramı Bu Sene Fev-kalâde Bir Şekilde Kutlanacak mmm ffPıasa ıgâTn *m BİHbV' ¦ t Mk 5LBBT 19 Mayıs bayramı çin dün Valinin riyasetinde yapılan toplantı tebarüz ettiren vecizelerin, şehrin her tarafına asılmasını anıtlara çelenkler konulmasını, muhtelif meydanlarda merasimler yapılmasını ve genç sporcuların ihtiyar sporcuları ziyaret etmelerini, bilhassa sporcuların bir resmi ve bur askeri hastahaneye giderek hasta vatan -daşlsrı ziyaretlerini, şehrin gündüz süslenmesini ve gece de tenvir edilmesini islemekledir. Bu tamun okunduktan sonra, bayramın Istanbula ait teferruatının karar laftın İmasına geçilmiş ve bayramın bir tek stadda vs Fener sta-(Sonu 3 üncü sayfamızda) Dün Vilâyette Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdarın riyaseti altında ve Maarif Müdürünün iştirakile toplanan bir komisyon, 18 mayıs Gençlik ve Spor bayramı programını tesbit etmiştir. Toplantıda evvelâ beden terbiyesi genel Direktörlüğü tarafından gönderilen ve bayrama verilecek ehemmiyeti tebarüz ettiren bir tamim okunmuştur. Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü bu tamımİIe bayrama her vilâyette çok büyük ehemmiyet verilmesini tebarüz ettirerek bilhassa bayramdan birkaç gün evvel bayramın büyüklüsünü HtR SABAH Ucuz Köylü Elbiseleri Cümhurreısimizin yurttaşların dertlerini dinlerken bilhassa üzerinde durdukları «Köylüye ucuz elbise iı m ı,. işini .-''il halledilmiş bir mesele sayabiliriz. Milli Şef realiteleri ve Türk köylüsünün mütevszı bütçesini gözö-nünde bulundurarak onun kazancına uygun bir ucuzlukta giyecek teminini emir buyurmuşlardı. Feragatin, fedakârlığın canlanmış bir timsali olsn mübarek Türk köylüsü srtüı (400) kuruşa varmı yan küçük bir pnra ile giyincbile-cektlr. Ancak büyük hüsnüniyetlerle başlanılmış işlerdeo beklenen verim-lerin lâyık De elde edilebilmesi için bu işde bütün alâkadarların azami hassasiyetle hareket etmeleri meş- ruttur. \. „ . Meselâ "ucuz köylü elbiselerinin satışımı memur edilen Ziraat Bankası şubelerine bu İşde ehemmiyetli vazifeler terettüp ediyor. Milli Şefimizin bir baba sefkstile Kendilerini uzun uzsdiye dinleyip giylnnıe ıh-tlysçhınnı temin buyurdukları köylüye ucuz elbiseler satılırken kolaylık, neznket hattâ İrşat Kaidelerine azami derecede riayet şarttır. Bu işi bir angarya saymayıp, me. sal ve sayı bakımından bu yurdun hakiki efendisi olan köylüye çoktanberi borçlu olduğumuz bîr vazifenin yapddıgını düşünerek hsreket eden bir satuj memuru yalnız köylü vatandaşa kaışı değil reüme de en Siy. metil hizmet! İfa etmiş olur. A. CSMALEDDtN SARAÇOĞLU SayYarıv TENfSABAH V MAYİS C&$A\J fi A f?\ MlHMİDINy HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik. No 88 Yazan : A/f. SIFIR İngiliz Muhipleri Cemiyetinde Hocadan Aldığımız Vesikaları Ceplerimize Yerleştirmiştik Demiş, ve bu bozu ile bilhassa •eylerken aklığı gerçekten inandırıcı lavrile. hocanın hakkımızdaki tereddüt ve şüphelerini silip süpii-rüvermişti Kara oğlan. Memiş hoca artık keyiflenmlşti. Bize kahvele \ çaylar ikram etmiş ve nihayet: — Yarın öğleden evvel birer vesika fotoğrafı çıkartın da gelin bana. Demiş ve bizi. yoktan bir bar «-fe konmuş kadar sevindirmişti. Er-tesi gün birer resimle biz hocanın huzurunda boyun eğmiş, elini Öpüp diz çökmüştük. Fotoğraflar pembe renkte ve baş tarafında Osmanlı san cahile İngiliz bandırası basüı bulunan bîr vesikaya yapıştırılmıştı U-zatırken: — Vesikaların umumî merkezden mühürlenip gelmesi bir kaç gün sürer. Sis alın bunları da gidin merkezi umumi kâtibi Muzaffer beye Ben şimdi telcfonln da söylerim. Sait Molla hazretlerine elden tezce mühürletir verir size. — Hocam bu merkezi umumi nerede?.. Bu sualime kızan Memiş hoca gözlerini açmış, gazapla yüzüme bak mıştı re: — Hüh meretler, demişti. Siz de adam diye kaldırım çiğniyorsunuz değil mi?.. Ulen, İngiliz Muhipleri Cemiyeti diye yer yerinden oynuyor da haberiniz yok sizin. Doğru Babıâli yokuşundan çıkm da Kapalıfınn-da sorun. Gösterirler size. Sakın o-rada da böyle dangalak gibi konuşmayın. Vesikaları ihtimamla cüzdanıma yerleştirmiş, hocanın almamak lût-funda bulunduğu bîr kaimeyi kardeşlerinin yanına tekrar yatırdıktan sonra yola düşülmüştük. Mipavrili. Beyazıda çıkıp Yusuf beyi görmemizi ve vaziyeti haber vermemizi söylüyordu. Fakat, ben bunu. Memiş hocanın bizi biri İle takip ettirmesi ihtimalini düşünerek muvafık bulmamıştım. Sirkecide bir Kahvede biraz vakit geçirdikten son ra. iki arkadaş, saten bildiğimiz, her rakit önünden geçerken nefretle baş Çevirdiğimiz İngiliz muhipler cemiyeti binasına damlamıştık. Kapıcıdan öğrendiğimiz umumî kâtibin o-dazına dalmış, fakat, Muzaffer beyin yerine Sait Mollanın uğursuz yü-zile karşılaşmıştık. Kurnaz herif bizi görünce ve tereddüdümüzü hisne dince, asık suratın biraz güldürmüş ve: — Ne o ağalar, demişti. Bir hacetiniz mi var*. Ne dersiniz aziz dinleyicilerim, hikmeti hüda bütün tutukluğum geç mis, kafesten kaçan bir saka km»* gİW. o anda dillenlvermiştim. Hemen öper gibi eteğine doğru uzanmış ve: Svet Molla Beyefendi Haz retleri. demiştim. Muhterem cemiye tinize biz de girdik te. Hüviyet vesikamızı mühürletmeğe ve hem o mübarek elinizi öpmeğe geldik elendim. Bu sarıklılar ne de tuhaf adamlardı. Hiç koltuklanmağa, pohpohlanmağa dayanamazlardı. Hemen gevşerler ve yüısuiardı. Sait Molla da aynen böyle olmuştu. Herkesçe malûm olan azametini, gururunu mrakıvermisti. Koca göbeğini titret* titrete gülmüş ve. çok usun bir Yaaaaa çektikten sonra: — Aferin ağalar, demişti. Memnun oldum. Veriniz bakayım vesikalarınızı. Fdep ve nezaketle vesikaları u- zatmış ve yine eteklemek suretıle bir hulûs daha çakmışUm. Bir vcsl-katardaki reslmlerinıize, birer de vü zümüze bakmış ve: — İsimleriniz Hasan oğlu Mehmet ve Alı oğlu ibrahim Öyle mi T.. Pekâlâ... Ne iş yapıyorsunuz bakayım sis?. Bütün şeytanlarımı toplamıştım başıma. Hemen o anda uzun kuyruklu ve o nisbette de iri boylu bir yalan gelivermişti aklıma. Halime a-cındıracak. hüzünlü ve gamlı bir tavır takınmıştım. Sıkıla, zorlıya gözümü de biraz yaşlandırmış, söze şöylece başlamıştım: — Kimsesizlik işte Molla bey. Eskiden Rüsumat muhafazasında kayık» ılık ederdik. Bir yol sılaya gi dip geldik. Bir daha verimize giremedik. Şimdi işsiz ve ekmeksiziz e-fendim. Acıklı yalanım Molla beyin gözlerini yaşartmış değil de faltaşı gibi açmıştı. Birbiri ardınca yutkunarak telâşla sormuştu: — Deniz işlerinden anlar m ısı nız sız?- — Ne gibi efendim?.. — Meselâ, kaçakçılığın nasıl ya pddığını. Umanda... , Saf bir atılganlık ve bilgiçlik göstermek fikrile hemen Mollanın sözünü kesmiş ve: — Biz vaktİIc kaçakçı yanında çalışmış, sonra dn kaçukçı peşinde yıllarca kürek çalmış adamlarız. Hiç bilmez miyiz a efendim. Molla, yuvaları içinde birer zıpzıp taşı gibi fırıl fini donen gözlerini yüzlerimize dikmiş, bizi uzun u-zun süzerek ölçüp biçmişti ve: — Demek siz, demişti. Kaçakçı lık ta yaptınız öyle mi?.. Bu sualin cevabını mahsus biraz geciktirmiştim. Suçumu itiraftan nedamet hissetmiş gibi çekingen bir tavır takınmıştım. Gözlerimi yere dikerek, hafif bir sesle de cevap ver mistim: — Hoş görün efendim, işte o za manlar cahilliğimize uyuverm iştik Fakat şimdi, Allah korusun yaptığımız yok: Molla, gösterdiğim çekingen tav nma inanmış, gülerek: — Yo. yok, darılacak değilim, demişti. Doğrusunu söyleyin bakayım. Bana bu işten anlıyan bir kaç adam lâzım dn. onun İçin soruyorum. Ne knçakçüığı yaptınızsa olduğu gibi anlat bana. Mollanın kan alınacak damarını bulmuş ve kabartmıştım. Eski zamanlara ait maceralarımdan bîr i-kısım üstü kapalı anlatmış ve israil üzerine de biraz İşi ballandırmışım Beni bir çeyrek saattan fazla ve gerçekten bir alâka ile dinlıyen Molla sırıtarak gülmüş ve elile Mipavrili Ibrahimi göstererek sormuştu: — Bu da senin gibi mi?.. — Elbette, hattâ o, benden daha ustadır efendim. Demiş ve bir kaç vaka da Mipav rilinin hesabına dınletmiştim. Molla bey beni memnunlukla dinlemiş, hem de vesikalarımızı mühürleyip imzalamıştı ve: — İki gün sonra, yine bu vakit gelip beni görünüz. Tenbihi İle vesikalarımızı uzatmıştı. Tabii ayrılırken ikimiz de Molla beyi eteklemeyi unutmamıştık. Yüzbaşı Yusuf bey, bu muvaffakiyetimizi gerçekten sevinçle kar-şılsmış, alkışlamıştı. Gülerek: {Devamı var) şe hir ha serleri SAMSUN YERLİ MALLAR SERGİSİ 19 Mayıs 939 da başlıyacak beşinci Samsun yerli mallar serginine iştirak sanayicilerimizin vazifesidir Ulusal Ekonomi TC Arttırma Kurumu Valinin Üsküdardaki Tetkikleri Vali bilhassa Çamlıcada yapılacak turistik yollarla meşgul I Ju Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdarın Üsküdara giderek yeni yapılan Maliye tahsil şubesinin temel alma merasiminde hazır bulunduğunu ve orada bir nutuk söylediğini yazmıştık. Tahsil şubesinin temelini attıktan sonra Lûtfi Kırdar yanında eski Üsküdar Kaymakamı ve şimdiki Belediye Reis muavini Lûtfi Aksoy ve birkaç mütehassıs mimar bulunduğu halde Üsküdar ve civarında mühim tetkikler yapmıştır. Vali ve Belediye Reisi Kadıköy İtfaiyesini, Halk Parti binası ve Kız Sanıt mektebini gezmiş ve Paşaka-pısında yeni inşa olunan Adliye binasının inşaatını gözden geçirmiştir Lûtfi Kırdar, bundan sonra Çam-lıca'ya yapılacak turistik yolların güzergâhını tetkik etmiş ve bununla alâkadar olmuştur. Beylerbeyi tarikile Küçüksuya i-nen Lûıfı Kırdar orada Şirketi Hayriye tarafından yaptırılan asri plajı gezmiş ve Göksu kasrile alâkadar olmuştur. Bu arada Çubukluda Belediyenin sabık Hidiv Abbas Hilmi Paşadan 60 bin liraya satın aldığı köşkü gözden geçirmiştir. Vali ve Belediye reisi tetkikleri sırasında Beykoz'daki fidanlığı da ziyaret etmiştir. MAARIFTE: Zam görecek Öğretmenler Şehrimİzdeki ilk tedrisat öğretmenlerinden bu yıl kıdem zammı a-lacaklann listesi Küttür Direktörün .ince tesbit edilmiş ve tasdik e~ dilmek üzere yar direktör Mustafa Uyanık tarafından Ankara'ya gönderilmişti. Vekâlet, bu listeyi tetkik etmiş ve kabul etmiştu*. Bu yıl zam görecek öğretmenlerin sayısı diğer yıllara nazaran daha fazladır. Bundan başka muvaffak olan öğretmen de diğer yıllardan çoktur. Zam görecek öğretmenlerin 900 olacağı anlaşılmaktadır. Tl kçe Öğrenmlyen profesörler Maanf Vekâleti önümüzdeki ders yılı başından itibaren Üniversiteye yeni ilave edeceği profesörleri tesbit etmlye başlamıştır. Kadroya ayni zamanda yeni. doçent ve asistanlar da ilâve edilecektir. Üniversite profesör kadrosu ö-nümüzdeki ders yılı başında yeni bir şekil alacak ve mevcut profesörler arasında değişmeler yapılacaktır. Türkçe öğrenmiven profesörler kadroya alınmıyacaklardır. Kıymetli bir e* er Maarif Vekâleti, üniversite Talim taburu yüzbaşılarından Bay İhsan Kocamanın çıkardığı Bayrak, Sancak, Milli marş isimli eseri gençlik için çok istifadeli görerek bütün orta mektep ve liselerde okutulmasını alakadarlara tavsiye etmiştir. GUMlttKLERDE : Sığır vebası hastalığı Fransız Hindi Çinis.le İngiliz • Mısır Sudanında sığır vebası hastalığı hüküm sürmekte olduğundan bu memleketlerden gelecek olan çift tırnaklı hayvanlar ile bu hayvanlara mahsus maddelerin yeni bir tebliğe kadar memlekete sokulmaması alâkadarlara bildirilmiştir. Okuyucularımız Diyor kl ı Rîzede su derdi Şehrimizde vaktile Hacı Eşref namında bir sahiblhayir gayet iyi ve ihtiyaca kâfi bir au getirdi ve bunun tamiri için de mühim miktarda bir vakıf yaptı. Daha İyi İdare edilir diye kanunu mahsusla sular bilcümle vecaibıie beraber belediyelere devredildi. Maalesef bizim belediye bu suyun tamirine hiç bakmamış ve su şimdiden kcmlmiş-Ur. Yaz mevsiminde şehir tamamen mi- 'i/ kalacağında şüphe yoktur. Şehir içinde belâ yoktur. Orta cami avazında ve şehrin tam ortasında tâ eskiden mevcut ve tamamen harap bir hâle gelen helalar öyle bir koku neşretmektedir ki o civardan geçmek bile imkân haricindedir. Dükkâncılar o civarı-| terkeUnck mecburiyetindedir. Helâ-sızhk sebebüc şehir berbat ve perişan bir haldedir. Belediye bu hetâ işini de su işi gibi nazara almamaktadır. Bu şikâyetlerim sıhhiye müdüriyeti ksyıtlarüe sabittir. Bu ılı i. bakacak merci neresi iae âcil ve seri bir himmet göstermesini ve bir hastalık tehlikesi mevcut olduğundan tedbir ittihaz edilmesini rica ederim. Alâkadarların nazan dikkatini celp için bu şikâyetnamemin gazetenizle neşredilmesini dilerim. Rize-Mehnwt VardaI BELEDİYEDE : Şehir Meclisinin son toplantısında Va'i nutuk sö/'iyec-k 18 mayısta Şehir Meclisinin uzatılan nisan devresi toplantısı sona erecektir. Vali ve Belediye Reisi yaz tatili devresine girecek olan Şehir Meclisinin 18 mayıs günkü toplantısında bir nutuk söyliyecektir. Bu nutku müteakip meclis kapanacak ve vali Şehü Mechsı azasına bir çay verecektir. Lûtfi Kırdar Cerrahpaşa hastanesinde Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar dün Cerrahpaşa hastanesine giderek tetkiklerde bulunmuştur. Mahalle aralarındaki mezarlıklar Mahalle aralarındaki müslüman mezarlıklarında, mezarlar ve mezar taşları tasnif edilerek numc rulaj yapılmaktadır. Bu işlerle bir belediye memuru ve muhtelif belediye hademeleri uğraşmaktadır. Alemdağındakl metruk e a ray Alemdağındaki metruk sarayın Belediye tarafından tamir edilerek ole) olarak kullanılması düşünülmektedir. Plajlar çoğaltılacak Belediye, halkın denizden lâyiki veçhile istifade edememesinin mühim bir sebebinin de plajların kifayetsizliği olduğunu düşünerek bu sene İstanbul sahillerinde mümkün olduğu kadar fazla plâj yapmıya karar vermiştir. Belediye yeni nre»rur almayacak Belediye 939 bütçesinin tasdikinden sonra açıkta kalacak 80 memur belediye münhallerine (ayin olunacaktır. Bunun İçin Belediyede mün--hal bulunan memuriyetlere şimdilik hariçten kimsenin alınmaması alâkadarlara tamim edilmiştir. Dilenciliğin cezası Safa İsminde bir adam dllerürken yakalanmış ve Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesine verilerek bir hafta Belediye hizmetinde çal 15-mıya mahkûm edilmiştir. TAKVİM 12 Mayıs 1939 CUMA Hİtri.22 Rebialevrel 1358 Ra«lt2U NİSAN 1S5S Ruzı hızır: 7 D»»* saati -1.4S ÖjU ı 12,10 — Iklaal ı 16,06 Akşamı 19,16 — YaUı ı 21,05 t2,42 Toprak Mahsulleri Ofisinin toplantısı Afyoncular ofis aleyhinde diva açmağa karar verdiler Dört senedenberi Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından satın alınmamış olan mahsullerin son verÜen bir kar*rla fıatları lesbıl edilmiş ve a-lınacak olan bu afyonların bedellerinin beş sene müddetle ve taksitle verilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat Ofisin verdiği bu karar ellerinde mal bulunan birçok tüccarı zararı sokacak mahiyette olduğundan Ofisin tayin ettiği müddet zarfındı müracaatla malını satmak İstiyenlerin adedi pek az olmuş ve alâkadar tüccarlar bu kararı değiştirmek için aralarından heyetler seçerek Ticaret Vekâleti nezdinde teşebbüslerde bulunmak üzere Ankara'ya göndermişlerdi. Söylendiğine göre afyon mubayaasına dair olan kanunun hükümleri ile Ofisin mubayaa şartları arasında da uygunluk olmadığından ellerinde afyon bulunan tüccarlar Şûrayı Devlete müracaatta Toprak Mahsulleri ofisi aleyhine dava aç-mı.VA karar vermişler ve bu işi şehrimizin tanınmış iki dav» vekiline havale etmişlerdir. Dün Ofisin tesbit ettiği dallar ve tüccarlar itirazlarını tetkik ederek yeni bir hal çaresi bulunmak üzere Toprak Mahsulleri Ofisinde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantı geç vakte kadar devam etmiş ve bazı tüccarlarlı Afvon M"husu Hamza Osman Aı-kan ve Servet Berkin de hazır bulunmuşlardır. İKTİSAT fŞLFRt ı Trakyay* jrîden hey'et Yer'I büyük fabrakalarımızın eksper ve mubayaa me mu Hırındım mü rekkep bir heyet bu sene istihsal e-dılen yeni kırkım yapağı mahsulünden mubayaa etmek İçin dün Trak-yaya gitmişlerdir. Ge^en sene de bu mevsimde bu şekilde bir heyet Trak-yanın muhtelif mıntakalannda u-zun bir seyahat yapmışlardı. Yeni kırkım Trakya yapaklarından dün 50.000 kilo 65 kuruştan ver-li fabrikalarımıza satılmıştır. Bu satışlar peyderpey teslim edilecektir. Mayısın ilk haftasında İhracatımızdan f»zlal'k M-yısın ilk haftası içinde ihracatımızda mahsûs bir yükselme kaydedilmiştir. Amerika ile meriyete giren ticaret anlaşmasından sonra bu memlekete de ihracatımız farlalaş-mıştır. Mavisin ilk haftası içinde satılmış ve İstanbul gümrüklerinden geçerek muamele görmüş o bun mallar arasında Almanva'va. kuru fasulye, yaprak tütün, mısır, deri kırıntıları, kuzu derileri gönder ilmiktir. Bu malların kıymet itibarile tutan 155 bin liravı bulmuştur. Inpil-tereye kepek, tiftik gönderilmiştir. Bunun da kıymeti 90 bin liradır, f-talyaya da 40 bin lira kıymetinde barsak, kepek, tiftik, yumurta, arpa, kuş yemi ve çavdar gönderilmiştir. Amerika'ya ise 16 bin lira kıymetinde kuzu derisi, beyaz pevnir. ic fındık ihraç edilmiştir. Deri flatları mütemadiyen yükseliyor Sovyetlerin piyasamızdan oğlak derileri üzerine mütemadiyen mü-(alebatta bulunmaları flatların yükselmesine sebep olmuştur. Alivre muameleler devam etmektedir. Derilerin çifti sıkletlerine göre 130 kuruşa kadar yükselmi^Mr Satışlara ayni hararetle İzmir piyasalarında da devam edilmektedir. Letonya sergisi Evvelki gün Denizbankın Yolcu salonunda açılan Letonya hükümeti ihracat maddeleri sergisi dün akşam kapanmıştır. Sergiye şehrimiz-deki ticaret erbabı büyük bir alâka göstermişlerdir. İki gün içinde sergiyi on bin kişi kadar meraklı gezmiştir Sergi buradan evvel Yugos-lavva. Yunanistan ve Bulgarİstan-da açıldığı Inn buradan doğru Ru-manyaya gidecek, orada dn birkaç gün kaldıktan sonra Letonya'ya dönecektir. İ pada si- t Baltık Siyaseti Almanya, merkezi Avrupada yasi mevkiini kuvvetlendirir, İtalya Tasıtaaıle Akdeniz politikacına da el uzatırken, Baltık denizirde de faaliyetlerde bulunmakta ve buradaki devletlerle, daha ziyade karşıbklı muahedelerle bağlanmaktadır. M. Hitlerin Rayhştagdaki nutku nu müteakip Re Hinle I«etonyanın mü tekabüiy»-t esasına müatenit bîr a-demi teca *misakı akdi teklifi ortaya çıkmış ve müteakiben işe E. -tonya da karışmıştı- Almanya, bu yukarıdaki devletlerle birlikte İskan dioav devletlerine yaptığı teklifleri, Litvanyaya da yapmamıştı. Zira Me mele müteallik 22 mart tarihli Lit-vanya • Alman muahedesi 4 üncU maddesinde bir .-ılemı tecavüz misakı akdini gösteriyordu. Almanya, bu «liretle Letonya ve Es ton ya ile bu gün anlaştıktan sonra nazarlarını Ballıkta faal bir siyaset takibi meselesine çevirmiştir. Varşova, DanLzıg meselesinde bu siyaset noktasını gözonünde tutmuş, Almanyanın kendini Baltıkta önüne geçilcmiyecok derecide zâfa uğratacağından ürkmüştür. Almanya, Ballıkta faaliyette bulunmak ve her hangi bir taarruzu karşılamak için, buralara hâkim mevkiler aramak gayesıle harekete geçmiş ve ilk nazarda Alan adaları ortaya çıkmıştır. Fakat. Baltık denizinin diğer sa-hıldar devletleri de bu adalar mecmuasının sevkulocyşi ehemmiyetini bilmiyor değillerdir. Bu sebepten İsveç İle Finlandiya imzaladık lan A-Libd adalarına müteallik mukavelename ile Baltık denizindeki asker) vaziyette derin bir değişiklik viicu-de getirmektedirler. Filhakika Finlandiya körfezi ü Botni körfezine kumanda eden bu adalar, birinci plânda bir sev külce ya mevzi teşkil eder. Alandlar hemen Botni körfezini BaltiKin mütebaki kısmından ayırırlar. Adaların garp ucu ile isveç sahili aramda 30 kilometre kadar bir genişlik olmssı nazarda tutulursa bu coğrafi vaziyet, ezcümle isveç Lapnnyasında kâin demir madenle nnd eki cevherlerin İhraç yolunun buradan eeçmesini intaç eder. Halbuki Almanya harp malzemesi ı-çin zaruri madenleri buradan atmaktadır. Finlandiya, Sovyet Rusya veya isveç tarafından her hangi bîr taarruzds İdeal bir hava ve deniz üssü vazifesini görebilecek olan bu adalar şimdiye kadar bir müdafaa tertibatına malik değillerdi. Zira Paris muahedesi Rusyayı Aland adalarının tahkimi için inşaatta bulunmaktan menetmiş ve 1921 de bu hüküm isveç ve Finlandiya a-rasında bir muahede üc tekrarlanmıştı. Ve bunu temioen de Fransa, İngiltere ve İtalya taahhütte bulunmuş, bu mukavelename ile adalar tam amile gayrı askeri hale ifrağ e- Hilmişti Fakat 1938 eylûlündenberi teakup eden hâdiseler, isveç ve Kınlandı yayı. Aland adalannı tahkime karar verdirmiş. Fin hükümeti top bataryaları vaz'ını, adaların cenubunda mayın tarlaları tesisi ve Finlan-divanın garp ¦.ılı ılı ile adalar aracındaki kanalların muhafazası işini uze rine almış, isveç te AJandlan, İskan dinavya sahilinden ayıran bovan murakabe İşini deruhde etmiştir Bu suretle, mutasavver tedabir ve inşaat hitam bulunca, harp takdirinde Botni körfezi kapanacak ve Almanya, maden cevheri ithalâtına girişe-miyecektir. işte Almanyanın karşısında bu günlerde böyle bir faaliyet müşahede edüirken bu tedatrire girişen Fin hükümetinin Berime müzahir olduğu ve ordusunun esaa kuvvetlerinin Alman mUlehasatalar tarafından ye tiştirildiğinin unutulmaması lâzımdır. Her halde Almanya BaHık deni* sindeki mevkiini kuvvetlendirmek i-çin büyük bir gayret aarfetmekte ve Avrupanın diğer kumunda gösterdiği siyasi faaliyetin derecoaırü» buralarda daha mutedil şekilde iraeye çalışmaktadır. Dr. Keşad SAGAY YENİ SABAH GÜNLÜK SİYA3İ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI TarUy-. Eb.tİ vOO Kr. Seneliği Î400 Kr. J00 Kr 6-Tİ* 12)0 Kt. 160 Kr. »aylığı 650 K». 90 Kr. 1 aylıftı »0 Kr. patu inikadın» girmamı HER YERDE 3 KURUŞ an ve İtalyan sakı Yazın: Hüt-yln Cahid YALÇIN Alman Hariciye Nazırı Ue İtalyan Hariciye Nazın a-ntsimla cereyan eden müzakereler ] neticesinde İkİ devletin askeri bîr. ımvık İle birbirine baülunrnasi bu mtn günlerin en mühim siyasi hadi-1 sesi olarak telâkki ediliyor. Bu ml- I •aka muhtelif memleketler kendi noktainazarlarına Köre mana vermektedirler. Alman ve İtalyan mehafili mıh- i verin İki ruknU arasındaki bu son vesikayı kendileri İçin bUyUk bir muvaffakiyet olarak göstermek ist-1 tlyorlar. İngiliz ve Fransıı memba-lan da bunda hsyret edilmeğe değer fevkalâde bir vasıf görmediklerini söylüyorlar. Filhakika. Berünls Romanın bu kararlaşan askeri misak Us bu kadar İftihar etmeleri ve bunu bir muvaffakiyet seklinde telâkki etmeleri pek akü erecek bir hadi- teşkil etmez. Hattâ biraz derin-ı*.unülürse. bu vesile ile yapılan memnuniyet nümayişleri biraz İtalyanların aleyhinde bile çıkar. ÇünkU cihan biliyor kl Berlin Ua Roma birlikte yürüyorlar. Aralarında görüş farkları, menfaat İhtilâfları olabilir. Fakat daha büyük mülahazalar ve endişeler karşısınds bu iki devlet ikinci derecedeki meseleleri bir tarafa atarak birleşmeyi ve demokrasi devletlerine karşı müttehit bir cephe almayı münasip görmüşlerdir. Aralarında karşılıklı yardımlar vukua geldi ve bunlar karşılıklı teşekkürler, minnettarlıklar ve dostluk hislerinin İzharı İçin bir vesile teşkil etti. Bunları hatırlatmaktan maksadımız Berlin Ue Roma a-rasında mevcut dostluk rabıtalarının bühasss son zamanlarda gayet sıkı. kuvvetli ve sarsılmaz bir «ekil arzettiğini göstermekten ibarettir. İşte Roma ile Berlin arasındaki bu sıkı tesanüde ve görüş birliğine nazaran onlarla günün birinde silâhlı bir ihtilâf vaziyetine girebilmeyi düşünenler Alman ve İtalyan ordularının bir arada mücadeleye atılacaklarım tabii olarak hesaba ithal etmişlerdir. Şimdi anlatılıyor ki italyanların mecburiyet ve lüzum hasıl olursa, Almanların yanı bira harbe iştirak edeceklerinden herkes emin bulunduğu halde bundan yalnız Almanlar emin değil İmişler! Emin olsalardı zaten mevcut, tahakkuk etmiş bir vaziyetin simdi tekrar bir senet altına alınmasından dolayı memnuniyet göstermeğe lüzum hissederler miydi? Bizim uzaktan görüşümüze nazaran, Alman ve italyan askeri muahedenamesl hiç bir yeni vaziyet İhdas etmemiştir. Çoktanberi zaten mevcut, mektup surette mevcut olmasa da tabii olarak hesaba kaülan bir vaziyeti yine eski halinde ipka etmiştir. Denilebilir kl, eğer yeni imza o-lunan misak hiç bir yenilik teşkil etmiyorsa» zaten mevcut taahhütleri tekrar ve kopye etmekten başka bir şey yspmıyorsa bunun için «ahmet ihtiyar etmeğe ne lüzum vardı? Bu sus) llo psikoloji, politikacılık ve siyasi manevra saha&ına girmiş oluyoruz. Bir memleketin politikasını gayet cevval ve hareketli bir vasiyete sokmak ve bunu sun'I surette arttırmak bazı ahvalde olr UstUnlMk savahlri temin edebOirse de büyük btr mahzuru vardır k) o da dsiml surette İsin bu a Ura t Ue, bu canlılık ¦¦ m'demlyeceğidlr. Her gece bir memleket çlğnene-herguı. bir sahil istilâ edilemez. lemes. Halbuki halk. boyuna heye- hislerine istinat ederek kend,|trıne kuvvet temin edenler o ocağı hle söndürmeden ona muttasıl gıda yetiştirmek mecburiyetinde kalırlar Hüseyin Cahid VALFIN iSonu 3 üncü sayfamızda) Yugoslavyaya Roma da Yapılan Teklifler Yugoslavya, Rumanya Olmadan Macarlarla Anlaşmıya Yanaşmadı italya» Kralı Emanael Dün Prens Polün önünde deniz tezahüratı yapıldı Napoli, 11 (A. A.) — Kral Vıktor Emanuel vs Yugoslav Naibi Prens Psul, büyük deniz geçidinde hazır bulunmak üzere saat 0.4S te buraya gelmişlerdir. Mussolınl, Marko* vto, Clano Ue aaat 8.50 de gelmiş vs derhal Umana gitmiştir. Kral ve Prens Paul, halk tarafından hararetle alkışlanmış, top aes-1 erile selâmlanmujlardır. Kıtaat talim merasimi yapmıştır. Müteakiben sekiz otomobil halinde teşekkül eden alay, halkın alkışlan arasında limana gelmiş, Musso-lini tarafından karşılanmıştır. Kral ve Prens Paul, geçidi seyretmek ü-zere TIryeste vapuruna binmişlerdir. Bu* müddet sonra 113 cüzütamıa (Sonu 3 UncU sayfada; Fransız Başvekilinin Mühim Nutku Daladier Fransız Parlamentosunda Söylediği Nutukta Türk - Fransız Dostluğunu BilhassaTebarüz Ettirdi Sovyetler Ve İngiliz Teklifleri Prens Pol Yeni Tefrikamız: ÇAKIRCALI Hayatının her sahifesi harikulade vak a-larla dolu bu meşhur Zeybeğin ismini duymıyan kalmamıştır. MURAD SERTOĞLU Uzun mUddet davam eden tetkikleri neticesinde bu namdır adamın hayatını hakiki vakalara dayanan bir roman şeklinde yazdı İlk tefrikasını okuduktan eonra bırakamı-yacağınız bu fevkalade tefrikamızı Birkaç Güne Kadar Neşredeceğiz. Bulgar Komitecileri Dobricada Yakalanan 32 komiteciden 20 ai kaçarlarken Rumenler tarafından ö'dürüldu Bükreş, 11 (AA) — Öğrendiğine göre 23 Bulgar komitecisi. Romanya hududunu geçerek Dobrİca-dakt büyük arazi sahiplerinin çiftliklerine taarruz etmişlerdir. Bu komiteciler, tevkif edilmişlerdir. Bu komiteciler, Köstenceye götürülürlerken kaçmıya teşebbüs etmişlerdir. Bunun üzerine jandarmalar, ateş açarak 20 komiteciyi öl -dürmüşlerdir. 3 komiteci, ortadan kaybolmuştur. Bu hâdisenin mmiakadaki Komiteci hareketlerine nihayet vereceği ümit edilmektedir. Bu hareketler Bulgar hududunda bulunan Rumanya eşrafının mülklerine ve bühassa Rumanyalı tayyare fabrikatörü Zamfiresku'nun mülküne ve şahsına karşı müteveccih bulunuyordu. ilk Mekteplerde Kızamık Salgını Galatasaray Lisesinin Ortakoyde-kl ilk mektep kısmının, görülen kızamık vakaları yüzünden bir hafta tali) edilmesinin sebebi ve kızamık hâdiselerinin miktarı hakkında Maarif Müdür vekili Rüştünün verdiği 'donu .* tvıı-u «aylada ı İnönü Neşriyat Sergisini Gezdi Ankara 11 (Hususî) - Cumhur, reisi ismet inönü bu gün öğleden evvel neşriyat sergisini gezmiştir. Cümhurreİsİ sergide bir saat kalmıştır. Dahiliye Vekili tefti» seyahatine çıkıyor Ankara, 11 (Hususi) — Dahilye Vekili Faik Oztrak bu günlerde yurt İçinde ve bilhassa Ege ve Konya havalisinde bir tetkik sefahati yapacaktır, Paris, 11 fA. A.) — Havas bildiriyor: Başvekil Dsladier, parlâmentoda söylediği nutukta, evvelâ süâh alımda bulunan gençlere hitap etmiş ve Fransayı vs Fransız İmparatorluğunu bütün tehdltlore karşı muhafaza eden genç Fransızlara Cümrnıriyetİn ¦elammı bUdirmiştır. B. Daladier. bundan sonra, umumi siyaset meselesine geçerek de- miştir ki:: Bu gün Avrupada hâkim olan yegâne dava şuour: Tahakküm mü. yoksa ış birliği mi? Bilinmesi icap eden ndkta. milletleri birblrindenay ırabüeu men faat tezatlarının aulnperver işbirliği usulleri ile mi yoksa cebir ve kuv-(Sonu 3 üncü sayfada) 19 Mayıs Bayramı için Hazırlık Gençlik Bayramı Bu Sene Fevkalâde Bir Şekilde Kutlanacak mmm BTfPnssı laaT.. *m BİHssP' ¦ t Mk 5LBBT 19 Mayıs bayramı çin dün Valinin riyasetinde yapılan toplantı tebarüz ettiren vecizelerin, şehrin her tarafına asılmasını anıtlara çelenkler konulmasını, muhtelif meydanlarda merasimler yapılmasını ve genç sporcuların ihtiyar sporcuları ziyaret etmelerini, bilhassa sporcuların bir resmi ve bur askeri hastahaneye giderek hasta vatan -daşlsrı ziyaretlerini, şehrin gündüz süslenmesini ve gece de tenvir edilmesini istemekledir. Bu tamun okunduktan sonra, bayramın Istanbula ait teferruatının karar laftın İmasına geçilmiş ve bayramın bir tek stadda vs Fener sta-(Sonu 3 üncü sayfamızda) Dün Vilâyette Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdarın riyaseti altında ve Maarif Müdürünün 151 ıı .ikile toplanan bir komisyon, 18 mayıs Gençlik ve Spor bayramı programını tesbit etmiştir. Toplantıda evvelâ beden terbiyesi genel Direktörlüğü tarafından gönderilen ve bayrama verilecek ehemmiyeti tebarüz ettiren bir tamim okunmuştur. Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü bu tamımİIe bayrama her vilâyette çok büyük ehemmiyet verilmesini tebarüz ettirerek bilhassa bayramdan birkaç gün evvel bayramın büyüklüsünü HtR SABAH Ucuz Köylü Elbiseleri Cümhurreısimizin yurttaşla ruı dertlerini dinlerken bilhassa üzerinde durdukları «Köylüye ucuz elbise iı m ı.. işini .-''il halledilmiş bir mesele sayabiliriz. Milli Şef realiteleri ve Türk köylüsünün mütevssı bütçesini gozö-nünde bulundurarak onun kazancına uygun bir ucuzlukta giyecek teminini emir buyurmuşlardı. Feragatin, fedakârlığın canlanmış bir timsali olsn mübarek Türk köylüsü srtüc (400) kuruşs varmı ysn küçük bir pnra ile giyincbile-cektlr. Ancak büyük hüsnüniyetlerle başlanılmış işlerdeo beklenen verim-lerin llyıklle elde edİlerTümcsi için bu işde bütün alâkadarların azami hassasiyetle hareket etmeleri meş- ruttur. \. „ . Meselâ "ucuz köylü elbiselerinin satışına memur edilen Ziraat Bankası şubelerine bu İşde ehemmiyetli vazifeler terettüp ediyor. Mîllî Şefimizin bir baba şefkstile Kendilerini uzun uzsdiye dinleyip giinme ıh-tlyaçhınnı temin buyurduktan köylüye ucuz elbiseler satılırken kolaylık, neznket hattâ İrşat Kaidelerine azami derecede riayet şarttır. Bu işi bir angarya ssymayıp. me. sal ve sayı bakımından bu yurdun hakiki ofendlal olan köylüye çoktanberi borçlu olduğumuz bîr vazifenin yapddıgını düşünerek hsreket eden bir satuj memuru yalnız köylü vatandaşa kaışı değil reüme de en Siy. metil hizmet! İfa etmiş olur. A. CSMALEDDtN SARAÇOĞLU fENfSABAH V MAYİS m» C&$A\J fi A f?A MlHMİDINy HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik. No 88 Yazan : Avf. SIFIR İngiliz Muhipleri Cemiyetinde Hocadan Aldığımız Vesikaları Ceplerimize Yerleştirmiştik Dem ıs ve bu sözü Ue bilhassa Boylerken aldığı gerçekten inandı-tici lavrile. hocanın hakkımızdaki tereddüt ve şüphelerini silip sUpü-rüvermişti Kara oğlan. Memiş hoca artık keyiflen misti. Bize kahvele \ çaylar ikram etmiş ve nihayet: — Yarın öğleden evvel birer vesika fotoğrafı çıkartın da gelin bana. Demiş ve bizi. yoktan bir bal" atan konmuş kadar sevindirmişti. Er-tesi gün birer resimle biz hocanın huzurunda boyun eğmiş, elini Öpüp diz çökmüştük. Fotoğraflar pembe renkte ve baş tarafında Osmanlı san cağüe İngiliz bandırası basılı bulunan bir vesikaya yapıştırılmıştı U-zatırken: — Vesikaların umumî merkezden mühürlenip gelmesi bir kaç gün sürer. Sut alın bunları da gidin merkezi umum! kâtibi Muzaffer beye Ben şimdi telefonla da söylerim. Sait Molla hazretlerine elden bssssj mühürletir verir size. — Hocam bu merkezi umumi nerede?.. Bu sualime kızan Memiş hoca gözlerini açmış, gazapla yüzüme bak mujtı ve: — Hüh meretler, demişti. Siz de adam diye kaldırım çiğniyorsunuz değil mi?.. Ulen, İngiliz Muhipleri Cemiyeti diye yer yerinden oynuyor da haberiniz yok a izin. Doğru Babıali yokuşundan çıkm da Kapahfmn-da sorun. Gösterirler size. Sakın o-rada da böyle dangalak gibi konuşmayın. Vesikaları ihtimamla cüzdanıma yerleştirmiş, hocanın almamak Ifıt-funda bulunduğu bîr kaimeyi kardeşlerinin yanma tekrar yatırdıktan sonra yola düşülmüştük. Mipavrili. Beyazıda çıkıp Yusuf beyi görmemişi ve vaziyeti haber vermemizi söylüyordu. Fakat, ben bunu. Memiş hocanın bizi biri İle takip ettirmesi ihtimalini düşünerek muvafık bulmamıştım. Sirkecide bir kahvede biraz vakit geçirdikten son ra. İki arkadaş, saten bildiğimiz, her rakit önünden geçerken nefretle baş Çevirdiğimiz İngiliz muhipler cemiyeti binasına damlamısbk. Kapıcıdan öğrendiğimiz umumî kâtibin o-dasma dalmış, fakat, Muzaffer beyin yerine Sait Mollanın uğursuz yü-zile karşılaşmıştık. Kurnaz herif bici görünce ve tereddüdümüzü hia*e dince, asık suratın biraz güldürmüş va: — Ne o ağalar, demişti. Bir hacetiniz mi var?.. Ne dersiniz aziz dinleyicilerim, hikmeti hüda but ün tutukluğum geç mif, kafesten kaçan bir saka ku** gibi. o anda dillenlvermiştim. Hemen öper gibi eteğine doğru uzanmış ve: Svet Molla Beyefendi Haa retleri. demiştim. Muhterem cemiye tinize biz de girdik te. Hüviyet vesikamızı mühürletmeğe ve hem d mübarek elinizi öpmeğe geldik elendim. Bu -arıkhUr ne de tuhaf adamlardı. Hiç koltuklanmağa, pohpohlanmağa dayanamazlardı. Hemen gevşerler ve fışırlardı. Sait Molla da aynen böyle olmuştu. Herkesçe malûm olan azametini, gururunu mrakıvermişti. Koca göbeğini titret* titrete gülmüş va, çok usun bir Yaaaaa çektikten sonra: — Aferin ağalar, demişti. Memnun oldum. Veriniz bakayım vesikalarınızı. Fdep va nezaketle vesikaları u- satmış ve yine eteklemek surcüle bir hulûs daha caJtmiflUm. Bir vesl-kaUrdaki resimler înıize, birer de vü zümüze bakmış vc: — İsimleriniz Hasan oğlu Mehmet va Ali oğlu ibrahim Öyle mi T.. Pekâlâ... Ne iş yapıyorsunuz bska-yım siz?. Bütün şeytanlarımı toplamıştım başıma. Hemen o anda uzun kuyruklu ve o nisbette de iri boylu bir yalan gelivermişti aklının Halime a-cındıracak. hüzünlü ve gamlı bir tavır takınmıştım. Sıkıla, zorlıya gözümü de biraz yaslandırmış, söze şöylece başlamıştım: — Kimsesizlik fcjte Molla bey. Eskiden Rüsumat muhafazasında kayık» ılık ederdik. Bir yol sılaya gi dip geldik. Bir daha yerimize giremedik. Şimdi isHİz ve ekmeksiziz e-fendim. Acıklı yalanım Molla beyin gözlerini yaşartmış değil de faltaşı gibi açmıştı. Birbiri ardınca yutkunarak telâşla sormuştu: — Deniz işlerinden anlar m ısı nız sis?.. — Ne gibi efendim?.. — kiesclâ. kaçakçılığın nasıl ya pddığını. limanda... , Saf bir ablganlık ve bilgiçlik göstermek fikrile hemen Mollanın sözünü kesmiş vc: — }'¦:¦ vaktİIc kaçakçı yanında çalışmış, sonra dn kaçukçı peşinde yıllarca kürek çalmış adamlarız. Hiç bilmez miyiz a efendim. MoUa. yuvaları içinde birer zıpzıp taşı gibi fırıl fini dönen gözlerini yüzlerimize dikmiş, bizi uzun u-zun süzerek ölçüp biçmişti ve: — Demek siz, demişti. Kaçakçı hk ta yaptınız öyle mi?.. Bu sualin cevabını mahsus bira? geciktirmiştim. Suçumu itiraftan nedamet hissetmiş gibi çekingen bir tavır takınmıştım. Gözlerimi yere dikerek, hafif bir sesle de cevap ver mistim: — Hoş görün efendim, işte o za manlar cahilliğimize uyuverm iştik Fakat şimdi, Allah korusun yaptığımız yok: Molla, gösterdiğim çekingen tav nma inanmış, gülerek: — Yo, yok, darüacak değilim, demişti. Doğrusunu söyleyin bakayım. Bana bu işten anlıyan bir kaç adam lâzım dn. onun İçüı soruyorum. Ne kaçakçdığı yaptınızsa olduğu gibi anlat bana. Mollanın kan alınacak damarını bulmuş ve kabartmıştım. Eski zamanlara ait maceralarımdan bir i-kısını üstü kapalı itnl.ıtm ¦ ve israil üzerine dc biraz İşi ball.indirmiştim Beni bir çeyrek saattan fazla ve gerçekten bir alâka ile dinlıyen Molla sırıtarak gülmüş ve elile Mipavrili İbrahimi göstererek sormuştu: — Bu da senin gibi mi?.. — Elbette, hattâ o, benden daha ustadır efendim. I »fini ve bir knç vaka da Mipav rilinin hesabına dınletmiştim. Molla bey beni memnunlukla dinlemiş, hem de vesikalarımın mühürleyip imzalamıştı va: — İki gün sonra, yine bu vaftlt gelip beni gürünüz. Tenbihi İle vesikalarımızı uzatmıştı. Tabii ayrılırken ikimiz de Molla beyi eteklemeyi unutmamıştık. Yüzbaşı Yusuf bey, bu muvaffakiyetimizi gerçekten sevinçle kar-sılsmış, alkışlamıştı. Gülerek: (Devamı var) şe hir ha serleri SAMSUN YERLİ MALLAR SERGİMİ 19 Mayıs 939 da başlıyacak beşinci Samsun yerli mallar serginine iştirak sanayicilerimizin vazifesidir Ulusal Ekonomi Ta Arttırma Kurumu Valinin Üsküdardaki Tetkikleri Vali bilhassa Çamlıcada yapılacak turistik yollarla meşgul I Ju Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdarın Üsküdara giderek yeni yapılan Maliye tahsil şubesinin temel alma merasiminde hazır bulunduğunu ve orada bir nutuk söylediğini yazmıştık. Tahsil şubesinin temelini attıktan sonra Lûtfi Kırdar yanında eski Üsküdar Kaymakamı ve şimdiki Belediye Reis muavini Lûtfi Aksoy ve birkaç mütehassıs mimar bulunduğu halde Üsküdar ve civarında mühim tetkikler yapmıştır. Vali ve Belediye Reisi Kadıköy İtfaiyesini. Halk Parti binası ve Kız Sanat mektebini gezmiş ve Pasaka-pısında yeni inşa olunan Adliye binasının inşaatını gözden geçirmiştir Lûtfi Kırdar, bundan sonra Çarr.-lıca'ya yapılacak turistik yolların güzergâhını tetkik etmiş ve bununla alâkadar olmuştur. Beylerbeyi tarikile Küçüksuya i-nen Lûıfı Kırdar orada Şirketi Hayriye tarafından yaptırılan asri plajı gezmiş ve Göksu kasrile alâkadar olmuştur. Bu arada Çubukluda Belediyenin sabık Hidiv Abbas Hilmi Paşadan 60 bin liraya satın aldığı köşkü gözden geçirmiştir. Vali ve Belediye reisi tetkikleri sırasında Beykoz'daki fidanlığı da ziyaret etmiştir. MAARİFTE: Zam görecek Öğretmenler Şehrimİzdeki ilk tedrisat öğretmenlerinden bu yıl kıdem zammı a-lacakİarın listesi Küttür Direktörün .ince tesbit edilmiş ve tasdik e-dilmek üzere yar direktör Mustafa Uyanık tarafından Ankara'ya gönderilmişti. Vekâlet, bu listeyi tetkik etmiş ve kabul etmıjiu Bu yıl zam görecek öğretmenlerin sayısı diğer yıllara nazaran daha fazladır. Bundan başka muvaffak olan öğretmen de diğer yıllardan çoktur. Zam görecek öğretmenlerin 900 olacağı anlaşılmaktadır. Tl kçe öğrenmlyen profesörler Maanf Vekâleti önümüzdeki ders yılı başından itibaren Üniversiteye yeni ilâve edeceği profesörleri tesbit etmlye başlamıştır. Kadroya ayni zamanda yeni. doçent ve asistanlar da ilâve edilecektir. Üniversite profesör kadrosu ö-nümüzdeki ders yılı başında yeni bir şekil alacak ve mevcut profesörler arasında değişmeler ynpılacnktır. Türkçe öfircnmiven profesörler kadroya alınmıyacaklardır. Kıymetli bir e* er Maarif Vekâleti, üniversite Talim taburu yüzbaşılarından Bay İhsan Kocamanın çıkardığı Bayrak. Sancak, Milli marş isimli eseri gençlik için çok istifadeli görerek bütün orta mektep vc liselerde okutulmasını alakadarlara tavsiye etmiştir. GUMltt KI.erdf : Sığır vebası hastalığı Fransi7 Hindi Çinis.Ie İngiliz • Mısır Sudanında sığır vebası hastalığı hüküm sürmekte olduğundan bu memleketlerden gelecek olan çift tırnaklı hayvanlar ile bu hayvanlara mahsus maddelerin yeni bir tebliğe kadar memlekete sokulmaması alâkadarlara bildirilmiştir. Okuyucularımız Diyor kl ı Rizede su derdi Şehrimizde vaktlle Hacı Eşref namında bir sahiblhayir gayet iyi ve İhtiyaca kâfi bir au getirdi ve bunun tamiri içüı de mühim miktarda bir vakıf yaptı. Daha İyi İdare edilir diye kanunu mahsusla sular bücümle vecaibıle beraber belediyelere devredüdi. Maalesef bizim belediye bu suyun tamirine hiç bakmamış ve su şimdiden l - j»¦., Ur. Yaz mevsiminde şehir tamamen susuz kalacağında şüphe yoktur. Şehir içinde belâ yoktur. Orta cami livarında ve şehrin tam ortasında tâ eskiden mevcut ve tamamen harap bir hâle gelen helalar öyle bir koku neşretmektedir ki o civardan geçmek bile imkân haricindedir. Dükkâncılar o civarı-| terketmek mecburiyetindedir. Helâ-sızlık sebebUc şehir berbat ve perişan bir haldedir. Belediye bu belâ işini dc su isi gibi nazara almamaktadır. Bu şikâyetlerim sıhhiye müdüriyeti kayıtlarUe sabittir. Bu işlere bakacak merci neresi ise âcil vc seri bir himmet göstermesini ve bir hastalık tehlikesi mevcut olduğundan tedbir ittihas edilmesini rica ederim. Alâkadarların nazan dikkatini celp için bu şikâyetnamemin gare-tcnizle neşredilmesini dilerim. Rise-Mehmet VardaI belediyede : Şehir Meclisinin son îop'antısında Va'i nutuk sö/'iyec-k 18 mayısta Şehir Meclisinin uzatılan nisan devresi toplantısı sona erecektir. Vali ve Belediye Reisi yaz tatili devresine girecek olan Şehir Meclisinin 18 mayıs günkü toplantısında bir nutuk söyliyecektir. Bu nutku müteakip meclis kapanacak vc vali Şuhu Meclisi azasına bir çay verecektir. Lûtfi Kırdar Cerrahpaşa hastanesinde Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar dün Cerrahpaşa hastanesine giderek tetkiklerde bulunmuştur. Mahalle aralarındaki mezarlıklar Mahalle aralarındaki müslüman mezarlıklarında, mezarlar ve mezar taşları tasnif edilerek nuım rulaj yapılmaktadır. Bu işlerle bir belediye memuru ve muhtelif belediye hademeleri uğraşmaktadır. Alemdağındakl metruk saray Alemdağındaki metruk sarayın Belediye tarafından tamir edilerek olel olarak kullanılması düşünülmektedir. Plajlar çoğaltılacak Belediye, halkın denizden lâyilci veçhile istifade edememesinin mühim bir sebebinin de plajların kifayetsizliği olduğunu düşünerek bu sene İstanbul sahillerinde mümkün olduğu kadar fazla plâj yapmıya karar vermiştir. Belediye yeni nrâvrur almayacak Belediye 939 bütçesinin tasdikinden sonra açıkta kalacak 80 memur belediye münhallorine (ayin olunacaktır. Bunun İçin Belediyede mün--hal bulunan memuriyetlere şimdilik hariçten kimsenin alınmaması alâkadarlara tamim edilmiştir. Dilenciliğin cezası Safa İsminde bir adam dilenirken yakalanmış ve Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesine verilerek bir hafta Belediye hizmetinde çalış-mıya mahkûm edilmiştir. TAKVİM 12 Mayıs 1939 CUMA Hİtri.22 Rebialevrel 1358 Raaslıft) NİSAN 1155 Ruzı hızır: 7 D»|a aaatl -1.45 ÖjU ı 12,10 — Iklaâl ı 16,06 Akşamı 19,16 — Yataı ı 21,05 t2,42 Toprak Mahsulleri Ofisinin toplantısı Afyoncular ofis aleyhinde dava açmağa karar verdiler Dört senedenberi Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından satın alınmamış olan mahsullerin son verÜen bir kararla fıatları lesbıt edilmiş ve a-lınacak olan bu afyonların bedellerinin beş sene müddetle ve taksitle verilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat Ofisin verdiği bu karar ellerinde mal bulunan birçok tüccarı zarara sokacak mahiyette olduğundan Ofisin tayin ettiği müddet zarfında müracaatla malını satmak İstiyenlerin adedi pek az olmuş ve alakadar tüccarlar bu kararı değiştirmek için aralarından heyetler seçerek Ticaret Vekâleti nezdinde teşebbüslerde bulunmak üzere Ankara'ya göndermişlerdi. Söylendiğine göre afyon mubayaasına dair olan kanunun hükümleri ile Ofisin mubayaa şartları arasında da uygunluk olmadığından ellerinde afyon bulunan tüccarlar Şûrayı Devlete müracaatta Toprak Mahsulleri ofisi aleyhine dava aç-mıya karar vermişler ve bu işi şehrimizin tanınmış iki dava vekilin? havale etmişlerdir. Dün Ofisin tesbit ettiği fiatlar ve tüccarlar itirazlarını tetkik ederek yeni bir hal çaresi bulunmak üzere Toprak Mahsulleri Ofisinde bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantı geç vakte kadar devam etmiş ve bazı tüccarlarla Afvon M*husu Hamza Osman Aı-kan ve Servet Berkin de hazır bulunmuşlardır. iktisat işleri i Trakya V» jrîden hey'et Yer'I büyük fabr-kalanınızın eksper ve mubayaa memurlarındım mü rekkep bir heyet bu sene istihsal e-düen yeni kırkım yapağı mahsulünden mubayaa etmek İçüı dün Trak-yaya gitmişlerdir. Go^en sene de bu mevsimde bu şekilde bir heyet Trak-yanın muhtelif mıntakalannda u-run bir seyahat yapmışlardı. Yeni kırkım Trakya yapaklarından dün 50.000 kilo 65 kuruştan veril fabrıkalanmıza satılmıştır. Bu satışlar peyderpey teslim edilecektir. Mayısın ilk haftasında İhracatımızdan f»zlal'k M-yısın ilk haftası içinde ihracatımızda mahsûs bir yükselme kaydedilmiştir. Amerika ile meriyete giren ticaret anlaşmasından sonra bu memlekete de ihracatımız farlalaş-mıştır. Mavisin ilk haftası içinde satılmış ve İstanbul gümrüklerinden geçerek muamele görmüş olan mallar arasında Almanva'va. kuru fasulye, yaprak tütün, mısır, deri kı-nnlıları, kuzu derileri gönderilmiştir. Bu mallann kıymet itibarile tutan 155 bin liravı bulmuştur. înpil-tereye kepek, tiftik gönderilmiştir. Bunun da kıymeti 90 bin liradır, t-talyaya da 40 bin lira kıymetinde barsak, kepek, tiftik, yumurta, arpa, kuş yemi ve çavdar gönderilmiştir. Amerika'ya ise 16 bin lira kıymetinde kuzu derisi, beyaz pevnir. ic fındık ihraç edilmiştir. Deri Hattan mütemadiyen yUkseflyor Sovyetlerin piyasamızdan oğlak derileri ü/erine mütemadiyen mü-talebatta bulunmaları flatların yükselmesine sebep olmuştur. Alivre muameleler devam etmektedir. Derilerin çifti sıkletlerine göre 130 kuruşa kadar yükselnmMr. Satışlara ayni hararetle İzmir piyasalarında da devam edilmektedir. Letonya sergisi Evvelki gün Denizbankın Yolcu salonunda açılan Letonya hükümeti ihracat maddeleri sergisi dün sk-şam kapanmıştır. Sergiye şehrimiz-deki ticaret erbabı büvük bir alâka göstermişlerdir. İki gün içinde sergiyi on bin kişi kadar meraklı gezmiştir Sergi buradan evvel Yugoslavya. Yunanistan ve Bulgarİstan-da açıldığı İrin buradan doğru Ru-manvava gidecek, orada dn birkaç gün kaldıktan sonra Letonya'ya dönecektir. İ pada si- t Baltık Siyaseti Almanya, merkezi Avrupa da yasi mevkiini kuvvetlendirir. İtalya vasıta m le Akdeniz politikacına da el u:-aurken. Ballık denizirde de faaliyetlerde bulunmakta ve buradaki devletlerle, daha ziyade karşılıklı muahedelerle bağlanmaktadır. M. Hitlcrin Rayhştagdaki nutku nu müteakip Berlinle I«etonyanın mü tekabüiyet esasına müstenit bur a-demi teca *misakı akdi teklifi ortaya çıkmış ve müteakiben ise Es-tooya da karışmıştı. Almanya, bu yukarıdaki devletlerle birlikte İskan din av devletlerine yaptığı teklifleri, Litvanyaya ds yapmamıştı. Zira Me mele müt allık 22 mart tarihli Lit-vanya • Alman muahedesi 4 üncü maddesinde bir njlemT tecavüz mi-nakı akdini gösteriyordu. Almanya, bu suretle Letonya ve Es ton ya ile bu gün anlaştıktan sonra nazarlarını Ballıkta faal bir siyaset takibi moselanne çevirmiştir. Varşova, Dantaıg meselesinde bu siyaset noktasını gözonünde tutmuş, Almanyanın kendini Baltıkta önüne geçilcmiyecok derecede câfa uğratacağından ürkmüştür. Almanya, Ballıkta faaliyette bulunmak ve her hangi bir taarruzu karşılamak için, buralara hâkim mevkiler aramak gayesile harekete geçmiş ve ilk nazarda Alan adaları ortaya çıkmıştır. Fakat. Baltık denizinin diğer aa-hüdar devletleri de bu adalar mecmuasının sevkuloeyşî ehemmiyetini bilmiyor değillerdir. Bu sebepten İsveç Ue Finlandiya imzaladık lan A-Libd adalanna müteallik mukavelename ile Baltık denizindeki asker) vaziyette derin bir değişildik vücu-de getirmektedirler. Filhakika Finlandiya körfezi üe Botni körfezine kumanda eden bu adalar, birinci plânda bir sev külce yş mevzi teşkil eder. Alandlar hemen Botni körfezini Battığın mütebaki kısmından ayınrlar. Adalann garp uru Ue İsveç sahili aracında 30 kilometre kadar bir genişlik olmssı nazarda tutulursa bu coğrafi vaziyet, ezcümle İsveç Lapnnyamnda kâin demir ma-denlerindekı cevherlerin İhraç yolunun buradan eecmesini intaç eder. Halbuki Almanya harp malzemesi ı-çin zaruri madenleri buradan almaktadır. Finlandiya, Sovyet Rusya veya isveç tarafından her hangi bir taarruzda İdeal bir hava ve deniz üssü vazifesini görebilecek olan bu adalar şimdiye kadar bir müdafaa tertibatına malik d ¦-fillerdi Zira Paris muahedesi Rusyayı Aland adalannın tahkimi için inşaatta bulunmaktan menetmiş ve 1921 de bu hüküm isveç ve Finlandiya a-rasında bir muahede Uc tekrarlanmıştı. Ve bunu teminen de Fransa, İngiltere ve İtalya taahhütte bulunmuş, bu mukavelename ile adalar tam amile gayrı askeri hale ifrağ e Hilmişti Fakat 1938 eylûlündenberi teakup eden hâdiseler, isveç ve Finlan-diyayı. Alsnd adalannı tahkime karar verdirmiş. Fin hükümeti top bataryaları vaz'ını, adaların cenubunda mayın tarlalan tesisi ve Finlan-d i yanın garp sahili ile adalar arasındaki kanalların muhafazası işini usa rine almış, isveç te AJandlan, İskan dinavya sah ilinden ayıran bovan murakabe İsmi deruhde etmiştir Bu suretle, mutasavver tedabir ve inşaat hitam bulunca, harp takdirinde Botni körfezi kapanacak ve Almanya, maden cevheri ithalâtına girişe-miyecektir. İşte Almanyanın karsısında bu günlerde böyle bir faaliyet müşahede edüirken bu tedabtre girişen Fin hükümetinin Berime müzahir olduğu ve ordusunun esas kuvvetlerinin Alman mütehassıslar İsrafından ye tiştirildiğinin unutulmaması lâzımdır. Her halde Almanya Baltık deni* sindeki mevkiini kuvvetlendirmek i-çin büyük bir gayret sarfetmakte va Avrupanın diğer kumunda gösterdi-ği siyasi faaliyetin derecesini, buralarda daha mutedil seklide traeye çalışmaktadır. Dr. Keşad SAGAY lef on — »07 te \&Xpk— No- 568 rENi SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ?ARTLARI TtlrtJja Eentbİ 900 Ki. Soneliftİ İ400 Kr. HER YERDE 500 Kr. 6 aylığı 12)0 Kr. 260 Kr. | aylığı 630 Kr. 90 Kr. 1 aylığı 350 Kr. Po.t. İnikadın, firm.unı «•»- 3 KURUŞ İNGİLİZLERLE BİRLEŞTİK Millet Meclisinde Tarihî Bir Gün Başvekilimiz Refik Saydam Meclis kürsüsünde Prens Paul'ün İtalya Seyahati Yugoslavya Berlin - Roma mihverinin tamamen nüfuzu altına girdiği glln Balkanlara Bir hançer saplanmış sayılabilir. Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Yugoslavya naibi hükümeti Prens Paul'ün Komaya vukubulan seyahati, daha evvel kararlanmış olduğu hakkındaki teminata rağmen, şu günlerin siyasi va-kayii, siyasî tabiye ve mücadeleleri-le alâkadar olduğu kanaati çok kuvvetlidir. Avrupayı mihver devletleri ve bunlara karşı koymağa çalışan devletler zümresi diye ikiye ayırırsak, bunların henüz hariçte kalan küçük devletleri kendilerine celbetmek hu-lusundaki gayretlerine büyük bir ¦hemmiyet atfetmek lâzımgelir. Çün fcü her iki tarafın teşebbüslerin in vereceği neticeler sulh veya harp üzerinde müessir olacaklardır. Eğer bugünkü siyasî zelzeleler neticesinde vukua gelen kısmî inhidamlar ve kargaşalıklar nihayet bir istikrara müntehi olursa sulhun daha uzun müddet muhafaza edilebileceğin: emniyetle hükmolunabitir. Fakat vaziyet bir tarafın ve bilhassa mihver devletlerinin pek çok lehinde bir şekil aldığı gün harbin patlak vermesinden korkulabilir. Bundan dolayıdır ki bugün her iki taraf ta kendilerine maksatlarına hizmet e-decek yardımcılar zümresinden mürekkep bir heyet toplamak istiyorlar. Yugoslavyayı hangi taraf kazanacak? Bunun ehemmiyeti inkar e-dilemez. Çünkü Yugoslavya Berlin-Roma mihverinin tamamen nüfuzu ıltına girdiği gün Balkanlara bir hançer saplanmış sayılabilir. Bunun ae dereceye kadar mühlik olacağını ondan sonraki vakayi iabat eder. Fakat h«r halde Yugoslavyanın tamamen Alman ve İtalyan nüfuzu altına alınması mihver devletleri İ-çin İyi bir kot demektir. ilk günlerin verdiği intibalar Yugoslavya tarafından derin bir en- Çakırcalı Efe YAZAN : Murad Sertoğlu Senenin en heyecanlı ve en gUzel esen olacaktır Yakında Başlıyacağız dişeye delâlet ediyordu. Yugoslavyanın Alman ve İtalyan komşulu: ğunu pek tehlikeU telâkTı edeceğinde hiç şüphe edilemez. Çünkü mihver devletleri Yugoslavyayı parça-lamasalar ve ortadan kaldırmağa teşebbüs etmeseler bUe içine alacakları iktisadî tâbilyef ve istismar a-ğı bir kere memleketi kapladıktan sonra artık Yugoslavya içîn okadar muazzez ve mukaddes olan siyasi istiklâl yalnız lâfzi ve zahiri bir mahiyet shr. Müttefikimiz, ve dostumuz Yugoslavya! ıların bu ihtimali takdir etmemelerine ve bundan büyük bir Hüseyin Cahıd YALÇİN (Sonu 3 üncü sayfamızda) Başvekilimizin OUnkU Mühim Beyanatından: 44 Hükümetiniz Milleti Harp Badiresinden azamî İmkânlarla Uzak Bulundurmanın En Müessir Çaresini; Yine Sulh için Birleşen Memleketlerle Harbi Göze Alarak Sulh Gayesinde Teşriki Mesai Etmekte Bulmuştur „ Başvekilin Beyanatı İttifakla Tasvip Edildi Dün İngiliz Başvekili de, Anlaşmayı Avam Kamarasında İzah Etti S. Arıkan, F. Okyar Ve G. Kâzım Dzalpın beyanatları Ankara, 12 (A. A.) — Büyük Millet Meclisinin bugün Abdülhalik Randanın Başkanlığında yaptığı ikinoi celsede Başvekü Doktor Refik Saydam alkışlar arasında kürsüye gelerek aşağıdaki beyanatta bulun -muştur: Muhterem arkadaşlarım, Avrupadaki siyasi ve askeri vakayün, son zamanlarda, ne yolda ve ne sür'atle inkişaf etmiş olduğu malûmunuzdur. Dünya sulhunun büyük ve kanlı vakayi Us haleldar olmaması, idare mes'uliyetini ellerinde tutan devlet adamları için en mühim ve en dikkate değer mevzuu teşkil ediyor. Memleketimizi, yarının tehlikeli hâdisatından mümkün mertebe u-zak bulundurmak ve Avrupada ve bütün dünyada başgosteren ihtilâflar önünde sulhperver siyasetimizin samimi bir tezahürü olan bitaraflığı muhafaza etmek, Cumhuriyet hükümeti için esas siyaseti teşkil etmekte bulunuyordu. Fakat hâd- Büyök Millet Meclisi içtima halinde satın, Balkan yarımadasına intikal etmesi ve Akdeniz emniyetinin milli hayatımızda kendisini yeni -den hissettirmesi ânından itibaren (Sonu 3 üncü sayfamızda) COXCCC£CCCCCCCCCCCCCO^ Alnıma Sürülmek İstenen Hıyanet Lekesini Reddederim Münakale Vekilinin Mühim İzahatı Devlet Demiryollarının Varidatı 25 Milyon Lirayı Buldu (Yazısı S üncü sayfamızda) Halk Kahramanı Erzurumlu Cafer Er çıkan Diyorki: Polonya / AlîYlCinyCiyO. Karşı Kat'î Cephe Aldı Ben Milli Mücadelenin başından sonuna kadar bir nefer gibi vatana hizmet ettim, Buna karşılık kimseden blrşey beklemedim. Ne rütbe, ne takdir, ne de manfaatl Benim Biricik mükâfatım aziz yurdumun düşmanın elinden kurtulması ve İstiklal içinde yaşamamdır. Şimdi köşemde dört yavrumu vatan İçin faydalı olacak bir şekilde yetiştirmeye çalışır ve eakln yaşarken bir gazete tarafından alnıma bir hıyanet damgası vurulmak İsteniyor. Bunu bütün nefretimle reddediyor ve yaptığım hizmetlerin hesabını vermeğe hazır bulunuyorum.,, - ,4/ ^"la* t/U İngiliz Başvekili; Leh istiklâline bir tecavüz Halinde Çıkacak Harbe lngilterenin de Gireceğini Resmen Söyledi Bir Varşova gazetesinin mühim makalesi (Yazısı 3 lüıcü saytıunı/da) HER SABAH 15 Yıllık Gayretimizin Mükâfatı Bir gazetenin lekelemek istediği halk kahramanı Erzurumlu Cafer* Atatürkün gönderdikleri şifrenin fotoğrafı Cafer Erçıkanı¦, harekâtı M liyede alınmış bir resmi Yarın Bu Hazin Meselenin Diğer Safhalarını Bildireceğiz, Karadaki, denizdeki ve havadaki kuvvetlerile olduğu kadar maliyesinin kudretlle de meşhur ve dünyanın birinci sınıf büyük devletlerinden biri bulunan Fransa Cumhuriyetinin Başvekili «Daladyo. nin dünkü nutkunda şu cümle de vardı: «Fransa hükümeti Türkiye ile İki memleket arasında uzun zamandan-beri muallâkta bulunan bir meseleyi de en dostane bir zihniyetle halletmek arzusundadır. General Vey-gand'ın Türklyeyi ziyareti, İki milleti birlbirine bağlıyan hürmetin ne derece derin olduğunu İspat etmiş- Dıı satırlarda, diplomasinin kuru nezaket yaldızda süılenmly bir camilerinden ziyada Türkün i*, yıllık gayretine va kalkınmasına salâh î-yettar bir ajan samimi takdiri* karışık bir hakkını varma korkusu vardır. İmparatorluğun •Hasta adam* ı istihfaf vesilesi olurdu. Cumhuriyetin henüz on beş yaşında bulunan gürbüz delikanlısından hürmetle balı solunuyor. işte dünle bugün arasındaki alla tutulacak derecedt bariz bir fark. A. CEMALEDDlN SARAÇOĞLU ??72922C ten!sabah m MAYIS 1939 NATIRA vc İTİRAFLARI Tefrik. Ne 89 Yazan t #yr. SİFİR şehir ha be rleri Bize Otuzar Lira Maaş Tahsis Edildi İleride Hizmetimiz Makbule Ge-Bunu Arttıracaklardı cerse — Kara Mehmet, demişti. İs iei; açar derler değil mi*. Çok güzel \ oldu bu. İnşallah bu tanışıklığınız Molladan alınacak İntikamımıza vesile olur. Göreyim sizi, işi iyi idare edin ve bilhassa, takip ettirilmeniz İhtimali çoktur. Onları şüphelendirecek yerlerde gezmeyin ve kimse ile görüşmeyin. Beni görmek icap ederse geceleyin Halep sokağındaki pansiyona gelirsiniz. Fevk; i ide ahvalde, sizi takip edecek olan taharri memuru Derviş efendiden de istifade edebilirlini/. Haydi Hak bu işte de yardımcımız olsun. O iki günü nasıl bir üzüntü Kinde geçirdiğimizi unutamam bir türlü. Bereket versin ki, ceplerimizdekl vesikalar bize bir eğlence mevzuu olmuştu. Bu vesikalsr ve giriştiğimiz iş Hoca Bekirl kıskançlıktan ku dürtmüş, Hemşinli Nuriyi yutkun-durmuşhv CArla eğlenmek ve daha çok oturup düşünmekle acı ve tatlı bu günleri de nihayet geçirmiş, tayin olunan saatte Molla be-yin fasit huzuruna girmiştik. Fakat, yalnız değildi. Nemrut Mustafa deni len bozguncu dn yanında idi. İkisi de güleryüz göstermişlerdi bize. Ne çare ki, benim nevrim dönüvermişti o anda. Molla, çehremdeki değişikliğin derhal farkına varmıştı. Kimbibr belki, sebebini de hissetini? «e nende hasıl olan tereddüt ve şüpheyi gidermek istemiş olacaktı ki. derhal söze girişmişti: — Sizden bahsetmiştim de, demişti. Mustafa paşa hazretleri de görmek istedi sizi. Tanıyorsunuz kendilerini değil mi T. Yabancımız değil, bir kardeşimişdir o da. Şerbetçe görüşebiliriz. Geçen gün. Köprülü kanındaki zabıtai hususi-yeye girmek arzusun», cösfermiş vs hakkınızda Leon ber* n f*T malûmat alınabileceğini söylemiştiniz. Görüştüm ben onunla. Sizden sitayişle bahsetti. Paşa hazretleri ile ka rar ver** biz Sizi cemiyetimizin füüi teşkilatında kullanacağız. Biçimle çalışmayTkabul eder ^Uiniz?. ı Mollanın sözleri. Nemrut Muşta-fanın vaziyetinden uyanan şüphe ve ûdlşemi yatıştırmış!.. Hizmet teklifi karşısında, iki arkadaş Mollayı da Paşayı da eteklemiştlk ve: ı - Molla beyefendi, demiştim Biz fakır ve bir lokma ekmeğe muhtaç adamlarız. Geçinmek için ¦afa muhtaç insanlarız. Hiç kabul etmez olur muyuz». Ne iş emreder-aenız yaparız. — Peki. Size şimdilik otuzar lira «aaş tahsis edeceğiz. Tabi», ileride banalinizi gördükçe arttıracağız da. Yapacağınız işe gelince. Demiş ve Nemrut Muştalanın yüzüne bakmıştı. Sözü de ona bırak-mitti -Od. ellerini uğuşturarak a-yğ. kalfanı*. Birkaç defa ökeür- mÜhKK8?" b**Iam'*'- Padişaha muhabbet ve itaatten, memleketin o günkü scıkl. vaziyetinden uzun u- S bahrttlkt« v" ^raz da it-tihatçüarı didikledikten sonra An 7 »««di, demişti. Anadoludaküere hdanbulda* .ilâh ve cephane k.ç,nmi.r Bunu alz de IŞ'tmişsınizdlr tabii?.. — Evet, üjittik efendim — Bunların kimler olduğunu bi-"yor musunuz?.. — Hayır paşam. — Öğrenebilir misiniz?.. — Soruştururuz bir kere.. ler "•-*^mtmmak u"n olur. Kim-ler olduklarım ben *ynyeee#im * dikten sonra ne y.p.e.k.ını.? Ad^ande.hbapo.m.ğ.u^; M Satb ra*. .vvlültI U69y6 — Afenn. Sonra da baogi gün ve hangi vasıta ile silah kaçıracaklarını öğrenecek ve bize tez elden haber getireceksiniz değil mi?- — Tabiî efendim. — Teşekkür ederis. Simdi dinle beni. EminÖnünde gümrük binalarının köşesinde Himroetsade Hüseyin Hüsnü beyin nakliyat ambarı var. Bir orası. İkincisi, Şehreminmde Ht kim zade Mehmet bey. Bu adama cambaz Mehmet te diyorlar. Üçüncüsü de. Galata gümrüğü yolcu salonu karşısında ardiyeci Emin bey. Daha da var ya. Şimdilik bunlarla meşgul olunuz. — Oluruz elendim. — Tabii olacaksınız Fakat nasıl?.. Bana biraz ne yolda hareket edeceğinizden ve bilhassa bunların yanına ne gibi bir bahane bulup söküleceğinizden bahsedin de anlıya-yım bakayım. Gördünüz mü başımıza gelenleri. Herif, bizi hıyanetten İmtihana çekmeğe, melanet kabiliyetimizi ölçmeğe kalkışmıştı. Vereceğim cevabı, ak gözleri ile beni dikkatle süzerek bekliyor, sinirli hareketlerle kaşlarını oynatıyordu. Sabırsızlanıyor, birbiri ardına yutkunuyordu. Ben de fena halde sıkılmıştım. Sözle bile olsa hiyanete âlet olmak' bana ağır gelmişti. SoyÜyeceğim şeyleri sanki yapı-yormuşum gibi yüreğimi bir azap ateşi yakmağa başlamıştı. Kıvranı-yordum. Bu halimle karşımdaki melunu şüphelendirmemeğe uğraşıyordum amma kabilmi ki. Bir defa kuruntu bütün karalık ve ağırlığı İle çökmüştü içime. Tam o esnada. Mipavrili aoze îfanşmıştı ve: — Paşam, demişti. Müsaadenizle bir şey diyeceğim. Bizim burada bütün söyliyeceklerimiz lâf Un ibaret kalır. Elbette kl vaziyete göre hareket edeceğiz. Yapacağımızı bırakın bize. Biz lâf değü iş adamlarıyız. Şimdi sorulan sual karşısındt böyle duraklarız amma İş üstünde... Sait Molla, gülmüş ve Mipavrilinin sözünü kesmişti. Bana dönüp: — Mehmet ağa. demişti. Siz bu İşi üstünüze alıyor ve az bir zaman-da da başarmağa söz veriyor musunuz bize?.. Onu söyle sen. Başımı kaldırmış ve izhar edemediğim bir hışmın ateşife yanan gözlerimi Mollanın yüzüne dikmiş-' tim ve yapma bir teessürle: — Molla bey, demiştim, işi üstümüze aldığımızı söylemek pek kolay. Fakat başaracağımıza muhakkak olarak söz vermek biraz güç. Malûm ya. evdeki pazar çarşıya uy-mayıverir. Müsaade edin. Biz birkaç gün bu işle meşgul olalım. Paşantn dediği yerleri ve adamlarını ve onların yanlarında çalışanları bir gözden geçirelim, iyi. kötü bir fikir e-dinelim de, sizinle ondan sonra gö-rilşellm. Şimdi ne söylesek boş. Bu sözlerimi Molla da haklı bulmuştu. Nemrut paça fle bu mevru üzerinde biraz görüştükten sonra i yine bana dönmüştü ve: — Peki Mehmet ağa, dediğiniz gibi olsun. Şimdi hangi gün gelirsiniz bize?.. — Bir kaç gün sonra bir baş vururuz efendim. (Devamı var) ¦ ¦ a r Ultnyncalarımızdaa B. Kazıma- Teveccühünüze teşekkürler. Kurt tzzclı Pazartesi günü ziyaret edeceğim. Sayg ılsnmla. u. Mevsim Kazası Meyva ağaçlarından düşüp yaralanmalar başladı M ev» m münasebetle meyva a-ğaçlarına çıkıp taze meyva koparmak istiyen çocuklar çoğaldığından bu yüzden her tene görülen kazalar da başlamıştır. Ezcümle dun bu kabil bir knza olmuştur: ¦V .ı . ı i ı Ahmcdiye caddesindo 10 numaralı evde oturan bakkal Recebin oğlu s yaşındaki İsmail, bahçelerindeki erik ağacına çıkıp daha olmamış ham eriklerden koparmak İstemiştir. Lâkin zavallı yavru, bir aralık muvazenesini kay betti gülden ağaçtan düşmüş ve baygın bir halde Gu-reba hastoneslne kaldırılmıştır. Otobüslerin kontrolü İstanbul'da İşleyen otobüsler, bizzat kaymakamlar tarafından kontrol olunmaktadır. Dün de 41 otobüs yolda durdurularak muayene olunmuştur. Muayene neticesinde bunların Belediye talimatnamesine riayet etmedikleri görülen 6 sı 25 er İbra para cezasına çarptırılmıştır. Kontrollere ehemmiyetle devam o-lunacaktır. Kooperatif ha yeli umumi ya al toplanıyor İstanbul Belediyesi Kooperatifi heyeti İdare azalarından Ekrem Se-vencan, Zeki ve Samının istifası ü-zerine yerlerine başkalarının İntihabı İçin 29 mayıs günü saat 8 te fevkalâde bir toplantı yapılacaktır. Diğer taraftan Kooperatif heyeti umumiyesinln verdiği karar üzerine bütün kooperatif hesaplarını tetkik eden mUrakıpler heyeti teftişlerine devam etmektedir. Bu teftişler « 15 gün içinde billrilecektir. Ve haziran ortalarında da müfettişlerin raporlarının heyeti umumiyede müzakeresi İçin fevkalâde bir toplantı yapılacaktır. Mısır çarşısı esnafı belediyeye müracaat ottl Belediye tarafından Mısır çarşısının yardımcı hal olarak kullanılmasına karar verilmesi ve bu İş İçin tahsisat ayrılmış olması üzerine çarşıda çalışan esnaf ve mal sahipleri, 85 imzalı bir istida ile Belediye Riyasetine müracaat etmişler ve bu istidada Belediyenin Mısır çarcısını '/timlfik ederek hal yapmasına kanuni İmkâ nolmadıgını mevzubahs ederek bilhassa Mısır çarşısının tarihi ve bediî kıymetinin hal olarak kullanılmasının ve içinde çabuk la-affün edebilecek mevaddın satılma-.sının dofiru olmıyacağı kaydedilmektedir. Halbuki belediyeler kanununun 15 İnci maddesinin 58 inci bendi, belediyelere hal inşası için bu gibi istimlâklerde bulunmıya salâhiyet vermektedir Maamafih. Beledive Rivasetl İsti-dayı heyeti fenniye ve Sıhhiye Mü-düdüğüne havale ederek icaberdn tetkikah yapacaktır. Bu hususta lâzımgelen kararlan verecektir. Proat bunOn oe'lyor Şehircilik mütehassısı Prost, bugün şehrimize gelecektir. MPTEKFURIK ı Doktorların Jüb'lesi Doktorluk hayatında 50 seneyi İkmal etmiş olsa doktorlarımız şerefine Tokatlıyan salonlarında bir Jübile tertip edilmiştir. Jübileyi bir çay takip edecektir. Avrupa ekspresi dUn İki saat toahhUrlo geldi Avrupa'dan dün sabah gelen Semplon ekspresi gara iki caat teah-hürle gelmiştir. Bu gecikmeye hudutlarımız haricinde yapılan kontratların sebep olduğu anlaşılmıştır Serseri mayın imha ediliyor Ivvelkl gün Karadenizde gdrülen meyinin imhası için Deruz Ticaret Müdürlüğü Karadeniz'e bir motor göndermiştir. TEMSİL Beşiktaş Halkevlnde 13 mayıs 1939 cumartesi günü akşamı Evimiz U-yelerinden Avukat Reşat Kavnır tarafından bir konferans verilecek ve Temsil grubumuz tarafından da (Haydi Buna) piyesi ilk dala alarak temsil edilecektir. Şehir Meclisinin Dünkü Toplantısı Merhum Ömer Seyfettinîn kemiklerinin asri mezarlığa gömülmesi kararlaştırıldı İstanbul Şehir Meclisi dün saat 15 de reis vekili N«-ıp Serdcngeçtınln riyaseti altında toplanmıştır. Ruznamenın birinci maddesini teşkil eden ve büyük Türk hikayecisi Ömer Seyfettin'in KadıkÖyÜn-de Mahmut dede mezarlığında gömülü bulunan kemiklerinin Zincir lıkuyu asri mezarlığına meccanen gömülmesi hakkındaki teklif kabul olunmuştur. İstanbul şoförleri tarafından Belediyeye yapılan müracaat üzerine taksi otomobillerinin îstan-bulda tekrar ve aynı renge boyanmama» ve bu husustaki talimatnamenin tadili hakkındaki teklif d? Mülkiye Encümenine havale olunmuştur. Karnesiz otomobil kullananlardan alınan 25 lira para cezasının 5 liraya tenzili hakkındaki Kavanİn Encümeni, köy bütçelerine, bütçenin müsaadesi nisbetinde tahsisat konulması İçin riyasete salâhiyet verilmesi uygun görüldüğüne dair Bütçe Encümeni ve otobüs talimat-namesinin 44 üncü maddesinin .otobüslerin bütün tekerlekleri frenll olacaktır» tarzında tadili hakkında Mülkiye Encümeni mazbatası okunarak kabul olunmuştur. Şehir Meclisi, pazartesi günü top- lanacaktır. maarifte : Üniversite lisan imtihanları Üç günden beri devam eden üniversite Yabancı Dil Mektebi şifahi İmtihanları, dün nihayetlenmişlir. Bu imtihanlara 2400 talebe girmiştir. Bir hafta evvel nihayetlenen yazılı imtihanlar neticesinde dönen talebe miktarı ancak % 5 ile % 6 arasındadır. Bu netice geçen seneye nazaran çok azdır. Bu da üniversl'e gençliği arasında yabancı dtle verilen ehemmiyet vealâkanın gittikçe arttığını göstermekledir. Sene içindeki derslere devamsızlıkları yüzünden imtihana girmek hakkını kaybeden talebe miktarı ancak 58 dlr. Geçen sene bu miktar 165 İdi. Bu sene yabancı dil tahriri imtihanlarında yeni bir sistem tecrübe edilmiştir. İmtihanlara, İmtihana giren talebenin mensup olduğu fakültenin doçent veya asistanlarından biri mümeyyiz olarak verilmiş ve bu suretle talebenin mensup olduğu İlim şubesinin ilmi ıstılahlarından ettiği İstifade derecesi tesbıt olunmuştur. üniversiteye yonl bir profreör angaje edilmedi Dunku sabah gazetelerinden biri Üniversitenin profesör ihtiyacını tamamlamak maksadlle Avrupa'dan yeni profesörlerle anlaşma yapıldığını ve hattâ bunlardan birkaçının İstanbul'a geldiğini yazmıştır. Dün b uhususta kendisini gören bir muharririmize Üniversite Rektörü Cemil Bilsel demiştir ki: «— Bunlardan bizim hiç haberimiz yoktur. Filvaki Profesör Lith-mann'ın vefatile Üniversitede bir profesörlük inhılâl etmiştir. Fakat henüz hiç bir profesörle mukavele İmzalanmış ve buraya gelmiş değildir. TAKVİM 13 Mayıs 1939 Cumartesi Hlcrl:23R«biOlev*eM35l Raaalı30 NİSAN 1355 Ruzı hııır: 8 D.f- »ati 4.44 Ö|W • 12.lt — i...... ı UM " 1 Aksam: 19.17 — Yata. ı 21.06 i-*.ak:2.40 l Kıskançlık Sevdiği kızın ytlzUnü çakı İle koatl Kasımpaşada oturan Burhaneddln oğlu Alâeddln Çağlayan dun sabah saat 7.45 te kıskançlık yüzünden. Ortak oy de Sarmacı sokağında 19 numaralı evde oturan 27 yaşındı Mustafa kızı Semahsti çakı ile yüzünden hafifçe yaralamıştır. Kıskanç sevgili yakalanmıştır. Müsademe Dün iki otomobil ile tramvay çarpıştı Dün şehrimizde İki tramvay • o-toroobll müsademesi vukua gelmiştir: 1 — Kartal 131 plâkalı otomobil dün şoför Yusuf'un idaresinde Bc-yazırtan geçmekte üten v aman Cemil üçtaş'ın kullandığı bir Topkapı-Sirkecl trmvayına çarpmıştır. Bu esnada Ön demir sökülmüş ve tramvayın boyaları da çizilmiştir. 8 — Yedikuleden Sirkeciye hareket eden 2633 numaralı vatmanın dare ettiği tramvaya dün şoför lb-rahimln İdare ettiği otobüs çarpmıştır. Bu müsademede tramvayın ön aynası kırılmıştır. Kazazede çıcufun bir talebe olduğu anlaşıldı Evvelki gün Beyazı ti a bir otobüs kazası olmuş ve şoför Cevadın İdaresindeki otobüs bir çocuğa çarparak yaralamıştı. O gtin ismi Öğrenilemeden hasta-neye kaldırılan bu çocuğun hüviyeti anlaşılmıştır. K«Tazede çocuk. Lâlelide Çukur-çeşme sokağında oturan 14 yaşında rc^ep İsminde bir orta mektep tale-beıidfr. Dikkatsiz bir arabacı bir çocuğu yaraladı Karagümrük'te Karabulut sokağında 18 numarada oturan Davu'-oRlu Ömer Gül, dün idare ettiği a-rsba ile Beşiktaş'a balık götürmekte iken caddede oynıyan ve BcşıktaşU Tramvay caddesinde 34 numarada oluran 7 vaşında Mithata çarpmış ve bacağından, başından hafitçe yaralamıştır. Mithat. Şişli Etfal hastanesine götürülmüştür. Dikkatsiz arabacı da yakalanmıştır. Sandalya ile başından yaraladı Kulaksızda oturan Halil Şen isminde bir adam Ali Kof isminde bir kahveci tarafından başından san-dalve ile yaralanmıştır. Kahveci Alt tutulmuştur. İKTtBAT İSLERİ i Kadın çorapları hakkında tetkikler bitti İpekli kadın çoraplarının piyasaya çürük çıkarılmaması hakkındaki çalışmalar artık nihayetlenmiş ve tetkiklerin ne-ieesi hakkındaki rapor vekâlete / nderilmiştir. Bu sebeple çorap fabıdcetÖrlerinin evvelce takarrür etmiş olan yeni bir toplantısına lüzum kalmamıştır. Şimdiye ka-dar yapılan etütlerden sonra bir cini çorapların sağlamlığını temin etmek için ancak kullanılan ipek ipliklerinin azami mcel k derecesi tes-bi tolunmuştur. Tayın dilen cetvellerden daha ince iplik kullanılması menedllmlştir. Deri flatlarl yUkaeldl Hariç memleketlerden kuzu ve oğlak derisi üzeime mütemadiyen siparişler gelmekte devam etmektedir, ihracatçıların Fransa, Alman-ys ve Sovyet Rusya'ya göndermek üzere mal mubayaa etmeleri fiatlaıi yükseltmiştir. Kuzu derilerinin çif'l 180. oğlak derileri 140 kuruş üzerinden muamele görmektedir. Derilerin Trakya ve Denizli tiplerine daha ziyade İstek vardır. Tiftik Hatları vUkaeldl Tiftik Özerine muhtelif firmaların mü bava ati a bulunmaları. Esklşehi-rin tiftik fallarını 110 kuruştan 115 kuruşa yükseltmiştir. İngiltere ve Almanva hesabına mal toplanmıya başlamıştır Bu malların tipleri muhteliftir. Bundan başka blrkıc gün evvel şehrimize gelen înçılız firmalarının mümessili de külliyetli miktarda tifıik mubayaasına başlamıştır. POLİTİKA Avrupadaki diplomasî faaliyetlerinin devam ı Avrupa'deki siyasî zümreler, mütemadiyen etraflarındaki devletlerle olan temaslarım bırakmamış, anlaşmak yolundan bir an bile ayrılmak ihtiyacını hissetmemişlerdir. Bugün, cihan beynelmilel siyasetinde musbet veya menfi bir tesir ov-nıyacak Roma . Berim mihveri vı Paris - Londra bloku durup dinlenmeden coğrafi mevkilerils birllk'e maddi ve manevi kuvvetlerini hariçten arayarak muvazeneyi kendi lehlerine celb İçin uğraşmaktadır-lar. Bu faaliyetler arasında Berlin İle Romanın, hariciye vekilleri vssı-tasıle Milano'da tesblt ettirmiş oldukları Alman - İtalyan askeri İttifakı göze çarpar ve bunun levlld '-deceğl akislerin istikameti de ehemmiyetle kendisini tetkike İhtiyaç gösterir. Yalnız bu anlaşma, her hangi yeni bir vaziyet İhdas etmediği ve dolayısile mütekabil siyasetlerde esaslı bir değişiklik orya koymadığı İçin cihan efkârında fazla bir heyecan uysndırmamıştır. Bu ittifakın ilân edildiği birkaç gün-denberi devletler, bu vaziyet kar-şısında eski mevkilerini muhafaza etmişler, ve ancak beynelmilel slyı-set istikametinin beklenilen iyilik derecesini göstermediğini de müşı-hede etmişlerdir. Bu suretle Alman Devlet reisinin son resmi nutkundan sonra. Demokrat devletler nez-dindeki efkârı umumlvenin aksülii-metlerine İlk müşterek mukabele, bu Alman - fulyan askeri ittifakı olmuştur. Yalnız bundan da her iki devletin durmadan harbe götürecek yolu hazırlamakla meşgul olduklarını da İstihraç doğru değildir. Bu devletler henüz sistemli bir sinir buhranı tevlit edecek ve komşularında menfi akıülfimeller uyandıran siyasetlerini daha terk etmemişlerdir. Mihver ılyaıetl. bu yeni tarzı hareketten büvük menfaatler elde *-deceğl ümidini taşıyor, fakat hâdisa-tın inkişaf neticesinde iki devlet de yavaş yavaş garp demokrasileri unvanını taşıyan devletler zümresinin gecen eylül avındanberi Avrupavı fasılalı heyecana düşüren ve mütemadiyen hırp endişeleri doğurtan hâdiseler neticesinde takındıkları tavrı değiştireceklerini anlıyaeak-lardır kl. işte o zaman vaziyet na-zikleşecektlr. O vakit, her iki devlet itler İste-mez sulh veya silahlı ihtilâfı aeçmek mecburiyetinde kalacaktır. Siyaset âlemindi- Alman ve İtalyan askeri yakınlığı şimdiki halde karşı tarafın telaşını mucip olmadığı gibi, son Arnavutluk hâdisesinden beri kes-bettigi variyeti de değiştirmemiştir. İngiltere bugün mecburi »akerlı1* hizmetini terketmiyeceği gibi. beynelmilel tashhüdettna da sadık ka-laacğı muhakkaktır. Hem Milano anlaşması. Danzig ve koridoru meselesinin sulh eaatltn dairesinde hal ve fsslolunacağtnı da anlatacak şekilde bir açık kapı bırakmış olduğunadn. bu mesele de derhal endişe tevlit edecek mahiyette değildir. Zira Roma, her ne kadar Berline mümaşüt eylemekte ise de Polonyaya karşı olan baıjları bu nok'ada. âdeta bir katalizör hizmeti gösteriyor. Fakat burada da tam ve mutlak bir fikir yürütmek hatalı olabilir. Çünkü Roma, bugünkü mihver siyasetini İdime ettirebilmek İçin prensipleri bakımından bazı şeyler feda mecburiyetinde kalabilir ve Polonyavı Almanya'nın ellerine bırakarak kendisi hiç olmazsa muvakkat bir müddet İçin kenarda durabilir Bu sebeptendir ki. Musollnİnin bugünlerde söylıyeeeftl ve faşist t-talyanın siyaset ve İktisat sahasın-deki isteklerini İzah edeceği zikredilen nutku beynelmilel polillkı mehafllinde merakla beklenen si. vasi bir hareket mahiyetini almaktadır. Dr. Reşad SAGAY Şirketin tenzilâtlı abonman kartları Şirketi Hayriye'nin bu mevsim çln ihdas ettiği bir ve üç aylık abo-neman kartları hal karaşındı fevk ı. lâde rağbet bulmuştur. Dünden İti-baren bUtün gişelerde satılmıva başlıyan kartlarda yüzde elliye kadar tenzilât yapılmıştır. . - — PAZAR 14 MAYIS f93Ö IDARF YERİ • No M ıı T ı «Ja ıvfhn r ı nı ı ¦ -[rat,^.'YaBÜ«-«..-k . İSTANBUL rn«A - »07M 1jC:."^l1 N' 369 YENİ SABAH GÜNLÜK 8İYA3İ HALK QAZ ET E3İ ABONE ŞARTLARI Sanrlıfiı 2400 Kr. 500 Kr. öayl.ftı 1250 kr 260 Kr. % «yl.fr. 650 Kr. 90 Kr. I aylıftı 350 Kr. Patik ıMlhtıtıaa firmamı) lakttlar İti* II. 14, M *• 4 Ura - ingiliz Anlaşması er Tarafta Alkışlanıyor Paris Ve Londra Matbuatı Bu İttifakın Dünya Sulhu Üzerindeki Büyük Tesirlerini Tebarüz İngiliz Gazetelerinin Neşriyatı: NEvYS CHRONİCLE'den: -Askeri bakımdan Türklyenln »ulh cep-11 —in.- iltihakı hayati hh* ehemmiyeti haizdir. Türkİyenİn tavaM-tutlnn lagUnı - Sovyet itilâfının akdnde faydalı olabilir.* JAYMIS'dcu: İngiliz - Türk paktı; İngiliz - Polonya paktı kadar hattâ daha \*«ddir. Ru pakt) yalnız Akdeniz m*-— k*l nur nirsj Irl.TIII.- ile ,ı lllllıll f . • Ettiriyorlar Fransız Gazetelerinin Neşriyatı: MATİN'dcn : «Türkiye bir taarruza maruz kaldığı takdirde İngiltere onun yardunına koşacak, Mısır ve Filİatlne hlr taarruz olursa Türkiye derhal bu m-ml*krtlere yardım edeorktlr.* E POQL'E*den: aTürkiyc Karadeniza giden bo^aılara hâkim bulunuyor. Baltık denüü bir Alman golü olalıdanberi İngiltere ve Fransa; Polon-yaya ancak Karadeniz ve Romanya yollle yardımda bulunabilirler.» zeteleri, Hatay Meselesi Hal Olunur Olunmaz; Aynı Mealde -Fransız Deklarasyonunun Yapılacağını Tahmin Ediyorlar. iSsat inam â 3 BM~ m Büyük Millet Meclisinin evvelki günkü tarihi toplantısında Başvekilimiz beyanatta bulunurken Türk - ingiliz Anlaşması Yazan: Hüseyin'Çatıid YALÇIN Berlin ve Roma matbu ıh anlaşmayı İtalya aleyhine görüyorlar! Londrı, 13 (AA) — Gazeteler, Türk - İngiliz anlaşmasını selâmlamakta ve Türkiye'nin bilhassa Ru-manyaya verilen gsranti bakımından sevkülceyş ehemmiyetini ve ve coğrafi vaziyetini tebarüz ettirmektedirler. Gazeteler, Türk - İngiliz itilâfı sayesinde bir İngiliz - Sovyet paktına müncer olabilecek olan Türk - Sovyet münasebetlerinin samimiliğinden bahsetmektedirler. Times şöyle yazıyor: «Türkiye müşterek müdafaa sistemine mühim bir siyasi ve sevkül-ceysi yardım temin etmiştir. Türkiye İle Sovyetler Birliği arasındaki bağlara, yakında aktedllecek olan İngiliz - Türk itilafının İngiliz - Sovyet itilâfı için bir köprü vazifesi görmesine yardım etmesi lâzımdır. Daily Telegraph, diyor ki: «Mütecavize karşı kurulan cephe maddi ve sevkülceyşt ehemmiyeti (Sonu 3 t.n-ü tayfada) Danzig Meselesi Leh-Alman Gerginliği Büyük bir hızla artıyor Varşovada Alman Gazeteleri Yakıldı. Polonya Halkı Danzig için Her Türlü Piebisiti Reddediyorlar. 10 Gün İçinde Danzige Seyyah Kıyafetinde 30 bin Alman Askeri Sokulmuş! Paris. 13 (A.A.) — Figaro gazetesinin Varşova muhabirinden aldığı bir habere göre son 10 gün zarfında Dantzig şehrine 30,000 Nazi girmiştir. Bunlar, hücum kıtaatına mensup bulunmaktadırlar. Yalnız kendilerini seyyah gibi gösteriyorlar. Bundan başka Almanlar, hava yollle, Dantjig'e esliha ve mühimmat ithal etmişlerdir. Şarki Prusya-dan gelen tayyareler, serbest şehre İnmekte ve hamulelerini Boşalttık* tan aonra dönmektedirler. Bu hâdiaeIerr~Xînnaı - Leh boyunda linklim sürmekte olan huzursuzluğu art fırmak tadır. B. Genevieve Tabouis, Oeuvre gazetesinde, buna muma-sil haberler vermektedir. Yalnız 30.000 rakamı yerine 4500 rakamını yazmaktadır. Alman gazeteleri yakıldı Varşova, 13 (A.A.) — Halk bu sabah l-odz İstasyonundan çıkarken Almanyadan gelmiş olan Alman ga- I ı Haricîye Nazın M. B' çetelerini yakmıştır. Püebist fikrini red Varşova, 13 (A-A.) — Polonya efkârıumumiyesi. Dantzig hakkında her türlü plebisit fikrini reddetmektedir. Nasyonal sosyalis makamların. 1933 de diyet meclisinde ük nazi ekseriyetinin alındığı günün yıldo-(Sonu 7 İnci sayfada) Madrid geçit resmi ingiltere ile aramızda aktedılen Sklâfta bütün memlekette umumi ^ TâV.taadir ve memnuniyet ile kar-\«Undıgına hiç şüphe etmiyoruz. Çünkü bu her şeyden evvel bir ^'sulh ve emniyet âletidir. Türk milleti Büyük Harpten sonra hummalı bir faaliyet ile dahili inkişaf ve İslâhatını temine çalışırken harici ¦ münasebetlerde en dürüst bir samimiyet ile barış siyasetine taraftar olmuş ve komşulanle tedafüi İttifaklar ve itilâflar ile Yakın şarkta iyi bir hsva yaratmağa çalışmıştır. Yeni giriştiğimiz taahhüt bizi bu yoldan ayırmamış, bilâkis milletlerarası münasebetlerde sulha ve emniyete ıstınad eden hattı hareketimizin tabii bir neticesi şeklinde mevki almıştır. Bu itibarla memleketimiz hudutları dahilinde oldu-Ru kadar Balkanlı dost ve mütte-Lklanmlzoa, garp devletlerince, faatıâ Roma - Bertin mıhvenncr bile iyi bir nazarla gönileceginde şüphe etmiyoruz. Türkiye üe ingiltere, bugün Ak-dcnlzde bı rlacavüa karşısında mütekabil emniyet taahhütlerine gıri-^.yorlar. Bu, daha umumi, daha i. » inli ve esaslı bir anlaşmanın mu-Idemealdır. Bugün yalnız Akde-HUaeru Cabıd VAİ^LN (Sonu 3 üncü sayfada) Yeni iki Tefrikamız : 1 - Bir Eski İstanbul Polis Müdürünün Hatıratı Eski İstanbul Polis Müdürü Emekli Tümbay Halil Aşıroğlunun hatıratı Umumi Harp nihayetinde va mütareke devrinde ceryan edip şimdiye kadar gizil kalmış birçok meraklı, tarihi hadleele-rln İç yUzUnU aydınlatıyoruz.. 2-Çakırcalı Efe YAZAN: MURAD SER TOĞLU Pek Yakında Başlıyacağız Floransada Yugoslav Naibi şerefine Terilen ziyafette Mussolini de bulundu Roma, 13 (A.A.) — Yugoslavya Naibi Prens Paul ile refikasını Floran sa'ya nakleden trenin arkasından kalkan hususi bü trenle Hariciye Nazırı Kont Ciano, Maarif Nazırı Alfieri ve daha birçok zevat hareket etmişlerdir. Bu ikinci tren Floran-sada birinci treni geçecek va bu suretle her iki nazır da misafirlerin muvasalatında istasyonda bulunabileceklerdir. Ziya/et Roma, 13 (AA.) — Yugoslavya Naibi Paul ve Prenses Olga Yugoslavya elçiliğinde Kral ve Kraliçe şerefine bir ziyafet vermişler ve bu ziyafette Mussolini ve Kont Ciano da hazır bulunmuştur. Prens Paul ve maiyeti bu sabah Floransa hareket etmişlerdir. italyan ve Alman tayyarecilerine madalyalar veren General Franko dün mühim bir nutuk söyledi (Yazısı 3 UncU sayfamızda) ccoecccccccccccccc^ Kavgalı Futbol Maçı Dün Yapılan Işık-Haydarpaşa Lı-seleri Maçında Müessif Hâdiseler f ¦' »* ı. .# Bir Işık liseli oyuncu sahadan baygın çıkarılırken ( Yazısı Beşincide ) Ingilterede Askerlik Londra. 13 (A.A.) — Avam Kamarası dün akşam 110 reye karsı 218 reyle askeri mükellefiyet kanu-nunun en ehemmiyetli maddesini kabul etmiştir. Bu maddeye müsteniden hUkÛmrt 20 ve 21 yaşındaki gençleri altı ay müddetle askeri talimler yapmağa davet edebilecektir. HLR SABAH Türkiye Ve Dünya Sulhu Türkiye Cumhuriyetinin mümeyyiz vasıflarından bınm .Sulnaever-lik, iç ve dış siyasette vuzuh va dürustU kelimelerde hülâsa edebiliriz. Şimdiye kadar sulh dostu olduğumuzu her vesile üe tekrarladık. Barışın sakın havası içinde, asırlarca ihmal edilmiş, yurdumuzun imarından başka bir rey düşünmüş değiliz. Mübarek Türk köylüsünün hakkı olnn huzuru ve refahı ona verebilmek en büyük gayemizdir. Bütün cihan bilmelidir kl Milli hudutlarımız içinde sulhun nimetlerini kstre kat re tadarak yasamak İstiyoruz. Kimsenin toprağında, malında, menfaatlerinde gözümüz yoktur. Ancak kimsenin de Öz toprağımızda, ös malımızda va ös menfaatlerimizde gözü olmamanı şarrlle. Son Türk - İngiliz anlasmaauun bütün ruhu bu bü* kaç cümle Ue hülâsa edilebilir. A. CtMALbÜD/S SARAÇOC/.r 87 TENISABAH*. 'TTTTA"YIS 1939 HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik* No 90 Yasan ı Af- S/F"//? Yusuf Beyi Düşünceli Ve Dalgın Bulmuştu 1 Hayırola Yüz Başım. Çok Meşgulsünüz, Rahatsız Etmeyeyim — Pazartesi günü iyi mi? Bak dört gün var arada. — Belki daha evvel de geliriz. Olur ya. uygun bîr vaziyet, müsait kir fırsat bulursak ne diye gelmiye-lim? — Teşekkür ederim.. Yalnız Bize bir şey tenbih edeceğim. Bizimle görüştüğünüzü, ve ne iş yaptığınızı tabiî kimseye söylemîyeceksiniz. Bu görüşmeler de. yapacağımız işler de aramızda mahfi kalacak. Manalı bir gülüşle söz vermiş, bu hıyanet ocağından, bu melanet bucağından nefretle çıkıp uzaklaşmıştık. O gece Halep sokağında, Yusuf beyin bulunduğu pansiyonda idik. Molla ve Nemrut Mustafa ile arımızda geçen sözleri, bize yapüjııı hıyanet teklifini olduğu gibi anlat iik. Koca yüzbaşı sözlerimizi nihayetine dek dinlemiş ve memnun bir tavırla: — öyle ise işler yolunda çocuklar, demişti. Şimdi baş basa verelim, iu Mollanın veyahut Nemrut Mus-iafamn pis vücutlarını ortadan kaldırmak çarelerini düşünelim. Tam bir saat bu iş üzerinde görüşmüş, muhtelif tedbirler bulmuştuk. Karar vereceğimiz sırada. Har ^iye Nazırı Ziya paşanın yaveri sü-rari yüzbaşısı Kâmil bey de bulunduğumuz odaya ansızın girmişti. Bİ n böyle düşünceye dalmış ve biraz la kızarmış görünce Yusuf beye Icnmüş ve : — Hayrola yüzbaşım, demişti. .'ok meşgulsünüz galiba. Rahatsız İtmiş olmıyayım. Birbirlerile biraz şakalaşıp gülüştükten sonra, düşünce halkasına Kâmil bey de dahil olmuştu. Saatlerce süren görüşme bir karara bağlanamamış ve nihayet iki yüzbaşı da, bizim Molla ile Nemruda tüler yüz gösterip yaltaklanmamızı, kendileri tarafındım tertip edilecek paberleri onlara götürüp bu müd-llı-1 oyalamamızı münasip görmüşler ve asıl imha kararım şimdilik te hirle. hasü olacak vaziyete göre hareket edilmesini uygun bulmuşlardı. Yusuf bey, işin üzerine düşü-lüplüp Molla Ue Nefarut Mustaİada şüphe uyandırmamak için pazartesi gününden evvel kendilerine gidilmemesini ve bu dört gün içinde de bizim Eminönü, Galata salonu, Şehremini taraflarında meşgul oluyor görünmemizi tavsiye etmişti. Kamu beyle birlikte ayak üzeri uydurdukları bir havadisi bize oracıkta ezberletmiş, zihnimize yerleştirmişti Tayin olnan günde. Molla Beyin odasında ve menhus huzurunda i-dik. Biz daha kapışman eşiğinde t-ken. oturduğu yerde, tıpkı yatalak ve aç gözlü ihtiyarlar gibi. yuvalarından fırlıyacak derecede açtığı gözlerini yüzümüze dikmişti. Kırpmadan bakıyor, halimizden ve tavrımızdan mana çıkarmıya çalışıyordu. Tam eteklerken gülümsemiş ve: — Sizi memnun edecek hayırlı haberler getirdik Molla Bey. Pek yakında verdiğiniz adreslerden biri i-le, sizce adresi malûm olmıyan diğer birini suç üstünde tutturacağız. Diyerek geri geri çekUmişrim. Hanı Mollanın memnunluğundan yüzü gulmuş. gözleri de süzülmüş*ü altık. Keyifli keyifli gerdan kırarak soruyor, heyecanından aifedersiniz, yorgun bir manda gibi soluyordu: — Kimler olduğunu söyle bakayım Mehmet Ağa?.. — Brri sizin tanıdığınız cambar Mehmet. Diğeri de nakliye yüzbaşısı Ahmet. — Yozgatlı Ahmet dediklerimi bu idam?.. — Ta kendisi Molla Bey. — İçilmiştim o hainin İsmini de. Aferin iyi bulmuşsunuz, meşgul olduğunuz besbeUi işte. Fakat, tutturabilecek miyiz b uhablsleri?.. — Elbette efendim. — Muhakkak mı Mehmet Ağa?.. İngiliz dostlarımıza mahcup olmıya-lım sonra?- — Elbette muhakkak efendim, 1-kısinin de birer adamlarım elde et-tik. — Adamlarını mı elde etliniz?.. — Evet efendim. — Görüşseydik onlarla. — Biz de, hangi gün İçin emredeceğinizi sormıya geldik beyim. Molla, cübbesinin kollarını sıyırarak, sinirli bir hareketle koltuğunda şöyle bir oturup kalktıktan sonra, haykırır gibi: — Bu akşam Mehmet ağa. bu aksam. Hiç vakit geçirmive gelmez. Mediş. muvafakat cevabı bekler gibi gözlerini gözlerime dikmişti, düşündüğümü görünce de telâşlı bir tavırla sormuştu: — Neve düşündün ya, Mehmet A-ğa?.. — Bu kadar tez ist iveceğinizi hileydim, beraber getirirdim. Bugün bulup getireceğimizi pek ummuvo-rum )'. onun için düşündüm. Fak r. madamki emrettiniz, öteberiye baş vurur, bulmıya çalışırız. — İsimleri ne bunların?.. — C'mbaz Mehmedin adamının ismi Hemşinli Nuri, Yozgatlı Ah-medinki de Rizeli Bekir. — Bunların nasıl adamlar olduklarını sorup öğrendiniz mi?.. Sakın bizi aldatmasınlar sonra?.. — Neye cevap v«rmedrn ya.... demek sen de şüphelisin?. Rolümün en mühim kısmı başlı-m İşti, Mollanın hakkımızda gösler-rir gibi davrandığı emniyet ve itimadını sağlamak ve sağlamlandır-m ak irin biraz daha kurnazca hareketi tasarlamıştım. İnadıma sözünü işitmemiş gibi görünmüş ve derin düşüncelere dalmış gibi bir tavır takınmıştım. Biraz sonra, gözlerimi gözlerine dücrni* s»: (Devamı var) Prost Geldi Şehircilik mütehassısı Vali İla görllstU va çalışmağa başladı Şehircilik mütehassısı Prost dün sabah şehrimize gelmiştir. Bay Prost İstasyonda Belediye İmar İşleri müdürü Hüsnü tarafından karşılanmıştır. Prost. istasyondan doğruca Belediyeye giderek Eminönü İmar plânına nazaran yapılan maketi tetkik etmiştir. Prost, Intanbul'da ilk olarak Kadıköy ve üsküdann Nazım plânını yapacaktır. Bundan sonra tstanbu-lun tatbik plânlarını hazırlıyacaktır. Mütehassıs Prost'un Ankara'ya gidip İstanbul'un Nazım plânının tasdikinde bulunacağı söylenmektedir. TAKVİM 14 Mayıs 1939 PAZAR Hlol.24 Rebialevtel 1358 1 M A Y I S 1355 Kuzı hızır: 9 Fırtına Değ» aaakİ 4,43 ÖfU 12,10 — Iklaai i 16,07 Aaamaa 19.1* — Ystıı ı 21,08 laaaak .2,39 şehir h ab er l e r i Zehirli sütlerin Tahlil Raporlarının Neticeleri Zehirlenme hadisesi mikrobik ealepden Kari gelmiş 27 vatandaşın zehirlenmesine sebep olan sütlerin Belediye Kimya-hanesinden tahlil raporları çıkmıştır. Raporlara nazaran zehirlenme hadi nesine sebep olan sütler mağşuş değildir. Zehirlenme hâdisesi mikrobiktir ve sütlerin pis tutulması yüzünden basıl olmuştur. Sıhhiye Vekâleti de Istanbuldakİ hadise ile alakadar olarak İstanbul Belediyesine bu hususta birçok sualler sormuştur. Vekâlete tahlU raporlarının neticeleri ve sorulan suallerin cevapları gönderilmiştir. Diğer taraftan Vekâlet Istanbuldaki süt meselesinin esaslı şekilde halledilmesini İstanbul Belediyesinden İstemiştir. Belediye İktisat Müdürlüğü bugünlerde süt fabrikasının tesis edilip cdilmiyecegi hakkında kat'I kararım verecektir. Belediye şehirde satılan sütlerin mümkün olduğu kadar temiz olmasını temin etmek maksadıle süt tevzi mahallerinde devamlı teftiler yapmaktadır. Belediye talimatnamesine uygun olmıyan bazı tevzi mahalleri kapatılmıştır. • VİLAYETTE : Vali muavini kazalarda tetkik er yapacak VaK muavini Hüdai Karataban dün vilâyete bağlı mülhak kazalarda tetkiklerde bulunmak üzere Is-tanbuldan ayrılmıştır. Cezalandırılan esnaf Beyoğlu kazasında 245 esnaf Belediye talimatına uygun hareket et-medikennden dolayı cezalandırılmışlardır. Şehre gelen yoğurtlar plsmlş Belediye Sıhhat Müdürlüğünün yaptığı tetkikler neticesinde şehre sevkedilen yoğurtların gayri sıhhi şerait ahunda nakledildiği, yoğurt tablalarının pis olduğu ve bilhassı yoğurdun kaymak kısımlarının daima tozlu olduğu tesbil edilmiştir. Halkın sıhhati için çok muzır olan bu halin önüne geçmek maksadıle Belediye alâkadarlara şiddetli bir tamim göndermiştir. Tamimde bilhassa yoğurt tablalarına yoğurdun imal tarihi ve imal mahallini gösteren etiketler yapıştırılması em-rolun maktadır. Helalarda ı para alınmayacsk Sultanahmet ve Taksim helalarından para alındığı ve bunun halkın şikâyetini mucip olduğunu gören bc lediye. 1 hazirandan itibaren bu gibi yerlerden para almamıya karar vermiştir. Eğlence yerlerini tarifeleri tetkik olunuyor Belediye, yaz mevsiminin yaklaşması dolay ısile bütün gazino, çalgılı kahve ve kır kahvesi ve plajların tarifelerini tetkik etmekte ve ucuzluk teminine çalışmaktadır. Belediye İktisat Müdürlüğü bu müessese sahiplerini birer birer çağırarak onlarla görüşmektedir. Belediye, bilhassa bu gibi yerlerde müşterilerden alınan % 10 garson hissesinin müessese tarafından verilmesini temin için çalışmaktadır. Yeni İki reluj Edirnekapı - Şehzadebaşı, Aksaray - Beyazıt bulvarlarının refüj hahne ifrağı kararlaştırılmıştır. MAARİFTE Üniversitede bir tayin Köprülüzade Bay «mî Fuadın yerme Üniversite Edebiyat Fakültesi Türkiyat Enstitüsü Direktörlüğüne Rahmi Arat tayin olunmuştur. Diyor kl: Kooperatife borçlu belediye memurlarından kesilen paralara dair bir izah Gazetenizin 10 mayıs 939 tarihli nüshasının ikinci asyfasının 4 ün cü sütununda (Okuyucularımız diyor kî) başlığı ultında neşrolunan yazıyı okuduk. Burada ı rni İdarehanenizde mahfuz olduğu bildirilen, bizce meçhul muhterem ortağıma, ne gibi bir sebebe mebnİ olduğunu kolaylıkla kestıremiyeceğımiz bir iddiada bulunuyor. Her şeyden evvel ifadede bir yanlışlık olduğunu taburuz ettirmek ısteris: Belediye memurlar kooperatifi ortaklarının para İhtiyaçlarını ancak senenin muayyen devrelerinde tatmin eder. Bu devreler bu seneye kadar: Nisan ve II nci teşrin olmak üzere senede iki defs İdi. Bu zat çocu^Onun hant a olduğu bir zamanda 75 lira allığını söylüyor. Biz, en son geçen sene Nisanında para verdik. Bu zatın ifadesine göre bize nakitfen 75 Ura borçlu olduğu kabul edilirse, bu psrayı aldığından bu güne kadar bir sene geçmiş demektir. Yine kendi ifadesine göre, her ay muntazaman istikraz ettiği paranın 4 6 (altıda birini) verseydi 75 liranın itfası bir seneyi mi bulurdu? Kaldı ki eskiden müdevver bu gibi muacceli yet kesbetraîş borçlan dahi kooperatif, gayesin? gözönünde bulundurarak, taksitlere bölmektedir. Bu ortak hakikaten 37.5 Ura vermiş olabilir. Fakat bu, iddiası gibi 6 ay vsdeb yeni bir istikrazın nısfı değil, diğer ihtiyaç maddelerinin muayyen ve iki tarafça kabul edilmiş taksitleri olabilir. Şöyle ki: Bir ortak belediye kooperatifinden, gayet kolaylıkla açılan bir kredi ile: 1 • Erzak, 2 - Melbusat, 3 - Yemek. 4 - Muayyen devreler de nakit. 5 • Mahrukat. 6 - Giyim| eşyası. .—,bilir. Bu maddeler tabüdırl ki istihlâk edilecekleri müddetlere diğer bir tâbirle miatlarına göre taklitleridir ılır. Bîr ayda istihlâk edilecek olan bir erzakı şüphesiz (ayni İhtiyaç her ay tekerrür ve tatmin edileceğine göre) bir ayda tahsil etmek îîcfîza eder. Şimdi bir ortak kooperatifinden: 10 liralık erzak. 5 müsavi taknifre kesilmek üzere 25 liralık mahrukat, altışar taksitte kesilmek şartile 30 liralık elbise, 30 liralık giyim eşyası, ve 48 Ura da nakit para alsa bunlar İçin ayda 10. 5. A. 5. 8. ki ceman 33 lira normal taksit vermesi icap eder. Mesken ve manevi ihtiyaçlarından gayri hemen bütün ihtiyaçlarını kooperatif vasıtasile kolaylıkla tatmin eden bir ortak bütün ihtiyaçlarını dışarıdan temin etse idi hepsi için ayda maaşından beş veya on lira harcıyaruk mütebaki istihkakını tasarruf mu ederdi? Tenkit, bir isletmenin âtisi için en iyi bir rehberdir Fakat yerinde yapılmak ve bir tetkik mahsulü olmak aartiler Muamelâtımız hususunda efkârıumumiyeyi ve alâkadar makarnan her ân için tenvire amade olduğumuzu arzederken bu tavzihin muhterem gazetenizin ayni sütununda dercîhî saygılarımızla rica ederiz. YENİ SABAH - ı;.t.....ın_-BS »mı. .i kooperatif mt„lurlu.:ıı nun yukanbl mrktubm ayan-kovduk. Fakat yana bu aaevsibi tekrar döaerek ve sysj şikâyeti mı ita zammın aldığıma yeni i.ir mekruhu ıı. sr.•!.•. .-Ll/ (Manyada Yeni Tütün Fabrikası inhisarlar Yeni Fabrika ve Bakım Evleri Yaptırıyor Bir Yaprak Yapılacak İn, .'..ıı Isr idaresi, memleketin muhtelif tütün mıntakalarında fab-rikalaş. ve tülün İşleme evleri yaptırmaktadır. Mudanyada modern va büyük bir yaprak tütün işleme ve bakımevi yaptırılacaktır. Bu binanın yapılmasile Mudanya şehircilik noktasından da Ur yardım görmüş olacaktır. İsleme evi mmt akanın bütün ihtiyacını karsılıyacak derecede büyük ve her türlü asri tesisatı havı bulunmuş olacağından kullanılacak işçi ve mütehassıs miktarı da o nis-bette fazla olacaktır. Bundan başka inşaatı bitmek ü-zere olan Malatya tütün fabrikası, bu yaz makineleri kurularak işle-miye açılacak Ur. Bitlısle de inşaata bitmekle olan tütün atölyesinin resmi küşadı önümüzdeki Cumhuriyet bayramında yapılacaktır. Bu atölyenin iptidai ekli de modern tarza ifrağ edilmiştir. Sonbaharda faaliyete geçecektir. Elektrik, Tramvay, Tünel Belediyeye devri pazartesi günü Millet Meclisinde müzakere olunacak Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar tramvay, elektrik ve tünel müdüriyetlerinin Belediyeye devrini temin edecek kanun lâyihasının Meclis encümenlerindeki müzakerelerinde hazır bulunmak üzere bu akşam Ankara'ya gidecektir. Fakat kanun lâyihası Meclis Encümeninden çıktığı için Belediye Reisinin gitmesine lüzum kalmamıştır. Haber aldığımıza göre kanun lâyihası Millet Meclisinin yarınki celsesinde müzakere olunacaktır. Vali ve Belediye Reisi ancak ayın 21 nci pazar günü Ankara'ya gidecek ve şehir bütçesini götürecektir. inhisarlarda *ilwî dıfenctlft jrajnn (rnmpaıyî Nazlı ve anası Meryemle iki çocuğundan mürekkep bir dilenci kumpanyası; suç üstü yakalanmışlardır. Dör* dilenci Sultanahmet Birinci Ceza mahkemesine verilmişlerdir. Mahkeme heyeti, anasile kızının inkârlarına rağmen cürümlerini sabit görmüş ve ikisini de sekizer gün boğaz tokluğuna âmme hizmetlerinde çalışmıya memur etmiştir. Çocukların eurymleri sabit görülmemiştir. inhisarlar kol o ıy ası İnhisarlar İdaresinin piyasa ta yani çıkarmıya karar verdiği yüksek dereceli inhisar kolonyası bu ayın: yirmisinden itibaren satılığa çıkarılacaktır, tik olarak yalnız kokusu hmon çiçeği esansı olarak hakikî 80 derecelik bir nevi hazırlanmaktadır. Bu kolonya ferahlatıcı ve sınfr buhranlarına karsı çok elverişlidir. Bir tip üzerine çıkarılacak olan bu kolonyaların yanm litrelik şişeleri perakende olarak 100 kuruşa satılacaktır. İlk tecrübeler m üs bel neticeler verdiği takdirde ileride başka kokularda ve muhtelif derecede birkaç tip kolonya daha ıcrlîp edilecektir. Dusllk dereceli rakı ç karılıyor İnhisarlar İdaresinin birkaç za-mandanberi etüd etmekte- olduğu düşük dereceli içki çıkarmak İçin yapılan tetkikler sona erdiğinden bu nevî içkilerin piyasaya çıkarılması içm hazırlıklara başlanılmıştır. Bundan başka likör, şarap, ve emsali gibi az alkollü içkilerin piyasada sürümünü fazla lastırmak için İ-esbeden tedbirler alınmıya başlamıştır. Kahve ve lok.mtalarda kahve, çay ve diğer içkilerin yerine geçebilmesi için icabeden müsaadelerin de verilmesi mevzubahistir. Bu takdirde ruhsatiye ücretlerinde de tenzilât yapılması muhtemeldir. H ALKE\ I.ERİNDE : DAVET Türkiye Akıl Hıfzısıhhası Cemiyetinden: Cemiyetler kanununun nizamnamemizde icabetlirdiği tadilât hakkında karar vermek üzere (27) mayıs 1939 cumartesi günü saat (14) te azamızın Cağsloğlundaki Eminönü Halkevi salonuna teşriflerini rica o-deriz POLİTİKA Türkiye ve Ingilterenin Sulh yolundaki anlaşması «Türkiye ve Büyük Britanya h-i-kûmeti. vuku bulacak bir tecavüz hareketinin Akdeniz m ın takasın da bir harbe saik olması halinde birbirlerine bilfiil yardım edeceklerdir.» İşte dün, gerek Büyük Millet Meclisinde ve gerekse Avsm Kamarasında bütün dünya müvacehesindo İlân edilen hakık.ıt budur. Bu iki a-ı-unn içeriainda bulunan büyük mana o derece kuvvetlidir ki, sulhu ae-ven ve her hangi bir ihtiras veya hâkimiyet emeücri yüzünden sarsılan ihtiyar dünyanın genç ve yaslı sakinleri, sulhu kurumak öncünden büyük bir adım atıldığını ister bitemez, samîmi oîâTak kabul edeceklerdir. ' Türkiye hükümeti, senelerin ve tecrübelerin kavîleştırâigı bir an'.ı-neyı daima goatınde tutmuş, ve hâlâ tutmakta bulunmuştur. Bu an'a-nede. her hangi bir devlete karşı gerek maddi ve gerekse manevî cihetten, o milletin hayati menfaatlerini haleldar ctmıyecek bir siyaset takibi idi. Türkiye bu prensibi, sarsılmaz bir air olarak etine almış, ve hâdısstm gösterdiği seyre rağmen bu yoklan biç ayrılmamıştı. Ve bu gün de ayrılmamıştır. Fakat bir dev let, mensup olduğu beynelmilel camianın ferdi olmak itibarUe sulh meydanında miutbet bîr rol oynamak mecburiyetinde olduğu kadar, mıılı ve hayati menfaatler bakımın-dan da, n.nli emclkn ve inkişaf vasıtalarını da ihmal etmemek zaruretindedir. Türkiye butun huanünj-yetlerSıe rağmen, son günlerde Avrupa havasında gerginlikler vücude getiren ve bir t^'r" devletlerin ortadan yok olmasına kadar giden bir muvazenesizlik karşısında sulh ve milli menfaatleri bakımından müte-. yakkız ve hâdisatı takip eden bir siyaset güdecekti. Balkanlarda ve Akderuzde vukua gelen son hâdiseler. Türkiye hükümetini milli Bîr emniyet ro^s-î-lesi karsısında bulunduğu kanaatini ortaya koymuş, ve Turkiyenn â taraf ve lakayt btr vaziyette kala-mıyacağı hakikatini göstermişti. Türkiye hükümeti, muhterem Başvekilinin de arsettiği gibi, hiç bir alâkadar devleti hakkı olduğu istifadeden mahrum etmiyen ve fakat hiç bir Hegemonya hevesine imkân bırakmayan bir Akdeniz nizamının kendisinin daima gözöoünde tuttuğu bir milli emniyet meselesi olduğunu göstermiştir. Türkiye, beşeriyetin sürüklendiği büyük felâket lafçısında, lakayt durmanın yerine, bunun önüne ge çebUecek en müessir çarenin yine sulh için birleşen memleketlerle har bi göze alarak sulh gsyeamin tahakkuku zımnında bir teşriki mesaiyi muvafık görmüştür. Bu sebeptendir ki, bir gün Türkiyenin hak re menfaatlerinin ihlâli teşebbüsü karşısında. Türkler, muzaffer ve kudretli ordusunun sarsıl m az azim ve tecrübesi İle birlikte müdafaa edilen hakkın meydara koyduğu kuvvete de istinat ederek, silâhüe ve kanık mukavemet etmeyi tabİİ ve o mabette aulhe hadim bir vaziyet olduğunu müdriktirler. Türkler, Balkanlardaki siyasi muvazenenin, Akdemzdeki emniyet prensibinin bozulması İhtimalleri karşmmda. diğer sulh taraftan milletlerle de teşriki mesaîyi anyacak-tı. Bu normal bur siyaset ksfdeaidir. Ve bu arada yüne Büyük Britanya İmparatorluğu ile müşterek menfaatlerinin birbirine uygunluğunu görünce beyinlerinde bilfiil bir iş beraberliği yoluna gitmeleri de yine tabii bir aiyaal hâdise idi. Ve bundan her hangi bu devletin kuşkulanmağa da hakki yoktur. Zira, anlaşma easşiarının ruhunu teşkil e-den fikir, bu işbirliğinin hac btr devlete karşı olmaması, tscavfbufarans maksat ve niyetler tasımarjasıdır Bu yüzden İngiliz ve Türk anlrş-ması sulh yorunfla dikilen büyük re kıymetine paha biçilmez btr âbidedir ki bunun karşımda insanhk ancak sulhun korunması yUzUnden şükran hisleri beeliyebilir Dr. Rtıad SAGAV 13967044 YENÎŞABm. GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 9ARTLARI Tflrfcly Icn.M »00 Kr. Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. 6 aylığı 1250 Kr. 260 Kr. I aylığı 650 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. P...ı. ittihadı». glrnamiı Mt» llfcllİM Ifla ZS. 14. 7.6 V* 4 liri HER YERDE KURUŞ Alman Gazetelerinin Mütalaaları Yazan: Hü.aym Cahid YALÇIN Alımın gazeteleri İngilizleri* yapılan anlaşııvulann aa- ınıııın.-liıtf ııı.ıııiMH orlıır BunlanD h.ıiı. İçin aktodlldifti ıl.m olunduğu hadde logUlı • 1 * lı anlaşması mün-batırma Almanya aleyhinde. tagUlı-Turk da münhasıran I- talya aleyhinde imiş, Dünyanın bu gün bulunduğu VfK.de va buhran içüıde, bu kabil yardı* anlaamalan t*\Ü görmek ihtiva eder. Biz, dün İngilizlerle imzalanan imsak hakkında müUlea-ıııı/1 söylerken böyle bir telâkkinin • ve İğbirarın pek muhtemel ol-' duğıınu tahmin adlyordak. Zaten İ milletler arasında makul ve mantıki surette konuşabilmek kabil oltaydı bu günkü vaoiyet tabaddüs etmezdi kl. Fakat Alman dostlarımı-.•sın mamelekti neden yalnız bir ta-ı raflı muhakeme ettiklerini bir türlü anlıyamıyoruz. Dünyada yalnız kendilerinin mi yasamağa haklan vardır? Dünyada yalnız onlar mı bakim olacaklar ve başka milletler hep onlara hizmetkâr mı olacak T Eğer Almanlara ötedenberi hâkim olan. fakat nasyonal . sosyalizmin tahta çıkmasından sonra bütün bütün müfrit, inhisarcı ve mutehak-kıro bir sekil alan ırkçılık cereyanlarını bilmeseydik bu suallerin kargısında gerçekten hayretler* düşecektik Alman siyasUeri politika gürültülerinde resmen ileriye sürmezlerse de onların kalbinde tutuşan bir İman. onların bütün hattıhareketlerim bir noktaya tevcih eden Ur İdeoloji vardır ki dünyada yegâne üstün kavun olarak şimal kavmini kabul eder ve bunların içinde de en mümtaz mevkii Almanlara verir. Dünyada bütün medeniyet onlardan ikmıştır; bütün büyj- isleri onlar kurmuşlardır. Dünyayı idare kabı-byet hakkını Allah yalnız onlara vermiştir, işte ırkçılık propagandası sayesinde onların tahteşşuurlarına kadar giren bu iman dolayısUedir ki dünyayı yukarıda işaret ettiğimiz gayrimantıki ve manasız bir sual karşısında bırakıyorlar. Evet, başka bir mdletı himayeleri ve esaretleri altına almak tenezzülünde bulunduktan zaman o kavim tarafından bu nimetin reddedilmesi Almanların zihnine gerçekten sığmıyor. Bir müdafaa tedbiri büe onlara fena görünüyor. Çünkü akü ve man tık ile hareket etmekten, söz söylemekten vazgeçmişlerdir. Kendilerine yalnız hissiyat, yalnız gayrişuur. ] yalnız ihtiras ve sevkıtabii hâkim ! gibi görünüyor. Maatteessüf, ayn I ayn lisanlar konuşuyoruz. Biz her milletin yaşamak, çalışmak, hür ve müstakil «almak hakkından bahsediyoruz. Onlar bu haklan yalnız Almanlarda ve Almanların da naa-yonal-aosyallzm imanında buluyorlar. Telâkkiler böyle çarpışınca, aâ-J binlerde İtidal ve sükûn avdet edin-ceye kadar münakaşadan vazgeçmekten ve beklemekten başka yapılacak münasip bir şey yoktur zannediyoruz. Çünkü mihver devletleri, karşısında bütün teşebbüslerin yalnız sulh gayesini temine matuf olduğunu görmemek için gerçekten mahstuı böyle davranmağa azmetmiş kimselere lüzum vardır. Başka bir Alman gazetesi Al-manyayı çember içine almak için Ingilteranln »riyasetin* Türk devlet adamlarını aevkeden sebeplerin ne olduğunu merak ediyor ve bunun aıılıynmıyor. Bu aebeplerin pek açık olduğunu biz bir kere daha onlara İlân edelim Türk devlet adamlarını ti »ilâı lerle ittifaka Almanlar aevketmiş-lardlr. Çtfcoslovakyayı mahveden, Hüseyin Cahid YALCİN Mussolini'nin Nutku İtalyan Başvekiline Göre Versay Sisteminden Sonra Garantiler Sistemide Yıkılacakmış italya harp için ne düşünüyor? Danzig İçin Plebisit kabul edilmiyor Fransız Gazeteleri: "önce Pragda Plebisit Yapılmalı,, Diyor Musso'ini nutuk söylerken Tonno, 14 (AA.) — Mussolinl saat 10.30 da hususi ternl* mükellef bir şekilde süslenmiş olan Port* Nova gelmiş v* basta Kona d* Tu-rin olduğu halde mahalli yüksek memurlar tarafından karfilanraif-ter. Kont d* Tunu Mussolüıl'y* mumaileyhin 1923 v* 1932 senelerinde ziyaret ettiği Torino şehrinin ilk selâmını İblağ etmiştir. Mussollninin refakatinde nazırlar-' dan Staranc*. Alfierl, Bottai olduğu halde İhtiram kıt'asını v* dün To-rino'ya gelen 120 silâhşorunu teftiş ettikten sonra şehrin meydanına çıkmış v* büyük bir halk kütlesi tarafından şiddeti* alkışlanmıştır. Mussolinl'yi hamil olan otomobU arkasında diğer otomobiller bulunduğu halde halkın alkışları arasında San Carlo maydanına g*lmiştir. Mussolinl oradan Vittorlo Veneto meydanına gitmiş v* isminin ilk harfini teşkil eden «M* harfi şeklinde yapılmış olan büyük podium-un pek yüksek olan tepesinde göründüğü zaman meydanı dolduran takriben 120.000 kişilik bir halk kütlesi tarafından alkışlanmıştır, Mussolini aşağıdaki nutku söylemiştir: «— Sadık ve çalışkan Torino hal-(Sonu 7 Ind sayfada) Dobrucada Ceryan Eden Kanlı Hâdise 20 Bulgar Komitecisinin öldürülüşünü Bulgarlar Nasıl Anlatıyorlar ? Sofya, 14 (AA.) — Bulgar Ajansı bddınyor: 9 mayısta Dobrice'dek! Belitza (Yazmı 3 unrü tayfamızda) (Soou 3 üncü tayf T Yeni İki Tefrikamız: 1 - Bir Eski İstanbul Polis Müdürünün Hatıratı Eski İstanbul Polis Müdürü Emekli Tüm-bayHalil Aşıroğlunun hatıratı Umum! Harp nihayetinde va mütareke devrinde cereyan edip şimdiye keder gizil kelmış bir çok meraklı, tarihi hâdiselerin IçytlzunU aydınlatıyoruz. B. Halilin oz ımankl resmi 2 - Çakırcalı Efe YAZAN: MURAD SER TOĞLU Pek Yakında Neşre Başlıyacağız Türk - ingiliz Paktı Etrafında Mutalealar Budapeşte. 14 (A. A.) — Yan resmi Pester Lloyd gazetesi lngiliz-Türk anlaşmasının totaliter devlet lerinin bu anlaşmaya atfettikleri mahiyeti yeni bir çemberleme ma hiyetini hakikaten haiz olduğunu iddia etmektedir. Buna binaen bu gazete, anlaşmanın Avrupa emniyet ve barışma hadım olmaktan uzak olduğu kanaatindedir. TÜrit - lı.. ılı/ anlasın .-ı etrafında Londra, 14 (A.A.) — Pazar gazeteleri İngiliz - Türk anlşmasından dolayı müttehiden memnuniyet göstermekte ve Türkiyenin taarruza (Sonu 3 üncü »avrada J Suriye Kabinesi İstifa Etti Beyrut. 14 (A.A.) — Suriye başvekili Lukhari. Fransız fevkalâde komiseri Puauxnun geçenlerde Fren sanın Suriye siyaseti hakkında yaptığı beyanatın Suriye hükûmetüun programına uymadığını söyliyerek reisicumhura kabinenin istifaaını vermiştir. Reisicumhur, Fransız fevkalâde komiserinin Şama muvasalatına ve bazı tasrihatta bulunmasına intiza-ren kabinenin İş başında kalmasını ric etmiştir. Fevkalâde komiser Puauıt, Fransız hükümetinin dost ve müttefik Suriyeyt İstiklâline kavuşturmak hususundaki taahhüdüne sadık bulunduûunu söylemiş ve fakat memleketin müdafaasını temin için Fran aız kuvvetlerinin Suriyede kalmaları lüzumunu ehemmiyetle kay de) 'lemistir. Suriye makamatı vilayet idarelerinin rejimi ve dahili asayişin Fran sız ordusu tarafından temini husus-lannda yavzlhat beklemektedir. Danzigde tahsit edildiği bildirilen Alman askerleri bir geçit resminde Paris, 14 (A.A.) — Oazct* tef-airatı: Bu sabahki gazeteler Dantcig meselesi v* Almanyanın bir plebisit hazırlamakta olduğu hakkındaki şayialarla meşgul oluyorlar. Figaro gazetesinde Dormeason yazıyor: t Hitler tekniği, Dantzıg meselesini artık cepheden yani doğrudan doğruya yapılacak bir hareketle değil -kl bu harekete esasen İtalya da muarızdır- her vasıtaya baş vurarak Polonyaya karşı pantzigdekl galeyanı ve Almanyadaki umumi gerguüiği arttırmak suretilc halle matuf bulunmaktadır. Bu kabil manevralar karşısında bir tek hareket tarzı mümkündür: Beck taraf.ndan teklif edilen normal usul haricinde, mevcut nizamı bozmak için bir taraflı olarak doğrudan doğruya veya bilvasıta her türlü teşebbüs harbe (Sonu 3 uncu aayfadat __....... Vefa Beşiktaşla 3-3 Berabere Kaldı Fenerbahçe İzmirde Yenildi Beşiktaş - Vefa maçında:» bir estantene (Yazıeı s nel eayfada) HER SABAH YANLIŞ BİR TEFSİR Bir Alman gazetesi Türk - İngi-Uz anlaşmasından bahsederken: «Hakikatte İngiltere ¦ Polonya paktı münhasıran Almanya aleyhine müteveccihtir vo ingiltere ile Türkiye arasındaki pakt ta münhasıran İtalya aleyhine müteveccihtir.» demektedir. Bcrlinll mcslekdaşımut yanılıyor. Türkiye - ingiltere anlaşması şu veya bu devletin aleyhine aktedümiş bir pnkt değildir. Sayın BaşvekUi-miz Refik Saydamın büyük bir vuzuhla söyledikleri gibi münhasıran sulh cephesini kuvvetlendirmek v* yurdumuzun menfaatlerim korumak için başvurulmuş bir tedbirdir. Türkiye hükümet reisi: .Bu «artlar içinde hükümetimiz milleti harp badiresinden azami korkanlarla u ssk bulundurmanın en müeeelr çaresini yine sulh için birleşen memleketlerle, harbi göze alarak, sulh gayesinde teşriki mesai etmekte bulmuştur.» demişti. Alman gazetesi Baavokillnrünn bu sözlerine inanabilir. A. CEMALE UDİN SARAÇOOLÜ Sarfa* » TENİSABAH €f?SAAl KA.&A MtHMlLİH HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrika No 91 Yazan i Af. S/F7r? "Sait Molla Tanıdığın Adamlara Benzemez-. " Bu Adam, Ne Kadar Lâin ise O Derecede De Kurnazdır „ — Affedersiniz Molla Bey. demiştim, doğrusunu isterseniz biz bu a-damları kimseye sormağa cesaret edemedik. Malûmu âliniz, insan oğlu çiy süt emmiştir. Kim olursa olsun dediklerine inanıp ta iyi dediğimizin kötü çıkması ihtimalinden korktuk ve bu adamlar hakkında sizin tahkikat yaptırmanızı daha münasip bulduk. — Pek güzel bu- düşünce... Fakat siz bu adamları eskiden tanımıyor musunuz?. — Aman beyim, tanıdık olmasa böyle bir şey açabilir miydik hiç?.. Biz ikisini de senelerden beri bUiriz ve İyi adamlar olarak tanırız. Amma' ne de olsa sizin de biı defa bunları so ruşturt manız, haklarında bir fikir edinmeniz daha iyi değil mi?.. Molla bu teklifim karşısında bir faayU düşünmüştü. V* sonra da: — Haklısınız, demişti. Bu adamlar hakkında poüste tahkikat yap-tırtaak elbette ki gelecek cevap a-leyhlerine olacaktır. Şu halde, bunlar yakınlarından bulunacak adamlara sorulsa., bilmem ki.... Mollanın sözünü birden kesmiş ye: — Efendim, demiştim. Bizden getümek.4^t tarafı eizc ait bir mesele. Madem ki, bu akşam görmek ve görüşmek istiyorsunuz. İzin veriniz de biz gecikmeden gidelim. Molla, biraz daha düşündükten sonra, o gece yatsı vaktine kadar bekliyeceğini ve adamların her halde bulunup getirilmesini tekrar tekrar tenbih ile bize yol vermişti. Tabiî söylemeğe lüzum yok ki, Hoca Bekırle Hemşinli Nuri bizi kalafat yerinde. Top Omerin kahvesinde bekliyorlardı. Fakat, kendilerini o akşam Mollaya götürmek niyetinde değildik. Onu verdiğimiz ümitle ba? | »aşa bırakıp bir iyice üzmek istiyor-luk. Nitekim de öyle yapmıştık. O »ece Mollaya Mipavrili İbrahımle. a lamların bulunamadığı haberini K İmiş, sonra da keyfimize dalmıştı t. Ertesi günü öğleden sonra Hoca Sekirle kahvede birleşmiştik Yusuf beyin evvelce verdiği tenlihlere göre. Molla ile yapılacak göıilşnıe üzerinde Hoca Bckirle bir hayli çekiştikten sonra yola düzülmüş ve biraz sonra da Babıâli yokuşunu bul muştuk. O sırada ten binleri yine tekrara başlamıştım: — Aman Bekir, göreyim seni. Sakın bîr pot kırma emi?.. — Merak etme Kara Mehmet nen. — Sonra şunu da bil ki, Sait Molla senin tanıdığın hocalara hiç benzemiyen bir adam. Çok kurnaz bir afacan. — Olsun be Kara Mehmet. Biz de abdal değiliz ya. Biraz sonra Sait Mollanın karşısında, tâbiri marufilc tüki divanında idik. Itt tarar tVbirbMni birkaç saniye içinde süzmüş ve sanki, yüreklerinin İçini görmüştü. Hoca Bekir, çok ağır başlı, görgülü bir adam tav nnı takınmıştı Mollanın sözlerini, hiç te kendinden umulmıyacak bir dikkatle, dinliyor, oevaptannı da o nisbette düşünerek veriyordu. On daktkad. bitim Hoca Bekir MoUayı avucunun içine almıştı. Muhatabını aıkmıyacak bir sek Oda kasaca mirisinden bahsetmiş, Fatih Kurşunlu medreaeelnde yanda kalan tahsilini, askere alınmak suretUe İttihatçılara atfotmek ustalığını göstermişti. Sözü avlra çevir* o samana İntikal ettirerek, milli cereyan ve hareketler aleyhine, o da Dürrüıade fi: fetvasını vermişti ve Yozgatlı Ahmet «fendinin yanma da, aırf pa- dişahına hizmet etmek için girdiğini ve o günlerde yapılmasını bekledin büyük bir sevklyatı sarsya haber vereceğini de ilâve eylemişti. Molla, Hoca Bekirin karşısında aptallasmış, yüzüne bakakalmıştı. Hoca Bekir, M..İlanın şaşkınlığından I istifade yolunu bulmuş artaız arası/ söylüyor, söylüyordu. Artık Mollanın da şaşkınlığı ve belki de şüphe ve tereddüdü zail olmuştu. Hoca Bekin dinliyor ve tatlı Utlı da gülüm süyordu. Nihayet o da dillenmiş! ı. Söylemiş, söylemiş ve nihayet güler yüzünü bana çevirmişti w: — Mehmet ağa, arkadaşı çok beğendim. Bu adamcağız da bağrı yanıklardan m ış meğer gördün mü?. Tam benim aradığım bir adam. Demiş, tekrar Hoca Bekire dönmüştü ve memnunlukla: — Tanıştığımıza cidden memnun oldum iki gözüm. Artık sarayi-hümayunu tacize lüzum yok değil mi?.. Söylediğin sevkiyatın karan verilince hemen gelip bana bildirirsin. Tabiî bu gibi işler de avaitsız olmaz değü mı*. Bunun İçin, hiç şüphesiz bir dileğin olacak. Hiç sıkılmadan şunun bana miktarım söy leyiver bakayım. Kurnaz Bekiri bir görmeliydiniz o sırada, öyle bir manevra çevirdi ki, beni de, Mollayı da şaşırtmıştı doğTusu. Sözlerile yalnız tokgözlülü-günü göstermekle kalmamış, Mollaya da ibretli bir ders vermişti ve sonunda: — Efendi hnzretleri, demişti.1 Ben bunu bir hizmet edinerek yapacağım. Hiç memleket işlerinde avait beklenir mi?„ Molla, hiç- te kızmamış ve fakat çok kızarmıştı. Avait teklifini güzel, ce tevil edecek sözler söyledikten sonra, gururla: — Elbette, demişti. Beklenilen hizmetler büyükler Urafından bir | mükâfatla karşılanır. Kasdım bunu; söylemekti. Bekir de bu sözün altında kalma-mış. kendinden hiç te umulmıyan bir nezaketle: — Bendeniz yanlış anlamışım o halde efendim. Mademki kasdınız mükâfattır. Mükâfatın da miktarını büyükler takdir eder. Bizim gibi küçükler de gördüğü l.tfa teşekkür e-der. Cevabım vermiş vt Mollanın yüzüne bir mahcubiyet damgası daha yamamıştı. Bir saat türen yarenlik,' Hoca Bekirin avuç una sıkışan âoU\ gunca bir dünyalık Ue nihayeüen-. misti. Bekir Mollanın elim* Öperek,! ben de her vakitki gibi eteğine eğilerek ayrılmış, kan ter içinde kendimizi sokağa atmıştık. Köşeyi kıvnhrken. Hoca Bekir yüzüme bakmış ve: — Nasıl Kara Mehmet, demişti. Molla beyi kafesliyeblldlm mi?.. Söyliyecek sos yoktu kl, söyll-yeyim. Yalnız sırtını okşamış vt gönlünü hoşta m ış Um. (Davamı var) Okuyucularımız TAKVİM 15 May» 193» Paaartaaİ H ferli 25 RebilUrval |3M Keeslı S M A Y I ¦ IMS Ruzı bızır; 10 Defe saati r 4,42 öfU • 12.10 — lkt.â-11 16,07 Akaaaaı 19,19 — Yatan 21,09 .2.37 Diyor ki ı Belediye kooperatifi hesabına maaşlarının lamamı kesilen memurlar Üsküdar tephirhane memurlar dan Bay Ömer Sabri Esen Uysaldım] aldıt;mız bir mektupta: •— Belediye kooperatifinin hisse danyun ve Üsküdar Tephirhanesinin 24 senelik emektar bîr memuruyum. Ortaklarımızdan birisinin maaşından her ay 37,5 lir* kesildiğine dair olan şikâyetini Rörünce, ayni muameleye maruz kalan ve bu yüzden elim bir sefalete düşen bendenizle arkadaşlarımın vaziyetini size bildirip muhterem Belediye reisimizin nazan dikkatine arza karar verdim: Okuduğum şikâyet sahibi ortağın maaşından her ay 37.5 lir., kesen kooperatif idaresi, benim ve isimlerini aşağıda kaydettiğim arkadaşların aylıklarımızın tam .mini tevkif ettirmekte ve bu muamele tamam beş aydır tekerrür etmektedir. Yani beş aydanberi; ne ben, ve ne de mevzubahs arkadaşlarım maaşımızdan bir kuruş bile alamadığımız gibi İaşesİle mükellef olduğumuz ailelerimizi geçindirmek I-çin tam tabirile gırtlağı kadar borç içine batmış bulunmaktayız. 24 senedenberi bütün bir emek ve havat verdiğim işimin başına gitmek İçin bazan son eşvalarımı ta-tarak vapur parası bulabdlvorum. Benim gibi arkadaşlarımdan Üs-küdar Tephirhanesi idare memuru Salâhattin ve birinci sınıf memuru Ali Pirim, istanbul Tephirhanesinden memur Sevfi de ayni elim varivet içinde bulunmakla, kooperatif tarafından her ay maaşlın-nın tamamı kesilmektedir ve kanunen maaşın dörtte birinden fazlası kesilemivecePi. binaenaleyh bu yanlış muamelenin düzeltilmesi 1-çln yaptığım bütün teşebbüsler semeresi? kalmış, hata düzeltilme-mistlr Ben de vaziyetimi muhterem Belediye Reisimizin naran dikkatine arzediyor ve hic olmazsa bundan sonra hatanın düzeltilerek temadi! sefaletimize meydan verUmemesinl hürmetle rica edıvorum . Yeni Bir Dolandırıcılık Hâdisesi Keşfedildi Topkapıda Kızılayın iane Makbuzlarını Halka Dağıtarak Para Toplıyan Bir Sabıkalı Tutuldu Afyoncular Ankaraya Bir Hev'et Daha Gönderdiler Toprak Mahsulleri Ofisinin tüccar ve müstahsilin elinde bulunan eski afyonları bedeli 5 senede verilmek üzere almıya karar vermesi Ü2crme bir çok tüccarlar buna itiraz ederek mallarını satmaktan istınkâf ettiklerini yazmıştık. Afyonculardan mürekkep bur heyetin Ankaraya giderek Ticaret Vekâleti nczdınde yaptıkları teşebbüsler müsbet bir netice vermiş ve vekâlet bu işi bir mütehassısa havale etmişti Fakat, aradan bir müddet geçtiği halde O-fis yine ayni şekilde m-l toplamıva devam etmektedir. Bu sebeule büyük ziyanlara gireceklerini ileri su-ren bazı tüccarlardan mürekkep br heyet, daha dün Ankara'ya gitmiştir. Bu heyet, Ankarada vekâletlerle temaslarda bulunacak ve yeni bir şekil bulunmasını istiyeceklerdir. KIZİİ-AY CEMİYETİ yalmiz çw «'muin;» Sabıkalıma dağıttıg Kızılayın İane toplamak maksatla tertip ettiği makbuz şeklindeki «artlar şehrin her tarafında İdarenin memurları tarafından halka dağıtılmaktadır. Faffat son günlerde şehrin bir çok yerlerinde bazı açıkgözler bu asil hareketi yolsuz bir kazanç şekline getirmişler ve bu makbuzların sahtelerini tabettirerek halkı soymağa başlamışlardır. Dün Topkapı civarındaki kahvelerden birinde mu harnrlerımizden biri bu kabil bir hâdise Üe karşılaşmıştır. Elinde çantası bulunan temiz kıyafetli bir zat kahveye girerek elindeki makbuzları ötekine berikine da-ğıtarak paralarını tahsil ederken bir tane de muharririmize bırakmıştır. Makbuzun üzerinde hiç bir imza ve mühür görmiyen arkadaşımız vaziyetten şüphelenerek bu zattan hüviyetini göstermesini rica etmiştir. Bunun üzerine kendisine memur süsü veren zat işi Örtbas etmek İs-tiyerek kahveden savuşmak çaresini ararken tesadüfen o sırada kahvede bulunan Kızılav memurlanndan biri zabıtaya haber vermiş ve cüretkâr dolandırıcı yakalanmıştır. Karakolda yapüan ilk sorguda bu t ılı mi eskiden Kasımpasada dilencileri bir şirket halinde çalıştıran MAHKEMELERDE : Yenişehirdeki yıkı an apart.manın sahipleri mahkemeye mildifer On bir kişinin Ölümile neticelenen Yenişehirdeki çöküntü hâdisesinin tahkikatı müddeiumumilik tarafından tamamlanmış bulunuyor. Yıkılan apınmanın yerinde yapılan keşifler, yapının daha evvelden sakat olduğunu göstermiş bulunduğu için müddeiumumilik binanın sahipleri olan Yani Raka, Aleko ve Madam Efyana aleyhinde dav., açmış ve dosyaları sorgu hâkimliğine vermiştir. makbuzlardan bîri meşhur sabıkalılardan biri olduğu anlaşılmıştır. üstünde yapüan aramada uç blok daha bulunmuştur. 83101 den 83193 numaraya kadar olandan 92 adet. 83701 den 83800 e kadar olan dan 2 ve 86201-86300 numaralı blok tan da 62 adet satıldığı görülmüş tür. Bu makbuzların tutan olan 1560 kuruşa mukabil sabıkalının ü serinde 320 kuruş ve iki bıçak bu lunmustur. Sabıkalı bu makbuzları Kızılay'da tanıdığı bir azadan aldığını söylemiş ve bilâhare bu İfadesini değiş tirmiştü*. Zabıta tahkikata başlamıştır. Fakat itin asıl düşünülecek ciheti bu adamların makbuzları nereden ele geçirdik teridir. Kızılay İdaresinin halkm seve seve bir vatan borcunu ifa ederek paralarını emr.iyet ettikleri memurların eboe muhakkak bir hüviyet varakası verdiği kanaatindeyiz. Bu şeküdeki makbuzların ü zerinde idarenin bir mührü olması İcap etmektedir. Son günlerde şehirde bu şekilde mühürsüz makbuz satışının Dek ziyade arttığı nazan dikkate alınırsa bir dolandırıcılık şefeeîfesi karşısında kalındığı zannı Kuvvetleniyor KısıUy idareni ile rabıtamızın bu halin önüne geçmesi beklenmektedir. MtTKFr.KRIK ı Banliye trenlerinin yeni tarifeleri Devler Dcmıryolhrı banliyö trenlerinin yem tarifelerinin tatbikine dünden itibaren başlanmıştır. Dün. eski tırıfeve nazaran beş adet fazla tren lahrı kedılmiştır. Yem tarifelerin halkın ihtiyacını tamamen karşılayacağı söylenmektedir. Dün bütün irenler Floryaya kadar gitmiş ve halk sahillere fevkalâde rağbet etmiştir, önümüzdeki haftalar zarfında lorıfe halkın ihtiyacını karşılayamazca ijrıft harici İlâve seferler de yapılacaktır. Mekteplerde Müsamereler: 3 JünDağalıkklnbOndekOçükçocukar bir saOsam-re vermişlerdir.Yeni Nesil mektebide Istan • Kn lisesinde bir müıımert vermişlerdir. Resimler bu müaamerelerde rol ilan küçükleri jösta;-mektedir. POLİTİKA Japonya ve Alman-Italyan askerî ittifakı Mihver siyasetinin fiili bir vaziyeti, askeri bir İttifak esaslarını tesbit ederek resmi bir mahiyete dökmeleri üzerine, kendilerine komin-tern aleyhten mlaak Ue bağlanan Japon yan m müstakbel hareketi göz önünde tutulmağa başladı. Filhakika eskiden Uzaksark mü vazenesinde bir koz olarak tutulan, ve Çarlık Rusyalının karşısında arızime vk i eden Japonya, Büyük Britanya Ue müttefikti ve harpte de ayni vasfı muhafaza etmiş, düveli İtilftfiye arasında harekette bulunmuştu. Fakat son senelerin yetiştirdiği yeni bir siyasi prensip teairin-de, Tngiltereden ayrılmış vo Ueak-Barkta bir muvazenesizlik âmili olmuştu. Tabiatlle bu vaziyette de Almanya ve İtalya ya dönerek, komin-tern aleyhtan misak ile bağlanmıştı. Tokyo, bu yeni vaziyet karşısın-de henüz resmi tavrını göaterme-mlş ve yalnız komintern aleyhtan misakın akdme âmil olan ruhun derin köklere malik bulunduğunu ve bu bağlılığın istikbalde daha başka şekillinle tezahür ve İnkişaf seyrini takip edebileceğini ihaaa etmiştir. Şimdiki halde Japon resmi matı afili, bu misaktakı bükümlerin. Al-manya ve İtalya ile askeri bir ittifakın mevcudiyetini tazammun edip etmiyeceğl hakkında sükûtu ihtiyar etmektedir ve bütün kuvveti eski misaka vermektedir. Japon Hariciye Naaın M. Arita. geçenlerde irat etmiş olduğu bir nutukta komintern aleyhtan imsakini takviyenin zaruri olduğunu söylemiş ve Fransa Ue İngUterenın Almanya ve fulyaya karşı girışuklen siyasete temas etmiştir. Fakat Tokyo daha ziyade İngiltere de Sovyet Rusya arasında yapüan ve Uetüycn anlaşma Ue alâkadar olmakta ve Japonlar, bu temasların, Uzakşarkı alâkadar edip etmediklerini nazara almıyarak, sırf umumi bakımdan seyrini dikkatle takip etmektedirler. Tokyo, İngiliz . Rus anlaşmasın dan ziyadende kuşkulanmaktadıı. Hattâ bu sebepten dolayıdır ki Lor,-draya karşı Japonlar, ingilizlerle Rusların Utakşarka müteallik bir ittifakın veya daha yakın bir bağlılığın kendilerim kati olarak Almanya ve İtalya taraf uu atarak sıkı bir teşriki mesaiye ginşcceklenni İhsas etmişlerdir Fakat bu vazıyet karşısında İngiltere henüz son tözünü söylemiş değUdır. O daha ziyade Av. rupada ve Akdenızde sulhu korumak ve müşterek emniyet prensibi, harbe man lolacak teâTTâe inkişaf âmillerini aramakta ve buna yavaş yavaş, fakat zati olarak muvaffak olmaktadır. Ve yine bu istikamette Birleşik vmerıka da Japunyamn hareketile, son askeri ittifak yüzünden, dikkatle alâkadar olmaktadır. Amerikalı-İr, bu noktadan. Japon tfkânumu-miyesıne, Berlin - Roma mihverine kati iltihak tikimin yerleşmesi takdirinde kendilerinin beynelmilel ihtilâf sahasında faal bir rol oynamak mecburiyetinde bulunacaklarını kati olarak akıllanın koymuşlardır. Bunun içindir ki Vasıngton. Pasifik ve Atlantikte tehlike yarata-bUecek bu birleşmenin muhtemel inkişafı hâdisesile meşgul olmakta ve bu takdirde Avrupadaki müşterek emniyet bolkunun sulhe yarıya-cağı kanaatini beslemektedir. Dr. Reşad SAGAY Iş ihtilâfları nizamnamesi Xfl vatenleıle ifçûer arasında çıkacak olan ihtilâfları haUetmek u-tert hazırlanan nizamnamenin tatbikini 16 ha Urandın İtibaren başlanacaktır. Şehrimiz deki iş muessese-lırindin bü çoğunda İşçi mümessilleri seoilırefc Iş dairesini blla.r.1-mljtüN Tramvay çarptı Vatman Ha un in idaresindeki 437 numaralı tramvay, TÜnıl caddesinden geçerken caddenin bir tarafından diğer tarafını geçen Aşmalı meecittt 10 numaralı hanedt oturan Dunum çırparak muhtelif yerlerinden yaralamışlu. Sabiti tahkikata ıbflamıştır. İDARE YEsi N SALI 16 MAYIS /939 (•UaVa'NmnKMmUTTt No M Telajrsİı TtstıUaeafc r"'*" İITANIUL Telefon — »07 »• tkinci yıl — No. 371 YENİ SABAH GÜNLÜK 3İYA3İ HALK GAZ ET E 3İ ABONE ŞARTLARI TlIrUys E-n«bl 900 Kr. Senoliftl 2400 Kr. 500 Kr. 6 aylıftı 1250 Kr. 260 Kr | aylıftı 650 Kr. 90 Kr. I aylıftı 350 Kr. Pasta İHftassss firmas*i| mm. IshstUr l(la 16. 14. T.S *• 4 lir. HER YERDE 3 KURUŞ Hava Şehitlerini Hürmetle Andık Fatihdeki Hazin Merasim ingiliz - Sovyet paktı Tahakkuk Ediyor Ingilterenin Moskova - Elçisi İle Molotof Dün Mutabık Kaldılar Sovyetler, Bir İngiliz - Fransız - Sovyet Rusya Polonya Paktı Planını Kabul Ettirmek istiyorlar Dünkü ihtifalden İki intiba : Türk usu talebeleri geçit resminde ve bîr hava subayı nutuk söyleyor (Yazısı 7 ncİ sayfamızda) Mussolini nin Yazan: Hüseyin Cahid YALÇİN tlalyan başvekili Sinyor Mussolıni-nin son Torino nutku şimdiye kadar bizi alıştırmış olduğu silâh şakırtılarından ve tehditlerden uzak az çok makul ve istikbal hakkında ümil verici bir mahiyettedir. Bundan dolayı Duçe'yi tebrik ederiz. Duçe kadar zeki ve İyi görif?tü btr ve gcıııs Valiler Arasında Geniş Tebeddüller Yapıldı. 3 Vali De Vekâlet Emrine Alındı Dahiliye Vekâleti Müsteşer Muavini Ve Matbuat Umun Müdürü de Değişti Ankara. 15 (Telefonla) — Dahiliye Veklâeti, Valiler arasında yeni devlet adamının ihafe ve blöf siyasetinin ilelcbed devam edemıyece-(ğini. nihayet İtalya için pek tehli-'¦keli olacağını anlamamasına imkân lyoktu. Bu nutku okuduktan sonra, tıeyeti mecmausile, üzerimizde havil ettiği intibaı ifade için: Artık I-Kalya ile konuşulabilir, diyebiliriz. Maamafih, nutuk, büyük fırtına-ılardan sonra hâlâ tesirleri hissolu-nan ölü dalgalar gibi, azçok çırpıntılı olmaktan hâli değildir. Bu kadarını da Duçe'nin cenuplu mizacına, dinamik karakterine ve mübalâğaya meyyal âteşin belâgatîne bağışlamak iktiza eder. Duçe evvelâ, İtalyan milletine yedi sene içinde temin etmiş olduğu galebeleri izah ediyor ve Habeşis-Can zaferini. İtalyan ordusu için fa-ref teşkil edecek bir muvaffakiyet I şeklinde gösteriyor. Bu sözlerde da-1 hilî siyaset bakımından her memlekette az çok tesadüf edilecek gösterişlerin ve manevraların hissesini! ayırmak ve işi pek ciddiye almamak lâzımdır, italyan ordusunun kıymetini herkes biliyor ve takdir ediyor. İFakat Habeşistan seferinde zafer ve muvaffakiyet asıl ordunun değil, teşkilâtın, usul dairesinde çalışmanın ve tekniğin hissesine düşmüş, asıl ordu karşısında hiç bir mukavemete rastgclmedigi İçin. mualûm o-lan değerini tekrar ispat imkânını bulamamıştır. Devletlerin mukadderatlarını idare eden büyük adamlar, acaba milletlere niçin yalnız kuvvetten, yalnız maddi muvaffakiyetlerden bahsederek İnsanların yalnız hayvani ve vahşi şevki tabiilerini okşarlar? Habeşistan zaleri askeri bakımdan harta dâhiyane bir muvaffakiyet teşkil etse bile bunun bir de insanlık ve adalet tarafı yok mudur? Duçe bugünkü en sulhperver İmparatorlukların da b , metotlarla kurulmamış olduğunu hatırlatırken belki onları susturacak bir dehl kul-kullanmış oluyor. Fakat beri İsrafta bir İnsanlık, bir medeniyet de bulunduğunu, yüksek bir cihan efkarı nmumlyesi yaşadığını, büyük devlet adamlarının bu efkârı umumiye-Hüseyin Oahld YALÇIN (Sonu 3 Üncü sayfamızda) mıştur. Bunları bildiriyorum: Konya Valiliğine dördüncü Umum Müfettişlikten Nizamettin, Sivas bedduller .yap- Valilisine Nüfus Umum Müdürü (Sonu 3 üncU sayfada) Şehir Meclisi Dün, 5 Milyon Liralık istikrazın Mahalli Sarfı Görüşüldü İstanbul Şehir Meclisi dün Vali ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kır-dar'ın riyaseti altında toplanmıştır. Ruznamenın birinci maddesini teş- kil eden Haliç vapurlarının işletme İdaresi 938 bilançosu bütçe encümenine, araba iskelelerinde araba a-(5onu 3 i'ncü sayfada) 1 - Bir Eski İstanbul Polis Müdürünün Hatıratı Eski İstanbul Polis Müdürü Emekli Tüm-bay Halil Âşıroğlunun hatıratı YARIN BAŞLIYORUZ Umumi Harp nihayetinde ve mUtareke devrindir cereyan edip şimdiye kadar gizil kalmış bir çok meraklı, tarihi hadiselerin IçyüzünU aydın-latıyoruz. B. Halilîn ozımankl resmi 2 - Çakırcalı Efe YAZAN: MURAD SER T OĞLU Pek Yakında Neşre Başlıyacağız Sovyetlerin Cevabı Londraya Bildirildi Londra, 15 (A.A.) — İngiliz - Türk anlaşmasının akdinden sonra şimdi gazeteler son İngiliz teklifine Moskova'nın vereceği cevabı endişe İle bekliyorlar. Gazeteler, Rusyanın pek yakında cevap vereceğini ümit etmekle beraber askerî pakt yapılmasında ısrar edip etmiyeceğini a-raştırıyorlar. Lirvinofun istifası sebebi Moskova, 15 (A.A.) — Havas bildiriyor: Sİyast Sovyet mahfellerinde söylendiğine göre, Sovyetler Birliği garp demokarsilerile teşriki mesai ermiye karar vermiştir. Fakat her ne pahasına olursa olsun değil, Sovyetler Birlimi ingiliz - Fransız - Sovyet mütekabil yardım paktı planından hiçbir zaman vazgeçmiyecektir. Sovyetlerin evvelce İngiliz tekliflerini reddettikleri malûmdur. Bu teklifleri şimdi de kabul etmek niyetinde değillerdir. Ancak Lnndra. Sovyetlerin üç devlet, hattâ mümkünse Polonya'yı da alarak dört devlet paktı plânını kabul ederse, iş değişir. Ayni mahfellerde beyan edildiğine göre müşterek Fransız - İngiliz teşenbüsüne rağmen son diplomatik (Sonu 3 üncü sayfamızda) Türk - ingiliz itilâfından Sovyetler Memnun Izvestlya bu paktın sulhun takviyesine yardım edeceğini kaydediyor (Yaaıaı S üncü sayfamızda) Yeni Bir Teklifi Amerika Cümhurreisl Sulh lehine yeni bir teşebbüste bulunuyor Vaşİngton, 15 (A.A.) — Nevyork Times gazetesinin öğrendiğine nazaran Reisicumhur Roosevelt, Avrupa sulhu lehine yeni bir teşebıtks-ta bulunmıya karar vermiştir. Roosevelt, ekonomik meselelerin toprak genişlemeleri olmaksızın halli İçin bir konferans yapılmasını yeni bir Avrupa buhranı patlamadan münasip bir zamanda tekrar teklif edecektir. Cebeliiltarıkta ispanyollar bitaraf mın-takarla hep siper kazıyorlar Cebelitarık, 15 (A.A.) — İspanyol kıtaatı CebelUltankı ispanyaya ait olan Lilinea şehrinden aynan bitaraf mıntakada büyük bir faaliyetle siper kazmaktadırlar. Statla Yoldaş Sovyet Rusya Şuraları Reisi Kalesin va Molotof Yoldaşla Beraber Sulh Paktının Tevsii Bir İngiliz gazetesi, -Moskovanın müsait cevabı halinde; Türk - İngiliz anlaşmasının teferruatı da tesbit edilince, ileride sulh paktına Bulgaristan, Fin t ıı mi \ a, İskandinavya ve Ballık devletlerinin İştirak etmesi beklenebilir- diyor. Sunday Times diyor ki: Bir askeri ittifak mevzubahsolma-mak şartile Sovyetlerin bütün tek- lifleri Londra'da iyi karşılanacaktır. Askeri ittifak Polonya'yı ve Porte-1 Sonu 3 üp .' evlada) Danzigde Vahim Hâdiseler Zuhurundan Korkuluyor Ayan Meclisi, Serbest Şehrin Al-manyaya ilhakını Hân mı Edecek? Paris, 15 (A.A.) — «Paris - Soir .gazetesinin Berlin muhabiri Robert Loretle'ın bildirdiğine göre Mussolini. Alman • Leh ihtilâfında mutavassıt rolü oynamaktan vazgeçmiştir ve Dantzig'de yakında vahim hadiseler cereyan etmesi beklenmektedir. Muhabirin bildirdiğine göre Dantzig Ayan Meclisi, Polonya'nın menfaatlerini korumayı taahhüt etmekle berabar serbest şehrin Al-manyaya İltihakını ilân edecektir. O andan İtibaren de Dantzİg hududu bir Alman hududu olacaktır, Polonyalılar müdahale ettikleri takdirde bu hududa tecavüz etmiş olacaklarından yardım paktlarının tatbik e-dilmcsine imkân kalmıyacaktır. Hükümet merkezinin sal.ıhı yeti ar mahfelleri muvaffakiyetten o kadar emindirler ki, daha şimdiden kori-(Yazısı 3 üncü sayfamızda) HER SABAH T vrkün Hava Şehitleri Dün aziz hava şehitlerimiz tazim ve minnetle anıldılar. Onların buzum maneviyetinde bütün bir millet huşu ve huzû ile eğildi. Türk, ilk hava şehitlerini Mısır hava seyahatine çıkmış olan tayyareci Fethiyi ve pilotu Sadıkı Samda bir tayyare aukutu neticesinde kaybetmek Biıretile, 1914 yılında vermiş oldu. Aradan bu güne kadar geçen çeyrek asır içinde canlarını asrın bu yeni silâhı uğrunda feda eden Türk delikanlılarının mübarek isimlerini taşıyan şeref lisetsl gözlerimi- zi yaş ve kalplerimizi iftiharla dolduracak kadar uzundur. Dün kadimle, erkegile bUtUn Türk milletinin duyduğu sızı, evlâdının sehadetüıl öğrenen bir babanin kalbini kanatan fakat ayni zamanda da göğsünü iftiharla kabartan acının benzeri İdi. Bir çeyrek asırdır azla varlıklarını yurdun hava selâmetine feda etmiş olan mübarek hava şehitlerimize bin minnet ve gükrsn. A. CEMALEDDlN SARAÇOĞLU 02 8566 tenısabah NATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 9! Yazan : M- S1F"1R Vaziyetimiz Ani Olarak Değişmişti Sait Mollanın Bizden Bir Faide Görmeyeceğini Anlaması işi Sarpa Sarmıştı nr matis rm V" İki gün sonra da Hemşinli Nuri-yi götürmüştüm Mollaya. Fakat, bu genç ve tecrübesiz delikanlı rolünü istediğimiz gibi yapamamış ve Molln Üzerinde umduğumuz tesiri de bıra-kamamıştı. Artık başta Hoca Bekir olmak üzere Mipavrili ve ben birlikte veya ayn ayrı Mollaya tuk aık gidiyor ve her gidişimizde tatlı haberlerle oyalıyor, bir kaç lira da bnh-şlş alıyorduk ve Mollanın merakını, hırsını gidiştiriyorduk. Bir gece yine Yusuf beyin Halep!! sokağındaki pansiyonunda toplanmıştık. Yüzbaşı Kamil bey de o-rada idi. Kâmil bey, Mollanın pi» vücudunu ortadan kaldırmak fikrini müdafaa ediyordu. Fakat, Yusuf bey buna pek taraftar görünmüyordu. Kumandan Esat beyin bu teşebbüsüne, bilhassa o sırada, pek muvafakat edeceğini zannetmediğini söylüyor ve ondan habersiz olarak bu İşin yapılmasını ds muvafık görmüyordu. Uzunca bir müzakereden sonra, iki yüzbaşının kumandan İle bu hususta görüşmeleri ve muvafakatini almaları karar verilmiş ve bize de, Mollaya karşı oyalama siyasetine devam etmemiz tavsiye edilmişti. Fakat, vaziyetin buna pek taham mülü yoktu. Çünkü, en son temasımda Molla biraz sızlanmış ve yaptığımız vaatlerin hâtft sözde kaldığın dan ve bir semere vermediğinden biraz acıca bahis ve şikâyet etmişti. Halepli sokağı toplantısından bir gün sonra da, Mipavrilıye ayni sözleri söylemiş ve fazla olarak ta, bize karşı gösterdiği emniyet ve itimadı yavaş yavaş geri alacağından bah-seylemek ve bu suretle bizi faaliyete teşvik etmek kurnazlığını da u-nutmamıştı. Ne yalan söyliyeyim, Mollanın yanında İpliğimizin pazara çıkacağından bayağı korkuyor ve bu netameli adamın şerrine uğnya-cağımızdan çekmiyordum. ^ir hafta geçmiş, hâlâ bizim yüzbaşılardan bir ses çıkmamıştı. Bu o sırada Esat beyin rahatsızlığı ve evinden çıkmaması sebep olmuştu. Artık ne ben ve ne de Mipavrili Mollaya gidemiyorduk. Çünkü, son eUiğinüz vaatler de eskileri gibi kof çıkmıştı. Ona yalnız Hoca Bekir gidiyor, elinden geldiği kadar İşi idareye çalışıyordu. İkinci hafta da geçmek üzere İdi. Günlerden de bir cumartesi idi. Dördümüz de Top ömerin kahvesinde oturuyor, haşhaşa vermiş, kopmak Üzere olan vaziyeti düşünüyorduk. Artık Mollaya ne bizde İnandıracak ağız ve ne de aÖyUyecek yalan bitmişti. Olsa da. onda bu yalanları dlnliyecek kulak kalmamıştı. Hele Mipavrili İle benim birden ayak kesişimiz ne de olsa Mollayı kuşkulandırmıştı, işin bU-ttln ağırlığını üzerine alan Hoca Bekir, aklına gelen son çareyi de anlatıyor, biz de kulak kesilmiş dinliyorduk. Tabii, etrafımıza bakamı-yacak kadar dalmıştık. Bu esnada yanımıza sokulan Top Ömerin: — Kara Mehmet, dikkat et. Ge-çloi esnafı çoğaldı. Deyivermesi hepmizfn dalgınlığını gidermişti. Hemen kahve kapısına koşmuştum. Asap kapısına doğru giden beş altı kişilik bir grupun en önünde gidenin meşhur hafız Salt olduğunu da pek güzel farket-mlştlm. Bu seyranın bize karşı ya-püaeak her hangi bir teşebbU. ol-h*u da İçime birden doğuvermlştl Onlar Asapkapı letikemetlne «erlerken biz d. arkadaşlar,, beraber kah vaden fırlamış ve aksi latikamete yani Yağkapan. eihetine doğrulmuş' ilk rastladım* sol sok.ğ, d„ tav; rılarak kem gözlerin şerrinden kendimizi korumuştuk. Ertesi sabah, vaziyeti Öğrenmek için kalafat yerine gönderdiğimiz Mipavrili Kemal bir alini malûmatla dönmüş ve bizi Haliç fenerinde Diyamandinin kahvesinde bulmuştu. İşittiklerini birer birer sayıp dökmüştü. Vaziyet pek tehlikeli değllso de şüpheli İdi. Hafız Saidin beni ve Mipavrili İbrahlmi aradığı anlaşılmıştı. Faka:, sebebi meçhul kalmıştı. Hepimizi şiddetli bir merak ve biraz da korku sarmıştı. Top ömerin ertesi gün Yine Kemal vasıtaslle gönderdiği haberler de büsbütün yüreğimizi oynatmıştı. Haberler şunlardı: «— ... Hemen dördünüz de bir yere savuşup, saklanın. Sinopluların biri gidiyor, biri geliyor kahveye. Tanıdık bir polis, sizin. Muhipler Cemiyetinden İstanbul Polis Müdürlüğüne yapılan Iş'ar ve İhbar Ü-zerine aranıldığınızı. sizin yanlış haberlerle Mollayı avutup aldatmak ve Hoca Bekirin de Molla Beyi dolandırmakla suçlandırıldığınızı söyledi. Kasımpaşa, Ciball, Unkepsnı. A-yasofya ve Beyazıt semtlerine uğ-ramayınız sakın...*. Fovamız meydana çıkmıştı. Yapılacak yegâne İş İstanbul'dan ayrılmak ve u.'un müddet ortadan kaybolmaktı. Fakat, nereye gidecek, ne-reve gizlenecek ve bilhassa ne İle geçinecektik. Oturduğumuz yerde bunu düşünüyor, aklımıza gelen çareleri söyleşip dert (eşiyorduk. Hoca Bekir'in yine deryadilliğl tutmuştu. Dünyayı bile umurlamıyordu. Yine tuhaf tuhaf söyleniyordu. — Düşünmeyin be arkadaşlar. Yusuf Beyden İzin ve birer parça da harçlık alır. düşeriz Şile yoluna. Allah ne verirse geçinir, gideriz. Buradaki araştırma da aylar, yıllarca sürecek değil a. Elbette yine bir gün döner ve bizi espiyonlayanların başlarını döndürürüz. O akşam Hoca Beklrle Beyoglu-nun yolunu tutmuş, iyi bir tesadüfle Yusuf Beyi de Halepli sokağındaki pansiyonda bulmuştuk. O da. polisteki gizli adamları vasıtasile bizim hakkımızda yapılan şiddetli takibi haber almış ve İstanbul'dan çıkmamız tavsiyesinde bulunmuştu. 'Devamı varl Mutahassıslar tarafından hazırlanan rapor Bele diye riyasetine verildi Ziraat Enstitüsü ekmekçilik mütehassisinin riyaseti altında bulunup lstanbuldaki ekmek meselesini tetkik eden komisyon raporunu Belediye riyasetine vermiştir. Rapor, kurulması kararlaştırılan ekmek fabrikası meselesine pek temas e-dilmemekle beraber diğer bütün meseleler hakkında ve çok mükemmel etüdler ve hat çarelerini ihtiva etmektedir. Raporun en enteresan kısmı narh meselesine temas eden tarafıdır. Istanbulda şimdiye kadar ekmek narhına esas olarak un fiyatları a-bnıyordu. Halbuki heyat hazırladığı raporda bunun Ankarada olduğu gibi buğday fiyatları üçerinden olmasını istemekte vt bu suretle ekmek fiyatlarında muhakkak ucuzluk temin olunacağı ehemmiyetle tebarüz ettir ilmektedir. öğrendiğimize göre Belediye rapordaki bu fikri kabul etmiştir, ö-nümUzdek! aylardan İtibaren narh «Vatları buğday üzerinden hesaplanacaktır. M. Müfettişlerinin Meşgul Olduğu Meseleler Belediye Umuru Hukukiye Müdürlüğünde öazı yolsuz uklar rm var? İstanbul Belediyesinde teftişler yapan müfettişler Umuru Hukukiye Müdürlüğü evrakile meşgul olmağa başlamışlardır. Bu meyanda mahkemeden çıkmış olan bazı evrakın infazında teah-hurlar olduğu ve bu suretle bazı [yolsuzluklar yapıldığı zannolun-maktadır. Dün Belediye Umuru hukukiye tenfiz memuru Rıdvan mülkiye müfettişleri tarafından dinlenmiştir. Yen! Umuru hukukiye müdürü Esnaf cemiyeti Hukuk müşaviri İzzet Belediye Umuru hukukiye müdürlüğüne tayin olunmuştur. inhisarlar kolonyası Piyasada Telâş Uyandırdı Kolonyacılar bir toplantı yapıyorlar İnhisarlar İdaresinin bu ayın yirmisinden itibaren piyasaya çıkarmı-ya karar verdiği kolonya şehrlmlz-deki kolonyacılar arasında telâş uyandırmıştır. Bu münasebetle ko-lanyacılar yarın Sanayi birliğinde bir toplantı yapacaklardır. Dün ken-dilerile görüştüğümüz tüccarlar, şunları söylemektedir: — İnhisarlar ispirto fiatlarını u-cuzlattı. Fakat esansların gümrük resimleri pahalı olduğundan bittabi biz de yaptığımız kolonyaların fiatlarını ucuzlatamadık. Halbuki İnhisarla* Ispirtovu kendisi İstihsal ettiği için bize nazaran kolonyayı daha ucuza mal edecek ve tabii olarak daha noksan fialla piyasaya çı-karacktır. Bu vzlyette kolonyacı erbabının zararını mucip olacaktır. Yarın yapılacak toplantıda kolon-yacıların İmalaâtı daha ucuza mal etmek çareleri düşünülecektir. BELEDİYEDE ı Mısır Çarşısı Meselesi Mısır çarşısı esnafının çarşının yardımcı hal olarak kullanılmak ü-zere istimlak edilmemesi için Belediye Riyasetine verdikleri istida ü-zerine Belediye Reisi, çarşı esnafı tarafından seçilecek İki murahhasla görüşmek İstemişti. Dün seçilen bu murahhaslar. Belediye Reisini ziyaret etmişlerdir. Otellerin ıslahı İçin alınacak tedbirler istanbul otelcileri cemiyeti, Belediye Riyasetine İstanbul otellerinin ıslahı için yapılabilecek işleri gösteren bir proje vermişlerdir. Belediye İktisat Müdürlüğü tarafın -dan tetkik olunan bu projenin teklifleri gayrlkablli tatbik ve çok İndi tecrübelere müstenit görülmüştür. Binaenaleyh meselenin rasyonel halli bakımından projenin kıymeti olmadığı anlaşılmıştır. Belediye. İstanbul otellerinin modern bir şekilde tanzimi ve organizasyonunu temin maksadile mer -kezl Cenevrede bulunan bepnelmi-lel otelciler cemiyeti katibi umumiliğine bir mektup yazarak bu hu -susta alınabilecek tedbirler hakkında malûmat istemiştir. Prostun meşgul olacağı İşler Şehircilik mütehassısı Prost, E -minönü meydanı vo Tepebaşında yapılacak tiyatro binası projeleri üzerinde çalışacaktır. Bay Prost, ayni zamanda Taksim kışlasının. Belediye tarafından alındıktan sonra alacağı vazıyet üzerinde ve Taksim kışlasından Vali konağı karşısındaki yeşil sahaya kadar olan kısmın tanzimi işi ile meşgul ola -çaktır. Okuyucularımız Diyor kl Kastamonulu hlr karlln dileği Kastamonu'da teşekkül eden va kazalarla beraber on boş kişiden mürekkep olan baro heyeti İttihaz eyledikleri bir kararla yazılacak bütün arzuhallerin münhasıran a-vukatlar tarafından yazılmasına ve diğer bütün serbest yazıcıların me-nedllmesine ve hiç bir kimse tarafından velev kendi İşi İçin olsa dahi yazılan arzuhallerin kabul edilmemesine ve beher arzuhal İçin asgari 3 lira ücret alınmasına karar vererek Cumhuriyet Müddeiumumiliğine tebliğ etmiştir. Avukatlık kanununda arzuhalciliğin memnu olduğuna dair bir kayıt yoktur. Avukatlık kanununun 23 Üncü maddeainin İkinci fıkrasında (dava İkamesine ehil olan her şahıs kendi dava veya işini bizzat İkame va takip edebilir) denilmektedir. Bu maddenin aarlh hükmü, haizi ehliyet ve reşit olan her şahsa kendi arzuhalini kendisi yazmak va davasını da açarak takip etmek hakkı bahsedilmekte olmasına nazaran bu kararla yukarıkl madde yekdiğerine aykırı değil mfdlr? . Muhitimiz fakirdir. Halk avukatların tayin ettiği ücreti verml-ye muktedir değildir. Kanunun sarahati hilâfına haizi ehliyet olan bir şahıs da mutlak avukata arzuhal yazdırmıya ve bu arzuhal mukabilinde muayyen tarife dahilinde para vermiye icbar etmek âdeta bir İnhisar değil midir? Bu kanunun ruhuna uyar mı? Kastamonuda emekli yarbay Ali Ruhi Kaynardag POLİSTE: Tramvay İle el arabası müsademesi «Aynalımcsciit» te mezarlık sokağında 10 numarada oturan Dursu; dün el arabasile Tünel caddesinden geçerken 437 numaralı vatman Hasanın idaresindeki tramvaya çarparak sağ elinin baş parmağı s.tk.ıtinmiştir. Arkadaşının kulağını ısırdı Evvelki gün Büyükadaya giden Vangel ile Andon isminde iki arkadaş; orada biribirlerile kavgaya tutuşmuşlardır. Bu esnada Andon arkadaşının kulağını ısırmış ve yakalanmıştır, z Bir çöpçüye otomobil çarptı Beyoğlu Temizlik amelesinden 74 numaralı Hüseyin, dün çöp arabasi-le İstiklâl caddesinden geçerken 74 numaralı hususi otomobil çarpmış, hafif surette yaralamıştır. Fabrikada yangın Dün sabah saat 8 de Balat vapur iskelesinde Saminİn iplik fabrikasında, elektriğin kontak yapması yüzünden yangın çıkmışsa da ameleler tarafından söndürülmüştür. Arkadaşına bıçak çekti Sarıyerde Yenimahalle caddesinde oturan Nazif ve Şakir isminde I-ki arkadaş, dün biribirlerile kavga etmişlerdir. Kavga esnasında Nazif Şaklre bıçak çektiğinden yakalanmıştır. SAMSUN YERLİ MALLAR SERGİSİ 19 Mayıa 939 dn başlıyacak beşinci Samsun yerli mallar sergisine iştirak sanayicilerimizin vazifesidir m u k Yeni içtimaî ahlâk yerli malı kulİHnmağı emrediyor. Yurttaş; Daima yerli malı kutlan. Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu Süt işi Halledilmek Üzere fabrika kuracak süt İstihsalini inhisar altına almıyacak İstanbul süt meselesini halletmek maksadile AnOtaradan celbedilen mütehassıs komisyonun içUmaları-na Belediye İktisat Müdürü de iştirak etmektedir. Haber aldığımıza göre komisyon Uç haftaya kadar süt meselesi etrafında muhakkak kararını verecek ve işi halledecek sistemi bulmuş olacaktır. Belediye süt işinde katiyen İnhisar yoluna sapmak niyetinde değildir. Belediye bu iş için bir fabrika tesis ettikten ve işlemeğe açtıktan tonra ayrıca süt müstahsillerinden müteşekkil bir şirket kuracaktır. Belediye şehirde satılacak sütler İÇİn bir talimatname hazırladıktan sonra süt istihsalini ve satışını talimata riayet şartile tamamen serbest bırakacaktır. Üç Kişiyi Yaralıyan Otomobil Alemdağı civarında feci bir kaza Aemdağında Ümraniye köyünden geçen Jırayir adında birinin idaresindeki 982 numaralı hususi otomobil, sokakta oynamakla olan ayni köyden Ahmedin 6 yaşındaki kızı Hidayete çarparak muhtelif yerlerinden yaralamıştır. O esnada Hidayeti kurtarmak istiyen Fethiye ismindeki kadını da başından ağır ve tehlikorl suretle yaralamıştır. Bu sırada otomobilde bulunan Edvard fflmfla hfr gen lan firen sarsıntısından başı otomobilin kenarına çarparak yaralanmıştır. Yaralılar Haydarpaş numune hastanesine kaldınmışlardır. İKTİSAT rŞLEBl i Yerli Mallar sergisinde Hatay pavyonu Bu sene tekrar Galatasaray'da a-çılmasına karar verüen 11 inci Yerli Mallar Sergisi için yapılan hazırlıklar ilerlemektedir. Şimdiye kadar iştirake karar veren müesseselere göre bu sene serginin diğer senelere nazaran daha muhteşem olacağı anlaşılmıştır. Bu sene, Hatay sanayicileri de sergiye geniş mikyasta iştirake karar vermişlerdir. Hatay tüccarları sergide sabun ve ipek mamulâtı teşhir edeceklerdir. Vali ve Belediye reisi LÛtfi Kırdar sergi komitesi fahri reisliğini kabul etmiştir. OENtZLERDB i Deniz Ticareti Umum Müdürü Ankaraya gitti Evvelki gün Ankara'dan şehrimize gelen Deniz Ticaret Umum Müdürü Zeki. dün Ankara'ya gitmiştir. Umum Müdür, yeni merkez liman teşkilatı ve kadroları üzerinde tetkiklerde bulunmaktadır. Birbirini döven kadınlar Halıcıoğlunda Dere sokak 2 numarada otuarn Anna ile ayni yerde mukim Sultana, dün biribirlerile kavga etmişler ve yekdiğerini dövmüşlerdir. Polis, kavgacı kadınları yakalamıştır. Tramvaya atlamayınız Bebekten Emlnönüne gitmekte o-lan 1023 numaralı vatman Kemalin idaresindeki tramvay arabasına, dün koşarak binmek İstiyen Tarlabaşın-da oturan Yorgl düşmüş ve ayağile elinden yaralanmıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. Denize girdi yaralandı Kocamustafapaşada ikinci çıkmaz S numaralı evde oturan Osman ağ-lu 12 yaşında Mes"ut. evvelki gün denize girmiş, fakat başını taslara çarptığından yaralanmıştır. POLİTİKA İtalyanın haricî siyaseti Almanyanın umumi siyasetini İzah eden nutuklar ve iki siyast zümrenin karşılıklı faaliyetlerinden sonra sesini İşittirmek, cihan efkârı umumiyesine harici siyasetini izah sırası ltalyaya gelmişti. Mihverin umumi siyasetini takip edenler, M. Mussolininln Tûrino'da söyliyeceği nutkun esas hatlarını bilmiyor değillerdi. Fakat İtalyan Başvekilinin son nutku, her zaman rastlanan nutuklarına benzemiyordu. Şüphesiz ki İtalyanın, bu nutukta, eski taleplerinden vazgeçmemiş, iddialarından geri dönmemiş tavrı görülüyor. Bilhassa Fransanın, ltalyaya karşı bazı tecavüzkârane tavırlar aldığını ihsas ediyor. Bu nutukla İtalyanın, ve dolayısile mihver siyasetinin son zamanlarda diplomasi sahasında bazı muvaffak iyetsizliklere uğradıktan ve mihver devletlerinin istilâcı bir siyaset takip etmediklerini cihana İlân etmek hususunda büyük bir mesai sarfettikleri de anlaşılıyor. Mihver siyaseti ezcümle. Avnı -pada ve bütün dünya piyasalarında, daha doğrusu iktisadi sahada müşkül bir vaziyette bulunuyor, istihsal kuvvetlerinin mühim bir kısmını, harp sanayiine, İhtiyat ku\vet-lerine hasreden mühim bur sây unsurunu âtıl bırakan bu iki devlet, bu hareketlerinin aksülâmelini görmekte gecikmiyor. İtalya, M. Mussolininin ağzile, Av-rıpada bir anlaşmanın imkânsız olmadığını da ileri sürüyor. Ve bu araıta soğukkanlılıkla hareket edildiği -akdîrd- harbi muhakkak gösterecek bir vüsatte ve ehemmiyetli meseleler mevcut olmadığı ve Avrupa siyasetindeki düğümlerin kı -lıç kullanmadan çözülebileceğini de İlân ediyor. İtalya, bu suretle bir anlaşma imkânını İleri sürerken, harp ihtimalinin de mevcut olduğunu, yani kararsızlıktan dolayı herhangi bir harekete tevessül edilebileceğini İhsas ediyor. Bu sözler, İtalyanın ve mihver siyasetinin arzu ve ümit ettiği semereleri eline alamadığı ve ala-mıyacağım da görünce vaziyetin ne şekil alabileceğini düşünüyor. Bu da, Torino'dakı nutkun âdeta faşist harici siyasetinin bur müdafaası şeklinde tezahür etmesine âmil oluyor. Filhakika, İtalya, son nutkun tetkiki neticesinde, Almanya ile birlikte bir müdafaa siyaseti takip etmeyi şiar edinmiş gibi görünüyor. İtalyan hükümet reisinin, Baltık denizinden Hint Okyanusuna kadar uzanan bir kütlenin mevcudiyetinden bahsetmesi de manidardır. Ve daha ziyade bu kütlenin müdafaa bakımından ehemmiyetini tebarüz ettirmektedir. İş bu raddeye gelince, mihver siyaseti için. halihazır diplomasi faaliyetlerinin semere vermesinden, yani sulhun İdamesi için yapılan mesaiden kuşkulanmamak gerektir. Zira bu faaliyetlerde, Roma ve Berlinin de söylediği gibi, Avnı pada ve bütün dünya yüzünde muvazenenin muhafazası, sulh halinin devamı müşahede ediliyor. Neticede M. Mussolini. mihver siyasetini, nutkunda daha yumuşak bir tarzda ifade etmiş ve harici siyaset meselelerinin istedikleri gibi tezahür etmemesinden düştükleri inkisari hayallerin yanında, uzlaşma ümitlerini, uzak bir ihtimal de olsa mutlak surette bir kenara atmamıştır. Dr. Reşad SAGAY TAKVİM 16 Mayii 1939 Salı Hlerlı?» Raattlavvel 1550 Ruh 3 M A Y I S 1355 Ruzı bızır: 11 Filiz Kıran Fırtınası Dağa ¦¦¦II 4,41 Öğle ' 12,10 — 'kl.il ı 16,07 Akşaaıı 19,21 — Yatsı ı 21,10 Uıak ı2,36 65 YENî SABAH GÜNLÜK 3İYA3İ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI 900 Kr. Seneliği 2400 Kr. S00 Kr. öaylıfiı 1250 Kr. 260 Kr. 3 aylığı 6S0 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. Po.t. inikadı»! liridnnı nmm | l.fc.ll.r 2«. 14. Tg M4lirı HER YERDE KURUŞ Fransız Başvekilinin Nutku Yazan: Hü.eym Cahid YALÇIN " Gecikmiştir „ Fransız Başvekili M. Daladier'nın Mebusan Meclisinde ırad elliği nutuk, silah gürültülerine ve tehditlere alışkın kulaklarımızda tatlı bir hayret ve memnuniyet husule getirdi. Devlet adamlarının ağzından artık nadir duyulan bu sözler hissi selimin ilhamıdır. Fransa, mütecaviz bir emel beslemediği, bütün beşeriyet tarafından asırlardanberi hürmetle karşılanmış ideallere sadık kaldığı için, bugünkü siyasi gürültüler içinde hissesine, ağır zorluklara rağmen, kolay bir rol düşmüştür. Muhtelif milletlere mensup devlet adamlarının hepsi sulh taraftarlığı ediyor. Zaten işin garip tarafı dudaklara gayri ihtiyari bîr tebessüm davet eden cihet de budur. Şeflerin teminatlarına bakarak görüyoruz ki, Almanya ve italya sulhun muhafazasından başka blrşey için uğraşmıyorlar. Kendilerini hain ve dessas demokrasilerin tasarladığı çemberden kurtarmıya ve onların tecavüzlerine karşı durmıya çalışıyorlar. Diğer tarafta, İngiltere ve Fransa'nın Rusya'yı, vesair devletleri de yanlarına alarak bir sulh cephesi vücude getirmekten başka bir emelleri olmadığı temin ediliyor ve görülüyor. Bu halde, bütün bu askeri ve siyasi hazırlıklar, bu endişeler neden? Kimden korkuluyor? Harp istiyen kimdir? Ortada harbi isleyen hiç kimse göremezsiniz. Fakat harbi yapanlar, milletlerin istiklâllerini çiğneyen-ler ve daha daha çifenemiye hazırla-nanlar var! İşte vaziyetin ^al,alwH bundan ileri geliyor. Eğer her devlet gerçekten sulh taraftan olsa İdi, Birleşik Devletler Cümhurretsl Roos'evelt'ın teklifi memnuniyette kabul edilmiş ve büyük bir konferans şimdiye kadar toplanmış olurdu. Roosevelt'İn mesajı büyük bir imtihan teşkil etti. Amerika'dan çelen sözleri reddedenlerin sulh taraftarlıkları hakkındaki teminatları tereddütle karşılandığı halde bu teklifi derhal kabul edenlerin cevapları İtimad ile telakki olunuyor, İşte M Daladier'nin rolündeki kolaylığa işaret ederek Fransız siyasetinin telkin ettiği bu itimadı anlatmak istiyorduk. Fransız Başvekili her türlü vasıta ile sulhu yıkanların bile zahiren sulh taraftarlığı etmelerini milletlerin hakiki hislerini ve temennilerini gösterir bir delil olarak ilerive sürüyor ki bu müta-leasındaki isabet inkâr edilemez. Bazı afızlarda sulh teminatı yalnız dahildeki efkârı umumiyeyl teskin ve celb İçin kullanılmış bir propaganda tedbirinden başka bir mânayı haiz değildir. M. Daladier, cihanın kaynaşmakta olduğu davavı pek güzel hulâsa ediyor: Tahakküm ile mi İş görülecek, güzellikle anlaşarak ve müte-kabÜ haklara hürmet edilmek sure-tlle ml münasebetler beslenecek? Filhakika, dünyanın meselesi budur. Bugüne kadar ortada bir sulh muahedenameleri vaziyeti vardı. Bunun Ma o kadar haksız İdi kl Umumi Harpten mağlûp çıkmış devletlerin hiçbiri kendilerine zorl la İmza ettirilen muahedenameleri rıa&Hİ* fcefetl ff£M fdf svrrf hüd şeklinde llAnlhaye tatbik edemezlerdi Muahedenamelere riayet mllletleraraıı münasebetlerde kud-«I bir kanun ve düzen teşkil edebil-m"k ,r,n "rla tahmil edilmemiş ol-malan icap eder. Fakat bugün bu "riyet değl,ml,„r. Sulh muahede-nameleri hemen tamamen parçalan- yî"k tefek pûril"" 'Çin hart» değil. İyi komşuluğa ve dört- luğa İhtiyaç vardır Ktr|1ılkI( blf Hüseyin Cahid YALÇIN (Sonu S üncü sayfada) Cümhurreisi Parti Büyük Kurultayım içtimaa Çağırdı Ankara, 16 (A.A.) — Milli Şefimiz Cumhuriyet Halk Partisi Genel Bankanı İsmet İnönü, C. II P. Genel sekreterliği vasıtastle aşağıdaki tebliği tamim buyurmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisinin beşinci büyük kurultayı yirmi dokuz mayı» 1939 pazartesi günü saat 10 da Ankarada Türkiye ı Büyük Millet Meclisi binasında toplanacaktır. Parti nizamnamesinin 31 inci maddesine uyarak bildiririm, C. H. P. Genel Başkanı İsmet İnönü :kmxmkxxmxkxkxmxkk: Sporunun Kalkınış Plânı Beden Terbiyesi Umum Mü-dürü General Cemil Taner'in "Yeni Sabah „a Beyanatı Türk-ingiliz Anlaşması Amerika, Leh ve Yunan Gazetelerinin Neşriyatı İngiliz Hariciye Nazırı Lord Halifaks İngiliz -Henüz Vaşington, 10 (AA.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiri-yor: Amerikada neşredilen İstanbul telgrafları anlaşmanın ehemmiyetini tebarüz ettirmektedir. Şimdi bu hususta bir başmakale neşreden Associated Baltİmores bunun Mü-nih'tenberl ingiltere'nin en mühim muvaffakiyeti ve mihverin ittisaını menedecek en mühim tedbir olduğunu ve İngılterenin kendinin ve yeni müttefiklerinin vaziyetlerini çok takviye ettiğini ve anlaşma Tur-klyenln o kadar değilse de İngılterenin muhtaç olduğu mnavenetl temin ettiğini, haritanın Atatürk ve ismet İnönü memleketinin ehemmiyetini gösterdiğini, Türkİyenin büyük kudreti askeriyesi sayesinde İngiltere; Mısır, Filistin ve Suriye-yi muhafaza edebileceğini, anlaşma İtalya'nın Akdenizdeki mesnetlerinden mütevellit tehlikeyi mühim mikyasta azalttığı gibi Bulgaristan ve Yugoslavyanın vaziyetlerine de tesir ve Ingilterenin Rusya ile anlaşmasını teshil edeceğini, bunun yanında Rum an ya - İngiltere anlaşmasının teferruat kabilinden kaldığını yazıyor. YVaşıngton Star ise yine anlaşmanın ehemmiyetini kayıt ve Türklye-(Sontı 3 üncü sayfamızda) Sovyet Temasları Netice Vermedi Lord Halifaks Cumaertesi Günü Parise Gelerek Bu Mesele Etrafında Fransız Ricalile Görüşecek Londra, 16 (A.A.) — Lord Halifaxl L.dier ve Bonnet ile birlikte İngilız-cumartesi günü Paris'e muvasalat Sovyet müzakereleri hakkında gö-edecektir. Nazır, öğleden sonra Da- rüşeecktir. Fransa'nın İngiliz ve Sovyet tezleri arasında bir anlaşma teklif ede-3 üncü sayfamızda i General Cemil Taner Kırkpınar güreşlerinde «Yeni Sabah»ı tetkik ederken Edirne, (Hususî surette gönderdiğimiz arkadaşımız yazıyor) — Kırkpınar güreşlerini takip, Trakya sporu hakkında tetkiklerde bulunmak üzere Edırneye gelmiş olan Beden Terbiyesi Umum müdürü Cemd Taner'in iştirakile Trakya Umumî Müfettişliğinde müfettişi umumi sıvın General Kâzım Dirik, Vali Niyazi Mergen, Edirne mebusu esKi Eskrim Federasyonu Başkanı Fuat Balkan, Eskrim Ajanı ve polis müdürü Hadi, Tenis Ajanı İzzet Arkan, Asbaşkan Bahri, Bölge antrenörü Hüseyin Berkan, Altıok klübu ikinci reisi Ahmet özgirgin, Umumî Müfettişlikten Niyazinin iştirakile yapılan spor konuşmasında ben de bulundum. Çok samimî cereyan e-den toplantıda umumi dertler birer birer teşrih edilerek tedavi edilecek yaralar meydana çıkarıldı. Mekteplilerin ayrıimasUe zayıflıyan klüplerin iş görebilecek hale gelmesi i-çın birleştirilmesine, ilende adedi (1000) i geçecek kapalı, açık sahalı, binası kendi malı olan numune klüp lerimizin ilkinin Edırnede kurulmasına karar verildi. İçtİmadan sonra evlerinde ziyaret (Sonu 7 mel sayfada) Çakırcalı Efe Senelerce Koca Osmanlı İmparatorluğuna karşı koymuş bir adamdır. Onun harukulâde maceraları halk aramda hâlâ bir .o asal gibi ani itilir. Bu adam hakikaten müthiş bi. eşkıya, bir cani midir? Yoksa onu bu harekete teşvik eden âmillerin de bu işte kabahati var mıdır? MURAD SERTOĞLU'nun Büyük bir itina ile hazırladığı ve her sahifası hakikat olan bir roman halinde yazdığı bu eşsiz ve heyecanlı eseri okuduğunuz zaman bu hükmü siz vereceksiniz Pek Yakında Başlıyacağız m. v at- Bir Eski İstanbul Polis Müdürünün Hatıratı Eski İstanbul Polis Müdürü Emekli Tümbay Halil Aşıroğlunun hatıraları Bugün Başladık 4 üncüde Alman-İtalyan Askerî Paktı İmzalanıyor Berim, 16 (A.A.) — Alman siyasî mahfillerinde söylendiğine göre, B. Hitler, İtalya - Almanya askeri paktının imzası münasebetilo 21 mayıs pazar günü İtalya hariciye nzırı Kont Ciano şerefine vereceği akşam ziyafetinde bir nutuk irat edecektir. komadan öğrenildiğine göre Kont Ciano Kornadan cumartesi günü hareket edecek ve Berlinde ü? gün kalacaktır. Almanyanın Roma büyük elçisi, şimdiden Berline hareket etmişti*. Pakt 22 mayısta imzalanacak Berlin, 1 6(A.A.) — Kont Cianj nun 21-22 mayıs günlerini Berlimb geçireceği öğrenilmiştir. Müânda ak-tedilen paktı. 22 mayısta sabahleyin imza edilecektir. İmzadan sonra verilecek öğle yemeğinde Hitlerin ve Kont Cianonun bîree nutuk söyliyecekleri tahmin edilmektedir. Tren Yolunda Ölü Bulunan Kadın Bunun bir şapkacının ayrılmş gen) karısı olduğu tebeyyün etti Geçen ayın 29 uncu günü Saraat-ya İle EryemczTşımendıler kop altında; tren yolunda iki ayağile sol kolu kesilmiş olarak bulunan kadın cesedinin hüviyeti anlaşılmıştır. Zabıta, bunu Fatihte Iskenderpaşa mahallesinde Tekke sokağında 13 numaralı evde oturan Hakkının manevi evlâdı ve tornacı Gabrisin karısı, evvelce kapalı çarşıda «Şık şapka* mağazasında çalışmış Madam Margeııta isminde 27 yaşında bir kadın olduğunu tesbit etmiştir. Bu genç kadın; bir müddettenbe-ri kocasile ayn yaşamakta bulunmuştur. ----- Memlekette Kesme Şeker Buhranı mı Var? Tüccar Şeker Şirketinden istediği Kadar Kesme Şeker Alamıyor "Yeni Sabah,, bir memleket meselesi saydığı bu işe el koymuştur. Ve Devamlı Naşrlyatlle büyüklerimizi tenvir atmağa karar vermiştir Alpuıiu s«ke; fabrikası (YfİZteN S ncUde) HER SABAH Avrupa Harbe Mi Gidiyor ? Berlin ve Roma'dan gelen telgraf haberlerinde Danzig'de bir emri vi-kff^yapılrhâüi mıima%*den "sık sık bahsedilmekledir. Şehre seyyah kıyafetinde şu kadar bin Alman askeri sokulduğunu, Danzig'deki Leh millî müesseselerinin meçhul admlar tarafından camlarının kırıldığını, Alman hücum kıtalarının Danzig caddelerinde bir geçld resmi yapacaklarını gene ajans telgraflarından Öğreniyoruz. Endişe veren ve içinde yaşadığımız huzursuzluk havasını biraz daha arttıran bütün bu haberlere rağmen Almanya'nın çıkanın başını koparacağını zannetmiyoruz. Kanaatimizce, bütün bu meyOad wuznaBia^Dn»^tt^Mpi gîcferek çıkmaza girmiş bir siyasetin zevahiri kurtarmıya matuf câii ihtilaçlarından başka birşey değildir. ingiltere icabında harb etmeğe sureti katiyede karar verdikten sonra Avrupa'da harb İhtimali muhakkak ki yüzde yetmiş beş azalmıştır. Dimyata pirince giderken evdeki bulguru tehlikeye düşÜrmiyecek kadar mihver devletlerinin basiret göstereceklerine hâlâ İhtimal verenlerdeniz. A. CEMALEDDtN SARAÇOÛLO S.rf.1 t TENISABAH 17 MAYIS 193» Cf?SA\JKAt?A MtHMtDİN HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik. No 93 Yazan i M. SIFIR Maceralar Peşinde Arkadaşlarla Maltepe ve Kayış Dağında Dolaşıyorduk Hoca Bekir, yine bırşcy yumurtlı-j yacağı sırada Yusuf Bey bir işaretle onu susturmuş ve: — Kara Mehmet beni dinle. Şimdiden tezi yok. Arksdnşlarını al. son vapurla Üsküdar'a geç. Vereceğim kağıdı Allunİzade de Üçköşkler mevkiinde oturan (......) Beye götür. O sızı gece hem misafir eder, hem de silâhınızı, yolddugunuzu temin eyler. Yalnrz şu sırada Şile yolu üzerinde dolaşmak tehlikelidir. Düşmanın bu havalide kuvvetli ve sık süvari devriyeleri gezdirdiğini ı biliyoruz. Alemdjğındn Ermeni kö-yile (Kaymaz) ciltliğinden ileri geçmeyiniz. O civarlarda hem korunur hem de geçinirsiniz. Bir de Çamlı-cadan Alemdarına, Muhacirköy ve Dudullu yolile sakın gitmeyiniz. curalarda da yine Hintli müfrezeleri var. Gece Küçük Çamlıcadan Uzunca yıra iner. Büyük ve küçük Bakkal köyleri arasında bir. iki gün eğlenirsiniz. O civarlarda sizi meşgul ve memnun edecek bir iki çalı kakıcı var. Geçen gün Erenkoyüne inen Sa mandıralılardan iki kişiyi soymuş-lar. Burada da fazla durmazsınız ve ' Bakkal köylerle Nerdiben köyü ara-, sındakl yoldan uzaklaşır ve Kayıs-dağı ile Maltepe üzerindeki sırtların arasından dolaşarak', Büyük Baklfal; köyünün şarkından geçersiniz. Şamandıra köyüne de uğramaksızın Kaymaza inersiniz. Demiş, biraz harçlık ve bol nasihatle bizi yolcu etmişti. O akşam, gece yarışma doğru altunizadede (.1 bevin köşküne var mış. serilen ya kuya dalmıştık nü de orada 1 şam, ortalık Ij ra, (....) beyin talannı omuzumuza takmış, fişek-1 liklcri sarmış yine encam ve akıbeti meçhul bir yola atılmıştık. Şimdi sizden saklamağa hiç te lüzum görmüyorum. Hepimiz de memnunduk ham. Hele Hoca Bckırle Hemşinli Nuri. Keklik gibi sekiyor, bülbül gibi ötüyorlardı. Sabaha karşı, Kayış-lağının. Bakkal köyleri arasında u-zanan yolu görebilecek bir sırtına varmış, fundalıklar içinde gizlenerek nöbetle uykuya dalmıştık. O günü oracıkta geçirmiş, ortalık kararınca indiğimiz yola yakın bir yerde de gecelemiştik. Fakat tesadüfün garip bir cilvesi olacak, değil aradıklarımızı, adam yüzü bile görmemiştik. Sabaha karşı yine eski yerimize dön müş ve sinmiştik. Şans. ikinci günümüzü de bize zindan etmişti. Tabu; tabur yürü-| yuf yapan düşmanları seyret t ırmişti. O günü de boş geçirmek nem ve bilhassa Mipavrilıyi fena halde sinirlendirmişti Ikındı vakti bulunduğumuz yerden ayrılmak ve Yusuf beyin tarif ettiği yoldsn Şamandıra Üzerine akmsk aklıma gelmişti. Fakat, bizim Hoca Bekir hemen ¦aa derin bir üyece ile ertesi gü-;tık. İkinci ak-arardıktan son-iği mavzer filin- davranhiff ve teklifime dil satmıştı: - Gözünü seveyim Kara Mehmet, demişti. Ba da nereden aklına geldi şimdi Ne kabahati var şuracığın? Hava güzel, su bol ve iyi, hem de yakın. Kh dağarcığımızda çok şükür yiyinti de eksik değil. Hiç olmazsa bu günü \«s geceyi de geçirelim burada. Hem kısmet dediğini aramakla bulunmaz ki. Nasip olunca Allah getirir o nesneyi adamın a-, yağına. Nuri de Hoca Bckırdcn yana ol-1 muş. gitmemek için bınbır özür bul-j muştu. Tuhaf değil mı, akıllı uslu sandığım Mipavrili de onlara uymuştu. Tabii oracıkta kalmış, akşa-' mı da bulmuştuk. Ortalık kararırken Hemşinli ayaklanmış, erzak dağarcığı ile su tulumunu omuzlamış-tL Fakat, ben yol üzerine inmeyi muvafık bulmuyordum. Gündüz Şamandıra ve Sarı Gazi istikametlerine giden düşman kıtalarının yine bu yoldan döneceğini düşünüyor ve a-Çikçası bir hissi ksblelvuku ile yola sokulmaktan ürküyor, çekiniyor-dum. Hoca Bekir, türlü türlü hokkabazlıklar yapıyor, yeşilliklerin ü-zerinde perende atıyor, bacakları havada elleri Üzerinde yürüyor ve bütün bu hareketler arasında da: — Kuzum Kara Mehmet, diyordu. Kurma bizi de inelim yol kenarına. Bu akşam içimden doğdu. Her halde ganice bir kısmet çıkacak kar-şımıza. Fakat, ben muvafakat değil, bilakis yerimizde kalmaya ısrar etmiştim. Mipavrili, gençleri memnun etmek için bir çare bulmuştu. Yerimizde kalmayı ve nöbetle yol kenarını beklemeyi U'klıf etmişti. İki de-Ükanlının uygun (Devamı var) Bir Ceset Bırundu Bunun çöp motorundan dUTen bir amele olduğu anlaşıldı Dün Kazlıçeşme ile Zeytinburnu arasında balıkçı Hakkı tarafından denizde bîr cesed bulunmuştur. Yapılan tahkikatta bunun ayın 2 inci günü 342 numaralı Raaim kaptanın idaresindeki Namazgah çöp motöründen denize düşen 45 yaşlarında amele Halil oğlu Recep olduğu anlaşılmıştır. Dört dilenci mahkûm oldu Dün, Güllü, Nâhit, Kâmil ve Nuriye isminde 4 dilenci yakalanmıştır. Sultanahmet birinei Sulh Ce/a mahkemesi bunları, sekizer gün Belediye hizmetinde çalışmıya mahkûm etmiştir. Limanda Balık Bolluğu a 9 / f ±- ar fcV-TtSj*^*^ 'ssBsrssBsJ R - , _^paahaw fcugünlerde limanda çok balık çO"-^ı^daı Krmların bir kıs . satılamıyarak tekrar denize dökülmektedir. Resinde deni e dökülen istavrit balıkları görülmektedir. Yeni Bütçe Ankaraya Gitti _ Pazar günüde Vali ve muhasebe müdürü gidiyor tstsnbul Vilâyet ve Belediye bütçeleri Şehir meclisinden çıktfktan sonra bir memuru mahsusla Ankaraya gönderilmiştir. Pazar günü de Vali ve Belediye reisi yanında Belediye muhasebecisi Mümtaz olduğu halde bütçe hakkında izahat vermek üzere Ankaraya gidecektir. Dövüşenlerle Yaralananlar 24 aaat içinde şehrimizde t ukabll a vaka oldu 1 — Fatihle Iskenderpaşa mahallesinde Öksüzler sokağında 24 numarada oturan Nazif oğlu Samı; vlne su almak üzere gelen komşularından Sait kızı Nimeti dövmüş ve yakalanmıştır. 2 — Yine Fatihte -Taş han» da o-turan seyyar sütçü Adem oğlu Ham-za Uysal; Alı oğlu İsmail Fodom isminde bırı tarafından dövülmüş ve yakalanmıştır. 3 — Boyacıkoyunde oturan Salim oğlu Salih Turanı dövdüğü iddia olunan ayni evde mukim arkadaşı Hasan oğlu Hüseyin tutulmuştur. 4 — Fatihte İbrahim paşa caddesinde temizlik yapan çöpçü Muhid-dini; Avazköyü halkından 16 yaşında Ademin dövdüğü iddia olunmuş ve Adem yukalanmıştır. 5 — Tavuk pazarında oturan Salih kızı Şeref aynı yerde İkamet e-den seyyar koltukcu İbrahim oğlu İsmail tarafından dövüldüğünü söylemiş İsmail tutulmuştur. 6 — Bcçiktaşta Şehit Ali caddesinde 99 numaralı evde oturan Ab-dülkadır Fostan ile Uskudarda mu-ki- McMhıl Tünel caddesinde dövüşmüşler ve yakalanmışlardır. 7 — Nışantaşında oturan Osman oğlu Mehmcd Battal ile komşusu hamurksr Kadri bir alacak meselesinden dövüşmüşler ve Kadri Meh-medi demirle başından hafifçe yaraladığından yakalanmıştır. 8 — Drağman caddesinde oturan sabıkalı Mustafa oğlu Salih Çete sarhoşlukla Celâl Butun ve Turhan Akçağla dövüşmüş ve bıçakla bacaklarından hafif surette yaralayarak tutulmuştur. bexeıiıvede : Okuyucularımız Diyor kl Ceyhan telefona kavuşuyor MaSabere ve Münakale Vekâleti P. T. T. Umum Müdürlüğünden : Gazetenizin 24/4/930 tarihli nüshasında intişar eden «Ceyhan telefon istiyor* başlıklı yazı münssebe-tile aşağıds yazılı malûmat ve İzahatın verilmesi muvafık görülmüştür. Şehirlerarası telefon devrelerıle şehirler dahili telefon şebekeleri memleketin her bakımdan olan vazıyeti gözönünde tutulmak suretile tanzim edilmiş bulun.n bir programa tevfikan yapılmaktadır. Ceyhan telefon şebekesi de hükümetçe musaddak bulunan İşbu programın tsyin etmiş bulunduğu sııa ve bütçe imkânlsrı dahilinde vücude getirileceğinden bir müddet dıhs intizar zaruri bulunmaktadır. Soysuzun Marifeti Soyadı Soyeuz olan bir boyacı bir garsonu vurdu Fenerde iki arkadaş birbirlerini vurdular Dün gece saat 22 de Fenerde Haydar caddesinde 8 numaralı bakkal Salihin kulübesinde bir cinayet olmuştur: 319 doğumlu Ali oğlu Mustafa Yıldırım İle Aksaray Sofular caddesinde oturan Halil isminde iki arkadaş; birbirlerini bıçakla ağır su- Kalyoncu kolluğunda Enverı yaralayan boyacı Ali Soysuz Dün gece saat yarımda «Tarlaba-|i caddesinden geçmekte olan ve Pangaltıda «Vatan • kıraathanesinde garsonluk yapan İsmail oğlu Enver Akgül ile Kasımpasada oturan kundura boyacısı Ahmed oğlu Ali Soysuz; bir kadın yüzünden yekdi-ğerile kavga etmişlerdir. Bu esnada Alı Enveri arkasından kunduracı bıçağı ile yaralamış ve yaralı hastahaneye kaldırılmıştır. Suçlu Soysuz yakalanmıştır!... rette yaralanmışlardır. İki yaralı da hastahaneye kaldırılmıştır. Bu kanlı hâdiseye sarhoşluğun sebep olduğu tahmin edilmektedir. Şehir Meclisinin Mü nakaşalı Toplantısı Prostun Mukavelesi Temdit du. Düşkünler evinin ismi Darülacezeye Çevrildi Belediye h'zmetçi mese-levni fnlIeHİYO- Istanblu Belediyesi İktisat Müdürlüğü mühim bir mesele üzerinde etüdlerde bulunmaktadır Bu Istan-bulda bulunan müstahdem meselesidir, tstanbuida bulunan birçok müstahdem ve hizmetçiler hasta ve ahlâki noksanlarla, malûl olduğundan Belediye iktisat Müdürlüğü hu husustaki Belediye nizamnamesini sıkı bir şekilde tatbike karar vermiştir. Bu nizamnameye nazaran Belediye ve polisle birer sicilleri bulunacak ve bu suretle evlere hizmetçi olarak girmek ıstiyenler Belediyeye birer beyanname ile müracaat edeceklerdir Bilhassa bu vazifelere girmek is-tiyenterln ahlâki vaziyetleri polis tarafından çok iyi bir surette tesbıt olunacaktır. TAKVİM . . j 19i y^amba Hlsrl.27 RsbİoİevvcI 1158 Raa.li 4 M A Y I S 1155 Ruzı hııır: 12 Def» saati 4,40 Ö|U ı 12.U — 1-1.al i 16,07 Ahaassı 19,22 — Yatsı ı 21,12 1-aak ı2,34 İstanbul Şehir Meclisi dün saat 15 de toplanarak ruznamcde mevcut meseleleri münakaşa etmiştir. Fakat ruznameden evvel Belediye Riyasetinden gelen iki tezkere okunmuştur. Belediye riyaseti bu tezkerelerden birinde Belediyeye ait harap binaların yıktırılarak ankazınm ve arsalarının satılmasını ve bazı arsaların üzerinde de yeni binaların inşasını istemekte ve bunun için de Belediye bü!» isinde ayrı bir varidat ve masarif faslının ihdasını islemektedir Dif-er tezkere ile de Adaları Güzelleştirme cemiyetine bir arsanın pırasa olarak verilmesi istenmekte idi Bu tezkereler kabul olunarak ait olduğu encümenlere ha-I vale olunmuştur. Bundan sonra rurnnmenin maddelerine geçilmiştir Terevaftların I-mal ve satışı hakkında zabıtai belediye talimatnamesine bazı maddelerin ilâvesi uygun görüldüğüne dair Sıhhiye ve Mülkiye Encümenleri müşterek mazbatası okunmuşlur. Azalardan Urisi bakkallarda satılan tereyağların kâğıtlarda sarılı o-larak sstıliD satılmıyacaftını sormuş ve buna müsbet bir cevap verilmiştir. Bundan başka tereyağ salan dükkânların dükkanlarında frijider bulundurulması da kararlaştırılmıştır. - ^ ^ •^»SS.''w»- dukları şı«*.7erın evsaf ve şeraiti hakkında zabıtsi belediye talimatnamesinin 453 üncü maddesinin tadili hakkında Sıhhiye ve Mülkiye encümenleri müşterek mazbatası o-kunarak kabul olunmuştur. Memba sularının satışa çıkarıldıkları kapların tâbi olacağı şerait hakkında zabıtai belediye talimatnamesinin bazı maddelerinin tadili uygun görüldüğüne dair Mülkiye ve Sıhhiye Encümenleri müşterek mazbatası okunmuş ve bazı münakaşalara sebep olmuştur. Azadan biri riyasetten Taksim, Halkalı vt Kırkçeşme sularının kabili şürp olup olmadığını sormuş ve riyaset namına verilen cevapta bu suların Belediye tarafından kontrol edilemediğini, pis olduğunu, binaenaleyh Belediyenin bunları tekeffül edemiyecegini söylemiştir. Bunun üzerine mazbata reye konulmuş ve kabul olunmuştur. Şehircilik mütehassısı Prost ile yapılan mukavelenin bir sene müddetle temdidi hak!:tnda Bütrp ve Kavanin Encümenleri müşterek mazbatası okunmuştur. Belediye '-mar Müdürü Hüsnü, Prostla yapılan mukavele hakkında malûmat vermiş ve mukavele mucibince Prost'un senede iki defa ikişer ay İs'anbulda kalacağı ve yeni mukavele müddetinin iki sene olduğunu sövtemiştir. Prost, geçen senelerde. Beyoğlu. İstanbul nazım plânlarını ikmal etmiştir. Üsküdar ve Kadıkö-yün nazım plânı taslak halindedir. Bunların meclisin teşrinisani toplantısında sevkolunacağı tahmin olunuyor Bundan başka Florya. Me-cidiyekoy. Dolmabahçe. Beşiktaş, Şehzadebaşı, Halıcıoğlu, Fenerbahçe. Üsküdar iskele meydanı. Bebek - tstinye yolu tatbik plânları yapılmıştır. Bunlar Nafıa Vekâle-tındedir. ^ Verilen i?ahat üzerinç roızbata eVsorîyeffe kabul olunmuştur. ' | Ruznamenin son maddesini teşkil eden Düşkünlerevinin .Darülaceze» «içtimai yardım yurdu» olarak isimlendirilmesi hakkında Mülkiye Encümeni mazbatası okunmuştur. Bu mazbata bir çok itirazlara ve münakaşalara sebep olmuştur. Neticede azanın birçoğu Darülaceze İsminin tekrir verilmesini istemiş, bu ekseriyetle kabul olunmuştur. Şehir Meclisi bundan sonra bugün tekrar toplanmak üzere dağılmıştır. Fransa ve I.ıgilterenin siyaseti Fransa • ile lngiltercnın Avrupa-dakı siyaseti son günlerde M. Dala dier'in ve M. Chamberlatn'in : J etmiş oldukları nutuklar ve giriştikleri diplomasi faaliyetlerde te-bsyyün etmekte ve hep ayni İstikamette yürümekte olduğunu göstermekledir. Fransızlarla İngilizlerin bu siyasette nazarda tuttukları nokta Avrupada İki siyasi yolun intihap edllebüecegi hakkındaki kanaattir. Fılhskiks Avrupada ya teşriki mesai yapılacak vs yahut da bir taraflı bir hakimiyet tesis edilecek-Ur. Fransızlarla İngilizler mevcut statükonun muhafazalı ve herhangi iktisadi ve siyasi muvazenesizlikleri sulh yolile hsl yolunu tuttuklarından, onlar daha ziyade, müşterek bir teşriki mesai faaliyet, istilzam edecek bir vaziyet almak arzusundadırlar. Ve bu fikri takviye İçin ds, hadısatın gösterdiği seyir karşısında. İcabında bütün kuvvetlerde, Avrupa kafasında istiklâl ve mülki t ama m ly etler i, siyasi muvazenenin idamesi ve umumi sulh havasının muhafazası İçin zaruri olan devletlerin hâkimiyetlerine halel İras edecek her türlü tecavüze karşı koymağı da en hayati bir unsur olarak telâkki etmektedirler. Son seneler zarfında dahili mu • vazenesızlığinın harici siyasetteki menfi tezahürüne sahil olan Fransızlar, maruz kaldıkları tehlikeyi anlıyarak. dahili kalkınmalarls bunun önüne geçmeğe çalışmışlardır. Ve bu arada, beyinlerindeki bazı ayrı düşünüş tarzlarım bir tarafa bırakarak Paris ile Londra, ciddi ve açık teşriki mesaiyi hayati menfaatleri bakımından lüzumlu gör -muşlardır. Yalnız bu iki devletin bu tarzda birleşmesi, diğer aıyasi zümre tarafından, aleyhlerine çevrilmiş bir kombinezon mahiyetinde görünmek-*";'ır F 1 "" '-ıı ıntıhıyrt al- madan da. Alman - İtalyan fiili ittifakı İçin dc diğer taraf ayni iddiaları serdedemez ml? Bunu beyana, Berlin - Roma mihverinin ne ka -dar hakkı olabilirse, mümasil iddiaları beyana. Paris - Londra bloku devletlerin de ayni derecede hak ve salâhiyetler vardır. Bu mesele karşı İkalıdır vt mütekabil fealiyet-lere istinat etmektedir. İşte bu fikirleri, her iki devletin mes'ul adamları mütemadiyen nutuklarında izah ve tafsil etmektedirler. Ve bugün mutad olduğu veçhile, birleşik siyasi kütlelerin başında hareket eden devletlerle diğer alâkadarların sözleri ve hattı hareketleri hep aşağı yukarı ayni muidedir ki bu keyfiyet te. arşlarında sıkı bir tesanüdü ve görüş birliğim müşahede ettirir, ve be -yinlerindeki temasların daimi bir şekil aldığını gösterir. İngiltere bu vadideki siyasetini inkişaf ettirirken, mütemadiyen ü-zerinde durduğu bir nokta, demokratik devletlerin diğer devletlere karşı herhangi bir tecavüzl fikir taşımadığını İzahtır. İngilizlerin, Almamayı tahrik etmek. Berimin meşru taleplerini Örtmek ve hela harp için birleşmek yolunu İntihap etmek tarikini asla düşünmediklerini İngiliz Başvekili müteaddit nutuklarında beyan etmiştir. Fakat buna rağmen Londranın takınaiğı tavır, devletlerin yekdiğerini teakup ederek ortadan kalkmasına karsı kollarını kavuşturarak aTfik"'seyirci kalamayacağını da, diğer devletlere göstermektedir. İste demokratik mahallideki geniş ve münkeşif faaliyetler bu noktadan çıkar. Ingilters, işts bunu karşı tarafın zihnine yerleştirmeğe çalışırken, sulh yolunda müzakerelsrs açık kapı bırakmak ve herhangi İh -tilİf unsurlarını yenmeğe çalışmakla umumi siyasette büyük bir rol oynamakta ve Fransa da bu role tamamlle ittiba etmektedir. Dr. Keşad SAGAY 02 YENİ SABAH GÜNLÜK &İYA3İ HALK GAZETESİ Çubuklu gazinosu' 21 MftTIl P'lar gÛBU açill-yor. Har Pazar Kıymetli Sanatkâr B»y»D MuallA Dia iştirakile mükemmel bir Saı heyeti icrayı ahenk ede-c-ifiaİ uy ta müşterilerimize müjdeleriz. Seyirci Vaziyeti Y.ztn: Hü-ym Cahid YALÇİN „ ¦ „,„hi hayatta, bası Irkkirler alemi, uzaktan temaşanın. Uy* bir «rvk ve f lanet ı.ıı ' m ı_ r11 söylerler. Bu prensi bin ne dereceye kadar doftru olduğu blHnemezne de onu «lyaal haya- j ı, tatbiki zamanımızda hemen he-' mro Nnkln-a bale grl-uş olduğunu İtiraf etmeUdlr. Eskiden belki bu çok kolayda. Fakat bu gün dünya okadar küçüldü, devletlerin gerek iktisadi ve ticari, gerek siyasi bakımdan karşılıklı bağlan okadar çok ve girift bir hal aldı ki umumi hayatın seyyali i-çine karujmsyıp umumi hayattan akseden tesirlerin nüfusunu bisset-meyıp uzlet ve infirat içinde yasamak hem imkânsız, hem zararb bir hale fflrdl. Avrupada infirat politikasını en esaslı bir prensip olarak tanımış ve. tatbik etmiş bir bükûmet varsa o da lngdtere.hr Denizler onu orduların istilâsına karsı sigorta etmiştir. Kuvvetli bahriyesi en kuvvetli iki devletin donanmasını galebe çal- ¦ mak esaaı üzerine tanzim edildiği I-çın, dünyanın dört bir tarafile muvasalasını her zaman temin edebilir. Binaenaleyh, ingiltere Avrupa kıtasında ve bütün cihanda cereyan edecek siyasi vakaları, tahaddüs edecek inkılâpları İbret günle u-zaktan rahat rahat seyir ve temasa etmek imkânına sair her devletten ziysde maliktir. Böyle olduğu faalde, modern hayatın İcabı olan münasebetlerin inkişafı, siyasi bayatın seyri öyle bir hal kesbetti ki ingiltere bu muhteşem infirat siyasetinden istemiye is-temiye ayrılarak dünya ve Avrupa politikasına daha faal surette karışmağa, hattâ Avrupa devletlerile Çok şümullü taahhütlere girişmeğe, hattâ mecburi askerlik usulünü kabul etmeğe zaruret hissetti. On sekiz ve on dokuzuncu asnn büyük İngiliz devlet adamları bunları o zaman işîtselerdi derin bir isyan ve muhalefet hissüe ayaklanırlardı. Pakat bu gün hemen bütün İngiltere, hükümetinin bu siyasetine taraftar bulunuyor. Çünkü bu bir keyif re heves mahsulü, geçici bir teseb- | bUs değil siyasî ahvalin icabatından fışkırmış bir zaruret seklini almıştır. İngiltere için infirat siyasetine imkân kalmazsa küçük devletlerin oe büyük zorluklar ve vazifelerle karşılaşacakları pek kolay tahmin edilebilir. İskandinav devletlerile Da nlmarka Avrupa ihtilafımı karışmamak hususunda uzlaşarak vuku ata seyirci kalmak mesleğini tuttular; ve bunda bu güne kadar w bat edtyorlar. Eğer bu meslek bütün devletler için kabil olabilseydi ondan ayrılmayı büyük bir hata telâkki etmek şüphesizdi. Çünkü vekayie seyirci kalmak, tecavüzi bir harekete kalk mı yarak milletlerarası münasebetler sahasınds tanınmış haklara ve kaidelere göre hareket etmeğe razı olmak demektir. Binaenaleyh sulh taraftarlık etmektir. Fakat bugün büyüklü, küçüklü bütün devletleri yapayalnız kalmı-yarak kendilerine az çok bir istinat noktanı aramağa sevk eden sebep yalnızlığın bir zâf ve tehlike teşkil etmesidir. Bu tehlikeden kaçmak yani vatanın bekasını düşünmek en büyük bir vazife teşkil eder. Bu tehlikeye en kolaylıkla maruz olanlar da bittabi küçük devletlerdir. Hele bu kttçük devletler coğrafya vaziyeti icabı büyük devletlerin .Hayat sahaları. Üzerine tesadüf etmek felâketin» uğramıslaraa o zaman, yalnızlık onlar |çin muhakkak bir matemin müyk-eial addolunmahdır. Şimalin küçük devMleri belki hop birden bir seyirci vaziyeti mu-halasa ederler. Çünkü o memleketler bir •müstemleke, olabilmek kabiliyetini haizdirler. Binaenaleyh jlmdikl hsjae. kendilerine İhtimal kl «ıra gelinceye kadar, epeyce bir Huaeyin Cahid YALÇIN (Sosu 3 üncü sayfamızda) 19 Mayıs Bayramına Hazırlık Sovyet Tekliflerine ingiliz Cevabı Verildi Dan Molotofa Bildirilen Cevabın Esası; Uç Taraflı Karşılıklı Bir Yardım Paktıdır Tecavüz Halinde Leh Kuvvetleri Danzige Girecek Mayii Gençlik bayramı hazırlıkları bitirilmiştir. Dün mektepliler ton defa almak ürere Kadıkttyüodc jimnastik provaları yapmışlardır. Yuka/daki resimler bu provada alınmıştır. CxXCCCCCCCCCC^ Şehir Meclisi Yaz Tatiline Başladı Dünkü toplantıda şehrin imarı ve su işleri hakkında kararlar alındı fstanbul Şehir Meclisi dün 15 gün uzatılan nisan deversinın son toplantısını yaparak yaz tatili devresine girmiştir. Ruznamede son toplantı olmak hasebile oldukça mühim meseleler vardı. Bunlann arasında Konservatuar, Tiyatro ve Şehir Gazionsu inşası İçin üç senede sarfolunmak üzere ayrılan 1,050,000 liraya evvelce mevcut 500 bin liranın da İlâvesi kabul olunmuş ve bu sureile tahsi- sat 1,550.000 liraya çıkarılmışı ur. Bundan sonra cami ve şadırvanla ra Terkot suyu ısalesı İçin yapılması icabeden tesisat masrafını ve hamamlara verilen suların ücretinden yapılması kabul edilen tenzilâta dair Bütçe Encümeni mazbatası okun muş ve yapılan bazı münakaşalar dan sonra sularda tenzilât yapmak salâhiyeti riyasene verilmiştir. Bundan sonra taksi talimıtname-ffionu 7 Inrl tayfada) "Yeni Sabah,, da Fevkalâde iki Eser: Çakırcalı Efe Yazan : Murad Sertoğlu Osmanlı İmparatorluğuna kafa tutan bu müthiş şakinin akılları durduran sergUzaştıo-rlnden vücuda getirilen roman iki Güne Kadar Başlıyoruz Londra, 17 (AA.) — Bu sabah Maiski hariciye nezaretinde Cado-ğan ile görüşmüştür, ingilizler tarafından Sovyetlere yapılan yeni tek liflerle bu müzakerelerin mevzuunu teşkil ettiği zannedilmektedir. Londra, 17 (Hususî) — İngiliz teklifi bu aksam Molotofa gönderilmektedir. Bu yeni tekliflerin esası, kuvvetle söylendiğine göre Uç ta. raflı bir karşılıklı yardım paktıdır. Incillz gazetelerine göre teklifler Londra. 17 (AA.) — Times gazetesi ingiliz - Sovyet müzakereleri hakkında şu satırları yazıyor: Dün milletler cemiyeti paktının on altıncı maddesinin çerçevesi dahilinde bir İngiliz - Sovyet, hattâ bir İngiliz - Fransız - Sovyet anlaşmasının akdi telkin edilmekte İdi. Bu anlaşma münderecatına göre, Aküler bir taarruz halinde kullanılacak asker tedbirler hakkında istişarede bulunacaklardır. Daily Telegraph gazetesi yazıyor: Verilen malûmata göv», Fransa hükümeti, üç devletten her hangi (Sonu 3 üncü sayfamızda) Danzıgde Alman hücum kıtaları Fransız - ingiliz-Sovyet Yardım Paktına Doğru Matin gazetesin i o bildirdiğoıe göre: Bir Frmastz - İngiliz - Sovyet mukavelesi yapılarak ve bu mukavele askeri anlaşmalarla tamımüanacmktır. Bu yeni plâna Inn--, v* İngiltere Sovyetler birliğine karşılıklı bîr yanlım paktı teklif edeceklerdir. Şu sunla ki. Sov.ıeller Kirliği, hır turlu taarrıı/a karşı Polonyayı, Rumanyayı ve Tt'RKIVKYI, Baltık devletleri olan Litvanya, Estonya ve Letonyayı garanti edecektir. Pan*. (Hususî) — atatın gazetesi şöyle yazıyor: ingiliz Nazırları Fransız teklifle-(Sonu 3 »In'iı sayfada ı Komitacılar Peşinde Yazan : M. Sıfır Hayatının Onbeş yılını Makedonyada Bulger Komitacılarını takiple geçiren Dursalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıraları Yakında Başlıyacağız Terfi Eden istanbul Muallimleri Kıdem zammı alan ve bir derece terfi eden ilk mektep muallimlerinin listesi dün alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Listeyi aynen neşrediyoruz: istanbul 25 ten Ayşe Sıdıka, Vas-fıye Hacer; Üsküdar 16 dan Ahmet Nahıt; istanbul 37 den Ayşe Sıdı-(Sonu "* »inen ¦•'""¦ndâ) Hitler Ve Musolini Fransız Hudutlarında Bu teftişler; Pariste bir "korkutma teşebbüsü,, telâkki olunuyor Koma, 17 (A. A.) — MuasollnL Torino civarında ve vilâyetin muhtelif merkezlerinde bir çok tetkikler yapmış W halk tarafından tezahüratla karşılanmıştır. onu 3 vneü myfada) Dahiliye Vekili Valiler ama ndaki degişikliğia sebebini izah ed yor Ankara. 17 (Telefonla) — Dahiliye Vekilimiz valiler aramadaki son nskil ve tayinler hakkında şunları söylemiştir: «— Münhal olan yerlere en lâyık gördüğümüz arkadaşları tayin ettik. Delikliklerin ıtebcbi de, herkese en çok faydalı olacağı yerde çalışmak imkânını vermektir.* Memlekette Kesme Şeker Buhranı Mı Var? ihtiyaç Nisbetinde Kesme Şeker Bulunmamasının Sebebi Nedir? Kesme ve ioz şeker (Yazısı a de) HER SABAH Nüfusumuz Nasıl Artar ? Bütçe Encümeni tarafından yapılan teklifler arasında bekârlardan vergi alınmanı da varmış. Hem memlekete fa»la «elir temin etmek, hem de lırkârlan, etlefl-mvjje *r\k İle yurdun nUfununu artırmak gJM İki hayırlı kc güden bu teklif kabul .-.Hür ini, edilmez mı ı iİiiim .m,/ Yalnız ayni ruruıuen'ı-çok çocuklu memurlara fasla tah- ms.it terilmesi yolundaki teküfinüı d» ılı.ıl kabul edilmesinin nufu* si awtimiıln muvaffakiyetle inkişafında pek huyuk bir amil olacağını iddia . .M. ı,,,/. |-*n/lıı etıeıık sahibi olmak, maişet mulesile beli hükıılmiİH bu bala. urkutu., •» \r hu ıı rı.i.... iv behemehal i/ale edilmelidir kanaatindr • ¦ A. ı '¦: \ : EDDt v SARAÇOĞLU Sarfa- 1 TEN I S A R A H ı'" TM ) ^ ]t3s*. vj^ *AV/İAJPA Mt HM t CİN HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrika No 94 Yazan i /VT- SIFIR Hintli Taburu Bize Doğru İlerliyordu Tabur Talim Yapıyordu. Halbuki Ortada Biz Bulunuyorduk sız görünmüştü. Yemeğimizi yedik-İten sonra Nuri'yi yol kenarına gö-•ten sonra Nuriyi yol kenarına gözcülüğe göndermiş, biz de yeşillikler üzeirne serılmışlik. Mipavrili İbrahim, cihan har-binde bulunduğu Çanakkale, Kere-vizdere harplermden bir bahis açmış, tarh lailı anlatıyor ve Hoca Bekir'le beni ağzına baktırıyordu. Milletimizin Çanakkalede yarattığı harikaların, kazandığı şerefli zaferlerin birer kıymetli destanları addolunmağa gerçekten lâyık olan bu menkıbeleri dinlerken, ben laı-lı bir şekerlemeye dalmış M nihayet te uyuyakalmışım. Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum. Yalnız kolumun ansızın çeki-Up sarsılması ve Hoca Bekir'in dudaklarını kulağıma yapıştırarak bağırması ile sıçramış ve uyanmıştım. Tabii, ne olduğunu anlıyamadığım için birden afallamış ve Hoca Be-ktr'ın yüzüne sersem sersem baka kalmıştım. Mipavrili su tulumunu, Hemşlnli Nuri de dağarcığı omuzlarından sırtlarına geçirmeğe uğraşıyor. Hoca Bekir de telâşlı bir tavırla vaziyeti bana anlatmağa uğraşıyordu. Ve: — Kara Mehmet, diyordu. Birden sakın korkma ha Bir Hintli taburu yol üzerinde durdu. Biraz sonrı bize doğru cephe alarak açıldı ve yayıldı. Şimdi üzerimize geliyorlar. Hadi çjbuk lopla kendini de kaçalım. Fundalıkların arasından Kayış-dağının tepesine doğru koşar adımla İlerliyor, arasıra durup gerimizi gözlüyor ve dinliyorduk. Gerçi bir şev görfmiyorduk amma Hintlilerin bize doğru yaklaşan eavıltıU seslerini pek güzel işitiyorduk. Bu hareketin bize muieveccıh olmadığına şüphemiz yoklu Hindlilere gece tatbikatı yaptırıldığı besbelli idi. Fakat, ne de olta yetişmeleri bizim için tabii pek büyük bir tehlike idi. Zirveye doğru var kuvvetimizle kaçtıkça sesler biız takip ediyor, sağ ve sol istikametlere doğrı da yayılıyor ve açılıyordu. Hintli taburunun Kayısdağı tepesine bir taarruz tatbikatı yaptığını hepimiz anlamıştık. Fakat ferahlamamış, bilâkis fena halde telâş-lanmışlık. Çünkü, biraz sonra ve tepeye doğru yaklaştıkça ilerimizden ve hattâ zirvenin gerisinden bile ses almağa başlamıştık. Bu, Hind taburunun dağı sardığına ve bizim de sarıldığımıza delâlet eden çok fena bir işaretti tabii. Bu fena vaziyette ne yapacaktık? Hepimizi kara düşünceler sarmıştı. Hem yürüyor, hem de görüşüyorduk. Evvelâ, yürüyüş İstikametimizi değiştirmiş, yarım sağa dönmüştük. Böylece zirveye değil, zirvenin sağ gerisine geçecek ve eğer o tarafta kimse yoksa aşağıya doğru süzülecektik. Bu istikamete on dakika daha teri bir yürüyüşle ilerlemiştik-Artık Kayışdağmın Maltepe'ye nazır olan kısmında idik. Biraz durup etrafı dinledikten sonca yüzlerimiz gülmüştü. Çünkü ilen iılikametl-mlzdtn hiç bir acı alamamıştık. Evvelce gerimizden bizi takip eden seslerin de kısmen sol ileri ve kısman de sol gerimizden gelmesi, kurtulduğumuz tannını hasıl ttmür»ı bizde. Fakat, bu sevincimiz ancak on dakika devam etmişti Çünkü dağın Maltepeye nazır olan sırtları fite-rtnden geecn Büyük BıkkalkAyü Ut Başıbüyük arasındaki yoldan da ay-Sağımıza doğru yürümlyt başlamıştı. Bu vaziyetle llerlemlyt devam ettiğimiz takdlrdt. bu defa da cephemiz istikametinden fterliytn Hintlilerle ktrşılajieaktık. Gerin döndüğümüz takdirde dt arkadaki kuvvetin kucağına düşecektik. Hemen istikametimizi yine değiştirdik, gımua doğru yürümiy» basiamış-iık. Maksadımız, ileri vt gerimizde'i gelen kıtaların sağımızda birleşmesinden evvel, kendimizi yapılan İhata çemberi haricine atmaktı. Nt yazık ki, bunu da yapamamıştık. Yine cephemizden Hintlilerin, âdeta al şakırtıları gibi seı veren haykırışları ile karşılaşmıştık. Korktuğumuz başımıza gelmişti. Tepeye doğru İlerledikçe aralarındaki açıklıkları tabiatlle daralan bir çemberin tamamile içinde kalmıştık. Bizim geveze Hoca Bekirin sesi ke-lilmiş, soluğu da değişmişti. Hani biz de ondan pek farklı değildik. Düşünmek ile geçirilecek bîr dakikamız bile yoktu. Nerede ise Hintliler üstümüze uğnyacaklardı. sesler o kadar yakınlaşmıştı. Hepimiz heyecandan titriyor, nohut gibi ecel teri döküyorduk. Gelen seslere arka vermiş, mecburen yine tepeye doğrulmuştuk. Biraz tonra da, sağdan soldan gelen seslerle kulaklarımız dolmıya ve hele şakaklarımız zonklamıya başlamıştı. Şaşkın şaşkın etrafıma bakmıyor, tutulmak endişesi aklıma dokunuyordu. Çıkılacak ne bir ağaç, sokulacak ne de bir kovuk vardı. O esnada, her varlıktan imdat uman gözlerime, yüz metre kadar ilerimizde yüksekçe bir kaya yığıntısı ilişmişti. Ümitle değil aziz dinleyicilerim, sırf şaşkınlığın verdiği bir Şuursuzlukla oraya doğru koşmuştum. Arkadaşlarım da beni lakip etmişlerdi. Kayalık, bazı yerleri tahminen iki ve bazı yerleri de üç metre yüksekliğinde bir duvar gibi yüksek ve kenarları kesme, üstü de eğri büğrü bir vığıntı idi. Bîribiri-mıze arka vererek hemen üstüne çıktık ve yüzü koyun kapandık. Sözüm yabana saklanmıştık. Kendimizi taliin lütufkârlığına bırakmıştık. Uzandığımız yerde ne konuşuyor ve ne de kımıldanıyorduk. Fakat, heyecandan yüreklerimiz çırpınıyor, V&cutlerimiz sarsılıyordu. Gürültüler gittikçe yaklaşıyor, yaklaşıyordu. Bir an olmuştu ki, seller kulaklarımızın dibinde ve soluklar ensemizde gibi gelmişti bana. Hemen hemen üzerime baııltyormuş gibi olmuş, sanki kayanın Üzerinde pestil gibi yassılmıştım. üst tarafını bilmiyorum artık. Korkudan bayılmış mıydım?. Onun da pek farkında olamamıştım doğrusu. Yalnız, kulaklarımın zarını yırtacak gibi ansızın ve biriblri ardınca patlıyan filanların takırtısı ile sıçradığımı hatırlıyorum. Seslerin İlerimizden geldiğini farketmiştim. Yalnız tehlikeyi atlattığımızı her halde hissetmiştim kl, başımı kaldırmış, İleriye bir göz atmıştım. Hintliler süngü takmışlar, uğultulu vt çığıltılı bir fer-yatla tepeye hücum tdlyorltrdı. Bu lirada Hoca Bekirin ıtri çıkmıştı. (Devamı var) a* aeemmeanneaaeeeeeetı TAKVİM 18 Mayıs 1939 Persanbe Hlcr!:28 Rebleİervel 13JB ¦tasalı 5 M A Y I S 1S55 Ruzı bızır; 13 Defe aaatl 4,39 öf W 12,10 — Ikl.ei . 16,07 Akşaaa: 19,23 — Yattı l 21,13 Uaak ı2,SS Ağır Cezada Bir Katle Teşebbüs Davası Bitti Fatma Aliyeyı iki dala öldürmek istlyen Hüseyin Çengel 12 sena hapse mahkûm oldu Bundan bir müddet evvel Orta-köy İle Kuruçeşmo araauıdaki Prenses ŞUkriycnln yalıaı civarında Fatma Aliyeyl bir defa yaralamak ve bir defada öldürmeğe teşebbüs etmek, bayan Fethiyeyl de korkutmak katdıle silâh atmaktan suçlu Hüseyin Çengelin bir mUddettenberi ağır cezada devam etmekte olan muhakemesi dün bitmiştir. DUn akşam okunan karara göre maznunun suçları sabit görülmüş ve 12 sene 12 gün hapis cezasüe 40 Ura tazminat vermeğe mahkûm o-lunmuştur. Suçlu bu kararı derin bir teessürle karşılamış ve mahkemeden çıkarken: — «Ben caten manen öldüm. Fakat çocuklarıma yazık oldu.» diye mırüdanmıştır. Adaların Su Derdi Hazirandan İtibaren kat'I suratla hallediliyor Adalara verilecek Elmalı suyu i-çin su tanklarının yanaşması için yapılan İskelenin inşaatı başlamıştır. Diğer taraftan su borularlntn tefrişine de başlanmış ve süratle devam olunmaktadır. İskele civarında bir su havuzu da yapılacak ve buraya bir tazyik motörü konularak su Adada mevcut Kazogiu deposuna çıkarılacaktır. Adada satılacak suyun metre mikâbı 35 kuruşa sutılacak ve bu suretle tenekesi 30 paraya gelecektir. BELEDİYEDE : İktisat Müdürlüğü kadrosu İktisat Müdürlüğü kadrosu yeni bütçeye nazaran çıkacak memurlardan başka ücretli olduklarından istifa edeceklerle kadro 16 ya İnecektir. İNHİŞARLARDA : İnhisarlar Vekili Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Tarhan bu hafta içinde şehrimize gelecektir, inhisarlar Vekili bir müddet şehrimizde kalacak ve İnhi-sırların piyasaya çıkarmıya karar verdiği düşük dereceli rakı etrafında tetkiklerde bulunacaktır. MAHKEMELERDE : İki sucu mahkûm oleu Süleyman ve Sait isminde iki sucu; ağzı mühürsüz kaplarda su satmak suçile yakalanmışlar ve Sultanahmet Birinci Sulh Ceza Mahkemeline verilmişlerdir. Mıhkme, İki sucuyu 10 lira para cezasına mahkûm etmiştir. MtTTEEEKaUa İstanbul - Londra asfalt yolu İstanbul - Londra asfalt şosesinin hudutlarımız dahilinde olan İstanbul - Edirne kıimını teftiş etmek u-zere 20 kişilik bir htytt Londradan şehrimize haziran içindi gtltctktır. Evkafın ysnl hanı Ytni Pottthınt karşıtında İnşa o-İnsan Evkafın yeni Valide hım beş kıtü olarak yıpılacak ve binanın İ-cinde 80 oda ve alt katında da 12 dükkân olacaktır. Bina asansör tertibatını haiz bulunacak vt 130 bin liraya çıkacaktır. Binanın inşaatı başlamıştır. 12 ay sonrı ikmal edil-mi| olacaktır. Okuyucularımız Diyor kl ı Maltepe otobüs istiyor Topkapı dışındaki MaltepeUler o-tobüs iniyorlar. Bugün lstanbulun küçük mikyasta da olsa gayet güzel bir layflysıi olan Maltepe, kışın da ahalisi olan işlek bur yardir. Ayni zamanda burada koskoca bir askeri llıe bir de İlk mtkttp vardır. Maltepe Ue civarındaki oturanların çoğu her gün îıtsnbula inip dönThek mecburiyetindedirler. Sonra burası bir moyva bahçeliği halinde olduğu İçin bu münasebetle de tstanbulla alâkan çoktur. Böyle olduğu halde buranın yegâne nakil vaaıtaBi Topkapı tramvay ve otobüsleridir. Halbuki Topkapıdan Maltepe'ye kadar 20 dakikalık bir yol vardır. Bugün bu yol elektrikle döşenmiş ve yolun İki tarafına elektrik lâmbaları asılmış olduğu gibi yakında Maltepe civarına Ter kos suyu da getirilecektir. Fakat Maltepelllerin şimdi en birinci dertleri bir nakil vasıtasıdır. Eğer buraya otobüs Igllyecek olursa Maltepe pek yakında lıtınbulun en 1leri sayfiyelerinden biri haline gelecek ve böylelikle o civar ihya olacaktır. Hazır Sirkeci İte Topkapı arasında işliyen otobüsler, acaba niçin bir çeyrek, yirmi dakika Ötedeki Maltepeya kadar gitmezler? Eğer bu otobüsler Maltepeye kadar işliyecek olurlarsa hem kendileri çok istifade edecek, hem Maltepe halkı rahat eyliyecekterdir. lstanbulun birçok yerlerindeki noksanları her gün ayn ayn lamamla-mıya çalışan muhterem valimizden biz Maltepe halkı da Topkapı otobüslerinin Maltepeye kadar işletilmesini çok rica ediyoruz. Yeni sabah — Topkapı Maltepe illerinin bu ricalarını bit de çok ı/erinde ite haklı bulduk, falanbu-lun en yalcın bir sayfiyesi olan Mal-tepenin istikbaldeki alacağı şcMI üzerine de bu otobüslerin çok tesiri olacaktır. Muhterem valimizin bu çok hayırlı işe biz de dikketle-rini celbeden*. Sünnet Düğününde İşlenen Cinayet Bir gsnel taşla öldUrup sonra llattlns çıkarak çiğneyen İki kisl mahkûm edildi Çatalcanın Harmanü köyünde bir sünnet düğünü gecesinde vukua gelen feci bir cinayetin bir müddet-tenberi devam eden muhakemesi dün akşam neticelendirilmiştir: Düğün esnasında çıkan bir kavgada Sabri isminde bir geoci başına taşla vurmak suretile öldürmekten suçlu Ahmet, bu cürmünden dolayı 5 sene l- ı- ¦ mahkûm olup vt yaralının üstüne çıkıp çiğnemekten maznun Mehmet te 1 sene hapis cezasına çarptırılmıştır. İSTİBAT isleri t Canlı kuzu İhracatı artıyor Bu sene memleketimizden ecnebi memleketlere sevkedılen canlı kuzu ihracatı son günlerde hızlanmıştır. Bu kuzuların mühim bir miktarı Yunanistan, Mısır ve Şark memleketlerine gönderilmektedir. Yuna-malana ihraç edilen kuzular Edirne-den ve Mısır'a gidenler de Mersin limanından ihraç edilmektedir. Yeril Mallar Sergisi hazırlıkları On birinci Yerli Mallar Sergisinin hazırlıkları ilerlemıye başlamıştır. Vali Lûtfi Kırdar sergi Komitesi reislisini kabul etmiştir. Komite, ilk toplantısını mayısın 22 ncl günü yapacaktır. Ayni gun Sanayi Birliği İdare heyeti de içtimaa davet edilmiştir. İnönü Vapurun-daki Yangının Muhakemesi Geminin 1 inci ve 2 nci sıivari-sile mülâzim kaptanı, ambarcısı yangına sebep olmakla ilham ediliyorlar Bundan bir müddet evvel Bodrum limanında ambarı ve içindeki eşyası yanan «İnönü» vapurunun süvarisi Osman kaptan, ikinci kaptan Süreyya, mülâzim kaptan Şevket, ambarcı Eaat bu hâdiseden dolayı mahkemeye verilmişlerdir. Bu zatlar, tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesinde vapurun iki numaralı anbarından yangın çıkarmakla maznundurlar ve muhakeme ye Bodrum asliye cezada baalanU-m ıştır. Bodrum asliye ceza mahkemesi vapur yolcularından yirmi sekiz şahidin lstanbulda bulunduğunu tesbit etmiştir. Bunun üzerine, şahitlerin ifadelerinin alınması istanbul müddeiumumiliğine bildirilmiştir ve bunlardan onunun ifadeleri dün asliye ce-sa mahkemesinde alınmıştır. DUn dinlenen şahitlerden anbar memuru Mustafa şunları söylemiştir: — «Anbarda eşya nakli ile meşguldük. Birdenbire eşya yığınları arasından alevler çıktı ve süratle her tarafa yayıldı. Maznun olarak isimleri geçen kaptan ve diğer memurlar yangını söndürmeğe çok çalıştılar. Yangın İki gün devam etti ve itfaiyenin müdahalesile söndürüldü.» Diğer şahitlerde ayni ifadede bu lunmuşlardır. Bundan sonra mahkeme, gelmi-yen şahitlere tebligat yapılması ve bu ifadelerin Bodrum asliye ceza mahkemes ine gönderilmesini kararlaştırmıştır. OEVm.ERDE i Münakale Vekili ve Denizyolları Umum Müdürü ge'iyorlar Denizyolları Umum Müdürü İbrahim Kemal Baybura ve Limanla^ Umum Müdürü Raufi Manyasinin yarın Ankara'dan şehrimize gelmeleri beklenmektedir. Bu hafta içinde de Münakale ve Muhabere Vekili Ali Çetinkaya şehrimize gelerek hazirandan itibaren yeni faaliyete başlıyacak olan yeni teşkilâta dahil müesseseler etrafında tetkiklerde bulunacaktır. Vekil, lstanbulda bulunduğu müddet zarfındı bu müesseselerde çalışacak olan müdür vt şeflerle tanışacaktır. Kolonyacılar dün toplandılar İnhisarlar idaresinin bu ayın yirmisinden itibaren satılığa çıkarmıya karar verdiği yeni tip ucuz kolonyanın, kolonya tüccarları arasında telâş uyandırdığını yazmıştık. Dün bu hususta bazı tedbirler almak ü-?ere Sanayi Birliğinde toplanacak olan kolonya âmiller,nin bir çoğu gelemediğinden dolayı toplantı önümüzdeki çarşamba günü yapılacaktır. Almanya mısır va meşin alıyor Dun Almanya İçin dön buçuk kuruştan 45 bin kilo sarı mısır satılmıştır. Bundan başka Almanyadan meşin üzerine piyasaya külliyetli siparişler verilmektedir. Peynir bollanıyor va ucuzluyor Bu sene hayvanlarımızın iyi yetiştirilmiş olması ve kış mevsiminin yddetli gecfnemesl yüzünden süt mahsullerimırin çok güzel ve bol olduğu birçok mıniakal.ırdan piyasaya gelen haberlerden anlaşılmıkta-dır. Bir kısmı İhraç edilen ve büyük bir kısmı da dahilde İstihlâk edilen peynirlerin gerek kaliteleri gayet I-yl vt umum! rekolte de diğer senelere nazaran çok ferlidir. Bu sebeple bu seneki peynir falları piyasada yüzde M derecesinde noksan fl-atla açılmıştır Tenekesi 440 kuruştan olan pevnlrW son günlerde 460-470 kuruşa yükselmiştir. Yugoslavya ve mihver siyaseti Yugoslavya kral naibi Prene Paul'ün Romayı resmen ziyareti 1936 da aktedilen italyan - Yugoslav anlaşmasının açtığı ve Arnavutluğun İtalya tarafından işgali ve Almanyanm da şimalden tazyiki ile hadis olan vaziyet karşısında ehem-miyetü bir hâdise teşkil etmektedir. Dıger taraftan, mihver devletlerinin Ak de nüde ve ezcümle Balkanlarda, Yugoslavyayı mihver siyasetine cel bederek, yayüma hareketinde istifadeler elde etmek istemektedirler. l|te. Belgi sd hükümetinin harici siyaseti İstikametinin de teyidi mahiyetinde olan bu ziyaret. Kont Ciano Ue Markoviçin Venedikteki konuşmalarından ve yine Yugoslav Hariciye nazırının Berime seyahatinden sonra vukua gelmesi de nazarı dikkati cel be Önekledir. Fakat Prens Paul'ün Romayı ziyaretinin, daha ziyade evvelden tertip edilmiş bir protokol meselesi olduğu eoykmebilree de. Prens Paul-Un ayni zamanda Berlİne de bir seyahat yapacağı haberleri. Belgradın kendi hareket istiklâlini muhafaza İle birlikte mihver siyasetine tevcih edebilecek bir yol takibi mevzuu bahsolabüeceğinı düşündürebilir. Buna rağmen, yani mihver matbuatının ve siyasi mahafillnln Bel-gradı aıkı bir teşriki mesaiye sokmuş gibi görünmelerine rağmen Belgrad henüz kati olarak o tarafa girmemiş, ne komintern aleyhtarı pakta duhul etmiş ve ne de milletler cemiyetinden çekilmiştir. Ayrıca Balkan paktı devletlerinden de elini çekmemiştir. Bütün bu vaziyetler. Yugoslav-yanın bilhassa iktisadi menfaatlerinin emrettiği çerçeve dahilinde bir hareket ihtiyar etmeyi tercih edeceğini göstermektedir. Yugoslavya bu siyaseti, hudutları boyundaki mihver hareketinin ve bir de dahül kuvvet unsurlarının tencvvU ve birbirine muhalif menfaatleri karşısında ele almaktadır. Ezcümle Hırvat ve Sırp meselesi, dahili ekonomi meseleleri yine bütün şiddetile ortaya çıkmıştır. Bir aralık, Hırvat lideri Maçekle bir anlaşma yapılmak üzere bulunulmuş, fakat neticede reüsbet bir eser tahakkuk edememiştir. Zira Romanın takip ettiği siyaset dolayısile harici hudutlarının muayyen bir müddet zarfında garanti teklifine maruz kalan Yugoslavya bundan kuvvet alarak, müfrit bulduğu Maçekin bazı tekliflerini kabul etmiyebilir ki bu da dahili gerginliğin yeniden meydana gelmesini intaç eder. Dahili sarsıntının hariçte ne gibi tesirler edebileceği de düşünülecek bir keyfiyettir. Bundan başka mihver siyaseti, Yugoalavyanın henüz katiyet kes-betmemiş siyasi ve diplomasi vaziyetinden müşterek emniyet prensibinin kuvvetlenmesi için sarfedüen mesaiye karşı istifadeyi düşünmektedir. Bu arada Türkiyenin mi I sulh zımnında ve her hangi bir devleto müteveccih olmıyan bir anlaşma yapmosile, Akdcnizdeki muvazeneyi sulhun idamesi seyrinde, kuvvetlen-dirmesile. mihver siyaseti, Balkan paktını içeriden sarsmak ve bu diploması hâdisesini, paktın ruhuna münafi olarak göstermek gayesini takip etmektedir. Fakat hakikat ne olursa olsun kapatılamaz. O. kara bulutların a-rasından ergeç. her tarafı nurlan-dıran bir şaşaa İle ortaya çıkar ve kalpleri aydınlatır. Dr. Kcşad SAGAY H AlJtKVIJOUNPE , 19 MAYIS Fatih Halkevtnden: 19 mayıs cuma günü sair IS de Spor ve Gençlik bayramı avımız ku-ragındakı bahçede kutlanacaktır Bu meralime herkes gelebilir Program: 1 — istiklâl marşı. * I — Resmi geçit ve bayrak meralimi. S — Söylev. 4 — Sporcuların cevabı ve and s» mt. 5 — Spor hareketleri. 6 — Voleybol turnuvası V • — Mükâfat dağıtılma» CUM 19v \\ym No &*-.bah g BUL lef on — I07M İnoi yıl — No. 374 YENİ SABAH GÜNLÜK &İYA3İ HALK O AZ E T E 3İ ABONE ŞARTLARİ TOrkiy. C-n.bl 900 Kr. I..¦ ı 2400 Kr. 500 Kr. 6 aylıftı )250 Kr. 260 Kr. I ¦ - L. J. 6*0 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. UfcotUr 26, 14. T.S r» 4 tlra HER YERDE KURUŞ Yazan: Hü-eybı Cahid YALÇIN BU mihver de vlelle rintle tecavüz maksatları bulunduğuna zahip oluyoruz. Bu uğurda lıarbedc-cckler mi? Burasım pek bilmiyoruz. Fakat, okadar hazırlanıyorlar ki İni işin sonu mutlaka harbe varacaktır demek mantık bakımından zaruret kesbediyor. Ayni zamanda, bazı vakitler, harhln faydasına, neeabetine. behemehal lüzumuna dair mihver devletleri ricali ağzından medhiyelcr işitiyoruz. Sonra, onların İdeolojisinin halkta harp mefhumunun işgal ettiği yük'tek. manevi ve ahlâki mev. kil de biliyoruz. İsle bütün bunlar bir araya toplanınca, bizim nazarımızda Berlio - Roma mihveri dünyanın hu çünkü kararsız, muztarip ve karanl/k vaziyetinden mesul bir mevkide kauyor. İş yalnız sözde, nazariyede ve hazırükta değildir. Mihver devletlerinin ikisi de sulhu ihlâl bakımından ciddî suçlar işlemişlerdir. Bu yol bir kere tutulduktan sonra bunun oere-do duracağını kestirmek kabil değildir. Binaenaleyh mihver devletlerinin yayılma yolu üzerine tesadüf eden küçük devletlerin hepsi kendilerini tehlikede görmek zaruretinde-dirler. Büyük devletler de bu İşin 1-lerlemesi Avrupada mihver devletle, rinin bir hegemonyası şekline İnkılâp edeceğini düşünreke kendi vaziyetlerini tehdit altında hissediyorlar. Bu kargaşalık la ondan İleri geliyor. İşte azami derecede objektif olmağa çalışarak, realiteden aldığımız İntiba budur. Acaba doğru mu? Vicdanı dürüst her medeni insan kendi kendisine bu suali irad etmek zaruretindedir. Çünkü dünyadaki fenalıkların bir çoğu ani aşmam az-Ik yüzünden doğmuştur. Yalnız kendi düşünce ve görüşlerimiz içme kapanarak vekayıi yalnız bir taraflı görmek ve tetkik etmek bizi daima yanıltmak ihtimali vardır. Bizim böyle düşünmemize mukabil mihver devletleri ne düşünüyorlar? Onların da gazetelerine ve devlet adamlarının sözlerine bakılırsa asü tehlike ve tehdid karşısında bulunanlar kendUeridir. Demokrasi devletleri tepeden tırnağa kadar silâhlanıyorlar; mihver devletlerinin hattına esasen tecavUt etmişler, tabancayı şak aktarma d ayı yar ak bazı şartlar kabul ettirmişlerdir. Şimdi de harp çıkarmak emelindedirler ve etraflarında düşman bir çember tesis etmek için faaliyettedirler. Şu karşılıklı iddia ve ithamlar arasında müşterek bir nokta var: Herkes sulh İstemekte müttefik! Bu halde, dünyanın bu kadar münevver, bu kadar kültürlü, yüksek ve zeki devlet adamlarının en büyük bir nimet diye telâkki ettikleri sulhu temin edememeleri gerçekten yazık ve kendileri için ayıp değil mi? Hep sulh istiyen siyasilerden mürekkep en yüksek bir zümre nasıl olur da bu müşterek arzularını birbirlerine anlatıp birbirlerine itimat telkin edemezler? Bahusus ki tem-ail ettikleri milletlerin hepsinin de ayni arzuya bütün kalplerinden İştirak ettiklerinde dünyada hiç kimsenin şüphesi yoktur. ÎŞte devlet adamlarının resmi sözlerine, matbuatın zahiri neşrly-ı-tına bakılırsa kabil değil işin içinden çıkılamıyacak bu muammayı halledebilmek İçin satırlar altındaki manaları okumağa çalışmaktan baş-ka yapılacak bir şey yoktur. Daha geçen gün, Mussolini ortada harbet meğe değecek bir sebep olmadığını temin ettikten sonra, kendi haklarının verilmesini, bazan beklemenin de harp kadar felâketli olabileceğini Söylüyordu. Her haldo. inkâr kabul etmiyc-oek surette muhakkak ve sabit o-lan bir nokta varsa o da mihver dev-••Gerinin memnun olmadıkları veya memnun görünmedikleridir. Onlar mevcut vaziyetin değişmesini. * Hüseyin Cahid YALÇIN (Sostu 3 üncü tayfada) Fransa ile Hatay için Kat'î Anlaşma Oldu ingiliz Başvekili Türk - ingiliz Anlaşması Ve Boğazlar Meselesi Hakkında izahat Verdi Lord Halifaks Moskovaya Gidiyor Bulgarlar Türk İngiliz Anlaşmasını Balkan Devletlerini Tamamilc Birleştirecek Bir Teşebbüs Sayıyorlar Bir Alman Gazetesinin Fuzuli Mutaleası İngiliz Başv kili Chamberlain ^COCC^COOCCOCCCCCOCOCCCCCOOOCCÛ^ Paris, 18 (AA.) — Havas Ajansı, Ankara'dan aldığı malûmata atfen bildiriyor: İskenderun Sancağı meselesinde Fransa ile Türkiye arasında bir prensip anlaşması vukua gelmiştir. Avam Kamarasında bir sual Londra, 18 (A.A.) — Avam Kamarasında bir suale cevap veren Başvekil B. Chamberlain, şu beyanatta bulunmuştur: «— 12 mayıs Türk - ingiliz deklârasyonu, Boğazların Türkiye tarafından müdafaası hakkındaki Mon-treux mukavelenamesinin ahkâmını değiştirmemektedir. Zira bu mukavelename İngiltere ve Türklyeden başka diğer memleketlerin de iştirak ettikleri bir mukavelenamedir. İngiliz - Türk deklârasyonunun metni, Akdeniz mıntakasında bir harbe müncer olacak bir tecavüz hâdisesi takdirinde diğer Akdeniz dev-letlerile iş birliği imkânım kapamakta değildir.» Bulgar noktai nazarı Sofya, 18 (A.A.) — Hususi muhabirimiz bildiriyor: Bulgar matbuatı Türk - İngiliz anlaşmasının ehemmiyeti mahftusa-si olduğunu ve Sovyetlerin bu anlaşmayı tasvip etmesi de Sovyet -ingiliz anlaşmasının intaç edileceğine delâlet ettiğini ve bu anlaşmanın Balkanlarda müessir olacağına ve belki Türkivove Balkan devletlerini tamamen birleştirmek için bir teşebbüse geçmesine İmkân vereceğini yazmaktadır. Bir A'man oaselesinin mtifaleası Berlin, 18 (A.A) — D, N. B. A-jansı bildiriyor: Berliner Börsen Zeitung gazetesi iSonu 3 üncü sayfamızda) 'Yeni Sabah,, da Fevkalâde İki Eser ı Çakırcalı Efe Yazan : Murad Sertoğlu Osmanlı İmparatorluğuna kata tjtan bu müthiş şakinin akılları durduran sergüzeşt. rlnrien vllcuda getirilen roman Pazar Günü Başlıyoruz Komitacılar Peşinde Yazan : M. Sıfır Hayatının Onbeş yılıaı Makedonyada Butgar Komitacılarını takiple geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıraları Yakında Başlıyacağız İngilizler Bir Milyon Kilo Tütün Alıyorlar Fransız Ticaret mümes-cl.lerl de memleketimize geliyorlar ingiltere ile son yapılan siyasî anlaşmadan sonra iki memleket arasındaki ticari fualiyet günden güne artmaktadır. Bu sebeple Türkiye -ingiltere arasında yeni bir iıcari anlaşma yapılacağı kuvvetle söylen- I mümessillerinden başka, dün ssbsh 1 da İngılierenin en büyük tütün fab-| rikası direktörü Savicin riyaseti altında bir heyet şehrimize gelmiştir. Heyet, memleketimizden bir milyon (Sonu J un. m »ayfanuada) 19 Mayıs Bayramı Bu gün, kurtarıcı Atatürk'ün Samsuna ayak bastığı günün 10 uncu yıldönümüdür. Bu İtibarla Türk kurtuluş, savasında büyük bir m.m ı-ı olan 19 mayıs --ii.fi gençlik bayramı olarak kutl ulan m aktadır. Yurdun her tarafında, gençlerin bu günü tes'lt ederlerken, yüklenmiş oldukları aziz Cumhuriyeti koruma ve yükseltme vazifelerini asla unutmamaları ve Cumhuriyeti kuranların hedeflerinden hiç bir vakit ayrılmamak İçin yeniden and içmeleri lâzımdır. Bayramınız kutlu olsun I Filistinde Yeniden Kanlı Hâdiseler Oldu İngilizlerin Filistin İçin Neşrettikleri Projeyi Yahudiler De, Araplar Da Reddettiler İngiliz polisi Telâvivde yapılan bir nümayişi dağıtırken Kudüs, 18 (A.A.) — Evvelce ha-1 raber umumî grev ve beyaz kitaba ber verildiği gibi Filistin millî ya- karşı protesto nümayişleri başlamış hudi yurdunda bu sabah fecirle be- tır. 'Şcu 3 Imfü «avlarla) Piyasada Kesme Şeker Buhranı Var mı, Yok mu Şeker Şirketi Mevcut Sıkıntılı Vaziyetin Sebeplerini Anlatıyor Tüccar Eski İddiasında Israr Ediyor Şeker hakkındaki neşriyatımız af-kâii umumiye »«rafından büyük bir alâka ile karşılanmıştır. Filhakika oriada şeker işinden dolayı bir sıkıntı mevcuttur. Bizim gayemiz, bu sıkıntılı vazıyetin-gjderilmesi, gerek tüccarın ve gejrejkse halkın piyasada normal fıaila islediği cins şekerden istediği miktarda bulabılmosidir. Dün bu işi bir de Şeker şirketin-eden tahkik etlik. Şirkette alâkadar bir ?at bize vaziyeti şu şekilde izah etti: «— İstanbul'da son bir ay zarfında kesme şeker üzerinde bir hırzur-' Sonu 3 Bu II «-vf*H*l yasada bol miktarda Dulu-namıyan kasme şeker .....-..... HER SABAH Bir Temenni Tahakkuk Ediyor Bundan tamam (365) gün evvel, yine bovle bir 19 mayıs günü, yine «Her Sabah» sütununda: «Atatürk on dokuz sene evvel bugün Samsuna ayak bdstı. Bu ayağın düşman kafalarını eze eze, Karadenizden Akdenlze ne muzafferane adımlarla yürüdüğünü yalnız Türkiye değil, kâinat tylir. Yine herkes bilir ki, Türk davsaının bir ucu Samsunda İse öbür uçlarından biri de Antakya ve tskenderundadır. Milliyet bakımından bir Hatay çocuğunu hlr A- 1 nadolu çocuğundan ayıramayız.» demiştik. Bugün bizim İçin «Bu* hayat ve Ü-mit başlangıcının yıldönümü, kelimelerde hulâsa edebileceğimiz 19 mayıs gününün yeni bir yıldönümünü kutluyoruz, hem de yakın bir atide yalnız Hatay çocuğunu değil, bütün Halaylı ırkdaşlarımızı göğüslerimize bastıracağımızdan emin bulunarak kutluyoruz, Türk milletine bu çifte bayramı yaşatanlara bin minnet va şükran. A. CEMALEDDÎN SARAÇOĞLU 1757 s. t"? NISABAH 19 MAYİS 1939 ORSAM HARA MtHMtC&Ni HATIRA İTİRAFLARI Tefriki No 95 Yaran ı M- SIRIR Kanlı Bir Müsademe Avlarımızı Kaçırmamak için Uzaktan Ateşe Başladık — Hepimize geçmiş olsun ağalar. İçimizde korku ile allını kirleten var mı acaba?.. Hani ben biraz ken-limden şöphelivün de... *Demiş. yine hepimizi güldürmüş-14, Fakat ne guîmek ve ne de düşünmek ile geçirilecek zaman yoktu. Uzandığım yerden biraz kalkınarak geri tarafımıza da bir göz a-tıp kulak verdim. Sinen ve sönen cüret ve cesaretimiz yine kabarmış ve şahlanmıştı. Kayalığın üzerinden btttr birer geriye doğru sürünerek indik, kendimizi bütün hızımızla yokuş aşağı koyuverdik. Bir saat »onra. Başıbüyüğün tepesindeki kayalıklara sinmiştik. Sıkıntıdan, koşmaktan kızışan. terliyen vücudumuzu gecenin serinliği pek çabuk soğulmuş. Meta üşütmive başlamıştı. O sırnda yaptıkları gece tatbikatım bitiren Hintliler de Ba-Şibüyük yolundan Bostancıya doğru lnmiye başlamışlardı. Artık korkudan değil, fakat soğuktan titriye tltriye bu uzun yürüyüş kolunun geçmesini beklemiş, yarım saatten fazla mükemmel bir ayar kesmiştik. Biraz sonra. Şamandıra istikametine biz de yürüyüşe geçmiştik. Yürüyüşle biraz ısınıp kızışınca çenelerimizin bağlan çözülmüştü artık. Biraz evvel çektiğimiz acı szap ve korkulu ıztırabın. o anlarda Sîzde bıraktığı tesirleri birbirimize söylüyor, gülüşüyor ve etrafı da kollıya-rak yürüyorduk Hoca Bekir, bu yürüyüş sohbetine karışmıyor, biraz Herimizde ve başı önünde düşünerek yürüyordu. Mipavrili İbrahim sözte-rini bitirince. Bekir birden durmuş | ve bize dönmüştü. Ciddi bir tavırla — Şimdi, demişti. Söz sırası ba-1 na geldi değil mi?.. Ben nc Mipavrili gibi az korktum, ne de zT^m^nli gı bi korkmadım, diyeceğim. Çok korktum doğrusu. Şsşarım ikisinin de savurdukları palsvralara. Her kor-kan insanın muhakkak" dîTi mi tutulur, ödü mü patlar? Korkmadık ta. sanki ne diye var hızımızla kaçtık, bele eğri büğrü kayalara birer pestil parçası gibi niçin yapıştık ya?.. Neye saklamah işin doğrusunu. Hepimiz korktuk, can ve gönülden kaçtık iste.. Bu sös üzerine Hemşinli Nuri ile Hoca Bekir arasında açılan ve bize durup dinlenmeden kahkahalar saçtıran münakaşalarını dinliye dinliye yorgunluk bile duymadan Şamandıra deresini tutmuştuk. 0 sırada gün aydınlanmış, her taraf ılık güneşle ışılmış. yaldızlanın işti. Biraz daha yürüdükten ve Şamandıra deresinin çatal teşkil ettiği noktaya vardıktan sonra, bulduğumuz bir koytuluğa sokulmuş, Hoca Bekiri gözcü bırakarak uykuya koyulmuştuk. O günümüzü de bitirmiş, işsiz ve sıkıntılı geçen günlerimize eklemiştik. Güneş henüz batmış, ortalık kararmağa yüz tutmuştu. Sokulduğumuz koytuluktan takriben ikT^uz metre kadar ilerimizden geçen ve Şamandıraya giden yol üzerinde ansızın beş silâhlı belirmişti. Topluca yürüyorlar, onlar da her vakit Kilim yaptığımız gibi tatlı tatlı görülüp gülüşüyorlardı. Olduğumuz yerde gerilip kalmış tık. Nasibin önümüze çıkardığı bu kısmeTJ elbette kı elden kaçırmıys-eaktık. Fakat birden saldırmağa a-rasinin vaziyeti ve bizim bulunduğumuz mevki hiç te müsait değildi. Tabii, bunları seslenerek durduracak değüdlk ys. Bizim yetişmek İçin geçireceğimiz zaman zarfında, onlar da soluğu Uerimisde bulunan vs mev ti tutmağa elverişli olan dönemeç ye rinde olacaklardı. Bu vaziyette biz. sarp bir yere taarruz etmek mecburiyetinde kalacak, girişeceğimiz müsademede belki de bir İkimls, yahut ta hepimiz vurulacaktık. Bu düşünce Us bulunduğumuz /erden ateş açmak kararım vermiş ve ük mermilerimizi, kıyafetlerinden kimin ve nenin nesi olduklarını pek güzel anladığımız köy palikaryaları, na göndermiştik. İlk ateşte bu çor-ba.il.ii. takip ettikleri yolun sağ tarafında bulunan çukurluklara atlamak gafletini gösteri vermişlerdi. Gafletini diyorum, çünkü, girdikleri hendeklerin bize karşı olan ateş sahaları kapalı idi. Kendilerine doğru ilerleyişimizi gözliyemiyecek kadar çukura inmişlerdi. Su ele geçmez fırsatı kaçırmadık. Nuri ile Hoca Bekiri tarif ettiğim bir tümseğe kadar sıçratarak ileri sürdüm. KTipav-rili ile ben ateşe devam Ue çorbacıları oyaladım. Hemşinli İle Hoca tarif ettiğim tümseği tutup ateşe başladıktan sonra, biz ilerledik. Böylece ve ayni manevrayı tatbik ed* *Je heriflere epeyce yaklaşmıştık. Aramızda ancak otuz metre bir mesafe kalmıştı. Onlar da ateş ediyorlardı amma mermileri ülr metre üzerimizden geçiyordu. Bir aralık çukurdan baş çıkarmak cesaretini gösteren çorbacı ağalardan birinin, Mipavrilinin attığı Bîr kursunlar, her halde alnı delinmiş ve başındaki kasket uçar gibi geriye gitmişti. U-zun boylu ateş ile geçirilecek zamanımız yoktu tabii. Zaten seyrek o-lan ateş arasında yine bir fırsattan istifade ile, Mipavrili ile Hoca Bekiri iki yanlara yollamış dedikleri şiddetli yan ateşleri karşısında, bizim babacalanrı susturmuş ve hep birlikte tepelerine çullanmıştık. Uzattığımız mavzer namluları karşısında boyunlarını bükmüşler ses ve solukl hırım kesmişlerdi. Biri çenesinden, ikincisi sol omuzundan yaralı, diğer üçü de sapasağlam titreşiyorlardı. Tüfeklerini, cephanelerini, Mipavrili almış, itirafı biraz ayıp olacak amma. canlarile para keselerini de Hemşinli Nuri ile Hoca Bekir çıkarmışlardı. Geberiklerin üzerini biraz çalıçır-pı, yine kendi üzerlerinde bulduğumuz ufak bir portatif kürekle attığımız toprakla kapamış ve hemen hâdise mahallinden uzaklaşmıştık. Mevsim müsait ve dağlar, ormanlar barınmıya elverişli olduğu için tam bir buçuk ay Taşdelen, Polonez, Ar-navutköy taraflarında dolaşmıştık. Fakat. Şamandıradaki bereketli nasibin bir eşine daha tesadüf edememiştik. Bu havaliye, on beş gün sonra İ-kinci sarkışımızda Kaymaz çiftliğinde bir tesadüfle görüştüğümüz Samandır-:1ı Etem Ağa. bize geberiklerin kimler olduklarını isimleri-le saymış, çoktanberi yaptıkları cinayetleri de birer birer anlatmıştı. Hakladığımız afacanlardan biri Pa-şakoylü Şekerci Vasil adlı bir melun imiş. Bu zalim herife o eİvarlardaki Rumlar kömürcü Kolras unvanını vermlşlermiş. sebebi de bir buçuk senede yirmi altı kömürcü öldürmesi İmiş. Etem Ağ3, bunları anlatırken gözlerinden döktüğü ateşli yaşlarla yüregimizdeki hırsı ve hıncı alevlendirmişti. O hırla tekrar şimal İstikametine dönmüş, tfl Irva üzerlerine kadar uzanmıştık. Her tarafı arayıp taramış, günlerce pusularda kalmıştık. Ne yazık kl, aradıklarımızla bir türlü karşılaşamamış. toplanan kinimizi harcıyamamıştık. • Devamı vari Karısını Balta İle Öldürmek isteyen Adam! Oün /gır Cezada kıskançlığın sebep olduğu lir vakanın muhakemesine başlandı Karısını balta ile öldürmek İstl-yen ve bu arzu ite yaralıyan İzzet Ürer isminde bir gencin muhakemesine dün Ağır Cezada başlanmıştır. Beykozda cereyan eden bu kanlı vakanın maznunu; dün mahkemede suçunu itiraf etmiş ve ezcümle demiştir kl: «— Kirim Ssbahatl çok seviyordum. Kıskançlık saikasle içimi h'.rs bürüdü. Hiddet ve heyecana kapılarak üzerine hücum ettim!..» Bundan sonra. İbrahim, Adalet ve Hatice Blnnazla Hamdl İsmindeki şahitler dinlenmişlerdir Bunlar, suçlunun karısının üzerine öldürmek kssdile hücum ettiğini söylemişlerdir. Ezcümle şahitlerden Hamdl: •— Eğer ben yetişmeseydim. zavallı kadın bsltanın darbesile parçalanıp ölecekti. Vakayı görür görmez; hemen koştum ve suçluyu kollarından yakalıyarak mani oldum!..» Demiştir. Bundan sonra mahkeme, gelmiyen İki şahidin dinlenmesi için başka bir güne talik olunmuştur. Belediyede Teftişler Ticaret Sarayı Ssbzs halinin önUnde yapılacak Yeni imar plânına nazaran sebze halinin önUnde bir Ticaret sarayı yapılacaktır. Plânın tatbiki için İstimlâk yspıl-mıya başlandığı anda birçok esnafın açıkla kalacağım düşünen Belediye Riyaseti, bunun için şimdiden tedbirler almakladır. MUstahdlmln şubesi müdürün İçten el çektirildi İstanbul Belediyesinde teftişler yapan Mülkiye Teftiş Heyeti, Belediye Müstahdemin şubesi evrakı a-zerinde tahkikata başlamıştır. Bu tahkikat neticesinde Belediy? Müstahdemin Şubesi müdürü Nedime işten el çektirilmiştir. Şubedeki teftişlerin üç ay kadar devam edeecgi söylenmektedir. BELEDİYEDE : Memurin Muhasebe kursları açılıyor İstanbul Belediyesi Muhasebe Müdürlüğünde açılacak olan Memurin kursları 1 temmuzdan İtibaren açılacaktır. Bu kurslara bu sene 100 memur iştirak edecektir. Bu memur lar, muhtelif şubelerden ve işi ak-satmıyacak şekilde intihap olunacaklardır. Dersler her gün sabahları başlıyacak ve öğleye kadar devam edecektir. Bu kurslar, bütün muhasebe memurları kursu ikmal edinci-ye kadar devam edecektir. Sokaklar daha fazla sulanacak Sokakların iyi bir şekilde sulanması tçin evvelce caddelerde bîribir-lerine 100 metre mesafede bulunan Terkos musluklarının mesafelerinin elli metreye indirilmesi için faaliyete başlandığını yazmıştık. Şişli - Harbiye arasının inşaatı bitirilmiş ve Harbiye - Karaköy İnşaatına başlanmıştır. Burası da bitirildikten sonra İstanbul cihetine geçilecek ve Beşiktaş - Bebek kısmı müstesna olmak üzere bütün caddelerdeki musluklar 50 metreye indirilecektir. MUTEKKRKİK ı Tamir edilen camiler 938 senesi zarfında Evkaf tarafından 200 bin lira sarf ile aşağıdaki camilerin tamiri bitirilmiştir: Azapkapıdaki Sokullu, Yenicami, Eyüp, Fethiye, Mahmutpaşa, Mesih Paşa, Sultanahmet, Kılıç Ali Paşa, Ortaköy, Teşvikiye, Bali Paşa, Sultan Selim. Şemsi Paşa. Bu sene de Fatih, Şehzadebaşı ve Beyazıt gibi büyük camilerin tamiratı yapılacaktır. "Türk Dili,, Refikimiz Balıkesirde çıkan «Türk Dili» refikimiz 14 yaşına basmıştır. Arkadaşımızı tebrik eder ve muvaffakiyet dileriz. Okuyucularımız Diyor kl Belediye kooperetıii Dedikoduları Muhterem gazetenizin 15/5/939 günlü ve 370 saydı nüshasının İkinci sayfasının üçüncü sütununda o- kuyucularımız diyor IcT Başlığı altında Üsküdar Tephirhanesi memurlarından Ömer Sabri Esen Uysal imzasile neşrolunan belediye memurları kooperatifi hakkındaki şikâyette İsimlerimizin cTe"""mevzuu bahsedildiğini hayretle okuduk. Bi zim yukarıda adı geçen ve ortağı bulunduğumuz kooperatiften böyle bir şikâyetimiz olmadığı gibi bu hususta mumaileyhe ilmimizi de karıştırmasTiçın ne bir vekâlet vermiş ne de mütaleada bulunmuş değiliz. Keyfiyeti bu suretle arzeder-ken bu yazımızın berayi tavzih ay-ni sütunda dercini rica eder ve say gitarımızı sunarız. Üsküdar Tephirhaneni idare memuru Salâhartin Dönmez Tephirhane memurlarından Ali Ye pır m Yeni Sabah — Evvel, âhir söylediğimiz gibi bu işde tamamile bitaraf olan gazetemiz bu mesele etrafında gerek kooperatif idarecilerinin, gerekse ortakların yazılarını aynen neşretmektedir. Firari Bir Katil Yakalandı Kandından şehrimize kaçan Seyfettlnln dün aorgueu yapıldı İsmail isminde bir adamı brovning tabancasıle ve 5 kurşun sıkarak öldürüp firar eden Seyfettin isminde bir katil, polis memurlarımız tarafından şehrimizde yakalanmıştır. Seyfettin, dün Sultanahmet Birinci Sulh Ceza mahkemesi huzuruna çıkarılmıştır. Mumaileyh, cinayetini şu suretle anlatmıştır: «— Ben Hasan usta isminde bir kayıkçıya bir kayık ısmarlamıştım. Bilâhare İsmail de bir sandal yaptırmak için Hasan ustays mürscaat etmiş. Fakat: kendi k-yığının benimkinden evvel yapılmasını istemiş. Bunun için de fazla para vâde'-miş. Bunu haber alınca. Hasan ustaya gittim. Ben de fazla para vereceğimi, kayığımı daha evvel yapmasını söyledim. Kendisi razı oldu. Fakat sonradan tsmaılin Hasan ustayı sıkıştırarak benim kayınımın yapılmasına mani olduğunu öğrendim. Tabii canım sıkıldı. O gün de yolda lsmaile tesadüf ettim. Benimle üstelik: Senin kavık ne oldu yahu?..» diye alay elti. Ve sonra: «Sen kayık yaptırmaktan vazgeç te gel benim kapımda uşak ol!» dedi. Bu suretle aramızda kavga başladı ve üzerime hücum etti. Ondan sonra ne yaprı-ğımı bilmiyorum. Çünkü heyecan i-Cinde idim.» Mahkeme, Seyfeddin'ın bu ifadesini zapta geçirmiş ve kendisinin, muhakeme edilmek üzere İzmîte gönderilmesini kararlaştırmıştır TAKVİM 19 Mayıs 1939 CUMA HUrl ¦.' Krb Oİr.»rl I3SI Kızılı »MAYIS 1555 Ruzi hııır 14 Spor ve Gençlik Bayramı D.,- saati 4,38 Oa ' 12.10 — İki.411 16.07 Akşasaı 19,23 — Yatsı il.lS I..ak ı2.31 Açıkta Kalacak Belediye Memurları Dun bir komisyon toplanarak bunları tesblte başladı Hazirandan İtibaren tatbik olunacak olan yeni bütçe dolayısile muhtelif Belediye şubelerinde açıkta kalacak memurları tesbit etmek maksadıle dün Belediyede Belediye reis muavinleri Rıfat Yenal, Lûtfi Ak-soy, Belediye memurin müdürü ve Belediye Muhasebecisi Muhtar Acarın İştirakıle bir toplantı yapılmıştır. Ekmek Fabrikaları Belediye derhal İnşaata Başlıyacak Ekmek meselesi ve yapılacak ekmek fabrikaları hakkında kat'S bir karar vermek üzere yeni bir heyet teşekkül etmiştir. Belediye, ekmek fabrikalarının inşaatına derhal baş-lıy a çaktır. Fakat yapılacak fabrikalar bir yerde ve büyük mikyasta olmıyacak, şehrin muhtelif semtlerinde günde 15 bin sıhhi ekmek çıkarabilecek küçük mikyasta, fakat müteaddit fabrikalar yapılacaktır. Bununla beraber Belediye ekmek istihsalini asla inhisara almıyacak-tır. Fırıncılar Belediye talimatına uygun ekmek yapmak şartı le serbestçe ekmek çıkarabileceklerdir. Bugün ekmek fabrikası inşaatına talip firmaların tekliflerim bildirmeleri için Belediye de ilân verecektir. Bu işe sarfolunacak para yarım milyon liradır. MAARİFTE : Dersler dün kesildi İstanbul Üniversitesinde dün ders kesimi yapılmıştır. Bu münasebetle Hukuk Fakültesi Dekanı Ali Fuat Başgıl ve birçok profesörün iftira-kile merasim yapılmış, birçok nutuklar söylenmiştir. Talebe Rektöre, Dekana ve birçok profesörlere çelerdiler vermiştir. İKTİSAT İŞLEM I ingilizler deri alıyorlar Alman ya dan ve Çekoslovakya-dan muhaceret eden y ah udi firmalarının bir çoğu tngilterede iş yapmağa başladıklarından kuzu derisi üzerine Ingıltereden bir çok siparişler gelmeğe başlamıştır. Bundan başka kuşyemi üzerine de İngiltere, Franss ve Almunyadan müteaddit talepler gelmeğe başladığından 5.30 paradan satılan mallar 63 paraya yükselmiştir. Tilki derisi Üzerine dc Almanyaya sevkiysta devam edilmektedir. Busenekl pirinç mahaulU Yeni sene pirinç mahsulü piyasa ya gelerek satılmağa başlanmıştır. Mersin tipi pirinçler 21-22. makine-lenmiş Tosya malları 25—25,30 paradan satılmıştır. Bu sene gerek e-kiş fazlalığı ve gerekse havaların gayet güzel olmasından fiyatlarda geçen seneye nazaran 20 para kadar bir noksanlık mevcuttur. Buğday ve arpa satışları Dün Toprak Mahsulleri Ofisi piyasaya -'ll ton buğday çıkarmış ve fiyatlar hiç değişmıyerek mahsul 5,32 paradan satümıştır. Yeni mahsul arpa da Mersin Upı bir ay sonra teslim şartıle 3,25 paradan muamele görmüş ve 300 ton satılmıştır. Avrupa ekspresi bir aaat gecikti Avrupa Semplon ekspresi dua Sirkeci garına bu* saat teahhürle gelmiştir. Bu teahhürün sebebi hudutlarımız hanemde sık sık yapılmakta o-lan kontrollerden Ueri geldiği anlaşılmıştır. POLİTİKA Totaliter - Devletlerinin yeni siyasî vaziyetleri Hâdisat eylül ayındanberi durmadan ilerledi ve beklenilmedik neticeler tevlit etti Bugün dahi devletlerin mütekabil siyasetleri değişik manzaralar arzetmiye başladı. Son seneler zarfında Avrupa siyaset âleminde teressüm eden siyasî manzumelerin esasını Roma - Berlin mihver ile Paris - Londra bloku teşkil ediyor, ve bu manzumeden birincisi dinamik, ve diğeri de daha ziyade mevcut vazıyeti idameye matuf bir siyaset takip eder gibi görünüyordu. Berlin - Roma mihveri, durmadan İlerledi. Birlbüierine muvazi olarak İttihaz ettikleri ve geniş bir yayılma hareketine matuf siyaset tarzı Avrupa haritasında değişiklikler vücude getirdi, Versay sulh muahedesinin ortaya kovduğu statükoyu ilk muhafaza rolünü üzerine alan Çekoslovakyanm askeri mevkii yıkıldı. Ondan evvel Avusturya Almanyaya ilhak edildi. Memel Lif-vanyanın elinden alındı ve nihayet Arnavutluk da. İtalyan kralına bir taç daha giydirtti. Sıra Danzige geldi. Fakat burada da totaliter devletlerin diplomasi sahasındaki büyük hataları kendisini gösterdi. Her iki memleket çok ileri gitmişlerdi. İlk yayılma hareketlerinde her hangi bir sebeple müsbet bir müdafaa tertibatı görmemelerinden cesaret vt kuvvet alarak, bu iki totaliter devlet talep ve iddialarını genişletmiye. siyasi ufukta büyük cevelânlar yapmak fikrin, üzerlerine almıya başlamışlardı ve bilhassa tngilterenin, Fransa ile diğer sulh taraftan devletlerle geniş ve ayni zamanda sıkı bir teşriki mesaiye yanaşmıyacağım ve hele mecburi askerlik hizmetini kabul edemiyeceğihi düşünerek büyük bir psikoloji hatasına düştüler. İşte Polonya, yani Danzig ve koridor meselesi üzerindeki Alman talepleri çok ileriye varmış olarak kendisini gcsterdL Zira Avrupa efkârı umumiyesi değişmiş, sulhun idamesi için devletler kuvvet bulmuş, ve Türkiye sırf mevcut sulh muvazenesinin temini ve beşeriyetin tamiri kabil olmıyacak bir felâkete sürüklenmemesi için. ve bunu temin zımnında bu bloka girmiştir. Şimdi Almanya, yani mihver devletleri, bu attıkları ileri adımdan derhal geri donemiyecek vaziyettedir. Mütemadiyen yeni muvaffakiyetlerle süslenen prestiji siyasetleri, daimi surette İnzibat altında ve mahrumiyet içinde bulunan halk kütleleri üzerinde müessir olabiliyordu. Bu vaziyette. Danzig üzerinde bugünkü Alman gerilemesi dahili siyaset bakımından Berlini inkisarı hayale uğratmaktadır. Zira hem ileri atılan ve hem de geri çekiliş vaziyetlerinde Berlin müşkül mevkie düşmüştür. Ortalıkta tehlike cidd! olabilir, fakat Polonyanm, haklarını harbi göze alarak müdafaaya azmettiğini bildi-meşinden ve İngiltere İle diğer devletlerin de siyaset âleminde müessir bir rol oynamasından dolayı Almanya. Dan-ajg meeslesini. iyi bir şekilde halletmek istemektedir. Fakat bu iş için de ittihaz edilecek hareket Berlini çok düşündürmektedir. Hâdisjtm seyri bütün gergin havaya rağmen, Danzig meselesinin bir hal yoluna gireceğini göstermektedir. Sulhen ve anlaşma ile bu yola gireceği daha ziyade muhtemeldir. Çünkü bu meselenin menfi veya müsbet sureti halli de ya harp veya sulhu doğuracaktır. Bu sebeptendir ki. Danzıç meselesi, bütün dünys nazarının dikildiği ve harbi veya sulh hslini düete ettirdiği mühim bir siyssl meseledir. Dr. Reşad SAGAY Küçük bir kız çiğnendi Dün saat 11,30 da Arnavutköyün-de feci bir otomobil kazası olmuştur. Arnavut köyün de Rençper Ahme-din kızı 8 yaşında Ayten. S08S numaralı otomobilin altında kalarak ¦ ğır surette yaralanmıştır. Yaralı çocuk Etfal hastanesine kaldırılmıştır. Şoför hâdlae akabinde firara teşebbüs etmiştir. CUMARTESİ bt t* 39 İp* AKE T lıUaİMİN-ıniMmııir telefon — 20tm İkinci yıl - No. 375 SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK OAZETE3İ ABONE ŞARTLARİ Tflrldr. Ecn.bl HER YERDE 900 Kr. Sencliâi2400Kr. 500 Kr. ö.yl.g, 1250 Kr. 3 260 Kr. 3 aylığı 650 Kr. 90 Kr. 1 aylıg. 350 Kr. Po.l. tl,had.-. ı.rrr.»,, m.- KURUŞ UİUİİOT İçi* 2S, 14, 7.5 *¦ 4 Ur. 19 Mayıs Bayramı Bütün Yurtta Kutlandı a m i r| r Grubuz ve Kudretli Gençliğin Beden Atliay„ Ultn Hareketleri Takdirle'Seyredildi denize İndirildi Dünkü mensimden iki intiba : Amiral Şükrü Okan nutkunu söylüyor ve Atıla» ağır »gır denize inerken Zaruri Neticeye v Doğru Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Ortalıkta göze çarpacak bir sakinlik var. Son senede bu gibi durgunluk fasılalarına birkaç defa şahit olduk. İslerin normal surette yürüye-¦ eeğine ihtimal verirken, arkasından yeni bir buhran safhası açıldığını gördük. Onun için, bugünkü sükûnun daimi olacağına İnanamamakla beraber istikbali daha emniyetli bir gözle mülahaza edebilmek kabil o-luyor. Zaten, bu gibi buhranlı zamanlarda, her gecen gün sulh ve uzlaşma hesabına kaydedilmiş, bir kir teşkil eder. Şimdi de öyledir. Mes'ul devlet adamları meş'um ve feci bir mücadeleden içtinaba muvaffak oldukça ilerde bundan içtinap imkanı daha çok kuvvet buluyor. Bugün Avrupa vaziyetine umumî bir nazar atfedersek, ilk panik dakikaların d* akla gelen vahim ihtilâfların zuhur etmemi* olduğunu müşahede ile memnun olm-mak kabil değildir Birdenbire, kara bulu'-lar Balkan yarımadası üzerinde toplanır gibi olmuştu. Kumanyaya tahmil edilen iktisadi esaretten ve bilhassa Arnavutluk istilâsından sonra, Yugoslavyanın vazıyeti pek zor bir safhaya girmişti. Fakat o dakikadan beri geçen zamanlar meseleyi daha vahim bir şekle sokmadığı gibi ahvali daha soğuk kanla tetkik edebilmek imkanını da verdi. Prens Paul-On Romanya seyahati münasebetle Yugoslavyaya mihver devletlerinin mukarreratı tebliğ edilmesini bekli-yenlerın korkulan boşa çıktığını görmek, Yugoslav dostlarımız hesabına ve Balkanların umumi menfaati namına bizi pek sevindirmiştir. Ayni zamanda, balkan Kirliğinin son dakikuları geldiği hakkındaki iddialın da tahakkuk etmemiş ve Balkan misakı bu çetin imtihandan muvaffakiyetle geçmiştir. Rum .nv ¦ ire Yugoslavya ve bilhassa Yugoslavya henüz tam ve pervasız bir va *'V-t almış, gibi görünmüyorlar. Fakat Balkan Antantının gayesi kimseye meydan okumak değil kendi dahili anın İye t ler in İ muhafaza etmekten ibaret olduğu için, yaşadığını ispat rimek maksadile, gürültülü nümayişler yapmıya ihtiyacı yok-tor. Misaka dahil bulunan devletlerin tehditlerine sadakati ve ayni Hlaeyln Cahid YALCIN (»onu 3 uVli sayfada) Türk İşçilerinin Büyük Eseri Yapılan merasim çok muhteşem oldu Krupp fabrikası mümessilinin gazetemize mühim beyanatı Dün Fe .erbahte stadında muntazam beden hareketleri iftiharla seyredilen genç kızlarımız Şehrİmİzdekİ Ânkaradaki Merasim Merasim Atletizm, bisiklet futbol müsabakaları çok heyecanlı oldu Ebedî Şefin Medfenini Ziyaret InönU ve Bayan İnönü dün Kabre İhtiram buketleri keydular Rahatsız bulunan Başvekiliniz Namına da bir çelenK kondu Ankara, 19 (AA.) — Reisicumhur İsmet İnönü ve Bayan İnönü, 19 Mayıs stadyomundakı merasimi müteakip B. M. Meclisi Reisi Ab-dülhalik Renda İle beraber Atatürk'ün Etnografya müzesindeki (Sonu 3 üncü »avrada) Gençler; Atatürkün Kabrine Göz Yaşları ile Süslü Çelenkler koydular (Yazısı s ve 7 İnci sayfamızda) Trakyadaki Büyük Kalkınma Faaliyeti Umum Müfettiş General Kâzım Dirik'in başarılan ve yapılacak büyük işler hakkında "Yeni Sabah,, a mühim beyanatı Atılay denize indikten sonra (Yazısı 7 nel sayfada) " Yeni Sabah „ da Fevkalâde İki Eser: Çakırcalı Efe Yazan : Murad Sertoğlu Osmanlı İmparatorlusuna kafa tutan bu müthiş şakinin akılları durduran sergüzeştlerinden vücuda getirilen roman YARIN BAŞLIYORUZ.. Komitacılar Peşinde Yazan : M. Sıfır Hayatının Onbc; yılını Makedonya ia Bulgar Komitacılarını takiple geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıraları Yakında Başlıyacağız Büyük ve Acı Bir Kayıp Ahmet Ağaoğlu dUn sabah vefat etil Merhum B. Ahmet Ağaoğlu Türk irfan ve matbuat âlemi bugün en kıymetli bir rüknünü daha kaybetmekle müteellimdır: Uzun müddettenberi memleketin muhtelif sahalarında 1/îzmet etmiş ve yurda binlerce talebe yetiştirmiş eski saylav, değerli muharrir, kıymetli âlim Ahmet Ağaoğlu dün vefat etmiştir. On gündenberi evinde rahatsız bulunan Ahmet Ağaogiu dün sabah (Sonu 7 ıı ı bay fada) General Kâzım Dirik köylüler arasında Edirne (Suretti mahsusada giden arkadaşımızdan) — Kırkpınar oü- ıra; TVaJcyadaki bü-ıcü sayfamızda) HER SABAH MUVAFFAK OLACAĞIZ Dün «Atılay» denizaltı gemimizin denize indirilme merasimi yapıldı. Göğüslerimizi iftihar ve sevinçle kabartan ve Türk harbıyei bahriyesine öz yurdumuzda yapılmış bir denizaltı gemisi kazandırmış olan dünkü rasime, Cumhuriyet rejiminin nimetlerinden birini ifade eder. Vakıa Halicin durgun suları şimdiye kadar Türk usta ve işçisi elinden çıkmış yüzlerce teknenin denize indirilme merasimine şahh olmuştur. Lâkin İkinci Abdülhamit idaresi gibi Türk denizciliğini temelinden yıkan ve vehimli bir tegallüpten sonra modern ve son sistem bir vahidi harbin bir Türk tersanesinde, gondeıındekı nurlu hilâli rudı nazlı dalgalandır* dalgalandıra den.ze inmecim seyrelmek, az tamaoda hızlı adımlarla katettigımiz yolun uzunluğunu ispat eder. Bugün bir denizaltıyı denize indirdik, yarın bir diğerim demze ata-caöız ve bir müddet sonra tzmtı ter- Ve mutlaka muvaffak oîacigız. Birçok şeylere muvaffak olduğumuz gibi. A. CEMALEDMN SARAÇOĞLU S.Tf.ı YF. NİSABAH CRSAHKAPA MfHMlDINi HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrik. No 95 Yazan : M. S/F/R Bostancıdan Cephaneler Nasıl Kaçırılmıştı? Biz işin Akıbetini Düşünürken Yusuf Bey Teminat Veriyordu % işsizlik hepimizi fona halde sıkmıştı. IsUnbulU, arkadaşın hatırladıkça gözlerimiz yaşarıyor, yüreklerimiz çarpıyordu. Bayağı sıla hastalığına tutulmuş insanlar gibi iştahımız kaçmış, zevkimiz, hissimiz körelmişti. Tam istanbul'dan ayrıldığımızın elli birinci günü akşamı birer karış sakal ile Altunizadeye inmiş ve (....) beyin köşküne girmiştik. Geceyi orada ve çoktanbcıl mahrum kaldığımız pamuk yataklarda geçirmiştik. Ertesi akşam tıraş olmuş, yıkanıp temizlenmiş, temiz elbiselerimizle efendi efendi Üsküdara inmiş ve bir sandalla K. bataşu geçmiştik. Yatsıdan biraz sonra da Halepli sokağındaki pansiyonda Yusuf bey ,11 karşısına dikilmiştik. Ansızın tstanbula gelişimizden hissettiği memnunluğu boynumuza sarılmak ve hepimize ayrı ayn hal ve hatır sormak ile gösteren Yusuf bey, bizimle saatlerce yarenlik ettikten sonra: — Çocuklar, demişti. İlk günler gibi pek değil amma hatırladıkça sizi yine arıyorlar, Top ömerin kahvesine başvuruyorlarmış. Bir hafta evvel Sürmeneli Kemal söylemişti bunu bana. Hoş nerede olduğunuzu bilseydim, adara gönderip ben de a-rattıracaktıra ya sizi. İyi oldu da geldiniz. Fakat, birden meydana çıkmanızı, hele Arapcamisi. ve Kalafat yeri semtlerinde dolaşmanızı hiç muvafık bulmam. İster bir müddet daha münasip bir yerde gizlenin, isterseniz size bir deniz ve gece işi vereyim de onunla oyalanın.. Ne dersiniz?.. Deniz işini hepimiz sevinçle kabul etmiştik. Yusuf bey de benimize, teşekkür etmiç ve yapılacak iş hakkında birçok malûmat verdikten son ra bizi bir odaya yerleştirmiş, kendi si de istirahate çekilmişti. Ertesi sabah erkenden hep birlikte Kabataşu inmiş ve Üsküdara geçerek arabalarla Yusuf beyin Gözfepedeki köşküne gitmiştik. Yusuf bey biraz sonra çağırttığı Mehmet Ali bey isminde bir makineli tüfek yüzbaşısı ile askeri kâtiplerinden Arap Cemal beyi bize tanıtmıştı. O geceden itibaren bu beylerle birlikte çalışacaktık, işimiz tehlikeli olduğu kadar da eğlenceli idi. Kısaca anlatayım yapacağımız işi. Makineli tüfek yüzbaşısı Mehmet Ali bey. Bostancıda bulunan Hintli kıtalarından birinin zabiti ile güzelce anlaşmış. Bu zabıt, o sıralarda binlerce sandık cephane yığılarak bir depo haline getirilen Bostancı İskelesi ile iskele rıhtımını muhafaza 20 MAYİS ı*» Vali Yarın Ankaraya Gidiyor eden bölüğün kumandanı İmiş. Biz geceleri bir balık kayığı ile bu iskeleye yanaşacak ve buradan alacağımız cephaneyi Çifte havuzlarda ve sahilde arabalarla bizi bekliyecek 3-laıı bu zabit beylere teslim edecek- Yusuf bey yüzümüze bakıp gülüyor ve: — Nasıl, diyordu. Kolay değil mi?.. Gecede birer sefer yapar, işinizi bitirdikten sonra yüzbaşı beyin göstereceği yerde yatar ve keyfinize bakarsınız. Bu işi bitirdikten sora da Allah kerim. Ben yüzbaşı Yusuf beye hem teşekkür etmek hem de beni tereddüde düşüren bazı noktalar hakkında malûmat istemek üzere ağzımı açar ken, bizim Hoca Bekir atılmıştı ve: — Yüzbaşım, demişti. Eğer dediğiniz gibi ise bu isden daha kolayı olmaz. Fakat, iskelenin üzerindeki Hintli nöbetçiler bizi nasıl tanıyacaklar, orasına aklım pek ermedi benim doğrusu. Yusuf bey, hoca Bekirin sabırsızlığına alıştığı için kızmamış, gülmüştü, ve: — Hiç tanımağa, tanıtmağa lüzum yok Bekir, demişti. Serbestçe iskeleye yanaşacak ve kendi öz ma-'nz trıbi. dilediğiniz kadar .sandık alacaksjıız. Bu ciheti biz temin edeceğiz. Hoca Bekirin boşboğazlığı tutmuş, haddini, hududunu aşmıştı. Hattâ dayanamamış ve mütalea beyanına bite kalkışmıştı: — Mademki öyledir, demişti. Ne diye bir balık kayığı ile ve geced? bir sefer yapacağız ve beyhude yere haftalarca uğraşacağız. Bir Arap mavnası bulııak ta. bir iki gecedo ne var, ne yok hepsini kaldırsak daha iyi değil mı sanki? 'Devamı var) Yeni bütçenin tasdiki işini gürü-şecak olan Va'iye Muhasebe Müdürü de refakat eiece't Dahiliye Vekâleti taıafmdan tasdik olunmak üzere bir memuru mah sıısla gönderilen bütçenin tasdiki esnasında hazır bulunmak ve Vekâlete lâzımgelen izahatı vermek maksa-düe vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar yanında belediye muhasebe müdürü bay Muhtar bulunduğu halde yarın akşam trenile Ankaraya gidecektir. Vali ve belediye reisi Ankara seyahati esnasında şehre ait diğer bazı meselelerle de alâkadar olacak, bilhassa belediyeler bankasından istikraz olunacak (5) milyon liranın istikraz muamelelerini ikmal edecektir. Vali ve belediye reisinin Ankara seyahati 4-5 gün devam edecektir. Şehir bütçesi haziran iptidasına kadar muhakkakTsürettc Dahiliye Vekâletinden tasdik olunmuş olarak dönecektir. Sanatoryomda Bir Vak'a Kıskanç bir kadın kocasını yaraladı Bur«az anasında Doktor Mcde-ni'nin sanatoryomunda dün bir vak-a olmuştur: Bu sanatoryomda aşçılık eden Geredeli Hüsnü Alagözün karısı Vasfiye Alagöz, kocasının ayni sanatoryomda hastabakıcı Semi-ha Altınbaşla seviştiğinden şüphelenmektedir. Bu şüphe ile kıskançlık krizi geçiren Vasfiye, dün hastaneye gitmiş, kocasının odasına çıkmış, münakaşaya başlamış, bu sırada Hüsnünün yastığı altında bulunan tabancayı kaparak lehdide kalkışmıştır. li.ıım.ı tehdit karşısında tabancayı almak için karısının eline sarılınca tabanca patlamış, çıkan, kurşun Hüsnü'nün sol serçe parmağına isabetle yaralamıştır. Bunun ii-zeıine karısının kafasına bir tabak vuran aşçı, polisin müdahalesile yakalanmış, hâdise elrafinda tahkikata başlanmıştır. BELEDİYEDE : Zehirlenenler İki amala delinen bir bjz dolabından, bir kadın da peynirden zehirlendi Divanyolunda aşçı Ömerin dükkânında çıraklık eden Hasan ile Mev-lût, dün birdenbire üzerlerine gelen bir fenalıktan baygınlık geçirmişlerdir. Yapılan muayene neticesinde çırakların Gülhane hastanesine kaldırılmasına lüzum görülmüş, tahkikat sırasında dükkânda mevcut buz dolabının delindiği, buradan çıkan koku ve gazlerden müteessir olarak fenalık geçirdikleri anlaşılmıştır PEYNİRDEN ZEHİRLENDİ -Üsküdarda, Arakiycci Hacı Mehmet sokağında oturan Fatma isminde bir kadın, yediği peynirden zehirlenme alâmetleri gösterdiğinden tedavi e-dilmek üzere Numune hastanesine kaldırılmış, hâdise etrafında tahkikata başlanmıştır: Ingi'iz ve Almanlardan sonra piyasada İtalyan talepleri de arttı Son günlerde Almanya ve ingiltere tarafından muhtelif ihraç maddelerimiz© karşı vufcubulan talepler arasında İtalyanların teîtlifleri de artmıştır, ltalyaya mraç'edUmekte oîaa hububat, kepek, yulaf, yumurta, kitre, palamut, balık satışları Mısır Çarşısı Çarşıdaki esnaftan müteşekkil bir heyet Ankaraya gidiyor Mısır çarşısının belediye tarafın dan hâl olarak kullanılmasına karar verilmesi üzerine Mısır çarşısı esnafı belediye ve vilâyet nezdindc teşebbüslerde bulunarak bu çarşının da kendi isticarlarında kalmasını istemişler ve çarşının her türlü tamirat ve yıkıntılarım yapmağı taahhüt etmişlerdir. Müsbet bir cevap verilmediği i-çin Mısır çarşısındaki esnaflardan cekür. Vali ve belediye reisinin se-mürekkep bir heyet bu günlerde An karaya gidecektir. Bu heyet Ankarada Dahiliye Ve-kâletine müracaat edereR burasının şimdiye kadar baharat ve emsali emtia satan bir yer olduğunu ileri sürecekler ve çarşının tarihi kıymetini ileri sürerek her türlü tamirat ve muhafazadan mesul olacaklarını bildireceklerdir, normal vaziyetten daha ziyade artmıştır. Kalyadan tiftik üzerine d? istekler vaki olmaktadır. Teklifleri yapan firmalar tiftiğo mukabil mamul iplik satmak arzusundadırlar. İtalyanların bu teklifleri tetkik edilmekledir. Sultan Mahmut türbe-sidin duvarları Belediye tramvay durağındakı ta-r.ni türbenin Ankara caddesır.e bakan kısmının duvarlen çok yüksek ve gayrifenni bir tarzda sıvanmış ol duğunu gören vali ve belediye reisi doktor Lûtfi Kırdar, bunların yıkılarak alçaltılması ve bu suretle Ankara caddesinin başlangıç kısmının daha güzel bir şekil almasını kararlaştırmıştır. Lutll Kır arın çayı Vali ve belediye reisi roktor L ît fi Kirdi ve relıkası bu gün saat 16 da Taı1 .ı -i.ı Tokatliyan otelinde lstunbuî şehir meclisinin 939 yılı ii-çüncü toplantı devresinin hitamı do-layisile İstanbul şehir meclisi azalarına bir çay ziyafeti verecektir. Ziyafette şehir meclisi azasından başka belediye daire müdürleri ve gazeteciler bulunacaklardır. Davetlileri Tarabyaya Boğaziçi iskelesinden kalkacak 73 numaralı hususi vapur götürecektir. Ankara caddesinin asfaltlanması Betonarme asfalt olarak inşasına devam olunan Ankara caddesinin inşaat müddeti müteahhit ile altı ay olarak tesbit olunmuştu. Fakat caddenin Istanbulun çok İşlek bir caddesi olması ve inşaatın devamı müddetince gerek halk ve gerek vesaiti nakliye için gelip geçmek çok müşkül bir hal aldığından bu müddetin daha kısaltdması için vali ve belediye reisi fen işleri müdürde temas ederek yeni tedbirler almayı kararlaştırmıştır. Alman tedbirler sayesinde caddenin inşaatının 3-4 ay esnasında bitirileceği zannolunmaktadır. ^- Diyor ki; Ramili bîr radyo meraklısı okuyucunun dileği Biz şehir haricinde oturuyoruz. Yakınımızda elektrik oünadıği için büyük radyo kullanamıyoruz. Ancak basit, kulaklıktı radyolarla istanbul radyosunun neşriyatını dinli yebıl i yorduk. Fakat istasyonun kaldırtlmasi-le biz neşriyattan mahrum kaldık. Vakıa Ankara istasyonu çalışmaktadır. Fakat bizim basit cihazlarımız ses alamıyor. Bundan üç, dört ay evvel -ismini iyice hatırlıyamadığım bir gaze^ tede- okuduğuma güre İstanbul rad yosu muvakkat olarak Beyoğlu posta hanesinin ÜBt katında 5 kilovat ve 11961) tulümevc üzerinde neşriyat yapacaktı. Gazeteniz vasi-tasıle bu yeni radyo merkezînin bir an evvel açılması için alakadarların nazarı dikkatini celbetmenizi rica ederim. Ramide, Dcmirkapı: Mustafa Tarabya Cinayeti Genç bir âşık sevdiği kızı vurdu Tarabya'da oturan Angelof Iste-fanidis isminde bir genç, GaUla'da Yazıcı sokağında oturan dostu Ev-yenya İle bir müddettenberi dargın bulunmaktadır. Evvelki gün ayni semtte dolaşan Angelof Evyenyaya tesadüf etmiş, kıza tekrar barışmak teklifinde bulunmuştur. Kadın, bu teklifi reddedince tabancasına sarılan âşık, iki el ateş etmiş, kurşunlardan birisi kadının sol koluna isabetle yaralamış, yaralı hastaneye kaldırılmıştır. Hiddetli âşık yakalanarak tahkikata başlanmıştır. POLİSTE : İzinsiz silâh taşıyan üç kişi tutuldu Fatihte iskender paşa mahallesinde Peştemalcı hanının 25 numaralı odasında oturan dokumacı İdns ile İsmail ve Yaşarın izinsiz silâh taşıdıkları ihbar edilmiş, polisçe yapılan aramada İdrisin üzerinde bir tabanca. İsmail ile Yaşarda da birer büyük bıçak bulunmuş, silâhlar müsadere edilmiş, suçlular hakkında takibata başlanmıştır. Ev bakmıya giden adam delinin tecavüzüne Küçükpazarda Kantarcılarda K -reçhane sokağında* 10 numaralı evde oturan Malatyalı İbrahim oğlu elli beş yaşında İbrahim Allan; Fatihte Guraba Hüseyin mahallesined Şeyh Osman sokağında â numaralı satılık eve dün bakmıya gitmiş, fakat mezkûr evde oturan Hüseyin oğlu yirmi üç yasanda Aziz üzerine hücum ederek dövmüşün Aziz ayni zamanda delilik arazı gösterdiğinedn yakalanmıştır. Kösele hırsızları Yedikıılede, Kazlıçe^mede Alkodo kösele fabrikasında çalışan ameleden Mehmet ile satılmış, buradan bir miktar kösele çaldıklarından yakalanmışlar, hırsızlık etrafında tahkikata başlam İm ıştır. Kurşun çalmışlar Feriköyde oturan İsmail Gökbu-lut ile arkadaşı Mehmet,. Kasımpa-şada Küçükpiyale camimden söktükleri 25 kilo kurşunu kaçırırlarken yakalanmışlar, kurşunlar müsadere edilmiş; suçllucr Adliyeye verilmişlerdir. Kumarbaz ve hırsızlar Sabıkalı hırsızlardan Kırantolu, Arlin ve Hayık dün gece Beyoğlün-da Yeşil sokakta alenen zarla kumar oynarlarken suç üstünde yakalanmışlar, yedi lira kumar parası ile bir çift zar müsadere edilmiş, suçlular Müddeiumumiliğe verilmişlerdir. Denizyolları Ve Limanlar U. Müdürleri Her iki yeni teşkilât hakkında direktif alarak dün Ankaradan döndüler Muhabere ve Münakale Vekâletine bağlanarak yeni teşekkül eden deniz müesseselerinden Limanlar ve Denizyolları umum müdürleri İbrahim Kemal Baybura ile K-n.fi Manyasi dün Ankaradan şehrimize dönmüçlerdir. Her iki müessesenin teşkilât projeleri Mecliste görüşülürken Ankarada bulunan umum müdürler kadrolar ve teşkilât nizamnamelerine tatbiki etrafındı vekâletle de temaslarda bulunarak direktif almışlardır. Denizyolları ve Limanlar Umum Müdürlüklerinin kadroları da tasdikten geçmiş olduğu için her ıkı teşkilâtın hazirandan evvel faaliyete geçmeleri umulmaktadır. Muhabere ve Münakale Vekili A-U Çetinkayanın da bugünlerde şehrimize gelmesi beklenmektedir. Vekil her iki teşkilâtın fiilen faaliyete geçmelerinden evvel burada bulunacak müdür ve şeflerle yakından temasa gelerek kendilcrile tanışacak ve bazı direktifler verecektir. Belediyedeki Münhaller Yeni Büdce gellnclye kadar hiç bir memur alınmıyacak İstanbul belediyesindeki müıı-hallere yeni bütçe dolayısile açıkta kalacak memurlar tayin olunacağından şîmdiIÎK hiç bir tayin yapılmı-yacaktır. Be'euİye kadrosundan açıkta ka. lacak memurlar evvelce yazdığımız gibi 80 dir. Belediyede bulunan mür. hallerse yalnız muhasebe kadrosunda 50 yi bulmaktadır. Binaenaleyh yeni bütçe gelir gel mez açıkta kalacak memurlar derhal bu münhallere tayin olunacaklardır. Ancak belediye kadrosunda açıkta kalan memurlar tayin olunduktan sonra belediyede münhal kaldığı takdirde hariçten müracaat edenler tayin olunacaklardır. bir boyacının marifeti Kasımpaşada oturan ve ev boyamak için Büyükadaya giden Hasan oğlu 318 doğumlu Muharrem, dün saat yarımda kendini bilmiyeeck derecede sarhoş bir vaziyette Çarşı caddesinde gezmekte iken Büyük-ada sakinlerinden Ahmet oğlu tdris Çetintaşa sarkıntılık etmiş ve yakalanmıştır. Suçlu mahkemeye verilmiştir. ?övme Şişlide Türkbery sokağında 7 numarada oturan Karabet oğlu Artin dün Beyoğlu polis merkezine müracaat ederak aynî semtte Yunusbey sokağında 20 numarada oturan Mi-hai tarafından dövüldüğünü iddia etmiştir. Suçlu yakalanmıştır. Saksılara söz diken sarhoçlar 1 Yeşilköy sakinlerinden Rifat Çekerle Hüseyin dün sarhoş bir va- 1 ziyeıte Haamın kahvesind'eki çiçek saksılarını kırmak istemişler, fakat yakalanmışlardır. TAKVİM :0 Mayıs 1939 Cumartesi Hicri .«0 RebİÛlevrel 1358 Rasatı 7 M A Y I S 1355 Ruzı hızır: 15 Böcek fırtınası Da** »ati 4,37 öf la : 12,10 — Ikladi. 16,08 Aksa"" ;*24 — Yatsı : 21.17 Imıak 2,30 POLİTİK A Fransa ile Polonya arasındaki askerî temaslar Bugün, Polonyanın bulunduğu nazik siyasi vaziyet, İngiltere ve ezcümle Fransa ile olan sıkı bağlar dolayısil", Varşova'nın askeri sahada faaliyetlerde bulunacağı şüphesizdi. Polonya hudutları dahilinde .-kerî ihtiyat tedbirler ittihaz e-dılırken, yüksek askeri makamlar a-ralarında harice kısa ajans haberlerde akseden konuşmalar yapmaktadırlar. Bu arada, son bir iki gün zarfında Polonya Harbiye Nazırı Gen*ral Kasprzgt'ıy Parise gitmiş, ve orada, Fransız Umumi Erkânı-harbiye reisi General Gamelin ile konuşmuştur. Umumî mahiyette olarak, bu ziyaretin Fransa - Polonya askeri ittifakı çerçevesi altında, her iki millet arasında daha sıkı bir teşriki mesai, zımnında doğrudan doğruya bur temas hali tesisi gayesile yapıldığı müşahede edilmektedir. Bu temaslar louliter devletlerin nazarı dikkatlerini celbeim.yor da değildir. Bu noktadan hele so ndiplomasi faaliyetlerini müteakip. Alman ve italyan Devlet reislerinin. Fransız hududunda askeri mevküer ve müstahkem noktaları tefime kalkışmaları da bir mana ifade edebilir. Fakat Polonya önünde millî bir siyaset olarak çizdiği yolda ilerlemekte devam etmektedir. Şüphesiz ki. bu hareke: Berlin üe Roma nez-dinde hoş görülmemektedir. "Zü*a. eskiden, Fransa ile Polonya, aralarındaki iyi dostluk bağlarına rağmen, son seneler zarfında biribirle-rinden uzak durmıya, ve Varşova daha ziyade Berline mütemayil bir siyaset takibine başlamıştı. Fakat Varşova, büyük Alman imparatorluğu kurmak gayesile hareket eden komşusu Almanyamn, Danzig ve koridor üzerindeki talepleri karşısında Berimin kendisüe akdettiği muahedenin şekline rağmen kuşkulanmış, nihayet bugünkü gergin vaziyet husule gelmiş, yalnız bu gerginlik sulh için çırpınan devletler nezdinde iyi akisler uyandırmış bu vadide müessir ve müsbet adımlar atılmıştır. Bu sebepten olarak ortaya çıkan ingiliz ve Fransız garantisi ve ittifakı münasebetile Varşova harekete geçmiş ve Harbiye Nazırım Parise göndermiş bulunmaktadır. Polonya Harbiye Nazırının Fransa hükümet merkezinde askerî mes'ul makamlarla temasta bulunmakla beraber, Polonya - ingiliz anlaşmasının akdinden ve Fransız-Polonya ittifakının takviyesinden sonra zaruri bir keyfiyet olarak kendini gösteren, üç taraflı bir askeri teşriki mesai imkânlarını tetkik ve bunları lesbir yolunda da çalışmak üzere faaliyette bulunacağı anlaşılmaktadır. Bu suretle, erkânıharbiye konuşmalarının bu üç devlet beynindeki askeri meselelerin hallile beraber sulh idamesi gayesinde girişecekleri hareketlerde metin ve iradeye müstenit, soğukkanlı siyasetin de dahî ziyade açık olarak tezahür etmesine hizmet edecektir. Dr. Resad SAGAY Feci Dalgınlık Genç bir kız dalgınlıkla örgü İğnesini yuttu Dün Eyüpte Dalgınlık yüzünden feci bir hâdise olmuştur. Eyüpte Bülbülderesinde oturan Çatalcalı Hayrının 16 yaşındaki kızı Sallha dün yemekten sonra Örgü, i-şini eline almış ve bir müddet çalıştıktan sonra örgü iğnesini ağzına alarak pencereden dışarısını seyret-miye başlamıştır. Genç kız, biraz sonra da dalgınlıkla iğneyi yutmuştur. Zavallı kızın feryadına koşanlar kendisini hemen Haseki hastanesine kaldırmışlardır, "i»* •* ¦ t İğne Salmanın midesine indiğinden dün ameliyat yapılmıştır. 10848921 YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZ ET ESİ ABONE 5ARTLAP1 TOrU 900 Kr. Sandığı 2400 Kr 500 Kr. 6 aylığı 1250 Kr. 260 Kr. 5 aylığı 650 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. PmIi ıııll.««\„. firmaa.il m»m ¦abatlar İflaj la, 14. T.S *• 4 lir. her nm. 3 KURUŞ Alman-italy an Askerî Paktına Japonlar da iltihak Ediyor Kont Ciano Berline Hareket Etti ingiliz - Sovyet Temaslarında Bir Yakınlaşma Oldu. Fransız Ve ingiliz Gazeteleri Nikbin Cümhurreisi İsmet InooG Gençlerin geçit ressairi sevred yorlar (Foto A. A.) Bir Sinir Buhranı Yazan: HiUaybı Cahid YALÇIN Türk - İngiliz anlaşması üzerine, Alman gazetelerinin düştükleri sinir buhranı devam ediyor. Bugünkü Alman matbuatının nasıl bir disiplin altında bulunduğunu düşündükçe. Türkiye'ye karşı intişar eden nahoş yazıların delalet etliği mâna-j ya dah» geniş bir ehemmiyet atfet-' mek zarurî oluyor. Berltner Borsen Zcitung'dan naklen Anadolu Ajansının verdiği bü-habere bakılırsa, bu gizde Türk-leri âdeta nankörlük ile ilham etmektedir. Almanys vakti.e Türk topraklarına yalnız Boğazlan ve Osmanlı imparatorluğunu müdafaa için girmiş. Dost Almanya Osmanlı imparatorluğundan Suriye'yi alıp ta kendi arazisine ilhak etmemiş;; bugün Fıhsti ve Irak'a yerleşen devlet te Almanya akaftflmış Umumi Harb neticesinde yorgun düşen Türkiyeye saldırmayı Almanya teşvik etmemiş. Bunlar tamamen doğrudur. Fakat çok kere bazı fizik oyunları vardır ki biaim g&ümüze hakikaten tamamen zıd bir tarzda görünürler. Bunu fizik kitaplarında okur. bir eğlence mevzuu olmak üzere roa-j gazın ve gazetelerde görür, vakit j geçiririz. İşte Alman gazetesinin1 ortaya koyduğu hakikat te ancak böyle görü aldatıcı bir eğlence zemini olabilir, yokss asıl hakikate kafiyen mutabık değildir. Onun için, bu yazıları biraz yakından tetkik etmek isteriz. Evet, Almanya vaktıie Boğazları muhafaza etmek hususunda bize yardım etti; Osmanlı imparatorlusunu müdafaa vazıyetinde bulundu. Fakat) bunu yaptıyıj Türklerden en büyük j yardımı gördüğü için tabd ve zaruri olarak yaptı Çünkü Türk'ler Ç.ı-1 nakkale boğazını tutuyorlar. Ingİ-1 liz'lerle Rusların birleşmelerine mâni oluyorlardı. Almanya'nın boğazlara ve Osmanlı imparatorluğuna yardım etmesi birim kara göz-! (erimize Aşık olduğu için değildi, j Bizim kendisine o muazzam fayda-1 yı temin etmemiz içindi. Almanya'nın Umumi Harbde, Bo-; gazların müdafaamda bize ne de-; rece hakiki ve müessir bü yardım-. da bulunduğunu bu sütunlarda esas-lı suret'.e derinleştirmeğe imkân yeisiz bir derecede kalmış olduğunu biz her zaman İspat edebiliriz. Alman erklmharblyesinln sırf Almanya üzerindeki tazyiki azaltmak ga yeşile Türk askerlerini ne kadar Hünerin Oabld YAI^'IN İSonu 3 im. il tayfamızda) Göbbelsin Bir Makalesi Berlin 20 (A.A.) - B Gobbels, Volk-schcr Bcobachter gazetesinde intişar eden bir makalesinde Londra, Paris ve Vaşıgtoo'daki harb âmillerini takbih ediyor va diyor ki: .4 Cihan halkına soruyoruz: Onlara ne yaptık? Bu sualin cevabı ancak «hiç. olabilir hiçbir tarafla diğerlerinin menfaatlerine dokunmadık Ren mınlakalarını tekrar askeri bir hale koymakla onların hâkimiyet hukukunu ihlâl ettik mı? Avusturya ve südet memleketi Almanya'ya iltihak için cebredildiler mı? Bohemya ve Moravya'da Alman himayesinin ihdası müstakbel bir harbe ha-(Sonu 3 umu aavıamı*da* Alman propaganda nazırı Gobbtls Hitlerlcrie baraber bir merasimde ÎCCCCCC^CCCCCCCCÖCC xcccocccccccccccccccco?cc Nafıa Vekili Kırşehirde Kırşehir. # (A.A.) - Nafıa Vekili General Ali Fund Cebesoy, elektrik tesisatı açılma resminde hazır bulunmaları hususunda belediyemiz tarafından yapılmış olan daveti kabul ederek dün buraya gelmiş ve halkımız tarafından samimi tezahüratla karşılanmıştır. Nafıa Vekilliniz yapılmakta olan yeni evlerle çarşıyı gezdikten sonra elektrik santral binasıns gidilmiştir. Fuad Cebesoy söylediği bir hitabeyi müteakip kordelâyı kesmek suretıle elektrik tesisatını açmıştır Nafıa Vekilimiz bu merasimden sonra tekrar Ankaraya dönmüşlerdir. Büyük Mütefekkir Ah-med Ağaoğhı Gömüldü Güzide Bir Kalabalığın iştirak Ettiği Merasim Çok Hazin Oldu Milli Şef Inönu ve tayı Bayan inönü Atatürk'ün kabrine çelenk koyuyorlar Diğer Reslmlar Beşinci sayfamızdacır ) Yeni Sabah,, da Fevkalâde İki Eser; Çakırcalı Efe Yazan : Murad Sertoğlu Osmanlı İmparatorluğuna kafa tutan bu müthiş şakinin akılları durduran sergüzeştlerinden vUcuda getirilen roman 5 NCi SAYFAMIZDA... Komitacılar Peşinde Yazan : M. Sıfır Hayatının Onbeş yılını Makedooyada Bulgar Komitacılarını takiple geçiren tiuraalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıraları Yakında Başlıyacağız Amasyada Dolu ve Çekirge Akını Amasya. 20 (A.A.) — Vilâyetimiz dahilinde elli altmış bin hektarlık sahada beş gilndenberi külliyetli miktarda ve müstevli şekilde çekirge afatı başlamıştır. Mahallî vasıta ile yapılan mücadelenin azlığı sebebile Ziraat Vekâletinden acele yardım istenmiştir. Evvelce on dort koy mahsulünün dolu neticesi mahvnldugunu bildirmiştim. Son raporları bu miktarın yirmi sekize çıktığını göstermektedir. Gerek dolu afatı ve gerekse çekirge tehlikesi vilâyet mahsulünü endişe verici bir vaziyete sokmuştur. Hatayın Resmî Bayram günleri Antakya. 20 (A.A.) - Millet Metlisi toplanarak ana vatan resmi günlerine ilâve olarak Türk ordusunun Hataya girdiği 5 temmuz günü kurtuluş ve Meclisin açddığı 2 eylÛl gününü kurtuluş bayramı o-larak kabul etmiştir. Meclis bundan başka Hatay »etütlerinin kemiklerinin bir yere toplanmasını ve bir şehitler âbidesi kurulmasını karar- l.l ıı ıh ' I Agaoglunun tabutu önünde çocukları son hürmetle ini ifa ediyorlar Büyük Türk âlimi Ağaoğlu Ah-med'ın cenaze merasimi dün hazin merasimle ve kalabalık bir gençlik kültesinin iştirakile yapılmıştır. Cemre saat 11,30 ds büyük üsta- dın Teşvikiye'deki evinden kaldırılmışı ır. Merasimi takip etmek üzere ge-len zevat arasında İstanbul vaii ve (Sonu 3 MBKÜ **yf«da 1 HER SABAH İÇTEN GELEN SÖZLER İngiliz Başvekili. Parlamentoda, tngİIiz-TÜrk anlaşmasından bahsederken e/cümle: .Bir harbe sürüklendiğimiz tnkdirde bize bütün kuvvetlerde yardım edecek büyük ve erkek bir mıllclin yanımızda bulunduğunu bilmek emniyet verici bir hâdisedir., dedi. Büyük Britanya Hükümetinin sıılhperveı ligini her veaıle ile ispat etmiş olan muhterem başvekilin bu sözlerinde milletimize karşı ibraz edilmiş diplomasinin içten gel-miyen süslü bir temılekûrlığını de- ğil, çok samimi bir takdirin yürekten kopup gelen hayranhğmı seziyoruz. Zira büyük müttefikimiz İngiliz milleti. Türkü harp meydanlarında tanıdı, onunla kaısüıklı dövüşürken düşmanının damarlarındaki kanın asaletini yakından tetkik etmek fırsatını buldu. Bu itibarladır ki, nvıhtercm Cem-berlayn'ın İltifatlı aozl rini kuru bir nezaket eseri olarak ıfcğll. İçten gelen bir takdirin ifadesi olarak alır ve haklı bir iftihar duyabiliriz. A. CEMALKDDtN SARAÇOĞLU Sarfa. I- 'T E N I S A B A 11 21 MAYİS II HATIRA vı İTİRAFLARI Tefrik. No 97 Yazan ı M- S/FİR şehir haberleri Bostancı İskelesine Korkmadan Yanaştık Hintli Nöbetçi Enamı Görünce Bizi Tamamen Serbest Bıraktı T Biz de. Yusuf beyle diğer zabıt-' Icr d»- kahkahaları salıvermiş. Hoca Bekirlc bir hayli alay edip eğlenmıa-tik. Biraz sonra Mehmet Ali beyle ben. Bostancıda bir gazinoda idik. Birer kahve içmiş ve hiç kimse ile buluşup görüşmeden kalkmış. Göz-| tepeye avdet etmiştik. Yolda Meh-¦aH Alı bey. icap eden adamın beni f -*iü*ı «ıı röy içmekle iktifa etmiş nedense daha fnzla izahat vermemişti. O akfjam. ortalık kararırken dört arkadaş.- Çıftehavuzlar sahilinde bize teslim edilen beş tonluk bir balık kayığında idik. Yüzbaşı Yusuf, Mehmet Alı ve katip Cemal Beyler, kıç üstünde yerleşmiş, biz de küreklere oturmuştuk. Deniz bir teps; gibi dümdüz, hava güzel, gök püs- . kürme yıld'zla süslü ve berrak idi ı Beyler de, biz de tabiatın bu güzelliğini wyrc dalmıştık. Yavaş ilerliyor, arasım, küreklerimizin okşar gibi denize dalıp çıkışlarına, hasıl ettiği pırıltılara bakıyor, tatlı fışır-tılaıını dinliyorduk. Yalnız biz değil, her taraf sakin ve sakitti. Yalnız Kınalıada açıklarına doğru, denizin uzaklaştıkça koyulaşan tatlı loşlukları arasında siyah bir leke gibi gördüğümüz bir sandalın içinde, keman ile yapılan taksinde tiz bir sesin, okuduğu güzel bir gazelin • tıpkı bir hava dalgası gibi. deniz ü-zerınden kayarak bize doğru gelen hüzünlü nağmelerini işitiyorduk. İş olmasa tam gezecek ve tabiatın güzelliğinden doya doya istifade e-dılecck bir gece idi o. Biraz »onra. Bostancı iskelesine yakınlaşmıştık. Diğerlerini bilmem amma. benim yüreğim helecanlan-mış, teneffüsüm intizamını yavaş yavaş kaybeder gibi olmuştu, iskeleye biraz daha sokulmuştuk. Yüz-b. ı Mehmet Ali Bey kayağın baş ambarına girmiş, dört yanındaki camlan vesile boyanmış bir feneri yakmak için kibrit çakıyordu. Tam o esnada iskelenin üzerinden, tabiatın, o geceye büründürdüğü güzelliği yırtar gibi. hırçın bir çığlık kopmuş, kulaklarımızı hırpalamış, dimağımıza saplanmıştı: i — Heeey, cav*.. (•). Kürekleri bırakmış, bıribirimiz; •tutmıştık. Başaltında feneri yak-mıya uğrasan yüzbaşı Mehmet Ali hey. bu acı feryadı umurlamamış, keyifle gülüyor, bize de sesleniyordu: — Aldırış etmeyin çocuklar. A-nlm siz. Şimdi yeşil feneri görünce •esi kesilir onun. ' Mehmet Ali Beyin baş tarafımızdan salladığı yeşil fener. Hintü nöbetçinin başlıyan ikinci narasını ağama tıkamıştı Birkaç dakika sonra, iskeleye yanaşmış, çımaları bağ-lamak üzere atlamıya hazırlanmıştık. Yüzbaşı Mehmet Ali Bey, yeşil fener eünde olduğu halde ayağa kalkmış ve tatlı bir sesle: — Selâm bayo. Nasrani ney. Müslim hey, bergüzar hey. | Demiş ve sağ elinde tuttuğu ufa-I cıcık bir kitabı öpüp basma koy-1 dukUn sonra, kenara yaklaşan ko-| ca sakallı, onne saçlı nöbetçiye u-l zatmajü. O da aldığı kitabı öpüp | başına koymuş ve kendi şivesile u-zun bir Selâm babunu demi», hepimizi ayrı ayrı gözden geçirmişti Bu «ırada Mehmet Ah bey bize don-snüa ve: } — Haydi çocuklar, iş basına, denişti. Gördünüz y. iate?„ Buraya sokulmanın uaul ve merasimi bu. Her gece, tesadüf edeceğiniz nöbetçiye benden alacağınız en'amı şerifi ¦unar, sonra da iskeleye konar ve İsinize bakanımı. •) Hla4WU4a (cav) a* aU. m Kayığımızı bir yığının tam altına çekmiş, ambar ile iskele üzerinde dizilmiştik. Sandık istiflerinin üstünde Bekir, altında Hemşüıli bulunuyor, Mipavrili İbrahim de baş üstünde duruyordu. Elden ele ve bı-ribîri ardım a kayar gibi kucağıma gelen sandıkları ben de kayığa istif ediyordum. Hepimiz, keyiflenmiş, neşelenmıştik. Hele Hoca Bekırın mübarek çenesi açılmıştı. Her sandığı Hemşinliye uzatükça tuhaf tuhaf sözler söylüyor, hepimizi kah-kahalnıla güldürüyordu. Bir aralık, elinde, bir sandık olduğu halde doğrulmuş, ve: — Kara Mehmet be, demişti, bu adamların bu lütufkâruğına bir küçük en'am pek az. Biz bunlara enam değil, yeşil kaplı ve yaldızlı cami musallan getirelim. Bulamız mıyız birkaç tane acaba*. — Ne yapacaksın be hoca?., işte veriyorlar sandıklan?.. — Sandıklar için değil be yahu?. — Ya ne için?.. — Siz çukurda olduğunuz için göremiyorsunuz. İskelenin üstünde İki tane de makinelitüfek var. Bun-lan vermezler mi acaba birer m »safa? — Şakayı bırak ta işine bak haydi. Hoca Bekir, başını sallıyor, kendi kendine gülüyordu. Hem çalışıyor, hem de kendi kendine söyleniyordu. Mehmet Ali bey, o tüfeklerin iskeleye karşı yapılacak bir taarruzdu kullanılmak üzere oraya konulduğunu söylüyor. Hoca Bekir de bu sözlere gülüyor ve: — Eğer bırakırsam onları burada, hana da Hoca Bekir demesinler. Diyor, kucakladığı sandığı, lâstik top gibi Hemşinliye fırlatıyordu. Ambara iki sıra sandık istifle-mistik. Mehmet Ali Bey: — Eh çocuklar bu kadar kâfi. Haydi kayığa artık. Demiş, kayığa da girmişti. Fakat Hica Bekir kucağında sandık olduğu halde aptal aptal yüzümüze bakıyor ve: — Ettiğimiz zahmete değmez be yahu, diyordu, hazır gelmişken biraz daha alsaydık. Yüzbaşı Mehmet Ah Bey de Hoca Rrkınn ne mal olduğunu anlamış ve gülerek: Oğlum, ın aşağı, demişti. Bunları deniz kenarında bırakacak değiliz. Elimizdeki bir ara"baya çok bile büyük. Ne ile taşıyacağız sonrı fazlasını?. (Devamı var) Kuruçeşme Depoları Kaldırılıyor mu? Depoların şeh'r haricine kaldırılması düşünülüyor Bebek - Isünye yolunda faaliyet devam etmektedir, istanbul beledi-yeıi bu yolda ıstmılak ettiği ve yol güzergâhına tesadüf eden daha bir çok binalan yıkmak üzeredir. Diğer taraftan haber aldığımıza güre belediye Kuruçeşme'deki kömür depolarını kaldırmak üzere la-aliycle geçecektir. Bu hususta mahkemeden kareralınmıştır. İstanbul belediyesi Kuruçeşme körmır depoları İçin şehir hanemde bir yer bulacaktır. inhisarların yeni kolonyası İnhisarların yeni tip kolonyalan dünden itibaren idarenin satış yerlerinde -satılığa çıkarılmıştır. Ha kiki 80 derece olan bu kolonyalar yarım kilo sıkletinde olup fiyatı da 100 kuruştur. TAK V 1 m 21 May.. 1939 Pazar Hk*tl. 1 R.biil.b,, ıssa Kaasl. 8 M A Y I S IİJJ Rıuı bızır. 16 D«*« aaatl: 4,37 öf U • 11.10 — Iklaal ı UM 1124 — Yataı ı Jijg tauak ?.?• Tramvayda Bir Hâdise ile başlıyan münakaşa mahkemede mal.kimiyetle bitli Dün Sulianahmed birinci sulh ceza mahkemesinde, tramvayda cereyan eden bir hakaret hâdisesinin davası görülmüştür. İddiaya göre Kâmil oğlu Mehmed isminde bir adam Şişli deposuna kayıtlı bilete! Şevki oğlu Arıf'in bilet kestiği Taksim - Fatih tramvayına Köprü üzerinden binmiş ve Sultanahmed'e kadar b;T bilet almıştır. Fakat; mumaileyh burada tramvaydan inmemiştir. Bıletçi Sultan-ahmed'de «kıta* değişliğini; binaenaleyh yeni bir bilet alması lâzım geldiğini nezaketle hatırlatmışa da suçlu hemen küfre başlamıştır. Münakaşa büyüyünce tramvay da durmuştur. Buna fevkalâde kızan suçlu küfürlerini daha arttırmış ve nihayet mesele polise, oradan da muhakemeye intikal etmiştir. Dünkü muhakemede davacı bilet-çi; davasını; yukarıdaki şekilde anlatmıştır. Vatman stajyeri Ahmed de buna iştirak etmiştir. Her ne kadar suçlu, hakaret etmo, diğini iddia etmişse de muhakeme hakareti sabit görmüş ve Mehmed'i üç gün hapse mahsûm etmiştir!.. Beşiktaş - Bebek arası genişletilecek rslanbul beladryesi Beşiktaş - Bebek yolunu da genişleterek bazı yerleri istimlâke karar vermiştir Yapılan hesaplara göre bu işe tahsis olunması icap eden para 12) milyon liradır. Yapılan ük tasavvurlara göre bu yolda da bazı istimlâkler yapılacak ve yolla sahil arasındaki binalar yıkılarak istimlâk olunacaktır. Bu işle vali ve belediye reisi Lûtfi Kırdar da esaslı şekilde meşgul olmaktadır. Okuyucularımız Diyor ki ı Yerinde bir temenni Bir müddet evvel gazetelerin şehir işlerine ait sütunlarında (Şış'ı meydanının tanzimi), iŞışb meydanındaki helâ. süvan polis ahırları) gibi serlevhalı birçok yazılar o-kuduk. Bu meseleler hakkında birçok kararlar verildiği, yakında tatbikata geçileceği yazıldı. Fakaı günler geçti; her sabah: «Acaba bu havadisin tahakkukunu müjdeli-yecek ilk kazma vuruldu mu?» düşüncelle pencercs.ne koşanlar, inkisarla üzüldü. Henüz bir gayret gösterilmemiş, tatbikata geçilme mistir. Söylemİye lüzum yok; daha par-desüleri hiç üzerimizden atamadı gımız şu günler yaz sayılamaz. Sıcak bir hava içinde serbesllcmıye imkân bulamadan, kapı ve pencerelerimiz kapalı dururken evlerimizin içinde irili ufaklı kara sinekler islirahatimizi selbeimiye bağladılar. Evvelki senelerde çektiğimiz sıkıntıların korkusile birıbîri-mize soruyor ve bu pis hayvanların şerrinden kurtulmak için şimdiden çare ura mı ya çalışıyoruz.. Ar ha bu sene yine smek çok o-lacak mı? Korunmak için ne yapsak? Şehrin en güzel bir muhiti olan Şişli senelerdenberi bu derlle malûldür. Kucağında allı tane hastane taşıyan tstrnbulun bu en güzel ve müstesna mevkiinin tam orta yerinde bir helâ ile bir ahırın bulunması o semt halkının ve dolayı-sile şehrin ve o muhitteki hısta-nelerde yatan haslalann sıhhatle-nle çok alâkadardır. Her türlü hastalık mikroplarının sirayetine âmil olan karasineklerin yazları bu muhitte fazlasile üremesine bu pis tesisatların sebep teşkil ettiği şüphe götürmez. Kıymetli mesaisi bize birçok iyilikler vc yenilikler ümit ettiren sayın valimiz Lûtfi Kırdar'ın henüz yeni vazifeye başladığı günlerde parmak koyarak işaret ettiği bu derdi b»pün artık nazarı itibara alarak bur an evvel ortadan kaldır-racağını ve bizi yaz günleri, sinek hücumundan korumak için evlerimizde kapılanınız ve pencerelerimiz kapalı bir hapis hayalı yaşamaktan kurtaracağını temenni ediyoruz. Bugünkü bu zararlı tesiutların yerini yann, çocuklarımızın içinden şen kahkahalarını duyacağımız, muntazam çiçek tarhlarile bezenmiş temiz bahçeler halinde görmek istiyoruz. Bu yazıların muhterem gazeJe-nize dercini rica ederim. Okuyucularınızdan Şişli Kâğıthane caddesi No. 155 F Tahsin ihracat Piyasasında Canlılık istanbul Valisinin Çayı Vali ve belediye reisi Dr. Lûtfi Xırdar dün Tarabyede Tokallıyan clelmdc İstanbul Şehir meclisi azasına bir çay ziyafeti vermiştir. Ziyafetle bütün Şehir meclisi âzası, orgeneral Fahreddin Altay, Korgeneral Halis Bıyıktay, polis müdürü ve bazı belediye müdürleri, vali mua- vinleri hazır bulunmuştur. Saat 17 den 20 ye kadar büyük bir neş'e vc sun/miyet içinde deva meden çay sonunda misafirler kendilerini getiren hususî vapurla Köprü'ye avdet etmişlerdir. Resim çayda bulunanlardan bir grupu göstermekledir. Alman permi bürosu yeni kolaylıklar yapmağa başladı İngiltere ile yapılan anlaşmadan sonra İngiliz ve Fransız firmadan-nın ihracat maddelerimiz üzerinde geniş mikyasta tetkikalta bulunarak ithalâtta bulunmaları Alman iktisatçılarını harekete getirmiştir. Bu sebeple Almanya permi bürosu Türkiye'den ithal edilecek mallar hakkında yeni ve mühim bazı kolaylıklar yapmağa başlamıştır. Şimdiye kadar Almanya'ya satılan herhangi bir maddenin mukabili malin Almanya'ya vürudunda verilebiliyordu* Yeni ihdas edrlen kararlarla bir mal sevkedildiği zaman evrakının tekemmülünü müteakip İnicim yüzde 95 . derhal burada verilmek üzere bankalara emir verilmekte ve geriye kalan yüzde beş miklan da malların Almanya'ya vürudunu müteakip evsafına uygun olduğu görüldükten sonra tesviye edilmekledir. Alman hükümetinin ihdas eniği bu kolaylıklar piyasada fevkalâde memnuniyetle karşılanmıştır Bilhassa hububat üzerine iş yapan ihracat tacirleri bu şekilden hayli istifade etmektedirler. Türk - İngiliz Ticaret anlaşması Tüccarlara prim verilmesi düşünülüyor Ing.iiz hükûmetile imzalanan siyasi anlaşmadan sonra iktisadi bir anlaşma yapılması etrafındaki ihtimaller kuvve ilenmektedir. İngiltere'ye yapılan ihracatımızda tüccarların korunması için hükümetin muayyen bir prim vermesi kuvvetle muhtemeldT. OF^olerde Sapanca - Adapazarı tenezzüh seferleri Devlet DemTyollannın birkaç se-nedenberi yapılmakta olan Sapanca Adapazarı tenezzüh seferleri bugünden itibaren başlamaktadır. Bugün Haydarpaşa'dan 6,55 ve 7.30 d İki posta harbeket edecektir. Adapa-zan'ndan akşam dönüşü seferlerini yapan trenler de Adapazan'rKİan 18 ve 18.56 da hareket edeceklerdir. İdare bu sene fazla izd:h.-m olmaması için birçok yeni tedbirler almıştır. Mudanya hattında İlâve atlarlar Deniz Bank Mudanya hattında bugünden itibaren her pazar günü ilâve seferler yapacaktır Bugün at 20 de İstanbul'dan Mudanya'ya bir posla kaldırılacaktır. Gemliğe kadar gidecek olan bu posıa pazartesi sabahı 8,30 da Mudanya'dan kalkarak 11.35 de İstanbul'a dönecek ve saal 13 de tekrar Mudanya'ya kalkarak Mudanya'ya gidecek ve 17 de de fstanbura müteveccihen mu t ad dönüş seferini yapacaktır. Pazartesi günleri lstnn-buldan Mudanya'ya yalnız 13 de vapur kalkacaktır. Kandilli hız lisesinin lenazzUhU Kandilli Kız lisesi talebeleri dün Şirketin bir vapurile Marmarada bir tenezzüh yapmışlardır. Vapur Suadıye'ye gitmiş ve «kşaın dönüşte de Boğazı baştan başa dolaşarak talebeleri mektebe çıkarmıştır. Şirketin Bogazlçlndekl plâjI açılıyor Sirkeli Hayriye'nin Anadolulıisa» n'nda yaptırmakla olduğu plâj ve gazinonun inşaatı bitmek üzeredir. Plâj haziranın 15 inden itibaren açılacaktır. Bu münasebetle vapurla gidip gejme ve plâj ücreti de dahil 35 kurusa kadar biletler ihdas edi leeekıir. POLİTİKA İngiliz Başvekilinin beyanatı tngiliz başvekilinin Avam kamarasındaki beyanatı sırasında Türk -İngiliz anlaşması mevzuu bahsedilmiş ve ezcümle başvekil M. N. Chamberlaın, Türkiye milleti ve onu idare edenler hakkında sıiayiş-kârane sözler söyledikten sonra ou anlaşmanın ehemmiyetini bir kere daha tebarüz ettirmiştir. Filhakika Türk - İngiliz anlaşmalı, Avrupa'da teressüm eden siyasi bloklarda iki türlü bir tesir tevlıd etmiştir. Demokratik blokla, bu rahat bir nefes almak, sulh yolunda alılan kat'i adımlardan biri karşısında bulunmaktan mütevellid bir itimad kuvveti ve nihayet sulh idealinin takviyesi zımnında iyi bir kazanç elde edilmekten gelen bir sevinç şeklinde tecelli etmiştir. Fakat Avrupa haritasında ¦ değişık'ikler vücude getirmek siyaseti takip eden diğer bir siyasi zümre nezdinde de bu işbirliği, sebepsiz ve isttnıdsu bir hoşnudsuzluk t evi id elmiş nö-rünmekte ve hele mihver devleti matbuatında bunu kendi aleyhlerine müteveccih bir siyasî hareket gibi lelâkki etmekledirler. Bu da hata ile dolu bir nokta, nazardır. Türkiye senelerdenberi takıp elliği dürüst siyasette hiçbir devle! aleyhine lecavüzkârane bir harekette bulunmadığı g.bi bu dürüst siyasetinin takdisi olan ve son hâdiselerin zaruri kıldığı bu anlaşma da avnl prensiplerden mülhem olmaktadır. Bunu pek İvi bilmeleri lâzımgelen mihver matbuatı, bu düsuncelerüe bazı gizli emellerinin bu anlaşmadan fazlasile müteessir olduğu kanaatini göstermektedirler. Son günlerin hâdiseleri karşısında. Türkiye, hiçbir devletin menfaatlerine tecavüz fikri olmaksızın, kendi milleti ve hayatı menfaatlerinin korunması, ve hududlırının içerisinde inkişafının tekemmülünü temin zımnında, kendisine yaraşır, mcrdliğinden ve millî ve tarihî seçiklerinden, siyasi tecrübe ve başında bulunan yüksek şahsiyetlerin politik düşünce ve iyi görüşlerinden beklenir şekilde hareket etmiştir. İşle tngiliz başvekili M. Cham-berlain Avam kamarasında bunu tebarüz ettirmiş ve herhangi bir tecavüz ile vukua gelebilecek b.Y silâhlı ihtilâfta İngilterenm yanmasında bütûa kuvveme kendilerine yardım edecek bir büyük ve erkek milletin bulunduğunu düşünmek memnuniyet verici bir hâdise teşkil elliğini brldirmiştir. Bu sebeptendir ki İngiltere İle olan Türk dostluğu gittikçe inkişaf edecek bir mahiyette ve politika âlem nde kendisine mahsus bir hususiyete imlik bulunmakladır. Çünkü bu anlaşma, sryaset âleminde, müessiri veli ve levlid edeceği müspet neticeler itibarile az bulunur hır siyasi vesikadır. Zira bu vesika. Şirki Akdenizde sevkulceyşi mevkii ve kuvveti bakımından mülhem bir mevcudivet gösteren, Balkanlar'-da askerî kudret noklasır.dan silâhı na ve manevi kuvvel ve tecrübesine güvenilen bir devlel olan Türkiye ve gene bevnelmilel politikada esaslı bir muvazene unsuru bulun.n tnsil-tere arasında yapılmıştır Bu maddi bir noktadır. Fakat bu işbirliğinin manevî bir noktası vardır ki o da, bu iki devlet, hayati menfaatlerini iyi lakdir eden. uluorta hareket et-miyen. işi velveleye vurmayan, soğukkanlı, vakarlı, ne yaptığını bilen ve avni ? manda verilen sözün kıymetini ve siyaset sahasında yaşı-yan devletlerin istikballerinin ve izzeti nefislerinin ne olduğunu takdir etmek hassasına maliktir _Dr. Reşad SAGAY /v dirisi amale için A'ma'yadan bir heyet gefdi Şehrimizde bulunmakla olan Alman ithalât bürosu şefi ve maiyetindeki ticaret heyeti tetkiklerine devam etnikledirler. Dün memleketimizden av derisi almak ist iyen Alman firmalarına mensup iki kişilik bir heyet daha şehrimize gelmiştir. Almanlar mevcut tilki ve sansar derilerini görmüşlerdir. Zaten piyasada hemen hemen pek az denecek derecede kalan bu tip mal-lann kamilen bu Alman firması alacaktır. vnENI GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ YÜN-İPEK Bugün saat 14 dc açılıyor. Bu Mitli müeısesenio töreniac saygı değer müşterilerini davet eder. (Yenİ Postane Caddesinde 53 No. da) (Huıuıi Davetiye makamındadır.) Ava it Kamarasında Yazan: Hü.eyin Cahid YALÇİN Kont Ciano Berlinde Avam Kamarasında haricî siya-i sete dair yine bazı müzakereler cereyan etÜ ve lngüiz Başvekili tarafından izahat verildi. Bu son müzakerede göze çarpan bir vasf muhaliflerin bUe Türk - İngiliz anlaşmasını tasvip etmeleridir. Bu vesile ile Lolyd George'in de Türkiye hakkında daha dostane hissiyat izharına imkân görmüş olması gözümüzden hiç kaçmamıştır. Chamberlain'in sözleri yeni bir şey haber vermiyorlar. Fakat mevcut vaziyeti en salahiyetli bir ağızdan bir kere daha tesbit ve hulâsa etmenin cidden faydalı olacağı şüphesizdir. Bugün artık herkes beynelmilel münasebetler sahasında nasd bir mevkide bulunduğumuza dair sarih ve kat'I bir fikir edinebi-1 Ur. İngiltere Başvekili, ittihaz edilen tedbirlerin münhasıran ihtiyati mahiyette olduğunu, hiç bir zaman istilâ veya tecavüz düşünülmediğini bir kere daha teyit etmiştir. Bizim hesabımıza pek tabii olan bu sözlerin kabil olup ta Almanyada ve İtalyada dahi efkârı umumiyeye vâsıl olmasını pek temenni ederdik. Çünkü milyonlarca halk bu totaliter devletlerin dahilî siyaset mülâhazası Ue ihtiyar ettikleri meseleye kurban olarak dünya hâdiselerinden habersiz bırakılıyor. Sansür, halka neyi bildirmek ve ne şekilde bildirmek İsterse halk için hakikat bundan ibaret kalıyor. Iş-| te bundan dolayıdır ki bugün koca koca milletler kendilerini düşman hissiyat, düşman emellerle çevrilmiş zannetmekte ve etraflarına kin ve husumet beslemekte samimîdirler. Böyle olmakla beraber, hakikatin sesini işittirmeğe çalışmaktan ümit kesmemek icap eder. Hakikatin sesi de, ingiliz Başvekilinin ağzından çıktığı gibi, kimsenin totaliter, devletler aleyhinde bir tecavüz fikrine kapılmadığıdır. Türkiye ile ingiltere arasında mülâhaza edilen uzun vadeli ve e-saslı uzlaşma son mantıkî şeklini aldığı vakit vaziyette bugün müşahede edilen salâhın bütün bütün kuvvet bulduğu taha'/kuk ediyor. Bu kat'î anlaşma bütün teferruati-le takarrür edinceye kadar.müşte-rek beyannamenin neşri ancak cihan efkarı umumiyesinde bir nevi plebiscite hizmetini görmüştür. Bu anlaşmadan kendilerini doğrudan doğruya mutazarrır addeden memleketler vc onların pcşûura yürüyen Japon gazeteleri istisna edilirse, Türk - İngiliz m i sak mı dünyada takdir etıryyen, memnun olmıyan hiç bir millet görülmemiştir. - Bu uzlaşmada sulhu tehdit edici bir mahiyet bulunmadığına bundan daha müskit ve kafi bir delil olamaz. Birçok bitaraf, müstakil ve serbest düşünen milletlerin bu mesele üzerinde ittifak edebilmeleri için hakikatin pek bariz olması icap eder. itilâf bu bakımdan bizi memnun ettiği kadar Türkiye için bütün cihanda manevî bir şeref ve peres-tij dc temin etmiştir. Lloyd George'u bile Türklere dost eden bir itilâf Türklerin cİhan-Hüseyin Cahid YALÇIN (Sonu 3 î'ncü tayfada) u____~____ - Komitacılar Peşinde Yazan: M. Sıfır Hayatının 15 senesini Makedonya komitacılarile boğuşarak geçiren Burselı Ateş Ahmet Çavuşun harukulade maceraları Hitler İtalyan Gelir Gelmez Kabul Etti Alman İtalyan Askerî Paktı Bugün imzalanıyor Danzig'de Alman Nazırını Leh Çarpışmaları Alman Hariciye Nazırı son İtalya seyahatinde Kont Ciano ile yanyana Berlin 21 (A. A.) — Kont Ciano ve refakatindeki zevatı hâmü bulu nan hususî tren, saat 11 de buraya gelmiş ve istasyonda merasimle karşılanmıştır. Hitler, Kont Ciano'yu kabul etti Berlin 21 (A. A.) — B. Hitler bugün Öğleden sonra Kont Ciano'yu kabul etmiş ve kendisile, B. Von Ribbentrop ta hazır olduğu halde uzun müddet görüşmüştür. Gazetelerin neşriyatı Berlin, 21 (A. A.) — Kont Ciano-^ftun muvasalatı münasebetile gazeteler, yeniden Alman - İtalyan dostluğu ve mihverin yenilmez olan kuvvetini methü sena etmekte, DÜçe Ue Führer'in istihkâmlara yapmış ol -dukları ziyaretler esnasınrdakl hu-susata işaret ederek şöyle demektedirler: «İtalyan ve Alman orduları, mevcutları ve teknikleri dolayısile, ayni fikri taşıyan ve sıkı bir temas ha -Ünde çalışan generallerin kumandası altında bulunmaları itibarile dünyanın en büyük kuvvetidir. Lokal an Zciger, diyor ki: •Pazartesi ittifakı, Avrupada top-(Sonu 1* üncü sayfamızda) İki Taraf Arasında Kanlı Hâdiseler Oldu Varşovada Telâş, Berlinde infial Kına Gecesinden Mahkeme Salonuna Saz Çaldıkları Ev Sahibinin Taarruzuna Uğrayan Çalgıcılardan Biri Yaralandı Dün akşam Tahtakale'de yapılmakta olan bir kınagecesinde icrayı ahenk eden bir çalgıcı takımı gece yarısından sonra hane sahibi ve misafirler tarafından taarruza uğramış ve içlerinden Ali isminde biri yaralanarak hayatlarını güçlükle kurtarmışlardır. Dün cürmü meş-hud mahkemesine intikal eden bu hâdise neticelendikten sonra adliyo koridorlarında geçen ikinci bir vaka yeni bir mahkeme daha doğurmuş ve geç vakte kadar devam etmiştir. Hadise şöyle olmuştur: Tahtakalede oturmakta olan Sa-'ıh'le Hasan isminde iki kardeşten Salih'in kayınpederi kızını Mustafa isminde birile evlendirmiş ve bu sebeple bir de kınagccesi tertip etmiştir. Kınagccesinln daha şerefli bir surette geçmesini temin maksadile de aralarında kararlaştırarak Lon-ca'dan bir saz takımı getirmeği mü-(Sonu 7 inci sayfada) Hatay - Suriye Kat'î Hududu Tesbit Edildi Antakya, 21 (A.A.) — Hatayla, Suriye arasındaki hudutları tahdide memur komisyon işini bitirmiş, türkçe ve fransızca hazırlanan metaller dün akşam Türk ve Fransız murarlhasları tarafından İmzalanmıştır. Albay Hüsnünün başkanlığındaki heyetimiz bu protokotları a-larak bu sabah Ankara'ya hareket etmiştir. Komisyon tarafından tesbit edilen hudutların tahdit muamelesi de İkmal edilerek taşlar dikilmiş bulunmakladır. CCCCCCCSCCCCCCCCCCCCCCCCCC^ Galatasaray Feneri Yendi Danzigin umumi görünüşü Varşova, 21 (A. A.) — Pat ajansı bildiriyor: Dün akşam Dantzig Ue şarkî Prusya arasındaki hudutta kâin Kalthoa'da bir Alman - Leh hudut hâdisesi cereyan etmiştir. Bu noktada ateş teati edildikten sonra nailler, Leh gümrük binasını istilâ ve tahrip etmişlerdir. Saat 20 ye doğru nazUer Leh güm rük müfettişlerinin oturduğu binanın önünde toplanmışlar ve birkaç el ateş ederek binayı istilâ etmişlerdir. Polonya müfettişleri mukabele etmemişlerdir. Saat 23 te DantzigU bir polis komiseri Polonyalı müfettişleri binayı tahliye etmeğe davet (Sonu 3 üncü aavfadn ı Lord Halifaks Cenev-reye Muvasalat Etti ingiliz - Sovyet Temasları Müsbet Bir Neticeye Doğru Gidiyor Fransız Hariciye Nazırının Mühim Nutku Cenevre. 21 (A.A.) — Lord HA fax. B. Maisiki ve refakatler indeki zevat, bu sabah saat 8 de Cenevreye gelmişlerdir. Lord Halifaks. hiç bir randevu almamıştır. Maamafih, daha bugün, B. Maİski ile ilk görüşmesini yapacağı muhakkak telâkki olunmaktadır. İngiliz heyeti azaları, İngiliz • Sovyet anlaşmasının yakında akdini mümkün kılacak bir mahiyet arzeı-miş bulunan dünkü Paris görüşmelerinden memnundur. Maamafıh, Cenevrede bir prensip anhşmcsına varılsa bile, bunun kat'î mahiyet a» labilmesi için, çarşamba günü Londralı İngiliz kabinesi İçtimaında tasvib edilmesi lâzımdır. Fransız Hariciye JVa.'nrının nutku Arachon. 21 (A.A.) — Muharipler (Sonu 3 üncü sayfamızda) i1 ener- Galatasaray maçından heyecanlı bir an [ Yazısı 5 inci Sayfada] Mesire Yerlerinin Hali ir hafta yorulduktan son-1 ğu yüzünden cidden sıkıntı çekmek- ık kazanan istanbul calkıl Halbuki her hafta tatilini buraya sıhhi isiirahai verici i I ' ,:,Ll geçirmek için akın eden hal-«-»— Ru püzel baharl 'tın say|5ının c"' hini aşlığı düşü-iri o«.l nü,°Çck olursa. buralarla ciddi bit ... ¦ j şekilde meşgul . olmanın Belediye ' için ne kadar elzem bir şey clduğu mt Edirnekapı, Topkapı dışlan- ko|ayhku anlasıIlf ı giden halk, evvelâ bir tozla kar- Ddha henüz yaz başlangıcında i- laşmakta, ikinci olarak kır gozi- ken meseleyi halledelim, ılarının pahalılığı ve konforsuzlu- A. CEMALEDDtH S.* 9 ' "*V" e ORSAM İHA f?A Mt HM t DİN* HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrik. No 98 Yazan : /Vf. S/F/r? İşlerimiz Doğrusu Çok Yolunda Gidiyordu Her gece Enamları Hintli Nöbetçilere Verip Cephaneleri Alıyorduk I ¦ Rıhtımda Feci Bir Kaza Oldu Yine nöbetçi ile sSİtfaaV alınıp verildikten sonra, iskeleden ayrü-mış, Çiftehavuzlara doyrulmıujtuk. Bu »ırada bana doğru sokulan bası Mehmet Ali bey. diğer gecelerde de aynen böyle çalışacağımızı söylemiş ve ise dair birçok tenbih- • 1er vermişti. | Biraz sonra, hareket ettiğimiz noktaya gelmiştik. Kayıktaki cephane sandıklarını orada bekletilen çift beygirli bir arabaya taşıyıp yükletmiştik. Kayığı da kumluğa çekmiş ve biraz sonra Yusuf Beyin köşkünde istirahate çekilmiş, yataklara serilmiştik. Ertesi gece. yanımızda ihtiyaten yüzbaşı Yusuf Bey bulunmuş, ü-, m» ıi gece de iş üzerimize bırakılmıştı. Gerçi cahillik yüzünden bazı acemilikler yapmıştık. Fakat, yeşil fenerle meşin mahfazalı en'am. nöbetçilere bizim yabancı detil. acemi olduğumuzu anlatmıştı. Beşinci geceden sonra biz alışmış ve işi azıt-pıı tık Bu cephane ssndıklarımn. döne dolaşa Suadiye ile Bostancı a-1 •'rasında bulunan ve o zaman Istan-1 i'bul Polis Müdürlüğü İkinci şubesin-1 I de ser komiser olan Palabıyık Zeki, Beyin bağına götürüldüğünü ve o-1 rada saklanıldığını biz de öğrenmiştik artık. İşe başladığımızın altıncı günü. cephaneleri araba İle taşıyan Ahmet Çavuşla bir iyice konuşup anlaşmış, civarda yeni bir yol ve ihraç yeri bulup yolu da yandan fazla kısaltmıştık. Fakat, karar ve teşebbüsümüzü yüzbaşı Mehmet A-li ve katip Cemal Beylerden sak-.lamıştık. Yedinci geceden itibaren ; seferi de ikiye çıkarmıştık. Fakat • onuncu günü elimize hesapla verilen en'am bitmişti. Yeniden enam almak üzere Ahmet çavuşla gittiğimiz evinden yüzbaşının İstanbul'da bulunduğu ve Üç gece de gelmiyeceği cevabını a-ltnca şaşalamıştık doğrusu. Uç geceyi işsiz, eğlencesiz geçirmenin bize pek güç ve ağır geleceğini de anlamıştık. Gösterdiği arzu üzerine »hemen Hoca Bekiri. bir hoca kiya-, fetıne sokmuş, o gün Istanbula yol- • lamıştık. î Akşam olmuş, gözümüzü Eren- ' köyünden bağa gelen yola dikmiştik. Haci bekler gibi bizim Hocsyı bekliyorduk. Ortalık kararmış, iş vakti yaklaşmıştı. Tabiî hepimizi de yakıcı bir merak sarmıştı. Hepimiz istasyon ile bağ arasındaki yollara konmuş. Hoca Bekiri gözlemî-ye koyulmuştuk. Yatsı ezanı oku-, nurken hepimirln yüreğine bir ümtî sizlik çökmüştü. Türlü türlü ihtimalleri hatırhyarak artık Hoca Be-kinn gelmiyeceğine hükmetmiş ve mecburen bağa dönmüştük. | Bağda kimi görsek beğenirsiniz?. j loca Bekir, bir armut ağacının al-tnda oturmuş, yüksekçe bir yere hayduğu birçok Mushaflarla en'am-Urı bizim yeşil fenerin ışığı karalat ıda tetkike koyulmuş. Karanlıkta bizim geldiğimizi hissedince a-ys,;s fırlamış ve: 1 - - Haydi çocuklar, hazırsanız gi-del.m ise. Liyerek Önümüze katılmıştı. : Hen. yürüyor, hem söylüyordu. İ — Yusuf Beyin hepinize selimi , var. Hizmetimizden çok memnun. ; Yalnız yüzbaşı Mehmet Afi Beye j haber vermeden gece seferlerini 1-j kiye çıkardığımı?, için biraz canı sı-j küir ve söylenir gibi oldu amma, ' sonradan geçiverdi. — Bu Mushafları, en'amlsrı Yu-«uf Bey mi sldı?.. . — OzümünÜ ye de bağını sorma ¦ be Kara Mehmet. Bir yerden esti İşte. — Yusuf Beyden istedin ds almadı mı?„ — Bunları Yusuf licyı görmeden ele geçirdim. — Nereden ve kimden?. — Canım Kara Mehmet. O kadar İnce eleyip sık dokum asana ya. Sahaflarda bir dükkândan aldım işte. — Para?. — Para ile değil be yahu. Hayır yapmak için verdi kitapçı. Adamcağızla medrese arkadaşlığım var da. — Korkarım işi anlattın Hoca Bekir. — Hattâ çıtlatmadım bile. O kadar avanak mıyım. Bostancıda kayıkçılık yaptığımdan. Hintli zabitleri sandalımls gezdirdiğimden bahsettim. Birden aklına geldi adamcağızın. Al şu on Mushaf ile on enamı da neferlerine dağıtıver. Müslüman adamlardır onlar. dedi. Aidim getirdim, fena mı? Bu da hayırlı bîr iş değil mi sanki?.. Kayığı biraz zorlukla sürüp denize atmış ve açılmıştık. Çünkü, gündüzden biraz şiddetlice esip akşama doğru hafıfliyen lodosun ölü dalgalan, ne de olsa, hareketimizi müşkülleştiriyordu. Saltana, sarsı-la iskeleye yaklaşmıştık. Fak:-*, mutadın hilâfına iskelenin üzerîhûe her akşamkinden fazla miktarda karaltılar görür gibi olmuş, hemen dümene basıp başı açmıştım. Açıklarda biraz dolaşmış ve bir parça daha fazla yaklaşmıştım. Bu sefer seçebildiğim manzara karşısında, doğrusu afallamıştım, lakelenın ü-zerinde Hintli nöbetçi değil, birkaç düşman polisi vardı, bulunduğumuz yerde dümen kınp kıvrılarak savuşmak üzere iken. çok kaba şiveli bir ses türkçe olarak bağırmıştı: — Hey., kayıkçı, sokul iskeleye!. Ksçmayı, yanaşmaktan daha tehlikeli bulmuştum o anda. Hem kayıkta bizi suçlu gösterecek yeşil camlı fenerden başka birşeyimiz de yoktu. Hemen feneri denize attım, dümeni sols bsştım. iskeleye vardım. Bir düşman zabiti ve dört polis ile karşılaşmıştık. Tercüman olduğunu anladığımız polisin biri sormuştu : — Kimsiniz siz. ne dolaşıyorsunuz burada1. Hiç şaşırmamıştım. Hüzünlü bir tavırla: — Nasıl dolaşmıyalım efendi. Yüzlerce lira değerindeki balık sğ-Kırımızı kaçırdık elden. Saatlerden-beri arayıp duruyoruz. Bütün sahilleri dolaştık. Yoü işte. — Bu iakeleye sokulmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz? (Devamı var) Resim Sergisi Biga (Hususi)— Çanakkale Hal- kevinde açılan resim sergisinin Biga köşesini teşkil etmek üzere Biga orta okul resim Öğretmeni Kevser Çizerin kadın etüdleri ile Dimetoka Öğretmenlerinden Besim Ozangüin karikatürleri gönderilmiştir. Bir konferans Orta okulda yardirektör Sadi ''• lendoat tarafından halkın istifadesine arzcdilen (Zehirli gaz ve korunma çareleri) mevzulu bir konferans verilmiştir. Kettim \e diki* kunu Halkevinde üç aydanberi orta o kul resim öğretmeni Kevser Çizer ve dikiş öğretmeni Ksdriyenin idarelerinde devam eden resim ve dikiş kın ¦ -l.ı ı mırı müsbet neticelerini gösterecek olan serginin hazırlıklanna başlanmıştır. OZANG1L Bir çocuk vinçten düşerek beyni patladı Tophanede oiuran Jak isminde bu çocuk dun feci bir kaza yüzünden beyni patlıyarak ağır surette yara-lan m ıştır. 17 yaşlarında olan Jjk. dun ı*vden çıkar.k deniz sahilinde bir müdde' gezdikten sonra Ford fabrikasının Tophane rıhtımındakı vinçleri üzerine çıkarak oynamıya başlamış, fakat bir ara ayağı kayarak vincin 5 metre yüksekliğinde olan kısmından rıhtım taşları üzerine duşmuş ve beyni pat-I mıshr Bunun ürerine hadise ma- ve hayatı tehlikededir. Dikkatsiz şoför tir Kızı ağır suretti yaraladı Arnavutköyünde oturmakla olan Eftimyc isminde bir kız. dün Arna-vutköy polis merkezi civarında gezmekle iken Bebek istikametinden süratle gelen bir otomobilin şiddetli sademesine maruz kalarak vücudunun muhtelif yerlerinden ağır suretle yaralanmıştır. Hâdiseyi müteakip sudu şoför bütün süratile kaçmıştır. Vak'a mahalline biraz sonra İmdadı sıhhî oto. mobili yetişmiş ve yaralıyı Beyoğlu hastanesine kaldırmıştır. Efümivo-nin hayatı tehlikededir. Suçlu şoför zabıta tarafından aranmaktadır. Bir otomobilin benzin deposu tutuktu Sarıyer Sular caddesi 18 numarada oturan 314' sicil numaralı şoför Mehmet Ali Ataklı, dün sahibi bulundur •' 177 sayılı taksi otomobilinin benzin deposunda lemizlik yaparken yaktığı mumdan benzin ateş almış ve araba kısmen yandıktan sonra ateş söndürülmüştür. Tramvaya çarpan kamyon eır oldu 251 sayılı vatmanın idaresinde Fatih - Harbiye seferini yapan 79 sayılı tramvay arabası Veznecilerden Fatihe gitmekte iken arkadan gelen ve numarası anlaşılamıyan bir kamyonun sadeemsine maruz kalmış ve arabanın sol tarafı hasara uğramıştır. Meçhul kamyon aranmaktadır. İki eenellk metresini vurdu Taksimde Çorbacı sokak 41 numarada oturan Hayriyeyi dün sabah i-ki senedenberi beraber yaşamakla oldukları Yıldız geçimsizlik yüzünden sol bacağı kaba etinden jileti? yaralamıştır. Hayriye zabıtaya müracaat ettiğinden suçlu yakalanmıştır. Pencereden düşerek bacağı kırıldı Beşiklaşta Valideçesme Asfalt sokak 10 numarada oturan Ganinin kı-•z iki yaşlarında Gulferi Özuyanık dün evin penceresinde otururken çıraların kırılması yüzünden 8 metre İrtifadan caddeye düşmüş ve sağ tine i1, kalçasından kırılmıs'ır. Hadise mahalline imdadı sıhhi otomobili yetişerek çocuğu hastaneye kaldırmıştır. Eğlencenin sonu Beyazıt Çatal hanı karşısında 60 numarada oturan Aydın ile ayni handa kunduraoı Hüseyin dün gece eğlenmek için Sandıkburnu gazinosuna gitmişlerdir. İki ahbaplar saat 21 buçuğa kadar eğlenerek sohbe'. ettikten sonra aralarında bir münazaa başlamış ve biraz sonra da biri-birlerine saldırmışlardır. Bunun Çizerine zabıta her ikisini de yakalamıştır. Yangın baelanrıcı Beyoğlu Âsmalımescit- Yeniçeri a-gası sokak 4 numaradaki Britanvı «telinin 7 numarasında oturan Elize Broje ismindeki kadın dün odanın penceresi önünde gaz ocağı Ue ispirto yakmakta İken ocak parlamış ve perdeler tutuşarak etrafı ates kaplamıdır. Fakat etraftan yetişenler yangının büyümesine meydsn vermeden söndürmüşlerdir. Okuyucularımız Diyor ki: Yapı.ir yapılmaz çöken yol! Yüzlerce temenni ve yüzlerce ivelim vnif.ı nıhavet tsmırinc A Toprak Mahsul*-. , leri Ofisi Ha 'İranda Lâğvediliyor değil Dair Yeni vnoılan Mf yolun on gün sonrı çökmesi ne demektir? Burssı yapılırken, buradı çalışan!.irin bı*ında bu ıw ı»»«-ret eden hic bir kimse bulunmuvor muydu .caba? Birçok masrl ve emeklerle vapılın bu n. ne kadir da baştan savım vanian bir ı«mn! Buçün Edırnekapıd'n Otakcılara doğru kısım kısım çok un hrap ol-mıya Ivslıvan bu on minlük kaldırım, varın sıkı bir y*murdan "n-ra büsbü'ün ve baştanbaşa çökr-cek dcmek'İr Halbuki birrok m*S raf ve emeklerle bu yolun veniden tamirine başlanırken i«i sarl-m tutmak için burava dikkat edil «e ve toprak tesviyesi ivice vapılsavdı. simdi bu hal mevdanı prlir mivdı? Bakalım simdi bu kıdar masr?f ve zahmetten sonra, on eün içinde çöküp cecılemez bir h'le pelen bu vol ne olacak, bundan kim mcs'ul tutulacaktır? Avnı yolun »*a*ı kısanları ise o civar evlerinin mutfak *-e yatak odalarını bile birer toz çölüne döndürmüş ve bütün bu evler, tozdan dolayı k otlarından içeriye girilemez bir hale gelmi.'ir. YENİ SABAH — O eirar okuyucularımızın bu dertlerini aynen gazetemize yazarken, yapıldıktan ancak on gün sonra çolrmiye başlıyan re birçok erleri» yarak odalarım bile birer 101* deryasına döndüren bu yol fcal-fcındfi farla soy-liyerek bir sor bularnı tforur. Ve belediyemizin bu me-' leye dikkatini çekiyoruz. Afyon işi rruta assıs bir beye"; tarafın, a ı hallcdi'ec^k Ankara'dan alınan haberlere göre toprak mahsulleri ofij, önümüzdeki ;ıy içinde lağvedilecektir. Ofisin halihazırla başarmakla oldııyu buğday Isleı ı cicisi ffibî Zrraat Bankası tarafından tedvir edilecektir. Afyon müstahsillerde halihazırdı mevcud miuıaaaalı vaziyet, müstahsillerin evvelce Ticaret vek£!et;ne müracaat etmiş olmaları yüzünden müteha^ı.ıa bir heyet tarafından hallcdılc ektir. Eski afyonların morfin derecesine 25 kuruş üzerinde.ı yapüan t'-klif gayet az olduğu ve tediye müddetinin de 5 sene gibi uzun bir zaman zaıfında yapılacağı müstahsili faz'a miktarda zarara sokacağından Ticaret vekâletinin bu igte yeni bir hal şekli bulacağı kuvvetle nvıhtemeldır. bir Faaliyet ıl eden ur ıhti- IKTISAT İŞLERİ : uman ithalât bürosu $e elma tir ziyafet vM\ Bir müddettenberi şehrimizde bulunmakta olan Alman ithalât büro lan müdürü Voke ve maiyetinde bulunan dokuz kişiden mürekkep heyet azalan şerefine sehrimızdekı ihracat tacirleri tarafından Perapa-lasta bir ziyafet verilmiştir. Bu ziyafette iki memleketi alâkadar eden ticari muamelât hakkında görüşme ler olmuştur. Voke dün şehirde bir gezinti yaparak müzeleri ve camileri gezmiştir. Bir earhoş kuyuya tiUştu Fenerde Camcıçcşme yokuşu 35 sayıda oturan Ahmet dün 'ahi gününden istifade ederek fazla miktarda sarhoş olmuş ve düşe kalka evin yolunu bulmuştur. Fakat eve girince helaya gitmek istemiş ve her nasılsa helanın yolunu bir türlü bu-lamıyarak bahçedeki ağzı açık ku-1 yuya düşmüştür. Bunun üzerine a-1 yılan Ahmet, bagırmıya başlamış j ve etraftan yetişenler tarafından kurtarılarak tedavi altına alınmıştır. Yumurcakla-ın marifeti Yedıkulede oturan 12 yaşlarında Demir, ayni semtle ikamel eden Abba&ın oğlu Şüayb ile Turan isminde bir çocuğu civardaki bostanın havuzuna iterek düşürmüşler, çocuk kurtarılmış ve suçlu çocuklar zabıta tarafından yakalanmıştır. üç kişi birden dövmüşler Utkudarda Gülfem Hatun mahallesi Telçıkmazı 5 numarada oturan Hüsnüyü ayni semtte oturan Necati. Celâl. Veysel ismindeki Uç kişi dövdüklerinden Hüsnünün müracaatı ı ur-- zabıta suçluları yakalamıştır. MAHKKMrLKRDE: Zabıtamı vazifesine mücahale Beşiktaş'ta aşejü-k yapan Hüseyin isminde bîri dün aknsm polisin zaruri bir kontrolü birasında Emniyet komiserlerinden B. Kâzım'a serkeşlik etmiş ve polisin d-ıvrtine icabet etmemiş olduğundan zabıtaya hakaret suçde adliyeye srvhedilmistir. Yapılan muhakeme sonunda Hüseyin m suçu zabıtaya hakaret m .-ıhı yetinde görülmemiş ve bilâhare kendi rızasile karakola gitmiş olduğu da nazarı itibare alınarak beraetın? karar venlmiştir. Parayı a amay.rca maha leyi ayağa kata* Fatihin Ahmediye karakolu civa-nnds oturan Hamdi isminde birinin kardeşi Ahmed dün sarhoş olara!: gece yarısından sonra para istemek için kardeşinin ornrdtığıı evin önüne gelerek kapıyı tekmelemeğe ve uluorta küfür etmeğe başlamıştır. Gürültü üzerine pencereyi açan ev sahibi kendihine ne istediğini sorunca Ahmed kızarak: — Vay dalkavukçu herif vay. Sende mi uyandın? demiş ve ona da ağzına geleni söylemeğe başlamıştır Bunun üzerine civarda bulunan evlerdeki halk uyanmış ve hâdise mahalline zabıta yetişmiştir. Dün adliyede yapüan duruşmadı Hamdı kardeşinin suçunu affederek davasından feragat etmiş, ev sahibi de -r.ru şekilde hareket etmış-Ur. Mahkeme Ahmed'ı fazla sarhoş olarak sarkıntılık ettiğinden iki gün hapsine karar vermiştir. M tTRKITJRRlK lal navası Alrrany-nın. kendi nok-Uı n:"arından behemehal intaç c-m„ , n: . ndr bulunduğu bir meseleyi hayli umı t urmnş.ur. Bu mesele de. harbi umumî nihayetindi.' Versay sulh muahedesinin. Alm.ıı-ları müstemlekeden mahrum «den ve kendilerini Afrikadaki ve hayatın diğer nnklabrındaki servet memba-ır.nnd n uz klaşlıran hükümleridir. Bu mus'.emlekelerl ellerinde lulan memlekcierden en mühimmi şüphesiz kı lngilieredir. Ve bu meselede kat'I sözü söyliyecek yine bu devlettir Şimdiye kadsr İngiliz mcs'ul adamlarının muhtelif vesilelerle bdisr ettikleri noktai nazarları esas İtibarile bu toprakbrın eski s:hiplerıne iadesi tariki olmayıp d ha ziyade iptidai maddeler arasında bir yeniden taksim programı tesbıMır. Belki de, hâdisotın seyri dolayısıle büyük müstemlekeci devletler, yani İngiltere ile Fransanın bu toprakları. h;rp sonunda elde ettikleri müstemleke birlisine rağmen. Almanyaya terketmeleri ihtimalini düşünmeleri de varidi hatır olabilir. Fakat Paris ile Londra bu hususta büyük bir endişede bulunmakladırlar. Nitekim İngiliz Başvekili, Avam Kamarasında son söylediği nufkunda bu meselenin, devimli bir sulh tesviyesi konferansında yer alacak bir mahiyette olduğunu tebarüz ettirdik en sonra bu vadide, tngılterenin. ve diğer müsemleke devle! lerile konsesyonhr mevcut olc ilâve etmiştir Fakat işte dişeler kendisini gösterir ira İngiliz Ba« Adapazarı Sapancı te-nezzühlerine rağbet Devlet Demiryolları tarafından bu sene yemden yapılmasına karar verilen Adapazarı - Sapanca tenezzüh seferleri halk tarafından büyük bir rağbete mazhar olmuştur. Dün 1 sabah Haydarpaşa'dan kalkan iki' posta da tamamen dolmuş ve Devlet Demiryollarının aldığı mevki usul tedbirleri sayesinde hiçbir izdihama mahal verilmemiştir. İstanbul halkının bu tenezzüh? fevkalâde rağbet etmesi önünde Devlet Demiryollarının posta aded-lennı arttırmak mec bünye Ünde kalacağı anlaşılmaktadır. Önümüzdeki hafta tehacüm eyni şekilde devam ettiği takdirde idare ilâve olarak tarife harici bir sefer daha yapacaktır. Beyazıt Halk Partisinin tahezzUhll Beyazıt Halk Partisi tertip ettiği büyük tenezzüh dün çok eğlenceli bir surette geçmiştir. Davetlileri hâmil bulunan vapur sabah sast 8 de Köprüden hareket ederek Çınarcığa gitmiş ve akşam saat 22 de Köprüye gelerek davetlileri çıkarmıştır. vapaca^ı junu da ırad: en-je basla, ¦kili bu mıştır. zira Ir konsesyonla elde edilecek toorak ve imtiyazlann batkalan aleyhinde sevkulceysî bir şekilde kutlanılmrk ve tecavüze âlet edilmek üzere kul-lanılmıyacağındsn da emin olmak is'cmekredir. Bilhassa İngiliz Başvekilinin Münih anlaşmasındanberi karşısında bulunduğu siyasi hâdısat. böyle bir emniyet unsurunun mevcut olmadığını göstermektedir. Filhakika. Almanların herhangi bu şekilde kendilerine iade edilen müslemlekelerile iktifa elmıyecck-leri ve bu mevkilerden ve bunların sevkulceyşi noktalarından tevessü imkânlarını arıyacaklan, İngilizleri ve Fransızları kuşkulandırmaktadır. Almanlar bu tevessü imkânlarını İki tarafla bulabilirler, ve bu suretle bir taraftan. Avdupadaki mevkileri itibarile küçük ve nüfusları az bulunan bazı devletlerin, meselâ Portekiz. Belçika ve Holandanın ve ha'.-tâ İspanyanın toprakları cihetinde bir yayılma, ve diğer taraftan va daha uzak bir ıh-m- I dahilinde vs yine Avrupa ve Afrikaya sirayet e decek umumî bir ihtilâfı göze alarak. İngiliz ve Fransızların mevcut müstemleke nizamına tecavüz makamında hareket ihtimalleri mevcut olabilir. işte bunun içindir ki, İngiltere ve arkasından da Fransa bazı kon-sesyonlarda bulunmaya karar ver -dikleri halde bu işe henüz yanaşmak isttmemekte, ve daha müsait bîr zemin bulduktan takdirde hareket* geçmeyi daha münasip görmektedirler. Dr. Reşsd SAGAY tak v ı m 22 Mayıs 1939 Pazartesi Hicri: 2 RtbıOİahır 1351 Ksaalı 9 M A Y I S 1355 Ruzı bınr: 17 Ülker fırtınan Defa saat* 4,36 Öf I. ı 12,10 — Iklaal Ah«aaı 19,25 — Yatsı lat.sk .2.27 16,08 21,19 SALI MAYIS î939 Mal 1 İU M ¦ UM. T«lrf-n 207M VnljryM "°- 378 Wr Yerde (3^ Kuruş YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ŞİŞMAN YANKO J. Ananyadi Mahdumları lal. Yanlpostana cad. No. 30 Mevaim'ik yünlü, ipekli, pa-nuklu bi umum kumaşlarınızla tuhafiye ve cihaz takımlarınızı emniyetle tedari' edebilirini il iye Vekilimizin Mühim Beyanatı FuatAğrah Dün Mecliste 939 Yılı Bütçesini izah Etti Hükümet; meclisten 58 milyon liralık fevkalâde tahsisat da istedi. Bunun 26 milyonu müdafaa işlerine aittir "Yeni sene Bütçesinin en Bariz Vasfını, Millî Müdafaa Hizmetlerinin Azamî Derecede Düşünülmüş Ve Karşılanmış Olması Teşkil Etmektedir. - Vergi Nisbet-lerini indirmek hususunda mesaimize devam Edeceğiz,, Yeni bütçe 938 den II milyon lira fazlasîle 260 milyon lira Ankara, 22 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi bugün 1939 yılı mali bütçesi müzakerelerine başlamıştır. Maliye Vekili Fuad Agralı bu münasebetle mühim beyanatta bulunmuştur. Maliye Vekilimiz nutkuna şu suretle başlamıştır: ı— Sayın arkadaşlarım; Yüksek tetkik ve tasvibinize arz-olunan 1939 mali yılı bütçesi 19.38 lSrnu 3 awi savlada • Muhtelif Meb'usların Tenkit Ve Taleplerde Bulundular Bir Mcb'usu; Murad Sertoğlunun gazetemizdeki bir yazısını mevzuubahs ederek kimsesiz kadınlara yardım edilmesini istedi. General Kâzım Kara-bekir uzun bir beyanatla temennilerde bulundu ALMAN İTALYAN ASKERİ PAKDl DUN BERLİNDE İMZALANDI İki Hükümet u Hayatî Saha „ larını Temin Ve Sulh İçin İstikbalde Müşterek Hareket Edecekler ı 7 Maddelik Paktın Mühim Esasları Yalova Kaplıcaları Yazan: Hu.*»in Cahid YALÇIN Yalova kaplıcalarının Sıhhiye Vekâletine raptedilmesi ve müstakil bir müdürlük halinde idaresinin düşünülmesi memnuniyetle karşılanacak bir harekettir; Yalova kaplıcaları işinin doğru ve salım bir yola girdiğinin müjdecisidir. Bir kaplıca idaresinin bir hükümet işi ;^klhjde düşünülmesini az çok gayrıiabıl birşey olduğunu itiraf ederU. Fakat büyük bir inkılap hareketi içinde gayrete gelen Türk hükümeti ve Türk sosyetesi memleketle gen kalmış faaliyet sahnelerinin hepsini canlandırmak için müstesna hamleler zahmetine katlanmak mecburiyetindedir. Çünkü bu devre bizim için tam normal bir zaman sayılamaz. Bilhassa bizim sayılamaz. Bilhassa birim gibi ferd-lerdeki teşebbüs kuvvetini inkişaf ellarmcmış. sermaye toplantıları teessüs etmemiş ve herzeyi hükümetten beklemeğe alışmış bir memleketle ancak devlet bir teşebbüs kuvveti gösterebilir. Yalova kaolıcatarı ile me«ru!ive-Un ilk zamanlarında müteşebbis bir vatandaş meşgul olmağa bastırarak bir şirket teşkil etmiş ve ecnebi sermayesini memlekete getirerek Yalova'yı ihya ve tesis eylemişi!. Tepede gördüğümüz ve geçen aeneye gelinciye kadar büyük lüks otel diye kabul ettiğimiz ah-HP h^j»»» bir sene sonra yıkılmak »e yerine yenisi ve mükemmeli yapılmak için kurulmuş muvakkat bir bina idi. Sonra, dahül gjtlelrr. harici harbler Yalova'nın hususi bir şirketin elinde inkişafına sed çektiler. Cumhuriyet hükümeti işte Yalova'yı böyle bir vaziyette buldu. Bununla hiç meşgul otmıyabillrdl. Fail uaeyin Cahid yalçın (Sonu 8 Un eti sayfamızda) ^âLa-L Berim. 22 (A.A ) — B. Von Rib-benurop ile Kont Ciano. Başvekalet Sulera salonunda saat 11.06 da İtalyan - Alman askeri mısakını imzalamışlardır. İki nazır, radyo ile neşredilen hitabelerinde mihver devletlerinin te-sanudünden ve menfaatlerinin her gün d..h ziyade sıkılaşan birliğinden bahsetmişlerdir. Paktın esası Berlin. 22 (AA.) — Alman - İtalyan paktında Alman - İtalyan hududunun daimî olarak tesbü edilmiş ¦ H'i mi kaydedilmektedir. Alman ve İtalyan milletleri hayati sahalarını temin ve sulhu idame etmek üzere istikbalde müştereken hareket et-mive karar vermişlerdir. Pakt. 7 maddeyi ihtiva etmektedir. 3 üncü maddede, tarafeynden bi dl bir ihtilafa sürüklendiği takdir de diğerinin bütün hava. kara ve deniz kuvvetlerile derhal ona yar-»«—.. i n—ü \ Hitler Alman Başkumandanı General Keitel ile Fransız hududundaki istihkâmları gezerken B. Muhiddin Ostundağ dünkü muhakemede reisin bir sua İni dio,iyor Bir Suiistimal Muhakemesi M. Üstündağ Şahit Sıfatüe Dinlendi Belediye Eski Makine Şubesi Müdürü Nusretin Muhakemesine Dan Birinci Cezada Bakddı Vazifeyi ihmal ve suiistimalden, hilafı hakikat beyanda bulunmaktan suçlu Belediyenin eski makine şubesi müdürü B. Nusretin muha -kemesine dun. Aalıyc birinci Ceza -da bakılmıştır. İddiaya göre maznun, makine şubesi hesabına satın alınan yemizlık kamyonlarının alındığı Merscdea Benz acen t asından kendisi için de bir hususi otomobil olmıa, fakat (Sonu 3 un. 'i sayfamızda) Danzig Hâdiseleri Leh Hükümeti Dün Bir Nota Verdi Almanyanrn Danzig Gümrüklerini Almasından Endişe Ediliyor (Yazısı 3 un. ıı sayfamızda) Türk İngiliz ittifakı Ve Balkan Paktı M. Çember la yn bu ittifakla Balkan paktı teahhütlerimize engel olamıyacağı ı aöyledi 1 liarin, 22 (A. A.) - Reuter bildiriyor : Başvekil Chamberlcin, Avam Kamarasında sorulan bir suale ceva -ben aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: •Türkiyenin Balkan paktından doğan teahhütleri, Türkiye için birinci derece ehemmiyettedir. Benim bildiğime göre. İngiliz • Türk deklarasyonu. Türk hükümetinin Balkan paktı ile alakadar teahhütleri-nın ifasına engel teşkil edecek su • rette tefsir olunamaz.* Belediyede yeni Bir yolsuzluk Elektrik lambaları direkleri kaça mal olmuş? Vali Muhittin Üstündağ zamanında İstanbul Belediyesi ile Elektrik Şirketi arasında Istanbulda yollara' dikilecek 2000 elektrik lâmbası için bir mukavele yapılmıştı. Bu mukaveleye nazaran dikilecek »•.An., 1 il — il Komitacdar Peşinde Yazan: M. Sıfır Hayatıma 15 senrsi .i Makedonya komitacılarile boğuşarak geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun harukulâde maceraları İspanyanın Yeni Ankara Sefiri Geldi İspanya hükümetinin yem Türkiye Elçisi M. Carlos Lopez Doriga ve refikası dün sabahki Scmplon eks-presıle şehrimize gelmişlerdir. Yeni «efır. istasyonda Frankonun eski umumi ajanı M. Palaıuia ve İspanyol Konsolosluğu erkanı tarafından karşılanmıştır. İstasyondan doğ-ruPerapalas oteline inen sefir, kendisini gören İstanbul Matbuat mümessillerine şunları söylemiştir: — Türkiyeye elçi olarak gönderildiğim için çok bahtiyarım. Üç dört gün kadar Istanbulda konsolosluk teskılatile meşgul olduktan ve selefim M. Palcnsiadan işleri devarldıktan sonra itimat mektubumu Türkiye Cümhurrcısine takdim etmek üzere Ankaraya gideceğim. Türklerle ispanyol milleti arasındaki dostluk çok eskidir. Bu tarihi münasebetleri daha ziyade inkişaf et'irmek için bütün gayretimle ça-'S»nu üncü savlamızda) ........ Ispaaya sefiri M. Charles Lopez Doriza HeR SABAH Alman Gazetecilerinden Bir Rica Bir Alman muharriri: «Eğer Almanlar olmasa Türkler Çanakka -leyi kazanamazlardı» demiş. Biz burada Alman gazetecisinin bu kuru iddiasının hakikate ne dereceye kadar tevafuk ettiğini araştıracak değiliz. Münevver bir İnsan olması lâzımgelen bir muharririn naaü dili vanp ta böyle çıy bu- id -diada bulunabildiğine sadece şaştığımızı söylemekle iktifa edeceğiz. Zira biz Türkler unutmuyoruz ki Almanlarla dört şu kadar nene o-muz omuza dövüştük, onlarla uzun yıllar ailâh ve mihnet arkadaşlığı ettik. Şayet bugün mütekabil milli menfaatlerimiz bizleri birbirimiz -den ayırıyorsa bu «mevzu üzerinde Alman mealekdaşlarımızla istedikleri kadar münakaşaya hazırız. An- cak müşterek dökülmüş kanların kudsıleştırdığı bir silâh arkadaşlığına dil uzatmıya kimsenin hakkı ola-mıyacağını söylüyoruz. Aksi tak -dîrde. Çanakkalede can veren Al -man neferlerile beraber Fransa cephesindeki tazyiki hafifletmek için Süveyş kanalında, kızgın Sina çöllerinde mübarek kanlarını dökmüş, Sarıkamış cephesinde donarak can vermiş olan Türk şehitlerinin elele müntckım birer hayalet mehâbetılt Atman muharririnin karşınına di • kümelerinden korkulur. Alman metılekdaşlarımızdan rica ediyoruz: Siyaset yapın, pro pagan da yapın, bu, sizin hakkınızdır. Fakat dört sene süren bir silâh arkadaşlığına dil uzatmayın. Çünkü yalnız buna hakkınız yoktur. A. CEMALt'DDlN SAHAÇOÛLO t ENİS AB AB 2 fMAYIS 1939 HA r?\ MtHMtCİN' HATIRA vt İTİRAFLARI Yazan i M. SITIFf Denizden Bir Hintli Asker Cesedi Çıkarmıştık Şimdi De Bizi Bir Korku Almış/ Ya Cinayeti Bize Yüklerlerse ? — Sin gördük tc onun için »o ¦ kulduk. Müsaade dileyip te iskele-nin altını ve rıhtımın kenarlarını da araştıracaktık. Tercüman, »ilerimi kendi dVk zabite anlatmıştı. O sırada sabit, gerçekten çevik bir hareketle kayığımıza atlamış, elindeki elektrik fenerinin ışığını gezdirerek köse, bucak bakmıştı. Hakikat" kayıkta birkaç kangal ip ve üç çift kürekle bir kancadan başka hiç bir seycik-ler yoktu. Zabit, fenerinin ışığını sıra ile yüzlerimize çevirdikten sonra, yine ayni çeviklikle sıçrayıp iskeleye çıkmıştı. Çok saf ve temis yürekli bir insanmış doğrusu. Sözlerimize inanmış, oraları araştırmamıza da m usa ade vermişti. Biz rıhtım boyu ilerliyor ve kanca Ue denizi yokluyor -duk Zabit te tercüman ile bir şeyler konuşuyor, gözleri denizde ol -duğu halde kayığın yanışıra derliyordu Tam iskelenin önünde, ucu bir şeye takılan kanca birden ağırlaşmıştı. Biraz asüıncs ne çıksa beğenirsiniz' Enine boyuna, iri yan bir Hintli. Hemen asılmış, tercü -mana da bağırmıştım: — Efendi, burada bir ceset var. Zaten onların da iskele üzerinde toplanmasının sebebi bu imiş. İki saat evvel bu znvaltıyı değiştirmek Üzere gelen nöbetçi, arkadaşını bulamayınca gidip zabitine haber vermiş. İşe. polis zabiti el koymuş imiş. Tercümanın emrile. cesedi Mipavri'li ile beraber kucaklamış, iskelenin üzerine çıkarıp uzatmış • tık. Ne yatan söyliyeyim, işte o vakit çok fena bir endişeye düşmüş, kendi kendime, ister misin Kara Mehmet bu işi bize yükletsinler, demiştim. Allaha çok şükür, işi değil ıra -ma cenazeyi bana yükletmişti za • bit Zaten iri vücutlu ve okkalı bir adam olan zavallıcık, bir iki saat denizde kalmaktan VI tabii su yutmaktan büsbütün ağırlaşmıştı. Ih-hya. şıklıya raddeye kadar getir -mis, sabitin verdiği İşaretle caddenin kenarını bırakmıştım Tercü -man, zabitin bana teşekkür ettiğini söylemiş, iki de kaimecik veri -vermişti. Ve: — Kumandan cenapları, ağları • r, zı aramanıza müsaade ediyor. Demiş ve beni gerçekten sevin -dirmişti. İskelenin üzerine geldi -ğim zaman bizim babacan lan haşhaşa ve kayığın içinde bulmuştum. Onlar da bu işin bize yükletilecegi-ne ve bir hayli hırpalanacağımıza hükmetmişler ve tasalanmışlarmış meğer. Bu görünmez kazadan ko • lavca yakamızı sıyırdığımızı memnunlukla anlatmış ve kayığa atlarken demiştim: — Haydi çocuklar. Siz de atlayın da bir an evvel uzaklaşalım şura -dan. Fakat Mipavrili ile Hoca Bekir, İskelenin üzerinde durmuşlar, gözlerini yüzüme dikmişlerdi. Mlpav -riTi : — Ağlan aramıyacak mıyız Kara Mehmet*.. Hoca Bekir de basını kaşıyarak: — Bu kadar eziyet ve korku çektikten sonra eli boş mu gideceğiz buradan. Bizden başka kimsecikler yok işte. Hiç olmazsa, elçabukluğu İle on beş. yirmi sandık olsun ata -Um kayığa be Kara Mehmet. Dr m işler ve Hemşİn'li ile birlik «lup dediklerini de yapmışlardı. Kasla göz arasında denilerek ka -Bar az bir zamanda, on beş sandık atmışlar ve birbiri ardına atlamışlardı kayığa H«-m*n açılmış, ka -ranlıklara sannmıştık. Biraz sonra da şimdiki Suadiye parkının bulunduğu yere yakın bir kumlukta ara- ba ile beklîyen Çavuşa kavuşmuştuk. Cepane sandıklarını arabaya yüklemiş, tarlaların içinden geçe -rek Bağdat caddesine girmiştik. O esnada Bostancı tarafından ko -şarak gelen bir adamcağız yanımıza sokulmuş ve soluk soluğa: — Çocuklar, demişti. Ahmet çavuş hanginiz? Adamcağızın halinden, belli i.T bir kara haber vereceği. Soğukkan -ldıkla sordum: — Sen evvelâ kendini bildir bize hele. — Ben bakkal Giritli Mustafayım. Yüzbaşı Mehmet Ali Beyin de ar -kadaşıyım. Yabancı değiilm çocu -ğum. Çabuk karşıki tarlaya çekin arabanızı. Hem Bostancı, hem de Erenköy yollannda memurlar bekliyor sizi. Biraz daha geciktiğiniz takdirde gelip bu taraftan da araştırmaları ihtimali vardır. Haydi çocuklarım, Allah kuvvet versin si -ze... O zamanlar Suadiye. şimdiki gib' sıklık ve mahalle sekimde değildi. Büyük bir tarla halinde idi. Adamcağıza teşekkür etmeğe büe vakit bulamıyarak şosenin münasip bir noktasından arabayı tarlaya geçir-mistik. Hayvanları kamçılıyor, altı kişi de var kuvvetimizle arabayı İtiyorduk. İnsan oğlu dar kalınca neler yapmaz, aziz dinleyicilerim. Hele o insanlar Türk olursa. Tahmi -nen yarım kilometrelik ve ekser yerleri ânzah olan bu araziyi beş dakikada kestirmiş, şimendifer hattının kenarını bulmuştuk, önümüzde, hattın çukurluğu olmasa, iki dakikada Zeki Beyin bağına bile girebüirdik. Fakat, ne çare ki arabayı bir yardan bir yara atlatmak imkânı yoktu. Altı arkadaş ceketleri attık, kollan sıvadık ve sandıklara sarüdık. Hepsini, tam bağın önüne tesadüf eden hattın çukurluğuna taşıdık. (Devamı var) R AD YO SALİ: M/8 933 12,30 Program. 12,35 Türk müziği - Pl. 13.00 Memleket saat ayan, a-jans ve metoorolojji haberleri 13.15 Müzik (Hafif müzik-Pl.) 13.15-14 Konuşma (Kadın saati: Ev hayatına dair) 18.30 Program 18.35 Müzik (Koro eserleri-PI.) 19,00 Konuşma (Hamburg balıkçılık sergisi hakkında) 19,15 Türk müziği (Fasü heyeti) 20.00 Memleket saat ayan, a-jans ve meteorolojji haberleri 20.15 Türk müziği (Saz eserleri ve taksimler) 20,35 Türk müziği 1 — Bimen Şenin Besteni gâr şarkı: (Her zaman serde hayali) 2 — Salâhattin Pınarın Hüzzam şarkı: (Aşkınla sürünsem) 3 — Salâhattin Pınarın Hüzzam şarkı: (Seviyordum onu ruhumda) 4 — Faiz Kapananın Hüzzam şarkı: (Büklüm büklüm sırma) 5 — Sadettin Kaynağın, türkü: (Sarı kordelâ) 0 — Halk türküsü: (Karanfil oylum oylum) 21,00 Konuşma 21,15 Eaham, tahvilât, kambiyo-nukut ve ziraat boısosı (fiyat) 21,25 Neşeli plâklar - R. 21.30 Müzik (Radyo orkestraaı-Şef: Praetorîua) 1 — Gluck - Mottl - Balet - Sü KL a) Entrodüksyon. Air gai, lento b) Lento (Relgen aeueer Geister) Limanlar Umum [ Müdürü Ankaraya Gitti .eni teşkilâtın proje'eri bugünlerde mec'iste gd.ıişülecik Evvelki gun A ¦;.ıradan şehrimize gelmiş olan Limanlar Umum Mı-duru Raufı Manyatı ve Mudur Muavini I! .mı: Saraçoğlu tekrar Ankaraya gitmişlerdir Umum Mudur yeni teşkilât projeleri encümenlerden çıkarak Mecliste görüşüleceği müddet zarfında Ankarada bulunacak tır. Hazirandan itibaren faaliyete başhyacak olan teşkilât e'rainıdı Münakale ve Muhabere Vekâletin-den yeni direktifler .-bek olan u-mum müdürün Önümüzdeki hafta U cinde şehrimize dönmesi beklenmektedir. Şehrimizde bulunmakta olan Denizyolları Umum Müdürü İbrahim Kemal Baybura da idarenin faaliyeti etrafında bazı ihzari hazırlıklar yapmaktadır. Vali Ankaraya gitti Vali ve Belediye Reisi Dokıor Lûtfi K*»flar dün akşam yanında Belediye Muhasebe Müdürü Muhtar olduftu halde Ankara'ya gitmiştir. Vali Ve Belediye rei*i Ankarada ancak 4-5 gün kalacak ve şehir bütçesinin Dahiliye Vekâleti tarafından tasdiki işile meşgul olacaktır. Vali ayrıca Belediyeler Bankasından alınacak 5 milyon lira mese-İrsıle de meşgul olacaktır. belediyede : Nakledilecek mrmerlar İstanbul Belediyesinde 20 memur arasında nakiller yapılacaktır. Bunların esamisi tesbit olunmuştur. Yeni yapılan avlarda nasıl oturular-llecek? inşaat* hiıam bulan ve eşhasa ait ev. dükkân ve apartmanlann oturma müsaadesini almak için yapılacak muameleler hakkında alakadarlara bir tamim gönderilmiştir. Bu tamime göre İnşaat biter bitmez mahallin Belediye Şubesi baş mühendisi binayı gördükten sonra bir rapor verecek, bu rapor Belediye heyeti Fenniye müdürlüğüne götürülecektir Heyeti Fenniye Müdürlüğünden ayrılan bir mühendis, bir fen memuru da bu rapor üzerine binayı yeniden muayene edecekler ve bu muayene neticesinde müsaade verildiği takdirde binada oturulabıle-çektir. MNetahdlmln şubesi müdür vekili Belediye Müstahdemin şubesi Mü-dür vekili Nedimin işten el çektiril-meşine sebep tahkikat mürakıpleri tarafından hamal İşleri hakkında ve rî'^ bazı raporların geciktirilmesi oluuğu anlaşılmıştır. Gazi köprüsü Gazi Köprüsünün müteharrik dubalarının 28 hazirandan İtibaren yerlerine vazolunacağı Belediyey? bildirilmiştir. Gazi Köprüsünü açıp kapamak i-Çin firma tarafından Almanyada in-Şa olunan iki römorkörün bazı nok-sanlan olması üzerine römorkörler kabul olunmamıştı. Belediye tarafından tesbit olunan noksanları İkmal olunan römorkörlerin teslim a-lınması da firma tarafından Belediyeye bildirilmiştir. c) Musctto, Andante ç) Air gai, Sicübenne 2 — Michael Haydn - Senfoni dö majör, op. 1. Nr. 3 a) Allegro spritodo b) Rondo. un poco adsgio c) Final. Fugato. Vîbace Assai. 3 _ Kurt Attertaerg - .Yaz gecesi damdan», op. 24 a) Akşam b) Halk bahçesinde E. N. Von Reznicek: «Donna Diana» operasından uvertür. 22.30 Müzik (Opera aryalan - Pl.) 23,00 Son ajans haberleri ve yarınki program 23,15-24 Müzik (Cazband - Pl ) I Okuyucularımız Diyor ki Cavabını bulamadığımız bir 8J£İ Muhterem «Yeni Sabah» ın 1 rım ki - lütfedip - etraflıca n-ı dikkati çekeniniz. Mesela: (100) lira maajlı bir memur mütekaidi farzcdinız kl çocuğu olmamış'ır. Bu zat ölünce karısına (50) lira maaş kalır. Buna mukabil, ayni maaşlı bir müıekaıd ve don çocuklu bir kadın fjrzedelım Bu zat ölünce karısına ve çocuklarına (onaltışar) lira kadar bir maaş kalır Çocukların ya zamanla yaş cihe'inden. yahut evlenmeleri veya ölmeleri sebeplerde m.aş haklarından sakıt olmalan üzenne bunlar maaşları devlete kahvor ve anneleri (16) lira maaş almakta devim ediyor. Şimdi, bir çocuk bdc ystkjtlnni-yen ayni derecede bir memur karısı (50) lira alsın da memlekete dört Çocuk yetiştiren ve bunun için bir çok zahmete ve maişet derdine katlanan bir anne neden (16) lira aı sın? Şayet çocukların analarına yardımları gibi b;r düşünce varid görülüyorsa bu düşünce sakattır, zira olur ki çocuklar ölürler. Yahu; öyle çocuklar olabüir ki (meselâ evlenemiyen kızlar vesaire gibi) anneden yardım bile beklerler. Haydi çocukların annelerine yardan elliklerini de kabul edelim; bu takdirde bile memlekete dört çocuk /iliştirmiş bir ana varsın ektiğini biçsin; hem kocasından kalan maaşı alsın, hem evlâdlarmın yardımını görsün. Bu onun hakkı değil midir? Bana öyle geliyor ki nüfus siyasetinin ve millî şiar ve adalelin tam icabı şöyle olmalıdır: Çocuksuz anaya kalacak eramil maaşını geçmi-yecek maaş miktarının, maaş hakkından sakıt kalan çocuklardan analara intikal etmesi ve ancak fazlasının hazineye bırakılması. Çocuklu anahra fazla maaş bağlanmasından vazgeçtik, hiç olmazsa bir çocuklu anaya, bir çocuksuz ana kadar maaş| vrmek lâzımgalmez mi? Bir mütekait memur YENİ SABAH - Okuyucumuzun mektubunu aynen neşrediyor ve bize makul görünen bu mütaleanın büyüklerimize arzını faydalı bulu-| yoruz. Açıkta Kalacak Belediye Memurları Bunlara nasıl tazminat verilecek? istanbul'da yeni bu içe dolayısile açıkıa kalacak olan memurlar lesb.ı olunmuştur Bunlara 29* mayısta tebligat yapılacaktır. Açıkta kalacak memurlar evvelce yazdığımız gibi 80 kadardır. Yalnız kadrol;ırd,n açıkla kalan-lar bu miktarı lecavuz etmektedir. Bunlardan bazdan Belediyedeki münhallere tayın olunduktan sonra bu 80 kişi tamamen açıkla kalacaklardır. Bu memurlara I hazirandan iübren iki ay um maaş verilecek ve açıkta kaldıklarının üçüncü ayından itibaren yarım maaş verileceklerdir. Açıkla k.lacak memurun ço*uv muhasebe kadrosundandır. Heye'i Ftnnıvedcn açıkta bırakılacak memur yoktur. Süt Meşesi Tetkik heyeti sütçüleri» va aatıcılaıla temas ediyor istanbul sü'. meselesini *etkik e-den Ankara Ziraaı Ensuiusü Sütçülük profesörünün riyaseti altındaki heyet, dün Sütçüler Cemiyeti heye'i idaresinden bazı zevatı celp ile dinlemiştir. Heyet, bu arada lstanbulda süı işlerile meşgul olan barı büyük tüccarları da dinlemek niyetindedir. Bunlar da heyet tarafından yakında celbolunscaklardır. İstanbul'da süt alınan 5000 me* vardır. Bunlar için bir ahır mın'a-kası hazırlamak ve bu mıntaka hanemde inek barındırıl mas. nın yasak ettirilmesi düşünülmektedir, lstanbulda süı meselesi hallolunduktan yani fabrika tesis olunduktan sonra süt tevzü için bir tek büyük merkez yapılması kararlaştınlmtştır. Bu merkezin Salı pazarında inşası hakkında tetkıka*. yap.İm aktadır. Mütehassıs heyet bir hafta sonra kat"! kararını verecektir. iktisat işlek! Karaköyde yani asfalt Ur yol Karaköydr. Denizbank önünden gecen yeni otomobil yolunun asfalta çevrilmesi kararlaştırılmıştır. Diğer taraftan 6 ayda asfalta çevrilmesi için faaliyette bulunulan Ankara caddesinin asfalta tahvili müddeti 3 aya indirilmiştir. TOPLANTILAR : Davet Türk Mikrobiyoloji cemiyetin - den: 25 Mayıs 939 perşembe günü saat 18.30 da Etıbba Odası konferans salonundu aylık toplantı vardır. Bu toplantıda tıp fakültesi hıfansıhha Ord. profesörü Dr. J. Hırsch tara -fundan (Büyük şehirlerde süt kontrolü) hakkında istifadeli bir kon -ferans verilecektir. Mcslekdaşların teşrifi rica olunur. TAKVİM 23 Mayıs 1939 Salı Hicri: 3 Rebİülâhir R —i 10 MAYİS 1358 13*5 Ruzı hınr İS Bağlın çapalama zinanı Of la Aa.*a C.f. saati 4,35 r 12,10 — IkL.İ ı «; 1».26 — Yala. : İmi :2'fî 16.09 il 21 Buscneki koza mahsul lerin-iz ço't berekrtli Memleketteki koza istihsal vasi-[ yeti bu sene. diğer senek re naza -ran yüsde 20 - 25 derecesinde fasla olduğu anlaşılmıştır. Birçok mıntakalardan gelen haberlere göre memfeketırassdeki kozacılık ve ipekçilik günden gun o daha memnuniyetbahş neticeler vermektedir. Bu mahsulün fazla olması yüzünden geçen sene 60-70 kuruş üzerinde olan fıatlar bu sene 35 - 50 üzerinden açılacaktır. Ge • çen seneden mevcut olan mühim mıkdarda stokların kilosu 280 kuruştan, yas halde btıulnanlann da, 35 - 50 kuruş arasındadır. Yeni piyasa 15 güne kadar açılacaktır. Ip-den çürük çıkan kadın çoraplarını sağlam bir şekilde imal etmek için nehrimizde ki çorap fabrikatörleri bu sene yerli ipeklerimizden kullanacaklardır. Aman iktisat be/ati Buğun Bîrin* do..a Bir nıüddettcnben şehnmizde bulunmakla olan A [manyanın idhalât I daıreten direktörü Voget ile mai -' yetındeki Alman İktisatçılarından mürekkep heyet bugün Berline gitmek üzere şehrimizden ayrılacak -Isrdnr. Mevsuk bir membııdan aldığımız haberlere göre. Alman hükümeti Türkiye ye olan ticari vasiyetin her iki tarafın menfaatlerine uygun bir şekilde daha ziyade inkişaf etmesini temin etmek İçin Voget'in yerine tanınmış Alman iktisatçılarından başka bir zatı getirmiştir. Voget şerefine fstuubuldakı ihracat tacir-siyafette mevcut ticari münaseba-tın devamı ve inkişafı yolunda bir fıkır teatisi yapılmıştır. Filistin meselesi Bir müddetlenberi sükûnet bulmuş gibi görünen F ıha Un meselemi, burasının, on senelik bir muvakkat düzen nihayetinde serbest bir devlet halını- inkılâp etmesi esasını müteallik İngiliz beyaz kitabının neşri üzerine yeni bastan ortaya fırladı. Ve Arap aleminde akisleri görülmeğe başladı ve derhal yeni vaziyetin ilk aksülâmeli, Fılıatinde kanlı kıırgaşalıklarla kendini gos -terdi. Kılıştın meselesi, umumi harp sommdanben ve ezcümle son senelerden itibaren ingilizlerin Yakın Şarktaki riyarctJerinde bir çıban gibi ortaya çıkmış, ve mütemadi surette hal çarelerinin aranmasına, birbirine zıt iki yaşayış tarzı ve düşünüş zaviyesi arzeden mücadele unsurlarını trtü" etmek ga yeşile Londrayı uğraştırmakta bulun -durmuştur. Şimdi Beyaz kitabın neşrinden sonra ilk nazara çarpan nokta, diğer formüllerde olduğu gibi Beyaz kitabın ihtiva ettiği formülün yine Arap ve Yahudi unsurları tarafından kabu! eûtlnıemesidir. Şüphesiz ki Filistin meselesi halü müşkül, ırk. manevi saha. din. si -ya set noktasından çok muğlâk ve kanşık unsurlar ihtiva eden bîr meseledir. Bu sebepten dolayıdır ki Londra, Füistinde birbirinden ayrı iki de\--let kurarak (bir Yahudi ve bir da Arap devleti) ve başlannda murakabe tesbit ederek, yem bir formül çıkarmıştı. Fakat bu formül de A-rap ve Yahudiler beyninde anlasa-mama/lık tevüd etmiş ve nihayet Londra, Yahudi ve Arap unsurtan-nı bir konferansta toplıyarak birbirine zıt nütalea ve istekleri telif yoluna sapmıştı. Geçen aylar zarfından başlıyan bu konferans, oldukça fena bir mu-vaffakıyetaüdıkle neticelendi. Bu -nun üzerine Londra, artık ciddi harekete geçmeyi tensip ederek, şimdi akisleri Arap âleminde derin tesirler bırakan Beyaz kitap neşret ¦ meğe karar verdi. Bu hareketile ingiltere. Filistinde Yahudi ve A -rap teşriki mesaisini kuvveden fule çıakrmak azmini göstermiştir. Bu son formülde. Filistin, on senelik bir müddet hitamında müstakil bir devlet haline inkılâp etmektedir. Ancak, bu müddet zarfında Yahudi muhacereti takyide tâbi tutulmakta, ve ayni zamanda muayyen bazı yerlerde Yahudi unsurlarının toprak ..t ıı. almak istekien ciddî surette takyidat altına vazedilmektedir. Bu da Yahudileri ve ezcümle dıçer memleketlerde yaşı-yan ırkdaşlarını heyecana sürüklüyor. Diğer taraftan, ingiliz formülü • ne dikkatle bakıldığı zaman, iki ırkî unsur arasında, siyaset nokta -sından bir muvazene temini ve memleket idaresinde de mütekabiliyet ebilalarının arandığı müşahede olunmaktadır. Fakat ne Arap ve ne de Yahudiler bu formülü be -«denmemektedirler. Ve bu arada a -jans haberlerinin verdikleri malü -mata göre de Arap devletten, ve ezcümle Suudi Arap devleti. Irak ve Mısır, bu projenin Arap menfaatlerini nazarda tutmadığını soyüyen bir teklif yapmışlardır. Di**cr taraftan Arap âlemi komitesi. Beyaz kl* tap muhtevasının. Londra konfe -: ıı. i ı IngUızlerin ilenye sürdükleri tekliflerin bîr tekerrürü oldu -ğunu da tebarüz ettirmiştir. Netice itiharüe, cihanın geçirdiği gerdin ^»j-.İ ha\ı ı erininde s*rv -kulceyşi noktadan ehemmiyetli bir toprak parçasının sükûn ve ıs ti rahat c kavuşması, ve yükselmesi için İngiliz hükümeti elinden gelem yapmakta devam ediyor. Bu çetin meselenin bir an evvel nihayete er -m esi ıçüı de uğraşmaktan çekinmi-yeceğini de anlatıyor. Şimdiki halde vaziyet, yukanda tafsil edilen şe • kilde bulunmakta ve bilhassa Arap devletlerinin mukabil teklifi ve bu formülde beğenmedikleri n-ıkratarı teşrihlerinden sonra tngıliı-ıenhı vaziyetinde esaslı bir rol oynıyaca* ğı nazara çarpmaktadır. Ur. Reşad SACAY c İD ARK TERİ ÇARŞAMBA lılubai Naraa*maa** N» M 24 T«frr«/ı y«%i»«h*h swt**ı fc^l t T A^l • U L* MAYIS T-**Tn 207M 1939 *fkinci yıl - No. 379 YENİ SABAH GÜNLÜK S/YASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Tflrkly. Krnabl 900 Kt Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. . , 1250 Kr. 260 Kr. 3 arlığı 650 Kr 90 Kr. I aylığı J50 Kr. P*«t* ittlk*a* ftrmami! ¦¦¦§ Uk.tUr Ifta 2«. 14, Tl «• 4 lîrı Başvekil Mecliste Mühim P ^*Wk izahat Verdi Tahsisatı mesture Nasıl harcandı ? Ki. DANZİG MESELESİ Refik Saydamın, Emekli General Kâzım Kara-bekir, Refik İnce, Bere Türker ve Emin Sazakın Suallerine Cevapları i* Vekiller İçinde Hesabı Güç Vere-cek veya veremiyecek kimse yoktur KABUL EDİLEN BÜTÇELER Başvekil Refik Saydam Meclis kürsüsünde Ankara, 23 (A.A.) — Bugün Büyük Millet Meclisinde Başvekâlet bütçesinin müzakeresi esnasında, Başvekil Doktor Refik Saydam, Başvekâleti alâkadar eden meseleler ü-zerinde sorulan bazı suallere cevaben aşağıdaki izahatı vermişlerdir: — Müsaade buyurursanız, arkadaşlarımızın Başvekâleti alâkadır eden meseleler üzerinde sordukları, anlamak istedikleri bazı suallere cevap vereceğim. Bcrç Türker ve Refik İnce. kanunların elyevm mevkii meriyette bu- (S-n-ı 3 ıtn*-û • M**at*)irda ¦ Ankara, 23 (Hususi) — Büyük Millet Meclisi bütçe müzakerelerine bugün de devam etmiştir. Bugünkü müzakerelerde Maliye Vekili ile İnhisarlar Vekili Ah R,ı Tarhanın verdikleri izahatları müteakip Maliye Vekâleti Duyunu umumiye, Tapu, Kadastro Umum Müdürlüğü vs Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti bütçeleri kabul edilmiştir. Dahiliye Vekâleti bütçesinin müzakeresi sırasında Heyeti Umumiye üzerinde b-zı hatipler söz almışl.r vaktin gecikmesi dolayısile bu mü-Srnu 1 uncu sayfada! Neşriyat Kongresi Münasebetile ' Yazan: Hüseyin Cahid YALÇIN Geçenlerde An* arada toplanan neşriyat kongresi memleketin İrfan hayatında büyük bir hâdtre teş kıl etti. Almanyada bulunmak mü -naaebetile bu kongreye maatteessüf iştirak edemedim, müzakerelerinin ve faaliyetinin cereyan tarzını yakından göremedim. Fakat kongrede bulunan ve muhtelif düşünce tarzlarını temsü eden arkadaşlarla ayrı ayrı görüştüm. Bir nokta üzerinde birleşmeleri nadir vukua gelen bu fıkır adamları bu defa kongreden memnuniyet beyan etmek hususunda tamamen müttefik idiler. Maarif Vekilini, işini yakından bilen, ciddiyetle çalışan ve amelî neticeler elde etmeğe ehemmiyet veren bir arkadaş sıfatıle kabul etmişler ve onun bu ruh dairesindeki gayretlerine şahit olmuşlardı. Siyasi hayatla biraz da gösterişe »e iyi mânasında, propagandaya e-hemmiyet vermek tabii addedildiği bir devrede yalnız zavâhir ile iktifa etmiyerek el attığı meseleyi ger -çekten halletmeğe azmeylemiş mesuliyet sahibi bir devlet adamı görmek insanı cidden memnun eder. k Neşriyat kongresinde karar Terilen hususlardan birçoğunun tat -Hti*eyİn Cahid VAİZİN (Sonu 3 üfii uvfadul Komitacılar Peşinde Yazan: M. Sıfır Hayalının 15 senesini Makedonya komitacılarile boğuşarak geçiren Bursalı Ateş Ahmet 'Çavuşun harukulâde maceraları !—:— Berlin Askerî Paktının Uyandırdığı Akisler italyanın Tamamen Almanyanın Emrine Girdiği iddia Ediliyor Berlin, 23 (AA.) — Hususî mem-balardan öğrenildiğine göre İtalya, Alman - İtalyan ittifakının imzasından evvel kendi noktai nazarını müdafaa etmiş ve İngiliz - İtalyan Akdeniz anlaşmasının feshedilme-mesının mihver devletlerinin müşterek menfa-tlerı iktizasından olduğunda ısrar eylemiştir. Filhakika bazı Alman şahsiyetleri, Hıtlerin 28 nisan nutkunda Alman - İngiliz anlatmasını feshetmek suretıle aldığı vazıyete İtalyanın da açıkça iltihak etmesini ve İngiltere ile olan anlaşmasını fesheylemesini muvafık bulmuşlardı Demek oluyor ki, şimdilik İtalyan noktai nazarı gjlıp gelmiştir. Son temaslar Berlin, 23 (AA.) — Dun öğleden sonra Hariciye Nezaretinde Kont Ciano ile B. Von Rıbbentrop arasında yapılmış elin görüşme, bir saatten fazla devam etmiştir. Görüşmeden sonra Kont Ciano, Mareşal Goerıng ile konuşmuş ve müteakiben B. Von Rıbbentrop tarafından şerefine verilen ziyafette hazır bulunmuştur. Pariıte teftirler Paris. 23 (AA.) — Bu sabahki ga-(Sonu 3 üncü sayfamızda) Danzigliler Hitlerin Emrini Bekliyorlar 20,000 Nazi Hücum Ktt'ası Neferi Spor Yapmak için {!) Danzige Gitti Varşova, 23 (AA.) — Danzig nasyonal Sosyalist şeflerinden Andre, Dan? iğde söylediği bir nutukta demiştir ki: «— Serbest şehir topraklarında harekete geçmek Danziglilere ait değildir. Bizim mukadderatımız Hıtlerin elindedir Hattı hareketimizi ancak o çizecektir.» Müteakiben geçen günkü Kaltlof nâdisesinde Ölen nasyonal sosyalist Grubnerden de bahsederek «Grüb-nerin katli cezasız kalmıyacaktır Fakat bunun zamanını ve vasıtasını tayin etmek Danzislilere ait değildir» demiş ve halkı Hitlerin kararlarına intizaren sakin kalmıya davet tylemiştir. Buraya gelen haberlere göre Grubner yarın Kalthofa gömülecek ve cenaze merasiminde Danzig ayan reisi ile Nazi lideri birer nutuk söy-liyeceklerdir. Nazi hücum kit'alan Damiçde Danzig. 23 (A.A) — Nazi hücuıı kıtalarına mensup 20 bin kişi şark Lehi tan Hariciye Nasırı M. Bek (Som. 3 üncü seuntaaftaı Prosfun Beyanatı Istanbulun imarı Hakkında Şehit Mütahasststnın Yeni Fikirleri Şehrimizde bulunan ve Belediye! ile yemden iki senelik bir mukavele | ile bağlanmış bulunan Şehircilik mütehassısı Prost. dün bir muharririmize İstanbul hakkında müstakbel projelerine dair esaslı malûmat vermiştir. Profesör ezcümle demiştir ki: Bugünlerde en fazla Taksim ve Eminönü ile meşgul olmaktayım. Taksim kışlasının Belediyeye geç- mesi hususunda ötedcnbcrl israı etmekte idim. Şehrin müstakbel güzelliği noktasından bu çok el/carli-Burada büyük bir konferans salonu, buyuk bir tiyatro. Turİng klüp. du-zeteciler için modem iki klüp ve ayrıca Fransızların Palais destro dedikleri t.rzd- bir sergi binası inşasını derpiş ediyorum. Ayrıca Boğaziçi de bizi esaslı şe-ıSımn imci ?s-vlamiz*ta XCCCCOCCCCCCCCCCCCCCCCC CCCCCCCCCCCCCOÛO İngiliz - Fransız - Sovyet Üç Taraflı Paktı M Uç Tarafı da Memnun Edecek Bir Formül Bulundu Paris, 23 (A A.) - Matin gazetesinden: Dün akşam. Fransanın Cenevre-de telkinlerde bulunduğu ve Hali -faksın bunları Ixmdraya götüre -ceğl. Maiakı'nin de Moskovaya bildireceği haber veriliyordu. iyi malûnmt alan mahfillere göre, bu telkinlerin esası şudur: 1 — üç memleket, aralarından biri doğrudan doğruya taaıruza uğ radığı takdirde birbirlerini karşı -lıkiı olarak garanti edeceklerdir. 2 — Sovyetler Birliği de Fran- sa ve IngilteYenin yaptığı şekilde Polonya ve Romanya) a garanti verecektir. Bu garanti Varşova v-Bü kreşle müzakere edüecektir. 3 — Fransa ve İngiltere, Sovyetlerin diğer devletlere yaptığı yardım taahhütlerini garanti edeceklerdir. Baltık devletlerini de istihdaf edebilecek olan teferruat bu a-na prensip etrafında tesbit edile -bilecektir. Dantzig umumi vaziyetini tetkik edecek olan üçler komitesinde bu noktaya biç şüphesiz temas edilecektir. Yu&ıslavlarlnflilizhi Kasıl Yendiler Belgradda oynanan tu şayanı dikkat vnaçıo tafsilâtını rt«im-lerile bvlikte beşinci sayfamız» da bulacaksınız. Yukardaki resimde Yııgoslavlarn ilk go ünü atan Gliaoviç'in " Yeni Snbah için verdiği resmi görüyor unuz. Halk İçin Bedava Plâj •- »«-»M ı- - - - ¦ Selimiye Plajı yakında açılıyor Belediye Reisliği, eskidenberi ts-1 tanbul halkı için bedava bir plaj yapmak ve bu suretle halkımızın yaz mevsiminde deniz ve banyo İhtiyacını parasız bir şekilde temin etmek üzere tetkikler icra etmekte ıdı. Memnuniyetle öğrendiğimize eö-re bu tetkikler neticelenmiş, meccani plâj inşası jçin derhal faaliyete bile geçilmiştir. Yapılarak plajın yeri Marmara, nın en güzel bir mevkiinde Harem ve Salacık iskeleleri arasındaki çamlık mıntıkadır. Esasen «teşcir» mıntıkası olarak seçilen bu yerin alt tarafı kumluk ve en iyi bir plâj olmıya müsaittir. Belediye; buradaki kum miktarını .uttum k için yeniden kum vi (Sonu 3 üncü sayfamızda) Büyük Parti Kurultayının Ruznamesi Ankara. 23 (AA) — Cumhuriyet Halk Partisi beşinci Büyük Kurulta-(Sonu 3 üncü şayiamız Ja) HLR SABAH Çocuk, Daima Çocuk.. I .......... Cumhur raisinin Teşekkürleri Ankara. 23 (A.A.) — Riyaseti Cumhur Umumi Kâtipliğinden: Reisicumhur İsmet İnönü, 19 mayıs idman bayramı münasebetile resmi makam ve kurumlarla kıymetli vatandaşlardan aldıkları tebriklerden dolayı samimi teşekkür ve karşılıklı tebriklerinin iblâğına A-nadolu Ajanlını memur etmişlerdir. Muhterem İstanbul mebusu Bayan Nakıye Elgün evvelki gün Millet Meclisinde nüfus siyasetimiz gibi çok hayatî bir mevzua temas ederek ezcümle dediler ki: ¦Talihin babasını, anasını, herşe-yını alarak bedb.ht etmece çalıştığı yavruya: — Sen Türk dondun. öksüz kalamazsın. Demeğe muhtacız. Çok çocuklu ailelere dağıtılacak olan ikramiye miktarı (50) liradan (30) liraya indirilmiş vc ancak (1033) yılı sonuna kadar tediyat yapılabilmiştir. Hayatta altı ve d. ha fazla çocuklu ol anlara bir defava mahsus olarak vapıhm bu (30) lira vardım hangi derde deva olur?» Memlekette şuurlu bir nüfus si- y-scıı lakıbı zamanı çoktan gelmiştir. Çok çocuklu ailelere yardım işini kökünden halletmeliyiz. Her gün aldığımız sayısız mektup bı/e bj hayati meselenin maatteessüf kırtasiyeciliğin kotu bid'atleri arasında ehemmiyetini kaybettiğini anlatıyor. ' f Çok çocuklu ailelere yardım bic lû'uf, bir yardım olmaktan ziyade bir memleket borcudur. Yoksul yavrulara el uzatmak bir şefkat eseri değildir, bir yurd vazifesidir. Çocuk, muttasıl çocuk, daima çocuk. Bilhassa sıhhatli ve faziletli çocuk. Türk vatanının en ziyada muhtaç olduğu kıymet işte budur. A. CEM ALEDDtS SARAÇOĞLU --flTN T S A B A T*» MAYİS 193» cı?54v .hapa MIHMİCİH HATIRA v. İTİRAFLARI Tefrik. NolOO Yasan ı M. SIF"İR Müşkül Bir Vaziyete Düşmüş Bulunuyorduk /Ve Yapıp yapıp Cepaneleri Başka Bir Yere Nakletmeli idik ' Ahmet çavuş, arabayı tarlanın ortasından geçirip Turşucu deresi istikametindeki münhat arazide saklamak üzere hareket ederken biz de tarlanın hemen kcnarcığın -da olan bağ Ue cepane sandıklarının bulunduğu çukur arasında postayı kurmuş ve sessizce, tıpkı karıncalar gibi İse koyulmuş, yirmi dakika sonra da, yeni sandıkları kardeşlerine kavuşturmuştuk. Toplandığımız ağacm dibinde hem etrafı dinliyor, hem de fısıltı ile görüşüyorduk. Allah korusun, bağa bir baskın yapıldığı takdirde ne yapacağımızı düşünüyorduk. Mi-pavri'li, yine muhakemesini kay -bet m i.ş ti. Hınçlı bir eda üe: — Ne yapacağız., diyordu. Elbette vuruşacağız. Şaşacaksınız bizim Hoca Bekire. Nasılsa bu akşam ciddileşmişti. Uslu, kâmil, düşünceli bîr adam olmuştu. Vuruşmıya hiç te tarafdar olmuyor, cepaneleri düşünüyordu. Yaşlı başlı bir adam tavrile: — Çocuk mu oldun be ibrahim., diyordu. Bırak bu fikri. Vuruşmayı değil, cepanelere yer bulup taşımayı düşünelim. Hepimiz Hoca Bekire uymuştuk. Düşünüyorduk. Fakat yerin yabancısı olduğumuz için bir şeye kara,* veremiyorduk bir türlü. Böylece çok acı ve ıztıraplı bir saat geçir -dikten sonra, Ahmet çavuş, yanında Giritli bakkal Mustafa Efendi olduğu halde bağa gelmişti, ikisinin de yüzlerinden gam ve keder akıyordu, ikisi de yüzlerimize mahzun mahzun bakıyordu. Durama-mis ve sormuştum: — Söyleyin hele. Kötü bir haber-1* geldiğiniz besbelli İşte. Ne yapacak isek bir an evvel başlıyalım. Fakat, çavuş çok mütereddit bulunuyordu. Yüzbaşı Mehmet Ali Bey olmadıkça bir iş yapdamıya -cağım söylüyor ve bunda ayak diriyordu. Ne bizim ve ne de bakkal Mustafa Efendinin sözlerini dinlemek istemiyordu. Canım fena halde sıkdmıçtı. Yüzbaşı burada yok diye topladığımız bu kadar cepa -neyi düşman eline teslim edecek değildik yâ?.. Klbette bir çaresine bakacaktık. Bakkal Mustafa Efendi, pek kafi değilse de, vazıyette az çok tehlike olduğunu ve bağın ia aranılması ihtimali bulunduğunu söylüyor. Ve: — Gerçi düşman hafiyelerinin y^^Z^Bcyiseyen ve sayar Erenköyündeki karakolumuzun Türk taharrileri de var. Vc bunlar, berikileri atlatmıya ve buralardan uzaklaştırmıya da uğraşıyorlar amma. bilmem ki ne de olsa, bu gece değilse de yarın bu heriflerin bu taraflarda da gezip dolaşmaların -dan çeklnlyorum işte. Bence gece -den istifade ile ne yapılacak İBe yapılması daha muvafık ve daha İhtiyatlı bir hareket olur. Sözlerini İlave ediyordu. Bakkal Mustafa Efendiyi haklı bulmuş, fikirlerine uymuştum. Artık çavuş ile görüşmeyi de zait bı.l-muştum. Kararım, ne olursa olsun cepaneleri bağdan kaldırmak ve e -min bir yer bulup taşımaktı. Mus -tafa Efendiye sordum: — Efendi kardeşim, burada biriken cepanelerin en son nereye f.Ö-türüleceğini biliyor musun sen? — Hayır ağam. Neye sordun bunu?.. — Biliyorum deseydiniz, hemen laşımıya başlamayı teklif ederek -tim. Mademki bir tehlike sezinle -missiniz. Bence, eli kolu bağlı durmak, çavuş gibi cepaneleri kuru tevekküle bırakmak hiç te muvafık değil, Siz her hangi bir tehlikenin vukuuna ihtimal veriyor musunuz? — Hem de yüzde altmış tehlike — Yüzde bir bile olsa, ihtiyatlı davranmak daha İyi. Bu civarla bunları saklıyacak bir yer bulamaz mıyız acaba? — Bir değil, bin yer buluruz. Fakat, ne bileyim, baksana Ahmet ça-71)9 pek razı değil bu işe. — Mustafa Efendi, kardeşim, biz ne Yüzbaşıya itaatsizlik olacak ve ne de Ahmet çavuşun hatırı kırılacak diye bu sandıkları düşmana terlim etmeğe tahammül edecek a -damlar değiliz. Gerçi emri /eren, yo'u gösteren Yüzbaşı Efendi em-ma, her tehlikeyi göze alıp bunları alan ve taşıyan biziz. Hem. Yüzbaşının böyle bir tehlike karsısında sözbirliği edip ihtiyatlı bir tedbir alışımıza darılacağım hiç ummuyorum ben. Çavuş yok yere vehme kapılıyor. Bakkal Mustafa Efendi de bana uymuş, baabasa verip düşünmeğe koyulmuştuk. Muhatabım, eldeki arabadan maada hemen çift bey -girli dört araba daha bulabileceğini söylüyor, sandıklan da düşün -düğü yerler olmazsa bile. her halde Nadir ağanın, çiftliğine kabul edeceğini vâdediyordu. Kararı ver- miştik. Devamı var Sayfiye Yerlerinde "cuzlug^ınjemini Jkle^ bu derdini «aslı şekıldejıa^ geçti Bugün beledlyetje^^ B. Lûtfi Aksoyun nezd,„dc bütün kay.aka.lif toplantı yapıyorlar Beledrye reisliği; İsianbullulann «sayfiye derdi, ni esaslı bir şekilde halletmeği kararlaştırmış ve bu hususta icabeden tedbirlerin heme.ı tesbit olunarak tatbikata başlanma-tı için harekete geçmiştir. öğrendiğimize göre bu maksad-Ja bugün bütün kaza kaymakamları belediye reis muavini B. Lûtfi Ak-«yun reisliğinde belediyede mühim bir toplantı yapacaklardır. Toplantıda; sayfiye yerlerinde ucuzluğun temin, ev kiralarının in-dirilmesi ve buralarının süratle gü-«lleştirilerek temizliğin azami bu- lan tekilde tatbiki için alınması , gelen tedbirler tetkik ve tesbiı nacaktır. Bu meyanda lekmil sayfiye lenndeki gazino, kır kahvesi ve. lerie mümasü yerlerin tarifeleri »nce bir lelkikten geçirilecekıir. Sayfiye yerlerindeki ev, pa yan gibi yerler de mevki, bina Hyeli, oda ve kat say,sii manz konfor ve istirahat bakım muhtelif sınıflara ayrılacak sınıf için mevsimlik bir azami mlkdarı tesbit olunacaktır m-olu- yer-tel-de nsl-va-aro, o her kira ında Okuyucularımız Diyor ki; Sokağa akan lağımlara bir çare yok mu? Davutpaşada oturan bir kainimiz yazıyor: Davutpaşa tramvay caddesinde Kasap llyas camiine ait helanın lâğımları sokağa akmaktadır. Bundan başka ayni mahalde bir konağın lâğımı da yine caddeye taşmaktadır. Bu sebeple yaz günlerinde civarda herkesi rahatsız eden bir ta-affün husule gelmekte ve umumun sıhhati tehlikeye düşmektedir. Bu semtte oturan halkın bir çoğu alâkadar makamlara başvurmuşlarsa da henUz hiç bir netice çıkmamıştır. Bu lâğımlar bu şekilde ne zamana kadar sokağa akacaktır? YENİ SABAH: Kariİmizin bu haklı şikâyetinin nazarı dikkate a-lınacağını kuvvetle ümit ediyoruz. Ölüm Kasdi İle Arkadaşını Yaralayan Genç Dün Agrcezada, Egrikapıda vukua gelen bir kıskançlık faciasının muhakemesine bakıldı Dün Ağır Cezada Behçet İsminde bir genci, Öldürmek kasdile yaralamaktan suçlu Hamdı isminde birinin muhakemesine bakılmıştır. İddiaya göre Hamdi, karısını kıskandığı için bir gün Behçet ile Egrikapıda kavga etmi$ ve rnra tabancasını çekerek onu vurmuştur. Bilâhare Behçet ağır yaralı ola-rak hastaneye kaldırılmış ve tedavi olunmuştur. Dünkü celsede evvelâ Yusuf isminde bir şahit dinlenmiştir. Bundan sonra İzmitte bulunan Bayan Vedianın ifadesi okunmuştur. Bu şahit kadın ifadesinde, bir gün pencere Önünde otururken bir silâh sesi işiterek dışarıya baktığını ve Behçetîn kanlar içinde yuvarlanmakta olup Hamdinin de kaçmakta bulunduğunu gördüğünü söylemiştir. Hamdi, bilâhare polisler tarafından Balatta yakalanmış ve kıskançlık yüzünden bu işi yaptığını söylemiştir. Bunadn sonra muhakeme, gelmi-yen şahit Sabri ile diğer birinin dinlenmesi İçin başka bir güne talik o-lunmustur. BELEDİYEDE Vali Su fiyatlarının yükselmesini doğru bu'madı Şehir Meclisince sulara zam yapılması hakkında makamı icraya verilen salâhiyet üzerine, bunu dog-fu gormiyen Vali B. Lûtfi Kııdar vaziyeti tetkike başlamıştır. Eski vaziyete icra İçin muktezi tedbirlerin, alınmasına da başlanmıştır. Mumaileyh, su Hatlarının arttırılmasını doğru görmemektedir. reis muavini gidiyor Çata'caya Belediye Reis muavini Rifat Ye-nal Çatalcada vilâyete ait bazı işlerle, bilhassa Maarif ve yeni yapılacak Belediye santralı ile meşgul olmak üzere bugün Çatalcaya gidecektir. Rifat Yenala Maarif Müdürü Tevfik Kut da refakat edecektir. Köprünün İki başındaki saatler Şirketi Hayriye ile İstanbul Belediyesi arasında yapılmış olan'mukaveleye nazaran Köprünün her iki tarafına saat konması şirket tarafın dan deruhte edilmişti. Köprünün KarakÖy cihetinde saat vardır. E-minönü cihetine de saat konulması için faaliyet geçilmiştir. Belediye, bu faaliyetin bir müd-detlenberi durmuş olması yüzünden şirkete faaliyete geçmesi için tebll-yapmıştır. "Yeni Sabahlın Bir Neşriyatı Ve Belediyenin Hassasiyeti Mecidiye köyü tozdan ve pislikten kurtarılıyor Belediye reisliğinin; neşriyatımız üzerine; icabeden mahzurların kaldırılması için hemen faaliyet ve tatbikata geçmesini takdirle karşılarız Beyoğlu ve istanbul halkının daimi bir mesire yeri haline gelen «Mecidiyeköyü» nde görülen çirkin ve nazarları lırmalıyan manzaralardan birkaç gün evvel bahsetmiş ve çirkef sularının yollara aklığı, bütün sokaklarının ioz, toprak İçinde yüzdüğü köyün bugünkü ellr.t vaziyetinden kurtarılmasını belediyeden rica eden bir okuyucumuzun mektubunu da neşretmiştik. Memnuniyetle öğrendiğimize göre İstanbul halkının en küçük bir şikâyet ve derdile en büyük bir dikkat ve İhümamla alâkadar ola ı ve bilhassa gazetelerdeki halk dileklerini her gün muntazaman tesbit ve tetkik ettiren sayın vali /e belediye reisimiz «Yeni Sabah* ın bu neşriyatını da derhal lâyık olduğu ehemmiyetle karşılamış vc mahallinde yapılan küçük bir teikikal mevzuu bahis şikâyetlerin haklı olduğunu göstermiştir. Bunun üzerine; derhal icap eden mahzurların kaldırılması ve Beyoğ-lu'nun bu şirin köyünün tozdan, pislikten kurtarılması için lâzımgelen tedbirlerin ittihadına / vessül olunmuştur. Bu meyanda halen fer cumartesi ve pazar sulanmakta olan «Mecidiye- Dereye Uçan Otomobil Bir hususî otomobil Is-tlnye doku clvarırda denize yuvarlandı Galatada Olimpiya otelinde oturan Alman tebaasından Pilaşo isminde birisi, iki arkadaşile birlikte gece yarısından sonra bir Boğaz gezintisi yapmak istemiş, 33909 numaralı kendi otomobili ile yola çıkmışlardır. tstinye Dok Fabrikası önünde o-tomobilin akümülûtörü boşaldığından lâmbalar kararmış, yolu gormiyen Pilaşo yanlış bir manevre neticesinde arabayı dereye yuvarlamış* tır. Sukut neticesinde otomobil hasara uğramış, fakat içindekilere birşey olmamıştır. Kurbalı dere lâğımdan kurtuluyor Kurbalı dereye akan lâğamların temizlenmesi için inşasına karar verilen sıhhî çukurların inşası (3) bin liraya ihale olunmuştur. İtfaiyede revir yapılıyor İstanbul İtfaiyesinde efrada ait müstacel vak'alar için 12 yaatklı bir revir yapılması kararlaştırılmıştır. İr tlfaiye mektebinde imtihanlar başlamıştır. Bugünlerde bitecek o-lan imtihanların neticesinde talebeye meraismle diploma verilecektir. TAKVİM 24 Mayii 1939 Çarşamba NUrlı 4 RebioUhir 1351 HssalUl MAYİS 1555 Ruzı hızır: 19 D«|« aaati 4,34 0|U ¦ 12,10 — İktaal ı 16.09 Akşaaıı 19.27 — YaUı ı 21,22 Uıak ı2,23 köyü» sokakları; Beyoğlu'nda olduğu gibi; her otuz beş metrede bir musluk yapılmak suretile daha güzel ve esaslı bir şekilde sulanacaktır. * Bu muslukların yapılmasına hemen başlanmıştır. Yirmi güne kadar tekmil musluklar yapılıp yerlerine takılmış olacaktır. Yollara akan pis suların hepsi toplattırılarak münasip bir mahalle akıtılacaktır. Bu maksadla da 500 liralık belon künk mubayaa edilmiş ve işe başlanmıştır. Diğer taraftan belediye reisliği; «Mecidiyekoy» ündeki bütün kır kahvelerinin esaslı bir şekilde ıslahı için harekete geçmiş ve kahveler-deki gözü lırmalıyan çirkinlikler kaldırılmıştır. Hem MecidîyekÖyünün güzelleştirilmesi hem de halkın ve ziyaretçilerin sıhhatlerinin korunması bakımından verilen bu kararların derhal tatbikine başlanması bütün köy halkını memnun etmiştir. Biz de bu memnuniyete büyük bir sevinçle iştirak eder ve bu hususta gösterilen hassasiyet İle faaliyeti takdirle karşılarız. Şakaya Kurban Giden Genç Florya plajında yapılan tir latif o bir hayata mal oldu! Sirkecide Hocapaşada oturan Ya-ko İsminde bir genç, evvelki gün Floryada denize girmiş ve arkadaş-larile «Boğulma taklidi» yaparken suların arasında kaybolup ölmüştür. VİLAYETTE : Vali Muavini Vali muavini Muzaffer Akalın dün tetkiklerde bulunmak üzere Şileye gitmiştir. iktisat isleri İş mümessilleri İŞ dairesi istanbul Ticaret ve Sanayi Odasını da tş kanununun şümulü dairesinde görerek mevzubahs kanun mucibince ve oda namına 4 mümessil seçilmesi için tebligat yapmıştı. Bunun üzerine dört mümessil seçilmiştir. Seçmede mümessillerin yaş, kıdem ve tahsili dereceleri nazarı itibara alınmıştır. Takalm bahçesindeki İnşaat Taksan bahçesinin methal ve büfe ve helâ inşaatı bittikten sonra haziran sonunda bahçe açılacaktır. Kolonyacılar bugUn toplanacaklar İnhisarlar idaresi yeni imal ettiği limon çiçeği kolonyasını dün satış paazrlarında satılığa çıkarmıştır. Hakiki 80 derece ve yarım kiloluk şişeler içinde 100 kuruşa satılan bu kolonya piyasadaki ticarethanelerden daha ucuza satılmkta-dır. İnhisarlar idaresi İspirtoyu kendi istihsal ettiği için kolonyayı da daha ehven fiatla mal etmektedir. Bu sebeple şehrimizdeki kolonya âmilleri bu vaziyetten zarardı -de olmamak için icap eden tedbirleri almak maksaidle bugün Sanayi Birliğinde bir toplantı yapacaklr -dır. POLİTİKA Mihver siyasetinin hususî bir mahiyet alması Kont Ciano Berimde, İtalyan -Alman siyasi ve askeri ittifak muahedesini imzalamıştır. Bu ittifakın imza '. mihver devletleri şim-^rr.dîye kadar devam eden fiilî tebriki mesailerin! hususi bir mahiyet altında topİAmıya karar vermişler ve bu yolda harekete geçmişlerdir. Her iki memleket arasındaki bu teşriki mesai İtalyan Başvekilinin İki buçuk sene evvel kendisini Alman-yaya takarrübe sevkeden hareketi müteakip meydana gelmiş, ve temellerini 1936 senesi sonbaharında vücude getirmişti. Şimdi bu paktın imzası, diplomasi tarihinin son a-sırlara müteallik kısımlannın tetkiki 19 uncu asır nihayetine doğru teşekkül eden ittifakı müsellesin meydana gelmesine benzemektedir. Hakikaten İtalya, o devirlerde de siyasi sahada memnuniyetsizlik gösteriyor ve tatmin edilmediğini ileri sürüyordu. Ezcümle Paris ve Londranın Tunus ile Mısırdaki yani Akdenizdeki faal hareketlerinden hoşnutsuzluk göstererek Avusturyaya yanaşmış, fakat bütün bu teşriki mesai devresinde Merkezî imparatorluklarla olan birleşmesinden bir menfaat elde edememişti. Nihayet 1915 te, İtilâf devletlerinin yanında, harbe iştirak etmeyi, menfaatlerine daha uygun bulmuştu. Bugün ise İtalya, yeni baştan Av-rupanın merkezine takarrüp etmiş ve Avusturyayı da sinesine ilhak e-den Almanya ile birleşmek yolunu tutmuştur. Halihazır siyasetinde de İtalya, Paris ve Londranın sulh cephesindeki ve Akdenizdeki statükoyu muhafazası emellerinden hoşnutsuzluk göstererek Berlin ile anlaş-mavı münasip görmüştü. Yalnız burada, her iki ittifak arasında bir mukayese kendisini faydalı gösterir. Umumi Harpten evvel Romayı Merkezî Avrupaya bağlıyan muahede ttalyanın daha ziyade tedafüi bir vaziyet almasını imkân kılacak şekilde derpiş edilmişti. Ve bu vaziyeti de Romaya 1914 senesinde, merkezi imparatorluklar zümresine karşı vermiş olduğu taahhütlerden kaçınmak imkânlarını ve yine müzakere ihtimallerini bahşeden bir mahiyet göstermişti. Halbuki bundan canı yanan Almanya, şimdi arkadaşı İtalya'yı, kendisine çok sıkı hükümlerle bağlamıştır. Bugünkü askerî ve siyasî ittifak her iki âkit tarafı, her türlü ihtimalât karşısında birleştirmekte ve bu arada Almanyanın askerî kudreti hâkim bir rol oynamaktadır. Şimdi bu paktın umumi sahadaki neticelerine bakılacak olursa, bu anlaşma yeni bir mesele ortaya çıkarmamıştır. Yalnız burada dikkat edilecek bir nokta vardır, o da şudur Çeçen 8 mayısta, Milânoda neşredilen resmî tebliğ İtalyan ve Alnım hükümetlerinin aralarındaki münasebetleri siyasî ve askeri bir pakt ile kat'î şeklinde tesbîte karar verecekleri zaman, İtalyan matbuatı bu siyasî \|-sikanın haziran bidayetinde imzalanacağını haber vermişti. Bugünkü vaziyette ise bu imza keyfiyeti muayyen müddetten iki h3fta evvel vukua gelmiştir, işte bu İmza meselesinin ilerletilmesile, mihver İki devleti demokratik cephenin sulh sahasında yeni bir zaferinin husule gelmesinden mütevellit yüksek man;,!ı ifadenin ortaya koyduğu müsbet neticelere karşı bir cevap vermek istemişlerdir. Diğer taraftan Almanya. Roma ile yaptığı bu sıkı teşriki mesaiden sonra İngiltere ile ttalvanın arasındaki münasebatın da değişmesini istemiş sayılabilir. Zira şimdiye kadar her iki devlet beyninde, Ingilte-reye karşı takip edilen siyaset oldukça der'isik bir manzara arzet-mekte idî. Bu sebeptendir ki, İtalya, bu ittifakın mevdana kovduğu mecburiyetler dolayısile İngilizlerle olan anlaşmasını da feshetmek zaruretinde kalacaktır. Çünkü bundan sonra Rcma üe Berlin-n takip edecekleri sivaset, biribirlerînin ayni olacaktır. Mihver devletleri bu pakt Ue, ne gibi bir paye takip etmek isterlerse istesinler, karşılarındaki sulh cephesi her gün daha kuvvetle yer tutmakta ve istikbalde mihver, devletlerinin de yüksek insant manasını anlamıva mecbur olacakları bir siyaset takip etmekte berdevamdır. Dr. Reşad SAGAY PERŞEMBE 25 İDARE YEKİ (•t**hml KınMuuurı M» *4 T«lgT*fı YMIMka J MAYIS f939 Telefoa - I07SI Ikmcı yıl - No. 380 Her Yede (3) Kuruş YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ Bir buçuk ardanberi Hatay ı aetiade »ulusa a kıymetli ¦aa efkârlarımız BAYAN MU ALLA w KEMANI SADİ îıtaobula avdet etmişle, bu Paıar ÇUBUKLU gasiaosuDda itinalara başlayacaklardır._ Yakın Şarkta Türk Kültürü Yazan: Hü»ym Cahid YALÇIN Osmanlı imparatorluğu altında toplanan Yakın aŞrk asırlarca medeni bir kardeş gibi yaşadı. Bu -r ada, bilhassa müslüman dinine mensup fertler, hiç bir unsur ve milliyet mülahazalarına ka -pılmaksızın. müşterek saadet ve felâket günleri geçirdiler. Oa -manii imparatorluğunda yası • yan bir müslümanın Arap. Ama -vud. Kürd. nc olursa olsun, yabancı bir devlet tabiiyetinde bulunduğu zannına düşmesine imkân yoktu. Osmanlı ülkesi, heyeti mecmuasile. kendisinin vatanı idi: hükümet kendisinin hükümeti idi. Osmanlı imparatorluğunun müslüman unsurlarına ancak son samanlarda milliyet fikri geldi. Bu da imparatorluğun bekasından ü-mıd kesildikçe daha siyadeleşti. Her millet, melhuz bir küçük kabahatte kendi nefsini düşünmek mecburiyetini duydu. Maamafıh bütün bu ayrılık âmillerine rağmen. Osmanlı imparatorluğunda, müslüman unsurları arasında, vahdet, kardeşlik vc tesanüd hisleri son dakikaya kadar yaşamıştır. Eğer bir istatistik veya plebiscite yapmak imkânı olsa idi biz o kanaatteyiz ki Türk olmıyan unsurların büyük ekseriyeti Türk'ten ayrılmak istemezdi. Çünkü artıda bir ayrılık mefhumu onların zihinlerine sığmazdı. Fakat bugün bu müşahede maziye aittir. Bu mazinin bir daha geri dönmesine imkân yoktur. Her millet ancak kendi kendisini idare ederse ve hükümetler bu milliyet esası üzerine istinad eylerse siyasî münasebetlerde bir istikrar ve sükûn temin olunabilir. Artık hiçbir milletin diğer bir millete tâbi ve mahkûm bir halde yaşamasına imkân kalmamıştır. Yaşıyanlar bile siyasi ve fikrî terbiyeleri kemal buldukça istiklâl kesbetmek istiye-ceklerdir. Bu nokta üzerinde ısrar ile duruşumuz, boş hülyalara kapılmadığımızı sarih surette anlatmak ve sözlerimizin yanlış anlaşılmasına meydan vermemek arzusundan ileri gelmektedir. Şunu demek istiyoruz ki Yakın Şark'taki şimdi muhtelif hükümetlere ayrılmış müslüman devletleri uzun müddet Türklerle bir arada yaşamış ve Türk kültürüne intibak etmiş bulundukları için. herseye rağmen, aramızda bir yakınlık, bir irtibat ve karşılıklı bir muhabbet noktaları ve sebepleri çoktur. Bu bir hayal değil bir realitedir. Yakın Şark'ın muhtelif noktalarında gazetemizin bir takım ııboncleri vardır ki bunlar Türk ırkından olmadıkları halde eski müşterek hayatın verdiği bir yakınlıkla Türk Cumhuriyeti hâdiselerini takip etmek istiyorlar. Türkiye'de dc komşularına ve eski vatandaşlarına karşı alâka ve muhabbet çok derindir. Eğer biz yakın Komşularımızla ve dostlarımızla yakından alâkadar olmazsak, eski kültür rabıtalını idame etmezsek, yavaş yavaş arada bir unutganlık; Bir ayrılık ve yabancılık hissi tabii surette teea-süs edecektir. FsRâ% bir Misali, bir Arap, bir Iraklı bizim için bir ispanyol, bir Portekizli, bir Trans-valli değildir. Bize çok daha yakındır. Ona karşı içimizde bir muhabbet ve bağlılık hâlâ yaşamaktadır. Yakın Şark'ın sıkı bir dostluk dairesi İçinde müttehid ve mülte-:.'k, bir hldde yaşaması ve bu hava-hnin sürekli bir sulh ve sükûn ni-metlerinden latlf.da edebilmesi na- ,7 * "T** 'obuanın "va.n etmcsılazimdir. Bu rabıt.mn hiçbir zaman bir kültür bağından, manevî ve ahlâki bir vahdetten ba*ka bir şekil alamıyacağına bilhassa Hüseyin Cahid YALCIN t Sonu * UncU sayfamızda) Dahiliye Vekilinin Meclisteki izah atı F. Oztrak Tenkitlere Cevap Verdi Dün Dahiliye, Matbuat, Emniyet, Jandarma, Sıhhiye Hariciye ve Adliye Bütçeleri Kabul Olundu HARİCİYE VEKÂLETİ BÜTÇESİ TENKİTSİZ TASVlP EDlLDl --- * Sıhhat Vekâletinden Temenniler B. Parti Kurultayında Görüşülecek işler Cümhurreisimizin İnönü Meydanında Büyük Bir Heykelinin Dikilmesi İsteniyor ( Yazısı s nel sayfamızda ) Ankara ¦ 24 ( Telefonla ) — Bugün Büyük Millet Meclisinde Dahiliye Vekâletinin bütçesinin müzakeresine başlanması münasebetile Dahiliye Vekilimiz B. Faik Öz-trsk mühim izahat vermiştir. Dahiliye Vekilimiz ezcümlle demiştir ki: «— Elimize verdiğiniz kanunların ahkâmı dairesinde kurduğunuz Cumhuriyet İdaresine yakışacak surette memlekette emniyet ve esa-yişi daima mütekâmil bir surette temin ve idameve çalışacağımızı vade t mek menim için bir borçtur. Em-niyet ve asayiş meselesinin muhafaza edileceğini vâdederken daima birim İçin en kuvvetli esas olan kanunların hükümlerine riayetten ayrılmamayı ifade etmek sözlerimi tamamlamak ve sizin arzularınızı yerine getirmek bir lâzimedir sanırım. Gerek jandarma, gerek polis ellerine verdiğiniz kanunhrın tayin etliği seyri t?kib ederek her sene biraz daha mütekâmil bir surette huzurunuza eıkmıya çalışacaktır. Bu sene bütçe dolavısile fasılaya uğramış olan İn re ketin ileride daha fazla çalışmak suretile kazanılıp telâfi e-diteceğini umuyoruz. Arkadaşlarımız hemen müttefikan jandarma' Dahiliye Vekilinin İzahatından: Bir polis saııatoryomu açılacak. Nahiye müdUr-lerlls nüfus memurlarının maaşları arttırılacak. Lvlenn e masrafları 655 kuruştan 261 kuruşa İndirilecek. Zirai asayiş vs köy salmaları hakkında Meclise yeni kanunlar verilecek. Idarel hususlya ve belediyelerin gelirleri arttırılacak lstaebuiunet ve su işi hakkında Vekil ne diyor? şartlar altında bulunduğunu ifade ettiler. Bunu biz jandarma ve polise karşı gösterilen teveccüh ve İltifatın b:r nişanesi olarak telâkki ederiz. Bütçelerimize koyduğumuz tahsisatla sene-.dn seneye bunu iclâfıye çalıyoruz ve yakın bir zamanda bu İki emniyet ve nizam unsurunun dsha iyi yerlerde oturabilmeleri içüı bütün gayretimizi sarfedecegiz (Bravo sesleri). Bu senenin Emniyet bütçesinde hususiyet arzeden bir tahsisat vardır. O da sanatoryom ve prevan-toryomlar hakkında konulan tahsisattır. Bu yine sizin bu meslek mün-tesîplerine karşı gösterdiğiniz şefkat ve itimadın bir nfşıncsi olacaktır. Savın arkad«lanmıH»n binisi ah-Dshıllye vekilimiz F. Östırak lika kıymet verilmesinden ve buna —— I karşı yapılmakta olan fenalıkların ve polislerimizin oturduğu ve vazi-| önüne gerilmesinden, ahlâkı ifsad fe gördüğü yerlerin gayri müsait| (Sonu 3 üncü tayfada! INGILIZ-SOVYET-FRANSIZ PAKTI ingiliz Kabinesi Sovyetlerle Üç Taraflı Bir Pakt Aktine Dair Fransız Plânını Dün Kabul Etti Lord Halifaks ve M. Bonnet Cenevreden Döndüler Polonya Arazisinde 4 Alman Tayyaresi Dün Poznanda Bu Tayyarelerden Sakatlanan Biri Müsadere Edildi --""M »•«•—- İtalyan matbuatının Polonya ve Paris gazetelerine şiddetli hücumu Londra, 24 (A. A.) — •Evcnıng Standrda. gazetesinin diplomatik muharririnin bildirdiğine göre, İn -gıliz kabinesi, Sovyetler Birliği ils üç taraflı bir pakt yapılması hak • kındaki Fransız plânını, bu sabahki toplantısında tasvip etmiştir. Londra, 24 (A. A.) - Lord Hali fax. saat 8.40 ta Croydon tayyare I meydanına gelmiştir. Kabine, saat 11 de toplanmış ve iki saat Lord Halıfax'ın Cenevredeki görüşmeleri hakkında vermiş olduğu izahatı dinlemiştir. Lord Halifaa, kabinenin toplan -tısından evvel 15 dakika Chamberlain ile görüşmüştür. JIRuam Kurbanı Bir Veterinerimiz rraoslı hariciye nazırı M. 0 ,t Bir Amerikan denizaltı-sı Suyun Dibinde Kaldı Kurtarma Ameliyesined Başlandı. Fakat İçindeki 62 Kişilik Mürettebatın öldüğü Zannediliyor (Yansı 3 üncü sayfamızda) Avrupada bir tecrübede ölen Vet. Yüzbaşı Kemal Cemllln nasI şehrimize getiriliyor Fen şehidinin kemklen yarın merasimle Haydarpaşaya gömülecek Avrupada tahsilde iken 1934 yılında tecrübe esnasında ruamdan 5 len bakteriyolog vet. Yüzbaşı Kemal Cemilln kemikleri Milli Müdafaa Vekâleti karaııle Frsnssdan Is-tanbula getirilmekledir Na'şı hamil olan vapur yarınki cuma günü sabah saat 7 de Galata rıhtımına gelecek ve vapurdan merasimsiz ola-rak motorla Haydarpaşaya nakledilecektir. Askeri mera »un Haydarpaşa rıhtımından saat 9 da başlıya-cak ve vazife kurbanı fen şehidinin (Sodu 7 İnci sayfada) Daazig'in Sen Mari kilisesi arasında» görünen manzarası Varşova. 24 (A. A.) — Dört Alman tayyaresi dün akşam Poz- nan'ın doğu cenubundaki VVolsztyn üzerinde uçmuştur. Bunlardan bir sivil tarafından idare edilen ve Çek mamulâtından olan biri yere inme- ğe mecbur olmuştur. Tayyareyi ı dare eden »İvil, yolu şasrdığını ic dia etmektedir. Polonya makamlnı tahkikat yapabilmek için kendisir tevkif ve tayyareyi müsadere et (Sodu 7 inci sayfada) Sayfiye Yerlerinde Ucuzluğun Temini Belediye, Yapılan Şikâyetler Üzerine Dün Şubelere Emir Gönderdi Müşterilerden Hiç Bir Yerde Ayrıca Su, Masa Ve Sandalye Parası Katiyen Alınmıyacak Sayfiye yerlerinde halkın ucuz eğlenmesini temin etmek maksadile alınasak tedbirleri tesbit etmek üzere kaymakamUr dün Belediye rcij muavini B Lûtfi Altsoyun reisliğn-dc toplanmışlar ve bu husustaki tedbirleri tesbit etmişlerdir. Diğer taraftan sayfiye yerlerindeki plajlarla gazına ve kahvehaneler tnkkında halk tarafından Belediyeye birçok şikâyetler yapılmıştır. Bu şikâyetler bilhassa şu noktalar üzerinde toplanmaktadır: Yiyecek vc içecek maddelerinin pahalılığı, servis noksanlığı, müstahdemle! ın ust ve başlarının perişanlığı, kirliliği, yiyecek ve içe-(Sonıı 7 inci sayfada) HtR SABAH GÜZEL BÎR ÖRNEK Bir meb'usumuz senede 300 lira getiren bahçeli büyük evini talebe yurduna tahsis elti. Aıtık Erzin-can'il okumaya gelen fakir kasaba Çocukları bu evde bir melce bularak tahsillerine de-vum imkânına kavuşmuş olacaklardır. Memleketin varlıklı evlâdlanna bu güzel Örneği veren Erzincan'ın hayır ve maarif sever mebusu Bay Abdülhalik Fırat'ı candan tebrik ederken bilhassa yoksul küçük yavruların yüzlerini güldürecek böyle hayırlı teşebbüslerden memleketimizin ne derece mahrum olduğunu da tebarüz ettirmek isteriz. Servet, irad vc ııkar nihayet bir kaç yoksulun mahzun yüzlerini güldürdüğü zamandır ki bir asalet mânası iktisab etmiş oluyor ve kâmil bir İnsan için .hayır sever bir adamdı Allah rahmet eylesin» cümlesi 'milyonlar bıraktı* kelimelert-ne elbette bin kere müraccahtır. Erzincan'ın altın kalbti mebusunun bu güzel hareketi cidden taklid edilmeğe değer bir örnektir. Haydi varlıklı vatandaşlar, harekete geçin de bize bu iç açıcı mevzua temas etmek fırsatını sık «ık bahşedin. A. CEMALEUntN SARAÇOGLO şehir haberleri 5» yf»' ¦ CPSA^HAf?A MIHMtDhj HATIRA vt İTİRAFLARI Tefrika NalOl Yazan : Af. SİFİR Düşman Askerleri He men Etrafımızı Aldı Sür'atle Etraf Araştırılıyor, Cepane Sandıkları Aranıyordu Mustafa Efendi araba te -dankıne gitmişti. Bu de cepane sandıklarına bakıyor, bakıyor; hele geçirilen dakikalara acıyor ve içiu için yeniyorduk. Tam o esnada, bağın, şimendifer hatuna nazır olan tümseğinde iki karaltı bebriverronti. Ben basıla -cağımıza hükmetmiştim. Arkadaşlarla beraber tabancalarımızı çekerek o tarafa doğru seğirtmiş, gölgelerin biraz uzağında sıraya dizilmiştik. Heyecandan tıtııycn bir şada ile seslenmiştim: — Kimdir o?.. Karaltılar ses vermiyor ve bize doğru ilerliyorlardı. Tekrar ve bu sefer biraz daha yüksek sesle: — Sokulmayın, yakarız. Demi t ve ileriye atılmıştık. Fakat İsıttığımız ses hepimizi olduğumuz yerde çivi ile çakılmış gibi durdurmuştu. Karşımırdakılenn Yüzbaşı Yusuf ve kâtto Cemal Beyler oldu-ğunu anlamıştık. İkisinin de yüzleri tsık. keyifleri kaçık idi. Yusuf Bey: — Kara Mehmet, demişti, İş duyuldu pek diyemem. Fakat, vaziyet şüpheli. Modadaki düşman karargahının bütün ağzıkaralan hep bu taraflara dökülmüşleri Sabahtanberi bırşey gözlediler amma maksatlarını pek anlıyamadık. Bir saat evvel defolup gittiler İş üzerinde ansızın karşılaşmanız ihtimalini düşünerek ne kadar üzüldüm bilseniz... Ne o. sizde de bir telâş var. yoksa siz de mî birşey sezinlediniz?.. Yusuf Bey, söylediklerimi dikkatle dinlemiş, bakkal Mustafa Efendinin telâş ve endişesini pek yerinde bulmuştu ve hele tedbirlerimi*i pek beğenmişti. Ve: — Çok teşekkür ederim size, demişti. Zaten biz de bu düşünce il? geldik buraya. Çok oldu mu Mustafa efendi gideli?.. Çok geçmemiş, bakkal Mustafa e-fendı de gelmişti^Üç araba bulduğunu ve biraz sonra, gerideki yol ü-zerinde bulunacaklarını müjdelemişti. Yusuf Bey, cephanelerin muhtelif yerlere dağıtılmasını münasip bulmuş ve ilk iki arabanın Goztepe-deki köşküne götürülmek üzere hemen işe başlanmasını emretmişti. Sıvanmış, sandıkları yol ürerine taşımaya başlamıştık O sırada gele-ı iki arabayı doldurmuş, üzerlerini de bağda dıkıh bulunan yeşil mısır yaprak ve saplanle güzelce yapamıştık. Gece yarısı geçmiş, sabah yakınlaşmıştı. Biz daha cephanenin üçte bîrini büe kaldıramamıştık. Yusuf Be" üzülüyor, titizleniyor, yakın ve şüphe edilmıyecek bir yer bulmak için etrafta fini fini dolaşıyordu Muhiti çok iyi bilen bakkal Mustafa E-fendı nihayet bunun da çaresini bulmuştu. Hızla elini sllkerek: — Tuh Allah müştakını versin, demişti Burnumuzun dibinde ve hiç kimsenin aklına bile gelmiyecek bir yer var Yıkık bir ahır. etrafı d* ankaz ile dolu. Bulunduğumuz bağa dört yüz metre uzaklıkta bulunan bu ahırı hepimiz münasip görmüş ve işe girişmiştik Gelen arabacılarla beraber bir posta kurmuş, iki buçuk saat içinde, Zeki Beyin bağını pirüpak etmiştik. Yığdığımız cephanenin üzerini de, hiç belli olmıyacak bir şekilde oracıktaki ankaz ile örtmüş ve biraz uzağına Hoca Bekir'i gözcü dikip bağa dönmüştük. Ertesi günü, vakit Öğleye yaklaşmıştı. Mipavrili ile ben cephane sandıklarının bastırıp düzelttiği ve kalıp halinde izler bıraktığı sahayı bellemiş ve henüz bitirmiştik. Atb »e yaya yirmi kadar asker kıra bağın içine dolmuşlar, etrafı aramağa kovu 1 muşlardı Bir düşman zabiti, yanındaki tercümanla sorduruyordu, bana. — Kimsiniz si»* — Gündelikçi rençber. — Ne yapıyorsunuz burada?.. — Bağı çapalıyor, çiy yerleri belliyoruz işte. — Sizi buraya kim getirdi?,. — Bağın sahibi. — Kimdir bu bağın sahibi?» — Zeki Bey. — Ne iş yapar o?.. — Polis müdüriyetinde baş komi-sermiş. — Başkomiser mi, nerededir şimdi kendisi?» Birbiri ardınca sorulan sualler sıkmıştı beni. Tercümana, bizim İşçi olduğumuzu ve bağ sahibi Zeki bey hakkında fazla bilgimiz olmadığını, ve iki gün evvel bizi gündelik ile tutup bağda bıraktığını ve ancak bir hafta sonra geleceğini söyliye-rek gittiğini anlatmıştım. Sözü kısa keserek beli toprağa saplamış ve bellemeğe başlamıştım. Bağı anyanlar. ümidsiz yüzle hep zabitin etrafında toplanmışlardı. Görüşüyorlardı. Olduğum yerden İşitiyordum. — Her tarafını araştırdık efendim. Ne cephane sandığı ve ne de sandıkların izi var. — Bağ civarında araba izleri de gözünüze ilişmedi mi?.. —Hayır. O da yok. — O halde, verilen haber yalan. Getirin muhbiri buraya. Muhbir sözü kulağımı delmiş, gözlerimi o tarafa çevirtmişti. Muhbir diye getirdiklerini ilk görüşte tanımıştım. Bu zamane şımarığı bir ahbardı. Omuzundakİ sırığa takılı süt güğümleri ile, sinsi sinsi bağın kenarından geçtiğini birkaç defalar görmüştüm. Son günü de, süt ister misiniz ağalar diye, sırnaşıklık ederek bağa sokulurken raslamış ve kaşlarımı çatarak biraz da haşlamış-tım. Tercüman ile zabitin karşısında kıvranıyor ve gözleri ile ağzı arasında istavroz çıkararak yemin ediyordu. Elile bellediğim yeri göstererek: — İşte burada yığılı duruyordu. Sandıklar, ten.icüman efendi. Kaşla göz arasında hem sandıkları kaldırmış, hem de yerini kazıp izlerini kaybetmişler bu danklar. Durup dururken neyime gerek ki, yalan uydurayım da başıma belâ bulayım j Yalnız ben görmüş değilim ki bunu. 1 K3dıköy çarşısında aşçı Melkof da beraberimde idi o gün. Kumandan cenapları lütfen çağırsın, ona da sorsun. Benimki değil, bu adamın sözleridir yalan. İstif istif cephane sandıklan doluydu burada. Kaldırmışlar ve inkâr edivorlar ise şimdi ben ne yapabilirim ki... İsmini bilmediğim bu söylemiş, söylemiş ve herzeler kanştıraark za mize harekete getirmek soluya körüklemişti. O s Hoca Bekirle Nurinin. b difer hattına yakın olan tarafından, yolun geçtiği derin yara doğru sü-züldükleri. arkadan da Mipavrilinin b^na el ile işaret ettüğ gözüme iliş-mişti. 'Devamı var) Emektar Bir Memur se sena hizmetten eonra tekaüt edileli Okuyucularımız Diyor kl Bay Hüsnü Yıld.rır Fatih Belediye bina tahsil şubesi memurlarından Bay Hüsnü Yıktırır bidayeti memuriyeti olan 317 senesinden düne kadar tamam (39) yıl devam eden temts bir memuriyet hayatından sonra dün arkadaşlarının ve âmirlerinin takdirleri ara sında tekaüt edilmiş ve bu emek -dar memura hakettlği ikramiye verilmiştir. İş Kazaları OUn muhtelif fabrikalarda Uç İsçi kazaen yaralandılar Dün şehrimizde üç muhtelif işyerinde üç kaza olmuştur: 1 — Büyükdere iptik fabrikasında çalışan ameleden Ismailnİn kızı Halide işbaşında, kazaen tornavida ile yaralanmıştır. Yaralı işçi kızın tedavisi yapü -m ıştır. 2 — Eyüpte Bahariye caddesinde kontrplâk fabrikasında çalışan Salt, torna dairesinde dikkatsizlik neticesinde biteğini makineye kaplamıştır. Yaralı amele Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmıştır. 3 — Paşabahçede ispirto fabrikasında çalışan Mustafa oğlu Hasan, dün makinenin makarasına kazaen sıkışmış ve eli ezilmiştir. Yaralı amele, hemen Haydarpaşa Numune hastahanesine kaldır!-mıştir. VILAYF :lö. ıgın sımen- Fencr nahiye müdürlüjü Fener nahiye Müdürlüğüne Der-bend nahiye müdürü Njzmi Kolbaş tayin olunmuştur. BELEDİYEDE : TAKVİM 25 Mayıs 1939 Perşembe Hicri: 5 RcbİOÜhİr Raaflıll MAYIS Ruzı hızır 20 1SSS Babar rüzgârlarının sona Defa aaati 4,34 Of la I 12,11 — Iklaalı 14,10 Akşaaıı 19,28 — YaUı ı 21,24 latıak ı2,22 Belediyenin et işinden ziyanı Belediye ve Ziraat Kurumunun iştirakile kurulan Et Limited şirketi nin hali tasfiyede olması dolayıslle Belediye, şirketin bankadaki mevduatının kendisine devri için tasfiye memurluğuna müracaatte bulun-j muştu. Tasfiye memurluğu bu talebin ticaret kanununa muhalif olduğunu bildirmesi üzerine vaziyeti tetkik. etmek üzere işi Daimi Encümene ha-vale etmiştir. Belediyenin şirket do- j layısile yaptığı zarar 46 bin liradır. Emlnönll meydanında İstimlak faaliyeti Eminönü meydanı istimlâkâtı devam etmektedir. Meydanın Balıkpa-zarı cıhetindeki mescidin bulunduğu 14 adanın İstimlâki için sarfolu-nacak para (116) bin liradır. Buradaki dükkânlardan dördünün istimlâk muamelesi tamamlanmıştır. Diğerleri için faaliyette bulunulmaktadır. Ayrıca Mısır çarşısı civarında da 8 dükkânlık bir adanın İstimlâki için 60 bin lira verilecektir. Bunun İçin icabeden muameleler yapılmak-j tadır Atçılar Çayırı Yasağı Bursa'nın Atçılar çayın (600) belki (1000) senedenben kenar mahallelerin ve bahçıvanların sütünden İstifade ettikleri İnek ve mandaların yayılıp barındıkları bil yerdir. Bin haneden fazla zürra ve fakir halkın bayramlarda vesair zamanlarda hariçten Bursa'ya gelen hayvanları da orada bannır-lardı. Halbuki bir senedenberl Atçılar çayırı hayvanlara kapatılmıştır. Şimdi Atçılar çayırına gırcmi-yen hayvanlar bağ ve bahçeler arasında dolaşmakta ve buralara zarar yapmaktadırlar. Atçılar çayırının hayvanlara kapanmasının sebebine gelince; Atçılarda senede üç beş defa koşu ve bir defa da panayır yapılırdı ve bu yüzden ça-yınn etrafı direklerle ve telle çevrilmişti. Çobansız ve başı boş gezen hayvanlar direklerden bir kısmını ve tellet! yıkmışlar, bay baytar bu direklerin muhafazasını çobana ısmarlamış ve: — Direkleri muhafaza etmezseniz bu çayıra hayvan sokmayı yasak ederim, demiş. Çoban da: — Direkleri geceleri başı boş gezen hayvanlar yıkıyorlar. Ben gündüzleri buradayım Tabii burada bulunduğum müddetçe korurum. Maamafıh çayırı siz kaparsanız muhtar heyetleri açar. cevabını vermiş. Çok geçmeden çayırda toplanan hayvanlardan insanlara ve kıymetli koşu hayvanlarına hastalık geçer diye Atçılar çayırında hayvan otlatılması yasak edildi. Vekâlete şikâyet ettik, vilâyete başvurduk; çayın açiıramadık Halbuki: 1 — Atçılarda toplanan hayvanlar memleketin damızlık sütlü ve kıymetli hayvanlarıdır. Bu hayvanlardan hastalık sirayet etse köylülerin hiç yaşamamışı ve şehirlilerden daha kuvvetli olmamaları lâzımgelmez mı? 2 — Bu yasak fakir tıkara hay-vanlanna olmuştur. Butun gece zengınlenn koyun sürülenle inek ve mandaları Alçılar çayırında Ot-luyorlar. Fıkara hayvanları da ahırlarda kapalı ve hapse mahkum cezalı insanlar gibi acı acı bağırarak vakit geçiriyorlar. Bu hal tetkik edilirse aynen görülür, tahkik olunursa anlatılır Hastalık korkusundan Atçılar çayırı hayvanlara kapatılırken bütün şehrin arabalarla toplanan çöpleri, ölen merkep, beygir ve köpek İaşeleri A'çılar köprüsü altına dökülmekledir. Etrafa yayılan fena kokudan başka müzahra-fa?a uşü*en sinekler şehir içine ve koşu m «halline doluyorlar. Has:a-lık otlıyan hayvanlardan değil böyle murdarlıklardan çıkar. «Yeni Sabah* bu şikâyetlerimizi büyüklerimize duyuracak olursa hayvan besleyip geçinen birçok bikes kadınların duasını almış olur. Yeni Sabah — Şaved bu iş yukarıda anlatılan şekilde olmuşsa ve yasak kısmen tatbik olunuyorsa halk üzerinde ivi bir tesir yap-mıyacağı aşikâr olan bu vaziyete bir nihayet verilmesi muvafık olur kanaat mdev iz. BUyUk Kurultayda latan-bulu temeli edecek murahhaslar seçildi Ankarada toplanacak olan Halk Partisi fevkalâde Kongresine İstan-buldan iştirak edecek Parti mümessilleri şunlardır. İbrahim Kemal Baybura, Doktor Hayrulla Diker. Ferit Hamal. Naci Alî Morali, Faıdc Esendal. Beş kişiden ibaret bulunan heyet cumartesi günü hareket edecektir. 0ENIZIJCKDE ; Avrupanın şimal ve şimali garbisinde diplomasi faaliyetleri Mihver devletleri, ve bilhassa Almanya, Baltık deniz.nde mahreçleri olan muhtelif Avrupa devletlerde sıkı münasebet tesisine uğranmakta ve bu arada bu devletlerle mütekabil ademi tecâvüz imsakleri Zehirli börek OUn bir kadın va İki çocuğu satın alıp yedikleri börekten zehirlendiler Küçükpazarda Hacıkadın mahallesinde Hızırbey sokağında 15 nu -maralı evde oturan Hacı karısı Zehra, Kantarcılarda börekçi Mehmet-ten aldığı böreği, çocukları Hayriye ve Yaşar İle birlikte yemiş ve biraz sonra her üçü de .zehirlenme* alâîmi göstermişlerdir. Zehra ve çocuktan, hemen Ha • seki hastahanesine kaldırılmışlar -dır. Zehirli böreği satan börekçi de yakalanmıştır. Börekte, zehirin peynirden mi Adadaki su iskelesi Belediyenin Adalar halkına ya -pacagı su tevziatı için BUyÜkadada inşa edilmesine karar verilen iskelenin inşasına başlanmıştır. İskelenin iskeleti Topartcde yeni yolcu salonunun on un de yapılmaktadır. Buradaki yapı nıhayetlendikten sonra parçalar vapurla Adaya nakledilecek ve orada yalnız montajı yapılacaktır. Denlzbank kooperatifi toplantısı Denizbank kooperatiflerinin u -mumi heyeti toplantısı, yarın eski Denizyolları binalında yapılacak -tır. Nisan ayı zarfında yapdan ilk toplantıda bilançoda görülen 11 bin liralık açığın nereden husule geldiğini tesbit etmek üzere hesaplarda kontrol yapılmasını istiyen bazı â-zanın bu fikirleri kabul edilmiş ve bir heyet seçilmişti. Bu heyet mesaisini bitirdiği için hazırlanan rapor, umumî heyet muvacehes;"d-ı okunacaktır. İKTİSAT İSLERİ ı Balık konservesi ihracatımız Türkiyenin balık konserveleri ihracatım arttırmak için evvelce muh telif memleketlere yapmış olduğu tecrübe sevkıyatları hariçte müsbet neticeler vermiştir. Ambalajlarının zarafetine, muhtevlyatlannın lezzet ve nefaseti inzimam eden konservelerimize birçok yerlerden siparişler gelmiye başlamıştır. Almanya ve Şimal memleketlerine yapılmıya başlanan ihracattan barka Cenubi A-m erik a hükümetlerinden Unıguvey-dan da birkaç firma müracaat ederek sipanşatta bulunmuşlardır. U-ruguvaydan istenilen ilk parti bu hafta içinde gönderilmiştir Bu yıl zarfında numune gönderilen diğer memleketlerden de ehemmiyetli miktarda siparişler alınacağı umulmaktadır. Pul hollekslyonlartnı almak İçin bir firma geldi Almanyadakı pul kolleksiyonu merakı mektep çocuklanna kadar sirayet ettiği için Almanlar memla-metimizden de kullanılmış posta pulu çekmiye başlamışlardır. Bu sebeple şehrımızdekı kıymetli ve âdı pullardan almak üzere Almanyadaı bir firmanın mütehassısı şehrimize gelmiş vc tetkikata başlamıştır. Bir haftalık İhracatımız Son h., İlalar zarfında Amerika, Estonya ve Belçikaya kulUyetli miktarda tütün İhraç edilmiştir. Bundan başka İtalya ya yumurta, Almsnyaya. mısır, tiftik, koyun derisi, paçavra. Fransaya koyun derisi Belçikaya mazı. Mısıra, zeytin, sah-lep. Kûbaya halı. Hataya da makarna ve kınnap ihraç edilmiştir. Almanlar av derisi İstiyor Memleketimizden av derisi almak ve gelecek mevsimdeki av derileri i-çın de şimdiden bağlantılar vapmsk Uzre şehrimize üç Alman firmasının mümessilleri gelmiştir. Haber verildiğine göre bu firmalar mevcut av derisi stoklarının tamamını almak için alâkadar tüccarlarla pazarlığa girişmişlerdir Bu sene kış olmaması münasebetile geçen seneye nazaran az miktarda hayvan avlanmış olduğu için av derisi hasılatı geçen seneye nazaran yüzde kırk nisbetin-de az olmuştur. veya diğer bir suretle mî hasıl ol - duğu anlaşılmak için de börek ar -tıkları tahlilhaneye gönderilmiştir. imzalamak tekliflerinde bulunmaktadır. Bu teklif karşısında kalan İskandinavya ve Baltık devletlerinin hattı hareketleri. Avrupa'nın şimal ve |im*lı garbisi İçin büyük bir ehemmiyeti haizdir. Bu siyasi faaliyetlerde bırmin gözettiği hedef sulh cephesinin A-dalar denizinden ve Karadenıaden Baltık denizine kadar uzamasının önüne geçmek ve Polonya'yı Ballık t;.-, ayırarak ve şimalden de abluka altına alarak, mezkûr devlet Üzerinde ve dolayıslle Baltık denizinde mutlak bir hâkimiyet İhdas etmektir. Bu sebeptendir kl Berlin'in İskandinav memleketle rile Baltık memleketleri arasındaki münasebetleri nszarı dikkati celbetmekte-dir. Diğer taraftan Almanya'nın coğrafi vaziyeti de bu faaliyeti müsmir kılacak bir vaziyet verebilir. Fakat karşısındaki devletlenn kısmı azamı, bitaraflığı milli bir umde olarak kabul etmiş bulunan ve Avrupa kıtasındaki sarsıntılara katiyen kanşmamağı, - tabii memleketlerine taarruz keyfiyeti müstesna - bir prensip İttihaz etmişlerdir. işte Almanya bu devletlere mütekabil ademi tecavüz paktı teklif-l*rinl yaparken bunlann bazı emniyet garantileri de tazammun edeceğini İhsas etmişti. Yalnız bitaraf İskandinav devletleri K^le bir halin kendilerini- müstakbel bîr harp vukuunda, bitaraflıklarının manevi ve amelî kıymetinin hiçe İneceğini düşünmüşlerdir. Bu suretle Istokholm'de toplanan İsveç. Norveç vc Danimarka ve Finlandiya hariciye nazırları bu meselelerin bütün safahatım nazarı tetkikten geçirmişler, ve müstakbel hareketlerinin bitaraflığa devam ve bu kabil paktların faidesizliğî prensibi üzerine dayınabileceğini karar altına almışlardır. Bunun neticesi olarak Norveç. İsveç ve Finlandiya bitaraflıklarını herşeyî nüzerindc tutarak ve Avrupa kıtasında husule gelebilecek her türlü ihtilâf attan mutlak surette uzakta bulunmağı tazammun eden bir bîtaraflıktan ay rılmıyacaklannı ileri sürmüşlerdir Yalnız Danimarka vaziyeti değiş tirmiştır. Almanya üe sıkı surette temasta ve komşu bulunan Danimarka Alman teklifini, muhtemel bir tecavüzü önlemek kaygusîle, teddetmemiş ve Bcrlinle müzakerelere devama mütemayil görünmüştür. Halbuki. Baltık denizindeki diğer bîr devletler manzumesi daha ziyade nazik bir vaziyettedir. İstiklâllerini Btltık'la anlaşması çerçeveli altında muhafazaya ne kadar azimleri olursa olsun, üç küçük devletin yani Letonya, Litvanya ve Estonya-nın emniyetlerini bizzat kendi kom-fularıle müdafaa edemıyeceklerı görülür. Diğer taraftan, bu devlet lerin. Sovyet Rusyaya karşı yapılacak bir Alman taarruzunun da geçit yerleri unutulmamalıdır. Bu sebeptendir ki. bu devletler iki ateş arasında kalmış vaziyettedirler. Şimdi bu devletler üzerinde muh telif hükümet merkezleri mühim fa( aliyelltrde bulunmakta, Almanlar, nüfuzlarını arttırırken. Polonyalılar da. burslarda kendi emniyetlerini takviye için uğrssm9kladırlar. Dr Reşad SAGAY Bir daire müdürU tekaüde çıkarılıyor Belediye daire müdürlerinden Aböuıchman 31 «.cneûk tekaütlük müddetini doldurduğundan tekaürf' sevkolunac aktır. Kolonyacılar yine toplanamadılar Şehrımızdeki kolonya âmillerinin latıhsalâtı daha ucuza mal etmek i-çın bazı kararlar almak lise re dün Ticaret Odasında yapmıya karar verdikleri toplantı dün tekrar başka bir tarihe tehir edilmiştir. 2532 GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE 9AUTLARI TflfkİM CctiH 900 Kr. Senelifti 2400 Kr. 500 Ki. 6.yl.B. 1250 Kr. 260 Kr. 3 aylığı 650 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. Po.ı» ıiıihadiB* ılrıgın!) mmm-UI»tİOT 26, 14. 7.B «¦ 4 lira HER YERDE 3 KURUŞ Ek Münasebetle Yazan: Hü«ybı Cahid YALÇIN ' İstanbul ihtiyacını tatmin etmek. İni.Msihh.it kaidelerinin icabına göre İstanbul halkına temiz ve İyi bir ekmek yedirmek istiyen Belediye -m iz şehirde modern bir ekmek fabrikası tesis etmeyi düşünüyor. Büyük bir fabrika yapmaktan ise üç noktada muhtelif fırınlar yapılması daha münasip olacağı da anlaşıl -mış. Belediyenin bu teşebbüsü fırıncılar arasında endişeyi mucip ol -muş. Belediyenin şehir ihtiyacına en uygun şekli bulup yapacağında şüphemiz yoktur. Biz, gazetelerde gördüğümüz bu havadisler arasında .yalnız bir noktaya merak ediyor ve Jıususi bir ehemmiyet veriyoruz. O ,da fırıncıların telâşıdır. Meseleyi de bu telâşın delâletile ortaya çıkan "büyük bir prensip dolayısile mez-zubahs etmeğe değerli görüyoruz. Diğer taraftan Belediyemiz Istan-bulda bir süt fabrikası yahut müessesesi vücude getirmek azmindedir. Senelerdenberi gerek İstanbul halkı, gerek onun ihtiyaçlarına tercüman olan İstanbul matbuatı böyle bir teşebbüste geciktiğinden dolayı Belediyeyi muaheze edip duruyor. Belediyemizin çok gecikmiyecek bir zaman zarfında süt meselesini de halledeceğinde tereddüt etmiyoru?.. Bu havadislerin yanısıra,başka bir teşebbüs daha gözümüze çarptı, inhisarlar İdaresi iyi ve halis kolonya yapmayı düşünmüş. Bunu haber veren gazeteler hususi kolonyacıla-nn bu karardan müteessir olduklarını da ilâve ettiler. Fakat bu teessürün fiilî bir neticesi görülmeden. İnhisarlar idaresinin çıkardığı ko -lonyanın ilânım gazetelerde oku -d um. Yukarıda işaret ettiğim prensip ve mesele hususî fertlere ticaret ve esnaflık sahasında bırakılmış olan sahanın gittikçe daralmakta olmasıdır. Bugün memlekette, ötedenberi anlamıya alıştığımız mâna ile. ser -best ticaret kalmamıştır. Bir kere, şanj ve döviz zorlukları, her mem -lekette gümrük tarifelerinin yük -sekliği ticaret imkânlarını gayet tahdit etti. Sonra İnhisarlar aldı yürüdü. O derecede ki şimdi ticaret denilince akla devlet dairelerinden birinin ihtiyacını temin için müte-vassıllık etmekten başka bir şey gelmiyor. Bir de inşaat müteahhitliği. Demiryullan yapılıyor, fabrikalar yapılıyor, evler ve mektepler yapılıyor. Bu yüzden ortada bir ha -refeet, bir kazanç mcmbaı vardır. Fakat bugün göze çarpan bu iktisadî faaliyete, asü mân asile ticaret de-me'pe imkân yoktur. Vapur islet*' bezsiniz, devletin elindedir Sunu yapamazsınız, devlet scrmayesıle veya iştirakile teessüs etmiş bir müessesenin elindedir. Ticaret sahası fertlere böyle kapandığı ve bu kapanma hareketi gittikçe genişlediği sırada bir d,-daha ufak ticareti, esnaflık değilse de esnaflık ile ticaret arastndaki sa-bayı fertlerin elinden alırsak hali -düz ne olacak? Bu memleket halk. nasıl yaşıyacak. nasU para kazanacak, nasıl zengin olacak ki mal satın alsın, kazanç vergisi versin, istih -Uk yapsın? Biz fertleri düşünmezsek devleti baltalamış ohıruz. Çünkü biz zengin olursak devlet ancak o zaman yüksek bütçeler tanzim e-deb.hr. Fertlere bütün ticaret ve •m at kapılarını kaparsak onlar ge-*jmcyi devlet kap,s,nda aramfya rekkep. devletin dağrtacağ, nimetlerle yaşar, müzayakadan hiç bir saman kurtulmaz bir millet bai£ geleceğiz. Bu gidişin mantıkî neti -«al ancak devlet sosyalizmi olabi- Fertlere fırıncılık etmek, sütçü-•Yetmek, kolonyacıl.k etmek kap,-«üveyin Cahit YALÇIN (Son» 3 ünoü sayfamızda») Bütçe Müzakereleri Maarif Bütçesi Görüşülürken Maarif Vekili Hasan Ali Yücel Uzun Ve Mühim Beyanatta Bulundu | Yem Maarif Bütçesi 16 Milyon Lira Meclisi» evvelki günkü toplantısında Sıhhiye Vekili izahat verirkan. Başvekil Müzakereleri takip ediyor Ankara, 25 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün Refet Canıtez'in başkanlığında toplanarak 1939 yılı bütçesinin müzakeresine devam ederek Maarif Vekâleti bütçesi üzerin- de söz alan bir çok hatiplerin mü-taleaları ve bu bu mütalealara karşılık olarak Maarif Vekili Hasan Âli Yüce*I tarafından verilen cevapları dinlenmiştir. Maarif Vekili Hasan Ali Yücel verdiği cevapta ezcümle demiştir ki: e— Sayın arkadaşlar, (Sonu 3 üncü sayfamızda) Türk İngiliz Dostluğu Eski Londra Büyük Elçimiz Bolu Meb'usu Fethi Okyarın Radyo Vasıtasile Ingiltereye Hitabı Ankara, 25 (A.A.) — İngiliz radyo idaresi tarafından izhar edilen arzu üzerine eski Başvekil ve Londra Büyük Elcisi, Bolu Saylavı Fethi Okyar, Büyük Britanya dinleyicilerine hitaben ingiltere ile yapılan anlaşmamıza dair olmak üze- re, bu akşam radyoda İngilizce bir hitabede bulunmuştur. Fethi Okyar demiştir ki: «— Yeni Türk - İngiliz itilâfı hakkında İngiliz dinleyicilerine An-karadan birkaç kelime hitap etmek (Sonu 3 üncü sayfamızda) B. M. Meclisinde Müstakil Bir Grup Teşkil Ediliyor 21 Meb'ustan mürekkep ve bir lideri olacak olan bu grup Meclis münakaşalarında Parti disiplinine, tabi olmıyacak Son Posta Refikimize Ankaradan bildirildiğine yöre, bu hafta toplanacak olan Büyük Kurultayda tetkik ve müzakere edilmek üzere C. H. P. tarafından hazırlanan Parri programı ve Parti nizamnamesinde yapılacak (ad ilâ t projeleri hazırlanmıştır. Söylendiğine göre parti nizamnamesinde yapılması tekli/ edilecek olan değişikliklerin bazıları şunlardır; (Sonu i üncü sayfamızda) Kovulan işçi Kendisini Müdafaa Ediyor " Amirim Beni Muaheze Değil Herkesin içinde Tahkir Etmiştir fı KOMİTACILAR PEŞİNDE ilk Tefrikasından itibaren Sizi Saracak Fevkalâde Bir Eser O zamanki Rumeli eşkıya takip müfrezelerimizden biri M. Sıfır Bu Eserinde hayatını sarp Balkanlarda Bulgar ve diğer komitacıları takiple Geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıralarını anlatacaktır. 1 Haziranda Başlıyoruz Sovyetlerin Londra Elçisi Maiski İngiliz - Sovyet Anlaşması Tahakkuk Etti * ¦ ı ¦ - Anlaşmanın yakıkda İlân edilmesi bekleniyor Londra, 25 (A. A.) — Siyasî me-lı.iiilde beyan olunduğuna göre, Büyük Britanya hükümetinin Sovyetler tarafından yapılan tekliflere resmi cevabı Moskova hükümetine bildirmek üzeredir. Mezkûr mehafil, İngiltere. Fransa ve Rusyanın karşılıklı yardım • lan İçin teşriki mesaide bulunma (Sonu 3 üncü sayfamızda) İstanbul ile Ankara Arasında Yeni Bir Tren Ankara. 2j (A.A.) — Devlet Demiryolları İdaresi. Ankara - İstanbul - Aııkaıa arasında yeni bir yol- Ehliyetsiz olduğu idd a edilen Tehçetin Sanayi " mektebi den aldığı diploma Birkaç gün evvel arkadaşımız Mu-1 sindeki bir işçinin haksız olarak i-rat Scrtoğlunun kendi sütununda sinden çıkarılması içi üzerine İn-mevzubahs ettiği İnhisarlar idare-1 (Sonu 3 üncü sayfamızda) Berlinde 4 Polonyalı Amele İdam Edildi Polonya - Almanya Münasebatı Gittikçe daha Vahin Bir Şekil Alıyor Berlin, 25 A.A.^ — D. N. B. bildiriyor: Alman gazeteleri Polonyaya bit-(Sonu 3 üncü sayfamızda) H£R SABAH Hükümet Ve Eski Mütekaitler karadan her gün saat 16,42 d * hare- ketle Haydarpaş n saat 8,20 de varacak Haydarpaşa dan da her gun saat 14,5 de hareket ederek eri"sı gün saat 6, 5 de Ankara ya ge- (Sonu 3 üncü suyfumızdıı Biz bundan bir müddet evvel yine bu sütunlarda eski tekaütlerin terfihleri ihtimalinden bahsederken Refik Saydam hükümetinin bu meselede âzami hassasiyet göstereceği ümidini izhar etmiştik. Bu ümidimizde aldan madiğimizi hükümet reisimizin son bütçe müzakereleri esnasındaki beyanatın -dan unlamış bulunuyoruz. Filvaki sayın Refik Saydam, kendilerine has olan berrak vc vuzuhlu cümlelerle dediler ki: Eski mütekaitler üzerinde ne yapılabileceğini tayin etmek için çalışıyoruz. Yekûn dört buçuk milyon liradır. İşi tetkik ediyoruz. Esasa muhalif değiliz.» Biz aziz Başvekilimize bu işde bir an evvel tam ve mutlak bir muvaffakiyet temenni ediyoruz ve gönlümüz istiyor ki, ayni memleketin mütekait evlâtları arasında bir ayrı • lık gayrdık hissini veren eski tekaütler, yeni tekaütler farkının ortadan kalkması şerefi Refik Saydam hükümetine nasip olsun. Çünkü nezih hükümet reisimiz ve onun mümtaz mesai arkadaşları maddî, manevi ecri çok büyük olan bu şerefe cidden lâyıktırlar. , A. CEMALEDOtN SARAÇOĞLU Sayfa ı I TENİ3ABAH 26 MAYİS 1939 CPSAHKA&A MfHMEDİNi HATIRA v« İTİRAFLARI Tefrika Nol02 Yazan SIFIR man Bütün Etrafı Ablukaya Almıştı Bütün Yollan Kesmiş, Her Noktaya Nöbetçiler Vazetmişti Arkadaşlar, kaçmakta ve bağdan bir an evvel uzaklaşmakta gerçekten isabet göstermişlerdi. Çünkü, muhbir ile tercüman artık ermenice 'gÖrüşmiye başlamışlardı. Tercümanın ve zabitin çehreleri asılmış,* ara-sıra bana teveccüh eden nazarları başkalaşmış ve hele sözleri pek katılaşmıştı. Ellerime kelepçeyi takip beni önlerine katacaklarına iyice aklım kesmişti. Bir fırsat bulup arkadaşların gittiği yolu tutmak çarelerini araştırıyordum. Bu esnada polislerin ekserisi civarda taharriyat yapmak ü-zere bağdan ayrılmışlar, görünürde zabit, tercüman ve iri yarı, kızıl suratlı bir düşman polisi kalmıştı yanımda. Tercüman, benimle meşgul oluyor, muhtelif sualler soruyor ve beni aklınca şaşırtmıya uğraşıyordu.'Bir aralık: 1 — Sen. demişti, netameli herifin birisine benziyorsun. Nüfus kâğıdın var mı senin?.. ' Bu suale içimde ngülmüştüm. Nüfus kâğıdımda da ne mal olduğum yazılı olacak değildi ya... Maamafih bu suali pek te hoşuma gitmişti. Serbest bir tavırla ve hattâ biraz da gÜlümsiyeerk cevap vermiştim: I — Elbette var, tercüman efendi. 1 —Nerede yanında mı?.. I — Hayır, bağ kulübesinde. ' Bağ kulübesi beş metre gerimde, kapısı da bize doğru açık idi. Fakat tabii nüfus kâğıdım orada değildi. Tercüman, kulübenin yakınlığını görmüş ve oradan kaçılamıyacağını sanmış olacaktı ki, sert bir lisan ve kaba bir tavırla: 1 — Git te getir ulan bakayım. ' Demiş ve dişlerini de gıeırdatmış-tı. Kendimi korkmuş gibi göstererek geri geri çekilmiş ve yavaşça kulübenin içine girmiştim. Kulübe dediğimiz de. poyraz tarafına açılmış 0-lan kapısının iki yanı kerpiçten, iyi yanı tahtadan yapılmış, arkası da ya rısı tahta ve yarısı da mısır sapı ile kaplanmış, çatısı basık ve karanlık bir yerdi. İçeriye girmemle kapıyı çevirmem ve mısır saplarını sökmemle kendimi bağın içine atmam bir olmuştu. Dalı, budağı bol ve yaprakları sık olan kütüklerin arasından emekliye emekliye şimendifer hattının bulunduğu yar ile bağın arasındaki yolu bulmuş ve bir hamlede de yarın kenarından aşağı süzülmüştüm. Bağa nazaran çok çukurda olan Şimendifer yolundan Bostancıya doğru nasıl koştuğumu bir görseydiniz aziz okuyucluarım. Yürük tazıları bile arkamdan güç yetişebilirlerdi. O kadar hızlı ve bacaklarımın bütün kuvvetini, vücudumun olanca çevikliğini harcıyarak koşmuş ve koşmuştum. Hattın Bostancı köprüsüne doğru kıvrıldığı nokta ile Turşucu deresinin birleştiği nokta arasında sola atlamış ve yol altındaki sel mecrasına sokulmuştum. Ne de olsa yaşlılık vardı serde. Hiç te alışık olmadığım bu koşuş beni ve kalbimi yormuşUı. Vücudum ürperiyor, kalbim çatlıyacak gibi çarpıyordu. Çok güçlükle nefes alıyor, tıkanacağımı sanıyordum. Basık mecranın nemli yosunlan ü-zerinde uzanmış, tabancamı yanıma koymuş, dinlenmiye koyulmuştum. Burası benim için tehlikeliydi. Bunu biliyordum, fakat, biraz daha koşmak için kendimde takat görmüyor ve hele hangi istikamete gideceğimi ve nerede saklanacağımı tayin e-demiyordum. Bir aralık saatime bakmayı hatırlamıştım. Saat akşamın alaturka dokuzunu bulmuştu. Sokulduğum mecraya sığınalı da aşağı yukan bir saat olmuştu. Vücudum lylee dinlenmiş, vaziyetimi düşünecek ve karar verebilecek bir hale gelmiştim. İlk kararım, ortalık kararıncıya kadar bulunduğum yerde kalmak olmuştu. Düşmanların ellerindeki kâfi kuvvetle civar yollarını kestiklerine ve muhtelif noktalara bıraktıkları gözcülerle şüpheli buldukları yerleri gözettirdiklerine muhakkak nazari-le bakıyordum. Hattâ bulunduğum yerin aranılmamasını da hayret ve biraz da endişe ile karşılıyordum. Arkadaşlarımın benden çok evvel savuştuklarını düşünerek Bostancıdan bir hayli uzaklaştıklarına hükmediyor, onların otsun tutulmama-larmdan memnunluk hisseyliyor ve bununla teselli buluyordum. Düşüne düşüne, bulunduğum yerden çıktıktan sonra, Altufıi zadede (......) Beyin köşküne gitmek, bir tüfekle bir miktar cephane aldıktan sonra Alemdağı istikametine çekilmek bana pek mülayim ve en münasip bir hareket gibi gelmişti. Buna da kararı vermiş, işin yalnız kimseye rastlamadan, bir taarruza uğramadan buradan çıkmak ve Al-tuni zadeyi tutmak ciheti kalmıştı. Bunu da muvaffakiyetle başaracağımı sanıyor ve bu ümitle, biraz fenaca korkmakla beraber mecranın dar ve pis zemininde, üstüste sigara tellendirerek bayağı keyfime bakıyordum. Akşam olmuş, ortalık ta iyice kararmıştı. Upuzun yatmaktan, saatlerce hareketsizlikten dizlerim uyuj-muş, ne de olsa müteaffin bir hava teneffüs etmekten çehrem morarmıştı. Yavaş yavaş emekliyerek, sürünerek mecranın Turşucu deresine açılan ağzına doğru çıkmış, evvelâ başımı dışarı çıkarmıştım. Doya doya ve âdeta yutar gibi temiz havayı almış ve birazıcık ferahlamıştım. Beş on dakika bu vaziyette kaldıktan ve etrafı bir tavşan hissile dinledikten sonra, kalkmış, kendimi derenin çukurluğuna salmıştım. Bazı yerlerde dik ve bazı yerlerde eğilerek yarım saatten fazla yol almıştım. Arasıra dereden çıkıyor, etraft dinliyor, gözlüyor ve ortalığı İyice saran karanlıklardan İstifade ile serbestçe ve süratle ilerliyordum. Gazi Etem Paşanın köşkünü bulmuş, sola kıvrılarak İç Erenköy yolunu tutmuştum artık. Hatırıma gelen bin türlü ihtimaller dolayısile kendimi selâmette addedemİyordum. Gece yarısından biraz evvel Uzun Çayırdan geçen derenin kenarını varmış, devamlı ve heyecanlı bir yürüyüş ile yorulan vücudumu dinlendirmek için derenin yatağı kenarlarında bulduğum etrafı çalılarla çevrili bir yerine uzanmıştım. Dinleniyordum, fakat açlık ta eserlerini göstermiye başlamıştı, içim eziliyor, midem kımraşıyordu. Derenin kenarına atlamış, tatlı bir şırıltı ile akan suya kapanmıştım. Fakat, doya doya içtiğim su, midemi bir su kırbası gibi doldurmaktan başka bir netice vermemişti. İştahım artmış, açlığım büsbütün şahlanmıştı. Midem dimağıma isyan e-diyordu. (Devamı var) s e h i r haberleri TAKVİM 26 Mayıs 1939 CUMA Hlcrlı e Reblolâhİr Raat.Ii 13 M A Y I S Ruzı hııır; 21 1351 Topraktan suların çekilmesi Dağa aaati 4,33 Of 12.U — tadadl 1 la.10 Ak,.- 19,29 — Yatsı : 21,25 tsııak ı2,21 Okuyucularımız Diyor kl ı Çok çocuklu bir babanın şikâyeti «Daimi okuyucusu bulunduğum gazetenizin -Her Sabah» köşesinde çok çocuklu memurların terfihi te-mennili bir yazı çıktı. Yazınızı bir zümreye tahsis ediyorsunuz ve pek kısa kesiyorsunuz. Benim de yarım düzüne çocuk babası ve 38 yaşında bir yurttaş sıfatile bu mesele üzerinde gazete sütunlarında müessir olarak yazılar görmek istemek hakkım değil midir? Mahalle mümessilinin iki kuruş tahrîr ücreti alacağım diye mükellef olmıyan kimseleri yazmasının önüne geçme ve memurun kapıdan geçerken unutulmuş, diye deftere ilâve ettiği isimlerden hisseme isabet eden kısmı şikâyet edeyim. Böyle unutulmuş diyerek itirazlarım dinlenmeden deftere adımın geçmesi yüzünden evimden hac-zen 3 lira alınarak ve bakiyesi İçin lütfen üç günlük bir izin verilerek giden memurlar hakkındaki şikâyetim on altı kuruşluk pulumun ziyamdan başka netice vermediği gibi alınan bu üç liranın iadesi için üç aylık bir çalışma ve 136 kuruş masraftan sonra 3 liram iade olundu Bütün bunları gören bir baba çok çocuklu olmanın hiç te bir şeref teşkil etmiyeceğini söylerse buna kimin kızmıya hakkı vardır? Yurt ta bir nüfus siyaseti varsa, bu şerait altında muvaffak olmanın imkânı ne dereceye kadar vardır? Kapısını çalmadığım daire kalmadığı halde tavsiyesiz bir iş bulamamak ta caba. Aykapı Haraççı sokak No. 34 Cemil Atyer YENİ SABAH — Memlekete 6 çocuk yetiştirmiş bir babanın yukarıdaki şikâyeti, üzerinde dikkatle durulmas ücabedeıı bir mevzudur. Ve çok acıdır. Evvel ahir tekrar ettiğimiz gibi çok çocuklu ebeveyni himaye bir lütuf değil, bir yardım değil, Türkiyemizin istikbali namına lâzımgelen bir vazifedir. Afyon İşi Haledildi Teslimatın o/o 80 ni Ziraat Bankasınca Peşinen Verilecek Çift e 7/e Yaralanan Genç Kız Marhum Canab ŞahaDat. tinin kızını yaralayan genç dUn mahkûm oldu Bundan bir müddet evvel dikkatsizlik ve tedbirsizlik yüzünden şair merhum Cenab Şahabettinin kızı Şivezatı yüzünden çifte ile yaralamaktan suçlu Ali Reşadın asliye birinci cezada görülmekte olan muhakemesi, dün neticelenmiştir. Dünkü celsede evvelâ suçlunun a-vukatı müdafaasını yapmış ve ezcümle demiştir ki: • «— Müekkilim kasden bu hâdiseye sebebiyet vermemiştir. Mumaileyh bir gün evdeki çifteyi karıştırırken her nasılsa silâh ateş almış ve çıkan bir serseri kurşun; o sırada sokaktan geçmekte olan Bayan Şivezada isabet ederek yaralamıştır. Vak'a bir ka?a eseridir. Binaenaleyh kendisinin beraetİni isterim.» Müddeiumumi geçen celsede suçlunun cezalandırılmasını istediğinden bu talebinde dün de İsrar etmiştir. Neticede mahkeme heyeti; suçlunun üç ay müddetle hapsine ve 50 lira da paar cezası itasına karar vermiştir. Fakat, suç işlendiği zaman kendisi 14 yaşında olduğundan cezanın yarısı tenzil edilmiştir. Bu ceza da dün tecil edilmiştir. Yurtdas; Her zaman için en hakiki dost, en fedakâr yardımcı: Bankadaki tasarruf atındır. Onu hiç ihmal etme. Ulusal ekonomi ve Arttırma Kurumu Toprak Mahsulleri Ofisi ile afyon müstahsilleri arasında bur müddet-tenberi devam etmekte olan ihtilaf, Ticaret Vekâletinin yerinde bir kara-rile halledilmiştir. Müstahsilin elinde bulunan ve Toprak Mahsulleri Ofisinin her sene tesbit ettiği mubayaa programı haricinde kaldığı için alınmıyarak sahipleri elinde kalan 1938 ve daha ev-vlki seneler mahsulü afyonların da Ofis tarafından satın alınması için vaki olan müracatlcri nazarı dikkate alan hükümet, afyonların Ofisçe mubayaasını muvafık görmüş ve Top rak M hu-ııllerı Ofisi de bunun için ahiren bir program tesbit ederek fi-atlan ve afyon bedellerinin tediye şeklini kararlaştırarak ilân etmişti. Şu kadar ki, haricî satışı da birçok şe raite tabi olan bu afyonların Ofis kanalile tasfiyesinin ne zaman ve ne şekilde temin olunabileceği malûm olmadığı için Ofis umumî satış hasılatının yüzde yirmisini bu işe tahsis etmişti. Fakat afyon bedellerinin beş sene zarfında ödenmesi ve morfin derecesine .25» kuruş fiat biçil-mesi müstahsili her bakımdan fena halde zarara uğratacağı için afyon-cular aralarında heyetler teşkil ederek Ankara'ya göndermişler, bir kısmı da istidalarla Ticaret Vekâletine Şaka Kurbanı Dün boğazda bir deniz kazası oldu Dün Boğazda Kavaklar yakınında bir deniz kazası olmuş ve kum yüklü bir motorun tayfalarından biri boğularak ölmüş, diğeri de baygın bir halde denizden çıkarılarak kurtanlmıştır. Paşabahçe Şişe fabrikası için açık sahillerden kum taşımakta olan Galip kaptanın İdaresindeki motor Boğaza girerken iki kişiden ibaret olan tayfalarından A-li ve Nuri birİbirlerile şakalaşarak kumlar üzerinde güreşmiye bağlamışlardır. Güreş bir müddet sonra ciddiye binmiş ve her ikisi biribir-lerini batırmıya uğraşırken muvazenelerini kaybederek denize yuvarlanmışlardır. Tayfaların denize düştüğünü gören Galip kaptan derhal manevra yaparak motörü durdurmuş, fakat tayfaları yalnız kurtarmıya muvaffak olamadığından bağırarak sahilden imdad istemive baş mistir. Kaptanın feryatları üzerine hâdise mahalline yetişen sandallar, Nuriyi baygın bir halde denizden çıkarmışlardır. Fakat Ali bütün gayretlere rağmen bulunamamış ve boğulduğu anlaşılmıştır. Cesedi çıkarmak için bugün de araştırmalar yapılacaktır. BEfJEDI * ede iktisat müdürlüğünün yeni kadrosu İstanbul Belediyesi İktisat Müdürlüğü yeni bütçe dolayısile açıkta kalacak memurlardan sonra 16 kişiye ait yeni kadrosunu hazırlamıştır. Bu kadroya nazaran İktisat Müdür muavinliği lâğvolunmaktadır. Yeni kadro müdürden başka 2 murakıp, üç büro şefliğini ihtiva etmektedir. Büro şeflikleri şunlardır: Müstahdemin, Turizm, İktisat. Müstahdemin ve İktisat şubelerinde beş Turizm şubesinde üç memur bırakılmaktadır. Parka yapılacak yollar Asfalta çevirlen Babıâli ve Ankara caddesinden ve Istanbulda asfalt olarak yapılan diğer caddelerden artan parke taşlarla tstanbulun bazı İkinci sınıf caddeleri parkeye tahvil olunacaktır. Parke olarak döşenilccek olan caddelerin döşemesi 15 bin liraya ihale olunmuştur. İhale şartnamesine nazaran yollarda kullanılacak par- müracaat etmişlerdi. Müstahsilin bu dilekleri haklı görülmüş ve Ticaret Vekâleti bu yolda yaptığı müstacel tetkikler sayesinde afyonculan fenar vaziyetten kurtaracak bir şekil bularak alâkadarlara icabeden emirleri vermiştir. Eu şekle göre afyon sahiplerinin alacaklarının geciktirilmemesi için Ziraat Bankası yine Ticaret Vekâletinin direktifierile O-fisteki alacaklarının temliki mukabilinde alâkadarlara yüzde seksene kadar bir avans hesabı açmayı kabul etmiştir. Bu suretle Topra'c Mahsulleri Ofisien afyonlarını teslim eden zevat bu mahsule bağlı varlıklannın mühim bir kısmına kavuşmuş ve bundan dolayı İşlerinin sektedar olmamak imkânlarını elde etmiş olacaklardır. Ancak afyonların morfin derecesine 25 kuruş verilmesini de müstahsil kabul etmek istememektedir. Bunu niçin alâkadarlar nezdinde yeni «teşebbüslerde bulunacaklardır. Bundan başka tayin edilen müddet zarfında da bazı uzak mıntakalarâa bulunanlar afyonlarını teslim edemiyeceklerini bildirerek muayyen zamanın uzatılmasını istemişlerdir. Ofise yapılan teslimat devam etmektedir. Şimdiye kadar 1100 sandık teslim edilmiştir. Küçük Haberler ir İstanbul Belediyesi, Bakırköy-den Veliefendiye giden koşu yolunu asfaltlamıya karar vermiştir. Ayrıca bozulmuş olan Bakırköy iskelesi de yeniden yapılacaktır. Dün Heyeti Fenniye müdürü buraya giderek bazı tetkiklerde bulunmuştur. + Çubukludaki Abbas Hilmi Paşa köşkü harap olmaması için şimdilik 1800 lira sarfile tamir o la nacak -tır. L ir İstanbul Belediyesinden 11 memur tekaütlüklerini talep etmişlerdir. Bunlann arzuları is'af olunacaktır. ir Ayazpaşada Belediye tarafından yapılan refüjler yarın bitecektir. Bundan sonra Aksaray - Lâleli, Fatih - Edirnekapı refüzleri yapılacaktır. ir Belediye Turizm Müdürlüğü İstanbul broşürlerinin ingilizce nüshalarını da bastırmıştır. Bunlardan bir kısmı lngiltereye sevkolunacak-tır. ic Taksim bahçesinin elektrik tenviratının Belediye tarafından yapt ırılmasından vazgeçilmiştir. Tenviratı Münakale Vekâleti yapacaktır. İr Emınûnu meydanının plânlan-na göre kemerden itibaren devam e-den İstİnad duvarı kalacaktır. Yalnız burada yolun istikametini muhafaza etmek içm bir geçit daha çılacaktır. POLİTİKA İspanyanın son vaziyeti Uzun müddettenberi yapılmasında tereddüt edilen büyük zafer resmi geçidinden sonra İspanyanın istikbaldeki harekât ve faaliyeti artık ön plana geçmiş bulunmaktadır. BUhasss yeni İspanyayı, iki buçuk senelik dahili bir mücadeleden sonra meydana çıkaran General Fran-konun, memleketinin umumi siyaset sahasında tatbik edeceği anlaşılan bazı umdeleri ihtiva eden son nutukları nazan dikkati celbetmekledir. Vatanlarının milli birliğini tahakkuk ettirmek için kanlarını akıtan İspanyollar, bu zaferin bizzat ken-dilerine ait olduğunu İlân etmeyi milli bir gurur olarak telâkki ediyorlar ve bundan da şaşmıyorlar Yalnız bazı ecnebi devletleri şeflerinin ve bilhassa İtalyan Başvekili M. Mussolininin nutuklarında İspanyol zaferinin ayni zamanda faşist ltalyanın zaferi olduğunu beyan etmesi İspanyolları pek memnun edecek bir keyfiyet değildir. Hele her hangi bir yabancı devletin İspanyada nüfuz tesis etmesine, yeni hükümet ve bütün millet kat'iyyen muhaliftir. Bu sebepten yeni İspanya, Şefi General Frankonun ağzından, gerek mihver ve gerekse demokrasi devletlerinin Ispanvol topraklanna yapmak istiyecekleri her hangi bir nüfuz tesirir.ih hoş görülmiyeceğini ihsas etmekten hâli kalmamış ve ezcümle hakimiyetinin, iktisadî ve siyasî hürriyetlerinin her hangi bir ihlâl teşebbüsü karşısında harekete geçileceğini ve iktisadi sahada faz-' yik üe yeniden bazı siyasete alet c- Yeni İspanyol hükümetinin gayesi, millî birlik idamesi etrafında yeni bir devlet kadrosu kurulması ve millî vasıflarına tevafuk eden şekil-, de bir siyaset takibidir. Fakat bu hususat, şimdiye kadar pek açık bir şekilde bevan edilmediğinden bu sebepten yeni İspanyanın beynelmilel sahadaki kat'i vazivetinin ne olacağını derhal ve sarahatle kestirmenin mümkün olamıyacağı anlaşılmaktadır. Yalnız umumî mahiyette obrak Ge/?ral Franko müteaddit defalar hür, mukadderatına hâkim, faaliyetinde tamamile serbest ve milli topraklarının tamamiyeti mülkiyesini ecnebi taarruzlarına, karşı müdafaaya kadir bir İspanyanın vücude getirilmesi azminde olduğunu beyan etmiştir. Ve bu azim keyfiyeti de mihver devletlerinin veya demokrasi kampına dahil devletlerin İspanyada nüfuz siyasetine girişememeleri neticesini gösterebilir. Yalnız bfizı devletler, yani Afrİ-kada hayatî menfaatlere malik bir takım milletler yeni İspanyanın takip etmek İstediği ve yine bazı nutuklarda ileri sürülen imparatorluk fikrinden endişe duymaktadırlar. Filhakika General Franko eski devirlerin, kanlarında bırakmış olduğu kuvvetten ilham alarak ezcümle Afrikada bir emperyalizm siyaseti takip etmeyi İstediği hakkındaki düşünceler, bu devletlerin İspanyanın bu bakımdan yapabileceği faaliyetlere dikkatle bakmayı istilzarr ettirmektedir. Dr. Reşad SAGAY Ankara caddesinin aafalt lf I Ankara caddesinin asfaltlanmasının üç ayda bitirilmesine karar verilmiş olması dolayısile caddeyi asfaltlamayı taahhüt etmiş olan müteahhit buradaki mesaisini leksif e-derek amele ekiplerini çoğaltmış ve işin süratle İntacı için lâzım gelen tedbirleri lemisti. Vilâyetten Defterdarlığa kadar giden kısmın da asfaltlanması kararlaştırılmıştır. Defterdarlığın önüne tesadüf eden istinad duvarı da tamir edilecektir. ke taşları ve kum Belediye tarafından verilecektir. Parke olarak yapılacak olan caddeler şunlardır: Aksarayda Valide camiinden karakola kadar olan yolun henüz toprak olan kısmı, Ebüs-tuııt caddesi, Tünelin önünden tersaneye giden «Tersane caddesi*. Bakırdan 9 kişi kalaysız kaptan zehirlendiler Dün kalaysız kaptan yemek yemek yüzünden iki aileye mensup 9 kişf zehirlenmiştir. Bunlardan biri Feriköy Barutçu sokağında 33 numarada oturan Ca-ferln ailesidir. Kalaysız bir kapta pişirdikleri pilâvı yiyen bu aile efradı bir müddet sonra teker teker zehirlenme alâiml gösterdiklerinden derhal imdadı sıhht otomobili le hastaneye keldınlmıjlardır. İkinci hftdise de Eyüpte Otakçı-larda olmuş, Çeşme sokağında oturan Fatma Ue kızı Fatma ve oğlu Hüseyin de kalaysız tencerede pişirdikleri yemeği yiyerek rehirlanmiş-lerdir. Bunlar hakkında da icabeden sıhhi tedbirler alınmıştır. A ?09958 GÜNLÜK 8/YASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Tflrtlr* E«.W 900 Kr. S*neh(i2400 Kr. 500 Kr. 6.ylıftı 1250 Kr. 260 Kr. ).yl.r 650 Kr. 90 Kr. I ayhğı 350 Kr. Pastı .ıt.fc.a... ,„....,, . !.k..u, u,. ta la T.l *• 4 Almanya Talebesi Yazan: Hü..Tin Cahid YALÇIN Nasyonal - Sosyalizmin siyaset •artışındaki hareketlerine akıl er-dırebilmek, onun istinad ettiği fikir ve prensipler bilinmezse, bazan gerçekten imkânsız hale girer. Filhakika, nasyonal - sosyalizm yalnız bir siyasi hareket, sırf şahsî tahakküm arzusu üzerine kurulmuş bir diktatörlük değildir. Bunun felsefi olmağa, İlmi Rörünmeğe çalışan bir cephesi, bir temeli ve ideolojisi de vardır. Bu felsefe ve tefekkürün kabule »ayan ve makul olması ise bütün bütün başka bir meseledir. Biz burada nasyonal - sosyalizmin yalnız siyasi bir hareket olmadığına işaret etmek ve onu tebarüz ettirmek istiyoruz. Nasyonal - sosyalizmin yeni bir din olduğunu iddia edenler gayet doğru söylüyorlar. Bu «ırk» esasına dayanan bir dindir ve ayni za-manda bütün dinler gibi karışık, anlaşılmaz ve anlaşılmasına da imkân görülmez bir metafiziği, bir ilahiyatı vardır. Nazi dininin en çok taassup gösterdiği nokta da Yahudiler meselesidir. Çünkü dünyanın bütün felâketleri, nasyonal - sosyalizmin iddıasınca. hep Yahudilerin baı altından çıkmışlardır. Şimal ırkını bozan Yahudiler olduğu gibi ilmi ve hakikati de altüst edenler onlardır. Yahudi düşmanlığının ne dereceye vardırıldığını göstermek için bundan daha iyi bir misal olamaz. Şimdiye kadar bütün beynelmilel varlıklar arasında en muhteremi, en yükseği ve en kıymetlisi olarak «ilim» i tanırdık Hattâ dilimizde takıl için tarik birdir» diye meşhur bir söz de vardır. Fakat görülüyor kı birim bu kadar kıymetli ve yüksek tuttuğumuz ilim de bir Yahudi ilminden ibaret imiş ve zihinleri zehirlemekten başka bir İş gÖrmez-miş. Siyasi ve sosyal sahada ferdlere hak tanımıyan ve ferdleri cemaat menfaati namına esir olarak kullanmayı İstiyen nasyonal - sosyalizm hürriveti ancak İlim İçin istiyor. Naziler insanları unuttular, Alman ilminin hürriyetini temine uğraşmağa kalktılar Alman İlminin hürriyeti İse ilmi araştırmağa kalkacak kimselerin ırk fikrine hürmetkar olaack surette çalışmaları mânasına geliyor, tşte nasyonal - sosyalizm bu iddiaya İstinad ederek Alman Üniversitelerinden Yahudi profesörleri kovmuştur. Şimdi onların yerine milli iman aşknı taşıyan Alman profesörlerin kaim olmasile İlmîn hürriyetini temin ettiği kanaatlidedirler. Almanların yaptıkları Şey Yahudileşmiş katolikliğin mahvetti #ı ilmi ihyadan İbaret bulunuyormuş. Halbuki Almanya'nın mazisi, kültür tarihi cihanşümul ilim ve Yunan Humanisme'i İçin mücahedele-re girişmiş mütefekkirler arzeder. Nasvonal - sosyalizm onları da reddediyor ve yalnız her millete hâs kültürün ayrılığını müdafaa eden-Ieri seviyor. Naziler doğrudan doft-ruya ilim hakkında böyle ırk mülâhazalarından mülhem olarak sırf Almanlara mahsus bir ilim taraftarlığı ettikleri gibi nikbinliği de dev-Htâaavln Cahit YALCİN (Sonu S mil m «tayfamızda) Komitacılar Peşinde Yazan: M, Sıfır Hayatının İS senesini Makedonya komitacıları!» boğuşarak geçiren Bursalı A ı eş Ahmet Çavuşun harukulid* maceraları 1 Haziranda başlıyoruz Nafıa ve iktisat Bütçe leride Kabul Edildi Dün Mecliste Yapılan Tenkitlere İki Vekilde Cevap Verdiler Nafıa Vekili, Vekâlet Mesaisinin Umumi Hatlarını, İktisat Vekili de Alınması Zaruri Tedbirleri Anlattı Müzakereler Bugünde Devam Edecek Nafıa Vekilimizin Berlinde alınmış resmi Ankara, 26 (A. A.) — Büyük Millet Mealisi bugün Şemsettin Gü-naltay'ın baskanüğında birbirini müteakip yaptıığ iki toplantıda 1939 yılı bütçesinin müzakeresine devam etmiştir. İlk celsede Nafıa Vekâleti Teşkilât Kanunu ve bütçesi müzakere e-dilmıs, hatiplerin mütaleaları ve bu mütalealara karşılık olarak Nafta Vekili General Ali Fuat Cebesoy'uıı verdiği cevap ve Vekâlet mesaisinin umumi hatlarını tebarüz ettiren i-zahatını müteakip bütçe tasvip o • lunmustur. İktısad Vekâleti Teşkâlât Kanunu ve bütçesi üzerindeki müzakerelerde de birçok hatipler söz alarak bilhassa sanayiimizi alâkadar eden noktalara temas etmişler ve bun -lara dair bazı temennilerde bulunmuşlardır. Polonya - Danzig Hududu Hâdiseleri Leh Hükümeti; İntizamı temin İçin Danzige Askerî Kuvvet mi Gönderecek ? M. Bek dün Sovyet Elçisi ile görüştü. Milletler Cemiyeti Danzig komiseri Varsovaya gidiyor Danıigte geçen batta Varşova. 26 (A. A.) — Danlzıg-den bildirildiğine göre, serbest se -birde oturan bir Polonyalı dün ge -ce Dantzlg polisi tarafından tevkif edilmiştir. Sebebi, malûm değildir. Dantzig arazisinde kâin Tiegen- devrilen Leh ekspresi hof mevkınınde bütün köylülere Polonyalılara bir sey satmamalarını bildiren nazi partisinin bir tamimi gönderilmiştir. Plecle ve Szylinovo'da Polonyalı-(Sonu 3 üncü sayfamı/dıı) Denizbank Kooperatifinin Dünkü U. Toplantısı Çok Münakaşalı Oldu İdare heyeti tebrie edilmedi. Azadan bir çoğu Heyetle murakiplere teessüf ve teessürlerini bildirdiler. Yolsuzluklara sebep ne imiş? (Yızısı 3 üncü şayiamızda) iktısad Vekdı Hüsnü Çakır, verdiği cevapta, mevzubahs olan nok -ta-lar etrafında Vekâletin takipçiliği hattı hareket vealınması zarurî tedbirleri anlatmış ve bu izahat kâfi görülerek İktısad Vekâleti Teşkilât Kanunu ve bütçesi kabul olunmuştur. Büyük Millet Meclisi yarın da toplanarak bütçe müzakerelerine devam edecektir. iktisat Vekilinin izahatı Arkadaşlar, İktisat Vekâletinin e-tindeki işlerin vaziyeti hakkında e-sasen kâfi derecede malûmatınız olduğundan bütçenin heyeti umumi* yesinin müzakeresi sırasında sorulan suallere ve şimdi arkadaşlar ta rafından arzu Duyurulan meseleler hakkında arzı cevap edeceğim. Muhterem hatipler ehemmiyetle, (Sonu 3 üncü sayfamızda) Sovyet - ingiliz Fransız Paktı Londranın cevabı dlln Moakovaya bildirildi Londra. 26 (A. A.)— Paris v? Londra hükmetleri tarafından tasvip olunan İngüterenin Moskovaya mufassal cevabı Sovyetlere t« olunmak üzere İngüterenin Moskova Büyük Elçisi Seeds'e bildirilmiştir. Fransız Hariciye Nazırı Paris Sefirimizi kabul elti Paris, 26 A. A. ) — Bonnet. dün Türkiye ve Polonya Büyük Elçilerini kabul etmiştir. (Sonu 3 üncü say famı/da.) Bükreş Sefirimiz B. Gafenkonun Ankara ziyareti münasebetıle dün şehrimize ge'fi Bükerş Büyük Elçimiz HamdulUn suphı Tanrıöver, dün Sabah saat sekizde Rumanyanm Basarabya vapu-rlle Bükreşten şehrimize gelmiştir. Hamdullah Suphinin bu gelişi, S haziranda memleketimizi ziyaret ••-(Sonu 3 üncü sayfamı/da) Voroşilofu Davet Rus Mareşali İngiliz askeri manevralarına çağırıldı Londra, 26 (A. A.) — İngiltere hükümeti, Vorochilov'u eylülde yapı -lacak İngiliz manevralarına dave» etmiştir. İngiltere Ue yardım imsak-lan ık.İrimi olan diğer memleketler de bu manevralara davet edilecek lerılir. Haksız yara İçinden kovulan makinist Bugün fazla yazımız olduğundan vadettiğimiz bu yazıyı yarın neşredeceğiz Kabinedetebeddül Fethi Okyar Adliye, Raif Karadeniz inhisarlar Vekili Oldular R. Tarhan ve F. Sılay Parti dahilinde çalışmak arzusu ile istifa ettiler Yeni Vekillere dün Vazifeleri tebliğ edildi Ankara. 26 (A. A.) — Parti da • hilinde çalışmak arzusu ile AdUyo Vekili Konya Mebusu Tevfık Fikret Sılay ve Gümrük ve İnhisarlar Vekili İstanbul Mebusu Râna Tarhan. Vekâlet vazifelerinden istifa etmişler ve istifaları Reisicüm -hur tarafından kabul Duyurulmuş -tur. Adliye Vekâletine Bolu Meb'usu Fethi _Vj_ Okyar ve Gümrük vo İnhisarlar Vekâletine Trabzon Meb usu Raif Karadeniz'in tayinleri Bas vekâlet tarafından inha ve Riyaseti Cümhuı'ca tasvip ve tasdik buyu ¦ rulmuştur. Bu husustaki Riyaseti Cumhur tezkeresi Meclisin bugünkü içtimainde okunmuşve Başvekâletçe yeni Vekillere vazifeleri tebliğ edilmiş • tir. Yeni Adlîye veki imiz Fethi Okyar Mühim Bir Eroinci Şebekesi Tutuldu 3 Kaçakçı ve 1 Kilo Eroin Ele Geçti • • * Kendine kaçakçı süsü vererek şebeke arasında çalışan bir memurun muvaffakiyetli cürmümeşhudu Muhafaza teşkilâtı memurları bir müddettenberi memleket dahilinde iş yapan büyük bur eroin kaçakçı şebekesi meydına çıkarmıya muvaffak olmuşlardır. Teşkilât, kaçakçıları meydana çıkarmak için bir memuruna kaçakçı süsü vererek şebekenin içine sokmıya muvaffak olmuş ve memur kaçakçılar arasında kaldığı üç ,dört aylık bir zaman zarfında emniyet kazanarak kendilerinden 750 lira mukabilinde bir kilo eroin atmık istediğini bildirmiştir. Nihayet, bundan üç. dört gün evvel kaçakçılar bir kilo eroini vererek paraları teslim alırlarken Şişhanede bir otomobil içinde cürmü meşhut yapılmış ve Kruker ismindeki kaçakçı ile iki arkadaşı yakalanmışlardır. Mıhafaza Baş Müdürü B. Hasan Bunun üzerine bunların evlerinds de arama yapılmış ve eroin yapmıya» (Sonu S üncü uıyfanıızda) HER SABAH İmar Mı, Gösteriş Mi ? Gemlik'ten bir mektup aldık. Bu mektupta Gemlik köylülerinin evlerini tamir ettirmeğe ve beyaz badana yapmıya mecbur edildikleri, evlerini badanalayamıyan köylülerden 15 lira para cezası istendiği ve bu yüzden bazı köylülerin köylerini terk ile ış aramak için fabrikalara müracaat ettikleri bildiriliyor. Yurdumuzu imar için halkı teşvik ve tergip çok iyi ve alkışlanacak bir teşebbüstür. Ancak bu mı ır teşebbüsü fuzuli para cezaları istemeğe dayanır ve köylüyü köyünden kaçıracak bir ceberuta inkılâp ederse fayda yerine mazarrat verir. Köylüyü para cezasile korkutup evini badanalamıya sevketmekten ziyade ona bir gaz tenekesi kirecin bin bir ayıbı örttüğü, sayısız mikroplan ve haşereyi imha ettiği münasip bir lisanla anlatılmalıdır Köylü evlerini beyaza boyatacağım diye köylüyü köyünden kaçır-mak affı güç bir idaresizlik ve beceriksizliktir. Can yakarak, gönül kırar.k yı-pılan imar gösteriş mahiyetini alır ve bütün kıymetini kaybeder. Köy evlerini düzgün İçmekten ziyade köylüyü köyüne ve işine bığ-lamak hünerdir, A. CEMALfDDtN SARAÇOĞLU ?94384 TENİSABAH 27 MAYİS 1939 tPSAMKAPA MIHMEDİNi HATIRA v İTİRAFLARI Tefrik. No 103 Yazan t M- SIFIR "Kıpırdama Yakarım!,, aramızda Ancak 20 Adımlık Bir Mesafe Mevcuttu Açlığımı teskin etmek kaygısı kararımı da, yolumu da de-jiştirt;ııişti bana. Altunizedeye çıkmaktan vazgeçmiş. Gözlcpeye yüzbaşı Yusuf Beyin köşküne gitmeyi, orada açlığımı gidermeyi ve hem de başımıza gelen hâdiseyi bildirmeyi daha uygun bulmuş ve hemen yola girişmiştim. Vakit gece yarısını geçmişti. Yusuf Beyin köşkünün arka cihetinde ve bağ kütüklerinin arasında idim. Pencerelere bakmıyor, evde kimse bulunduğuna delâlet edecek bir ışık • arıyordum. Ne yazık ki. o da yoktu. Bütün pencereleri kapkara, saç bir levha ile kaplı gibi bulmuş ve gözüm, gönlüm kararmışı. Artık ümidim kırılmış, yine Altunizadeye git mek üzere, sindiğim yerden silkinip kalkmıştım. Bahçenin dikenli telli duvarını aşacağım sırada gözüme, kocaman bir ağaç ve üzerinde de top top duran ayva kozalakları iliş-mişti. Hemen aekiz, on tane koparmış ve ceplerime doldurmuştum. Hiç e-şine tesadüf etmediğim bir iştahla kemıre kemi re yola düzülmÜştüm. I Göstepede Gazi Osman Pasa köşkünün karşısındaki tarlalarda ı-dim. Ve yavaş yavaş yürüyordum. Şimcmftcr hattına yakın otluk ve genişçe bir sahaya girmek üzere iken, otlar arasından ansızın iki gölge fırlamış ve bir çığlık kadar keskin bir sesle haykırmıştı: ı — Kıpırdama. Eller yukan. Gerçi korku içindeve çekine çekine yürüyordum amma, böyle ıss'z 1 bir yerde, karşıma dikili veren iki kişiden dc korkup tıtriyccek. ellerimi kaldırıp kendimi teslim edecek bir adam değildim. Hemen elimi belimdeki tabancaya, kendimi de yere atmış ve sert bir sesle ben de bağırmıştım: — Kıpırdamayın, yakarım. I Aramızda ancak yirmi metre kadar bir meaafe ya var. ya yoktu. Karşımdakiler de yere kapanmış -lardı. Fakat tesadüf aramıza yüksekçe bir tümsek koymuştu. Benim gözüm, çarpışmaktan ziyade savuşmakta idi. Tümseği kendime siper yaptım, hemen geri geri emekliye-rek bir hayli uzaklaştım. Karşım -dakilcrin sessizliği ve hareketsizliği beni cesaretlendirmişti. Bir sincap çevikliği ile sıçramış ve tabanı kaldırmıştım artık. Kurtulmuş muy -dum? Hayır, aziz dinleyicilerim. Kimler olduklarını anlıyamadığım bu iki kişi. ardıma düşmüşler, biraz sonra üçleşmiş ve hattâ dörtleş -mislerdi. Zikzak ve şaşırtıcı yürü -yüşlerle kaçıyordum. Tekrar şimendifer hattını bulmuş, geçmiş. NÜ -mune bağının ya nındaki tarladan. Feneryolunun Kuyubaşı mahallelini bulmuş, Uzunçayır istikametini de tutmuştum. Arasıra arkama bakıyor, geldiklerini gördükçe sürati -mı arttiriyordum. Üçünün sivil ve birinin de üniformalı düşman polisi olduğunu iyice farketmiştim. içle -nnden bîrinin diğerlerinden daha iyi koştuğunu ve gittikçe aramızdaki mesafeyi kısalttığım da iyice görüyordum. O esnada, Sultan Murat köşkünün gerisindeki ânzalı araziye hemen hemen yaklaşmak üzere bulunuyordum ki, arkamdan bir silah patlamış ve sol kolumun pazı Urafını sarsmıştı. Birkaç adım daha atmış ve birden geri dönüp diz çökmüştüm. Tabancamı dlateltmls ve canımı yakan bu düşmana öse -ne osene nisan almış, on beş metre yaklaşınca da tetiği d Üfürmüştüm. O da. benim gibi sarsdıp allküımlş, upuzun yere serilmişti. Kaçmıyor -dum artık. Daha doğrunu k a çamı . yor ve kaçanıya teşebbüsü kendim için çok takllkeil buluyordum. Otoma* i k UWnc«ııun tara yedi yad- h aaı j&ri) Tardı tm-a- sı «4a. Yaralı kolum biber gibi yanıyor, aizlıyordu. Karşımdaki ölmüş de -ğüdi. Yürüyemiyccck bir halde idi Dizkapağından vurulduğunu İyice tahmin ediyordum. Tekrar ayağa kalkamaması da tahminimi kuvvetlendirmiş, nışanımdakl isabeti göstermişti. Benim vc arkadaşlarının İki mI.ıh sesini müteakip birden ortadan kayboluşumuz, takipçileri her halde ürkütmüş olacaktı ki. bulun -duğumuz yere doğru ilerliycmemîk-lerdi. İyice fark ediyordum, üçü bir yere toplanmışlar, her halde yapacaktan şeyi görüşüyorlardı arala * rında. Yavaşça kalktım, iki büklüm bir yürüyüşle biraz gerimdeki çukurluğa atıldım. Gerçi koşa mı yorsa m da oldukça hızlı yürüyebiliyordum. Hem gidiyor, hem dc kolumu tedavi ediyordum. Yaranın üzerine bir tutam tütün basmış, büyük yazma mendilimle de sıkıca sarmıştım. Tabii, canım yanmıyor değildi. Yanıyor, hem de kıvrandınyordu benî. Biraz daha yürümüş, Sultan Muradın çiftliğinde. Bulgarlar tarafından İşletilen bostanların arasına var • mıştım. Arkamdakileri göremiyor-dum amma bağırtılarından yaklaştıklarını hissediyordum. Neye yalan söyliyeyim. demanım kesilmiş, ya. yürüyecek hal kalmamıştı bende. Sinip saklanacak kuytu bir yer araştırırken, bir ağacın dibinde bağlı bir hayvan gözüme ilİşmişti. Hemen sokulmuştum. Bağını çözmüş, çulunu düzeltmiş ve atlamıştım üzerine. Mübarek hayvanın yürüyüşü talihime de rahvan İmiş. Sarsılmadan rahat rahat ve istediğim bir sür'utle dereyi geçmiş. Gazhane yokuşun -dan. Ermeni kabristanı yolundan Acıbademe varmıştım. Artık takipçilerin bana yetişmeleri ihtimali kalmamıştı. Kendi mikurtulmuş say m iş, hayvanın İpini, indiğim yerds bir ağaca bağlamıştım. Kurtuluşumu temin ettiği İçin gözlerinden öpmüş ve sür'atle oradan ayrılmış -tim. Ahmet Ratip ve Cevat Paşaların köşkleri ar asm dan sarkarak. Valde köşkünün arazisine girmiş -tim. Yarım saat sonra da Altuni zade caddesini aşmış ve (....) Beyin köşkünün bahçesine atlamıştım kl o esnada da şafak atmış, gün açılmıştı. (.....) Beyin ihtiyar babası ismail Hakkı Bey beni vuruk gö -rünce ne şaşırmış ve ne de eve al -mak için tereddüt göstermişti, iyi kalbli ihtiyar, beni derhal soymuş, yaramı temizce yıkamış, sarmış sarmalamış ve bir yatağa yatırmıştı. Ben tam bir buçuk ay bu iyi in -¦anların evinde kalmıştım. Ve hiç şüphe yok ki onlara ağır bir yük olmuştum. Fakat, ne (.....) Bey ve ne de pederi hiç te yüksünmemiş . ler ve bana hakiki bir evlât mua -melesi göstermişler ve bilhassa tedavi ettirmişlerdi Kolum şişmiş, hatta kangren İhtimalleri başgös ¦ tennlşti. (Devamı var) Yalova Va Slllvride mec-burl mücadalo açıldı Yugoslavya ve Bulgaristan'dan sonrs, Yalova ve SUİvride de oldukça büyük mikyasta çekirge âfeti bulunduğu haber alınmıştır. Mezruat için çok büyük bir tehlike teşkil eden bu âfetin derhal ve süratle Önüne geçilmesi için icabe-den tedbirler alınmaktadır. Afetle mücadele içhı mUkcfliefİyct usulü ihdas olunmuştur İki kazanın mücadele memurları da işe müdahale etmişlerdir. Kadın Berberleri Ondülâsyon malcinaları için ecza kesilmiyecek İstanbul Belediyesi bundan bir müddet evvel kadın berber dükkânlarında bulunan ondülâsyon maki -nelerinin tâbi olacağı şeraiti ihtiva eden bir talimatname hazırlamıştı. Bu talimatname mucibince dükkânlarında bu nevi makinelerden bulunan berberler sür'atle talimatna -me ahkâmına muvafık olmıyaıı makinelerini tadıl ve yenileştirmek mecburiyetinde bulunacaklardı. Ma hallin zabıtai belediye memurları da sık kontrol yaparak dükkânlarında talimatname ahkâmına mugayir makine bulundurulan esnafı cezalandıracaklardı. İstanbul Belediyeni bu talimatnamenin tatbikinden şimdilik vazgeçmiş ve işi bir müddet tehir etmişti. Halbuki berberler Belediyeye mü -racaat ederek tabıtai belediye me -murlarının tehir edilmiş ve mevkii tatbike vazolunmamış olan bu talimatname ahkâmına gayrikânunl o-larak tatbik ettiklerini ve bu suretle esnafa ağır ceza kestiklerini söylemişlerdir. Bunun üzerine İstanbul Beledi -yesi, bütiln kazalara bir tamim göndererek bu talimatname ahkâmının tatbik olunmaması ve bu yü* den hiç bir berbere ceza kesilmemesini ehemmiyetle tebliğ etmiştir. VİLAYETTE : Rumen kumandanı vilâyette Havuzlanmak üzere şehrimize gelen Rumen Hükümetine ait denizaltı gemisi kumandanı dün Vali mua-\|ni Hüdai Karatabanı vilayette ziyaret etmiştir. Bu ziyaret kumandana iade olunmuştur. BELEDİYEDE ı tan* *ra- TA KVİM 27 Mayıs 1939 Cumartesi Hlerıı 7 Rebidl.hir 1358 RaaıIıH MAYIS 1355 Ruzı bızır: 22 Defa saati; 4,33 OfU ¦ 12,11 — ikindi ı 16,10 LAkaa«ı 19,30 — Yatsı ı 21,27 latıak *2"0 Meccani plâj m, ucuz plâj mı? Usküdsrda Selimiy/ önünde Belediye tarafından halkın bedava deniz banyosu yapması için tahsis o-lunacak plâj hakkında Belediyeye İki firma teklifte bulunmuştur. Firmaların yaptığı teklife göre buradı firmalar tarafından soyunma odaları da vücude getirilerek çok güzel bir plâj vücude getirilecek, fakat plâj. S ve 10 kuruş gibi çok ucuz bir fiatla halka tahsis olunacaktır. Firmalar, ayrıca Şirketihayrlye i-le de anlaştıklarını, plaja İstanbul-dan gelecekler için vapur ve plâj fiatı tesbit olunduğunu, bunun 25 kuruş gibi çok cüzi birşey olacağını bildirmiştir. Belediye teklifi tetkik edecektir. Cezalandırılan esnaf Beyoğlu kazasında 290. Adalar ka-zasınds33 esnaf Belediye talimatnamelerine riayet etmediklerinden muhtelif cezalarla cezalandırılmışlardır. Bütçe tasdik olunuyor İstanbul şehir bütçesi Dahlliya Vekâleti tarafından tetkikleri bitirilmiş ve tasdike İktiran etmiştir. İzapkapt maketi Şehircilik mütehassısı Prost tarafından hazırlanan Azapkapı plânı üzerine maketi hazırlayan zat, maket Üzerindeki çalışmalarını bitir -mistir. Önümüzdeki hafta maket, Belediyeye teslim olunacaktır. Mütehassıs Prost. Eminönü maketi üzerindeki tetkiklerine devam etmektedir. Bu tetkikler bir aya kadar İkmal olunacak ve Rmtnflnü-ntln kart plsnı tMblt aJıınsflalrtır Okuyucularımız Diyor kl: Makul Bir istek Mali sene başı olan Haziranın yaklaşması dolsyısıle herkesi bir düşünce aldı. Bu da evlerimizde bulunan Rsdyolann senelik vergisi olan 10 liranın defaten postaneye yatırılması keyfiyetidir. Gelin az olan kimseler için her sene on lirayı defaten vermek hakikaten çok müşkül geliyer. Baz: kimselerin fikirlerine göre radyo kullananların bir zevk meselesi olduğundan bu 10 liranın verilebileceği söylenmekte İse de zevk çalgı çslmıkla ise bunu bir gramofonla da temin etmek kabildir. Halbuki radyo ile günlük havadisler, çocuk terbiyeleri, hastalıklardan korunma gibi daha buna benzer bir çok istifadeli konuşmalar var ki bir zevkten dçha ziyade halkı bilgilendirmek gibi büyük bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçları vc hem de radyo abonelerinin daha ziyade çoğaltılması İçin bu verginin mlmkÜnse indirilmesi, olmadığı takdirde Emlâk ve Ara7i vergileri gibi dört müsavi taksitte tahsiline acabı imkân yok mudur. Bununla kabili kıyas olmıyan çok muazzam İsleri halletmiş olan kıymetli N lir. Vekilimizin de bu işi halledeceğine hiç şüphemiz yoktur. Kıymetli gazetenizin Okuyucularımız diyor ki sütununa biran evvel dercini dcıin saygılarla rica ederim. Kuzguncuk l«kelc caddesinde Makbule Kurtböke Yeni Saboh — Bugün radyo bir lüks eşyası olmaktın çıkmış, medeni, bir İhtiyaç h.1 in i almıştır. Binaenaleyh okuyucumuzun dileği makul ve yerindedir. Bir taraftan radyoyu köylere kadar sokmıya ve ucuz halk radyoları yaratmıya uğraşırken öte taraltan az kazançlı vatandaşlardan senelik taksit olan (10) lirayı defaten istifaya kalkışmak aklın ve mantıcın kabul edemiyeceği blrşcydır. Mercii aidinin kemali ehemmiyetle dikkat nazarını çekeriz. MAARİFTE : Beyazıt kütüphanesi Beyazıt Kütüphanesi yanında ve Kütüphaneye alt bulunmıyan mahallin Maarif müdürlüğü tarafından kiralanmasını Maarif Vekaleti dün bir emirle bildirmiş ve bu hususta icabeden tahsisatı da göndermiştir. POLİSTE: Genç kızı döven adam Üsküdarda İnkılâp mahallesinde 2 numarada oturan, Mehmedkn kızı Dürdane Çetin polise müracaat e-derek ayni yerde mukim Murtaza tarafınoan dövüldüğünü söylemiştir. Murtaza yakalanmıştır. Pencereden düş en çocuk Büyükderede Nezaret sokağında 2 numaralı evde oturan elbiseci Ya-sefin 2 yaşındaki oğlu Arsak; dün odada pencere kenarında otururken, cam kırılmış ve çocuk pencereden aşağı düşüp hafifçe yaralanmıştır. Maçka - Beşiktaş yolu Dolmabahçede yapılacak 25 bin kişilik stadın inşasından sonra stada gelecek halkın Beyoğlu tarafı Ue tramvayla doğrudan doğruya mu-vasalesini temin etmek maksadüe Maçkadan Beşik tasa yeni bir tramvay hattı yapılacağını yazmıştık. Bu hususta kat'i kararını vermiş o-lan İstanbul Belediyesi, tramvay hattının geçebileceği iki güzergâh hakkında karar vermek üzere şe -hlrcillk mütehassısı profesör Pros-tu beklemekte idi. Maçkadan ine -cek bu İki güzergâhtan biri Akaretler, diğeri Taşlık tariki idi. öğrendiğimize göre mütehassıs Prost, bu husustaki kat'İ kararını vermiş ve tramvayın Taşlık taı-iki-le Maçkadan Beşiktasa indirilmesini muvafık görmüştür. Bunun D serine şehir plânı Uaennde. g»Daoefc tramvay batn «sareÜA .-*¦ ¦ nitm muşryr. İki Yangın Hy tipte İki kulübe tamamen vandı. Beyoğlun-da da bir a parti man tutuştu E Dün şehrimizde iki yangın olmuştur: 1 — Kyüptc Karlıkdere sokağında 70 numaralı Mehmedin kulübesinde ocakta çalılarla yemek pişirilirken, çıkan alevler tavana sirayet e-derek kulübeyi tutuşturmuştur. Bu suretle büyüyen ateş, biraz sonra, yanındaki 72 numaralı Şükrünün kulübesini de yakmıştır. Derhal yetişen itfaiye, her iki kulübe tamamen yandıktan sonra ateşi söndürmüştür. 2 — Beyoğlunad İstiklâl caddesinde Tiyatro akağında 3 numaralı manifaturacı Alinin apartımanının bacasının kurumları, dün birdenbire tutuşmuştur. Ataş. üst kattaki kaplamaları yakmak üzere iken yetişen, itfaiye tarafından söndürülmüştür. Parlayan Benzin Leke çıkaran bir kadının eli ve yllzU yınrfı Fatihte Muralpaşa mahallesinde oturan Münırın karısı Zehra, dün benzin ile leke silerken, yanındaki ütüden benzin ateş alarak parUmisti rd. Bu suretle çıkan alevlerden, birkaç parça çamaşır İle genç kadının eli ve yüzü yanmıştır. Yaralı tedavi altına alınmıştır. MAHKEMELERDE : Ka'isına bıçak çeken koca Sirkecide Demırkapıda oturan Müzeyyen isminde bir kadın, dün polise müracaat ederek nikâhlı kocası Ali Takçılar tarafından kendisine bıçak çekildiğini iddia etmiştir. Suçlu Alı Takçılar yakalanmış ve mahkemeye verilmiştir. Muhakeme, şahit celbi için başka bir güne talik olunmuştur. Sarhoşun marifeti Dün gece saat 24 te Tepebaşınd; Cumhuriyet bahçesinde sarhoş olup re? ilet çıkarmak istiyen ve Kasım-p&şada oturan Mehmet Alı polis memurları tarafından yakalanmıştır. Mehmet Ali; cürmümeşhut mahkemesine verilmiş ve dün 3 lira para cezasına mahkûm olmuştur. Turistik tetkikler için Isriçreden bir heyet ge'iyor Şehrimize gelen haberlere göre turistik ve sportif bir etüd yapmak gayesile yakında İsviçreden otomobille bir heyet gelecektir. Heyet â-zaları bir müddet şehrimizde kalarak tetkikler yaptıktan sonra memleketimizden dost İrana gideceklerdir. Taraçadan çamaşırları toplarken yakalanan hırsız Galatada oturan sabıkalı güruhundan Mehmet oğlu Salâhattİn, dün Kumkapıda Tornalı sokağında 50 numaralı apartmanda ikamet e-den Ragıbın apartmanına girmij ve taraçada asılı duran çamaşırları çalarak kaçmak isterken suçüstü yakalanmıştır. Bir kUçUk talebeye otomobil çarptı Beşİktaşta 19 uncu ilk mektep talebesinden 8 yaşında Ahmet Celâl, dün caddeden karşı tarafa geçmek isterken, Tarlabaşında oturan şoför Peronun idaresindeki 2241 numaralı otomobil çarparak hafifçe yaralanmıştır. Yaralı talebe, Şişli Çocuk hastanesine gönderilmiştir. Şoför yakalanmıştır. Yurtdas; Her zaman için en hakiki dost, en fedakâr yardımcıı Bankadaki tasarruf a tındır. Onu hiç İhmal etme. Ulusal ekonomi ve ArlljiT'-. K.ınımu POLİTİKA Polonya ile Almanya arasındaki münasebetler Almanyanın Denlaıg ve koridor meselesinde lleıl HÜrüUğü talepler* den nonra ayni müddet zarfında aı-y isi saha, bu meseleye taallûk e • den müsbet birnetice henüz elde e-dememıştir. Almanya, kat'İ istek -lerini serdettikten sonra sir«dilık İleri faaliyet hamlelerine girişmemiş ve sükûtu ihtiyar etmiştir. Yalnız bu sükût, zahiri bir hal olup mücadele bundan böyle gizliden gizliye vukua gelmekte ve iki cephe ar-zetmektedir. Berimin bu maksatla takip etmeyi üzerine aldığı iki yoldan biri, Dantzig ve havalisindeki Almanlar arasında mütemadi bir heyecan tevlit edecek vesileler bulmak ve Po-lonyaya ve demokrat cepheye matbuat vaaıtasüe hücumlarda bulun -maktır. Bu sebepten Potonyaya karşı kalem mücadelesinden başka ajans haberlerinden de görüldüğü veçhile her gün İki millet arasında bir ainir ve heyecan havası uyandıracak hâdiseler vukua gelmekte, bir gün Polonyalılara malûm Al -manlann hücumu, bir gün bazı Polonyalıların Almanlara taarruzu, bazı günlerde de müsaadesiz tayyare uçuşları, müsadereler müşahede edilmektedir. Bu yüzden ortaya çıkan küçük hâdiseler, iki civar milletin efkârı umumiyesinde menfi tesirler icra edecek mahiyet almaktadır ki. Dantzig meselesinin mütekabil bir anlaşma ile nihayetlene -ceğı hakkındaki bazı nikbin düşünceleri de kuvvetsiz bırakmak tadır. Mihver siyaseti, Polonya meselesinde, bu şekilde hareket ederken, diğer cepheden de yani siyaal cep -heden de faaliyete girişmek lüzu -munu hissetmekte ve bu yolda süratle ilerlemeyi istemektedir. Yalnız bu da mihver siyasetine yeni bir şey hediye etmemiş ve bu dakika, daha ziyade, iki âkîd tarafın efkârı umumiyesini kuvvetli tutacaktır keyfiyettir. Yalnız mihver, bundan başka, bilhassa şimalde vc şimal garbide faaliyetlerine kernü vermeyi de siyasî bir düstur olarak ele almaktadır. Bu arada ve şimal memleketlerile ve Baltık devletlerile de sıkı temaslarda bulunmayı arzu etmektedir. Fakat bu sahada mihver siyaseti fazla bir muvaffakiyet elde etmiş görünmemekte, bilâkis bu devletlerin kısmı âzaminin herhangi bir ihtilâf âmillerinden uzakta kal • mayı istihdaf eden siyaselterine çarpmaktadır. Ve eynca bu dıplo -matik faaliyetlerin, mihver nokta -sından bazı menfi tezahüratı da müşahede edilmektedir. Bu arada. Belçika Kralı ile Hollanda Kraliçesi tarafından söylenen nutuklar çok calibi dikkattir. Ta -rıhın seyrinde bir aralık beraber yaşamış ve bir kül teşkil etmiş bu iki müstakil ve ayni zamanda n.u -t. m-Ickeci devletlerin, mütearrıza karşı birleşmek ve tedafüi bir siyaset takibini istihdaf eden sözleri hatırda tutulmıya değer. Zira Hollanda ile Belçıkayı üeride daha kavi bir si -yaal teşriki mesaiye sevkedebile -cek bir nokta, nüfus - arazi cihetinden küçük olan. fakat sanayi ve maliye cephesinden büyük bir e -hemmiyeti haiz bulunan bu iki Avrupa devleti, çok büyük müstemleke topraklarına maliktirler. Belci • kanın Afrikadaki Konfos. Hollân • danında bilhassa Felemenk. H indis-tandakl topraklan, ilk madde ihtiyacında bulunan ve müstemleke istiyen mihver siyasetinin hedefle -nnden binni teşkil edebilir. Bu sebeptendir ki Belçika İle Hollanda, harici siyasetlerinde bu noktayı göt önünde bulundururlarken minil ted birler ittihaz etmeyi de düşünmektedirler. Neticede. Dantzig meselesi, tnll birtakım anlaşmalar, diploma»! fenalıkları tevlit eder. bazı devletleri Inkisari hayallere, bazı d»'-"-*' i de limitlere sevkeder, ve nihayet sulhun İdamesi yolunda kurvsUi a-dımlar attırırken, ytna ta-sri**;. ra-ziyeHnl bu aknaesMa -bhJ «. '.yr Dr, K.ş-sd KAGAY £.1 39 PAZAR ¦ ¦nrri MAYIS 1939 nAy tiki NjM^anma ¦İT» N . Ya-£k»s, i 07 #• 383 YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZ ET ESİ P^fijt Nizamnamesinde Yapılacak Tadiller Mecliste 21 Azadan Mürekkep Bir Müstakil Grubun Teşekkülü Tahakkuk Ett' Partinin Değişmez Genel Başkanı inönü; Müstakil Grubun da Reisidir ABONE ŞARTLARI Tûrklj* Ero.bl 900 Kr. Stncligi 2400 Kt. 500 Kr. 6 aylısı l250 Kr. 260 Kr. 3 aylısı 650 Kr. 90 Kr. I .yl.ğ. 350 Kr. •"•»t» itti rindin. f.ırm-roı| ma» bfcatla* Ma 28. 14. 7.8 ra 4 Ih Mecliste Ticaret, Münakale Bütçeleri Müzakere Edildi Münakale Vekili; Sirkeci Haydarpaşa Feribotunun sür'a.le Yapılacağını denizcilere Yardım Tedbirleri aranacağını söyledi Vazan: HÜaeybı Cahid YALÇIN Ankarada bir isiniz olup ta Ve -kâletlerden yahut sair resmî dairelerden birine uğradığınız vakit, kalemlerde gördüğünüz temizlik, intizam ve güzel, yeni levazım çok ho -sunuza gider. Hatta o derecede ki rbaşka taraflarda başka türlüsüne alışkın bulunduğunuz için. bu kada-ıMüka telâkki etmenize bile im- ayırldıktan son Haklan içnide Raide bulunduğu oTaj^tVnJeS^Bğer bir mevzudur. Gazeteslsal^lni yeni hükû -met konaklarının resimlerini göre • rek memnuniyet duyuyoruz. Fakat her halde bu sabada büyük bir ihtiyaç ile karşılaştığımıza kaniiz. Hele bu hususu Istanbulun ihtiyaçları kendisini büyük bir şiddetle hissettirmektedir. lstanbulda Babıâli ve eskiden kalmış Nezaret binalarından bağlıyarak Maliye Tahsil ve Tahakkuk şubelerinin. Nüfus î -darelcrinin ve sairenin bulundukları derme çatma binalara varıncıya kadar her tarafta tam minasile bir sefalet ve perişanlık göze çarpar. Büyük makamlardan ayrılarak ufak kalemlere doğru gidildikçe bu hal kendisini" bütün bütün gösterir. Çünkü bu ufak kalemlere büyük â-mirlerden birinin gözü ilişmediği gibi oralara girip çıkmak mecburi -yetinde bulunan kâtiplerin ve iş sahiplerinin de sesi çıkmaz. Eski Babıâliye giriniz, bir evrak odasına uğrayınız.Bu evrak odaları içinde gerçekten toz toprak yuvası addedilecek çok zavallıları, hazin bir ihmal ve inhitat içinde sizin merhamet hissinizi tahrik eder. Fakat asıl acınacak olanlar bu köhnelik ve kargaşalık içinde çalışmıya mecbur bulunan kâtiplerdir. Buralarda eaki kâğıtları dosya ismini taşıyan bir şekilde saklamıya çalışırlar. Dolup tasan evraksa, nihayet kâfi derecede ihtiyarlayınca, mahzen denilen umumî bir makbe -reye naklolunur. Fakat felaket şu ki baz an bu umumî çukura defne -dilmiş ölüleri ihya etmek mecburiyeti hasü olur. Artık mahzene gi -dip orada kâğıt anyacak bir me -murun halini düşününüz. Lüks ve gösteriş tarafdarı olmamakla topluluk, temizlik ve inti -zam tarafdarı olmak arasında çok büyük bir fark vardır. Kalemlerin tanzim ve tefrişinde lüksten kat'i -yen içtinap etmek nasıl bir vazife ise kalemlerin temiz, muntazam, ça-lısılafailir bir surette teçhizi de o kadar ehemmiyetli bir İştir. Yalnız, bir ovrak odasmı ve dosya dediğimiz kâğıt yığınlarının, bazan sicimlerle bağlanmış.tozlu. topraklı evrakın halini görmek öyle bir yer-Hüseyin Cahit YALÇIN 8«nu 3 üncü tayfamızda) Müstakil Grupunda Başkanı olacak olan Cfimhurreisimlz Istanbulu son teşriflerinde Adliye Veaili Fethi Okyarla görüşürken başkan vekilliği hakkındaki hüküm eksik olduğundan hu kısma yeniden bir madde halinde şu hüküm kon -muştur: (Sonu 8 Üncü sayfamızda) Resmi Tebliğ Başvekâlette bir değişiklik ihtimalinin aslı ve sebebi yoktur Ankara, 27 (A.A.) — Başvekaletten tebliğ edilmiştir. Hükümette iki vekilin değişmesi1 münasebetile bir İstanbul gazetesi Başvekâlette tebeddül olmak İhtimalinden bahsetmiştir. Vekâletlerdeki yeni tayinlerin sebebi, eski vekillerin Parti teşkilâtında yeni vazifeler almaları münasip görülmesinden dolayıdır. Bu tebeddül, Parti ve hükümet teşkilâtının ahenk ve vifak içinde vazife değiştirmelerinden başka bir-jey dcğUdir. Bu sebeple de Başvekâlette bir değişiklik ihtimalinin aslı ve sebebi yoktur. Bu Sualimizin Cavabını İstiyoruz! Murad Sertoğluoun bu mühim yazısını 3 üncü tayfada "Şimdilik I ukadar.,, sütu-nnndı okuyunuz. Ankara, 27 (A. A.) — Cumhuriyet Halk Partisinin bedncl büyük kurultayının tasvibine arzedilecek tadilât şunlardır: 1 — Nizamname değinmez genel OCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCCC^^ İngiliz-Fransız Teklifleri Dün Molotofa bildirildi Moskova, 27 (A.A.) — İngiltere Büyük Elçisi ve Fransız maslahatgüzarı beraberce B. Molotov'u ziyaret etmişler ve kendisine Fransız -İngiliz tekliflerini resmen tevdi eylemişlerdir , Istanbulun Süt İşi Nasıl Halledilecek ? Şehrimizde tetkikler yapan hey'et azasının mUhlm İzahatı Şehrimizde süt meselesini esaslı şekilde halletmek maksadile etüd - Ankaıa, 27 (AA.) — Bugün B. M. Meclisi Öğleden önce toplanarak Münakale ve Ticaret Vekâletleri bütçelerini müzakere etmiştir. Bu bütçelerin müzakerelerinde birçok hatipler söz almış ve alâkadar vekiller bu mütalealara karşılık ver-mişlerrir. Millet Meclisi pazartesi günü saat 15 de tekrar toplanarak 1939 mali yılı bütçesinin tetkikine devam edecektir. Eski adliye Vekl» Parti ü. f. heuefi azotlama seçildi Ankara. 27 (A.A.) — Konya mebusu Tevfik Fikret Sılay, Parti u-mumi idare heyetinde münhal bulunan azalığa riyaset divanınca tayin edilmiştir. (Sonu 3 üncü sayfamızda) Par.i umumî idare bey'eliâza-11 gına seçilen eski Adliye Vekili Fikret Sılay Atletlerimizin Muvaffakiyetleri Fenerle Vefa 3 - 3 Berabere kaldı Mısırda muvaffakiyetli neticeler alarak mtmlekete dönen atletlerimizin dün Galata rıhtımında aldırdığımız resimleri ( Yazısı Beşincide ) Haksız Yere İşinden Kovulan Makinist Cibali Fabrikasının Kapı Dışarı Ettiği Behçet İşe Alınmalıdır Türk-Fransız Müzakereleri Fransız Hariciye Nazırı, iki memleket arasında bir anlaşma akdi ve Hatay meselesinin halli hususundaki görüşmelerin pek yakında muvaffakiyetle neticeleneceğini söyledi Fransız Başvekili M. Da İrdye ve Hariciye Naıırı M. Eore Paris, 27 (A.A.) — Havas Ajansı tebliğ ediyor: Nazırlar Meclisi bu sabah saat 10 da toplanmıştır. Toplantı sonunda. B. Sarraut gaze- koca hükümetine tevdi sız - ingiliz müşterek tt bine arkadaşlarına bıld E. Bonnct, ezcümle T lonya ile yapılmakta o! n Fran- îrinj ka- kjşa! hafc- şu uzun izahatı vermişlerdir: «— istanbul süt işini tetkik ve sıhhî süt şeraitini tesbit edecek bir rapor vermek için Vali Lütfi Kır -dar tarafından vazifedar kılındığımız zaman bize materyal olarak yalnız süt veren hayvanların mik-darını verdiler. Bu itibarla tetkika-timiz için lüzumlu olan malûmat ve vcsiknları muhtelif mahallerde dolaşarak ve alâkadarlarla sıkı bir surette temas ederek bizzat topla -(Sonu 3 ünrü sayfamızda) Havas Ajansının bildirdiğine göre. Hariciye Nazırı B. Bonnct. evvele? Fransız - Sovyet müzakerelerinden bahsetmiş ve İngiliz - Fransız - Sovyet anlaşmasının akdi bahsinde Mos- anlaşma akdi ve Sancak meselesinin halli hususlarındaki Fransız • Türk görüşmelerinin pek yakında muvaffakiyetle neticeleneceğini söylemiştir. ' Hariciye Nazırı, bundan başka, en-(Sonıı 3 üncü sayfamızda) H kî R SABAH YETER ARTIK Cıbali tütün fabrikasında işino nihayet vorilen makinist Mehmet Belıçetin maruz kaldığı bu hareketin doğru olmadığını iddia etmiş ve bu namuslu vatandaşa işinin iade edilmesini haklı olarak talep etmiştik. İnhisarlar idaresi verdiği cevapta, maklnM Mehmet Behçetin iş disiplinine mugayir harekette bulunduğunu, amirinin İş başında ken- İâoıuı 3 üncü Mivfııını/dıı) Komitacılar Peşinde Yazan: M, Sıfır Hayatının 15 senesi-i Makedonya komitacılarile bozuşarak geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun harukulâde maceraları 1 Haziranda başlıyoruz Beyaz zehir kaçakçısı denilen insanlık kundukçısı, parçalandıkça ü-reyen haşere gibi, kafası ezildikçe faaliyetini artırmaktadır. Türk Kmniyet ve Gümrük Muhafaza tcşkilfıtı bu katmerli kntillere karşı aman vermez bir ınücndclc ki ya nsi ve esra -eydana çıkarılmasın. I-ekİn bu meşkûr gayretlere rağmen bu sefil ticaret de -vanı i'dip durmaktadır. Acaba bu pervasızlığın sebebi nedir'" Bell'i de vâzıı kanun, ceza kanun- larımıza bu menfur ticaret erbabını sindirip yıldıracak derecede şiddetli maddeler koymamıştır. Çünkü o kanunlar tedvin edildikleri zaman belki de beyaz zehir der.Üen âfet bu kadar taammum etmemişti. Su halde ilk iş olarak Adliye Vekâleti harekete geçmeli ve ceza kanunumuz». Türk gençliğine, Türk nesline kasdeden bu murdar ticaret erbnbım birer deliğe sığınmıya mecbur edecek dereede, şiddetli vs kahir maddeler HAve etmelidir. Görüyoruz ki gün geçtikçe katil faaliyet arlmaktaıdr. Bu mel'un ticareti bir an evvel durdurmalıyız. A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU 13595886 Sarfa,! 1^--- t sala AB AB 28 MAYTS 19W IKC&SAM KAPA MfHMlDİM?m lMW HATIRA v. İTİRAFLARI JjM ıab e :rl .... tJİ , .* ' POLİTİKAİ Tefriki Nol04 Yazan : SIRIR Yavaş Yavaş Etrafımız Çevrilmekte İdi Nereye Doğru Gitsek Karşımıza Düşman Polisleri Çıkıyordu Bu şefkatli baba ve oğu -lun ihtimamları, dikkatleri sayesinde o tehlikeyi de atlatmıştım. Gerçi, acı patlıcanı kırağı çalmaz, derler amma. az daha hayata gözlerimi yumuyor vc bilâhare millet ve vatanıma yaptığım hizmetlerin şeref ve zevkinden mahrum oluyordum. Şimdi size yerinde bir boşboğazlık edeyim ve şu vesile ile de ken -dilerine karşı borçlandığım minnet ve teşekkürü sizin huzurunuzda ö -diyeyim bari. Hayatımı, şefkatlerine borçlandığım (.....) Bey. hatıralarımı size okutan Mim Sıfır'dır. Hoca Bekir, Hemşinli Nuri ve Mipavrili İbrahim de, o günü ve geceyi haki'«Fiten büyük bir helecan ile geçirmişler, onlar da benim dolaştığını taraflarda gezmişler ve türlü türlü tehlikelerle yüzyüze gelmişlerdi. Arkadaşlarımın hem acıklı ve hem de kısmen gülünçlü olan sergüzeştini size Hoca Bekirden dinlediğim gibi naklediyorum işte. «... O gün daha yardan şimendifer hattına inerken kahpe talün ter-ligile yüıleşmiştık K. ra Mehmet. Mipavrili Ibı.-hımin ayağı kaymış, düşmemek için tutunduğu bir dikenli çalı ile beraber hattın kenarına yuvarlanmıştı. Avuçları şahrem şahrem ayrılmış, başı da yarılmıştı. Buna rağmen yoldan kalnumış, bizimle beraber sahÜe kadar koşmuştu. Akşamdan bıraktığımız kayığı denize sürmüş, küreklerini takmış ve harekete hazır bir hale getirmiştik. Sem bekliyor ve gözlüyorduk Kara Mehmet. Tam ikindiye doğru İdi. Düşman polislerinin Sadi Beyin çamlıkları arasından, etrafı araştırı aııştıra ilerlediklerini görmüştük. Tabii, bu vazıyette duramazdık artık. Hemen kayığa atlamış, Nuri ve ben var kuvvetimizle küreklere a-sılmıştık Açılıyorduk amma, aklımız bağda ve sende kalmıştı. Gün kararıncıya kadar açıklarda dolaşmıştık. Bu esnada Mipavrilinin yaralarını deniz suyile yıkamış, sarmıştık. Mendillerimiz yetişmemiş, affedersin Kara Mehmet, söylemesi biraz ayıp olacak amma. Nuri ile ben İç panteonlarımızı bile yırtmış, û-zerimdtn eksik etmediğim iğne ve İplik ile biribırlerine ekleyip sargı bezi yapmıştık. Ah ağam bir görse y-din Mipavrilinln o zamsnki halini?. Bİr Ermeni gelini gibi süzüm süzüm süzülüyordu. Ne de canı tatlı İmiş be kardeş Aksamı bizim İbrahim a-|avs dadılık, hasta bakıcılık, dalkavukluk etmekle geçirdik. Ortalık kararınca, yine sahile döndük. Hep seni düşünüyor, kaçtığını, saklandığını umarak seni bulmak İstiyorduk. Gecenin zifiri karanlığında aramadığımız delik, bakmadığımız Vendek kalmami'tı inan ki Kara Mehmet cephane sandıklarını sakladığımız ankaz vıftınlarının arasında bile aramış ve hatta bağın kenarına kadar bile sokulmuştuk Nuri ile... Kulübenin arkasındaki deliği görünce İkimiz de. derhal senin kaçtığına hükmetmiş ve çok ta sevinmiştik. Artık Bostancıdan Erenköyüne geçmiş ve GÖztepeye gelmiştik. Maksadımız, Yusuf Beyin köşküne uğramak, başımıza gelenleri anlatmaktı. Piysde reisi Cemal Paşa köşkünün köşesinden kıvrılır kıvrılmaz, göllerimiz faltaşı gibi açılmıştı. Yolun iki başlarının bağlandığını ve Yusuf Beyin köşkünün düşman selisleri tarafından aranıldığını gör-1 ffüştük. Aksiliğe bak ki, kendimizi le göstermiştik. Sokağı kesenlerden ! ftlsi düşmüştü peşimize. Onlar kovalıya, biz kaça bir hsyll dolaştıktan sonra, Göztepe istasyonu civarında bflvük bir tarlaya girmiş, İlk rastladığımız bir duvardan atlayıp dibine sinmiştik. Orada oturup korumaydık ya, hayır yapamadık işte bunu. Mipavrili. basımdaki yara a-cıyor demiye, Hemşinli de. gözlerim seyirıyor, başımıza bir felâket gelecek, şuradan kalkıp gidelim diye bsşımın etini yemiye ve beni ainir-lendirmiye başladılar. Kalktık, duvarı atladık. Hat bo-1 yuna doğru ilerlerken bu sefer de, K-ra Mehmetçiğim, altı kişi ile karşılaştık. Dördü onlardan, ikisi ds bizim polislerden. Tabii yüz geri ettik. Denize doğru var kuvvetimizle seğirttik. Gece yarısını geçiyordu, takipçileri aldattık. Doğruca Bostancıya ve Sadi Beyin çamlığına yine daldık. Fakat, oturup şöyle bir nefes alnvya, dinlenmiye vakit kalımdı ki. Herifler, burada da buldular ve tepemize çullandılar. Eğer kayığı hatırlayıp ta atlamasaydık tutulduk gittikti. Fakat, asıl işin hem acıklı, hem da gülünçlü tarafı bundan sonra başlamıştı. Sahilden epeyce açılmış, artık kurtulduğumuza hükmederek Kadıköyüne doğru yollanmıştık. Fenerin açığındaki Öreketaş ile Fener arasından geçerken. Fenerin kayalıklarından üzerimize doğru, bİrİbİ-ri ardına dört tüfek patlamaz mı?. Sanki kaya arkasına siniyormuş gibi, kendimizi bordalara yapıştırdık. Fakat, kayık altı yerinden delinmiş, ve sular deliklerden içeri fışkırmı-ya başlamıştı. Hemşinli ile ben küreklere asılıyorduk. Mipavrili de bel kuşağını yırtıp yırtıp delik tıkıyordu Malûm ya. mendillerimizi bizim ağanın yaralarına sargı yapmıştık. Bu vaziyette, Moda koyundaki kotraların arasına kadir gelebildik. Gelebildik, diyorum. Çünkü. kayiK yan yarıya su dolmuş ve bir su dubası gibi ağırlaşmış, yürümez olmuştu. Fener sahilinden peşimize takılan iki sandal süratle üzerimize geliyor, çaldıkları düdükler tıpkı fırtına ıslığı gibi. kulaklarımızı çınlatıyor, hele benim yüreğime indiriyordu. Artık başka çare kalmamıştı. Kara Mehmet. Birer birer kayıktan denize atlamış, sahile doğru kulaç atmıya başlamıştık. Bu sırada birı-birimizi de kaybetmiştik. Fakat, ertesi günü akşam üzeri Kalafat yerinde Top ömenn kahvesinde buluştuk. Anladın ya şimdi?. Biz de tehlikeyi böylece savuşturduk. Hepimize geçmiş olsun, diyelim. Fakat, sana birşey soracağım. Bu espiyonluğu yapan ve bizi bu kadar eziyet ve üzüntüye salan sütçü ah-barı bırakacak mıyız?..» Demiş, hırs ve hısım fışkıran gözlerini, hepimizin yüzünde ayrı ayrı gezdirmişti. Kararı vermiştik oracıkta. Bu habisi öldürmiyecek ve fak»t, gammazlığına âlet olarak kullandığı dilini kökünden keaeeek ve Modadaki düşman karargâhına gönderecektik. (Devamı var) TAKVİM 28 Mayıs 1939 Pazar Hlerıı Rasadı 8 Rebialahir 1$ M A Y I S İS» 1535 Ruzı hııır: 23 Koyun kırpma zamanı Defa saati. 4,32 Oğla . 12,11 _ tkladlı Ahşa.. 19,51 — Yatsı . «"¦¦ak ı2.19 16,10 21,28 Eterle Adam Bayıltan Hırsız İs.içreden Çina gitmek isterken burada rahat durmayan Miiller delimi, delil mi ? lsviçreden Çine gitmek Üzere şehrimize gelen, fakat Istanbulda parasız kalınca bir gece vakti Firuzağa-da Markoviç isminde bir adamı, e-terle bayıltarak para çantasını kaparken yakalanan Müllerin muhakemesine dün Ağır Cezada devam o-lunmuştur. Geçen celsede, maznunun avukatı müekkılinin deli olduğunu iddia e-derek muayenesini istediğinden mumaileyh Tıbbı Adlide muayene et-•irilmiş ve dün okunan raporoan deli olmadığı anlaşılmıştır. Fakat; a-vuknt, bu rapora rağmen. Müllerin deli olduğunda ısrar etmiştir. Müller ise; «— Ben deli değilim. Avukatım yanılıyor.t Demiştir. Bundan conra müdafaa yapılmıştır. Muhakeme, karar için 7 hazirana talik olunmuştu VİLAYETTE : Okuyucularımız Diyor ki ¦¦ |Kurbağalıdere lâğımları Kurbağaiıdere lâğımlarının Beledi yece inşasına başlandığı şu zamanda Kadıköy, Hasanpaşa mahallesi Şamftstığı sokağının dik ve me -yıllı kısımlarında oturan ve lâğım sularının taaffün ve taşmasından ve sivrisineklerin daha şimdiden istilâsından ötedenberi pek muzta-rip ve bizar kalan bizleri de bu â -fetlerden kurtarmak için İşbu lâ -ğım sularının Belediyece münasip görülecek bir yere toplanması için icap eden tesisatın yapılmasını sıhhati umumiye namına sayın Valimi/den dilediğimin muhterem gazetenizle iblâğına delâletinizi istirham ederim. Kadıköy, Hasanpaşa, Şamfıs-tığı sokak: H. Tümer I Kuyu Yüzünden Bir Cinayet işlendi Hırsız Vali salı günü geliyor İstanbul Belediyesine devri ka -rarlaştınlnn Tramvay, Tünel, Eelek trik idaresinin devri için Nafıa Vekâleti tarafından hazırlanan kanun projesi Meclisin ysrınki ruznamest-ne alınmıştır. Vali ve Belediye Reisi Lûtfi Kırdar. kanun lâyihasının Mecliste müzakerecinden sonra pazartesi günü akşamı Ankaradan hareket edecek ve aalı sabahı Istanbula gelmiş bulunacaktır. MAARİFTE I Mua'lim rruavinî imtihanları Mnuııt Vekâleti tarafından orta mektep muallim muavini olmak üzere her sene olduğu gibi bu seno de açılscak imtihanlara 19 haziran pazartesi günü başlanacaktır. İlk imtihan ayni gün yapılacaktır. Diğer imtihanların yapılacağı günün programı şudur: 20 haziran salı tarih, coğrafya. 21 haziran çarşamba matematik, 22 haziran perşembe fizik, kimya, ta -biat bilgisi. Matematikten başka olan grupların imtihanları Öğleden evvel, diğer kısmı öğleden sonra yapılacaktır. öğleden evvel başlıyacak olan imtihanlar saat tam 9 da, öğleden sonrakilere ssat M te başlanacak -Ur. İmtihan neticesinde evrakı tetkik etmek Üzere bir komisyon teşekkül edecektir. Bu komisyon, şehrimiz Maarif Müdürlüğü tarafından seçilecektir. Kadıköy civarında «oyan kıplllerden mUrekhop bir tebeke yakalandı Bir müddetlenberi Kadıköy civarını soymakta olan kıptilerden mürekkep bir hırsız kumpanyası ya kalanmıştır. Fencryolunda Yaverağa sokağında 29 numaralı olan r.isanın 23 üncü gecesi soyan hım/lar daha sonra Rasimpnşft mahallesinde kasap Alinin. Kayışdağı caddesinde Muştalanın tavuklarını da çalmışlardır. Evvelki gece yine Yaverağa sokağında 16 numarada oturan Meleğin evini soymak isterlerken polis tarafından yakalanan şebeke, kipti Hasan, diğer Hasan, Ali. Irfsn, İbrahim ve Mııstafadan mürekkeptir. Çalınan eşyaların bir kısmı hırsızların evlerinde bulunmuş, diğerleri de yine bunların ıtıra file gös -terdikleri ve ssttıkları mahallerden istirdat edilmiştir. Hırsızlar haklarındaki polis tahkı katı ikmal edilince Müddeiumumi -lige tevdi edileceklerdir. DENİZLERDE yük Yolcu nakleden motörleri Bazı yuk motörlerinîn yolcu naklettikleri görülmekte ve Deniz Ticareti Müdürlüğü bu motorler hakkında takibat yapmaktadır. Dün Floryadan kum nakleden bir motor sahilden aldığı 11 yolcuyu limana getirirken yakalanmıştır. Motor kaptanının ve yolcuların Deniz Ticareti Müdürlüğünde ifadeleri alınmıştır. Suçlu motor kaptanı hakkında kanunî takibat İcra edilecektir. Denizbank idare meclisi toplandı Denizbank İdare meclisi dün Öğleden sonra Denizyolları Umum Müdürü İbrahim Kemal Bayburanın riyasetinde toplanmıştır. Bu toplan-tantıda haziranın birinden itibaren çalışmıya başlıyacak yeni teşkilâtlar hakkında ve Denizbank'ın vaziyeti etrafında görüşmeler yapılmıştır. Limanlar Umum Müdürlüğü İle Denizyollarının teşkilât projeleri ile kadrolannın bugünlerde Ankaradan gelmesi beklenmektedir. Müzakereler sırasında Ankarada bulunan Limanlar Umum Müdürü Rauf! Manyast ve Umum Müdür muavini Hamlt Saraçoğlu bugün şehri- j mize döneceklerdir. Çocuğuna ilâç Arayan Genç Kadın Geca vakti bir sarhoşun tecavÜzUne maruz kaldı Evvelki gece; hasta bulunan çocuğuna ilâç almak üzere Aksaraydan Beyazıda doğru çıkarak nöbetçi eczane arayan Nevart isminde bir kadın, Mehmet Rıza isminde bir sarhoşun tecavüzüne maruz kalmıştır. Sarhoş adam. genç kadını Beyazıda kadar takip etmiş ve mütemadiyen lâf atmıktır. Fakat Nevart kendisine yüz vermeyince Mehmet Rıza kadına tecavüze kalkışmıştır. Genç kadının feryadı üzerine hemen polisler yetişmişler ve sarhoş mütecavizi yakalamışlardır. Mehmet Rıza, dün cürmümeşhut mahkemesine çıkarılmıştır. Mahkeme heyeti tecavüzü sabit görmüş ve sucluvu 18 gün hapse, 25 lira da para cezasına mahkûm etmiştir. Sahte Dişçiler Bu iddia İla bir karı kocanın muhakemesine bakıldı Diplomasız dişçilik yapmak ve İsmail isminde bir gencin dişlerinden birini kırmaktan suçlu Sirkecide Demîrkapıda Selçuk apartımanında oturan Fatma Ue cürüm ortağı kocası Mehmedin muhakemelerine dün Sultanahmet birinci sulh cezada bakılmıştır. Dünkü muhakemede suçlular, dişçilik yaptıklarını inkâr etmişlerdir. Fakat; dinlenen şahitler aleyhlerinde bulunmuşlardır. Muhakeme şahit cslbl İçin kalmıştır. Köylü Aliyi vuran Salih ve Hüseyin dün tevkif edildi Bakırkoyüne tâbi Mahmutbey nahiyesinde bir kuyu meselesinden kanlı bir cinayet vukua gelmiştir. Mezkûr koy halkından Alı ile Salih ve Hüseyin bir kuyudan su almak yüzünden kavga etmişler ve V li taş).i vücudunun muhtelif yerlerinden ağır yaralanmıştır. Yaralı ümitsiz bir halde Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. »luıın kendilerine balta İle hücum ettiğini ve müdafaai nefis iç.n bu ısı yaptıklarını soyliyen Salih ve Hüseyin, dun Birinci Sorgu hâkimliğine çıkarılmışlardır. Hâkim, İki suçluyu da tevkif etmiştir. it MKt KI.KKIr. : f'enekeimize idini edi'ecek tıajfian'anı sil*. kontro'fl 9/5/939 dan evvel yola çıkmış veyahut hâlen gümrüklerimize gelmiş olan Fransız Hindi ÇinisÜe İngiliz Mısır. Sudan menşeli derilerin kapalı vasıtalar içinde vc veteriner nezareti altında doğrudan doğruya kireç kuyulanna vazedilmek şartilo yurda ithal edilmelerine müsaade e-dılmistir. Yukarıda yazılı memleketlerde hayvan hastalıkları hüküm sürmekte olduğu için gümrüklere verilen bîr emirle bu hayvanların ve derilerinin ithali evvelce mene- dilrmşti. «vs/»w BEL EDI YEL Se'imiye plajı için yapıfan teklif reldî'undj Dün Selimiye plajı için Belediyeye müracaat ederek plajın yapıl • ması işini deruhte etmek ve bütün maMinfatı taahhüt ederek neticede 5 veya 10 kuruş gibi cüz'i bir para ile halka a ı. mayı teklif eden ıkı firmadan bahsetmiştik. Belediye, bunların tekliflerini reddetmiştir. Belediye, bu plajı kendi eleman -lan île yaparak halk için kat'tyn bedava olarak açmayı kararlaştırmıştır. ETılnö nUndekl ankaz süratle kaldırılacak Faninooünde yeni yıkılan bınalc-nn arı kazlarının çok çirkin bir man sara anetzneari üzerine Belediye, bu an kazın derhal ve mümkün olun süratle kaldırılmasını emretmiştir. Ankazlar pazartesi günü akşamına kadar muhakkak kaldırılmış ola • çaktır. Floryada Hatlar ucuzlatılıyor latanbul Belediyeni İktısad Mü -dürii Bay Saffet Seser dün Fılorya plajına giderek orada bulunan ga • /m.¦ ve eğlence yerlerinin fiat listelen üzerinde tetklkat yapmıştır. Yerinde yapılan bu tetkikler neticesinde bugünkü fıatlar üzerinden fk 30 - 35 bir tenzilât yapılabileceği tesbit olunmuştur. Yeni sene fî-stlsn bu tenzilâtla tesbit olunacaktır. İktısad Müdürü, plâj fiatlarında da ayni nisbette Mr tenzilât yapılıp yapıla m lyacağım araştırmış ve bu • mm için ne şekilde tedbirler alınması laztmgeldiğini tetkik etmiştir Bay Saffet yarın da Beyoğluıı-daki bütün eğlence yerlerini, kah -Yeleri, gazinolan tetkik ve teftiş e-decektır. Kunduracıların kavgası Mercanda terlikçilik eden Cemil ile Muhittin isminde ıkı kalfa, evvelki gün bir ağu kavgası yapmışlar, bu şuada ellerinea geçirdikleri kundura kalıplarike birbirlerini yaralamışlar. Muhittin, Cemili bumun -dan, Cemil de Muhittin! başından ysralamıştır. İki kavgacı da yaka -lan a lak takibata başlanmıştır. Şakalaşırken Kasımpaşada oturan Muzaffer İs nıınıic bınaı, arkadaşı AhmeUe yakalanırken Ahmedin elinden ysra • lannıa»—* bepolmuştur. Aland adaları meselesi Bu hafta toplanan Milletler Meclisi Konseyinin ehemmiyetli mevzularından biri, Aland adalannın yeniden askeri leş t irilmesi meselesi olmuştur. Son zamanların bilhassa, Baltık denizinde tezahür eden siya-î neticelerinden bin de, bu denize sahüdar milletlerin serbest mahreç temin etmeleri, tabiri diğerle bu deniz parçasında seyrüseferin serbestisi garantisi noktasıdır. Yalnız ou arada bazı devletlerin de-muhtemel bir ihtilâfta rakip tarafın hayati menfaatlerini ihlâl edecek sevkulceyşl mevziler elde etmek i-çin faaliyet sarfettikleri de unutulmamalıdır. İşte Aland adalarının tahkimi meselesi de bu yüzden ortaya çıkmakta ve bununla ilk plânda alâkalı bulunan Finlandİyayı harekete sev-ketmiye mecbur kılmaktadır. Bu sebeptendir ki, Fin hükümeti 1921 tarihli ve Adaların askeri hale ifrağ edilemiyeceğini ve bitaraf kalınacağını âmir mukavelenamenin yeni hartan gözden geçirilmesi ve buralarının tahkim edilmesini istemekte ve bu noktada İsveç ile birlikte hareket etmektedir. 22 devletin imzaladıkları bu mukavelenamenin tadili ise Milletler Cemiyetile a-lâkalıdır. Her iki hükümet burada faaliyet sarfederken, Finlandiya ayrıca, mukavelenamenin yeniden gözden geçirilmesi için Sovyet Rusyanın yardımını talep etm ştir. Zira Sovyet Rusya sona kadar u vesikaya imza koymamışsa da coğrafi mevkii kendisine bu mesele ile fazla a-lâkadar olmayı icabettirmektedîr İşte Finlandiyanın bu talebi üzerine Moskova, mevzubahs askeri tahkimatın mahiyeti hakkında bazı malûmat elde etmeyi siyaseti iktizası zaruri görerek, ona göre cevap vermiş, fakat bu noktada Fin hükümetinin menfi cevabile karşılaşmıştır. Bu hükümet Sovyet Rusyanın öğrenmek isetdiği hususatın, askerî sır sahasına intikal ettiği,, tahkimatın mahiyet ve şümulü hakkında cevap veremiyeceği kanaatini izhar etmiştir. Halbuki Sovyet Rusya için bu tahkimat meselesi çok ehemmiyetli bir mevzu olarak kendisini göstermektedir. Zira Finlandiya körfezinin hemen yanıbaşında bulunan A-land adalarının tahkimi, müstakbel bir harp halinde. Sovyet Rusyanın muhasımları tarafından kuvvetli bir sevkülceyş unsuru teşkil etmekten geri kalmıyacak şekildedir. Boyb bir vaziyette Rus gemileri Finlandiya körfezinden ne harice çıkabilir ve ne de bu körfeze başka gemiler girebilir. Bundan başka. Avrupa siyasetile ve ezcümle Şimal ve Şimali garbî Avrupası siyasetile yakından alâkalı bazı devletler. Finlandiyanın her hangi bir âmil tahtında Berlinin nüfuzu altına girm iveceğin den ve do-lavısile de Aland adalarının tahkiminin Almanyanın işine yaramıya-cağından emin değillerdir. Bunun içindir ki, Finlandiyanın menfi cevabı üzerine, bu meselenin halli. Milletler Cemiyetinin son konseyi imtidadınac müsbet bir neticeye erişememiş, henüz muallâkta kalmıştır Bu da. şimdi Baltık denizinde büyük mlkvasta sivasî faaliyetlerin başladığını göstermektedir. Dr. Re«eî SAGAY Elektrik diredne çarpan otobtls Kurtuluş - Beyazıt hattında ij-liyen şoför AbduUahın idaresindeki 3054 numaralı otobüs evvelki ;ün sefer esnasında ingiliz sarayı arkasında, cadde üzerindeki 175 numa* ralı elektrik direğine çarpmıştır. Kaza neticesinde otobüsün ön kısmı hasara uğramış, yolculara bir şey olmamıştır. Hâdiseyi müteakip arabayı bırakıp kaçan şoför Abdullah», polis tarafından aranmaktadır. Kamyona asılmanın cezası Büyükderedeki kibrit fabrikasına ait 3622 numaralı kamyonu idare eden ustabaşı Sabri Uysal, kamyonun arkasında takılı römorka binmesine müsaade etmediği halde ha-habersizce asüan ayni fabrika amele sinden Hüseyin oğlu Ali yere düş -müş, başından yaralanmış, hastı • haneye kaldırümadan Ölmüştür. Zabıta, kaza hakkında tahkikat yap maktadır. ?09594 PAZARTESİ 1 JKUl N.™j|^n.f. Ne M 29 MAYIS 1939 YENİ SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONE ŞARTLARI Tnrkiy» Eco.bl 900 Kr. Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. 6 aylığı 1250 Kr. 260 Kr. 3 aylığı 6S0 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. I.k.tl.r lala »t. U. 7.1 *• 4 lir* Büyü Cümhu Turizm Bakımından Yakın Şark Yazın: Hü«ym C.hid YALÇIN art i Kurultayı Bugün Toplanıyor rr^si İsmet İnönü Mühim Bir Nutuk SöyUyecek Türkiye için realist bir ecnebi turizm hareketi düşünmek ister ¦ sek bunu yanıbaşımızda kolay lıkla bulabiliriz. Bugünkü hayat şartlan içinde A m e nk adan seyyah beklemek, kuyruklu bir yıldız dogmasına intizar etmek kadar uzak bir Ümit olur. Avrunanın diviz va • Ayeti turizm hareketine büyük bir darbe vurmuştur. Bugünkü siyasi buhran ve korku zaü olsa bile cihanın iktisadi gidişi değişmedikçe eski seyyah akınlarının yeniden can* tanmasına imkân tasavvur edile • mez. Vakıi bugün de az çok bir turizm vardır. Fakat seyyahların zenginleri bile fakir düşmüş bir haldedirler. Paralarını çıkaramıyorlar ki aarfetainler. Bazı milletlerin ise yer-terinden kımüdamıya takatleri kalmamış görünüyorlar. Bu şerait altında Türkiye için bir ecnebi turizm faaliyeti düşünmek yersiz bir hülyadan ibaret kalırsa 4a bundan tamamüe ümit kesmek do doğru değüdir. Söze baslarken anlatmak istediğimiz gibi, Yakın Şark bize epeyce bir müddet kâfi bir müşteri temin edebilecek bir haşinedir. Bir kere, eski münasebetler ve hatıralar, bühassa lstanbula. Boğaza ve umumiyetle asrkın sihirli göklerine olan aşkı hâlâ muhafaza etmektedirler. Sonra, coğrafi vaziyet tamamile lehimizedir. Yaz mevsiminde Mısırda ve Irakta kalmak çok nahoş hayat şartlarına katlanmak demektir. Seyahate çıkabile • cek olanlar kendilerini serin ve güzel bir köşeye atmak için tehalük göstereceklerdir. En yakın ve ucuz bu serin köse onların karşınına la -tanbul ve Boğaziçi şeklinde çıkarsa, icap eden bazı şartlar temin edil -inek sartüe, buraya gelmekte hiç tereddüt etmiyeceklerdir. Yakın Şrk seyyahları bizce tam aranan turistlerdir. Bunlar vapur -larile gelip umanda vapurlarında yatan ve şehirde ancak bir otomobil gezintiai yapmakla iktifa eden sey-yshlsr cinainden değüdirler Gelecek, oturacak, gezecek ve bir mevsim burada kalacak seyyahlardır Memleketin asıl istifade edeceği sey-y ahlar. Bu istifademizin yalnız maddi olmakla kalmıyarak manevi cihetten de bir hayır teşkil edecek • lerinde zerre kadar tereddüde yer var mıdır' Bir memleketi gezmek ve oradan tatlı intibalar almak 0 memlekete kalben bağlanmaktır. Seyahat hatıraları kalblerde en devamlı ihtisaslardır. Bir milleti ve bir memleketi sevmenin en birinci âmillerinden bîri o memleketi gezmektir. latanbu-Hüseyin Cahit YALÇIN (Sonu S üncü sayfamızda) Başvekilin Dün Geceki Nutku Dr. Refik Saydam Radyoda Yaptığı Bir Konuşmada Halk Partisinin Yurda Hizmetlerini Anlattı Komitacılar Peşinde Yazan: M, Sıfır Hayatının 15 senesi r, i Makedonya Jcomitacılaril* boğuşarak geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun harukuiâda maceraları 1 Haziranda başlıyoruz TÜRKİYE VE DÜNYA SULHU Bir Fransız Gazetesi Son Jestimizin Büyük Kıymetini Anlatıyor Paris. 28 (A.A.) — Kabinenin dünkü toplantısından bahseden Ex-celsior gazetesi diyor ki: fHariciye Nazırı Bonnet. mevcut garantileri ve paktları ahenkleştirmek için Fransız ve İngiliz dıploma-lisinin önümüzdeki haftalarda yap-mıya mecbur bulunduğu faaliyeti izah eylemiştir. Umumi ve hususî emniyetleri. Avrupının yeni mu- sellâh teşkilâtına dahil bulunan her devleti, bir taarruz takdirinde, dİ-«cr hepsinin yardımına güvenecek bir surette tanzim etmek lâzımdır. İşte bunun için, Fransrz - Polonya ittifakı, Londra ve Varşova hükümetleri tarafından yapılan deklcras-yon esası dahilinde Polonya-Ingıl-tere anlaşmasının akdi, Polonya -(Sonu 3 üncü savlamızda) İsmet fnönü meclis kürsüsünde nutuk söylerken Cumhuriyet Halk Partisinin be -şînci büyük kurultayı bugün sant 10 da Büyük Millet Meclisi salonunda Parit Genel Başkanı Cümhurreı-Himiz. İsmet İnönü'nün nutkıle açılacaktır. Bugünkü fevkalâde toplantıda Fransada yapılan birmeras mde Yugoslav-Fransız Hataydan gelen murahhas meb us- 'ı - ı ı lardan Abalı. İbrahim inal, Abdın- dostluğu lehinde tezahürat yapıldı rahman Mürseloğlu üe Hatay Halk Partisi idare heyetinden ve Eti Türklerinden Alı Şeyhimdan da bu-luncak. bütün Vekiller kendi Vekâletlerine ait isler üzerinde izahat vereceklerdir. Parti nizamnamesinde yapılacak tadilâta ait teklifler kat'i şeklini al m: bulunmaktadır. Müstakil mcb'uslar Parti muza -kerelerinde bulunsalar bile nmi.il. ¦ tda bulunmayacakları gibi reye d'. Stirak etmiyeceklerdir. Fakat bu -(ün tenkid ve mütalealarını Meclisle dermeyan edeceklerdir. MüstakÜ grup âzası kendi aralarında toplantılar yapacaklardır. Gümrük ve İnhisarlar Vekâletinden çekilen AU Râna Tarhan'ın tes-aüi mevzubahs müstakil grupun re* b vekilliğine getirüeceği söylen -çektedir. Ankara, 28 (A. A.) — Başvekil i)oktor Refik Saydam, bu aksam adyoda, yarın açılacak olan Cüm -«uriyet Halk Partisi kurultayını iair bir konuşma yapmıştır Başvekilimizin bu konuşmasını «sağıya dercediyoruz: «— Aziz yurtdaşlarun. Cumhuriyet Halk Partisi yarın Ankarada beşinci büyük kurultayını açıyor. Bu hâdise, şunu ifade eder: (Sonu 3 üncü sayfamızda.) Kütahya-Balıkesir Hattındaki İhtilâf Türk Gençliğinin Hakem Tayin Edilen Yunanistanın Paris Elçisi B. Politis'in Beyanatı c»xxcccxxxxccccocxzxzxccocc^ Galatasaraylıların Senelik Pilâv Günü Eski Galatasaraylılar dün mekteplerinde an'anevî toplantılarını yaptılar Ankara. 28 (A.A) — 19 mayıs Gençlik bayramı münasebet ile Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü nün Milli Şef ismet İnönü'ye genç-(Yazuı 3 üncü sayfamızda) (Sonu 3 üncü sayfamızda) XOCxXXCCCCCCCCCCCO^ G. Saray Beşiktaşı 3-1 Yendi Atle tizm Müsabakaları Muvaffakiyetli Oldu Dem ir spor izmir de Ateşsporu 1-0 Mağlûp Etti tski Galatasaraylılar pilâv sofrasında Galatasaray lisesi mezunları her sene yapmakta oldukları senelik pilav toplantılarını dün yapmışlardır. Dünkü toplantıya şehrimizde bulunan genç, yaşlı hemen bütün Galatasaraylılarla Ankara Galatasaraylılarını temsilen gelen Ercümend Ekrem, Raif (Külbastı) ve arkadaşları. Edirnedeki Galatasaraylıları temsilen gelen Rebiİ bulunmuşlardır. Toplanma saati olan 10.38 dan 11,30 a kadar bahçede Şehir bandosunun çaldığı havalar. Ahmet Ağanın çaldığı meşhur tambur dinlenmiş, şimdiye kadar muhtelif sene- ....... lerde mezun olan Galatasaraylıların ¦yn ayrı resimleri çekilmiştir. 11,30 da sinema salonun* geçilmiş Ebedi Şef Atatürk için bir dakika ihtiram vaziyetinde durulduktan sonra en yaşlı Galatasaraylı tarafından plâvın tarihçesi yapılmış, en genç Galatasaraylı tarafından verilen bir söylevden sonra Ali Sami Galatasarayın Türk sporunun inki-şafındaki rolünü tebarüz ettiren vt sık sık alkışlanan güzel bir nutuk söylemiş ve jimnastik hocalarının hocası meşhur Faik hocan m ziyare-(Sonu 3 üncü sayfamızda) 77TS HER SABAH Türk - Fransız Müzakereleri Dün lstanbulda millî küme müsabakalarına devam edilmiş Koıirj tabakaları yapılmıştır. Yukardakİ resim Galatasaray - Beşiktaş maçındı mo 180 metreden kolaylıkla aşısını göstermektedir. Ankara Izmirdekl spor hareketlcrile İst mdsabakalarıoın neticelerini 4 va 7 noi sayfalarımızda bulacaksınız. stanbul atletizm mü ir safha ile Süreyya-bul Fransa Hariciye Nazırı Bay Bonne Fransa ile Türkiye arasında bir anlaşma akdi ve Hatay meselesinin halli hususundaki görüşmelerin pek yakında muvaffakiyetle neticeleneceğini Fransız gazetecilerine tebşir etti. Demek oluyor ki, Türkiye - Büyük Britanya anlaşmasını, Türklye-Fransa anlaşması takip edecek. Memlekette Cumhuriyetin teessüsü Anından başlıyarak devam eden şuurlu, dürüst ve makul bir siyaset artık meyvalanm vermiye başlamış- tır Ebedi Şef Büyük Atatürk'ü, milli Şef İsmet tnönünün istıhlâf etmesini bütün dünyaya Türkün terakki ve teceddüt yolunda daima llerle-mıye karar verdiğini ve bu feyizli yolda inkişafta devam edeceğini goslerdL ' I *«| Turk - ingiliz anlaşmasını diğer anlaşmaların takip edeceğinde bis kendi hesabımıza şüphe bile etmiyoruz. Zira samimiyetimizden olduğu kadar kuvvetimizden ve hakkı mızdan da yüzde yüz eminiz. A. CBMALEDDlN SARAÇOCf " Sayiaı S tenisabah T9 MAYİS mi *\KHAF\ MIHMEDİNi HATIRA vc İTİRAFLARI Tefriki Nol05 Yum s M- SIFIR Yüzbaşı Yusuf Bey Sevinçle Cevap Verdi " Duymadınız mı Miralay Esat Bey Polis Müdürü Oldu Yeri, vurdu, ve hatta muayyen sa ailenle gezip dolaştığı yollar bile Hoca Bekir tarafından iyice tesbit olunan Espiyonun, artık hesabını görmek üzere o gün Erenköyüne gidecektik. Sabahleyin birleşmek ü-zere sozle^tigimiı Sülcymaniyede Tiryaki çarsunndaki kahvede otu -ruyorduk. Hemşinlı Nuri üc Mipavrili İbrahim gelmişlerdi. Hoca Be-kiri bekliyorduk. Kararlaştırdığımız vakitten yarım saat te geçtiği halde Hocanın gelmemesi bizi sıkmıştı. Hatırımıza gelen aksi ihtimallerle bir hayli meraklanmıştık. Cç arka -daş yüzyüze bakıp kara düşüncelere dalmıştık. Kendimizden geçmişiz. Ansızın, omuzuma değen bir eUn temasile o-turduğum yerden sıçramış ve Yüzbaşı Yusuf Beyle kargdaşmiştim. Tatlı tatlı gülüyor. Ve: — Ne o ağalar, diyordu., böyle, suratlarınız batı borusu gibi asıl -mis? Bir tasanız mı var yoksa? Biraz gülünüz bakalım. Bugünkü bayramımızdan haberiniz yok galiba. üzüntüden kırışan yüzüm o an • da gerilmiş ve kızarmıştı. Merakla sormuştum: — Hayrola yüzbaşım., ne bayramı bu?.. Yüzbaşı, oturmak Üzere sandalyeyi çekmiş ve: — İşitmediniz mi? demişti. Miralay Esat Bey. Polis Müdiri Umumisi oldu. Dün de ise başladı. Vatanını seven, milletine canla ve basla hizmet eden Esat Beyin Polis Müdürü olması, tabii herkes gibi, bizi de nihayetsiz derecede sevin -dirmişti. Yusuf Bey. gülüyor, bir -biri ardına söylüyordu. Esat Beyin Polis Müdürlüğüne tayinine düş -inanlarımızın muvafakat etmeleri, milli bir zaferimizdır, bugün ve yarın için çok hayırlı bir müjdedir, ço-1 cuklar.. diyor ve bizi büsbütün sevindiriyordu. Hakikat te hayırlı olmuştu. Öğünden işe başlamıştık. Yalnız biz mi ya? Bütün Unıdıklar da motörlerine atlamışlar, bulduklarını Anadoluya tasımıya başlamışlardı. Günler, haf talar ve aylar geçiyordu. Biz de Karadeniz iskeleleri ile İstanbul a -rasında mekik dokuyor. Yüzbaşı Yusuf ve yaver Kâmil Beylerin verdiklerini, kendi bulduklarımızı der -leyip topallayıp uçuruyorduk. Bu ¦«da. üç defa adam uçurmak hokkabazlığını da yapmıştık amma şımdıhk o ciheüer kapalı kalsın. Bu devamlı hizmet ve meşguliyet bizi uzun müddet oyalamış ve fa -kat. bir türlü kahpe sütçünün espi-yonluğunu unutturmam ıstı. Hele serin ve rutubetli havalarda kolumun beni kıvran dır an sancısı, sütçüye karşı yüreğimde sakladığım h.rs vc hınçları, çektiğim ızürap derecesinde art t iriyordu. Bir gün. aldığımı zyeni bir haber Ceküğım eski acüan tazelemişti. Es-pıyonluğunun cezasını çekmiyen bu babısın büsbütün şımardığını, ka -bina aığamıyacak derecede kabardığını öğrenmiştik. Bu sütü ve so -y«ı bozuk herif yine bir karakulak-bk yapm,şt,. Bu sefer de Mehmet, Ali Dündar «dında bir mıtralyöz za-1 bitimizin canını yakmış. ttva]hyı Kroker Zindanına ettirmişti. Bu hâdise beni «on derece sars -! nuaü. Artık duramam.ş ve intikam bialerimi ayaklandırmıştı. Hemen o gün. Hoca Bekirle Kadıköyüne geçmiştik. Feneryolu. Göztepe, Eren-köyü ve Suadiye Uraflannda saat - j larce gezinmiştik. Bu gezintiler tam on Uç gün sürmüştü. Bulemıyorduk bun! ve çöreklendiği İnini bu zehirli ı/uaxun. On dördüncü günü, Hay -¦¦Iipli ıbrahlmağm mahallesin-I M deki Çınarlı kahvede oturuyor, o havalide sütçülük yapanlarla konuluyorduk. Başı örtülü bu habisi soruşturuyorduk. O esnada kahvenin Önünde, güzel bir kısrak koşulu iki büyük lâstik tekerlek üzerinde şık bir araba durmuştu. İçme de bizim günlerden beri aramakta okluğumuz bu habis kurulmuştu. Gördüğüme inanamamış, gözlerimi uğuşturmı-ya başlamıştım. Sırığını, güğümlerini atan, çul önlükten kurtulan bu ahpar. bayağı kelli felli bir patron olmuş meğer. Karşı kahvede oturan bir ınekçiyi arabasının yanına ça -ğırtmış, gurur vc azamet satıyor, gönderdiği sütlerin bozukluğundan bahmlc zavallı adamcnğıza çatıyordu. Yanımda oturan ve bu hali tıpkı benim gibi hayret ve biraz da hid -detle seyreden inekçi Mahmut ağa, nihayet dayanamamış, acı acı İçini çekerek yüzüme bakmıştı. Ve: — Hey gidi dünya hey., demişti, şu yabanın dangalağı da adam oldu, çıktı başımıza. Aradığım fırsatı bulmuş ve hemen sormuştum: — Kim bu. hemşerim? — Aha, şu arabada oturan. — Necidir bu? — Neci olacak. Bir sene evvel mahalle sütçüsü idi. Şimdi karşısında titriyerek duran Çolak Şevketten her gün yalvara yalvara on okka süt ahr, zorlukla bir ekmek pa -rası çıkarırdı. Bak şimdi ne oldu? — Çok görme ağam, çalışana Allah verir. — Ne çalışması be kardeş. Herifçioğlu kapağı attı Modadaküenn yanına, başımıza ifrit kesildi. Şimdi ,şöyle yan bakanın canını yakı -yor. Bir sey daha söyliyeyim mi arkadaş • ırzlarımıza bile saldırıyor, bu it — Sütçülüğü bıraktı mı? — Hayır, senin anlıyacağın. hem hafiyelik, hem de toptan sütçülük yapıyor. — Kıyak adammış doğrusu. — Ne zannettin ya. Bir sene içinde kavak gibi svrildi çıktıi I Devamı var) Maşukta tir motosiklet kazası oldu Dün saat onda Msslak yolu üzerinde bir motosiklet kazası olmuş -tur. Yuvakim isminde biri. kullanmak ta olduğu 29 numaralı motosikletle hızla gitmekte iken karşı taraftan gelen Onniğin idaresindeki otomobile çarpmış ve müsademe netice -sinde Yuvakim. motosikletle hen -değe yuvarlanmış ve kolu üe bacağından yaralanmıştır. Otomobili kullanan Onnik. yaralıyı hemen alarak hastahaneye götürmüş ve icap eden tedavi yapd -mıştır. Yuvakimin yaralan ağır değüdir. Jandarma, tahkikata devam et -mektedir. TAKVİM .....il-,' .lımiUL. JLIJ___ -rıv 29 Mayıs 1939 Pazartesi Hicri. 9 Rebfolâhİr 1351 RaaslıU MAYIS 1SSS Ruzı bızır 24 Sıcakların başlaması Defa ..ati 4,32 OfU . 12,11 - Iklıslı H,]l Akşaaıı l«,Sl — YaUı 1 21,29 (¦¦ak .2.18 mm Üniversitede imtihanlar İstanbul Üniversitesi Hukuk fa • kültesi deme imtihanlarının İkincisi bugün fakültede yapılacaktır. Bu iki eleme imtihanı neticesinde mu -vnffak olan talebeler ancak diğer derslerden imtihana tabi tutulacaklardır. Diğer taraftan, bütün Üni -ve rai t e imtihanları haziran sonuna kadar muhakkak bitirilecek ve 1 temmuzdan itibaren üniversitenin askerî kampları başlıya çaktır. Bu sene de kamplar, beheri yir -mişer günde olmak üzere üç defa tekerrür edecektir. BEi-EDİYEDE : Belediye kooperatifi toplanıyor İstanbul Belediyesi kooperatifi bugün öğleden sonra saat S te toplanarak yeni heyeti idare intihabı yapacaktır. parti kongresini takip İçin Halkevlerinde tertibat alındı Bugün toplanacak olan Cumhu -yet Halk Partisi beşinci kurultayı kongresinin açılışı ve müzakerelerini şehrimiz de Hnlkcvlerınde radyo ile takip edebilecektir. Bu sebeplo halkın mUzakeratı rahatça takip e-debilmeleri için Halkevlerinde tertibat alınmıştır. Bu vesile ile Halkevlerinde temsiller ve söylevler verilecektir. Beşiktaş Hslkevlnde (Cumhuriyet Hark Partisi ve büyük basanları mevzuu etrafında söylevler verilecek, aynca Hayd Suna piyesi tem • ¦il edilecektir. Berlin - İstanbul hava yolu ücret tarifesi Bir hazirandan itibaren başlıya-cak olan Berlin - istanbul - Halep hava hattının ücret tarifeleri Mü nakale ve Muhabere Vekâleti ile hattı tesis eden şirket arasında tesbit edilmiştir. Bu tarifeye göre, İstanbul - Sofya 47, İstanbul Belgrat 58. İstanbul - Budapeşte 78, İstanbul - Viyana 90, İstanbul • Berlin 126 liradır. Biletler gidip gelme a-lındığı takdirde uçuş fiatlannda yüzde yirmi tenzilât yapılacaktır. Yeni hat, Atina, İHtanbul arasında da hava münakalâtını temin etmiş olacaktır. Istanbuldan hareket eden hava yolcusu, Sofyada aktarma e -derek ayni günün akşamı 18.30 da Selanik üzerinden Atmaya varacak* tır. n MİSTE 1 Rakibini döven bayan yakalandı Beyoğlunda Kafesçi sokağında o-turan Kostantini ile Zekiye arasında geçimsizlik yüzünden bir kavga çıkmış ve Zekiye, rakibini fena halde dövmüştür. Suçlu, zabıta tara • fından yakalanmıştır. e yaşındaki çocuk dövülür mU ? Fatih, Sinanağa mahallesi Zey -rek caddesinde 2 sayıda oturan Mehmet karısı Hafızenin altı yaşlarındaki çocuğu Ekrem'i, Meryem isminde bir kadın dövdüğünden suçlu, zabıta tarafından yakalan -mıştır. Bilgi daha kuvvetli İmiş Balık pazarında Tuzcular cadde -sinSe bakkal Hilmi ile kâğıtçı Aram arasında kavga çıkmış, Aram, Hil-mİyi dövdüğü için zabıta tarafından yakalanmıştır. Elini makineye kaptırdı Babahaydar caddesinde oturan Rukiye, çalışmakta olduğu Feshane fabrikasında dikkatsizlikle elini ma kineye kaptırmış ve hafif surette ysralanmıştır. Rukiye tedavi altı -na alınmıştır. Midyeden zehirlendi Denizbankın Istinye havuzların -da çalışan ameleden Şükrü Akdağ. bir müddettenberi havuzda tamirdo bulunan Adana vapurunun altını temizlerken çıkan midyelerden ye -dıği için zehirlenme alsımı göstermiş vc tedavi için hastahaneye kal-dınlmıştır. Okuyucularımız Diyor kl ı Boğuntu yerleri ve saf halkımız Günlerdenberi nazan dikkatimi çeken bir meseleyi saygı ile arze-der ve bunun önlenmesi için icabeden mercilerin dikkat nazarını çekmek üzere sayın gazetenizi tav-slt eylerim: Istanbulun Beyoğlu taraflarında bazı çalgılı birahanelerde ve barlarda Anadolu ve taşralı gemici ve kaptanlar ve ticaret adamları toplanmakta ve bu müesseselerin sahipleri de, menfa .-itler i iktizası olarak, bu saf adamların masalarına sokuldukları gibi sahnedeki hanende bayanlar da bunların masalarına oturmalarına müsaade e-derek sekrihal ile ceplerindeki üç beş kuruşunu sarfettirmektedirler. Bu adamlar, resmî zabıta memurlarının gelmesi İhtimaline karşı, gözcüler bile kullanıyorlar. Acaba tanımadık sivil memurlar vasıtasile bir nevi dolandırıcılık olan bu halin önlenmesi mümkün olmaz mı? Anadolulu Muştala Ergün ^Adalara Su Zorlu Sarhoş Polislere de saldırdı Celâl isminde biri evvelki gece fazla mikdarda İçtiği rakının tesi -rile sarhoş olmuş ve içtiği rakıyı kâfi görmiyerek biraz daha içmek İçin Topkapıda aaçı Hasanın dük -kanma giderek rakı istemiştir. Fa -kat Celâlin fazla sarhoş olduğunu gören aşçı Hüseyin, rakı vermemiş ve kendisini oyalıyarak savmıya ça hşmıştır. Fakat Celâl ayak diriye-rek gürültü çıkarmıya başlamış, biraz sonra da etrafta cam, çerçeve ne varsa aşağıya indirmiştir. Bunun üzerine civarda bulunan polis Ekrem Nedim, vak'a mahalli -ne gelerek Celâli karakola götür -mek isteyince esasen sinirleri ger -gin bulunan sarhoş, polisin üzerine hücum etmiş ve bir yumrukla çenesini, ikinci bir yumrukla da gözünü patlatmıştır. Azılı sarhoş çok geç • meden karakola götürülmüştür. Dün Sultanahmet Asliye bİ'ircİ cezada yapılan duruşma neticesinde Celâl tevkif edilmiş ve zarar, ziyanın tesbitile bazı şahitlerin dinlenmesi çin muhakeme başka bir jüne tehir edilmiştir. Bir otomobil çocuğa çarptı Bayram sokak. Park apartıma ninda oturan altı yaşlannda Vaail oğlu Foti, Tarlabaşı caddesinde kal dırımdan karşıya geçmek isterken şoför Yirgiboğen Ezdepo'nun ida • resindeki 286 sayılı kamyonun sadmesine maruz kalarak ayağından yaralanmış, şoför yakalanmıştır. Duvardan düştü Balatta Kaptana sokağında oturan 10 yaşında Suat. ayni sokaktaki harap arsada bulunan yıkık du -varın üzerine çıkarak oynamakta i-ken ayağı kayarak yere dürmüş, muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Sarhoş olarak patırdı çıkarmış Fenerde, Dıraman, Beşir sokağında oturan Reşat, dün aksam Kıl -burnu gazinosunda fazla mikdarda içerek sarhoş olmuş ve etrafa sarkıntılık yaparak gürültü çıkardı -ğından zabıta tarafından yakalanmıştır. Erkeğini güven Bayan Karaoğlan sokağında oturan Ele-ni ile Hüseyin Oral arasında bir kavga çımış ve Eleni Hüseyini dövmüş. Hüseyin de Eleniye bıçak çekmiş olduğundan her ikisi de zabıta tarafından yakalanmışlardır. Oto:r?oNI çarptı Şoför Mehmcdin idaresindeki 1161 numaralı otomobil dün saat on buçukta Oamanbeydc Yakup oğlu Sami Akpıııuıuı kullandığı bisiklete çsrpmış. Samı başındsn ve yüzün -den yaralanmıştır. Verme ışı İstanbul Belediyesi Adalara verilecek su meselesini haziran ayı içinde muhakkak halledecektir. Bu iş için Büyükadada yapılma -«ma ballanan iskelenin İnşaatı ta • marnlanmak üzeredir. Ayrıca, bu ıs için bir de depo ya • pılmaktadır. Adalara verilecek suyun tonu âzami olarak 35 kuruşa satılacaktır. Bu Buretle suyun te • nekesi 2 kuruşa gelmiş olacaktır ki bugün bir teneke su 6 - 7 kuruşu satümaktadır. Mimınırıranr ¦ Karı koca mahkemeye düştüler Fatihte oturan Tahsİnle karısı Hayriye arasında dün bir kavga çıkmış ve Tahsin karısına envai hakarette bulunarak bıçak ta çemış -tir. Sultanahmet birinci Sulh Cezada bu çiftin muhakemesi yapılmış, neticede Hayriye mahkemeden fe -rağat ettiğinden, Tahsin, bıçak çekmek suçundan bir lira para cezasına mahkûm olmuştur. Sarhoşluğun sonu Sultanahmeıtc Cankurtaran ma -hailesinde evvelki gece, sokakta sarhoş olarak aşrkı soyliyen ve u -mumun istirahatım selbeden Necati dün Sultanahmet birinci Sulh Ceza da yapılan duruşma sonunda 2 lira para cezasına mahkûm olmuştur. E»a (azla misafir geliyormuş Zeyrekte Acıçesme sokağında o -turan Rıza, kiracısı Mustafaya, eve fazla mikdarda misafir gelmekte d duğunu söylemiş ve badema bu şekildeki uygunsuz kimseltri eve almamasına da işaret etmiştir Rıza nın bu haline fena hrlde can: sıkı lan Mustafa evvelki akşam kafayı çekerek eve gelmiş ve malûm bahsi tazeliyerek Rızaya sövmeğe başla -mış ve camları da kırmıştır. Dün Sultanahmet birinci Sulh Cezada yapılan duruşmada Mustafa 2 gün hapis ve bir lira para cezasına mahkûm olmuştur. MüTEKPUUal 1 Sütlüce kasnnpaşa yolu Tasdik edilmek üzere Nafıa Ve -kâletine gönderilmiş olan Sütlüce Kasımpaşa yolunun plânı tasdik lunarak Belediyeye iade olunmuş -tur. Bu plâna göre cadde 25 metre genişliğinde olacaktır.. Yalnız tretu-varlann genişliği plânda tesbit o • lunmamıştır. Burada tesbit olunacaktır. Belediye bu sene bütçesin deki (300) bin in alık yol tahsisa • tından (105) bin lirasını bu yolun inşasına tahsis etmiştir. Bu para, yolun tamamen inşasına kâfi gel -miyeceğinden bu sene için yalnız Hasköy - Kasımpaşa kutnu yapı -lacak ve yolun Sütlüceye doğru o-larak inşasına gelecek sene devam olunacaktır. Aynca Belediye Ihlamur - Beşiktaş yolu ile Sarıyerle -Sular arası yolunun tamiri için de tahsisat ayırmıştır. Bir vapurun mmm Muş'u Fener önünde tamirde bulunan Sadiye ait 62 numaarlı Demirtas vapurunda yakılan ateşten sıçnyan kıvılcımlardan mazotlar tutuşmuş, etrafa sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür, Blçak çekti Topane, Kılıçalı camii karşısında Ahmet Tuna, Recep Kaynak ve Nasri isminde üç şahsın eski bir me seleden aralarında kavga çıkmış ve biraz sonra iş tokada ve yumruğa dökülmüştür. Tam bu sırada Ah -met, Nasrıyı vurmak için bıçak çekmiş, fakat etraftan yetişenler tarafından muhtemel bir facianın önüne geçilmiştir. Polis her üçünü de yakalamıştır. Yangın başlangıcı Galatada Necatibey caddesinde Kaini biraderler rakı fabrikasının bacası evvelki gece saat bir buçukta, kazanın fazla yanmasından tu -tuşrauş, itfaiye yetişerek söndür -muştur. POLİTİKA Balkan siyaseti ve Türkiye Mihver devletten matbuatı Türk-İngiliz anlaşmasının sulh sahasında tevlit etliği musbet akislere rağmen, bu anlaşmanın iptidasından düştükleri şaşkınlık devresinden henüz bir türlü kurtulamamışlar ve yazdıkları bazı malûmat veya haberlerin hakikate tetabuk edip etmediğini bile düşünmeden harekette bulunmaktan vazgeçmemişlerdir. Bu arada bazı Alman gazeteleri, Yugoslav Hariciye Nazırı M. Mar-koviç ile Rumen Hariciye Nazırı M. Gafenco'nun son görüşmeleri hakkında kendi noktai nazarlarına göre tefsiratta bulunarak, Türkiyenın bu anlaşmayı akdetmekle Balkzn devletlerinin takip ettikleri bitaraflık siyasetinden uzaklaştığım söylerken Voelkischcr Beobachter gazetesi Türkiyenın Balkan anlaşmasından hariç tutulabileceğini ve Ankaranın siyaseti karşısında*. Yugoslsvya -; Bulgaristan ve Yunanistanın Tür-' kiyeye Avrupadaki topraklarını bırakıp bırakmamak lâzımgcldiğinl düşünmeleri lâzımgeldigim yazmaktadır. tşte, Avrupa medeniyet âleminde «yeni insaniyet cevherlerini kur-mıya memur addettikleri Cermen dünyasının matbuatı, bu neviden yazılarla, Avrupanın bu kısmındaki milletlerin mantalitelerile hiç de a-lâkid-r olmadıklarını, bilhassa bu devletlerin son yirmi senedenberi geçirdikleri fikir inkılabını ve ihraz ettikleri milli şuuru anlamamış olduklarını gösteriyor. Voelkischcr Beobachter, bu kabilden yazılarile sağlam Balkan birliğini içinden sarsmrya Smil bazı zıddiyetler tevlidine mesai sarfediyorsa bu faaliyetinin sonunun hüsranla nihayetleneceğini hatırından çıkarmamalıdır. Zira Avrupanın bu sahasında yasıvan ve kimsenin toprağında gözü olmıyan ve inkişafları için çahçan ve ancak hariçten gelebilecek istilâ hareketlerine karşı manii tedbirler almayı bilen milletlerin yabancı yerlerden geten nasihatlere, tavsiyelere, hattâ kapalı veya açık tehditlere ehemmiyet vermediklerini, bütün cihan bilir. Hiç bir mûs-t3kil ve medenî devlet, kendi millî menfaatini aramak ve bulmak için bankasının yardımına muhtaç değildir ve gözünü açması için de yine yabancıların kehanetinden yardım bekliyemez. Balkan milletleri, kendilerinin kvi birliğinin bazı siyaset oyunlannın seyrini bozduğunu bil-mivecek derecede siyasi tecrübeden mıhrum delildir. Ve hele bu milletler arasında Yugoslavyalılar? Almanlar, son anlaşma üzerine Yugoslavyalılardan, Balkan antantını i-cinden inhılâl ettirmek çaresini a-ramavı büvük bir siyasî kiyaset telâkki ettiler Fakat burada da yanı-lıyorlardı Belgradm bugüne k^dar takin ettiği ve içinde bulunduğu müşkül ve nazik meselelere rağmen kendisinden beklenilen vakur, soğukkanlı hareketi elinden bırakmadı ve son hadiselere kadar ayni va-ziveti ruh f -i etti. İste bu noktalar pözönünde bulundurulursa, han devletlerin Balkanlardaki birlifli bozmak arzulannın ne kadar yanlış olduğunun derhal farkına vanlabilir Tlrkive. bu ha-reketıle Bslkanlann bitara.'lıjhnı ihlâl etmiş değil, bilâkis bitaraflığım daha kavi bir hale koymuş, ve ayn-09 Avrupının bu kısmında vaşıvan /-vleüfrin ve kendisinin istiklâl ve hürriyet mefhumundan avrılmıvan mevcudıvetlerini cihan sulh sivase-tinde metin bir kale haline sokmuş? bulunmaktadır. Bu sebeptendir ki, bütün menfi uğraşmalara rağmen Türkiye ve Bal kanlann tuttuğu müsbet siyaset, semerelini hfldis?tm seyrine daima hazır tutturacak bir mahiyettedir. Pr R-«ad SAGAY Bir tramvay arabaya çarptı Şişliden Tünele giden 515 sayılı vatman Mehmet Sayındır m idaresindeki tramvay arabası Bomontide ayni istikamette gitmekte olnn 19 plâka numaralı 60 yaşında Hüseyin Uluser'ın at arabasına çarparak a-rabayı basara uğratmış ve Hüseyini de basından ağırca yaralamış olduğundan suçlu vatman yakalan -mıştır. f | salı 30 MAYIS 1939 ' tVAMK TO|k ^ lataUftS-a) N«r«0MBJuuSp1«A*j Ni SABAH GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ABONF. ŞARTLARI TflrkİT» Pn*M 900 Kr Seneliği 2400 Kr. 500 Kr. ..-.: 1250 Kr. 260 Kr. ¦ aylı* 650 Kr. 90 Kr. I «yl.iı 350 Ki. Paıla «lltkaaıaa ai-ıraa-ıt m »m lakatUr Ma }' 14, 7.1 -a 4 11*. Cumhurreisimizin Yüksek Hitaplar r Dün Beşinci Parti Kurultayım Mühim Bir Nutukla Açan ismet inönü Cihan Karşısındaki Vaziyetimizi İzah Etti Alman Donanması Yazan: Hut tını Cahid YALÇIN Sevgili yurdumuzu müdafaaya ber an kuvvetli bir şekilde hazır olan kahraman ordumuzdan bir kıtım Nutuktan Parçalar u Türk Milleti; Yüksek İdeali Ve Hayatî Menfaati Kendisile Beraber Olan Milletlerle Beraber Göz Kamaştıracak Yeni Kahramanlık Menkıbeleri Yazmak İçin Tama-mile Hazır Ve Kat'î Olarak Karar Vermiş Bir Haldedir İngilizler Lehistan ı bir tecavüze kartı garanti edince, Almanların ilk gösterdiği aksülâmel İngiltere île olan deniz anlaşmalarını ve Lehlilerle yapmış, olduktan dostluk imsakim feshetmek oldu. Almanya bu hareket neticesinde donanmasını takyid ve tahdıd hususunda Ingil-tereye karsı girişmiş olduğu taah -bülten kendisini azade telâkki ediyordu. Deniz anlaşmasının feshi sırf bir nümayişten, bir tehditten, bir can sıkıntısı ve memnuniyetsizlik esen göstermekten mi ibaretti, yoksa Almunya, lngiltcreye denizlerde rekabet arzusuna cidden meyledecek miydi? Bu sualin Avrupa siyaseti ve sulhun muhafazası bakımından büyük bir ehemmiyeti olduğu göz -den kaçamaz. Bugün kadar Alman-yanın hakikî maksadı pek anlaşılmamıştır denilebilir. Her halde cihan sulhu namına dermeyan edile-:ek temenni, aradaki itilâfın fenhe-dilmesi nazarî hır mahiyet muhafaza etmesine dairdir. Alman donanmasının mazisini pek eski değildir. Kayser İkinci VVil-helm çocukluğunda büyük annesi Kraliçe Victoria'yı ziyaret için lngiltcreye gittiği zamanlarda. İngiliz gemilerini görür ve onlara pek imr.-nirdi. İptida biı oyuncak gibi yapıldığı bu deniz canavarlnrına sonra ger.,, kim muhabbet sardı ve Alman şevket ve salvetınm inkişafı için deniz kuvvetlerine ehemmiyet vermek lüzumunu takdir etti. Fakat umumi harbe takaddüm e-den devrede bu cihanşümul felâketin kaynakltınnt araştıranlar har -Hüseyin Cahit YALÇIN (Snnıı .'I ünrıi Haytamı/da) Komitacılar Peşinde Yazan: M. Sıfır /fiyatının 15 aenesioi Makt-donya komttacılarila bozuşarak geçiren Hur at lı Ateş Ahmet Çavuşun harukulâda maceraları 1 Haziranda başlıyoruz "Bütün Temennilerimize Rağmen insanlık Yeni Bir Boğazlaşma Afetine Uğrarsa Türk Milleti Bu Mücadelede kendine Düşen Medeniyet Ve insaniyet Vazifelerini kahramanca, Hic Tereddüt Etmeden Ve Hiç Bir Dehşetten Ürkmeden Hakkile Ve Tamamile Yapacaktır,, 44 Komşularımıza Gelecek Tehlikeleri Bir Adım Sonra bize gelecek tehlikeler gibi önlemek için iktidarımızda olan tedbirleri alacağı-. Nüfusu çok milletler gibi nüfusu az milletlerde müstakil ve millî bir hayata müstahaktırlar Kurultay İntibaları Millî Şefin Hitabesi Ankara, 29 (AA) — C. II. Partisi Derişmez Genel Başkanı, Milli Şefimiz tsmet İnönü, Parti Beşinci Kurultayını aşağıdaki nutkuyla açmışlardır: i— Büyük Kurultayın sayın üyeleri: Cumhuriyet Halk Partisinin Beşinci Kurultayını açıyorum Yüce şahsiyetlerinizi muhabbetle selâmlarım. Sizin temiz hinlerinize de tercüman olarak, bir ferdi olmakla gu-rur duyduğumuz Türk milletini say-fılarla anarım. Beşinci Büyük Kıı-(oota S ttnotl . . ımnda) Ankara. 29 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisi binası ve salonları bugün yine tarihî toplantılardan birine sahne oldu: Halk Partisi Beşinci Kurultayının yapılacağı Meclis s: lonu, içtima vaktinden daha bir saat evvel tamamlk* dolmuş, celsenin bir an evvel acıtmasını ve Milli Şefimizin nutuklarını söylemelerini sabırsızlıkla bekli-yen delegelerle kaplanmıştır. Meclisin için gibi, dışı, büyük kipinin önü de kesif bir kalabalıkla dolu İdi. Gazeteciler, daveti.ler ve kordip-(Hoau 3 ....... -.a\fnmirdı) P. Müstakil Grubu Müstakil Grubda Hangi Mebuslar Soçllocek? Dün akşamki Sun Telgraf gazetesinin yazdığına gore Parti müstakil (Sonu 3 un I) - .¦ : Miı/dıl) Dünkü Meclis Ankara. 29 (Telefonla) — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında bütçe tetkikino devam olun • muştur. Ziraat VVkâleti bütçesinin müzakeresinde ileri sürülen müta-e-alaıa knrsı Ziraat Vekili »Sthlia Erk men ızunat vermiştir. Gumhurreisî ve Halk pırlisi değişmez genel başkanı İs-net İnönü Kurultay Ve Hatay Dünkü Büyük Kurultaya iştirak Eden Hatay Delegelerinin Takriri Türkçe dilinin yayılmasının temini, sıtma ve trnhom mücadelesi, demiryolunun Antakya-ya temdidi, ikısadî kayıdların ilgası istendi Encümenlerin Dünkü Faaliyeti Ankara. 29 (A. A.) — Cumhuriyet aHlk Partisi beşinci büyük ku* rultayındaki Hatay delegeleri tarafından kurultay başkanlığına aşağıdaki takrir verilmiştir: Hatayda C. H. .Prtisi teşkilâtı yeni vücııde getirilmiş ve bu defa ancak teşkilât kongreleri yapılarak dilek kongreleri yapılamamıştır. Maamafıh. yurtta partili arkadaş -larla temaslarımızdan hasıl eyledi* »imiz intibalar ve Hatay ilyönkuru-lu tarafından bize verilen direktif- ......... lerle Hatay namına aşağıda arzede-cegimiz muhtasır dileklerin dahi mütalea olunmasını arz ve istirham eyleriz: 1 — Hatayda büyük s t ma yuvalan teşkil eden Amik bataklığının kısa bir zamanda kurutulması. 2 — Hatayda, en kısa bir zamanda sıtma ve trahem mücadelesi teşkilatının vücude getirilmesi. 3 — Eti Türkleri arasında Türkçe dilinin kısa bir zamanda yayü - (Sonu S ünrü tayfamızda) ¦"*-.................... -......... HER SABAH Milli Şef Konuşurken Aziz Cümhurreisimız İnönü, dün beşinci kurultayı açarken, kendisine has olan o gür ve erkek sesile bir nutuk söylediler. Bu çelikten cümlelerde bir Dev • let Reisinin sözlerini işittiklerini zannedenler aldanırlar. Zira sos soy. Üyen CümhurreisimİK olmakla be -rabor, 18 milyon Türk aziz Millî Şefinin ağzile konuştu, su karışık ve gaileli saatlerde bütün bir millet idealini anlsttı. temiz ve gıllügişsiz ka!bmi bütün sammiiyetile döktü. «Komşularımıza gelecek tehlikeleri biraz sonra bize gelecek tehli • keler gibi telâkki ederek tedbirlerini zamanında olacağız.* İS milyon Türk namına konuşan ve dthüdt olduğu gibi hariçte de daima sotuntl tutmuş ismetli bir ağızdan çıkan o güzel, o İç açıcı sözler arasında bu cümlt da vardı. İS müyon Türk asla MIHI Sefine candan m Utetek kirdir, A. CEMALKÜMN SARAÇOĞLU 4 Sarfaı »V yT^N'T saba h^ 5ff MİYİS 1939 *• HATIKAvtlTIRAFLARl Tefrik. N0IO6 Yazan ı /Vf. SiriR şehir haberleri Sabah Erkenden Pusu Kurmuş Bulunuyorduk Keklik Gibi Elimize Düşen Vatan Hainine Verdiğimiz Ceza — Nerede oturuyor şimdi? — Selâmsızda. _ Her gün böyle araba ile mi ge-«er bu? 1 — Elbette. Patron yaya gezer mı ya? Her sabah buradan geçer Meı-diveoköy, UzunçayL- ve Libade taraflarındaki inekçilere ugnyarnk Kısıklı yohle e\-ine döner. İyidir i«i Topladığı sütü Beyoğhmda sattırı-yor ve mayon kazamyor. Daha faala ne dinlemiş ve ne de sormuştum. Hoca Bekirle hemen kahveden kalkmış, iskelenin yolunu tutmuştuk. Hoca Bekir yanıma ire yürüyor, hem de bana" bakıp bakıı gülüyordu. Ve: — Hiç geciktirmeğe gelmez Kara Mehmet, diyordu. Yarın sabah erkenden bu tarafa geçelim ve bu soysuzun yolunu keselim. — Yolunu değil hocam, dilini, dilini. , — Bırak sen onu bana. ' Ertesi sabah, daha şafak sekmeden bîr ssndal ile Kadıköyünc geçmiş ve güneş doğarken Uzunçayır-la Lİbâde arasındaki yolun, müna -sip bulduğumuz bir tarafına sinmiştik. O gün, lstsnbulu resmen İşgal edecek olsn bir fırkamız da GÖztc-pede içtima ediyordu. Bunun için herkes gibi biz de sevinç içinde idik. Etrafı çalılarla kapalı bir yesil'ik üzerine serilmiş ve çalıkuştarı gibi dillenmiştik. Yillardanberi geçirdiğimiz kara günleri, çektiğimz elem- i lert, gördüğümüz hakaretleri birer birer hatırlıyor ve milleti canlandıran, memleketi kurtaran Ulu Gazimize, kahraman ordumuza, büyük milletimize selâmet ve muvaffakıy.-t ' duaları ediyorduk. Bu tatlı yârenlik, vaktin geçtiği- . ni duyunnamıştı bile bize. Sonbaharın üık güneşi tepemize dikilmişti. Tam oğle vakti idi. Bek- j lediğimiz arabanın Uzunçayırla Li-bide arasındaki yol üzerinden se - i kerek geldiğini görmüştük. Üzerin - : de bizim Karakulak patronla uşa?ı vardı. Hemen olduğumuz yerden j sıçramıştık. Evvelce intihap ettıci- ' miı, ufak bir höyüğün boyun noktasına Hoca Bekir sinmişti, onun karşı ' yakasında bulunan kaya yığı.-tısına ¦ da ben sokulmuştum. Tabancalı r ; elde ve gözler yolda, hiç şüphe yok I ki. tatlı bir heyecan içinde bekleşi -ı yorduk. i Araba, Hoca Bekirle benim bu -; lunduğum yerin arasına girer gir -mez, saklandığım yerden birden fır-; fayarak yolun üzerine atlamıştım ; Tabancamı doğrultmuş ve haykır • , mistim: — Dur bakalım!.. Kurnaz herif, hemen arabadAn atlamış ve geriye doğru koşmıya • başlamıştı. Fakat bir saniye bile geç . memiş. orada da Hoca Bekirin ts -, bancasıle karşılaşmıştı. Her halde o güne kadar yaptığı nankörlükleri I .hiç te hatırlamamış, hesap saatinin .yaklaştığını snlıysmamıştı. O, bizi j âdi bir hırsız ssnıyor. ağlyordu. :yalvanyordu. Oldukça şişkin olan ; cüzdanını uzatıyor. Ve: • — Alın, hepni de sizin olsun. Kıy-, mayın canıms. I Diyordu. Daha da çok söylene - ¦ cehti. Fakat, mcydsn kalmamıştı. Hoca Bekir, patronu kavramış, kıı- 1 caklamış bir bohça gibi arabarır. •andığına atıvermiştf. Biz de atla -l mış. çala kamçı, Muhacir köyünün oenup tarafındaki çalılık sırtlara ' dogrulmuştuk. Patron ile uşağı dik-î katle yüzümüze bakıyor ve bizi ta-| manya uğraşıyorlardı. Tanıyamı . yorlardı ve tanıyamıyacaklardı d». Çünkü ikimiz de, bir kese kAğıtla ge tlrdiğimiz kflmür tosu İle ellmlsl. yüaümUzü karartmış, âdeta Alem - dağlı birer ktnıürcü halini almıştık. Biraz sonra, yoldan çıkmış, aştığımız hafif bir meylin gerisinde dört yanı kapalı ve geniş bir çukurluğa dalmıştık. Arabadan İnmiş, ikisinin de el ve ayaklarını güzelce bağlayıp İlmiklemiştik. Biz de karşılarına gec. miş. sohbete girişmiştik. Alaylı bir tsvırla : — Eeee.. çorbacı, deniştim, yak-tığm canların, söndürdüğün ocak -ların. hapse tıktırdığın babacanla • rın ver hessbnı .bakalım şimdi. Koca nankör, bizim hırsız olma -dığımızı o vakit anlamış, birden kararıp morarmıştı. Yaş boşanan gezlerini yere dikmiş, sesi, soluğu kesmişti. Sanki taş kesilmişti karşım -da. Halbuki ben onu söyletmek, itiraf edeceği suçlarını dinlemek ve sonra da, yspacağım cezayı ona, kalben olsun, kabul ettirmek isti -yordum. Onun yaptığı bu baygınlık numarasına tabii hiç inanmamış -tim. Hemen sivri bıçağımın ucunu pazısına değdirmiş. aklını da başı • na getirmiştim. Kulaklamdan tutup sarsaladıktan sonra: — Korkma çorbacı, öldürecek değilim, ne seni ve ne de adamım. Bunu şerefimle temin ediyorum sana. Söyle şu yaptıklarını hele. Herif, bu kafi teminatım karşı -sında canlanmış ve dîllenmişti. Yal-naz dillenmek değil, biraz da tilki -leşmişti Bir sürü yalandan sonra: — Yanlışınız var ağa. demişti. galiba siz beni başka birisine benzet tiniz. Gülerek, acaba?., demiş, marifetlerini birer birer dizip dökmüştüm, Ve artık yumuşaklığı bırakmış, nasırlı parmaklarımı boğazına dola -mıştım. Biraz sıkmış ve gözlerimi açarak bağrmıştım: — Söyle doğrusunu, yoksa, şimdi keserim senin sesini soluğunu. Yalan ve dolapla kurtulamıyaca-ğım anlıyan çorbacı nihayet İtirafa başlsmıştı. Hem söylüyor, hem de ağlıyordu. Fakat bu ağlayışı neda -metinden değil, kumazlığmdandı. Beni aldatmak, ikide bir de teklif ettiği binlerce lira ile avutup atlatmak istiyordu. Bu para teklifine fena halde hınirlenmiş. içerlemıştim. Cebinden cüzdanım çıkarmış ve sormuştum: — Ne kadar para var bunun içinde çorbacı?.. Bu sualim kurnaz soysuzu sevindirmişti. Gözünün yaşını dindir -misti. Belki de yüreğine kurtuluş ümidi sindirmişti. Memnun bir ta -vırla : — lk yüz yetmiş üç lira., demişti. Bunun az olduğunu biliyorum. İs -tenteniz biz burada duralım, uşa • ğım evime gitsin, bu mıkdarı bin liraya tamamlamak üzere para ge • timin, olmaz mı ağam. Hoca Bekir, titizlenmiş ve ellerini kalçasına koyup söylenmişti: — Vay düdüğüm vay, Böylece bizi ksfeHİiycceksin ha. Hâlâ damı şeytanlık düşünüyorsun ülen? Sen... Hoca Bekirin sözünü kesmiştim. Yırtarak parça psrça ettiğim banknotları üstüne serpmiş. Ve: — Aç gözünü çorbacı efendi. Pars ile kinimizi sstacak. intikamı -mızı bırakacak açgözlü adamlsr değiliz biz. Değil vereceğin bin lira. ö-nümüze yıgılscak milyonlara bile gözlerimiz yumuludur. Demiş vc hemen Hoca Bekirle birlikte ahdimizi yerine getirmiştik. Sözünü de. dilini de kesmiştik Avrı-.lırken usağma: — Selâmımızı söylersin syıldığı zaman efendine Tutamadığı dili-ıi konardık İşte. Bundan sonra, fesatçılığına yazı ile devam etsin. Fakıt, unutmasın kl, dilini koparan bu eller, elini de kırar onun. Demiş ve istifade edememeleri i- Bakılamıyan 26 Dava 3 UncU caza mahkeme İKyatl dün ögledeh sonra Toplanamadı Asliye Üçüncü Ceza mahkemesinde dün Öğleden sonra hiç bir dava görülememiştir. Buna sebep, mezkûr mahkeme a-zatından B. Nurinin ansızın hastalanması vc diğer aza Iiay..n Nadıre-nin dc bir ay müddetle Beşinci hukuk mahkemesi azalığına vcrilmi ¦ olmasıdır. Dün bu sebeple heyet teşekkül e-demediğinden muhakeme yapılamayınca, öğleden sonra görülecek olan yirmi altı davaya bakılamamıştır. Bu davalarla alâkadar davcı. nünün, şahit ve avukatlar keyfiyeti öğrenince gitmişlerdir. RF'.EPIYEDE : Vali Bngün Geliyor Vali ve. Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar bu sabah Ankaradan şehrimize avdet etmiş olacaktır. Lûtfi Kini.ula beraber Ankaraya giden Belediye muhasebecisi B. Muhtar, daha birkaç gün kalarak Belediyeler Bankasından istikraz o-lunan 5 milyon Ura işinin istikraz şekillerile meşgul olacaktır. Bina vergisi tahsil zamanları Bu seneki şehir bütçesi yüksek tasdike iktiran olunmuştur. Bina vergilerinin taksitlerinin tahsil zaamnları Maliye Vekâletinden bildirilmiştir. Buna binaen tahsilat şu aylarda yapılacaktır. Temmuz, eylül, ikinci teşrin, ikinci kânun. Emin Onunda İstimlâk Edilecek Yerler Eminönünde yeniden istimlâk o-lunacak bir adanın istimlâk bedeli Nafıa Vekâleti tarafından bu haltı içinde gönderilecektir. Gönderilecek para miktarı 112 bin liradır. Para, gelir gelmez derhal istimlâkler yapılacak ve binalar yıkılacaktır. Bursa Belediye Reisi M. Puştla" Görujtu Şehrimizde bulunan Bursa Belediye reisi Neşet, dün Şehircilik mütehassısı Prostu ve İmar Müdürü Hüsnüyü ziyaret etmiştir. Prost Bursanın imar plânını hazırlamayı kabul etmiştir. Beyofilu eğlence yerleri ucuzlatılacak Belediye İktisat Müdürü Saffet Sezer dün Beyoğlunda tetkikler yaparak eğlence yerlerinde yapılacak tarife tenzilâtı esaslarını tesbit etmiştir. çm arabanın oklarım da kırdıktan sonra yolo düzülmüştük. O gece Beyoğlunda yapılan muazzam fener a-layına bütün arkadaşlarla beraber biz de katılmıştık. Meşalelerimizin dumanını savuruyor, avazımız çıktığı kadar bagiriyorduk: — Yaşasın Mustafa Kemal Paşamız... — Varolsun İsmet Paşamız,.. — Yaşasın şanlı ordumuz, şerefli milletimiz., — Kahrolsun düşmanlarımız.. Türkün göğe .doğur yükselen meserret âvazeleri karşısında, o za ¦ manki düşmanlarımız da çok keyif-lenmişlerdi. Onlar da sevincimize iştirak etmişlerdi. Fakat, Karşı ya ¦ kalılar, matem içinde evlerine ka • panmışlardı. Memleketten savuşmı ya hazırlanıyorlardı. Tıpkı coşkun bir ırmak gibi Galatasaraydan Tsk sime doğru akarken, Önümüzde iler-liyen biri scı acı bağırmıştı: —Nerede düşmana hafiyelik eden nankörler?.. Bizim Hoca Bekir yine dursma -mış, ileri atılmıştı. Gözlerinden hırs ve hışım fışkıran o vatandaşı ku • lundan tutmuş, Agacaınisinin avlusuna sokmuştu. Cebinden çıskrdığı sigara paketinin İçindeki porsumuş dil parçasını göstermiş ve fısılda -mıştı: — Çıkmaz artık sesleri. Bak,işte kesildi onların dilleri. -SON- OKuyücularımız Diyor kl ı Ankarada karanlık bir Sokak Ankara Bentderesi Altındağ mahallesindeki evlere cereyan »eril-mek üzere bundan sekiz sene evvel icabeden yerlere elektrik direkleri dikildi);) ve üzerlerine de lâmbalar takıldığı halde bu mahallenin Mer-merçeşme sokağında bulunan iki elektrik direğine hâlâ birer lâmbanın takılmamış olması bu muhit sakinlerini ciddi bir tehlikeye maruz bırakmaktadır. 150 metre uzunluğunda bulunan bu sokağın ortasından itibaren üst başına kadar olan kısmının kayalık ve beş altı metre derinliğinde bulunması bu karanlık sokaktan gelen geçenleri, ufak bir ıhma) yüzünden, mühim bu* kazaya maruz bırakabilir. Bundan maada bu sokak başında bir Çeşme'nin bulunması bütün muhitin su İhtiyacını temin eden sakaların su nakli için kullandığı sayısı pek çok olan hayvanlarla da karanlık yüzünden çarpışılması ayni neticeyi doğurabilir. Son birkaç ay zarfında birkaç a-ra banın hayvanların* birlikte bu yerlere düşmüş olmasına yegâne sebep, ışıksızlık olmuştur. Zaten hazır bulunan iki direğe, çok faydalı ve sıhhi iyiliklerini gördüğümüz başarıcı Belediyemizin himmet ve lûtuflarile konulacak 2 iâmba. gelen geçenlerin hayati emniyetini temin edeceği bakımından çok hayırlı ve yerinde bir iş olacaktır. Bu uğurdaki tavassutunuzun hayırlı neticeler vermekte bulunduğunu neşriyatınızı takip etmekle görmekte olduğumdan bu muhit sakinlerinin de dertlerine çaresaz olmanızı ve bu dileğimin fokuyucu sütununda) neşrini saygılarımla rica ederim. Salım Alfi'-doû YENİ SABAH - tki lûmbacıkla giderilecek Amme menfaatine ait b;r mahzurun izalesinden çekin il-m iveceği şüphesizdir. Esasen bu mahzurun şimdiye kadar izale e-dilmemesinin sebebi de hiç şüphesiz bunun Belediyeye duyurulmamı? olduğudur. Ankara Belediyesinin dikkat nazarını çekeriz. Nazım Plânda Yapılacak tadil Vali Ankarâdâ ru le İçin nafıa vekaleti İle temas etti Prost tarafından hazırlanan şehrimizin Nazım plânının birçok noktalarına Nafıa Vekâleti itiraz etmişti. Vali ve Belediye reisi bu Ankara seyahatinde Nafıa Vekâleti ile temaslar yaparak Vekâleti tarafından nazım plânın itiraz olunan noktalarının mümkün olan süratle tesbit o-lunarak bunlar hakkında bir karar verilmesini İstemiştir. Nafıa Vekâleti tarafından plânın itiraz olunmıyan kısımlarına ait tatbikat plânları hjzırlanacaktır. Şehrin imar plânı kabul olunduk-atn sonra Belediye bu plâna nazaran imar işini programlaştırarak senelere taksim edecektir. HALKEVLERİNDE i Emniyet Müdürlüğünde-kihâdisenin meaulü yok Geçen hafta Emniyet Müdürlüğünde bir facia olmuş ve Fettah isminde bir muhtelis polis memuru, firar etmek maksadile kendisini pencereden atarak ölmüştü. Müddeiumumilik bu hâdiseye e-hemmiyetle el koymuş ve yaptığı tahkikat neticesinde kimsenin bir suru olmadığını kat'iyetle tesbit etmiştir. İhtilas davası da sukut etmiştir. Yeni yapılacak olan yollar 900 bin lira ile bu sene yapılacak* yollar hakkında Yollar Müdürlüğünün yaptığı keşifler ikmal edilmiş ve yolların bir program ıhazırlan-mıştır. Vali ve Belediye Reisi Ankara dönüşü bu programı tetkik e-decektir. vefat Orman ve arazii vakfiye müdür -lüğünden mütekait ve Ziraat Bankası mali Müşaviri Orhan Altınova ve Ezhcr Altınovanın pederi ve İş Bankası idare meclisi âzasından Feridun Man yasla Denizbank umum limanlar Müdürü Raufı Manyasın eniştesi ziraat mühendislerinden Hilmi Altınova dün gece vefat et -mistir. Cenazesi bugün saat on birde Gedikpaşa, Piyer Loti caddesi 60 No. lu hanen inden kaldırılarak na -mazı Beyazıt camiinde kılındıktan sonra Mcrkczefendideki aile makberesine defnedilecektir. Düğün Evinde Bir Facia Üzerine Bıçakla alılan erkemi döven kadın Karaoğlan sokağında oturan Hüseyin oğlu Hüseyin Ural ile ayni yerde mukim Paulı kızı Eleni, dün kavga etmişlerdir. Neticede Hüseyin, genç iradına bıçak çekmiş ve bilmukabele Eleni de Hüseyim bir güzeî dövmüştür. Polis, kavgacı kadın ve erkeği yakalamıştır. Müzeler umum müdürünün erinde bir kaza Erenköyündc Tüccarbaşı sokağın-18 numaralı evde oturan Müzeler u-mum Müdürü B. Azizin evinin bahçesindeki elektrik direğinin yerinden çıkan fincanını dün tamirle meş gul otan Müzeler İdaresi elektrik memuru Hakkı oğlu 27 yaşında Nazlı, merdiven kırılmasilc yere düşmüştür. Sukut neticesinde hafif yaralanan memur halstaneye kaldırılmıştır. Kömürden zehirle" p-e Haydarpaşada istasyon büfesinde bulaşıkçılık yapan Petürgeli Dursun oğlu Hamza dün gece yaktığı mangal kömüründen zehirlenmiştir. İhtiyatsız bulaşıkçı, baygın bir halde hastaneye kaldırılmıştır. Fazla kalabamı çekemiyen * coklü bir çocuk ordu Menemen (Hususî) — Kazamızın Şehit Kemal köyünde bir kaza olmuştur. Bu köyden Hasan Hüseyin oğlu İsmail'in evinde yapılan düğün meraoiml dolayısile, üzeri toprak ortülu ol-n evin üstüne toplanan kadınlara verdiği ağırlıktan bir kafan ibaret olan ev çökmüştür. Evin altında bulunan aynı köyden Alı oğlu Hüseyin isminde on beş v.ısında bir çocuk ankaz altında kalar:ık ölmüştür. Ceset, ankaz altından çıkarılmıştır. Tahkikat yapılmaktadır. Tüyler Ürpertici Bir Hâdise R AD YO SALI 30/5/939 12.30 Program. 12.35 Türk müziği (Pl.) 13.00 Memleket saat ayarı, Aj-ns ve meteoroloji haberleri. 13.15 Muzık (Karışık program -Pl). 13.45-14 Konuşma (Kadın saati -Ev hayatına dair). 18 30 Program 18 35 Müzik (operetler - Pl.) 19 00 Konuşma 19.15 Türk müziği (Fasıl heyeti) 2000 Memleket saat ayarı. Ajans ve meteoroloji haberleri. 20.15 Türk müziği: 1 — Udi Eşrefin Hüzzam peşrevi. 2 — Ahmet İrsoyun Hüzzam şarkı: (Hatırında kalsm). 3 — Faiz Kapananın hüzzam şarkı: (Seni gördü o şafak...) 4— Santur taksimi 5— Şükrü Şenozamn mahur şarkı: (Bu sevda ne tatlı). 6 — Hicar türkü (Bağa girdim ü-züme). 7—Halk türküsü: (Şu dağları delmeli). 8 —Ali Efendinin hicaz farkı: (Samur kaşlım). 9 — Suzinak şarkı: (Sensiz gece-ler). 10 — Musa Süreyyanın hüzzam şarkı: (Sen sanki baharın) 21.00 Konuşma. 21 15 Esham, tahvilât, kambiyo-nukut ve ziraat borsası (fiyat). 2125 Neşeli plâklar - R. 21.30 Müzik (Radyo orkestrası • Şef: H. Ferit Anlar). a) Adagio - Allegro. b) Andarüe c) Menuetto • Trio. ç) Allegro spiritoso. E Grieg: Norveç dansları, Op. 35. c) Allegro moerate alla Marda b) Allegretto tranquillo e grazi-oso. c) Allergo moderate alla MarcJa ç) Allegro molto Başını gazla yıkayan cahil bir kadın diri diri yanarak öldü Eskişehir (Hususi) — Şehrimizde çok feci bir hâdise olmuş, bir kadın dikkatsizliği yüzünden başından tutuşmuş ve yanarak ölmüştür. Hâdise şöyle olmuştur: Sivrihisar caddesinde oturan bayan Merzıye. temizlik yapmak üzere saçların: gazyağı ile yıkamıştır. Kadın saçını gazla yıkadıktan sonra güneşlemeğe başlamış, bir müddet böyle bcklemi- -, canı sıkılmış bir s i gara yakmıştır. İşte bu esnada kadının saçları ateş almış, alev derhal bütün kafasını sarmıştır. Kadın kurtulmak için şaşkın bir halde sa. ğa sola koşmuş, avazı çıktığı kadar haykırmıştır; fakat koştukça alev başını, biraz sonra da vücudunu sarmağa başlamıştır. Fervadı duyan komşular eve girdikleri zamın zavallı kadıncağızı baygın *jsj bütün vücudu y-nmış bir halde bulmuşlardır. K. 'im hastaneye kald'rılmış-sa da kurtarılamıyarak ölmüştür. iki Yavrusunun Ölümüne Sebep Olan Ana Tetbireizllkle çocukları-nın yanıp ölmelerinden euçlu görülmedi Kuşadası (Hususî) — Kazamızın Acarlar köyünde tedbirsizlikle yangın zuhuruna ve biri üç aylık, diğeri üç yaşında iki yavrusunun yanarak ölmesine sebebiyet vermekten suçlu Bn Ayşe Bahar adında bu* kadının muhakemesi neticelenmiştir. Ağırceza heyeti evvelce bu kadın hakkında mahkûmiyet kararı vermişti. Nakzen cereyan eden muhakemede genç kadın şunları söylemiştir: «— Ben çardakta çamaşır yıkıyordum İki yavrum çardağın İçinde uyku uyumakta idi. Çamaşır yıkarken bir adam geldi. Benden bostan koparmamı ve şamamı isledi Ben: — Bu sıcakta bostan koparılmaz, dedim. Israr etti. Nihayet kopardım ve verdim. Bu sırada çardağı alevler sardığını gördüm. Heyecan vs» korku içindeydim. Yavrularımı kurtarmak üzere koştum. Ateşe atıldım. Vücudum yanıklar içinde kaldı, kurtaramadım. Bir el beni tutarak ateşten uzaklaştırdı, bayılmışım...» Mahkeme heyeti bu kadın hakkında beraet kararı vermiştir. TAKVİM 30 Mayıs 1939 Salı Hicri 10 R.blfllihir 1351 Kısıl-17 kl A Yİ S 1355 Ruzı bızır 25 Kabık meltemi D*f- ssaaatı 4,31 OfU • 12,11 — talaşı ¦ U.U Akşaaaı 19,32 — Yatsı . 21,30 laaaak ı2,17 56 GÜNLÜK S/KAS/ HALK G AZ ET E 3/ ABONE ŞARTLARI TOrklj. tD.bl 900 Kr S*nelıg. 2400 Kr. 500 Kr. I2S0 Kr. 260 Kr. I Iı* 650 Kr. 90 Kr. I aylığı 350 Kr. Tatta ittiktin* firmamı» mmm ¦¦katlar IfU !•. 14, 7.1 M 4 Uf e ketin ihtiyaçları Tesbit Ediliyor CüsehnrreisımİK Büyük Parti Kurultayıada tarihi bataklarını irad aderlerkea. Ve Cüaaaurretsiai «kalayca Kurultay azılan (Fota A. A. Alman - i İttifakı Ytı.a: Hu..Tk, Cahid YALÇIN — Otta di Bari vapurunda — Telsiz telgraflar Alman - İtalyan ittifakının imzalandığını tebşir et -tiler: Napolide gördUgUmtiz İtalyan gazeteleri ittrfakzuuoenin metnini bize haber verdiler. İtalyanların I kullandıkları tabirlerle, bugün Av-j rupanın ortasında, yüz elli milyon-| luk yekjiare bir kuvvet kitlesi te - şok kül etmiş bulunuyor. I Akman ¦ fulyan ittifakını, bir -} bırlerile sevişerek mukadderatlarını birleştiren ikî âşık izdivacından ziyade, bir maksat ve menfaat mülâ-hazasile bir arada yaşamayı münasip gören bir aile rabıtasına teşbih \edebiliriz. Çünkü bu iki milletin a -rasında karakter ve hissiyat benzeyişi, karşılıklı emniyet ve hürmet duygularından mıltevelüt. mütekabil bir muhabbet gibi alâkalar mevzubahs olamaz. İtalya Ue Almanya, on sene mUddetle askeri bir ittifak akdetmışlerse, bunda, her iki taraf ta kendisi için büyük bir kâr düşünmüş ve sırf bu menfaat sevkile kalblerindeki samimi duy . gıdan susturmuş demektir. Bundan dolayıdır ki, Alman -1-talyan ittifakını bir mılh ve sükûn âleti seklinde tasavvur ve kabul et-mage imkân yoktur. Bu mutlaka bası tecavüz ve istilâ emellerini tahakkuk ettirmek için haızrlanmış bir harp âletidir. Çünkü Almanya ile italya hiç bir taraftan tehdide maruz değildirler. Bunları müşterek bir korku birleşmeğe *evketmis/o-laınaz Düşünmeli kı Allmanlar -umumi harbin hatıralarını ve italyanın hıyanetini unutuyorlar. Bu kolay bir şey değildir, italya, Almanya ile Avusturya ve Macaristan imparatorluklarının ittifakından istifade ederek Avrupada hayın sayı -kr bir devlet haline gelmiş olduğu halde, büyük harpte menfaatlerini müttefiklerine hıyanette bularak onlara kargı silâh kullandı. Alman-ya şimdi bunu affediyor; italyan tâbiiyetinde kalmış Almanların se-alne kulaklarını tıkıyor; Avusturya vc Macaristamn vârisi olduğu halde, Tiryeeteyi unutmuş görünüyor Runlan yapabilmek için bir müddet Italyadan daha büyük bir fayda beklemekte olması zaruridir. Bu fayda, Almanyanın müdafaası bakımından lüzumsuz olunca, mutlaka Almanyanın . ItalVâ „e KDr| hp_ Bumjİh Cahit YALÇIN &tm 8 üncü sayfamuda) Kurultay Encümenlerinde Dün Yapdan Müzakereler^ Ucuz Halk Radyoları İçin Yakında Kanun Çıkacak. Hususî Mekteplerde Talebeye Müsamaha Yapılmasına Müsaade Edilmiyecek Yeni Yollar Yapılacak Ankara, 30 (A.A.) — Parti Buyuk Kurultayı encümenleri bugün öğleden önce ve sonra yaptıkları toplantılarda kendilerine tevdi edilmiş o-lan meseleler üzerinde müzakerelerine devam etmişlerdir. Bunlardan nizamname ve program encümeni mesaisini bitirmiş bulunmaktadır. Nizamname ve Program Encümeni bugünkü toplantılarında program projesini tetkik ederken Nafıa Vekili Ali Fuat Cebesoy, Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, İktisat Vekili Hüsnü Çakır. Ticaret Vekili Cezmi Ercin, Gümrük ve İnhisarlar VekiÜ Raıl Karadeniz, Sıhhat ve İçtimaî Muavenet VekiÜ Doktor Hulusi A-lataş. Münakalât Vekili Alı Çetin-kaya. Maliye Vekili Fuad Agralı ve Maarif Vekili 11. ı Ali Yücel'in mutalealarına müracaat edilmiş ve müzakereye iştirak etmekte bulunan Parti Genel Sekreteri ve Erzurum mebusu Doktor Fikri Tuzerlo Parti Genyenkur azaları Sinop mebusu Cevdet Kerim Incedayı ve Ankara mebusu Mümtaz Okmen'ın izahatından istif.de olunmuştur Encümen bütün bu tetklkatında proje üzerinde esaslar mahfuz kalmak şartiyle teferruata ait bazı tadiller yapmış ve umumi idare heyetince yeniden teklif edilen ve Parti teşkilâtında müfettişlikler ihdası Meclis Bütçe Müzakereleri Sona Erdi Bu vesile ile Başvekil bir nutuk söyledi Ankara, 30 (A. A.) — Büyük Millet Meclisi bugün Mazhar Ge • ıı. n n başkanlığında yaptığı top -lantıda 1939 yılı bütçesi üzerindeki müzakereleri bitirerek muvazeneı umumiye kanun lâyihasın 364 reyle TC ittifakla kabul eylemiştir. (Sonu S un, ıı tayfamızda) Vali Doktor Lûtfi Kır-ar Ankaradan Döndü Gazetemize Beyanatta Bulunan Vali Yaptlan İsleri Anlattı BtfTckil Gflmhurreuiaıizlr encümence kabul edilerek teşkilât kademeleri arasında "buna da yer verilmiş ve nizamanmeye ilâve e-dilen bir madde ile müfettişlerin vazife ve salâhiyetlerinin umumi ',-dare heyetince tanzim ve genel baş-(Soou | Umu aayfamızda) KOMİTACILAR PEŞİNDE frikasından itibaren Sizi Saracak Fevkalâde Bir Eser M. Sıfır Bu Eseri,ide hayatını sarp Balkanlarda Bulgar ve diğer komitacıları takiple Geçiren Bursalı Ateş Ahmet Çavuşun hatıralarını anlatacaktır. yarın başlıyor Şükrü Saraçoğlu Moskovaya Gidiyor Moskova, 30 (A.A ) — «Havas» Haber alındığına göre, Türkiye Hariciye Vekili Şukru Saraçoğlu yakında Moskova'yı ziyaret edecektir. Hatırlarda olduğu üzere Sovyet Hariciye Komiser muavini Potem-küVin son Ankara'yı ziyareti Turk-Sovyet dostluğunu arttırmıştır. Fransızlarla Tam Anlaşma Oldu Paris. 30 (A.A.) — «Havas». Fransız - Türk mü/.ıkereleri sonuna gelmiş ve Paris'le Ankara a-r* tında gerek Hatay meselesi ve gerek Tuık - Fransız garanti paktı hakkında tam anlaşma mevcuttur. Müzakereler tali ehemmiyeti haiz bit/ı noktalar hakkında devam etmekledir ve hafta sonunda gerek üç taraflı anlaşmumn ve gerek Turk Fransız anlaşmasının kat'i olarak akdi beklenebilir. Lûtfİ Kırdar dün tıbah kendisini karşılıyaolar arasında Bir ha (tadan ben Ankara'da bulunan Vah ve Belediye Reisi Doktor Lûtfi Kırdar, dun sabah şehrimize gelmiş ve İstasyonda Belediye ve vilâyet erkânı tarafından karşılanmıştır. I .«ıt fı Kırdar. dün kenduile görüşen bir muharririmize Ankara temasları hakkında demiştir ki: — Şehir bütçesi için Dahiliye Vekâletine müracaat ettik. Bütçe tasdik edildi. Hiç bir tadilât yoktuı. Bütçedeki diğer hususatla beraber im.ir plânından bu seneye ait kısım ların hepsinin birden tatbikine derhal başlanacaktır. Bunlar arasında yollar, büyük bir hastane, stadyom. yeni mektepler, tiyatro ve gazino bınalarile istimlâk 1er de vardır. Bu sene yapılacak tiyatro Tepebaaında Asri alnemanın yerinde vücude getirilecektir. M.a- mafıh şehrin birkaç tiyatroya ihtiyacı vardır. Şehrin en büyük tiyatrosu 'le-idc Taksimde inşa edilecektir. İstanbul cihetine ehemmiyet yeriyoruz. Konservatuar Şehzadeba-şında kurulacaktır. Konservatuar inşaatına imkân bulursak bu sene başlamak istiyoruz. Belediyeler bankasından yaplıjV mız beş milyon liralık istikraz mus amelesi taninmlahmıştır. Bu para. aletlide belediye hizmetleri için kül-lanılmıv.ıeik. sırf imar plânının i-cabettırdiği istimlâklere ve dige» hususata sarfolunacaktır. (Sonu 3 ün.Ü tayfamızda) H fc£ R SABAH Kalpsiz Ana Cumartesi günü Kızlıçeşmede Küçük Mezarlık denilen kabristanı bîr erkekle bir kadının girerek İki aylık bir çocuk cesedi bıraktıkları (Soou 3 11ıı¦ 11 halfamızda) Vergiler Ve Nüfus Meselesi tYcni Sabah» ın kendine iş edindiği meselelerin başında memleketin çocuk yani nüfus siyaseti gelir. Bir okuyucumuzdan bit mektup aldık. Bu zat mektubunda diyor kı: «çok çocuklu aileiere (30) lira ikramiye vermekdense çok çocuklu ailelerden alınmakta olan vergilerde tenha tenzilât yapılamaz mı? Düşününüz: (100) lira muaşlı bekâr bir memur 28 küsur lira vergi verirken ayni maaşı alan evli ve üç. dört beş ve daha fazla çocuk sahibi bir aile babası da aynı miktar vergiyi vermektedir.» Çok çocuklu aile babalarının o-muzlarındaki vergi yükünü hafifletmek, aile reislerini çok çocuk sahibi olmıya teşvik etmek demektir kl. 18 mılvonluk nüfusumuzu birkaç sene içüıde birdenbire kabartacak bir tedbirdir. Tekrar tdiyuruz: Yurdun en muhtaç olduğu kıymet, kuvvetli ve gürbüz çocuktur. A. CEUALEDDlS SARAÇOĞLU 3 Bayf«tw TENİSABAH s e h i r ha be r l er i Spor Disiplini Bu Çok Mühim Memleket Davasını Halletmek için Ne Yapmalı ? Yazan: B'hri özdeniz Yirmi beş sene evvel .Centilmen» namıle bir eser nesretmiştim. Bugün yine bu terbiye ve muaşeret e-serimin mühim noktalarım gözden geçirmeğe lüzum gördüm. Terbiye ¦ bo-ükten. ilim - okuldan ve muaşeret - muhitten başlar. Ter-biye ve ahlâk ¦ çocuklara ailece gösterilen ihtimam ve itina gıdalari-le beslenir. Ilım ve irfan — Şevk ve gayretle dikilen fidanların nazlı meyvalan-dır. İntizam ve muaşeret — Muhitin iyi örnek ve görenek mahsulleridir.] Bir aile yuvasının tenliydi ve itaatli çocuklarını bütün efradı aile; akraba ve misafirler nasıl severlerse bir mektep dershanesinde di -Kiptin ne ise stade = oyun sahalarında, toplantı mahallerinde: sinema ve tiyatrolarda sükûnet; inti • sam ve vakar öyle cari bulunmalıdır. Hattâ bu gibi içtima mahallerine birçoklarımızın riayet etmedikleri tarzda girilmcyip tıraşb ve temiz olarak gidilmelidir. İrfan çatısı altında kürsüsüne çıkan öğretmenin mümtaz şahsiyetine ve derin bilgüune müteveccih hürmet ne ise sahada da vukuflu, idareli ve bahusus gayet ciddî (Hakeme) ayni saygı yapılmalıdır. Son günlerde lstanbulda futbol maçlarında sayanı esef inzibati vak'aların cereyan etmesi, sporu -muzun nezih ve temiz ve vakur bir metodla ihyasına başlanıldığı sıra -da fena bir tesir bırakmıştır. Bu teessür çabuk zail olmalı ve tekerrürü hatıra bile gelmemelidir. Çünkü umumiyetle kabul edilmiş bir kai -dedir ki sporcular, atletler ve pehlivanlar ahlâkan temiz, dürüst V8 seciyeli insanlardır. Ve sporu seven w takdir eden halkta dahi bu nekaheti ahlâkiyrnin mevcut olmadığı iddia edilemez. Sporcular, ne de seyirci halk, bu leke ve ithamı üzerlerine almak istemezler. 0 halde bu aksaklık nereden ileri gelmektedir? Biz bu noksanı Paychologique şekilde tetkik ve tahhl edelim. Bura da üç şey tebarüz etmektedir: 1 — Halkın içtimai terbiyesi. 2 — Hak em un ilmi ve ameli vaziyeti. 3 — Sporcuların heyecan vs asabiyeti. Halk — Yân ağyar önünde devlet - hükümet otoritesinin haysiyetini ve milli şerefini sükûnet ve soğukkanlılıkla muhafaza etmeli r bu içtimai terbiye faalına mutlaks alışmalıdır. Maalesef, bir lı«ım gayrimüdrik ve okul terbiyeni almamı» küçük seyircilerin yaygaralan. müsabaka-lan seyretmek zevkini kaçırmak -tadır. Sırası gelmişken, merhum Kurt-dereli Mehmet pehlivanın Türk sporcularına meslek düsturu ola -cak derecede beliğ sözlerini bir daha hatırlatırım «Ben her güreşte, arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm.» Halk ta bu güzel ve asil duygu ve fikre layık olduğunu neden göstermesin! Hakem — En bitaraf, fazileti •aşmaz ve doğruluktan sapmaz; ilmî vukuf ve pratik ihtisasından şüp he edilmez şahsiyetlerden seçilmelidir. Sporcular — Müsabakalara gi -renlerin hemen kâffesi mektep u-lebelcrimizdir. İhtimal müdürleri -nin ve öğretmenlerinin nezaret vs refakatlerind* gelmişlerdir. Yahut, yalnız Ukımlarile İspatı vücut et '• mislerdir. Bu müsavidir. Zira mektep sporculannı ilim va irfan, terbiye ve muaşeret; nizam va itaat bilgilerini nefislerinde toplamış kıy . metli gençlerden mütevekkil temiz zümreler olarak kabul etmek ıztı-rariDdayız. Ve bu güzel meeiyet -ferle süslü olarak halk huzuruna ve mertlik eahaauu alkışlarla ka -bul olunmuaiardır. Pek taiufcfc, ki, hareke ha*, Gİ. İşkence Maznun-' lan Mahkemede duğu ve sevdiği klubunüıı üstün -lüğünü ve galibiyetini ister. Bu her iki rakip partinin heyecanla çarpan kalelerinin temenn ilendir. Ve bu asaleti ruhiyeye terbiye ve neza -het formülile bir şey denemez. Hakhların haklarını tayin ve takdir edecek hakemin hakşinaslığından dahi kafiyen şüphe etmemek gerektir. Hakem - sahanın nâzım cihazı olmalıdır. Onun (ibresi = müş'iri) yalnız fazilet ve seciye civasile hareket etmelidir. Oyunda: Yenmek ve yenilmek mukadderdir. Bugün galip gelen yarın ihti -mal mağlûptur. Yalnız alâkablar mensup olduklnrı zümrenin galibiyetini hakka ve civanmertliğe müsteniden istemelidir. Kin ve garaz, partizanlık; iltizam, niza ve tecavüz: asil sporcu kardeşler ara -sında hiç bir zaman cari olmama -lıdır. Yapılmakta olan oyunların, müsabakaların aziz hedefini tam ve doğru mânasıle yurt müdafaa hazırlığını müdrik olmaları icap eden çok sevgili Türk gençliği bu kudsi gaye için biraz haksızlığa uğrasa da sükût ve vakarını muhafaza etmelidir. Ve bilâhara. haklarını beden terbiyesi yasa ve nizamlarile istemeli; tashih ve ilân ettirmeüdir. Geçen 19 Mayıs 939 da yurdun her köşesinde Türk gençliğinin terbiyeli üslftbile ve temiz heyecanile kut-, ladıği (Spor ve Gençlik) bayramında olduğu gibi çok samimi ve gö -ğüslerimızi kabartan manzara her zaman görülmelidir. Bu cümleden okullarımızda ni -zamlaştınlmış spor ve beden terbiyesi hareketleri; terbiye ve ahlâk 1 sistemine çok hadimdir. Nasıl VV şehre plân, derslere program; inşaata nizam ve intizam gerektir. Yoksa t eda biri mâma kabilinden (tel-örgüler) içinde oyun yapüması u -sülünün tatbik edilmesi mecburiyeti hasıl olursa bu hicaba da tahammül etmelidir. Binaenaleyh bundan böyle spor ve beden terbiyesi teşküâtının sağlam kanatlannın himayesine sığı -nan atletlerimizden yalnız temiz hareketler ve en aamimî muameleler beklenir. Bu da muhakkaktır... 1 — Meselâ bir mahkeme huzu -runda dikkat kesilmiş samıîn gibi maçın cereyanını takip eden hal -km araşır a heyecana kapümasına ve binıılenmn çözülmesine ve haklı haksız galeyanına bais ortada her halde bir âmil vardır. Halkın en u-fak kımddanmasını, sabırsızlanmasını ve üzülmesini bir barometre hassasiyetile keşfedebilecek ve bir mahkeme reisinin vakit vakit sa -miini sükûta davet eden vakur sa-dası gibi mikrofonla sahadaki va -ziyetin ruşüne göre oyunu Hare e-den hakemleri ikaz ve tenvir edecek bir .Yüksek hakem kontrol hakemi» lâzımdır. Çare: 2 — Şanlı ordumuza yurt müdafaası yüksek namına sadakat andı içen kahraman (Mehmetçiklerimiz) gibi yeni (Spor ve beden terbiyesi teşkilâtı) huzurunda bütün spor mensuplan da: «Daima namuslu ve terbiyeli davranacaklanna, hak ve hakikati seveceklerine ve temiz hareketlerde bulunacaklarına dair. zümre, zümre sancaklarının şereflerine ve zati namuslarına taze (and) İçmeleri lazımdır. II. Bu liri (İzdeniz Tavzih Geçen hafta, Emniyet Müdürlü -günde, firar etmek isterken pencereden düşerek olen Topane posta, telgraf ve telefon merkezi memur-lanndan birinin ölümüne alt tahkikatın neticelendir!Idiğİ dün yazılırken, bir tertip hatâsı olarak «Muh-tells posta memuru» cümlesi, «Muh-telis polis memuru» seklinde gık -mistir. Keyfiyeti bu suretle düzeltiriz. Silivrideki feci Vakanın muhakemesine dun A*ır cezada devam olundu Bundan bir müddet evvel Silivri jandarma karakolund Ramazan is • minde bir adamı dayaktan Öldürüp sonra denize atmak ve Vitali isminde bir kasabı da dövmek suçlarile yakalanan Sait ve Kasım ile Mustafa ve Halil, Yusuf mmindeki bekçilerin muhakemelerine dün Ağırce-zada devam olunmuştur. Bu hâdiseden dolayı aranılan ve Ramazanın Ölüsünü Silivride deni -zc atmaktan maznun bulunan Şevki ismindeki bekçi yakalanmış olduğundan mahkemeye getirilmiş ve dünkü celsede isticvabı yapılmıştır. Maznun bekçi Şevki vak ayı ta -mamile inkâr etmiş ve: — «Ben, ne işkence ettim ve ne de ölüsünü denize attım. Bilâkis, maznun Ramazana kefalet ederek karakoldan çıkarttım. Fakat, son -ra kendisi firar etti.» demiştir. Mahkeme, şahit celbi için başka bir güne talik olunmuştur. Olgunluk Sınavları Hususî vs aceebl msk teplerln İmtihanları nerelerde yakılacak Şehrimizde bulunan husus' azlık ve ecnebi liselerin lise olgunluk imtihanlarının hangi resmi liselerde yapılacağı dün alâkadarlara tebliğ olunmuştur. Listeye göre: Darüşşafaka lisesi Vefa Erkek lisesinde, Işık lisesi Kabataş Erkek lisesinde, istiklâl lisesi İstanbul lisesinde, Şişli Terakki lisesi İnönü Kız lisesinde, Boğaziçi lisesi Ka bataşta, Hayriye lisesi İstanbul Kız lisesinde, Musevi lisesi Galatasa -rayda, Pangaltı Ermeni lisesi Per-tevniyalde, Ketronagon lisesi Per-tevniyalde, Yuvakimyan ve Fener Rum liseleri Cumhuriyet Kız lisesinde, Zoğrafyon Pertevniyalde, Zap-pon İstanbul Kız lisesinde, Sen Be-nuva, Kadıköy Sen Jozef, Sen Mi -şel, Pangaltı Nötr dam de Sem, Alman Sen Jorj, İtalyan Ticaret, Al -man lisesi, İstanbul Amerikan Er -kek kolleji, Galatasaray lisesinde, Amerikan Kız kolleji Kız lisesinde, Üsküdar Amerikan kolleji Erenköy Kız lisesinde olgunluk imtihanların vereceklerdir. Galatasaray lisesinde olgunluk im tihanları fransızca olduğundan ayni imtihanları türkçe olarak vermek is tiyen ecnebi ve akalliyet mektebi talebeleri İstanbul Erkek lisesin devrolunacaklardır. BELEDİYEDE Diyor kl ı Yanlış Tahakkuk Ettirilen Br Vergi İşi Kapalıçarşı'da Bodrum hanı içerisinde 24 numaralı ardiyede terzi B. İhsandan aldığımız bir mektupta ezcümle şöyle denilmektedir: — .Uzun müddettenben dükkânımda tek başına çalışarak terzilikle uğraşmaktayım. Hiçbir vergi borcum olmadığı halde geçen gün Beyazıd Maliye şubesinden tarafıma yapılan bir tebligattı 935 yılından borçlu gösterildiğimi ve bu borcun güya mezkûr sene dük. kânımda bir tezgâhtarın müstahdemin vergisi olarak tahakkuk ettirilmiş bulunduğunu hayretle gördüm!.. Yanımda adam kullanmamış olduğum için mevhum muşları dem namına tahakkuk ettirilmiş verginin bittabi mevhum olacağım şubeye bddirerek tahakkukun müstenidatını sordum ve rakip bir meslektaşımdan alınan izahat; kendisinden yapılan tahki-_ katla güya 935 yılında dükkânımda Panayot isminde bir tezgâhtar kullanmış olduğum şeklindeki gay-risahih ifadesinin tahakkukun esasını teşkil ettiğini öğrendim!.. ttira?ım üzerine: mevzuu bahis Panayof un benim dükkânımda tezgâhtar olmavıp 5 numırıh" terzi dükkânı s?hibi bir mükellef bulunduğu ve 935 senesinde bu dükkân İçin vergi ile muhatap tıttul- etti ve bu yanlışlığa bir istida ile itiraz etmem bildirildi: tstidayı götürüp verdim ve simdi sizden soruyorum: Bu usulsüz tahakkuku düzeltmek için subeve gitti Mütehassıs Prost Ankaraya gidiyor Şehücılık mütehassısı Prost, Belediye İmar Müdürü Hüsnü ve Harita Şubesi Mudurü Galip şehir plânı hakkında Nafıa Vekâleti tarafından itiraz olunan noktalara cevap vermek üzere bugün Ankara'ya gi-decekleıdir. Ekmek fabrikalar !%¦ Ekmek fabrikası hakkında hazırlanan bir rapor Vali ve Belediye Reisi Lûtfi Kırd-r'a verilmişti. Lûtfi Kırdar bu raporu tetkik etmiş ve iyi bulmamıştır. Vatı ekmek meselesinin yeniden bir mütehassıs tarafından tetkikine lüzum göstermiştir. İktisat müduJünün dünkü tetkikleri Belediye İktısad Müdürü Florya ve Beyoğlunda eğlence mahallerinde ve muhtelif yerlerde yaptığı tetkikler neticesinde fiatlarda bir tenzilât imkânını bulduğunu yazmıştık. Bu tenzilâtlı tarifeler haziranın İlk haftasından itibaren tasdik olunmıya başlanacak ve derhal tatbik sahasına vazolunacaktır. iktısad Müdürü dün de yanında teftiş ettiği kaza kaymakaralan bulunduğu halde Kadıköy, San yer vs Beşik t aşta tetkikler yapmıştır. Buna 16 kuruşluk pul vapıstırdım. tstidayı yazdırıp kaydettirinceye kadar da bittabi gene dükkânımı açamadım. Gerçi yaptırım masraf küçük birşey ve kavbettiğim zaman az bir müddettir. Fakat benim sun'utaksirim olmıyan bir yanlış tahakkuk için niçin kazancımdan 46 kuruş vermek ve vaktin nakid olduğu bir zamanda müşteri kaybetmek suret ılr bu hatânın zararını ben çekeyim?. Mesvzuu bahis Panayot'un müstahdem olmayıp doğrudan doğruya vergi ile mükellef bir dükkân sahibi olduğu ayni defterde küçük bir tetkikle görülebilir ve tahkikatla da öğrenilebilirken yalnız bir kişinin sözüne istinad etmek sure-tile bir vatandaşa şubede vakit kaybettirmek ve yanlış tahakkukla vergiye muhatap tutmak doğru mudur?» Dilencilik Suçlusu Şarlo Mukallidi ŞarCo Ahmet dün mahkemede hünerlerini gös termlye kalktı Köprü üzerinde, kalabalık yer -lerdc ve mesire yerlerinde herkesin, komik Şarlonun taklidini yaparken rastladığı «Şarlo Ahmet, dün «dilencilik» suçu ile yakalanmış ve Sul tanahmet birinci Sulh Ceza mahkemesine teslim olunmuştur. Büyük Şarlonun küçük mukalli -di, mahkemede dilencilik yapmayıp «aan'at» gösterdiğini iddia etmiş ve biri başında, diğeri elinde bulunan iki melon şapka ile bazı hünerler göstermek, Şarlonun garip harekâtını taklit etmek suretile bu iddiasını ispat etmek istemiştir. Fakat bittabi, hemen hâkimin ihtarına maruz kalmış ve bundan vazgeçmiştir. Muhakeme, şahit celbi İçin başka bir güne talik olunmuştur. Kiı.l K HABERLER : ¦jk Taksim - Yenimahalle arasında çalışan otobüs kadrosuna yeniden 6 otobüsün ilâvesi zarurî görülmüştür. Belediye bugünlerde ilân ederek hatta yeniden girmek istiyen oto-1 büsleri tesbit edecektir. * Giresun valisi Feyyaz Bosut şehrimize gelmiştir. Vali, birkaç.gün şehrimizde kalacaktır. * Belediye. Tepcb3şı bahçesini 8000 liraya kiraya vermiştir. şk Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğüne esbak Kayseri mebuslarından avukat Feridin tayini takarrür etmiştir. •it Belediye, tramvaylara birer bilet kutusu koydurmıya karar vermiştir. Tramvaydan inecek hr.lk, biletlerini bu kutulara atacaktır.. GfMKCKLERDE Gümrük BaşmüJürün tetkikleri Uıunkupıü - Edııiıt: gümıukieıİni teftiş etmek üzere Trakyaya gitmiş olan İstanbul Gümrükler Baş müdürü Methi Atakan dün şehrimize dönmüştür. Umum Müdür Trakya-daki teftişlerinden başka bir hazirandan itibaren açılacak olan Yeşilköy Tayyare gümrüğünde de tet-kikatta bulunmuştur. İNHİSARLARDA : İnhisarlar U. Müdürü Ankaraya gitti İnhisarlar Umum Müdürü Adnan Halet Taşpınar dün Ankaraya gitmiştir. Umum Müdür, Ankarada bir müddet kalarak yeni vekilden bazı direktifler alacak ve bir İki güne kadar tekrar şehrimize dönecektir. İhracat mıdde'erimiz için yeni tevlitler Birçok ihracat maddelerimiz için Avrupa ve Amerika'dan yeni teklifler gelmektedir. Pipo imalinde kullanmak üzere Kanadadan küllıyetii miktarda lületaşı sipariş edilmiştir. Bundan başka Tunustan kuru üzüm, fındık, tngilterMen soğan, kestane, Almanyadan kuru meyva. yemiş, balık konservesi ve sebze konservesi istenmektedir. İki tramvayın arasından geçmek istiyeı kamyon! Vize, 7 numaralı plâkayı havi şoför Ahmet oğlu Ahmet Canin idaresindeki kamyon dün Türbede iki tramvay arasından geçmek istemiştir. Bu sırada 36 numaralı Sirkeci -Topkapı tramvayının ön tarafına çarparak hafifçe zedelenmiştir. TAKVİM 31 Mayıs 1939 Çarşamba HUrl.lt Kebiftİalur I İSI RaaılılSMAYIS 1555 Kuzı bızır; 26 Do* aaatl 4,31 ÖfU ı 12.11 — İkindi ı 16,11 Akfassı 19.33 — Yatan 21,32 I 1 12,16 Kuraklık mln takalarında yağmur Anadolunun birçok mıntakaların-dan gelen haberlere göre ayın 27 sinden itibaren kuraklık devam eden yerlerde hayırlı yağmurlar başlamıştır. Bu yağmur hububat mahsulümüze gayet iyi gelmiş ve müstahsilin de yüzü gulmıye bağlamıştır. — • ««^— İsveçli bir profesör şairimizde İsvecin Ubaala üniversitesi coğ -rafya profesörü Henrıh şehrimize gelmiştir. Profesör birkaç güne kadar Ankaraya gidecektir. Profesör, Anadolunun muhtelif mıntakalarında coğrafya tetkiki yapacaktır. Profesör, bilhassa A -nadolunun coğrafi vaziyeti de meşgul olacak. Bitlis, Diyarbakır havalisinde ilmi araştırmalar yapacak ve İşvece dönüşünde tetkikleri hakkında konferanslar verecektir, Millî Şefin Nutkunda Türkiyenîn Haricî Siyaseti Cumhuriyet Halk Partisinin beşinci kurultayıma açılması müna-sebetile Milli Şef ın söyledikleri nutuk ve bu nutuktaki esasi umdeler, Türkiye Cumhuriyetinin haricî mü-nasebatmda gözettiği noktalan ve prensipleri Türk efkârı umumiyesi-ne ve cihan nazarına beliğ surette yaymıştır. Millî Şef, tamamile realist düşünen, Türk milletimn kuvvetini bilen ve hayatında geçirdiği yüksek hâ -diselerden muvaffakiyetli tecrübeler toplıyan ve kendi dimağının aslî mahsulâtUe bu tecrübeleri mezce -derek idare mekanizmasna veçhe veren bir Devlet Reisinin ağzile konuşuyor. İşte Türklerin Millî Şefi nutkunda, cihanın geçirmekte olduğu emniyetsizlik halinin devam cdemîye-ceğini vazettikten sonra bu meselenin iki hal sureti mümkün olabileceğini izah ediyor. Bu hal surette • rinden biri, milletlerin şuursuz bir vaziyette mücadeleye girişmeleri, diğeri de aklı selimin galebe etmesi-le müşterek bir huzur içinde yaşamak imkânlarının bulunmasıdır. Şimdi bu sureti hallerden hangisi daha ziyade kuvvet bulabilir? Milli Şefimiz bu suale verilecek cevaplan nutkunda açık, herhangi bir tereddüde mahal vermiyecek şekilde buluyor ve cihan efkânna gösteriyor: Milletler arasında hakikî sulh halinin vücude getirilmesi için nüfusu çok milletler gibi nüfusu az mület -lerin d;e müstakil ve milli bir hayata müstahak olduklannın samimî o-larak kabul edilmesi ve benliğine sahip her milletin dokunulmaz müstakil bir millet olarak yaşamasının tanınması. İşte Türk ideali ve fikirlerde mündemiçtir. Ve harici siyaseti bu ana prensiplerinden ilham almakta-dr. Türkiye bugün siyaset anlaş -malannda hep bu zaviyeden hareket ettiği bugün, sulh cephesine iştirakini de bu görüşe istinaden yapmıştır. Ve son Türk - İngiliz ittifakı da bu siyaseti takdisen, sırf «sulh ve insanlık idealini temin için alınmış bir taahhüt» olarak kendini ortaya koyuyor. Burada mühim ve yüksek bir terbiye meselesine temas ediyoruz. Herhangi bir fert. kendi menfaat -lerini, şahsî ihtiyaçlannı temin ve tatbin için ne kadar çalışırsa çalışsın, ayni zamanda kendisini Ik camiasının bir ferdi olması itiba-rile ve herkesin fiil ve hareketinin diğerlerminkıle de alâkas olduğunu düşünmek kaydile, umumî menfaate taallûk eden hususata. hattâ beşeriyet camiasına temas eden nok -tolarda da canla başta faaliyet sarf etmek vazifesile mükelleftir. Fertlerde vaziyet böyle olduğu gibi, devletlerde de mesele bu şekilde seyreder. Bir delvet. millî hudut -lan dahilinde, millî ve tarihi seciyelerinin emrettiği istikamette İnkişaf ve tekemmül için çalşırken. ay-camiasının bir ferdi olmak vasfının verdiği kymeti ihraz etmek, beşeriyet meydannda insanlığın taalisinc, milletler arasında tesanüt ve mütekabil emniyet ve huzurun tevellüdüne de mesai sarfetmek için çır -jıdacak, hattâ mücadele edecektir. Bu sebeyten dolayıdır ki, Millî Şefimizin işaret buyurdukları gibi Türkiye Cumhuriyetikendi mevcudiyetini herhangi haris naazrlar • dan ve siyasi iştihalardan korumak için harekete geçerken, cihan siyaset âleminde aylardanheri hissedi -len emniyetsizlik havasının izalesi -le yerine müşterek bir huzur ve nizam âmilleri ikamesi için sarfedi • len mesaiye İştiraki milli olduğu ka* dar insanî bir vazife olarak bilmiştir. Milli Şefin, nutkunun her taraflarında olduğu gibi bu kısımlarında da belki faslasz, dakikalarca alkışlanması ve gösterilen büyük te zahürat Türk milletinin bu müli ve insan! vazifesini kavradığını ve Türk efkârı umundyeainin kendisine düşen bütün hizmetleri »alıra ¦ manca yapacağna en büyük bir de İlidir. Dr. Kcşad SAGAY 18483594
Tweet
Daha Yeni Kayıtlar
Önceki Kayıtlar
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Divanu Lugati't-Türk
Kaşgarlı Mahmut'un eseri Divan-ı Lügat-i Türk: DIVANU LUGATI'T-TURK'DEN DERLENMIS ETIMOLOJIK SO...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Heraklit (Haydar Rifat'ın Anatole France'tan çevirisi)
( Ctrl + F ) tuşlarına basarak kitap içinde metin araması yapabilirsiniz Önsöz Biri riyaziyeci, öteki ünlü filozof olmak üzere iki...
Tekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Ziya Paşa’nın ünlü mısra-i bercestesi hakkında köşecilerimiz bakalım ne inciler saçmışlar. Ziya Paşa’nın bu sözlerinin sahibinden bi...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)