Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Ulus - Temmuz 1935
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
1. I IHIMIZ-|«i:*5 l'AZAKTKSİ Sofya, 20 (,İ.A.) — l'olis. bir yabancı devlet hesabına çaşıtlık yapan bir grup bulmuş ve üç kişiyi yakalamıştır. ON ALTVNCI YIL. Nor 5002 Vdııııı/. aııılıııu/ılıı- Hrr yenle 5 kuruş BAŞBAKANIMIZ ADANA'DA Dilimizde önekler Yeni Karşılıklar Kılavuzu, türk-çenin türlü söz yaratma yollarına baş vurdu. Eldeki sözlerle kolayca karşılanamaz sanılan bir takım yabancı dil sözleri, dilimizin şimdiye kadar az kullanılmış söz yaratış erkleriyle pek güzel türkçe-leştirilebildi. Bu yollardan biri de dilimizde önek kullanılması ve bunlarla - hele terimler için - çok değerli yeni bir zenginlik kazanılmasıdır. Avrupanın bir türlü kendini bencillikten kurtaramryan büghr, bu Önekler işinde - biri ötekini tutmaz - iki görüş ortaya atmıştı: 1 — Türk dili ve onun bağlı olduğu Ural - Altay dil ardası, yalnız soneklerle söz yaratır, önekleri yoktur. Avrupa dillerinin bağlandığı İndo - Oropeen dil ardası, önek zenginliği ile, bu dillerin üstüne çıkar. 2 — örnekler, özünde birleşik sözlerdir. Bir söz, başka birçok sözlerin başına katılarak onlarda bir anlam değişikliği yapar. Bu yolda kullanış çoğalınca önce gelen söz yıpranarak tek sözlüğünü kaybeder ve bir önek olur. Düzgün düşünen bir kafa, bu iki avrupalı görüşü yanyana koyunca, bunların biribirinî tutmadığını kolayca görür. Neden mi? Soralım şu avrupalı bilginlere: — Önekler söz birleşmelerinin doğurduğu bir dil zenginliği mi-' dir? ——"t — Evet! — Söz birleşmeleri yalnız İndo-Oropeen ded'ğiniz dil ardasının malı mıdır? — Hayır! — Türk di'i soneklerle söz yarattığı gibi, söz birleştirmeleriyle de söz yaratmaz mı? — Evet! — öyle ise, türk diline ne üstünlüğünüz kalır? Görülüyor ki, öneklerin başa getirilmiş söz kırıntıları olduğu kabul edilince, bunların yalnız bir dile, yahut bir dil ardasına özel olduğu yolunda böbürlenmelere yol kalmıyor. Olsa olsa şu kalıyor ki türkçe, sonek zenginliğinin verdiği genişlik ve kolaylık içinde söz birleştirmeleri daha az kullanmış oldu -ğundan, şimdiye kadar bundan doğan önek sistemine de az önem vermiştir, denilebilir. İşte kılavuz şimdiye kadar yarı açık olan bu kapıyı biraz daha açmıştır. "Şimdiye kadar yarı a-çık„ dedim. Şunun için ki, dünkü dilimizde bile - belki farkına varmaksızın - önekli sözler kullanmıyor değildik, örnek olarak şu sözlere bakınız: llerigitmek: "bu işte ileri gidiyorsunuz,, dersem, bundan "geri,,-nin karşıtı olan "ileri,, ye doğru yürünüldüğü anlaşılmaz. O işte değerinden, yahut gereğinden artık davranıldığı anlaşılır. Bu demektir ki ileriye gitmek ve .... den ileri gitmek anlamlarından başka olarak - birleşik söz kılığında - bir ilerigitmek anlamı vardır. Ilerigelenler: "bu yurdun ileri gelenleri,, demek, herhangi bir yarışta ilk gelen adamlar demek değildir. O yurdun en göze çarpan, en sözü geçen adamları demektir. Demek ki böylece gene başında "ileri,, sözü bulunan bir birleşik söz yaratılmıştır. tleri sözü bû- ı gelerek yapılan bu birleşik sözler çoğalınca ileri sözü bunların başında bir önek değeri alım., olur. önsöz, Önek, ... gibi sözlerde ön; Başkumandan, başpehlivan, .... gibi sözlerde baş, sonsÖz. son-gün, sonek . ¦ . gibi sözlerde son kelimeleri de - tıpkı ileri gibi - birer Önek olarak kullanılagelmek-tedir. Görülüyor ki dilimizde söz bir leştjrme voliyle yapılan sözlerin bir takımında başa gelen söz tikesi çokça kullanılarak Önek değerini alabîhn-ktedir. Kılavuz, bir takım k?-vr»mları karşılarken bu önek sistemini bir az daha genişletti. Avrupa kültürünün yarattığı karşılıklı kavramları, o diller gibi, önekte anlatmak yolunu açtı. Kılavuzda kullanılan yeni ör -neklerin başlıcaları şunlardır: 1. — Yat: Fransıcada (im, İn, il, ir) gibi kılıklar alan önek, ayrılık, yabancılık, yatlık anlatır. Os manlıcada arabçadan alınma ola rak kullanılan (gayri) ve (adeı. | sözlerini başa koyarak bu anlamı gösteriyorduk. Türkçede yabancı, başka, ayrı demek olan (yat) sözü de bu öneklerin yerini tutabilir. Bugün dahi (yadel) gibi bir kullanılışı vardır. Böylelikle fran-sızcada yukarda sayılan öneklerin ¡e- -fımn)—4n lakısîyte—»ö3»lc«»oâi sözterin karşılığını kolayca kurabiliyoruz. Netekim (gayri millî) sözüne karşı (yatulusal), (gayri-ahlâkî; İmmoral) karşılığına da (yatahlâksal) denilebilmektedir. 2. — Yantı: (yat) ile anlatılan yabancılıktan daha ileri olarak terslik gösteren bir önektir. Türk lehçelerinde bu söz, bu anlama olarak bulunmuştur. Bununla fran-sızca (anti) önekinin anlattığı düşünce karşılanabilmektedir. Os-manlıcada bunu ancak baş tarafa (müzadı) sözü getirerek yapılan bir birleştirme ile söyliyebiliyor-duk. Ancak bu da yalnız (müzadı taaffün) gibi bir iki terimde yer buluyordu. Fransızcada (Antimi-literisme, antisemitisme) gibi sözleri ancak anlatma yoliyle dilimize çevirebiliyorduk. (Yantı) öneki bunların yerini tutabilecek görünür. Ntiekim (yantısüel) sözü doğrudan doğruya (antimilitaire) karşılığı olur. 3. — Dış: Fransız dilinde (a) öneki ile anlatılan bir değişim daha vardır. Netekim (immoral) sözü (gayriahlâkî: ahlâka uymaz) demek iken, (amoral) sözü (lâah-lâkî: ahlâk ile bir ilişiği yok) anlamına gelir, işte bu (a) ya karşı türkçede (dış) öneki kullanılabilir. Nitekim (dışahlaksal) sözü (a-moral) ve (dışnomal) sözü (anormal) karşılığı olabilmektedir. 4. — Arsı: Fransızca (inter) önekiyle ve Osmanlıca terimlerde arabça sözlerin başına (beynel) getirilmek yoliyle anlatılan ortaklık düşüncesini gösterir. Bu söz türkçe (arası) nın kısalmışıdır. Nitekim (beynelmilel: interna-tional) anlamı (arsıulusal) diye türkçe söylenebilmektedir. Bunlar ve bunlara benzer Ön -eklerle dilimizin aldığı kolaylık ve zenginlik, en çok terimler üzerinde çalışılırken kendini gösterecektir. I. Necmi DİLMFN " Yeni fabrikaları -mız içitı elli hin hal -ya pamuk isterim. ; Tarsus. 30 (Özel aytarımı*. dan) — Başbakanımız ismet Inö nü saat on beşte Yenice'ye gelüi ve Mersin İlbayı, llçebay, Mersin ve Tarsus şarbayları, C. H. P. ileri gelenleri tarafından törenle karşılandı. Başbakan, kendilerini görme -ğe gelenleri Adana'ya kadar yanlarına kabul etmişlerdir. Tarım Bankasının çifçi borçlarını bolü ile alması hakkında olan kanun için çifçi adına Başbakanımıza teşekkür edildi. Başbakan, cevab olcımk, bu kanunu çok severek çıkarttığını bildirdi "yeni fabrikalar için 50.000 balye pa -muk isterim,, dedi. Sulama işlerine ilgilenerek bu iş üzerinde sorular soran Başbakanımız, bu işin, her yıl iki milyon verilmek suretiyle, bölü ile başa -rılması imkânı olup olmadığı., sordu. Yeni bir müjde olarak da bölgemizde petrol bulunduğunun anlaşıldığını bildirdi. Hava tehlikesi hakkında uzun bahisler yapıldı. İsmet İnönü, Ada na'dan şimdiye kadar toplanan 70.000 lirayı değil, 70.000 tanr hava tehlikesini bilen üye yazıl masını arzu ettiğini söyledi ve M-rsin'le Tarsus'4*» bu yolda ya -pılan ı alışma ,^dikkatle gözden geçirdi. Başbakan Adana İstasyonuna vardığı zaman orada toplanan binlerce halkın «yaşa!» sesleriyle se lâmlanmış, asker, jandarma ve polis tarafından kendisine saygı töreni yapılmıştır. Başbakanımız Adana durağında saylavlar, C. H. P. üyeleri ve hükümpt ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır. Fransız parlamentosunda yeni hir grup Paris, 30 (A.A.) — Parlam... toda B. Franklen Buyon'un baş kanlığı altında yeni bir grup ku. olmuştur. Bu grupun ergesi, ayrış partilere ilgili saylavları bir ar.v a toplamak ve siyasal, ekonomik .e sosyal kalkınma için elbirliği İle çalışmalarını elde etmektir. Yeni grup bundan ba«ka sosyalist - komünist cephesinin propa gandaları ile savaşmak isteğinde -dir . Tarım bakam B. Katala ile radikal - sosyalist partilerden bazı saylavlar yeni grupa yazılmışlar -dır. _ Polonya deniz kuvvetini artırmak istiyor Varşova, 30 (A.A.) — Bütün Polonya'da kutlanan yıllık den'~ ayramı dolay isiyle Cumur Başını radyoda söylediği bir diyeı deniz kıyısı elde bulundurmanın Polonya için olan büyük Önemin anmış ve polonyalıları ulusun nizdeki kuvvetini artırmak için yardıma çağırmıştır. BUGÜN 2 inci sayıfamızda okuyunuz: Profesör Sombart'ııı yeni bir kitabı B. GÖBELS DİYOR Kİ: Almanya'da parti devletten üstündür B. Göbels ulusal sosyalizmin Almanyaya neler ka -zandrrdığını anlatıyor. Partiden olmıyanlann tenkid hakkı yok Berlin, 30 (A.A.) — Berlin çevresi ulusal - sosyalist birlikle, i töreni öğleden sonra, on beş bin kişinin toplandığı spor sarayında başlamıştır. Iş cephesi şefi Ley, ve Berlin nazi kuvvetleri şe.ri Fv.ı Jagovun verdikleri söylevlerden sonra B. Göbels söz almıştır. Yapılan t»,:ı-kidlere karşı u -lusal - sosyaliz • mi savgayan B. Göbels, proçra - ^W mın başarılmış parçalarından 1 bahsederek dc -mistir ki: '*— Ülke içinde birlik yaptık. İşsiz sayısını 8 milyondan iki B. Göbels milyona indirdik. Ülke dışında a -lusal krediyi yerine getirdik. Ger -çi ayrı ayrı herkesin hayatını k*-.. tarmak için çalışıyoruz. Fakat bugün dış siyasa meseleleri her gün-kü dertlerimizi unutturuyor. H'i kümetî korumak için bir ordu -dana getirmek ulusal - sosyaliz min pratik alanda çalışması de - inektir ¦„ Bundan sonra Tempelhof n.-, nevra yerinde nazi birliklerine bağlı yüz yirmi bin kişi büyük bîr geçit resmi yapmışlardır. Manev -ra yeri, gamalı haç taşıyan yüzlerce bayrakla süslenmişti. B. Göbels, burada da bir söy -lev vererek Berlin siyasasının yaptığı tansıktan bahsetmiş ve demiştir ki: "— Berlin'i arsıulusallıktan e arsıulusal yahudilikten kurtardık. Alman hükümet merkezini, onu zehirleyen kaldırım çiçeklerim! ı kurtardık. Ulusal - sosyalizm, patronların kasalarını koruyacaktır. İşçinin hayatını düzeltmek is -tiyoruz. Bunun için sağlık şartl... .-na uygun olmıyan evleri yıktıracak ve yerlerine yenilerini yaptı -racağız. Alman ulusu, bizi dinsizlikle suçlıyan, hizmetçi kadınlar gibi her mesele üzerinde kavga eden bu papasları anlamaz. Biz, alman papaslarından çok daha dine bağlıyız. Çünkü susuzlara su verdik, açları doyurduk.,, Berlin, 30 (A.A.) — Ulusal sosyalist partisinin Bertin bilgesi p^Mrultavında propaganda Bakanı . 3. Göbels partiden olmıyanlann tenkdlerde bulunamryacaklarını ve alman ulusunun ahlâk i t* eğiti ¦ mini şahsında oruntayan partinin devletten de üstün olduğunu söv -lemistir. DÜNKÜ SPOR GÜNÜ Dün Ankaradaki maçlar tatsız oldu Gelecek hafta Selanik şampiyonu Aris takımile şehrimizde yapılacak maç dolay isiyle futbol alanı düzeltilmekte olduğunda.ı Al -tınordu ile Demirspor arasında dün yapılması lâzım gelen şild -na-çı geri bırakılmıştır. İdman Cemi yetleri birliğinin kurağı yanındaki ekzersis alanında Ankara Gü -cü ile Çankaya'nın A, B ve üçü., cü takımları dostça birer maç yap mışlardır. Üçüncü takımları maçlarını Ankara Gücü kazanmış ve B. takımları berabere kalmışlar -sa da A takımları arasında yapı lan maç, Ankara Gücü eksik takı mına raemen, bir say farkiyle tün durumda iken çıkan bir kav -ga ve bu kavgaya halkın da ka -rışması yüzünden yarım kalmıştır. idman Cemiyetleri birliği l»r=-fından tertib edilmemiş, disiplin hususları sağlanmamış, ha'tcm n şapkası başında ve ceketi sırtın .la iken yönettiği ve böyle açık bir alanda yapılan maçlardan bun dan daha iyi bir sonuç beklemek de doğru olmazdı. İş ciddiye alınmadıkça ve sj—r kurallarına uygun hareket edemedikçe yapılacak bu gibi karşılat -malardan hiç bir Svd» olma? 41 meydandadır. (Sonu 5. incide) Havalanınız] böyle uçak bulutları kapla dıâ »ün hava tehlikesinden hiç bir korku-muzkalmıyaeaktır. Yurddaş! lîu işi de sen başaracaksın. SAYIFA 2 ULUy Profesör Sombarlın yeni bir kitabı Bugünün büyük alman ekonomıst-k rinde n profesör Sombart bu yıl başı-na'doğru (alman sosyalizmi - Deutsche Sozialıamus) adını taşıyan yeni bir eter çıkardı Adına bakılır» yalnız alman •asyalizmtnden bahseden eaer, yakın, din araştırılınca, geni» hu «emiyet fi-fcMofiaidir. Sosyalizmi, ekonomik bir kadls? olarak değil, yer »e mekân ka-yıdlarından ayrı. halk hayatının en ince damırlaeına ilişecek bir şekilde gören Sombart, eserinin on yıl önce yanlan* olacağı gibi otuz yıl sonra da yapılabileceğini soyliyor. Bu yüzden gün-Hık devlet işleriyle ilişiği yoktur. Ara. sır., onlara dokunduysa bile, mesele yalnız dokunmaktır. Yoksa aytışmak değildir. Bu suretle profesör, eserinin etrafta uyandıracağı herhangi bir siyasal dedikodunun Önüne geçmektedir. Eser. sosyalizmin alman ırası bakımından temellerini arıyor. Sosyalimi, ekonomik bir çağın yavrusudur. Bu çalın ayırıcı vasfı sudur: 1800 de 180 milyon nüfusu olan Avrupa, bir asır sonra 270 milyon daha arttı. Bu üç de. fa artış, butun bir dönüm noktasıdır. Uç büyük memleket. Almanya. Frar.s *e İngiltere, ödünç verecek fazla bir kapital sahibi olma?turlar. Bu hadisenin birçok sonuçları var: Köy varlığının dağılışı, eski emek cihazının çözü* lüşü, esnaf loncalarının gevşemesi, e» ekonomisinin bozulması ve bunun sonucu olarak bir (kadın meselesi) nin çıkışı, üyük şehrin doğuşu, bir fikir j« girişim hürriyetinin »öa^t-ı eşyanın makinalarla yapılışı, monotonluk V. B. Ya/man bu sonuçların her biri üzerin -de durduktan sonra doğrudan doğruya konusunu düşünmeğe başlıyor. Sosyalizmin kaç çeşid anlaşıl ışı var? İlkin bunun cevabını veriyor: 1) Ptou* dhon'un anladığı gibi sosyal bir ilerleyiş olan sosyalizm. Bu anlamda hepimiz sosyalistiz! 2) İnsanlığın ahlaksal yükselişini düşünen sosyalizm. Bu -günkü nasyonal sosyalizm bu görüşü ^m^Cj^'M fevt ucV.iJ» CvbİHMİB vt Ley'm fikirlerini çözeliycr Er. ıc-j, ra, "batı memleketlerinin çöküşü., ese. rinin lahibİ Spengler de bu fikirdedir. S) Düivn kaygusunu taşıyan sosyalizm ki mülkiyeti kaldırmak, eşitliği kurmak iater. Çok defalar sosyalizmden anlaşı. lan budur. Yazman, bu genel anlayışlardan sonra müşahhas kullanışlara geçiyor. Gazetecilerle yazmanların, sıyaaacıların ağzından binbir çeşid sosyalist anlayı. şı görmüyor muyuz? Alman ekonomisti bunların bir listesini yapmakta ve sayısını 187 ye çıkarmaktadır: Tecim sosyalizmi, ekin sosyalizmi, feodal sosyalizm, devlet sosyalizmi... Fakat bu çukluğun içinden çıkmak İmkânsız de. ğildir. Sombart, 187 çeşid sosyalizmi uc sınıfa ayırmaktadır: 1) İstenen sosyal düzenin ırasına göre sosyalizm: tam veya izafiğ düzen arzu edilebilir. 2) İstenen cemiyet düzeninin temelinin ekonomik veya dinsel oluşuna göre sosyalizm- Mesela Markı» ve hıristi-yan sosyalizmleri gibi. 3) İstenen sosyal düzenin filozofisine göre sosyalizm: Cemiyet gayesine kahramanca mı, yok. aa devTİşçesine mi varacaktır? Musikimi kahramanca usulü tutmuş bir sosyalist sayılabilir. İtalya paralarından biri üzerine yazılı olan (yüz yıl bir kuzu gibi yaşamaktan ise bir gün kurd gibi yaşamağı daha iyi görürüm- Meg-lio un giorno un leone ebe cento anni ima pecora) sözü onun için bir program görünüyor. Sombart ayrı bir bolümde Uarn'ı tenkid ettikten sonra kendi konusuna geçiyor: Alman sosyalizmi nedir? Buna cevab vermek İçin profesör, geniş bir dayre çiziyor: Alman sosyalizmi sözünden anlaşılan nedir? Bunun cevabı ilk bakışta üç türlüdür: 1 — Almanlar tarafından yapılan sosyalizme alman sosyalizmi diyoruz, 2 — Alman ruh ve ırasına uygun sosyalizme alman sosyaHımi diyoruz, 3 — Ulusal ekonomi anlamını taşıyan bir sosyalizme alman sosyalizmi diyoruz. Sombart. kendisi tarafından ileri sürülen alman sosyalizminin hu üç çeşid anlamdan hiç birine karşılık olmadığını »övüyor- Benîm anladığım şe. kilde alman sosyalizmi, hazır elbise a-larak değil, ölçüye g6re yapılacaktır. O halde ekonomistin ilkin ekonomik yapının Ölçüsünü alması gerektir. Profesör kitabının bu kısmında bir terzi gibi, Almanyanın ölçüsünü alıyor: A İman yanın bir cesedi, bîr ruhu, bir de ülküsü vardır. Alman coğrafyası bu cesedi gösteriyor. Alman halk bilgisi bu cesedin ruhunu anlatıyor- Alman, i| sevgisi taşıyan köylü ve erkek bir halktır. Derin düşünür. VVagncr'in (ah man olmak, bir şeyi gene onun dileğine göre yapmak demektir: Deutsch sein beisst, eine Sache nun ihrer selbst fiilen un) dediği gibi şeycidir, derin düşünmekle beraber hayal kurmaz. Şefi sever. Fakat bu sevgisi şefi sevmekten değildir, şefin ortaya attığı fikrin ve kanağatın uygun olmasındandır. Sombart güzel ve heyecanlı bir lisan ile alman ulusunun bu ıralarını anlatı, yor ve hepsini üç kelime altında toplu, yor: Derin düşünmek, aeyci olmak, kendine güvenmek. Bu ıralara dayanan profesör, alman sosyalizminin işçi sos-yalirmi değil, halk ve kültür sosyalizmi olduğunu izaha başlıyor: Alman sosyalizmi sosyal bir düsturculuk • Sori. a/e rVorınafı'smuj'tur. Bu düs -turculuğun bulunduğu yerde ferdlerin davranışı, köklerini siyasal bir Örneğin varlığından alan düsturlar tarafından çizilmiştir (Sf. 60). Bu sosyalizmin dileri* değil. hnUfljjlı ı»*r l^lfinvc genlik değerlerinin üstünde daha yüksek değerler bulunduğunu düşünen bir sosyalizm İşte alman sosyalizminin ırası. Bu sosyalizm, Marks sosyalizminin istediği gibi monotonluktan uzaktır. Türlü kül. tür kısımları arasında benzerlik değil, uyum arar. Çünkü alman sosyalizmi, yaşanan hayatı prensip ve mücerred fikir uğruna feda etmez. Bir defa için kesilmiş, biçilmiş bir şey değildir. Gerekirse Almanyanın güzelliği ve iyiliği için prensipi feda edebiliriz. Bu bakımdan Sombart kendi sosyalizminin dokterînci değil, tarihçi ve gerçcısı -Historisch. realistiteh olduğunu düşünüyor. Markla bu suretle yöney alan alman ekonomisti, şüphesiz sınıf kavga, aı düşüncesinden de uzaktır. Bir sınıf varsa bu ulusal sınır içindedir. "Bütün İşçiler bîrlesiniz I., sözüyle İlişiğimiz yoktur. Yeryüzündeki bütün işçi sınıfım göz önüne almayınca, desteğimiz devlet olacaktır. Sosyalizmi gerçekleştirecek sınıf değil, devlettir. Sombart. burada Fichte'den beri gelen alman dev. let anlayışı ananasına bağh kalıyor. Zaten kendisi de kanıtlarını FVcnfe'den ve Stein'den almaktadır. Profesör bu esasları anlattıktan sonra küçük, ikinci ve üçüncü derecede meselelere dönüyor: Ulus, nüfus, ırk, sıhhat, şef meseleleri. Bu son mesele, alman ırasının diyemidir. Führer, akla hemen gelen yukan sınıf, aşağı sınıf kavramlariyle ilgili değildir. Şef. tanrı tarafından ulusa gönderilmiştir. Buna bir prensipe iyman eder gibi inanmalıyız. Deneçten gelen bir esas, mesela halkın sesi = hakkın sesi, genel yöne. tim, plebisit gibi esaslar burada değersizdir. Alman sosyalizmi kültür sosyalizmi olmakla beraber, gene bir sosyalizmdir. O halde bir sosyal düzen peşinde olmalıdır. Sombart bu düzenin düşünüldüğünü ve alman sosyalizminin bu düzeni sınıflar arasında kuracağını göz önünde tutuyor. Yalnız ekonomist, sınıf kelimesinden kaçıyor görünmektedir. Onun yerine türkçede daha ziya. de (esnaf) veya (meslek) kelimeleriyle ifade edilebilecek (Stand) kelimsi-ni tercih ediyor. Devlet sosyal alanda, ki meslekleri tanıyacak, muhafazasına çalışacak, gerekirse eşitsizlik kuvvetlendirilecek, meslek ve esnaf kurumlarına yer verilecektir. Esnaf ve meslek, lerin yürüyüşünde hürriyet var. fakat bu hürriyet sınırsız değildir. Devlet kontrol edecektir. Esnafın ve mesleklerin hürriyet çerçevesi içinde varlığına engel olan bazı fikir hastalıklarını devlet ortadan kaldırmalıdır. Bu hasta, lıklar şunlardır: İlerleyiş düşüncesi, eşitlik kaygusu. monoton ve her yerde aynı olan emek fikri. İlk ikisi demokrasinin, sonuncusu proletarya sosyaliz- DIŞ HABERLER IN;lLTERE*lK: Almanya İngiltere ile deniz önürdeş-liğine girişmiyecek Londra, 30 (AJt.) — Bay Ne vil Çemberlayn, verdiği bir söylev-de şunları söylemiştir: ** —— Kayser'in, ingiliz denizciliğinin üstünlüğüne meydan oku mak için gemi yaptırmaktaki ura rı, Almanya île kavgamızın sebebi olmuştur. Alman önergesi, bu me, -dan okuyuşumın tekrarlanmasını imkânsız hale koymaktadır.,, İngiliz teciminin durumu Londra, 30 (AA.) — Haznenin 193* finansal yılı için çıkardığı istatistiklere göre gelirler, 1.197.141 liralık bir art. ma göstermektedir. Harçlar 7.694.031 liralıktır. Açık. bütçenin geçen yıl bu ara gösterdiği açıktan 6.496.890 lira daha çoktur. İlk Üç aylık rakamların, genel olarak düşkün oldukları_ ayların rı ISI* \NY A'DA: İspanyada utsuzluğa karşı savaş Madrid. 30 (A.A.) — Gazcta de Madrid, iş. sıhat ve soysal yardım bakanlığının utsuzluğa karşı savaş hakkındaki buyrultusunu yaymaktadır İspanyada artık iyi yaşayış aracı o-larak tanınmayacak olan utsuzluk kal. dırılmtştır. Efrenci hastalıklara tutulmuş olan kimseler ya özel bir doktor uııiut^r, vc^a^ut resmi:; hastanelerde ryi edilmek roruJ^aTh- Açık ou »o-T-* ku*âu gösteren has. ta bakımdan çekindiği takdirde zorla hastaneye yatırılarak tanıtılacaktır. BULGARİSTAN'DA: Kıral Boris Verdör torpidosunda Sofya, 30 (A.A.) — Kıral Boril İle ^rens Kiril dün Vaınaya gl,cıel f sız VerdÖn torpidosunda Amiral Rive tarafından verilen oğle şöleninde bulunmuşlardır: Kıral Boris torpidodan fran-Bl curcur başkanı B. LSbröne içtem bir telgraf çekmiştir. Torpidolar Selâniğe gitmek Üzere Varından hareket etmiştir. SOVYETLER lUKLlCPNÖC: Sovyet ağır endüstrisinin çalışmaları 34) (AA., — Sovv- t endüstrisi ilk altı ay içinde yıllık ptt. nın yüzde 49.5 ini başararak 11 milyaı ?67 milyon rublelik üretim yapmıştır. Bu miktarda 1934 yılınm ayni devresine nisbetle yüzde 3 fazlalık vardır Font üretimi 6 mîloyn 5 bin ton İle 1934 yılının ilk altı ayına nisbetle yüzde 230, demir 12 milyon 743 bin ton ile yüzde 35. çelik 5 milyon 850 bin ton ile yüzde 30.5, kömür milyon 755 bin ton ile yüzde 12.6 artmıbttr. Farlalık bakırda yüzde 69, ılüminyomda yüzde 7.8 a-sidsülfUrik yüzde 31.7, komrbene maki. nelerde yüzde 252. yük vagonlarında yüzde 131. kamyonda yü/d' 30 ve traktörde yüzdo 18.3 dür Sovyetler Birliğinde havacılık 1)1 ' mu "* yn ^"İ" Sovyetler merkez yurütüm komitesi, - Sovyetler birliği 1. mükerrer - balonunun son uçuşunda bulunarak 16.000 metre, ye yükselmek ve iniş sırasında çekin-mezlik ve becerilik göstermek suretile hükümet tarafından kendilerine verilen cdevi başaran Zille; Prilutski ve Veri. zoyu "Lenin" nişanıyla ve 7035 metreden paraşütle atlamak, deniz üzerinde atlama ve gece atlama rekorlarını kıran yedi kadın paraşütçü (Nikolave. Babuç-kina, Yakovleva. Bartseva, Malinovs-kaya. Blokina ve Gural) ile pilot Şmit ve Malamuju da (kızıl yıldız) nişanıyla kayramıştır. BİRLEŞİK DFVİ.FTl.FR'DF.: B. Ruzvelt kömür işçileri nin grevini geri bıraKu Vaşington, 30 (A.A.) — B. Ruzvel-tin dileği üzerine "Unayed Mayne Vur-kers.. başkanı B. Con Levis. pazartesi günü yapılacak grevin durdurulmasını emretmiştir. B. Levis'in kömür işçile. rini grevden vazgeçîrecek otoriteye sahip olmamasına rağmen, işçilerin başkanın dileğini yerine getirecekleri sa. mlmaktadır. B. Levis'in kabul ettiği bırakışma gecefcendir. Bu duruşma işçilerin, kendilerine kömür endüstrisi için küçük N.R.A. yı adayan B. Ruzvelte olan güvenlerini göstermektedir. Bay Levis. İs. çilerin patronları için değil fakat B. Ruzvelt için bırakışmayı kabul ettiklerini söylemiştir. POLONYA'DA: Danzıgin ekonomik du -rumu ve Polonya Varşova. 3u (A_A) — Gazcta PoJs-ka Danziğin finansal siyasasının kendi asığları bakımından da çok kotu olduğunu yazarak diyor ki: ' Danziğin bayındırlığı ancak Po» lonyanın dışarıyla yaptığı tecime dayanmaktadır Halbuki, dövizlere konulan son bağlar polonyalı tecimerleri zorla Danziğden ayıracak ve başka bir liman aratacaktır. Bu İse Dan/İfiin tecimine zarar verrcekttr. İTALYA'DA İtalyaya gelen göçmen italyanlar Roma,*» (A.A.) —-HVTupa7 Asya, Afrika ve Amerikanın 36 ülkesinde bulunan italyan aylclerinden 15 bin çocuk buraya gelmeye başlamışlardır. Bunlar dışarda oturan italyanlar cemiyetinin parasıyle bir kaç halta su şehirlerinde kalacaklardır. Bir otobüs kazası Kazablanka. 30 (A.A) — Rabat I ¦ lar bulunan bir otobüs Mongalye yaks nında devrilmiş ve içindekilerden do. kuzu Ölmüş. 23 U yaralanmış'ıı. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Araç — Vasıta Asığ = Menfaat Bölge ¦ Mıntaka Eğitim ¦ Terbiye Finansal ¦ Mail —Oftııer • Owub Göster! — Tezahür Harca Masraf a Karşıtlık = Tezat Kazı = Hafriyat Kuzey = Şimal İlgili = Alakadar Orun = Makam Tecim =» Ticaret Tören — Meraıim Tansık ¦ Harika Suçlamak = îttiham etmek Sonuç - Netice Üretim ~ istihsal önürdeşlik = Refakat Nötür = Bitaraf Üretim ¦ istihsal Yeritmek = Tatbik etmek Olut = Emri vaki minin ortaya attıkları boş İdeolojiler, dir. Alman sosyalizmi gerçekleşmek için bunlardan kurtulmalıdır. Sombart. bu filozofîye dayanan eserinin son bahsinde dcvjctin plânlı ekonomiye gözet yapmakla yükümlü oldu. ğuna işaret ediyor. Büyük alman ekonomistinin eserine ne değer b»çibilir? Eser. dört beş ay danberi alman bası.fnda epi aytışıldı. Bugünkü siyasal reiim. ri, anlaşıl* dığına göre, iyi görle karşılamış değil, dir. Bize göre (alman sosyalizmi) eseri, hitlerciliğin sağcı eğlimlerini fazla siyle, solcu eğlimlerini bir parça kan-dırmışır. Nasyonal - sosyalizmin bugün, kü hali, başlangıçta, sosyalist yöneti • min gittikçe zayıflaşmasiyle aldığı şc. kil Sombart'ın kitabındaki sosyalizme yabancı değildir denebilir. Eser, devletin bakışını, şehirden ziyade köye. endüstri ve tecimde toplanma ve tamamlanma hadiselerinden ziyade orta sınıfa elverişli bir siyasa güdülmesine, eko. nomik hayatı yüzde yüz devletleştirmek yerine plânlı bîr ekonomiye çekiyor. Nasyonal - sosyalizmin solcu eğ-¦imleriyle besl.ı.en yazarlar, şüphesiz bu çagrryt kabul edemiyeceklerdir. Netekim eser hakkında yapılan tenkid-lerin çoğu bu bakımdan eseri bir gerilik saymaktadır. Eser hakkında yapılacak bir tenkid daha ziyade sosyal ve filozofik fikir. İer hakkında ileri sürülebilir. Alman ırasına ilişen sayıfaların birer şeyi hü. k :n olmaktan ziyade daha çok almanlı-ğı haklı olarak seven bir alman bilgininin enfüsi hükümleri olduğunu söyli-yelim. Bir iransız, bîr türk sosyologu da fransızhk veya türklük hakkında ıynı hükümleri ileri sürer. Hattâ sosyal - demokrat bir alman mütefekkiri, mesela "şef prensipi,. nden ziyade de. mokrasinin alman ırasına elverişli olduğunu işaret edebilir. Netekim 191A den 1932 ye kadar Almanyayı idare e. denler buna inanmışlardı. Sonra bu ıra. lar bugün için birer vakıa olsa bile acaba belli bir tarih devresinin aşıladığı, bundan dolayı tarihîğ birer ürün olan vasıflar değil midir? Nihayet Sombart ın sosyalizm anlayışı, acaba asıl sosya lizmîn davasını sınır dışında bırakacak kadar ayrı bir öz taşımıyor mu? Bunun, la beraber 1034 yılı içinde yazılmış o-lan eser. bize kapitalizm tezile »osya lizm antitezinin, yeni bir sentezde top-landığını düşündürüyor Bu sentezi Hegerin yurdunda çok yadırgamama-lıdır. Eserin bir türkte bırakacağı duyuş lar çok derin. İlkin alman profesörün. deki ilim sevgisi, yurd heyecanı göze Çarpıyor. Bu sevgi ile bu heyecan, güzel bir üslübla biribirine bağlanmış. Eserin başlangıcındaki "her jey Al. manya için: Alles für Deutschland, sözü, düşünce ile toprak arasındaki ilişiğin düsturudur. Düşünce hayatı hâlâ iğreti ve takma olan Türkiye için bu düstur, büyük bir ders kaynağı olmalıdır. Sonra (almjn sosyalizmi) doğu ve hele Türkiye İçin ders verici sayıfalar taşıyor. Som6arr. büyük endüstrinin açtığı uçurumdan, 'ekonomik.. In Mittin cemiyet değerlerine başatlığından şikâyet ediyor. Başatlık doğuda henUz ortaya çıkmadı. Fakat doğu memleketlerinin kuruluşu, bu başatlığa doğru yürüyor. Acaba yeni bir sosyal siyasa, Türk!yede gelişmeğe başlayan ferdcl kapitalizmi, alman ekonomistinin dile. ğİ olan halk vc kültür sosyalizmine çevirebilir mi? Bu değerli kitab, tüık o. kumuşlarına ztngin düşünce ufukları açacak, Sombjrt'ın Almanyanın cesedine, ruhuna ve gayesine göre biçtiği ve ölçtüğü sosyalizm elbisesine beru «r bir elbise ibrişimini onlara ayda-yacaktır. Z- FAHRİ ('¦¦'¦•¦'¦- üovvntlcrındeB ULUS 2 Ti; M MI / 19 .'!." SAİT Kalkiita. I (A..t) — Kibar Hinde Kai-dİği mtığdeninde hir pullanın olmuştur. İ4 kişi ölmüş. 21İ kişi yaralanmıştır. ON ALTINCI YIL. No: 5003 Aılnııız. aiHİuııızılır II» r ycrclr 5 kuruş ULUSAL BİR UTKUNUN ONUNCU YILDÖNÜMÜ Ti'rk sularında egemenliğimizi sağlı-yan bugün büyük gösterilerle kutlandı Atatürk İstanbul'daki deniz yarışlarını ve balo yu şereflendirdiler. İstanbul, 1 (A.A.) — istanbul denizcileri, kabotaj hakkının türk bayrağına geçmesinin onuncu yıldönümü olan 1 temmuzu büyük gösterilerle kutlamıştır. Türk deniz kurumlarından salgılar bu sabah onda Tophanede deniz yolları yönetgesî parkında toplanmışlar ve önlerinde mızıkaları olduğu halde Taksim'deki Cu-muriyet anıtına doğru yola çıkmışlardır. Taksimde İstanbul merkez komutanlığı tarafından hazırlanan Başbakanımız Diyarbekir'de ismet İnönü, halkın Adanad Adana, 1 (A.A.) — Başba -Kan İsmet İnönü yanlarında Dış Bakanı B. Tevfik Rüştü Aras ve öteki izetler olduğu halde dün saat 15,35 de şehrimizi şereflen-dirmişlerdir. Başbakan Yenice durağında ilbay, şarbay ve C. H. P. Başkan vekili ve saylavları -mız tarafından karşılanmışlardır. Başbakan tren durur durmaz binlerce halk ve karşılayıcıların sü -rekli alkışları arasında inmişler, asker ve bandonun ve türlü ku -rumları oruntayan karşılayıcıla -rın önünden geçerek güler yüzle selamlamalardır. Başbakan ve yanındakiler duraktan çıkarak içtem sevgisi arasında an ayrddı otomobillerle şehre inmişler, şar -baylık bahçesinde bir az rahat e. mislerdir. Sevgili konuğumuz caddeden geçerken halkın coşkun al -kışlariyle ve yaşa sesleriyle kar,, lanmışlardır. Bahçede yarım saat kadar kalındıktan sonra durağa dönülmüş ve konuklarımız burada da halk tarafından alkışlanmışlardır. Tren tam saat 16,35 de ban -, donun güzel havalariyle ve içtem kopan alkışlar arasında hareket ı. mistir. Diyarbekir, 1 (A.A.) — Baş bakan İsmet İnönü bugün Diyar bekir'e gelmiştir. 7. o ınd'.ıs//. ısına ınbt n aldığımız yeni gemilerimizden birkaçının dıştan ve İçten görünüşleri programa uygun olarak anıtın etrafı bir deniz bölüğü tarafından çevrilmişti. Deniz mızıkası da orada bulunuyordu. Deniz tecim okulu talebesi dc mızıkalariyle kendilerine ayrılan yerde bulunuyorlardı. 23 deniz kurulundan gönderi -len 23 çelenk anıtın dört bir yanına dizilmişti. Törende asilbay B. Rükned -(Sonu 5 inci sayliada) Laval kabinesinin siyasası Başbakanımın dün geçtiği Adananın genel görünüşü B. Lhval'în hlr karikatürü Klermon Ferran, 1 (A.A.) — B. Laval Roya'da Overnya ilinin büyük şenliklerini açarak demiş -tir ki: "— Hükümet genel finansda ve ulusal çalışmada düzeni yeni -den korumak için kuvvetlerini kullanmaktadır. Fakat bu çalışma nın başarısı bütün fransızların kendisine yardım etmesine bağlıdır. Memleketimiz, şüphe yüzün -den yolunu şaşıracak olursa yö netmenlerinİn önayak olması aare tiyle, aslından sahip bulunduğu enerpi kaynakları ve örgütler kuvveti yeniden harekete geçebilir. Biz bunda kusur etmiyeceğiz. Aydın Demiryolu Türk işletmesinde Dün temmuzun biri idi. Bu ta rih. son zamanlarda Devlet Dc -miryolları anahatlarına kat: Aydın demiryollarının bizim tara Aydın hattı için onaylanmış olduğunu bundan önce yazmıştık. Bu satın alma işinin ortaklar tarafından onaylanması sosyete Bayındırlık Bakanı mızın bize dedikleri "Aydın demiryollarının devletçe satın alınması ulasumuz için mutlu bir hâdisedir. Geçen yıl satın alınan ve bir yıl içinde, verdiği sonuçlar dolayısiyle, satın almakta ne kadar isabet ettiğimizi göstermiş olan Ka -vsj/)d hapı ne ise Aydın hant S^J^nJffy; odur. &TrWıhat, Ege bölgesi gib\ yurdun en verimli, tecime! ve ekonomik gelişime en elverişli bir kısmını biri Gediz ve öteki Menderes vadileri içinden uza -narak, Akdenizde en önemli Yalnız şu geogralik durumun bu iki hattın önemi ve değeri Umanımız oıan tzmırc oağlaı kısaca gözden geçirilmesi bile hakkında bir fikir vermeğe yeter. Aydın hattını satın almamız, ekonomik erkinliğimizi tamamladığı gibi onun daha çok gelişip yükselmesi için etkili bir araç tc olacaktır. Bu suretle demiryollarımızın birliği de sağlanmış bulunmaktadır. Bu yolun Afyon — Antalya hattiyle birleşme -sinden sonra değerinin bir kat daha yükseleceği şüphesizdir. Devlet Demiryolları direktörlüğü, bu yeni hattı da, bütün eksiklerini tamamlıyarak. az zamanda, öteki devlet hatları de -recesine çıkaracak ve tarifelerinde de ekonomik kuramınıza uyacak gibi değişiklikler yapacaktır. Hattın devlete geçmesi ulusa, izmit ve hinterlandına kutlu olsun... fımızdan işletilmeğe başlaması tarihi olmak dolayısiyle önemlidir. Aydın demiryolları sosyetesi oruntaklarile Bayındırlık Bakan -lığı arasındaki görüşmeler sonun -da bir anlaşmaya varılmış, ondan sonra Londra'da Vinçester havz* -da sosyetenin ortaklarının bir toplantısında bu satın alma işinin tarafından resmiğ olarak Bayın dirlik Bakanlığına bildirilmesi üzerine Bakanlık hattın tesll ıı alınmasını Devlet Demiryol lan genel direktörlüğüne emret -miş, direktörlük de teslim alma hazırlıklarını tamamlamak üzere oraya gönderilmiş olan salgıta teslim alma isini yüklemişti. (Sonu S inci sayıfada) Hava tehlikesini bilenlerimiz çoğaldıkça uçaklarımızda çoğalacaktır. . 4 S A Y'FA 5. ULUS Z TEMMUZ VJUSSA İstanbul nırktuln istanbul'da hal işi İstanbul'da bir hal işi var. Belediye istanbul'un ycş meyva ve sebze işlemi yoluna koymak, ls-tanbuldaki yaş meyva ve sebze ihtikârının önüne geçmek, yaş meyva ve sebzeyi pislikten kurtarmak ilh.. ilh.. için Haliç'te yeni bir hal yaptırdı. Hale girecek alıcı ve satıcılar, bunların yanlarında çalışan yardımcılar, hale mal gönderen köylüler için hafif, ağır. (hususî, umumi) şartlar koydu. Mesela; belediye, hal komisyoncularına yetiştiriciler tarafından satılmak üzere gönderilecek malların hesablarını dilediği zaman kontrol edebilir, satışa (hiy-le) karıştıran (1) hesablarını (u-sulü dayresinde) tutmayan, halin (usul ve inzibatını) bozan komisyoncuları cezalandırabilir, halden çıkarabilir. Yetiştiricinin alacağını vaktinde ödemiyen komisyoncu hesabına (belediyece teşkil e-dilecek hakem heyetinin) veya resmiğ mahkemenin karariyle e-ündeki (teminat) akçesinden ö-demeîer yapabilir. Belediye, hal açıldıktan ve işe başladıktan sonra artık İstanbul-da bir meyva, sebze ihtikârı, meyva sebze pisliği olmıyacağı, yetiştiricilerin ve yeyicilerin kabzımallar tarafından aldatılamıyacağı kanağatındadır. İstanbul, belediyeye göre; 1 temmuzdan sonra bol. ucuz, temiz meyva ve sebze yiyen bir şehir olacaktır. Kabzımallar, bunun tamtersine kanıgdırlar. Belediyenin birçok şartlarmt^ersiz, birçoklarını da kanunsuz buluyorlar. (Hususi şartlardaki) (tüccar, komisyoncu kendi hizmetinde kullandığı memur ve müstahdemlerin hareketlerinden bizzat mesuldür) ve (tüccar - komisyoncular namına gümrük beyannamesi ve yahut kordon pusulası ile gelecek eşyanın gümrük muamelesi icabında usulü dairesinde tanzim edilecek tarifede yazılı ücretler mukabilinde doğrudan doğruya hal müdürlüğü tarafından yapılır) mecburiyetleri hakkında düşündükleri böyledir. — Yanımdaki adamın kanunsuz işinden ben nasıl mesul olurum, mesuliyeti mutlak olarak nasıl üstüme alabilirim? Yahut; — Kendi yazıcıma veya yardımcıma bedava gördürebilece-ğim bir iş için hal direktörlüğünün pusulasına nasıl para ödeyebilirim? laları diyorlar. Onun için, yeni halde çalışmağa yanaşmıyorlar. — Ne olacak? Belediye ekonomi direktöründen sordum; — İstediğimizi mutlaka yaptıracağız, yetiştiriciyi, yiyiciyi kabzımala haraç ödemekten kurtaracağız! dedi. Kabzımallara sordum; güldüler, — Bugünkü yaş meyva vc sebze Katlarım gazetenizin bir köşesine yazınız. Bundan evelkUerini de yazınız, ve bu fiatlan hal işe başladıktan sonraki fiatlarla karşılaştırınız. O zaman haracın ve haraç ödemenin ne olduğunu anlarsınız! dediler. Benim birkaç haftalık tetkikten sonra öğrendiklerim şunlardır: t — İstanbul'da bir hal olmayışı yüzünden belediye şehrin yiyeceğini ne temizlik ne de fiat bakımından kontrol edemiyordu. (O — ( ) içindeki kelime ve cümleler belediyenin »artnamelerinden a -lınmıştır ve oldukları gibi yazıya kon-» ustur. 2 — Kabzımal ile yetiştirici ve satıcı arasında, tuhaf bir ekonomik sistem kurulmuştu. Kabzımal yetiştiricinin hem kredicisi, hem de komisyoncusu idi. Yetiştiriciye vaktinden önce para, malını içine koymak için küfe ve sepet verir, buna karşılık da onun malını satardı. Halde bu sistem tarihe karışacaktır. Hale gelen mal, açık artırmaya konacak, ve mal, kim artı-rırsa, onun üzerinde kalacaktır. Şu halde, yetiştiricinin kredisi kesilecektir. lstanbulda böyle kredisiz çalışan iki küme daha vardır. Sebzeciler, balıkçılar, kabzımallar; — Gördüğümüz işin, yetiştiriciye faydalı olup olmadığını anlamak için, bir defa bu iki kümenin nasıl çalıştığına bakinizi diyorlar: Onların söylemeleri şüphe yok-ki beni inandırmaz, fakat ben sordum; — Kabzımalların yetiştiriciye yaptıkları senelik kredi resmi raporda bir milyona yakın gösteriliyor, bunlar aradan çekilirse yetiştirici kredisini nereden bulacaktır? dedim. İnandırıcı bir cevab alamadım. 3 — Öğrenmek istediğim şeylerden biri de lstanbulda şimdiye kadar yaş meyvada fiat ihtikârının yapılıp yapılmadığı idi. Döndüm dolaştım, sordum, araştırdım, buna da rakamla, — Evet! Cevabını veren kimseye rastlamadım. İleri geri söylenenleri bir tarafa bıraktıktan sonra edindiğim kanağat şudur; Belediye hal işini iyi takat eksik tutmuştur. Belediyenin kabzımallık sistemini, ne pahasına o-lursa olsun, ortadan kaldırma teşebbüsü ne kadar iyi ise, yetiştiriciyi büyük bir kredi yardımından mahrum etmesi de o kadar zararlıdır. Buna belki başka çareler de bulunabilirdi, belki kredi sistemi, faiz miktarı, yetiştiricinin bağlanma mecburiyetleri değiştirilebilirdi, belki de yepyeni bir kredi müessesesi ortaya konur, kabzımal kredisi ondan sonra ortadan kaldırılırdı. Devlet bile murabahacının kar sisimi ödüncü yasak ederek çıkmadı. İşi (şundan fazla faizle para verilemez) diye bir kanun hükmüne bağladı. Şimdiye kadar halde, 22 büro ve depo kiralanmıştır. Belediye ekonomi direktörü kiralayanların çoğunun özgür iş görenler oldu -ğunu söyledi ve yakında yirmi yer daha kiraya vereceğiz dedi. Hale yepyeni bir tüccar tipi giriyor, geri, kötü kabzımallık sistemi tarihe karışıyor demektir. N. H. ATAY İSPANYADA: İspanyada siyasal bir gösteril Valbadolid, 1 (A.A) — "HaMtçı hareket gençlikleri,, kurumundan elli bin kişi. dün Medina del Kamp oda, sü bakam ve halkçı çiftçiler lideri Gil Rob-lcsin başkanlığı altında büyük bir gÖs teriş yapmışlardır. Bu gösterişde bir çok söylevler ve -r i İmiş, bu arada tüze bakanı Kasanueva, hükümet partilerinin anasal kanunu u-lusun öz duygularına uygun olarak yeniden yapacaklarını söylemişlerdir. Bundan sonra, sü bakanlığı istediği zaman bir hükümet devirmesi hazırla • makla suçlandığını hatırlatan B. Oil-robles. ordunun hiç bir partinin emri altında olmadığını söylemiştir. DIŞ HABERLER YUNANİSTAN'DA Kond ilişle partisi arasında ayrılık var Atina. I (A.A.) — Ayrışık gazetelerin haber verdiğine göre Kondilis par -risindeki saylavların çoğu Cumurluk rejimine bağlı katmaktadırlar. Bu saylav-lar. Kırallığın yeniden kurulmasına karşın bir bildiriğ imza etmişlerdir. General Kondilisin ulusal - radikal partisi dün toplanmış ve Generalin kı • rallıktan yana dönmesi hakkındaki izahını dinlemiştir. Parti orııntaklan General Kondilis'i istediği gibi hareket et • mekte Özgür bırakmışlar, fakat rejim meselesinin bir başka toplantıda görü • şülmesini kararlaştırmışlardır. Amerikalı arkeoloubırın bul -. duldun eski eserler Atina, 1 (A.A) — Amerikalı arke • ologlar, Agorasda romalılar devrin -den kalma, 70 metre uzunluğunda, 40 metre eninde, bo/ulmamış mermer ba -damaklı bir tiyatro ve ayrıca bir de 150 metre uzunluğunda kemer bulmuşlardır ir onsuda sendikulist federasyonlar bit Irşiyıtrlar Paris, I (A.A) — Birkaç zamandan-beri, fransız C. G. T. ve C. G. T. U. sendikalist federasyonları birleşmeğe çalışıyorlar. Bu yüzyılın başlangıcın da. eğim bakımından oldukça bİrbirin den uzak olan bu gruplar arasında bu birlik başarılmış ise de harbtan sonra birleşmiş sosyalist partisinde ayrılık baş gösterdiği vakit devam edememiştir C. G. T. U., rub devriminden sonra ortaya çıkan komünist partisi tarafından kurulmuş ve bu kuruluş eski C G. T. den küçük bir çoğunluk ayırmakla be-daber işçi kurullarının kararları üzerinde etker olmaktan geri kalmamıştır. Bundan sonra birleşmeye doğru yapı -lan bir çok girgiler sonuçsuz kalmıştır. Fakat bu defa, komünist partisi "en az program,, üzerine dayanan daha lastikli bir siyasa onaylayınca, ciddiğ görüşü temelleri bulunmuştur. Bundan Ötürü İşçi kurullarının sendikal bir plân üzerine başarılan birliğini 1 hak yöneyi., nin sosyalist ve komünistler tarafın dan siyasal bir plân üzerine başarılan birliğinden daha sıkı saymak gerektir. l'aıislv at koşuları Paris. 1 ı A.A.) — Baron dö Roçild-in "Crudite,, adındaki atı. 22 atın girdiği büyük Longşan yarışında birinci gelmiştir. Bu ilki ile Fransada birinci olarak ha zırlanmış olan piyangoda 9 kişi milyo ner olmuştur. Bunlardan üçü üçer milyon, üçü birer buçuk milyon, ve üçü dc birer milyon frank kazanmışlardır. Paristekİ mevsim genliklerinin en parlak gösterilerinden biri olan bu yv rışlar, çok güzel bir havada yapılmış -tır. Cumur Başkanı ve kor diplomatik varışlarda h.ızır bulunmuşlardır. B. havalin fasa nişanlandı Paris, 1 (A.A) — Başbakanın kızı Bayan jose LavaJin Nevyork barosu a vukatlarından Kont Rene dö Şambrun ile nişanlandığı haber verilmektedir. Kont do Şambrun, Lafayet aylesin-den general do Şambrun ile Bayan Ne Longvortun oğludur ve eski cumur başkanı Theodor Ruzvcltİn soysopu, şimdiki cumur başkanının da yeğenidir.. Alforu Dinle müzesi Arles. I (A.A.) — B. Eryo. Mulcn -Font Vİcl'de Alfons Dode müzes; içim törenini yapmıştır. Dode (Değ meninden mektuplar,, adındaki eserini b da yazmıştı. B. Eryo bu tÖrend sonra verilen yemekte yerli kılığiyle hn* *ır hııhinmııştur. ALMANYA'DA: Almanya'nın sömürge ihtiyacı Berlin, 1 (A.A) — Alman generallerinden Fon Ep eski alman sömürge savaşçıları tarafından yapılan bir gösteride verdiği söylevde demiştir ki: — Uğursuz Ver*ay andlaşmaeı bizden sömürge sahibi olmak hakkını kaldırmıştı. Fakat führer öteki meseleler gibi bunu da kotaracaktır. Sö -mürge meselesi Almanya vc Avrupada yeniden büyük ve kuvvetli bir hale geldiği zaman olgunlaşacaktır. Aytaç alman sömürgeciliğini Övdükten sonra demiştir kî: ' Güttüğümüz ırk politikası tomur gecilİkle bağdanamaz bir şey değildir. Bİzi hâlâ beklemekte olan eski alman sömürgelcrindeki yerlilerin, gösterdikleri zağtılık hunu isbata yeter... Arsıulusal ı•»/, kurultayı Berlin. 1 (AA.) — Arsıulusal ışık kurultayı, avrupalı ve Avrupa dışında ki 18 devleti oruntayan 418 delgesi Sa zır bulunduğu halde bugün Rayştag salonunda açılacaktır. Çalışma programın da şunlar vardır: 1 — Hava yollarına konulacak ışık lı işaretler hakkında arsıulusal tÜzükfcı yapılması ve Mimli uçakların ön taraflarına konulan kırmızı vc yeşil ışıklan" aynı kuvvetteki bej ¦ «ıklar kadar gö ze çarpmadıklarından renkli ışıkların otomobil!—dc olduğu gibi. uçakların arkasına da konulması istenecektir Bun -dan başka dağlarda ışıklı işaretler bu -tundurıılması da önergelenecektir. 2 — Komisyon, otomobil fenerlerinin ışık kuvveti hakkında ar»nılı»Mİ bir tü-Mik yapacaktır. J — Komisyon, -muma ölçusflnfln yerine geçecek olan yeni bir ışık olcusu-nün kabulü için çalışacaktır . SOVYETLER BİKÜCI'NDE: Moskavada sporcuların ueçid resmi Moskova, 1 (A.A) — Yüz yirmi bin sporcu bu sabah Kızılmeydanda, B Stalin vc Moîotof. Voroşilof ve Kaga -noviçîn önünde büyük bir geçid alayı yapmışlardır. Jimnastik ve atletizm enstitüleri ta lebelerinden binlerce kişi, komünist şeflerinin resimlerini taşıyarak geçerken, uçak filoları havada, Stalinin adı nı çizmekte İdiler. Maskarada ölüm rozasına çarpılanlar Moskova, | (A.A.) — Tahil — Ura) hakyeri, Kikova kıyasından suçlu olan iki kişi ile bunların kıya ortağı olan dört kişiyi ölüm cezasına kasamıştır. Bu Ölüt, siyasal erk için yapılmış • tır. Duruşma sırasında, halktan bir »İllİur, hakyerine girerek suçlular için ölüm cezası istemiştir. IMC.INIK DlıYLKLAR: Japonyada korkunç yağmurlar Tokyo, 1 (A.A) — Son günlerde yağan sel gibi yağmurlardan ve taşmalar dan ölenlerin sayısı 69 a, ağır yaralıla nn da 68 e çıkmıştır. On iki kişi de kaybolmuştur. Gerek bendleri ve gerek yardım ekiplerini kuvvetlendirmek için asker gönderilmiştir. On üç kişinin yandığı otokar kazası Rabat, 1 (A.A. t — Mckncs - R.'bat yolunda bir otokar kazaya uğramış on dç kişi yanarak kömür haline gelmiş, s •-kiz kişi de ağır yaralanmıştır. Kaza yoldan geçen bir inek sebeb olmuştur. Şoför hayvana çarpmak istemediğinden kaza olmuştur. İtalya — Habeş meselesi: İtalyan - Habeş anlaşmazlığı ve İngiltere Paris, ! (A.A.) — Maten gazetesinin Londra aytarı italyan - habeş anlaşmazlığından doğan ingiliz kaygısının sebeb* lerini anlatarak diyor ki: "eski bir ata sözüne göre, «Mısır NU'dir, ve Nil Mı -sır'dır» Bu büyük nehri Habeşistan'dan gelen ırmaklar beslemektedir. Mısır acun daki önemli durumunu NiPe borçludur. Habeşistan'dan gelen sular olmasa nehir, Nil'in en büyük kısmında yan ku -rumuş bulunacaktır. Nil'in kaynağı Cana gölüdür. Habeşistanla yapılacak tecimin genişlemesi için öne sürülecek her projede Ingilterenİn fulyaya yardım edeceğini Musoliniye soyliyen B. Edenin Cana g*HJ barajından bahsettiğine ina-nılabİlir.,, İNCh.TFRPllF: B. Edenin avam ka ma rus ı m la ki diyevi Londra, 1 (A.A) — B. Eden, avam kamarMinda Roma görüşmelerini an -Utarak İngiliz topraklarından Ha be -şistmna deniz üzerine bir çıkıt verilmesini ve Habeşistanın ltalyaya bazı e m konomik kolaylıklarda bulunmasını italyan hükümetine önergelediğini fakat B. Musolininin bunu kabul etme * diğini söylemiştir. Avrupa meselelerine gelince, bu meseleler üj Öteki devletlerle beraberlik -le ve «gür konuşmalarla düzeltilmesi için ingiltere. Fransa ve Italyanın an-laşaUle çekler i kanağatinde bulunmuştur. 9.B. Titiilesko — Hor konuşması Londra, 1 (A.A) — Romanya dış bakanı B. Titülcskonun yarın B. Hor ile görüşmesi ihtimali çoktur. Görüşmeler günlük işleri üzerine yapılacaktır. Bununla beraber özel görüşmeler yapılmasının düşünülmediği söylenmektedir . Alman - inuiliz dostluğunu pekiştirmek için Londra, 1 (A.A.) — İngiliz - alman yanaşıklığını pekiştirmek için başlıca Öa ayaklarından Lord Ailen Of Hartvoed\ Taymİs'de çıkan bîr betkesinde bu yanaşıklığın tam olması için alman hükümetinin bazı azınlıklar karşısında daha hoş görür bir siyasa gütmesi gerek olduğu» nu yazmaktadır. B» De Valeramn hazırladığı anasal kanun Londra. 1 (A.A) — Dün Limerrkde verdiği bir söylevde Bay De Valer» kıral Zoziyi yabancı kıral diye vasıf • ¦andırmış ve eğer halk bir kıral seç • mekte özgür olsaydı bu kiralı seçmiye-cekti. demiştir. Bay De Valera kendisi erkeden çekilmeden önce yeni bir anasal kanun baaırlıyacağını ve bunun eksiksiz bir İrlanda kanunu olacağını ilave etmişti* Çin 'durumu gene karıştı Pekin, 1 (A.A) — Tungeliov yakınında yakalanan azıyanlar arasında, bu şehri bombardıman eden zırhlı trene kosnu'a eden Tuinşimşih de bulunmaktadır. Kendisinin ölüm cezasına çarpılması İhtimali çoktur. Pekinde hükümet işyarları azıyan-ların lideri Şienvüyü diri getirene yirmi bin. ölü getirene on bin dolarlık ö-den adamışlardır. Pekin siyasal konseyi yeni başkanı, ızıyı bastırdıklarından dolayı süel polis kuvvetlerine armağan olarak yirmi bin dolar vermiştir. ULUS S, TEMMUZ 1935 ÇARŞAMBA M tu,Han. 2 (4.4.)--t m er ika'da - Ilınan Kcy* kardeşler, hiç ara vermeden 27 gün 5 mal ve Mi dakika havada tutunarak, hii t ün soman rekorlarını kırmışlar-dır. ON ALTINCI YIL. No: 5004 Allımız, andımı/dır H«t yerde 5 kuruş Gündelik DENİZ ERKİNLİĞİ F. R. ATAY Sanfransisko'dan bir gemi gelir, eğer isterse, Tekirdağındau Istanbula yolcu taşırdı. Bu, an -cak, sömürge yahud yarı - sömürgelerde olur; buralarda halk kölemen yahud yarı - kuldur 1 temmuz türk gemicilerinin deniz bayramı değil, bütün türk ulusunun büyük erkinlik bayramlarından biridir. Lozan'dan önce, türk kıyıları türk bayrağının gö-resi ve özlesi içinde yanardı; limanlarda binbir dil türkçeyi bo -gardı; rıhtımlar, gezmenlere Şan-gay rıhtım boylarını hatırlatırdı. Osmanlı imparatorluğu için Sivas'a ve daha öteye demiryolu yapmak rus çarının emrine ve keyfine, kendi limanları arasında vapur işletmek yabancı kumpanyaların hoşgörüsüne bağlı idi. Bu asırda kara ve deniz yolları, yani taşın ne demektir? Barış zamanı ekonomik gelişimin ruhu, ve harb zamanı bütün hareketle -rin temeli demektir. İstanbul rıhtımına yanaşan bir yabancı geminin merdiven basamağında, bir yabancı mem -leketin toprağı ve bütün hakları başlardı. Türk kanunu, bîr karış ötesindeki tahta basamağa çıka -mazdı. Koca imparatorluğun şehir kıyılarında bir sancak gölgesi boyunca hükmü yoktu. Ekonomi ve tecim bakımın -dan olduğu kadar, şeref ve onur bakımından 1 temmuz bayramı -nin önem ve değerini iyi anla -malıyız. 1 temmuz bayramı, de- i' '*!• türk erkinliği demektir. Lozandanberi türk denizcili -ğinîh hiç bir yabancı kapitalin yardımı olmaksızın ve hiç bir ö-dünç almakî zın, ne kadar hızla geliştiğini he • biliyoruz. Bu gelişim karacı old ığu kadar denizci olan, toprağı olduğu kadar suları da hükmü altına alan büyük türk'üğün, damarlarımızda taşı dığımız kanının henüz özlüğün • den hiç bir şey kaybetmemiş olması ile izahlanabilir. Kendi de-nizlerimizdeki deneçler tamam -(andıktan sonra, türk deniz san -cağı, şeref ve sanımızı, tekrar, en uzak denizlerin kıyılarına u -(attıracaktır. Sovyetler Birliği Japonyayı protesto etti Moskova, 2 (A.A) — Sovyet hükümeti, japon - mançuko kuvvetlerinin sovyet sınırındaki saldırım hareketlerini protesto eden bir notayı japon hükümetine vermiştir. Bu notada, 6 hazirandanberi sınırda olan on kadar hadise an -latıldıktan sonra — ki bu hadi -selerde rus askerleri ölmüş ve yaralanmıştır — bunların sovyet — japon ilgilerini, Uzakdoğuda barış eserini tehlikeye koyabilece ği gösterilmekte ve japon — mançuko kuvvetlerinin bu gibi hare -ketlerinin soravı Japonyaya düş -tüğü bildirilmektedir. Notada deniliyor ki: « Sov -yet hükümeti, japon - mançuko (binilerinin sovyet içeri suların da gidip gelmesini her ne suretle ol»rsa olsun kabul edemez. Ja -pon - mançuko kuvvetlerinin bu eihi hareektlerine karsı koyma'c üzere sovyet hükümeti en sert tedk'rlpri alacaktır ve bunun so-n»»çl*nndan japon - mançuko sü el nnmSrını soravlı tutacaktır. - B. Titülesko Loııdrada Londra, 2 (A.A) — Bay l*ı -tülesko dün, Bay Baldvin, sonra da Bay Van Sittart ile görüşmüş tür. Bugün de Sir Samuel Hor ve Bay Edenle görüşecektir. Bu görüşmeler, başlıca orta Avrupa ve Balkanlar durumu ile ilgili olacaktır. Londra, 2 (A.A) — Roman -ya dışarı işler bakanı B. Titülesko ingiliz - alman anlaşmasının merkez ve doğu Avrupası devletlerinin durumuyla olan ilgisi üzerine ingiliz bakanlarının dikkatini çekmiş, anlaşmanın bu bölgedeki sonuçlarını anlatmış ve Almanyanın diplomatik durumunu kuvvetlendirmiş olduğunu söylemiştir. ingiliz bakanları B. Titüles -konun izahlarını kaydetmekle yetsinmişlerdir. (Sonu 2 İnci sayıfada) Bükreşteki maç Fener - Güneş (Yuventiş)i 2-1 yendi Bükreş, 2 (A.A) — iki maç yapmak üzere Bükreşe gelen Fener - Güneş karışık takımı bugün binlerce seyircinin Önünde ilk o-yununu Yuventiş adlı romen ta-kımiyle yapmıştır. Karışık türk takımının güzel oynamasına karşın romenler kornerden yaptık -lan bir sayı ile ilk devreyi üstün olarak bitirmişlerdir. İkinci haftayımda dana ağır basan türkler sol açık ve sağiçin ayağı ile iki gol yaparak oyunu bîre karşı iki sayı ile kazanmış -lardır. Karışık türk takımının yüksek ve centilmen oyunu bütün seyirciler tarafından alkışlanmıştır. Türk sporcuların Bükreşe vardıkları günün akşamı Türkiye elçiliğinde şereflerine bir şölen verilmiştir. Almanya - Lehistan B. Bek bugün Berime gidiyor Varşova , 2 (A.A) —Havas ajansı aytarı bildiriyor: B. Bek yarın Berline hareket edecektir. Ma -reşal Pilsudski -nin ölümü üzerine Polonya -nin tuttuğu yas dolayısiyle ge -ciken bu gezi, Göring ve Gö -belsin Polonya-ya yaptıkları gö rete bir karşılıktı. Varşovada söylendiğine göre, gezinin özel siyasal bir anlamı olmamakla beraber B. Bek, iki ülkeyi ilgilendiren meseleleri alman hükümet adamları ile uzun boylu konuşmak fırsatını bula -çaktır. Alman gazetelerinin sevinci Varşova, 2 (A.A) — Kurior Poranni gazetesi, Berlinden aldığı bir telgrafta alman çevenleri -nîn Bay Bekin Berlin göreti ha • berini büyük bir sevinçle karşı -ladıklarmı ve Bay Bekin henüz tanımadığı Bay Hitler ile şahsi ğ değetindeki önemi kaydetmekte olduklarını yazıyor. B Bek Afyondan Antalya'ya Travers ve ra\ döşenmeğe başlandı Afyon, 2 (A.A) — Bugün yon • Antalya demiryolunu: ?• , çeği üzerinde ilk travers rayların döşenmesine başlanr. sı dolayısiyle bir tören yaptır. Törende Afyon ilbayı du komutanı ve pek çok k ı ler, büyük bir halk yığını h »r bulunmuştur. Törenden sonra yolu yapmakta olan mühendisler tarafından 200 kişilik bir şölen verilmiştir. Şölen çok iyi bir hava içinde geçmiştir. İtalyan - Habeş anlaşmazlığı avam kamarasında B. Eden, İngilterelini barışçıl aracılığını B. Musolininin reddettiğini.söyledi Türkiye - Fenlandiya tecim anlaşması Bakanlar Kurulu, 6 haziran 193S tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye - Fenlandiya tecim anlaşmasını onaylamıştır. Anlaşma 1 temmuz 1935 tarihinden başlamak üzere yörütlüğe girecektir. Londra, 2 (A. A) — Dün öğleden sonra, B. Eden, Paris ve Romadaki go - üşmeleri hak - kında, avam kamarasında di -yevde bulun -muştur. önce, oralara niçin gitmiş olduğunu izah eden B. Ed^-n, ingiliz hükü -metinin, ingiliz alman deniz anlaşması hakanda Fransaya a-paçık izahlar -da bulunmak ve 3 şubat tarihli hildiriğde sayı -lıp dökülen bü -tün meseleler ü-zerindeki görüşmeleri imkânlı olduğu kadar çabuk ilerlemenin yollarını Fransa ile birlik olarak görden geçir- DjIBOUTI, AT, Denizlerimizin erk şehirlerimiz eşsiz Antalya 'da: Kabotaj hakkının türk gemilerine geçmesinin onuncu yıldö -nümü denizciler ve halk tarafın -dan sevinçle kutlanmıştır. *** İzmir'de: Kabotaj hakkının türk gemi -ciliğine verilmesinin onuncu yıl -dönümü dolayısiyle dün büyük bir tören yapılmıştır. Deniz kulübünde toplanan denizciler, Önde süel muzika olduğu halde A -tatürk alanına gelmişlerdir. Bu -rada törene erkinlik marşiyle başlanmış ve türlü kurumlar ta -rafından Atatürk heykeline çe -lenkler konulmuştur. Bundan sonra gene önde mu -zika olduğu halde ilbaylığa ge -lînraiştir. Burada önemli bir söylev verilmiş ve ilbay yardımcısı, bugünün denizciliğini anlatmış -tır. Buradan hareket eden denizciler komutanlığa ve oradan C. H. Partisine gelmişler ve Parti başkanı tarafından karşılanmış -lar ve selamlanmışlardır. öğle -(Sonu S inci say ifada) inliğini bütün kıyı gösterilerle kutladı | 4tatürkün teşekkürü istanbul, 2 (A.A) — Cu -murbaşkanlığı Genel Sekre -terlisinden bildirilmiştir: Kabotaj hakkının türk denizcilerine verilmesinin onuncu yıldönümünden ötürü yurdun her tarafından gelen kutlama yazılarına teşekkürlerini iletmeğe, Atatürk, Anadolu Ajansım memur etmi '.İr. Başbakanımızın teşekkürü Doğu gezisinde bulunan Başbakan İsmet inönü, kıyı -(arımızda kabotaj hakkının türk bayrağına geçmesinin o -nuncu yıldönümü bayramı dolayısiyle denizcilerimizden al dıkları kutlamalara karşı teşekkürlerinin iletilmesini A -nadolu Ajansına emretmişlerdir. Deyli Meyi gazetesinin bastığı Habeşistanın bir haritaailo B. Musolini'nin bir pozu mek dileğini söylemiştir. İngiliz - alman denil anlaşma sına gelince, B. Eden bunun hakkında Fransa hükümetine har türlü izahlarda bulunmuştur. B. Edenin ünlü karikatürist Kt.en tarafından yapılmış bir karikatürü B. Eden demiştir ki: 0 — Bu konuşmalar, meselâ hava andlaşması, hava kuvvetlerinin azaltılması, doğu andlaş • ması orta Avrupa andlaşması, kara silahları uzlaşması gibi meselelerin kotarılması işinde, iki devletin sıkı bîr elbirliği yapmaları gerektiğini göstermiştir. » (Saytfayı çeviriniz) Göklerimizi de sınırlarımız gibi aşılmaz bir hale getireceğiz. Bunun için hava tehlikesini bilen üye yazılınız. ULUS litit u ili!, bahisleri Havacılıkta başarı şartı Devlet ve devletin yardımına koşmakta biribirleriyle yarışta olan yurd-daş türk hava ordusunu gerçekleştirmek yolundadır. Durum iç açıcı vc u-mud vericidir.. Bununla beraber, bu çok karışık meselede, dilediğimi! gibi eksiksiz ve kutlu bir sonuca varmak için sayışır güçlükler devirmek zorağında bulunacağımızı da söylememiz ve bilmemiz lâztmgeliyor. Giriştiğimiz büyük işi isteklerimizden bir tek parça bile kaybetmeden başarıya ulaştırırken en büyük ve çetin güçlüklerin bile bizi yolumuzdan ve hızımızdan eocmiyeccğî-dc inanmaktayız. Bu inan bize, birer tehlike olan bunları inceleyip araştırmak cesaretini vermektedir. Sonra, u-nutmıyoruz ki, peşinden bilinen bîr tehlike, bütün kuvvet ve değerini kaybedecektir. *** "Para her şeyi yapar., derler, doğrudur. Fakat zamanın da damardan boşanan kan kadar değerli bulunduğu bir çağda, tehlikeleri karşılayabilmek için az zamanda, az para ile ve ulusal adamla çok iş görmek yani para vc zamandan azamî randıman almak, gerçek, a-ranılacak ve araştırılacak tek yoldur. Lakin bu tek olan doğru yol, ancak bilgi görgü ve örgüt'le bulunup ele geçirilebilir sanırım. En büyük kuvvet olan bilginin ö-nem kertesini anlatabilmek için şunları söylemekte fayda vardır: "Eğer genel savaşta komutanlar, hava silahının kullanma yollarını bilmiş olsaydılar harb daha kısa bir zamanda bitebilirdi^ Bu sözlerim, hiç şüphe yok, hava ordusunun azamî randıman verece* gibi kullanılmasına dayanan bilginin, ulusal savga'bakanından olan yüksek değerim de anlatacaktır. Genel savaş, hava ordusunun hacbta göreceği işleri meydana koyan çok fakat küçük öı n -kçiki .i ic doludur; ve mesele, bu küçük Örnekçikler üzerinde işleyip, artık pe* çok gelişmiş olan hava araçlarına, gelecekte verilecek hizmetleri şekillendirmekte ve hava ordusunu bu hizmetler bakımından örgütlemektedir. Başarının sırrı bundadır. Siperlerde düşman askerleriyle topçularını susturan, ilerliyenlerini durduran bir hava ordusunun harb alanında kara ordusuna yapacağı yardıma paha biçmeğe imkân yoktur. Hava ordusu kara ordusunu ayakta tutan kuvvet olmuştur. Düşman ordusunu, aç - susuz, cephanesiz ve ihtiyatsız bıraktıracak bir hava ordusunda başarının özünü sezmemek ancak bîr anlayışsızlıktır.. Fakat, düşman ulusunu, türlü çalışma alanlara gece gündüz sıkıştırıp onun zafere olan inanmı kırarak harbi kısa bir zamanda bitirecek bir hava ordusunda en randımanlı vc ekonomik ulusal savga kuvvetinin benliğini sezinmemek yaşadığımız hava çağına yakışmayan a-dam olmak anlamına gelir.. Andığımız bilgi bugün, görgü gibi işlek ve doğru kararlar çrkaran kafalara dayanıyor.. Yarının harbına girecek ordularda başarı, yanında görgülü, kafası İşliyen ve bilgili bir hava ordusu komutanı olan Başkomutanın olacaktır derken hiç de yanılmış olduğumu sanmıyorum. Yıllarca deli ve hayal güden diye adı umursanmadan anılmış bir Douhet'nin, çok kişilerin aldırış etmeden konuştukları bir Hans Rit-ter'in, yahut yıllarca silik kalmış bîr Jeaunaud'ın.- ve bunlar gibi daha başkalarının değeri işte bunun içindir ki bugün pek çok artmış bulunuyor. Artık talimnameye ayak uyduran değil, oturduğu yerde, günün isteğine uyarak talimnameler yazan sayılı n-damı bulmak peşinde konuşulmaktadır., ve bunlar, havacılıkta başın yahut bir hava genel kurmayı şefinin kısa tarifleridir.. Genel savaş başladığı gün fransız uçulanlarına baloncular, alman uçman-larma otomobilciler kumanda ediyordu. Pahalıya malolan bu zavallı yanlışlıklara, bir daha düşülemez. Bugün Fransa'da, italya'da, Almanya'da... ve her yerde hava şefi iskemlelerine eğer uçman lar oturmuşsa, bu, uçakçılık kadar yarının harbinin da karışık ve ancak uçanların bile bilecekleri gibi bir konu olduğundandır. Yıllarca, kendini, bilir diye satmışların ve bu suretle u-luslara pahalıya mal olmuşların artık aynı satışı kolayca başaramadıklarını görüyoruz. Bu, ulusal havacılık davasının devleti çevirenleri çok düşündüren bir önem almış bulunmasından-dır. Eyi örgütü bilğî doğurur. Bir araç ne kadar iyi olursa olsun ancak adamının elinde İyidir... Havacılık da, ancak kapasiteli şefin elinde güvenilebilir bir değer ve önem alabilir... Ancak böyle bir şefin eli altında yetişir ve güvenilebilir olur. Bozuk bir ÖrgütMen ne umabilirsiniz?.. Bozuk örgütün para ve raman yutan ve harb günü bir ulusu korkunç durumda bırakan özünü anlamakta ne güçlük vardır Kötü hava şefi, bozuk örgüt anlamına geldiği kadar ulusal yıkan doğuran da demektir.. Bozuk örgütün de kötü hava şefi demek olduğu gibi!.. Bizim anlayışımıza göre, bir hava ordusu bilgi - görgü - örgüt temeline dayanmazsa. İş, zaman ve para yutan özüyle, gerçek bir yıkımla sonuçlanacaktır. Ş. H. GÖKMEN Aytaç bundan sonra, kendisi -nin, 3 şubat tarihli büdiriğin pren -tiplerine ve Stresa konferansının kararlarına uygun olarak Avrupa barışım saklamak işine devam et-nek yolunda B. Musolîni ile uyuş -uğun m söylemiştir. Bugünkü günde, en güzel metodun pek yakında bulunacağını umud etmek için bîr takım «e -benler yok değildir. Bu yeni me-tod üç devletin, eşit şartlarla ve başka hükümetlerle Özgür olarak görüşmek yetgisiyle, bu meselelerin kotarılmasına elbirlif'i ile ça lışmalarını imkânlı kılacak bir metod olacaktır.» İtalyan - habes anlaşmazlığı na gelince. Bay Eden, inpiliz me-todlarının bencil olmadığı gibi, Ingilterenin AfrikaoSki aaiRİari le de ilpili bulunmadıpını ve fa -kat uluslar sosyetesi üyesi sıfatı ile bu metodları kullanmakta olduğunu Bay Musoliniye anlatmış far. ingiltere hükümeti Cenevre kurumunun geleceğini geniş ölçüde tehlikeye düşürebilecek olaı hadiseler karşısında ilgisiz bir 9UMUI takınamaz. , Omın içindir ki, italyan - ha beş anlaşmazlığını büsbütün so -nuna erdirmek hedefiyle. Bay E den, İngiltere hükümetinin, ken -di Somali sömürgesinden Habe -şistana, denize doğru yol vere -cek bir toprak şeridini bağışla mağa hazır bulunduğunu Bay Mu solîniye bildirmiştir. Bu önergenin hedefi, Habe -şistanın ItaIyaya bir takım eko -nomik ve toprak bırakığlan ver -meşini kolay (atmaktı. İngiliz hükümeti bu uzlaşma yoluna karşılık hiç bir şey istemiyor, ancak Italyaya bu suretle geçecek topraklar üzerinden kendi kabileleri için geçid hakkı dile -yordu. Bay Musolîni bu önergeye, her nedense, vanasmak istememiştir. Bay Edenin bu diyevinden sonra, ayrışık işçi partisi Önderi Bay Lansburv, türlü Avrupa meseleleri ve «Japonyanın kısmen Çinİ ele geçirmekle uğraştığı » u-zakdogu hakkında hemen bugünlerde bir görüşme açılmasını is -temistir. Hükümet adına cevap veren Sir Samuel Hor hu görüşme için bir ffün belİtilmed''»ini *Ö**l«™ıi«^'' DIŞ HABERLER B. Titülesko Londrada {Başı 7. ci sayıfada) Londra. 2 (A.A.) — B. Baldvin ve B. Edenle görüşen B. Titülesko, Ingilterenin, doğu ve orta Avrupa nin güvenliğini başarmak için diplomatrk çalışmalarına devam edeceği umudunda bulunduğunu söylemiştir. Küçük andlaşma ve balkan hükümetleri, Ingilterenin, Tuna işinde 1 -talyayı başlıca hareketlerde özgür bırakmasından korkmaktadırlar. Dolaşan bir habere göre B. Titüıcvkonun Ingil-tereyc yaptığı gÖretin başlıca gayelerinden biri, habeş meselesinin konuşulma-sıdır. Hakikatte bu meseleye ancak, Ital-yanın Habeşistandaki hareketlerinin Avrupa işlerindeki el birliğini gevşetmesi korkusu ile dokunulmuştur. Italyaya, orta Avrupada tam bir hareket Özgürlüğü vermek istemeyen küçük anlaşma ve balkan hükümetleri, Romanın Londra ve Paris İle el birliği yapmasını lüzumlu görmektedirler. Bu iHr görüşmenin bıraktığı duyuş şudur: B. Titülesko, barışın bölünmezliği hakkında yeniden hiçbir inanca alamamıştır. Fransız gazetelerinin düşünceleri Paris, 2 (A.A.) — B. Edenin diyevinden yana, Ordre gazetesi diyor ki- "İngilterenin uluslar cemiyetine bağlılık duyguları, onun habeş - italyan meselesindeki durumu ile bir kere daha belli olmuş, fakat alman - İngiliz deniz anlaşması da bu duyguları yalan-Uunışur^, övr gazetesi de Almanyanın bav» Bİlâhları hakkında lngiltcrcye iki taraflı bîr anlaşma önergeyeceğini ve Ingilterenin de bunu kabul edeceğini sanmaktadır. Dağınık alış haberler Grevcilerin toplantısı dağıtıldı Regina, (Saskatchevan) 2 (A.A.) — Polis, kanadalt atlı bir alay askerin yar-dımîyle, iş kampındaki 3000 grevcinin yapmış olduğu toplantıyı, göz yaşı döktüren bombalar atmak suretile dağıtmıştır. Grevcilerden ikisi Ölmüş, yirmi kadar kadın ve erkek de yaralanmıştır. Paris borsan Paris, 2 (A.A.) — I temmuz tarihli borsa durumu: Borsa hâlâ bekleme devrindedir. Çok scyTek alış verişler arasında fransız u-lusal değerlerinin oldukça gerilemesi fransız fondolarının ve bu arada elektrik ve kömür değerlerinin satışa çıkarılmasına sebeb olmuştur. öbür gruplar daha tutgundur ve ö-nemlı ayrımlar göstermiyorlar. Arsıulusal değerler Rio'nun vc Mi-ning'in hafifçe tutulmaları üzerine daha iyi bir durum göstermektedirler. Hırszlara ölüm cezalı Moskova, 2 (A.A.) — Devlet matlarını çalmış olan bir takım kimseler ve bu arada. Uç yıl içerisinde 60.000 ruble aşırmış olan Leningrad demir yolu durağı kasadan hakkında ölüm cezası verilmiştir. IIallan da Florini drişürmiyi1*-.¦/. Lahi, 2 (A.A.) — Hükümet, florinin değerden düşürülmesinin, ulusunun a-sığlarına zarar vereceğini, ve buna karşı gelmek için elinden geleni yapacağını bildirmiştir. BİRLEŞİK DEVLETLERDE: Amerikanın yaptıracağı yeni luırb gemileri Ncvyork. 2 (A.A.) — Ncvyork Tribüne gazetesine göre Vaşington and-laşmasîyle deniz yapılarına verilen ara yeni bir anlaşma ile uzatılmazsa. Amerikan harb denizciliği 1937 ikinci kânunundan başlryarak ve her yıl bir gemi yapılmak üzere, 35.000 tonluk yedi harb kruvazörü yapacaktır. Bu kruvazörler yirmi yılı doldurmuş olan gemilerin yerine geçecektir. Amerikan harb denizciliği gelecek finansal yıl için 35 000 tonluk bir harb kruvazörü. 12 destroyer, vc 6 denizaltı gemisi istemektedir. Bilindiği gibi. onaylanan deniz büdcesi. Amerikan denizciliğini Öteki büyük ülkelerin denizciliği derecesine vardırmak için. eski harb gemilerinin yerine geçecek yirmi dört yrni geminin yapılmasını tasarlamaktadır. 1935 yılı ilk kânununda başlayacak olan ilk yapı kısmında şu gemiler vardır: Bir hafif kruvazör, 15.000 tonluk bir uçak gemisi, ve 3 denizaltı gemisi. ikinci kısımda bir hafif kruvazör, 1.850 tonluk yedi destroyer ve üç denizaltı gemisinin yapılması tasarlanmaktadır. B. Edenin diyevi ve ingiliz gazeteleri Londra, 2 (A.A.) — Bu sabahki ingiliz gazeteleri, Bay Edenin saylavlar kurulundaki diyevini uzun uzun incelemektedirler. Gazeteler bilhassa italyan - habeş tnlaşmazlığının ayrı ayrı taraflarım gözden geçirmektedirler. Nevs Kronikl diyor ki: "Doğrudan doğruya Büyük Brİtan-yayı ilgilendiren bir anlaşmazlığı kotarmak için Somalinin bir kısmını bırakmayı önergeleyen ingiliz siyasası hakkında ne söylense, her halde bu siyasanın bencil olduğu savanamaz.,, Mançester Guardian diyor ki: "Bay Edenin Önergesinin Bay Musolîni tarafından reddedildiği şu sırada italyan şefine diyebiliriz ki: Büyük devletler, Habeşistana karşı sertlik gösterilmesini onamadıktan başka, bunu yapmak da ellerinden gelmez. Çünkü böyle bir hareket, Cenevre pak-trarn ve genel güvenlik prensipînin a-çıkça ayaklar altına alınması demek o-1acaktn.R Taymit, italyan siyasasının, bir taraftan, Habeşistan öte taraftan Fransa ve ingiltere ile imza ettiği ayrı and-raşmalara uygun olmadığını yazmaktadır. Bundan başka, italyan siyasası kel-log paktı ve uluslar sosyetesi tüzüğüne karşıttır. Bu siyasa birge sistemin temellerini tehdit etmekte vc ilgili tarafların İsteği ile imza edilen andlaş-m ıl.ırm gerçek değeri üzerinde şüpheler uyandırmaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı ingiltere kamoyu İtal-yanın Habeşistana karşı güttüğü siyasayı beğenmemekte vc italyan - habeş anlaşmazlığının barışçıl bir tarza kotarılması için en ufak bir ihtimal taşıyan her ingiliz önergesini onaylamaktadır. "Deyli Telgraf., gazetesi, Ingilterenin uluslar sosyetesinin gelecek durumu üzerinde derin bir etki yapabilecek hadiseler karşısında seyirci kalamıyaca-fcını yazmaktadır. .Şaka barış konferansı açıldı Bucnos-Ayrcs, 2 (A.A) — Şako barış konferansı dün, cumur başkanı Justo hazır bulunduğu halde büyük tö renle açılmıştır. ALMANYA'DA: B. Berengerin diyetinin yankıları Berlin. 2 (A.A.) — Gazeteler, fransız senası dış komisyonu başkanı Bay Bcrenge'nin Frankfurter Volksblart gazetesinin Paris aytarına yaptığı diyevi yazmaktadırlar: Bay Berengcr demiştir ki: "Almanya yadsüe) bölgeye dokunmamakla barış davasına değerli bi yardımda bulunmaktadır. Fakat, doğu Avrupası ve Tuna meseleleri hakkında bir uyuşma olmadıkça, hava lokarnosu yapılması imkânından şüphe etmekteyim.^ Bir gazetenin hangarında silâh id imi-u Berlin. 2 (A.A.) — Eski radikal sosyalist "Vorvaerts,, gazetesinin hangarı temizlenirken mitralyözler. tüfekler, otomatik tabancalar ve on bin fişek bulunmuştur. Bu hâdiseyi inceleyen "Volkİşer Bc-obahter,, gazetesi, nasyonal - sosyalistliğin son dakikada erkeye gelmesi ile bir kargaşalığın önüne geçilmiş olduğunu yazmaktadır. Saatte 117 km. giden tren Berlin, 2 (A.A.) — Berlin - Kolonya ekspresi bu iki şehir arasındaki 579 kilometrelik ıraklığı saatte 117 kilometre olmak üzere 5 saat 20 dakikada almış ve dünya sürat rekorunu kırmıştır. Bu sonuçtan elde edilen yüksek sürat saatte 162 kilometre idi. Dünyanın en hızlı treni olan bu yeni ekspres servia-lere dün başlamıştır. Propaganda bakam islemediği filmleri yasak edecek Berlin. 2 (A.A.) — 28 haziran tarihli kanuna göre, propaganda bakanı doktor Göbbels, halk için zararlı göreceği filmleri, film kontrol ofisine danışmadan yasak edebilecektir. Bu tedbire, eski tüzüklerin çok karışık olmasından ve bir filmin yasak e-dilmesi için gösterilen sebeplerin bazı kere, yeter olmamasından dolayı ba| vurulmuştur. İTALYA'DA İmhada ncak dalgası Roma, 2 (A.A.) — ttalyada sıcak) dalgası olanca şiddeti ile devam etmektedir. Güneş çarpmasından yirmi kişi ölmüştür. Doğu Afrikasına giden kuvvetler Napoli. 2 (A.A.) — 1200 askerle harb gereçleri taşıyan Nazarİo Soro vapuru dün doğu Afrikaya yola çıkmıştır. İNGİLTERE'DE: Genel bir hava anlaşmam Londra, 2 (A.A.) — Dış bakanı il* hava bakanı ve yönetgeri hava meseleleri, ve hele bir hava lokarnosu hakkında uzun konuşmalar yapmışlardır. Toplantının sonunda öğrenildiğine göre, Fransanın nisanda vermiş olduğu proje ile alman hükümetinin geçenlerde Londraya gönderdiği proje bu konuşmalarda yeniden incelenmiştir. Aynİ zamanda haber verildiğine göre. ingilla kabinesi, lokarnoyu imza «den devletlerin, süel hava kuvvetlerini kullanma bakımından, aralarında yükenecckleri şartları daha açık bir şekle koymak er-gesiyle genel bir andlaşma yapılmasını yanıttır. Bununla beraber, hu şartları yeritmek için ileride bir çok paktlar yapılması imVflnı kabul dtlnw*'.tır|*s ULUS -i. Tt'.MUl Z 1935 l'KKM MHK I arşova, 3 (A.A.) — I ir mı Ih-ş vn-ttnıUı itenç bir kınlın nnnutl \upıda dort çocuk doğurmuştur. Annenin sıhhati çok iyidir. ON ALTİNCİ YİL. No: 5005 AdimiB, .ıınlııııı/.ılıı İler yenle 5 kuruş Polisimiz nasıl olacak? l'olİ-IM kilidi lll/ İIİİ- I t k - I I7..I kam yollarında gidiş geli* İç Bakanlığı Güvenlik Genel Direktörlüğü için dört yıllık bir çalışma programı hazırlamıştır. Gelecek 4 yılda yapılacak işler arasında polise verilmek istenilen düzenle, örgütlenme ihtiyaçları, polisi yükseltme yolları ve polis enstitüsü polis kadrosunun genişletilmesi, polis Örgüt kanununun değiştirilmesi gibi önemli konulardan başka birçok yeni örgütler ve tedbirler vardır. Cumuriyet poli- -h illi Imiio-ii kurularak - Bekçi düzenlenerek - PolUiıı genliği **a sinin eşsizliğini ve örnek olmasını sağlamak için yapılacak olan yeniliklerin içinden birkaçını alıyoruz : Polia kıtıklarının düzeltilmeli: Cumuriyet polisinin kılığını, asrın ihtiyaçlarına uydurmak, şekil ve dış görünüş bakımından halk üzerinde otoriter bir hale sokmak için Avrupada polis örgütü ileri olan devletlerin polis kılığı incele • An karanın ev buhranı bir çırpıda kotarılacak örgütleri düzen allına alınacak -ğlanarak - Pffu apartmanları mekte devam edilmektedir. Hazırlanmakta olan polis kılığı tüzüğü ile yakında bu ihtiyaç da kotarılmış olacaktır. Ceza sicilli bürosunun kurulması: Birçok suç işlemişleri gerekti -ği zaman kolaylıkla bulabilmek ve polisçe ceza görmüşlere karşı Ön • leyici tedbirler alabilmeği sağla -m ak için merkezde bir "ceza sicilli dayresi,, kurulması için incele • meler yapılmaktadır. Tüze Bakanlığı ile anlaşılırsa, bu işin tüzeden ziyade polisi ilgilendirmiş olacağı (Sonu S ine' ssyıtada) Hükümetin Ankara'nın bayındırlığı ve kiraların nomal dereceye düşürülme i bakımından çok önemli ve kapsal bir girgide bu -lunduğunu sevinçle haber aldık. Bakanlık, uzun zamandanbeı düşünülüp yeritilmesi için incelemeler yapılan Ankarada devletin kuracağı işyarlar evleri için prat'k bir formül bulmuştur. Hazırlanıp Kamutaya gönde -rilmek üzere olan projeye göre Fi-nını Bakanlığı Kamutaydan 10 -12 yılda ödenmek üzere 9 milyon liranın harcatma yetki istiyecek-tir. Devlet uramı ile polis okulu arasındaki yerlere yapılması Ankara bayındırlık plâniyle kararlaş mış olan geniş yerlerin bir kısmı Önce devlet tarafından alınmış, bir kısmı da aslında haznenin olduğundan yaptırılacak evler için ver parası verilmiyecektir. Yapılacak yerler işyarlara ki ra esası üzerinden verilecektir Hükümetin bu işler için harcıya -cağı 9 milyon liraya karşılık elin -de her yıl işyarlara verdiği bir milyon liraya varan (otru parası) vardır ki bu para evler yapıldık -tan sonra işyarlara verilmiyecek ve hükümet aldığı parayı bunun -la ödeyecektir. Böylelikle (9) yıl sonra borç ödenmiş olacak ve işyarların ucuz ve konfurlu evlerde oturmaları imkânı bulunmuş olacaktır. İşyarlardan kesilen otru paralarından başka çok az ve devamlı onarmalarla yeni yapılara karşılık olmak üzere az bir ki -ra alınacaktır. Başşehrin en Önemli ve haya -tiğ davasını bir çırpıda ve kökünden kotaracak olan bu girişimi ankaralılara müjdeleriz. Aşağıdaki kroki yeni evlerin kurulacağı yeri göstermekted' Hal meselesinde yeni durum S. Mutolİnl faris, 3 (A.A.) — Diplomatik Çevenler, Bay Eden'in, İngiltere* nin Roma'ya yaptığı önerge hak -kında Avam Kamarasına verdiği izahları hayret ile karşılamakta -dır. önergeye göre İngiltere, tngi liz Somalisinde denize kadar uzanan bir toprak şeridini Habeşİtta na vermeği tasarlamaktadır. Diplomatik çevenler Bay Ede nin son göretinde Bay Laval'e bu önergeden bahsetmemiş olduğu nu söylemektedirler. Bu çevenler İngiltere'nin Habeşistan'a verme ği düşündüğü Zeila limanının, bir frantız limanı olan Cibuti'ye ya kın olduğunu ve bu projenin, şim di habeş tecimine çıkat olan bu li manı tehlikeye düşürdüğünü ha • fırlatmaktadırlar. Bundan başka fSonu .' ımı sayıfada) Daha dün düşmandık. Iuı»ün arkadaşı/, yarın dost olacağız Paris, 3 (A.A.) — Büyük harb ta bağlaşık on bir ülkenin dengeleriyle, on altı milyon üyesi bulu -nan alman eski harbcılar cemiyeti delgeleri arsıulusal bir kongre ha linde toplanarak aşağıdaki kararları vermişlerdir: I — Bütün memleketlerin eski harbçılarının barışa bağlılığı, II — Uluslar arasında güveni yaratmak için arsıulusal uzlaşmalara saygı lüzumu, III — Devamlı bir barış için a-na şart olarak silâhların buçlandı-nlması, VI - Arsıulusal anlaşmazlık - lan yargıç usuliyle kotarmak İti zumu, V — Yukardaki fikirlerin ye -ritilmeai ve karşılıklı anlaşma için lâzım olan havayı yaratmak üzere eski harbcıların kendi aralarında devamlı surette değette bulunmaları gerektir. Alman delegasyonu başkanı B. Oberlindober Havas Ajansına şöyle demiştir: " Daha dün düşmandık. Bugün arkadaşız, yarın dost olacağız,, Delgeler öğleden sonra, belli -siz askerin mezarına gitmişlerdir. Alman delegasyonu, nazi ve al -man renkleriyle sütlü bir çelenk koymuştur. Başbakan Mardinde Mardin, 3 (A.A.) — Başba -kan Itmet İnönü bugün Mardin'e gelmiştir. B. Bek Berliııc vardı Varşova, 3 (A.A.) — Polonya Dış Bakanı B. Bek bu sabah karı -tı ile birlikte saat 8 de Berlin'e varmıştır. Bay Bek istasyonda B. Hitler adına yönetgeri Bay Mays-mer, Dış Bakanı B. Noyrat, yönet ger Bay Idelov, protokol direktö -rü Kont Laseviç. Polonya büvük elçiti B. Lipski, Almanya'nın Var-şova'daki büyük elçisi Fon Molt-ke, leh kolonisi ve bir çok gazeteciler tarafından karşılanmış ve istasyonda bir asker kıtatı telâm durmuşutr. Bay Bek yanındnkilerle bir -likte Polonya büyük elçiliğine git-(Sonu Z inci say ifâda) Krunik. Servi AT AY Gazetelerde Bursa servilerinin kesileceğinden bah§edildiğini o-kuyanlar, derin bir üzüntü duymuşlardır. Biz sayın Bursa ilbayını ve balkını tanırız. Onların, Bursa servilerinin değeri ne olduğunu bildiklerine şüphe etmeyiz. Bu haber doğru olmasa bile, gazetelere geçmek için birkaç kişinin batırma gelmiş olsa gerektir. Hayal ve gönüllerde, İstanbul minarelerle. Bursa servilerle yer tutmuştur. Bursa'da servi bir a* ğaç değil, bir anıt 'tır. İstanbul Kasımpaşa servilerini ve Kartal serviliğini kesmektm, kötü bir çığır açtı. Kimbitir belki bu güzel ve eşsiz ağacı, yeşil sarık gibi, derviş teberi gibi, mısır fesi gibi kaytaktık arta 'ların -dan sayanlar, ve mezarlık servde-rini kaldırmakla bir layisism kahramanlığı yapmış olduklarına inananlar var. Bunlar P a y $ a -g e yıkmanın, heykel devirmekten, kabir sökmekten hiç bir ayrımı olmadığım bilmelidirler. İstanbul ve Bursa'da her cami, her mezarlık, her çeşme kendi başına değil, bütün çevreleri ile birlikte, tabiatle karışık birer eser* dirler. Bunların çınarlarına, servilerine dokunmak, çinilerine ve »utanlarına dokunmakta birdir. Yeni mezarlıklar yapınız; modern taşlar dikiniz; bu mezarlıkları bahçeler gibi süsleyiniz. Fakat sanatın ve artistlerin hayran kaldığı eski birkaç mezarlığı (bunlar yalnız bir İki şehrimizde bulunur) ve bütün servileri bart-yıntz. Bunlar yalnız turism bakımından değÜ, bir memleketin medeniyeti ve kültürü anlayışı bakımından birer ayıraçtırlar. Paysage korumak tam avrupalı bir harekettir: Medeniyet ve küttür hareketidir. Bir şehre gö- rey karakteri veren ağaçtan değil, kırda herhangi bir ağacı kesmek bile asyalı bir harekettir. İngilizler derler ki: "Eğer yapılan bir yol bir ağaca rastgetirse, ağaç durur, yol sapar.,. Bu söz, Kadıköyünde Alttyol çınarının kesilmekte olduğunu anlattıktan bir zamanda yeniden hatırıma geldi. Her yurddasın hava teklik sini bilmesi, havalarımızda daha kuvvetli olmamızı sağlayacaktır. SAY1FA l O t- w . ARSIULUSAL YAZARLAR KONGRESİ Neler konuşuldu, ne sonuçlar alındı? Paris'te toplantılarını yap çen sayımızda azan boyla yaz sonuçlar hakkındaki bu yazı il 29 haziran tarihli Nuvcl Lite-rer'de Lcon Piyer - Ken yazıyor: Ulusal delegasyonlar halinde gruplanmış ve Avrupa ile Amerikanın başlıca memleketlerin -den gelmiş yüzlerce yazar Paris'te, Mütüalite sarayın -da toplandılar. Birçok ve belki de lüzumundan tazla söy • levler verildi; binlerce dinleyici önünde aytışmalar yapıldı. Entelektüellerin, cemiyette yazarın rolünden, İcrdden, hümanizm'den, ulustan ve kültürden, yaratıştan ve fikrin haysiyetinden bahsettiklerini dinlemek için bu kongreye yalnız diğer entelektüeller değil aralarında pek çok gençler bulunan halktan insanlar da gitti. tik akşam bir yenilik, bilinmezlik ve tuluat hissi salonda sıkıntılı bîr hava ve zurnan zaman bir umusa yarattı. Fakat ertesi günü, sanki herkes biribiriyle tanışmıştı. Söylevlerin metinleri - hemen fransızcaya çevrilmek üzere-Önceden hazırlanmış olmasına rağmen, her yazarın ayrı bir fikir güddüğü hissini almıyorduk. Fikirler rastlaşıyorlardı. Hava değişmişti. Jid sözünü bitirdiği zaman halk onu alkışlamak için ken diliğinden ayağa kalktı; o zamana kadar kalabalıklardan kaçmış, çoğun düşüncelerini dar banlı e* serlerde hapsetmekten hoşlanmış bu adamın 65 yaşında iken bu kadar kalabalık bir salon önünde söz söylemek için ne büyük bir gayret harcadığını herkes anlıyordu. Bu neviden bir kongrede, bir yazarın gösterişi, aytaçtık kapasitesi, hareketlerindeki komedi, payı. angınlığı ve ünü, önceden kendisine verilmiş olan kredi, bütün bu dışsal şartlar, bu kalabalığın kalbini en fazla kazanan şeyler ve kalabalık üzerinde en fazla etkin olan siyasal söylevlerdir. Söylevlerden bazılarının teknik, derin ve oluş "kültürün korunması,, nin belli başlı bir yöne-te doğru ilerlemesini sağlamış mıdır? Burada memleketleri ve kültürleri bakımından en değişik yazarlar toplanmıştı. Birçok memleketlerden sürülmüş kıymetleri kiraz götürmez yazarların görünüşü birge bir tehlike havası yaratmıştı. Diğer taraftan bir başka tehlike de, propaganda hedefiyle, yeni rejimlere katılmış olan artist ve ilimenlerden faydalanılmış olmasıydı. Her iki durumda da yazar, ciğerleri için hava neyse ruhu için o kadar lâzım olan hürriyetin tehlikeye girdiği hissine kapılmaktadır. ••• Fakat üzerinde konuşmak bile lüzumsuz olması lâzım gelen bu ana unsur herkes tarafından ayni şekilde görülmüyor. Çünkü arkasından hemen şu soru geliyor: Yazar içinde yaşadığı cemiyetle elbirliği yaparak mı yürümelidir? Komünist tezlere katılmış olanlar İçin, burjuva yazarı cemiyete karşı gelmek zorundadır; buna ancak, u-lus ve din işlerinde, pek seyrek hizmet edebilir. Burjuva yazar An-dre Jid'e göre; içinde yaşadığı cemiyetin, "Yad içtemliliğinden,, Andre Marloya göre "riyakârlığından,, ıstıraplıdır. Bu yüzden o temiyetten ayrılmakta, kendi dar İç âlemine kapanmaktadır. Hepsi bundan ibaret değil. Marlo güzel tir söylevinde diyordu ki sanat yaradışının teknik şartları şairi, şahsiğ, bir şekil kazanmak için, ondan önce gelmiş yazarların miras bıraktıkları başlıca şekilleri atmak zorunda bırakır; kendi üslûbunu yaratmak için yazar devrin- mıj olan bu kongre hakkında ge-mışttk. Kapanan kongrenin aldığı e de bu konuyu kapatmış oluyoruz. de hazır yapılmış bulduğu üslûbu yok eder. Burjuva yazarı terdeili-ğin lüzumuna inanıyorsa, bu gayretini genel/eştiriyor, şiir sa -hasından sosyal sahaya götürüyor demektir. Ve iyi anladımsa, Mat-ro ilâve ediyor ki şair şekil yaratıcısı olarak ferdei olmak zorundadır, fakat yurddaş olarak değil; bir komünist cemiyetinde o ferde ısınabilir ve ısınmalıdır da; o katıldığı kahramanca sosyal çalışmayı öğer ki Sovyetlerin enik e-debiyatları da bunu yapmaktadır. Bu şartlar içinde hürriyet meselesi ancak batı cemiyetlerinde meydana çıkabilir; Rusyada, bu mesele kendiliğinden kotarılmıştır; çünkü yazar kendiliğinden çevresiyle deçet halindedir. İngiliz romancılarının görüşü ayni değildi. Onlar bize memleketlerinde ananasal "demokratik hürriyetler., e verdikleri kıymeti anlattılar. Forster ve Huksley, derin bir ironiyle, bu hürriyetin gelecek yıllar içinde yavaş yavaş kaybolmaya doğru gitmesinden korktuklarını anlattılar; Ingilte-rede bile bu haklar gitgide kemirilmektedir. Yeni bir harb bunları büsbütün ortadan kaldıracak ve Avrupanın sonu olacaktır. Yalnız ingilizler değil bütün "liberal,, demek gereken yazarlar kendilerini, ölmeye mahkûm bir medeniyetin demokrasi prensiplerine bağlı son oruntakları saymaktadırlar. Fakat hayat durmaz; kdh lektif kuvvetlerin hüküm süreceği bir devreden sonra yeniden değişmiş bir liberal cemiyetin doğuşunu görmiyecek miyiz? Bu aytışmalar arasında, so-- nunda iki ayrı akış ortaya çıktı. B. Benda meseleyi iyice ve başından başlayarak ortaya koydu. Çerçi, ruslar burjuvazinin bütün "kültürel miras,, Jarını atmıyorlar. Bununla beraber, B. Benda ekonomik hayatın şartlarından uzaklaşmaya çalışan eski yazarın zıddı o-larak doğrudan doğruya halka dayanan ve ona kansan komünist yazarı göstermektedir. B. Benda kongre fikrini ortaya atmış olan rusların kendi durumlarına açıkJıyacaklarım umuyordu. Bunlar, söylevlerinin itiraz götürmez değerine rağmen bize belki de yeni izahlar getirmediler. Yalnız bize kendi yurdlarında kurulan cemiyete olan büyük güvenlerini ve sonsuz umudlarım anlattılar. Birçok tezadlar onlara göre artık kotarılmıştır. Ve şimdi yeni meselelere doğru yürümektedirler. Onlar için en büyük güçlük sanatın gelişimine uygun genel şartları devam ettirerek "Yeni a-dam,, ı yaratmaktadır. Jid'in anlattığına göre, daima gerçenin ö-nünde gitmek zorunda olan artist asrının şartlarına karşı gelir, halbuki komünist yazarı onunla u-yusınak arzusundadır. Fakat Jid ilâve etti ki Sovyet edebiyatı ancak kekeleme devrindedir: bütün gelecek önündedir. Bu kongrede anlatılmış olan görüşler ne kadar biribirinden ayrı olsalar da, şurasını kaydetmeliyiz ki, bu betş gün içinde, bu görüşler biribirine yaklaşmaya doğru gittiler. Gerçekten karşılıklı anlaşmak kadar insanları biribirine yaklaştıran bir şey yoktur. Ayrı memleketlerin delegelerini birge bir his birleştiriyordu: böyle görüşmelerin boş olmıyacağına, ekonominin bazı zamanlar cemiyeti etgisi altında tuttuğu ve ileriye doğru gitmesinde ona yardım et tiğine. geriye doğru gidiş ve reaksiyonlara rağmen medeniyetin ilerlemekte olduğuna, bir kelime ile insanın gelişimine inanmak DIŞ HABERLER B. Bek Berline vardı (Başı I. d sayıtada) mistir. Bcrlindc oturduğu sürece elçilikte kalacaktır. Varşova. 3 (A.A.) — Bay Bck'in Berlin güreti dolayısiyle yazdığı bir betkede Kuricr Poranni gazctctİ diyor ki: "Bu görette heyecan verici unsurlar aramamalıdır, bu göret esasta Alman — Leh komşuluk ilgilerinde elde edilen yakınlaşmanın sonucudur.,. Şekle gelince, göret. B. Hitlerin güvenini kazanmış alman bakanlarının Varşovaya yaptıkları üç görete cevah-•dır. Görelin yalnız nezaket göreti olduğunu söylemedi besbelli ki obarmalı bir şey olur. Fakat yeni siyasal belgeler bağıtlanması da göz önüne alınmış değildir. Leh bakanı B. Hitler vc Nöyrat-la iki memleket komşuluk ilgilerinde ve iki devleti ilgileyen genel meselelere dokunan haber alma suretinde görüşmeler yapacak ve Polonyanın, büyük mareşalinin siyasasına devam edeceği hakkında B. Hitlerc inanca verecektir. Lehistan kamoyu hükümetin devletler arasında ayrı elyem devresine son vermek için olan bütün uğraşlarını arka-layacaktır. B. Rek. Doğu anıtlaşmasını görüşecek Varşova, 3 (A.A.) — B. Bekin Berline yaptığı geziden bahseden hükümet gazetesi. Kurjer Poranny. Polonya dış bakanının B. linin ite doğu andlaşına-sı h*kkında görüşeceğini yazmaktadır. Bu gazete, İki hükümet adamının, Daıuig - Polonya anlaşmazlığını inceleyeceklerine ihtimal vermemektedir. Çünkü, Polonyanın tezine göre Almanya. Danziğ ile Polonya arasındaki meselelerle ilgili değildir. H. Bek, B. flitlerle görüştü Berlin. 3 (A.A.) — B. Bek, yanında leh elçisi B. Lij*ki olduğu halle bugün ¦aat 10,45 te B. Fon Nöyratı görete gitmiş ve sonra Fon Noyratla ve elçi ile birlikte yaya olarak başbakanlığa gitmiştir. B. Bek ile B. Hitler arasındaki görüşme iki saat sürmüştür. öğle vakti B. Fon Nöyrat, B Bek İçin bir şölen vermiştir. .-Uman gazetelerinde yankılar Berlin, 3 (A.A.) — Gazeteler. Bay Bek'İn göretini uzun uzadtya incelemektedirler. Folkişer Beobahter Almanya ile Polonya arasındaki elbirliğinin bundan böyle daha içtem olacağını sanıyor. Lokal Ançayger. "Askerce düşünen ve konuşan,, albay Bek'in süet değerlerinden bahsetmektedirler. YIN\NlSTAIVn\ Eski yunan kıratı ite karısı ayrılıyor mu? Bükreş, 3 (A.A.) — Eski yunan kı-raliçesi El izabe t tarafından kocası eski yunan kiralı Jorj'a karşı açılan boşanma davası cumartesi günü h.ıkycri önüne çıkacaktır. Yunan azısından sonra Jorj vc Eli-zabet Romanyaya sığınmışlardı. Eski kiralın İngiltereyc gittiği gündenberi ayrılık halinde bulunuyorlardı. Romanya kırth Karol'un kız kardeşi olan eski kıraliçe tekrar romen nyruluğunu almıştı. Kendilinin Bükreşte biı sarayı varsa da o her vakit Transilvanyadaki topraklarında oturmakta ve onları ken-diai işletmektedir. Yunanistanda kırallığın yeniden kurulacağı haberleri üzerine eski kıral ve kıralİçenİn tekrar barışacakları hakkında bazı yayıntılar dolaşmakta idi. Sitroen öldü Paris, 3 (A.A.) — Uzun bir hastalıktan sonra Andre Sitroen burada Ölmüştür.* SOVYKTLKH lUKlJCPlNUEı Sovyet - japon ilgileri Moskova, 3 (A.A.) — Japonyaya verilen Sovyet notaaı hakkında tzvestiya gazetesi şunları yazıyor: Bütün bu hâdiseler, bazı Mançuri süel çevenlcrinin önemli olan doğu demiryolu meselesinin kotarılmasından sonra da. sovyet - japon barışçıl siyasal ve ekonomik ilgilerini her ne bahasına olursa olsun bozmak istediklerini göstermektedir. Sovyetler Birliği uluslarının vc hükümelimizin japon ulusu ile barış içinde yaşamak istediğini ve hükümetimizin Önce olduğu gibi bundan böyle de baıış ilgilerinin genişlemesini gaye bilen imkânlı bütün tedbirleri alacağını bir daha bildiririz. Ancak hükümet barış işini sonuçsuz bırakmak istediğini açıkça gösteren bazı japon orunlarının hareketlerini kuvvetle protesto eder. Pravda gazetesi de şunları yazıyor: Sovyetler birliği Sovyet - Mançuri sınırının akıllarını kaybetmiş olan Japon militaristlerinin vc onların Mançu-ridoki adamlarının kışkırtıcı çalışmalarına hedef olmasını kabul etmek niyetinde değildir. Eğer japon hükümeti için uzak doğuda barışın korunması gerçekten lazımsa acele ve şiddetli tedbirler alınmalıdır t mı!' itertiyen jüpon onluları Tokyo. 3 (A.A.) — Trinkincgden bildiriliyor: General Sungçehyuan ordusu 10 temmuza kadar S.ıh.tr bölgesini boşaltmazsa Kvantung ordusu komutanı gereken tedbirleri alacağım bildirmiştir. İN(;İMFRK'I)K: B. Isoyd (oreun kredisi gittikçe artıyor Londra, 3 (A.A ) — Bay Loyd Cor*-cun vc Özgür kiliselerin girişimi Üzerine "barış ve kalkınma,, cemiyeti dün öğleden sonra Londrada bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda 2000 delege hazır bulunmuştur. Cemiyetin geçenlerde yaptığı bİldİriğde yazılı bulunan barış ve ekonomik kalkınma programını başarmak Üzere bir yörütüm kurulu seçilmesi oy birliğiyle kararlaştırılmıştır. Bu konsey ilk iş olarak gelecek seçimlerdeki bütün adaylara işsizlik vc silâhlanma meseleleri hakkında bir soru listesi dağıtacaktır. Bu sorulara uygun cevaplar veren adayları yürütüm kurulu vc seçim bölgelerindeki diğer kurullar arkalayacaklardır. Bay Loyd Corc, yeni partinin iş programını kabul edecek olanların, hükümete karşı ayrışık bir parti kurraala-rı önergesinde bulunmuştu. Bu projeyi kabul etmemişlerdir. Bununla beraber şimdiki haliyle bu yeni hareket, bay Loyd Corc için çok kuvvetli bir iş aracıdır. Dün öğleden sonraki toplantıda bütün partiler adına hazır bulunan delegelerin çokluğu. Loyd Corcun memlekette hâlâ büyük bir kredisi olduğunu ispat etmekte İdi. Bay Loyd Corc, iki büyük felâket olan harb ve işsizlikle savaşmak için tekrar siyasa âlemine döndüğünü söylemiştir. Sosyalistlerle faşistler B. Loyd Corcun uzun uzun alkışlanan söylevini kesmek istemişlerdir. B. Loyd Corcun seçimlerden eevl yaptığı bu hareket Önemli görülmektedir. BB. Baldvin ile Mavil Çemberlayin geçen cumartesi günü verdikleri söylevlerde B. Loyd Corcun bu hareketinden bahsetmişlerdir. R. Titüleskonun değetleri Londra, 3 (A.A.) — Bay Titülesko Sir Samuel ile Öğle yemeğini yedikten sonra avam kamarasına giderek Bay fiden ile konuşumuştur. Bir vapur butu Londra. 3 (A.A.) — Tokyodan Röy-ter ajansına bildirildiğine göre, Tenza-maru japon vapuru japon sularında Mı darİmaru ismindeki vapura çarparak batırmıştır. Midorimarudaki 253 yolcudan 150 si kaybolmuştur. Haheş meselesinde yeni durum (flajı /. cı sayıl ada) 1906 fransız - ingiliz - İtalyan ancV taşmasının dokuzuncu maddesi hatırlatılmaktadır. Bu maddeye göre andlaşmayı imza eden Qç hükümet, a-ralarında uyuşmadan habeş topraklarına girecek habeş demir yolları ile birleşecek veya üç hükümetten birinin malı olan demiryollariyle önür-deşecek hiç bir demiryolu yapamayacaklardır. Andlaşmanın, göz Önünde tuttuğu demiryolu, Cibuti-Adis Ababa demir-yoludur. Diplomatik çevenler ingİltercnin böyle bir önerge yapmadan Fransa ya danışması lâ/ım geldiği fikrindedirler. Londra. 3 (A.A.) — Gazeteler, bugünkü kabine toplamışının Öneminden bahsetmektedirler. Bu toplantıda ingiliz bakanları İtalyan - habeş anlaşmazlığı hakkında kesin kararlar vereceklerdir. Deyli Meyi diyor ki; "Yetkili çevenlerin dün söylediklerine göre kabinenin bir takım üyeleri, uzlaşma için yapılan hareketler başarılı sonuçlar vermezse, Ingiltcrenin ulut-lar tosyetesi yolu ile İtaıyaya karşı her hangi bir ekonomik hareket yapılmak üzere önergede bulunması fikrini ileri sürmektedirler. Bununla beraber kabinedeki butun üyelerin bu önergeye yanaşmaları ihti-malli değildir.* Londra, 3 (A.A.) — Kabine bu sa« bahki toplantısında Habeşistan mesele* sini inceleme ile uğraşmıştır. Hükümetin kesin kararı Fransa ıl« yapılacak danışmadan sonra saptan a- çaktır. t talyuma anlaşma pM ilan Roma, 3 (A.A.) — B. Edenin avsa. kamaratınaki diyevinden bahseden G1-ornale d'ttalia gazetesi Ittlyanın habeş meselesi hakkındaki ingiliz önergelerini neden reddettiğinin •ebeplerini tay» maktadır- 1. — İtalya, başka ülkelerin, hela tngilrerenin siyasal ve ekonomik gelişimleri için. sömürgelerini genişletmesi yolundaki haklarını, kendisi için de istemektedir. 2. — Habeşistan, İtalyanıo, sömllr-gclerini tehdit etmektedir. Halbuki bunları sav gama k İtalyantn ödevidir. 3. — Ingiltcrenin, Habeşistana vermek istediği Zcila çıkıtı İngiltere için ekonomik bir fayda olacak, fakat buna karşılık İtalyaya zarar verecektir. Çünkü Habeşistana giden eşyanın geçmesi için 1928 habeş - İtalyan anlaşmasında ileri sürülmüş olan Assai yolunun arlık gereği kalmıyacaktır. *. — ttalyaya önergclenen^Ogadan topraklan değersizdir. İtalya şimdi bile tarıma yaramıyan bir çok toprağa sm-hiptir. Bundan dolayı bir çok kılomefc» re murabbılık işe yaramaz topraklat de{il, işlenecek alanlar aramaktadır. FRANSVm B. Eryo çekilmek istiyor Paris. 3 (A.A.) — Radikal sosyalist partisi yürütüm komitesi bu akşam toplanacaktır. Bildirildiğine göre B. Eryo partinin tol kanalının aldığı siyasal durumu protesto etmek Üzere, parti başkanlığından çekilmek niyetindedir, B. Eryo bazı radikal liderlerinin başka partilerin gösterilerine karışmalarını protesto etmektedir. Bu arada B. Dala-diye, sosyalist lideri Lcon Blum, komünist partisi genel sekreteri Maurice Thorezle beraber bir mitingde bulunmuş, B. Picrre Cot da, Chambery'dc faşizme karşı yapılan başka bir gösteriye girmiştir. B. Eryo genel olarak "genç, radikallerin,, hareketlerini de protesto etmektedir. ULUS 5. TEMMUZ 19»S CUMA /'uris, 4 (A..4.) — Franta'ntft Rom flüyük I I- i'i Kont ılö Şumhrönün Ve ninulon Büyük Elçiliğine uöıulerilec» hakkındaki haberi kesin olarak yalanla maktadır. ON ALTINCI YIL. No: 5006 Adımız, anriımızılır İler yerde 5 kur Gündelik BİZİM MtKI h'.lMl/. F. R. ATAY — Adana dan devlet fabrikaları tfim 50,000 balya pamuk isterim. — Bölgenizde petrol bulun -¦tuştur. — Adana tu işlerinin yılda 2 milyon lira verilerek, parça parça, yapılması imkânı varandır? Bunlar Barbakanın adanalıla-ra söylemiş olduklarıdır. Sonra başka bir haber: Sümer Bank devlet fabrikaları maliyet fiatlarını «on yıllarda yüzde 25. 30 nisbetin-de düşürmüştür. Arkasından gene gazetelerde Paşabahçesindeki (işe ve cam, Zonguldak'taki aömi-kok fabrî -kalarmın işlemek üzere olduklarını okuyoruz. Gene bu son iki üç yıl içinde batı Anadolusunun bütün demir -yolları devlet tarafından satın alınmıştır Ordumuzun kadro ve cihazlarını pekitmekte, teknik ve gereç gücünü artırmakta devam etmekteyiz. Havamız için bin yeni kanad hazırlıyoruz. Devlet ve özel ku -rumlar, işyarlarına ve işçilerine avlık ve gündeliklerini vermekte -dirler. Türkiyenin hiç bir arı. hiç bir yabancı para piyasasında ödünç peşinde değildir. Yakıp yıkıcı kriz ortasında böyle bir iş memleketi, içinde yaşamakta olanlar için bahtiyarlıktır. Böyle bir iş memleketinde işsiz demek, becerthtiz demek - lir. 1 » için y»*tı»mt"U ittemıyen -ler, kabukları içine kıvrılıp ağız -larına ekmek bekliyenler her za -man ve her yerde sıkıntı içinde kalacaklardır. Bütün yapılan şeylerin ¦ \ ki Üe, eksiklerim'zin ve yapılacak olanların çokİ ığunu unutmayo-nuz. Bu memleket bizim gibi da -ha bir iki nesli papuç gibi eskite -çektir. İlerleyişimiz, henüz yefîş-mek içindir. Kültürce, bayındır -lıkça, endüstrice, iç ve dış piyasa - ) lardaki davalarımızla a n kay-betmeksizia, yeni unsurlar yara -tarak ve eski kadroları yenileşti -rerek, çalışmak zorundayız. Bizİm alnımızdaki ter kurumıyacaktır. Her şeyde kendi kendimize yetmek, yani dar bir otarşi hapsi içine girmek hevesinde değiliz. Arsıulusal değiş hayatında her gün daha yüksek bir değer almağa uğraşıyoruz. Yapıcılığımız, satıcılığımız ve alıcılığımızla, hep bir -den ve toptan yükselmek yolundayız. Ancak kendi kendimize yetmek zorunda bulunduğumuz işlerin yalnız buftday, şeker ve pa -muklu olmadığını da şimdiden sezinmekteyiz. Bu iş memleketine ve bu memleketin başbakanından çobanına kadar hepsi işçi olan yurddaşlan -na rahat ve güvenlik vermek lâ -zımdır. Rahat ve güvenliğin esas unsurları vatanın kendi emeği ve kaynakları ile sağlanabilmelidir. Yurdu deniz, kara ve hava tehlikelerine karşı olduğu kadar, ablo ka tehlikesine karşı da hazırlaya- *»RI*. Yurd »avgasında ana prensip şudur: Türkiye ÜV bir harb ancak ve yalnız tür* zaferi ite bitebilir. Bu prensip halkta şuurlandığı kadar, memlekette onun maddiğ imkânları elde edildiği vakit, çiftçi tarlasında, işçi tezgâhında, iş adamı hirmeti basında, başbakan ma-MhMMsV rahat çalışacak tır. T m p o nedir? Ne kadar did-nin ne harcıyacagız? Bvfl növle bir soruya en kısa C. H. P. Genyöııkuruluııda Bildiriğ Genyonkurul dün nomal top -/anlısını yaparak bazı ilyönkurut üye ve başkanlarite ilçe başkan -/arının ödevlerini onaylamış ve Partinin iç çalışmasına ait ve illerden gelen işler üzerinde görüşüler-de bulunmuştur . Bayan İsmet İnönü İstanbula gitti Bayan İsmet İnönü dün ak -şamki trenle İstanbul'a gitmiş ve durakta Bakanlarla bayanları ve hükümet merkezinin yüksek çe -yenlerinden bayanlar tarafından uğurlanmıştır. En büyük tenis maçı Londra, 4 (A.A.) — Vimbl -don'da tek erkek yarıson maçlarının sonuçları şunlardır; Yukarda: Perri Aşağıda: Fon Kram Perri, Kravford'u 6/2, 3/6, 6/4 6/4 v - ıımıi m t Aİ£ian Fon Kram amerikalı Vudge'yi 4 6, 6 4, 6 3, 6/2 yenmiştir. Perri ile Fon Kram cumartesi günü yapılacak son maçta karşılaşacaklardır. ve doğru cevab vermesini biliriz: yurd tehlike içinde iken, ne ka -dar didinip ne harcıyacaksak, onun onda biri, yirmide biri, belki ellide biri! herşey yerine birşey! Başbakan adanalılara: — Ben sizin 70,000 liranızdan fazla, 70,000 adanalının hava tehlikesini anlamış olmasına değer veririm, diyor. Türkiyedeki halk milyonları, tek bir iş ve hizmet bloku haline gelecektir. Bu blok, ana iş ve hizmet davalarında, tek kalp gibi çarpacak, tek kafa gibi düşüne -cek, iki kol gibi hareket edecektir. Bu şuur disiplini ile, şuursuz-politika anarşilerini dizginlemeğe çalışan diktatür arasındaki ay -ı nnın ne olduğunu Atatürk'ten de geçenlerde dinledik. B. Bek Berlinde B. Hitlerle görü Berlin. 4 (A.A.) — Pfqjıfe dış bakanı Bay Bek buraya^fel miş ve alman dış bakanı B. Baron Fon Noyrat ile içtem bir konuşma yapmıştır. Akşam Bay Hitler polonyalı konuğun şerefine büyük bir şölen vermiştir. * ¥ ¥ Varşova, 4 (A.A.) — Bay Bek Berlinde alman dış bakanı Bav 3* B. Hitler Baron Fon Noyrat ile görüştükten sonra öğleden sonra tekrar B. Hit ler'le iki buçuk saat konuşmuştur. Unum w - leh dottluüu Varşova, 4 t A.A.) — Gazeta Polaka'nın Berlin aytarıudan al -mı* olduğu habere göre: (Sonu 2 inci say ifada) Habeş meselesinde İngiliz - italyan gergin -ligi devam ediyor Roma, 4 (A.A.) — Bay Edenin Avam kamarasındaki diyevi üzerine alevlenen italyan - ingiliz aytışması gittikçe şiddetlenmekte dir. Bir takım ingiliz gazetelerinin yazdıklarına bakarak, italyan basını, lngilterenin Italvayı eko- -mik bakımdan bovkotlamaya gerçekten niyetli olduğunu söyle • metkedir. Amiraller komitesinin üsnomal toplantıya çağrılması -nın ayrıca bir anlamı vardır. Bu -nun İtalyan - Habeş meselesi ve arsıulusal durumla ilgili olduğu söyleniyor. Deniz yüce kurulu, ingiliz - alman deniz anlaşmasından doğan durumu incelemeğe ve bir yandan da Habeşistanla bir harb haşlarsa Akdeniz meselesini gözden geçirmek ödevini alacaktır. (Sonu 2 inci sayıfada) Roman) ada ikinci maç yapılamadı Bükreş, 4 (A.A.) — Fenerbahçe - Güneş karışık takımının bu -gün C. F. R. takımı ile yapacağı ikinci maç son dakikaya kadar tarafımızdan gösterilen bütün kolaylıklara karşın oynanmamıştır. Romen takımı bu maçın tüzü -ğe uygun olmıyan alanda oynan • masında ayak diremiş, türk ekipi-nin eşfi İse her halde tüzüğe uy gun alanda oynanmasını ve bu yüzden, romen kulübünün uğrıya-cağı söylenilen zararlara karşılık sozbağına göre bize verilecek pa -radan vaz geçtiğini bildirmiştir Romenler ona da yanaşmamıştır. Takımımız cumartesi günü »a at 11 de dönecektir. Ulusal bir kurumumuzun verimli çalışmaları Adapazarı bankası, çalı masından iyi sonuç alıyo Genel direktör B Said lürk tecim ban Bir milyon iki yüz bin lira olan kapitaline, başta hükümet olmak üzere İş Tarım, Banka • lariyle Sümer Bankın bir milyon lira ilâve etmeleri üzerine finansal duru - mu düzelen ve böylece kapita - li iki milyon iki yüzbin liraya çıkan Adapazarı kası. yeni ve verimli bir çalış -ma d-vresine girmiştir: Etki hesablarm düzeltilmesi: Bankanın yönetim kurulu Merkez Bankası yönetim kurulundan üç. ve öteki bankalardan da birer delege ile genişletilmiştir. Ban kanın işleri, es • ki hesabları arıtmak ve onları sağlara esasla • ra bağlamak suretiyle düzgün bir yola girmiş ve böylelikle şubeler de verimli bir hale sokul -muştur. Banka iş alanı daralan bazı şubelerini kapamışlu Bankaya borç lu olan şahıs ve firmalardan iyi niyet gösteren lere ödel verilmiş ve alacaklar bö-lüye bağlanmıştır. Böylelikle Bankanın eski alacaklılarından imkân nisbetinde faydalanması sağlan -mıştır. Konumlara yeni bir ürem formülü Banka ödelli konumlar için pratik ve para sahihlerinin işine gelen bir formül bulmuştur. Ban - kaya 50. 100. 150. 200. 250 gıW 50 ser olarak para yatıranlara, içerisinde aylara bölünmüş kupon bulunan bir cüzdan verilmektedir. Bu kuponlarla her ay yatırılan paranın üremi bankadan alınabil -mektedir. Meselâ; temmuzun yirmi dokuzunda para yatıranlar aradan geçen iki gün olmasına karşın bankadan üremini gene alabil -mektedir. Banka, bu konumla** yüzde altı urcm vermektedir. Banka, bu gibi cüzdan sahİb -lerinden günü gelince parasını al -mıyanların haklarınm saklı olması, her zaman para yatırmanın ve almanın imkânlı bulunması, kar -neyi kaybedenlerden Bankaya hiç sorav yüklemiyeceklerini bildiren bir belgit verenin cüzdanını kolaylıkla yenileyebilmesi, karnelerinde mühürlü fotoğrafla" bulunan pa Adapuan TÜRK TİCARET BANKASI Şabesı •Ur» Kr. oOnte- bamcanın srdı&ı paraya karşı rtr+ceğî aylık Oram ra sahihlerinin diledikleri şubeden para alabilmeleri, bu para sahihlerinin kendileri ve başkaları adına gönderecekleri paralardan gönderme parası alınmaması gibi birçok yeni ve güzel tedbiıler almıştır. Bankanın elindeki fabrikalar: Bankanın elinde büyük harb -tan kalma bir demir ve marangoz-(Sonu 3 üncÛ sayıfada) Hava tehlikesi aklımızda oldukça hava sınırlarımız tehlikeden uzak kalacaktır. bAY İr A 2 o l o ^ Polisimiz nasıl olacak ] d Dünkü ay tu» idi poliste yapılacak olan yenilikler ve değişiklikleri yaz -ons, bu konu öterine bagün de yarmn-ğa devam edeceğimizi bildirmiştik: devam ediyoruz: Polis litbortıtuvor, daktiloskopi ve radyoloji kruttmları: Alınacak önemli tedbirlerden biri de yurdun acık tapılarını, yani liman, iskele, ana yollar ve sınır noktalarım fcekliyen polis kuvvetlerini fenni* »Taçlarla cihazlaısdtrrnaktır. Bu fenniğ araçlar da polis laboratu-varlerı, daktiloskopi ve radyolojidir. Bu türlü fenniğ araçlar güzeyinde Avrupa polisi birçok isler başarmaktadır. Bizde ise bugünkü günde limanlarımı-ıs, iskelelerimize gelen yabancı, şüpheli, şahısları (ok zaman müspet bir seti İde meydana çıkarmak imkan altına girmemektedir. Bu da fenniğ araçların yokluğundan İleri gelmektedir, izini kaybettirmek istiyen suçluların, şüpheli kimselerin dışardan içeriye kolaylıkla girememeleri ve içerden dışarı kaça-mamaları için anczfe fenniğ araçlar kullanmanın gerekliği açrk bir hakikattir. Parmak izi örgütünün çoğalması ve her tarafı yayılması polise hüviyetlerin İncelenmeli bakımından müspet iş görmek İmkanını bağrşlryacaktır. Laboratuvar, bugünkü polisin müspet başarısını sağlayan bîr fen kurumudur. Uzmanların laboratuvar lar d a ea-hşmaları en karanlık suçların aydınlanması ve ortaya çıkması için çok büyük asıglar verecektir. Liman ve iskelelerde bugünkü polîs örgütümüz gelen yabancıları belgelerini ve pasaportlarını fenniğ araçların yokluğu yürUnden istenilen şekilde in-celeyememektedir. Polisin ilk kontrolün d a yakasını kurtarabilen şüphelileri meydanı çıkarmak İçin düzme pasaport ve belgeleri derhal meydana çıkaracak olan llboratuvar ve radyoloji kurumlar mı İhtiyaç vardır. Kriminel polis kurulması Avrupada olduğu gibi poliste tam hır iş bölümü yapmak, siyasal, tüzel, yö-Sketecl alanda çalışacak unsurları işinin tam ehli yetiştirmek karan verilmiştir, sniştir. Bundan başka bir Kriminel polis kurulması gayelerin başında gelmektedir. Zeki vc kapasitelerine güvenilen unsurlar teorik ve pratik bilgilerle yetiştirilerek kriminel işlerde çalıştırılacaktır. Bilinen bir hakikattir ki bütün ça-hşmalıra karam şehir * ve kentlerdeki taçlar umulduğu ve istenildiği derecede ıraltılamımıştır. Bunun başlıca sebebi, suçluların samanında ele geçirilememeleri veya hiç bulunamamışıdır. Polisin kovalamasından kurtulan kötü ruhlu insanların zaman zaman baysallık ve güvenlik için bir tehlike kaynağı olmasına karşı cid-diğ ve esaslı tedbir almak zamanı çoktan gelmiştir. Bu bakımdan Irriminel polis kurulması rorağlı görülmektedir. Siyasal polis: Rejime karşı çalışacak kötü ruhlularla, yurd dışından gelecek menfiğ propagandacıları ve bu arada casusları ve casusculuğu önlemek gibi sorovlı bir ödevi başaracak siyasal polis kurulması programın öne attığı esaslı bir noktadır. Bu önemli iş için siyasal güvenlik işlerinde yetiştirilmiş ve büyük türk devriminin anlamını kavramış değerde uzman elemanlara ihtiyaç vardır. îkonomik polis: Devlerin yalnız ekonomik vc finansal güvenliğine karşı işlenecek sonuçlan kovalamak üzere uzman bir ekonomik polis şubesi kurulması düşünülmektedir, ileri memleketlerin finansal ve ekonomik suçlarla savaşmaya verdikleri değer bu işin önemini pek güzel belli eder. Bu bakımdan Turlu yedek i finansal kurumları, borsa çalışmalarını, kredi işlerini ve bütün sosyetelerin kınavını Intelemek ve kontrol etmek, hılkın kandırılmasına engel olmak, kamuğastya iarltn hareketleri cezalandırmak gibi devittin finansal güvenliği k çok önemli olan bu örgüt eksrğî İlk fırsatta tamamlanacaktır. Polis fenniğ araçları: Polisin gereği gibi çalışabilmesi i-çin her türlü araçlardan faydalanması gerekli bir noktadır. Almanya ve Avusturya poKs örgütü, merkezinden en küçük karakoluna kadar özel telefon, telgraf, radyo vc elektrikle bağlanmıştır. Ülkenin genişliği ve kadronun dn lüzumu derecesinde dolgun olmaması noktasından; polisin yardımını gerektiren hallerde vaktinde kuvvet göndermek için polis otobüs ve motosikletlerine kesin bir İhtiyaç vardır. Polisin kullanmakta olduğu harb ı-raçlan telefon ve telgraftır. Bisim özel hatlarımız, eski usule göre yapılmış ilke bir enstelasyondur. Yalnız poliı için otomıtik telefon yapılıncaya kadar şehir telefonunu karakol ve noktalara kadar uzatmak suretile şebiriçinde görüşmeyi Bağlıyacağız. Otomatik telefon yapılmış yerlerde elden geldiği kadar telefon hatları düzeltilecektir. Binekli polis: üniformalı polis yaya ve binekli o-larak iki kısma ayrılmaktadır. Binekli "kara, deniz ve hava,, araçlarını kullanabilen polistir. Avrupanın hemen her yerinde görülen bu örgütü benîmsemrk-le müsbet sonuçlar alınabilecektir. Başşehirde yapılan atlı polis deneci çok faydalı olmuştur. Bu bakımdan gerek atlı, gerek motosikletli polis grupları lüzum görülen yerlerde kurulacak ve çalışmağa başlıyacaktır. AVUSTURYA'DA: DIŞ HABERLER Avusturyada Nabsburgların kredisi tekrar yükseliyor Viyana, 4 (A.A.) — Habsburg hanedanının ülkeden uzaklaştırılması vc mallarına devletçe el konması hakkındaki kanunun hükümden düşürülmesi meselesi çok İlerlemiştir. Rcsraiğ bir bildiriğc göre, bakanlar kurulu, biri eski imparatorluk aylesinin Avusturya-dan uzaklaştırılması, öteki de bunların maJIarma el konması hakkındaki 3 mayıs ve 30 son teşrin 1919 tarihli kanunları değiştiren yeni bir kanun taslağı korporaıifi kurullara sunmağa karar vermiştir. Viyana, 4 (A.A) — Yarı resmiğ Bayspoat gazetesi, danıştayın dünkü toplantısı için tarihiğ vasfını kullanmaktadır. Bu toplantıdadır ki. başkan, hükümetin Habsburg*lara karşı 1919 tarihinde alınmış olan ayral kararlat kaldıran bir kanun taslağı vermiş olduğunu bildirmiştir. Rayspost. danıştay üyelerinin bu haber karşısında gösterdiği heyecanı kaydetmektedir. tiabsbrufttar hakkındaki kanun kalktı Viyana, 4 (A.A.) — Habsburgların Avuıturyaya girmelerini yasak eden kanun bugün kaldırılmıştır. Arşidük Ottonun söyledikleri Brüksel, 4 (A.A.) — Royter ajansının bir aytanna diyevde bulunan Arşidük Otto, Habsburg dinastisinin yeniden Avusturyının başına getirilmesi i-Çİn görüşler yapılmakta olduğunu kabul etmiş, ancak bütün partiler tarafından eyİce onanmadıkça Avusturya-ya dönmiyeceğİni İlâve eylemiştir. YUNANİSTAN'DA: Yunanistanda rejim nıvselesi geneloyla kotarılacak Atina, 4 (AA ı — Hükümet, bugünkü demokratik parlmanter rejimin devamı ve yahut parlmanter hükümet sistemine dayanan meşrutî bir kırallığın kurulması hususunda ulusun özgür olarak oy verebilmesi için bir geneloya baş vurulması hakkında bir önerge hazırlayıp parlama ne toy a vermiştir. Kirliliğin geri verilmesi, eski hanedanın getirilmesi anlamınadır. Geneloy tarihinden kırk gUn önce neşredilecek olan cumur başkanının bîr buyrultusu ile bu tarih gösterileceği gibi, oy*un, notÜrlüğünü sağlamak için a-tınacak tedbirler de bildirilecektir llulıeş meselesi (Başı cı ssyıfsds) italyan basını, ingiliz önergelerini. Habeşistanı tngiltereye çekmeğe ve 1-talyanın durumunu zayıflatmağa yarı-yacak bir proje gibi göstermekte devam ediyor. » * # Londra, 4 (AA.) — Habeş - italyan anlaşmazlığının barışçıl bir tarzda kotarılması için Bay Eden tarafından ileri sürülen Önergenin reddedilmesi ile İtalya süel hazırlıklarının devamı diplomatik durumu ağırlaştrunıştır. İngiliz kabinesi dünkü toplantısında bununla uğraşmıştır. Yetkili çevenlerin söylediğine göre, ingiliz siyasası ancak güvenlik birge sis-temi etkin oldukça bu siyasaya bağlı kılacaktır. Habeş meselesinin Mançuri meselesine benzememesi lazımdır. Uluslar sosyetesi, bu yeni zorluğu yenmelidir. Fa kat Cenevre kurumunun Londra ile Paris arasında bir görüş ve hareket olmadan bunu başarması imkânlı değildir. Parisle uyuşmanın güçlüğü gizlen -memekle beraber, ingiltere hükümeti buna çalışacaktır. Aynı zamanda In • gilterc hükümeti, bir bildiriğ neşrederek Stresa ve 3 şubat anlaşmalarına bağlılığını tekrarlayacaktır. İn .,/-: faşistlerine flöre habeş meselesi Londra, 4 (A.A) — İngiliz faşistlerinin başkanı Sir Osvalt Moslcy bir soy levinde, İngiltere hükümetinin Habe -şistan gibi geri bir ülkeye ingiliz topraklarından bir parça bağışlamayı öner-gemesi fikrini ortaya atmasına esef et -mektedİr. Başkana göre İngiltere ile uluslar sosyetesi vaktiyle, Ingilatıcnin Unpaıa-torluğu kurarken çok defa yapmış ol -duğunu bugün Italyaya yaptırmamağa çalışmaktadır. Son söz olarak Sir Mosley demiştir ki: « — İtalyanın Uabcşistanda silrflp giden çirkin durumu ortadan kaldırma sına engel olmak için uluslar soayete -sini işe karıştırmaya çalrşmaktansa, bu temizleme işine giriştiğinden dolayı Italyaya teşekkür etmeliyiz Dostu Afrikasına asker gönderilmesi Roma, 4 (A.A.) — Doğu Afrikasına asker gönderilmesi devam ediyor. Anlaşmazlık Lahey tiiae kurunda Lahey, 4 (A.A.) — Paris üniversitesi profesörlerinden Bay Jeıe habeş hükümeti ajanı olarak buraya gelmiştir. Adalet divanında iki tarafın dinlenmesine başlanmıştır. Dağınık duyttklar Bir İsviçre gazetesinin Almanya-ya girmesinin yasak edilmesin-ilen doğan mesele Bern, 4 (A.A.) — Alman İsviçresi-nin alman dilile çıkarı vc büyük bir gazetesi olan Basler Nahrihten'in Alman-yadı yasak edilmesine karşılık, bir takım alman gazetelerinin de bîr müddet için tsviçreye girmesini yasak etmek hususunda federal konsey tarafından verilen kararı, isviçre basını genel surette yerinde bulmaktadır Hattâ bîr takım gazeteler, federal konseyin daha da ileri gitmesini istemektedirler. B. \ enizelosun başına fiat mı biçiliyor? Atina. 4 (A.A.) — Bir saylav. İt. Ve-nizeloaun başı için bir milyon drahmi ödek konulmasını ve onu öldürenin cezalandırılmamasını saylavlar kuruluna önergemİştir. Siyasal çevenleı bu önergeyi ciddiğ alarak karşılamamaktadır. I (.İN \\ ı \ 'DA: Yngoslfivytının yeni iç durumu Belgrad, 4 (A.A.) — Iskupçina ile Sena. bugün nomal toplantı devresini açmak ütere toplanacaktır. Başkan Sto-yadinoviç. hükümetin 3 eylül 1931 tarihli ana kanunu ile. kıral Aleksandrın miras bıraktığı ulusal prensiplere bağlılığını bildiren kabine diyevini okuyacaktır. Hükümet, ülke içerisindeki kavgaların yıtıştırılmasına, parlmanter ve ulusal demokrasi sisteminin geri gelmesine ve kınunlara uygun hareket edecek bir rejimin yeni baştan kurulmasına, o-lü kiralın niyetlerine uygun olarak çalışacaktır. Basın kanunu ile, sosyetelerin toplantıları hakkındaki kanundaki şiddetli hükümlerin yumuşatılması için hükümet, tıkupçinadan yeni bir seçim kanunu yapmak hususunda yardım dileyecektir. Finans alanında da, vergilerin azaltılması istenilecektir. Daha şimdiden, ekonomik bir komite buğday siyasasını incelemekle uğraşacaktır. Başkan, Yugoslavyanın mevcud birlik ve dostluklara karşı bağlılık siyasasının devam etmekte olduğunu ve Öbür ülkelerde de hoş geçinmek dileğinde bulunduğunu bildirecektir. Dış styasa değişmiyecek Belgrad, 4 (A.A.) — Kabinenin bil-diriği, Yugoslavyanın dış siyasasının değişmiyeceğini, bu siyasanın küçük anlaşmaya, balkan anlaşmasına ve dostluklara ve Fransaya karşı olan ananah dostluğa bayrı kalacağını sağlamaktadır. Hükümet barışın pekiştirilmesine Çalışan başka devletlerle de çalışma birliği yapacak ve silâhtarın azaltılması yolundaki çalışmalara yardım etmekle beraber memleketin silâhlı kuvvetlerini her zaman göz Önünde tutacaktır. İç bakımdan hükümet, ulusun İsteklerine uyan ve halk birliklerinin aiyasa yaşayışına daha çok ilgili olmalarını sağlıyacak kanunlar yapacaktır. Ekonomi ve finans bakımından hükümet, ulusal parayı korumağa çalışacak ve bütçenin her zaman denk bir halde bulunmasına çabalıyacaktır. Bİldİriğin sonunda özel anlaşmazlıklara bir sonuç verilmesi ve herkes arasında anlaşma yapılması İsteği gösterilmektedir. FRANSA'DA: Devlet yeğritim komisyonunun çalışmaları Paris. 4 (A.A.) — Devlet yeğritim komisyonu başkanı, arkadaşlarındın aldığı yetki Üzerine, törümsel kuvvetlerde yapılacak yeğritimler ve ulusun büyük sosyal, ekonomik ve tinel kuvvetleri ile hükümet arasındaki ilgiler hakkında B. L.ıv.ıl ile görüşmüştür. Komisyon başkanına teşekkür eden B. Laval. hükümetin azadından sonra, gereken yeğritimlerin kısa bir zamanda başarılması için komisyonla değette bulunacağını söylemiştir. B. Eryo ve radikal partini Paris. 4 (A.A.) — Radikal - sosyalist partisi yörütüm komitesi, başkanı B. Eryonun diyevini oy birliği İle onaylamıştır. DİRİ I s|K İM VII III HIM : Amerika harbeden devletlere borç rermiyeeek Va^ıngton, 4 (A.A.) — Saylavlar kurulu dış işleri komisyonu, harb eden memleketlerin hükümetlcrile yurdJaş ¦arına ödünç para vermeği veyahut kredi açmağı yasak edeo kanun taslağını onaylamıştır Bu kanuna her ne HM olursa olsun karşı duranlar 10.000 dolar para ve beş yıl da hapis cezasına ; \ ¦ tırılacaklardır. Bununla beraber, bu kanunun harb zamanında Amerika ile birlik olacak ülkelere ilişiği voktur. B. Bek Berlinde B. Hitlerle görüştü {Başı 7. cı sayıl ada) Bay Bek ile Bay Hitler, göruameksss sırasında yalnız leh - dhnan ilgileri da* ğil aynı zamanda iki memleketi ilgili • yen daha kapsal meselelere de dokun * muşlardır B Hitler mareşal Pilsuöskımn öltV münden çok büyük keder duymsş ve ha ölüm kendisinin mareşal ile tasarladığı görüşmeyi imkânsız kılmış olduğuna söylemiştir Bay Hitler demıştıı kti: Leh hükümeti, mareşalin siyasal tut susunu ulusal hayatın bez ilanında yerine getirmeğe doltnmiftır Leh hükümeti alman — leh ilgisini değiştirecek hiç bir sebeb görmemektedir. Lchia • tan iç siyasasının bınncı amacı karşılıklı güven vc anlaşmaya dayanan dostça komşuluk ilgilerini yaşatmaktır. Leh hükümeti. Bay Hitllcnn Leh — alman ilgilerini nomal bir hale koymaya çalıştığı zamandanoeri bu ilginin gelişmiş olduğunu hoşnutlukla görmek • te vc daha ziyade derinleşmesini Ut# mektedir. Resmiğ bildiriğ Berlin, 4 (AA.) — Bu akşam aşagfr diki resmiğ bildiriğ çıkarılmıştır: Polonya dış işler bakanının Berli ı nc yaptığı İki günlük gezi, başbakan Hitler ve ılman hükümetine, kendisiy m le uzun oylaşmalarda bulunmak fırsa • tını vermiştir. Bir îçtemlik havası içinde geçen konuşmalar, gerek doğrudan doğruya Po lonya ve Almanya yi ilgileyen işler, gerek genel Avrupa siyasası meseleleri UV zerinde yapılmıştır. Bu konuşmalar geni* bir rorttş uv • günlüğünün varlığını göstermiştir. 24 haziran 1934 tarihli Polonya — Alma» ya bildiriğinin yalnız İki devletin kar» şılıklı İlgilerinde değil, a\ nı samanda Avrupa barışının korunma*! yolunda kurucu bir unsur olarak da tam değeri, ni her bakımdan vermiş olduğu hoşnutlukla görülmüştür. B. Bek, başbakan Hislerin 21 mayı* tarihli söylevinde Polonya hakkında yapmış olduğu diyevin ve hak Polonya . Almanya anlaşmasına süreklilik vermek hakkındaki dileği Polonyada çok canlı bir yankı burmuş olduğunu va Polonya tarafında da Almanya ile iyi komşuluk ilgilerini gitgide derinleştirmek İçin içtem bir arzu bulunduğun» söylemiştir. tki hükümet, leh - arman uluslarının komşuluğunu gözeterek ileride de askı değette bulunacaklar ve kendilerini bütün kuvvetlerile Avrupada barış eeari» ne vereceklerdir. B. Bekin gürelleri ve bir şölen Berlin, 4 (A.A.) — B. Bek, yanında leh elçisi B. Lipski olduğu halde meo-hul aaker anıtına bir çelenk koymuştur. Berlin, 4 (A.A.) — Buradaki leh - I-çiliğinde B. Bek'in şerefine bir şöles» verilmiş ve bunda B. Hitler ile bakanlardan bir çokları bulunmuşlardır. Berlin, 4 (A.A.) — Akşama doğru B. Beck hava bakam general Göcrİng-in köşküne giderek kendisiyle görüşmüştür. Fransız gazetelerinin düşünceleri Parts. 4 (A.A) — Basın, Berlin ho nuşmalannın gizliliğini kaydediyor: Maten diyor ki. c B. Bek Polonyamn gerekirse Fransa ile Almanya arasında bir ortacı rolü oynayıp oynıyamıyaca • ğmı öğrenmek istemektedir.* Pöti Jurnal da: « Fransız — alman yakınlaşmasını sağlamak hutuaunda Po lonyanın yardımda bulunarak oynıya ¦ bileceği rolden pek çok bahsedilmektedir * diyor. ULUS r». TrMMI /. ı*:i.-» (I M Alt I I Uramo, (htıtyn) 5 (A.A.) — fc«J hpunya ktruh 13» Üncü ilfoiU bir of mobil kazasında hafifçe yıırnlunmıştır. ON ALTINCI YIL. No: 5007 Atlımız, anılınıızılır Her yenli' 3 kurı Çifçi borcunu nasıl ödeyecek? Tarım bankasına on beş yılda ödenecek olan bu borçlar ipotekli we zencirleme kefilli olan tarımsal borçlurdır. ' Kamutayın, yaz azatına başlamadan birgün önceki toplantısında, çiftçilerin Ta -rım Bankasına olan borçlarını bolü ile ve on beş yılda ö-demeleri için bir kanun ka -bul ettiğini yazmış ve 16 ha -ziran tarihti sayımızda da 2184 numaralı olan bu kanunun ana çizgilerini okurları • miza anlatmıştık. Aşağıdaki yazı, 24 haziranda hükmü yü riimeğe başltyan bu kanunun yeritilmesi için Tarım Bankasının aMığı tedbirleri göstermektedir • Köylünün Tarım Bankasına olan borcunu uzun yıllara bölen 2814 »ayılı kanun, Tarım Bankasının çalışmasına yeni bir hız vermiştir. Banka, türk köylüsüne Cu-muriyetin en büyük bir kayrası o-lan kanunu en kısa bir zamanda yerilmek için esaslı tedbirler al -maktadır. Bu arada borçları tak -sitlendirilecek olanlar hakkında yapılmakta olan kanuniğ kovalamanın durdurulması ve borçlula -rın hayvanlarının ve ürünlerinin haczedilmemesi için kesin emirler verilmiştir. Banka; köylünün alım satım islerini kolaylaştırmak, ve TTUl'"*'"*^1 ııaftiacilll nMflBFB. mck gayesiv'e şubelerine Devletin, işyarlarına yaptıracağı evler Bir çok firmalar daha şimdiden Finans Bakanlığına başvurmaktadırlar Tarım Bankasının Ankaıadaki merkes kuraât eı ¦ verdimi bir emirde Ziraat Bankasına, borçlu olanların isimlerinin h**men bi -rer lîste hal'nde Tapu d Ay resine verilmesini bildirmiştir. Köylünün Tapu ve Banka ile ilgili olan işit -ini kolaylaştırmak bakımından çok değerli olan bu emirde deniliyor ki: "— Bankamız alacaklarının sağlam ve teminatla karşılanması maksadiyle yurddaşların tasarruf haklarını bile bir nevi tahdide tâ\i tutmak gibi Kamutayın müessesemize bahşettiği yüksek himaye ve sahabete karşı küçük ve büyük bütün memurlarımızın, icabederse geceleri dahi çalışarak, bu kuyu -datın yalnız borçlulara münhasır kalmalını temin ederek olan bu cedvelleri hemen hazırlamaları ve on günden evel tapu ve kadastro idarelerine tevdii eyleme'e rî en yüksek bîr vazife ve vatan • daşlık borcu bulunduğunu ve mensub bulundukları müessesenin şerefi icabından olduğunu da hatırlatmak isteriz.., Banka bu iş için 361 sandığını ve şubesini seferber yapmış, ve gelen haberlere göre Ankara, Ada na, Konya, İstanbul gibi 20 ye yakın büyük şube, listeleri hazırlı ¦ yarak tapu dayrelerine vermişlerdir. Yurddaşın mülkiyet hakkını böylelikle muhafaza altına alan banka, 24 haziranda yürürlüğe giren kanunun yetirilme şeklini gösteren bir öğrenek hazırlamakta -dır.. Genelge taslağında köylüleri -mizin, ürün fiatı yüksek iken, ta -rımsal ihtiyaçlarını karşılamak gayesiyle aldıkları borcu, 931 ve bundan sonraki yıllarda ürünün umulduğu gibi olmaması ve dün -ya ekonomik buhraniyle Hatların çok düşük olması dolavısiyle ödemek irin sıkıntıya düştüklerine işaret edilmekte; yıldan yıla geri bırakılan borcun üç, beş yıllık bölü-lere ballanmasının da yeter bir tedbir olmadığı görüldüğünden, bunlara ilâve olarak 2814 sayılı kanunla bu borçların uzun yıllara bölünmek suretiyle hem bankanın alacağının bir kat daha sağNr* laştırıldığı, hem de borçluların ödeme kapasitelerinin artırıldığı anlatılmaktadır. Taslakta, kanunun çerçevesi içine giren borçlar anlatılmakta ve ne yolda iş yapılacağında şüphtyc düşülen meselelerin genel direk -törlükten sorulması istenilmek - Atı RnL nado^sındeaçuP tutulan veya haczedilmek suretiyle bankaya geçen ve bugün bir kısmı veya tamamı bankanın sahib -liginde bulunan borçlar... Bankanın, bunların dı;ında kalan tarımsal ve tecimel bütün ala-caklariyle cumuriyet haznesi ve -ya özel yönetgeler hesabına Önc-yapılmıs olan bütün alacakları bö-lüye b**Unmıyacak ve bankanın formüllerine p^re alınmasına de -vam edilecektir. Oteygünkü sayımızda ankara lılara müjdelediğimiz devletin yapacağı otrular hakkındaki incele meler sona ermek üzeredir. "Em -lâk bankası,, bu iş üzerindeki araştırmalarını bitirmiştir. Bankanın amortismanı uzun yıllarda karşılı-yacak, dolayısiyle kiraları indirecek bir formül bulduğu söylen -mektedir. Finans Bakanlığına büyük yapı firmalarının ve üstenci • lerin de başvurduğu haber alın -mistir. Bakanlığın bu iş üzerinde en çok değer verdiği nokta; yapıla--rın amortismanlarının imkânı olduğu kadar uzun yıllara bolüne -bilmesidir. Kurağların yerleri şimdiden hazırdır ve üzerinde ev yapılabilecek şekildedir . Yapılarda genel şofaj göz önünde bulundurulac tır. Apartımanların hepsi tip üzerine olacak ve hiza üzerinde bulunacaktır. An -kara'da kirada oturan memur sayısı en aşağı (4000) olarak ta -sınlanmaktadır. Yapılacak evler sayısının bu ihtiyacı karşılıyabile cek kadar olmasına çalışılacaktır. Dayrelerin bir çoğu 3 odalı o -lacaktır. İçlerinde, 4, 5, 6. odalı olanlar da bulunacaktır. Bekâr işyarlar için teker odalı dayreler de ık -bir bir kanunun birinci ma ça yazıldığı gibi, bankanın 1931 yılı sonundaki envanterinde yazı -lı ipotekli ve zincirleme kefilli bütün tarımsal alacaklardır. Bu gibi alacakların gününün 931 yılından Önce ve sonra gelmiş olması bolu ye bağlanmaya engel olmadığı gibi, bu yıldan sonra yenilenenlerin ve gerek banka, gerek yürütke day resince 2280 sayılı kanuna göre bölüye bağlanmış olması ve 12 inci maddeye göre bu borçların ko operatiflere devrolunmuş ve 14 üncü maddeye göre mülkiyeti bankaya geçmiş bulunması bölüye bağlanmaya engel olamıyacaMır Runa göre. borcun kanunun hü • kümleri içine girebilmesi için aranan şartlar şunlardır: 1 — Borcun, bankanın 1931 yılı sonundaki envanterinde bulunması. 2 — Tarımsal, ipotekli, günlü, zincirleme kefilli olması gerek mektedir. Bu gibi borçların yenileme, geri bırakma, devr ve bölünmeleri ile, borç yüzünden banka adına geçen bir mal olup olmadıeına göre, bölüye ballanacak borçlar şöylece sınıflandırılmaktadır: A — 931 yılı envanterinde bu lunan ipotekli ve zincirleme kefilli tarımsal alacaklardan. 931 yılın dan önce veya sonra günü gelerek birkaç kere yeni belgitlere bağlananlar. B — 931 yılı envanterinde bulunan ipotekli ve zincirleme kefil li tarımsal alacaklardan olup, 81 - 174/932 ve 123 933 sayılı emirlerle bölüye bağlanmış olanlar. C — 935 yılı envanterinde bu lunan ipotekli veya zincirleme ke fiili tarımsal alacaklardan olup. 81 933 sayılı emir gereğince, han kaça veya yürütke dayresince 22&0 sayılı kanunla bölünmüş olanlar. D — 931 yılı envanterinde bu lunan ipotekli veya zincirleme kefilli tarımsal alacaklardan olup, mülkiyeti bankada karşılık olarak lliîIVa'nai^şîstan işinde frraıiHa île ingiltere anlasabileeekler mi? İtalyan gazeteleri Ingiltereye Çatıp duruyorlar Sir Corc Klark Londra, 5 (A. A.) — iyi ha -ber alan çeven-lerde Ingilte • re hükümetinin Fransa ile kaa ve hava silâhla -rı hakkında bir uzlaşma yolu bulmak için görüşmeler yap -mağa hazır ol -duğu söylen -mektedir. Ancak İngiltere bunun için İtalya tarafından Habeşista na bir hücum yapılırsa, kendisinin bu hususta Cenevre'de yapacağı çalışmalara Fransa'nın yardımını şart koymaktadır. Büyük Britanya'nın bu doğu anlatmasına karşın olmadığı, fa -kat Avusturya'nın erkinliğini saydırmak icm bir yüken altına gir -meği kabul etmesi şüpheli bulun duğu ilâve olunmaktadır. Paris, 5 (A.A.) — İngiltere Adana çiftçilerinin özveriliği İşyarların her ay aylıklarının yüzde İkisini Türk Hava Kurumu na vermeleri yolundaki kararı duyan Adana çiftçileri, aralarında bir toplantı yaparak, ürünlerinin yüzde üçünü, üç yıl için, hava tehlikesini önlemek ergesiylc bağışlamaya sözvermislerdİr. Bu ver'tten yılda iki üç yüz bin liralık bir gelir beklenmektedir. Bu kararın bütün çiftçiler arasında yeni bir hareket uyandıracağını ve hava tehlikesini yoketmek için daha geniş bir çalışma başlıyaca-ğını umuyoruz. Büyük Elçisi Sir Klark B. Laval'i görerek, İngiltere kabinesinin son toplantısında italyan - habeş an -laşmazlığı hakkındaki görüşmeleri kendisine anlatmıştır. (Sona 5 inci sayıfada) Başbakanımız Siirtte Sürt, 5 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü bugün Siirt'e gelmiştir. yapılacaktır. Yapılar bittikten sonra şehrin bu kısmı, içinde bü -tün ihtiyaçlar bulunabilen modern bir şehir halini alacaktır Kira karşılanması zorağlı masraflara yetecek şekilde alınacak ve bugünkü kiralara kıyaslanmıya-cak kadar ucuz olacaktır. Bu giri -şim ev kiraları ürerinde daha şimdiden etkin olmaya başlamıştır. Mal sahihleri bir, bir buruk yıllık kontratoyla evlerini tutacak müşteri aramaya başlamışlardır. YugG&lav kabinesi -nin bildiriği metni nm B. S' tdİnovîc Belgrad, S (A.A.) — Başba -kan ve dış bakanı B. Stoyadino -viç tarafından dün iskopçinads okunarak özetini dün verdiğimiz hükümet diyevinin metni aşağı -dadır: Niyabetin yüksek güvenine kavuşan başkanlıkta kurulu hükü -met aşağıdaki diyev ile parlamento önüne çıkmağı ödev bilir. (Sonu 2 inci sayıfada) SAY İFA 2 ULUS 6 TEMMUZ ı935 CUMAıı£ii MavucıUk İHihisleri Gazlerden korunmak istiyenlere Yazan: Nuri Refet Korur Gelecek savaşlar, uçaklarla başlı yacaktır. Düşmanın uçakları, sınırlarımızı geçer geçmez, karşılarında kendi uçaklarımızla uçak kaçırtan toplarımızı bulacaklardır. Uçağa karşı en iyi silâh, gene uçaktır. Kendi uçaklarımızdan ve uçak kaçırtan toplarımızdan yakasını kurtarabilen düşman uçakları; şehirlerimiz üzerine yakıcı, yıkıcı ve gaz-layıcı bombalar atarlar. Yakıcı bombalar, bîr yere düşünce büyük bîr sıcaklık (2000 derece) yaparak orası nı yakarlar. Yıkıcılar evleri yıkarlar. Cazlayıcılar da dört tara/a zehi rli gazlar yayarlar. Yakıcı bombalar su ile sönmez, fakat kum ve toprakla hemen söner. Onun için herkes evinde kum, toprak bulundurmalıdır. Yakıcı bombalara gelince; düşman bunlardan pek büyüklerim kolay kolay uzaklara kadar götüremez. Sonra her düşen bomba, hedefini bulamadığından birkaç büyük bomba götûrmektense beş. on küçük bomba taşımayı öneylerler. İyi ve sağlam yapılmış bodrumlar ufak bombalarla büyük bombalardan dağılan parçalara karşı bizi güzelce korurlar. Cazlere gelince; bunlara karşı kendimizi koruyacak "gaz maskeleri,, vardır. Eğer kendini gözlere karşı ko 1. — Daha barış zamanında gaz lanmasını, saklanmasını, korunma maskeleri bizi bütün korur. 2. — Cazlerin kokusunu tanı! 3. — Gazlilere yapılacak ilk yar 4. — Bir gaz tehlikesi olunca ma Duman gibi olan gazler, maskeden evlerden içeri giremezler! 5. — Yakıcı, yıkıcı ve gazlayıcı ektiğini bildiren öğütlere ve resim GAZLERİN KO Koku Gazın ismi Yanık f?aer, ka- Bromaseton, ramelâ Brommetil, etil- keton, az bozulmuş kloraseton İğde çiçeği, ateş- Klorasetofenon te yanan kurşun kalem tahtası Benzin veya tere Brombenzil, ksi- lenbromür Gazoz, olmuş ka- Bromlu asetik vun, çürük yemiş asit etil esteri Acıbadem Siyanidrik asit ve emîShı (brom • i y a n klor-aiyan) Acı badem Dîfenilsiyanar - tin Acı badem Brombenzilsiya- nür Kloroform (ut- Kloraseton lı bir koku) Çürük saman, Foagen, difoa ham yemiş, mı- gen sır püskülü Küf Klorpikrin Kireç kaymağı Klor Hardal, sarmı- lperit «ak (kokusu hafif) 6ardonya yapra- Levizît ğı (koku gayet nafizdir) Anlatılmaz &ir Arsinler ecza kokusu Hastalara yapıla Göz ya§ı getiren Aksı nan rtırnak istiyorsan: maskesi al! Gaz maskesinin kul-sını öğren! Bugünkü gaz savaş gazi erine karşı dtmları öğren! skeni tak, evinden dışarı çıkma! geçemezler! Su gibi olan gazler de bombalara karşı neler yapmak ge-lere dikkat eti KU CEDVELİ Cinsi Yaptığı en bü- yük etiii Göz yaşı getiren Gözleri şiddetle yakar G&z yaşı getiren Gözleri şiddetle yakar, öksürtür, cildi kızartır Göz yaşı getiren Gözleri şiddetle yakar GÖz yaşı getiren Gözleri şiddetle yakar ötüüı eh ¦ Baş ağrısı, bulantı ı sersemlik, baş dönmesi Göz yaşı gcfîren Gözleri şiddetle yakar Aksırtan Burun ve geniz yanması, baş ağrısı, sersemlik, boğazda şiddetli yarıma, nefes darlığı, mide bulantısı, kusma, aksırma Goz yaşı getiren Gözleri şiddetle yakar Boğucu Hafif öksürük, bas ağrısı, sersemlik Boğucu Şiddetli öksü- rük, gözlerin şiddetle yanması Boğucu öksürük, boğaz yanması, gözlerin sulanması Yakıcı Birkaç saat son- r a dokunduğu yerlerde kızartı, kabarcık, yara (gözlerde çapaklarıma, ses kısalması) Yakıcı Beş, on dakika sonra konduğu yerlerde kızartı ve ondan sonra kabarcık, yara Aksrrtıcı Baş ağnsı, ser- semlik, burunda, boğazda yanma, nefes darlığa, gönül bulantısı, kusma cak ilk tedbir: Hemen gazsız yere çıkarmalı! Gözleri bi karbonatlı (bir litreye bir kahve kaşığı) veya asit borikli su ile yıkamalı! Dinlenme! Hasta bir iki saat zarfında kendine gelir Hemen gaz s iz yere çıkarmalı! Hastaya kloroform, mantol, oka-liptol koklatmalı! Bol bol süt ve ayran içirmeli! İstirahat! Hasta bir iki saat zarfmda kendine gelir. DIŞ HABERLER Yugoslav kabinesi -nin bildiriği metni (Başı /. ci sayıfada) Yugoslavyanın dış siyasası ilk Önce barış, bağışlama ve dostluk andlaşmaları, Küçük anlaşma ve Balk.ın paktı ile olan ilgisi. Fran-saya karşı olan ananasal derin dostluk balları »e en sonra geoc» -rafik durumumuz ve ulusal teVhi-miz ile saptanmış bulunmaktadır. Bu siyasanın temellerini Icıvvet'i ve der-n ve ktralhgrfl b*v**i«r asığ-lan için değişmez direktifler savıyoruz. Dış siyasamızın şimdiki direktiflerine bavrı olan hükümet mevcud oNstl'ikları pekiştirmeye çalışacak, fakat bunu yaparken bizim irin önemli olan Avrupa bn-nsı ülküsünü ırüdecek ve aynı ül -küvü *üden b"?*ün devletlerle el -birliği yapacaktır . Bununla beraber uluslar arasında barış ülküsüne derinden bağlı bulunan hükümet yeni silâh yarışlarının doğurduğu durum karşısında gezlerini kapa-yamaz. Bu meselede yalnız başımıza her hang! bir şeyi yapamıyacağımız için, silâhların azaltılmasına ve daraltılmasına bütün gücümüzle yardım edeceğiz. Fakat bu yolda müspet sonuçlar elde edilmedikçe, silâhlı savgamızın kuvvetlerine çok ciddiğ bîr surette kaytt-lanmayı ödev bilmeliyiz. Ordu ve donanma her zaman bizim kuvvet Övünü-müz olmuştur, bugün de ve gelecek de öyle olmalıdır. İÇ siyasamızın ana direktifleri bite 1931 anasal kanunu ile verilmiştir. Hükümet başlıca ulus ve devletin birliği prensİpini kaydederek, bu kanunun bütün prensiplerine bayrı kalmaktadır. Eşitliğin yalnız berkitilme*ini değil. ""a ıır~~"T 1----k—rı "° yurddaşlar arasında eşitlik vc btkiılık prestijlerini yeritmeye dölenmiş bulunuyoruz. Yapacaklarımızda kanunları ve hele siyasal düzen kanunlarını ulusun isteğine uydurmağa çalışacağız. Bu çalışma, asıl geniş halk özgürlükleri, seçim kanunu ve basın toplantı ve birleşme hakkı kanunu üzerine olacaktır. Hükümet böylece geniş yığınların, devlet, il, kamun işlerinin yönetimine hakikiğ surette katılmak isteğindedir. Ekonomik ve finansal alanda, son aylarda kurulmuş olan şu ııyasayı güdeceğiz: Köylüye özel bakım, devlet büdec-sinde denkleşme, ulusal para değerinin hafifletilmesi yurdun büyük ekonomik çalışmalarının yeniden diriltilmesi Hükümet ilk önce kotarılması lâzım en önemli işlerden saydığı bu ekonomik ve finansal meselelerden başka ulusal hayatın sosyal, kültürel ve entellektüel alanlarına dair olan bütün diğer meseleleri de özenle göz önünde tutacaktır. Hükümetin isteği her yön ve yönette devlet ve ulusun hayatiğ kuvvetinin sağlam ve taze olan yeni akışının du-yulmasıdtr. Ktral şövalye birinci Alek-sandrrn bize bıra-ktığş miras büyük bir POLONYA'DA: Alman - Leh görüşmeleri Varşova. S (A.A.) — Bakan B. Bekin Berline gidişi hakkında Polska Zbrojna gazetesi şunları yazıyor: Bu yöretim iki memleketin ilgilerinde olduğu gibi Avrupanın genel durumu bakımından da büyük bir Önemi vardır. Almanyanın leh ulusal yasına katılışı, B. Hitlerin Mareşal Pilsudski için say^ lilc dolu olan sözleri ve alman parlamentosunun mareşali anmak için yaptığı töreni Lehistan çok iyi karşılamıştır. Görctin hedefi bu suretle elde edilmiştir. Neşredilen bildiriğin, iki hükümetin iyi komşuluk prensipinin derinleş (irilmesi yolundaki çalışmalarına devama dölenmiş oldukları anlaşılmaktadır. Gazeta Polska diyor ki: "Ziyaretin sonucu, iki memleket a-rasında iyi komşuluk ilgilerinin devam ettiğini göstermiştir Kurrier Paramı B. Hitlerin 21 mayısta Lehistanla İyi komşuluk ilgilerinin korunması hakkında gösterdiği İsteğinin Lehistanda iyicil yankılar bulduğunu söyledikten sonra: "Lehistan - Oanzig ilgilerine ilişik Danzig meseleleri, Almanya İle Lehistan arasında siyasal bir hâdise olamaz.,, diyor. Ekspres Paranni de şunları yazıyor-"Yenİ hiç bir anlaşma düşünülmemiş, fakat göret 26 ikinci kânun 1935 saldırmazlık anlaşmasının müspet so -nuçlarmı saptamak imkânını vermiştir. Ayrışık Kurİer Varşavski gazetesi, bildiriğin "görüşlerde geniş b*ir benzerlik bulunduğu,, hakkındaki kısmını alarak, henüz bazı meselelerin sçık kaldığım sanmaktadır. mirastır. Fakat o, bunu şahsiyetlere ve- Bu miras butun Yugoslavya ulusuna bırakılmıştır. Herkes ve her bîrimiz ayrı ayrı ve birleşik olarak bu mirası özenle korumağa borçluyuz. Parlamentonun Önüne çıkmakla kıvanç duyan hükümet bu mirasın en iyi bir surette, siyasal karşılıtların yatıştırılması, ulusun bütün yapıcı kuvvetlerinin birleştirilmesi ve merkezleştirilmesİ, devlet otoritesi temellerinin genişletilmesi yolu Ue korunacağı kanağatındadır. Bunun İçin, hükümet niyabetin yüksek güvenine en İyi karşılık verdiğini ve ayni zamanda anlatılan program İçinde el birliği ile çalışma yolunda parlamentonun yardımını göreceğini ummaktadır. \uaosluvyada yeni hükümetin diyevi beğenildi. Belgrad, S (A.A) — Hükümetin parlamentodaki diyevi yugoslav kamo-yu üzerinde derin bir iz bırakmıştır. Siyasal delegeler de başbakan B. Stoyadinovlç hükümetini tebrik etmekte ve parlamentodaki diyevin iç siyasa meselelerini kotarmak için lüzumlu olan İŞ birliğini yaratarak iç durumu berkiteceği ve dış siyasaya gelince bunun şaşmadan eskisi gibi devam edip gideceğini göstermekte olduğunu söylemektedir. Boğucu Yakıcılar Öldürücüler Hemen gazsiz yere taşımalı! Yürütmek yasaktır! Dinlenme! Oksijen nefes aldırmalı! Sunî teneffüs yasaktır. Hemen doktor çağır-maltdtr! Doktor, hastanın kalbini şırıngalarla kuvvetlendirir, kan a-lır. Bu gibi hastalar kendilerini i-yi hissetseler bile yerlerinden kaldırılmazlar! Yürütülmezler! On beş gün dinlenme gerektir! Yakıcı gaz bir yere damlar damlamaz hemen o damlayı pamukla güzelce kaldırmalı; orasına bol kireç kaymağı (taze olması lâzım) sürmeli; beş dakika böyle bıraktıktan sonra bol su ile yıkamalıdır. Eğer damla damladıktan beş dakika sonra 6u tedbîre baş vurulursa faydası yoktur! O zaman hemen doktor çağtrmalıdır. Hemen gazsız yere çıkarmalı! Bol hava, oksijen vermeli! Sunî teneffüs yapmalı! Avusturyada kırallık meselesi, Küçük anlaşma ve İtalya Belgrad. 5 (A.A) — siyasal çeven-1er, Avusturyada kabul edilen son ka* nuna şaşmışlardır. Bunu Avusturyada kıratlığın tekrar kurulmasına doğru atılan İlk adım olarak saymaktadırlar. Prag. 5 (A.A) — Yetkili orunlar Ha-bsburg dinastisinin Avusturyaya girme sini yasak eden kanunların kaldırılması için alınan tetdbirlerin Avusturyada-ki rejime dokunmadığı düşüncesindedir. Bunlar Avusturya tahtına Habs-burg ailesinden birinin getirilmesinin küçük anlaşma (aramdan iyi karşılan -mıyacağını da söylemektedirler. I -'--.i imparatorluk dinastisine ilişik bütün malların devlete kalacağı ve yalnız eski imparatoriçe Zita ile oğlu Ot-to özel mallarınm geri verileceği isareı edime ktedir. İtalya ve tlubsburgların tahta çıkması Roma, 5 (A.A) — italya hükümeti Habsburgların tekrar tahta çıkmalarım prensip bakımından doğru bulmamakla beraber, İyi sonuçlar vermesi ancak kü çük anlaşma Ue uyuşmağa bağlı bulu -nan Tuna konferansı hazırlıkları yüzünden şimdilik takıntı bir durum takınmaktadır. Avusturya başbakan yardımcısı prens Ştarenbergin ttalyaya geleceği hakkmda dolaşan haberler üzerine böyle bir ziyaretin düşünülmüş olmadığı, fa« kat prensin her yıl yaptığı gibi bu yıl da Italyadaki genç avusturyalıların a • zad kamplarını görmeğe gelmesinin ta ¦m|ı ç.|dugu söylenmektedir. Bu geri * ilişiği yoktur. Habsburglar hakkındaki karat ve Fransa Paris, 5 (A.A.) — B. L-val ile B. Spalaikoviç arasında yapılan girüşme-de Avusturyanın Habsburg han-danma ait kanunların ortadan kaldırılması için olan karara dokunulmuş olduğu sanılıyor. B. Laval'in 15 marttaki diyevinds Habsburg meselesindeki fransız siyasasının küçük anlaşmanın bu meseledeki siyasasının eşi olduğunu hatırlatan yet« kili kimseler Fransanın bu alandaki durumunun değişmemi» olduğunu söylüyorlar. Habsburg hanedanına ait kanunların kaldırılması meselesi henüz diplomasi alanmda yer almamışsa da bu isin mevsimsiz olduğu ve Tuna paktının ya» pılmasına engel olmak tehlikesini ortaya çıkaracağı sanılıyor. Dağınık duruklar Yunanistanda rejim meselesi Atina, 5 (A.A.) — Hükümet tarafından yapılan diyevlere cevap veren B. Meuksas, rejim meselesinde hükümetin güttüğü politikayı tenkid etmektedir. B. Metaksa» bu meselenin parlamento taralından kotanlarak referanduma bağlanması lazım geldiğini söylemiştir. Çin bütün ju/ton isteklerine boyun eğiyor Nankin, S (A.A.) — Kuomintag'm yayın merkez komitesi, Japonyanın isteği Üzerine Şanghay sansör konseyin-deki resmiğ işysrlarım işten çıkarmıştır. Şanghay şarbayı general Muteşsen Japonlardan özür dilemiştir. tlindistanda bir yangın Allah Abad, 5 (A.A.) — Büyük çarşıda çıkan yangında yüz ev ve dükkândan başka bir hint tapınağı ve bir cam» yanmıştır. Yangın olanc* şiddetile devam etmektedir. Şehirde modem söndürme *- rarları olmadıkından .....n bi" yij. mcstıulen korlcltr I ON ALTINCI YIL. No: 5009 ULUS Aciliniz, anılımızdır ». TrMMl/ 193. lB\/\RTF.Sl Hava ve naz tehlike.-inilen korum İvin resimli öğütler beşinci sayıftula. Her yenle S kuruş Gündelik DIŞ Sn İSA İŞLERİ F. R. ATAY ingilizler deniz kuvvetleri için alınanlarla anlaştılar. Bu dostluğun fransız ve italyan gazetelerinde ne kadar telaş ve gücenle karşılandığını biliyoruz. İtalyanlar diyorlardı ki: ''Fransa - Sovyet ve Sovyet - Çekoslovakya paktları ile Avrupanın kuvvet dengesi bozulmuştur. İngilizler karada silahlanan Hitler ile deniz kuvvetleri için de anlaşarak, yalnız Baltık'ta bolşeviklere karşı değil, şimal denizinde Fransızlara karşı da bir kuvvet dengesi elde etmek amacını güddüler: şimdi kendi filolarının büyük kısmını, istedikleri yerde ve istedikleri gibi kullanabileceklerdir, ingiliz - alman anlaşması Lavalı'ın Moskova paktına ilk cevabtır. Eğer bir hava lo-karnosu yapılmıyacak olursa, Almanya ile İngiltere arasında hava kuvvetleri için ayrı bir anlaşma, ikinci bir cevab olacaktır.,, Fakat dün gelen bir telgraf, bu sefer, İngiltere'nin Fransa ile hava ve kara kuvvetleri hakkında görüşülerde bulunmağa hazır olduğunu bildirmektedir. İngiltere-nin ileri sürdüğü şart, habeş davasında Fransa'nın kendisi ile birlikte yürümesidir. Taymis gazetesi ise, son yazılarında "İngilterenin siyasa erkinliğini tekrar kazanmış olduğunu,, yazmaktadır. İngiltere, herhangi bir memleketle anlaşma ve kollek-tîf ¦istem arasında hiç bir karşıtlık gÖrmiyor. Bütün bu meselelerin günden gü ne alacağı şekilleri göreceğiz. Dikkat edilecek nokta şudur: Harbi kazanan anlaşık devletler arasında şimdiye kadar bu kadar sert bir buhran o uamıştı. Bu buhran, belki, İngiltere ile Fransa ve İtal-yanın Avrupa işlerindeki görüş ve bir de kendi güvenlikleri hakkındaki düşünce ayrımlarından ileri geliyor. İngiltere Avrupa'da herhangi bir devletin değil, Avrupa-da barış fikrinin güvenliğine bağlanmaktadır. Çünkü imparatorluğun denizleraşırı büyük davaları ve buhranları vardır, ingiltere vakitsiz söz söylemez: Bu dava ve buhranların ne olduğu zamanla anlaşılacaktır. ingilizler, Japonyanın uzak - doğudaki büyüme ve genişleme hareketinin, İtalya'ya örnek olduğunu soyuyorlar. Uluslar Sosyetesi işe yaramıyor. Fakat uzak - doğu ve Afrikanın yukarı parçası büyük Britanyanın imparatorluk meselelerini yakından ilgilendirmektedir. ingiltere, dış siyasada çabuk ve kesin kararlar almak zoru altında bulunuyor. Bunun böyle o-lacağını, gene ingiliz gazeteleri, son kabine değişimi sırasında söylemişlerdi. Başbakanımızın Adanalılara yönelî Adana, 7 (A.A.) — Adana çifçilerinin hava tehlikesini önle -mek yolunda verdikleri kararı Başbakan İsmet İnönü'ne ve hava kurumu genel merkezine bildiren telgraflara cevaplar gelmiştir. Başbakanımızın yönel dolu cevabı burada büyük bir sevinç uyandırmıştır. Cevap aynen şöyledir: " Hava tehlikesine karşı yurd-sever adanalıların yüksek ilgisini takdir ederim. Adanalılar hava tehlikesini önlemek için bütün vatana güzel bir örnek verecekler -dîr.„ Florya yapısı İstanbul 4 temmuz 1935 Florya yapılıyor. Atatürk'ün irdesi Marmara kıyısında türk vatanının örneksiz güzelliklerinden birini daha diriltiyor. Florya'da dünyanın en zengin, en büyük, en güzel kür bucaklarından biri kuruluyor. Florya yapısı bir yaz şehri olarak istanbul'u tamamlıyacaktır. istanbul'a Boğaz'da yazı geçirmek. Ada'da çiçek bayramı yapmak için belki uzun zaman daha ya -bancı gelmiyecektir. Belki bun -lar için, istanbul'da yapı, otel, gazino, lokanta, gidip gelme işleri -nin ucuzlamasını, düzelmesini ve güzelleşmesini beklemek lazım gelecektir. Fakat Florya böyle değildir. Florya yeni yapılıyor. Florya'da otel, gazino, lokanta, ev, bahç- Atatürk Floryaüa her şey yeni olacak, trenler ve vapurlar, dışardan getirecekleri yolcularını doğruca Florya'ya çıka ¦ rabileceklerdir. Florya'da; güneş, kum, kır, deniz, göl, av, her şey önürdeşsizdir. İç ve dışardan gelenler Florya'da kendilerinde olmıyan bir şeyi, dünyanın en zengin tabiat parçalarından birini bulacaklardır. (Sonu 3 üncü sayıfada) Başbakanımız Bitiiste Bitlis, 7 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü bugün Bitlise gelmiştir. Subaylarımız İstanbulda büyük gösterilerle karşılandı İstanbul, 7 (A.A.) — Avrupanın birçok şehirlerinde atlı yarış -lar yaparak başarılı sonuçlar alan subaylarımız bugünkü konvansi -yonelle şehrimize dönmüşler ve çok candan gösterilerle karşılan -mıstardır. istasyonu dolduran büyük kalabalık içinde İstanbul komutanı General Halis akademiler komu -tanı General Fııad, Topçu atış okul komutanı General Zihni, mu (Sonu 3 üncü sayıfada) İstanbul - Atina takımları berabere kaldılar istanbul, 7 (A.A.) — Atina karma takımı birinci maçını bu -gün Taksim stadında İstanbul karma takımı ile yaptı. İlk hücumu İstanbul takımı yaptı. Rüzgâra karşı olmasına karşın bu akın bir dakika sonra yeniden tazelendi ve Hakkı'dan güzel bir pas alan Şeref, sıkı bir eşape-den sonra topu plase bir şutla yunanlıların ağına taktı. (Sonu 4 üncü sayıfada) jandarmamızın alacağı durum İç Bakanlık, polisimizin oldu -ğu gibi, jandarmamızın da yakın yıllarda alacağı yüksek durumu anlatan bir proje hazırlamıştır. Yurdun güven ligini ve baysallt • ğını sağlamak gibi hayatiğ iki önemli ödevi üzerine almış olan jandarmamızın; geçmiş yıllarla bugünkü şeklini kıyaslandıran ve gelecekte verilemk istenen yönet-leri anlatan projenin bazı kısım -/arını alıyoruz: Yunanistanda kırallık komi il i s. yunan ulu - suna taçlı demokra -siyi tavsiye ediyor Atina, 7 (A.A.) — Atina A -jansı bildiriyor: Asbaşbakan General Kondili-sin ulusal kurulda söylediği söylevin bütün memlekette duvarlara yapıştırılarak yayılmasına kurul oybirliği ile karar vermiştir. Eski Yunan Kiralı forj General Kondilis ne için kıral cılıktan yana olduğunu anlatarak Pangalos'un diktatörlüğünü ve on dan sonra gelen hükümetlerin memleket için çok hayırlı olabilecek olan cumuriyet rejimini kuvvetlendirmekte gösterdikleri ek -sinliği hatırlattıktan sonra bu re -jimin Yunanistan'da işleyemiye ceğine kanaat getirdiğini bildir -miş ve bunun için de 1928 de Cu mur Başkanı bulunan Amiral Kunduryotis'in Venizelos'un ısra rı ile seçim kanununu yolsuz ola -rak sadece bir emirle ortadan kal dırdığını bunun ise ne Cumur Baş kanının ne de Başbakanın deei' cumurivet prensiplerini en ilke de mokratik esasları bile saymadıkla rının kanıtı olduğunu söylemiş ve demiştir ki: (Sonu 2 inci sayıfada) Jandarmanın kendisine verilen işleri gereği gibi yapabilmesi için en önemli iki şey hatıra gelir: biri jandarmanın kadrosunun, bütün yurd cinde kendisine verilen türlü işleri başarmıya yeter sayıda olması; öteki de jandarmanın bu işleri İyi yapabilecek kadar ye -tişgin ve bilgin olmasıdır. Jandarmanın bu ana durumu iki bakımdan da esaslı temellere dayanabilmek için 1706 sayılı jandarma kanunu elde tutularak 10 yılda bitirilmek üzere 1930 yılında 10 yıllık bir ilk program yapılmıştır. 1930 dan bugüne k.-.Jar geçen yıllar içinde bu programın her yıla düşen kısmı, büdcenin verdiği imkân içinde yapılmakta -dır. Hazırlık Projede bundan sonra jandarma er mekteblerinin kuruluş ve şimdiye kadar yetiştirdiği jandarma sayısı yıllara göre anlatılmakta ve yurdumuzda bir jandarmaya 700 nüfus ve 30 kilometre rau-rabbaı düştüğüne işaret edilmektedir. Gezgin jandarma taburları, jandarma subaylarını yetiştirmek için alınan tedbirler, anlatılmakta ve 10 yıllık programa göre 1941 yılında jandarmamızın sayısının 37.000 ni bulacağı kaydedilmek -tedir. Jandarmanın en önemli ödevlerinden olan tüzel alanda türk jandarmasının son dört yıldaki başarısını şu rakamlar anlatmak - . *adır: Cebri gcrçinleri ihzar Tutsama Yakalama tazarrımun Yl 0 240000 60550 20420 24664 1931 0 230460 44671 26441 33668 1932 0 275135 57135 30330 28941 1933 70309 273182 58070 27382 30553 1934 Bu raakmlar jandarmanın tüzel alanda gördüğü İşleri gösterir. Jandarmanın gerek güvenlik bakımından ve gerek suç işletmemek bakımından olan işlerinin temeli önleyici tedbirleri vaktinde almaktır. Bunu yapabilmek için de jandarma kendine verilmiş olan programlara göre çalışabilmeli. yani yurdun hem bütün birleştirme ve taşın yolları üzerinde ve hem de bütün köylerinde ve alanlarında gereği gibi kendini gÖste rebilmeli ve yurdun dört bucağında olanı biteni görebilmeli, olaca ğı duymalı, ulusun eldeki kanun -'ara göre yolunda ve düzenli çalış- masına, her türlü yüküm ve Ödevlerini gereği gibi yapmasına yol gösterebilmelidir. Jandarma işini böylece yapabilse hem güvenliği bozan, hem de suç işlemesine sebeb olan haller ve suçlu sayısı azalır. Türlü kanunların kendine verdiği işleri ve her türlü hükü:. t emirlerini yapmağa çağırılan jandarmanın bu işleri nasıl ve ne kadar yapabildiğini tüzel işler gibi rakama dayanarak bildirmek im -kânı yoktur. Bu işleri jandarma elinden geldiği ve varlığının *e gücünün yettiği kadar yapmağa çalışmaktadır . (Sonu S inci sayıfada) Hava tehlikesini bilen üyeler uçok-larımızı çoğa/tır, bu tehlikeyi azaltır SAYIFA 2 ULUS YENİ SENTAKS ANKETİ Türk Dili Araştırma Kurumu, butun yurdu yeni bir dil anketine Çağırdı. Halk dilinden söz derleyenler, folklor eterlerini gözden geçirip derinleştirenler, kitab tarayanlar... bir söıle, dil işinin türlü alanlarında çalışanlar, elbirliğiyle, bir de dilimizin 101 kuru bmdu inceden inceye araştırmağa çağnlmı soluyor Dilimizin »öz kurumu... Yazı diliyle konuşma dili arasındaki uçurumu derinleştiren başlıca şeylerden biri de işte budur. Konulurken ağzımızdan çıkan »özlerdeki sıralanışla yazarken söz kuruluşunun aldığı çevrimler arasında büyük bir ayrılık vardır. Dilimizin söz kurumunu yalnız yazı üzerinden araştıranlar, türkçede söı kurumunun büyük bir eksikliği olduğunu sanmışlardır. Bu eksiklik de - söz ne kadar uzun olursa olsun -. asıl düşüncemizi anlatacak olan söı parçasının en sona gelmesidir. Bir örnek alayım: - Hususiyle bir lisana sesini dünyanın her köşesinden işittirmeğe ve bir kaleme bir anda yüı-oinlerce ashabı mütalâaya meramından haber vermeğe kudret bahşetmek imtiyazı feyyazanesine malik olan matbuatın zuhuriyle alemi insaniyete şeref verdiği gundenberi kavaidi siyaset ve u-sulı hikmet ve medeniyet ve marifetin temayülat ve ilcaatından ibret almak umumun müstefit o-labileceği bir nimet hükmüne girdiği için ebnayi beşer telâhuku efkârın ittisaı sayesinde bir iki Mır içinde üç dört bin senedenbe-ri zuhura gelen measirı celileyi u-nutturacak derecede bedayinüma-yi kemal olmuştur.,, (I) Burada sözün asıl hukum anlatan parçası, "düşüncelerin biri-birine bağlanması genişliyerek bir İki yüz yıl içinde üç dört bin yıllık ilerlemeleri unutturacak kadar Ueri gidilmiş olduğu,, sözüdür. Ancak bu hüküm, biribirine yapıştırılmış bir sürü ara sözler uzun sunin söylendikten sonra ileri sürülüyor. Öyle ki bunu okurken kafa, bir ara düşünceden bir başkasına geçe geçe, sözün sonuna geldiği zaman, başını unutacak ¦adar şaşalıyor. Bu örneği çok eski yazılardan almadık. Bundan 64-65 yıl önce yazılmış bir yazıdan, hem de eskilikleri yıkarak yerine yenilikler koymak istiyen bir büyük adamın yazısından aldık. Doğru olmak İçin söylemeliyiz ki o büyük ada-mm yazılarında söı kurumuna yeni kıvrımlar veren güzellikler bol pol vardır. Ancak el alışkanlığı ile birçok düşünceyi bir araya tokmak isterken, arada, böyle uzun sözler yazdığı da olmuştur. Bu yukardaki örnekte 81 tane söz vardır. Bu 81 sözün içinde 11 tane hüküm sözü var. Asıl hüküm d* 81 inci söz ve 11 inci hüküm sözü olan "bedayi nümay'ı kemal olmuştur.,, lâkırdısındadır. O zamanda olsun, bu zamanda olsun, düzce konuşan bir türkün böyle 81 lâkırdıyı bir araya koyarak bunları bir tek söz kurumu içine soktuğu görülmemiştir. Bu türlü yazıların yüksek dil örneği olarak alkışlandığını gören gramerciler, dilimizin söz kurumu böyledir sanarak ona göre kurallar yazdıkları gibi, yabancı dilciler de türk dilinin tek söz kurumlu bir dil olduğu sanısına düşmüşlerdir. Bu yazıları örnek alanlar hep bu yolda yazdıklarından yasımızla konuşmamız bu yönden de ayrılmıştır. Dilimizin söz kurumu, dilin belkemiği olduğu için, tek sözler gibi, yabancı dil varlıkları içine de girmemişti. Yüzde ancak beş fı) 5 Haziran um tavflsN j numaralı Ihret fazetrsınıle Namık Kemalin yardığı (tbrtıj başlıklı b*sv*"dan. aktı sözü türkçe olan daha eski yazılarda bile söz kurumu türkçe olmaktan ayrılmamıştı. Bununla beraber yazıda süsün, parlaklığın, kolay anlaşılamazlı-ğm ustalık sanıldığı zamanlarda, söz kurumumuzu halkın konuşma yolundan ayrı tutmak bir başkalık, bir ilerilik, bir bilgiçlik sayılmıştı Bir dilin söz varlığı o dili kullanan halkın konuşmasındadır. Yazı dili bu konuşma diline ne kadar yakın ve uygun olursa, halkın okuma yazmayı öğrenip benimsemesi de o kadar kolay ve geniş olur. İşte bunun içindir ki dilimizde söz kurumunun gerçek yolunu a-rarken, halkın konuşma dilini kaynak olarak almamız gerektir. Halkın konuşması öyle bir erk kaynağıdır ki kuralca yanlış olan sözü bile halk dil birliğiyle söylerse onu doğru saymak ve kuralı o-na göre düzeltmek borçtur. örneği: "bilir,, den iş adı "bilirlik,, olduğu gibi, "bilmez,, den de "bilmezlik., olmalıdır. Halk dili bir de 'bilmemezlik,. çıkarmıştır. Bu o kadar yaygındır ki "bilmezlik,, ve "bilmemezlik,, sözleri ayrı ayr» nce ayırdımlı birer söz olmrştur. Osmanlıca kargılıkları ile şöyle ayrılırlar: Bilmezlik = cehalet Bilmemezlik = tecahül Gene bunun gibi: Görmezlik = imi, ademi rüyet Görmemezlik = taamı anlamına gelir. Sentaks dediğimiz söı kurumunda da halk konuşma dilini ve ona dayanan folklor eserleriyle roman ve tiyatroların konuşturmalarını örnek ve kaynak olarak alırsak şunları görürüz: | — Söz kurumu kısadır. Bu kısalıkta hüküm sözünün sona gelmesi zarar vermez. 2 — Söz kurumu uzayınca hü -küm sözünü sona getirmekten kaçınma isteği kendini gösterir. 3 — Söz kurumu içinde, en çok önem verilen parça hemen hüküm söziyle yanyana bulundurulur. 4 — En başa konan söz, çok kere, dinleyenin en çok değer vermesi istenen sözdür. Şöylece sayıverdiğimiz bu özgülüklerin halk konuşma dilinde bin bir değişimi daha vardır. İşte bütün bunları ortaya koymak içindir ki, Türk Dili Araştırma Kurumu yurd içinde yaygın bir sentaks anketini gerekli bulmuş ve bu işe de girişmiştir. Sentaks anketinden beklenen sonuç, dirimizin söz kurumundaki dinamik varlığını bulacak gereçlerini toplamaktır. Bu |mfiW çoğalıp gözden geçtikçe dilimizin ne zengin bir anlatım kaynağı olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Bu anketten gelebilecek söz kurum değişikliklerine burada birkaç örnek göstermek isterim: 1. — "Meğer bir gün seyrederken aydıncığa geldî, temasalığa geldi, gördü bîr garip binalar. Bir az durdu. Hiç söylemedi Süleyman Paşaya.,, (2) 2. — "Benim ermez sarrafiye işlerine aklım... Oğlum benden sersem... Herifler öyle bir kazık oynuyor ki bize..... (3) 3. — ,'Sonra, Hanımefendi, Vedide Hanımefendi... Sizi tebrik ederim. Bugün kendilerini de tebrik etmiştim. Selma hanımla Leylâ hanım... Bakınız, onları kıskandım. Ben de isterdim boy boy evlât yetiştirmek...,, (4) 4. — "O, - ne kadar iyi... diye cevab verebildi, kilitlenmiş dudaklarının arasından sarahat kes-bedemiyerek çıkan bir sesle... son- (2) Aşık paşazade tarihi, sayı/at 47 İ3) Hançer - Reşat Nuri . say/* 73 (4) Kırık Hayatlar . Hatt Ziya -aajıtaz I7S DIŞ HABERLER SOVYETLER BİRLİCI'NDE Rus - Japon sınır hâdiseleri ve SovjhBİ barışı Moskova, 7 (A.A) — Moskova ga sitesi, sovyet sınırlarının japon • man-çuri kuvvetleri tarafından bozulmasını protesto İçin hükümetçe Japonyaya verilen notadan bahsederek Japonysda hükümetle süel parti arstında ikilik bulunduğunu, gerek sovyet sınırlarına ve gerek Mongolistan sınırlarına yapı -lan saldıranların bundan ileri geldiğini bu halin İse rus - japon ilgileriyle ve Uzakdoğu barışı için de çok tehli • keli olduğunu yarmaktadır. Bu gazete diyor ki: « Alman işinde olduğu gibi arsıulusal andlaşmaları talanları İngiliz diplomasisinin tutmak -ta olması japon süelcilerini kuvvetlendirmektedir. Fakat içtem barış arıusuna ve bu barışı korumak kuvvetine dayanan sovyet siyasası barış dost larının elinde çok değerli bîr silahtır. Bu sryasa, her zaman insanlığı yeni fe laketlerden kurtarmağa çalışacaktır.» Sovyet unutul kanununun on ikinci yı/ı Moskova, 7 (A.A) — Sovyet anasal kanununun 12 İnci yıldönümü bütün memlekette kutlanmaktadır. lzvcstiya gazeteri, son sovyet kongresinin anssal kanunda yapılmasın* karar verdiği değişiklikleri hatırlata -rak bunların sovyet ulusunun maddiğ ve kültürel imkânlarını pek çok geliş --« ... r ı yazmaktadır. ALMANYA'DA: Almun polis örgülü ordu kadrosuna alınıyor Berlin, 7 (AJV.) — Polis örgütünü ordu kadrosuna sokan bîr kanun çıka • nlmıştır. Zaten Sü bakanlığına bağlı bulunan polis subay, yar subay ve erleri -nin bundan böyle askerden ayrımlın o'-mıyacakur. Bu kanun zaten ortadaki durumu pekiştirmektedir. Hiücrcilik ve atman talebesi Berlin, 7 (A.A) — Hitlerci genç -ler birliğinin direktörü Şirah birlik ü-yclerinc gönderdiği bir bildirimde ts -lebe birliklerinin ulusal sosyalistliği kavrayamadığını söylemekte ve genç -leri talebe birliği ile hitlerci gençler birliğinden birini Üsterime sorağlı bulmaktadır. U t,OSLAVYVDA: B. Puriç Paris elçisi oldu Belgrad. 7 (A.A) — Dış işleri ssba-kanı B. Puriç Yugoslsvyanın Paris elçiliğine tayin edilmiştir. ra gözlerini daha baygın kapadı.,, (5) 5. — "Anne, görmiyorsun ki bahçeyi... büyük babam şaşacak bizim bahçenin güllerine,, (6) 6. — "Kazma elin kuyusunu, kendin düşersin,, (7) 7. — "Aman aslan kardeş, kuzum aslan kardeş, şöyle öküz kardeşe, öküz kardeş söylesin su kardeşe, su kardeş söylesin ateş kardeşe, ateş kardeş söylesin çalı kar deşe, çalı kardeş versin benim çın-gırdacığımı...,, (8) Bu örnekler ve bunların masallarda, ata sözlerinde, halk sözlerinde, konuşmalarda raslanan binlerce benzerleri gösteriyor ki türk dilinin söz kurumu, bir türlü ve statik değildir. Bin bir türlü söz kurumu vardır. Bu dinamik söz kurumunun varlıklarını ortaya koymak "sentaks anketi,, nin verimi olacaktır. /. Necmi DtLMEH (5) Kırık Hayatlar - Halit Ziya -sayı fa: 233 (6) Kırık Hayatlar - Halit Ziya zayıfa: 38 - 39 İ7) Ala sözlerinden ($) Tekerleme yolunda aöyltnen kuzu masalından Yunanistanda kıralhk (Başı I. ci sayıfada) "— Memlekette cumuriyet prensiplerini kurmak istemekle boşuna vakti mirî kaybediyoruz. Cumuriyet Başka • sının haklarını saymak demektir. Küs -tahlık ve kurnazlık bu saygının yerin geçince cumuriyet güzel bir kelime olarak kalır. 1928 den beri cumuriyet re • jimînin Yunanistan'da nasıl işlediğini yakından İnceledim, Bu rejimi memleketimizde düzenliyecck hiç bir el çık • mamış ve Öteki memleketlerde olduğu Rİbi partiler arasında yargıçlık yapacak bir kimse de bulunmamıştır. 1916 dan heri ya şu ya bu partilerin gelişi güzel yönMİmi atfında kaldık. Yunanistan'da cumuriyet kuranlar bunu bir tüze vr eşitlik rejimi olarak değil kendi çıkartan İçin yapmışlardır. Ulusun bu rejime o -lan inanını. Plastİras'ın bu rejim adına yapmak istediği hflkümct çarpışı kökün den sarsmıştır. O tarihtenberi sözde cumuriyetçiler hu rejimin esaslarını baltalamaktan b:-an geri kalmadıkları halde hükümet rejimi saymaktan asla ayrılmamıştır. Mr-n lek'tte normal siyasa yaşayışını kök -Irndirmek ve 19*2 de çok kötü bir hal -de bulunan memleket ekonomisini yükseltmek için Çaldaris'in halk partisi büküme*! ele almak ve Venizelos'a işten -1 çektirmek istedi ve bunun için de cu-murivetcilİfii kabul etti... Rondiliı, Yunanistan'ın bueUnlriî İçinde bulunduğu durum karşısında yunan durana sncak taçlı demokrasiyi tavsiye edebileceğini söyliyerek sözlerini HHrmlstlr. Bay Çuldur is ve rejim Atina. 7 (A.A) — Başbakan Çalda- ris gazetecilere rejim meselesi hakkındaki özel düşüncesini, zamanında bildireceğini söylemiştir, önce 15-9 tari -hinde yapılması kararlasın genel oyun 15-11 c atılmasına sebeb olarak, başbakan hükümetin ayrışık partilerle genel oyun şartları bıkkında anlaşmak iste -diğini göstermiş ve demiştir ki: f — Eğer lyrışık partiler rejim meselesinin kotarılmasını elbirliği ile ça lışacak olurlırsa işin nomal surette başarılacağına İnancım vardır. Rejim şeklinin hiç bir partinin malt olmayıp ancak ulusun İradesine bağlı bir iş olduğu anlaşılmalıdır. Cumuriyetçi bir bakan Atina, 7 (A.A) — Sosyal yardım bakanı B. Kirkos ulusal kurultay önünde cumurlsğu savgayarak ulusun çoğun - luğunun bu rejime bağlı olduğunu söylemiştir. Kurultayın büyük bir kısmı bakanı alkışlamıştır. Kirala bir bakan Atina, 7 (A. A) — Genel oy me -selesi kurultayda görüşülürken tarım bakanı B. Teotokis kendisinin kıratlıktan yana olduğunu söylemiştir. Bo diyev alkışlanmıştır. Kurultay partisi günün görüşmele -rine devam edecektir. Eski kırai ne diyor? Atina, 7 (A.A) — Ellinikon Mellon gazetesi eski dış bakanı olup Brüksel sergisinde Yunanistanı oruntamış olan B. Mavromihalisin bir mülakatını ney retmektedir. B. Mavromihalis Brük -selde eski yunan kiralı Yorgi ile görüş müştUr. Eski kıral kendisine demiştir ki: « — Helen ulusunun gelecek genel oyds beni büyük bir çoğunlukla tahta oturtacağını umuyorum. Yunanlı bakan kiralın tek kaygısı ülke İçerisinde düzeni ve baysallığı yeni FRANSA'DA ı İlk kuduz ¦ ¦ '«nün 50. cİ yıU Paris, 7 (A.A.) — Pastör enstitüsü dün. sağlık bakanı B. Ernest Lajout/nun başkanlığı altında ilk kuduz aşısının yerİtilmeainin 50. ei yıl dönümünü kutlamıştır. Bu aşı Pastör tarafından, şimdi enstitüde kapıcı ve ünlü ilimmenin mezarındı bekçi olan Josef Meister • 6 temmuz 188S de yıpılmıştı. Meister okula giderken bir kuduı köpek onu bacağından ısırmıştı. Annesi Parlse koşarak Pastöre aşı denecini ofc lunun Üzerinde yapmasını yalvarmıştı. Duruksayan Pastör, ünlü ilimmen Vol-piandan fikir sormuş ve ondan müsbet cevab almıştır. Bundan sonra Pastör. çocuğa 14 gün üst ünte köpeğin iliğini Meİıiere ışılamış ve çocuğu kurtarmıştır. Pastör enstitüsünün büyük amfite-atımda bu son yapılan törende Josef Meister ilk sırada yer almış bulunuyordu. Pastöriin torunu profesör Valery • Rıdot büyük ilimmenin özel hayatından bahsetmiş, profesör Martin, kuduz köpekler tarafından ısırılmış 50 bin kişi kurtarmış olan enstitünün kınavını anlatmıştır. Sağlık bıkanı Mcistcrc bir madalya vermiştir. Binikletle Fransa turu Metz, 7 (A.A.) — Bisikletle Fransa turunun. Charleville - Metz üzerindeki 161 kilometrelik ilk yUğrümü şu şekilde olmuştur: 4 saat, 29 dakika. 07 saniye İle Di-paco, birinci gelmiştir. Ondan sonra sıra ile Dannels, Archambaud, Aerts, Morelli. Legreve s, Hodey, Kijevski. Ne-oville ve Dekaluve derece almışlardır. POLONYA'DA s ,1/mnn - Polonya dostluğu Varşova. 7 (A.A.) — Yarı resmi f Gazeta Polska diyor U: "Polonya İle Atmanyanın barış isteği Avrupanın bu bölgesinde karışık düşünüşleri İçerisinde değil, fakat müspet bir kınavla göze görünüyor. B. Bekin bu göretinde başka erge aramak boştur. Böylece her İki memleketin ilgilerini dayanıklı bir surette saptamak isledikleri apaçık meydana çıkmıştır.» Dağınık duyvklar BULGARİSTAN'DA: Bulgar iç bakanına verilen yetki Sofya, 7 (A.A) — Bugün çıkan bir buyrultu ile kanunsuz siyasal hareketler hakkındaki cezalar ağırlattırılmak t a ve iç bakanına devletin güvenliği ilt ilgili hareketlerde altı aya kadar tutsama ve beş seneye kadar da memleketten çıkarmak yetkisi verilmektedir. Bakan gazeteleri dr kapayabilecektir. Amerikanın Habeş dileğini red sebebleri Vasington. 7 (A.A) — Amerikanlı. şu sebeblerden dolayı Habeşistanın di leğini reddettiği sanılmaktadır: 1 — Amerika, İtalyan - babeş an i laşmazlığına karışmak istemiyor. 2 — Amerika, andlaşmaların nihı-yet sayılacağını umut ediyor. Tecimi kolaylaştırıcı tedbirler Cenevre, 7 (A.A.) — Hükümet delegeler konferansı, tecimin kolaylaştırılması için aşağıdaki tavsiyeleri kabul et mistir: 1 — Değersiz örnekler gümrük resminden özgür olarak geçecektir. 2 — Tecim katalogları hakkında da aynı tedbir konulacakta. 3 — Tecim gezmenlerine işlerini ya pabilmeleri için inanca verilecektir. Bu tavsiyeleri İmzahyan hükümet delegeleri şunlardır: Avusturya, Belçika, İngiltere, Da î nimarka, Fransı, İtalya. Japonya, Ho-landa, îsveç, Polonya. İsviçre, Çekos • lovakya ve Amerika. Belçika kiralının Liyejdeki d iye vı Lîyej, 7 (A.A.) — Kıral buraya gelmiş ve şarbaylığa giderek orada şar ha yın söylevine cevabında Liyejlilerin önı erkinlik ve özgürlüklerini korudukların ve İlerde de koruyacaklarım söylemiş vt demiştir kî: " — Lîyej halkı memlekette kulla -nılan Uç dili konuşmaktadır. Demek ki Lİyej ulusumuzun kuvvetli olan birliği nin bir remzidir... ULUS 9 Ti/muz ı:;r s\ı.ı l'aris. S (A.A) — Eski ispanya kırai Alfan* yanında yaveri oldııüu halde bi nafmh l'arise gelmiştir. ON ALTİNCİ YIL. No: 5010 \lımız. anilinimin llrr verili- kurul Başbakanımız Van'da Van. 8 (A.A.) —Başbakan İsmet İnönü bugün «ehrimiz« gelmiştiı Yakardaki iki resim Basba -kanımız ismet İnönü Yolçatı du rağtndan geçip Diyarbekir'e gi -derken indiği Gezin durağında. kendisini karşdıyanlarla, süet tamız önünde alınmış ve arka şımtz tarafından gönderilmiştir. İşçilerin yarım gündelikleri Ulusal bayram ve genel azat kanununun yerittlmesi dolayısiyle iş sahihlerinin işçilere yarım gündelik vermek istemeleri hoşnud -suzluğa yol açmı solduğundan, cumartesi günleri öğleye kadar çalışan işçilere tam gündelik verile -ceği hakkında kanunda bir madde bulunmamakta ite de, kanunun gayesi bu olmadığı gibi, kendileri istedikleri halde cumarteıi günleri öğleden sonra çalışmıyan işçilerin gelirlerini azaltmak da doğru ol madığından, meselenin gözden ge çirilip bu iş Ü7 »rinde bir karar verilmesi Ekon» mi Bakanlığınca Başbakanlıkta ı istenilmişti. Mesele, Bakanlar kurulunun son toplantısında görüşülmüş ve iş kanununun çıkmasını bekliyerek hafta azatı kanununun devlet ve devletin olan kurumlarda şöyle yeritilmesi kararlaştırılmıştır. " Devlet müesseselerinde çalışan daimî ve meslek edinmiş işçiler dahi cumartesi günü saat 13 ten itibaren tatil ederler. Cumar -tesî günü için kendilerine tam yevmiye verilir ve bunu telâfi için müessese tarafından haftanın di -ğer günlerine 3 saat tevzi olunur. Fabrikalarda ve müesseselerde, günlük İşler için gün içinde ve Kıral Karol Prens Pol ile görüşecek Bükreş, 8 (A.A.) — Kıral Ka rol'un, yakında Sinaya'da Yugoslavya naibi Prens Pol ile görüşe -ceği söylenmektedir. Romanya Dış Bakanı Bay Titü-lesko'nun bu görüşümde bulun -m »K üzere memleketine döneceği bildiriyor. Siyasal çevenler, bu görüşme ile Avusturya'nın Habs -burglar hakkında almış olduğu tedbirler arasında bir ilgi görmektedir. RokfeUer öldü Lekvud, 8 (A.A.) — Dünyanın en zengin adamı olan Bay Rokfel-ler bugün 96 yaşında ölmüştür. İş Bankası yeni bir şube açıyor Iş Bankası Yenişehirde Atatürk bulvarı üzerinde bir şube açmaya karar vermitşir. Şube için bulunan yerin yapılıp hazırlanması kışa kadar bitmiş olacaktır. haftalık işler için hafta içinde ça lışılamıyan saatlere karşı ücret verilmez.,, Bu karar yakında Resmî ga -zetede çıkacaktır. Ankara barosu Ankara Barosu dün saat 16 da, Tüze Bakanlığı kurağtndaki özel dayresinde yıllık toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda baronun ye-yönetim kurulu üyeleri, oy birli- ği ile seçilmiş, eski yönetim kurulu bir yıllık çalışmaları sonuçların dan ve hesablartndan dolayı ibra edilmiştir. Baronun toplantısından bir görünüş Fransız façistleri başkanı hükümeti ele al maktan bahsediyor I ıuku ıı 8 (A.A.) — «Ateş Haçlara örgütü başkanı. Albay dö la Rok, örgütün buradaki şubesi -nin ir topblantısında bir söylev vererek demiştir kİ: erişeceğimiz ilk hedef ortalığa düzen vermek, komutayı ele almak ve düzensizlik unsurlarını ortadan kaldırmaktır. Eğer hükümeti ele alırsak, bunu her hangi bir adamın veya bir par tinin değil ancak kendi soravımr/ altında ele alacağız. Son vel ana kamımın da yapılacak de jjişkelcr Moskova, 8 (A.A.) — Ana kanunda değişkeler yapacak olan komisyon Bay Stalin'in başkanlığı altında ilk toplantısını yapmıştır. Komisyon BB. Stalin, Molotof. Voroşilof, Kağanoviç, Litvinof. ve daha da başka komiserlerin başkanlıkları altında, hazırlık iş -lerini görmek üzere on iki kola ayrılmıştır. tstanbuldaki güreş yarışmalar] İstanbul, 8 (A.A.) — Güreş federasyonunun hazırladığı macar yarışmaları dün gece Şeref stadında yapıldı. Macar takımı içinde iki çift çok kuvvetli güreşçi vardır. Ya -rışmalarda Tekitler Bakanı Bay Ali Rana Tarhan ile Tüze Bakanı Bay Şükrü Saraç vardı. Yarışmalar 9.SS de başladı. 56 kilo hüseyin ile macar Dobo on dakikalık çetin bir çarpışma ile berabere kaldılar, "kura,, ile Hüseyin üste düştü. İkinci devrenin 15 inci dakikasında Dobo tuşla kazandı. 61 kiloda Yaşar ile macar tomme-ni güreştiler. 20 dakikalık üstün bir çarpışmadan sonra Yaşar Önür-deşini sayı hesabiyle yendi. 66 kilo Yusuf ile Baroni ara -sında çok sert başlıyan yarışı.ıa hırçın hamlelerle geçti. Yusuf Aslan önürdeşi macarı 13 üncü dakikada tuşla yendi. 72 kilo Saim ile ördök, tam 20 dakika süren bu göğüs göğüse çarpışmadan sonra Saİm sayı hesabi-le ve 2 oyla yendi. 79 kilo: Nuri ile macar Doloi-nnos. Nuri hükümle galib. 87 kilo: Mustafa ile Török, Mustafa macarın sol kolunu kapa rak köprüye düşmesine imkân ver miyen bir duruma soktu ise de minder dışında kalan macar bu güç durumdan güçlükle kurtuldu. Mustafa 5 dak'ka 11 saniyede tuş la Törükü yendi. Ağır "sikk : Çoban Mehmet ile Bodo arasında son varısma yapıldı. Çoban kendinden kuvvetsiz o -lan Önürdeşİni 3 daikka 3 saniyede tuşla yendi. ikinci yarışma salı akşamı olacaktır. İstanbul telefon sosyetesi ile görüşmeler istanbul Telefno sosyetesi orun-taklarının Bayındırlık Baknnlıği-le görüşmelere başladıklarını yaz mistik. Sosyete oruntaklarının satış İçin istedikleri para ile. Bakanlığın karşı önergesindeki para ara sında önemli bir ayrım göze çarptığı haber verilmektedir. Kendi fabrikalarımızın yoğalttığı pamuk 20 milyon kiloyu bulacak Pamuk ve pamuk f$th**ında pamuk toplayan kıtlar Eskidenberi, dış pazarlara sattığımız maddelerin başında gelen pamuk; beş yıllık endüstri plânı ile kurulan dokuma fabrikalarından sonra değerini eskisine göre kıyaslanmıyacak kadar artırdı. Pamuğun, devlet fabrikalarının istediği ham maddelerin boamda gelmesi ve dünya piyasasında her gün biraz daha değerlenmesi devleti bu konu üzerinde dikkatle durdurmaktadır. Başbakanın so-gezisinde Çukurova çiftçisinde! 50,000 balya pamuk istemesi bu ilginin gjizel bir örneğidir. 21 2b 10 SI 3Î Pamuk Hatları {altın) Bu yazı, türk pamuğunun dünya pamuk piyasası ile iç ve dış pazarlardaki durumunu anlatmakta-dır: Son üç yıl içinde ve en çok 1934 yılının son aylarından bugüne kadar Türkiye pamuk piyasasının gelişmesi, dikkate değer bir durum içindedir. 1928 yılından 1931 yılına kadar dünya pamuk fiatla-riyle beraber düşmüş olan pamuklarımızın Hatları, 1931 den başlı-yarak düşme hareketini pek ya • aşlatmrş re hattâ 1934 de önemli nisbetlerde yükselmeye başlıya rak dünya fiatlarını geride bırakmıştır. Adana borsasında piyasa parlağı pamuğun 1933 de yıllık ortalama fiatı 28.99 kuruştan 1934 de yüzde 17 artarak 33.79 kuruşa] iane cinsinin yüzde 11 artmasiyle 34.46 kuruştan 38.38 kuruşa çıkmıştır. Fiat tahavvülünü yıllık a-lamayıpta iş mevsimlerine göre a-lırsak yükselişin daha çok olduğunu görürüz: (Sonu 2 inci ssyıfsds) Türk - İngiliz tecim anlaşması nasıl yeritilecek? Ekonomi Bakanlığı takas inceleme kurullarına, Finans bakanlığ kambiyo direktörlüklerine, güm -rük ve tekitler bakanlığı da güm -rüklere, 4 haziran tarihli Türkiye - İngiltere tecim anlaşmasının 11 inci maddesinin nasıl yeritileceği-ni gösteren bir genelge gönder -mislerdir. Havacılığımız için Dun saat 16 da C. H. P. ily. kurulunda B. Rifat Börekçinin başkanlığı altında, hava tehlikesini bilen üye vazmak işiyle uğra şan büyük komite toplanmış ve bu yoldaki çalışmalar hakkında uzun uzadıya görüşmüştür. (Sonu 3 üncü sAvıfsds) Büyük komite toplantı hatind. !FA 2 ULUS i) Kendi fabrikalarımızın yoğalttığı pamuk itfası I. ci say itada) Piyasa parlak pamuğun 1933 um-¦inin son üç ayındaki ortalama fiatı 86.99 kuruş iken 1934 son üç ayında yüzde kırk beş artma ile 3838 kuruşa, birinci iane cinsînin fiatları da gene aynı zaman İçinde yüzde yirmi iki artarak 33.94 kuruştan 41.50 kuruşa çıkmıştır. Pamuk hasadına başlanan ilk ayla (eylülü alalım) yılın son ayını karşılaştırırsak 1933 fiatları yılın son ayında piyasa parlağı için yüzde 8. birinci iane için yüzde bir düşmüştü. Halbuki 1934 yılında piyasa bunun tamtersi olmuştur. Piyasa parlağı eylülde 28.54 kuruştan birinci kanunda 43.29: birinci iane 33.32 den 46.28 kuruşa çıkmıştır. Artma nisbeti piyasa parlağında yüzde 52: birinci iane de yüzde 32 dir. Pamuk piyasasında üretmenden yana «yi bir sonuç olarak kaydedilecek olan bu yükselişleri pamuk yoğaltan u- •m Bir oıılhı MM* •¦-i hu mü il B.» MU Mu -1» İM *M ıu ItSft. 17 M *W M »W. ZB IIJ Bt.t İM •a «M ıu !,; M *M tl.1 İM m*. ıı İM BU •M İMİ -SJ ¦M BM İM ISS9-I1 M İM M im. u M «1.1 M t*\* IS İM t M.! İM Adana mmtakası pamuk İstihsali lusal fabrikaların ve en çok Sümer Bank fabrikalarının maliyetini yükselten bir etjke olarak kabul etmek gerekir. Pamuk fiatUrının her yükselişi ulusal fabrikaların pamuk alışında daha yüksek bir para Ödemeleri zorağlı kılmıştır. 1925 yılında piyasanın durunu aynı gelişimi gösterirse fabrikaların bu yılda da yükselmiş pamuk îiat-lariyle karşılaşacakları açıktır. 1934 yılında pamuk Hatlarının ulusal piyasalarda yükselişinin sebebleri, yabancı memleketlerin klering anlaşmaları gereğince Merkez Bankasında bloke olan paralarım kurtarmak için içerden yaptıkları Batınahnalar sebeb gösterilmek- SÜHUNET Adana mmtakası sühunet, yağış ve pamuk istihza! vasiyeti tedir. Bu satınalmaların fİatların yükselişinde büyük etkileri olduğunda hiç şüphe yoktur. Ancak pamuk piyasasında son yıllarda görülen değişiklik scbeblerinin çeşidliği karşısında bu yükselişe tek bir sebeb göstermek yetmez. Bunun için pamuk piyasasında klering anlaşmalarının etkisinden bas- larda düzenlenmesi bakımından lüzumludur. Tünkİyc pamuk üretiminin ortalama olarak dörtte iki buçuğunu vermesi bakımından pamuk piyasasında başat bir yeri olan Adana bölgesinde pamuk üretiminin yıllara göre hareketinde dikkate değer özellikler görülmektedir. Üretimin hareketinde düz -gün bir pevyodisİte saptamak mümkündür. Grafikte pamuk üretiminin ana eğliraini gösteren trend hattından da görüldüğü gibi pamuk üretimi 1925-26 dan 1926-27 ye kadar düşmüş. 1926-27 den 1929-30 yılına kadar yükselmiş, bu yükselişten Bonra 1932-33 e kadar tekrar yükselmeye başlamıştır. Birden akla gelen soru bu peryodisİtenin sebeb-leridîr. Bunu türlü bakımlardan aramak mümkündür- Üretimin belli zamanlarda artık eksilmesinin sebebleri ekonomik midir yoksa değil midir? Pamuğun tarrm durumu ekonomik sebeplerden önce klimatolojik iklimin etkisi altında olduğundan meseleyi ilkönce bu bakımdan ele almak lâzımdır. Pamuk o nevi bir bitkidir ki yıllık ortalama sıcaklığı 20 dereceden aşağı ol-mıyan bölgelerde iyi yetişir. Olgunlaşma zamanında yüksek sıcaklığa ihtiyacı vardır. İlkbahar ve sonbahar soğukları ve don olan yerlerde yetişmez; yahut çok güç yetişir. Pamuk üretiminin bu periyodik hareketine tatoiat etkelerinden başka ekonomik etkeler de dokunmuş mudur? İM Mil k| Bir mm anrlılfif ¦......-' 1*31 M 1921 M - 1* İM» M •t IBSB «. 14 1*11 . M t 1» İMİ l.İ + 11 ıssı İM + N l«İ4 IU + 11 Milli pamuklu fabrikaların pamuk istihttki Son yıllarda ekim alanının genişlcme-t ¦i, ekonomik sebeblerin de işe karıştığını göstermektedir. Türkiye pamuk (Utlarının bir taraftan genel olarak dünya fiat hareketleri ve öte yandan 1931-32 den önceki ulusal pamuk üretimi belitmekte iken 1931-32 den baş-lıyarak ulusal fabrikaların pamuk yo ğaltımınm da piyasada yer tuttuğunu görüyoruz. Bu yeni etkenin fiatlarla korelasyonu yüksek bir koefisyan veren dünya fiatlarından da fazladır. önümüzdeki yıllarda bu etkenin ö-teki etkeleri geri iterek daha kuvvetle ön plana çıkacağını ulusal fabrikaların durmadan artan yoğaltımından ve kurulan başka fabrikaların pamuk isteklerin den ve klerink anlaşmaları gereğince yapılacak satınalmalardan kestirilebiliriz. 1935-36 daki Kayseri fabrikasının yoğaltrmile bütün ulusal yoğaltımın 20 milyon kiloya çıkması memlekette bu mikdarda bir pamuk üretimi yapılmasını lüzumlu kılar. Köylünün kendi ihtiyacına harcadığı pamuk hesaba katılmaksızın piyasaya çıkarılan pamuk mikdarı (ulusal fabrikaların yoğaltımı ve pamuk satışı 1934 de 14.2 yoğaltıma 4- 13.2 satış = 27.4 milyon kilodur, tç yoğaltım 14,2 milyondan 20 milyona yahut öteki ulusal fabrikaların yoğaltrmile beraber aşağı yukarı 3,4 milyon artarak 23-24 milyona çıkarsa satışın 3-4 milyon kiloya düşeceği anlaşılır. Fakat ulusal fabrikaların ancak belli elyaflı pamukları yoğalttığını da göz önüne alınırsa türlü elyaflı olan genel üretim için de fabrikaların kendilerine lâzım olan pamuğu yetecek kadar bu-lamıyarak dışardan almak zorunda kalacaklarını tasınlamak mümkündür. Bu tasınlamalarda Nazilli ve Ereğli fabrikalarının 936-37 yıllarında işe başlıya -cağını da hesaba katarsak pamuk piyasasının önümüzdeki iki, üç yıl içinde nasıl bîr sıkıntılı hava içinde kalacağı kendiliğinden anlaşılır. Bu istek fazlasını ekim alanını genişletmek sureti-le karşılamak akla gelebilir. Fakat fab-rikaların İstediği elyafta pamuk ekimi yapılamazsa sonuç değişemiyecektir. DIŞ HABERLER YUGOSLAVYA'DA: Yugoslav iç siyasasında çalışmalar Belgrad, 8 (A.A.) — siyasal özen-likleri ve hele basın toplantı özenliği-ni ve bunlara ait kanunları yapmadan önce kurmuş olan Stodiyanoviç kabinesinin iş başına gelelidenberî İç siyasada büyük bir çalışma görülmektedir. Geçen hafta ve dün öenmli mitingler yapılmıştır. Eski bakanlardan ve sırb radikal fırkasının ileri gelen Üyesinden Bay La-zare Markoviç; fırkası tarafından yapılmış olan bir toplantıda vermiş olduğu bir söylevde şefi B.Stodiyanoviç olan sırb radikallerile, liderleri Bay Koroşet olan sloven katolikleri ve reisleri Bay Mehmed Sıpaho olan Bosna müslüman-ları arasımda sıkı bir bağdaşma olabileceğini söylemiştir. Bu Üç fırka B. Stodiyanoviç'in başkanlığı altında olacağı zannedilen, büyük bir yugoslav kurulunu meydana getirerek bölgesel ve meslekî meseleleri ikinci plâna atacak ve aşırı olmıyan liberal bir programla bir nevi ulusal fırka halini alacaktır. Gene üç fırkadan yani çiftçi demokrat kovalisyonu, sırb demokrat fırkası, ve sırb çiftçi fırkasından arışıklar kabine diyevinde hırvat meselesinin bahsedilmemiş olmasından dolayı hükümeti tenkid etmiştir. Ayrış fırkalar da buna karşı çalışma beraberliği yapmak istiyorlarsa da programlarının ve hareketlerinin Özgürlüğünü muhafaza etmeği istemektedirler. Bir yugoslav gazetesinin Habsburglar hakkındaki düşüncesi Belgrad, 8 (A.A.) — Vrema gazetesi büyük savsatan somfa Habsburpla-rın alançedilen mallarını geri vermek için Avusturya hükümeti tarafından verilen kararı yazarak diyor ki: "Avusturya erkinliğinin biri Avus-turyayı Ötekisi bütün Avrupayı ilgilendiren iki anlamı vardır. Orta Avrupa-nın güvenliği için Avuaturyanın özgür ve erkin memleket olarak kalması lâzımdır.., Gazete, anşlusdan kurtulmak üzere ekonomik kalkınması için büyük devletlere uluslar sosyetesi tarafından Avusturyaya yapılan finansal yardımı hatırlatmakta ve yazısını şöyle bitirmektedir: "Fransa ve küçük anlaşma Habs-burglara kati surette karşıttırlar. Sarsılmış olan Avrupada karışıklıklar çıkmaması İçin dinastinin neler yaptığı göz önünde tutulmalıdır. Herhangi cid-diğ bir görmen için; Habsburglarm mallarının geri verilmesi, bunlara di-nastilik propagandasınnı en çoğunu yapmaları için imkân vermek ve bu suretle Avosturyanın, komşu memleketlerin ve bütün Avrupa'nın barışını ve güvenliğini tehlikeye koyabilecek işlere girişmelerine izin vermek demektir.,. ALMANYA'DA: Almanyuda 250 bin eski luırbçı geçit alay' yaptı Emsel, 8 (A.A.) — Hücum kıtaları ve harb denizciliği ile hava sporları birliği kıtaları hazır bulundukları halde Kifforen birliğinden 250.000 eski harbçı donatılmış sokaklarda bir geçit alayı yapmışlardır. Birlik başkam Albay Raynhard ulusal sosyalistliği kutlamış ve eğer gamalı haç dost olmasaydı Almanya yok ola • çaktı,, demiştir. Almanya hükümetinin Bavycra ko -miseri General Fon Epp demiştir ki: "Bu kongre, harbtan önce. vc beş harb yılında tanıdığımız Alman askerlerinin ve bir gün silâh taşıması gereken ve taşıyacak olan alman gençliğinin kongre-sidir..,. General Fon Epp asker toplama usulünü yeniden dirilten 16 mart tarihli ki nunun ekonomik ve ahlakiğ iyiliklerini saymış ve komünist fikirlerini kötü!c mistir, ş italya - Habeş meselesinde Yargıç komisyonu büyük güçlükler karşısında Şveningen, 8 (A.A) — İtalyan — habeş yargıç komitesinin toplantıları sı rasında çrkan güçlüklerin ağır olduğu haber alınmıştır. Gelecek toplantılardan vazgeçilmesi umulabilir. Komisyon bu iş üzerinde bugün bir karar alacaktır. Amerika Habeşistan işine karışın a k iste m iyo r Paris, 8 (A.A.) — Amerikanın. Ha-beşistanın başvurmasına verdiği cevabı yorulayan Tan gazetesi diyor ki: " Amerikanın cevabı, Vaşingtonun. çok büyük bir saknı ile yürüyerek, bazı ingiliz çevenlerinin sonuçlarını düşünüyor gibi göründükleri bir serüvene atılmak istemediğini göstermekte -dir. Briy.tn — Kellog paktını imza eden lcrin, habeş anlaşmazlığının kotarıl -ması için barışçıl tedbirlerden başka hiç bir araca başvurmadığı hakkındaki kanaatini bildiren Amerika, uluslar sos yetesİnin meseleyi kotarmak için ça -lışmasını hoşnutlukla karşılamakta vc toplanan yargıç komisyonunun her iki tarafı kandıracak bir anlaşma esası bulabileceği umudunu göstermektedir. Bu açıktan açığa Amerikanın habeş — italyan meselesine karışmak İstemedi -ğini göstermektedir. Bundan sonra ml.ıjmj girişimleri basnrTHmsr ve ftnlya HaHesistana saldırırsa ingilizler tarafından italyanlara karşı alınacak ekonomik tedbirlere Amerikanın da girmesi için hiç bir u-mut beslenemez. Habeş meselesi ve ingiliz gazeteleri Londra, 8 (A.A) — Habeş durumun dan bahseden Taymis gazetesi, uluslar sosyetesinin bu işte etgin olup olamı -yacağı meselesinin ortaya çıktığını kaydederek diyor ki: "Bugün ingiliz siyasasının temel noktalar: uyanıklık, danışma, S3knıdır. Eğer kınava geçmek gerekirse is -tenilen aonuca varmak, ancak, harbin Önüne geçebilecek yeni bir elbirliği ile imkânlı olabilir. Deyli Telgraf da şöyle yazıyor- " İngiliz hükümetinin uluslar sosyetesi and taşmasının esaslarına uymağa devam etmesi ve İmkânlı olan dereceye kadar Ötekilerini de bu yoldan yürümeğe şevkleştirmesi lazımdır fikrindeyiz, ö-teki uluslarla elbirliği yapmak esastır.,, Morning Post da şunu söylüyor: " Uluslar sosyetesinin başa çıkamı-yacağı bir davada araya girmesini isti-yenlcr bu kurumun kötü dostlarıdır. Esasen o, gücünün üstünde bulunan bir çok işlere girişmiş olmak yüzün -den çok çekmiştir.,. SOVYETLER BİRLİĞİNDE: I KANSA l)\: Yeni kurulacak Paris sergisinin projesi inceleniyor Paris, 8 (A.A.) — 1937 Paris sergisi komitesi bir fransız mimarının projesini incelemektedir. Bu projeye göre serginin çerçevesi içinde betonarme büyük bir kurağ kurulacaktır. Kurağın yüksekliği 160 re olacak vc 38 katı bulunacaktır. Nasıl ki vaktiyle Eyfel kulesi çelik tekniğin bir arutı olmuş ise bu yeni kurağ da beton tekniğinin bir anıtı olacaktır. Kurağın temeli 35 metre ve çatısı 25 metre murabba! olacaktır. Hava bombardımanlarına karşı dayanacak bir şekilde yapılacak vc bodrumlarına dört bin kişiden çok İn san sığınabilecektir Japon - soryet sınır hadiseleri nahktnda Moğolistan tu m ur başkanının diyet i Moskova, 8 (A.A) — Moğolistan cumurluğu başkanı Bay Çaybelan U -lanlatar gazetelere şu diyevde bulun -muştur: " — Gazetelerimizin Önce bildirdiği gibi, geçen İkincikânun içinde japon-mançuri kuvvetleri topraklarımıza bir akın yaparak bazı yerleri almışlar ve sınır bekçilerimizin üzerine ateş açarak bir subayımızı vc bir askeri Öldürmüşlerdir. Hükümetimiz, bir çarpışmanın önüne geçmek için sınır süel işyarlarımızın ateş açmamalarını ve anlaşmaz -lığın konuşarak önüne geçilmesini emretmiştir. Bunun üzerine 3 haziranda iki memleket salkurları arasında konuş maya başlanmış ise de mançuri tarafının bu işi barış yolu ile yapmak isteğinde olmadığı daha ilk günlerde an • laşılmıştır. Mançuri salkuru işi üç haf ta savsaklamış ve bu sırada iki atlı Kal kinzÖl ırmağı yakınındaki sınır subaylarımıza ateş açmışlar bunun üzerine gönderilen asker tarafından tutulmuşlardır. Bunların ikisi de japon ordusu erlerinden idi. Hükümetimiz geno bütün komşulariyle dost geçinmek isteğinde olduğundan yalnız bunları pre testo etmekle kalmıştır. Bu iki atlı kendilerinin toprak • larımızda tutulduklarını ve iyi bakım gördüklerini yazı ile bildirmişlerdir. 26 haziranda Bulurdira bölgesinde sınır kuvvetlerimiz üzerine mançuri askeri tarafından iki defa ateş açılmıştır. Artık hükümetimiz mançuri hü • kümetinin sınırı geçenleri cezalandırmasını beklerken mançuri hükümetinin He Ivî dosrtnVÎST beslemedi «ini ^MHMjBMBJI Mançuri askerJeri tuttukları iki sovyet askerini geri vermek istememiş-ler, mançuri dış bakanlığı siyasal bü * ro şefi bunların hemen geri gönderil • meşini ve onursa verilmesini istemiş ve 4 temmuzda şu isteklerde Lulun • muştur: 1 — Moğol cumurluğu hükümeti hadisesinin bütün soravım üzerine almalıdır. 2 — Hükümet soruklara ne yauı'dı-ğını bildirmelidir. 3 — Mançuri hükümeti mogol toprağında belli yerlere kendisiyle her ra • man konuşmak üzere, oruntaklar gön ¦ dermek hakkını ister. Bu oruntaklar is • tedikleri yerlere gidip gelebilmelidirler. Bu istekler yerine getirilmez ise, Mançuri hükümeti Tamatksunun doğu sunda bulunan bütün kuvvetlerin bu nola taya gelmesini İstiyccektir. Mançuri da japon süel kurulu başkanı ordusu adına isteklerini tekraruyarak buna ordunun Mogolistana bir oruntak göndermek ve buna bağlantıyı kurmak için moğol topraklarında bir telgraf hattı uzatmak hakkını istediğini de bildirmiştir. Bu diyev çok enteresandır. Çünkü bu istek Man • Çuri ve japon hükümeti adına değil Mo« goüstanın hiç ilgili lomadığı güney Man* çurîde bulunan Kvantung adrna yapıl • mistir.,, Dağınık duyuklaı İspanyada aziyanltıra verilen cezalar Ovyedo. 8 (A.A.) — Süel hakyerl birinci teşrin hareketinde jandarmaları öldürenlerin davasını bitirerek beş ' ' i hakkında ömrünce, bir kişi hakkında 14. bir kişi hakkında 12 yı) hapis cezası vermiştir. ) unanistantn deniz kuvvetleri İstanbul. 8 (Telefon) — Atinadan bildiriliyor: Yüksek komisyon. Yuna-nistanın deniz kuvvetleri hakkında kararını vermiş ve hükümet bu kararı ye-ritmîştir. Bu kararda donanmaya (8) yılda 16 açık deniz torpidosu ve bir irrhlı ilâve edilmiştir ULUS 10 TEMMUZ 1935 ÇARŞAMBA Montevideo, 9 (A.A) — Dün çıttan fırtınadan uçak hangarları yıkılmış, bir kaç uçak parçalanmış, ağaçlar yerlerinden sökülmüş, ve evler ytkdmtşttr. 2 ö'ii, 250 yaralı vardır. ON ALTİNCİ YIL. No: SOU Atlımı/.. anılımızdır Her yerde 5 kımıç TARIMDA İDEAL TİPLERE DOĞRU I Ağacın değerini Kurağa dayanır tohumlar yetiştiriyoruz Kurulan devlet endüstrisi, iç ve dış pazarlar, la bütün yo ğaltım kaynak • lan, üretmen -lerden , tarım maddelerinin en İyisini İstemek tedir. Toprak ü-rünlerinin de gerini kaybet tiği son yıllar da, ürünlerimi ¦ ze alıcı bulabilmek için, üstün vasıfları taşı -ması Tarım Bakanlığınca bir "ana iş„ olarak e le alınmış ve bu gaye ile Ankar-Adana, Eskişehir, Yeşilköy, / Buğday başağı dapazarı, Nazillide birer "arıtn... istasyonu,, kurulmuştu. Memlekette yetişen bütün bit kilerin üzerinde incelemeler ya -pan bu örgüt; son zamanlarda Çiftçimiz iş başında deneçlerin verdiği müsbet sonuçları gören köylü bütün tabiiğ si -natlara karşı garantili olmak va -sıflarını taşıyan bu tipleri almak ve arıtma istasyonlarının ekin ya-raçlarından faydalanmak için baş vurmaktadır. Bu; yeni ekim tekniğini kavramaya başlıyan türk köylüsünün tarım hayatın -da en mutlu bir hadise sayılmaktadır. Arıtma istasyonları; ellerin - deki en yeni tolıumlul temizleme makineleriyle köylünün buğdayını da temizlemekte ve onlara iyi tohum ekmenin şartlarını da öğretmektedir. Bu kurumların ya -nıbaşındaki tarlaların kendi top-raklariyle aynı vasıfları taşıdığı halde, kendi ürünleriyle kıyaslan mıyacak kadar üstün olması, köy lüyü garantili ve bol para kazanabilmek için toprağın özel ye -tistirme şartlarına göre hazırlan -mış tohumu kullanmak yükümünde bırakmaktadır. Arıtma istasyonlarının bul -duğu yeni buğday ve arpa tipi bütün memlekete yayıldıktan sonra, artık Ortaanadolu kuraklık yü zünden sıkıntı çekmiyecektir. Kurak giden bu yılda, kuraklık çe -ken yerlerde, arıtma istasyonla rının kendi topraklarından a!" Tohum yeğritim istasyonlarından dirinde buğday, arpa ve çavdar gibi tahıl maddeleri üzerindeki etüdlerini bitirmiş ve bunların içinden kurağa, hastalıklara, hava etkilerine karşı en dayanıklı olan tiple -ri bulmuştur. Bu tipler; kuraklık başlamadan önce yetişme devre sini bitiren, âni hava değişiklik -lerine karşı koyabilen, çabuk yetişen tiplerdir. Arıtma istasyon [arının yanı başlarında yapılan ğı sonuca bakılarak bu hüküm verilmiştir. Bu yıldan sonra, Ankara çevresinde yalnız bu tip buğdayla ve devletin kontrolü altında ge -niş deneçler yapılması tasarlan -maktadır. Bu deneçlerden son -ra en önemli ve büyük işe giri -silecek; bütün memlekette bütün tarım maddeleri ile devlet sıkı sı-(Sonu 3 üncü tayıfada) hilen hir yurddas Muğla, 9 (A.A) — Fidan ye -tiştirerek parasız halka dağıt -mayı kendisine iş edinmiş olan yurddaşlardan Muğlalı Bay Meh med Ali, bu yıl da bahçesinden halka 15 binden fazla asma çubuğu, yüz etli hadar şekerpare, 200 ceviz ve çeşitli erk. kays- e* bunlar gibi meyva ağaçları dağıt-ntş-tır. General Kondilis Romayı geziyor Roma, 9 (A.A) — Yunan as-başbakanı ve sü bakanı general Kondilis dün sabah buraya gelmiştir. General Romi valisine ve hükümet ileri gelenlerine kar -tını bırakmıştır. Bundan sonra Romanın anıtlarını gezmiş ve harb gönüllüleri başkanı tarafın -dan şerefine verilen öğle şöleninde bulunmuştur. General Öğleden sonra Kapitol da yapılan bir kabul töreninde bulunmuş ve buna hükümetin ileri gelenleri de katışmıştır. --— Habeşistana karş haşlamak Londra, 9 (A.A) — Röyter Romadan öğreniyor: İtalyan"1 Habeşistanla uzlaş mak girişiminden vazgeçmek is tediği, çünkü böyle bir girişimin hiç bir faydası olmıyacağı düşün cesinde bulunduğunu söylemek • tedir. Her şey kalyanın süel ha -reketleriyle istediğini elde etmek niyetinde olduğunu göstermekte olduğu gibi uzlaştırma görüşmelerinin kesilmiş olması da buna uygun sayılmaktadır. Bazı çevenler, süel hareketlere habeş italyan anlaşmazlığının uluslar sosyetesi tarafından bakılacağı tarih olan 15 ağustostan evel başlanılması arzusunu gös -termektedir. Bu suretle uluslar sosyetesi bir olut karşısında kalacaktır. Ifulyan - huttı-s uzlaşma isi gene suya ıliistii Lahey, 9 (A.A) — italyan -habeş uzlaşma komisyonu, top - EKONOMİ BAKANIMIZ RUSYA'YA GİTTİ B. Bayar hareket eder -ken diyevde bulundu İstanbul, 9 (A. A) — Sovyet Rusya'ya Türkiye'nin sev-gilerini götüren Ekonomi Baka -nı B. Celal Ba • yar hareketin » den önce Ana ¦ dolu Ajansına, şunları söyle -mistir: "—Büyük dost memlekete git -mekten duydu -ğum kıvanç çok derindir. Sov • yet ulusuna Tür kiyenin saygı ve sevgilerini eriş - tireceğim. Biliyorsunuz ki endüstrileşme alanında Sovyetlerle yap tığımız emek birliği son zamanlarda çok güzel sonuçlar vermiş - ı italyan saldırımı üzere mi? Habeş İmparatoru Haile Salise lantılarını bellisiz bir tarihe kadar geri bırakmağa karar vermiştir. (Sonu 2. inci sayıfada) B. Celâl Bayar bir yolculuğa çıkarken tir. On beş yıldanberi büyük komşularımızla her vakit artan bir dostluk ve çalışma birliği yü • rüttük. Bunun ekonomik alanda belirmeleri de çok verimli olmuştur. Yeni kalkınma plânımızda Sov yetlerle aynı şekilde elbirliği edeceğimize şüphe yoktur. Sovyetlerin ekonomik alandaki büyük başarılarını yerinde ve yakından görebileceğim için çok seviniyorum. * Aynı kalkınma yolunda yürüyen uluslarımız bu tanışış ve an -laşışlardan herhalde fayda göre -çektir. Türkİyeden ayrılırken şimdi -den Birleşik Cumurluklara ve onların sayın vönetgerlerine sonsuz sevdiler yollarım.., B. Zekâi Apaydın Moskovaya vardı Moskova, 9 (A.A) — Yeni Türkiye Büyük elçisi B. Zekâi Apaydın bugün Moskovaya gelmiştir. Moskova, 9 (A.A) — Bu sa -bah buraya gelen Türkiye Büyük elçisi B. Zekâi Apaydın öğleden sonra dış bakanı B. Litvinofta görüşmüştür. Havalarımızı çelik kartalların kapladığı gün, yurdun hava tehlikesinden kurtulduğu gün demektir! SAYIFA 2 ¦ ULUS fikir ve Etlebiyat p — Yarının adamı Arsıulusal yazarlar kongresi ve ötekiler Kongre ne kararlar verdi? Geçen ayın ton günlerinde Pariste Mütüalite tarayın -da toplanan "Arttulusal yazarlar kongresi,, nde görüşülen honulart "Yabancı gazetelerde okuduklarımız,, tayıfamtzda uzun boylu anlatmıştık. Bu kongre, edebiğ çeventerde derin yankdar bırakmamak imkânsızdı. Nitekim kongre için ve kongreye karşı bir çok ya zılar yazılmağa başladı. Bugün, kongrenin dışında kalmış yazarların görüşlerini gösteren iki yazı île kongrenin kararlarım aşağıya koyuyoruz: Geleceğin güneşli bir kılığa feürün-düğü Akdeniz kıyılarında entelektüel •İbirliğinin edebiyat ve arlar komitesi geçenlerde yeni adamın gelişmesi meselesini görüştü. Başta Pol Valcri olmak üzere, bîr-şok parlak Avrupa şöhretleri, belçika-lı Destre. romanyalı Helen Vakaresko. »salyalı Koppola, çek Karel Çapek ve fransız Hanri dö Juvnel, JU1 Romen, İsevi - Brül yarının adamının karakterlerini araştırdılar. Yarının adamı nasıl olacaktır? Teknik mi, yoksa geniş kültür mü? tş a-damı mı, düşünce adamı mı? Devlet İçin mi yaşıyacak, kendisi İçin mi? Yığın için mi, elit için mi? Nis görüşmelerinde hazır bulunmak şerefini kazanmadım ve bu görüşmelerin ganel ritmini ancak entelektüel el-birliğinin çok güzel dergilerinden öğrenebiliyorum. Fakat biliyorum ki üyelerden birçokları bugünkü gerilemeden kayguya BüşmüşİerdJr; Elli yıl önce, diyor Levi - Brül, şimdi konuştuğumuz "yığınlara verilecek kültür derecesi,, bir mesele olamazdı. Hiç kimse bazı çocukları kültür hakr kından yoksun bırakmayı hatırından geçiremezdi. Bu noktada duraksama göstermek insanların kendi haklarında besledikleri fikirde biz inan eksilişini ispat etmektir. isveç delegesi B. Suombcrg de ten-kidcilerde görülen güvensizliğe esef etti: İnsanlığın hür aytışmalara ihtiyacı vardır; Lararoigiyer'in Napolyon'a söylediği şu sözlerden ilham alınmalıdır: •¦6ir, ancak dayanıklı bir şeye dayanı-labılir ., Fransa'da bugünkü örnekler üzerinden hüküm verir ve 20 yılda meydana gelen evrimi Ölçersek bunlardan ne sonuçlar çıkarabilir, ne öngörüler ileri sürebiliriz İlkönce eskisinden daha az naziklik, daha az gülümseme; yığınların durumunun ağırlaşması, orta sınıfların pro-letaryalaşması bunun tek sebebi değildir. Hakikat şudur ki şimdi halk çektiği sıkıntıların daha farkındadır, bunların haksızlık ve haysiyet kırıcılığını daha İyi seziyor, eskiden bunları katlanılır yapan birçok disiplinler ortadan kalkmış ve yerine başkaları konmamıştır: teknik utkuların tinel utkulardan on defa fazla olması bir yana, isteklerde, olanla olması lâzrmgelen arasında ki büyük uçurumu daha açık gösterecek tarzda artmıştır. Harbertesi gençlerinin bir başka karakteristiği : en ferdei memleket olan Fransa'da bile ananasal ayle ve ertik anlayışını düzelten ve hakikî bir nevi bahtlılık veren kollektif sarhoşluklar şevki. Sonra da, hem yığınlara kültürün daha fazla dağıtılmasına doğru ve hem de eskiden elit denenlerde bir hümanizm yokluğuna doğru çifte eğilim. Fakat bütün bu noktaları göz önünde tutarak yarının adamından bahsederken karamsar olmaya hakkımız var mı? Bizim yerimizi alacaklar hakkında böyle karanlık görüşleri haklı gösterecek hiç şey yoktur. Onların barbarlrğa doğru gittikleri doeru deeildir. türleşmeye vakit bırakacak surette iş saatlerinin azalmasiyle sonuçlanmazsa bütün ekonomik dengeyi bozabilir. Ortodoks ve sosyal dinlere göre yakında çalışma, hayatın kanunu vc hedefi olmıyacaktır. Alnının teriyle çalışmak, milyonlarca insanın İş beklediği bir dünyada kesin bir yüküm olmaktan çıkabilir. özgürce seçilmiş ve insaflı bir surette sınırlanmış iş ve rahat dinlenme zamanlarının getirdiği bahtlılık yeniden meydana çıkacaktır. Ve biz, belki de, oldukça güç bir sürü ara devirlerden sonra, büyük öcümüzü alacak, ve yüksek uzlaşmalara ve barışmalara varacağız. Yadısanmış. ezilmiş hümanizmin öcü ve arsıulusal'la ulusal'ın uzlaşması. Ötey akşam siyasal ufkun en solunda yer alan kuvvetli partilerden bîri adına konuşan arkadaşımız Moris Te-rez'in kültüre değer vermekten bahseden sözlerini dinlerken bu kanağattmız kuvvetleniyordu. Kayguluları yatıştıracak, felaket habercilerini yalanlayacak faydalı evrim. Yarının adamı, yolunu, bizi ürküten standardizasyondan başka yanda bulmalıdır. Ve bu yol boyunca o, kendini ya-dımsamamalı, kendini bulmalıdır. Piyer Garaj Bundan bir hafta Önce, Mütüalite sarayında bir arsıulusal yazarlar kongresi toplandı. Şüphesiz ki, bu kongrede, isminden de anlaşılacağı gibi, her ulustan ve aynı zamanda her çeşidlen yazarlara rastlandığını sanıyorsunuz, tş böyle değildi. ... Uluslar arasında sınır tanımıyan bu düşünürler toplantısının başlıca karakteristiği, fikirler arasına sınırlar Çekmek oldu. Bu kongrede BB. Mor-yak, Pol Moran, Hanri Bero. Lakrötcl, Şarl Morras ve Marsel Prust gabi yazarlar görülmedi. Halbuki, arasında yazarların büyük çoğunluğu bulunmayan bir yazarlar kongresi, bir yanatlar gru-pundan başka bir şey değildir. Gerçi içlerinde kıymetsiz olmıyanlar da vardı. Andre Jid'in ismi edebiyatçı olarak saygıyla selamlanmadan anılamaz. Politikacı Jid için aynı şeyi söyleyemiycce-ğiro. Büyük bir zekâya sahib olmak yetmez. Bunun aynı zamanda Ölçülü de olması lâzımdır. B. Jid'in büyük zekâsında ölçüyü meydana getiren ahenkli nisbetler bulunduğunu sanmıyoruz. B. Jid siyasadan söz açtığı ve kafa davasını ideolojilerin davasiyle karıştırdığı zaman başında kocaman mantarlar bitmiş sanılıyor. Aynı zamanda ıstırablı, belbağlama-lı ve ilhamlı sesiyle "çağıltılı RabÖIe-den sonra fransız klasik edebiyatının maddiğ gerekliklerden uzaklaşarak olgunlaşmaya çalıştığını,, söyliyen B. Jid, ilave ediyordu: "Bahtlı insanlara bahtlı insanlardan bahsetmek, işte edebiyatçının rolü budur.,, bu yarıyarıya doğrudur, fakat B. Andte Jid'in isteyerek savsadığı tarihİğ ve sosyal sebeb-lerden ileri gelmiştir. Edebiyat, dünyanın bütün memleketlerinde konuşan insanları konuşturur, emreden insanları emrettirir, iş gören adamlara iş gördürür. Rabole'den sonra, Fransanın düşünen ve iş gören cemiyeti çok daraldı. Halk vakit vakit mırıldanıyor,fakat hiç konuşmıyordu; emretmiyor, başeğiyor; iş gormiyor, çalışıyordu. Tarihsizdi. DIŞ HABERLE Habeşistana karşı italyan saldırımı başlamak üzere mi? (Baş; /. cı sayıtada) Hemen hareket edecek olan komisyon üyeleri bu mesele İle ilgili bükü -met delegelerine fikirlerini bildirmiş -lerdir. İngiltere, halâ, habeş harbinin önüne geçmeğe çalışıyor Londra, 9 (A.A) — Fransız hükümeti ile sıkı değette bulunan İngiltere hükümeti, habeş — italyan anlaşmazlığının türlü evrelerini büyük bir önem vc özenle göz önünde tutmaktadır. Şimdiye kadar hiç bir karar alın mamıştır. Bu sabah Sİr Samucl Hor, Bay E -den ve uluslar sosyetesi genel sekre -teri Bay Avenolün görüştükleri meseleler arasında italyan — habeş davası ile uluslar sosyetesi arasındaki ilgi de konuşulmuştur. Bir kaç gün daha Lon-drada kalacak olan Bay Avcnol per -şembe günü başbakan Bay Baldvinle görüşecektir. Bu arada bir çıkmaza girmek üzere olduğu söylenen italyan — habeş uz • laşma komisyonunun çalışmaları hak -kında buraya fena haberler gelmektedir. Bununla beraber, İngiltere hükümeti italyan — habeş anlaşmazlığına barış -çil bir kotarma yolu bulunacağı hakkın daki umudlarını büsbütün kaybetmiş değildir. Habcşİstanda başlıyacak bir harbin tehlikeli sonuçlarını anlayan ingiliz hükümeti bu yolda elinden geldiği kadar Çalışacaktır. Siyasal çeventerin düşünceleri Londra, 9 (A.A.) — Uluslar sosyetesinin Italyaya karşı bir basınç politikası güdemiyeceği genel olarak anlaşıt-dığındanberi, siyasal çevenler, italya, Habeşistana saldırırsa uluslar sosyetesi tüzüğünün 16 maddesine dayanmak imkânını görmektedirler. Eyi haber alan çcvenlere göre İtalyan — Habeş anlaşmazlığı için tek kurtarma yolu, Roma ile Adisababa'nın Fransanın araya girmesiyle, anlaşmalarıdır. Bu çevenler Paris İle Londra arasında yapılan konuşmaların, Habe-şistanda harb başlamasının önüne geçe-bielcek bir anlaşma ile sonuçlanacağını ummaktadırlar. Sir Samuel Hor bu ayın on birinde Ingilterenin dış politikası ve hele italyan — Habeş anlaşmazlığı karşısındaki durumu hakkında bir diyevde bulunacaktır. Bir profesörün italyan — habeş meselesi hakkında ingiliz gazetecilerine söyledikleri Londra, 9 (A.A.) — Profesör Bay Stanley Jevons, Morning Post gazetesinde, Bay Eden'in, Roma'da, Habeş meselesinin sonuna eriştirilmesi gayesiyle yapmış olduğu önergelerin esası hakkında bazı gizaçılarda bulunuyor. Daha 1935 yılında, İngiltere, Mavi Nil bölgesinde bir takım bırakığlara karşılık, ingiliz Somalisinden bir toprak şeridini Habeşistana bağışlamağı önergemişti. Bay Jevons. bu önergede Zeyla lima-niyle gene bu limanla Adisababa arasında bir demiryolu yapmak hakkının da Habeşistana bağışlanması noktasının bulunduğunu söylüyordu. Fransa ile Habcşistanın itirazları karşısında suya düşen görüşmelerden İtalyanın haberi olmamıştı. Bu profesörün bu gizaçını yoruyan aynı gazetenin diplomatik yazarı diyor ki: "Bay Eden'in Romaya gideceği sırada, elde hazırlanmış başka bir plânı bulunmıyan ingiliz hükümeti Zcyla limanını Habeşistana baglıyan bu eski Almanyanın yeni yapacağı harb gemileri Berlin, 9 (A.A) — Almanyanın 1935 yılı deniz programı çıkmıştır. Bu programa göre yapıla cak harb gemileri şunlardır: I — Yirmi altışar bin tonluk ve 28 santimlik toplar taşıyacak iki kruvazör. II — Onar bin tonluk ve 20 santimlik toplar taşıyacak gene iki kruvazör. III _ 1,625 er tonluk ve 127 milimetrelik toplar taşıyan 16 distroyer. Bunlardan bir kaç tanesinin yapılmasına 1934 de başlanmıştı. IV — İki yüz ellişer tonluk yirmi parça denizaltı gemisi ki bunlardan bir tanesi geçen 29 haziranda denize indirilmiştir. V— 500 tonluk 6parça deniz altı gemisi. VI — 750 şer tonluk gene iki parça denizaltı gemisi. Uçak taşıyan gemiler yapıl -ması gelecek yıl düşünüleceği gibi, değer bakımından eşitliği sağlamak için daha başka gemilerin yapılması da gelecek yıla bira -kılmıştır. B. Titülesko Londrada Londra, 9 (A.A) — Romanya dış bakanı Bay Titülesko Polonya elçisini görerek uzun uzun görüşmüştür. Tngicterede i^isrlftr Londra, 9 (A.A) — İngiltere-deki işsizlerin sayısı, 24 haziranda 200,110 kişi idi. Bu şimdiye kadar kaydedilen en aşağı bir sa yıdır. Nevyorku su bastı 33 kişi öldü Nevyork, 9 (A.A) — Nevyork ilinde bu seferki su baskını sim -diye kadar olan su baskınlarının en zorlusudur. Bu yüzden 33 kişi bozulmuş. 10 milvoı dolarlık da ziyan olmuştur. Cumartesi gü-nünd-nberi yağmurlar durma -dan yağmakta, göl ve ırmakların suları yükselmektedir. 800 metre yüzme rekoru Detroit, Amerika- 9 (A.A.) — Yüzücü Ralf Flanagan özgür yüzüşle 880 yarda dünya rekorunu 10 dakika 7,6-10 saniyede kırmıştır. Bundan Önce dünya rekoru 10 dakika 15 4-10 saniye île italyalı Medica'nın üzerinde idi. FRANSA'DA: Türk — fransız tecim görüşmeleri başladı Paris, 9 (A.A.) — Tecim bakanı, türk - fransız tecim görüşülerinin açılması törenine başkanlık etmiştir. Bakan, yanında B. Faik Kurdoğlu bulunan B. Suadın başkanlığındaki türk salğıtmı selâmlamış, geçenlerde Tür-kiyeye yaptığı geziyi hatırlatmış ve salgıta fransız hükümetinin bir uzlaşma elde ermeği dilediği hakkında İnanca vermiştir. Paris borsası Paris, 9 (A.A.) — 8 temmuz tarihli borsa durumu ağır bir açılıştan sonra, değerler borsası daha iyi bir yönet tutmuştur. Fransız rantlarının şidedtli bir ilerleme göstermesi üzerine yerli değerler de iyi bir durum göstermektedir. Tektük değerler henüz bu havaya uymamaktadır. Arsıulusal fondolar düzensiz gidiyor. Royal duteh sağlamdır. Rio tİuto tutuluyor. Süveyş önemli bir tepki yapmıştır. İsveç üzerinde uçan yabancı uçaklar Stokholm. 9 (A.A.) — 1933-34 yılı kışında tskandivanyanın kuzey bölgesi üzerinde uçup kamoya pek çok heyecan veren vc şimdiye kadar kimin olduğu bilinmeyen uçaklar hakkında yapılan inceleme üzerine genel kurmayın yazdığı rapor çıkmıştır. Bu incelemeler, hangi ulusun olduğu belli olmayan bir takım uçakların gerçektin, kuzey iskandinavya bölgeleri üzerinden vc pek yüksek uçmuş olduklarını belli etmiştir. Bir takım hâdiseler bu uçakların, bit zaman için olsun, Norveç kıyılan açıklarında bulunan bazı gemileri uçak merkezi olarak kullandıklarını göstermektedir. ALMANYA'DA: Almanlar Avusturya hükümetini suçluyorlar Berlin, 9 (A.A.) — Viyananın sora-vı başlığı altında bir yazı neşreden Fol-kişer Beobahter gazetesi diyor ki: Küçük anlaşma Viyananın Habs-burglar hakkındaki hareketinin anlamını iyîce anlamışlardır. Fransız ve italyan kurmayları arasındaki anlaşmalar doğrudan doğruya Avusturya sınırına karşıttır. Vc bu ilerisi için tehlikeli ihtimaller doğurabilir. Orta Avrupanın bulanık durumunun soravını bu durumu ağırlaştıran Avusturya hükümeti taşımaktadır. Avusturya egemenliği hakkındaki düşünceler* Viyana hükümetine tehlikeli yollara a-tılmak hakkını veremz. Alman uzman işçileri yabancı memleketlerde çalışmıyarak Berlin, 9 (A.A.) — Alman uzman Iş- "ÇfleTmVn^^MsfleT'm'em^eTe'ffli t t akın etmelerinin önüne geçmek için hükümet bir takım tedbirler almıştır. Dün neşredilmiş olan bir buyrultu, iç ofisinden izin almaksızın, yabancı Ülkeler için alman işçileri utulmasını yasak etmektedir. İNGİLTERE'DE: Ingilterenin 70 kruvazöre ihtiyacı var Londra, 9 (A.A.) —Deyli Telegraı gazetesi, ingiliz kruvazörleri sayısının elli tane olarak daraltılmasının gelecek yıldan sonra yükümsel olamıyacağını yazmaktadır, ingiltere bundan sonra kruvazör sayısını en aşağı altmışa çıkaracaktır. Amirallerden Jelliko, Beatti ve Ke-yes Ingilterenin güvenliğini sağlamak için 70 kruvazöre ihtiyaç olduğunu söv lemektcdir. Siyasal görüşmeler Londra, 9 (A.A.) — Bu sabah çıkarılan resmiğ bir bildirikte B. Avenolun Sir Samuel Hor ve B. .İden ile dış bakanlığında ayrı ayrı konuştuğu ve bu konuşmalarda, yakında uluslar sosyetesi konseyi ile genkurulunun İnceleyeceği meseleleri aytıştığı bildirilmektedir. YUNANİSTAN'DA: anan ulusal kurulunda kıratlık meselesi Atina. 9 (A.A.) — Ulusal kurulda geneloy hakkındaki görüşmelere karı-şan, kıratlığın ateşli yanallarından B. Buhulis, geneloyun ortaya atılması ü-zerine yeni rejimi sağlamak için bir naip atanmasını istemiştir. 1922 de ölüm cezasına çarptırılmış olan eski bakanlardan B. Stratos'on oğlu, kendisinin de kıralcı olduğunu, fakat kendi hükümetinin şefleri 1922 de öldürüldükleri zaman buna karşı gelmediğinden dolayı kırallık etmeye lâyık olmayan eski kral Yorginin tekrar tahta çıkarılmasına yanat bulunmadığını söylemiştir. Bay Stratos bu şekildeki duygularının kendi seçicilerinin duygularına u-yup uymadığını bilmediğinden saylav-lıktan çekilmeyi Ödev bildiğini ayrıca söylemiştir. Kurul bu çekilmeyi kabul etmiştir. ULUS J I. I KM MI / 1935 İM KM MKE Bingimi, 10 (A.A.) — t mı,İr Mİ kişi rr *)İfO ton buğday bulunan -tfiilin adlî i-ttdyan vapura Sirakiisaya uidi'rken batmış, 21 kişi boğulmuştur. ON ALTINCI YIL. No: 5012 Adımı/, anılımızılır İler yerde 5 kuruş KÖYLÜNÜN KREDİ KOOPERATİFLERİNE OLAN BORCU Tarım bankası, bunları da geri bırakıyor ve bölüye bağlıyor. Tarımsal kredi kooperatifleri hakkında hazırlanıp Kamutaya gönderilen kanun projesi, zama nin darlığı dolayısiyle genel ku -ruldan geçememiş ve önümüzdeki devreye kalmıştı. Köylü borçları -nı 15 yıla bölen kanunu tamamlı -yan ve üretmenin Tarım Bankasına borcunu kolaylıkla ödeyebil -meşini sağlayan bu kanunun çık -mamış olmasına karşın; Tarım Bankası, çok yerinde bir kararla kooperatif ortakları borçlarının da bölünmesi ve geri bırakılması için şubelerine emir vermiştir. Kamutayın önümüzdeki dev -resinde çıkacak olan kanunun ta -rımsal kooperatif ortakları hak -kındaki hükümlerini şimdiden yürürlüğe koymakla banka; devletin türk köylüsünün genliğini sağla • mak ve ödeme kapasitesini yerine getirmek için aldığı hayırlı tedbirlerin çerçevesini genişletmiş olu -yor. En çok; Ege, Çukurova, Karadeniz bölgeleri gibi tarımsal kredi kooperatiflerinin bol olduğu yerlerde binlerce üretmenin beklediği bu haberi bankanın, olduğu gibi aşağıya koyduğumuz, genelgesinden alarak verirken Tarım Ban -kasını da çok yerinde olan bu kararından Ötürü öğer ve kutlarız. Banka genel direktörlüğünün ir»* yazdığı ge nel ge şudur: Son aylarda orta Anadoluda şiddetli ve diğer mahallerde de az çok hüküm süren kuraklık yüzünden bu sene ürünün umuldu -ğu miktarda ele geçmiyeceği ve bu sebeble l-orçlu Ziraî Kredi Kooperatifleri rtaklarının da Öde -me hı» *un« - sıkıntı çekecekleri anlaşılmaktadır. Ziraî kredi koo -peratifleri ortaklarına bu sene borçlarını tediye kabiliyetlerine göre ödeyebilmek İmkânı vermek amacile ortaklar zimmetindeki teşekkül alacaklarının 1 pak al beşte birinin tahsili halinde bakiye ala- Komam adan gelerek göçmenler Dun İç Bakanı B. Şükrü Kayanın başkanlığı altında Dış Bakanlığı genel sekreteri B. Numan Ri -fat Menemene İoğlu ile İç ve Dış Bakanlıkları yönetgerleri BB. Vehbi ve Agâh ve her iki bakan lık türe danışmanları ile Bükreş Elçisniz B. Hamdullah Suphi Tan-rıöver'in bulundukları bir komisyon toplanmıştır. Komisyon Ro • manyadan memleketimize getir • tilecek göçmenler meselesini göz -den geçirmiş ve bunların orada b; rakacakları mülk ve toprakların Ödenmesi şartları, yanlarında ge -tirecekleri eşyalar ve Romanya hükümeti katında yapılacak girgiler İçin alınacak kararların esasları -nı saptamıştır. Komisyon bu esaslar içinde yarın ve Öbürgün de toplantılarına devam edecek ve gereken karar -lan alacaktır. ^^^» • ¦ Sovyetler Birliği İle yeni takas anlaşması Sovyetler Birliği ile hükümetimiz arasında tam denklik esası -na dayanan ve bir yıl yürürlükte kalacak olan yeni bir takas anlaş ması yapılmıştır. detle tecil edilmesi münasip gö -rülmüştür. rağın mevzuata göre bir yıl müd T*ıım Bankası genel direktörü B. Kemal Zaim Şu durum karşısında bu yıl istihsal mevsimine kadar vadesi gelen borçlarından, Kooperatife müracaatla en az beşte birini ve faiz- lerini nakden tediye eden ortak -'arın borçlarının mütebakisini, -eşekkül meclisi idareleri birer karara bağlamak suretile - 936 yılı istihsal mevsimine kadar tecil edebilirler. Kooperatif idare meclislerinin bu yolda verecekleri kararları Şube ve sandıklarımızın bir gû...» güçlük göstermeksizin ve ayrıca mucip sebepler aramaksızın tas -dik etmelerini isteriz. Şube ve sandıklarımız tecil suretiyle yeni vadeye raptedilen bu alacakların senetlerini 'ıskontoya kabul ile eski senedlerini medyunlara iade edilmek üzere kooperatiflere geri vereceklerdir. » Keyfiyetin iş alanınızda bulunan bilûmum Zirai Kredi koope -ratiflerine tebliğ edilmesini ve bu işlerin beyan edilen ve istenilen şekilde güzelce başarılmasının teminini rica ederiz. Şurasını da ehemmiyetle ilâve edelim ki kuraklık, su baskını, çekirge ve sair sebep ve âfetler do -layısiyle hiç mahsul kaldıramıya rak bütün ödeme kabiliyetinden (Sonu 2. inci ssyıfada) italya - Habeşistan Uzlaşma komisyonu bir iş göremedi İtalyan SomarMnİn merkettnâen mpnnan İtalyan askerleri yarı çıplak, yürüyüş yapıyorlar bete kaddi Lahey, 10 (A.A.) — İtalyan ve habeş delegeleri tarafından yapılan diyevlerden anlaşıldığına göre italyanlar aytışmaların yal -nız hadiseler üzerinde kalmasını istediklerinden ve sınır meselesi -nin görüşülmesine yanaşmadıkla -rından dolayı uzlaşma komisyonunun işleri sonuçsuz kalmıştır. Ha beş delgeleri uluslar sosyetesine başvurarak bir beşinci üye atan -masını istiyeceklerdir. italyanların fikri 1515 tarihli İtalya - Habeş anlaşmasına göre, komisyon sınır meselesini görüş -mek hakkına sahib değildir. Halbuki habeşler böyle bir anlaşma olmadığını söylemektedirler. italyanlar 15 günlük bir ara -dan sonra yeniden toplanılmasını ileri sürdüklerini fakat habeş del-gelerinin bunu kabul etmedikle rini bildirmektedirler. Roma, 10 (A.A.) — iyi haber alan çevenlerde söylendiğine göre ingiltere hükümetinin habeş meselesindeki durumunu değiştir mesi beklenebilir. Yarı resmî Giornale d'italya gazetesi İngiltere hükümetine, u • luslar sosyetesine hayranlığını pek ciddiğ saymamasını ve italya'nın ihtiyaçlarını daha iyi anlamağa çalışmasını tavsiycj etmektedir. (Sonu 2. sayılada) Faydalı yağışlar başladı Dün öğle\e kadar Ankarada metre mıı-rabbaına yirmi kilogram yağmur düşmüş bulunuyordu. Yatandaki /esimler, dünkü yağmurdan Atatürk bulvarı ve kıtılay Şehrimizde evelki akşam baş • livan yağmur gece de zaman za -man yağmağa devam etmiş ve Ye nişehir'de bazı yerlerde kuvvetli ce seller olmuştur. Sular Iç ve Ekonomi Bakanlıklarının avlularını doldurduktan sonra mahzenlere de sızarak bazı eski arşivleri ıslatmıştır. Yenişehir'in büyük caddesi de sularla kapanmış, Krsriay'ın bahçesindeki çiçekler şiflerden zede Ienmiş ve Kızılay merkezinin mah-zeniyle bazı evlerin mah -zenlerine su girmiştir, itfaiye bu suları boşaltmıştır. Dilemen deresinin yatağmı de - sonra dağlardan gelen suların altında bahçesini göstermektedir. Cinde korkunç bir l |rem Şanghay, 10 (A.A.) — Şang -hay'ın 200 mil doğusunda Yuan -linğ'de bir teprem olmuştur. On bin kişinin öldüğü söylenmektedir. ğiştirerek Yenişehiri su baskının -dan kurtarmak üzere hazırlan -miş olan projenin yeritilmesı için Bayındırlık Bakanlığınca emir verilmiştir. Bu yağmurlar, yalnız Ankara-(Sonu 2. sayılada) Prens Pol Bükreşe gidiyor Bükreş. 10 (A.A.) — Yugos lavya Naibi Prens Pol'un hafta sonunda Sinaya'ya geleceği haberi resmiğ olarak doğrulanmaktadır. Prens Pol Sinaya'da üç gün Kıral Karol'un konuğu olacaktır. Şerefine verilecek öğle şölenine bütün hükümet üyeleri çağın -lacaktır. Yarı resmiğ çevenlerin fikirlerine göre Prens Pol'ün Romanya* -ya yapacağı bu göretle önce Kıral Aleksandr tarafından hele koyu (Sonu 2. sayılada) Türk genci, gerekin ee havaya yükselecek, gere-kinee yere atin a-çaksın Havalarımızda eğe menliğimiz böylece gerçek leşe-cektir. SAYIFA 2 ULUS Yeni Türkiye Birkaç ay Önce Sovyet müzik artistleriyle beraber Tüıkiyeyc jgefmiş olan büyük Sovyet kompozitörü Şostakoviç, gezisinden döndükten sonra memleketimiz hakkında bir betke yazmıştır. Bu yazıyı dilimize çeviriyoruz: Ankara sokaklarında dolaşırken bu .tarihiğ memleketin canlı ve renkli hayat kaynağının ortasında bulunduğum Içîn zevk duyuyordum. Bu şehirde yeni bir özgen hayatın kurulmuş olduğunu görüyordum. Bu yeni hayatin geçmişi yadırgayarak, bugüne nasıl dört elle sarılmış olduğunu seyrederken yarını da aynı dölenle karşılamakta olduğunu anladım ve değerledim. Istanbulda iki gene türk kompozitö-riyle BB. Kemal Reşid ve Hasan Ferİd-le tanıştım. Her ikisinin de kendi eserleri olan piyano parçalarını dinlerken aradığım ve duymak istediğim pek parlak bir teknik ve bir uzuğ değildi. Bununla beraber, bu parçalarda bu vasıflar vardı ve başkaca asıl aradığım şey, benim için yepyeni olan bir müzik renk ve ahengini de buldum. Bu hususiyeti, ahengin orijinalliğinden büyük bir sevk duyarak tattım. Bundan başka Ankarada Salahattin isminde on beş yaşında bir kompozitör gördüm. Bu gencin piyano parçalarını gerek ben ve gerek artist arkadaşlarım büyük bir merakla dinledik. Türkiyenin müzik ve bu müzik yolundaki yenilikleri kavramakta gösterdiği büyük kapasite, İstanbul konser-vatuvarı île Ankara Cumur Başkanlığı orkestrasının pek yakında çok kıymetli birer senfonik orkestra halini alacaklarına bizi inandırıyor. Orkestra şefimiz Bay Ştcmberg'in kısa zaman İçinde aldığı büyük sonuçlar bunun en parlak İspatıdır. İstanbul ar'lar akademisinde gördüğüm karakalem, sulu ve yağlı boya ile yapılmış eserlerin Avrupanın herhangi bir müzesinde gösterilmeğe değer olduklarını söyliyebilirim. Fakat türk ressamlarının asıl kuvvet ve hususiyeti bunda değil, yurdun göreylerinden ve hayatından alınmış tablolarında ulusal renk ve çeşninin kuvvetle yaşamasında-dır. Istanbulda gördüklerimiz arasında Ayasofya camii Üzerimizde büyük bir etki bıraktı. Fakat en unutulmaz derin etkiyi yapan gene ve hür devletin yeni ve roedeniğ başşehri Ankara oldu. Türk kompozitör arkadaşlar bana türk şarkılarından pek çok notalar armağan etmişlerdi. Bu şarkılar türk folklorcuları tarafından toplanmış ve yazılmıştır. Bu notalara ilk göz gezdirişimde bile bunların işlenmemiş zen-gİnliklcrle dolu olduğunu anladım. Cumur Başkanı Kamâl Atatürk'ün ulu koruması altında türk müziğinde yeni bir devrim yapılmasına çalışılmaktadır. A-tatürk. şımarık gezmenlerin keyfini okşayacak eski müzik yerine yurda yeni türk ulusal ve sosyal müziğini verecektir. Bunun için şimdi ulusal operanın kurulması ve orta ile yüksek müzik öğretim sisteminin yoluna konulmasına çalışılmaktadır. Ankaradan ayrılışımdan Önce Cumur Başkanı Atatürk yeni Türkiyeden aldığım duyuşların gelecek eserlerimde yer bulacağını umduğunu söyledi. Derin bir zevkle söyliyebilirim ki, dost ve komşu memlekette geçirdiğim günlerin üzerimde bıraktığı heyecanlı hisler kolay kolay hatırımdan çı-kamıyacak ve bundan sonraki eserlerimde unutulmaz bir gezinin canlı andaçla-zı olarak görünecektir. İHtanbııl — Ankara Gene Sovyet artistleri arasında memleketimize gelmiş olaD ses artisti Bay Piragov da şu yazıyı yazmıştır: Çarlık ve* padişahlık devrinde iki memleket arasındaki ilgiler elçi ve sü-cl ataşelerin gönderilmesinden ibaret kalıyordu. Ara sıra çarlrk Petrcsburgu-nun asal ve yüksek işyarları lsıanbula kadar uzayan bir gezinti yaptıktan sonra Boğaziçi kıyılarından getirdikleri doğu işi andaçları dostlarına dağıtırlardı. Şimdi dost türk cumuriyetine Sovyetlerin en büyük tiyatrosundan bir ¦algıt gitmiştir. Doğu sınırlarını ilk defa aşarken vapura binmeden önce büyük bir heye- can duymuştum. Gördüğüm hakikat bütün tasarlarımın üstüne çıktı. Istan-bulun canlı ve renkli güzelliği üzerinde şairler sayısız destanlar, romancılar romanlar yazmış olduiklan için bu konu üzerinde uzun boylu durmıyacağım. Galata, Beyoğlu, Üsküdar'ı gezdikten sonra Yıldız ve Dolmabahçc saraylarının geniş ve gölgeli salonlarını da dolaştık, ince ahenkli minare ve tabiiğ güzelliklerle dolu sokaklara hayran o-larak gezenken kalabalık içinde bazı bazı Don Bazİlyo ile konuşan canlı Fi-garo'larla karşılaştığımızı sanıyordum. Gerçekten tstanbulun yavaş yavaş sonen bazı esnaf ve satıcı kılıkları tiyatro sahnesinden ve tablodan çıkmışa benzerler. Fakat bu doğusal güzelliğin hususiyetleri bugünkü Türkiyenin asıl çehresine karşı ilgimizi azaltmamıştı. Ankara, Türkiyenin, devrimden sonra kazandığı utkunun canlı İspatıdır. Şehrin yakınlarının henüz daha büsbütün kaybolmamış tarihiğ geçmişe aid es*ti sokaklarında eski yapılı evleri, öte yandan da yeni Ankaranın Avrupa u-sulİyle düzenlenmiş yeni kurağlarını ve en modern evlerini gördük, Bergama yolunda ihtiyar bir şarkıcının türküsünü dinledüc. Bu ihtiyar gözleri kapalı, türkünün ahengine uygun hareketlerle sallanarak bir gene kızın sevgilisinden ayrılışını anlatan eski ve Uzunlu ezgiler soyuyordu. Ve Türkiye devrimini haykıran savaş fırtınaları ve parlak gelecek umudları ile dolu marslar okurken biz de bizim İçin yeni olan, a? anladığımız fakat kalbimize pek yakın bu ulusal sanat kaynağından kına kana içtik.. Faydalı yağmurlar başladı (Başı 1. inci sayıfada) da bölgesel bir yağış halinde ol mamış yurdun birçok bucaklarında bereketli yağmurlar yağmıştır. Bu yağmur yazlık ürün ve hayvan yemleri için çok faydalı ol -muştur. Meteoroloji enstitüsünden öğrendiğimize göre son 24 saat içinde güney Anadolu, Akdeniz ve Ege denizi bölgeleri ile Diyarbe -kir ve Maras dışarda kalmak üzere Trakya ve Marmara çevresinde Istanbula metre murabbaına 30 Balıkesire 7 Orta Anadoluda Haymanaya 14, lspartaya 9, Yozead ve Kırşehire 8, Konyaya 6 mili -metre yağmur düşmüş ve yağışlı bölgelerin öteki yerlerinde de buna yakın nisbette yağışlar kaydedilmiştir. Karadeniz kıyıları da yağışlı geçmiş ise de yağış mikdan diğer bölgelerde olduğu derecede değildir. Bu bölgede en cok yağış met re murabbaına 20 kilogram olmak üzere Giresundadır. Dün ö^'eye kadar Ankara'da metre murab»ı -na 20 kilogram yağmur düşmüş -tür. , ¦ r Köylünün kredi koopera dilerine olan borcu (Başı 1. inci sayıfada) mahrum kalmış ortakların usul ve mevzuatın emrettiği ve 1470 nu -maralı kanunun 18 inci maddesinde bahsolunan şekilde mazeretleri tahakkuk ettiği takdirde borç -larının tamamının dahi bir yıl müddetle tecil edilebileceği şüp hesizdir. Bu gibi tam teciller ya pıldıktan sonra mikdarile tecil keyfyetini Umum Müdürlüğe bil -diriniz. Bu vaziyette olan borçlular için de mevzuatımız hükümlerinin ayrıca tatbik edilmesini ancak kuvvetli ve mucip sebepler olma -dıkça borcun tamamının teciline gidilmemsini ehemmiyetle göz ö -nünde bulundurmak gerektir.,. DIŞ HABERLER ALMANYA'DA: Âlmanyada bir gazeteci cezalandırıldı Dantzig. 10 (A.A.) — Senatonun eski başkanı Bay Rauschning'e hayın diyerek onurunu kırdığından dolayı nazi gazetesi Danziger Vorpostenin başı yazıcısı B. Zarskc üç ay hapisle cezalandırılmıştır. Hakyerinin bu kararı burada derin bir heyecan uyandırmıştır. Cezalandırılan Zarska gazetesinde bü hükmü şiddetle tenkid ederek son zamanlarda Danziğİn nazi halkı ile hakyeri arasında baş gösteren anlaşmazlığı artıracağını yazmaktadır. Âlmanyada polis ve ordu Berlin. 10 (A.A.) — Polisi ordu kadrolarına sokan kanun .yadsüel bölgede bulunan polis örgüsüne aid değildir. Yarı resmî bir bildirik, bu bölgedeki polisin eski şeklini değiştirmediğini bildirmektedir. Yeni alman tankları Londra, 10 (A.A.) — Deyli Tele-graf gazetesi, alman tanklarının ilk fotoğraflarını neşretmektedir. Bu fotoğraflar Berlin yöresinde Gobclitz kampında alınmıştır. Alman tankları hafif ve son sistem olup iki mitralyözlüdür. tki kişi tarafındın kullanılmaktadır. B L LG A RIS T. W D A: Karakulakof ve Komanof hapiste Sofya. 10 (A.A.) — Bulgar ajansından: Eski başbakan B. Gcorgief'in özel kalem direktörü B. Karakulakof ile eski t :nn bankası direktörü B. Kumano-f'un siyasal çalışmaları hakkında ileri sürülen suçlar ü/crine bunlar, başlanılan gerçinî birinciye kadar tutsanmış-lardır. POLONYA'DA: Danzige bir alman deniz filosu geldi Varşova, 10 (A.A.) — Altı avcı gemisi ve "Tongto,, uçak gemisinden ka-tınç bir alman filotillası Dansiğe gelmiştir. Doğu Prusyasından Pillo'ya giden filotillanın, gemilerin birinde bir bozukluk çıkması üzerine Danziğe gelmek zorunda kaldıkları söylenmektedir. Vkranya yeni seçime katılacak Varşova, 10 (A.A.) — Ukranya ulusal partisinin merkez komitesi yenî seçim kanununa göre seçimlere katılmayı kararlaştırmıştır. SOVYETLER BİKLİCİ'NDE: Moğolistan sınır hâdiseleri ve Pravda Moskova. 10 (A.A.) — Tas ajansı bildiriyor: Mançuri — Mongolistan sınır durumundan bahseden Pravda gazetesi, Mongol cumurluğunun sınırlarını çaşıtlara açmasını istiyen japon militarizminin küstahça isteklerini kaydettikten sonra diyor ki: "Bu hadise, japon militarizminin eskiden Mançuride Jehol'de ve şimdi güney Cinde güttüğü siyasayı Mongo-listanda da gütmekte olduğunu gösteriyor. Japon militarizminin toprak ele geçirmehırsı sonsuzdur. Bu, her gün daha açık bir surette görülmektedir. Bununla beraber artık sınırı aşanların kafalarını kayaya çarpmaları mümkündür. İNGİLTERE'DE: Ingilterede beş uçman okulu açılacak Londra, 10 (A.A.) — Hava bakanlığı yedek uçman yetiştirmek için yakında beş yeni okul açacağını bildirmektedir. Böylece ingiliz hava kuvvetleri plânının ilk partisi meydana getirilmiş olacaktır. İtalya - Habeşistan (Başı 1- cı sayıfada) Bu gazete Habeşistanın İtalya tarafından işgali, ingiliz asığlarını bugün habeş hükümetinin tehdid ettiğinden fazla tehdit etmiyeceğini yazmakta ve İngilterenin Avrupa dayanışmasını bozmamasını istemektedir. Tsana gölü meselesi Londra, 10 (A.A.) — Tsana gölünde yapılacak baraj hakkında, habeş hükümetinin de karşı gelmemeye karar verdiği mesele üzerinde sorulan soruya cevap olarak B. Eden şunları söylemiştir: "— Habeş hükümeti 15 mayısta, İngiltere, Mısır ve Sudan hükümetlerine, bu mesele üzerinde bir anlaşmaya varmak üzere Adisababada toplanacak konferansa delegeler göndermeleri İçin bir çağrı yapmıştı. İngiliz hükümeti, barışçıl bir kotarma yolu bulmak üzere elinden geldiği kadar çalıştığı bir sırada, İtalya ile Habeşistan arasındaki anlaşmazlığı artıracak, hiç bir tedbir almak istememiştir. Bundan dolayı İngiltere hükümeti ilgili hükümetlere konferansın sonraya bırakılması lâzım geldiğini söylemekle beraber Mısır ve Sudana, yukarı Nil çevresindeki asığların/ da gözden uzak tutmamalarını tavsiye etmiştir Aslında bu asığlar yalnız Kahire ve Adisababa hükümetleri tarafından değil, ayni zamanda Fransa ve İtalya tarafından da tanınmış idi. Bundan dolayı ingiliz hükümeti, bu projeyi meydana getirmek i-çin daha elverişli bir zamanı beklemeğe karar vermiştir. Habeşistanda italyanların karşılaştıkları güçlükler Paris, 10 (A.A.) — Eko de Paris gazetesinin Londra aytarının fikrine göre: İtalyan hükümeti maddî sebeblerden dolayı daha bir /aman Habeşistanda FRANSA'M \ : sebebi şunlardır: Birçok kuyular açıldığı halde içilecek su azdır. Büyük mikdarda asker ve harb gerecinin Habeşistan sınırlarına taşınmak üzere gereken taşın araçlarının sağlanması için aylar lâzımdır. ttalyaya Habeşistandaki süel hareketler için 400 bin asker lazımmış Londra, 10 (A.A.) — Deyli Tele-graf gazetesinin Adisababa aytarının verdiği habere göre italyan kurmayı Habeşi s tan da süel hareketlere başlanması için en az 400 bin kişi lâzım olduğu fikrindedir. Halbuki şimdi doğu Afrika-sındaki italyan askerlerinin sayısı 200 bini bulmuştur. Ayni gazetenin fikrine göre Muso-linİ görüşmelerden kaçmamakla beraber bu görüşmelerin uluslar sosyetesi dışında yapılmasını istemektedir, ltalya-nın amacı Fransanın Faştaki kontrolü gibi Habeşistanda da tam bir. süel kontrol kurmaktır. Japon imparatoru ılıt mı işe karışacak ? Tokio, 10 (A.A.) — Röyter ajansı ay tan bildiriyor: Burada, japon imparatorunun, italyan - habeş anlaşmazlığının gelişimi ile çok ilgilendiğini vc harbin Önüne geçmek için gayri resmî girişimlerde bulunacağı söylenmektedir. hülyada yeni sınıflar silâh altına çağırılıyor Roma. 10 (A.A.) — Bir buyrultu i-le 1909, 1910 sınıflarından bir mİkdar uzman silâh altına çağırılmıştır. ittihada harpcı coşkunluğa bir örnek Roma, 10 (A.A.) — Lİttorio'nun genç faşistleri parti genel sekreteri B. Aşil Strasa yolladıkları bir mektupta, doğu Afrikasına gitmek dileğinde bulunduktan sonra şunları yazmışlardır, 'ödevimiz, süel olduğu kadar tineldİr... Ağropantİno Kolonları oğullarının damarlarında harbi kazanan babalarının kanı dolaştığını dünyaya göstermek istiyoruz. Habeşistanda şehirler kurmak İstiyoruz. B. Kupdoğlunun çalışmaları Paris. 10 (A.A.) — B. Kurdoğlu ile B. Bonfon Krapon'un başkanlığındaki fransız uzmanları arasında ilk görüşme dün yapılmıştır. Fransuda gümrükler artırılacak mış Paris. 10 (A.A.) — Hükümetin kontenjan usulü yerine gümrük vergilerini artırma sistemini koyacağı hakkındaki haberlerden heyecana düşen tarım ve endüstri adamları B. Laval ile görüşmüşlerdir. Laval, hal ve şartların gerekli gösterdiği usullerin esasından değiş-tirilemiyeceğini bildirmiştir. Astronomi birliği genel kurultayı açıldı Paris. 10 (A.A.) — 24 ulnsun girdiği arsıulusal astronomi birliğinin genel kurultayı bugün açılmıştır. Açılma töreninde Albcr Löbrön de bulunmuştur. Kalp para basanlar Paris, 10 (A.A.) — iki çİnli ayak satıcısının evinde araştırmalar yapan polis 5, 10 ve 20 lik kâğıt olarak 20.000 franklık kalp para bulmuş ve cinlileri yakalamıştır. Çinliler, üç yüz dol.ulık kalp parayı Şangay'da bulunan ve ayni zamanda italyan. İngiliz ve amerikan paraları ya* pan bir devrimci örgütünden satın aldıklarını söylemişlerdir. İSPANYA'DA: Ordunun kadroları gençleş tir iliyor Madrid, 10 (A.A.) — İspanyol ordusunun kadrolarını gençleştirmek istiyen bakanlar kurulu, General ve albayların emekli yadlarını kışalunaya ka Korgeneraller 69, tümgeneraller 62 ve albaylar da 60 yaşında emekliğo ayrılacaklardır. İspanyol - fransız tecim Oflfffflf ¦ ması yapılamadı Madrid, 10 (A.A.) — Bir Fransu — İspanyol tecim andlaşması için yapr-lan konuşmaların sonuçsuz kalmasş üzerine, iki memleket arasındaki andlaş-ma dündenberi hükümsüz bulanmaktadır. Gümrük resimlerinin Önemli bir ş* kilde arttırılacağı söylenmektedir. Dağınık duyuklar HabsbrıtgUır geri alacakları mallarını satamıyacaklar Viyana, 10 (A.A.) — Habsburg di- nastisi hakkındaki kanunu değiştirmek* üzere diyet kuruluna verilmiş olan yeni kanun projesi Hababurgların kendilerine geri verilecek olan malları satmalarını yasak etmek üzere federal hükümete yetki vermektedir. Yugosluvyada satılması yasan olan italyan gazetelerine tekrar izin verildi Belgrad. 10 (A.A.) — îç bakanı, u-zun zamandanberi yasak edilen dört ı-talyan gazetesinin Yugoslavyada tek* rar satılmasına izin vermiştir. Prens Pol Biikreşe gidiyor (Başı I, inci sayıfada) diplomatik kınavların yapıldığı devirlerde güdülmüş olan ananayı yeniden diriltecekt'ır. Siyasal çevenler Bay Titüles -ko'nun da hazır bulunacağı bu görüşmenin, Yevtiç kabinesinin çe -kilmesi yüzünden geri bırakılmış olan Küçük anlaşma konseyinin toplantısını biraz daha geri bira -kaçağı fikrindedirler. B. Titiılesko Homanyaya dönüyor Londra, 10 (A.A.) — B. Titü -lesko Romanya'ya dönmek için dün Londra'dan hareket etmutır. ULUS 12. T KM MUZ 19.ir» CI M\ Nevyork, II (A.A.) — Kadın uçman Kvm tngaUa, doğudan batıya i.adın sarat rekoru kurmak için Fhıyd Bennetden Ka-liforinyadaki Bürbanka uçmuştur. ON ALTINCI YIL. No: 5013 Allımız, anılımızılır Her yerde 5 kuruş Başbakanımı?! Vana döndü Van. 10 (A.A.) — Başbakan tsmet İnönü 9 temmuzda Gevaş, Havasor, Edremit bölgelerini ve Şemran kanalını gözden geçirdikten sonra dün Van'a dönmüştür. Eski paralar nasıl değiştirilecek? Finans Bakanlığının 10-7 -935 tarihli ve 8031 numaralı betikle -riyle verdikleri izin üzerine yürürlükle bu'unan para değiştirme öğ-reneği-*d? aşağıdaki değişiklikler yapıl~v- ır. « I — İkinci maddede bulunan (yırtılmış) kelimesi kaldırılmış bu madde şu şekilde kalmıştır. Münderecatı kolaylıkla okuna-mıyacak derecede kirlenmiş yağ -lanmış veya rengi uçmuş veya parçalanmış ve yahut yanmış ve kavrulmuş banknotlar yedekleriyle değiştirilecektir. II — Üçüncü maddenin A. B, C fıkraları şu şekilde tadil edil -mistir. A) Kirlenmiş, boyanmış, rengi uçmuş, yanmış ve kavrulmuş olup ta çerçeve içindeki sathından eksilmiş banknotlar en az iki seri veya iki sıra numaralarının ve yahut bir seri veya bir sıra numara -sile Maliye Vekilinin imzasının okunabilmesi şartile tam bedeli mukabilinde değiştirilir. W ff: nV,\rt hir parçadan ibfc-sc\. ve sathında eksiği bulunduğu takdirde dördüncü madde A fıkrasında sözü geçen kabarit cetvellerine tatbik ile değiştirilebilmesi için A fıkrasında zikroİunan va -sıfları taşıma ı lâzımdır. C) Birden fazla parçalara ayrılmış olan ba ıhnotlarda ise par -çaların umumi heyetinde keza A fıkrasında sayılan vasıflar bulu -nursa bu banknotun bütün parçaları (numara ve imzaları taşımı -yanlar da dahil) değişmiye kabul olunur. Şu kadar ki parçaların o banknotun parçaları olduğu açıkça belli olması gerekli bulunduğun -dan parçaların bilhassa sıhhatleri tayin olabilecek halde bulunmaları ve banknotun üzerinde bulun -dukları kısmın civarile yırtılma şekli ve tezyinat ve saire itibarile uygun bulunmaları gereklidir. Fersude banknotların değiştirme işleri 10 - 7 - 935 günlemecin-den itibaren yukarıki tadilâta göre yapılacaktır.,, Türk - yugoslav dostlu -ğunun yeni bir gösterisi istanbul, 11 (A.A.) — İçinde kotor deniz tecimi akademisinin 45 talebesi bulunan Villi-Velebita yugoslav okul gemisinin 8 hazi -randa istanbul'a yaptığı göret türk ve yugoslav uluslarını birleştiren dostluk duygularının ne ka -dar kuvvetli, içtem ve sağlam ol -duğunu bir kere daha göstermeğe yol olmuştur. Kotor deniz tecimi akademisi direktörü B. Miloh Lipovaz hareketinden önce bize şunları söyle -mistir: "— Bize karşı gösterdiği içtem dostlukla bizi gerçekten duygu -(andırmış olan bu güzel dost ve bağlaşık ülkeden büyük bir heyecanla ayrılıyoruz. (Sonu 2. cı sayı/ada) Yeni gülyağlarımız piyasaya çıkarılıyor. Ispartadaki örnek fabrika bu yıl nasıl çalıştı, ne randıman aldı ? Ulusal ban -balarımızın bir Limtet Sosyete halinde kurdukları İsparta'da ¦• ki örnek gülya -ğı fabrikası, bu yıl, ilk defa olarak çaltşmtş va İlk ürününü al -mısfır. Parfümeri' • de türlü kokuları fikse etmek (değişmez ve bo zulmaz hale ge -tirmek) için kullanılan gülyağtnın alıcıları Fran -sa, İngiltere ve Amerika'daki parfümeri fabrikalarıdır ve bunların yıllık istekleri de üç, dört bin kilo kadardır. Bizim yeni fabrikamız — aşağıda anlatıldığı gibi — gül mev -siminin çok kurak gitmesi dola -ytsiyle kırk kilo yağ çıkarmıştır. Güllerin verimi bol olursa fabri -konin üretimi her yd 125 kiloyu ülvaffı fshrncasımn dısaı *orunuşu açılıp işlemesi tam bu sıralara ras-gelmiş bulunmaktadır. Çiçek toplama zamanı her yıl 18 mayıstan 20 hazirana kadar 34 gün sürerken bu yıl yağmursuzluk yüzünden 18 mayıstan 7 hazirana kadar ancak 21 gün sürebilmiş, bundan başka ilk ve son günler -de toplanabilen mikdar da pek önemsiz olmuştur. Gül ürününün kuraklık yüzünden Bulgaristan^- bulabilir. Bir kilo gülyağtnın sa -Uf fiatt dört, beş yüz lira olduğu -na göre yeni fabrikanın İsparta bölgesine Bağlıyacağı geliri azım ¦ samamak lâzımdır. Ancak, bunun için de güt yetiştiren bölgeler halkının bu işe önem vermesi ve ye -tiştirdikleri gülleri satarken çok para kazanmak davasına kendilerini kaptırmamak gerektir. He -men ilâve edelim ki; tspartattlar bu lüzumu iyice anlamışlar ve fabrikanın işlerini kolaylaştırmak için ellerinden ne gelirse esirgememişlerdir. Gülyağctttk ve İsparta örnek gütyağt fabrikası hakkında elde etmiş olduğumuz bilgeleri aşağt -ya yazıyoruz : Bütün Anadolu üzerinde his -sedilen kuraklık en çok İsparta'da ve hele Ispartanın gül bahçeleri bölgesinde kendini gösterdi. Çif -çiler bu seneki ürünün hiç yağ -mur, yağmazsa % 30 nisbetinde ve son on beş gün içinde yağarsa '¦ 20 nisbetinde az olacağım oranlıyorlardı. Fakat hakikatte ürün bundan az oldu. Beklenilen gül mikdarı 280 le 320 bin kilo iken ancak 145 bin kilo çiçek alınabildi ki diğer yıllar ürününün ancak % 50 kadarıdır. İsparta gülyağı farbikasımn Güllerin depo edildiği yer. pek fazla zarar gördüğü haber alınmaktadır. Çiçeklerin verimi İsparta örnek gülyağı fabri -kasında taktir edilen çiçeklerden alınan verim dikkate değer: fakat şunu da kabul etmek lâzımdır ki devamlı kuraklığın bu verim üze • rinde kötü etkileri olmuştur. Gül ağaçlarında parazitler çalışmaya koyulmuş ve birçok koncalar açı -(Sonu S inci sayılada) B. Şükrü Saracın tüze işleri hakkındaki diyevi İstanbul, 11 (Telefon) —Tüze Bakanı B. Şükrü Saraç bugün Tüze sarayına giderek bütün hakyer-leri başkan ve üyeleriyle genel sa-vamanlar ve yardımcılarının bu lundukları bir toplantıya başkan lık etmiştir. Tüze bakanı bu top lantıda, yeni hazırlanan tüzel kanunlar hakkında izahlar vermiş, tüzel yeğritimler hakkında hükü-menlerin fikirlerini sormuştur. B. Şükrü Saraç şunları söyle -mistir: "— Adliyemizin bundan sonra daha muntazam çalışabilmesi ve işlerin daha çabuk yürüyebilmesi için esaslı surette çalışıyoruz. Burada kaldığım üç gün içinde adlî işleri tetkik ettim. Ankara'da ha -zırlanan yeni kanunlar münasebetiyle çalışkan adliye adamlarımızın fikirlerini aldım, istirahat müd detimi geçirmek için izmir'e gidiyorum. İzmir'de de etüdler yapa cağım. Sonra Ankara'ya döneceğim Hazırlanan kanun projeleri adliyemizin tekâmülü için en uy -gun tadilat yapılarak kamutayın ilk toplantısına arzedilecektir. Adliye mekanizmamızın işleyişi günden güne olgunlaşmakta -dır. Ufak bir surette aksayan noktalar da ortadan kaldırılınca muntazam bir makine halinde çalışacaktır.,, B. Şükrü Saraç bu akşam İz -mir'e gitti. Prens Pol bugün Bükreşe varıyor Bükreş, 11 (A. A.) — Ra-dor ajansı bildiriyor: Yugos -lav naibi Prens Pol ile Prenses Olga Kıral Ka rol'a iki günlük bir görette bu -lunmak üzere yarın Sinaya' -ya gelecekler, Kıral Karol il î Veliaht Mise!, Başbakan Tata-resko ve dış ba -kanı B. Titüles-ko tarafından karşılanacaklar dır. Gazeteler , Prens Pol'ün yabancı memle -ketlere ilk gezisi olan bu göret dolayısiyle iki memleket arasındaki dayanışmayı kaydediyorlar. B.Vehbi Demirel gitti İç Bakanlığı yönetgeri B. Vehbi DeMİrel Edirneye gitmek üzere dün akşam Istanbula hareket et -mis. durakta iç bakanlığı ileri gelenleriyle işyarlar tarafından uğur-lanmıştır. Bükreşe giden Prens Pol Musolini "biz Habeşlerin oyuncağı değiliz,, diyor. Roma, 11 (A.A.) — Afrika'ya gidecek general ve subaylar önünde söz söylİyen B. Musolini dalyanın ulusal prestij ve asığını yerine getirmek suretile italyan - habeş kavgasını kesin olarak kotarmağa karar verdiğini söylemiş ve demiştir ki: "— İtalya Habeşistan gibi kargaşalık içinde bulunan bir hükü -metin meydan okuma siyasasına oyuncak olamaz.,, B. Avenolun değetleri Londra, 11 (A.A.) — Uluslar sosyetesi genel sekreteri Bay Ave-nol Bay Baldvin'Ie konuşmuştur. Bu konuşmada italyan - habeş meselesinin görüşüldüğü sanılmak -tadır. Bay Avenol bundan başka dış, bakanlığı sekreteri Sir Rober Sit- tart ile de görüşmüştür. Bay Avenol yarın. Bay Edeni görecektir. İngiltere Habeşistana silah göndermiyor Londra, 11 (A.A.) — ingiltere hükümeti, Habeşistana silâh gönderilmesini yasak etmiştir. Yeni hadiseler Roma, 11 (A.A.) — Resmiğ bir bildiriğe göre Habeşistan'da yeniden iki hâdise olmuştu. 6 temmuz sabahı, Italyanııı Harrar konsolosu otomobille Lire-canaya doğru gidiyorken bir ha -beş subayı ile bazı habeş askerlerine rastlamıştır. Bunlar kendisini söverek ve tehdit ederek durdurmak istemişlerdir. (Sonu 2. ci sayı fada) Havalarımızı korumak için beş yüz uçak lazım. Biz bu sayı yı da aşmağa çalışacağız! SAYIr A 2 ULUS Yuuoshıı \ıı mektubu Yugoslav kabinesi yeni seçim istemiyor. Şimdiden dene' ilir ki Yugoslavyadaki birçokların "diklalür., adım verdikleri ayral rejim artık bitmiştir. Yeni liberal rejim ülkenin butun sosyal sınıflarında "serbestçe nefes almağa başlandığı., hissini doğurdu. B. Stoyadinoviç iş başına geçer geçmez, finans bakanı iken Yugoslavyanın bozulmuş ekonomisini canlandırmak iç İn gösterdiği yollara girmekte gecikmedi. Yevtiç kabinesinde finans İşlerini çevirdiği tirada kovaladığı usul, yalnız vergileri indirmekti ki bu, küçük tccimerlerın yanıları ve hattâ köylülerin vergi alımcılarına dayanmaları Önünde vakit kaybetmeksizin başarılması gereken bir iş idî. B. Stoyadinoviç şimdi bu gerginliği kaldırmak siyasasını iç siyasaya da teşmil eylemiş olup gazetelere yeniden verilen hürriyet ruhu sükûna çok yardım etmiştir. Stoyadinoviç hükümeti ülkenin her yerinde bir barışma ve anlaşma kabinesi olarak karşılandı. Ayrış lideri ve hırvat köylü partisi şefi doktor Maçck prens Paul yanındaki Ödevini hem Sırpları, hem hırvatları hoşnud etmek suretiyle başardı. Yeni hükümet artık, yalnız bir sırp - ortodoks hükümeti olmayıp başlıca üç dini ve ulusun üç başlıca kısmını oruntayan kimselerden kurulmuştur. O. yalnız ayrısı sekinlemek-Ic kalmadı, ayrısı sayı bakımından küçülttü ve bu suretle parlamentodaki durumu değiştirdi. B. Maçek'in seçim işlerinde bağlaşıkları olan Bosna mÜ6İü-nunları. doktor B. Spaho'nun yönetimi altında ayrış grupundan ayrıldılar. B. Maçek'in seçtirmiş olduğu dokuz saylav, parlamentoda yerlerini işgale karar verdiler B. Yevtiç devrinde seçilmiş olan şimdiki Skupçâna'nın ne kadar süreceği meselesi hükümetten çok saylavlar tarafından kotarılacaktır. B Stoyadinoviç. parlamentoyu dağıtma kararını cebinde taşımaktadır. Fakat, parlamento dağılırsa bu seferki seçimler pek a-eeleye gelecektir. Su kadar var ki Skup-çin^nın dağıtılması şimdilik düşünülmekte delildir. Başlangıçta, B. Stoyadinoviçin parlamento ile çalışmak istemediği sanılmış ve saylavların çoğu bu yüzden yeni bakana karşı vaziyet almağa başlanışlardı. Fakat B. Yevtiç'in taraflıları gün geçtikçe eksilmiş ve hattâ sonun- Belgrad. temmuz da eski hukumd şefi büsbütün yalnız kalmıştır Seçtirmiş olduğu saylavlar 'parlamento kulübüne uğramaz olmuş ve eski başbakan kendini manidar bir yalnızlık içinde bulmuştur. Yeni hükümetin kuruluşundan on gün sonra Bay Yevtiç'in yanında, 303 kişilik çokluktan ancak kırk elli kişi kalmıştı... Bu ise hükümet için hiç beklemediği bir parlamento ayrısı olacaktır. B. Stoyadinoviç'e gelince o. başkalarının deneçlerinden aşılanmayı bilen bir kimsedir. Onun, kuvvetli bir parti kurmadan yeni seçime doğru git-miyccefcı söyleniyor. Bundan da anlaşılıyor ki hükümet, parlamento ile yapacağı ilk değetten sonra eski partileri canlandırmak değil, yeni partiler kurmak için işe başlıyacaktır. Bu, eski partiler çerçevesi içinde yapılacak ve bütün radikallerle bir kısım demokratlar. Bosna müslümanlan. B. Koxsşets'in Sloven taraflıları (ki Slovenyanın yüzde doksanı demektir) bir araya toplanacaktır. Radikal parti de bu büyük partinin bel kemiği olacaktır. "Yukarı,, dan iş görmek istiyen bir partinin iyi sonuçlar veremiyeceği artık anlaşılmıştır. Böylelikle kurulan bir parti her şeyden önce şefini dinlememeğe başlar, tşte B. Yevtiç'in olduğu gibi B. Uzunoviç'in ve B. Marinko-viç'in dc başına gelen budur. B. Yevtiç faşistlik rengine karar vereceği sırada ordusu birden dağılıvererck kendisini yapyalnız bıraktı. Onun gitmek istediği yoldan artık gidilemiyeceği besbellidir. Bundan böyle halka doğru dönmekten başka yapılacak şey yoktur, tşte halkı da sevindiren bu oldu. Hükümetin ayrış* ve parlamentoya karşı aldığı bu anlaşma durumunun bütün sosyal hayatta nomal ^artların dV nüşu üzerinde çok güzel bir etkisi olmuştur. Yeni doğan bu güven havasında işler birdenbire canlanmış, çıkat çoğalmağa başlamış, dinar sağlamlaşmış-trr. B. Stoyadinoviç'ın finans bakanlığına getirdiği B. Letitsa cn iyi iş arkadaşlarından biri olup üzerine aldığı ö-devî çok güzel başaracak bir adamdır. Ayrışın sabırsızlıkla beklediği basın hürriyeti kanunu ile liberal seçim kanunu parlamentoya, yeniden işe başlar başlamaz verilecektir. M SVETOVSKÎ DIŞ HABERLER Yi N \\KIAMV: ) ıınnıı geneloytt eylül içinde yapılacak Atina. II (A.A.) - Parlamento, hükümetin sunduğu önergeyi onaylamıştır. Geneloy 1 teşrinden Önce yapılacaktır. Elen ulusu bugünkü cumurluk rejimiyle, meşruti bir kırallıktan hangisini dilediğini bildirmeğe çağrılacaktır. ¦\VI SU KY\*»\: Avusturya dinustisi hakkındaki kanunu diyet kurula kabul etti Viyana. II (A.A.) — Federal diyeti. Habsbug dinastisinin memleketten çıkarılmasına dair olan kanunun kaldırılması ile bu dinastiye ait malların geri verilmesi hakkındaki kanunu oy birliği Ik kabul etmiştir. Türk - yugoslav dostlu -çunun yeni bir göserisi (Başı /. ci say ifada) İstanbul'da kaldığımız sürece bize gösterdikleri içtem ve hara -retli karşılamadan dolayı hükii -met Örkünlerine ve bütün türk ulusuna, çok içtem teşekkürlerimizi ve derîn minnetlerimizi söyle -menızi arkadaşlarım profesörlerle deniz tecimi subayları a d ma rica ederim... Villi - Velebita okul gemisi bu akşam Karadenize gitmek üzere İstanbul'dan hareket edecektir. Bl LGAKKI \VDA; Sovyet - bulgur tecim görüşmeleri Sofya, II (A.A.) — Sovyetler birliği ile bir tecim ve klehng sözbağı yapılması için bugün Sofyada görüşmeler başlamıştır. ııl.alımım Muhitimi ya komitacıları Sofya, II (A.A.) — Bir şenedenbe-ri aranılmakla olan eski Makedonya devrim komitesi üyelerinden 18 kişi yakalanmıştır. Bunların hepsi Protogerot grupundandır. Haklarında araştırmalar yapılmaktadır. Yeniden yakalananlar Sofya. 11 (A.A.) — Siyasal çalışmaları hakkında bazı suçlanmalar dolayı-sile eski çiftçi saylavlardan B. Stefan Popof yakalanmıştır. Eski komünist saylavı Jeliozkoff ile Georgiyef hakkında açılan gerçinin sonuçlarını beklemektedirler. Bundan başka, bir yıl önce dağıtılan O.Rİ.M. birliğinin 18 eski üyesi de yakalanmıştır. Sofya. 11 (A.A.) — Polis. Protege-rof grupundan OKI M Örgütünün merkez komitesi eski Üyelerinden Petro Train Kof yakalanmıştır. Suçlu Sofya mahkemesince aranmakta idi. Musolini (biz Habeşlerin oyuncağı değiliz) diyor (Bası I. ci say ifada) Öğleden sonra, Harrar konsolosluğu yerli İtalyan askerlerinden biri. konsolosluğa giderken, İçlerinde uray polisi ile askerler de bulunan 20 kadar yerli tarafından taşlar ve sopalarla saldırıma uğarmıştır. Aditababa'dakİ İtalyan elçisi o saat Habeş hükümetini şiddetle protesto etmİşdir. İtalyanlara göre yurgıç komisyonu neden iş görememiş Roma. 11 (A.A.) — Stefani ajansı bil diriyor: Yargıç komisyonundaki habeş delgelerinin Valual topraklarının kimin olduğu meselesinin dc görüşülmesi için gösterdikleri ısrardan bahseden italyan gazeteleri, yargıç komisyonunun emek lerini boşa çıkaran bu ısrarın yerinde olmadığım yazmaktadırlar. Çünkü, Valual birkaç senedir İtalya'nın elinde bulunuyordu ve habeş hü -kümeti şimdiye kadar buna karşı hiç bir itirazda bulunmamıştı. Sonra İtalya hükümeti, yargıç komisyonunun ıcçilmesi-ni yalnız son sınır hadisesini incelemek ve Valual topraklarının kimin olduğunun görüşülmemesi şartiyle kabul etmişti. Haberlere göre ise Adısababa, 11 (A.A.) — Resmiğ habeş çevenleri. İtalyanın Ualual'in habeş toprakları içinde olup olmadığını incelemekten çekinmiş olmasına şaşmamışlardır. Gene bu çevenler, İtalyanın, bu hareketiyle. Ualual'in işgalini haksız gören habeş tezini kuvvetlendirmekte olduğunu kaydediyorlar. Ayni çcvcnlcrin düşüncesine göre 1-talyajıın, beşinci bir yargıç atanmasını istememesi bu memleketi hak yolundan yürümektenae, İşi «ora bindirmek nivvtînde oM"C"m*r"«»*rm»Vt^dir Habeşistan davayı barış yolu ile kotarmak isteğinde olup, bunun için de u-luslar sosyetesi konseyinin hemen toplantıya çağırılmasını dilemektedir. Uluslar sosyetesinin araya girmesi Cenevre. 11 (A.A.) — İtalya • habeş yargıç komitesindeki habeş delegesi B. Gaston Yere buraya gelmiştir. Komitenin, bugün neşredilecek olan kararlarını beraberinde getirmiştir. Bu kararlara ilişik olarak yazdığı mektupta. B. Yeze uluslar sosyetesinin acele araya girmesi gerektiğini bildirmektedir. İlir yandan da İtalya asker gönderiyor Papoli, II (A.A.) — Kolombo adındaki vapur, 1800 den artık askerle, dün saat 19 da Musavva'ya hareket etmiştir. Bu vapurla, general Montanyini de gitmiştir. Gidenler büyük bir kalabalık tarafından ngurlanmışlardır. Amerika re İngiltere protesto edecekler mi? Vaşington, II (A.A) — İyi haber alan çevenlerden Öğrenildiğine göre, italyan ordusunun Habeşistana saldır -ması ihtimaline karşı, Kellog andlaş -masının hükümlerine uygun olarak pro-tsetoda bulunulmasının yerinde olup olamıyacağını incelemek üzere şimdi -den Londra ile Vaşington arasında de -ğetlcre geçilmiştir. Rir ingiliz gazetesi ingiliz - fransız elbirliği lüzumundan buhse'diyor Londra. II (A.A.) — İngiltere dış bakanlığı ile İtalya büyük elçiliği, B. Grandi'nin italyan - habeş anlaşmazlığının kotarılması için önergelerde bulunduğuna dair cîan yayıntıları yalanlamaktadır. "Taymis,. uluslar sosyetesi konsey i- »İKLESİK DEVLETLER IH: Amerikanın deniz programı Vaşington, 11 (A.A.) — Deniz bakanlığı 1936-37 yılları içerisinde yapı lacak gemiler hakkındaki programını bildirmiştir. Amerika 12 parça torpido ile altı ta ne denizaltı gemisi yapacaktır. Deniz bakanı, ileride eskimiş bir ge minin yerini tutmak üzere bir de zırhlı yapılmasının bu programa ilavesi ih -tİmali bulunduğunu söylemiştir. Önemli kanunlar çıkarılmak isteniyor. Vaşington, II (A.A) — Senato dış işleri komisyonu, nötürlük hakkında üç kanun projesini incelemiştir. Birinci kanun harb halinde olan memleketlere silah çıkarılmasını yasak etmekte ve bu memleketlere gîden eşya vapurlarından amerikan bayrağı korumasını geri al -maktadır. İkinci kanun bu memleketlere gidecek amerikan vatandaşlara pasaport verilmemesi hakkındadır Üçüncü kanun da, bu memleketlerle her türlü finansal İlgileri yasak etmektedir. Senatonun, bu toplantı devresinde bu kanunlar için kesin hiç bir karar al-mıyacağı sanılmaktadır. Çünkü, ordu ve donanma bakanlıkları her zaman bu meselede vakınlı davranılmasını tavsiye et mislerdir. ISevyork ilindi Li su baskını Nevyork, 11 (AA.) — Ncvyork ilindeki su baskınında 36 kişi boğulmuştur. Ziyan 25.000.000 dolar olarak kestiriliyor. Sular alçalmağa başlamıştır. Amerika l.ondrudan gümüş alıyor nar.sal çevenleri, hazinenin acun gümüş piyasasına yardım için Londradan 12 milyon ons gümüş satın aldığını bildiriyorlar. İNGİLTERE'DE: İngiltere bir hava pahtı imzalanması için çalışacak Londra, 11 (A.A.) — Deyli Telegra* gazetesinin diplomatik aytarı, Ingilterenin, bir hava paktının imzalanması i-çin elinden geldiği kadar çalışmaya karar verdiğini yazmaktadır. Londrada şoförler grevi Londra. 11 (A.A.) — Bir kaç yüz o-tobüs şoför ve biletçîsî bu sabah grev ilân etmişlerdir. *OYYETLLK KİKLlı.l M l İSVİÇRE'DE Şak o anlatması Cenevre, 11 (A.A.) — Arjantin hükümeti, Bolivya ile Paraguay arasında harbin durdurulması için iki hükümetle aracı hükümetler oruntakları arasında imzalanan protokollarm tasdikli suretlerini uluslar sosyetesi genel sekreterliğine göndermiştir. nin hemen toplantıya çağırılması için bir sebeb olmadığını yazmaktadır. "Morning post,, italyan - habeş anlaşmazlığında barışçıl bir kotarma yolu bulmak için baş vurulacak biricik çarenin, İngiltere ile Fransa'nın Ad i saba bada el birliği ile hareket etmeleri olduğunu yazıyor. Söylendiğine göre habeş hükümetinin, uluslar sosyetesinin Habeşistandan yana bir durum alacağına güveni vardır. Habeş imparatorunun, dışardan yardım görmeksizin harbe girmek veya ülkesinin egemenliğini doğrudan doğruya tehlikeye koymayan bir barışı kabul etmekten birini seçmek zorunda kalırsa böyle bir barışı daha uygun bulacağı sanılmaktadır. ıVrifi Moskova elçimiz güven mektubunu II. Kaimine verdi Moskova, 11 (A.A.) — Sovyet Rusya yürü tüm komitesi başkanı B. Kalenin, yeni Türkiye büyük elçisi B. Zekâl Apaydını kabul etmiştir Elçi kendisine güven mektubunu vermiştir. Moskovanın Imytndırlık plânı Moskova ,11 (A.A.) — Moskova şehrinin bayındırlığına ait yeni plân ile bu plânın önümüzdeki üç seneye ait kısmı gazetelerde çıkmıştır. Mo«kovada nüfusun gitgide artmakta olduğu göz önüne alınarak şehrin kurulu bulunduğu topraklar 28 bin hektardan 00 bine Çıkarılmıştır. Dağınık duyuklar B. flek Finlandiya) a gidecek Varşova, 11 (A.A ) — Dış bakanı B. Bek'in ağustos ayının ilk 15 günü içinde Helsinkiye geleceğini Finlandiya gazeteleri yazmaktadırlar. Bilindiği ü-zere Finlandiya dış bakanı B. Hackzell geçen mayıs ayında Varşovaya gelmişti. Çintle su baskınları Şanghay. 11 (A.A.) — Yungting nehri süratle yükselmekte olduğundan Pekinin 200 mil uzağında yeniden bir su baskını olmasından korkulmaktadır. Çankayşek, felâket görenlere yar-dımetmek üzere illerde özel komisyonlar kurulmasını emretmiştir. ••* Hankeu, U (A.A.) — tehang şehrindeki su basmaları yüzünden 400 kişinin ölmüş olduğu söylenmektedir. Yargtse ırmağı devamlı surette yükselmektedir. WnoU. lTTW"-Baasasmm-Pis«-*ı-.»s— sinde feyezanlar yüzünden bir çok kasaba tamamile harap olmuştur. Feyezan kurbanlarının hakikiğ sayısı belli olmamakla beraber ölenlerin beş bine vardığı sanılmaktadır. Ukronyada su baskını binlerce insan öldürdü Harkov, 11 (A.A.) — Sarı ırmak şimdi de Honan kuzayındaki barajları yıkmıştır. Birçok şehir vc köyler su altındadır. Yalnız tek bir köyde, halkın üçte ikisi boğulmuştur. Ağaçların va damların tepelerine sığınmış olan binlerce kişi kurtarılmıştır. Geniş alanlar şimdi bir göl halini almıştır. Soların üzerinde yüzlerce ölü yüzüyor. Ölenlerin sayısı 3000 kadar kestirilmektedir. Arjmntinde bile casusluk mu? Riyo de Janeyro. 11 (A.A.) — Polis, limanın koruma sistemine aid fotoğraflar almakta olan bir alman uçak sosyetesi pilotlarından birini yakalamıştır. Sovyet - Belçika ilgileri yeniden kurulacak Brüksel, 11 (A.A.) — Belçika siyasal çevenlerinden haber alındığına göre, Sovyetlerle Belçika arasında diploma-tik ilgilerin yeni baştan kurulması için yapılmakta olan konuşmalar çok ilerlemiştir. ULUS \ 35^!CTÎARTESI l.\ TEMMUZ 1*93 Tokyo, 12 (i. i.) — Sizui.» bölgesinde yeni /»İr İv firem olmuşlar. Halk geceyi arıkla geçirmiştir. limanca kaytb olup olmadığı şimdilik belli değildir. ON ALTINCI YIL. No: 5014 Vlıını/.. unılımızdır llrr vrrılı* 5 kı 1). D. Y. GENEL DİREKTÖRLE BİR GÖRÜŞME y^'dın demir yolları nasıl yönetilecek Ûıeygüıı Ay- • dm'dan Anka ¦ * j ra'ya dönen De1 let Demiryolla ¦ n Genel Direk - toru Bay ibra - him Baybura dün akşam ken. dişiyle görüşen, bir arkadaşı - miza; Aydın ve bölgesi de • miryolları hakkında şunları söylemiştir : " — Hazira-ıın birinde dev-'ete geçen Ay -din demiryolları bir temmuz tarihinde devlet hesabına sekizinci iş letme adı altında çalışmaya baş ladı. Hattı baştan başa gezdim. Yapılışı eskidir, ingiliz sosyetesi elinde iken bakımı uzun zaman savsanmış olduğundan pekiştiril - Sevlet Demiryolları genel direktör tınıların biçimleri ana hat gereçlerinin bu yollar üzerinden geçmesine engel olmaktadır. Rıhtımları düzeltmek kolaysa da güçlük tü -nellerdedir. Meselâ Bin metre uzunluğundaki Aziziye tüneli binde yirmi sekiz nisbetinde yokuş -lu olduğu için işletme bakımından Antalya — Afyon — Aydın hattını birleştiren Karakuyo durağında yeni de mİryollarrmızın makas atma töreninden iki görünüş meşine lüzum vardır. Bu işi, yavaş yavaş yapacağız, bundan başka yapım tarzı bakımından da türelle -rinin genişliği ve duraklardaki rıh- güçlükler göstermektedir. Bu tü -nelin genişletilerek düzeltilmesi • mi, yoksa kuzayından geçecek 30 kilometrelik bir varyant yapılmak Kıral Karol, Prens Pole şölen verdi B. Titülesko parlamentoda, son yolculuğunun verdiği sonuçlan anlattı Bükreş, 12 (A.A.) — Anadolu Ajansının özel aytarı bildiriyor: Bu sabah Sinaya'ya gelen Yugoslavya naibi Prens Pol'un şerefine Kıral Karolun Sinaya'da verdiği öğle yemeğinde bütün bakanlar bulunmuştur. Yemekten son -ra romen bakanlar meclisi toplanmıştır. Parlamentoda Başbakan B. Tataresko, B. Titülesko'ya Ro -manya'nın asığlarını gözetmek için yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etmiştir. Kıral ile Prens Pol'ün görüş -meleri hakkında ve hattâ Prens Pol'ün görelinin niçin yapıldığı hakkında bile daha resmiğ bir bil-diriğ yoktur. Prens'in göretinin siyasal olmadığına beldek olarak """'¦•''¦ı Prens'in yanında sade- ce Saray Mareşalinin bulunmasını gösteriyorlar. Fakat, bu göretten faydalanarak, bu aralık Avrupa siyasasını işgal eden meselelerden ve hele Habsburgların Avustur -yaya dönmek ihtimali karşısında Küçük Anlaşmanın alacağı du -rum hakkında iki hükümderin bahsedeceklerini gazeteler ihtî -maili görüyorlar. Bundan başka konuşma halinde olan romen - Sovyetler arası karşılıklı yardım andlaşmasının da konuşulacağı söyleniyor. Sinaya, 12 (A.A.) — B. Titü -lesko, Paris ve Londra'da yaptığı görüşmeler hakkında Bakanlar kurulunda bu görüşmeleri izah' ederken demiştir ki: (Başı 2. ci sayıfada') suretiyle kullanılmayıp bırakılması mı gerektir? Bunu araştırıyoruz. — Satın alınan gereçler işe ya-rıyacak halde midir? " — Hattın işler ve işletir ge • reçleri şimdiki ihtiyaca yetecek kadardır. Zaten, Devlet Demir -yollarının durmaksızın genişleyen örüsü için yeni gereçler alınırken Aydın demiryolları gereçlerinin de yavaş yavaş yenilenmesi düşü -nülecektir. — Aydın demiryolları üzerinde yolculuk edenler tozdan sızla -nıyorlardı? — Evet, halkın haklı sızlanışlarından biri de trenler giderken çok toz kaldırmalarıdır. Bu kal -kan toz o kadar çoktur ki Türki -ye'nin en zengin ve cennet gîbi bir bölgesi olan buralarda geziye çıkmak insan için zevk değil yü -rek acısı oluyor. Sebebine gelin -ce, ingilizlerin anayurd dışında -ki yerlerde yerittikleri demiryolu yapım tarzına göre balast yerine kum ve çakıl kullanmaları - be'ki ucuzluk bakımından - bir göre -nektir denilebilir. Eski sosyete, Aydın demiryollarında bu tarzı bi le bir tarafa bırakarak rayları toprak tesviye üzerine yerleştirmiştir. (Sonu 5 İMÜ sayfada) Başbakanımı/ Muşta Ahlat. 12 (A.A.) — Başbakan ismet İnönü Van'dan hareket ederek Enis gemiliğini gezdikten .sonra Erciş İlçe merkezine gel • miş ve ercişlilerle uzun boylu görüşmüştür. Buradan sonra Adil cavaza ıığrıyarak 11 temmuz ak -şamı Ahlat'a varmıştır. Muş, 12 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü bugün Van'dan şeh -rimize gelmiştir. İstanbul telefon sos -yelesi ile görüşmeler ne halde ? öğrendiğimize göre, Bayındır lık Bakanlığı ile istanbul Telefon sosyetesi delegeleri arasındaki satmalına görüşmeleri devam etmektedir. Bakanlığın "yıllık mürette -bat,, üzerine yapılmış olan son önergesine sosyete tarafından ve -rilen cevab. Bakanlıkça yeter gö -rülmemiş ve buna karşı yeni bir önergede bulunulmuştur. Sosyetenin buna vereceği cevab, bundan sonraki görüşmelerin gidişini be -litmiş olacaktır. Bakanlığın, aradaki sözbağı hükümlerine göre, raşa hakkını kullanmak meselesi için. geçen yıl sosveteve göndermiş olduğu bilO'- C.H.P Genyönkurulunda BİLDİRİĞ Dün, Parti GenyÖnkur ia haftalık top'anfıstnt y -parak. gündemi üzerinde görüşü. Parti ic işleri üzerinde karar lor verdi ve ilyönkurullardan gelen önerge'erin 'üziiğe uy -gun olan'arınt onadı. Yanlış haberin düzeltilmesi Parti Genel Sekreterliğinden bildirilmiştir: Sonposta gazetesinin 11 temmuz 935 tarihli sayısında 3. üncü sayıtada (Urfa'da halkevi başkanını vurdular) başlığı altında bir yazı görülmüştür. Bu yazıda adı geçen ve bıçakla yaralandığından bahsedilen Kâzım Yazganın halkevi başkanlığı ile bir ilgisi olmadığını ve başkanlığın Dr. Muzaffer Akalın tarafından yöne tildiğini aydınlatırız. riğle verilmiş olan süre, bu ayın yirmi birinci günü bitecektir. O tarihten sonra, sosyete durumunun yeni bir evreye gireceği sanılmaktadır. Sosyete delegeleri dün ak"\m-kİ trenle istanbul'a gitmişlerdir. Gazi eğitim enstitüsünde Modern Türkiyeyi gittikçe yükseltecek o lan nesiller, böyle-enstitülerde yetişen öğretmenlerin elleriyle yuğurulacaktır Gazi eğitim enstitüsü direktörlüğü dün şehrimizde bulunan ga -zetecilere bir öğle yemeği vermiştir. Gazeteciler, yemekten önce ve sonra okulu gezmişler, Türkiye -nin haklı olarak öğünebileceği bu modern kültür ocağının yapısı öğretim araçları ve çalışma tarzı üzerinde bîr fikir edinmişlerdir. Geçen yıl da uzun boylu bah -setmek fırsatını bulmuş olduğu -muz enstitüde en fazla göze çar • pan taraf, resim - iş şubesini bu sene bitirecek olan gençlerin bir yıllık çalışma verimini gösteren sergiydi. Bu sergide Avrupa'da uzuğ yapmış, yüksek kıymette tüı k öğretmenlerinin kontrolü altında çalışan gençlerimizin, az zaman -da ne büyük başarrmlar elde et -miş olduklarını görmek imkânlı -du-. Bu modern kurumda, talebenin I koymaktan fazla, talebeyi kendi kafasını, çoğu işe yaramıyacak ve | kendine düşünmek, araştırmak «*- kısa bir zaman sonra unutulacak bir türü bilgilerin ambarı bali--- Ankaradakl gazeteciler, dûn. Gazi Eğitim Enstitüsü Önünde Gazi Eğitim Enstıtüsd bulmak usuliyle yetiştirmek esası kabul edilmiştir. Resim - iş şubesi talebelerinin yaptıkları ve çoğu arlar akademi -sine lâyık karakalem, sulu ve yağlı boya resimler yanında onların, birer tez gibi hazırladıkları, konu lan memleketten alınarak, yazı ve resimle işlenmiş eserler gördük. Bu eserler, içi ilim ve dışı ar kıy -meti taşıyacak surette hazırlan • mış ve talebe bunların konusunu seçmekte ve bu konuyu istedikleri gibi işlemekte özgür bırakılmıştır Bunlardan bazıları basılmaları memleket kütüphanesi için bile İm knzanç olacak kadar değerli ve özlü eserlerdir. (Samu 5 inci sayıfada) SAYIFA 2 ULUS 13 YEMM11935 CUMai\ Tuz ucuzladıktan sonra Tuz ve şekerin ucuzlaması cu -muriyetin on ikinci yılını süsleyen iki büyük utkudur. Ulus ekonomisi, ulus sağlığı ve hayatı bakımm-dan en büyük bir davayı bütün umut ve tastnlartn üstünde bir başarı ile kotaran devlet bu iki besleyici maddesini ucuzlatmakla bad-cesinden 7 milyon liraya yakın bir Özveri! i h yapmıştır. Tuz, türk köylüsünün pazar -dan aldığı maddeler arasında en başta gelir: ortalama bir hesabla bîr yılda bir intanın yoğalttığı tuz (S) kilo olmasına karşı; büyük bir baş hayvan 10; küçük baş hayvan 1.8 kilo tuz harcar. Yeni Hatlardan sonra acaba tuz yoğaltımı nasıl olmalıdır ki; devlet haznesine tuz satışından giren para azalmasın ve fazla yo -ğalttmla ucuz satış farkı karşılansın... Bu meselede ulusa düşen ödev nedir? Bu yazı; tuzun eski satış şekli-le yeni Hatlardan sonraki duru -mu kıyaslamakta ve bu mesele 'eri* izahı çatılmaktadır: Tuz satış ftatları: Memleket içinde yoğaltılan tuzların tuzlalarda kanuniğ satış fiatı, yeni kanun yürürlüğe girmeden, kilo başına altı kuruştu. Memleket içinde tuzun satışı tekit altında olmadığından, tuzlalardan alınan tuzlar, tecimer ve esnaf tarafından her tarafta istenildiği gibi satılmaktadır. Yeni tekit yönetgesi tuz satış fiatın-da vurgunculuğa imkân vermemek ve fiatları düzenlemek üzere yurdun daha Bazla kıyılarında satış ambarları kurduğu gibi. demiryolu yönet geleciyle yaptığı anlaşmalarla istasyon ambarlarında da bir komisyon karşılığında, tuz satışında bulunmaktadır. Tekit yönetgesi Hatların her yerde bir olması gayesiyle, bütün kıyıları; Karadeniz bölge*, Akdeniz bölgesi a-dlyle ayırmış ve bu bölgelerin her bîrinde fiatları birleştirmiştir. Karadeniz bölgesindeki ambarların satış fiatı kilo başında 7 kuruş, Marmara bölgesinde 6,90, Akdeniz bölgesinde de 7 kuruştur. Istanbulda ambarlarda satış fiatı 0.7S kuruştur. Bu bölgeler dışında, tekit yönetgesi* nin memleket içinde birçok ambarları vardır. Yonetge ambarları dışındaki öz* gür tuz satışının fiatları toptan satışlarda 7,05 - 9 arasında, perakende satışlarda 7.05 den başlıyarak 12.5 kuruşa kadar çıkmaktadır. Sınır bölgelerinde satış fiatları şöyledir: 1518 numaralı kanun gereğince, kaçakçılığın önüne geçmek üzere sınırlardan tuzlalardan ve ambarlardan, tuzun kanuniğ satış Katından, mal olma fiatma kadar ucuzlatma mümkün olduğundan yapılan ucuzlatma sonucunda sınır böl • gelerindeki satış fiatları şu durumu al mistir: Ardahanda 4,40 kuruş: Başkale-de 5.25 kuruş; Derbeziyedc 4.5 kuruş; Ercişte 5 kuruş: Gevaşta 5,5 kuruş; Kars'ta 4 kuruş: Bitliste, Kâzımpaşada 5 kuruş. Midyatta 6 kuruş: Nuseybinde 4.5 kuruş; Resülaynda 4,5 kuruştur. Katılan tuzların yoğaltım durumları: Yabancı memleketlere satılan 10 - 15 milyon kilo tuzdan başka, Türkiye'de yılda 120 - 125 milyon kilo tur yoğalrt!-dığını anlarız. Genel yoğaltımın ne kadarını insanla m ne kadarını hayvanların yoğalttığı ve ne kadarının endüstride kullanıldığını kesin olarak bilmemekteyiz. Yalnız yapılan İncelemeler şu sonucu vermek -tedir: A — Ortalama bir hesabla bir insanın tuz ihtivacı yılda beş kilo olduğu söyleniyor. Türkiyenin bugünkü nüfusunu 16 milyon sayarsak insanlar tarafından yoğaltılan tuzun yılda 80 milyon kilo olması lâzım gelir. Ancak herkes düzenli olarak beş küo hırcıyamıyacağın -dan bu mİkdarın 65 - 70 milyon kilo ol -dueunu kabul etmek daha doğru olur. B — Hayvanlar vergisi için yapılmış olan kayıdlara göre 1934 yılında 19 708 706 lceei. kovun gibi küçük baş: 7.1*A*16 İnek. Mı eihi büyük bas hayvan bulunduğu anlaşılmaktadır KücOk bas huvvsnlsra pünde (5) gr.; büyük hu hayvanlara da günde 3ü gram tu* ve -rilmesi lâzım olduğuna göre bu suretle bir hesab yaparsak yılda hayvanların 116.885.410 kilo tuz yoğaltmaları gere -kir. İnsanlarla beraber bütün tuz yo -ğaltımı 120 - 125 milyon kilo olduğuna göre yalnız hayvanların 116 küsur milyon kilo tuz yoğaltmalarına maddiğ bakımdan İmkân yoktur. Bİr çok vilayetlerden gelen haber -lerde tuz yoğaltımının aşağı, yukarı üç buçuk veya dörtte bir mikdarınm an -cak hayvanlar tarafından yoğaltıldığı anlaşılmasına göre hayvanların yoğal -timinin en çok 35 milyon kilo olduğu anlaşılmaktadır. Bu da. gayet açık o-larak hayvanlara ihtiyaçtan az tuz ve -rildiğini anlatmaktadır. Ancak; hay -vanlara eksik tu/ verildiği apaçık ol -makla beraber, topraklarımız tuzu bol bir memleket olduğu ve bir çok yerlerde tuzlu su bulunduğu ve hele Ortaa -nadoluda tuzun toprak üstünde bile olduğu göz önüne alınırsa hayvanlara ihtiyacından çok az tuz verilmediği anlaşılır. Meselâ; hayvanları çok bol o -lan Kars İlinde tuzun 6 kuruştan 3 kuruşa düşmesine karşın yoğaltımın yüzde yirmi beş arttığı görülmüştür. 2 — Endüstride kullanılan tuz mik-dan da kesin olarak bilinememektedir. Hele sepecilikte, bağırsakçılıkta. peynir, M/Un, balık, salamura; yağ gibi maddelerde dokumacılıkta, boyacılıkta tuz sı çok kullanılmaktadır. İmanların ve hayvanların yoğalttığı tuz çıkarılır-sa endüstride kullanılan tuzun 15 . 20 ton olduğu söylenebilir. 1 uz fiutlurmın indirilmesi şekilleri: Memleketimizde tuzun kanuniğ satış fiatları yoğaltımın cinsine göre de -ğişmemektedir. İnsanların yiyeceği tuzla hayvanlar için alınan tuz aynı fi-atla satılmaktadır. Yalnız, yabancı mem leketlere satılan tuzlu balık, peynir, zeytin için 1518 numaralı kanun gere -ğince kiloda beş kuruş prim verilmektedir. Bu suretle verilen prim, mikda-D 1932 senesinde 28.187 lira, 1933 se -nesinde 39.259 lirayı tutmaktadır ki 800 bin kilo tuzu karşılamaktadır. Tuzun satış fiatı üzerinde öteki memleketlerde, yoğaltımın cinsine göre, önemli ayrımlar vardır. Hayvanlar için denatüre edilerek ucuz fiatla tuz verildiği gibi, endüstri için dc kontrol altında ucuz tuz satışı vardır. Memlc -ketimizde endüstri için daha ucuz tuz verilmesi istekleri yeter derecede geliş-memekle beraber; hayvanlar için tu -zun kilosunun 6 kuruştan verilmesi pahalı olduğu davası kuvvetlidir. Başka memleketlerde; meselâ; İtalya ve Avusturyada tuzu denatüre ede -rek ucuz fiatlarls satmak usulü yeritil-mektedir. Tuz sarfiyatının indirilmesi sonuçları: Tuz fiatı indirilince: bütün insan -ların yoğaltım mikdartnin göze çarpar derecede artması bekelnemez. Ancak hayvanlara yedirilen tuzda bir artma beklenilir. Bu artma nisbeti acaba DC olabilir? Tekit yönetgesinin hayvanı en bol bir bölgede yaptığı deneçlerin sonucu şu olmuştur: Kağızman, Kulp, Oltu. Narman. Sa-ğırkaya çevresinde yapılan bu denece göre 1931 yılında bu çevrede tuzun tuz lalardan satış fiatı (6) kuruş iken, satış tutarı 4.461.580 kilo ve ortalama gelir de 267.693 lira idi. 1933 yılında satış fiatı üç kuruşa indirildiği zaman satış tutarı 5.249.762 kiloya çıkmış ve gelir de 182.308 liraya düşmüştü. Kiloda artma mikdarı yüzde 17,5 dır. 1935 yılında aynı fiatla satışa devam olun -muş, yoğaltım mikdarı 5.682.347 kiloya çıkmış, yani yüzde 27.3 nisbetinde artmış gelir de 169.289 lirayı bulmuştur. İki yıl süren bu deneç üzerine satış mikdarının daha çok artmıyaca-ğı ve hattâ ikinci senede yapılan sa • tıslardan önemli bir kıımının depo e -dildİği gör önüne alınarak, fiatın (3) kuruşta bırakılmasından va/gcçılmiş ve fîat yükseltilmiştir . Hayvanı en çok olan bölgede görü- DIŞ HABERLER 1 Avunı kamarasında önemli Deniz unluşnıust ve Fransa Londra. 12 (A.A.) — Sir Samüel Hor dün avam kamarasında ingiliz d:ş siyasası hakkında verdiği diyevde, !ı-gîltcre İle Almanya arasında imzalanan deniz anlaşmasının fransıa deniz kuvvetlerine büyük harpten Önceki durumundan daha üstün ve daha sağlam biı yer sağladığını söylemiştir. Bu anlaşma, fransız deniz kuvvetlerine alnmı deniz kuvvetlerine göre yüzde 43 derecesinde bir üstünlük vermektedir. Halbuki 1914 yılında fransız filosu ¦hOBJI filosundan yürde 30 nisbetinde daha zv yıf bulunmakta idi 11 ı u pu güvenlimi ııusetesi Sir Samüel Hoı bundan sonra. Av-rupanın birgc sistemi ile ilgili meseleleri incelemiş ve İngiltere hükümetinin doğu andlaşması ile Tuna saldrrrsmama paktını bir an önce imza edilmiş görmeği çok istediğini söylemiştir. İngiliz dış bakanı hele Almanyayı bu anlaşmaları imzaya çağırarak, bu hükümetin böyle bir hareketle Avrupa barış davasına büyük bir yardımda bulunmuş olacağını kaydetmiştir. Doğu andlaşmasile Tuna paktının İmzası, bir hava andlaşması vapılmaoını kolaylaştıracaktır. Avıısltıryu meselesi Avusturya Avmpada ekonomi ve strateji bakımından en Önemli bir yer İşgal etmekte olduğundan. Avusturyada yapılacak bir değişiklik Avrupa barışını tutan direkleri sarsmış olacaktır. Bundan dolayıdır ki, egemenliklerini kuvvetlendirmek ve korumak bakımından Avusturya ulus ve hüküm? -tinin yapmakta •nlu...ı gayretlere son derece ilgi göstermeğe devam edeceğiz. italyan ~ habeş unlasnıuzlığı Sir Samüel Hor, italyan - habeş meselesini tnceliyerck şunları söylemiştir: "— italnyanm genişleme arzularını her zaman en geniş bir tarzda anladık ingiltere hükümeti habeş hükümetin-karşı yapılan bazı tenkitlerin doğruluğunu kabul etmektedir. Fakat İtalya-nin sömürgelerde genişleme arzusu ile Habcşistana karşı ileri sürdüğü yanılar bir harb için yeter sebebler değildir. len artma nisbeti yüzde 25 olursa bu nisbetin bütün memlekette tutulmasına imkân olmıyacağı tsbiiğdir. Hayvanı bol olan Kars ve çevresinde yapılan yüzde elli ucuzlatmanın butun Türki -yede yeritilmesı halinde sonucun şöyle olacağı tasınlanabilir yılda 125 milyon kilo tuz yoğaltılmaktadır. Ambar ve istasyonlardan gelecek az kârı bir tarafa bırakacak olursak, bu satıştan 6X125.000,000 = 7.500,000 liralık hamürüt elde edilmekte -dır Satış fiatı (3) kuruşa indirilince üç milyon yedi yüz elli bin lira alınacak demektir. Fiyatın-indirilmesinden Ötü rü yoğaltım miktarı da ortalama bir hesapla yüzde on beş artacağını kabul edersek bu artmadan 562.500 lirası karşılanarak yuvarlak bir hesapla (3) mil yon liralık bir gelir azlığı meydana gelmektedir. Hükümet tuz satış fiyatını tuzlalarda (6) kuruştan Üç kuruca indirmeli önergesinde bulunurken tuzun hayvanlara yedirilecek cinsini ayırmak imkânı elde edilse bile; ucuzlatmanın yalnız hayvan sahiplarine ayrılmasını uygun görmemiş; insan ve hayvan ihtiyacını ayırmaksııın genel ucuzlatma tarafına gitmiştir. Böylelikle tuzun ucuzlatılmasından elde edilecek fayda; yalnız hayvan sahiplerine hasredilmemiş bütün memleket faydalanmıştır. Nüfusumuzdan üçte ikisinden fazlası köylü ve hayvan sahibi olduğu ğÖz önüne alınırsa: devlet bütçesinden yapılan üç milyon liralık özveriliğin 2.5 milyon liralığına yakın mikdarının köylüden yana bir ııcuzlarma olduğunu soy lemek bir hakikattir. türlü işler hakkında *ö\ levler Sir Samüel Hor geçmiş zamanlarda bu gibi anlaşmazlıkların kotarılmış olduğunu ve ltalyayı ablofca etmek veya Italyaya karşı baskı olabilecek her -hangi bir ekonomik tedbir almak üzere lngiltcrenın Fransadan el birliği istediği hakkındaki son yayıntıları yalanlamış ve "İtalya bizim dostumuzdur!„ demiştir. Fransız - ingiliz dostluğu Bundan sonra Sir Samüel Hor Fran sa ile Ingiltcreyi biribirine bağlayan dostluktan uzun uzadıya ve sempati ile bahsetmiş ve ingiltere ile Fransanın. 1919 daki andlaşmalardan soravı olan başlıca iki batı devleti olduklarını hatırlatarak şunları söylemiştir: "— Bu and taşmalarda yapılacak bütün değişikliklerde ingiltere île Fransanın İlgisi vardır.,. İngiliz dış bakanı Fransa ile lngil-terenin Stresa konferansında ve 3 şubat tarihli kararın alındığı toplantılardaki içtem el birliğini hatırlatarak, eski dostlukların yeni dostluklar kurmaya engel olmadıkını kaydetmiştir. Inuiliz - )upon ituili'ii Sir Samüel Hor en sonra ingiliz - japon dostluğundan bahsetmiş ve Ingılte-renin, bu ülkenin bütün alanlarda elde ettiği büyük i İr r İçmelerden dolayı duyduğu hayranlığını söyledikıen sonrı şunları ilâve etmiştir: "— Kuzay Çinındcki hâdiseler bu dostluğu biraz bulandırmıştı. Fakat u-marım ki bu, geçici bir buluttur. Çİn i-te Japonya arasındaki son hâdiselerin büsbütün kotarılması, ingiliz - japon dostluğunun genişlemesine yardım e-*??cpfctîr... Fransız guzeteleri hoşnut Paris, 12 (A.A.) — Sir Samüel Horun söylevi bütün gazeteleri hoşnut etmiştir. Pöti Parizyen diyor ki: "Sir Samüel Hor gelecek aylardaki arsıulusal hayatın gelişimi hakkında i-yi tasınlarda bulunmak umudlarını veren realist ve asal bir dil kullandı, ingiltere 3 şubat tarihli kararların ve Stresanın çerçevesi içine yeniden giriyor. Bu, kuvvet verici bir duyuştur. Sir Samüel Hor, bütün fransızlann yüreğinde derin duygular uyandıracak bir şekilde ingiliz - fransız dostluğundan bahsetmiştir.,, Maten diyor ki: "Sir Samüel Horun kesin bir şekilde Almanyayı tutar ve doğu paktlarını imzaya çağırması, fransız hükümetinin görüşlerine iyice uygundur. Bu çağın Fransada hoşnutlukla karşılanacaktır.,, Hümanite şunları yazıyor: "Sir Samüel Hor barışın bölünmez olduğunu söylemekte haklıdır. Fakat değeri olan şey sözler değil, hareketlerdir. Bu söylevle ingilizlerin Habeşistan meselesi için üç taraflı bir konferansa daha çabuk varmağı umdukları açıktır. Herhalde bu söylev, Almanya-nin da srkı bir şekilde İlgili buluncağı siyasal görüşmelerin yeni açılacak evresine mutlu bir başlangıçtır... Figaro diyor ki; "Kesindir ki bu söylev, havayı karartan bazı bulutlan dağıtmağa ve Avrupa görüşmelerini doğru yola, yani gerçekten kollektif ve gerçekten yapıcı bir yota götürmeğe vardım edecektir.- Fransız diplomatik çelenleri de söylevi iyi karştladtluı Paris. 13 (A A) — Diplomatik çr -vcnler Sir Samüel Horun söylevini, hele bu söylevin hava andlaşmasının 5 ilgili devlet arasında yapılması gerektiği hakkındaki kısmını İyi karşılamakta -dırlar. Bu suretle yalnız ıkı devlet arasında yeni bir an dl aşma yapılması ihtimali ortadan kalkmış bulunmaktadır. iyi haber alan çevenlerin fikrine gÖ re, bu hasuttaki görüşmeler hemen baş lıyacaktır. Sir Samıırl Horun söylevinden în - Kıral KaroK Prens Pole şölen verdi i Başı 1. ci sayıfada) "— Arsıulusal durum, şimdiye kadar küçük anlaşma ve balkan anlaşması taraflarından güdülen sıyasanjn yerinde olduğunu her zamankinden çok isbat ermektedir Bu siyasa bu iki anlaşmayı meydana getiren devletler arasında tam bir uyuşma ile, ayni olarak kalacaktır... B. Titüle&ko'nun diyevi. Prens Pc-lün Sinaya gezisi dolayısiyte bazı çe-venler tarafından küçük anlaşma asığ-larına uygunsuz olarak ortaya çıkarılan kışkırtıcı yankılars son vermektedir. General Kondili* B. Musıdini ite görüştü Roma. 12 (AA) — General Kondİ-lis hareketinden önce B. Musoliniyi görmüş ve kendisile bir saat görüşmüştür Bu görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren dostluk ve daha sıkı bir iş birliği meseleleri hakkında konuşulmuştur. Rokfeller ölmemiştir Ankara. 12 (A.A.) — tki gün önce, dünyanın cn zengin adamı olan Rokfel-İcri öldüren bir telgraf neşretmiş tik. Hş kıkatte Rokfeller Ölmemiş, telgarfı neşrettiğimiz gün 96 yaşına girmiştir. Telsiz emisyonlarının parazitlerin etkisi altında kalarak çok karışık bit şekilde alınmış olmasından doğan bu yanlışlığı düzeltiri*. gılterenin birge barış siyasasına arka olmak arzusunda bulunduğu anlaşıl • maktadır. Romadaki yankılar Roma. 12 (A.A) — Su Samıırl Ham ıun italyan — habeş anlaşmazlığı hak* kmdaki diyevi burada tngilterenin tul yaya karşı daha az sert bir durum al -makta olduğu şeklinde gör .ilmektedir. Resmiğ çevenler, yapılmakta olan görüşmeler dakkında çok samlı dav • raıunaktadırlar. İngiliz parlmanler gevenlerinin fikirleri Londra, 12 (A.A) — Parlamento çe-venUrine göre Sir Samucl Horun 1906 tarihli ingiliz — fransız — italyan and taşmasından bahsetmesi, İngİltcrcnin italyan — habeş anlaşmazlığının barışçıl bir şekilde kotarılmasını sağlıyacak görüşmelere bu an d 1 aşma esasları uzc m -inden girmeğe karar verdiğini açıkça göstermektedir. Aynı çevenler bu ka -rarm Baldvin, Grandi. Avenol, Hor vs Eden arasında yapılan görüşmelerden sor.ra verildiği fikrindedirler. Bu gö * riişmeler Ingilterenin. (imdi italyan gU rüşünü daha iyi anlamakta olduğunu isbat eder özde yoralanmaktadır. Londra. 1906 tarihli andlaşmanm herhangi bir kotarma yolu bulmak üzere şimdiye kadar hiç esas olarak görülmediğini kaydetmektedir. B. Edenin diyevi Londra, 12 (A.A.) — B. Eden Avam Kamarasında ingiliz . alman deniz anlaşmasını savgadıktan sonra hükümetin diplomasi yolİyle. ilgili UM metlerle, batı için bîr hava paktı yapmak meselesi, bu paktın nasıl bir şekil alacağı ve doğu ve Tuna paktlariyle ne gibi ilgileri bu • »u nacağı hakkında konuşmalara devam etmekte olduğunu söylemiş ve demiş -•ir ki: "— Yapılacak hava paktı sırasında bir le bir kontrol sekli saptamak gerektir-., Sozu Habeışstana getiren B. Edca, hükümetin kendisine ilişiği olmıyan bir anlaşmazlığa karışmakta olduğu yolundaki «avaları çürütmüş ve siyasasını ulus lar sosyetesine dayandırsn hükümetin barısı bozmak tehlikesini gösteren bet seye yakından ilgilendiğini soylemitir. ş Drş İşler bakanlığı hudcesinin azal -tılması iiçn isçi partisi tarafından yapı -lan önerge 4â oya karşı 236 oyla reddedilmiştir. ULUS ı. n/mu / i9ss pa/\k Okmıtlue - Birleşik tnurika - ili (i. 4.) — Yüz kadar siyah okmııUrlinin ha-lr* ttrdusuna gönüllü yazıhhklurı bildiri' Uyar. Hanlar yakında hareket edeceklerdir. ON ALTINCI YIL. No: 5015 Atlımı/., aııtlımızdır İler yenir 5 kurıı^ KUMANYADAN DELECEK TİKK GÖÇMENLER Ne şartlar içinde, ne kadar zamanda getirilecekler? Romanyada ne kadar türk var? - Romanya türklerî nasıl insanlardır? -Onlar hakkında anılar-Gagauzlar -Gagauzların konuştukları türçke, dil araştırmaları için tükenmez bir haznedir. Romanya'dan getirilecek göç -menler hakkındaki meseleleri gö -rüşmek üzere İç Bakam B. Şükrü Kaya'mn başkanlığında Bükreş Elçimiz B. Hamdullah Suphi Tan-rtover; İç Bakanlık yönetgeri B. Vehbi Demirel, Dış Bakanlık ge -nel sekreteri B. Numan Menemen-cioğlu ve yönetgeri B. Agâh'tn toplandığını vc bir takım kararlar a-lındığmt yazmıştık. Göçmen işleriyle yaknıdan il -gili olan yetkili bir zatı dün evin-de gördük ve bu önemli meselenin Romanya'da hangi durumda olduğunu sorduk. Bize okuyucuları -mtz tarafından bilinmesinde çok fayda gördüğümüz şu bilgileri verdi: " — Hükümetimizin başka memleketlerde yaşıyan türk azınlıkları için, siyasasında tuttuğu anayolu şu cümle ile anlatabiliriz: Onlar için çok tabii olarak sevgi -miz vardır. İyiliklerini isteriz. Yaşadıkları yerde, her alanda yüksel-sinler... Hangi çoğunlukla bera -berterse onlarla dostça, kardeşçe v-^"inUr K*Ual bu ilgimiz hiç bir zaman bir artıma (müdahale) şeklini alamaz. O azınlığı siyasamız için, kendi işlerimiz için bir alet diye kullanamayız. Türk ulusu imparatorluk z imanında başka devletlerin azın' klarını, kendi he -defleri için rasıl kullandıklarını ve h»»n/l-»n kaç türlü belâya uğra - dığımızı unutmadığı için aynı kötü yolu başka memleketlerde kendi hesabına tutmaya razı olma -mıştır. Bu, onun dış siyasasının çok doğru bir temelidir. Yalnız, ne vakit her hangi bir türk azınlığı oturduğu yabancı memlekette şu veya bu düşünce ile daha ziyade kalmayı istemez ve anayurda göçmeyi düşünürse devletimiz bu türk çocuklarını sevgi ile kabul eder. onları korur, onların yerleşmesi, rahat yaşaması, yurda fay -dalı olması için gereken her şeyi yapar. Romanya'dan göçmek isti-yenler için devletimiz aynı yolu tutmuştur. Bu göç işinin düzensiz bir halde olmamasını sağlamak er-gesile hükümet, dileklerini dost ve bağdaşık devlete bildirdi. 9 maddelik dileklerimiz Bu dileklerin hepsi Romanya hükümeti tarafından kabul edil -mistir. Dokuz maddeye ayrılan bu dilekler, göçün bir bozgun halinde olmamasını, gelen ve gelecek VardMİerimizin mümkün olabil -diği kadar paralarını, mallarını beraber getirebilmeleri ve bütün haklarının esirgenmesi için lâzım-gelen çareleri hazırladı. Bu çare -lerin neler olduğunu sîze birer kelime ile sövliyeyim: 1 — Göçmenler pasaport al -mazlar... Pasaoort almak çok pa -ra Ödemekle elde edilir bîr şey idi B. Celal Bayar Odesa. 13 (A.A.) — Türkiye Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar buraya gelmiş dış, ağır endüstri ve tecim bakanlıkları delegeleri ile Türkiye elçiliği ve Odesa konso -loşluğu işyarları tarafından karşılanmıştır. B. Celâl Bayar Moskova'ya hareket etmiştir. İstanbııldaki mitin»' İstanbul, 13 (A.A.) — Türk hava kurumu bayanlar kolu tara -fından hazırlanan miting, büyük bir kalabalıkla bugün saat 17 de Taksim'de cumuriyet meydanındı yapılmıştır. Halk, saat 16,30 dan (Sonu J üncü say ifada) B. Şuşni" otomobil kazası geçirdi Viyana. 13 (A.A.) — B. Şuş -nig ile karısı Linz yakınında Ebel-sberg'de bir otomobil kazasına uğramışlardır. Başbakan bir sinir çarpınmasına uğramış ve şofür ağır surette yaralanmıştır. Bayan Şuşnig de ağır yaralanmış ve öl -müştür. Kaza, otomobilin belli olmı -yan bir sebebten ağaca çarpma -sından ileri gelmiştir. Üzerine ansızın fenalık gelen şoförün otomobili kullanamadığı anlaşılıyor. B. Şuşnig'in oğlu da hafif yaralıdır. B. Şuşnİg'e Linz hastaevinde ba -kılmaktadır. italya - Habeşistan İngiltere, Fransa ve İtalya arasında bir konferansın toplanacağı söyleniyor Londra, 13 (A.A.) — Haber alındığına göre, bugünlerde, Londra'da, uluslar sosyetesi genel sekreteri Bay Avenol ile ingiliz ba -kanları ve italya büyük elçisi Bay Grandi arasında, habeş meselesi • nin kotarılması için yapılmakta olan görüşmelerden gaye, 1906 andlaşmannı imza etmiş bulunan İngiltere, Fransa ve İtalya dele -gederi arasında bir konferans top lanma'inı saptamaktır. Siyasal çevenler bu görüşmeleri çok gizli tutmakla beraber, gelecek haftanın başında Cenevre-ye dönecek olan Bay Avenol'un hareketinden önce hiç bir dİplo -matik girgide bulunulmıyacağını da açıkça söyliyorlar. 1906 andlaşması, Habeşistan ın siyasal ve toprak statüko'sunun korunması hakkında üç devlet arasındaki uzlaşmayı kaydetmek (Sonu 2. ci sayı fada) ve bu türk köylüsü için ağırdı. Bu kaldırıldı. 2 — Eski vergiler aranmıyor.. Göçmeye kalkan bir aylenin bil -mem hangi yıldan kalmış bir vergiyi ödemesi zordu. Bu borç var -mıdır? Araştırmaya vakit yoktur. Yanlış ise düzeltmek için vakit geçecektir. Bu zorluk düşünülerek geride kalmış, ödenmemiş vergi -ler aranmıyacaktır. 3 — Göçeceklerin silâh altın -da olan çocukları özgür bırakılır (Sonu S inci sayıfada) Yarbay Dreyfii* öldü Paris, 13 (A.A.) — Ueçen as -rın sonlarında, bütün dünyayı il -gilendirmiş olan Dreyfüs meselesinin kahramanı yarbay Alfred Dreyfüs 75 yaşında ölmüştür. öten yarbay Dreyfüs Yarbay Dreyfüs uzun zaman -dır hasta idi. Üstüste birkaç defa kendisine operasyon yapılmıştı. 1859 da Mülhuz'da doğmuştu. Politeknik okuluna girerek, öğrenimini parlak bir surette bitirmiş ve orduya geçmişti. (Sonu 2. ci sayıfada) 14 TEMMUZ Fransızların ulusal ba\ ramı nasıl geçecpk? Bugün Fransa, ulusal bayramı olan 14 temmuz gününün bir yıl • dönümünü daha kutlayor. Fakat te olduğu gibi Fransanın her tara fında alınan tedbirleri arkadaşlarına anlatmıştır. Bakan bu arada. Yarbay dö Larok Parisie Etual meyaantm bu kutlayışta, geçen yıllarınkine benzemiyen bir özellik vardır. Şimdi Fransa'da finansal iskan dallardan, ekonomik güçlükler den bıkan ve parlamanter rejim yerine, kötülükleri düzeltmek için otoriter bir rejimin iş başına geç meşini isteyen bir hareket vardır. Bu hareke -tin başında, başkanları yarbay Dölarok olan. ve üyelerinin sayı -sı 300.000 i bu lan faşist eğlim-li "Ateş haçlar., bulunmaktadır . Fransa'da faşizmin kurulmasını îstemİyen ra dikallerle sosyalist ve komünistler, bugünü kutlamak için büyük gösteriler yapacaklardır. Ancak bu, "Ateş haçlar,, a karşı kışkırtıcı bit etki yapacağı ve büyük halk yı -ğınlarının sokakları doldurJuÂU böyle bir günde 1934 ün 6 şu batında da ol duğu gibi, kargaşalık ve çar « pışma çıkmasından çekinildi • ği için, hükümet bir takım saknı tedbirleri alma . ğı lüzumlu gör-nüştür. 10 temmuz da Elize sara yında Cumurbaşkanının başkan -lığı altında toplanan bakanlar kurulunda, Iç Bakanı B. Paganon, ulusal bayramın düzgün ve şerefli bir tarzda kutlanması için Paris - bir ı4 temmuz günü b»j iş için ilbaylara verdiği emir -leri de bildirmiştir. 14 temmuz bayramı nedir? Büyük fransız devriminin başladığı gün olan 14 temmuz 1789 un birinci yıldönümü ertesi yıl kutlanmıştır. Pa ris komünü bu ilk yıldönümü - nü çok parlak bir şekilde kut - lamağa karar vermiş ve mc t - leketin her tarafındaki fransız - lan, bu büyük günü Paris'te geçirmeğe çağırmış-tı. Bu yurddaşlar, şu sözün etra -fında toplanacaklardı: "14 tem -muzda hürriyetimizi elde ettik; hürriyetimizi muhafazaya da 14 temmuzda andiçeceğiz.,. Ulusal kurul, komünün bu iş içiı yaptığı önergeleri iyi karşılamış Ateş haçın rozeti Dö Larok'un önünde geçîd yapan *"ateş haçlılar.,. için ve bayramı organize etmek birkaç toplantı yapmıştı. Gönüllüler birkaç gün, geceli gündüzlü, Şan dö Mars'ı kazdılar, (Sonu 4 üncü sayıfada) 11 yalarımızı korumak için hepimizin yapacağımız şey Türk Hava Kurumuna yardım etmektir. ^ * SAYIFA 2 ULU i. 14 nlMf.JZ i' \4ı nijin mektubu Biyarıç Sıhiğ scbeblerden dolayı iki haf-tadanberi Fransanın Pays Basque denilen kısmında bulunuyorum. Fransa ve İspanyanın olan bu toprak parçası ile, Pirene dağlarının Atlas denizine bakan etekleri ve Gaskonya körfezinin kıyıları hakkında okurlarımıza kısa da olsa, biraz bilgi vermeği lüzumlu gördüm. Bu bakımdan, ilk yazımda, Avnıpanın en güzel plaj şehirlerinden biri olan Biyariç'den bahsedeceğim. Biyariç, hemen hemen 23.000 nüfuslu bir şehirdir. Bu şehrin tarihini araştıracak olursak, buranın on birinci asırda, ancak birkaç kulübesi olan bir balıkçı köyü olduğunu öğreniriz. On birinci asırdan 1856 yılına kadar, hemen hemen yedi asır i-çinde buraya ancak üç bine yakın İnsan yerleşebilmiş ve bu tarihten sonra şehir yavaş yavaş büyüyerek bugünkü modern ve güzel halini almıştır. Biyariç'in bu hale gelmesine birçok sebepler ve bunlar arasında fıyasal olanları bile varsa da, başlıca sebep bu şehrin ikliminin çok güzel oluşu, kışın en soğuk günlerinde bile sıcaklığın sıfırm üstünde bulunuşu, buna karşı yazlarının fazla sıcak olmayışıdır. Deniz kıyısından Pirene dağlarının tepelerine kadar her yerin, sıcak memleketlerde görülen palmiyeler, muzlar, manolyalar ve kamelyalarla bezenmiş olması; fttlas denirinden gelen ılık deniz havası; sıcak, kükürtlü ve tU2İu mağden sulan, bu şehrin ilerlemesine sebeb olmuştur. Biyariç'e ilk gelenler, ispanyol aristokratları olmuştur. Bunlar 1838 de, sıcak sulardan faydalanmak için Pireneyi asarak, Bayon-¦e ve Biyariç'in sıcak su kaynaklarına yakın yerlerde villalar yaptırmışlardır. 1854 de üçüncü Na-polyonun kansı da buraya gelmiş ve 1855 de imparator burada, Villa Eugenie'yi yaptırmıştır. Onun için, Biyariç'in hakikiğ kurucusunun üçüncü Napolyon olduğu söylenebilir. Birkaç yıl önce Vişi hakkında da birkaç yazı yazmış ve bu şehrin bugünkü yükseliş kertesine ermesinin üçüncü Napolyon zamanından başladığını anlatmıştım. Biyariçin de yükselmeğe başladığı tarih, yukarda da söylediğim gibi, 1854 dür. Üçüncü Napolyon imparato-riçeye güzel bir villa yaptırdıktan «onra kendisi İçin de büyük bir saray yaptırmış ve her yıl, Biyariçe geldiği zaman, o sarayda oturmuştur. 1903 de yanan bu saray, sonradan eski şeklinde yeniden yaptırılmış ve şehir tarafından saray o-teli haline konmuştur. Biyariçin bugünkü hesapsız ve büyük otelleri arasında saray oteli hemen hepsinden üstündür. Biyariç gaskonya kıyılarında bir dinlenme ve eğlenme şehri haline girmeğe başlıyalıdanberi, o-raya birçok yabancı ktrallar, kıra-liçeler ve aristokratlar gitmeğe, villalar, evler yaptırmağa başlamışlardır. flk gelenler arasında, 1889 da kıraliçe Victorianın gönderdiği ¦algıt, daha sonra da İspanya kiralı 13. cü Alfons, Avusturya İm-paratoriçesi Elizabet, İsveç ve Belçika kırallarile Sırp kiralı A-leksandr görülür. Daha bir çok u-lusların büyük zenginleri Biyariç-te yerler satın alarak villalar yaptırmışlardır. Rus grandüklerinden birinin, şimdi de görülmekte olan villası, bu şehrin en güzel eserlerinden biridir. Son yirmi beş yıl içinde Biyariç çok ilerlemiştir. Yalnız bir yıl içinde, plaja, yahud dinlenmeğe Biyariç, temmuz gelenlerin sayısı bir milyonu aşmaktadır 1 Pays Basque koyu bir katolik eli olmakla beraber, Biyariç bura ile ilgisi olmayan kazmopolit bir şehirdir. Burada dinlenme ve eğlencenin hemen hemen sının yoktur. Bu güzel şehirde işliyen taşıt a-raçlan o kadar çoktur ki ,insan günün hangi saatinde gitmek veya gelmek isterse, her şeyi emrine hazır bulur. 15 temmuzda başlayan büyük sezon eylül sonlanna kadar baş döndürücü bir hızla devam eder. Yalnız Paristen günde üç ekspres gelir. Otomobiller, trenler, vapurlar, Fransa ve İngiltere ile dünyanın birçok yerlerinden eğlenmek için gelen yüz binlerce insanı buraya taşır. Buraya gelen insanla-nn, yaşayışlarında büyük bir konfor istiyecekleri tabiiğdir. Onun için, turistleri rahat ettirmek üzere hiç bir şeyden kaçınılmamış Ur. Biyariç bu bakımdan, birçok bilgi ve emek harcanarak ortaya konulmuş büyük bir eserdir. Kendi bakışımdan Biyariçin bugünkü haline imrenmekle beraber, güzel yurdumun ve Istanbu-lun, tabiiğ bakımdan çok daha güzel yerlerini gördüm. Boğaziçi, a-dalar ve Yalova ile, Biyariç plajından çok güzel olan ve Atatür-kün işaretile bu defa bayındırlığına başlanan Florya plajının, yakın yıllar içinde Avnıpanın en güzel yerleri olacağma inanıyorum. Bu inanışım beni şimdiden hem sevindiriyor, hem de avunduruyor. Kastamonu saylavı Tahsin COŞKAN Yarbay Dreyfüs öldü (Bsşı /. cı sayıfada) 1894 de, topçu yüzbaşısı iken, yabancı bir devletin adamına bir takım süet belgeler gönderildiğini bildiren bir borduroyu hazırlayan olmakla suç altına alınmış ve harp divanı tarafından erecesinin geri alınmasına ve sürgünde ölünceye kadar hapsedilmesine karar verildi. Dreyfüs, Şeytan adasında sür -gün iken, dostları, duruşmanın yeni baştan görülmesini sağlamak için çok uğraşmışlardı. Bu arada, kardeşi Matiyö Dreyfüs de bordu-ronun binbaşı Esterhazi'nin elin -den çıkma olduğunu ısrarla ileri sürmüştü. Ancak, bir harp divanı karşı -sında sorguya çekilen binbaşı Es -terhazi temize çıktı. 1898 de birdenbire, önemli bir hadise oldu: 1894 deki dava sırasında Dreyfüs'e karşı tanıtlık et -miş olan yarbay Hanri, Dreyfüs'ün casusluğunu isbat eden belgeyi bizzat düzmüş olduğunu itiraf et -ti. Hükümet tarafından tutulan yarbay Hanri. Monvaleriyen ha -pishanesînde kendini öldürdü. Bunun üzerine, 1899 da, Bris -son kabinesi, davayı Ren harp di -vanı önünde yeniliyerek, Dreyfüs-ün cezasını on yıl hapse indirdi. 1902 yılında İleriye sürülen bîr daha yenileme dileği ancak 1906 da onaylandı. Yargutay, cinayet dayresi, Dreyfüs'e karşı olan suçlandırma sebeplerinin ortadan kalktığına ve bu yüzden verilen cezaların hükümsüzlüğüne karar verdi. Hükümet Dreyfüs'ü binbaşı yaptı. Kendisine lejiyon donör nişanını verdi. Dreyfüs meselesi Fransa'yı ikiye bölmüştü: Drey -füs'den yana olanlarla ona karşı olanlar. Bu yüzden uyanan şiddetli sıvasal dedikodular ülke içeri -sindeki türlü patırdıların belir -meşine yardım etmiştir. DIŞ HABERLER İl a I ya - Habeşistan (Başı î. ci sayıfada) tedir. Habeşistan'da bir karışıklık çıkacak olursa, her üç devlet bu memleket işlerinde tam bir tarafsızlık gözetmeyi ve ancak oradaki elçiliklerle yaban ci can vı malların ve üç devletin karşılıklı »sığlarının korunması için gereken her türlü tedbirleri almayı yöken-mişlerdir. Bundan başka, andlaşma. üç devletten hiç birinin, önce ötekilerle konuşup anlaşmadan müdahale etmeğe izinli olmadığı da kayıtlıdır. Statüko şayet bozulacak olursa, her üç devlet, Habcşis-tanın bütünlüğünü korumak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bugünkü konuşmaların en çetin noktası, denildiğine göre, sınırları and-laşmada pek kapalı olarak yazılmış bulunan nüfuz bölgelerinin İtalya'dan yana değiştirilmesi hakkındaki italyan ve İngiliz bakımlarını uzlaştırılmasıdır. Bay Avenol gelecek hafta başında Pariste bulunacak ve orada, ingiliz ba-kanlariyle neler görüştüğünü Bay La-vale bildirecektir. Amerikanın Adisalnıhu işgüderi Marsilya, 13 (A.A.) — Amerikanın yenî Adisababa işgüderi B. Jorj Han-son, Adİsababaya gitmek üzere Marsil-yada vapura binerken gazetecilere şu diyevde bulunmuştur: "Amerika birleşik devletleri, habeş-italyan davasında bekleyici bir durum tutacaklardır. Bununla beraber Amerika Habeşistanın ekonomik gelişmesiyle ilgili olduğundan bir takım barajlar yapmayı kendi üzerine alması ihtimali vardır. Benim başlıca ödevim Habeşis-tartdaki Amerika tebaasının güvenliğini korumak olacaktır.,. Jurnal do Mosku "Uluslar Sosyetesi kartırtm-ıntm ve hareketlerinde eşittik gözetmelidir,, diyor Moskova. 13 (A.A.) — Jurnal dö Mosku habeş - italyan anlaşmazlığı hakkında uluslar sosyetesi tarafından geçen mayısta verilen karara göre bu anlaşmazlığın yakında yeniden uluslar sosyetesine geleceğini hatırlatarak diyor ki: "Eğer bu kurum ötedenberi kendi otoritesini bozan bir takım fena örneklerin etkisi altında bırakılmamış olsaydı bu mesele uluslar sosyetesi için o kadar büyük bir mesele olmazdı. Japonya Mançurinin üzerine saldırdığı vakit Çin uluslar sosyetesine başvurmuştu. Şimdi İtalyan — Habeş anlaşmazlığında bu sosyetenin otoritesini yükseltmek için büyük bir enerji gösteren aynı İngiltere o zaman Çinin isteğinin sosyetece yerine getirilmemesi İçin çalışmıştı. Çinin uluslar sosyetesine başvurması tek bir sonuç vermiştir ki o da japonyanın Cenevreden ayrılması olmuştur. Uluslar sosyetesi en sözü geçer üyelerinden birinin böylece yeni saldırılarda bulunmak üzere hareket özgürlüğünü tam olarak ele almış bulunmasına katlanmışa benziyor... O vakittenberi bu siyasa kuvvetlenmiş ve genişlemiştir. Öyle ki bir yıldır vc hele son aylarda bütün siyasası saldırılar hazırlamak olan memleketlere karşı aşın kayguya düşürecek bir şey varsa o da şudur: bazı devletlerin saldırma siyasası arttıkça bugünün veya yarının- saldıranları olabilecek memleketlerde bu siyasanın bulduğu güler yüz dc o kadar artmaktadır. Uluslar sosyetesi ya saldırma karşı hep bir biçimde ve ana yasasına göre hareket etmeli yahut da saldırmaya uğrayan ülkeye yarcım etmek hakkından büsbütün vaz geçmelidir: saldıranlar s-rasında sosyete üyelerinden şu veya bunun keyfine göre bir ayrılık gözetmek imkânsızdır. Gene şu veya bu saldırana göz yumarak bir başaıksını cezalamağa da imkân yoktur. Sovyet Rusyamn harp ve barış meselesinde, her hangi bir saldırma, sömürge ele geçirmek veya kuvvetsiz u-luslan boyunduruk altına koymak girişimlerine karşı olan durumunu bütün dünya bilir. Sovyet hükümeti her kim SOVYETLER KİKLfCt'NDE: B. Bek'in Berlin yolculuğu için Jurnal dö Moskunun bir yazısı Moskova, 13 (A.A.) — Jurnal do Mosku Polonya dış bakanı B. Bek'in Berlİnr yaptığı gezi dolayısiyle yazdığı bir betkede Bek — Hitler konuşmalarını hâlâ derin bir sır kaplamakta olduğunu söyliyerek diyor ki: "Son günlerd eçıkan bazı yarı resmiğ haberlere bakılırsa Berlin görüşmeleri Polonya — Alman ilgilerinde hiç bir yenilik yapmamıştır. Eğer bu haberler, gerçek duruma uygunsa ve Avrupa halkını düşüncelerinde yatıştırmak için çıkarılmışsa tam tersine bir sonuç elde etmişler ve halkı büsbütün kuşkulandırmışlardır. Çünkü "yeni hiç bir şey yoktur,,im anlamı polonyanın Almanyayı genişleme yolunda tutmak ve birge güven sistemini örgütlendirmek yolundaki emekleri torpillemek için Almanya ile bir takım kombinezonlar aramak siyasasının sürüp gitmesinden başka bir şey değildir. Bunun sonu ise gene kendileri için fena olacaktır... Sovyet uçmunlartnın uçuşları Moskova. 13 (A.A.) — Stalİn, Vo-roşilof, Kaganoviç vc Andrcf hava kulübüne giderek en yüksek sovyet uç-manlarının uçak ve planörlerle yaptıkları gösteriş uçuşlarını seyretmişlerdir. Dağınık duyuklar Amerikanın durumu Vaşington, 13 (A.A.) — B. Hull, i-talyan - haheş meselesi karşısında A-merikanın durumu hakkında gazetecilere sorularına karşı demiştir ki; "— Paris paktının düsergeleri. 63 u-lus tarafından imza edildiği zaman olduğu gibi bugün de sayılıdır. Bu pakta göre bunu imza etmiş olan hükümetler arsıulusal anlaşrnamazlıMartn kotarılması çaresi bakımından savaşı hoş görmezler. Amerika, öteki uluslar gibi, paktın ve bunu imza eden devletleri bağlayan yükenlerin sayıldığını görmeyi arzu eder. Altınla ödeme şartı Vaşington, 13 (A.A.) — Saylavlar kurulunun banka işleri komisyonu, "altınla ödeme şartını taşıyan aksiyon sahiplerinin, alacaklarını altınla ödetmek üzere hükümete karşı dava açmalarını yasak eden yasa taslağını onaylamıştır. Davis kupası maçları Prag, 13 (A.A.) —Tenis Davis kupası Avrupa bölgesi final maçları: Çekoslovak Mentzel, alman Henkeli 6.4—2.6—4.6—6.1—7.5 ile yenmiştir. Almanyalı Fon Kram da 6.2—6.4—6.2 İle Caskayı yenmiştir. Belçika ile Sovyetler arasında Brüksel. 13 (A.A.) — Yakında, Belçika ile Sovyetler arasında yeniden diplomatik ilgiler başlıyacaktır. Belçika-nın Paris büyük elçisi Baron Gefiye Destruva ile Sovyet Büyük elçisi Bay Potemkin. her iki hükümetin karşılıklı elçi göndermek isteğinde bulunduklarına dair mektup alıp vermişlerdir. Bulgaristanda, sekizinci izciler kurultayı Sofya, 13 (A.A.) — Kıral Boris bugün sekizinci izciler kurultayını açarak Slav memleketlerinden gelen izcileri selamlamış ve bu göretlerin yakınlaşma ve dostluk eserine yeni bir yardım olduğunu söylemiştir. olursa olsun saldıranı kötülemeğe hazırdır. Şurasını unutmamak lâzımdır ki, uluslar sosyetesinin bütün üyeleri kurum içinde olduğu gibi dışında da el birliği ile zorbalık ve saldırma siyasasına karşı hareket etmedikçe ve kuvvetsiz uluslara karşı yapılan zorbalık siyasasına bugünkü yardım kaldırılmadıkça uluslar sosyetesi barış ve ancak barış istİyen insanlığa karşı olan ödevini yerine getiremez ALMANYA'DA: \ Inıaıı\ ada yenî bir dokuma tarzı Berlin, 13 (AA) — Döviz yasaları yüzünden elde edilmesi güçleşmiş olan pamukla yünün dokuma endüstrisinde yerlerini tutmak üzere düzme dokumalar yapmak için Vaymar'da yeni fabrikalar kurutmuştur. Ekonomi bakanlığı bu düzme dokuma yapımının senede 70.000 tona çabucak irİşmesi gerektiğini söylemektedir. Bu dokumalar sellülozdan yapılmakta, fakat içerisine yün ve pamuk da katılabilmesi için türlü operasyonlardan geçirilmektedir. Yeni fabrikaların çoğu alman hükümetinin verdiği para ve bu ürünleri kullanacak olan tezgâh sahihlerinin yatırdıkları bîr kapital ile kurulmuştur. Bu yenifabrikalara yatırılan paraların yokluğu yüzünden scllüloz dokumaların ma. loluş fiyatı tabiği dokuma Hatlarından yüksek olacaktır. Dokuma çevenleri yeni dokumaların bir benzet değil, fakat teknik i'er!cu.e-l^rİn bir sonucu olduğunu söylüyorlar' FRANSA'DA: Paris borsası Paris, 13 (A.A.) — 12 temmuz tarihli borsa durumu: Değerler borsası, borsa haftasını sevinç verici bir duruma erdirmektedir. Fransız ulusal fondolarının canlı ve ö-nemlî yükselişi bütün yerli değerler üzeride alım satım yapılmasını sonuç-lamıştır. Bu fondolarda dikkate değer kazançlar kaydedilmektedir. Yalnız e* lektrik değerleri oldukça gerilemiştir. Arsıulusal değerlerin de tutumu İyidir. AVI STViRYA'DA: Avıısturyadaki komünistler arlık grevi yapıyorlar Viyana, 13 (A.A.) — Verilen bir pa rolaya uyarak, hapishanelerde ve VÖ-lersdorf kampında tutulan komünistler açlık grevi yapmağa başlamışlardır. Na* zi kasanıklar da bunlara uymuş iseler de, içlerinden bir takımı bugün vaz geçmişlerdir. LEHİSTAN'DA: Polonya dokumacılığı güçlük içinde. Varşova, 13 (A.A.) — Gazetelerin Danzigden Öğrendiğine göre, dövizlerin buçlandırılması dokuma tecimini çok güç bir duruma sokmuştur. İşler çok a* zalmış ve daha ziyade sürecek olursa bir çok dokuma firmaları kapanacak» lardır. RADYOLAR ANKARA 19.30 - Eğitim saati (B. Hilmi Malili konuşuyor) 19.40 - Musiki- %ahms: 2 Capriee „ 2 intermezzo Piyano: Fcrhunde Ulvi 20. - Arıcılık saati 20.10- Musiki: Brahms: 3 Lied Piyano: Fcrhunde Ulv^ Keman: Necdet Remzi İSTANBUL 20.30 - Dans musikisi 20.50 - Haberler 12.30 Plâk neşriyatı. 18.30 Dans musikisi (plâk) 19.30 Çocuk saati. Hikâyeler, Mesut Cemil. 20.30 Radyo caz ve tango orkestraları. Çadreİ Türkçe sözlü eser-ler. 21.30 Son haberler. 21.40 Profesör Liko Azar. Keman ¦ solo. 22. Gavin kardeşler. Ve mandeli-natta orkestrası. ULUS 15, TKMMl / 1935 PAZ4RTE8İ Şubatı I I f A.A.) — Herek *u Ihim-kını ve gerek sıcak dıdgası yazımdan $*-kavınla 80 kişi ölmüştür. ON ALTİNCİ YIL No: 5016 Adımı/, unılımızılır M.-i yenle 5 kuruş GiinıU'lik KM'I STRÎOE KONTROL Elimize geçen rakamlar, um ıaJ endüstrinin geniş bir hızla ilerlemekte olduğunu gösteriyor, devlet tedbirlerinin, bu ilerlemedeki büyük rolünü hep biliyoruz. Gümrük tarifeleri, türk pazarını yabancı endüstrilerin akışından koru yor, endüstriyi şevklendirme ka -nunu, endüstri alanında yarattığı girişimleri - birçok bağışıklıklar la - verimli olarak yaşatıyor. Son iki yılın kontenjan ve döviz buc -lamaları ise, iç pazarı hemen he -men verli endüstriye bıraktı. Ulusal ergelerle alınan bu tedbirler, endüstrimize de yeni Ödevler vermektedir. Devlet kendi e-lindeki endüstride bu ödevlerin na-srl yerine getirileceğini gösterir örnekler verdi. Sümer Bank fabrikaları, maliyet fiatını geçen yıllara göre yüzd * yirmi beş indirdi. Bu ayrım kalitenin yükseltilmesine ve ucuz satışlarla yoğaltımın artırılmasına yaramaktadır. Şeker fiatını indiren sebeb, yalnız vergilerin azaltılmış olması değildir. Fabrikaların toplu ve rasyonel çalışarak maliyeti indirmeleri de şekerin ucuzlatılmasında yer almıştır. Özel girişimle işliyen endüstri -nin de bu örneklere uyması ge -cikmemelidir. Devlet, kapalı bir pazarda ihtiyacın kâr şeklinde avlanmasına göz yumacak değildir. Bu karar geçen martta büyük Önder'in saylav seçimi bildiricinde açrkca şöyle anlatılmıştır: "Sanayileşme devrinde, ihtikâr taretinde bir tıat pahalılığına mahal vermemek için, ciddiğ kontrol tedbirleri genişletilecek ve peki ettirilecektir. „ Bu konu ürerinde, büyük kurultayın parti ; rogramında yaptığı önemli deği ikliği de en yeni bir karar olarak almalıyız: "Üretmenlerle yoğaltmanlar arattnda çıkabilecek attğ kavgalarını önlemek için, devlet; bütün endüstrilerde Hat kontrol işlerini düzcnliyecehtir.,, (Program madde - İS). Bu kararlar endüstrimizin şimdiye kadarkinden daha geniş bir devlet kontrolü altında çalıştırılacağını gösterir. Ekonomi Bakanlığı, teknik ve ekonomik yönlerden yapılacak bir kontrolün gerektirdiği insan ve bilgi unsurlarını az çok toplamış ve iş alanına girmiştir. 18 nisanda çimento fiatları ü-zerinde alınan karar, devlet kontrolünün ilk iyi verimi olmuştur. Bu kararı bildiren genelgeden (tamimden) bir parçayı yapılan kontrolün mekanizmasını göstermek için buraya alıyoruz: 'Memleket ekonomisini korumak üzere yabancı ülkelerden sokulması yasak edilmiş olan çimentonun son yıllarda genel istihlaki artmaya başlamış ve mevcud fabrikalarımız bu istihlaki karşılayabilmek için her an artan bir kudretle bilhassa son zamanlarda a-zami kapasitelerine yaklaşmışlardır. Bu müsaid vaziyeti gören Bakanlığımız çimentonun maliyet ve satış Hatlarını tetkik ile aşağıdaki sonuçlara varmıştır:» Bu sonuçların en önemlisi çi--nento fiatının 26,5 liradan 22,5 liraya inmesidir. Bizim bu betke ile söylemek istediğimiz, endüstrinin her zaman devlet kontrolünü beklemeksizin kendi kendini kontrol etmesidir. Bu olmadıkça yerli endüstri, türk {Sonu 2 İnci sayıfada) Türk - Yunan dostluğu (yene dış hakanlığına gelen B. Maksimos Yunanistanııı Balkan paktına haklılığını hır kere daha belirtti Yunan ve türk dış bakanları arasında iki memleketin sarsılmaz dostluğunu berkiten telgraflar gönderildi Atina, 14 (A.A.) — Dış baka nı Bay Maksimos gazetecilere aşağıdaki bildiride bulunmuştur: "— Arsıulusal durumun pek karışık göründüğü bir sırada dış bakanlığını üzerime aüyorum. Bununla beraber, bu zorlukların ergeç ortadan kalkacağını vo kotarılmaları a-cun barışını kuv vetlendirecek o* lan büyük Av ^ rupa meseleleri için ergeç hoş ¦ nudluk verici çözgeler bulmak imkânı olacağı -nı umuyorum, Çok şukur, Balkanlarda, Yu -nanistan Atina ve Ankara pakt lariyle çizilmiş olan bir siyasa gütmektedir. Ve bu bölgede ba -rıs sağlanmıştır. Balkan ulusla -rı bununla Övünebilirler. Ve bu paktların bağıtlanması için harca nan bir çok uğraşıların yerinde olduğunu isbat etmektedir. Bu siyasaya bağlaşık devletlerin dost ve kıymetli dış bakanla -riyte sıkı el birliği yaparak ısrarla devam edeceğim. Geçmişteki de-neç siyasasının bütün balkan dev- letlerinin hakikiğ asığlarına uy • gun olduğunu ispat etmektedir ve Balkan uluslarının bunu daha büyük bir kanaatle gütmeye devam edeceklerine İnanıyorum. Kom • sumuz bulgar ve arnavutlarla olan ** EsOiaWal - M£ BB Rüştü Araş re wr sırada bir mfesimotun Balkan paktını imzaladıKntrr arada çekilmiş bir resimleri anlaşmazlıkların da hoşnudluk verici bir surette kotarılacağını ve bu suretle balkanlarda barışçıl uğraşın tamamlanacağını umuyorum. Bizim tarafımızdan bütün iyi niyet vardır. Yunanistanın bütün büyük devletlerel olan bağlarını kuvvetlendirmeye çalışmakta devam edeceği ise meydandadır.,. (Sonu 2. sayıfada) Kaygılar boşa çıktı 14 temmuz bayramı Fransada hadisesiz ve gürültüsüz olarak geçti Bir çok şehirlerde faşistlerle halk yöneyi üyeleri karşılıklı gösterişler yaptılar Paris, 14 (A.A.) — Halkçı yö-neyin gösterişi bu sabah montruj kapısı yanındaki stadyumda bü -yük bir toplantı ite başlamıştır. Saat 9 da açılan bu "barış ve hürriyet kurulu,,nda illerden gel -me ve yerli komiteleri oruntayan binlerce kişi bulunmuştur. Top lantı ''insan hakları birliği,, bas -kanı B. Viktor Bah'ın bir söylevi ile açılmıştır. Halkçı toplantı adına söz söyli-yen fen akademisi ikinci başkanı B. Jan Per'in, yazar B. Hanri Bar büs, "faşizme karşı aydınlar,, komitesi adına profesör B. Paul Ri - vet, BB. Jan Senak, Leon Jonu, Julyen Rakomon, Ernest Perney, Pol For, Jak Duklo, Engesfor ve daha birçok şahsiyetler tarafından söylevler verilmiştir. Nobel fizik ödenini alan Sor bon porfesörlerinden ve fen aka -demişi ikinci başkanı B. Jan Pereı. "komünist, sosyalist, radikal par tiler dışında bulunan özgürlükle -rini korumak, kardeşlik ve tüze umudlarını yerine getirmek içi toplanan kadın ve erkekleri,, se lâmlamıştır. (Sonu 2. ci sayıfada) Küçük Anlaşma Habsburgların Avustur yaya tekrar gelmes ine baş egmiyeeek Prag, 14 (A.A.) — Yarı re» -miğ "Prager Press,, gazetesi, bir baş yazıda, Habusburgları sürgünden kurtaran kanunun Küçük Anlaşma hükümetleri arasında an -laşmazlık çıkardığı hakkındaki yabancı haberleri yalanlamakta dır. Bu gazete diyor ki: "Küçük anlaşma hiç bir za man Habsburglarla barışmıya • çaktır. Yalnız onların tahta geçmele ri değil, böyle bir ihtimalin konu şulraası bile kabul edilemiyecek bir şeydir. Küçük anlaşma habs-burglara karşıdır. Çünkü onların Viyanada veya Budapestede bu lunmaları orta Avrupada belki de bütün Avrupanın dayanamıyaca ğı bîr karışıklık ve bir kaygı doğu racaktır. (Sonu 2. ci sayıfada) Başbakanımız Karakösede Karaköse, 14 (A.A.) — Baş -bakanımız İsmet İnönü 13 tem -muz sabahı Muş'tan hareket ede rek Bulanık, Malazgirt ilçelerine uğramış ve akşam u k -. gelmiştir. Ekonomi Bakanımız Moskova yolunda Moskova, 14 (A.A.) — Bay Celâl Bayar ile yanında bulunanlar dün Kiyef'e varmışlar ve istasj ~.ı-da birçok yüksek işyarlar tarafından karşılanmışlar, yarım saat kadar Kiyefte kaldıktan sonra Mos-kovaya hareket etmişlerdir. »UNkr SPOR GÜNÜ İstanbul takımı Atina karmasını 1-4 ^gü reşçilerimiz maearları 2-5 yendiler Ankarada Çankayayia berabere kalan Gençler Birliği puvan fazlasiyle Ankara lik şampiyonu oldu -Galatasaray İstanbul atletizm şampiyonu oldu. İzmir, 14 (A.A.) — Dun şehrimize gelen macar güreşçilerile güreşçilerimiz arasında güreşler yapıldı. Sonuçları şunlardır: 56 kiloda koca ömeri macar Dohaymere sayı hesabiyle, 61 kiloda macar Pombeni sayı hesabiyle Yasar'a, 66 kiloda Saİm sayı hesa biyle macar Baron Beloya galİ(. geldiler. 72 ikloda macar Ordun tsma • ili 59 saniyede tuşla yenmiştir. 78 kiloda macar Toro ile Ahmet arasındaki güreş oldukça çetin olmuş ve Ahmet 19 dakika 14 saniyede ıacarı tuşla yenmiştir. 87 kiloda macar Dobuyu büyük Mustafa 45 saniyede tuşla yenmiştir. Son güreş macar ağır güreşçisi Bodo ile Çoban Mehmet ara -sında yapıldı. Çoban 4 dakika 10 saniyede macarı tuşla yendi. tûleki spor ^bcrlcti i. kocü amyJ+d*) \nkty.i ençler birliği maçından bir evre 3ir Mısır gazetesi tng; il teren iri Şap denizin de ve Sudanda s üel hazırlıklarda bulunduğun u bildiriyor Habeş imparatoru İtalyaya toprak vermeye hiç bir zaman yanaşmıyacağını bildirdi - Habeşistandaki son hadise nasıl olmuş? Kahire, 14 (A.A.) — "Mısır,, adındaki dergide okunduğuna göre, Şap denizindeki ingiliz donanması daha da kuvvetlendirilmiş tir. Şimdi orada 30 parça gemi bulunmaktadır. Sudan'daki süel kuvvetlerde birçok uçaklarla kuvvet -lendirilmiftir. Nevyork, 14 (A.A.) — Habeş imparatoru Haile Selâse Nevyork Taymis gazetesinin bir sorusuna karşılık olarak bu gazeteye çektiği bir telgrafta, savaşın mum geçmek için, ülkesinin her hangi bir bölgesinin yönetimini İtalya-(Sonu 2. ci sayıfada) Her türlü lehlikrdt tı tizak kalm;ık iejn havalarımızı Im\Ii- uçak lıuhıllarilt* kajıli) ara«ı/. İSir ata sözü korkulu rüyu ••örmcılcn se uvanık yatmak lıaırlıhr. der. S\V!FA 2 U L u S * » il. Orman ve fııınla hkta ateşe «likkal! Dr ŞEREF NURİ Yazımın bu başlığı Alman-yadan gelen pir posta kartının üzerine vurulmuş olan "Vor-sicht mit dem Feuer im Walde und Heide!,, damgasının tvrkçeyc çevrilmesidir. Ormancılığı çok i-leri gitmiş olan Almanyanın ormanlarına karşı gösterdiği Özen işte bu dereceye kadar ilerlemiş. Almanya kendi memleketinde orman yangınının seyrek ve hem de pek seyrek olmasına rağmen gene çok dikkatli davranmakta ve halkı da dikkate çağırmaktadır. Almanya ormanlarının içerisindeki düzgün ve plânlı yollarda yürürken karşınıza çıkan "Sigara içmek yasaktır!" "Ateş yakmak yasaktır!" levhaları yetmiyormuş gibi, bu hatırlatmakhkların alanı tâ mektupların ve mektup kartlarının üzerlerine kadar genişletilmiştir. Memleketimizde ise orman yangınları her yıl binlerce hektarlık ormanı silip süpürürken, biz hâlâ bunların önüne geçmek için esaslı tedbirleri alamıyoruz. Memleketimizde ormanların alevler içerisinde kavrulmasının üç başlıca sebebi vardır: 1) Halkın ormana ve ağaca karşı olan sevgisizliği ve onun ne gibi bir ekonomik kıymet taşıdığını ve yaşamak üzerine ne dereceye kadar etkin olduğunu bilmemesi. 2) Orman koruma örgütünün eksik olması. 3) Orman yangınını meydana getirenlere karşı kuvvetli kanuni hükümlerin bulunmaması . İşte saydığımız bu sebebler yüzünden her yıl binlerce hektarlık ormanlarımız alevlerin içerisinde kül olup gidiyorlar. Hiç şüphe yok ki, her memlekette orman yangım meydana gelir; fakat bunların dereceleri arasında büyük farklar vardır. Biz bu farkı daha canlı bir surette belitmek i-çin Almanyadaki orman yangınlarını gösteren istatistik ile memleketimizdeki orman yangınlarını gösteren rakamları biribirlerile karşılaştıralım: Bavyera devlet orman yönet-gesinin orman istatistiklerine göre 1887 tarihinden 1924 tarihine kadar geçen 37 senelik bir devirde (5117) orman yangını meydana gelmiş ve bu yüzden ceman (5570) hektarlık orman zarar görmüştür, tsatistiğe göre bu yangınları doğuran sebebler de şöylece sıralanmıştır: Yangınların Yangınları doğu-sayısı ran sebebler 54 Yıldırımdan 462 Lokomotif kıvılcımından 3 745 Dikkatsizlik yüzünden 677 Kast ile 185 Sebebi bilinmeyen 5117 Memleketimizde orman yangınlarını doğru ve isabetli bir surette gösteren istatistikler olmamakla beraber, elde bulunan rakamlar da son senelere aittir. Bu itibarla alman istatistiklerinde olduğu gibi 1887 tarihine kadar inemiyoruz. Biz ancak 1927 tarihinden 1931 tarihine kadar geçen beş senelik bîr devir içerisindeki orman yangınlarının sayılarını ve bunların yaktıkları hektar mikda-rınt göstereceğiz. DIŞ HAB ERLEF 1927 1928 1929 1930 1931 490 574 114 163 209 1550 22270 38&14 4.805 4.703 7,612 660,444 905 JOO 87.331 116*75 98.100 78,204 1.867,750 Bu iki memleketin orman yangılarını gÖstertcn istatistikler bi-biribirleri karşısına konulunca, memleketimizdeki orman yangınlarının dehşeti karşısında titrememek mümkün değildir. Al manyada (37) senelik bir devir içerisinde (5,570) hektarlık orman yanmış iken, memleketimizde (S) sene içerisinde (78,204) hektarlık orman yanmıştır. Eğer elimizde tam ve mükemmel istatistikler bulunsa ve 1887 senesine kadar gidebilmiş olsaydık, 37 senelik devir içerisinde kim bilir kaç milyon hektarlık ormanın a-levler içerisinde kaybolduğunu görürdük. Orman yangınlarının meydana gelmelerindeki sıklık ve yanan ormanlık sahaların genişlik derecesi türlü sebeblere göre değişir. 1) Havanın gidişine, 2) Ağaçların nevilerine 3) Mevkilerin vaziyetine 4) Halkın soravdan çekinmesine ve ormana karşı olan sevgisine göre bir memlekette orman yangınlarının sıklığı ve genişlemeleri değişebiliyor. Bu unsurlardan en önemlisi halk ile orman arasındaki olan ilgi ve onun ormana karşı olan duygusudur. Eğer halkımız ormanı sever ve herhangi bir ağaca gelecek zararı, oğluna gelecek bir zarar gibi telâkki ederse, orman yangınlarının adedi azalır ve hem de pek çok azalır. Bunun için halkı aydınlatmak, tıpkı almanların yaptıkları gibi yapmak lâzımdır. Bir Mısır gazetesi İngilterenin Şap denizinde ve Sudanda süel hazırlıklarda bulunduğunu bildiriyor (öjjj 1. cı sayılıda) ya bırakmak hususundaki her tur lü Önergeleri reddetmeğe dölen • diğini bildirmiştir. İmparator, bu türlü etgerlik bölgelerinin ilerde büsbütün alınmak ihtimali oldu ğunu ilâve etmektedir. HuhesisUıntlnki MM hâdise hu-heşlere göre nasıl olmuş? A d isa baba, 14 (A.A.) — Bir habeş bildirilme göre Harrar'dan Dİdedauaya giden italyan konsolosiyle habeş askerleri arasında çıkan hadise şudur: İtalyan konsolosu, işareti olmıyan bir. otomobil İçinde sekreteri 11e birlikte gi- derken bir atlı bölüğünün ÖnUne geç -mek istemiştir. Yedekte olan atlar otomobilden ürkünce askerler şoföre İşaret vererek durmasmı istemişlerdir. Komutan tarafından gönderilen adamın İste • ği üzerine, konsolos beklemeyi kabul etmiştir. Subay ve askerlerin hareketi pek doğru idi. Hem bunlar otomobilin kime aıd olduğunu da bilmiyorlardı. Habeşistana silâh satılmıyor. Kopenhag, 14 (A.A) — Dış bakanı, Danimarka tarafından Habeşistana si -lah ve cephane satılması ihtimalini ortadan kaldıran bir diyevde bulunmuştur 14 temmuz bayramı Fransada hadisesiz ve gürültüsüz olarak geçti (Şaşı I. ci ssyıfsds) f fr» H (A.A.) — Saat 12,30 a kadar iç bakanlığına büyük eyalet merke •• Itrinden gelen telgraflara göre bu saate kadar biç bir hadise kaydedilmemiştir. Paris. 14 (A.A.) — Bugünkü gösterişin en önr-nli kısmı. Prans*nın her tara- fından gelen altı yüzden fazla uşağın açık gök üzerinde yaptıkları gösteriş olmuştur. Türk - yun an «losiluğu (Bsşı /. inci ssyıfsds) Bay Maksimos bundan sonra, bu zor anlarda, bütün Avrupa memleketlerinin barışın kuvvetlendirilmesi uğrunda dayanışık olduklarını ,en iyi çalışma şeklinin uluslar sosyetesi tarafından kurulmuş olan usul olduğunu vc bundan dolayı Yunanistanın bütün araçlarla Cenevre kurulunun kredisi ve otoritesinin yükseltilmesine çalışacağını söylemiş, memleket içinde sükûn lüzumunu kaydederek Çaldaris hükümetinin bu uğurda bütün gücüyle çalışmış olduğunu bildirmiştir. Bakan bundan sonra ekonomik meselelerden ve ulusal savganın memleket kredisini tehlikeye düşürmiyecek ve nc de ulusun vergi yüklerini artırmıya-cak olan finansal kombinezonlarla kuvvetlendirilmesi lüzumundan bahsetmiştir. B. Maksimos yeniden dış bakanlığı ödevini üzerine alması dolayısiyle dış bakanımız B. Tcvfik Rüştü Aras'a aşağıdaki telgrafı göndermiştir. Son Ekselans B. Tevfîk Rüştü Aras dış bakanı Dış İşlerinin yönetimini yeniden elime alırken ekselanslarına, kendüerüe benim için daima kıymetli olduğu kadir aziz olmuş olan elbirliğine tekrar başlamakla duyduğum hoşnudluğu bildiririm. Karşılıklı güven ve içtem elbirliğimİs güzeyinde ilkönce Ankara ve sonra da Atina paküariyle iki ülke arasında bo -.'ulmaz bir dostluğun vc Balkan anlaşmasının temellerini kurduk. Uluslarımız arasında sıkı ve verimli bir birleşmenin bağlarını kurarken tek gayemiz büyük barış davasına hizmet olmuştur. Devamlı surette bu yüksek ülküye doğru olanTttrştıncemîz. bu 01 -külrrin gerçekleşmesini aynı sevinçle görecektir .Banş eserinden vc memlek rimizi bağlıyan bağların kuvvetle il meşinden dolayı haklı olarak grur duya biliriz. Beni, aynı ruh içinde siyasamı -tın gelişimine devam etmekle her zaman bahtlı göreceksiniz. Ulusunuzun şeref vc genliği için bütün kalbimle en eyi dilek lerlml sunar ve bayn dostluğuma inaı malarını ekselanslarından rica ederim. Maksimos Dı$ Bakanımız Bay Tevfik RÜştÜ Aras bu telgrafa aşağıdaki cevabı vermiştir : Son Ekselans B. Maksimos, Dış Bakanı Atina « Ekselanslarının dost memleketin dış siyasası başına dönmesi haberini hoşnudlukla karşıladım. Yüksek Ödevinizi Üzerinize aldığınız sırada bana gön dermek kayrasında bulunduğunuz tel -graf beni pek fazla duygulandırdı. En içtem teşekkürlerimi ve canlı tebriklerimi sunarım. Antant kordiyal ve balkan paktı ile gerçekleştirdiğimiz tükel dostluk ve barış eseri; kurulmasını başardığımız ve şimdiye kadar bu derece verimli sonuçlar vermiş olan sağlam bağların beklediği parlak gelecek için güvenli bir garantidir. Şahsiğ dostluğunuz benim i-çin sınırsız dereccd: kıymetlidir. Eminim ki, güven verici elbirliğimizin devamı bağlı bulunduğumuz büyük davaya hizmet edecektir. Bu ruhladır kİ, şerefli elen ulusunun genliği ve iki memleketi bağlayan her zaman daha sıkı bağlar için olan en hararetli dileklerimi sunar ve sarsılmaz dostluk hislerimi tazelerim. Tevfik RüşdÜ Aras Genvrtd Kondilis'in İtalya gezisi Atina, 14 (A.A) — B. Çaldaris, basın üyelerine, general Kondilis'in İtalya ve Yugoslavya gezisinin Özel olduğunu söylemiştir. B. Çaldaris, B. Kondilis'in ihtimal ki İtalya ileri gelenleriyle birlikte her iki ülkeyi ilgilendiren bir takım meseleleri gözden geçireceğini fakat ne siyasal ne de diplomatik biç bir meseleyi görüşmeye yetkili olmadığını ilâve etmiştir B, K.mi.iı/ı.- Yugoslav devlet adamlarile görüşüyor Liyubliana, 14 (A.A) — B. Kondi-lis Roma'dan buraya gelmisdir. tstas-yonde, yunan asbaşbakanı. Yugoslavya sü vc deniz bakanı general Yifkoviç ta rafından karşılanmışdır. General Kondilis hemen Balede ha reket ermiştir. Orada krallık naibi prens Pol ve başbakan ve dış bakanı B. Milan Stoyadinoviç ile bulaşacaktır. Marsilya. 14 (A.A.) — Burada iki gösteriş olmuştur. Bunlardan biri halk yöneyi diğeri de ateş salip kurulu ile ulusçu partiler tarafından tertip edilmiştir. Hic bir hadise olm.ımıstır. Küçük anlaşma ve Habsburglar (Başı /. ci ssyıfsds) krnl Karol ve Prens Pot ffofrj-burglur meselesini mi görüşmüşler? Sinaya, 14 (A.A.) — Yugoslavya kıratlığı naibi Prens Pol, General Kondl -lisle karşılaşmak üzere Belgrad» hareket ermiştir. Prensin Romanyaya gelişinin. Özel mahiyette olduğu sanılmaktadır. Bununla beraber. Prens Pol'ün Kıral ile birlik te iki hükümeti ilgilendiren meseleleri ve daha fazla Habsburglar meselesini görüştüğü söylenmektedir. Habsburglann tahta çıkarılmaları ihtimalinin önünü almak için küçük anlaşma hükümetleri arasında yapılan uzlaş maya karşı Romanya'nın yeni bir durum almıyacağı sanılmaktadır. |s|»VNY\l\ İspanyada da fırtınalar ve su baskınları olmuş Madrit, 14 (A.A.) — İspanya'nın birçok yerlerinde zorlu fırtınalar boralar yağmurlar, kasırgalar ve su baskınları olmuştur. Ziyan pek önemlidir. Havalar çok sıcak gidip dururken hissolunur dı- recede soğumuştur . • • • Madrid, 14 (A.A.) — Gıhon şehri -nin aşağı mahallerini su basmıştır. Pcm-peluna yakınında Çİdakos suyu taşmış, ekinleri yoketmiştir. Saragos ile Pampo luna arasındaki yol kesilmiştir. Birç ¦ hayvan ölmüştür . Dağınık duyuhlar Çekoslovakyatla tahıl tekiti Prag, 14 (A.A.) — Özel bir sosyete tarafından devletin kontrolü altında i-dare edilen zahire tekitinin kalmasına kabine karar vermiştir. Hükümet .süel bir ergeylc bir buğday stoku meydana getirecek ve bun us» depo ve yönetme masraflarını kendi ü-zerine alacaktır. Hır 'dağ kasası Bükreş. 14 (A.A.) — Brasov yakın ¦arında Moreni dağlarında bir çok gez -men taşıyan bir dişli demiryolu vagon bir uçurumdan aşağı yuvarlanmış üç kişi Ölmüş, beş kişi de yaralanmıştır. W I SI I H'ı VI) A : RADYO ANKARA 19.30 - Dişçinin saati 19.40- Musiki: Glück hakkında birkaç söz: Necdet Remzi Glück- İphigenie auf Tauris den Gavotte GlUck- Andantino Glück- Gavotte Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 20. . Ziraat vekâleti saati 20 10 - Musiki: Orkestra konseri -plâkla* 20.30 • Dans musikisi 20.50 - Haberler B. Şuçııİuin oUımnhit kazası nasıl olmuş'/ Viyana, 14 ı A A . — Yuıdscvcr yö-ney genel hekrıtcrİ Albay Adam. Baş -bakan Şuşnig'in geçirdiği kaza hakkında, radyo ile IkİMİ bir diyevde bulunmuştur. B. Adam, yapılan incelemenin, oto -mobilin makine kısmında bir bozukluk olduğunu meydana çıkardığını söyle -mistir. Kendine gelen şoför, hiç bir fenalık duymadığını söylemektedir. Büsbütün harap olan otomobil, uz -manlar tarafından gözden geçirilmek üzere Viyana'ya götürülecektir. Arşidük Otlo'nun B. Şuşnige çektiği telgraf Viyana. 14 (A.A.) — Eski Avustur -ya Macaristan İmpaartoriçesi Zita ila Arşidük Otto dö Habsburg başbakan B. Şuşnig'e bir baş sağlama telgrafı eek -mislerdir. Bayan Şuşnig'in cenazesi bugün öğleden sonra Viyana'ya getirilecektir. RİRLESİK DEVLETLER'DE: Amerika Sovyetlere borç verecek mi? Vaşington, 14 (A.A.) — Finansen eksperler. Sovyetlerin tekrar tekrar istemelerine rağmen, Amerika - Sovyet uzlaşması hükümlerine göre kendilerine Ö-dünç veritemiyeceği fikrinde oldukları • nı apaçık söylemişlerdir. Sovyet Rusya Amerikudan 30 milyon dolarlık mal alacak Vaşington, 14 (A.A.) — Sovyetler, bu yıl içerisinde en az 30 milyon dolar* İrk mal satın almayı Amerikaya adamışlardır. ALMANYA'DA: IngilUtrı Alnuuiiutı umkırıya uğrattı Berlin, 14 (A.A.) — Dış BakanU a ğınm resmiğ çevenleri Sir Hor'un avam kamarasında verdiği söylevden duy' 1e-lan umkırıyı bildirmektedirler. Bu çe -venler, Sir Hor'un, yalnız genel güven -ligi tavsiye ettiğini, buna varmak ;çirs alınacak pratik kotarma yollarını göster* mediğini söylemektedirler. Yan resmiğ "diplomatişa politişe korespondanz,, diyor ki: " Almanya prensip olarak iş birliği fikrini reddetmemiştir. Fakat birçok um. kınlardan ve başarısızlıklardan ders alan alman hükümet adamlan. bazı fedakâr -lıklar karşılığında olsa bilr, yeni bir metot kullanmayı ve hiç bir işe yaramadık-Un anlaşılan eski metotlarında ısrar etmemeyi daha doğru buluyorlar. Alman politikasının doğruluğunu is -bat için alman - Polonya paktı ve alman • ingiliz deniz andlaşmasını gösteren bu gazete. Avrupa banşı İçin Almanya'da, bundan daha fazla bir çalışma istenilernl-veeeğini yazmaktadır... Gündelik ENDÜSTRİDE KONTROL (Başı I. ci ssyıfsds) bütünlüğü içinde sempatik bir iş kolu olmaktan uzaklaşacaktır. Yer yer, vakit, vakit endüstrî-mizdeki kalite eksikliğinden ve "al yüksekliğinden sızlanmalar oluyor. Bu dağnık sızlanışların bütün endüstri için karşın bir his uyandırdığını sezmek güç değildir. Türk yoğaltmanının büyük kütlesi çiftçidir. Bunlar, ürünlerini dünya piyasasında satarken ileri teknikli memleketlerin ucuz maliyetine uyuyorlar. Türk yoğaltmanının endüstri mallarını da u _z almaları gerektir. Endüstride fi-"-, ancak, teknik ve finansal zorağ-ların çizdiği sınırlar içinde olacaktır. Kazanç hırsının kabartacağı bir değer, - devlet kontrolun-dan kurtulamamamla beraber - endüstri için yıkıcı bir tehlikedir. Z'ts endüstriden kendi kendini kontrol etmesini isterken. Özel asıklarına en uygun yolu göstermiş oluyoruz. Kemal ON AL ON ALTINCI YIL. No: 5017 ULUS Adımız, amlımızdır 16 TEMMUZ 1935 SALİ Şınglutyy 15 (4.4.) — Hesmiğ ol* mayan rakamlara göre, Yangsekitmg'ta* ki *u baskınında ölenlerin suyun* yalru* jisang bölgesinde 12.000 dir. Her yerde 5 kuruş Romanya'dan getirtilecek gt»v menler hakkındaki meseleleri saptayan komisyonun dünkü son toplantısına başkanlık eden İç Bakanımız B. Şükrü Kaya, akşam ekis presle İstanbul'a gitmiştir. B. Şükrü Kaya cuma günü şehrimize dönmüş bulunacaktır. Bakanı du rakta Bakanlarla, İç Bakanlık ileri gelenleri, ve saylavlar uğurla -mıstardır.__^__ B. Celal Bayar Moskovada Moskova, 15 (A.A.) — Bay Celâl Bayar beraberinde bulunan zatlar ile 14,7 de buraya gelmişlerdir. Kendilerini istasyonda dışarı tecim halk komiseri Bay Kozengım. İle ağır endüstri komiserleri Bay Piatakov ve B. Kaganoviç, dışarı tecim askomiseri Bay Olîava, dış işleri komiserliği birinci doğu departmanı şe i Bay Tsoukerman, Turcstrol dir ktÖrü Bay Zolotarev Türkiye Büyuk Elçisi Bay Zekâi Apaydın, elçilik ileri gelenleri, Moskovada bulunan türk mühen -dişleri ve türk kolonisinden birçok kimseler karşılamışlardır. B. Karadan Istanbula döndü İstanbul, 15 (A.A.) — iznini geçirmek üzere Avrupa'da bulu ¦ nan Sovyet Büyük Elçisi B. Kara-han, bu sabah trenle şehrimize gelmiş ve doğruca Büyükderedeki sov-yet elçilik konağma gitmiştir. Atatürk Bursa'da Bursa, 15 (A.A.) — Ata -türk bugün saat 16 ya yirmi kala caddeleri dolduran hal -kın alkışlan arasında şehrimizi şereflendirdiler. Doğruca Çekirge yolu üzerindeki köşklerine gittiler. Mueurlu bir köylü Atatürkün mermerden heykelini yaptı Mucur, 15 (A.A.) — Hacıbektaşlı Hasan yarın, yerli mermerden ustalıkla oyduğu Atatürk'ün büs -tü dün köylü ve kasabalı binlerce halkın, Kırşehir ve yakın ilçeler -den gelen konukların katıldığı bîr törenle açılmıştır. llçebay, Atatürk'ün türk yur dunda yarattığı varlıkları birer bi rer saydıktan sonra büstün açma şerefini Kırşehir ilbayına bırak -mistir. İlbay söylevinde işlerimizin bitmediğini, Atatürk'ün büstüne yaraşan bir mucur kurulmasını di 111, y-UJUUll .ç.n EEf&E kan ismet İnönü'nün dedikleri gi -bî yediğimiz ekmeğin bir lokmasını uçağa ayırmamızın bir ödev olduğunu anlatmıştır. Bundan sonra halk büstün ö -nünden geçmiştir. Öğleden sonra Mucur ve Kirşe hir gençleri arasında bir futbol ve voleybol maçı yapılmıştır. Mucur baştan başa donanmıştır. Brüksel'e gidecek kurulumuz hareket etti istanbul, 15 (Telefon) — Brük selde toplanacak olan arsıparla -manter kongrede, kamutayı orun tayacak olan kurulumuz B. Falih Rıfkı Atay'ın başkanlığında bu -gün tstanbuldan hareket etmiştir. FRANSIZ HALKÇILARININ BÜYÜK GÖSTERİSİ Fransız ulusu faşizmi ezmeye ve demokrasiyi korumaya çağrıldı Paris, 15 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: Yalnız Paris uramlarından değil, aynı zamanda Fransanın her bucağından ve en çok kuzay bölgesinden gelen sosyalist, komünist ve radikal - sosyalist partileri kurulları G. B. T. ve C. B. T. U. sendikaları halkçı yöneyin dün yaptığı gösteriye katılmışlardır. Bu gösteriye bundan başka "insanlık türesi birliği,, "fransız kültür birliği., ı "arsıulusal kadınlar komitesi,, faşizme karşın enteleketüel-ler komitesi de girmişlerdir. Halkçı yöney gösterisine gelen halkın kılığı pek garibdi. Kadın ve erkekler başlarında "frijien,, baslığı geçirmişler, çocuklar da mavi gömlek ve kırmızı bere giy- mişlerdi. Kaldırımlarda toplanan halkla beraber "enternasyonal,, marşını söylüyorlardı. Devrimci anılarile ünlü olan Sent-Antuan uramındaki evlerin damlarına çıkan halk, kırmızı bayraklar taşıyan işçileri alkışlamıştır. Bu görey, "ya özgenlik, ya ö-lüm„ diye bağıran devrimcileri gösterir eski resimleri hatırlatıyordu. Üç renkli ve kırmızı bayraklarla bezenmiş pencere ve balkonlarda binlerce halk, yanyana giden ve biri kocaman bir fransız bayrağı, öteki ise kırmızı bir bayrak taşıyan iki taksinin içindeki türlü partilerdeki şahsiyetleri alkışlıyordu. (Sonu 2. ci sayıfada) İtalya, Uluslar Sosyetesinden çıkacak mı? İngiliz yedek subayları Habeş ordusunda hizmet etmiye hazırlanıyorlar Romanya'dan getirtilecek göçmenler hakkındaki meseleleri gö -rüşmek üzere şehrimize gelen ve İç Bakanı B. Şükrü Kaya'nın başkanlığındaki komisyonda bulunan Bükreş Elçimiz B. Hamdullah Suphi Tanrıöver dün Bükreş'e gitmek üzere İstanbul'a hareket etmiş ve durakta Dış Bakanlığı ileri gelen -leriyle dostları tarafından uğur -lanmıştır. Değerli mozaikler bulundu istanbul, 15 (Telefon) —Cağa!-oğlunda bulunan mozaikin çok kıymetli olduğu anlaşılmış, müzeler yönetgesi bu arsada kazı yapılacağını arsa sahibine bildirmiştir. Arıadı BU.an^^levrîne aid bir ki- Londra, 15 (A.A.) — Deyli Telgrafın diplomatik yazarı, sağlam bir kaynaktan almış olduğu haberlere güvenerek, B. Musoliı.i nin İtalya'yı uluslar kurumundan ayırmak niyetinde olmadığını ya zıyor. italya, ancak oradan ağırsa -nak görürse, yani uluslar sosyetemi kendisini andlaşmağa karşı gelmiş olmakla suçlularsa, çekilecektir. Ûte yandan, italyan hükümeti, Habeşistan hakkındaki yanılarını konseyin Önünde resmi p olarak sayıp dökmeyi düşünmektedir. tan'ın, uluslar sosyetesinde kalmak hakkını savayabilmek için, ne vakittir geciktirilen bir takım yegri-mi yapması lâzım geleceğini söylemek, İngiltere için lojik bir hareket olacaktır. Habeş ordusunda hizmet edecek ingilizler Londra, 15 (A.A.) — Türlü sınıflarda bir takım yedek subayları bir lejyon etranjer kurmuşlardır. Londra'da ve öteki illerde, gele -cek aydan başlıyarak habeş hiz -metine geçmeğe istekli olan «ubav- ! -nııı bulunduğu tasınlanıyor. Sultanahmettekİ araştırmalar müs bet sonuçlar veriyor. Burada bulunan mozaiklerin birinci tabakaya ait bulunduğu, ikinci, üçüncü ta -bakalarda da zengin mozaikler elde edileceği umuluyor. Edirneka-pı'da Kemankeş Mustafapaşa ca -miinde yapılan kazı profesör Sapmanın âni hastalığı üzerine geri akldı, Lalelide de yakında kazıya başlanacaktır. rtrfı» Ababa'da Hhe.y İmparatorunun sarayı Londra, 15 (A.A.) —Taymis, bir yazısında diyor ki: " İngiltere, Habeşistan'ın uluslar sosyetesine üye olarak kabu -lünü hiç istemiyordu. Onun ka -bulüne, daha çok İtalya'nın ısrarı yardım etmiştir. Bunun içindir ki, İtalya, şimdi onı-n üyelikten çıkarılmasını istiyecek olursa, pek büyük bir karşıta düşmüş olur. Ancak, Habeşis - lar, gizliden gizliye bu alaya ya -zılmaktadırlar. Bunlar, adam başına beser şilin gündelikle habeş imparatoruna hizmet edeceklerdir. İngiliz orunları, savaş ilan edil* medikçe, ingiliz uyrusunun yabancı bir ordu hizmetine girmelerinin önüne geçemiyeceklerinl söylü -yorlar. (Sonu 2. cl sayıfada) Hava tehlikesi için Antalyada büyük bir miting yapıldı Özel aylarımızdan — Cumuri-yet Halk Partisi İl yönkurul Başkanlığı günün konusu olan hava tehlikesi üzerinde çok uğraşıyor. Tabiiğ büyüklükte tahtadan yap tırdığı bir uçak semboli ve Halkevleri bandasiyle Cumuriyet alanında bir miting yapılmıştır. Binlerce halk, şarbay yersel ve ulusal kurumlar, okullular, sporcular alanı doldurmuşlar. Halkevi bandosu er ginlik marşını çalmış ve lise öğretmeni Hayrı Ülkü, söylevi ile bu toplantının gayesini anlatmıştır, "örenle şaranpola gidilmiş orada lise Öğretmenlerinden Nahit bir söylev söylemiş ve burada eklenen ve çoğalan binlerce halk spor alanına giderek orada da diş hekl-.ı-Muhlis ve Bayan Nihal Güzey birer söylev söylemişlerdir. Spor alanında liseden küçük Semih'in sözleri bu binlerce halk üzerinde derin ilgi uyandırmıştır. Doğu Akdenizin en güzel ve eşsiz limanı Antalya; yeşil toros-ların kucakladığı bu güzel ili; dü nü düşünerek bugünü görüyor ve yarına hız veriyor. On altı yıl Önce cumurivet meydanında erkinli- ğinin tehlikeye düştüğünü ve düşman donanmasının bu alanda ban* dosunu çaldırdığını ve Akdenîzde bayrağını dalgalandırdığını gören antalyalı iç çektiği erkinliğine kavuştuğunu ve yükseldiğini gene aynı yerde görüyor. Ve gelecek günlerinin kendisinin olması için burada yurt için yapacağı ödevini bir arada toplanarak görüşüyor. Bu Akdeniz kıyısının dünyanın sonuna kadar kendisinde kalmasına andlaşıyor ve bunu yapmak için havasında çelik kartalların dolaşmasını edadan istiyor. Antalyada yapıran törende trnek uça* ve söyler verenler S A YIKA 2 OLUi 1* itMMUZ 1935 SA! I PauacUıIc bahisleri Hava endüstrisi Sırası düştükçe ulusal uçakçı-hğın yurdun çocuklarına dayanan hava endüstrisiyle yaşayacağını ve endüstri alanında devletçe a-İmmakta olan tedbirlerin ne kadar doğru olduğunu anlatmağa savaşmışdık. Bugün süel özlü endüstri içinde, en çok dikkate değerli olan hava endüstrisi üzerinde iyice durmak dileğindeyim. Her şeyden önce, önem vererek söylemeliyim ki, süel endüstri içinde hava işi, gerçek en başta gelir. Uçakların gerek yaşama çağları, gerek durmadan gelişme durumları, yurd içinde, gece gündüz çalışan bir endüstriye ihtiyaç gösterir. Buna karşın, sayıca iyi hesaplanmış mesela bir topçu kuvveti, cephanesi ve onarma işleri bir yana bırakılırsa, uzun boylu bir endüstri istemiyebilir. Sonra düşünülmeli ki top yapmak, çok pahalıya malolan ve yüksek tekniğe dayanan bir iştir ve onun gelişmesi uzun yıllara, uzun deneçlere dayanmaktadır. Genel savaşın verdiği derslere bakarsak, uçak tiplerinin savaş boyunca, üç ayda bir değişeceğini görmek güç olmıyacaktır. Bu, en öne sürülecek harb uçaklarının üç ay sonunda, düşmanın daha üstün araçlariyle karşılaşacaklarını ve ulusal hava endüstrisinin bu hakikati göz önünde tutarak hazırlanması ve yeni araçlar yapması gerektiğini anlatır.. Barışta beş yıllık bir hizmet çağı olan uçaklara savaşta 3-6 aydan fazla güvenilemiyecekleri, değiştirilmeleri zorağında bulunulacağı en açık bir hakikat olduktan sonra, hava endüstrisinin, ulusal savgaya yarıyan türlü endüstri içinde en başta geldiği kendi kendine meydana çıkar. Hava endüstrisi olmıyan bir memleketin, herhangi bir savaşa girişmesi ve uzun boylu tutunmasının mümkün olacağı samlamaz. Barış devrinde yabanlardan alınmış araçlar, daha ilk harb günleri içinde bir sabun köpüğü gibi yok olacak ve havalar düşmana açık kalacaktır. Havaları açık kalmış bir devletin savaşı iyi bir sonuca eriştirmek umudunu unutması gerekiyor., ve bu durum, kısa sözlerle, hava endüstrisine verilmesi lâzımgelen değeri anlatıyor. Hava endüstrisi, makinadan dahâ çok injeniyör demektir. Bol injeniyör'ü olan bir devletin hava endüstrisi olmaması oldukça anlamsız bir durumun ifadesidir. Çünkü bu durum, elde bulunan yapıcı kuvveti çalıştırmamak, işsiz bırakmak demekten başka bir şey değildir. Polonya, Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya gibi... havacılığa geç başlamış memleketlerde başka uluslara satış yapan kapasitede bir hava endüstrisi bu -lunması, üzerinde durulacak ve araştırılacak bir durumdur. En hızlı giden av uçağını yapan Polonya fabrikasının, bundan beş altı yıl önce yaptığı çok üstün bir av tayyaresi ile kendini göstermiş olan Romen fabrikasının, Fransadaki ana kuruldan daha iyi uçak ve motor yapan yugoslav, dünya piyasasında kuvvetli yeri olan Çekoslovak fabrikalarının yarattıkları örneklerin öğretici özlerine, bütün bu fabrikaların ulusal adama dayanarak çalıştıkları bakikatine göz yummak lâzımdır. Bir endüstriyi kuran ve çalıştıran bilgili adamlar elde bulundukça ortada hiç bir sıkıntı kal-mıyacağı besbellidir. Milyonlarca lira harcayarak büyük bir hava ordusu yapmak is- tediğimiz şu sırada, Tûrkiyenrn yetecek kuvvetli injeniyörleri elimizdeki iki büyük fabrikayı ulusal gaye ile, ulusal adamla çalıştırmak bakımından, bize çok urmıd-lar vermektedirler. Umudlarımızj artıran bir nokta da yabancı işçiden geri değil, üstün olduklarını sayısız örneklerle göstermiş olan türk işçileridir. Türk injeniyöründen Türki-yenin ulusal savgasımn bizi yapmağa zorladığı ulusal uçak tipleri istiyoruz ve bunu isterken, imkânsız üzerinde konuşmadığımızı çok iyi biliyoruz.. Büyük türk hava ordusunun uçakları türk işçisinin elinden çıkmak lâzımdır. Şakir Hazım Gökmen Fransız halkçılarının büyük gösterisi (Başı /. inci sayılada) Devrim şarkıları, halkçı yöneyin çığ-lıklariyle kesildi: "Kahrolsun faşizm, her yerde sov-yet isteriz.,. Aynı zamanda "Ateşten haç,, başkanı yarbay Dölaroka karşı küfür yağdırılıyordu. Yığm halinde seyirciler, türlü partilerin başkanlarını uzun uzun alkışla-ddar. B. Daladiye, Frot, Kot, Blum, komünist Torezf Vayan Kutüriye, profesör peren, Lanjöven, Rive.. hep bu suretle selamlandılar. Alay bir aralık, 2-12-851 tarihindeki hükümeti devirmİye karşı dayanma hareketi hazırlamağa çalışırken, Sen -Antuan uramında öldürülmüş olan saylav Bodcn'in anıdı Önünde durdu. Burada halkçı yöneyin and formülü okundu: - Jf*Duııu*uJhlyl KUiuımrga uu;ui„ ku« rumlarmı silahsız bırakmağa vc özgen-liıkleri faşizmin etkilerinden uzaklaştırmağa and içeriz. Cumurluğun ilk utkulunu yaşatan bugünde, fransız ulusunun kendi emeği ile kazandığı demokrasi haklarını koruyacağımıza, emeklilere ekmek, gençliğe iş ve dünyaya geniş-bir insanlık, barışı sağlıyacağrmıza andiçeriz... Yollarda düzeni, alaya katılan partilerin gönüllüleri sağlamakta idiler. Polis ve başka zabıta kuvvetleri yan tokaklarda duruyorlardı, saat 16.30 da geçmeğe başlıyan alay, saat 20.30 da Venson kapısında dağıldı. Bunu hazırlryanlar, katılanların sayısını 400,000 olarak tasınlıyorlarıa da, iç bakanlığı 100,000 i geçmediğini söylemektedir Ateşten haçlıların gösterisi Paris, 15 (AA.) — tç bakanlığının tasınlarına göre 25.000 kişiyi bir araya toplayan "Ateşten haç„ birliğinin ge-çid alayı, bellisiz asker mezanndaki a-levin canlandırılmasına yol açmıştır. Saat 18 de başlıyarak 70 de biten bu geçid alayma kadınlar ve çocuklar girmemişlerdir. Gösterişe başkanlık eden yarbay de la Rok "Fransa fransızlarındır.,, diye haykıran coşkun bir halk önünde alevi canlandırmış ve altm kitabı imzalamıştır. "Ateşten haç^, üyeleri, 12 şer kişilik takım kolunda utku takının altından geçmişlerdir. Şuğbc şefleri arasında general Nies-sel ve pilot Mermoz görülmüştür. Gösterişçiler. "Marseyyez., i söyli-yerek Bulonya ormanında dağılmışlardır. Hiç bir hadise olmadı Paris 15 (A.A.) — 14 teanmuz ulusal bayramının bütün Fransa da büyük bir sükûnla kutlandığı haber verilmektedir. Ulusal ve halkçı yöneylerin büyük şehirlerde yaptıkları alaylarda hiç bir hadise çıkmamıştır. B. Eryo ve ulusal bayram Devlet bakam B. Eryo, Ron radika' DIŞ HABERLER AVUSTURYA'DA: B. Şuşnigin geçirdiği kaza Viyana, 15 (AA) — Resmiğ bîr bil-diriğe göre, B. Şusnig'le aylesinin başlarına gelen kaza, yolda otomobilin maki nasında olan bozukluktan ötürüdür. Bu işte kimsenin suçlu olmadığı bildirilmektedir. Bru Şuşnigin öli'uü Viyana, 15 (AA.) — Bayan Şuşnigin ölüsü, saygı gösteren hal km Ö-nünden ve iki keçeli askerin arasından geçirilerek Şönbrün klişesine kaldırılmıştır. Olu töreni, yarın saat 15 te yapılacaktır. BULGARİSTAN'DA: İki sürgün general Sof yaya döndü Sofya, 15 (A.A.) — 1934 ilkbaharındaki hükümet darbesinden sonra Bul-gar i s tandan dışarı çıkarılmış olan eski sü LMk.ım General Vatef. hükümetin izni ile Sofyaya dönmüştür. Ayni tarihte Makedonya azıyanları ile ilgili bulunduğundan dolayi İşinden Çıkarılmış olan Roma elçisi General Volkof da Bulgaristana dönmüştür. Sofyudaki idman şentiklvri bitti Sofya, 15 (A.A.) — Bulgar yunakları ile Yugoslavya, Çekoslovak. Rus ve Leh sokullarınm da karışması ile üç gün süren spor vc jimnastik şen -tiklerinden sonra sekizinci yunaklar kongresi, birlik başkanı General Aı-hanassofun bîr söylevi ile ve 30 bin seyirci önünde oyunlarına son vermiştir. POLONYA'DA: cul nbn iki Polonya ayrış partilerinin çalışmaları Varşova, 15 (A.A.) — Ballıca üyr-İcri büyük ve orta halli çiftçiler olan halk partisi kongresi, gelecek saylav seçimini boykot etmeğe karar vermiştir. Ayrışık partilerin en Önemlileri bu boykot kararına şimdiden katılmaktadırlar. Polonyada seçim Varşova, 15 (A.A) — Kanunlar bülteni, cumur başkanının diyet seçiminin 8 eylülde »e senato seçiminin de eylülün 15 inde yapılması hakkında o-lan karar suretlerini çıkarmıştır. ALMANYA'DA: İngiliz eski savaşçıları Berlinde Berlin, 15 (A.A.) — Dört subay vc bir askerden katrm bir ingiliz eski savaşçılar solkuru dün akşam buraya gelmiş, istasyanda B. von Ribentrop ve "Kiffhaser., eski savaşçılar birliği başkanı tarafından karşılanmıştıı. istasyon yöresinde bulunan 3.000 kişiye yakm bir kalabalık İngiliz sol-kurunu alkışlamıştır. sosyalist federasyonu israfından hazırlanan gösteriye başkanlık etmiştir. B. Eryo, 'halkçı yoneyim* gösterisine katılmadığını söyliyerek demiştir ki: "Lüzumsuz hareketlerde bulunmaktan kaçınarak çok uzun zamandanberi hizmetinde bulunduğumuz cumurluğa bayrılığımızı göstermek hakkını kullanmak istiyoruz. 30 yıldanberi, şarbay sıfatiyle şahsiğ olarak kutladığım bu bayram, bana şunu söylemek hakkım veriyor: "Kahrolsun sağ faşizmi kahrolsun aşırı sol faşizmi». Pariıte, dört yol ağızlarında kurulan balolar neşe ile danseden halk yığınlarını toplamıştı. Halk. Parisin türlü noktalarından yükselen hava fişeklerini seyretmek için sokaklara ve en çok neşe ile çalkanan büyük bulvarlara dökülmüştü FRANSA'DA B. Avenol Paris'te Paris, 15 (A.A.) — Uluslar sosyetesi genel sekreteri B. Avenol haraya gelmiştir. Bir sporcu öldü Grenoble. - Fransa - 15 (A.A.) — Fransa bisiklet devri sırasında Gre • noble ile Bkcs-Ie-ben arasında, Burg Duazan yakınında yere düşen tspan -yalı bisiklet koşucusu Cepeda hasta yurdunda ölmüştür. Dağınık duyuklar Yeni bir teprem ','•"- 15 (A.A.) — Dün saat il dc çok şiddetli bir teprem daha du -yulmuştur. Teprem garip gürültülerle 15 saniye devam etmiştir. Teprem sırasrnda yöredeki tepeleri büyük toz bulutlan kaplamıştır. Zarar olduğu hakkında haber yoktur. Denizden çıkarılan altınlar Brest. 15 (A.A.) — Artiglio vapuru, Plimut limanına dört milyon değerinde külçe altın ve altın İngiliz lirası çıkardıktan sonra kumanya düz-meğe buraya gelmiştir. Artiglio vapuru, genel savaşta batmış olan İngiliz Egipt gemisinin içindeki hazneyi kurtarmak için 30 hazi -randanberi yeniden çalışmaktadır. Şimdiye kadar 100 kilo altın, 175 kilo gömüş vr 25 bin İngiliz lirası çıkar -raftır Bir uçak luıuısı Anuterdam. 15 (A.A.) — Dun de haber verdiğimiz gibi. Hol anda uçaklarından biri havalanacağı sırada ka - **r? .ngmz, uçağın tayfalarından dört kişi ölmüş, 13 yolca ile. gene mürettebattan bir kişi kurtulmuştur. Limojda bir hadise Limoj, 15 (A.A.) — Saylav Vardella tarafından sevkedilen gösterişçilerden bazılarr, ateş haçtan yüzlerce kişinin Ölüler anıtı önünde geçişi arasında düşmanca sözler söylemişlerdir. Bunun üzerine kavgalar olmuş ve bir kaç kişi yaralanmıştır. Bfr kişi yakalanmıştır. Japon roda bir patlama Tokyo, 15 (A.A.) — Tagava kömür ocaklarında, bir patlama yüzünden 63 isçi toprak altında gömülü kalmıştır. Kurtarılacakları çok şüphelidir. İşçilerden Uç kişi o anda ölmüş, altı kişi de ağır yaralanmışın. BelfasCtaki karışıklıklarda beş kişi öldü Belfast, 15 (A.A.) — Dün akşam, KatoIİklezle Protestanlar ar asm da çıkan kavga dögüş sırasında iki kişi ölmüş vc 40 kişi kadar da yaralanmıştır. Böylece cumadanberi Ölenlerin sayısı 4U, yaralananlarmki de 50 yî bul • muştur. Belfast'ta, durum fenalığını banmaktadır. Bazı uramlarda dün yangınlar çıkmış, bir kaç ev yağma edilmiştir. Yunan kıraUçesi EUzabet boşandı Bükreş. 15 (AJs.) — Töze bakanı bildirmiştir: Bükreş istinaf hakyeri kraliçe Eliza-bet tarafından açılan boşanma isteğini 6 temmuzda kabul etmiştir. Karar sondur. Vc tüze bakanlığı İle nüfus dairesinde deftere geçirilmiştir. B. Stoyadinoviç, General Kondilis'le görüştü Belgrad, 15 (A.A.) — Başba kan ve dış bakanı B. Stoyadinoviç dün BlecTde, yunan asbaşbakan ve su bakanı General Kondİlisle uzun uzadıya görüşmüştür. italya uluslar sosyetesinden çıkacak mı? (Başı I. ci sayıfada) Ancak, savaş başladıktan sonra da bunlar dost bir devlete karşı silâh katlanacak olurlarsa, para, yahut kî. hapis cezasına çarptırılacaklrdır. Bir İtalyan gazetesi Habeşistanın yalnız bırakılmasını istiyor Roma, 15 (AA.) — İtalyan — Habeş anlaşmazlığının barışçıl bir şekilde kotarılması için yabancı ülkelerde ortaya çıkarılan kombinezonları çözeli -yen "Stanp„ gazetesi diyor kî: "İtalyanın her hangi bir siyasa) veya türel alanda olursa olsun, Habeşistan ile karşılaştmlması, İtalya için ttksinç ve kabul edilemez bir durumdur. Habeş ırkı için, lüzum olmadığı zamanda bile kuvvetin ve yalnız kuvvetin değeri vardır. Durumun bugünkü şekli Habeş kralının obstrüksiyo-nizm ve meydan okuma politikasında başkalarından gördüğü yardımın bir sonucudur. Durumu aydınlatmak için atılacak ilk adım, Habeşistanın. Avrupa dev-Ietlerile arasındaki gerçek veya ba • yaliğ bağların dışında yalnız bırakıl • ması ile elde edilecektir.,, B. Musolini Eritreye gidiyor Roma, 15 (AJV.) — Doğu Afrikası için yapılmakta olan seferberlik programı biri piyade ve öteki milis olmak üzere yeniden iki tümenin silah altına alınmasile bitmiştir. Bu suretle beşi piyade ve beşi milis olmak üzere on tümen seferber edil* miş olmaktadır. Piyade tümenleri on üçer bin ve milis tümenleri de onar bin kişiliktir. Bundan başka Somalidekİ 1,1 mistir. Yolların yapılmasında ku İlanı * lan işçi sayısı da 40 bindir. Burada söylendiğine göre hazırlıklar biter bitmez B. Musolini Eritreyo bîr kontrol gerisi yapacaktır. İtalya 6 deniz altı gemisi yupıyot Roma, 15 (A.A.) — Royter ajansı aytarından: İtalyan hükümeti, 1936 yılının ilk altı ayı içinde denize indirilecek olan altı yenî denizaltı gemisi ısmar lam ıştır. Bu arada doğu Afrikası sömürgelerine gönderilmek üzere yeni bir tümen silah altına çağrılmış tır. Bunun yerine ltalyada başka bîr tümen teşkil olunacaktır. Roma, 15 (AA.) — Royter ajansı aytarından: Haber alındığına göre, Musolini Habeşi s tan da hiç olmazsa, bir meydan savaşı yapılmasını istemektedir. Muso-lini'nin fikime göre, bu meydan savaşından bütün İtalyanın bayrayacağı parlak bîr utku doğacaktır. Kuvvetle taşırılandı gına göre, bu savaş. Adua bozgunluğunun ltalyada bıraktığı fena anıyı silmek için aynı alanda yapılacaktır. ltalyada işsizlerin sayısı Roma, 15 (A.A.) — Haziran ıom...jı işsizlerin sayısı 638 bin olmuştur. Mayısta 755 bin vc 1394 haziran m da 830 bin idi. B. Hitler, İngiliz salknrunu kabul etti Berlin, 15 (A.A.) — Eaki ingiliz sa-vaşçılarmm delegeleri bugün Berlinde harb ölüleri anıtına bîr çelenk koymuşlardır. Törende 7 bin kişiden fazla seyirci vardı. Bundan sonra Hitler delegeleri başbakanlıkta kabul etmiş vc bahçede dc devam eden bu konuşmalar bir saat 40 dakika kadar sürmüştür. Von Ribbentrop delegeler şerefine Hiserhof otelinde bir öğle yemeği vermiş ve yemekte Prusya prensi VVilhebn ile Saksonya prensi de hazır bulunmuştur. ULUS 17. Tl MU! / |y.V t.UîŞVMBA l'ortmund. 16 (A.A.) — Dün 74S metre derinliğindeki '' İdolf ton Hanse-man" maden orağımla bir ıtalUırna oN muş. 10 kişi ölmüş, 27 kişi de yaralanmıştır. ON ALTİNCİ YIL. No: 5018 Allımız, aııdınıı/dır Her yerdi' 5 kurug Doğu Başbakanımı/ sınır boyunu geziyor İğdır. 16 (A.A) — Başbakan ismet İnönü 15. 7. 935 sabahı Karaköscden harekette Diyadin ilçesine gelmiş ve yoluna devam ederek Kızıldize gümrük merkebini, Gürcübulak sınır istasyonu Ağrı bölgesini gözden geçirdikten *onra akşam Iğdıra dönmüştür. B. Celal Bayar Moskovada Verilen şölenler Türk -Sovyet dostluğunun yeni gösterilerine yol açıyor Bugünkü Moskovadan bir cadde Moskova, ;6 (A.A) — B. Ro-ft^sengoltz, B. C-lal Bayarla yanındaki zatlar şerefine dün akşam bir şölen vermiş ve şölende B. Krestinski Piatakof, Misel Kaga-ı noviç, Kaminski, Zukerman, Ze -kâi Apaydın, Vorobief, Türkstroy direktörü Zobtaref, Türkiye Bü -ı yük elçiliği ileri gelenleri, dış, tecim ve ağır endüstri komiserlik -leri ileri gelenleri hazır bulun -muşlardır. Moskova, 16 (A.A) — Bay Celal Bayar beraberinde Türki -ye büyük elçisi B. Zekâi Apaydın olduğu halde, dün dış tecim ko -miseri B. Rozengoltz ile yardım • cısı B. Eliava, ağır endüstri komiseri B. Orconikitze, yardımcıları B. Piatakof ve B. Misel Kagano -vîç ve dış komiserliği yardımcısı B. Krestinskiyi görete varmıştır. Moskova, 16 (A.A) — Ana -Fıı dolu Ajansının özel aytarı bildi -¦rİyor: Türkiye Ekonomi Bakanı B. Celal Bayarın başkanlığı altındaki kurul, 12 temmuz cuma günü öğleyin Çiçerin vapuru ile 0de -saya vardı. Rıhtımda Ukranya dış tecim komiseri ve Odesanın türlü ku -rumlan başkanlariyle Türkiye elçiliği ileri gelenleri tarafından se lamlandı. Göretlerden ve şehirde hazırlanan bir gezintiden sonra akşam î'omiser tarafından Bakan şerefine bir yemek verildi. Yemekte komiser ile Odesa sovyet sefi, öteki şefler tarafın -dan verilen söylevlerde iki ulus arasındaki tarihsel dostluğa dayanan siyasal ve ekonomik ilgilerin fSonu 2. ci sayfada) Atatürk Bursayı geziyorlar Bursa, 16 (A.A) — Atatürk. Orhangazi, İznik ve Yenişehir ü-zerinden dün buraya gelmişler -dir. Köşklerinde kısaca dinlen -dikten sonra Çekirgede bir gezi yaptılar, bu arada eski kaplıcayı gezdiler. Bursa, 16 (A.A) — Cumur Başkanımız Atatürk bugün saat 15 e kadar köşklerinde dinlen -dikten sonra Uludağ'a çıkmışlardır. Bursa halkı Atatürk'e kavuş -tuğundan dolayı coşkun bir se -vinç içindedir. İtalya Asker Topluyor Resmiğ bildiriğ Roma. 16 (A.A) — Bildiriğ: Basın ve propaganda bakan -lığı bildiriyor: Habeşistanda süel hazırlıkla -rın gittikçe artması, süel yeni tedbir alınmasını gerektirmekte -dir. Silahlı kuvvetlerin bakanı olan Duçe Sila tümeninin sefer -ber edilmesini emretmiştir. Aym zamanda (ikinci Sila) ismini ta -şıyacak olan bir tümen kurul -muştur. Bundan başka (Beşinci siyah «omlükliler tümeni) nin de seferber edilmesi emredilmiştir. Buna (Bir şubat) partisi ismi verilecek ve bugün ulusal milis kurmay başkanı olan general Teruz-zi kumanda edecektir. 1909, 1910 ve 1912 istihkâm ve otomobil sınıfları da silah al • tına çağırılmıştır. Hava bakanı diğer pilot ve uzmanların silah altına çağırılmasını emrettiği gibi, deniz bakanı da 10 denizaltı gemisinin derhal yapılmasına başlanmasını emretmiştir. Bu gemiler faşist devriminin 14 üncü yılının ilk ayları içinde denize indirileceklerdir. "Afrika* afrikaltlarındır l" Nevyork, 16 (A.A) — 'Ha -beşistan komitesi,, Kellog paktı gereğince Habeşistanda harbin o-nüne geçmek için B. Ruzvelt'ten girgilerde bulunmasını istiyen dilekçeyi dağıtmağa başlamıştır. Bu arada "Afrikayı yeniden kurma,, birliğinin merkezinde, habeşleri italyanlara karşı sav -gamak isteğinde bulunan gönüllülerin kaydı için plânlar hazır -(anmaktadır. Amerikalı gönüllülerin düs -turu şudur: " Afrika, Afrikalılarındır.,, İtalyan hasını ateş püskürüyor. Milano, 16 (A.A) — Yeni tümenlerin silah altına alınması hakkında kuzay italyan gazete -leri tarafından neşredilen yazılar, dün çıkan resmiğ bildiriğden e-sinlenmektedir. Bu gazeteler, habeş harb hazırlıklarının ,yeni italyan kuvvetlerinin toplanması lüzumunu doğurduğunu yazmaktadırlar. Ne gazeteler arasındaki atışmalar ne de karışık formüller ara-(Sonu 2. ci sayıfada* A nkara güzel bir durağa kavuşacak Birkaç güne kadar eski durağın yıkılmasına başlanıyor; yeni kurağen modern yapılarımızdan birisi olacaktır. Ankaranın. kendine yakışır ve yaraşır bir demiryolu durağı -na kavuşabilmesi için tedbirler alındığı, plânlar yapıldığı ve bun ¦ardan bir tanesinin Bayındırlık Bakanlığınca beğenilip kabul e - kuruluncaya kadar kullanılacak olan geçeğen durak yapısı yapılmağa başlanmıştır. Bu yapı bir iki güne kadar bütünlenecek ve ondan sonra istasyonda Devlet Demiryolları Genel direktörlüğü öntasar Yeni durağın Öntasarı, Bayındırlık Bakanlığı mimar ve mü -hendislerinden Bay Şekib Akalın tarafından yapılmıştır. Bu plâ - dildiği bundan önce yazılmıştı. Haziranın yirmi sekizinci gü-nündenberi şehrimizde böyle bir kuıağ kurulması için gereken ilk adımlar atılmağa ve yeni durak Eski gar vs iğreti olarak kutlanılacak yol dairesi İle Cumur Başkanlığı özel bürosu arasında bulunan ku-rağların yıkılmasına başlanacak tır. BALKAN ANLAŞMASI B. Titülesko Paktın kuvvetini anlatıyor Bükreş, 16 (A.A) — B. Titülesko saat 23 de yabancı memle -ketlere hareket etmiştir. Dış yö -netkeri B. Savel Radulesko da iznini geçirmek üzere aynı tren -le Fransaya gitmiştir. B. Titülesko gitmeden önce gazetecilere şu diyevde bulunmuş -tur: " — Memleketten çok hoş -ııud olarak ayrılıyorum. Arsıulusal durum karışık olabilir. Fakat Küçük Anlaşma ile Balkan an -taşmasının ileride çıkabilecek hadiseler karşısındaki gidişi çok a-çıktır. Sinaya görüşmeleri bana bağlaşığımız Yugoslavya ile aramızdaki tam görüş birliğini berkitmek imkânını vermiştir. Bu görüşmelerden haber verilmiş olan B. Benes de aynı.fikirde olduğunu bildirmiş olduğuna göre, Kü -çük Anlaşmanın hareket birliği her zamankinden daha ziyade olduğunu berkitebilirim. Yunan dış işleri yonetgesinİn B. Maksimos tarafından kabul e-dilmesi, Bükreşte mayıs ayında toplanan konferansta Balkan anlaşması tarafından alınan kararların Balkan devletlerinin en ke sin çalışma beraberliği fikri içinde yeritileceğine en iyi inanca • dır.,, B. Titülesko, dışarda yapılan bazı karıştırıcı haberler hakkın -daki soruya karşılıkda demiştir ki: Bu haberler, ulusal birli ğimize düşman olanların pro pagandasının bir sonucudur. Dı (Sonu 2. ci sayıfada) dura* nin yeritilmesi ve kontrolü yol dayresi tarafından yapılacaktır. İstasyon kurağının yapılma süresi 483 gün olarak hesablan -mıştı. Şu hesaba göre bîr süre sonra temeli atılacak olan yapının gelecek yılın sonlarına doğru bi -teceği umulmaktadır. Gasino kurağı Ankara garı iki kısımdır. Bunlardan birisi gazino, birisi de yolcu kurağıdır. Gazino kurağı -nin şimdiden temel denemeleri (Sayıfayı çeviriniz) Her yurddaşııı azar azar vereceği paralar yurdun semasını uçaklarla doldurur. 3A Y İFA 2 ULUS 17 TEMMUZ 1935 ÇARŞA B. Olal Bayar Moskovada tIV-j. /. cı sayıfuduj ¦w kıymetli gör e t dolay isi İr dana tlya-•a t,-eııt«ccği »o lalı İdi ve dost Türkiye Cummıyetınin Başkanı v* türk devriminin lideri Kamil Atatürk vc Başbakan loract İnönü ve B. €elal Bayar şe-tettne içildi. Bakan söylevlere verdiği e -t apt a, Sovyet Rusya'da gördüğü derin ve tıcak kabulden çok duygulandığını sÖyliyerek kara günlerden başlayan ve kaynağını devrimden alan ve gün geçtikçe kuvveti artan ttlrk • sovyet dostluğunun tarihsel anlamından bahsetti. Ve en son senelerde bu karşlrklı anlatmanın yeni bir götte-si olarak doğmuş olan ekonomik kolla-borasyonun müspet sonuçlarını anlattı. Bakan bundan sonra dünya devrimlerinin en büyüklerinden biri olan Sovyet devriminin lideri Stalİn ile Kalcni-nin Molotof ve arkadaşları şerefine içti. Kurul Kıyef üzerinden Moskovaya hareket etti. Şehir durağın onü ve içi türkçe olarak - hoşgcldinis, yaşasın tür-fciye-Sovyet birliği dostluğu - levhala-rile ve türk sovyet bayraklarile süslenmişti. yapılmağa başlanmıştır. Bu de -neçlerin sonucuna göre ayrıntı resimleri yapılıp karar verilecek, ondan sonra esaslı yapı yapılmağa başlanacaktır. Bu kurağın bodrum katında yönetkenin banyo ve duşları ile gazinonun mutfağı bulunacak; yer katında güzel bir lokanta yapılacaktır. Bu lokantada varye -teye ve oyunlara elverişli bir sahne yapılması da düşünülmektedir. Gazino kurağında yüksekliği 30 metre olan bir saat kulesi de bulunacaktır. Bu saat dört ta -raftı olacak ve elektrikle işliye -çektir. /(. kurağı Yolcu kurağı, betonarme iskelet şeklinde yapılacak, araları taş ve tuğla ile doldurulacaktır. Bu yapının ön ve yan yüzleri sert Ankara taşı Ue kaplanacak, arka yüzüne ise Edelputs tıvana-caktır. ön yüzün orta kısmına direkler dikilecek ve bunlar Hereke tasa cinsinden bir taştan yapıla -çaktır. 25 ve 35 metre genişlik ve u -aunlugundakı yolcu holünün dö -seme ve duvar kaplamaları be -yaz mermerden olacaktır. Bu ho Kin yüksekliği on iki buçuk metredir. Tavan çift kat cam ve kar ton piyerle kaplı olacaktır. Bu kurağın yer katında dura ğın yönetke dayreleri bulunacak, üst katına ise on tane lojman yapılacaktır. Çatı kursun levhalarla bapla nacaktır. Garda yolcular için iki bek • leme salonu, büfe gazete ve öteberi satmak için yerler buluna • cak, bagajı perona geçirmek için tünel ve asansör yapılacaktır, garın bütün bölükleri otomatik telefonla birbirine bağlanacaktır. Yeni garda girip çıkmanın çok rahat olması göz önünde tutul -muştur. Orta hole beş kapıdan girilip beş kapıdan çıkılacak, bagaj kapısı ayrı olacaktır. İleride trenlerin gelip dur -dukları taraflara üstü camla ör -tülü bir markiz de yapılması ta sar lan makta dır. Buraya kadar kasaca yazdıklarımızdan anlaşılacağı gibi Anka ranın yeni gan çek güzel ve çok modern olacaktır. Bu yeni kurağlarla Ankara güzelleşmiş ve kendisine yakışır bir durağa kavuşmuş olacak, hem de yapılacak gazino ve lokanta şehrin bir başka ihtiyacına J-cevap verecektir. kalya Asker Topluyor t H.. .ı t. a mydada) mak suretile İtalyanm etker vc asığla-ımı koıumak için kendisine Önceden çiıdiği yoldan döndürüleroiyeceği işaret edilmektedir Popolo d'ltalya gazetesine göre, 8 numaralı bildiriğ, faşist hükümetinin bu işe karşın olanlara cevap yolunda gösterdiği saraıktuf pekinliğin yeni bir belgesidir. Yedek tümenler de ayni zamanda silah altına çağırılmaaı, italya'nın Avru-p adak i savaş kuvvetini yerinde tutmak yolundaki sağlam kararını bir kere daha göstermektedir. Bu kararı, yakında 500.000 den fazla askerin katılanı ile başlıyacak olan ya/ manevraları da berkitmektedir. Diplomasinin bugünkü duruma bir çskar yol bulamıyacağını yazan "Stam-pa,, gazeteni de diyor ki: "Cenevre'de, yahud başka bir yerde, bu duruma uygun bir kotarma yolu bulunabilirse, ne âli. fakat bu mümkün olmazsa, silaha baş vurmak gerekecektir B. Mousolini'nin programı, bütün dünya karşısında metodik ve dolambaçsız bir şekilde yeritilmektedir. Son zamanlardaki deneçlcr italya'nın şu inanını kuvvetlendirmiştir- "Geleceğinden inanlı olan genç bir ulus, yeni vc eski dostluklarına değil, ancak kendisine güvenmelidir." Korriere Della Sera gazetesi, habeş-lerin, bire karşı 5 yahud 8 veya 10 olmadıkça italyanlara saldırmak teşebbüsünde bulunamıytcaklarını yazmaktadır- Bundan dolayı beklenilmiyen bir hücuma karşı şimdiden tedbir almak gerektir. Gazctta Del Popolo İtalya'nın habeş meselesinde tam bir hareket özgürlüğü elde tutacağını ve ulusal «utlularını korumak için tutulacak en iyi yolu yalnız kendisinin seçmek istediğini kaydettikten sonrs şunları yazmaktadır: "Geriye dönemeyiz. Yakında süreleri bitecek olan deniz andlaşmalarının, denizaltı gemilerine ilgisi yoktur. İtalya savga ve taldırms İçin olan bu silâhı, istediği gibi yapmak hakkına sahib* dir.. "Mısır, İngiltere için ne ise Habeşistan, İtalya için odur!" Roma, 16 (A.A.) — Reuter ajansından : Mısırın alınması bir zamanlar İngiltere İçin ne derece önemli ise, Habe-şistanın ds itailyan aüel kuvvetleri tarafından alınmasının o derece önemli ol. duğu italyan çevenleri tarafından bildirilmektedir. ' Ayni çevenler, İtalyanm Habeşistan dan istediğini elde etmek için Mısırda olduğu gibi bir Tellelkcbir harbi kazanmak yükümünde olduğunu ilâve etmektedirler. Bu çevenlere göre, gerek İngil-terenin gerek uluslsr sosyetesinin araya girmesi faydasızdır. İtalyan - habeş anlaşmadığı A-ram kamarasında görüşülecek Londra, 16 (AA.) — İtalyan - habeş ani asmaz lığ mm salı günü Avam kamarasında görüşülmeline başlanacak-tır. Lord Davıa, bu anlaşmazlığın, uluslar sosyetesi vc Briyan • Kellog pakt larma göre kotarılması için Lordlar kuruluna bir dilerge vermiştir. IfaaV, Kritreye deve «ilmiyor Kahire, 16 (A.A.) — İtalyan işyarları tarafından fazla miktarda deve salın alınması Üzerine, hükümetin Erit-reye deve çıkıtını yasak ettiği bildİril-orte İttedir. DIŞ HABERLER ALMANYA'DA: Eski iniglis aslierlerinin Almanya hakkında düşündükleri Berlin, 16 (A.A.) — İngiliz eski u-vaşçılar sslkuru şerefine verilen bir öğle yemeğinde B. Von Ribbentrop demiştir ki: *'— Gayemiz eski düşmanları ve en çok ingiltere, Fransa ve Almanyayı barıştırmaktır.'* B. Von Ribbentrop ingiliz - alınan İlgileri hakkında şunları söylemiştir: "— Almanya ile İngiltere arasında artık hiç bir anlaşmazlık yoktur. Deniz andlaşması imzalandığındanberi barış i-Çİn pratik yolda İlk adımın atılmış olduğunu herkesin anladrğını sanıyorum." İngiliz -ılkuıu başkanı şu cevabı vermiştir: "— İngilizler yalnız bir kere alınanlarla harbetmişlerdir. "Britişlcgion* u o-runtayan bizler, bunun tekrarlanmamamızı gereken bir yanlış olduğunu düşünüyoruz. İngiltere imparatorluğunun bütün eski askerleri adına diyebilirim ki, harpte, alman askerlerine karşı çok büyük bir saygı duymakta idik.,, İngiliz salkuru başkanı, iş bakanı B. Srldte, B. Von Ribenlrop'a ve "Kiffho-sen" eski alman savaşçıları birliği başkanı albay Reinhard'a, "Britich legion., un şeref nişanını vermiştir. İngiliz eski savaşçılurnın gezisi sırasında iki tuhaf hâdise Berlin, 16 (A.A.) — Roytcr ajansı bildiriyor: Alman iş bakanı Bay Scldtc'nın başkan bulunduğu Stahlttelmler tarafından bugün eski ingiliz savaşçılarına öğlctyemeği verilecekti. İngilizlerin bugün Berlin yakınlarında bulunan Gö-ring'in malikânesini gezecekleri için bıı yemec'n verİlmiyecegİ dün akşam birdenbire haber alınmış ve herkes şaşırmıştır. Bugün İm şaşılacak ikinci bir hadise daha olmuştur. Öğrenildiğine göre bu gezi sırasında Göring ma İlkine sinde bulunmıyacaktır. Göring geçenlerde Hitler ile beraber Almanyanın güneyinde yaptığı süel teftişten sonra orada bulunuyordu ve Berlinc dönmek için vakit bulamamıştır /f/nnın_vıı« yahudilere karşı gösteriş yeniden başlmlı Berlin. 16 (A.A.) — Havat aylarından: Almanya'nın her yanında yeniden yahudilere karşı düşmanlık havası esmeğe başlamışur. Dün akşam bir nazı milis askeri İle bir yahudi arasında çıkan bir kavga üzerine Berlinin en ki bar caddesi olan Kurfürstrndam'da kar gaşalıklar olmuştur. Polis araya girdiği halde, gösterişçiler bir çok yahudi mağazalarının camlarını indirmişlerdir. Vestfaliyen ilinde, Plettenberg ve Eiringhausen'de naziler uraya başvu • rup yahudilere karşı gösterilen düşmanlığın Önüne geçilmesini dileyen Lennhof adındaki bir kasabada büyük bir gösteriş yapmışlardır. Dagımfe duyablar Anibali benzetliyen bir nmerikalı ! Sion, (İsviçre) 16 (A.A.) — Anibali benzetlemek istiyen amer ikalı Richard Halliburtcn adında biri, Paristen bir fil getirip yakında büyük Sen Bcrnsr geçidini bunun sırtında geçmek niyetindedir. Bu adam Martinyi'den kalkıp Aos-teya kadar gidecektir. İtalyan ve İsviçre orunları kendisine Özgür geçiş hakkını vermişlerdir. Hayan Pilsudski larşovada Varşova. 16 (A.A.) — Bayan Mareşal Pilsudski ile iki kızı, dinlenmek i-çin Romanyaya yaptıkları geziden dön. müşler, istasyonda Başbakan Slavek ile bazı bakanlar ve Romanya orta elçisi tarafından karşılanmışlardır Prens Pol - General Kondilis görüşmesi Belgrad, 16 (A.A) — Yuna -nıstan asbaşbakanı ve su bakanı general Kondilis. Bled'de, kıral -Iık naibi Prens Pol ile görüştük • ten sonra: " — Yugoslavyaya yaptığım göretin, Yugoslavyadabî dostla rımızla karşılaşmaktan başka hiç bir özel hedefi yoktur.,, demiştir. Bununla beraber, Yunanistan da kıratlığın geri getirilmesi hakkında görüşmüş oldukları tanıtı yor. Haber alındığına göre, 15 eylülde yapılacak olan geneloyu B Kondilis hazırlıyacak ve yönete çektir. Yanlı» bir haber Atina. 16 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: General KondüVin Yugoslavya rejanı Prens Pol ile görüşmelerinin yunan iç işlerinden çıkabilecek sonuçlar hakkında olduğuna dair bir İngiliz kaynağından çrkan haberler doğru değildir. FRANSVDAı Faşistler de. noteular da "Kazandık!'9 diyorlar Paris. 16 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor: İt temmuz günü yapılan iki siyasal gösteride de bunları bazırlıyanlar umdukları başarıyı elde etmişlerdir Sosyalist, komünist, radikal sosyalist ve bütün bağınsız sosyalistler bir arada yaptıkları gösteri ile "faşist tehlikesi., dedikleri şeye karşı birliklerini göstermek ve bir kuvvet değil, Iskat bir halk yığını duygusunu vermek İstiyorlardı. — ¦ . . « Basliy ile Vcntcn kapıaı arasında Uç renkli cumuriyet bayrağı kızıl komünist bayrağı ile bir araya gelmiş vc marseyyez de enternasyonal İle karışmıştır. Sonra yapılan alay da tevilenmiş bir örgüt duygusunu bırakmıyordu Komünistler yeni tabye kullanmışlar vc eskiden "her yerde Sovyetler,, diye bağırırken bu sefer "hükümetin başına Da-ladye geçmelidir., parolasını kullanmışlardır. Bunun büsbütün tersine olarak 'A-teş haçlar,, her şeyden önce ulusal birliğe girmiş bulunan sağ gruplardan ayrılıklarını ve bir kuvvet olduklarını göstermek istiyorlardı Bunlar da istediklerini hiç aksamadan elde etmişlerdir Oyle ki, her iki taraf da "kazandık., diyebilir vc bugün Fransa bir taraftan cumuriyet düşmanlarını ezebilmek ve öte taraftan da herhangi bir devrim hareketini bastırabilmek kuvvetlerine sa-hib bulunduğunu anlamıştır. İTALYA'DA 200 macar talebesi Romad*. Roma. 16 (A.A.) — Dön sabah buraya 200 macar talebesi gezmiştir. Talebe orta elçilerden B. Parini ile Ma-caristamn Roma orta elçisi B. Villanı, macar dottları cemiyeti başkanı Dük Kafarelli ve diğer birçok tatlar tarafından karşılanmışlardır. Faşist gençleri konuklara karşı saygı töreni yaptıkları gibi halk da »çtem gösterilerde bulunmuşlardır. I lal yada halk trenlerinde çetenler Roma. 16 (A.A.) — Dün 50 bin kişi memleketin türlü yerlerinde gezerek halk trenlerinden faydalanmışlardır Prenses Man Dö Smm evlendi Torıno. 16 (A.A.) — Dün. ttalys kiralının yeğeni Prenses Mari Adeiay-yid dö Savuş ile. Prens* Leone Ma»ri* mon'un düğünleri yapılmıştır. İNGİLTERE*!!! İngiliz kralı. ıh t nan mayı gözden geçiriyor Londra. 16 (A.A.) — Ingilten ralı. veliahd ve kiralın öbür oğulları! Dük Of York ile Dük Of Kent. lngil-tere deniz kuvvetlerinin bîr kısmını gözden geçirmek üzere, bugün saat 17,45 te özth'a varacaklardır. Kıral ile yanındakiler, dokların bu lunduğu yere kadar, çok güzel donanmış sokaklardan geçerek gelecekler hemen "Viktoria And Albcrt.. yatı bineceklerdir. İngiliz adaları donanmaaile Akdeniz donanmasının butun gemileri, üç geniş sıra üzerinde. Poıtsmouth açıklarında dizilidir. Küçük parçalar, kıyıJ lara daha yakın bir noktada vc biraz' kenarda duruyorlar. Gemilerin hatları birçok mil uzunluğundadır. Bugün, son yedek gemileri de gelince, genel kuvvet 157 parç-ıyı b-ıla-j çaktır. Denizaşırı yerlerdin binlerce se-: yirci getirecek olan 19 büyük vapuî için duracakları yerler ayrılmıştır. Balıkçı gemilerile yatlar da bu törende oruntanacaklardır. Kıral. yannıdakilere verilen "en-cbantresc, harb gemisine geçtiği vakit,! kabine üyelerile. deniz bakanlığı ileri gelenleri de onun yanında bulunacakla»! dır "Pstricia.. harb gemisi dc k yanındakilere verilmiştir. B. Edenin durumu Londra, 16 (A.A.) — İkinci bir dı yonctgerliği kuran ve B. Edenin duı munu kanuniğ şekle sokan proje il konuşunda Avam kamarası tarafı 50 oya karşı 207 oyla kabul et R. Loyd Car can ÖnersmUri tonflrt. !fl \ A.A.J — H "l»"- »I buU muk ve tecim ile endüstriye can vermek için B. Loyd Corc'un ysptıuı oneıgele/ rin başlıcalan dün neşredilmiştir. İngiliz hükümeti, bu Önergelere vereceği cevabı, perşembe günü oıtsya ka, yacaktır. Bu cevabm menfiğ cU; berkit ilmektedir. Belfast'ta yeni karışıkUklar Belfast, 16 (A.A.) — Dün gece, niden karışıklıklar olmuştur, h-m Kokağında polis, gösterişçilerin zerine steş etmek zorunda kalmıştır. Tehlikeli uramlarda asker, polis kuvvet lerile mitralyörlfl otomobiller dolaşmak tadır. Londrada 500 Dansörun eğlencesi Londra, 16 (A.A.) — Ulusal ruban* rını giymiş olan ve Avrupanın 1$ memleketinden gelen 500 den fasla dantör, parlak bir güneş ve şiddetli bir sıcak dalgası altında Londıa sokaklarını dof taşmışlardır. Dansörler arsıulusal * ulusal danslar şenliklerinin açılma reninde hazır bulunmuşlar ve soru Haydparka giderek orada birçok seyiı çiler karşısında dans etmişlerdir. 1 Balkan anlaşması I {Başı I. ci sayıfada) »yasamızda bir yönet dcğifikli I ği İmkânsızdır . Böyle bir degk siklikten bahsedenler ciddiğ suretle d* şUnmiye ol erdir. Bizim dış siyasamı» her şeyden önce toprak bütünlüğüm* zün korunmasına dayanan yalnız ulu» sal bir siyasadır; Herhangi bir memlej kete karşı çevrilmiş bir dt| siyasa gütmüyoruz Romanya ayrı ayrı sın butun devletlerle dostluk İstiyor sınırlarımızı ve bağlaşıklarımızı! nırlarını koruyacak herkesle dost ya hazım. Parolamız şudur: "Her şeyin üstünde Romanya ve rış. Hunun İÇ in, soyliycbilirim ki, diki dış siyasamızda bir değişikliği ğil, bunun bütün yöneticide gclisimint| tanık olacaksınız.,, ULUS 18. TEMMLZ 19.;5 PKR.ŞEMBE Los Angeles. 17 (A.A.) — Amerika' mn güney buttsmda kuvvetli sıcaklar var" ılır. Sekiz kişi sıcaktan ölmüştür. Dünyanın en sıcak yeri olan Kaliforniya* ila Ö-lüm vadisinde sıcaklık 126 fahrenhayttır. ON ALTINCI YIL. No: 5019 Atlımız, andımızrlır Her yerde 5 kuru; ( -ı ııılı İti. Kİ RAKLIk Son yağmurlar karımsar düşünceleri dağıttı. Aylardanberi gözler ufukta kalmıştı. Göklerde siyah bir bulut arıyor, çevrelerden yağmur getirici rüzgârlar bekliyorduk. Bozkır, yakıcı bir güneş altında kavruldukça, yüreklerde-ki sızı artıyordu. Kurak yılların acı anıtlarını henüz unutmamıştık, toprakta çalışan birçok yurd-daşlar yanık bir toprak üstünde cılız ve kavruk birer yaprak olduğunu görmüştü. Bütün bir yıl ne yenilecek ve ne giyilecekti, yenmeye yarar ne varsa gelecek ürüne kadar yetişmen* idi. Erkeklerin şehirlere giderek ırgatlık yapması, hayvanların elden çıkarılarak yoğaltanların eksilmesi gerekti. Kimse aç kalacak değildi. Ancak türkün el açmamak ırası, çiftçiye kendi çevresinde her tedbiri aldırmıştı. Bu dar yaşama içindeki insanların yoğaltım kudreti ne o-labilirdi. Artık hepsi de biraz daha eski giymek, biraz daha yoksul yaşamak. Bu yandan pazarlar dar-lasmış, devlet geliri de azalmıştı. Kuraklığın bir hedefi de büd-cedir. Onun geliri azalırken ödevi artarsa bu zamanlarda soysal yardım genişlemelidir. Her şeyi elinden çıkaran çiftçiyi, tohum vererek, hayvan alarak gene üretmen yapmalıdır. Bütün bu acı deneçleri tatmış bir neslin son yağmurlardan aldığı büyük sevinci ölçmek güç değildir. Ancak tabiatın acı oyunu karşısında nasıl ağır başlı kaldık-aa, sevinç verici günlerde de bundan ayrılmadık. Kuraklığın acı ihtimalleri karşısında yalnız ağır başlı kaldığımızı söylemek doğru olmaz. Hepimiz içi* rimizde geçmiş devirlerin savsak rina derin bir hınç duymakla beraber gelecek bayındırlık yıllarının ateşini yaşadık. Yurdun tabiat önünde kıvranmı-yacağı günler uzak değildir. Yer altında bizden kaçan sular beton içinde tarlalarımıza akacak. Şim di bir Ölüm kaynağı olan ırmaklar bahçelerimizi sulayacak. Natürün en kuru rüzgârı bile orta Anadolu'da yeşil tarlalar üzerinde serin liyerek esecek; bunlar kuraklık günlerinin bir serabı değildir. Yer yer girişilmiş ve ilerde daha geniş olarak gireceğimiz büyük bayındırlık işlerinin reel bir sonucudur. Büyük Başbakan, yurdda-ki kuraklık korkusu kalmadığı günleri göreceğiz derken bütün memleket buna inanmış ve kendine güc almıştı. Kemal ÜNAL Yeni bir tip harb uçağı Seattle, 17 (A.A.) — Bir uça'-fabrikası, ordu için yapılan yen bir bombardıman uçağının uçuş denemesi hazırlıklarını bitirmek -tedir. Hakikiğ bir hava kalesi olan bu uçak, Amerika'da yapılan uçak ların en büyüğüdür. 15 ton ağır -lığında, 21 metre uzunluğunda ve 4.5 r*tre yüksekliğindedir. Ka nadUrının uzunluğu 32 metredir. Reş makineli tüfek taşıyan bu yeni harb uca*ı, 7.500 metre yüksekliğe çıkabilecek, saatte 402 kilometrelik bir çabıkhkla 6 ve 10 saat kadar devamlı bir uçuş yapabilecektir. Yeni uçağın, Amerika'da bir yenilik olan sıkıştırılmış hava f —•»'...; olacaktır. Ulusun özverilimi Bugüne kadar Hava Kurumuna verilen para 1.174.669 lirayı buldu İstanbul, 17 (A.A.) — Türk hava kurumu başkanlığından: Büyük ve benzersiz türk ulu sunun hava tehlikesini yoket -mek için giriştiği savaşın bir buçuk aylık verimini, türk hava kurumu, minnet ve gurur duyarak bütün ulusa ilân eder ve hedefe çabuk varmak için başta Türkiye basını olmak üzere, bütün kurumların ve yurddaştarın her gün biraz daha artan ilgisine ayrı ayrı te -şekkür eder. 15 temmuz 935 durumu: Hava tehlikesini bilen üye sayısı: 19.802 Yüken tutarı: 897.576 lira Yardımcı üye sayısı: 82.477 Yüken tutarı: 277.093 lira Genel tutarı: 1.174.669 lira "işyarların her ay verdik -leri yüzde iki, bu hesaba katıl mamıştır... Atatürk îstanbula döndü İstanbul, 17 (A.A.) —Cumur Başkanı Atatürk bugün saat 16 da Bursa'dan hareket ederek Mudanya yoluyle saat 23,30 da şehrimize dönmüşlerdir. Ekmek Bir kuruş ucuzladı Yaz başlangıcının yağmursuz geçmesi, bu yıl, kuraklık olacağı ihtimalini doğurmuş ve bu sebeble Anadolu'dan Ankara'ya gelen un ve buğday mikdarı aza -larak ihtiyacı karşılıyamamıştı. Bu durum karşısında uray, Ankara -nin günlük ihtiyacı olan 50 ton buğdayın silodan kilosunun (6) kuruştan satılması için Tarım Bakanlığı ile anlaşmış ve böylelikle ekmek Hatlarının yükselmesinin önüne geçmişti. Çok yerinde olan bu hareketini daha verimli bir sonuca eriştirmek için, Tarım Bakanlığiyle Ankara urayı gene uygun kalarak buğdayın kilosu (5) kuruşa indi -rilmiş ve bu suretle, (11) kuruşa satılmakta olan birinci ekmek (10/ ve (10) kuruşa satılan ikinci ek -mek de (9) kuruşa düşürülmüştür. 17,25 kuruşa satılan francala da f 16) ya indirilmiştir. İÇ BAKANLIĞININ SEKİZ YILLIK İŞ BİLANÇOSU Önümüzdeki dört yıl için bakanlığın önemli projeleri 931 - 935 cumuriyet tarihinin; en çok devrim hareketlerini içine almış dört yılıdır. Bu dört yıl içinde; güvenlik, jandarma, genel ve lokal il yönetimi, basın, nüfus ve yurdlandırma gibi çok önemli iş şuğbelerini toplayan İç Bakanlığı geçen dört yılda günlük hayatımıza giren 61 kanun çıkarmıştır. Her biri büyük bir ihtiyacı karşılayan bu kanunlarla; gelecek dört yıl içinde bakanlığın kamutaya öner-gelemeyi düşündüğü kanunları a-larak okurlarımıza İç Bakanlığının geçen dört yıl ve gelecek döv yıl içindeki sekiz yıllık alışm.. bilançosunu sunuyoruz: GEÇEN DÖRT YIL: Geçen dört yılda Iç Bakanlığı Kamtuaydan 61 kanun çıkartmıştır. Her biri Çoruh saylavı Bay Mehmed Ali Okan kaybettik Kamutay kestörlerinden ve Çoruh saylavı Bay Mehmed Ali Ötey «*e*-« evindeyken birdenbire Çjrah snyravr a. Mehmed Alî Oka. kalb durmasından olmuştur. Ken dişini tanıyanlar ve daha bir gün önce hiç bir şeyi olmadığını bi -lenler için bu ölüm haberi umul -madik bir acı olmuştur. Bay Meh met Ali, devrimin temiz, açık alın Iı ve çalışkan emekçilerindendi. Kendisi 1296 tarihinde Selâ -nik'te dünyaya gelmiş ve 1318 de Harbiye mektebinden çıkmıştır. Doğruca alev içerisinde bulunan (Sonu 3 üncü sayıfada) 33j Ali !I!U*1 ••« ( f«ı mm* ¦ t~ i 1 t 1 W9M M Ü: Bugünden başhyara* elemeği kırk para ucuz tutacak fırınlaman oıri başlıbaşına bir devrim davasını gerçekleştiren bu kanunlar arasında: Köylü kadınına muhtar ve tiye olmak hakkını veren hükümleri taşıyan 422 sayılı köy kanu:ıu- ğünden bütün muhtarlık işlerini uraylara devreden kanun. Iç güvenlik ve baysallığın cu-muriyetin istediği gibi geniş ölçüde korunması için polisin modern bsr şekilde Örgütlenmesini sağla Tllerevi ve (kösede) iç Bakanımız tsay Şükrü Kaya nun 20 ve 30 uncu maddelerini değiştiren kanun. 502 Uray'daki şehir ve kent kurağlariyle yollar için önce yeri-tilmekte bulunan 24 birinci teşrin 1298 tarihli yapı kanununu bütün İhtiyaçları karşılayacak şekilde değiştiren ve (yapı ve yollar) adını taşıyan kanun. En son ilmiğ esaslara göre hazırlanmış olan uray kanuniyle dünyanın hiç bir tarafında bulun-mıyan uram muhtarlarının kaldırılmasına kesin bir zorağ görüldü- yan 2049 numaralı kanun. Memleketimizde işçiyi korumak, onun geçinme yollarını genişletmek ve ekonomi bakımından genliğini yükseltmek için yabancı kimselerin yurdumuzda çalışmasını yasak eden 2007 numaralı kanun. "İller yönetimi,, kanuniyle ilbaylara veriken yetkilerin etkin olabilmesi için, işyarlara işten el çektirmek hakkını veren 1851 numaralı kanun. (Sonu 5 inci sayıfada) Emlâk Bankası Ankarada ve yurdun bir çok yerlerinde bayın dirlik hareketlerini hızlandıracak tedbirler alıyor Büyük parti kurultayından sonra "Emlâk ve Eytam Bankası,, çalışmasını kurultayda ileri sürü len dileklere uydurmuş ve Banka ye. aldığı tedbirlerle memlekete daha faydalı bir duruma girmiş -tir. Bankanın bugünkü çalışması su iki esasa dayanmaktadır: A — Ev yapacaklara tüzi:~'.. verdiği imkân nisbetinde yardım etmek ve her kolaylığı göstermek, B — Elinde taşıtsız malı olan laı m. bu mallarına karşılık para vermek... Bu iki mesele üzerinde eskisine göre farklı olan şey; taşıt*, mallara karşılık para veren ban kanın diğer borç verme şartla; aras'nda borçludan bu para ile yeniden «akar» yapılmamasını şart koşmasıdır. Bankadan para ala cak kimse aldığı parayı nereye harcayacağını bildirmekte ve hl para ile gelir getirecek ve kiraya verilecek ikinci bir yapıya başlamayacağı, ödünç verme sözbağın daki bir maddeyi imzalıyarak yü-kenmektedir. Oturmak üzere ev yapacak!, ra banka, durumu ve isteği nomal bulursa, yüzde elliye tadar yar -dım yapmaktadır. Oturacak ev yapacak olanlar, ellerindeki plânla bankaya başvurduklarında, plân incelenmekte ve isteğin ger- "Emfak Bankasının merkez kurağı çekten otru için olduğuna kanaat getirilince hemen para verilmek* tedir. (Sonu S İnci sayıfada) SAYIFA 2 ULUS 18 TEMMUZ 1935 PERŞEtvl Havacılık bahisleri Yakacaklar meselesi Bugün taşın araçlariyle beraber lıarb araçları da günden güne artan bir hızla motörleştikçe yakacaklar meselesinin önemi de bütün dünya için her gün biraz daha artmaktadır. Petrolün, çok eski zamandanberi emperyalist iştahları nasıl kendine çek-miş olduğu ve bu yağlı maddeye sahib seyrek yerleri ele geçirmek için ne kadar insan kanı akmış olduğunu düşünürsek, yakacaklara olan ihtiyaçlar fazlalaştıkça bn meselenin ulusları ne kadar daha çok düşündürdüğü kendiliğinden meydana çıkar. Barış devirleri için yakacak kaygusu o kadar büyük değildir, asıl tehlike sınırlar kapandığı, denizler abloka edildiği zaman, eğer memlekette yakacak yoksa bütün motörlerin kötürümleşmesinde ve hiç bir işe yaramaz hale gelişindedir. Bu sebeble-dir ki, harb kaygusu büyüdükçe, uluslar daha büyük bir çalışmayla ulusal yakacaklar bulmuş ve bulmak çarelerini aramak yoluna girmişlerdir. Aşağıda Fransa'da çıkan "Les Ailes = Kanatlar,, dergisinden aldığımız yazı Fransa'da yakacaklar meselesini incelemektedir. Ulus.il yakacaklar meselesi ulusal coruma bakımından en önemlilerinden iridir. Hatırlamalıyı! ki 1917 de, denizaltı harbinin son derece fazlalaştığı ve bağlaşık devletlerin bütün tecim filolarını yok etmek tehlikesini gösterdiği zaman taşıt işleri ve uçaklar için yakacak yokluğundan dolayı bağlaşıkların Almanyadan barış dilemek zorunda kalmasından bile korkuluyordu. Mazotla işliyen binlerce uçak ve tank, yüz binlerce top, motosikletler ve kamyonlar, denizaltılar, kruvazörler, eğer mazot bulunamazsa ne işe yarıya-caktı? Halbuki Fransa, bu son günlere kadar bütün yoğalttığı yakacakları dışardan getirmek zorundaydı. Gerçi, yedek olarak büyük mikdarda yakacak toplanmıştı; fakat, harbin ilk aylarında bu depoların düşman uçaklar tarafından bombalanıp yakılmaktan kurtulduklarını kabul etsek bile bütün bu depolar ancak harbin ilk aylarına yetebilecekti. Çünkü bu yeni harbta yakacak yoğaltımı eskisinden birkaç kat fazla olacaktı. Bu yüzden fransız topraklarındaki yakacak kaynaklarını bulup işletmek birinci şarttı. İşletilecek başlıca kaynaklar şunlardır: 1 — Petrol mağdenleri 2 — ispirto 3 — Mağden kömüründen çrkarılan benzol 4 — Sentezle elde edilen yaka -taklar. PETROL MAGDENLERl: Fransada ve kuzay Afrikasında yapılan araştırmalar ancak Fas'ta iyi sonuç vermiştir. Fas'ta kazılar 1912 de başlamış ve 1928 e kadar başarısız ola-zak devam etmiştir. Bu zaman içinde beş bin metre kuyu açılmış ve 16 milyon frank boşuna harcanmıştır. 1928 de srayıcı sosyeteler bîr tek kuvvetli sosyete halinde birleştirilmiş ve kazılara yeniden başlanmıştır. Beş yıl Fas'ın birçok taraflarında jeolojik araştırmalar yapılmış ve binletcc kuyu kazılmıştır. Bütün bu öncü araştırmalar en fazla petrol bulunmak ihtimali olan bölgenin belitilmesine yaramıştır. Bundan sonra Pötijan'm kuzayındaki bölgede toptan 30 bin metre derinliğinde kuyular kazılmıştır. İşte 8 mart 934 de Lahor kuyusu burada fışkırmaya başlamıştır. Başlangıçta çrkan petrolün bol-hığu roağdenin önemini göstermektedir. Kazı işlerine şimdi kınavla devam edilmekte, ve 1936 sonunda, kurulacak olan büyük rafineriye yetecek kadar petrol bulunacağı umuluyor. Budra dağındaki diğer kazılar da 175 metre derinliğinde günde 20 ton veren petrol bulunmuştur. Onlarca milyona malolan bu çalışmalar en sonra Fransanın ulusal korunması için çok önemli bir sonuca varmıştır. Geri kalan iş, harb zamanında Fas'tan Fransa'ya taşım işlerini güven altına sunaktır. İSPİRTO 1934 de otomobillerin kullandığı ben zine 2.470.000 hektolitre ispirto katılmıştır. Bu ispirto, onu elmadan, şarab-tan veya pancardan çıkaran köylülerde^ hükümetçe satın alınmıştır. Benzin satıcılar 1935 de benzinlerine 4.500.000 hektolitre ispirto karıştırmak zorunda tutulmaktadır. Bu ispirto katılması, endüstriciler için kârlı olmadığından onların protestolarına sebeb olacaktır. Bu İspirtolar hükümet tarafından hektolitresi 250 franga alınmakta 113 k 205 frank arasında bir fiatla verilmektedir. Hükümetin buradaki ziyanı da petrol giretlerine hektolitre başına eklenen 10 frank fazla gümrükle kapatılmaktadır. Şurası da kaydedilmelidir ki petrol Fransa'ya hektolitresi 24 franga gelir ve gümrükten çıktığı zaman hektolitresi 180 franktır. Bundan başka harb zamanında ispirtodan barut yapılmıya yarıyacağı düşünülmektedir. 1918 de barut yapmak için gereken ispirto yılda 300.000 hektolitre idi Yeni harbta ihtiyacın Uç katına Çıkacağını kabul edersek bunun için gerekecek ispirto 1 milyon hektolitreyi geçmiyecektir. Şu halde harb zamanında bile geriye 3.S00.000 hektolitre ispirto kalacaktır. Bu hesab ispirto üretiminin artmıyacağı düşünülerek yapılmıştır. Halbuki görüyoruz ki hükümet tarafından 1934 de alınan 2.500.000 hektolitre 1935 de 4,500.000 litreye çıkmıştır. Şu halde, devlet köylülerden alınacak ispirtonun fîatını iyi değerlendirirse, şekerli maddeleri pek bol olan fransız sömürgelerinin de bu yolda çalışma-lariylc ispirto üretimi çok daha artırılabilecektir. Artık İyİc*. anlaşılmıştır ki iyi ka-nalize edilmek şartiyte ispirto kaynakları pek bol ve herhalde «sentenik benzol., dan ucuz olacaktır. Fakat, deniliyor ki, İspirto uçakta kullanılamaz. Bu da pek belli değil... Bunu ileri sürenler ispirtonun birçok kusurlarını, en başta benzinden daha az olan ısıtma kapasitesini gösteriyorlar. Yeni çalışmalardan anlaşılıyor ki ispirto iyi ve usulle karıştırılırsa benzinin kalitesini hiç bir zaman dü-şürmiyecektir. BENZOL Fakat bundan başka usuller de vardır. Benzenik kalburleri (benzen, tolü-en, naftalin) alkollü veya alkolsüz benzine karıştırarak daha kuvvetli yakacaklar elde etmek imkânı vardır. Denebilir ki bugün lüks arabalarla uçaklarda kullanılan üstün - yakacaklar için benzol Fransa'da en fazla kullanılan maddedir. Ne yazık ki benzol Üretimi Fransada yılda 90.000 tonu geçmemektedir. Bu bcnzolları hava gazı fabrikalariyle kok kömürü fabrikaları çıkarmaktadırlar. Fakat bcnzolla bundan çıkan diğer maddelerin hepsi harto zamanında patlayıcı maddeler yapılmasında kullanılacağı için gene ispirto Üretiminden faydalanmaya Önem vermek şarttır. SENTEZ YOLİLE ELDE EDİLEN YAKACAKLAR Bitümlü ,ıi mağdcnlerini hidojene ederek sun'î petrol yapmak yolunda çalışan fabrikalar vardır. Birkaç ay önce kapanmış olan bir fabrika yakında yeniden çalışmaya başlıyacağı gibi, diğer bir fabrika da kurulmak üzeredir. Bu hareket daha kımıldama halindedir ve ürkek adımlarla ilerlemektedir. Fakat en sonra doğmuş olmasından sevinelim ve hükümet tarafından korunarak kısa zamanda İlerliyebilece-ğini umalım, işin önemini anlamak için ingiltere ve Almanyanın bu alanda büyük çalışmalar yaptrklarını ve DIŞ HABERLER İNGİLTERE'DE: İngiliz kralı donanmayı kontrol etti Londra, 17 (A.A.) — İngiltere kralı dün ingiliz kıyısı ile Vight adası arasındaki Solent boğazında toplanmış bulunan 160 parçadan katınç ingiliz filosunu kontrol etmiştir. Bu tören, kralın tahta çıkmasının 25 inci yıldönümü do-layısile yapılmıştır. Ingilterenin hara biidcesi Londra, 17 (A.A.) — Hava bakanlığı, büdcesine yeniden katılan krediler. 5.335.000 sterlindir. Bu suretle ulusal savga servislerine katılan kredilerin tutarı 11.750.000 lirayı bulmaktadır. Bir m• ınulr işçiler kazandı Londra, 17 (A.A.) — Vesttokstetde yapılan seçimde işçi Gibbins 14.908 rey alaraık seçilmiştir. Muhafazakar Kremlin 9.565 rey kazanmıştır. Loyd t'orr seçimde amty gösterecek Londra, 17 (A.A.) — (Niyu - Dil) için girişeceği savaşta B. Loyd Corcun yardımcısız kalmıyacağı sanılmaktadır. Siyasal çevenlerde dolasan ve Eve-ning Standard gazetesi tarafından berkitilen yayıntılara göre, B. Loyd Corc, gelecek seçimlerde, kendi programilc seçime girmeleri için birkaç aday gösterecektir. öte yandan, buhrandan çok zarar gör-müş olan seçim bölgelerinin bazı muhafazakâr saylavları Loyd Corc'un programındaki bazı maddeleri, hükümete karşı savgamak niyetindedirler. AVI MTRYAD \: B. Şıışnig işe başladı Vıy*ıa, i} (A.A.,r- B^^uşnıg bugün başbakanlığa gelerek işine başlamıştır. Madam Şuşnigin ölü töreni Viyana. 17 (A.A.) — Aşağı Avustur-yada Obelsbergdeki otomobil kazasında ölen Madam Şuşnigin ölü töreni dün öğleden sonra yapılmıştır. Kardi-hal Innitzer, törende hazır bulunmuştur. B. Şuşnigin oğlunun sıhhiğ durumu Viyana, 17 (A.A.) — Başbakanın oğlu B. Kurt Von Şuşnig'in sıhhiğ duru -mu çabuk iyileşmiştir. Bugün Linz hasta yurdundan çıkabilecektir. Şoförün hali ağırlaşmaktadır. Doktorlar kendisini kurtarabileceklerini ummaktadırlar. KİRIESİK DEVLETLERCE: Amerika huva ordusu için Vaşington, 17 (A.A.) — Parlamento ordu komisyonu, 600 yahud 800 yeni süel uçağın yapılması için 400 milyon dolarlık bir kredinin açılmasını kongreye kabul ettirmek için uğraşmağa başlamıştır. SU bakanlığı, ülkenin yeniden 710 uçağa İhtiyacı olduğunu komisyona bildirmiştir. yanın da Baku'daki petrol mağdenlerl-ne rağmen iki büyük sentetik petrol fabrikası kurmakta olduğunu göz önünde tutmak yeter. Bu fabrikalardan Ker-meroro'da kurulan biri yılda 200.000 ton Çıkaracaktır. Eks - an - Provans'daki linyit mağ-ilenlerinden mayi yakacak elde etmek için hükümete bir önergede bulunulmuştur. Günde 100 ton yapabilecek bir fabrika 70,80 milyon franga malolacak -tır. Şurası da unutulmamalıdır ki sentetik petrol dışardan getirilen pctroldan altı kat pahalıya malolmaktadır. Şu halde bu yoldan petrol elde etmenin ancak harb zamanlarında bîr değeri olacaktır. Af likadaki italyan askeri arasında ölenler Aden, 17 (A.A) — Röyter ajansı aytan bildiriyor : Cibutiden gelen 49 italyan aylesi bir italyan vapuru İle italyaya hareket etmiştir. Bundan sonra gelecekler için bir İtalyan harp gemisi hazır bulundurulmaktadır. Eritredc havaların Çok sıcak gittiği ve bu yüzden italyan askerlerinden hergün onlerca kişinin Öldüğü bildirilmektedir. Mogadisoio vapuruna bindirilmiş olan hasta italyan askerleri italyaya doğru dün bura-dangcçmişlcrdir. Uluslar Sosyetesi toplanıyor Londra, 17 (A.A) — Uluslar konse yi 25 temmuzda muhakkak surette toplanacaktır. Ingiltercyi Bar/ Eden* oruntayacaktır. Japonya; İtalya - habeş işine karışmıyor Roma, 17 (A.A) — B. Mussoliniyi görete gelen japon büyük elçisi, Habeşistanda hiç bir asığı olmayan Japon-yanın, İtalyan - Habeş anlaşmazlığına karışmak niyetinde olmadığı hakkında kendisine inanca vermiştir. Doğu Afrikasına giden İtalyan uçakları Napoli, 17 (A.A.) — Miraglio adındaki uçak taşıma gemisi içinde 24 u-Çaklık iki filo ve bu filonun uçmanla-rı bulunduğu halde doğu Afrikasına hareket etmiştir. Roma, 17 (A.A) — Röyter ayata- rından : Yeniden 300 bombardıman uçağı, yakında Doğu aferikaya doğru yola çıkacaklardır. İtalya Yunanistandan gemi satın alıyor Atına, 17 (A.A.) — Gazetelerin verdiği bir habere göre, italyan gemi sosyeteleri oruntakları Pire'ye gelmişlerdir, italya'nın doğu Afrikasına yapmakta olduğu taşın işlerinde kullanmak üzere. Yunanistan'dan gemi satın almak için görüşeceklerdir. FRANSA'DA: Fransa'da f inansal tedbirler Paris, 17 (A.A.) — Dün sabah başlayarak saat 23.45 de dağılan kabine toplantısından sonra öğrenildiğine gör*, bütün devlet ödemelerinden yüzde 10, ve kiralardan yüzde onar düşürülecek; ekmek, gaz, elektrik ve kömür fiyatları da indirilecektir. 80.000 franktan fazla kazançlardan yüzde elli bir üsnomal vergi alınacaktır. Bu suretle devlet artırımlarının yedi milyara ve departman ve komün artırımlarının da 3 milyarı bulacağı anlaşılmaktadır. Fransada hayat ucuzluğu için Paris, 17 (A.A.) — Kabine dün sabahtan gece yansına kadar yalnız yemek zamanları çalışmasına ara vererek toplanmıştır. Bakanlar, yemeklerini de toplantının yapıldığı dış bakanlıkta yemişlerdir. Bakanlar saat 24 te Elizeye giderek yeni ekonomik kararnameleri İmza e-dilmek üzere cumur başkanına sunmuşlardır. Sanıldığına göre, alınan tedbirlerde şunlar vardır: "Devletin Ödiyeceği aylıklarla, e-meMl paralarından, bayındırlık İşleri bedellerinden satın alınan malların tutarından yüzde on kesilecek ve ayrıca işyarların aylıkları da azaltılacaktır. Bundan başka kira bedelleri yüzde on indirilecek, ekmek fiyatı da kilo başına on santim azaltılacaktır ALMANYA'DA: Âlmanyada yahııdi düşnuınlığı Berlin, 17 (A.A) — Havas aylarından: Dün Berlinde yeniden yahudi düş manlığı yüzünden karışıklıklar olmuş -tur. öte yandan Kurfuı^ıendam'da no-male yakın bir Hunim vardı. B. Kininif Hess in sıluıti Berlin. 17 (A.A.) — B. Hitlerin yardımcısı B. Rudolf Hes'in sıhati hakkında Berlinde dolaşan kaygılı haberler asılsız görünmektedir. Bİr kayak yarışında omuzundan incinmiş bulunın B Hess, şimdi Hohen-lichen'de kür yapmaktadır. B. Hess', eski savaşçılar tarafından hazırlanan son gösterilerde hazır bulunmuştur. Dağınık duyuklar B. Vedat Nedim Töre şölen verildi. Roma. 17 (A.A.) — Yabancı basın genel direktörü. Türkiye basın genel direktörü B. Nedim TÖr şerefine bir şölen vermiş ve bunda dışarı işleri bakan-lığının ileri gelenleri ile basın oruntakları ve tstefani ajansı ile başlıca gazetelerin direktörleri hazır bulunmuşlardır. Ceneral Kondilis, Balkan paka, siyasasında değişiklik olmıya-cak, diyor. Belgrad, 17 (A.A) — General Kondilis, Bclgraddan ayrılmazdan önce, Balkan paktının çizdiği siyasada değî siklik olacağı hakkındaki bütün haber lerin asılsız olduğunu söylemiş ve: — Balkanlardaki statükoyu koro mak isteriz.,, demiştir. Atina şar bayı eski kralla görüşmeğe gitti Atina. 17 (A.A.) — Atina gaitayı B. Cotzias. eski kral Jorjla görüşmek lazere Londraya hareket etmiştir. Kendisi, resmiğ hiçbir Ödevi bulunmamakla beraber, eski krala Yunama-tanın rejim meselesi karşısında gerçek" durumunu, kendi görüşüne göre anlatacaktır. Moskova - San Fransisko hava yolu Moskova, 17 (A.A.) — Kuzay denis yolu merkez yönetgesi Moskova - San Fransisko arasında kuzay kutbu yolu 1* le duraksız bir hava servisi hazırlıklarında bulunuyor. Uçağın tayfaları üç kişi olacaktır. Birinci pilot Sovyetler birliği kahramanı Levanevskidir. Dış komiserliği. Kanada üzerinden uçuş için Ingilterenin ve Amerika üzerinden uçuş için ve San Fransiskoda karaya İniş için de Amerikanın iznini İv temiştir. Amerika müstoct cevap vermiş tir. Ingilterenin cevabı da yakında beklenmektedir. Bir petrol deposunda patlama Bal, 17 (A.A) — Bir petrol depo • sunda büyük bir yangın çıkmıştır. Yangının alanı 10.000 metre murabbaı kadar tutmaktadn. Ardı kesilmeden pat • lamalar olmaktadır. İki yaralı vardır. Gece yarısı verilen tehlike işareti İl zerine halk, felaket yerine oğru akın et meğe başlamıştır. Bir çok evler boşaltılmıştır. Belfastta karışıklıklar devam ediyor Belfast, 17 (A.A) — Sıkı yasav tedbirleri alındığı halde, önceki hadisele • rin olduğu York- Strcette yeni karışıklıklar çıkması tehlikesi baş göstermiş • tir. Bu karışıklıklarda öldürülen bir a-damın ölü töreni geçerken tabutun ar • kasından giden halka bir el tabanca a-tılmıştır. Halk, penceresinden silah a-tılan eve hücum etmiştir. Polis, kurağı korumak için süel kuvvetlerden yardım istemek zorunda kalmıştır. ULUS VK TEMMUZ 1935 CUMA Haııkov. (Çin) 18 (A.A.) — Hupeh ilinde Yoanşiyakov ile Şanuşekikang'da 14000 ölü toplanmıştır. Hupeh'de nu bankım yüzünden ötenlerin sayını 50 ite 100 bin arasında kestirilmektedir. ON ALTINCI YIL. No: 5020 Alm»ız, amluuızflır Her yerde 5 kuruş Gündelik GÜLÜNÇ BİR DÜŞÜNCE N. A. KÜÇÜKA Osmanlı imparatorluğuna karşı duran ve onun çabuk yıkılıp parçalanmasını istiyenlerin ellerinde ve dillerinde kısa bir cümleden ibaret bir söz dolaşırdı: "Onlar şarklı ve asyalıdır,,. Bu sözle bizi büyük Avrupa sosyetesi içinde sonradan gelmiş türedi bir ulus gibi göstermeğe çalışırlardı. Tarihçilerin birleştiği noktalardan biri de hemen bütün Avrupa uluslarının Asyamn geniş ve yüksek yaylalarından koparak ayrı ayrı tarihlerde ayrı ayrı yollardan Avrupa'ya gelmiş olmalarıdır. Şu hale göre bütün Avrupa ulusları ta-mamiyle şarklı ve asyalıdırlar. Fakat burada verilmek istenilen anlam bu değildir. Şarklı ve asyalı sözü Doğu meselesinin do -ğurduğu politika dilinde bambaşka anlamı olan bir kelimedir. Lo-zanda bir daha dirilmemek üzere ölen bu kelimenin bazı Bal -kanlı komşularımız tarafından, neş rettikleri kitab ve dergilerde ortaya atılması dolayısiyle bu söz üstünde görüşlerimizi ve düşüncelerimizi anlatmanın herhalde faydalı olacağını umuyorum. Osmanlı imparatorluğu bu anlamda Av-rupada yerleşmiş bir doğu devleti idi. Yönetim biçimleri, diniğ devleti ve cemiyeti ile Avrupa toprakları üstünde yaşıyan başka u-ıııslardan ayrı bir rengi ve biçimi olan bîr devletti. Fakat gene Türkiye cumuriyetinin imparatorlukla ilgisi, diğer balkan uluslarından pek de farklı değildir. Osmanlı imparatorluğu tarihiğ felsefe ad-sesi ardından incelenecek olursa bu imparator): k yalnız bir ulusun değil içinde B İkanlar da olduğu halde yakın doğu ulusların yarattıkları bir imparatorluk tipi idi Bu ırklar arasında Türkler daha enerjik, daha kuvvetli olduğu için hükümdarlarla devletin resmiğ dili türkçe olarak kalmış ve türk kuvveti diğer uluslara egemen bir durum almıştı. Osmanlı imparatorluğu bütün tarihinde bugünkü anlamda asla ulusal bir politika güdmüş değildir. Tarihteki Anadolu ayaklan • maları ve sonra onların bastırıl -ması için türk olmıyan generalle -rin yaptıkları eşsiz basınçlar -manii tar:hinde gayet açık olarak yazılıdır. İmparatorluk bir daha dirilmemek üzere öldü gitti. Türk ulusu diğer ergin uluslar gibi bir devlet yarattı. Yeni doğan bu ulu sun büyük devrimlerden sonra avrupalı anlamına, medenî kanuniyle, sosyal kurumu ile tamamiyle karışmış olduğunu artık kabul etmek lâzımdır. Bulgaristan Roma ayle tipine daha karışmamışlardır. Diniğ kurumu tamamiyle doğusaldır. Şu halde asıl doı*u tipinin bu komşumuzda görüldüğünü söylemekle hakikati anlatmış olduğum için onla -rın incineceklerini hiç ummuyo -mm. Osmanlı imparatorluğunu kuran kahramanlar sallarla Gelibolu'dan geçerek zeytinyağı damlası gibi gittikçe büyüdü ve Viyana-ya kadar uzandı. Bu hadiseler hiç şüphe yok ki altı yüz yılın çerçevesi içine sıkışmıştır. Fakat türk Rumeli'de çok eskidir. Osmanlı orduları Makedonyaya girmezden daha çok önce Makedonya'da birçok kiliselerde türkçe vaiz edildi-(Sonu 5 inci sayıfada) BAŞBAKANIMIZ ERMENİSTANDA Sarıkamış, 18 (A.A.) — Dün sabah İğdır'dan hareket eden Başbakan İsmet İnönü, Dış Bakanı B. Aras ve yanındakilerle Karakale-de Serdarabat barajını incelemiş, Aras, Talvegnin sınır olduğu Sovyet Ermenistan cumuriyetinin başbakanı Tifliste bulunmadığından, başbakan yardımcısı süresiz b-ş bakan sıfatiyle ve birliğin Sovyet Ermenistan'daki diplomatik ajanı, Sovyet Ermenistan hükümetinin tarım komiseri, sulama işleri şefi, sınır tuğ komutanı ile politeknik okulunda profesör mühendisten katınç bir kurul sınır üzerin -de Başbakanımızla görüşmüş ve kendisini yanındakilerle bera -ber çağırmışlardır. Bu çağrı üzerine karşı tarafa geçilmiş, Serdarabad barajı ve kanalının nasıl işlediği en küçük ayrıntıla rina kadar görülmüş ve hazırla -nan salona gidilerek birlikte sa -bah yemeği yenilmiştir. Kabul çok yürekten olmuş, Türkiye cumuri yetiyle Sovyet birliği arasında kuvvetli yakınlık ve komşu Sov • yet Ermenistan Cumurİyeti ile aramızdaki iyi komşuluk ilgileri hakkında çok içtem görüşmeler ya -pılmıştır. İki dost Cumuriyetin büyük Şeflerinin değerleri Övülmüş ve devlet adamlarının sıhhatleri ve türk ulusunun ve birlik uluslarının mutluluk ve bahtiyarlık di -lekleri alkışlarla karşılanmıştır. İki komşu devletin barış aıyaaaaı anılmıştır. Bu hazırlanmamış olan buluşma karşılıklı çok sıcak gös terilere yol açmıştır. Başbakan İsmet İnönü bura -dan Kağızman'a gitmişler, ve Öğle yemeğini yedikten sonra Sarı -kamış a hareket ederek, akşam Sarıkamış'a varmışlardır. B. Celal Bayarın etüdleri Moskova, 18 (A.A.) — Türkiye Ekonomi Bakanı B. Celâl Ba -yar ile Bay NuruIIah Suraer ve B. Fazıl Turga, Türkstroy direktör! günü görete varmışlar ve Nazilli pamuklu fabrikasının yapı proje si hakkında bilge almışlardır. Türk Bakanı bundan sonra türk talebe yurdunu gezmiş, talebenin Öğretimleri hakkında bilge almış tır. Bay Celâl Bayar'la yanındaki zatlar, dün orak ve çekiç adında -ki büyük çelik fabrikalarını da gezmişlerdir. Sivas - Erzurum hattında çalışmalar ilerliyor Sivas — Erzurum hattında Kı zılırmak üzerindeki köprünün montajı bitmiştir. Yarın Sivas'tan r îinkaya'ya kadar olan kısımda demir döşenmesine başlanacaktır. BUGÜN Dördüncü sayıfamızda Fransız akademisi üyelerinde. ı PİYER BÖNUA'nm "HABEŞİSTAN BİLMECESİ,, Adlı yazısını okurlarımıza sunuyoruz. SU MESELESİ Elmalı suyunun boruları bitmek üzere Geçen yıl döşenmeye başlayan Elmalı kaynak sularının boruları birkaç güne kadar bitecektir. El -malı sularının da şehir sularına karışması bugünkü suyun mikdarına saniyede 15 litre ilâve edecektir. Bu mikdar şehrin su ihtiyacının yüzde on beşini karşılamaktadır. Suların azalma mevsimine rastlı -yan bu ilâve büyük faydalar sağ -İıyacaktır. Böylelikle bu yaz şehrin susuz kalmasının önüne geçilmiştir. Çubuk barajından alınacak su borularının döşenmesi beşinci kilometreye kadar bitmiştir. Bütün döşeme işlerinin yeni yıla girme -den önce bitirilmesine çalışılmaktadır. Barajdan alınacak suyun bağlanması ve diğer işlerin birçoğu ve bu arada süzgeç enstalasyonunun (Sonu S inci sayıfada) B. Mehmed Ali Okarın cenaze töreni lav arkadaşları, ge -neraller, süel ileri gelenler, asker ve po -lis kıtaları, ve ken -dişini seven yüzlerce kişiden katınç bir kalabalık bulunmuş -tur. Mızıkanın gö -nüllere durgunluk Dünkü sayımızda vakitsiz ölümünü büyük acılarla haber verdiğimiz devrimin değerli çocuğu Çoruh saylavı ve Kamu -tay kestörlerinden B. Mehmet Ali O-kar'ın gömme alayı dün içtem bir törenle yapılmıştır. Törende Kamutay Başkanı ve şehrimizdeki bütün bakanlar, say- P. T. T. NÎN BEŞ YILLIK PROGRAMI Ayni tipte yeni kurağlar yapılacak, bütün isler makineleştirilecektir Şehirler arası telefon hatlarının yapılması işine P. T. T. Genel Direktörlüğünce devam edilmektedir. Zonguldak hattına iki, üç koldan başlanmıştır. Bu hattın a-ğustos sonuna kadar bitirileceği umulmaktadır. istanbul - Ankara arası telefon hattı için Avrupa'dan getirtilecek üçlü RamplatÖrün eksiltmesi iki üç güne kadar yapılacaktır. Yeni enstalasyon tamamlandıktan sonra konuşmaların ucuzlatılması çareleri araştırılacaktır. P. T. T. Genel Direktörlüğü, yönetgenin bütün iş şuğbeleri ü- B. Musolini İngiliz büyük elçisi ile habeş durumunu görüştü Londra, 18 (A.A.) — İtalyan - habeş anlaşmazlığı, İngiltere büyük elçisi ile B. Musolini arasın -da dün Roma'da yapılan yeni k* nuşmaların konusu olmuştur. Bu konuşmalar, gizli yapılmıştır. Adisababa'daki ingiliz büyük elçisinin, Habeşistan'a silâh çıkatı hakkında habeş imparatoru ile bir konuşma yaptığı hakkındaki ha -ber, Londra'da berkitilmemiştir. İngiliz hükümeti silâh çıkatı üzerine hiçbir ambargo koyma • mıştır. Çıkat özgürlüğü için hükümete verilen ve şimdi incelenmekte olan iki dilergeye uygun cevap verilmesi ihtimali vardır. zerinde hazırladığı beş yıllık çalışma plânı incelemelerine devam etmektedir. Beş yıllık program, yÖnetge -nin teknik şubelerdeki işlerini tam bir düzene koyacak ve geliştire -çektir. Resmimiz plânın bir konusu olan ve bir tip üzerine yaptın -lacak P. T. T. kurağlarından birinin projesini göstermektedir. veren yas havası içinde ögıe uze.. Numune hasta yurdundan kalkan cenazenin Hacıbayramda namazı kılınmış ve Samanpazan yoluyla Cebeci'ye götürülmüştür. Mehmet Ali Okar'ın mezarı başında; kendisiyle silâh arkadaşlığı yapmış bir uçman subayımla aramızdan ayrılacağı güne kadaı Örnek bir yurdsever olarak kalan sayın ölünün hayatını kısaca an -lattı Balkan harbında ve büyük harpta kurtuluş savaşında yılmadan döğüşen ve devrimden sonra Atatürk'ün büyük eserinin bayrı Sir isçisi olan Mehmet Ali Okar'ın kendisini tanıyanların ve sevenlerin acı dolu yüreklerinde bıraktığı üzünü unutmryacaklarını ve o -nun yerinin boşluğunu daima duyacağımızı söyledi. Sayın ölünün aylesinin ve yakınlarının kederlerini paylaşırız. lstanbulda Yerli mallar sergisi açıldı istanbul, 18 (A.A.) — Yedinci yerli mallar sergisinin açılış töreni bugün saat 17 de yapıldı. Serginin kurulduğu Galatasaray lisesi bayraklarla donatılmıştı Istanbulun tecim ve endüstri çe -venleriyle ilgili iki yüzden fazla çağrılı gelmişti. Bunların arasın . (Sonu 5 İnci sayıfada) Hava tehlikesini hiç bir zaman aklımı% dan ııkarıı 11 alı nı! 5AYIFA 2 ULUS 19 TEMMUZ 1935 CUM A Ulusd dm-(darımızdan Göçmenlerin yurdlandırılması Gün nro uz un cn önemli islerinden biı is: yabancı memleketlerden gelen re gelecek olan göçmenlerin yurdlandırıl-maaıdır. Her ne kadar göçmenlik meselesinin çak eski bir tarihi var ise de, gerçek anlamda yurdlandırma işi ve bunun cumuriyet hükümeti tarafından gayet sıkı olarak ele alınıp, plânlı bir surette yönetilmesi yenidir. Osmanlı imparatorluğu sınırlarının daralmağa başladığı devirlerde Kafkas-yadan. Kırımdan, Besarabya'dan ve More'den ve bundan sonra da zaman zaman yabancı ülkelerden memleketimize göçmenlerin geldiklerini görüyoruz, fakat bunlar çok zaman ekonomik ve soysal anlamdaki şekilde yerleştirilmiş vc yurtlandırılmış değildirler. Bu göçmenlerin derin bir plansızlık içerisinde gelişi güzel yerleştirildiklerini ve daha doğrusu yerleştiklerim bugün bile görebiliyoruz; halbuki aradan yüzlerce sene geçmiştir. Bu şekilde plânsız olarak yerleştirilen göçmenler kendilerine göre bir dünya ve bir çeven yaratıyorlardı; hattâ denilebilir ki, bunların kendilerine göre inançları, türeleri ve üretim araçları bile vardı. Osmanlı imparatorluğunun fermanları, fetvaları aşireti, ağalığı, beyliği âdeta bir komün yönetgesi şeklinde gördüğü İçin, bunlar da kendi çevenlerinde yaşayıp gidiyorlardı. Hiç şüphe yok ki, bu tarzda yaşayışın ulusal birliğe ve ulusal ekonomiye zararları dokunuyordu. Biz biliyoruz ki, aralarında ayrıttık ve dağnıklık bulunan bir ulusal yığm-da iyi düzenlenmiş bir kuruluş yoktur, bu böyle olunca onun cüzüleri de kısır, cılız ve kötürüm kalır. Meşrutiyet devrine gelinceye kadar kâh serbest ve kâh türlü yönetgelen* bağlı göçmen komisyonları yonctgelcri memlekete gelmiş olan akm halindeki göçmenlerin yalnız kısa bir zaman için yemeleri, içmeleri ve yatınlmalariyle uğraşıyorlardı. Halbuki yurdlaştırmak-ta asıl olan bu değildir. Asıl olan bu göçmenlerin ulusal varlığa bağlanmaları vc ulusal ekonomik üretime faydalı olmalarıdır. Meşrutiyetin doğuşundan büyük harba kadar o zamanki iç bakanlığına bağlı olan göçmen yönet-gesinin işçenliğî arttı: fakat gene yurd-laşmadan beklenilen faydalar meydana gelemedi. Ekonomik işlerle pek yakından ilgili olan cumuriyet hükümeti göçmenlerin yurdlaştırılma meselesini ele aldı ve onu plânlı, düzenli surette başarmak ktiyor; çünkü gerek endüstrinin ve gerekse tarım işlerinin yabancı memleketlerden ülkemize gelen göçmenlerin yurdlaştırılmalariyle sıkı sıkıya ilgisi vardır: İnsan ekonomik işlerin ortasında durur ve bütün ekonomik işler bunun etrafında döner, bunun için insanın plânlı ve derlİ toplu yerleştirilmiş olması lâzımdır. Göçmenlerin yurdlaştırılması işi siyasal, soysal ve ekonomik bakımlardan çözülmesi lâznngelcn bir problemdir. Bu bakımlardan yurdlaştırmayı en doğru olarak dışardan gelecek ve yahut İçerden taşınacak bir İnsan yığınının soysal ve ekonomik düzeyine ve neliği-ne göre genel yaşayışta bir aksaklık ve bir sarsıntı yapmıyacak şekilde yerleştirilmesi ve yurdlaştırılması sökünde anlamak lâzımgelir. Bu anlama göre yurdlandırmayı, sar-»ıntısız bir şekilde yapabilmek için üç reşide ayırmak gercktİr- 1) Şehrin dışında yurdlandırma 2) Yarı şehir dışında yurdlandırma 3) Şehirde yurdlandırma. Şehir dışındaki yurdl andırmada ya «un anlamdaki köylülerin ve yahut tarım İşletmelerinde çalışacak olan tarım amelesinin yurdlandırılması anlaşılıyor. Yarı şehir dışındaki yurdlaşmada se bahçecilik işleriyle uğraşanların ve yahut da tarım işleri yapan endüstri a-melesinin yerleştirilmesi anlaşılır. Dr. Şeref NURİ Şehirde yurdlandırma İse ya tam Şehrin içerisinde ve yahut da şehrin sınırlarında olur. Yurdlandırma aynı zamanda tarihte görüldüğü ve bugün dc yeriltİldiği üzere ya dağnık ve yahut da yığın halinde yapılır. Bu iki sisteme biz kendi dilimizde "dağnık,, ve "toplu,, yurdlandırma diyebiliriz. Yurdlandırma işinin düzenli surette başarılması için, bu söylediğimiz noktaların göz önünde bulunması gerekir, çünkü bir yere yerleştirilecek olan insan yığıntnm her şeyden önce belli kültür düzeyini, sanatını, karakterini vc sonra da yerleştirilecek olan mahallin tabiiğ ve ekonomik şortlarını bilmek yeter değildir, aynı zamanda bu Şartlara göre uygun olan yurdlandrrma sistemini iyi seçmiş olmak lâzımdır. Son yıllara kadar yurdlandırma meselesi böyle inceden inceye araştırılıp çözülmediği için ziyanlı sonuçlar vermiştir. Halbuki bugün yurdlandırma meselesi en iyi ve en düzenli şekilde başarılmak isteniyor ve hükümet bununla sıkı sıkıya uğraşıyor. ALMANYA'DA: Almanyada finansal durum düzeliyor Berlin, 18 (A.A.) — Uzun zaman -danberidir ilk olarak, alman devlet bankasının bilançosu turan 12 buçuk mil • yon mark olan Önemli altın ve döviz toplandığını göstermektedir. Bu suretle, bankanın altın ve döviz yedek parası 102.300.000 markı bulmuştur. 30 haziran 934 denberi bu yedek dai ma 100.000.000 den aşağı idi. Şimdiki fazlalık, Amerika'nın 1933 başlangıcından 1934 sonuna kadar öde -mi solduğu paralar yüzündendir. Amerika, böylece, bir takım endüstriyel ısmarlamalar için Almanya'ya 900.000.000 mark ödemiştir. Almanlar, Sovyetlere kredi açtılar Berlin, 18 (A.A.) — Resmiğ bir bil -diriğe göre, Sovyetlerin Almanyadan satın alacakları malların alımım finanse etmek için kendilerine Ödünç para verildi ği yalanlanmaktadır. Yalnız 3-4 tari hinde, Almanya ile Sovyetler arasında bir kredi uzlaşması imza edildiğini ve bu suretle, alımı kolaylaştırmak üzere Sovyetlere 200 milyon marklık bir kredi aç tığını söylüyorlar. Endüstrici kaynaklardan haber alındığına göre, şimdiye değin Sovyetler, umulduğu kadar mal almamışlardır. Berlinde toplanan gazeteler Berlin, 18 (A.A.) — 16 tarihli Pöti Pariziyen, Jurnal, Figaro, Ernuvel ve Morning Post gazeteleri-gizli polis tarafından topla t tini mıştjr. Eski savaşçıların gezisi Berlin, 18 (A.A.) — Berlinde bulunan ingiliz savaşçıları bugün Postdam-da bir gezinti yapmışlardır. Alman denizaltı gemilerine alınacak tayfalar Berlin, 18 (A.A.) — Deniz bakanlığı, İngiltere ile İmzalanan deniz uzlaşmasına uygun olarak yaptıracağı Önemli denizaltı filosunun tayfalarını yetiştirmek üzere bir okul kurmağa karar vermiştir. Bu denizaltı okuluna alınacak olan okurlardan çok sıkı bir esenlik ve sağlamlık aranmaktadır. DIŞ HABERLER Avusturyada yakalanan Naziler Viyana, 18 (A.A.) — Yukarı Avus-turyanın Asbab şehrinde, jandarma. O-yelerinin bir çoğu Çekoslovakyalı olan bir nazi propaganda ocağı meydana çıkarmıştır. Burada birçok gereç, biı de telsiz istasyonu ele geçmiştir. Çiftlik sahİblerinden olan bu ocağın başkanile kendisinin avusturyalı suç ortakları yakalanmış, çekler sınır dışına sürülmüşlerdir. FRANSA'DA» B. havalin radyoda bir söylevi Paris, 18 (A.A.) — B. Laval, dün saat 20 de radyo ile verdiği söylevde e-sasen beşte dört nisbetinde düşürülmüş elan frangın değerini korumak ergesi ile çıkarılan kararların anlamını ve ö-nemini İzah etmiştir. B. Laval, bu arada demiştir ki: "Bazıları frangın değerini düşürmekten, n. . n ,i. da enflasyondan bahsediyorlar. Birinciler paramızın beşte dört nisbetinde değerinden kaybetmiş ulduğunu unutuyorlar. Ötekiler de kalp para yapmağa hazırlanıyorlar. Biz, başka metodlaı kullanmağı uygun bulduk. Geçen pazar günü cumuriyetin ve Özdenliklerimizin bayramını onur ve sevinçle kutladınız. Cumurluğu ve Öz-genliği ancak genel finansın erkinliği koruyabilecektir. Finansı sağlam olmayan özgür devlet olamaz.' Fransada işyarlar mitingi Paris, 18 (A.A.) — Genel hizmetîeı federasyon karteli, yasa hükmündeki kararnameleri gördükten onra, bütün üyelerini Paristc ve illerde gösteri yapmağa çağırmıştır. Durum ne olursa olsun, cuma günü saat 18.30 ile 20 arasında opera meydanında büyük bir protesto top -lantısı yapıncaktır. Demiry ollar vc postacılar kartelleri de .aylıklardan ve gündeliklerden yapılan çok a£ır kesimlerin büyük işyarhr-dan fazla küçüklere dokunmakta olduğu düşüncesile bu gösteriye katılmaktadır lar. Bunlar, geçimi ucuzlatmak gaycsil*-verilmiş olan bütün kararların sade bir gösteriş oMuğunu vc aylıklarla gündeliklerden kesilen paralarla Ölçülecek olursa, bunların hiçbir değeri ve anlamı kalrna'lı^mı İleri r.'irmel;redirler . Yeni bir fransız kruvazörü Saint-Nazairc, 18 (A.A.) — "Marsc-ycz„ adlı yeni fransız kruvazörünün denize indirilmesi dolayısiyle verdiği bir söylevde, deniz bakanı B. Pictri. bu kruvazörün avcı ot.ırak kullanılacak 6 hafit kruvazörler serisinin ikinci gemisi olduğunu söylemiştir. B. Pietri, devlet tersaneleri ile özel tezgâhların 14 yıl içinde, biribirine uy gun 400.000 tonluk gemi yaptıklarım söy. lemistir. Deniz bakanı, fransız denizaltı filosunun dünyanın en kuvvetlisi olduğuna İşı-ret etmiştir. Fransa turu yurışı sonuçları Paris, 18 (A.A.) — Fransa turu bisiklet koşusunun 19S kilometrelik 12 inci bölge (Kan - Marsilya arası) sonucu: 1 — Şarl Pelsiye 6 saat 3 dakika 2 saniye 2 — Graniye 6 saat 3 dakika 4 saniye 3 — Mokler 6 saat 21 dakika 4 saniye Koşuculardan Lapcbie, Mervicl, di Paco. Alvarez ve Bİstagne koşudan vat geçmişlerdir. BİRLEŞİK DEVLETİ.ER'DE: Amerikadan ISorveçe uçak yolculuğu Nevyork, 18 (A.A.) — Norevçü uçman Torselberg, yanında telsizci Os-kanyan ile birlikte Floyİd Benet uçak meydanından havalanmıştır. Torselberg, Atlas denizi üzerinden ve Montreal, Grönland ve izlanda'dan geçerek Norveç'e gidecektir. YUNANİSTAN'DA: Kondilisin gezisi için söyledikleri Selanik, 18 (A.A.) — Yunan sü bakanı B. Kondilis dün akşam buraya gelmiştir. Yaptığı yolculuğun ne siyasal, ne de diplomatik hiçbir içyüzü olmadığını sÖyliyen B. Kondilis, B. Musolîni ile hiçbir siyasal mesela hakkında görüşmemiştir. Yugoslavya yönetgerlerile olan görüşmelerde, iki ülkenin dostluğu İle bunların balkan antantına bağlılıkları | bir kere daha belftilmiştir İTALYA — HABEŞİSTAN Habeş imparatoru ''yurdumuzu koruyacağız !„ diyor. Kahire, 18 (A.A.) — Habeş imparatoru, Elehram gazetesinin bir aytarı-na diyevde bulunarak mısır hükümeti italyan süel uçaklarının kendi havalarından geçmesine izin verirse bunu dostluğa uygun olmayan bir hareket sayacağını söylemiştir. İmparator, italyanların kendi müs-tüman ve diğer uyrusu arasında arabo-zukluğu çıkarmayacaklarını söylemiştir. İmparator demiştir ki: "— B. Musolininin son diyevlcri kimseyi şaşırtmamıştır. Yalnız bütün dünyaya karşı söylenmiş olan bu diyev-ler arsıulusal türe pernsiplerine aykırıdır. Anlaşmamazlığm barış yolu ile kotarılmasını istemekle beraber Habeşi s-tanın bütünlüğünü ve erginliğini sonuna kadar korumaya karar verdik.,. İmparator, habeş devlet adamları a-rasında anlaşmazlıklar olduğunu yalanlamıştır. Habeş imparatoru orduyu teftiş edecek Londra, 18 (A.A.) — Taymis'in A-disababadaki aytarı, habeş imparatorunun yarın, ordularını teftiş edeceğini ve belki de bir söylev evreceğini bildiriyor. Ilabeşistandaki köle tecimi ve Lordlar kamarası Londra, 18 (A.A.) — Lordlar kamarası, uluslar sosyetesinin raporunu esas tutarak, Habeşistandaki köle tecimi meselesini görüşmüştür. Üyelerden Lord Bökston, Lord Sesil ve Kenterböri başpapazı, Habeşistanda bu tecimin yasak edilmesi yolundaki ya-vaşlığı haklı göstermek istemişler vc habeş imparatorunun bu husustaki çalışmalarını övmüşlerdir. Lord Bökston, Habeşistan'da hâlü köle alınıp satılmasının, bu ülkeye sa -taşmak için sebeb olamıyacağını söyle -mistir . Amerika habeş meselesi için Cenevre ye bir görmen gönderiyor. Londra. 18 (A.A.) — Birleşik A-merika hükümetlerinin arsımasını isti-yen Habeşistana, Amerika tarafından cevab verildiği günden sonra, Vaşing-tonla - Londra arasında habeş meselesi etrafında diplomatik yolla konuşmalar yapılmaktadır. Amerika hükümeti, kendisini bu anlaşmazlığa karışmak zorağında görmemekle beraber, başlıca isteğinin Ingilterenin araya girme girgisiyle arka olmak merkezinde bulunduğu sanılmaktadır. İyi haber alan çevenlere göre, Amerikanın Cenevreye bir görmen göndermesi mümkündür. Habeşistan silahı silahla karşılıyacak Londra, 18 (A.A.) — Habeş imparatoru Taymis gazetesinin bir aytannı kabul ederek kendisine diyevde bulunmuştur. İmparator, denizde verilecek bir limana karşılık bırakmaya hazır olduğu toprak parçasının Ogadenin bir kısmı olabileceğini söylemiştir. İmparator, iki italyan sömürgesini biribirine bağlayacak bir demiryolu yapılması bırakığını da Italyaya vermeye hazırdır. Bununla beraber imparatorun fibrince bu meselenin ayrıntılarını kotarmak zordur. Köleme nükten bahseden imparator, kolemenliğe İtalyanın Afrika sömürgelerinde göz yumulduğunu söylemiştir. İmparator; sözlerini şöyle bitirmiştir: "— Eğer İtalya, harp ilân edecek o-lursa Habeşistan harb edecek ve ayni zamanda uluslar sosyetesine başvuracak tır.,, Eritrenin bayındırlığına çalışılıyor Roma, 18 (A.A.) — Eritre, altı ay İçinde Önemli miktarda insan barındıra- İNGİLTERE'DE: İngiliz tecimerleri hükümetten Sovyet Rusyaya kolaylık göster-meşini istiyorlar. Londra, 18 (A.A.) — Dcyli Herald gazetesine göre. Sitenin önemli çevenleri hükümetin ingiliz - sovyet teciminin artmasına yarayacak her türlü tedbire karşı gösterdiği antipatiden dolayı çok içlidirler. Sovyet hükümeti madenlerin izletilmesindeki başarı üzerine dışarıya olan bütün borçlarım ödemeye yetecek altın elde etmiştir. Bu yüzden istediği piyasayı seçebilir. Ve eğer kredi kolaylıkları bulamazsa peşin ödeyebilecek durumdadır. Sovyet tecim durumundaki bu son değişikliğin sitenin önemli şubelerini şuna inandırmıştır: Eğer İngiltere Sovyetler birliğinin dışarıya yapmak istediği İsmarlamalarda kendi payını korumak istiyorsa daha kolay şartlan öne sürmelidir. Pilotsuz uçak deneçlerk Londra, 18 (A^.) — Harb filosun . dan bazı gemilerin dün sabah Porsmut açıklarında yaptıkları atışlarda, ilk defa olarak otomatik uçaklar havalandırıl -mistir. Mancınık Üe fırlatılan bu iki uçak tan biri yükselmemiş ve biraz sonra ye* re düşerek parçalanmıştır. Çok iyi bir şekilde yükselen ikinci uçak, Rodnca zırhlısı hava bataryalarının ateşine tu • tulmuş ve üst kanadına gülle isabet ede» rek düşmüştür . Bundan sonra hedef olarak kullaru • lan Vindictivre kruvazörüne karşı bir takım atış talimleri yapılmışur. Bu lom« vazör de telsizle güdülmekte idi. Atılan 320 güllenin 56 sı geminin) tam ortasına isabet etmiştir. Londra - Kap ham yolu Londra, 18 (A.A.) — İncili* uçman Bruk, tek başına olarak Lymphe'den ha» valanmıştır. Dört günde Kap'a varmak dileğindedir. cak bir hale gelmiştir. B. Musolini yap« lan işlerden dolayı doğu AfrikasındakJ yüksek komiser general Emilİo de Bo ro'yu kutlamıştır. Eritreye saldıran çapulcular Roma, 18 (A.A.) — Eritre toprak* lanna geçen bir takım çapucular birçok Çoban, kadın ve çocuk öldürmüşlerdir, 4000 hayvan aşırmışlar ve bir sürü do tutsak almışlardır. Asabdan gönderilen italyan kuvvetleri, bu çapulcular sınırı aştıktan sonra oraya varmışlardır. 1 Yanlış bir haber Roma, 18 (A.A.) — Uluslar sosyetesi konseyi başkanı B. Litvinofun B. Mu« solinı ile görüşmek için Italyaya gitmek? üzere yolda olduğu hakkmdak! haber yalanlanmaktadır. İtalyan - Habeş anlaşmazlığı konseyde Cenevre, 18 (A.A.) — İngiltere! Fransa ve uluslar sosyetesi konseyinin öteki üyelerine konseyin 25 temmuzla 4 ağustos arasında yapacağı özel toplantıya katılmağa hazır olmaları telgrafla bildirilmiştir. Bu toplantıda italyan - habeş anlaşmazlığı görüşülecektir. Amerikada, italyan ve habeş or* dalarına girmek istiyenler Vaşington, 18 (A.A.) — Kongr- göç» men komisyonu başkanı Nevyorkun demokrat saylavlarından B. Dickssein, i-t.ıly.ın veya habeş ordularına girme'- Ü-iere Amerikadan da ayrılan Amerika uyruluğundaki kimselerin bu uyri'lua-tan çıkarılması hakkında kanuniğ bîr tedbir önergemiştir. B. Dikstayn, bir italyan - habeş harbi ihtimali göz Önüne alınarak bütün Amerikada askerlik büroları açılmij olduğunu doğru bir kaynaktan öğrendi-ğini söylemiştir. ULUS 9 20. TEMMUZ 1935 C\ M İKİ Rio do Janeyro. 19 (A. 4?)*^ Kahte komisyonu toplanmış ip / ' '• 7 ıfı ilkku-ııununa kadar bütün Brezilya'da yeni kahve fidanları dil.ilim- mı ytısıtl. etmrge karar vermiştir. ON ALTINCI YlOİo: 5021 Atlımız, anılımızdır llrr yerdi" 5 kıınıç Gündelik İKİ HABER ÜZERtNE Ağaç kestiği için Büyükdere il-çebayına ceza verildiğini gazetelerde okuduk. Aynı günde Muğla-dan gelen bir telgraf, orada ağaç sever bir yurddaşın kendi bahçelerinde fidan yetiştirerek, her yıl, parasız halka dağıttığını bildir mektedir. Bu memlekete ağaç sevgisini yerleştirmek ve orman faydasını anlatmak için yazılmadık şey kalmamıştır. Sıkı tedbirlerle şehirlerdeki kıyaların önünü az çok alıyoruz. Dağlar ise henüz kimsesizdir. Halbuki ormanlar, şehir parkları ve bahçeler gibi, yalnız sıhhat ve güzellik davası değil, Türkiye -nin en büyük su ve tarım davasıdır. Şehirde ağaç kesenin cezası ne ise, orman yıkanın cezası onun birkaç misli olmalıdır. Çünkü o köprü atmak, demiryolu bozmak gibi büsbütün ağır bir kamuğası suçu işlemektedir. Romanya'dan Trakya'ya göçmen getiriyoruz: Ağaç yolmaktan başka geçinecek vermeyen dağ başlarının parazit köyleıini ve göçebelerini de Trakya veya Antalya ovalarına indirmeliyiz. Bir yerde doldurulmak ve çalışılmak gereken boş topraklar, bir yanda boşaltılmak ve doku -nulmamak gereken tıka basa ormanlar ! Toroslarda nehir kaynaklarının başındaki ormanların nasıl kemirilmekte olduğunu görünüz. Eşsiz Bolu dağlan, çatlak ve kıraç istep topraklarına döndürülmüştür ve 10 yılda! Antalya'yı içine alan büyıik kıyı parçasında urmanlnı alabildiğine seyrelmekledir. Siz, orman teciminden bahsedenlere kulak asmayınız- onlar kendi tecimlerinden bahsetmektedirler. Antaly 'da ormanlarında H i ç için, di; erine kadar batak içinde, sıtmad ın sapsarı didinen türk köylüsünün iki kolu, Antalya ovasının toprağında altın verir. İki kol, ırmaklarla sulanan, ılık bir toprak üstünde bir haznedir. Türkiyede toprak kalmadığı için, şunun bunun hesabına, dağda boğaz tokluğuna sömürülen köylüler olmasını hangi akıl alabilir? Çünkü, hakikatte, ancak büyük bir iki kerestecilik kurumun -dan başka, bütün öteki girişimler, ne köylüye para vermek, ne de kestikleri yerleri ağaçlamak gibi kaygılara bağlı değildirler. Balta girmiyecek ormanları, İzmit ve İzmir körfezlerinin süel bölgeleri gibi yasak bölge-I e r olarak ilân etmelidir. Bu u-sul ormanlarını kurtarmak isti-yen birçok memleketlerde yapılmıştır. Türkiye ormanlarının üstüne ölüm tehlikes i'ni nöbetçi koymak çok değildir. F. R. ATAY B. Celal Bayar Leningradda Leningrad. 19 (A.A.) — B. Celâl Bayar'la B. Zekâi Apaydın dün buraya gelmişlerdir. Sovyet -ler birliğinin Türkiye'deki tecim oruntağı B. Vorobief ile Türkstroy şefi Bay Zolotaref de konuklarla birlikte gelmişlerdir. İstasyonda Leningrad sovyeti başkanı vekili B. Ivanof, dış tecim komiserliği oruntağı B. Troyanovski, dış işleri bakanlığı oruntağı B. Veinştayn tarafından karşılanan konuklar Leningrad'la bir kaç gün kalacaklardır. BASBAkAIMMIZ Erzurumda Erzurum, 19 (A.A.) — Baş bakanımız Ismel İnönü 18 tem -muzda Sarıkamıştan hareket ederek yoldaki ilçelere uğrıyarak akşam Erzurum'a gelmişlerdir. * * * Erzurum, 19 (A.A.) — Baş -bakan İsmet İnönü yeni yapılan öğretmen okulunu, hasta yurdunu, yÖnetgeleri gezmişlerdir. İstanbul telefon sosyetesi 11iikiimrl. sosyetenin «-alışmalarım ya -kından ve filî kontrolü allına almağa karar verdi 6 Mayıs 1911 tarihli bırakığ sozbağıyle malik olduğu yetkiye dayanarak, hükümet Telefon Sosyetesinin İstanbul enstalasyon ve Eğer bîr harlı olursa Habeşler nasıl savaşacak (İmparator beyaz harb atına binecek , bir milyon asker arkasından gelecektir.) SuOAtl Londra, 19 (A.A.) — Londra'ya yeni ge -len habeş hükümetinin yüksek bir işyarı, Ital -ya ile harb olursa, Habeşista -nin ne şekilde savaşacağını di1* kate değer bir şekilde Röyter ajansına anlat -mış ve demişt'-r ki: — İmparator beyaz harb atı -na binecek ve ordularına kendisi komuta edecektir. En aşağı bir milyon insan, mızraklar, hançer ve ellerinde bulunan birkaç mo dern silâh ile harb edecektir. Ka dınlar bile harb alanında kocala -rina yardım edeceklerdir. Din adamları, harb edenlerle beraber yürüyecek ve düşmanı yenmeleri için onlara cesaret vereceklerdir. — Artık önüne geçilmesi im -kansız gördüğüm bu harbta, yal -nız birçok habeş değil, birçok ital yan da ölecektir. Habeş ulusu kadere uyar, modern harbin nasıl korkunç olduğunu bilmez ve on* karşı kayıtsızdır. Bombardıman uçaklarına kar -şı Habeşistanın nasıl bir korunma tedbiri alacağı kendisinden soru -lan habeş işyarı şu cevabı ver • mistir: — Hiç. Fakat neyi bombardı -man edebilecekler? Savaş başlar başlamaz, Adisababa boşaltılacak ve halk dağlara ve yamaçlara sı -ğıncaktır. Coğrafya durumu ha -beşlere yardım edecektir. Habeşlerin başarı ile dayanıp dayanamıyacakları hakkındaki soruya cevab veren habeş işyarı de -mistir ki: — Bunu harb alanında göre -ceğiz. Her zaman sopası büyük olan kazanmaz, Allah her vakit .:% y- .^.-----• Tefeciler hüküm giydU er Bir müddettenberi ikinci sulh cezada tefecilikten suçlu olarak duruşmaları yapılan Avunduk oğullarından Bay Osman Fevzi \e oğlu Bay Hasan Nazmi ile suç ortakları Bay Hasan, Bay Adem ve Bay Celil hakkındaki hüküm dün kendilerine bildirildi. Osman Fevzi'nin tefeciliği sanat haline getirmesi, küçük işyarları ürem ödemekten ana borcu (Sonu J üncü sayıfada) kalabalık taburlarla beraber de ğildir. Habeşli işyar, görüşmenin so • nunda, Avrupa devletleri er veya geç bu işe karışmazlarsa buna acı acı esefleneceklerini söylemiş ve demiştir ki: — Eğer İtalya Habeşistan'ı ele geçirirse, bu durum. Afrika'da, he le Mısır'da ciddiğ yankılar yapa -çaktır... örüsunu satın almağa karar verdi ğini 21 temmuz 934 tarihinde şirkete bildirmişti. Satınalma işi için konuşmalar yapmak üzere Ank » ra'ya gelen delegelerle konuşul -duktan sonra, delegeler yirmi yıl süre ile yılda 46 bin ingiliz lirası Ödenmesini önergemİşler ve hü -kümet de yıllık bölünün 34 bin lira olmasını istemiştir. Hükümet tarafından yapılan bu önergeye aksiyonerlerin kabul cevabını almak ve 10 gün sonra geri dönmek üzere, delegeler Londra'ya hareket etmişlerdir. Ancak hükümet, raşa hakkının 21 tem -muz 1935 de kesinleşmiş olması dolayısiyle, ilerideki konuşmala -rın alacağı şekle göre hareket et mek üzere şimdilik sosyetenin çalışmalarını yakından ve filî kont rolü altına almağa karar vermiş ve bu iş için bir komisyon kurarak İstanbul'a göndermiştir. Çok faydalı bir kapbea hn İn m 1 u İstanbul. 19 (Telefon) — Bal. kesir - Bandırma tren hattı üze -rinde Ilıca köyünde tababette adına Mnonbaad denilen bir çamur kaynağını inceleyen 27 kişilik bir doktorlar salğıtı bu kaynağtı A rupadaki bütün benzerlerinden üstün bulmuşlardır. Su hafif klor-sodyumlu ve sıcaklık derecesi 62 ile 65 arasındadır. Bataklığın çamuru Karlsbad ve Marienbad çamur banyolarının çamurlarının nevindendir ve çamur yapma ol (Sonu J üncü savıfada) Yunan kahine-i çekildi Atina, 19 (A.A.) — Kabine ^ 'kılmıştır B. Çaldaris Atina. 19 (A.A.) — Gazetecilerin sorusuna cevab veren B. Çaldaris şöyle demiştir: "— Kabineyi, kendi düşünce • lerime göre ve ulusun güvenine dayanarak kuracağım, yoksa kal -dirim kabadayılarının güvenine dayanarak değil. Çünkü kamusal işlerden yalnız ben soravlıyım... B. Kondilisin durumu Atina, 19 (A.A.) — Atina a -jansı, telefonla bildiriyor: Baş -bakan B. Çaldaris, bu akşam saat 19 da kabinenin birge çekilimİııi C ımur Başkanına verecektir. Cumur Başkanı B. Zaimis'in yeni kabineyi yeniden kurması işini B. Çaldaris'e vereceğine hiç şüphe yoktur. (Sonu 2. ci sayıfada) Ankara, en güzel türk şehri oluyor Ankara'nın genel bayındırlık plânında; Kamutaydan durağa doğru giderken »ol tarafa düşen geniş atan Gençlik Parkı olarak ayrılmıştı. Bugün içinde yalnız bir şehir bahçesi ile bahçeler direktörlüğü kurağı bulunan bu alan Profesör Yansen tarafından yapılmış olan Gençlik Parkı plânının yeritilmesinden sonra eksiksiz ve bütün ihtiyaçtan karşılıyacak bir gezinti ve dinlenme yeri olacaktır. Bu yazımız Gençlik Parkı bittikten sonra şehrin en kalabalık ve bayındır kısmının yanı basında yükselecek olan bu büyük eserin şehre vereceği orijinal güzelliği anlatmaktadır-: Anayol: f°nu olacaktır. Çardağın yöneti, muriyet caddesiyle su düzeyi ara- sındaki yükseklik ayrımından asığ-lanılarak gölgelikli bir dinlenme yeri sağlıyacak olan dört büyük basamak üzerine yapılacaktır. Buna karşı kaskad 10 tane havuz ile aşağıya doğru inecektir. (Sonu 5 İnci sayıfada) Parkın anayolu yalnız gezinti için değil, yaya yürüyenleri is»as -yondan şehre götürecek en kestİt me ve aynı zamanda Ankara'ya gelen yabancılarda iyi bir etki bı rakacak bir yol olacaktır. Bu yol istasyonun önündeki meydanlık • tan hafifçe kıvrılarak gidecek ve bir köprü ile incesuyun üstünden geçip Gençlik Parkı'nın ana mih -veri ile birleşecektir. Gençlik Parkına girilirken ilkönce "neza- H kulesi,, göze çarpacaktır. Ve bu hal yolun, büyük havuzun kapladığı açık kısmına kadar devam edecektir. Yol, bu havuzun boyunca ya kenarındaki oturmaya ayrılmış bir taraçanın, yahut sarmaşık nevinden çiçeklerle süslü ve kenardan 1.20 metre yükseklikte yapılan güzel bir çardağın önünden geçecektir. Bu surttle büyük taraça enstalasyonuna çok güzel bir gö rey elde etmek mümkün olabile -ceği gibi bunun üstünden görünen eski Hisar da iyi bir peyzaj doğuracak olan bu güzel görünümün fonu olacaktır. Çardağın yöneti, Gençlik Parkının esas mihverinde büyük taraça enstalasyonunu ayı ran geniş kaskad üzerinden bakı lınca her zaman eski Hisarın per: pektiv halinde görülmesine hiz --t edecektir. Büyük taraça, düzeltilmiş Cu- Cençlık parkının genet gorflnöjff SAY Ih A 2 ULUS 20TlMMUZ I935CUMAKİ -jl ,Irrııjy mektubt Bayonne i Vişi, ifijj//Jü. Aşağı Pirene'nın en önemli bir parçası olan ve Biyariç'le beraber gürden geçirilmesi gereken Bayonne hakkında biraz bilgi vermek, Pays Basque hakkında yeter derecede bilgi verebilmiş olmak için çok lüzumludur. Çünkü Pirene dağlarının, Atlas denizine ve Gaskonya körfezine dayanan Pays Basque adlı büyük kara parçası üzerinde oturan bugünkü halk kütlesi cidden araştırmağa değer bir konudur. Türk tarihini araştırmakla uğraşan cemiyetimizin bu konu üzerine kuvvetle elini koymasını dilerim. Beni bu dileğe sevkeden sebeb hiç de ispanyanın Endülüs zamanından kalma görenekleri ve isimleri olmamıştır, tsa'nın doğumundan daha çok önce orta Asyadan gelerek oralarda yerleşmiş olan insanların bugün de yaşıyan görenekleri, giyimleri, masalları, kullandıkları tarrm yaraçlan ile bunların adlan, rastlanan bazı Öz türkçe kelimeler, iki hafta gibi kısa bir zaman içinde orada duyduğum sözler arasından toplanmıştır. Şimdi Fransa ve İspanyanın yönetiminde bulunan altı yüz binden fazla Basque'lilerin konuştukları dil ne fransızca, ne ispan- okadır. Bambaşka ve ayn bir dildir ki o iki lisanla aralarında ne kelimede, ne de konuşma tarzında benzerlik vardır, lsanın do-umundan önce orta Asya'dan ge-erek buralara yerleşmiş olan insanlar sonradan hıristiyan olmuşlar, İsa dininin doğuda açtığı narhlara girerek şüphesiz kan kardeşleri olan türklerin de kanını dökmüşlerdir! Hıristiyanlığın çıkışile bu dini kabul eden bu halk, 2000 yıl gibi büyük bir devir içinde ulusal göreneklerini, ulusal dil ve varlıklarını unutmamışlardır. Fransız ve ispanyol tarihleri bu kahraman ırkın kendilerinden bir kol olduğunu ispat etmek için çok uğraşmışlarsa da, ileri sürdükleri şeyleri haklı gösterebilmek üzere, bir dayanak bulamadıkları için durumu örtün bırakmağı daha uygun görüp işi sükûtla geçirmişlerdir. Bayonne, işte bu büyük parçanın Önemli bir merkezidir. Bu şehrin nüfusu 33.000 kişidir. İçinden geçen Ador ve Nio nehirleri şehrin ortasında birleşerek büyük bir nehir haline girmekte ve Gaskonya körfezine dökülmektedir. Bu İki nehrin birleşmesiyle ortaya çıkan su o kadar çoktur ki, suların denize döküldüğü yerden Bayan-ne'a, yani denizden on iki kilometre içeriye kadar tecim gemileri işlemektedir. Nehirlerin bu durumu Bayonne'u Önemli bir tecim merkezi yapmıştır. Kelimenin bütün anlamiyle güzel ve düzgün olan şehir, nehirlerin birleşmesi yüzünden büyük, «ski ve küçük Bayonne adlarını taşıyan üç büyük parçaya ayrılmıştır. Her parça, büyük gürsel köprülerle biribirlerine bağlanmıştır. İrktan Bayonne'de olduğunu unutup da bir an nerede olduğunu düşünse, Avrupanın en düzgün ve modern bir şehrinde olduğunu hemen duyar. Şehrin büyük kurağlın, otelleri, mağazaları, tiyatrolan, müzeleri, kilise ve o-kulları, parkları, asfalt caddeleri, kısaca her şeyi güzel ve düzgündür. Bu arada şunu da söyliyelim ki Bayonne'in sokaklan ve caddeleri, Fransanın büyük ve Önemli bir tecim şehri olan Bordo'nun sokaklarından daha temiz ve daha güzeldir. Bayonne yalnız olarak gözden geçirilemez. Çünkü ona bağlı ve onun kadar güzel olan yöresi de vardır. Bunlardan birisi de Biya- riç'tir ki, bu iki şehri bir mirlerinden ayırmadan göz önünde tut m ak daha doğru olur. Çünkü Bayonne'un nerede bittiği ve Biya-riç'in nerede başladığı kesin olarak söylenemez. Aralarındaki ay-nlık "itibarî,, dir. Hakikatte her iki şehir biribirlerine elektrikli tramvay ve tren, yüzlerce otobüs, otokar veya otomobille bağlıdır. Gerek Bayonne, gerek Biyariç villalar şehridir. Her villanın çok güzel yapılmış bahçeleri, parklan, iklimin özelliği dolayısiyle sıcak memleketlere özgü palmiyeler ve muzlarla çeşidli ağaçlar ve çiçekler insanda doyulmaz ve unutulmaz izler bırakıyor. Bayonne'un göze çarpan özelliklerinden birisi de, hemen hemen sekiz asır önceki koyu bir hı-ristiyanlığın orada şimdi de yaşamakta olmasıdır. Pazar günleri, dinsel törenlerden dolayı, caddelerden hemen hemen geçilemez! Sokaklarda kiliselere bağlı uranı lann, kadm, erkek ve çocuklan-ntn, özel urubalar giyerek, ellerinde din kitablan veya bayraklarla, hep bir ağızdan bağırarak geçişleri, bazen oradaki tramvay ve o-tomobillerin tören bitinceye kadar, saatlerce yerlerinde kalmalarım gerekleştirir. Hıristiyan' dininin gerekliklerini bilmeyip de papas işaret verdiği halde istavroz çıkarmıyanlara tuhaf tuhaf bakarlar. Bununla beraber Bayonne her bakımdan ileri, tecimi geniş, zengin bir şehirdir. Bayonne'un hemen yirmi dört kilometre gerisinde ve Pirene dağlarına dayanmış olan Kambo-le - Ben adlı ayn ve 3200 nüfuslu bir ufak şehri vardır. Burası dinlenme ve sanatoryom şehri olduğu için Bayonne'a aynca önem kazandıran bir yerdir. Bu ufak şehrin çevresinde on, on iki sanatoryom vardır. Pays Basque'de sayısı yüzü geçen başka sanatoryumlar da vardır. Onun için aşağı Pi-rene'ye dünyanın her tarafından her yıl gelen yolculann sayısı pek çoktur. Bu yüzden Bayonne ve yöresine her yıl milyonlar akmaktadır. Kastamonu saylavı _Tahsin COŞKUN Yunan kabinesi çekildi (Bjşi t. cİ layii i.i.ı) Bu arada yeni hükümete girmesi içi ı Kondilis kıtında girgiler yapılmıştır. Fakat bu girgilerin sonucu daha belli değildir. B. Maksimos, Pezmazoğlu ve Ralis-in yeni kabineye girecekleri kesin g8 -rülmektedir. Fakat ssıl mesele. Kondi -lis'in girip girmiyeceğini bilmektedir. Siyasal buhran hakkında hiçbir kaygı yoktur. Bütün ülkede baysallık vardır Kara ve deniz kuvvetleri hükümete bayrı olup kargaşalık çıkarmak hususunda hiçbir eğlim göstermemektedirler. Plebisit geri kaldı Atina. 19 (A.A.) — Atina ajansı bildiriyor: Gazetelerin elde etmiş oldukları bilgeye göre rejim meselesinin bir an önce kotarılması için plebisit ağustos ve eylül aylan içinde yapılacaktır . Kabine buhranı neden çıktı? Atina, 19 (A.A) — Havas ajans bildiriyor: Kıralhğın ilanını istiyen bakan lann, ve hele B. Kondilis ile B. Teoto-kisin başbakana başvurarak cumurluk rejimine bağlı olduklarını ileri süren bakanların yani iç bakanı B. Rallis ile sıhat koruma bakanı B Kİrkosun - kabineden çıkarılmalarını istemeleri Uze. rine kabine buhranı çıkmıştır. Bu isteğe sebeb olarak kabinenin bicins bir hale getirilmesi lazım geldiği İleri sürülmektedir. B. Çaldariı ulusal kurul karşısında plebisitin içtem olması İçin plebisit liralarında hükümetin nötür kalacağını bildirmiş olduğunu hatırlatarak bu isteği kabul etmemiştir. DIŞ HABERLER FR \NS VDA: B. I m ııl îıı kararlarının I naili? redeki müsbet yankıları Londra. 19 (A.A.) — İngiliz basını, B. Liv.il. saygı ile anmaya devam etmektedir. Gazeteler. B. Laval tarafından ku-rulan plânların teknik bakımından Fran sada olduğu kadar Londrada da iyi bir etki bıraktığını yazmaktadırlar. Morning Post diyor ki: "B. Laval \e arkadaşlarının gösterdikleri cesarete karşı ingilizlerin duyduğu hayranlığı açığa vurmak isteriz... Taymis şunları yazıyor. "Bu kararlar işlere yeni bir hız verebilecek ve güvenliği yeniden ortaya koyabilecek değerde görülmektedir.,, Financial Neva diyor ki: "Bu kararlar, toplu olarak incelenirse, görülür ki .alınması mümkün herhangi bir tedbirden, su götürmez derecede üstündür „ II. Hibenlropıın yeni çalışmaları Paris, 19 (A.A.) — övr gazetesi. B. Fon Ribbcntrop'ıın yakında B. Laval i-le Almanyanın sömürgeler İçin olan isteğini vc Londra vc Parisdc kotanla-cak ödüne alma işini görüşeceğini ya «'yor. İl M ^ \ l\ Amavudluğun erkinliği ve İtalya Tiran, 19 (A.A.) — Lö Tan gazetesinin Roma aytarı B. Jantizon bu gazetenin II temmuz tarihli sayısında italyan - habeş anlaşmazlığı hakkında yazdığı bir yazıda Arnavutluk erginliğinin arsıulusal anlaşmalara ve italyan resmi,; çevenlerinm görüş noktalarına göre buçlanmış olduğunu bildirmişti: buna cevap veren Besa gazetesi Önemli bir italyan gazetesi olan Koriere Dclla Se ranın B. Jantizonun yazısını baştan sonuna kadar yazarken italyan resmiğ çe-vcnlerinin bu fikirde olmadığıcı söylemeye lüzum görmemesini hayretle karşılamakta ve iki memleket arasında cş'tlik vc 'am vc saltık erg.rlıl» esasına dayanan anlaşmalar var olduğunu hatırlatmaktadır. Besa gazetesi diyor ki: italya - Arnavutluk ilgilerinin bu temel formülünü değiştirmek istiyen-ler; her iki memleket için çok faydalı ve değerli olan bu dostluğun İçtem is-tiyenleri olmayanlardır. Bundan başka. Arnavutluğun kesin erginliğini şüph--li gösterenlere karşı, bu erginliğin büyük devletler tarafından Londra kon-fcranuında 28 ikinci teşrin 1912 tarihinde devletimiz kurulurken resmiğ olarak tanınmış ve 9 ikinci teşrin 1921 de de bağlaşıklar tarafından berkitilmiş olduğunu hatırlatmak faydalı olur. Mesele. 17 birinci kânun 1920 de. Arnavutluğun uluslar sosyetesine alınması sırasında, bir kere daha konuşulduğu vakit .Arnavutluğun erginliği ve bu kutsal hakka kayıt ve şartsız olarak «hlp olacağı bir kere daha berkitilmiş-tir. Bu hakkı ancak düşmanlar şllpheli görebilirler. ** —vutluk sınırlarının veya erginliğinin bozulması, ttalyantn güvenliğine karşı bir tehlike teşkil e-debileceği. hakkında olan ve bazı tedbirleri gözönüne koyan 9 ikinci teşrin 1921 tarihli Paris büyük elçiler konferansının bildiriğine gelince. B. Jantizonun görüşünü savgamak için kanıt o-larak aldığı bu anlaşma Arnavutluk i-çin bir yüken olamaz. Aslında; Arnavutluk bu hususta bir çok fırsatlar düştükçe anlattığı düşüncelerinde, bu bildiriğin kendi erginliğini buclıyacak hiç bir tüzel değeri olmadığını bildirmiş- İTALYA — HABEŞİSTAN B. Musotininin teşekkürü Roma 19 (A.A.) — B. Musolini, 1 talyanın doğu Afrikaıındakİ komiseri General Debon'un altı aylık raporuna verdiği cevapta, bütün kınav alanlarında elde ettiği başarılardan dolayı kutlamakta ve gerek kendi g-:rek bütün memleket adına generale teşekkürlerini bildirmektedir. Ih,-n Afrikasındaki askerlerin gündelikleri Roma, 19 (A.A.) — B. Musolini, I-talyadan doğu Afrikasına gönderilen askerlerin gündeliklerini şöyle kestirmiştir: Eritrc için. Beşer, onbaşı 6, çavuş 7 liret. Somali için altışar, onbaşı 7. ve çavuş 8 liret. Itulyan - habeş anlaşmazlığı konmyılc Londra. 19 (A.A.) — Öğrenildiğine göre, uluslar sosyetemi konseyinin üs-nomal toplantısı, 29 temmuzda yapılacaktır. İngiliz çevenleri İtalyanm, i-talyan - habeş anlaşmazlığının ayrıntılı olarak görüşülmesini kabul edeceğini ummaktadır. Konsey ne kanuşucak? Cenevre, 19 (A.A.) — Uluslar sosyetesi genel sekreterliği, sosyete konseyinin habeş - italyan anlaşmazlığım kotarmaya memur dört yargıcın 25 tem muz tarihinde bir u/laşma elde edememeleri halinde beşinci yargıcı seçmek ü-zere yeniden toplanmağa 25 mayıs tarihinde karar vermiş olduğunu bildirmektedir. Şu halde konsey. 25 temmuz tarihinden sonra toplanacaktır. O zamana kadar da yargıçların gerek beşinci yargıcı seçmek ve gerek konseyin toplantısının tarihini geri bırakmak hususunda anlaşmaları mümkündür. BİRLEŞİK DEVLETLER DE: Amerikudu işsizlere yardım için hazırlık Nevyork. 19 (A.A.) — Nevyork Herald Tribüne., gazetesinin öğrendiğine göre. B. Ruzvelt, iş ve finans bakanlığı yönetgerleri acele yardım işleri yönetmeni B. Hopkİns ve scele meseleler u-lusal konseyi başkanı B. Franos Va1t*r Beyazsarayda bir konferans halinde toplanmışlardır. Bu toplantıda 36-37 finans yılı İçinde S veya S milyon işsize yardım etmek İçin yapılan ve önceden tasarlanmış olan 4 milyara katılacak o-lan 3 milyar dolarlık program incelenmiştir. Amerika - ISorveç. Iıuva yolu Ontreal. 19 (A.A.) — Norveçli uçman Torsolberg. yanında telsizci Os-kanyan bulunduğu halde hem kara, hem denizde kullanılabilir Leİf Erikson a-dındaki uçağı İle dUn öğleden sonra Nevyorktan hareket etmiştir. Uçman, üç saat sonra Saint Laurent-te denize inmiştir. Yarın, Giocnland ve Islanda yolu ile Norveçte Bergen şehrine varmak üzere yeniden havalanmak niyetindedir. hanziğde döviz meselesi Danzig, 19 (A.A.) - Bugün çıkan bir buyrultu İle döviz buçlamaları hafi' lelilmişlİr. I.KHİM \ VI\: Polonya kültür bakanı Saf yaya gidiyor Varşova, 19 (A.A.) — Kültür bakanı Önümüzdeki hafta sonunda Sofyaya giderek bulgar kültür bakanı Radefin Varşovaya yapmış olduğu görete cevap verecektir. Polonya kültür bakanı 4 s-fustosta Varnads Polonya kralı Ladis-las için dikilen anıtın açılış töreninde bulunacaktır. •ıhım, izci kurulları Var savada Varşova, 19 (A.A.) — Birçok yabancı izci kurulları salgıtları Spals arsıulusal kongresinde bulunmak için bu sabah buraya gelmişlerdir. Salgıtlar şehirde gezmişler ve saat 10 da bilinmez askerin mezarına çelenkler koymuşlardır. ALMANYA'DA: Nazİ partisinin kongresi Berlin. 19 (A.A.) — Berlin polis di roktorü Kontramira! Lcvetzov'un çekilmesi üzerine B. Göbbels, hükümet merkezini komünistlerin harap etmeğe girişmesinden, kaytakların çalışmalarından vc yahudilerle Sovyetlerin bu-runlarını sokmalarından temizlemek I-çİn bir konferans toplamıştır. Konferans nazi partisinin siyasal direksiyonu ile hücum kıtaları kurullarının kurmayı, güvenlik ve şarbaylık arasında yapılacak beraber çalışmalar için bir takım yollar kabul etmiştir. Resmiğ bir bildirikte deniliyor ki: "Bundan böyle Berlinin nazi partisi tarafından zorla alınmış ve alman devleti ile alman ulusuna yakışır bir nazi hükümet merkezi olmasını sağlı-yan bir anlaşma yapılmıştır. Polis direktörünün çekilmesinin B. Hitler tarafından kabulünü bekliycrck ıç bakanı B. Frik, Berlin polis direktörlüğünün işlerini Potıdam polis direktörü Kont Helldorf'a vermiştir. Eski ingiliz savaşçılarının Almanyadaki gezisi Berlin, 19 (A.A.) — İngiliz eski savaşçıları Potsdam'a gitmişler ve ingilia prensesi olan ünparatoriçe Fricdrick'io mezarına bir çelenk koymuşlardır. General Fon der Goldz ile general Fon Forbek savaşçılarla beraberdir. Beilin Polis direktörü çekildi Berlin, 19 (A.A.) — Berlin polis dU rektörü kontramiral Levetzov çekilmiştir. M)\ YETLER BİRLÎCI \DE Senarist Zarhi ûUtu Moskova, 19 (A.A.) — 17 temmuz-da bir otomobil kazası Üzerine ağır surette yaralanan ünlü Sovyet senaristle* rinden Zarhi dün ölmüştür. Gne oto* mobildc bulunan ünlü sinemacı Pudov* kin çok ağır sinir bozukluğuna uğra* mıştır. Dağınık dayaklar İspanyada kabine buhranı başlıyor Madrid, 19 (A.A.) — Hükümet durumunda buhran tehlikesi vardır. Çünkü çoğunluktan pek azı parlamentoya devam etmektedir. Hükümet ihtiyaç olduğu zaman bunların oylarına guvena-miyecektir. Paılamentonun cumartesi' günü azat yapacağı sanılıyordu. Fakat çoğunlukla beraber olan çiftçi grupu, tarım alanında yapılacak düzeltmelerin yeniden gözden geçirilmesi projesinin bu toplantının kapanmasından önce konuşulmasını istemektedir. Sol taraf par tileri ise bu gözden geçirme projesins karşıttırlar. Genel düşünüş hükümetin güç bir durumda bulunduğunu göstermektedir. Bir uçak kazası Kahire. 19 (A.A.) — Ingllteıcden Kap'a gitmek üzere yola çıkmış olan uçman Brukun kullandığı uçak, Mcrsa-.s.vtruh yakınında yere düşmüş ve parçalanmıştır. Bruk yaralanmıştır. m n İskenderiye (Royter) 19 (A.A.) — Uçman Bruku Kahireye varmadan karanlıkta yere inmek zorunda bırakan karaya, benzin yokluğu sebeb olmuştur Bruk, ineceği alanı, gereken çabuklukla seçemediği İçin. uçak, alanın dışındaki yere İnmiş ve parçalanmıştır. Makine tamamile parçalandığı h»l-te Bruka hiç bir şey olmamıştır. Kanatla - Polonya tecim anlaşması Ottava, 19 (A.A.) — Kanada ile Lehistan arasında dun bir recim anlaşmadı in .ı edilmiştir. ULUS 21, TEMMUZ 11 Paris, 20 (A.A.) — Ut itikatlın Paris Büyük Elçisi bugün İH.45 de evinde ölmüştür. Kendisi saat 11İ..İ0 a kadar eh-• dikteki bürosunda çalışmış idi. ON ALTINCI YIL. No; SMEZ Adımız, anılımızdır Her yerde 5 kuruş Yunan kabinesini gene B. Çaldaris kurdu Atina, 20 (A.A.) — Kabine su şekilde kurulmuştur: Çaldaris: Başbakan, Kondilis: Asbaşbakan ve Sü bakanı, Rodopulos: Sübakanlığı yö-netkeri, Maksimos: Dış bakam, Pesmezoğlu: Finans bakanı, Korozos: Finans yonetkeri. reni kabinenin tryelerind'en bazılar, Stefanopulos: Ulusal ekonomi bakanı, Kartalis: Ulusal ekonomi yc-netkeri, ¦¦¦ Pier Rallit: Taşıt bakanı, Teoderides: Tarım bakanı, Sagıyas: Yardım bakanı, Amiral Düsmanis: Deniz bakanı, General Nikolaides: Hava bakanı, Romanos: Tüze bakanı, Perikle Rallis: İç bakanı, Nikolitsas: Sıhhat bakanı, Hatzikos: Kültür bakanı, Frajiadakis: Girid genel ilbayı- Veriopulos: Makedonya ge -nd ilbayı, Argiropulos - Patras saylavı: Trakya genel ilbayı, Tsiokos: Epir genel ilbayı. Yeni kabine üyesi saat 23 de yemin etmişlerdir. Siyasal çevenler, yeni kabinenin eskisinden daha çok sağa yatkın olduğunu ve krallıktan yana olanlar için bir başarı demek olacağını söylüyorlar. Düzce ve Geredede Atatürk günü Bolu, 20 (A.A.) — öteygün Düzce ve Geredede Atatürk gü -nü halkın coşkun gösterisi ve büyük şenlikler içinde geçmiştir. Bu iki kasabada her taraf taklar ve bayraklarla süslenmiş, gün -düz pehlivan güreşleri, gece de müsamereler verilmiş, büyük fener alayları yapılmıştır. Bir gün ve bir geceyi büyük bir bayram olarak yaşıyan Düzce ve Geredeliler, en büyüklerine karşı derin saygılarını ve bağlılıklarını bir kerre daha göstermiş -I erdir. Fenerbahçede bir patlama İstanbul, 20 (Telefonla) — Fener bahçedeki patlayıcı mad -deler aktarma pavyonlarından birinde bugün bir patlama olmuş ve hemen söndürülmüştür. Çif çinin tarımsal borçları Türk Tarım Bankasının bu iş için hazır -ladığı tatbik şekilleri nelerdir? Kamutayın kapanmadan bir gün önce kabul ettiği ve tarım bankasına olan ipotekli ve zincirleme kefilti borçlarını bötüyen kanunun hükümlerinden hangi borçların faydalanacağını yazmıştık. Tarım Bankastnın bu mesele için hazırladığı öğrenek tamamlanmıştır. Yurdun dört çevresinde yüz binlerce çiftçiyi ilgilendiren bu önemli kanun için bankanın koyduğu tatbik esaslarım alıyoruz: Taksittendirilecek borçlar: Bölüye bağlanacak borçlar i-çin başlıca üç şart aranacaktır: 1 — Bankanın 1931 yılı sonundaki envanterinde bulunması. 2 — Tarımsal ipotekli, — u-zun veya kısa günlü veya "hesabı carili — veya zincirleme ke-fiili borçlar arasında bulunması, 3 — Para ile ödenmiş ve şimdiye kadar devredegelmiş bulunması lâzımdır. Taksitlendiritmiyecek borçlar: 1 — 1931 envanterinde bulunmayan ve sonradan alınan bütün ipotekli zincirleme kefilli alacaklar. (Bu borçlar bölüye bağla -nacak borçlara ilâve olarak ve hattâ öncekilerle birlikte bir se netle alınmış ve çok az bile olsa taksitlendirilmiyec ektir.) Taksitlendirilmiyecek borçlar: 2 — 1931 envanterinde yazılı olmayan ve sonradan alınan zincirleme kefilli alacaklardan olup kooperatife devredilenler. î — 1931 envanterinde yazılı olup gelecek yıllarda alınan ve bir zaman sonra tekrar borç olarak verilen tarımsal alacaklar. 4 — 1931 envanterinde yazılı tarımsal ipotekli ve zincirleme kefilli alacaklardan başka ürün, aksiyon ve altın karşılığı bütün alacaklar ve tecimel alacaklar. 5 — 1931 envanterinde yazılı, fakat hazne hesabına veya özel yönetkeler hesabına yapılan bü -tün tarımsal alacaklar. 6 — 1931 envanterinde tarımsal alacaklar şekil ve tarzında değil iken sonradan ipotekli inancaya veya zincirleme kefilliğe bağlanmak suretile tarımsal ala caklar arasına giren tecimel (Ö -delli veya ''hesabı carili,, ve ürün karşılığı) her türlü avanslar ve alacaklar. 7 — 1931 envanterinde olup borçluların taşıtsız malları ban ¦ kaça tefevvüz edilmek suretile arıtılmış olan alacakların bölülen Bağdad ve Musulu İstan bu la bağbyan yeni bir demiryolu Bağdad, 20 (A.A.) — Dün İrak hükümeti İle "Britich oil de-velopmen Company,, adındaki sosyete direktörleri arasında ö nemli bir anlaşma imza edilmiştir. Bu anlaşmaya göre, adı geçen sosyete, Irakı Avrupaya bağlayan yeni bir demiryolu yapa çaktır. Bu sosyetedeki kapita' paylarının yüzde 40 ı arınanlara, yüzde 36 sı İtalyanlara, yüzde 24 ü de ingiliz, fransız ve isviçrelilerindir. Yeni demiryolu ile bırakığı, sosyetenin elinde bulunan Musul güneyindeki petrollar Akdenize taşınacaktır. Bu demiryolu ayni zamanda Bağdad — Musul de -miryolunu Toros hattına ve Anadolu yolu ile Istanbula bağlıyacaktır. dirilmesi tefevvüz olunan taşıtsız malların bankanın elinde bulun-masile mümkün olduğundan, (e-ğer bu taşıtsız mallar bankaca başkalarına satılmış ise tabiiğ yapılacak hiç bir şey yoktur.) \n-/ cak satılan taşıtsız malın bedeli yeter gelmemesinden ötürü aU -cağın şüpheli alacaklılar hesabı -na geçirilen kısmı taksİtlendirile-cektir. (Sonu S İnci sayıfada) Bayındırlık Bakanı -mız İzmire gitti Aydın demiryollarının teslim alma işi dün tamamlandı. Devlet Demiryolları adına izmire gönderilen kurul, durakları ve işletmeye aid bütün aşya ve gereçleri devraldı. Sosyetenin son direktörü Bay Mazad da iki gün önce memleketimizden ayrıldı. Bu önemli memleket işini başaran Bayındırlık Bakanımız Bay Ali Çetintfaya yanında Devlet Demiryolları genel direktörü B. İbrahim Baybora olduğu halde dünkü trenle İzmire doğru yola çıktılar. Bayındırlık Bakanımız yohı baştan başa gezecek ve yerinde incelemeler yaparak gere ken tedbirleri alacaktır. Barışı tehlikeye düşüren devlete karşı Uluslar Sosyetesinin tavsiyeleri Konsey toplantısından önce bir konuşma yapılacak mı? Cenevre, 20 (A.A.) — 13 ler komitesi tarafından, arsıulusal yükenlerini reddedip barışı teh -likeye düşürecek olan her hangi bir devlete karşı ekonomik ve fi-nansal ne gibi tedbirler alınmak gerekeceğini araşt.rınak için kurulan özel komitenin raporu or -taya konmuştur. Bu raporu, özel komite elbirliği ile onaylamıştır. Raporda, silâhlara ve silâh yapmağa yarar bir lakım şeylere el konması tavsiye edilmekte ve barışı bozmak istiyen devletin dış tecimine karşı büsbütün, ya-hud yarım bir boykotaj yapılması ve finansal sıkıştırılmalarda bulunulması gözden geçirilmektedir. * * * Londra, 20 (A.A.) — Ulusî.-.r sosyetesi konseyinin toplantısından önce, İtalyan — Habeş anlaşmazlığı için üç devlet arasın da bir konferans yapılacağını bildiren ve Romadan gelen haberler dolayısile, Londrada aşağıdaki bilgiler verilmektedir: "Böyle bir konferans, anc .". 1906 andlaşmasını imza eden ülkelerin diplomatik bir toplantısı Şeklinde yapılabilir. Uç dev! arasında yapılacak bu gibi aytış-maların, bir sonuca bağlanması, önceden bir uzlaşma esası bulunmasına bağlıdır. Halbuki şimdilik böyle bir şey yoktur. Haber alındığına göre, Ital yan hükümeti, Habeşistan üzerinde tam veya kısmiğ siyasal bir e-ğemenlik kurmasına ses çıkarıl mazsa görüşmeler yapılmasını ka hul edecektir. ingiltere hükümeti, Italyanm bu isteğini uluslar sosyetesi and-laşmasındaki prensiplere aykı.ı bulmakta ve italyan tezinin zı.,ı nen kabulü esası üzerine hiç bir anlaşma yapılamıyacağı fikrinde bulunmaktadır. İtalyanlar harbin sonu -cundan umutlu Paris, 20 (A.A) — övr gazetesinin yazdığına göre, İtalyan Habeş durumunda dün hiçbir iyilik görülmemiştir. Londrada, savaşın artık önüne geçilemiyeceği inancı, tasa doğurmaktadır. İtalyanlar, başlıyacakları savaşta sonuna kadar gitmeğe lüzum kalmıyacağını, zira parlak bir başlangıçtan sonra, Habeş imparatorunun, herhalde baş c-ğeceğini umuyor gibi görünüyorlar. Herhalde, Romada, Pariste ve Londrada gerek uluslar sos • yetesi ve gerek büyük devletleri güç bir duruma düşürecek olan bu davaya bir sonuç bulmağa hararetle çalışılmaktadır. C.H. P (ienyönkurulu toplandı Bildiriğ 18 — 7 — 1935 perşembe günü toplanan C. H. P. uenyön-kurulu partinin iç işleri üzerinde görüşmeler yapmış ve kararlar vermiştir, illerden gelen ban R-nergelerin de tüzüğe uygun olanlarını onamıştır. Almanyada Çelik miğfer örgütü kaldırılıyor Berlin, 20 (A.A) — Kontrolü güç olan, fakat sağlam gibi görünen bir taknn söylentilere göre. Almanyanın her bucağında "çelik miğfer,, lere karşı geniş ölçüde bir polis hareketi başlamıştır. Yerli gruplar dağıtılmakta, şefler yakalanıp hapse atılmakta ve kurumun bütün malları alanç edilmektedir. Kurumun genel olarak orta dan kaldırılması bir kaç günlük' i?tir- [ Arnavutluğun erkinliği ve İtalya Arnavut dış bakanı bunun anlaşmalarla berkitildi -ğini söylüyor Tirana, 20 (A.A.) — Arnavutluk ajansı bildiriyor: Besa gaze- __ tesi. Tan gazetesinin Roma aytarı B. Jan-tizo tarafından gazetesine gönderilen re Arnavutluk erginliğinin arsıulusal bir kayit al tında olduğu hakkında olan betkesi için Arnavutluk dış bakanı B. Cafer vini yazmaktadır. Bay Jantiztin betkesinde bu düşüncenin italyan resmiğ çeven-lerinin görüşü olduğunu kaydet -mekte idi. Bu nokta hakkında Bakan bemiştir ki: — İtalyan soravlı çevenlerinio Arnavutluğa ve onun arsıulusal statüsü ile ilgili bu fikre katılmaları bana imkânsız görünmekte • dir. Zira, eğer böyle olursa, iki memleket arasındaki bağlaşma andlaşmasını doğuran dostluk (Sonu 2. ci sayıfada) Kral Zogo Villanın diye- Yurd savgası için en büyük işleri başaran ulusumuz, havaları -mızı da böyle uçaklarla bezeyecektir SAYIFA 2 ULUS 21 TEMr.'aUZ 193S PAz.~. İstanbul mektubu: m istanbul gazeteciler kulübü İstanbul'da bir gazeteciler kulübü açılıyor, geçenlerde kulüb umumi heyeti basın kurumunda toplandı, kulübün statüsünü tanzim idare heyetini intihab etti. Kulüb; a — İstanbul'a gelecek yerli, yabancı devlet, ilim, sanat ilh.. ilh.. adamlarının İstanbul gazetecilerde tanışmalarına yardım edecek, konferanslar, konserler ha-zırlıyacaklardır. b — Memleketin iç ve dışından etüd için İstanbul'a gelecek yerli, yabancı gazetecilerin meslekî çalışmalarını, ucuz ve rahat yaşamalarını temin edecek, da-v'ler yapacaktır. c — Ankara ile istanbul arasında haber servisleri tertib edecek İstanbul'da çalışan bilhassa ecnebi gazetecilere aldıkları haberlerin tetkiki imkânım verecektir. Statüsüne göre; Kulübün aslî, yardımcı, misafir olmak üzere üç türlü azası vardır. Asli aza ellerinde basın genel direktörlüğünün veya salâhiyet-mı resmiğ makamın vesikası bulunan profesyonel gazetecilerdir. Gazeteciliği kendilerine meslek edinmiyen yazıcılarla, gazetelerin idare işlerinde çalışanlar, ki-tab yazanlar kulübün yardımcı azası; İstanbul'a yerleşmemek ü-zere gelen yerli yabancı proles-yonel gazeteciler de misafir azası olabilirler. Kulübte asli aza o-larak kayıdlı bulunan profesyonel gazeteciler meslek değiştirdikleri zaman otomatik olarak yardımcı azalığa geçerler. İstanbul gazeteciler kulübü tam mesleki bir teşekküldür. Kulübün bir onur başkanı bir de onur komitesi vardır. Onur başkanı ve onur komitesi azaları kulüb umumî heyeti tarafından ve Türkiye'de gazetecilik mesleğine büyük yardım etmiş gazeteciler veya devlet adamları arasın-Un seçilirler. Onur başkam umumî heyetten sonra kulübün en yüksek merciidir. Bulunduğu zamanlarda umumî heyetle idare heyetine, toplu bulunduğu zamanlarda da onur komitesine başkanlık eder. Onur başkanının hazır bulunduğu toplantılarda umumî heyet başkanlık seçimi yapmaz. Onur komitesi aynı zamanda kulübün haysiyet divanıdır. Komite; Kulübün iç ve dışında külü bün ve gazetecilik mesleğinin o-nur ve haysiyetine aykırı harekette bulunan aza hakkında ceza veya kulübten ihraç kararı verir. Onur heyetinin kararı idare heyeti tarafından memleket içindeki bütün basın teşekküllerile, basın genel direktörlüğüne bildirilir. Eğer hakkında karar verilen gazeteci ecnebi ise verilen karar (esbabı mucibesile) mensub olduğa memleketin matbuat teşekküllerine de gönderilir. 10 temmuz çarşamba günü toplanan umumi heyet kulübün onur başkanlığına İçişler Bakanı sayın Şükrü Kaya'yı. onur komitesi üyeliklerine de Ulus'tan ve Türk Basın Birliğinden Falih Rıtkı Ataydı. Tan'dan Mahmud Soydan'ı, Cumhuriyetten Yunus Nadi'yi, Kuruldan Asım Us*u, İstanbul basın kurumundan Ta r/A Us'u. Zaman'dan Velid Ebüz-ziya'yı. fransızca İstanbul'dan da LÖgofu seçti. İstanbul gazeteciler kulübü Ankara basın kurultayından sonra türk gazeteciliğinin ilk n:ii\ bet eseridir. Gazeteciler bu kulübü kurmakla meslekî haysiyetleri ve mesleki çalışmaları için yapabileceklerini yapmışlar İstan bul'daki yerli yabancı yüzden fazla gazeteciyi bir tek kulak, bir tek kalem gibi bîr masa etralında toplamışlardır. Kulüb onu anlayanların yar-dımile muvaffak olacaktır. N. H AT AY Arnavutluğun erkinliği ve İtalya , Başı 1. ci sayılada) bağ ve ilgilerinin esası olmaması gerekir. Bu andlaşmanın Arnavutluk devletinin erginlik ve Um egemenliğinin resmiğ olarak ta -ılınması esasına dayandığı besbellidir. Bakan Bay Villa, bundan sonra 1921 büyük elçiler konferansı bildirigine geçerek diyor ki: — Konferans, bu bildiriği ile, İtalyanın Arnavutluk hakkında -ki kaygılarını yatıştırmak arzusu ile Arnavutluk kıyıları, İtalya düşmanlarının eline geçerse İtalyanın stratejik savgası bakımın • dan bu kıyıların İtalya için olan Önemini tanımıştır. Bundan an -¦aşılır ki, büyük devletler böyle bir ihtimal halindeki gidişlerini saptamak istemişlerdir. Eğer büyük devletler bu ihtimali iyi veya fena bir tarzda belitmişler-se bu hususda hüküm vermek bize düşmemektedir. Arnavutluktan bu hususta bir şey •orulamamış olduğu gibi bu metin bizim göz Önümüze konulduğu vakit. Arnavutluk hükümeti bu İş hakkında ne düşündüğünü söylemekten ve bunu fırsat düştükçe tekrardan da geri durmamıştır. Yani Arnavutluk bu betkenin kendi erkinliği bakımından hiç bir tüzel kıymeti olmadığını bildirmiştir. Biz uluslar sosyetesinde bütün diğer üyelerin sahib olduğu tam haklarla Üye bulunuyoruz. Bu haklar bize arsıulusal bakımdan tanınmıştır ve yalnız Arnavutluk düşmanları bunu şüpheli gösterebilirler. Kamoy bu hususta rahat olabilir. Zira devletimizin gerrfa arsıulusal ve gerek ulusal bakımdan erginliği sağlam bir surette elde edilmiş bulunmaktadır. Arsıulusal bakımdan üç 6-nemli belge vardır: 1 — 1912 dc Londra elçiler konferansı kararı, 2 — 1921 deki Paris elçiler konferansı karan. 3 — Ve ton olarak Arnavutluğun u-hışlar sosyetesine kabulü hakkındaki karar. Bu karar Arnavutluğun tam erginliğini pekiştirmiş ve berkitmiştİr. Bu üç belgenin memleketimizin t?m erkin, lik ve güvenliğini göz önünde bulun -durduğunu söylemek fazladır. Ulusal bakımdan, ulusun vc onun liderinin sarsılmaz dÖIeni, devletimizin siyasal ve ekonomik özgürlüğünün en küçük bir zararın dahi yapılmasına izin veremez.,. SOVYETLER BİKI.ICİNDE: Planörler için yeni bir tip paraşüt Moskova, 20 A.A.) — Mühendis B. Savitski, plânorcüler için yeni tipte bir paraşüt yapmıştır. Bu paraşüt, daima planörün üstünde uçmanın oturacağı yerin arkasma takılı bulunmaktadır. Paraşütün askıları uçmam ayni zamanda planöre dc bağlamaktadır. Bu suretle bağlanarak yerine oturan uçman, lüzumu halinde özel bir kolu harekete getirerek paraşütü otomatik surette planörden ayırmakta ve kendisini boşluğa atabilmektedir. Bu paraşütün seri halinde yapılmasına başlanmıştır. DIŞ HABERLER FRANSA'DA ı Fransada son kararlara karşı gelenler Paris, 20 (A.A.) — Dün akşam, yasa hükmündeki karalara karşı yapılan gösteri, önemli bîı hadise çıkmadan, saat 20.30 da bitmiştir . 10-12 bin kadar kestirilen göstericiler, dağıtılmışlardır. Bin kişi kadar kaşanmışlar» da. bunlar salıverileceklerdir. Gösterişçiler, hüviyetleri ve o-turduklan yer anlaşıldıktan sonra hemen Özgtir bırakılmaktadırlar. Suriyenin sınır komşularile olan dostluğu Marsilya, 20 (A.A.) — Pransanın Suriye ve Lübnan yüksek komiseri Kont dö Martel Marsilyaya gelmiştir. Gont, senelik iznini Fransada geçirirken yakın doğuyu ilgilendiren ekonomik meseleler hakkında hükümetle görüşecektir. Bay Dömartcl Havas ajansına diye-vinde Suriye ve Lübnan İç durumlarının nomal olduğunu söylemiş, ve Türkiye. Irak ve Iran ile olan durumların iyiliğini anlattıktan sonra demiştir ki: — Irak dış bakanı Nuri Paşa Saidin Cenevrcye giderken Bcyruttan geçmesi, iki memleket arasında sonbahar İçin anlaşmalar tasarlanmasına fırsat vermiştir... Pariste bir banka kapandı Paris. 20 (AA.) — Merkezi burada olan ve başında 3 amcrikalı bulunan Travallers bank "gezginler bankası,, veznesini kapatmak /orağında kalmıştır. ALMAJVYA l)\: Katoliklere karşı yerititecek kanunlar Berlin. 20 (AA.) — Almanya tü-ze bakanlığı, bundan böyle Alman hakycrlcriain katoliklere karşı "ulus ve devletin korunması,, kanununun ye ritîlmesini emretmiştir. Bu kanun, rayiştag yangınının ertesi günü çıkarılmıştır. Tüze bakanı ayni zamanda katolik-lerin siyasal girişimlerini bastırmak için eldeki kanun! mn da butun kuvveti ile ycritilmesini emretmiştir. Bakanın emrinde, suçun hemen cezalandırılması İçin duruşma usullerinin Çabuklaştırılması da emrolunmuştur. Genel savama n lar ve yardımcılar dev let ve ulusa karşı yapılan bu kışkırtmaların doğurabileceği tehlikenin halkta uyandıracağı duyguyu göt önüne getirerek ceza isteğinde bulunacaklardır. Papa Almanyayı protesto etti Berlin. 20 (A.A.) — Papanın vekili Monsînyor Cesare, Papalığın nazi hükümetinin katolîk kilisesine karşı gütmekte bulunduğu diniğ siyasaya karşı göndermiş olduğu protesto notasını vermiştir. Bu nota konkordato hükümlerinin ne gibi hallerde bozulmuş olduğunu birer birer sayıp dök -mek tedir. MACARİSTAN'DA t Almanyaya ceınıp veren bir macar gazetesi Budapeşte, 20 (A.A.) — Yarı resmiğ Budapeşter Loyd gazetesi, Küpfürsten-dam hâdiseleri hakkındaki yabancı düşüncelere karşı Fölkişer Beobahter gazetesinin yaptığı protestolara cevab veriyor ve diyor ki: "Bu hâdiseler hakkında yanlış veya şişirilmiş yazılar yazan hiç bir gazete tanımıyoruz. Zaten yabancı geneloy alman resmiğ haberlerini iyi öğrenecek durumdadır. Eğer bu hâdiselerin haki-kiğ sebebleri öğrenilmek istenilirse, Kurfürstendamda yahudilere karşı yapılan ve Fölkişer Beobahter tarafından 12 temmuzda ve Angrif gazetesi tarafından da bu gösterilerden biraz önce yazılan tehditleri okumak yeter, lşîn İç yUzU, yabancı aytarların yazılarından değil, alman resmiğ haberlerindeki aykırılıktan çıkmaktadır İTALYA — HABEŞİSTAN Japonya Habeşistana kılıç satıyor Kobe. 20 (A.A) — Ozaka ttcim o -daaı Habeşistan için önemli mikdarda kılıç siparişleri almıştır. Habeş imparatorunun söylevi nasıl karşılandı? Londra. 20 (A.A.) — Daily Telc-graphın Adisababa aytarı, habeş imparatorunun söylevi, yurdaeverlerin heyecanını uyandıracaktır diyor. Habcşistanda "yurd sevgisi uğrunda birleşik habeşler birliği, adı ile bir cemiyet kurulmuş ve ülke içerisinde 173 kola ayrılmıştır. . , Bu kurumun başkanı, ileri gelen papazlardan biri, üyeleri de her sınıftan kimselerdir. Japonlar ve habeşler Londra. 20 (AA.) — Tokyodan Ti-meı gazetesine bildiriliyor: "Daha geçenlerde kurulan ve ileri sağ ve yan saylavları grupu Önderi B-Foyamanın başkanlığında bulunan "habeş İşleri cemiyeti,, habeş dış bakanına bir tel çekerek, bu ülkenin erkinliğini korumak hususunda elinden geldiği kadar uğraşmasını dilemiştir İtalyan - Habeş anlaşmazlığı ve Japonya Tokyo. 20 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Japonyanın Roma büyük elçisi tarafından 16 temmu/da B. Mu soliniye bildirilen düşünceler, siyasal Çrven ile gazetelerde bir çok tenkidle-re yol açmıştır. Niçiniçi gazetesine göre. B. Hirota İtalyanın Tokyo büyük elçisine. Japonyanın italyan • habeş anlaşmazlığında işin hak veya haksızlık yönetlerini bilmediği ve fakat Japonya iki memleket le de dost olduğu için bu anlaşmazlık hakkındaki görüşünü söyliyetek bu-rumda olmadığını ve Japonyanın dostça bir kotarma yolu bulunacağı umudu ile meseleyi sükunetle karşılamakta olduğunu bildirmiştir İtalya, Japonların Habeşistana çok mal göndermesinden sızlanıyor Tokyo. 20 (A.A.) — Öğrenildiğine göre, İtalyan elçiliği yönetken, dış bakanlığına baş vurarak Habeşistana pek çok Japon malı gelmekte olduğunu vc Habeşistanın 928 tarihli İtal. — Habeş andlaşması hükümlerine dayanarak İtalyan malları sokmayı azaltmakta bulunduğunu söyliyerek tuzlanmıştır. Dış bakanlığı adına verilen cevapda bunun sebebi Japon mallarının ucuz -luğu ve iyiliği olduğunu Japon mal ¦ larına gösterilen beğeniyi söyledikten sonra Japonyanm siyasasına doku.. ... yazı yazan Roma gazetelerinin bu yazılarını İleri sürmüş ve Japonya ile italya arasındaki iyi durumu bozacak yazıları daha sıkı olarak gözden geçirilmesini hükümetinden İstemesini söyle mistir. Şimdiye kadar Süveyşten 120 bin asker geçti Kahire. 20 (A.A) — Gerçekten güvenilebilecek bîr kaynaktan haber verildiğine gorc şimdiye kadar Süveyş kana -lından 120.000 italyan geçmiştir. 10.000 italyan da yolda bulunmaktadır. İtalyanlar habeş imparatorunun söylevini ağır bulmuşlar Roma. 20 (A.A) — Royter ajansın -dan: Romadakİ yetkili çevenler. Ha bı şist an imparatorunun perşembe günü parlamento önünde verdiği söylevin bazı parçalarını ağır bulmaktadırlar. Bununla beraber, iki devlet aratın -daki ilgilerin şimdi kesilebileceğine ih timal verilemez. İmparatorun verdiği söylevin asıl metni Romaya gelmiştir. Japonya Habeşistan işinde seyirci kahwak Tokyo, 20 (A.A.) — Dış bakanı B. Mrota. italyan büyük elçisine Japonyanın italyan - habeş anlaşmazlığının yürüyüşünü gözetmekle yetsineceği \-nancasında bulunmuştur. HACIMK HABERLER: Lâhurda karışıklıklar Labur, 20 (A.A) — Buradaki munlu-manların ayaklanması üzerine 30ü kişi yakalanmıştır. Yatsıdan sonra raüslü-manlar sokaklarda yerleşerek oturmuşlar ve gün doğarken alayla dolaşmağa başlamışlardır Taş yağmuruna tutu -lan polisler, geri çekilmek zorunda kal. mışlardır. Yardıma çağırılan süel kuvvetler, göfterişçileri dağıtmak için dört defa ateş ermişlerdir Ölenlerin «yi -sr, daha belli değildir. Şehrin üzerinde uçaklar dolaşmaktadır Amerika silâh satışını kontrol edecek Vaşington. 20 (A.A) — Saylavlar kurulu dış işkr komisyonu, yabancı Ülkelere silah utanları her satıştan önce, federal hükümetten izin almak zorun • da bırakan bir karar almıştır. Hükümet, silah tecimi kontrolü hakkında il. idede yapacağı vanada bu kararı esas tu ¦ uçaktır. Romanm ulu kom ünistterin çalışması Bükreş, 20 (A.A) — Romen kornÜ -nist partisi son günlerde, kanunsuz çalışmalarını artırmış olduğundan, polis, ülkenin türlü yerlerinde araştırmalar yapmış, belgeler ele geçirmiş, birçok kimseler de tutsanmıştır. B. Loyd Corç yeni programını anlatacak Londra. 20 (A.A) — Hükümet, a Loyd Corc'un yeni programına dün cevap vermiştir. Bu cevap, pazartesi günü yayılacaktır. Ayni günde B. Loyd Corc avam kamarasında, yerli ve yabancı gazetecileri kabul ederek, kendi önergelerinin hükümetçe neden otur d reddedildiğini anlatacaktır. Ilımın Minin Çin elçrligi Berlin, 20 (A.A.) — Almanyanıa Cindeki orta elçiliği büyük elçiliğe çıkarılmıştır. Üolfus için dinsel ayın Roma, 20 (AA.) — Avusturya başbakanı Dolfusun ölümünün yıl dönümü dolayrsile Vatikan kilisesinde bûyûk bir dinsel ayın yapılacaktır. Ayında kardf-nallar ve elçiler de bulunacaktır. Amerikada bir zenciyi linç eltiler Fort Lauderdale (Amerika) 20 (A. A.) — Beyaz soydan bir kadına bıçakla saldırmış olmaktan suçlu bir zenci, Kİü-klüks-klana mensub oldukları sanılan maskeli 100 kadar adam tarafından linç edilmiştir. Bu maskeli adamlar, polis şefini vc gardiyanları kımıldamıya-cak hale getirdikten sonra zenciyi tutup asmışlar ve vücudunu kurşunla delik deşik etmişlerdir. Sovyet - Munçuko hâdiseleri ve Japonya Tokyo, 20 (A.A) — 27 haziran tarihinde Amur nehri kanalına iki man -çukuo topçekerinin girmesinden ötUrU Sovyetler tarafından verilen protesto notasına karşılık olarak diyevde bulunan B. Hiıota, japon hükümeti taıafından yapılan araştırmaların bu şekilde hiç bir hadiseyi meydana çıkarmadığını söylemiş ve geçen hazirandaki sınır hadiseleri dolayısiyle Japonyanın Sov yetler kıtındn yaptığı girgilerden bahsederek şunları ilave etmiştir: « — Bu hadiselerin gerçek soravı sovyetKrc düşer. Mançukuo topçeker -lerînin bugün anlaşmazlı olan yerlerde dolaşmaya hakları vardır. Mançukuo hükümeti , Amur nehri deltasının mülkiyeti yolunda durumunu korumakta -dır.* B. Hirota, »özlerini bitirirken, iki ülke arasındaki dostça ilgilerin kotun -ması gereği olarak sovyet hükümeti du rumundan dolayı Japonyanın derin e • şefler duyduğunu kaydetmİMİr. ON ALTINCI YIL. No: 5024 ULUS ı»:t imimi X l'J.V» \u Londra. |2 C L O — lelurafa La - lıııı'ılun bildiriliyor: Son i......Utklurda •ifritlerin sayını 10, yaıalanunlurtnki i*e, 5 i iniiiliz polislerinden olmak üzere 7 t kişidir. VılimiZ. llllılı ıııı/ıl 11 '•' ¦ I C'lt 5 1 ''(İM l.'tll.l,-lll. BALK W MODEU İstanbul .' m çıkarken gazete -lerde »öyle bir haber okudum: « Florya'da, Varna plajında oldu ğu gibi, beton banyoluklar yapı -İacaktır. •• Niçin Varna plajında olduğu gibi? Balkan modeli 1908 devrimcilerinin icadıdır. Bizim içine girdiğimiz batı kültür dünyası Bal -kanlardan ötede başlar. Gerçi Balkan memleketleri arasında da derece farkları vardır. Şüphesiz Romanya Bulgaristan'dan daha ileridir. Fakat ne de olsa, batı kültü rü kurumlarını yeniden bina eden memleketler, en iyi ve en İleri modele gözlerini çevirmelidirler. Bu ileri ve iyi model, lâtin Avrupa -sının bile üstünde, kuzay Avrupa sındadır. Balkanlaşmak, yalnız, siyasa lehçesinin bir deyimi değildir. Bu kelimenin anlamını biraz daha genişletmemiz lâzım gelir. Bayındırlık ve gelişim davası -nı Balkanlarda sınırlamak, gele -cek nesilleri her şeyi tekrar ve yeniden yapmak gibi ağır bir zah -mete sokmak olur. Bizim kendi ihtiyaçlarımız ve karakterimize göre kendi yaratacağımız kurum -lardan ayrı olarak, benimseyeceğimiz örnekleri, ancak, batı kül -türünün kuzay tarafında arama -lıyız. Sayılı ingiliz siyasa adamla -rından biri bana demişti ki: c — Eğer İngiltere'yi yıkıp yeni -den yaptırmak elimde olsaydı. Is veclİlere yaptırırdım. » Levanten nasıl gene avrupalı ise, balkanlı ondan biraz ayrı, fakat ona benzer bir avrupalıdır. Biz, yeniden uyanan, canlanan ve şahlanan türk enerjisini, böyle dar bir sınır içf ıe hapsedemeyiz. Bayındırlık »leri ile uğraşacak olan bütün gen terimizi, batı tek nik v * iltürünün en çok ve en yeni memleketlerin görüş ve düşünüşüne göre hazırlamalı yız. Eğer İstanbul bizim devrimiz de bayındır bîr şehir olursa, bu şehirde yapılacak olan bütün yeni parçalar. Balkanlar üstünden en yeni ve ileri batı ile birleşmiş ol -malıdır. Atalarımızın bayındırlık ve sanat eserleri, birinci sınıftı. İkinci sınıf avrupalılığı reddetmeliyiz. Yukarda yazdığım havadis, ihtimal, basit bir gazete duyugun -dan başka bir şey değildi: faka', ne de olsa Balkan dersi sözünün zihinlerden silinmiş olmasına yardım için her fırsattan asığlanmak. ve türk gençliğinin gözünü Bal -kan asın görmeğe alıştırmak borcumuzdur. F. R. AT AY İstanbul Haliç sosyetesinin durumu Sözbağı hükümlerini yapma dığından ötürü İstanbul Haliç vapur sosyetesinin durumu Ekonomi Bakanlığınca gözden geçirilmiştir. Sosyetenin bırakığı devlete geçerse İstanbul urayı veya Akay eli ile yönetilmesi düşünülecektir. Edirne - İstanbul yolu Tekirdağ, 22 (A.A.) — Edir -ne - İstanbul yolunun İstanbul sı aırından Lüleburgaz'a kadar ve Muratlı, Bıyuk Karıştıran yolu nun yapılması hazırlıkları br la mıştır. Mareşal Fevzi (akmak gitti Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak dün akşamki trenle İstanbul'a gitmiştir. Durakta kendisini bakanlar, saylavlar ve generaller uğurlamışlardır. Bayındırlık Bakanımı/ İ z mirde Afyon, 22 (A.A.) — Bayındır hk bakanı B. Ali Çetinkaya. Antalya hattı uğrağı ve şehirdeki bayındırlık çalışmalarını gözden geçirdikten sonra sabah saat 4 dr İzmir'e doğru yola çıkmıştır. * * * İzmir, 22 (A.A.) — Bugün saat 18,55 de Afyon'dan gelen trenle Bayındırlık Bakanı B. Ali Çe • tinkaya gelmiştir. Basmahane is -tasyonunda ilbay General Kâzım Dirik. Şarbay Behçet Uz. Komu -tan albay Rasirr. ile şehrimizde bulunan saylavlar ve İzmir ba -yındırlık işyarları, basın oruntak lan tarafından karşılanmışlardır. Mızıka ile süel kıta, polis ve uray müfrezeleri tören yapmışlardır. B. Celâl Bayar Moekovaya döndü Moskova, 22 (A.A.) — B. C lâl Bayar ve B. Zekâi Apaydın dün Leningrad'tan buraya don -muşlerdir. Sovyetler birliği tecim odası, türk ekonomi salgıtı şerefine bîr tören yapmış ve bunda dış tecim komiserliği yardımcısı BE!! Türkiyedeki sovyet tecim orun -tağı B. Vorobilof, dış komiserliği birinci doğu şubesi direktörü B Zukerman. Türkiye elçiliği ve dış işleri ve dış tecim komiserlikleri yüksek işyarları bulunmuşlardır 2000 göçmen ge İdi Tekirdağ, 22 (A.A.) — Dün vapurla iki bin Silistre'li göçm.n gelmiş, derhal yerleştirilecekle ri bölgelere gönderilmişlerdir. Anibalin benzeteisi yolda Sen - Bernard, 22 (A.A.) — Anibal'in yaptığını tekrarlamak İsteyen amerikalı yazar Burton, fi' «ırtında büyük Sen - Bernard'a g Fil sırtında dağı aşan gazeteci Risar HalibÖrton mistir. Fil, yüksek yerlerin hava sına zorlukla dayandığında... Burton'un bu akşam dağın italya., yamacına doğru hareket etmesi ihtimali çoktur. Yunanislanda rejini meselesini B. Çaldaris anlatıyor Atina. 22 (A.A.) — B. Çalda ris, bir yunan gazetecisine, kır. ' lığın geri dönmesi için lâzım olan oy nisbeti hakkında siyasal parti oruntaklarının sonradan anlaşacak Urun söyledikten sonra demiştir ki: *•— Ayrış basın, B. Kondilis'e rejim meselesinin bir hükümet v_ ruşu ile kotarılması çaresini ara -mak niyeti yastamakla yanlış düşünmektedir. Sü Bakanı ayrışıkla rının sandıklarından çok uzgören dir. Bütün hareketleri kanunun çerçevesi içinde kalmaktadır.,. Başbakan. Avrupa kaplıcala -rından birine gezisi hakkında, durumun buna izin vermediğini söylemiş ve Atina şarbayı B. Mot-zides'in Londraya yaptığı gezi hakkında da demiştir ki: "— Şarbayın bu gezisinde resmiğ bir ödev voktur. Gezi ancak eski kiralın durum hakkındaki doğru düşüncesini öğrenmek îçîn favdalı olacaktır fSonu 2. ci a» f d ada) B. Kuzvelt neden yenildi? Vaşington, 22 (A.A.) — B. Ruzvelt'in uğradığı son yenilmele rinin, bazı kanunların kabul edilmemesi için birçok para harcamış j B tranklen Kuıveît olan kuvvetli ekonomik örgütlerıı. birleşmesi eseri olduğu kesin ola rak anlaşılmaktadır. Cumur Başkanı, "Holdings, sosyetelerinin adamları tarafın dan sena koridorlarında yapılan propagandalar ve cumur başkanlığının yenilmesi ile sonuçlanan sena görüşmelerinin ne gibi şart lar içinde geçtiği hakkında gerç: yapılmasını emretmiştir. Yapılan araştırmalar, önemi sonuçlara varmış olduğundan, biı yük kumpanyaların yolsuz hare ketlerini meydana çıkarmak uzc. gerçinlerin genişletilmesine kara vermiştir. Vaşington, 22 (A.A.) — Sen-tarafından büyük kumpanyalar yaptığı yolsuz hareketler için şir diye kadar yapılan gerçinlerin s» nuçları suçlandırıcı büyük bir doe ya şeklinde toplanacak ve B. Ru. velt, eylülde pasifik denizi kıvıl » rında yapacağı gezide bu dosyayı beraberinde götürecek ve orad- bütün ülkeye bildirecektir. B. Ruzvelt'in giriştiği işleri bı saramamış olmasını, daima tröst lerin gerçek bir ayrışıklığı vle kar sılamı» olmasına vatsıvarnöı kuv vetli bir ihtimal içinde görülmek tedlr. İtalya - Habeşistan * Habeşistan İııgiltereden para ve yardım istedi - Habeşistanın büyük silâh stokları varmış - Ingilterenin takınaeağı tavır nasıl olaeak? Londra, 22 (A.A.) — Habeşi» ı.ımn yeni Londra elçisi B. Azay • Jagner Marten, Deyli Ekspres ay tarına, şu diyevde bulunmuştur: "— Ben buraya iki milyon is terling lirası Ödünç bulmağa ça lışmak için geldim. Harbi sürdü -rebilmek ve Habeşistanın ekono mik durumu ile mağdenlerini ge liştirmek ve işletmek için çok para ya ihtiyacımız var. Eğer bunu baaşramazsara. Amerika'da Ödünç para bulmak imkanlarını araştır mak üzere B. Pierpont - Morg»n ile buluşmayı umuyorum.,. Habeş elçisi, Londra'ya aynı zamanda İngiltere hükümetini Habeşistana destek olmağa ve u luslar sosyetesi ve meselâ Süveyiş kanalının kapatılması gibi bir ta kim tedbirlere sevketmek için et kerliğini kullanmağa ve Habeşi» tan'a yollanacak silâhlar üzerine konulan ambargoyu kaldırmağa kandırmak üzere geldiğini de soy lemistir. Londra, 22 (A.A.) — "Deyli Ekspres,, gazetesi, aytarı ile yap - mış olduğu bir görüşmede, Lon dra'daki yeni habeş elçisi, bugün Habeşistanın elinde önemli silâh ve cebe stokları ve en çok maki -neli tüfek, levois tüfekleri, obüs topları, uzun menzilli sahra topları ve birkaç uçak topu bulundu • ğunu söylemiştir. • * * Londra. 22 (A.A.) — Kabine bu akşam Özel bir toplantı yapa • rak habeş • italyan meselesini görüşecektir. "Deyli Telgraf., gazete»! bu hususta diyor ki: İngiltere hükümeti, barışçıl bir kotarma yolu bulunamıyacağı anlaşılırsa, ne gibi bir girgide bulunacağını kararlaşlırmalıdır. Bu kararın. İngiltere'nin 1914 yılı yazındanberi almış olduğu kararların en önemlilerinden biri olması ihtimali vardır. * v * Londra, 22 (A.A.) — Bakan -lar toplandılar, habeş meselesini görüştükleri sanılmaktadır. (Sonu 2. ci sayıfada) "Hava tehlikesini bilen „ üye yazılanlarımızın şimdiye kadar kuru a hava muna X ver leri bu keyı ulu dik-tehli-sumuzun iyice anladığını göstermektedir. SAYIFA 2 ULUS 23 TıitVMl.z. ri it---.il m Ban Devrim hakkında Bir Çin aydını ile konuşmalar Bir beyaz rusun hazırladığı yeşil Çin çayını Çekoslovak porsle-ninden kâselerle içerek konuşuyorduk. Yerde Goblen halıları, masaların üstünde Çin lakı küçük kutular, duvarlarda düz. girintili, çarpık çizgilerin inanılmaz tcrtib-Icrini bir araya getiren süslü Uzak doğu yazıları vardı. Bir kapının üstünde, iki bayrak arasında. Sun-Yat • Scn'in fotoğratı asılmıştı. İçine gömüldüğümüz kanapeler Berlin'de düşünülmüş, Birmingam çeliği ile yaylanmış ve Hereke ku-maşiyle kaplanmıştı. Birinci defa olarak odasında buluştuğumuz dostumla gözgöze geldik. Söze şöyle başladı " Sun -Yat - Sen derdi ki insan bildiğini yapmalı, yaptığını bilmeli,, — Konfüçyüs de buna yakın şeyler söylerdi. Fakat, yirminci asırda, yalnız bildiğini yapmak yetmiyor; öğrenmek, araştırmak, bulmak ve bulduktan sonra da, inceleyip sık dokumaksızın, türlü engelleri ezip devireceğinden şüphe bile etmiyerek, doğruca bedeline yürümek gerekdiğine inanmış olmak lâzımgeliyor. Çinli dostum düşündü; cevab vermedi. Gözlerim duvarlardaki ipek örtülerde ve onları yukardan aşağıya doğru kaplıyan iyerogri/lerde Mi. — işittim ki Çin'de latin harflerini alıp Çin harflerini, yani kelimelerini, yani işaretlerini... — Evet. işaretlerini... — ... bırakmak için çalışanlar varmış. Bu dilek yerine getirilebilecek mi, sanırsınız? — Çok güç. Bizde söylenişleri bir, yazılışları ayrı birçok kelimeler vardır ki hangi anlama geldikleri ancak yazı halinde görüldükleri zaman bilinebilir. Sonra, birçok vilayetlerde konuşulan diller de ayrı ayrıdır. — Bir fransız düşünürü "hare -İtere geçmek için neleri bilmemek lâzımdır!., der. — Çok doğru. — Ters anlamayınız; fransız-carfa bilmemekle bilmez görünmek arasında fark yoktur. "Harekete geçmek için birçok şeyleri bilmemezlikten gelmek gerektir., diyemez miyiz? — Nasıl? — Biz. asırlarca arab harfleriyle yazıp okuduk. Bu harflerin sayısı sözde otuz iki idi. Fakat bir harfin başta, ortada, sonda, kaç şekli vardı bilir misiniz? Bunu şimdi ben bile size sÖyliyemem. Yalnız şunu söyliyeyim ki doğru okumak için bir ömür yetmezdi. En büyük yazar saydıklarımız, türk harfleri kabul edildikten sonra anlaşıldı kî, yazdıklarını oku-yamıyorlarmış. Bir gün alev sözünü elifmedle yazdığı için, bir şair bir naşiri, dile karşı kaytak -lıkla suçlandırmaya kadar vardı. O na göre alev kelimesinin "ayn,, ın-da alevin parıltıları sezilirdi. Türkçe diye konuştuğumuz dildeki arabça ve farsça sözleri skıtin harfleriyle nasıl yazacaktık? Türlü kurallara göre yapılan ter-kibleri bu harflerle yazmağa kalkışmak korkunç bir şey değil mi idi? Sonra islam dininin, her şeyiyle dayandığı kur'an vardı; onu ne yapacaktık? — Güç iş! — Belki... alevin ayn'ındaki parıltılara kadar, bütün bunları aşılmaz birer engel sayan bazı kimseler, büyük harbta, kökü gene arabça olan yeni bir alfabe uydurmuşlardı; bu alfabe harb bitmeden unutulup gitti. Çünkü yolda rastlanacak güçlüklere akılları takılıp kalanların gözlerinde gayenin bulanıklaşmaması imkânsızdır. Bundan dolayı da bu gibilerin tedbirleri ancak yarı tedbirdir. Türk cumurluğu, prensiplerine yarı tedbirle erişmeği düşünmez bile. Biz, lüzumu varsa geciktiririz, fakat başlama kararını verince engelleri düşünmeyiz. Harf işinde de böyle yaptık. — Ne yaptınız? — Şunu yaptık: Atatürk, bir gün, bir parkta, dört yanını saran bir aydınlar kalabalığı arasında ayağa kalktı ve türk harflerinin kabul edilmesi zamanının gelmiş olduğunu söyledi. Oradakiler önderi candan alkışladılar. Bu. "seninle birliğiz,, demekti. Birkaç vakit sonra şef, memleketi baştan başa dolaşmağa çıktı. Köy mektebinde, sarayda, ağaç altında, halka rastladığı her yerde yeni harfleri kendisi yazdı, öğretti, öğrenmiş olanları sınaçtan geçirdi, îşte bu hareketin ilk sonucu: Okuyup yazmak için bütün bir ö-mür değil, üç ay yetmeğe başladı. Sanırmısınz ki elde edilen fayda yalnız budur? — Anlatır mısınız? — Bİr başka zaman. N. BAYDAR Yunanistanda rejim meselesini B. Çalda-ris anlatıyor I. ci sayıfada) Buı gevenler, kiralın ancak bUtun partiler kendisini çağırırlarsa memlekete dönmeğe razı olacağım aanyorlar. Böyle bir diye» şimdiki kararsızlığa ve anlaşmazlıklara son verecektir... B. Kondilis "ben diktatörlük -ten yana değilim» diyor Atina. 22 (A.A.) — General Kondilis kendisinin diktatörlükten yana olduğu hakkındaki sözlerin bir karacdan başka bir şey olmadığım söylemiş ve emiştir ki: *— Karaç ağızları tamamile kapa. mak için şunu söylerim ki, eğer kıral ulusun buyuk bir kısm tarafından vc particilikten üstün olarak getirilirse ben siyasal hayattan çekilmeye hazı- rım.,, İtalya -- Habeşistan [Başı I. ci sayıfada) İtalyan gazeteleri Habeşistuna çatıyorlar Roma, 22 (A.A) — Bugünkü ital -yan gazeteleri Japonyanm italyan — habeş anlaşmazlığı karşısındaki yeni gidişini kaydetmekte ve bu hareketi "tarihte görülmemiş bir gerileme., di -ye vasıflandırmaktadır. Hele Mcssajero gazetesi, "düşman., başlığı altında çok ağır bir betke yazmıştır. Japonya da çatıyor. Roma, 22 (A.A) — italyan gazeteleri, Tokyo hükümetinin habeş - ital -yan anlaşmazlığına karşı güttüğü ye -ni siyasa hakkında şiddetli yazılar yazmaktadırlar . Bu gazeteler, şimdi sarı ırkın lideri bulunan Japonyayı, bütün renkli ırkların idaresini, eline almağa çalışmakla suçlamaktadırlar, italyan gazeteleri, bundan başka Japonyanm, Doğu Afri-kasında İtalya zararına olarak tecimel nüfuzunu genişletmek istediğini yaz -maktadırlar. Katoliklerin Şef» yaralandı Viyana, 22 (A.A.) — Katolik Stürm-şarren'lcrin süel şefi ve devlet danış manı Doktor KimmcI. aşağı Avus'.ur, da Stelhoy yakmında uğradığı bir otomobil karsımda hafifçe yaralanmıştır. DIŞ HABERLER YTGOSLAVYVIU: Bir yugoslav saylava göre liabsbuı utar meselesi Belgrad, 22 (A.A) — Saylav ve hükümet kulübü üyelerinden B. Mita Di-mitriyanoviç. dış işleri büdccsinin gö-rüşüsü sırasında demiştir ki: 1 - Yugoslavya Habsburg dinasti. sinin dönmesine karıştırır. Küçük anlaşma bu hususta bağlaşıktır. 2 - Yugoslavya italya ile yaklaşmak ve anlaşmak arzusundadır. Fakat İtalya aynı arzu hakkında kanıtlar gösterme 1i dir.,, B. Dimitrİyanoviç Sovyetler Birli -ği ile diplomatik ilgilerin başlamasın • dan yana söylemiş ve fakat elverişli zamanın seçilmesini hükümete bırak mıştır. Yugoslavya — I'u/hi anlaşmusı Belgrad, 22 (A.A.) — Tüze baka. B. Arer, Yugoslavya ile papalık arasında bir andlaşma imza etmek üzere Vatikan şehrine gitmiştir. Hu ı allın İn ımlaşnuık istiyen sırp demokratları B-lgrad, 22 (A.A.) — Birleşik dc mokrat ve ayrışık partiler başkanı B. Liyuba Davidoviç, dün hırvat mesel -sile devletin düzeni meselesini, büyük bir siyasal toplantı sırasında incelerken demiştir ki:' "— Demokratlar, hırvatlarla anlaşmak dileğindedirler. Zira, hırvatların Yugoslavya devletine vc kırallığa car -dan yanat oldukları kanaatine varmış -lardır.,. Yugoslav kabinesinin istediği yetki Belgrad, 22 (A.A.) — Parlamento, bütçe üstev kesirler kanununu, ilk okunuşta 2 ye karşı 192 oyla onaylamıştır. Bundan Önce Başbakan B. Stoyadinoviç. hükümetin dilediği buçlu yetkilerin par-lamentonun hak ve yetkilerine dokun -madiğini izah etmiştir. BULGARİSTAN'DA t İkinci bulgur bisiklet turu Sofya. 22 (A.A) — Bulgar ajansı bildiriyor: 8 temmuzda başlıyan bisikletli ikinci Bulgaristan turu dün akşam bit • mistir. İki bin kilometre olan yol 12 yüğrümde ve ikinci ve onuncu yüğrüm-lerden sonra birer gün dinlenmekle 14 günde alınmıştır. Yarışa giren 37 sporcudan 11 i sıhhiğ m Leblerden dola yı çekilmişler ve 26 sı yarışı tamam -lıyabilmiştir. ilk üç gün çok yağmurlu ve sonraki günler güney Bulgaristan -da 40 dereceyi bulan şiddetli sıcaklarla geçmiştir. Yol çok dalgalı idi. Büyük Balkan üç defa geçilmiştir. Elde edilen en büyük hız saatte 37 ve en küçük hız da 22 kilometre olmuştur. Varnadan Marin Nikolof birinci gelmiştir. Ro -manyada geçen yıl yapılan arsıulusal yarışı da kazanmış olan Marin Nikolof bu mesafeyi 67 saat 19 dakika 56 saniyede almıştır. İkinci 67 saat 24 dakika 39 saniye ile Gabrovodan MikoH Ncnofdur. Bir cemiyet yeniden açılacak Sofya. 22 (A.A.) — Geçen yıl siya sal olduğu için dağıtılmış olan ulusal sosyalist Rodnia Zaşçita Örgütüne tek -rar kurulma izni verilmiştir. Sekiz komünist daha yaluaand\ Sofya, 22 (A.A.) — Polis Sofya'da bir komünist örgütü meydana çıkarmış vc sekiz kişi yakalamıştır. Ihmziğde iki gazete toplattırıldı Danziğ. 22 (A.A) — Polis, ulusla! sosyetesi komiserinin türesi hakkında-bir betge vc yahudilere karşın hadise • 1er hakkında da biı Berlin mtktub'i yazdıklarından dolayı merkez partisinden Danzigcr Fölstaz İle yahudi Dan-ziger Fko gazetelerini toplattırmıştır. BİRLEŞİK DEVLETLER DF: Sıcaktan ölenler Nevyork. 22 (A.A.) — Amerika'da hafta sonunu geçirmek üzere geziye çık-mış olanlar arasında, kaza, fırtına, sı -cakhk ve yangın gibi sebeblerden ötürü 90 kişi ölmüş ve birçok kimseler yara lan mıştır. FRANSA'DA: 0. Laval, B. Musoliniye teşekkür etti Paris. 22 (A.A) — Pariste italyan sanat sergisinin kapanması 1 ... isiyle B. Laval, B. Musoliniye bir telgraf çekerek İtalyanm değerli sanat eserlerini Fransaya göstermek suretiyle D uç enin gösterdiği büyüklüğe teşekkür etmiştir B. Laval, telgrafında: ¦ Bu hareketin, fransızlar tarafın • dan, değerli bir tinel birlik belgesi ve aynı zamanda iki ulus arasında günden güne daha sıklaşan dostluğun bir bel-deği olarak karşılandığını., söylemektedir. II HİM \VI)\: Lehistanda fırlınu Varşova, İZ (A.A) — Varşova yöresinde şiddetli bir sağnak hüküm sür -mektedir. Bazı yollar su altında kalmış ağaçlar köklerinden çıkmıştır. Lehis-tanın diğer şehirlerinde de fırtına haberleri gelmektedir. Lehli baloncuların yeni bir rekoru Varşova. 22 (A.A) — Lehli baloncu-lar yüzbaşı Burzinskİ ile teğmen Viso-ki bugün Torun adındaki balonla 10 bin metreye kadar yükselerek 27 mart 193S de gene kendilerinin kurmuş olduk lan rekoru kırmışlardır. Uçuş dört saat sürmüş ve baloncular güneşin ışı -ğıyla ültraviyole şuaları gözden geçirmişlerdir. Belçikalı baloncular Lehistanda Varşova, 22 (A.A) — Varşovaya gelmek ürere dün sabah Brükselden kalkan ve içinde uçman yüzbaşı Teneol ile iki yolcu bulunan Belçika ismin • deki balon Lvovda Ruzlucze köyü ya -kınında inmiştir. Köyün resmiğ işyarları ve halk salondakileri konuk et -mişterdir. \l M \\Y \ D\: Berline selen yalanı%t talebe Berlin. 22 (A.A.) — Osedom azaî kampında bir ay geçirmek üzere Ber -linç 30 kadar fransız ve alman talebe gelmiştir. Yabancı ülkelerdeki talebeler ofisi direktörü B. Şlatman. gene buna benzer bir kampın Eks - le - Ben'de ' u rulacağını haber vermiştir. Fransız talebenin çoğu Liyon ve G* j-noblden gelmektedirler. Bir yahudi düşmanı gazeteye karşı alınan tedbir Berlin. 22 (A.A.) — Yahudi düş -manı olup son haftalar içinde yarudile-re karşı çok zorlu bir savaş açan ve son numarasında da bir çok nazi ileri gelenlere vc bu arada başbakanlık sekreteri B. Hammers'e de çatan haftalık Der Stümer gazetesi bu sabah kapatıl -mışsa da sonradan bu yasak kaldırılmıştır. Bir yahudi gazetesi kafHitıldı Berlin, 22 (A.A.) — Yahudi gazetesi olan İndişeh Rundsav birinci teşrinin 22 sine kadar kapatılmıştır. Bombayda karuas4ilık Hombay, 22 (A.A.) Bugün Pen. cup bölgesindeki Malerkolla camiinden Çıkan beş bin müslüman hind tapına -ğındaki ayını bozmak için bu tapınağa doğru yürümüşler, fakat polis ve ki -talar alayı durdurmuştur. Bir çok hafif yaralı vardır. İM.ll I FRl/DF: Loyd i.orç hükümete harb ilan etti! Londra, 22 (A.A.) — Tatarlamış o.-duğu "Ncw ideal., sisteminin reddinden sonra B. Loyd Corc, bugün neşredilen bir cevabında, hükümete harb ilan etmektedir. Hükümetin ileri sürdüğü delillerin yanlış olduğunu soyliyen B. Loyd Corc hükümeti kendini beğenmekle, bcnciL lik vc durgunlukla suçlamakta ve gelecek seçimlerde hükümete karşı savaşacağını bildirmektedir. **» Londra, 22 (A.A.) — B. Loyd Corc önergelerinin kabul edilmesi için savaşa devam etmek niyetindedir. Gelecek genel seçimlerde, her seçim day re sının adayına bu Önergeler hakkında bir soru listesi verilecektir. Adaylardan hiç birinin bu önergelerin kabulünü saglamıyacağı anlaşıldığı takdirde, her teçim dayresine, ayrı bir aday atanacaktır. İngiliz eski tavaşçttannm gezini sırasında bir hadise Londra. 22 (A.A.) — Britiz lejyon başkanı, bu birlik adına Almanyaya giden delegeler şefi binbaşı Godley'dcn bir mektub aldığını söylemiştir. Bu m .tuİKİ.ı ingiliz delegelerinin, 1923 yılındaki hadise kurbanları anıtına çelenk koymaktan çekinmek suretile vukua gelen hadise aydınlatılmaktadır. Verilen malûmata göre, ingiliz delegasyonu, fikirleri sorulmadan, anıta çelenk koyacağı hakkındaki haberlerin alman gazeteleri tarafından yazıldığını görmüştür. ingilizler, Almanyaya yalnız eski harbcılar teşkilâtı ile temas etmek için gelmiş olduklarından siyasal bir göste* riye katılanuyacakları babanesile çelenk koymağı reddetmişlerdir. Birlik başkanı, Almanyadaki delegasyonun verdiği bu kararı, tamamen o* nadığını söylemiştir. DAĞDIK HABERLER: Meşin d hadisesi nasıl oldu ? Tahran. 22 (A.A) — Iran "Pars,, ajansı Mcşhedde çıkan hadise hakkında şu izahları vermektedir: II temmuz akşamı, polisçe tanınmış, olan kışkırtıcı şeyh Behlûl, vaızds bulunmak bahanesiyle halkı toplamış ve şapka ve yeni elbise hakkında abuk sabuk şeyler söylemeye başlamıştır. Polis bu adamı susturamadığından halkı dağıtmağa karar vermiştir. Silahlar a* tılmış ve bir kaç kişi ölmüş ve yaralanmıştır. Askerin de işe karışması so • nucunda kargaşalığı çıkaranlar yaka • lanmıştır. Şeyh Behlül kaçmıştır. Sindi Meshedde tam bir sükûn vardır. RADYOLAR W KARA 19.30 — Çocuk saati 19.40 — Musiki: Gounod - Bach (Medıtatıona) Goens (Efsane) Popper (Guitarre) Violonscl: Edip Sezen Piyano: Ulvi Cemal . 20.00 — Şairin saati 20.10 — Musiki : Corelli (Trio) Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal Violonscl: Edip Sezen 20.30 — Dans musikisi 20.50 — Haberler. İSTANBUL 1S.30 — Almanca ders 18.50 — Dans musikisi ve hafif musiki (plak) 19.40 — Haberler 19.45 — Ege caz. Türkçe sozlÜ esefler. 20.30 — Radyo orkestrası 21.00 — Radyo caz ve tango orkestraları ve Bayan Emine ihsan. 21.30 — Şehir tiyatrosu artistlerin • den I. Galib. Küçük fıkralar. 22 00 — Plak neşriyatı ULUS 2L TEM MI / V)X İKA Muracay. 211 (A.A.) — 25 yıldan fasla zamandanbrri Venezüella t umur başkanı bulunan general Juan - I invenle Gome-z'in iiliim halinde bulunduğu haber verili- yor. ON ALTINCI YIL. No: 5025 Adımız, anriımızılır Her yerde 5 kuruş Büyük bir yıl dönümü Lozan andlaşması 12 yıl önce bugün imzalanmıştır Gündelik LOZAN N. A, Küçüha 24 temmuz, ulusumuzun en kuvvetli günlerinden biridir. Bugün Lozan üniversitesinin yaldızlı tavanları altında barış imzala -nıyordu. Bugün bir tarafta büyüklü küçüklü yedi devletin delegeleri, diğer tarafta da Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin delegeleri barısı imzalıyorlardı. Gerçekten çok dikkate ve öneme değer bu tablonun büyüklüğü karşısında titrememek - ve ürper memek mümkün değildir. Yüz bir türlü bölüşme projesine göğüs geren ve en sonunda elinden silâhı lınmıs ve bir çok yerleri ayrı ay ı düşman kuvvetleri tarafından çevrildiği halde sadece büyük şefinin gösterdiği yüksek yönetim, isabetli karar ve ulusun büyük ve sonsuz inan ve enerjisile düşmanların yurdun o zamanki deyimle "harımı is -metinde,, boğduktan sonra Lo-zanda işte bu devletlerle şerefli ve gururlu bir barış yapıyorduk. Bu biçim büyük hadiseler değil bir ulusun, dünya uluslarının bütün tarihinde bile çok az görü -lecek hâdiselerdi. Bir ulusun i-nan ve enerjisinin bir noktada, değerli bir şefin yanında toplandığı vakit neler yapabileceğini bundan daha güzel isbat edebilecek gene tarihte çok az misal bulunur. İşte bu bakımdan Lozan yalnız bizim için değil, başka uluslar için de ibretle görülecek, incelenecek büyük bir tablodur. Hu-kukiğ bakımdan incelenirse Lozan, bir ulusun kurtuluş ilâmıdır. Geniş topraklarına bol nüfusuna karşın imparatorluk, arsıulusal dünyada, hiç bir zaman eşit bir muamele görmemişti. Arsıulusal türe ilimmenleri türkiyenin diğ_. Avrupa devletleri ile tabiatile biı muamele göremiyeceğini, ve çünkü türkiyenin Avrupa medeniyetine mensup olmadığını söyler -lerdi. ^»y.a*a dunya»'nda ise "haçın girdiği yere hilâl giremez,, sözü artık bir düstûr olmuştu. İşte bu düşünüş ve görüşün neticesidir ki devletin kendi toprakları üstünde irdesinin etkisi yoktu. Devletin egemenlik hakkı yabancılar üzerinde tanınmıyordu. Bun dan o kadar çirkin, o kadar kötü sonuçlar dokuyordu ki, bü.Un 'Sonu 2 inci tav,lada) 12 yd önce bugün, Lozanda türk ulusunun çetin bir savaştan sonra alnının teri ve damarlarının kanıl e kezandığı tam ve bütün erkinlik, yedi devletin imzaladıkları bir belge ile bütün dünya tarafından tanınmıştı. 12 yıl önce bugün, türk ulusu, astrlardanberi süren bir yart-sö mürgeliğin pastı zincirlerini koparıp atmış, şerefli uluslar arasında şerefli bir yer sahibi ol muştu. 12 yd önce bugün, itk çağlar-danberi hür yaşamış olan türk ulusunun en hara günlerini yaz-m»s olan bir tarih devresi büsbütün kapanmış, türk ulusu karanlık bir zindandan yeni, genlikti, aydınlık ve güzel bir bahar sabahına çıkmıştı. "Hak verilmez, alınır,, pren -sibini çok acı, çok çetin, çak ağtr deneçlerden sonra anlamış oları türk, büyük ve şanlı bir savaşı insandan üstün gayretler harca -yarak, ve tarihin tanımadığı kahramanlıklar göstererek mtkuların en parlağı ve en şereflisite bitirmiş; bütün dünyaya hür olmak, ergin olmak sarsılmaz dötenin* haykırmıştı. Lozan utkusu da asıl utkudan daha kolay başartlmamtştt. Savaş boylarının ordusunu zaferden zafere götüren komutan İnönü, Lozanda, tıpkı savaş boyunda olduğu gibi, ulu önderin direktif -leri altında, tam sekiz ay, yedi devlet delegelerinin çekUdiMeri yerleri adım adım müdafaa eden inadçı ve ısrarlı mukavemetile çarpışmak zorunda kalmıştı. Fakat burada da. Türkün, artık bir karış bile gerilememeye and iç -miş döteni üstün geldi, İnönü -nün kalemi, astrlardanberi Türkiyenin yapmış olduğu andlaş ¦ maların en şereflisini, en kazançlısını imzaladı. Lozantn anlamına varmak için bugünkü türkiye İle 12 yıl öncekini karşılaştırmak yeter. Siya -sal erginlik ve ekonomik ergin -lik, biz astrlardanberi bunlara susamıştık. Yüz kızartıcı kölemenlik yıl -farında görmüş, öğrenmiş ve bü tün varlığımızla inanmıştık ki bir ulus ancak tam ve eksiksiz bir erkinlikle yaşayıp gelişebilir. Lozanda, bize alaycı bir gözle bakarak, şimdi bir andtaşma ile elimizden aldığınız imtiyazları yarın kendiniz bize yeniden vermek zorunda kalacaksınız, demiş olanlar, hâlâ 4 hasta adam,, fikrine inananlardı. Fakat u-mudtart boşa çıktı. Hasta adam, geçirdiği son operasyondan son- ''Lozan muahedesi türk milleti aleyhine, asırlandan-beri hazırlanmış ve Sevr mtıahedenarnesiyle ikmal edildiği zannedilmiş, büyük bir suikastın inhidamını ifade eden bir resikadır. Osmanlı devrine ait tarihte eşi geçmemiş bir siyasi zafer e-scridİr,„ kumul Atatürk ra, bir atlet dinç!:$i ve gürbüzlüğü İle ayağa kalktı ve en sağlamların bite parmaklarını ağzında bırakacak büyük, eşsiz işler başardı. Bugün, git gide genişliyen endüstrimizi, git gide bayındır lanan yurdumuzu, git gide kat -itinan ekonomimizi sevinç dolu gözlerle seyrederken Lozanı hatırlayalım ve düşünelim ki bu • günkü türkiyenin yerinde eski kölemen ve yarı sömürge osmantı devleti olsaydı, hiç bir zaman bu ağır ekonomik buhranın altından kalkamayacak, hasta adam bir daha dirilmemek üzere ölecekti Bugün ekonomik buhranın yü kü altında ezilmiş olan uluslar a-rastnda en dinç ve buhranı en az hissedenlerden biri olarak gtbtc bakışlarını üzerimize çekiyorsak, bunu, Lozandan aldığımız tam erkinliğimize borçlu olduğumuzu (Sonu $ Üncü \ vf '.*) Fransız basını Italyaya temkin tavsiye ediyor ingiliz kabinesi "Habeşle re silâh satılab lir„ diyor İtalyan gazeteleri Japonya\a ralmakta devam ediyor. Londra kollamaları hiç bir netice vermedi Roma, 23 (A.A.) — italyan gazeteleri, Japonyanın İtalyan — Habeş anlaşmazlığına karşı takındığı tavrı, Asya emperya -lizminin beyaz soydan olan uluslara bir meydan okuması şeklinde göstermektedirler. Bu gazeteler, Japonyanın, bütün batı ülkelerinin bir araya toplanmalarını gerektiren bir tehlike olduğu düşüncelerini yeniden incelemektedirler. Avrupa da -yanışması için yapılan bu çağın belki de doğrudan doğruya ol -mıyarak İngiltere ve Amerikaya dır. Paris, 23 (A.A. — Bugün bir çok gazetelerde. Fransanın İtal- yan — Habeş meselesinde, her şeyden önce uluslar sosyetesi prensiplerini korumak hedefini gütmesi gerektiği fikri göze çarpmaktadır. Aslında, basın, uluslar sosyetesi konseyinin bu ayın sonuna doğru kesin olarak toplanacağı -nı ve meselenin 15 inci maddeye göre inceleneceğini sanmaktadır. Ekselsiyor diyor ki: ''Bu madde hükümlerine baş vurulması, Cenevrenin hareket tarzını uzatmak ve Habeş erginliğine kefil olan devletlere, bü -tün asığları hoşnut edecek uzlaşmalara varmak için vakit bırakmak gibi faydalar sağlryacaktır.„ (Sonu 2. ci ssyıfsdai BAŞBAKANIMIZ irtvindc Artvin, 23 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü 22 temmuzda Karstan hareket ederek Arpaca- yı ve çıldır ilçelerini görmüş ve akşam Ardahanda kalmış, 2Z temmuzda Artvine varmıştır. Kültür Bakanımı/ İstanhıılda İstanbul, 23 (Telefon) — KÜ-tür Bakanı Bay Saffet Arıkan bugün lstanbula geldi. Dolma -bahçede Atatürk tarafından ka -bul edildi. Üniversiteliler İzmire gittiler istanbul, 23 (A.A.) — Yirmi üniversiteliden mürekkep bir grup, bir ay kadar kalmak üzere bugün İzmire hareket etmiştir. Üniversiteli gençler, Izmirin türlü köylerinde kültürel konferanslar vereceklerdir. Tarım Bankası Trak yadan hıı^day alıyor Buğday komitesi dün Tarım Bakanı B. Muhlis Erkmenin başkanlığı altında toplanarak mem -leketin buğday durumunu gözden geçirmiş ve ağustosun başından başlıyarak Trakyadaki buğday satın alma merkezlerinden Tarım Bankası tarafından buğday satın almağa başlanılmasına karar vermiştir. Komite Anadoluda buğday satın alınmasına ne vakit başlanacağını ağustos başlarındaki toplantısında kararlaştıracaktır. Tarım Bankası genel direk -törlüğü dün Trakyadaki şube ve sandıklarına, ağustos başından başlıyarak buğday satın almala -rı için emir vermiş ve buğday komitesi tarafından kararlaştırılan buğday alış fiatlarını da bildir -mistir. Yeni Letonya elçimiz Lahey işgüderimiz B. Osman Nuri, Letonya ikinci sınıf elcili • ğine atanmıştır. Sevrde nasıldı, Lozanda ne oldu? SAYIFA 2 ULUS 24 TEMMUZ 1935 ÇAK £A Doğu I ¦ Devrim hakkında Bir Çin aydını ile konuşmalar (Türk dili) Tirşe rengi, az demlenmiş yeşil çayın gene karşısında ve bu sefer birkaç kişiyiz. Hemen her şeyden bahsediliyor. Ben dostumun, zaman zaman ancak gülümseyen çekik gözleri' ne bakıyorum. Asya'nın bir ucunda onlar, bir ucunda bi/... Fakat biribirimizi ne kadar az tanıyoruz-. Bir avrupah "Çin hakkındaki ilgimiz Çeççuen köylüsünün Avrupa işleri hakkındaki bilgisi ile belki ölçülebilir. Çok şık bir kadın bir gün bana Koniüçyüs'ün Çin'de yetişen bîr ağaç olup olmadığını sormuştu. Bu kadın. Pire'yi bir mandaren ve Laoçö'yü de güneş hastalığının mikrobu sanabilirdi... diyor. Kadını kendimiz için de misal olarak alabiliriz. Halbuki otuz a-sırlık bir medeniyeti olan Çin'i yalnız çocukluk masallarından tanımamamız için sebebler yok mudur? Dört yüz milyonluk bir kalabalık için biraz beynimizi yormak boş bir zahmet sayılmamak gerektir ve bu dört yüz milyon kişi yalnız kırlangıç yuvası yemekten, al yon çekmekten ve ocak çekirgesi döğüştürmekten başka şeyler de yapmaktadır; sonu daha belir-miyen geniş devrim hareketlerine girişmiş olmak gibi... Ancak, dostum kendileri hakkında ağzını bile açmıyor, hep biti soruyor. Örnek tutmak istediği türk devrimi üzerine sorularının ardını arasını kesmiyor: — Arabça ve farşça kelimeleri yeni harflerle nasıl yazacağız? diyordunuz. — Arabça ve farşça sözleri artık kullanmamağa; türkçe düşünüp, türkçe yazmağa çalışıyoruz. — Her düşündüğünüzü anlatabilecek kadar türkçe kelimeniz var mı? — Güçlük iyi ve doğru düşünmededir. En olgun dille anlatılacak kötü ve yanlış fikirler hepimizi daha çok kaygılandır malıdır. Güzeli ve iyiyi izaha gelince: bizde bir sınıf halk güzel ve iyi demez, "latif, nefis, e/fa/, enfes, mükemmel, ekmel,, gibi yüzde beş türkün anlayamıyacağı sözleri kullanırdı. Dava. türk dilinin erkinliğidir. Türk dili başka dillerin ardısıra yürümiyecek, kendi kuvvetlerini bir araya toplıyarak kendi çevresinde egemen olacaktır. Türkçenin türklük kadar eski ve geniş kaynakları vardır. Bunlar uzun zamandanberi bakımsız oldukları için üzerlerini yabancı otlar bürümüş, toz toprak kaplamıştır. Şimdi yapmakta ol -duğumuz şey. onları arayıp bulmak ve bulduktan sonra da tozdan ve topraktan, ottan ve pastan kurtarmaktır. "Türk dilinin ulusal, tükel bir dil haline gelmesi hakkındaki cid-diğ çalışmalara devam edeceğiz.,, Bütün mesele gayeyi iyice belirtmektedir. Prensip doğru olduktan sonra ona götüren yolda rastlanabilecek engeller çabuk devrilir. — Yani. gazetelerinizde çıkan bütün yeni kelimeler dile büsbütün maledilmiş değil midir? — Diller, onları konuşan insanlar gibi zamanın değişişlerinden etkilenirler. Yaşıyan diller yerlerinde duranlar değil, gelişenlerdir. Bizler, "zararın neresinden dönülse kârdır., diyebilmiş olanlarız. Asıl kârı bizden sonra gele. çekler elde edeceklerdir. Türkiyenin birkaç şehrini ve onun merkezi olan Ankarayı gördünüz. Bütün bu gezdiğiniz yerlerde bitmiş, eksiksiz sayılabilecek hemen hiç bir şeyimiz yoktur, fakat eskiden adı ağıza alınmaktan çekimlen, kut sall aştır ilan birçok kurulları, yurdun asığı böyle istediği için. yıkıp ya yerini boş bırakmağı, yahut daha iyisini kur- mağı ödev bildik. Eski dil - yeni dil meselesi de bunlardan biridir. Biz yenisini kuruyoruz. Onu güzelleştirmek de çocuklarımıza düşüyor. — İşitiyorum ki yeni kelimelerle yazılan yazıları anlamakta güçlük çekiliyormuş! — Kabahat hem yazanlarda, hem okuyanlardadır ve bir yazı hangi dille yazılırsa yazılsın onu anlamakta güçlük çekenler bulunabilir. Biz, arabça ve tarsça kurallara dayanan bir kırma türkçe konuşuyor ve onun en ağdalısını yazıyorduk. Birçok yazarlarımız, şimdi, onun etkisi altında kalarak, kendi kendilerinin çevirmenliğini e-diyorlar ve kötü çevirmenler oldukları için de okunmuyorlar. Okurlara gelince: Onların kabahati ya içtemsizliklerinde, yahut rahatlarım her şeyden üstün tutmalarındadır. Olup bitene yabancı kalanların onu anlaması imkânı var mıdır? — Koniüçyüs "kendinizi durmadan yükseltiniz., demiştir. — Her büyük önder "durmadan çalışınız., der. N. BAYDAR Gündelik LOZAN (Başı t. ci sayıfada) bunları gündelik gazete sütunla ı ıııd.ı sayıp dökmenin imkânı yoktur. Bununla beraber, geçen neslin duydukları acıları o günlerin çirkinliklerini yeni neslin çok iyi bilmesi ve yakından kovalaması lâzımdır. İşte bu felâketli aayı-faları tarihin göğsünde bugün Lozanda son defa olarak göm -dük. Bence Lozan, kazançlarımızın en büyüğü, işin tinel tarafıdır. Yukarıda söylediğim türel kayıd-lar, moralimiz üstünde çok kötü bir görüş biçimi yaratmıştı. Ka -ininiz Avrupalı olduğu ve ulusumuz bugünkü ak soyun temeli olduğu halde, zekâ ve kabiliyetçe başka soylardan hiç farklı olmadığımız gerçek iken, biz kendimizi onlardan ayrı, ve onlar da bizi kendilerinden üstün sayar -lardı. Onlar türk ulusuna sö -mürge ulusları gibi bakarlardı. İşte Lozan bu görüş ve düşünüş biçimini de kaldırdı. Inönünde ilk zaferin bize zev kini tatdıran büyük İnönü, daha çetin olan bu savaşın eşsiz kah -ramanıdır. Asırlardanberi vur -dumuzda sine sine yerleşen ve yurdumuzu ayrı ayrı yerleşme mıntakalarına ayıranların kımıl • danmaları hoşlarına gitmedi. Bu nun için Lozanda çok çetin ko -nuşmalar oldu. Bu korkunç zekâ ve sinir kavgasına dayanabilmek için İsmet İnönü gibi çelik bir irdeye lüzum vardı, inönü, kendisine özgü, görülmemiş bir soğuk kanlılık ve serin bir lojikle yürüyerek tarih karşısında omuz larına yüklenen büyük ödevi en parlak bir surette yaptı. Gele -cek bütün türk nesilleri ve dün -ya diplomasi tarihi bu işi daima öğerek anacaktır. Türklerin Lozandaki kazancı, turk tarihinin en büyük anıtların dan biridir. Türklerin döğüşerek düşünerek, kısaca türk zekâ ve kapasitesinin elde ettiği büyük kazancı çok güzel kullanmasını bildik. Türk o gün söylediği ve çizdiği yolda her gün sağlam a-dımlarla yılları geride bırakarak her gün gittikçe artan bir hızla ülküsüne doğru yürüyor. Yeni açılan ufuklara doğru giderken o günün başlangıcını çok sayın ve kullu bir i-ıın olarak anmak bizini için sevgili bir ödevdir. N. A. Küçüka DIŞ' HABERLER Fransız basmı Italyaya temkin tavsiye ediyor ' is • ı L ci sayıfada) Övr gazetesi ise, italyanın kabul edip çürüyeceğini soruşturmakta, zira, «görüşmeler şuasında onuruna bir çok yaralar açılacağını re dünya kamoyu -nun kendine karşı dönmesini görmesi ihtimali vaulu» diyor. Fransanın durumundan bahseden Eko dö Pari dc şunu yazıyor: « Italyaya yardım etmek hususun • daki dileğimiz büyüktür. Ancak en yeni arsıulusal yükcnlerimizi tanımamam, lık edemeyiz. Italyaya karşı, Fransa dostçasıns bir tarafsızlık güdecektir. Fakat faşist hükümetinin arsıulusal yasaya baseğmesini bekleriz. Zira, kendisi Avrupa siyasamızın öz prensiplerinden vazgeçmemizi bizden istiyemeı.» Bundan başka Eko do Pari gazetesi, ingiliz ve fransız sömürge imparator -luklarının uzun sabırla kurulduktan -nı hatırlatarak, Italyaya temkin ve saknı tavsiye etmektedir. Figaro diyor ki: "Uluslar sosyetesine geniş Ölçüde dayanmakta olan Avrupadaki mevzi ¦ Itrimizi bırakmaklığımız ileri sürüle mez. Her halde, uluslar sosyetesi kalacak, biz dc ondan ayrılmayacağız. Italyaya yardım ermesini ne kadar is -tesek, esas asığımız olan bîr şeyi dc göz önünden uzaklaşmamayız. İtalya, bunu anııtyacaktır.,, Figaro, ayni zamanda büyük harb içerisinde, Habeşlcrin Eritreye sal • dırmak için A İmarı ya d an gördükleri kışkırtmalara kulak asmadıklarını hatırlatıyor ve: "italya bunu bugün hatır-tamıyacak mı?„ diye soruyor. Anloşmu umudu yok! Londra. 23 (A.A.) — italya - Ha-beşistan davasında bir kotarma yolu bulmak için her gün geçmekte olan dip. 1 ornatık görüşmelerin önemli bir yola girdiğini gösterecek henüz hiç bir İz yoktur. Düzme bir lıubeş prensesi Nevyork, 23 (A.A.) — Habeşistan dış bakanı tarafından, Amerikanın eski Adisababa elçisi B. Murray Jakibİ'ye Çekilen bir telgrafta habeş imparatorunun amca kızı olduğunu söyliyen prenses Tadanya'nın diyevi için "açık yalan., terimi kullanılmaktadır. Uluslar sosyetesinin toplanması Paris. 23 (A.A.) — B. Laval. dün akşam ingiliz büyük elçisiyle görüşmüştür. Bu görüşmeden sonra, anlaşılıyor ki. Frsnsa hükümeti de, ingiltere hükümeti gibi, uluslar sosyetesi konseyinin, 25.5 te karsrlaştırıldığı üzere, 25.7 de toplanması gerekeceği fikrindedir. I itlimi hâdisesi önceden mi hazırlunmış? Londra, 23 (A.A.) — Morning post gazetesi, Ualual hadisesinden sonra, I-talyanlar tarafından ele geçirilen belgeleri yaymaktadır. Bu belgelerin, habeşlerin, Ualual hücumunu önceden tasarladıklarının bir bclgeı: oldufu söylenmektedir. İtalyan elçisi imparatorun yıtdö-n iim fi n de bulu n m adı Adisababa. 23 (A.A.) — İtalya orta elçisi Negus'ün yıl dönümü dolayısile verilen kabul töreni ve şölende bulunmamıştır. Elçi, Negus'ün İtalya hakkında söylediği son dîyevdekî düşmar.ca dili buna sebeb göstermiştir. Londranın habeş elçisi atam kamarası üyelerine diyevde bulundu. Londra 23 (A.A.) — Habeşistanın yeni Londra elçisine, habeş davasını anlatmak fırsatını vermek üzere parla, mentodaki bütün partilere mensup üye grupları tarafından avam kamarasında bir akşam yemeği verilmiştir. Habeş elçisi, şu diyevde bulunmuştur: *"— Habeşistan bugün pek acı bîr mesele karşısındadır. Kendisini şimdiye kadar koruyan tanrının bundan sonra da kan dökülmesine karsı koruyacağına Atatürk'le Fransız cumur başkanı arasında Fransız ulusal bayramı dolayısi • le Cumur Başkanımızla Fransa cu • mur başkanı arasında şu telgraflar çekilmiştir: Ekselans M. Albert Lebrun Cumur Başkanı Paris Ulusal bayram dolayısiyle Ekse -tansınıza en içtem kutlamalarımı sunar ve asil fransız ulusunun gönene ve genliği için beslediğim dileklerin kabulünü rica ederim. Kamil Atatürk Ekselans Kamil Atatürk. Türkiye Cumur \ • ¦ .-,ı Ankür.ı Ekselansuının kutlanu vc dilek -terinden ziyadesiyle duygulanarak bütün teşekkürlerimle birlikte ken -dilerinin gönenci ve Türkiyenin genliği İçin beslediğim içtem dileklerimin kabulünü rica ederim. Albert Lebrun KİRİ »İK IHALKTIli: 1)1 Deniş kuvvetleri urusındaki nisbet Vaşington, 23 (A.A.) — Deniz kuvvetleri arasındaki nisbetlerİn ortadan kaldırılması hakkında Sir Bolton Ey res - Mousell'in dün avam kamarasında yaptığı diyev, deniz çevenleri tarafından hayretle karşılanmıştır. Resmiğ çevenler, bu hususta hiç bir şey söylememektedirler. B. Bitman'a göre. Sir Bolton Mou-sell'in diyevi, Vaşington deniz andlas-masının terkedildiğini ve anlaşmaların birer paçavra telâkki edileceği bir dev renin başladığını işaret etmektedir. Vaşîngtonun resmiğ çevenleri, de niz konferanslarının 1935 yılı İçinde tekrar toplanması için pek ar umud bu lunduğu fikrindedirler. Herald Tribüne gazetesine göre. bazı yetkili çevenler. Ayres Mousel Tin sözlerini. Ingilterenin kruvazörle rini çoğaltmağa karar vermiş olduğu şeklinde yormaktadırlar İNGİLTFRK'DL: Belfastta karışıklıkların bilançosu Belfast, 23 (A.A.) — 12 temmuz-danberi hapse konanların sayısı 121 i bulmuştur. Gene dün akşam bazı u-fak tefek hâdiseler olduğu haber veriliyordu inanım vardır. Gerek doğruluktan ayrılmayan İngilizlerin ve gerek bütün adaleti sevenlerin manevi teveccühleri sayesinde felâketin önüne geçilebileceğine güvenmekteyim.,, İngiltere. Habeşistana silâh artabilecek Londra, 23 (A.A.) — Deyli Telgrafın yazdığına göre, bakanlar, dün ak-şamki toplantılarında, ingiliz tecim evlerinin Habeşistana silâh sarmalarını yasak etmek için ortada hiçbir sebeb olmadığına hüküm vermişlerdir. DeyK Ekspres dc ayni şeyi yazmakta ise de, Taymis hükümetin bu hususta kesin hiçbir karar vermediğini söylüyor. Habeş inıpuratoriçesi ingiliz kadınlarından yardım istiyor. Londra, 23 (A.A) — Habeş impa -ratoriçesinin bütün ingiliz kadınlarına hitab eden ve Deyli Niyus ga/etesi tarafından yayılan bir mektubunda, in . giliz kadınlarının bugünkü güç du -rumda habeş ulusuna tinel yardımda bulunmaları istenmektedir. Eski yunan kiralı sonucu bekliyecek Londra, 23 (A.A.) — Eski Yunan kralı Yorgi, dün Atina şarbayı B. Kotzias ile görüşmüştür. B. Kotzias'ın dostlarından biri. Bu görüşmelerde, Yunan siyasal durumunun incelendiğini ve kralın sükûnetle geneloyun sonucunu bekliyeceğini gazetecilere söylemiştir. Kıral Jorjtın şartları Atina, 23 (A.A.) — Katimcrini gazetesine göre. kıral Jorj kırallığm geri getirilmesi için aaşğıdaki şartları koymuştur: 1 — Gcneloy tam bîr bitaraflık vr samimilik içinde yapılmalıdır. 2 — Her türlü hükümet darbesi fikri bir tarafa bırakılmalıdır. 3 — Eğer hava siyasal hırslarla bu-lanırsa, geneloyu sükunun dönmesine kadar geciktirmek doğru olur. 4 — Elde edilen çoğunluğun kırallığm geri getirilmesi için savlam bir esas olup olmadığını kıral takdir ede eektir. 5 — Geneloydan bir ay once, cu* murlufc veya kıratlık rejimini memleketi karıştırmaya çalışacak her türlü hücumlara karşı inanca altına almalıdır. 6 — Kıratlıktan sonra vc ulusal kurul ana sal kanun işini bitirir bitirmez ayrışıklarla anlaşarak kararlaştırılacak bir seçim sistemi kabulü suretiyle seçime başlanmalıdır. Bay Çaldaris bu dîyevden haberi ok madiğini ve fakat bunları makul bulduğunu söylemiştir. Kıra/, Atina şarbaymın göretinden hoşnud! Londra. 23 (A.A) — Atina farbayı B. Kotzias Atinaya hareket etmeden Önce gazetecilere demiştir ki: « — Kıral, kendisine verdiğim iza ¦ hatun hoşnud kalmıştır. Göretûndcn edindiğim intihadan yunan ulusunu haberdar edeceğim. » YUGOSLAVYA'DA: Yugostavyada baysallık Belgrad, 23 (A.A.) — Maçck yıl dönümü dolayısile Zagrepte çıkan karışıklıklar hakkındaki haberler için B. Stoyadinoviç demiştir ki: "— Hiç kimse ölmemi), hiç bir ev yılnunamış, yalnız bir kaç cam kini • mistir. Bugün bütün bu karışıklıklar durmuştur. Her yerde tam bir bay • sallık vardır... İTALYA'DA İtalyanın aldığı finansai tedbirler Roma. 23 (A.A.) — önemli finarr* sal tedbirler alan italya, piyasadaki kâğıd paranın kanuniğ karşılığını bir zaman İçin azaltmıştır. Finans bakanı, altın karşılığının bu suretle azaltılmasının "son sylsr içinde yarım milyarlık bir yekûna varan ayram bir önemi olan yabancı borçların ödenmesi için çok lüzumlu,, olduğunu havas ajansına söylemiştir. Bakan, yüzde 40 altın karşılığına çabuk dönebilmek için ülkenin, yabancı ülkelerle yapılacak ma) derişlerinde pek sıkı bir disipline baş eğilmesi gerektiğini ilâve etmiştir. İR W«VD\: Eski savaşçıların karart Paris, 23 (A.A.) — Bütün eski harb-ci birlikleri ile harb kurbanlarını biı araya toplayan "eski harbeiler ulusaJ konfederasyonu,, üsnomat bir toplantı yapmış ve harbde iğcil olanlarla ayle şefi işyarlara karşı hükümetin aldığı tedbirleri protesto eden bir karar ka • bul etmiştir. Başarıncaya kadar girgİKr devam etmeğe karar veren konfederasyon, bîr miting vc gerekirse ulusal bir gösteri yapılması İçin yerli birliklere emir vermeği de karar altına almıştır. ULUS Karlsrıılıe. 25 (A.A.) — Alman iç ha hant "Genç kuvvet,, adlı katolik kurumunu kapatmış, mallarını ztıptvlmhiir. Kolonya ile başka yerlerde Hitlerci nenelerle katolikler artısında çarpışmalar olmuştur. ON ALTINCI YIL, No: |Q26 Adımız, anritmızdır Her yenle 5 kuruş Gündelik BİR TEDBİR Son birkaç yıl içinde, genel hizmetler gören birçok bırakığlı (imtiyazlı) işler, devlet eline geçti. Afyon - Kasaba demiryolu sa -t«n alındı. Aydın demiryolu hazi-randanberi devlet malı olarak iş -liyor. İstanbul ve İzmir rıhtımla -rı artık yabancı kapitaller için en kötü bir işletme ile çok kazanç getiren birer kaynak değildir. Her iki şehirde, liman ve rıhtım işleri devlet yönetimi altında yalnız türk ekonomisinin Öz asığını kullanıyor. Bu İşlerin devlete geçmeden Önceki hallerini biliyoruz. Hiç birisi de iyi kurulmuş, gereğinde işler bİr halde değildi. Aydın demiryolu, baştan aşağı onarılmak istiyordu. Yollar ba -kımsız, yapılar çok eski, teknik kapasite düşüktü. Bu halile verimli Ege'nin eşsiz ürünlerini nasıl taşıyabilirdi. Bu ya pek pahalı olacak, yahu d ta bakımsız bir taşımadan dolayı ürünün değeri ek-silecekti. Ege çevresinde dolaşanların Aydın demiryolu üzerinde çek -tikleri bİr günlük ezinç yıllarca unutulamaz. Vagonlar köhne ve basık, trenin kaldırdığı toz fırtı -nası içinde nefes almak bir iş -kence. Kasaba demiryolunda da du • rum Aydın'ınkinden pek başka değildi. Ekonomik akış buralarda da çok güçleştirilmişti. Biz bunlardan devlet demiryollarındaki şartları İstemiştik. Bu istek, sonunda bir anlaşmaya vardı. Şimdi devlet. Türlüye*»t» başka yerlerinde olduğu gibi bütün Ege çevresinde de iyi bir yolculuğun, ekonomik bir taşım işi -nin demiryoliyle olacağını yakın -da gösterecef *ir. İzmir rıht -nının acı talii he -nüz unutulma niştir. Bunu işletenler Türkiye'de devleti, dış illerde hisse sahiblerini aldatacak birçok hilelere sapmışlardı. Hükümet vaktinde işe elkoydu. Bunlar kötü ve bulaşık hesablarının içinden çıkamıyacaklarını anladılar ve her şeyi yüzüstü bırakıp gitmeği göze aldılar. İstanbul rıhtımının bir antrepo derdi vardı. Rıhtımsız yerler -den rıhtım yapılmak için birçok paralar alınmışken hiç bir şey yapılmamıştı. Bunu soranlar olma -mış mıydı? Geçmiş devirlerin bütün eğri yollarında yürüyerek böyle bir sorunun önünü kapamışlardı. Bütün bunları anmakla bir yere ilişmek istiyoruz. Geçen ay içinde İstanbul telefon sosyetesiy-le Ankara'da uzun konuşmalar oldu. Devlet telefonları satın al -mak için en iyi şartlar ileri sürdü. İş bir sonuca varmadı. Bayındırlık Bakanlığı İstanbul telefonlarını yakından kontrol etmeğe karar verdi. Bakanlık işyarları sosyete içinde çalışıyorlar. Komisyon ilk iş olarak şebekenin onarılmasını ve tesisatın kuvvetlendirilmesini gerekli bulmuştur. Bu gösteriyor ki Bayındırlık Bakanlığının sos -yete üzerindeki sıkı ilgisi, bîrgün bir milyona yakın nüfuslu şehrin, telefonsuz kalmaması içindir ve sosyetenin gidişinde, böyle bir tehlike vardır. Demiryollarında, rıhtımlarda alınan Önemli tedbirlerin, İstanbul telefonları için de alınmış oldu • ğunu görmekle, bütün memleket geniş bir güvenlik içindedir. Kemal ÜNAL BAŞBAKANIMIZ Trabeona "itti Hopa, 24 (A.A.) — Başbakan İsmet İnönü 24 temmuz sabahı Artvin'den hareket ederek Kıvart-shane ve Margul bakır mıntaka -tarım dolaşıp Hopa'ya gelmiş ve Trabzon'a hareket etmiştir. Bay Çetinkayanııı İ/mirdeki etüdlerî İzmir, 24 (A.A.) — Şehrimizde bulunmakta olan Bayındırlık Bakanı B. Ali Çetinkaya Alsan • cak'ta Aydın demiryolları İstas • yonunu, antrepo ve depolarını gezmişlerdir. Bakan, devlet de -miı yollarının yedinci ve sekizinci işletme ispekterliklerinin birleş -tirilmesi üzerinde de incelemeler yapmaktadır. Ürünlerimizi koru -mak için Kasaba hattında yetİri -Ien tarifenin bugün yarın bu hat -ta da aynen yeritileceğİ hakkında diyevde bulunan B. Çetinkaya, Iz-mîrde kalacakları bir hafta içinde Küçük Menderes havzasında baş -lanan Cellâd gölünün kurutulma • M ve Menderes yatağının yeğrimi işlerini yerinde göreceklerdir. İtalyan - Habeş anlaşmazlığının doğurdu ğu yeni durum Japonya Habeşistana s lâh gönderiyor İtalyan basını, İngiltere ve Japonya'ya durmadan çatıyor - Fransız gazeteleri (Uluslar Sosyetesi dürüst olmalıdır) diyor - Habeş harbi bir (sömürgeler harbi) mı doğuracak? Roma. 24 (A.A.) — Ingilt erenin Habeşistana silâh gönderil -mesi yasağını kaldırmaya karar verdiği hakkında Londra gaze -telerinde çıkan haberler burada büyük bir kızgınlık uyandırmıştır. İtalyan basını, bu karar dola yısile Ingiltereye şiddetle çat -maktadır. Giornale d'italya diyor ki: " Bu karar ingiltere ile Habeş İstan arasında sıkı bir elbirliği olduğunun reddedilemez bir bel -ğesidir. İtalya bu kararı Ingilterenin Italyaya karşı açık bir düş • manlık hareketi olarak karşılar. İtalya bunu bugün için olduğu gibi ilerisi için de gözönünde bulunduracaktır. Londra'da Büyük Britanya'nın ancak uluslar sosyetesi -nin benliği ve dünya barışı ve tü - Anadolu Ajansına geçmiş olsun mm i — — *- Dün saat 18 sularında Ana -dolu Ajansı kurağının çatı arasında yangın çık ima lıcııicil itfaiyeye habeı verilmiştir. İtfaiye geldiği za -man çatı kiriş • leri alevler içinde yanmakta idi. O sırada şid detli bir rüzgâı estiğinden yan - gın önemli bir durum almışsa da içerden ve dışardan verilen bol su ile yangın yarım saat içinde sön -durulmuştur. Yangının neden çıktığı kesin olarak henüz bİlineme -mektedir. Yalnız en fazla ateş baca etrafında toplandığına göre yangının buradan başladığı sanıl -maktadır. Maddî bir zarar yoktur. Yal -nız elektrik enstalasyonu ıslana -rak bozulduğundan Ajans işyarları dün gece mumla çalışmışlardır. Ajansın İstanbul'a bağlı makine - m Milli M .'kinıUımn . il .J İti zesi uğrunda hareket ettiğini söylemekte ısrar edilmesi artık boştur. Eğer böyle olsaydı Çin'in Cenev-redeki protestoları ayak altına alınıp japon ordularının Çin'i sal -gına uğratmasını kabul edebilir -mi idi? İtalyan ulusu ingilizlerin uluslar sosyetesi maskesi altında habeşleri kendine karşı silâhlan -dırdığını ve İtalya'nın katlanmak zorunda tutulduğu sıkıntılar daha ağır olursa bunu İngiltere'ye borçlu olacağını bugün bilmektedir. İtalya İngiltere'nin bu hareketini unutmıyacaktır. Büyük Britanya ders veriyor ve İtalya günün birinde bu dersten faydalanmasını bi -lecektİr.,, Japonya, Habeşistana silah gönderiyor Cenevre, 24 (A. A.) — Bir takım japon ajanlarının, Habeşistana ulaştırılmak üzere Cibuti'ye, evgin olarak bol miktarda silâh ve cephane yollamakta oldukları burada haber alınmıştır. italyan basını ve alınması l/r Yangının çıktığı Anadolu A/ansı binası grafhane araciyle alınmıştır. Ana dolu Ajansına geçmiş olsun, deriz, leri de işlememiştir. Haberler tel- İstanbulda Lozan günü İstanbul, 24 (A.A.) — Lozan andlaşmasının imzalandığı 24 temmuz gününü kendilerine bayram sayan hukukçular bugün sa -at 15 te üniversite konferans salonunda bir toplantı ve tören yap -mışlardır. Tıklım tıklım doli) olan salonda rektör B. Cemil Bilsel ve birçok profesörler görülüyordu. Törene erkinlik marşiyle başlan -dı. ilk sözü alan B. Cemil Bilsel, uzun söylevinde, Lozan andlaş -masının, kurtuluş savaşının hedefi olan tam egemenliği ulusumuza kazandırdığı, dünya tarihinin en güzel bir sayıfası olan bu savaşın iki safhasından birinin yurdu kurtarma, ötekinin, erkinlik ve ege -menliği kurma olduğunu anlattık tan sonra Lozan barışından dolayı en büyük şerefin Atatürk'e aid olduğunu söyledi. (Sonu 3 üzıcü sayıfada) oasını, ingiliz donanması taratın-dan Iskenderiyenin bombardıman edilmesinin 53 üncü yıldönümü dolayısiyle uzun yazılar yazmak ¦ ta ve Mısır ulusal partisinin ingi -Üz alınmasını protesto eden bildi -riğini yaymaktadır. Habeşistan 'Kızıl haç,, mukave-lesine szirdi. Cenevre. 24 (A.A.) — Ha -beşistanın Paris orta elçisi, mem leketir.in 27. 7. 929 tarihinde Ce- nevre'de yapılmış ve harbta yaralananlarla hastalara bakılması hakkında olan arsıulusal mukaveleye girdiğini isviçre federal konseyine bildirmiştir. Bisikletçiler geliyor Gençlerin başarılı turnesi Bir sporcu makinasını düzeltiyo Bisiklet federasyonu bölgelerde hazırladığı teşvik yarışmalarına memleketin en iyi bisikletçileri olan Ankara bisikletçilerinin de girmelerini sağlamak için Anka -ra'dan beş kişilik bir takımı 25 haziran sabahı geziye çıkarmış -tır. Bu bisikletçiler bugün şehri -mize dönmüş olacaklardır. (Sonu 5 inci saytfada) l Itıstıl servetlerimiz: Tarımsal maddelerimizin etüdlerinden alınan sonuçlar Kaleeik üzümlerinden dünyanın en eyi bir kırmızı şarabı olacağı anlaşıldı Kurulma işi, şaşırtıcı bir hızla ilerliyen devlet endüstrisinin yanı başında, ileri teknikli bir tarım yaratmak uğarşının gün geçmi -yor ki nıüsbet bir sonucuna kavuşmayalım. Tahılcı olarak tanınan orta Anadoluda bir gelir kaynağı olabilecek varlıklardan faydaala • nıp onu kamuğasıya yarar bir hale getirmek için yapılan plânlı etüd-ler, bize orta Anadolu'nun alnın- da yüzyıllarca kalıp onu çok za • man eli böğründe bırakan ''tahıl -ci,, damgasının silineceğini, yerine bol ve çeşidli ürünlerini kendi en-düstrisİyle "işlenmiş madde,, ha -line sokan ekonomik cüzütamlar kurulabileceğini anlatmaktadır. Bu etüdlerden biri, Ankaranın yanı başında, Kalecik'te, çok za -man alıcı bulamadığından çürü -yen veva "ok oah?«ına »atılan üzümler İçin yapılmıştır. Anka -ranın koynunda sakladığı bu değerli maddenin tatlı şira veya şa-rab halinde ne güzel bir satış maddesi olacağını ve üretmenin alın terini tam değeriyle karşılayabileceğini anlatması bakımından kı -saca alıyoruz: Kalecik üzümleri üzerinde ilk etüd ilçe halkının başvurmasiyle (Sayıfayı çeviriniz) Solda İkinci teşrinde üzüm nmeaiarı. Sağda: tarım direktörü bağcılarla konuşuyor. SAYIFA 2 ULUS 2S IJ .1' 1935 hhR^. olmuştur Ankara Ziraat direktör-tuğunun araciyle gecen yıl ikinci teşrinde yüktek Tarım Enstitüsü profesörlerinden Doktor Gem Cross ve asistanları Kaleciğe git mislerdir. Kalecikte 4500 hektar bağ var-dıı ve 95 köy bağcılıkla uğraşır Anadoluda aşağı yukarı hektar ¦«sına 2500 kilo üzüm alındığına şore ilçede üzüm ürünü 11 milyon kiloyu bulmaktadır. Bu heasb en aşağılama bir hesabtır. Bağlarda yapılan etüd ve atılan bilge so -¦ucunda bir dönümden 600 - 800 kilo kadar üzüm elde edilmekte -«Kr. Kaleciğin denizden yüksekliği 750 metredir. Bağların yüksekliği aşağı yukarı 650 • 1100 metre arasında değişir iklim ve toprak bağcılığa çok elverişlidir. Fakat ekim çok ilke bir tarzda ya- Sırmaktadır. Bağlar Kızılırmak vadisi e nehir boyunca uzar. Parçalanmış volkanik taşlardan güzel bağ yerleri olmuştur. Gorey bakımından bu çevre eşsitdİr denilebilir. İkinci teşrin ayında bağların (omca) larının 15 kilodan faıla ağırlıkta gelmesi üzüm ürürminün ne verimde olduğunu anlatmaktadır: Vnüm cinsleri: Kalecik ilçesinde şu cins Üzümlere rastlanıyor. A - Siyah sıralık, B - Sungurlu, C . Yerli beyaz Siyah sıralık en çok olan cinstir. Butun üzümlerin yüzde 80 i siyahtır. Sungurlunun menşei Yozgad elidir. Yerli beyaz çöpleri ve sapları yeşil, kabuğu ince eti zengindir. i Ilınılır in ı «:-¦(. Çöze İçin enstitüden bir "Refrak-vometre,, ile "Mollenkamp,, sistemi ile "hamıziyet,, beliten yaraç Kaleciğe gönderilmiştir. Yapılan çözede: I I 26 22,1 20,0 Rcfraktomctrc İle kurumada 26,5 Oktele derecesi 117.5 114,5 Hamıziyet 6,2 7,3 Lezzet koku- koku- koku koku lu lu 98,5 5,9 88.0 4,8 lu uz Çöacde göstermiştik ki ber iki halde sıralık üzümden İyi bir kırmışı şarap elde edilebilir ki gerek şeker ve gerek hamıziyet derecesi çok elverişlidir. Üzümler kokuludur ve umulmaktadır ha modern bir işletmede bu koku aynen şaraplarda da kalabilir. Keçili köyünden 1150 kilo şaraplık §*ne ayni yerden 400 kilo Sungurlu beyaz ve Kırıkkalenin Ulaş köyünden 525 kilo sıralık üzüm yüksek tarrm enstitüsü şaraphanesine getirilmiştir. Alınan sonuç bütün umudların üstünde olmuştur. Sonuç M hüküm: Profesör etüdlerinde şu sonuca varmıştır: 1 — Kaleciğin yakınında bulu-aan üzümle Tckirdağdan daha büyük bir şarap fabrikası kurulabilir. 2 — Bu üzümlerin yüzde sekseni sıralık cimidir. ilçe içinde türlü yerlerin üzümlerinin çözesi çok müspet sonuçlar vermiştir. Bu sonuca göre nefis bir kırmızı şarap elde edilebilir. 3 — Kalecik hiç olmazsa iyi bir kıraatti şarap verecek vasıfta olan bir ürü-r,uzı bolca üretildiği bir yer olabilir. Coğrafîk durumu satışa elverişlidir. Toprağın vasılları da elverişli görülmekledir. Kalecikte bugün ilke bir tarzda yapılan 70 bin kilosunun tamamen satılmış olmasından yapılacak şarapların kolayca satılacağı anlaşılır.,, Profesör Gros'un bu sonuçlara varması üçerine ilgili Urümenler bu mesele ile yakından ilgilenmişlerdir ve şu sonuca varılmıştır: Şarap sürümü iyiliğe doğru git-mekiedir ve artmaktadır. Yakın zamanda Tekirdağ şarap fabrikası, İhtiyacı laBaa^SaaransayaeaKindan ilk kurulacak i- kinci şarap labriksı kfka Kalecik goı önünde bulundurutoabfır... İlgili bakanlığın bu karart taran direktörlüğünü ve pfofcoorü yeni araştırmalara sevketmiesür. Profesör bir dt-neç daha yapmış ve kmnııı şarabın hepsinden iyi olacağı ulaşılmıştır. Uç cins üzümden yapılan üş genç şarabın çöre-si şu sonucu vermiştir; lî Jl î5~ Sıkleti izafiye 09994 0 9906 0.9928 Ekistrakt bir litcrcdc 31.7 20.6 239 Hacim alkol 16.0 13.6 12.8 Şeker 0.416 0.384 0.506 Bu çöze şunu anlatmaktadır: Şarap nomal olarak gelişmektedir. Her Uç şarap alkolca zengindir Keçilinin kırmızı şarabı büyük ekistrak derecesinin yanında yüzde 16 gibgi çok büyük bir alkol derecesi göstermekle beraber daha şimdiden hoş bir tadı »ardır. Bu şarabın fermantasyonu üzümlerin kendisinde bulunan maya ile çok çabuk olarak vc içindeki çok az şeker mikdarından anlaşıldığı gibi eksiksiz olarak olmuştur. Şarabın berraklaşması da "8„ hafta sonra vc ikinci bir aktarmaya lüzum kalmadan kendi kendine olmuştur. Bütün bunlar bu yerli mayanın çok güzel ve ileri endüstriel Özgülükler taşıdığını anlatmaktadır. Enstitü bu mayayı saf olarak yetiştirmeğe ve bütün memlekete yaymaya karar vermiştir. DAĞINIK HABERLER: M eksi katla yeni karışıklıklar Meksiko, 24 (A.A.) — Tamaulipaş hükümetinde 20 000 boylu ayaklanmış ve ilbayın çekilmesini istemiştir. "Eddia.. gazetesine göre, müstah- *kLı (üJJJUA II. barlık sarayı, binden fazla köylü tarafından kuşatılmıştır. Bazı parlamento çcvenlcri, Tabasco hükümetinde yapıldığı gibi, Tanuuli-pas ilbayının da azledileceğini sanmaktadırlar. Ar'fatnintlv bir bakanı öldürdüler Buenos Ayres, 24 (A.A.) — Senada, bir görüşme sıratta da üyelerden B. Dclcmtore ile finans ve tarrm bakanları ve bir de başka bir üye arasında çıkan kavga sırasında, geçenlerde işinden çıkarılan bir polis komiseri, oturduğu locadan tabanca ile ateş etmiş ve B Borda Behcrc'yi öldürüp, tarrm bakanını da yaralamıştır. Ihmziğle Polonyanın teıimtl durumu Danziğ. 24 (A.A.) — Danziğ senası, Polonya komiserine Polonyanın son aldığı gümrük tedbirleri hakkındaki görüşlerini bildiren bir nota vermiştir. Zorlukların iki memleket arasında yapılacak konuşmalarla ortadan kaldırılacağı ümid edilmektedir. Cinde yeni su taşmaları Şanghay. 24 (A.A.) — Yangtse suyunun yukarı bölgesinde suların önemli surette yükseldiği bildiriliyor. Öbür yandan üoamgho'nun suları da daha yükselmiştir. Tuşan gölünün çevresindeki sedler yıkılmak tehlikesin-dedir. Kıyılarda otuaan ahali, kaçışmaktadır. I iytınadn HiHİ nemi hapse kondu Londra. 24 (A.A.) — Royter ajansı Viyanadan öğreniyor: Yarm Dolfusun öldürüldüğünün yıl dönümü dolayısile çıkması ihtimali o-lan kargaşalıkları giz önüne getiren polis, taknı tedbiri olmak üzere nazi oldukları belli 500 kişiyi hapse koymuştur. DIŞ HABERLER İTALYA — HABEŞİSTAN Fransız hasını uluslar sosyetesinden dürüstlük istiyor. Paria, 24 (A.A.) — Bu sabahki gazeteler, uluılar sosyetesinin gelecek toplantısı ite uğraşmaktadırlar. Maten diyor ki: "Bugünkü duruma göre, Cenevredc italyan ve habeş tezleri arasında bir çarpışmanın önüne geçilmesi hiç mümkün görünmüyor. Bundan dolayı en kötü ihtimal olarak 15 inci maddenin ye-ritilmesi düşünülmektedir. Bu maddeye göre, anlaşmayan taraflar, bundan böy-Ic istedikleri gibi hareket edebileceklerdir. Bunun da ne demek olduğu açıktır. Radikal sosyalist Ovr gazetesi ile bütün sol ve aşırı sol taraf gazeteleri, 15 inci maddenin ortaya atıbnasiyle bir harbe kanuniğ bir şekil verilmek istenilmesine karşı şiddetle itiraz etmektedirler. övr diyor ki: "Eğer uluslar sosyetesi, harbi kanuniğ bir şekle koymağa yarayacaksa, bu sosyeteyi ortadan kaldırmak daha i-yi olur. Bütün dünya, uluslar sosyetesinin doğumunu, böyle bir sonuca uğrasın diye alkışlamamıştır.,. Genel işçi konfederasyonu organı olan Le Pople gazetesi şunları yazıyor; Uluslar sosyetesi, harbi kanunlaştırmak için kurulmamıştır. Bu şeytanca manevranın gelişmesini görmekle şaşkınlık içindeyiz.* Hümanite, diyor ki: "Uluslar sosyetesinin şimdiki durumunun ve İtalyadan yana davranmağa çalışmasının, yarın, emperyalizm hastalığına tutulmuş serüvencilere örnek olmıy.ıcağını kime inandırabiliriz?,, Mısır havasındaki italyan uçaklarına izin Londra, 24 (A.A.) — Avam kamarasının bir toplantısında bir liberal say- t... o. ri',.;. fü.?,^. ....... m. tır üzerinde istedikleri gibi uçmalarına izin verilip verilmediğini sormuştur. B. Eden, uçma izni hakkındaki is-tekterin. diplomatik yolla, daima mısır hükümetine bildirildiği cevabını vermiştir. Bugün de, bu şekilde harekete devam edilmekte vc her istek ayrı ayn İncelenmektedir. İt. Hıızrrlt. hahrş imparalanman ytldön ii m i i rı ii k a t bul ı. Vaşington. 24 (A.A.) — Cumur başkanı B. Ruzvelt, habeş imparatoruna bir telgraf çekip, doğumunun yıldönümünü kutlamıştır. "Habeş harbi, bir sömürgeler harbi olabilir... Paris, 24 (A.A.) — Londradaki habeş elçisi, Eko do Parî aytarına, habeş-lerin, erginliklerini korumak için, en son ferdlerine kadar ölmeğe hazır bulunduklarını söylemiştir. Elçi, kendi bakımına göre, Habeşiş-tands çıkacak herhangi bir harbin yerli Çerçeveyi aşıp belki de. sömürgeler halkının avrupalılara karşı ayaklanmalarına yol açacağını ilâve etmiştir İki vapur çarpıştı. San Fransisko. 24 (A.A.) — Amerikan bandıralı Kalraar vapuru. San Fransiskonun on mil açığında, japon bandıralı Kuyumaru vapuru ile çarpıştığını bildirerek yardım istemiştir. Kal m.ır'm tayfaları kurtarma sandallarına aktarılmışlardır. Bir karakol gemisi, kaza yerine git mektedir. Kuyumaru tehlikede değildir. Japon basınının Italyaya cevabı Tokio, 24 (A.A.) — Asahi - Chibou-nu gazetesi yazıyor: "İtalyan basını, sistematik bir şekilde, habeş anlaşmazlığını beyaz ve renkli ırklar arasımla bir genel anlaşmazlık şeklinde göstermeğe çalışmaktadır. İtalya, kendisinr arka olmaları İçin Fransa ve İngiltere-yi zorlamaktadır.., Genel olarak japon gazeteleri sakinliklerini muhafaza etmektedirler. Çün kü dış bakanlığı adına diyevde bulunan /atın da söylediği gibi, japon gazeteleri basını özgür ülkelerden gelen haberlere BİRLEŞİK DEVLETLERDE Amerikada yeni grevler çağ/diyor Ncvyork, 24 (A.A.) — lşçÜ" önderi B. Maks Sefer, Sndi-na ilinde Ter-rehaute'daki grevin yarın biteceğini bildirmiştir. Bu grev yüzünden, iki gün-dür. işler durmuştur. Tene Haute'dan bildirildiğine göre, grevin yarın biteceği duyulur duyulmaz, halk bir emaye fabrikasının Ö-nünde bekleyen askerin üzerine saldırmıştır. Askerler halkı göz yaşartıcı gaz '»tnbalarile geri püskürtmek zorunda kalmıştır. 100 kişi kadar yakalanmıştır. İNGİLTERE'DE: Inailiz eski savaşçıları Almama yı nasıl görüyorlar? Londra. 24 (A.A.) — ingiliz eski savaşcdarı Şerlinden bu sabab Londra-ya dönmüşlerdir. Kurulun başkanı binöaşı Godlcy. Fcthcrston gazetesine diyevde bulunarak demiştir ki "Gezimiz hoşnud edici oldu vc iki memleket arasında en iyi anlayışı kolay laştıracaktır. Almanyadaki durum In-g i İte re dek i görünüşünden ayrımlıdır Giderken ergemiz yalnız alman eski savaşçılar birlikleriyle görüşmekti. Fakat bu birlikleri hükümet grupmanla-nndan ayırmak imkânsızdır. Zira şimdiki hükümetin büyük bir kısmı eski savaşçılardır... B. Godley, Münih hâdiselerinin büyültülmüş olduğunu hatırlatmış ve sözlerini alman ve ingiliz eski savaşçı çocuklarının değişi ve alman eski savaşçılarının Londrayı göretleri hakkında temennide bulunarak bitirmiştir. ROM \\Y.4 DA: n.,,„,,iMii, oır pulis sf/ı yakalandı Bükreş. 24 (A.A.) — Polis ileri gelenlerinden Albay Kalatoresko, dolandırıcılık ve döviz kaçakçılığı «ıçlarile yakalanmıştır. B. Kalatoresko, belçİkalı bir endüstri kurumunun Romanyadaki paralarını dışarıya çıkartması için gereken isini, ulusal bankadan koparmak adağına karşılık, o kurumdan 25 000 000 ley alamda almış olmakla suçlandırılmaktadır. İTALYA'DA Yeni italyan kııvtvtleri Napoli, 24 (A.A.) — Praga vapuru 70 subay ve 423 askerle dûn Masavva'ya gitmiştir. göre, bir diktatörlük yönetimi altındaki ülkeden gelen haberleri ar önemli bulmaktadırlar. Ayni zatın verdiği habere göre, Japonya, gelecek ikinci kânunda Adisaba-baya bir elçi gönderecektir. Jupımyulı nasyonalistler Japon-yııya bir protesto telgarfı çektiler Tokio. 24 (A.A.) — "Scisanto.. yanı japon üretmenler partisi başkanı B. U-şİda, gizli nasyonalist birliklerinin dr yardrmı ile, B. Musoliniye bir telgraf çekip italyan ordusunun Habeşistsnı sıkıştırmasını protesto etmiş ve bu ülkeye karşı gütmekte olduğu tecavüz siya tasından vaz geçmesini dilemiştir. Japon hükümetinin buna göre tedbirler alması İçin. başbakanla, dış. deniz ve sU bakanlarına baş vurulmuştur. Japonya nasyonalizmden korkuyor Tokio, 24 (A.A.) — Liberal parti Üyelerinden biri Havas aylarına şunları söylemiştir: 'italyan - habeş davası, dünyayı s-Icşr verebileceği için, bîzİ dc ilgilemek tfdll- Avrupadaki güçlüklerden yüı bularak ordumuzun içinde de bir naıyo ¦ı.ı' \t kaynaşma çıkmasından korkuyo- LEHİSTAN'DA j Romen Kailim I tu sanıda kalacak Varşova, 24 (A.A) — Ga/etcler ö-nemli fransız yazıcılarından Romen Ronald'ın Sovyet Rusyadaki ge/isindcn dönüşte iki gün Varsovada kalacağını yazmaktadır. Varsovada is«-i Imyranıı Varşova, 24 (A.A.) — Lcilerin Spa-la toplantısı dün törenle kapatılmıştır. Yabancı memleket İzcileri memleketli rine dönmeğe başlamışlardır. ALMANYA'DA: Çelik miğfer örgütü niçin kıddırıtdt? Berlin. 24 (A.A.) — Havas: Erfort*-ta. celi* miğferlerin toplantıları yasak edildiği gibi bu kurumun üniformasın' giymek ve beldeğini taşımak da yasak edilmiştir. Resmiğ bir bildİrik bu karan gerektiren sehebleri aydınlatmaktadır. "Bunda: "Geniş çelik miğfer bölümlerinin devlet ve nasyonal sosyalistliğe karşı durum almış oldukları., yazılıdır. Fransız - idman tecim unlaşmus-Berlin. 24 (AA.) — Franaız — AW man tecimel ilgileri hakkında hiç bir anlaşma formülü bulunmadığından. Alman delegelerinin Berlinc dönüşünden sonra klering'in ortadan kaldırılacağı kesin görünmektedü. I R \\s\'DA: Bir silah kaçukçılığı Paris, 24 (A.A.) — Maten gazetesinin haber verdiğine göre, 325 sandık t-çerisinde bulunan ve Frantadan Buenot Aires'e gönderilmiş olan 25 bin kilo a- bğltMİaki milmiâ ** M.t4ı«ii. ..mujı^u- ötün- Pransaya geri gönderilmiştir. Sandıklar, Havr limanında açıldığı zaman içlerinde taşla kumdan gayrî bir şey çıkmam.*ıı Silahların Fransada mı, yoksa yabancı ülkelerde mı çalındığını polis araştırmaktadır. Hapis ceeası atan işyarlar Paris. 24 (A.A.) — Ceza hak yer. geçen cuma günü gösteri yapan 6 hükümet işyarmı 8 günden 3 aya kadar türlü hapis cezalarına çarptırmıştn MACARİSTAN'DA ı Macaristan ve İtalyanın kuvvet Budapeşte. 24 (A.A.) — Başbakanın gazetesi olan Fuggetlcnse, babeş I-şinın İtalyanın durumunu layınttmj-yacağı kanağatında bulunduğunu sayli-yerek diyor kî: "Musolini birinci teşrin »onun» kadar bayrak altına çağırılacak İki milyon askerle hiç bir şeyden korkmıyacak ve Avrupa barışına mutat enerji ile ihtimam edecektir. Büyük italyan devleti Avrupada durumunu ve etkerliğini korumayı ve sömürge meselelerinde irde-sini saydırmasını bilecektir.., I I II MI \k*DE: Felemenkte yeni finansal tedbirler La Haye, 24 (A.A.) — Genel saypa-tan azaltan kanun projesinin görüşülmesine, dün, sena devam etmiştir. Parti önderlerinden birçoğu, kabinenin para vc ekonomi siyasasına karşın bulunduklarını bildirmişlerdir. * • 0 La Haye. 24 (A.A.) — RcMmğ ola-rjk bildirildiğine göre, kabine çekilmedikçe, hükümetin siyasasında vc bele para siyasasında hiçbir değişiklik ol-•myacaktır. Şayed gerekirse, hükümet-hemen florini korunuk için mümkün olduğu kadar *orlu tedbirler alacaktır. Kainin- çekilecek mi? La Haye, 24 (A.A.) — Başbakan, gc-.il harcalar hakkındaki görüşmelerin geriye bırakılmasını dilemiştir. Kabine, bu sabah İçin üsnomal bit toplantıya «ağrılmışttr. Kabinenin ya çekileceği yahud ki, parlamentonun dağıtılmasını işiteceği sanılıyor ULUS 26, wjm 1HT7 IVrtr» uma Kaikuta, 25 (4.4.) — Giridih'de Yoktiabad kömür ocağındaki kazada 33 kişi Ötmüş, 4% kişi de yaralanmıştır. ON ALTINCI YIL. No: SOI Adımız, aııdınıı/.tlır Her yenli- * kuruş Habeşistan Uluslar Sosyetesinden ne istiyor italya, uluslar sosyetesinin, her şeyi bilmesinden yana değil Fransa, ya Ingiltereyi, ya İtalyayı tercih edecek- Anlaşma komisyonunun son günü boş geçti - ingiliz işçileri, İtalyayı, dünya barışını bozmakla suç -landırıyorlar ve dünyanın İtalyaya karşı birleşmesini istiyorlar. Sır Samüel Hor Londra, 25 (A.A.) — Deylî Telgraf gazetesinin diplomatik yazarının sandığına göre, fransız feüyuk elçisi, ital yan - fransız konuşmalarından doğan önerge -leri Sir Samüel Hor'a bildirmek için dün Dış bakanlığına git -mistir. italya, ulus • Ur sosyetesinin gelecek usno -mal toplantısında habeş - italyan anlaşmazlığının bütün evrelerini incelemesine engel olmaya çalışı -yor. ttatya'nm gelecek dört hafta içinde hükümetler arasında ko -nuşraalar yapılmasını ve uzlaşma komisyonunun kınavı süresinin uzatılmasını istediği söylenmek -tedir. Son gün de geçti Paris, 25 (A. A.) — İyi ha -ber alan çevenler, B. Laval ile B. Avenol ara -sanda yapık n görüşmeye ço : büyük bir Önen vermektedirler . Çünkü uluslar sosyetesinin bir kotarma yolu bulmak üzere B. Laval italyan - habeş uzlaşma komisyonuna verdiğİgün bugün bitmek -tedir. Ya İngiltere, ya İtalya!.. Roma, 25 (A.A.) — Diplomatik çevenler, ingiltere büyük elçisi Sir Eric Drummond'un, italyan hükümeti ile yeniden grüşmek için Londra'dan direktif beklediğini sanmaktadırlar. Sir Eric Dram -mond, Musolini ile son defa, bu ayın 17 sinde konuşmuştu. Res -miğ italyan çevenlerinin sandıklarına göre, uluslar sosyetesinin otoritesine indirilecek her vuruşun Lokarno paktının ölümü demek olacağını Fransaya söyleyen İngil- tere, bu suretle Fransayı sıkıştır -mağa da çalışmaktaöV. Bu çevenler, italya'nın Lokarno paktı ile doğrudan doğruya ilgili olmadığını ve Fransanın, Ingilt ere ile İtal yadan birini tercih etmesini gerektiğini ilâve etmektedirler. (İtalyaya karşı dünya birleşmelidir) Londra, 25 (A.A.) — Ulusal işçi partisi kongresinin kabul et • tiği kararda şöyle denilmektedir. " İtalyan faşizmi italyan ulu -suna, doğu Afrikasında şüpheli şereflerle dolu bir serüven sun -maktadır. Kavgaya sebep olan hâdiselerin gerçek bir önemi yoktur. Habeşistan'da kopacak bir harp bütün Afrika'da karışıklık -lar çıkarabilir. Böyle bir harp, Avrupa bakışının temeli o'an Kcl'og pak»ı ile u'usl r sosye'esi tüzüğünü t-hlikeye di'şürebil:r. (Sonu 2. cî sayı/arla i Yunanistanda kıratlığa karşı eiddiğ hareketler mi başladı? Atina tiyatrosunda bir hadise - Patras, Atina ve Pirede grevler Atina, 25 (A.A) — Askerler, Atina tiyatrolarının birinde: »Kıral gelecek ammagene dönecek.» türküsünü çağıran bir artisti yaralamışlar ve dekorları parçalamışlardır. Bu türküyü, askeerlr, kirala hakaret saymışlardır. Tiyatronun içindeki dinleyiciler, birbirlerine girmişler, birçok silâh atılmıştır. Bu yüzden kimseye bir zarar gelmemişse de tiyatroda panik olmuştur. Atina, 25 (A.A) — Patras'da bir tütün fabrikasının işçileri, kı-rallığın yeniden kurulması projesini protesto etmek üzere grev i-lân etmişlerdir. Atina Pire ve Selânik'in bir çok işçi sendikaları bugün ayni se- Türk - fransız kültür sözbağı imzalandı Paris, 25 (A.A.) — Havas a -jansı bildiriyor: Türkiye büyük elçisi ile B. Laval ve eğitim bakanı B. Marioroustan, dün saat 18 de fransız - türk kültür sözbağını imza etmişlerdir. bebten dolayı grev yapacaklarını bildirmişlerdir. Polis, sokak toplantılarını yasak etmiştir. C.RP. Dün genyönkurul toplandı Cumuriyet Halk Partisi gen -yönkurulu dün belli toplantısını yaptı ve Yusufili, Bâlâ, Manav -gat, Arapsun ilçeleri parti yönku-rul başkanlarının ödevlerini onay ladı. Partinin iç işleri üzerinde go-rüsülerde bulunarak kararlar verdi . Bir köyümüz Hava Kurumuna 1000 lira yükendi Muğla, 25 (A.A.) — Dün ha -va kurumundan seçme bir kurul Ahiköyüne giderek halkı hava tehlikesine karşı alınacak tedbir -leri anlatmışlardır. Bunu gören halk akın akın kurulun bulunduğu yere gelerek tehlikeyi bilen ve yardımcı üye yazılmışlardır. Verit ve üye paralarını ntutarı bin lirayı geçmiştir. • • • Balıkesir, 25 (A.A.) — Hava kurumu için yüken ve verit yekûnu şimdiden elli bin lirayı bulmuştur. Hava tehlikesini bilen üye sayısı günden güne artmaktadır. Adananın ilk pamuk ürünü 25 liraya satddı Bütün Çukurova çiftçisi ürününün yüzde Hava Kurumuna verdi uçunu Aaanadan bir parça ve arKaaa pamuğun yetiştiği Adana ovası Ad«na, 25 (A.A.) — Yılın ilk pamuk ürünü bugün borsaya ge -tirilmiş ve bu dört kilo mısır pa -muğu kilosu 25 lira hesabiyle tö renle satılmıştır. Pamuk tutarının büyük bir kısmı şehrimiz Kızılay kurumuna verilmiştir. Şehrimizdeki havacılık işleri durmadan ve düzgün bir prog -ramla yürümektedir. Çevremizdeki bütün ilçe çiftçileri adanalıla -rın yüzde üç kararına uymuşla. rfaheş parlamentosunda tnıpartonun bulunduğu bir toplantı Kültür Bakanımız bugün geliyor İstanbul, 25 (Telefon) — Üç gündenberi Istanbulda kültür işle rini inceleyen kurulun çalışmala rında hazır bulunan Kültür Bakanı B. Saffet Arıkan bu akşam Ankara'ya gitti. On beş gün sonra tekrar İstanbul'a gelecektir. ve Kozan, Kadirli, Osmaniye pi rinççilerinin büyük bîr kısmı da yüzde on vermeği kabul etmişler -dir. BtLDIRlC Türk dili bülteninin ikinci yılı « Kurumun çıkarmakta oldu -ğu - Türk Dili - bülteninin 11 inci sayısı çıkmıştır. Bültenin ikinci abone yılının başlangıcı olan bu sayıda genel merkez kurulu üye -lerinden Ahmet Cevad Emre'nin Hind - Avrupa dilleriyle türk di -lini karşılaştırma yolunda ikinci türk dili kurultayında söylediği tez vardır. (Türk Dili) nin on ikinci sayısı da basılmaktadır. Ulu önderi -mİzin ikİ büyük söyleviyle süsle -nen bu sayıda, kılavuz çalışmaları ve sentaks anketi üzerine yazılar vardır. İkinci türk dili kurultayında söylenen tezlerden bir kaçı da orada yer bulmaktadır. Pek yakında bu sayı da çıkacaktır. Birinci abone yılında basım ve dağıtma yerlerinin iki kere dağış-mesi yüzünden yayın işimizde geri kalmalar olmuştu. Yeni yıl için abonelere ve satıcılara dağıtma işinin aksasız yürümesi yolları düşünülmüştür. Gerek yeniden abone yazılmak ve gerek geçen ydld abonelerini yenilemek istiyenlerin doğrudan doğruya - Istanbuldaki Ankara caddesinde türk kitapçı -lık limitet şirketi - ne başvuraark on sayı için abone karşılığı olan üç lirayı göndermeleri gerektir. Ulusal dil devrimi işini adım adım kovalıyan değerli okurları -mızın bültenin yeni yılını daha verimli bulacak bir sevgi ile ilgi -leneceklerine inanıyoruz. » Ankara bisikletçileri geldiler Ankara'dan 25 haziranda üç bin küsur kilometre uzunluğunda batı Türkiyesi gezisine çıkan beş kişilik bisikletçi kafilesi dün saat 6 da şehrimize dönmüşlerdir. Kafile, bu gezisini muvaffakiyetle başarmış ve bu arada sekiz bölgede federasyon tarafından sıraya konan teşvik yarışlarına da girmiştir. Ankara bisikletçileri bu yarışlarda her zaman birnicİlik, ikincilik ve üçüncülük almışlar -dır. Ötey sabah son konakları olan Konya'dan ayrılan bisikletçiler bugün saat 4,30 da Gölbaşına gelmişler ve burada Ankara sporcu -lan tarafından karşılanmışlardır. Bisikletçilerimizle onları karşıla -yan sporcular saat 6 da Atatürk anıtı önüne gelerek iki çelenk koymuşlardır. Bisikletçilerden B. Orhan geziye çıkmış olan kafile adına ver -diği söylevde, bisiklet sporunun vatan müdafaası üzerindeki rolün-fSonu 2. ci sayıfada) "BELEDİYELER İMAK IIKVKI I" (\IISM\VA BAŞLADİ Adana ve Mersin şehirleri içme suyu enstalasyonu yaptırılarak Bir demir boru fabrikasının kurulması düşünülmektedir. Kamutayın kapanmadan çok az önce, önemi dolayıciyle onadı -ğı "belediye imar heyeti kanunu,, yürürlüğe gireli çok az bir zaman olduğu halde ilk müsbet sonuçla rını vermiştir. Kanun gereğine , uray kanunu yeritilen ve nüfı i on binden yukarı olan şehirlerin harita ve bayındırlık plânları ve içme suları ile spor alanları ve lâğım işlerini yaptırmağa yetkili olan !ç Bakanlığı bu işler için bir "belediyeler imar heyeti,, kurmuş-(Sonu 1 üncü sayıfada) SAYIFA2 ULUb Habeşistan Uluslar Sosyetesinden ne istiyor ? DIŞ HABERLER (Başı I. ci sayıfada) İsti kongresi, Habeşistan Ue İtalya ı.m ı m.ıv;.,nin saptamak İUcrc uluılar sosyetesi konseyinin toplanmasını İngiL tere hükümetinden istemektedir. Ha -bc|istan'ın bundan önceki dileği yerine getirileıek bu ülkeye vakit kaybedü -meksüin tarafsız görmcnlcr gönderil -melidir. Hiçbir devlet İtalya'ya, biricik ergo. si yeni faşist imparatorluğunun şanını yükseltmek olan bir harbi koîaylaşUr -mamak için ödünç para vermemelidir. Bütün duaya ekonomik bir abloka itin etmek suretiyle italyan emperyalist politikasına karsı koymağa dÖlendiğini gösterdiği zaman İtalya, tehlikede olduğu, nu anlıvacaktrr. Habeşistan uluslar sosye -tesinden ne işiyor? Londra. 25 (A.A) — Tayma gazc-•Muun Adisababa aytan bildiriyor : Dun. dış bakanı, uılaşma korniş • onumu, erteye atıldığı hakkında italyanlardan bir nota almıştu. Bu mesele hakkında, İtalyanların verdikleri nota bununla ügüncü oluyor. Bunda kısaca gösterilen sebeblerse bundan Önceki notalarda gösterilmiş olan sebeblerin eşidir. Resmiğ siyasal habeş çevenleri bu son notayı italyan görüşünün kesin bar ifadesi saymaktadırlar. Habeş ba -kınına göre. uluslar sosyetesi konseyinin, biri geniş. Öteki ise dar olmak ticere iki ödevi vardır. Dar Ödev, «sı -narların çizilmesi» teriminin tarifi huşunda komisyonda çıkan anlaşmazlıkla İlgilidir. Geniş ödev. habeş — italyan dava -sının bütününe kapsaIdır Adisabatada umulduğuna göre, konsey, şayet besinci bir yargıç seçmek 0-zere her iki tarafı buluşmağa kandıra-mazsa, Mançuridc bir İnceleme yapmış odan Lytton komisyonuna benzer, ta -raftır bir komisyon atanabilir ve bu komisyonun kesin olarak Afrikaya git mesi de gerekmez.,. Gene bu aytar diyor ki, habeş hükümeti, ya başka topraklara, yahud ki finansal bir yardıma karşılık, kendi topraklarından bazı yerler bağışlamağa her vakit hazırdır. Hükümet, Adisaba-banın batısında bir demiryolu döşen -snesi tasavvurunu görüşmeğe hazır ol-asalda beraber, süel ve yahut ki notür bir bölgenin ihdasını kabul etmemek -tedir. Italyaya sayasal bir nüfuz ba-gıslamamak şartiylc, ekonomik imtiyaz hır vermeğe de razıdır. Uusolininin iki oğlu gönüllü uçman oldu Roma, 25 (A.A , — Doğu Afrika'ya «itmek üzere gönüllü yazılan Duçe'rüıı oğlu B. Virtorio Musolîni. hsva yedek asteğmenliğine atanmıştır Henüz 17 yaşındaki kardeşi Bruno da pilot çavuşu olmuştur. Her İki kar -deş, 1 ağustostan başhyarak doğu Afrİ kaya gönderilecek dokuzuncu bombar -d iman gıupuna memur edileceklerdir. Yeniden giden askerler Roma. 25 (A.A-) — Halkın alkışları arasında askerin yollanmasına devam edilmektedir. Montelia'da Veliahd, Ga . ¡inana tümeninin 31 inci piyade alayının İkinci bölüğünü gözden keçİrmİştir. İngiliz aylarları için ajan Londra. 25 (A.A.) — Vörld Press Nı ı. un haber verdiğine göre, habeş imparatoru Habeşistanla, Adisababadakl İngiliz basın aytarlart arasında bir da -nışman ajan atamıştır. Bu* ajan. imparatorun muhafız alayı subaylarından AL bay Moraitis'dir. Japonya Habeşistana silah göndermedi mi? Tokyo, 25 (A.A.) — Süel orunlar, Japonyanın Habeşistana silah göndermekte olduğunu ne yalanlamak ne de ber -İrilmek istiyorlar. Bunlar görünürde, Japonya'yı ital - yan - habeş davasına karıştırmak hede-füe birçok söylentiler dolaştırılmakta olduğunu işaret etmektedirler. Japonyanın Habeşistana silâh gön. derip göndermediğini söylemeğe bu orunlar hiçbir lüzum görmüyorlar. Dış Bakanlığında, Habeşistan'a cephane gönderilmesi için hiç kimseye izin verilmediği RÖyter aytarına söylen -mistir. İngiliz kabinesi durumu inceliyor. Londra. 25 (A.A) — İngiliz kabi -nesi, haftalık toplantısında Paris ve Roma elçilerinin italyan — habeş sn -laşmazlığı hakkındaki diplomatik ko -nuşmalar hakkında gönderdikleri son raporları incelemiştir. Bundan başka kabine, Habeşistana gönderilmek üz* -re yapılacak silah çıkatı için verilmesi ihtimali olan izinler meselesini de gözden geçirmiştir. Roma île Adisababa arasındaki du -rumun, ağırlığını, hafifletmek için ya pılan konulmalar başarısızlığa uğrarsa Londranın silah çıkatı için izin verilirlerine karşın olmıyacağı söylenmekte dir. İngiltere re Amerikanın elbirliği Londra. 25 (A.A) — Avam kamara smda general Spears, İngiltere hükÜ • metinin, italyan — habeş anlaşmazlığı meselesinde, Amerika ile danışıklı bir siyasa gütmeyi düşünüp düşünmediğini sormuştur. Sir Samuel Hor, bu soruya tu ce - : vermiştir: « — Kcllog paktını imza edenlerin bu husustaki düşcrgelcrinİ Amerika dış bakanının geçenlerde verdiği di -yevin ingiliz hükümetinde uyandırdı -ğı hoşnudluğu Londradakİ amerikan elçisine bildirdim. Avam kamarası, hükümetin, barışı koruyacak en İyi çareleri araştırmak hususunda, Amerika hükümeti ile daima elbirliği yapmağa hazır bulunaca -ğma inanabilirler... B. I aınl kabine toplantısında Fransanın Cenevrede alacağı durumu anlattı. Paris, 25 (A.A.) — B. Laval bakanlar kurulu toplantısında italyan - habeş anlaşmazlığının barış yolu ile halli i-çin Paris, Londra, Roma ve Adisababa arasında geçen konuşmaları anlatmış ve Fransanın gelecek hafta Cenevrede a-lacağı durum etrafında izahlarda bulunmuştur. Bakanlar kurulu, ne italyan ve ne de ingiltere dostluklarını tehlikeye dü-şürmiyecek ve uluslar sosyetesinin prensiplerine bağlı kalacak olan bu hareketi beğenmişlerdir. Fransız hükümetinin durumu kati olarak belli olmuş değildir. Anlaşıldığına göre B. Laval kati bir programla yola çıkmamaktadır. Konseyin kat! toplantı tarihi henüz belli lomamakla beraber bu tarihden önce hemen bir çare bulunmasının Londranın arzu ettiği toplantıyı lüzumsuz hale getirmiyeceği anlaşılmaktadır. Bununla beraber, italyanın Adisa-babaya verdiği notadan sonra durumda hafif bir iyilik olmuştur. B. Musolîni sınırlar meselesi bir tarafa bırakıldığı ve beşinci yargıç tayin edilmediği takdirde 1928 andlaşmasına göre olacak o-lan uzlaşma usulünün tatbik edilebileceği düşüncesindedir. Habeş İmparatoru ise. uluslar sosyetesinin bir anlaşmaya varamamış olan italyanlarla habeşlerin komisyondaki müsavi oylarını bunlardan bir tarafın lehine olarak müsavilikten çıkarması ve beşinci yargıcın atanması mümkün olmazsa on beşinci maddedeki usulü tatbik etmesi lâzım geldiği düşüncesindedir. Bu tezler biribirine karşıolduğu halde, beşinci yagıçın atanması suretiyle bir anlaşma imkanı belki de gene vardır. Paris, Londra, Roma ve Adisababa arasındaki konuşmalar konsey toplantısına kadar devam edecektir ve önümüzdeki Cenevre konuşmalarını Önemli bir surette değiştirecektir. Bugün B. Laval İngiltere büyük elçisi Sir Jorj Klarki kabul edecektir. FRANSA'DA ı Alınan tedbirlerle masraf 15 milyar az/ddı Paris, 25 (A.A.) — Finans bakanı, alınan tedbirler yükünden bütçenin 51 milyardan 36 milyara indirildiğini ba • kanlar kuruluna bildirmiştir. B. Laval pazartesi günü uluslar sos . yetesi toplantısında bulunacağından salı günü bakanlar kutulu toplanmıyacak vc toplantı tarihi Cenevrede işlerin yürü -yüşüne bırakılacaktır. Paris borsası Paris, 25 (A.A) — 24 temmuz tarihli Paris borsa durumu: Borsa, fransız franglarının ağırlaşması üzerine yerli esham üzerinde genel surette daha az uygun bir durum göstermektedir. Alış verişin azlığı yüzünden har-ıl olan farklaröncmsİzdir. Arsıulusalesham düzensizdir . Royal duteh aranmaktadır. Para alım satımı piyasanın dikkatini çekmekte ve girgİ-lere engel olmaktadır. ımm.onv VP \ : Polonya - Danzig finans anlaşması Varşova, 25 (A.A) — Polonya gazetesi Danzig tarafından dövizlerin düzenlenmesi için alınan tedbirlerden bahsederek diyorlar ki: Danzig bu tedbirlerle anlaşmaları bozduğundan ve Polonyanın da asığ-laruıa dokunduğundan polonyanın aldığı karşılık tedbirler ancak Lehista-nın çıkarlarını korumak içindir ve bunda hiçbir siyasal hedefi yoktur. Ekonomik denkliğin başlıca şartı iki memleket parası arasında değismiyen bir nisbet kurmaktır ve bu nisbetin sürekti olarak korunacağı hakkında inancalar lâzımdır. AVLSTl'RY A'DAt Naziler, "İntikam alacağız., diyorlar. Viyana, 25 (A.A.) — Dolfüsün öldürüldüğü günün yıldönümü dolayısile naziler .üyelerini, Hitlcrle birlikte "yeni Avusturya ve yakın olan kurtuluş günü» için savaşa çağırmışlardır. Naziler tarafından neşredilen bildi-riğde şöyle deniliyor: "Hiçbir şeyi unutmadık. Biz, nazı bekçileriyiz. Biz, yalnız üstün olmakla kalmıyacak. intikam da alacağız.,, Viyanada 50 ve illerde menfi propaganda yazılan dağıtan 200 nazi ihtilâl -cisi yakalanmıştır. ROMANYA'DA: Romanyatla para düşüriilmiyecek ! Bükreş, 25 (A.A.) — Romanya finans bakam, hükümetin parasını değerden düşürmek niyetinde olmadığını soy lemistir. Ankara hisikletçileri geldiler (Başı 1. cı sayıfada) den bahsetmiş vc 31 gün süren gezileri sırasında karşılaştıkları sporcu arkadaş, larmm ve kendilerinin Ulu öndere karşı olan içtem saygı vc bağlılıklarını bildirmiş ve anıt önünde toplanmış olan hal -kın sürekli alkışları arasında törene son verilmiştir. Teşekkür Oğlum Hüsamcttindeki ekze-ma hastalığını geçen sene bir hafta içinde gidermiş olan Dr. B. Hazım Gökmene bu korkunç hastalığı bu kadar süratle ve nüks etmez bir şekilde tedavi ettiğinden dolayı alenen teşekkür eylemeyi vicdan borcu bilmekteyim. M.M. vekâleti hava müsteşarlığı levazımında maaş memuru M. Tebfik YUNANİSTAN'DA: Geneloy ne zaman yapılacak'/ Atina, 25 (A.A) — Hükümet çevenleri, geneloy tarihi hakkında Atüu farbayı B. Katı i as tarafından kiralın dü • şünceleri hakkında verilecek izahlardan sonra bir karar alınabileceği fikrinde -dirlcr. Geneloy, saylavlar kurulunun gös • terdiği tarihte yapıldığı takdirde, hü -küme t bu husustaki şartların tesbiti için syrış partileri ile uyuşmağa çalışacak -tır. Geneloy, sonraya bırakılırsa hükümet, geciktirme kararını vermeğe yet -kili olan saylavlar kurulunu toplantı -ya çağıracaktır. (Atbinaika Nca) gazetesine göre B. Venizelos, bugünün bulanık durumu içinde şimdiki hükümet tarafından yapılan geneloyun ulusal dileğe tercüman olamıyacağı fikrindedir. B. Veruzeios, niabiğ temsil sistemi ile meclisi mües-sesan için hemen seçim yapılmasını tavsiye etmektedir. B. Çaldaris, geneloyu i'temekte ısrar ederse, bir ulusal birlik hükümeti -nin kurulması ve mart azısında yakalananlar için genel bağış İlan edilmesi lazımdır. Atinaİka Nea gazetesi, eumurcu çe -venlerin B. Vcnîzelos gihi düşündüklerini İlave etmektedir. M.M \\Y-VD\r Kapatılan yeni çelik miğfer Kurumun ı Şveno, 25 (A^.) — Meklemburg Havas Ajansı bildiriyor: Parhim, Lud • vigslust vc Varemburg illerinde çelik miğfer Sıahlhera grupları dağıulmıştıı. Buna sebep bu kurumların devlet emnı. yetine karşı bir suikasti pek andıran düş manca sözler yaymalarıdır. Bir bîldiriğ-de: "Son haftalar içinde ortaya çıkan hâdiselerin bu illerdeki grupların dev -. leıc karşı bir roetod dahilinde ve bilerek Çalıştıklarını isbat ettiği ve dağıtmanın bundan dolayı lâzım geldiği., bildiri) _ mektedir. Heilsberg peskopoşunun şuta* sumla bulunanlar! Königsbcrg, 25 (A.A.) — Doğu Prus-yada genç Hıristiyan birliklerinin toplanmakta oldukları Heilsberg piskoposluğu şatosunun salonlarında. Polis, Vaymar cumurluğunun beldeği olan 4 tane siyah-kırmızı-altın sarısı bayrak ele geçirmiştir. Bir gazanede yanıcın Kolonya. 25 (A.A.) — Ehrenfeld gazanesinin gaz metrolarından birinde yangın çıkmıştır. Bu yangının sebeb ve Önemi hakkında henüz hiç bir şey bilinmiyor. MACARİSTAN'DA: \n:ı propagandası re Mtuaristan Budapeşte, 25 (A.A.) — Panjcnna-nist propagandası kamoyu uğraştırmakta devam etmektedir. Geçenlerde d'Ambrozy'nin yazdığı bir betkeden ötürü Peşter Loyd gaze -tesi sütunlarında atışmalar olmuştur. Bu gazete diyor ki: "Alman hükümeti soravlardan kaçmak için yabancı Ülkelerde gizli gizil yapılan propagandalara resmiğ olarak karışmamakla beraber bu propagandaları durdurmak için de
hiçbir şey
V-'P mamaktadır. Bu propagandalar için liran olan paraları da gizlice vermektedir. Pek kolay olan bu taktik kimseyi aldatmıyor. Alman hükümeti, bu propagandaları ortadan kaldıracak araçlara maliktir. Bunu yapmadığı için macar kamoyunun kendisini soravlı tutmasına şaşmamalıdır. Propaganda, en çok seçim savaşında şiddetli olmuştur. Bu yüzden Macaris-tandakl halkçı birliği sekreteri beş ay hapse hüküm giymiştir. DAĞIMK HAHt.RI.ER: Tenis maçları Vimbledon, 2 (A.A) — Amerikalı Afison, alman Henkclı 6 1, 7.5, 11.9 yenmiştir. Bu suretle amerikan ekibi final maçlarında ingiliz ekibi ile karşılaşmak hakkını kazanmış bulunmaktadır. Amerikalı Budge, alman Von Kra- nı 0.5. 9.7, 8 6, 6.5 yenmiştir. Amerika, I e karsı 4 sayış ile maçları kazanmıştır. inibalin benzeri duygularım anlatıyor Aostc, 25 (A.A.) — Amerikan yazarı Halliburtâiı gece yarısında buraya gelmiştir. Gazetecilerle konuşan yazar, fil sırtında yaptığı geziyi en çok eğlenmek için yaptığını ve tarihiğ hadisejrl tekrarlamak hususundaki isteğinin ikio ci derecede olduğunu söylemiş ve demiştir ki: " — Anihalin büyük Senbernar geçidinden hiçbir zaman geçmemiş olduğuna bu gezintideki zorlukları atlatması Imkınsız idi. Anibalin küçük Sen Bernard, yahud gt nevre dağından geçmiş olması ihtimali vardır. Bakım evindeki papazlar. Napoleon zamanından* beri dağda bu kadar kalabalığın görülmemiş olduğunu bana söylemişlerdir. Geçen pazar günü Sen Bemarda 2000 gezgin vardı Gezisine devam edecek olan Halliburton, bundan sonra her gün 60 kilometre yol almak um odundadır. HOLLANDA'DA: Kabinenin verıliği karar gizU tutuluyor Lahey, 25 (AA., — Kobijn kabinesi kararlarını vermiştir. Fakat bunlar bil « dirilmemektedir. Paranın düşürülmesi* ni istiyenler B. Koli inin düşeceğini sanı* yorlar. Bunlar başbakanın yarıp da paranın düşmesinin önüne gcçesüyecc^ml o zaman da durumu tutamayacağım sa * myorplar. Buna karsı birçok çevenler B. Koli *\ jn'den sonra kim gelirse gelsin floıinifl: şimdiki siyasasına bağlı kalac.ığını ati maktdaırlar. Hollanda kabinesi çekiliyor La Haye. 25 (A.A.) — Hollanda hü. kümeti çekilmek hususundaki kararını yarına bırakmıştır. I eli-nt4-til.tr ılımın} değişnu'tll La Haye, 25 (A.A.) — Siyasal d» rumda hiçbir değişiklik olmamıştır. Ba* kanlar, durumu incelemek ve başbakan Koliyn'in. kraliçe Vilhelmle'e ne suret* le baş vuracağını kestirmek içm. dün toplanmışlardır. Bu toplantının sonun* da, florini korumağa dolendiğini bildi» mekle kalmıştır. B. Koliyn, saat 16.30 da kraliçe ta* rafından kabul edilmişse dc görüştük* leri ve nasıl bir hareket kararlaştırdük* ları belli değildir. İNT.II TRKr-.'DK; İngiliz, kralı için yapılan serdikler bitti. Londra, 25 (A.A) — Kiralın tehta çıkmasının 25inci yıldönümü dolayı* sile yapılan şenlikler, bugün bitmiştir. Kıral ve kıralıçe Bukengham sarayındı büyük bir garden parti vermişlerdir. //"Ihınd.ulu kabine buhranı Londra. 25 t A.A. — Hollandada bit hükümet buhranı tehlikesi ile florinin, değerden düşürülmesi korkusu, dövizin; 7.3475 den 7.40 s inmesile sonuçlanmıştır. Borsanın kapanışında, Hollanda bankasının ıskonto fiyatını yükseltmesi il« florin 7.37 e çıkarak tutunmuştur. Belf astta baysallık Belfast, 25 (A.A) — Ortalıkta du» gunluk vardır. 12 temmuzdanberi harll-sesiz geçen bu ilk gündür. Sokaklarda artık kol cezmîvor. ULUS 27, TKMMliZ 1935 CUMAN Moskova, 26 (.4.4.) — Moskova yöresinde bir otokarla bir tren çarpıtmış, otokarda bulunanların yedisi ölmüş, yedisi yaralanmıştır. ON ALTINCI YIL. No: 5028 Adımız, anılımızdır iler yenle 5 kuruş BAŞBAKANIMIZ Rizeden Trabzona geldiler Trabzon 25 (A.A.) — Hopadan hareket eden Başbakan İsmet İnönü Rize'ye çıkarak bir zaman ça -lışmış ve 25 temmuz akşamı Trabzon'a varmıştır. Iç Bakanımız İslaıı I mi la gitti İç Bakanımız B. Şükrü Kaya dün akşamki ekspresle İstanbula gitmiştir. Bakanı durakta saylav -lar ve iç bakanlık ileri gelenleri uğurlamıştır. Balıkesir ve İ.staıı -bulda deprem Ankara, 26 (A.A.) — Tarım Bakanlığı meteoroloji enstitüsünden: Bu sabah saat 4,25 de Balıkesir'in 25 kilometre ku • zayında Kebsut'ta ve saat 4,55 de İstanbul'da 10 saniye devam eden tepremler duyulmuştur. Zarar yoktur. B. Celâl Bayar Moskova elektrik fabrikası ve radyo merkezini gezdi Moskova, 26 (A.A.) — Türk ekonomik kurulu başında B. Celâl Bayar olduğu halde Noguİnsk'te-ki elektrik fabrikasının radyo merkezini gezmiştir. Dün gece ağır endüstri komiserliği, türk kurulu şerefine bir kabul töreni yapmış ve bunda Türkiye büyük elçisi B. Zekâi Apaydın ile bütün kurul ve elçilik ileri gelenleri, ağır endüstri komiseri, dış bakanlığı ile ağır endüstri ileri gelenleri hazır bu -lunmuşlardır. 23 temmuzda B. Celâl Bayar beraberinde B. Zekâi Apaydın, B. Krestinski olduğu halde B. Kalenin tarafından kabul edilmiştir. Görüşme, oldukça uzun sürmüş -tür. Türk Ekonomi Bakanı ile büyük elçisi aynı günde B. Voroşi -lof tarafından da kabul edilerek uzun uzadıya görüşmüşlerdir. 23 temmuz akşamı, Türkiye elçiliğinde bir şölen verilmiş ve sonra bir kabul töreni yapılmıştır. Bunda ağır endüstri komiseri B. Ko -sengoltz Krestinski ile dış ve ağır endüstri ve dış tecim komiserlik -leri ileri gelenleri hazır bulunmuşlardır. NELER YAPILACAK? B. Çetinkaya Bayıııd yeni tasarları İzmir, 26 (A.A.) — Bayındırlık Bakanı B. Vli Çetinkaya dün de türlü bayınc rlık işlerini incelemiştir. Yanındi bulunanlarla hal-kapınar bataklığının kurutulması. Karşıyaka çocuk yuvasını ve Sağırlar kurumlarını, yangın yerle -rindeki yeni yapıları, panayırı gezmiş, telefon sosyetesinde bir saat kadar çalışmıştır. Bugün Aydın hattını teftişe çıkacaklardır. B. Ali Çetinkaya basın orun-taklarına diyevinde İzmir urayı ile havagazı sosyetesi arasında satın alma işini Ankaraya dönüşünde inceleyerek sonuçlandıra -cağını, İzmir otomatik telefonu -nun modern olduğunu, hükümetin beş yıl sonra bu enstallasyo-nu almak hakkının saklı bulun • duğunu, halk işinin iyi yönetilmesine emir verdiklerini, Halkapı . nar bataklığındaki kurutmadan sevindiğini, Bakanlığın buna yar- ırlık Bakanlığının nı anlatıyoı dım edeceğini, mülkü aslında devletinolan Şark demiryolları hattının işletmesinin de yakında alınmasının ihtimal içinde bulunduğunu söylemiş ve demiştir ki: « — Sınıra kadar gideceğiz. Hatlarımız on bin kilometre o -lunca ana hatlar bitmiş olacak -tır. İstanbul tramvay sosyetesi işini bir dereceye kadar düzelttik. Kapitalini bir milyon 400 bin li -raya kadar indirdik. Sonradan bazı yeni hatlar için kapital ge -tireceklerini söylediler. Bir türk lirasını 26 isviçre frangı sayarak kapitali on milyon liraya çıkardılar. Bunu da düzelttik. Sosyete yeni hatlar bahanesiyle biletleri üç buçuk kuruş yükseltmiştir. Kurtardığımız bir milyon 700 bin lira budur. Durumu adaptasyon sözbağına göre yoluna koyduk. Sosyeteyi almak isteyince bir milyon 400 bin lira üzerinde konu -saçağız.,, Ürünlerimizi Köstence yolile göndermek için istanbul'da komisyon toplanacak Bu yol, üç haftayı beş güne indirecek, navlunu da yüzde yirmi düşürecektir Türkofis'in yaş sebze ve mey yalarımızı dış pazarlara satmak yolunda esaslı bir şekilde çalışmaya başladığını öteygün yazmıştık. Bazı çıkatçı memleketler için bir gelir kaynağı olan bu işin kalite bakımından eşsiz olan türk ürünleri için de bir yoğaltım yeri olma -.mı ulusal bir dava olarak ele a lan ofis birçok çarelere başvurmuştur. Bu arada, çok çabuk bozulan yaş sebze ve meyvanın ve öteki ürünlerin en kısa yolla Avrupa'ya gönderilmesi önemli bir iş olarak ortaya çık (Sonu 3 üncü sayıfada) ULUSLAR SOSYETESİ KONSEYİ 31 TEMMUZDA TOPLANIYOR •--;—77-;- italya uzlaşma koırisyonuna girmeye hazır olduğunu bildirdi İtalya Uluslar sosyetesinden ayrılmadan özgür kalmak istiyor - İtalyan çe -venleri umutsuz - Amerika /bu işelc^rışrryyacagını bildirdi cak komisyon ileri gelenlerinden ve senatörlerden B. Ünye, gaze -tecilere demiştir ki: "— Birleşik Amerikanın ilk hedefi her türlü savaşın dışında kalmak olmalıdır.,, Konsey 31 temmuzda toplanacak Paris, 26 (A.A.) — Dış bakan lığı, uluslar sosyetesi konseyinin 31 temmuzda toplanacağını bil -ditmektedir. * *¦ *¦ Cenevre, 26 (A.A.) — Uluslar sosyetesi konseyinin toplar. 51 hakkında çağrılıkların bu sabah (Sonu 2. ci sayıfada) Roma, 26 (A.A.) — Giornale d'italya italyan - habeş anlaşmazlığını uluslar sosyetesine götür • mek için yapılmakta olan hareketin ve bu anlaşmazlıkta Japonyanm durumundan bahsederek di ' Yedinci arsıulusal komünizm kurultayı Moskova, 26 (A.A.) — Yedinci arsıulusal komünizm kurultayı dün saat 7 de işçi sendikası yur -dunun sütunlar salonunda açılmış 'ır. Kurultayda 65 memleketin J B. Stafin geleri vardır. B. Stalin'in kurul -taya gelmesi bütün delgeler tarafından çok şiddetli ve sürekli al -kışlarla karşılanmış ve bu alkış -lar on beş dakika sürmüştür. Al -man komünist partisi lideri Vil -helm Pik, kongreyi uzun bir söy -levle açmıştır. Kongre bürosunda 42 üye vardır. Bugünkü spor yarışmaları Atletizm yarışmaları, saat 15,30 A. Gücü alanında. Güreş yarışmaları, saat 16.30 A. Gücü alanında. Futbol yarışmaları, saat. 17.45 A. Gücü alanında. (Yatısı 5 İnci sayı tamudadır) tfjfrsş atlı askerleri yor ki: « Devletler, bu meseleyi ulus -lar sosyetesinin yargıçlığına sun -madan önce Japonya Mançuriyi ele geçirirken ne için bu sosyete -nin seyirci kalmış olduğunu anlatmalıdırlar. Japonya'ya gelince, komşusunun topraklarına saldıran bu memleketin italyan - habeş anlaşmazlığında tüze adına soz söyle -mıye hakkı yoktur. Japonyanm her ne şekilde olursa olsun bu işe karışması yalnız İtalya'ya karşı bir düşmanlık hareketi olmak ile kalmaz fakat aynı zamanda Ja • ponya'nın ekonomik ve yantiavru-pal hedeflerle Afrika uluslarının topraklarını ele geçirmek için beslediği yeni emperyalist düşünce -lerîn bir belgesi olur. Amerikanın hedefi Vaşington, 26 (A.A.) — Silâh meselesi hakkında gerçin yapa • Japonya kara. hava ordusıuuı kuvvetlendiriyor Tokyo, 26 (A.A.) — Gazete -lere göre ordu tarafından kabineye yeni bir savga programı veril -mistir. Bu program, ordunun yeğ-riminin kuvvetlendirilmesini, eski lerin yenilerle değiştirilmesini he def tutmaktadır. Program, 1936 yılında başlıyarak beş yıl içinde yeritilecektir. Programın yeritil -mesi için 60 milyon ingiliz lirası harcanacaktır. Hava kuvvetleri ik* misline çıkarılacaktır. Komam ada rejim değişikliği yoktur ^ Romanya kiralı Karol II Bucarest, 26 (A.A.) — Kıral Karol, "Associated Press,, orun -tağına demiştir ki : "— Romenler, otokrasi ve istib-dad istemezler. Ulusun hiçbir za • man diktatörlüğü kabul etmek zorunda bırakılmayacağı, parlâmento veya herhangi bir özgür kuru • mu dağıtmak girgisinde bulunmı -yacağı kesindir.,, Kiralın bu diyevi, kırallık hakkında yetkilerin genişletilmesi içiş anasal kanunun değiştirilmesi yolunda bazı sağ cenah çevenleri tarafından yapılan propagandaya cevab olmakta ve uzun uzadıya "n celenmektedir. İrinde türk uçmanı bulunan 500 uçak en a-şağı 1000 uçak kuvvetinde demektir. Hu 500 uçağı ç a b u k mey ilana getir-rnetiviz. Isk&n kanunu ve yurd -landırma politikamız Dr. ŞEJsEF NURİ Memleketimizde kendisini ulusal bit «av* skimde gösteren bir yurdUndır -ma meselesi vardır. Bu meselenin doğ -duğu kaynaklar ısc şunlardır: 1) Yabancı memleketlerdeki yurd-daşlarımıza memleketin kapılarını aça • rsk. onları toplu olan türk örneği içerisine sokmak ve amacı belli olsn ulusal ekonomik üretimi fa*lal.ıtırmak. 2) 762.736 kilometre murabba» geniş, liginde bulunan memleketimizin nüfus sıklığını çoğaltmak 3) Nüfusumuzun yayılış sekline bir uyum vermek. 4) Memleketimirin ban yerlerinde hâlâ hüküm sürmekte olsn göçebelik şekildeki yaşayışa srtık bu ionuç vermek. Ulusal ekonomi, bakımından asıl olan memlekette insan bolluğu olmayıp, o insanların beden, fikir ve ruh bakı -mındsn harcadıkları ekonomik anlamdaki enerjilerin ve emeklerin kendilerinden vc kendi ssığlarından daha yüksek bir amacın etrafında toplanmasıdır. Bu ise ancak aynı şekilde duyan ve aynı şekil -de düşünen bir ulus île imkânlaştırılır. Osmanlı imparatorlumu devrinde bir ana yurdun ve bir hSkîm ulusun bulunmama-ti ve bu imparatorluğun siyasal sınırlan içerisinde yabancı dillerle konuşan, ya -bancı ırktan olsn ve yabancı karakter taşıyan insan gruplarının bulunması, memlekete faydalı olan bir uluaal ekonomi • run meydana gelmesine engel oluyordu. Bugün bütün dünyadaki uluslar kendi -lerine ve memleketlerine faydası doku -nan bir ulusal ekonomi politikası güdü. yor lar. Artık 18 İnci asrın etrafa saçtığı kozmopolit ve liberal fikirlerin tohumları çürOmege bsşbdı. Bizim gerek ekonomik vc gereks'. sııyal bakımlardan ancak bu snlamda -ki bir insan bolluğuna ihtiyacımız vardır .Türkiye cumuriyetinin nüfus ve yurdlandırma politikasında güttüğü a . nı.tr ta bundan başka bir şey değildir. Ekonomik ilerleme için bu anlamdaki nüfuı çokluğunun Uç çeşit önemi vardır: 1) Devlet politikası bakımından olup ekonomik erkin bir temelidir. NÜ -fusu çok bir devlet daha erkli hareket eder ve ekonomi alanında daha büyük koyaçlar meydana getirebilir; yurddaş . lara daha iyi yardım imkânını bulur ve ferdlerin ekonomik vaziyetlerine daha İyi etkiler yapabilir. 2) Ekonomik organizasyon ve düzenlilik bakımından olup, ekonomik erkjn bir temelidir. Nüfusun çokluğu üretimin büyüklüğü ve verimliliği ürerinde pek etkindir. Nüfusun büyümesi eldeki üretim imkânlarının daima intensîf bir surette kullanılmasına lüzum gösterir. Elde bulunan iş kuvvetlerinin çoğalması, toplu olarak iş sarfına lüzum gösteren girişimlerin yapılmasını imkânlaştınr Büyük bir nüfus iş bclümünü en çok derecede temin eder. Ve bu bakımdan üretimdeki bütün teknik faydaların elde e-dilmesine sebeb olur. Aynı zamanda çoğalan bir nüfus satışın artmasına sebeb olur ve satış artınca da masraflı bir teknik kurulabilir. 3) Şabaİ ekonomi bakımından olup, ekonomik erkin temelidir. Ferd büyü -yen nüfusun rekabete olan erlrtnlıB. ,ı hemen ar'ar ve ona göre daha randı -manii çalışmağa ve daha rasyonel hareket etmeğe baslar. İşte bu bakımlardan Türkiye cumuri-yeti memleketteki nüfus sıklığını çolalt-mak istiyor ve bu istek kendisini ulusal bir dava halinde göstertiyor, Türkiyede 28.10.1927 de yapılan son sayıma göre 13,648.270 nüfusu vardır; bu mikdar bütün toprağa nispet edilecek olursa, her kilometre murabbaı başına aşağı yukarı 18 kişi düşer. Bu durum bugün hiç şüphe yok ki, çok değişmiştir. Geçen tekiz yıllık bir zaman i-çerisinde memleketimizin nüfusu çok yükselmiştir: fakat bunu daha pek çok yükseltmek hükümetimizin ana prensiplerindendir. Nüfusumuzun durumunu daha iyi görebilmek için komşu devletlerin nüfus durumlariylc kıyaslamak iyi olur: Türkiy. İtalya Yunanistan Bulgaristan Romanya Efganistan Iran İrak /62.730 310.000 130.000 103.000 295.000 650.000 1,626.000 302,000 13,648,270 41.477,000 6,480,000 6,062,000 18,300.000 7.000,000 9.000.000 3,300.000 31 18 133 49 58 62 17 S 11 Türkiyede nüfus sıklığı dünya nüfus sıklığı ortalamasının (13.2) yükse-ğindedir. Fakat batı ve güney Avrupa-tına, Yunanistan. İtalya. Bulgaristan ve Romanya gibi komşu devletlere nispet-1c sık değildir. Fakat bu kıyaslamanın ilmi olabilmesi için ayni şartları gösteren memleketleri göz önünde tutmak gerektir. Metclâ batı Anadolu ile Yu-nanistanı kıyatlarsak, Yunanlstandaki nüfus sıklığının daha fazla olduğunu görürüz. İtalyada da durum aynidir, o-radaki nüfus sıklığı da memleketimize nispetle pek çoktur, halbuki batı Anadolu iklimiyle aşağı yukarı aynidir. Bunlardan çıkaracağımız sonuca göre Türkiyenin nüfusunu srttırması Ilgımdır. Ve dava da zaten bu değil midir? Ekstansif ekonomi işlstmesindcn entansif bir işletmeye geçmek İstediğimiz bu sıralarda da bu lUzum kendisini daha kuvvetli olarak gösteremez mi' • • • Nüfusumu/ sıklık bakımından turlu yerlerde türlü farklılıklar gösteriyor. Hiç şüphe yok ki, dünyanın her yerinde ve her memleketinde böyle farklılıklar göze çarpar. Bu farklılığı doğuran sebebler de ya tabiat ve yer şartlarıdır ve yahud da ekonomik şartlar ve düzenlerdir. Memleketimize baktjğımız zaman en ıık yerlerin K . radenirin doğu kıyılarındaki memleketler (Trabzon 62,7, Giresun 31.4. Sinop 29.5) ile Marmara ve Adalar denizindeki memleketler (Bursa 29.6, Balıkesir 29.4, Çanakkale 20.1, îrmİr 40.0) ve bundan sonra ds Seyhan 15.3. Osriantep 19.5 ve Tokat 25.2 gelir. Nüfusumuzun bu tarzdaki dağılışında hâkim olan tabiat ve yer şartlarıdır. Fakat bunda tam bir uyum olduğu ileri sürülemez, çünkü nüfus sıklığı pek sz olan yerler arasında ekonomik gelişime uygun yerler vardır. Buna karşılık Trabzonda toprak sıkıntısı çekilmektedir. Şu halde yurdlandırma meselesini doğuran kaynaklardan birisi de budur: Sıkıntı çekilen yerlerden ntLfus sıklığının az bulunduğu ve fakat ekonomik gelişmeye ve yaşama şartlarına uvgun yerlere taşınmak. ¥ * * Memleketimizdeki nomadlık. göçebelik hayatı birçok bakımlardan hiç de faydalı olmayan bir şekilde en çok Ana-dolunun iç doğu kısımlarında göçebelere rastgelinir. Bunlar turulerile birlikte ilkbaharda az yüksek yaylalara ve yaz gelince de daha yüksek tepelere çıkarlar. Kışın ite tekrar ovalars inerler. Bu şekildeki geliş ve gidiş anlarında önlerine çıkan ormanlara ve fundalıklara zarar verirler, tarım yerlerini bozarlar. Bizde henüz suni tekilde çayır yetiştirmek âdet olmadığından ve bu hayvan sahiplerinin de tabiî çayırları biçerek otlarını bir yere yığmak İçin ellerinde vasıtaları olmadığından hayvanlarını her sene yaylak ve kışlaklara götürürler. Gerek ormancılık ve gerekse kültür bakımlarından bunun Önüne geçilmesi ve bunların sabit yerlere yurd-landırılmatı îeab eder. İşte bu dört nokta memleketimizde ulusal bir dava teklinde görünen yurdlandırma meselesinin dört çeşid kaynağıdır. Hükümet bunu düzenli ve plânlı şekilde tonlandırmak için kendisinin yurdlandırma politikasını gayet açık surette gösteren 21.6.1934 tarihli iskân kanununu çıkartmıştır. DIŞ HABERLEF BİRLEŞİK DEVLETLERDE: Amerikada almanUıra verilen haklar Vaşington, 26 (A.A.) — Nevyork şar-bayının bir almana massörlük için izin vermekten çekinmesi meselesi bu almanın avukatı tarafından dış bakanlığına bildirilmiştir. Dış bakanlığında Alman-yada hiç bir amerikalı hakkında ayrı el-yem yapılmamakta olduğu ve 1925 tarihli tecim andlaşması hükümlerinin yürütülmekte bulunduğu bildirilmiştir. 1936 olimpiyadı ve Amerika Nevyork, 26 (A.A.) — Nevyork Herald gazetesine göre, birleşik Amerika atlet amatörleri birliği başkanı Bay Mahoney, Almanyanın dinsel meseleler yüzünden atletlere karşı ayrı elyem yaptığı anlaşılırsa Amerikanın 1936 o-limpiyatlarına girmiyeceğini söylemiştir. rVevyorktu sıcaklar Nevyork, 26 (A.A.) — Üç günden-beri Ncvyorkta hüküm sürmekte olan sıcak dalgası, yağan yağmurlarla hafiflemiştir. Los Angelos - Nev Meksiko hava yolu Los Angeles, 26 (A.A.) — Uçman Viley post, dün karısı ve bir arkadaşı ile Nevmeksiko'ya gitmek üzere havalanmıştır. Burası Alaskadan geçerek Siberyaya yapacağı uçuşun ilk yüğrü-müdur ALMANYA'DA: Komünist Rudolf Klans asılacak Berlin, 26 (A.A.) — Halk hakyeri bugün komünist Rudolf Klasın asılmasına hüküm vermiştir. Bu adam, ulusal sosyalistlik hükümet başına geçtikten sonra da komünist partisinin hizmetinde yeni Almanyaya karşı çalışmıştır. Yahudileri kontrol için Berlin, 26 (A.A.) — B. Göbcls'e, 6 -zel komiser B. Hans Hinkel'i. Almanya-da oturan ve Ari ırktan olmıyan yabancı, lann fikir ve sanat kınavmı kontrol ödevini vermiştir. Hinkel. naziliğe İlk katılanlardan biridir. 1923 Münih kargaşalığıns İştirak etmiştir. Hinkel'in şiddetli bir yahudi düşmanı olduğu söylenmektedir l.elıistanın Danziüfe verdiği nota Danzig, 26 (AA.) — Dün Varşo-vadan buraya gelmiş olan Leh genel komiseri B. Pape, senaya bir nota vermiştir. Komiser, bu notasında Leh hükümetinin kendi görüşünü onadığın vc Lehistan finans bakanlığının buyrultusunun bozulmıyacağını bildirmiş ve aynı zamanda sena bu buyrultu hükümlerini yeritmİye çağrılmıştır İNGİLTERE'DE: Çın eserleri Ingilterede Londra. 26 (A.A.) — Suffolk kruvazörü çır. sanat eserlerini dün karaya çı • karmış vc eserler akademi depolarına ta. şınmjştır. Çin kültür bakanlığı tarafından eser leri götürmeğe memur edilen Çuang -Şang _ Yen yolculuğun nomal geçtiği hakkında hükümetine rapor vermiştir. TÜRK ;o mı ari TÜRK KUŞ U'na uçucu üye yazılınız Uluslar sosyetesi 31 temmuzda toplanıyor (Başı t. cı sayıfada) gönderilmiş olması muhtemeldir. Toplantı tarihi çarşamba olarak saptanmıştır. İtalyan çevenieri umutsuz Roma, 26 (A.A.) — Diploma tik çevenler, B. Suviç ile Fransa ve İngiltere'nin Roma elçileri ara sında dün yapılan konuşmalardan sonra italyan - habeş anlaşmazlığı üzerindr bu devletler arasında biı uyuşma yapılması ihtimali olma -dığı fikrindedirler. Gene aynı çevenlenn kanaati ne göre B. Musolini'nİn "Ricciont, da bulunmasından dolayı dünkü görüşmeler pek değerli değildir. * » ¥ Roma, 26 (A.A.) — İtalya hu kümeti, uluslar sosyetesini bırak -madan, doğu Afrikasında kendi -sine hareket özgürlüğü verilmek suretile kabule değer bir kotarma yolu bulunma*! mümkün olduğu nu sanmaktadır. Hükümet çevenieri, Japonya tarafından Çin'de yapılan hare -ketlere karşı daha az şiddetle protesto edildiğini kaydetmektedir -ler. İngiliz kabinesinin Habeşis -tan'a silâh çıkatı için izin vermekten çekindiği dakikadanberi italyan knmoyu İngiltere'ye karşı daha v -km bulunmaktadır. Söylendiğine göre B. Eden, Cenevre'de soğukkanlılık göster • mek hususunda emir almıştır. hülya komisyontı ninniye hasır olduğunu hildirdi Cenevre, 26 (A.A.) — italya hükü-metl .İtalyan - habeş uzlaşma komisyonunun çalınmasına yeniden girmîye hasır olduğunu uluslar sosyetesi sekreterliğine telgrafla bildirmiştir. Habeş hükümeti . 75 mayıs tarihli anlaşmada konuşulmayan meseleleri görüşmek İsterse uzlaşma komisyonunun uğrıyacsğı başarısızlıktan soravh tutulmak tehlikesile karşı karşıya kalacağı söylenmektedir. Sanıldığına göre. İtalya müsbet yeni önergelerde bulunmıyacaktır. Fransanm durumu Vaşington, 26 (AA1 — B. Norman Davİs. uluslar sosyetesinin, habeş - italyan anlsşmazlıgına barışçı bîr çözge bulmağa muvaffak olacağını söylemiştir. B. Davis, Fransanın, İtalyaya arka olmak için uluslar sosyetesinden ve İn-giltereden ayrılmasının hiç ihtimali olmadığını ilâve etmiştir. Ihılnimparatarnuun Pari Suar unzetesine söyledikleri Paris. 25 (A.A.) — Habeş impara -toru. Pari Suar gazetesinin özel olarak gönderdiği aytara aşağıdaki diyevi ver -mistir: "— Uluslar sosyetesinin kararına güvenim vardır, hele Fransa ve İngÜterc haklı taraftan, yani bizim tarafımızdan oluna. Fakat italya'dan yana toprakça veya ekonomik hiç bir imtiyaz mümkün değildir. Ve eğer harp başlarsa ordumun ilk eri ve askerlerimin alın yazısının ortağı olacakım.,, İmparator italyanların bozguna uğramaları ihtimali olduğunu söylemiş ve scbeblerlni saymıştır: 1 — İtalyan ordusu fransız ve ingiliz somalilcri tarafından ikiye ayrılmıştır. 2 — İtalyan kıtaları yüksek dağlarda şüphe edilemiyecek zorluklarla karşılaşacaktır. 3 — Gaden çölünde içilebilccek su yoktur. 4 — Birçok somalîli ve enirdi. İtül yan kıtalarını terkcdeceklerdir. İmparator, silah üzerine ambargo konulmasından ve Belçika. Çekoslovak ve FELEMENK" DE Halanda kabinesi düştü Lahaye. ¦'¦ (AA) — Kabine çeki-lımini kıralıçeye vermiş, ve kıraliçc bu çckilîmi kabul ederek bakanlara, gündelik idleri görmek ve memleketin asığ-larını korurr.ak için ellerinden geleni yapmak ödevini vermiştir. Yetti kabineyi kim l.ııt tırak? Labcy. 26 (A.A) — Kilona partisi balkanı B. Alütrsc bu gemş umemus kabım sı teşkilin! esas itıbari/le kabul etmiştir. Fakat k.ıiî kararını sonradan bildirecektir. *¦» Amsu ¦ l'im. 26 (A.A) — Finansal Çcvcnlcı profesör AlUrenın kabineyi kurmaktan vazgeçtiğini »anmaktadır. Çünkü profesör diğ r p*ı tilerden ço ğunlugu sağlamak için arka bulama -maktadır Başbakanlık için bu çevend* hıristiyjn grupu üyelerinden B. Jonkhe Değerden çok bahsediliyor. B. Dcgcrc henüz devalüasyon hakkındaki fikrini bildirmemiştir. Sanıldığına göre siyasal gelişmelere rağmen iskonto fiatımn yükselmesi de gösterdiği gibi, florin hücumlara karşı korunacaktır. Kambiyo borsa -sınja sükûn baki ve inip çıkmalar çok azdır. Devlet bankası piyasa fiatına attın vermekte devam ediyor. Hazine tahvillerinde hafif yükselmeler olmuştur iW.lV/K II İHFRLF.H: im*turya, Habsburgları istemiyor Londra, 26 (A.A.) — Royter ajansı V . .n öğreniyor: Siyasal görmen* ler resmiğ çevenlerde Habsburglara kan |i gösterilmekte olan soğukluktan dola* yi hayret içindedirler. Son 24 saat Kin. dc üc Avusturya eyaleti (Noralberg, yus kan Avusturya, Tirol) Hababurglanrl Avusturya ya dönmelerine karşı oldu . ğunu ilan etmiştir. Fransada sigorta işlerinde değişiklik Paris, 26 (A.A. j — "Intran&igeant,, gazetesine diyevde bulunan iş bakanı B. Frossard. yaz azadından önce sosyal sigorta usullerinde yeğritünter yapıla* cağını söylemiştir. ' ' '" Yugoslavya arasında Roma. 26 (A.A.) — Dün papalık ile Yugoslavya ırasında bir konkordato imzalanmıştır. Avusturyada ulusal yas Viyana, 26 (A.A.) — Dolfus'un ö dürülroesinin yıl dönümü dolayısiylf bütün Avusturyada ulusal yss tutulmuştur. Amerika firmalariyle olan sözbağlarını* bozulmasından dolayı eseflerini bildirmiştir. Uluslar sosyetesi konseyinin toplanacağı tarih Cenevre. 26 (A.A.) — B. Avenol konsey Üyelerine gönderdiği bir telgra» ta konseyin toplantısı İçin 31 temmuz veyahut 1 ağustos tarihlerini önerge- m'Ştîr. H. Laval irsgiliz elrisiyle habeş meselesini görüştü. Paris, 26 (A.A.) — Bu sabah B. Laval ile ingiliz büyük elçisi arasında yapılan görüşme habeş meselesi hakkında olmuştur. italyanm Cencvrcye olan teklifleri uluslar konseyisin geri bırakılması sonucunu verecek Önemde sayılmıyor. Şimdi Londra. Paris ve Roma aracındaki konuşmalara hakim olan say Cenevre toplantısının pek yakın olmasıdır. Asıl mesele hakkında, bal yolu bulunması için olan konuşmalar şimdi ikinci plâna geçmektedir. E.. ULUS 28, TKMMI'Z !#;« PA/.AR l'imolııdon, 27 ( A.A.) — üavis kupası finali için yapılan maçların ilkinde in «i Uz Austin, amerikah Attisımu yenmiştir. ON ALTINCI YIL. No: 5029 Atlımız, (iiHİnııı/ılır Hcr yernV S kuru Türk - Sovyet dostluğu Kkoııomi Bakanımızın ayrılması dolayı -siyle verilen şölen îçtem gösterilere yol açtı Mo^ovı, 27 (A. A.) — Tur-biye Ekonomi Bakanı B. Ce ¦ lal Bayar, Tu -lada yeni ma -den endüstri -si merkezlerini gezmiş, elektrik santralını göz -sVn geçirmiştir . Moskova, 2? (A.A.) — Dış tecim halk ko -miseri B. Ro -sengoltz, Türkiye Ekonomi Bakanı B. Celal Bayar için bir ayrılma şöl vermiştir Şölende B. Vo roşilof, B. Liubimof, B. Bouknov. Türkiye Büyük Elçisi B. Zekâi Apaydın ve birçok sovyet büyük -leri bulunmuştur. B. Rosengoltz, söylevinde ba - B. ÇETÎMv \ YA Aydın hattındaki etüd -lerine devam ediyor Hakan Rüyiik Gediz köprüsünü açacaktır, izmir. 27 (A.A.) — Bayındırlık Bakanı B. Ali Çetinkaya dün yanında ilbay General Kâzım Di -rik, Devlet Demiryolları Genel Direktörü, bakanlık yönetsel danışmanı ve su işleri direktörü ile Aydına hareket etmiş istasyonda bir çok zatlar tarafından uğurlanmış-tır. Bakan, Torbalı, Bayındır, Ödemiş istasyonlarında karşılanmış • tır. Bozdoğan'a çıkan B. Çetinkaya tüze bakanı B. Şükrü Saraçoğlu ile konuşmuştur, liuradan Selçuk'a gidecek, Cellât gölünün kurutul -ması işlerini gördükten sonra ge -ceyi Selçuk veya Aydın'da geçire çektir. İnceleme üç dört gün sâre çektir. B. Ali Çetinkaya dönüşte üç gün daha şehrimizde kalacak ve bu arada büyük Gediz köprü -sünün açılma törenini yapacak -tır. t Sonu S Üncü sayıfada) Arsıulusal parlamentolar konferansında B. Fazıl Ahmed türk devriminin gelişimini anlattı Brüksel, 27 (A.A.) — 31 İnci arsıulusal parlamentolar konfe ransı, B. Carton de Viart'ın baş -kanlığı altında açılmıştır. Genel konuşma yapılırken B. Fazıl Ahmet Ayraç, Türkiye'nin iç ve dış barışı istemekte olduğunu ve ha -kikiğ demokrasinin fikirlerini tatbik alanına geçirerek kadınlara seçmek ve seçilmek haklarını verdisini söylemiştir. B. Celal hıyar, sğrr endüstri komiseri B Rorençottrt* bn-likte rışın korunma*; ve kuvvetlendiril mesi için çok önemli olan ttırk — sovyet doîtluğunu anlatmıştır. Bu Dostluğun iki memleketin her gün gittikçe artmakta olan ekonomik ilgilerinde de görünmekte olduğunu söylemiştir. Halk komiseri bundan sonra iki memleket arasındaki ekonomik çalışma birliğinin ve Sovyet Rus -rarrUr^Turkiyenin endüstrileştiril-mesine olan teknik yardımının daha ziyade kuvvetlenmesi, artması isteğini göstermiştir. fSono t. ci sayıfadai İzmitteki patlama Bir kaza eseri olan hadise önemsizdir Resmiğ Bitdiriğ: 26 - 7 • 935 günü saat 4,10 da Derince iskelesi alanında bulunan bir cephane deposu civarındaki kuru otlar, yolcuların attığı siga -ralardan olduğu zannedilen bir sebeble tutuşarak yangın küçük ve eski bir fişek ve bomba depo -suna doğru ilerlemeğe başlamış -Irr.. Depo nöbetçisi kimsey ••• • vermeye muvaffak olat.uyarak kendisi söndürmek istemişse de başaramamıştı!. Ynngın depoya sirayet etmiş ve barutların tutuşması ile depo -da mevcud piyade fişek ve bom • baları arasında da infilâklar baş • lamıştır. izmit ve Kadıköy itfaiyeleri yetişerek sabahın saat sekizine doğru tehlikenin genişlemesine mani tedbirler alınmıştır. Piyade fişekleri ve bombalarının tek tük ve çok seyrek infilâk -larına tesadüf olunuyor. O civardan geçen demiryolu üzerine patlamamış birkaç bomba düşmüştür. Demiryolunda bir tahribat yoksa da bombaların patla -ması ihtimali dolaytsile trenlerin hat temizleninceye kadar o mın -takada geçişi durdurulmuştur Ru sebrble Toros ve Ankara ekspresleri yolcuları İzmit'ten rl*niz yolu ile İstanbul'a naklolunmak üzere İstanbul'dan bir vapur yola çıka -rılmıstır. Bu yolcular geçe Istan -bula naklolmıacaklardır. Nüfusun hiç bîr saylat yoktur. Bir itfaiye neferi 1le altı as* er yangın söndürme esnasında çok ha -fİfçe yaralanmışlardır. Hat varın açılacaktır (A A ) ÂLMANYADA NELER OLUYOR? Naziler,Çelik miğferlilerle, eski dinastiye Ve din kurumlarına karşı harekete geçtiler Yahudi düşmanlığı devam ediyor - Polis, Hinden -burgun mektubunu neşreden bir gazeteyi toplattı Nevyorkta alman bayrağını denize attılar Berlin, 27 (A.A.) — Polis, Mareşal Hındenburg'un heykeli -ne ayrılan Itahlhelm (çelik miğ -fer) gazetesini toplattırmıştır. Bu toplattırılmanın sebebi, sanıldığına göre, bu gazetenin. Mareşal Hİndenburg tarafından 14 mayıs 1930 tarihinde, Prusya hü -kümetİ çelik miğferlere karşı koymuş olduğu yasağı kaldırmadık ça, boşaltılan Rhen bölgesine a dım atmıyacağı hakkında Bakan Fon Meisner'e yazılmış olan bir Bugünkü spor yarışmaları itletizm, saati 15.H0 A. Gücü atımında. Bisiklet, saati 8 Kamutay altındaki dörtyol ağzında Güreş, muit: 16.30 A. Gücü alanında, i uthol. miat: 17.45 A. Gücü alanında. Su sporları, muit: 10 Karadeniz havuzunda (Yazısı 5 inci sayıl amudadır) mektubun aslını yazmış olması -dır. Hindenburg, bu mektubun sonunda tarafsız olmak lüzumun dan bahsettiği için gazete, bu di • leğin. Mareşalin büyüklüğüne bir tanıt olduğunu İleri sürmekte idi. (Sonu 2 inci aayıfada) Uzun bir çalışmadan sonra Baytarlarımız yedi aylık sığır veba aşısını buldular Epiy zaman önce B. Gurasson adlı bir fransız uzmanı ancak bir hafta dayanabilen "sulu sığır ve -ba aşısını,, bulmuştu. Önmeli, fa -kat dayanıksız olan bu yeni aşı üzerinde uğraşan baytarlarımız -dan Bay Süreyya bu aşının 40 gün dayanabilen yeni bir kuru şeklini yapmış ve bir alman İlimmeni tarafından Avrupa fen âlemine bildirilen yeni buluş ilim çevenleriy-le dünya basınını uzun boylu ilgi-lendirmiş ve B. Gurasson bu kuru aşının ekonomik değerinin aı ol -duğunu ve kendisi tarafından bi -(indiğini ileri «ürmüştü. Sığır vebasının memleketimiz hayvancılığı üzerinde yaptığı yı -kıçı etkiler dolayısiyle meşalenin esaslıca etüd edilmesi için bir ko misyon kurulmuştu. Pendik bakteriyoloji enstitüsü direktörü B. Şefik Kolaylı. Bavtar genel direktör W bozulmadın yed ır ı ay lüğu uzmanı B. Muzaffer Bekman Pendik enstitüsü asdirektörü B. Mavroglu, "gıdaî tahlilât,, labora tuvarı şefi B. Hamdi, Pendik enstitüsü şefi B. Raif Köylüoğlu, Pendik enstitüsü asistanları B. İhsan Esin ve B. Cevat Gediz'den katınç olan bu komisyon bir yıla yakın zamandanberi bu meselede türk tezini üstün kılmak ve nesel, mayii dayanıklı sığır veba aşısını bul mak için çalışmaya başlamıştı. Pendik bakteriyoloji labora -tuvarındaki uzun tecrübeler ve birçok araştırmalardan sonra bugün sevinçle öğreniyoruz ki değer li uzmanlarımız, ilkönce 45 ve sonra 138 gün ve en sonra da (7) ay dayanabilen nesci, mayii sığır veba aşısını yapmışlardır. Her tarafta etki yapacak ve yankıları duyulacak olan bu buluşun kesin değerini anlatabilmek (Sonu 4 üncü sayıfada) Yugoslavyalını dış sr yasasında değişiklik yoktur BerÜner Tunehlatm yazıUınm Belnrad yalanlamaktadır. Belgrad. 27 (A.A.) — Berli -ner Tagablat gazetesi, 10 temmuı tarihli sayısında bir betke yazmıştır. Bu yazıda Prens Pol'ün Bük -reş gezisinden sonra Yugoslavya -nin dış siyasasının esaslı surette değişmiş olduğu, Yugoslavya'nın küçük anlaşmayı ve balkan anlaşmasını terkedeceği ve Yugoslavya, Bulgaristan ve Ro . manya arasında yeni bir grup ortaya çıkacağı söylenmek -te ve bu değişikliğe sebep olarak Habsburg dinastisi meselesi ileri sürülmektedir. Acun genoyunu aldatmayı hedef tutan bu bilget resmiğ çeven -ler tarafından kesin surette yalanlanmaktadır. Bu çevenler Yugoslavyanm dış siyasasında «tığlarına bayrı olduğunu ve bu siyasanın gayelerinin bu âna kadar asla değişmemiş bulunduûunu berkitmektedir. İtalya isteklerinde ıs rar ederken. Habe -şistan harita nasıl hazırlanıyor ? Paris, 27 (A.A.) — Eko dö Pa-ri gazetesinin Roma'daki Özel «y-tarı, düzenli habeş süel kuvvetle -rinin, Avrupa usulüne cihaılan mış ve Belçika subaylarından eği tim görmüş 100 - 120 bin kişilik kadar olduğunu söylüyor. Topçu kuvvetleri, eski sistem birkaç bataryadır. Makineli tüfek kıtalarının ellerinde 500 tane kadar mitralyöz vardır. Yüce dağ -ların bazı noktalarında çoktanbe-ridir gizlenmiş cepane depoları ol duğu kesindir. Modern harb ge ¦ reçİ çok azdır, ve birkaç tankla, biribirlerine benzemiyen uçaklardan başka bir şey yoktur. (Sonu 2 inci sayıfada) DÛnka reketlertnt gösteren bir kaç enstantane (yazısı S inci sayıfada) SAYIFA 2 ULüa 28 TtivîMUZ 1935 PA^ yavanlık bahisleri Hava tehlikesini öğrenelim Değerli Başbakanımız Hava Kurumunun kurultayını açarken dünyayı saran silahlanma yansı-sun pek tabiiğ bir sonucu olan hava tehlikesinin korkunç bir durum aldığını, hava tehlikesine karşı u-lusun elbirliği ederek tedbir alması gerektiğini söyledi. Bugün Türkiyenin her şar ve kasabasında, bütün köylerinde hava tehlikesini durduracak biricik silah o lan uçakların arttırılması İçin çalışılmaktadır. Yurddaş, tehlikeyi görüş ve kavrayış nisbetinde bu, ulusal davanın kotarılmasına uğraşıyor.. Bununla beraber, hava tehlikesini önlemek ve havacılığa yardım hareketinin gönül doldurmaz, yavaş bir hızla ilerlediğini söylemek, bana hiç de yanlış görunmiyor. Karşısında bulunduğumuz çok büyük, çok korkunç hava tehlikesini gerektiği gibi, iyice Öğrenemediğimize, iyice anlatıp halkta davaya inan yaratamadığımıza bundan daha iyi ve kuvvetli bir örnek gösterilemez. Bu hal, bana kalırsa, elbirliğine, birlikte çalışmalara alışkın olan köylü ve şarh bütün türk ulusuna meşe''yi hakkiyle anlatmadığı-mızdandır. Tehlikenin ne olduğunu bilenlerin üzerlerine düşen ise değer verememelerindendir. Havacılığa yardım hareketinden alacağımız sonuçlan her vakit söylediğim gibi, tehlikeyi anlatış tarzımızla ölçmeliyiz.. Her şeyden Önce istediğimiz yardımın o-zuııu bilelim., bu bir iane midir? Vergi gibi, askerlik gibi... Ulusal bir borç mudur?.. Eğer istenen, vergi ve askerlik gibi., yardımın üstüne çıkan bir iş ise bunun neden böyle olduğunu açıkça anlatmamız lâzımdır. Yurdun tehlikede ve harb içinde olduğu çağlarda, kurtuluş savaşında kışlık zahiresini, hattâ tohumluğunu el değirmeninde o-ğütüp ekmek yaparak askere dağıtan köylüyü böyle bir harekete zorlayan, yurdun, gerçekten bir tehlike karşısında bulunması idi. Demek oluyor ki, bugün karşısında bulunduğumuz tehlikenin, hava tehlikesinin, hava ordusu eksikliğinin yurddaşı gönül isteği ile harb edenlere yardıma zorlayan dünkü muharebelerden daha korkunç olduğunu anlatabildiğimiz gün, ulus, dün olduğu gibi bugün de, elinden geleni fazlasiy-le yapacaktır. Kaldı ki hava tehlikesinin, bir harbin başladığı haberi alınmadan halkı Öldürmek gayesiyle birdenbire patlayacağını olduğu gibi, ulusa haber vermek, şimdiden tedbir alması, başının çaresine bakması için bütün bunları söylemek meseleyi bilenlerin borcudur. Yanlımı bir yana bırakalım, bütün bir şan, içindekilerin hepsi ile birlikte yoketmek kapasitesinde olan hava tehlikesini, halkın türlü incelikleriyle öğrenmesinin, yemek ve içmek gibi iyice bilmesinin bir ulusal savga işi olduğu kadar kendi faydasına olan bir iş olduğu meydanda bir hakikattir. Bİr memleketin orduları isterse bütün dünyaya karşı durabilir bir durumda olsun, eğer o memleketin halkı havadan gelen tehlikeye karşı açık ve tedbirsiz kalmışlarsa, o ordulann eriyip gideceği ve ulusun da ezilip yok olacağını Öğretmek lâzımdır.. Çünkü orduların ihtiyatını uluslar meydana getirir; ordulann yiyeceğini, içeceğini, cephanesini, silahını cephe gerisinde çalışan halk hazırlayıp yapar.. Eğer halk, mahvolmak tehlikesi karşısında ise, cepheden ve kuvvetli ordulardan, sınırların a şılmazlığından söz açmak ve bunlara güvenmek boş lafla zaman öldürmek olmaz mı?. Bir gelecek savaşının eskisi i gibi yapılabileceğini sanmak boş ta* Wiç kimse kolay ve düz yol dururken sarp dağları aşmağa kalkmaz.. Gelecekte bir harb patlarsa, bunun bütün hıziyle ve hava ordusu eliyle sivil hak ü/erinde etki göstereceğini bilmek gerekiyor. Çünkü bu tarz, harbin kısa zamanda ve az para ile bitirilmesi sonucunu kolayca verecektir. Halka, muharebe sanatındaki bu devrimi anlatmak ve karşısında bulunduğu tehlikeyi, üzerine düşen işleri süel bir hizmet olarak iyice belletmek lâzımdır... Bu hakikatin iyice anlatıldığı gün, hava ordusu maddeleşecek ve hava tehlikesi de ortadan kalkacaktır. _Şakir Hazim GÖKMEN İtalya - Habeşistan (Başı birinci sayfada) Gene bu aytarın söylediğine göre, imparatorun çağırışına. 10.000.000 nüfusun içerisinden .olta olta* 5-6 yüz bin ve belki de 1.000.000 erkek, kadın ve çocuk koşacaktn. Aylar diyor kı: "Habeş ülkesi yamandır. Fransanın iki kat büyüklüğün-1-cir. Onu koruyan yakıcı bir iklimi ve dağlık bir toprağı vardır. Yiğitçesir.e ve yılmadan tavgaya elverişlidir. Şimdiki halde 120.000 kişili kolan italyan kuvvetleri yakında bütün seferber edilen asker buraya gelince. 150.000 i bulacaktır. Bu kuvvetlerin, keşi* sc'dı-rıraa geçileceği sırada daha ziyade art-trrılmaları ihtimali vardır. İtalyan ordusunun cihazı bol vc eksiksizdir. Hele tank. zırhlı, otomobil, u-çak ve mitralyöz hususunda çok sen-gintıir. Kc ıf ve bombardıman hava filoları için 40 dan fazla iniş alanı hazır -lanmıştır. Bununla beraber, yalnız bu hava kuvvetlerile bu işin nasıl başarılacağına henüz akıl ermemektedir. Adisababa şehri, italyan uçak alanlarından ancak 750 kilometre ötededir. Demek olur ki bir ton bomba taşıyarak 2000 kilometre uçan 3 motorlu uçaklar, burasını bombardıman edebileceklerdir. Ancak Adisababa 100000 nüfuslu ve vurulacak da bir tarafı olmayan bir şehirdir. Ve bu şebir. 1812 harbinde Mos-kovantn yandığı gibi. yanar ve bunun da hiçbir etkisi olmar., Uluslar sosyetesi ne yayacak? Londra. 27 (A.A — B Eden Loo-Iradan uluslar sosyetesi toplantısından bir gün önce hareket edecektir. Pariste kalıp kalmıyacağı belli değildir, Kon-teyin ilk önce beşinci yargıcı belitil-mesinc karar vermesi temenni edilmektedir. Uzlaşma tarzı hakkında bİr anlaşmaya Yarılamazsa konseyin, anlaşmazlığın genel kurul kararını vermesi gerekeceği bildirilmekte ve bir uzlaşma esası bulunacağı umud edilmektedir. İtalya isteklerinde İsrar ediyor Roma, 27 (A.A.) — Tribüne gazetesi İtalyanın uluslar tosyetesine habeş meselesi hakkında verdimi notadan bahsederek diyor kî: "Bu nota. Ualual hadisesi komisyonunun işlerine devam etmesinden yansın Bu şu demektir ki, 25 temmuzda 1928 İtalya - habeş andlaşmasındaki an-laşanazlıkların kotarılması hakkında olan hükümlerden henü zvazgeçilmiş değildir. İtalya bunların yerine başka bir usul ve girisİt konulmasını kabul ede mez. İtalya konseye çağrıldı Roma. 27 (A.A.) — İtalya hükümeti uluslar kurumu konseyinde bulunmaya çağırılmıştır. İtalya konseyde bulunmak ivin Habeşistanın vereceği cembı bekliyor Roma. 27 (A.A.) — İtalyan hükümeti, uluslar sosyetesi konseyinin toplantısında hazır bulunmak hususundaki kararının 14 ve 23 temmut tarihli notalarına, Habeş İtaan tarafından verilecek cevaba bağlı bulunduğunu, uluslar sosyetesine bildirmiştirl. Konsey çttrşamba uiinii toplanıyor. Paris, 27 (A.A.) — Uluslar sosyetesi konseyi, çarşamba günü toplanacaktır. DIŞ HABERLER ÂLMANYADA NELER OLUYOR ? (Bası I. rı sayıfada) Naziler bu ya/ıda, çelik miğferlere karşı olan durumları hakkında bir tartı görmüş olacaklardır. a * a Berlin. 27 (A.A) — Havas: Alman-ya gizli polia kurumu başkanı B. Him-lcr, gençliğin dinsel kurumlarının kı-navını daraltan bir karar almıştır. Bu karar, geçenlerde Prusya için B. Cöring, Almanya için dı iç bakanı B. Frik taraflarından vcıilen emirleri tamamlamaktadır. Bu kurumlar Üyelerinin üniforma ve özel beldek taşımaları, geçit töreni yapmaları, kamp kurmaları. orkestra sahibi olmaları ve göz Önünde bayrak taşımaları yasaktır. Yalnız, usulden o-lan dinsel alaylarla goretlerde, dinsel bayramlarda vc ölü törenlerinde ayrı -lık gözetilmiştir. • • • Berlin, 27 (A.A) — Havas: Yahudi düşmanlığı hüküm sürmekte devam e-diyor. Sİleryada, Şarlotcnburg kaplıca lan direktörü, oradaki orkestralara yahudi komporı t örterinin eserlerini çalmayı yatak etmiştir. Heste'de, Mcrkenfriç şar kurulu yahu-dilerle alışveriş eden, evinde yahudi Mu ran, yahudilere kaş gözle işaret eden kadın, erkek her atmanın, alman ulu -suna karşı hayın sayılarak, kendisine uray tarafından hiç bir iş verilmeyeceğini karar altına almıştır. Eski Havyera veliahtı ve iiç renkli Imyrak Berlin, 27 (A.A) — Havas. Bavycra İÇ bakanı B. Adolf Vagncr, dûn söylediği bir söylevde, Bavycra veliahdı, prens Rüpprchte karşı şiddetle hücum ederek, onun Mum İni şatosunun ü-zerine hiç bir vakit gamalı haçlı bayrak çekmemiş okluğundan (.inmiştir. B. Vagncr, demiştir ki: « — Vittelsbah dinattîtinin bu son çocuğu, ı-ski, kiramı - siyah - beyaz Bavyara bayrağını çekmekle kanaat e-diyor. Bana öyle geliyor ki, Bavyerada gene bir temizlik yapmak gerekiyor.» Veliahd Rüpprchte 66 yaşındadır ve Bavyerada çekilmiş oturmaktadır. !Sevyorktu ulmun bayrağını yırttılar Ncvyork, 27 (A.A.) — Dün, Bre-men vapuru limandan ayrılacağı sırada, nasyonal sosyalistliğe karşı, bir gösteri yapılmıştır. Bundan sonra çıkan kargaşalığa 1.000 kadar komünist karışmıştır. Gösterişçilerden üç kişi. Bre-mene çıkmağa muvaffak olarak; geminin provasındaki alman bayrağını, rıhtım üzerinde yığılı bulunan halkın alkışları arasında koparmışlar ve Hudson cehrine atmışlardır. Bu üç kişi yakalanmıştır. 200 resmiğ ve 100 kadar sivil polis, gösterişçileri güç bela dağıtabilmişler-dir. Kargaşalık sırasında birkaç el silâh at.Imış, bir kişi yaralanmıştır. Bremen vapurunun üçüncü sınıf yolcularından bir takımı yakalanmıştır. Bu gösterişin önceden hazırlandığı anlaşılmaktadır. Zira. başlamazdan önce "enternasyonal., marşı okunmuş ve "Kahrolsun Hıtlcr.. diye bağırılmıştır. Alman gemicileri hemen denize bit fil;ka indirip, akıntının sürüklemekte olduğu bayrağı kurtarmışlardır. Bremen deki gemicilerle alman yolcular bayrağ: gönderine tekrar çekip telâmlamışlardu omun arkasından da hep bir ağızdan, vurd türküleri çağırmışlardır. Geminin limandan ayrılması, bu yüzden, prkar gecikmiştir. İki ııûır, biri ok hafif yaralı Nevyork. 21 (A.A.) — Bu sabah güneş doğarken, nasyonal - sosyalistliğe karşı yapılan gösteriler esnasındaki kargaşalıkta İki pollı ağn, birçok siviller de hafif surette yaralanmışlardır. Bremen vapurunun hareketinden sonra. Doklar civarııul.ıkı sokaklarda boğuşmalar yeniden başlamıştır. Kalabalık bir halk yığını, mevkufları Türk - sovyet dostluğu (Başı 1. ci sayıfada) B. Roacngoltr. türk ulusunun büyük şefi Kamil Atatürk'ün ve türk hükümetinin sovyet - türk siyasal ve ekonomik yaklaşmasında göstermiş oldukları büyük korumanın ve lanet İnönü ile Tevfik Rüştü Arasın Sovyet Rusyayı ve B. Voroşİlof başkanlığındaki sovyet ».-Iğılının Türkİytyi gezmelerinin Öneminden bahsetmiş ve bu geziler sırasında iki ulus arasındaki tempatinin kendin; göstermiş olduğunu ilâve eylemiştir. B. Rotengoltz, B. Celâl Bayarın Sovyet Rusyayı gezerek orada incelemeler yapmasının ve sovyet devlet adamlariyle l'jnuşmjsının ekonomik alanda oynıya-cağı rolün önemini anlattıktan sonra bardağını Türkiye cumurluğunun büyük şefi Kamil Atatürkün türk hükümetinin ve B. Celâl Bayarın gönenç ve genliğine kaldırarak içmİşitr . B. Celâl Bayar, bu söyleve cevap vererek kendisine karşı gösterilen çok iyi karşılamadan dolayı teşekkür etmiş, yakından görmek fırsatını elde etmiş olduğu büyük ve göze çarpan İlerlemelerden bahsetmiş ve bu ilerlemelerin rusların bakikiğ dostları olar) türklerin gönüllerini sevinçle doldurmakta olduğunu söylemiştir B. Celal Bayar. Sovyet - türk dostluğunun sağlamlığı ve iki tarafın ta-mamiylc anlaşmış olduğunu önemle kaydettikten sonra Türkiyenin endüstri-l'Ştirilmesi alanındaki beraber çalışma ın vc Sovyetlerin dottçatına yapmakta oldukları ilmiğ ve teknik yardımın vc kredinin ilerde de eksilmiyeeeği um»-dunda olduğunu bildirmiştir. B CclSI Bavar söylevinin tonunda şöyle demiştir. Büyük şefiniz Sralinin adım saygı İle m.ir ve hardafirmı Sovyet Ruv yanın genliğine kaldırarak sağlığınıza ve memleketlerimiz arasındaki sağlam dostluk adına İçerim.,, KRANS\"1 \ : l'uris borsası Paris, 27 (A.A.) — 26 tarihli borsa durumudur- Esham borsası, hâlâ canlanamamıs, • ur. Gidişinde bir yavaşlık görülmekte . dir. Fiat ayrımları çok azdır. Florinin oynaması türlü Felemenk eshamı vc bu arada royal duteh üzerine dikkati çekmektedir Hicaz velihatırun şuleni Paris, 27 (A.A) — Hicaz veliahdı Emir Suud, dış bakanı B. Fuad Ham -za île birlikte oturmakta olduğu otel -dc, dün bîr çay şöleni vermiştir. Şölende eski Fas sultanı Mevlay Hafız. Fransa komiten B. Dö Martel. Suriye başbakanı Şeyh Taceddin, ingiliz büyük elçisi Sir Corc Klerk, dış bakanlığı Afrika işleri direktörü B. dö Stnkanten. Irak, Habeşistan ve İran elçileri ve daha bir takım diplomatlar la islam ileri gelenleri bulunmuşlardır. götüren polislerin arkasından gitmiş, ve dağıtılma emri verildiği halde, polis karakolunu kuşatarak mevkufların Özgür bırakılmasını işlemiştir. Bunun üzerine polislerle halk arasında gbgüş göğüse boğuşmalar olmuştur. Gürültüden uyanan oradaki evler halkı, pencerelerden, kavgacılar üzerine, fırça, kundura ve kovalarla su atmak «urctilc kargaşalığın artmasına sobcb olmuşlardır. Bunun üzerine hadise yerine gelen yeni kuvvetler, »opalarla hücum ederek kalabalığı 'lağıtabilmîşlrrdir. I m, ı il. anın karışmasını ist iyenle r Va^iatgton, Tl (A.A.) — Amerika yahudi kurmalarına bağlı bir delegasyon. Ainı.ı ul.ı yahudilere karşı yapılmakta olan zulümden başkanlığına giderek protestoda bulunmuştur. Delegasyon, hükümetin İnsanlık adr na sesini duyurmamın dilemiştir. ^ I \ ANİSTAN'DA: Yunan kiralı, ulusun kararını lekliyecek Atina, 27 (A.A.) — Partrasa gelir geW mez, Atina şarbayı B. Kotzias, Londrada eski kıral Jorj ile neler görüştüğü hakkında gazetecilere şu diyevde bulunmuştur: "— Eski kıral. her şeyden Önce, yurdun genel asığlannı ve ancak bundan sonra gerek kendisinin, gerek dinasti-sinin asığlannı düşünmektedir. Onun fikrİnce, kıratlığın yeniden kurulmasına zaman uygun değildir. Bununla beraber, bu hususta tek hakim yunan ulusu olduğunu söylemektedir.,, RİRLKSIK DEVİ.ETLER'DEt Amerika, kasanıkları sınır-dışarı ediyor Vaşington. 27 (A.A.) — Yakında ya bancı kapanıklardan 151 kişi. ülkenin dışına çıkarılacaklar ve böylece Amerika hükümeti yılda 52.000 dolar kazanacaktır. Birçok devletler vc bu arada İtalya, bu yüzden zarar göreceklerdir. Zira yalnız italyanlardan 62 kasanık vardır. Kasamklar, ülke dışarısına çıkarılmazdan Önce. ilgili devletlerin rssası alınacaktır. İTALYA'DA Tuna konferansına haaırUk Roma, 27 (AA.) — Dolaşan söylentilere göre, S t re tada tasarlanmış olan Roma konferansına esas olacak bir Tuna andlaşması taslağı kuramk hedefiyle ilgili hükümetler arasında görüşmeler olmuştur. Söylentiler resmiğ olarak pekittirilmiş değildir. •** Panfc, 2! IA.A.) — Yabancı memleketlerde çıkan haberler Üzerine yetkili çevenler Tuna paktı hakkındaki görüşü» lere diplomasi yolu ile devam edilmekte olduğunu tasrîh etmektedirler . İlgili hükümetler türlü oydamlarda bulun-muşUrdv. Fakat henüz açık hiç bit proje ruızırlarunamıştır. DAĞINIK haberler B. Litvinof Marienbad kaplıcalarında Prag, 27 (A.A.) — B, Litvinof. her yıl olduğu gibi, bu yıl da Marienbad kaplıcalarında, resmiğ sıfatım gizli tutarak, kür yapmaktadır. Beraberinde. Paris büyük elçisi B. Potemkin ile bir takım Sovyet ileri gelenleri bulunmaktadır. ı eni tnibal yoluna ıletnım ediyor Kaluso, 27 (A^.) — Ameıkalı ya -zar Haliburton, Daily adındaki hürün sırtında Pon - Sen _ Marcn'e doğru yoluna devam etmiştir. Peşi su a kalabalık bir halk yığını olduğu halde İvea'ya girmiştir. Filin bacakları ağrıdığından, yazar buradan sonra yaya yürüyecektir, Yarın İskenderiye'ye gidiyor. Danziğ finansımn tecimel durumu Varşova, 27 (A.A.) — Danziğ gazeteleri, Lehistan genel komiserinin özgür şehir senaya 25 temmuz tarihinde vermiş olduğu notadan bahsederken Danziğ işyarlarının Lehistan finans ba kanının emrini yerine getirmemelerine sebcb olarak bu İşyarların Özgür şehrin ekonomik atıflarını düşünmüş olmalarını göstermektedir. İlgili çevenler ise hadiselere bakılınca durumun hiç de böyle olmadığının anlaşılacağını söylüyorlar. Bu çevenlcre göre leh finans bakanlığının buyrultusu hükümetlerinin yeritilmetl tek bir sonuç verecekti Yani Danıiğden Leaistana gönderilen mal lar Özgür şehir topraklan yerine Lehistan topraklarında gümrükten çıkarılacaktı. Bu ise Danziğ Umanı yolu ile yapılan giret üzerinde hiç bir etki yapmv yacak ve sonunda limanın tecimi ürerinde hiç bir etkisi olmıyacaktı. m ALTINCI YJL..r&: 5030 ULUS Adımız, andımı/dır 20. rojngg i9.r pazajrnmi Hama, 28 ( i. 4.) — Vmşiat üniversite-sl xıtıpintiyle gençlik -ı "« şebekelerin» yasılanUırın sayınının bîr milynn 200 hine yiiksi'lıliği bitılirilmi'kleıtir. IIit verde 5 kıırııı Gündelik PAK \ İŞLEK* Holanda'da. para değeri yüzünden kabine çekildi. La Haye'-de florini koruyacak yeni bir kabine henüz kurulamadı, devlet Bankası, altın stokunu piyasaya döküyor, bununla florini tutmak savaşında. Bu ne kadar sürecek, nasıl bir sonuca erecek bilinemez. Fransa'da para değerinden doğan siyasal sıkıntı geçen ayda baş-lıyarak temmuzun ortalarına kadar sürdü. Frangı kim, nasıl koruyabilir?... bunun üzerinde karar güç verildi. Laval, artık kararsızlıklardan bunalmış olanların geniş güvenile iş başına geldi, içeride devlet büdcesini denkleştirerek, dışarı ile tecim dengesini kol layarak frangı korumak yolunda. Geçen yıllarda ingiltere iç siyasadaki uzun didişmelerden sonra sterling değerini düşürmüştü. Amerika bu ¦ doları indirmekle cevab verdi. Fransa'nın da frangı indirmesini istiyenler başlamıştı. Ancak fransız ekonomik kuruluşunun ingiltere'ye ve Amerika'ya tatmadığına inananlar, üstün geldiler. Bunlar diyorlardı ki: "En -düstrisi ve tecimi, daha çok dış pazarlar için kurulmuş olan memleketlerde, para değerini düşür mek faydalı olur. Fransız ekono -misi, daha çok ana vatanla sömur-gelcr ve mandalar arasında bir iç alışverişi yapıyor. Bunun yanında dış tecim hacmi küçüktür. Frangı düşürmek, ekonomik bir fayda vermez, belki de fransız tasarruf ananasını yıkan kötü bir tedbir olur.,, Bu sebeble frank düşürür -rordî, ancak bGdce açığı: o mı d-iş-mek tehlikesinde bıraktı. Laval, frangı korumak için budce denkliği üzerinde sert kararlar aldı. Birçok vergilerin nia-betlerini, sal-aklarını (matrahlarını) genişlet rek geliri arttırdı, devlet Ivırcıl. ¦ m da kısarak budce giderini ind.rdi. Harcalar birkaç yönden kısıldı: 1 — Artık gerekli olmayan hizmetlerin kaldırılması ve her hizmet için ancak gereği kadar har- anılması. Bunun için Fransa'da geniş bir çalışma başlamıştır. 2 — Bütün devlet ödemesinin yüzde on eksik yapılması. Devlet alımlariyle işyarlara verilen paralar hep bu ve buna yakın nisbette az olacaktır. Ancak bu azalışın yaşamayı güçleştirmemesi gerekti. Bunun için de yasamanın en gerekli araçları yinecek şeylerle kiranın elektrikle gazın ucuzlatılması üzerinde tedbirler alındı. Bütün bunlar bize türk parasını koruma yolunda 1931 de yapılan çalışma -lan hatırlatıyor. Cumuriyet büdce giderinin ulusal gelire uygun olmasını ilk yıldanberi bir ana siyasa bilmişti. Ancak yılların verdiği genlik nisbetinde genişletilen büdce, 1931 de bizde de duyulan evrensel buhranın etkisi altında geniş ölçü -de kalamazdı. Cumuriyet, işyarların, emeklilerin (mütekaidlerin) parası da içinde olduğu halde bütün büdce giderini kıstı, birçok hizmetleri darlaştırdı. Büdce denkliğinden sonra dış tecim tedbirleri türk parasını korudu. Türk büdcesi son iki yıldır ulusal gelirin verebileceği ölçüde ve yurdu koruma gerekliği içinde yavaş, yavaş genişliyor. Ancak bu genişlikle birlikte yurdda bayındırlık artıyor, endüstrinin kuruluşu ilerliyor. Yakında bayındırlık ve endüstri, her tedbirin üstünde ve nomal olarak türk parasının değerini tutan iki güçlü kol olacak -'ır. Yer yer para yüzünden iç sıya- Başhakanımız dün gecevi (rümüşaııede geçirdi Gumüşane, 28 (özel) — Bu gun saat 6 da Trabzon'dan hare -ket eden Başbakanımız İsmet İnönü yol üzerindeki ilçelere uğra -diktan sonra ilimiz sınırında kendisini karşılıyan ilbayımız B. Hilmi Ocaklı ve saylavlarımız ile birlikte öğleyin saat 12 de Gumuşa-ne'yi şereflendirdi. İlçeler halkı -nin saygılarını sunmak üzere ge -len heyetlerle şehir halkı ve işyarlar tarafından büyük bir coşkunluk ve alkışlarla karşılanmışlardır. Başbakan karşı çıkanlarla ayrı ayrı konuşarak gönüllerini aldık -tan sonra il konağına inmişlerdir. Bu geceyi burada geçireceklerdir. B. ÇETİNKAYA bpartada Denizli, 28 (A.A.) — Bayın -dirlik Bakanı B. Ali Çetinkaya dün saat 19.30 da buraya gelmiş ve istasyonda çok kalabalık halk tarafından karşılanmıştır. İsparta, 28 (A.A.) — Bayın -dirlik Bakanı B. Ali Çetinkaya (Sonu 2. ci sayılada) Yunan cumur başkanı kıralcılarla savaşacak mı? Atina, 28 (A.A.) — Cumur -başkanı Bay Zaİmİs, cumurluK partisi önderi Bay Kafandar kabul etmiştir. -ıııuı cumur başkanı B. Zalmİs Bunlar arasındaki bu görüş me, Bay Zaimis'in rejim meselesi ni kotarmak üzere siyasal partiler başkanları ile tasarladığı görüş -melerin bir başlangıcı sayılıyor. Venizelos'un yerine liberal par ti başkanlığına geçen Bay Sonolis cumurbaşkanı tarafından pazar -tesi günü kabul edilecektir. Bundan sonra, bütün parti başkanları bir konferans halinde toplanacaklardır. Sanıldığına göre Bay Zaimis'in bütün uğraşmaları, kıratlığı yeniden kurmak düşüncesinden vaz • geçilmesi içindir. Bay Çaldarisin, cumurluk başkanının parti başkanlarını bir konferansa çağırmak projesine karşı gelmediği dikkate değer bir keyfiyettir._ AN KARADA GÜZEL BİR SPOR GÜNÜ Ankara sporcuları, güreşte Eskişehir ve Bursayı, bisiklette Denizliyi yendiler Çankaya, Ankara Gücünü 2-1 yendi - Ankara yüzme ve atletizm yarışmaları çok düzenli oldu - İstaı buldaki at ve kürek yarışları ¦¦¦ev «| J VI l/un sabah saat sekizde başlı -yan türlü spor yarışmaları akşama kadar sürdü. Bisiklet, yüzme, at -letizm, güreş ve futbol maçları bu sporları srvt-n birçok merakMa rı bir araya topladı. Şimdiye ka -dar bölge kurullarının hazırladı -ğı yarışmalardan çok daha iyi ve zatör kulübümüzü ve onların ça -lışkan üyelerini kutlamak gerek • tir. Bisiklet ve güreş İşlerine önem veren bu iki spor kolunun baş • kanlarını da bu arada unutmıyo-ruz. lîı-ikİH v ırı-fit ı-ımi.. Ankara birinci Kamutayın altındaki köşeden başlamak ve Sincan köye gidip gelmek üzere yapılacak olan yarışa 3 denizlili ve 6 ankaralı bisik -letçi girdi. (Sona 3 »ncÜ sayıfada) Ekonomi Bakanımız Mosko\ atlan ayrıldı j Moskova, 28 (A.A.) — B. Celâl Bayar ve yanındakiler dün akşam buradan hareket etmişlerdir. Bakan, istasyonda BB. Rozengolç, Krestinski, Piatakof, Misel Kaga-noviç, Eliane, Vorobief, Zuker -man, Zolotaref, başta B. Zekâi Apaydın olduğu halde bütün Türkiye büyük elçiliği İşyarları, Mos-kova'daki türk kolonisi, dış ba -kanlığı ve dış tecim bakanlığı ve ağır endüstri bakanlığı yüksek işyarları ve Romanya'nın Moskova orta elçisi B. Kuntu tarafından ıı m |.. ııını-lıı Gümrük ve Tekitler Bakanlığı yönetgerinin gazetemize söyledikleri Gümrük ve tekitler bakanlığı yönetgeri B. Adil, kendisiyle ba -kanlık işleri hakkında sorular soran bir arkadaşımıza aşağıdaki izahları vermiştir: — Tekitler genel direktörlüğü ne zaman Ankaraya taşınacak? — Tekitler genel direktörlü - : ıtmn yapılmakta olan kurağı 936 yılı eylülünde bitecek ve bu genel direktörlük o zaman Ankara'ya taşınacaktır. (Sonu 3 üncü sayıfada) İrlanda İngilteredeıı artık ayrılıyor mu ? Londra. 28 (A.A.) — Sandey Dispaç gazetesinin Dublin'deki ay tarının bildirdiğine göre, Bay De Valera iki tane yeni kanun tasla -ğı tamamlamaktadır. Bunlardan birincisi kiralı güney İrlanda'da oruntayan ilbaylığın kaldırılması, öteki de erkin irlanda devleti ana kanununda bir takım değişiklikler yaparak kirala yapılan bağlılık andı ile özel kurula başvurma keyfiyetinin kaldırılması hakkın dadtr. Bu tedbirler onyallanacak olursa, erkin İrlanda devleti İn niltereden ayrılmış olacaktır salar kaynaşırken Türkiye'nin genlik ve güvenlik içinde tedbirlerinin verimine yaklaşmasından övünebiliriz. Kamâl Ünal Türk ulusunun. Türk Hava Kurumuna yaptığı yardımın bir eşini tarih şimdi} e kadar yazmış değildir. Bu coşkun ve yürekten yardımın arkasını kesmiyclim. SAYIFA 2 ULUS x3-, Doğu ir Halı Devrim hakkında Bîr Çin aydını ile konuşmalar (Türk vatanı) İki çay arasında dostuma dedim ki "Çin'in haline bakan av-rupah düşünürler bu dört yüz milyonluk koca ülkenin içinde bulunduğu tehlikeleri şöyle sayıyorlar: a — Kendi yetkilerini ve mad-diğ asığlarını kıskanan biribirlerine düşman generaller arasındaki bitmez tükenmez sivil harblar. b — Tali çemberi tersine dönmeğe başlamadan, gelir kaynaklarından iyice faydalanmak istiyen yönetmenler elinde sıkılmış limona dönen yurddlaşların yoksulluğu, c — Tecimi ve endüstriyi verimsizliğe düşüren kötü yönetimin sonucu olan finansal buhran, d — Çok uzayan sivil harbin lojik sonucu olarak yabancıların işe karışmaları. ölçüler çok küçültülmek şar-tiyle, erkinlik savaşı sırasında, İstanbul hükümeti de böyle bir durumda idi. Yurda ilgili imişçesı-ne hareket eder görünerek onun kanını emenler her çağda ve her yerde görülmüştür. Ancak, bir de, hakikiğ yurdseverler vardır ki onlar kendi kanlarını yurdun birliği uğrunda harcamaktan çekinmezler. Türk vatanını böyleleri böylece kurmuşlardır. — Sanmıyor musunuz ki Çin, bütün bu karışıklıklar içinden daha canlı, daha kuvvetli ve birliğini yapmış olarak çıkmıyacaktır? — Memleketlerinin iyiliğini düşünen cinlilerin az olmadığını biliyoruz. Toplayıcı fikrin ne yenilmez bir kuvvet olduğunu da biliyoruz. Zaman, Çin'e karşı değil, Çin'den yanadır. Ancak, gene tekrarlıyorum, gayeler iyice belirmiş olmak lâzımdır. Siz, Çin vatanını nasıl biliyorsunuz? Fakat ilkönce ben, bizim türk vatanından ne anladığımızı söyliyeyim. Biz, vatanı tamlarken eski ve yüksek tarihimizi, topraklarımızın derinliklerindeki eserleri, siyasal sınırlarla çevrilmiş yerlerimizi ve türk dilini konuşan, türk kültüründen olan. ülkümüzü kendine ülkü edinenleri, yani siyasal ve sosyal bir bütün bildiğimiz ulusumuzu gözlerimizin önüne getiririz. Onun hiç bir bağ ve şart altında ayrılık kabul etmez bir kül olduğuna inanırız. Vatanın unsurları bizce hünerdir. — Herkes için böyle olmak lâzımdır. — Emperyalistler başka.. — Evet emperyalistler başka.. Emperyalistler Çin'e önlerinde bir haçla girmişlerdir. Çin'de hı-risriyanlığa karşı kuvvetli bir çalışma ve propaganda vardır. Hıristiyanlığın gayesi kölemenliği genişletmek, sesyal hayatımızın temellerini yıkmak, gençlerin fikirlerini bozmaktır. Hjristiyan mekteblerini kaldırmak dileğimizdir. Hıristiyanlığa karşı olan hareketimiz, bunun içindir ki, ulusal devrimizin prensiplerindendir. — Biz erkin türk vatanını o- Eın kuramını inceleye ince ye, yapısının hangi yereçlere ihtiyacı olduğunu göre düşüne kurduk; şimdi bunları altı vasıfta topluyoruz: Türkiye cumuriyeti, u-hısçu, halkçı, devletçi, lâik ve devrimcidir. Siz bana hıristiyanlıktan bahsettiniz, ben • öteki prensiplerimi-ne gene dönmek üzere - size lâikliğimizden bahsedeyim. özgür doğmuş, öyle yaşamış, fdkeler almış olan türkün huyu din mistiğine uygun değildir. Bizler ölüm Ötesinin değil, berisinin adamlarıyız. Yalnız, arab dili Tür-kiyeye kendi ardından bir takım sözde dinsel görenekleri de sokmuştu. Tekkeler, her yerde eksik olmıyan tembellere yıllarca otel-lik ve lokantalık etti. saray ise bunları kendi etgerliğinin pekişmesi için kullanmağı faydalı bildi. Şapkayı giyen, peçeyi atan, kadınla erkek arasında fark tanımı-yan türklerce bütün bu kurulların hiç bir vakit benimsenmemiş olduğuna ve lâiklikte ne kadar içtem olduğumuza başka kanıt aramak ister mi? Bizler dini bir vicdan meselesi sayıyoruz. Propagandasını yapmamak şartiyle her din Türkiyede saygı görür, fakat devlet işlerine karışamaz, siyasanın içine giremez. Din adamlarının kılığı için çıkardığımız son kanunun sebebleri de bu dediklerimin içindedir. İmam camide, papas kilisede, haham sinagonda imam, papas ve hahamdırlar; hayata karıştıkları zaman herkese benzemelidirler. Eski dinler, hayattan sonrası için de bir takım iyilikler adayarak ve onları yeryüzündeki gidişe bağlıyarak yaşama yolları gösterirlerdi. Bugün de bu yollarda yürümek isteyenler bulunabilir. Bizler yalnız-üzerinde daha çok konuşacağım • Kemalizme inanıyoruz. Ve türk vatanını Kemalizm prensiplerinin kuracağına ve yükselteceğine inanıyoruz. N. BAYDAR DIŞ HABERLER B. ÇETİNKAYA tspartada (Başı birinci sayfada) bugün beraberindeki zatlar ile birlikle saat 18,30 da binlerce halkın coşkun gösterileri arasında şehrimize geldi, şehir tak ve bay -raklarla donanmıştı. Sayın konu -ğu ıspartalılar adına saylavlar, ilbay, parti başkanı ve şarbay Di -nar'da karşıladı. İl sınırındaki bütün istasyonlarda parlak bir karşılama töreni yapıldı. Bakan, uray tarafından şerefine verilen şölende bulundu. Şölen çok içtem bir hava içinde geçti ve Aydın hattı -nın devlete geçmesinin bu alandaki faydalarİyle cumuriyet devri -nîn büyük varlıkları minnet ve saygı ile anıldı. RADYOLAR ANKARA 19.10 - Müzik konferansı (B. Halil Bedi) 19.20 - Müzik. Mozar hakkında birkaç söz (B. Necdet Remzi) Mozar: Sonate Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 20. - Ziraa vekâleti saati 20.10 - Müzik: orkestra plâkları 20.30 - Dans musikisi 20.50 - Haberler 18.30 18.50 19.10 19.50 20.20 20.30 21.30 21.40 22.10 İSTANBUL Yüzme dersleri Bayan Azade Tarcan Fransızca ders. Plâk neşriyatı Estegaço orkestrası. Romen musikisi. Haberler Radyo caz ve tango orkestraları ve Bayan Bedriye TüzUn, türkçe sözlü eserler Son haberler - borsalar Yaylı sazlar kuverteti: (Beethoven) 1 keman: profesör A1* 2 keman: Orhan Alto: tzzet Nezih Çello: Mesut Cemil Plâk neşriyatı HOII^NDA'DA: B. Alberse kabineyi kuramadı La hayc, 28 (A.A.) — Parlamanter partilerin liderleriyle uyuşamıyan Bay Alberse kabineyi kurmak, Ödevinin kendi üzerinden alınmasını ktraliçeden rica etmiştir. İTALYA'ÜA İtalyanm tecim filosu Roma, 28 (A.A.) — Resmiğ istatistiklere göre 1914 temmuzundan 1935 ha-airanı arasında italyan tecim filosu 1. milyon 430.000 tonilatodan 2.838.000 tonilatoya çıkmıştır ki. 1.408.000 tonilato yani yüzde 98.5 artmıştır. Bu fazlalığı ancak Amerika birleşik hükümetleri 7.638.000, Japonya 2.378.000 ve Norveş 2.010.000 tonilato ile geçebilmişlerdir. Bir ittılyan fabrikasında patlama oldu Varcse, 28 (A.A.) — Yeni bir patla . madan korkulduğu İçin «Tauio» da pat-lıyan maddeler fabrikasının yıkılan kı -sıralarının temizleme işleri bu sabah tek rar başlamak üzere durdurulmuştur. On iki kişinin parçalanmış cesetleri gece yarısı yıkıntıların altından çıkarıl, mıştır. Patlama saat 14,35 de «italyan pat -lıyan maddeler genel sosyetesinin» bir fabrikasında olmuştur. Bu fabrika, merkezi Mutckatini'de bulunan bir büyült kimyevî maddeler sosyetesine bağlı idi. Fabrika majör gölüne yakın Tauio köyünün bir kilometre ötcsinre bulun -maktadır. Patlamada 50 kişi ölmüş, yaralıların sayısı beüi değil Taiuo, 28 (A.A.) — Harap olan patlayıcı maddeler fabrikasında beş yüz işçi çalışmakta idi. Fabrikanın ambalaj kısmından çıkan yangının 33 kişinin Ölümüne sebeb olduğu söylenmektedir. Kazanın gereç dolu bir kasanın düşmesinden ileri geldiği sanılıyorsa da bu şimdiye kadar teyid edilmemiştir Son haberlere göre elliye yakın ölü ve birçok yaralı vardır. Halk. felâket yerine toplanmıştır. Modern Anihal yalda kaldı Şivasso, 28 (A.A.) — Katılmış olduğu kervanın gereçlerini taşıyan kamyonet devrildiğinden, amerikalı yazman Halliburton, "Dolli,. adındaki fili ile 1-talyada Şİvassoda kalmıştır. Kervan, Torus'ya doğru yoluna devam etmek için kamyonun onarılmasının bitmesini bekliyecektir. Nevyork hadisesinin Almanyadaki yankılan Berlin 28 (A.A.) — Nevyork limanında Bremen vapuruna karşı komünistlerin yaptıkları tecavüzü alman basını derin bir kızgınlıkla karşılamaktadır . Berliner Tageblat gazetesi komünist saldırıcılarının cesaretlerini Nevyorkta Almanyaya karşı basında ve hattâ resmiğ çevcnlerde beslenen düşmanlıktan aldıklarını yazmaktadır. Hâdise Amerika dış bakanlığının canını sıkmış Vaşington, 28 (A.A.) — Dış bakanı vekili Bay Vilbür Kar. Bremen vapuruna karşı yapılan komünist gösterisinden Ötürü canının sıkıldığını söylemiştir. Bay Kar, dış bakanlığının bu hadise hakkında resmen dikkati çekilmedikçe hiç bir resmiğ harekete geçmeyeceğini de bildirmiştir. Yeni hâdiseler çıkmaması için tedbir alındı Nevyork, 28 (A.A.) — ötey gün Bremen vapuru kalkarken çıkan hadiselerin bir daha tekrarlanmaması için üs-nomal tedbirler almağa hazırlanmaktadır. Doyçland ve öropa adındaki alman vapurları, biri çarşamba: öteki de cuma günü kalkacaktır. Reks adlı italyan vapuru ise cumartesi limandan ayrılacaktır. Reks vapuru kalkarken. İtalyanm Habeşistan siyasasına karşı bir gösteri yapılması bekleniyor. ALMANYA'DA: Aryen olmayan almanların yaptıkları propugandaya karşı tedbirler Berlin, 26 (A.A) — Aryen ırkından olmıyan Almanyada oturan almanların kültür çalışmalarını kontrol etmeğe Bay GÖbels tarafından memur e-dilen Bay Hinkel. (Angriff) gazetesine demiştir ki: « — Almanyamn kültür hayatını yeniden baltalsmak için orada burada gizli gizli çalışan yahudılerın yaptıklarına bir son vermek istiyoruz.» c Biz yalnız radyoya, sinemacılığa ve edebiyata sokulmak istiyen suçlu yahudilcrdcn hesab sormuyoruz. Brr kaç para için kendilerini yahudilere sa tacak kadar utanmaz bulunan aryen ırkından olanlara karşı çok sert davranacağız.,, Atmanyatla bir eski askerler birliği kuruluyor Berim, 28 (A.A) — Söylendiğine göre Bay Fon Ribbentrop, bazı dış siyasal sebeblerden ötürü, bir (eski as kerler birliği) nin kurulmasına yardım etmektedir. Bay fon Ribbentrop, bu birliğin bütün Ülkeler eski savaşçılarının kardeşçe ilgilerle bağlanmaları programının gerçekleşmesini çok ko -laylaştıracağı kanaatindedirler. Para kaçakçılığı yüzünden ceza giyen paıms kadınlar Berlin. 28 (A.A.) — Hakycri, Hol-landaya. 250000 mark kaçırmaktan suçlu Silczya "Sen Sari Borome,. katolik manastırı eski başkadm papazı Luit-gardis Kneppek ile manastır muhasebecisi Rozafiyt 155.000 mark para cezası ve üç yıl hapse, baş kadınpapazı 55.000 mark para cezasına vc yirmi bir ay hapse, papasfcadın Rosa Voelkeli beş ay hapse mahirim etmiştir. İki öğretmenin işlerine san verildi Düsseldorf, 28 (A.A.) — Hükümet orunları "r*e«ss„ okulunun dekanı Lied mann ile papası Meinninghaus'dcn din dersleri vermek hakkını almıştır. Bu öğretmenler, okul içindeki düzeni bozmak ergesi ile öğretmenlik ödevine hayınhk etmiş olmak ve gençliğin terbiyesini nasyonal sosyalist yolundan ayırmış olmakla suçludurlar. Meklemburgda Ştalhelm kurumu kapatıldı Şverin, 28 (A.A.) — Alman hükü . metinin Meblemburg komiseri yerli Ştal. helm birliğinin dağıtılmasını emretmiştir. Komiser bu birliğin Meklemburg kısmı şefinin, birlikte hiç bir silâh bu -lunmadığı hakkında namusu üzerine andiçtiği halde, yapılan bir araştırmada orada pek çok silâh ve cebe ele geçti -ğini söylemiştir. Ludvigshast bölgesinde bulunan bir çok zararlı propaganda belgesi Mek -lemburg Ştalchemin rejime düşman olduğunu göstermektedir. Malları ellerinden alman katolik kurumları Bade, 28 (A.A.) — Hükümet orun -larr, devlet kuruluna karşı ergeler bes -İçlikleri için dağıtılmış olan «Vindors-bund Badenvaht» ve «Şaffeusarr» kau-lik birliklerinin mallarını alanç etmiştir. İTALı \ — HABEŞİSTAN POLONYA'DA: Leh tezgâhlarının yaptığı ilk harb gemisi Gdinye, 28 (A.A.) — Donanma komutam da hazır olduğu halde leh tezgâhlarında yapılan ilk harb gemisi Travler Jaskolpa gemisinin ad koyma töreni dün yapılmıştır. Bir uçak kazası Varşova, 28 (A.A.) — Bir uçak Vat şova yakınlarında düşmüş ve içinde bulunan üç uçman ölmüştür. Habeşistanın bildirici Adisababa, 28 (A.A.) — Habeş hükümeti .u bildiriği yapmıştır: "İtalyan basını propagandasına de-, v„m cd rek bugün, temmuz sonunda, imparator Haile Selassie'nİn geçen ma-vısta Harrar bölgesine gezi yaptığı sırada sözde söylemiş olduğu bir takımuy du'ma sözleri yeni baştan ele almaktadır Ha^eş hükümeti bu iddiaları daha o vakit kesin surette yalanlamıştı . İtalyan basını, imparatorun yabancı düşmanlığı duyguları gösterdiğini söylemekle kanmıyarak. imparatorun şahsiğ düşüncelerinin doğruluğunu ve kullandığı dilin ne derecelerde mute dil bulunduğunu bilenlerin hiç bir zaman inanmıyacakları derecede gülünç sözler söyleniş olduğunu ileri sürmek tedir.» Habeş kadınlarının yurdseverliği Paris. 28 (A.A.) — Eko dö Pari gazetesi, habeş kadınlarının yurdseverlik-lerinden bahsederek, 19 uncu asrın sonlarına doğru bir habeş imparatoriçesinin yeni bir Jandark olarak meydana çıktığını ve İtalya'nın 1896 da Adua'da uğ" • radığı bozguna daha çok bu kadınm se • bcp olduğunu hatırlatıyor. Bu gazete diyor ki: "imparator ikinci menelik'in ikinci karısı olan imparate* riçe Tayıtu bir çok defalar erkinliği ve ülkenin işlerini kendi ellerine almış ve habeş ordularını, komutanlarının değerine göre, çok güzel bir surette dağıtma -sini bilmiştir. Kara imparatoriçe Tayıtu. nun tabiyesine ne General Baratîeri, ne de ondan sonra italyan ordusunun başına geçen General Baldisera karşı koyamamışlardır.,. General Dö Bononun eritrelile* re hiıdiriğî Roma, 28 (A.A.) — Doğu Afrikası üsnomal komiseri general Emilyo dö! Bono Eritre halkına neşrettiği bildiriğ-de İtalyanm kendilerinden, italyan çift* çilerine verilmek Üzere asla toprak ala-mıyacağına, eritrelilere inançladıktan sonra ltalyamn Eritreye köprüler ve yollar yapmak .yurdun ekonomik gelişimi için gereken her şeyi yapmak bu toprakların düşmana karşı müdafaasını sağlamak için yerleşeceğini bildirmektedir. DAĞINIK HABERLER: Y almncıların ellerindeki fransıs eshamından vergi alın miyara k Paris. 28 (A.A) — Finans bakanlığı yabancı ferd ve sosyeteler eshamından yüzde on vergi alınmamasına karar ver mistir. Bunların çoğu Amerikada ve Ingilterede yapılan fransız borçlandır. Bun lann bu vergiden bağışık olması 17 temmuz 1935 tarihinde sahihlerinin filinde bulunduğunun isbat edilmiş ol -masına bağlı olacaktır. Barselonda örfi idare gene uzatıldı Madrid, 28 (A.A.) — Barselondakl örfî idare 28.8.935 tarihine kadar uzatılmıştır. Katalonya. AstUri. Madrid, Saragossa, Bİskayo. Leon Hueska, Na-vare, Valansia, Santandcr, Temel bölgeleri ile yurdun başka taraflarındaki ihtiyat tedbirleri devam etmektedir Vç ispanyol partisi beraber çalışarak Madrid, 28 (A.A.) — B. Azana ile B. Martinez Barrio ve B. Sanşes romen kendi partilerinin birge programlarını teşkil edecek olan bir belge imza etmişlerdir. Bu partiler şunlardır: 1 — Sol kanat cumuriyet partisi . 2 — Cumuriyet birliği, 3 — Ulusal cumuriyetçiler. Belge yakında neşredilecektir. ULUS .10 İTUYU £ IMT*?!.) ON ALTINCI YIL. No: 5031 Adımı/, nııdımızdır Pekin. 29 (.4. t) — II,.n.- ıhın. doğusun dtı yani tuğyanlar olduğu ve yüz '.»utlar emi setlin sn İtinde bulundu*)* h t ti iti İ4 ın,kt*anm Her yenle 5 kuruı HABEŞİSTAN İTALYA YA CEVAB VERDİ Habeş sınırında bir çarpışma îtalya konseyde bulunup tezini savgayacak - Habe kadınları şimdiden askerlerine yardıma hazır Nevyork, 29 (A.A.) — Nevyork Taymîs'in Adisababa aytarı, habeş - italyan sınırında bir çarpışma olduğunu ve bu sırada 40 ¦talyanla 20 habeşin öldürül düklerini .bildiriyor. : Napoli, 29 (A.A.) — PrinsU pefisa Ciyovanna ve Uraniya vapurları, 41 istihkâm subayı ve 1400 istihkâm askeri ve 14 sıhhiye subay ve yarsubayı ile 200 sıhhiye askeri ve katırlar ve gereçler Masavva'ya hareket etmişlerdir. MıthesisNının uluslar sttsyetesine notası Cenevre, 29 (A. A.) — Habeşistan dış bakanı B. Heruî, B. A-venol'a hükümetinin, italya - habeş davasının esası hakkında u-luslar sosyetesinin yorada bulunmasını dilediğini bildiren bîr nota vermiştir. Habeşistan sorav ulmıyor Adisababa, 29 (A. A.) — Habeşistan dış bakanı B. Herui, I -talya elçisi kont Vinçi'ye, 23 temmuz tarihli italyan notasının cevabını vermiştir. Bunda, uzlaşma komisyonu çalışmalarının kesilmiş olmasından habeş hükümetinin soravlı bulunmadığı ve uluslar sosyetesi konseyinin bu iş hakkmda bir karar vereceği yazılıdır. Hııht'ş kadı. hırının hazırlığı Adisababa 29 (A.A.) — "Askere yardım,, ıtadınlar komitesi, Adisababa sosyetesinin ileri ge -tenlerinden Bayan Vîzero Çivare-gade'nin başkanlığı altında ve ordu komutanlarının önünde dün toplanmıştır. Harp patlak verecek olursa, komite yaralılarla hastalara yar -dım için şimdiden canla başla hazırlıklarda bulunmağa karar ver -mistir. Ulusal ananalara göre, birli - ğin üyeleri, askerlere savaş alanında maddiğ ve tinel yardımlarda bulunacaklar ve ölülerin saygılı bir surette kaldırılıp gömülmeleri ödevini üzerlerine alacaklardır. italya konseyde bulunacak Roma, 29 (A.A.) — Sanıldı -gına göre İtalya, Habeşistan hü -kümelinin notasından sonra, uluslar sosyetemi konseyinin önümüzdeki toplantısında hazır buluna -çaktır. italya nin asığı, konsey görüş Jfabeşistsnt (2) milyon sterling ödünç almaya çalışan Habeşistanın Londra elçisi B. Azat Varneh H, Marten melerini, sadece uzlaşma komite -sinin yetkisini tefsire hasrettirmek-te ve kendi görüşünü savgayabil -mektedir. Atatürk Atlı subaylarımıza birer saat veriri i İstanbul, 29 (A.A.) — Haber aldığımıza göre, Avrupa'da bir çok binicilik yarışmalarına gire -rek büyük başarılar kazanmış o -lan atlı subaylarımızdan yüzbaşı Cevat Kula, teğmen Saim Pulat -kan, Eyüp öncü, Cevat Gürkan'a Atatürk tarafından imzalı birer kol saati verilmiştir. Saatlerin bi rer köşesinde değerli subayları -mızın adları da yazılıdır. Saatler kendilerine dün Dolmabahçe sa -rayında Cumurbaşkanlığı basya veri tarafından verilmiştir. ANKARAMIZIN BAYINDIRLIĞI İÇİN Yapılan yeni yollarımız ilerliyor BAŞBAKANIMIZ 9 Bayburtlu Gümüşane, 29 (A.A.) — Başbakan ismet İnönü şehrimizde tetkiklerde bulunduktan sonra bu sabah Bayburd'a hareket etmiştir. Iç Bakanımız geldi İç Bakanı Bay Şükrü Kaya dün izmit'ten şehrimize dönmüş ve durakta bakanlık direktörleri ile dostları tarafından karşılanmıştır. Ankara yollarının onarılması na büyük bir kınavla devam olunmaktadır. İstasyondan Akköprü başlangıcına kadar olan kısmın onarılması bitmiş olup asfalt dö -şenmesine başlanmak üzeredir. Ağustos başlangıcında bu iş bit -miş olacaktır. Akköprü başlangıcından ulusal egemenlik meydanına kadar olan kısmın parkelerinin sökülmesine başlanmıştır. 20 ağustos tarihine kadar parkelerin sökülmesi bit -miş olacak, blokaj ve kırma taş dÖşemesîyle bunların silindiraj -lan tamamlanacak ve asfalt dÖ -şenmesi de bitmiş bulunacaktır. Lozanpalas önünden başlayıp Osmanlı Bankası ve Nemazgah karakolu önünden geçerek sıhat ve sosyal yardım bakanlığına gi -den caddenin toprak tesviyesi ve sınai imalât işleriyle blokaj ve balast silindirajları ağustos sonuna kadar bitirilecektir. Bu yola asfalt döşeme işi eylül ayının sonuna kadar bitirilmiş olacaktır. Bu yolun doğu cihetindeki beton plâk -lı yaya kaldırımlariyle, Incesunun yatağının betonla kaplanması da aynı zaman içinde bitirilecektir. Ankaranın ormanlarına bir bakış** Bugün tarla olan birçok yerler 30-40 yıl önce sık ağaçlıkt Orman, ağaç ve yeşillik - hele çorak olan Orta Anadolu için - bir yurdseverlik sembolü olmuştur. Son yıllara kadar bakımsızlık ve sahibsizlik yüzünden yakılmış, sökülmüş, ve kesilmiş olmasına karşın, hâlâ elimizde bir "servet,, sayılacak kadar ormanımız vardır. Bunu, enaz ağaçlı bir bölge sayı - labilen Ankara'daki orman duru muna bakarak anlıyoruz: Amerika işçileri Al-manyaya boykot yapılmasını istiyorlar Berlin, 29 (A.A.) — B. Göbels, Bremen vapuru tayfalarına bir tel graf çekip, bütün ülkelerde aslında korkak, fakat sayıları çok olunca da küstah olan komünistlerin alman yurduna ve bayrağına karşı yaptrkları hayasızca saldırma karşısında gösterdikleri erkekçe durumdan ötürü hayranlığını bildirmiştir. Almtınytıya karşı tedbir Vaşington, 29 (A.A.) — Ge- fSonu 5 inci sayıfada) Ingilterenin yedi yıllık deniz programı Londra, 29 (A.A.) — Deyli Herald'ın diplomatik aytarı, de -niz bakanlığının gizli programını neşretmiştir. Bu program 7 yıllık bir za -man için yapılmıştır. 12 harb kruvazörü, 63 parça torpido ve filo -tilla kruvazörü, 20 tane denizaltı ve birçok ta uçak gemisi yapılma -sını gözetmektedir. Bu gemilerin yapılması için 150 milyon ingiliz lirası harcanacak ve bu paranın bir kısmı ödünç alınacaktır. Aytar. bu programın Fransa, italya, Almanya ve Japonya'ya bildirilmiş olduğunu söylüyor. Amerikanın en büyük bombardıman uçağı Settle, 29 (A.A.) — Amerikanın en büyük bombardıman uçağı, 299 numaralı uçak, 30 dakikalık ilk bir deneme uçuşu yapmıştır. Tamamiyle mağdenî olan bu uçakta 5 tane mitralyöz vardır ve 15 ton ağırlığındadır. 3000 beygir kuvvetinde 4 tane motörle İşle -mektedir. 10 kişi ve birkaç ton da cephane taşıyabilir. uray sınırlarından başlıyarak bü -yük Alıç dağı eteklerine kadar dayanır. 10.000 hektar büyüklüğün-dedir. Sık sarı ve karaçam ağaç -lan vardır. Orman işletimine elverişli ve "serveti haşebiye,, ce zengindir. Orman içindeki birçok köyler tarla açmak ve kerestelik ağaç kesmek, meşeleri hayvanlara yedirmek suretiyle ormanları bozmaktadırlar. Bu çevre içindeki Çakmaklı, Kirazlı, Kapaklı gibi yaylaların olması, yaz mevsimin -de bu ormanların henüz yetişmekte olan 2 - 3 senelik genç fidanlarını keçilere yedirmekte ve bu gü zel orman gün geçtikçe kaybol -maktadır . (Sonu S inci sayıfada) Osmanlı Bankasından Akköprü başlangıcına kadar olan yolun kaldırımlarının onarılması b«tirilmek üzeredir. Ağustos başlangı • çında bu yolun asfaltla dttşssaa isi de bitmiş bulunacaktır. Sıhat ve Sosyal Yardım Ba -kanlığı önündeki asfalt yok» kaldırımlarının onarılması ve asfal -tın yeniden döşenmesi 15 ağustos tarihine kadar bitmiş olacaktır. Dikmen yolunun toprak tesviyesine başlanmıştır. Bu yorun blokaj ve taş silindirajları birinci teşrin ayı içinde bitirilmiş olacaktır. Bu yolların yapılmasıyla- An -kara toz ve çamurdan buyanı Mansl de kurtulmuş olacaktır. Baladiz — Burdur yolu İlk kazmayı Bayındırlık Bakanı vurdu Burdur, 29 (A.A.) — Bugün Baladız • Burdur demiryolunun Baladız durağında başlama töre -ni yapılmıştır. Törende Bayındır -lık Bakanı B. Ali Çetinkaya, Af -yon. Burdur, İsparta ilbayları, Antalya ve İsparta saylavları bulun muşlardır. Törende Antalya'dan ve hele Burdur'dan binlerce kişi bulun • muştur. Burdur'da yaptırılan gü -müş bir kazma ile Ali Çetinkaya ilk kazmayı vurmuştur. Törende Bakan, türkün kurtuluş hareketlerini ve ilerleme yolunu aydınlatan bir söylev ile bu yönde şimendi -ferin önemini anlatmış, içten ge -len duygularla duraksız alkışlan -mıştır. ¥ ¥ * İsparta, 29 (A.A.) — Şehri -mizde bulunan Bayındırlık Baka nı B. Ali Çetinkaya bugün saat 7,30 da yenİ yapılan istasyon ku-rağlarile istasyon yerini gezmiş vc oradan Egridir'e doğru yollan mıştır. Eğridir'de kenti ve adaı gezecektir. Bakan ayrılmadan önce tspar-(Sonu S inci sayıfada) Kızılcahamam onnanlarınAan biı görünüş 'Ankoroda nerelerde orman vardır? Ankara'da Kızılcahamam, Çı-bık, Beypazarı, Nallıhan, Ayaş, Bâlâ, Keskin, Kalecik ilçelerinde orman vardır. Ormanları büyük -lük, cins, sıklık ve şekillerine göre üç sınıfa ayırabiliriz: 1 — Kızılcahamam, Çıbık 2 — Beypazarı, Nallıhan, Ayaş 3 — Bâlâ, Keskin, Kalecik i — Kızılcahamam ormanları; Çıbık, Çerkeş, Gerede ve Beypazarı ormanlariyle sınırlanmış olan Kızılcahamam ormanları aşağı yukarı 50.000 hektar (500.000 dönüm) genişliğinde olup ilçe içindeki büyük ormanlara göre, Alıç, Mı.I. ılı. Eledelek kıtalarına ayrılmıştır. Alıç bölgesi, Kızılcahamamın Turgutluda hava tehlikesi için miting Bu resim halka hava tehlikesini anlatmak için Turgutlu'da yapılan m:- tingten bir görünüştür. Ulusun hava tehlikesini anladığını ve onu önlemek için nasıl harekete geldiğini anlatan güzel bir belge olması dolayısile ko vuyorus- SAYÎFA 2 ULU» 30 TZiyîMUZ 193ö SÂU ı/mf araştırmaları Kara sineklerden korunalım Bu yaz/, Ankara radyosunda, Ankara bölgesi sıtma savaş loboratııvan şefi Dr. Mithat Hayri tarafından konferans olarak verilmiştir. Sağlık ve sıhhatimizin en büyük bir düşmanı olan kara sineklerden korunma çarelerini anlatan ve bunun için tatbiki kolay birçok pratik çareler tavsiye etmesi dolayısile ö-«eterek alıyoruz: — Sayın dinleyicilerim. Sizlere bildiğiniz bîr ?eyi! »ineklerin «korkunç ve bulaşıcı hastalıkları yaymak yolundaki rollerini ve bunlara karşı açılacak savaşta başvurabileceği-aüı usulleri tekrar etmek istiyorum. Bilirsin»» ki sinekler küçük olmasına bakmayarak sağüccc mide bulandırmakla kalmamış asırlardan beri büyük salgınlarda oynadıkları rollerle, kendilerine özgü hastalıklarla herkesin korku ve dikkatini Üserine çekmiştir ki ben burada özel hastalıklarda rolü olan sokucu sineklerden değil, her gün evlerimizde, gezdiğimiz yerlerde rastladığımız kara sineklerden bahs edeceğim. Yumurtaları beyaz, pirinç tanesi gibi olup ortalığın sıcaklık derecesine göre (8—48) saat içinde açılır, vt içlerinden ufak kurtlar çıkar ki bu kurtlar da gene orralrğm sıcaklığına göre 10 — 15) günde kırçıl sinek halini alarak uçar. Ve kurtlan da bulundukları yerlere göre bir takım hastalıklar ya- f* ¦ Bu suretle uçan süreklerin dişileri uçtuklar ı günde bile aşılanabilirler. V: tın sallandıklarından en uzak on gün sonra da yumurtlamağa başlarlar ki ber yınaaırtlayıştı bıraktıkları yumur-«smn sayısı (120) kadardır. Şu hesaba göre evlerimizde gördüğümüz sineklerden biri bir ayda ve küçük bir hesabla (216000) sıcakların bir senede devamını (•—7) ay kabul edersek bir ya* mevsiminde de (8) milyarlık bir ramîr-yanrn anası oluyor demektir. İşte bundan dolayıdır ki sineklerin çoğalmalarına ve kötülüklerine işaret ergisile (üç sinek bir ökü? Ölüsünü bir arshm-**n daha çabuk yer) demişlerdir. Söylediğim gibi gerek çoğalmalarının bu törti üstünlüğü, gerekse floğ-dukları ve büyüdükleri yerlerin birer mikrob yuvası olması, evlerimizde ner istedikleri yerlere teklifsizce girip erkmalarmdan ötürü sinekler mikrob-lu hastalıklardan: Tifo, kolera, para-sifo, verem, dizanteri, çocuk ishalleri, cerahatli göz hastalıkları, trahom, hat-aft sarıl, veba ve su çiçeği gibi bulaşıcı hastalıkların mikroblarını ya kunad-¦arile. ayaklarile, bortomlarilc getir-mek, ya fazla yedikleri mevaddı herhangi yiyeceğimiz şey üzerine kusmak yahut da yedikleri roevad arasında midelerine indirdikleri mikronları bir müddet sonra pisliklerile etrafa saçmak suretile sağlam olanlara aşılamakta ve taşımaktadırlar. Bunlarm ne kadar mikrob taşıdığına bir işaret olmak üzere; bir tifo sal-g:nı esnasında bir sineğin bir jelatin safihesi üzerinde bıraktığı izde biısz sonra (30000) mikrobun mevcudiyetinin hesab olunduğunu veremli bir a-dama ait tükrük hokkası üzerinde gezmiş bir sineğin on beş gün sonra brrak-tığı pislik habbelerinde yüzlerce veton mikrobunun göründüğünü söylemek kâfidir, zannederim. tşte kurtlan -belli başlı bir takım hastalıkları sevlid eden, kırçıllar- ise bu korkunç hastalıkları yayan sineklerle savaşın bü zaruret olduğuna kana-ğat getirdikten sonra biraz da savaş çarelerini gözden geçirelim: Savaşta iki yol »üdüliır: Birincisi: Kırçıl (kâhil) sineklere karşı korunma çaresi ve görülenlerin de öldürülmesi. İkincisi: Sinek jitlerinin yani yuva -lannın ortadan kaldırılması suretile yeni sinek üremesine imkân verilme-mesidir ki en önemlisi de budur. Sineklerin öMürtilm elerine gi lim ı Bunların yakalanması ve öldürülmesi için tecim alanmda o kadar çok yaraç ve hasır ilâçlar vardır ki bunların en kullanılması ve yapılması kolıy olanlarını sÖyliyeceğim: Birincisi: Sinek ökseleridir kî bunlara konan sinekler hem kondukları yere yapışır vc hem de emdikleri maddenin zehirli olmasından ölürler. Bunlarm yapılması için: 250 gram acı ağaç Qu amara )parçaları bir litre suda bir müddet masere edilir, içine (25) gram şeker konarak dörtte biri kalın-cıya kadar kaynatılır. Sonra bu kıvamlı suyun içine papye, filİtre, papyebu-var gibi su emen kâğıdlar istenilen şekilde kesilerek batırılırlar. Ve bunlar odalara ve sinekten korunmak istenilen yerlere asılrr. İkincisi sinek kapanlarıdır. Bu kapanların da her fabrikanın kendi buluşuna göre yapılmış türlü çeşitleri vardır ki bunlar da sırası I e otomatik kapanlar, elektrikli ağlar (Lampe vcil-leuse)ler, ideal tiplerden dc ozon makinelin, ültra viyole ışıklarıdır. üçüncüsü: Sinekleri doğrudan doğruya öldüren hazır İlâçlardır ki bunlarm en güzeli ve en kuvvetli olanları Amerikada yapılmakta îsc dc bizde de son zamanlarda çok güzel (însectiei-dc)ler yapılmaktadır. Bunların bfr pülverizatör ile sıkılması ergiye inan vermekte ve sinekleri Öldürmektedir. Masmafih bazıları öTmryerck bayılmakta olduklarından bunlarm behemehal bir ateş küreline toplanarak yakılması faydalıdır. Sinek jitlerinin ortadan kaldırılmanı: En önemli ve en radikal kalkınma bundaki başarık olmakla beraber genel kurulun hep birden bu savaşı ortaklaması lâzımdır ki; yapılacak tedbirler şunlardır: EVLERİ M tZDE: Sebze, meyva kırıntılar ram vc çöplerin evlerde fazla alıkonulmama sı gerek satıldıkları yerlerde ve gerekse evlerimizde yiyecek ve içecek şeylerin sinek değmesinden korunması ve buna son derece dikkat edilmesi, çöp teneke-İcrinin. vaz döıuiüerin. tükrük hokkalarının ağızlarının behemehal kapal» bulundurulması, ayak yalTarmm inceden incecy temizliklerinin başarılması, sifonsuz iseler behemehal sifon düzenleri koydurulması, arasım arrti septik solüsyonlara batrrırmrş süpürgelerle temizlenmesi, lâğrm çukurlarmm ağışlarının sıkı bîr surette kapattrrılması. lâğrm borularmda delikler varsa buralara tel kafesler konması, üç ayda, hiç olmazsa senede iki defa lâğımlara çukurun beher metre mikâbına (500) gram olmak üzere petrol, mazot. (Şchist) yağı veya diğer ağır yağlar ve yahut da kireç kaymağı dökülmesi. Bahçelerimizde, villalarımızda, çiftliklerimizde, köylerimizde gübre yığın larmın herkesin bulunduğa yerden en ter iki kilometre uzakta bulunması vs bunların ya çukurlara gömülmesi ve yahut da yüzde 5 (Cresyl) mahlûlü ile karıştırılarak yapılacak yığmm üzerine de yüzde (10) sulfatdöfer solüsyonu serpilmesi, ve bu muamelenin on günde bir defa yenileranesi. Sıra gelmişken şunu hatırlatayım ki sıcak mevsimlerde at gübreleri âdeta bir sinek fabrikası 'gibidir. Gün dr bir metre mikâb gübre (10—12) bin si-neğ'n üreme ve uçmasına sebeb olur. Son söz olarak sineklere karsı savaşın sağlık koranma yönünden herkes için bir ödev olduğunu tekrar ederken güzel An karam i» da ve yurdumuzun her köşesinde her yapı yaptıranlara ve mimarlarımıza son senelerde Amerikada uygutlanan (Fly Proof) yap: sistemini hatırlatacak ve bu suretle hem çok az para harcile evler içinde snp-rüntiîlerin ve çöplerin hariçle bir ilgisi olmadan geldikleri gibi kül olabilmeleri, güzellik vc yeniliğio hem de ge-nel sağlık yolunun birer Önütgenlrri olmalarını d il iyece S im. DIŞ HABERLER İTALYA — HABEŞİSTAN İ fcrf y an İn rtn ölü sayısı Roma, 29 (A.A.) — Yetkili çevenler, italyanlarla habeşler arasında bir Çarprsrna olduğu hakkmda İngiliz kaynaklarının vermiş oldukları havadisi yalanlamamakln beraber habeşlerm yirmi ve italyanların 40 ölü vermiş olmalarını mübalağalı bulmaktadırlar. Hadise nasıl oldu ? Londra. 29 (A.A.) — Times'in Adis-ababa'daki aytarı, sağ kalan İtalyanları kurtarmağa gelen makinalı müfreze ye-t işine iye kadar, 40 italyanla 20 habeşİn canlarına mal olan Ualkayit hadisesini berkitmektedir. Ualkayit. Eritre aömürgesinîn kı-ylamdadır. Habeş komutanı, italyan askerlerinin habeş topraklarına girmiş olduklarını söylemektedir. Komutan, italyanların yanında çadır kurdukları derenin yolunu değiştirip kendilerini susuz bırakmak suretile geceleyin kaçmak zorunda bırakmış, sonra da üzerlerine saldırmıştır. C Ruzvett harhn ı-nurl olmaya çtılışavak Londra. 29 (A.A.) — İtalya ile Habeşistan araşınca harb çıkmak ihtima -h hakkmda B. Hul tarafından italya büyük elçisine karşı gösterilmiş olan kay -gıdan bahseden Nevyork Tay mis gazetesi, B. Hul'ün herhalde B. Ruzvclt'in rıaasiylc hareket ctmıs olacağını yazı -yor. Bu gazete diyor ki: " Bundan anlaşılıyor ki, cumurluk -başkanı, halya'nın üzerinde tinel bir tmskı yapmak üzere başkalariyle elbirliği etmeğe tıazrrdrr.., Harbra Önüne geçmek için, B. Ruz -velt, uluslar aosyetesile birlikte resmiğ ohnıyan bir surette fakat tamamıle çalışacaktır . H İL Edem ve Ltsval Cenevreye gidiyorlar Londra, 29 (A.A) — Uluslar sosyetesi işleri bakam B. Antoni Eden. konsey «plantısındaki ingiliz delegasyo -nuna başkanlık edecektir. B. Eden, yarın Cenevreye gidecek-tk. B. Laval da yarın Paristen hare • ket edecektir. İki makumet adamının, ya Pariste. yahut seyahat sırasında konuşmaları nuıhremeJ görünmektedir . Söylendiğine göre, B. Laval ve E-den. Cenevrede B. Aloisi ile Özel ko -nuşmararda bulunacaklardır. Bu konuş malar, konseyin çarşambaya yapılması kaTvrbJOftırılan toplantısından önce olacaktır. İsveçdr imhanı, büyük devletle küviik derlesin farkı yoktur, diyor Stokhohn, 29 (A.A.) — Parlamentoda söz söyliyen İsveç dış işleri bakanı B. Sandler, demiştir ki: " Uluslar sosyetesinde üye olan bir devletin egemenliği İleri sürüldüğü için. italyan - habeş anlaşmazlığı yalnız Ualu -al hadisesi ile ilgili değildir. Bu hususta bur karar alması istenilmese bile, italyan - habeş anlaşmazlığının bütünü, u haslar sosyetesine verilmelidir. Çünkü bu konsey, harb tehlikesi taşıyan hadi -«eleri incelemekle yükümlüdür.,. Bundan sonra B. Sandler, İlgili taraflar- ona beyaz vc renkli ırklar arasmda bir savaş şekli verirlerse, italyan - habeş anlaarnaalığınm doğuracağı sonuçları önemle söylemiştir. Küçük oluşların bu anlaşmazlığı büyük bir dikkat ile kovalamalan lâzım gel. d iğini söyleyen İsveç bakanı, "uluslar sosyetesinin kanunları büyük devletler hakkında olduğu kadar. Iriiçükler hak • kmda da muteberdir... demiştir. tsveç'in geçenlerde italya ile bir te - j cim an atasın ası imza ettiğini hatırlatan B. Sandler en ziyade "müsaadeye maz-har.. devlet prensini içinde ve isveç - habeş tecim ilgilerini ilk defa olarak saptamak yolunu bulmak için bundan altı SOVYETLEH »İKLİMİMM-: Arsıulusal komünizm kongresinde Moskovs,29 (A.A)—Alman komünist partisi şefi B. Pîek'in komîntern kon • gresinde verdiği söylev, altı »Battan faz la sürmüştür. Bu söylev, kominternin i'.erdeki politikasının aşağıda yazılı a-na hatlarını bildirmektedir: 1 — Komünizm, kapitalizmin yıkılması için, çalışan kuvvetleri toplryan tek kaynak olmalıdır. Çünkü sosyalizm ve ikinci enternasyonal yıkılmışlardır. Bununla beraber, komünizm demokra -tik ideali taşıyan bütün partileri, ve faşizmin, kapitalizmin ve emperyaliz • min yıkılmasını istiyen, fakat metod -l?rı ayn olanları bile etrafma toplamak lüzumunu duymaktadır. Aytaç, komü -niat.partisinin hareketlerin genel baş -kanlığı koruması ve koalisyonun ruhu olarak kalması gerekliğini önemle söylemiştir. 2 — Komîntern örgütleri, her yerin ihtiyacına göre kurulmalıdır. Ulusal şubelere büyük bir erkinlik verilmekle beraber, bu şubeler, direk -tiflerini gene kominternden alacaklar-dsr. 3 — B. Piek. bazı bölgelerdeki su -belere. Özel ödevler verilmesi gerekti -ğmi önemle söylemiştir. Mesela, Çin şubesi, çin toprak bütünlüğünü, yaban cı emperyalizmine karşı koruyacak, Po lonya şubesi, bir sovyet Polonya sın m kurulmasına çalışacaktır. Buna karşı, f ranta şubesine -verilen ödevler genel biı mahiyet taşımaktadır. Yığmian kazanmak. Faşizmle savaşmak, Sovyet Ruuyaya yakınlaşmak- Çekoslovakyadan bahseden B. Piek, bazı komünist çevenlerin B. Mazarîk ile Benesi faşistlikle suçlandırmalarına şiddetle karşı gelmiştir. B. Benes Polonyayı suçlandırıyor Prag, 29 (A.A) — Geçenlerde, gazetelerde Tescben'in Polonya bölgesinde yapılan gösteriler hakkında duyduk lan umusayı yazmaktadırlar. Polonya hükümet orunlarının bütün gösterileri yasak etmesi üzerine, Polonyanın aı • yesasmdan döndüğü, Prag da konuşul -muştu. Kattovice voyvodalığı delege -terinden birinin verdiği bir söylevde Çckoslovakyaya şiddetle hücum etmesi Çekoslovak basmanın kırgınlığına sc -beb olmuştur. Bundan başka, göste -rişçiler çckoslouak gümrük dayrcsûm bombardıman ettikleri sırada Polonya polisinin karışmadığı aöylemnektedar. B. Bcnes, partisinin organı olan Ceske Slovo gazetesi bütün gösterileri yasak eden Polonya hükümet orunlarını sözlerinde durmamakla suçlandır -makta d rr. I I I 1 MI.NklU : Fflemenkte kabine buhranı Amsterdam. 29 (A.A) — Dün, pazar olduğundan kabine buhranında hiç bir değişiklik görülmemiştir. Profesör Albersenin yeni kabineyi kurmaktan çekinmesi üzerine kıraliçenin bugün B. Yonkler Degeer'i, yahut ki eski başbakan B. Reys do Beererrbruk'o çağır -ması ihtimaü vardır. Bununla beraber, çekilen başbakan B. Kolijne yeniden baş vurulması fla rmkâmn* grülmüyor. Kahine 4sawrmlsıyew mu? Lahey, 29 (A.A ) — Kıraliçe, B. Ko lijin'e parlamento dramda bir kabine kurmak Ödevini -vermiş ve bir iki gü • ne kadar cevap •ermesini İstemiştir. ay önce baslryao konuşmaların brtiril . inekte olduğunu ilân etmiştir. İhtimal İçindeki silah çıkatları hakkmda Habeşistanın bazı hükümetlere ve bu arada İsveç hükümetine göndermiş olduğu nota hakkında B. Sandler, hükümetinin bu notaya vereceği cevab için henüz bir karar vermediğini söylemiştir. Bİ LGAIÜS1 \VI\: Bulgaristanm tecim siyasası Sofya, 29 (AA) — Bulgar tecim erleri ulusal birliği kongresi, dün burada ekonomi bakanı B. Stoitcho Moa • hanof tarafından açümıstrr. Bakan a-konomînin türlü şubelerinde alınmış olan tedbirleri sayıp döktükten sonra memleketin ekonomik hayatını canlandırmak hedefiyle hükümet tarafından yapılan işlerden bahsetmişti^ Bakan, hükümetin ekonomi siyasasının şahsi ğ girişin prensiplerine dayanmakta ve bu prensiplerin yeritihnesindc kooperatif zihniyetinin değişilen ödevini görmekte bulunduğunu bildirmiştir. Bakan. Bulgaristanm 1 ikrncikâ -nundanberi basit bir hazne sistemi kabul etmiş ve bu sistemin şimdiye ka -dar hazne taraf m dan kullanılmakta o-lan bürokratik sisteme son vermiş ol • duğuno söylemiştir. Kredi meselesinde her türlü demagojinin atılması lüzumundan bahseden bakan, pek yakın bir gelecekte brem nisbetinm indirileceğini söylemiştir. B. Mochanof, son olarak şöyle de -mistir: — Monopollar, hükümet için bi -rer ideal değildir, tuz monopolü Önü • müzdeki hafta kaldırılacaktır... Polonya kültür bakanı Sttfyada Sofya. 29 (A.A) — Lehiman kol -tür bakanı B. Jendrzeviç bayanryla birlikte buraya gelmiştir. Leh bakanı bulgar kültür bakanı general Radefin geçen mayısta Varşovaya yaptığı göre-ti karşıtomaktadır. Bakan bulgar kül . tür kuramlarını ve okullarım gezecek ve Vacnada kıral Vladıslav andının s-çılış töreninde hasır hulnnaraJrtrr Dış bakanı B y fkıaaı iıssıef dua akşam lehli konuklar şerefine bîr şjö -len vermiştir. «ÎVIıE Cinde nikel paralar Nankm. 29 (A.A) — Ftnaıra bi hğı döviz komisyonu, aksadı geçzastkte olan gümüş paraların yerine nikel para lar »ağa katdsrsiam «atmor. grrzeteeHeı i Pekin. 29 ı A A ı — ingiliz gazeteci Gaıet Cans ile alman habe rai ma bürosu aytarı, alman gazeteci Herbert Mül-ler. Halgonun kuzey doğusu «la Pao- şanga yakın bir yerde eşkıyanın eline düşmüşlerdir, iki gazeteci otomobiTl^ yolculuk ediyor ve Pekinden geliyor • 'aidi. Mon gol i »landa Dolomara git -mekte olan otomobilin şoförü olan bir rus da havdutlann eline düşmüşse de. sonradan salıverilmiştir. Şoför, Salgına gidip eşkıyanın istemekte oldukları 'zadlık para s m ı n mikdarım bildire ¦ çektir. Haydutlarm »00.000 dolar nrtiye -çekleri sanılıyor. İT4LYUU liir patlanıaıhı Ölenler Verese. 29 - İtalya - A.A) — Bir patlama yüzünden 34 İşçi kaybolmuştur Şimdiye kadar 12 ceset çıkarılmrftrr Verese, 29 (A.A) — Patlamanın ^hndiki bilançomu şudur: 65 ölü. Bu uymın sırması ihtimali vardrr. Çünkü ankszm omdan k»ldm' ması isi henüz bitmemiştir. Kasada ölenlerin »ayısı Verese, 29 (A.A) — Cepane labrıka Kmm patlamasında ilen işçilerin aayı-(U. 34 tür. Bunlardan üçü kadındır. Yıkıntılar altından yalnız 12 Ölü c-karılmış vc bunlar, fabrikanın içirişinde hazırlanan bir kiliseye konmuştur ölenlerin aylclcrinc yardım edilmiştir. Tüzel orunlar, kazanın »ebelerini araştırmaktadırlar. Torinoda bulunan topçu askerleri, molozları kaldırmağa uğraşıyorlar , ULUS »I. TEMMUZ v ÇARŞAMBA Londra, .10 (A.A.) — B. Haldvin 4-vam Kamarasında parlamentonun 2 ağustosta toplantılarına son vereceğini ve 211 ilk teşrinde tekrar toplanacağını niivlcmiş-tir. ON ALTINCI YIL. No: 5032 Adımız, andımızdır Her verili- ! kı ıruş B. S. ARIKAN'IN GAZETEMİZE DİYEVİ Kültür işlerimiz için neler düşünülüyor? Çalışmaların sonucu- Kültür kıırulu-Yeni üyeler - Köy okulları - Sınaçlar.. Kültür Ba • kanı Bay Saffet Arıkan* ı dün Bakanlıkta ça - lışırken ziyaret ettik. Kcndile • ri yurd haritası üzerinde sanat okullarının yer -lerini ve çevre • ferini inceliyor -du. Bakanlık yönetgeri ile meslekî tedrisat di • rektörü; hangi illerin çocukla rının hangi sa nat okullarır. gitmekte oldu, tardı. Bakan bu illerin okul bulunan şehirlerle ekonomi ve taşın araçları yönünden bağlılığını a -rıyor ve konuşmalar sonunda kararlarını veriyordu. Bay Arıkan'ın. Bakanlığa ge-çelidenberi bir kaç kere kültür işlerimiz üzerindeki düşünceleri -ni sormuştuk. Bakanlıkta geniş bir hazırlık yapıldığını biliyor ¦ duk. Devlet kurumlarından, o -W ' ¦ *I;*ti. uzmanlardan bir çok Şey r sorulduğunu okurlarımıza da bildirmiştik. Bay Arıkan ön -ceki soruşlarımıza ötedenberi taşıdığı özel o ışünceleri söylemek gerekmediği evabını veriyor, a-raştırmaların n sonuçları üzerin -de Büyük Önderle Başbakandan direktifler alacağını söylüyordu. « O zaman söyliyeceklerim, kül -"terinde bütün yurddaki ge- Kültür Bakanımız B. Saffet Arıkan anlatıyor- Amerikada eşi görülmemiş bir haydutluk Nevyork, 30 (A.A) — Dun. beşinci caddede, Nevyorkun en tanınmış kuyumcu mağazaların • dan birine çok cesaretle bir salım yapılmıştır. Cadde, baştan başa kalabalık bir halk yığını ile dolu bulundu ğu ve mağazanın 50 adım kadar ilerisinde bir polis işyarı nöbet beklediği halde bir çok haydut -lar mağazaya girerek ciddiğ bi • rer alıcı imişler gibi, görmek için değerli bazı mücevherler çıkart -mışla dır. Bu sırada birdenbire mağaza direktörü ile, orada bulunan bir alıcının üzerine atılarak kendilerini sımsıkı bağlamışlar ve hiç bir aceleye lüzum görmeden ortadaki mücevherlerin en iyilerini seç • misler ve camekânda bulunan ve vaktiyle Mari Antuanet'e ait olup fiat konulamıyacak derecede de ğerli olan bir yakut gerdanlığı halkın gözleri önonde almışlar -dır. Haydutlar, bu gerdanlığın hakikiğ olduğu hakkında mağa • zada bulunan bir (şahadetname) yi almayı da unutmamışlardır. İşlerini bitirdikten sonra haydutlar, hiç bir hücuma uğrama • dan mağazadan ayrılmışlardır. Çaldıkları elmasların deleri, 250 bin doları geçmektedir. Bu salı -mı yapanların kim olduklarını gösterecek hiç Ur kanıt yoktur. niş ilgiyi tatmin ederse ne muti.i diyordu. Bakanın masa üstündeki haritadan ayrılan gözlerini bırakmadım, hemen sualimi sordum. — Çalışmalarınız üzerinde bizi aydınlatır mısınız? — Bakanlığa geldiğim gün-denberi kültür işlerini bir programa ve sisteme bağlamak direk-ttfine uyarak çalınmaya başladım. Büyük önderimize ve Başbakanı- ( Sonu 2. inci sayfada) BAŞBAKANIMIZ Erzurumda Erzurum. 30 (A.A) — Baş -bakan İsmet İnönü ve Dış İşleri Bakanı B. Tevfik Rüştü Aras dün saat 17.30 da şehrimize gelmişler ve işyarlar, subaylar ve halk ta -rafından karşılanmışlardır. Fransızlarla teeim anlaşmamız Fransızlarla Pariste yapılmak ta olan türk — fransız tecim an -taşmaları son evreye gelmiştir. Yakında parafe edilmesi bekle -nen bu anlaşmanın her iki mem • leketin ilgilerinin gelişiminde el ke olabilecek bir çok yeni hükümleri kapsayacağı söylenmektedir. Krom satışında Dünyanın birinci devletiyiz Çıkat maddelerimiz içinde en önemlilerinden olan krom madeninin 1934 yılında çıkat yekûnu 120 bin tondur. Bu mikdarla dünya piyasasında bir rekor kuran krom madeninin 1924 de satış ikdarı 3406 kilo idi. önümüzdeki yıl 150 bin tonu bulacağı I. sin sayılmaktadır. • • • Maden eSid ve arama enstitü sü tarafından Tavşanlı ilçesi için de linyit madenleri üzerinde bi» inceleme yaptırılacaktır. Bu is? ayrılan işyarlar ve mühendisler yakında yola çıkacaklardır. B. A. ÇETİNKAYA'NIN ULUS'A DİYEVİ Bayındır ık bakanlığı Eğede reler yapacak? Aydın hattının önemi - tarifeler ucıızladı - Eğenin bayındırlığı f.kan Bayındırlık Bakanımız Ali Çetinkaya ilimizi de şereflen «ürdl Babanımız, yanında saylavla Jayındırıık ttakantmıt ..dm durağında; Çint ^ayında; Nazillide; ay-dınlıların şöleninde. Aydın. (Özel aytarımızdan) —- Yeni satın alınan Aydın de -miryolunda bir inceleme gezisine Türk tarihi kurumunun yeni programı Bütün ulus. bu yurd işinde seferber edilecektir. Büyük Önder Kamâl Atatürk'ün yüksek korumaları altında çalışan Türk Tarihi araştırma kurumu Yüce Şef'den aldığı direktiflerle yazmakta olduğu «Türk Tarihinin Ana hatları» adlı ese -rini bir ayak önce bitirmek için gereği gİbİ çalışmaktadır. Haber aldığımıza göre Kültür Bakanlı -ğı da bu çalışmalara hız vermek ve tarihiğ araştırmaları düzenle -mek için büyük bir plân hazırla -mistir. Bu plâna göre bütün devlet ve ulus kurumları, fakülteler, bütün okullar, akademiler, müzeler, her türlü uzmanlar ve halk Türk Tarihi Araştırma kurumuna filî ve müsbet yardımda bulunacaklardır. Plânın esaslarına göre yurdumuzdaki ulusal tarih eser l.ıimn korunmasına, ulusal tarihe ilgili bütün işlerin ve girişim -lerîn yapılmasına, bu suretle şu -urlu, canlı, sürekli bir tarih kur -ma devrinin açılmasına çalışıla ¦ çaktır. Plânda yurdumuzdaki her türlü tarihiğ belgeleri, gereçleri, a -nıtUn bulmak, toplamak, kurmak ve onarmak için gereken bütün Arşidük OttO, Kıral Karolla görüşecek Viyana, 30 (A.A) — »Heim -vehren« lerin organı olan O -t rayişer Abend Zaytung» gazetesi kırallık davacısı Otto dö Habs -burgun yakında kıral Karol ile görüşeceğini yazmaktadır. Bu görüşmede hiç bir siyasa adamı hazır bulunmıyacaktır. önemli tedbirler göz önüne alın -mıştır. Kttltür Bakanlığı ulusal tarih tözümüzün ilmiğ utkusunu elde etmeğe yarıyacak tarihiğ andları kapsıyan, şurada burada dağınık bulunan bütün belgeleri, el yazmalarını, yazıtları, vakfiyeleri, hakyerleri kültürlerini devlet (Sonu 5 inci sayfada) rımız B. Nazmi Topçu, ve B. Nu ri Goktepe, Devlet Demiryolları genel direktörü B. ibrahim, bura Bakanlık yönetsel danışmanı B. Süruri Devrimer olduğu halde o tey akşam kaldıkları Aziziyeden Şokeye geçmişler ve Şokeden sos ra her istasyonda coşkun göste • rilerle karşılanarak ve inceleme • lerine devam ederek saat 10 da Aydına gelmişlerdir. Sayın Bakanı, ilbay H Öz demir, şarbay Nafiz Karabudak ve Parti başkanı B. Etem Kadri, (Sonu 5. inci sayfada) İTALYAN BASININA GÖRE HABEŞİSTAN MESELESİ Harb, ingiltere yüzünden çıkacaktır İtahan basınının İng ilh reve soruları — Cenevre konuşmalarından umud yok. Sosyetesini se- Milano, 30 (A.A.) — Popolo d'ltalia gazetesi, bugünkü başyazısında yeniden ve şiddetle Ingil- B. Ede„ tere'ye hücum ederek diyor ki: "İtalya ile Habeşistan arasındaki anlaşmazlığı silaha başvur- madan kotaracak bir çare vardı ki, o ad, ingiltere'nin habeş imparatoruna ingiliz usulü bir andlas-ma yapması tavsiyesinde bulunması idi. İngiliz usulünden gayemiz, ingiltere'nin habeşlilerden çok me denî uluslara karşı yerittiği usuldür. Fakat Ualual hadisesindenbe-ri İngiltere, açıktan açığa habeşlilerden yana bir durum aldı. Daha hakem ve anlaşma komisyonunun kurulması olmadan önce, Ha-beşistandaki ve Cenevre'deki ingiliz işyarları meseleyi Britanya imparatorluğunun Habeşistanda-ki asığları tarafına kotardılar. Londra, melek gibi arı tavur-lar takınarak uluslar sosyetesini savgamak zorağında olduğunu savamaktadır. Hakikatte ise, ingiltere, kendi emperyalist projelerini savga- mak için Uluslar ferber ediyor. Şüphesiz ki, ingiliz v»rd"« H. £ aval masa harbt wı kaçınmak için Habeşistan italyanlarla bir anlaamal (Sonu 2. ci sayıfada) ŞAYIFA 2 ULUS 31 'lEftiıVıUZ T9?5 Çfi JA B. S. Arıkanın dîyevi DIŞ HABERLER cs^ft I. inci tayiad») miza yaptığım izahlara göre aldığım emirler çalışma çerçevaai-ni kurmuştur. Bu kuram içimle, bugüne kadar geçen zamana sığa» \Silen incelemeleri geçende A tatûr-ke arzetmekle bahtiyar oldum. Gazetelerde kültür kunüunda ve bakanlıkta epiy değişiklikler o-lacağı yazılıyordu. Ankarada da bir yığın tahminler günün konuşmaları arasında büyük yer almış-Cl Ulus okuyuculan için bunu sor-mamak doğru olamazdı. İkinci torum bu oldu: Kültür kurulunda ve Bakanlıkta yapıldığından bahso-lunan değişiklikler doğru mudur? — Doğrudur. Kültür kurulundaki arkadaşlarımdan yalnız ikisinin yerlerinde çalışmalarını, diğerlerinin kendi uzmanlıkları içinde faydalı olmalarını, daha uygun buldum. Bakanlıkta da açık olan Orta Öğretim Genel direktörlüğüne Ankara Kız Lisesi Direktörü B. Avniyi getirdim. İlköğretim Direktörü B. Ali Rızayı da yeni a-çılan İzmir Kültür Direktörlüğü ile ödeviendirdim. Bu dayreyi de Bakanlık müzeler direktörü B. İsmail Hakkı şimdilik vekillikle yönetecektir. Ancak bu değişiklik bir kısım yazıcılarımızın yorumak istedikleri şekil ve yönde alınmamalıdır. Ben, her vatandaşın kendi yetkesinden ve uzmanlığından en çok layda çıkarmaktan yanayım. Bu arkadaşlarıma yeni bir ö-dev verirken bu kıymetlerin bu yeni işlerinde kamuğasıya daha çok yararlık gösterecekleri kanışı ile hareket etmiş bulunuyorum. Ve bunların aldıkları ödevleri en iyi başardıklarını görmekle de sevinç duyacağım. Ben kültür kuruluna yalnız baremde en yüksek dereceli olanların getirilmesi fikrinde değilim. İşinde uzman ve bu uzmanlığını öğretmenlik hayatında tanıtmış olan genç arkadaşlarımın bu kurulda laydalı olmalarına çalışacağım. Gerekirse bunu kanunlaştırmak için kamutayın yüksek ir-debine yalvaracağım. — Bir takım kültür uzmanlarını Ankaraya çağırdığınız doğru mudur? — Doğrudur. Şimdi söyledim ki ben, işini i-yı bilir genç arkadaşlarımdan faydalanmak isterim. Bakanlığa geldiğim günden-beri, okullarımızda öğretilen ilim ve tenlerin hangi kaynaklardan o-kutulduğu işi ile uğraştım. Gördüm ki bu kaynaklar tek sistem, tek kitap prensipine uygun değildir ve düzeltilme yoksunudur. Bilgisine güvenilir okutan bilginlerin de bunların esash olarak gözden geçirilmesini istediklerini öğrendim. Bir işte uzman olanın tözüne önem vermek, ancak istediğini esastı bir irdel süzgecinden geçirmek bilgiye saygısı olanlar için bir borçtur. Bu sebepledir ki güvenilir arkadaşlarımı buraya çağırdım. Bunlar bu dediğim iş ü-zerinde Önemle çalışıyorlar. Bu cevabında bakan, gazetelerin doğru olmayan yorulan ü-jterindeki duygulanna çok yer vermişti. îş alanında, her kıymeti, kendi çevresinde faydalandırmağı erge bilen bir bakan için bu sözler yalnız, asil bir arkadaşlık duygusunun ilhamı değildi. Bu cevapta kültür işlerinin birer başarıcısı olacak her unsura Özel kıymetini vermeğe çalışan ve busun için kendinde geniş bir mesuliyet duyan bir bakanın derin düşünüş kuvveti vardı. Bakanlık örgütündeki değişiklikleri adları ile öğrenmiştim. Kültür kurulunda da kimlerin çalışacağını okurlarımıza bildirmek gerekti; hemen sordum: — Kültür kurulunda kalanlar kimlerdir? Çekilenlerin yerlerine kimler geliyor? — Kültür kurulunda aslan iki İyelik açıktı. Bunlardan vekil olarak bulunan B. Saffet daha önce l'-ndine başka bir iş verilmesini dilemişti. Yerlerinde bırakılanlar Başkan B. İhsan ve üye B. Ali Haydardır. Açık Üyeliklere asıl o-larak şimdilik İzmir kültür direktörü B. Hikmet Türk getirilmiştir. B. Arıkanın bu cevabı ile kültür kurulunun alacağı yeni yön aydınlanmıştı. Bakanlıkta kültür kurulunun nomal çalışmasından başka özel komisyonlara da esaslı sorular verildiğini ve bunlar ü-,-cı mde çalışıldığını öğrenmiştik. Uzmanlarla kurulan bu komisyonlar, yapılan geniş araştırmaları teknik bir yönden inceleyip karar altına alınacak şekle getireceklerdi. Bu cevabile bakan, kültür işlerinde tutulacak yeni yolun ana çizgilerini aydınlattı. Okutma kaynaklarının tek sistem ve tek kitap prensibine, uygunlaştınlması i-leriki kültür çalışmalarının esası oluyordu. Ancak bu esastan saptanma alanına geçilirken uzmanların tözlerine önem verilmektedir. —Büyük Parti kurultayı geçen rrflfista kültürümüz için yeni bir prensip koydu ve köy çocuklarının ilk öğretim şeklini değiştirdi bunlar için kısa zamanda pratik hayat için lüzumlu bilgiyi verebilecek üç veya dört sömestrli köy okulları kurulması esası programa girdi. Bu okullar, çocukları yüksek Öğretim derecelerine hazırlayan ilk okullardan ayn olacaktır. Buralarda çocukların daha olgun yaşta okumağa başlamaları ve o-kumanın arasız devam etmesi ve bu İşi devletin askerlik borcu gibi sıkı tutması gene programda ifade olunmuştur. Bay Saffet Arıkan. Kurultaya sunulan Parti programı taslağının hazırlanışında Parti genkurulu ü-yesi olarak bulunmuştur. Kurultay asbaşkam, B. Arıkan, kurultayın onayladığı ulusal eğitim esaslarını bakan olarak saptamak ödevini almıştı. Kültür bakanının, programdaki köy okulları üzerinde öteden-beri çalıştığını da biliyorduk. Bunun üzerinde Ulus okuyucularının aydınlanmasında büyük değer vardı, bunu geri bırakmıyarak sordum: — Parti programında bir ö-zenlik verilmesi göz önüne alman köy okulları için ne hazırlıklar vardır? — Çok yerinde olan bu program maddesi ile ilk gündenberi ilgilendim. Ancak size şimdilik kesin bir karar söyliyebilecek sonuca varmış değilim. Bilirsiniz ki böyle bütün bir kütleyi en çok ilgilendiren işlerde, yapılacak şey. en ince parçasına varıncaya kadar nasıl yapılacağı düşünülmek; yapacağın yerine kendini koymak; yapılabilir olduğuna kandıktan sonra karar ve emir vermektir. Bunun içindir ki bakanlığın en Önemli olan bu işi ile bu yönden her an zihnimi yormaktayım. Ancak işin nasıl bir çerçeve içine alınmasında en çok layda olduğunu kabataslak kestirdim. Gözettiğim a-maç; köy okulu talebelerinin, Kemalist, yurtsever, uluscıl, birer lert; kamuğasıyı özel düşünce üstünde tutar ekonomik birer unsur olmasıdır. Bu amaca varmak İçin yeni bir program hazırlamak; var olanı bu programa uydurmak gerektir. Bunun kolay bir iş otmıya-cağını kestirirsiniz. Yalnız şunu söyliyeyİm ki köy eğitiminde bütün devlet örgütlerinin, bakanlıkların köylüden bilgi olarak ne istedikleri; bu programın temeli o-laeaktır. Bakanlığa geldiğim günlerde bakan arkadaşlarıma yaptığım bu sorulara önemle hazırlamakta oldukları cevapları bekliyorum. Bunlar gelince irdelenecek, hazırlık yapılacak; bu yıl işidir. Bunun içindir ki size kesin bir şey söyliyemem, demiştim. Kültür işlerinde bütün yurdu ilgilendiren konulardan biri de İtalya - Habeşistan (Bası I. inci sayfada) yapmayı çoktan kabul ederdi. Halbuki, bugün habeş imparatoru, harbtan bahsediyor ve memleketi son damla kanına kadar savgayacağını söyliyor. İmparator, ancak böyle harekete yetki aldığı içindir ki, bu tavrı takınmaktadır.» Roma, 30 (A.A.) — italyan • habeş anlaşmazlığına bakmak için Uluslar Sosyetesi konseyinin yapacağı toplantıdan bahseden Gi-ornale d'ltalia gazetesi diyor ki: "Uluslar Sosyetesinin işe karışmasını zorla kabul ettirmek ve bnunu doğru olduğunu göstermek için hak beraberliğinden ve arsıulusal ilgilerden bahsediliyor. Halbuki, bu beraberlik ilk önce tarih ve tüze bakımından var olmalıdır. Sonra, İtalya ile büyük sömürge devletleri arasında görülen beraberlik ancak teoriktir. İngiltere, Fransa vc Belçikanın, hele İngiltere'nin, Versay'da ele geçirdikleri toprak ve sömürge kazançlarını bir tarafa bırakalım, - Versay'da İtalya'nın eline hemen hemen hiç bir şey geçmemiştir -İşin esasını ele alalım: Kendi toprağında aslında demir ve kömürden çok zengin bulunan ve nüfusu da italyanınkİnden biraz fazla olan İngiltere'nin, dominyonlardan başka yedi buçuk milyon kilometre murabbaı sömürgesi ve 62 milyon kadar da sömürge halkı vardır. Gene kendi toprağında kömür ve demir ve potastan zengin olan ve nüfusu ise italyanınkİnden az bulunan Fransanın da 12 milyon kilometre murabbaı sömürgesi ve 65 milyon kadar da sömürge halkı vardır. Verimsiz ve dağlık bir ana toprağı bulunan I-talyanın ise büyük bir parçası çöl olan iki buçuk milyon kilometre murabbaı sömürgesi ve iki buçuk milyon da sömürge halkı vardır. Bundan başka ingiltere, dominyonları ile dünyanın en büyük parçasını kontrolü altında bulunduruyor ve buraların kapılarını yabancı göçmenlere ve tecimlere kapamış bulunuyor. Varlığı esasen kesin olmryan bir Uluslar Sosyetesinin bugün ortada bulunuşu uluslar tarihinde biribirlerinden ayrı iki zaman ve iki ahlak yaratamaz. Uluslar aosj ^ tesi ulusları hareketsiz bırakmak savasında olamaz. Uluslar Sosyetesini böyle bir savası tabiata, tarihe karşıdır. İşte uluslar sasyete-sinin kesip atacağı mesele budur, yoksa bir takım akıl öğretmenlerinin habeş imparatoruna ileri sürmesini perde arkasınden fısılda- amaçlardır. Bunun üzerinde her zaman birçok şeyler söylenir. Öğretmenleri suçlu çıkaranlar olur, çocuklar çalışmıyor denilir. Usullere itiraz edilir. Bu bir yığın fikir arasında tek birleşilen nokta, on bini aşan çocuğun her yıl en iyi bir sınamaya irişmesidir. Yeni Kültür Bakanının sınaç-lanmız üzerinde duracağından şüphe etmemiştim. Sordum: — Sınaç öğreneğinde, numaralarında değişiklik yapılacağı haberi doğru mudur? — Evet, bunlarda değişiklik yapılmasında sakınacak bir şey görmüyor ve layda umuyorum. Kaldı ki ben /azla olarak sınaç sorularının, talebenin kapasitesi göz önüne alınarak buradan gönderilmesinde; birinci ikinci ve genel sınaçlara ve öğretmeninin talebesine ders yılında yoklamasına ayrı ayrı kıymet vermek lüzumuna da kanığım. Kültür bakanına teşekkür ederek ayrılırken içimde ulusal eğitim üzerinde alman yeni kararların aydınlık ve diri heyecanı varda * * ¦ dıkları paktın şu veya bu maddesinin yeritilmesi değildir.» Habeş parasının sağlamlığı i*;in Adisababa, J0 (A.A.) — Habeş imparatoru, bir şölen sırasında, finsns uzmanları ve tecimenlerlc görüşmüştür. Taler - habeş parktı meıclcsilc ülkenin ekonomik kapasitesi işi. görüşmelerin e-sası İdi BB. Eden - Laval görüşmesi Paris. 30 (A.A.) — B Eden. bugün saat 19. da B. Laval ile görüşecektir. Cenevre yolculuğunu beraber yapmaları ihtimali vardır. Fransız salkuru arasında dış işleri bakanlığı sürel lekreteri B. Alescİs Le-ger, B. Lavalin özel bürosu şefi B. " chat ile siyasal büro şefi ve uluslar sosyetesi uzmanı B. Massiglİ de bulunmaktadır. Adisababa, 30 (A A.) — Habeşistan-da doğmuş ve habeş ordusuna girmiş o-lan 47 ermeni, dün imparator tarafından kabul edilmişlerdir. Fransa, Sı*mntininde tedbir alıyor Paris, 30 (A.A.) — Hükümet, ital -yan - habeş harbi başlarsa sınırda çıkması ihtimali olan karışıklıkların onu-nü almak için fransız Somalısındrki garnizonları çoğaltmağa karar vermiştir. Somaliye hava kuvvetleri dc yollanacaktır. İtalyan harp gemileri çağrıldı. Paris, 30 (A.A.) — Bir fransız telgraf ajansı, bazı doğu limanlarım göret etmekte olan italyan harb gemilerinin geri çağırıldıklarını bildirmektedir. Gemiler, ttalyaya doğru hareket etmişlerdir. Polonyanın delegesi Varvoşa. 30 (AA.) — Dış bakanlı-ğı siyasal işleri yar direktörü B. Gla-zadovskİ konseyin tisnomal toplantısında hazır bulunmak Üzere Cenevreye banket etmiştir. Polonya, bu toplantıda yalnız süel delegesi tarafından oruntanacakvr. On üçler komitesinin raporu Cenevre, 30 (A.A.) — Ulustar sosyetesi konseyi tarafından, Cenevre n.ıd. laşması hükümlerini, birge güven'ığİ düzenlemek hususunda daha etgili yapmanın yollarını araştırmağa mem.ır e-dilen 13 1er komit-si işlerini bitirmiştir. Komite, türeciler ve ekonomistlerden kurulu ikinci deıecedeki komi'ele-rin raporlarını okumuş, fakat yapılan ö-ne.-geleri daha dciuleştinneden şimji-lik kabul etmemiştir. Komite kendi başkanlığında bulunan eski Portekiz dış bakanını, uluslar sosyetesi genel sekreterile görüşüp, silah yapımı için gereken ilk maddeler meselesini inceleyecek olan uzmanları seçmeğe memur etmiştir. Bu uzmanlar, ilgili Ülkenin ekonomisini ciddiğ surette aarımaksızın. hangi ilk maddeler teciminin yasak edilebileceğini kestircceklerdir. Görülüyor ki. 13 1er komitesinde o-runtıyan devletlerden her biri. italyan-habeş davasından doğan arsıulusal kir-çinmeden ötürü, muhtemel tavsiyeleri hakkında
hiçbir şey
söylemek istemi-yorlaı. /; Eden Parise hareket etti Londra, 30 (A.A ) — B. Eden. hava yolu ile Parise hareket etmiştir. B. Edenin hareketinden Önce, ingiliz hükümeti, uluslar sosyetesi konseyi toplantısında yürünecek yolllar hakkında hiçbir karar almış değildir. Bu husustaki kararları konseyin kendisi alacaktır. Fakat Londrada Laval - Eden konuşmalarının, İngiltere ve Fransaya. konsey toplantısında takınacakları durum hakkında bîr uzlaşma a-lanı bulmak imkânını vereceği düşünülmektedir. Bakanlar kurulumla B. Latain diyevi Paris. 30 (A.A) — Cumur başkanının başkanlığı altında toplanan ba- kanlar kurulunda B. Laval. uluslar sosyetesinde Fransayı oruntaklayacak olan delegenin ingiliz dostluğu ile italyan dostluğunu bozmamak, uluslar sosyetesine karşı yükcnlerİnc saygı göstermek ve bu sosyetenin vahim bir buhrana düş* meşinin önüne geçmek kaygusu ile hareket edeceğini ve bir uzlaştırma yolu güdeceğini söylemiştir. Wısır ve llindistnnda İlah* .sirtondan yana gösteriler Londra, 30 (A.A.) — Taymısin K»1-kür. aytarı gazetesine bildiriyor; Kalkütada m us 1 umanlarla hİndular büyük bir toplantı yapmışlardır. Verilen söylevlerde İtalyanın Habeşistana karşı takındığı durum ve emperyalist devletlerin durumları takbih edilmiştir. Londra, 30 (A.A.) — Times gazete* sinin İskenderiye ayları, Mısır halkının Habcşistandan yana yaptıkları dostluk gösterilerini yazmaktadır. Kupt Pratik "Habeşistana karşı duyulan dostluğun gösterilmesi İçin alınacak tedbîrleri görüşmek üzere cemaat konseyini otplantıya çağırmıştır. Genç müslüman birliği, Kopt'lar ve müslümanların da girdiği büyük bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda bir de Habeşistan egemenliği komisyonunun kurulması görüşülmüştür. Ote yandan yerli piyasalardaki arpa Hatlarının yükselmesinin İtalyan alımlarından ileri geldiği söylenmektedir. Bu yükselme, rekolteleri bitmek üzere bulunan mısrrlılan korkuya düşürmüştür. Mısır yakında yüksek fiatlarla arpa almak zorunda kalacaktır. Habeş imparatoru Kaptan subay getirtiyor Kap, 30 (A.A.) — Royter ajan», bildiriyor: Habeş imparatoru Kaptaki orunta-ğına bir telgraf çekerek hemen beyaa ırktan ve talim görmüş kura efradından bir miktar göndermesini istemiştir. İmparator bunları habeş ordusunda subay olarak kullanacaktır. Oruntak bu subayların gereçlerini sağlamak ve ken* diterini uçakla Habeşistana göndermek için gereken bütün tedbirleri almıştır. Paris. 30 (A.A.) — B. Lava». İngiltere elçisi B. Clarkı kabul etmiştir. Dış bakanı öğleden sonra B. Edeni kabul edecektir. Trablustaki italyan askerleri Londra, 30 (A.A.) — Deyli Telgraf gazetesinin Kahire aytarının öğrendiği* ne göre. Trablustaki İtalyan kuvvetleri Habeşistana yollanmıştır. İtalyan hükümeti Eritrede iş kampları kurmak için trabluslu arabları toplamaktadır. FRA\N.\-Q\: Kral Ateksandrın Ölümünün suçluları Marsilya, 30 (A.A.) — Kral Alek-sandrı öldürmekten suçlu Uataşiler davasının sorgu kısmı bitmiştir. Duruşmanın gelecek ilk teşrinde Buş dü Ron ceza hakyerinde yapılacağı sanılıyor. Fransada yeni f inansal tedbirleı Paris. 30 (A.A.) — Kabinenin son toplantısında ekonomik durumu düzeltmek üzere bazı kanunların incelenmesi-le uğraştığı sanılmaktadır. Bu kanunlar, ağustos başında ve kararname şeklinde yayılacaktır. Bu arada ispirto, şeker vc şarJP fiyatlarının indirilmesi meselesi dc vardır. Bu kararnamelerden bir kısmının, cumur başkanı tarafından bugün imza edilmesi ihtimal içindedir. Küçük anlaşma konseyi toplanıyor Bükreş. 30 (A.A.) — Küçük anlaş-ma konseyi toplantıları 29 ağustosta Yugoslavya'da Bled'de yapılacaktır. (Di* halterlerimizin devamı 5. inci say ifam ızdadtr )
Tweet
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Cengiz Han Yasasi
Dr. Curt ALINGE'nin tespit ettiği kadarıyla Cengiz Han'ın yasası şu hükümleri içermektedir: 1. — Zâni ister evli olsun ister olmas...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Süreli Yayın Arşivi Arama Sayfası
Arama motorunu kullanarak 1929-1950 yılları arasında çıkmış süreli yayınlar içinde arama yapabilirsiniz. Doğrudan belli bir ayın süreli y...
Divanu Lugati't-Türk
Kaşgarlı Mahmut'un eseri Divan-ı Lügat-i Türk: DIVANU LUGATI'T-TURK'DEN DERLENMIS ETIMOLOJIK SO...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)