Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Ulus - Şubat 1937
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
Son *aae*l£r ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5573 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Millî Hatay mitinginde binlerce ankaralı bulundu ^±4, Halk, Hataylıların istiklâlinden duyduğu ifT sevinçle coştu, Atatürk'e ve İsmet İnönü hükümetine minnet ve şükranlarını sundu Dun Ulus meydanını dolduran binlerce kişilik bir kala-balık milli Halay mitingine asil ve coşkun bir hüviyet Yerdi. Resmimiz; dün Ulus meydanının yaşadığı unutul-maz anlardan birinin coşkunluğuna tesbıt etmektedir. Büyük Önderin istanbul halkına iltifatı ve Hataylı-lara teşekkürü istanbul, 31 (A.A.) — Hatay zaferi münasebetiyle Ba-yazıtta yapılan mitingden sonra halk Akayın Burgaz, şirketi hayrı yen in 68 numaralı vapurları ile Dolmabahçe sarayının Önüne gelmiş ve büyük Önderi selâmlamıştır. Saat on ikide iki gemi donanmış bir halde Dolmabah-çenin önüne gelmiştir. Mızıka istiklâl Marşını çalıyor ve halk büyük sevinç tezahüratı içinde Atatürk'ü selâmlıyordı. Bu sırada Büyük önder sarayın balkonunda güründüler. Ve halkın gittikçe şiddetlenen tezahüratına el sallamak suretiyle mukabele ettiler. Boğazda kısa bir gezintiden sonra gemiler Köprüye döndüler. İstanbul, 31 (A.A.) — Cumhur Başkanlığı Genel Sekreterliğinden .* Millî Hatay davasının lehimizde neticelenmesinden dolayı Halaydaki türklerden cemiyet ve müesseselerden ve yurdumuzdaki Hatay erginlik cemiyetlerinden Atatürk,e gelen sayısı pek çok telgraflarda ırkdarAarımız, yüksek heyecan ve asit duygularını ve bağlılıklarını ifade etmektedirler. Bu samimî tezahürattan mütehassis olan Atatürk, halaylılara teşekkürlerinin bildirilmesine Anadolu Ajansını memur et-mitlerdir. Ankaranm millî Hatay mitingi, daha toplanma saatinden evel Ulus meydanını doldurmaya başlayan, halkevi önünden. Saman pazarından ve bütün yollardan akıp gelen ve güneşli bir göğün al. tında heyecanla toplanan bir büyük ka. labalıkla eşine az rastlanır bir coşkunluk yarattı. İstiklâl marşı bir ağızdan saygı ve güvenle söylendikten sonra, halkevi a-dına Behçet Kemal Çağlar ük sözü aldı ve halkın alkışları arasmda 'Selâm Hataya I saygı Ata'yal" diye başladı, devam etti: Bayrağımızın büyüklüğü "Biz bayram etmiyelim de kim etsin. Damarlarımızda dünyanın en kudretli, en istidadlı kanı; başımızda İnsanların en büyüğü, en kahramanı; ü-zerinde yürüdüğümüz yol türklük namına, insanlık namına seçilecek yolların en şereflisi, en isabetlisi.. Türkün şerefini ve dünyanın sulhunu bir daha kurtardık, bir daha yücelttik. Dünyaya örnek olan Şe/, dünyaya örnek olmuş milletiyle dünyaya örnek olacak bir zafer daha kazandı." Behçet Kemal, Hataylılara şöyle hi-tab etti: "— Istırabın ateşinde ve hasretin örsünde senelerdir dövüle dövüle ruhları ve azimleri çelikleşcn kardaşlanmız I ü-zerinize titriyoruz, titreyeceğiz; siz bize kırk asırlık tarihimizin en âzız emanetisiniz! Size hor bakan bize de hor bakıyor demektir. Büyük yarının eşiğİndesinİzt örnek baş ucunuzdadır. övünün, güvenin, çalışın; kardaşlanmız!" Hataya selâm! 17 mily&n türkün, 300.000 halaylının gözlerinden ve alınlarından en candan tebriklerle Öptüğünü söyledikten sonra: "— Boğazdan sonra Hatayda da dünya sulhunun bekçisisİn, türg ordusu! Bu ne e|tiz itibar, bu ne cih/.n nv.ıl İtibar; ne mutlu tana!" cümlesiyle sürekli alkımlar arasında bitirdi. Gençliğin heyecanlı hisleri Parti adına söz alan demirciler cemiyeti reisi Sabri Çelik evvelâ, halkı coşturan ve türkün Ulu önder'ine, büyüklerine ve ordusuna saygı ve bağlılıklarını, dostlarına teşekkürlerini bildiren heyecanlı hitabesini alkışlar içinde söyledikten sonra; yüksek tahsil gençleri, bi. ribiri ardı sıra, biribirinden coşkun ve şuurlu, biribirinden manalı ve değerli sözlerle türkün kendine ve hakka güvenini, sulha ve memlekete hizmetini, en büyüğümüzün eşsizliğini, büyüklerin c-nun etrafından kenedlenmiş değerli var. bğrru anlattılar. Türk Hatayı rürklüğe lâyık bir i? t ikbal e- '.avuşturarı mesud ne- ticenin milletde uyandırdığı esaslı, manalı ve vekarh sevinci, hakkiylc belirttiler, bir kat daha coşturdular, bir kat daha içe sindirdiler; Bu nutuklar, halk tarafından hislerine tercüman olunduğunu gösteren bir alâka ile dinlendi: Bilhassa, mülkiyeden Rüştü Ozan'- m: "— Buraya bugün için toplanmış olduğumuzun manası çok açıktır. Büyük Şef Atatürk'ün ve arkasında yekvücud bir türk kütlesinin siyasî zaferini alkışlamaya geldik.'' cümlesi. Hukuktan îclal Sarol'un: "Türk milletinin esaslı fikri, dünyadaki bütün mazlum milletlerin kendi kaderlerine hâkim olmaları hür ve müstakil yaşamaları fikridir. Hiç bir millet bu dünyada hürriyet ve istiklalin zevkini ve o zevke erişmenin büyüklüğünü türk milleti kadar takdir edemez." cümlesi, Gazi Terbiye Enstitüsünden Şaban Taşkın'ın: "Hatay bugün niçin seviniyor? Türk milleti bugün niçin bayram yapıyor? Bu meydana toplanan 50 bin türk niçin en yüksek heyecanla coşuyor, Bu, hataylı kardeş-(Sonu S. ıncı sayfada) * B. Antonesko sekiz şubatta Ankaraya hareket ediyor Bükreş 31 (A.A.) — Rador ajansı bildiriyor: Dış bakam Antonesko türk hükümeti ni resmen ziyaret etmek üzere 8 şubatta Ankara ya gidecektir. Bu ziyaretten sonra Antonesko Ati. nada toplanacak olan balkan antantı konseyinin içtimaında hazır bulunacak tır. Bu toplantı 15 şubatta yapılacaktır. B. Antonesko'nun gazetecilere Beyanatı Bükreş, 31 (A.A.) — Dış bakanı Antonesko gazetecileri kabul ederek millet ler cemiyeti konseyinin bu seferki toplantısında elde ettiği neticelerden dolayı memnuniyetini bildirmiş ve demiş, tir ki: — "iskenderun ve Danzig anlaşmala rı Cenevre usullerinin kıymetini bir ke-kere daha göstermiştir. Keza umumî vaziyet ve anlaşma arzusu hakkında da nikbin bir hava müşahede edilmişitr. Romanyanın enternasyonal vaziyetine gelince, bu vaziyet mükemmeldir. Ve Cencvrede yaptığım konuşmalar ittifak ve dostluklarımızın sağlamlığım bir kere daha tecrübe etmek imkânını bana ver. miştîr. B. Hitlerin nutku her tarafta akisler uyandırdı Vaşington, 31 (A.A.) — B. Hitlerin nutku führer'in daha emniyet verici bir lisan kullanacağım ümid etmiş olan bazı resmi mahfiller um usa ya uğramışlardır. Bu mahfiller, bu nutkun daha ziyade almanlar için söylenmiş olduğunu tasrih etmekte ve Ver say muahedesi hakkındaki kısmına büyük bir ehmiyet at fetmektedirler. Bununla beraber Hitlerin eski alman müstemlekelerinin iadesini istemesi ingilz . alman itilâfına ma nî bir şart olarak telâkki edilmektedir. Sovyetler birliğine yapılan hücumların şark memleketlerini ihtiva etmek Üzere yapılacak bir Avrupa itilâfına mani o-lacağı kanaatini tevlid etmiştir. Hülâsa bu nutuk M. Ruzveltin Avrupa İşle. rine karışmasını istiyen amerilcalılann vazifesini kolaylaştıracaktır. Nevyork, 31(A.A.) — Nevyork Ti. mes gazetesi B. Hitlerin nutkunu tefsir ederek diyor ki: "Bu nutkun umumî karekteri daha sarih cevablar beklemiş olan Londra ve Parisi her halde umusaya uğratacaktır. (Sonu 3. üncü sayfada) Ankaralıların minnet ve şükranı C H. Partisi llyönkurul başkanı Tan Doğan, Hatay davasında elde edilen muvaffakiyeti kutlulamak için dün burada yapılan büyük mitingde halkanızın gösterdiği coşkun sevgi tezahüratına ve şükran duygularına, başta Atatürk olduğu halde büyüklerimiz nezdinde şu telgraflarla tercüman olmuştur, K. Atatürk Cumhur Reisi İSTANBUL Ankara halkı, Hatay davamızı bütün türkleri ve bütün insanlığı memnun eden bir hal cehline bağlamakla milletine ve dünya sulhuna bir essiz eser daha kazandıran Atatürk'ün bu eserini duymak ve benimsemekle Atatürk'ünü bağrına bastığı günlere benzer bir coşkunluk içindedir. Halkın her adımda bir kerre tekrarladığı ve bir ağızdan istediği sonsuz şükranlarını size bildirmek ödevini yerine getirmek için kelime bulamamak aczi içinde dünyanın en kudretli ve en sevgili insanına c/erin ve sarsılmaz saygılarımı sunuyorum. C. H. P. llyönkurul Başkam TAN DOĞAN ismet inönü Baş Vekil ANKARA Atatürk'ün her büyük düşünce ve müjdesini yerine getirmekte her zaman en büyük yararlığı ve tedbiri gösteren sevgili Baş Vekilimizi, türk milletini Hatay davasında da türkleri ve bütün insanlığı memnun edecek şekilde muvaffak eden ve türk devletinin emniyet ve itibarını bütün dünyada bir kat daha yücelten bir mesud neticeye varıldığı bu sırada tekrar şükran ve minnetle tebrik etmek ödevini Ulus meydanında toplanan Ankara halkı bir a-ğızdan coşkun bir dilek halinde bana tevdi ediyor. Halkın gönülden kafadan ve vicdandan kopan müşterek ve eşsiz tezahürünü tazimlerimle arz ederim. C. H. P llvönkurul Başkanı TAN DOĞAN (Sonu 6. inci sayfada) Dün, Ulus meydanını binlerce ankaralı böyle doldurmuştu. ^YFA 6 EDEBÎ MESELELER Edebiyatımızın en büyük ve üzerinde ısrarla durulması gerekli derdi halkın rağbetsizliğidir Türk edebiyatı denilince zihnimizde tevekkül eden sayısız istifham çen -gelleri arasında en ehemiyetlisİ, fakat ¦ynı zamanda M kompleksi ve halli en müşkül cl-nı hiç şüphesiz budur. Ede. bî hayatımızda görülen cansızlık ve hareketsizliğin doğrudan doğruya halkın edebiyat çerçevesine giren her şeye karşı gösterdiği kayıdsızlık yüzünden husule geldiği bu bahis üzerinde biraz düşünmüş olanlara bir sır değildir. Gerçi aksi iddialara da şahİd ¦'¦.ı -yoruz: "edebî mahsullerimiz rayıf. gerek kantite ve gerekse kalite bakımından düşük olduğu içindir ki halk edebiyatla meşgul olmayı tercih ediyor..( diyenler de var. Ve hattâ "onun istediğini verinir. göreceksiniz nasıl kitab, larınız kapışılacaktır." iddiasına kadar varanlara bile rastlıyoruz. Ancak bu gibi düşüncelerin ampİ -riktiği nisbetinde hakikatten uzaklaştığını kabul etmek lâzımdır. Bİr defa edebiyatta rağbetin mutlaka en iyiye teveccüh ettiği, garbın ileri kültür memleketleri İçin bile isbat edilmiş bir hakikat değildir. Tirajı ve sükseyi edebî kıymetten ayırmak temayülü hakiki edebiyatçılar arasında daima yer bul -muştur. Elde kitablarının baskı sayısı, zafer haykırmak her zaman ancak ko -lay muvaffakiyetler peşinden koşanların İşi olmuştur. Edebiyat tarihleri zamanlarında en büyük bir kayıdsızlıkla karşılanmış dahilere misallerle dolu -dur. Esaıen halkın istediği edebiyatın ne olduğu da malûm değildir. Rağbetsizliğe kalitesizliği sebeb gösterenle -rin her biri. kaliteli dedikleri edebiyat hakkında ayrı ayrı ve ekseriya pek müphem bir fikir sahibidirler. Esasen bu hususta tam bir fikir sahibi olulardı bu kadar cömertçe tavsiye ettikleri tarzdaki eserlerin örneklerini bizzat ken -dilerinin verilmesi icab etmez miydi? Hayır, bence, bu rağbetsizlik kali -tesizlikten müstakil, ve ayrıca mütalaa edilmesi lâzım gelen bir derdimizdir. Okurmyan bazı aydınlarımızın ve muharrirlerimizin bütün aksi İddialarına rağmen, biz, uzun yıllardan beri türk edebiyatında kaliteye doğru hiç bîr ilerleme olmadığını kabule mütema -yi! değiliz. Türk milletinin garblılaş -masına muvazi olarak türk edebiyatı da, yıllardanberi garba, yani kla • tik kültürün ve ümanizmin beşiği olan ruha ve tekniğe doğru bir inkişaf seyri göstermiştir. Fakat bu keyfiyetle birlikte müşahede ettiğimiz bir haki -kat de şudur: maarif saahıında cumhuriyet devrinin memlekete kazandırmış olduğu çok büyük terakkilere rağmen, halkımızın okumaya ve edebi esere karşı alâkası, aşağı yukarı, yirmi yıl öncesinin aynı kalmıştır. Halbuki ilme tc pratik bilgilere dair eserler İçin vaziyet aynı değildir. Bilhassa içtimaî Simler sahasındaki türkçe neşriyatın yıldan yıla arttığını gösteren rakamlar, halkımızın ilme ve öğrenmeye her gün artan bir alâkayla teveccüh ettiğini isbat edecek mahiyettedir. Bu müşahede den duyduğumuz sevinci, bir milletin fikrî olgunlaşmasında rolünün hiç de ilimden aşağı olmadığını bildiğimiz edebiyata karşı görülen alâkasızlıktan duyduğumuz teessür tadil ediyor. Edebiyatta tarzdan, istikametten, İdeolojiden ve temayülden önce mühim ©lan bîr şey vardır: Sanat kalitesi. Muayyen ve dar bir ideoloji cephesinden mütalaa yürütülmediği takdirde bu görüşün galebe çalması pek tabiîdir. Bizi bu özlediğimiz ve nihayet bü-fcün şikâyetlerimizin mevzuunu teşkil Bden kaliteye doğru götürecek yol han-pisidir? Yukarda ifadeleştİridiğimiz bir hükmümüze yeniden dönerek dİysce -giz ki: edebİyatrmızda kaliteye dvru yükseliş seyri doğrudan doğruya halkımızın edebiyata karşı göstereceği alâkayla mütenasip olacaktır. Türkiye kıymetli sanatkârlar yetiştirmekte acz (göstermiş bir memleket değildir. Her zaman şu kanaatta bulundum kî: bu -günkü ediblerimiz eserlerinin çok üstünde bir sanat kabiliyet ve kudretine maliktirler. Hiç bir türk edebiyatçısının hakiki İmkânları ölçüsünde randı -man vermiş olduğunu bana kabul et -tiremeasiniz. Büyük bir İyiniyet sahibi sanatkârlarımız bulunabilir. Fakat bir edebiyatçıyı sanatını sevmiye ve üzerinde bütün gayretini sarfetmiye sevkeden â-miller içinde iyiniyet kadar teşvik ve rağbetin de rolü olduğu muhakkaktır. Her şeyden Önce, sanat adamları -mı/m, kendi kabiliyet sahalarına aykırı yollarda, hayatlarını kazanmak en -dişesiyle kaybettikleri zamanlan he -sab ederseniz, bu husustaki sözlerimin pek acele formüle edilmiş bir kanaatin ifadesi olmadığım takdir edersiniz. Eğer bugünün zihniyetine uyarak mutlaka rakamlarla fikrimi tasrih et -memi İsterseniz, edebiyatçılarımızdan aldığımız randımanın kalite ve kantite itibariyle yüzde elliden çok daha aşağı bir nİsbette olduğunu iddia edebilirim. Derdin neden ibaret olduğunu söyledik; edebiyata karşı gösterilen alâkasızlığın edebiyatçıyı sanatına bağlanması için gerekli maddî ve manevî imkânlardan değişen nisbetler dahilinde mahrum etmesi. Şu halde edebiyatımızın yükselmesi için ilk Önce gerçekleşmesi icab eden şey. sanatkâra, hakikî kabiliyetine yaklaşan Ölçüde bir randıman verdirmek için muhtaç olduğu maddî ve manevî alâkanın, muhit ve havanın meydana gelmesi. Bu suretle formüle edilen ihtiyaç gene müphem kalmaktan kurtulamıyor. Pratik tedbirlerden bahsediniz bize! Fakat işte burada, bütün fikirlerin bölündüğü noktaya varmış bulunuyoruz. Medeniyetin, önünde kâfi zamanı varken ve rekabetten azade bulu -nurken, garbta takib etmiş olduğu aheste ve liberal seyri bir zaruret olarak kabul edenler için yapılacak bir şey yoktur. Edebiyatımızın yükselmesine gerekli şartlar, memleketin umumî kal -kınmasiyle aynı seyir içinde kendili - Malı köy ile Alpı köy arasındaki selden dolayı İstanbul treni dün geç geldi Dün İstanbul treni şehrimize, büyük bir te.ıhlmı la gelmiştir. Öğrendiğimize göre teahhurun sebebi Malıköy İle Alpi köyü arasındaki tren yolunun seller tarafından bozulmuş olmasıdır. Ankaradan ve Es. kişehirden gönderilen tamiı katarları hattı kısa bir zamanda tamir etmiş ve Eskişehîrde bekliyen tren bundan sonra hareket ederek ekspres saat 19 da muhtelit tren de 19.30 da gelebilmi|tir. Yakalanan kaçakçılar Geçen bir hafta içinde yumruk muhafaza Örgütü, ikisi ölü, biri yaralı elli-beş kaçakçı, 282 kilo gümrük kaçağı, 1900 tane çakmak taşı 42 gram uyuşturucu madde, 102 altın lira İSİ türk lirası, 3silSh ve 26 mermi ile 2û kaçakçı hayvanı ele geçirilmiştir. Çağrı Teşkilâtı esasiye encümeni bugün he. yeti umumiyeden sonra toplanacaktır. ğinden husule gelecek ve bu hususta rol oynıyacak tek unsur zaman olacaktır. Garbın ve medeniyetin bu şekilde anlayışı tanzimatçıların ve hattâ meşrutiyetçilerin düşüncelerine tevafuk et -mektedir. Evolüsyondan revolüsyon'a geçtiğimiz anda melodi arın değişeceği ise pek tabiîdir. Bugün inkılâbın bü -yük davası mesafeleri kısaltmaktır. Bunun için de her şeyden önce zamandan tasarruf ermek ve İmkânları zorlamak bir zaruret olarak kendini hissettİıir. Normal inkişaf ölçüleriyle iktifa etmediğimiz takdirde - ki hattâ iktifa etsek bile eli kolu bağlı kalmak İçin bu bir sebeb teşkil ermez - imkânları zorlıyacak tedbirlerin neler olabileceği üzerinde düşünmeye başlamamız pek tabiîdir. Bu tedbirleri araştırmakla fdebiya -tunum en mugUk vc girift meselesi * nin çerçevesi dahiline girmiş bulunu -yoruz. Gelecek makalemizde hatıra gelen pratik imkSnlar Üzerinde konuşmaya çalışacağız. YAŞAR NABI İzmitte canlı bir kalkınma hareketi var İzmit (Hususî) — Bir meyva vc ziraat şehri olarak tanılan İzmit, bu vasfını korumak ve hattâ genişletmekle beraber, bir taraftan da endüstrileşmekten geri kalmamaktadır. Hü.ümet. bir sanayi plânı üzerinde dururken, diğer taraftan da ziraate bir kıymet ve ehemiyet vermektedir. Izmİt, bu kıymet vc ehemiyet in randımanını birkaç yıl içinde görmekle bahtiyarlanacaktır. Zira, melodik plânlar], ı kurulan köy bürosu, bunu zaruri kılacaktır. • • • İzmit, ziraî bir inkılâbın ana hat -lan üzerinde dururken, sanayileşme hareketleri, daha geniş bir çerçeve İle kendisini göstermektedir. Kâğıt kombinası, bu unayi hayat ve hareketinin merkezini teşkil etmektedir. Şehrin eski şahısları, yeni yeni insanlar görünce biribirlerinc soruyorlar: — Geçen zat kimdi? — Kâğıd fabrikasında mühendis.. — Şu gelenler ? — Kâğıd fabrikasında mütehassıs* — Bu Bayan? — Fabrikada kimyager.. Hepsi türk mühendisi, türk müte • hassısı, türk kimyageri... ••• ikinci kâğıd ve sellüloz kombinaları ile Nikotin kombinasının da yükselmek üzere bulunduğu şu anlarda, fz» mitin yarınını tahayyül etmek, parlak ve zevkli ümitlerin kaynağı olur. izmitliler, talihin bu güzel gülüşünden faydalanmakta geç kalmamışlardır. Mimar Yan sen tarafından çizilen şehir plânının kabul edilmeyişine ve bir çok tadilata lüzum gösterişine rağmen şeh-hirde büyük bir bayındı: lık göze çarpmaktadır. Vali konağından kâğıd fabrikasına, inhisarlar imalâthanelerinden Ulu Gazi mektebi önlerine ve şehrin muhtelif yerlerine parça parça, serpilmiş yeni ve modern evler, muhakkak kî, kâğıd fabrikasının İzmite hediyeleridir. HAVA Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde en düşük sühunet sıfırın üstünde 1 en yüksek sühunet de yine sıfırın üstünde 6 derece olarak kaydedilmiştir. Dün yurdun hemen bütün mm takaları yağışlı geçmiştir. Yağı} şark mıntakalarında kar, diğer mıntakdiarda yağmur şeklinde olmuştur. En çok yağış Antalyada olmuş ve metre murabbaına 33 kilogram su bırakmıştır. Dün yurdun en yüksek kar irtifaı Muşta olmak üzere 93 santimetredir. Hava evvelki güne nazaran umumî olarak 2-3 derece arasında soğumuştur. Hava yalnız şark mıntakalarında küçük farklarla evvelki günkü variyeti muhafaza etmiştir. Dün en duşuk sühunetler sıfırın altında olmak üzere Erzurum da 4, Ma-latyada 7 derecedir. En yüksek sühunetler sıfırın üstünde olmak üzere An. talya vc Nazillide 17, Manisa, I mir ve Yalovada 18 derecedir. Görüşe ve düşünüşe göre. Bir otomobil kazasının feci komikliği Saat 12.30 12.50 13.15 Saat 19.00 19.30 20.15 20.30 20.45 21.00 Ticaret fikrî kaliteye istinad ederse devamlı kazancı temin eder. Bunun tersi vurgunculuktur. Fakat dikkat ediyor musunuz ki, meselâ kadın çorablarında, korkunç bîr vurgunculuk başlamıştır ve bu. her gün değiştirilen markalar sayesinde sürüp gitmektedir? — Bu marka mallar kötü! — Öyle ise şundan alınız. Halbuki iki mal birdir ve değişen yalnız birkaç harftir. Bunu, genç endüstriye ihanet, bir nevî hokkabazlık veya ticaret kurnazlığı farzedebiliriz: görüşe ve düşünüşe göre! Çocuklar Bakkal, bir elma aşırarak kaçmakta olan çocuğu yakaladıktan sonra: — Elmayı bedava mı alınır sandın? — Hayır, para ile alındığım bildiğim için evden para getirmeğe gidiyordum. Havalar bozuk olduğundan... Birkaç haftandan beri Ankara ve tstanbulda bir futbol tebliği intişar ediyor: "Havalar bozuk ve sahalar çamurlu olduğundan bu haftaki maçlar geri bırakılmıştır." Dua edelim, havalar açsın. Zira, bu gidişle, futbolcular futbolu unutacaklardır. Kadınlar Bir kadın bir erkeği makla İtham etti. —- Fakat, herkes biraz, mağrurdur, sîz değil misiniz? — Doğrusu: meselâ ben de, bazı sabahlar, ayna karşısında güzelliğimi seyretmekten zevk duyarım. — ... Ancak buna gurur değil, şu eski yanlış terkİble "hüsnü kuruntu" demelisiniz.... Bi ır curn Avrupa memleketlerinden birinde iki otomobil kazasmı bir gazete şöyle anlatıyor: "Otomobili ile evine dönmekte olan bir zat ilci yayayı deviriyor ve zabıtanın gelip cürmü tes-bit edebilmesi için kazazedelerden hafif yaralı olanı yanına alarak polis merkezine giderken... (ötesînî gazeteden aynen nakledelim) bir başka otomobil, şimdi yaya olan otomobil sahibi ile beraberindeki hafif yaralıya çarpıyor. Otomobil sahibi derhal ölüyor ve hafif yaralı da ağır yaralı oluyor." Bazı ziyaretler Bir gazete başlığında şunları okuduk: "Delirmiş bir otomobil, şoförünü ciddî surette yaralamış ve bir bisikletliyi de devirmiştir.'* Otomobil çıldırır mıe Frenleri bozuk olursa, evet. V« frensizi ik, otomobiller gîbi, bazen insanları da böyle zararlı hareketlere »evkedebi-lir. Erkekler Karı koca arasında: — Kancığım, senin birçok meziyetlerin ve bir tek kusurun var. — Kusurum ne imiş — Karım olman. Arzu edilmiyen ziyaret 22.00 Saat 12.30 12.50 13.05 14.00 Saat 18.30 19.30 20.00 20.30 20.45 21.15 22.30 ANKARA ÖÇLE NEŞRIYATI Plâk: Türk musiki ve halk şarkıları. Muhtelif plâk neşriyatı. Dahili ve haricî haberler. AKŞAM NEŞRİYATI Türk musikisi ve halk şarkıları (Safiye Tokay ve arkadaşları) Saat ayarı ve arapça neşriyat. (Hikmet Kısa daşları). İngilizce deıs (Atime İpek). Plâk: Dans musikisi. Gazete hülâsaları vc ajans haberleri. Stüdyo salon orkestrası. 1 —Flotovv Ouveıture - M art ha 2 — Codard Sour le Lac 3 — Tschaykowsky Fantaisic -Pİque Dame. 4 — Lalo La Sieste 5 — Honcggcr Lc Canip de saS Yarınki program ve lsukiâl M ar İSTANBUL ÖĞLE NEŞRİYATI Plâkla türk musikisi. Havadis. M abtclıi plâk neşriyatı. Son. AKŞAM NEŞRİYATI Plâkla dans musikisi. Çocuklara masal: 1. Galib Arcan Rıfat ve arkadaşları tarafmdan türk musikisi vc halk şarkıları. B. Ömer Rıza tarafından arabça havadis. Safiye vc arkadaşları tarafmdan türk musikisi ve halk şarktan. Saat ayarı. Şehir tiyatrosu dram kısmı tarafmdan bir temsil. Ajans ve borsa haberleri vc ertesi günün programı. Plâkla sololar, Opera vc operet parçaları. Son. Kmlaym yıllık balosu 6 şubatta Ankarapalas'ta verilecektir -j ~- B. Hitlerin dünkü nutku bir çoktefsir-lere yol açtı Fransız ve Ingüiz mümessilleri B. Hitlerin bir açık kepi bıraktığına, Polonya ve Ame ika mahfilleri ümitsizlik uyandırdığına, İtalya, Belçika ve Avusturya mahfilleri de nutkun müsbet olduğuna kanidir (Başı 1. inci sayfada) B. Hitlerin beyanatı Almanyaya hiç bir istikamet vermemektedir. Budapeşte. 31 (A.A.) —iyi haber a-lan mahfiller führerin nutkunu almanya nın barif ve barışısever is birliği arzusunu gösteren bir vesika olarak karşı, lamaktadır. ö. Giirinn'in bir nııll.ıı Berlin. 31 (A.A.) — Dun B. Hitler'-den sonra Reichstag'da söz alan B. Gö-ring bütün mebusların Fuhrer'e karşı şükranları !m ve Almanya aleyhine söylenen yalanları protesto etmiştir. Moskovadaki dava hakkında B. Gö-ring demiştir ki: "— Bunu söylemeğe hacet yoktur. Fakat ben yine soyuyorum ki ne bir mesul nazır, ne oraya gönderdiğimizi elçilerden biri hattâ ne kendini bilen bir alman hiç bir zaman Troçki ile görüşmemiştir.'* B. Göring bundan sonra Von Ossis-ki'ye verilen nobel mükâfatından bahsetmiş ve çöyle demiştir: "— Sulh mükâfatının bir haine, kürek cezasına mahkûm edilmiş bir adama verilmesi Almanya için ayıb değil bu mü. kâfatı verenler için gülünç bir harekettir. " B. Goring. Fuhrer'e sadakat yemini yapuktan sonra sözlerini bitirmiştir. ilinim nazırları parti azanı oldular Berlin, 31 (A.A.) — Dün öyleden sonra nasyonal - sosyalizmin dördüncü yıldönümü dolayısiyle törenle akdedüen bir kabine İç t i mam da B. Hitler nasyonal - sosyalist partisine mensub olmıyan butun nazırları partiye azâ tayin etmiş ve kendilerine partinin en yüksek rüt. besi olan altın nişanlan vermiştir. Bu su. retle taltif edilen nazırlar şunlardır*. Von Nöyrat hariciye nazırı. Şaht e-konomi bakanı Şverin Von Kroİgk, münakalat nazın, von Eltz Rübenach ve adliye nazırı Gürtner. Italyada ahinler Roma. 31 (A.A.) — İtalyan matbuatı umumiyetle B. Hitter'İn nutkundaki sulhcu fikirleri medhetmektedir. Roma, 31 (A.A.) — Hitlcr'in nutku hakkında italyan matbuatında çıkan ilk tefsirler Italyamn bundan memnun olduğunu ve nutkun muhteviyatım tama. miyle tasvib eylediğini göstermektedir. Messagero diyor ki: "Bu nutuk gerek şekil itibariyle gerek muhteviyatı dolayısiyle tamamiyle mutedildir. Ve hiç bir şeyi imkân haricinde bırakmıyor. Diğer taraftan haki-katın doğru bir tefsirine müstenid bütün anlaşmalara da kapıyı açık tutuyor. Giornale d'ltalia gazetesinde Gayda diyor İri: "Komünizmin kati surette reddi Almanya'nın aldığı istikametin başlıca se-beblehnden biridir. Bundan dolayı fransız - sovyet paktı meriyette kaldığı müddetçe bir fransız - alman yakınlığı imkan haricindedir." Sömürge meselesi hakkında Gayda fuyle yazıyor; "Başvekilin sözleri doğrudan doğruya alman müstemlekelerini paylaşan ı. kı devlete hıtab etmektedir. Popolo di Roma, yazıyor: B. Hitler, toptan vaı geçmesi şartiyle kendisine tereyağı vermek teklifinde bulunmuş olan B. Eden'e cevab vermiştir: Almanya, munfend kalmak isteniyor, fakat silâhlarım bırakmak da istemiyor. Messagero, diyor ki: Bu nutuk, esas itibariyle de şekil iti. bariyle de mutedildir. Bu nutuk, hiç bîr imkânı ortadan k. Idırmıyor ve ş-myettn l". mi olarak tefsiri esasına muttenid butu'» itil'Mıra kamları ıcıyor. Fransız politika mahfillerinin mütaleaları Paris. 31 (A.A.) — Salahiyetli mahfiller B. Hitlcr'in henüz tam metnini ölmedikleri nutku hakkında ihtiyatlı bir lisan kullanmaktadırlar. İlk intiba, nutkun daha ziyade bita. raf bir eda ile söylediği merkezindedir. Halbuki B. Eden ve B. Blum'un nutuklarından sonra bu kabil mütalea ve neticelere intizar ediliyordu. Salahiyetli mahfiller. Fransa hakkındaki cemüekâr fıkralardan Führer'in i-ki memleket arasında ihtüâf mevzuları bulunamıyacağı yolundaki teminatından dolayı memnuniyet göstermektedir. B. Hitler'in Rayşbank ve alman demir yollan hakkındaki kararının ne olacağı malûm değildir. Fakat bu karar daha şimdiden Almanya tarafından girişilmiş bazı tcahhüdlerin yeniden bir taraflı olarak ihlâli telâkki edilmektedir. B. Hitler'in Almanyanın büyük harbten mesul olduğuna dair olan Lokarno mi sakı yerine kaim olması lâzım gelen Ren mi. sakı üzerinde bir takım akisleri olabüir. Sovyet Rusya hakkındaki beyanat B. Hitler'in Avrupaya aid meselelerin halli sırasında bu memleketi hariç tutmak istemekte İsrar eylemekte olduğu manasına alınmaktadır. Führer'in sömürge hakkındaki beyanatına kendisinin eski alman müstemle. keleri üzerindeki emellerinden vaz geçmemiş olduğu manası verilmektedir. Nihayet ayni mahfiller. B. Hitler'in Al. manyanın ispanyada daha ziyade ticarî menfaatleri bulunduğundan bahseyle-miş olduğunu kaydetmektedirler. Bu sözler, ispanya harbi dolayısiyle Avrupa vaziyetinin vah t irileşmesinden endişeye düşmek için şimdiki halde hiç bir sebeb mevcud olmadığını beyana mü-said görülmektedir. I*ramda akisler Prag, 31 (A.A.) — B. Hitler tara-fından söylenen nutkun bıraktığı ilk intibalar oldukça elverişlidir. Bu nutukta kullanılan lisanın mutedil tonu belirtil, mektedir. Cesko - Slovo gazetesi bu nutkun her halde enternasyonal vaziyette bir vahamet doğurmıyacağım yazmaktadır. Londra gazetelerinde akisler Londra. 31 (A.A.) — Pazar günü çıkan Suoday Taymıs ile Observer gaze teleri B. Hitler'in nutkunda BB. Blum ve Eden tarafından işaret edilen noktalara cevab vermediğine eseflenmekle beraber alman başvekilinin müzakerat için açık bîr kapı bıraktığını söylemektedirler. Bu gazeteler nutkun Avrupa'da izhar edilen korkuları bir dereceye kadar yatıştırdığını ilâve etmetkedirler. Londrıula siyasi mahfillerde akisler Londra. 31 (A.A.) — B. Hitler ura. fından söylenen nutuk siyasî mahfiller, de nisbeten müsaid bir şekilde karşı, lanmıştır. Bilhassa sürprizlere nihayet verildiği hakkındaki cümle vasati Avru. pada ve bazı alman taleblerine hedef olan yerleıde fili bir müdahale vuku bul mayacağı şeklinde tefsir edilmektedir. BB. Eden ve Blum tarafından soy. lenen nutukların bîr dereceye kadar te. sİrli olduğu zannedilmektedir. B. Hitlerin İsrarla sömürge istemiş olması itilâf İhtimallerini şüpheye dü. sürmüştür. ispanyada akisler Valansya. 31 (A.A.) — Siyasî mahfil, ler M. Hitlerin nutkunu teferrüatiyle tetkik etmeğe henüz vakit bulamamış, lardır. Fakat nutkun ispanyaya aid o. lan kısmı ve bilhassa B. Hitlerin Ispan. yol cumhuriyetçilerini katil olarak tavsif ettiği satırlar dikkati çekmiştir. Bu mahfiller B. Hitlerin İspanyaya m HAmnııııı Madrid cebhesinde şiddetli yağmurlar harbi durdurdu Afgan başbakanı Londrada Londra, 31 (A.A.) — Afganistan başvekili prens Serdar Mehmed Nagim Han refakatinde Afgan milli bankası direktör rü olduğu halde dün Londraya gelmiştir* Prens yarın Baldvin ve diğer nazırlarla öğle yemeğini yiyecek ve salı günü kıral tarafından kabul edüecektir. Madrid, 31 (A.A.) — ıiıç o.nmcucn yuriaiı ab..uiıar, SSSMIİ aaiaautl uur-dunuuşuır. ücvua, 31 (A.A.) — Radyo ile neş-reauen uır ıculıguc, yağmurun tam Dır sükûn nusulune »cbeuıyct vermiş olduğu beyan ve şu cınet ııave Olunmaktadır: "Kıtalarımız, emir alır almaz hemen ilerî harekaıina gu«j...e* üzere mevzilerini muhafaza etmektedirler. Uç âsi tayyare düştü Anaujar, 31 I.A.A.) — vn asi tayyaresi bu sabah Vırgon do la Gabeza manastırının üstüne yiyecek ve ilâç atmışlardır. İsyanın başlangıcındanöeri bu manastırda bulunan sivil muhafızlardan mürekkeb mühim bir grup milisler tarafından kuşatılmış bulunmaktadır. Hareket üslerine dönerken tayyarelerden üçü kapaklanarak yere düşmüştür. Kapıonİ markasını taşıyan bu tayyarelerden birinin italyan olan pilotu paraşütü açarak yere inmeğe muvaffak olmuşsa da milisler tarafından esir e-dilmiştir. İtalya - Bııruos ticaret anlaşması Roma, 31 (A.A.) — Bir Salamanka tebliği ile ticaret mübadelesine aid muvakkat anlaşma neşredilmiştir. Bu anlaşmaya göre İtalya - İspanya ticaret karışmazlık meselesi hakkında
hiçbir şey
söylememiş olmasını hayretle kar. şılamaktadırlar. Belçikada memnuniyet Brüksel. 31 (A.A.) — Yarı resmi mahfiller B. Hitlerin nutkundan dola. yı memnuniyet izhar etmektedirler. Bu mahfiller bilhassa Belçikanın istiklâli, ne müteallik olan fıkra dolayısiyle sevinç duymaktadırlar. Bu mahfiller diyor ki: Almanyanın harbten mesuliyeti keyfiyetinin reddi, ancak Almanya içinde bir kıymeti haizdir. O kıymet de nazaridir. Polonyada akisler Varşova. 31 (A.A.) — Siyasî müşahitler B. Hitlerin Blum tarafından soy lenen nutuktan haberi yokmuş gibi dav. ranarak nutkunda hemen münhasıran in giltereye hitab etmiş olduğunu kaydet, mektedirler. Aynı müşahitler Fransa ile Ingiltere-yi birbirinden ayırmak hususunda yapılan bu yeni teşebbüsün akamete mahkûm olduğu çünkü M- Hitlerin tezleriyle bu husustaki ingiliz fransız beyanatı arasında büyük bir anlaşmazlık bulundu, ğunu söylemektedirler. Viyaıuıdn akUder Viyana, 31 (A.A.) — Salahiyetli mahfiller B. Hitlerin nutkundaki sükûnet ve itidali memnuniyetle karşılamaktadır lar. Bu mahfiller almanyanın tecrid e-dilmiş bir vaziyette kalmamak ve sürpriz siyasetine nihayet vermek hususundaki arzusunu tebarüz ettirmekte ve nutukta almanyanın umumi harbteki mes uliyetine dair söylenen sözleri de fili bir vaziyetin tasdiki olarak telâkki etmek, tedirler. muameleleri idiulât ve İhracıt permi usulüne tabi tutulacaktır. Meksikadan İspanyaya gönderilen silahlar Meksiko. 31 (A.A.) — "Diktamen dö Verakruz., gazetesinin yazdığına göre menşei amerikan olan ve Tjeria tayyare meydanında bulunan altı tayyare Markantabriko vapuruna yüklenmiştir, öte taraftan Meksika mamulâtından 40 bin tüfek de İspanyaya gönderilmek üzere Jalaa'da hazır tutulmaktadır. Kiralın hemşiresi dük dö Vindsoru ziyaret edecek Londra, 31 (A.A.) — Kiralın hemşiresi Kontes of Hervud perşembe veya cuma günü Enzesfeld'e hareket ederek Vindsor dükünü ziyaret edeceklerdir. Yüksek mahkemenin kararı Sovyetler birliğinin her tarafında alkışlanıyor Moskova. 31 (A.A.) — Rusyanın her tarafından gelen telgraflarda troç. kistlere karşı yüksek mahkeme tarafından verilen karar hararetle alkışlanmaktadır. Dün havanın fevkalâde soğuk olmasına rağmen kızıl meydanda 200 bin ıs-, çi toplanarak faşist casuslarını takbih etmişlerdir. Bir çığ kazası Kovno, 31 (A.A.) — Bir mülâzım ve üç Alp avcı neferi bir çiğ altında kalmışlardır. Bir nefer kurtarılmışta da diğerleri henüz kar altında bulunmaktadır. SON DAKİKA B. Delbos Türkiye ve Fransanın Milletler Cemiyetinin müessir olduğunu isbat ettiklerini söyledi Şatoru. 31 (A.A.) — Hariciye nazırı Delbos buradaki ölüler âbidesinin açılışı münasebetiyle söylediği nutukta ezcümle demiştir ki : "_ Fransanın İspanya işlerine karışmamak hareketini ittihaz ederken taki- bettİği hedef ateşi dar bir sahaya inhisar ettirmekti. Bugün diyebilirim ki bu gayretlerimiz, tngilterenin, bütün sulh dostlarının mesaisi boşa çıkmamıştır. Umumî olarak gerginlik hafiflemiştir. Kontrol işi filî bir hakikat olabiecek ve İspanyada kendi mukadderatında tamamiyle hâkim bırakılacaktır. Bununla beraber eğer karışmazlık prensipi ihlâl olunur da'İspanyaya şu veya bu rejim kabul ettirilmek veya menolunmak . istenirse büyük tehlike ortadan kalkmış olmıya-çaktır. Rejim işinin halli münhasıran İspanyanın kendi bileceği bir şeydir. Aynı zamanda İspanya harbinin genişlemesine de mani olmak istedik. Milletler Cemiyetine katiyen bağlı kalarak, emniyet usullerini iltizam ettik. Ve bunun takviyesini müdafaaya devam ediyoruz. Müşkilâtı mucib bütün ihtilâfların Milletler Cemiyetinde hallini tavsiye ettik. Fransa ve Türkiye Cenevre-de toplanan devlet adamlarının müzaharetiyle Milletler Cemiyetinin müessir olduğunu ispat etmişlerdir. Fransa ile diğer sulhu seven devletler arasındaki bağlan sıklaştırmak suretiyle umumi sulhu ve aynı zamanda Fransanın emniyetini takviye etmiş olduğumuza kaniiz. İngiltere ile olan büyük samimiyetimiz, küçük antant. Polonya ve Sovyetler birliği ile olan anlaşmalarımızın sağlamlığı bizim «-çin hep birer garantidir. Harbe karşı olan mücadelemizde diğer devletlerin tc bilhassa büyük Amerika demokrasisinin de manevi müzaharetini görüyoruz. Hiç bir kimseye karşı durmak veya dostluklarımın onlara karşı çıkarmak fikrinde değiliz. Bilâkis bizim istediğimiz, biribirine zıt fikir, ve menafii bloklarının teşekkülüne mani olmaktır.,, B. Hitlerin nutku etrafında Delbos. Hitler'in nutkuna da temas ederek demiştir ki: "—Hitlerin nutkunda Fransaya karşı hiçbir hücum bulunmamasını menuniyetle kaydederim Hitler almanlar ile birim aramızda insaniyetçe mümkün hiç bir kavga mevzuu olamıyacağını söylemiştir Bizim de fikrimiz ve arzumuz budur. Fakat dünyada bizler yalnız değiliz. Harbin muhafazası bizim elimizde olmıyan bir takım u-mumi kaidelere tabidir. Bu kaidelerin me yanında muahedelere riayet etmek vardır." Delbos. Almanyanın bir taraflı olarak muahede ahkâmlarına karşı yaptığı ihlâl hareketlerini hatırlatarak şöyle demiştir: Hitler böyle hareket etmekle imzaların kıymetine istinad eden itimadı her halde tarsin etmemiştir. Ancak Hitler'in nutkunda hattâ süâhsızlanma hakkında bile müsbet kasımlar bulunduğunu teslim e derim. Bu nutuk heyeti umumiyesi itibariyle tetkik olunmalıdır. Biz gerginliğin izalesi ve mukarenetin tesisi yolunda her türlü gayreti sarfetmeğe amade bulunuyoruz. Ancak bu başka birisinin aleyhin* müteveccih olmamalıdır. Bunu söylerken, Sovyetler birliğini, herkes gibi sulha muhtaç olan ve onu istiyen 200 milyonluk bir mületi beynelmilel camiadan çıkarmak istemekteki isabetsizliği ve tehlikeyi düşünü yorum." Nihayet Delbos. Fransanın iptidai mad delerin daha munsifane bir şekilde tevrü işinde teşriki mesaiye amade bulunduğunu fakat bunun harbi beslememesi lâzım geldiğini söylemiş ve Fransanın katiyen su İh azminde olduğunu ilâve ederek demiştir ki: "— Bu azmin yegâne hududu eğer taa miza uğrarsak kendimizi müdafaa etmek ve giriştiğimiz teahhüdlere sadık kalmak ut." Sovyet tedhişçilerinin af talebi rededildi. Moskova. 31 (A.A.) - Sovyetler birü ği merkezi icra komitesi, troçkicüer muhakemesinde idama mahkûm edilen 13 maznunun af talebi er ini red etmiştir. ULUS 2 ŞUBAT 1937 SALI Son *mc*ur ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5574 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Atatürkün Kamutaya teşekkürleri Kamutay dün orman kanunu projesinin ilk müzakeresini bitirdi Kamutay dün Tevfik Fikret Sılay'ın reisliğinde toplanmış ve geçen celsede 80 maddesi görüşülen orman kanunu projesinin müzakeresine devam edilmiştir. Reis celseyi açınca, devlet reisi Ata-tifrk,e Hatay işinde eidc ettikleri yüksek muvaffakiyetten dolayı resmen teşekkür edilmesi için almış olduğu karar dolayısiylc B. M. Meclisi riyaseti tarafından gönderilmiş olan telgrafa Atatürkün cevab verdiğini söyledi. Büyük Önderin yukarıya koyduğumuz telgrafını Kamutayın dakikalarca süren alkışlan arasında okuttu: * * * Ormanlarda yangın söndürülmesi L çın gideceklerin muayyen tarifeli vasıtalarla hareket ettikleri takdirde nakliye ücretinin idare tarafından ödeneceği ve söndürme işinde çalıştıkları müddetçe devlet ormanında orman idaresi, diğer ormanlarda alâkalılar tarafından para- Gündelik ORMAN KANUNU Cumhuriyetin orman rejimi kanunlaşmış sayılabilir. Büyük Millet Meclisi dün orman kanunu lâyihasının iJk müzaukeresini bitirmiştir. Bundan evelki iki içtima gününde olduğu gibi dün de kanunun maddeleri üzerinde etraflı konuşmalar olmuştur. Bu hal, mevzua meclisçe de verilen ehe-mİyeti gösterir. Ormanlarımız için bütün yurdda duyulan geniş alâka Büyük Millet Meclisinin müzakerelerinde en vazıh ifadesini bulmuştur. Meclisçe ormanlarımızın çok sıkı ve ağır kayıdlarla korunması bir devlet vazifesi sayıldığı kadar işletme ve istismarı da devlet işleri arasında görülmüştür. Cumhuriyet hükümetinin birçok iktisadi teşebbüslerdeki muvaffakiyeti ise ormanlarımızın devlet işletmesiyle en iyi idareye kavuşacağına delil sayılmıştır. Büyük Millet Meclisinin dünkü müzakerelerinde orman yangınlarına halkın en geniş vasıtalarla ve daha çok mıkdarda iştiraki için kayıdlar konulduğu gibi orman •uçlarında en ağır cezaların tatbiki teklifinde bulunulmuştur. Filhakika ormanların tahribinde yangınların rolü ile bir kısım halkın ihmal veya kasdı en başta sayılmıştır. Hususî ormanların korunma ve işletmesinin sıkı bîr devlet murakabesi altına alınması şimdiye kadar devlet ormanlarını mubah sayan eski bir zihniyetten büsbütün uzaklaştığımızı gösterir. Siyasi zaferlerimizin şeref ve haysiyetimizi yükselten havası içinde yurdun imarını hızlandırıyoruz. Orman kanunu bu hızlanan hareketin en yeni eseridir. Cumhuriyetin her eseri gibi bunu da bütün yurd saygı ile karşılıyacak-tır B. Abdüthalik Renda Büyük Millet Meclisi Reisi Ankara Hatay mukadderatı n ı n tesbitini memnuniyete Miyim görmüş olan büyük Kamutayın hakkımızda taltif kararı vermiş olduğunu bildiren telgrafınızı büyük memnuniyetle aldım. Teşekkür ve minnetlerimi bildirmekle bahtiyar olduğumun Kamutaya arze-dilmesini dilerim. K. ATATÜRK sız ekmek verilip başkaca ücret veriJe-miyeceği hakkındaki 91 inci maddenin müzakeresi sırasında İsmail Hakkı Uzman söz aldı ve bizde muayyen tarifeli vasıtalar olmadığını, kamyonlarla gidilmeğe lüzum hasıl olursa bu maddeye göre bu vasıtadan faydalanmak mümkün olmadığından kamyon kelimesinin maddeye konmasını teklif etti. B. İsmail Hakkınm verdiği tadilna-me nazan itibare alınarak encümene havale edildi. Şerif tiden (Kastamoni) orman yananlarının, görülmesi için kuleler yapılmasını teklif etti. Projenin cezaî hükümlere aid beşinci faslı konuşulurken Remzi Gülez (Gali. Hitlerin nutku Londrada hayli inkisar oyandırdı İngilterenin mütemmim izahat istemesi muhtemel Lö Tan nutukta hem itimat! verici, hem de kaygı uyandırıcı parçalar bulunduğu fikrinde Londra. 1 (A.A.) — B. Hitlerin nutkunun daha derinden tahlili, nutkun B. Blum'un sözlerine cevab teşkil etmemesi dolayısiylc salahiyetli İngiliz mahfillerinin duymakta oldukları hayal İnkisarını teyid eder mahiyettedir. Uumumi görünüşü itibariyle mutedil olan bu nutukta Fransa, Belçika ve Hol-landaya verilmiş olan umumi teminat, müsbet bir değer taşımaktadır. Ve bu hususta daha evvelce yapılan beyanatı teyid etmektedir. Sürprizler devrinin geçtiği hakkındaki cümleden başka, nutukta hiç bîr sarih ifadeye, hiç bir pratik fikre rastlanmamasını, salahiyetli mahfiller esefle karşılamışlardır. İzahat istenmesi muhtemel Hükümetin, bu nutkun bazı noktalarının tenvirini istemesi ihtimali vardır. Böyle bir ihtimal, ingiliz diplomatik mahfillcrince red olıınmamaktadır. Hayal inkisarına yol açan kısımlar, bilhassa silâhsızlanma ve ekonomik iş birliğine a-İd olanlardır. Diğer kısımlar mütemmim malûmat İstenmesini haklı gösterecek mahiyettedir. Bu takdirde diplomatik yollarla hareket edilecektir. Yine bu mahfillere göre. nutukta u-mumi Avrupa meseleleri hakkındaki ingiliz düşüncelerini değiştirecek hiç bir Şey yoktur. Bilindiği üzere bu düşünceler, geçen temmuzda Londrada yapılan Eden - Blum - Van Zeland konuşmasından sonra çıkarılan tebliğe uygundur. (Sonu 6. ıncı sayfada) zianteb) orman işlerine verilen ehemi-yetüı buradaki cezai hükümlerle müte-nasib olmadığını, ormanda işlenen suçların ağaç kesimi veya ağaçlara karşı gösterilen kayıdsızlığın neticesi olan suçların daha süratle ve daha şiddetle cezalanıl r ı İma sı icab ettiğini, memlekette orman sevgisi ve hassasiyetin son zamanlarda başlamış olması dolayısiylc orman suçları hakkında bulunmasını zaruri gördüğü cezalar ve cezaların tatbik şekilleri için geniş hükümler bulunmadığını söyledi ve bu hükümlerin konulması için lüzumlu tedbirlerin alınmasını istedi. Tahsin San (Aydın) projeye konulan cezaları ihtiyaca kâfi gördü. Atina'daki sergimiz Türk resirpTVe neşriyat sergisi çok beğeııijiyor Dün Kamutayda orman kanunu projesinin gorüşüJmesİ dolayısiylc sorulan suallere cevab veren muhtelit encümen raportörü B. Raif Karadeniz (Trabzon) Muhtelit encümen mazbata muharriri Raif (Karadeniz) bu projenin orman suçlarına aid cezaları eldekine göre arttırmış bulunduğunu, encümenin cezanın şiddetli olmasının suçlunun mütenebbih olmasını temin cdemiyece-ğinden ve en müessir çarenin de suçlunun behemehal yakalanıp eczaya çarptırılması bulunduğundan projede bu hususun imkân altına alındığını, bir ağaç kesti diye herhangi bir kimseyi (Sonu 6. iner say/ada) Atına, (Hususî) — Geçen hafta a-çıldığını bildirdiğim türk resim ve neşriyat sergi-si şehrimiz elitlerinin alâkası-nı toplamakta devam ediyor. Teşhir edilen güzel e-serler önünde durup fikir teati e-denler, bazı tabloların kopyelerini almak İçin çalışan gençler çoktur. Türk - Elen kültür ve dostluk münasebetlerinin başlıca tezahürlerinden biri sayılan sergi hakkında, her muhitte, iyi intibalar mevcud olduğuna şahidim. Sergideki tabloların sayısı 74 dür. Bunlar arasında cidden Çok muvaffakları vardır. Meselâ Çallı İbrahim'in "Atatürk" tablosu. Namık ismail merhumun "Ankara"sı, Bedri Rahminin "Bayazid camii avlusu" pek ziya- de begen^ra/ş olnlardandır. Bu S'irctle başlamış olan kültürel münasebetlerin diğer sahalarda ve karşılıklı olarak devam etmesi temenni olunmaktadır. Belediye Mecli si dün toplandı Encümenler seçimiucku sonra şehre aid mühim kararlar verildi Belediye meclisi dün saat 17 de Belediye Reisi B. Tandoğan'ın reisliğinde altıncı intihab devresinin sekizinci toplantısını yaptı. Ruznamenin birinci maddesinde encümenlerin intihabı vardı. Yapılan seçim neticesi şöyle oldu; BÜDCE ENCÜMENİ Makbule Eldeniz, Hayrullah özbu-dun, iskender Artun. Rauf Baykan, Cafer Tayyar Benadam, Vehbi Demir Reşat Erbeyli. İMAR ENCÜMENİ Ahmet Hanif, Cemal Germen, Muhlis Sertel, Süreyya Ulkür, Sakip Tanır, Kemal Oran, Veli Ulusu. TARİFE VE KAVANlN EN. İbrahim Ayaşlı, Naşit Toygar, Ri- fat Çulha, Feyzi Kütükçüoğlu, Mecdi Sayman, Ekrem Ergun, Raşit Çalış. TETKİKİ HESABAT EN. Fethi Yaman, İskender Artun, Ha-(Sonu 2. inci sayfada) Cumhur reisi B. Ruzvelt Reislisinin beşinciyi! dönümünü kutladı Nevyork, l (A. A.) — Reisicumhur B. Ruzvelt'in cumhur reisliğinin beşinci yıldönümü dün memleketin bütün büyük şehirlerinde kutlanmıştır. Bu münasebetle birçok balo-1 a r yapılmıştır. Bunların geliri çocuk felcine karşı mücadele kurumlarına verilecektir. Beş büyük balo verilmiştir. Bunların en mühimine Madam Ceymı Ruzvelt reislik etmiştir. Beyaz sarayda B. Ruzvelt bir takım gazete muhabirlerini kabul etmiştir. Bu muhabirler kendisinin 1920 ıcne-sinde siyasi mesleğinde ilk adımı ata- Cumhur Reisliğine seçiminin beşinci yıldönümü Ameri-tada büyük törenle kutlanan B. Ruzvelt ailesiyle beraber rak cumhur reisi muavinliği namaedli-ği için yapmış olduğu seçim mücadelelerinde kendisine refakat etmiş olan zevat idi. Yeni japon kabinesini kurmağa muvat» fak olan general Hayashi Yeni Japon kabinesi kuruldu Tokyo, 1 (A.A.) — Japon buhranı bugün nihayet bulmuş ve yeni kabine B. Hayaski tarafından kurulmuştum! Japonyanın Vaşington elçisi B. Hıro Hisaito hariciye nazırlığına vc General Kotarono Kumaro harbiye nazırla-gına tayin edilmişlerdir. Son sözü ordu ve donanma söylemiş ve muvaffakiyetini elde etmiştir. Şanghay, 1 (AJV.) — Çin siyasi ma-hafüüûn kanaatine göre, sağa temayül etmekle beraber Hayaşi kabinesi, B. Hi-rota'nın Çin hakkın lakı siyasetini mahsûs bir şekilde değiştirmİyecektir. J illi Belediye Mecli si dün toplandı Encümenler seçiminden sonra şehre aid mühim kararlar verildi (Başı 1 ine: sayfada) mit Eseniş, Ziya Arkand, Muzaffer Gürcan, Nusrct Evccn. SIHHİYE ENCÜMENİ Samiye Börekçi, Hüseyin Eti, Yusuf Hikmet Okur, Ali Vahit Yaşat, Bilâl Akba, İsmet Yenen, Osman On-türk. Seçimi müteakib şehrin üç yerinde otobüs bekleme yeri yapılmakta olduğunu bildiren belediye reisliği tezkeresi okundu vc bunun için sarfedîle-cek olan tahsisat kabul edildi. Belediyeler Bankasının belediye hissesine aid istediği karar da verildikten sonra, şehrin birçok sıhî ihtiyaçlarını temin eden müesseseler kurmak suretiyle belediye hizmetlerine büyük muavenetleri dokunan Sıhat vc İçtimai Muavenet Vekâletinin vekâlet binasına bitişik arsanın bedelile verilmesi hakkındaki talebi memnuniyetle kabul o-lundu. Şehrin en işlek bir yerinde, Yenişehir köprüsü ile İsmet Paşa Kız Enstitüsü arasında, tarih - coğrafya ve dil fakültesinin yapılacağı sahanın Maarif Vekâletine satılması kararlaştırıldı. Bundan sonra, seferlerin artması ve diğer mühim sebeblerle sarfiyatı çoğalan otobüs işleri büdccsinde ve belediye büdcesİnîn diğer fasıl ve maddelerinde yapılacak münakalelere dair tezkere okunarak büdcc encümenine havale e-dildi. Belediye kanunu hükümlerine göre umumî pazar yerlerinde, borsalarda vc diğer satış yerlerinde halkın ve bilhassa köylünün haklarını muhafaza üe mükellef olan belediyemizin bu kontrol işini iyi yapabilmesi için bir kaç kantarcı kullanılması, baskül ve terazi alınması hakkındaki teklif de kabul edildi. B. Tandoğan, geçen hafta içinde ö-lümiyle muhitimizde derin bir teessür u-yandıran meclis azasından eczacı Nurcd-dîn Arzumanın ruhunu taziz için bîr dakika sükût edilmesini teklif etti. Nured-dİnİn hatırası saygı ile anıldı ve memlekete yaptığı hizmetlerden bahsedildi. Söz alanlar bilhassa reislik makamının, acı haberi azaya tahriren haber vermek ve cenaze merasimini hazırlamak hususundaki alâkasına da teşekkür ettiler. A. çık azâlığa yedeklerden en çok rey alan davet edilecektir. Belediye meclisi önümüzdeki parzartesi günü saat 17 de toplanacaktır. Yurdda şeker satışı ar tmakta devam ediyor Memlekette hayatın ucuzlatılması İçin hükümetimizin almakta olduğu tedbirler arasında, en başta büyük bîr endüstri ve istihlâk maddemiz olan şekerin ele alınmış olduğu malûmdur. Şeker Hatlarının ehemiyetli bir nis- bette ucuzlatılmasından beri memlekette şeker istihlâki hergün biraz daha artmaktan geri kalmamıştır. İşte aşağıdaki rakamlar, şeker satışlarının son yıllarda gösterdiği yükselişi büyük bîr belagatle ifade etmektedir. Tonolarak: 1934-1935 1935-1936 1936 Haziran 2845.069 7664.598 6423.455 Temmuz 3411.646 6224.083 5438.100 Ağustos 2875.593 3992.180 4921.089 Eylül 3056.787 3863.832 4584.792 Birinci teşrin 3719.766 6480.644 6302.206 İkinci teşrin 4613.997 6648.620 8845.291 Birinci kânun 5808.271 6835.177 İkinci kânun 4697.006 6461.652 Şubat 3668.600 6731.080 Mart 4258.635 5163.707 Nisan 3995.934 5412.217 Mayıs 3220.477 5016.515 Bakırköy bez fabrikamızın 1936 daki çalışmaları Beş yıllık endüstri programımıza uygun olarak tesisatı genişletilmiş ve yeni makinelerle teçhiz edilmiş olan Sümer Bank'ın Bakırköy Bez Fabrikası, İstanbul'da modern türk endüstrisinin şerefli bir mümessili halinde, daima artan bir randımanla çalışmaktadır. 1934 başında mevcut iğ sayısı ancak üç bin olan bu Devlet fabrikası, yenileşmesinden sonra on bin iğle faaliyete koyulmuş vc piyasada kendine büyük bir itibar temin etmiştir. Biten yıl, Bakırköy fabrikası için Çok müsait ve memnuniyet verici şartlar içinde geçmiştir. 1936 nın ilk on ayı zarfında fabrikaya dışardan verilmiş olan siparişler, 1935 senesinin aynı devresi zarfında alınan siparişlere nazaran yüzde 120 nisbetinde bir fazlalık göstermektedir. Fabrikanın pamuk mubayaası aynı aylar esnasında 1935 de 774.424 kilodan 1936 da 806.965 kiloya yükselmiştir. Bez imalâtı da 3.592.982 metreden 4.270.068 metreye çıkmıştır Bu rakamları mütalea ederken 1930 senesi bütün imalât yekûnunun ancak 1,5 milyon metreden ibaret kalmış olduğunun göz Önünde tutulması faydalı plur. Fabrika bundan başka 1936 nın İlk on ayı zarfında 806.483 kilo pamuk ipliği imal etmiştir. Fabrikanın senenin ilk on ayı zar-fınlaki satışları bir evvleki yılın aynı müddet zarfındaki umum satışlarına nazaran yüzde yirmi yükselmiştir. Fakat Devlet satışları istisna edilirse, yalnız piyasaya yapılmış olan satışlar arasındaki fark, 1936 da bîr evvelki seneye nazaran yüzde 250 nisbetinde bir fazlalık gösterir. Devlet pamuklu fabrikalarının en küçüğü olan Bakırköy Bez fabrikası, ne kadar rasyonel bir şekilde çalışmakta olduğunu bu rakamlardan daha belagatle ifade etmek mümkün değildir. İUİİMİI İstanbul şehir meclisi toplandı İstanbul, (Telefonla) — Şehir meclisinin şubat içtima devresi bugün başladı. Meclise verilen büdcede belediye ve vilâyetin 937 müşterek âdi ve fevkalâde varidatı umumî yekûnu on bir milyon kırk bir bin dokuz yüz yirmi liradır. Belediye masraf büdccsi tesbit edilmektedir. Vilâyetin âdi ve fevkalâde masraf büdccsi 3.242.027 lira, mülhak büdcelerdcn Karaağaç mezbahasının veridat ve masrafı 1.607.001 lira, konservatuvann seksen dört bin iki yüz altmış bir lira, düşkünler evinin 167.506; şebir tiyatrosunun 140.755 liradır. Meclis bugün makamın Çubukluda sabık Hidiv Abbas Hilmi paşanın köşk, koru vc yanındaki iki köşkün satın alınması hakkındaki teklifini encümene havale etti. Meclis kabul ettiği takdirde, belediye, boğazm en güzel bir yerinde, Istanbulun en güzel binasına sahib olacaktır. iplik Fabrikacıları toplandılar Istanbuh (Telefonla) — iplik fabrikacıları bugün ticaret odasında toplandılar, iyi kalitede vc sağlam mal çıkartmanın çarelerini araştırdılar. Perşembe günü tekrar toplanacaklardır. Yoksul çocukları korumak için İstanbul, (Telefonla) — Yarm valinin reisliğinde halkevindc toplanacak komisyon mekteblerdeki yoksul çocukları korumak için kurulacak himaye heyetleri birliği hakkında karar verecektir. Pedagoji Enstitüsü istanbul üniversitesi pedagoji enstitüsü önümüzdeki cumartesi günü ilk dersine başlıyacaktfer1. ? B. Menemencioğlu îstanbula geldi İstanbul, 1 (A.A) — Hatay meselesinin milletler cemiyeti konseyinde müzakeresine memur murahhas heyetimiz erkânından, hariciye vekâleti genel sekreteri Numan Menemencioğlu bu sabahki ekspresle Cenevreden şehrimize gelmiştir. Numan Menemencioğlu bu akşamki trenle Ankaraya hareket edecektir. Kızday balosu ha*:ıılıkları ilerliyor Kızılay Cemiyeti Ankara merkezi tarafından Önümüzdeki cumartesi akşamı Ankara Palasta verilecek olan büyük balonun hazırlıkları ilerlemiştir. Kızılay Cemiyetinin Ankara merkez heyeti bu akşam saat 18 de tekrar toplanarak alınmış, olan son tedbirleri gözden geçirecek, yeni kararlar verecektir. Balo biletleri adedec mahdud olduğundan satışa ilk parti olarak çıkarılan mikdar tamamen satılmış ve ikinci parti biletler için talihlerin müracaatları çoğalmıştır. Balonun eğlenceli ve intizamlı geçmesi için alınmış olan tedbirlerin tafsilâtına girişmeden, müzik, ko-tiyyon, varyete, piyango cephesinden ankaralılann o gece yeni sürprizlerle karşılaşacaklarını söylemek kabildir. Bundan başka o gecenin neşesini artıracak bir de aile oyunu tertib edilmiştir. Avrupanın başlıca büyük gazinolarında sadece ailelerin vakit geçirmeleri için kurulan bu oyunun lâzımgelen masa ve aletleri büyük fedakârlıklar ihtiyar e-dilerck Istanbuldan celbolunmuştur. General Kazîm Dirik Edirneye döndü Edirne, 1 (A.A.) — Umumî Müfettişler kongresi dolayısiyle iki aydanberi Ankarada bulunan Trakya Umum Müfettişi General Kâzım Dirik Edirneye dönmüştür. Darüşşefakanın 64 üncü yıldönümü Darüşşcfckanm 64 üncü yıl dönümü münasebetiyle Darüşşefekalılar Ankara şubesi tarafmdan Şubatın altıncı Cumartesi günü akşamı Halkevindc bir şölen tertip edilmiş ve güzel bir program hazırlanmıştır. Profesör Hendemîth şehrimizde Musikişinas Prof. Hendemîth dün şehrimize gelmiştir. Profesör şehrimizde üç hafta kadar kalacaktır. Profesör buradan konser vermek üzere Nevyork vc Vaşingtona gidecektir. Bir nahiye kuruldu ve bir nahiye kaldırıldı Dahiliye Vekâleti Edremit kazasına bağlı olmak Üzere Kalkrm adiyle yeniden bir nahiye kurmuş vc Gönen kazasına bağlı Çakır nahiyesini kaldır -mistir. Sabun sanayii için Ziraat Vekâleti sabun sanayii İçin memlekete ithal edilen yağların sud -kostik mahlûlü ile denatüre (İçilmesinin muvafık olacağını kararlaştırmıştır. Nasıl yazıyoruz? (?) Bir ıhtı .« makalesinde cümleler: "— Mekteb cemiyetten ayrı bir şey midir? Mektebi yaşatan ve götüren cemiyet mi, yoksa mekteb mi? Binaenaleyh mektebi, cemiyetten ayırmamıza imkân olmamasına nazaran rüşeymî olan mekteb cemiyetini de aynı cemiyet gibi kabul ederek...... Bunları yazanın bir şeyler söylemek istediği muhakkak ise de... Kolombun yumurtası "Kristof Kolombun yumurtası,, hikâyesini biliriz. Fakat bir italyan folklorcusuna göre yumurtayı baş a-şağı durdurmağa ilk muvaffak olan adam 1444 de, yani Amerikanın keşfinden 48 sene evel ölmüş bulunan mimar Brunelleschi'dir. Bu iddia doğru olabilir ama "galatı meşhur,, u düzeltmek acaba kabil olur mu? Sabır ve şöhret Fransız avukatlarından Moro - Gi-afferi uzun müdafaalariyle meşhurdur. Müdafaalarını neden çok uzattığını soran bîr zata üstad izah etmiş: — Sabrımla uyuttuğum hakimler şöhretimi hatırlayarak ekst-.iya bana hak vermişlerdir. Yakın kelimeler: Kayak sporundan eli yüzü sarılı dönen birine arkadaşı soruyor: — Ski'den mi? — Hayır viski'den! Mitbalega mı? Meteoroloji mütehassısları bu kışın çok şiddetli olacağını haber verdikleri halde birçek yerlerde havaların daha ziyade yağışlı gittiğinden, görülmedik soğuklar olmadığından bahsedilirken Cihan Harbında bulunmuş olan bîri söze karıştı: — Biz Balkan cephesinde, 1917 kışında donan suyumuzu kaynatıp ı-çer ve ekmeği de destere ile keserdik! Bekârlık vergisi Fransada çıkarılan malî kanunlar bekârlık vergisini yüzde 30 artırdı. Bir mükellef bundaki haksızlıktan şikâyet ediyor: "Bekârlık vergisi haksız bir şeyken bunu yüzde 30 artırmakla kanun vazıı beni evlenmeğe nasıl icbar edebilir? Zira o kadar çirkin ve tabiat sahibiyim ki çirkin olduğum için istediğim kız benimle evlenmez ve tabiat sahibi olduğum için de benden daha çirkini ı-le ben evlenemem!" Yenişehir P.T. T. binası Otomatik talefon şebekesi genişliyor, yeni rehber basılıyor. Yenişehirde Bayındırlık Bakanlığının karşısında vc temyiz mahkemesi binası önünde yapılacak olan posta, telgraf ve telefon binası, 75 bin liraya müteahhidine ihale edilmiştir. Müteahhid binaya İnşaat mevsimi içinde başlryacak ve altı ayda teslim edecektir. Bu bina içinde 4000 numaralı yeni bir otomatik telefon santralı yapılacaktır. Bu suretle Ankara otomatik telefon numaraları yedi bine iblâğ edilmiş bulunacaktır. Yedi bin abonenin daha 10-15 sene Ankaranın ihtiyacına yeteceği tahmin edilmektedir. Ankara telefon müdürlüğü 1937 yılına aid rehberi bastırmaktadır. Bugünlerde adreslerdeki değişiklikler tespit olunmaktadır. Cumhuriyet Merkez Bankasının Umumî Heyeti Cumhuriyet Merkez Bankası umum! heyeti esas nizamname sin de ufak bazı değişiklikler yapmak üzere Şubatın 4 üncü Perşembe günü fevkalâde olarak toplanacaktır. İzmit Kâğd Fabrikası için lüzumıu beuiLüz atatın asının. Sümer bank, İzmit kagıd labrıkası i. çın lüzumlu olan sellülozu Avusturyadan mubayaa etmiştir, bedelleri kliring yolu üc yanı turk parası olarak Ödenecektir, (A.A.) Denizlide kır koşusu Denizli, 1 (A.A.) — öuigc ajanls» ğının tertib ettiği ikinci kır koşusu ha* vanın yağmurlu olmasına rağmen yapılmıştır. Koşu 500 metre olarak tertib e-dilmiş ve kulublerden birçok genç iştirak etmiştir. Mcndİres Spor kulübü birincilimi. İdman Yurdu ikincilimi -J-mışlardır. Karadenizde fırtına Sinob, 1 (A.A.) — İki gün açık giden hava bugün tekrar bozmuştur. Posta vapurları denizin şiddetinden limandan kalkmıyorlar. Kar tipi halinde yağmaktadır. Kara yollarında karın yüksekliği iki metreyi bulmuştur. Denizlide bir kulübün yıl dönümü kutlandı Denizli, 1 (A.A.) — Denizlinin eski ve çalışkan spor kulüblerinden biri olan İdman yurdu 16 ıncı çalışma yılına girmiş ve yıldönümünü Halkevindc parlak bir surette kutlamıştır. Kulüb m^nsubları önümüzdeki yıl daha çok çalışmak üzere bir çalışma programı hazırlamışlardır. KAMUTAY ÇAĞRILARI Arzuhal encümeni bugün grup içti-mamdan sonra toplanacaktır. * Dahiliye encümeni bugün grup ıç-timamdan sonra toplanacaktır. , Prof. K. KÖMÜRClANIN Modern ve herkese elzem kitaplar! Amelî ve tatbikî kambiyo 35 Yeni muhasebe usulü 122,50* Ticarî malûmat ve bankacılık 105 lktısad ilmi 87,54 İhtisas muhasebeleri (Şirket, sanayi, ziraat, banka) 175 Ticari ve mali hesap 1. ci kısım 70 Zihnî hsap kaideleri 20 Logaritma cetvelleri (yeni rakam) 56 Yeni hesabı ticari (mufassal eser) 200 Malî cebir (istikraz ve sigorta hesapları) 100 Başlıca satış yeri: İkbal Kitabevi istanbul Kızılayın yıllık balosu 6 şubatta Ânkarapalas'ta verilecektir .ı..ı ı 1UN NUTKU Milli k t yalı »t partilinin alman mukadderatına hâkim olduğu günün dördüncü yıldönümü münasebetiyle Hitler tarafından söylenecek nutuktan »urpr.z bekleyenler hayal sukutuna uğramışlar, dır. İki saat lurcn bu nutkun en büyük sürprizi, franıız başbakanı Blum tarafından dört beş gün evel söylenen bu nutka hiç temas etmemesi ve Edenin daha evel söylediği bir nutka da çek mübhem cevablar vermesidir. Halbuki, ingiliz di| bakanının avam kamarastnda-ki nutkuna bu 30 ikinci kânun nutkunda cevab verileceği alman istihbarat ¦-fa— tarafından bildirilmişti. Nutkun buyuk kısmı, dört senelik milli sosyalist r jımı zarfında başarılan işlerin izahına tahsis edilmiştir. Hitler, Almanyanın dört sene evvel, ki vazıyetini hatırlattı. Mağlub, arazisi taksim edilmiş, askersiz, ümidsiz, hedefsiz, iktisadî vaziyeti bozuk. Allı milyon işsiz. Böyle kötü bir mirası eline a-lan milli sosyalist partisinin dört sene ı-çinde Almanyayı Jİriltdîğİni ve bunu yaparken de hiç kan akıtmadığım söyledi. Sonra da Almanyaya harb mesuliyetini yükleten Versailles muahedesinin 231 inci maddesini resmen ilga ettiğini bil -c'irdi. İç politika üzerinde uzun ve etraflı durduktan sonra dış siyasaya geçen Hitler, Ingıhz dış bakanına cevab vereceğini bildirdi. Milletlerarası münasebetlerinin tanziminde Almanyanın teşriki mesaiden kaçınmakta olduğu hakkında E-den tarafından söylenen sözlerin doğru oknadığını iddia etti. Ve alman te|r.ki mesaisine misal olarak da Lehistan ile yapılan mi sakı. Avusturya anlaşmasını, İtalya ve Japonya itilâfım gösterdi. Fransa İle Almanya arasında hiç bir ihtilâf mevcud olmadığını, Almanyanın Hollanda ve Belçika arazisini kefalet altına almaya hazır olduğunu ve Yugoslavya, Macaristan, Bulgaristan ve Portekiz ile iyi münasebette bulunduğunu i-live etti. Nutku dinleyenler, Blum tarafından Lyons'da söylenen sözlere cevab verilecek diye iki saat beklediler. Hitler buna yanaşmadı. Yalnız dört senelik iktisadi programın tatbikatından vaz geç mı y eteğini bildirdi. Bu defa Sovyet Rusya, Hitler'in hücum ve taarruzlarına doğrudan doğruya hedef olmamıştır. Fakat Sovyetlere ve komünizme karşı Almanyanın siyasetin, de en ufak bir inhiraf olmadığını anlatacak bir çok fıkralar vardır. Eden'e cevab verirken, ingiliz dış bakannım. bol-şevizmi merkezi Moskova olan bir devlet telâkki ettiğini, halbuki kendisince bunun vebadan başka bir şey olmadığını söyledi. Dünya sulhunun sağlamlaşması için ileri sürdüğü şartların birinde de Sovyetlere ve kominteme ima vardır. Hitler dünyanın düzelmesi için dünya efkârını zehirleyen ve milletlerarası askeri teşkilâtı olan gayri mesul teşekküllerin ortadan kaldırılmasını istiyor. Bu şartların biri de milletler cemiyetinin İslahıdır. Fakat müessesenin İslahı hakkında bu-def a başka bîr mu t alca ileri sürülmektedir: Cemiyet tetusmül kaidesine uyan bir organ haline getirilmeli ıını- Bu hal de evvelce ileri sürülen i ilâh nazariyelerinden daha vazıh bir fikir de- Sözün kısası şudur ki Hitler'in nutku milletlerarası münasebetlerini olduğu yerde bırakıyor, ingiltere ve Fransa, E-den ve Blum'un eserleriyle Almanyaya siyasi ve iktisadi sahada teşriki mesai teklif etmıt.lerdİ. Hitler demek istiyor ki Sovyetlerle asla teşriki mesai edemem. Diğer devletlerle de zaten teşriki mesai etmekteyim. Yani Almanya ile münasebetleri bakımından her devlet, nutuktan sonra da olduğu yerde sayıp duruyor A. Ş. ESMER Filistin hakkındaki tahkik raporu ne zaman neşir olunacak ? Londra, 1 (A.A.) - Gazetelerin bü-dirdığıne göre, Fılistinde tetkikler yaptıktan sonra Londraya dönen komisyon, raporunu yakınlarda verecek değildir. Hattâ. Morning Post gazetesine bakılır ise. bu rapor, ancak kiralın taç giyme to-¦ er. onra neşredilecektir. §11 MAİEİUİİMIÎ İSPANYA İSYANI Cebhelerde okun var Fakat ufak çarpışmalar eksik olmuyor Salamanka, 1 (A.A.) — Umumî karargâh tarafından neşredilen bir tebliğ, dikkate değer hiç bir askerî harekâtı)n vuku bulmadığını ve bundan cebhelerde fena havanın hüküm sürdüğünü haber vermektediı. Bilbao. 1 (A.A.) — Müdafaa komitesinin resmi tebliğine göre, hükümet kuvvetleri Marikine bölgesinde bir âsi kolunu ve onlara yardıma gelen bir müfrezeyi dağıtmışlardır. Ecibar ve Elgueta bölgelerinde hükümet mevzilerinde hiç bir hasar yapmayan topçu düellosu olmuştur. Bir hiikiimetçi gemi âsiler tarafından yakalandı Londra, 1 (A.A.) — DeyÜ Telegraf gazetesinin bildirdiğine göre Cebeüttarık boğazından geçerek Valensiyaya gitmek Üzere bulunan hükümetçi ispanyol Ar-nahan - Mandi gemisi, âsü£r tarafın lan yakalanmıştır. Mnlıariblerin ailelerine yardım için Avila, 1 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Muharİblerin ailelerine yardım sermayesini kuvvetlendirmek üzere bugünden itibaren bütün ispanyollar dan tütün satışından, tiyatro ve sinemalardan, lavanta ve saire gibi lüks eşya üzerinden ve kahvelerle otellerde yapılacak fevkalâde istihlâkten yüzde on nisbetinde munzam bir vergi alınacaktır. KISA DIŞ HABERLER • Nevyork, — Nevyork serbest Umanı açılmıştır. • Roma, — Faşist milisleri ihdasının 15 inci yıldönümü burada Musolini'nin de huzuru ile parlak bir tarzda kutlanmıştır. • Belgrad — Split'de 1500 çimento amelesi ücretlerinin artırılmasını ve kollektif mukavele yapılmasını isüyerek grev üân etmiştir. • Paris — Marsilya ve civarındaki bütün çimento fabrikaları işçileri grev ilân etmişlerdir. Anlaşmazlığın önüne geçmek üzere yapılmakta olan konuşmalar, şimdiye kadar bü netice vermemiştir. • Londra, — Hava bakanlığından bildirildiğine göre, kırai, kardeşi Dük de Gluçester'i hava mareşallığına ve kendi hususî yaverliğine tayin etmiştir. • Paris, — Fransada Avignon yakınındaki Montrö şehrinde söz alan harbiye bakanı B. Dalalier Fransanm daima "uzatılmış el" siyasetine sadık kalacağını söylemiştir. • Paris. — Maggi süt imalâthanesinin ateşçileri grev ilân etmişlerdir. Bu müessesede çalışmakta olan beş bin kişi bu suretle işsiz kalmışlardır. • Paris, — Kasablanka'dan bildirildiğine göre Fas'daki otobüs biletçileri grev ilân ettiğinden otobüs seferleri durmuştur. • Paris, — Umanite gazetesine göre, komünist partisi genel sekreteri B. Tho-rez tspanyaya hareket etmiştir. • Cenevre, — Milletler cemiyeti konseyinin şimdiki reisi olan B. Vellington Koo Paris'e hareket etmiştir. Kendisi Cenevreyi terketmezden önce bir çok zevat ile ve bilhassa Lehistan m milletler cemiyeti nezdindeki delegesi B. Komar-milü ile görüşmüştür. • Vatikan, — Papanm sıhhî vaziyetinde hafif bir surette, düzelişe meyilli bir tevakkuf vardır. • Tiran, — Seçim sükûn içinde cereyan etmiş ve hükümet namzedleri kazanmıştır. • Torıno, — Bir teğmen ve iki assu-bayın kumandasında yirmi kişilik bir i-talyan avcı müfrezesinin kar yığınları altında kalarak kayboldukları bildirilmektedir. Hepsinin ölmüş oldukları sanılmaktadır. Amerika tuğyanı Açıkta kalanların hali vahimleşiyor Amerikada zaman zaman basın sellerden 1929 da vukua gelenine aid tayyareden alınmış bir resim Nevyork, 1 (A.A.) — tllinois'in ce-nub taraflarında yağmakta olduğu bildirilen kar ve yağmurun Missisipi ve Ohio vadilerinde oturan insanların kay- gılarını bir kat daha artırdığı ve soğuğun binlerce yurdsuz insan sefaletini büsbütün vûhîmlcştirdiği haber verilmektedir. İspanyaya kaçırılan tayyare hakkında Fransız Parlementosunda münakaşalara devam olundu cephesi matbuatı tarafından alınan vaziyetin kendisini, bunu kabul etmemek mecburiyetinde bıraktığını söylemektedir. B. Kerillis, hâdisenin doğru olduğunu tayyarenin şu veya bu seriye aid olduğunun ehemiyetsiz olduğunu vc asıl meselenin bir dövuatin askeri tayyaresinin ispanyaya verilmiş olmasında olduğunu söylemiştir. Hüsnü niyetini tasdik cunış olmasından dolayı bakana teşekkür etmekle beraber B. Kerillis, adliyenin bu işi tamamiyle tenvir etmesi hususunda ısrar etmekte ve masuniyeti.teşriiyesinin kaldırılmasını beklediğini ilâve etmek dir. Paris, 1 (A.A.) — Saylavlar kurulunun cuma günkü celsesinde milli müdafaa hakkında sual takrirleri münakaşalarının B. Kerılîis hava komisyonu tıhkİ-kat komiseri Beranger ve hava bakanı Cot arasında bü anlaşmazlıkla neticelendiği malûmdur. Branger, Limoj'da fotoğrafı alınmış olan Dövuatin tayyaresinin alelade seriye aid olmadığını, çünkü t. h. markalı bulunduğunu kaydetmiştir. Bugün Kot'a yolladığı bir mektubu, B. Kerillis celse nihayetinde bakanın, yalancı haberi neşri hakkında kendis ne karşı yapılan takibattan vaz geçtiğini söylemiş olduğunu hatırlatmaktadır. B. Kerillis bakana bu vasiyetinden dolayı tefekkür etmekte, fakat halk S ON DAKİKA Hatay anlaşması dolayısiyle B. Eden Avam kamarasında beyanatta bulundu Londra, 1 (A.A.) — Avam kamarasında bir suale cevab veren B. Eden 'iskenderun İhtilafı hal şeklinin tamamiyle m emnuniyetbahş,. göründüğünü söylemiş ve şu sözleri ilâve etmiştir: "— Bu tarzı hal, her iki taraf devlet adamları tarafından gösterilen durbin-lik ve bilgi, ve bir anlaşmaya varılması için hiçbir çalışmayı ihmal etmemiş olan raportör Sandler'in enerji ve meharetinin bir neticesidir. Meselenin çok müşkül mahiyeti nazarı itibara alınırsa Milletler Cemiyeti himayesi ve bu cemiyet nizamnamesi mefkuresi altında her iki tarafın da şayanı kabul göreceği bir hal çaresi bulunmuş o Una sı cesaret verici bir hâdisedir.,, Suriye makamları ve halkının vaziyetinden endişe duyup duyulmaması lâzım geldiği hakkındaki bir suale cevab veren B. Eden demiştir ki: "— Bunun hakkında hiç bir malûmata sahib değilim. Bu devirde elde ettiğimiz hal çarelerinde daima endişe uyandıracak cihetler mevcuddur." «Muvazi merkez»suç luları idam edildiler Leni'nin karısının tevkif edildiği, üçüncü muhakemenin nisanda başlayacağını bildiriyor Moskova, 1 (A.A.) — Son muhakemede mahkûm olan 13 kişinin bugün idam edildiği resmen bildirilmektedir. Paris, l (A.A.) — Havas Ajansı bildiriyor: Lenin'in karısı Rupskaya'nın tevkifi haberini teyit eden Paris - Soir gazetesi. Troçkistlcrin üçüncü muhakemesinin nisanda başlıyacağını haber vermektedir. Uzak şarktaki ingiliz deniz, kara ve hava kuvvetlerinin manevrası başladı Londra, 1 (A.A.) — Singapurdan bildiriliyor: Uzak Şarktaki ingiliz kara, deniz ve hava kuvvetlerinin toplu manevraları bugün başlamıştır. Bu manevralardan maksat, Singapur ussunun yeni müdafaa tertibatının denenme sidir. Hücum eden taraf, uzak şarkta demııli bulunan 23 harb gemisine maliktir. Singapur şehri, müdafaa vaziyetine girmiştir. Johore sultanının kuvvetleri dc ingiliz üssünün manevralarına iştirak etmektedir. asın icmali BAŞBAKANIN İZAHATI Cumhuriyet'te Yunuı Nadı, Hatay anlaşması etrafında Baf bakanın Kamutayda verdiği beyanatı mevzuu bahsederek, Iıroet İnönü'nün de pek güzel izah ettiği gibi, davamızı kazanabilmek İçin evvelâ bütün dünyayı, asla tözlerimizin haricinde niyetler bellemediğimize inandırmak icap etmiş olduğunu, ve ancak bu kanaati bütün milletlere verdik, ten sonradır ki cenevrenin lehimizdeki kararına varılmış olduğunu anlatıyor, va Başbakanın Suriyeliler hakkındaki sözlerinin komşu memlekette gerekdiği akitleri uyandıracağı ve bu suretle de Türk-Suriye dostluğuna hizmet edeceği ümidini i7*,*r *d«vor. Peyamı 3aı- »a, tursucoc sur.yelı-ler arasında mevcut yakın.ıklara işaret ederek diyor ki; " I Lrnijtnuı muasır ve mcuenı zaruretlere uyar-k geçrd.ğ. büyük inkıia:,ar. cidden karde, ıkı memleket arasında maziden k .la.ı vc sonsuz bir istikbale kadar yaşamağa namzed rabıtaları koparmak değil, bilakis kıv. vetlendirecek mertebede türk milletine ¦iyasi bİr rüşd temin etmiştir. Sancak davasında bir türk muvaffakiyeti varta, bu ayni zamanda bir suriye ve «rap muvaffakiyetidir. Nasıl ki biz suriyenin istiklâlini türkiyenin mensup olduğu ümmet camiası içinde daha emin inkişafına bir rehine telakki ederek buna ade'a milli davalarımızdan birinin zaferi imiş gibi sevindik.** Son Posta'da Muhittin Birgen ds ayni mevzua temas ederek diyor ki: "Türkler Suriyede halen hüküm süren rejimin mahiyetini bildikleri için, son zamanlarda suriye matbuatında gördükleri neşriyattan ne müteessir oluyorlar, ne de bunlardan dolayı luriyeyi mesul tutuyorlar. Suriyenin ne bugünkü hükümeti, ne de bugünkü matbuatı millî suriyeyi temsil edemez. Suriyelilerle bizim aramızda geçmiş bir fenalık olmadığı için bizim onlara karşı gösterdiğimiz dostluk hislerine onların du-,man-bk değil, hattâ az sempati île imik ¦hela etmeleri için bîle bir sebep yoktur. But bunu çok iyi biliriz ve ne olursa olsun bir gün gelip resmi suriyenin halk su-riyesile birleşerek türkiyeye karşı dostluk nümayişleri yapacağından eminiz.*1 İDEAL ÇAĞLIYOR Cumhuriyet'te Ab.din Daver. Akşam da Fazıl Ahmet Ay kaç, Hatay zaferinin bütün memlekette bir milli bayram heyacanile kutlanma s ındaki mana ve şümulü tebarüz ettiriyorlar. Butun türkiyenin yeniden çağladığını, ve bir ideal ateşin yeniden yurdu baştan başa sardığım anlatıyorlar. B. Kaballero Kortes meclisinde itimat reyi aldıktan sonra beyanatta bnlundu Valence, 1 (A.A.) — Kortes meclisinde aldığı itimad reyinden sonra B. Kaballero demiştir ki: "— Hükümet, prensip itibariyle gönüllülerin kontrolünü kabul etmiş, fakat bu kontrolün yalnız âsi tarafa münhasır kalması, kaydını ileri sürmüştür. Hükümet bundan başka, her hükümetin kendisine lâzım olan silahlan satıa almak hususundaki sarih hakkını muhafaza edecektir... B. Kaballero şu sözleri ilâve etm'ş. tir: **— Haricî havanın lehimize olarak değişmekte olduğunu sizlere tebşir etmekle bahtiyarım. Hiç kimse hatta âsilere mütemayil olanlar bile muzalfcri-yetimizden şüphe etmemektedir. Vs bu muzafferiydin bir an evel elde edilmesi elzemdir.,. B. Lit vinof Varşovada Varşova, 1 (A.A.) — B. Litvinof Ce-nevreden buraya gelmiştir. Sovyet dış komiseri öğle yemeğini sovyet elçiliğinde yemiştir. Kendisinin yanında Sovyetlerin Varşova elçisi B. Davctian ile Berlin elçisi B. Suriç bulunmakta idi UJLıUS ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5575 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Gündelik ESAS TEŞKİLAT KANUNUNDA Kt DEĞİŞİKLİKLER N. A. KÜÇÜKA Esas teşkilât kanunumuzun ba -zı maddelerinin değiştirilmesine dair 150 imza ile Meclis Başkanlığına verilen takrir, mecliste müzakere edilmek üzeredir. Tadili teklif edilen maddeler e-esas itibariyle dört nokta etrafında toplanır : (1) Partinin altı umdesinin esas teşkilâta girmesi, (2) Siyasî müsteşarların vazife ve mesuliyetlerine dair yeni hükümler konması, (3) Köylüye toprak dağıtmak ve ormanları devletleştirmek için esas teşkilât kanununa istisnaî hükümler konması, (4) Tarikatlar kelimesinin esas teşkilâttaki maddesinden kaldırılması, Esas teşkilâtımızda yapılan bu tadiller on iki senelik devlet yaşayışı ve çalışmasında yoptığımız tecrübelerle on iki yıl önceki vaziyetin bugünkü ihtiyaçlara artık karşı koyamadığından doğmuş neticelerdir. Hukuk: Esfenks gibi ebediyete bakan, değişmez bir kaide değildir. Hukuk bir harekettir. Sosyal hayatın icablarına nazaran daima yeni şekil alan bir müessesedir. Altı oktaki ifade edilen fikirler, büyük türk inkılâbının çetin uzun bir mücadele ve kuvvetli tecrübelerinden elde edilmiş ve millî bünyemizde en muvaffakiyetli tatbik edilmiş düsturlardrr. Sınıfsız ve imtiyazsız, biribirine sıkı teaanüd bağıyle bağlanmış on yedi milyonluk bir vatandaş kütlesinin iradesinin ifadesi otan devlet, bu kütlenin menfaatlerini hiç şüphe yok ki en iyi takdir edecek bir müessesedir. On üç yıllık cumhuriyet mucizesi, gittikçe ehemiyetini artıran ve daha iyi tatbik edilen bu düsturlar sayesinde yaratılmıştır. Şu hale göre partinin umdesi o-lan ve millî bünyede tatbik edilmekte olan düstûrların esas teşkilât kanuniyle hukukî bir ifade alması kadar tabiî bir şey olamazdı, işte yapılmakta o-lan şey budur. Devletçilik gibi diğer altı ok mefhumlarını Kemalizm bakımından hudud ve sahası şeflerin ve salahiyetli arkadaşların nutukları, beyanatları ile çok iyi tenvir edildİpi için bu nokta ü-zerinde tevakkuf etmeyeceği m. Siyasî müsteşarlar hakkındaki maddelerle toprak kanunu mucibince yapılacak istimlâkin istisnaî hükümlere tabi olması hakkındaki madde yeni ihtiyaçlara tekabül eden maddelerdir. Hususile köylüye toprak verilmesi, ve her köylünün toprak sahibi olması rejimimizin içtimaî hayatımızda yaratacağı en radikal hareketlerden biridir. Inkilâbcı Türkiye vatandaşlarından bir kısmı artık daha uzun yıllar serf halinde yasıyamazdı. Toprak sahibi olan köylümüz kendi toprağı sevgisi içinde yurd sevgisini daha kuvvetli duyacak ve cemiyetimiz daha demokratik bir varlrk olacaktır Bu kadar esaslı bir hareketin her hangi bir arızaya uğramadan süratle tahakkuku için el bette istisnaî hükümler kovmak lâzımdır. Velhasıl esas teşkilâta konulan yeni hükümler inkilâb ve ilerleme yollarında devlet organizmasına yeni bir kudret, yeni bir hız ve yeni bir hamle verecek- C. H. P. Kamutay grupu Dünkü toplantısında teşkilâtı esasiyede yapılması teklif olunan tadilleri ve siyasî müsteşarlıklar kanunu projesini görüştü Grup bildiriği Ankara, 2 — C. H. P. Kamutay Grupu bugün, 2 şubat 1937, Antalya saylavı Doktor Cemal Tunca'nın reisliğinde toplandı. Cumhuriyet Partisinin ana prensiplerinin teşkilâtı esasiye kanununa derci hakkında İSO imza ile verilen takrir üzerine Parti Genel Sekreteri ve Dahiliye Vekili Şükrü Kaya tarafından veri-len izahat dinlendikten sonra bu takririn intaç edilmesi ittifakta tasvib edildi. Evvelce verilmiş olan grup kararına tevfikan partinin Kamutay Grupu Reis Vekili Trabzon Saylavı Hasan Saka tarafından hazırlanan, siyasi müsteşarlıklar ihdası hakkındaki kanun teklifi projesi üzerinde müzakere cereyan etmiş ve bu teklifin esas prensipleri tasvib olunarak projenin Büyük Millet Meclisi yüksek reisliğine takdimi kararlaştırdmıştır. Kamutayın cüma günkü toplantısı Evelİ günkü sayımızda ana yasamızın 1, 74 ve 75 inci maddelerinin tadili teklif edildiğini haber vermiştik, öğrendiğimize göre. Kamutay Teşkilâtı Esasiye Encümeni teklif üzerindeki tetkiklerini bitirmiştir. Teklif. Kamutayın cuma günü yapacağı toplantıdi görüşülecektir. Hususî bir ehemiyet taşıyan bu teklifin müzakeresinde bulunmak üzere vazife icabı ve izinli olarak Ankara dışında bulunan mebuslar dündenberi şehrimize gelmeye başlamışlardır. Gene anayasamızın hususî bir hük-nûine göre, anayasada herhangi bu değişiklik için Üçte İki ekseriyet bulunması şarttır. Sancak meselesinin halli dolayısiyle dost Elen hasmının sevinci Atina, 2 (A.A.) — Atina Ajansa bildiriyor: Gazeteler, Sancak meselesinin Türkiye lehine olarak hallolunuşunu büyük bir memnuniyetle kaydetmektedirler. Yeni Sancak statüsünden bahseden Proİa gazetesi, her iki taraf samimî bîr uzlaşma zihniyeti ile hareket ettiği takdirde en nazik ve en çetin anlaşmazlıkların bile halli mümkün olduğunu kaydetmektedir. Gazete, İsmet inönü'nün B. M. Meclisinde, Fransatun fnevrede göstermiş olduğu dostane temayülleri kaydeden sözlerini nakletmektedir. Aras - Ciano mülakatı Dış bakanımız dün Milanoda büyük ve samimî tezahürlerle karşılandı Konuşmalar bugün başlıyor tvifÎMffl ısı '4 Aras • Ciano konuşmalarının yapılacağı Milanoda gar b!n3st Paris, 2 (A.A.) — B. Dclbos bu sabah Türkiye Büyük Elçisi B. Suat Da-vazı kabul etmiştir. Milano, 2 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: Hariciye vekihmiz doktor Tevfik Rüştü Aras bu akşam saat yedi buçukta refakatinde Roma Büyük Elçisi Hüseyin Rag ıb ve Kalemi Mahsus Müdürü olarak Milano'ya geldi. istasyon türk ve italyan bayraldariyle donatılmış yerlere halılar serilmiş ve büyük bir itina ile süslenmişti. (Sonu 6. ıncı sayfada) Bir elen heykeltraşı milletimize Atatürk'ün büstünü hediye edecek Atma, 2 (A.A.) — Türkiye elçiliğinde yapılan bir kabul esnasında meşhur yunan heykeltraşı Dünitriadis Athinaİos, iki memleket arasındaki dostluğun bir nişanesi olmak üzere, türk milletine, yeni Turltiycrün şefi Atatürk'ün bir büstünü hediye edeceğini ilân etmiştir. Bu büst, PanteJik dağından çıkan mermere yontu- lacaktır. İngilterenin silâhlanması için dokuz ayda harcadığı paralar Londra. 2 (A.A.) — B. Inskip'in beyanatına göre silahlanma programı mucibince 1 nisandan 31 ilkkânun 1936 tarihine kadar yapılan siparişlerin kıymeti 137.509.900 ingiliz lirasını bulmaktadır. Bu sparişlerin takriben dörtte biri "sefalet,, bölgelerine verilmiştir. Harb gemileri inşası için bahrî müesseselere ayrılan tahsisat zikredilen bu rakamlara dahil değildir. Fransız parlamentosunda milli müdafaa görüşmeleri Havai Kikimi Piyer Kot, altı ay içinde hava si lalı lan ıı in yüzde yetimiş arttırıldığını söyledi Paris. 2 (A.A.) — Saylavlar mecU-saat 9,35 de millî müdafaa hakkında- Silâhsızlanma konferansı altı mayısta toplanacak ¦ B. Eden; Almanya nın silâhsızlanma konferansına iştirakinin tngiltereyi çok memnun edeceğini söyledi Londra, 2 (A.A.) — B. Antonİ Eden Avam kamarasında. Milletler cemiyeti konseyinin silahlan bırakma konferansı bürosunun yakında toplanmasına karar verdiğini söylemiştir. B. Eden, bu toplantının mayısın 6 sında yapılacağını söylemiş ise de büronun yapacağı işlerin mahiyetini tasrih edememiştir. Çünkü büro iş programını topladığı zaman bizzat tanzim edecektir. İşçi partisi mebuslarından B. Hen-dersona verdiği bir cevabda B. Eden, ingiliz mümessilleri tarafından ispanyol Fasında yapılan tahkikat Alman-yanın İngiltere tarafından aktedilen herhangi bir muahedeye tecavüz etmiş olduğu kanaatini vermediğini bildirmiştir. İspanyol makamlarının, ingiliz tahkik heyetinin Melilla tayyare meydanına girmesine müsaade etmemiş olması hakkında B. Eden, demiştir ki: "— Tayyare meydanlarına girilmesi bir nizamname ile menedilmiştir. Bu umumî bir kaidedir. Bu meydanı ziyaret etmek İçin hususî bir taleb de vâki olmamıştır. Bu İtibarla tahkik heyetine karşı bir red cevabı verilmiş değildir.» Bakan bundan sonra ingiliz hükümetinin Almanya ile umumî bir silâhsızlanma İçin yeniden müzakereye girişmeğe hazır olduğunu söylemiştir. İşçi partisi mebuslarından B. Hen-derson Almanyanın 1933 senesinde statü müsavatından mahrum bulundu-(Sonu S inci sayfada) İd konuşmalarına devam etmiştir. Kürsüye çıkan hava bakanı Kot, tenkitlere şu şekilde cevab vermiştir: H— Bizimkinden Üstün bir malzemeye İspanya hadiseleri Havalar düzelmeğe başladığı için cebhelerde faaliyet var İn güt e renin anavatan filosu Barselona gidiyor Avila, 2 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Havalar düzelmiştir. Hükümet merkezinin garbında topçu faaliyeti tekrar başlamıştır. Hü k ü metçilerin mu vaffakiyederi Madrid, 2 (A.A.) — Müdafaa komitesi tarafından tebliğ edilmiştir: Aranjuez bölgesindeki taarruzumuzun muvaffakiyetle neticelenmesi Bas-tida ile Sigarral silah fabrikaları ara-(Sonu 3. üncü sayfada) Fransız Hava Bakanı B. Piyer Kot sahîb bir tek hava ordusu tanıyorum: o da sovyetlerinkidir. Malzememiz, memlekete şeref verecek derecede tekemmül etmiştir. Altı aydanberi geniş ölçüde çabşmaktayız. Haziran ayına nisbetle mevcud ön saf tayyarelerinin mikdarını yüzde 35, cephaneyi yüzde 50, ve silahları yüzde 70 (Sonu S inci sayfada) Barselonu ziyaret edecek olan anavatan filosunun Amiral gemisi Nelson Politika bahisleri Anayasa'mız Açıkça söylemekte bugün artık biç beis yoKtur ha, "Teşkilâtı esasiye'' mizaç bazı noktaların tasrih edilmemi; ol-u„.ı hükümetimizin gestion'u ile partimizin attı ileri prcnsipinİ, "Teşkilâtı esasiye'' mizle suri bîr te/ad halinde bırakmıştı. Gerçi, bu tezad. şimdiye kadar büyük bir mahzur doğıırmamıstır. Bunun da sebebi, meclis, parti ve hükümet gibi milli kuvvetlerimirin, Atatüık'ün yüksek iradesinde her zaman birleşerek, aranılmakta olan muvasala, ahenk ve birliği bu iradenin müstesna uyanıklığında ve bir o kadar müstesna sevk ve idaresinde bulmuş olmalarıdır. Böyle olmakla beraber milletin olduğu gibi inkılâbı., dn Atası olan Büyük Şef, cumhuriyet ana yasasına ütedenberi öyle bir mana vermiştir ki bunun her defasında tebarüz ettirilmesinde hiç bir mahzur olamaz. Ana yasalar başka memleketlerde, rejimin şekli bir kere tasrih edildikten sonra bir memleketin "hukuku esasiyc'*-sini artık statik bir bakımdan mütalea ederler ve bunun esasım da ferd hürriyetlerinin dokunulmazlığında yanı liberal ve individualist niramm müdafaasında ararlar. Bizim ana yasamız da, ilk günlerde böyle bir şey olmak tehlikesini, geçirdi. Fakat, çok geçmeden görüldü ki, Atatürk, türk ana yasasında statizmi asla hâkim kılmak niyetinde değildir. Nctekim. günün birinde bir tadil yapılarak lâikliğin, bir prensip olarak bu ana yasaya alındılını görmüşüzdür. O günden bugüne kadar, türk inkılâbı ve türk milleti. Şefin emrinden ve irşadından bir adım uzaklaşn*. ksızın. ferd ile cemiyet» yurddaş İle yurd, parça ile bütün arasındaki münasebetleri hem hayat, hem nazarîye sahasında münakaşa etmek, işlemek vc tatbik etmek fırsatlarını bulmuştur. Bugün. Başbakan ımızın da îmzasmı taşıyan yüz elli imzalı takrire Rörc, ana Halkevinde hitabet 1 konferansı Gazi lisesi felsefe ve yabancı dil öğretmeni Hamdi Akverdi; hitabet sanatının teknik ve psikolojisi üzerinde hazırladığı (5) konferansın birincisini evvelki gün Halkevinde kalabalık bir dinleyici kitlesi huzurunda vermiştir. Hitabetin lüzum ve ehemmiyetine işaret ederek söze başlayan konferansçı, medent dünyanın her köşesindeki eski vc yeni rejimlerde hitabetin nasıl büyük bir rol oynamakta bulunduğunu söyledikten sonra, hitabetin bizde Atatürk devrile ve Atatür-kün bu sahada da bizzat verdimi misallerle başlamış olduğunu bilhassa tebarüz ettirerek bu asra "hitabet hükümranlığı asrı" demek llzımgcldiğini söylemiştir. Hitabetin kısa bîr tarihçesinden sonra, Hamdi Akverdi, hakikî ve büyük hatiple şarlatan aracındaki farkı göz önüne koymuş ve hakikî hatipte kuvvetli olması lSzımgrlen karakterleri sayıp izah ederek kanfcransım bitirmiştir. 45 dakika süren bu konferans derin bir dikkatle dinlenmiş ve büyük bir alâka uyandırmıştır. Hitabet mevzuu üzerindeki bu konferansların ikincisi, Halkevinde, yarın (3 şubat Çarşamba günü) saat 17.30 da başlayacak ve; hatip için elzem psikolojik meselelerin mahiyeti, hatibin fıtrî ve müktesep vasıfları meselesine temas edilecek, hitabet hıfzıssıhası hakkında esaslı bilgiler verilecektir. Hitabet konferansı Halkevinde. Gazi lisesi felsefe ve yabancı dil Öğretmeni Hamdi Akverdi tarafından (Hitabet sanatı: teknik ve psikolojisi) mevzuu etrafında verilmekte olan konferansların ikincisi bugün saat 17,30 da bağlıyacaktır. yasamızda, partinin diğer prensipleri yani nıiıliy elçilik, devletçilik, halkçılık ve inkılâbçıbk da yerlerini bulacaktır. Ayrıca, devletin istimlâk işlerini kolaylaştıran ve kendisine tediye kolaylıkları gösteren bir madde ilâve edilecektir. Görülüyor ki, türk ana yasası, yurddaş hakkının en yüksek İfade ve garantisini, ferd hakkı ite âmme yani millet hakkının birıbirini tamamlamasında gören bir ana yasa olmuştur. Oyle b.r devirde yayıyoruz ki, birçok milletler, 1789 daki "hukuku esasiye" durumu.ıu kâfi görmediklerinden bunu tadı! peşindedirler. Sovyet Rusya kendine yeni bir ana yasa yazmıştır. Amerikada ve Fransa'da ana yasanın tadili düşünülmektedir. İtalya, kendine yepyeni bir rejim ve ana yasa vermiştir. Daha geçen ki nutkunda, B. Hitler, nasyonal-sosyalist Almanyanın kendi rejimini pek yakında bir ana yasa ile tayin edeceğini beyan etmiştir. Bütün bu hareketlerin ortasında. Kemalist Türkiye'nin bu mühim noktayı gözünden kaçırması beklenemezdi. Kaldı ki, Atatürk'ün memleketinde, ferd hakkının âmme vc mület hakkı ile tahdidi, artık bir münakaşa veya mücadele mevzuu değil, bütün bir hükümet ve devlet programı ile parti faaliyetinin senelerdenberi eser vermiş ve münevver ler ile yığınlara malcdilmiş bir hususiyettir. Bu hususiyetin ana yasa'ya alınması, mevcud ve artık tabiileşmiş bir halin ana yasamızın her zaman dinamik kalmasını temin edecek olan kuvvet ise. inkılâbcılık prensipinîn ana yasaya a-lınmış olmasıdır. Burhan BELGE MAIllLliiiıı Ziraat Vekâleti teşkilât kanunu Kamutay Ziraat Encümeni Ziraat Vekâleti tcskil.it kanun projesinin müzakeresini bitirmiştir. Projenin bugün tetkik ve müzakere edilmek üzere Büd-ce Encümenine verilmesi muhtemeldir. Milletler cemiyetine raüza-haret cemiyetleri toplantısı üniversite rektörü B. Cemil müza-haret cemiyetleri beynelmilel birliğinin 7 şubatta Ccncvredc toplanacak büro ve komisyonlarında bulunmak ü-zere bugünlerde Isviçrcye gidecektir. Çocuk esirgeme kurumunun yardımları Çocuk Estrgenv. Kurumu Genel Merkezi tarafından 15.1.1937 tarihinden 1.2.1937 tarihine kadar 2154 çocuğa yardım edilmiştir. Bunlardan 245 hasta çocuk ve anne Genel Merkezin polikliniklerinde bakılmış ve tedavi edilmiştir. ' Ayrıca diş bakım evinde de 332 çocuğun dişleri bakılımş ve tedavi edilmiştir. 1478 çocuk ve anne Genel Merkezin banyolarından istifade etmiştir. Süt damlarından hergün 92 çocuğa süt verilmiş ve 15 günde yekûn olarak 918 kilo bedava süt dağıtılmıştır. Yardım için Genel Merkeze başvuran 7 yoksul yavruya para yardımı yapılmıştır. Şehir ve kasabalarımızın kurtuluş bayramları Dahiliye Vekâleti vilâyetlere yeni bir tamim göndererek milli savaşta düşman tarafından işgal edilmiş şehir ve kasabaların kurtuluş bayramı olarak tespit etmiş oldukları günlerin bilinmesine lüzum hasıl olduğunu işar e-derek vilâyetler içinde düşman tarafından işgal edilip bilâhare millî kuvvetlerimiz tarafından istirdad edilmiş olan şehir ve kasabalarımızın tesbit e-dilmiş olan kurtuluş bayramı günlerinin çok acele olarak vekâlete bildirilmesini istemiştir. Yeı'e i değişen kaymakamlar Iç bakanlığı tarafından bazı kaymakamlıklar arasında değişiklikler yapılması için hazırlanan tayin listesinin Başbakanlığa sunulduğunu evelce haber vermiştik. Tayinler âli tasdikten geçmiş vc Iç bakanlığına bildirilmiştir. Harcırah muameleleri bittikten sonra alâkalılara tebliğ edilecek bu değişiklikleri yazıyoruz: Eski Lİce kaymakamı B. Faik Türe-gün Pınarbaşı kaymakamlığına, Pınarbaşı kaymakamı B. Reşad Boyatlr Fethiye kaymakam!ığma. Fethiye kaymakamı B. Nazmİ Güven Arabsun kaymakamlığına. B ''-esir maiyet memuru B. Hakkı Balye kaymakamlığına. Gerze kaymakamı B. Hikmet Güvenç Boy-abad kaymakamlığına. Acıpayam kaymakamı B. Hikmet Okman Gölpazarı kaymakamlığına, Uzunköprü kaymakamı B. Nami Ünal Mİhalıcık kaymakamlığına, üçüncü umumî müfettişlik sıhf müşavir muavini B. Sîdettin Uzunköprü kaymakamlığına, Terme kaymakamı B. Abdurrahman Gördes Dikili kaymakamlığına, eski Gölpazarı kaymakamı B. Arif Terme kaymakamlığına tayin edilmişlerdir. Sanatkar Sadi 9 Ankara Halkevinde temsiller vermek üzere geliyor Ankara Halkevinin sosyal yardım şubesi menfaatine temsiller vermek üzere davet edilen değerU sanatkâr Şadi ve arkadaşları bu hafta içinde Anka-raya geleceklerdir. Uzun zamandan-beri sahne hayatından çekilmiş olan bu kıymetli sanatkârın muhitimizde güzel, samimi bir sanat havası yaratacağına şüphe yoktur. Şadiyi Ankara Halkevi sahnesinde yeniden görmek Ankara için bir kazanç olacaktır. Ankara Halkevi sahnesinde zehiıli kucak piyesi Ankara Halkevi amatörlerinin uzun zamandsnberi hazırladıkları "Zehirli kucak., piyesi bugünden itibaren dört gün üstüste temsil edilecek, ayrıca pazar günü de yüksek mekteb talebelerine aynı temsil verilecektir. Ankara Halkevinde İngilizce dersi Halkevi başkanlığından: Evimizde verilecek olan ingilizce derslerine C şubat 1937 cumartesi günü saat tam 14 de başlanılacağını bildiririz. Hukuk talebesinin Edirne ve İmi alı seyahati Ankara Hukuk Fakültesi talebeleri evelki gün başlayan sömestr tatilinden istifade ederek bugün 1 dirneye kadar bir seyahate çıkacak'ttdır. Fakülteliler Eskişehir-lstanbul-Eidr-ne-îstanbul-tmralı-Balıkesir-Kütahya-Afyonu ziyaret ettikten sonra 20 şubatta şehrimize dönmüş bulunacaklar ve bayram tatilini müteakib ikinci sömestr devrelerine başlıyacaklardır. Kamutay Çağrılan Milli Müdafaa Encümeni huyun Heyeti Umumiyeden sonra toplanacaktır. * Dahiliye Encümeni bugün saat 10 da toplanacaktır. * Bugün Arzuhal Encümeni saat İS de toplanacaktır. Maliye Encümeni bugün Heyeti U-mumiyeden sonra toplanacaktır. Tayyarelere karşı ve tayyareler için Ingilterede ahlâk mücadelesi Tayyare filolarının milli ı lüdafaa büderlcrîne her gün biraz daha fazla yük teşkil ettiğini, tahrib sahalarının gittikçe genişlediğini ileri süren bir muharrir: "En doğrusu bu vasıtayı ortadan kal d ırmak tır." diyor. Diğer taraftan gazeteler haber veriyorlar ki 28 deniz ve 12 kara tayyaresinden mürekkeb bîr ingiliz filotillası, bugünlerde, İngiltere ile Hindistan aralında, normal fiata, post. yı taşımağa başlryacak. Ve bu iki memlek t arasındaki mesafeyi 48 saatte geçecektir. Çelyuskin kazasında, buzlar arasında kalanları, tayyareler kurtarmıştır. Tayyareler ziraatte kullanılabiliyor. Tayyareler... Fakat lehte söylenecek daha neler var! aleyhte konuşanlar ancak korkaklardır. Tayyarelerden korkmıyalım. Yunlış başlık Bir gazetede şöyle bir başlık gördük: "Madrid cehennem içinde" biz, bizzat Madrid'in cehenneme dönmüş olduğunu biliyorduk! Bir muhasebe meselesi Amcrika'daki hayvanları koruma cemiyetinin teşebbüsleri üzerine P. T. T. idaresi, muvezzilere, mektub dağıtmak üzere geçtikleri yerlere, kışın gıda bulamıyan kuşlar içîn yem dökmeleri emrini vermiştir. Emri veren idare yem paraımı vereceğine göre P. T. T. büdcesine "kuş yemi" faslı'* acaba nasıl girecektir? Pariste fare mücadelesi 1937 sergisi dolayısiyle Parisi güzelleştirmek içîn eski binaların yıkılmakta obuası, bu binalarda yuva, yapmış olan binlerce fareyi meydanda bırakmak gibi umulmaz, bar netice vermiştir. Dün. Metropoliten dehlizinden geçen yirmi yaşmda bîr kızın üzerine kocaman bur fare hücum ederek bacağını ısırmıştır. Belediyenin faresizteştirme servisi bu yeni âfete karşı faaliyetle çalışmaktadır, (Fransız gazetelerinden) Umumî meclis dün toplandı Ankara vilâyeti umumi meclisi dün saat 17 de Belediye Meclisi salonunda toplanarak kazalardan gelen dilek raporları üzerinde görüşmeler yapmıştır* Raporlar bir karara raptedilmek üzere aid oldukları encümenlere havale edilmiştir. Meclis önümüzdeki salı günü saat 17 de toplanacaktır. inhisar memurlarının tekaüt sandığı Gümrük vc İnhisarlar Vekâleti me-murlannın tekaüd sandığına yatırdıklara paranın maaştan kesilen vergiye matrah olamıyacağı hakkındaki mezkûr bakan» bğın tefsir talebi Başbakanlık yoliyle Kamutaya gönderilmiştir. Ölen hastalıklı hayvanlar yakılacak Mikrobik ve paraziter hastalıklar* dan Ölen ve Öldürülen hayvanların muhite zararlı olmamaları için bunların kadavralarının vc muzahrafatının çok kısa bir zamanda ve pek az masrafla, etrafa koku neşretmiyecek şekilde, yakılmak suretiyle, tahribleri kararluş-mışttr. fera Vekilleri heyeti bu hususta bir kararname kabul etmiştir. Bu kararnameye göre Ankara. Etlik. Erzincan bakteriyoloji lâboratuvarlariyle Karacabey harasında ihrak fırınları yaptırılacaktır. Kurban bayramı tatili Kültür Bakanlığı bu ayın 22 sine rastlayan dört günlük kurban bayramı tatilini takib eden cuma ve cumartesi günleri de mekteplerin tatil edilmesini alâkalılara tebliğ etmiştir. HAVA Meteoroloji Enstitüsünden aldığımın m.ılı'ıııuı(.ı ;oıc !iin I.ı ' ¦..i ¦,!Jıa- va umumiyetle açık "«•mif..r gece sıfırın altında G dereceye uilçcn sühunet dün gunduz sıtırın üstünde 1 dereceye kadar çıkmıştır. Dün yurdun Karadeniz sahillerinin şark kısmı ile Mersin. Niğde. Çorum, Kırşehir vo Kars çevresi yağışlı geçmiştir. En çok yağış Rizede olmuş ve metre murabba-ına 124 kilogram kar suyu bırakmış v« 59 santimetre kar kalmlığı yapmıştır. Dün en düşük sühunetler sıfırın altında olmak üzere Malatyada 11. Karşta 12, Erzurumda 13 derecedir. En yüksek sühunetler sıfırın üstünde olmak üzer* Silifkede 13. Antalya ve Adanada 14, Dörtyolda 15 derecedir. POLİSTE Cantorbcry peskoposu, İngiltere'nin B. B. C. radyo merkezinden bir konferans vererek Angilikan kilisesi mensuplarını ahlâklı olmağa davet etmiştir. Boşanmaların, eğlencelerde kahkaha ile gülmenin, açık saçık giyinmenin, kısaca "tesamüh hududu dışına" çıkmanın şiddetle aleyhinde bulunan peskopoı bu gibi hareketlerin esasen yabancılar muhitine aid olduğunu . hususi politikası :cabı -sözlerine ilâve etmi| ve bütün İngiltere'de âdeta bir fırtınanın kopması na sebeb olmuştur. Bu haberi nakleden bir fransız gazetesi muhabiri soruyor: "Saym peskopos da acaba şu ingiliz mizah -cısı gibi Afrika'nın Kaleden başladığına mı kanidir?" ilkbahar havası Istanbulda evvelki gündenberi bir ilkbahar havası hüküm sürdüğünü gazeteler yazıyor. Hararet derecesi sıfırın üstünde İS imiş. Karakışın ortasında böyle sevinenlerin neşesi acaba bu haberin intişarına kadar sürmüş müdür? Bir adam otomobil altında kalarak öldü Elektrik şirketi tahsilat şefi ibrahim, bisiklet ile lsmetpaşa kız enstitü» sünün önünden geçerken bir otomobille çarpışmış ve yaralanmıştır. Yaıalf tedavi İçin götürüldüğü Numune has-tahanesinde ölmüştür. Şoför yakalanmış, adlî tahkikata başlanmıştır. i Alacağını istediği için Sakarya mahallesinde oturan ö;ncO oğlu Refik üe arkadaşı Şefik Hamdi oğla Aliyi alacağı olan iki lirayı iste» diği için yumruk ve tekme Ue dövmüşlerdir.'PoUs her ikisini yakalryarak adliyeye vermiştir. Arkadaşını ararken Umumi evlerde bir arkadaşını aramakta olan Muhİddin oğlu Mehmedı mü) nasebetsiz sözlerle tahkir ettiği iddia edilen umumî kadınlardan Rasim km Latife yakalanarak Cumhuriyet Müddeiumumiliğine teslim edilmiştir. ızılayın yıllık balosu 6 şubatta Ankarapalas'ta verilecektir J \H\ |U IIR İNİNİN İ* I /» Japonya'da Hirota kabinesine karşı diyet meclisindeki hücumlarla baslıyan buhran devam ediyor. Hiro* ta kabinesi, diyet meclisindeki münakaşadan iki gün sonra istifa etti. Bu dakikaya kadar yeni hükümetin teşkil edildiğine dair haber gelmemiştir. Japonya'da on gündenberi sürüp giden buhran, alelade bir kabine buhranı değil, bir anayasa buhranıdır, işin ruhu «udur : Japonya'y1 kim idare edecek? Siyasî partiler mi? ordu mu? Bu. senelerden beri Japonyanın siyasi ufkunda beliren büyük bir sualdir. Bu. bazan askeri tahsisat etrafında müzakereler, bazan kabine ye girecek olan harbiye nazırı üz-v rinde görüşmeler, bazan da geçen senenin şubat ayı içinde olduğu gibi, ehemiyetli devlet adamlarının katli ile neticelenen askerî isyan şeklinde tecelli eder. Fakat dava aynı davadır. Japon hükümeti ordunun hükümeti mi olacak? Yoksa japon ordusu hükümetin ordusu mu? Japonyanm esas teşkilâtı başka memleketlerin teşkilâtlarına benze -meı. Japon devlet mekanizması İçin. de ilâhî bir rolü olan imparator, bir emirnamesiyle orduya, kabinedeki harbiye naz«rını seçmek ve yahni itimadını kaybeden bir hükümet içinden harbiye nazırını geri çekmek salâhiyetini vermiştir. Binaenaleyh harbiye nazın hem ordu tarafından tayin edilir, hem de kabine ile birlikte diyet meclisine karşı mesul va -ziyettedîr. Ordu ile siyasî partiler a-ranndnkı münasebetler iyi oldukça, belki böyle bir mekanizma işler. Fakat şenel er d enberi siyasî partiler ile ordu arasındaki münasebetler gittikçe gerginleşmektedir. Bu gerginlik nihayet geçen senenin tubat ayı içinde bir askeri ihtilâle kadar vardı. Gerçi ihtilâl, imparatorun müdahalesiyle bastırıldı. Bundan mesul olan -lar da cezalandırıldılar. Fakat bu hâdise ordunun hükümet üzerindeki nüfuzunun takviyesine yardım etti. Bir senedenberi japon parti liderleri ordunun hükümet üzerindeki nüfuzu, nun artmakta olduğunu endişe ile seyir ediyorlardı. Nihayet bu endişe, on gün evvel, diyet meclisinin açılmalı üzerine, parti liderleri tarafından hükümete ve dolayısıyla orduya hü -cum ve tariz şeklinde açığa vuruldu. Askerî tahsisata itiraz edildi. Hükü . metin ordudan emir alarak hareket ettiği söylendi. İşte on gündür devam eden buhranın başlangıcı bu olmuştur. Hirota istifa ederek çekildi. İmparator mütekaİd generallerden U-gaki'ye hükümet teşkili vazifesini vermiş ise de bu zat ta askerlerin İtimadını haiz olmadığından kabineyi teşkil edememiştir. Ordu Ugaki hak. kındaki itimatsızlığını, kendisine bir harbiye nazırı vermemekle göstermiş-târ. Diğer taraftan ordunun kabul e-deceği bir vaşvekİli de partiler istemiyorlar. Çünkü diyet meclisi, askeri bir diktatörlüğün İcraatını tescil eden bir heyel vaziyetine düşmeğe razı değildi, Japonyada ordu ile partiler a-rasındaki ihtilâfı, bütün dünya bü -yük alaka ile takib etmektedir. Çünkü bu, yalnız Japonya'nın iç işiyle alâkadar bir anlaşmazlık değil, Japon dış siyasetinin takib edeceği istikamet etrafında da ehemiyetli bir ihtilâf mevzuudur. 1921 Vaşington muahedesini yırtan, Mançurya'yı İşgal eden şimali Çin'de bîr istilâ siyaseti takibine taraftar olan, Sovyetlere karşı da şiddetli davranılmasını ısrarla taleb eden ordudur. Bunun için dir ki tamamiyle ordunun nüfuz ve tesiri altında, onun emirleriyle hareket eden bir hükümetin İş basma geçmesi, uzak şark sulhu ile alâkadar olanlarca endişe ile telakki -dilecek. A. Ş. ESMER Ingilterede deniz zabiti buhranı var Londra. 2 (A A.) — Hava ve deniz kuvvetleri, kadrolarının genişletilmesi U/erine İngi'iz deniz ve hava kuvvetlerinde subay buhranı başgöıtermiştir. Amirallik eski ingiliz ticareti bahriye subaylarına hitaben neşrettiği bir beyannamede kendilerinin derhal Mtcg »en ve teğmen olaraa erduya alınacaklarını ilan etmiştir. MS HABERLERİ M11 Detroit şehrinde sıksık görü'en işçi mitinglerinden biri Amerikadaki otomobil çrevi tehlikeli bir hal aldı Filİnt - Misigan. 2 l A A. I — Uç bin kadar grevci bir fabrikayı işgal etmek için beyhude gayretler sarfettikten sonra bu binanın yanındaki dört numaralı Şevrole fabrikasına girip işgal etmişlerdir. Bu münasebetle mühim çarpışmalar olmuştur. Vali M .sı imin emriyle tüfek, mitral-yöz ve göz yaşı akıtan bombalarla cihaz-lı 1.200 muhafız otomobil endüstrisi fabrikaları mıntakasını işgal etmiştir. General Motors kumpanyasının kapalı bulunan bütün fabrikaları açmak niyetinde olduğu rivayet edilmekte olduğundan bu takdirde gerek burada gerekse Detroit ve sair şehirlerde kargaşalık çıkmasından korkulmaktadır. Grerciterin kartları re kıs kardeşleri askerlere karşı kuyucuklar Filint-Miçıgan, 2 (A.A.) — Dun akşam askerî kıtalar geldikten sonra otomobil endüstrisi grevcilerinin karıları, kız kardeşleri ve dostlarından ahbabla-rından mürekkeb bir kadınlar müfrezesi kurulmuştur. Bu kadınların başlarında kırmızı bereler ve kollarında kırmızı beyaz renklerde bazubendler vardır. Kadınlar sopalar ve base-ball topla-riyle mücehhezdirler. Bunların maksadı askeri kıtaların karıştığı Jakdirde fabrikaları işgal edenleri sonuna kadar müdafaa etmektir. Silâhsız olan bu kadınlar gar maskeleri tedarik etmeğe gayret etmektedirler. İsveç kiralı BrakseMe Brüksel, 2 (A.A.) — İsveç kiralı beşinci Gustav bu sabah saat 11 de mai-yetiyle birlikte resmî ziyaret için buraya gelmiş vc istasyonda kıral üçüncü Lcopold tarafından karşılanmıştır. İsveç kiralı perşembeye kadar Belçt-kada kalacak ve birkaç merasimde hazır bulunacaktır. Gazeteleı, bu münasebetle ç-a samimi makaleler neşrediyorlar. Brüksele bir seyahat yapan isveç Kiralı S. M. Güstav ispanya hadiseleri (Başı I. inci sayfada) sında yeni hatlar İşgaline imkan vermiştir. Cumhuriyetçiler, kazandıkları topraklar üzerinde tahkimatta bulunmalarına engel olmak maksadİyle âsiler tarafından yapılan birkaç hücumu püs-kürtmüşlcrdir. Madrid cephesinin öteki bölgelerinde kayda değer bir şey yoktur. Bilbao. 2 (AA.) — Resmi tebliğ: Baramlio bölgesinde ilerliyen hükümet kuvvetleri Saraşa Altubede yeni düşman mevzilerini işgal etmişlerdir. Bir ingiliz filonu Barselona gidiyor Barsclon. 2 (A.A.) — Ana vatan filosu kumandanı Amiral Sir Rocero Bekhaoz'un bayrağını taşıyan Nelson zırhlısı ile öteki üç harb gemisinden mürekkeb bir ingiliz filosu yarın Barselona gelecektir. Ultima Hora gazetesi, bu hususta şunları yazıyor: "Anavatan filosu amiralinin bu ziyareti tngilterenin yalnız İspanya cumhuriyetinin meşru hükümetini tanıdı- Amerikadaki feyezanların bilançosu Nevyork, 2 (A.A.) — Feyezanlar hakkında son alınan malûmata göre, 400 kişi ölmüş ve bir milyon kişi de evlerini terketmek mecburiyetinde kalmıştır, İ /*/ kişi, eşyalarını ve köpeklerini bir sal üterine yerleştirmiş oldukları halde su baskınından kurtulmaya çalışıyorlar ğını değil, aynı zamanda Katalonya makamlarının meşruiyetini tasdik ettiğ ni de isbat etmektedir.'* Bir gemi torpillendi Malağa. 1 (A.A.) — Delfin İsmindeki ispanyol ticaret gemisi iki asi deniz tayyaresinin hücumuna ¦¦¦¦. u.ık Verja plajı civarında Los Penaskales mevkiinde karaya oturmuştur. Bir müddet sonra aynı gemi bir âsi deniz altı gemisi tarafından törpülenmiştir. Telefat yoktur. Yeni Amerikan büdecsi Vaşington, 2 (A.A ) — 1937 alelade budcesİni parlamento maliye encümeni kabul etmişitir. Büdce. bir milyar 64 mil yon 757.000 dolardır. Ve geçen senenin alelade büdcesinden 61 milyon 206.000 dolar fazladır. Tiran elçimiz Kirala itimat namesini tevdi etti Tiran. 2 (A.A.) — Yeni türk elçisi Ali Türk geldi. Mutad merasimle bugün i tima d namesini kıral birinci Zogoya tevdi etmiştir. SON DAKİKA Millî müdafaa hakkındaki konuşma.a; dan sonra Fransız parlamentosu Blum kabinesine itimadını bildirdi Paris. 2 (A.A.) — Parlamento ile senato milli müdafaa encümenleri reisleri, hükümete itimad için bir takrir vermişlerdir. Sol cenah grupları mümessileri, hükü metin beyanatını tasvib ve milli müdafaa sahasındaki gayretlerini takdir eyleyen ve emniyetinin takviyesi yolu ile sulhun idamesini temin için hükümete itimad beyan eden bu takriri, müttefİkan tasvib etmişlerdir. Parlamento, bu itimad takririni 186 reye karşı 405 rey ile kabul ederek milli müdafaa hakkındaki mütakeretere nihayet vermiştir. Almanya, silâhsızlanma konferansına gireceği hakkındaki tahminleri manasız buluyor Berlin, 2 (A.A.) — İyi haber alan mahfillerin söylediğine göre, silahsızlanma konferansının yakında toplanması dolayısiyle Almanyanm bu müstakbel çalışmalara İştiraki yahud ademi İştiraki akkında ileri sürülen tahminler, şimdilik tamamen manasızdır. Zira, bu mesele, her hangi bir suretle şimdiye kadar Almanya böyle bir şey düşünmemiştir. Aynı mahfiller şurasını da kaydetmektedir ki, Almanya, her kesin emniyetini nazarı dikkate alan ve hulusla icra edilecek bulunan bir tahdidi daima alâka ile karşılamıştır. Fakat diğer taraftan silâhsızlanma konferansında. Avrupa sulhunu takviye edebilecek bir silâh tahdidine yardım edebileceği hakkında şimdiye kadar her hangi bir umid vermiş değildir. Karışmazlık talî komitesinin dünkü toplantısı Londra. 2 (A.A.) — Neşredilen bir tebliğe göre, karışmazlık tâli komitesi bugünkü toplantısında, İspanya üzerinde kontrol plânını hemen tatbika koyabilmek içini bu plânın alâkalı hükümetler tarafmdan tasvibinden sonra derhal halledilmesi lâzım gelen bazı meseleler üzerinde tetkikler yapmıştır. Tâü komite, pek yekında yeni bir toplantı daha yapacaktır. Tayyareci Liodberg Romaya vardı Roma, 2 (A.A.) — Miralay Lindberg, karısı ile birlikte, bugün öğleden sonra tayyaresi ile Pizadan hareket etmiş ve bir saat sonra Romaya varmıştır. Lindberg Alplarda rastgeldiği bir fırtına yüzünden yolunu değiştirmeye mecbur kaldığını Roma d an lskenderyeye h reket edeceğini bildirmiştir. asın ıcmaıı SURIYEDE TAHRİKAT YAPANLAR Cumhur iye t'tc ismail Müştak, Sürt-yede, kendi milli menfaatlerini idrak an âox ve hâdiseleri sırf siyasi ihtiraslar zaviyesinden gören bazı politikacıların Suriyeli kar de ilerimizin safiyet vc ma-•umyetim istismar ederek Şam'da mekteb çocuklarını, Haleb'de çarşı esnafını lüzumsuz olduğu kadar manasız nümayişlere sevketmif olduklarını kaydederek diyor ki: "Bu serseri politikacılara sorulsa onlar bu hareketlerini Suriyelilerin elinden kendilerine aid bir mal.n çıkmış olmasiyle tevile çalışacaklardır. Halbuki hak katte ne alınan bir \ ry vardır, nede kaybolmuş bir hak... Hattâ daha geniş düşünülünce teslim ed.lm-k lâ-zımgelir kî Cenevrede verilen karar Suriye h •l'u-netini val m. Hataylıları da ma/! t mevkiinden k jrtarmak gibi iki taraflı bir adalet tecellisine de hizmet ermişin-, ANA YASA TADİLAT! lan gazetesinde Ahmed Emin Yalman, omtuaj devrinde yapiu.ı.| ...*n ana yasalarua daima garbtan kupycc.ı.k zihniyetinin hâkm olduğu için, me.ı.le-ketin İhtiyaçlarına uygun bîr kanun vücuda gelemem.» oldvgunu anlatarak, ilk hak.k» turk ana yasasının Bjyuk Mnlet Meclîsi tarafından yapılmış oîdug imi kaydediyor, fakat o zaman dan beri butun dünyada cemryetçi ve devletçi prensiplerin galibe çalmış olduğunu tebarüz ettirerek, ana yasamızda yapılacak yeni tadilâtla türk inkılâbının halkçı devletçi vasıflarının resmiyet kazanacağım soyuyor. Açık Söz'de Etem İzzet de aynı mevzu üzerinde söz soyliyerek yeni tadilâtla Kemalist rejimin devlet bünyesinde takamir ettiğini anlatıyor. MECMUACILICIMIZ Cumhuriyette Peyami Safa. "Ar* isimli yeni bir sanat mecmua.ta.d | k şı dolayısiylc mconuacılığ anızın hazin tabı üzerinde düşünüyor: "Her fikir v« sanat mecmuasının ilk sayısmı «Itmıze aldığımız vakit, ondan cvel çıkanı | v« batmış necelerintn akıbetini ber anda hatırlamaktan gelen derin bir buzunla - şifasız hastasını yoklayan bir doktor gibi • sayfaları muayene eder ve er geç bir leblebi külahı, bir zerzevatçının torba kâğıdı üstünde, başı ve sonu kesil-mı», yan m yamalak, sakatlanmış bir halde tekrar gorunup çop tenekesin* gideceğini bildiğimiz, ebedi olmak hasretinden bahseden su makalelere, fu yeni çığın bize müjdelemek cesareti ve gururu içinde yan gelen resimlere, bir gün kapa m vereceği korkusunu okuyuculara bir program vadctm-At tenezzulıuıluğü gibi göstermek istiyen mecmuanın kendisi hakkındaki tu notlarına ve ¦ .1 U-rina, istihza hevesimizin yolunu kesen bir merhametle baharız.** RESİM TERBİYESİ Açık Soz'de Elif Naci, bizde resim sergilerinin gördüğü rağbetsizliğin asıl sebebi halkta resim terbiyesinin eksikliği olduğunu kaydederek memlekette resim sanatının hakaVi mahiyet ve kıymalını halka tanıtmak için mek leblerin. Halkevlerinin birer telkin vasıtası olarak kullanılmasını temenni ediyor ve bilhassa gazetelerin, sinema artistlerinin hayatlarına tahsis ettikleri sütunlardan bir kısmını bu hayırlı işe vermelerini istiyor. Lindberg Piza şehri civarında yere indi Piza, 2 (A.A.) — Zevcesiyle birlikte tayyare ile Mısıra gitmekte olan Lindberg Piza civarında bir tay-yare meydanına inmiştir. B. Fon Ribbentrop Londrayı» gidizor Berlin, 2 (AA.) — Almanyanm Londra sefiri B. Fon Ribbentrop bu akşam İngiltercye hareket edecektir. ÎSU suları fazla yüksekli Kahire, 2 (A.A.) — Sular bendlerin üstünde on beş santimetre yükselmiştir. Bendler, üzerine tahta barikadlac yapılmak ve kum torbaları konmak suretiyle yükseltilmiştir. l/y. ÜTTUSS ON SEKZİNCİ YIL. NO: 5576 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Milano'da Tevfik Rüştü Aras - Kont Ciano arasında yapdan mülakat çok samimî oldu MÜLAKATTAN SONRA BİR TEBLİĞ NEŞREDİLDİ Atatürk ve 1. fnönünün telgrafları Atatürk HaUy meselesinin halli dolayısiyle Ankara Vali ve C.H. P. tlyönkurul Başkanı B Nevzad Tando^an tarafından çekilen tazım telgrafına su cevabı vermişlerdir: Dolmabahçe: — Milli Hatay davasının muvaffakiyetli bir neticeye varmasından dolayı muhterem hemşerilerimin duydukları temiz ve yüksek hisleri bildiren telgrafınıza teşekkür ederim. K. ATATÜRK Başvekil ismet İnönü Ankara Valisi ve C.H.P. tlyönkurul Başkanı Tandoğanın telgrafına şu cevabı vermişlerdir: r*ceccühünü*e muhabbetle teşekkür, ben de sizi tebrik ederim. Başvekil I. İNÖNÜ Gündelik ASRIMIZA TEKNİĞİN TEMİN ETTttî FAYDALAR l.sK. tu Ai«iaur miudu bugünlerde nasıl hatırİNnıy&ıun: uuru nen koy kılavuz islemez. Bu sözü gören goz, ilh, şeklinde de kullanırız. Hakikaten, görünen köy veya gören goz kılavuza muhtaç değildir. Ancak, bu sade ve doğru meseli, kim bilir kaç yıldan ve belki asırdan beri tekrar ettiğimiz halde, umumî öğretme usullerimiz, görenek tesiriyle, bunun tamamen tersinedir, diyebiliriz. Halbuki gözün en kuvvetli hafızaya malık olduğunu da biliriz. Görmüş olduğumuz herhangi bir şeyi, bir insanı, bir şehri, bir sokağı, hattâ bir manzarayı, seneler geçtikten sonra hatırlarız. Görme hafızamız geri kalmak hususunda olduğu kadar ilerlemekte de müessirdir. Bu hakikate istinad ederek hazırlanmış olan bir kanun projesinin birinci görüşmesini dün Kamutay bitirmiştir. Bahsetmek istediğimiz proje Iktısad Vekâletince hazırlanıp İcra Vekilleri Heyetince tadil edilen "Öğretici ve teknik filmler" hakkındadır. Bu dıkkatdeğer kanun yürürlüğe girdikten ve hükümleri tatbika başlandıktan sonra, birçok sahalarda, halkımızın teknik ve tatbikî bilgisinde geniş ilerlemelere şahid olacağınıza inanabiliriz. Iktısad Vekâletinin proje hakkındaki mucıb sebebler lâyihasında denildiği gibi: "Ekonomik sahada rasyonel bir ilerlemeyi ancak rasyonel bir ihracat ile temin edebiliriz. Rasyonel bir ihracat ise teşkilâta, etraflı müsbet bilgiye, ekme, yetiştirme, ıslâh etme, toplama, ayırma, nakletme, muhafaza etme, kredi bulma ve piyasalara plânlı şekilde sevketme tekniğine istinad edebilen ihracattır. Bu tekniği, asgarî zamanda, memlekette bütün alâkadarlar arasında yaymak mecburiyetindeyiz.** Bunun için de, en iyi vasıta, mu-(Sona S.inci sayfada) Türkiye ile italya arasında hiç bir ihtilaflı nokta yoktur Milanoda Akdeniz statükosu dahilinde türk ¦ italyan münasebetleri görüşüldü Milano, 3 (A.A.) — Havas bildiriyor: BU- Ciano ve Tevfik Rüştü Aran arasındaki ilk görüşme bugün saat 1030 da vuku bulmuştur. Bu görüşmenin mevzuu, llalyanın Akdeniz statükocuna daima müsaid o-lan maksadı hakkında Türki-yeyi temin etmektir. Leros*-daki italyan üssü taarruzî vaziyette lertİb «lilmiş ileri bir kale değil, Ingilterenİn Kıb-rıstaki ühmü c»1»'- münhasıran italyan gemilerinin mübadele ve iaşelerini temine mahsus bulunmaktadır. Ikı bakan işbirliğinin siyasi sartla-rn... Türkiye tarafın Jan Doğu Afrika-sı imparatorluğunun filen kabulü ve (Sonu 5 inci sayfada) Kont Ci.ıno Milano tebliği Milano, 3 (A.A.) — Anadolu A jantının hususi muhabiri bildiriyor: Dr. Arasla Kont Ciano arasında yapılan görüşmelerden sonra şu tebliğ neşredilmiştir: "İtalya Hariciye Namın Ekselans Kont Ciano ve Türkiye Hariciye Vekili Ekselans Doktor Tevfik Rüştü Aras, bugün Milanoda mülâki olmuşlar ve geniş bir fikir teatisi esnasında, 30 mayıs 1926 tarihli italyan - türk muahedesi zihniyeti dahilinde, iki bakan, iki memleketi alâkadar •-den muhtelif memleUrU mmami (Sonu 5 inci sayfada) İngiltere Dış Bakanı B. Eden Hitler'in nutku ingiltere izahat istemiyor Fon Ribbentrop'un Lon-drada'da müstemleke işini konuşacağı aöyleniyor Londra, 3 (A.A.) — önce alınan malûmatın tersine olarak diplomasî mahfilleri B Hitler'in nutkunun bazı noktalarının hakiki manasını tayin etmek için tngîlterenİn Berlin nezdinde bîr teşebbüste bulunmasını ihtimal dışında görmektedir. Umumiyetle sanıldığına göre İngiltere, hiç olmazsa Almanyanm Av-(Sodu 6. //ki sayfada) Kamutayın Dünkü Toplantısı Öğretici filmler kanunu müzakere edildi Türk ceza kanununun bazı maddelerini deriştiren kanun projesi de görüşüldü Göçmenler için gümrüksüz kereste getirilebilecek Kamutay dün Refet Canıtez'in reiv liginde toplanmıştır. Kocaeli mebusluğuna seçilen B. tbrahim Dilban'ın seçim mazbatası kabul ve tahlifi yapıldıktan sonra Samsun sıtma mücadelesi sınat memurlarından B. Abdüscamed Seçkin'in cezasının affı hakkındaki müracaatı üzerine Adliye Encümeninin hazırladığı mazbata okunmuştur. Encümen mazbatada, dört yaşında bir çocuğa kinin yuttururken ölümüne sebeb olduğundan dolayı sekiz ay hapse mahkûm edilen B. AbdÜssamed hakkında verilen kararda hatâ denecek bir hal görmediğinden. Arzuhal encümenince nazarı itibara alınan af dileğinin kabulüne mahal olmadığını bildiriyordu. Adliye encümeni mazbatasının. Arzuhal Encümenine gönderilip gönderilmemek meselesi uzunca süren bir münakaşa mevzuu oldu. Reis, usul meselesini reye koyacağını söyliyerek dedi ki: Dün Kamutayda izahat veren Sınat ve İçtimai Muavenet Vekili B. fi. Saydam "— Bir defa umumi kaideye göre müstedilerle muhaberede bulunan Arzuhal encümenidir. Arzuhal encümeninin bu vazifesini ifaya meydan ver-(Sonu 6. inci sayfada) Fransır Başbakanı B. Blum Bir fransız mebusu komünistleri itham ediyor Komünist partileri bir komplomu hazırlamış Paris, 3 (A.A.) — Mebuslardan B. Gotöro tarafından, fransıı - sovyet muahedesi hilâfına olarak devletin emniyeti aleyhine tertibedılen ''Komünist komplosu* hakkında verdiği bir sual takriri dolayısiyle yapılan konuşmalardan sonra senato el kaldırmak suretiyle ruznameyi kabul etmiştir. Komünist propagandası B. Gotöro, komünist propagandası-nra yaraş yavaş milli plâna nüfus ettiğini ve enternasyonal pUnda da memlekete zarar verdiğini ileri sürerek demiştir ki : "— Franau kanı şimdilik yalnız İspanyada akıyor ve c^er henüz Franaa-da da akmıyorsa bunda komünistlerin biç bir kabahati yoktur (Sonu 6. ıncı sayfada) İngilterede Türkiye için hiç bir harp gemisi inşa edilmekte değil Londra, 3 A. \ . — Royter bu diriyor: Avam kamarasında, Str Samoel riosv re bir suale cevaben aşağıdaki beyanatta bulunmuştun — Halen türk hükümeti hesabına l ingilterede hiç bir harb gemisi inşa edilmekte değildir. Böyle gemiler hakkında son zamanlarda Ingiltereden malûmat taJeb edildiğini de bilmiyorum. Fakat, Turkıvcnın ihtiyaçlarının besim kendi ih» tiyaçlanmuu lüzumsuz yer* sıkıntıya kovmaması şartiyks, boyla inşaatların İngilterede yapılması için, İngiltere hükümeti, mutad kolaylıkları göıterm.-kle bilhmuı memnuniet hissedccrk'İr. Yurdda edebiyat okurlarının ve edebi alâkanın artmasında mektebin rolü Mekteb. bir cemiyetin bünyesi içinde yer alan ve onun mensupları tara -fından vücodc getirilen bir müessese olmak itibariyle, o cinsiyetin bazı va -sıflarını nefsinde cemeîmesi tabîî ad-edilme'.ıdir. Yol gösterici ve irşad edici rolü. mektebin, cemiyetin bünyelinde mevcud bazı .V -ıljrm kötü tesir -lerindcn tamamiyle muaf olmasını İcab ettirmez. Titün öğre*-ıenlerini dişar -d*"- "'rv:' b-r -t—'r«eb belki böyle bir tesirden azade olabi'irdi. Bu öğretmrn-lerin yabancı olmadık'armı fakat yabancı roemleektlerde tahsil gördüklerini farzetsek bile. gene onlarm manevi hüviyetlerinde menşe memleket îti -yad ve telakkilerinin derin izler b'rak-mış olduğuna kabul etmek mecburiye -tindeyiz . Bizde edebiyatın nasıl bir telâkki ananesine* tabi olduğuna geçen yazımızda İzah etmeye çalışmıştık. Türk mekteb1, edebiyat karşısında, mîllet şu-nrundaki bu umumi telakkiye nazaran bir merhale daha ileride farzedilse bile, henüz, mektebi erimiz de garb Ölçüsün • de hakikî bir edebiyat ve sanat terbi • ye si verilmekle olduğunu - burada is -fa'snalan hesaba katmadığımız şüphesizdir - bizzat terbiyecilerimiz bile iddia edemezler, sanırım. Bugünkü öğretmen neslimizi yetiş -tirmiş olan dünkü öğretmen kadrosu elbette kültürel seviye itibariyle daha geriydi. Gerek ileri kültür memleket terinde ihtisas tahsili yapmış ve gerekse sahib oldukları yabana bir dilüı yat-dımiv'r ileri bir kültürü hazmetmiş elemanların - yüzde nisbeti ne kadar az olursa olsun - gelecek nesil üzerinde yapacakları tesirle, muhakkak ki yarınki Öğretmen kadromuz, bugüne nazaran daha üstün bir seviyede olacaktır. Ve böylece nesillerin reselsüliyle. bu seriye, hendesî bir tenasühle daima yükse-snekten gerî kabruyacaktır. Fakat nesiller*— bu kelimenin zîh-nizimde canlandırdığı mana uzun bir saman mefbnfniyle mercohnaV*a(fnr. Halbuki biz aktüel ihtiyaçlara tazyiki altında bulunuyor, ve -amam, ne vasıtalara başvurarak, rorl ry abileceği miri araştı rıyorur. Aile muhitinin noksan bıraktığı biı sanat terbiyesini de vermekle mükellef bulunan türk mektebinde, edebiyat, çok ehrmiyrtfi bîr mevzu oîarak başlı basma ete alınmak lâzımdır. Bu terbiye ilk mektebten başlamak lâzımdır, îtk mekteb öğretmenlerini yetiştiren müesseselerimizde, bu sanat terbiyesi -nin kâfi Ölçüde ve istenilen nisbette verilmediğinin en bariz delili ise. öğ • retmenlerimiz ansında pek azının ha -kiki bîr edebiyat okuru vasıflarım haiz bulunmasıdır. Bizzat kendisinde mev-cut olmıyan bir alakayı. Öğretmenin, yetiştirilmesi vazifesiyle müTc-IIef ol • duğu çocuklara aşılar asını beklemek nahJedrr. Fakat diyeceksiniz ki öğretmen mekteplerinin öğretmen kadrolarında da bahsettiğiniz noksan mevcud değil midir, ve şu halde ou mahzurun izalesini zamana havale etmekten başka çaremiz var mıdır? Yüksek mektep mezunu, İçlerinden pek çoğu yabancı dil bilen, garb mtk -tefelerinde tahsil görmüş c*ar bu öğretmen kadrolardın İlk mektet Öğretmenlerine nazaran daha üstün bir kültür seviyesine ve bu arada daha doğru bir sanat telakkisine sahib oldnklarmı kabul etmek snecburiyerindeyiz. Onlarda olsa olsa. edebiyatımızın bugünkü mahsullerine vc meselelerine karsa gerektiği ölçüde bir alâkanın mevcud olmadı-ğı ileri sürülebilir. Fakat bu alâkayı arttırmak için hiç bir şey yapmadığı -duzi da itiraf etmeliyiz. ö -reimcn mekteblerinin programlarında gelişi güzel edebiyata değil, edebiyat terbiyesine daha geniş ölçüde bir yeı verilmesi ihtiyaçların başında gc -liyor. Fakat yalnız programlarda yazılı maddeler halinde bırakmıyarak, edebi alâkayı ve zihniyeti bir itiyad haline getirmek içîn, mutad usullerin haricinde propaganda vasıtalarına başvurmak lüzumu aşkâıdu. Öğretmen mcktebleri edebiyat öğretmenleri arasmda müstakil bir kongrenin toplanması, ve burada derdin umumi heyetine şamil pra -tik tedbirler üzerinde görüşülmesi ve kararlar alınması, yalnız etrafmda d -yandıracağı alâka itibarîyle de olsa. Çok ehemiyet verilmeye değer bir iştir. İlk mekteb öğretmenlerine vereceğimiz edebiyat bilgilerinde met od lan tamamiyle değiştirmek zorundayız. Her şeyden önce, onların ilk mektep çocuklarına vermekle mükellef oldukları terbiye ve malûmat gösönünde tutularak bizza: kendi tahsilleri de bu çerçeve içinde bulundurulmalıdır. Bu İtibarla dîvan ede-biyatryle ük rncktcb öğretmeninin zihnîni yormak vc mahdud zamanlarını işgal etmek beyhude bir gayret addedilebilir. Vc bu hususta kendisine konferans mahiyetinde sathi bir bilgi verilmekle iktifa olunabilir. Buna karşılık garb an-layısiyle sanat ve ümanirm hakkında öğretmen muhtasar da olsa bir fikir sahibi olmalı vc bilhassa, edebiyatımızın bugünkü mahsullerine karşı kuvvetli ve devam edecek bîr alâkaya sahib edilmelidir. Umumiyetle ilk mekteb öğretmenlerine hitan eden terbiye mecmualarının edebiyat mevzuunu tamamiyle ihmal etmelerine büyük bir noksan olarak işaret edelim. Bugünkü dajtmıkhğın -dan kurtarılacak ve kuvveth bir teessüs elinde - devlet olabilir - temerküz et tirhtcek büyük brr terbiye mecmuasına olan ihtiyaç ortadadır. Böyle bir organ, bahsettiğim dava" uğrunda seferber edilebilirdi. Keza doğrudan doğruya edebiyat rnccmualariyle de öğret -menlerin alâkadar edilmesi her ilk mektebe, öğretmenler imecesi nsnliyle edebî mecmuaların abone kaydedilmesi de bu hususta hatıra gelebilecek tedbirlerdendir. Doğrudan doğruya ilk mekteb talebesine hitab eden neşriyatın, bu talebede edebî zevk ve alâkanın inkişafında en az muallimleri kadar müessir olduğu söylenebilir. Şo halde çocuk raec -mualariyte çocuk kitablanmn da. bahsimizin şümulü dairesine giren pra- Üzümcülüğün inkişafı için bir toplantı Oıun* atandardizasyonu vc üzüns istihsal ve ihracat işlerine m üt çalık isleri konuşmak üzere martın 10 - 14 dü arasında Ankacada bir toplantı yapılacaktır. Iktisad vekâleti, istandardı/aayon şubesi baş kontrolörü B. Hakkı Ncz'hi-yi bu huhusta tetkiklerde bulunmak u-zere İzmirc «öndermîştir. Mersine giden İç ticaret umum müdürü B. Müm'az da gene üzüm işleri üzerinde etüd yap -mak İçİn oradan tzmire geçecektir. Mahallî idareler bankasına sermaye Dahiliye Vekâleti. Belediyeler bankası kanunundaki sarahat dolayısiyle bu sene köy büdcelcrine. ileride teşkil olunacak mahallî idareler bankasının sermayesine iştirak hissesi olarak İmece tahakkukları hariç olmak üzere yüzde beş nisbetİnde bir tahsisat konulmasını kararlaştırmıştır. Memlekette umumi mağazalar îç ticaret umum müdürü Mümtaz Menine gitti 1535 yılında toplanan ikaıct odadan kongıe*., odaların müşterek bir baııka tcfklıi için veımcUte Lu-undıılclan paralatın umumî mağazalar tesisine sarfcdil-mesi hakkında bir. ıcncıım izhar etmişlerdi. tktisad vekâleti bu temenninin yerine get.rilnsesî için cpİydenbcri tetkiklerde bulunmakta idi. öğrendiğimize göre, bu tetkikler sona eımiştir. Şimdilik memleketin üç yerinde umumi mağazalar kurulması düşünülmektedir. Bo mağazaların ilkinin Mersinde açılmam tasavvur edÜmefctedrr. Iç ticaret umum müdürü B. Mümtaz bu işi yerinde tetkik etmek üzere Mersine hareket etmiştir. paganda vasıtalarının en ehemi yrtl ile ¦iaden olduğu kendifigmden ortaya çakar. Çocuk m*t msuhtrmı yüksek bir sanat »e zevk kontroluna tâbi tutmak, çocuğun edebî zevkinin inkişaf ma hizmet edici bir yol talrib etmeleri şart konulmak faydasız olmasa gerektir. Çocuk ki tanlarına gelince, bu hususta garb nxlckrHerinde yaygın bir usule baş vurularak, gerek dünya edebi yatırım, gerekse türk edebiyatının büyük ve nansaid eserlerinden çocuklara mah'i» sade dilli hülâsalar vücude getirilmesi ve bunların son derece araz fiatlarla teksir edilmesi, her Ük okulda böyle kitab ve mecmualardan behemehal bir kütüphane bulundurulması temelin sağlam obuası m Semin edecek tedbir -»er arasında sayıLabı lir. Şehir ve kasabalarımızda ilk okul öğretmenleri için imkân nisbetinde edebî konferanslar frıtîb edilmesi de hatıra gelen faydalı teşebbüslerdendir. Orta mekteb ve lise bakımından e -debİyat meselesini de ayrı bîr yazıda tetkik edeceğiz. YAŞAR NABf Türk - Sovyet ticaret sevrisefain vc anlaşması Türk-sovyet ticaret ve seyrisefaîn anlaşması bitmesi tarihinden itibaren brr ay müddetle uzatılmış ve keyfiyet gümrüklere tebliğ edilmiştir. Yeni bir anlaşma yapılması etrafındaki müzakerelere devam olunmaktadır. Büyükdere kibrit fabrikasında yangın İstanbul, (Te'efonla) — Bugün Büyükdere kibrit fabrikasında bfr yangın Çiktr. İştial eden maddeler dcpossyle diğer an bari ar kısmen yanmış oktugu halde söndürüldü. İSTAN BULDA YOL VFRGISİ Mİ Kİ. 1.1.1.1 II.ı;ı istanbul, (Telefonla) — Istanbulda yolparası mükellefleri tesbit e di'di; istanbul'la yol parasını nakden veren 117 bin; bedenen Ödiycn sekiz bin lef kişi vardır. ikel- Soğ ve sok Dala. zetesinin şu zarif »a Unların* ot uy a Telefona aid bir tarik 'Bir halib, amerikalılara şu tavsiye- tskoçya hikâyesi — Ne sağa gidiniz, ne sola; en ha* yıriısı yoran orta undan gitmektir. Bu sözleri söyliyen saym halâs galiba, son w neler de Amcrîkada neşredilen otomobil kazaları iıl ıİMİijnsi fürracaııîş-br.' Taze ekmek yasağı İkinci kanaman birinci gönünden itibaren Berüa fsrınİMiniıa taze ekmek sat-nsass yasalı edalsniştir. Her frrm ve her ekmekçi dükkan*, sadece, bayat ekmek fedaaceegını Fena tedbir değil.- Ekmeğiz, bayatı, ¦ ! Harlamamak için.... çifte hırıltı ve U. btr heium arkadaş şu tavsiyede bmhm- du: "Horul damama m n tek çaresi dili damağa yapıştırmaktır. Bu güç işi ta hafckuk ettirmeğe iradeniz kâfi gehucz-se ince bir tire İle dilinizi damağınıza tesbit edebiliri İ nn*w Bir zat hemen tim keşfetti: M— Bu takdirde uyuyamıyacağımz için de no. rul d '"in'iınıı.'' Gülüşüldü. Fakat bu kurnaz zat sim keşfetmiş mi İdi? Iskocyatıtar hasis ük feriyle meşhurdurlar. Şimdi hikâyeyi dinleyiniz: **Bh- kaç turist, İskoç yaran btr şehrinde, kep hayaletlerle dolu farzedilen şatolardan birini seyrettikten sonra kılavuza görülecek başka bur şey olup olmadığını sordular. Kılavuz onlara büyük bir mağarayı gösterdi. Turistlerden biri bu mağaranın nasıl meydana gelmiş olduğuna sordu. Kılavuz da su cevabı verdi: "— Burada bir paaayır vardı. Yolcalardaa biri, genişçe bir toprak yarığma bir lira düşürdü. (Jst tara/mı anlatmağa hacet var mı? Hir gazetecinin istihateteri Gecesi gün ölen taıuamış fransız asu- harriri Hcnri Duvernoİ» altmış iki yaşua-da idi vc on yedi yaşmdanheri, yani kırk beş ¦enedir gazetecilik etmekte idi. Muhbirlikten başlayan Duvernoia, gazetecilikte hemen her İşi yapmış, yankı rmı-h..»ı ıtlı j. neşriyat müdürlüğü, basya-zarük etmiştir. Biz, bu değerli neşriyat adamanı sade romancı, nuvelci, tiyatro muharriri olarak tanırdık, istemiş olsaydı veya ömrü vefa etseydi Duvcmo;s fransız akademiline kolayca girebilirdi. Muupatıant ile beraber Fransanın en büyük nü vel çilerin den sayılacak ve bize gazetecinin neler olabileceği misalini veren meslekdaşımTzin hatırasını saygı de anıyoruz. telci on hatlarından ellinci yıldönümü Farisi Brüksel* bağlayan hat 1887 bugünlerinde ,1 |t Ba hâdiseyi gazetesinde kaydeden muharrir Brüksel - Paris telefon giiınıasf lerini a k i 1 a 1 m a z krlinsesi ile vs saflıyuıdu. Hattan ski a ısı ıh. yani Pa-ns vc Brnksel bor sala ı ıııdn bıı îbıı ı de konuşanlar da bu fikirde idiler vc âdeta kulaklarına inanmıyorlardı. O zasıssiMSSM bu zamana kadar tahakkuk eden fermi terakkileri aa4 hâs, ak 1-almaz sayabilirdik. Fakat... Ya elb sene sonrakiler ne diyecekler? Tasarruf! İngiliz filîm endüstrisinde çalışan yıldızların, sahne vazılaıasın. dekorcularının vc saire ve lairesinân aidatları maaşların ve yaptıkları masrafların astranems rakamlariyle ölçülebilecek kadar büyük olduğundan, şikayet edilip duruyordu. Ba endnstriaân şefi sayılan Bay Korda, bu gürültülü neşriyata nihayet vermiş olmak için - razet elerden ©greni yorus -makinecilerin maaşlarını % S - İS nisbetinde fcermiştir. Turp gibi **Turp gibi" tabirim biz her nedense sağlandığa izafe etmişizdir. La Victoire gazetesinde Gustave Herve bunu tesbit olarak şö!c ' !7ar. "O, tıpkı turpa benzer, saüıı kızıl, beyazdır." tzmitte bir stadyum yapılacak İzmit, — V da yetin üa parti ilyönku-ml ay esinden Dr. Afi Hiza. Ak/eşil o idman yurdu ile haTtevine mensub sporcu gençleriyle halkevinde bir musahabe yapmıştır. Musahabede gtnçuğin ihti-y açları üzerinde duş un ölmüş ve alâkadarların bu husustaki fikirleri ayrı ayrı derlenm'ştir. Neticede i'k iş olarak şeh-mTrrrde sapa İr brr idman sal mu yapriV ması. boraya gençliğin faydalı konferanslar ve hareketlerle toplanman kararlaştırılmıştır Bu toplantıda parti başkanı B. Hâmrd Oskay da gençler*e görüşmüş, vilâyetimizde kısa bu zamanda mükemmel bir stadyum yapılması kararlaştırıldığım söylemiş vc; "— Seksen bin nüfusla büyük merkezlerimize güre pek küçük bir mevkide kalan şehrimizde böyle bir stadyora'nn kuınlmaatna srbeb ahr-krio spor alanlarında kazandığınız mu-vafakîy etler dür" demiş ve stadyom hakkında şu izahatu bulunmuştur: "— Stadyomun hemen inşasına baş-hmabilmesi içü. çalışmaktayız. Yakırda bu sahamn ytrmde tetkiklerde bulunmak ve stadyomun plânlarım çizmek üzere bir rnütckaasnı gelerek işe başlayacaktır." Bir sığınak yapılıyor İstanbul, (Telefonla) — İçinde mc-S3ur*arm da çalışahilecekkrri bir sığmak yapıhnasma karar- verihrüştü-. Belediye - otobüsçüler anlaşmazlığı İstanbul, (Telefonla) — Belediye, o-toİAöçukrm sonkavernetine rağmen resim hakkmoaki kati karanıu verdi. Muayyen hatlarda iş'eyen otobüslerden be- lemjM mim ılmıl L ran n da dn*. I?*n m çînde belediyeye teahhüd etmiyen otobüsle rin çalışmasma müsaade edihTiryc-çektir. BeTedıyenin brr hesabına göre ts-tanbuJ otobüsleTT bir yılda dört nrityors müşteri taşımakfadrr. İstanbul havagazı ücretleri İstanbul. (Telefonla) — Şehrimizde havagazı ücretleri 6 kuruş 1% paradan 5 kuruş 37 paraya İndî. Çağrılar • Milli Müdafaa Encümeni bugün onbeşte toplanacaktır. • Arzuhal Encümeni bugün on beşte toplanacaktır. • Adliye Encümeni bugün saat 15 de toplanacaktır. HAVA Ln soğuk yer Kars en sıcak Antalya Metco*okjı enstitüsünden ver d en mal fim ı ta göre dun şebrünizdc hava bulutlu geçmiştir. Günün en duşak sühuneti sıfırm altında 4, en yüksek sühuneti dc sılam üstünde 3 derece olarak kay-dedümiştir. Dün Rize vc Sürdde kar yağ mış diğer mıntakalarda hava umumiyetle bulutlu geçmiştir. Rûcde son yağan kaz ile beraber toprak üstündeki karın kalınlığı 63 santimcucyi bulmuştur. Hava evvelki güne göre Trakya, Ege vc orta Anadobıda 1-3 derece arasmda ısınmış, cenub ve şarki Anadolu ile Karadeniz sar hillerinde yer yer değişmek üzere 3-15 derece arasında soğumuştur. Dün yurdda en düşük sühunetler sıürın altında olmak üzere Niğde ve Diyarbekirde II. Ma-'atyada 16, Erzurumda 25. Karsta 28 derecedir. En yüksek sühunetler ise sıfırın üstünde olmak ü/ere Silifke ve Nazillide 14, Akhisarda 15, Antalyada 16 derecedir. ULUS Dançig ve Milletler Cemiyeti Milletler Cemiyeti konseyinin «on devresi, başka devre içtimaları kadar kısır olmadı: Hatay davamızı halletmeğe muvaffak olduğu gibi, konseyin demirbaş bir meselesini, Dançig işini de halletti. Dançig meselesi, Ver-sailles sulhunun harbsonrası devrine bıraktığı karışık bir mirasdır. Dançig harbtan evvel, büyük ve ehemiyetli bir alman limanı idi. Harbtan sonra şehir Almanya'dan ayrıldı. Fakat yüz yirmi sene haritadan silindikten sonra ihya edilen Lehistan'a verilmedi. Burada muhtar bir hükümet kuruldu. Dış palitikasmm idaresi Lehi »t a. na bırakıldı. Milletler Cemiyeti de bir komiser vasıtasiyle Dançig anayasa -sının tatbikine nezaret etmek vazifesini üstüne aldı. Versailles sulhunu takib »den seneler geçtikçe ve Avrupa d a siyasi vaziyet değiştikçe. Milletler Cemiyetinin üzerine aldığı bu vazife ve mesuliyet de bir takım istihaleler geçirdi. İlk zamanlarda Dançig'i Lehistana karşı korumak icab etti. Almanya kuvvetleştikten sonra da roller değişti. Bu defa Almanya'ya karşı Dan-çîg'î müdafaa etmek lâzımgeldi. U • zun seneler Dançig Lehistan ile Al . manya arasındaki münasebetlerin mihverini teşkil etti. Caribtir ki Milletler Cemiyetini peçen senedenberi meşgul eden saf* ha. ne lehliyi almana, ne de almanı lehliye karşı korumak vazifesidir. Bazı Dançigli «İmanları, dançigli baş-ka almanlara karşı müdafaa etmek gibi bir teşebbüsten doğan ihtilâftır. Nazi partisi, seçimi kazandıktan sonra. Hİtler'in Almanya'da yaptığı inkılâbı Dançig'de tatbik etmeğe çalıştı. Yani Nazi'den başka siyasal partileri kaldırmaya ve bütün Dan-çig'ı nazileştirmeğe teşebbüs etti. Milletler Cemiyeti komiseri Lesther, Nazi partisi tarafından takib edilen bu siyasetin F^artrî*; anayaaasiyle temin edilen haklan ihlâl ettiğini ileri sürdü. Bu yüzden Milletler Cemiyeti ile Dançig ayanının arası açıldı. A-yân. Afmanyadan gördüğü teşvik ile MtJJetler Cemiyetini ve komiserini bir tarafa bırnkarek bildiğini yapmaya başladı' Ve Milletler Cemiyetinin Dnnçig üzerindeki otoritesi filen in -kıtaa uğradı. Geçen içtimada görüşülen bu meseleyi tetkik etmek üzere üç azâlık bir komisyon teşkil edilmişti. Eden'in raportörü olduğu bu komisyon kon -seye tekliflerini yapmış ve konsey de bu teklifleri kabul ve tasdik ederek Dançig meselesini şimdilik bir halle bağlamıştır. Verilen karara göre, Dançig'in anayasası olduğu gibi kalıyor. Dançig ayanı anayasanın çerçevesi dışına çıkmamayı teahhüd ediyor. Fakat Milletler Cemiyeti komiseri de Dançig'in dahili işleirne ka -nşmıvacaktır. Yani Dançig ile Milletler Cemiyeti arasındaki münasebetler hükmen değinmemekle beraber. Filen cemiyetin Dançig işleri üezrindeki murakabesi gevşemiştir. Dançig ayanının arkasındaki hakiki kuvvet Almanya olduğu için bu netice Alman -ya'nın zaferi telakki edilebilir. A. Ş. ESMER mm LEKlBOn Suriye ordusunun tensiki isi a Suriye ordusunu tentîka memur e-d i İmiş olan fransız generallerinden O t ringler dün sabah tstanbula gelmiş ve aksam Toros ekspresiyle şehrimizden geçmiştir. General İstasyonda fransız büyük elçisi B. Ponso İle, genel kurmay adına binbaşı B. Burhan tarafından ugurlanmıştır. Kızılay balonuna hazırlık Kızılay Ankara merkezinin önümüzdeki cumartesi akşamı vereceği büyük balonun son hazırlıkları bitmiş gibidir. Biletler Yenişehir, Sebat, İstanbul eczanelerinde ve Tayyare piyangosu gişesinde satılmaktadır. Sancak işinin halli Türk-Fransız dostluğunu sıklaştırdı Fransız Hariciye Nazırı B. Delbosun izalıatı Paris, 3 (AA.) — Mebusan Meclisi Hariciye Encümeninde bugün Öğleden sonra ahdettiği içtimadan sonra aşağıdaki tebliğ neşredilmiştir: "Hariciye nazın, vaziyet hakkında geniş izahat vermiş ve BB. Eden ve Blumun nutukları ile alâkadar olarak B. Hİtlerin nutuklarını tahlil eylemiştir. ispanya meseleleri hakkında B. Delbos Londra komitesinin son mesaisini hulasa etmiş ve silâh ve gönüllü irsali üzerinde müessir bir kontrolün mümkün olduğu takdirde çabuk bir surette faaliyete geçmesi ümidini izhar eylemiştir. Milletler Cemiyeti konseyinin son toplantısı hakkında izahat veren nazır, Danzig meselesinin anâsırını hatırlatmış ve İskenderun Sancağının tâbi olacağı rejin* hakkında Türkiye ile yapılan anlaşmanın esaslarını anlatmıştır. Nazır, bu meselenin halledilmesi keyfiyetinin türk . fransız dostluğunu sıktaştırdığtnt bildirmiş ve Cenevre'nin uzlaştırma usullerinin faydalarını tebarüz ettirmiştir. İspanyada hükümet tayyareleri bir asi kruvazörü bombardıman etti Valenaiya, 3 (A.A.) — Deniz bakanlığı tebliğ ediyor: Hükümete mensub bir tayyare filoau Malağa açıklarında bir âti kruvazörünü bombardıman etmiştir. Nerja plajında karaya oturan Delfin ismindeki yük vapurunu bombardıman etmeğe teşebbüs eden üç isi deniz tayyaresi hükümete mensub avcı tayyareleri tarafından kaçırılmıştır. Aragon eyâletinde âsi kuvvetleri Te-ruel'in istasyonlariyle sair stratejik noktaları bombardıman etmişlerdir. Malagtula mahallesi bumbar' ılıman edildi Malağa. 3 (A.A.) — Üç âsi tayyaresi işçi mahallesini bombardıman etmişlerdir, ölen ve yaralananların mik-dan henüz tesbit edilmemiştir. Hükümete mensub avcı tayyareleri âsi tayyarelerinden birini yere düşürmüşlerdir. Asilerin resmi tebliği Salamanka, 3 (A.A.) — Resmi tebliğ: Şimal orduları: — Kayda değer bir şey yoktur. Ccnub orduları: — Kıtaatımız El-ciento limanını işgal etmiştir. Malağa-da bir düşman avcı tayyaresi düşürülmüştür. B. Thures Valensiyada bir nutuk verdi Valenaiya, 3 (A.A.) — B. Moris Thorez. ispanyol komünistleri tarafından tertib edilmiş olan bir mitingde bcklıyenlerin coşkun tezahürleri arasında şu beyanatta bulunmuştur: "— Size hücum edenler, nasyonalist olduklarını iddia ediyorlar. Onlar, millet hainleridir. İnsanların vatanlarına sevgisi ne demek olduğunu ancak sizler bilirsiniz. M arşe yy ez i terennüm ettiğinizden ve bu kürsünün üzerine üç renkli bayrağı koyduğunuzdan dolayı sîze Fransa namına teşekkür ederim. Size komünistler, anarşistler, sosyalistler, cumhuriyetçiler ve katolik demokratlarla birleşmenizi tavsiye ederim, zira cenneti paylaşmak için biribi-rimizle çekişeceğimize arzımızın saadetine el birliğiyle çalışmamız daha muvafık olur." Lübnan ve Fransa Avam kamarası naiplik kanununu kabul etti Londra, 3 (A.A.) — Naiblik kanunu. Avam kamarasında ikinci okunmasından sonra 1 reye karşı 305 reyle kabul edilmiştir. B. Simon, bu kanun hakkında yapılan konuşmalar esnasında bu kanunun ilerde bir hükümdarın herhangi mahiyette bir ehliyetsizliği yüzünden ortaya çıkacak bütün meselelerin halline medar olacağını söylemiştir. Lübnan parlamentosu yeni kabineye itimadını bildirdi Beyrut, 3 (A.A.) — Havas bildiriyor: Lübnan meclîsi Ahdab hükümetine 12 reye karşı 13 reyle 11 ima d etmiştir. Kabine, fransrz - Lübnan muahedesi hükümlerini, muah"denin tasdikinden sonra tatbik edecektir. Ahdab, beyanatında, 13-11-936 muahedesiyle an. k.uıuııun tekrar kurulmasının Fransa İle Lübnan arasında siyasî ve manevî yeni rabıtalar ihdas ettiğim ve bu bağlarm iki memleketi bağhyan tarihi büyük dostlug-j kuvvetlendireceğini ve ebedileştirecegini bildirmiş ve: ¦— Bütün Lübnan milleti fransız dostluğuna ayrılmaz bir surette sadık bulunmaktadır." Dcmiftir. SON DAKİKA B. Eden Avam Kamarasında muhtelif sualler etrufında izahat verdi Londra, 3 (A.A.) — Milletler Cemiyeti konseyi tarafından kurulan ilk maddeler komitesi ile alâkadar olarak herhangi bir arazi değiştirilmesi icra edilmiye-eegıne dair teminat verip venniyeceği hakkmda bugün Avam kamarasında sorulan suale B. Eden "Muhakkat surette teminat verebilirim,, cevabını vermiştir. Hollanda ve Belcikanın tamamiyeti mülkiyesini garanti eden muahedeye alman hükümetinin muvafakati alınıp alınmıyacağı lıakkındaki suale de B. Eden Şu cevabı vermiştir: "— Almanya ile garb komşuları arasındaki mukaveleye müstenid münasebetler, garbi Avrupada yeni emniyet sisteminin tesisi halekmdaki müzakereler esnasında mevzuubahis olacaktır. Ve bu müzakerelerin hazırlanması halen tetkik edilmektedir.,, Almanyanın müstemleke talebi hakkında hükümetin ne gibi tedbirler almak niyetinde olduğu hakkındaki suale de B. Eden şu cevabı vermiştir: "— Bu hususu, 18 ilkkinunda yaptığım beyanata bugün ayrıca bir şey ilave etmiyeccğim.„ Âsi gemiler Malagaya taarruza hazırla nıyorlar Cebelüttarik, 3 (A.A.) — Havas ajans muhabirinden - Graf Von Spce ve Koln ismindeki iki alman harb gemisi, dün Algeairas Önünde demirlemişlerdir. Asilerin ellerinde bulunan "Canarias", "Baleares", "Almirante Cervera". "Canavas del CastÜlo", "Dats" ve "ne İt" muhribi bu sabah gelmişlerdir. Bu gemilerin Algesiras'da toplanmaları, hafta sonunda Malaga'ya karşı yeni bir taarruz hazırlanmakta olduğuna delil sayılmaktadır. Hükümetçi tayyareler bir ingiliz zırhlısına bomba attılar Londra, 3 (A.A.) — Royter'in öğrendiğine göre ispanya hükümetine aid üç tayyareden atılan Üç küçük bomba, royaldak İsmindeki ingiliz zırhlısının yanına düşmüştür. Tayyarecilerin ingiliz zırhlısını asilerin elinde bulunan Canarias Kruvazörüne benzetmiş oldukları sanılmaktadır. Valensiya'dakİ ingiliz işgüderi hükUmctİn bu hâdiseye dikkatini celbederek bu gibi hâdiselerin tekerrürüne engel olmak İçin ne gibi tedbirler alındığını sormak emrini almıştır. asın umun DİŞ POLİTİKAMIZ. A »»omdaki başyazısında Fazıl Ahmet Ay kaç, Atatürk'ün yüksek idaresi altında Türkiye dış siyaseti -nio bütün milletlerce Örnek ittihaz s-d i İm ey e değer bir seyir takib etmiş olduğunu anlatıyor ve yazısını bizzat şöyle hulâsa ediyor: "Atatürk yurd-da ve cihanda sulh" prensipinİ («ibik için cehle, karanlığa ve menfi fikirlere harb açmıştı. Omm ilhamı altında çalışan ismet inönü hükümeti de aşağıdaki düsturu tatbik etti diyebiliriz! Daima tırmalayıcı hata-al ar, küsler ve hurafeler yerine her zaman yeni sevgiler ve yakınlıklar doğurucu, merd. cesur ve haksever sulh duy • gut arını koymak! Bu düşünüşün şimdiye kadar ki verimi malûm. Inanahm ki. o verim yara» daha bereketli olacaktır." • ATATÜRK'ÜN ŞAHSİYETİ Cumhuriyet"teki başyazısında Abi-din Daver, memleketimizi, inkılâbı -mızı ve büyük Cm derimizi yanlış tanıyan bazı garb gazetelerinin hakkımızdaki yalan yanlış neşriyatından şikâyet ettikten sonra Le Temps gazetesinin vaktiyle istanbul muhabir -ilğinİ yapmış olan Paul G en ti ı on'un bir fransız mecmuasında Atatürk ve inkılâpları hakkmda yazmış olduğu çok anlayışlı bir makaleyi tercüme e. diyor. Bu muharrir ezcümle diyor ki: "Fakat en şaşılacak şey. T ürk i yenin yeniden hayat bulması tek bir adam m eseri olmasıdır." Carlayle der ki: "Tarih, büyük adamların tercümei hallerinden ibarettir." Bu vecize, hiç bir zaman, cihan harbi sonundan itibaren. Tür -kıy ede olup biten hâdiselerde oldu • ğu kadar, vekayİe mutabakat göstermemiştir. Modern Tür ki yenin tariki, tamamiyle Mustafa Kemal'in tercü -mei halinden ibarettir. Memleketini, temellerine varın -caya kadar yenileştiren bu Allahm gönderdiği adamın şahsiyetini anlamak İçin. onun menşeini bilmek lâ -Timdir." • KÜLTÜR. Cumnuriyet'te Peyami Safa, yeni bir memleket yaratmanın iki sırrı olduğunu söylüyor: "Maddi sahada, imar; manevi sahada, kültür." ve bu İki faaliyetin biribirini tamamladığını kaydederek Gaston Rageot'nun kültür hakkındaki şu güzel tarifini zikrediyor "Kültür ne ilimdir, ne fel -şefedir, ne tanat*ır ne malûma»t ur. ne refahtır, ne cemiyet hayatıdır, ne nezakettir, ne ananedir, ne de hattâ medeniyettir. Bu unsurların hepsini ihtiva eder, fakat etmese bile tek basma mevcud olabilir; nitekim bîr kültür meydana getirmeden de bu unsur lar yan yana gelebilirler. Kültür inkişaf ve intişar edebilmek için. bazı içtimai ve ahlaki şartlara, zamana, sulha, devamlı hayata muhtaçtır. Aynı milletler onu kazanabilirler, kaybe -debilirler, tekrar ele geçirebilirler, bunun gibi bazı milletler de ona hiç kavuşamazlar..sade malûmattan bir şey çıkmaz ve bhr vahşîyi medeni yapmak için eline telefonu vermek kâfi gelmez. Kültür, iktisadi ve siyasi faaliyet kadar, ilân ve sanat istihsalimle beraber bütün içtimai faaliyetleri içine alan ve tek toplu bir şeklin ahengini temin eder." • MANEVİ HUDUDUMUZ. Kurun'dm Asım Us. Cenevre'de yapılmış olan anlaşma ile, Hatay türk. lerini on beş sene müddetle tatbiki altında inletmiş olan idarenin nihayete erdiğini kaydederek, bundan böyle Türkiye'nin manevi hududu Halayın hududlarında bulunduğunu söylüyor. Amerikada Ohîo nehrinin suları yine yükselmiye başladı Nevyork. 3 (A.A.) — Onbcş saat süren bir tevakkuf devresinden aon.a Ohio nehrniin suları Karo mıntakasın-da tekrar yükselmeğe başlamıştır. Bu bölgede halk, nehrin kıyılan boyunca konulan tahta barikadlarla kum torbalarını süra'.lc takviye esnekte ve yükseltmektedir. ULUS ULUS mada Dünyadaki iktisadi Buhranın sonu mu? ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5577 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ MİLANO MÜLAKATI Milano'da meşhur opera binası. Skola dö Milan Fransız gazeteleri işi yanlış tefsir ediyorlar Almanlar Milano konuşmalarına büyük ehemiyet veriyorlar Gündelik MİLANO'DAN SONRA Kemal ÜNAL Başbakanımız, geçen hafta bugün KamuUy'daki büyük nutuklarında. Hariciye Vekilimizin Mi-Janoya uğrayacaklarını da şu cümlelerle ifade etmişlerdi : "Doktor Tevfik Rüştü Ara», ü-mid ederim ki büyük meclîsin yüksek itimadına, yenilenmiş ve artmış bir surette mazhar olduğu halde, yakın bir zamanda İtalya Hariciye Nazıriyle görüşecektir. Akdenizde İngiltere ve İtalya anlaşmasından sonra husule gelen hava Akdenizde bulunan devletlerin emniyeti ve biribirleriyle iyi geçinmeleri lehine mühim bir salâh kaydetmiştir. Doktor Tevfik Rüştü Aras, Akdenizin bu yeni havasında italya ile görüşürken aramızda bulunan boğazlar meselesi üzerine de temas etmek fırsatını bulacaktır. Ümid ediyoruz ki muğlâk olan meselelerin memnuniyeti mucib olacak bir surette hal o-İunması, yalnız aramızdaki dostluk ve emniyet vaziyetini alâkadar eden mesele olarak değil, bütün Avrupada sulh zihniyetini, emniyet havasını kuvvetlendirmek itibariyle sulh davası için faydalı olacaktır.,, İnönünun bu sözleri, Türkiyenin Milano konuşmala—na, gerek aramızdaki dostluğu artırmak ve gerek Avrupadaki sulh zihniyetini ve emniyet havasını kuvvetlendirmek bakımından, çok samimî hislerle iştirak ettiğini göstermekle kalmaz. Bu sözler, konuşmaların müsbet neticelerini Türkiyenin hangi iyi hislerle karşıladığını da tebarüz ettirir. Filhakika "İtalya ile Türkiye araımda münaziünfih hiç bir me-•ele olmadığını ve iki memleket münasebetlerinde ancak mütekabil itimad hisleri mevcud bulunabileceğini sarih bir surette,, tekrar müşahede etmek italyan efkârı umumiyesinde olduğu kadar türk efkârı umumivesinde de sempati yaratmıştır. Gene Milanoda 192S de yapılan itilâfı, Türkiye, (Sonu 5. inci sayfada) Paris, 4 (A.A.) — Havas Ajansı bildiriyor: Milano'da cereyan eden türk - italyan konuşmalarının neticesi ne olacaktır Jurnal ve Jur gazetelerinin Roma muhabirleri, italyanın TÜr-kiyeyi Sovyet Rusyadan ayırmaya ça lışacağı hususunda müttefik bulunmaktadırlar. Jurnal garetesi muhabiri bildiriyor: •Tam bir nikbinlik izhar eden resmi mahfiller, bu konuşmaların tek taraflı anlaşmalar sistemi için yeni bir muzaf- feriyet teşkil ettiği kanaatindedirler. öte taraftan, İtalyanın, Sovyet emperyalizminin maksatlarına hizmet etmemesi şartiyle Montrö mukavelenamesine İştirak edeceği temin olunmaktadır.,, Jur gazetesi muhabiri, İtalyanın, Sovyet aleyhtarı politikaya Türkiyenin iltihakını temin etmek için çok çalışacağını ve Sovyet emperyalizminin mak satlarına yardım etmemesi şartiyle Montrö mukavelenamesine iştirak edeceğini yazmaktadır. Bu gazete İtalyanm Türkiyeyl Kırım. Ukranya, Azerbaycan ve GUrcİs -tanla alâkadar olmaya davet edeceğini ilâve etmektedir. (Sonu S.inci sayfada) Yunanistan Yugoslavya ve ttalya Roma, 4 (A.A.) — İyi haber alan i-talyan mahfilleri kont Cİano ile Yugoslavya ve Yunanistan dış bakanları arasında yakında konuşmalarda bulunulacağı hakkındaki haberleri yalanlamamak-tadır. Yalnız bu konuşmalar için bu âna kadar hiç bîr tarih tesbit edilmiş olmadığı tebarüz ettirilmektedir. Yugoslavya da ludyu ile dostluk muahedesi yupmayı düşünüyor Belgrad. 4 (AA.) — Hava» muhabiri bildiriyor: Öğrenildiğine göre, Balkan antantı konferansının toplantısı arifesinde vukua gelen ve gittikçe daha sıkılaşan i-talyan - yugoslav yaklaşması ile ayni zamana rastlayan Aras - Ciano konulmalarından sonra, bir italyan • Yugoslavya dostluk muahedesinin akdi düşünülmektedir. Kamutay anayasadaki yeni değişikliği bugün görüşecek PROJENİN SÜRATLE MÜZAKERESİ İSTENDİ Teşkilatı etninde encümeni teklif ı değişiklikler yaptı Malatya mebusu İsmet İnönü ve 153 mebusun, ana yasamızın 2, 44, 47, 38, 49, 50, 61, 74, ve 75 inci maddelerinin değiştirilmesine dair kanun teklifi, "Teşkilâtı Esasiye,, encümeni tarafından tetkik edilmiş ve Kamutay ruzna-mesine alınmıştır . Projede tadil teklifinin mucib se-bebleri şöyle anlatılmaktadır : "— Eldeki kanunun esas hükümleri gösteren faslının birinci maddesinde, Türkiye devletinin bir Cumhuriyet olduğu yazılı olup bununla yalnız devletin şekli beyan edilmiş oluyor. Halbuki, devletin şekliyle beraber siyaset ve idare tarzında takip edeceği ana vasıfların da esas hüküm olarak gösterilmiş olması lüzumludur. Bu düşünce ile ikinci maddede de (Sonu S. inci sayfaas} Teşkilâtı esasiye encümeni kâtibi Resai Erişken Teşkilâtı esasiye encümeni reisi Şemsettin Gu nal t ay Teşkilâtı esasiye encümeni mazbata muharriri Kenan örer Projenin Metni Teşkilâtı esasiye encümeninin kanun teklifi üzerinde yaptığı değiştikliklerden sonra proje şu şekli almıştır: Madde 1 — Teşkilâtı esasiye kanununun ikinci maddesi aşağıda yazılı ş+kil '.e değiştirilmiştir; Türkiye devleti; cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, dev. letçi, lâik ve inkılâbçıdır. Resmi dili türkçedir. Maharri Ankara şehridir. Madde 2 — Teşkilâtı esasiye kanununun 44 üncü maddesi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir; Başvekil. Reisicumhur canibinden ve meclis azası me-yanmdan tayin olunur. Sair vekiller Başvekil tarafından meclis azası arasından intihab olunarak heyeti umumiyesi Reisicumhurun tasdikiyle meclise ar solunur. Meclis, müçtemi değilse arz keyfiyeti, meclisin içtimama talik olunur. Hükümet hattı hnreket ve siyasî noktai sonarını azami bir hafta zarfında meclise bildirir ve itimad ta-leb eder. Siyasî müsteşarları başvekil, meclis azası arasın, dan seçerek Reisicumhurun tasdikine arzeder. Madde 3 — Teşkilâtı esasiye kanununun 47 inci maddesi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir: Vekillerin ve siyasi müsteşarların vazife ve mesuliyetleri mahsus kanunla tayin olunur. Madde 4 — Teşkilâtı esasiye kanununun 48 inci maddesi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir: Vekâletlerin ve siyasî müsfeıar/arın adedleri kanunla tayin olunur. Madde S — Teşkilâtı esasiye kanununun 49 uncu maddesi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir: Mezun ve herhangi bir sebeble mazur olan bir vekile icra Vekilleri Heyeti azasından bir diğeri veya siyasi müs. teşarlardan biri muvakkaten niyabet eder. Ancak bir vekil veya bir siyasî müsteşar bir Vekâletten fazlasına niyabet edemez. Siyasî müsteşarın vekile niyabeti halinde kararnamesi meclise arzolunur. Madde 6 — Teşkilâtı esasiye kanununun 50 inci maddesi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir: icra vekillerinden veya siyasi müsteşarlıklardan birinin (Sonu S.inci sayfada) Cumhuriyet merkez bankası umumî heyeti U-g-r—" ^ ' *"**^3ı^B^a^a^a^a^H toplandı 1 Cumhuriyet Merkez Bankası Umum! Heyeti ve meclis idare reisi B. Nusret Cumhuriyet Merkez Bankası Umumi Heyeti dün saat 14.30 da idare meclisi reisi B. Nusret'in başkanbğında toplanmış ve esas nizamnamesinin 19 ve 20 laci maddelerinin değiştirilmesiyle nizamnameye ithali teklif olunan bazı maddeler Üzerinde görüşmüştür. Fevkalâde toplantının ruznamesin-deki bu iki teklif azâlarca çok yerinde (Sonu 3. üncü sayfada) Almanya ve Fransanın Kuvvetleri Fransanın ne kadar ihtiyat askari var? Berlin. 4 (A.A.) — B. Daladiye'rün fransız parlamentosundaki nutku hak» kında mütalaalar yürüten Berliner Bör-ı n Saytung, Fransanın teslihattan mesul olduğunu yazmaktadır. Bu gazete, B. Daladiye'nin franıız teslİhatına aid tablosunun doğru olduğundan şüphe etmektedir. Bu gazete, diyor ki: " B. Daladİye, Fransanın ihtiyat kuvveti olarak 4 milyon 600 bin avru-palı askere ve bir milyon beşyüz bin müstemleke askerine sahib olduğunu unutmakta bulunduğunu yazmaktadır." B. Daladİye, fransıs farbikalarınoi yirmi sene İçinde harb malzemesi İl« dolmuş olduğunu bundan sonra başka devletlerin yapacakları teslihat Us Fr an say a yctişemiyeceklcrini söylemeği unutmuştur. Bir ingiliz gazetesi B. Daladiye-nin nutkunu düzeltiyor. Londra. 4 (A.A.) — Deyli Telegraf (Sonu S. inci sayfada) VYFA 6 Eşekler ve yabancı fotoğrafçılar )azan: Dr Vedad TÜR Hcı nedense, Türkiye'ye gelen avrupalı fotoğrafçılann çoğu, eşeklerimizi çok seviyorlar. Halbuliİ esek, Avrupa'da tanınmaz bir hayvan dcğ.ldir? Fil, züraia ve gergedan gibi vahşi ve "esotirrue" bir hayvan da değildir. O halde acaba neden memleketimizi gelen avrupalı fotoğrafçıların çoğu bu mahlûka karşı bu kadar mcelubiyet duyuyorlar? Bu sualin cevabını ben, kendi hesabıma, bir hayli aradım, re bir türlü bulamadım, öyleya, eşek fottografı almak için Türkiyeye gelmek zahmetine değer mi? Türkiye öyle bir memlekettir ki, her cntellcktüel alâkadar olduğu sahada kendisini tatmin edecek bir çok hususiyetler bulabilir. Tabiat güzelliği mi istiyorsunuz? Türkiye'de tabiat güzelliği, bir ressam paletin-deki renkler kadar çeşitli ve nüanslıdır. Türkiycnİn bir ucunda kar yağarken, bîr u-cunda portakal toplanır. Orada deniz, dağ, orman ve step iklimleri her zaman yariyana yaşar. Arkeolojik alakalarınız mı var? Türkiye, bütün geçmiş medeniyetlerin randevu diyarıdır. Orada bütün bir insanlık tarihinin âbidelerini bulabilirsiniz. Politika adamı mısınız? O halde Türkiye'de, bir milletin nasıl en kısa bir zamanda yoktan var olduğunu, ve Atatürk gibi eşsiz bir insanın rehberliği altında nasıl bin bir türlü ekonomik, kültürel ve natürel düşman kuvvetlere karşı kahramanca bir mücadeleye girişliğini re bu mücadelenin müşahhas realizasyonlarını görerek dünyanın bu karanlık ve karışık anlarında insanın aklı selimine karşı daldığınız pesimist düşüncelerden beyninizi yılcayınız. Fakat, eşek fotoğrafı almak için Türkiye'ye gelmek zahmetini ihtiyar etmeyiniz. Eşek merakisi bir yabancı fotoğrafçı İle şöyle konuştum: — Neden bu eşeklere karşı bu kadar alâka duyuyorsunuz? Bu sualime yabancı fotoğrafçı şu cevabı verdi.* — Eşeklerinizle iftihar edeceğiniz yerde onları hor görüyorsunuz. — Neden iftihar edecek misiz? — Oylc ya, millî mücadeleniz esnasında köylünüzün eşeşkleri olmasa idî...* Muhatabım n sözünü kestim: — Milli mücadelemiz esnasında köylümüzün eşekleri hiç şüphesiz çok işimize yaradı. Fakat biz, motorlu nakliye vasıtalarını eşeklerimize tercih ederdik. Eşek, fak-mnrzın bir senbolüdür. Türk köylüsünün fakirliği ile istihza etmek isÜyeccğinizi aklana getirmem. Fakat size bir teklifte bulunayım: Mı dam ki eşeklere karşı bu kadar büyük ve insani bir meclubiy etiniz var, kliring yolu ile sizin güzel atlarınız ve kamyonlarınızla değiştirelim, ister misiniz? [La Turquie Kemal iste* den] rr ¦ -— Atinadaki Türk sergisi Yunan gazeteleri çok hararetli neşriyat yapıyorlar HAİIIMİİHİI istanbul [Dahiliye Vekâleti Iktısad Fakültesi dün I teşkilâtı Utimı'thı açılan türk sergisi et-rafında yunan gazeteleri hararetli neşriyat yapmaktadırlar Bu gazetelerde çıkan yazılardan bazılarını aşağı alıyoruz : 24 sonkânun tarihli Proia diyor ki: Parnas salonunda açılan türk sergisi, Türkiyelin bu sahadaki terakki -yatını bilmiyenler için hakikî bir sürprizdir. Bu sergi muhtelif devirlerde türk milletinin orta zaman teokrasisinden kurtulmak üzere yaptığı hamleleri de göstermektedir. Türk ressamlarının ekollere ayrılması mevzuubahs olmazsa da, İlerde meydana gelecek olan hakikî bir türk ¦analının genel karakterlerini görmek mümkündür. "Genç türk artistlerinin gösterdikleri cesaret, yeni Türkiyenin kendine güvenme ruhunu canlandır -maktadır. Yabancı tesirler inkâr olunamazsa da, bunda taklitten ziyade sanatın bugünkü genel İdeallerine şuurlu bir tarzda uymak haleti ruhiye6İ var-'dır. Kemal Atatürk'ün avrupalrlaşma ¡azına sanat sahasında da uymak zihniyeti Parnas sergisinde hâkimdir. Kitab kısmında da gayet mühim eseri ;r teşhir edilmektedir. Mekteb kitapları şayanı hayret bir zarafetle ba-»ı'mıştır. Bu meseleye dair ayn bir makale yazacağız. Etniki'den. Milletler menfaat ve tehlike karşısında ittifak edebilirler. Fakat seviş -mek için tanışmak şarttır. Lozandan aonra dış siyasalarını birleştiren bu iki millet, dostluklarını kuvvetlendirerek Balkan mis a kını vücuda getirmişlerdir. Son 13 yılın verdiği tecrübe, bu iki milletin biribirini tahminin fevkinde sevmekte ve takdir etmekte olduğunu isbat etmiştir. Türklere karşı göster -diğüniz riyasız sevgi, Parnas resim sergisi münasebetiyle de anlaşılmıştır. Biz geng türk ressamları arasında Rafaeller aramamakla beraber, komşu memlekette şayanı hayret gayretler gösterilmiş olduğunu inkâr edemeyiz. Türkleri daha ziyade sevmek için, herkes bu sergiyi görmelidir. büyük bir törenle açıldı İstanbul, (Telefonla) — Iktısad Fakültesi bugün (dün) büyük ve canlı bir törenle açıldı, üniversite Rektörü Bay Cemil Bilsel açış nutkunu verdi. Rektör nutkunda Atatürk'ün 923 de İzmir enternasyonal fuvan ve İsmet İnönü'nün 925 de Hukuk Fakültesinde söyledikleri nutuklara işaret ederek cumhuriyetin, memleketin idaresini e-line aldığı ilk günden itibaren yüksek tahsile ve ihtisas tahsiline verdiği ehe-miyeti tebarüz ettirdi. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar ıslah edilen veya yeniden kurulan yüksek tahsil müesseselerinin kısa bîr bilançosunu yaptı. Milletin kendi ekonomisine kendi hâkim olduğu bir devirde iktısad ilminin ideolojisini yapacak ve yayacak olan bu müessesenin hususî ehemİyeti-ni canlandırdı. B. Cemil Bilselden sonra, üniversitemizin en genç dekanı B. Ömer Celâl, söz aldı ve yeni fakültenin memleket hayatında yükümlendiği mesuliyetli ve ağır vazifenin başarılmasının; ileri ve mesud bir yurd yaratmak yolunda bir muvaffak olma şartı olacağını; cumhuriyetin gençlik önünde geniş ve şe -refle muvaffak olma sahaları açtığım söyledi ve çok alkışlandı. İlk dersi Profesör Keşler verdi. Sosyal ve ekonomik hayattan bahs:tti. Güdümlü ekonomiyi anlattr. Ve liberal sistemle bu sistemin mukayesesini yaptı. İstanbul Belediyesi ile Ermeni Patrikhanesi anlaşmazlığının son safhası istanbul, (Telefonla) — Belediye ile ermeni patrikhanesi arasındaki Sürp A-gob mezarlığı anlaşmazlığı garib bir safhaya girmiştir. Belediye ile patrikhane aralarım!.iki davayı sulh yoliylc halletmişler, fakat bu müddet içinde mahkemenin karan da çıkmıştır. Mahkemenin karan, belediye lehinedir. Şimdi makam, hangi cihetin tercih edilmesi lâzım geldiği hakkında şehir meclisinin hakemliğine müracaat edecektir. Gazete ve kitab kâğıtları İstanbul, (Telefonla) — Gübmük i-daresi gazete ve mecmua kâğıdlanrun memlekete gümrüksüz girmesine müsaade edildiği takdirde, bu kâğıdlan diğerlerinden ayırd edebilmek için kimyevi tetkikat yaptırmaktadır. Böylelikle muafiyetin kabulü takdirinde, kâğıd cinslerinin kolaylıkla ayrılması mümkün olacaktır. Köy muallimi kursları için hazırlık Maarif Vekâleti ilk tedrisat umura müdürü B. İsmail Hakkı ve Ziraat Vekâleti köycülük şubesi müdürü B. Fikri, Ziraat ve Maarif vekâletleri tarafından müşterek bir surette tahakkuk ettirilmesine çalışılan koy muallimleri kurslarının yerlerîfci tesbit velâzrm gelen hazırlıkları tetkik etmek üzere Trakya'ya hareket etmişlerdir. Çorapların kalitesi İstanbul, (Telefonla) — Çorap fabrikatörleri bugün ticaret odasında bir toplantı yapmışlardır. Çorapçılar bu toplantılarında yeni yapacakları çorablann kalitesini tayin için koncuna sıcak ve delikli damga vurmaya, sonra satılığa çıkarmaya karar verdüer. Dansözler mektebi İyi koca nasıl olur? Sinema endüstrisinin merkezi olan Los Angeles'de bir dans ve spor üniversitesi vardır kî filimler ve dansîgler için lüzumlu gerileri yetiştirir. Talebenin verdiği ücret günde bir buçuk dolardır. Fakat bu parayı da mektebin bulduğu İşler sayesinde kazanması kabildir. Mektebin premipi "yarı yarıya" dır. Mekteb her üç ayda elli talebeye diploma verir. Diploma alanların elleri üzerinde en az üç metre yürümeleri, ağırlıkları en fazla 62 kilo ve belleri 67 santimetre olmak lâzımdır. Mekteb ten çıkan kızlar ne okır? — Bazıları sinema yıldızı olmuştur. Bazıları Rio'nun yolunu tutmuştur. Fakat her sanat, eski tabirle, bir altm bileziktir. Neden dansözlüğü küçük veya âdi görmeli! Henri Duvernois'ya dair. Bu meslekdaşmuz - çünkü Duvernois kırk beş senelik gazeteci idi - nüktde-riyle daima anılacaktır, -debiyat alemince yası tutulmakta olan muharririn bir kaç sözünü nakledelim: — Münevver dediğimiz adamlar, ekseriya, zihinleri başkalarının fikirleriyle dolu olanlardır. — Kulundaki kadınlar neden otuz- dan yukarı çıkamazlar? Çünkü otuz yaşındaki kadınlar ancak yirmiden fazla görünürler. — Aile tesamühü nedir, bilir misiniz? Buna kocalarına ehemİyet vermi-yen kadınların vasfıdır, diyebiliriz. — Rahat etmek için başkalarının yanında sıkılmamış görün, evinde ise daima eğlenen bir adamın tavrım takın. İngiliz kıralUtrınm salâhiyetleri Sekizinci Edvardın İngiliz kıratlığından çekilerek yerine altıncı Jorjun gelmesi ingiliz anayasası sırlarının birer birer meydana çıkarılmasına sebeb olmuştur: "Krral bütün orduyu terhis edebilir; bütün filoyu satabilir; kendi malı o-lan Koruceay dukalığını - sulhun icabı dolayısiyle - düşmana devredebilir. Kirşim arabasına numara konmaz. Şoförü istediği süratle gidebilir. Kiralın telgraf lan daima ilk olarak çekilir. Mekruhları puldan muaftır. Kral vergi vermez. Kıra), nazırlarından birini Öldürse hakkında hiç bir mahkeme hüküm veremez. Fakat.,.. Nazırlar heyetinin karar altına «rozasım koymağa mecbur olduğundan heyet meselâ kiralın idamını karar altına alsa, bu karara aid vesikayı da imzalaması icab eder! Bir amerikan dergisi "mükemmel koca" müsabakası açmıştı. Şimdi, müsabakayı kazanan zatın vasıflarını ilân ediyoruz: 1 — Sabahleyin keyfbdir. 2 — Yemek zamanlarında sofra başında bulunmaktadır. 3 — Ev idaresini karısına bırakmışbr ve bu yüzden ona hiç ihtarda bulunmaz. 4 — Cömerddir vc huysuzluk etmez. 5 — Evini kulübünden çok sever. 6 — Cemiyette daima neşelidir. 7 — Kadın güze ' ği hakkındaki hükümleri daima doğrudur, ilâh ilâh.... Bu satırları, kadınlı - erkekli bir toplantıda okuduk ve sebeb olduğu münakaşalar dolayısiyle pişman olduk. Sakın ayni hatâya düşmeyiniz. Mudanya hattındaki kaza, Mudanya - Bursa hattında bir yolcu katarı lokomotifinin yoldan çıkarak ardı sıra sürüklediği bir kaç vagonun hurde-ha; olduğunu gazeteler yazıyor. Bu gibi kazalar her demiryolunda vuku bu La bilir. Yalnız münasebet düşmüşken hatırlatalım: Bu hat yabana kumpanyanın elinde iken - hikâye ederler ki - yolcular, seyahat esnasında, vagondan İner ve katarm yanı su*a yürüyebilir'.ermiş. genişliyor Dahiliye Vekâletinin merkez ve taşra teşkilâtında yapılacak değişiklikler etrafında çalışmalarına devam etmektedir. Vekâlet bu günkü ihtiyaca yetmi-yen merkez teşkilâtım genişletmekte ve bilhassa mahcili idareler umum müdürlüğü kadrosunu yeni bir şekle sokmaktadır. Kamu Uy da bulunan Dahiliye Vekâleti taşra teşkilâtı kanun projesi üzerinde ise ehemmiyetli değişiklikler yapd-maktadır. Projeye yeni konulan hükümlere göre bir kaç vilâyet bir mıntaka sayılarak merkezi bir vaziyette bulunan vÜâyet merkezlerinde yirmiye yakın mensup ve mıntakavi vilâyet idare heyetleri teşkil olunacaktır. Bu heyetler halen mevcut olan kanuni salahiyetlere istinaden Devlet Şûrasına aid ikinci derecedeki bazı muameleleri de göreceklerdir. Bu surete hem Devlet Şûrasının işi azalmış ve hem de muameleler daha kısa bir zamanda neticelendirilmiş o-la çaktır Ekseri vilâyetlerde merkez kazası kaymakamlığı vazifesini de görmek üzere vali muavinlikleri ihdas c-I una çaktır. Umumî müfettişler konferansında da görüşülerek hükümete teklif edilen hukuk işleri müdürlükleri bir çok vilâyetlere teşmil olunacak ve hudud boylarında bulunan vilâyetlerimizde ecnebi İşler müdürlükleri ihdas olunacaktır. Bu müdürlüklere ecnebi lisan bücn zatlar getirilecektir. Kazalarda bulunan tahrirat V ' ti bükleri kazanın nüfus kesafetine göre fazlalsştrnlacak ve bu memurların terfilerine imkân vermek için bir terfi mahrutu yapılacaktır. Keza kazalardaki nüfus memurlukları da fazla-laştınlacak ve nüfus memurları da kazanın nüfus kesafetine göre tayin olunacaktır Ayni proje yine bütün kaza mcıkczJc-rinde köycülük büroları kurulması için 1ü zumu olan kadro da konulmaktadır. Bu proje kanunlaştığı takdirde dahiliye vekâleti memurlarının daha ziyade terfileri imkân içine girmiş bulunacaktır. Konservatuvar mezunları İstanbul, (Telefonla) — İstanbul kon&ervatuvarından bu sene mezun olanlara diploma dağıtıldı. Mezunlardan beş tanesi kızdır KAMUTAY ÇAĞRILARI Milli müdafaa encümeni saat 14 de toplanacaktır. HAVA Dün Ank arada bir bahar havası vardı Meteoroloji enstitüsünden aldığımız malûmata göre dün şehrimizde hava u-mumiyetle açık geçmiş ve hava sühuneti sıfırın üstünde 8 dereye kadar yükselerek Ankaraya bir ilkbahar havası yaşatmıştır. Dün yurdda Edirne, Yalova, Manisa, Akhisar ve Alacatıya yağmur, Eskişchire kar yağmıştır. Yağışlar hafif olmuş vc metre murabbaına ancak bir kilogram su bırakabilmiş tir. Yurdun diğer mmtakalarruda hava yer yer açık geçmiştir. Hava evvelki güne göre yurdun bütün mıntakalarında 1-6 derece rasmda ısınmıştır. Dün en düşük sühunetler sıfrrm altnda olmak üzere Diyar-bekirde 14, Malatyada 15. Karsta 22, Eruzurumda 26 derecedir. En yüksek sühunetler ise sıfırın üstünde olmak ü-zere tzimrde II, Nazilli, Adana ve Dörtyol da 13, Antalyada 14 derecedir. Kızılay Balosu Yarın Akşam Ankarapalas Salonlarında veriliyor 1°. ULUS ISPAM \M\ MURAKABESİ İspanyadaki askeri harekât son günler içinde hayli tavsadı. Bu, kısmen havaların bozuk olmasından, kısmen de M-mardanın ve Italyanın yardımiylc Fran-ko tarafından Madrid ve Malağa üzerine yapılan büyük taarruzun neticesiz kalması üıerinc hazırlanmak ihtiyacından ileri geliyor. Şu muhakkaktır ki eğer Italyanın ve bilhassa Almanyanın müessir yardımları olmasaydı, Franko çoktan tedib edilecekti. Franko, ispanya hükümetine karsı giriştiği mücadelede kendisine yapılacak küçük bir yardım ile galebe çalacağına Önce Italyayı, sonra da Almanyayı ikna etti. İtalya ve Almanya, Franko'ya istediğinden fazla yardımda bulundular. Franko'nun muvaffakiyetsizliği Almanya ve italya için bir hayal sukutu olmuştur. Diğer taraftan siyasi vaziyet değişmiştir: İngiltere italya ile Centilmen itilâfını imzaladı. Almanya da Fas'a diş ge-çiremiyeceğini anladı. Hitler, otuz sene evel ikinci Wil-helm gibi görmüştür ki Fas hakkında Almanyanın besliyeceği ümid, ingiltere ile Fransa arasındaki tesanüdü arttırmaya yardımdan başka bir netice vermez, lu vaziyette İspanyaya gönüllü asker gön-lermemek ve İspanya sahillerini ve hudud-larmı murakabe etmek için ingiltere tarafından ileri sürülen teklifi Almanya da italya da kabul ettiler. Prensip itibariyle bütün devletlerin kabul ettikleri ingiliz teklifi şimdi Londradaki karışmazlık komisyonunun elindedir. Komisyon bugünlerde toplanıp İspanyaya gönüllü asker gönderilmesinin memnu olduğu tarihi tesbİt edecek ve ispanyanın murakabesi için de icab eden tedbirleri alacaktır. Şunu söyliyelim ki bu, tatbiki kolay bîr iş olrmyacaktır. Prensip itibariyle murakabeye razı olmak başka, bunun tatbik tarzını kararlaştırmak başkadır, ispanya karadan Fransanm. Porte-ltizin ve İngilterenin hudut komşuludur. Prensip itibariyle murakabeyi kabul e-den Portekiz, ispanya ile müşterek hududunun murakabe edileceğini öğrenince, bunu lâtife telâkki ettiğini bildirdi. Fakat eğer ingiltere. Fransa, İtalya ve Almanya bu ise ciddi olarak sarılmış-Ursa, Portekizi yola getirebilirler. Ve gelmezse, Portekiz sahillerini de murakabe edebilirler. Diğer taraftan Madrid hükümeti de murakabeyi prensip itibariyle kabul etmekle beraber, bunun yalnız Franko hükümetine münhasır kalmasını istiyor. Franko hükümeti de tabiî Madrid hükümetine münhasır kalmasını İstiyecek. Denizden murakabenin de bir çok zorluklan olacağı aşikârdır. Maamafih eğer büyük devletler isterlerse, her şeye rağmen, ispanya mücadelesini İspanya topraklarına hasredecek müessir tedbir almakta güçlük çekmezler. İngiliz notasiyle, bu notaya verilen cevablardaki arzu ve temennilerin ne derece samîmi olduğunu bize Londradaki karışmazlık komisyonunun müzakereleri ve kararları gösterecek. A. Ş. ESMER Amerikade grevcilerle konuşmalar devam ediyor Detroit. 4 (A.A.) — Endüstri teş -kilâtı şefi Levis ile General Motors ikinci başkanı konuşmalarda bulunarak anlaşmazlığın halli için baş vurulması lâzım gelen tedbirleri araştırmışlar -dır. Mişigan umumî valisi bu konuşmada hazır bulunmuştur. CENGEL KİTABI YAZAN: RUDYARD KİPLING Türhçeye çeviren Nureddin Artam Zarif bir kab içinde neşredildi §11 HA1E1U1İMII İspanya hadiseleri Malaga'ya karşı taarruz başladı Alman gemilerinin de âsi filoya refakat ettikleri M bildiriliyor Her yaşta insanı alakalandıran bu güzel hitabı mutlaka okuyunuz AsJlerin yeni bir taarruzuna hedef olan Alcesiras, 4 (A.A.) — Asilerin Canarias kruvazörü, dün Ceuta'ya hareket etmiştir. Buradaki diğer asi gemiler de bu sabah Malagaya gitmişlerdir. CebeJütUnk, 4 (A.A.) — Royter a-jansı muhabirinden: Asilerin Malağa üzerine yaptıkları son taarruz bu sabah Marbclla'dan başlamıştır. Cebclüttarik havalisinde bütün otobüsler, taksiler ve hususi otomobiller, bütün âsi kuvvetlerin Malağa cephesine nakli için bu sabah erkenden müsadere edilmiştir. La Linea'da hiç bîr doktor kalmamış ve oradaki 60 bin sivil nüfus arasında yüzlerce grip vakası kaydedilmiş olduğu söylenilmektedir. Menilla'dan Marbella'ya üç motorlu altı tayyare gitmiştir. Digr llç bombardıman tayyaresi de cepheye gitmek üzere Ceuta'dan uçmuştur. Alman nemileri âtilere yanlım mı edecekler? Londra, 4 (A.A.) — Gazetelerin bir çoğu, italyanlarla a İmanların İspanyadaki yeni faaliyetleri hakkında uzun uzadı-ya uf sili t vermektedirler. Taymis gazetesinin Cebelüttairk muhabiri, şunları bildirmektedir: "General Kuiepo dö Lano'nun Graf fon Spee adındaki alman kruvazöründe bulunmakta olduğunu bana söylediler. Cebelüttarİk'ta bazı kimseler, Graf fon Spee ve Köln adndaki alman harb gemilerinin âsi filonun Malaga'ya karşı yapmış olduğu taarruzda bu filoya refakat etmiş olduğunu beyan etmektedirler." Diğer Cephelerde: Asilere göre: Salamanka, 4 (A.A.) — Umumi karargâhın tebliğine göre, şimal ordusu bölgesinde hafif topçu ateşi faaliyeti, ce-nub ordusunda bazı mevziî çarpışmalar olmuştur. Tayyareler Madrid ve civarında hükÜmetçİ kuvvetlerin toplanma-yerleri bombardıman edilerek bunlara büyük zararlar verilmiştir. Hueska civarındaki Puyakan ve Ka-silla'da dokuz bombardıman ve U cavcı tayyaresi tarafından bombardıman edilmiştir. Çiklana bölgesinde yapılan ileri harekette mühim mıkdarda malzeme elde o-lunmuştur. General Franko barab olan Alkazar'ı tamir ettirmeğe karar verdiğinden, dünden itibaren hükümetçİ esirler binanın etrafındaki enkazı temizlemeğe başlamışlardır. Nükîimetçilere ¦¦../.¦ : Valenaiya, 4 (A.A.) — Cumhuriyetçi tayyareler Kadika yakınındaki Ferunde top fabrikasiyleGrenade. Boadilla tayyare meydanlarını bombardıman etmişlerdir. Malağa cephesinde İki âsi tayyare hükümetin iki avcu tayyaresi tarafından düşürülmüştür. Malağa şehrinin denİ Millî Partilerin birleşmesine doğru Avila, 4 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor : İspanyada muhtelif milli partilerin birleştirilmesi lehinde bir hareket başlamıştır. General Franko'nun Frankist ismini taşıyacak olan bir partinin başına geçmesi beklenmektedir. Fakat general diktatör olmak istemediğinden taraftarlarının müfrit arzularını yerine getirmemesi ihtimali vardır. Bask bölgesinde, Eibarda kıtalarımız âsiler arasındaki ucş fîftligı almışlar, mevzilere yaprlan âsi taarruzlarını pus-kürtmüşlerdir. Elorio, Amurrİo, Orduna bölgelerinde topçu ateşi tadil edilmiştir. Asilerin Marbella ve Tclcorcdeki şiddetli taarruzları püskürtülmüştür. Tıınusta Inivük nüma\işler oldu Tunus, 4 (A.A.) — Tunusun va roşlarından Melassinde bir takım ar bedeler olmuştur. Barı göçebeler, nü mayİşler yaparak İş istemişler, şoför leri döğmüşler. tramvayları taşa tut muşlardır. Bir kişi yaralanmıştır. Polis, asayişi süratle temin etmiş tir. Fransız bankası gizli avans vermiyecek Hükümetin hazneye olan borcu 20,5 milyarı buldu Paris, 4 (A.A.) — Parlamento fi-nans encümeninde beyanatta bulunan B. Orini, eski nazırlar zamanında Fransa bankasından hazineye yapılmakta o-lan gizli avansları ilgiletmiş olduğunu anlatmıştır. Şimdi, Bankanın avansları bilançoda vazıhan görünmekte ve muayyen sınırlar tecavüz olunmamak tadır. B. Onul, bundan sonra hazinenin 1937 senesine aid ihtiyaçlarından bahsetmiştir. Hazinenin büdçe açığını ka -patmak için 4.600 milyona, teslihat ve muhtelif inşaat için 13.685 milyona, te-kaüd sandığına yatırılmak üzere 2.200 milyona ihtiyacı vardır. Şu hale göre devletin hazineye karşı olan borçları -nın yekûnu 20.485 milyonu bulmakta • dır. Bundan dolayı devlet, yirmi milyarlık bir İstikraz akdi mecburiyetinde -dir. B. Oriol, son aylarda tasarruf sandıklarına 263 milyon fazla para yatırmak suretiyle İtimadını izhar etmiş o -lan küçük tasarruf sahihlerine teşek ¦ kür etmiştir. Bakan, demiştir İri: — Fransa servetini ellerinde tu • tanların, Frankfurter Saytung'un göstermiş olduğu İtimadın aynını göster -memiş olması elimdir." Bu gazete, Fransanm mali vaziyeti lehinde bir makale neşretmiş idi. İL asm ///////// Fransa Maliye Bakanı B. Oriol SON DAKİKA Hükümetimizle îngilizçi'li! firmaları arasımla imzalanan mukaveleler Londra, 4 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Türk hükümeti ile ingiliz çelik firmaları arasında neticelenen konuşmalar sonunda sekiz firma için imzalanan takriben üç milyon ingiliz liralık mukaveleler, Türk iyenin ikinci beş yıllık plânına dahil bulunmaktadır. Eğer şimdi yapılmakta olan konuşmalar da neticelenirse, beş milyon ingiliz liralık yeni başka sipariş daha alınacaktır. Amiral Horti Budapeşte elçimize nişan verdi Budapeşte. 4 (A.A.) — Macar ajansı bildiriyor: Macaristan kıral naibi Amiral Horti, Türkiycnin Budapeşte Elçisi B. Behiç Erkine macar liyakat nişanının birinci rütbesini tevcih etmiş ve bu nişanı hususî bir kabul esnasında bizzat elçinin göğsüne ulcmıştır. Bu yüksek tevcih, macar efkârı umumiye sinde büyük bîr memnuniyetle karşılanmıştır. B. Behiç Erkin bu yüksek tevcihten ziyadesiyle mütehassis olarak, bu nişanı Çok bUyük kıymette bir hatıra olarak saklıyacağım bildirmiştir. Medriddeki üniversite luahallesinde cumhuriyetçiler mevzilerini ilerlettiler Madrid, 4 (A.A.) — Üniversite maha'leşinde, cumhuriyetçi kıtaları mükemmel bir manevra ile Dclamo vakfı pavyonu civarındaki siperleri zaptetmişlerdir. Düşmanın mukabil hücumlarına rağmen, siperler cumhuriyetçilerin e'inde kalmıştır. HATAY'DA İKİNCİ DİL KURUN'da Asım Us, Halayda resmi dil meselesini mevzuu bahsederek türk-ceden sonra resmi dilin arabça olması takdirinde ermenice, kürdce ve sair dillerin de ayni mazhariyete erişmemesi içişi sebeb olmadığını kaydederek en iyi hal şeklinin yan resmi dil olarak f ram uçanın kabul edilmesi olacağını ilerîya sürüyor. SOKAĞA ATILAN PARALAR CUMHURİYET'te Abidin Daver, daha başka muharrir arkadaflarmın fikirlerine iştirak ederek, düğünlere ve cenazelere bir sürü çiçek ve çelenk göndermek âdetinin beyhude yere bir çok para'anıı heba olmasına sebebiyet verdiğini kaydederek, bu lüzumsuz masraflara bir nihayet verilmelini ve bu gösteriş itiyadından vaz geçilmesini temenni ediyor. Merkez Bankası Başı 1 İnci sayfada görülmüş ve kabul edilmiştir. Nizamnamenin 19 ve 20 inci maddelerinin yeni şekillerine göre: Her hisse senedi idare meclis reisi ile umura müdürün veya banka namına imza atmağa salâhiyetti iki memurun imzalan, sıra numarasını, hangi seri -den olduğuna dair işareti, İtibari kıy -meti ve sair münasib kayıd ve şartlan ve otuz kuponu muhtevi olacaktır. Hissedarlara asıl sened verİlinciye kadar ve sened bedelinin tamamen tahsilin • den sonra bankaca birer makbuz ilmühaberi verilecektir. Bir hisse senedinin % 70 i tahsil edilmedikçe ferağ olunamıyacaktır. ö-dendikten sonra da ferağ muamelesi ancak bankanın muvafakatiyle olabilecektir. Bundan başka senedi devir keyfiyetinin hissedarlara mahsus olan deftere kayd ve tescU edilmesi de lâzımdır. Yukardaki iki maddenin tadili ka -bul edildikten sonra nizamnameye yeniden konulması teklif edilen maddelerin müzakeresine geçilmiş ve bunlarda ittifakla kabul edtrmiştir. Yeni hükümler şunlardır: Türkiye Cumhuriyet Merkez Ban-• kası, filen altına kabili tahvil ecnebi dövizleri alıp satmağa mezun olduğu gibi beynelmilel tediye vasıtası olan başlıca paraların bu şeraiti yeniden ihraz edeceği tarihe kadar Merkez Ban -kası göreceği lüzum üzerine bu şartlan haiz olmıyan diğer ecnebi dövizleri de alıp satmağa ve bu dövizler mukabili emisyon yapmağa mezun addedilmiştir. Vadeleri 90 günü tecavüz etmiyecek olan bu ikinci nevi dövizlerin alım hadlerinin tesbiti ve bunlar mukabili yapılacak emisyon mikdarmın tayini için idare meclisinde en az beş azanın ittifakı şart sayılmıştır. Bu dövizlerin alım satımından do -layı hasıl olabilecek zararlar sene sonlarında hususi ihtiyat akçesi mevcudun dan mahsub edilecektir. Hususi ihtiyat akçesinin teşkili şu suretle olacaktrı. Ecnebi dövizleri üzerine yaptığı muameleden mutevellid normal kârlar fevkinde hasıl ola bilecek fevkalâde kârlar ile Merkez Bankası "hususi ihtiyat akçesi" teşkil edecek ve bu hususi evsafı haiz devlet tahvilâtı mubayaası suretiyle tenmiye edilebilecektir. Bu mikdar 6 milyona baliğ oluncaya kadar ana paraya ilâve olunacaktır. Bu mikda-rı aştığı takdirde fazlası bankanın ih -tivat akçesine ilâve edilecektir. Ve bu hükümler 1936 dan itibaren merî ola -çaktır. Beynelmilel tediye vasıtası olan başlıca paraların yeniden filen altına kabili tahvil döviz vasfını iktisab ettiği tarihi takib eden ilk sene başından itibaren, bu hususî ihtiyat akçesi İle alınmış tahvilât sermayeden tahsil edilmemiş % 30 bakiyeye mahsuben ve borsa fiatı ile hissedarlara mal edilir. Bakîye kalacak 1.500.000 lira 2794 sayılı kanunla teşkil edilmiş olan amortisman san -dığına devredilir. Ancak sermaye ve ihtiyat akçesinin yüzde 50 sinden fazla bir meblağı tahvilâta yatıramıyacak olan bankanın bu-münasebetle portföyünde bir tecavüz vukuu halinde vaziyet o sene ve müte-ajrib seneler temettü hissesi tevziatında A. B. C. serileri hissedarlarına le -mettü hisseleri nakid yerine borsa fiatı ile bu tahvilattan verilmek suretiyle düzeltilir . TP.**. 1 °"7 x~ U L U S ULUS üncüde Malagada kanlı çarpışmalar oluyor ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5578 ADIMIZ, ANDIMİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Anayasamızda değişiklik projesi dün Kamutayda ittifakla ve alkışlarla kabul edildi Cumhuriyet Halk Partisinin altı vasfı anayasaya girdi B. Ş. Kaya'nın nutku Partinin altı vasfını niçin anayasaya alıyoruz? Büyük inkılâbımız Köylümüz toprak sahibi olacaktır Kamutayın dünkü toplantısın-da anayasadaki tadit projesi görü-ŞÜtürken Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreterimiz, projenin mucib sebeblerini mufassal ve delilli olarak izah etmiştir. Partinin altı vanftnm. anayasada da \ •¦• atma* siyle, gelecek nesiller için en esaslı bir muvaffak olma ve ilerleme şartının temin edilmiş olduğuna müjdelİyen bu salahiyetli konuş-mayı, tarihi bir vesika değeriyle, sütunlarımıza alıyoruz: — Sayın arkadaşlar, başta cumhu-.ıyet Halk Partisinin umumi reis vekili Büyük Başvekil İsmet İnönü olduğu halde partinin mebuslarından 153 arkadasın imzası ile hazırlanan teşkilâtı esasiye kanunu tadilleri huzurunu, za sunulmuş bulunuyor. Bu tadilleri i-tabeden zaruretleri huzurunuzda arzct-neyi büyük şeflerim bana vazife olarak verdiler. Bu ödevimi yapmak için müsaadelinizi rica edeceğim. Cumhuriyet Halk Partisinin prensipleri, programında vazih bir surette tesbit edilmiştir, bu cihanca malûmdur. Tatbikatı için de bugünkü rürk-lere ve Türikiyeye bakmak kâfidir, lc -ra faaliyetinin ateşleri arasında, ve siyasi hayatın seri sellerinin ceryanları •r~«ında, belki hakikat obejektif olarak görünmiyebilir. Fakat Önümüzde ş-ıvnu/ ve yanılmaz. acı da olsa tatlı da alsa. her kese ve her zaman hakikati sovlıycn bir tarih vardır. Onun mukayesesinde her kes serbesttir. Biz tarihi Önümüzde çekinmeden açabilir ve bakabiliriz. Zaten insanlık tarihi türklerle başlamıştır. Türk olmasaydı belki tarih de olmazdı. Ve muhakkak ki medeniyet de başlamazdı. (Bravo sesleri, alkış-Ur). İnsanlık tarihi İnsanlık tarihinin başlangıcından »on gun;ere kadar, beşeriyetin faaliyet dalgaları arasında bu kadar derin ve geniş hamlelerle nvessir olan türklcr; j son asırlarda ve son devirlerde, büyük tehlikeler geçirdi. Türkler coğrafyadan kaldırılmak ve istikbali tarihten silin, mek istendi. Biz tarihe kaza ve kaderin bir neticesi nazarı ile bakmadığımız '.-çin tarihin böyle kaza ve kadeı.ndcn ve zaruri akıbetlerinden gelen hükümlerine dahi boyun eğmeyi bilmiycn bir milletiz (Bravo sesleri alkışlar) (Sonu 6. ıncı sayfada) Dahiliye Vekili ve Psrti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya Arab milletinin Ulu Önderimize saygı ve sevgisi Radyoya Suriye'den iki yüz imzalı bir mektub geldi Suriyedcn radyo işleriyle ugıaşan dai remize iki yüzden fazla imza taşıyan bir mektub gelmiştir. Hususi maksadlarla yapılan bir takım propagandalara ehe. miyet vermiyen arab milletinin büyük Önderimize hayranlığını gösteren, s*y-gı ve sevgisini ifade eden bu mektutun klişesini ve tercümesini koyuyoruz. Suriyelilerin nihayc: türk dostluğunu anlamış olmalarından çok memnunuz Mektub şudur: Radyo neşriyatı umum müdürü Haz-retlerine Memleketimizde aleyhinizde propagandalar yapılmakta olduğunu ve Toros dağlan arkasında bulunan Suriye genç-(Sonu S. ûncÛ sayfada) Mektubun kilisesi KAMUTAYDAKİ MÜZAKERELERİN TAFSİLÂTI Bütün köylünün toprak sahibi olması imkân dahiline girdi Kamutay dun Bay Abdulhalik Ran-da'nın reisliğinde taçlanmıştır. Bir i-dam mazbatasıyle iki münakale ve askerî memurlar hakkındaki kanunun beşinci maddesinin tefsirlerine dair Başvekâletin tezkeresiyle 1465 sayılı kanunun beşinci maddesi vc bu maddeye bir fıkra ilâvesi hakkındaki 2016 sayılı "kanunun üçüncü maddesinin değiştirilmesi vc bir muvakkat madde eklenmesine dair kanun projeleri görüşüldükten sonra Malatya Mebusu İsmet İnönü ve 153 arkadaşının teşkilatı esasiye kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesine dair kanun tekliflerinin mürakeresine başlanmıştır. (Sonu 4. üncü sayfada) Vekiller Heyeti dünkü müzakereleri takib ederken Dışbakanımız Belgradta Stoyadinoviçle görüştü B. T. RÜŞTÜ ARAS DİYOR Kİ: Halkan yarımadasının bütün devletleri İtalya ile aralarındaki münasebetlerin kuvvetlendiğini görmekten hususi bir memnuniyet duyuyorlar Fransa deniz silahlarını arttırıyor Londra, 5 (A.A.) — Deyli Telegraf gazetesine göre. Paris'te yeni bir deniş silâhlan programı hazırlanmaktadır. Bu programa göre, otuz beşer bin tonilatoluk beş zırhh yapılacaktır. Bunla-nn ikisi inşa halindedir. Bundan başka on beşer bin tonluk iki tayyare gemisi, sekiı bin tonluk on kruvazör ve birçok torpido ve denizaltı gemisi de yapılacaktır. Yeni inşaatın mecmu tonilâtosu 273 bin tonilâtodur. B. Tevfik Rüştü Aras Doktor Müâno, 5 (A.A.) — Hariciye vekili Doktor Tevfik Rüştü Aras dün Milano* dan hareket etmiştir. Rüştü Aras, Mi'i. no'ya muvasalatı esnasında yapılan merasimin ayni tekrar edilmek suretiyle u-ğurlanmıştır. İtalya - Yugoslavya yakınlaşması ve Dış Bakanımız Tiryeste, 5 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: B. Aras Tiryestc'den geçerken, ital yan - Yugoslavya yakınlaşmasının barışı ve iş birliğini teşvik eden bir unsur olacağını söylemiş ve i'âve etmiştir: *"— B. Cianoya bilhassa şunu söylemekte zevk duydum ki, Balkan yarımadasının bütün devletleri İtalya ite aralarındaki münase. betlerin kuvvetlendiğini görmekten hususi bir memnuniyet hissetmişlerdir.,, Barışın kurlarılamsı için en esaslı unsur Milano, 5 (A.A ) _ B. Rüştü Aras. Pikkolo gazetesinin baş muharririne, (Sonu S. inci sayfada) Stoyadinoviçle beraber vermekte EDEN PARİSTE TEMASLAR MI YAPACAK? Londra. 5 (A.A.) — İngiltere hükümeti sömürge istekleri hakkında konuşmalara girismeli midir, yoksa Berlin-dı n bu hususta marih talebler gelinceye kadar hiç bir teşebbüste bulunmadan bek'emeli midir? Kabine şimdi bu ıkı şık arasında te-reddud etmektedir. Sanıldığına gore kabinenin son toplantısında B. Nevil Çem-bcrleyn, Sir Con Simon ve Sir Samucl Hor anlaşma ümidlcrini büsbütün kesmeden önce B. Hitler ile uyuşmak için her çareye baş vurmak lâzım geldiği kanaatini izhar eylemiş'erdir. Ancak bundan, bu üç bakanın Almanyanın sömür-(Sonu S. üncü sayfada) İngilizler Almanyaya sömürge mütereddit Ingilir Drş işler Bıkanı B Fden Türk - Elen uğu Atina'daki türk resim sergisi dolayısiyle yunan gazetelerinin yaptığı neşriyat Atînmlakİ lürk resim ve ııoşri}at sergisi dolayiHİyle Elen paze-lelerindfl lürk - elen dostluğuna rlaİr gürel yazılar inli çar elnıek-tedir. Kııgiiıı de bunlardan hir kaçını alıyoruz: ProUt'dtın Dünyamız üzerinde bazı mm takalar vardır kı. bu .... iklim, toprak ve ırk bırb.unc sımsıkı bağlı olarak çalışmakta vc insanların faaliyetlerim kolaylaştı maktadır. Anadolu kablettarıh devirlerden beri sekenesi uzu inde bu tesiri yapmış ve bu suretle insan tefekkürünün fosfor ve kıvılcım saçan bir merkezi o!muştur. Volkanların saçtıkları lâvlar gibi, Anadolu da dünyanın her tarafına ilim a-damlan savurarak milletlere siyasal ve dini prensiplerini ilham etmiştir. Bu medeniyet Öncüleri, bu yurdun mukadderatı Asyat bir statüko elinde kaldıktan sonra, sarsıl/niştir. Bu statüko ile osmanlı hanedanının teşriki mesaisi, bu ülkede sosyal, siyasal ve dini bakandan güzel ¡e doğru olan her şeyi yıkmışsa da o-nun karakterini çürütmemiştir. Güstave Le Bon diyor ki: ¦— Her hangi bir millete her hangi bir din kabul ettirilecek olursa olsun, milli karakterini değiştirmez" Türk ve yunanlıların simsek sürati ile uyanışları, bunu isbat etmektedir. İrklarını kurtarmak için. bir çok nesillerin kurbanlarından binken küllerin i-cinde kalmış olan bir kaç kuvılcım, bunların varlıklarını canlandırmaya kâfi gelmiş ve hısım ırklar da galib ve mağ-lûbların talihleri birdİr„ vecizesi ta -hakkuk etmiştir. Müslümanlık statükosu ile osmanlı b«nedanımn yıkılırından sonra. Anadolu milletleri uyanmış ve medeniyetlerini ihya işi başlamıştır. Aynada kurulan "Küçük Asya yurdu*' Türk - Yunan medeniyetinde yeni bir dönüm yeri açacak ve Türk - Yunan raünasebatmdat yeni ufuklar açılacaktır. Küçük Asya yurdu, iki milletin ilmî sahada teşnki mesai ermesinde kilittaşr vazifesini görecek vc ekeceği prensiplerden en yüksek ahlâk meyveleri üre. yecekür. Küçük Asya yurdu, Türk -Yunan teşriki mesaisinin ve iki milletin birlik idealinin en yüce sembolü olacaktır. Nizamettin Nazifin sözleri bu hakikati izah etmiştir. Bu birlik için uğraşmak İı-yal değildir. İnsaniyetin ahlâki bir buhran geçirdiği en karanlık bir devrede, Ncoplatonik ekolünün yaptığı nazırlık neticesi olarak Mukaddes Kelâm teabbüdü şuurlu biz din haline gelmiş ve bunun karşısına dikilen tehditler Jüpiter âlemi, yaptığı kıtallere rağmen mağlûb olarak klasik felsefenin ortolojisi karşısında teıki mevki etmiştir. Türkler ile yunanlılar arasında uzun yıllarca devam eden jetin mücadeleler, islâmiyet statükosunun eukutu ile sevgi mabcıKnİn kapılarını açmış ve Meşinin unutulan kreşine giden sahranı emniyet altma almıştır. Dr. S. Jasifidis Etefteron Vima'dan Parnas salonunda parlak bir törenle açılan türk sergisi, az bir zaman içinde Türkiyenin yaptığı terakkiyi trterdiği gibi. türk - yunan dostluğu nun iki milletin vicdanında kökleşmiş olduğunu da İabat etmiştir. Bu gün ilmî sahadaki temaslar iki millerin ara -sındaki bağlan daha ziyade sıkılryacak amillerdir. VradinVdenz Türk sergisi. Atina halkında haklı bir alâka uyandırmıştır. Bu sergi Türkiyenin bu sahada da çok ileri gideceğin» göstermektedir. Resim sergisiyle beraber açılan kitap sergsi de Kemal Atatürkün sayesinde türk milletini saran yaratıcılık haleti ruhiyesi için canlı bir şahittir. Bu kılavuz sayesinde türk milleti terakki ve medeniyet yoluna girmiştir. U L K U Halkevleri Dergisi Halkevleri Genel Merkezi tarafından her ay neşredilmekte olan ÜLKÜ dergisinin şubat tarihli 48 inci sayısı her zamanki gibi zengin bir raündere-catla çıkmıştır. Başyazısında Şevket Aziz Kansu "istikbal sevgisi vc bio-sosyal kültürümüz" başlığı altında Nietsschc'nin "istikbal sevgisi,, adını verdiği nesil üretme ve nesli istifa hissinin ehemiyet vc bir milletin hayatında oynadığı büyük rolü anlatıyor ve nüfus artmasının türk yurdu için ne büyük bir ihtiyaç olduğunu tebarüz ettiriyor. A. Caferğlu "cihan edebiyatında türk kuburu" serlevhasını taşıyan etüd-dünde ma carlarda, çeklerde, lehlilerde litvanlarda, rus ve ukranyalılarda. Balkanlarda. Afrikada tinlerde kubuzdan bahseden metinleri kayd ve zikrediyor. Orhan Şaik Gökyay "Tuhfetül - mahdum" isimli tarihî eserden bahsediyor, Sadi Selen "islâm coğrafyacılarına göre Antakya" yt anlatıyor, profesör H. Bruil'in "Prehistorya" mevzuu üzerindeki seri yazıları devam ediyor. Bundan başka değerli bir köy tetkikini, orta zamanın islâm dünyasında maliye ve merkantilizm yazılarını, "türklerde resim ve dişçilik., ''garbın ilk tarihçileri,, yazılarını da zikretmeliyiz. Bibliyografya kısmında Rasonyî' -nin: "lgor destanında türk kabile adlan", A. M. Sthneider'in "Bizans,, isimli kitablan hakkında tenkid ve tahlil -ler vardır. Ul.KÜ'yü bütün okurlarımıza tavsiye ederiz. Havacılık ve Spor Dünya ve memleket havacılığının on beş günlük hâdiselerini sayfalarında toplayan (Havacılık ve Spor)un 1 şu bat tarihli sayısı dikkate değer yazı ve resimlerle çıkmıştır. (General Nİessel) in bu sayıdaki milletlerarası havacılığa dair ehemiyetli tetkikini dikkatle herkes okumalıdır. Bütün okurlarımıza tavsiye ederiz. Ticaret ve sanayi odalarının ihtiyat akçeleri Ticaret ve sanayi odaları nizamnamesinin 125 inci maddesi İcra Vekilleri Heyetince değiştirilmiştir. Maddenin yeni almış olduğu şekli aşağıya yazıyoruz: } "Ticaret ve sanayi odaları her sene varidatlarından yüzde onunu ihtiyat akçesi olarak ayırmak mecburiyetindedirler. İşbu ihtiyat akçeleri Türkiye ticaret ve sanayi odalan bankası na-miyle teşkil edilecek bir anonim şirketin sermayesine tahsis olunacaktır. Odalar ihtiyat akçeleri nisbetinde bankaya hissedar olacaktır. Banka teşekkül e-dinceye kadar toplanmış ve toplanacak ihtiyat akçeleri, menafi hisseleri nisbetinde odalara aid olmak üzere, umumî mağaza veya depo tesis »e inşası ile idaresi maksadiyle kurulacak anonim veya Hmited şirketlerin hisse sencdlc-rine yatırılır. Odaların bu şirketlere iştirak nisbeti ve mikdarını lktısad vekâleti tesbit eder.,. P. T. T. iı'-^resine yeni memur «ılınıyor Yeni teşkilât kanunu ile kadrosn genişletilen P.T.T. idaresine yeni memurlar alınması için dün umum müdürlükte imtihan yapılmıştır. İmtihana 62 genç girmiştir. Dün bütün vilâyetlerde de alınacak memurlar için imtihanlar yapılmıştır. Bir kaçakçının muhakemesi başladı İstanbul. S (Telefonla) — Bugün teahhüdlü mektupla kaçakçılık yapan tzak isminde bitinin muhakemesine başlandı. Dava ile alâkalı posta larının bir kısmı dinlendi. Yeni bir sanatoryom İstanbul, 5 (Telefonla) — Abbas Hibninin Çubukludaki köşkünde bir sanatoryom kurulması muhtemeldir. Gazete kâğıtlarına zam İstanbul, S (Telefonla) — Gazete kâğıdlarınm tonuna bir sterlin zam e- diidL ithalat ve ihracat için mesleki birlikler Büyük Millet Meclirincc kabul edilmiş o an bir ka.tunu mahsusla hükümetçe lüzum görülen mıntakalarda meslekî birlikler teşkili vc ihracâtın mecburi, ithalâtın ihtiyarî olarak sadece bu birlikler yolu ile yaptırılması salahiyetinin ık-tisad vekâletine verildiği malûmdur. Müstahsillerimi/ı tufeyli mutavassıtlardan ve menfî spekülatif hareketlerden kurtarmak ve bu yüzden ihracatçı fiati üc köylü fiati arasındaki köylü aleyhine olan farkı önlemek gayesini istihdaf e* den bu mühim kanun, bir çok vilâyetlerimizde büyük alâka uyandırmıştır. Kanunun tatbiki hareketine de geçilmiş bulunmaktadır. Evlenme işlerine aid evrak parasız verilecek İstanbul şoförler cemiyeti idare heyeti İstanbul, 5 (Telefonla) — istanbul otomobilciler ve şoförler cemiyeti idare heyeti azâlariyle reisleri arasında bir ihtilaf çıkmıştı, lktısad vekâleti vaziyeti tetkik etmiş ve matlup ahengin bozulmuş olmasından dolayı idare heyetini ıskat etmiştir. Karar cemiyete bugün bildirilmiştir. Yeni idare heyeti seçilinceye kadar esnaf cemiyetleri mü-rakipliği muamelâtı idare edecektir. Belediye ile otobüsçüler oyuştu İstanbul, 5 (Telefonla) — Otobüsçüler belediyenin resim teklifini kabul ettiler. İhtilaf kalmadı. KAMUTAY ÇAĞRILARI Büdce Encümeni bugün saat 10 da toplanacaktır. * T. B. M. M. lktısad encümeni 6.II.1937 saat 10 da toplanacaktır. Hatay'a tarih Eski harflerle vc ¦ ¦ aruz vezniyle şiir yazıldığı zaman bir "ebced hesabı'" vardı, ve bununla bazı hâdiselerin tarihi yazılırdı. Şair N. Büngül, bu hesabı yeni alfabemize de tatbik ederek Hatay zaferi için şu tarihi yazmıştır: Okunu tam hedefe attı bu ay Durma Türkün gücıinü âleme yay Bu mücevher eli tarihine say Atatürk'ün el'uıi öptü Hatay İ937. Fenerbahçe - Galatasaray Kibrit yunnıru ve saire-.. Havaların bozuk gitmesinden dolayı haftalar d.in beri geri bırakılan bu maç Lirin bu hafin yapılacağım gazeteler haber veriyorlar. Fakat pazara kadar havalar yine bozacak olursa? — Futbol ajanlığı, artık bir klişe alan tebliğini yme neşredecektir: "Havalar bozuk ve sahalar çamuılu olduğundan..." YVells'in tahminleri ingiliz muharriri VVcIls, istikbale aid tabminleriylc meşhurdur. 2000 ninci ydda neler olacak? gibi sualler cevab-lanru VVcIlı'ın yazılarında bulurlar. Gelecek günlerle çok meşgul olan in. filiz muharriri ölümünden sonra başkaları tarafından neşredileceğini haber verdiği bir yazıda kendi İstikbalini de Şöyle antatryor: VVeıls 1938 de bir faşist ayaklanma-smda ağır surette yaralanmıştır. 1942 de, kısa bir komünist diktatörlüğü ea-nasmda gönderilmiş olduğu temerküz kampında, esasen İyi gitmemekte olan sıhhati büsbütün bozulmuştur. 1955 de Wells'e küçük bir maaş bağlanmıştır. 1963 de, muasırları Urafından tamamen anutulmuş olarak, 97 yafanda, kalb sektesinden öhmitlür. Wells'in, işi mizaha döktüğüne mi, yoksa aklından zoru olduğuna mı hükmedelim? Bundan bir kaç ay Önce, gazetenin biri, bir hırsız tarafından çalınan bir gramofondan bir nükte çıkarıyor: — Gramofon, çalınmak içindir 1 diyordu. Dünkü posta ile gelen İstanbul gaze. teleri, Büyükderedeki kibrit fabrikasında çıkan yangının ta/ula tını veriyorlardı. Acaba ayni gazetenin nükteö muh-.r ru ı. bilmiyoruz, bu haberden şu nükteyi çıkarmış mıdır? — Kibrit, zaten, yanmak için değil midir? Londrotla ilk kar Son posta de g'clen ingiliz gazeteleri, Lond raya bu kıs. ilk defa yağan kar baklanda baş makaleler yazıyorlar. Biz, bu başmakaleleri okuıkto güneşin panl parıl parladığım görüyoruz, istanbul dnn yeni gelenler ise "orada paltoları çıkardılar; herkes pardesü ile geziyor" haberini getirdiler. Yeni devirde mevsimi eri de artık saatler gibi mi besab etmeye başlayacağız? Nüfus kütüklerine geçirilmemi] 800.000 evlenmenin gizli nüfusların yazımı hakkındaki kanun mucibince meydana çıkarılarak tescilleri yoluna gidilmiş olması evlenme vakalarının alâka-darlarm müracaatini beklemeden otomatik bir suretle tescilinin temini çaresinin araştırılmasında Dahiliye vekâletince bir zaruret görülmüştür. Halkın evlenme işleri masraflarram çokluğu yüzünden evlenmelerini nüfusa ihbar etmedikleri anlaşılmıştır. Vatandaşların imam nikâhı veya metres hayatı yaşamak suretiyle birleşmelerini Önlemek maksadiyle Dahiliye Vekâleti evlenme işlerine aid bütün evrakın parasız verilmesi hakkında bîr kanun projesi hazırlamıştır. Proje şudur: 1 — Evlenme işlerine aid olup nevileri bağlı listede gösterilen varakalar Dahiliye Vekâletince hazırlanıp alâkadarlara parasız olarak verilir. Bu evrak damga resminden ve harç pulundan muaftır. 2 — Mezkûr listede yazılı evraktan evlenme ihbariyesi doğrudan doğruya evlenme memurları tarafmdan nüfus idarelerine gönderilecek ve bu ihbarnameler üzerine evlenmenin nüfus kütüklerine tescili yapılacaktır. Ancak' Türkiye haricindeki nikâhlardan konsoloslarımız tarafmdan yapılanlardan gayrisinin ihbar mükellefiyeti kocaya aiddir. 3 — 14S9 sayılı kanunun beşinci maddesinin ve nüfus kanununun bu kanuna mugayir olan hükümleri kaldırılmıştır. Parasız olarak verilecek evrakın listesi şudur: Beyan kâğıdı, ilân kâjfsdı. irin kâğıdı, muvafakat kâğıdı kay id ihraç kâ-ğsdi. ihbarname kâğıdı, bülten, ikamet gâh ilmühaberi, sınat raporu, ilan tezkeresi, evlenme zarfı, evlenme ilmühaberi ve üçüncü sınıl evlenme cüzdanı. Sanatkar Şadı geldi Pazartesiye Halkevinde temsillere başlıyor Halkevi sosyal yardım şubesinin davetini kabul eden sanatkâr Şadi ve arkadaşları dün Ankaraya gelmişlerdir. 8 şubat pazartesi gününden itibaren Halkevimİzin sosyal yardun komitesi menfaatine temsillerine başlıyacak olan sanatkârlar aynı gün akşamı (Hissei şayia) yi, salı akşamı (Sekizinci) yi. vo çarşamba akşamı Kılıbık ve Taş par-çası)nı halkevi temsil şubesinin iştiraki ve yardımı ile sahneye koyacaklardır. Temsilleri takib edecek olan eserler da haz ırla nmaktad ır. Sanatkârlar Ankarada bir hafta muit» taraman temsillerine devam edecekler* dir Hukuk timini yayma j kurumunun tertib ettiği seri konferansların onuncusu istanbul Hukuk Fakültesi Profesörlerinden B. HİRSCH 6.2.937 cumartesi günü faal on beşte Ankara Halkevinde verecektir. MEVZU Ticaret hukukunda mahdut mesuliyet Kızılay Balosu Bu Akşam Ankarapalas Salonlarında veriliyor ıs icmah Yeni japon hükümeti Japonya'da ordu ile siyasî parti • ler arasındaki mücadele, askerlerin lehine olarak neticelendi: Politikacılar tarafından ileri sürülen Ugaki yerine, ordunun namzedi olan Hayası yeni japon hükümetini teşkil etmiştir. Bu, Japonynda 1868 inkılâbındanberi devam eden bir mücadelenin yeni ve bu defa kati Rİbi görünen bir safhasıdır. Japonya'da üç çeyrek asırdan-beri iki müstakil siyasî kuvvet var -dır: Japonya'nın askeri kuvvetini temsil eden ordu ile Japonyanın sanayi, ticaret ve is yani sermaye kuvvetini temsil eden siyaset adamları. Bunlar daima açıktan mücadele haline geçmiş değillerdir. Bazan ve büyük harb-ten evvel ekseriya el ele vererek birlikte yürümüşler. Politikacılar orduya istediği parayı temin etmiş. Onlar da fuiuri.it1.it w !-• iş adamlarına yeni sahalar açmışlardır. Fakat en sıkı ittifak halinde bulundukları zamanda bile, ayrılık ve gayrılık muhafaza e . dilmiştir. Büyük harbtan sonra ora -daki ihtilâf derinleşmeğe başladı. Büyük harb İçinde Ordu japon devlet mekanizmasma hâkimdi. Bundan sonra bir aralık iş ve devlet adamlarının hakimiyeti devri geliyor. Bunlar Va-şington muahedesini imza ederek U-zak Şarkta statükoyu garanti ediyorlar. Sonra deniz silâhlanma mukavelesini İmzalıyorlar. Ancak bu hâkimiyet devri 1931 senesine kadar de -»am ediyor, o sene askerlerin teşeb -büsü ile Mançurya istila ediliyor. Ordu tarafından Mançurya'da yapılan muvaffakiyetli darbeden sonra artık îş adamlarının, sanayi erbabının, eski aristokrat sınıfının, yüksek memurların temsil ettiği siyasî kuvvet yavaş yavaş sönmiye başlıyor. Filhakika ordunun Mançuryayı ele geçir -mesi. sanayi erbabı için yeni bîr teşebbüs sahasının açılması demekti. Şimali Çin hakkındaki tasavvurların tahakkuk etmesi de japon iş adam . larının ayaklarına yeni servet kay -nakları getirecekti. Fakat iş adamları japon ordusunun ağır masraflarına tahammül edemedikleri gibi, ordu arsamda inİLİBaf etmeğe başJıyan siyasi fikirlerden de endîşe etmeğe başladılar. İşte sermayeyi temsil eden iş adamla-riyle ordu arasındaki ihtilâfın can alacak noktası da budur. Ordu ara -sında milli sosyalistliğe benzer bir hareket, sermayeye karşı hürmetsizlik, büyük menfaatlere karşı bir husumet hissi belirmeğe başlamışta*. İş. te parti adamlarını, politikacıları korkutan bu olmuştur. Son buhran bir taraftan demokrasiyi temsil eden unsurlar ile askerî diktatörlük isteyen generaller arasında bir mücadeleden doğmuş değildir. Bir taraftan büyük menfaatlere ve sermayeye dayanan bürokrasi ile bunlara karşı vaziyet alan askerler arasındadır. Binaena -leyb japon buhranının, bu şekilde neticelenmesi, Japonyada şümullü bir ınkılâb hareketinin de başlangıcı telakki edilebilir. Bu inkılâb nereden başlayıp nereye kadar varacak? Burası malûm değil, belki de yalnız bürokrasiye karşı vaziyet almak noktasında anlaşmış olan askerlerde henüz bunu düşünmemişlerdir. Politikacıları mağlûb ettikten sonra şimdilik bun. larla anlaşıp da idarei maslahat et -mek istiyenler mi, milli sosyalisti andıran müfrit unsurlar mı galebe çalacak? Bunu bize zaman gösterecek. Eğer arada, yeni eller Japonyayı harbe, sürüklemez ler se, çünkü iş başına geçenler. Mançuryayı istilâ edenler ve Cinde Uzak şarkta şiddet siyaseti takibine taraftar olanlardır. Japonya -daki kabine değişmesinin dünya ef -kârını en çok alâkadar eden tarafı da budur. A. Ş. ESMER 01$ HABBKL E R \ M! Malagada kanlı çarpışmalar oluyor, hükümetçiler mukavemet ediyor Barselon, 5 (A.A. — Malaga'dan bildirildiğine göre, bu bölgenin bütün cebhelerinde şiddetli muharebeler olmaktadır. Asiler büyük bir tazyik yapmakta iseler de hükümetçiler şiddetli bir mukavemet göstermekte ve mevzilerini muhafaza eylemektedirler. Milliyeti belli olmıyan bir denizaltı gemisi Motril civarında Kosta de Casteli yolunu bombardıman etmiştir. Malağa cebhesİnde beş hükümet tayyaresi üç âsi bombardıman tayyaresine hücum ederek bunlardan ikisini düşürmüş ve birisini de yere inmeye mecbur etmiştir, hükümet tayyarelerinden ikisi hasara uğramış İse de hareket üslerine dönmeye muvaffak olmuştur. Âsiler gerilediler Malağa, 5 (A.A.) — Havas ajansı muhabiri bildiriyor: Hükümet kuvvetleri âsileri Marbella civarına kadar geri püskürtmüşler ve âsileri bu suretle bir kaç kilometre geriletmişlerdir. Esir edilen almanlar idam olunuyor Londra. 5 (A.A.) — Niyuz Kronikl gazetesinin Bilbao muhabirine göre milisler âsilerin saflarında çarpışırken e-sir edilen almanyalt Baron Ludvig Ey-natten'i kurşuna dizmişlerdir. Bundan başka, sonkânunun dördünde esir edilen alman tayyarecilerinden Güstav Şmid, bugünlerde muhakeme edilecektir, Madridde milisler bir mevki zaptftıilvr Neşredilen resmî bir tebliğe göre milisler şiddetli bir muhabereden sonra ve âsilerin müteaddid mukabil hücumlarına rağmen garb parkında La Eacalaerilla mevkiini raptetmiş! erdir. Karışmazlık tâli komitesinin toplantın geri kaldı Londra, S (A.A.) — Bugün toplanması mukarrer olan tâli karışmazlık komitesi geçen perşembe günü alâkalı hükümetlere tevdi edilen sual-namelerin cevablarını beklemek İçin gelecek haftaya bırakılmıştır. Arab milletinin Ulu önderimize saygı ve sevgisi (I! 'ji i inci sayfada) liginin Türkiycye bir düşman gözü ile bakmakta olduğunu radyo neşriyatınızdan öğrendik. Size gelen bu gibi haberler asılsızdır. Arab ulusunun ekseriyeti size dost ve kardeş gözü ile bakmaktadır. Eğer sizin bazı düşmanlarınız varsa bunlar mUstemlekeci devletlerin nüfuz ve tesiri altında olan kimselerdir. Ve e-hemiyetsiz ufak bir kemmiyettir. Biz ilân ederiz ki bİribirimize bağlıyız. Kurt.uıcı Önder Kemal Atatürk'ün adını daima hayranlık ve iftiharla anarız. Tanrı, bütün şark milletlerinin bu yüksek önderine uzun Ömürler versin. Bu eşsiz önder, yalnız türklcrin değil, bütün şarkın kurtarıcısıdır. Biz size daima bağlıyız. Emrinize amadeyiz. Bize inanınız. Arabça neşriyata devam ediniz. İngilterenin Ankara hava ataşesi Londra, S (A.A.) — tngilterenin Ankara Hava Ataşeliğine tayin olunan Elmhirst bugün Türkiyeyc hareket etmiştir. Elmhirst tngilterenin Türkiye nezdinc giden ilk hava ataşesİdir. Ribentrop Kral Jorja nazi llııl.nııiı lı il« ı mi • -ir ıM iklül ı â«*İ .ı-kı r I. r. Madrid sokaklarımla halkın önünden geçiriliyor vermiş İngiliz gazeteleri dedikodulu neşriyat yapıyor. Londra, 5 (A.A.) — Ekseriyetle tefsirlerde bulunmaktan imtina etmelerine rağmen gazeteler dün yeni kiralın elçiler heyetinin kabulü merasiminde B. Fon Ribbcntrop'un nazi utuliyle selâm vermiş olduğunu kaydetmektedirler. Dcylı llcıald gazetesi diyor kı: "B. Fon Ribbentrop, takdim edilmek sırası gelince, kirala doğru derlemiş ve sonra durarak topuklarım bitiştirmiş ve sağ kolunu kaldırarak nazi usuliylc selâm vermiştir. Bundan sonra ileri doğru üç adım daha atmış ve gene topuklarını bitiştirdikten sonra bir kerre daha nazi usuliylc selam vermiştir. Bundan sonra yeniden üç adım atıp üçüncü defa olarak topuklarını bitiştirmiş ve nazi selâmını tekrar etmiştir. Kral alman elçisinin selâmını iade etmek için eğilmiştir." Nİyuz kronikl gazetesi, söyle yazıyor: "Londranm diplomatik mahfillerinde B. Fon Ribbentrop hakkında bazı kıygı Fon Ribbentrop lar rzhar edUmcktcdir. Elçinin vazifesin, de çok kalamıyacağı söylenmekte d ir. Muhafazakârlar partisinin azalan arasında elçinin bir çok nüfuzlu dosttan olduğu İnkâr edilmez ise de kendisi İngilterede propaganda faaliyetinde bulunmakla itham cdilmcklc.hr .. Almanyanın sömürge isteği ve ingiltere (Başı I inci say t ada) ge isteklcnni terviç etmek fikrinde oldukları manasının çıkarümaması lâzımdır. Bununla beraber Almanya hükümeti tarafından ileri sürülen teklülerin her noktadan tetkiki Uzun geldiği, çünkü ingiliz kamoyunun Almanyanın sömürge isteklerine karşı bir dereceye kadar müzahir olduğu kaydedilmektedir. öte taraftan, dış bakanlığı B. Hitler tarafından söylenen nutkun yeni konuşmalara başlamak için faydalı esasları ihtiva etmediği kanaatindedir. Sanıldığına göre sömürge meselesi yakında ingiliz bakanlariylc B. Fon Ribbentrop arasında vukubulacak konuşma esnasında görüşülecektir. Her halde bakanlar arasındaki fikir ayrılığı bir şekil anlaşmazlığından ibarettir ve kabine, sömürgeler meselesi hakkında konuşmalara başlamadan önce Fransa hükümetinin fikrini almak hususunda müttehiddİr. H. Eden Fransuya gidiyor Londra. 5 (A.A) — B. Eden, cumartesi günü. iki haftalık tatü müddetini geçirmek üzere Cenubi Fransa ya hareket edecek ve bu müddet içinde kendiai-ne dış bakanlığında Lor d Haiifaks vekalet edecektir. Fransız gazetelerinin fikirleri Paris, 5 (A.A.) — Sömürgeler meselesi hakknda enternasyonal konuşmaların yapılıp yapılmıyacagı hususu fraruuz gazetelerini çok meşgul etmektedir. Bu münasebetle gazeteler, Eden'ın Kot d'Azür'e yapacağı seyahati telmih ederek Pariste durarak dış bakanlığı ile konuşmalarda bulunacağını kaydetmektedirler. Ekselsior'a göre. Fransanın sömürge menfaatleri İngilterenİnkilcre sıkı sıkı bağlı olduğundan fransız hükümeti Lond' ra hükümetinin hattı hareketinden başka bir şey takibedemez. Lübnan kabindim- itinim! reyi Kudüs - (A.A. — Beyrut'un öğrenildiğine göre, Lübnan parlâmentosu, yeni kanunuesasinin meriyete girmesini müteakıb ilk defa olarak toplanmış ve hükümete, ancak 12 reye karşı 13 reyle bir itimad reyi vermiştir. Havil in nal i TÜRK - İTALYAN DOSTLUĞU CUMHURİYETteki baş yazısında Yunus Nadi, Milano mülakatının ak doru z de sulhu sağlamlaştıracak mahiyetini anlatarak diyor ki; "Ccnevrcnin sancak -Hatay anlaşmasından sonra sulh lehin* ne büyük ve ne kuvvetli bir tezahürdür ki şimdi Milanoda ltalyan-Türk dostluğunun yeniden teyidi hesabına bülün Akdenizde umumî ve şamil bir anlaşmanın en sağlam temelleri atılmaktadır. Bu hadiseler karsısında bedbinlikten sıyrılmağa doğru gitmekte haksız değiliz. Butun dünyada sulh aleyhine alınabilecek çok fena alametlere rağmen 1937 senesi sulhun istikrarına hizmet edecek parlak belgelerle de insanlığa güzel ve parlak ümitli ufuklar açan böyle manzaralar ar-zediyor. Bu ümitli senelerin faktÖrâ olan milletler bu suretle insanlığa ifa ettikleri hizmetlerden dolayı kendilerini bahtiyar saymakta haklıdırlar elbet." EDEBİYATIN KUDRETİ CUMHUR! YET'te Peyami Safa, Puskin'in ve umumiyetle edebiyatın çar-ük hükümeti tarafından nasıl istihkar edilmiş olduğunu halbuki Ölümünden yüz yd sanrı ayni şairin milletler arası hormet ve tazime mazhar bir şahsiyet haline geldiğini anlatarak d/yor kiı "Halkm da, şürin de. şerefin de ne olduğunu çarlık bilseydi, belki 1417 de ha-mımanı sönmezdi. O maarif nazın bugün sağ olsaydı da Puşkm'in dünya ol-çüsündeki şerefini görseydi; anla saydı, ki edebiyat bir kuvvetdir ve diğer kuvvetlerden tek bir farkı vardır : mağlup VERİMLİ ASKERİ MASRAF I Ali oa Aiiınet tııun 1 aıuuuı, önümüzdeki malı sene bu d c esin de milli müdafaa masraflarının arınacağı hakkındaki haoerıcrı mutaıea ederek, umumiyeti* asken masraııara menfi masraf gozuy,* bsıuntH aaet olduğunu fakat 1 urkjy* tç.n vazıyetin bole olmadığını tesost eniyor. Bir milletin sulh ve istikrar içinde yükselmesi için dışarıya karşı emniyetini Um olarak temin etmek elzemdir; Harici tecavüz* ve macera emelleri beslenil yen bar milletin huzur ve refahını korumak için yapılan masraflar iktisadi inkişaf masrafının zaruri bir k.imadır. Bundan başka Turk ordjıu büyük bir milli mektep halinde vazife görmektedir. Her sene binlerce Türk yavrusu burada görgü ve bilgilerini artırdıktan sonra memlekete ışık ve aydınlık götürmektedirler. Muharrir makalesini şöyle bitirmek, tedir: "Hiç tereddüt etmeden şu iddiada bulunmak caizdir. Yaptığı askeri masraftan sulh hayatı için bugün en çok varım alan memleket hiç şüphesiz tu. sayedir." ECNEBİ dil Hadla de \ .ı.ı Nurettin, halkı-nuzoa ecnebi dil ............. «.ı. ,. . ¦ t ve alakanın git gide arttığım memnuniyetle kaydederek, bir mıhctın yükseli. |inde yauanoı kültürün oynayacağı rol* İşaret ediyor, fakat herkesin ecncoı dd öğrenmesine unkan olmadığına gora, ayni zamanda tercümelerinde çoğa. ma m gereküğine işaret ederek diyor kı: ..oy-nelmilel yüksekliklere fırlamış raca Rus edipleri, ecnebi dil bilemiyorlardı. Bütün kııliuMiımı kendi lisanlarındaki tercüme eserlerden almak imkânını bulmuşlardı. Bizde bu olabilir mi?... O-a-maz! Öyle ise bir taraftan gençler •©• nebi dil öğrenirken diğer taraftan da ecnebi eserler lisanımıza çevrilmelid.r. Bir Paris gazetesinin İstanbul da, bazı istanbul gazetelerinden fazla satılması yürekler sızlatıcı bir hnldir. Tükr gençliğini ecnebi dillere hararetle heveslenmesinden, ben, kendi hesabıma, türke* neşriyatın kifayetsiz gelmesi manasını, da çıkarıyorum." Kalkevinde konser Riyaseti Cumhur Orkestrası, her zamanki gibi, bugün, saat 20.30 da, Hal-kevindeı konserini verecektir. Davetiyeler Halkevine müracaatla alınacaktır. ULUS 7 ŞUBAT 1937 PAZAR BUGÜN - 6ıncıda: Spor, Memleket postası ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5579 ADIMIZ, AND1MİZD1R HER YERDE 5 KURUŞ Fransızlar Milano konuşmasını alâka ile karşıladılar Fransız gazetelerinin tefsirleri umumiyetle hayırhâhanedir Gazeteler bu mülakatı, Akde-nizrie ingiliz - italyan anlaşma* Miın bir neticesi saymaktadırlar. A*onr Ciano Akdeniz anlaşmasını İmza ederken Paris, 6 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildi- riyor : Milano konuşması burada alâka ile takib olundu. Umumiyetle yapılan tefsirler hayırhahâne dir Cazeleler türk - italyan mü- Gündelik TÜRK - ELEN MÜNASEBETLERİ N. A. KÜÇÜKA Mîlletleri biribirine yaklaştıran sebeb ve âmiller sadece siyasî münasebetler değildir. Kültürel temasların, zevk ve anlayış yakınlıklarının pek büyük ve ehemiyetli rolü vardır. Hattâ denilebilir ki siyasî bağlılıkların kıymet ve ehemiyetİ bu manevî bağlılıkların derecesiyle çok yalandan ilgilidir. Miletlerin kültürel temasları ve manevî münasebetleri ne kadar kuvvetli olursa onlar arasındaki siyasî anlaşmalar da daha samı- I mî ve daha içten olur. iste bu mak-sadlarla her iki taraf arasmda bir müddetten beri kültürel temaslar başlamıştır. İptida sahne hayatında başlayan bu temaslar bu kerre bir adım daha atarak resim sahasına kadar çıkmıştır. Yunan i s tandaki resim sergimize gerek devlet adamları ve gerek halk tarafından gösterilen alâkanın samimiyet ve kuvvetini dost memleket basmmdaki akislerinden anlıyoruz. Aynı atmosfer içinde yaşayan ve Ege denizinin ılık ve ilhama havasını birlikte koklıvan iki milletin zevk ve düşünüşleri arasmda uzun *v)vhı bir fark olmrvacağı-nı gene Elen basmmdaki görüşlerden sezıvoruz. Güzel sanatların resim ve heykeltraşlık sahasında türk sanatı henüz daha çok gençtir. Fakat seri adımlarla tekâmül etmekte -dir. İşte bu sanat aşk ve heyecanıdır ki bizi bütün güzel sanatların kaynağı ve mabedi olan bir memlekette bir sergi yapmak hevesini vermiştir. Böyle hir serginin dost memlekete g^ndenlm^inin ne kadar isabetli olduğunu gösterilen alâkadan anlryo-ruz. Bu ghi kültürel münasebederin karşılıklı olarak ziyadeleşmesi ilim ve san»» h^eketi bakımından da çok hayırlı bir hareket olacaktır. Eski zamanlarda yunan jenisinin ' te**W*ıilüpde bu karsdıklı münase -belleri cok derin tesirleri görülmüştür. Vaktiyle Elen fikriyatı küçük Asvanm tabiî ve ilâhi cüzellikleri i-çinde yepveni taze bir ifade bulmuş (Sonu 5. inci say taun/ ikim-hatunu tarihçesini yapmakta, yaklaşmayı, Akdeniz-de Centilmen Agremen'le başlı-yan salâhın mantıki bir neticesi saymaktadırlar. LÖ Tan gazetesi diyor ki: "Centilmen Agremen şarkî Akdeniz-(Sonu S.inci sayfada) Dr. T. R. Aras Sofyada Başbakanımız önümüzdeki Baharda Belgrada gidecek Sofya, 6 (A.A.) — Bulgar Ajansı bildiriyor: Ankaraya dönmekte olan Türkiye Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras bugün Sofya'dan geçmiş ve istasyonda Başvekil B. KÖseivanof, kiralın mümessili müşavir B. Gruev, Protokol Şefi B. Belinov ile Türkiye, Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan elçileri ve Türkiye Elçiliği memurları tarafından karşılanmıştır. iki nazır, istasyon salonunda samimî surette konuşmuşlar ve bilâhare bu konuşmalarına, bulgar Başvekilinin eksprese takılan vagon salonunda devam eylemişlerdir. B. KÖseivanof. Türkiye Hariciye Vekilini bu salona davet etmiş ve ilerdeki istasyona kadar geçirmiştir. Dragoman ile Sofya arasında. Dr. Tevfik Rüştü Aras bulgar gazetecilerini kabul ederek, Milano ve Belgrad konuşmalarından çok memnun olduğunu bildirmiştir. Dr. Tevfik Rüştü Aras, bulgar - türk münasebetlerine de temas ederek bu münasebetlerin çok dostane mahiyetini tebarüz ettirmiştir. Dr. Aras, bulgar - yugoslav paktının, Balkanlarda sulhun takviyesine manim suretle yardım edeceğini beyan etmiş ve nihayet Türkiye Başvekili ismet Inününün, Yugoslavya Başvekili Dr. Stoyadinoviç'in ziyaretini iade etmek üzere, önümüzdeki ilkbaharda Belgra-da gideceğini bildirmiştir. Suriye Başvekili t. İnönü ne teşekkür etti İstanbul, 6 (A.A.) — tstanbuldan geçmekte olan Suriye başvekili Cemil Merdan bugün Suriyeye gitmek Üzere hareket etmiştir. Hareketinden evvel başvekil İsmet İnönü'ne aşağıdaki telgrafı çekmiştir. Başvekil îsmet inönü Ankara Samîmi olarak saadet ve refah dilediğimiz yüce memleketinizden geçtiği-mİ*j sırada hal 'tımıedh gösterdiği samimi kabulden dolayı Türkiye Cumhur*. yeti hükümetine istanbul'dan ayrılırken hararetli teşekkürlerimizi arzede. riz t Başvekil CEMİL MERDAN it Financial Times'„in türkiye ilâvesi Son posta ile Büyük Britanya'nın en büyük fi-nansal gazetesi o-lan The Financial Times gazetesinin 1 şubat 937 tarih ve 14.964 numaralı sayısını aldık. Bu nüsha ile birlikte gazetenin parasız olarak verdiği 149 numaralı ilâve, Türkiye cumhuriyetine tahsis edilmiştir. Büyük önderin iki türk bayrağı arasına basılmış ve sanatkâr Tho-rak tarafından yapılmış bir büstünün resmi ile süslenmiş olan bu İ-lâvenin kapağında Türkiyenin başlıca şehirlerini ve de. miryollannı gösteren bir harita da vardır. Gayet güzel basılmış ve çok iyi t e r t i b edilmiş olan bu kırk sekiz büyük sayfalık i. lâvcnİn Türkiyeyi Avrupa ve Ameri-kada tanıtmak yolunda göreceği bü-(Sonu 4. sayfada) »W SUPPlEMENr V Sömürgeler Ribbentrop ingilizlerle konuşmalara başlıyacak B. Eden Fransaya luıreket etti fakat Pariste durmıyacak Londra, 6 (A.A.) — Royter Ajansının Öğrendiğine göre, B. Ribbenucj. es. ki alman sömürgelerinin Almanyaya geri verilmesi meselesi hakkmda pek yakında ingiliz hükümeti ile konuşmalara girişecektir. Ribbentrop Önümüzdeki hafta içinde bu konuşmaları hazırlamak için B. Edene vekâlet eden Lor d HaJi-faks ile görüşecektir. Mamafih bu ko. nuşma için daha hiç bir tarih tesbit o-lunmamıştır. B. Fon Ribbetrop, Almanyanın müstemleke taleblerinde haklı olduğunun tanınmasmı arzu eylemektedir. Bu meselenin ortaya atılması B. Hİtlcrin nutkunun tabiî bir neticesi sayılmaktadır. Vakıa, B. Ribbentrop, sömürge meselelerini konuşmak için her (Sonu 5. inci sayfada) B. Ederfe vekâlet eden Lord Halifaks The Financial Times'in kapağı Müddei umumi ile konuşma Ankarada meşhud cürümler azalıyor Küçük çocukları ahlâksızlığa teşvik hâdisesinin iç yüzü Ankara cumhuriyet müddeiumumisi B. Baha Arıkan, kendisini ziyaret eden bir arkadaşımıza meşhud cürüm kanununun tatbikleri ve son zamanlarda vukuu etrafında dedi kodular yapılan çocuktan ahlâksızlığa teşvik hâdisesi hakkında Şunları löylemİştir . Meşhud vurum hâdiseleri kat mu- m ış gibidir — Ulus'a bundan dört ay ev -ve!, yani meşhud cürj»nlcr kanununun yürürlüğe girdiği tarih o-lan 1 Birinci teşrin 936 da söylediğim gibi kanun kendisinden beklc.ıcn tenbihkâr neticeyi ümidimizin çok üstünde ve daha çok kısa bir zamanda bize vermiş bulunuyor Elimizdeki istatistikler Ankarada meşhud cürüm vaka'annın gün geçtikçe azaldığını göstermektedir. Ankara C'-mhuriyet Müddei Umumisi (Sonu 5. inci sayfada) B. Baha Arıkan ULUS ---7 - Z - 1937 Politika bahisleri; Anayasalar a eni türkçeoin en talili ve şahsiyetli kelimelerinden biri anayasa dır. Anayasa, bir millet için, bir kerre yazdan ve hergün okunan yasadır. Anayasa, bütün yasaları yarlayan ve ahenklejtircn yasadır. Anayasa, milletle devleti, milletle yurddaşı ve milletle yurdu ak sama -yan bir manzume halinde tutan mihverdir. Güneş, kosmik manzume için ne ise, anayasa bir milletin hayatında budur. Bütün on dokuzuncu asır anaya, saları birbirinden azçok ilham almıştır. Hepsinin ideolojik kaynakları ise onsekizinci asrın fikirler ve mütefekkirler hazinesinde yatar. Anayasalın ya büyük meclisler yahud büyük şahsiyetler kaleme a-lır. Herhangi bir memlekette herhangi bir anayasa yazılırken, mutlaka, büyük hâdiseler, bu anayasa ile beraber doğmuş, daha doğrusu bu anayasayı doğurmuştur. Fakat en özlü anayasa, kendi beşiği başmda, hem büyük hâdiseleri, hem büyük meclisleri ve hem de ve bilhassa, bunların hepsi üzerinde hâkim olan büyük bir şahsiyetin dehâsını toplayabilmiş olandır. Türk anayasası, bu hususta en talili yasadır. Gelen nesillerin yurd, millet ve devlet bakımından vazife ve haklarım tayin eden türk anayasasının Atatürk devrinde ve onun yüksek murakabesi altında kademe hademe yazılarak bugünkü mütekâmil {eklini almış olması; bu yasanm millî kurtuluş havası içinde doğması kadar eşsiz bir tali eseridir. Parti Genel Sekreteri Şükrü Kaya, bu noktayı, bilhassa tebarüz ettirmiştir. t» » •¦ Anayasamızı, bütün bu sebebler yüzünden, çok sevmeliyiz. Ve onu. her türk yvrddası. kendisine ve çocuklarına en büyük terbiye esası olarak kabul etmelidir. Anayasamızda yatan büyük medenî manâyı ne kadar iyi anlar ve bu manâdan kendimize, ferdî ve maşeri ne kadar sağlam bîr ahlâk çıkarırsak devletimizle milletimizin hakları o kadar sağlam olur. İngiliz anayasası için yazılı değildir, derler. Bunda bir mübalega olduğu malûmdur. Şu var ki, ingiliz yasası, yazı ve metinden ziyade AHLÂK olarak mevcuttur. Ve bu ahlâk, her îngilizin âdeta fizyolojik bir vasfıdır, ingiltere, bugüne kadar, bunun için kuvvetli kalmıştır. Anayasamızı, kendimize ve çocuklarımıza bir ahlâk yapacak vasıtaların başında, Atatürk sevgisi ve bilgisi, inkılâb sevgisi ve bilgisi, yurd sevgisi ve bilgisi gelir. Parti İle Halkevleri, bütün bu sevgileri hepimizin kafasına ve gönlüne yerleştirecek o-lan cihazlardır. Bu cihazların verimlerini tam kılabilirsek, ileri ki nesiller, yurd ve anayasa terbiyesi bakanından, herhangi bir telkin ve kontrol vasıtasının müdahalelerinden azade ye müstağni dahi kalabilirler. Fakat, O güzel ve bahtiyar nesiller yetişin-ceye kadar, bizlerin irade ve feragatimi* tukenmemelidir. Büyük Türkiye ve büyük türk milleti, onu yaratan Büyük Adama ve bu Adamla bera. ber çatışan büyük nesle karşı borcunu, ancak böyle ödiyebilecektir. n » 'I Anayasalar, nihayet birer yasadır. Bİrer kanundur. Bilirsiniz kî, en güzel kanunlar bile ya eskir ve ihtiyarlar, yahud kendilerini tatbik edecek adamları bulamaz. Genel Sekreter, bu noktayı da tam yerinde işaret etmiş ve kanunları, onlarda yazdı kelime ve satırların değil, onlarda mevcud manâyı daima ileri bir zihniyetle tefsir edebilecek insanların yaşattığım ilâve eylemiştir. Bu sözler, alelade kanunlardan ziyade, bilhassa anayasalar için doğrudur. Anayasalar da nihayet birer kanundur, demiştik. Kanun karşısında ,îki türlü hukukçu mevcuttur. Bunlardan birisi, kanunun kelime Ve satırlarından ayrılamaz. Bu, for malisi kafalı hukukçudur. Hukukçunun bu türlüsü karşısmda ,en ileri brr kanun, sararır, solar ve - Ölür. Bir zamanlar "Mecelle,, bu memleket için ileri bir hukuk görüşünü temsil ediyordu. Gün geldi ki, aynı "mecelle,, , bu milletin "idam beratı,, oldu. Niçin ? Çünkü Cevdet Paşa'nın nesli devam edeceğine mecelle, yobazlarm yahud yobazlaşmış hukukçuların elinde kaldı. öteki türlü hukukçu, Uanunun kelime ve satırları arasında yatan manâyı dipdiri yakalayabilen ve bu manânın ileriye doğru ve organik bir surette inkişafı zaruretini zihninde, ahlâkında ve adalet ölçüsünde kabul eden adamdır. Büyük ve âdil hâkimler, daima bu türlü hukukçuların arasından yetişmiştir, öteki fasile sadece "fitneci* ve "rüşvetçi,, yetİştire-bilmİştir. Çünkü işin hep "hîlei seriye,, tarafmda kalmıştır. Herhangi bir kanun İçin doğru ve mukadder olan bu hal, herhangi bir anayasa içîn do doğru ve mukadderdir. Yalnız burada, "kanun,, un yerini "anayasa'*, "hukukçu,, nun yerini milletin kendisi yahud münevverleri alır. Yukarda da söylemiştik: on dokuzuncu asrın anayasaları hep birbirlerine benzerler. Bunların hepsinde liberal ve individualist bir esas yatar. Böyle olmakla beraber, bu anayasalar, her memlekette aynı neticeleri verememiştir. Bazı memleketlerde, milletler ve bunların münevverleri, idrak bakımından, anayasalarının seviyelerine yaklaşmışlar hattâ bu seviyeyi aşmışlar ve bahtiyar olmuşlardır. Bazı memleketlerde ise, milletlerle bunların münevverleri, tıpkı formalist hukukçular gibi, anayasalarının kelime ve satırları arasında kaybolarak, kabahati anayasalarına at-feylemeğe kalkışmışlardır. Anayasalarınm seviyelerini aşan milletler arasında, ingilizleri, ameri-kalılan ve fransızları sayabiliriz. Bunlar bugün, anayasalarını tadil ve tekâmül ettirmekle meşguldürler. Muvaffak da olacaklardır. Diğerlerini saymağa lüzum görmüyoruz. Yalnız, sözümüzü bitirirken, şunu ilâve etmeğe lüzum görüyoruz ki, "yeni türk anayasası" m canlı bir halde tutmak İçin, bu nesil ve gelen nesiller şu noktaları asla gözden kaçırma, malıdırlar: 1. Atatürk'ü ve onun inkılâb eserini anlamak ve sevmek. 2. Anayasamızı anlamak ve sev- [İli Gümrük müfettişleri toplantısı Gümrük müfettişlerinin mesleğe aid umum! büiglerİni artırmak için Gümrük ve inhisarlar vekâletinin arasııa toplantılar yapmak kararını verdiği önce yazılmıştı. Bu defa öğrendiğimize göre biri yalnız müfettişlerin ve diğeri müfettişlerle birlikte İdare rüesasının bulunacakları iki türlü toplant, yapılacaktır. Müfettişler toplantısı yarın yapılacaktır. Müfettişler bu toplantıda kendilerinden evcice istenip hazırlamış oldukları teftiş tekniğine aid nolctaİ nazarlarını bir tez halinde bildirecekler ve bu tezler münakaşalı konferanslar şeklinde görüşülecektir. 10 gün kadar d^vam edeceği tahmin edilen bu toplantılardan sonra umumî bir toplantı aktedilecektir. Gümrüklerde imtihan Bu ayın onunda bütün gümrük merkezlerinde gümrük komisyoncusu, tüccar müstahdemi ve maiyet memurları imtihanı yapılacaktı. Umum müdürlük imtihan suallerini kapalı zarflar Çİnde gümrüklere bildirmiştir. Haliç işletmesi kâr bıraktı istanbul, (Telefonla) — Belediye tarafından idare edilen muvakkat Haliç vapurları işletme İdaresi 14 çalışma ayma aid bir bilanço hazırlamıştır. Bilançoda gelir, yapılan birçok tesis ve tamir masraflarına rağmen, sarfiyatı tamamen karşılamıştır. mek. Ve. bunda yatan yüksek manâyı, kendi menfaatlerimize değil Atatürk devrinin ileri ve tolerant zihniyeti ile Atatürkün şahsiyetinde ve eserinde yatan dinamik ve medeniyetçi mantığa tefsir ettirmek. Kendimizi ve çocuklarımızı bu ahlâka ve bu terbiyeye alıştırmak, "türk anayasası,, türk mîlletî kadar paydar kalacak ve türk anayasasına alınmış olan "inkılâpçılık,, esası irtica.*» karşı her zaman bir "sürgü", ile. riki nesillerin ileri ihtiyaçlarını temin bahsinde de. her zaman bir "tekâmül kapısı,, vazifesi görecektir. Burhan BELGE Hukuk ilmini yayma kurumunun Halkevinde dünkü konferansı Ticarette mah dut mesuliyet B. Şükrü Kaya İstanbulda istanbul, (Telefonla) — Dahiliye Vekili vc Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya bugün geldi. İstasyonda vali, Pafti ve vilâyet ileri gelenleri ve dostları tarafından karşılandı. istanbul Hukuk Fakültesi profesörlerinden B. Hirsch dün Ankara Halkevinde Hukuk ilmini Yayma Kurumunun bu kış için tertib ettiği seri konferansların onuncusunu vermiştir. « Konferansta mebuslar, proiesör ler ve temyiz mahkemesi reis ve a* zâları ve daha birçok adliyecilerimiz bulunmuştur. Profesörün türkçd, olarak verdiği konferans sonuna kadar alâka ile dinlenmiştir. Konle* ranstn kısa bir hulâsasını sütunları miza alıyoruz: "— Mesuliyet tabiri, muhtelif fikirleri ifade etmek için üç muhtelif manada kullanılır: 1 - Borç, 2 - İsnat, 3 -vazı'yed (elkoyma). Borç mesuliyete tâbi bir mutadır. Mahdut mesuliyet tabiri mahdud bir borç demektir. Diğer hallerde mesuliyet tabirinin manası isnat mefhumuna yaklaşmaktadır. Mesuliyet demek: hukukî muamelâtta kanun tarafından tesbit ve taleb edilen şahsî ef'alin mikdarı demektir. Ceza hukukunda olduğu gibi medenî ve ticaret hukukunda da mesuliyetin vüs'a-tına dair kaideler âmir hükümlerdendir. Kanun tarafından tesbit edilen şahsî ef'alin mikdarı ancak sarahaten müsaade edilen nisbette akdî anlaşmalarla tadil edilebilir. Mesuliyet tabiri bu şekilde tefsir edildiği takdirde devletçilik ekonomi telâkkisîyle kabili telif neticelere varılabilir. Bir kimsenin ihmal, teseyyüb veya tedbirsizlikle hareket e-dİp etmediğini tesbit için hareket eden kimseye terettüp eden ihtimam derecesini objektif bakımlara göre tayin etme-lîyiz. Buna rağmen mesuliyetin vüs'atı takdir edilirken işin tipik mahiyeti de göz önünde tu r nhıı.ılıdıı Boıirr lltfir Belediye büdçesinden bazı rakamlar İstanbul, (Telefonla) — Belediye büdcesinin gelir kısmının bazı esaslı rakamları şunlardır: bina ve erazi vergisi: 415 bin; kazanç vergisinden belediye hİssei: 265 bin, yumruk munzam resimleri 720 bin; tanzifat: 380 bin; tenviriye 220 bin; oyun eğlence 100 bin; konturat 130 bin; köprü resmi 1.100.000 liradır. İstanbulda fakir talebeler için ı/TüWP" İstanbul, (Telefonla) — Üniversitenin Süleymaniye tarafında gelecek ders yılına kadar yetişmek üzere fakir talebe için bir yurd yapılacaktır. Yurd, gelecek ders yılına kadar açılmış olacaktır. Balık ihracatımız İstanbul, (Telefonla) — Yunanistan ve İtalyaya balık satışı devam ediyor. Son beş gün içinde 9 italyan ve 5 yunan vapuru 115 bin çift torik yükledi. Fiatlar 25-29 kuruş arasındadır. Çallının kürkü Meşhur Ressam '- " ~ Çallı, yağlı bir yaka ile gittiği Rusyadan paltosunun yaka. sında bir kürkle tstanbula dönmüş. Şimdi kendini uzaktan, yakından tanıyanlar arasında şu şayia dolaşryormuş; — Çallı zengin oldu! Eğer Nasrattin hocanın meşhur hikâyesi doğru İse meşhur ressam yaşadı demektedir. Artık kendisine akşamları: — Buyurun! diyenin haddi, hesabı olmıyacak. Çallı'run, eline, bir heykelin girintilerine saklanacak rnİkdardan fazla, para geçeceğine, geçse bile kalabileceğine i-nananlardan değiliz. Fakat yakasındaki bu kürk yüzünden kendisine: — Buyurun! diyenler artacak olursa bunu da büyük bir servet salabiliriz; hem de Çallı'nm istediği neviden bir servet! Hâdiseler ve gazeteler Dün A nk ar ay a gelen istanbul gazetelerinden bazılarında bir zavallı kızın resmî ve başından geçen fecî hâdisenin hîkayesi vardı. Bİr kaç zaman evel gazetemize, ingiliz basınının bu gİbİ vakaları nasıl aksettirdiğini, daha doğrusu bunları hiç olmamışçasına nasıl örtbas ettiğini izah e. den bir tetkik yazısı koymuştuk. Bir genç kızın maruz kaldığı alçakça tecavüzü ismi ve resmi İle dünyaya İlân etme. ği gazetecilik sananlara bu yazıyı okumalarını tavsiye ederiz. Ahlâkın çirkin gördüğü hâdiseler, intibah uyandırmak bahanesiyle, istismar edilmek ne zalimce bir gaflettir! Kalifcrinya kadın kuliibleri birliği Bu birlik kadml.ru, kocalarının şefkat ve sadakatini muhafaza edebilmeleri için bazı tavsiyelerde bulunuyor - — Sabah kahvaltısında zarafetle giyinmiş bulununuz. — Kocanızla haftada iki kerre sokağa çılanız, diğer günler onu rahat bırakınız. — Bulaşıkları yıkamasını katiyen kocanızdan istemeyiniz. — Pazar günleri ananızı evinize da. vet etmeyiniz. — Kocanız hİtbbetten hoşlanıyorsa kendisini dinleyiniz. — Tav s 'ey el erini takib etroİyecek dahi olsanız kocanızı dinler görününüz. — Kocanızın karşısında zayîf ve yumuşak görününüz; kuvvetli ve sert olsanız bile... Kof» örnek Madam Shmeder adında bir tayyareci kadm. bindiği iki kişilik tayyareyi kullanan arkadaş mı vurmuş ve sonra, bir diğer tayyare İle Ingiltereye kaçmıştı. Gazeteler bu kadirim türlü pozlarda resimlerini koyarak haklımda uzun neşriyat yaptılar. Madam Shmeder'İn bu suretle meşhur olduğunu gören bir genç kız bir fransız gazetesine şöyle bir mektub gönderiyor; "Namusluyum, ciddiyim, ve hattâ güzelim. Bir iş arıyor ve bulamıyorum. Dikkati üzerime çekmek için ben Madam Shmeder'i mi taklİd edeyim?" Hayır Madmazel, hayır! Kötülük kötülüktür ve iyilik getirmez. Nüfus bereketine doğru Fransız hükümetinin bir kanun çıkarmış olduğunu gazetelerden öğreniyoruz. Bu kanun evlenmek istiyen gençlere beş bin ve dünyaya çocuk getirmek ü-zerc olan kadınlara da on beş bin frank borç alabilmek salâhiyetini vermektedir. Nüfusu çoğaltmak için bunlar fena tedbirler değil. Fakat yapılan borçların nasıl ödeneceğini gazeteler yazmıyorlar. Meşhur hikâyeyi hatırlarız: Oğlunu evlendirirken karısmın zorİyle borçlanan baba, alacaklı kapıya geldiği zaman; "kapıyı çalanı mı soruyorsun? Mürüvvet!" demişti. aynı branşa mensup bir tüccardan vasatı bir ölçünün tatbikinde beklenen ihtimamdır. Şerikler, meclisi idare azaları ve müdürler kendi umurunda mu-tad olan dikkat ve basireti umuru şirkette dahi ibraza mecburdur. Bu işçinin ve adi vekilin mesuliyetine karşı göze batan bir tahfif ve tehlikeli bir haksızlıktır. Ancak mesuliyetin teşdidi dolayı-•iyle şirketi idare edenlerin mesuliyet duygusunun sağlamlaştırmak suretiyle suiistimallerin önüne geçilebilir. Bunun için idare eden şerik ve meclisi i-dare azası ve müdürler tıpkı bir vekil vfl işçi gibi mesul olmaları lâzımdır. Deniz ticaret hukukunda da mahdud mesuliyete dair meseleler ticaret kanununun tadilinde büyük bir dikkatle gözden geçirilmelidir. İstihdam ettiği kimseler vaaıtasiyle para kazanan müteşebbis bu yüzden doğacak zararları da üzerine almalı ve istihdam edilenlerin intihabında ve faaliyetinde hiçbir tesiri olmıyan kimselere tahmil etmemelidir. Nihayet üçüncü bir manâda mesuliyet alacaklının istifayı hak zımnında bir mameleke el koyabilmesidir. Gayri mahdud mesuliyete mukabil bazı hallerde mahdud mesuliyet vardır. Mahdud mesuliyet ya muayyen bir meblâğa kadar uzanan bir mesuliyet şeklinde veya ayni mesuliyet tarzında tecelli eder. Sırf aynî mesuliyetten maada mal birliği mesuliyetinden bahsedilir. Ticaıet kanununda mahdud mesuliyetin muhtelif nevileri için tipik misaller bulunabilirler.,, Kamutay Çağrılan * Dahiliye Encümeni yarın saat 10 da toplanacaktır. A ı. uhal Encümeni yarın toplanacaktır. * Milli Müdafaa Encümeni bugün heyeti umumiyeden sonra toplanacak, tır. * Büdce Encümeni pazartesi günü saat 10 da toplanacaktır. 19 . *» . 1«**7 ULUS 6 - 2 - 1937 ULUS Müddei umumi ile konuşma Ankarada meşhud cürümler azalıyor Küçük çocukları ahlâksızlığa teşvik hâdisesinin iç yüzü (Başı I inci sayfada) Bu şu demektir ki vatandaşın emniyet ve huzurunu kuran vakanın en kısa bir zaman zarfında ceza görmesi ikaz edici ve örnekler verici olarak halk ruhuna girmiş bulunmaktadır. Ve kanun dört aylık tecrübe içinde kendisinin memleketin tam bir katiyetle hissettiği bir ihtiyacı karşılayacak hususiyet taşıdığını bize isbat etmiş bulunuyor. Yalnız bu dört aylık zaman içinde Ankara adliyesine meşhud cürüm kanununa tevfikan 715 İrişi getirilmiştir. Bunlardan 122 kişi be-raet etmiş, iki yüz otuz üç kişi ise suçu işledikleri andan İtibaren a-zamî beş altı saat sonra mahkemeden mahkûmiyet karan alarak çıkmışlardır. Diğerleri hakkında ise takibe mahal olmadığı veyahud feragat dolayısiyle davalarının sukut etmesine karar verilmiş 78 kişi hakkındaki dava da tahkikatın genişletilmesi için umumi hükümler dairesinde muameleye tabi tutulmuştur. Görüyorsunuz ki 355 kişi hakkında dört ay zarfında seri kararlar alınmış âmme hukuku bu suretle kanunun istihdaf ettiği yüksek gayeden faydalanmış, tır. ÇaUştığı evden hanımın mantosunu ve küpelerini çalarak kaçan hizmetçinin 3 saat sonra mahkûm olarak hapishaneye girmesi âmme hukuka üzerinde olduğu kadar şahıs hukuku üzerinde de yapmış olduğu tesirleri göz Önüne alrr-sak bu kanunun muvaffakiyet derecesinin gözle görülür ve elle tutulur bir hale gelmiş olduğunu görürüz. Küçük çocuklara tecavüz ve ahlâksızlığa teşrik: B.ı*i erkek çocukları ahlâksızTığa teşvik vc kendilerine tecavüz yapıldığı hakkında şayi olan hâdisenin hakiki mahiyeti şudur: Zraat bankası muhasebe umura mü- -dür muavini Rıt'kı ile hizmetçisi Raşidin bir takım küçük çocuklar^ evlerine top-Iryarak kendilerine tecavüz ettikleri haber alınmıştır. Bunun üzerine zabıta en sıla tedbirleri derha! almış ve devamlı bir takibten sonra çocuklar Refikin evinden çıkarken yakalanmıştır Suçluların sayısı Eve devam eden ve kendilerine tecavüz yapıldığı söylenen çocuklardan ikisi on beş yaşını bitirmemiştir. Bu iki çocuğa tecavüzün vaki okluğu maznunların da tahtı itirafında olduğundan mc -muriyetîmiz bu bakımdan işe derhal va-ziyed etmiş ve hâdisede iki suçlunun daha olduğunu tesbit etmiştir. Bunlar bakkal Amhet çavuşla bisikletçi Ali Osman-dır. Fülin ağır cezayı İstilzam eden suçlardan olması göz önünde bulundurularak Rıfkı, Raşid. Ali Osman ve Ahmet Çavuşun tevkifleri ta'eb olunmuş ve sulh hâkimlîğince sorgu'an yaplıdıfetan sonra dört suçlunun da tevkif edilmesine karar verilmiştir. Şimdi haklar m da âmme hukuku davası açılrai| ve ş ilk tthkikata tevdi olunmuştur. Hâdiseye verilen ehemiyet Gerek zabıta ve gerekse memuriyetimizin uzun ve derin tahkikata rağmen hâdisenin yukarıda söylediğim şahısla -rm dar çerçeveine inhisar ettiği anlaşılmıştır. Başka hiç kimsenin bu iülle alâkadar olduğu tesbit edilememiştir. Bu. gün ilk tahkikat devam etmektedir. 1-şin pek yalanda mahkeme safhasına intikal edeceğini umuyorum. Mahkemenin karan bittabi şimdiden kestirilemez. Ancak şahsi kanaati ma göre küçük çocukları behimi heveslerine kurban eden bu sahalara cumhuriyet mahkeme ve kan unlan lâzım gelen dersi vermiş olacaktır. Bu vesile ile şunu da tekrar etmek isterim ki ceza kanunumuzla vatandaşlar m ırz vc namusuna taarruzu mutazammın hareketler bütün hassasiyetile takib edilmekte olduğundan bu gibi fiile cesaret edecek kimsele, rin başlarında cumhuriyet mahkeme ve kanun*an demirden bir el gibi bulun-maktadrr. Crindelik türk - elen münasebetleri (Başı 1 inci sayfada) ve Elen di yar m da derin aksi tesirler vücude getirmişti. Elen ve Anadolu sanatlarındaki asafef ve güzellik efe bu karşılıklı tesir ve aksftesir daima «ezilmiştir. Asırlarca birlikte yaşamış İlci mîTTetîn daima biribîrin-den müteessir olacağ. tabiîdir. Şu halde daima mevcud olan bu münr »ebetleri sistemli bir şekle bağlıyarak kültür münasebetlerinin arttırılmasına ve her vesileden istifade ederek bu bagm bir kat daha takviyesine gayret edilmesi her iki tarafın resmî ve salahiyetli makamlarının bir borcu olmalıdır. Kültür bağıdır ki aramızda pek hararetn bîr surette başlıyan siyasi ve iktisadî sahadaki münasebata daha emin bir kuvvet verecektir. Ve hakikatlerin anlaşılmasında ve gözlerimizin Önündeki hâdiselerin doğru tetkikinde en isabetli ve en şaşmaz bir ışık olacaktır. Artık jeopolitik icabı birbirleriyle daima iyi geçinmeğe ve müşterek politika takib etmeğe mecbur olan İki devlet hakikî sevgi yollanm bulmuşlardır. Biz bunu dost basınının açık, samîmi ve içten gelen neşriyatından ve Yunanistan'daki devlet adamlarının ve halkın sergimize gösterdiği alâkadan anlıyoruz. N. A. KÜÇÜKA Altınordu kongresi Aylardanbcri Ankaranın ilk spor teşekkülü olan Altınordu içinde mevcud bir ihtilâfdan bahsedildiğini duyarak üzülüyorduk. Yalnız geçen haftalar içinde üç fevkalâde kongre akdeden bu temiz spor yuvasının bu vaziyetini bütün Ankara sporcuları esefle takib ediyorlardı. Diğer taraftan T.S.K. Ankara mıntakası da geçimsizliği ortadan kaldırmak ve iki tarafı uzlaştırmak için a-ğabiyce bir mesai sarfetmekte idi. Nihayet bu çalışmalar semeresini vermiş ve dün öğleden sonra eski umumi kaptan B. Ziyanın reisliğinde akdedilen kongrede bitaraf, değerli ve bu işi yürütecek bir reis seçilerek taraflar anlaşmışlardır. Mıntaka reisi B. Ziya Ateşin ve diğer mıntaka azalarının da mü. Şahid olarak bulundukları bu kongrede reisliğe umum! merk z azasından vc bu kulübün eski müessislerinden B. Cemil seçilmiştir. Yeni reis çalışma arkadaşlarını kendi bulacaktır. Allınorduya şimdiye kadar olduğu gibi ülküsünde muvaffakiyetler dileriz. HAVA Havalar ısınmağa başladı Meteoroloji enstitüsünden verilen ma lûmaia göre dan şehrimizde bava gene açık geçmiş vc en düşük sühunet sitilin altında 2 en yüksek sühunet sıfırın Üstünde 7 derece olarak kaydedilmiştir. Dün yurdda yalnız Kırklarcline yağmur Musa hafif kar yeğmıstrr. Diğer m m t ar kalarda hava umumiyetle açık yalnız Karadeniz mmtafcasında hafif bulutlu geçmiştir. Yurdda kann toprak özerinde en çok kalınlık yaptığı yer Muşta olmak üzere 78 sarıtrmetredir. Dün yurdda hava küçük farklarla evvelki günkü sr-caklrğınr muhafaza etmiştir. En düşük sühunetler srfırm altında olmak üzere Sivasta 11, DiyaTbekirdeI6, Erzurumda 17. Karata 22 derecedir. En yüksek sühunetler Antalyada 16, Adana ve Dört-yolda 17. Manisa vc îzmirde 18 derecedir. ÜLKÜ HALKEVLERİ MECMUASI Müdürü M. Fuad Köprülü Sekizinci cildin son sayısı olan 48 inci numarası başlıca yazılan: Musahabe (Ş. A. Kanan), türk kobuzu (A. Caferoğlu). Tuhfet.il mahdum (Orhan Saik), talim coğrafyasında Antakya (Sadi Selen), Prehistorya (H. Bruil). Özlenen ilera - Şüphe "şiir** (Coşkun Ertepınar), köy tetkiki (A. Süreyya), Orta zaman islam dünyasında maliye (A. Mez), Merkantilizm (Said Aydos). notlar ve iktibaslar bibliyografya. ^^^O^v^ahk^er^j^^curuş. Troçki radyo ile bir nutuk verecek rj\J] evyorh, 6 (A.A.) — Nevyoıh Herald Gaeztesi yazıyor : U ~ Dış bakanlığı, Troçkinin salı günü Meksiko'dan telefonla soy-liyeceği nutkun Nevyork radyosu tarafından neşrine engel olmak salâhiyetini haiz olup olmadığının tesbiti için kananların tetkik edilmesini münakalât komisyonundan istemiştir. Komisyon, dış bakanlığının buna salâhiyeti olmadığını bildirmiş ve bunun üzerine müdahale edilmemesine karar verilmiştir. Milano konuşması karşısında Fransızlar (Başı 1 inci sayfada) de fili vaziyetin tanzimi suretiyle mantıki bir mütemmime muhtaçtır. Diğer taraftan Türkiyenin emniyeti için Montrö mukavelesinin tam semeresini vermesi de italyanm iştirakine bağbdzr. Ancak boğazların Roma'nm ta birince rus emperyalizmine âlet olmaması hususunda italyan kaydı ihtirazisi diplomatik yollardan kolay hal olacağa benzemiyor. Her halde İtalya Montrö'ye iştirakini türk - italyan meselelerinin umumî tan timine ve şarki Akdenudc iki tarafın emniyetine matuf siyasi bir karşılığa tâbi tutmak arzusundadır. Elçilikler vası-taaiylc l"^""şrn3İart nflfilf "iif^if yg bayii zaman îstiyecektir. Binaenaleyh Milano konuşması ilk konuşmalar mahiyetin-dedir. Ve esıemiyeti yapılacak anlaşmanın sarih hedefi üzerinde iki bakanın mutabık Mal""ş "rTTTfıt'nfladır Bu bir başlangıç olmakla beraber devamlı se'âh için zaruri olan manevi şeraiti şimdiden yaratmış bulunuyor/* Lö Jur, Ekaelsior, Jurnal, muhabirleri İtalyanm. Türkiyeyi, Sovyetlerden a-yırmak ve Fransanın Balkanlardaki yerini tutmak istediğini büdiriyorlar. Enformasion, Pcti Jurnal, türk • rus dostluğunun sağlamlığını teyid ederek buna ihtimal vermiyorlar. 1 Lal yanın da komünizme muarız olmakla beraber o kadar sarih bur hasmane politikaya gir-nüyeceğini sanıyorlar. Umanite, Eko do Pari, Sancak meselesinin halledilmiş olmasını Franaanm küçük antanta ve Türkiyeye umumi Lir karşılıklı yardım pakttan teklif ettiğini veya edceğini menuniyetle kaydederek, Milano konuşmasından Fransa aleyhine bir şey çıkmıyacağını yazıyorlar. Pertinaks, Eko dö Pari de diyor ki: "İtalya sahiden sulhperver ise bu konuşmadan istifade edebilir. Milano'da ak-tedUmiş bur şey yoktur. Konuşma elçi. likler vasıtasiylc olacaktır." Senbria, Jurnal de, İtalyanm yeni Türkiyenin doğuşunu ilk alkışlayan millet olduğunu, boğazlar mukavelesinin, tur Wl erle dost olmak şartiyle sahil dar bütün devletler için rnukemmeliyetim kay-deiyor, italyan projelerinin Habeşjstan-da tebeDoründen Türkiyenin memnuniyetim yazarak bu barışta sulh için fayda | örüyor. Asılsız bası tahminler Roma, 6 (A.A.) — Siyasi mahfiller. Kont Ciano ile Dr. Rüştü Aras a-rasında vukua gelen Milano mülakatı dolayısiyle yapılan ve italyanm Milletler cmiyeti çalışmasına iştirak eyli-yeceğini bildiren tahminlerin esassız olduğunu tebarüz ettirmektedir. Dük do ViiMİsor nisanda evleniyor Londra, 6 (A.A.) — Deylî Ekspres gazetesine Viyanadan bildirildiğine göre Dük do Vindsor ile Madam Simp-son'un İzdivaçlan nisan ayında yapılacaktır. Dük biraderleri Dük of Kent iîe Dük dö GTuçester'i davet etmiştir. Madam Simpson nisanın yirmi dördünde Erzensfeld'e gelecektir. Yalnız medeni nikah yapılacak t rr. Kiralın halası Kontes of Harvud Leerh» şehrinden Londraya hareket etmiştir. Kontes buradan Avusturyaya giderek Vindsor dükünü ziyaret edecektir. Sömürgeler (Başı t. inci sayfada) türlü salâhiyeti haiz ise de bu hususta İngiltere dış bakanlığına ne bir nota verecek ve ne de sarih bir talebde bulunacaktır. Öğrenildiğine göre B. Fon Rib-bentropun hamil olduğu yeni talimat, aynı zamanda, yeni bir Lokarno paktı hakkında konuşmaları da açacak mahiyettedir. B. Fon Ribbentrop'un burada yapacağı yeni konuşmalara dair siyasi malı fillerde şurası hatırlatılmaktadır ki, no-el yortularından Önce Edenle yaptığr konuşma esnasında Fen Ribbentrop, fransız - sovyet paktının ihdas etmekte olduğu güçlükler üzerine ingiliz dış bakanlığının dikkatini çekmiş ve bu pak. tin yapılması melhuz yeni Lokarnoya adapte edilmesi lüzumunda İsrar etmiştir. 8. Eden in yapacağı konuşmalara çok ehemiyet veriliyor Paris, 6 (A.A.) — Siyasi mahfiller, on beş gün dinlenmek üzere cenubi Fransaya giderken B. Edenin yarın Pa-riste BB. Blum ve Dclbos ite yapacağı konuşmalara çok ehemiyet vermektedir. Fransız hükümeti B. Fon Ribbentropun Birlinden dönüşünde Londraya alman müstemlekeleri meselesi hakkında ne gibi bir vazife ile geldiği hakkında izahat almak için telâş etmektedirler. ... fuhat Bakanın Hariste dtirmtyacağt söyleniyor. Londra, 6 (A.A.) — B. Eden, bugün doğrudan doğruya cem:M Fransaya git. mek ürere Londradan hareket etmiştir, B. Eden, ban fransız gazetelerinin verdikleri haberler hilâfına olarak. B. Drl-bos ile görüşmek ürere Pariste durmı-yacaktn. Bakan hareket ederken nere. ye gideceğini söylemek istememiştir. Tefrika: No: 11 Maça Kızı Yazan: Peşkiri Ve kontes hikâyesini yüzüncü defa olarak tekrarladı. Sonra: — Haydi. PoL bana yardım et de kalkayım L, zanka tabakam nerede? üterek tuvaletini tamamlamak üzere, maayetındek,üç kadınla beraber, paravanın arkasına çekildi. Lizaveta Ivanovna alçak sesle sordu: — Kontese kimi takdim etmek istiyorsunuz? — Narumof'u. Tanırsınız, değil mi? — Hayır. Asker midir? . — Evet. — İstihkâm zabiti mi? — Hayır, süvari. Onun istihkâm zabiti Olr ""na neden hükmettiniz? Genç kız gülmeğe başladı ve cevab vermedi. Kontes paravanın arkasından bağırdı: — Pol, bana bir yeni roman gönder; ne olursa olsun, yeter ki bugünün zevkine göre olmasın. — Bugünün zevkine göre olmasın, demekten muradınız nedir, büyük anne? — Muradım şu: öyle bir roman olsun ki kahramanı ne babasını, ne anasını boğsun ve içinde denizde boğulanlar da bulunmasın. Ben boğulanlardan müthiş korkarım. — Ah büyük anne, dediğin gibi romanları bugün yazan yok! Bir rus romanı istemez misiniz? — Ne! Rus romanları da var mı? Gönder bana bir tane, gönder, rica ederim, bir tane bana. — Allahasmarladık büyük anne, acele i-şım var, tekrar görüşürüz Liveba Ivanovna, Narumof'un neden istihkâm zabiti olmar sim istiyordunuz? Ve Tomski tuvalet odasından çıktı. Lizavete Ivonavna yalnız kalınca işni bı- raktı ve pencereden bakmağa başladı. Biraz sonra, sokağın Öbür başından, köşedeki evin zaviyesinden genç bir zabit göründü. Lizaveta Ivanovna kızardı; işini tekrar alıp başını kanaviçenin üzerine eğdi. O sırada Kontes, tamamiyle giyinmiş olarak, içeri girdi. — LLzanka, dedi, arabayı hazırlal. Gezmeğe gideceğiz. Lizanka kalktı ve işini yerleştirmeğe başladı. — A, ayol yavrum nen var, senin? Sağır mısın? Arabayı çabuk koşturt. Genç kız: — Gidiyorum, cevabını vererek mabeyn odasına doğru koştu. içeriye bir uşak girdi ve Prens Pol Alek-sandroviç tarafından birkaç kitabı kontese verdi. — iyi. Teşekkür ettiğimi söylesinler. Lizanka nereye gidiyorsun? — Giyineceğim. — Ona vaktin var, yavrum. Şuraya otur: kitablardan birini aç ve bana oku. Gene kız kitabı açtı ve bir kaç satır okudu. Kontes: — Daha yüksek sesle, dedi. Yavrum, se-ojn nen var? Sesin mi kısıldı. Dur. Şu tabu*-reyi bana yaklaştır. Daha yakma getir. Haydi oku I Lizaveta İvanovna iki sayfa daha okudu. Kontes esnedi. — At şu kitabı, dedi. Ne zırvalar! Bütün bunları Prens Pole göndert ve tarafımdan teşekkür ettir... Ya araba' Araba ne oldu? Lizaveta ivanovna, pencereden bakarak: — Hazır, dedi. — Neye giyinmedin? Hep seni beklemek lâzımdır. Bu tahammül edilir sey değil, yavrum! Liza odasına koştu. Oraya gideli daha iki dakika geçmemiştir ki kontes bütün k ıvve-ti ile çıngırağı çalmağa başladı. Uç oda hizmetçisi bir kapıdan, bir uşak diğer kapıdan koşuştular. (S' ¦ var) 1""7 ULUS ULUS 8 ŞUBAT 1937 PAZARTESİ BUGÜN ^ıncıda Ankara ve İstanbul maçları ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5580 ADIMIZ. ANDIMİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Atatürk'ün bir kaç hususiyeti Yazan: I. İNÖNÜ İngilizce The Financial Times'in Tiirkiyeye dair bir ilâve nüsham çıkardığını yazmıştık. Ru nüshada Raşvekilimiz İsmet İnönü'nün "Atatürk'ün bir kaç hususiyeti,, serlevhası altında bir makalesi bulunmaktadır. Ru çok güzel ve şayanı dikkat yazının aslını okuyucularımıza vermekten derin bir sevinç duyuyoruz. Atatürk için benden bir yazı istediler. Kendisine bu kadar yakınlığım, bîr bakıma göre bu mevzuda bana bazı imkânlar vermek lâzımdır. Bir bakıma gore de benim bu mev-sudaki salâhiyetim münakaşa götürür. Her iki muhakemede de hakikat-ler bulunabilir. Bunların derecesini tayin etmeği başkalarına bırakarak cesaretle ve memnuniyetle yazmağa başlıyacağım. Yazacaklarım, yerin imkânve icabı olarak, ancak Atatürk'ün birkaç hususiyeti olacaktır. Her büyük sanatkârda, onun insani ve şahsi hususiyetleri, eseri ü-zerine tesir ettiği gibi, Atatürk'ün şahsî hususiyetleri de Türk cemiyetinin hayatına ve Türk devlet ve hükümetinin siyasetine yapmıştır. Atatürkün sevdiği şey Mücadeleci ve inkılâbçı tabiatte yaratılmış olan Şefimiz, cemiyet ile yasamağı ve cemiyet ile çalışmağı pek sever. Kalabalık bir cemiyette ilmi veya içtimai bir meselenin müzakere edildiğine rastgelmek ve müzakereye karışmak saatlerce münakaşa etmek, onun için müstesna bir zevk vesilesidir. Bunun gibi, kendi düşündüğü veya tetebbu ettiği bir mevzuu, bir çok muhataptan mürekkep bir toplantıda anlatmak, onları münakaşaya davet etmek, onları ikna etmek için, zihin ve kuvvet sarfet-mek pek tatlı bir iştigalidir. Atatürkün bu hassası, evde çocukların az söylemeğe, cemiyette insanların susaıak önüne bakmağa çalıştırıldığı bir muhit için çok feyizli bir mu. nebbih olmutur. Halk içinde yaşamağı seven Devlet Reisinin diğer vazife sahihlerini de halk (ine atması tabii bir şeydir. Yeni devir ve rejim kuranlardan, es ki v* yen» zamanlarda halk ve cemiyet »Cinde ış görmek narama, Atatürk'ten ilerisini vc barizini bulmak güçtür. Bunun için yalnız şahsi temayül ve zevk te kifayet etmez, mevki ve vaziyet büyüdükçe, geniş tem.. ve münakaşaların riskleri de artar. Açık bir meydanda her keşle konuşur ve hele münakaşa ederken, ummadığınız birisi hiç hazır olma. drğ'nız bir mevzu üzerine meseleler or-t ı atabilir Bu karşılaşmalardan, halk nazarında isabetli olarak çıkabilmek i. çin. fikren çok sermaye, intikal ve kav-rayış ol w ak da çok meriyet ister. (Sonu S.inci sayfada) Büyük Şefimiz Atatürk tesirler Almanyanın sömürge isteği Berlin. 7 (AA) — D.N.B. Fon Rib-bentrop'un Londraya sömürgeler meseleleri hakkında sarih malûmatla geleceğini tasrih etmekte ancak hamil olacağı talimatın Almanya tarafından İngiltere hükümetine verilecek bir muhtıra mahiyetinde olmıyacağı bildirilmektedir. D.N.B. Führer'in nutkundan sonra fnVnürgeler meselesinin ortaya atılmasının gayet tabii olduğunu söylemektedir. D.N.B. şark paktından bahsederek Fon Ribbentrop'un noelden evvel fransız - sovyet paktının bahis olduğunu güçlükleri B. Edene bildirmiş olduğunu hatırlatmaktadır. R. Eden l'aristen geçti Paris, 7 (A.A.) — B. Eden, saat 18.30 da buraya gelmiş ve bir müddet kaldıktan sonra saat 7 de Kot d* Azüre hareket etmiştir. Montekarlo, 7 (A.A.) — B. ve Bayan Eden buraya gelmişler vc B. Bekin in_ d!fii otele inmişlerdir. Narhın mesuliyeti ve almanlar Paris, 7 (A.A.) — Müstemleke meseleleri hakkında yakında Lnndrada müzakerelere ba-lanacağına dair olan haberler hakkında tefsiratta bulunan Eko dö Parİ garetr«İ. harb mesuliyetini aL manlara yükliyen Versay hükmünün kaldırılması lehinde bir makale neşret-miştir. B. Antonesko flomen dışbakanı ayın yirmisinden sonra gelecek Bükreş, 7 (A.A.) — Anadolu ajansının hususî muhabiri bildiriyor: Romanya Dış İşleri Baka. nı B. Antonesko soğuk algınlığından musdarip olduğu için doktorlarının tavsiyesi üzerine dört beş gun yatağından çıkamı-yacaktır. Bakan, Ankara yolculuğunun. Almadan dönüşe bırakılmasını Türkiys hükümetinden rica etmiştir. Bundan dolayı B. Antonesko ayın 20 sinden sonra Ankaraya gidecektir. Milano mülakatının akisleri Ciano'nun Ankaraya geleceği bildiriliyor Fransız gazeteleri mülakat hakkında tefsirler yapıyorlar Paris, 7 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiriyor: Gazeteler Milano konuşmalarının bilhassa Balkanlardaki muhtemel neticelerinden hükümler çıkarmağa Çalışmaktadır. Jurnalin Roma muhabiri, italyan • yugoslav yakınlığı hakkında B. Sto-yadinoviçle Dr. A-rasın beyanatlarını ve Roma mahfillerinin bu husustaki tefsirlerini anlatarak diplomatik konuşmalar bi- Milâno mülâhatı münasebetiyle İlansızlar tarafından sıhsık mevzuubahs edilen Montrö ma-havelesinin İmzasından bir görünüş tince Cianonun Ankaraya gideceğini ve belki Belgradla Atinaya da uğrıya-cağını, bu görüşmelerin İtalya - Yunanistan - Yugoslavya - Türkiye arasında tecavüz etmemek ve yardım paktı imzasına varacağını bildiriyor. Dr. T. Rüştü Aras dün Istanbula geldi Dış Bakanımız Sirkeci garında büyük tören ve tezahüratla karşılandı Eko dö Pariye göre Eko dö Parinin Londra muhabiri gazetesine şunları veriyor: "İngiliz gazeteleri Milano görüşmesinde Türkiyenin fransız • rus kombinezonundan uzaklaşarak ttalyaya temayülünü görmektedir. Bir yandan Sovyetlere, bir yandan Balkan anlas-tnasîyle küçük antanta dayanarak Türkiyenin Parisle Moskova arasında mutavassıt sayıldığı zamanlar geçmiştir. Balkan antantı Tayinisin dediği gibi yugoslav - bulgar paktındanberi filen yoktur. Bugün Türkiye bizzat Belgrad - Roma arasında tavassutta bulunuyor. Bütün Balkan sistemi Londranın hayırhaha ne tasvibiyle Roma etrafında istihale geçirmektedir... Milano konuşmalarının şümulil Popüler diyor ki: "İtalyan gazetelerinin sevincindeki mübalegaya rağmen Milano konuşma • sının şümulü çok mahduttur. Hattâ tebliğe bakılırsa müsbet bir bey de çıkmamıştır. Faşist diplomasinin büyük plânı Sancak anlaşmasının mutlu neti-cesiyle akamete uğramıştır. İtalya Mon-tröye iştirakini mahiyeti bilinmiyen garantilere tâbi tutuyor. Pazarlık arifesindeyiz.., (Sonu S. inci sayfada/ Dış Bakanımızla birlikte dönen murahhaslarımızdan Cumhur Başkanlığı i'-mum/ Kâtibi B. Hasan Rıza SoyaJt İstanbul. 7 (A.A.) — Dış bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras, refakatinde Cumhur başkanlığı umumi kâtibi Hasan Rıza olduğu halde, bu sabah 7.35 de Sir keçiye muvasalat eden ekspresle şehrimize gelmiştir. Sirkeci istasyonu bayraklarla donatılmış, bir bando ve bir askeri müfreze dış bakanını selamlamak üzere garın içinde ver almıştır. Kendisini karşılayanlar arasında cumhur başkanlığı başyaveri Celâl, hususi kalem direktörü Süreyya, istanbul kumandanı general Halis, birçok saylavlar ve yurddaşlarının kurtuluşundan dolayı diş bakanına te. şekküre gelen HataylılargÖze çarpıyordu. Trenin muvasalatı sırslarında Romanya elçisi de istasyona gelmişti. Doktor Aras kendisini karşılamaya gelenlerin ellerini birer birer sıktı, ha-taylıların takdim ettikleri buketleri aldı ve alkışlar arasında istasyondan ay rıldı. SANATKÂR SADİ ŞEHRİMİZDE Müstakil Ankara sahnesi derhal kurulabilir Şadinin tiyatro hakkında fikirleri Sanatkar Sadi, Raşid Rıza re arkadaştan (Yazısı 2. inci sayfada) ıFA 8 ULUS 8 - 2 - 1937 SANATKÂR ŞADİ ŞEHRİMİZDE Müstakil Ankara sahnesi derhal kurulabilir Şadinin tiyatro hakkında fikirleri anatkâr Sadi. bugün Halkevi sah-VS nesinde "Hissei şayia., yi oynı-yacaktır. İstanbulluların artık alkışla-yamadığı Şadiyi, senede bir haftacık bile olsun aramızda görmek, sahne hasreti çeken Ankara için bir kazanç oluyor. Halkevini, bir taraftan kendi amatör elemanlariyle sahne zevkimizi tatmine uğraşırken, diğer taraftan da memleketin tannımış sanatkârlarını Ankaranın misafiri yapmasından dolayı tebrik etmeliyiz. Şadi diyor ki: "— Benim Ankara yolculuğum, yeniden sahne hayatına döneceğim şayialarını çıkarmış... Hareketimden evci birçok sevenler ve bu arada gazeteciler geldiler, sordular..,, Bir ümidle sorduk: **— Siz ne cevab verdiniz?,, Şadi güldü: "— Ben buraya Halkevinin davetlisi olarak geldim. Tekrar sahneye dönmeyi düşünmüyorum bİIe._ Çünkü, Çünkü beni sahneden ayıran sebebler olduğu gibi duruyor.,, * Tiyatronun, güzel sanatlar İçindeki yerini, bize yüksek sanatlariyle anlatan üç beş kıymetten biri olan Şadi; türk sahnesinin istikbali ve bilhassa yeni kurduğumuz tiyatro mektebi için acaba ne düşünüyor? •*— Ben; diyor. Tiyatro mektebini, müstakil türk sahnesi için atılmış ilk büyük adım olarak telâkki ediyorum. Tiyatronun bir meslek ve sanatkârın hayatını garanti eden bir meslek haline gelmesi tabii onun sevilen ve sayılan bir hale gelmesinde çok müessir o-lacaktır.,, bellet ve sanatkâr Devletin sanatkârın hayatı ve İstikbali ile alakasının derecesi ne olmalıdır? Üzerinde hassasiyetle durulan ve henüz tamamiyle neticelendirilmemiş olan bu mesele hakkında Şadi şöyle düşünüyor: "— Tiyatroyu seven, benimsiyen re ona alâka ve yardımını esirgemiyen Eürare; ekseriyet olunerya kadar, sa. natkârın devlet himayesine mazhar olması şüphesiz ki lüzumludur. Yalnız bence sanatkâr bir memur değildir. Bu itibarla onu bir memur gibi kayıdlar-la bağlaması ve nihayet onu muayyen ve tek bir iş yapmakla vazifelendiril-miş bir memur gibi çalıştırması, bilmem ne dereceye kadar doğrudur?,. Tiyatro mektebine talebe seçerken: ence tiyatro mektebine talebe se-çerken arıyacağımız en esaslı vasıf: istidad olmalıdır. Bütün diğer şartlan taşıyan bir talebe, mektebin derslerini, bir talebe olduğu için takib eder, öğrenir ve diploma alır: bundan sonraki muvaffak olma safhası için dayanacağı kuvvet: istidadı ve sanat heyecanıdır. Onun için bence, talebe alırken, meselâ halkevlerinin sahnelerinde İstidadını göstermiş olan gençleri seçmek ve onları yetiştirmek daha teminatlıdır. ^Tiyatro mektebine neden hız talebe bulunmuyor? iyatro mektebinin kolaylıkla kız ' talebe bulunmamasının sebebi gayet basittir: bizim cemiyet, sahneyi son yıllara kadar merdud ve menfur telâkki etmiştir. Maamafih ben, Halkevleri temsil Şubelerindeki genç kız sayısına bakarak, şunu söyliyebilirim ki, bilhassa son seneler İçinde bu kötü telâkki yerini normal ve müspet düşünüşe bırakmaktadır. Bizde, sahnenin ilk doğuş yıllarının, taşıdığı hüviyet dolayısiyle, yarattığı bu menfi görüş bugün, bilhassa devletin sahneye şerefli ve hatırı sayılır bir mevki vermek için hiç bir fedakârlıktan çekinmiyen mesaisinden sonra tabiîdir ki ortadan kalkacaktır, Bütün bu sebebler dolayısiylc, ben .tiyatro mektebi için kız talebenin gene Halkevi temsil şubelerinden kolaylıkla bulunulabileceğine kaniim. Bu kanaatime şunu da ilâve edeyim: istidadı, tecrübe edilmiş olan amatör gençlerimizi Avrupaya göndermeliyiz. Bu, çok pratik bir yoldur. Orada, kendi istidadına tam intibak eden ekol'ler bulabilecektir ve şahsiyetini orada inkişaf ettirerek olgun bir halde anavatana dönecektir. Biz muhakkak ki, bu sahada, daha epiy zaman garb tekniğinden faydalanacağız ve bu faydalanma müstakil, millî türk tiyatro ekolü kurulduktan sonra da bir iş birliği halinde devam c-decektir. Müstakil Ankara sahnesi: yy nkarada müstakil bir sahnenin yaşayıp yasamıyacağı hakkındaki tereddüdleri ben yersiz bulurum. Bu bahis üzerinde kati kanaatimi size şu Şekilde söyleyebilirim ki, benim Anka-rada gördüğüm sahne sevgisi, temaşa zevk ve arzusu Istanbulun çok Üstün dedir. Bunu çok tabiî bulmalısınız! Ankara bugün yüksek mekteblcr, memurlar, münevverler ve seçkin bîr zümre şehri olmuştur. Hattâ buradaki müstakil tiyatro uzun boylu bir devlet yardımına ihtiyaç bile hissetmeden yaşıyabile-cektir. Ualk evlerimize düsen büyük vazife: *— Tiyatro bahsi üzerinde, en müspet işi yapacak olan teşekkülümüz şüphesiz ki halkevleridir. Halkevleri, türk kızının bir amatör heyecanı içinde sahnesine çıktığı müessesedir. Halkevleri, memleketin iki yüze yakın köşesinde tiyatro zevkini kuran ve yayan müesseselerdir ve bu zevkin bir ahlâk haline gelmesi, benim kanaatimce, gene onlar vasıtssiyle olacaktır. Bu itibarla, türk tiyatrosunun İstikbalini, Halkev-lerimizin ellerine vermişizdir, diyebiliriz." * Şadi, bugün Hİssei şayiayı, yarm Sekizinciyi oynryacaktır. Yerler, daha dünden tamamiyle angaje edilmiş gibi idi. Halkevinde konferans Halkevi Başkanlığından: Gazi lisesi felsefe ve yabancı dil öğretmeni B. Hamdi Akverdinİn (Hitabet sanatı: teknik ve psikolojisi) mevzuu etrafında hazırladığı dördüncü konferansını 8.2.1937 pazartesi günü saat 17.30 da Evimiz salonunda vereceklerdir. tın Zonguldak Halkevinde Edebiyat geceleri Zanguldak, 7 — Zanguldak halkevi tarÜi, dil ve edbiyat şubesi edebiyat geceleri tertibine karar vermiştir. Birinci edebiyat gecesi S şubatta 86 yaşına giren büyük türk şairi Abdülhak Hâmİd'e tahsis edilmiştir. Halkevi okuma salonunda yapılan bu toplantıda memleket münevverlerinden ve edebiyat severlerinden büyük bir dinleyici kütlesi hazır bulunmuştur. Halkevi başkam Akın Ka-raoğuzun bir söyleviylc açılan bu gecede Muammer Tarhan ve Halis Erginer derin bir alâka İle dinlenen ve çok alkışlanan konferanslar vermişlerdir. Konferanslarda Hâmid'İn mücedditliği, vatanseverliği türkçülük, laiklik, halkçılık ve cumhuriyetçilik yolunda yüksek hizmetleri anlatılmış ve büyük şairin ancak Atatürk devrinde lâyik olduğu değerle tanındığı belirtilmiştir. Toplantı sonunda halkevi gençliği adına Hâmİd'e kutlama tel yazısı çekilmiştir. Kızılay balosu çok güzel oldu Kızılay Cemiyetinin Ankara merkezi tarafmdan tertib edilen yıllık büyük balo evvelki akşam Ankara Palas salonlarında verildi. Balo çok eğlenceli geçmiştir. Balonun intizamla idare edilmesi bilhassa neşeyi arttırmış ve gelenler her suretle memnun olmuşlardır. Müzik çok canlı idi. Başka zamanlarda olduğu gibi, uzun dinlenme fasılları yapılmadığı için, dans meraklıları boL bol dans ettiler. Kotiyon çok zengindi. Hediyeler balonun sürprizleri arasında tyl bir yer tuttu. Piyangoda hiç boş numara yoktu. Piyango kösesine toplananlar teşhir edilen zarif ve güzel eşyaları görünce dayanamıyorlar ve talilerini deniyorlardı. Çok kıymetli eşyalar bulunduğu halde biletler ucuzdu. Diğer taraftan bunlar güzel birer hatıra teşkil edebilecek şeylerdi. Varyete numaraları da balonun başlıca eğlence mevzularından oldu. Ankara Palas pav. yonu artistleri tarafından gösterilen bu artistik danslardan başka, Avrupanm başlıca büyük gazinolarında görülebilen büyük bir rolet masası da salonlardan birini işgal ediyordu. Ufak mikyasta bir aile eğlencesi olsun diye ve bu gecenin neşesini artırmak maksadiyle tertib edilen bu oyun büyük bir rağbet gördü, ve Kız daya varidat temin ederken de bazı zevatın talili oMuklarma kendilerini İnandırdı. Köy kanununa yeni konuluyor Köylülerden hangi işler için nasıl para alınacak? Dahiliye Vekâleti 2451 sayılı kanunun birinci maddesi ile 442 sayı lı köy kanununun 44 üncü maddesinde "Köy işi için her köylüye ha line göre salınacak paranın ne olacağnı keser,, şeklinde olan beşinci fıkrasının kaldırılmasına ve köy kanununa yeniden bazı hükümle* eklenmesine dair bîr kanun projesi hazırla m ıştır. Köy kalkınma programının e sasını teşkil eden bu kanun projesini aynen yazıyoruz : 1 — Köy kanununun 16 mcı madesi-ni değiştiren 2491 sayılı kanunun birinci madesiyle 442 sayılı kanunun 44 üncü maddesinin beşinci fıkrası kaldırılmış, ve koy kanununa aşağıdaki maddeler ek* lenmiştir. HALKEVİNDE ZEHİRLİ KUCAK Halkevi temsil şubesi, Said Alinin Le Couriadec'den "Zehirli kucak,, ismi altında türkçeye çevirdiği trajediyi altı gündenberi büyük bir muvaffakiyetle oynamaktadırlar. Halkevi amatörlerinin faciada muvaffakiyeti, sa-natsevenlerin büyük takdir ve hayranlığını kazanmıştır. Bunun en büyük delili olarak, altı gündenberi Halkevi salonunu dolduranların sayısının 5500 olduğunu kaydederiz. Eserin mevzuu, bugün için bile memleketimizin içtimaî derdlerinden biriyle yakından alâkalıdır ve hayatın tâ i-Çİnden alınmıştır. Rollerinde, kendilerinden beklenenleri ümidin çok üstünde veren gençlerimiz BBn. Nigâr, ve Merrureyi, BB. Fethi, Sabahaddin, Rebii, Şemsi, Me-sud, Abmed ve Gryasettini tebrik ederiz. Balıkesir civarındaki hayvan hastalığı Ziraat Vekâleti sıkı ve âcil tedbirler aldı Balıkesir vilâyeti merkezine bağlı Küçük Bostancı köyündeki merinoslarda tesbit edilen püsoropt cinsinden uyuz hastalığı dolayısiyle Z*."*»at Ve • kâlrti âcil tedbirler almıştır. Balya haytan mücadeleye memur edilmiş civardan küçük sıhiye memurları gönderilmiştir. Lüzum görüldüğü takdirde İcabı kadar muvakkat amele de kullanılacaktır. Uyuz çıkna köyle merinos bu -liman köy ve çiftliklerin 15 kilometre civarındaki köylerin bütün hayvanları uyuz noktai nazarından muayene edilecek ve bulunduğu takdirde hastalığın cinsi vc musablarm sayısı tesbit olu -narak vekâlete bildirilecektir. Hastalıkla yapılan mücadelenin şekli daha evvelce bildirilmiş ve lâzım gelen ilâçlarla teçhizat da mahalline gönderilmiştir. Bir muharririn düşünceleri Aras - Ciano mülakatı Henri de Monthertand kadınlar aleyhinde yazdığı iki romanla meşhur ohıve-ren bir fransız muharriridir. Son eserinden, Örnek olarak bazı cümleler alıyoruz, bu cümleleri kadınlar okumayabilir-ler: — Erkek ciddî bir tavır takındığı zaman, kadın, onun tatsızlaşmış olduğunu söyler. — Mektebli genç kızlardan mürekkeb bir kalabalığa rastladım; hepsinin yüzleri renksiz, dudakları renksizdi, ve hepsi hazin birer hayalete benziyordu. Kadroların boyaya neden bu kadar düşkün olduklarını artık sormayınız. — Yazı yazan bir kadının yazışma bakınız: Ne virgül, ne nokta, ne imlâ! Bir kadın beyninin ne korkunç bir boşluk olduğuna bununla hükmedebilirsiniz. ¦— Hakiki aşkta kadınların hiç bir-hissesi yoktur. Modernleşen dört yüz milyon Hemen bütün dünya gazetelerinde vc hemen her gün, garblılaşan en eski şark devleti hakkında bir yazı vardır. 400.000.000 çİnli garbın hayalinde korkunç bir kalabalıktır ve bu kalabalık gittikçe modernleşmekte, gittikçe haklarını arar, gittikçe insanlığı sezer bir vaziyete gelmektedir. Bir garbiıya göre bu ilerleyişin Ölçüsü, bakınız, ne imiş! Bunu bir ingiliz muharriri şöyle izah ediyor: u— Şanghay da oturan bir dostum, on İki sene evel bana: — Çİn değişiyor, demişti. Bir cinli öldürmenin cezası bir dolar olduğu günler batırandadır. Şimdi bu ceza 16 dolara çıktı. Halbuki bugün bir cinliye, cezaya çarpılacağmzj göze almadan, tokat bile atamıyorsunuz." Zavallı Avrupalılar! Fransanın tanınmış gaz-_tesi Le Temps, Aras - Ciano mülakatı hakkında şu haberi veriyor: " .... Türkiye dış bakanı Mösyö T. R. Aras, yanında Türkiyenin Roma büyük elçisi MÖsyö Rağıb bey Dur vc hususî kalem müdürü Amir bey olduğu halde..." Bu bey Dur ve Âmir bey'li haberi gazete Ankara muhabirinden almaştır Muhabirin memkdtetimiz hakkındaki ilmini tefsire lüzum var mı? Bilmece İlk mektebe devam eden iki kardeş bir hesab mesel sini halle uğraşıyor ve bir türlü içinden çdcamıyorlardı. Babaları ise karıştı. Mesele şu idî: "Bir kadın, kızına biri 3 ve diğeri 5 litrelik iki kap vererek çeşmeden 7 lit'-e su getirmesini istedi. Kız, anasının arzusunu yerine getirmek için nasıl hareket edecektir?'* Adamcağız da sualin cevabını bulamadığı için »Özü başka mecraya döktü. Bu basit meseleyi, isterseniz, su hallediniz. Köy işlerinin görülmesi için 2 — Köy gelirleri, köyün aylıklı a* damlarının aylık vc yıllıklarına ve köy sınırlan içinde yapılacak programlı köy işlerine yetmez ve aynca para toplanması lâzım gelirse, köyde oturanlarla köyün bina, arazi, hayvan, kazanç, veraset ve intikal vergilerine tâbi ahvali bulunanlara hisselerine ve istifadeleri derecesine göre ihtiyar meclisinin kararı ils salma salınır. Salma mikdartnın tayininde köyün vilâyet hususî idaresine vermekte olduğu vergilerle devletin köyden almakta olduğu irad ve »ervet vergileri mecmu unun nısfı esas tutulur. 3 — Programa bağlı ve tasdikli büd-ceye dahil koy işlerinden başka hiç bir i| için köylüden ve köy hizmetlerinden, mustefid olanlardan salma yolu ile bİı şey alınmaz. Vc yukarıda gösterilen nis-bet üstüne çıkılamaz. Salma'nın tayini 4 — İhtiyar meclisi koy isleri için köylüye ve köy hizmetlerinden müsteiiâ olanlara saV"-""3^1 salmanın cinsi ve mik» darım ikincikânun ayı içinde tayin vc oa gün müddetle ilân ve hariçte bulunanla/ ra tebliğ eder. SaimaHan bu kanun hükümlerine gös re uygunsuzluk vc nisbetsizlik olduğuna iddia edenler ilân müddeti içinde; koy» de oturmıyanlar tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde itirazlarını köy muhtarına söyler veya bildirirler. Müracaatlarını, tutulacak deftere yazdırarak ilmühaber alırlar. İhtiyar meclisi bir hafta içinde itiraflara bakmağa ve kararını vermeğe mecburdur. Bu kararlar aleyhine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde köyün bağlı olduğu vilâyet ve kaza idare heyetim» müracaat edilebilir. İdare heyetlerinin verecekleri kararlar katidir. 5 — Salma karalannm köy karar de*» terine geçirilmesi ve tadilâtm İşaret o-hınması mecburidir. 6 — Salman parayı vermiyecek olanlardan büdce kararnamesinde gösterilen ortalama kıymet üzerinden mahsul veya malzeme almağa veya bu gibileri köy işlerinde çalıştırmağa köy muhtan salahiyetlidir. 7 _Nüfusu 500 ve 500 den yukarı köylerde teşkilât masrafı büdce tutarmm yüzde 40 ini geçemez. Zaruret görüleri yerlerde vilâyet valisinin tensibi ile bu mikdar yüzde altmışa kadar çıkarılabilir. HAVA Aukarada Bahar havası devam ediyor Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava u-mumiyetle bulutlu geriliştir. Dün en düşük sühunet sılınn altında 1, en yüksek sühunet dc sıfırın üstünde 8 derceys kadar çıkmıştır. Yurdun Trakya ve Eg« mıntakasiyle Adana ve Tarsus yağmurlu diğer yerlerde hava umumiyetle bulutlu geçmiştir. Hava evvelki güne töre şark mıntakalarmdan başka yerlerdi 2 - 5 derece arasında rsınmıştır. ULUS = ULUS Fransa ve Almanya Oncc Fransız Başvekili Blum, sonra Alman Cumhur Başkanı Hitler, sonra da fransız dış bakanı Delbos tarafından son bir hafta, on gun içinde söylenen nutuklar, alman - fransız münasebetlerinin bir noktalını hayli aydınlattı. Bu nutuklardan evel de malûm olmıyan bir mesele olmamakla bu derece mütebariz değildi. Hitler vaktiyle söylediği bir nutukta Frasa ile Almanya arasında araziye aid hiç bir ihtilâf mevcut olmadığım bildirmişti. Bu defaki nutkunda da aşağı yukarı ayni şeyi tekrar ediyor. Hattâ daha ileri giderek Fransa ile Almanya arasında, yalnız bu iki devlet münasebetlerine münhasır olmak üzere, hiç bir ihtilâf mevcut olmadığını ve almanyanın Fransaya her türlü teminatı vermeğe hazır olduğunu söylüyor. Blum İse, yalnız Fransaya verilecek teminatın Fransa için kâfi emniyet teşkil etmiyeceğini bildiriyor. Yanı ayni temi-natm Fransa ile birlikte fransanın müttefiklerine de verilmesi lâzım geldiğini söylemek İstiyor. İşte bugün Almanya ile Fransa arasındaki en ehemmiyetli ihtilâf mevzuu budur. Almanya, rusyayı bir tarafa bırakmak şartiyle, Fransaya her türlü teminatı vermeğe hazır görünüyor. Adıba bu, doğru mu? Ve Fransa Almanya İle anlaşmak bahasına Sovyet Rusyadan ayrılabilir mî? Hitlerin Fransaya bu teklifi samimî olarak yaptığına şüphe edilemez. Bugün için Almanyanın Fransadan istediği bir şey yoktur. Şimdilik Alses Loren'den vaz geçmiş görünüyor, ingiltere kendi hudutlarının Ma niş denizi değil. Ren nehri olduğunu söylüyor. O halde garp-te Almanya için tevessü ve istilâ imkanı bugün için yoktur. Binaenalyeh Almanya garp hudutlarını nihaî olarak kabul edebinr Fakat Fransanın buna mukabil Rusyadan ayrılması mümkün değildir. Bugün Hitlerin tekidinden şüphe ettiği için değil, ilerisini düşündüğü için. Garp hakkında wn.rj.-i teminata mukabil şarkta lı*ı ı*ı ( KiİHiUınu al«n Almanya, Sovyetleri mağhıb eder, dağıtır ve orta Av-rupada olduğu gibi, şarkî Avrupa da da hâkim bir vaziyete geçerse, Fransa böyle bir kuvvetin önünde ne yapabilir? İşte fransanın düşündüğü budur. Orta Av rupada kuvvetli bir Almanya garp için de şark için de ayni tehlikedir. Bunu Rusyadan önce korfolu bir rum olan Kafo dlstria görmüş ve Viyana kongresinde birinci Aleksandra rapor vermişti. Nnpoleon muharebelerinden sonra Fransanın parçalanmamasında bu düşünce de rol oynamıştı. Fakat 19 uncu asır içinde tu zan Fransa bazan da Rusya bunu unutmuşlar, ve neticede Almanya kazanmıştır. Mesela 1866 senesinde Fransa Avusturyanın Prusya tarafından mağlubiyetine karşı lakayıd kaldı, sonra, 1879 senesinde Rusya Fransanın ezilmesine razı oldu. Rusya da Fransa da bu dersleri unutmamışlardır. Hitler İktidare geçtikten soma bile bir aralık Sovyet Rusya ve Franaadan birisini tercih edeceği sanılmıştı. Rusya ve Fransa birinin diğerini atlamasından korktuğu İçin misakı imzalamazdan evvel ve Hitler Almanyasiyte birbirinin arkasından bir itilâf i niza hummayı ta-ahhüd etmişlerdi. Asıl fransız • rus anlaşması budur. Eğer bu anlaşma olmasaydı, Almanya şimdi Fransaya uzlaşma teklif edeceği yerde Rusya ile uzlaşıpta Fıunsaya karşı vaziyet alabilirdi. Gerçi yeni Almanya komünist aleyhtarıdır. Fakat bu komünist aleyhtarlığı fransız-ların nazarında politika manevrasından ibarettir. Komünist aleyhtarlığının gittikçe artması da fransız'arı bu noktada haklı gösteriyor. Fransız - rus mı sakından evvel. Almanya bu derece komünist aleyhtarı değildi. O zamandunberi rus-yada komünizm artmamış belki de eksilmiştir. Halbuki Almanyanın Sovyetler hakkındaki husumeti gün geçtikçe artı-yor. Sözün kısası şudur ki 1 . ¦ kendi emniyetini Rusyaya da/umıştır. Almanya tarafından verilecek teminata mukabil bu emniyet âmilini feda edeceğe benzemiyor. A. Ş. ESMER Malaga'da taarruza geçtiler Bir Rus gemisinin torpillendiği haber veriliyor Dalgalar fransız kıyılarına birçok cesetler attı; halk heyecan içinde Londra. 7 (A.A.) — Muhtelif kaynaklardan gelen haberlerden âsilerin Malagaya karşı yeniden taarruz ettikleri anlaşılmaktadır. Hükümetçilcr muzafferane mukavemet ettiklerini ve mukabil taarruzlara geçerek âsilere ağır zayiat verdirdiklerini bildirmektedirler. Kıyıları bombardıman eden âsi gemiler, hükümetçi tayyareler tarafından uzaklaştırılmıştır. Aynı tayyareler bîr mühimmat deposunu tahrib etmişlerdir. Asi gemilerin bombardımanı neticesinde birçok kimseler ölmüştür. Malağa taarruzuna iştirak eden âsilerin yedi kolu. aralarında tek bir cephe kuramamışlardır. Hükümetçiler Kordona istikametinde ve jaen vilâyetinde mühim harekât yapmaktadırlar. Madrid'de çıkan Klarul.il gazetesi, çok mühim bir alman kuvvetinin Marbella - Fucngirola yoluna hâkim hükümetçi mevzilere hücum ettiğini ve püskürtüldüğünü, böylelikle bu bölgede bulunan öteki iti kuvvetlerin ilerlemelerinin imkânsızlaştığını yazmaktadır. Cebelüttarık'a gelen bir ingiliz, Kadiks'e 16.000 italyan gönüllüsünün çıktığını haber vermiştir. * * * Asiler. Malagadaki taarruz neticesinde cumhuriyetçilerin şiddetli mukavemetlerine rağmen birçok mevzileri işgal ettiklerini, hukumetçılerin hücumlarını bunlara birçok yaralı verdirerek püskürttüklerini ve şimdi Malagaya iki kilometre mesafede olduklarını bildirmektedirler. General Kneipo dö Lano, Konsepsion ve Kolemarın işgal edildiğini haber vermiştir, D.N.B. ajansı, Madrid cephesinde Varela kıtalarının ilerliyerek Marano-aa köyünü işgal ettiklerini bildirmektedir. Bir ispanyol kadını İsi askerlere son muharebelerin tafsilkimi verirken Bir Sovyet gemisi torpillenmiş Londra. 7 (A.A.) — Valladolİd radyo istasyonunun haber verdiğine göre, Akdcnizde Ssi İspanyol harb gemileri, bir sovyet gemisini torpillemiştir. Dalgalar fransız kıyılarına birçok cesedler attı Marmutya, 7 (A.A.) — Sekiz gün-denberi dalgalar kıyıya kolları, başları veya elleri olmayan ve idam edilmiş kimselere aid olduğu sanılan cesetler attığından halk heyecan içindedir. Bunlar birkaç hafta su içinde kaldıklarından deniz hayvanları bunların ötesini berisini koparıp yimİştir. Bu cesetlerin birkaç hafta önce Fransaya götürülmek üzere Sen Nazer'e gelmiş olan esrarengiz gemilerden birine bindirilerek yolda idam edilip denize atılmış İspanyollar oldukları tahmin edilmektedir. Bunlardan birinin elbisesinin Üzerine ispanyolca kelimeler işlenmiş bulunmakta idi. Frankist partisinin şekli ne olacak ? Avala, 7 (A.A.) — Havas muhabirinden: Asilerin organı olan gazeteler frankist partisinin kurulması meselesiyle meşgul olmaktadırlar. Bu partinin vaktiyle İspanyada kurulmuş olan Hcrmandad cemiyeti şeklinde olacağı ve yahud katolik kırallara yardım etmiş olan eski grupların örnek tutulacağı söylenmektedir. Yeni Santa Hcrmandad bir takım birliklere ayrılacak vc bu birlikler şehirlerde ve kasabalarda askeri kumandanlığın emri altında bulunacaktır. General Franko partinin en yüksek reisi olacak, ne müşaviri, ne de vekili bulunacaktır. Partinin remzi şöyle olacaktır: "Cenabı hak İspanyanın hamişidir,,, Ruzvelt'in teklifine tenkitler yapılıyor Nevyork, 7 (A.A.) — Amerikan matbuatı yüksek mahkemenin ıslahı hakkında B. Ruzvelt tarafından hazırlanan kanun projesini uzun uzadıya tenkid etmektedir. B. Baltimor, bu projenin Parlamentoya tevdii büyük harbtenberi vukua gelen dahili hâdiselerin en vahimi olduğunu bildirmiştir. Nevyork Taymia gazetesi projeye karşı sarahaten cephe almakta ve şunları yazmaktadır: "B. Ruzveltİn bu hareketi, amerikan demokrasisinin dayandığı salâhiyet mu-vazenesini esaslı bir surette bozacaktır. mlş ve ana kanunun tadili hakkında bir referandum yapılması tavsiyesinde bulunmuştur. Nevyork Herald Tribün gazetesi, bu projenin Senatoyu, Milletler cemiyeti ile Amerika arasında vaktiyle çıkmış olan anlaşmazlığa benzer bir anlaşmazlığa sürüküyeceğini yazmaktadır. Ruzveltİn teklifini tenkid eden Huver B. Ruzveltİn siyasi dostları ve düşmanları kendisinin halkı haberdar etmeden önce projeyi kongreye vermesine teessüf edeceklerdir. Bu projeye muhalif rey verenlerin demokrasiye karşı sempati duyduklarını İspat etmiş olacaklarına şüphe yoktur. Nevyork Herald gazetesi her zamanki gibi Cumhur reisinin politikasını tenkid etmektedir. Bu gazete diyor kî: "B. Ruzvelt teessüfe şayan samimiyetle müdahalesinin hakikî sebrblerini gizlemek istiyor. Fakat hakikatte kimseyi aldatamıyor.» Siyasi mahfiller ve uazeteler hayretle Nevyork, 7 (A.A.) — Siyasî mahfillerle gazeteler, adlî ıslahat projesi dolayısiyle hayret izhar etmektedirler. Eski cumhur reisi B. Huvcr, bu projenin cumhuriyet müesseselerinin esasına dokunmakta ve âli mahkemeyi kontrol altına koymakta olduğunu söyle- Amerika tuğyanı Nevyork, 7 (A.A.) — Tuğyan haber, leri artık gazetelerin ilk sayfalarını işgal etmiyor ve 15 güne kadar büyük tefa tikelerin tamamen zail olacağı sanılıyor. Ohyo vadisinde herkes artrk evlerine dönerek çetin tamirat ve inşaat işlerine başlamaktadır. Son bilançoya göre 404 kişi ölmüş, tür. Takriben bir milyon kişi açıkta kal mıştır. Haşarat 110 milyon dolar tahmin edilmektedir. Yeni bir alman kruvazörü denize indirildi Berlin, 7 (A.A.) — Amiral Hippcr Kravaıörü Hamburgda denize indiriL mistir. Bu kruvazör, alman ağır kruvazörlerinin ilkidir. On bin tonluk olan bu gemi, Vaşington anlaşmasiylc tesbît e. dilmiş bulunan tiptedir. Dük of Vindsor'un halatı Viyana'ya gitti Londar, 7 (A.A.) — Kiralın halası ile kont dö Harevud Avusturyaya gitmişlerdir. Kendilerinin bu haftayı Dük dö Vîndsor ile geçirmeleri ihtimali var dır. Büyük bir kalabalık, kendilerini istasyonda selâmlamıştır. Yeni b'r döviz kaçakçılığı usulü Varşova. 7 (A.A) — Polonyadan Danzing'e giden döviz kaçakçıları şim. diye kadar tatbik edilmemiş bir usule kavuşmuştur. Bunlar Gdynia'da Lagar atlar satın alarak bu hayvanlara içleri yabancı banknotlarla dolu lâstik torbalar yutturmakta, sonra da Danzigtc atları Öldürerek midelerinden banknotları çıkarmaktadırlar. asm uman TAN'da A hm. .1 Emin Yalman, "Sapsarı gazetecilik,, başlığı altında yazdığı başmakalede fransız gazetelerinin Türkiye ile Sovyet Rusyanın arasmı açmak için yaptıkları bir takım kötü neşriyata cevab vererek diyor kî: "İtalya, bize Kırımı, Ukrarryayı, Azerbaycanı peşkeş çekiyormuş. Ba yemlerin ileri sürülmesinden maksad da bizimle Rusyanın arasını açmak- mıs. Ancak delilerin hududtuz hayal âleminde yeri olan bu nevi yazılar fransız gazetelerinde çıkıyor. Ru«ya ile bizim aramızı bozmağa çalışan. Ur italyanlar değildir. Bu yolda masallarla zihin bulandırmaya çalışan bazı Paris gazeteleridir.,. Muharrir, bundan sonra her şeyde bir maksad arandığını söyledikten ve bu neşriyatın ne maksadla yapıldığım sorduktan sonra, bizim vakıa Sancak meselesi dolayısiyle Fransa ile bir gerginlik devresi geçirmiş olduğumuzu, fakat Cenevrede bu gerginlik ortadan kalktıktan başka arada ahenkli bir iş birliği sahası kurul duğunu yazdıktan sonra diyor ki: "ıngiltereden sonra bizim de Ak-denizde gerginlik havasını dağıtma, ya uğraşmamızda ve italyanlarla dostça konuşmamızda Fransayı kuşkulandıracak bir cihet olamaz. Bilâkis Fransanın Akdenizin herhangi bir kısmındaki bulutların dağılmasını ve istikrar ve emniyet kurulmasını memnuniyetle karşılaması lâzım ge-afekâ Bu makale, Rusya ile bizim aramış m açılmasında Fransa siyaseti i-çin de bir menfaat olmadığını tebarüz ettirmektedir. KURUN'da Sadrı Ertem, 'Tarihin şerefi., başlığı altmda yazmış oL duğu bir fıkrada bazı intanların tarihe düşman olduklarını, eğer tarih geriye dönmek ve maziye bağlanmak manâsına alınırsa herkesin ona düşman olacağını, fakat tarih, bizim varlığımızdan bir parça olduğundan, geçeceğimiz yollan anlayabilmek i-çin geçtiğimiz yolları bilmemiz ve tarihi sevmekten u; ade tanımamız gerektiğini söylüyor ve diyor ki: tarih bir evelki devreye göra bir istikbalden başka bir şey değildir. Tarihi yapan, halkeden kütle tarihin bir merhalesini selâmlarken geride kalmış bir istikbali selâmlıyor, demektir. ... inkılâba milletler, inkılâb hamlelerine tarihten daima destek bulabilirler. Tarihte büyük inkılâblar yapmış milletlerin geride kalmış istik, bal günlerinden şeref duymaları, hız almaları gayet tabiidir. SON POSTA'da Muhiddin Birgen, "Fransanın ne irfanına, ne de siyasi zekâsına yakışmayan hâdiseler,, başlığı altında yazdığı bir makalede, fransız gazetelerinde son zamanlarda a-leyhimİzde çıkan bir takım yazılara işaret etmekte ve bizim Sancak ihtilâfını Cenevrede hallettikten sonra memnun olduğumuzu, halbuki bu neşriyatın bu memnuniyetimizi ihlâl ve fikirlerimizi rencide etmekte olduğunu, Paris gazetelerinin büyük bir vehim İçinde her şeyin altında Al-manyayı ve Hitleri aradıklarını, fransız zekâ ve irfanı ile bunun nasıl bir araya geldiğine hayret ettiğini yazmakta ve demektedir ki: "Hiç şüphe yoktur ki iki memle. ket arasındaki diplomatik münasebetleri tanzim edenlerin iki millet a-rasındaki ruhi ve l'ikri münasebetleri de tanzim hususunda oynıyacakla-n bir rol bulunduğunu düşünüyorum ve arzu ve temenni ediyorum ki türk ve fransız milletleri arasındaki ruhi dostluğu takviye ile mükellef bulunanlar bu vazifeyi yapsınlar... "W" T "W" TT r-—» ULUS /t üncüde: Amer ikada ^işsizlik meselesi ON SEKİZİNCİ YİL. NO: 5581 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Kamutay Müzakereleri Orman, siyasî müsteşarlık kanunları dün kabul edildi Ziraat Vekili B. Muhlis Erkmen Haşbrthe dedikodular Falih Rıflcı AT AY Dış Bakanımız Tevfik Rüştü Ara» Cenevre'den dönüşte Milano ve Belgrad'a uğnyarak 7 şubatta istanbul'a geldi, şubat ortasmda Atina'da Balkan antantı konseyinin toplantısında bulunacak ve ondan sonra Romanya Dış Bakarımı Ankarada kabul edecektir. Bütün bu dış politika faaliyetleri etrafında cihan basını ileri geri birçok neşriyatta bulunmuştur. Türkiye'yi tanrmıyanlan mazur görmek ve kötü niyetlerden gelen telkinleri bir tarafa atmak lâzım gelir. Hakikat odur ki bahsettiğimiz faaliyetleri, sadece, Türkiye dış politikasının değişmez ve yeniden izahı lüzumsuz esasları İlham etmiştir. Bizim Akdeniz barışı ile alâkama ve Italyanın Akdenizdeki mev -kü ve münasebetleri malûmdur. Akdeniz sükûnunu tehdid ve tehlike -lerden kurtaran bütün anlaşmaların, cihan barışı için ehemiyetinl herkes takdir eder. İngiltere ve İtalya anlaşması, bizi bu sebeble. ne kadar memnun etmişse, menfaatlerinde zaten hiçbir tezad olmayan İtalya ile Türkiye arasındaki m e -seleıizlik'i ilân eden Milano buluşması başkalarını, aynı sebeble, o kadar ferahlandırmış olmak gerektir. Anlaşmalarında sadece banş ve emniyet gayesi takib eden Türkiye, bu gayeyi takib eden bütün anlaşmalara ancak hürmet eder ve onların arkasında hususî maksadlar arıyarak ne kendini yormak, ne de alâkadarları kaygılandırmak ister. Vesvese ne kadar akametçi ise. emniyet o kadar yapıcıdır. Yugoslavya ve Bul -garistan dostluk muahedesi etrafındaki türlü türlü tahrik ve dedikodu-[«* karşı aldırımız vaziyetin dürüstlüğü ve haklıl.Ri meydand-^- Basıret. barış safına ve c--Sesine mütemadiyen kuvvet vermeği, ve bunu bazı kav.d ve şartlarla, ve bir takım diktalarla zorla ştırm ama ğı emreder. Türkiyeyi arayan, onunla, her istediği vakit, barış yolunda buluşur. Türkiye dış politikasının daimî gidimi budur: ve yıllardanberi Türkiye'yi iİRÜendİren davalardan şeref ve muvaffakiyetle çıkışımızın asıl sırrı da budur. Ne aldattık, ne de aldandık. Ve kötü niyetli bütün terlileri iflas etmeğe mahkûm kıldık. Denizciler tekaüd kanunu projesinin müzakeresi başladı Kamutay dün Tevfik Fikret Sılayın başkanlığında toplanmıştır. B. Rasih Kaplan (Antalya) ve arkadaşlarının a-nayasamtztn bazı mddelerinin tadili teklifi münasebetiyle cereyan eden müzakere zabıtlarının bütün memlekette aynen neşir ve tamiminin karar altına alınmasını isti yen takriri kabul edilmiştir. Bazı daireler büdcelerinde değişiklik yapılması ve açılacak yeni fasıllara tahsisat konması hakkındaki proje ile eylül - ikinci teşrin 936 aylarına aid rapor okunarak kabul edildikten sonra orman kanunu projesinin ikinci müzakeresine başlanmıştır. 19 uncu madde görüşülürken Samsun mebusu B. Ruşeni Barkin bîr ta* dîlname vermiş ve encümen raportörü (Sonu S. inci şayiada) Trabzon saylavı B. Hasan Saka Irak halkı Sancak işinin hallinden dolayı çok memnun Kadire, 8 (A.A.) — Anadolu ajansının hususi muhabiri bildiriyor: Gazeteler Bağdaddan aldıkları aşağıdaki haberi neşretmektedir!» : Sancak meselesinde türkler ile arab-lar arasında münaferet çıkmış olmasın, dan dolayı yese düşmüş olan Irak ka-moyu Cenevrede elde edilen sureti hal- den fevkalâde memnun olmuştur. Siyasi mahfillerde söylendiğine göre. Türkiye cumhuriyeti ile arab milletleri arasında dostane ve samimi olan münasebet yabancı propagandası ile so. ğutulmuştur. Bu propaganda heran daha ziyade sıklaşmakta olan bu bağların (Sonu 6. ıncı sayfada) Hollanda ile ticaretimiz Yapılan müzakereler mutabakatla bitti Ekonomi Bakanımız Hol'anda ticaret heyeti şerefine Marmara köşkünde bir ziyafet verdi Marmara köşkünde verilen ziyafette bulunanlar (Yemişi 5. inci sayfada) Dr. Arasla B. Ciano arasındaki telgraflar Milano ziyaretinden dönüşünde lfalyayı terkederken Hariciye Vekilimiz Doktor Aras tarafından italya Hariciye Nazın Kont Ciano'ya atideki telgraf çekilmiştir: "Italyanın mihmannuvaz toprağından ayrılırken, Milano'daki ikametim es-nat.nda gördüğüm sempati ve candan kabulden dolayı tefekkürlerimi ve kendilerini tanımakla duyduğum derin memnuniyeti Ekselanslarına arı etmek itlerim. Görüşmelerimizin temelleri, yine bu Milano şehrinde faşiat hükümetinin yüksek şefi ile müştereken atılmış olan türk - italyan dostluğunun takviye/ne hadim olacağına kaniim." DOKTOR TEVFİK RÜŞTÜ ARAS Trİyeste'den bana göndermek lutfunda bulunduğunuz telgraftan doları caı dan teşekkür ederim. Ben de sizi şahsan üuutmkla mütehassis olduğum gibi, mülakatımızın 1928 de sizinle Düçe arasında Milano'da vuku bulan mu-lâk;.t esnasında temelleri atılmış olan iki memleketimiz arasındaki munasebat dosfeneyi tarsine hadim olduğu hususundaki fikrinize tamamen iştirak ederim. CİANO Tü rkiy ede Başarılan TSafm işleri ve ilerde yapılacak işler Yazan: Ali Çetinkaya Financial Time* in Türkiye^e dair çıkardığı ilâvede Safta Vekili B. AH Çetinkaya "Türkiyede başarılan nafıa işleri ve ilerde bit rahatla yapılacak işler,, aerlevhasiyle çok şayanı dikkat ve mühim bir makale neçretmiştir. itu makalenin anlını uşağıya aynen alıyoruz. 24 Temmuz 923, Lozan muahedesiyle istiklâlini elde etmece muvaffak olmuş olan yeni Türkiye Devletinin tevarüs ettiği memleketin arzettiği manzara pek elim idi. Yekdiğerini takiben harici harp, dahili isyanlar ve sui istimallerle memleket harap olmuş köy vc kasabaların bir çokları yakılmış, yıkılmış, yollar, köprüler bozulmuş gidiş geliş muşkıl bir hal almıştı. Öyleki letanbuldan Demiryolu ile Ankaraya gelebilmek için üç dört yerde aktarma edilmek mecburiyeti vardı. Seyahat müddeti ta-lie bağlı olarak günlerce devam edebiliyordu. Ankara istasyonu Ue kasaba arasındaki mesafeyi geçmek bile bir işdi. tşte bu harabeyi tamir v« ihya et. mek vazifesi Cumhuriyet Nafıaaının hissesine düşüyordu. Devlet teşkilâtı arasında bir vekalet olarak hizmete başlıyan Nafıa İdaresi bir vekilin etrafında toplanan bir kaç mühendis ve memur İle Ankara'da dört be? odalı basit bir binada yerleşmişti. Bu suretle işe başlamış olan Nafıa Vekâleti her sene Devlet büdcesin-den verilebilen mütevazı bir büdce ile şu müşkil vazifesini yapmağa giriştiği gibi işin ehemmiyet ve azametine göre tedricen teşkilâtını yapmağa ve en nihayet 1934 de bu teşkilâtını tamamlamağa muvaffak oldu. Ve 1934 yılında inşası bitmiş olan Nafıa Vekâletinin bu günkü zarif bina. sına yerleşerek müstekar ve verimli bir vaziyete girdi. Şu bir kaç satırla kısaca ifade edi- B. Ali Çetinkaya Çıbık barajım açarken ten bir tablo aşağıda daha geniş bir surette izah olunacağı veçhile Nafia Vekâletinin başardığı işlerle mukayese edilirse yeni Türkiye Cumhuriyet rejimini filiyat sahasında gösterdiği yapıcılık kudreti ancak o vakit ihata vs takdir olunabilir. Demiryolu inşuıtı: Cumhuriyet hükümetinin yeni de-miryol inşaatı siyaseti 13 seneden beri (Sonu 6. ıncı sayfada) Asiler Malagaya Girdiler Avîla, 8 (A.A.) — iluva» m ulıalıirinin bildirdiğine güre. General Goeipo Dellano kıtaları İm-alçılı Malagaya girmiş ve cehri tamamen ellerine almışlardır. II iikünıetçiler muntazam bir halde geri çekilmelerdir. (Tufsilût 3 üncü anyfamıztladtr.) 2 ULUS Vt»litih\ı bahisleri: Bazı fransız(?) gazeteleri... iş Bakanımızın Milano'da îtalya dış bakam Kont Ciano ile yaptığı mülakat vesilesiyle, bazı "fransız" gazeteleri, ortaya acaib bir takım haberler atmışlardır. Bu ''fransız*' sıfatını böyle ihtiyatla kullanmamızdaki sebeb, acaib haberleri neşreden Le Jour gazetesinin gerçi Paris'de çıkar bir gazete olduğu fakat buraya kadar uzanan şöhretine nazaran, hakikî fransız menfaatleriyle hiç bir münasebeti bulunmadığıdır. Lc Journal'e gelince, bu da, nihayet Saint - Briçe dostumuzun yazılarını neşretmeğe tahammül edebilen, türk kamoyunca öteden-bcri ''mimli" bir gazetedir. Her ikisi de valnız temsil ettikleri fikirler itibariyle değil, dünyadaki reaksyoner kuvvetlerin hizmetlerinde ve emirlerinde bulunmak itibariyle asıl, reaksyoner'dir -ler (1). Bakınız, meğer bizim Dış Bakanımız, Milano'da türk - italyan dostluğu üzerinde değil, Sovyet Rusya'nın taksimi üzerinde görüşmeler yapmış!! ve Kont Cİa-no, bizi Kırım, Ukranya, Gürcistan ve Azerbaycan ile alâkadar kılmağa çalışmış.. Avrupalılar, enfes adamlardır, mürteci olmamak şartiyle. Avrupalı mürteci oldu mu, önünde ne yobaz, ne de ahunt dikiş tutturabilir.. Türkler "Hatay türkleri" nin hakkını çiğnetmemeğe bu kadar ehemiyet verdiler ya.. Mürteci firenk için, bu, yeniden şahlanmağa başlıyan türk emperyalizmidir. Mürteci firenk, emperyalizmin içerden dışarıya doğru istikamet arayan bir kuvvet ve bir tazyik olmak itibariyle, Kemalist Türkiye'ye atf olunamıyacağmı, çünkü Kemalist Türkiye için en mühim davanın Önce memleketi ve milleti inşa eylemek olduğunu bilmez ve anlamaz.. Mürteci firenk, Hatay davasmın bir hak davası olduğunu anlamaz. Bu hakkı çiğnetmemek için kopardığımız kıyamet, ona, eski ''Kanal seferi - Kafkas ötesi - İslâm, Turan birliği" ni hatırlatmış-, ve zannet-tirmiştir ki, bugünkü Atatürk Türkiyesinde, bu gibi lâflara ve şayialara kulak asacak, al d anaç ak ve kendilerini kaptıracak insanlar yahud zümreler vardır. Halbuki böyle yaldızlı hablar peşinde koşmak yüzünden bir imparatorluğun batmış olduğunu işiten yahud öğrenen değil de, gözleriyle görmüş olan nesil meydanda ve iktidar mevkiindedir. Ve bu neslin inandığı biricik dava, yeni türk yurdunu ve yeni türk milletini bîrânevvel inşa etmektir. Bunun için de, değişmeyen şart: "yurdda banş, cihanda banş" dır. Le Jour ile Le Journal, Milano konuşmalarına atfettikleri bu acaib haberleri acaba Milano muhabirlerinden mi almışlar yoksa Paris'deki yazı odalarında mı tertib ve imal etmişlerdir? Çünkü "II Corriere Diplomatico Conso-lare" mecmuasının 31 sonkânun 1937 tarihli sayısı için hazırlan -mış ve elimize geçen bir yazı provasında (ki şimdiye kadar bu yazının artık intişar etmiş olması lâzımdır) iki "fransız" gazetesinin ortaya attığı şayiaları hatırlatan noktalar vardır. Sakm iki '"fransız" gazetesinin muhabirleri de italyan mecmuasının bu yazısını görerek, bundan, Milano müzakerelerinin kendilerine göre bir ruz-namesini uydurmuş olmasınlar.. Çünkü Anadolu Ajansfnın bu haberleri neşrettikten sonra ilâve O) Meselâ bu neviden bir gazete olan Echo de Paris, fransız hududundan ispanyaya her gün ne kadar gönüllü ve ne kadar mühimmat geçtiğini sayfalarında tesbit etmekle, yabancı devletler hizmetinde imiş gibi, fransız hükümeti aleyhine her gün yeni vesikalar tanzim eylemekle meşguldür. eylediği *'not" kâfi derece sarih -tir: "Fransız gazetelerinden bir kısmı Aras - Ciano mülakatından bahsederken garip ne teessüfe şayan tahrikâta kapılıyorlar. Milano'da Türkiye Hariciye Vekiline Kont Ciano tarafından bu yolda teklifler yapılmamış ve buna benzer hiç bir görüşme vukubulma. mıştır. Milano mülakatının dünkü tebliğde çok açık gösterilen hedef ve neticelerini değiştirmeğe ve Türkiye • İtalya görüşmelerine başka bir mahiyet vermeğe matuf olan bu kabil neşriyat, Ankara mehafilinde hayretle karşılanmıştır " Şu halde, iki dış bakan arasında, bu gibi şeyler konuşulmamtş-tır. BURHAN BELGE Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı Federasyonların merkezlerini An-karaya nakletmek hususunda Türk Spor Kurumunca verilen karar üzerine bazı federasyonlar başkanlarının vazifelerini Ankaraya tebdil ettirdiklerini, fakat Türkiye iş bankası şeflerinden olan futbol federasyonu başkanı B. Haradi Eminin Istanbulda kalmak mecburiyeti karşısında istifanamesini Türk Spor Kurumu Başkanlığına göndermiş olduğunu haber aldık. B. Hamdi Emin yıl-lardanberi bu hizmeti, liyakat ve dikkatle ifa etmekte idi. Maliye Vekilimiz rahatsız İstanbul, (Telefonla) — Maliye vekilimiz B. Fuat Ağralı'nın rahatsızlığı devam etmektedir. Kendisi otelinden çıkamamıştır. HAİİIMİİMII Gümrük Müfettişleri Toplantısı Başladı Gümrük müfettişlerinin meslekî bilgilerini artırmak için Gümrük ve İnhisarlar vekâletince kararlaştırılan gümrük müfettişleri toplantılarına, dün sabah saat 8.30 da vekâlet konferans salonunda teftiş heyeti reisi B. Muammer Kocabaşın reisliğinde başlanmıştır. Toplantıda Gümrük ve İnhisarlar vekili B. Ali Rânâ Tarhan, Müsteşar B. Adil. Muhafaza umum komutanı General Seyfi ve Gümrükler u-mum müdürü B. Mahmud Gündüz hazır bulunmuşlardır. Toplantıda teftişin en münasib usulleri üzerinde tezler i-zah edilmiş; müfettişler arasında münakaşalar yapılmıştır. Müfettişler ikinci toplantılarını dün akşpm saat 17 de yapmışlar ve tezler üzerindeki mÜna-kaşalarıan devam etmişlerdir. Kamutay Çağrıları Dahiliye encümeni bugün gurup içtimamdan sonra toplanacaktır. * Arzuhal encümeni bugün Grup İçtimamdan sonra toplanacaktır. * Memurin muvakkat encümeni bu. gün parti grupu toplantısından sonra toplanacaktır. * Maliye Encümeni bugün saat 14 de toplanacaktır. Buğday talimatnamesinde yapılan değişiklik Hükümetçe Ziraat Bankasına satın aldırılacak buğday hakkındaki talimatnamenin birinci ve ikinci maddeleri değiştirilmiştir. Maddelerin yeni şeklini yazıyoruz : *'l — Ziraat Bankası 7 inci maddede yazılı mahallerde müstahsilin kendisine satrlığa arzedeceği buğdaylardan yüzde üçten fazla çavdarlı ve yüzde üçten fazla ecnebi maddeli olmryanları kilosu üç kuruş seksen santimden; yüzde i-kiden fazla çavdar ve yüzde ikiden fazla ecnebî maddeleri olmayıp hektolitresi 76 dan yukarı bulunan buğdayları kilosu dört kuruş on paradan satm aln\ ancak Ziraat Vekâleti İcabında bu fiyatlar üzerinde (kendisine ayrıca bildirilen had ve esaslar dahilinde) değişiklikler yapmağa salahiyetlidir. 2 — Satm alınabilmek şartları ve kalite farkı ve ecnebi maddeler, çavdar ve saire payı olarak alım fiyatlarından tenzili lâzım gelen mikdarlar komisyonca tesbit olunur... Belediye Meclisi toplantısında: Eski Şehremaneti tarafından yapılan evlerin taksitleri Yolculara kolaylık Gümrük idaresi bir rehber hazırladı Gmrükler umum müdürlüğü, dış memleketlerden gelen yolcuların beraberlerinde getirmekte oldukları eşyalardan hangilerinin gümrük resmi üc alâkalı olduğunu daha cvel bilmolerini ve gümrük muayenesi işinin bu suretle daha çabuk görülmesini temin için "yolculara bilgi,, adlı bir rehber hazırlamıştır. Rehber türkçe, ingilizce, almanca, i-talyanca ve fransızca olmak üzere be§ lisan üzerine hazırlanmıştır. Rehberde hangi eşyanın gümrük resminden muaf olduğu, hangi maddelerin ithal ve ihracının memnu bulunduğu, hangi maddelerin inhisara tabi tutulmakta olduğu ayrı ayrı gösterilmiştir. Rehber konsolosluklarımıza, vapur acentalarrna, demiryolları idarelerine ve turing kulüblcrine gönderilecek ve memleketimize gelecek yabancıların türk hududunda tabi olacakları gümrük muamelesini daha evvel öğrenmeleri temin edümiş olacaktır. Istanbulda Bir hırsızlık İstanbul, (Telefonla) — Bugün kanlı bir hırsızlık vakası oldu. Polis memuru B. Ha^an Basrinin evine girmek istiyen bir hırsız, polisin mukavemeti ile karşılaşınca Hasan Basriyİ ve hâdiseye gelen üç bekçiyi yaralamıştır. Yarası aır olan Hasan Basri, bastahane-de ölmüştür. Kaül. halkın yardımı ile yakalanmıştır. Kadın heki Pierra Hoon adında siyamiı bir kızın hekimlik diploması ve aynı lamanda "velâdî hormon o loj i'ye yar -drm" ismini taşıyan teri dolayısiyle birinci mükâfat ve gümüş madalya aldığını gazeteler haber veriyorlar. Bir siyamiı kadının hekimlik dokto -rası vermesi dünyada ilktir. Bu hâdise bize hekimlik tarihinin bir yaprağını hatırlattı: ilk kadın doktor kimdir, bilir misiniz? Bu şeref eski Yunanistanda Ag -notis isminde bir genç kıza nasib ol. muştur. O zamanlarm kanunu kadm-lara hekimliği yasak etmişti. Fakat bu kız, saçlarını kesmiş, erkek kıyafetine girmiş ve meşhur Hiyeropilos-un en çalışkan talebesinden biri olarak tahsilini tamamlamıştır. Hekim olarak sanatını muvarfa . kiyetle icra ederken Arrnotİs'in mes-lekdaşları onu kıskanmışlar ve bir vesile bularak mahkemeye verilme -sine muvaffak olmuşlardır. Agnutİs mahkemede kadın olduğunu söyle -yince asd davayı bir tarafa bralom hâkimler yasağa rağmen hekimlik ettiği için onu hapis cezasına mah -kûm etmişlerdir. Bu hüküm üzerine Atina kadınla, rı ihtilâl çtkadıklarından Agnotîs nihayet affolunmuş, fakat kadınların hekimlik tahsili yapmaları yasağı kaldırılmamıştır. Siyamiı genç hekimi bakalım hem-şerileri nasıl karşılıyacaklar! Soğanı nasıl soymah imiş? Belçika'da çıkan bir aile dergisi ev kadınlarına faydalı tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyeler arasında meselâ br tanesi var ki soğan soyduğu mutbağından odasına gözleri yaş içinde dönen bütün kadınlar okumalıdırlar: "Bir mikdar sirkede iki da. laka kaynatacağınız soğanlar patates kadar zararsız soyulur." Şubatta havalar. " .... Kar yağdıktan sonra barometrenin yükselişi soğuk alâmetidir. Fakat barometreden önce etrafınıza bakınız: şimal tarafı aydınlık ise soğuğun yaklaştığına hükmedebil irsi -niz. Mavi bîr aydınlık, taze bir aydm. lık, kadifemsi, gün doğumundakine benziyen, sabahleyin ağaçlardaki kırağı, tomurcuklardaki tüyler gibi hafif, tatlı âdeta yumuşak bir aydınlık..." Bir meteoroloji kitabından alınan bu cümlelerde mesleğin şiirini sezmiyor musunuz? Çorap hikâyesi Çürük çorablar günün meselesidir. Istanbulda bir gazeteye beyanat veren bir çorab fabrikatörü hangi malların neden dolayı çürük olduğunu anlatıyor. Bundan Öğrendiğinize göre ucuz erkek çorabları ve ince kadın çorabları çürük- tür. Bu ınütaleadan şu neticeleri mi çıkarmalıyız? — — Erkekler pahalı ve kadınlar kaim çorab giyeceklerdir! Anlabşa göre mantıki icabı budur. Fakat ticaret hakikatinin icabı da şudur: Her şeyden evel iyi cins mal. Bir muharrir daha öldü. Marie Claire admdaki romanı ile 1910 da Femina mükâfatını kazanmış olan Marguerite Audoux 73 yaşında, Fransa'da ölmüştür. Bu kadının hayatı bir masaldır: Marguerite Audoınt yetimhanede büyümüş bir köylü kızdı. Yetişken bir genç kız olunca, usulden olduğu üzere, o da br çiftliğe hizmetçi olarak verildi. Orada inekleri sağdı, peynir yaptı, orakçılık etti ve sonra, bîr tesadüf eseri olarak terziliğe başladı. Hem dikiş diker, hem de hayatım yazardı. Hatıra defteri, günün birinde, Octave Mİrbeau'nun eline geçti ve onun delaletiyle de o devrin bütün ediblerini dolaşarak büyük bir hay -ranlık uyandırdı. Marguerite Audoux birden bire meşhur olmuştu. Fakat o, bu şöhreti, şimdiki bazı ediblerin yaptıkları gibi bir ticaret metaı haline getirmek • ten daima uzak kalmış ve harikulâ -de hayatının asaletini zerrece kaybet-miyerek etrafına hürmet ve hayranlık telkin eden mütevazı bir terzi ve mütevazİ bîr muharrir olarak yaşa -mış Ur. Paris Belediyesi Valimizi davet etti Belediye meclisi dün saat 17 de rt-is vekili B. İbrahim Ayaşltnın reisliğinde toplandı. Geçen celseye aid zabıt hülâsası okundu ve şekle aid ufak bir tashihle kabul edildi. Kullanılmaz hale gelen bir kayonun hurdaya çıkarılarak, fen işleri müdür* lüğü hizmetinde kullanılmak üzere bir küçük kamyon alınması hakkındaki belediye reisliği tezkeresi büdce encüme-nine havale edildi. Şehremaneti nin yaptırdığı evler' Bundan sonra, eski şehir e-maneti tarafmdan 926 • 927 senelerinde yaptırılıp satılan evlerin taksit müddetlerinin uzatılması için, bu evleri satın alanlar tarafından yapılan müracaat üzerine belediye encümeni tarafından verilen karar meclise arzedildi. Bu hususta belediye encümeni hülâsa olarak şu mütaleada bulunuyordu. "Mülga şehir emaneti tarafından 926 - 927 senelerinde y.-pünlan ve 3 - 15 senede taksitle ödenecek olan yüz kü-BÜr evden büyük bir kısmının hesab-ları kapatılmış ve İlişikleri kesilmiştir* On beş seneliklerden 18 ve 8 seneliklerden 11 ki ceman 29 evin hesabı henüa kesilmemiştir. Bu evler malzeme ve a-melenin pahalı olduğu bir zamanda ya- jı i İmin olduğundan faafciİMlcn çoit pah*- liva mal ol«ıu»ğiu^^^^K 30 - 35 ve 40 bin liraya satılanlar da varı dır. Ev sahihlerinden memur olanların maaşlarının dörtte biri, bazılarının üçte biri ve kiraya verilmiş olan evlerin kiraları haciz edilmek suretiyle taksitlerin tahsiline çalışılmakta ise de, yukarıda bildirildiği veçhile bu evle hakikaten çok pahalıya mal olduğu için tahsilat zorlukla yapılmaktadır. Ev sahihlerinin taksitlerini kolaylıkla ödiyebil-meleri ve taksitlerin daha muntazam alınabilmesi için tesbit edilecek şartlat dairesinde sekiz senelik evlerin müddetlerinin ihale tarihinden itibaren 12 seneye ve 15 senelik evlerin müddetlerinin de gene ihale tarihinden itibaren 20 seneye çıkarılması muvafık ve zaruri görülmüştür..,, Belediye encümeni, bu kararın, tebliği tarihinden itibaren iki ay içindi, belediye ile yeniden mukavele yapanlara tatbikini uygun gördüğünü işaret ederek encümence düşünülen şartları bildirmekte ve hesablarını tesviye ederek alâkalarını kesmemiş olan ev sahihlerinden vâdesinde verilmemiş taksitlerden dolayı bir defaya mahsus olmak üzere geçmiş günler faizi aranıimami-sını da teklif etmektedir. Bunun verilmiş faizlere şümulü olmayacaktır. Bu teklif tarife ve kavanin encümenine gönderildi. Paris Belediyesinin yaptığı davet Paris belediye reisinin ve arkadaşlarının, evvelce Ankaraya yaptığı seyahatin iadesi için. bu yaz açılacak olan beynelmilel Paris sergisi günlerinde belediye reisimizi ve arkadaşlarını Paria» davet ettiğine dair reislik makamının tezkeresi okundu ve gidildiği takdirda sarfedilecek olan seyahat masrafı karss-lığı olarak teklif edilen ve münakalelerle temin olunan tahsisat talebi büdca encümenine havale edildi. Azadan vefat eden Nureddin Arzu-manın yerine yedeklerden demirciler cemiyeti reisi B. Sabrinin çağrılması kabul edildikten sonra, ayın on beşinde içtimaa nihayet verileceği düşünülerek, işlerin süratle intacı için 12 şubat cuma günü saat 17 de toplanılın-Si kararlaştırıldı . 19.'*. tr***7 ULUS fi - ? - 1937 ULUS — 3 oma i Silâh ve emniyet Büyük harbtan evvel, silâhları tahdid için Lahi konferanslarında yapılan iki teşebbüs, o zaman Avrupa-daki devletler zümresinden hangisinin diğerinden daha evvel silâhsızlanacağı tayin edilemediğinden müs-bet bir netice vermemişti. Prensip itibariyle bütün devletler silâhlarını tahdid etmeğe razı idiler. Fakat her devlet emniyetini silâhlarına daya. dığı için karşısındakinden evvel si -lâhsızlanmaya muvafakat etmiyordu. Silâh yarışı büyük harba kadar devam etti ve nihayet harbi doğuran âmiller arasında sayılmaktadır. Büyük harbtan sonra silâhsızlanma daha kolay gibİ göründü. Çünkü sulh muahedeleriyle Almanya basta olmak üzere, mağlub devletler silahlandırılmışlardır. Milleter Cemiyetinin raisakına da her devletin silâhsızlanmasını temin için bir madde - 8 inci madde - konulmuştu. Bundan sonra silâhsızlanma İçin iki teşebbüs yapıldı: 1 — Deniz silâhlarını tahdid. 2 — Kara silâhlarını tahdid Bunların birincisi olan 1922 senesinde Vaşignton'da ve sonradan 1930 senesinde Londra'da imzalanan iki muahede ile müsbet bir netice verdi. Kara silâhlarına gelince; Milletler Cemiyeti kadrosu içinde yapılan bu teşebbüs neticesiz kalmıştır. Kara silâhlarını tahdid için 1926 senesin, de bir ihzarı konferans toplandı. Bu konferans altı sene çalıştıktan sonra 1932 senesinde umumi bir silâhsızlanma konferansı içtima etti. Bunun müzakereleri de bir kaç fasıladan sonra nihayet 1933 senesi sonbaharında Almanya'nın konferanstan çekilme -siyle inkıtaa uğradı. Almanya Milletler Cemiyetinden çekildi. Silahlanmaya başladı. Bu, büyük mikyasta bir silâh yansına çığır açtı. Arada Va-şington ve Londra deniz silâhları mukavelelerinin müddetleri bitti. Ve bun lar da tecdid edilmedi. Şimdi küçük büyük bütün devletler arasında tarihte emsaline tesadüf edilmedik bir yarı? devam ediyor. Harbtan sonra silâhsızlanma te -febbüsünün tarihi göstermiştir ki harbtan evvel de silâhları tahdid teşebbüsünün muvaffak olamaman, devletlerden hangisinin diğerinden daha evvel silâhsızlanmaya başlaması etrafında bir ihtilâftan ileri gelmemiş imij. öyle olsaydı, harbtan sonra u. mumî silâhsızlanma için ortada hiç bir engel kalmamalıydı. Silâhsızlanmayı temin etmek için silâhlanmanın âmili olan siyasî sebeb-leri ortadan kaldırmak lâzım geliyormuş. Silâhlanma, siyasî anlaşmazlık ve bunun doğurduğu emniyetsizliğin arazından başka bir şey değilmiş. Fi-yevrİn bir hastalık arızası olduğu gibi. Harbtan sonra bir taraf silâhsız _ landı. Fakat siyasi anlaşmazlık ve bunun doğurduğu emniyetsizlik de -vam ettiğinden umumî silâhsızlanma hedefine varılamadı. Vaşignton'da deniz devletleri arasında deniz kuvvetlerini azaltan bir itilâf akdedil -misse, bu da, bu devletlerin, aralarındaki ihtilâfları muvakkat bir zaman için bertaraf etmeleri sayesinde te. min edilmiştir. Filhakika o zaman, bu devletler arasındaki ihtilâflar U-zak Şark'ta toplanmıştı. İngiltere, Japonva ve Amerika. 1922 Vasing -ton deniz anlaşmasından evvel. Uzak Şark statükosunu garanti eden bir itilâf imzaladılar. Siyasi ihtilâf berta -raf edildikten ve emniyetsizlik de or -tadan kalktıklan sonra silâhsızlan . *na itilâfı Ha bunu takib etti. Nasıl Uzak Şark itilâfı suya düşer düşme*, deniz anlaşmaları da sona erdi. Pimdi Milletler Cemiyeti kon.ıeyin-«e verilen karar le, si'âh. z'.ınma konferans, da gelecek mayısta tekrar içt.maa ça*,rd,yor. Milletleraras. mü-na.--betler.nin bugünkü şekline bakıp da bu kon'-TansUn mü*Het bir netice beklemek safderunluk olur. Bir -W* kurada, denizde ve havada ailph yarışı slmış vürümü*tür. Fakat silâhsızlanma teşebbüsünün müsbet bir neticeye varması bakımından da. ha kötüsü, devletler arasındaki siyasi an'^şma/lık'arm her zamankinden daha derin ve emtiye'sizliğin de daha büyük olmasındadır. Silâhları doğu- an b*ı rmillerin izalesine çalifilıca- MALAGANIN ZAPTINA AİD TAFSİLÂT Hükümetciler Malagayı muntazam bir surette terkettiler Diğer bütün cebirelerde de çarpışmalar devam ediyor Almeria, 8 (A.A.) — Royter bildiriyor: Cumhuriyetçiler başkumandanlığının emri mucibince, cumhuriyetçi kıtaat, Malagayı terketmişler ve tam bir intizamla ve mühim mikdarda harb malzemesini de beraberlerinde alarak, yeni mevzilerine çekilmişlerdir. Hükümetçi kuvvetler, âsilerin her hangi bir yeni taarruzunu kesmek üzere takviye kuvvetlen de almışlardır. Malagayı son dakikada terkederek buraya gelen İspanyol matbuat ajansı hususî muhabiri ezcümle şu beyanatta bulunmuştur. Hücum hiç durmamıştır ve hükümet aleyhtarı kumanda heyeti bu hücumda yirmi bin İtalyan, bir kaç bin alman ve binlerce faslı kullanmıştır. Son safhada yüzden fazla italyan hücum tankı, Malağa müdafileri üzerine ilerlemeye başlamıştır. Hücum, alman Ceb kruvazörü Graf von Spee'de bulunan alman deniz erkânı harbiyesinin nezareti altında İcra edilmiştir. Asiler, bu hücumlar esnasında büyük zayiata duçar olmuşlardır. Bu sebebden bunlara yardrm i-çin Kadiksde karaya çıkan italyanlar, derhal takviye kıtaatı olarak Malağa önüne gönderilmiştir. Şehre ilk giren alay bir italyan a-layıdır. Yüzlerce kişi Malagadan kaçabilmek için denize atılmışlar ve boğulmuşlardır. Madrid cephesinde: Londra. 8 (A.A.) — Toledo'dan bildirildiğine göre, General Varela Madrid cephesinin sağ cenahmda başladığı ileri harekete devam etmiş ve cephesini Jarama ırmağının sağ kıyısı boyunca uzatarak Madrid - Valensiya yoluna hâkim olmuştur. Toledo yoluyla Manzanares'in aşağı kısmı arasındaki erazi ve Jaramanın Aranjuz - Valensiya yolu arasındaki sağ kıyısı da Mola ordusunun kontrolü altndadır. Yağmur dün Madrid cephesinde harekâtı güçleştirmiştir. Hükümetciler dün şiddetli bir mukavemet göstermişlerdir. Hükümetciler ise, âsi kuvvetlerin ileri hareketini durdurduklarını ve 24 saattenberi hatlarda hiç bir değişiklik olmadığını Madridden bildirmektedirler. • FRANSA Vj^!fe 0 »" u . . . o • • o, [ ° ¦f -"V . f_ U|J- ¦ |g|y _ | 1, || pK^CE/ÂtR . a lUfcaauitıln stMsfc IblıUkıl" »lııııU i Kimdi olduğu lu^ıhtB X CcntraJ Fnafca İMUUrnnı I ^ alUntls =^3*" .Fİ ANSI t'F'Abl *,*.•¦* Aranjuz bölgesinde: Madridden bildirildiğine göre, âsîler Madridden 47 kilometre uzakta A-ranjuz bölgesinde şiddetli bir taarruza geçmişler, bunun üzerine milisler İstİ-nad mevzilerine çekilerek şiddetli bir muharebeye tutuşmuşlardır. Hükümetçi tayyareler de işe karışarak, âsilere mühim zayiat verdirerek dudumuşlar-dır. Oviedo bölgesinde: Gijon'dan bildirildiğine göre, âsi öncülerinin Oliveras mevzilerine yaptıkları baskıyı bozmak üzere, Ovicdo'yu kuşatan hükümetçi milisler Krista bölgesinde harekete geçmişler ve topçunun yar-dımiyle muvaffak o'muşlardır. Alman Konülliiterinin aileleri nümayiş yapmışlar Deyli Hera'.d tamamen emin bir kaynaktan aldığını söylediği bir haoer vermektedir. Bu habere göre, İspanyada harbeden alman gönüllülerinin aileleri Düseldorf'da nümayiş yaparak "çocuklarımızı geri veriniz" diye bağırışmışlar-dır. Berlin ve Münîh'de de ayni şekilde nümayişler olduğu rivayet edilmektedir. ğı yerde onun avarızı İle uğraşmak, bir hatayı tedavi ederken asıl hastalığı görmezlikten gelip de fiyevr ve nöbet gibi arızaları ile meşgul olmaya benzer. A. Ş. ESMER Akdeniz barışı Balkan devletleri ile İtalya arasında Centlmen agremen mi ? Paris, 8 (A.A.) — Anadolu ajansının hususî muhabiri bildiriyor: Ernuvel gazetesi Milano, Belgrad konumalannı tahlil ederek Belgrad tebliğinin Sancağa aid cümlesini kaydeylİ-yor: "Türk ve yugoslav politikalarının, sulh, statüko, dostlukları muhafaza ve genişletmekten ibaret elan temelinde bir değişiklik yoktur" diyor. Deba gazetesi, Aras'ın, Tribuna gazetesine verdiği beyanat gibi konuşmaların ancak Akdcnizdt statükoya müstenit anlaşmaya varabileceğini yazarak "böyle bir siyasî inkişaftan korkamk için şimdi'ik hiç bir sebeb görmüyoruz" demektedir. Ovr diyor kİ: "Milano ve Belgrad konuşmaları dün Londrada ilk defa olarak mühim tefsirlere yol açtı. Konuşmalar Akde-nizde yeni teşebbüsler tevlit eyliye-cek mahiyette sayılıyor. Meselâ A-ı ı 'm i' 'km konseyinde İtalya ile bir Centlmen agremen imkânını veya hiç olmazsa şarki Akdeniz sahil-darları için bir statüko beyannamesinin önce kendi aralarında kabulü, sonra büyük devletlere teşmili teklifinde bulunacağı öğrenilmiştir. Bulgar mahreci davasından korkmakta olan Yu-nanistanın böyle bir tedbire hararetle müdafi kesilmesi ihtimali vardır." İspanyada âsilerin ve hükümetlilerin ellerindeki yerleri gösterir harta (Ba harla Malagantn sükutuna aid haberler gelmeden evvel yapılmıştır.) Baldvin istifamı ediyor? Londra. 8 (A.A.) — Deylİ Ekspres gazetesinin öğrendiğine göre, kiralın taç giyme töreninden sonra kabinede değişiklikler olacaktır. Başbakan Bal çivinle birlikte Şûrayı devlet reisi Mak-donald da çekilecektir. Başbakanlığı şimdiki Maliye nazırı Nevil Çember-leyn deruhte edecektir. Harbiye bakanı Kuper de hükümetten ayrılacaktır. Dük dö Vindsorun halası Viyanada Viyana, 8 (A.A.) — Kont ve kontes Harvud dün akşam buraya gelmişler ve istasyonda Vindsor Dükü ile ingiliz elçisi tarafından karşılanmışlardır. Kont ve kontes Enzesfeld şatosunda bir müddet kalacaklardır. Berutta bir hadîse Berut, 8 (A.A.) — Arablar bir ya-hudi kafilesini taşıyan otobüse taarruz ederek yahudilerden birisini yaralamışlardır. Ölenlerin anne ve babalarını haberdar etmek için kullanılan formül şudur: "Oğlunu* manevralarda ölmüştür." Buna, yas tutulmasını yasak eden bîr not ilâve olunmakta, Ölümün nasıl ve nerede vuku bulduğu tasrih edilmemektedir. Lord Kronkforn Avam Kamarasında bir suale cevaben, İspanyada italyan gönüllüleri bulunduğu hakkında hükümetin bir haber aldığını, hükümet veya â-si saflarındaki yabancı gönüllülerin miktarı hakkında katî haberler olmamakla beraber, hükümetin elindeki malû- matın her iki taraftada aynı miktarda yabancı gönüllü bulunduğunu göstermekte olduğunu söylemiştir. Kordoba cephesinde* Andujor'dan bildirildiğine göre hükümet taraftarları lllera Kalatrana ve Sandiago de Kalatrana kasabalarını zab-tetmişlcrdir. Bu kasabalar Jean eyaletinde Porkuna cenubunda kâindir. Hükümet kıtaatından biri Admius ve Kla-vclina kasabalarım da işgal etmişlerdir. Bu kasabalar Kordoba vilâyeti dahilindedir. SON DAKİKA İngiltere kiralının bir çok işlerine Dük dö Gluçester bakacak Londra, 8 (A.A.) — Kiralın hesabatını tetkik etmek üzere bütün partilerin parlamentodaki mümessillerinden mürekkeb hususi bir komite teşekkül ederek gizli müzakerelerde bulunacaktır. Kiralın silintini muhafaaz edebilmesi için biraderi Gluçestcr Dükü, kiralın normal resmî işlerinden büyük bir kısmını deruhte edecektir. asın icmali TÜRK - SURİYE DOSTLUĞU CUMHURİYET'te ¦tanyeli bir vatanperver zümresinin radyo şirketimize gönderdiği ve hakiki Sureye kamoyuna tercüman olan mektubu mcvzuubahs e-den yazısında İsmail Müştak Ma yak on, türk - arab dostluğunu yıkmak istiyen-lerin en fazla harekete geçmelerine mü-said bir zamanda bulunduğumuzu hatırlatarak, bu geçici devreyi sükûn içinde ve mevcud kardeşliğe halel vermeden atlatabilmek için hakiki Suriye entelektüellerinin yabancı ihtiras ve propagandalara kapılmamaları ve milletlerine doğru yolu göstermeleri icab ettiğini hatırlatarak şöyle diyor: "— Dün bize gönderilen dostluk ve kardeşlik teminatı türk muhitine yeni bir şey öğretmemiş-tir. Asıl lâzım olan, bu sesin Suriye muhitinde makes bulabilmesidir. Orada yanlış yola tapmaktan menedilecek masumlar, hakikatin iç yüzünü bilmİyen mü tereddidler, inkisarı hayale uğraUİarak kalbleri rencide edilmiş sakin ve temiz insanlar, nihayet bütün bu kuvvetlerin birleşip kurutacağı fesad ve tezvir o-caklan vardır. Bunlar üzerinde çalışmak iki tarafın menfaati namına millî ve medeni bir vazifedir. Bizim istediğimiz şey hakka mütekabil bir hürmet dairesinde dostluğun inkişafıdır. Şartımız öteden-beri malûmdur: Hatayda müstakil bir türk varlığı yaşamaktadır; Bu varlığın istiklâl yolunda atacağı adımlara çelme vurmak bütün türk muhitinde derhal bir oksulamel uyandıracaktır. İşte biz bunun bilinmesini arzu ediyoruz." a KİTAB OKUMUYORUZ SON POSTA'da, Burhan Cahid, Patiste 2500 yataklı bir hastahanede yılda yüz bin cild kitab okundjğu hakkında bir fransız muharririnin verdiği haberi zikrederek *— Bizim on sekiz milyon nüfusumuz acaba bunun onda birini o-kuyor mu?" diyor. Okumaya karşı alâkanın azlığı, üzerinde çok durulmaya değer d er di erimizden biridir. Kabul, ama, işi bu derecede mübalağalarıdırmak olur mu ya! her yıl memleketimizde bine yak m kî\ıb çıkıyor, eski kitablarm kütüphanelerde ve evlerde, elden ele geçe geçe lime lime olduğunu hepimiz biliriz. Memleketin bîr fransız hastahanetinden de az kitab » kuduğunu iddia etmek fazla acele hüküm vermek değil midir? a TÜRK YUNAN İŞ BİRLİĞİ AKŞAM'ın "Günün meseleleri" sütununda türk resim ve kitab sergisinin Atinada gördüğü samimi alâka ve rağbeti ifade edildikten sonra bu gibi temasların mîlletler arasında ne hayırlı bir rol oynadığı tebarüz ettirilerek deniliyor ki: "Siyasi sahasında ik ime mi ek e t arasında görülen sıkı teşriki mesainin sıınat ve kültür sahasına da teşmilinden iki memleketin edecekleri İstifadeler çok büyük-lir. Yunanlı dostlarımızın bu düşüncede bizimle ayni fikirde bulunduklarına şüphemiz yoktur." B. Şükrü Kaya ve Dr. Aras Bugün geliyor istanbul, (Telefonla) — Dahiliye Vekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya ile, Dış Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras bu akşam ekspresle Ankaraya hareket ettiler, istasyonda kendileri Vali. Cumhur Reisliği Başyaveri, şehrimizdeki mebuslar. Emniyet Direktörü ve kalabalık bir halk tarafından uğurlanmışlardır. Bakanlarımız Izmittcn geçerken izmit halkı tarafından büyük tezahürlerle karşılanmıştır. Vali ve Parti Başkanı B. Hâmid Oskay, İzmit halkının Hatay zaferinden duyduğu sevinci anlatmış. Dış Bakanımız şu cevabı vermiştir: "— Sizin bu alâkanıza çok teşekkür ederim. Hepimiz, Atatürkün yolunda yürüdükçe muvaffak olacağız. Milanodan ve Belgraddan Ankaraya pek büyük memnuniyetle dönüyorum.,. Halk, Vekillerimizi coşkun tezahürler ve alkışlar içinde uğurlamıştır. ULUS ULUS 10 M ItVI 1937 i, \RK\MIS\ 6 INCIDA- Puşkinin ölümünün yüzüneü yıldönü mü ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5582 ADIMIZ, ANDIMİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Dış ve iç bakanlarımız geldiler Dr. Aras Parti Kamutay grupunda izahat verdi Dışbakanımızın izahatı alkışlarla tasvib edildi Dün tstanbuldan şehrimize gelen Dr. Aras, Kamutay Grubun, B. Şükrü Kaya vs ı gelirlerken İç Bakanı ve C.H.P. Genel Sekreteri B. Şükm Kaya ile Milânodan avdet eden Dış Bakanı Dr. T. R. Aras dün sabah Istanbuldan şehrimize gelmişler ve istasyonda merasimle karşılanmışlardır. /'«r/i tebliği Cumhuriyet Halk Partisi Kamutay Grupu bugün - '¦ •bat. 1937 - Trabzon Saylavı Hasan Sakanın başkanlığında toplandı. Cenevreden bugün Ankaraya gelmiş olan Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras. sürekli alkışlar arasında kürsüye gelerek Cencvredeki faaliyetini ve dost devletler hariciye nazırları ve mümessilleriyle yaptığı mükâlemeleri ve bugünkü arsıulusal siyasî vaziyeti izah ettikten sonra, Milanoda İtalya Hariciye nazırı Kont Ciano ile yaptığı mükâlemeleri anlattı. Tevfik Rüştü Aras. avdetinde Belgrad'da Yugoslavya Başvekili ve Hariciye nazırı Dr. Stoyadinoviç ile yaptığı görüşmelerin esasları üzerinde Parti Grupunu tenvir etti. Dr. Aras'ın beyanatı şiddetli alkışlarla tasvib olundu. (A.A.) Hariciye Vekilinin teşekkürü Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras, Anadolu Ajan-sına aşağıdaki teskereyi göndermişlerdir: (Sunu 3. da) Bafbelke hır usul farkı Folih Rtfht AT AY Kemal izm in bir dikta rejimi olmadığını bir türlü anlamryanlar, inkılâb partisinin bir takım esas hükümlerini anayasaya nakletmek için, neden, yıllarca beklediğimize hayret etmiş olsalar gerektir. Kurtuluş narhından sonra Türkiyenin davası ikiye ayrılmıştır: biri, maziyi tasfiye etmek, ikincisi geleceği hazırlamak! Tasfiye edilecek maddi manevi müesseseler belli îdi. Türk milletinin ve onun kurtuluş iradesinin eseri ve malı olan zaferi, tehlikeye koyamazdık. Osmanlı imparatorluğu İnkırazının âmillerinden hiç birini yeni devletin bünyesinde devam ettiremezdik. Devlette, millî hâkimiyetin hürriyetini ve millette, vicdan ve tefekkür hürriyetini tesis eden katî tasfiye kararlan birbirini takib etti. Reaksiyonun, zaferi ve onun eserlerini yıpratmasına vakit ve fırsat bırakmadık. Bunun arkasından inşa devri geldi. Yeni sosyal ve ekonomik hayatı kurmak için nazariyeler, hep ayrı ayrı ilmî ve türk milletinin ihtİ-yaçlanna uygun oldukları iddia edilen fikirler, prensipler ve tavsiyeler eksik değildi. Fakat davacılardan çoğunun bir tek küçük kusurları vardı: halkı ve memleketi hiç tanımamak! Kitabda gördüklerimizi kapalı civarlar arasından emretmek göreneğinden başka usul bilemiyorduk. Hemen bir takım dogmalar tesbit etmek, ve millî hayatı bu kalıplar i-çınde dökmek lâzımdı. Şef, inkılâb partisinin evlâdlarını, hakikatten araştrrmakta, münakaşa Ve tecrübe etmekte serbest bırakma-yı tercih etmiştir. Yeni Türkiyede yalnız kanun devrini açmak değil, mîllî karakterin, ihtiyaçların, memleket şartlannm hususiyetlerini tetkik ederek kanun yapmak ananesini de kurmak lâzımdı. Kanunsuzluk, ¦ade, kanun tanımamak hodbinliğinden • ' .1. tatbik edilmez kanunlarla hayatın cebirleri arasında bo-(Srtnu 3. üncü sayfada) Hollandalılarla ticaret anlaşması imzalandı Heyet reisi inkilâbırruza ve kalkınmamıza karşı duydukları hayranlığı anlattı Malaganın zaptından sonra Âsilerin kumandanların -dan Kuıiıııt dö I 'ma General Franko ile beraber dinî bir âyinden çıkarken sm Asiler Madrid Valansiya yolunu kestiler Londra, 9 (A.A.) — Tenerifden bildirildiğine göre. Malağa şehri feci bir manzara arzetmektedir. Bütün cadde ve sokaklar ateş içindedir. Büyük Katedralin etrafında bilhassa çetin harb-ler olmuş ve katedralin hazinesi yağma edilmiştir. Hükümetçiler, yanlarında bir çok rehine ve 52 milyon peseta olduğu halde kaçmışlardır. Yollardaki cesedler arasında Franko hareketine sempati besliyen kimselerin cs-¦edlcrine de rastlanmaktadır. Am kuvvetlerin şehre girişleri esnasında bir kaç milis son bir mukavemet yapmak istemişlerse de çabucak bozguna uğratılmışlardır. Bunlardan 80 tanesi ölmüş. Ötekiler teslim olmuştur. Asi kuvvetler 450 esir. mühim mikdar-da cephane ve levazım zabtetmişlerdir. Havas muhabirinin bildirdiğine go-(Sonu S.inci sayfada) Türkivede başarılan nafıa işleri ve ilerde başarılacak işler Hollandalılarla ticaret anlaşması imza edilirken Yazan: Ali Çetinkaya Bir aydanberî Felemenk hükümeti mümessilleriyle, hükümetimiz arasında cereyan etmekte olan ticari müzakereler tamamen bitmiş ve vücuda ge-tirilen anlaşmalar dün İktisad vekâleti büyük salonunda türk heyeti reisi Faik kurdoğlu, Hollanda heyeti reisi ve sekreter tarafından törenle parafe e-dilmiştir. Felemenk heyeti dün akşamki ekspresle memleketlerine dönmüşler istasyonda türk heyeti ve Felemenk elçiliği ileri gelenleri tarafrndan uğurlanmalardır. istasyonda, imzalanan anlaşmalar muhteviyatı ve Türkiye hakkındaki intibalarıni soran gazetecilere Hollanda heyeti reisi Mösyö Klefens aşağıdaki cümlelerle cevab vermiştir: '*— Son derece mühim ve radikal olan bu anlaşmalar esas ve teferruatı üzerinde şimdiden malûmat vermekte marurum ve yalnız her iki memleket menfaati bakımından bu anlaşmaların ihtiva ettikleri esaslar, burada kaldığı-(Sonu 3. üncü sayfada) Ziraat Vekilimizin ziyafeti ^9 iraat vekilimiz B. Muhlis Erkmen; rejimin güzel eserlerinden biri olan orman kanununun memleketin ormanlarını en iyi şartlar altnda koruyacak ve yurdu en kısa bir zamanda ağaçlandıracak hükümleri ihtiva ederek çıkması dolayısiyle; bu kanunun hazırlanmasında çalışan Kamutay orman kanunu muhtelit encümeni azâ-siyle ziraat vekâleti ileri gelenlerine dün paviyonda bir öğle yemeği vermiştir. Yemek çok neşeli ve samimî bir hava içinde geçmiştir. Financial Times'in Türkiyeye dair çıkardığı ilâvede Mafıa f'e-kili B. Ali Çetinkaya "Türkiyede başarılan nafıa işleri ve ilerde bu suhadtı yapılacak işler,, serlevhasiyle çok şayanı dikkat ve mühim bir makale neşretmişti. Dün birinci kısmını aldığımı* bu makinenin asimin bugün son Azmini veriyoruz: Türkiye cumhuriyeti dahilinde yol ve köprülerin inşası ve mevcudlarırun muhafaza, bakım ve tamirine aid veraifin tanzim ve idaresi Nafıa Vekâletine verilmiştir. Bu işler İçin lâzım gelen tahsisat yol vergisi ve büdceden verilen para ile temin olunur. Yol vergisi vilâyetler tarafından tahsil olunur Ve yüzde 15 şi vekâletin emrine verilir. Bu para ile büdceden ayrılan tahsisat vekâletçe yaptırılan mühim şose ve büyük köprülerin inşaatına sarfolunur. Cumhuriyetin ilânındanberi bu şekilde 827 kilometre yol yaptırılmıştır. Yol vergisinin yüzde 15 şi senede bir (Sonu S ıncı sayfada) B. Antonesko İle Dr. Aras Arasında Romanya Dış Bakanı B. Antonesko ila Dış Bakanımız Dr. T. R. Aras arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur ı Ekselans B. Rüştü Aras Hariciye Vekili Çok bUyük bir teessürledir kî profesör doktor Danielopol'un İsrarlarına mutavaat etmeye ve benim için hassaten kıymctdar olan Bir ziyaretten şündl lik vaz geçmeye mecbur kaldım. Ekselans TUrkiyc Reisi Cumhuru ve ekselans Başvekil nezdlerinde derin teessür hislerime tercüman olmanızı rica ederim. Atjnaya gitmek için zamanında iy-lcscbîleceğinizi ümid ederim. Orada sizi göreceğimden memnuniyet duymakta ve Ankara ziyaret ün in yakın tao i hini tesbit edebileceğimizi ümîd eylemekteyim. VlCTOR ANTONESKO Ekselans Victor Antonesko Romanya Hariciye Nazırı Telgrafınızın bildirdiği rahatsızlığınız haberinden derin surette müteessir olarak, ekselansınıza tam ve çabuk şifalar temenni eylerim. Sıhhî variyetinizin bir kaç gün sonra Atina seyahatini mahzursuz surette yapmanıza müsaade edeceğini bütün kalbimle ümid ederim Atina'da sizi görmek ve samimi dostluk hissiyatımı teyid etmek, benim için büyük bir bahtiyarlık olacaktır. O zaman Ankara'da büyük bir habisle beklenmekte olan ziyaretinizin tarihini bitlikte tesbit edebileceğiz. RÜŞTÜ APAS ULUS YENİ KİT ABLAK Güneş - Dil teorisine göre dil tetkikleri ve toponomik tetkikler Kitabları vazom: Hasan Reşîd Tunkut Güneş - dil teorisini toponimi sahasına tatbik ederek bu noktada temayüz eden Hasan Reşid Tankut, Ankara Dil, tarih ve coğrafya fakültesinde okuttuğu dersleri iki kitab halinde çıkardı. Malûmdur ki has isimleri tetkik e-derek bunlardan mühim neticeler çıkarmak usulü Avrupada da pek yenidir. Bu usule başvurarak yer adlarını tetkik edenlerden - birim tarihimiz bakımından - Budapeşte üniversitesi slav dilleri profesörü Melich Janos'dur. Bu büyük 51im Macarİstanda yer adlarını araştırarak bulgar türklerinin nerelerde oturduklarını tesbite muvaffak olduğu gibi Belgrad şehrinin de türkler tarafından kurulmuş eski bir türk şebri olduğunu ispat etmiştir. (Bakmız: A honfoolalaskori Magyarorsrag. Buda-pest. 1926) Bu bilgi sahasını benim bildiğime göre ilk defa ortaya koyan alman âlimlerinden Müllenhoff'dur. Bu tat Deuts-sehe Altcrtumskundc adlı beş ciltlik e-serinde coğrafî İsimler ele alarak tetkik etmiş ve bunlardan mühim neticeler çıkarmıştır. O zamandan beri Fran-sada ve daha diğer yerlerde bu şekilde çalışanlar olmuş ve bu yeni ortaya çıkan tetkik sahasına Onomastika adı verilmiştir. Fakat Onomastika tâbiri ale-lûmum has isimlerin tetkiki olduğu i-Çİn bunu münhasrran yer adlarına tahsis eden Hasan Reşit Tankut buna - ke-limeiy türk fonetiğine uygun olduğu i-Çin - Toponomi adını vermiştir. Bütün işlerini büyük bir dikkat, ihtimam ve tefekkür ile yapan Hasan Re-Şid Tankut kısa bir zaman zarfrhda bu sahanın yegâne müntesibi bulunuyor. Bu itibarla kendisinin daha evelki kültürel hayatından biraz bahsetmeği yerinde bulmaktayım. Hasan Reşit Tankutun ilmî hüviyetini biz eski Hakimiyeti Milliye'deki makalelcriyle tanıyorduk. Halbuki daha evel Sivas, Kızılırmak gazetelerinde tahrir hayatına başlamış, daha sonra da birçok gazetelerde yazmış, şark vilâyetlerinde yaptığı tetkiklerle, o havalide konuşulmakta olan Zaza ve Kürd dilleri ve aşiretleri, bunların sosyolojisi üzerinde çalışmış, bütün bunlardan sonra kendi mesaisini bilhassa Anado-lunun toponomisine hasretmiştir. Birinci kitabtla kısa bazı mütalea-1 ardan sonra kelime tarihi başlığı altında müellif Târik adının menşeini a-raştırmalrtadır. tkincî bahis Türk dili ve Yakın Asya dilleri adını taşımaktadır. Bu bahiste müellif Sümer, eski Anadolu dilleri ve Azyanik dilleri bahse mevzu etmektedir. Bundan Hasan Reşit Tankut Güneş - Dil teorisini göz önünde tutarak sümerceyi almış vc en sonda da türk dili ile sümerce kelimeler mukayesesini gösteren bir cetvel koymuştur. Burada bir mukayese dikkat nazarımı Çekti: Sümercedekî halk, ahali manâsına gelen UG sözünü müellif türkçe-dekî TJğuş adı ile mukayese etmektedir. Malûmdur ki türk dilinde de ok halk, ahalî manâsına gelir. (Bakını/: Thomsen. Turcica, S. 4) Filhakika Güneş - Dil teorisinin genişlik rolünü tes-bît eden kategoriye dahil Ş bir genişlik İfadesiyle kabile manâsına gelen OKla-rı mîllet kıymetine çıkarmakta olduğundan Hasan Reşit Tankut'un bu mu-kaycsesiyle birbirinin içinde olan iki varlığın farklı ifadesini de öğrenmiş ol uyoruz. Diğer bir bahisde de Hasan Reşit Tankut ATA sözünü araştırmakta ve bu sözü birçok dillerde bularak dikkate şayan mukayeseler yapmaktadır. Profesörün talebesinden Bn. Vecihe bu esası göz önünde tutarak bunu genişletip üçüncü Dil Kurultayına sunduğu tezî muvaffakiyet ve takdir kazanmıştır. Bu bahisden sonra müellif Sâml dilleri ele almakta ve zengin misallerle noktai nazarını İzah etmektedir. İkinci kitab doğrudan doğruya toponomik araştırmalara hasredilmiştir. Bu eserde umumî serlevhalara bakmayınız. Bir serlevha altında dolayısiyle müellif o kadar geniş misaller vermiştir ki bütün bu bahse mevzu ettiği İ-sirnleri burada kaydedecek olsak yazımızı pek fazla uzatmış oluruz. Klâsik ilmin bazı donelerini de yeni teoriye ilâve ederek çok enteresan ve orijini! bir etüd vücuda getirmiş o-lan değerli âlimimizi tebrik ederiz. Hüseyin Namık ORKUN Partinin aldığı radyolar ve bunların tercih sebebleri Cumhuriyet Halk Partisi tarafından halkevlerine alınacak radyo makineleri için geçenlerde bir münakaşa a-çılmış ve 12 firmanın iştirak ettiği bu münakaşa neticesinde Filko ve R.C. A. markalı radyo makinelerinin satın alınması kararlaştırılmıştı, Bize verilen malûmata göre, partinin yaptığı müsabakada muhtelif markalı radyo makineleri arasında bir çokları bcğcnilmişse de Filko ve R.C.A. nm tercih edilmesi, bunların fiatve tediye Şartların da ki uygunluktan ileri gelmiştir ve bu tercih hiç bîr zaman diğer makinelerin kalitece bu iki markadan a-şağı olduklarını tazammun etmemektedir. Vilâyetlerde umumî meclis toplantıları başladı Vilâyet Umumî Meclislerinin yıllık toplantıları otuz vilâyetimizde açılmıştır. Bu vilâyetlerin isimlerini yazıyoruz: Afyon, Aydm. Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa. Çankırı, Çoruh, Edirne, Erzurum, Gümüşhane, İçe), İsparta, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Maraş, Muğla, Niğde, Samsun, Seyhan, Sivas, Tekirdağ, To-kad, Yozgad, Zonguldak. Bu vilâyetler Umumî meclisleri, ruznameler üzerinde müzakerelerine başlamışlar ve Parti Genel Sekreterliğine birer saygı telgrafı çekmişlerdir. Genel Sekreterlikçe her birine ayrı ayrı cevabı telgraflarda izhar edilen hislere teşekkür ve çalışmalarında muvaffakiyet temenni edilmiştir. Ankara [ Halkevinde güzel bir toplantı oldu Yol vergisinin yine altı lira olması teklif edildi Geçen sene çalışmaları hakkındaki raporlar 1936 yılınm 9 şubeye aid çalışma raporlarını hazırlayıp bir arada C.H.P. Genel Sekreterliğe ve aid olduğu bürosuna sunmak içîn bir araya getiren Ankara Halkevi, bütün şubelerin komite üyelerini bir toplantıya çağırmış ve Ev Başkanı içel Saylavı B. Ferid Celâl, Evin genel çalışmasını rakamlara dayanarak anlatmış ve daha etraflı izahlar için Komite başkanlarına söz vermiştir. İlerde bir broşür halinde bütün tafsilâtiyle neşredildikten sonra gazetemizde tekrar ele a-lacağmıız bu çalışmalar, dinliyenlerî tatmin ve memnun etmiş; şubelerin me-todlu ve şuurlu bir çalışma yolunda müsbet ve azimli adımlarla İlerledikleri kanaati uyanmıştır. Bu verimli çalışmalarını az gören, daha büyük ve daha sevindirici sonuçlar almak için çalışacaklarını vâdeden vc takib edecekleri usulleri, bulup meydana koymak üzere oldukları kolaylıkları birer birer anlatan Dil, Edebiyat ve Tarih Komitesi Başkanı Enver Behnan, Ar Komitesi Başkanı Refik, Temsil Komitesi Başkanı Mecdi, Spor Komitesi Başkanı Namık, Sosyal Yardim Komitesi Başkam Ragıp, Halk dershaneleri ve Kurslar şubesi Başkanı adına Mazhar, Kitabsaray ve Yayın Şubesi Başkanı İhsan. Köycülük Şubesi Başkanı adma Bahadır, Müze ve sergi şubesi başkanı M. Uluğ, takdirle dinlenmiştir. Halkevinin şube üyelikleri haricinde çalışan gençleri adına B. Behçet Kemal, çalışmalardan duyulan genel sevinci belirtmiş vc her şubeye aid gördüğü îfce -düşündüğü bazt veni-likleri ve hususiyetleri tebarüz ettirerek bunların da bu geniş çalışma kadrosunda lâyık oldukları önemli yeri almasını istemiş, bu teklifler de kabul e-dilmiştir. Oradaki dinleyicilerin kanaati, Halkevinin bir yıllık çalrşmasmm daha gelişmiş ve daha verimli olmuş olduğudur. Bir kadının idamı istendi İstanbul, (Telefonla) — Geçen yd kardeşinin katilini kaaden Öldüren Gü-lizarm muhakemesi bitti. Müddeiumumi katil kadmın idamını istedi. Karar aym on beşinde tebliğ edilecektir. Halkevinde Yarı amatör Temsiller Şadi, Dürnev, Seniye ve Yaşar halkevi gençleri arasında Dün, Ankara Halkevi gene seçkin bîr kalabalığı büyük salonunda toplamış bulunuyordu. Hem Ankaramn tiyatro ihtiyacını bir yeni trupla karşılamak, hem Halkevinin sosyal yardım şubesine bir gelir daha bulmak, hem de evin yetişen kabiliyetlerini ustalarm yanında ve arasında sahneye çıkararak, yetişmelerine ve teşvik edilmiş olmalarına âmil olmak gibi hayırlı ve isabetli scbeblerle düşünüldüğünü haber verdiğimiz bir teşebbüs, dün geceden baş-lıyarak gerçekleşmiş bulunuyor: Şadi, Yaşar vc Seniye gibi tanmmi| 'artistlerle Tı-r.-ıTırr TT.ıll*' vnıin vnlmt "-s- yarlarmdan Fatma Dürnevin büyük bir kolaylık, tabiîlik ve hünerle oynadıkları rollerin yanmasında Halkevinin amatör istidadlan da hiç de teferruata aid sa-yılamıyacak rolleri üzerlerine alarak "Hissel Şayia,, yı muvaffakiyetle oynadılar. Nigârın, Fethinin ve Kadriyenin muvaffakiyetini bu arada ayrıca tebarüz ettirmek gerektir. Ustüste birkaç gece daha birkaç temsil verilecek ve bunlar sanatkârlar m en çok muvaffak oldukları kanaatini vermiş olan piyeslerden teşekkül edecektir. Umumî mecliste müzakereler Vilâyet Umumi Meclisi dün saat 17 de Reis Vekili B, Ziya Sıdal'ın reisliğinde toplandı. Geçen celseye aid zabıt hulâsası okunup kabul edildikten sonra ruznamedcki maddelerin müzakeresine geçildi. Umumi meclislerde, yeniden teşkil edilecek, yahud fek vc ilhak olunacak koy ve nahiyelere aid kararlar verilirken dikkat edilmesi lâzım gelen hususlar hakkında Dahiliye vekâletinden gelen umumî emir Dahiliye encümenine gönderildi. Evvelce vilâyet emrine verilen ve tevzii olunan muallimlerin teçhizat bedellerinin tediyesi için düyun faslına 4 bin vs bu yıl mezunlarından gelecek muallimler için de Önümüzdeki yıl büdcesine 2 bin lira tahsisat konulması hakkında vilâyet makamından havale edilen tezkere büdce encümenine havale edildi. 1937 yılı Ankara merkez vc mülhak kazaları hakem heyetlerinin seçilmesine dair teklif, üstelerin hazırlanması için dahiliye encümenine verildi. Bina, arazi vergileri bakayalarından tahsil edilmiş ve edilecek olan paralardan tayyare vergisi, belediye hissesi va Ziraat bankasına yardım paraları verile* bilmesi için büdcede bazı münakaleler, icrasına dair taleb büdce encümenine havale olundu. Kızılcahamam, Şereflikoçhisar, Çıbıfc Polatlı kazalarmdan gelen dilekler hakkında müteferrika encümeninin mazbataları okunarak encümenin mazbataları umumî heyete göndermeden tetkik ederek aid oldukları encümenlere vermesi ka rar J u j nrıldı. ı^—-7-n Arazi tahrîr komisyonlarından faali- Çağn Dahiliye Encümeni bugün saat onda toplanacaktır. İyi ve fena insanlar ki Yeni yapılacak konservatuvar İstanbul, (Telefonla) — Yeni yapılacak konservatuvar binası münakaşası m»rt a"tnda ilân edilecektir. Kobert Quilleı diyor ki: " insanlar iki iyiler ve fenalar. Bunları uzun boylu tarife hacet yok; size benziyenlere iyi, benzemi . yenlere fena dersiniz, olur, biter.,, Gazetelerimizde falcılık Fransız gazetelerinin bir kısmında fala, yıldızlar âlemine (7) ve bunlar nevinden şeylere dair bir çok yazılar ve ilanlar çıkmaktadır. Mesela: L' Intransigeant, her gün, "Yıldızların doğuş üzerine tesiri" başlıklı bir yazı neşreder. Vilayetlerimizden birinde çıkan bir gazete bunu taklid ediyor. Uç gün evelki sayısında "Bugün doğan çocuklar" başlığı altında şöyle bir yazı neşrediyor: "güneş bugün öğleye yakın bir zamandan itibaren Uranüs ile müşterek ve fena bir tesir yapacaktrr. bir çok kaza ve hâdiseler olabilecek ve bunlar arasmda kanlı delilik faciaları da bulunacak, tır." O gazetenin okurlarından kim bilir kaçı, o gün, etraflarında, böyle facialar aramışlardır. Kötü taklidcilikl srnu ayrılabilir: Evlenecek gençlere iki m ısra Bir vilayet gazetesi, . . . karasında, evlenme çağında genç kız buhranı olduğundan bahsetmiş; bu iddiayı tel. kik eden bir diğer gazete, o kazadan yem dönen bir okurunun lisanı İle, havadisi şöyle tekzib ediyor: *' ...Evlenecek kız mı arayorsunuz? ... şehrinden olmazsa . . . şehrinden olur. orada da olmazsa ver elini . . . şehrine, oradan da mı boş çıktınız, ver eli. ni . . . şehrine. Meşhur bir gazelden hatır unda kalan şu beyti söyleyeyim: Bülbül olana goncai rânâ mı bulunmaz Mecnun isen ey dü, tana Ley lamı bulunmaz" Haberin bu tekzib tarzını nasıl buldunuz? Avcılara dair Rîchmond Times Dispatch gazetesinde avcılara dair yazılmış bir fık. rada şu cümlelere rastgeldİk : "Şu avcılar. İyi kalbli, hayvanlara karsı merhametli kimselerdir vesse - lam! bir geyiğe rast gelirlerse onu vururlar, ama bu yüzden r bir çok köpekleri de beslerler.,, Bu cümlelere bizim de birkaç söz katmamız lâzım gelirse deriz ki: " Fakat insanlara karşı merha -metsizdirler. Akşam demez, sabah deme ; işi var demez, işi yok demezler, bir geyiğin vuruluşunu saatlerce anlatmağa kalkarlar." Dilencinin nikel paraları Aydından bir gazeteye verilen bir haberden öğreniyoruz ki, orada Ölen, bir dilenci kadının kulübesinde tor- baler dolusu nikel para bulunmuş ve iki günde sayılabilen bu paranın yedi yüz lira olduğu anlaşılmıştır. Dilencinin varisi yoktur. Eski bir mesele göre, "fukaraya ta-sadduk Allaha iaredir.'' Aydın vilayeti, dilenci kadın m yedi yüz lirasını fakir mekteb çocuklarına yardımda kullanmağı düşynüyormuş. Bu fikir, hiç şübhesiz, pek yerindedir. Fakir olduğu için değil zengin olmak istediği için dilenen bu kadmın serveti fakir çocuklara harcanmak kadar tabiî ne olabilirdi. yetlerini tatil edilenlerinin reis vs aza» 1 arının tecdidine dair mazbata üzerinde bazı münakaşalar cereyan etti ve bu hususta daha derin tetkikat yapılması için dahiliye encümenine iade edildi. Çankaya kazasında merkez vc vilâyet merkezînde iç nahiye teşkili için vilâyet idare heyetinden yapılan teklif dairesinde hazırlanan dahiliye encümeni mazbatası, dahiliye vekâletinin son emirlerine göre yeniden tetkik edilmek üzere, tekrar encümene verildi. Bu yıl yol vergisi İçin nakdi mükellefiyetin, iki taksitte alınmak ü-zere altı lira ve bedenî mü • kellefiyetİn sekiz gün olarak tesbit edildiğine dair nafia encümeni mazbatası o-kunurken azadan birkaçı, bedenî mükellefiyet usulünün tatbikindeki müşahedelerini anlattılar ve çalışma günlerinin ziraat mevsimine tesadüf etmemesi hususunda temennilerde bulundular. Neticede, mazbatanın naiia müdürünün huzuru ile müzakeresine karar varildi. Haymana, Nallıhan, Beypazarı, Kesküı kazaları ihtiyaçlarına dair. bu kazalardan gelen yazılar üzerine Nafıa encümenince hazırlanan mazbatalar birer birer okundu. Batısı müteferrika encümenine iade edildi. Bazısı da bütçe encümenine gönderildi. Azadan Eşref (Haymana). Abdurra-him (Koçbisar) ve Mustafa (Polatlı) ya mazeret ve hastalıklarına binaen onar gün izin verilmesi kabul edildikten sonra gelecek hafta salı günü 17 de toplaml mak üzere müzakereye nihayet verildi. Bayan Jalenin cenaze töreni bugün yapılacak Viyanada v;fat ettiğini teessürle haber vermiş olduğumuz Tahran büyük elçimiz B. Enis Akaygenin büyük kızı Bayan Jale'nin cenazesi getirilmiştir. Defin töreni bugün tanbulda Beşiktaşta Sinanpaşa camısın-de yapılacaktır. Babasının, Anas.nm, kardeşlerinin vc bütün yakınlarının büyük acısına .5-tirak ederiz. tstanbula Is- --19 . ** 10 - 2 - 1937 . 10*7 m ulus ulus Roosevelt ve Amerika anayasası Amerika Cumhur Başkam Roosevelt. Amerika adliyesinin ıslahı için kongreye • kongre Amerİkada mümessiller meclisi yani parlamento ile a -yân meclisinin bir arada içtimaidir . ehemiyetli bir teklifte bulunmuştur. Amerika adliyesinin Ncw Deal adı vc '¦ n kalkınma programının tatbikinde oynadığı menfî rol hatırlana -cak olursa, Roosevelt'in bu teklifi İla istihdaf ettiği gaye anlaşılır. Malûmdur ki Rooscvclt dört sene evvel, birinci devresine başladığı laman, A -merika büyük bir İktisadî ve malî buhran içinde idi. Cumhur Başkanı bu buhran ile mücadele etmek için kongreden geniş salâhiyetler aldı. Fakat bu salâhiyetleri kullanmakta iken, Amerika yüksek mahkemesi müdahale ederek New Deal kanunlarının hükümsüz olduğuna karar ver. di. Teşri kuvvetini temsil eden kon -gre tarafından akdedilen kanunla -rın bîr mahkeme tarafından nasıl hükümsüz bırakılabileceğini anlamak için Amerika devlet mekanizmasının "tevzini kuva" nazariyesine dayandığını hatırlamak lâzımdır. On sekizin* ci asrın sonlarına doğru yazılan ve Monteskiyeu'un siyasi felsefesine istinad eden Amerika anayasası teşri, icra ve kaza kuvvetlerini biribîrinden ayırmakta ve kaza kuvvetini de ferd haklarının ve Amerika ittihadını teş • kil eden devlet salâhiyetlerinin ko . runması için murakıb vaziyetine koymaktadır. Oyle ki mahkeme ferd hak' larının veyahud da ittihadı teşkil e -den devlet salâhiyetlerinin icra veya teşri kuvveti tarafından ihlâl edildi -ğinİ görürse, müdahale eder. işte Amerika yüksek mahkemesi bu salâhiyetlerine istinaden verdiği bir takım hükümlerle Roosevelt'in Ne w Deal projesini tatbik ettirme -mistir. Cumhur Başkanı için böyle bir vaziyette yapılacak iki şey vardı: 1 — Amerika anayasasını değiştir-mek. 2 — Amavtsta «n«v«.«nnın tefsiri, ni daha genç vo daha ileri elemanların ellerine tevdi etmek. Ve tadil yoluyla değil tefsir yoluyla gayeye varmak. Anlaşılıyor ki Roosevelt ikinci yol üzerinde yürümeğe karar vermiştir. Filhakika birinci yol çok külfetli olacaktı. Bir defa Amerika milletinin anayasya karşı derin bir bağlılığı vardır. 1786 senesinde yazılan bu anayasa şimdiye kadar değişmemiştir. Yalnız zaman zaman ilâveler ya. pılmıştır. Amerikalılar Vaşington zamanında yapılan ve kendilerini bü -yük ve zengin bir millet haline ged -ren bu anayasayı değiştirmek istemi-yorlar. Fakat hissi sebeblerden ayrı bir zorluk daha vardır: Anayasanın değişmesi birkaç senelik zamana mütevakkıftır. Tadil, kongrenin üçte ikisi tarafından kabul edildikten son. ra Amerika İttihadını teşkil eden kırk sekiz devletin üçte ikisi tarafından da ayrı ayrı tasdik edilmelidir. Bunun içindir kî Roosevelt daha kestirme yoldan yürümek istiyor. Kongreye yapılan teklif, Amerika adliyesini daha genç elemanlara bırakıyor ve aynı zamanda icra kuvvetinin de hafif tertib murakabesi altı. na koyuyor. Mahkemelerin son dört sene zarfındaki kararları göstermiştir ki genç ve ileri elemanlar, anayasayı geniş ve bugünkü şartlara daha uygun olarak tefsir etmeğe çalışmışlar fakat ekseriyeti teşkil eden geri ve muhafazakâr hâkimlerin muhalefeti karşısında muvaffak olamamış . lardır. Eğer ekseriyet ileri unsurla -r«n ellerine geçecek olursa, anayasayı dcğıştirmcksizin tefsir yollnnyle he-defe varabilecektir. Fakat Roosevelt tarafından yap,|n„ bu teklifin şid -detlı mukavemete maruz kaldığı bil. diriliyor. Cumhur Başkanının muarızları bu teklifin anayasaya muhalif olduğunu iddia etmektedirler. Maa . mafih Roosevelt partisi kongrede her tedbiri kabul ettirebilecek ekseriyeti haizdir. Yalnız bu tedbîrde mesele ile en yakıml. n alâkadar olan yüksek mahkemenin muhalefetiyle karşılaş -masın. İşte o zaman artık anayasayı değiştirmekten başka yapacak iş kalmaz. A. Ş. ESMER MS HA1İ1U1İ1II ingiltere sağ cenahı Almanyaya sömürge verilmesine razı değil Londra, 9 (A.A.) — Başlıca sağ cenah muhafazakârlarından müteşekkil bulunan imparatorluk endüstri birliği parlamento komitesi dün ittifakla kabul ettiği bir karar suretinde, ingiliz bayrağı altında bulunan toprakların veya filonun başka bir devlete devredilemiyeceğini bildirmekte ve mesul bakanlar tarafından yapılan katı teahhütleri haürlatmaktadır. Kararda, böyle bir devrin Britan- Amerika tuğyanı bilançosu Vaşington. 9 (A.A.) — Tuğyanlardan ölen 415 kişinin 285 î Luisvildcdir. Misisipi ve Ohyo nehirlerinin suları yavaş yavaş çekilmektedir. Mühendisler bendlerin dayanacağını soylu -yorlar. Birçok kimseler çamur tabakası altında olan evlerine dönmektedir. B. Ruzvelt tuğyana maruz kalan yerlerin ıslahı için bir teşkilât vücuda getirilmesini tasvib etmiştir. Dün Tptonvllede hafif bir zelze hissedilmiştir. Zayiat yoktur. Belçika mebusları yumruk yumruğa kavga ettiler Brüksel. 9 (A.A.) — Parlamentonun bugünkü toplantısında, reis Huym.tns, Madrid ve Valansiyaya yaptığı! seyahat hakkında kendisinden istizahta bulunulmasına mani olduğundan sağ ve sol cenahlar arasında şiddetli bir kavga çıkmış ve bilhassa 25 mebus yumruk yum-ruğa gelmiştir. 10 kişi yaralanmıştır Celse tadil olunmuştur. Dış ve İç Bakanlarınız geldiler Başı 1 inci sayıfada Milli Hatay davamız hakkında Ce-nevrede varılan neticeden dolayı Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkevleri ri-yasetleri, muhtelif cemiyet ve teşekküller ve dahil ve hariçten birçok zevat ve teşkilât tarafından gönderilmiş olan telgrafları Ankaraya avdetimde aldım. Bu suretle hakkımda gösterilen samimi hislerden dolayı çok mütehassis ve minnettarım. Şükran ve muhabbetlerimin iblâğına Anadolu Ajansının delâletini dilerim. (A.A.) Tayyare piyangosu numaraları ULUS Yarın çekilecek tayyare piyangosu numaralarını 12 şubat cima nüshasında tamamen neşredecektir. Halkevinde Sosyal tardım Sııhrti menfaatim^ Halkevi İrin "il .Şubesinin ve sanatkâr Rafiti Rızanın iştirakiyle Sanatkâr ŞADI ve arkadaşları tarafından Bugün saat 21 de TAŞ PARÇASI 2 ptrde HllJISIk :* perde Biletler Halkevi Gişesinde satılmaktadır. ya imparatorluğunun stratejik emniyetini tehlikeye koyacağı ve bilhassa Afrikadaki ticaretine zarar vereceği, buna mukabil ise Almanya i-Çİn ham madde ve sömürge hususunda mühm bir fayda temin etmi-yeceği ilâve edilmektedir. Bununla beraber karar, komitenin Almanyanın veya öteki memleketlerin ham madde veya yiyecek tedarikinde karşılaştıkları güçlükleri gidermeğe elverişli teklifleri tetkika hazır bulunduğu bildiriliyor. Fon Hibhentrop - Lord Hali faks görüşmeleri etrafında Londra. 9 (A.A.) — Siyasi mahfiller, yakında Fon Ribbentrop ile Lord Halifaks arasında yapılacak konuşmalar hakkında fikir yürütmektedirler. Bu mahfiller, B. Ribbcntrop'un umumiyet itibariyle resmî bir talebte bulunmaktan kaçınacağına kani bulunmaktadırlar. Kendisinin sömürgeler mesel»i hakkındaki alman telâkkisini bir kerre daha izah edeceği tahmin e-dllmektedir. Mançester Guardian gazetesi, diyor ki: "B. Fon Ribbentrop'un Almanyanın eski sömürgelerini elde etmek için sa-hib olduğunu iddia eylediği hukuki delilleri bildirecektir. Eğer iş böyle ise. vaktiyle B. Hitler İle Göring'in sömürgeler hakkında yapmış oldukları beyanata, hiç bir şey i-lâve edilmiş olmıyacaktır. Sömürgeler meselesi, şimdi hakikaten ciddî telâkki edilmemektedir." övr gazetesinin fikirleri Paris. 9 (A.A.) — övr gazetesinde bîr baş yazısı çıkmış olan Madam Ta-bui'ye göre "evvelce kulislerde Fransa ile İngiltere arasında bir anlaşma olmadan Almanya ile ciddi hiçbir görüşme yapılmıyacaktır. Filvaki alman sömürgelerinin mandası yalnız Fransa İle tngilterededir, ve Almanyanın her şeyden Önce milletler cemiyetine müracaat etmesi iktiza etmektedir. Çünkü Versay andlaşma-sından sonra alman sömürgelerini Fransa ve lngiltereye vermiş olan bu cemiyettir. Başvekil Tataresko Romanya Kabinesinde Değişiklik Bükreş, 9 (A.A.) — Yeni teşkil e-dilen Romanya kabinesi aşağıdaki «atlardan mürekkebtir: Başvekil ve silahlanma bakanı - B. CH. Tataresko, başvekil muavini vo makarnan bakan: B. t. tnkuletz. dış bakanı B. Viktor Antonesko, Milli müdafa bakanı general Pol Angelesko, adlıya bakanı B. Mircea Djurara, dahiliye bakanı Dİm tuca, maarif bakanı Dr. C. Anghelesco, maliye bakanı Mircea Kan-çîkov. endüstri ve ticaret bakanı Vale-ra Pop. münakalât ve nafıa bakanı Rl-şar Franasovicl, sihhiye bakanı Dr. Kostinesko, iş bakanı 1. Nistor, meza-hib ve sanayi bakanı Viktor lamandl, teavün bakanı Misel Negura. emlâk bakanı V. V. Sassu, hava ve bahriye bakanı Radu Irimesok, silâhlanma müsteşarı Pier Bejan, dahiliye müsteşarı V. Barca et Aurel Bentciu, hariciye müsteşarı Viktor Badulesco, maarif müsteşarı Floin Stefanesco - Goanga, maliye müsteşarı Dim. Alimanisteano, mezahib müsteşarı Tİberin Mosoin, emlâk müsteşarı M. Brceano. Homanyada büyük bir toprak kayması Bükreş, 9 (A.A.) — Gorj eyaletinde Radinesti kasaabsında 200 hektar genişliğinde bir arazi parçası kaymıştır. Buralarda bir müddettenberi yer yer çatlaklar olmakta idi. bir kaç gün önce yirmi hektar genişliğinde bir arazi parçası 40 metre derinliğine kayarak bir çok evleri ve hayvan sürülerini uçuruma sürüklemiştir, insanca zayiat olmamıştır. Civarda 180 hektar genişliğinde bir arazi parçası da kaymaya başlamıştır. asm ırımı/ı Hollandalılarla ticaret anlaşması imzalandı ing.Iiz kiralının gala kabul resmi Londra, 9 (A.A.) — Kıral altıncı Georgc busabah yaldızlı araba ile Sen Ceymıs saıayına giderek saltanatının ilk gala kabul resminde hazır bulunmuş tur. Saray ve hükümet erkûnıylc kor dip lomatık heyeti kabul resmine iştirak et mislerdir. Almanya büyük elçisi B. Fon Ribbentrop kiralı Hitler usulü selâm, ladıktan sonra arkadaşlarını takdim etmiştir. İngiltere - Fransa ve sömürge işi l.'.n i .ı. 9 (A.A.) — Müstemlekeler meselesi hakanda İngiliz ve fransız nü-kumetlcrinin temasa geldikleri hakkındaki haberler salâhiyettar makamlardan katî olarak tekzib olunmaktadır. Yine aynı makamlar, ingilterenin alman muı temleke taleblerinc verecğî cevabı kati bir sulh plânının tanzimine mütevakkıf tuttuğuna dair Dailey ESprcssın neşriyatını da tekzib etmektedirler. (Bası I. inci şayiada) mız müddetçe, Türkiyede gördüklerimiz ve kısaca Atatürk Türkiyelinin reci büyük varlığı hakkındaki fikirlerimizi bir kelime ile ifade etmekli^i-miz lâzım gelirse, her suretle ekselan etmekligimiz lâzım gelir. Memleketinize karşı yalnız hakikî muhabbet hisleriyle değil, daha çok hayret kelimesiyle ifade edebileceğimiz büyük samımı takdir duygulariyle dönmekteyiz." * • * Vücuda getirilen anlaşmaların esasları hakkında tuık resmi kaynaklarından da henüz malûmat verilmiş değildir. Hollanda resmi heyetiyle birlikte Şehrimize gelmiş bulunan Hollanda fi-nans, endüstri vc ticaret âlemine men-sub heyet ve Türk-Hollanda dostluk cemiyeti reisi Baron Testa da aynı trenle Hollandaya dönmüştür. Sonuncuların verdikleri malûmata göre, Türkiye ile Hollanda Masında "ayet geniş ve emin bir ticaret ve Tttrk.,4 iktisadi ve sınai TAN'da Ahmet Emin Yalnvsn, yıllardan beri Turk hükümetinin siyasetinde tecrübe edilmiş ve easen miletia ana umdeleri halın* gelmiş bulunan altı prensibin ana yasaya alınmasının ifade ettiği manayı mütalaa ederek "gidilecek yol hıdtkmda vatandaşlar arasında bir kıımı münakaşa yollarının boy* lece kapanması" doğru olup olırdıdığl laliıu mutlak hürriyet Ölçüsİyle cevsp vermek doğru olmadğını, çünkü mutlak hürriyeti bir milletin candan ve devamlı inkıafı, emniyeti, istikrarı bakımından muttuk bir kıymet addetmek hakikatla-ra goz yummak olacağını kaydediyor. Aceba şu yoldan mı gitsek iyi, yoksa bu yoldan mı? "Yolunda br münakaşa, bir memleketi hakikat ve inkişaftan mahrum bırakabilir. Çünki böyle bir münakaşa ihtisas, salahiyet ve hüsnü niyet sahipleri arasında kalmaz. Turlu türlü hususi menf.Tit sahipleri ortaya atılarak her keşten hamiyetli kesilirler. Bu itibarladır kî. muharrir, rejimin tak p edeceği ana yolun doğruluğu hakkında mutlak hürriyet ölçüsünün değil, ancak mu »bet verim Ölçüsünün tatbik edilmesi icap ettiği fikrindedir. • DEVLETÇİLİK KURUN Ma Asım Us. ana yasa la-dilâtı kamutayda konuşulurken s.rbest mebuslardan General Refetin iktisadî devletçiliğin ana prensip haline gelmesi hakkında itirazı kayıdlar dermeyan etmiş o ima ı mı mevzuu bahsederek. Kamutayda mevcut bunca iktisatçılardan hiç biri böyle bir mütalaada bulunmamışken. General Re/etin mdİ bir fikir serdetmek için mu dah e leşini garip buluyor ve devletçiliğin siyasi ve iktisadî diye bir taksim* tabi tu tularnı yatağını, devletin iktisat sahasına müdaheıetinia bu gun artık en liberal memleketler v* zihinler tarafından bil* kabul edilen bir zaruret haline gelmiş olduğunu anlatı- yor. _-_ -1- ¦ ¦ =J Boşbetke BİR l 51 i FARKİ (Başı t. inci sayfada) c al a maktan da ileri gelir. İnkılâb partisi, dinamizmini durdurmak ısli-yen diktacılara karşı daima mukavemet etmiştir. Cumhuriyetin kurulmuş olduğu günde hazır bulunanlardan çoğumuz henüz yasamaktayız: cumhuriyetin birinci, ikinci, ü-çüncü veya beşinci senesindeki şiddetli münakaşalarımızı hatırlayalım. Acaba bu fikir teşettüllerine nihayet vermek çaresini, mevcud kanaatlerden bir kısmını anayasaya maledip münakaşayı kesmekte aramış olsaydık, ne olacaktı? Şimdiye kadar kimbilir kaçıncı anayasa buhranı geçirmiş olacaktık? Kimbilir bu buhranlar mümkün olduğu kadar az olmak için, ne ağır fedakârlıklarda bulunmağa mahkûm olacaktık? Hükümet ve halk, pekaz şaşalamalardan sonra, maddi manevi inşanın yollarını ve usullerini bulmuştur. Anayasaya koyduğumuz devlet vasıfları, herhangi bir partinin nazari kanaatleri değil, türk milletinin karakterine, ihtiyaçlarına ve tekâmül şartlarına uygun geldiğine hiç kimsenin itiraz edemiyeceği, çünkü hiç kimsenin, onların, ayn ayrı, muvaffakiyetlerini inkâr ede-miyeceği ana prensiplerdir. Bu ana prensipler, mil'i hayalın yüksek inkişafı felce uğratılmadıkça ihlâl edilemez. Senelerce »üren arama ve deneme devrinden sonra, tesbit'e sıra geldi- Anayasadaki tadiller işte bu teshillerden ibarettir. Mütemadiyen ricat etmeğe, veya, politika sebeb Itrinden dolayı, mukavemet ederek millî kudreti israf ettirmeğe sebeb olan diktalarla. Krmalizmin, inkılâb esaslarına hiyanet etmemek şartiyle, herkese açık bıraktığı hakikatleri araştırma ve hayat içinde tecrübe metodu arasında herkesin dikkat etmesinde faydalı olan bu fark vardır. _Falih RıfktATAY programlarında Hollanda sermaye ve sanayiine ciddi iştirak imkânları tamamen temin edilmiş bulunmaktadır. Hollanda heyeti azasından birisinin istasyonda söylediğine nazaran Hollan- I da ticaret ve nafıa nazırlarının yak-n»! larda şehrimize gelmesi muhtemeldir. ULUS 11 SI HAT 19t7 PERM Mlîl YARIN Istanbulda çekilen tayyare piyangosu numaralarının tam listesini neşredeceğiz ON SEKİZİNCİ YİL. NO: 5583 ADIMIZ, ANDIMİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Hayatı ucuzlatacak tedbirler En iyiyi en ucuza mal etmek prensip ve hedeftir MİLANO MÜLAKATI Dış Bakanımız Doktor Tevfik Dış Bakanı ile beraber Rüştü Aras'tn Milano'da italyan alınmış bir resimleri. Başbetke K İP ALİ T IRKİYE Falih Rıfkı AT AY Mem lekelimizden birkaç gün ayrıldıktan sonra, vatanlarına misafir olduğunuz ecnebiler kadar, siz de Türkiyenin yabancısı olursunuz. Devlet reislerinin nezlesine kadar her şeyden haberiniz vardır. Yalnız binlerce Avrupa gazetesi, aızc her turlii faaliyetlerle kaynamakta olduvuııu bidiğiniz Türkiyenizden havadis vermez. Eğer herhangi bir telgrafın başında Antiara veya İstanbul kelimesini gördüğünüz zaman hissedeceğiniz kalb çarpıntısı yerindedir: çünkü bu telgraf ya bir zelzele, ya bir yangın veya korkunç bir cinayet faciası bildirecektir. Halbuki o günlerde İsmet İnönü'nün Kamutayda mühim bir nutuk söyliyeceğini öğrenerek yola çıkmıştınız. Türkiyenin kendi içinde ve dışında politika veya ekonomi faaliyetlerine taalluk e-den müzakereler içinde olduğunu biliyordunuz. Siz de orada herhangi bir yabancı gibi memleketin sabah gazetesini açıp hiç olmazsa başlıca vakalar ve alınan neticeler hakkında bir iki satır görmek istemez misiniz? Hattâ bunu görmeyince içinize biraz öksüzlük hissi çökmez mi? Acaba dünyayı ilgilendirecek havadislerimiz veya dünyanın merakını crlbedecek resim-tebliğle-rimiz yok mudur? Diğer memleketler hakkında gördüklerinizle, sizin olan bitenlerinizi mukayese edince anlıyacaksınız ki vardır. Acaba bütün bu gazeteler bizim düşmanlarımız mıdır?. Şüphesiz hayır! Bazan onları pek kolaylıkla milletimize ve onun davalarına alâkalandırdığımız olur. Sebeblerden biri, Avrupa gazetelerinin Türkiye'den, Avrupa memleketleri arasında ve onlardan biri olarak, ve Türkiyenin davalarını kıta davalarile yakından temaslı addederek bahsetmeye a-lışmamış olmalarıdır. Bir başka sebeb, bilhassa serbest basın memleketlerinde, hattâ ajans havadisleri için sütun kiralamak âdet olduğudur: nasıl malınızı satmak için çarşıda dükkân kiralarsanız, aİansınızı gönderip şu veya bu ajansın bültenine koydurmak ve gazete sütunlarında arzedebilmek îcin aynı fedakârlığı yapacak sı niT R^îim batınlarına gelince; bun- İspanyada son vaziyet İspanyada cephelerde dün nisbi bir sükûnet vardı. Asiler Malaga'yı zablettikten sonra ileri hareketine devam ettiklerini bildirmektedirler. Valentiya hükümeti yaptığı toplantıdan sonra bir tebliğ çıkararak. Mala ganin zabtında bazı yabancı hükümet* lerin âsilere yardım etmesinin âmil ol-duğunu söylemiştir. (İspanya hâdiselerine aid tafsilât 3 üncü sayfamudadır.) Sanayii kontrol kanun projesi hazırlandı Ur* senelik sanayi programı mucibince açılan dokuma fabrikalarından birinin dokuma makineleri. Sanayii kontrol edecek nıııliy octulatma yolundaki tetkikler d İktisat Vekâleti .bu -.ılımla ilıln a etmek üzere lıir "sanayii hımıştır. Projenin mucib sebeplerinde deniyor kî: **Bu kanun projeni en İyi)i en urııza mal etmek prensip ve hedefiyle hazırlanmıştır." Gelişi güzel bir teknikle vc iktisadi kontrola tâbi olmadan kurulan bir sanayii himaye tedbirleri kaldırıldığı ve normal şartlar avdet ettiği zaman bu sanayiin çıkardığı mallar ne beynelmilel çarşıda ve ne de içpazarlarda satılabilir. Maliyeti yüksek, mamulü aranı -lan evsafta olmıyan bir sanayi için alınacak her tedbir ve yapılacak her fedakârlık beyhudedir. Sanayileşme siyasetimizin muvaffakiyeti, ancak, ^ ve dış pazarda t oturtabilecek kuvvetli ve sağlam bir sanayi • in teessüsü ile mümkündür. Bunun İçindir ki sanayiin teknik ve iktisadi kontro -lunu bir devlet vazifesi olarak ele almak (Sonu 5. inci sayfada) rli indirme ve dolayısiyle hayatı ı \ un etmektedir en mühim ve radikal tedbirleri kontrol kanunu projesi" hazır- Kamutay Müzakereleri Meteoroloji kanun projesi kabul edildi Umumî Müdürlük Başvekâlete • t. bağlı olacak. Bir meteoroloji müessesesi lar hükümetlerinin arzularını takib etmektedirler. Ve kendilerde anlaşmak daha kolaydır: hangisi haberlerimizi neşrederse onun haberlerini neşrederiz. Hangisi bizden bahsetmezse, onun ajans tebliğlerine sütunlarımızı kaparız. Çünkü hakikaten pek civanmerd davranıyoruz ve çok vakit basit nezaketlerden bile mahrum kah-yoruz. Kamutay dün B. Kefct Canıtcz (Bursa) nın reisliğinde toplanmışur. Seyhan mebusu B. Damar Arıkoğlu'nun küçük traktörlerden alınan gümrük resmine dair şifahi sual takriri, takrir sahibi olmadığı için geri bırakılmıştır. Hükümetimizle Yugislavya hükümeti atasında imzalanan afyon anlaşmasının tasdikine dair olan 2791 sayılı kanuna ek proje, öğretici vc teknik filimler hakkındaki proje ve Çekoslovakya. Yugoslavya, Finlandiya de ticaret muahedelerinin tasdikine dair olan projelerin İ-kinci müzakereleri yapılıp kabul edildikten soma devlet meteoroloji işleri genel direktörlüğü teşkilât vc vaaifelerıne dair kanun projesinin görüşülmesine başlanmıştır. Projenin hükümet adına musta-celen müzakeresi istenmiş ve teklif kabul edilmiştir. Umum müdürde aranan vasıflar Umum müdürün türk olması ve yüksek tahsil görmüş bulunması, meteoroloji İstasyonlarından mürekkeb teşkilât ı-Çİnde muvaffakiyetle çalışmış ve bu yolda eser meydana getirmiş bulunmaaını şart koşan on beşinci maddenin müzakeresi sırasında B. Rahmi Apak (Tekirdağ) sos aldı ve umum müdürde aranan diğer vasıfları yerinde bulduğunu, yalnız (Sonu S inci sayfada) Ekonomide Kemalist rejim Yazan: Celâl Bayar Ekonomi Bakanımız İt. Celâl Bayar Financial Times'in Türkiye'ye dair çıkardığı ilâvede, ekonomide Kemalist rejim ballığı ile çok mühim bir uıakalr m^relmisiir. İtti yazının muhteviyatı şudur: Doktrin çerçevelinden Kemalist rejim, tatbikatta Kemalist rejim. Ekonomi bakanlığına düşen İçlerin önemlileri t dış ticaret siyasası, plânlı endüstrileşme İşleri. — Maden politikası.— Diğer içler. B. Celâl Bayar'ın bu kıymetli makalesinin aslı şudurı Ihd.lrin bakımındım Krmulist rejim Ekonomide Kemalist rejimi, tanınmış şu veya bu doktrine İzafe suretiyle İfadeye imkân yoktur. Çünkü, Cumhuriyet Türkiyesi, bu doktrinleri doğuran şeraitten esaslı bir surette ayrı şartlar ve vazifelerle karşılaşmış bulunmaktadır. Kemalist rejimin, yurdun mutlak istiklâlini temin ettikten, Türkiyenin soysal ve siyasal bünyesine Sİd inkılâplarını tamamladıktan ve bu bakımlardan bugün, dünyada pek az memlekete nasib olan istikrar ve emniyet durumunu tesis ettikten sonra, ortaya attığı u-lusal dava şudur: "Türkiyeyi. en az zaman içinde, en rasyonel yollardan giderek, ekonomi bakımından da, dünyanın hiç değilse en ileri memleketi seviyesine yükseltmek." Türk milleti. Atatürk'ün bu işaretini. O'nun her işareti gibi, kendi ruhunun içinde kendi öz arzusu, kendi (Sonu 6. ıncı sayfada) Ekonomi Bakanı B, Celİl Bayar ULUS 11 2 - 1937 EDEBÎ MESELELER: 4 Ortamekteb ve liselerde edebiyat dersleri Orta mekteblerle, liselerin, memlekette edebiyata karsı alâkayı ço'altmak ve hakiki sanat kültürünü yaymak hususunda, ürerlerine en geniş ölçüde vazife ve mesuliyetler yüklenen müesseseler olduğu muhakkaktır. İlk okulda, öğretmenin bütün gayreti, zaruri olarak, çocuklara okuma itiyadını aşılamaya ve sanat hakkında pek muhtasar nosyonlar vermeye inhisar edecıktir. Talebenin daha yüksek iriyadlar vc idealler edinmesi için en müsaid telkin çağı. hiç şüphesiz, orta tahsilini yaptığı uzun devreye muvazi olanıdır. Orta mekteb ve lise tahsilinin, türk çocuklarının edebî zevk ve kültürlerini inkişaf ettirmek, onları mükemmel birer okuyucu olarak yetiştirmek ve aralarında mevcud istidadla-rın inkişafını hazırlamak hususunda ne hududsuz imkânlar arzettiğini düşünürsek, bu imkânlardan azamî derecede faydalanmak yollarını aramanın ne kadar mühim olduğunu takdir ederiz. Bütün tahsil müddeti esnasında -bir ihtisas branşı olan edebiyat fakültesini istisna edersek - yalnız lisenin ikinci devresinde edebiyat ayrı bir ders halinde öğretilir. Fakat birinci devre programlarında büyük bir mevki işgal eden türkçe dersleri ile de edebiyatın yakın bir alâkası mevcuddur. Bu tahsil devresi esnasında okutulan kıraatler, her memlekette, çocuklara hazırlayıcı bîr edebiyat bilgisi vermek gayesini güder. Son derece basit ve kolay öğrenilir olan yeni harflerimizden sonra, kıraat dersleri artık talebeye okumayı öğretecek bir vasıta olmaktan çıkmıştır. İlk mektebi bitiren türk talebesi, herhangi bir metni kolaylıkla okuyabilmektedir. Şu halde kıraat derslerinin asıl gayesi, onda edebî zevki ve güzeli tefrik hassasını ana dili hakkındaki bilgisini inkişaf ettirmek olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. I iselerimizin edebiyat tedrisatı, bizde ötedenberi, üzerinde münakaşa edilen bir meseledir. Beş altı yıl önce Ankarada ilk defa olarak toplanmış olan edebiyat öğretmenleri kongresinin mevzuu da bu meselenin tetkiki olmuştur. Kendisinden beklenmesi tabiî olan müspet neticeyi vermeden dağılmış olan bu kongrede, birkaç öğretmenin, tedrisatın tamamiyle reforme edilmesini istiyen sözleri, aksi kanaatte olan büyük bir ekseriyetin düşünceleri arasında erimişti. Bana kalırsa, bu akamet neticesi kongrenin zamansız toplanmış olmasından ve azalan arasında mekteble a-lakası olmayan edebiyatçıların bulunmamasından ileri gelmiştir. Fakat bu kongrenin yapamadığı i-şi. geçen yıl edebiyat derslerini ve kıraatleri ıslah için toplanmış olan daha mahdud azâlı komisyonun kararları bir dereceye kadar başarmıştır. Eski tedrisat sisteminin yanlışlığını kabul eden komisyon daha geniş malzeme ve esaslar hazırlanıncaya kadar edebiyat derslerinin takib etmesi lâzım gelen a-nayolu bir program halinde tesbit etmiş ve mekteblerimiz için yeni kitab-lar hazırlamıştır. Kabul edlen yeni esas şöyle hulâsa olunabilir: liselerde, Divan edebiyatını edebiyat tedrisatının ağırlık merkezi yapan sistem kaldırılacak, Divan edebiyatı hakkında muhtasar malûmat ve bu edebiyattan numuneler verilmekle iktifa olunarak, taıannûsuz, yeni dilimizle yazılmış en güzel yazılar üzerin-'de durulacak ve garb edebiyatından örnekler daha geniş ölçüde verilecektir. Bu esasın, ihtiyaca tamamiyle uygun olduğunu tebarür ettirmeye hiç lüzum yoktur. Bunu takdir etmek için de edebiyat tedrisatının maksad ve gayesini tasrîh etmek kâfidir. Liselerimizde okutulan edebiyat derslerinden mak sud olan şeyin çocuklarımızın dimağlarını, hayatta hiçbir işlerine yaramı-yacak bir sürü kuru ve lüzumsuz malûmatta doldurmak olduğunu kimse İd'li." edemez sanıyorum. Edebiyatımız, eski edebiyat anan-lerimizlc rabıtasını kökünden kesmiş bulunuyor. Yeni edebiyatımıza bir kök arasak bunun için garba teveccüh etmek mecburiyetindeyiz. Gençleri, bugünkü edebiyatımızı anlamaya, sevmeye ve onun meseleleriyle alâkalanma ya sevketmek hususunda Divan edebiyatına aid malûma -tın hiçbir faydası olmıyacaktır. Edebiyatın tekâmülü safhaları hakkında Çocuklarımızın biraz malûmat sahibi olmasını istiyorsak, bu malûmat için garb edebiyatı tarihlerine ve hattâ ü-manizme baş vurmak zorundayız. Di -van edebiyatı zevk ve kültür itibariyle bizden tamamiyir ayrı bir âlemin mahsulüdür. Bu itibarla bugünün gençleri tarafından anlaşılmamış kalmaya mahkûmdur. Fakat bundan daha büyük o -Un mhzur. eski edebiyatımıza aid yazı dilinin de çocuklarımıza aynı derecede yabancı oluşudur. Şu halde çekinmeden ileri sürebiliriz kİ. bu edebiyat tarihinin ve numunelerinin üzerinde ısrar etmek çocuklarımızın zamanlarını beyhude işgal etmekle kalmaz, hattâ onların edebiyat denilen şeye karşı tomurcuk halinde bulunan alâkalarını da kurutacak bîr âmil olur. Edebiyat dersleri sahasında Kültür Bakanlığımızın yaptığı reformla bu mesele nazarî olarak halledilmiş bulunuyor. Fakat unutamayız ki. yeni sistemi tatbikle mükellef olan öğretim kadrosu, daha birkaç yıl önce, bugün yanlışlığı tesbit edilen sistemi müdafaa etmiş olanlarla doludur. Şu halde yeni program gerektiği iyi niyetle tatbik edilecek midir? Bunun bir şahıs i-şi olduğunu ileri sürebiliriz. Her sınıftan, ancak öğretmene göre randıman alınacaktır. Edebiyat, müspet ilimler gİbî. sıkı bir kitab ve program disiplinine tâbi olamıyacağı için. öğretmenin tab'ı, görüşleri, inanışları vereceği ders Üzerinde büyük tesirler yapmaktan gerî kalmıyacaktıı. Bugünkü lise gençlerinin zihinlerini işgal eden birçok edebi meseleler var. Yeni muharrirlerden şuna veya buna karşı bir alâka duyuyor, şu veya bu edebî tarza meylediyorlar. E-debiyat öğretmenlerine bu hususta birçok sualler tevcih etmeleri, ve kendilerine rehberlik etmelerini onlardan istemeleri pek tabidir. Fakat acaba bu Öğretmenlerin hepsi, Divan edebiyatına karşı hayranlık ve alâkalarından bir kısmını olsun bugünün mahsullerine ve meselelerine ayırmak imkân ve zamanını bulabiliyor mu? İşte mesele buradadır. I iselerimizin edebiyat ve türkçe öğretmenlerinden mürekkeb, maruf edebiyatçılarımızın ıl . iştirakiyle yeni bir kongrenin toplanması, bütün »1A\1I1WİİIIİI B. Hüseyin Cahidin açtığı dava İzmit, 10 (A.A.) — Muharrir Hüseyin Cahit Yalçın'ın İstanbul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündag aleyhine açtığı davanın duruşmasına dün şehrimizde asliye ceza mahkeme -sinde başlanmıştır. Bu münasebetle Muhiddin Üstündağ ve vekilleıiyle muharrir Hüseyin Cahid Yalçın ve dava edilen gazetecilerden Son Posta gazetesi sahibi Ali Ekrem'le. Selim Ra-gıb şehrimize gelmişlerdir. Duruşmada Muhiddin Ustündag'ın vekilleri, müvekkillerinin İstanbul Vali si ve Belediye Reisi bulunması dolayı* siyle muhakemenin memurin muhake-matı kanununa tevfikan yapılması ileri sürülmüşse de dava memurin muha-kemat kanuniyle alâkalı görülmiyerek mahkemenin salâhiyeti dahilinde gö -rüldüğünden bu talep kabul edilmemiştir. Gazeteciler kendilerine verilen bir emri matbuat kanunu mucibince neşrettiklerini ve binaenaleyh bunun bir suç teşkil edemediğine kani bulunduklarını ileri sürmüşlerdir. Kurun gazetesi sahibi Asrm Us da mebus bulunduğu için mahkemeye gelmemiştir. Mahkemece davanın bu kısmı Asım Us'un masuniyeti teşriiyesi -nin refİne teşebbüs edilmek üzere muvakkaten ayrılmış, ve Açık Söz gaze -tesi sahibi Etem İzzetin de mahkemeye gelmemek dolayısiyle serJrttiği mazeret nazarı dikkate alınarak ifadesinin İstinabe suretiyle alınmasına karar verilmiştir. Mahkeme vali ve belediye reisi Muhiddin Ustündag'ın muharrir Hüseyin Cahit aleyhine Istanbulda ayrıca SÇt* ğı mukabil davanın •ahkıki için 16 şu-Ula talik Vlîlmiçtir. Bu duruşma kalabalık bir din .yci kütlesi tarafından takip edilmiştir. Pamuk cinslerinin ıslahı için tedbirler alınıyor Çiğit fiatları yükseldi Ziraat Bankası Mersin'deki pamuk fabrikasını azamî randıman almak için faaliyete sevketmiştir. Bunun neticesi olarak pamuk yağının istihsal edildiği çiğit Katlarında müstahsil lehine bir yükselme kaydedilmiştir. 2,25 kuruş olan çiğit fiati, piyasada 4 kuruşa satılmaktadır. Dil, Tarih talebelerinin seyahati Dil, Tarih, Coğrafya, Fakültesinin Coğrafya enstitüsüne devam eden ta - lebelerden mürekkeb bir kafilenin ik -lim ve nebatlar üzerinde jeoformolojik tetkikler yapmak üzere Ege havalisine gideceklerini haber vermiştik. Seyahat programında sömestr tatili ve İmtihan günlerine göre ufak bir değişme olduğundan kafile ancak yarın sabah Anka-radan hareket edebilecektir. Enstitülüler yolda Sazılara inecek -ler ve akşam tren vaktine kadar tetkikler yapacaklardır. Seyahat yolu. Kütahya, Afyon. Alaşehir, Kule, Manisa ve İzmir'dir. Talebeler 21 şubatta şehrimize dönmüş bulunacaklardır. bu hatıra gelen ihtimallerin tasfiyesine bir dereceye kadar hizmet edebilir, sanıyorum. Fakat derd, bununla bitmi-yecek kadar şümullüdür. Bu itibarla yeni yetişecek edebiyat Öğretmenlerimizi yeni metodlara uygun olarak yetiştirmek kadar, mevcudları da, yeni ihtiyaçlara adapte edebilmek için, meselâ kurslardan geçirmek, neşriyatla alâkalarını kontrol etmek ve bugünkü edebiyatımızın mahsul ve meselelerine karşı bağlılıklarını kontrola tâbi tutmak h gelen tedbirlerdendir. Fakat "hangi memlekette böyle bîr usul gördünüz?,, diyeceksiniz. Memleketimizin hususiyetlerini ve kendine hâs ihtiyaçlarını, her şeyin üstünde tutmak lüzumunu hatırlatırım. YAŞAR NABt Jale Akaygen «jöz yaşları içinde gömüldü İstanbul, (Telefonla) — Tahran bü-yük elçimiz B. Enis Akaygen'in büyük kızı Jale Akaygen'in cenaze töreni bugün yapıldı. Namazı Beşiktaşta Sinan paşa camünde kılındı vc Rumeli bİsann-daki ade kabristanına gömüldü. Cenazeye başvekil İsmet İnönü ile hariciye vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras Çelenk göndermek lutfunda bulunmuşlardı. Ayrıca hariciye vekâleti, matbuat cemiyeti, gazetemizin ve İstanbul gazetelerinin ve bir çok dost ailelerin çelenkleri vardı. Cenazede belediye reis muavini, Beşiktaş kaymakamı, bîr asker ve polis kıtası, bütün gazete baş muharrirleri ve mümessilleri, aile dostları, Jalenin arkadaşları vardı. Tören çok hazin oldu ve Jale göz yaşları içinde büyük annesinin yanında hazırlanan ebedi medfemne tevdi edildi. llllil.il't Haikaİ, beş, yedi ve beş heceli üç mısralık japon şiirleridir.. Bu kadar dar bü- çerçeve içinde ne ifade edi-lebdir? Bir fransız do»* umun bana gönderdiği Haikai tercümelerinden şu örneklere bakınız: Kürek sesleri, Titriyen dalgalar.. Yüreğim buz kesildi. Gece, ağlıyorum... şurada burada, ufuklar baş. Her yerde hüzün. Sonbahar rüzgârı. Çayır kuşu. Nasıl da durmadan ötüyor... Halbuki gün pek uzundur! Serçe. Çiçekler arasında oynayan Arıyı yakalama! Kapımı kapıyorum. Sessizce, yatıyorum. Yalnız olmanın zevki! Bir feryad! Dinleyiniz! Bağıran ay mı? Ah, kukumav kusul Uğursu* gün Bernard Shaw'dan sormuşlar: — Cuma günü evlenenin ömrü u* zuntuğ unca bahtsız olacağma inanır mısınız? — Elbette inanırını. Cuma günü neden müstesna bü gün olsun! Türkçe .... fakat akmlar favul ve avutla neticesiz. Salim lüzumsuz bîr favul-le Cevada çıktı. Çekilen sütü ... eli İle durdurarak boş yere penaltı yaptı.. Hemen kaleye yüklendiler. İngiliz hikâyısi Bir fransrz gazetesi, bir ingiliz gazetesinde şu haberin intişar etmiş olduğunu iddia ediyor: "Manş denizi o kadar frrtmalı idi ki kanalı hiç bir vapur, ne bu tarafa ve ne de öte tarafa geçebildi ve bu suretle, Avrupa kıtası, dün, tecerrüdde kalmış oİ-du!„ Tehir! Erkek — Dün gece rüyamda kendimi dünyanın en güzel kızı ile evlenmiş gördüm. Genç kız — Bahtiyar olduk mu? İngiliz, irlandalı* iskoçyalı Bir ingiliz, bir irlandalı, ve bü- is-koçyah örfane ile bir kır yemeği tertibine karar verdiler. ingiliz: "Ben et getiririm", irlandalı: "Ben pasta., Iskoçyalı ise: "Ben de kardeşimi getiririm", dedi. Banka, Adana'da uhdesine geçen Çırçır fabrikasının da daha modern tesisatla büyütülmesine karar vermiştir. Çiftçiye istihsalden evvel verilecek avanslar için de daha geniş ölçüler tatbik olu • nacağını memnuniyetle duyduk* öğrendiğimize göre işin bu saf • hasma aid etüdler neticelenmek üzeredir. Ziraat Bankası bundan başka millî endüstrimizin en ehemiyetli hammaddelerinden biri olan pamuk cinsinin ıslahı ve ziraatinin çoğaltılmasında kendine düşen hissenin ifası için m,ıhım kararlar .ilmiktir. Bu maksad la Amerikadan Mibzer (tohum ekici makine) ve atlı çapalar getirtilmektedir. Buna aid muka • veleler imzalanmıştır. Martta memleketimize gelmiş bulunacak olan bu fennt vasıtalar çiftçilere verilecektir. Kızıl hakkında Vilâyet Sınat Müdürlüğünün tebliği Ankara Sıh.ıt ve î. Muavenet MU1-ii r mşj^*^^^^^^^^m Bir muddcUcnbcri Ankarada görülen kızıl vakaları son zamanlarda bilhassa Yenişehirdeki bazı mekteb talebesi arasında artmak istidadım göstermekte idi. Mutad tedbirlerle vakaların önünü almak mümkün olamadığından bizzerur bu mektebler Sıhat Vekâletinin emriyle Şimdilik on gün müddetle tatil edilmiştir. Şehirdeki kızıl vakaları adedi 1936 kânunuevel başından bugüne kadar 43 e baliğ olmuştur. Vefiyat yoktur. Bu vakalardan 13 adedi mektebler-dedir. Hastalık görülen mektebler talebesinin ailelerine kızılın mahiyeti vs korunma tedbirleri hakkında bilgileri havi risaleler tevzi edilmiştir. Halkımızın müteyakkız bulunarak en küçük şüpheli alâmetler ve, bilhassa yüksek ateşli boğaz iltihapları gördükleri vakit hemen alâkadar tabiblere malûmat vermeleri rica olunur. Bir çek fi ırması ve türk meyvacılığı Mühim bir çek firması. Ziraat ve Iş Bankaları tarafından teşkil edilmek üzere bulunan türk meyvac ılık limited şirketine ti u M. E. L ) iştirak tale -binde bulunmuş ve bilhassa bu şirket tarafmdan kurulacak tesisatla kurutulacak elmaları toptan satın almak teklifini ileri sürmüştür. Bu teklif alakadarlarca tetkik edilmektedir. Liman tesisatına hazırlık istanbul (Telefonla) — Liman tesisatını yapacak olan ingiliz heyeti bugün gene toplandı. Tetkikler devam e-diyor. , Yolcu salonu projesi İstanbul (Telefonla) — Yolcu salonu İnşaat projesinin güzel sanatlar akademisinde teşhirine başlandı. Müsabaka-ya turk ve yabancı 60 mimar iştirak etmiştir. — M 2 - 1937 ulus 3 ¦ Silâh yarışında yeni safha ^2 üyük harbdan evelki silahlan* ¦•ma yarışının tarihi tetkik edilecek olursa, bunun iki safhaya ayrıldığı görülür: Önce bir gizli silahlanma safhası vardır kî her devlet kendi askerî kuvvetlerinin kifayetsizliğinden bahsederken hazırlanır. Sonra da bir meyda nokuma devri gelir. Bu ikinci devrede silâh yarışı durmuş değildir. Bilâkis bütün şiddetiyle devam ediyor. Belki alman donaması için von Tripitz'in s-iyledîği gibi "tehlikeli mıntaka,. . yeni bir baskına uğramak korkusu atlatılmıştır. Son bir ay içinde büyük devletlerin mukadderatlarını idare eden devlet adamları tarafından söylenen nutuklara bakılacak olursa, harbsonrası devrinden artık silâh yarışının meydan okuma zamanı gelmiştir. Dostumuz Musolinİ zaten, bu kayıdlarla mukayyed olmayarak, boyuna Ital-yanm askeri kuvvet ve kudretinden bahsediyordu. Bu ses. nihayet geçenlerde italya ordularını sekiz milyon mit. -ulu bir ormana teşbih etmesiyle en yüksek perdesine varmış bulunuyor. Voroşilof da birkaç ay evel. Kızıl ordunun dünyanın en kuvvetli askerî teşkilâtı olduğunu bildirmişti. Uç dört gün evel, Göbbels'in sesi yükseldi: İmparator iki nci Vilhelmi andıran bir eda ile artık Almanyanın hazır olduğunu bildirdi. İngilterenin daima ölçü ile söz söylîyen ve mübalegadan kaçınan devlet adamları bile geçen hafta Avam kamarasında Singapor-daki ingiliz deniz üs.ünün sağlamlığını ballandıra ballandıra anlattılar. Bahriye nazırı Sir Samuel Hoare demişti ki: — İngiliz bahriye inşaatçıları bu eserleriyle bir defa daha dünyaya göstermişlerdir ki en kısa bîr zamanda en sağlam işi başarmak rekoru hâlâ İngilizlerin ellerindedir. Bu sözlerin muhatabı elbette Avam kamarası değildir. Fakat askerî vaziyet üzerinde «n dikkate şayan müzakere fransız parlamentosunda yapılmıştır. Bİr hafta devam eden müzakereden sonra fransız hava nazırı Pierre Cot ile harbiye nazın Daladier söz alarak Fransanın hazırlıkları hakkında etraflı i-zahat vermişlerdir. Bu izahata göre artık Fransa hazırlanmıştır. Dünyanın en iyi teçhiz edilmiş askeri Fran-sadadır. Havada, sovyet Rusyadan sonra en kuvvetli devlet Fransadır. Denize gelince; fransız donanması, İtalya ve Almanyanın mecmu deniz kuvvetlerine muadil olmakla beraber, bir misli daha artacaktır. Parlamentodaki bu nutuklardan sonra dün gelen bir ajans telgrafı, Fransanın beheri otuz beşer bin tonluk beş zırhlı, on sekiz de kruvazör inşasına karar verdiğini bildirmektedir. Sözün kısası şudur ki büyük dev-letler arasında bir misline ancak büyük harbdan evvelki yedi sene içinde tesadüf edilen bir silâh yarışı başlamış bulunuyor. Harbdan evelki silâh yarısı göstermiştir ki böyle uzun süren bir yarış İle bir devletin karşısındakilere tefevvuk etmesi mümkün değildir. Her devletin silahlanma yolunda attığı adım karşı-sındakİleri harekete getirir. Onlar da aradaki kuvvet nisbetİnİ muhafaza etmek ve mümkünse geçmek için silâhlanırlar. Bu da aynı şekilde ak-sülamellerini gösterir. Ve bir zaman geçip de arkaya bakınca görülür kı, silahlar çok artmış; fakat devletler arasında maddi vesaitin ve tekniğin tayin ettiği nisbet. olduğu yerde »»yıp duruyor. İşte bugün silah yarı-»' böy|e bir safhaya girmiş bulunu-y°r- - A. S. Esmer istanbulda ULUS Gazeteımzi İstanbul okuyacularım.z Köprü'de, Kadıköy İskelesinde gazeteler satıcısı KEMAL'de etkenden bulurlar. Beyoğlunda Haset ve şubelerinde de U-lus satılmaktadır. İSPANYADA SON ASKERÎ VAZİYET Hükümetçiler yabancı devletlerin âsilere yardım etmelerinden şikâyet ediyor Londra, 10 (A.A.) — Valensiya'dan bildiriliyor: Kabine toplantısından sonra neşredilen bir tebliğde, Malaga'nın düşmesine sebeb olarak, bazı yabancı devletlerin âsilerle gittikçe artan bir elbirliğinde bulunmaları keyfiyeti gösterilmekte ve italyan ve alman donanmalarının âsiere yardım ettikleri ve italya ile Almanya'nın General Franko'ya takviye kuvvetleri gönderdikleri bildirilmektedir. Bu yardıma delil olarak da bir hâdise z ikrolunm ak tadır: 7 şubat günü saat 10 da altı hükümet muhribi âsi gemileri bombardıman etmek üzere yola çıkmışlar ve 13,50 de Kanta-- Kape'nin cenubunda iki kruvazöre rastlamışlar ve bu gemilerin ağır silâhlariyle ve sancak tarafındaki top-lariyle kendilerine ateşe hazır olduklarını görmüşlerdir. Hükümet muhribleriyle bu kruvazörler akşama kadar muhtelif istikametlerde dolaştıktan sonra muh-ribler bunlara taarruz için yaklaştıkları zaman kru -vazörler biribirlerini projektörlerle aydınlatmışlar ve bunların italyan gemileri oldukları anlaşılmıştır. Teb-iğde buna benzer hareketlerin harbi umumîleştirmek tehlikesi doğuracağı kaydolunmaktadır. Barselondaki anarşist elemanlar bunların müdafaası için askerliğin mecburî olmasını istediklerinden, kabine dünkü toplantısında iç harbin başlangıcından beri ilân edilmiş olan askerlik mecburiyetini yeniden koymayı kararlaştırmıştır. Kamutay çağrıları Milli Müdafaa Kncümefti bugün saat 16 *a i- 'ınacaktır. Almeria'dan bildiriliyor: Malağa valisinin Havas Ajansı muhabirine söylediğine göre cumartesi günü beş yüz kamyonla 25.000 malagalı şehri terket-miştir. Ayrıca 30 kilometrelik yolun iki tarafında yüz elli bin kadar kaçak görülmekte idi. Bilhassa kadın, ihtiyar ve çocuklardan mürekkeb olan bu kalabalık çok acıklı bir manzara arzet-mekte idi. Evelki gece âsi Cervera kruvazörü Malağa - Valansiya yolunu bombardıman etmiş ve obüsler Almeria nın 30 kilometre cenubuna düşmüştür. Ayrıca âsi tayayreler Mortil şehrini bombardıman ederek sivil halk arasında Ö-lümlerc sebeb olmuşlardır. Âsilere göre Asiler Malağa civarında yaptıkları temizleme ameliyatında dağlara çıkan yüzlerce hükümetçinin kendilerine teslim olduğunu, Veler şehrinin işgal c-dildiğini ve Tanca halkının Malaganın zaptı dolayısiyle evlerine Franko bayrağını çektiklerini. Malağa ile öteki şehirler arasında telgraf muhaberesinin yeniden kurulduğunu bildirmektedirler. Madrid cephesinde Asiler, hükumetçilerin Madrid - Valansiya yolundaki mevzilerine yaptıkları bir taarruzun püskürtüldüğünü ve Madrid cephesinde hükümetlilerden birçok malzeme alındığını bildirmektedirler. Dıgcr taraftan hükümetçi general Miaja gazetecilere beyanatta bulunarak, Madrid - Valansiya yolu için telâşa düşmenin lüzumsuz olduğunu, temasın diğer yollarla temin edileceğini söylemiştir. Madrid - Londra telefonu dün gece kesilmiştir. Asi gemiler Harselon'da baıacıonuan bildirildi,,..ıc &»ıc bir âsi denizaltı gcmıai limanua guzukmuş. bir hükuınclçı tayyarenin üç bomba atması uıeııne kay ummuştur. ir ası gemisi limanda demirli bulunan bir sah-rınç gemisini bombardıman etmiştir. Uzakıan gc^cn başka bir âsi gemi de şehre birkaç bomba atmış, k.^.yı muda-taa bataryalarının işe karışması üzerine gemi kaçmıştır. Fransız radikal mebuslarının Anlattıkları Barselona gitmiş olan dört radikal mebus buradan daha ziyatfe gayri mü-said intibalarla dönmüşlerdir. Bunlar Katalonya'da bütün nüfuzun anarşistlerin elinde olduğunu, yabancı müdaha- lesi olmazsa harbin çabuk biteceğini, Barsclon'da anarşinin hüküm sürmekte olduğunu söylemişler ve karışmazlık u-sulünün ipkası lehinde bulunmuşlardır. Karışmazlık Komitesinde Londra, 10 (A.A.) — Havas muhabiri büdiriyor: Karışmazlık komitesin de ki bazı delegeler, Malaganın sukutu keyfiyetinin, komiteyi kontrol plânım değiştirmeye ve Malağa bölgesi kıyılarının kontrolünü alman bahriyesine değil fakat ingiliz bahriyesine tevdie icbar edebileceği ka-naatindedirler. Bazıları, bu bölgenin kontrolünün sovyet bahriyesine verilmesini ileri sürmektedirler. Fakat ingiliz deniz mahfili.ıi, sovyet gemilerinin teknik bakımından bu vazifeyi yapamıyaca-ğı düşüncesindedü. Zira, üsleri İspanyadan çok uzaktadır. Ayni mahfillerin teyid eylediğine göre, Sovyetler mahrukat ihtiyaçtan için lngiltercdcn ingiliz deniz üslerini kul- Malaga'da âsilerin bombardımanlarından sonra yıkılan bir kilisenin fecî manzarası. lanmak müsaadesini istemişlerse de İngiltere bunu reddetmiştir. Hükümetçiler yenilirse Katalonya Burgos'la müzakere mi edecek? Paris, 10 (A.A.) — Paris gazetelerinin bildirdiğine göre Barselon hükümetinin katalonyalı unsurları, general Franko, Valensiya hükümetini yendiği takdirde Burgos hükümetiyle Katalonya jenralitesi arasında harbe engel olmak için generalle konuşmalara girişeceklerdir. Maten gazetesi, diyor ki ı "Barselon hükümetinin, B. Kaballe-lo'mm Valensiya hükümetini Barselon'a nakletmesine niçin muhalefet ettiği bu suretle şimdi anlaşılmış oluyor." asın ıcmaıı SON DAKİKA Karışmazlık komitesinin yaptığı toplantı hakkında tebliğ Londra, 10 (A.A.) _ Bugün toplanan tâli karışmazlık komitesi aşağıdaki tebliği neşretmiştir: Tâli komite, İspanyanın ve sömürgelerinin denizden ve karadan kontrolü hakkındaki plâna dair alâkadar hükümetlere verilmiş olan suallere gelen cevabları tetkik etmiştir. Mezkûr suallerin ilk kısmı karışmazlık kontrolünün gönüllü toplanması şevki ve transit olarak geçmesine de teşmili hakkında yapılan tekliflere dairdir. Gelen cevablardan açıkça anlaşılıyor ki, bütün hükümetler mezkûr kontrolün teklif edilen şekilde genişletilmesine tarafdar bulunuyorlar ve bunun cn kısa bir müddet içinde tatbikini arzu ediyorlar. İspanyanın kara sınırlarının kontroluna g- ünce, Portekiz delegesi hükümetinin ¦bpanyol - Portekiz sınırının kontrolünü kabul edemiyeceğini izan eylemiştir. Umumi bir görüş teatisinden jonra komite reisi meselenin ingiliz, fransız, alman, italyan, Portekiz ve Sovyet delegelerinden mürekkeb hususi bir komiteye havalesini teklif etmiştir. Bu delegeler kendi eksperleriyle birlikte bu komiteye iştirak edeceklerdir. Komitenin vazifesi, projenin tamamiyıe tcsbİt olmasını temin etmekle beraber, uınumen kabul edilebilecek bir hale getirilmesi için tekliflerde bulunmaktır. Reisin bu teklifi tâli komitece kabul olunmuştur. Yaınız Portekiz delegesi kabulünü hükümetin tasvibine talik eylemiştir. Keza, kara ve deniz kontrolünün takviyesi İçin almanlar ve İtalyanlar ta:a-fından yapılan bazı tekliflerin de mezkûı komiteye tevdii kararlaştırılmıştır. Karışmazlık komitesinde bulunan devletlere aid olup İspanya veya sömürgelerine giden gemilerin kontrolü meselesi de konuşulmuştur. Bu meselenin tetkikine tâli komitenin yarın 11 de aktedeceği toplantıda devam olunacaktır. Yeni komite ilk toplantısını cuma günü yapacaktır. Siyasî Müsteşarlıklar KURUN'da Asan Us, Kamutayın kabul ettiği yeni bir kanunla ihdas edilmekte olan siyasî müsteşarlıklardan bahsederek, devletçilik prensiplerinin tatbiki çerçevesi genişledikçe vekâletlerde işlerin eskisine nazaran pek fazla artmış olduğunu, ayni zamanda Meclisin icraî kuvveti de nefsinde cemet-mesi dolayısiyle vekillerin ekseriya meclisin içtunalarında bizzat bulunmaları icap ettiğini anlatıyor ve Mebuslar arasından seçilecek yeni Siyasi Müsteşarların vekiller için kıymetli birer yardımcı ol a a utlarını, bu suretle işlerin gecikmeden yürümesinin temin edileceğini söylüyor ve müsteşarlarla vekiller arasında rekabet hislerinin vücut bulması şeklinde hatıra gelecek tek mahzurun da bu yeni usulün pek çok faydaları yanında ehmrniyetsiz kaldığım ileri sürüyor. • PROPAGANDA Açık Sözde Ethem Izzef Benıct, Cumhuriyette Peyami Safa, bir propaganda vekâleti ihdas edileceği etrafındaki haberleri ele alarak devrimiz ie propogandanın ne büyük ve tesirli bir vasıta haline gelmiş olduğunu teuaıüz ettiriyor ve bu tasavvurun tahakkuk etmesini temenni ediyorlar. TÜRK - İNGİLİZ İŞBİRLİĞİ Cumhuriyette fndustrial racilities Corporation şirketinin müdürü tarafından The Financial Times gazetesinin Türkiye fevkalâde nüshasına yazıl mış bir makalenin tercümesini okuyoruz. Türkiye hükümetiyle ingiliz sınaî ve mali müesseseleri arasında Karabük fabrikasının kurulması için yapılmış olan anlaşmanın esaslarım anlatan muharrir, Türkiyenin ne kadar müstekar ve sağlam iktisadî şartlar arzettiğimn İngiliz maliye adamları tarafından da tasdik edilmiş olduğunu tebarüz ettiriyor. Ancak türkiye ile iş yapmak isteyen yabancılardan türk istiklâl ve miıli izzeti nefsine dokunacak şartlar ileri sürmemeleri icab ettiğini hatırlatıyor ve Türkiye ile yapılacak işbirliğinin ne büyük imkânlar arzettiğini anlatıyor. B. Metaksas iyileşti Atina, 10 (A.A.) — başbakan Metaksas iyileşmiş ve bugün çalışmaya tekrar başlamıştır. Gazetecilere beyanatında hasta iken rejim değiştireceğine dair çıkan şayiaların kendisini eğlendirmiş olduğunu söylemiştir. Arnavutluk parlamentosu açıldı Tiran. 10 (A.A.) — mral ı^_/n parlamentoyu açmıştır. Söylediği nutukta, dış politikaya temas ederek Arnavutluğun şimdiye kadar takib ettiği direktiflere devam ederek bütün kom-şulariylc ve diğer devletlerle dostane ve samimi münasebetler fdame edeceğini söylemiş ve bilhassa Arnavutluk -italyan münascbatı üzerinde durarak ''Arnavutluğun büyük müttefiki italya ile olan münasebetleri devamlı ve çok samimî olacaktır'* demiştir. Kral Faruk İsviçreye gidiyor Kahire. 10 (A.A.) — Kıra! Faruk, yanında annesi ve kız kardeşleri olduğu halde 27 şubatta İsviçre'ye hareket edecektir. Orada bir kaç hafta kaldıktan sonra Londra'ya gidecek ve ancak temmuz sonlarında Kahire'ye dönecektir . ULKU HALKEVLERİ MECMUASI Müdürü M. Fuad Köpruıu Sekizinci cildin son sayısı olan 48 inci numarası başlıca yazılan: Musahabe (Ş. A. Kansu). türk kobuz'u (A. Caferoğlu), Tuhfetül mahdum (Orhan Saik), İslâm coğrafyasında Antakya (Sadi Selen), Prehistorya (H. Bruil). Özlenen âlem - Şüphe "şiir" (Coşkun Ertepınar), köy tetkiki (A. Süreyya). Orta zaman islâm dünyasında maliye (A. Mez), Merkantilizm (Said Aydos). notlar ve iktibaslar bibliyografya. 80 sayfalık der^i 25 kuruş. ULUS 12 JUBAT 19S7 CTM\ ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5584 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE S KURUŞ P. genel sekreterliğinde yapılan toplantı Vilâyet kongrelerine müşahid olarak gönderilen saylavlar izahat verdiler Vilâyet kongrelerinde halkın dilek ve şikâyetleri açıkça görüşülmüş, seçimler serbestçe yapılmış ve valilerin parti başkanlıklarına tayini müsbet ve faydah neticeler vermiştir Dahiliye Vekil; ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya uun saat onbîrdc Parti Genel Sekreterliği binasında Genyonkurul üyeleri ve Vilâyet kongrelerine müşahit olarak gönderilen Saylavların da iştirakiyle bîr toplan» yapılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi tüzüğüne göre üri senede bir yapılması icap eden Parti vilâyet kongrelerinin bu sene yaptırılma yılı olduğundan. Parti teşkilâtı olan bütün vilâyetler Parti kongrelerini yapmışlardır. Parti Genel Sekreterliği kongrelerden evvel vilâyet Parti başkanlarına gönderdiği muhtelif tanumlerde hükümet ve Parti beraberliği hakkında Parti Gcnbaşkurca ittihaz olunan kararın. Cumhuriyet Halk Partisinin memleketin siyasî ve içtimaî hayatında güttüğü yüksek maksatların tahakkukunu kolaylaştırmak; Partiyi kuvvetlendirmek ve (Sonu 6. ıncı sayfada) busbvtke tcrkiye ve sı riye Faiih Rıfkı AT AY Suriye, Mısır ve İrak'tan aldığımız haberler. Sancak davasını fırsat bilerek, Türkiye ile arablık âlemi a-rasında nifak havası yaratmak isti-yenlerin ne kadar boş bir gayrette bulunmuş olduklarını isbat eder. Arablık âleminin büyük bir kısmı ile uzun asırlar süren müşterek hatıralarımız vardır. Türk milliyetperverliği, osmanlı emperyalizminin her türlü ihtiraslarından tama n tasfiye edilmiş olduğu için, bu müşterek hatıraların üstünde hiç bir esef ve kaygı gölgesi yoktur. Arab devletlerinin kendi halk yığınlarını mesud etmesinden, ve tabiî inkişafları ile, istiklâllerini kazanmış olmalarından ancak sevinç hissederiz. Kemalizm prensiplerinin başında milli hürriyetlere hürmet gelir. Musul meselesini tesviye eden karardaki hususî kaydı-mız henüz hatırlardan çıkmamıştır. Kemalist Türkiye kendi hesabına ta-arruzcu olmadığı gibi, başkaları zararına tahrikçi değildir. Bizim komşuluğumuzdan Irak ve Suriye arab-lan, hiç bir fırsat!a, zerre kadar endişe duymamalardır; Milletler Cemiyetinin bu iki memleketteki mandaterlerinin dahi Türkiyeden küçük bir şikâyetleri olmamıştır. Mandaterler ve Mîlletler Cemiyeti ile iki kardeş memleket münasebetlerinin, hür ve müstakil Suriye ve Irak tevekküllerine doğru inkişafından Erkler kadar kim saadet duyabilir? Çünkü millî hürriyetlerin türkler kadar kim kadrini anlayabilir? Hatay davasında gösterdiğimiz titiz hakgüderlik dahi, kemalizmin aynı yüksek faziletinden ilham almış değil midir? Böyle meselelerde kemalizm hesabma samimiyet, açık sözlülük ve sarsılmaz prensiplerine bağlılıktan gayri herhangi bir emel tasavvur etmek, sadece, kötücüllük-le tefsir olunabilir. Bütün arzumuz, hududlanmızın gerek Avrupa, gerek Asya kısımlarında umumî barış davasını takviye Maraşın kurtuluşu Maranta kurtuluş münasebetiyle yapılan çeşme Bugün, Maraşın kurtuluşunun yıldönümüdür. Maraşın kurtuluşu, yalnız bir "şehir kurtuluşu,, değildir. Memleketin en karanlık günlerinde, istilaya gelen ve galib gelmiş bir ordunun bütün kuvvet ve ihtişamının, bir sabun köpüğü gibi eriyebileceğim dünyaya gösteren örnek bir hâdisedir. Anteb ve Maraş müdafaaları, türk tarihinin en şerefli iki sayfası olarak gönüllerimizde ya-şıyacaktır. Şehr.İmizdeki maraşlı gençler, yarın Halkevinde. kurtuluş günü dolayısiyle bir kutlama töreni yapacaklardır. eden karşılıklı emniyetler kurulmuş olmasıdır. Bu emniyetlerin asıl dayana ise, milletlerimiz arasında hiç bir anlaşmazlık veya kötüye - alma hali bulunmamaktır. Onun için Suriye - Türkiye havasının bir köşesini karartan geçici buluttan sonraki tatlı aydınlığını meserretle karşılamaktayız. Başvekilimiz ve Dr. Aras Istanbula gittiler Başvekilimiz İsmet İnönü yanlarında hariciye vekilimiz Tevfik Rüştü Aras ve hariciye genel sekreteri Numası Rifat Menemen-cioğlu olduğu halde dün 19.30 da kalkan hususî bir trenle Istanbula hareket etmişlerdir. Dahiliye vekili ve parti genel sekreteri Şükrü Kaya ile iktisad vekili Celâl Bayar da Çiftlik istasyonuna kadar başvekilimizle beraber gitmişler ve oradan geri dönmüşlerdir. İstasyonda başvekilimizle hariciye vekilindsi Ankara daki vekiller ve bir çok mebuslar ve vekâletler ileri gelenleriyle kalabalık bir halk kütlesi ugurlamış re tren hareket ederken alkışlamıştır. Balkan antantı reisliği Dış Bakanımız Dr. Aran lan Yugoslavya Başbakanı B. Stoyadİnoviç'e dav rrd ildi Ankara, || (A.A.) — Hariciye Vekili doktor Rüştü Aras Balkan antantı konseyi reisliğini Yugoslavya Başvekili ve hariciye nazırı Stoyadinoviçe devretmek münasebetiyle kendisine 8-2-1937 tarihli şu telgrafı göndermiştir: Ekselans B. Stoyadinoviç Yugoslavya Başvekili ve Hariciye Nazırı BELGRAD Balkan antantı konseyi, nizamnamemiz mucibince, yarından itibaren yüksek reisliğiniz altına girecektir. Bu şerefli vazifeyi size devrederken her şeyden evel mümtaz devlet a-(Sonu S.inci sayfada) Deniz talebeleri amelî gemicilik dersi görürlerken KAMUTAY M ÜZAKERELERİ Denizciler tekaütlük kanununun dün ilk görüşmesi yapıldı Kamutay dün Fikret SıLay'm reisliğinde toplandı. Seyhan mebusu B. Damar Arıkoğ-lunun küçük traktörlerden alınan gümrük resmi hakkındaki sual takriri; sual sahibi toplantıda bulunmadığından ve geçen ruznameden kaldığından sakıt oldu. Yozgad mebusu B. Sırrı Içöz'Üa arzuhal encümeninin 567 numaralı kararının umumi heyette müzakeresi hakkındaki takriri ve arzuhal encümeni mazbatası okundu ve arzuhal encümeninin ma. .-atası kabul edildi. Aakeri memurlar hakkındaki kanu-(sonu 6. ıncı sayfada) Ekonomide Kemalist rejim Yazan: Celâl Bayar | Ekonomi Bakanımız B. Celâl Bayar I ın.ıını.ıl Tinıes'in Türkiye'ye dair çıkardığı ilâvede, ekonomide Kemali»! rejim lu:n.ı ile çok mühim bir makale ueşretmişlir. Bu yazının mıılıleviyalı şudur: Doktrin çerçevesiuden Kemalist rejim, tatbikatla Kemalist rejim. Ekonomi bakanlığına düşen işlerin önemlileri: dış Üearel siyasası, plânlı endüstrileşme içleri. — Maden politikası. — Diğer işler. B. Celâl Bayar'ıu bu kıymetli makalesinin aslını dün neşre başlamıştık. Bugün de son kı-ıııılarım koyuyoruz: EDİRNEDE SU BASKINI Nehir taştı bir çok yerler su altında kaldı Edirne'de taşan Mericin sakin bir görünüşü dirne, 11 (A.A.; — Son günlerde yn ğan sürekli yağmurlar yüzünden nehirler taşmış ve Edirnenin sekiz on mahallesini su basmıştır. Suların yuksebnesi bütün gece devam etmiş ve bu müddet içinde polis su baskınına uğrayan raahaİle-Icrdeki evleri boşaltmakla uğraşmıştır. Sular 4 metre 90 santimetre kadar yükseldikten sonra yavaş yavaş çekilmiye başlamıştır. Bosna köyü tamamen su ile çevrilmiştir. Umumi müfettişltk ve vilâyet feyezanın fazla zararı mucrb olmaması için tedbirler almıştır. C. Ticari tediyal rejimi: I) Kliring veya benzeri anlaşma mevcud memleketlerle bu anlaşmalar hükümleri dahilinde yapılır. II) Türkiye ile ticaret muvazenesi devamlı surette pasif olan ve aradaki fark devamlı surette nazara alınabilecek mikdar vc hacimde bulunan, Türkiye ithalâtını hiçbir nevi tahdide tâbi tutmayan ve bedellerini serbest dövis olarak ödiyen memleketlere serbest döviz verilir. III) Türkiye ile kliring veya benzeri anlaşması olmayan, ticaret muvazenesi aleyhimize veya kararsız bulunan veya fark substentiel olmayan memleketler ithalâtının bedelleri Cumhuriyet Merkez Bankasında bloke kalır vs ancak o malı ihraç etmiş tüccarın veya ciro edeceği kimsenin Türkiyeden mubayaa ve aynı memlekete sihraç edeceği malların tesviyesinde kullanılır. 2) l'lımh endüstrileşme Türktyenin endüstrileşmesi, hayat ve istikliliyle alâkalı gördüğü en büyük millî davasıdır. Bunu böylece ifa-de ettikten sonra, yukarda İzah edilen dış ticaret politikasının sadece u-m um i buhrandan doğmamış olduğu da kendiliğinden anlaşılmış olur. (Sonu 2. inci sayfada) ULUS 12 - 2 - 1927 Ekonomide Kemalist rejim (Bap J. inci sayfada) 18 inci asrın büyük endüstri hareketi, karşısında, kapitülasyonlar ve şuursuz bir saltanat idaresi altında sızlayan Osmanlı İmparatorluğunu bulmuş, tu. Yalnız büyük endüstri mamûlâtı, rekabet imkânsız, maliyeti İle hiçbir gümrük müdafaası tesisi kabil olmayan bir çok asırlık türk sanayiini silip süpürmekle kalmadı. Endüstrileşen ziraat da. aynı sebebten Türkiye hudud-lan içinde türk çiftçisini boğdu. Müzelerdeki eserler, o tarihlerde Avrupanın herhangi köşesinden daha geri olmadığımızı ve belki de ileri olduğumuzu gösteren eserlerle doludur. Türk endüstrileşme hareketi, bu bakımdan, Lausanne'ın zeylidir. Kapitülasyonların en son meşum izinin, topraklarımıza dalmış kökünün sökülüp atılmasıdır. Atatürk Türkiyesi, bu katî tasfiyeyi de yaparak, Türkiyeye lâyik olduğu refahı ve emniyeti, türk çiftçiye mahsulünü dahilde kıymetlendirmek, türk müstehlike mümkün olanı dahilde bulmak imkânını en büyük süratle temin edecektir. Biz autarchîste' değiliz, fakat Türkiyede ekonomikman yapmak kabil olan her şeyi yapmak ve yaptırmak azmindeyiz. Kemalist rejim, endüstrileşmeyi, bundan dolayıdır kî millî inkılâbımızın en büyük vazife ve zaferlerinden biri telâkki etmektedir. Türkiyenin endüstrileşmesi, Türkiye ithalât ve ihracat yekûnları üzerinde zararlı olacak mı? Buna iki cevabımız vardır- 1) Türkiye ziraî, endüstriyel, gıdaî iptidaî madde ihtiyacı için, Avrupanın, geniş mikdarlarda müracaat edebileceği. Avrupanın içinde bur memleket olmak kabİliye-tîndedir. Türkiyenin sanayileşmesi, bu kabil İstihsalât ve ihracatını da kalite ve kantite bakımından artıran en mühim âmil olacaktır. 2) Tarih gösteriyor ki, sonradan sanayileşmiş memleketlerle eski sanayici memleketler arasındaki mübadelât, o tarihlerde de ileri sürülmüş bu çeşît endîşelere rağmen bilâkis artmıştır. Almanyanm tarihi ve misali göz önündedir. Türkiye imalâtı için, Türkiyede refah artıp (sous-consommation) ihtiyaca rağmen alınıp sarfedilmemek elemanları ortadan kalktıkça artacak Türkiye dahili fazla sarfiyatı başlı başına bir mahreçtir. Aynı refah elemanı hariçten ithal edilmek istenecek mallan da çeşit ve hacim itibariyle mütemadiyen artıracağında şüphe yoktur. Umumi buhranın sebebleri başka sahalarda aranmak lâzımdır. Dünyanın ihtiyaç fevkinde istihsal içinde boğulabilece-ğinî binnazariye dahi tasavvura imkân yoktur. Ulusal cemiyet hayatında olduğu gibi arsıulusal cemiyet hayatında da yeniden karışacak her refahlı aileden memnun kalmak ve her refah için mücadeleyi kolaylaştırmak yerindedir, ekonomiktir. Egoİsme'in en fena tezahürleri akla getirilmeden, böyle bîr azlimle, ehliyetle ortaya atılan bir milletin takdir haricinde herhangi bir muhakeme ile karşılanması mümkün görülemez. Türkiye bir plân dahilinde endüstrileşme kararını, 1934 yılında vermiş ve ilk 5 senelik plânına şu sanayii koymuştur: 1) Mensucat sanayii (pamuklu, yünlü, kendir), 2) Maden sanayii (demir, sömi kok ,komür .bakır, kükürt). 3) Selİloz sanayii (kâğıd, karton, sunî ipek) 4) Seramik sanayii (sise, cam, porselen) 5) Kimya sanayii Bu plânın üçte ikisi vaktinden önce rtlise edilmiş bulunmaktadır. İkinci 5 senelik plân neşredilmek üzeredir. Bu plânda bilhassa petrol sentetik, refine-ri, kömür, linyit sanayii, elektrik sanayii, muhtelif sanayii gıdaiye, bu me-yanda et, balık, meyva, sebze, konserveciliği, kimya sanayii vardır. Bu plân tatbikatı esnasında kantite itibariyle değilse bile kalite itibariyle kâfi türk elemanlar kullandık. Lüzum gördüğümüz anda lüzum gördüğümüz nisbetlerde ecnebi mütehassıs da davetinden çekinmedik. Plân tat- bikatına muvazi olarak bir taraftan Avrupa ve Amerikaya her sene daha fazla artan talebe ve stajiyer gönderiyoruz; mali tediye plânını karşılamak için maden ve ziraat sahasında katî adımlarla yürüyoruz. Endüstrileşmeden mütevellit bütün tediyelerimizi, şimdiye kadar, diğer bütün teahhüdatrmız gibi ponctuellemcnt. karşıladık ve karşılamaya devam edebilecek vaziyetteyiz. Tabiri diğerle malî plânı daima ic-raî plâna takdim ediyoruz, bu suretle filan endüstriyi de kuracağız dediğimiz anda vesaitini daha evciden tedarik etmiş haldeyiz. Endüstrileşme plânı tatbikatı için, tamamen ticarî müessese tekniğiyle çalışmak üzere Sümer Bank teşkil edilmiştir. 3) Maden politikası: Tetkika ve vesaika dayanarak vardığımız kanaat. Türkiyenin. yalnız, bu günün en mühim sanayiin! değil, dünya ham maden ihtiyacatından mühimce bir kısmını da verebilecek toprakaltı servetine malik olduğudur. Madenin, Türkiye iktisadî kalkınmasında. Türkiyenin en başlı tediye vasıtası monnaie d'echange'ı olabileceğini gördük. Türkiyeyi plân dahilinde, saha saha, tetkik ve maden işlerinde erkânı harbiye vazifesi görmek üzere bir Maden Arama ve Tetkik Enstitüsü tesis edilmiştir. Sümer Banka muvazi olarak, maden işletme ve ihraç etme İşlerinde keza ticari bir müessese tekniğiyle çalışmak üzere Eti Bank adiyle ayrı bir banka kurulmuştur. Maden mevzuu etrafında bunlara muvazi olarak yapılan diğer inkılâb eşhas elindeki madenlerin işletme, ruh. satname ve imtiyaz alma şekilleri üzerindedir. Maden imtiyazlarının Türkiyede bir spekülasyon mevzuu olması bu suretle bitmiştir. Bu değişikliğin, maden İşleten ve işletecek olan şahıslara da hizmet ve onların muvaffakiyetlerini teshile yaradığını derhal ilave etmeliyim. 4 — Teşkilât ve mevzuat sahasında yapılmış vc semere vermeye de başlamış değişiklikleri sadece saymak bile bu yazının hacmini çok taşırır. Millî tasarrufu teşvik ve tenmiye, kredi ve finansman emniyeti, ticari hedefli kooperatif birlikleri ve sureti umumiye-de rationalisation ve standardizasyon işleri, türk tüccarın İtibarını siyan?: e-decek mevzuat bu aradadır. Kemalist rejimin, ihracatçı telâkkisini bilhassa kaydetmekte ihtimal fayda vardır: Ke- Kıymetleri düşük paralar ve ihracat tacirlerimiz Fransız frangının altın esasından ayrılışını müteakib Hollanda. İtalya, isviçre ve Çckoelovakyanın paralarını kıymetten düşürmeleri yüzünden ihracat tacirlerimiz büyük zararlarla karşılaşmış bulunuyorlardı. Bu vaziyet karşısında başlıca bir ihracat merkezi olan İzmir ihracatçılarından mürekkeb bir heyet, ekonomi bakanı Celâl Bayan ziyaret ederek bazı memleketlerin para kıymetlerini düşürmelerinden doğan neticeleri izah etmişlerdi. Haber aldığımıza göre yukarda zikrettiğimiz memleketler paralarının kıymetlerinin düşürülmesinden Önce yola çıkarılmış olan mallar bedellerinin eski kıymetleri üzerinden Cumhuriyet Merkez Bankasınca Ödenmesi karar altına alınmıştır. Bu karara tevfikan ekonomi bakanlığınca yapılmış olan İlân üzerine alâkadarların verdikleri dosyaların Türkofis başkanı Burhan Lanos, maliye nakid işleri direktörü Halid. Cumhuriyet Merkez Bankası şanj şefi Cabirden mürekkeb bir komisyon tarafından tetkikine başlanılmıştır. Para kıymetlerinin düşürülmesinden önce aktedikiliş olan kontratların fİata taallûk eden kısanları yeni para kıymetlerine göre düzeltilmedikçe tüccarlarımızın bu kontratlarını ifa etmemekte serbest olabilecekleri alakadarlarca ileri sürülmektedir. Filhakika birçok memleketler mahkemeleri bu kabil vaziyetleri mücbir ve önceden tahmin edilememiş bir yeni sebeb addederek bu mukavelelerin yeni vaziyete intibak ettrilmcsini kabul etmiş bulunmaktadırlar. (A.A.) malist rejim ihracatçıyı, haritçe Türkiyenin şeref ve itibarını ve moralini temsil eden ve bu sıfatla eline türk e-meği emniyet edilmiş olan adam telâkki etmektedir. Bunun sureti umumiyede dış ticarete verdiğimiz ehemiyeti de ifadeye kâfi geleceğine kaniim. Celâl Bayar Orta tahsil talebesi 12 yıl içinde 20 misli fazlalaştı Maarif Vekâletinin alâkalı dairesi tarafından yapılan bir istatistiğe göre, memleketimizde mevcud resmî liselerle, muallim ve orta mekleblerin 12 yıllık mezunları seneden seneye artmak üzere aşağıdaki cedvelde gösterilmektedir. Bu cedvelde 932 - 933 ders ılımla «örülen azalış, muallim mekteblerinin altı seneye çıkarılmasından doğmuştur. O sene yalnız Musiki Muallim mektebi 7 mezun vermiştir. vt /» Cumhuriyetinizin kültür saha- y cllYlA sında feyizli bîr eseri olan bn . rakamları büvük bîr memnum- rrnırvımûVî LrllIİ£lV yelle neşrediyoruz: gVlVrimeilKlllier nasıl satın almacak? 1353 sayılı imar kanununun dokuzuncu ve 2290 numaralı belediye yapı ve yollar kanununun 8 inci maddeleri hükmünden, mazbut vakıfların hususi mülkiyet kaidelerine bağlı gayrimen-kullerinin istisnasına dair olan kanun projesini hükümet meclise vermiştir. Layihayı yazıyoruz: "Ankara İmar Müdürlüğü teşkilât ve vazifeleri hakkındaki 1353 numaralı kanunun dokuzuncu ve 2290 numaralı belediye yapı ve yollar kanununun sekizinci maddesinde müstakbel şehir plânlarına göre yol. yeşillik vs saire gibi yerlerinde ihdas veya genişletilmesi için İmar Müdürlüğüne veya belediyelere parasız bırakılacak yerlerden, mazbut vakıfların hoyrattan aa-yılmryarak arsa veya müsakkaflan istisna edilmiştir. Bu jribi vakıf eavri menkuller isYtimlik JHTUttlIUİMİ iM'f Ders yılı Mezun sayısı 924 - 925 530 925 - 926 1296 926 - 927 1991 927 - 928 2880 928 - 929 3202 929 - 930 3950 930 - 931 4483 931 - 932 4242 932 - 933 3606 933 - 934 7069 934 - 935 9067 935 - 936 10689 İstanbul limanında tetkikler İstanbul, (Telefonla) — İngiliz mühendisler bugün de Kuruçeşme de sondajlar yaptılar. Liman üzerinde tetkikler yapan mühendislerin çalışmalarına İştirak etmek üzere cumartesi günü iki birinci sınıf mühendis daha gelecektir. Ziraat bankasının çiftçi ile muamelelerinin mahiyeti Ziraat Bankası tarafından çiftçiye yapılan borç verme muamelelerinin ticarî olup olmadığı hususundaki içti-had ihtilafı Temyiz Mahkemesi umumi heyetinde görüşülmüştür. Umumi heyet bu muamelelerin ticarî muamelelerden olduğuna karar vermiştir. Cidara ve diplomasi Eski bir türk şairi tütün aleyhinde su beyti yazmış: Ben duhan içtim deyu mecliste lâf etmem hele Neyleyim ol zevki kim filhal burnundan gele Halbuki tütünün büyük ve meşhur adamlar arasında dostları ve müdafileri de vardır. Bismark, bunların basında gelir. Bir defa Jül Favr bir Prusya - Fransa sulhu yapmak için Prensi ziyarete geldiği zaman Bismark, cigara içip içmediğini sorarak bir sigar uzatmış ve Jül Favr'den içmediği cevabını alnaca tütünü şu sözlerle müdafaa etmişti: — Yanlış yapıyorsunuz! Kolayca hararetlenebilecek bir mevzu üzerinde münakaşa eden bir adamın konuşurken cigara içmesi daha iyidir. Bir sigarı elde bulundurmak ve onun külü ile alakadar olmak, sözlerimizi daha ziyade kontrol altında bulundurmağa yarar. Böylece bir değişiklik de olur. Cigaranın mavi dumanları yukarıya doğru krvnla kıvrıl a çıkarken in san m gözü, gayri ihtiyari, onlara dalar. O zaman insan daha ziyade yumuşar ve daha müsaadekâr olur. Devamlı surette müsaadekâr olmak da biz diplomatları yaşatan maddedir. Mutbak ve ipek çorap Bir ingiliz haatahanesi müdürü, gazetelerle yaptığı ilânlara rağmen, bir türlü aşçı kadın bulamadığından bir arkadaşına şikâyet etmiş. Bunun sebebini tayin edemiyen bu zat da i-lânı görmek istemiş. İlân şudur: "... İstenilen aşçı kadın hizmet dışmda dahi siyah pamuklu çorap giyecektir.,. İlânın çoraba teallük eden kısmını "ipek çorap giyebilecektir,, şekline sokturan müdürün dostu, ertesi gün. yüzlerce aşçı kadının hastana -neye başvurduğunu öğrenmiştir. Psikoloji bazen çok basit bir şeydir. Ruzveltin ikinci nüshası: Amerikada Massachussett'de Swa-mpcott* kasabasmda bir lokanta vardır ve bunun sahibi Harold G. Bla-ney' isminde bîr adamda*. Bu adam, lokantasına gelip kendisine bakan ve fotoğraf makinelerini hazırlayan yabancıları şu sözlerle karşılar: — Evet, cumhur reisi Ruzvelt'e benzediğimi biliyorum. Resmimi mİ almak istiyorsunuz? Peki. bir enstan-tene çekinizi Blaney, cumhur reisinden bir yaş küçük ve ondan biraz ufaktır, evli -dir; iki kızı vardır ve New deal'e dehşetli surette taraftardır. Blum ve aşçısı Fransa başvekili B. Blumun bör çok meziyet v« hususiyetlerini duymuşsun ua d ur. Fakat bn zatın iyi hazırlanmış yemeklere meraklı olduğunu biç işittiniz mi idi? Blum'un bu mera-k sn dan kinaye olarak fransız kabine-sine "Blum - Daladya - Ameli* kabinesi" diyenler vardır Blum'la Dal ad ye'yi tanıyorsunuz. Amelie, B. Blum'un güzel yemek pişiren aşçısının adıdır ve bu aşçı, yirmi seneden beri sosyalist liderinin evindedir. Blum'un pek bayıldığı yemeklerden birisi de ingiliz pudingidir. Bir gün bir ingiliz askeri mütehassıs, fransızlarm tayyare yapmakta ingilizleri geçtiklerini söylediği zaman, Blum çu cevabı vermişti: — Siz de puding yapmakta, daima, bili geride bırakıyorsunuz. Teşhihde hatâ olmaz Bir vilâyet gazetesinde tefrika e-dilmekte olan romanda şu parçayı o- kuduk; "Avukat Hicran, göbeğine yeni bir avans vermek için iskemlesini masadan bir parça daha uzaklaştırdı ve Cemil Sena rüyasma, dumanlı bir dağ tepesi gibi, bir parça daha gömüldü.,, Göbeğe avans vermek ve rüyayı dumanlı bir dağ tepesine benzetmek! Teşbihte hatâ olmaz, sözleriyle muharriri tenkidden çekmelim. hükümler dairesinde, bedelleri mek suretiyle istimlâke tâbidir.' Kamutay Encümenlerinde Budce enenmeni, nafıa vekâletinin teklifi veçhile, su işlerine sarf edilmek ü-zere 31 milyon liraya kadar teahbüd serasına ve bunun için büdceye tahsisat konulmasına karar vermiştir. Budce ene " !T*f"', Ziraat bank sam m yeni tesiri Utma aid Wanun projesinin te-kaüdlük gibi baza hükümleri üzerinde tetkiklerin derinleştirilmesine karar vermiştir. Vaziyete göre projenin kış tatilinden sonra bitirilmesi mumsun olabilecektir. ¦ n 'Tarımsal kombinalar kurumu'' kurulması için ziraat vekâletine tahsisat verümesine dair kanun projesini tetkik eden budce encümeni 30 mü yon liralık bir tahsisat kabul etmiştir. Hollanda ile ticaret anlaşması görüşmeleri başlıyor Türk . Hollanda ticaret ve kliring anlaşmasının 5 ve 18 inci maddelerinde gösterilen iki aylık fesih ihbar müddetinin bir aya m dirilmemi vekiller heyetince kabul edilmiştir. Yeni bir ticaret anlaşması yapılması etrafındaki mücakerekre yakında başlanacaktır. Gazete köşkleri Belediyemiz Avrupa şehirlerinde olduğu gibi Ankaranm muhtelif semtlerinde de gazete köşkleri yapdırmağa karar vermiştir. Kamutay Çağrıları Dahiliye Encümeni bu gün saat ot» toplanacaktır. -1 1Q . ** . 1"~7 - 12-2 - 1927 =— = ULUS ULUS Wk9JMUtLtA Yeni bir Montreux konferansı Mısır hükümeti, kapitülasyonların ilgası hakkındaki teklifini müzakere ve bir karara bağlamak i-çin alâkadar devletleri nisanm on i-kinci cunu Montreus'ye davet etti. Mısırın alâkadarlara gönderdiği davet notasından anlaşılıyor ki kapitülasyonların derhal ilgası bahis mevzuu değildir. İngiliz hükümetiyle anlaştıktan sonra yapılan teklife göre. şimdilik yalnız, konsoloshane mahkemeleri ilga edilecek. Bunların görmeğe salâhİyettar olduğu ceza davaları muhtelit mahkemelere bırakılacak. Fakat bu muhtelit mahkemeler ancak uzunca bir istihale devrinden sonra kalkacak. Malûmdur kî bugün Mısırda İki çe«id kapitülasyon mahkemesi vardır: 1 — Ceza davalarına bakan konsoloshane mahkemeleri. 2 — Hukuk davalarına bakan muhtelit mahkemeler. Montreux'de yapılacak is. birincilerin il s» siyle salahiyetlerinin muhtelit mahkemelere devrinden i-barettir. Fakat bu arada muhtelit mahkemelerin teşkilâtı yeni baştan tanzim edilecek ve bu istihale devrinde kapitülasyon hakkından hangi devlet tebasının istifade edeceği görüşülecektir. Bugün Mısırda kapitülasyon hakkından on iki devlet istifade etmektedir. Bu devletlerin istihale devrinde de kapitülasyon hakkından istifadeleri tabiîdir. Almanya, Avusturya ve Macaristan, harb-dan evel kapitülasyon hakkından istifade ederken, mağlûbiyetlerinden sonra bu haklarından vsı geçmişlerdi. Şimdi istihale devrinde kapitülasyonların bu devletler tebaasına da teşmili teklif ediliyor. Vaktiyle kapitülasyon hakkından istifade eden devlet topraklarının taksimiyle meydana gelen Lehistan. Yugoslavya ve Çekoslovakya gibi yeni devletlerin tebaaları da bu haktan istifade edeceklerdir. Geriye yalnız kapitülasyon h« kitin dan İn, ,*,!»,İr rUncınif olan devletler kalıyor ki Lehistnn ve Çekoslovakya gîbi, hiç meydanda olmayan devletlere tekmil edileceğine göre bunları istisna etmek, devletler arasındaki müsavat pernsibini ihlâl edeceğinden haksızlık olur. Gerçi bu devletler şimdiye kadar şu veya bu sebeb-le, kapitülasyon hakkından istifade etmemişlerdir. Fakat kapitülasyonlar Montreux'de yeni bir şekle giriyor. Binaenaleyh bu istihale devri i-Çİn bütün devletlerin müsavat istemeleri tabii görülmelidir. Bu Mısır mahkemeleri hakkında itimadsızlık-tan ileri gelmiyor. Müsavat prensipi-nin tatbikini istemekten İbarettir. Diğer taraftan kapitülasyon hakkından İstifade eden devletler Mısur mahkemeleri hakkındaki itimadsız-Iıklsrmı açıktan söylüyorlar. Meselâ anladığımıza göre, ihtilâf mevzularından biri Süveyş kanalı ve Mısır Credİt Foncier'si gibi mısırlı bir şirket olup da sermayesi yabancılar tarafından konulan ve bugüne kadar "muhtelit şahsiyetli,, sayılarak muhtelit mahkemelere tâbi olan müesseselerin bundan böyle de muhtelit mahkemelere tabi olmasına Mısır hükümeti itiniz ediyormuş. Mısır anonim Şirketleri olduğundan mısırlıların bu nokta eh haklı olduklarına şüphe yoktur. Fakat bu şirketlerin serma-yeleriyle alâkadar olanlar, Mısır hâkimlerinin ticaret davâlarındakİ tecrübesizliklerinden ve kabİliyetsizlik-¦erinden o kadar açık bir lisanla bahsediyorlar fcj, kapitülasyon hakkını haiz olmayan devlet tebaasının ve-y» mali müessesesinin Mısır ı iş yapmaya çal.sma»,. buyuk rMcri göze almak nevinden bir macera de-enek olacak. Uzun «m.n, kapitülasyonların acısını duymu, bir millet sı-fatiyle bizim bu bahiste sempatimiz mısırlılarla beraberdir. Söylemeğe bile lüzum yoktur ki bîz kapitülasyonların derhal ve büsbütün kalkmasına ve kardeş Mısırın bütün devletlerle münasebetlerini ancak devletler hukukunun çer*--- içinde tanzim et-me:'-e tnrnftaı.z. A. Ş. Esmer MS HAlllUlIM Amerikada otomobilciler grevi sona erdi Amerikadaki General Motors şirketinin önünde grevciler Detroit, 11 (A.A.) — Otomobü grevi, sona ermiştir. General motora Cor-portion ile otomobil sendikası, bir anlaşma vücuda getirmişlerdir, ltüâfname bugün imzalanacaktır. Umumi vali Murfi. aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: — General motors ve otomobil sendikası bir anlaşmaya vasd olmuşlardır. Bu anlaşma mucibince, "otomobil sendikası" 42 gündenberi devam eden greve nihayet verecektir. Otomobü endüstrisinde varılan anlaşma, işçiler sendikasını, bazı şartlar altında, bü* nevi konuşma ajansı olarak tanımaktadır Fer'i meseleler, sonra konuşulacaktır. Anlaşmanın imzasını mü-teakib, grevciler hemen fabrikaları boşaltacaklardır. Umumi vali Murfi, fabrikaların bırakılmasından sonra hemen üç bin milli muhafız askerlerinin silâh- tan tecridini mrctrmslır. Mısır'da bir faşist hareketimi La Repüblik gazetesinin verdiği malûmat Paris, 11 (A. A.) — La Repüblik gazetesi. Mısırda bir faşist hareket! mevcud olduğundan, gayesi başvekil Nahas paşayı devirmekten ve Mısıra tam bir İstiklâl vermekten ibaret bulunduğundan bahsetmektedir. Bu gazete, faşist hareketin Kahire-de her gün biraz daha terakki etmekte olduğunu çünkü "mavi gömlekliler,, le "yeşil gömlekliler,, in nasyonalist partisi Mısır - İngiliz muahedesini imzalamak suretiyle memlekete ihanet etmiş olmakla itham eylemekte olduklarını ilâve etmektedir. Faşistler, bu muahedeyi gayrikâfi görmekte ve büyük Britanyaya karşı tam bir İstiklâl istemektedirler. » Gazeteler, Irakta vukua gelmiş o-lan hükümet darbesi gibi bir darbe vukuundan korkmaktadırlar. Gazeteler, Fransa vc Avrupaya müslümanlara karşı gayet dikkatli bir siyaset takibi suretiyle bütün şimalî Afrikada gitgide artmakta olan arab ittihadı tehlikesinin Önüne geçmelerini tavsiye etmektedir. KÜÇÜK DİŞ HABERLER | Londra, — Dcyli Herald gazetesi, gelecek büdcede, evvelkinden 30 milyon fazla olarak tcslıh.ıta 200 milyon ingiliz lirası tahsis edileceğini bildirmektedir. * Lil, — iki bin çini mamûlâtı İşçisi, gündeliklerine zam yapılması için grev ilân etmiştir. • Londra, — Ingiherenin büyük şehirlerinde geçen hafta gripten ölenlerin sayısı 976 yı bu'muştur. Dük de Vindsora verilecek tahsisat İşçi partini tahsilat verilmesine muarız 1 Londra, 11 (A.A.) — işçi partisi, hanedana aid tahsisat listesi avam kamarasına geldiği vakit. Dük de Vindsor a tahsisat verilmesine katiyen muhalefet göstermeye karar vermiştir. Bununla beraber bu karar büyük güçlükler çıkaracak mahiyette değüdir. Çünkü kıral şahsen Dük de Vindsor a tahsisat vermek Üterse bu tahsisatı kendi parasından ayırarak verebilecektir. Bu takdirde de kiralın tahsisatı bu mik-darda arttırılacaktır. İşçi partisinin talebi Londra. 11 (A.A.) — İşçi partisinin parlcmcnto grupu bü* kaç mebusun laraJ adeti tahsisat listesini hazırlamağa memur komiteye boykotaj yapılması hakkındaki teklifini reddetmiştir. Grup beş delege seçmiştir. Bunlar a-rasında Atli ve Grinvud da vardır. Filistinde yahudi düşmanlığı Kudüs civarında bir takım müsellâh çeteler yağmacılık yapıyorlar Kudüs, 11 (A.A.) — ingiliz tahkik komisyonunun buradan ayrılmasından sonra hızını artırmış olan yahudi a-lcybdarlığı Füistinin İçlerine sirayet etmektedir. Bu tahriklerin müştereken hazırlanmış bir şey olmayıp muhtelif arab mahfillerinde hasıl olan sabırsızlık ve hayal inkisarı dolayısiyle yapılan bir takım ferdi teşebbüslerden ibaret olduğu sanılmaktadır. Bununla beraber münfe--id suikasdler, sık sık vukua gelmekte-Ür. Dün Samarie bölgesinde bir takım taarruzlar yapılmış olduğu haber verilmiştir. Bu bölgede bilhassa Guivathada mevkiindeki çiftçilere karşı bir çete tarafından müsellâh bir tecavüzde bulunulmuştur. Çete, bu mevkie üç taraftan taarruz etmiştir. Çete efradı, süt taşımakta olan Uç kamyonu tevkif etmiştir. Haydudlar arab kasabalarını da ihmal etmemektedirler. Yirmi kadar silâhlı adam, Kudüs civarında hakiki bir yağmacılık yapmışlar ve ta'ân yaptıkları kasabalarda halkm ellerim, kollarım bağladıktan sonra hayvanlarım sürüp götürmüşlerdir. Berlinde bir tayyare caddeye düştü Berlin, 11 (A.A.) — Şehrin şimal kısmında en işlek caddelerden birini . icşlul cücn Sccstraaac dc bu sabah beş kişinin hayatına mal olan bir tayyare ka rası olmuştur. Bİr tayyare ateş alarak inmeye başlamış ve elektrik tellerine de takıldıktan sonra yere düşmüştür. Ayrıca bir çok tramvay işçileri ile yoldan geçmekte olan yolcular da, hemen parla, yan benzin dolayısiyle ciddi surette yaralanmışlardır. Bir otomobü de yanmıştır. SON DAKİKA Mısır milletler cemiyetine girmek ieüı lıiikünıelimi/in yardımını rica elli Kahire, 11 (A.A.) — Mısır hükümeti. Milletler Cemiyetine kabulü talebine m Uza har e t göstermesini Türkiyeden rica etmiştir . Türkiyenin bu müzaharetl memnuniyetle yapacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır. Diğer taraftan Türkiye kapitilâsyonların kaldırılması iç in nisanda toplanacak olan konferansa da davet edilmiştir . I on RiIIenIro| dün iki saat lord Halifaksle konuştu Londra, II (A.A.) — Alman büyük elçisi fon Ribbentrop. hariciye nezaretinde 1-ki saat kadar Lord Haüfaks ile görüşmüştür. Bu konuşmada yanlarında kimse bulunmamıştır. Konuşmadan sonra tebliğ de neşredilmemiştir. İki memleketi alâkalandıran meseleler üzerinde geniş bir görüş teatisi yapılmış ve Ribbentrop, Almanya-ya yaptığı son seyahat İle elde ettiği intihalara istinaden hükümetinin umumi politikasını izah eylemiştir. Jurnala göre Suriye heyetinin Parise değil, Cenevreye »ilmesi lâzımdı Paris. 11 (A.A.) — Saint Briçe, Le jurnalda diyor ki : 'Suriye heyetinin mantıkan Parise değil Cenevreye gitmesi lâzımdı. Sancak statüsünll anahtarla-rİyle tesbit eden Cenevredir. Sandlcr raporundaki plânı tamamlamak ona düşer. Konsey kararının Fransa - Suriye muahedesinde gerektirdiği değişiklikleri Suriyeliler katiyen kabul etmiyorlar, istedikleri bir sıra isteklerden bir tanesi yoktur ki Ccnevrede kabul edilen muhtariyet prensipleriyle tabantabana zıd olmasın. Suriye İle hazırladığımızı türklerle bozm ustuk. Aynı usule devamla aksini yapmak mevzuu bahis olamaz. Aklımızı başımıza almanın sırasıdır. Suriyenin manevrasına uymakla herkesin hoşnudsuzluğunu davet etmiş oluruz. Suriye Lübnan anlaşmazlığı mı? Berut, II (A.A.) — Suriye ile Lübnan ardında Trablus limanı yüzünden bir ihtilâf çıkacağa benzemektedir. İskenderun limanı meselesinin Suriye için fena bir şekü alması üzerine Şam hükümeti denize mahreç olarak Trablusu istemektedir. asın ıimalı Türkiye politikasında Kemal devresi AKŞAM'da Necmeddin Sadık, dün-yayı saran tehlikeli ve endişeli hava içinde, bü* sulh, sükûn ve emniyet ülkesi halinde müstesna bir manzara ar-reden Türkiyenin bu gipte edilecek vaziyete nasıl eri|diğini ve türlüye politikasının dünyada bir sulh âmili olmak ve her keşle iyi geçinmek İçin takip etmiş olduğu safhaları anlatarak diyor kil "Türkiye kendi kuvvetin* dayanarak samimi sulhseverliğinc, dostluklarına güvenerek kendisine bu gipte edilecek vaziyeti yarattı. Avrupa nın karmakarışık hali ortasında türkiye, dış politikan bakanından bir saadet diyardır. Eğer içeride çalışmak, terakki etmek için her şeyden önce dışarıda sulh vs emınyet lazımsa. Atatüık idaresi memlekete bu uzun ve mesut im kâtı mukadder kıldı. Memleketimiz uzun asırlar binbtr maceranın kurbanı olmjş, hiç bir zaman bu rahatlık bahtiyarlığına ermemişti. Şimdi dışardaki bu sulh ve sükûn devrinden İstifade ederek içerde çalışmak, çok çalışmak, daha çok çalış.n..k vezifesi karşısındayız." • YENİ DEVLET TEŞKİLATI TAN'da Ahmet Emin Yalman, kurulması tasarlanan yeni vekâletler v* ihdas edilen Siyasi Müsteşarlıklardan bahsederek devlet ma kani zma sı nın faaliyet sahaları gudnen güne genişlerken iı¦¦ Uıl.tiın da bu yeni vazifelere göre büyütülmesi bü- zaruret olduğunu tebarüz etbrervsc, bühassa kurulması düşünülen propaganda vekâletinin bu günkü şartlar içinde büyük bir ihtiyaca cevap vereceğini anlatarak. Vekillerin bu günkü usullerle tabi oldukları bürokrasinin da hafifletilmesi v« meknnih vazifelerinin azaltılarak daha verimli çalışmalarına imkân hazrranmasını temenni ediyor. • SABIKALILAR ve ADALET KUKUN'd- Hakkı Sisha Ge*.m, birçok sabıkalıları ve kotu hareketleriyle cemiyet içinde ıslâh kabul etmez birer zarar kaynağı olduklarını isbat etmiş şahısların, kanunlarımızın müsamahalı hükümleri yüzünden aramızda serbest dolaşmak ve şeasatlerini tekrarlamak imkânlarını bulmalarından şikâyet ederek, cemiyet için tehlikeli olan bu gibi unsurların tecrid edilmesi ve zararsız bir hale getirilmeleri için gerekli tedbirlerin mutlaka bulunulması vs düşünülmesi lüzumlu olduğunu ileri sürüyor. Memleket meseleleri sütununda ayni meseleyi ele alan TAN muharriri, pek çok sabdcalıarm ceza vasıtasiyle ıslâhı kabil olmadığını bunların ruhan hasta olduklarını.bu itibarla kendilerini tedavi edecek yurdlara alınmaları icap ettiğini kaydediyor. • ÖĞRETMENİN SALAHİYETİ YENİ ADAM mecmuasında ismail Hakkı Baltacıoğlu, memleketimırde Öğretmenin talebe üzerindeki onuruna v* salâhiyetlerinin idari makamlar lehin* olarak çok tahdid edilmiş olduğunu anlatarak bu usulün, öğretmene lûırşı talebeyi itaatsizliğe teşvik etmek gibi bir mahzur arzettiğini ileri sürerek öğretmene daha geniş salâhiyet verilmesine1 içti yor. Cezairde müthiş bir zelzele Kosuntin, 11 (A.A.) — Müthiş bir zelzele yüzünden Guelma mıntakasın-da yerlilere aid bir çok evler yıklımış- tır. Uç kişi ölmüştür. Malta'da iki italyan memur az.etli.di Malta, 11 (AA.) — Malta üniversitesinde hukuk ticaret profesörü olan Karlo Mallia ile Valetta müzesi güzel sanatlar şubesi reisi Bonello İngiliz m e. nafii aleyhinde ve resmi Britanya memurluk sıfatlariyle telif edilmiyecek hareketlerinden dolayı azil olunmuşlar dır. Mallia geçen sene Maltada ilga o-lunan İtalyan propaganda kurumu ile alâkalı bulunuyordu. ULUS ULUS 1.1 s| KM 1937 Cl M Ut I r sl 7 İNCİDE \Tayyare piyangosunda kazanan numaralar ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5585 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Atatürk Başvekilimizi ve vekillerimizi dün kabul ettiler İstanbul. 12 (Telefonla.) — Baş-bakanımız İsmet İnönü, yanlarında Di| Bakanımız Doktor Tevfik Rüştü Aras ve Ekonomi Bakam Celâl Bayar olduğu halele bugün geldJcr. İstasyonda Cumhuı Reisliği Başyaveri. Vali, vilâyet. Parti ve Belediye ileri gelenleri, müessese müdürleri ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılandılar. Başbakanımızla Bakanlarımız doğruca Dolmabahçeye gitmişler ve Cumhur Reisi Atatürk tarafından kabul edilmişlerdir. Başbakanımız Dolma bahçede; Bakanlarımı* Pera-palas'ta k a İntaktadırlar. İstanbulda bulunan bakanlarımı-cin bir toplantı yaparak; Milletler Cemiyeti konseyinde Hatay ana yasasının tesbiti görüşmelerine iştirak edecek olan B. Numın Rifat Mene-mencioğluna verilecek talimatı görüşmeleri muhtemeldir. Dış Bakanımız Doktor Aras, yarın akşam Atina ya hareket edecektir. Başvekilimiz General ismet İnönü Insilterenin silahlanması Gelecek hafta 26 harb gemisi denize indirilecek Londra, 12 (A.A.) — Klayd doklarında hummalı bir faaliyet göze çarpmaktadır. Jarrov tezgâhları dün Ivan-hoe muhribini denize indirdikten sonra Vidglon ismindeki gambotun inşasına ve dört muhribin teslihine başlamışlardır. Gelecek haftalar içinde yirmi altı harb gemisi daha teçhiz ve teslim edilecektir. Klayd tezgâhları iki saffı harb kruvazörü ile bir kruvazör »e dört torpido muhribi inşa etmek için yeniden emir almışlardır. Bu siparşlcr bedelinin yekûnu on sekiz milyon ingiliz lirasıdır. Bir beyaz kitab çıkarıldı Hazine, maliye bakanı B. Nevil Çem-berleyn tarafından haber verilen 400 milyonluk istikraz hakkında bir beyaz kitab çıkarmıştır. Bu kitaba göre, millî müdafaa ihtiyaçları için 1 nisandan itibaren yüzde üç faiıli istikraz tahvilleri çıkarılacaktır. Gazetelerin tefsirleri Gazeteler bu istikraz hakkında uzun (Sonu S. ineİ tayfada) Kamutay müzakereleri Su işlerine 31 milyon, ziraî kombinalara 3 milyon lira verildi Gündelik ANAYASA DA TOPRAK MESELESİ Kemal ÜNAL Üuyuli Millet Meclisinin geçen cuma, yuKM/ tezahürlerle kabul ettiği yem anayasa maddelerinden biri de çıltçıye toprak verme imkânını Uazmıyorau. Parti Genel Sekreteri, yasanın yeni maddeleri üzeı.nüe meclise geniş izahlarda bulunurken toprak işini de etraflıca anlattılar, liatibler ise toprak dâvasını Atatürk rejiminin yasaya giren vasıfları derecesinde hararetle müdafaa ettiler. lıelecek nesiller; ner turk çiit-1.1-wn.il. üir toprağa sahıb kılınma sı kararındaki yüksek heyecanı, B i,.ı u Kaya nın millet kürsüsündeki şu cümlelerinde her zaman butun sıcaklığiyle duyacaklardır: "Türk çiftçisini toprak sahibi yapmak demek, türkün ekseriyeti azimetini kendi ekonomik mukadderatına sahib kılarak, yurd i-çin hayırlı ve aktif bir eleman yapmak demektir.,, "Onlar, bu toprakları asırlardan ben nasıl canlariyle, kanla-riyle müdafaa etmişlerse ondan kendisine yiyeceğini çıkaracak kadar bir hisse verilmek çok görülmez zannederim.,, "Eğer o kendi topraklarında ekmeğine kendi hâkim oıamaz»a, bu memlekette daha ne yapmak istiyoruz? Bu inkılâbın yeri ve şerefi olurmu? Bir kısım vatandaşı topraksız birakıp şu veya bu muhayyel idealler peşinde koşmak lıendi kendimizi aldatmak değil-»idir?„ "Kendi ırkdaşlarımızı ve büyük seciyesinin asaletini göklere çıkardığımız türkü bu halden kurtarmak lâzımdır.,, Çiftçiye toprak verme kaideleri tabiatiyle anayasamıza konulamazdı. Anayasada yapılan tadil, onlara verilecek toprakların devletçe istimlâki imkânını genişletiyordu. Bu da ist"r?-'âk bedelinin peyin verilmesi kaydının topraksız çılı ı ile millî ormanlar için dev-( Sonu 7. inci sayfada ) lecsp J Almanya'nın Afrİkada ve büyük Okyanos*takâ eski müstemleke' lerini göste rir haritalar. ALMANYANIN SÖMÜRGELERİ Fon Ribbentrop, Lord Halifaks'la görüştü Zirai Kombinaların iktıstdt bünyelerinde mühim bir değişiklik yapacağı köylerden biri. Cumhuriyet rejiminde inhisarlar idaresinin basanları Yazan; Ali Rânâ Turhan Financial Timisin Türkiye'ye dair neşrettiği ilâvede Gümrük ve inhisarlar Vekili Ali Rânâ Tarh an. "Cumhuriyet rejiminde /n-hisıırlıır idaresinin başarıları" bar! jiı altında sayani dikkat bir makale neşretmiştir. Bu makalenin aslını sütunlarımıza alıyoruz : . 'Tekit yonetkelerini Devlet Hazinesi assssrassssssrâ."^s-— için gelir aracı olduğu kadar us. tünde çalıştıkları ürünlerimizin değerini korumak ödevlerinden dolayı ulusal ekonomiye hizmet eden birer kuıum olarak göz önünde tutanı., C. H. P. Programı madde: 40 In'üsarlar idaresinin başardığı belli başlı işleri kaydetmezden evvel şunu tasrih etmek icab eder ki, İnhisarlar kelimesinin kastetdiği dört madde Üzerindeki inhisarın mahiyeti ve derecesi şunlardır: a) Tütünün memleket dahilinde yalnız fabrikasyonunu ve mamulâtının satışını devlete hasrettirip yaprak tu. (Sonu 7. inci sayfada) Gümrük ve inhisarlar Vekili B. Ali Rina Tashan Londra, 12 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: Dün B. fon Ribbentrop ile Lord Hali-faka arasında yapılan görüşme, saat 16 dan 10-12 ye kadar devam etmiştir. Alman elçisi, dış bakanlığına girerken ve bakanlıktan çıkarken nazi usulü selâm vermiştir. Resmi mahfi'lcr, bu görüşme esnasında birçok meselelerden bahsedilmiş ve alman elçisinin hükümetinin bu meseleler hakkındaki görüşüne dair malûmat vermiş olduğunu beyan etmektedirler. öğrenildiğine göre. B. fon Ribbentrop, görüşülen şeyler hakkında neşriyatta bulunulmaması hususunda ısrar etmiştir. Alman isteklvri Bununla beraber, iyi haber almakta olan mahfiller alman elçisinin, Almanyanın sömürgeler hakkındaki istek'erini haklı göstermeğe çalışmış olduğunu söylemektedirler. ( Sonu 7. inci tayfada ) İstanbul limanında yapılacak tesisat İktisad Vekili B. Celâl Bayarın tetkikleri İstanbul. 12 (Telefonla) — Bugün şehrimize gelen Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar, Bakanlığa bağlı müesse -selerin işlerini tetkike başladı. Bakan bilhassa İstanbul limanında yapılacak yeni tesisat ve tanzim işle -riyle meşgul olmaktadır. Bakanın, de -nizyollarına alınacak yeni vapurlara ait mukaveleyi, muvafık bulursa, İstanbulda imzalaması ihtimali vardır. Galata rıhtımında Denizyolları idaresinin vapuru uc-tuın 12 2 inei de; Büyük şehirlerde işsizlik t Neşet Halil Alay 3 üncüde: Dış habelrer 4 üncüde: Yabancı gazetelerde okuduk- larımız - Cengel Kitabı 6 ıncıda: ölümün çerçevelediği bir şe- hir: Madrid 7 incide: Piyango numaralan 8 incide: Versay muahedesi ne halde? 9 uncuda: M iki Mavz - Sağlık bahisleri. 2 ULUS 13 - 2 - 1937 DO OD (i yyyk İŞSİZLİK İktisadî ve içtimaî kalkınma parolamız ne olmalıdır? mm "Bizde işsizlik meselesi 17 milyon kazanç vasatisini yükseltmek meselesidir,. - yazan Neşet Hali Atay Son birkaç ay İçinde, birkaç defa büyük türk şehirlerindeki işsizlerden uansedUdi. Salahiyetli makam, ar tarafından bazı rakamlar verildi. Fakat mesele üzerinde icab ettiği tarzda durulmadı. Türk işsizleri kimlerdir? Bunlar hangi çalışma sahalarından hangi sebeblerle uzaklaştırılmışlardır? Türk işçileri mütehassıs işçiler midir? Köylü mü, şehirli midirler?. İşsizlik ve Türkiye Eşsizliğin, iş sahasına ihtiyaçtan " fazla iş kuvveti arzedilmcsi demek olduğuna ve büyük türk şehirlerinde de işsizler bulunduğuna göre; Ya Türkiyenin nüfusu, memleket me-nabüyle geçinemiyecek kadar fazladır; Yahut memleketin iş sahalarından bir veya birkaçı şu veya bu sebeble kapanmıştır, Yahut da; memleket menabii mcmlc ket içindeki nüfusa İş verecek tarzda tanzim edilmemiştir. Tetkikin aynı derecede, mühim diğer bir safhası da; memlekette bilfiil iş babında bulunanlarla, işsiz yaşadıkları söylenenler arasındaki yaşama ve geçim farklarıdır. Mese'â; lstanbulda işsiz dilenciler ve bunların yanında gelirleri, dilencininkinden fazla olmıyan bir takım iş adamları vardır. Külcci er, sandalcılar, ayak satıcılarının yüzde yetmişe va-kını ilh.. ilh.. ne kazanırlar?. Teyidi oldukça güç bir telakkiye göre; büyük türk şehirlerinde işsizlik âmili ve bizzat işsizler köylülerdir ve büyük şehirlerde iş emniyetini tesis için köylerden şehirlere inişi en az büyük şehirlerin iş ihtiyacına göre tahdid etmek lâzımdır. Fakat tahdid; Bir taraftan köylünün para kazanma ihtiyacım imkânsızlaştırarak. Diğer taraftan da şehirlerde İş ücretlerini şehirlinin ve işin ödeme kabiliyetleri üstüne çıkararak; zararU da o-labilir. Esasen kazançsız köy yanında tam teessüs etmiş bir devlet, müreffeh büyük şehirler, emniyetli iş sahaları nasıl tasavvur edilebilir? Tahdid nasıl bir tedbirdir? I "~|r* ahdid bü tedbir, fakat zararlı ve ' bü taraflı bir tedbirdir. Sefaleti ortadan kaldırmaz, köye hapseder. Sonra şehirlerin - nasıl bü siyasî ve iktisadî rejim ile idare edilirlcrsc edilsinler - nüfus ve para iktidar menba-larımn şehir dışlan olduğunu da unutmamak lâzımdır. Şehir para kazanmak için; yaptığını veya işini mut'aka şehir dışına satmak, sınai, ticari, ma.'!, idari, harsî bin türlü müesseselerini işletmek için muhtaç olduğu iş kuvvetini de mutlaka şehir dışından getirmek mecburiyetindedir. Şehir içindeki para. şehir harici yardım etmeden kendi kendine artmayacağı gibi; şehir içindeki nüfusu da siyasî, iktisadî, içtimaî birçok sebeblerle şehir içinde çoğalamaz. Şehirlerde doğum köylerden daha az, aynı sebeblerle ö-lümler köylerden daha çoktur. Köyler şehirlerin yiyecek, işliyecek aynı zamanda insan depolarıdır. Şehri köyden tecrid ederek bü şehirler refahı tesis edilemez. Şehirler ve köyler teşriki mesaisi tanzim edilerek memleket refahı İdeali realize edilebilir. Köy kalkınması için tedbirler. öylü sâyinin ihtiyaçtan fazla nis-betlerle şehirlere arzını önliyecek normal tedbir, şüphe yok ki; köylü mül- kiyeti işlerinin hain, bü köylü ailesi için asgari toprak mikdarniM - ziraî mıntakanın mahsul . aklılarına güre - tayini, miras, kred., al ât ve işkine işlerinin tanzimi, toprak mahsul en ; nın kıyım ı.ı.iuji .....i ı g.b; köy kö.nı-mı için aünacak iktisadı tcübirlcrdü. Köylüyü, emir ve idari tedbirler değil, köyünde hissedeceği emniyet toprağının başında abkoyabüir. Fakat bunlar tahakkuk edinceye kadar da bur şeyler yapılabilir. Meselâ; Büyük şehirlerde hiç iş yapmıyan-larla iş gelirleri normalin çok altında o-laulardan ; a - Çocuklar terbiye ve sanat müesseselerine alınarak. b - çalışamıyacak kadar ihtiyar ve malûl olanlar bakım müesseselerine yerleştirilerek, c - Köyü, toprağı bulunmayanlar muayyen istihsal mıntakalanna gönderilerek (İç kolonizasyon), Büyük şehirlerin bugünkü ıstırab'ı hayatına mesud tesirler yanılabilir. Bir şey yupmumanın en büyük zararları IL-Jt 'Ç bir şey yapmamanın veya der-" ' hal yapılması mümkün olan şeyleri - tahakkuku güç şart ara bağlıyarak . yıllar arkasına bırakmanın en büyük zararı. Memleket nüfusunun artma temayüllerinde. İkinci derecedeki zararlan da, Memleketteki gıda vc ihtiyaç maddeleri fiatlannı ve nevilerini gösteren iktisadî istatistiklerle, Kabahatten cinayete kadar muhtelif vatandaş suçlarını gösteren ceza mahkemeleri istatistiklerinde görülür. Nüfus, eşhir hayatının pek İnkişaf ettiği, bir de; sosyal emniyetin çocuğu, malûlü ihtiyarı, çalışamıyanı himaye etmediği memleketlerde artma temayülünü kaybeder. Londra şehri bir günde beher tanesine 10 kuruş ödiyerek tam 9 milyon yu- Edirnede sular çekiliyor Edirne. 12 (AJk.) — Sular çekilmekte devam ediyor. Hava açtığı için suların yükselme tehl.kesi azalmıştır. Felâketzedelere yardım edilmektedir. Bosnakoye erzak gönderilmiştir. Poliı büyük gayretlerle çalışır- k'.auır. Kızılay yardım etmeyi kararlaştı, mistir. Zarar mikdarı henüz belli değildir. DÖrt cami de su altında kalmış fakat vaktinde boşaltıldıktan içîn eşyaya bir zaıvr gelmemiştir. B. lîânâ Tarhanın ziyafeti Gümrük ve İnhisarlar Vekili B. Râ-nâ Tarhan gümrük müfettişleri top'an-tısı dolayısiyle şehrimizde bulunmakta olan gümrük müfettişlerine dün akşam Anadolu kulübünde bîr çay ziyafeti vermiştir. Ziyafette bütün gümrük müfettişleri ve Vekâlet erkânı bulunmuşlardır. İç ticaret umum müdürünün tetkikleri Mersinde kurulacak umumî mağazalar İşini yerinde tetkike giden İktısad Vekâleti iç ticaret umum müdürü B. Mümtaz oradan İz mire geçmiştir. İzmir-de bilhassa üzüm vc palamut işleri üzerinde tetkikler yapmakta bulunan umum müdürün önümüzdeki hafta içinde Ankaraya döneceği haber verilmektedir. murta yer. Berimde en güç senelerde fi-at yedi kuruştan ve satış 4 milyondan aşağı düşmemiştir. Biz hâlâ 30 paralık buğday 10 paralık yumurta peşinde hayal yoramayız. İyi yiyeceği ve iyi giyeceği pahalı oldukları için mi. yoksa pahalı, ucuz ihtiyaçlarımıza göre kazanamadığımız için mi ödiyemiyoruz?. İktisadi Sefalet fr\ z kazanan, az ödiyen ve hayat stanJardını mütemadiyen düşüren bir memlekette ayakj.ı f»etc .1/ ş«-y1«-r tuiuııabılır; lstanbulda muayyen insanların muayyen suçları kış mevsimini hapiste geçirmek için işlediklerini soyuyorlar. Ben iki aydan fazla zabıta vakalarını dikkatle takib ettim, aile ihtilafları dahil, kabahatten cinayete kadar bütün suçların yüzde seksenden fazîa sebebi iktisadi sefalet idi. Suçu kendine itiyad edinmiş sabıka- İplik Hatlarındaki ihtikârın nasıl önüne geçilecek ? Fabrikatör ve tüccarın riayete mecbur oldukları hükümler Geçen temmuzun birinei gününden meri olmak üzere ilân edilen iplik Hatları, fabrika teslimi peşin satış fiatlan olarak tes-bit edilmiş olduğu halde topdaneı tüccar bu Hatların çok fevkinde kâr ve masraf ilâvesiyle satış yaparak piyasada ihtikâra sebebiyet vermişlerdi. Ekonomi Bakanlığı, bu ibti -kârın Önüne geçmek üzere, endüstriyel mamûlâtın maliyet ve satış Hatlarının kontrolü ve teshili hakkındaki 3003 numaralı kanunun verdiği salâhiyete is -tinad ederek toptan satışlarda tüccar ve fabrikatörlerin riayete mecbur oldukları hükümleri şu suretle formüle etmiştir : a) Gerek fabrika gerekse ticaret • hane satışlarında bir paket dahi toptan satış addolunur. b) Fabrikasının bulunduğu şehir ¦ lerdeki tüccarlar fabrika fİatmdan azami yüzde bir yükseğine toptan satış yapabilirler. c) Fabrikasının bulunduğu şehir haricindeki tüccarlar ilân edilen fiatlara kendi kâr ve masrafları olarak azam! yüzde 3 fiat farkı ilâve edebilirler. d) Fabrikalar başka şehirlerde sa • tıslarını satış mağazası veya büro aç ¦ mak suretiyle bizzat yaptıkları takdirde o şehirlerde açacakları satış mağazası veya büro masrafı olarak fiatlara aazmî yüzde 2 fark ilâve edebilirler. -e İMn siilsa liMlır mmî fil fi II i 1 gunzsaı lılar nasıl ıslâh edilebilirler?. — Şüphe yok ki, onlara iş, iş ve hayat sevgisi verecek! İktisadî ve içtimaî kalkınma parolamız S ktısadi. içtimaî kalkınma parola-¦ mız ve tedbirlerimiz şu olmalıdır; 1 — Köyde, şehirde asgarîden aşağı kazanç yoktur. 2 — İş mutlaka iyi ödenir. 3 — Müstahsil mutlaka iyi kazanır. Bunları imkânlarımız mevcud olduğu için ya'nız biz bftvle yapabiliriz, yunal sosyalistler, 13 basma geldikten sonra Almanyada milyonlarca işsizi iş başındakilerin kazancına teşrik ederek terfihe çalışmışlardı. İşsiz'îk scbeble-ri her memlekette biribirinin aynı olmadığı için, alınacak tedbirler de biribİrle-rine benzemez. Bizde işsizlik meselesi: 17 milyonun kazanç vasatisini yükseltmek meselesidir. Malağa Etrafında büyük harblar olan ve ajansların bildirdiğine göre ehalisin-den 150.000 kişisi tarafından terko-lunan Malağa ispanya yarımadasının en eski ve en şöhretli şehirlerinden biridir. Deniz kıyısında bulunan Malağa, Finike dilinde tuzla demek olan Malch kelimesinden gelmektedir. Şehir finikelİlerden kartacalıların, ro-malıların, Cotların, arabların, ve nihayet ispanyolların eline geçmiştir. Malaganın şöhretini artıran şarabı, şehir civarındaki tepeciklerde yetişen küçük ve pembe bîr nevî üzümden —¦ şeker mîledan fazlaca olmak içîn bunlar kurumağa yüz tuttuğu sırada — yapılır. Acaba kardeş harbında. Malaganın üzüm bağları sağlam kaldı mı? Amerikalı aşkı Sözlü kitab da yapılan bütün teklifler kar etmemiş ve delikanlı, o vaziyette, kızm muvafakat cevabını haftalarca bekli-yeceğini bildirmiştir. Ba gibilere biz "zincirlik..,, adım veririz. Amerikalı gençler unvanla İktifa etmiyor, kendi kendilerini zincire vuruyorlar. Fransız gazeteleri "Sözlü kitab,, m icad edilmiş olduğunu haber veriyorlar. Bu çeşİd kitablar, ihtikar edilmiş ve gramofon plâğı, yahud sinema filmi haline getirilmiş kitablardır. O -kur, bu suretle dinler variyetine girmektedir. Gürültü asrında bir bu eksikti. Yirmi beş yılda eşyanın şekli nasıl değişti ? ¦ 1010 I 102O ; 1925 ! 1030 1 - ------1 iabrikalar bu Hatlardan daha ucuz satış yaptıkları takdirde yukarkt fİatlarda yazılı tüccar kâr ve masraf • larınm azamî fiat üzerinden hesab edilmeyip fabrikaların bu ucuz satışr Üze* rinden hesab edilmesi meşruttur. f) Fabrikasının bulunduğu şehir haricindeki satışlarda toptan fiatlara ayrıca nakliye ücreti zammedilir. g) Paket ambalaj masrafı fabrika ¦ lara, balya ambalaj masrafı müşteriye aiddir. Balya ambalaj masrafı hakiki masrafı tecavüz edemez. h) Gerek tüccar ve gerekse fabrikalar depolarında iplik olduğu halde mubayaa için müracaat eden müşterilere satış yanmaktan istinkâf ettikleri tak* dirde kanuna mugayir harekette bulunmuş olacaklarından kanunun cezai hü • kümlerine tâbi tutulacaklardır. Bir Avrupa gazetesinin Nevyork muhabiri şöyle bir haber veriyor: "Misuri'de Ezcelsior Spring şehrinde halk, gün 1 erdenberi, bir gencin a-caip aşkı ile meşgul olmaktadır. Bir delikanlı, ilk gördüğü anda çıldırasİye sevmeğe başladığı bir kızdan, evlenme teklifinde bulunmasına rağmen, iltifat göremediği İçin kızın od atma girmiş ve kendisini kalorifer radyatörüne kaim ipler ve zincirlerle bağlayarak muvafakat cevabı almadıkça bağlarını çözraiyeceğini bildirmiştir. Bu sevdadan vazgeçmesi hakkın- Çeklerle müşterek bîr şirket İstanbul, 12 (Telefonla) — Merkezi Ankarada olmak üzere 100 bin lira sermayeli bir meyva ihracat şirketi kurulmuştur. Şirketin sermayesinin yarısını İş Bankası, yarısını Çekoslovakyalılar vermiştir. Şirket işe başlar başlamaz ilk olarak bir meyva kurutma müessesesi tesis edecektir. Kamutay Çağrıları * Dahiliye Encümeni bugün saat 15 de toplanacaktır. .__-----* Hukuk ilmini yayma j kurumunun tertib ettiği seri konferansların j on birincisini Ankara Hukuk Fa- İ kültesi profesörlerinden B. Nusrat Metya 13.2.1937 cumartesi günü saat on [ beşte Ankara Halkevinde j verecektir Mevzu Ecnebilerin hukuku — Yeni te- : lekkiler 1" » mî ULUS 13 - 2 - Î937 ULUS 11--- PHILCO radyolarını bizden arayın Ham Nac An—artalar Caddesi No: III Telefon. 1230 Çünkü ASPİRİN seneler-denberi her türlü soğukal-gınlıklarına ve ağrılara karşı tesiri şaşmaz bir ilâç olduğunu İsbal etmiştir. A S P İ R İ Nin (esirinden emin olmak için lülfen Ç-j^j markasına dikkal ediniz. Vatandaş paranı harice vetmemci* tam ycsÜ. ? MİR koş Bıçağı luiÜanmakla olur Kc* yazda cwa 'd'/^VraUcnde 10 taraıi li kuruştur SATILIK EV ve ARSALAR Tel: 1475 M;ılırlıifl Hfr.mılıyc*tli Ankara Güven Yapı Kooperatifinden: Martın altısına müsadif cumartesi günü saat İS ı. ortaklar u-I mum! heveti Ankara Sümer Bank merkez binasında fevkalade p içtimaa davet olunur. vaf Esas mukavelenamenin bazı maddelerinde aşağıda yazılı tadilatın yapılması: İdare Meclisi Madde 1 — Bu maddenin (şirketin merkezi Ankara, müddeti on beş*yıldır) cümlesini İhtiva eden ikinci fıkrası (şirketin merkezi Ankara, müddeti on yedi yıldır) suretinde tadili. Madde 3 — Bu maddenin (kooperatifin hisse scncdlcri nama muharrerdir) cümlesi (inşaat hesablarının neticesine göre kooperatifin çıkaracağı hisse senedlerİ nama muharrer olacaktır) suretinde tadili. Madde 4 — Bu maddenin (B) ve (D) bendlerİ ile maddenin İl son I ..mm kaldırılması. Madde 5 — Bu maddenin birinci kısmının son cümlesi olan (bunlara temettü ve ihtiyat akçesinden bir şey verilmez) ibaresinin kaldırılması ve ikinci fıkranın son cümlesinin (devreden şerik devim Şirketçe tescilinden itibaren iki sene nihayetinde deruhte ettiği şahsi teahhudleıinden kurtulur. 23 üncü madde hükmü mahfuzdur) suretinde tadili. Madde 6 — Bu maddenin (ısmarladığı evi uhdesine tevuıüco evci tahrib veya tadili-.) suretindeki (D) bendi (ısmarladığı evi, uhdesine temlik ve tescilden cvel tahrib veya tadil») şekline tadili. Madde 9 — Ortakların ev yaptırmaktan mütevellid borçlarının yalnız ödenmemiş kısmının teminine münhasır kalmak üzere kooperatif kendi lehine ve vefat halinde resülmali lazimüttediye bir hayat sigortası yaptırmalarım ortaklarına teklif v* hunim ~-»htu- sasını tayin ve tesbit eder. Bu sigorta sisteminden istifade etmen İsuyen vttmm ..aperatifin hazırlayacağı bir teklif nameyi doldurmak suretiyle kooperatife müracaat eder. Hayatını başka bir surette sigorta ettirmiş bulunan oruk ayni maksad için primlerini yine şahsan ödemekle beraber i.u vukuunda sigorta bedelinin menfeatttarı olarak kooperatifi kabul ve vefat vukuunda verilecek re su İmalın mülkiyetini kooperatife devrettiKini sigorta şirketine bildirir ve şirketin kooperatife karsı tnuvafiKatını temin eder. Madde 14 — Bu maddenin üçüncü bendi (umumi heyet kararları ekseriyetle verilir. Nizamnamenin tadiline aid maddesi.-) şeklinle sehven unutulan (tadiline) kelimesinin ilavesi sureliyle sehvin tashihi. I 3 T. (Ev!e',n bedelleri, aylık teksitlerle ve azami on lyılda oder.ır) cümlesi (evlerin bedelleri, aylık taksitlerle ve azam? on bes yılda ödenir) suretinde tadili ve maddenin diğer aksamının ynrn ibVası Madde 27 — Bu maddenin (ortak evi tahliye ve teslim etmediği e kooperatifte mahkemeye müracaat mecburiyetinde kaldığı takdirde ihbarname müddetinin hitamından itibaren tahliye tarihine tadar ortak fuzuli işgal tazminatı olarak aylık taksitinin yüzde »sbetinde bir meblağ vermeğe mecburdur) fıkrası (ortak evi tah-'ke ve teslim etmediğinden kooperatif kanun yollarına müracaat Jnccburiyetinde kaldığı takdirde protesto ile tayin edilen roüddc-ın hitamından itibaren tahliye ve teslim tarihine kadar devam eden Şgalden dolayı ortak her ay için ödemeğe mecbur bulunduğu tak-it bedelinden mada bu taksitin %50 yüzde ellisi nisbetinde bir taz-mnatı da kooperatife ayrıca tediye ile mükelleftir.) suretinde tadili. 1 — 559 izmir Esrefpaşa İlaslahaııesi Baş Hekimliğinden: İzmir Esrefpaşa hastahanesi için alınacak olan aşağıda cins ve mikdarları ile markaları gösterilen 5357 lira 70 kuruş muhammen kıymetli alât ve edevatı tıbbiye kapalı zarf usuliyle 12-2.937 günle-mecinden itibaren yirmi gün müddetle eksiltmeye konulmuştur. Talip olanlar şartnameyi görmek için her gün Ankara Sıhhiye Müdürlüğüne müracaatları ve eksiltme günü olan 4.3.1937 perşembe günü saat dokuzdan on ikiye kadar izmir Vilâyet encümenine müracaatları ilân olunur. CİNS Adet 1 — Paravan ameliyathane için 4 kanatlı yerli 3 2 — Pansuman arabası yerli 2 3 — Karyola arkalığı yerli 4 4 — Alât masası yerli 3 5 — Pert flakon 4 şişeli yerli 3 6 — Tromel 20 20 yerli 6 7 — Port Beite yerli 4 8 — Port irrigatör yetli 4 9 — Demir sandalya ameliyathane için yerli 6 10 — Müteharrik yemek tablası yerli 6 11 — Masa nisaiye ve pansum.ın için yerli 3 12 — Operation için sistoskop Georg VVolf prospektüsü Ky. III ve levazımı 1 13 — Arabalı sedye yerli " 2 14 _ Portatif sedye yerli 2 15 — Süprüntü kabı ameliyathaneler için yerli 8 16 — (Legü) nün elektrik lâmbalı ekartörü ] 17 — Litotriti. çocuk için levazımı ile \ 18 — Pason vakez aletleri 19 — Undala kısa mevce tedavi cihazı 20 — Diatermi cihazı iki kişilik No. 146 138 140 145 181 8001 110 8649 7232 8026 Resim Zeiss Globül saymak İçin bürker 1 Teilung Bürker 2 ¦ ., Fuchs - Rcsenthal 2 ,. Pipet globül rouge ve globül blanc için Pappen heira 6 m M Kömürlü lamba için kalın ve ince kömür 100 Kanda seker miktarını tayin için Zeiss 1 Creceluis Seifert Model D., Kollmeyer mark» da kabul edilir. ı ¦ Lop 2 Mikroskop tablosu komplet 1 Polari metri her şey muayenesi içni 1 elektrik lâmbalı Sedr sisesi j İmmersion florit j Kuru hava İsterilizatörü 55x40x35 1 Benmari emaye cidarlı veya amyant 1 cidarlı 37 ve 56 dereceye regle 240 tüblük ve 220 voltl&V Büret muhtelif C. C. 12 Petri kutuları muhtelif cesamette 100 Sikartüpü ]2 Acİdc Urii|uc tüpü 3 Urcomctrc Ivon 4 Çalar lâboratuvar saati 1 Hemoğlobİnomctrc 2 Otoklav çift cidarlı 62*50 Reichert Leİtz Zeiss, Leitr. ve 1 — Yukarda yarrlı alât ve edevatı tıbbiyenin Reichert markalıları şayanı kabuldür. 2- Yukarıda yanlı kırk bir kalem alât ve edevatı tıbbiyenin hepsinin muhammen kıymeti (5357) lira (70) kuruştur. (Beş bin üç yuz elh yedi Ura yetmi, kuruştur.) J.",.Bb.1* ™ edevMi tıbbiye hakkında daha fazla izahat almak ıstıycnler hasta ha ne sertababetine müracaat etmelidirler. 936 senesinde Esrefpaşa hastahanesine alınacak alâtı cerrahiye listesidir. Makas 1826 Krupp m 1829 „ 1655 „ m 1828 a m 1830 „ Bisturi 1220 ., 1700 „ 1442 . Ecarteurs 357e krupp Pens Mikulicz eğri 3332 ,. Pens Kocher 13,5 cm. 3305 ,. Stitür iğnesi G. 212 Nr H. 218 Fb. 254 „ 000 00 0 6 7 8 11 12 13 14 1/3 Chrome Acufİrn 1.3,5,7,9.11.12.23 (Beher numaradan 6 adet) îpek Aseptur marka Nr. 0 ~ ¦» T» M — Yukarda yazılı alStı cerrahlyenin hepsinin Hataj yüz liradır. (100 Ura) (360) kıymeti 1—594 3 3 3 3 2 6 6 3-2 12 12 24 24 24 6 6 6 6 6 6 6 18 48 6 paket 6 paket 12 12 .. « n ° *r m l. hanı- SAKARYA ECZANESİ Geceleri açıktır. İtina, sürat, fiatlaıda itidal. Tel: 2018 Kontken filimi 1 i - İm mimi fiatınaılır. Ankara Halk Sineması sırasında Kimyager Alınacaktır Askerî Fabrikalar Umum M üdürl ününden: Ankarada istihdam edilmek üzere bir kimyager altnacaktrr. Askerliğini yapmış isteklilerin istida ve vcsikalarİylc Umum Müdürlüğe müracaatları. (270) 1—548 Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden : Mütercim Aram yor Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsüne, türkçeden almancaya ve al-mancadan türkçeye mükemmel bir surette tercümeye muktedir bir mütercim alınacaktır. Taliplerin vesikalariyle birlikte Y. Z. Enstitüsü Rektörlüğüne müracaat etmesi: (291) 1_556 2\Cs- Ms*', Kuruluş 1891 UYANIŞ Serveti lunur verine çkaı 46 senedir durmadan çıkması* olan bu haftalık resimli gazetenin Ankara'da satış yeri A K B A Kıubevıdıı Se nelik abone 10 lira. Sayısı 20 kuruş Seyhan Vilâyetinden: Göçmen evleri için muktazi olup şartnamesi veçhile Kozan kazasının Çam eşiği, Bey Pırlar ve diğer yedi orman maktalarından kat ve imal ile Kozana nakil ve teslim edilmek üzere 42453 lira muhammen bedelli 2042 metre mikâb çam kerestesi şubatın 26 ıncı cuma günü saat on beşte Seyhan Vilayeti hükümet konağındaki komisyonunca ihale edilmek üzere kapalı zarfla eksiltmeye çı karılmıştır. - isteklilerin şartnameyi görmek ve izahat almak üzere Ankarada iskân umum müdürlüğüne İstanbul ve Adanada iskân müdürlüklerine müracaatleri ilan olunur. (297) l—566 Kumral, darısın, Esmer her tene tevafuk eden yegâne sıu«* «remlerdir. Cildi besler, ÇİL Leke ve sivilceleri kamilen izale eder. Yarım asrrdanberi kibar manisilerin takdir ile kullandıkları sıhhi güzellik kremleridir. KREM BALSAMIN 4 ŞEKİLDE TAKDİM EDiLİF 1 — Krem Balsamın yağlı gece için penbe ıcnkli 2 — Krem balsamin yağsız gündüz için beyaz renkli 3 — Krem Balsamin acı badem gündüz için beyaz renkli 4 — Krem Balsamin acı badem gece için penbe renkli. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu • İstanbul aceccaasg Ziraat Vekâletinden: 1 — Kapalı rarf usuliyle (1000) ton kalsiyum arseniyat = Ar -senıayt dö chaus preparatı ile 20 adet Toz ilâç serpen arabalı körük satın alınacaktır. 2 — Kalsiyum arsenikayat pıepalatmın beher tonunun bedeli 160 lira Arabalı körüklerin beherinin muhammen bedeli 350 lira teminatı muvakkate Kalsiyum Arsinat prepalatı için 8800 lira, arabalı körükler için 525 Uradır. 3 — Arseniyat prepaıatının ihalesi 16-3-937 de saat 15 de Toz serpen körüklerin ihalesi 17-3-937 de saat 15 de Ziraat Vekâleti binasında arttırma, eksiltme komisyonunda yapılacaktır. 4 — Muhammen bedelleri ayrı ayrı yazılan bu maddelerin ihaleleri de ayrı ayrı yapılacağından taliplerin teklif mektuplarını ona gorc komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. 5 — Şartnamelerden kalsiyum arseniyat preparatma ait olanı 8 Ura mukabilinde, arabalı körüklere ait olanı parasız olarak Ankarad! Ziraat Vekâleti satın alma komisyonundan İstanbulda Ziraat m ü-durlügundcn, izmirde Mücadele müfettişliğinden verilir. * — isteklilerin teklif mektaplarmı teminatlariylc birlikte muayyen günlerde 2490 sayılı kanunun 2 inci ve 3 üncü maddesinde zikredilen vesikalarla eksiltme saatinden bir saat önceye kadar komisyon riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur. (204) __ 1—419 — Mahdud Mesuliyet li Ankara Güven Yapı Koop eratifinden: Martın altısına müsadif cumartesi günü saat 16 da ortaklar umumi heyeti Ankara Sümer Bank merkez binasında adîyen içtimaa davet olunur. idare Meclisi Mi -akere Ruznamcsi: 1 — İdare meclisi ve mürakipler tarafından tanzim edilen raporların okunması 2 — Şirketin mevcudatı ile bilanço ve hesabatının tetkik ve tasdiki 3 — Müddeti nihayet bulacak olan mürakibin yerine mürakip intihabı _1—538_ P. T. T. Levazım Müdürlüsünden: 1 — İdare ihtiyacı için 120.000 metre çift bükümlü sahra kablosu 40000 metre çift bronz nakilli siyah renkli haketal tel kapalı zarf usuliyle alınacaktır. 2 — Muhammen bedel (9600) teminatı muvakkate (720) liraun. 3 — Eksiltme 8. mart 937 pazartesi günü saat 15 oe Ankaraua P. T. T. Umum Müdürlüğü Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır . 4 — İstekliler teminatlarını idaremiz veznesine teslim edecek alacakları makbuz veya kanunen muteber teminat mektubunu ve şartnamede yarrlı vesikalarla teklif mektubunu ihtiva eden kapalı ve mühürlü zarfları saat 14 de kadar mezkûr komisyon reisliğine tevdi edeceklerdir. 5 — Resmi Gazetenin 7. 5. 936 rr 3297 sayılı niknaaıadaki talimatnameye göre müteahhitlik ehliyet vesikası i İm az edilecektir. 6 — Şartnameler Ankarada Levanm MuaürlüğÜndcn İstanbulda B¦¦. ¦ înnıî.ı Levazım Ayniyat şube müdürlüğünden parasız olarak verilecektir. (163) 1—269 ıq . *» . 1^"7 .______ ULUS ULUS 14 şubat 1937 pazar BUGÜN Üçüncüde İspanya hâdiseleri ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5586 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Sancakta tahrikat yapılıyor İstiklâli çekemiyenler Araplar tarafından ihtilâl çıkarılmasına çalışıyorlar Antakya'nın Asi nehrinden görünüşü. ı a lan bul gazeteleri bugün Suriye den aldıkları bazı telgrafları neşretmektedirler. Istanbuldaki arkadaşımız bu telgrafları dün ak* şam telefonla bİze vermiştir. Biz de aynen aşağıya koyuyoruz.-Halcp, 13 (Hususî) — Sancağın konsey karariylc almış, olması lâzım gelen şekli bozmak. Sancağı yine Suriye parçası haline koymak emcliyle bazı tahrikat yapılmaktadır. Bu tahrikâta bazı franstz ve mahallî hükümet memurları da iştirak etmektedir. Bilhassa Sancak muhafızı Hüsnü ve Berroyi ile Antakya kaymakamı arab Abdülkadirin Sancakta arablar tarafından bir ihtilâl çıkarılmasına çalıştıktan tesbit edilmiştir. Humus, 13 (Hususi) — Halep'te vataniler tarafından teşkil edilen bir büro ( Sonu 5. inci tayfada ) Türk Kadını AF ET Anknranın şarkında Mamak mevki, inden şimale yol aldık. Gitmek istediğim yer elimdeki haritaya göre. Peçe. nek köyü idi. Bu ad bana bdtün bir tarihi yaşatıyordu. Öyle ya, Peçenek adı vc kokusu Bizans tarihinin koca sayfalarında yer almaz mı? Bunların Orta Asyadan Tuna yalılarında akınlarına ve Anadolu içlerinde askerlik vc Kahramanlık hayatlarına tarih en büyük şahittir. IX uncu asırda Orta A- ... •.. Türk Oğuz kökünden kopup gelen Peçenek adlı bu kütle a-Birlarca Tuna boylarında, Bizans sınır, larıııda ve hattâ Bizans ordularında nam Jarını yaşattılar. XI inci asır kökten kopup iki ayrı yol takib eden Oğuz kütlelerini savaş meydanında karşı karşıya görür. Oğuzların diğer bir kolu olan Selçuklar Hazer'in cenubunda. İrana hakim olduktan sonra Bizans sınırlarında ordu lariyle görünürler. 1071 tarihli, Malaz-girtte Türk Selçuklara bir zafer kaydeder. Bizans İmparatoru esir olarak Türk kumandanı Alp Aralanın önünde diz çöker, işte bu tarih İslâm Türklerin Anadoluyu istilâ başlangıcıdır. Fakat sunu derhal kaydedeyim ki, Türk Ana-dolunun eztli yerlisi ve hâkimidir. Bu geliş o mütemadi gelişlerin bir teaku. budur. İşte küçük bir örnek: Peçenek-ler. Şimalden gelen Peçeneklcr Selçuklara nazaran az olduklarından büyük devlet k ,ı ¦ t .;¦.!.11 fakat Anadoluda yerleşip isimlerini muhafaza etmişlerdir. Kültür izleri, Orta Avrupada nam alacak fcaÖVr şöhretlidir. Bugün Viya. n* müzesinde bulunan ve Atillâ definesi namı verilen altın avani ve yazılar Peçeneklcıin şaheserleridir. Anadolu Peçenek cedidimizin canlı toruma;ini yaşatıyor. lşte bu geçmiş tarih levhası içindeki fikrî yolculuk otomobil sarsın tılanna karışıyor, önümüzde yollar L kilesjyor. Acaba hangisi Peçenek'e gider? Bu sorunun cevabını, bir çoban, köyüne giden bir köylü hiç şaşmadan en doğru olarak veriyor. Peçenek köyü bir kayalıklı sırt U-rerinde kendini gösterdi, ilerliyoruz. (Sonu S. inci sayfada) Akdenizde türkiyenin nüfuzu llal) an gazetelerinde Türkiyeye dair neşredilen hararetli makaleler Roma, 13 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususî muhabiri bildiriyor: italyan gazeteleri Milano görüşmeleri etrafındaki neşriyatlarına devam etmekte ve iki memleket arasındaki mü-nasebatın dostane inkişafı üzerinde bilhassa durmaktadırlar. (Sonu 6. ıncı sayfada) Balkan antantı konseyi Dr. Tevfik Rüştü Aras Atina'ya hareket etti İstanbul, 13 (A.A.) — Balkan antantı konseyinin toplantısına iştirak edecek olan Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras bu akşamki konvansiyonel-le Atina'ya hareket etmiştir. Dr. Aras, aralarında bizzat Başvekil İsmet inönü vc Iktısad Vekili Celâl Bayarın da bulunduğu kalabalık bir heyet tarafından teşyi edilmiştir. Hariciye Vekili trenin hareketinden evel, kendisini teşyie gelen istanbul matbuatı mümessillerine şu beyanatta bulunmuştur: (Sonu 3 üncü sayfada) Atinadaki kitab ve resim sergimiz büyük alâka gördü ^ eni ailâhlan -ma programı île tlaha ziyade kuvvetlenecek olan ingiliz donanmasına mensup bir drit-nol son yapılan deniz manevralarında a- lej vaziyetinde. İngil terenin silâhlanması AlmanyüMİa büyük bir heyecan uyandırdı Parnasos salonlarında açılan türk resim sergisinden bîr köşe (Yazısı € tncıda) [Bu hususta gelen haberler üçüncü sayfamızdadır]. Cumhuriyet rejiminde inhisarlar idaresinin başarılan Yazanı Ali Rânâ Turhan Financial Times'in Türkiye'ye dair neşrettiği ilâvede Gümrük ve İnhisarlar i ekili Ali Rânâ Tarh an, "Cumhuriyet rejiminde İnhisarlar idaresinin başarıları" başlığt altnda şayanı dikkat bir makale yazmıştır. Dün bu makalenin aslını neşre başlamıştık. Bugün de sun kısımlarını sütun larimiza alıyoruz : (Yazısı 6. da) Romanyanın Dış siyasası Antoneskonun Romen meclisindeki izahatı Bükreş, 13 (A.A.) — B. Antonesko, muhtelif ıstihzahlara cevab vererek demiştir ki: "— Evvelâ Montrö mukavelenamesinde boğazda seyrüsefer noktasından Romanya'nın menfaatları muhafaza edilmiştir. Saniyen, bulgar - yugoslav paktı, Balkan paktının Romanya'ya bahşettiği garantiyi hiç bir suretle müteessir etmemiştir ve Belgrad hükümeti Bulgaris-tanla yaptığı konuşmalar hakkında Romanya hükümetine malûmat vermiştir. B. Antenosko, Çekoslovak hükümetinin gösterdiği sadakati sena etmiş ve Romanya hükümetinin muharebeden sonra Jonesko tarafından tesis edilip Titüles-ko'nıın da takib ettiği dış siyasete devam etmek hususundaki azmini yeniden ifade eylemiştir. Bundan sonra dış bakanlığı eski müsteşarı Cavenko, millî çiftçi partisi namına söz söyliyerek gerek küçük antant ve Balkan antantı ve gerek Fransa ve Le-histanla mevcud itifaka itimadını teyid (Sonu 4. üncü sayfada) t ıkın Nisbetler Kamutayın *on çeıseıeiıiıdeki tahsisat kanunlarını okuduktan sonra, gaze-telerden birinde Amerikadakı su baskını hakkında bir tercüme gördüm. Cumhurreisi Ruzvelt, memlekette bir daha böyle felâket olmamak için 340 kusur milyar turk lirası sarfetmeğe ka-rai vermiştir. Acaba J40 milyar türk lirasının, şimdiki Türkiye budcesının aşağı yukarı bin beş yüz seneliği olduğunu düşündünüz mü.' Birkaç senede muayyen bir amerikan işi için bizim on beş asrımız! Sakın hüzne kapılmayınız! 1937 deyiz. Cumhuriyetin 25 inci yıldönümünde, bu farkın hangi nısbete düşeceğini tahmin edebiliyor musunuz? Türkiye büdcesi 500 milyona çıktığı zaman nis-bet yarıdan daha aşağı, fakat, eğer nüfus mukayesesi de yapacak olursanız, belki birkaç türk yıllığına düşecektir. 500 milyon! Bu benîm hayalim! 25 inci yıldönümü için o kadar derin ihtiraslarla hazırladığımız Türkiyenin verimi bundan da fazla olabilir. Bundan da fazla yapabiliriz. Kaldı ki Kamutay masasına 500 rakamı geldiği zaman, l milyarı arıyacağız. Ziraat ve endüstri plânlarımız tam neticelerini vermeğe başladığı vakit, bugünkü bu hayal, gündelik münakaşalar arasında kürsüye gelecek' tir. - Fatay 1 ULUS 14 - 2 - 1937 Maraş kurtuluşu B. Hasan Reşit Tankutun Halkevinde verdiği söylev Dün akşam, Maraş'm kurtuluş yıldönümü münasebetiyle Ankara Halkevinde tertib ettiği Maraş gecesinde, Maraş mebusu B. Masan Reşid Tankut güzel bir söylev vermiştir. Bu söylevi aşağı aynen alıyoruz : Genç arkadaşımız sütçü lmam'ın kahramanlığından bahsetti: Büyük kahramanlık hâdiseleri hızlarını her yerde ve her devirde daima nasyonalizmden almışlardır. Epopeler ister bir İerdi ister bir camiayı ölsünler onlaun terkibinde en bariz doktrin millctscverliğindir. İsviçrcnin Gillau-me tell'i, Jandark Siegfrid (ve sütçü İmam) 1ar bir milletin iç benliğinde kabaran büyük heyecanın insan kesilmiş timsallerinden başkaları değildir. Bu vasıftaki insanları bazı filozoflar Surhomme diye takdim ederler. Vc bazı ideolojilere göre onlardaki kudretin ve faziletin kaynağı göklerdedir. Bu filezoflar doğruyu görememişlerdir. Bu sosyetelerin kanaati hataya istinad eder. Evet bu kahramanların âlemi kutsal, bu kahramanlıkların kaynağı ilâhidir. Fakat bu âlem, bu kaynak ne göklerde, ne şuur dünyasının ardında bu luıun-. O, kudretin ve faziletin kendisi olan millette, milletin iç benliğinde ve milletçe kendini duyabilmenin derinli-ğindedir. Maraş hâdiselerini hesap ve mantıkla ölçenler akıllarını yitirirler. Çünkü orada ölüme koşanın önünde maddî bir menfaat arkasında tehdidini en küçük mikyasta bile yerine getirebilir bir o-torite yoktu. Maraşlı elden çıkmış serveti için mi ayaklandı? Büyük bir menfaatin hırsına mı kapıldı? Ona ya dö-ğüşürsün, ya Öldürürüm diyen mi vardır? Hayır. Bunların hiç biri ve hiç bir şekli yoktu. 1920 de Maraş 1920 de Maraş'ta coşan büyük heyecan Maraş halkının milletseverlik duygulundan başka bir şeye dayanmaz. Onlar türk yurdunun sınırında ve sınır kapısında olduklaıını biliyorlardı. Yukarda büyük Türk yurdunun göbeğinde bir kurtarcı vardı ki darmadağın olmuş millî iradeyi eşsiz bir tasarrufla toplamağa, parçalanmış milli orduyu yıldırım hıziyle yeniden yapmağa çalışıyordu. Vatanı yalnız düşmandan değil, her muzır şeyden kurtarmak tedbirlerini alıyordu. Maraşı çİğniycrek geçecek olan düşman ordusu bu büyük işi geciktirebilirdi. Büyük bir hâdisenin kahramanı Vc Maraşta herkes bunu düşünüyordu. Yüreği kabarmış ailelerin içinde bu Sızı vardı. Bütün Maraş bölgesinde gecelerin uykusu bu kayguyu teneffüs ediyor, rüyalar bu düşüncenin ıstırabı ile bulanıyordu. Erkek, kadın, yaşlı, çocuk her Maraşlı büyük bir hâdisenin kahramanı olmak istiyordu. Onun içindir ki bir kıvılcım o büyük yangını yaptı. Bir sütçü İmam, bir bayrak hâdisesi bütün Maraşı, bütün o mıntakayı, bir tek noktaya yöneltti. O nokta ölümü gösteriyoıdu. Evlât acısını, yoksullukla, sefaletle dolu bir akıbeti gösteriyordu. Fakat bu noktanın ardında bir nokta daha vardı. Gülen, sevinen, ü-mitlencn, ışıklı, kutsal ve ilâhı bir nokta: milli gurur, millî kaygu. İşte Maraş eğer ölüme koştu ise yalnız bunun için koştu. Bu yolda ölenlerin dudağındaki handenin manasını anlamıyanlar millî kayguyu ve milli gururu tanımamış bedbahtlardır. Milliyetçilik Hemşehrilerim, bu münasebetle size milliyetçilikten de bahsetmek isterim. Avrupada 1848 ihtilâllerinden sonra u-mumî olarak milli hâkimiyete İstinat e-'den nasyonalizm önemli bir ilim mevzu oldu. O mevzu bugün de bütün dünyada Slemsarar büyük sosyal meselelerin başında bulunuyor. (Sonu yarın) Maraş kurtuluşu Dün gece Halkevinde merasim yakıldı Maraş kurtuluşunun 17 inci yıldönümü münasebetiyle Ankarada bulunan maraşlılar, dün akşam saat 20 de Halkevinde bir toplantı yaptılar. 150 kadar maraşlının ve bir o kadar da davetlilerinin bulunduğu bu toplantı çok samimî bir hava içinde geç vakte kadar devam etti. Toplantıyı maraşlı bir genç, hukuk talebesinden Nccmi Doğuç açtı. Bundan sonra söz alan tertib heyeti başkanı B. Hasan Reşid Tankut güzel bir söylev verdi. Bu söylevi aynen ikinci sayfamızda bulacaksınız. Üçüncü olarak B. Besim AtaUy Maraş tarihi hakkında ilmî esaslara dayanan ve bu güzel yurd parçasının türklüğün bütün temiz hususiyetlerini muhafaza eden ve her manasiyle "türk" olan bir yer olduğunu tebarüz ettirdi. Maraş kelimesinin menşei erini izah ederken, arablardan, asurilerden dar-gondan bahsetti. Türkiye coğrafyasının içinde Maraş coğrafyasını vc bunun hususiyetlerini izah etti. Bu sözlerden sonra dans edildi, davetliler zengin büfede izaz olundular, arada maraşlı gençlerden mürekkeb koro baharın ayları, ah nay'ım, Hevenk yolu türkülerini okudular. İbrahim Yamaner'in Kozanoğlu ve Azmi Rasi-min Hatay yaylası türküleri uzun uzun alkışlandı. En son muallim İhsan Maraş kurtuluş savaşının göğüsleri kabartan mefahirinden bahsetti. Toplantı geç vakte kadar neşe içinde geçti. Kamutay çağrıları • Dahiliye Encümeni yarın saat onda toplanacaktır. istanbul limanında Iktısad Vekilimiz dün de tetkiklerine devam etli İstanbul, (Telefonla) — İstanbul Umanının ıslahını üzerine alan ingiliz Alehsandr Jibs fironisinin liman üzerindeki tetkikleri devam etmektedir. Tophaneden Güzel Sanatlar Akademisine ve Sirkeci'den Saraybur-nuna kadar denizden iskandil-Ur yapılmasına başlanmıştır. Tetkikler ay sonunda bitecek, inşaat plân ve projelerinin hazırlanmasına başlanacaktır. Ekonomi Bakanı Celâl Boyar, bugün deniz ticaret müdürlüğüne gelerek çalıştı ve yapdmakta olan tetkikler hakkında izahat aldı. Bİr motor-le fabrika ve havuzlara gitti. Havuzların bugünkü vazıyeti ite ve yeni yapılacak tesisat ile meşgul oldu. Buradan tekrar deniz ticaret müdürlüğüne gelerek bazt direktifler verdi. Bahanın tetkiklerinde yanlarında deniz müsteşarı B. Sa-dullah île Vekâlet Baş müşaviri Von Der Porten de vardı. Vapur ücretlerinin indirilmesi etrafında İstanbul, 13 (Telefonla) — Tarife komisyonunun vapur ücretlerinden hiç bir tenzilât yapılmaması hakkındaki son kararı, bazı itirazlara yol açtı. Son kararda müstenkif olarak kalan komisyondaki ticaret odası azaları, fikirlerini vekâlete bir raporla bildireceklerdir. Tenzilât istiyen Anadolu ve Adalar halkı da alâkalı makamlara müracaat e-dcceklerdir. Erz^ncanm kurtuluş yılı bugün kullandı İstanbul, 13 (Telefonla) — Bugün, Erzincanm kurtuluşunun 19 uncu yıldönümü Eminönü Halkevinde kutlandı. Bir müsamere verildi ve nutuklar söylendi. Arkeoloji enstitüsü talebeleri Kayseriye gidiyorlar Arkeoloji enstitüsü talebelerinden bir grup bugün sabah treniyle Kayseriye giderek tarihî eserler üzerinde tetkikler yapacaklardır. Hayvancılığı mızın inkişafı Mer'a ve çayırlar için bir kanun hazırlandı Ziraat Vekâletince hazırlanan mera ve çayırlar hakkındaki kanun projesi nıütaleaları alınmak üzere alâkalı oakanlıklara gönderilmiştir. Vekâlet lâyihanın hazırlanması se benlerini esbabı mucibe lâyihasrn-da şöyle izah etmektedir: Memleket hayvanlarının ıslâh ve çoğaı turnaları naa başlıca rol oynı-yun mera vc çayırlarımızın bakım va ıslahı işlerinin csaslandınlması ve teş- İpekli kadın çorapları Ekonomi Bakanlığı normlarını tesbit etti Bir çok şikâyetleri mucib olan ipekli kadın çoraplarına, Ekonomi Bakanlığınca norm ve vasıflar tesbit edildiğini haber aldık. Fabrikalar, bundan böyle, muayyen normlar üzerine ve vasıflarını müşteriye ilân etmek suretiyle Çorab imal edecek ve müşteri de kendisine hangi kaliteden mal verildiğini bilerek çorab satın alacaktır. Bu gibi çorablar için tesbit edilen e-saslar şunlardır : 1 — Her çorabta imal edildiği fabrikanın markası, ne cins ipekten yapıldığı, numarası, incelik derecesi kaydedilmiş bulunacaktır. 2 — Norm esasları; a — Makinelerin cinsine göre zarurî sağlamlık unsuru olan ipliği kullanmak, b — Kullanılan ipeğin sunî yüksek veya adi kaliteden veya halis ipekten olmasını temin etmek, c — Burun ve topuklar kuvvetli olmak, d — Sağlamlık bakımından dört nevi çorab imal etmektir. Birinci nevi çorablar en hatasız ve dördüncü nevî çorablar cn fazla hatalılar olacaktrr. ...... Bu tedbir tatbik mevkiine konulduktan sonra, ipekli kadın çorapları hakkındaki fena intibaın yavaş yavaş ortadan kalkacağı umuluyor. TEŞEKKÜR — Çocuk Esirgeme Kurumundan: Bundan önce kurumumuza evini hibe etmek suretiyle fakir ve kimsesiz yavrulara büyük bir şefkat eseri göstermiş olan Bayan Cemile bu defa da Anakucağındaki yavrularımız için 250 kilo pirinç teberru etmiştir. Kurumumuz bu hayırsever yurddaşa teşekkür etmeği borç bilir. Esperanto Dünyadaki insan- ¦ iarın bir tek dil konuşup anlaşmalarını gaye edinmiş olan kendilerine esperantocular Viyanada bir kongre akdetmişlerdi. Kongrenin, Cenevrede bulunan ve esperanto ile yazılmış 8000 cildi ihtiva eden kütüphanesini Viyanaya nak-letemk kararı şiddetli münakaşalara sebeb olmuştur. Bu münasebetle hatırlatalım ki varşovalı Dr. Zamenhof, 1887 de bir risale neşretmiş ve bunda âlemşümul bir dilin prensipleri ne olabileceği hakkında 12 sene devam eden tetkiklerinin neticelerini bildirmişti. Doktorun Doktoro Esperanto (Umid eden doktor) diye bu risaleyi imzalamış olması, ileri sürdüğü dünya diline de esperanto ismini verdirmİştir. Avrupa hâlâ dünyanın merkezidir. "Avrupa halâ dünyanın merkezidir,, sözleri bir Avrupa gazetesinde çıkan bir yazının başlığıdır. Halbuki Avrupa dünyanın merkezi değildir. Acaba, bu makalenin muharriri, itiraz edenlere, Nasreddİn Hoca gibi: "inanmıyorsanız, Ölçünüz!,, cevabmı verebilmek için mi yazışma bu başlığı koymuştur? Tabii anladınız: Avrupa manevî nüfuzu bakımından dünyanın merkezidir. Acaba? Karnaval Karnaval mevsiminde yi z. Karnaval yansı lâtince, yazısı fransızca bir mürekkeb kelimedir ki aşağı yukarı etsiz mevsim manâsına gelir. İhdas edildiği ilk zamanlarda karnavala iştirak edenler belki bunun icablarına uyar ve ete ün »ak ederlerdi; fakat karnaval eğlenceleriyle meşhur Avrupa şehirlerinde bunun tamtersi gö-rülmütşür. Son günlerde de, Avrupa gazeteleri, karnavalın hemen hemen unutulmuş olduğunu kaydederek geçmiş günleri teessürle anıyorlar. Avrupa, neşesini bu dereceye kadar mı kaybetti? Elimizden gia^en mevzular İpekli kadın çoraplarına Ekonomi bakanlığı norm tesbit etti. Artık bu çoraplar ayağa geçirilirken parçartn-mıyacak, parçalansa da hangi fabrikanın malı olduğu bilineceği için, müşterinin karşısında, şikâyetini din-liyecek bir müessese bulunacak. Ankara belediyesi şehirdeki evlerin bahçelerinde kümes hayvanları beslenmesini yasak etti. Artık şehirliler sabah karanlığında bir horozun feryadlariyle uyanmaktan kurtulacaklar. Biz de bunlardan artık bu sütunlarda bahsedemiyeceğiz. İki mevzu elimizden gitmiş olmakla beraber paramızı ve beynimizin rahatını düşünerek bu iki karardan biz de memnuniyet duyuyoruz. Bazı ilânlar Gazetelerde "Başmızı dinlemek i-çin„ , yahud "Ev kadınlarına dair,, , veyahud "Çekilmez ıstırap,, gibi müphem yazılara rastlıyorsunuz. Okuyorsunuz. En son satırlara gelince anlıyorshnuz kİ bunlar birer ilândır. Yazılardaki başlıkları vuzuhsuz bulduğunuz zaman okumağa en son satırlardan başlayın. kılatlanüırılması, hayvan yetiştiriciJî* ğimızin ve bunların gelirlerinin yükseltilmesi için lâzım gelen en mühim işlerden biridir. M emi e Ketin ıstinsal ve mudataa kudretlerinin en mutum rükünlerini teşkil eden hayvanlarımızın cüsseli ve verimli olarak yetiştirilmesinde biricik faktör olarak ele alınan mera ve çayırlarımızın tabiî olarak iyi bir gıda haline konulmaları, yün ve tiftiklerin nefasetini bozan dikenlerden, türlü hastalık ve haşerelerin kaynağı sayılan zararlı otlardan ve su birikintilerinden âri bulundurulması ehemi-yetle ve başarılması lâzım gelen bir mevzu çerçevesine sokulmuştur. Memleketin iktisadi kalkınmasında ehemiydi olan ve servet menbaı olabilecek mera ve çayırlarımızın temizle ttiril-mesini, ıslâhını ve yeni ve fennî meralar ve çayırların tesisini mümkün kılmak üzere bu lâyiha hazırlanmıtır." Projenin esasları Lâyihanın esaslarına göre ehli hayvanların ıslâhı ve çoğaltılması bakımından mera ve çayırlara verilecek istikameti tayin etmek ve onları fenni bir kontrol altına almak Ziraat Vekâletinin vazifelerinden olacaktır. Vekâlet çayır ve meralarda yapılması icab eden nafi tadilâtı münasib gördüğü vilâyet ve kazalardan başlıyarak bütün memlekete tatbik edebilecektir. Muhtelif mın-takalarda mera ve çayırlar yapılacak ve bu iş için vekâlette bir çayır ve mera şubesi ihdas olunacak ve ayrıca mera ve çayır encümeni teşkil olunacaktır, Vck^Jct vilâyet vc kazalarda icabına yîirı^miiîeaddıd^ça^^^^^Tne^^^e^fl^^^ kontrol ve çoğaltma istasyonları kuracaktır. Bu istasyonlar otlar üzerinde tetkikat yapacak, çiftçilere parasız veya münasib fiatlarla tohum dağıtacak tır. İlerde ayrıca bir de çayır müfettişliği ihdas olunacaktır. Çayır ve mera sahihleri arazilerinde buulnan zararlı, zehirli ve dikenli otların tohum vermelerine meydan bı-rakmıyacaklardır. Ferdler, cemiyetler ve köylü halk kendilerine aid mera ve çayırlarda mevcud bütün muzir otlan mahvetmeye mecbur olacaklardır. Ziraat Vekâleti alâkalıların fennî bilgilerini arttırmak için münasib göreceği ilk, orta ve yüksek kurslar açabilecektir. Mera ve çayır kanununun hükümlerine muhalefet edenler veya bu hükümlere riayet etmiyenler 10 liradan 100 liraya kadar para cezası, yahut 10 günden 100 güne kadar uzayabilecek hapis cezasiy-le cezalandırılacaklardır. Kanunun tatbik şeklini göstermek Üzere ayrıca bir talimatname de hazırlanacaktır. HAVA Soğuklar şiddetini kaybediyor Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava u-mumiyetle bulutlu ve rüzgârlı geçmiştir. Fasıla ile şiddetini artıran lodos rüzgârının en fazla sürati saniyede 9 metreyi geçmemiştir. Dün şehrimizde sühunet sıfırın üstünde 12 dereceye kadar yükselmiştir. Yurdun cenub A-nadolusu ve Ege mıntakasiyle Kars, Elâziz ve Kırklareli çevreleri yer yer yağrşlı geçmiştir. Yağışlar Karsta kar diğer yerlerde yağmur şeklinde olmuştur. Dün sühunet yalnız Diyarbekir ve Karsta sıfırın altına düşmüştür. Sühunet Diyarbekirde 1 ve Karsta 6 derece kaydedilmiştir. En yüksek sıcaklıklar ise Antalya ve Adanada 16, Manisada 17, Yalova ve Bursada 18, Dürtyolda 19 dereceye kadar yükselmiştir. ULUS 14 ? - 1°37 ULUS J Bir kitabın çıkardığı mesele ehiatan, Çekoslovakya ve Ro-manya, Fransanın büyük harb-dan sonra teşkil ettiği ittifak şebeke* sinin en esaslı üç unsuru idi. Lehistan Fransaya 1921 senesinde imzalanan bir İttifak muahedesiyle bağlanmıştı. Romanya ile Fransa arasında bir ittifak muahedesi vardır. Romanya. Çekoslovakya ve Yugoslavya, aralarında küçük antantı teşkil etmişler. Bu da Parise bağlanmıştı. Bunlardan başka Fransanın yardımı ile Romanya Lehistanla bir ittifak akdetmişti. Fransanın müttefikleri sarmaşdolaş birbiriyle ve hepsi de ayrı ayrı Fransaya bağlı oldukları bu zamanda Lehistan, Çekoslovakya ve Romanya arasındaki münasebetler çok samimî idi. Fakat iki ehemiyetli âmil bu vaziyeti değiştirdi: Orta Avrupada bîr Hitler Almanyası belirdi. Bundan sonra da Fransa ile Rusya, aralarında bir misak İmzaladılar. Bunun üzerine Fransanın harbdan sonra yaptığı ittifak şebekesi yeni bir istihaleye girdi. Lehistan Hitler Almanyasiyle anlaştı. Çekoslovakya da Rusyaya meyletti. Fransanın üç müttefiki arasındaki bağlar da gevşedi. Gerçi Çekoslovakya - Romanya münasebetleri. Küçük antant bağları dolayısiyle sağlam görünüyor. Fakat senelerden-beri Lehistan ile Çekoslovakya arasındaki münasebetler gittikçe gerginleşmektedir. Romanya - Lehistan münasebetleri hiçbir zaman gerginleşmemi? ise de hafif bir soğukluk devresi geçirdik -ten sonra son zamanlarda hayli düzeldi. Geçenlerde Romanya Erkânı Harbiye Reisi Varşovayı ziyaret etti ve eski ittifak tazelendi. Romanyanın, 1 1 -'.-¦n ile Çekoslovakya arasındaki münasebetleri düzeltmek için aracılık yapmakta olduğu da söyleniyor - du. Fakat bundan telâşa düşen alman ıl -nt .ı ¦ ı ,. anlaşılıyor kî, ¦¦nuli Romanya ile Çekoslovakya arasındaki münasebetleri bozmaya çalışıyor. Bakrc-Lcki Çekoslovak sefiri fon Sel-ba da alman diplomasisinin bu vazifesini kolaylaştıracak bir gaf yapmıştır. Dört senedenberi Bükreşte s*fir bulunan bu zat, "cihan siyasetinde Sovyet Rusya ve küçük antant., adiyle bir eser yazmış. Çekoslovakya dış bakanı K.rofta'nın da bir başlangıç yazdığı bu esere Selba, 1914 senesinde Lord Gurzon tarafından Çekos!o-vakyaya Sovyet Rusyanın komşuluğunu temin edecek bir hudud çizilmesi hakkında yapılan bir teklifi hatırlattıktan sonra demiştir ki- ''Eğer o zaman böyle bir hudud çizilmiş olstvdı. şimdi Sovyet Rusya Çekoslovakyayn daha kolay yardımda bulunabilirdi.,. Bu yazıyı alman, macar ve sonra c\n Italva matbuatı ele almışlar ve son günlerde bu mevzu üzerinde hayli neşriyat yapmışlardır. Bu neşriyat nihayet Lehistan ve Romanyada da akisler uyandırmıştır. Bazı romen ve leh gazetel eri, sefir Selba tarafından bahis mevzuu edilen erazinin bugün Romanya ve Lehistanın ellerinde bulunduûuna işaret ederek, bunun aralarındaki dostluk bağları İle telif kabul etmediğini yazmaktadırlar. Kitabdaki bazı pasajların müna -sebetsiz olduğunu Çekoslovak dış bakanı Krofta da takdir etmiş olacaktır ki, bu eser için yazdığı başlangıcı kitabı okumazdan evel hazırladığını söylemidir. Normal zamanlarda belki de dikkati bile çekmiyecek olan bir yazı, Orta Avrupa vaziyetinin nazik olması dolayısiyle ehemiyetli siyasi hâdise şeklini almıştır. Çekoslovak-ya - Lehistan münasebetleri zaten iyi değildi. Fakat küçük antantın en e-hemİyetli iki unsuru olon Romanya -Çekoslovakya arasındaki münasebetlerin gerginleşmesinden korkulmak tadır. Maamafİh harb sonrası devrinin en eski siyasî kombinezonu olan küçük antantın bu sarsıntıyı geçireceği tım'itmaktad.r. - A. S. Esmer ispanyol âsilerinin bir Sovyet gemisini tuttukları bildiriliyor Portekisin kontrol plânını Kabul etmeyişi karışmazlık Komitesini çıkmaza soktu, Londra, 13 (A.A.) — Madridden bildiriliyor: Hükümet kuvvetleri Arajuej bölgesinde ileri hareketlerine devam etmişler ve yedi âsi tayyare düşürmüşlerdir Valansiya yolundaki vaziyette bir değişiklik yoktur. Hükümetin nakliye kolları dolaşık yollardan gidip gelmektedirler. Milislerin bütün gayretlerine rağmen üç âsi tankiyle piyade kıtaları Jaramo ile Son Martin do Vegaya girmeğe muvaffak olmuştur. Asilerinde Avila mahreçli bir telgraflarında kaydettikleri gibi, dünkü çarpışmalarda hükümetçiler çok büyük bir mukavemet göstermişlerdir. Asiler bu çarpışmalarda hükümetçilerin bir çok zayiat verdiklerini beş tank, müteaddit top ve mitralyöz kaybettiklerini ve kendi kıtalarının Jaramo bölgesinde yeni mevziler elde ettiklerini bildirmektedirler. Şimdi üç fırkadan i-baret olan bu noktalar, yemföyğab baret olar. bu kıtalar , yeni mevzileri tahkimle meşguldürler Asi tay yareler Madrid üzerinde uçmuşlar fakat şehri bombardıman etmemişlerdir. Madrid ve Bilbao'dakİ cephelerde bugün çarpışma olmamıştır. Malağa bölgesinde Asiler Malağa bölgesinde Almeria İstikametinde ilerlemeğe devam ettiklerini vc bu şehrin yakında düşeceğini bildirmektedirler. Malagadan akın eden kaçaklar yüzünden Almeria'nın elli bin o-lan nüfusu iki yüz bine çıkmıştır. Sevil radyosunun bildirdiğine göre. Malağa-ya yiyecek yüklü bir çok vapurlar gelmiştir. Bu şehrideki başlıca marksist şefler tevkif olunmuştur. Asi tayyareler dün. Almeria'nın 60 kilometre garbindeki Adra limanım bombardıman etmişler- Asilerin alman, italyan ve Iran -kist bayraklari-l süslenmiş olan Salamanka'da • ki umumi karargâhları.. asın ıcmau Son vaziyet Londra. 13 (A.A.) "Ivning Standard' gazetesinin aldığı bir habere göre, Fran-ko ordusunun öncüleri Almeria yakınlarına gelmişlerdir. Hükümetçiler alelacele siperler kazmaya çalışıyorlar. Valensiyada da bir isyan çıkmıştır. Beynelmilel kuvvetlere mensub 200 kişi tekrar memleketlerine dönmek talebinde bulunmuşlardır. Royter'in Madrid muhabiri akşam ü-zeri yaptığı bir telefonda, sabahleyin Madrid - Valensiya yolunu Argandaya kadar gezdiğini ve bu yolun frankocu-ların ateşi altında bulunmakla beraber henüz kesilmemiş olduğunu bildirmiştir. Avila, 13 (A.A.) — Havas: Dün frankocular. 12 inci enternasyonal müfrezenin nevmid mukavemetine rağmen Jarama ilerisindeki bütün hedeflerini elde etmişlerdir . dir. îzvesia'nın bir yazısı Moskovadan bildiriliyor: Mataga'nın zabtından bahseden tzvestiya gazetesi, bu şehrin düşmesinin, yabancı müdahaleci ellerin eseri olduğunu; ispanyol cum huriyetinin düşmanlarının yalnız generaller veyahud asiler ucgıl, faşist devletler olduğunun bu bölgedeki harekâtla da anlaşıldığım söylemekte, bu devletlerin ispanyol sergüzeştine Avrupa harbini tacil için atıldıklarını. İspanyada faşist zaferinin Avrupa sulhu için bir darbe olacağını kaydetmektedir Asiler bir Sovyet gemisini ztıbtettiler. Salamanka'dan bildirildiğine göre âsî gemiler Katalonya açıklarında Provs-kaj adlı sovyet vapurunu zabtctmişler-dir. İçinde hükümetçilere aid silâh ve malzeme o'duğu söylenen bu vapur, franksist limanlardan bîrine gönderilecektir . Kartşmazlıli komitesinde Portekiz hükümeti, limanlarının kontrol edilmesini kabul etmemiş ve bu harccktiyle karışmazlık komitesini çok güç bir vaziyete sokmuştur. Portekiz bu red cevabını telefonla vermiştir. Diğer taraftan, komitenin son toplantısında alman ve italyan büyük elçileri bulunmıyarak yerlerine maslahatgüzarları göndermişlerdir. Bu iki hal, komitede fena bir tesir bırakmıştır. İngiliz delegeleri yeni uzlaşma imkânları araştırmak fikrindedirler. Lord Plimut dün akşam Portekiz delegesi B. Montcİro İle uzun bir konuşma yapmıştır. Muhtelif teftirler Komitenin girdiği bu çıkmaz muhtelif şekillerde tefsir edilmekte ve bu bir italyan gemisinin Malaga'ya italyan kıtaları çıkardığı hakkındaki haberle karşılaştırılmaktadır, ingiliz delegeleri. Por-tekizle diplomatik yollarla konuşmalar yapmayı da düşünmektedirler. Konuşmaların pazartesiye kadar devam edeceği ve o gün neticenin alâkalı devletlere bildirileceği söylenmektedir, Almanya ve İtalyanın kontrol İşinde obstrüksiyon ya pacakları vc küçük devletlerin de, içlerinden birinin tazyika maruz kalmaması için bunlara iltihak edecekleri tahmin olunmaktadır. Şimdi komitenin mevcudiyeti mev-zuubahs olduğu ehemiyetle kaydedilmektedir. Ingilterenin Silâhlanması Aıııııanyuıla hiniilv.lıtr lir yoran uyânrltrclı Berlin, 13 (A.A.) — Milli Müdafaa için beş senede sarfcdilmek üzere 400 milyon ingiliz lirasını bulan bir istikraz akdedildîği hakkında evelki gün B. Ncvil Çemberleyn tarafından Avam Kamarasında yapılan beyanat, burada büyük bir heyecan uyandırmıştır. Alman gazeteleri, bu havadisi ilk sayfalarında neşrederek, bu silâhlanma po • litikası dolayısiyle hayret göstermek -tedirlcr. Bu gazeteler, sonuna eren Vaşington deniz muahedesi dolayısiyle ingiliz politikasının sulhun korun -masına aid yeni mesuliyetler karşısında kalmış olduğunu iddia etmektedir'er. Doyçe Algcmaync Saytung, Ingil-terenin yapmakta olduğu tahkimat işlerini saymakta ve- "ingiltere bu suretle silahlanmakla ne gibi bîr politika takib etmek fikrindedir?" sualini sormaktadır. Mühim askeri ıslahat yapılarak Londra, 13 (A.A.) — Salahiyetli mahfillerde söylendiğine göre. maliye bakanının milli müdafaa İçin 400 mil -yon ingiliz lirasını bulan yeni tahsisat alındığı hakkındaki beyanatını, mühim askerî ıslahat takib edecektir. Şimdi tatbik edilmekte olan program, filoların artırılmasını deniz tez-gâhlariyle tayyare meydanları inşasını ve saireyi göz Önünde tutmakta oldu -ğundan yeni konulan tahsisatın bu programın ihtiyaçlarını fazlasiyle »e • cavüz etmekte olduğu söylenmektedir. Ordunun mevcudu arttırılacak Yakında ilân edilecek olan yeni projelerin bilhassa gündelikleri artırmık surcjyle muntazam orduya asker alma usullerinin ıslahını ve memleketi hava tehlikesine karşı müdafaa etmekle muvazzaf bulunan kara ordusuna talim ve tatbikatta kolaylıklar teminini göz önün de tutmakta olduğu rivayet edilmektedir. Birçok alayların makineleştiril -mesi de mevzuubahistir. İngilterede silâhlanma faaliyetinin bilhassa yeni tayyareler inşasına matuf olduğu, çünkü bu unsurlarjn mcmle -ketin müdafaasında mühim bir rol oynadığı hatırlatılmaktadır. Harb vuku -unda ana vatana asker ihracı progra -mı şimdilik terkedilmiştir , Balkan antantı konseyi (Başı I. inci sayfada) — Atinaya Balkan antantı konseyinin toplantısına iştirak etmek üzere gidiyorum. Bu toplantıda. Balkan antantının mevcud teşekküller içinde en sağlam teşekkül olduğu müşahede ve tesbit edilecektir." Anı trerüe türk matbuatı erkânından mürekkeb bir heyet de Atinaya gitmiştir. Konsey azaları hıtdudda karşılanıyor Atina. 13 (A.A.) — Balkan antantı konseyi azası pazartesi günü Atinada bulunacaklardır. Belgrad'dan itibaren beraber seyahat etmekte olan Yugoslavya ve Romanya Hariciye nazırları Selanik'te Türkiye Hariciye Nazırı Rüştü Aras'a mülâki olacaklar ve bunlar hep bir arada Atinaya varacaklardır. Balkan antantı hariciye nazırlarını karşılamak üzere yunan hükümet nvl messilleri hududlara hareket etrıîşler-dir. Türkiye elçisi Ruşen Eşref de doktor Aras'ı selâmlamak üzere hududa gitmiştir. Balkan antantı konseyi ile aynı zamanda Atinada Balkan antant' matbuat konferansı da toplanmaktadır. Matbuat murahhaslarını karşılamak üzere de matbuat müsteşarlığı mümessilleri hududlara gitmişlerdir. Gazeteciler konferansı paznresi günü öğleyin Atina akademisinde. Başvekil Metaksas ile diğer Balkan antantı memleketleri hariciye nazırlırı da hazır olduğu halde açılacaktır. İtalyan veliahtinin bir oğlu oldu Roma. 13 (A.A.) — Dün saat 14.05 de doğan veliahda Victor • Emmanucl ismi verilmiştir. Kendisi Napoli prensi unvanını alacaktır. Bu münasebetle bütün italya'da şenlikler yapılacaktır. Napoü'dc sarayın ö-nünde halk büyük bir kütle halinde toplanarak Piemont prensiyle kıraliçe He-lenea'yı alkışlamıştır. Kıraliçe ile prens balkona çıkarak halkı selâmlamağa mecbur olmuşlardır. Suçlara karşı cemiyeti korumak TAN'DA Ahmet Emin Yalman, Istanbulda kırk sabıkası olan bîr suçlunun yeniden canavarca bir cinayet işlemiş olması dolayısiyle ortaya adlî bir mesele çıkmış olduğunu ileri sürerek, bu hâdisenin bir ibret dersi teşkil etmesi için üezrinde durulması gerekli olduğunu söylüyor ve türk adliyesinin bu meseleyi esaslı surette ele alacağını ümid ettirecek üç sebeb görüyor: "1 • Esas teşkilât kanunumuzdaki son tadiller, devletçi ve cemiyetçi prensipleri varlığımızın temel taşı yapmıştır. Bu prensiplerin hükmü yalnız iktisadi sahada kalmaz. Ceza usullerimizde ferdî hak ve adalet ölçülerinden kurtulmalı, ancak cemiyetin korunmasını hedef bilen müessir ve rasyonel bîr sistem haline gelmelidir. 2 - Adliye Bakanlığı, lmralı adasında bir suçlu sanatoryomu, diğer i-ki hapishanemizde tam birer imalât müessesesi vücuda getirmek ve bakışım mahkûmlar hakkında (duvar-sız hapishane) de çalışma usulünü kabul etmekle bütün medenî âlemin dikkatini celbeden adımlar atmıştır. Bu adımlar elbette mevzii ve tesadüfi kalmamalıdır. Son hadde kadar genişletilerek mükemmel bir sistem halini alması beklenebilir. 3 — Adliyemiz suç »ebetlerini ayırarak bunlara karşı mücadele açmak prensipini zaten kabul etmiştir. Bütün maksad hastalığın baş göstermesini beklemeyerek iptidadan önüne geçmektir.., Muharrir suçlardaki sehebleri tahlil ederek, fena şartlar içinde suça sürüklenen insanlarla, tesadüfen suç işliyenler haricinde .irsen fena ruhlu kimselerin de bulunduğunu ve bunların cemiyete zarar veremiyecek hale konulmaları, kısırlaştırılmaları icab ettiğim anlatarak, tıpla elele veren bir adliye sistemi özlüyor. • ZİRAİ KALKINMAMIZ CUMHURİYET deki başyazısında, ziraî kalkınma mevzuunu ele a- lan Yunus Nadİ, yurdun yükselmesi için nüfusumuzun yüzde yetmişini teşkil eden köylünün kalkındırılması Rerekliğini vaktinde takdir etmiş o-lan başbakanımızın z'raat enstitülerini kurmakla, bu kalkınma için kuvvetli bir temel inşa etmiş olduğunu, şimdi daha geniş ölçüde tedbirlere girişmek İçin imkanların hazırlanmış olduğunu söylüyor, bununla beraber, ziraî kalkınma işinin birkaç yılın çerçevesi içinde halledilemiyecek kadar kompleks olduğunu da hatırlatarak diyor ki: "Atılan ve atılacak a-dımların muvaffakiyetle ilerlemesi i-çin meselenin bütün etrafiyle pek iyi tetkik olunarak meydana çıkacak muhtelif safhaların kendi mahiyet -lerine göre halline çalışılacağını da şüphesiz addederiz. Filhakika ziraî mesele yalnız bir iki tedbirle hallo -lunamıyacak kadar ehemiyetli ve zor meselelerden bindir. Eğer plânlı mütemadi ve musir bir çalışma Türkiyenin zirai kalkınma işini ona her yıl bir İkİ adım attırarak, bir nesil imti dadında halledebilirse kendimizi bnh tiyar saymaklığımız lâzımdır. Bu neticeye varabilmek için ancak devce tâbir edebileceğimiz büyük gayret hamlelerine ihtiyaç vardır." • PUŞKİN ve ESERLERİ SON POSTA'da Nurullah Ataç, Puşkin dolayısiyle muharrirlerimizin birçok yazılar yazmış olmalarını mevzuu bahs ederek türkçeye bir tek kitabı tercüme edilmemiş bir muharrirden böyle bahsedilmesinin faydalı olmadığını, eserlerini tanıtmak daha hayırlı bir iş olacağını ileri sürüyor. Biz, Nurullah Ataç'ın yanıldığı kanaatindeyiz. Evvelâ Puşkin'in en büyük eseri olan "Yüzbaşının Kızı" Ulusta tefrika edildikten sonra dün ve yarın külliyatında İntişar etmiştir. Şİmdi gazetemizde tefrika edilen "Maça Kızı" da Istanbulda kitab halinde çıkmıştır. Sonra, bu ihtifal do -layısiyle gazetelerimizde Pu;k!nin birçok hikâye ve şiirleri intişar etmiştir. 19.°. "*~7 ¦ ULUS 15 Şl BAT 1937 PAZARTESİ B U G O N Altıncıda spor ve memleket haberleri ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5587 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Balkan antantı konseyi bugün Atina'da toplanıyor Atina gazeteleri toplantı dolayısiyle çok hararetli neşriyat yapıyorlar Balkan antantı konseyinin Bükreşte yap tığı toplantıda B. Stoyadınoviç. Dış bakanımız Tevfik Rüştü Arz ve Metaksas Alına, 14 (Hiimim) — Kalkan antantı konseyinin toplantısında bulunacak olan Türkiye, Yııgos-lavya ve Romanya I »ı- Bakunlariyle, Halkan antantının ıııatİHiat konseyimle bulunarak olan matbuat delegeleri Sclâniğe gelmişlerdir. Delegasyonlar sınırdan itibaren Türkiye, Yugoslavya ve Romanya elçileri tarafından karşılanmışlardır. Konsey çalışmalarına yanıı başlıyaraktır. Toplantı için lâzım gelen hazırlıklar tamamlanmıştır. Elen gazetelerinin yazdıklara Gazeteler, Balkan antantı konseyi toplantısına ve ayni zamanda Balkan aııtautı matbuat konferansına iştirak için gelen ve bu akşam Selanik'ten geçmekte olan delegeleri hararetle selâmlamaktadırlar. katimerini gazetesi ezeümle diyor ki : M Balkan antantı, hayatının dördüncü senesine (Sonu 5. inci tay fazla) A nt.ıky.ımn güzel bir manzarası Itaşhetke BALKAN ANTAM1 Falih Rükı AT AY Balkan antantının konsey toplantısında bulunmak üzere Atina-ym hareket eden Dış Bakanımız Tevfik Küftü Aras gazetecilere demiştir kî: — tSu topantıda Batttan antantının mevcudlar içinde en sağlam teşekkül olduğu görülecek ve tesbit olunacaktır. Bu hüküm, geçenlerde başlıca Avrupa gazetelerinden birinde yugostav - bulgar anlaşması ite Balkan antantının fUen nihayet bulmuş olduğunu yazan oldukça aklı başında muharriri hayrete düşürecektir. Fakat Balkan antantı hakkında iflâs tahminlerinin tarihi yeni değildir: Venizelos'un A-tina'daki sinir nümayişi üzerine de, kötücül kalemlerden aynı satırların dökülmüş olduğunu hatırlarız. Garib tesadüf olarak konsey reisliği bu sefer Tevfik Rüştü A-ras tarafından Yugoslavya Başvekili Stoyadınoviç e geçtiği gibi, arsıbalkanik basın birliğinin ilk umumi toplantısı da bu defa Atina'da olacaktır. Anlaşmalar sağlam bir temele dayanmıyorlarsa, yani müşterek menfaatleri müdafaa edip müşterek ihtiyaçlara cevab vermiyorlarsa, onları gazete edebiyatlarının lâfız inancaları ayaküstü tutamaz. Balkanlar barışında balkan devletlerinin menfaatleri bîr hakikat midir, ve müşterek midir, değil midir? Birleşen bu devletler için hakikî ve müşterek olan bu menfaati müdafaa etmek imkânı var mıdır, yok mudur? Mesele buradadır. Yoksa arasıra sinir buh-ranUrı da olabilir; münakaşalar da çıkabilir. Biribirlerini muayyen tehlikelere karcı müdafaa etmeği teahhüd eden anlaşıklar, hiç şüphesiz, bîribirlerinin tasavvurlarını, teşebbüslerini ve tedbirlerini daha yaWmd»n takib ederler. Fakat, nihayet, realite, kendi şartlarını cebreder. Balkan antantı devletlerinin ne biribirleri zararına menfaatleri, ne de Balkan barışının korunma- imam Yahya Filistinle beraber Yemen İmamı Yahya Berut. M (A.A.) — Yemen İmamı, Filistin arab yüksek komitesine gönderdiği bir mektubta, Yemen'in Filistinle birlik olduğunu bildirmekte ve (Sonu S inci sayfada) sındaki ve cihan barışının devamındaki menfaatleri arasında te-zad vardır. Bunlar kendi bölgelerinde ve Milletler Cemiyeti içinde aynı davayı gütmektedirler. Antant devletlerinden herhangi birini ayrı bir devletle meselesizleşti-ren anlaşmalar, antant cephesi için ancak kuvvet telakki olunmak lâzımgelir. Çünkü Balkan antantı bir aleyh değil, bir I e h antantıdır: o, milli emniyetlerin ve bölge barışının müdafaasından gayri hiç bir şey düşünmez. Aksi emelleri tasfiye eden herkesin de kendisi ile el ve işbirliğini de kabul eder. Balkan antantı konseyinin Atina toplantısını selâmlar, ve bu toplantının Tevfik Rüştü Aras'ın tebşir ettiği kuvvet ve dayanışma gösterisinde bulunmasının, şimdiki cihan havası içinde, pek faydalı olacağına şüphe etmeyiz. Küçük antant daimî konseyi BÜhrmş, 14 (AJk.) — Ht tij.ımı bildiriyorı Küçük antant daimi konseyinin -nart bidayetinde fevkalâde bir içtima ahdetmesi muhtemeldir. Çekoslovak-yanın teşebbüsü ile toplanacak olan bu konferansta, küçük antant devletleri zimamdarları ton hâdiseler karcısında umumî siyasi vaziyeti tetkik eylİye-çektir. Yan resmi mahafil, bu toplantıdan küçük antantın yeni ve parlak bir teyidini beklemektedir. Konsey kararına karşı mitingler yapılıyor Türkçe konuşanlar, şapka giyenler hakarete uğrıyor İstanbul gazeteleri Suriye'd hususî telgraflar almışlardır. Bu karşı yapılan tazyikin çok arttığı arkadaşımızın bildirdiği bu halı Halep. 14 (Hususi) — Konsey kararından sonra Suriye'de nümayişler gitgide daha ehemiyetli bir hal almıys başlamıştır. Hemen 26 kânunusaniden beri sık sık dükkânlar kapanmakta, mitingler yapılmakta, sokaklar dolaşıl -maktadır. Bunların yanında nub-Saca toplamak, protesto telgralUn çektir -mek te ehemiyetli bir mevki almakta • dır. Konsey karan aleyhine olmak ürere başta İskenderun Müdafaa Cemiye- Havacılık sevgisini arttırmalıyız en Hatay hakkında dün yeniden telgraflarda Suriye'de türklere görülmektedir. istanbul'daki erleri aşaği koyuyoruz: ti olmak üzere tekmil Vatani kütlesi şubeleri, propaganda re neşriyat büroları ve esnaf teşekkülleri geceli gün -dUzlü faaliyete sevkolunmuştur. Müts-madiyen nutuklar verilmekte, bu nutuklarda Suriye'den bir kanı. toprağın terkedilmiyceegi. gs -etelerle ve t e İstı telgraflarla etrafa blldirilmelrtedir. Met gün her Suriye şehrinde Vatani kulübüne Şam'dan bir resmi tebliğ gelmekte ve bu resmi tebliğlerde Sancağın son vaziyeti ve hükümetin mukarreratı bildirilmektedir. Türkçeye karşı cephe aldılar Hama, 14 (Hususi) — Suriye'de türk diline karsı vataniler tarafından âdeta bir cephe alınmıştır. Turkça ( Sonu S. inci sayfada ) ) at mm hava -alığında mü -him bir mevki .dan bir mira - I sütçü tayyare -nin kanatlı üzerinden kemli -sini paraşütle t boşluğa doğ -ru atarken ... Mekteplere havacılık dersleri konuyor PİLOT MEKTEBİ KURULUYOR Havacılık sevgisinin genç nesle tamamen aşılanması; her şeyden evel memleketin müdafaası İle yakından alâkalı olan bîr meselenin en kısa bir zamanda ve radikal olarak halledilmesi için Kültür Bakanlığı* Türk Hava Kurumu ile işbirliği yapmayı kararlaştırmış ve mckteblcrimizc havacılığın bir ders olarak konulmasını muvafık bulmuştur. Kültür Bakanlığının bu hususta ver- diği kararın ilk tatbik eseri olarak. Gali Terbiye Enstitüsü, resim ve iş şubesi talebeleri tayyare modelciliği öğrenecekler ve mektebin programlarına girmiş olan bu dersten imtihan vere-coklerdir. Ankara elişi Öğretmenleri 25 kişilik gruplar halinde hava kurumunun modelcilik atölyesinde dersler alacak ve öğreneceklerini talebelerine gösterecek-(Sonu S. inci sayfada) Fıkra Tarih ve gazete Tarih okurken, zabtettiği şehir nüfuslarını öldüren şark fatihlerine na kadar linet ederiz. Hele bunlar tercüme edilmişlerse ve türk kumandanlarına aid iseler, âdeta türk oluşumuzdan utanacağımız gelir. Haki' katin ne olduğunu, veya siyasi ve askeri zaruretleri düşünüp, tarihin hükümlerini tetkikten geçirmek ak-lımıra bile gelmez. Bir de ne komünist, ne sosyalist, bilakis Franko cephesine misafirlik eden. yalan söylemesine imkân değil, fakat asla lüzum olmıyan bir tngilis görmenin hikâyesini dinleyiniz: "— Franko askerlerinin, akşam Üstü girdikleri bir köyün 300 kadar erkeğini ertesi sabah mitralyözle kursuna d/s-diklerini gördüm. Kumandanları ila bir otomobilde köyden hareket ediyorduk: ••—Fakat bu adamların suçlan as idi? diye sordum. •' — Komünist İmişler I ••—Fakat bunun tahkik edilmesine İmkân yokdu. Askerleriniz köy» daha dün akşam girdiler... " Konuşmayı kısa kesmeği iste-. yen kumandan dedi kı : "—Her köye garnizon bırakacak kadar askerim yok!" Bağdatta 90 bin insan kellesinden ehram yapma hâdisesini veya efsanesini maziye bırakınız. Gazetenin bu havadisine ne dersiniz? — Fatay 2 ULUS Maraş kurtuBuşu B. Hasan Reşit Tankutun Halkevinde verdiği söylev Maraş m kurtuluşu yıldönüm vinde tertip olunan Maraş geces Reşid Tankut'un verdiği söylevi Bugün de son kumlarını neşre Bazı milletler nasyonalizmi yalnız ırkî esaslara dayandırırlar. Onların e-kolü eski tabirle etniktir. Bazıları onlardan daha geniş düşünerek akraba ırkların hepsinden bir Ras grupu yapar. Bütün o camiayı benimserler. Bunlar rasiyal ekole tâbidir. Bazıları bunları asla düşünmiyerek yalnız kültürü esas kabul ederler. Ne şekilde olursa olsun nasyonalizmi reddeden sosyolojiler de vardır. Bize gelince: Cumhuriyet Halk Partisi, programında bizim milliyetçiliğimizin esasını şu şekilde tesbit etmiştir: Dil, dilek, kültür birliği. Şu halde türkçe konuşan, türk ideallerine gönül veren ve türk düşünen her ferd bizdendir ve bizimdir. Camiamıza karışmış olan kimselerin fizik bünyesi dil, dilek ve kültür birliğimize derhal intibak edebilmek için ne gibi hususiyetler lâzrm İse zaten hepsini haiz bulunuyor. Alpin ırkrn bütün evlâdı proto türk kaynağından taşıp yayıldığı için içimize karışır karışmaz onların dilimizi, idealimizi ve kültürümüzü sevmemesine imkân yoktur. Buna rağmen kendini kavim hususiyetlerinin cazibesine kaptırmış bazı vatandaşlar da bulunabilir. Onları kendi hallerine bırakmak affedilmez suçlardandır. O yurddaşlara da türk tarihini ve dil tezinin artık düsturlaşmış hakikatleri içindeki büyük manayı kavramağa çalışmalarını tavsiye ederim. Türk nasyonalizmi realizasyonunun seyrinde sade hakikate, mantığa ve beşerî hayata istinat edivor. Onun içindir ki sağlam ve şereflidir. Bunu en beliğ bir şekilde i-»ah edebilmek îein türk milletinin kurtarıcısı ve türk nvl'etnin banisi olan Ulu ftnder A'-tiirk'ün şu cîimelecinİ tekrarlıyacağım? Ne mutlu Türküm divene. Millî kültür Sırası gelmişken biraz da milli kültürden bahsetmeme izninizi isterim. Kültür: fikir mahsulü olan her şeyin genel adıdır. Bunun realİzasyonuna ve hayata tasarrufunun neticelerine si-vilizasyon derler. Şu halde bir milletin öz medeniyetini ancak kendi kültüriyle Ölçmek doğru olur. Dilde ve medeniyette olduğu gibi kültürde de yabancı tesirler bazen favdalı. bazen muzır neticeler verir. Bunun içindir ki mütefekkirler mi'lî kültürü işliyen elemanların asliyetine dikkat ederler. Bozarın motifleri mîllî ruhun ve millî düşüncelerin katraları oldukça onun kanatla-riyîe hcvecanlanan benliklerin inşirahı nasyonalizme doğrudur. Fakat mütefekkirler ve sanatkârlar bu memleketin tarihini, dilini, coürafvasınr iyice tetkik etmezlerse ve memleketi tanrmazlarsa bizim ic benliğimize ve fikrî varlığrmr-za ancak tesadüfi olarak tercüman olabilirler. Böyle olunca gençliğe düşen millî vazife ya*adıklarr yerlerin kültürle İlgili hallerini ve hususiyetlerini büyük bir dikkatle ve büyük sevgi ile tetkik etmektir. Rejyonalizm Rejyonalizm siyasi sahada ne kadar muzır ve tehlikeli İse kültürel sahada o kadar faydalı ve lâzımdır. Bir Maraş-lı sanatkârımız yarpuzlu derelerin ılık ıtrmda cıvıldayan aşk perilerini meselâ: herhangi yüksek bir şairin gözîyle değil, fakat kendi ve Maraş göziyle tetkik edebilirse. Alişarm kekik dolu yamaçlarındaki çobanm uzletinde yaşı-yan büyük sessizliği ve yıldızlara bağlı hülyayı terennüm edebilirse Ceyha-nın gözünde harelenen renk alemindeki füsunlu manayı tesbit edebilirse ve meselâ müdafanın o günkü psihizminin nazmını ve heykelini yapabilirse büyük türk kültürünün mühim bir parçasını hazırlamış olur. Bölgelerden bu yolda toplanan motifler millî kültürün umumunu yaparlar ve böylece ferdçilikten cemiyetçiliğe geçmiş bulunuruz. Bu ü münasebetiyle Ankara Halke-inde Maraş Mebusu B. Hasan n ilk ksmını dün koymuştuk, diyor us : yoldaki toplantıların manası derindir. Çokluğumuzu birleştiren kutsal bağların ucu bu küçük toplantılardan başlar. Biribirlerini sevmiyen insanlar eğer yüksek bir muhabbette ortak iseler o sevginin tezahürünü bir arada ve dostça yapabildikleri için hususî kinlerini ve düşmanlıklarını aşındırıp azaltabilirler. Gelecek sene gene bugünü kutlarken Maraş yerli havalarından birkaçını koro halinde ve polifonik olarak okuyabilmek idealimiz olsun. Bizim ellerde, tâ Sümer türklerinın devrine uzanan bir sin sin oyunu ve halay dediğimiz bir nevi raksımız vardır. Boş zamanlarımız bunların etüdüne tahsis edilsin. Maraş müdafasını yapan kahramanların çocukları I Sİz kültür a-lanında da kahramanlık gösterebilirsiniz. Sözümü bitirirken kendimizi bugünkü toplantımızla karşıkarşıya getirmek isterim. Tamam 150 maraşlı kimimiz tahsil kimimiz hizmet maksadile fakat hep memnun ve bahtiyar Ankarada toplanabilmişiz. Bugünkü topluluğumuzun çehre sinde okunan şey temizlik, nezahet, neşe ve bahtiyarlıktır. İçimizde on yedi yıl evvelini hatırlamıyacak gençler de var. Onlar da beraber olmak üzere bu mazhariyeti kime borçlu olduğumuzu zevkle, minnetle biliriz. Onu, Atatürkü analım. Gezici Tapu memurları Egeli gençler bir mecmua çıkaracaklar Ankaradaki Egeli gençler "Ege Bütünü,, adında bir mecmua çıkarmaya karar vermişlerdir. " İktısad Vekilimiz Celâl Bayar'm yüksek himayeleri altında iki yıldanbe-ri Ankarada zaman zaman toplantılar tertib ederek güzel Ege mrntakasmın hususiyetlerini canlandıran Egeliler Kurumunun bu son teşebbüsü çok yerinde bir ihtiyaca cevab olmak üzere a-lınmıştır. Mecmuanın idare işlerini, Hukuk Fakültesi mezunlarından iki genç üzerine almıştır. Hiç bir iddia ile onaya atılmayan bu edebî mecmuanın ilk sayısı 20 şubatta çıkacaktır. Proje Adliye encümeninde tetkik ediliyor Gezici tapu sicil memurları hakkındaki kanun projesi adliye encümeninde tetkik edilmektedir. Büdccnin encümenin proje üzerinde yaptığı tadillere göre, tapu ve kadastro umum müdür ¦ lüğünce tayin edilecek nahiye merkezleriyle köylerde tapu işleri gezici tapu memurları tarafından yapılacaktır. Gezici tapu sicil memurunun ne vakit hangi köye veya nahiye merkezine gideceği en az on gün evvel o köye \e köyün bağlı olduğu nahiye ve ka -za merkezine mutad vasıtalarla İlân e. dilecektir. Gezici tapu sicil mı.nuru, gittiği yer de gayrı menkullerin vaziyetini İyiden iyine tetkikden sonra işin dosyasını vilâyet tapu komisyonunca tetkik edilmek üzere tapu müdürlüğüne veya sicil muhafızlığına gönderecektir. Tescili yapılan gayrimenkul hakkında bunların bulunduğu nahiye mcr. k:zi veya köy haricinde ve fakat bağlı oldukları kaza dahilinde bulunanlar ta rafından askı tarihinden itibaren üç ay ve bu kaza dışında bulunanlar tarafın, dan altı jy içinde vilâyet tapu komisyonuna itiraz edilebilecektir. Gezici tapu sicil memurları tarafından tescil edilecek intikal işlerinde köy ihtiyar meclisleri veya makamına kd im olan merci tarafından verilecek veraset ilmühaberleri veraset ilâmları hükmünde olacakta. Bir köye çıkacak olan gezici tapu sicil memurlarına o köyün bina ve e-razi vergilerine aid defterlerin tasdikli bir örneği en kısa bir zaman içinde salahiyetli memurlar tarafından verilecektir. Bu memurlar keşif yapmak veya İ-kametgâhta takrir almak hususlarından dolayı ücret almıyacaklardır. Ancak gidilecek yer nakil vasıtasına ihtiyaç gösterecek mesafede ise nahiye veya köyde mutad o!arnknpvri)d vwrri»h»rdaiT i«r-- Ceza kanununda değişen maddeler yürürlüğe girdi Müebbed ve muvakkat ağır hapse dair yeni hükümler nedir? Türk oeza kanununun bazı mad delerinin değiştirilmesine dair olan kanun, neşri tarihinden muteber ol duğundan yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. tîfade edilmesi alâkalılar tarafından te min edilecektir. Gezici tapu sicil memurlarının yap tıkları muamelelere dair bütün evraka ve tapu senetlerine pul yapıştırlmıya-caktır. İstanbulda ULUS Gazetemizi İstanbul okuyucularımız Köprü'de, Kadıköy iskelesinde gazeteler sabası KEMAL'de erkenden bulurlar. Beyoğhında Haset ve şubelerinde de U-lus satılmaktadır. Değişen maddelere göre bir türk, a^ağı haddi üç seneden eksik olmayan bir cezayı müstelzim başucu yabancı memlekette işler ve Türkiyeye dönerse türk kanunlarına göre ceza görür. Suç, üç seneden daha az hürriyeti bağlayıcı bir cezayı icab ettiriyorsa suçlu hakkında takibat icrası mutazarrır şahsın veya yabancı hükümetin şikâyetine bağbdır. 13 üncü madde de değişiklikten sonra şu şekli almıştır: Ağır hapis cezası müebbed veya muvakkattir. Mücbbcd Ölünceye kadar çektirilir. Muvakkat 1 seneden 24 seneye kadardır ve dört devreye ayrılır: A — Geceli gündüzlü yalnız olarak bir hücrede,. B — Yalnız geceleri bîr hücrede, C — Bu devrede mahkûm geceleri de tecrid edilmiyebilir ve geçirdiği her üç gün dört günlük mahkûmiyete karşılık tutulur D — Uç devrede arta kalan müddet mahkûma serbest şartlar İçinde ge- çirtilecektir. Adliye vekâleti lüzum görürse bu müddette mahkûmlar arasında bazı ekipler tertib edebüecek ve bunları bazı işlerde çalıştırabilecektir. Değiştirilen 29 uncu madde Kanunda yazdı olmadıkça cezalarm arttırılıp eksiltilemiyeceğinde ve eczayı arttırıp eksiltme sebeblerinden bahsetmektedir. Buna göre hâkimin tetkik ettiği suçta cezayı azaltan veya arttıran sebebler nazara alınmadan, o fiil hakkında ne ce-za tertib edılecl:*- IrJyVI IfflllIU Uly1- çin kanunen muayyen olan ceza altıda birinden üçte birine kadar indirilir. Cürüm ve kabahata İştirak Yeni 64 üncü madde şöyle tadil edilmiştir : Bir kaç kişi bir cürüm veya kabahatin icrasına İştirak ettikleri takdirde fiili irtikâb edenlerden veya doğrudan doğruya beraber İşlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Başkalarını cürüm ve kabahat işlemeğe azmettirenlere dahi ayni ceza hük-molunur. Ancak fili icra edenin onu islemekte şahsî bir menfaati olduğu sabit olursa azmettiren şahsın cezası, ölüm yerine yirmi dört sene ve müebbed ağır hapis yerine yirmi sene ağır hapistir. Sair cezaların altıda biri indirilir. Yeni 65 inci madde şudur: 1 — Failin zihninde cürüm veya kabahat İkaı kararını uyandırarak veya fiili irtikâb kararını teyid veyahud fiil işlendikten sonra müzaharet veya muavenette bulunacağını vadederek, 2 — Cürüm veya kabahatin ne suretle işleneceğine müteal,;k talimat ve tari-fat ita veya fiilin işlenmesine yarayacak İŞ ve vasıtaları tedarik eyleyerek, 3 — Cürüm veya kabahat işlenmeden evvel veya işlendiği esnada müzaharet veya muavenetle icrasını kolaylaştırarak Cürüm veya kabahate iştirak eden şahıs, fiili vakıa mahsus olan ceza. Ölüm cezası ise on beş seneden aşağı olmamak* üzere muvakkat ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezası olduğu takdirde 12 seneden 20 seneye kadar ağır hapis ceza-sîyle cezalandırılır. Sair hallerde kamı- fiyeti onun üzerinden hesab edilecektir. Yeni 61 inci madde teşebbüsü tarif etmekte ve cürme teşebbüs eden şahsa, fiilinin husule getirdiği neticeye göre, muhtelif cezalar tertib olunmaktadır. Yeni 62 inci maddeye göre: Bir kimse işlemeği kastettiği cürmün îcraama taallûk eden bütün fiilleri bitirmiş, fakat ihtiyarında olmayan bir se-bcbten dolayı o cürüm meydana gelmemiş ise kanunda yazılı olmryan yerlerde fül ölüm cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat a-ğır hapis ve müebbed ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on beş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm i- Petrol ve allın Avrupa gazeteb i haber veriyorlar ki dünyada İşsizlik gitgide azalmakta ve petrol ile altın da bu yıl bir istihsal rekoru yapmaktadır. Bu haberi verdiğimiz bir arkadaş: "İşsizler silah fabrikalarmda çalışıyor, altınla silah alınıyor, petrol da gelecek harb için stok yapılıyor." dedi. Halbuki issiz insanların iş bulması, altının kıymetleri yükseltmesi, petrolün nakli en kolay yakılacak madde olarak çoğalması iyiye çekilemez mi? Hayır, çünkü bütün gazeteler dünyanın gidişini karanlık görmeğe herkesi alıştırıyorlar. Bu hava içinde insanın beyazı, pembeyi, maviyi, cihanın bütün altınl larına ve petrollarına üstün tutacağı geliyor. Politikaya ve politika adamlarına dair Andrc Maurois, "Bir hatıra defte- rinden parçalar,, başlığı altmda şu fikirlerini neşrediyor: • Güzel mısralar güzel hislerle değil, güzel kelimelerle yapıldığı gibi iyi politika da doktrinlerle değil, fiillerle yapılır. • İnsanların tarihi, muvazenesizlik devirlerini takib elen durluk devirlerinden husule gelmiştir. Biz şimdi muvazenesizlik devirlerinden birini geçiriyoruz. Bu kazadan, hiç olmazsa bir felsefe çıkarmamak faziletini gösterelim. • Valery, bir gün bana- "İnsanlık iki büyük hastalığın ıstırabını çekiyor, dedi. Bunlardan biri anane ve diğeri terakkidir.,, Bu Öyle bir paradokstur ki dalgalanmaların zaruretini anlatır. • Diplomasi, önünden kaçınılırız hal tarzlarını kabule şayan zevahirle süslemek sanatıdır. Hayata dair fikirler • Hayat bir elbiseye benzer: kir- lendiği zaman sü-pürülür. Delindiği zaman yamalanır ve böylece kabil olduğu kadar giyimli kalınır. — Balzac • Büyük bir gayeye doğru, uzun bir yoldan, bir dostla birlikte yürümek çifte saadettir. — Sainte-Beuve. • Hayat çok güç bir sanat eseridir ve bu eserin bazı taraflarında muvaffak olmak da bir hünerdir. Frak yüz elli yaşında Suvarelerde giyilen frak, moda o-lali 150 sene oluyor. Gittikec fazla giyilen bu elbise 1787 de Fracque adım taşıyan ve şıklıktaki garabederiyle tanınmış olan bir genç, o zam ani arın resmî elbisesi redingotun ön peşlerini keserek bir suvareye gitmiş ve kendisine şaşarak bakanlara bu yeni şekildeki ceketin Londrada çok moda olduğunu söylemiştir. Fransada ilk giyenin adı ile anılan bu elbise de, işte böylece, resmi kılık olmuştur. "Moda,, dediğimiz gülünç çehreli müstebid, kaidelerini ekseriya bu gibi garabetlerden alıp hepimizi hükmüne tâbi tutmaktadır. Bu maddede beyan olunan fiillerden birini işleyen kimsenin iştiraki inzimam etmeksizin fiilin irtikâbı mümkün o İmi* yacağı sabit olan ahvalde o kimse yukarıda gösterilen tenzilâttan istifade edemez. Yeni 94 ve 95 İnci maddeler şöyle hazırlanmıştır: Madde 94: Cezası tecil edilen mahkûm hazır ise mahkemenin reisi cezanın tecil edildiğini tefhim ettikten sonra yeniden bir suç işlediği takdirde 95 inci madde hükmü dairesinde tecil olunan ceza çektirilmekle beraber sonraki cürüm cezasının dahî şartlarına muvafık olduğu takdirde, tekerrürden dolayı arttırılacağını kendisine ihtar eder. Madde 95: Kabahatle mahkûm olan kimse hükiim tarihinden İtibaren bir sene zarfında bir cürümden dolayı para cezasından başka bir cezaya veya evvelce hükmü veren mahkemenin dairesi dahilinde diğer bir kabahatten dolayı hafif hapis eezasma ve cürüm ile mahkûm o-lan kimse dahi hüküm tarihînden İtibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahud hapis veya daha ağır bir cezaya mahkûm olmazsa evvelki mahkûmiyeti infaz edilmiş sayılır. Aksi halde her iki suçun cezası ayn ayrr ten-fiz olunur . HAVA Meteoroloji Enstitüsünden aldığımı» malûmata göre dün şehrimizde hava umumiyetle bulutlu geçmiş ve suhunel sıfırrn üstünde ancak 3 dereceye ka dar yükselebilmiştir. Dün yurdun Trakya, Ege, cenub Anadolusu, orta Anadolunun garb ve orta kısımları ile Erzurum ve Kars çevreleri yağışlı geçmiştir. Yağış orta Anadolu, İstanbul v« Karsta kar, diğer yerlerde yağmur şeklinde olmuştur. Hava dün umumiyetle 3-5 derece arasında soğumuştur. En dü» şük sühunet Karsta olup sıfırm altın» da 7 derecedir. En yüksek sühunetle? ise sıfırın üstünde Antalya ve Adsnada 17, Yalova ve Dörtyolda 19 derecedir. Roosevelt ve Amerika adliyesi Amerika yüksek mahkemesinin ıslahı hakkında Cumhur başkanı Roosevelt tarafından yapılan teklif, Meclîste yetmiş beşe karşı üç yüz on beş gibi büyük bir ekseriyetle kabul edildi. Bu teklifin şümul ve ehe-mİyeti üzerinde geçen gün azacık durmuştuk. Mesele şudur: Amerika cumhur başkanı Roosevelt, ilk dört ¦enelik deversinde Ncw Deal denilen iktisadî kalkınma programını tatbik ederken her adımda yüksek mahkemenin muhalefeti ile karşılaştı. Dokuz azası olan bu yüksek mahkemeye Amerika anayasası, parlamento «• ayan tarafından kabul edilen kanunları bile hükümsüz addetmek salâhiyetini vermiştir. Yani kaza kuvvetini teşri ve icra kuvvetleri üzerine mürakip vaziyetine getirmiştir. Amerika yüksek mahkemesi bu salâhiyete dayanarak, bazen ferdlerin hakkını ve hüriyetinî, bazen de Amerika ittihadını teşkil eden devletlerin haklarını ve salâhiyetlerini ihlâl eder bahanesiyle Roosevelt'in Meclisten ve ayandan geçirdiği kanunları tatbik ettirmemiştir. İkinci devrede Roosevelt'in Amerika anayasasını değiştireceği sanılmıştı. Halbuki Cumhur başkanı, böyle külfetli bir teşebbüse girişeceği yerde Amerika yüksek mahkemesinin teşkilâtını değiştirmeğe karar vermiştir. Yüksek mahkemenin salâhiyetlerini tayin eden anayasadır. Fakat teşkilâtı, yani kaç asadan terek-küb edeceği meclis tarafından tayin edilir. Roosevelt şöyle bir teklif yapmıştır: Yüksek mahkeme azasından yetmiş yaşını dolduran her azâ, tam maaşla tekaüd olabilir. Fakat tekaüd ola'a»ı yerde vazifelinde devam etmek isterse. Cumhur Başkanı, mahkeme heyetine yeni bir azâ ilâve etmeye salâhiyetlerdir. Meclis tarafından kabul edilen bu kanun ile Amerika yüksek mahkemesinin dokuz a/ânı drrhal on beşe İhlAğ- •''¦••-*»r. Çünkü dokuz azântn altısı yr'-'s bes yatnft geçtiğinden bunlar istifa etmedikleri takdirde mahkeme heyetine altı azâ daha tayin edilecektir. Bunlar da Roosevel-lin iMim^î ve iktisadî ıslahat hakkındaki fikirlerini kabul etmiş hakimler olacağından ve kanunları o yolda tefsir edeceklerinden yüksek mahkeme bundan böyle bir engel olmaktan çıkacaktır. Yani Roosevelt mahkemeyi kaldo-mıyor. Salâhiyetlerini darlaştırmıyor. Fakat teşkilâtını değiştirerek kendisine engel olmaktan çıkarıyor. Belki de yardımcısı vaziyetine getiriyor. Roosevelt'in bu hareketi Ani,, »-in ananesine uygundur. Bir asır «vel, İngilterede ıslahat teşebbüsünde bulunan liberaller, Lordlar kamarasının muhalefeti ile karşılaşınca, • ynı şekilde hareket etmişlerdi. Lordlar kamarasını ilga etmediler. Salâhiyetlerine dokunmadılar. Fakat lıendi fikirlerini terviç eden yeni yetti lordluklar ihdas ederek kamarada ekseriyeti temin etmeye çalıştılar. Ingilterenİn siyası tekâmülünde en e-hemiyetli bir adım olan 1832 ıslahat lâvihaaı hu şekilde kabul ve tatbik e-kj.lmişti. O asman Lordlar kamarası In-ftîliarad* asnlâk, arazi sahihlerinin saki aristokrasinin kalesi idi. Şim-Ui da Amerika da yüksek mahkeme t ..r,Uvr tinin bankacıların, sermaye-Di» kalesi olmuştur. 1832 senesinde I- Mı .n kalesi, içinden fethedilmişti Roosevelt ne yaptı Ne yapacak? Batlara kaleye karşı nasıl hareket e-H~**7 derken o da kaleyi içinden Je.hedi^aL Meğer Kristof Ko-loınb'un yumun.., kadar kolay-ftnıa * S '¦„,., NİŞAN Askeri fabrikalar umum müdürü fifıırrıgcneraj Eyüp Durukan kızı Bn. IViiıifer Durukan İle topçu teğmen Yükselin nişan merasimi General E-yÜp Durukanın Ycnişehirdekİ evinde İcra edilmiştir, Her iki tarafa saadetler dileriz. İspanya'da hükümetçiler bütün cephelerde şiddetli bir taarruza kalkmak niyetindeler asm icmali Portekiz vaziyetini değiştirmiyor Londra, M (A.A.) — Madrid müdafaa komitesi tebliğ ediyor: Asilerin Jarama bölgesinde Madrid - Valensiya yolunu müdafaa eden hukümetçi mevzileri yarmak için yaptıkları hücum püakür-tülmüştür. Hükümet kuvvetleri, muvaffakiyetli bir hücum neticesinde Usera ve Karabançel'dcki mevzilerini ıslah etmişlerdir. Hükümetçİ tayyareler, Uç âsi avcı tayyaresini düşürmüşlerdir. Hükümet bir kararname ile, siyasi bir partiye veya sendika teşkilâtına mensub ol-mıyan bütün radyo verici istasyonların işlemesini yasak etmiştir. Yasağa rağmen işleyen radyolar müsadere edilecektir. Madrid'de bulunan yabancı gazeteciler B. Blum'a telgrafla müracaat ederek Malaga'da sivil halkın katliâmına engel olmasını İstemişlerdir. Madrid müdafaa komitesinin hükümetten istedikleri Müdafaa komitesi azasından üç kişi başbakan B. Largo Kaballero'ya bir mek-tub göndermişlerdir. Bu mektubta. Uç aydanberi kuşatılmış bulunan Madrid şehrinin müdafaası için hukümetçi milisler tarafından sarfedilen kahramanca gayretler anlatıldıktan ve bunun, kuvvetlenen hükümetin, butun millr-tin ve sadık milislerin eseri olduğu kaydedildikten sonra Malaga'nm zabtının ve Jarama taarruzunun, hukümetçi kuvvetlerin bütün cephelerde şiddetU bir taarruza kalkmasını icab ettirdiği söylenilmek-te ve bunun İçin şu Uç tedbirin tatbiki istenilmektedir: 1 — İstisnasız herkesi muallim bir hale getirmek ve muazzam bir ihtiyat kurmak üzere mecburi askeri hazmet u-sulünü kurmak. 2 — Mühim mevkilere şüpheli unsurları yok edecek sadık sivil memurlar getirmek, 3 — Bütün cephelerde tek kumandanlık usulünü kurmak. Millî iş konfederasyonunun organı olan gazete, yalnız Madrid'in müdafaası lüzumunun umumî seferberlik ilanına kâfi bir sebeb olduğunu yazarak hükümeti hemen bir karar vermeğe çağırıyor. Anilere mire Kordoba radyosu dün f*OQ Franko kuvvetlerinin Aranga'yı ele geçirdik -lerini ve bu suretle Madrid - Valensiya yolunun tamamen kapandığını bildirmiştir. Asiler bugün bu bölgedeki mevzilerini tahkim etmişlerdir Hükümetlilerin dün Karahansel'e yaptıkları hücum püskürtülmüştlrr. Bugünler -de harekâtın sıklet merkezi Jarama bölgesindedir. Karışmazlık işi ve Portekiz Lizbon'dan bildiriliyor: Siyasî mahfiller Portekiz'in karışmazlık komite-sindeki vaziyetini makul görmekte. Portekizin komitenin işini bozmak için değil, kendi topraklarının yabancılar -ca kontrolü milli izzeti nefse aykırı bir "¦v olduğu için buna razı olmadığını söylemektedirler. Son vaziyet Jarama biduvsinde çarpışmalar devam ediyor Talevera de la Reina. 14 (AA) — Havas muhabiri bildiriyor: General Franko kuvvet'erinin hücumları, havanın bozulmasına rağmen drvam etmiştir. Maamafih yağmur yoktur. Arpanda etrafında şiddetli çarpışmalar berdevamdır. Madrid, 14 (A.A.) — Jarama mıntıkasında muharebe devam etmektedir. Asiler, son haberler île devamlı surette hücum eylemekte fakat nehrin sol kıyılarına mevzi almış bulunan cumhuriyetçiler ise, bir adım geri çekilmeden mukavemet göstermektedirler. Madrid de H t esirin Muhakemesi Imşiadı Madrid, 14 (A A ) — Bu sabah, halk mahkemesi huturunda, kânunusanide Cerro - Rojeya yanılan hücum esna«ın-da esir edilen 84 kişinin muhakemesine başlanmıştır. Bombardımanlar neticesinde h.ırab olan Madridden hır manraı Mısır hükümeti ve Uluslar Kurumu Kahire, 14 (A.A.) — Mısır hükümeti. Milletler Cemiyetine kabulünü taleb etmesi zımnında Irak hükümeti tarafından kendisine yapılan davete müsbet cevab vermiştir. Cenevre nasıl karşıladı. Cenevre, 14 (A.A.) — Mısır hükümetini Milletler Cemiyetine girmeğe davet eden Irak hükümetinin samîmi notası, burada hayretle karşılanmıştır. Çünkü cemiyet azasından 'jir devletin âza olmıyan bir devleti alenen Cenev-reye namzedliğinî vazetmece davet etmesi ilk defa olarak vuku bulmaktadır. Irak'ın bu daveti yakın şark arab devletlerinin bir tesanud eseri olarak telâkki edilmektedir. Bu münasebetle İtalyanm Cenevre-ye iltihakı, daha doğrusu Habeşistan delegelerinin Milletler Cemiyetinden uzaklaştırılması meselesinin Mısır'ı kabul etmek için toplanacak umumi heyete mevzuubahs olacağı hatırlatılmaktadır. Çünkü bu toplantıdan önce fevkalade olarak toplanacak olan umumi heyet delegelerin salâhiyetlerini gözden geçirecektir. Zannedildiğine gore, Habeşistanın delegeleri uzaklaştırılacaktır. Bir rivayete göre de bütün hükümetler, İtalyanm Habeşistandaki hakimiyetini tanımış oldukları için Negüs Cenevreye delege göndermiyecektır. İtalyan - ha-beş anlaşmazlığı dolayısiyle ortaya çıkan güçlüklerin gelecek mayıs ayında tamamiyle zail olması da ihtimalden uzak değildir. Metaksas kabinesinin başardığı işler Atina. 14 (Hususi) — Metaksas kabinesi 6 ayı doldurmuş olduğundan, bütün gazeteler bu müddet içinde başarılan işleri saymaktadırlar. Eski Venizclist basın da dahil olduğu halde, yazdıkları makalelerde Metaksas'ı alkışlıyarak diyorlar ki: 1 — Anarşi ve ihtilâlin önüne geçildi; 2 — Memlekette asayiş ve emniyet teessüs etti; 3 — Devlet, sermaye ile mesainin araşma girdi; 4 — Finans işleri düzeltildi; drahmi kurtarıldı; 5 — Tcslıhat ve tahkimat işi tamamlanmaktadır; 6 — içtimai yardım içine milyonlar tahsis edildi; 7 — Her sınıf halkın meseleleri halledildi; 8 — Çiftçiye yardım edildi; bol tohum verildi; 9 — Ekilen arazi mikdarı 600,000 dönüm arttı; 10 — 1,600,000,000 drahmilik tasarruf yapıldı; 11 — Millet baygınlıktan uyanarak yeni hayata girdi; 12 — Hepimizi bu yeni doğuşun he. yccanı saıdı. Bu hakikatleri körlerle münafıklar göremez. Millet yaptığı mitinglerle M. Metaksas'a karşı beslediği sevgi vc itimadı meydana koymuştur. Yapılan işler (4 ağustos) inkılâbının ehemiye-tini göstermeye kâfidir. Sıhut Vekilimiz dün geldi Bir müddettenberl tsıanbulda bulunan Sıhat ve İhtimal Yardım Vekili Doktor Refik Saydam dün şehrimize dönmüş ve istasyonda Vekâlet ileri gelen e-rıyle dostları tarafından karşılanmıştır. Resmimiz vekili istasyonda gösteriyor. Suriyedeki taiorikçiler CUMHURİYET'teki başr*""nda İsmail Müştak Mayakon, Suriye Başvekilinin reisliği ııl tında Pari »e giden heyetin. Cenevrede kabul edilmiş o-lan Hatay istiklâlin* aykırı talebler ileri sürdüğü hakkında sızan haberleri mevzuubahs ederek Hatay istiklâlini dolambaçlı yollara başvurarak sakatlamak istiyen bu zihniyetin ne derece sakat olduğunu anlatıyor va S ur i yed e bu zihniyetin yaşamakta olmasını ne son Cenevre kararlarını vücude getiren büyük siyasi muvazenenin, ne de hîzim hattı hareketimizde âmil olan ciddiyet ve samîmiye'İn Şam politikacılarındı henüz lâyık 'e anlaşılmadığına de!il addederek diyor ki: "Acaba Suriye zimamdarları ha'ay-lılara verilen şeyin tam bir istiklal olduğunu ve esasen başka türlü olması imkân dahilinde bulunmadığını henüz anlıyamadılar mı? Eğer orada bunun hilafma bir telakki, bir bayal varsa, boş yere bir hayli vakit geçirilmiş demektir. Her kopardığını kâr savmak siyaseti eski dİplomaain'n çok iltifat ettiği marifetlerdendi. Anc k bu siyaset bilhassa bu meselede revacı olmıyan kötü cılız ve miskin bir metadır. Bu metaın müşterisi kalmadığı gibi piyasası da kapanmıştır. Eğer Suriye zimamdarları henüz Cenevre müzakerelerinin nasıl çetin şerait dahilinde ve ne büyük bir azim ve irade kuvvetiyle neticeye varıldığını biliniyorlarsa Pariste bilhassa bunu sorup öğrenmeli va memleketlerin* dönerek işlerine ona gör* düzen ver melidirler. ... Bugün bürolarda hazırlanmakta olan projeler dün verilen kararların şekil ve kıyafet almasından ibarettir. Yeni yapılan ve yapılacak hiç bir şey yoktur. Nasıl ki, değişecek v*ya değiştirilebilecek hiç bir şey olmadığı ve olamıyacağı gibi ... HALA ANLATAMADIK MI? ÇOCUKLARI KORUMAK TAN'daki baş yazısında Ahmed E-min Yalman İstanbul belediyesinin Galetadaki "çocukları kurtarma yurdu "nu sitayişle anlatıyor, buradaki top lanmış 83 çocuğun ne kadar iyi şartlar içinde yetiştiklerini, bu sureti* kendi hallerin* bırakılsa muhakkak ki kötü yollara sürüklenecek olan bir çok yoksul yavruların, bu şefkat kucağında yurda yararlı birer ferd hatme geldiklerini kaydederek diyor ki. "— Memleket suça karşı esaslı sed-lere bu kadar muhtaç olduğuna gore Adliye Bakanlığının bu yurd uzerind* ehemiyetl* duracağını ümid ederiz. Çocuk mahkemelerinden bahsediliyor. Çocuk için böyle bir ruhi tedavi yeri bulunmadıkça mahkeme ne yapar? Bugünkü "Sübyan" hapishane koğuşlarına ceza diye gönderilen her çocuk suçtu sınıftan kurtarılmamış, bilâkis zorla buraya yaklaştırılmış ve atılmış demektir. Adliyenin yalnız yaşama masrafını ödemesi suretile bu yurddaki salâh imkanlarından daha yüz suçhı veya suçluluğa nam zed çocuğu istifade ettirmek mümkündür.'* Adliye Vekâletinin, Sağlık ve İçti-ma! yardım Vekâletinin dikkatlerini bu güzel içtimai teşebbüse celbetme-yi vazife biliriz. Çok muvaffakiyetli netice veren bu teşebbüs, genişlemeli, memleketin başka yerlerinde de kurulacak örnekleri, bu günkü hapishanelerin çok çirkin çocuk koğuşlarının yerini almalıdır." TERCÜME FAALİYETİ AKŞAM'da NurulUh Ataç, "sevsni-lecek şeyler" başlığı altındaki musahabesinde, son zamanlarda tercümeye karşı memlekette görülen büyük alâkayı ve bir çok meşhur garb eserlerinin dilimize çevrilişini memnuniyetle kaydederken, bir yandan di adapte yerine sadık tercüme yolunun tercih edilmesine doğru bir temayül görüldüğünü söylüyor v* diyor ki: "tercüme edebiyatının genişlemeye başlamış olmasına sevinelim. İnsan sevindikçe scvinilec.k şeyler artar." ULUS 16 şubat ıc37 salı BUGÜN 3 üncüde: Valansiya ve Barselon bombardımanı ON SEKİZİNCİ YIL. NO 5588 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Balkan antantı konseyi dün Atinada toplandı Toplantı perşembeye kadar sürecek "Balkan antantı bugün her zamandan daha kuvvetlidir,, 'Atatürk'ün doğduğu evin önünde Vunan zabitleri Büyük Şefimize karşı bir hürmet eseri ıdarak askerî merasim yaparlarken. Dr. Aras ve 1 Stoyadinoviçin beyanatları Atina, 15 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Yugoslavya Başvekili, hariciye nazın Stoyadinoviç, Türkiye hariciye vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras, Romanya hariciye naztrı B. Antonesko, refakatle rindeki zevat ile birlikte, saat 10.20 de Selanik yolu ile Atinaya vasü olmuşlardır. Atina istasyonunda muhterem misafirler, başvekil B. Metaksas, bütün nazırlar hariciye nezareti yüksek memurları ve diğer makamlar tarafından karşılanmışlardır. Bu sırada, mu/ika ile bir efzon taburu da selâm resmi ifa eylemiştir. (Sonu 5. inci sayfada) Başbetke TATİL Fatih Rıfm AT AY Kamutay bu sene kış tatiline tam bîr gönül huzuru ile çıkıyor: dış politika bakımından, Sancak buhranı halledilmiştir. Gerçi henüz idare ve teşkilât kanunları üzerinde mütehassıslar münakaşa edeceklerdir: fakat Cenevre'de tesbit olunan esaslar, bir daha hiç bir sebeble, bozulamaz. Meseleye son şeklini vermek hayli güç olmuşsa da, aksi ihtimaller içinde tehlike o kadar büyüktü ki, bu güçlüğü yenmek için çalışanlar gerçekten barış davasına hizmet etmişlerdir. Sancak etrafında, artık tamamiyle lüzumsuz ve faydasız, bir takım dedikoduların nihayet bulmasını da, bu münasebetle, dilememek elden gelmez. Gerçi su bulandırmağı sanat edinenler hiç bir zaman eksik olmazlarsa da, memleketlerinde vaziyetlere hâkim olanlar bu gayretkeşleri susturmanın, onlara müsamaha etmekten daha iyi olacağını takdir etmelidirler. İç politikanın bütün cephelerinde, kamutay, güvendiği İsmet İnönü hükümetinin ileri hamlelerini kaydetmiştir. Türkiye müsbet bîr iş memleketi manzarası bağlamıştır: tecrübeler tamamlanmıştır; kararlar verilmiştir. Kamutayın bu defa verdiği yeni salâhiyetler, bilhassa ziraat bakımından büyük gercelişlere imkân verecek mahiyettedirler. Geri ziraattı ileri memleket olamaz: Bu hakikati biz yeni keşfetmiş değiliz. Fakat bir memleket nüfusunun büyük ekseriyetinin yeni sây ve havat «artlarını tayin edecek tedbirlerde ve kararlarda acele ve telâşın zararlarını da biliyorduk. Kalkınma tam ve emin olmak, ilk teşebbüsler, diğer işlerimizde olduğu gibi, basiret ve ihtiyat ile yapılmak lâzımdır. Kamutay kıs tatilinden sonra, toprak kanunu ile, türk köylüsünün ve ziraatının umumî kalkınma meselelerinin başlıcala-rrndan birini daha halledecektir. Türkiyenin enternasyonal iş ^«nu 3 üncü sayfad*) |— Dışbakanımız Selanik'le—| Atafürk'ün doğduğu evde Selanik, İS (A.A.) — Anadolu Ajansının husıst ^nııhabiri bildiriyor: Hariciye Vekilimiz Dr. Tevfik Rüştü Aras buraya muvasalatında beraberinde matbuat heyetiyle birlikte, son günlerde yunan belediyesi tarafından istimlâk muamelesi bitirilmiş olan Atatürk evine gittiler. Tevfik Rüştü Aras burada umum valiye ve belediye reisine hitaben şu beyanatta bulundular: "— Türklerin Büyük Şeflerine ne kadar bağlı olduklarını düşünüyorsanız Atatürk'e karşı göstermiş olduğunuz hareketten ne derece mütehassis olacaklarını takdir buyurursunuz. Bu hareket yalnız bu nesli değil, âtideki nesilleri de aynı teşekkür hissiyle sizlere bağlamıştır. Memleketim namına tekrar teşekkür ederim" Bu ziyaretten sonra otomobillerle Mediterane oteline gidilmiştir. Ora. da konsolosumuz tarafından bir ziyafet verilmiştir. Heyet saat 22,30 da Atina'ya hareket etmiştir. Dr. Tevfik Rüştü Aras, Selanik'te gazetecilere de beyanatta bulunarak Atatürk'ün doğduğu evin Selanik belediyesi tarafından Türkiye'ye hediye edilmesinden dolayı türk milletinin elen milletine şükran hisleri duymakta olduğunu bildirmiş ve "bu jest, iki millet ile bu iki milletin müstakbel nesilleri arasındaki dostluk bağlarını bir kat daha takviye edecektir,, demiştir. Kamutay 22 marta kadar kış tatiline başladı Dünkü müzakerelerin tafstlâtı '«t Kış tatiline başlayan Kamutayın dünkü toplantısı (Yazısı 6 ıneı sayfada) ^ "T~ r-ı LllitUüal j s-' «T - 1 Iskenderunun güzzet bir manzarası Memfaatleri bozulanalr Sancak'ta bir hâdise çıkarmak istiyorlar! Haleb, 15 (Hususi) — Sancakta mahallî hükümet memurları, her ne pahasına olursa olsun bu memlekette bir Mdise çıkarmak arzusundadırlar. Türk- ler, ötedenberi tuttukları yoldan şaşmamakta ve sükûneti bozacak tahrikâta âlet olmaktan kaçınmaktadırlar. ( Sonu 6. ıncı sayfada ) Şuşnig'in nutku Avusturya Başvekili siyasetini izah etti Avusturya Başvekili Şuşnig Viyana, 15 (A.A.) — Dün öğleden sonra Rayhsrat binasının büyük holünde B. Şuşnig vatanseverler cephesine mensub 1500 şefin önünde bir nutuk soyliyerek kıralcıların mevsimsiz muhtemel bir hareketine karşı ihtarda bulunmuştur. Nutuk, claltından A!manya tarafdar* lığı yapmakta devam eden ve müfrit nasyonalistler tarafından kurulan "kültür cemiyetleri" için de bir ihtar mahiyetindedir. Başvekil Habsburgların dönmesi meselesi karşısında vatanseverler cephesinin vaziyetini aşağıda gösterilen şekilde izah etmiştir: 1, — Avusturyalın tarihî ananelerine saygı, 2. — Ana kanuna dayanacak olan ve Avusturyamn menfaatlerine uygun olarak kurulması lâzımgelcn hükümetin şeklini ancak Avusturya halkı tayin edebilir. ( Sonu 5. incî sayfada Fıkra: Benzeyişler Atatürk: — Biz kendimize benze riz, der. Fakat bazı fransız muharrirlerinin kafası odur ki eğer herhangi memleket Fransaya benzemek iddiasında bulunmaz, ve kendisini Fransanın manevt evlâdlan arasında saymazsa, o, ya Mos-kova, ya Roma, veya Berlin'i örnek c-dinmiştir. Bizim ana yasadaki son tadillerimi» zi münakaşa eden bir muharrir, aynı mantık çıkmazına döşüyor: "Bizimle Sancak davalarını hallettiler ama, anayasayı Berlin üslûbu ile tadil ettiler I" Yahut Roma, hattâ Moskova üslûbut muharrir bu üç şehir ve rejim hakkında büyük bir muhabbet farkı gözetenlerden değildir. Ne yapalım? Biz kendi demokrasi mizı ve onun prensiplerini seviyoruz. Çünkü bu vatanı da, üstünde oturan milleti de, bütün hürriyet ve şerefimizi, ve bundan başka on beş yıla yaklaşan kalkınma davamızın bütün başarı-lirini onlara borçluyuz. Fransaya tam benziyerek fransız muharrirlerine o-vünme fırsatı vermek için, lokantalarda garsonlarımızın müşteri kafasına t.tbak atmalarını pek de arzu etmiyoruz» Fransızlar garb medeniyeti âleminde nasıl hususî bir Çaşni iseler, biz de kendi milli karakterimize göre ayrı bir T a d olacağız. Londra şoförlerinin son derece terbiyeli olması tngiltereyi demokrat olmaktan alıkoymadığı gi* bi, bizim devletçi olmaklığımız da bizi mutlaka ne faşist, ne nasyonal • sosva-list kılar: hem demokrasi bakımından devletçiliği bu muharrirler bizimle değil, Leon Blum ve ekseriyeti ile münakaşa etsinler. - Fatay İD - & - 1»^/ Politika bahisleri Günün iki davası M illellerarası politika işleri, bilhassa iki mihrak etrafında toplanmaktadır. Bunlardan birisi İspanya harbi, diğeri de büyük Avrupa devletleri arasındaki anlaşma teşebbüsleridir. İspanyada bugünkü vaziyet, mücadelenin "iki İspanya,, arasında olmaktan ziyade "iki Avrupa,, arasında olduğunu herkese kabul ettirecek merkezdedir. Fakat bu "iki Avrupa,, Delaisy'-nin "iki Avrupa,, sı değildir. İspanyadaki kanlı mücadeleyi yalnız filen idare etmekle kalmıya-rak ona açıkça iştirak eden "iki Avrupa", "enternasyonallerin Av-rupası,, ile "faşizmlerin Avrupa-sı,, dır. Ya üçüncü Avrupa yani "demokrasilerin Avrupası" nerede kalmıştır? Bu Avrupa, kendi içinden iki parçaya bölündüğü için, yanı her demokart memlekette "sağ,, ve "sol,, birbirlerine karşı vaziyet almış bulundukları için, kendisini ancak "ademi müdahale komitesi,, nde temsil ettirebilmektedir. Hafızalarımızdan henüz silinmemiş olsa gerektir ki, habeş işinde Laval'ın sabotaj taktiği. Milletler cemiyeti'nin vermeğe hazırlandığı kararları, bu kararların te-sirsizleşecekleri âna kadar geriye aüırrmştı. Tıpkı bunun gibi, "ademi müdahale komitesi", kararlarını tatbik etmek için, kararların verilmesine lüzum bırakmıyacak olan ânı beklemektedir. Meselâ hududlarının kontrol edilmesinde, koskocaman bir Fransa bile bir mahzur görmüyor da Portekiz, bunu, haysiyetşiken buluyor. İspanya harbi başladığı zaman, İspanya işlerine açıkça müdahale etmeğe henüz kimse cesaret edemiyordu. Henüz ne "inter-nasyonal bripadalar.. tevekkül etmiş, ne de telçraf haberlerine göre alman, yahud italyan kıtalarımı! İspanya topraklarına çıkarıldığı İddia edilm-şti. O sıralarda iddia olunan sey, ispanyol âsilerine Portekiz üzerinden transit usulü yardım edildiği merkezinde idi. O gündenberi, müdahale, bilvasıta olmaktan çıkmış "açıktan açığa müdahale,, seklini almıştır. Şimdi, Londradaki komite, bunun önüne geçmek istiyor, ötede, Fransadan Madrid hükümetine yardım edilmekte olduğu iddiası da ortaya sürüldüğünden, Fransa, kendi kara hududiarrnın kontrolünü kabul ettiğini beyan ediyor. Halbuki. Portekiz, buna bir türlü yanaşmak istemiyor. Komitenin arzusu, ispanyol faciasına bir an evel nihayet verdirtecek ve bir de İspanya faciasının bütün Avrupa-ya bulaşmasına mani olacak tedbirleri bulup tatbik etmek olduğuna «üre Portekiz'in bu kaçınmasını ne ile izah etmek lâzım olduğunu, galiba, g-ne zaman ve hâdiseler gösterecektir. İkinci dava, yani Avrupa devletleri arasındaki anlaşma teşebbüslerine gelince, bu da, ekonomik tazyik vâsıtalariyle politik tazyik vâsıtalarının bîr karşılaşması ve çarpışması şeklini almıştır. Nasıl bir zamanlar "önce emniyet sonra silâhsızlanma,, gibi bir formül Milletler Cemiyeti'nin bütün faaliyetlerine mevzu oldu ise, bugün de iki karargâha ayrılmış olan büyük devletler arasında zengin o-lanları, diğerlerine, — Önce politikada anlaşalım, diyorlar. Diğerleri ise, cevab olarak, — Önce ekonomik (ki sömürgeler işini de buna ithal etmek lâzımdır) işlerde anlaşmak lâzım, diyorlar. Şurası yalnız muhakkak ki, bu çekişme bir netice verinceye kadar, tehlikede olan, barıştır. Burhan BELGE Yenice ikramiyesi İstanbul, (Telefonla) — Yenice sigaraları ikramiyesi bugün çekildi. Kazanan numaralar şunlardır: Ankara'dan: 38154, 1117, 60577 numaralara likör takımı; 24260, 32680 sa -at; 4005 şarab takımı; 65835, 38790, 32230 çatal kaşık takımı; tstanbuldan ve diğer şehirlerimiz -den: 18584. 62207, 4488, 40929, 39826, 30454 likör takımı; 4274, 3902, 39055 68354. 38682 çatal bıçak takımı 23859, 7040, 41781, 32495, 67928, 23485, 11510, 11760 saat; 59409, 37905 şarab takımı; 4461 sofra takımı; 17384, 29859, 33618, 55523. 15951. 28554 radyo. Otomobili 23319 numaranın sahibi, Beşiktaş Vişne zadede 10 numarada B. Ümran Nazif'e çıkmıştır. Uenî/bankın kurulmasına dair İstanbul (Telefonla) — Denizbank teşkilâtının haziran başında kurulması muhtemeldir. Vekâlet baş müşaviri fon der Portenin tetkiklerine göre denizbank merkezinin, merkez rıhtım hanında olması ihtimali vardır. Liman idaresinin merkez rıhtım hanına nekil işi geri bırakılmıştır. Denizbank işe başladıktan sonra bütün deniz müesseseleri bir iş'etme müdürlüğü emrinde olacaktır. Bu müesseselerin bütün malî işleri denizbank tarafından idare edilecektir. Göçmenıere malzeme Göçmenler için arttırma, eksiltme vc ihale kanunu dışında acele olarak tedarikli gerekli bulunan mahrukat, ve giyecek malzemesi île göçmenlerin muvakkaten barındırlıması için kiralanacak mesken bedeline aid kararname vekiller heyetince kabul olunmuştur. Mudanyada mütarekenin imzalandığı ev Mudanyat (Hususi) — İstiklâlimizi kazandıran Lozan anlaşmasının temeli olan Mudanya mütarekesinin imzalandığı ev bir müze haline konulmaktadır. Mudanyanın değerli bir hem-Şerisi olan Bay Hayri tpar tarafından tamir edilen eve Mudanya mütarekesine aid hatıralar konulmuştur. Halkevimiz; yalnız Mudanya'nın değil; bütün Türkiye nin kutlıyacağı bu açılış günü için güzel bir program hazırlamıştır. Açış töreni saat on beşte olacaktır. Mudanya'nın bütün dükkânları bayraklarla süslenecek ve saat on dörtten itibaren Halkevi bandosu müzenin Önünde çalacaktır. Törene İstiklâl Marşı ile başlanacaktır. Bundan sonra Valimiz Bay Şefik Soyer tarafından bir nutuk verilecek ve ev ge~ zilecektir . Davetlilere Abmed Rüştü Çocuk yurdunda bir çay verecektir. Ismarlanacak Gemiler mukavelesi imzalanıyor İstanbul, (Telefonla) — Akay ve denizyolları idareleri için Almanyaya ısmarlanacak olan gemilere aid mukavelc-met adına ekonomi bakanı namın akm m name yarın imzalanacaktır. İmzayı, hükümet adma ekonomi bakam Celâl Ba-yar yapacaktır. Anadolu Demiryolları ve Haydarpaşa Liman Şirketleriyle anlaşma Anadolu Demiryolları ve Haydarpaşa liman şirketleri mubayaa mukavelelerinin bazı maddelerinin tadili hakkında hükümet murahhaslariyle şirket mümessilleri arasında teati edilmiş olan İki mukavelenin tasdikine ve bu şirketler esham, tahvil ve mümessil senetlerinin Sivas - Erzurum ve Ergani tahvilleriyle mübadelesi hususunda Maliye Vekâletine müsaade veren kanun lâyihalarının bugün Kamutay tarafından kabulünü müteakib, Anadolu demiryolları ve Haydarpaşa liman şirketleri umumî heyetleri saat 18 de Ziraat 'Bankası merkezinde fevkalâde bir toplantı yaparak mubayaa mukavelelerinde yapılmış olan tadilâtı müzakere ve tasvib etmişlerdir. Her iki şirket İdare meclisi reisi Ali başkani^mda yapı Um Çukurovada pamuk cinsini islâh için yapılan çalışmalar Çiftçiye tohum dağıtılıyor Başvekilimizin Kamutay'daki nnltıklannda ehemiyetini bir kat daha tebarüz ettirdikleri pamuk davasını Ziraat Vekâletinin nasıl ele aldığı malûmdur. Bu hususla ahnanledbirleri ve se namına Nizamı'nin toplantıda Maliye Vekâleti müsteşar Faik Baysal ile Nakid işleri müdürü Halid Nazmi Keşmir hazır bulunmuşlardır. (A. A.) Resim ve heykel sergisinde teşhir edilecek eserler Halkevi Başkanlığından: 21-2-1937 halkevlerinin yıldönümünde açılacak resim ve heykel sergisine iştirak edecek sanatkârların 18-2-1937 perşembe günü akşamına kadar eserlerini sekreterliğe teslim etmeleri rica olu- mere veren neticelerini evvelce Ziraat Bankası da millî sanayiimizin en mühim hammaddelerinden birini teşkil eden pamuk işleri üzerinde uhdesine düşen vazifeyi yapmakta ve bu ziraat şubesinin inkişafı için müstahsile büyük yardımlarda bulunmakladır. Banka, bir kısmı Ziraat Vekâleti hesabına olmak üzere, başlıca pamuk mın-takamız olan Çukurova havalisinde, çiftçiye Klcvland cinsinden çiğit (pamuk tohumu) dağıtmaktadır. Adanadaki pamuk üretim çiftliğinden İçel vilâyetine müstahsillere parasız olarak dağıtılmak üzere 250 ton çiğit gönderilmiştir. Banka, ayrıca 130 tonu bu mikdara ilâve ederek tevziata başlamıştır. Ziraat Vekâleti, içel vilâyetinin tohumluk ihtiyacını 720 ton olarak tesbit etmiştir. Bu mikdar. vekâletçe temin olunacak 380 ton çiğite ilâveten Ziraat Bankasınca satın alınarak çiftçilere dağıtılacaktır. Ziraat Vekâleti evelce verdiği bir kararla bu mıntakada klevland'dan başka pamuk tohumlarının ekimini menet-mİş ve eski Mısır tohumlarını tamamen ortadan kaldırmıştır. Bu sebeble klev-land tohumları için piyasada taleb artmış ve fi atlar yükselmiştir. Şimdiye kadar kilosu 3-4 kuruşa satılan tohumların 6-6.5 kuruşa satıldığı görülmektedir. Bazı muhtekirler vaziyetten istifadeye çalışarak köylüye o kuruşa kadar yazmıştık. Krom Pamuk zeriyatına tesir edecek olan bu halin önüne geçmek üzere alâkalılar tarafından, icab eden mani tedbirler alınmış bulunmaktadır. Bununla beraber öğrendiğimize göre, Çukurova havalisinde bu tohumdan milyonlarca kilo istok vardır. Onun için pamuk e-kimî sırasında fiatlarm düşmesi muhakkaktır. Bu sırada satılamıyan malların ekim müddetinden sonra iki kuruşa kadar düşeceği şüphesiz görülmektedir. satışımız artıyor Nikelâj ve çelik eşya imalâtında vfl sanayiin daha birçok şubelerinde kur lanılan krom madeninin dünya istihsa* lâtında yüzde kırkını temin ettiğimizi ve ihracatta birinciliği kazandığımız* evelce yazmıştık Aldığımız malûmata göre, 1936 ym lında 145 bin ton krom satılmıştrr. 1937 istihsalâtı angajmanı da tamamiyle kapanmıştır. Halihazırda yalnız Eti Bank tara* fından işletilmekte olan Erganide Gu* leman madenleri yeni talebleri karşıla-yabilmektedir. Kromlarımız en çok İsveç, Fransa, Amerika ve ltalyaya ihraç edilmektedir. Belediye meclisi çalışmalarını bitirdi Dün, belediye meclisi İbrahim a-yaş'mın reisliğinde toplandı. Geçen celsenin zabıt hülâsası okunduktan sonra, hasta bulunan azadan ikisine mezuniyet verildi ve meclise tevdi edilmiş başka iş bulunmadığından bu devre içtimama nihayet verildi. ftAfc avlıis: taliflİhtfra fazlalık var 1936 malî yılı sekiz aylık tahsilatı 164.503.812 lirayr bulmuştur. Bonuri 9.718.611 lirası sabıka 153.785.201 lirası haliye tahsilatıdır. Geçen senenin ayni aylarına göre bu seneki sekiz ayhli tahsilat 14.069.104 lira bir fazlalık ar-zetmektedİr. Türkçe ve üslub "...Doruk'da bir sığmak binası... Kop, üç hörgüçlü transit yolunun en zorlusu olarak kalacak. Ameleler, makineler, sedler, emekler; geçirmek istemiyenle geçmek istiyenin cengi; İnad ondan, azim bizden. Sökmez mi diyor Kızdırmasın, böğrüne tünel açar gene geçeriz!,.. Bu istihkâmlar Erzurum etrafını yere yapışık birer dağ sucuğu gibi çevreledi..... Bu cümleler, oldukça tanınmış bir İmza sahibinin İstanbul gazetelerinden birinde çıkan bir yazısından gelişi güzel alınmıştır, içindeki türkçe yanlışlarına, azmin demagojik ifadesine, zevksizliğe, teşbih çirkinliğine bakınız ve bazı şöhretlerin nasıl teessüs etmekte olduğuna siz de şaşınız! Ribbentrop'un selâmı Güzellik ve zekâ trop bu sefer, kolunun dirseğe kadar olan kısmını kaldırdı, ölçü, daima ölçü! Fotoğraf tahlilleri Kordiplomatiğin, 4 şubat günü, kabulü sırasında, alman büyük elçisi von Ribbentrop ingiltere kiralını, nazı usulile ayaklarını birleştirip elini uzatarak selâmlamış ve bu hareket bütün dünyanın başlıca günlük dedikodusu olmuştu. Şubat 10 da. bu hâdise tekerrür etti. Fakat ilk şiddetli ten-kıdlere sebeb olmadı; çünkü Ribben- Bazı gazetelerimizde bu başlığı taşıyan bir sütun olduğuna tabiî dikkat etmişsinizdir. Fotoğrafınızı gezete ı-darehanesine gönderiyorsunuz; gazetenin mütehassıs psîkanalistı resminize bakarak hüviyetinizi size soyuyor: "Güzel huylusunuz, çalışkansınız. Vakıa şimdiye kadar çok sıkıntı Çektiniz, fakat unutmayınız ki hayatınızı kurtaran tahammülünüz ve sadakatiniz olmuştur...,. Vaktiyle sokaklarımızdan bağıra bağıra geçen falcı kadınlar da böyle konuşurlardı ! Kanlarlara kim bakar? ölçü ve ayarlar idaresi bütün vatandaşlardan rica ediyor: "Esnafın kullandığı terazilerden şüpheniz varsa bize Lütfen haber veriniz.,. Bir gazete soruyor: "Sebzevatçı-ların kantarlarına kim bakar?,. Bu ricaya ve bu suale bakarak karan siz veriniz. İsveç kiralı meş hur tenisçilerdendir. Geçenlerde bir tenis, partisinin dinlenme dakikalarmda York şehri güezllik krraliçesinin yanında, çay i- * çip ekmeğine yağ sürerken genç kıza doğru iğilerek: "Bir makine ne kadar eski olursa yağlanmağa o kadar muhtaçtır. Ben de bu sebeble fazla yağ kullanıyorum.,, demiş. Güzel-kıt olacak ki. neden hindyağı kullanmıyorsunuz ?„ lik kıraliçesi, anlayış sormuş: "Majeste, n Tel Aviv9de kadınlar Bir istanbul gazetesinin Filistin-deki bu yahud i şehri hakkında neşrettiği bir makaleden: "... Orada yüz kadına mukabil yüz on, yüz on beş erkek vardır. Hiç bir memlekette izdivaç kolaylığı Tel Avİv'deki kadar değildir..- Orada serbest izdivaçlar en meşru rabıtalar kadar devamlıdır. Kadmın nedreti, ve müşterinin fıkdanı sayesinde Tel - Aviv'de fuhuş da meçhuldür." Tel-Avİv'de kadmın vaziyetini i-zah eden ilk cümlelerin bir neticesi mahiyetinde olan son cümlenin garip inşası üzerinde durmayalım; fakat bu netice, ekonomideki "arz ve taleb., kanunu ile taban tabana zıd değilmi? İhracat ruhsatiyesi alanlar Ticarette tağşişin meni ve ıbracatınj murakabesi ve korunması hakkındaki kanuna zeyl olarak neşredilen kanuna göre ruhsatname almak üzere müddeti içinde iktısad Vekâletine müracaat e-den ihracatçılara ruhsatnameleri veril* mistir. Bunların sayısı 1137 dır. Kanunun neşir tarihi olan 15 haziran 193Ö ya kadar filen ihracatla meşgul bulunan roükteseb hak sahibi tüccarlardan 932 si ruhsatname almıştır. Müktescb hak sahibi olmıyan ihracatçılara ruhsatname verilebilmesi için haiz olmaları lâzungelen şartları tesbit eden kanu-nun ikinci maddesine göre ruhsatname al anlar m adedi de 204 e baliğ olmuştu*, HAVA 3 En souk yer Kars Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava umumiyetle bulutlu geçmiş ve öğleden' sonra hafif yağmur başlamrştır. Dün şehrimizde sühunet sıfırın üstünde • dereceye kadar çıkabilmiştir. Yurdun Ege, cenub Anadolusu ve Karadeniz sahillerinin şark kısmı ile Edirne, Kas-tamoni ve Beyşehire yağış olmuştu* Yağış Edirne ve Kaatamoni'de kar, djfi ğer yerlerde yağmur şeklinde olmuştur. En düşük sühunet sıfırın altında Karsta 13 dereceye kadar düşmüştü* Dün yurdun en sıcak yerleri sıfırın üstünde 13 derece ile Nazilli, 16 derece ile İzmir, 18 derece ile Dörtyol idi. ¦ 16.2-1937 ULUS 1 Almanya ve Sovyetler ^BB cnlandiya dit bakanı Dr. Rud-• olf Holsti'nin geçen hafta Mot-kovaya yaptığı bir ziyaret, seneler-denberi gergin bir vaziyette olan Sovyet - FenUndiya münasebetleri üzerinde büyük bir salah husule getirdiğinden bütün barış sevenleri sevindirecek bîr hâdisedir. FenUndiya şimali Avrupanın üç buçuk milyon nüfuslu küçük bir memleketidir. Fakat bu çalışkan milletin medeniyet kadrosu içinde nüfusu ile mütenasib olmıyan mümtaz bir mevkii vardır. 1809 senesinden evvel İsveç'in bir cüzü olan Finlandiya, 19 uncu asrın başlangıçlarında çarlık Rusya-sının istilâsına uğramış ve bir asn* on sekiz sene, yani komünist inkılâbına kadar ruslarm esareti altında kalmıştı. Bu müddet zarfında çarların zulmü ile mücadele eden bu küçük millet, medeniyet yolunda da çok ilerlemiştir. O derece kî harbten evvel de Fenlandiya'da okuryazarların nîsbeti. Almanya ve ingiltere gibi i-leri memleketleri bile geride bırakmıştı. Fenlandiyalılar hakikatte pro-testan dinini kabul eden şimal türk-leridir . Fenlandiya nihayet 1917 senesinde istiklâlini kazanmış ve üç sene sonra da Sovyetlerle imzaladığı Dor-pat muahedesiyle münasebetlerine bir düzen vermiştir. Fakat buna rağmen. Sovyetlerle Fenlandiyanın münasebetleri yirmi senedenberi samimi olmaktan çok uzaktı. Bir zamanlar, Dorpat muahedesiyle Sovyetlere bırakılan ve nüfusu fin olan şarkî Karel-ya etrafındaki ihtilâflar iki komşu devlet münasebetlerini gerginleştirdi. Finlandiya müstakil devlet hayatına ayak bastığı yıllar İçinde komünist tehlikesine maruz kalmıştı. Bu zorluk içinde almanlar fin'Iere yardım ettiler. Binaenaleyh o zamandanheri Fenlendiya da Almanya'ya karşı derin bir sempati vardır. Hitler Alın.m yası île Sovyetlerin arası açıldıktan sonra Fenlandiya ile Sovyetler arasındaki münasebetler de daha ziyade kötüleşti. O kadar ki son aylar içinde »ovyeller, Frnirndiyayı Almanyanm İskandinavya'da bir âleti telâkki etmeğe başladılar. Tıpkı alınanların Çekoslovakyayı orta Avrupada Sovyetlerin âleti telâkki ettikleri gibi. ve garibtir ki almanlar Çekoslovakvada Sovyet hava üsleri bulunduğunu iddia ettikleri gibi, Sovyetler de Fenlandi-yada alman hava üsleri bulunduğunu iddia ettiler. Fenlandiya, Çekoslovakya gîbi, bu iddiaları bİr çok defalar, reddetmiş ise de diş bakanı. Sovyetlerle daha yakından temas etmek ve bu nokta ü-zerinde büyük komşusuna teminat vermek için Moskovaya girmeğe karar vermiştir. Dr. Holsti'nin Moskova'da gördüğü samimi kabul, bu ziyaretin Sovyet - Fenlendiya münasebetlerinde artık bir dönüm noktası t teşkil ettiğine şüphe bırakmamaktadır. Dr. Holsti, Sovyetleri hava üsleri noktasında tatmin edecek teminat verdiği gîbi, sovyetler de Fen-landiyayı şarki Karelya'da finlerin mukadderatı noktasında tatmin etmiş olacaktır. Bu anlaşma ile Sovyet -Fenlandiya münasebetlerinin tarihinde yeni bir sayıfa açılıyor. A. Ş. Esmer Basbe t ke TATİL (Başı /. inci sayfada) alemindeki itibarı her gün daha artıyor: ingiliz ve holandalılarla yap., imiz ,ı:ı' um ¦ Ur bunun en yeni delilleridir. Türkiye bu itibarını, sözüne güvenilir hakiki bîr barış ve sây memleketi olarak kendini tanıtabilmiş olmasına borçludur. Dünyadan ne buhran, ne de kredilerin itimatsızlığı ve titizliği geçmiştir: değişen şey, Türkiyenin iç ve dış şartlarıdır. Ve nihayet her şey, milletin arzu vc ihtiyaçlarına tamamiyle uygun bir retimin, Atatürk'ün Şefliği, Kamutayın ve hükümetin şuurlu el ve işbirliği ile, memlekette tam bir u'iıve düzen bulmuş olmasına bağlıdır. Fatih Rtfhı AT AY Âsi gemilerin Valansiya ve Barselon'u bombardımanı Valansiya da kaç kişinin öldüğü famamen tesbit edilmedi Londra, 15 (A.A.) — Valansıyadan alınan haberlere göre cumhuriyetçi, sos. yalîst ve komünistlerden mürekkeb 80 bin kişilik büyük bir kafile dün şehrin sokaklarında dolaşarak bütün faşizm düşmanlarının mukaddes bir birlik kurmalarını istemişlerdir. Bir delegasyon heyet B. Largo Kaballeroya bir karar su reti verereke nihaî zaferin istihsali yolunda lazımgelen bütün tedbirlerin alı. nabilmesi için hükümete tam selâhiyet verilmesini istemiştir. I Oİensİyo bombardıman edildi. Gene Vanlansiyadan haber alınmış tır. Asilere mensub bir kruvazör karan lıktan istifade ederek Valansiya limanı na yaklaştıktan sonra şehri bir çeyrek bombardıman etmiştir. Şehrin merkezinde on tane kadar mermi patlamıştır, ölen ve yaralananların miktarı henüz tesbit edilmemiştir. r'alensiya yolu. Tcneriffede Radyo ile neşredilen bir tebliğ madrid - Valansiya yolunun 12 kilometre uzunluğunda bir kısmın işgal edildiğini bildirmektedir. Ay.ıı tebliğe göre Burgos hükümeti yakında piyasaya yeni banknotlar çıka racaktır. Bu banknotlar hali hazırda al manyada basılmaktadır. Iiusrlım da bombardıman edildi. Barselondan gelen haberlere göre emniyet müdürlüğü dün matbuata aşağıdaki notu vermiştir. ¦ Korsan vapurları dün barselona ateş açmışlar ve fakat şehir bataryaları tarafından püskürtülmüş!erdir. Halk arasında bir çok Ölü vardır, muayene edilen obüsler taarruzun Fran koya yaıdım eden italyan vapurlarının İŞİ olduğunu göstermektedir.,. Not şu suretle bitmektedir. "Nefret .infial ve İstırap İçinde olan barselon vc katalonya enternasyonal hukuka yapılan bu cinai tecavüzü dünya kamuyuııun takdirine arzeder. Barsc. lon, ro.ntur faşizmi tart için mukaddes birlik, teragat. inzibat ve cesaret kararını teynl eder... Bombardıman Peroıgnan. 15 (A.A.) — Bu sabah saat 6,45 de bir asi tayyare pert . beu köy'i üzerinde uçuşlar yapmış ve Uç bomba atmıştır. Biraz sonra daha üç i si tayyare de bu ilk tayyareye iltihak ederek 12 bomba daha atmışlardır. Köy ahalisi beynelmilel tünele iltica etmiş lerdir. On kadar yaralı vardır. Anilerin ileri harekâtı Talavcra de la Reina, 15 (A.A.) — General Varela'nın kumandasındaki âsi kıtaları ileri hareketlerine devam cae-rek Arganda'nın önüne kadar gelmişlerdir. Dun öğleden sonra bu kıtaıar Argandaya hâkim olan sırtları ele geçirerek bu kasabayı top atehine almışlardır. Asiler yeni zaptettikleri mevzileri takviye ettikten sonra bu sabah ileri hareketlerine devam etmişlerdir. Madrid cephesinin diğer mıntakala-rında hiç bir değişiklik yoktur. Muinini'nın ımda biri mııhv„ldıt. Şehirde »alnın hastalık var Cebelüttarık. 15 (A.A.) — Malağa şehrini gezen Royter muhabiri diyor ki: Şehrin onda biri mahvedilmiş bulunmaktadır. Birçok çiçek hastalığı vukuatı bildirilmekte ve her gün hastalıktan birçok kişi Ölmektedir. İngiltere, Ameıİka ve Almanya konsoloslukları, bombardımanlar dolayısiylc mühim hasara uğramıştır. Mala-gada kalmış olan iki amerikalı, harbin başlangıcından beri Malağa şehrinin 44 tayyare hücumuna uğramış bulunduğunu bildirmişlerdir. Yedi aydanbe-rİ ilk defa olarak, umumî paıkta dini bir âyin yapılmıştır. /.'*!•/. hükümetinin bir teşebbüsü Bilbao, 15 (A.A.) — Bask hükümetinin matbuat bürosundan bildirildiğine göre Bask işçileri tesanüd cemiyeti enternasyonal kızılhaç ve Belçika, Fransa, İngiltere ve Sovyet hükümetlerine bir nota göndererek italyan limanlarında sekiz Bask vapurunun tevkif edilerek tayfalarının İtalyan hükümetinin emriyle Sevil'e nakledilmesini protesto etmiştir. İspanya'ya silâh Meksiko, 15 (A.A.) — Tayyare, harb levazımı, yiyecek ve giyecek yüklü Marcantabric gemisi Vcıakruzdan hareket ederek Tampicoya gelmiştir. Gemi bugün İspanyaya doğru yola çıkacaktır. I'ortvkiz hududlurmın kontrolü Londra. 15 (A.A.) — ingiltere hükümetinin Portekiz hududunun kontrolüne müsaid bir formül teklif etmesi için Portekiz hükümeti nezdinde teşebbüste bulunduğu bildirilmektedir. Zannedildiğine göre ingiltere Portekiz hükümetine Portekiz kontrol memurlarının refakatinde ingiliz müşa-hidlcri bulunmasını teklif etmiştir. Portckizin neticede hududlarının kontrolü için bir şekil bulacağı ümid edilmektedir. Karışmazlık komİfednde Londra, 15 (A.A.) — Tâli karışmazlık komitesi mütehassıslar da ha-zıı olduğu halde bu akşam hariciye nezaretinde Lord Plyroouth riyasetinde toplanarak derpiş edilen kontrolü Portekiz'in kabulden imtinaı üzerine basıl olan vaziyeti tetkik etmiş ve dort saat süren müzakerelerden sonra İspanyaya ecnebi gönüllüler gönderilmesinin me -ni hakkında bir anlaşmaya vasıl olmuştur. Fransız ispanyol hududu Burgos, 15 (A.A.) — Franko hükü-metinin emriyle Navarrc'deki fransız-iıpanyol hududu Ondarroa'ya kadar genişletilmiştir. KÜÇÜK DIŞ HABERLER General Göring Varşovaya gidiyor Varşova, 15 (A.A.) — M. Güring yarın buraya gelecektir. Dolaşan şayialara göre. General, Dun-zig ve Polonya koriılorıı hakkında Polonya'ya fevkalâde tekliflerde lıııln-naeaktır. Trabulusta İtalyan filosunun manevraları Roma, 15 (A.A.) — B. Musoüni'nin Trablus garbi ziyareti dolayısiylc Trablus ile Tobruk arasında yapılacak olan vc 10 dan 12 marta kadar devam edecek olan manevralara birinci ve ikinci filolara mensub altmış - 60 - kadar harb gemisi iştirak edecektir. Flistinde haydudlar Kudüs, 15 (A.A.) — Bcnyamın civarında kâm bir arab köyünün reisi, evi* ne girip para istiyen bir haydud çetesi tarafından katledümiştir O civarda 20 yaşında genç bir kadın da öldürülmüştür. Sovyst ilim Akademisinin Puşkin top antıları Moskova, 15 (A.A.) — Sovyetler birliği ilim akademisi, dün Puşkin toplantılarına başamıştır. Kongreyi açan Sovyetler birliği kültür halk komiseri Bubnov. Puşkin komitesi namına toplantıyı selâm'amıştr. I-lim akademisinin bu toplantısı bir kaç gün sürecek ve bu toplantılarda büyük şairin hayatı ve eseri hakkında mütead-did raporları ve tetkikleri okunacaktır. CENGEL S T AG3 D Londra, 15 — İngilterenİn Almanya-ya müstemlekelerini geri vereceği hakkında dün bir ingiliz gazetesi tarafından yapılan neşriyat, resmen yalanlanmaktadır. Paris, 15 — B. Blum bu sabah, I-talya büyük elçisini kabul etmiştir. Knzablanka, 15 — Atlantik filosu buraya gelmiştir. Filo, bir hafta kadar burada kalacaktır. Y \/\\ RUDYARD KIPLING Türkçeye çeviren Nureddin Artam Zarif bir kab içinde neşredildi aşın icmali Her yaşta insanı alâkalandıran bu güzel kitabı mutlaka okuyunuz Türkiyede köy kalkınması başlamşıtır SONPOSTA'da Muhiddin Birgen, ziraatçı memleketlerin daha «lâstik bir bünyeye, iktisadi buhranlara daha İyi mukavemet etmek hassasına sahib olduklarını ve depresyon zamanları geçince daha kolaylıkla vaziyetlerini düzelebildiklerini anlatarak bir ziraat memleketi olan Türkiyenin de, geçirilmiş olan buhran yıllarından sonra, şimdi kuvvetli bir kalkmma devresin* girmiş olduğunu, artık ziraî sahada buhrandan Önceki normal devrenin tekrar teessüs ettiğini, köylünün iç pazarda yeniden müstahsillik sıfatiyle görünmeye başladığını, toprak fiatlarının değerlendiğini kaydederek, bu neticenin elda edilmesinde Iktİsad Vekili Celâl Ba-yarın vaktinde almış olduğu yerinde tedbirlerin büyük bir âmil olduğunu söylüyor, aynı yolda biraz daha gayret temenni ediyor. SPORUN DEVLETLEŞMESİ. Kurun'da Asım Us. spor işlerinde dedikodu ve alâkaların daima takımlarımızın bîr beynelmilel müsabakaya iştirak etmesi veya etmemesi etrafında döndüğüne işaret ederek, bizim için spor idealinin 18 milyon içinden 18 kişilik bir takım çıkarmak olmadığını, fakat sağlam ve gürbüz bir nesil yetiştirmek olduğunu hatırlatarak bu yolda İlk takib edilecek hedefin sporun devletleşmesi olması icab ettiğini, okullarda, okul dışında sporun nasıl inkişaf edeceğinin bundan sonra kendiliğinden taayyün edeceğini ileri sürüyor. MEKTEB İHTİYACI KURUN da Hakkı Suha Gesgin, talebe adedlerinin memlekette süratle çoğalmasına karşılık mekteb sayısının pek az arttığını, bu yüzden sınıfların son derece kalabalıklaştı-gını anlatarak bu vaziyet dolayısiyle derslerden hakiki randımanın alınamadığını, buna bir çare aranırken, dersleri hafifletmek yoliyle değil, talebeyi istenilen seviyeye çıkaracak imkânları bulmak yoliyle randımanı artıracak çarelerin de düşünülmesi icabettiğini ileri sürüyor. ÇİÇEK GÖNDERMEK ADETİ CUMHURlYET'te Peyamİ S«fa. geçenlerde Abidin Da verin cenaze v» düğünlere gönderilen çiçeklerin bey-hude ve fuzuli bir masraf teşkil ettiği etrafındaki yazısını mevzuu bahis ederek, memleketimizde bir ev süsü olarak çiçek yetiştirmek yayılmış olmadığını, mevcud çiçek bahçelerinin ise ancak bu düğünlere ve cenazelere gönderden çelenkler sayesinde vücud bulduğunu söyliyerek, bu âdeti kaldırmanın çiçeği aramızdan büsbütün sürüp çıkarmasından endişe ediyor. ALMANYA VE KOLONİ CUMHURİYET'leki bas yazısında Yunus Nadi. Almanyanm eski kolonilerinin iadesini nihayet resmen istemiş olduğunu söyliyerek, fakal buna karşılık kati teahhüdlerde bulunmaya yanaşmadığını, alman siyasetinin hiç bir teahhüde girmeden azar asar menfaatler koparmaya çalışmak olduğunu kaydederek, Almanyanm bu da vadaki haklılığını kabul etmekle bara b er, tutulan bu yolun müsbet olmadığını, daha açık bir siyaset ittihag edilmesi ve Almanyanm bütün isteklerini ve dünya sulhüne aid düşüncelerini katı olarak ortaya koyması lüzumunu müdafaa ediyor. I lııs'ıın yeni Rolalif gazete bankı makinesinin nakli U ULUSun yeni rotatif gazete m ak i-nesiyle teferruatı Hamburgtan KJta-re vapuru ile yola çıkmıştır. Vapug şubatın son haftasında İstanbul lima nmda bulunacaktır. (63) ton ağırlığındaki makine ve teferruatının İstanbul limanından supalan alınarak Ankaraya nakli ve gümrüklenmcsi münakaşaya konulmuştur. Şartnamesinin müessesemizde görülmesi. ULUS 3 ULUS 17 şubat 1937 çarşamba 3 ÜNCÜDE İspanya karada denizde kordon altına alınıyor ON SEKİZİNCİ YİL. NO: 5589 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Tersanemiz ihya edilecek: — istanbul Umanında— Balkan antantı konseyi Dış Bakanımız Doktor Aras yunan Başbakanı Metaksasla beraber Başvekilimiz iktisat Vekili ile geniş tetkikler yaptılar İsmet İnönü İstanbulda beşbin tona kadar gemi insa edebilecek bir tersane kurulmasını emrettiler [Hususî muhabiri Denizyolları idaresi bugün saat da Eğe vapurunda Başbakan ismet İnönü ve Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar şerefine bir öğle ziyafeti ver-mistir. Ziyafette Başbakan İnönü, Ekonomi' Bal/anı Celâl Bayar, Başbakanlık hususi kalem müdürü Vedid, İstanbul valisi B. Muhiddin Üstündağ, / Ihtı- izden telefonla] sad Vekâleti deniz müsteşarı B. Sadullah, Ahay müdürü B. Cemil, Tahlisiye umum müdürü B. Nec-meddin, Liman umum müdürü B. Raufi Manyas, Havuzlar müdürü B. Cemil, Fen müşaviri B. von der Porten deniz ticaret müdürü B. Müfid Necdet, yüksek deniz ticaret mektebi müdürü B. Zeki bulunmuştur. (Sonu S. inci tayfada) - A t i n a d a kabul resminde Çalkan Hariciye Nazırları samimî nutuklar verdiler Türk parası YAZAN: SELÂHADDİN ÇAM Merkez Bankası Direktörü Büyük harbtcn mukaddem Türkiye'de câri olan nakid usulü, çifte mikyas usulünün aksak nevi idi. Altın meskukât darbınde tam bir serbestiye mukabil iri kıt'ada gümüş meskukât dar-bi uzun müddetten beri tatil edilmiş bulunuyordu. Büyük harb sırasında tadile uğrayan para mevzuatı evvelki usul yerine altından müteşekkil tek maden usulünü ikame eyledi. Türkiye'de vahidi nakdî altın kuruştur. Türk lirası 100 kuruşa münakasemdir. Fiiliyatta vahidi nakdi olarak müstamel bulunan lira 916 2/3 ayarında, 7,21657 gram altını, yani 6,615 gram halis altını muhtevidir. (bir ingiliz lirası da 916 2/3 ayarında 7,988 gram altını, yani 7.322 gram halis altını ihtiva eder). Harbten mukaddem tedavüldeki paraların hemen kâffesi maden meskukât idi. Fakat kâgıd para büs bütün mef-kud değildi. 1863 senesinden beri memlekette tedavül imtiyazına sahib bulunan Osmanlı Bankasının banknotları da. halk arasında olmasa da ticaret sahasında tedavül ediyordu. Şu kadar ki burada tadadı uzun sürecek sebebler-den dolayı kâğıda müstenid bu tedavül bir türlü inkişaf edemiyordu. 191* de Türkiye'nin muhasemata iştirakinden mukaddem altın gümüş madenî meskukât mikdarı elli milyon lira kadar tahmin edildiği halde o tarihte azamî inkişafını eöstermis olan Osmanlı Bankası banknotları İki milvona baliğ olamıyordu. Harba girmiş diğer devletlerde olduğu Ebİ Türkiye'de de tedavülü mecburiye tâbi kâğıd cıkarmaksızın harbi finanse etmek imkânı bulunamadı. Yine muhtelif sebebler dolavısiyle Osmanlı Bankası mevzuu bahis emisyonun mes'uli-yetini üzerine alamazdı. Bunun içindir kı hükümet daha ziyade kendi itibarına istinad ederek evrakı nakdiyeyi bizzat tedavüle çıkardı. Bu evrakı nakdiye harb senelerinin devamı müddetince maddî manevî karşılıktan büsbütün mahrum değildi. Muhasematın hitamında Türkiye'de 158,8 milyon liralık bir tedavül kitlesi bulunuyordu ki Osmanlı Bankasının az mikdardaki banknotları bu mikdardan hariçtir. Kısa bir mütareke ve nevmidî devresinden sonra Anadolu'da istiklâl mü- (Sonu S inci sayfada) Atina, 16 (A.A.) — Atina a-jruısı bildiriyor: dün akşam. Elen başvekili B. Metaksas ve refikası Balkan koferansmdaki murahhas heyetleri reisleri şerefine, Büyük Britanya otelinde büyük bir ziyafet vermişlerdir. Murahhas heyet leri reislerinden Başka Balkan an tantı devletlerinin Atina elçileri hariciye nezareti daimî müsteşarı B. Mavrudis matbuat ve turizm müsteşarı B. Nikolodis, balkan an tantı matbuat konferansı reisi u-mum müdürü B. Papadakis ve hari ciye nezareti yüksek memurları da bu ziyafette hazır bulunmuşlardır. Ziyaieti, parlak bir kabul resmi takib etmiş Ve; bu kabul resmine bütün elçiler, hükümet azaları, yüksek devlet ricali ve diğer yüksek zatlar iştirak etmişlerdir. B. Metaksas ın nutku Ziyafet sonunda, Başvekil Metaksas aşağıdaki nutku iradetmiştir: "— Üç dost ve müttefik devletin muhterem mümessillerini selamlamak ve onlara kraliyet hükümeti ve Elen milleti adlarına en samimî bir surette "hoş geldiniz" demek benim için çok büyük ve hususî bir şeref teşkil etmektedir. (Sona 6. ıncı sayfada) Balkan antantı basın birliğinde Matbuat Umum Müdürü Nedim T Ör Vedat Atatürkle Mısır kiralı arasında telgraflar Ankara, 16 (A. A.) — Mısır Kiralının doğumunun yıldönümü münasebetiyle, Reisicumhur Atatürk ile Kıral Faruk arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur: S. M. Birinci Faruk Mısır Kiralı Kahire Majestenizin doğum yıldönümü münasebetiyle, samimi tebriklerimle birlikte, şalisi saadetleri ve Mısır'ın refahı hakkında en hararetli temennilerimi arze-derîm. K. ATATÜRK Kamûl Atatürk Reisicumhur İstanbul Beni çok mütehassis eden lütuf kâr telgrafınızdan dolayı size hararetle teşekkür eder ve gerek şahsî saadetiniz gerek Türkiye-nin refahı için hararetli temennilerimi takdim eylerim. KIRAL FARUK Vataniler Hatay an silâhla istirdadını düşünüyorlar Sancakta mekıeblerinin kapanması üzerine açıkta kalan talebeler babalariyle. Humus, 16 (Hususî) — 2 şubat gecesi Halep Vatanî partisi merkezinde umumî bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda Sadullar Cabiri ve Abdurrah -man Kiaki de hazır bulunmuşlardır. Bu itçimada Sancağın silâhla istirdadı için lüzumu kadar silâhın fransızlar tara • fından verileceği Vatanî şefleri tarafından temin olunmuştur. Vatanî şeflerin ileri sürdükleri fikirler, içtimada bulunan bir kısım halk tarafından kabul e-dilmemiş, türklere karşı silâh atmıya -caklarını açıkça izhar edenler, partiden (Sonu S. inci sayfada) Arkadaşlarımızdan ricamı ı Ulus tan alındığı tasrih edilmeksizin gazetemiz -den hiç bir yazı iktibas edilmemesini arkadaşlarımızdan rica ederiz. Atina, 16 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Balkan antantı matbuat konferansı, dün öğle üzeri, Atina akademisinin büyük merasim salonunda ilk toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda BB. Metaksas, Stoyadinoviç, Antones-ko, Tevfik Rüştü Aras ve Badulesko da bulunmuş ve bu zevat, gerek gelişlerinde gerek gidişlerinde konferansın sürekli alkışlariyle karşılanmışlardır. Konferans açılırken.. Matbuat ve turizm müsteşarı B. Ni-koludis, konferansı büyük bir nutukla açmış ve ezcümle demiştir ki : — Bu klâsik topraklar üzerinde, romen, türk ve yugoslav gazetecüiğinin muhterem mümessillerine hoş geldiniz demekle bahtiyarım. Balkan haricî siyasetinin muhterem idarecileri, antantımızın yük-sek menafii ve büyük hedefleri hakkında müzakerelerde bulunurlarken, matbuat delegeleri de dört memleket gazetecileri arasında sıkı ve sarmmî bir teşriki mesai yolunda atılacak yeni adım-(Sonu 6. ıncı sayfada) Fıkra: Sırt ve sırık İstanbulda yük altında bir hamal daha ölmüştür: bu ftrstala iç işler baka nımızın yaptığı bir tamimi neşrediyoruz. . ¦ • Vagon perdesini kaldırdığınızda, şark toorağma ayak bastığınızı bildiren faicalardan biri sırt ve sırık hamalı'dır. İnsan, derhal, değerini kaybetmiş gibi olur. Bİr insan sırtında veya birbirine sırıkla bağlı bir kaç insanın omuzları^ üstünde deve çökertecek, beygir inletecek ve dingil kıracak ağırlıkta yükt körük sesi veren göğüsler, fırlamış damarlar, kanlı bakışlar! Ankaramız bu manzaradan kurtulmuştur. Hamallar küçük yükleri elde* ve ağırlarını arabada taşımaktadırlar. Diğer şehirlerimizin niçin bekledikleri* nİ sorabilirmi yiz? Aceba bize araba te. kerleklerine elverişli düz yollar olmadığını mı sölİyecekler? Böyle bir iddia meşhur özür ve suç fıkrasını hatıra getirebilir Daha kısasını sÖyliyeyim: iki büklüm cumhuriyet vatandaşı olamaz! Sırt ve sırık hamallarının ıztırabını seyretmeğe daha uzun müJdet tahammül etmek istemiyoruz. — Fatay ULUS Futbol federasyonu başkanlığı ve îutbol başantrenörlüğü Federasyon başkanlığına B. Sedat Riza getirildi B. Buts neden çekldi? — B. Hamdi Emin Çap niçin istifa etli? — İstanbul gazete ve mecmualarında çıkan yazıların mahiyeti nedir? Son günlerde, bazı İstanbul gazeteleri ile spor mecmualarında Türk Spor Kurumu ve bu kurnmda vazıle almış veya bu vazifelerden ayrılmış bulunan zatlar hakkında bir takım yazılar intişar eî- ' ?dir. Meselâ futbol başantre-nörü olarak İngiltereden getirtilmiş o-lan H. Buts'un işinden ayrılması, futbol federasyonu başkanı B. Hamdi Emin Çap'ın istifası sebebleri bu yazıların başlıca mevzuunu teşkil etmektedir. Bizim alâkalı mahfiller nezdinde yaptığımız tahkikat, bu iki zat hakkındaki yazılarla beyanatın hakikate hiç bir suretle uygun olmadığı neticesini vermiştir. Futbol başantrenörü Bay Buts'un işinden ayrılması, Tan gazetesindeki beyanatında, kayıt ve işaret edilmiş bulunan sebcblerden ileri gelmiş değildir. Bu zatın mukavelesinde maaşla Türkiyenin her tarafında vazife görmek mecburiyeti tasrih edilmiş bulunduğu halde kendisi, Istanbuldan Ankaraya davet e-dilince, maaşına % 40 zam icrasını ve mukavelesinde mevcud senede bir aylık mezuniyetin de iki aya çıkarılmasını İstemiş ve bu istekleri yerine getirilmez ise Ankaraya gelmiyecelini bildirmiştir. Bu talebleri Genel Merkezce muvafık görülmediğinden alâkası kesilmiştir. Bu zatın Tan'daki beyanatında bahsettiği dört aylık mesai programına gelince: böyle bir program bugüne kadar genel merkeze gelmemiştir. Futbol federasyonu başkaiı Bay Hamdi Emin Çap, Tandaki beyanatında, teşriki mesai imkânsızlığı karşısında istifaya mecbur olduğunu söylemektedir. Halbuki böyle bü şey varid değildir. Zira T. S. K. nizamnamesine göre federasyonlar, genel merkezin teknik birer organıdırlar ve bu itibarla merkezleri Ankarada bulunmak lâzımdır. Bay Hamdi Emin Çap'ın memuriyetinin Ankaraya nakliyle federasyon başkanlığını muhafaza etmesine çalışılmış ise de buna imkân bulunamamış olduğundan bu suretle lstanbuldan ayrılamıyan Bay Hamdi Emin Çap da, nihayet istifa etmek zaruretinde kalmıştır. Hattâ istifa kararını vermeden önce federasyon merkezinin Ankaraya naklini ve asbaş-kanlığa kurum muhasebecisi Bay Cemi-lin getirilmesini ve kendisinin de icab ettikçe Ankaraya gelmekle beraber, başkanlık vazifesini Istanbulda ifaya devamına muvafakat olunmasını teklif etmiştir. Bu teklif genel merkezce muvafık görülmemiştir. Futbol federasyonu sabık başkanının Top mecmuasında intişar eden beyana-tındaki on bir maddede zikrolur.an hususlar, ancak kendisinin, Türk Spor Kurumu merkezi olan Ankarada çalışamaması ile alâkalıdır. Her federasyon gibi futbol federasyonunun merkezi de Ankarada bulunduğu takdirde işlerinin sürüncemede ka'mıyarak intizam ile gorü-lebüeceği içindir ki Bay Hamdi Emin Çap'ın istifanamesi kabul olunarak futbol federasyonu başkanlığına asbaşkanı Bay Sedad Rıza getirilmiştir. KLÇUK. HABERLER * Adliye vekâleti ay uma meclisi dün çalışmalarına başlamıştır. Meclis terfie değer görülüp de vekâletçe defterleri tanzim edilerek ilân edilen hâkimlere aid defterler üzerinde tetkikat yaparak hâkimlerin terfi sıralarını tanzim edecektir. Gümrüklerde ecnebi döviz yazılı faturaların türk parasına çevrilişinde göz Önüne alınmak üzere borsamızda kote olan ve olmıyan dövizlerin mart ayı içinde muteber olmak üzere tesbit edilen vasati çek fiyatları Gümrük ve İnhisarlar vekâletince alâkalılara bildirilmiştir. Muamele verdisinde esaslı değişiklikler Yeni muamele vergisi kanunu projesinde tadiller yapılması hakkında üç aydanberi Istanbulda çalışmakta olan sanayicilerin raporları üzerinde lktısad ve Malîye vekâletleri tarafından tetkikler yapılmaktadır. Sanayicilerin teklif ve temennileri, bugünkü şeklin sanaiyc iras ettiği müşkülleri bertaraf etmek üzere, muamele vergisinin mamul maddeler üzerinden değil, ham maddeler üzerinden ve memlekete gelirken gümrüklerde alınması merkezindedir. lktisad ve Maliye vekâletleri bu teklifi olduğu gibi kabul etmeseler bile, cereyanın az çok bu temennileri tatmin edecek bir tadile matuf olduğu istidlal olunmaktadır. Bay, Bayan tabirleri nasıl kullanılacak? Herhangi milletten olursa olsun, kadınlara Bayan ve erkeklere Bay denmesi hakkındaki kanunun tatbiklerde İhmale uğraması ve yanlış kullanılması dolayısiyle Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya, Umum Müfettişlerle Parti ve Halkevi Başkanlıklarına bir tamim göndermiştir. Tamimi ehemiyeti dolayısiyle aynen alıyoruz: "Türkiye Büyük Millet Meclisince bazı unvanların ilgası hakkında kabul edilen kanunda türkçe konuşmada ve yazıda erkek isimleri yanına herhangi milletten olursa olsun Bay ve kadın isimleri yanına Bayan konu'ması kabul edilmişti. Bazı gazete ve risalelerde buna riayet edilmediği, gelişi güzel kullanıldığı görülmektedir. Her ecnebi lisanda kendi lehçeleriyle muttariden kullanılan bu unvanın türkçeye yerleşmesi dilimizin güzelliği ve zenginliği için lâzımdır. Binaenaleyh türkçe yazılarda ve basılarda her ne milletten olursa olsun ismi geçenlerin cinsiyetlerine göre Bay ve Bayan kelimesinin konulması ve fransızca, almanca, ingilizce ve sair mu-hart erata o dilin Bay ve Bayan makamına kaim olan unvanlarının kullanılması türklerin medeniyet ailesi içerisinde her milletle beraber müsavi ve cihanşümul bir lakabla anılmasını temin eder. Zaten beylik, paşalık, ağahk, hocalık, hanımlık lakablarmın kaldırılması bu maksada müstenit idi. Bütün vatandaşların ve Türkiyede yabancı lisanlarla gazete ve risale neşreden yabancıların bu esasa riayetkar olmasını rica ederim." istanbul tramvay tarifesi indirildi İstanbul tramvay şirketinin tarifeleri 1 mart 1937 tarihinden itibaren indirilmiştir. Vergiler ve bütün resimler hariç olmak üzere yeni tarifelere göre birinci mevkide bir büyük kıta için beş kuruştan dört kuruş on paraya; 7-3 kıtalar için 7.5 kuruştan 6.5 kuruşa indirilmiştir. * ikinci mevkide bir ve iki kıta için 2,5 kuruş yetine 2 kuruş on para, 3-7 kıtalar için 5 kuruş yerine 4 kuruş 10 para alınacaktır. Asker vc mcktcblilcr için ikinci mevkide seyahat etmek kay-diyle her kıta için 2,5 kuruş yerine 2 kuruş verilecektir. Yeni tarifelerin eskilerine göre olan tenzilât nisbeti yüzde 13.40 ile yüzde yirmi arasında değişmektedir. esicı- Yeni fiyatlar sine göre yüzde 13 -20 ucuzdur asker ve mektebliler de hususî tenzilât vardır. B. Şükrü Kaya îstanbula gitti Dahiliye Vekilimiz ve Parti Genel Sekreterimiz B. Şükrü Kaya dün akşamki ekspresle Îstanbula gitmiştir. B. Şükrü Kaya'yı istasyonda vekiller, mebuslar, vekâlet ileri gelenleri ve dostları uğurlamıştır, Sırt hamallığı kalkıyor B. Şükrü Kaya alâkadarlara ehemmiyetli bir tamim yapt» Geçenlerde bir İstanbul telefon haberi olarak, bir hamalın yühâ\ nün ağırlığı, altında kalmak yüzi nden öldüğünü yazmıştık. ölümün şekli, şehrimizde teessür uyandırmış ve Dahiliye Veküi ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya umumî müfettişlere. Parti ve halkevi başkanlıklarına bir tamim yaparak sırt hamallarımız hak* kinda Dahiliye Vekâletinin geçen sene almış olduğu tedbirleri hatır* latrmş ve bu mevzuun üzerinde ehemiyetli surette durulmasını istemi**; tir. Her iki tamimin de birer suretini, bu işe karşı gösterilen alâkayı tebarüz ettirmek için, aynen koyuyoruz : B. Şükrü Kaya'nın dünkü I a m î m i C. H. P. Genel Sekreteri ve Dahiliye Veküi B. Şükrü Kaya Umum Müfettişlere, Parti ve Halkevi başkanlıklarına Şu tamimi yapmıştır: Istanbulda sırat hamallarından bir yurddaşın yükünün ağırlığı altında öldüğünü büyük teessürle haber aldım. İnsanlığın ve insafın hayvanlara bile reva görmediği böyle işkenceye insanların mahkûm olması her diyar için ayıb teşkil eder. Sırt hamallığı meselesi aşağıda sureti bağlı 4. 4. 936 tarihli 117/50 numaralı tamimle ne yapılmak lâzımgeldi-ği bildirilmişti. Türkiyede bir çok şehirler tedbirler bularak bu sefil manzaranın ortadan kalktığını hazin facialara meydan veril-mediğini memnuniyetle görmektedir. Istanbuldaki acı hâdise gösteriyor ki memleketin bazı yerlerinde hâlâ bu kötü itiyat devam etmektedir. Tarihi numarası yukarda yazılı emir dairesinde tedbir alarak sırt hamallığının ortadan kaldırılmasını tekrar rica ederim. Bir de şehirlerde yoğurtçu, sucu, sefertası üe yemek taşıyan bazı kimseleri omuzlarında iki tarafa eşya asılı uzun sırıklarla geleni geçeni rahatsız ettikleri ve yollarda gelip gitmenin intizamını bozduklarından şikâyet olunuyor. Birçok vatand Af Urdan alımn bu gîk«- yctçoCTîaÇTÎ derhal kaldırılmasını ve icraatı havi cevabınızı rica ederim. * Dahiliye Vekâleti 4/4/936 tarihinde sırık hamallığı için vilâyetlere şu tamimi yapmşti: Büyük şehirlerin ve bilhassa dış ticarete ve toptan ticarete merkez olan limanlarımızda, eşya nakliyatı, eski iptidaî halini hâlâ muhafaza etmekte ve insan sırtiyle yapılmaktadır. Hamallık, nihayet bir kül olan nakliyat işinin kademelerinden biridir, insan gücü ile insan sırtının yalnız ve doğrudan doğruya bir nakil vasıtası olarak kullanıldığı devirlerden bir bakiyedir. stunbulda renk renk sokaklar Istanbulda, seyyahların tık geçmekte oldukları taraflardan başlanmak suretiyle binaların boyanacağını gazeteler haber veriyorlar. Belediyenin bu kararı pek yerindedir. Kararın — şayet gazeteler doğru öğrenmişlerle — dikkate değer bir hususiyeti var: her bir sokaktaki binalar aynı renge boyanacak, yani bir sokaktaki binalar beyaz, diğerlerinde-kiler mavi veya yeşil olacaklardır. Zevkler ve renkler hakkındaki münakaşa neticesiz kalmağa mahkûmdur; fakat penbenin açıklı koyulu bütün tonlarını bir araya getirmiş irili ufaklı evleri ve dükkânları bir sırada tasavvur ediniz. Karar tatbik edilirse istanbul sokakları birer renk sergisi haline gelecektir. Halbuki asrımızda, yapı malzemesi taş, çimento ve demir değil midir? Biz bunları mı sarıya, mora, laciverde boyıyacağız? Versaitles'dan 18 sene sonra yor. Hitler: "Biz, kimseye zarar vermeden bir sömürge imparatorluğu kurmuştuk. 1918 de bunları bizden alanlar oralar yerlilerinin bizi istemediklerini iddia ediyorlar. Bunu onlardan kim ve ne vakit sormuş? Acaba yerliler şimdiki efendilerini istiyorlar mı imiş?,, diyor. Dava bu vaziyette iken fransız sağcı gazetesi Le Journal'in sesi yükseliyor: "Mağlûb Almanyaya sömürgeleri iade etmek mi? Hayır!,, Politikanın ne tuhaf tecellileri vardır! Parola birkaç satır sonra şu mütalea- "..1937 sergisi dolayısiyle bütün dünyanın Parise akın edeceği mevsim yaklaşırken bu güzel binayı böyle harap bırakamayız.,, Müşterek gaye uğrunda dayanışmanın güzel Örneği I Ay 30 gün mü, 4 lıafta mıdır? azlık ve yabancı maarif idaresi arasm- Almanya, şimdi de sömürge istî- Fransız gazetelerinde, son zamanların parolası şudur: Her vesile ile ve her şekilde 1937 sergisinden bahsetmek. "Eyfel kulesi yıkılıyor mu?,, başlığı altında okuyorsunuz: "... hayır, sadece 1937 sergisine hazırlık olarak tadil edilip temizleniyor. "Maliye vekâleti binası eskidir,, ve Istanbuldaki mektebi eriyle da, muallimlerin maaşları münasebetiyle, bir anlaşmazlık vardır: bu mekteblerden bazıları muallimlerine aylıklarını dört hafta hesabiyle vermekte, maarif idaresi ise otuz gün hesabiyle verilmesini istemektedir. Ücret, maaş, gündelik, ay, hafta tatili, ders haftası... bütün bu mefhumlar bir araya gelince "muhasebe,, denilen benzersiz mekanizma, bunlardaki inca farklardan kendi lehine fayda t «m in etmesini nasıl bilir! Bu mekanizma, mu sevi lisesinin bîr muallimine, dokuz senede, 700 küsur lira eksik ücret vermenin yolunu bulmuştur. Sıhat bakımından S.lı.it bakımından, bütün gününü a* gır yükler altında geçiren güçlü bir in. sanın, sağlam da olsa, bu işe uzun müd* det dayanamayacağı aşikârdır..Netekimı yük alımda sakat olan ve ölenlerin sayısı az değildir. Bu zorlu işin şahıs u/e. rinc olduğu gibi nesü üzerinde kötü tesirler yaptığına şüphe yoktur. Ağır yük* ler altında iki büklüm ezilerek geçmen hamalların hali, vaziyeti, vatandaş gurur ve şefkatini zedeleyen bir manzaradır. Alınarak tedbirler Eşya nakliyatı, hayvan ve makinde* rin tahammül kuvvetleri nazarı itibara alınarak hayvan veya makineye havale edilmektedir. Binaenaleyh, bu İşe hemen müdahale edilmesine, hiç bir mülahaza mani olmamahdır. Yalnız, yapılacak] müdahaleler, iyi düşünülmeli ve nakliyat işini sekteye uğratmamalıdır. Bil kere, idaresi reislerle belediyecilerin ve Ticaret odaları gibi alâkadar teşkilâtın mensupları bir araya gelerek şehrin bütün nakliyat işlerini mahalli şartlar tetkik edilerek, bir gözden geçirmeli, ve yapılacak .ıslâhatı bir plân dahilinde ve kademe kademe tahakkuk ettirmelidir* ler. Bu hususta hatıra, tahmil ve tahliye işlerinde yeni vasıtaların kullanılması, hamalların tensiki ve el arabaları üe teçhizi bazı eşya nakliyatının (ev eşyası) gece ve kamyonlarla yapılması, ev eşyası nakliyat şirketlerinin tesisi, va sırtta taşınacak yükün asgari bir hadde indirilmesi gibi şeyler gelebilir. Kanu* Bazi tavsiyeler Islâhatın, bidayette bir takım vatandaşların ilk adımda işsiz kalmalarnn icap ettireceği hatıra gelebilir. Zaruri de olsa, bu netice kısmîdir ve geçicidir. Aynı vatandaşlar, ıslâh edilecek nakliyat İşlerinde iş bulabüecekleri gibi, nihayet birkaç yüz vatandaşın memleketlerine avdet ederek toprakta çalışmalarının temin edilmesi, kendileri için ve devlet için büyük bir külfet ve fedakâr* lık teşkil etmez. Bittabi, alınacak tedbirler sıhî ve içtimaî bakımdan olduğu kadar, ekonomik bakımdan da mü&bet neticeler vermelidir: Yani, nakliyat hatları, bu yüzden ucuzla mış olmalıdır. Bütün bu noktala» göz önünde bulundurularak bu hususta verilecek kararların ve varid olan müta-lealarm Vekâlete bildirilmesini rica ederim. Umum Müfettişliklere, Vilâyetler» yazılmış Başvekâlet, Sıhat ve İçtimai muavenet ve lktısad Vekâletlerine sunulmuştur." Dahiliye Veküi Ş. KAYA Yeni yıl büdçesi hazırlığı Maliye Vekâleti 1937 büdce projesinin varidat kısmı üzerinde çalışmalarına devam etmektedir. Varidat büdce-6İnİn hazırlığı İkmâl edildikten sonra, masraf büdcesi hazırlığına başlanacak tır. Muvazenei Umumiyeye dahil bütün daireler kendilerine aid masral büdcelerini hazırlamağa baş lam ıslar d R* Bu hazırlıklar bittikten sonra Maliye Müsteşarı B. Faik Baysal m, Istan, bulda bulunan Başvekilimiz ve Maliye Vekilimize büdce üzerinde izahat vermek üzere Îstanbula gitmesi muhtemeldir. ulus ulus t.uswı*(/r,/M Madrid civarında âsiler İspanya'da askerî vaziyet I spanyada havaların bozulması u ile tavsayan askerî harekât, son bir hafta, on gün içinde tekrar başladı. Havaların bozuk olduğu aylar zarfında devam eden hazırlıktan sonra cumhuriyetçi kuvvetlerin taarruza geçecekleri tahmin ediliyordu. Öyle olmadı. General Franko, inisiyatifi elden kaçırmıyarak Malağa cephesinde taarruza geçti ve kısa bir çarpışmadan sonra bu şehri işgal etti. Malaga'nın işgali, gerek askeri ve gerek siyasî bakımdan Burgos hükümetinin vaziyetini hayli kuvvetlendirmektedir. Bu şehrin işgaliyle neticelenen askerî hareketlerde İtalya askerlerinin ve İtalya donanmasının Franko kuvvetlerine ehemiyetli yardımlarda bulunduğu tesbit edilmiştir. Esasen italyanlar da bu yardımı inkâr etmiyorlar. Fakat harekâta italyan askerlerinin değil, macera seven bazı italyanların iştirak ettiğini bildiriyorlar. Malaga'nın işgali. Franko kuvvetleri için ehemiyetli bir zafer olmakla beraber, askerî harekât bundan sonra da gene olduğu yerde sayıp durmaya başladı. Madridin muvasalasını kesmek için yapılan teşebbüs henüz müspet bir netice vermediği gibi, diğer cephelerdeki hareketler de inkişaf edememiştir. İşin hakikati şudur ki bugün, İspanyada hükümet kuvvetleriyle Fran-konun askerleri arasında müselsel bir cephe yoktur, iki kuvvet belki de ayrı ayrı sekiz on cephede çarpışmaktadır. Böyle dağınık askerî harekâtı derleyip toplamak, bir cepheyi diğer cepheye karşı oynayarak büyük bir manevra ile ispanya harekâtına nihayet vermek için askerî dehâ sahibi bir kumandan lâzımdır. İspanyadaki askerî harekâta başka türlü nihayet vermek mümkün olmıyarak gibi görünüyor. Geçen temmuzun or-tasmd.ınberi devam eden harekât, muntazam askerî kuvvetler arasında bir muhnn / n ziyade sörilla harbini andırıyor. Bütün askerî mütehassıs' r. Franko'nun geçen sonbaharda Madridin muvasala hatlarını keseceği yerde şehir üzerine cepheden taarruz etmesini tenkid etmekle müttefiktirler. O yolda hareket etseydi, behemehal Madridi eline geçirecek, bozgun arasında mukavemeti kırılacak olan hükümet kuvvetlerini mağlûb edecek ve belki de bütün harekâtı nihayetlendirecekti. Bu fırsatı kaçırmıştır. Son birkaç ay içinde her iki taraf da mütehassıs askerler tarafından takviye edilmiştir. Franko'ya Almanya ve Italyadan erkânı harbiye zabitleri gitti. Hükümet kuvvetlerinin kumandası da Sovyet ve fran-sız mütehassıs askerlerinin kumandası altındadır. Hükümetin mütehassıs askere. Frankodan ziyade ihtiyacı vardır. Çünkü ispanyada askeri bilgi namına ne varsa, Frankoya iltihak etmiştir. Yüksek generallar, zabitler Franko İle birliktedir. Donanmanın büyük bir kısmı hükümete sadık kaldığı halde gemilerdeki bahriye zabıtanı ilk isyan günlerinde efrad tarafından katledildiğinden hükümet gemileri, daha zayıf olan âsi gemiler karşısında âciz kalmışlardır. Herhalde hükümet kuvvetleri son gün.er zarfında hayli hırpalanmış olmakla beraber, vaizyetleri ümİdsiz değildir. - A. S. Esmer Üzüm Standardizasyo-nu üzerinde çalışmalar Çekirdeksiz kuru üzümün stan iar-dizasyonu için alınacak tedbirler hakkında alâkalıların mütalaalarını almak maksadile Martın 10 unda Ankarada yapılacak toplantıya, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçıları, izmir borsasından üç murahhas, izmir ve Manisa vilâyct-lerindeki üzüm istihsal mıntakaların-dan toplantıya gelmek isteyecek bütün alâkalılar, izmir ve Manisa Mebusları üzüm ticareti ile alâkalı veya vazifeli diğer zatlar davet edilmişlerdir. Murahhaslara vekâlet tarafından, standar-dîzasyon mütehassısı Dr. Boade nin bir raporu gönderilmiştir. bin kadar maktul verdiler Bir âsi tayyare iki ingiliz muhribine bombalar attılar Hü küme t çiler in tebliği Madrid, 16 (A.A.) — Hükümet kuvvetlerinin Jarama mmtakasındaki vaziyetleri, son harbler neticesinde his olunur surette salâh bulumuştur. Bu muharebelerde âsiler binden fazla ölü ve yaralı bırakmışlardır. Guadalajara cephesinde düşmanın tazyiki devam ediyor. Asilerin tebliği Salamanka, 16 (A.A.) — Resmî bir tebliğde hü küme tç ilerin Madrid cephesinde yaptıkları bir mukabil taarruzun tardedildiği ve enternasyonal livaya mensup bir müfrezenin imha olunduğu bildirilmektedir. Hükümetçiler harb meydanrnda yüzlerce ölü bırakmışlardır. Cenub ordusu, Montrilin şarkında Tahlonus . ve Garnatille mevkilerini ele geçirmiş ve bir çok | esir almıştır. İngiliz tabiiyetindeki esirler Salamanka, 16 (A.A.) — General de Lano, dün gece radyo ile yaptığı beyanatta, Madrid cephesinde Franko kıtalarının ingiliz tabiiyetinde 35 askeri esir ettiklerini söylemiştir. Bir âsi tayyare, ingiliz gemilerini bombardıman etti. Londra, 16 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, ispanyol âsilerinin bir tayyaresi, pazar günü Cezair sahillerinde Havock ve Gypsi adındaki ingiliz muhriblerini bombardıman etmiştir. Tayyare, 10 bomba atmıştır. Ancak muhriblere isabet vaki olmamıştır. B. Şilton, İngiltere hükümeti tara-fndan Burgos hükümeti nezdinde protestoda bulunmağa memur edilmiştir. Asi tayyare, Baleares adalarına doğru gitmiş, muhribler İse Malta istikametine doğru yollarına devam etmiştir. Karışmazlık komitesinde verilen Kararlar İspanyada karadan ve denizden kordon Londra, 16 (A.A.) — Elçiler komitesinde elde edilen anlaşma ispanya'ya gönüllü gitmesinin menini ve kontrol plânının ana hatlarını derpiş etmektedir. Gönüllü şevkinin meni önümüzdeki cumartesinden itibaren tatbik olunacaktır. Kontrol plânının ise 6 martta tatbikine geçilecektir. Hu plân mucibince, İspanya'ya silâh, mühimmat ve gönüllü girmemesi için karadan ve denizden bir kordon tesis olunacaktır. Fransatlan hükümetçilere yardım. Paris, 16 (A.A.) — Eko de Pari'nin yazdığına göre, Hollanda Dabesa vapuru harb levazımı, 20 k- /on ve 340 mit-ralyözü hamilen dün Marsilyadan Ali-cante'e hareket etmiştir. 27 devotine sisteminde her biri iki mitralyözle mücehhez iki fransız harb tayyaresi de hukümetçi ispanyaya gitmek üzere Montanban tayyare karargâhından hareket etmiştir. Aynı sistemden bir çok fransız tayyaresinin gene İspanyaya gitmek üzere Tuluz'e gelmesi bekleniyor. Madrid valisi Madrid cİavrında kazılan siperleri teftiş ederken Şubatın ilk haftasında hukümetçi ispanyaya gitmek üzere Perpingnandan 850. Cerberden 450 Perthustan da 300 gönüllü gelmiştir. Romanya Alman ve İtalyan e çiferinin geri alınmasını istiyecek Bükreş, 16 (A.A.) — Hükümetin Berlin ve Roma hükümetlerinden Bükreş'teki elçilerini geri çağırmalarını taleb etmek tasavvurunda olduğu haber verilmektedir. Buna sebeb, bu iki diplomat General Franko'nun ordusunda hizmet ederken maktul düşen ve cesedleri memlekete getiren Romanya lejioner (erinden iki kişinin cenaze merasiminde üniforma ile hazır bulunmalarıdır. Bu iki lejionerin cenaze merasiminin siyasî bir nümayiş şeklini almış olduğu kaydediliyor. öğrenildiğine göre, mahafıl-ler, bu İki diplomatın hattı hareketi hakkında bugün mebu-san meclisinde hükümetten istizahta bulunacaklardır. B. Göring dün Varşovaya hareket etti Berlin, 16 (A.A.) — B. Goring Polonya cumhur reisinin Bialoviecza ormanlarında tetrtib ettiği ava iştirak i-çin vaki daveti kabul ederek Bcrlindcn hareket etmiştir. Yalanlanan haberler Varşova, 16 (A.A.) — Selâhiyattar mahfiller B. Gorîngin dançig ve Leh koridoru meselesinin katî surtete halli için heyecan uyandırıcı tekliflerde bulunacağına dair yabancı kaynaklardan sızan haberleri yalanlamaktadır. feshini Belçikada Reksistler meclisin istiyorlar Brüksel, 16 (A.A.) — Reksist'lerin lideri B. Döğrel. Kirala göndermiş ol -duğu bir telgrafta şöyle demektedir: " 20,000 reksiste. dün spor sarayında toplanarak parlamentonun feshini ve yeni intihabat icrasını istemişlerdir. Zira. memlekette sulh ve sükûnun ancak böyle bir tedbir ile temin edilebi -lcceğine kanidirler." Siyasî müşahidler, kiralın reksistle-rin bu teklifini dikkate alması ihtimali mevcud olmadığını sÖylemektediıler. Reksİstlerin lideri Dögrel Akdenizde bir İngiliz tayyaresi kayboldu Londra, 16 (AA.) — Hava nezare. retînden bıldirildiğne göre, Akdenizde bulunmakta olan Couragus tayyare gemisine mmsub bir tayyare, içindeki üç kişilik müerttebatiyle dün sabahtan beri kaybolmuştur. Kredi fonsiyeden kazanan ar Kahire. 16 (A.A.) — Yüzde 3 faizli ve ikramiyeli Mısır kredi fonsiye tahvillerinin dünkü çekilişinde: 1903 senesi tahvillerinden 419.905 numaralı tahvil ile 1911 senesi tahvil -lerinden 270.174 numaralı tahvil 50.000 ner frank kazanmışlardır Romanya'da kabine buhranı yalanlanıyor Bükreş. 16 (A.A.) — Rador ajansı bir kabine buhranı çıkmak üzere olduğuna dair dolaşan şayiaıarı resmen yalanlamaktadır. Yeni Alman protestan kilisesi Berstesgaden, 16 (A.A.) — B. Hitler. yeni alman prottstan kilisesinin te sisi için umumî kiliseler meclisini içtimaa davet eden emirnameyi imzalamıştır. • asın ıcmaih Balkan Antantı Konseyinin toplantısı Cumhuriyet't e Yunus Nadi, Balkan antantının hükümden sakıt kaldığı, dağılmak üzere olduğu hakkında her fırsatta ortaya atılan bedhahça şayiaların daima, Balkan milletleri arasındaki samimiyet ve işbirliğini çekcmiyenlerin eteri olduğunu, fakat hâdiselerin bu gibi asılsız rivayetleri tekzib ettiğini, Balkan antantının, her konsey toplantısından sonra, her zamandan daha sağlam bir manzarayla ortaya çıktığını anlatıyor, ve sulhçuluğu ana siyaseti yapmış olan Balkan antantının anlaşmalarını her istikamette kabil olduğu kadar genişletmek prensipini kütrüğünü. grup halinde yapılamıyan anlaşmaların antanta dahil devletlerden biri tarafından yapılmasının birliğe hiç bîr zarar vere-miyeceğini, bu suretle Balkan Birliğinin bütün sulhçu kombinezonlara köprüler kurmakta olduğunu kaydederek diyor ki: "Bu muvaffakiyetin sırrı Balkan antantının bütün kuvvetini, bütün samimiyetini sulha hadim kılmış olmasındadır: Evvelâ kendi sulhumuza. Bu bizlere göre ilk ve büyük nimettir. İkinci derecede dünya sulhuna. Kendi sulhumuza hâkim olunca dünya sulhuna hadim olmamaşlığrmız ihtimali yoktu. Bunlar az şeref ve az menfaat midir?" • MESELE HENÜZ BİTMEDİ Akşamın imzasız başmakalesi, C en evrede yapılmış olan Hatay anlaşmasını akim bırakmak için Suriyede görülen tahriklerden bahsederek, Hatay davasının henüz kapanmış olmadığını kaydediyor. Filhakika, Cenevrede elde edilmiş olan netice ancak bir prensip anlaşmasıdır. Tatbikatta ve teferruatın tes-bitinde gösterilecek bozguncu bir zihniyet bu anlaşmanın bizzat esasını da suya düşürebilir, işte, şimdi Suriyelilere düşen vazife, manasız tahriklerle bu kıymetli sulh eserini bal tali yarak ortaya yeni baştan bir gaile çıkarmamaktır. Cenevre anlaşmasının kıymeti tatb.katta gösterilecek hüsnüniyetle Ölçülecektir. Bizim için, Cenevrede kabul eltir-miş olduğumuz esaslardan en küçük fedakârlıkta bulunmak asla mevzuubahs olmaz. Bu hakikatin iyice anlaşılması lâzımdır. "Umid ederdik ki mesele bu şekilde bittikten sonra Suriyeliler Türkiyenin dostluğunu kazanacak yollara tevessül eder ve Türkiyeden yükselen samimî dostluk sesine aynı surette mukabele ederler. Suriye ricalinin, ergeç hakiki menfaatlerini idrak edeceklerinden ümidimizi kesmiyoruz." • LİSE TAHSİLİ Kurunda Hakkı Süha Gezgin, herkesin yüksek tahsil göremiyeceğini, bazı çocukların doğuştan veya muhitlerinin tesiriyle tahsillerini ilerletmeye gerekli seviyede olmadıklarını, ve liseleri dolduranlar içinde bu gibilerin büyük bir inik d ar teşkil etmesinin tahsil seviyesini düşürdüğünü sÖyliyerek, buna bir çare gösteriyor: "Liselerimizde tahsil paralı olmalıdır." Bİze göre bu, gerçi talebe adedini azaltacak bir tedbir olur. Fakat bugün orta tahsil talebesini azaltmak maksadını güdüyor değiliz. Hem böyle bir tedbir yalnız kalitesiz talebeyi mi mtkteb-ten uzaklaştırır? Bu nokta pek şüpheli değil mİdİr? Auayasamızdaki tadiller dolayısiyle Kamutaydaki müzakere zabıtlarını aynen neşrediyoruz anayasamızın bazı maddelerinin değiştirilmesi üzerinde Kamutayın beş şubat tarihindeki müzakerelerinin, bütün memlekette her vasıta ile neşredilmesi, gene Kamutayca karar altına alınmıştır. Bir çok gazetelerde eksik ve hatalı çıkarılmış olan bu müzakereleri "ULUS,, cumartesigünkü 12 sayfalık nüshasında aynen neşredecektir. Gazetemizin haftahk franstzca nüshası olan "ANKARA.da müzakerelerin hansızca metnini b't-lacakstntz. J ULUS ULUS 18 şubat 1937 PERŞEMBE 3 ÜNCÜDE Madrid civarında kanlı mulıarebeler ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5590 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Atina toplantısı neticeleri Balkan Antantı Konseyinde tam bir fikir beraberliği var Balkan Antantı devletleri dış işler bakanlarından Doktor Tevlik Rüştü Aras B. Metaksas ve B. Stoyadinovıç. Atina. 17 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Gazeteler, evelki aksam ziyafetinde BB. Metaksas ve Stoyadinoviç tarafından teati edilen nutuklara tahsis ettikleri baş makalelerde, bu nutukların bazı endişeli fikirleri teskine hadim parçaları hakkında tefsiratta bulunarak muahedelerle tesis edilen toprak rejimine riayet esasına dayanan sarsılmaz ittifakın mücsairliğini bilhssa kaydetmektedirler. Katimerini gazetesi diyor ki: " B. Metaksas, "Bulgar - Yugoslav dostluk paktını yalnız bu paktı imza eden iki memleket için değil aynı zamanda bütün Balkan devletleri için en iyi bir istikbalin mu-beşşiri olduğunu,, söylerken, Yunanistamn ve elen milletinin hakiki kanaatini ifade etmiştir. Zira bu pakt. antantın bütün balkanlılar tarafından hararetle arzu edilen tamamlanmasına doğru büyük bir adım teşkil etmektedir. Bu kati teyit, menfaattar zümrelerin her türlü şüphe ve arzularına nihayet vermeğe kâfidir.,. Gazete, bu beyanatla B. Stoyadınoviç'in. Balkan pak -tının yarrm ada üzerindeki mesut tesirinden bahsederken itsikbale olan sarsılmaz itimadını bildiren beyanatı aıa-(Sonu S. inci sayfada) Btubeike atina'da Fatih Rtfkı AT AY Balkan antantı konseyinin Atına toplantuı hakkındaki tahminlerimizde hiç mübalega etmemi-•ız. Dost Yunanistan'ın sayın Başbakanı Mt.dksas'ın, beylik nezaket »özlerine pek az yer veren nutku, bu fırsatla , bazı hakikatleri onan dinleyicilerine duyurma* Htp^ji»ır. iaş bakan Metaksas, evvela, Balkan antantrnın nuvvcl ve devanı mantığını, kendine has «öz ve gönül açıklığı ile, izah ediyor. Antant hakkında ileri geri hüküm yürüten bir takım yabancı politika muharrirlerinin bu izahlardan İstifade edeceklerini umid etmeK isteriz. Antant, şuurlu ve karşılıklı tam bir menlaat ve mesuliyet anlayışının eseridir: "Bizler, eşti olarak, müzakerelerde -Umduk ve bu paktı imzaladık. Mesuliyetlerimiz de, bu panttan atacağımız menfaatler de müşterektir ve aynıdır." Paktın en güzel tarifi sulh eseri tabiri olduğunu aoy-liyen \ unanıstan Başbakanı, bunun yalnız Balkan hududlarını inanca altına almak gayesinden değil, Balkan devletlerinin umumî sulha hizmet etmek ülküsünden dahi ilham almış olduğunu ilâve etmiştir: "Dört devlet arastadaki samimî dostluktan gayri, imzaladıkları paktı meşru kılan kuvvetli bir bağ daha vardır ki o da, devletlerimizin sulha karşı kuvvetli ve derin sadakatleridir." Muhterem Metaksas in Avrupa basını tarafından bilhassa dikkat edilecek sözleri, Yugoslavya - Bulgaristan dostluk muahedesi ile pakt vaziyeti arasındaki münasebetlere taallûk edenlerdir. Başbakan bu hususta bütün kötücül tahminleri gülünç bir surette boşa çıkarmıştır. Çünkü bu muahedeye »adece müphem nezaket iymala-nnda bulunmuş değil, bütün antant devletlerinin sarih hükümlerini bildirmiştir: Bu dostluk paktım bizler yalnız iki memleket için değil, fakat bütün Balkan memleketleri için daha iyi bir istikbal mürdeleyen bir hâdise gibi telakki eyledik." Vaktiyle Avrupanm en karışık bir bölgesi telakki olunan Balkanlarda, huçün, milletlerimizin siya- Balkan Antantı Basın Konferansı toplantısında Yunan basını müsteşarı Nİkoludis'in söylediği nutuk Yunanistan Basın Müsteşarı B. Nîkolidis türk sergisinin açılış resminde Atina, 17 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Balkan antantı matbuat konferansı, komisyonlar halinde çalışmalarına devam etmiştir. Dün öğle üzeri, Yunanistan komitesi, delegelere bir öğle ziyafeti vermiş, ve bu ziyafet esnasında, Yunanistan komitesi reisi B. Papadakis. Yugoslavya heyeti reisi B. Sokiç. Romanya heyeti ikinci reisi B. Nasta. türk murahhas heyetinden B. Ercümend Ekrem Talu. samimi nutuklar söylemişlerdir. Ak-am, matbuzt ve turizm siyasi mUsteşarı Nikoludis ve refikası. Bal - si olgunluğu ve realist zihniyeti sayesinde sadece anlaşma ve dur-luk havası esiyor. Bay Metaksas Balkan milletlerine bu olgunluğu ve gerçeciliği veren uzun istırab-lardan ve tecrübelerden bahsetmiştir. Bunun içindir ki antant ya-şıyacaktır: Çünkü ya*amasr. Balkanların nizamı, milletlerimizin •aadeti, ve umumî barış için bir zarurettir. kan matbuatı delegeleri şerefine büyük bir ziyafet vermişlerdir. Çok samimî geçen bu ziyafet esna -sında, B. Nikolidis şu nutku söylemiştir: ¦ — Sizleri bu masa etrafında top -lanmış görmekle, yalnız dost ve müttefik memleketlerin muhterem mümessillerini kabı:! eden bir nazır sı'"»'"!e değil, fakat aynı zamanda. Romanyanın. Türkiyenin ve Yugoslavyanı en yük -sek gazetecileri ile birlikte bir eğlence tertib eden eski bir meslekdaşj sıfatiy-le de büyük ve hususî bir zevk duyuyorum. Benim matbuata yirmi senelik hizmetim vardır. Müsaade ediniz ki eski bir meslekdaş sıfatiyle size, mahrem bir surette bazı ifşaatta bulunayım: Biz, gazeteciler, diğer insanlardan ayrı ve başka adamlarız. Bizim kendimize mahsus fikirlerimiz, kendimize mahsus çalışma tarzımız ve gene kendimize mahsus bir üslûbumuz vardır. Biz, orijinal insanlarız. Bizler, kusurlarla dolu olduğu kadar iyi hasletlerle (Sonu S. inci say/ada) Halkevinde Puşkin için yapılan gece Büyük rus edibi Puşkin'in ölümünü n 100 üncü yıl dönümü münasebetiyle dün akşam Halkevinde bir to plantt yapılmtştır. Bu toplantıda Yaşar Nabi, Sadri Ertem konferanslar vermişlerdir. Toplantı geç vakte kadar samimi bir ha va içinde devam etmişlir. Romanyadaki hâdise Alman, italyan elçilerinin geri çağrılması istendi mi B. Tataresko parlamentoda izahat verdi Bükreş, 17 (A.A.) — Öğrenildiğine göre, Franko'nun askerleri ile birlikte harbederken maktul düşmüş olan Romanya lejiyonerlerİnden iki kişinin cenaze töreninde Portekiz sefiri de hazır bulunmuştur. Söylenildiğine göre, Romanya hükümetinin Portekiz sefirinin de geri çağrılmasını istemesi muhtemeldir B. Tataresko'nun parlamen-to'daki beyanatı. Bükreş, 17 (AA) — Radoı auuMi büdiriyor: Başvekil B. Tataresko, İspanyada Ö-len iki romen gönüllüaü için yapılan -tini törene diplomasi memurlarının iştirak ettikleri hakkında bir mebusun verdiği sual takririne aşağıdaki cevabı vermiştin "— Bu takrir, gecikmemesi lâzım gelen bir cevab istemektedir. Filhakika bu takrirde bahsedilen vakıalar, hükümetin ittilaına a rze dil mistir. Ben de, hariciye nazır vekili sıfatiyle, derhal bu hususu t.ıl.kı.ıt yapılması hakkında emirler verdim. Bu tahkikatın vereceği neticeler ne (Sonu S. inci sayfada) Romanya Başbakanı B. Tataresko i- ıl. rıı: Yapılarımız ve eşyaları... Geçenlerde devlet mahallesindeki dairelerimizden birinde gördüm: eski Babıâli eşyasj, yeni binama güzel havasını tahrib etmiştir. Takat bir yspn nın güzel olmasındaki faydalar ne ise, onun temiz ve güzel döşenmesindeki faydalar odur, belki daha esaslıdır. İyi döşeniş kötü bir yapıyı kurtarabilir; İA» tü eşyanın tahammül edebileceği biç bir mimari eseri gösterilemez. İyi döşenişin faydaları, besab edilecek kadar da maddidirler: sâyi tanzim etmekti eşyanın kıymeti ne olduğunu frenklers sorunuz. Bu daireden kendim gordugum ıçıa bahsettim: harbiye mektebımo dahi köhne eşya ile dolmuş olduğunu naklettiler. Diğer bazı yapılarımızın da mermer üstünde çığ renkli halılar veya uydurma levhalarla tahrib olunduğunu görmekteyiz. Garibtır ki bizde yapıyı mimar, döşemeyi ise levazım memurları yapar. Halbuki döşemenin ne ince bir sanat olduğunu, kendi evimizin odalarında bir turlu ışın içinden çıkamamış olmakla, hepimiz biliriz. Hayır, yapıyı da, eşyayı da, bahçeleri de sanatkâr yapmalıdır: başka türlü kültür kuramayız. Nihayet yapı yuzbmlere, eşya binlere malolur: tahsisatsızlık asla maıe-ret değildir. Her yapı, eşyası ile birlikte hesab olunmak, ve devlet eşyası için, Ingılterede olduğu gibi, bir mesul makam vücuda getirilmek lâzım. Bu su* retle daireler, elçilikler, muhtelif Ç*//J-ma ve ikamet daireleri için istandard eşya modellerine de vücud vermiş oluruz. Güzel eşya ile eski ve kotu binalar» da oturunuz: her şey kuttur ve zevkinize hürmet eder. Fakat yeni ve güzel binalara eski eşya sokmayınız. Binayı dört duvar telakkisinden kurtaıan cumhuriyet, eşyayı da dört ayak telakkisinden uzaklaştırmalıdır. - Fatay 2 = Politika bahisleri: Norm nedir? Ekonomi Bakanlığı, ekonomik ve hattâ sosyal hayatımız üzerinde derin tesirler yapacak ve umumiyetle, türk cemiyetinin yajama-srna intizam ve ahenk verecek o-lan bir işe el atmıktır. Bu is, Tür-kıyeye norm meihumunu sokmak ve halkı normlaştırılmış madde ve eşyaya alıştırmak gayesini ta-kib eden kanundur. Norm nedir? Bu suale verilecek cevab oldukça güçtür. Mana, isim, işaret, tıp, şekil, madde, muayene ve kontrol usulleri, evsaf ve kapasite muayenesi, teslim şartı, imal tarzı, işletme ve idare usulleri, inşaat ve emniyet şartlan ve saire gibi "yek-nasak losbitler" üzennde müstahsil, tüccar ve müatehlik arasında ikLısadî ihtiyaçlardan hasıl oian konvansiyonlara normlar denir. Çıkartılan normlar müstahsil, tüccar, müstehlik, hükümet ve ilim adamlarrnın, hulâsa bütün alakadarların müşterek çalışmalarının neticesinden çıkan bir anlaşmadır. Umumiyetle norm ışı ya.uız teknik bir iş olarak telâkki edildiği görülüyor- böyle bir teıakki do ,ili delildir. Her ne kadar norr.ılarrn bafjlsf hedefi her isi basitleştirmek ise de, bu gaye daima birçok iktisadi tesirler tevlit eder. Bu netayiç imalâtla, alışta, reklam ve propagandada, işletme ve idarede, muhafazada, yedek parça tedarikinde, makinede, alât edevat gibi birçok şeylerde görülür. Meselâ türk çmıentolarının normlaştırılması ne gibi tesirler yapaLu.r? Çimentoda normun tatbik edilmesi demek Türkiyede i-mal olunacak çimentoların hep muayyen bir veya birkaç terkib üzerinden yapılmaları demektir. Bu böyle olunca, bir mühendisin artık her çimentoya göre ayrı bir harç ve mukavemet hesabı yapmasına lüzum kalmaz. Ve çimentonun normlaştırılması. nihayet inşaat ustalarının dahi değİşmiyen bir malûmatı haline İnkıiâb eder. Bundan başka, bütün inşaat malzemesinin bir memlekette normlara raptolunraası, o memleketin İnşaat tarzı ve mimarideki inkişafı üzerinde de müspet bir te-İr yapar. Şehirden servre, inşaatın bîribirine benzemesini, bîr şehirden bir diğerine giden bir inşaat ustasının yeni işini kolay tanzim etmesini, hattâ, inşaat yaptırmak istiyen mal sahibinin, kendisi bir mühendis olmasa dahi, pa-raslyle alınacak malzeme hakkında çok daha kolay hesablar yapmasını temin eder. Bİr memlekette normların teessüs etmesi, o memlekette umumî kaidelerin ve ahengin teessüs etmesi demektir. Netekim ahlâk normları için de kevfiyet böyledir. Ahlak telakkisindeki ölçülerde anarşi hâkim olunca, hayatın kendisi de anarşi içindedir. Yeni ahlâk normları teessüs ettikten sonradır ki, cemiyet, yeni bir sağlamlık, emniyet ve nizam manzarası arzetmeğe başlar. Fakat biz, gene madde üzerindeki normlaşma işi üzerinde duralım. Normların yarattığı büyük faydalar yalnız büyük sanayi ve ticaret müesseselerine münhasır kalmaz, bu kolaylıklar en u-fak imalâthanelerden en ehe-m i yet* iz hususî ev idarelerine varıncaya kadar kendini gösterir. İş ve sermayede - bilhassa paranın az olduğu bir yerde - her müteahhit, idare ve iş âmiri normlardan istifade ettiği nisbette teşebbüsünde ve tasarruf etmek gayesinde de muvaffak olur. AynılaşLırma fikri mekteplerde başlamalı ve günlük ve me&lek gazeteleri tarafından da bu fikir daima hafızalarda uyanık tutulmalıdır. Normları yapan ve tahakkukunu uîıJe*İne alan her idare, bunla- rın halk tarafından tanınması için icabeden her vasıtadan (malûmat vermek, broşür dağılmak, reklam, sinema ve saire gibi) istifade etmesini bir vazife bilmelidir. Vaazımızı bitirirken şunu ilâve edelıın ki, bizde, eski lonca teşkilâtı kendine göre bir normlaştır-ma iyini geniş bir ölçü üzerinden tatbik etmekte idi. Memleketin yeniden endüstrileşmesi ve istihsal işlerini yeniden ve modern esaslar dahilinde tanzim eylemesi "normlar" meselesini yeniden ortaya atmış bulunmaktadır. Burhan BELGE Gümrüklere gelen mallar Ankara, 17 (A.A.) — Gümrükleri, mize gelmiş bazı r 'Harın ithali hakkında İktİsad Vel:âle;ince varılan prensip kararına dair dünkü bültenimizde neşredilen haberin bazı gazetelerde yanlış izah edildiği görülmüştür. Ehemi-yeti hasebiyle keyfi).t tavzih olunur. Gümrüklerimize 1 - şubat . 1937 tarihinden önce gelmiş bazı mallar vardır. Bir kısım tüccar bunları ya bundan evvelki kontenjan kararnamesi zamanında sipariş ettiğinden veya yanlışlıkla getirdiğinden vc bu yüzden zarara girmekte olduğundan veya mümasil seoeblerden bahsederek vekile, te müracaat etmektedirler. Vekâletin ise, bu kabil ithalât ta. leblerini un umî pıcnrtipe bağlıyarak ha) ve herkes için kabili istifade olmak üzere Anadolu Ajansı ile ilân etmeden tatbik etmemekte olduğu malûmdur. Bu mülahaza ile hareket eden vekâlet bu sefer de vaziyeti tetkik etmiş ve dünkü scıvisimizde bildirilen prensip kararına varmıştır : 1 — Bu mallardan gır kararma bağ. lı A ve M listesine giren malların id-haline müsaad? edilmiyor. 2 — V Uilflumr E»cı. "i»-ıll.»r.n İdhalİnc sağıdaki îlci k.-yıt Tıancm-Te ıı," h.: edilir. a — V listesine dahil olup makine ve sanayi tesisatına taalluk eden maddeler bundan evvel vekâletçe tesbit e-dilmiş olan prensiplere bağlıdır. Bu prensipleri alâkadarlar sanayi umum müdürlüğünden Öğrenebilirler. Bu kabil maddeler ancak bu prensipler esasları dahilinde ithale devam edilebilecektir. b — V listesine dahil mallaıdan hemen hemen tamamı mensucattan ibaret bir kısım pozisyonlar ise milli sanaii yakından alâkadar eden maddelerdir. Bu maddelerin listesi ve her birinden ne miktar ve ne şeraitte ithali kabil o-lacağı da bu prensip karariyle birlikte tesbit edilmiş bulunmaktadır. Alâkalılar bunları da sanayi umum müdürlüğüne ve türkofisleıe müracaatla Öğıenebilirler. U L U S ===== Kayseride dikkate de^er bir dava Kayseri, (Hususi) — Cumhuriyet bayramı dolayısiyle vilayet tarafından verilen pırti balosunda katiyyon makamında bayanlara küçük hediyelerin, piyan ;o tertibi suretiyle, dağıtılması kararlaşraış ve bunun için 100 kadar ufak kârıda numaralar yazılarak balo-daküere dağıtılmıştı. Bu arada eski Emniyet Direktörü Bay Tahir Işık'ın bir bayan namına da bir numara almış olnvısını, madamı iddia h'rsızlıkla tavsif ederek mumaileyhi zanaltına almış ve mahkemeye sevketmişti. Kayseride büyük bir alâka uyandıran bu davanın dün iddia ve müdafaası yapılmış ve neticelenmiştir. Mahkeme, hâdisede sirkat cürmünün her hangi bir unsurunun bulunmaması dolayısiyle B. Tahir Işık'ın beraetine karar vermiştir. Millî Müdafaa Vekilimiz tstanljiıla gitti Milli Müdafaa Vekilimiz Kâzım Özalp dünkü ekspresle lstanbula gitmiştir. Generali İstasyonda şehrimiz-deki bakanlarla mebuslar ve vekâlrt ileri gelenleri uğurlamıştır. Bugün de Nafıa Vekilimizin gitmesi muhtemeldir. 18 - 2 - 1937 Medenî Kanunun hükümlerine aykırı surette evlenenler Bu gibi kimselerin şiddetle cezalandırılması bildirildi ARALARINDA EVLEN -ME AKDİ OLMAKSIZIN EVLENMENİN DİNİ ME-RASİMİNİ YAPTIRAN ERKEK VE KADINLAR İKİ AYDAN ALTI AYA KADAR HAPİS CEZASI GÖRECEKLERDİR. Dahiliye Vekâleti medenî ka nun hükümlerine muhalif olarak evlenenlerle bunları haber vermiy enler hakkında valiliklere bir tamim göndermiştir. Bu mühim tami mi aynen neşrediyoruz: "Tükr Ceza kanununun 237 İnci maddesi : Evlenmeleri kanunen memnu o'an kimselerin memnuiyetlerinî bilerek akidlerini yapan memurlarla bunları evlenmeye sevk eden veli ve vasilere ceza tertip etmekle beraber medeni nikihın yapıldığına dair vesikaları görmeden dinî şekilde nikâh akteden İmam ve sair —Orta mekteb ve liseler- a Memleketimizde 36 lise ve 109 M orta mekteb var aarif Vekâleti Orta Tedrisat Umum Müdürlüğünce tesbit edilen rakamlara güre, memleketimizde 36 lise, 11 muallim mektebi. 109 a TeTÎTÇRHJTI Liselerde 647, muallim mekteblerinde 89. orta mekteblerde 774 Şube acıtmıştır. Liselerin altısı kıs, on üçü erkek, on yedisi muhtelit lisedir. Muallim mehteblerinden beşi kız, altısı erkektir. (Muhtelit muallim mektebi yoktur.) On bir kıs, on dokuz erkek 79 muhtelit orta mekteb meucuddur. Liselerden yirmi dördü yatdı, on ikisi yatısız, muallim mekleblerinin hepsi yatılı, orta mekteblerin dördü yatılı yüz beşi yatısızdır. Yatılıların yekûnu 39, yatısızların 117 dir. Liselerde 263 kadın, 630 erkek, muallim mekteblerinde 89 kadın, 106 erkek, orta mekteblerde 387 kadın 1047 erkek muallim ve gene liselerde 77/5 kız, 26032 erkek, muallim mekteblerinde 3027 kız, 1367 erkek, orta mekteblerde 8887 kıs, 28960 erkek talebe vardır. Kadın muallimler 739, erkek muallimler 1983, hız talebe 19629, erkek talebe 57159 dur. Bütün muallim yekûnu 2722 talebe yekûnu 76788 e baliğ olmaktadır. Liselerde 942 parasız, 3191 paralı, muallim mekteblerinde 2200 parasız, 34 paralı, orta mekteblerde 58 parasız, 281 paralı yatılı talebe mevcuddur. Parasız yatılı talebe 3200, paralı yatılı talebe 3S06 olarak tesbit edilmiştir. İlk izdivaç ilânı Dünyanın en i/ı- Kopenhagd kan Poliüken ga- j — zetesinde okunduğuna göre ingüterc müzesi (Briüsh Muse-unj, dünyada ilk defa inüşar etmiş olan izdivaç ilânını ihtiva eden Manchester VVcckly gazetesinin pek nadir olan 1772 senesi sayılarından birini »atın almıştır. O 'omanlar için ı ilmembir hâdise teşkil eden bu tarzdaki İlâna baş vurmak cüretini gösterip "her itibarla mükemmel" bir koca aramakta olduğunu gazete okurlarına bildirmiş olan Helen Morrison adında bir genç kızdır. Bu ilânın neşri - gazetenin ertesi sayısından Öğrenildiği üzere - bu cüretli kızın tevkif edilerek "zihni melekelerinin tetkika tabi tutulmak maksadiyle" bir tımarhaneye konulman neticesini vermiştir. üstadlara hürmet Pariıte çıkan Les Nouvelles Litteraİ-res'de şu yazıyı okuduk: "Sir Austen Chembcrlain Par i »ten geçerken genç na-urlarsmızdan bîri kendilini kabul etmek te-men" »inde bulunmuştu. Böyle bir ziyaretin ehomiyeti ile âdeta gözleri kama- şan nezaret hademeleri de nazırlarına karşı daha fazla bir saygı göstermeğe baıladılardı. Fakat, ingiliz devlet adamı, yapılacak başka vazifeleri olduğundan bahisle özür dik Uı ve fotoğrafçılar kendisini nazaret kapısı önünde bekler iken, o. gitti, siyasal bilgiler okulunda, bir sıraya oturup, Andrc Siegfried'in dersini dinledi. Ve, bu suretle de, bütün ci.Wun Fransaya karşı göstermekte olduğu itibarın bizim politika adamlarımıza değil, entelektüel üstadlarımıaa müteveccih olduğuna işaret etmiş oldu." Fala inananlar. Uyar ağacı Şayed VVashin gton tabii parkla n ofisine inanmak lâzım gelirse ci -hanın en ihtiyar a£acı - tabiî Ameri-kada - Sequoia milli parkındadır. "General - Sherman • Sequoia" adım taşıyan bu ağaç çam nevindendü; 81 metre 61 santimetre uzunluğundadır; toprak seviyesinde, kutru 26 metre 84 ta nüme t redir. Amerika tabtatoileri bu ağacın bir kaç bin yaşında olduğunu tahmin etmek, tcdirler. Eden - Blum L'Europe Nouvclle dergisi şu kııa fıkrayı neşrediyor: "Tanınmış üç müneccim, 1937 yılında, iki Avrupa memleketinde monarşinin ilân edilceğini haber vermişlerdir. Ve bu kehaneti öğrenen Avusturya kıralî k ta raf darları reîıİ Baron Von Viesner" de hemen Londraya hareket etmiştir.'' Bu asırda, bu gibi kehanetlere inanmadıkça monarşi»! olmak îtıbi] midir? Fransız başbakanının masan üzerinde, zevk ve itina ile cildleomiş eski bir şiir kitabı vardır. Başbakan maddi veya manevi bir bezginlik hissettiği zamanlar bu kitabı açar v« ilk sayfada, gözüne |u cümle ilişir: "Bay Bluma, 1937 için an İyİ dilekleri ile. — Antony Edan" Bunu haber veren fransız gazetesi i-lâve ediyor: "Fransız - ingiliz anlaşman bir şÜr banyoludur.1* rubam memurları cezalandırmakla iktifa etmiş, memnuiyt hilâfına veya medeni nikâh yapmaksızın dinî merasim ic-rası suretüe evlenenler hakkında cezai müeyyide koymamı} idi. Bir çok defa evlenenlere ceza Bu yüzden bir çok kimselerin m. m-nuiyet hilâfına mükerreren kadın aldıkları görülmüştür. Hukukî bir kıymeti olmamakla beraber bu hain devamının aile nizamına iras edeceği zararların şümul vc ehemmiyeti göz Önünde tutularak ve Türk Ceza kanununun bazı maddelerini değiştiren 3038 sayılı kanunla yapılan tadilâtta : Medeni kanun hükümlerine göre evlenmeleri memnu bulunmasına rağmen evlenmiş olanların üç aydan iki seneye ve aralarında evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yaptıran erkek ve kadınların da İki aydan alu aya kadar hapis cezasile cezalandın laca klan kabul edilmiştir. Erkeğin evli bulunması keyfiyeti de şiddet sebebi sayılarak erkek ve erkeğin evli olduğunu büen kadın hakkında a'.u aydan üç seneye kadar hapis cezası tertib o-lunmuştur. Haber vermiyenlere de ceza verilecek* Kanunun bu husustaki hükümlerinin iyi bir surette tatbikinin temini ve iste-rrn gayenin elde edUebümesi için mühür lar, muttali olacakları bu gibi evlenmek ri ihbar İle mükellef tutulmaktadır. Vazifelerinde İhmal gösteren muhtarlar da maddenin son fıkrası mucibince bej liradan yüz liraya kadar ağır para ceza- mm «»«aW»ttftİHta pis cezası da ilâve olunacaktır. Birden fazla evlenmeyi tamamen kaldırmak irin Yukarıya hülâsa edilmiş olan bu hükümler; kanun vaznrun taaddüdü zev-caun memleket içinde her hangi bir şekilde devamına imkân bırakılım yarak bazı aileler araşma yerleşmiş olan orta zamanlara aid bu kötü teamülün de yoK edilmesine büyük bur önem verdiğini göstermektedir. Bu neviden birleşmelerin bilhassa köylerde daha fazla taammüm etmiş olduğu muhakkaktır. İçtimaî bünyenin temelim teşkil eden ailenin düzenini bozmakta olan bu sakim itiyadm tamamen ortadan kaldırılması i-çin muhtarlara vazüelerinin şümul ve e-hemiyetinin anlatılması ve kaymakam ve nahiye müdürleri tarafından devamlı surette takib ve kontrol edilerek ihmali görülenlerin kanunî müeyyidelere şiddetle çarptırılması icabetmekte ve ceza mevzuatımız arasına yeni girmiş olan bu hükümlerin muhtarlarla köylüye münasib şekü vc vasıtalarla anlatılmasının da iyi sonuçlar vereceği umulmaktadır. Gerekenlere tebliğ ve ehemiyetle takibi tamimen rica olunur." Yusuf Reis için yapılan tören istanbul. (Telefonla) — Eski denizcilerden Yılsuf reisin kemikleri bugün Kasunpasada Çöreklik mevkiinden Pi-yaleye nakledilmiştir. Nakil merasiminde deniz bandosu, bir deniz kıtası ve denil gedikli küçük zabit mekubi talebeleri bulunmuştur. Çöreklik mevkiinde bandonun çaldığı İstiklal marşından sonra nutuklar verilmiş, eski denizcinin menkıbeleri anılmış ve sanduka denizcilerimizin ellerinde Piyalede hazırlanan makbere-sine götürülerek defnedilmiştir. ULUS 3 'asm icmali ingiltere - Almanya ¦ I itlcr'in 30 ikinci kânun günü söy- ¦ ¦ Icdiği nutukta Almanya namına ileri sürülen en müsbet taleb sömürgelere taallûk ettiğinden ve İngiltere de hem dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu, hem de eski alman sömürgelerinin bir kısmını tevarüs etmiş bir devlet olduğundan Almanya de temas etmeğe lüzum görmüştür. Bir kaç gün evvel, Almanyanın Londra sefiri ve Führcr'in siyasi müşaviri Von Ribbentrop ingiliz dış bakanı Edcn'in cenubi Fransa'da istirahatta bulunduğundan vekili Lord Ha-lifaks ile görüşmüştür- Ajans telgraflarının bildirdiğine göre, ingiliz - alman görüşmeleri, yalnız sömürgelere, hattâ İngiltere ile Almanya arasındaki münasebetleri alâkndar eden meselelere mün-hasir kalmamış, Avrupa siyasetinin her safhasına temas cdilıruştir. Von Ribbentrop, görüşmelerin gizli kalmasını istediğinden ingiliz gazeteleri, uzun müta-lea yürütmekten çekiniyorlar. Hattâ müzakereye mevzu teşkil eden meselelerin mahiyeti ne olduğu bile eyice anlaşılamıyor. Maamafih fransız - sovyet paktının, orta Avrupa'daki alman akalliyeti, silâhsızlanma, dört senelik iktisadî plân gibi meselelerin bahis mevzuu teşkil ettiği tahmin edilmektedir. Bununla beraber, Halifaks - Ribbentrop müzakerelerinin mihveri. Almanyanın sömürge talebi ve ingilizlerin ona bağlı pördükleri iktisadi plân meselesidir. Dış siyasa ıjltı iılffcrı ıngutcre namına söz söylemeğe en çok salahiyetli olan bakan, bu aralık Londrada bulunmadığından Ribbentrop - Halifaks görüşmeleri ancak bunları takib edecek olan müzakereler için bir başlangıç sayılabilir. Almanyanın ne istediğini sarih surette bilmek bütün dünya için bir merak mevzuu olmuştur. Almanya, geçen sene bu noktalar üzerinde sorulan sualleri cevab-sız bırakmıştır. Binaenaleyh ingiliz - alman görüşmeleri, alman dış siyasasının istikamet ve hedeflerini aarih olarak tayine yardım ederse, barış için faydalı o-lacaktır. Bugün sarih olarak bilinen, Almanyanın sömürge hakkındaki isteğidir. İngilterede bu mesele etrafındaki fikirler şöyle hülasa edilebilir: 1 — Başta Die Hard denilen muhafazakârlar olmak üzere, Almanyaya sömürge verilmesine katı surette aleyhdar olanlar vardır. 2 — Almanyaya da sömürge verilmesini haklı gören kuvvetli bir zümre vardır. Fakat bunların bir kısmı, Alman-yayı bu noktada başkaları hesabına tatmin etmeği İleri sürüyorlar. 3 — Liberaller başta olmak üzere e-hemiyetli bir zümre de sömürge sistemini büsbütün değiştirip zamanın icab-larına göre uydurarak Almanyaya da istismar hakkı vermeğe tarafdardır. Fakat bütün ingiliz efkârının müttefik olduğu bir nokta şudur ki sömürge meselesi, diğer meselelerden ayrı halledilemez. Hiç olmazsa, garb Lokarnosu, deniz silâhlan hakkındaki anlaşmaya benzer bir hava silâhları anlaşması ve belki de Almanyanın milletle rcemiyeti-ne geri dönmesi, bütün bu meseleler, ingilizlerin nazırında, sömürge davasına bağlı bulunuyor. Binaenaleyh Londrada başlayan görüşmelerin arkasında garbi Avrupa devletleri arasındaki münasebetlere yeni bir düzen vermek gibi çek ehemiyetli bir gaye vardır. Bu itibarla Londra müzakerelerini ehemiyetle takib etmek yerinde olur. A. Ş. ESMER Macaristanda Komünist propagandası Budapeşte, 17 (A.A.) — Bir kaç zamana k^dar bütün Macaristanın en mühim madenlerinden olan Füvfkirchen madenleri amelesi ücretlerinin arttırılmasını istemişlerdir. Macenler direksiyonu, esas itibariyle bu talcbleri tat. min etmeğe hazır bulunduğunu bildirmişti. Mamafih, son günlerde bazı ecnebi komünist ajanları maden amelesini umumî grev ilânına teşvik etmişler, dir. Bu greve mukabele etmek üzere müessesenin direktörleri, İhtilâfın halline ' 1ar, madenleri devletin muhafazası altında bırakmağa karar vermişlerdir. Madrid civarında çok kanlı kavgalar oluyor Avüa, 17 (A.A.) — Bir âsi kolu Ar-ganda kasabasına hakim bazı mevziler zabtetmiştir. Diğer bir kol da ecnub istikametinde, milislerin muannidine mukavemeti dolayısiyle güçlükle ilrlemek-tedir. Franko kuvvetleri, bu havalide yüzden fazla cesed gömmüşler ve esir edilen bir çok ecnebi ve ispar.yolu hapsetmişlerdir. Âsilerin taarruzu Avı..i. 17 (A.A.) — Havas Ajansı muhabirinden: General Serrader'un kumandası altında bulunan âsi Avüa fırkası dün Es-kerial mnıtakasında şiddetli bir taarruza geçmiştir. Âsi kollan ileri hareketlerine devam etmektedirler. Milislerin elinde bulunan başlıca giriş noktaları, topçu ateşi altındadır. Geçende âsiler Roblesdo de Chavela önünde hükümetçilerin şiddetli bir hücumunu geri püskürtmüşler dir. Hükümetçiler mukavemet ediyor. Talavera de La Kcına, 17 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Hükümet kuvvetleri Jarama mı makasın da Arganda ile Tajuna arasında â-silerin taarruzlarına mukavemet etmektedirler. Âsiler karış kanş yer kazanmak için mütemadiyen düşmanı hırpalamaktadırlar. Tayyareler, hükümet milislerine büyük zayiat verdirmektedirler. Hükümet kuvvetlerinin hareketi Madrid, 17 (A.A.) — General Miaja, hükümet kuvvetlerinin Madrid ve Jarama cephesinde umumi bir taarruza başlamış olduklarını haber vermektedir. İlk haberler, memnuniyet vericidir. Paris, 17 (A.A.) — Radyo ajansınm Sevilden bildirdiğine göre, general Franko ve deniz kuvvetleri, Marsİlyadan hareket ettiği bildirilen Dobesa gemisini zabtetmişlerdir. Gemi, 1200 ton ağırlığında harb malzemesi ve mühim mikdarda nikel ve bakır yüklü idi. Valensiya hükümeti hesabına seyahat etmekte olan bu geminin i-çindeki eşyanın 30 milyon peseta kıymetinde bulunduğu tahmin edilmektedir. Atmunyu ve gönüllüler meselesi Berlin, 17 (A. A.) — Ademi müdahale komitesi taralından gönüllüler mcseicAİ haKkınüa verilmiş oıan karardan çok cvel Almanya, bu tedbiri almıştır, i*'il vaki Almanya 24 ikıncİKa-nun tarihli bir notasıie İngiltere hükümetine Almanyanın ispanyaya gönüllü gönderilmesini meneden ve aynı zamanda oraya gitmek üzere gönüllü toplanmasını da yasak eden bir kanun hazırlamış olduğunu bildirmiştir. Binaenaleyh böyle bir kanun pek yakında neşredileceği farzedilebilİr. ingutere ve goıiuuuıcr Lonura, 1/ (A.A.j — ıamııyc Mazın, ingiliz maaamatının gerek gönüllü sıiauic, gcick gonullu toplaman maksaüıyic muhasamata iştirak etmek için İspanyaya gideceklere mani olunması hakkında emir aldıklarını bildirmiştir. Matouat, aucuıı ıııuuauajc ıcuııtttet*n ce verilen kararı memnuniyetle karşılamakta, fakat son dakikada bitaraflık prensipini kabul eden Almanya ile 1-talyanın samimiyetinden şüphe etmektedir. Neuws Chroniclc gazetesi, B. Mu-solini ile B. Hitler'in şimdi Franko'nun zaferinden emin bulundukları için itilâfnameye iştiıak etmiş bulunduklarını yazmaktadır. Londra, 17 (A.A.) — Ademi müdahale komitesinin kararını tefsir eden Deyli Telegraf diplomatik muhabiri diyor ki: "Sanıldığına göre Portekiz, kendi hududlarının enternasyonal bir grup tarafından değil, fakat yalnız İngiltere tarafından kontrol edilmesini kabul edecektir. Kontrol sisteminin tatbiki İçin, İspanya hâdisesi ile sıkı alâkası bulunmıyan memleketler delegeleri a-rasından seçilecek müfettişler tayin o- Son muharebede harabolan Ma laganın umumi manzaran lunacak ve bu teşkilâtın merkezi Londrada bulunacaktır. Bu teşkilâta muhtemel olarak bir ingiliz memuru riyaset edecektir. Alman, ingiliz, fransız, İtalya. Sovyet ve Portekiz delegelerinden mürekkeb teknik komite, bu kontrol hakkında bir plân vücuda getirecektir. Alâkadar memleketlere, vize taleb e-denlerin müsbet bir surette seyahat maksadlarını isbat edememeleri takdirinde İspanya için vize verilmemesi tavsiye olunacaktır. İşsizlere ise kati surette vize verilmiyecektir. Hududla-rın umumi kontrolü takdirinde, Sovyetler Birliğinin de balın kontrola iştiraki talebinden vaz geçeceği muhtemel görünmektedir. Fransa lı.ibcıi nasd karşıladı Paris, 17 (A.A.) — Siyasi mahfiller, Londra ademi müdahale komitesince elde edilen neticeden memnun görünmekte, yakın veya uzak bir istikbalde, iki muhasım taraf arasında tavassutta bulunmak teklifini İhtiva eden fransız ve ingiliz projelerinin ikinci kısmının tatbikine başlanabileceğini ümid etmektedirler. Bu mahfiller, Portekiz'in inadında İsrar etmiyeceği kanaatindedirler. Fransa. İspanya hududu gene kapanıyor. Paris, 17 (A.A.) — Hariciye ve dahiliye nezaretleri mütehassısları, lspan- Fransız Kabinesinde tadilât mı var ? Fransız Başbakanı B. Leon Blum Paris, 17 (A.A.) — Salâhiyettar haricî mahfilde dolaşmakta olan şayialara nazaran başvekil pek yakında memleketin malî vaziyetini ve şimdiki kabinede tadilât icrasına tevessül edilmesi hakkında beyanatta bulunmak niyetindedir. ya'ya gitmek üzere gönüllü kayıd ve sevkedilmesini meneden talimatı kaleme almışlardır. Bu talimat, bugün veyahud' yarın, nazırlar meclisi tarafnıdan tasvib edilecektir. öğrenildiğine göre, fransız - ispanyol hududu ameli olaıak kapatılacaktır. PoIİs ve jandarma efradından mürekkeb hususi müfrezeler, bütün yolları taras-sud etmektedirler. Bütün limanlarda ve bütün tayyare meydanlarında buna benzer tedbirler a-lmacaktır . İspanya için gönüllü kaydetmeği teşci eden bütün teşkilâtlara ve bütün vatandaşlara karşı hususî tenkil tedbirleri alınacaktır. İngilterede faşizmle mücadele Londra, 17 (A.A.) — ispanyaya yardım komitesi tarafından tertib edilen bir İşçi toplantısında Lord Harley demiştir ki : "— Sovyetler birliği ile Fransa ve tngilterenin birleşmesi lüzumuna kaniim. Muhtemel bir alman taarruzuna karşı müdafaayı hazırlamak için erkâ-nıharbiyelcrin umumî müzakerelere gi-rişmesİyle işe başlamaklığımız lâzımdır... Haıib. Akdenizi bir " İtalyan gö. lü„ olmaktan kurtarmak için faşizme karşı mücadele açmak icabettiğini beyan etmiştir. fL Ekilen topraklarrnızm artması lâzımdır 7"an da Şevket Süreyya Aydemir, memleketimizin ziraî bünyesi hakkında çok enteresan bir etüt neşretmektedir. Memleket mesahasına nazaran ekilen toprakların mikdarları üzerindeki muhtelif istatistikleri mukayese eden muharririn çıkardığı neticelere göre ekilen topraklarımızın umum topraklarımıza nisbeti 1927 de yüzde 4.86 iken 1934 de 6,32 ve 1936 da yüzde ona çıkmıştır. Bu artıcın kıymet ve ehemiyetinî işaret eden muharrir ekilen topraklar nisbetinin Macaristanda yüzde 60, Ramanyada yüzde 40, Yoguslavyada yüzde 28,3. Çe-koslavakyada yüzde 41, Lehistanda yüzde 47,8, v. s. gibi bize nazaran çok vüksek rakamlar arzettiğini kaydederek, ekilen topraklarımızın verimini artırmaya çalışırken bir yandan da meralarla dağlık, taşlık ve bataklık arazîden tarla yapmak üzere, yeni fetihlerde bulunmak lüzumunu ileri sürüyor. Afrika da 2000 kişi boğuldu Cenub afrikasında şiddetli yağmurlar Kap, 17 (A.A.) — Incomatİ ve Umbcljzi nehirlerinin taşması netice, sinde Mozambik yerlilerinden 2000 kişinin boğulduğu tahmin edilmektedir. Beş feün devam eden şidedtli yağmurlar dolayısiyle Sourencomarques, tecrit edilmiş bir vaziyette kalmıştır. Şimcndüfer ve telgraf hatları bozulmuştur. Felâket hakkında ancak ra-diyo ile kısa haberler verilebilmiştir. Fırtınalara rağmen, uçan tayyareler, mühim hasarlar ve fazla miktarda telefat vukua gelmiş olduğunu bildirmişlerdir. Şimdiye kadar tahmin olunan hasar miktarı, bir milyon ingiliz lirasına baliğ olrnaktadır. Patateslerdeki bit için bir konferans Berlin, 17 (A.A.) — Patates mahsulâtına arız olan bit'e karşı beynelmilel bir mücadele yapılması maksadiyle teşekkül etmiş olan konferans, bugün kü-Şad resmini icra etmiştir. Ziraat nazın B. Becke, bu bit konferansına iştirak etmek üzere, gelmiş olan fransız, Felemenk, Belçika, İsviçre ve Lüksenburg murah-haslanna hoşgcldiniz demiştir. ZİRAİ KALKINMADA ASİLDİR TECRÜBE Son Postada Muhittin Birgen, Türk köyünü yükseltmek için hükümetimizin almakta olduğu tedbirlerin ehemmiyetini kaydettikten sonra, önceden hazırlanan plân ve projelerin, tatbisıtla daima bazı arızalan meydana çıktığını, ve hususiyle zira-atin bünyesi itibarîyle, bu sahadaki çalışmalar için kâğıt üzerinde hazırlanan programların, daha fazla arızalarla karşılaşmıya müsait olduğunu söylüyor, fakat muayyen bir sistem ve kadro ile işe girişildikten sonra plânları, tatbikatın verdiği neticeler* göre tadil ve ıslâh etmek imkânları daima mevcut olduğunu, başlangıçta pek müşkül ve hattâ imkânsız görülen bir çok işlerin de böyle tedrici ve tecrübî bir metodla ileri götürüldüğü takdirde muvaffakİytele başarıldığını anlatarak, ilk önce küçük ölçüde ve tecrübe çalışmalariyle işe başlamanın muvaffakiyeti kolaylaştıracağı ktnaatİni izhar ediyor. • MEKTEP ve DİSİPLİN Kurun'da Hakkı Süha Gezgin, memteplermizde bu gün mevcut disiplini kâfi görmüyor, ve yabancı me-lodların gelişi güzel maaarifimize tatbiki neticesinde mekteplerde idare ve muallim otoritesinin çok zayıflamış olduğunu, bu yüzden talebe arasında muallime ve derslere karşı l.c-yıdsızlık ve İtaatsizliğin arttığını ileri sürerek, daha sıkı bir disiplin tesis edecek daha şiddetli idarî bir nizam yapılmasını temenni ediyor. • ORMAN SEVGİSİ Cümhuriyet'de Peyami Safa, ormanın ancak Cumhuriyet devrinde bir dava haline geldiğini sÖyliyerek. bu mevzua karşı umumî alâkanın memleketimizde git gide artmasından duyduğu sevinci kaydettikten sonra bir noktaya işaret ediyor : topraklarımıza orman tohumunu atmadan Önce, kalplere ağaç sevgisinin tohumlarını atmaya çalışmalıyız. • YANLIŞ ANLAŞILMASIN Kurunda Asım Us,Ana yasamızda son yapılmış olan tadillerin bazı ecnebi mahfellerince yanlış tefsirlere uğramasından şikâyet ederek bir noktayı açıklıyor : Türkiyenin ana yasasına girmiş olan devletçilik prensibi ile mülkiyet hakkı tanımayan devlet sor alizmi nazariyesi arasında büyük farklar vardır, ve bunları bi-ribirine karıştırmak hatâ olur. Türkiyenin devletçiliği tamamiyle ken dine has ve kendi ihtiyaçlanna uygun dur, esas tanılan mülkiyet hakkına aykın bir tarafı yoktur. Köylüyü topraklandırmak içen istimlâk edilecek toprakların bile ancak bedelleri mukabilinde alı.-a cağı hakkında verilmiş olan izahat ua bunun aşikâr bir delilidir. ULUS 19 şubat 1937 cuma 3 ÜNCÜDE- Madrid önünde çarpışmalar devam ediyor on sekizinci YIL. no: 5591 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Atina'da tebliğ neşredildi Selânikte doğduğu evin emrine verilmesi üzerine Atatürk'ün tahassüsleri Reisicumhur Atatürk'e Selanik Belediye Meclisi Reisi tarafından 12 şubat 1937 de aşağıdaki telgraf gönderilmiştir: Yeni Türkiyenin büyük yaratıcısı ve memleketimizin samimî dostunun doğduğu evin hatırasını ebediyen muhafaza etmekle bahtiyar olacak olan doğduğunuz şehrin belediye meclisi derin tazimatının bir nişanesi olarak tarihi evin bugünden itibaren emrinize tevdiine karar vermekle şerefyabtır. Atatürk de cevaben şu telgrafı göndermişlerdir: B. Marcurîu Selanik Belediye Reisi ve Belediye Meclisi reisi — Selanik Doğduğum eu hakkında Selanik Belediye Meclisinin cemitekâr teşebbüsünü bildirmek için bana gönderdiğiniz telgraftan fevkalâde mütehassis oldum. Selanik belediyesinin lütuf kâr düşüncesi beni derin bir tarzda mütehassis etti. Size hararetle teşekkür eder ve bu dostane karan sizinle birlikte ilham etmek lütfünde bulunanların hepsi nezdinde samimî sempatime terceman olmanızı rica eylerim. (A.A.) B ır inşa ışı Ankara Yazan: Pievzad Tandoğan Ankara Valisi Tarihte Ankara: Taıai öncesi kampiarıyle modem şehir, yeni Ankarada olduğu kadar hiç bir yerde birbirine yakın delildir. Şehir hudutlarının bittiği ycrJe, tarih öncesi insanlarının bugüne kadar saklı kalabilmiş iskeletlerinin, eserlerinin, sramik roamu-latmın kcşfolunduğu ' Ahlatlıbel"' sırtları başlar Şehir istasyonunun biraz ilerisindeki orman fidanlığının havuzu bir eski Fi-rikya Höyüğünün içine oyulmuştur. Bu havuzun yeni beton divarlannı saran kalın toprak yığınını, zamanımızdan hiç değilse 3000 yıl evvelki insanlar arkala-riyle taşımışlardır. Bu suretle yeni An-karayı çeviren san stepte bir yeşil ağaç adası yaratılabi'mek için 3000 yıl evvelki hemşehrilerimizin emeği ile bizim a-lın terimiz birbirine karışmıştır. Anka-ramn tarihî profilinde yer alan medeniyetlerle modern İnşa isi, Ankarada kucak kucağa yatar. Binaenaleyh Ankara dünya yüzünde, tarih öncesin den beri meskûn olan en eski tecemmu noktalarından biridir. Bu itibarla Ankara toprağı üstünde evvelâ insan topluluklarının ve sonra şehirliliğin tarihini hiç değilse zamanımızdan tarih öncesi insanlarının ilk kamplarına kadar götürmek icap eder. "Ahlatlıbel1' kampı ile şimdi onun yanında kurulan yeni Ankara arasındaki tarihi sırlar ise, bu yaylada yapılan toprak altı kazıları île kademe kademe aydınlanmaktadır. Bu kazıların en dikkate değer olanlarından birisi Ankaranın şarkındaki "Alişar" höyüğünde yapılmıştır. Burası evvelâ, yontma taş devrinin ilk zamanlarında iskân o'unmuştur. Bu ilk sakinlere aid eserler, bugünkü toprak yüzünden 26-28 metro derinliğinde bulunmuştur, ı Bu ilk eserleri, Tunç ve Bakır devri sakinlerini örten toprak tabakaları üstünde ise ilk Etilerden Osmanlı türkleri-nın sen devirlerine kadar Ankara yay a-sında ya amış bütün medeniyetlerin enkazı tabaka tabaka yaşamaktadır. Her iki Eti devri, Kilikyalılar, Mİdyalıtar. iranlılar. Büyük İskender devri, eski Grek devri. Galatlar. Se'çuklar Ankara yaylasının bu toprak örtüsü altında sıra sıra yatmaktadırlar. Her yeni kazı Ankaranın tarihini bir parça daha eskiye götürmektedir. Yakın vakte kadar avrupalı âlimler, bu şehrin kuruluşunun ancak Firikya'ılara kadar u ayırabiliyorlardı. Halbuki son araştırmalar, bilhassa Etilerİn en büyük merkezi olan Boğazköy'ünde yapılan kazılar, Ankaranın Firikyalılardan önce ve Eti imparatorluğu devrinde de önemli bir m«rkez olduğunu meydana çıkarmaktadır. (Sonu 6. ıncı sayfada) Nafia ve Gümrük İnhisar Vekillerimiz gittiler Nfia vc Gümrük İnhisarlar vekillerimiz BB. Ali Çetinkaya ve Rânâ Tar-han dün akşamki ekspresle Îstanbula gitmişlerdir. Vekillerimizi istasyonda şehrimizdeki vekiller, mebuslar ve vekillikler ileri gelenleri uğurlamıştır. DIŞ BAKANLARI DÖNÜYORLAR Balkan antantının faaliyeti barışı korumagahizmettir z-İtaHp anlaşması Takdir edildi Yunan Başb: kanı B. Metaksas ::td Sancak'tan ayrılan türk nahiyelerinde propaganda yapıyorlar Sancağın statüsü için Pariste ve Cenevrede faaliyet başlıyor alkan antantı ugün saat 11 de hariciye bakanlığında toplanarak tebliği yazmışlar ve akşam üzeri matbuata vermişlerdir. Nazırlar akşam üzeri hususî trenle hareket etmişler vc İstasyonda B. Metaksas ile bütün bakanlar, diplomatlar vc diğer kimseler tarafından selâmlan-mtşlardır, V eriten tebliğ Matbuata aşağıdaki tebliğ verilmiştir: "Balkan antantının daimi konseyi, beşinci içtimaını, İS şubattan 18 şubat 1937 tarihine kadar Atina'da, yugoslav başvekili ve hariciye nazırı ve konseyin bu devresi başkam Ekselans Stoyadi-nt-viç'in riyasetinde akdetmiştir. Daimi konseyin en samimi dostluk havası içinde cereyan eden müzakereleri, dört memleket dış siyasalarını îda- ' re edenler arasındaki tam görüş bir'i-ğini ve Balkan müttel'Kİerinî bağlayan tesanüdü bir kerre daha tesbit ve mü-şahadeye imkân vermiştir Avrupa umumi styaseti Avrupa umumi vazıyetini ve Balkan antantı devletlerini bilhassa alâkadar eden meseleleri derin bir tetkike tabi tutan konsey, Balkan antantının bütün faaliyetini barışın muhafazasına hadim olmak için inkişaf ettirmek arrusunu teyitte müttehîd bulunmuştur. Bu istikamette vaki olacak her gayret Balkan Dr. Aras şefine ziyafetler Atina, 18 (A.A^— Anadolu Ajansının husasrpıuhabiri bildiriyor • Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras şerefine, bugün İngiltere sefaretinde bir öğle yemeği verilmiştir. Atina elçimizin de refikasiyle birlikte iştirak ettiği bu ziyafetten sonra Dr. Aras, sovyet sefaretinin kendi şerefine verdiği Çayda bulunmuştur. Bu çayda, Atina elçimizle refikası ve elçilik erkânı hazır bulunmuşlardır. antantının tam müzaharetine nail olacaktır. Milletler cemiyetine sadık bir surette bağlı bulunan Balkan antantı, bu cemiyetin, müşkül ahval içinde, yük-(Sonu 5. inci sayfada) Istanuuı gazeteleri bugün Suriyede-ki hususi muhabirlerinden aldıkları bazı te.grAlları neşreUuekiedırler. İstanbul munabırirruzın dun telefonla bildirdiği bu haberleri biz de aşağıya koyuyoruz: Halep 16 ( Hususi J — oazeteler hergün siyasi menfilerin affedileceğini ve mtm lekete döneceklerini yazdıkları halde bir türlü siyasî menfiler memlekete av det edememektedirler. Muahede fransa tarafından kati surette tasdik edilme, dikçe siyasî menfilerin memlekete gır., meşine müsaade edılmiycceğı, affın an. cak bu r.aman bahşedileceği söylenmek tedir. Hakikatte ise vaziyet şudur: Mevkii ıkti'l-ı.u.ı bulunan vataniler mevkii iktidarı kaybetmemek için menfilc. rİn avdetine mümanaat etmektedirler. Alevi nuntanusına ilhak etitten nahiyeler Şam lb ^Hususi) — üayır, Bucak Ha-..e nahiyeleri giDİ türk kesafetinin bol olduğu yerlerin mukadderatının konseyce yenıd.n konuşulması hakkın, da ittihaz edilen karar suriyeli ve fransız memurları arasında bir takım yeni faaliyetlerin başlamasına sebeb olmuş, tur. Malûm olduğu üzere Bayır, Bucak mıntakası 921 d:n evvel Sancaktan ayrılarak Alevî mıntakasına ilhak olun. muştu. 926 senesinde bu türk mıntaka-sının tekrar Sancağa ilhakı için karar verilmiş ise de bir türlü tatbikata geçilmiş değildir. Konsey kararı alâkadar, lan harekete sevketmiştir. Memurlar (Sonu S. inci sayfada) Atina'da Balkan antantı basın konferansının toplandığı akademi binası Balkan antantı basın konferansı kapandı Atina, 18 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Dün Öğle üzeri, rahatsızlığını geçiren elen komitesi reisi ve Et-nos direktörü B. Nikolupulos. Kifisya-da Balkan antantı matbuatı konferansı delegeleri şerefine bir ziyafet vermiş, matbuat ve turizm müsteşarının da bulunduğu bu ziyafet gayet neşeli ve çok samimî bir surette geçmiştir. Ziyafet esnasında, Romen, türk ve Yugoslavya delegeleri, matbuatın Batkın antantı eserindeki rolünü tebarüz ettiren nutuklar söylemişlerdir. "Meçhul asker" e çelenk Atina, 18 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Balkan antantı matbuatı konferansındaki muhtelif delegasyon-(Sonu 5. inci sayfada) Fıkra: İsimlerimiz İnhisar müfettişlerinden Abmed, yahut, belediye reisi Mehmed: böyle yaran gazeteler var. Fakat bunların muharrirleri sokakta hiç kimsenin ar-kasından M e b m e d veya Abmed diye bağırmakta değildirler. Sa-dece A h m e d. ya büyük, yahut küçük bir adamdır: biz gazetelerde basit vatandaşlığımızın hakkım istiyoruz. Resmi kâğıdlarda ne Bay. ne Bayan kullanılmayabilir: ancak isimlerimizin sonundaki bey ve hanım yerine bu şe-killeri herhalde bir yerde kullanılmak için kabul etmiş olsak gerektir. Iç tş Bakanının dediği doğrudur: biz hiç bir zaman ne fransızcada Mösyö, ne de ingilizce de Mister olama-mıhtık. Dilden dile adımızın sonundaki bey püskülü ile geçer dururduk. Kendilerini asil zannettirmek için Bey damgasını vizite kartlarının üstüne bastıranlar da az değildi. Artık ne Bey, ne Paşa: kırmızı fesin lakablarından kurtulduk. Nasıl ingiltere Dış Bakanı türkçede Bay Eden ise, Türkiye Dış Bakanı da ingilizcede Mister Aras'dır. Bu münasebetle küçük bı'r fıkra anlatayım: Dostlarımdan biri yazdığı mektubun sonunu Bayan efendiye selâm diye bitiriyordu. Garabeti görüyorsunuz: Muhterem Bayana selâm yazabilirdi. - Fatay Dünkü fıkrada bir hayli yanlış vardı. Birini düzeltmeğe lüzum görüyorum: "Kötü eşyanın tahammül edeceği hîç bir mimari..." sözü kötü eşyaya tahammül edecek hiç bir mimarı...*' olacaktı. ULUS 19 - 2 - 1937 Yeni, eski kitablara teliflere tercümelere dair Gün seçmiyor ki posta, memleketin her tarafmdan, telif veya tercüme, bir iki kitab getirmesin. Yeni harflerimizle tertib olunan eserlerden, çok yakında, yeni bir kütüphane teessüs etmiş oalcasına inanabiliriz. Bu harflerle okumağa başlayıp bu yıl liseyi bitirecek olan gençlere, kendilerinden önceki nesiller, okuyacakları kitnblan hazırlamakta hasis davranmıyorlar. Milletlerin devam ve bekasının sırrı da bunda değil mİdir Dayanışma göbekten göbeğe intikal etmelidir ki milli vatan, milli tarih, kısaca milletin kendisi tekevvün ermiş olsun. Umumî harbta bir kumandan, bir nefere sormuştu: — Vatanın neresidir, senin? — Beledis köyü! Bizim çocukluğumuzda mesnur olan Fmile Faguet, vatan, millet, hürriyet gibi. bazıları için böyle Beledis kövü kadar dar mefhumlu sözleri, izah eden risalecİkler neşrederdi. Bunlardan "Vatan" tekrar elime geçti: "Vatanım, bütün geçmişlerim; tarihim; köyümün çayırlan üzerinden esio bana onun eleklerinden kokular eetiren riiztrâr; gece ağus-tosböceklerİnin havkrnsmplarmı dinlediğim dağ teDesi; ten; ben; hepimiz vatan... vatan, konuştuğumuz d'lin kendisi: büyük ninemin şimdi işitir gibi olduğum sesi; cedlerimin yazdık';*»! ki'ahNr; evimde duvarları süsliven levhalar, kaldırımlar ü-zerine avaklarnm çaroışmı duyduğum asker lotası; mektebe giderken önünden «ertiSimi hatırladığım anıt, vatanrmdır benim..." Vatanı böyle tarif etmek mümkün olduğu gibi. meselâ tarihi de, şu, fars hikâyesindeki üç kelimeye irca etmek kabildir: Doğdular, muz-tarib oldular ve öldüler. Halbuki tarih bu kadar basit bir kronoloji değildir. Larousse basıne-Wnin neşretmekte olduğu "büyük ansiklopedik memento" da Norbert Dufourcq'un tarih ve tarihin mevzuu hakkındaki şu fikirlerini beğenir misiniz? "— Tarih, en geniş ma-nahivle tarif edildikte, geçmişte vu-kubulmuş her tünü hâdiselerin hikâye veva sistematik izah seklindeki i-fadesidir. O. yalnız, milletlerin ve devletlerin âdeta havatİarmm dıs tarafını teşkil eden siyasî ve askerî hâdiselerin tetkikini değil, aynı zamanda heı mil'ete mahsus olan ve onun tekâmül ve tesirini anlatan ahlâkı ve dinî fikMerin, âdetlerin, artistik, edebî ve fennî medenivet şekillerinin bögîsmî de ihtiva eder. Tarih, vakıayı hadis olduğu andan müstakil olarak arayan d'ğer ilimlerin aksine, o-nu zamanmda bulmağa ve hâdiseyi-kendi konkre muhitine yerleştirmeğe mecburdur." Fakat kaydetmeliyiz ki postanın sık sık getirmekte olduğundan bahsettiğimiz yeni eserler arasında La-rousse'un neşriyatı ciddiyetinde o-lanlara rastladığımız nadirdir. Bu nadir eserlerden birkaçını zikredelim: Remzi Kitabevi Andre Gide'İn Şerif Hulusi tarafından tercüme e-dilmiş olan İmmoratİst'i ile Maksim Gorki'nin Mustafa Nihad tarafından dilimize çevrilmiş olan Stepte'sini bu yakınlarda basmıştır. Gide bugün okunan muharrirlerdendir. Gorki, tanımamız lâzımgelen üstadlardan-dır. Fakat, şahsen kendimizi de istisna ctmiyerek, itiraf etmeliyiz ki bu gelişi güzel intihablar neticesinde meydana gelmekte olan tercümeler kütübhanesi kancık, tasnifi ?or. faydası mahdud olmağa mahkûmdur. Buna karşı, münferid teşebbüs ve gayretlerin yekûnu da azımsanaını-yacak kadar büyüktür. Acaba bu münferid teşebbüs ve gayretlere müşterek bir gaye göstermek, yani tercüme «-ditmelerinde u-mumî menfaat görülen tanınmış vc beğenilmiş internasyunal eserlerin bir listesini hazırlayıp ilân etmek doğru olmaz mı? Fransızca büeflierİmiz daha çok olduğu için fransız eserlerinden birkaç misal getirelim: on sekizinci a-sır teliflerinden Manon tercüme edilmiştir. Fakat o asrın en büyük mütefekkirlerinden Voltaire'den. Mon-tesqieu'den. Marivaux"dan. Buffon-dan dilimize hrmen hiç bir şey nakledilmem i *tir. Rouseeau'nun Dide-rot'nun, Stacl'in de hangi eserleri lisanımıza kazandırılmıştır? On dokuzuncu asır muharrirleri hakkında da aynı mütalea doğru değil mirlir? Thiers. Guizot, I. de Maistre. Thicr-rv, Proudhon. Michelet, Tocqueville, Renan. Taine, Darwin, Ribot, hattâ Bercson, hattâ Henri Poincare. bizde eserleriyle değil, ancak isimleriyle tanınmış büyük muharrirler değil-midirler? İmanlar için de, ingi-ve veniler için lıvabiliriz. ;ımız. kendisine ıe vakit ve nasıl - nn atacağını kar,.]-].ıtırdı C,, ne KüItrtTO^g||h.5irjfen. tanmnış eserleri tercüme ettirmek niyetind*' olduğu, çeçen sene. sık sık bahis konusu oluyordu. Gelişi güzel intihablarla yapılmakta olan münferid tercümelerle bu kararı ve o niyeti telif etmenin mümkün olduğunu düşünebiliriz. Yani, Kültür Bakanlığımız dilimize çevrilmelerini muvafık gördüğü enternasyonal değerde eserlerin bir listesini neşredecek ve: "Bunları tercüme ve neşrederseniz istediğim kadarını tercihan alırrrm" diyecek olursa, sanırız ki. iyi niyetler mükâfatlandırılmış ve önceden tasnif edilmiş büyük bir kütübhanenin teessüsüne doğru sağlam bir adım atılmış olacaktır. Geçen gün bir dost Eflatun'un "Devlet veya Cumhuriyet" inİ getirerek beraberce tercüme etmemizi teklif etti. Aristofan'ı, öripid'i. Hero-dot'u. Omiros'u kim tercüme edecekti? Büyük bir binanın kurulması beklenirken onun bütün malzemesinin teker teker geleceğinden emin olmazsanız sizin getireceğiniz kum tanesi - bir kum tanesidir ama - o binanın bir gün tamamlanacağı ümidini size ne dereceye kadar verebilir? Nasuhi BAYDAR Yeni basılan ^ümüş paralar istanbul, 18 (Telefonla) — Yeni bir kanunla basılmakta olan gümüş paraların mikdarı 9 milyon kuruş daha arttırılmıştı. Eski kanuna göre 16 milyon liralık basılacaktı. Darbhane 16 milyon liralık gümüş paranın kesilmesini hazirana kadar bitirecek ve hazirandan sonra da 9 milyon liralık gümüş paranın basılmasına baş-lıyacak. Darbhanede 10. 5, ve 1 kuruşluk nikel paraların basılmasına devam edilmektedir. Bronz 10 paralıkların kalıbı hazırlanmıştır. Yeni on paralıklar 25 kuruşluk gümüş paradan bir milim kadar küçüktür. Bunun bir tarafında on para yazılı diğer tarafında da ay yıldız sembolü ve Türkiye cumhuriyeti yazıeı vardır. On paralıklara ay yıldız bayrağımızdaki gibi konmuştur. Maliye Vekâleti bunu kabul ederse derhal basılmasına b ıslanacaktır. On paralıkların kenarında Türkiye cumhuriyeti remzi yoktur. Yeni köy eğitmenleri Maarif ve Ziraat vekâletleri tarafın dan Eskişehir Çifteler çiftliğinde yc-tiştirı.en 79 köy eğitmenine (yetiştirici manâsında olmak üzere köylü erbaşlara bu ad verilmektedir.) İlâveten Ankara meretz kazasiyle Çıbuk. Polatlı ve Ayaş kazalarından yüz erbaş seçilmekte dır. Bj-ılaı yeni açılacak kurslarda ders göreceler ve çalışmakta olanlar gibi köylerde vazife alacaklardır. KÜÇÜK HABERLER * Halkevi, B. Ercümend Bchzadı rejisör ve Bn. Dürünev'i sahne memuru olarak angaje etmiştir. İki sanatkâr a-matör gençlerin yetiştirilmesi işlerinde çalıştırılacaklardır. * ikinci orta okul müdür ve muallimleri, aralarında fakir talebelere yardım maksadiyle kurdukları sandıkta biriken paralarla, bayramda kimsesiz çocukları sevindirecek' elbise vc ayakkabı almışlar ve dagıUK^Adır.- - * Dahiliye Vekâleti yeni usul üzerine hazırlanan Köy büdce numunelerini vilâyetlere göndermiştir. * Çubuklu gümrük idare memurluğu gümrükler umum müdürlüğünce lağvolunmuştur. * Gümrük tarife kanununun otuzuncu maddesi mucibince tarife tatbiklerinden doğan anlaşmazlıkları halletmek üzere 1937 senesi için İstanbul ticaret ve sanayi odasınca seçilen eksperlerin isimleri alâkalılara bildirilmiştir. Ereğli şirketinin satın alınma kanun projesi hazırlandı Etibank için 1.500.000 liralık fazla tahsisat konuyor İktİsad Vekâleti Ereğli şirketinden alman liman, demiryolu ve madenlerin Kozlu ve Kilimli demiryollarının işletilmesi ve havzadaki deniz işlerinin inhisar altına alınması hakkında bir kanun projesi hazırlamıştır. Vekâlet lâyihanın hazırlanması sebeblerini lâyihada geniş ve etraflı bir şekilde izah etmekte ve "Bunların rasyonel bir şekilde işletilebilmesi, Karadenizin sert ve fırtınalı açıklarında selâmetle başarılması için bu taşıma ve doldurma işlerinde ciddî bir disiplinle hareket edilmesi zaruri görülmüş ve bu sebeble bu lâyiha hazırlanmıştır.,, demektedir. Projeyi ehemiyeti dolayısiyle aynen neşrediyoruz. : 1 — Hükümetle Ereğli şirketi arasında imzalanmış 28 ikinci teşrin 1936 tarihli mukavele mucibince hükümete geçen madenlere, liman ve demiryollarına aid bütün haklar, menfaatler, mülkler, arazi, tesisiyle ve mcvcudlar doğrudan doğruya Eti Bank kanunu mucibince kurulacak müesseseye devredilmiştir. Bu devir muamelesi tapu harcı ve diğer vergi ve resimlerden muaftır. Eti Bank a devir: 2 — Hükümet tarafından işletilmekte olan Kozlu ve Kilimli demiryolları bütün müştemilâtiyle beraber birinci madde mucibince kurulan müesseseye Eti Bank kanunu tarifleri dairesinde devredilmiştir. 3 — Zonguldak limanındaki bütün doldurma ve boşaltma işleri ile Ereğli (dahil) den Filyos (dahil)e kadar havza ağız ve mevkilerinden bu hududlar içinde yapılacak kûmiir ınV.il. doldur- TffiTTeTSJSfl^ ilimi mmiür 'iıı'msı u- lınmıştır. Bu inhisar birinci maddede de bahsoîunan müessese: tarafından işletilir. 4 — Yukardaki maddelerde yazılı işleri yapmak için Eti Bank sermayesine mahsuben tediye edilmek üzere Maliye Vekâletinin 1936 senesi büdcesine 1,500,000 lira tahsisat konulmuştur. 5 — Hükümetle Ereğli şirketi arasında imzalanmış 28 teşrinisani 1936 tarihli mukavele mucibince Ereğli şirketine hazinece ödenecek satınalam bede- li taksitleri tediye yapıldıkça Eti BanM sermayesine mahsub edilir. 6 — Birinci maddede bahsoîunan müessese kömür havzasındaki doldurma teşkilâtında çalıştırılan ve iş birliğinde kayıtlı bulunan kayıkları satın a-Iır. Kayıklarını salmak istiyenler: A: Kayıklarını satmak isteyenler bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde arzuhal ile Zonguldak vilâyetine müracaat ederek bu isteklerini bildirirler. Bir çok şahıslar tarafından tasarruf edilen kayık için verilecek arzuhalin bütün hisse sahihleri veya vekilleri tarafından imzalanması yahud her hissedarın ayrı ayrı arzuhal vermesi lâzımdır. B: Zonguldak vilâyetinde valinin reisliği altında biri kömür havzası fen heyetine dahil mühendisler arasından, biri belediyeden ve diğeri ticaret ve sanayi odasından olmak üzere üç azadan mürekkeb bir komisyon teşkil ve kayıkların kıymetleri bu komisyon tarafından takdir olunur. C: Komisyon kararlarım ekseriyetle ittihaz eder. Reyler müsavi olursa reisin bulunduğu tarafın reyi tercih o-lunur. Bu kararlar hususî bir deftere yazılarak komisyon reisiyle azaları tarafından imzalanır. Kararların birer suretini Zonguldak vilâyeti taraflara tebliğ eder. Karara itiraz Atina üniversitesi 100 yasında Evlenme is ta t ıs t i kterinde hususiyetler Atina üniversitesinin kuruluşu 1836 senesi 31 ikinci kânunda çıkan bir emirnameye istinad etmektedir. Üniversitenin açılış töreni 31 mayısta yapılmıştır. O zaman, sayısı 52 den i-baret olan talebeye ders vermeğe başlamadan rejime sadakat yemini eden profesörlerin sayısı 33 idi. Fakat, üniversitenin hukuk, tababet ve edebiyat şubelerinde her yaştan 75 kadar da dinleyicisi vardı. Bugün Atina üniversitesi talim heyeti 111 profesör ve 62 doçentten mürekkebdir. Bunlar beş yüzü kız olan dört bin gence ders vermektedirler. Atina. 17 nisanda yapılacak olan törene, şimdiden hararetle hazırlanmaktadır. Yüz yıllık üniversite! Elen dostlarımızı şimdiden tebrik edelim. Şoförler olmasaydı l Amerikada yapılan bir istatistiğe göre 1936 senesinde doktorlar, şoförlerin umumi kazancının ancak yarısını kazanabilmîşlerdir. Lynchburg News gazetesi bu haberin altına şu cümleyi ilâve ediyor: — Eğer şoförler ve otomobiller olmasaydı bu kadar da kazanamazlarda Nece konuşuyor? Dünkü gazetelerde Haliçte Van gölü için yapılmakta olan vapurlardan bdhsolunurken: "...evvelâ monte edilecek, sonra demonte edilip..... deniyordu. Türkçe bilmiyenlerin e-linden ne çekiyoruz? Monte ile demonte yi kullanmağa ne lüzum var7 Biz türkler bu mefhumları "takmak,, ve "sökmek,, tabirleriyle karşılarız. Gemi de, iğreti ev gibi, takılır ve sökülür. Herkes türkçesinin noksanını bizzat türkçenİn kusuru olarak kabul ettireceğini zannetmeğe başladığından beri hakikaten garabetlere düşmeye başladık. uykusuzluğun derecesi Uykusuzluktan tabiî türlü şikâyetler edildiğini duymuşsunuzdur. To-peka State Journal'ın bahsettiği şu şikâyeti duymuş muydunuz? "Bir kadın, uykusuzluktan şikâyet ederken diyordu ki: — Uyanmak, kalkmak, İşe başlamak lâzımgeldiği saatte bile gözüme uyku girmiyor'" İngilterede 1935 de yapılmış olan evlenmelere dair dikkatdeğer istatistikler neşredilmiştir. Meselâ 2008 kadın, evlenirken, mukavelenamede yaşlarının zikredilmemesini istemişlerdir. 4356 kadın ve 10.079 erkek de 55 yaşında evlenmişlerdir. Büyük bir gazeteci öldü İngiliz gazetecilerinden Sir Percı-val Philips geçen gün Londrada öldü. Bu zat Daily Mail gazetesinin muhabiri olarak birkaç defa "devri-âlem,, yapmıştı. İki sene kadar evvel, Nortchlİffe House ile bir anlaşmazlık yüzünden gazetesini bırakmış ve Daily Telegraph'a geçmişti ve bu gazete tarafından gönderilmiş olduğu Adis -Ababa'da meşhur petrolcü Rickettin yapmakta olduğu müzakereleri ortaya çıkarmıştı. Kıymetini bilememiş olan Daily Mailden de. Habeşistanda bulunduğu sırada intikam almıştı: Bu gazete, çoktan havadissiz kaldığı muhabirinin nerede bulunduğunu ingiliz elçiliğinden sormuş ve bunu Percival Philips öğrenince, Daily Mail'e şöyle bir telgraf çeltmişti: "— Muhabiriniz burada değilse de ben buradayım.,. D: Tebliğ tarihinden itibaren 15 gün icı'ndc flclısad V. ;..,).. mü.aull* hu UarUr aleyhini 1HHP İMlHUHr. Aleyhine itiraz edilen kararlar tk-tisad Vekâleti deniz müsteşarlığı mütehassıslarından tayin edilen beş kişilik bir heyete tetkik ettirilir. Bu heyetin takdir ettiği kıymet kati olup Zonguldak vilâyeti vasıtasiyle alâkalılara bildirilir. E: Takdir edilen kıymeti beğenmiyen kayık sahihleri kayığı satmaktan feragat edebilir. Kıra ile kayık kullanmak: F: Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten kıymet takdir muameleleri katileşeceğİ tarihe kadar birinci maddede yazılı müessese bu kayıkları, nakledecek beher ton kömür için 3 kuruş i-car bedeli vererek kullanabilir. 7 — İşçİ birliğince vücude getirilmiş olan halen mevcud doldurma boşaltma işleriyle alâkalı tesisler ve vasıtaları birinci maddede yazılı müessese-sc satın alır. Bunların kıymeti altıncı madde mucibince takdir olunur. Müessese, kıymeti bu suretle takdir edilen tesisatın bedelini işçi birliğine öder. ÎŞÇÎ birliği bu bedeli deniz işçlerinden işletme masrafı olarak kesilmiş meblağdan sarfedilmemiş bakiye ile birlikte irad kaydeder.. 8 — Liman, kayık, demiryolu ücretleri ve gemilere verilecek su bedeli birinci maddede yazılı müessese tarafından hazırlanır. Ve tktisad Vekâletince tasdik edilecek tarifelere göre a-lınır. Yeni tarifelerin tasdikine kadar bu kanunun neşri tarihinde tatbik edilmekte olan tarifelerin meriyeti devam eder. Su içleri malzemesi hakkında bir nizamname Dahiliye Vekâleti vilâyetlerde yapılan su tesislerinde kullanılacak çelik boruların taşıma işleri, boru izorasyon-lannın tamiri, tranşenin tanzimi usul ve şekilleri hakkmda bir talimatname hazırlamıştır. ULUS Arab birliği Ayni dili konuşan ve ayni harsın varisi olan milletlerin biribirinİn rmıkadderatiyle alâkadar olmaya basit ması, millî birlik hareketinin başlangıcıdır. Carbte. şimali Afr Icıda Atlas okyanusundan başlayıp ta şarka doğru Iran körfezine kadar uzanan şcrid gibi dar bir mıntaka içindeki milletler arasında böyle bir hareketin başladığına hüknetmek caizdir. Bu arab memleketleri, Atlas okyanusu sahillerindeki Fas müstesna olmak üzere, on dokuzuncu asrın ortalarına kadar osmanlı imparatorlu-; ınun birer cüzünü teşkil ediyorlardı. Önce 1830 senesinde fran-sızlar Cezair'i aldılar. Elli sene sonra da Tunus'u işgal ettiler. Sonra ingilizler Mısıra gitti. 1911 senesinde Fransa "müstakil'* Fas'ı himayesi altına aldı. Ayni sene italyanlar Trablus garbi işgal ettiler. Butun şimali Afrika sahilleri büyük harbten evvel, üç sömürgeci devlet arasında paylaşılmış demekti. Nihayet osmanL imparatorluğunun İn-bıazı üzerine diğer arab memleketleri de Fransa ve ingiltere arasında şu veya bu Şekilde taksim edildi, ingiltere, Irakı, ve Fİlistİni mandası altına aldı. Suriye Fransanın mandası altına geçti. Fransa. İngiltere ve İtalyanın nüfuz mmtakalarını teşkil eden bu memleketlerde bugün, birebirine uymıyan idareler vardır. Fas, Fransa ile İngiltere a-rasında nüfuz mıntakalarına ayrılmıştır. Cezair ve Tunus Fransa tarafından sömürge şeklinde idare ediliyor. Trablus garb italyanın idaresi altındadır. İngiltere Mısıra istiklâl verdi. Fakat dış siyasası kendisine bağb bulunmak ve Süveyş kanalı mıntakası da askeri işgali altında kalmak şartiyle. Irak da aşağı yukarı ayni bağlarla İstiklâline kavuşmuştur. Fransa Suriyede buna benzer bir idare kurmaya çalışıyor. Bu memleketler arasında kendi mukadderatına sahib ve tam müstakil bir Hicaz k.ralbğt vardır, işte arab memleketleri bugün böyle dağınık bir manzara arze-diyor. İngilterenİn Filİstinde bir yahudi yurdu kurmak yolundaki teşebbüsünün n.ıııl bîr nctîee vereceği malûm değildir, ingilizlerin bir çdunaza güdükleri zaman, derhal geri döndükleri görüldüğü gibi, zor bir işi başarmak için inad derecesine t atan metanet ve sebat gösterdikleri de vakidir. Filistinin mukadderatı hakkında bugün tahminde bulunmak zor olmakla beraber, her halde bu memleketle şimdiye kadar takib edilen siyasetin arab birliği hareketini uyandırmak hususunda birinci derecede âmü olduğu söylenebilir. Atlas okyanusundan Iran körfezine kadar bütün arab memleketleri Filİstinde olup bitenleri derin bir alâka ile takib etmektedir. I-rakın alâkasını, o zamanlar dış bakını bulunan Nuri paşanın ağzından Ista-bulda dinledik. Yemen imamı Yahya, Fi-li îtinle beraber olduğunu alenen ilân etmiştir. Hicaz kiralı Iboıssuud. semtisini hiç bîr zaman gizlememiş tir. Kahire de de gün geçmez ki Filistin lehine sokaklarda nümayiş yapılmasın. Fak*t arab birliği hareketinin başka tezahürlerine de şahîd oluyoruz. I U şimdi Mısırın milletler cemiyetine girmesine rehberlik ediyor. Geçenlerde Hicaz kiralı ile Irak hükümeti arasında bir ittifak muahedesi imzalandı. Ve bütün arab memleketleri bu muahedeye iştirake davet edildi. Bir kaçı müstesna oln*.k üzere, diğer ar^b memleketleri, ya henüz sömürge olduklarına, yahud da müstakil olmakla beraber, dış siyasalarına, İstikamet vermekte serbest ol-n--¦' k'..ı ¦ ı göre, bu davete İcabet edemezler. F-kM ne de olsa, böyle bir davet yeni badayan bir hareketin nümayişi savıİMbilir. Fakat arab birliği hareketinin baş-laması demek, bu büyük işin başarılması demek değildir. Coğrayfa itibariyle vt siyasi teşkilât bakıın.ndan bu kauar d: ğınık memleketler ha kı arasında birlik fikirleri çok yavaş inkişaf eder. Fransa, İngiltere ve İtalya bu fikirlerin inkişafına mani olmak noktasında birleşmişlerdir, birik fikirleri etrafında son aylar zarfındaki haıaret. bir dereceye kadar da, İtalyanın ingiltere ve Fransaya gücenerek arablar arasnıda bilhassa Bari rvılyosu vasıtasiyle propaganda f» • ndan ileri gelmişti. İngiliz • i-t—,r "-ntilmen agreementinden sonra Madrid önlerindeki çetin çarpışmalar devam ediyor İki taraftan hiç biri netice alamadı Londra. 18 (A.A.) — Madridden bildiriliyor: Asi tayyare vc bataryalar Madridi şiddetle bombardıman etmişlerdir. Asgari 11 ölü ve 60 kadar yaralı olduğu haber verilmektedir. Belçika elçiliği hasara uğramıştır Asi tavvprelerin e-"tcı iç kadardı. Jarama cephesinin Asiler 7 şubatta bu ooigeüe şıuuetlı bir taarıuza geçerek, Madrid ve Valansiya yolunu kesmişler ve bu, madridde, büyük bir heyecan uyandırmıştır. Asiler muhtelif yeni mevzile elde ederek 14 şubatta Morata dö Tajuna ve Madrid, Alkolo dö Henores yo lunu tehdide başladıkları sırada hükümetçi milisler bv ileri hareketi durdurmuşlardır. 16 şubatta mukaV-bil taarruza geçen milisi sr, 17 şubatta Tajunayı kurtarmışlar ve 5 kilometre ilerliyerek bir âsi mukabil tarruzunu püskürtmüşlerdir. Bu taarruz esnasında âsiler birçok mevzileri terke İcbar edilmişler ve kendilerinden birçok silah ve mühimmat alınmıştır. Madrid'den gelen son haberlere göre tarruzun nasıl bir netice vereceği şimdiden kestirilemezse de. çok zayiat veren âsiler bugün yeniden toplanmak üzere geri çekilmişlerdir. Bu muharebe Madrid Önünde cereyan edenlerin en çetinlerinden hiri olmuştur. Âsilere giiı* Havas'ın Avila muhabiri bildiriyor: Asiler neşrettikleri bir tebliğde dün milisler tarafından yapılan iki taarruzun çok şiddetli olduğunu, fakat bîr netice vermemiş bulunduğunu bildirmektedirler. Saat 5.30 da hükümet bataryaları âsilerin Nacia - Madrid ö-nündeki mevzileri ile Maranosa üzerine Şiddetli bir ateş açmışlar, ve hükümetçi milisler, âsilerin top ve mitralyoz a-teşine rağmen oldukları yerlerden kı-mıldanmamışlardır. Ikİ hükümetçi tank tahrib edilmiştir. Sabahleyin milislerin yeni bir hücum dalgası frankistlerce durdurulmuş, bunlar öğleye doğru Jarama mıntakasında hafifçe ilerliyerek vaziyetlerini düzeltmişlerdir. Son âsi tebliğlerine göre, bu mıntakada milislerin mukavemeti gevşemekte, âsiler İse yavaş fakat emin bir surette ilerlemektedirler. Asiler, Eskorial'e hâkim yeni mevziler zaptettiklerini ve yakında bu yeri zaptı tahmin etmekte olduklarını da bildirmektedirler. Karışmazlık ve gönüllüler meselesi Paris'ten bildiriliyor: Dış Bakanı B. Delbos bakanlar meclisinde karışmazlık meselesi hakkında izahat vermiş ve gönüllülerin ispanyaya gitmek üzere hareket edebilecekleri bütün deniz ve hava limanlarının müessir bir tarzda kontrolünü temin edecek olan birçok kararname ve tamimleri İmzs için cumhur reisine sunmuştur. Her türlü halleri göz önünde tutmakta olan bu kararlar 20 şubat gece yansı meriyete girecektir. Berlinden bildiriliyor: Almanların İspanyaya gönüllü olarak gitmemeleri hakkındaki kanun yabancılara da şamil olacaktır. Bu gibi yabancıların İspanyaya gitmek üzere Aimanyadan geçmeleri veya Aimanyadan çıkmaları yasak edilecektir. Londra'dan bildiriliyor: Gönüllülerin kontrolü projesine karşı Portekizın ileri surmuş olduğu itirazlar etralın-da yapılan konuşmalar, mahsûs derecede ilerlemiştir. ujıaıljuuU yupttgı üir yolculuktan avdet eden bu ingiliz ressamı, orada gördüğü acıklı manzaraları bu şekilde tesbit ediyor. artık Bari radyosunun ağzı tıka..mı. Ur. Bundan sonra da İtalya, İngiltere ve Fransanın bu meselede beraber yürümeleri beklenebilir. İngilizler arablan osmanlı idaresine karşı ayaklandıran miralay Lavrance'e "arablan kurtarmak için nazil olan ingiliz peygamberi" derler. Arablan iyi tanıması lâzun gelen bu "ingiliz peygamberi'', Versailles görüşmeleri sırasında arab birliği için demiş ki: — Böyle bir hareket henüz başlamadı. Fakat başladıktan ancak bir asır sonra başanlabilir. A. Ş. ESMER Fransa'da büyük grevler Paris, 18 (A.A.) — Sochaux'da Pen-geol fabrikalarının 14.000 amelesi grev ilân etmiştir. Bu amele, ücretlerinin yüzde 15 nis-b* tinde arttırılmasını istemektedirler. Grevciler, dün akşam fabrika idare heyetinden dört kişiyi atölyede hapset-nvş'.crdi. Montbe!.#îd preresinin müdahalesi üzerine bunlar, bir müddet sonra serbest bırakılmışlardır. Demir madenlerinde Paris, 18 (A.A.) - Şimal departmanında kâin Enzîn demir madenleri mü'-skalât amelesi, gıev ilân etmiştir. Bu mıntakanın 16.000 amel; si işsiz kal- f.ş'ır. 1 u mmtakanın demiryo'u servisleri normal surette işlemektedir. Yalnız marşandiz servisleri tamamiyle tatil edilmiştir. B Mitler harb felâkettir diyor Berchtcsgaden, 18 (A.A.) — Eski muharib'erin murahhaslarını kabul e-den B. Hit'er, şöyle demiştir: *'— Ayni düşünceyi taşıyoruz Yeni bir harb. bütün milletler için bir felâket olacaktır." Führer şu sözleri ilâve etmiştir: "— Dahili sulh. karıştk'tğa uğradığı takdirde Almanya'da imar işi tehlikeye düşer. Fakat haricî sulh tehdide maruz kaldığı takdirce alman milletinin kendine gelmek için sarfetmekte olduğu muazzam mesaiyi tahrib eder." Sovyetler Birliğimle Puşkin haftası «Ie\anı ediyor Moskova. 18 (AA.) — Bütün sov. yetler biıliğindc puşkin haftası devam etmekte ve her yerde toplantılar, konferanslar ve artistik suvareter tertib o-lunmaktadır. Tiyatroların hemen hemen hepsinin mevzuları puşkinin eserlerine aiddir. Mekteblerdc talebe de puşkin müsam releri tertib etmektedirler. Dün moskovada. büyük Puşkin sergi si merasimle açılmıştır. Hukuk talebeleri yurd içinde yaptıkları seyahatten döndüler Ankara hukuk talebelerinin Bandumat Sömestr tatili münasebetiyle onbeş gün evvel yurd içinde bir tetkik seyahatine çıkan Ankara hukuk U-ultesı talebeleri dünkü trenle lstanbuldan şehrimize dönmüşlerdir. Talebe cemiyeti reisi B. Abdülka-dir'in idaresinde bulunan 30 kişilik kafile Ankaradan ayrıldıktan sonra, Eskişehir, izmit, İstanbul, Mudanya. Bursa. şehidler âbidesine çelenk koyduktan Kütahya. Bandırma, Balıkesir ve Irmi-re uğramışlar ve gene İstanbul yoliyle şehrimize dönmüşlerdir. Seyahat programlarında tmralı adasına uğramak da bulunan genç hukukçularımız, Müdan-yadan vapurla hareket ettikleri ve üç saat da deniz üstünde kaldıkları halde, fırtına yüzünden Adaya çıkamamışlardır. asm icmali Suriye tahrikçileri kendi zararlarına çalışıyorlar Akşamın baş yaz.sı Suriyede şapka ve Türk diline karşı görülen tahrik hareketlerinden aıhsediyor Muharrir, tahrikçilerin doğrudan doğruya cenevreye karşı nümayişi politikaya mugayir buldukları için, he-("efe böyle bilvasıta yollardan yürümek islediklerini kaydederek Fransa gibi nedeni bir memleket memurlarının da medeni bir kisveye karşı açılan bu mücadeleye müzaharat etmelerini pek garip buluyor ve Hatayda tahrikat yoliylo Cenevrenin önümüzdeki konsey içti-maında alacığı kararlar üzerinde müessir olmak isteyenlerin pek yanlış ve çıkmaz bir yol tutmuş olduklarını tebarüz ettirerek diyor ki: "— Bu gibi küçük emellere ne mahal, ne imkân vardır. Bu mesele milletler cemiyeti için . en düşkün zamanında - bir şeref ve haysiyet, hattâ mevcudiyetini kuvvetlendiren bir dava olduğu kadar, Türkiye ile Fransa arasında siyasî istikametler çizen mühim bir hâdise olmuştur. Bu kısa istihale devrinde de davamızın kuvvetine güvendiğimiz kadar Fransanın iyi niyetine de itimadımız vardır. Bu gürültüler, hakkı boğmak, iki devlet arasındaki münasebetleri bozmak, sulhu tehlikeye düşürmek ihtiyenlerin mahiyetini hem Ccnevrcde, htm Parısle ve daha iyi meydana çıkaracağı için 1-jyIiyect k'erimizin doğ -ulu-ğunu bir kat daha tezahür ettirecektir. Bu mezbunane gayretler ancak hâdiselerin azametini gömüyecek kadar kör çalanlara zarar verecektir.'* BULGARİSTAN ve BALKAN ANTANTI KUKUN da Asım Us spordan bckledi-; m... ,11 nc olduğunu araşUrarak, sporu, ne tatil günlerinde bir meydan ctraıın-da gençlere hoşça vakit gcçrıtmck, ne de milyonlarca tu Lan da} içinden b., on dekortmen veya oyuncu yeüşürmck manasında anlamadığımızı, asu gaye kitlenin bedeni kabiliyetlerini yükseltmek olduğunu kaydederek diyor ki: "— O halde sporculukta turk gençliğine vermek istediğimiz vasıf ne olacaktır? Sporun esas beden sağlığıma maddi kuvvet ve mukavemetle ö.çulme-si olduğuna göre sporda en çek ilerlemenin nühek taşı da meselâ bu- imtihan neticesinde muayyen bir zamanda yüz metreyi koşan, veya orta derecede bir atlayış yapan, kendisim on beş dakika su içinde tutabilen, eline aldığı bü-gülleyi, yahud diski mahdud bir mesafeye atabilen gençler adedinin çokluğu olacaktır. Böyle bü imtihanda yüzde en fazla aded çıkaran okul beden terbiyesinde daha ileri gitmiş sayılacaktır. O-kull.ır dışında olan gençler de tabiî olarak bu şekle bir beden terbiyesine tabi tutulacaktır." Muharrir, maarif vekâletinde yalnız spor işleriyle uğraşacak ikinci bir siyasi müsteşarlık kurulacağı hakkındaki haberi kaydederek, istediğimiz spor terbiyesini tesis için bunun en muvaf k usul olacağı kanaatinde bulunuyor. Mısır 111 Milletler Cemi)eline girmesi Londra, 18 (A.A.) — ingiltere hükümeti, Mısır'ın Milletler Cemiyetine girmek için vaki talebini tetkik etmek üzere, mezkûr cemiyet asamblesinin mayıs ayında toplanmasını temin İçin tedbirler almaktadır. MAÇA kızı tefrikamız birkaç güne kadar bitecektir Meşhur Fransız Romancısı Honore de Balzac m Eugenıe Grandet Adlı Romanım Tefrika Ltmıye Başlıyacağız Okuyucularımızın alaka ile takib edeceklerine şüphe etmediğimiz bu güzel eser, dilimize NASUHt B AYDAR tarafından çevrilmiştir. Wa*amatam*a9a*afmtafm — tWI ULUS V 20 şubat 1937 cumartesi 2 İNCİDE-- Motorlu gemi inşasının inkişafı için çalışmalar ON SEKİZİNCİ YIL. No: 5592 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Hatay anayasası için hazırlık Cenevreye gidecek heyet dün İstanbula hareket etti Hatay anayasası için Cenevıeye giden heyetimizm başkanı Dış tşler Bakanlığı Genel Sekreteri B. Numan Menemencioğlu 25 şubatta Cenevrede başlayacak cilan Hatay anayasası ile idare kanunlarına dair müzakerelere türk murahhas heyeti olarak iştirak edecek heyetimiz dün akşam Ankaradan İstanbula hareket etti. İstasyon çok kalabalıktı. Bir çok mebuslarımız, vekâletler üeri gelenleri ve kalabalık bir halk kütlesi heyeti uğurlamaya gelmişti. Heyetimiz şu zevattan mürekkebtir: Baş delege: Dış bakanlık genel sekreteri Numan Rifat Menemencioğlu, Müşavirler: Siyasal bilgiler okulu hukuku esasiye profesörü Ethem Menemencioğlu, İstanbul üniversitesi hukuku esasiye profesörü Ali Fuad, adliye vekâleti hukuk işleri umum müdürü Şinasi Zihnî, genel kurmaydan Şemsettin Altmay, İstanbul merkez bankası müdür muavini Nazif, dış bakanlık genel sekreterlik bürosundan Fatin; Kâtibler: Dış bakanlıktan Abdullah Zeki. Tank Emin, Şemsettin Arif, Adliye vekâleti hususî kalem müdürü Şa-kir. Bugün İstanbula varacak olan heyet pazar günü Cenevreye hareket edeceklerdir. Rns* »tke YARINKİ BAYRAM Falih Rtfht AT AY Yarın Halkevlerinin yıldönümünü kutlıyacağız. Bu münasebetle yeniden 31 ev daha açılacaktır. Türkiyenin her tarafında Halkevi, bir muTıif'tir. Onun içinde hemen inkılâb havası ile temasa girersiniz. Bu ev muhtelif meslek gençliklerinin bir araya toplanmasına, biribirini tanımasrna ve halk yığınları ile anlaşmasına hizmet eder. Cumhuriyet Halk Partisinin şüphesiz en güzel eseri odur. Bir senede dört bucuk milyon kişinin girip çıktığı halkevlerinin, şüphesiz, herkesi ayrı ayrı ilgilendiren birçok cazibeleri vardır. Ancak bütün bu cazibelerin mayası ve özü, fikir gençlikleri arasında inkılâbçı dayanışmayı kuvvetlendirmek ve halka inkılâb terbiyesi vermektir. Yirminci asrın bir inkılâbı fikir, şuur ve karakter üstüne dayanmazsa, onu bir zor kadrosu nihayet ne kadar ayakta tutabilir? Yirminci asrın bir inkılâbı fikir kuvveti tarafından mütemadiyen işlenerek canlılığı ko-runmıyacak olursa, onu kalıp ve klişeler içinde donup katılaşmaktan nasıl menedebiliriz? Bizim inkılâbımız idare şekilleri değiştirmi-yen basitçi ve oportünist bir parti veya hükümet hareketi değildir. Biz bütün şark âleminde bir devre nihayet veriyoruz ve yeni bir devrin baştanbaşa kültürünü tesis ediyoruz. Yani şarkta yeni bir âlem inşa ediyoruz. Bu bir zekâ, ahlâk, şuur, maddî manevî bütün müesseselerinin yepyeni kıymetlerle yeniden yuğuruluş cihadıdır, işte Kemalizm adı altında bu yeni kıymetlerin ve doğurduğu cidallerin hepsini birden murad ediyoruz. Onun terbiye ocaklarından başlı-caları ise halkevleridİr. Halkevlerine hergün daha artan bir ehemiyet vermekte Şeflerimizin ve Partinin hakkı vardır. Anayasada yapılan değişiklik Kamutay müzakerelerinin zabıtlarını aynen neşrediyoruz. Anayasamızda bazı maddelerin değişmesine aid Kamutaydaki yapılan müzakerelerin zabıtlarını bu gün beşinci ve onu takib eden sayfalarımızda aynen bulacaksınız. Millet ve devlet hayatında bir dönüm noktası olan bu celsenin zabıtları tarihî bir vesika değerini taşımaktadır. Müzakerelerin ertesi günü gazetelerimizde eksik veya noksan olarak çıkan bu tafsilâtın asıl metnini okuyucularımız alâka ile okuyacaklardır. Kamutay, bu tarihî celseye a-id zabıtlarım memlekette çıkan bütün gazetelerde aynen neşrini karar altına almıştır. Başvekilimiz B. Celâl Bayarla beraber tetkikler için İzmire gidiyor İstanbul, fTelefonla) — Başvekil ve Celâl Bayar, yarın saat 15 de Ege vapuriylc izmire gideceklerdir. Deniz müsteşarı Saadettin Güney de kendilerine refakat edecektir. Başbakan ve Celâl E yar izmir-de liman işlerini ve ihracat vaziyetini tetkik edeceklerdir. Bu arada izmir deki bütün sınaî müesseseler de gezilecektir. lstanbulda bulunmakta olan vekillerimiz bugün öğleden sonra Dol-mabahçe sarayına giderek başbakan İsmet InÖnü ile görüşmüşlerdir. Hariciye vekilimiz Tevfik Rüştü Aras ve maiyetindeki zevat yarın sabahki trenle Selanikten şehrimize gelmiş olacaklardır. Bugün 12 Sancak'ta muttasıl tahrikler yapıyorlar Suriye davasına hıyanet için hususî kulüpler açıyorlar Antakyanrn güzel vlp Halîp. 19 (Hususî) — Sancaktaki m memurlar ve Suriye organları köylerde I kasabalarda tahrik yapmakla mcşgûl-ı dürler. Bilhassa türklerle türk olmayanların arasını açmak ihtilâflar çıkarmak emelini takib eden bu hareketlerin hedefi Sancağı suriyenin parçası haline koymak için esbabı mucibe hazırlamak caddelerinden biri tadır. Yine bu tahriklere dayanmak üzere Suriye davasına hizmet etmek ve türk-ler aleyhinde tahrikler yapmak için Bey tüllümme kulüpleri açılmaktadır. Evvelki gün Reyhaniyede sureti mahsu-sada tutulmuş adamlar tarafından Bey-tülümme kulübü açtınlmıştır. İngilterenin Silâhlanması Hükümete 400 milyon İngiliz liralık istikraz salâhiyeti verildi Avam kamarasında münakaşalar Avam kamarasında ingiliz silahlanmasının sebeblerini anlatan B. Baldvın Halkevlerinin beşinci kuruluş yıl dönümü Halkevlerinin beşinci kuruluş yıldönümü 21 şubat pazar günü her halkevinde kutlanacaktır. Her yıldönümünde geçen bir Bene İ-cinde halkevi açmak için malzeme ve e-leman hazırlayabilen yurd köşelerinin müracaatları üzerine oralarda yeni halkevleri açmak töresine uyularak bu yıl da 31 yeni halkevi daha açılacaktır. Bu yeni evleri Ankara halkevinde saat 15 te vereceği bir nutukla C. H. P. genel sekreteri B. Şükrü Kaya açacaktır. Halkevleri, 1937 çalışma yılma 167 olarak girmektedirler. Geçen bir yıl içinde 136 halkevinde: 13193 ders. 2829 konferans, 1330 temsil, 1044 konser verilmiş; 1227 köy gezilmiş; 874656 yurddaş okumaya gelmiştir. Bir yıl İçinde halkevlerine gelen yurttaşların sayısı 4 milyonun üstündedir. Not: Yar m ki sayımızda, halkevleri-mizin 936 yılı içindeki verimli çalşma-larını anlatan bir yazımız vardır. B. Baldvin, yapılan itirazlara cevab emnyet ve sulh için silahlandığını ı^ondra, 19 — Dün avam kamarasında silâhlanma meselesi ve tahsisat üzerinde görüşmeler yeniden canlanmıştır. İŞçi mebus'.ardan eski deniz bakanı B. Aleksandr hükümeti, bütün bir nesil i-Çİn ingiliz milletinin hayat standardını azaltan bir kanun kabul etmiş olmakla itham etmiştir. Mebus; İngilterenin si-lâh'anmasımn bütün dünyayı silahlanmaya teşvik ettiğini söylemiştir. Hükümet adına; Lord Inskip bu silâhlanmanın memleketin müdaîaası için yapıldığını söylemiş ve hükümet milletler cemiyetinin nüfuzunu arttırmak yolundaki gayret ve arzusuna işaret etmiştir. İşçi mebus ardan albay Vedgud; İngiltere için tehlikenin Japonyadan değil, Almanyadan geleceğini söylemiş, sosyalist B. Stoffora Krips de Almanyaya şiddetle hücum etmiştir. Liberallerden B. Mandır Ingi'tere ve diğer devletlerin ellerinde sömürge bulundukça, Almanyanın bu sahadaki isteklerinden vaz geçmeyeceğini ifade etmiştir. B. Atli, hükümetin ağır mesuliyet al-(Sonu 4. üncü sayfada) vererek, İngilterenin kollektif söyledi ve proje kabul edildi. Bir hatırlatma Bütün ricalarımıza rağmen, gazetemizde çıkan yazıları, bizden alındığım tasrih etmeden iktibasta devam eden arkadaşlarımıza Ulus'un İsmini otsun zikretmeleri lüzumunu bir kere daha hatırlatırız. Fıkra: Çiçek ve çelenk Ben büsbütün başka türlü düşünüyorum; cenazelere, düğünlere, trende uğurladığınız yolculara, kadın ahbob-larınıza, her fırsatla, mümkün olduğu kadar çiçek ve çelenk yollayınız. Sofranıza, pencerenize, yakanıza, nereye mümkünse her yere çiçek koyunuz, ö-lülerini süprüntü gibi atan, gelinlerini gübre ve benzin kokusu içinde şevke-den çiçeksiz, renksiz, gülüşsüz şark harabelerinden Türkiyeyi büsbütün uzak-laştıralım. Nihayet ölülerimize insan Ölüleri kıymeti vermek, aramızdaki münasebetleri, temasları daha iyileştirmek zamanı gelmiştir. Ne vizita kartı, ne çiçek kullanmayı biliyoruz. Y ^bancılarla temaslarımızda garib şarklı acemiliklerimiz devam etmektedir. Cenazelere çelenk gönderenlerin, eğer henüz teessüs bile etmiyen bu det kalkacak olursa, onların paralarını hayır cemiyetlerine götüreceklerine i-nanmak oldukça garibdir. Bu, olsa olsa, cenaze veya düğünlere hayır cemiyetlerine çelenk parası verildiğine dair makbuz ve vesika gönderilmek, tabut ve otomobilleri bunlarla donatmak gibi bir kaide konulmakla mümkün ohbilir. Meseleye yalnız ticaret tarafından bakanlardan da değiliz: memlekete muhabbet ve nezaketin, vefanın, hatırşi-naslığın, hürmetin güzel âdetlerini benimsetmek, insanlığımızı daba iyi değerlendirmek demektir. - Fatay A ö ulus 20-2-1937 Politika bahisleri ıngı Silahlanıyor Inrili» başvekili Baldvin, yıllardan, beri Ulub «-i... . bar Kayeyi, bugün elde etmiş bulunuyor: İmparatorluğu hem dcuiz nem Lava baluırundao dünyanın en ailâhb devleti kıbnak. 1918 de, İngiltere, galiblerin başında bulunuyordu- Ortada, İngiltere için bir tehlike tenkil edecek her hangi bir devlet mevcud değildi. Pasifistler, bundan kuvvet alarak, eskiden "Amirallik'1 ile "Foreigcn Office" İd başard ğı işle-ri Cenevre'deki milletler cemiyeti'ne havale etmek istediler. 'buahsızsanra*' üavâsı etrafınd-kı Çekişrocicılc gürültüler bu pu.ua sa-katbgını bir müddet için örtebildi. Fakat Llyopya meselesinde, ingiliz gururu ve prestiji derin bir yara aldı. Bu yaranın acısını hem ingiliz efkârı umumiyetine hem Avrupa ya hissettirmek lâzımdı. Baldvin buna. "Home fleet"i Akdeniz e sokmak ile muvaffak oldu. Koca ingiliz filosu, Akdeniz'de ancak bir nümayiş yapmağa muvaffak oldu. Harekete geçemedi. Harekete gecemi y ece g ini ve niçin gvçemıyeceğ.ni butun dünya, açıkça mütalea ve münakaşa etti Baldvin, bu manzaranın İngiltere i-çın ne kaı'zur hazin olduğunu kendi mîlletine anlatmağa muvaffak olmuştu. Muhalefet mevkiinde oturan İşçi partisi de nihayet anladı ki, milletler cemiyeti, azasının kudreti nisb-tİnde kudretli, zaafı nisbetinde zayiftir. Yani, İngiltere, ftilâhlanmalıdır. Fakat bu esnada, Almanya harekete geçti, i i,.ıı im .11 yırttı, Versailles'i yırttı. Dünya, silâhsız logd terenin dün* ya için, ingilizler ise, imparatorluk için en büyük tehlikeyi teşkil ettiğini, bir kerre daha anlamış oldu. İspanya faciasının predesi kalktı. Dünyada dost düşman bağırdı: Sebte boğazı elden gidiyor. Başvekil Bald-vvm. İngİlterenin silâhsız bırakılmasın-daki tehlikeyi bir kerre daha anlatmış oldu. Falc.it, bu üç politika ve mâcad'lc merhalesi esnasında, ingiliz dlplomısisi, hareketsiz kalmamıştı. Avrupnnm barış havasım bulandıran bu tek taraflı hareketlere karşı kendi yeni barış teklifleri, ni yapıyor ve "barışın müdafaacısı' olmak rolünü elden bırakmıyordu. Bir yandan da tngilterenin silahlanmakla olduğu herkese malûın oluyordu. Yalnız, bu silâhlanmanın ne nisbette o-la cağı, henüz bilimniyorda. Bj-.ji, rakamlar ilân edilmiştir, ingiltere, dünyada hiç bir devletin yapamayacağı bir nisbette siiâMınıyor. Beş sene içinde, her hangi bir büyük devletin 5 senelik umumî büdcelerine tekabül eden bir narayı, İngiltere, yalnız silâhlanma iş.ne tahsis edecektir. Ve Baldvvİn, davayı ortaya gayet a-çık ol.ıı. k koymaktan çekinmiyor- Dünya, İngiltere'yi, bir daha silâhsız ve gafil avlayamıyacaktır. Muhalefet lideri soruyor: "— Bu silâhlar dünya barışı için mi, ingiliz barışı için mi? Başvekil cevab veriyor: — Her ikisi için. Bu esnada, yorgunluklarını geçirmek üzere Franıı'da bulunan Eden, memnun olsa gerektir: — Top vc tereyağı.. Biz cîe her ikisini dcı her yerden fazla vc ayni zamanda olarak imal etmek kabildir. ¦ • * İngiltere eskiden, karalan denizden hükmü altına alırdı. Ve bunun İçin de, kendinden sonra gelen iki devletin donanmasına denk gelen bir donanma gezdirirdi. Harbtorrnsı devri, denizleri havanın kontrolü altına verir gibi bir yenilik getirdi. İngiltere şimdi, buna karşı da tedbirlerini alıyor. Silâhlanmak için, normal silâh büd cesî haricinde 400 milyonluk bir İstikrazı (Bizim 14 senelik umumi büdccmizj kendi piyasasında ve kolaylıkla bulun bu süper - devlet, bu karan almıyacaktı, eüer politika İşlerindeki hakemlimi, diğerleri, kabul etmekte devam ermelerdi. Şimdi İngiltere, gene eski ingiltere yani en kuvvetli devlet oluyor, ingiltere nin dostluğu gene itibar kazansa ve bu itibarın aksyonları diplomatik borsa- larda, bugün, bir hayli yükselmiş olsa Görülüyor ki BaJovvio. İmparatorluğa kendi görüşünü kabul etti mu k yani kendirinin doğru bulduğu bir iç ve dış politikayı empoze etmek için, son yılların görünürde İngiltere aleyhine tevcih edilmiş darbelerini mık?mmcl İstismar etmesini bilmiştir. Şimdi arlık, başvekâletten çekilerek gelen hâdiseleri, kabinenin dışından ve kabinenin ü-zerinden temaşa ve kontrol ctm:sîne hiç bir mani yoktur. Baldwin "harb sonrası intnliz kantoyu ** ile yaptığı büyük rmkı deleden muzaffer olarak çakmıştır. Onun büyük rolü asıl, bu olmuştur. Cihan ekonomüc buhranmdan Ottv wa ile; cihan politik buhranından da dünyanın ve tarihin en büyük silâhlanma programı ve tahsisatı ile imparatorluğa kurtarmış olmak, imparatorluğu kurmak Ölçüsünde bir iştir. Burhan BELGE Futbol Federasyonu AsbaHkanlıkları B. Nasuhi Baydar ve Türk Spor Kurumu Merkez Muhasibi B. Cemil Göker futbol federasyonunu takviye ermek m»k-sadiylc kendilerine teklif edilen As- başkanlığı ve azâlığı kabul ettikleri haber alınmıştır. Mahalle aralarındaki Uim Istanbulda kara nakliyatı İstanbul. (Telefonla) — Liman i-daresinin kara nakliyatını da deruhte etmek talebinde bulunması ürerine liman idaresi ile belediye arasında müzakerelere başlanmıştır. Liman idaresi kara nakliyatım yeniden teşkil edeceği bir servisle idare etmek fikrindedir. Belediye esas itibariyle bu fikri kabul cimiştir. Ancak müşterek bir şirket kurulması yahud, yarı resini bir müessese teşkiline taraftardır. Kati karar bayram ertesi verilecektir. 71 K * a Çocuk esirgeme kurumunun yardımları Çocuk Esirgeme Kurumu Genel merkezi tarafından 1.2-1937 tarihinden 15-2.1937 tarihine kadar 2812 çocuka yardım edilmiştir. Bunlardan 318 hasta çocuk ve anne genel merkezin polikinlıklerinde muayene ve tedavi edilmiştir. Ay.ıca diş bakrmı evinde de 315 çocuğun dişleri muayene ve tedavi edilmiş tir. 1600 çocuk ve anne genel merkezin banyolaundan istifade etmiştir. Süt damlasından her gün 96 çocuğa süt verilmiş ve 15 günde yekûn olarak 872 kilo bedava süt tevzi edilmiştir. İlk ckullardaki zayıf çocuklar içn istanbul. (TelefonlaT — Mahalle ve k» açılan aşhaneden her gün 475 çocuğa s:- cadde aralarındaki tarihî kıymeti olmıyan mezarlıklar kaldırılacaktır. Bunun için bir proje hazırlanıyor. Yaz mevsiminde proje tatbika başlanacaktır. | Hukuk İlmini yayma i kurumunun : tertib ettiği seri konferansların : On üçüncüsünü : istanbul avukatlarından B. Ali Haydar özkent i \ I : 20-2-1937 cumartesi günü saat on • beşte Ankara Halkevinde ; verecektir Mevzu: Türkiyede Avukatlık cak öğle yemeği verilmiştir. Yardım için genel merkeze başvuran 8 yoksul yavruya para yardımı yapılmıştır. KURUMA YAPILAN YARDIMLAR Çocuk Esirgeme Kurumundan Mısır maarif nezareti matbuat müdürü Bay B. Celâlettin her bayram oldu gibi bn kurban bayramı için de kimsesiz yavrulara kurumumuz eliyle iki ingiliz Vaams göndermiştir. Bu devamlı şelkat cScridoi.il dolayı kuıumumuz kendilerine teşekkür etmeyi borç bilir. § Arnerikada: Ditroİt şehrindeki va. tandaştanmız kimsesiz yavrulara yardım olmak üz:re kurumumuza 200 dolar teberru etmişlerdir. Vatandaşlarımızın bu candan alâkalarına kurumumuz açık teşekkürlerini ve şükranlannı sunmayı borç bilir. Motorlu gemi inşasının inkişafı için yeni bir proje hazırlandı Gümrük muafiyetleri genişliyor İki ısad Vekâleti devlet müesse seleriyle türk veya türk serrrutyesiy-le kurulmuş şirketler tarafın.lan ta tın alınan buharlı gemilerle memlekette yapılan benzerleri için geti rîlecck eşyanrn gümrük resminden istisnasına dair olan kanunu değişt iren bir kanun projesi hazrılamışlırı Vekâlet projenin hazırlanması se-beblerini mucib sebebler '"yİba-sında şöyle izah etmektedir: "Son seneler içinde bütün dünya denizciliğinde motora karşı dikkate değer bir temayül mevcuttur. Kömürü olmıyan memleketler için bu vaziyet tabiî bir netice olarak kabul edilse bile kömüre sahib memleketlerin de bu temayülden kendilerini kurtaramıyor.') k gün geçdikçc motora doğru gittikleri görülmektedir. Motorlu gemilere karşı alâka Motorlu gemilerin işletme cihazınm bünyede kapladığı yerin küçüklüğa dolayısiyle hacimden, satın alma maddesinin kömüre göre, bazı yerlerde daha ucuz olma- : ve umumi olarak az adam kullanılması vc çok masraflı olan kazan tamirlerine ihtiyaç bulunmaması gibi sebebler yüzünden de işletme masraflarından ehemiyetli nisbette tasarruf elde edilmekte olması ve netice olarak hem nakliye ücretlerinin ve hem de taşınan maddenin maliyet fıatının ucuz-latılabilmesi gibi ekonomik sebebler bu temayülde ehemiyetli bir rol oynamaktadır Dünyanın motora karşı olan bu temayülü k***r*tnda birim de bu hedef üzerinde y¦ rünıckli-imiz ve gerek kara, gerekse denizde motor tekniğini inkişaf ettirerek bunları sevk ve idare e-detnlecek elemanları yetiştirmek zarureti verdir. Bundan dolayı bizim de dünyanın bu temayülüne uymak suretiyle filomuz araanu aynı zamanda motorlu unsurların iltihak edebilmesini temin ve teşvik maksadiyle 3044 numaralı kanunun bazı hükümlerinin tadili için bu proje hazn-lanmışur. „ - - ~,...... uuUıü . . Bir maddeden ibaret bulurun prnjr şudur : "Devlet müesseseleriyle türk veya türk sermayesiyle kurulmuş şirketler tarafından satın alınan buharlı gemilerle memleketle yapılan benzerleri i-çin getirilecek eşyanm gümrük resminden istisnasına dair olan 3044 numaralı Lady Clerk tmuıtiirlük aleyhtarı: Ingillcrenin Fransadaki büyük elçisi Sir John Clerk'in karısı Lady Clerk değerli bir ressam ve heykel -traştır. Paris'te açtığı bir sergide kendisini ziyaret eden bir gazeteciye Lady Clerft şu kısa beyanatı vermiştir : *' — Ben ressamım. Levhalarımı münekkid gözüyle tenkid ediniz. Çünkü hepsi satılıktır ve benim tiksindiğim şey amatörlüktür.,. Sporcular Lady Clcrk'e kulak veriniz. Çin Cumhuriyeti 25 yaşında; Çin'de cumhuriyet ilân edileli, dört gün evvel, tam 25 yıl olmuştur. Bu hâdiseden bahseden bir Avrupa gazetesi, son söz olarak, biliyor musunuz ne diyor? " — Çin hükümet merkezinde, o tarihten beri avrupaldara yasak olan mahalle kalmamıştır.,, Paris'te mücevherci mağazaları i Paris gazeteleri şu haberi veriyorlar: geçen gün tutulan hırsız çetesi Pariate şimdiye kadar tam 200 mücevherci dükkânını «oymuştur. Azçok muhafaza altında bulunmak lâzımgelen mücevherci dükkânlarının iki yüz tanesinin bir tek çeta tarafından soyulduğunu düşününüz. Ve sonra türk polisine dua ediniz. Kaçakçılığın bir başka şekli; Yugoslavya'da Kuşvaç şehri civarındaki köylerden birinde bir a-dam, yıllardanberi Cura çalarak ve bu suretle yol kıyısındaki evlerde o-turanlara âdeta konser vererek şeh -re dönmeyi âdet etmişti. Bu musikişinas gece yolcusundan her nedense şüphelenen gümrük kol-culan, köylünün curasmı yalandan görüp seyretmek hevesine düşmüşler ve şüphelerinde haksız olmadıkları -nı da anlamışlardır: Curanın geniş karnı kaçak tütünle dolu idi. Sinemanın bir tefsiri ; Angolo ormanlarında yaşayan yarı vahşi bir kabilenin acaib âdetleri hakkmda bîr vesika - film çevirmekte olan sefer heyetinin reisi bir cemile olmak üzere, bu kabileye, çektiği filimlerden birini göstermek istemiştir. Perdede birdenbire kendilerini gören yerliler avrupalı heyetin ruhlarını çalmış olduğuna hükmederek, ve aynı zamanda korkarak, düşmanca tavırlar takınmaya haşlamışlar ve hattâ heyetin karargâhını abIoka altına almışlardır. Heyet reisi eski bir filim vermek suretiyle yerlileri ruh hırını iade ettiğine ikna etmek zekâsını göstermiş -b'r. insanlar ve âdetler faslma bunu da kaydediniz.. Altın gül: Altın gül isminin ifade ettiği gibi altından yapdan bir güldür kı. papalar tarafından paskalyanın dördüncü pazar günü takdis edilerek kime tah sis edilmiş ise büyük bîr dinî törenle ona gönderilir. Katolik âleminde birkaç kirala ve ktraliçeye gönderilmiştir. B usefer de, Parİs kuyumcularına ısmarlanmış e -lan allın gül, evlenmesinin kırkıncı yıldönümü dolayısiyle italya kiralı -çesine gönderilecektir. Yeni bir canavar düdüğü: Bütün Avrupa şehirleri, tayyare hücumlarındım korunma hazırlıkla -riyle meşguldürler. Bu hazırlıklar a-rasmda da, icabmda bütün şehir halkınca işitilecek kuvvette cana\ar düdükleri konulnnsı vardır. Faka! şimdiki canavar düdüklerinin sesi kâfi değildir. Bu mühim davayı bir İsveçli mü -hendis halletmiştir: bir otomobile dahi tatbiki kabil olacak kadar küçük olan yeniicad düdük eskilerden on dört defa tiz seslidir ve yapılan t e* -rübelere göre sekiz kilometre uzak, pencere ve kapıları sıkı sıkıya kapalı bir odada uyuyan en a„a- uykulu adamı dahi derhal uy and ıra bilmekte dir. Not; Dünkü »ayımızdaki fıkralarımızdan, Atina üniversitesine aid olanda, üniversiteye devam eden tal.be mik-dan M bin yerine 4 bin olarak çıkmıştır. Düzeltiriz. kanunun birinci maddesindeki (Buhar» lı gemilerle) ibaresi (alelümum deniz, nakil vasıtalariylc) olarak değiştiril* miş ve işbu kanunun ikinci maddesi hükmü kaldırılmıştır.,. Galatada yapılacak yolcu salonu İstanbul, (Telefonla) — Galatada yapılacak olan yolcu salonuna aid projeleri tetkik etmek üzere teşkil edilen jüri heyeti bugün saat 14 de güzel sanatlar akademisinde ilk toplantısını vâlİ, polis müdürü, gümrükler umum müdürü, muhafaza müdürü, deniz yol* lan umum müdürü, güzel sanatlardan mimar profesör Tot. profesör Sırrı, Depj imar müdürü ve liman mimarının huzu-riyle yapılmıştır. Toplantıda mesai programı tesbit edilmiş, idari işleri o teknik hususlar üzerinde çalışacak kentilyonların azalan seçilmiştir. Bu komisyonlar 10 martta raporlarım hazırlamış olacaklardır. 12 martta umumî bir toplantı yapılacak vc esas projeler tesbit edilecektir. Eyüp Belediyesinin güzel bir karan istanbul. (Telefonla) — Keçi eti meselesinin önüne geçmek için belediye esaslı tedbirler aldı. 1 — Mezbahadan keçi eti alanlar tesbit edilecektir. Mezbaha idaresi alâkadar belediye mıntakalarına keçi eti alan esnafı haber vereceklerdir. 2 — Keçi eti satan dükkânlar daimi bir kontrol altınca k^kş-ajBjBjjajaJJajaj dır. 3 — Bu dülclcânlara "burada keçi eti 4 — Keçi etlerinin Uz damgası vurulacaktır. keçi e- HAVA Ankarada bahar havası vardı İstanbul kesif bir sis içinde idi Dün Ankarada bir bahar havası vanj dı. Havanın ılıklığından istifade etmek isteyen halk bahçelere dağılmıştı. Dün en yüksek sühunet sıfırın üstünde 12 dereceye çıkmış, güneşde ise sühunet azami 37 dereceyi bulmuştur. Dün yurdun hiç bir yerinde yağış olma. mış hava Trakya ve cenub Anadolusun-da bulutulu diğer yerlerde açık geçmiş, tir. En düşük sühunet sıfırın altında Erzurum da 10. Kar s ta \A derecedir. En yüksek dereceler sıfırın üstünde Antal ya vc Döıtyolda 18, Adana vc tzmirda 19 dercedir. Istanbulda kesif bir sis İstanbul (Telefonla) — İstanbul* da busabah kesif bir sis görülmüştür. Bu süt 2.5 saat kadar devam etmiş, bu yüzden seyrisefer ve lünandaki faaliyet durmuştur. Birçok gemiler halâ boğazda beklendiktedirler. Kara denizden bu gün saat 12 de gelmesi icabeden Tan vapuru sis yüzünden boğaza girememişi tir. Rusyadan kömür yüklü olarak hareket eden ve busabah boğaz açıkları* na gelen Mariyos vapuru boğazdan içeriye girmek istemiş, fakat Anadolu ka va ;ı önünde karaya oturmuştur. Gemi bin bir müşkülât içinde kendini kurtar# mışsa da, demirlemiş ve yola çıkmamıştır. ULUS 20-2- 1937 Hindistan anayasası Hindittandan gelen telgraflar, 1935 senesinde bu memleket i-cin kabul edilen anayasanın tatbikatına geçilmek üzere bulunduğunu bildiriyor. Hindistanın muhtelif yerlerinde, ezcümle, Bengol'da. Bİhnr'da, Orisa'da seçim nihayetlerimi} ve diğer devletlerde de bütün hararetiyle devam ediyor. Hindistanın her tarafında seçim nihayetlendikten sonra yeni teşkilât ile kurulan iki meclis a-çılacaktır. Hindistan anayasası yeni zaman devlet idareciliğinin en dikkate sayan olan tecrübelerinden biridir. Çünkü bu anayasa, bir memleket için değil, meıahası Avrupa kadar geniş olan, nüfusu bir çok dinlere İnanan ve bir çok diller konuşan bir kıta için idare makanizması kuruyor. Sonra anayasa inkilâbçı değil, anglosakson muhafazakârlığı böyle bir adımın atılmasına mani olmuş. Hındistanda teşekkül eden devletlerin salâhiyetlerini ve prenslerin hukukunu koruyarak bir federasyon kurulmak istenilmiştir. Hindistanın bugünkü teşkilâtı hayli karışıktır. Uç çeşİd idare vardır.: — 1 — fugrudan doğruya İngiltere-nin elinde bulunan hükümetler var-dır ki, bunların adedi on birdir: Dört milyon nüfuslu Sind, iki mil yon nüfuslu şimalî garbi vilâyetleri. Yirmi iki milyon nüfuslu Pancıb, kırk sekiz milyon nüfuslu müttehid vilâyetler. Otuz iki milyon nüfuslu Bih.tr. kırk dokuz milyon nüfuslu Benli .ıl Beş milyon nüfuslu Orisa. On beş milyon nüfuslu orta vilâyetler. On sekiz milyon nüfuslu Bombay. Kırk altı milyon nüfuslu Madras ve dokuz milyon nüfuslu Asam. 2 — Haydarabad ve Kismir gibi prenslere tabi olan hükümetler. 3 — Nepal gibi yan müstakil Hindistan memleketleri. Anayasa bu üç çeşid idareleri bir federasyon idaresi altında toplayor. Federasyonun iki meclisi vardır: 1 — iki yüz altmış azalı devletler konseyi. 2 — Uç yüz yetmiş bes azalı parla- Çok karışık ve her millete temsil hakkı veren bir intîhab usuliyle seçilen birinci meclisin iki yüz altmış azasından yuz elli altısı İngiltereye tabi olan Hindistan tarafından seçilecektir. Diğer azaları Hindistanın geri kalan kısmı intihab edecek, öteki meclisin üç yüz yetmiş beş azasından iki yüz ellisini de gene İngiltere Hîn-distanının mebusları olacak. Yüz yirmi beşini prenslere tabi olan Hindistan ile yarı müstakil Hindistan seçecektir. (federasyon hükümeti, hariciye, müdafaa ve dini meseleler müstesna olmak u/ere diğer işlerde salâhiyet sahibi o'r :»k. Yukarıki üç meseleden bışka şunlar da Hindistan umumi valisinin salâhiyetine bırakılmakLadır. 1 — Hindistanın her yerinde asayişin muhafazası. 2 — Hindistanın mali kredisinin muhafazası. 3 — Hindistan ittihadmı teşkil e-decek devletlerin salâhiyetleri ile a-kalliyet hukukunun korunması. Görülüyor ki, anayasada Hindistan umumi valisine çok geniş salâhiyetler verilmektedir. Ve asayişin muhafazası salâhiyeti valiye her yerde her zaman her işe karışmak salâhiyetini verebilir. Hindistan anayr.sası. Hindistana İstiklâl vermiyor. Hattâ kendi kendini idare salâhiyetini, yani dominiyon vaziyetini bile vermiş oimı-yor. Fakat ne de olsa, devlet idareciliğinde yüksek daha sahibi olduklarını gösteren ingilizlerin, Hindistan gibi, geniş ve karma karışık bir kıta i-çin kurduklar, teşkilâtın tatbiki her tarafta alâka uyandıracaktır. A. Ş. ESMEl Maraş ilbayı B. Cemal Gülen öldü Maraş, 19 (A.A.) — Bir haftadanbe-ri hasta yatmakta olan ilbay S. Cemal Gülen saat 8-20 da vefat etmiştir. Sabık Kıral Alfons Frankoyu tebrik etti Madrid önündeki harbin hâlâ neticesi alınamadı Valladolia. 9 t A.A.) — Franko kuvvetlerinin Jarama cephesinde ileri hareketlerine devam ettikleri bildirilmektedir. Miralay Barron'un kumandasındaki yürüyüş kolları, nehri geçmeğe muvaffak olmuşlardır. Cenub orduları da ilerlemekte devam ederek Almeria müdafileriyle İrtibat tesis etmişlerdir. Asi tayyarelerin faaliyeti Londra, 19 (A.A.) —Royter ajansının Öğrendiğine göre, Frankocu hava kuvvetleri son 24 saat içinde 14 hükümet tayyaresi düşürmüştür. General Miojonun gazetecilere söyledikleri Madrid. 19 (A.A.) — General Ma-jia. dün akşam gazetecileri kabul ederek, yeni kıtalarla takviye edilmiş olan âsi kuvvetlerinin perşembe günü Tarama cephesinde Maramosa mıntakasında şiddetli bir taarruz yapmış olduklarını, fakat bütün hücumlarının akamete uğramış olduğunu bildirmiştir. Generala göre, muharebe, hükümetçilerin lehinde olarak devam etmektedir. Hükümet kuvvetleri, 4 tayyare kaybetmişler, buna mukabil, 7 düşman tayyaresi düşürmüşlerdir. Eski kıral Alfons ve Frankonun tebrik ve teşekkürleri Salamanka. 19 (A.A.) — Geneıal Franko, Malaganın zaptı dolayısiyle, Romada bulunan sabık kıral Al fonsun bir tebrik telgrafı almış, ve cevab olarak eski hükümdara kalbî teşekkürlerini bildirmiştir. Asiler 50 esir aldılar Avila. 19 (A.A.) — HükÜmetçilcre aid iki kamyon, Vasİa Madıfd önüne geldikleri zaman âsilerin ateşine maruz kalmışlardır. Kamyonda bulunan 30 milisten ancak üç tanesi kaçabilmiş-tir. Esir edilenler ve ölenler arasında şimali amcrikahlar da bulunmaktadır. Bunlardan sağ kalanlar Navalkarnero-ya nakledilmişlerdir. Havas ajansı muhabiri Avilada mevkuf Paris, 19 (A.A.) — Parlamentonun hariciye encümeni şimdiye kadar anla-şılamıyan bir sebebten dolayı Avilada tevkif edilen Havas ajansı muhabiri B. Valet Dubanın vaziyetiyle meşgul olmuştur. Encümenin reisi. B J*n Mist-ler. encümen tarafından hükümet nez-dinde bu hususta teşebbüste bulunmağa memur edilmiştir. Gönüllüler meselesi ve İtalya Roma. 19 (A.A.) — Giornale d'Ita-lia gazetesine göre, İspanyaya gönüllü gitmesine mani olmak için hükümet her türlü, tedbirleri almıştır. Karışmazlık Bu ga?ete diyor ki: "Mufassal bir kararname, fransa davasına olan alâkası ne kadar kuvvetli o-lursa olsun hiçbir italyan veya yabancının ispanya işlerine karışmak Üzere İtalyan topraklarını terketmesine müsaade etmiyecektir. Portekizin iştiraki için Lcndra. 19 (A.A.) — Tali ka. rışmazlık komitesi dün akşam toplanmıştır. Toplantısından sonra, bugün porte, kizin kontrol plânına iştirak etmesinin kuvvetle muhtemel olduğu söylenmekte idi, bu hususta derpiş edilen hal çaresine göre hududu kontrol etmekle mükellef olan portekiz memurlarının, yanında ingiliz mümcssilerİ de bulunacaktır. Fransada alınacak kararlar Paris, 19 (A.A.) — Bütün fransız arazisinde İspanya için gönüllü kayde. dilmesin, yasak eden kararname, aynı lamanda sıISfc Mtın alınmasını kolaylaştırabilecek hediyeler verilmesini, te- Sabık Kıral 13 üncü Alfons berrüleıdc bulunmasını d* men etmektedir. Bu.ıjnla beraber, insani makşadlarla yapılacak teberrüat, memnu değildir. İspanyaya gidecek bütün mallar i-çin hususi bir kontrol ihdas edilmiştir. Gönüllüler hakkındaki karar Londra, 19 (A.A.) — Ademî Müdahale Komitesi, gönüllü hakkındaki emrin pazar günü gece yarısı meriyete girmesine karar vermiştir. Portekiz meselesi henüz halledilmemiştir. Paristen gelen bir telgrafa göre boks orta sıklet dünya şampiyonu Marscl Til, bokstan çekilmiş-t i r. Dünya şampiyonluğu ünvant münhaldır. Bu resimde Mar-t ti Til'i bir boks maçından sonra go. rüyorsunuz. Bir italyan zırhlısı battı Atina, 19 (.A.A.) — Erida-no adındaki italyan muavin zırhlısı Antisiter adası civarında batmıştır. Yunan hükümeti kaza mahalline tahlisiye gemileri ve doktor ve ilâç göndermiştir. Gemi mürettebatından biri kaybolmuştur. asm ///////// Fon Nöyrat Viyanaya gidiyor Viyana, 19 (A.A.) — Bütün siyasi mahfiller, von Nöyrat'm yakında Viyanaya yapacağı ziyaret hakkında mü-talealar yürütmektedirler. Viyanada Almanya İle Avusturya arasındaki bütün meseleler, bilhassa B. Şuşnig'in son nutkundanberi aktüali-te haline gelmiş olan kültür meseleleri görüşülecektir. B. von Nöyrat, pazartesi günü buraya gelecektir. Avusturya nazırları i-le yapılacak görüşmeler, bütün salı gününü işgal edecektir. B. von Noyratın ziyaretinin pek yakın bir zamanda yapılacak olmasına rağmen alman gazeteleri. Avusturya-daki ktrallık taraftarlarına şiddetle hücum etmekten geri kalmamaktadılarr. Orta sıklet dünya şampiyonluğu unvanı münhal Karabük fabrikası için gelecek mühendisler İstanbul, (Telefonla) — İngiliz sermayedarları tarafından Karabükte kurulacak olan sanayi fabrikaları işiyle meşgul olmak üzere yüze yakın ingiliz mühendis ve teknisiyeni önümüzdeki hatta içinde Londradan şehrimize gelecektir. Sovyet Erkânı Harbiye • Reisi Rigada Riga. 19 (A.A.)— Sovyet erkânı har. biye reisi mareşal Yegorof, geçen sene mayısında Letonya erkânı harbiye reisi general Hartmanis tarafrından mos-kovaya yapılan ziyarete mukabele olarak buraya gelmiştir. Halkevi sporcuları dün Uludağa gittiler Bayram tadilini bir spor gezisine çıkmak ve i;. ¦ i halkevleri gençleriyle temaslar yapmak için iyi bir fırsat bilen Hal-kevinin spor-cu gençleri, Spor komitesi Başkanı B. Namık ın reisliğinde 11 kifiiık bir kafile ha.-rdo Ankara kulüplerinden bazı üyeie-rin de iştirakiyle Uludağda dağcılık ve kayak sporları yapmaya gitmişlerdir. Uludağa giden sporculardan bir grup Sancak'ta sulh ve sükûnun muhafazası işi ve Türkiye CUMHURİYET teki başyazısında Yunus Nadi, milli menfaatlerinden habersiz bazı Suriyelilerin, Hatay anlaşmasını bozmak için harcadıkları gayretleri ve bu arada bir şiddet hareketine müracaat yoliyle bu anlaşmayı suya düşürmek hususundaki çalışmaları ve bunlara fransız sömürge memurlarının da mu taharet etmelerini mevzuu bahis e-derek bir noktaya işaret ediyor: ¦— Sancakta İka edilebilecek uygunsuzlukları müştereken bertaraf etmek mevkiinde bulunduğumuzdan icabında Türkiyenin oraya aid vazifelerini gereği gibi ifa etmek suretiyle Fran-saya filî müzaharetınin azami derecesini göstereceğini şimdiden temin e-debiliriz. Metropol Fransasının sözlerini dinlomryecek fransız memurlarının doğru yola sevkedileceklcri artık bundan sonra en u.'ak şüpheden varile sayılacak bir surette muhakkak ve katidir." Muharrir, bundan sonra lllustration mecmuasında general Grandcourt tarafından yazılmış bir yazıda. Sancakta türk hakimiyetinin muhtelif unsurlar a-rasında kavgaları mucib olmasından İzhar ettiği endişelerin ne derece yersiz olduğunu isbat için mazinin misallerini zikrediyor ve yalnız Sancağın değil, fakat en ihtilaflı ve karışık yerlerin bile turk idaresi altında daima sulh ve sükûn içinde ve en büyük bir müsamaha ile idare edilmiş olduğunu hatırlatıyor.** • ORMAN KANUNU CUMHURİYET te Peyami Safa, Is-tan bul da bazi kimseler ve bu arlıda r«* mi memurlar tarafından ağaç kesilmesi vakalarını zikrederek bütün bu gibi tecavüzlere nihayet verecek şiddetli hükümleri haiz bir orman kanunu çıkarmanın lüzumuna işaret ediyor. Sayın meslekdaşanız, acaba bu kanunun, daha geçen hafta Kamutaydan çıkmış olduğundan habersiz midir? • ORTA TAHSİL SON POSTA'da Sadri Ertem, Hakkı 5uhanın geçen gün Kurunda yazmış olduğu, ve orta tahsilin paralı olmasını istiyen makaleye cevab vererek, böyle bir tedbirin doğru olmadığım ve asla hatıra gelemiyeceğini, kültürü muayyen bir oligarşinin istifadesine münhasır bir şekilde tahdid etmenin çok mahzurlu olduğunu söyliyerek, hattâ bugün ancak nüfusumuzdan 2.S milyonuna a-çık bulunan orta tahsilin 17 milyona teşmili lüzumunu ileri sürüyor, ve asıl gerekli olan cihetin talebeyi eahdîd etmek değil mekteb mikdarını arttırmak olduğunu kaydediyor. • ISTAN BULUN BAKIMI SONPOSTA'da Istanbula dair imzasız makaleler yazan muharrir. Akşamda Akşamcı imzasiyle çıkan yazıda Istanbulun bakımsızlığına dair ileri sürülen iddiaları red ederek, son elli yıl İçinde hiç bir zaman Istanbu-lun bu on sene zarfında olduğu kadar eyi bakılmış, olmadığında ısrar ediyor ve bu arada Istanbulun aydınlatılması işinde bu zaman zarfında elde edilmif olan büyük başarıları anlatıyor. MAÇA KIZI tefrikamız birkaç güne kadar biteceklir Meşhur Fransız Romancısı Honore de Balzac'ın Eugenie Grandet Adlı Romanını Tefrika Etmiye Başlıyacağız Okuyucularımızın alâka ile takib edeceklerine şüphe etmediğimiz bu güzel eser, dilimize NASUHİ BAY DAR tarafından çevrilmiştir. ULUS 21 ŞUBAT 1937 PAZ\R Bugün 5 üıci ve altıncıda Halkevlerinin çalışmaları ON SEKİZİNCİ YIL. No: 5593 ADIMIZ, ANDIMlZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Bugün 31 Halkevi açılıyor Atatürkün başkanlığında bir toplantı yapıldı Halay için Cenevreye giden heyet başkanı Büyük Şefin irade ve talimatlarım aldı İstanbul, 20 (A.A.) — Hariciye vekili Dr. Aras, bu sabahki ekspresle A-tina'dan şehrimize dönmüş ve istasyonda cumhurreİsi başyaveri B. Celâl, vali B. Ustündağ, polis müdürü vc birçok zevat tarafından karşılanmıştır. Hariciye vekili Dr. Aras ile Hatay isi için Cenevre'ye gitmek üzere Ankaradan gelen hariciye umumî kâtibi Numan Menemencioğlu, başvekil İsmet tnönünü ziyaret ederek nez-dinde bir müddet çalışmışlardır. Başvekil, hariciye vekili ve kâtibi umumisi bu çalışmadan sonra Atatürk'ün riyaset ettiği, ekser vekillerin de hazır bulundukları bu içtimaa iştirak ederek büyük Şefe mesaileri hakkında malûmat arzetmış ve yüksek irade ve talimatlarını almışlardır. Cumhurreisinin riyaset ettiği bu Büyük defimiz Atatürk içtima, 3 saatten fazla sürmüştür. Başvekil ve Iktisad Vekili izmire gittiler istanbul, 20 (Telefonla) — Dol-mabahçede yapılan toplantıdan sonra başvekil İsmet İnönü, Iktisad vekili Celâl Bayar refakatlerinde kalemi mahsus müdüılen, deniz müsteşarı B. Sadullah Güney, limanlar u-nıum müdürü B. İbrahim ve izmir liman müdürü B. Haşmet olduğu halde Ege vapuriyle izmire hareket etmişlerdir. Başvekil ismet İnönü ile B. Celâl Bayan Galata rıhtımmda Atatürk namına başyaver B. Celâl ve şehrimizde bulunan dahiliye hariciye, nafıa, milli müdafaa, ziraat, gümrük ve inhisarlar vekilleri bir çok saylavlar valİ vilâyet erkânı u-ğurladılar. Rıhtımda biriken halk büyük tezahürat yaptı. Ve başvekilimizi alkışladı. İsmet inönü ve B. Celâl Bayar Iz-rairin liman işlerini, ihracat vaziyetini tetkik edecekler ve bir kaç gün kaldıktan sonra İstanbula döneceklerdir. Başbetke İNKILAIS ItKBİYESÎ F. Rtfhı Af At Bir rejim, kenaı yasaları üstünde yeni bir ahlak ve tıkır disiplini kurmakla ve onu vatanın canlı unsurlarına maletmekıe devam ve inkişat bulabilir. Bir rejimin canlılığını menli lere değil, mus-bet'iere banarak muhakeme euınız. Bütün mukavemetler sinmiş olsa bile, kendi kuvvetlerini yaratmı-yan, tensik etmıyen, şuurlandır-mıyan inkılâb iktidarlarının sonu nasıl biteceği bilinmez. Yeni kuvvet kaynağını, terbiyesini sizin vereceğiniz gençlikle, saf halk mayasından gayri nerede arıyacaKsı-nız? Arkanızdan gelen nesilleri nasıl yetiştirdinizse, en geç bir asrın dörtte biri içinde, memleketin talii öyle taayyün edecektir. Politika terbiyesi esastır: bütün mesleklerin ilk fazileti bu terbiyeyi almış olmaktır. Bir mühendisin, veya bir mimarın yahut bir iktısadcının anayasa prensiplerini tarif etmek kendi vazifeleri olmadığı hakkındaki iddialarını yalnız reddetmekle kalmayınız, asla affetmeyiniz. İşte bu politika terbiyesinin hakiki ocakları olarak Halkevlerinin artmasını ve kuvvetlenmesini istiyoruz. Bütün meslek gençleri, hepsi, onların çatısı altında, inkılâb politikası terbiyesine, en aşağı, meslek bilgileri kadar ehemiyet vererek, ve gene o çatı altında, kendilerini halk hizmetlerine vakfederek, cumhuriyet vatandaşlığı vazifelerini yapmış olurlar: Diğer tekmil vazifeler bundan sonra gelir; yahut bununla kıymetlenir. Bizi inkâr eden cihana karşı büyük bir dava peşindeyiz: her başarımız, milli gururu yükselten bir zafer hükmündedir. Fakat en büyük zaferimizin bu memlekette inkılâbı ve onun müesseselerini yerleştirmek, durlaştırmak, vicdan ve tefekkür hürriyetini müdafaa etmek olduğunu unutmıyalım. Bu yolda el ve işbirliği etmemizi mümkün kılan Halkevlerini aeve-lim ve kuvvetlendirelim. Acisababada Habeşler bombalarla mareşal Grazianiye suikast yaptılar Graziani haüf, yanındakiler ağır surette yaralandılar Habeşistan Umumi Valisi Mareşal Graziani Bir hatırlatma Bütün ricalarımıza rağmen, gazetemizde çıkan yazıları, bizden altndtğtnı tasrih etmeden iktibasta devam eden arkadaşlarımıza Ulus'un ismini olsun zikretmeleri lüzumunu bir kere daha hatırlatırız. Roma, 20 (A.A.) — Resmi italyan mahfilleri dün öğle zamanı Adisababa'-da yerliler tarafından el bombalariyle umumî vali mareşal Graziani'ye yapılan suikasdden dolayı büyük bir teessür duymaktadırlar. Suikasd neticesinde mareşal hafifçe yaralanmış, fakat general Liotta ile yerli eşraftan bir kaç kişi ve bunların arasında bulunan Kıptı kilisesi reisi başpa. pas Cvrillc ağır surette yaralanmışlar-dıı .... ıı.-, 20 (A.A.) — Royter Ajansı bildiriyor: Adisababadan gelen telgraflar sansüre tâbi tutulmakta olduğundan bu şehirde mareşal Grazİani'nin hayatına karşı yapılan suikasd hakkında tafsilât alınamamıştır. Adisababa'da birçok kimselerin tevkif edildiği zannedilmektedir. Tevki* edilenlerden birçoğu, yerliler üzerinde tesir bırakmak için tertib edilen ve hususi merasimle açılan alenî davaya dahil değildir. Cürümleri sabit olanlar kurşuna dirileceklerdir. Addis - Abeba sokaklarından birinde Mareşal Grazİaninin habeşler tarafından atılan bombalarla hafif surette yaralandığı hakkındaki haber, birkaç satırla öğleyin çıkan gazetelerin sayı-falarının alt kısmında neşredilmiştir. Bu haber, italyanları hayrete düşürmüştür. Çünkü Ras Destanın kumandası altında isyan eden ufak bir kısım yerliden maada bütün habeşlerin italyan rejimine alışmış oldukları zannedilmekte idi. Mütearrızların bombalarla nasıl olup da Mareşala yaklaşabildikleri merak edilmektedir. General Liottanın yaraları ağırdır. Ankara Halk evi binası Halkevleri kuruluşunun 5 inci yd dönümü Halkevlerinin sayısı bugün açılacaklarla beraber 767 yi buldu B. Şükrü Kaya Halkevinde bir söylev verecek Halkevlerinin 9 şubesini gösteren işaret Dil, Edebiyat ve Tatrih Ar - Temsil - Halk dersane-leri - ve kursalar - Kitablar yayın - köycülük - Müze ve sergi • sosyal yardım - Spor Bugün Halkevleri kuruluşunun beşinci yıldönümüdür. Memleketin sosyal ve kültürel hayatında büyük mevkii olan Halkevlerinin bu yıldönümü An-karada olduğu gibi bütün memlekette de büyük törenle kutlanacaktır. İlk halkevlerinin 14 ü 1932 senesinin 19 şubatında açılmış ve bu mikdar aynı sene içinde 34 e çıkmıştır. 1933 de 21, 1934 de 25, 1935 de 23, 1936 da 33 ev daha açılmış ve halkevlerinin sayısı 136 yı bulmuştur. Bugün açılacak 31 evle halkevlerimiz 167 ye yükselecektir. Bugün Ankara halkevinde saat 15 de bir tören yapılacaktır. Törene Cumhur başkanlığı orkestrasının çalacağı istiklâl marşı ile başlanacaktır. Bundan sonra İç bakanı ve Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreteri B. Şükrü Kaya tarafından bir konferans verilecektir. B. Şükrü Kaya dün akşamki ekipresle lstanbuldan Ankaraya hareket etmiştir. Bundan sonra B. Nafİ Kansu Halkevlerinin çalışmalarına dair bir İzah nutku verecektir. B. Beheçt Kemal Halkevi çocuğu şirini söyliye-cek ve konserler verilecektir Konseri Y. Sururinin yazdığı ve Sadettin Eren. Avni Uzlar'm oynattığı Karanlıktan aydınlığa isimli bir perdelik kukla takib edecktir. Kukladan sonra gene konser ve milli musiki ve karagöz vardır. Programın dördüncü kısmını Şa-kispirin Venedik taciri ismindeki uç perdelik piyesi teşkil etmektedir. B. Antonesko Belgratda Romen Dış Bakanı B. AntonesKo Bclgrad, 20 (A.A.) Yugoslavya Başbakanı Stoyadinoviç ile Romanya Hariciye Nazın Antonesko Atina'dan dönmüşlerdir. Antonesko burada 24 sa- (Sonu 3. üncü sayfada) Fıkı Tezadlar Sırt ve sırık hamallığının kaldırılması hakkındaki emir üzerine istanbul gazetelerinden biri sırık ve sırt hamallarının fikrini sormuştur. Bunlar, hiç şüphesiz, lstanbulda her türlü şartların sırt ve sırık hamallığını zaruri kılmakta olduğunu söylemişlerdir. Ankara'da ise muharrirler, sırt ve sırık hamallarının fikrini soracakları yerde, vali sırt ve sırık hamallığını kaldırıvermiştir. Anyı arkadaşımızda bu havadisin yanında belediyenin lstanbulda eşekle nakliyatı menedeceği havadisi vardır. Acaba niçin? Eşeğe daha fazla mı acıyoruz? Yoksa eşekler, yoldan gelip geçenleri sırıklardan daha fazla mı rahatsız ediyorlar.' Veya yüklü bir eşeğin manzarası, sırtında kulübe büyüklüğü eşya taşıyan insan manzarasından daha mı çirkindir? Aynı sayfada üçüncü bir haber bize bildiriliyor ki bundan sonra istanbul mezbahasında kesilen hayvanlar e-lektrikle şişirîlecekmiş! Bir tarafta' kesilip elektrikle şişirilen, diğer tarafta insana yükletilip kurban edilmek ürere evlere taşınan koyun! İntikal zamanlarının tabii tezad-lan! - Fatay Politika bahisleri Cezayir-Fransa Sömürgesi* memleketler, sömürge sahibi memleketlerden sömürge istemekte devam ediyorlar. Fakat brr yandan da, sömürge terdeki halkı istiklâle teşvik eyüyorlar. Sömürge sahibi memMretrer bu makaslama tazyik karşısında, sömürgelerindekî halka kaışı daha cömerd davranmaktan ve onlara şimdiye kadar vermedikleri haklarm bir kısmını vermekten başka bir çare göremiyorlar. Ve bu, sömürge!erdeki halkı şimdilik tatmin ediyor. İngiltere, kendine ba«b tomaklara karşı bu müsamahalı görüş'*n önce dominyonları, daha sonra Ir-Un-Svı, en sonra da tl'ncfistan, Irak v*? Mısır'ı e*ifade ettirdi. Arkasından, Fransa, aynı isi ikamette yürmeye bas'adı. Suriye üzerinden mandan kzUnrmak istedi. Fakat bunu o k*dar f™% bir ş*kiWe yaptı ki, neticeden ne Suriyeli, ne I la'avlı. ne Türk ne de Fransız memnun kakk. ŞîmcE de Cezayir için bir karar vermek üzeredir. Bu karara nazaran, Cezayir Fransanın bâr parçası, Cezayirli de, fransız vatandaşı ilân edilecektir. Avrupada bir takım srk nazari-yelreinin hüküm sürdüğü ve fransız millerine kanı bozuk re prcleşmiş bir millet töcımelİ atfecnMği bar sırada. rezavirK nz5sKi*n*n baBa fransız olarak tanımağa ka,l"ŞTn»sr, Fransa için büyük cesarettir. Aynı zamanda, insaniK»a ve nisaplara imanca Kılcm»'-*a n'+»*unun bir drîîlîefir. Bövle bir karan ne gibi tesirler ve tazyikler altında ve ne türlü maddî menfaatler İcİn aldığını a'Tica mütalea etmek elbette ki lcab"Mir ve m*hzursuzdur. Bu torırakUrr rWaf»rrmı karjtrr-mam-k irîn, deneSilir. Yahud fransız ordıııu^'i takviye ed»Silm*k için, den**bim\ F.ıFoıt b""» karşı, şu ce-va1 'ar vardır: UM rttfvrn halka karşı zulüm silâhını kullanmak kabil olduğu gibi, sömürgeleri zorla alnı.-"',» kalkışacaktan da silâhla Önlemek imkânları Fransa îrm henüz mevcuddur. Sömürge haîkmı fransız ordasuna as'rere atmak meselesine gelince, 1914 Fransası h-.mu. buralara vatandaşlık hakkını vermeksizin de yapmağa muvaffak o'mu$*ur. Ejer nv-Safazıkâr bir fn^sız hü. IcÜTietî iş ba'.mda bnTnnsaydı, ecza-yjrltyi vn"*ndaş MâMri e^csfne elbette ki imkân olamazdı. Ni*ekim bu zihniverte oba franszzkra göre, med-*,ı rv'uk,, ba'cnT'rndVn fransız medeni kanununa dVjîl de islimi mevzuata tâbi kalmak isti yen insanlara, fransrz vatardaşl'k h».'kı nasd vtnleSîr? I clur eh. bir tasım frans-zlar iç n r»?|ir?amya memnu ve Kr Inszoı t*"in gayri memnu olaNnr? Bugünkü h*"c errtHesî hükümeti müsteşarlanndan Hrinm bu mesele hakkında geçenlerde radvoda verdiği bîr konferansta, bu gibi sualle re karsı şu cevablar verilmişti: — Nasıl olur da, bir takım îman-lara "geliniz ve Fransa için ölünüz,, derken bun'arm polynm olup o'tmv çoklarını araştrmağa ruzum görmüyoruz d*, bu imanNrm fransız bnv-ra-"'i altında yaşama'rı mevzuubahs olck'^u zaman, medenî hukuk durumların da bir takım mahzurlar keş. f ediyor uz? "Vazife,, için fransızlıL-Iarını kabul etti^irnz ha adamların "hak,, bakımından da fransrz olduklarını kabul eylemekte neden bir mahzur olacakmış? Framanın Cezayiri kenefi parçası tanımakta bir takrm madd? fayda hrr gördüğü inkâr edilemez. Fakat bu i-«in arkasında bir de ileri ve insani bir zihniyetin yatu^ına simhe yoktur. Burhan BELGE = ULUS = B. Leopoîd Leyi şehrimize gekli İstanbul güzel sanatlar akcdemsi-nc mütehassıs profesör olarak getirilmiş olan B. Leopold Levi. akademi direktörü U. Toprak'ın refakatinde şehrimize gelmiştir. H.ılkevi güz:l sanatlar kolu tiün Siteden sonra. BB. Burhan Toprak ve Leopold Levi şerfinc bir çay vermiş. Icr. şehrimizde bulunan ressamlar bu davette hazır bulunmuşlara1 rr. POLİS Ankara Stadında Halid bayrak kupası maçları bugün başlıyor Bugün, 23 şubat salı vc 25 şubat perşembe günleri yeni Ankara Stadyumunda Ankaragücü. D cam spor, Çankaya ve Kırıkkale futbol birinci Ulumları arasında bir turnuva tertib edilmiştir. Bu müsabakalarda birinci, ikinci vc üçüncülüğü kazanacak olan takanlara Türk Spor Kurumu Asbaşkanı Bay Halid Bayrak tarafından birer kupa verilecektir. Bugünkü maçlar , saat 14 de, An kara gücü ile Kırıkkale gücü arasında ve ikinci maç ise Çankaya ile De-mirspor arasındadır. Birinci maçın hakemliğini Bay İbrahim, ikinci maçın hakemliğini de antrenör Bay Coni yapacaktır. Giriş paralıdır. Birinci mevki 25, ikinci mevki 15 ve Üçüncü mevki 5 kuruştur. Locaların fîatı ise 100 kuruştur. Havaların çok müsaid gittiği bugünlerde Ankara stady omunun gü_ zel dekoru içinde yapılacak olan bu ma, arda bütün Ankaranıa bulunacağını çok umarız. lstanbulda sis halâ devam ediyor İstanbul, (Telefonla) — Boğazda ve Karadeniz methalinde sis devam e-diyor. Karadenizde bektiyen ve bir türlü Boğaza giremiyea Tan vapuru 24 saat Boğaz dışında dolaştıktan sonra bugün saat 12 de İstanbula gdebiltniş-tir. Sis hafiflemişte de halâ devam etmektedir. Seyrüsefer sekteye uğramıştır. Bugün Kaıadenizc çıkacak olan posta sis yüzünden hareket edememiştir. ' ? KÜÇÜK HABERLER | * Yabancı memleketlerden avlanmak maksadiyle m emi e ketlinize geleceklerin beraberlerinde getirecekleri av malzemesinin gümrük muafiyetinden İstifade edip edemiyeceği tetkik olunmaktadır. * İspanya menşeli eşyanın meri genel ithalât reüminin V üstesinden istifade ettirilmesi kar ulaşmış tır. Dayak yediğini iddia etmiş İvan ©giu ivan adında birisi sarhoş bulunan L-tüem c....j Kcceb taralından Kuyuru kahvede uovulduğünu iddia etmiştir. Keceb yakalanmış vc müddeiumumiliğe tealim edilmiştir. Kundakçılık iddiası ismet Paşa mahallesinde oturan Ahmetlin kızı Müzeyyen kendisinin evde bulunmadığı bir sırada komşusu Hüse-yinin kızı Havvanın evine girerek karyolası altında bulunan mindere ateş koyduğunu iddia etmiştir. Müzeyyeouı bu iddiasının tahkikine başlanılmıştır. Yem torbası çalmışlar Koyunpazarı'nda Celilhanj'nm alnımda Ahmed oğla Emin ile arkadaşları Bilâl ve İbrahim oğlu Ali Rızaya aid iki belleme ile bîr yem torbasının çalındığı İddia edilmiştir. Bu İşi Süleyman oğlu Mehmedin yaptığı anlaşılmıştır. Eşyalar bulunmuş ve Mchmcd müddeiumumiliğe teslim edilmiştir. Puşkin'in eserleri Flarmonîk orkestramızın Rus musiki günü Büyük Rus şairi Puşkin'in Ölümünün yüzüncO nldSmrmü dolayrsfyle filarmonik orkestramız dünkü 14 üncü halk konserini şairin rus kompozitörlerine ilham etmiş olduğu operalardan muhtelif parçaların çaimmastna tahsis etmiştir. Dünkü konserde Kültür Bakanımız, kordiplomatikten birçok simalar, Ankaranın sanat muhitinden şahsiyetler hazır bulunuyordu. Şef Praetoriınmn idaresi altında gcnİfîetilmİş tam kadrosu ile çalan orkestramız bize Glinka, Rimski - Kor-*?' of, ve Cıyleovskinin eserlerini dinletti. Glinkadan "Ruslan vc Ludmila.. o-perasmm "uvertür., ve "şark dansları.,; Rİmski rCorsakofdan, "Altın horoz,, o-peasırnm uvertürü ve "Düjün alayr., , Çaykovskiden. "Yevgenî Önekin., operasının Poloneri. Mazurkası, prelüd ve valsı çalınmıştır. Pek çok alkışlanan bu konserde bilhassa Rimski Korsakofun uvertürü ve Clinkarun şark dansları bilhassa takdir edilmişti:. Orkestramız, gözle taktb edilebilecek kadar seri olan tekâmülünün dünkü konserle bire yeni bîr delilini vermiştir. Bu münasebette, türk ruhuna, her-hangi Mr garb memleketinden daha yakm olan rus musikisinden, orkestramızın bize daha sık örnekler dinletmesini temenni edelim. Yeni bîr mfîîT musiki yaratmak yoluna girmiş olan türk sanatı, rus mn-iki-inin daha önce aynı yolda yapmrş olduğu tecrübelerden çok İstifade edebilir. Her şeyden 5nce canlı ve hayatla îıtîbstmr daima muhafaza eden rus musikisinin şaheserleri türk halkı tarafından daima sevilerek ve takdir edilerek dinlerunektedir. Orkestramızı vc kıymetli selini, dünkü muvaffakiyetinden dolayı tebrik ederken, büyük bîr enternasyonal şöhretin hatırasını anmaya iştirak etmekle yapmış olduğu gürel jestin kıy-ce ıtiMiu/ emicimi. HinıÜ ' 'f !11'!ı m kavga Altın taş mahallesinde iki komşu İsmail ve Cevded, bahçeye hindi bırak, mak yüzünden kavga etmişler bu sırada Cevded Ismaili tahkirde bulundu, ğundan polîs kendisini cumhuriyet müd-dei umumiliğine teslim etmiştir. Mübalağa Mani ly abların mübalağa- -¦- alığı meşhurdur. İki n. rsflvall Vooıınıynr — Bizim köyün önünden geçen çayda balık öyle çok ki kürekleri hızla suya daldırıp kayığa doğru ustalıkta çıkaracak olursanız ailenizi bhr -iın beslİyecck kadar bahk ayaklarmrzm ucuna düşü veriyor. — Bizim çay daha iyi. İçinde su yok, sade balık var. Et* bakımına dair tavsiyeler Bur kadın gazetesi ev bakımına dair şunları tavsiye ediyor: HALİ DÖŞENMİŞ KANAPELER — En modem eşya arasmda dahî en müsaid tesiri yapmaktadır. Ancak o-danızdaki mobilyanın rengi ile eski kanap^nizi kaplıyan hainim rengi arasmda büyük farklar olmasın. BALIKLI AVİZELER — Yani içinde renk renk ve ufak ufak cin ve japon balıklarının beslendiği c.-.mdan nu krn— !¦—ni| nikel ¦ tacirleri e tavana aıauı ve içini (izlî ışık veren elektrik ampulleriyle aydınlatınız; çok dikkat değ er bir avize De odanızı süslemiş oJ aramaz. ESKİ TABAKLAR — Yani Sakzun-ya, Sevr, Çin veya Kütahya isi eski tabaklarınızı misafirlerinize cıgara ve bisküvi ikram ederken kullanınız. Hiç olmazsa güzel sanatlar hakkında bir konuşma kapısı açmış ve zevklerimizi korleten modernİzmin çirkinlikleri üzerine birİbirinizin dikkatini Çekmiş olursunuz. tara kimse gidip gelemediği halde, adlarını öğrenmiş olmamıza hayret ediyorum! Balıdar ne İçîn verilir? Fn-satlardan istifade ederek zen -gin olmuş bir zat, güzellik müsabakalarının en nansamanalısma girenaiye -cek olan krzmı evlendirmek maksa -diylc tertib ettiği baloya birçok delikanlı cağnrmış olduğa halde hemen biç genç kız davet etmemişti. Karısı itiraz etti: — Bütün bunlarla bizim kız mı dansedecek? — Ben baloyu, başkalarının kızlarını evlendirmek için değil, kendi kızımı evlendirmek için veriyorum! GaMetecUik M istikbal Franaada bir "edebiyat mensupları cemiyeti^ vardır. Bu cemiyetin reis -liğioe getirilen Bayan Camili e Marbo-nun, gazeteciler İçin bur yardan sandığı kurulması hulusunda yapılmış bir toplantıda söylemiş olduğu bir sözü gazeteler naklediyorlar: — Gazetecilik o mesieklerdendir ki ona intisab cüretini gösterebilmek İçin ayda, en az yüz elli lira İrad sahibi olmak lâzımdır. Gazeteciler, bu görüşü doğru bulmaz mı anız ? Saflık Yıldızlardan bahsediliyordo. Susup dinleyen biri birden bire söze karıştı: — Yıldızlarla aramrzdakî mesafenin nasıl ölçülmüş olduğuna değil, on- Ev balamı sanan — Drvava nasıl levha asarımız? — Çiviyi çakar ve levhayı asarım. Halbuki drvarm çivi çakmak da, çiviye iliştirilecek levhanın drvarla-ki yerini tayin etmek da bâr sanattır. Yanyana dizilmiş kana pelerin, üstuste yiğibzuş serradelrrin, yahud bir müzede gibi ailenin bütün servetini teşhir ırlırrıai— işportalık öteberi İle doldurulmuş vitrinlerin lüzlediği bîr salon tasa* Ev hak—ı sanatı ist* Ba yakınlarda büyük bir Avrupa fahrinde ¦ çıksın olan ev hakanı sanatı »ergia münasebetiyle bu hakikat -I erden ha handan bir muharrir ortaya şöyle bir fakir arıyor: A"* tüterine bakmak sanatını da dan öğreniyorlar. Sinemaya neler borçluyuz ve sinema bizi nasıl borçlandırıyor! TevoMi ve te fahur Sinema yıldızı Jany Holt'a iatİdad sız bir arkadaştan bahsediyorlardı. Konuşmakta olanlardan biri: — Utidadaız ansa çok mütevazı, dedi. Jany Hol t. cevab verdi; — Evet, öyle fakat mütevazı ol -snakla fazla öğünmese! istanbul Turizm ¦ ası | s m ¦ ¦ a w ¦ ¦ Müdürlüğü İstanbul, 20 (Telefonla) — Festival eğlenceleri münasebetiyle istanbula çağrılan meşhur pehlivan Cim Ln"'1^ için yapılan masıallaıua bazı yolsuz* luklar olduğu belediyeye ihbar edilmiştir. Belediye Turizm şubesi müdünyla bir memur hakkında tahkikata başlanmıştır. Tahkikat mart ayı başında ta* marnlanarak belediye reisine bildirilecektir. Söylendiğine göre Turizm şubesi lağvedilerek turizm içleri yeni bir teşkilâtla mektubçuluğa bağlanacaktır. Feleciye île Ermeni talı-iktıanesî Aıasındaki cava l_ — ı...iip 20 (Teıcfun.a) — Hususi idareler namına Sanasaryan hanma va-zıyed eden belediye ile Ermeni patrikhanesi arasındaki dava. Temyiz mahkemesinde belediyenin lehine neticelen* mistir. Hana aid ilâm ve tapu senedi çıkarılmıştır. Kira bedeli olarak yedieminde biriken 80000 lira belediye namına irad kaydedilmiştir. İstanbul kanalizasyonu istanbul. 20 (Telefonla) — Yeni kanalizasyon tesisatı 1 temmuzda şehrin her taraf mda küşad edilecektir. Sut hamallığı meselesi istanbul, 20 (Telefonla) — Belediye Iktisad şubesi müdürü Asan Süreyya bugün Ankaraya gitmiştir. Ankara-da bulunduğa müddet içinde sırt hamallığı isine aid olmak üzere hazırlanan projeyi alâkalılara izah edecektiz. Heybeli adada Yapılacak Sığnak havuzu İstanbul, 20 (Teicioola) —- Dün bir fen heyeti Heybeli Adada küçük deniz vasıtalarının sjğrnması için yapılacak o). ¦-. h«t 14 ın^atııu «id ı '-jc cimde tetkiklerine başlamıştır. Havuzun inşası yaza bitmiş olacaktır. Eoğazda sis düdükleri İstanbul, 20 (Telefonla) — Iktisad Vekâleti Karadeniz boğazının Doğan-arslan vc Zcncirkıran mcvküerinc biref sis düdüğü koymağa karar vermiştir. Montaj önümüzdeki yaz içinde tamamlanacak ve düdükler sonbahardan itibaren çalışmağa başlı yataktır. Yapılan tetkiklere göre sîs yüzünden vukua gelen kazaların en çoğunun bu mm taka] arda kaydedildiği anlaşılmıştır. HAVA Ankarada güneşte Sühunet 14 derece Meteore-on. eıumtüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde bava Öğleye kadar açık geçmiş, öğleden sonra ı-sc kısmen buIutlanrarştır. Dun şehrimizde en düşük sühunet sıfırın üstünde 1 derece, en yüksek sühuneti de sıfırın üstünde 14 dereceyi bulmusl ur. Güneş al-tünde 14 dereceyi bulmuştur. Dün vur-1da Muğla, Antalya, A-laçatı, Dörtyol ve Kusadasma yağmur yağmış, diğer yerlerde hava bulutlu geçmiştir. En çok yağış Alacanda olmuş vc metre murabama 46 kilogram sn bırakmıştır. Dün yurdda sühunet evvelki güne nazaren yer yer değişmek ür zere 2-5 derece arasmda ısınmıştır. En düşük sühunetler sıfırın altında Karsta 9, Erzurumda 11 derecedir. En yüksek sahunetkr An t al yada 17, DÖrtyolda 18. Adanada 20 derecedir. Çekoslovak menseÜ eşya 23 son t esrin 936 akşamma kadar gümrüklere gelen ve 31 birincikânon tarihine kadar geeiritaryen Çekoslovak caenşeb eşyanın 17 «abartan itibaren bir ay içinde memlekete »okuİması icra vekilleri heyetince karariastınbnış ve ba karar gürrrrflklere tebliğ olunmcştar. Türkkuşu Tayyare filosunun memleket gezisi Şubatın 26 met cuma günü sabjh saar 9 da Ankara Türkkuşu sahasından kalkacak o-tan bir Türkkuşu tayyare filosu, Eskişehir, Bursa ve İzmire gidecek ve buralarda hava tezahüratı yapacaktır. Paraşüt-ç&tetimizle p/ânûtcrimizin iştirak edeceği filoyu Türkkuşu şelleıinden yüıbaşı Zeki idare ed t çektir. ULUS 21-2 - 1937 Harabe halinde Malağa Malaga'ya giden Roylcr ajansının bir muhal.iri orada şahid olduğu vaziyeti şöyle anlatıyor : Elcezircdekİ askeri makamlardan müsaade aldıktan sonra Ma!—aya gittim ve İçharbm burada yaptığı bütün tahribleri gördüm. Şehrin ana caddesi olan (Calle Larİos) hemen hemen yok olmuştur. Binaların çoğu bir harabe yığını haline gelmiştir. Şehrin onda birinden fazlası yıkılmıştır. Zarar 20 milyon İncil'iz Urası tahmin edilmektedir. Tek bir lokanta, o-tel. sinema, mağaza ve hiç bir manas-t,r kalmamıştır. Kiliseyi gezdim. Tab-lotar, heykeller, hepsi kırılmış, yakılmış... Yalnız minra6 kısmı ile orğ sağlam duruyor. Kilisenin parası, altı ay-danberi avlusuna hayvanları ile be -raber sığman halkın iaşesine sarfe -dİlmiş. Bunların arasında düzüneler-le r'.çek hastalığı vakaları başgöster-miş, ölenlerin sayısı pek çok. Mahalli ticaret tamamen durmuş. Altı aydan-beri iaşe sıkınttsı devam ediyormuş. Şehrin nasyonalistler tarafından işgaline tekaddüm eden hafta içinde halk ekmeksiz kalmış.İngiltere, Amerika ve Almanya konsoloshaneleri oldukça zarar görmüşler. Fakat Fransa ve İtalya konsoloshanelerde bir »ey olmamış.. Dönüşte, yol üzernide, nasyonalistlerden kaçmış ve şimdi Malagaya avdet eden 5.000 den fazla aile gördüm. Çocuklarını kucaklarında taşıyan kadınlar bayılıyorlardı. Bombardımandan tamamen harab olmuş yüzden fazla otomobil, kamyon saydım. Yolun üstü at, katır ve köpek cesedlerinden taşıyordu. Ricat esnasında komünistlerin dinamitle attıkları 10 köprü âsilerin mühendis -teri tarafından hemen tamir edilmiş. Limanda âsilerin 3 harb gemisi de -mır/î... Tayyare meydanında da 6 tayyare var. Şehir faşistlerden kartist-terden, lejyonerlerden alman ve ital-yn^-rdan mürekkeb 20 bin kişilik bîr kuvvetin -tinde... Burada söylen -diğine göre Almeyranın gelecek hafta zabtı muhakkak... (Le Tan'dan) Resmî gazete hakkında yanlış bir haber Ankara, 20 (A.A.) — Başvekâletten: Resmî gazetenin, devletin resmî dili olan türkçeden maada ecnebî lisanlarda da çıkarılacağı hakkında bazı gazetelerde tesadüf olunan yazılar hiç bir esasa İslipad etmemektedir. Keyfiyetin tekzibine Anadolu Ajansı mezundur. Yunan kiralı adalara gitti Atina. 20 (A.A.) — Kıral sakız, midilli ve sİsam adalarını ziyaret için A-verof zırhlısı ile hareket etmiştir. Alınan malûmata göre adalılar hararetli bir kabul merasimi hazırlmaktadırlar. Filİstinde çıkan Hâdiseler Ku*us. 20 (A.A.) — Dün Tiberias'-da «»kan hâdiseler esnasında 30 arab, musevi ve 2 ingiliz polis memuru yaslanmıştır. Mısırın Milletler Cemiyetine g.rmesi Cenevre, 20 (A.A.) - Kahiredeki İngiliz sef'rinin Mısır hükümetine, Mısır'ın milletler cemiyetine kabulü hakkındaki talebini cemiyetin bürosuna tevdi etmeğe davet etmİ solduğunu ingiliz hariciye nezareti milletler cemiyeti sekreterliğine bildirmiştir. Madrid önünde hükümetçiler âsilerin bir çok hücumlarını püskürttüler asm icmali Şiddetli bir hava harbi oldu Madrid, 20 (A.A.) — Hükümet kuvvetlerinin, biribiri arkasından yapılan müteaddid baskınlar neticesinde Vaci-damana kadar sokulan âsileri geri püskürtmeğe muvaffak oldukları söylenmektedir. Maromosa ve Tajuna mmtakalarında görülen askerî hareketlerden âsilerin yakında yeni bir taarruza başlıyacak-ları anlaşılmaktadır. Hükümet kuvvetleri Corogne yoluna hâkim bulunan El Slantio sırtlarını işgal etmektedirler. Enternasyonal yardan heyetleri, şehrin iaşesi için 430 ton erzak göndermişlerdir. Bunlardan bir kısmı gelmiştir. Âsilerin mühimmat depoları imha edildi Madrid, 20 (A.A.) — Hükümet kıtaları Las Razaz mıntakasında ilerlemeğe devam etmektedirler. Bu kıtalar aynı İsimdeki kasabaya yaklaşmışlardır. Jarama mıntakasında nisbî bir sükûn hüküm sürmektedir. Hükümet tayyareleri, âsilerin mühimmat depolarını berhava etmişlerdir. Hava muharebeleri Avila. 20 (A.A.) — Havas Ajansının muhabiri B. Georges Botto, dün heyecanlı iki hava muharebesine şahid olmuştur. Sabahleyin 40 tane kadar avcı tayyaresi, 4.000 metrelik bir yükseklikte 9 hükümet tayyaresiyle çarpışarak yarım saatten az bir müddet zarfında bunları alevler içinde yere düşürmüştür. öğleden sonra 20 kadar tayyare, tekrar havada muharebeye tutuşmuş ve bir âsi tayyaresi bir dakikadan az bir müddet zarfında iki hükümetçi tayyaresini yere düşürmeğe muvaffak olmuştur. İtalya'dan zehirli gaz Paris, 20 (A.A.) — Petit Parisien gazetesine akseden bir şayiaya göre Fran-ko kuvvetlerinin zaferini tacil için bazı italyanlar İspanya'ya mühim mikdarda zehirli gaz göndermişlerdir. Franho'nun tebliği Salamanka, 20 (A.A.) — Franko u-mumî karargâhının tebliği: Beşinci fırka cephesi, kıtaatımız, Calamoşa mıntakasında, Temel ile Sa-ragosa arasında Tivel mevkiini işgal etmiş ve düşmanın Huerta civarında Becho'ya karşı yaptığı bir hücumu püs-kürtmüştür. Sekizinci fırka cephesi, Leon cephesine karşı düşmanın bîr taarruzu tardolunmuştur. Düşman Robla civarında da bir taarruzda bulunmuş İse de bu da tardedilmiştîr. Düşman müsademe meydanında 23 ölü terketmiştir. Madrid mıntakasında: düşmanın A-ravaca civarında yaptığı bir taarruz hareketi püskürtülmüştür. Düşman ağır zayiata uğramıştır. Sierra Nevadenin cenub yamaçlarında düşmanın müstahkem mevzileri tahrib olunmuştur. Düşman 105 Ölü ve yüz de esir vermiştir. Halkı teslim olmağa davet ediyorlar Teneriffe, 20 (A.A.) — Geçen gece mahallî radİyo ile aşağıdaki tebliğ verilmiştir: ''Asi tayyareleri dün Almeria şehrinin üzerinde uçmuşlar ve bombardımana maruz kalmamak için halkı teslim olmağa davet etmişlerdir. Berlin ve Roma elçileri Salamanka, 20 (A.A.) — General Franko, Berlin ve Roma'daki elçiliklerini büyük elçiliğe tahvil etmiştir. Malağa bombardımanının, bombardımanı yapan bir âsi gemisinden görünüşü ispanya sahilleri nasıl kordon altına alınacak? Londra, 20 (A.A.) — Karışmazlık komitesi tarafından neşredilen tebliğde deniyor ki: Karışmazlık komitesi, komitede temsil edilen hükümetlerin, ispanyaya gönüllü gitmesini men için tedbirler almak ta olduklarını tesbit etmiş ve umumi, yetle karışmazlık paktına iştirak eden diğer devletlerin de aynı tedbirleri al. makta olduklarından haberdar edilmiştir. Komite başkanı portekizde tatbik olunacak rejim hakkında bu hükümetle-ingiltere arasında süren müzakerelerde ilerleme görüldüğünü ve elde edilecek anlaşmanın pek yakında komiteye bildirileceğini söylemeşitr. Portekiz'in cevabı Lizbon, 20 (A.A.) — Hariciye nezaretinden yapılan bir tebliğde deniyor ki: İspanya sahillerinin kontrolüne aid plâna karşı portekizin aldığı vaziyet hakkında her hangi anlaşmazlığa karşı koymak için şurasını kaydetmek icab eder ki, portekizin kendi topraklarında hiç bir enternasyonal kontrolü kabul etmiyeceği yolundaki hattı hareketini asla deriştirmiş değildir, ispanya hadiseleri üzerine hasıl olan beynelmilel vaziyetten katiyen mesul olmamasına rağmen Portekiz karışmazlık muahedesini tatbik için tedbirler almak lüzumunu teslim eder. Birçok dost devletler Por-tekizden bu hususta kendilerine müza-haret gösterilmesini rica etmişlerdir Portekiz hükümeti gönüllü toplanması hakkındaki teahhütlcrini tamamiyle ifa ettiğini tesbit i^n Portekize görmenler gönderilmesini ıngiltereye teklif etmiştir. Bu hususta herhangi bir yanlışlığa mahal kalmamak üzere ingiliz görmenle-rinin yapacağı iş kontrol plânında derpiş edilenin aynı olmadığı gibi enternas. yonal bir teşekkülün mümessileri ola. rak da telâkki edilemezler. Eğer porte, kiz karışmazlık komitesindeki mevcu. diyetinin bu komitede ittifak arâ husulüne mani olduğunu görmüşse derhal bu komiteden çekilecektir. Gönüllü meselesi ve Portekiz Lizbon. 20 (A.A.)— Portekiz hükümeti ispanyaya portekiz tabalarının gönüllü olarak gitmesini menetmiştir. ispanyada her hangi tarafa aid olursa olsun bulunan portekiz gönüllüleri bir ay içinde dönmeye mecburdurlar. Belçika ve gönüllü meselesi Brüksel, 20 (A.A.) — Hükümet alâkadar nazırları ispanya İçin gönüllü top lamağı ve sevketmeği yasak eden bir ka nun lâyihası hazırtmağa memur etmiştir. Bu lâyihalar, haıVandıktan sonra mec lisin tasdikine arzedilecektir .Zannedildiğine göre belçika projesi, bu husustaki fransız kararnamelerinden mülhem olcaktır. Fransız gönüllüleri Paris, 20 (A.A.) — Matin gazetesine göre valansiya hükümeti orada bulunan 240 fransız gönüllüsünün fransaya avdetine mani olmuştur. Fransız hükmeti bunların avdetini temin için valansiya makamatı nezdinde şiddetli bir teşeb. büs yapmıştır. İspanyol marksistlerinin fransa -ispanyol hududunun kapanması için ve rilen son mühletten istifade etmek ar. zusiyle bugün büyük bir faaliyet göstermektedirler. Dün akşam saat 21 den sonra, içlerinde bir çok teknikçiler bulunan 80 gönüllüden mürekkeb bir kafile, Paristekİ austerlitz istasyonundan Peruinyan istikametine hareket etmiş, lerdir. Vagonların bölmeleri trene binmiş olan gönüllülerle dolmuş idi. Şimdiye kadar tatbik edilen usullerin hilâfına olarak, gönüllüler büyük bir sükûnet içinde hareket etmişlerdir. Sovyetlerin kontrolü ve Fransa Paris, 20(A.A.) — Sovyetler birli-ğinin ispanya sahillerini kontrol plânı Çerçevesi içinde fas sahillerinden bir kısmının kontrolünün da kendisine verilmesi hakkındaki isteğinden bahseden matin gazetesi, fransanın bunu katiyen reddetmesi lâzım geldiğini yazmaktadır. Bu gazete, sovyet donanmasının fransız üssübahrilerinden bir kısmından istifade etmesi hakkındaki talebin de reddi lâzım geldiğini yoksa kısa bir müddet içinde buraların komünist propagandası ocağı haline geleceğini ilâve etmektedir. Kordon nasıl yapılacak? Londra. 20 (A A.) — İngiliz gazeteleri, İspanya sahillerinin kontrolü plânı hakkkında tafsilât vermeye başlamışlardır. Morning Post diyor ki: "İngiliz ve Portekiz filoları Gaskon-ya körfezini, fransız ve sovyet filoları İspanyanın şimali garbi sahillerini, ingiliz, fransız ve portekiz filoları cenub sahillerini ve alman italyan filoları da şark sahillerini kontrol edeceklerdir. Tersanemiz. CUMHUR! YET'te Abidin Daver İstanbul tersanelinin tarihini hatırlatarak. Halicin tarihin her devrinde gemi inşaatı için İdeal bir yer telâkki edilmiş olduğunu, burada imparatorluk zamanında bile zırhlılar inşa edildiğim anlatıyor ve şimdi sönük bir vaziyette bulunan tersanenin ihyasından memleketin büyük istifadeler temin edeceğini i- ') Ecri sürüyor ve bunları şöyle hülâsa e-diyor: "1 — Haliçte ve Istanbulda yeni bir hayat uyanacak, İş hacmi büyüyecektir. 2 — Ecnabî tezgâhlarına ısmarladığımız vapurlar iç in harice vereceğimiz para veya mal azalacaktır. 3 — Memlekette yeni bir endüstri kurulmuş olacaktır. 4 — Mili îmüdafaa bakımından memleketin "sınaî harb kudreti'' artacaktır. 5 — Yurdumuzda mütehassıs işçi, usta ve mühendisler yetişecektir. 6 — inşaatta çalışan müesseselerin verecekleri vergilerden hazine islifade edecektir." Muharrir, sözünü, başvekilin temennisinin pek yakından tahakkuk etmesi dileğiyle bitiriyor. ORTA TAHSİL MESELESİ KURUN'da, lise ve orta m k^eb'cr-dc disiplin meselesi üzerinde kendisiyle konuşan muharrire verdiği cevab ar-da Agâh Sırrı Levend, bugünkü nizamların muallimden mürebbilik vasfını almış olduğunu, ve mekteb idarelerini müs-kılat içinde bıraktığını iddia ederek, kalitesiz fazla talebe yerine iyi yetişecek az talebe ile iktifa edilmesi lehinde bulunuyor, ve bunun için de ilk mekteb-lerden çıkanların orta mektebe imtihanla ve seçime tabi tutularak alınmaları lüzumunu ileri sürüyor. ÖLÜLERE SAYGI TAN'm günün meseleleri sütununda, büyük ölülere nasıl saygı gösterilmesi lâzım geldiği üzerinde kon. şan muharrir, Sovyetler birliğinin Puşkin'-in hatırasını anmak için ne kadar geniş, Ölçüde işe girişmiş olduğunu anlatıyor, bizde böyle ha t rr Kıyışların iki gazete makalesine münhasir kalmasından şikâyet ediyor. ÇİÇEK SON POSTA da Muhiddin Birgen, cenaze ve düğünlere çelenk göndermek âdetinin kaldırılması lehinde yapılmakta olan neşriyata cevab veriyor, hayatımızın ne kadar yeknasak, süssüz ve cansız olduğunu hatırlatarak, çiçeğin ondan uzaklaştırılması değil, kabil olduğu kadar hayatımıza karıştırılması icab ettiğini ileri sürüyor. SIRT HAMALLIĞI CUMHURlYET'te sırt hamallığının kaldırılması için Istanbulda yapılmakta olan tetkikleri mevzuu bahis eden Abidin Daver, hamallar cemiyetinin İleri sürdüğü itirazları kaydediyor, Istanbulda bîr çok yerlerde sırttan başka bîr vasıta ile eşya taşımanın imkânsızlığını hatırlatıyor ve diyor ki: "— Mesele yi ciddiyetle tetkik etmek ve insan sırtı yerine onun yaptığı işi yapabilecek vasıtalar ve usuller bulmak lâzımdır. Yoksa hamallar işsiz, halk da hama İsız kalır ve bh- nakil buhranı İle karşılaşı- Yugoslavya ve Almanya Belgtad, 20 (A.A.) — Yugoslavya kamoyu faşizme meyleden ve a man taraftarı olan zbor partisi vasıtasiyle almanyanm iktisadı hulul teşebbüsleri hakkında politika gazetesi tarafından yapılan ifşaatı dikkatle takib etmektedir. Zbor partisinin ikinci reisi B. Kor-eniteh, 30 birinci kânun 1936 da Zag-rebde "'Çek birliği,, isminde bir cemiyet tesis etmişti. Bu cemiyetin gayesi yerli sermaye ile Almanya ile Yugoslavya arasında iktisadî mübadeleler temin etmek idi. Hokey dünya şampiyonluğu Londra. 20 (A.A.) — Hokey dünya şampiyonluğu için yapı'an maçların neticesi şudur: Polonya Fransa'ya 7 - 1, ingiltere. Romanya'ya 11 - 0 ve Kanada İsveç'e 9-0 galib gelmiştir. B. Antonesko Belgratda (Başı I incide) at kalacaktır. Stoyadinoviç, Atina konferansı neticelerinden büyük bir memnuniyet göstermiş ve Antonesko da antant memleketleri arasındaki ahenkli teşriki mesaiyi tebarüz ettirdikten sonra münhasıran Yugoslavya ile Romanyayı alâkadar eden meseleler hakkında Stoyadinoviç ile konuşmalarına devam edeceğini ilâve eylemiştir. Dük dö Vindsor için hususî tayyare meydanı Viyana, 20 (A.A.) — Halen Enzes-fels şatosunun civannda VVindsor dukası için hususî bir tayyare meydanı inşası İçin çalışılmaktadır. Bundan, dükün uzun müddet Avusturyada kalacağı neticesi çıkarılmaktadır. ULUS 22 ŞUBAT 1937 PAZARTESİ e INCIDA {Enternasyonal sergimiz Ankara kömür sergisi ON SEKİZİNCİ YIL. No 5594 ADIMIZ, ANDIMİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Halkevlerinin yıl dönümü "Halkevleri müstakil bir vatan korumak ve milletin istiklâlini ebedileştirmek için kurulmuş bir vasıtadır,, B. Şükrü Kaya halkevinde verdiği çok önemli bir söylevinde yurd münevverlerini vazifeye davet etti ^İçinizde hiç birinizin kendi müktescbaliyle ve kendi fikri-valiyle övünmeğe hakkı yoktur. Tâki bu milletin her ferdi aşağı yukarı onun fikrini anlıyacak hale gelmedikçe...,, Halkevlerinin 5 inci kuruluş yıldönümünü kutlamak için Ankara Halkevine toplanan güzide kalabalık Dahiliye Vekili ve Cumhuriyet Halk Pjrtisi Genel Sekreteri B Şükrü Kaya dünkü mühim nutkunu irad ederken B. Şükrü Kayanın nutku Halkevlerinin vazifeleri münevverlerin vazifeleri B. Şükrü Kayanın nutkundan: Anadolu ortasında bir mamure içinde bulunuyoruz: fakat buradan beş kilometre uzakta kendi ırkımızdan, kanımızdan - tertemiz bir cevher gibi - olan türk çocuklarının ne halde olduğunu ve bizim yardımımıza, telkinimze ne kadar muhtaç bulunduğunu görürsünüz. Münevverlere, muallimlere hitab ediyorum. Bizim mükteseba-timizin borcunu ancak o halk kütlesine bizim bildiklerimizi Öğretmekle ödiyebiliriz. Büyük vazife, zaten asil ve büyük türk milletini tarihin kendisinden beklediği mevkie çıkarmaktır. Bu büyük ideale az zamanda bizİ kavuşturacak olan müessese de bu halkev-leridir. ATATÜRK Perapalasta istanbul, 24 (A.A.) — Reisicumhur Atatürk bugün öğle yemeğini Perapalas otelinde yemişler ve bu otelde ikamet eden Hariciye Vekili Dr. Arası yemekte yanında alıkoymuşlardır. Siyasal bilgiler okulu talebeleri Bükreşteler Bükreş, 21 (A.A.) — Ankara Siyasal bilgiler mektebinden 65 kişilik bir talebe grupu başlarında profesörleri ol duğu halde bugün buraya geldiler. Türk elçiliğinde şereflerine bir ziyafet verildi. Akşam Pcşteye hareket ettiler. Halkevlerinin 5 inci açılış yıldönümü dolaytsiyte Halkevinde yapılan törende Dahiliye Vekili ve C.H.P. Genel Sekreteri Bay Şükrü Kaya, alkışlar arasında kürsüye gelerek şu nutku söylemiştir- — Bayanlar, Baylar; Yüksek huzurunuzla Halkevlerinin beşinci faaliyet senesini açıyorum. Bununla beraber memleketin dört bucağında 31 Halkevinİn açılma töreni de yapılmış bulunuyor. Sizlerin yüksek şahsiyetlerinizi ve şahıslarınızı hürmetle selâmlarken burauan oralarda şimdi toplu bulunan yurddaşlarımıza hürmetlerimi sunuyorum. Halkcvlcrİmizin Vk güzel bir ananesi vardır. C. H. P. nı« Umumî Reis Vekili ve Türkiye Cumhuıiyetinin Büyük Başvekili ts-met İnönü her sene huzurunuza gelir, Mlâhiyeuar ve gür scsiylc doıgun Ve olgun fikirlerini hepimize birer birer telkin eder ve bir ders halinde bütün memlekete söylerdi. Bu senc kçndİ6İ. nı başka b.r va*irc memleketin başka bir köşesine davet etmi, bulunuyor. O-radan da o güzel sesi bütün memlekete dinlettirecektir. Halkevlerinin ödevi Huzurunuzda Halkevleri için birkaç söz söylemek Ödevini şeflerim bu defa bana verdiler. Müsaadenizi vc müsamahanızı rica ederim. (Sonu 5. inci sayfada) Hükümetciler Valansiya Madrid yolunda hakim noktaları elde ettiler Ankara Halkevinde Dün yapılan büyük kutlama töreni Halkevlerinin yıl dönümü yurdun her tarafında bir bayram oldu Halkevlerinin beşinci kuruluş yıldönümü, dün yazdığımız program dairesinde kutlandı. Ankaranın bütün münevverleri bu millî bayramın büyük manâ ve değerini kavramış olduklarını Halkevine biriken seçkin bir kalabalık, derin bir dikkat ve hayran bir takdirle anlatmış oldular. Daha kutlama saatinden evel methaldeki ve içeri salon-(Sonu 4. üncü sayfada) Kızı!ay Gazetesi Bayram tadili münasebetiyle üç gün gazetemiz çtkmtyacak ve yerini ''Kızılay,, gazetesine bırakacaktır. Gazetemiz, cuma gününden itibaren tekrar ne-şir vazifesine devam edecektir. Dün İspanya harbına dair gelen telgraflar, hükümetçi kuvvetlerin âsilere karşı mühim bazı muvaffakiyetler elde ettiklerini bildirmektedir-Asilerin verdikleri zayiat çok büyüktür. Hükümetciler, Madrid - Valansiya yoluna hâkim birçok yüksek noktalan etlerine geçirmişlerdir. [Bu hususta gelen haberler ü-çüncü aayfamız-dadır. ] ı • 4 « is Madrid civarındaki harb sahasını gösterir harita Alman Dış Bakanının Viyana seyahati Fon Nöyrat Avusturyada kır allığın iadesi meselesini göı Paris, 21 (A.A.) — Bayan Genevie Tabouis, B. fon Noyrat'ın yakında Viyana'ya yapacağı ziyareti Oeuvre gazetesinde bahse mevzu ederek şöyle demektedir: "Avusturya hükümeti. B. fon Nöyrat ile Avusturya'da saltanatın iadesi meselesini şifahî surette görüşmerre^e katî surette azmetmiştir. Esasen B. fon Nöyrat, bu mesele hakkındaki fikirlerini söylemekte mutedil davranacaktır. Viyana'da daha ziyade B. fon Noyrat-ın Alman - Avusturya muahedesinden sonra Avusturya kabinesine alınmış o-lan nazi temayüllerine sahib iki nazırın yerlerinde ipka edilmesi hususunda ısrarda bulunacağı beklenilmektedir. Berlin, 21 (A.A.) — Voelkisher Be-obaehter gazetesi, altı sene sonra başlığı altında alman hariciye nazın B. fon Noyrat'ın viyana ziyaretinden bahsederek diyor ki: (Sonu S. inci sayfada) Alman Dış Bakanı Fon Nr-rat ULUS 22 - 2 - 1937 Halkevinln Çocuğu Halka hizmetin ulvî sırrına ermiştir o; Kendisini davaya bilerek vermiştir o: Yanında hiçtir şem'in şuursuz pervanesi. Ve sesi. İnkılâbın, kültürün, halkın sesi... Kaç yaşındaysa, kimse "Halkevi genci,, adı; Ve maksadı dünyanın en insani maksadı: Atmak şahsi zevki de bir şahsi keder gibi; Halkın değerlerini işlemek mermer gibi; İnkılâbın örsünde dövülmem ve dövüimek Güneşinde parlamak yalın süngüler gibi; Her imkânsız göıüncıı başlangıçtan tır almak Düşünmek, plân yapmak Samsuna iner gibi; Sinsi inansızları, çarpık inanlıları Sürmek ve sürmek 9 eylülde sefer gibi; Mesuliyet ve şeref duygusunu bir tutmak Feragati kuşanmak bir altın kemer gibi; Serdar gibi: onörün ve kültürün safında, ATATÜRK'ün safında gönüllü nefer gibi.. Halkevi var: münevver, avare zerre değil; öyle bir yerde değil, öyle bir kerre değil: 167 yerde murada erdi bu yurd; 167 özden feyzini verdi bu yurd; 167 tarhta belledik bağımızı; 167 burca diktik bayrağımızı. Öz yurdu fethe çıktık işte manen, yeniden. Bir gönüllü zabittir burdan her köye giden. Bir zevkin zaferidir köyde her bando sesi, Her halk dersaneai bir ayrı irfan cephesi; Sahnedeki her kadın bemşiyre ödevinde. Her kadın Tomris kadar kahraman halkevinde. Savaş çetinse çetin: şuur tam, enerji bol. Her okuma odası, bir ileri karakol; Kalb ve kafa fethedip geçeceğiz bu yoldan: Bir büyük fethe çıktık 167 koldan. Ve böyle gelecektir, sonu karanlıkların Bugün 167. bin altmış yedi yarın! 17 milyon gönül şimdi birer halkevi Gözümüzün ferinde ülkümüzün alevi Büyük yarınımıza doğru seferberiz biz. HALK İÇİNDE HALK İÇİN HALKLA BERABERİZ BİZ. Halkevi genci nedir işinde gören bilir... O hep böyle yükselir. Tanrı biraz eğilir. Bir gün öper alnından bu adsız kahramanı. Kuvvetlendirmek için içindeki inam: Düşün o damarlarda nabız vuran al kanı: Mustafa Kemal kanı... Mustafa Kemal kanı.* BEHÇE KEMAL ÇAĞLAR 21 - 2 - 937 Hatay anayasası hakkında İstanbul, 21 (A.A.) — Hariciye kâtibi umumisi Numan Menemtncioğlu Hatay anayasası hakkında hiç bit gazeteyi beyanatta bulunmamıştır vc kendisine atfedilen malumatın asıl ve esası yoktur. DİL KÖŞESİ : ''Eğer tarihin bütün gidiş ve akışı ve son Hatay zaferi dost ve sevdiği -miz Suriyeli Araplara bâlâ bir ibret ve intibah dersi vermemiş ise Suriye-nin istikbalinden yine ümidi kesmek en peşin ve yerinde bir hüküm olur.,, "Ve., edatının türkçenin selikasına uygun olmadığım ileri sürenlerle aynı fikirde değiliz. Fakat yukardaki cümlede "ve„ lerin, "gidiş ve akış,, "ibret ve intibah,, "dost ve sevdiği -miz„ gibi lüzumsuz tekrarları biribi-rine rabtetmek için beyhude yere kullanılmış olduğuna dikkat ediniz. "Yine ümidi kesmek" denirken "yine" tamamiyte fazladır. "En peşin,, ne demektir? Bunu da siz düşünüp bulu -nuz. • * • Hatay davasının artık Suriye için hayale sığar tarafı kalmamıştır." Muharririn söylemek istediği şu -dur: "Artdt Suriyelilerin Hatay da -vastnda hayallere kapılmalarına mahal katmamıştır.,, • • • "Kasabanın içme suyu ihtiyacı da bu suretle temin ve telâfi edilmiştir." "İhtiyaç,, hakkmda kullanılmış o-lan "temin ve telafi,, kelimelerinin ikisi de yerinde değildir. • * • ''Belediye bu hususa lâkayd olduğundan İleride daha büyük bir vaka hudusu muhtemel ve hattâ muhakkaktır^ Hudus kelimesini halâ kullanabilenlere şaşmamak elden gelmiyor. Ekalliyet okullarında talim ve terbiye işleri İstanbul, (Telefonla) — Ekalliyet o-kulları direktörleri bayram ertesi mck_ tcblerindcki kültür bilgisi dersleri muallimleri arasından ve tercihan muallim mektebi mezunlarından kendilerine birer müdür muavini seçeceklerdir. Bundan sonra talim ve terbiye işleri yaban cı öğretmenler eline bırak i İm ryacak, çocukların türk kültürüne göre tam ye-tişdirlmcsi için idareyi türk muallimleri ellerine alacaklardır. Bu muavinler muhabereleri idare edecekleri gibi, talim vc teıbiye işini maarif vekâletinin güddüğü ana prensiplere göre takib ve Kontrol edeceklerdir. Mimari şubelerinin birleşmesi İstanbul. (Telefonla) — İstanbulda mühcudia mektebi ile güzel sanatlar akademisinde birer mimarî şubesi vardı. Bu iki şubenin gelecek ders senesi başında birleştirilmesi düşünülmektedir, bu birl.ştirme yapılırsa tahsisattan epi bir mikdar tasarrufu kabil olacak ve daha geniş atölyeler kurulacaktır. Böylelikle mütehassıslar kullanılması da imkân içine girmiş olacaktır. Tahminlere göre mühendis mektebindeki şube akademiye ilhak edilecektir. Tcmkapı sarayı mutfakları müze oluyor İstanbul, (Telefonla) — Mimar Si nanın eserlerinden olan Topkapı sara_ rayındaki mutfaklar tamir edilmiştir. Mutfaklar müze halinde halka açılacak ve burada on yedinci asra aid olan mutfak takımları teşhir olunacaktır. Küçük san'at sahiplerinin ihtiyaçları İstanbul, (Telefonla) — Iktisad vekâleti küçük sanatlar müdürü Bay Hay-ri dün şehrimize geldi. Bayram ertesi esnaf cemiyetleri delegeleriyle görüşecek, küçük sanat sahihlerinin ihtiyaçlarını tesbit edecektir. Izmire giden Profösöıleı istanbul, (Telefonlar) — Üniversite profesörlerinden bir gurup başlarında profesör Rotke olarak Izmire git tiler. Orada tarihî eserleri tetkik edeceklerdir. İzmir hükümet Konağında yangın çıktı ıl. (Telefonla ) — İzmir hu- kümet konisinin adliye kısmındaki kalorifer tesisatının bozulması yüzünden bir yangın çıkmış, binanın tamamen yanmasının Önüne güçlükle geçilebilmiştir. Matbuat ba'osu İstanbul, (Telefonla) — Matbuat balosu shlı akşamı saat yirmi ikide to-katliyan salonularında verilecektir. İstanbul sokaklarının temizlenmesi İstanbul, (Telefonla) — Sokaklarımızın modern vasıtalarla temizlenmesi kararlasmıştır. Bunun için 937 belediye büdccsine tahsisat konulmuştur. Karabük fabrikası için İstanbul, (Telefonla) — Karabük. te kurulacak demir ve çelik fabrikasını kuracak firmanın baş mühendisi Robens bugün şehrimize geldi. Yarın Ankaraya gidecektir. 3 milyon kişi maden kömürü yakacak Etibanka bağlı bir mahrukaf idaresi kurulmakladır Kamutayın önümüzdeki devred jeleri arasında bulunan "mahruka lanmış ve mütaleafarı alınmak üze Hükümet projenin raucib sebeb! er lâyihasında şunları söylemektedir: Takİb ettiğimiz sanayileşme programı, memleketimizde büyük mİkdarda ve en iyi vasıflarda bulunan ve medenî bir ihtiyaç metaı olan maden kömürlerimizin iç ve dış piyasada kıymetlendirilmesi için tedbirler alınmasını icab ettirmektedir. Yapılan tetkikler neticesinde bir taraftan milli müdafaanın çok lüzumlu bir maddesi olan mayi mahruklar, diğer taraftan ev mahrukları ihtiyacının kömürlerimizin işlemesi ile temin edilebileceği anlaşılmıştır. Sıhî. temiz ve iktisadî yakacağı olan maden kömürlerimizin kullanılmasını yayma zarureti, sahaları gittikçe azalmakta olan ormanlarımızın korunması bakımından da şiddetle hissedilmektedir. Fazla istihlâk mikdarı: Projenin kanunlaşarak tatbikine başlanmakla beraber memleket içindeki maden kömürü sarfiyatının senede yüz bin ton kadar artacağı tahmin edilmektedir. Çünkü; vilâyet, kaza ve nahiye merkezleriyle, resmî daireler, mektebler. hastahancler, hamam ve fırınlar gibi çok yakacak kullanan mahallerin 2,5 milyon ton kadar odun istihlâk ettikleri hesab edilmektedir. Bu mikdar, kalori itibariyle 1.200.000 ton maden kömürüne muadildir. Kanun nerelerde tatbik edilecek? Projenin ikinci ve üçüncü maddelerinde tatbik sahası olarak başlıca demiryolu üzerinde tren dura*? ve de- niz sahilinde posta vapuru uğrağı olan veya bu durak vc uğraklardan en çok 50 kilometre mesafede bulunan vilâyet ve nüfusları İki bini geçen kaza merkezlerindeki resmî dairelerle ticaret ve sınaî müesseseleri, mekteb, hastahanc, cami. otel, lokanta ve gazino gibi umumî yerleri ihtiva etmektedir. Bu vilâyet ve kaza merkezlerinin nüfusu 3.000.000 kadardır. Proje bu nüfusun tamamını maden kömürü kullanma mecburiyeti altına almadığından bu kasaba ve şehirlerimizdeki mükelleflerin kullandığı odun ve odun kömürü mik-danmn en az 250.000 ton tutacağı tahmin edilebilir, ki bu da hararet itibariyle 100.000 ton maden kömürüne tekabül eder. Fiatların artmaması için: Memleketimizde mevcud nakil işleri zorluğu maliyet üzerinde büyük bir Halkevinde kııklu ve karauöz Halkevlerinin yddönümü dolay isiyle dün Ankara halkevinde yapılan güzel törende "kukla" ve ' karagöz" bu ç.-lış-kan müessesenin tenvir vasıtaları arasında göründü. Fikir, münakaşa mevzuu olamıyacak kadar doğrudur. Fakat karagözden ve kukladan beklenen faydayı eksiksiz alabilmek ve hattâ aksi neticelerin husulüne engel olabilmek i-çin senaryoların ve konuşmaların tenvir ve irşad işlerinde mütehassıs olanlar tarafından tertib edilmesi Lâzımdır. Yoksa... Bu işin yoksası yoktur. Şekspir ve Balat tirmiş oldukları bir şivedir ve bu piyeste sadakat vc benzeyiş endişeleri âmil olsa dahi bilinmek gerektir ki Şckspir çağının londralı yal.udiler bö,le konuşmazlardı. Bu bitati derhal kaldırmak ve bu güzel dramı b.r gülünç komedi haline sokmamak gerektir. Yoksa... Bu işin de yck-ası yoktur. Kadın şemsiyeleri: Ankara halkevi amatörlerinin dünkü törende temsil ettikleri Şekspir'in "Venedikli tacir" piyesinde Şayîok (Şekspir'in yarattığı hu-istiyan düşmene ve murabahacı yahudi tipi; bir balat lı şivesiyle konuştu. Halbuki baladı şivesi, o un anlı yahu-dilerinin eski vatanları ispanyadan ge- Ankara, kırk İkindileri müstesna, yağmursuz ve mesafeleri kısa şehirlerden olduğu İçin. ahalisi arasmda şemsiye kullananlar çok azdır. Fakat ormanları, koruları, bahçeleri olan. rakımı düşük memleketlerde, İç.nie bulunduğumuz aylar, bol yağmur ve kar mevsimidir ve her sokağa çıkanın elinde bir şemsiye mutlaka vardır. Yağmur ve moda şehri olan Paris, bildiğimiz siyah veya koyu renk kumaştı şemsiyeleri itibardan düşürmüş, bulanık ve gamlı havasına inad ola- rak bay az, sarı, yeşil, kırmızı, penbe şemsiyeler modasını çıkarmıştır. Paris kadınları şimdi, bu renk renk şemsiyeleri istedikleri kadar neşeli bulmayarak onları Mikivaslar, çmkâri resimlerle, çiçek büketleriyle de süslemektedirler. Sınıfının birinci»! ve sonuncusu. Kanada'da, Pins köyünde, Leo Carın adında bir çocuk acaip bir variyettedir: Bulunduğu sınıfın hem birincisi ve bem de sonuncusudur. Sebebini tabiî anladınız: Sınıfta kendisinden başka talebe yoktur. Fakat Leo Cann derecelerini kaybetmek tehlikesinde-dir. Ancak, sanmayınız ki sınıfa yeni bir talebe gelmek üzeredir. Bir kişi için bir sınıf idame edilemiyeceğinden Önümüzdeki ders yılında bu çocuğa başka arkadaş gelmiyecek olursa sınıfın kapanması köy ihtiyar heyetince kararlaştırılmıştır da ondan. e görüşeceği en mühim kanun prr t kanunu,, projesi tamamen hazır» re vekâletlere gönderilmiştir. tesir yapmaktadır. Bunun içindir İd] nakil dolayısiyle maden kömürünün maliyetini projede teklif edilen yüzd« elli tenzilata rağmen artıracak derece* de demiryolu veya iskelelere uzak mahaller kanunun tatbik sahasının dışında bırakılmıştır. Bir mahrukat idaresi: Projede kanunun tatbikinde Iktisad vekâletine yardım etmek ve gereken tedbirleri almak üzere b'..- "mahrukat İdaresi,, nin kurulması derpiş edilmiştir. Bu idarenin Eti banka bağlanması, maden politikamızın bir elden idaresi bakımından faydalı görülmüştür. Tömbeki ziraati teşvik edilecek İstanbul, (Telefonla) — Ziraat vekâleti ve İnhisarlar idaresi yerli tömbeki ziraatini teşvik etmek için esaslı tedbirler almağa karar vermiştir. Tömbeki ziraati için bilhassa, Hadım ve A-lanya mmtakaları çok elverişli görülmüştür. Her sene memleketimiz dışardan 100,000 kilo İsfahan törnbekeai ithal etmektedir. Mikdarı, pek az olan yerli tömbekiler hariçten getirilenleri* karıştırılıp satılmaktadır. Teşvik tedbirleri alınırsa yüksek kalitede ve mik-darda tömbeki mahsulünün elde edileceği umulmaktadır. HAVA Dün güneşte azamî sühunet V 'orantı ııF Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava Öğleye kadar açık, öğleden sonra kısmen kapalı geçmiştir. Dün günün en düşük sühuneti sıfırın üstünde 1, en yükseM sühuneti de 16 derece olarak kaydedilmiştir. Güneşte ise sühunet azamî 42 de» receyi bulmuştur. Dün yurdun Çanakkale. Muğla, Gelibolu, Alaçatı ve Antalya havalisine yağmur yağmış diğer yerlerde hava umumiyetle bulutlu geçmiştir. Yurdda hava evelki güne nazaran 2-5 derece arasında ısınmıştır. Dün en düşük dereceler sıfırın altında İsparta ve Kırşehirde 1, Bolu va Beyşehirde 2, Malaryada 3, Erzurumda 11, Kar su 14 dir. En yüksek sühunetler Sıfırın üstünde olmak üzere İzmir ve Manisada 18, Adana'da 19, Dörtyol-da 20 derecedir. CENGEL K İTÂİI YAZAN RUDYARD KİPLİNG Türkçeye çeviren Nureddin Artam Zarif bir kab içinde neşredildi Her yaşta insanı alâkalandıran bu güzel kitabı mutlaka okuyunuz Bir hatırlatma Bütün ricalarımıza rağmen, gazetemizde çıkan yazdan, bizden alındığını tasrih etmeden iktibasta devam eden arkadaşlarımıza Ulus'un ismini olsan zikretmeleri lüzumunu bir /.ere J-.'.a hc'.trlaiııts. = ULUS 22 - 2 - 1937 ifiâdrid yiKiiüirccan sonra Her hangi bir vaziyetin tamiri için geç alınan tedbire "Basra yıkıldıktan sonra" denildiği gibi, Londradaki karışmazlık komisyonunun ispanyaya asker gönderilmemesi ve İspanya sahillerinin ve sınırlarının murakabe altına a-lınması hakkındaki kararına da "Madrid yıkıldıktan sonra" denilebilir. Malûmdur ki, bu teklif ikincikânunun dokuzunda ingiltere tarafından alâkadar devletlere gönderilen bir nota tk ileri sürülmüştü. Önce Fransa ve Sovyet Rusya müs-bet cevab verdiler. Sonra İtalya ve Almanya Itabul ettiler. Fakat arada ispanyaya Aimanyadan ve İtalyadan ask r a-kın etti. Bu askerlerin mikdarı ma.uın değil. Fakat önce Fransadan ve Sovyet Rusyadan giden gönüllülerden çok fazla olduğu tahmin ediliyor. Yani, bir diplomatın ifade ettiği gibi, Franko'nun kavları italyan şarabı ve alman bİrasiyie dolduktan sonradır kİ Londra karışmazlık komisyonu kararını vermiş bulunuyor. Bu karara göre. martın altıncı cumartesinden itibaren İspanyaya gönüllü asker gitmesi mcnedilecektir. Bunu temin için de İspanyanın gerek Fransa ve gerek Port'k'z ile hududları ve denizden muvasalası murakabe altına alınacaktır. İngiltere tarafından ileri sürülen teklifin müz?kere ve kab.ılü için iki aya yakın bir zaman geçti demektir. Martın altıncı günü başlayacak olan murakabe müessir sureltc tatbik edilecek olursa, ispanyollar, o gün İspanya toprağında bulunan yabancı askerlerle beraber yalnız başına kalacaklar demektir. Acaba taşradan gelen yardım kesilince vaziyet ne olacak? Şu muhakkaktır ki yardımın karardan evvelki gibi devam etmesi, Franko'nun lehine ve hükümetçi kuvvetlerin aleyhine idi. Gerçi ilk zamanlarda hükümetçilere Sovyet R - ve Frar.sadan daha çok yardım gidiyordu. Bunlar arasında bilhassa Fransadan gidenler mefkure İçin mücadele etmek istiyen hakikî gönüllülerdi. Fakat Almanya ve italya da Franko'ya asker göndermeğe başlayınca vaziyet değişti, italyadan Habeşistanda harb yapmış kıtaat gitti. Aimanyadan hücum kıiaatı ve bir çek erkânı harbiye zabitleri gittiler. Ve ikî taraf arasındaki yırdım yansında İtalya ve Almanya Fransayı ve Sovyetleri geride bırakmakta idiler. Binaenaleyh karışmazlık hükümlerinin tatbiki şüphesiz hükümetçilere yardım edecektir. Fakat acaba bu yardımda, daha doğrusu, Franko hükümetine giden yardımın önüne geçilmesinde geç kalınmamış mıdır? Bugünkü askeri vazîye'e bakılacak olursa, hükümetçilerin büyük mü;kİlât içinde bulundukları görülür. Franko kuvvetleri, italyanların yardımiyle Ma!a«a'yı işgal etmişler ve şimdi de Madrid'i muhasereye çalışıyorlar. H-ırb harekâtının, alman olduğu sanılan yüksek bir askari dimağ tarafından idare edildiği anlaşılmaktadır. Hükümet kuvvetleri her tarafta tedafüi vaziyettedirler. Bazı yerlerde de maneviyatları hayli sarsılmış görünüyor. Fakat buna rağmen eğer Katalonya, Valensiya hükümetine yardım etmeğe karar verirse, Franko kolay kolay davayı kazanamaz. Ve belki de hiç h'zanamaz. Malûmdur ki Katalonya muhtar bir hükümettir. Valensiya hükümetine sempatik olmakla beraber, şimdiye kadar katalonyahlar yalnız kendi topraklarını müdafaa etmişlerdir. Acaba bundan sonra da kendi topraklarını müdafaada devam edip, bu topraklar tecavüze uğramadıkça, Valensiya hükümetine yardım etmiyecekler mi Yoksa pek sıkışık vaziyette bulunan Valensiya'nın yardımına koşac:k-**r mı? Ajans haberlerine bakılacak o-lur»a, Uı mesele üzerinde Valensiya hü-™"Me Barselona hükümeti arasında müzakere eereyan ediyormuş. l*er 'eV bu müzakerenin neticesine bağlıdır. E^cr Barselona, Valcnsiyaya yardımda l*|ttIumuMİ1l Franko'nun Madrid i, hattâ Valensiya'y, işgaline karşı lakayd kahr.a, bundan sonra harb de-vam etse de mücadelenin karakteri değinerek, teolojiler harb, olmaktan ç.k.p ispanyaya hakim olan Franko ile otonomi istiyen Katalonya arasında bir a-razi harb. şeklini alabilir. Binaenaleyh martın altısından sonra, Katalonya'nın Valensiya ile b'r'iktc harb yapmak ve y.ıhud yapmamak hususundaki kararı çok ehemiyetlidir. A. Ş. ESMER Hükümetçiler Valansiya Madrid yolunda hakim noktaları elde ettiler Asiler ağır zayiat verdi Almeria, 21 (A.A.) — Havas Ajansının Almeria muhabiri, hükümet kuvvetleri tarafından, Grenade vilâyetinin ufak bir kazası olan ve Madrid'e otuz kilometre mesafede bulunan Cadiar mıntakasında yapılmış olan hareketlerde hazır bulunmuştur. Cumhuriyetçiler, el bombalarıyle düşman mevzilerine hücum etmişlerdir. Âsiler, bir müddet mukavemet teşebbüsünde bulunduktan sonra süratle kaçmağa ve malzemelerinin bir kısmını muhacimlere bırakmağa mecbur olmuşlardır. Muhacimler, iki top, birçok mİtralyoz ve mühim miktarda tüfek ve bomba sandıkları ele geçirmişlerdir. Zayiat, çok büyüktür. Hükümetçiler. mahirane bir hareketle Sierra de Las Alpujarras'dakİ sevkulceyşî mev- , zilerin büyük bir kısmını zaptetmişler-dir. Bu sayede âsilerin Sierra Nevada sırtlarındaki âsi mevzilerine hâkim olmuşlar ve deniz ile dağ arasında boğulup kalmış olan münakalâtı ve yolları kontrol alt'na almağa muvaffak olmuşlardır. Cumhuriyetçilerin muvaffakiyeti Madrid. 21 (A.A.) — Arganda köprüsü mıntakasında cumuriyetçiler muvaffakiyetli ileri hareketlerine devam etmektedirler. Saat 17 de hükümet kuvvetleri Vaciamadrid civarında Madrid - Valansiya yoluna hâkim birçok yüksek noktaları ellerine geçirmişlerdir. Asilerin şiddetle müdafaa ettikleri diğer sevkulceyş noktalarını zaptetmek irin muharebe devam etmektedir. Tarama ve Morata de Juna mıntaka-lannda âsilere dolgun mevcudlu takviye kıtaları geldiği görülmüştür. Hükümet kuvvetleri düşmanın toplandığı bütün noktalan bombardıman ederek ilerlemesine mani olmuşlardır. H'idud gönüllülere kapatıldı Hendave, 21 (A.A.) — Fransız -isoanyol hududları, peçe yarısı gönüllülere kapatılmıştır. Bütün hudud mevkilerinde eavet sıkı bir servis işlemekte İdi. Hic bir hâdise olmamıştır. Son dakikada mühim mikdarda gönüllülerin hududu asmış olduklarına dair olan haberler teeyyüd etmemiştir. Seyyar muhafızlar, her tarafta hudud servilerini takviye etmekte olup bütün yollar ve könrüler iandarmanın muhafazam altrndad'r. Bir vapura taarruz Tanger. 21 (A.A.) — "Cebeüamur" isminde bir fransız vapuru saat 8 de imdad işareti vererek Kartajen civarında bir tayyarenin taarruzuna uğradığını bildirmiştir. General Kiepo dö Lano tehdid ediyor Sevilla, 21 (A.A.) — General Kie-po dö Lano. radyo ile neşredilen bir hi-tabesindegeçenlerde Huescayı bombar dıman etmiş olan "kızıllar..a hitab e-derek söyle demiştir: Huescayı bombardıman edebilirsiniz, ona taarruz edebilirsiniz, şehir, asla tes. lim otmıyacaktır. Çünkü tüfeklerin karşısında göğüsten siperlere rast geleceksiniz.. Bütün gayretleriniz beyhude olacaktır. Madrid, çok yakın bir zamanda düşecektir. Onu müteakib bütün Aragonıı marksistlerden kurtarmak için uzun zaman grçmiyecektir. Bir kere daha solivorum: Almeritayı canım ne vakit isterse o vakit işgal edeceğim, hiç şüphesiz, bunun tarihini sÖylemiyeceğim, fakat harekâta teşebbüs elimdedir ve şehri şiddetle müdafaa etmek hususundaki arzunuza rağmen o da tıpkı Malağa gibi elime geçecektir. Atina. 21 (A.A.) — Bugün neşredilen bir kanunda yunanlıların ispanyaya gönüllü kaydı ve gönüllülerin yunan limanlarından geçmesi yasak edilmiştir. İspanyaya her türlü pasaport kaldırılmıştır. Yalnız gazeteciler ile ve pasaportun üzerinde yazılacak istisnai ahval bundan hariçtir. Âsi generallerden Kiepo dö Lano Balkan ajansları direktörler toplantısı Atinaı 21 (A.A.) — Romanya ajansı direktörü Hurtig, Anadolu Ajansı direktörü Muvaffak Menemencioğlu, Yugoslavya ajansı direktörü Petroviç ve yunan ajansı direktörü Vekiarelli bugün toplanarak Balkan antantı matbuat konferansının yaptığı temenni mucibince dört balkan devleti ajansları a-rasındakî teşriki mesaiyi daha ziyade sıklaştırmak meselesini müzakere etmişlerdir. Balkan ajansları direktörleri pazartesi günü bir daha toplanacaklardır. Balkan antantı devletleri arasında Atina, 21 (A.A.) — Başbakan Me-taksas ile Türkiye, Romanya ve Yugoslavya Hariciye Nazırları arasında teati edilen samimî dostluk telgraflarını neşreden gazeteler, balkan antnatı memleketleri arasında müessir teşriki mesainin en iyi teminatı bu samimî dostluk olduğunu tebarüz ettirmektedirler. Romanyanın iç siyaseti Romanya sağ cenah diktatörlüğüne doğru mu gidiyor Bükreş, 21 (A.A.) — Liberal partiye mensuz nazırların, senato ve parlamento reislerinin ve partinin diğer ileri gelenlerinin İştirakiyle yapılan fevkalâde bir toplantı esnasında liberal partisi lideri B. Constantin Briantİano sağ cenah müfritlerinin devletin temellerini tehlikeye koyan ve hükümetin haysiyetini haleldar eden tahriklerine karşı süratle şiddetli tedbirler alınması hususunda ısrar etmiştir. Hükümet zahiren tamamiyle B. Bra-tiano'nun fikirlerine iştirak etmiştir, ve ihtimal bu hususta mühim kararlar alacaktır. Siyasî mahfiller. Romanyadaki demokrat rejimin şiddetli hücumlara uğradığı ve demokrat partilerinin de tamamiyle âtıl bir vaziyette kaldığı hakkında B. Tataresko tarafından verilen ve birkaç liberal mebus tarafından imza edilen muhtıra hakkında uzun tefsirlerde bulunmaktadırlar. Umumî intiba demokratik rejimin ölüm halinde bulunduğu ve Romanyanın da bir sağ cenah diktatörlüğüne dofru gittiği merkezindedir. Bu halden hem hükümet, hem de parti mesul tutulmaktadır. Hükümet otoritesini yeniden tesis edecek tedbirlerin bir an evvel alınması lâzrmgelmektedir. asm icmali Almanyada seyyahları alâkalandıran bir karar Berlin, 21 (A.A.) — Donmuş kredi, ler hakkndaki yeni anlaşma banka kredilerinin 1938 yılının 28 şubatına kadar yeniden 12 ay temdidini derpiş etmektedir. Anlaşmada evvelkine göre yalnız bazı küçük tadilât mevcuttur. Registr Markın almanyaya seyahatlannda kullanılması hakkında bazı mütemmim tedbirler ittihaz edilmiştir, seyyahlar almanyada çeklerini paraya tebdil eder. ken bundan müteessir olmıyacaklar( buna mukabil yabancı memleketlerdeki rayiç, donmuş kredileri azaltmak için biraz yükseltilecektir. Fon Blombergin nutku Alman Harbiye bakanı "sulh istiyoruz,, diyor Berlin, 21 (A.A.) — Bugün Hitler'-in huzuru ile Opera'da umumî harb ö-lülerinin hatırasını taziz için bir toplantı yapılmıştır. Harbiye nazırı Fon Blomberg söylediği nutukta demiştir ki: *'— Bugün umumî harbte bizim ya -nımızda veya karşımızda mücadele e-den ölü askerlerin hatırasını taziz ediyoruz. Bunlara lâyik olunuz. Harb facialarının tekerrür etmesinin önüne geçiniz. Bunu bize emreden mezarlardan yükselen seslerdir. H İtler sulh İstiyor. Fakat huddularımızın öte tarafında şurası anlaşılmalıdır kî. Almanyayı tehdid Irakta saylav seçimleri Irakta kargaşalık çıktığı doğıu değil Irak elçiliği, Irak'ta kargaşalık çıktığına ve Irak kabinesinde değişklik yapıldığına dair bazı gazetelerde çıkan haberleri katî olarak tekzib etmektedir. Irak hükümeti saylav seçiminde büyük bir muvaffakiyet kazanmış ve dun biten intihabat neticesinde bütün hükümet namzetlerinin seçildiği anlaşılmıştır. Bu haber memleketin her tarafında büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Irak kiralı, mebusan meclisini 27 şubatta açacaktır. (A.A.) etmek vc ona her İstenileni kabul ettirmek zamanı artık geçmiştir. Biz artık kendi evimizde kendimiz hakimiz. Nasyonal sosyalistlikten doğan ve nasyonal sosyalistlik prensiblerinin bir eseri olan alman ordusu nasyonal sosyalist partisi ile birlikte yeni Almanyanm temelini teşkil eder. Bununla beraber alman milleti harb içinde çektiği emsalsiz istirab!ara ve harLten sonra da maruz kaldığı zelilce tazyiklere rağmen komşularının elini dostça sıkmaya hazırdır. Ecnebi memleketlerde şurası da anlaşılmalıdır ki, Almanya, şeytanî bîr kin eseri olan Versay'in zincirlerini ko-parmakia dünyanın manevî sulhunu temin etmiştir. Biz, Avrupanın ortasında hür bir milletiz ve hiç bir kimseyi tehdid etmiyoruz.,. Bu toplantıdan sonra Hitler, meçhul askerin kabrine giderek bir çelenk koymuştur. B. Musolini rıin Trablus seyahati Roma, 21 (A.A.) — B. Musolini-nin Trablus seyahatine aid program tesbitedilmîştir. Duçe 10 martta Tobruk'ta karaya çıkarak 10 dan 12 marta kadar deniz manevralarında hazır bulunacak ve müteakiben 1900 metre uzunluğunda sahili takib eden otomobil yolunu ve sonra da 18 martta Trablus enternasyonal sergisini açacaktır. Avrupanın gozu onunue yangın ve cinayet CUMHURİYET'ta Yunus Nadi, tarihin pek az kaydettiği bir fada olan ispanyol harbini makalesine mevzu yaparak bundan bugünkü insanlığın zaafı meydana çıktığın, eğer bu bir iç harb ise bunun neticesini silâhların zaferinden değil, milletin reylerinden beklemek lâzım geldiğini, hakikatte ispanyol dahili harbinin haricî bir harbin küçülmüş bir numunesi olduğunu, devletlerin bu iş* karışmamak yolunda nafile yere yorulduklarını, bu karışmazlık siyasetinin ds bir riya paravanı olduğunu, halbuki bu çarpışmaya müdahalenin caiz bulunduğunu söyledikten sonra diyor ki: " — Sosyalistler ne kadar en-ternasyonalistler, general Franko muştur. Fıunko kıtalarında ispanyoldan ziyade yabancı var; faslılardan başlayarak a İmanlara varıncaya khdar. Eskiden enternesyonal bilmiyorduk! Komünist. İspanya dahilî harbinin general Franko safları bize yeni bir enternasyonal öğretti: Faşist." Cumhuriyetin bu başmakalesi, vaziyeti biraz daha inceledikten sonra şu kelimelerle bitmektedir: "Eğer bütün Avrupa bir gün İspanyadan azacak umumî bir harbla şimdiki ispanya haline gelmek istemiyorsa vakit kaybedilmeden yapılacak iş, ispanyol tla-'ıili harbini durdurmrk ve c-rada vazıyeti bir ân önce normalleştirmektir.'' İSPANYAYA YARDIM KURUN'da Asım Us, ayni mevzu hakkında karışmazlık komitesi kılarları katî bir surette tatbik edilecek o-lursa artık ispanyaya yardımın güçleşeceğini, harbin yava; yavaş söneceğini tahmin ettikten sonra diyor ki: "— Fakat bugün İspanyaya yabancı memleketlerden gitmiş olan gönüllü muha-ribler yüz binleri geçmektedir. B- \r, ne vakit ve nasıl memleketlerine deneceklerdir? Bu ihtiras, Londrada verilen bir kararla ortadan kalkacak mıdı.? Her halde Londrada karışmazlık komitesinde verilmiş olan bu karar bir muvaffakiyet olmakla beraber asıl sulh neticesine varılıp varılmıyacağı henüz malûm değildir." ATİNA KONFRANSI SON POSTA'da Muhiddin Birgen, Balkan konferansı çalışmasını bitirdiğini, hariciye nazırları memleketlerine dönmeden neşeredilen bîr tebl'ğde Bıl-kan devletleri arasında tam bir dostL.k bulunduğunu bildirdiğini, bu tebliğin diplomatik ifade şekline gitmeğe hiç lüzum görmeden yazıldğını, bunun da samimî havaya delâlet ettiğini yazd.k-tan sonra diyor ki: "— Bİzce konferans Balkan memleketleri arasında günden güne kuvvetlenen bir anlaşma ve bir birleşme fikrinin yürümekte olduğunu gösteren adımlardan biri daha olmuştur." Muharrir, bundan sonra, bu konferansın yanışım toplanan Balkan basın konferansının aldığı kararlara da işaret etmekte ve bu kararları inceledikten sonra şunları yazmaktadır: "Atina konferansına Balkanlarda sulhu kuvvetlendiren, Avrupada sulhun kuvvetlenmesine yardım eden, nihayet Balkanlar Monroesinİn geniş sahada müsbet neticelerini görmeğe doğru giden hareketin yenî bir adımı oldu. Bu adımı görmek, bize ancak memnuniyet ve ferah verir." Berlinde bir italyan endüstri heyeti Berlin, 21 (A.A.) — Führer dün öğle den sonra, B, Cianettinin başkanlığındaki italyan endüstri amele heyetini kabul etmiştir. Heyet müteakiben berlinden hareket etmiştir. B. Blum'un seyahati Paris, 21 (A.A.) — B. Blum saat 17 25 de Sen . Nazar ve Nanta hareket etmiş ve Orsay istasyonu civarında toplanan kesif bir halk kütlesi tarafından hararetle alkışlanmıştır. Tren hareket edeceği zaman istasyon dahilinde halk başvekili yeniden alıkş-lamıştır. — ULUS 26 şubat 1937 cuma Bugün 6 1NCI SAYFADA i Ankara kömür sergisi: 26 marttan itibaren Ankaranın ortasında büyük bir kömür madeni işlemeğe başlıyor. ON SEKİZİNCİ YIL. NO: 5595 ADIMIZ, AND1MİZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Başbakan ve Ekonomi bakanının seyahatleri Başbakanımız İsmet inönü Pazartesi günü İzmir'i şereflendiren Başbakanımız ve Ekonomi Bakanımız; ilk gün Çeşmede tetkiklerde bulunmuşlar, Bergama-ya gitmişler ve tzmirin yeni liman işiyle uğraşmışlardı. Yeni liman yerini tetkik eden General İsmet İnönü tzmirde modern bir Umanın yapılmasına karar vermiş ve 24 gecesi 24 de hususi trenle Ankaraya hareket etmişlerdi. Dün Başvekil İsmet İnönünün seyahatine dair şu telgrafı aldık ; Balıkesir. 25 (A.A.) — Başvekil ismet inönü, yanlarında Iktısad Vekili bulunduğu halde hususi trenle bugün saat 10.30 da şehrimize gelmişler, Atatürk parkını gezdikten ve bir müddet istirahatten sonra halkın samimi teşyileri arasında Kütahya yolu ile hareket etmişlerdir. ispanyol hükümetçileri Oviedo şehrinin varoşlarına girdiler Buşbetke ingiliz hamlesi Fatih Rıfkı AT AY İngiliz imparatorluğunun tahinden, bir defa da, on dokuzuncu asrın sonlarına doğru, Boer harbın-da şüphe edilmiştir. Bir sömürge dava inin bu kadar fedakârlığa maIofaca-ınr asla hatıra getirmî-yen ingilizler arasında dahi yese düşenler az değildi. Bu acı tecrübeyi, büyük ve millî mikyasta bîr kuvvetlenme hamlesi takip etti: Cihanharbi başlangıcındaki ingiliz azameti, işte bu hamlenin eseridir. İngilizler milli müdafaa kuvvetlerinin, imparatorluk politikasını yürütmiye, hattâ ingiliz teahhüd-lerini yerine getirmeye elverişli olmadığını Etyopya hadisinde anladılar. Harpsonrası'nrn barışçı JÛfchîıUiğî, yalnız harb iradesini değil, darb vasıtalarını da zayıflatmıştı. Avrupada yeni dikta rejimleri, yalnız, Milletler Cemiyeti barışçılığı ve 1918 zaferi nizamı aleyhine fikir boğuşması yapmakla kalmıyor, bütün harb teşkilât ve kuvvetlerini de tazeliyordu. İngiltere başta olmak üzere dünya devl*"Mprİ ekseriyetinin aza olduğu Milletler Cemiyeti Uzak Şark'ta, Cenub Amerikasında ve Afrikada üstüste mağlûbiyetlere uğramıştır. Ne yapmak lâzımdır? Cenev-reyi kuvvetlendirmek! Fakat bu, sadece pakt hükümlerfni vuzuh-landırmakla veya azaların mesuliyetlerini daha iyi sarahatlendir-mekle gerçelenir iş değildi. Milletler Cemiyetinin verdiği vazifeleri yapmak, yahut menfaati bu vazifelerin yapılmasını teşvik etmek olanların, ayrı ayrı, kuvvetlenmeleri lâzımdı. Kendi emniyetinden korkan, veya, karşı koyamamak kaygısı ile harb tehlikesi ihtimallerini uzaklaştırmak için boyuna taviz verenler nasıl, müşterek bir emniyet davasının kahramanı olablirler? Her tarafta barış ve sükûn, İngiltere imparatorluğunun hiç şüp-nesiz menfaatinedir: İngilterede n,ç olmazsa bu nesiller yeni fetihlerde bulunmak değil , bugünkü nizamın devamını istiyorlar. Amerikanın icad ettiği Milletler Cemiyetinin, bir ingiliz realitesi haline gelişinin sebebi budur. Bir-(Sonıı 5. InCİ sayfada) Habeşistanda Ras Desta kurşuna dizildi Roma. 25 (A.A.) — Adisababa'dan bildirildiğine göre, Ras Desta, garbî Habeşistan'ın göller mıntakasında esir e-dilmiştir. Salahiyetli mahfiller, Ras Dcsta'nın esirliğine büyük bir ehemiyet vermektedir. Söylendiğine göre, kendisi, ingiltere kiralı altıncı Jorjun taç giyme merasiminde hazır bulunmak üzere yakında Londra'ya gidecekti. Gene söylendiğine göre, Ras Desta, hemen kurşuna dîzilecektir. Ras Desta kurşuna dizildi Roma, 25 (A.A.) — Göller mıntakasında Ras Desta'yı esir eden kuvvetin asteğmen Tucci'nin kumandasındaki yerli bir müfreze olduğu tasrih edilmektedir. Ras Desta hemen kurşuna dizilmiştir. Şehir düşmek üzeredir Fransız Harbiye Bakanı B. Daladİye Paris, 25 (A.A.) — Mcbusan ordu encümeni harb halinde milletin teşkilâtlandırılması meselesi hakkında Dala-dîye'nin izahatını dinlemiştir. Harbiye Bakanı, sulh zamanında memleketi hazırlamak ve harb zamanında da idare birliğini temin etmek bakımlarından millî müdafaa bakanlı- | [İspanyol harbine aid gelen telgraflar (Sonu S. inci sayfada) üçüncü sayf Yukarda hukümetçi sahilleri bombardıman eden bir isi gemisi - Aşağıda Malaga'da harap olan bir sokak ızdadır ] Orta Avrupa meselesi Bütün Avrupanın gözü Av ustur yanın üzerinde tin; Avusturya tahtının yegâne vârisi Arşûdük Otto dö Habsburg .oroa. 25 (A.A.) — Resmî italyan mahfilleri, B. Noyrat'ın Viyana ziyare-memnuniyetle kaydetmekte, yapılan görüşmelerin Roma protokollarına ve Berlin - Roma mihveri ruhuna uygun olduğunu ve bir yatışma unsuru teşkil ettiğini bildirmektedirler. ALMAN GAZETELERİNİN YAZDIKLARI Berlin, 25 (A.A.) — Nazilerin naşiri efkârı olan Der Angriff, B. Von Noyrat'ın Viyana'yı ziyareti hakkında mü-talealar serdeden yegâne gazetedir. Bu gazete diyor ki: "Maddî bir takım neticeler elde e-dilmesi mevzuubahis değUdi, yalnız iki alman devletinin iç tesanüdlerini göstermek kasdediliyordu. Alman nazırının Viyana'ya varışından ve oradan ayrıldığı esnada yapılmış olan coşkun tezahürler, manidardır. (Sonu 5. inci sayfada) Halid Bayrak kupasını Ankaragücü kazandı Millî Müdafaa Vekilimiz General Kirim Özalp kupayı AnkaragÜcune verdikten sonra (Yazın 6. inci sayfada) Belçikada Faşist lideri tevkif edildi Brükstl, 25 (A.A.) — Belçika faşist teşkilâtı lideri Dögrel bu akşam Ganda tevkif edilmiştir. Van Zeeland bir toplantıda nutuk söylerken DÖgrel mütemadiyen başbakanın nutkunu kesmiştir. Bunun üzerine kavga çıkmış ve polis müdahale ederek Dögreli karakola götürmüştür. Bir hatırlatma Bütün ricalarımıza rağmen, gazetemizde çıkan yazılan, bizden alındığını tasrih etmeden iktibasta devam eden arkadaşlarımıza Ulus'un ismini olsun zikretmeleri lüzumunu bir kere daha hatırlatırız. Fıkı Biz ve seyyahlar Ne zaman İstanbul'u düşünsek, turizm hatıra geliyor: "— Seyyah getirmek, daha doğrusu seyyah durdurmak için ne yapmalıyız?" Seyyah durdurmak diyorum, çünkü İstanbul'a onlardan gemilerle, fakat günübirlik gelip geç i yor I Turizm için ne yapsak? Size yeni bir fikir söyliyeceğimı İstanbul'da, ve onun Bursa'ya kadar civar bölgesinde turizm için her şey tabiat ve tarih tarafından yapılmıştır. İstanbul'da beş yüze yakın anıt var. Eşsiz peyizaj. adım başınds, İstanbul ve Bursa şehirlilerinin eski yerlilerini bile hayran bırakıyor. istanbul'da, Marmara bölgesind* ve Bursa'da seyyahlar için eksik şeyler, bizzat bizim mahrumiyetlerimiz-dir: Yol var mı? Şose var mı? Otel var mı? Spor ve eğlence tesisleri var mı? İstanbul'dan. İzmit'i bırakınız, Pendl-ğe kadar otomobille rahatça gidebilir misiniz? Mudanya iskelesi Bursa'ya düz bir yolla bağlı mıdır? Acaba bütün bunlar seyyahlara mı lâzım? Hayırl Hepsine bizim, kendimizin, bu memle-ket vatandaşlarının ihtiyacımrz var. Eğer biz kendimizi rahat yürüten, rahat yatıran, rahat dolaştıran, az çok eğlendiren, yüzdüren ve oynatan vasıta ve imkânları hazırlryacak olursak, gerisi, yani. asıl, milyarların yetişeml-yeceği, birkaç neslin, başaramtyacağı büyük cazibeler hazırdırlar: Tabii güzellik eşsizdir; tarih eserleri ve müzeler kâfidir. Beledi tesisatları tam olan memleketler, seyyah getirebilmek için, böyle cazibelerden mahrum olduklarına yanmaktadırlar. Bizde güçü var, kolayını yapalım. - Fatay âââââââââWaWm ULUS 26 . 2 - 1937 = Tcwk meseleleri üöçmen yerleştirme işinde göz önüne alınacak bir nokta Herkesin bildiği ve istatistiklerin de bir hakikat olarak gösterdikleri gibi TürVtiye bir zi.aat memleketidir. Eğer bir memleketin nüfusunun yüzde sekseni hayatını ziraatle temin edecek olursa o memleketin refah vc saadeti ziraatinin selâmetine, ranıabil-tesine bağlıdır. Ziraati ilerletmek, ya.ıi toprak kültürünü yükseltmek için müessir olan usullerin bütün ülkeye nıii-said neticeleri görülür, yalnız bu usullerin memlekete uygun olması, muvaffakiyetle tatbik edilmesi lâzımdır. Toprak kültürünün vazife ve usulleri muhtelif memleketlerde, çok çeşitli ve ziraatle meşgul nüfusun mikdarına göre. az veya çok ehemİyetlidir. Türkiyede çiftçi nüfusun yüzde raikdarı-nm fazlalığından dolayı bu varilelerın ehemyeti en yüksek noktasında bulunmaktadır. Aynı zamanda bu vazifeler toprak ve iklim şartlarının ziraat hususunda bahşettiği ve hemen hiçbir yerde bulunmayan kabiliyetlerden dolayı pek çeşitlidir. Bu çeşitli vazifelerden sermayeye muhtaç olmadan muvaf lakiyet-le tatbik edilebilecek olan bir kaç tanesini zikredebiliriz. Toprak kültüründen bahsedildiği zaman bazıları ilk önce boş erazinin işlenmesini, yani kıraçların iskânını yahut imarını düşünürler. Filvaki bu işin de toprak kültürünün en mühim vazifelerinden biri olduğu muhakkaktır. Hele bu, her sene binlerce göçmenin yeı-leştirildiği Türkiyede büyük roller oynayan bir meseledir. Bütün erazinin yüzde onu pullukla işlendiğine göre kültüre almak için kâfi miktarda top rak mevcud olduğundan, hattâ köylülerin, topraklarım genişleterek kendi kazançlarının çoğalmasını temin etmeleri tavsiye olunmuştur. Köylüde para bulunmadığından, ve beş topukların istimlâki için de paraya lüzum olmadığından, köylü işletmesinin ihyası, daha ziyade köylü erazisinin büyütülmesin de görülmektedir. Bu mesele de, köylünün ne kadar fazla boş erazi işlerse o kadar fazla hasılat alacağı ve o kadar süratle halâsa doğru gideceği iddia c-dİlmekte ve bu iş için, köylünün yalnız kendi ve dolayısiyle hayvanlarının sâ-yinc İhı ¦ olduğu ileri sürülmekte-dirA Acaba mesele düşünüldüğü gibi mîdir? Buna bence verilecek cevab ekseriya bu hesabın yanlış olduğudur. E-vet. hakikaten köylüde fazla insan ve hayvan kuvveti vardır. Fakat bunların boş topraklan işlenmiş bale sokmak i-çin sarfedilmesi kendi mezru erazisinin ıslahına imkân olmadığı andan itibaren, yani kendi işlenmiş toprakları Üzerine sarfedilece* fazla sâyin mahsulde bir fazlalık temin etmediği, fazla bir kir getirmediği zamanlarda doğrudur. Di-jer hallerde doğru olan, eldeki kuvvetlerin mezru eraziyî ıslah etmeye kullanılmasıdır. Neden? Yeni açılarak küttüre alınmış bir toprak, senelerce işlenmiş topraklara nisbetle, bir kaç sene, nisbeten daha az mahsul verir. Yalnız muayyen bazı yerlerde bu yeni açmalardan birinci seneden itibaren sene* lerce iyi mahsul «rınvştır. Fakat bullar müstesna vaziyetler olup daha ziyade, fazla ümüslü ve çok faal toprakların kültüre alınmasında görülür. Başka hallerde toprağın senelerin geçmesiyle, vukua gelecek her nevi tecezzi ve talıavvüllerle kültür nebatlarının yetişe^ bileceği bir hal alması lâzımdır. Kültür toprakı muayyen bir tavda olmalrdrı. Ve içinde bulanan gıda maddeleri, mü-teaddid defalar işleme ile tesri edilen, tahammuz. taharvül, hidrolizasyon, karbonlaşma, tefessüh ve tahallül sayesinde münhal, yani kültür nebatları için a-lınabilecek, imtisas edilebilecek bir ha le geçer. Kültür nebatlarının, gıda maddelerinin İnhilâl kabiliyeti bakımından istekleri, diğer yabanî nebatlara nazaran daha fazladır. Fakat kültür nehat-larr arasında da bu bakımdan Düyük farklar bulunmaktadır. Yenî açılmış e-razîde, o civarda yetişen nebatlar hiçbir zaman doğrudan doğruya yetistiri- Yazan : Pr. Dr. Oix lemez, bilâkis bu nebatlar arasında dikkatli bir tefrikin yapılması İcab eder. Kültür nebatları gıda maddelerinden başla toprağın hikemî vasıfları, rutubet, havalanma, toprak taneciklerinin yığılma ve karışma şekilleri, hulâsa toprağın yapısı ve taamülü bakımından da birçok isteklerde bulunurlar. Bu şartlar erazi açılır açılmaz hemen husule gelmez, bilâkis birkaç sene sonra temin Sunabilir. Şimdiye kadaı söylenenlerden başka boş erazinin kültüre alınmasını bilmek ve bu «şıcr aniim-k lâzımdır. Bu noktaların, Tu kıy ede ham toprakların işlenmesin c bilhassa büyük rol oynamasının sebebi, diğer memleketlerde yeni açmalardan kısa bir zamanda işlenmiş toprakların verdiği kadar bir mahsul alabilmek için kullanılan vasıtaların Türkiyede o memleketlerde bulunduğu nisbette bulunmamasından dolayıdır. Intensif işletmeyi kabul etmiş yerlerde yeni açmadan sonra evvelâ yeşil gübre nebatları yetiştirilir. Şu halde alınacak ilk mahsulden vazgeçilir ve yetiştirilen nebat toprağa gömülür, yahud toprağı ıslah için fazla mikdarda çiftlik gübresi, kompost ve icab ettiği takdirde de sunî gübreler, ve hususiyle kireç kullandır. Böylelikle evelce söylediğimiz tahavvü) ve tahallüllcrin tesrii ve aynı zamanda toprak tavının husulü temin edilir. Sunî gübreler toprağa münhal gıda maddelerini verirler. Türkiyede yeşil gübre hemen hemen bilinmez, ahır gübresi ve kompost da kâfi mikdarda bulunmamaktadır. Sunî gübreler İse pahalıdır. Şu halde Türkiyede boş erazinin tam işlenmiş ziraate elverişli bir hale konulması için lâzım olan zaman daha u-zundur. Göçmenlerin hangi şartlar altında yerleştirildikleri malûmum değildir. Fikrimce toprak ve iklim vaziyetine göre bunların 4-10 sene vergilerden muaf olmaları lâzımdır. Bu muafiyet müddeti toprağın sulak yahud kurak olmasına veya her iki senede bir mahsul vereceğine göre değişebilir. Tohumluk ve makina tevzii meselesini daha tevsi etmelidir. Büyük harbda Al-manyada da aynı mesele mevzuubahisti, birçok esirler kötülemiş olan gıda vazi- Kağıd paralar yeni harflerle basılacak İstanbul. 25 (Telefonla) — Maliye Vekâleti bütün kâğıd paraların yeni harflerle bastırılmasına karar vermiştir. İstanbul damga matbaasına yeni makinalar getirtilecek, bu makİnalarda posta pullarımız da basılabilecektir. Istanbulda feci bir kamyon kazası istanbul, 25 (Telefonla) — Bayramın ikinci günü Mecidiye köyünde ermeni mezarlığı önünde feci bir kaza oldu. Sarıyerde oturan Bektaş iki kamyon arasında kalarak öldü. Istanbulda grip İstanbul. 25 (Telefonla) — Son günlerde havaların sık sık değişmesi yüzünden şehrimizde grip vakaları artmıştır. Hastalık bilhassa Beyoğlu, Beşiktaş ve Şişli taraflarında görülmektedir. Sırt ve Eşek ile nakliyatın men'i İstanbul, 25 (Telefonla) — Sırt hamallığının kaldırılması ve eşek ile nakliyatın meni hakkındaki kararlar karşısında kara nakliyatı İşini bir elden idare için liman idaresiyle belediye a-rasındakİ müzakerelere yarın yeniden başlanacaktır. Belediye işîn tamamiyle liman idaresinin elinde kalmasına taraftar değildir. Müşterek bir şirket kurulmasını istemektedir. istanbul a gelen seyyahlar İstanbul. 25 (Telefonla) — Dün Ve-titia adlı vapur şehrimize 350 ingiliz seyyahı getirmiştir. Seyyahlar diğer Akdeniz limanlarına uğramak üzere bu sabah şehrimizden ayrılmıştır. yerinin ıslahı İçin boş erazinin işletilmesi huî.u-.undi^-kulianr'Tmış- vc bu vaziyetten* çok Tsrmfevr bulunulmuştu. Fakat pek kısa bir zamanda hesabın yanlış olduğu anlaşılarak, esirler çiftçilere tevzi edilmiş ve mezru erazinin işçi noksanlığından dolayı hasılatının azalmasının önüne geçilmiştir, işlenmemiş erazinin ziraat toprağı haline getirilmesi muayyen bir zarar ziyan ile alâkadardır. Şehir ve kasabaların içtimaî çehreleri tesbit edilmeğe başlandı Dahiliye Vekâleti; şehirlerimizin bayındır)ığıru ve yapılması icab eden işleri plânlı olarak tanzim edebilmek için belediyelere bir sual listesi göndermiş ve bunlara en kısa bir müddet zarfında cevab verilmesini ir lişti. Ceveblar gelmeğe başlamıştır. Bunlar tamamlandıktan sonra şehirlerimizin içtimai çehresi tamamen tayin edilmiş) olacaktır. , ¦ Evvelâ belediyelerin umumi vaziyeti tesbit edilmektedir: Belediye sınırları içinde şehrin nüfusu, ev sayısı, son malî yıl içinde büd-cesi sorulmuştur. Belediyelerin temİz'İk işlerinde daimî ve muvakkat olarak çalıştırdığı a-mele sayısı, temirlik tasıtalannın sayısı, cinsleri, sulama arazörleri ve kar temizleme makİne'eri olup olmadığı, temizlik işlerine senede ne kadar sarfedil-diği, umumi cadde ve sokakların hangi saatlerde süpürülüp temizlendiği, toplanan muzahrafatın nerelerde ve ne suretle yok edildiği? Yollar Şehir ve kasaba içinde yolların u-mumî uzunluğu, bunun kaç kilometresi asfalt, ne kadarı şose. arnarud kaldırımı veya ham yol olduğu? ne kadarının esaslı veya cüzi tamire muhtaç bulunduğu, vasati o'arak her sene büdcelerden yol için ne kadar para serfedildiği kasaba veya şehir içindeki köprülerin sayısı ve bunların yapılış malzemeleri ile bugünkü durumları; Pazar, panayır yerleri Şehrin kaç noktasında, haftanın hangi günlerinde pazar kurulmakta, bu-ra'ara ne gibi gıda maddeleri getirilmekte, hayvan pazarı olup olmadığı, panayır kurulup kurulmadığı, eğer ku-ruluyorsa buralarda başlıca teshir edilen malların ne'er olduğu sorulmaktadır. Elektrik, Havagazı, Su Elektrik tesisatı varsa hangi tarihte yapıldığı, tesisatın kaç liraya mal olduğu, muharrik *- 'vvetîn emsi, istihsal kud--MHrUmfflnî tenvirlerde kullanılan aıık-dar, belediyenin umumi tenvire verdiği para mikdarı, abonman sayısı; havagazı-mn metre mikâbının halka kaç kuruş üzerinden satıldığı, umumî tenvirlerde havagazı kullan ılıyorsa ödenen para mikdarr, günlük umumî istihsal mikdarı. su tesisatı olup olmadığı ve varsa kaç liraya maledüdiği ve bn işler için Kulb is ler i Yerli ve yabancı bur çok gazetelerde, türlü başlık- =^^= lar altında, kalb işlerinden bahsediliyor ve bunların halli çareleri aranıyor. Birkaç örnek: "Sevişiyoruz. Evlenmemize anamız babamız mani oluyor. O. benimle evlenmezse kendini trenin altına atacağım söylüyor. Bu kararım tatbik eder mi eder, çünkü demiryolu memurudur.,. Bİr başkası: "Bir inad şevkiyle kocamdan ayrılmak için mahkemeye başvurdum. Davamız iki senedir sürükleniyor. Halbnki onu sevdiğimi hissediyorum. Fakat mağrurum, geri dönemiyorum. Ne yapayım?,. Gazetelerden kalb işleri hakkında reçete istiyenler neden acaba hep kadınlardır? Ehemiyetli surette kuraya oturmak! Dün Anadolu Ajansı bir haber verdi: bilmem ne vapuru, Çanakkalede Haraidıye tabyası önünde ehemiyetli surette karaya oturmuştur. Ehemiyetli surette'n'm karaya oturan bir gemi hakkmda bu tarzdaki kullanışına, siz, türkçe yazanlar, kalelerinizde srzı hissetmeden ta -hammül edebilir misiniz? Sandaldım karaya Uç kafadar, Boğaziçinde, sandala binmişler ve Önünden geçtikleri kıyılardaki re yalılarm pencerelerindeki kadınlara söz attıkları için polisçe yakalanmışlardır. Bu mevsimde ve bayram günlerinde sandal gezintisine çıkanların denizden karaya sarkıntılıkta bulunabileceklerine nasıl inanılmaz? Çocuk tabancası ile lujydudluk eden kız "Siyahlı kadın,, geçen hafta Nev-yorkta tutulmuştur. Siyahlı kadm kimdir, bilir misiniz? Nevyork kahvelerinde tabanca çekerek bütün müşterileri korkutup onları soyan, yüzü. maskeli, karalar giyinmiş bir kadml Siyahlı kadın, gene bîr kahvede, tabancasını çekip orada bulunanlara "ya paranız, ya canınız!,, tehdidini savurduğu sırada açık göz bir garson, kadına arkasından sarılmış, elinden tabancasını ve yüzünden maskesini almağa muvaffak olmuştur. Tabanca sadece bir çocuk oyuncağı ve kendinden bir umacı gibi bahsettiren "siyahlı kadm., da güneş kadar güzel bir genç kızmış! Viyanadaki esrarlı tayyare Bütün dünya gazeteleri on onbeş günden beri, Vîyananm üzerinde, 3-4000 metre yüksekten ucan re harada orak re çekiç resimleri çizen esrarlı bir tayyareden bahsediyorlardı. — Tayyare, bugün de, bütün Vi-yanaldan kendisi île ilgilendirmiştir. Sokaklarda dolaşanlar durup, yükseklerde uçan esrarlı tayyareyi seyretmişlerdir. — Esrarlı tayyarenin takibine çıkan polis tayyareleri, onun çok süratli ve ufak bir spor sanmışlarla da tayyaresi olduğunu kendisini takib edememişlerdir. İşte böylece, kendisi ile bütün dünya kamoyunu meşgul etmiş olan bu tayyare, nihayet sırrını meydana çıkarmıştır: Avusturya -hükümetince neşredilen bir tebliğden, bunun, yakında gösterilecek olan komünizm a-leyhinde bir propaganda filmi için reklâm maksadiyle Viyana üzerinde uçurulmuş olduğu anlaşılmıştır. Hugo Meisl öldü Orta Arrupa futbol kralı Hugo Meisl, Viyanadaki bürosunda çalışırken, kalb sektesinden ölmüştür. Bn zat Avusturya profesyonel futbol federasyonu nmnmi kâtibi re tek seçicisi idL Aruaturyanm ilk futbol o Tuncuların dan re 55 raşmda idi. Kend» baden uzun zaznan sitayişle bahsettirmiş olan meşhur Avusturya takmanı Hugo Meisl teşkil etmişti. Bayramda Istanbolda yapılan maçlarda, Arusturya futbol diktatörünün vefatı dolayısiyle bâr dakika susulmuş ve maçlara ondan sonra başlanmış olduğunu ora gazeteleri yazıyorlar. Bizim futbolcular amatördürler. İyi bir sirk müdürü gibi iyi bâr profesyonel futbol takanı teşkiline muvaffak olmuş olan bu zat İçin amatör aporcularnnız acaba, neden hm saygıyı gö*te*mifJer«nr ? ölüm karşısında bu manasızlığın yankı m bu kadarla kalsın vo biz de itaca: Dahiliye Vekâleti, belediyelere bir anket açarak halk hizmetleri müesseselerinin vaziyeti ve çalışma seUüleriyle belediyelerin ba işlerden hangilerini başardıklarım sordu. ayrı bur teşkilât bulunup bulunmadığı sorulmak tadır. Diğer sorulanlar Vekâletin sorduğu sualler arasında, mecra ve lâğımların uzunluğu, inşa tarihi ve bedeli, et nakliyatının ne üe temin edildiği, mezbahanın fennî vaziyeti, mezarlıkların kasabanın son evine o-lan mesafesi, mıh dan, yol vaziyeti, yeni mezarlıklar için proje hazırlanıp hazırlanmadığı, memleketin kadastral haritası bulunup bulunmadığı, itfaiye teşkilâtının vaziyeti meseleleri vardır. Sorulan suallere cerablar geldikten sonra, her belediyenin, umumî hizmetler bakımından yapması icab eden en mühim işler tayin ve tesbit edilmiş olacaktır. Maliye Vekili ve Dr. Aras İstanbul, 25 (Telefonla) — Rahatsızlığı yüzünden bir müddettenberi şehrimizde bulunan maliye vekili Fuad Ağralı bugün Toros ekspresiyle Anka-raya hareket etmiştir. Bayramı Istanbulda geçiren hariciye vekUimiz Tevük Rüştü Aras da bu akşamki trenle An karaya gitmiştir. Ve-klUdunu btaayuoıia III 'illi İli lllİnnU ve ı ariı ileri gelenleri, dostları ve kala* balık biı halk kütlesi tarafından uğur-lan mı şiardır. İstanbul Belediyesinin yardımları İstanbul, 25 (Telefonla) — İstanbul belediyesinin 1937 büdcesi muavenet faslından kimlere yardım edileceği tesı bit edilmiştir. Bir karara göre beledîya 2000 lira Turing kulübe, 500 lira Top. kapı Fukaraperver Cemiyetine, 500 lira Bakırköy Doğumevine, 8000 lira festival komitesine, 3696 lira Haliç İdman kulübüne, 250 lira Çocuk Esirgeme Kurumu Eminönü şubesine verecektir. AVA Dün havalar yağışlı geçti Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün Ankara'da hava kısmen açık ve rüzgârlı geçmiştir. Dün gü nün en düşük sühuneti sıfuın üstünde 2, en yüksek sühuneti de 4 derece kaydedilmiştir. Dün yurdun hemen hemen, her tarafında yağış olmuştur. Yağışlar Keşan ve Çanakkalede dolu ile karışık yağmur, orta Anadolunun şimal vc garb taraflariyle şarkî Aoadoluda kar, yurdun diğer yerlerinde ise yağmur şeklindedir. Hava yurdun şark mıntakalariy-le Karadeniz sahillerinden başka yer* ler de 8.1 derece arasında soğumuştun, Dün yurdda en düşük sühunetler sıfırın altında olmak üzere Aİyonda 3. Kütahya ve Eskişehir de 5, Kaısta 6 dere-cedir. En yüksek sühunetler sıfırın üstünde olmak üzere Dür t yolda 15, Biz* de 19v Samsunda 22 derecedir. 26.2 - 1937 ULUS Silâh yarışı Gelecek be» »ene içinde dört yüz milyon ingiliz lirası sarfına salâhiyet veren kanun lâyihasının A -vam kamarası tarafından kabulü ile ¦İlah yarısı artık bütün hızı ile başlamış bulunuyor. Bu dört yüz milyon ingiliz lirası, Ingilterenin deniz, hava ve kara kuvvetleri İçin be? sene içinde sarefdeceği paranın yekûnu değildir. Baldwin hükümeti istikraz ile tedarik edilecek bu büyük meblâğı, e* şasen büdcede silah için tahsis edilen paradan ayrı olarak sarfına salâhiyet istemiştir. Ingilterenin beş sene içinde silahları için sarfedeceği paranın yekûnu bir buçuk milyar ingiliz lirasını bulacaktır. Sulh zamanında bu kadar büyük bir meblâğın silâh için sarfedİldiğini tarih kaydet -memiştİr. Gerçİ devletler, bütün harbsonrası devri içinde silahlanmışlardır. Bir taraftan Cenevrede silahsızlanma konferansı devam ederken, diğer tarafta her devlet silahlarını artırıyordu. Fakat silahlanma yarışı ancak şimdi başlıyor. Şimdiye kadar devletlerin silahlanmalarına bir "yarış., denemez idi. Çünkü bazı devletler, maddi va-Sit.ılariyle müsaid olduğu nisbetten çok, bazıları İse, daha az silahlanmakta idiler. Maddi vasıtalarına nazaran silahlarına fazla ehemiyet veren devletler, Japonya ile İtalya idi. İngiltere ise, maddi vesaiti ile ölçülecek o-lursa silahlarına nisbetsiz derecede az para sarfedİyordu. Bundan böyle silah yarısındaki âmil, devletlerin maddî vasıtaları ve malî kudretleri olacaktır. Ingilterenin silahlanması şimdiden diğer devletleri tahrik etmiştir. Amerika, denizlerde In™iltereden geri kalmak istemiyor. Bu. Amerika için bir ihtiyaç meselesinden ziyade bir prestij meselesidir. Almanyanın de -niz kuvvetleri de ingiliz deniz kuvvetlerinin yüzde otuz beş nisbeti olarak tesbit edildiğine göre, Almanya da donanmasını otomatik şekilde artıracaktır. Gerek Amerikanın ve gerek Almanyanın ingiltere İle bu nis-betler içinde rekabet yapmalarına vasıtaları kâfidir. Fakat bu yarışta geri kalacak olan Japonya ve ttalya-dır. Her iki devlet de senelerden beri, maddi kudretlerinin bütün vüsati İle silahlanmakta idiler. Yeni başlayan, yarış için de daha büyük gayretler sarfetmeleri beklenir. Fakat, Amerika .İngiltere ve Fransa gibi, daha geniş vasıtalara malik olan devletlerin yapacakları yeni eforlar karşısında dünkü niıbetİ muhafaza etmeleri hayli güç olacaktır. Silâh yansı, dolayı-siyle, bu devletlerin bir türlü silahsızlanmaya yanaşmamalarının doğurduğu bir neticedir. Kİmbilir belki de dün müşkülpesent davranan bu devletler, serbest bir yarışta geride kalacaklarını anlayınca, büsütün silahsızlanmaya değilse de. hiç olmazsa, devletler arasındaki silah nisbetlerini tayine yanaşırlar. Yani on beş senelik müzakere ile varılamayan gayeye serbest yarış yoluyla varılır. Ancak şunu da hatırda tutmak lâzımdır ki harbdan evelki silâh yarışı devletleri böyle bir hedrfe ulaştıracağı yerde büyük harb denilen faciaya sürükle-mi-lir. - A. Ş. Esmer ispanyada hükümetciler Oviedo şehrinin Varoşlarına kadar girdiler Şehrin düşmesi bekleniyor \k Viyana istikametindeki meçhul tayya-e Geçenlerde B. Şuşnig'in Viyanada nutuk söylediği bir Mirada meçhul bir tayyarenin Viyana üstünde dolaştığı ve du:tu.da orah çekiç işareti çizdikten sonra Çekoslovak'ya istikametine kaçtığı bildirilmiştir . Bu hususta dün şu telgrafı aldık t Viyana. 25 (A.A.) — Tahkikat komisyonunun raporunda deniliyor ki, bir kaç ,..,11 evvel havada bir takım esrarengiz ç ^ıler çizmiş olan tayyare, bir askeri Avusturya tayyaresidir. Tayyareden çıkan dumanda, bir fevkalâdelik yoktur. Bilâkis, alkol İle karışık olan benzin, 4000 metreden fazla bir yüksek, likte rutubetle meşbu soğuk hava ile temasa gelmiMİr. Onun sovyet propagandası yapıld „ına , tayyarenin bir alman filmi için çalıştı^.na dair olan bütün haberler, do'.ru delildir. İspanyol har-btnda bulunan bir ingiliz ressamının İspanyadaki mezalimi ve harbi tasvir eden bir resmi. (Jç gündenberi İspanya harbinde vaziyet; bilhassa Bask mıntahastnda hükümetciler lehine bir inkişaf göstermektedir. Oviedo'nun Asturi madencileri tarafından zabteditdiği bildirilmiş ve fakat bu haber Burgos hükümeti tarafından yalanlanmıştı. Madrid üzerinde iki gündenberi tayyare faaliyeti olmuştur. Hükümetin yeni bir emirnamesiyle 20 - 50 yaşına kadar olanların askere alınması, 150.000 kişilik yeni bir ordunun kuruluşunu temin etmiştir. Dün aldığımız telgrafları aşağıya koyuyoruz : Madrid, 25 (A.A.) — Oviedo'dan bildirildiğine göre, hükümet kuvvetleri, sevkülceyş mevzileri dahil olmak ü-zere, Oviedo'nun bir çok varoşlarını ele geçirmişlerdir. Son muharebeler, harabe halinde bulunan bu şehirde, dahili harbin başlangıcındanberi yapılmış olan muharebelerin en şiddetlisi olmuştur. İki gün iki gece, dinamitler yardımiyle âsiler iki ay evvel, muhasara edilen çemberlerini kırarak şehre erzak ve mühimmat sevketmeğe muvaffak olmuşlardı. Şimdi işe, âsilerin hariçten yardım görmeleri imkânsız bir hale gelmiştir, hükümetin topçu kuvvetleri, frankist'lerin sığınmış oldukları şehrin merkezinde olan silâh fabrikasını mütemadiyen düğmektedir. Resmi mahfiller. Oviedo'nun pek yakında sukut c-deceğinı ve bu sukutu, hükümet kuvvetlerinin bütün cephelerde yapacakları bir taarruzun takib edeceğini söylemektedirler. Mecburî askerlik hizmeti hak-kındaki yeni kanun sayesinde hükümet kıtaatı, pek yakında mühim miktarda taze kuvvetlere sahib olacaktır. Paris, 25 (t\.n.) — ispanyada karışmazlığın kontrolü filî bir şekil almağa başladığı şu sırada bir çok gazeteler, bu hususta mütalea yürütmektedirler. Bayan Tabuis, gazetesinde Tercio kıtaatı ile teşkilâtı üzerinde bir kontrol yapıldığı takdirde ecnebilerin ispanyaya tehacüm etmelerine hiç bir şeyin mani olmıyacağını, zira italyanların kendi kıtalarını kütle halinde lejiyon etranjere sokmakta olduklarını yazmak-tadır. Pöti Jurnal Londra'dan aldığı haberlere göre, ingiliz siyasî mahfilleri, bu ayın 18 ve 19 unda 10.000 italyan gönüllüsünün ispanyanın cenubunda bir çok noktalarda karaya çıkarılmış olduk larına dair malûmat almışlardır. Umanıtc gazetesi, Frankoya yardımda bulunmak üzere gönderilmiş olan muntazam alman ve italyan orduları zabitler ve erlerinin kafesinin hemen geri çağrılmasını istemektedir . irlanda ve gönüllüler Dublin, 25 (A.A.) — Serbest irlanda devleti parlamentosu, İspanyaya gönüllü ve harb malzemesi naklini men e-den kanunu 50 reye karşı 77 rey ile kabul etmiştir. Tali karışmazlık komitesinde Londra, 25 (A.A.) — Karışmazlık tâli komitesinin tebliğinde demliyor ki: Tâli komite, kontrol plânının tatbikimi aid icab eden teşkilâtın ihdası hakkında bir takım iptidaî tedbirler almıştır. Yarın yeniden top!anılacaktır. Royterin öğrendiğine göre mütehassıslar komitesi, fransız - ispanyol hududunda bulundurulacak görmenle-rin sayısını 130 a yani Portekiz • ispanyol hududundakilerin adedine indirmeği esas itibariyle kabul etmiştir. Yeni japon elçisi geliyor KUÇUK Ü1Ş HABERLER | hıosftova, — Resmi mahfiller mareşal Gorof'un Litvanya ile bir askeri anlaşma akdettiği hakkındaki haberi yalanla maktadır la r. Scnta — Manica, Kaliforniya — Zabıta memurları, Douglas tayyare fabrikasının grev halinde bulunan amelesine, hemen ateölyeleri tahliye etmelerini, aksi ukdirde zorla çıkarılacaklarını bildirmişlerdir. Varşova, — Galiçia'da 12 komünist tevkif edilmiştir. Bu komünistler, Bero-za kampında hap*? di'm işlerdir. Bu kampta, geçen hafta da 15 komünist tevkif edilmişti. Yeni Japon Büyük Elçisi B. Tcshihiko Taketomi Yeni Japon büyük elçisi B. Toshi-hİko Tatetomi bugün öğleden sonra Ro-maina vapuriyle Iskendcriyeden Istan-bula gelecektir. Yeni sefir, 1884 llkânununda Tok-yoda doğmuştur. Kendisi hukuk tahsi. lini Tokıo hukuk fakültesinde yapmış vc 1910 temmuzunda lisansını alrruş-tır. 1915 de Meksiko elçiliğinde Üçüncü kâtip olan B. Taketomi, 1922 de Va-şington sefareti ikinci kâtibi, ayni senenin eylülünde birinci kâtibi 1929 da San Fra.ısisko general konsolosu, 1932 de Vaington sefareti müsteşarı olmuş ve 1933 de Lahey orta elçiliğine tayin edilmiştir. Yem sefir, 1936 ilkânununda Ankara büyük elçiliğine tayin edilmiştir. Kendisi, "Doğan Güneş,, nişanının üçüncü rütbesini hamil bulunmaktadır. Yukarı Avusturyada sel felâketi Viyana, 25 (A.A.) — Devamlı surette yağan yağmurlar, vc karların e-rimcBİ, yukarı Avustuıya'da ırmak ve nehirlerin seviyelerini yükseltmiş ve bir çok yerlerde tuğyanlara sebeb olmuştur. Linz yakınında Lconding mevkiinin etrafı göl haline gelmiştir. Bir çok kasabaları sular kaplamıştır. Alkoven yakınında bir sed yıkılarak, bu mıntakayı suların basmasına sebeb olcuştuc Almanya ve Çekoslovakya Prag, 25 (A.A.) — Millî müdafaa nazırı B. Machnik, ayan azasından ve Sudete'lerden bir zatın sormuş olduğu bir suale cevaben Çekoslovakya ordusunda biri general olmak üzere 457 alman zabiti bulunduğunu söylemiştir. Hariciye nazın B. Kamil Krofta. Ö-nümüzdeki hafta, ayan ve mebusan meclisleri hariciye encümenlerinde, haricî siyasete müteallik bir nutuk söyli-yecektir. Almanya ve Çekoslovakya Londra, 25 (A.A.) — Times gazetesinin Berlin muhabiri, gazetesine şu telgrafı göndermiştir: "Almanyan'ın Gekoslovakya üzerindeki emelleri, diplomasi mahfillerde endişeler uyandırmıştır. Bu mahfiller, B. Hitler'in program nutkunda bu meseleyi sükût ile geçİştirmi] olduğunu hatırlatmaktadırlar. I Yakında dış siyaset hakkında izahat verecek olan Çek Dış İşler Bakanı B. Krofta Milletler Cemiyetinin hallettiği meseleler Londra, 25 (A.A.) — Avam kamarasında sorulan bir suale cevab veren B. Eden, milletler cemiyeti konseyinin 1920 senesi ile 1930 senesi arasında beynelmilel 24 ihtilaflı meseleyi ve 1931 denberi 10 ihti'âflı meseleyi halletmiş olduğunu söylemiştir. Kurbanlar Derin bir teessürle işitiyoruz ki, geçen ostrki İspanyanın en büyük muharrir ve münahkidi Ctarin'in oğlu ve daha düne kadar Oviedo üniversitesi rektörü Leopoldo Atas, Burgos hükümetinin bir karariyle belki dm idam edilecektir. Kulağımıza bir haber olarak çalınan ve bütün medeni milletleri daha şimdiden tstırab içinde bırakan bu ihtimale, inanmak istemiyorum. Çerçi çd» ziden ihtirasların elinden değerleri kur» tarmak güçtür. Eğer böyle olmasa idi, hiç bir medeniyet yıkılmaz, nihayet şekil yahud Öz değiştirerek devam e-derdi. Ve. madem ki İspanyadan bahsediyoruz, İspanyanın sosyal, ekonomik ve politik davalarını en iyi halletmek ve ispanyol milletini en sağlam refaha kavuşturmak için, evvelâ İspanyanın yıkılmasına, sonra da ispanyol milletinin en güzide evtâdlartmn ötmesine lüzum kalmazdı. İnsanlık, muhakemesini kan ve ihtiras bürümesine mani olacak gerçek bir olgunluk çağma gelmedikçe, yaptığını yıkmakta devam edecektir. İspanyol değerlerinin maddisini göm kırpmakstzm tahrib etmekte devam eden Burgos hükümeti, Leopolde A-las gibi bir manevi değer önünde ir-kilecekmidir? Mantık bunun aleyhinde dahi olsa, ondan bu büyük ispanyol münevverinin lehinde bir hareket beklemekten çekinmiyeceğiz. r-ınhü, kardeş harbim tecviz etmekten çekinmiyen politik ihtiras, maddi tahribini kabul etmeğe az h mecburd ur- Mademki ok yayın-'an çıkmıştır, ve madem ki. hakti çıkmak için galib gelmek lâzımdır, maddî tahrib, artık bir zaruret olmuştur. Fakat bütün dünyanın yalnız İspanya için değil bizzat kendisi iç'm bir değer tanıdığı bir büyük insanı imha etmekte, politika ve politik ihtiraslar için dahi bir fayda ve bir he-sab olmasa gerektir. Böyle bir hareket, ancak dünva vicdanında bir isyan uyandırma' la kalır ki, bu vicdan bazı aksyon adamları İçİn ne kadar "Çuantite ne-li-;e-able,. zannedilirse edilsin. ' -ndine göre bir tesiri ve bu tesirin I 'ine göre neticeleri vardır. İşte bunun için biz, Burgos hükümetinin hem vicdanından hem idrakinden, Leopoldo Alas'a karşı insani ve âdil bir karar beklemekte haklı değilmiyiz ? İngiltere'de büyük bir irtişa meselesi Lonuıa, 25 (A.A.) — Memurlar tarafından yapılmış bir irtişa meselesi hakkında zaoıta taralından derin tahkikat yapılmaktadır. Bankerlerin faaliyetlerini konıro-la memur servisler, bazı firmaların piyasaya hiçbir kıymeti olmayan esham ç^karnuKta olduklarını meydana koymuştur. Tevkif müzekkereleri kesilmiş, tir. A/K..t maznunıaıa keylıyct evvelce haber verilmiş olduğu iç»n bunların icrasına m kân hasıl olmamıştır. Tahkikat, bilhassa bu nokta üzerinde yapılmaktadır. Bu meselede buyuk bir sukut mu. hafaza edi'meketdir. karaya oturan rapor kurtarıldı istanbul, 25 (A.A.) — Dun sabah Çanakkalcde hamideyc tabyası önünde karaya oturan Madrid hukum.tine mensub Cabo Tres Borcas vapuıu, türk gemi kurtarma şirketinin Hora kurtarma gemisi tarafından dun akşam büyük muvaffakiyetle salimen kurtarılmıştır. Ciano'nun büyük faşist meclisinde vereceği izahat Roma, 25 (A.A.) — B. Ciano, pazartesi günü, büyük faşist meclisinde vereceği izahatta ezcümle Türkiye hariciye vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras ile yapmış o'duğu görüşmeler hakkında malûmat verecektir . BUGÜN HALKEVİNDE înkilâb Dersi RECEB PEKER tarafından verilecektir 27 şubat 1937 cumartesi TTT ¥T£! Bugün U i. U 51 12 Sayfa ON SEKİZİNCİ YIL. No: 5596 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Sancağın anayasası Cenevrede müzakere başladı Türk murahhas heyeti yazılı bir proje verdi Hududlar çizilecek doc;ri yol Fatih Rıfhı ATAY Bilindiği üzere Sancak ;statü ve anayasasını tanzim etmek üzere, Cenevre'de beş mütehassısdan müreklfb bîr komisyon toplanacaktır. Bu mütehassıslar arasında bulunan Dış Bakanlığı Umumî Kâtibi B. Numan Menemencioğlu, geçr-nlerd*? kendi danışmanları ile birlikte hareket etti. Bu heyette fransız mütehassısı B. Robert de Caix'den başka, bîr hollandalı, di*er iki yabancı azâ daha vardır. Mütehassıslar müzakerelerini konsey namına yapacaklar ve projelerini mayıs toplantısı için ha-zırlıyacaklardır. Konsey kararındaki esaslar o kadar vuzuhludur ki komisyonun süratle neticeye varmak için hiçbir zorluğa uğnyacağını tahmin etmiyoruz. Gerçi genç Suriye devletinin hakikî menfaatinin Kemalist Türkiye ile dostlukta ve anlaşmakta olduğunu takdir etmiyen bazı politikacılar, mesele üzerinde yeniden münakaşa açmak pibi boş bir gayret göstermektedirler. Bunları, kendi hesablarına, mazur görmek lâzım gelir: çünkü Suri-yenin iç durumunu bilenler, Sancak isinin, hele bir müddettenbe-rî, politika ve iktidar kavgalarında ihtiras ve tahrik aleti olarak kullanıldığından haberlidirler. Sağduyu sahibi vatanperverlerle halk yığınlarının, Türkiye ve Suriye arasındaki tek anlaşmazlık mevzuunu ortadan kaldıran konsey kararından bilhassa memnun olduklarına ise hic şüphe yoktur. Fakat Suriye Başvekili ile Dış Bakanının La Tribüne des Nations gazetesinde gördüğümüz beyanatları ve bu gazetenin, Şam devlet adamlarından ilham olunduğu hissini veren bir yazısı, bizi vaziyete daha yakından ve dikkatli bakmaya davet ediyor. Acaba bu neşriyatla ne maksadla ve kimler üstüne tesir yapılmak istenmiştir? Konsey kararının ruhuna tamamen uygun bir yeni nizama vücud vermeye davet olunan mütehassıslar heyeti, vazifesinden gayri ne — Arkası 7. inci sayfada — Sancağtn anayasası ve statüsünü tesbit e-decek olan komitenin toplandığı C e n e v -r'tj ' d e ıı 6ir manazra Cenevre, 26 (A.A.) — Havas Ajan. smd-n: İskenderun Sancağının statüsü ile teşkilâtı esasiye kanunu hakkında tetki-kat icrasına memur komite, dün toplanmıştır. Komite. B. Maurice Bourquin . Bel-Çİkayı - reis intihab etmişitr. Türk murahhas heyeti, Sancağın statüsü ile teşkilâtı esasiycsine müteal lik tahriri bir proje tevdi etmiştir. Statüye müteallik olarak komite. Sancağın tarifini yapacağı ve hududla-rım tasrih edeceği gibi, Milletler Cemi yetinin zabıtaya, ekalliyetlerin himayesine, ilâh. dair olan hukukunu da tasrih eylİyecektir. Teşkilâtı esasiye kanununa gelince, teşriî, icraî ve adlî organları İntihab re jimini ve türkçenin yanında kullanılacak ikir..i bir .!sanın mahiyetini-ve is — Arkası 7. inci sayfada — Başvekil İsmet inönü dün Ankara garında kendisini kar-şılıyanlara iltifat ederlerken Başvekilimiz ve Vmiller geldiler Büdce tetkik ediliyor Türkkusu tayyareleri Dün 1250 kilometrelik yurd gezisine çıktılar Türkkusu tayyareleri, evvelce haber verdiğimiz gibi, dün "memleket gezisine çıkmışlardır. Filo Eskişehir, Bursa ve Izmire gidecektir. Gidiş geliş 1250 kilometredir. Şimdiye kadar Kayseri ve Eskişehire gitmiş olan gençlerimiz böylelikle en uzun hava yolculuklarını yapmış oluyorlar. Filoya, tayyarelerden birini idare etmekte olan yüzbaşı B. Zeki kumanda etmektedir. Diğer tayyareyi uçman Vecihİ kullanmaktadır. C-9 tipinde ilci planör takılıdır. Türkkusu tayyarecilerinden, BB. Ferid Ali. Tevfik yolculuğa iştirak etmektedirler. Tayyarelerden biri Monospor, diğeri beş kişilik Fook vvulp tipindedir. Filo gittiği yerlerde ve bilhassa tz-mirde hava tezahürleri yapacaktır, Türkkusu tayyare filolarının yakında Adana-ya kadar bir yolculuk yapmaları da muhtemeldir Ekonomi Bakanımız B Celâl Bayar kendisini karşılayanlar arasında Vekiller Heyeti dün toplandı Yeni bütçe yarın kamutaya veriliyor Vekiller Heyeti dün öğleden sonra saat onbeşte Başvekil İsmet inönü'nün reisliğinde toplanmış ve toplantı geç vakte kadar devam etmiştir. Vekiller Heyeti büdce ü-zerindeki tetkiklerine başlamıştır. Büdce anayasamızın bu husustaki maddesi mucibince, yarın Kamutay Başkanlığına verilecektir. Dün tayyare -lerle 1200 kilometrelik bir memleket seyahatine çıkan Türkkusu muallimleri Sancakta hâlâ tazyik var Halep. 26 (Hususî) — Reyhaniye hâdiseleri dolayısiyle tevkif edilen türklerin muhakemesi hâlâ başlamamıştır. Sulh hâkimi henüz mikdarı yüzü geçen ve hususi surette artırılan şahİdleri dinlemekle meşguldür. Bu şahidlcrden türkler lehine ifadelerde bulunanlar hâkim tarafından hakarete maruz kalmakta ve şehadet-leri kabul olunmamak tadır. Türklerin evleri aranıyor Lazkiye, 26 (Hususî) — Reyhani-yede türklerin evleri günde üç. dört defa arandığı halde diğer unsurlara a-zamî serbesti verilmektedir. Bu unsurlar siyasî ve içtimaî faaliyetlere istedikleri gibi devam İmkânına maliktirler. Bilhassa Reyhaniye hâdisesinde a-lâkalı gayri türkler tamamen serbest bırakılmıştır. Istanbuldan Izmire giderek yeni izmir limanı üzerinde tetkiklerde bulunan Başvekil İsmet İnönü beraberlerinde Iktisad vekili Bay Celâl Bayar ve deniz müsteşarı B. Sadullah. Ziraat bankası umum müdürü Kemal Zaim Sünel ve Mardin mebusu B. Edib Servet olduğu halde dün sabah saat 10.32 de hususî trenle ve Balıkesir Kütahya Eskişehir yoliyle şehrimize dönmüşlerdir. Başvekilimizi ve iktisad vekilini istasyonda Kamutay başkanı Bay Ab-dülhalik Rcnda ve şehrimizdeki vekiller, generaller, mebuslar, vekillikler î-leri gelenleri ve kalabalık bir halk küt lesi karşılamıştır. Çok neşeli olan Başvekilimiz kendilerini karşılamaya gelenlere ayrı ayrı iltifat etmişlerdir. Istanbuldan gelen Vekiller Dün sabahki İstanbul postasİyle de Maliye vekilimiz B. Fuad Ağralı; A-nadolu ekspresiyle de Hariciye vekili miz Doktor Bay Tevfik Rüştü Aras ve Nafia vekilimiz B. Ali Çetinkaya şehrimize dönmüşler ve istasyonda karşılanmışlardır. Fıkra: Teklif ve zorlama Herkes kelime teklif edebilir; ba kelime, iyi ve doğru seçilip seçilmediğine, bir ihtiyacı karşılayıp karşılamadığına göre dilde tutar veya tut-maz.Kılavuz şüphesiz eksik bir tecrübe idi. Fakat bugün orada teklif olunan kelimelerden yüzlercesinin işe yaramakta olduğunu görmekteyiz. Merasim unutulmuş gibidir. Başa* r ı fransrzca succis kelimesini karşılamadı ise de râalisation yerine pek iyi geçiyor. Lisanlarını konuşma dili sadeliğine doğru yaklaştırmıyanlar, kendilerini ne okurken, ne dinlerken asla anlamı-yacak olanların üniversite kapılarına gelmiş olduklarını belki haber bile almamışlardır. Herkes kelime teklifinde bulunabilir, demiştik. Fakat herkes ne terim, ne de meselâ yeni bir müessese adı zorlayabilir. Eğer Bursada ipeğe tam nem kararı verecek bir müessese yapılacaksa ve sadece bu isi bilen her genç müesseseyi conditionnement olarak tanımışça, onu salahiyetli heyete sormaksızın ne kanuna koyabilir; ne de yapının kapısına kazdırabilir. Buna biz şartlama, veya eğer bu tabirin eski bir kullanılma manâsından hoşlanılmı-yorsa şartlanma veya şartlandırma diyebiliriz. Veya Dil cemiyeti daha başka herhangi bir karşılık bulabilir. Bir Bursa gazetesinde gördüğümüz kondisyo-nöman biçiminde barbar bir tâbir bizi bu düşüncelere şevketti. Geçenlerde kurmak sökmek yerine monte ve de-monte kullanıldığını gören arkadaşımız Yankılar, sütununda aynı şikâyette bulunmuştu. Teklif evet.' Zorlama, foyr! 0~u yalnız salahiyetli olanlara bıra':m yit. Dil Cemiyeti boş yere yaratıiın.ş değildir. - Fatay 2 ULUS EDEBÎ MESELELER Yeni bir edebiyat telâkkisi yaratmak için nasıl çalışabiliriz? Feracı vc dekoratif »an at telâkkisinden halâ izler taşımakta olan edebiyatımızın hayatla irtibatını tesis etmek, edebi çalışmalarımızda realite ile, cemiyct'.e alâkalanmağa doğru bir temayül yaratmak lüzumunun ne kadar kuvvetle kendini hissettirdiğini söyledik. Diğer taraftan, edebiyata muayyen bir veçhe vermek gayesiyle alınacak her türlü tahditei tedbirlerin, hattâ teşvik sahasında kalsa bile, doğrudan doğruya san'atın kendine zararlı olduğunu tebaıüz ettirdik. Şu halde ne yapmalıdır? Edebiyatımızın, cemiyet içindeki vazifesinden habersiz, kendi içine kıvrılmış, cansız vc hareketsiz bir şekilde kalmasına karşı eli kotu bağlı durmak, bu uyuşukluk zcncirlerini parçalamak isteyecekleri hattâ teşvik bile etmekten çekin-mekmi lâzımdır? Nazik problem! Fakat halli imkânsız değlı. Her ş. yden öncet hakikî sanat telâkkisinin aramızda yayılması için elimizden gelçni yapmakla işe başlamalıyız. Giriseceğrmiz mücadelede hedefimiz, aszrla: zarfında aramızda bağdaşıp yerleşmiş olan ve bütün inkılâb-lara rağmen halâ içimizden tcmamiyle söküp 21 maya muvaffak olduğumuzu İddia etmiveceğiz - zevke ve kültüre aid an'aneler en köklü olanlardır -edebiyatı telakki ananelerimize karşı olacaktır. Ve bu mücadele, devamlı bir azım ve sarsılmaz bir imanla ileri götü. rülerek, belki nesillerce sürecektir. Edebiyatın, sırf kelimeler üzerinde pe-rendebazltklar yapılarak vücude getirilen bir nevi kuyumculuk demek olmadığını genç nesillere telkin etmeğe çalışacağa. Divan edebiyatının mirasları arasmda bir pırlanta gibi işlenmiş bîr mrsram güzel ve zevk mahsulü olduğunu itiraftan çekinmiyeceğiz, fakat bir an için üzerimizde güzel bir İntiba bırakan bu mısra veya mısralar tarafından temsil edilen tarzın, edebiyat denizi içi.ıde bir dalgacıktan ibaret oL duğunu da ilâve edeceğiz. Bununla iktifa eden bil milletin, insanlığın kültürel miras .1.! büyük bir şey getirmiş olmakla öğünemiyeceğini anlatacağız/ Niçin Hünya bizim eski edebiyatımızı tanımıyor ? sualini sorduğumuz «¦w an, "çünkü bu büyük değeri anlamaya çalışmamıştır. . veya "kasten in. kâra yeltenmiştir., diye insafsızca hükümlerde bulunacağımıza, ''çünkü bu edebiyat insani değildi., diyeceğiz, tam maruesiyle bir garblı kafası edindiğimiz zaman, bu edebiyat bizi tatmin edebi-liyorma? Belki kolay kolay değişnaİ-yen instenküerizniz dolayısiyle, halâ hoşumuza gidiyordur, fakat devamlı surette bu edebiyatın havası içinde yaşamaya tahammül edebilîrmiyiz? Şu halde bizim göstermediğimiz bü tahammülü başkalarından ne hakla isteyebiliriz Fakat denilecek ki, bunları söylemeye ne lüzum var? Divan edebiyatı artık tarihe karışm:ş bulunuyor, ve o tarzda yarmakta devam eden aramızda kimse kalmamıştır. Evet. ama, anane, daha evvelcede kaydettiğim gibi. tcmamiyle zîhînleri-mi-den silinmiş değildir. Bugünkü e-debiyatımız, umumî temayülü olan ferd-ciliğiyle mazi ile arasındaki köprüyü muhafaza ediyor. Bu köprü yıkılmadıkça, yeni ufuklara doğru ilerleyişimiz hakiki istikametini bulmuş telâkki edilemez. Bu mücadele ideolojik sahada olacaktır. Makale, konferans, kitap, radyo gibi bütün vasıtalar, bn yeni edebiyat telâkkisini yaymak için kabil olduğu kadar bolca kullanılmalıdır. Mücerrid, sınVî ve yapmacık edebî mahsullerin, diğer meziyetleri inkâr edilmeden, bu kusurları daima ileri sürülmeli, ve hakikî bir sar.'at kıymeti taşıyan cemiyete mütemayil eserlerin kıymeti İse bilhassa tebarüz ettirilmelidir. Bütün bu çalışmalarımız arasında, kaliteyi ana hedeflerden biri faalinde gözden ırak tutmamalıyız. Kalitesiz edebî mahsulün, güddüğü gaye için bile pek az faydası olduğu hatırdan çıkaı ılmamalıdır. Çünkü her şeyden evvel bu kalitedir ki eserin etrafına alâka ve teveccühü çeker ve bu İtibarla propaganda edilmesi istenen fikre dinleyicileri urmin eder# Hiç bu saıı'at kıymeti olmayan bir eseri, "yüksek bir ideal uğrunda,, yazılmış olduğunu söyliyerek. öğmeye kalkışmak kendimizi aldatmak olur. Yüksek hu idealin, kötü mümessili.re ihtiyacı yoktur. San'at kudreti olmayan kimse, idealini, bir kari sıfatiyle muhafaza etmekle üzerine düşen vazifeyi daha iyi ifa etmiş olur. ..¦.ı ilcide sın at uattimnıuan kötü, acemi, beceriksiz vc sakal olan cicri, muhtevasını hiç itibara a. ma dan, teşvi. kimiz i d. n ve hattâ alâkamızdan uzak tutacağız. Ancak, büyük bir sanat kıymetini, fayda unsuriyle cemetmeye mu ?af fak olmuş bir sanatkâr hakkında, takdirlerimizde daha cömert davranabiliriz. Bu tarzdaki eserleri, yeni yetişenlere, birer hedef diye değil, tatmaları lâzım gelen istikamette, kendilerinden önce gelenlerin varmış oldukları birer merhale diye göstereceğiz. Ve henüz, edebî sahaların hiç bîrinde, kendimizi tatmin edilmiş duy-madığ m izi da ilâve edeceğiz. Kendi Ölçümüzde büyük işler görmüş olan ediblerimizin bu muvaffakiyetlerini kâfi derecede tebarüz ettirirken, onları erişilmesi güç birer doruk olarak gösterini y ece ğ iz. Var kuvvetimizle şişirilerek ilâhlaştmlmrş, kimsenin okumadığı dairler yaratmakta d ıha İhtiyatlı ve insaflı davranacağız. Takdirlerimizde olduDu kadar teşviklerimizde de hasis davranmamızın, emin olunuz, zararı değil daima tay. dası vardır. Bozuk düzen ilk manzumesini kanlamış olan talebeyi - eğer onda nak;ki bir istidadın alâmetleri belirmiş değilse - yazısını neşretmeye teşvik eden hocası ona ve edebiyata iyilik yapmış değildir. İlk hamlede beğenilmek, neşir imkânı bulmak, heves-kâra, edebiyatı kolay muvaffak olunan bir saha diye belletir. Bilâkis, san'atm son derece güç, muvaffak olunması İçin bütün bir ömrün ona hasredilmesi lâzım gelen çok çetin bir iş olarak gösterilmesi ve anlatılmasıdır kı, bir çok kabiliyetsiz heveskârları ondan soğutmak bahasına olsa da, hakiki kabiliyetleri, bu sahada muvaffak olmak için daha fazla çalışmaya, daha iyi hazırlanmaya sevkeder. Filhakika hatırıma- Alacağımız sekiz vapur için konuşmalar İstanbul, (Telefonla) — Bugün denizyolları idaresinde kati mukavelesi yapılmıyan sekiz vapur için de krup mümessilleriyle müzakerelere başlandı. Konuşmalara yarın da devam edilecektir. A nodulu tahvillerine rilen para vc İstanbul, (Telefonla) — Cumhuriyet Merkez Bankası vâdeleri geren ve bugüne kadar bedelleri tesviye edil-mîyen Anadolu tahvilleri ile Anadolu hisse kuponlarına mukabil tediyelere başlamıştır. Tahvil kuponlarına 160; hisse kuponlarına 193 kuruş ödenmektedir. dan as!a çıkarmak doğru değildir ki, mücadele edilmesi g rckli kotu telâkkilerimiz arasında edebiyatın kolay bir iş. bir vakit geçirme vasıtası addedilişi mühim bir mevki işgal eder. Yeni edebiyat hakkındaki telâkkilerimizi yaparken, fikirlerimizi mücer-red ve müphem formüller halinde bırak-mamava bilhassa itina etmek lâzımdır. v.w*aıycttt cd bıyat ütmen nc kast-t .u. , miiiI r can * nı tabuıyie neyi ,.j . cuucıi ısteaıbnnızı sarih bir şekilde, ufairc vc aleyndarıar.n mugalatalarına yer kaınnyacak bir tarzda anlatmalıyız. Oyle ki ceıniyeıçı edebiyatın muarızları, **her ferd cemiyetin mahsulüdür, bu itibarla onun k.ndini aksettiren eseri dc içtimai addedilmek lâzımdı ., seklinde mantık uyunlariyle karşrmıza çıkmak ve doğru telâkilerimizi baltalamak imkânını bulamasınlar. zü u*ıiı.[,mı*ı ima mı. saıieı.e uy.t MB0C cn idyuaıt usutUur. Isıcu.çulu.yat hıaKinda bir fikir verebilmek için kendi . dtbî mahsullerimiz aratjıiua birçok eserler bulabiliriz. l-a»tfl tın »at.4u4 UıL Oİ£UIl-lu^un nasıt doıukiaıa erışnnş olduğunu gJatern-ck .çın elb.ttc ki başka milletlerin edebiyatlarından örnekler göstermek mccbuıiy.tinde kalırız. Bu binekleri ne kadar çok zikredersek, kendilerine telkinlerde bulunmak istediğimiz insanlarda o eserleri görüp okumak arzusunu o kadar fazla uyandırmış oluruz. Hiç bir mücerred fikrin, canlı bir misalin rolünü göre. miy eteği ortada olduğundan, böyle yüksek eserler etrafına topladığımız alâkalar, doğrudan doğruya müdafa ettiğimiz fikirler için en iyi propagandayı teşkil edecektir. YAŞAR NABİ Gazete kâğıdian ndan alınacak vergi Gazete kâğıdlarının 100 kilosundan 100 kuruş vergi alınacaktır Gazete vc mecmualarla mekteb ki-tablarmm bastlmasmda kullanılan kâ-ğıdla/m gümrük resmi hakkında Iktisad. Gümrük ve Maliye Vekâletleriace beraberce hazırlanan kararname Vekiller Heyetince kabul edilmiştir. Kararname şudur: 1 — Yalnız gazete, mrcmıu vc mekteb kitabı tabında kullanılmak üzere ve bundan başka bir maksad için kullanılmamak şarriyle birbirinden beşer santim fasılalarla muvazi filigrana çizgilerini havi olan vc bn kararın neşri tarihinde gazetelerin basılmasında kollanılan gümrük tarifesinin 32*A numarasına dahil âdi matbaa kâğıdları üzerine mevzu gümrük resmi 100 kilosunda 100 kuruş olmak üzere tesbit edilmiştir. 2 — Gümrük tarifesinin 328A pozisyonuna giren diğer nevi kâğıdlar ü-zerine konulmuş olan gümrük resmi tarifede yazılı tam had olan 100 kilosunda 900 kuruşa çıkarılmıştır. 3 — Bu kararm neşri tarihinden itibaren 10 gün içinde hariçteki fabrikanın siparişi kabul edildiğine dair vesikaları Iktisad vekâletine ibraz eden gazete ve mecmua idarelerinin bizzat getirdikleri birinci maddede yazılı ona lerden rolo halindeki filigramsız kâğıdlar dahi bu karar hükmünden istifade eder. 4 — Bu karar neşri tarihinden 40 gün sonra meriyet mevkiine girer. Ancak birinci ve üçüncü maddelerde yazılı gazete ve mecmua kâğıdları hakkında bu karar hükmü neşri tarihinden muteber oluT. | ..uÇÜX İS HABERLERİ | * Iktisad vekâletince hazırlanan su mahsulleri kanun proicsi mütalealan a-umnak üzere alâkalı vekâletlere gönderilmiştir. * Gümrük ve inhisarlar vekâleti millî gemilerle nakledilecek dahili ticaret eşyası hakkında bir talimatname hazırlamaktadır. * Trabzon valisi, eski emniyet isleri umum müdürü B. Rıfat ölmüştür. Muğla halkevinde çalışmalar Mu£la, 26 (A.A.),— Halkevinin dil. tarih, edebiyat komiteleri yeni bir çalışma devresine girmiştir. 15 günde bir halk geceleri yapılacak, bedava filim gösterilecek, milli oyunlar oynanacak, türküler söylenecek, geçmiş sayaşlardaki kahramanlıklar anlatılacaktır. Her hafta İlmi konferanslar da verilecektir. Halka tarihini tanıtmak için levhalar a-sılmıştır. j Kukuk timini yayma kurumunun • tertib ettiği seri konferansların on dördüncüsünü İstanbul Huku Fakültesi j Profesörlerinden B. CROZAT i 27-2-1937 cumartesi günü saat on • beşte Ankara Halkevinde verecektir. • Mevzu: Amme hizmeti mefhumu Dipsiz sepelırr Caddelerde, çoğu fener direklerine beğu, çöp sepetleri var.ur. fa/is şehrindeki bu çeşrd »epeden tetkik eden bir belediye azası, bunlardan en az % 65 min lüzumsuz olduğunu tesbit etmiştir: Sepetlerin dibi yoktur. Bu haberi veren gazete, şikâyet e-derken, bu husustaki düşüncesini de i-lâve ediyor: Yapmak kolay, tutmak güçtür. Mailem Mho Leeds hsılıhrrfinde, Albert Igne-tuş, yaai meçhul Albert aaVada, acaib bir adam, 70 yasanda, olmuştur. Bu md.ua 1866 senrımaV, Leeds a-varmda, bir acJuisı dalgalan üzerine ta-rakı İmiş; sepet hrsikte hm ıl meşd a-yurken bulunmuş olduğundan dolayı, "Modern Masa" lakabı ite maruftu. Ve hayatı maddetiace beş yere hüviyetini teshile uğraşmıştı. TemUen - kotıdanMuUir'lü lokomotifler Sovyetler birliğinde i cad ve inşa e* dilen Tenden - Kondansatörlü bir lokomotifin çekmekte olduğa ağır bir marşandiz treni, buyuk okyanus kıyılarından kalkınış ve 20.860 kilometrelik bir yoldan geçerek Moskovaya var-ntrştrr. S kulüp inceden inceye tetkik edilecek olan lokomotif île tenderi hemen bütün baharı su haline getirmektedir Ba sayede de eskisine nisbetle 20-25 defa daha az su sarfına imkân vermektedir. Suyu kıt olan mıntakalaraa bu lokomotiften büyük faydalar istihsal edileceği şüphesiz görülmektedir. Bu faydalar ise, kısa en, şunlardır; — Sn dan tasarruf, —Su tesisatından tasarruf. — Vakitten tasarruf, — Nihayet, milli dan, demiryollarını, «o Winh gibi kolayca görünür hedeflerden, kabil olduğu kadar, fecri d etmek , Büyük gazeteler kaçar nüsha basarlar? Daily Esprcss gıınHri, aoa sayda- tirajlarun neşrediyordu; «çok selesi 1. 860. 000 nüsha ile Paris-Soir'-dir. Amerikada Da-dy News 1.600.000 nüsha ile benzerleri olan diğer Amerika gazetelerinin hastadadır. Bizzat Daily Eıpress'e gelince: o en baştadır, 2.188-415 baskı ile... "Ben birinci yira!" demenin nezaketli bir tarzı. ilânlar Gazetelerde, bazan, insanı kahkahalarla güldürecek ilânlar çıkıyor. Bun-saraaa biri: "39 yaşında bir işsiz, şoförlük edip para kazanabüznrsi için kendisine bir taksi otomobili hediye edecek iyi yürekli bir insan arıyor.'' Ne dersiniz; bu işsiz, o iyi yürekli İnsanı uzun uman aramayacak mıdır? Hiç rastlamamak şartiyle-. Cümle tertibinde ki yanlışlıklar Açık söz gazetesi, geçen gün, okurlarından özür dalryordu: "*Aygxr adlı Nizarrıettin Nazifia romaams bugün ko-jaıaamğmaıdaa " W cümle, «Niza-anettâa Nazilin Aygır adın nah i roma-¦U." ibrikti. Camie ykg aıııraı aûhni-yenler eaasaV, kakı ası, fâkirier ae kadar sebeb oluyor 1 Dahiliye Vekilimizin Mersindeki tetkikleri Ankaraya gelen malûmata göre dahiliye vekili ve C. H P. genel sekreteri dün Mersine varmış /e tetkiklerine başlamış tır. Çorap numuneleri İstanbul, (Telefonla) — Fabrikalardaki makinelerin kalite ve verimini te* bit için çorab fabrikaları sahihlerinin hazırladıkları muhtelif tip çorap nümü* neleri topUttırılmıştır. Bir âka güne kat dar vekâlete gönderilecektir. Denizyolları tarifeleri İstanbul, (Telefonla) — Deniz yolları navlun ve nakliye ücretlerini tesöit edecek olan komisyon mart başından i-tibaren İstanbulda toplanmaya başlıya çaktır. istanbul yolcu salamı İstanbul, ^Tdcioıüa^ — Guuuuklei umum müdürü bugün güzel sanatlar a-kademismdeki yolcu salona maketlerini tetkik etti. Jüri, beş martta sayısı kırkı bulan maketlerden birini tercih edecektir. Çin askerî heyeti İstanbul, (Telefonla) — Şehrimizde bulunan Çin askeri heyetinin azalarından birisi rahatsız olduğundan Ankaraya yapacakları yolculuk bir iki gün gcrİ kalmıştır. Yeni Japon elçisi İstanbul, (Telefonla) — Yeni Japon elçisi B. Toshihiko T a totemi bugün şehrimize geldi. Vı-ııi yalı mektebleri İstanbul, (Telefonla) — Bu yıl vf. lâyet sekiz tane köy yatı mektebi açmaya karar vermiştir. Bu mekteblere, mevcud ikisinde olduğu gibi, yiyeceğini beraber getiren köy çocukları alınacaktır. HAVA Havalar sogudu Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava kısmen bulutlu geçmiştir. Dün günün en düşük sühuneti sıfırın altında 5, en yüksek sühuneti de sıfırın üstünde 8 derece olarak kaydedilmiştir. Yurdun şarki Aoadolusu vc Karadanız sahilleri yer yer yağışlı geçmiştir. Yağış şarki Anadoluda kar, Karadeniz sahillerinde 1-se yağmur şeklinde olmuştur. Hava evvelki güne göre dün orta Anadolu İle yurdun şark mıntakalarmda 3-14 derece arasmda soğumuştur. En düşük sühunetler sıfırın altında olmak üzere Kastamonide 7, Sivasta 8, Errurumda 17, Karsta 20 derecedir. En yüksek sühunetler sıfırın üstünde olmak üzere Dört* yol ve Antalya «la 16. A danada 17. Rize ve Samsunda 18 derecedir. 27 - 2 - 1937 ULUS 9 = Emlâk ve Eytam Bankası idare Meclisindeıı: Esas nizamnamemizin 79 uncu maddesine göre hissedarlar umumi heyeti alelade olarak 29-mart-937 pazartesi günü saat on birde Ankarada Bankamız Merkezinde toplanacağından hissedarlarımızın mezkâr tarihte toplantıda bulunmalarını dileriz. Gene nizamnamemiz hükümlerine göre kendi namlarına ve ya -hud başkalarına vekâleten en az yirmi hissesi olan hissedarlarımızın bu toplantıya iştirakleri ve vekâleten bulunaca kolanların kendilerinin de hissedar bulunmaları gerektir. Buna hakkı olanların toplantı gününden en az beş gün önce hisse seetlerini merkez veva şubelerimize makbuz karşılığında vererek giriş kartı almaları ve başkalarına vekâlet vermek istiyen hissedarlarımızın da birer Örneklerini bankamızdan alacakları vekâletnameyi doldurarak yine bes gün önce giriş kartı ile birlikte merkezimize vermiş bulunmaları lâzımdır. Mü r?ıkere olunarak işler: 1 — idare meclisi raporu. 2 — Murakıbler raporu 3 — Bilanço ve kâr ve zarar heasbımn tasdiki ve idare meclisinin ibrası. 4 — Murakıpların İntihabı. 5 — Murakıbların ücretlerinin tayini. 6 — Müddeti biten "B" tertibi üyelerin eyrine iki azanın İntihabı (415) 1—773 BH^pr Şirketinden: İzmir İmarat ve inşaatı umumiye türk anonim şirketinin heyeti umumiyesi 27 mart 937 cumartesi günü saat on birde toplanacağından 50 hisseye sahip olan ortakların muayyen günde şirketin Çatal-ka"a hanındaki dairesinde h^zır bul-nmaları İlân olunur: Rp^mmpi Mü^akerat: 1 — İdare meclisi ve müraktj raporlarının okunması. 2 — 1936 senesi bilançosunun tasdiki ve idare meclisinin ibrası. 3 — Müddetleri biten azaların yerlerine seçim yapılması. 4 — Mürakın serimi ve tahsisatının kararlaştırılması. 1—767 İLAN Konva Ahali Bankası Türk Anonim Şirketinden: Konya Ahali bankası Türk Anonim Şirketinin 1936 hesap yılı ortaklar heyeti umumiyesi 27-3-927 tarihine müsadif cumartesi günü saat dokuzda banka merkezinde alelade olarak toplanacağından şirket nizamnamei dahilîsi hükümlerine göre on gün evveline kadar hissedaranın hamil oldukları hisse senetlerini bankaya vererek duhuliye almaları vc o gün avnı saatte banka merkezinde bulunmaları ilân olunur. Ruznnmei Müzakere*: 1_Heyeti İdare lâyİhasiyle murakıp raporunun okunması. 2 — 936 yılı bilançosunun tetkik vc tasdikiyle heyeti idare, murakıp ve müdiranın ibrası. 3 — Kıdem itibariyle açığa çıkan üç ve bir müstafa üye yerlerine dört üve seçilmesi. 4 — 937 vılı için bir murakıp tayin ve ücretinin takdiri 1—766 ANKARA İKİNCİ ICRA MEMURLUĞUNDAN. Bir borcun temini istifası zımnında mülkün haczi dolayısiyle bu kerre İcra iflâs kanununun 85 inci maddesi ahkâmına tevfikan bir senelik icarları müzayede suretiyle kiraya verilmesine karar verilen Ankaranrn Gökçe mahallesinde senai caddesinde elyevm Hafız Galibin işgali altında bulunan kireç deposu ile gene dükkânın arka kısmında ve tamrci Mustafamn işgali altında bulunan büyük ardiyenin bir senelik icarı için artırmaya konulmuştur. Talip olanların 2490 No. lu eksiltme ve arttırma kanununun maddeleri göz önünde tutulmak şartiylc arttırma günü olan 13-3-937 tarihinde artırmanın icra edileceği Ankara ikinci icra memurluğuna % 7.50 teminat ak -çesiyle 930-6662 flos|v|a numarasiyle müracaatları ilân olunur. 1—776 OSMANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN: Osmancığın Uiucami mahallesinden Hacı Yusuf oğlu Eşref kızı Ayşe'nin Çorumun uç mahallesinden olup aynr mahallede oturan Haydar oğullarından dülger Abdullah oğlu Osman aleyhine ikame eylediği boşanma davasında müddea aleyhin ikametgâhı meçhul bulunduğu mübaşirin meşruhatından anlaşılmakla hukuk usul muhakemeleri Iî umunun (141) inci maddesine tevfikan ilânen tebligat ifasına karar verilmiş ve muhakemesi 15-3-937 tarihine talik kılınmış olduğundan yevmü mezkûrda mahkemede hazır bulunmadığı takdirde hakkındaki muhakemenin gıyaben rüyet olunacağı malûm olma': üzere keyfiyet ilân olunur. 1—777 Erzurum vilâyetinden: 5 nisan 937 pazartesi günü saat 15 dc Erzurum vilâyeti Nafıa müdürlümü odasında transit yolu eksiltme komisyonunda altmış altı bin beş yüz yirmi bir lira elli dört kuruş bedeli keşifti Erzurum vilâyeti dahilinde ve transit yolu üzerinde Horasan ile Saçtepe arasında müteahhide ihale edilip dc vakti zamanında yapılamadığından dolayı mukavelesi feshedildikten sonra geıi kalan 17 + 333 kilometre şose nişaatı bakiyesi ve sekiz adet ekip binasının nevakısının ikmali ve altı adet sınaî imalâtın tamamlanması işlerinin kapalı zarf usuliyle eksiltmesi yapılacaktır. Evrakı keşfiye, şartname, mukavelenamesi ve buna müteferri bütün evrak transit yolu inşaat şefliğinde görülebilir. Muvakkat teminat dört bin beş yüz yetmiş altı lira sekiz kuruştur. İstekliler resmî gazetenin 7.5.936 tarih ve 3297 sayılı nüshasında çıkan talimatnameye göre nafıa vekâletinden alınmış vesikaları ihtiva etmek şartiylc 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununun 32 inci maddesindeki sarahat dairesinde tanzim edecekleri teklif mektuplarını 5.4.937 pazartesi günü saat on dörde kadar Transit İ^jg^^j^^komisyonuna vermeleri Ilımdır. (921) 1—696 askeri fabrikalar umum müdürlüğü satin alma komisyonu ilanları MÜTEAHHİT NAM VE HESABINA 5 TON KUALlN KUMU Tahmin edilen bedeli (900) lira olan yukarda miktarı ve cinsi yazılı malzeme Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğü Satınalma komisyonunca 15-3-937 tarihinde pazartesi günü saat 14 de açık eksilt-nıe ile ihale edilecektir. Şartname parasız olarak komisyondan ve -îilir. _ Taliplerin muvakkat teminat olan (67) lira (50) kuruş ve 2490 numaralı kanunun 2 ve 3 maddelerindeki vesaikle mezkûr gün ve «aatte komisyona müracaatları. (414) 1—772 MİLLİ MÜDAFAA VEKÂLETİ SATIN KOMİSYONU İLANLARI ALMA BÎLİT 1 — Her birine biçilen ederi 330 kuruş olan 10.000 tane kilim kapalı zarfla alınacaktır. 2 — Şartnamesini 165 kuruşa almak ve örneğini görmek istiyen-lerin hergün Öğleden sonra komisyona gelmeleri. 3 — ilk teminat miktarı 2475 liradır. 4 — İhalesi 15-3-937 P. Ertesi günü saat 15 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 ÜncU maddelerinde yazılı vesikalarını ve teminatlarını teklif mektupları ile birlikte ihale saatmdan en az bir saat evvel M. M. V. Sa. Alma Komisyonuna vermeleri. (422) 1—774 B t L 1 T 1 — Beher metresine biçilen ederi 38 kuruş olan 200.000 metre minder kılıftık bez kapalı zarfla alınacaktır. + 2 — Şartnamesini 380 kuruşa almak ve örneğini görmek istiyen-lerin her gün Öğleden sonra komisyona gelmeleri. 3 — İlk teminat mikdan 5050 liradır. 4 — İhalesi 9.3.937 salı günü saat 15 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikaları ve ilk teminatlarını teklif mektup -lan ile birlikte ihale saatinden en az bir saat evvel M.M.V. Satın alma komisyonuna vermeleri. (408) ı—738 B I L î T iki masa ile bir lavabo dolap ve bir kimya ocağı ve 1 kurutma etejeri yaptırılacaktır, ihalesi 15-3-937 pazartesi günü saat 10 dadır. Tahmin bedeli 900 liradır, ilk teminatı 67 lira 50 kuruştur. Evsaf ve şartnamesini almak ve görmek istiyen M.M.V. satm alma komisyonuna müracaat, ihaleye gireceklerin 2490 sayılı kanunda göste -rilen vesaikle ve teminat mektubiyle birlikte belli gün ve saatında komisyona gelmeleri. (420) l—741 B 1 L t T 1 — 44 adet Barograf ile 8 kalem malzemesi pazarlıkla eksilt -meye konmuştur. 2 — Tahmin edilen bedeli 10.800 lira olup ilk teminat parası 810 liradır. ___ 3— İhalesi 10- mart - 937 çarşamba günü saat 11 dedir. 4 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2. 3, üncü maddelerinde istenilen belgeleriyle birlikte ihale gün ve saatinde M. M. V. Satın alma komisyonunda bulunmaları. (421) 1_742 B 1 L I T 1 — Beher metresine biçilen ederi 600 kuruş olan on bin iki yüz metre elbiselik hâki gabardin kumaş kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. 2 — İhalesi 2 Mart 937 salı günü saat 15 de M.M.V. Satın alma Ko. da yapılacaktır. 3 — ilk teminat 4310 liradır. 4 — Şartnamesi 306 kuruşa M. M. V. Satın alma Ko. dan alınır. 5 — Eksiltmeye girecekler kanunî teminat ve 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgelerle birlikte teklif mektuplarını ihale saatinden en az bir saat evel M.M.V. Satın alma Ko. na vermeleri. (3M) 1—592 İLAN 1 — 1.000 ton muadili olan 1.388.888 litre 73 oktanlık benzin ile 200 lort muadili 274.348 litre 87 oktanlık benzinler ayrı ayrı kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur. 2 — 1.000 tonun fıatı 329.905 lira 30 kuruş olup ilk teminat parası 16.946 lira 21 kuruştur. 3 — 200 tonun fiatı 85.459 lira 30 kuruş olup ilk teminat parası 5.522 lira 97 kuruştur. 4 — ihaleleri 8 mart 937 pazartesi günü saat »5 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2, 3 üncü maddelerindeki belgeleriyle birlikte İhale saatinden en geç bir saat eveline kadar teminat ve teklif mektuplarını M.M.V. satın alma komisyonuna vermeleri 6 — Şartnameleri 2077 ku-urş mukabilinde M.M.V. satın alma komisyonundan alınır. (383) 1—692 B I L 1 T 1 — Harp okulu ihtiyacı için 2.100 tane yatak örtüsü beheri 400 kuruş fiatla olmak üzere kapalı zarfla alınacaktır. 2 — Şartnamesini parasız almak ve örneklerini görmek isti-ycnlerin hergün öğleden sonra komisyona gelmeleri. 3 — İlk teminat mikdarı 630 liradır. 4 — İhalesi 1-3-937 P. ertesi günü saat 11 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2.90 savılı kanunun 2 vc 3 üncü maddelerinde yanlı vesikaları, ilk teminatları ile birlikte teklif mektuplarını ihale saatinden en az bir saat evel M.M.V. Sa. Al. Ko. na vermeleri. (317) 1—595 B I L î T 1 — Beher tanesine biçilen e-deri 9,84 kuruş olan 17000 tane mendil müteahhit nam ve hesabına olmak üzcıe açık eksiltme ile alınacaktır. 2 — Şartnamesini parasız almak vc örneğini görmek İstiyen-lerin hergün Öyleden soma komisyona gelmeleri. 3 — tik teminat mikdarı 127,5 liradır. 4 — İhalesi 3.3.937 çarşamba günü saat 11 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikalarla birlikte tzm ihale saatinde M. M. V. Satın alma komisyonuna gelmeleri. (324) 1—624 BtLlT Üç adet kople oksijen cihazı açık eksiltme suretiyle satın a-lınacaktır. ihalesi 10.3.937 çarşamba günü saat 10 dadır. Muvakkat teminatı 138 lira 75 kuruştur. Evsaf ve şartnamesini almak ve görmek istiyen bedelsiz olarak M.M.V. sam alma komisyonundan verilecekitr. Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunda gösterilen vesaikle vc teminat mektubu ile birlikte belli gün ve saatinde komisyona gelmeleri. (407 ) 1—729 İLAN 1 — Alınacak uçuş elbisesi pazarlıkla eksiltmeye konmuştur . 2 — Tahmin edilen bedeli 50. bin lira olup il!; teminat parası 3750 liradır. 3 — İhalesi 5 - mart - 937 cuma günü saat 15 dedir . 4 — idarî şartnamesi 250 kuruş mukabilinde M.M. Vekâleti satın alma komisyonundan alınır. Numunesi komisyonda görülebilir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2, 3 üncü maddesinde istenilen belgelerıle birlikte ihale gün ve saatında M. M. V. satın alma komisyonunda hazır bulunmaları. (343) 1—641 BİLlT 1 — Beher metresine biçilen ederi 350 kuruş olan 24.600 metre haki elbiselik şayak kapalı zarfla alınacaktır. 2 — Şartnamesini 431 kuruşa almak ve örneklerini görmek is-tiyenlerin her gün öğleden sonra komisyona gelmeleri . 3 — ilk teminat miktarı 5.S55 liradır. 4 — İhalesi 5 - mart - 937 cuma günü saat 11 dedir. 5 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı vesikaları ilk teminatları ile birlikte teklif mek tublarını ihale saatinden en az bir saat evvel M.M.V. satınalma komisyonuna vermeleri. (344) 1—642 BİLlT 1 — Beher metresine biçilen ederi 26 kuruş olan üç yüz bin metre çamaşırlık bez kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur 2 — ihalesi 4 - mart - 937 perşembe günü saat 11 dedir. 3 — İlk teminat 5150 liradır. 4 — Şartnamesi 390 kuruşa M.M.V. Sa. Al. Ko. dan alınır. 5 — Eksiltmeye girecekler kanunî teminat ye 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgelerle birlikle tekli mektublarını ihale saatinden en az bir saat evvel M.M.V. satın alma Ko. na vermeleri. (347) 2—645 B I L 1 T Yapı: M.M.V. Daire erat pav-yonunun ikmali inşası kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur. Keşif tutan: 5263 lira 12 kuıustur. Keşif, proje ve şartnamesi parasına kar;ı inşaat şubesinden alınacaktır, ihalesi: 3 mart 937 çaramba günü saat on birdedir. ilk teminatı: 394 lira 73 kuruştur. Eksiltmeye gireceklerden il- DEVLET DEMİRYOLLARI VE LİMANLARI UMUM MÜDÜRLÜĞÜ SATIN ALMA KOMİSYONU İLANLARI DEVLET DEMİRYOLLARI İKlNCl İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜNDEN: Ankara Gar peronu üzerindeki Büvet bir sene müddetle kiraya verilecektir. Senelik kirası (1440) lira tahmin edilmiştir. Pazar, lık (15 mart 1937 pazartesi) günü saat (15) te Ankarada İkinci işletme binasındaki komisyonca yapılacaktır. Pazarlığa girmek isteyenlerin (108) liralık muvakkat teminat yatırmaları ve kanunî vesikalarla evvelce bu gibi işleri hüsnü suretle yaptıklarına dair belediyelerden bu sene zarfında alacakları vesikalarını hamilen aynı gün ve saatta komisyona müracaatları lâzımdır. Mukavele ve şartnameler k'misyonca parasız olarak gösterilmektedir. (404) 1—719 Kapalı Zarf Usulile Eksiltme İlânı : Nafia Vekâletinden: 1_ 4-2-937 günü ihalesi yapılmak üzere ilân edilmiş olan Trabzon - İran transit yolunun Trabzon vilâyeti içinde seylâp tahribatına karşı yapılacak dıvar. anroşman. mahmuz ve sair inşaat görü'en lüzum üzerine tekrar eksiltmeye çıkarılmıştır. Keşif bedeli (125,855) liradır. 2 — Eksiltme 15. 3. 937 tarihinde pazartesi günü saat 16 da Nafıa Vekâletinde Şose ve Köprüler Reisliği eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. 3 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak (629) kuruş bedel mukabilinde şose ve köprüler reisliğinden alınabilir. 4— Eksiltmeye girebilmek için taliplerin 7543 lralık muvakkat temnat vermesi ve resmî gazetenin 3297 sayılı nüshasında çıkan talimatnameye tevfikan müteahhitlik vesikası ibraz etmesi lâzımdır. lseklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar komisyon reisliğine makbuz mukabilinde ver -meler muktazidir. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (412) 1—771 Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Satınalma Komisyonundan: 1 — Metresine (275) kuruş kıymet biçilen (63,000 metre kışlık erat elbiselik kumaşla (295) kuruş kıymet biçilen (42,300) metre kaputluk kumaş 3.3.937 çarşamba günü saat (10) da kapalı zarf ek-siltmesiyle satın alınaacktır. 2 — Eksiltme şartnamesi (1491) kuruş karşılığında komisyondan alınabilir, ilk teminat (15691) lira (40) kuruştur. 3 — Eksiltmrye girmek istiyenlerin ilk teminat makbuz veya banka mektubu ve şartnamede yazılı belgeleri muhtevi teklif mektublarını belli günde saat (dokuza) kadar komisyona vermiş olmaları. (350) _1—646_ BETONARME KÖPRÜ İNŞAATI EKSİLTME İLANI Çanakkale Vilâyeti Nafia Müdürlüğünden . Çanakkale vilâyetinde Gelibolu - Keşan yolu üzerinde (22.800) lira keşif bedelli Kavak betonarme köprüsü inşaatının kapalı zarf usuliyle eksiltmesi 15-3-937 pazartesi günü saat 15 de Nafıa Müdürlüğü odasında eksiltme komisyonu tarafından yapüacaktır. "Eksiltme şartnamesi ve buna müteferri diğer evrak (114) ku -rus bedel mukabüinde Çanakkale Nafıa Müdürlüğünden alınabileceği gibi istiyenler bu şartnameleri Nafıa Vekâleti şose ve köprüler reisliği ve İstanbul Nafıa Müdürlüğüne müracaat ederek görebilirler* Eksiltmeye girebilmek İçin taliplerin (1710) liralık muvakkat teminat vermesi ve resmi gazetenin 3297 sayılı nüshalarında çıkan talimatnameye tevfikan müteahhitlik vesikası ibraz etmesi lâzımdır. İsteklilerin teklif mektuplarını 15-3-937 pazartesi günü saat 14 de kadar komisyon reisliğine makbuî mukabilinde vermeleri muk -tazidir. (974) 1—775 Mütercim Alı nacaktır. Askerî Fabrikalar Umum Müdürlüğünden: Almancıdan türkçeye türkçeden almancaya tercümeye mukte ¦ dır bir mütercim alınacaktır, isteklilerin istidalariyle mart 937 so nuna kadar umum müdürlüğe müracaatları. (405) 1—770 gili bulunanlar 2490 sayılı kanunun 2. 3 üncü maddelerinde istenen belgelerle birlikte teminat ve teklif mektubunu havi zarflar en geç ihale günü saat ona kadar M.M.V. satın alma komisyonuna versinler. (313) 1—591 BİLlT Vazelin yağı: 1538 kilo vazelin yağı pazarlıkla satın alınacaktır. Beher kilosuna 65 kuruş fiat biçilmiştir. Evsaf ve art-namesi komisyonumuzdan verilecektir, ihalesi 8 mart 937 pazartesi günü saat on birdedir, ilk teminatı (75) liradır. Eksiltmeye gireceklerden ilgili bulunanlar 2490 sayılı kanunun 2. 3 üncü maddelerinde istenen belgelerle birlikte pazarlık gün ve vaktinde M.M.V. satın alma komisyonuna gelsinler. (371) 1—669 İLAN 1 — 1500 adet lastik balon a-çık eksiltmeye konmuştur. 2 — Tahmin edilen bedeli 1200 lira olup ilk teminat parası 90 liradır. . 3 — İhalesi 2 mart 937 salı gü-nü saat 11 dedir. 4 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunun 2, 3 üncü maddesinde istenilen belgeleriyle birlikte ihale gün ve saa'.iı.de M.M. Vekâleti satın alma komisyonuna gelmeleri. (342) 1—636 BlLİT 6 kalem laboratuvar aleti açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır. İhalesi 11.3.937 perşembe günü saat 10 dadır. Muvakkat teminatı (139) lira 13 kuruştur. Evsaf ve şartnamesini görmek ve almak istiyen bedelsiz olarak satın alma komisyonundan verilecektir. Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunda gösterilen vesaikle ve teminat mektubu ile birlikte satın alma komisyonuna gelme'eri. (406) 1—728 BlLlT 1 — Beher metresine biçilen ederi 310 kuruş olan kıık bin ilâ altmış bin metre kaputluk kumaş kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. 2 — İhalesi 4 - mart - 937 perşembe günü saat 15 dedir . 3 — |lk teminat on bin beş yüz elli liradır. 4 — Şartnamesi 930 kuruşa M.M.V. satın alma Ko. dan alınır. 5 — Eksiltmeye girecekler kanuni teminat ve 2490 snyılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgelerle birlikte tekli) mektublarını ihale saatinden en az bir saat evvel M.M.V. satın alma Ko. na vermeleri (346) 1—644 ULUS 28 ŞUBAT 1937 PAZAR 4 üncüde Bugün Demirsporla Kırıkkale karşılaşıyor ON SEKİZİNCİ YIL No: 5597 ADIMIZ, ANDIMIZDIR HER YERDE 5 KURUŞ Hatay'da Türk Köylüsüne Tecavüz Ediyorlar Çeteler ayakta Halep ten Sancağa beşyüz demir gömlekli geliyor Anayasa hazırlıkları Cenevre'de toplanan komite görmenleri davet etti Türk - Felemenk ticareti r CENEVRE Türk Heyeti Başkam B. Numz- Rıfat Mcr» mencıognt liuşhıil, ı- I s P A N V A D A Falih Rıfkt ATAY Başlıca devletler İspanyaya gönüllü gitmeği menetmislerdir. Fakat asıl kontrol ablukası 9 martta bağlıyacaktır Şimdiye kadar dışarı yardımlardan bilhassa Fran-kistlerin faydalanmış olduklarına şüphe yoktur. General Franko ordusunda alay alay muntazam alman ve italyan gönüllüleri bulunmakta olduğunu artık kimsenin tevil bile etmediğini biliyoruz. Aynı ordu, hele son zamanlarda, büyük malzeme stokları edinmiştir. Almanya, İtalya ve Portekiz, ve diğer memleketlerdeki bütün sağlar, açıkça, Fran-kistlerin zaferini istemektedirler. Savyet Rusyanın gönüllüleri değilse de, gönlü Madridciler safın-dadır. İngiliz ve Fransız demokrasilerinin solları ve halkçıları dahi hükümet taraf nidadırlar. İngiltere ve Fransa İspanyada ispanyol milletinin iradesi hâkim olmak lâzım geldiğini söylüyorlar-sa da, bunun hakikî imkânlarını a-raştırmağa bile cesaret ettikleri yoktur: çünkü onlar, gerçekten, İspanya sebebi ile Avrupada bir harb tehlikesi uyandırmaktan çekiniyorlar. Herhangi bir sol iktidarın İspanyada yerleşmesine düşman olanlar ise, buna imkân ver-miyecek tedbirleri almakta asla tereddüd etmiyorlar. İki cephenin, her meselede göze çarpan karar ve kararsızlık tezadı İspanyada dahi kendini göstermiştir. Gazeteler, lngilterenin, Almanya ve İtalyadan, Balear adaları ile ispanyol Fasrna herhangi fırsatta dokunulmıyacağı hakkında vaid almış olduğunu yazmaktadırlar, ispanyaya büyük sermayeler yatırılmıştır: İngiltere ve Fransada, birçok menfaatler, bol-İSonu 4. üncü sayfada) İstanbul gazeteleri, bugün Hataya dair Suriyedeki hususî muhabirlerinden aldıkları bazı telgraflar neşretmektedirler. İstanbul muhabirimizin telefonla bildirdiği bu haberleri aşağıya aynen yazıyoruz: Haleb, 27 (Hususi) — Halayın bazı yerlerinde türk olmıyanlar türklerin aleyhine tahrik edilmektedir. Bu tahrikler Kuscyr köylerinde faal bir hal almıştır. Türk köylülerine tecavüzler yapılmaktadır. Bu tecavüzler? tekad-düm eden günlerde bazı mesul şahıslar bu mıntakalarda güya seyahat maksadiyle dolaşmışlardır. Bu mcsÛl şahıslar ayni zamanda muhtelif yerlerde teksif edilen çete kuvvetlerini de teftiş etmişlerdir. Bütün tedhiş hareketlerinin sebebi türk halkını korkutmak bu suretle korkan halktan davaları aleyhine vesikalar toplamaktır. Halbuki halk yabancıların bu tahrikatına ve maksadla-rına vakıf bulunmaktadır. Bir şakiyi serbest bıraktılar Şam, 27 (Hususi) — Kırıkhanda bir katil hâdisesinden dolayı mahkûm o-lan Danaburnu namındaki şaki Kırıkhan mesalihi hassa zabiti tarafından serbest bıraktırılmıştır. Bu şakinin Ki-rıkhandaki bazı taşnaklardan çete teşkiline memur edildiği söylenmektedir. Bu şaki birçok vatandaşlarımızı katlederek Suriyeye kaçmış ve orada himaye görmüş bir haindir. 500 demir gömlekli İskender una hareket etti Lazkiye. 27 (A.A) — Şam ve Ha-lebten demir gömlekliler teşkilâtına mensub arablardan 500 kişi lskcnde-(Sonu 4. üncü sayfada) Atatürk'le Litvanya Cumhur Başkanı arasında telgraflar Ankara. 27 (A.A.) — Litvanya milli bayramı münasebetiyle aşağıdaki telgraflar alınıp verilmiştir. Ekselans B. Antanas Smetona Litvanya cumhur başkanı Kaunas Litvanya millî bayramı münasebetiyle en hararetli tebriklerimi ve şahsî saadttleriyle Litvanyanın refahı için cilan temennilerimi kabul etmelerini ek. selâmınızdan rica ederim. K. ATATÜRK Ekselans Kemal Atatürk Türkiye Cumhur Başkanı Ankara Millî bayram münasebetiyle gönder dikleri tebrik ve izhar ettikleri temeru nilerden dolayı ekselanslarına hararetle teşekkür eder ve bu nazik ihti mamalarının beni ve Litvanya milletini derîn bir surette mütehassis ettiğini kendilerine temin eylerim. ANTANAS SMETONA Vekiller Heyeti toplantısı İcra Vekilleri Heyeti dün saat on beşte Başvekil İsmet InÖnünün reisliğinde toplanmış ve toplantı geç vakte kadar sürmüştür. Vekiller Heyeti yeni büdce üzerinde tetkiklerine devam etmiştir. Bu gün pazar olmasına rağmen büdce üzerindeki çalışmaların devam ederek ne-ticelendirilmesi muhtemeldir. Yeni büdcemiz, anayasamız mucibince, yarın Kamutay Başkanlığına verilmiş olacaktır. Hariciye Vekâletinde Türk - Felemenk kliring anlaşması ve mali protokol imza edilirken Yeni anlaşmalar dün merasimle imzalandı Felemenk oluz be* milyon florinlik bir plafon dahilinde ve bedeli lürk mallariyle ödenmek şartile TürkiyeuYki büyük İşlet münakaşalarına girebilecektir. Faiz verilmiyeceklir^ Ankara. 27 (A.A.) — Ankaraya gcUniş -lir. Felemenk hükümeti mümessilleri ile hükümetimiz mümessilleri arasında parafe edilmiş olan anlaşmalar, bugün Hariciye Vekâleti büyük salonunda, Türkiye cumhuriyeti hükUmeti adına lktısad Müsteşarı Kurdoğlu, Felemenk hükümeti namına Baron de Harinİma Thoeo Slooten tarafından merasimle ve çok dostça tezahürat içinde kati olarak imza edilmiştir. Bu anlaşmalar 23 eylül 1934 tarihli Türkiye - Felemenk kliring anlaşması yerine kaim olacak yeni kliring anlaşması metni ve bu merbutlariyla, Felemenk firmalarına, karşılığı sekiz sene-(Sonu 4. üncü sayfada) Doktor Aras hududda karşılanırken Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evde Atinaya gidiş, konsey, konferans, resmi kabuller ziyaretler, gezintiler, yemekler, dönüş.... Konferanstaki ilk yarım çalışma günü istisna edilirse, 13 şubat akşamından 25 şubat sabahına kadar kalemi ancak notlarım için elime alabildim. Günlerimiz ilkinden sonuncusuna kadar iş ve temaslara tahsis edilmişti. En erken ikide yatıyor, en geç sekizde uyandırılıyorduk. Mükemmel bir çalış- ma ve tanışma programımız vardı. Konferansta, yemekte, gezintide, eğlencede; gece gündüz, her dakika yeni dostlarla tanışıyor yapacağımız ve yapılacak işleri konuşuyorduk. Trende Hududdan Selâniğe ve Selâniktcn Atinaya kadar bütün güzergâhta, sayın Tevfik Rüştü Aras için parlak bir kabul yapıldı. Köylüler, dağlılar, şehirli-(Sonu 4. üncü sayfada) Fıkra; Yaparken.. istanbul liman idaresi yeni yolca salonu için bir müsabaka açmıştır. Bu usule sadık kalmış olduğundan dolayı İdareyi tebrik ederi*. Şark, Balkanlar, Orta Avrupa veya Şimal diye bir takım tasnifler duyarsınız. Bir tirenin sizi olanca hızı ile Şamdan Stokholme doğru uçurduğunu tasavvur ediniz: Şark. Balkanlar, Orta Avrupa ve Şimal, bunların hensi. nL hayet. birer umumî manzarada göze çarparlar. Bu manzarayı tabiat ve yapılar vücuda getirir. Bir milletin kültür seviyesinin derecesini, evvelâ, bu umumi manzaranın kılavuzluğu ile ölçersiniz. Ve daha garibi, garb medeniyetine mensub bir teknik enternasyonalinin, yavaş yavaş, seviye yükseldikçe hâkim olduğunu sezersiniz. Bu hususta milli sözünde fazla ısrar etmeyiniz ve onu eyice tartınız. Garb medeniyeti âlemi İçinde, hele bu umumi manzara bakımından benzeyişler, ben-zemeyişlerden pek çoktur. Millî diye ne çirkin, ne kötü, ne çürük yap-tırılamaz. Milli, aksi vasıfta olanların bize has karakteri demek olacaktır. Bi* evvelâ yüksek bir mimari sanatı kurao mimarlar yetiştirmeğe çalışıyoruz. Milli orada doğacaktır. Bununla millî sözünün ticareti arasında ne büyük fark var t Süratle kendimizi de bulacağız. Fakat inşada yalnız büyük kabiliyetleri kullanmak ananesinden ayrılmamakla! Ya büyük bir mimar, ya ciddi bir müsabaka t Bütün devirlerden nihayet yapılar ve metinler kalır. Şu Ankaranın plâna sadakat gösteren tarafları ile plândan ve güzel sanatlar kontrolundan kaçmağa teşebbüs eden taraflarına bakınız: Birinde dünyayı bize hayret ettiren bir yüksek seviye, ötekinde bizi bile kendimizden utandıran sakatlıklar. - Fatay ¦ 6 ULUS 28 - 2 - 1937 Politika bahisleri: Halkevleri Türkiye'de bugün, inkılâp için uyandırılan fikir ve kültür ocaklarının tayın 167 ye çıkmış bulunuyor Ankara Halkevinden girince, »olda, memleket haritasının üzerinde, dört düğme oyunuyla birçok şehirlerimizin bulundukları noktalarda ufak güneşler par -lar. Bu fikir kiminse o yurddaşı kutlamak lâzımdır. Gerçekten, Kemalizm'in halkevleri hareketini en kısa ve en görenekli bir tarzda. Ankara Halkevinin bu ışıklı tablosu ifade eylemektedir. Kemalizm, her şeyden önce. bir kültür ve medeniyet hareketidir. Avrupalı rejimlere temel teşkil e-den birçok sosyal ve ekonomik davalar. Kemalizm'de ancak ikinci sırada yer bulmuşsa da statik ve batmış bir Asya medeniyetinden bütün değerleri ile birlikte bir kaos manzarası dahi arzetse dinamik bir Avrupa medeniyetine geçmek hareketini temsil eden ve kültürün çırağmı bir kıtadan alarak bir diğer kıtanın karanlıkları üzerine tutan Kemalizm'i "halkevleri" inden iyi hangi inkılâp teşkilâtı ve müesseseleri temsil edebilir? Bu kültür merkezlerinin 167 ye çıktığını müjdeleyen gün, hepimiz Ankara Halkevi'nde bulunuyorduk, orada genel sekreter B. Şükrü Kayanın halkçı nutkunu dikkatle dinledik. Herkes mutabık kaldı ki. "türk münevverleri bütün türk halkını kendi kültür seviyele- rine çıkarmadıkça, millete ve yurda karşı olan borçlarını ödemiş ol-mıyacaklardır.,, O günkü güzel başarılardan ikisi üzerinde duralım: 1. Karagöz, 2. Kukla. Ankara Halkevi, bu iki oyuna sahnesini vermekle tam vc kâmil bir eser yaratmış olmak İddiasında değildir. Bizlere yalnız, bu iki halk oyununu nasıl canalndırabi-leceğimiz hakkında bir fikir ver -mek istemiştir. Bu bakımdan, yaptığı iş çok yerinde ve muvaffak olmuştur. Çünkü Karagöz, orta ovunu, tuluat sahnesi ve kukla gibi halkın dehasrna dayanan sanat sahaları bir kere canlılıktan ve aktüel olmaktan kaldılar mı, onları yeniden tazelemek ve günün görüşüne adapte etmek en çetin kültür davalarından biridir. Bunu layikiy • le halletmek için, evvelâ, memleket münevverlerinin metodik ve müşterek mesaisine ikincisi de bir çok maddî vasıtalara ve zamana ihtiyaç vardır. İleride yazacağımız bir yazıyı "Karagöz,, e tahsis ederek bu husustaki fikirlerimizi arzetmek isteriz. Şimdilik Ankara Halkevi'ne bu güezl teşebbüsünden dolayı teşekkür etmekle kalacağız. Burhan BELCE Hükümet, maden Cevheri satışını men Etmiş degüdir Almanca Metali und rz gazetesinin bu seneki dördüncü sayısında Türkiye hükümetinin harice maden cevheri çıkarılmasını ve satılmasını menedeceği yazılmaktadır. Menedİlecek olan cevherlerin de Demir, bakır, nikel, alemin-yom, kurşun olacağı tasrih edilmektedir. YapUğımız hususi tahkikata göre ne böyle ibr karar, ne de bir düşünce mevcud değildir. Tamtersi hükümetimizin madenlerinden bir dövİı karşılığı o-laıak faydalanmakta olduğu, bu güne kadar takib ettiği ekonomi siyasetinde pek açık olarak görülmektedir. Devamlı ve durluklu politika takib eden hükümetimizin kararında her hangi bir tebdil bahse mevzu olamıyacağından bu havadisin aslı olmadığını yazabiliri*. Siyasal bilgiler okulu talebesi Mersinden döndü Siyasal bilgiler okulu talebesinden otuz genç, son tatil günlerinden istifade ederek, ekonomik coğrafya hakkında tetkikler yapmak üzere, coğrafya Öğretmeni B. Hâmid Sâdi Selcn'lc birlikte. Mersine kadar gitmişler dönüşte Kay-seriye de uğrayarak oradaki fabrikaları gezmişler ve dün şehrimize dönmüşlerdir. Evlerdeki kümesleri kaldırmıyanlardan para cezası alınacak Beeldiye encümeninin şehir içindeki kümeslerin ve kümes hayvanlarının kaldırılması hakkında verdiği kararın müddeti bitmiştir. Belediye memurları bugünden itibaren şehir içinde ev ev dolaşmağa başlayacaklar, evlerindeki kümesleri ve kümes hayvanlarım kaldı rmıy ani arı görecek olurlarsa para cezası yazacaklardır. Ereğli şirketi tasfiye ediliyor İstanbul (Telefonla) — Ereğli şir. keti hissedarları umumî heyeti bugün saat onbirde toplandı Tesisatın hükümete satılmış olması dolayısiyle şirke, tin tesfiyesine karar verildi. Ve tasfiye heyeti seçildi. Tütün ve Sigara satışları Arttırılacak İstanbul (Telefonla) — İnhisarlar umum müdürü Bay Mithat, tütün ve sigara satışı üzerinde tetkilerde bulunmak üzere bu akşamki ekspresle Avru paya gitti. Umum mudurun seyahati bir ay kad3r sürecektir. Avrupadaki büyük sigara fabrikalariyle, türk tütünlerini İstihlâk etmelerini temin için anlaşmalar yapılacaktır. İlk anlaşma Belçikalı büyük bir firma ile yapılmıştır. Bundan sonra bu fabrika yapacağı sigaralarda yalnız türk tütünü kullanacaktır. Buğday siloları Ziraat vekâleti buğday silolarının yüzbin tona iblâğı için bir kanun projesi haz.rlamıştır. Bu proje ile evvelce hükümete verilmiş olan 3 milyonluk kredinin 7 milyon liraya çıkarılması Kamutaya teklif edilecektir. İngiliz maliyecisi Aleksandr gipp'in bir Tavzihi Geçen ay, tanınmış ingiliz maliyecilerinden B .Aleksandr Gipp Türkiyeye gelmiş, ve İngiltere linans âlemini Türkiyenin endüstriyel plânlariyle alâkadar etmek üzere bazı tetkikler yapmıştı. Deyi - Meyi gazetesi Londraya dönen B. Aleksandr Gipp'e atfederek bir beyanat neşretmiştir. Bu beyanata göre, güya bu ingiliz maliyecisi, Türkiye hükümetinin mikdarı 16 milyon ster-linge yükselen nafıa işleri yapılmasını, kendisine verdiğini söylemiştir. Bu beyanatı, bazı türk gazeteleri ve Balkan Herald gazetesi alarak neşretmiştir. B. Aleksandr Gipp'in en yakın dost-larnidan Teoffrey Gı.ıl.bc dün gazetemize gönderdiği bir mektubta ne B. Aleksandr Gipp tarafndan, ne de Türkiye seyahatinde kendisine refakat e-den B. Hugh Beaver tarafından hiç bir ingiliz gazetesine bu yolda beyanat vc-rümediği bildirilmekte ve bunun katî surette, tekzibine kendisinin Londrada n telefonla mezun edildiği ilâve o-lunmakudır. Bu mektuba göre B. Aleksandr Gİpp yalnız maliyeci ve teknisiyendir. İnşaat işleriyle alâkadar olmamaktadır. Bu ingüiz maliyecisinin hedefi, Londra maliye âlemini, Türkiye hükümetinin endüstriyel plânlariyle daha yakından alâkadar etmektir. Hukuk ilmini yayma kurumunun dünkü konferansı Profesör B. Kroza amme hizmeti mefhumunu anlatîı İstanbul Hukuk Fakültesi profe kevinde verilmekte olan seri hukuk nü dün, seçkin bir kalabalık huzur Ankara muhitinde iyi ve devamlı bir alâka ile takib olunan bu konferansların dünkü programı da ehemiydi ile mütenasib ve âdeta kesif denecek bir dinleyici huzurunda tatbik edilmiştir. Profesör sözüne "Amme hizmeti mefhumunu; kollekûf ihtiyaçları tesviye maksadiyle, bir amme idaresi tarafından başarılan teşebbüs, şeklinde tarif etmekle, bu mefhum hakkında son derece umumi bir fikir vermiş olacağız" cümlesiyle başlamış ve bundan sonra, son derece liberal birkaç müelliften başka bütün hukukçuların amme hizmeti mefhumuna en büyük kıymeti izafe hususunda birleştiklerini ilâve e-derek ve bazı müeliflerin amme hizmetlerinin devleti tamamen içine aldığı iddialarını, bu mefhumun tarihen son derece yeni bir nazariye olduğunu ve devletin bu nazariyeden evel de mevcud bulunduğunu, amme hizmetine en mühim mevkii vermekle beraber hakimiyet fikrinin bertaraf cdilemiyeceğini söyliyerek ccrheylemiştir. Profesör daha etraflı bir tarifle amme hizmetine "idare edenlerin yüksek iradeleri altında, ammenin kollektif ihtiyaçlarına hususi teşebbüslerden daha iyi cevab veren ve Türkiye ve Fransada tabiî olarak hususi, hukukî bir rejime tâbi olan muntazam ve devamlı bir teşebbüs denebilir" demiştir. Bu mefhum başlıca iki veçhe arzet-mektedir: Biri bilhassa siyasidir. (Bu Velime geniş ve umumî manasiyle amme hizmetinin izahıdır), diğeri bilhassa hukukidir. (Bu da kelimenin dar manasiyle amme hizmetinin izahıdır). Bundan sonra profesör amme hizmetinin hususi teşebbüsten nasıl tefrik edileceğini anlatmıştır: "Amme hizmeti devlet kudretinden istifade ettiği, devletin hakimiyetini aksettirdiği halde, hususi teşebbüs ya idareden büsbütün muhtar veya daha gevşek bağlarla bağlıdır. İnkâr edilcmiyecck bîr hakikat varsa o da. İster otoriter İster demokratik Çin heyeti «eliyor İstanbul (Telefonla) — Birkaç gündenberi şehrimizde bulunan Çin askerî heyeti hu akşamki terenle Ankaraya ha. reket etti. Yalova kaplıcaları İstanbul (Telefonla) — Yalova kaplıcaları bu tene mayısta açılıyor. İnşası bitirilmek üzer olan büyük otelde son hazırılıklaı yapılıyor. Küçük İstanbul Haberleri * İzinli olarak Yunanistanda bulunan İsveç elçisi dönmüştür Şehir Meclisinde açılan iki âza_ lığa general Fuat ve B. Ali seçildiler. * Küçükpazarda bir yumurta deposu yandı. Deponun sahibi bir gün evvel binanın ligortasını yenilediği için tahkikat yapılıyor. * Şehre yeniden 200 elektrik lâmbası konacaktır. Bu işi için büdceye 150 bin Ura tahsisat konmuştur. * *ugün İstanbul limanında çok sis varJı /«purların seyriseferi bozuldu. (iri1 Herin renkleri ve kokuları İstatistik, muhakkak kİ, çok fay -dalı bir ilim vasıtatrazdır ve bize bilmediğimiz yeni yeni şeyler öğretmektedir. Meselâ bir meraklı, çiçeklerin renkleri ve kokuları hakkında hazırladığı fu istatistiği neşretmiştir: Av-rupada yetiştirilen çiçeklerin sayısı 4300 dür; bunlardan 3C8 tanesinin verikaları mor, S94 tanesinin mavi, 823 tanesinin kırmızı. 921 tanesinin san ve 1124 tanesinin de beyazdır. Güzel kokulu çiçeklerin çoğu beyaz, sayıları ise, topu topu, 420 dİr. Milyarder zevki. Amerikada (tabii Amerikada!) Cincinnati'de, marraelad kiralı VVil-liara Brov - Levy, bu yakınlarda, ev -lendiğinin ellinci yıldönümünü kutlayacaktır. Milyarder, bu münasebetle yapı • lacak törene dört yüz kişi davet et -mistir. Bu dört yüz kişinin her birine ayrı ayrı gönderdiği davetnameleri de, saf altından ve plâka şeklinde yaptırmış, davetname metnini beyaz mine ile bunlar üzerine yazdırmıştır. Her plâka yirmi gram ağırlığın » da olduğuna göre — İmal masrafı hariç — sekiz kilo saf al ün m. kilosu, toparlak hesab bin beş yüz liradan, milyardere kaça mal olduğunu, isterseniz, hesab ediniz. Kadınların zekâsına dair Bir filim şirketi direktörü, yıldız olmak isteyen kadınlara dair şu fikirleri İleri sürüyor: " Bir kadm, şayed ne istediğini bilirse zekidir. " Bir kadın, istediğine nasıl erişeceğini bilirse daha zekidir. " Bir kadm, istediğine eriştikten sonra onu muhafaza ve istismar et -meşini bilirse çok zekidir.,. Bu fikirleri yalnız sinema yıldızı olmak arzusunda bulunanlar değil, kadınlar da değil, cins farkı gözedil-mcksizİn bütün insanlar, istisnasız, kendilerine tatbik edebilselerdi... 600 boş şige lttanbulun zabıta haberlerinden biri: "Gazinocu Konstantİn, zabıtaya müracaat ederek, gece gazinosnduan 600 boş şişe ile 4 çuval çimentonun çalınmış olduğunu bildirmiştir. Zabıta hırsızlan ve çimentoları bulmuş, şişelerin satılıp bedelinin de hırsızlarca y inmiş olduğunu tesbit etmiştir." Altı yüz boş şişe! dile kolay. Hele şişelerin gürültücü şeyler olduğunu da düşünürsek bunları bir gecede aşırıp paraya kalbedebilen hırsızlarin maharetine karşı parmak ısırmamız lâzam gelmez mi? "Bunlar zekâlarını hayra sarf etse-lerdi değerli birer insan olurlardı!" diyeceğimiz geliyor, doğrusu... Taksilerde sıra usulü İstanbul belediyesinin yeni taksi ta- limatnamesi günün meselesidir: Otomobiller müşteriyi sırada bekemclidir; fakat müşeri de sıradaki otomobillerden en yenisini ve cn güzelini seçmektedir. Ne yapmalı? Eskiye rağbet olsa... llâahir. Fakat eski arabalara bir se.Tnaye bağlanmıştır. Yeni modellerin her yıl piyasaya çıkışında bütün eskileri - Amerikada olduğu gibi - süprüntülüğe mi atacağız? Şayed, İstanbul belediyesi, ne yapıp ykıpıp, bütün dünyanın kabul etmiş olduğu "şehir arabası tipi" rü kabul etmi-yecek olursa bugünün bu meselesi, muhakkaktır ki, yarının da. Öbür günün de meselesi olmakta devam edip gidecektir. Bir başka mesele daha lttanbulun başındaki meselelerden bir mesele de yük arabacıları meselesidir; Kamyonlar çoğalıyor, hususi müesseselerin kamyonları da yük taşıyor, arabacılara iş kalmıyor. Dava budur. Ancak bu dava, bir takım vatandaşların mesleklerinden eski faydaadrı İs-ihsal edememekte olmaları gibi bir ekmek davası ise de büyük bîr davanın küçücük bir ferinden başka bir şey değil* diri Bugünün nakil vasıtası olan kamyonu kaldırmak veya sayısını tahdid etmek geçen asırların geri vasıtası lehine yeni zamanların ileri vasıtasını faaliyetten alıkoymak olur. İstanbul belediyesi işte böyle bir meseleyi halletmek mevkun dedir. sürlerinden B. Kroaz Ankara I I !-konferanslarının on dördüncüsü-unda vermiştir. rejime tâbi bulunsun, amme hizmclte-rinin arttığı ve sahasının genişlediğidir. Profesör, Birleşik Amerika. İtalya, ingiltere ve Fransa'da amme hizmetlerinin arttığını, bunun devletçilik temayülleri olduğunu söylemiş ve bu hususta misaller vermiştir. Profesör "nihayet. Türkiyedc devletçilik prensiplerinin ana yasaya ithali, millî kuvvetlerin inkişafı gayesiyle, bu yoldaki ilerleyişin beliğ bir ifadesi değil midir?" demiş ve bundan sonra adliye, haricî siyaset, polis, ordu ve tescil muameleleri gibi teamülü amme hizmetleri arasına, tedrisat. İçtimaî muavenet, kara, deniz, ve hava nakliyatı, şehirlerde su, havagazı, elektrik tevziatı, radyo neşriyatı ilh... gibi hizmetlerin katıldığını söylemiştir. Profesör bundan sonra demiştir ki: "— Vazıı kanun amme hizmetleri ihdas ederken, bütün vatandaşlara hususî teşebbüsün ancak eksik ve İnkıta-Iı bir itminan temin edebileceği umumî ihtiyaçların daimî ve muntazam bir surette tatmini gayesini güder. Daimi-lik ve intizam amme hizmetinin eseridir. Türkiye ve Fransada kelimenin Um ve katî manasiyle bir amme hizmetinin mevcudiyeti ancak, tesviyesine karar verilen ihtiyacın tatmini hususunun amme hukuku kaideleriyle temin olun» duğu hallerde rnümkündür. Müşterek sistemimiz, hususi bir amme hukuku rejimini icab ettirmekte iislt dir. Bu hususî amme hukuka re gi zarureti neticesi olarak, hususi kaidsj ler vazıı m ve idari kazaya tebaiyeti tazammun eder. Son olarak profesör bu hususî amme hukuku rejiminin üç büyük kaidesini vazetmiştir. a - İktisadi ve içtimaî ahvalde hadîs olan tahavvül ve tadilâta .intibak kaidesi b - Daim ilik kaidesi c - Bütün vatandaşların amme hizmetleri muvacehesinde müsaviliği kaidesi. Profesör konferansını şu sözlerle bİ« tir mistir: İşte, ilk nazarda hayli basit görünen; fakat hakikatte (meydana konul-ması hâkime aid olan) umumi bir ihtiyacın, amme kudreti tarafından tatmU ni icab ve amme hukuku kaidelerini ihtiva eden, pek ince farklarla dolu amme hizmeti mefhumu..." Fransızca verilen konferansı Bay Muvaffak Şeref muvaffakiyet vc süratle tercüme etmiş ve bütün kıymet ve ehemiyet i ile dinleyicilere naklcyle-mistir. Alâka ile dinlenen konferans, sürekli alkışlar arasında sona ermiştir. HAVA Dün yağışlı geçti Meteoroloji enstitüsünden verilen malûmata göre dün şehrimizde hava kısmen bulutlu geçmiş ve cn yüksek sühunet sıfırın üstünde 12 dereceyi bulmuştur. Dün yurdun Karadeniz sa-hıllcrırun şark kısmiyle Bolu, Bursa, Muğla, Çanakkale çevresi yağışlı geçmiştir. Yağış Gelibolu da dolu ile karışık yağmur, Bolu ve Rizedc kar, dİğes. yerlerde yağmur sekimde olmuştur. Dün hava evvelki güne naazran 1-4 derece arasında aunmışUr. En düşük sühunetler sıfırın alımda olmak üzere Boluda 3, Sivasta 4, Erzurumda H, Karsta 18 derecedir. En yüksek sühunetler sıfırın üstünde olmak üzere Bursa ve Samsunda 15, İzmir ve Nazillide 16, Adana ve Dörtyolda 17 derecedir 28 - 2 - 1937 ULUS = 3 c DIŞ HABERLER Çekoslavakya ve Komşuları Büyük lı.ırlıi.ın evvel sulh ve muşa I eme t bakımından Avrupanın en tehlikeli mıntakası Balkanlardı. Bugün de harb tan sonra balkanlaşan orta Avrupa tehlikeli mmtaka halini almıştır. Büyük küçük birçok devlet lerin siyasetleri bu mıntakada çar -pışmaktadır. Bütün hırslar burada toplanmıştır. Büyük harbtan evvel, Avrupa siyasetinin balkanlaştığı nasıl iddia edilmiş ise, bugün de devletler arasındaki münasebetlerin orta Avrupalaştığı ileri rüsülebilir. Bu tehlikeli mıntakanın en has • sas noktaları da Avusturya ve bilhassa Çekoslovakyadır. Almanyanın bu iki devlet üzerindeki emelleri ma -lümdur. Fakat Hitler Almanyası hem Italyayı .hem de Fransayı aynı zamanda kendi aleyhine kışkırtmaktan çekindiği için Avusturya üzerinde İtalya İle anlaşmıştır. Bu, âdeta bir mütarekedir. Almanya Avusturyanın istiklâlini tanıyor ama, Avusturyada meselâ Habsburg Hanedanının geri gelmesi gibi, bu istiklâli takviyeye yardım edecek bir harekete tevessül etmİyecektîr. Kim bilir; belki de al -manlar Avusturyanm zamanla olgun bir meyva gibi kucaklarına düşeceğine inanıyorlar. Çekoslovakyaya gelince; bu devletin mukadderaliyle Fransa ve Rusya yakından alâkadardır. İtalya alâkadar görünmüyor. Bu itibarla Hitler siyasetinin bütün hiddet ve şiddeti bu küçük devlet üzerine tek -sif edilmiştir. Çekoslovakyanın orta AvrupHa komünistliğin alemdarı olduğu ikide bir söyleniyor. Çekoslovakyanın hududları içinde üç milyondan fazla alman ve oldukça ehemi -yelli bir macar ve leh ekalliyetleri h'tltınması. Çekoslovakya aleyhtarlı -ğında bu üç devleti birleştirmiştir. Macar gazeteleri Çekoslovakyadaki macarların mukadderatiyle alâkadar görünüyor. Lehliler kendi ırkdaşları-nı asla unutmayacaklarını söylüyor -lar. Çekoslovakya, komünistlikle hiç bir alâkası olmadıkım tekrar tekrar bildirmiştir. Kendi topraklarında Sovyet Rusyaya aid hava üsleri bulun • duğu hakkındaki İınadlara karşı da bir milletlerarası anketi yapılmasını lal M e'rr*İ«iir. Şimdi de ekalliyetleri hakkında yakın alâka gösteren komşularını bir silâhtan daha mahrum etmek için bu ekalliyetleri tatmin e-decek liberal bir siyaset takib etme -ğe karar vermiştir. Çekoslovakyada hayli alman vardır. Fakat bu alman -ların ancak bir kısmı Hitler Alman -yasına bağlıdır. Henlein adında bir lidere tâbi olan ve Sudet almanları diye anılan bu almanlar müstesna rlmak üzere diğer Çekoslovakya tebaası almanlar ile çek hükümeti arasında geçenlerde anlaşmışlardır. Çek hükümeti ile alman ekall;vetleri arasındaki müzakereler yedi madde üzerinde yapılmakta idi. Hükümet bu yedi maddenin beşini kabul etmiştir. Parlamento müzakerelerinde alman lisanının kabulüne ve ekalliyet meseleleri için bir parİAm»r*o encümeni -nin tayinine aid olan iki taleb, ancak hususi kanun ile tatbik edilebilece • Kinden şimdilik bunlar bertaraf edilmiştir. Bu İtilâfa Henlein'a tâbi olan almanlar girmemişlerdir. Bunların lideri, bugün yarın. Aussig'de söyliye-ceği bir nutuk İle itilâf hakkındaki noktaİ nazarını bildirecektir. Cek hükümeti şimdi macar ve leh ekalliyetleri ile de anlaşmak İçin müzakereye girişecek. Bu müzakerelerin ne netice vereceği malûm olmamakla beraber. Çekoslovakyanın kendi ekalliyetleri ile yaptığı ve yapacağı bu anlaşmaların, Almanya. Macaristan ve Lehistanı komşularına karşı takib ettikleri yoldan ayıracağı çok şüphelidir. Kurdun kuzuya dediği gibi, Almanya da Çekoslovakyaya: — Söylediklerin doğru ama, seni yi-ne yiyeceğim. diyebilmek için fırsat kolluyor. _ A. Ş ESMER Zincirli kuyu mezarlığı İstanbul (Telefonla) — Belediye Zcncirlikuyu asri mezarlığının yapılmasına bu sene başlayacaktır. Bu iş i-in budceye tahsisat konmuştur. Madrid önünde celin muharebeler ispanyol Başvekili Largo Kaballero istifamı ediyor? Bir tebliğ neşrederek yakında istifa etmek niyetinde olduğunu bildiren ispanyol başvekili Largo Kaballero Şimdiye kadar yapılan bir -çok bombardıman neticesinde harab olan Granada -da meşhur aslanlı sarayın avlıiMi Âsiler kıraliyet marşını milli marş olarak kabul ettiler Madrid, 27 (A.A.) — Askeri gÖrmenlere göre, Madrid etrafında cephede bir istikrar hasıl olacaktır. Guadalajara mıntakasında âsilerin yaptıkları şiddetli mukabil taarruzun akamete uğraması, yüksek kumanda heyetince müsaid bir şekilde tefsir edilmektedir. Hükümet kıtaları, geçende zaptettikleri mevzileri iyice tahkim etmek emrini almışlardır. Şark sahillerinden Madrid cephesine takviye kıtaları gelmektedir. 15.000 ölü mü var? Paris, 27 (A.A.) — Havasın İspanyadaki muhabirlerinden gelen haberlere göre hukümetçi kuvvetler Madrid cebhesînde perşembedenberi âsi hatlarına baskın ve keşif hareketlerinde bulunmakla iktifa ediyorlar. Maksadları düşmanın tahşid ettiği kuvvetlerin mik-darını anlamaktır. Asiler de, Oviedo cephesindeki son muharebelerde hükümetçilerin 15.000 ölü ve yaralı verdiklerini temin etmekte ve Ovideo - Grado yolu ile Riville köyünün Debarbol tepesinin de Marang dağının asla hükümetçilerin eline geçmemiş olduğunu katî olarak soyuyorlar. Diğer taraftan Jarama cephesinde rus generali Listerin hükümet kuvvetlerine mensub ölüler arasında bulunduğu teeyyüd etmektedir. Bir ispanyol artisti kurşuna dizildi Lizbon, 27 (A.A.) — Şimdi ifşa e-dildiğine göre, meşhur ispanyol sinema yıldızı Rozita Diaz geçen ay tevkif edilerek divanıharbce idama mahkûm olmuş ve kurşuna dizilmiştir. Rozita Diaz gizli bir radyo istasyonu ile Sevilladan hükümetçiler karargâhına malûmat vermek ve bu verdiği malûmat ile hükümet tayyarelerinin Sevil üzerine iki defa gelmelerini temin etmiş olmakla maznun bulunuyordu. Asi rüesa İle münasebatında daima büyük bir tecessüs gösteriyordu. Kıraliyet marşı Salamanka, 27 (A.A.) — Yeni bir kararname ile kıraliyet marşı, millî marş olarak kabul edilecektir. Largo Kaballero istifa mı ediyor? Valensiya, 27 (AA.) — Efkârı u-mumiyeye hitab eden uzun bir tebliğde Largo Kaballero, bazı teşekküller yolunun üstüne manialar koymakta devam eyledikleri takdirde istifa etmeğe mecbur kalacağını bildirmiştir. Bu tebliğ, dün sabah Kaballero ile nazırlar ve parti şefleri arasında vuku bulan uzun görüşmelerden sonra neşredilmiştir . Kaballero, bütün halk cephesi partileriyle cumhur reisinin emniyetini kazanmış olduğundan istifası, büyük a-kisler bırakacaktır. Neşrettiği tebliğde Kaballero, gözlerini hırs bürüyen entrikacı unsurların kendi haklarında yapmış oldukları casusluklara telmih ederek, şu sözleri ilâ-ve etmiştir: "— Faşist olmıyan bazı devlet ricali, İspanya harbinin bitmesi lâzım geldiğini söylemiş'erdir. Fakat bu zevat, harbin bizim zaferimizle mi bitmesi lâzım geldiğini tasrih etmemişlerdir. Ben hiç bir zaman mcrnlcketimize hıyanet etmiş olanlarla uyuşmadım. Çünkü bu yo'da bir hareket, Avrupa sulhu için mühim bir tehlike teşkil ederdi. 6 martta ademi müdahale kontrolü tatbik c-dileceği zaman katî bir karar ittihaz et-mekliğimiz lâzımdır. Çünkü bu tarihte dahili harb pek nazik bir safhaya girecektir. Eğer pek kuvvetli bir vaziyette bulunmazsam, başvekâletten istifa edeceğim. Kaballero, Franko ile sulh müzakerelerine girişmek arzusunu izhar eden bazı unsurlara da telmihlerde bulunmuştur. İspanyanın karadan kontrolü temin edildi ispanyaya italya ve almama ne kadar gönüllü gönderdi? Londra, 27 (A.A.) — Manchestcr Guardian gazetesi, İspanyaya kânunusani içinde birçok gönüllü gittiğini yazıyor: "7 kânunusanide 800 kişi Napoliden hareket etmiştir. 14 kânunusanide 4.500 kişi ve üç tank müfrezesi Napoliden Lombardia vapuriyle hareket etmiştir. 22 kânunusanide 6.000 kişi Sannio ve Toskana vapurlarına yükletilmiş-tir. Aynı zamanda Pietromika, Narva-1e ve Delfino ve ismi bildirilmiyen diğer dördüncü bir denizaltı gemin İspanyaya hareket etmiştir. 26 kânunusanide Lombardia, Sarde-nia ve Kalabria vapurları mühim hamuleler ile hareket etmişlerdir. Lombardia vapuru Napoliden 100 ton top ve 100 ton da mühimmat yüklemiş ve Gaete'ye uğnyarak oradan 4.500 "gönüllü'* almıştır. 28 kânunusanide diğer bir limandan 20.000 "gönüllü" hareket etmekte idi. Aynı ay içinde, 2.500 - 3.000 alman "gönüllü" sü Laspezia'dan hava mukabil silâhlariyle birlikte hareket etmiştir. Diğer alman gönüllüleri ayın sonuna doğru hareket etmişlerdir." Alman harb gemilerinin İspanya harbtna İştiraki Bayonne. 27 (A.A.) — Bask hükümeti matbuat bürosu bilbao mahreç ile a-sağıdaki notu neşretmek t cdir- Bundan iki ay evci sularımızda Mr alman harb gemisinin dolaştığı sıralarda Bilbao önlerinde toplanan mayınlar dikkatli bir muayeneye tâbi tutulmuş- R u z v e 11 dünya konferansı toplıyacak Vaşington, 27 (A.A.) Skrips Huard yaptığı beyanatta cumhur reisi Ruzvel-tin vakit geçirmeden bir dünya konferansı toplamak arzusunda olduğunu söylemiştir. Bu konferans silahların tahdidi, sulhun muhafazası ve enternasyonal ticaretin açılması işlerile meşgul olacaktır. Cumhur reisini bu teşebbüse sevkeden sebeb bugün dünyada girişilmiş olan silah yarışının muhtemel neticelerinden endişe etmesidir. lardır. Bu maynler almandır ve bir alman gemisi tarafından dökülmüştür. Bask hükümeti yakında resimlere ve vesikalara müstenid malûmat neşere-decek ve alman harb gemilerinin Is-panay harbına iştirak ettiklerini isbat diyecektir. İspanyanın karadan kontrolü halledildi Londra, 27 (A.A.) — İspanyanın karadan kontrolü meselesi dün halledilmiştir. Beynelmilel kontrol memurlarının adedi gerek Fransa gerekse Portekiz hududunda 130 olarak tesbit edilmiştir. asm ıcmaıı Hatay anayasası hazırlanırken CUMHURİYET'de Yunus Nadi, Cenevrede Hatay anayasası ve statüsü projelerini hazırlamak üzere teknik komisyonun faaliyete başla -mış olduğunu mevzuu bahsederek daha evvelce Cenevre konseyinin kabul etmiş olduğu anlaşma esası son derece sarih olduğu için bu teknik çalışmaların fazla güçlükle karşılanmadan ilerliyeceği ümidini izhar e» diyor, ve her halde, bazı Suriyeliler ve küçük fransız memurları tarafından çevrilmekte olan entrikaların ba çalışmalar üzerine tesir yapamıya • cağını kaydediyor. * * * BALKANLARDA DOSTLUK TAN'da Atinadan dönmüş olan Ah-med Emin Yalman, ilkönce devlet adamlarının doğru görüşleri neticesi olarak başlamış olan Balkanlararası dostluğun gitgide milletlerin kalble -rini kazanmakta olduğunu ve kütle -ler tarafından daha iyi anlaşıldığını anlatıyor. * * * KÜLTÜR SİSTEMİMİZ VE ÖĞRETMENLER. KURUN da Hakkı Süha Gezgin, Maarif sistemimiz üzerindeki makalelerine devam ederek, bu deaf, me -seleyi öğretmenler bakanından ele alıyor ve muallimleri üç kısma ayrrı -yor: 1 — Çekirdekten yetişme gerçek hocalar, 2 — Yapacak başka bir if bulamadıklar liçin smıfa katlananlar, 3 — Kendini mesleğinden üstün tutanlar. Hakikî hocaların .büyük bir feragat ve idealle vazifelerini hakkiyle İfa İçİn bütün gayretleriyle çalıştık • larını kabul eden muharrir, diğer ild zümreye mensup hocaların mesleklerini sevmediklerini, kendilerini tat -min edilmiş görmediklerini ve hiç bir İdeal tanımayarak, vazifelerine ebe • miyet vermediklerini anlatıyor. Hal -bukl idealist hocaların, bir memleketi yükseltmekte ne büyük işler göre • çeklerini, Bulgaristanı misal göstererek, kaydettikten sonra diyor ki: " Önce bugün memlekette bir terbiye birliği uğrunda birleşmeliyiz. Kurtuluş yolları artık belirmiştir. Doktorlar, askerler gibi bizim de müsamerelerimiz, münakaşalı kon * feranslanmız, mecmualarımız olmalı. Çağın nabzını dinlemeli, tekâmül ve değişmelerin tâ yanmda yürüme) İ - * * * SU İŞİ VE KOOPERATİF SON POSTA da Muhittin Birgen, su işlerine 31 milyon Ura tahsis e-dilmiş olmasından bahsederek, büyük şehir terimizde bile mi derdi henüz ta-mamiyle halledilmiş sayılamıyan bir memlekette su işlerini tanzim etme -nİn ne kadar ehemiyetli ve zaruri bur iş olduğunu hatırlatıyor, yalnız bu ha susta intihab edilecek çalışma şekli İçin Belçikanın örnek tutulmalını istiyor, ve bu memlekette şahıslar arasında değil, belediye, vilâyet, şirketler, hükümet bankalar gibi hükmi şah' siyetler arasında bir kooperasyon e-sasma istinad eden çalışmaların çok iyi randıman vermiş olduğunu İlen sürerek aynı usulün bizde de tatbik edilebileceğini, bu hususta tetk'kat yapılmasının faydalı olacağını yazı -yor. • • • HAVACİLİK VE TÜRKİYE CUMHURİYET'de Abidin Daver, Türkiyede havacılığı yaymak ve sevdirmek için son zamanlarda giriş I-mİş olan ve tasarlanmakta bulunan faaliyetleri zikreder, k. bizde şm -diye kadar yalnız futbolun gençlik a-rasında rağbet gördüğünü, halbuki mutlaka kendilerini bir şeye vermek İhtiyacında bulunan gençlere hava -cılık alâka ve sevgisini aşılamanın hem kolay, hem de çok lüzumlu ol -duğunu söylüyor ve Sovyetler Birliği ile Almanyanın bu sahada ne kadar ileri gitmiş olduklarını hatırlatarak şimdi bizde de tutulmakta olan yolun muvaffakiyete ulaştıracağım ileri sürüyor.
Tweet
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Cengiz Han Yasasi
Dr. Curt ALINGE'nin tespit ettiği kadarıyla Cengiz Han'ın yasası şu hükümleri içermektedir: 1. — Zâni ister evli olsun ister olmas...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Heraklit (Haydar Rifat'ın Anatole France'tan çevirisi)
( Ctrl + F ) tuşlarına basarak kitap içinde metin araması yapabilirsiniz Önsöz Biri riyaziyeci, öteki ünlü filozof olmak üzere iki...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Süreli Yayın Arşivi Arama Sayfası
Arama motorunu kullanarak 1929-1950 yılları arasında çıkmış süreli yayınlar içinde arama yapabilirsiniz. Doğrudan belli bir ayın süreli y...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)