Gerekli Tarama
Gereksiz taramalardan kaçınan site
Ana Sayfa
Gazete Arşivi
Kitap Arşivi
Nasıl Yazılır
Köşemenler
Ulus - Mayıs 1935
Gazete içeriği aşağıdadır.
Kaynak:
Ankara Üniversitesi
1 MAYİS I93S ÇARŞAMBA ULUS 9. S- I9Z5 ANKARA SUYUK KUKULTAYI ON ALTINCI YIL. No: 4941 Adımı/. andımızılır. Her yenle 5 kuru* 6 (, ıı nitelik BASIN Kl Rl LTA11 F. R. AT AY Oteygün gazetemizde tç İşler Bakanımızın, pek yakında Ankara'da toplanacağını haber verdi -ğimiz Batın Kurultayı hakkında bir diyevi çıktı. Sayın Bakanımızın türk gazeteciliğini öven »öz -leri yerindedir: eksiklerimizin ve kuturlarımızın ne olduğunu bili -yoruz ve kendimizi, sık sık, ten -kid ediyoruz. Fakat bütün kurumları temelinden değişen bir ülke -de, devletlettirilmiyen, özgenliği-ne dokunulmıyan. kanun dışında, hiç bir »iki ve baskı görmiyen gazetelerimiz, on beş senelik baş döndürücü devrimin bütün deneklerini derin bir usuğ ve erginlik -le ge 'ırroişlerdir. F" r Türkiye'de bir basın me-varsa, bunun bir diâiplin değil, fakat bir prentip davası olduğunu söylemek isteriz. Bütün yurd ve devrim uğraşlarında, siyasa bakımından, gazetelerimiz sağduyularını korumuşlar, ara sıra başgÖs-teren bozutcular genel gidiş üt • tünde hiç bir aksa ve sakatlık bı -rakmadan kaybolmuşlardır. Fakat türk gazeteciliğinin prensip davası henüz olduğu yerdedir: memleketimizde gazetecilik, henüz, bir kamuğası değil, bir özel girişim kurumu olarak devam et--ıo|cte, ve, sürüm, satış kaygısı içinde, tecimel düşünceler içine hapsolup kalmaktadır. Bu sebebim gazetelerimizin, eğitim bakı -(Sonu 2. nci sayıfada) Fransız - Sovyet görüşmeleri Paktın huğun parafe • «I i İm. -i ¦ klimalı var. Paris, 30 (AA.) — B. Laval ;le Sovyet Bü,".'.k elçisi B. Potem-kın dün aksa.-, saat 17 den, 19.20 yt kadar kars'tıkb yardım pa'ıtı üzerinde görü^ıüşlerdir. B. Laval, pakt metnini bugündü kabine toplantısında arkadaşlarına bildirecektir. Sonra da B. r'oteır.Uini kabul edecektir. Paktın çarşamba günü parafe c !•¦!:!.cm iktirrMi vardır. Böyle o-lursa B. Laval gelecek hafta babında Moskovaya gitmek üzere yrla yıkabilecektir. Sovyet artistleri Dün Ankara halkevindc bir ray verildi, konuklarımız bugün gidiyorlar, iki haftadanberi şehrimizde bulunan Moskova büyük akade -mik devlet tiyatrosu artistleri bugün İzmire hareket edeceklerdir. Dün akşam Ankara Halkevinde dost memleketin artistlerine bir çay ziyafeti verilmiştir. Kültür bakanımızla bir çok tanınmış çehrelerin ve Sovyet Büyük elçi -sinin de hazır bulunduğu bu eğlentide konuklarımızın görmeyi çok isledikleri türk ulusal oytın -larından, Aydın, izmir, Konya, (Sonu 3. üncü saytfada) C. H. P. Kamutay grupunun dünkü toplantısı Cumuriyet Halk Partisi Kamutay Grupu Başkanlığından bildirilmiştir: Cumuriyet Halk Partisi Kamutay grupu dün saat 15 de Antalya saylavı Cemal Tun -ca'nın başkanlığı altmda top -landı. 1 — Bulgaristandan yurdu (Sonu S ûncfl sayıftâa) Sovyet hava uzmanlarının dünkü paraşüt denederi Türk Kuşu^çin gelen sovyet uzmanları dün uçku alanında toplanan ilgililerin önünde uça • rak paraşüt deneçleri yapmışlardır. Subaylar£ndan*Z«kinin uç-kusu.il* ör^^-*^••**A^^^tf»nd^, rı diğeri havalanmış ve kendilerini değişik yüksekliklerden atmışlar- ve düzgünce inmişlerdir. Bu % neçler yapılırken Türk Tayya • re Kurumu başkanı Bay Bul* ca. Hava Elbayı Bay Mecid, C. H. P. umumi idare heyeti üyelerinden Bay Apak ve tayyare (turumu ileri gelenleri bulunmuştur, Acı bir kayıp Ankara dün değerli bir çocuğunu kaybetti. Cumuriyet Halk Partisi vilayet idare heyeti ve Ankara şehir kurulu üyesi Halim Kulukçuoğlu on yedi buçukta kan zehirlenmesinden Öldü. Parti hizmet- lerinde ve halk i,le- Iaİim ««M rinde y urdseverliği, cİddiğliği ve çalışkanlığı ile tanınmış ve sevilmiş olan Halimin genç yaşta ölümü, duyanları çok açındırmış tır. Cenazesi bugün on ikide Hacıbayramdan kaldmlacak ve Cebeci mezarlığına götürülecektir. Ardasının ve arkadaşlarının derin acısını paylaşma. 19351üdcesi Kamutayın büdce komisyonu toplanıyor Kamutay Büdce komisyonu bugün on dürt buçukta toplanarak 1935 yılı büdcesinin gelir kısmının üzerinde çalışmaya bağlıyacaktır. Büdce komisyonu üyeleri toplantıya çağınlmaktadır. 2 - V - 1935 perşembe günü heyeti umumiyeden sonra Maarif Encümeni toplanacaktır. *** l tkttsad encümeni 1.5.1935 çarşamba günü saat 15 de toplanacaktır. (jsm a n l ıcaüan 7 ürkçeye Karşılıklar Kılavuzu N.38 Tahattur etmek ¦ Hatırlamak TahavvÜl (Tebeddül) etmek -= Değişmek, dönmek Tahayyül etmek — Sanaymak. hayal etmek — (Fr.) lmaginer Tahayyür etmek = Şaşalamak, «aşırmak — (Fr.) S'ltonner Tahayyül elmek ¦ Seçilmek, yer tutmak = (Fr.) Se dîstinguer Tahdid etmek ¦ Sınırlamak, buçlamak, daraltmak — (Fr.) Limitet Tahdiş etmek = Bulandırmak, karıştırmak (Fr.) Troubler Tahkim etmek = Berkitmek = (Fr.) Fortifier Tahlif etmek = Andiçirmek Tabii» etmek ¦ Kurtarmak Tahlisiye — Cankurtaran Teklisi girîban etmek = Yakayı kurtarmak, yakayı sıyırmak Tabii» etmek = Katıştırmak Tahliye etmek = 1 — Boşaltmak, b o sarmak * 2 — Bırakmak = (Fr.) Quitter Tahmil etmek = Yüklemek Tahmin etmek ¦ Oranlamak, tasınlamak Tahmin - Oran, t. sın Tahnetmek - Ovütmek Tahnit etmek = Mumyalamak, tütsülemek Tahrik etmek = Yıkılamak. haraplamak Tahribkir (Bak: Harab) = Yıkıcı = (Fr.) Des-tructcur Tahrik ¦ Harekete getirme, kışkırtma, uyandırma, işletme = (Fr.) Mettre en mouvemtnt. aetionner, provoquer Tahrik etmek = İşletmek Tahrik etmek = Uyandırmak Tahrik etmek = Kışkırtmak Tahrik etmek = Harekete getirmek Tahrik etmek (Tüzel anlamı terim koluna bırakılmıştır) TahrİkAmiz = Kışkırtıcı = (Fr.) Provocint Tahrikat = Kışkırtım = (Fr.) Prorocation Tahrirat, teskere = Biti. beti Tahrirce ¦ Yazı ile Tahriri imtihan = Yazılı sınaç Tahriş etmek = Tırmalamak, azdırmak - Fr.) Cra*ter. İrriter Tahsil — 1 — Öğrenim — (Fr.) Etüde, 2 — Alım. alış = (Fr.) Perception Tahsil etmek = Öğrenmek, elde etmek, edinmek, almak = (Fr.) Etudîer, s'enqu6rir, percevoir Tahsildar = Alımcı ¦ (Fr.) Percepteur Tahsilat = Alınç Tahsis etmek = Ozgülemck - (Fr.) Affectcr, des- f tiner, assigner Taht - Omağ = (Fr.) Trdne Taht - Alt Tahtelarz = Yeraltı Tahtı himayede olan ye» = Koruncak ¦ (Fr.) Pro-teetorat Tahtı tasarrufa almak ¦ Iğelenmek -* (Fr.) S'ap-proprier Tahtie etmek = Suçbulmak. kusuriamak Tahvif etmek = Korkutmak Tahvil etmek = Değiştirmek, çevirmek, döndürmek Tahzîr etmek = Sakındırmak, yekindirmek = (Fr.) Prevenir Takaddüm — Ongelme, Önün Takaddüm etmek — Ön gelmek Takallûs etmek ¦ Kasılmak Takarrüb etmeli = Yaklaşmak, yanaşmak Takarrür etmek = Kararlaşmak Takaşşür etmek - Kabuklanmak, kabuk bağlamak Takat sn (Kudret anlamına) Enerji, (istitaat anlamına), güç Takattur etmek = Damlamak, dammak Takbih etmek = Çirkinsemek, çirkinlemek, çirkin görmek = (Fr.) Blâmer Takbil etmek = Öpmek Takdim etmek = 1 - Sunmak = Fr.) Presenter 2 - Tanıtmak, 3 - İleri tutmak, Öntutmak, öneltmek = (Fr.) Preceder, accorder la priorite Takdim ve tehîr = AltÜsleme Takdime = Sunu Takdir etmek — Beğenmek, değerlemek, değer biçmek O takdirde = Öyle İse, Öyle olunca. Öyle olursa = (Fr.) Dans ee cas, alor* Takdis etmek - Kutsamak Takib etmek = Kovalamak, izlemek, gütmek, peşini tutmak, peşine düşmek, ardına düşmek, arkasından gitmek, arkasından gelmek, tepkimek ¦= (Fr.) Pouraulvre Taklib etmek - 1 - Altüst etmek, 2 • devirmek Taklİd =¦ Benzet Taklid etmek = Bensetlemek Takrib etmek ¦ Yaklaştırmak, yanaştırmak Takriben = Aşağı yukarı Takrir (Kamutay terimi) ¦ Dilerge Takrir etmek (ders için) «= Anlatmak Taksim ¦ Uleç Taksim etmek ¦ Üleştirmek, bölmek, ayırmak, bölüşmek, paylaşmak = (Fr.) Partager, diviser İnkısam etmek ¦ Dağımlaşmak, bölünmek Taksir etmek - 1 - Kısmak, kısaltmak, 2 ¦ (Bak: Kusur) Taksit ¦ Bölü Takt sahibi = Denli Taktir etmek ¦ Çekmek, damıtmak Takvim = 1 • Takvim (T. Kö.). 2 - Almanak (T. Kö.) Takviye etmek - Kuvvetlendirmek, berkitmek, pekiştirmek Kesbi kuvvet etmek = Berkinme» Takyid etmek ¦ Kayıtlamak Takayyüd etmek ¦ Kayıtlanmak Talâk ¦ Boşama, boşanma Telâkat = Uzdillik Taleb = İstek Talebe - 1 - Öğrenci, 2 - Yetiştirme, 3 - Irdemen 4 - Talbe (Yakutça "Talba,. dan) Tali = 1 - Taliğ, 2 • Sur = (Fr.) Chance, aort Talia = Heri kol, önkol Talik etmek - Asmak, bırakırsak, irtelemek - (Fr.) Suspendre, remettrc Talim ¦ öğretim Talim etmek ¦ Öğretmek Talimatname - öğrenek - (Fr.) Instructlon Taltif etmek ¦ Gönül almak, okşamak, kayramak Tama ¦ Açgözlülük, doymazlık, umdu, umsu Tama etmek * Göz dikmek, umsunmak Tamâkâr e Açgözlü, doymaz Tamam - Tam, tüm, bütün, tükel Tnmam etmek b Bağlamak, bitirmek Tamamı tamamına -: Başabaş Tamamiyet Bütünlük, temlik, tümlük Tamik cUnek ¦ Derinlemek. derinleştirmek Tamim ¦ Genelge = (Fr.) CircuUlre Tamim etmek - Yaymak, genellemek Tamir ¦ Onarım, onarma Tamir etmek — Onarmak Tampon " Baskurut, kurutmaç Tane (dane) = Tane (T. Kö.) Tüne t m ek = Kınamak = (Fr.) Bilme t Tannan ¦ Tınlı, tınan, tmLyao Tanıif etmek — İkiye bölmek Tanzim etmek = Düzenlemek, düzeltmek, düsen vermek, yoluna koymak = (Fr.) Arranger Tnnzir etmek = Eşlemek, benzerini yapmak Tar = 1 - İplik,.ağ, 2 - Karanlık Tarab = Şenlik, sevinç Taraç - Yağma, talan, çapul Taraf aj Taraf (T. Kö.) Tarafgir ¦ Yantaz Bitaraf ¦ Tarafsız, nötur = (Fr.) İmpartİal Bitaraflık ¦ Nötürlük Tarassud etmek = Gözlemek Taravet ¦ Tazelik, körpelik Tardctmek = Koğmak, püskürtme! T ... h. t m. k = 1 - Çıkarmak, indirmek ¦¦ (FfJ BoiV straire 2 - Salmak (vergi tarhı) = (Fr.) Imposci Tarif ¦ Tanım Tarif etmek = Tanılamak, tanımlamak Tarih = Tarih (T. Kö.) Tarihi ~- Tarihiğ Tarik = Yol Tariz etmek - Dokundurmak. Usûlraals, taş atmak = (Fr.) Inslnuer Tarsin etmek ¦ Bekitmek Tarumar ¦ Dağınık, darmadağın Tan = Tara (T. Kö.) Tarzı hail ¦ Anlaşıt Tarziye ¦ Onarsa = (Fr.) ReparatloO Tarziye vermek = Onarsamak Tasaddi etmek ¦ Kalkışmak Tasallut - Sarkıntılık Tasallut etmek = Sataşmak, sarkıntılık etme%. ssl tamak (Yakutça) Tasannu = Yapmacık Tasarruf = 1 - Esilik, sahlpük = re»*-»o* 2 - Tutum = (Fr.) Economie Tasarruf etmek = 1 - Elenmek. ^ - Biriktinn* artırmak Tasavvur Tasar SAY İFA X ULUS 1 .......j lj«ı V'"W«'"^ Halkeviude floayfll vurdun -iiIm-iiimi çalışmaları Ank-ı* Halkcvinın bcr aLınct.. »,,. liH' u. il. vc büyük olçudc çalışmalar araıında göae pek az çarptığı halde defterce pek bârök olan sosyal yor di m kolunun valışmaları, sevinç »e umud veri. ci bîr dert'cededir. 0,-ffn.ln'inıi7c göre bu n. yıl b I. şındanbcri şu yardımları yapmıştır: I — Türk kültür kurumıy I»- ortaklaşa 6S yoksul liae talebesinin barınması âtin bîr yurd açmıştır. Burada kalan gem İr.,n yemekleri lokantadan Retirtil-nvkic »e bunlar, yeni kurumun seçti-fti çevrim üyelerinin bakımı altında bir arda sevgisi görerek çahşmaktadrHar.. Bandan başka gen* ol*um« çağında ©-lan 6 Ut talebe de korumun bakımı altonda olup bunların yemekleri de Halkevi soayal yardam şubeticne temin edilmektedir. Kıılar, "Kadınları -sirgeme Derneği,, kurağında yatmaktadırlar. Alı.m- beş gencin böylece bakılmasjnın ne demek olduğunu, en çok çocuk babası olanlar, pek eyi bilirler. 2 — Bugüne kadar 275 yoksul talebeye kilab. Jetler, kalem gibi öğrenim f-.-revleri dantılmıştır. 3 — Yoksul talebelerden hastalanan-ların ilaçlan parasız olarak verilmekte. d.r 4 — Bugünlerde dc b ilk mektebin yoksul çocuklarından 150 tanesi için elbise, göğüslük, pantolon, ayakkabı, ço-rab ve beyaz yaka hazıralttınlmış vc çocuklara dağıtılmak üzere mcktcblcrc gönderilmiştir. Bu talebeler ınektcblc-rinde giydirildikten sonra önümüzdeki perşembe günü saat 16 da kendilerine Halkevinde bir çay verilecek, oyuncak-kw dağıtılacak, aralarında piyangolar ya-pılarak çocuklar eğlendirilecek lir. Şube bundan barka kendisine başvuranlara ve en çok iğcil savaşçılarla yok. sul ihtiyarlara ve kadınlara elinden gal-«fiği kadar yardrm etmekte ve memk k'.tl^rine do nemi yen yoksulları da açlık t Ç DUYUK'LAR B. Zekâi geliyor İstanbul. 30 (Telefon) — Genel borçlar alacaklılar vekili B. Zekâi izinli olarak bugün (dün) Psristen geldi. Bugünlerde Anka-raya gidecektir. Osmanlı borçla rından Türkiyenin payına düşen -lerin taksitleri son uzlaşmaya go -re ödenmektedir. Durum, oomal-dir. Duyduğuma göre, osmanlı borçlarından Yunanistana düşen -ler hakkında konuşmak için ge • nel borçlar çevrim kurulu başkanı B. Deklayer'le başlamış olan konuşmalar son durum üzerine yarıda kalmıştır. B. Üstündağ Avrupaya gitti İstanbul, 30 (Telefon) — B. Mubiddin Üstündağ bugün (dün) uçak ile Brendiziye gitti. İki ay -lık iznini Avrupa da geçirecek ve bir takım araştırmalar yapacak -tır. Yanında Bayanı ve kızı d» bulunmaktadır. ve sefillikten kurtararak yurdlarma kavuşturmak tad'r. Halkevi sosyal yardrm şubesi, "Kızıl. ay„ kurumunun Ankara şubesiylc birlik olarak Kayabaşı ndakt eski "Seyfiye^ medresesini oturulur bir kale koydurup burada kimsesiz ve yoksul kadınları barındırmağa başlamıştır. Böylece de An-karamısa en lüzumlu bir hayır kurumunun temdi kurulmuş ve utsuıhığa. sefil, lige narnzed olan kadmlar kurtanlmiftır. Bu işleri başarmak için vakit ve e-meklerİnj esirgemeden harcayıp verimli bir şekilde çalınanlara yoksullar adına teşekkür rtmek I ir borçtur.. Para vc eşya verenler veya bu işe başka türlü yardrm edenle*. c Ömer düklerinin verdiği sonuçlardan gurur ve sevine duyabilir. Ur. Kadmlar Birliğinin toplantısı istanbul, 30 I. ton) — Kadınlar birliği cuma günü üsnomal bir toplantı yapacaktır. Türk ka -diriliği siyasal ve sosyal hakları • na kavuştuğundan artık lüzumu kalmıyan birliğin kapatılmasına karar verilecektir. VSJBJ Feminizm kurultayı için gelen Mısırlı kadın delegeleri memleketlerine dönmüşlerdir. Yalovada yapılacak otelin eksiltmesi bitti İstanbul, 30 (Telefon) — A -kay tarafından Yalovada yaptırılacak büyük otelin eksiltmesi bugün bitti. Otelin kıymeti 350 bin liradır. Kur a man ve üstencİ B. Ahmed yüzde 18 kırarak yapıyı 284 bin liradan üstüne aldı. On güne kadar çalışmalara başlana -çaktır. Figaro gazetesi sahibi Istanbulda İstanbul, 30 (Telefon) — Fi -garo gazetesinin sahibi bugün o • zel yatiyle Istanbula gelmiş ve gazeteciler tarafından karşılan • mistir Sörler gidiyorlar İstanbul. 30 (Telefon) — Kı -yafet kanunu dolayısiyle dinsel kılıklarını bırakma-1? istemiyen bir takım şiirle/ şehrnz\bî. bırakıp başka memleketlere gigtmeğe başlamışlardır. Buğday yolsuzluğu İstanbul, 30 (Telefon) — I» -tanbul Ziraat Bankasında yapılan buğday alım ve satımı hakkında -ki dosya il idare kurulunca göz • den geçirilmekte olup yakında karar verilecektir. İşten el çektiril -miş olan eski direktör B. Ahsen demiştir ki: — Hakkımda yapılan tahki • kattan ve bunun sonundaki durumumdan iyice eminim. Yalnız şimdilik hiç bir şey söyliyemem. Zamanı gelince, hakkımda yapı -lan dedikodulara ve yazılan yazılara bir cevab olmak üzere kamuya her şeyi bildireceğim. Yunan bakanlarının konuşmaları İstanbul, 30 (Telefon) — Baş bakan B. Çaldarisle dış ve iç bakanları Bükreşte toplanacak Balkan paktı konseyinde konuşula -cak işler hakkında görüştüler. Bükreşe gidecek salkura başba -kan B. Çaldarisin de girmesinin kuvvetle iktimali vardır. Ba-ba-kan Bükreşe giderse seçim on bej gün daha geri bırakılacaktır. Sürl nırklı-|iUr talıbiM için. Büdce komisyonu erat ve küçük subaylara verilecek yevmiyeler hakkındaki kanunim birine-maddesini değiştiren kanunu ona-mıştır. Bu kanunla kazandan yemek yemiyen süel mektepler ta lebesine bulundukları yer geçen (rayici) üzerinden yevmiye verilecektir. Kanun görüşülecek işler araşma alınmıştır. Giınıl, ti!. i:\siN KURULTAYI (Başt I. inci aayıfada) mından ı»' I işe yaradığını, vc, aşağı bir f r düzeyi üstünde bocalayıp durduğunu görüyoruz . Bunun önüne, faşizmin yaptığı gibi, basın kurumunu devletleştirmekle değil, hepsi Kamâlist olan arkadaşlarımızda gazeteci • lik anlayışını yeni bir hizmet düsturu içinde sağlamakla geçebili • riz. Ancak o zaman türk gaze • tesinin faydası, kuvveti vc etger-ligi ölçüsünde artmış olur. Ankara Basın Kurultayının gcV rüşme konularının başında şunu görmek İsteriz: bir gazete halk yetlşkisine nasıl yardım edebilir? Türkiye'de halk düşüncesini, hangi noktalar üstünde toplamak, hangi demagojilerle, hiç durmak • sızın, boğuşmak, hangi yönetlerde hareket birliği kurmak ve ban -mak, kazanç Önürdeşliğinden, bütün gazeteler hep beraber, nere -ler de vazgeçmek zoru altındayız? Bütün bunlar olgun fikir adamlarının içinden çıkamıyacakları şeyler değildir. En başta söylediğimizi tekrar edelim; bizde bir basın kargaşası yoktur, fakat., meselesi vardır! Usuğ — Dirayet, kiyaset Sağduyu — Hissiselim, Aklıselim Aksa — Arıza E .-ı ı. -/ — Menfaati umumiye Girişim — Teşebbüs Eğitim — Terbiye (Fr.) e\tucation Düzey — Seviye Etger — Nafiz Yönet — İstikamet Banmak — Muhafaza etmek önûr leşmrk — Rekabet etmek Kargaşa — Anarşi Tecimel ¦ Ticari lasavvuı etmek = Tasarlamak Tasdik etmek Onaylamak ¦ [Fi Raüficr Tasfiye ¦ Arılama, antma, süzme ¦ (Fr.) Lıqui dation, epuration Tasfiye etmek — Anlamak, arıtmak, sürmek Tashih etmek - Doğrulamak, düzeltmek Tasir etmek - Sıkmak, suyunu çıkarmak Taslit 'imi - Üşürmek, basa sarmak Tasmim etmek ¦ Kurmak Tasni etmek Uydurmak, düzmek Tasnif etmek Sınıflamak, sraıflara ayırmak Tasrif - Çekit Tasrif etmek ¦ Çekmek Tasrih etmek ¦ Açıklamak Tasvib (Bak: Kabul) = Ortam Taavib etmek Bak: Kabul etmek) ¦ Onamak Tasvir ¦ Sınay Tasvir etmek Sınaylamak Tatbik ¦ I - Uygut. tap lama ¦ (Fr.) Appliqucr 2 - Yerrba» (Bak: İcra vc mfar) ¦ (Fr.) Ejcecution Tatbik etmek ¦ 1 . Uygutlamak, tapUmak 2 - Yerilmek (Bak: İcra ve inta* etmek) Tatil = Azat Tatmin etmek ¦ Kandırmak, dinizleroek Tatvil etmek ¦ Uzatmak Tavaf ¦ Çevrin Tavaf etmek ¦ Çevrinmek Tavan (Bak: Kerhen) ¦ İsteyerek, gönülden Tavan kerhen (Bak: Kerhen) = IsteT isteme», isteyerek istemi yere k Tavassut Aaracılık Tavassut etrm-k = Arabalmak. a'aya girmek Tavattun etmek = Yerleşmek vatan edinmek Tavik - Asıntı Tavik etmek Oyalandırmak, asıntıya bırakmak Taviz - Değişil Tavk ¦ Boyunduruk, tasma Tavr ~ Tavr (T. Kö.) Tavsiye = Tavsiye (T. Kö.) Tavzif etmek -~ ödevle»dırmek. iş vermek Tavzih etmek = İzah la mak Tayf - 1 . (Bak: Hayalet) 2 • (Fizik anlamı terim koluna bırakılmıştır) Tayib etmek Ayıplamak Tayeran ™ Uçuş Tayyare ¦ Uçak Tayyareci — Uçman Tayyetmek = 1 - Gi'mrk. dürmek. 2 • Çıkarmak Tazallüm etmek Sızlanmak, yanıp yakılmak Tazammün etmek (Bak ihtiva etmek) Tazarru (münacat) ¦ Yakarış Tazarru (niyaz) ¦ Yakarı Tazarru v* niyaz etmek - Yakarmak Tazib etmek ¦ Rahatsız etmek, azab vermek l - il etmek - İki kat etmek, ikitleınek Tazim etmek - Büyüklemek, ululamak Tarir etmek = Azarlamak Taziye - Bassağı Taziye etmrk - Baş.sağlamak Tazmin tim k JI m U. toletnek Tazminat = Ödek tolek Tazyik ss Basınç Tazyik etmek ¦ Sıkıştırmak, basmak Teadül etmek Dengeşmck =s (Fr.) Equlvaloir Teahhür etmek ¦ Gecikmek, art akla mak, y . kalmak Teali etmek ¦ Yükselmek, yücelmek Teallum etmek - Öğrenmek Teami -"- Görmezlikten çelme Teamül (Bak: âdet, örf) - Törü = (Fr.) Mocurs Teati Alıp vermek, verişmek — (Fr.) Echangc Tcavün = Yardımlaşma " (Fr.) Aide mutuel Tebaiyet ctmtk Uyuımak Tebaki etmek Ağlatmamak = (Fr.) Pleumıcher Tebarüz etmek Belirmek Tıbarüz ettirmek Belirtmek Tebaud etmek Uzaklaşmak = (Fr.) Srloigner Tebdil etmek - Değiştirmek Tebeddül Değişim Tebeddül etmek Değişmek = (Fr.) Se changer, se modifier Becayiş - Yerdeğişmc - (Fr.) Pcrmutation Tebellür etmek Belirmek, billûrlanmak (Fr) Se cristalliser Tebcnni etmek Oğul edinmek, oğullanmak = (Fr.) Adopter Teber ¦ Teber (T. Kö.) Teberri etmek ı Aklanmak, berilenmeb (Fr.) Etrc accjuitte Tebriye etmek Aklamak, ben km ek (Fr.) Ac-quitter Teberru ~ Veril - (Fr.) Don Teberru etmek ¦ Veritte bulunmak ¦ (Fr.) Faire un don Tebessüm etmek Gulüımemek Tebeyyün etmek Belgirmek Tebeyyün ettirmek - Bclgirtmrk = (Fr.) Etablir, prouver Tebhir etmek ¦ Buğulamak Tebid etmek Bengileştirmek = (Fr.) Eterni&cr F.bcdi - Benci = (Fr.) EterncI Teb'id etmek Sürmek, »aklamak Tebliğ Bildiriğ = (Fr.) Communique Tebligat - Bilgirit = (Fr.) Instruction Tebrid etmek = Soğutmak = (Fr.) Rcfroidir Tebrik etmek ¦ Kutlamak ¦ (Fr.) Fcliciter Tebşir etmek - Müjdelemek Tecahül etmek = Bilmezlenmek - (Fr.) Feindre Tecavüz (Bak: Taarruz) Tecavüz etmek ¦ Aşmak, geçmek, dokunmak Mütecaviz, tecavuzkâr - Saldırgan = (Fr.) Agrcs- seur, agressif Tecdİd etmek ¦ Yenilemek ¦ (Fr.) Rcnouveler Teceddüd Yenileşme — (Fr.) Renouvcllement Tecelli etmek (Bak: zuhur etmek) Tecellüd göstermek = Batırlanmak. baürsunak Tecemmu - Toplantı, birikil Tecemmu etmek ¦ Toplanmak, birikmek, yığılmak Teccnnün etmek - Çıldırmak, delirmek i'/cerrüd etmek ¦ Yalınmak, elçekmek. soyutlanmak ¦ (Fr.) S'ısoler Tecrid etmek - Ayırmak, soyutlamak = (Fr.) Isoler, denuder 'tecessüs etmek - Gözetmek, çaşıtlamak = (Fr.) Eapionner Tecezzi etmek - Cüzienmek, tıkelenmck Tecil a Sonratım ¦ fFr.) Ajourncment Tecil etmek - Sonratmak " (Fr.) Ajourncr. re-mettre Tecrim etmek aş Suçlandırmak Tecrübe Deneç (Fr.) Eaaai Tecrübe etmke ¦ Denemek = (Fr.) Essayer Tecviz etmek : Onamak, izin vermek Örnek: Ben hareketinisi onamıyorum (tecvit etmiyorum) — Kanun böyle hareketlere izin vermez (tecviz etmez.) Tecziye etmek - Cezalandırmak - (Fr.) Punir Teçhiz etmek ¦ Donatmak ¦ (Fr ) Armer, ecjuiper Teçhizat Donatı örnek: Süel donatı — Teçhizatı askeriye. Tedahül Girinç, geri kalan örnek: Geri kalan aylıklar - Tedahülde kalan maaşlar. Tedarik elmek Edinmek, hazırlamak Tedavi etmek ¦ Sağıtmak, bakmak, eyikmek a» (Fr.) Soigner Tedavül etmek = Geçmek, dönmek, dolaşmak T-dbir as Tedbir (T. Kö.) Tedhiş etmek - Ürkütmek, yddırmak - (Fr.) FJ- frayer. redebhüş = Yılım, yılguüıb = (Fr.) Epouvantvff Tcdchhü; etmek ¦ Yılmak Tedenni etmek ¦ Alçalmak, gerilemek = (Fr.J Baisscr, diminuer, etre en rMcadence Tedeyyün = Borçlannu = (Fr.) S'endetter Tedfin etmek ¦ Gömmek = (Fr.) Ensevelû, en- terrer Tedfin merasimi - Gömme alayı = (Fr.) Fneneme n t Tedİb etmek = Uslandırmak, yola getirmek Tediye as Ödeme Tediye etmek as Ödemek, borcunu vermek ¦ (Pr^ Payer Tedkk etmek (Bak: Tetebbu) = İncelemek, .ne*-den inceye aramak = (Fr.) Etudier, eaanunet minuticusement Ttdmİr etmek = Sındırmak, tepelemek Tedricî = Derece! ¦ (Fr.) Graduel, progressif TedHcem = Azar azar, derece derece = (Fr.) Gri-duellement Tedvin etmek ¦ Dergunek = (Fr.) Codificr. for mer un rccueil Tedvir etmek * Çeviımek, döndürmek -- (Fz.) Diriler, tourner Teeddüb etm* k ¦ Utanmak, edeblenmek Teehhül etmek = Evlenmek Tcellüm etmek = Acınmak, eleralenmeh = (Fr.) Se chagriner Teemmül etm . Düşünmek, düşünüp laşırunak = (Fr.) Reflechİr, mediter Teenni etmek — 1 - Ağır davranmak = (Fr.) Agir avec precaution 2 - (Bak: İhtiyatı Teessüf etmek Eseflenmek Teessür (Bak: hüzün) ¦ Üzün Teessüs etmek = Kurulmak, yerleşmek Teeyyüd etmek = Doğru çıkmak, gerçekleşmek = (Fr.) Se confirmer Tcfnhur : Övünç = (Fr.) Vantaıdise Telahur etmek ¦ Oğüamek = (Fr.) Se vanter Tefahhus etmek = \r.,,ı..... k 2 MAYİS 1935 PERŞEMBE ULUS» o. 5.1935 AH KARA CVHVP. BUYUK kurultayı ON ALTINCI YIL. No. 4942 itlimiz, andımı/dır. Her yerde 5 kuru- t .11 Ilı lı lıl. SOYSAL ÖZGENIİK Özgenlik sorumu devlet yaşayışının ana işlerinden biridir. Bu sorumun çok kere gerek devlet ve gerek yurddaslar tarafından eyi-ce anlaşılmaması yüzünden hayli gürültüler çıkmış ve kavgalar ol -muştur. Halbuki iyi yurddaşlığın ilk gerekenlerinden biri ve belki de başlıcası özgenlik anlamının ve özgenlik sınırlarının kuşkusuz olarak anlaşılmazdır. Sosyete ile kişi. devlet ile yurddaş arasında -ki ges;ün ancak bu anlayışa göre iyi veya kötü bir biçim alır. Ozgenliğin felsefesini yapacak değiliz. Bu sorum çevresinde şimdiye kadar söylenmemiş söz, ortaya atılmamış düşünce kalmamış gibidir. Yalnız tarihin gidişine r akarak diyebiliriz ki, sosyete ya sayısı yükseldikçe insanların ona bağlılığı da daha çoğalmaktadır. Bağların çoğalması, özgeulik sı Hırlarını daraltır. Fakat bu kişi -lerin zararına olan bir şey degıl -dir. Kişi özgenliğinden kaybetti -ğini sosyetenin ve devletin kendi ne kazandırdığı daha çok şeyler ile karşılar. Onun için ışıklı yurddaş bunu bt'erek, kanunların işe karışmasına meydan vermeden bile özgenliğine kendi kendine dizgin vurmaktan kaçınmaz. Geri kalmış sosyetelerde kişi daha çok özgendir. Devlet ile kendi arasındaki bağlar azdır. Özgen-'¦ bu bağlar ile siyasal alanda az çok sınırlanmış olsa bile yurddaş (Sonu 4 ftaofl sayıfada) Aydın demiryollarını dün satın aldık Ekonomi ve Finansnruzda Önemli Bir Hâdise. Aydın demiryollarının satın a-lınması etrafında Bayındırlık Bakanlığı ile şirket delegesi arasında dört aydan beri süren konuşmalar (müzakere) sonuçlanmış, kararlaştırılan esaslar Bakanlar Kuru- Bayındırlık bakanı a. Ali Çetînkaya lunca kabul olunarak dün yeni ba -kanlık kurağının tören salonunda, Bayındırlık Bakanı B. Ali Çetin-kaya İle Mr. Adin tarafından imzalanmıştır. Aydın demiryolu 1 haziran 1935 den başlıyarak teslim alınacak ve devlete geçmiş bulunacaktır. Yol yüzde yedi buçuk ürem (faiz) ile ödenmek üzere 1.825.840 ingiliz lirasına satın alınmıştır. Bu sözba-ğı (mukavele) salt devletin şeref ve yalımına (itibar) dayanan ve inancasız (teminat) olarak yapılmış ilk sözbağı olmak bakımından, yeni Türkiye'nin finans (maliye) tarihinde kutlu bir hâdisedir. Devlet demiryolları ağına girecek olan bu yolun, yurdumuzun en bereketli kısımlarından geçmesi bakımından bu yıl içinde öteki demiryollar ile beraber halkımızın ve yurdumuzun ekonomi ve tecimdeki (ticaret) büyük hareketlerine daha ziyade yardım etmiş olacağı şüphesizdir. Bayındırlık alanında her gün başarılmakta olan birçok önemli işler yanında devletin ekonomisine faydalı olduğu kadar, siyasal şerefini de yükselten bu yeni ba-şarıktan dolayı cumurluk hükümetini ve Bayındırlık Bakanlığını kutlamayı ulusal bir borç biliriz. Hükümetin Kamutaya verdiği iş kanunu fojvsi 4 üncü sayıfamızdadır. 1 Mayıs Moskovadaki şenlikler Moskova, 1 (A.A.) — Royter ajansı bildirmeninden: Sabahleyin, 1 mayıs büyük süel gösterişlerinin yapılması sırasında, kızıl alanda her sınıftan 660 tayyare uçuşlar yapmışlardır. Stalin, etrafı yüksek sovyet iş-yarlariyle çevrilmiş olduğu halde Lenin'in kabri önünde ayakta du ruyordu. Alanda sıralanmış olan seçilmiş alaylar Stalin'in önünden geçtiler. Motörlaşmış silahlar, tanklarla temsil edilmişti. Bu tanklardan i-kisi, seyredenlerin hayret ve heyecanı arasında saatte 50 mil süratle alanı devretmişlerdir. Reichstag yangını dolayısiyle is mi geçen Dimitrof, Lenin'in kabri yanında, onurlu bîr yerde duruyordu ve ağır hasta olduğu hakkındaki sözleri yalanlamış oluyordu. B. Hitlerin bir söylevi Berlin, 1 (A.A.) — Oranların tersine olarak boğazından rahatsız olan B. Hitler, saat 8.35 de 1 mayıs bayramının başlangıcında hazır bulunmuş ve boğuk bir sesle 7 dakika kadar söz söylemiştir. Kendisi demiştir ki: "— Büyük bir devrenin deneci- . ni yapıyorsunuz. Bu devre Alman-yanın yeniden doğuşudur »e bu (Sonı 6 .'!...¦,"' ıda) Kronik Toprak Ufuklar boyu bir çiftlikten geçiyoruz. Dağ, orman, ırmak, birkaç bin kişilik tiyatro iskeletleri ile iki şehir yıkısı, her yanda, etki ve köklü bir bayındırlığın uzan asırlardan artayan izleri ile, neresine tapanla dokunsanız, ha-y a t'la ses verecek olan bir türet* genliğin imaçlartnt görüyoruz. Yalnız üç şey eksik: İnsan, hayvan ve ekin! Yukarı istepte tırnaklarıyla kaya deşen boz poturlu köylüleri, tarlastzltktan, nehir kaynaklarındaki ormanları kemiren göçmenleri, topraksızlık yüzünden, bu kıyılarda yerleşmeyip geri dönen ada türklerini düşünüyorum. Yolun sonuna dbğru, dik bir dağ parçasını aşıyoruz. Tepede bir iki ev var; Bu köylüler sırt üstündeki ağaçları kesmişler, kayşak sarı toprak üstünde mısır yetiştirmeğe çalışıyorlar. Daha aşağıda, deniz kenarında, bir hum kümesinden duman çıkıyor: Bir sürü topraksız köylüler de, orada, Mısıra yolla-mak için mangal kömürü yakmaktadırlar. Arkada nehirler boşa akıyor, toprak, işlemezlik yüzünden kabuk tutuyor! Yanımdakilcr, geçtiğimiz yerlerin, eski zamanlarda, düzme tapalarla, bir adama nasıl maledilmiş olduğunu anlatıyorlar. Bir yanda topraksız köylü, bir yanda başı boş hak! İkisi de ortaçağ andaçla-(Lütfen snyıfayı çeviriniz) Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu N. 39 I . i hi.u.» - Anlama Tefekkür = Düşünmek = (Fr.) Reflezion Teferruat - Ayrıntılar = (Fr.) Details Tefırrüç (Bak: Tenezzüh) Tefcrrüd etnuk : Teklrşmck, tek olmak, birin - cileşmek o (Fr ) So duttinguer Tefcrrüı etmek = 1 - Sezinlemek. 2 - (Bak: feraset) Tchasıür ctmrk - Göre sime k, Özlemek Tefessüh otmek Bozulmak, çürümek, kokmak — (Fr.) Se corrompre Tefe'ül etmek - Uğursamak, fal açmak = (Fr.) Augurer, presager Tefevvuk = Üstünlük Tcrervuk etm»k ¦ Uıtolmak Tefevvuk - Dil uzatma Tefevvuk ctmk ¦ Ağza almak, ağız bozmak = (Fr.) Profcrer Tefrik = Ayırma Tefrik etmek - Ayırmak Tefrika (Bak: fesad) Tefri| etmek = Döşemek = (Fr.) Meubler Tefsir as Yora ¦ (Fr.) Commentaire Tefsir etmek - Yormak, yoramak = (Fr.) Com-menter Tefti» etmek - Teftiş etmek - (Fr.) Inspecter Tegafül etmek = Anlamazlıktan gelmek, anlamaz görünmek ¦ (Fr.) Feindre de ne pas eomprendre Tehacüm etmek - Üşüşmek, toplanmak = (Fr.) Assailbr Tehalûf ¦ Uyuşmazlık • Teharruk etnv k - Kımıld.v.ıak. har- kete gelmek Tehassun etmek - Sığınmak, puslanmak, kapan - mak — (Fr.) Se refugier Tehaşi (Bak* haşyet, ihtiraz) ¦ Sakınma Tchaşşüd otmek ~ Birikmek, yığılmak Tehcir etmek Göçürmck Tehdid ¦ Hbtlum. gözdağı = (Fr.) Menace Tehdid etmek Hötlrnvk. yumdurmak - (Fr.) Menacer Tehevvür etnik - Kızmak, kopürmtk, hiddet et- mrk ¦ (Fr.) S'emporter Tehey/üç otmek ¦ Heyecanlanmak Teru Boa Msîi etme* = Hazırlamak Tehlike - Tehlüke (T. Kö.) Tehvîn etmek - Kolay'aştırmak, hafifletmek = (Fr.) Faciliter, allcger Tehyİc etmek = Heyecanlandırmak Tchzib etmek = Düzeltmek, temizlemek — (Fr.) Edifier Tehziz etmek : Titretmek Ti kabul etmek ~ Karşılık olmak, karşılaşmak, karşılamak Tekâlif Vergiler = (Fr.) Impöts Tekâmül ¦ Evrim — (Fr.) Evolutİon Tekâmül etmek = Evrinmek = (Fr.) Evoluer Tekâpu (Bak: Tezellül, tabasbus) Tekasüf etmek (Bak: Kesafet) - Sıklaşmak, toplanmak ¦ (Fr.) S'cpaissir Tek'ı-.ül - Üşenme, gevşeklik, erinme = (Fr.) Ne- gligcnce. manquc de soin Tckâtül göstermek = Üşenmek, erinmek Teki tu etmek ¦ Çapraşmak, kesişmek - (Fr.) Se eroiser. se couper Tckatu noktası = Çatak - (Fr.) Point de rene. ontre Mü'- lı ıh Çapraşık, çatışık Tcknürl etmek (Bak: Mütckaid) = Emekliye ayırmak s (Fr.) Mcttre en retraite Tekaüd maaşı (Bak: Mütekaid) - Emsk'ik, emek lı aylığı Tekaüd olmak ¦ Emekliye ayrılmak Tık"»vvüs etmek - Kaviılcnmek Tckayyüd etmek ¦ Kayıtlanmak Teknvyüh etmek İrinlenmek, irin bağlamak rcUaT etmek ¦ Çıkışmak azarlamak, ptyîamak ¦ (Fr.) Faire de» reproehes. reprimander Tekeffül etmek = Kefil otmr.k. üstüne almak TrkM'üf = Yapıntı, gösteriş, özeniş T-kemmül etmek = Erginleşmek, yetkinleşmek, tam!»mak, lükdlenmek lek-rrür etmek Tekrarlanmak, trkrcnmrk (Fr.) S* repeter Tck-srür etmek ¦ Artmak, çoğalmak (Fi' S'augmenter lekovvün etmek ¦ Olmak, oluşmak, var olmak kılınmak l ¦ k. I ¦ Pekit f ekid etmek - Pekitmek, tazelemek Irklif Önerge = (Fr.) Propositıoo Teklif etmek (Bak: Tekellüf) ¦ 1-önergemek. 2 - öne sürmek, 3 - yüklemek. 4 - ileri sürmek Teklifsiz = İçli dışlı = (Fr.) Famiüer Tıklis etmek = Kireçleştirmek Tekmil etmek = Tamamlamak, tükellemek, bitirmek = (Fr.) Achcver, finir Tekrar = Tekrar (T. Kö.) Tckrim etmek = Yüceltmek Teksif etmek = Sıklaştırmak, koyulaştırmak, toplamak Tekıir etmek = Çoğaltmak Tekvin etmek = Var etmek, yaratmak, kılmak = (Fr.) Creer Tekzib etmek = Yalanlamak ¦ (Fr.) Demenrir Tclâfı'uı ¦ Lâfza Telâffuz etmek = Söylemek, lâfzamak = (*Fr.) Prononcer Telâki etmek -- Buluşmak, kavuşmak Telâkki = Anlayış Telâkki etmek = Almak, saymak Hüsnü telâkki etmek = İyiye almak Sııi telâkki ¦ Kötüye almak Telâ? = Telâş (T. Kö.) = (Fr.) Hâte. empresse-ment I ¦ ' n - Çalkantı = (Fr.) Ondulatioı Tclâtum etmek — Çalk mmak, dilv.Manm.ik Tclcbbüt etmek = Giyinmek ¦ (Fr.) Se vetir a'tubülcr Telef etmek - öldürmek. yok«tmek, bitirmek — (Fr.) Tuer, dilapîder, aneıntır Tclehhüf etmek = I - (Bık: Teessür, iztırab). 2 - Yanmak, yanıp yakılmak (Fr.) Se lamenter Tclevvün = Alacalık — (Fr.) Vcrsatitite. incons-tance Televvun etmek :: Alacalanmak Mütclevvin - Alaca, dönek - (Fr.) Versatile, in-constant Telcyyün - Yumuşama, sulanma - (Fr.) Amol • lissement I clezzüz etmek — Tadalmak. tadlanmak — (Fr.) Goütcr, se deleeter Telgraf = Telgraf PosU ve telgraf - PosU ve telgraf vo telafon (P. T.TJ Telh Acı Telhis etmek (Bak: Hülâsa etmek) Telif etmek = Bağdamak ¦ (Fr.) Concılier Telifibeyn etmek ¦ Arabulmak = (Fr.) Reconct* lier Telih (Bak: Mabud) = Tanrılaştırma = (Fr.) D6- ification Telih etmek (Bak: Mabud) = Tannsamak ¦ (Fr.) Deifier Telin etmek = llemek ¦ (Fr.) Maudire Telkih etmek - Aşılamak = (Fr.) lnoculer, vac- ciner Telkin = Oydam = (Fr.) Suggestion Telkin etmek = Oyda mak = (Fr.) Suggerer Tellâl = Çağırtmaç = (Fr.) Courtier, erieur pub- lic Telmih etmek (Bak: İma etmek) = (Fr.) Laisser a entendre. faire un allusion Telvin etm-k = Boyamak ¦ (Fr.) Colorer, colo- rier Telvis etmek = Kirletmek ¦ (Fr.) Sallr Tcmadi etmek " Uzamak, sürmek *= (Fr.) Se pro'ongcr, durer Temas ~ Değet Tem.--s etmek - Dokunmak, değmek = (Fr.) Tou- eher Temasta bulunmak = Değette bulunmak = (Fr.) Etre en contact Temaca -a Seyir = (Fr.) Contempler Temayül 1 - Eğlim (mey, meyelân) 2 - Eğginlik — (Fr.) tnelinatlon. pmehant Temayül etm-k = Eyilssssfc. eğinmek, yatmak =* (Fr.) S'ineliner, se peneher Temayüz ttmek - Seçkilenmck. kendini göstermek — (Fr.) Se distinguer Tcmdld etmek * Uzatmak ¦ (Fr.) Prolonger Temckkün etmek = Yerleşmek - (Fr.) S'ctabllr. se fixcr Tımellûk otmek = Ynltaklnnmnk. yüze gülmek = (Fr.) Flatter temenni etmek - Dilemek, umunm.k = (Fr.) Souhaitcr Temerküz etmek ¦ Merkezleşmek ¦ (Fr.) Se con centrer lemcrrüd Direnç ¦ (Fr.) Entetement Temerrüd etm.k - Direnmek ¦ (Fr) S"enteter Mutemerrid - Dırrngtn. direnik SAYIFA 2 ULUS 2 ıvıAllo l**o5 ren. KMUL Deniz lisesinden yeni çıkanlar. İstanbul, 1 (Telefon) — Bo sene deniz lisesin den çıkarak donanmaya geçen kırk talebenin bugün Heybeli denir mektebinde törenle diplomaları verilmiştir. Törende donanma komutanı Amiral Şükrü, Hamidiye gemisi komutanı yarbay Seyleddin ve çağv nklar bulunmuşlardır. Törene erkinlik marşiyle başlanmış, yeni çıkanların kılıçlan takılarak Amiral Şükrü tarafından diplomaları verilmiştir. Amiral Şükrü bir söylev vererek yeni ödevlerinde genç denizcilerimize başanklar dilemiştir. Bundan sonra yeni çıkanlar arkadaşlarının alkışlan arasında filikalara binerek Hamidiye gemisine geçmişlerdir. Bunun arkasından dört ay sonra subay çıkacak olan deniz harb mektebinin 37 talebesi tarafından yaptınîarak mektebe armağan edilen Amiral Hayreddin Barbarosun büstü törenle açılmıştır. Muhabir ve Muharrirlere. Matbuat Umura Müdürlüğünden: 25 Mayıs'ta Ankara'da top lanacak Matbuat kongresi için, Ankara'da bilfiil muhabirlik yapan gazetecilerle gene Ankara'da serbest muharrirlik ynpanlar birer mümessil seçeceklerdir. Intihab için zaman olarak. Mayısın on birinci cumartesi günü saat beş tesbit edilmiştir. Gazeteci ve muhabir arkadaşların bu vakit-"ULUS,, gazetesi Yazı İşleri salo ptmda hazır bulunmaları rica olu- I ç DUYUKLAR rıdtr; ctımuriyet bize ikisinin de acısını unutturacaktır. DÜZELTME Dünkü tenkidler yazısının 8 inci misalinde "düşüncelerimiz,, sözü fazladır. Dördüncü misalde (karşıyım) sözü (karşınım) olacaktır. Esnaf birleşitleri bir fe -derasyona bağlanacak İstanbul, 1 (Telefon) — Esnaf hu Tesitlerinin bir federasyona bağlanması hakkında ekonomi bakanlığınca araştırmalar yapılmakta dit. Bakanlık bu işin en iyi ve eksiksizce yapılabilmesi için ilgililerden bir 1111. ı m şeyler sormuştur. Tecim odası da araştırmalar yapmaktadır. Ucuz vapur biletleri İstanbul, 1 (Telefon) - Deniz yollarının satışa çıkardığı yemekli ucuz biletlerle seferlere bugün hışlandı. Çok sürüm vardır. Fransız gemileri geliyor İstanbul, 1 (Telefon) — Bu a-ym otuzunda fransız hükümetinin Jandark mekteb gemisiyle diğer iki harb gemisi limanımıza gelerek dört gün kalacaktır. Türk - (Varınız yargıç hııkyerinde İstanbul, 1 (Telefon) — Türk - fi ansız muhtelit yargıç hakyeri bugün Periye bankası hamillerinin Maliye Bakanlığı ile İstanbul subaylığına karşı açtığı dilevi gözden geçirmiştir. Bu dİlevdc banka hamilleri davadan vazgeçtiklerini resmen bildirdiklerinden hakyeri bu durumu teşçil etmiştir. Bilindiği üzere, bu iş üzerinde uz laşılmıştı. Yunanistan seçimi İstanbul, 1 (Telefon) — Ati-nadan bildiriliyor: Yarınki Bakanlar kurulunda seçimin hazirannı '¦ V-sine bırakılmasına ve örfi idare ııin de pazartesi günü kıldınlmı sına karar verilecektir. Sübakanımız Istanbulda İstanbul, 1 (Telefon) — Sü bakam Kâzım Özalp Ankaradan geldi. İstanbul Şehir Tiyatrosu oyunları. İstanbul şehir tiyatrosu artint lcri dün akşam ilk temsillerini vermişler, Seniha Bedri tarafından dilimizeçevrilen Madam San-J en komedisini başarıkla oynamışlar dıı. B uakşam da trup Halkevinde Musahip zade Celâlin son izeri o lan "Balaban ağa,, adlı yerli komediyi oynıyacaklardır. Resim sergisi Müstakil ressamlar bırıeşıti t' s k.uıı değerli artistlerimizden Bay Hamid Cörel Ankarada kendi izerlerinden bir sergi hazııla-m'^ıtr. Artistin 70 kadar küçük ve büyük yağlı boya tablosundan mu le'ckep olan bu sergi cuma günü saat 14.30 da sergi evinde açılacaktır. Sovyet artistleri gittiler Moskova, büyük akademisi deflet tiyatrosu artistleri dün öyle treniyle İzmir'e gitmişlerdir. Dost memleketin büyük artist leri durakta Dış ve Kültür bakanları özel kalem direktörleri, basın genel direktörü ve Halkevleri ve Ankara Halkevi başkanları, sovyet büyük elçisi ve elçilik ileri gelen leri ve birçok dostlan tarafından uğurlanmış ve Bayanlara Başbakan İsmet İnönü, basın genel direktörü ve halkevi adlarına çiçekler verilmiştir. Basın genel direktörü ayrıca artistlere Ankara'nın birer albümünü armağan etmiştir. Bükreş Elçimiz hareket etti. İstanbul, 1 (Telefon) — Bükreş elçimiz Hamdullah Suphi Bük reşe gitti. Romanyalı gezmenler gittiler. latanbul, 1 (Telefon) — Şehrimize gelmiş romanyalı gazetecilerle talebeler ve beş yüz kişilik romanyalı gezmen grupu bugün gitti. Halkevi vc talebe birliği tarafından uğurlandılar. Romanyalılar vapur kalkarken erkinlik marşımızı söylediler. Habeş Elçisi bugür geliyor İstanbul, 1 (Telefon) — Habe ş.stanın Türkiye r umun yetine ilk defa olarak gönderdiği elçi B. Markos bu akşamki trenle Anka-ı.'.ya gitti Hukîin rtimi/ de yakın da Adisababada bir elçilik kuracaktır. Çanakkaleye gelen Avusturalyalılar İstanbul, 1 «Telefon) — Çanakkale harbinde ölen avusturalya-lıların ardalarından ve yakmlann-dan birçoklan Çanakkaleye gelmişler ve Gelibolu yanm adasına geçerek ölülerin kabirlerini ziyaret etmişler ve çelenkler bırakmışlardır. Çanakkalede kaldıktan 3 gün içinde Trua yıkılarını da gezmişlerdir. Ankara baro&uncia Ankara barosu dün topla., nrrştır. Baroda avukat ücretleri ile komonikasyon ücreti hakkında teşkil edilmiş olan komisyonun kararlaştırdığı tarife üzerinde konuşulmuş ve tarifenin avukatlar tarafından gözden geçirilmesi ve ondan sonra tarife üzerinde asıl konuşmanın yapılması için toplantı pazartesi gününe bırakılmıştır. Dış Bakanımız Bükreşe gidecek Dış Bakanı B. Tevfik Rüştü A-ras Bükreş'te toplanacak Balkan Konseyinde bulunmak üzere Önümüzdeki cumartesi veya pazar günü şehrimizden hareket edecektir. Türkiye liftik cemi)etinde ne ;«'ı,ı '1 .ırkiye tiftik cemiyeti genel çevrin kurulu dün toplanmış ve çevrim kumlu seçimini yapmıştır. Başkan orun* tıklıgına M araş laylavı Bay Nuri ve Çoıum saylavı Bay Ali Rıza. umumi katipliğe Çankırı saylavı Bay Ki (at, mır iı .v|tlı.;' eski Ankara saylavı Bay Ih s-v. ve üyeliklere de Yozgad saylavı B. **n.er, Çölme oğ»u Bay Rıfat, tiftikti Bay Rızı seçilınşİIerdir. Düzeltire Dünkü parti grupu bildiricinde, ikinci kısmın 6 inci satırında "ek-.ı dağıtılmadığı» "niçin dağıtılmadığı,, ve 17 nci satırında da "tertibi ve tatbiki,, "takibi ve tatbiki,, olacaktı, düzeltiriz. Açık teşekkür Ebediyen kaybettiğimiz eniştem Halim Kütükçüoğlunun ölümü münasebetile kederlerimizi paylaşan dostlanmıza sonsuz teşekkür ve saygılarımın iletilmesi-¦ ne muhterem gazetenizin tav assu-tunu dilerim. Vehbi Koç 1 c.ttutık etmek — Tutunmak, yapışmak (Fr.) Se referer a ... Temessül etmek = Benzetmek, «inmek = (Pr.) S'assımiler Temettü ¦ Kazanç, kâr = (Fr.) Profil, gain Temevvüç etmek = Dalgalanmak — (Fr.) Öndüler Temeyyu etmek = Suyumak, au laf mak = (Fr.) Se lı r Tcmeyyüı etmek (Bak: Temayür) Temhir etmek = Mühürlemek - (Fr.) Sceller. cacheter Teminat = İnanca = (Fr.) Garantie Teminat akçan = Tntak = (Fr.) Cautionnemmt. garantie Temin etmek ¦ Inançlamak, inan vermek, sağla mak, elde etmek = (Fr.) Assurer. garantir Terr.kİn = Ağır başlılık ¦ (Fr.) Dignit* Temkinli = Ağırbaşlı Temrin — Yumuş = (Fr.) Exercice Temyiz ~ Ayrrd = (Pr.) Distinction Temyiz etmek = Ayrrdctmek, ayırtlamak, seçmek = (Fr.) Dinstinguer Mar-kfmei temyiz = Yartfutay - (Fr) Cour de cassation Divanı temyizi askeri ¦ Siiel Yargulay Divanı muhasebat - Sağu kur = (Fr.) Cour des cemptes Tenakus etmek = Azalmak, ek»ilmek Tenakuz ¦ Tutmazlk Tenasüh ¦ Tondeğİşimi ¦ (Fr.) Mltempsychose Tenasüh — Uygu, y*k şık, nisbetleşme = (Fr.) Conavenance. proprortion Tenasül — Dol erme = (Fr.) Procreation, gen eratı on Tenazur (Bak: Mutenam) — Uylsa ¦ (Fr.) Symetrie Tenbih etmek = 1 - Uyarmak, uyandırmak, 2 (Bak: İhtar) Tendürüst = Sağlam - (Fr.) Robuste Tenebbüt etmek = Bitmek, çimlenmek ¦ (Fr.) Vc- geter. pouBser Teneffür etmek = İğrenmek, soğumak Teneffüs etmek — Nefes almak, Solum.ık. nefeslen- mek Tenevvü etmek Çeşîdlenmek, türlenmek — (Fı-) Varier Tenevvür etmek = Aydınlanmak, ışımak Münevver (entel'.cktüel anlamına) ~ Idemen — (Fr.) lntelL-ctuel Tenczzüh — Gezinti, seyran = (Fr ) Promenad- ezcursJon Tenezzül etmek PJ I - İnmek, düşmek, alçalmak 2 - _a kadar alçalmak.....a kadar inmek, — a kadar düşmek ¦= (Fr.) S'abaisscr, daigncr Ademi tenezzül - Beğenmezlİk ¦ (Pr.) Dedain Tenfîr etmek ¦ Soğutmak, iğrendirmek = (Fı.) Degoûter Tcnk ¦ Dar Tenkid etmek ¦ Tenkid etmek (T. Kö.) iVı.kîh etmek Ayıklamak, ! .rpmak = (Fr.) Nettoyer, diminuer Tenkil etmek - Tepelemek = (Fr.) Rcprimer. châtier Tcnmiye etmek Büyütmek, yetiştirmek, ürelc-mek Tentib etmek Beğenmek, onamak = (Fr.) Aj«-prouver Tensik etmek - Tevilemck ¦ (Fr.) Rcformcr Tenvİm etmek ¦ Uyutmak - (Fr.) Endormir Münevvim ¦ Uyutucu 3 (Fr.) Soporİfique, en-nuyeux Tenvir etmek ¦ Aydınlatmak, ısıtmak = (Pr.) Eclaircr, eelaircir Tenzil etmek ¦ İndirmek, aşağı düşürmek, azaltmak, çıkarmak = (Fr.) Abaisser, soııstraire Terahİ (Bak: Tckâsül) Terakki = İlerleme = (Fr.) Progres Terakki etmek - İlerlemek = (Fr.) Progreııer, fairc des progres Trrrkkiperver ¦ llerci. ilereil = (Fr.) Pogresait-te Terakkub (Bık: İntizar) Teraküm etmek ¦ Birikmek = (Fr.) S' accumıılcr Terane- 1 - ölü. 2- (Bak: Nağme) = (Pr.) Chant Terimi tarafeyn ¦ Onaşma Terbiye b Eğitim, yetîşkİ = (Fr.) Education, dressage Terbiye etmek Eğitmek, yetiştirmek (Fr.) 1.11'ı¦ ım 1 ı. elcv Tercih «S Osterim. öocyle ¦ (Fr.) Preferenee Tercih etmek ¦ Üst ermek, üstün tutmak, beğenmek, öneylemek = (Fr.) Preferer Tercüman ¦ Dilmaç Tercüme etmek (Bak: Mütercim) = Çevirmek = (Fr.) Traduirc Terdif etmek - Ardamak (Fr) Faire aecom- pagner Tereddi ¦ Yozlaşma nfrraeence (Fr.) Desagreation, dege- Teıeddi etmek ¦ Yozlaşmak — (Fr.) Desagregcr, se değenerer Tereddüd t B ' Şüpbe) - İkircim = (Fr.) Hes-itation Terefhı etmek - Yükselmek, ağmak, yüçelmek = (Fr.) S'elever Terfi etmek ¦ Geçmek, yukarlamafe Tereke = Bırakıl = (Fr.) Hcritage Terennüm etmek (Bak; Tcganni etmek) Terestüb etmek = Çökmek, dibe çökmek Tereşşuh etmek ': Sızmak = (Fr.) Suinter Tere^şuhat — Srnntı Terettüb etmek — Düşmek = ıFr.) Incombeı Terfih etmek ¦ Ondurmak, genlik vermek, genle- mek. gönendirmek = (Fr.) Am61iorer Terfik ermek ¦ Yandamak, yanma katmak, yanımı vermek =s (Fr.) Faire accompagner TerBİb etmek (Bak: Teşvik) = (Fr.) Encourager Terhin etmek ¦ Tutuğlamak = (Fr.) Engagsr. hypoth6qucr Terhis etmek = İzin verrnek. boşarmak. »abver- mtk, koyuvermek — (Fr.) Congfcdier Terketmek = Brrakmak = (Fr.) Abandonner Terkİb = Katım, somtöz ~ (Fr.) Compositıon, synthese Terkibi = Somtözcl Tctkib etmek Sş Somtözlenmek kalımlamak ¦= (Fr.) Comnoscr Tcrckküb etmek ¦ Katrmlanmak = (Fr.) Se conı - poser leıkim etmek — Yazmak Tersane = Gemlik, gemilik Tersim etmek ¦ Çizmek, reamini yapmak Tertib = Sıra, dizi, düzgü, düzem, «fümemaç = (Fr.) S£rie. ordre Tertib etmek ¦ Sıralamak, dizmek, amaya koymak düzmek = (Fr.) Serier. mettr' en ordre Ttitibat (Bak: tertib. te*lbir. ibzJiat) Tertibli — Derilfen, derii toplu, yerli yeernda ¦ (Fr.) Ordonne Tertibsiz aa Savruk, bozuk düaen - (Fr.) Maloı- donne. desordonni Terviç etmek : önürtmek (Fr.) Soutcnir, ap- puyer Tervici efkâr (Bak: Mürcvviç) = Onurtge Tesadüf - Raalama = (Fr.) Reneontre Tesadüfen - Rasgele = (Fr.) Par haaaıd Tesadüf etmek Raslamak, rasgelmck ¦ (Fr.) Rcncontrcr Te»adüm m Çarpışma, tokuşma - (Fi.) CoUision Tesahub etmek - Kayırmak, benimsemek = (Fr.J Protcger, s'appropricr Tesamuh (Müsamaha) = HoşgÖrme. hoşgö*İ^lülu hoşcörü, göz yumma = (Fr.) Tolcrancc Tesanüd Dayanışma ¦ (Fr.) Solidarite Tesbİt m Sapta Tesbit etmek = Saptamak = (Fr.) Fixer Tescil etmek = Kütüğe geçirmek, deftere geçir* mek = (Fr.) Enrcgistrer, inserire Teselli = Avunç, avuntu = (Fr.) Consolation Teselli bulmak = Avunmak = (Fr.) Se consoler Teselli etmek = Avutmak, avundurmak ¦ (Fr.]f Consoler Teselsül etmek (Bak: Tevali) = Dizilenmck. dizilip gitmek, zincirlenmek ~ (Fr ) Se succider, s'en ehaîner Tesettür etmek - Bürünmek, örtünmek, kapanmak — (Fr.) Se voiler se couvrir, s'enrcrmer Teseyyüp (Bak: ihmal, terahi) = (Fr.) Negligenc* Teshil etmek = Kolaylaştırmak = (Fr.) Facİlİter Teshin etmek - Isıtmak ~ (Fr.) Chauffcr Teshir etmek — Almak, ele geçirmek, büyülen—U = (Fr.) Ccnqufriı, ensorceler seUuirc Tea'id etmek ¦ Bayramak = (Fr.) Feter Tetir = Etki = (Fr.) Effet Tesis (Bak: Müessese) Tesisat = 1 - Koy aç. koyra. 2 - (Bak: Müesseaat) = (Fr.) İnstitution Tesis etmek «¦ Kurmak Teskin etmek (Bak: sükûn) = Yatıştırmak, aakin-leştirmek, dindirmek, sükûn vermek = (Fr.)' Apaiscr, calmer Teslih etmek = Silahlamak " (Fr.) Armer Tesüm ¦ Teslim (T. KÖ.) = (Fr.) Livrer Tesellüm etmek = Teslim almak • fa* » a%» avnf Teslimiyet ~ Verinim. verinselik = (Fr.) Capitu lation, nSsîgnation Teslim lesellüra - Abca verece = (Fr- Porrnalit» de lİvre et de ıcçu Teslis -- Üçleme ¦ (Fr.) Tripler, trinit* Tesmiye elmek = İsimlemek, adlamak, ad koymak. isim vermek = (Fr.) Nommer, denommer Tesmiye olunmak Isimlonm-rk, alİanmak, »d konulmak, isim verilmek, denmek = (Fr.) Se no«xı-mer, t'appelcr Örnek: An»doluoua birçok yerlerinde vereme ince hastalık tesmiye o/unur = Anadutunun bir-çok yerlerinde vereme ince hastalık d-nir. Tein etmek = SüratlenJİrmek, hızlandırmak, tea leıtirmck = (Fr.) Accflerer 3 MAYIS 1935 CUMA ULUS Tkurultayi 9.5/935 AHKAPA ÇVH»R l\ BUYUK ON ALTINCI YIL. No: 4943 Adımız, andımı/dır. Her yenle 5 kurun Güntlvlil Yugoslavyada F. R. AT AY Bu yazıda kullandığımız kılavuz kelimeleri şunlardır: Düzen = nizam, sanı = zan. umunsa = sukutu hayal, senbol = timsal, yönetmen — müdiranı umum. baysallık = huzur ve sükûn, aksa = arıza, beldek = alâmet, berkitmek = tahkim etmek, ko-ruyculuğu = himayesi, usuğ ¦* dirayet, kiyaset, dölen - azîm. sağduyu = aklı selim, hissi selim, serüven = Macera, kuram = bünye, bünyad. barışçıl — sulhperver, deneç = tecrübe, durluk — istikrar ve pekiştirmek = takviye etmek. Büyük kiralın ölümü üzerine, Yugoslavya düzeninin sarsılaca -ğı sanısına düşenler, derin bir u-munsaya uğradılar. Çünkü kıral basit bir diktatör değil, bir ve ay-rdmaz Yugoslavya ülkesinin sen-boli idi. ölüm, halk ve yönet -menlerin, şeflerine nasıl derin bir sevgi ile bağlı oldukları kadar, bütün memleketin, bu ülküyü nasıl candan benimsemiş olduğunu da göstermiştir. Yaşarken ve ö-liirken şefinin yanından ayrılmt-yan. onun, içerde birlik ve bay -sallı'* orta Avrupa ve Balkanlarda barış ve anlaşma davasını güden Bay Yevtiç ve arkadaşları, avnı siyasayı, biç bir aksasız, yü-rııtm-kte devam ettiler. Şef sev-pisimn asıl beldegi, onun yoklusunu duyurmamak ve davasını berkitmek olduğunu rfü*ündü*ler. '»-•i.-i'.k Prensin koruyculııgu al -{Sonu 2 nci sayıfada) Kars'ta korkunç bir deprem oldu Yıkmların Altından Çıkarılan Ölüler İki Yüzü, Ağır Yaralılar Beş Yüzü Buldu. Yardım Kurulu Yolda.. Dün saat 13,14 de Kars ya -kınlarında kuvvetli bir deprem (zelzele) oldu. Meteoroloji ens -titüsü bu deprem hakkında şunları bildiriyor: Deprem en çok kendini merkeze bağlı Digor kamonunda (nahiye) göstermiştir. Buralarda bütün evler çökmüş, yüzlerce insan çöküntü altında kalmıştır. Bu ka monun merkezinde ve buna bağlı on beş köyde şimdiye kadar sayılar-ilen ölüler iki yüze, ağır yaralılar beş yüze varmıştır. Bir çok sular çekilmiş, tarlalarda büyük çatlaklar ortaya çıkmıştır. Buralarda hâlâ şiddetli dep -remler zaman zaman devam et -mektedir. Kars şehrinde şimdiye kadar başka sarsıntı olmamıştır. Digor'daki zararın ne oldu -ğunu anlamak ve orada bu korkunç felaket yüzünden yarala -nanlara ^ardımda bulunmak üze-(Sonu S inci say ifada) İngiltere Almanya-nın silahlanmasını hoş görmüyor Londra, 2 (A.A) — Avam kamarasında dış siyasa konuşmaları sırasında i«çi partisi lideri B. Lansbury demiştir ki: " — İşçi partisinin silahlara dayanan barış andlaşmalarına asla güveni yoktur. İşçi partisinin inanı uluslar sosyetesinin ve si -(Sonu 3. üncü saytfada) Sovyet ¦ Fransız andlaşması imzalandı Paris, 2 (A.A) — Fransız — sovyet andlaşması bugün (dün) imzalanmıştır. Paris, 2 (A.A) — B. Potem -kin fransız - sovyet andlaşmasını imza etmek üzere dün akşam saat 9.30 da dış bakanlığında Bay (Sonu 3 üncü say ifada) Türk Kuşu Bugün İşe Başhyor 15 te uçak meydanında açIlma töreni var. Türk Tayyare Cemiyeti uçucu bir gençlik yetiştirmek için kurulan Türk Kuşunun işe başlama -sından ötürü bugün on beşte u -çak meydanında açılma türeni yapılacaktır. Duyduğumuza göre bir çok devlet ileri gelenleri törende bulunacaktır. Sekizinci tümen komutanı tûmge-neral Sıtkı Üke kendi isteğile emekliğe ayrılmıştır (tekaüd olmuştur), şerefine evelki gece Orduevİ'nde yapılan toplantının haberi beşinci sayıladadır. Büdce komisyonu kamutay büdce komisyonu bugün 14.30 da toplanacak Kamutay büdce komisyonu bugün on dört buçukta toplanarak İç Bakanlığı, Emniyet işleri, Mat buat Genel Direktörlükleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Gümrükler ve Ekitler Bakanlığı ve Tüze Bakanlığı büdcelerini ko -nuşacakır. B. Hitler gazetecilerimizi kabul etti Bütün Almanya Atatürkü övüyor Berlin, 2 (Telefonla ) — Bugün B. Hitler başbakanlıkta türk gazetecilerini kabul etmiştir. Konuşmada B. Göbels de hazır bulunuyordu. Şimdiye kadar bîr ingiliz gazetecisinden başka hiç bir ulusun gazetecileriyle görüşme -miş olan B. Hitler'in bu kabulü ayram (müstesna) bir iltifat olmuştur. Yolculuğumuz ve gör * düklerimiz hakkında malûmat aldıktan sonra dedi ki: " — Gazetecilik, hâdiseleri olduğu gibi göstermek şartiyle, şerefli bir erliktir (meslektir). Bununla beraber, bir takım memleketlerin gazetecileri, kısa zamanda yalancılığı meydana çıka -(Sonu 3 üncü sayıfada) Osmanlıcadan 7ürkçeye Karşılıklar Kılavuzu N.40 Teırir etmek Sevindirmek Tesvid etmek -- Karalamak Tesviye etmek = Düzlemek = (Fr.) Niveler Tesviye ruhu = Düzeygiç Teşaub etmek = Kol salmak, dallanmak = (Fr.) Se ramififr Teşbih = Benzetiş Teşbih etmek — Benzetmek Teşdid etmek = Sertlendirmek, sertlemek, artırmak, ağırlaştırmak -' (Fr.) Rendre dur, aggra-ver Teşebbüs = 1 - Girişme. 2 - Girişit = (Fr.) En-treprise Teşebbüs etmek = Girişmek — (Fr.) Entrepren. dre Teşekkül = Şekillenme = (Fr.) Formation Teşekkül etmek = Şekilleşmek, şekil almak, meydana gelmek, kurulmak = (Fr.) Se former, se cons-tituer, s'organiser, se composer örnek: / — Semada bir kavsi kuzah teşekkül etti = Gök yüzünde bir alkın şekilleşti (şekil aidi). 2 — Yedi Azadan teşekkül eden heyeti murahha-s« — Yedi üyeden meydana gelen salkur* 3 — Millî itimada istinaden teşekkül eden şu banka — Ulusal güvene dayanarak kurulan şu banka Teşekkür = Teşekkür (T. KÖY, Teşennüç - Buruş I eşennüç etmek = Buruşmak hurunmak Teşerrüf etmek = Onurlanmak, şereflenmek i ¦ ¦ 11 ı.ı Ayrılaşma, d...-m. Teşeüm etmek = Kötümtemek, şomsamak, kölö ye yormak Teşevvüş - Karmaşlık. karışıklık = (Fr.) Em-brouillement Teşviş etmek — Karış.ırmak, bulandırmak Teshir etmek m I - Göstermek. 2 - Çekmek (silâh) 3 - Sergemek - (Fr.) Exposer Teşhis etmek = Tanımak, seçmek = (Fr.) Recon-naître Teşkil etmek = Şekİllemek. şekil vermek, meydana getirmek, kurmak, hükmünde olmak, demek olmak = (Fr.) Former, constituer, organiser, composer Örnek: / — Şurada bir müselles teşkil edelim — Şurada bir üçleme şekilliyelim (buna bir üçleme şekli verelim) 2 — Bu hareket çalışmamıza iyi bir mebde teşkil eder = Bu hareket çalışmamıza iyi bir başlangıç meydana getirir. 3 — Bir şirket teşkil etmek — Bir sosyete kur -mak. 4 — Bu hareketiniz kanunen bir cürüm teşkil eder = Bu hareketiniz kanunca bir suç hükmündedir, (demektir) Taazzi = Örget Taazzi etmek (teşekkül etmek) = örgelenmek, örgenmek = (Fr.) S'organiser Taazzı ettirmek = Oğremck, örgelemok Müteazzi = Örgen = (Fr.) Organise Uzuv = Örge = (Fr.) Organe Teşne — Susamış, susuz, susak = (Fr.) AlterS, as-soiffe Teşri etmek, taknin etmek — Yasamak, kanun koymak = (Fr.) Legİttrer Kuvvei adliye = Tüzetgen kuvvet = (Fr.) Pou. voîr judiciaİre Kuvvei icraiye — Yüriitgen kuvvet = (Fr.) Pou, voir ex*cutif Kuvvei teşriiye = Türütgen kuvvet = (Fr.) Pou-voîr llgislauf Meşru = 1 . TörÜmlÜ = (Fr.) Legİtimc, 2 - Ka. nunlu, yollu = (Fr.) Legal Gayri meşru = 1 - Töriümüz = (Fr.) Illcgitime, 2 . Kanunsuz, yolsuz = (Fr.) İllegal Teşrifat — Protokol Teşrif etmek = Şereflendirmek, onurlandırmak • | (Fr.) Honorer Teşrih = 1 - Dilge (terim), 2 - (Bak: Bfirfaetmefc) = (Fr.) Commentaire Teşrih etmek = 1 - Dilgemek, 2 . (Bak: şerhet-mek) Teşrik etmek - Ortaklamak, ortak etmek =¦ (Fr) Associer Teşriki mesai = Elbirliği = (Fr.) Collaboration Teşriki mesai etmek - Elbirliği etmek, elbiret- mek = (Fr.) Collaborer İştirak = Ortaklık, birgelik = (Fr.) Association Teşvik etmek = 1 - Şevklendirmek, ön verme t —-(Fr.) Encouıagcr, 2 . Ayaklandırmak, kışkırtmak = (Fr.) Soulcvet Teşyi etmek = Uğurlamak geçirmek Tetabuk etmek = Uymak, uygun gelmek — (Fr.) Se conformer Tetebbu etmek bb İrdelemek Tetevvüç — Taçgiyim Tftimme — Tümge Tevakki = Korunma, sakınma Tevakki etmek = Korunmak, sakınmak = (Fr.) Se preserver Tevahhuş etmek = Urkmek = (Fr.) S'effrayer Tevali etmek = Süremek. kovalaşmak, arka arkaya gelmek biribİrini kovalamak = (Fr.) Se suc ceder Tevarüs etmek = Miraslanmak, miras almak Heriter Tevatür = Yaygaz — (Fr.) Rumeur. bruit Tevazün ettirmek (Bak: Muvazene) = Denkleştirmek = (Fr.) Equi!ibrer Tevcih etmek = Çevirmek, doğrultmak, yönelt. mek m (Fr.) Diriger Teveccüh etmek - Çevrilmek, doğrulmak, dönmek, yönelmek — (Fr.) Se Jiriger Tevdiat = Yatın - (Fr.) Depöt Tevdi etmek (Bak: Emanet etmek) = (Fr.) Depo ser Tevehhüm etmek Kuruntuya düşmek, vehme düşmek, vehimlenmek Tevekkül etmek = BelbağUunak = (Fr.) Se reslg» ner Tev'em = Eş, İkiz Tevessü etmek = Genişlemek Tevessül etmek Sarılmak = (Fr.) Entreprendra Tevettür etmek = Gerilmek ^ (Fr.) , Se tendrs Tevezzü etmek = Dağılmak Tevfikan =» ,...e göre — (Fr.) D'apres Tevfik etmek = Uydurmak, uygunlaştırma»;, yaraştırmak — (Fr.) Conformer Tevhid = Biret, birleştirme = (Fr.) UniHcatlo*. Tevhid etmek = Birleştirmek, biretmek — Unifier Tevil = Evele. çevri Tevil etmek — Evelemek, çevrilemek Tevkif = Tutmama — (Fr.) Arrestatİon Tevkif etmek =* Durdurmak, alıkoymak, tutsamak = (Fr.) Arrîter Tevkifhane = TuUalık Tevkil etmek — Vekil etm?k, vektt bırakmak, yerine bırakmak Tevlİd etmek = Doğurmak Tevsi etmek = Genişletmek = (Fr.) Elargir Tevsik etmek = Belgelemek levsim etmek = İsim koymak Tevzi etmek — Dağıtmak 1 evzin etmek = Denkleştirmek, dengelemek Teyakkuz = Uyanıklık, tetiklik, ayma Teyid etmek (Bak Müeyyide) = Berkitmek, sağlamak — (Fr.) Confirmer Tezahür = Gösteri Tezahürat = Gösterim = (Fr.) Demonstration Tezahür etmek = Görünmek gözükmek, meydana çıkmak - (Fr.) Se demontrer Tezad - Karşıtlık Zıt — Karşıt TezayÜd etmek = Artmak = (Fr.) S'accroitrs augntenter «fezeb^üb (Bak: Teşevvüş) SAV II A 2 ULUS 3 MAY 13 l'JZS CUMA (ilinti lil Yugoslavyada (Başı I imi sayfada) tında, tam bir lider olgunluğa gösteren Yevtiç'in usuğ ve döle -ni, halkın sağduyusu ile birlefe -rek, orta Avrupa ve Balkanlar düzeni tehlikeli serüvenler geçirmekten kurtulmuştur. Bugün Tunanın berisinde ve ötesinde. Yugoslavya'nın ulusal kuramının sağlamlığına, ve dıs »t -yata bakrmmdan. dostluğuna ve barıscıllığma güvenmiyen kalmamıştır. Avrupanın. en çetin buhran deneçleri geçirmekte olduğu •ırada, gecid başı tutan Yugos ¦ lavya devletinin durluk ve dü -zeni. yalnız kendisi ve dostları için değil, bütün dünya barışı için büyük bir kazanç olduğuna nasıl şüphe yoksa, yakınlaşan Iskopçina seçiminin, bugünkü durumu, ancak pekiştireceğini dü -şünmemek İçin de hiç bir sebeb görmüyoruz. İÇ DUY U K L A R Çankırı oyuncuları geliyorlar Çankırı. 2 (A.A) — 3 mayısta Ankarada yapılacak şilt ma -çında Ankaranın Demirspor ku • lubu oyunculariyle oynamak için Çankırı spor kulübü oyuncuları buffiin Ankarava gittiler. Olimpiyakos İstanvulda İstanbul. 2 (Telefon) — Olüu piyakos takımı bu sabah saat dokuz buçukta geldi. Konuklar Fenerbahçe ve Güneş kulübleri delegeleri tarafından karşılandı. Gelenler 20 kişidir, içlerinde dört yıl Önce şehrimize gelen üç eski oyuncu vardır. Yarın maç yapılacaktır. Birkaç gündenberi çok güzel giden Istanbulun havası dün gecedenberi poyraza çevirdi. Hararet derecesi düştü. Dün gece -denberi mütemadi yağmur yağ -— Madır. Aynş liderlerinin duruşması İstanbul, 2 (Telefon) — Atina dan bildiriliyor: Süel hakye -rinde ayrış parti liderlerinin du -ruşmalarına devam edilmiş ve savga tanıkları dinlenmiştir. Eski Dış Bakanı Maksimos ile parla -mento başkanı Mozikis, Papanas-\ unun iki karşın partileri uzlaş -t ırmak için harcadığı gayreti ve çalışmaları söyliyerek Venizelo -sun azı hareketini liderlere ha -ber vermesine, inanmadıklarını gerek Papanastasyu ve gerek ö -teki liderlerin azıdan haberleri olduğunu «anmadıklarını söyle mislerdir. Öteki tanıklar da din -lenmiştir. Makbuzlara yapıştırılan pul paraları istanbul, 2 (Telefon) — E -lektrik ve su şirketleri tarafından makbuzlara yapıştırılan pulun parası şimdiye kadar aboneler -den alınıyordu. Bayındırlık Ba -kanlığı kanun gereğince bu pa -ranın makbuzları yapan şirketlere aid olduğunu bildirmiştir. Is pekterlikte de bundan sonra a -bonelerden pul parası alınmaması ve pufun şirketlere aid olduğunu bildirmiştir. Yakalanan kaçakçılar Son yedi gün içinde koruma teşkilâtı tarafından 46 kaçakçı ile 499 kilo gümrük kaçağı, 8 kilo tekit kaçağı, 6 tüfek, 1 tabanca, 36 mermi, 1489 detfer sigara kâğıdı, 93 dolar, 500 kâğıd lira, 6 buçuk kilo esrar ve bir kaçakçı hayvanı elde edilmiştir. Trabzonda fırtına Sıcak 35 dereceye çkılı Trabzon, 2 (A.A.) — Dün baş-hyan kıble rüzgârı bugün artmış ateş saçan bir fırtına gibi sabaha kadar sürmüştür. Kiremitler düşmüş, telefon telleri, direkleri, bazı ağaçlar devrilmiş, birkaç dam çökmüştür. İnsanca kayıp yoktur. Sıcaklık kuvvetini kaybetmemiştir. Elektrik gece beş dakika durmuştur. Hararet 35 dir. Geceki rüzgâr fındık a:;acı dallarını hırpalamış yeni ürüne zarar yapmıştır, tki üç gün devam ederse fındık ürününü büsbütün bozacağından çok korkuluyor. Nüfus sayımı etrafında 18 ilkteşrinde yapılacak olan genel nüfus sayımı programı hakkında oylarını bildirmek üzere bu tün devlet kurumlarının delege -lerinden meydana gelen beyit dün istatistik genel d ir ek tor lü -günde toplanmıştır. Toplantıda genel direktörlüğü sayımın ama -cı ve neliği ile sınaçlardan alınan sonuçları anîalmn, bundan son -ra sayımda sorulacak sorular hak kında uzun ay Uçmalar yapılmıştır. Genel direktörlük sayım pro gramı hakkında ileri sürülen ar -zuUrı gözden pe-irerek yakında kesin bir karara bağlıyacaktır. Muğlada yol çalışması Muğla, 2 (A.A.) — Bu yıl Marmaris - Muğla yolunun en çetin ve çamurlu bir yerinde iki kilometrelik şose yapılıyor. Davas yolunda çalışma bitmiştir, bu yol Muğladan beri 32 inci kilometreye varmıştır. İlin ana yolu olan Fetiye - Köyceğiz yolunun toprak düzeltilme işi bitimiştir. Büyük dalaman köprüsünün bir ayağı bitmiş Ötekileri de bitmek üzeredir. Üniversite rektörü geliyor İstanbul, 2 (Telefon) — Üni versfte rektörü Cemil Cenevreden geldi. Cumartesi akşamı Ankara ya gidecektir, B. Cemil üniversitenin büdce durumu hakkında Bakanlığı aydınlatacaktır. Yeni harbiydiler İstanbul, 2 (Telefon) — Bu gün, bu yıl Kuleli, Maltepe ve Bursa gıklar süel liselerinden çıkanların Harbiye mektebine geçmeleri töreni Gülhane parkında yapıldı. Havanın yağmurlu olma sına rağmen tören pek parlak oldu. Türene erkinlik markiyle başlandı. Harbiye mektebinden Hayri Aksoy yeni Harbiyeye geçen arkadaşlarına karşı bir söy -lev verdi. Ve onları selamladı. Kuleli lisesinden Ekrem de cevab vererek teşekkür etti. Bundan son ra geçici resmî yapıldı ve yeni harbiydiler Harbiye mektebine gittiler. Halkevinde yoksuz çocuklar Ankara ilk mekteblerinde o • kovan kimsesiz ve yoksuz yavru (ardan Halkevi sosyal yardım kolundan yardım gören ve bir kar gün önce de gene bu kol tarafın dan giydirilmiş olan 150 tanesi dün Halkevine çağırılmış, kendilerine çay, limonata verilmiş, pastalar yedirilmis, bir çok o -yunraklar dağıtılmıştır. Bir cazbandm çaldığı havalar küçükleri çok eğlendir mistir. Yavrular bu esirgeme yuvasın -dan gördükleri iyİ kabulden ve yardımdan sevinerek dans etmişler, iyi vakit geçirmişlerdir . Kamutay'da DÜN BİRÇOK KANUNİ AK KABI F. EDİLDİ Kamutay dün Bay Hasau Sa - kanın başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda; ekonomik buhran vergisi kanununun 3 üncü maddesinin ve vasıtasız vergilere munzam kesirlerin tevbid ve nisbet • I- imin değiştirilmesine daür olan kanunun € inci maddesinin tef -sirlerine dair mazbatalar onan * mıştır. Subay ve işyarların aylıkları hakkındaki kanunun bazı maddeleriyle 2617 sayılı kanunun bî -rinci maddesinin degTştiribssesine, askerliğe hazırlık dersi öğretmenliklerinde kullanılanların ücret -lerine ve (Damad Feri d) kabinesi tarafından astmlan milis yüzbaşısı Rızanın karısı î?e oğullarına aylık bağlanmasına ve şeker fabrikalarına verilen imtiyazlar ve muafiyet hakkındaki kanunun S inci maddesinin kaldırılmasına dair kanım layihaları konuşula -rak onanmıştır. Bandan sonra buğdayı koruma karşılığı kanununu değiştiren kanunun birinci maddesiyle değn) -tirilen 9 uncu maddesinin B fıkrasına bir fıkra eklenmesine dair kanun layihaları bir süre konu « şulduktan sonra büdce komisyonuna gönderildi ve devlet işyar -lan aylıklarının tevhid ve teadülü hakkındaki kanuna bağlı 2 sayılı cedvele yapılacak eke ve bu-dud ve sahiller sıhhat genel müdürlüğü kadrosundan çıkarılacak memuriyetlere dair kanun layiha sının birinci konuşması yapıldı. Bundan sonra da inhisarlar ge -nel müdürlüğü koruma sandığı kanun layihası üzerinde uzun konuşmalar yapılarak birinci maddesi onandı ve cumartesi günü tekrar konuşulmak üzere toplantıya son verildi. Tczchhür etmek = Çiccklenmek = (Fr.) Fleurir Tezekkür =» Görüşme T */c-w un cirack m Bezenmek »üslenmek — (Fr.) Se parer lezhib çimek = Yalduda-nak = (Fr.) Dorer Tezkâr (yâd) etmek ¦ Anmak TezkÂr etmek = Anmak — (Fr.) Mentiorner Tezkere (tahrirat) ¦ Bitir Tezvir Dolan, vahin dolan = (Fr.) Intrigue, macbination Mu.ı .ıı = Dolancı le/vtc) etmek = Artırmak — (Fr.) Augmcnic Tezyif etmek = Alaya almak, aşağsamak = (Fr.) Dedaıgncr, mepriser lezyil etmek = Ulamak, ek itmek Zayi -- Ar dala = (Fr.) Appcndkc, iupplemem Tezyinat (Ziynet) — Berek Tezyinattı = Bezekci Tezyin etmek - Bezemek, süslemek ¦ (Fr.) Parer, orner Tezyini Bezekte) ^ (Fr.) Decoratif Örnek: Sanayii fezyıoıye = Berefcje/ arlar — (Fr.) Arts dccoratifs lıbkı Tıpkı (T Kö.) TıU etmek - Sürecek Tılsım Tılsım (1. Ko.) Tıyn Balçık, çamur (Fr.) La boue Tıynet (Bak: Hilkat, cıbıllet) Ticarethane - Tecimge = (Fr.) Maison de conv merce Ticari Tecime) (Fr.) Commcrcıal laraıai ¦ Çıka = (Fr.) Eaportarion Idh.ıl..! ¦ Gire = (Fr.) Importation Tilâvet Okuma Tıİmi/ - İzdemen - (Fr.) Discıplc Timsal - Sim. sembol - (Fi.) Symbole Şebıh Simi, Mimi Toh.net _ Sac = (Fr.) Delit Tufeyli Karabogaz. ekti = (Fr.) PMaVM Tuğyan (Bak: Feyezan) Tuhafiye = Türlü* Tuhaf b Tabaf (1 Kö.) Tuhfe * Armığaa — (F:.j Souvenir. carieau Tül Boy, uzunluk (Fr.) Longııeur Türbe - Türbe (Yakutçs "tuörbc.J Tir» - Eksi as (Fı.) Aigre Tirrimat = Abuk sabuk Tutuk - Bürgü, duvak = (Fr.) Voih İĞvJHi (Bak: Takat) Natüvan = Hadsiz Türeye. = Tumek = (Fr.) Corolle u Ubudiyet = Kulluk, koleUk - (Fr.) Servimde Ubur etmek ¦ Geçmek, aşmak ¦ (Fr.) Passer, franehir Ubuset = Somurtkanlık, yüz aşıklığı ¦ (Fr.) Ref- rogneınent Ucube ¦ Damak m (Fr.) Uoastre Uahulsc ¦ Cattcnck, gülmece, gülence = (Fr.) Comidic Udul elmefe (Bak: NıHKıl etmek) - Vazgeçmek, geri n n: •¦. fa - (Pr.) Se retraeter, reprendre Ufuk -- 1 . Ufuk (T. Kö.) = (Fr.) Horiron. 2 -Gözerim (Ufku mer'i) Ufki ş 1 - Uflriğ, - (Fr.) Horizontal, 2 - Düz Uful etmek ¦ Batmak, dolu ırmak, sönmek, inmek ¦ (Fr.) Couchcr, s'ctcindre Ufunet (Bak: Taaitün) Uhde - Üste (Pr.) Charge Uhuvvet - Kardeşlik — {fr.) Fraternite Ukab = Karakuş. Tavşancıl Ukaki — Bilgiç Ukde = Düğüm, boğum, ilinti (Fr.) Noeud Ukubet (Bak: ceza, eziyet) UTühiyct (Bak MJbûd) = Tanrılık = (Fr.) Dı- v i nite* Ulüv - Yücelik (Fr.) Grandcur Uiüvri cenap ¦ (Fr.) Magnanimite Ulvî - Yüce -- (Fr.) Sublime Umde - Kök dip prensip Umk Derinlik ¦ (Fr ) Profondeur Umman = Dolay ¦ (Fr.) Ottan Ümran Bayındırlık afi (Fr.) ProsperitC Umum ı Kamu Umumî - Geı.el, kamusal İİSSSSSS) müdür Gassil direktör Menfaati umumiye - Karauğası ~- (Fr.) tnteret public t (kân mu mi ye = KamT (kamu -oy) = (Fr.) Opinion pub)iquc Reyi âm - Gen oy (genel-oy) ¦ (Fr.) Plebiscite Umur (Ban: mjslabat) - tf. isler = (Fr.) Affairc 1 "lur.'.ıu = i bilir Umurdide ¦ Görgülü = (Pr.) Eapernnente Unf = Kababk, sertlik = (Fr.) Vıolence Unf ile muamele itmek - Terslemek, kaba «tav- ranmak = (Fr.) T rai t er avee violence Umur = İlk* = (Fr.) Element Örnek: Anasırı erbaa = Dört ilke Unsurî. iptidai - libel — (Fr.) Elcmentaire Unvan - 1 - Baslık = (Fr.) Titre, 2 - (Bak: La- kab. şöhret) = (Fr.) Reputation Unıç = Ağmak, yükselmek ¦ (Fr.) Ascension Uaare = Sıkta - (rr.) Su; Usul = Usul (T. Kö.) ¦ Methode Uzuv örge - (Fr.) O-rjuc Uzvu his ¦ Duyok u Ubüvvet Babairk atahk ¦ (Fr.) Patemit* Ücret - Aktı — (Fr.) Salaıre Ueret (hekim, avukat ücreti) = Onurluk as (Fr.) Honoraire Ücreti maktoa — KcseneV Uftadc Düşkün, düşmüş Uknum (Bak: Umde, riikn) - (Pr.) Principe. hypostase Ülfet etmek 1 — Sonurm-fc ¦ (Fr.) Frequenter 2 —Alışmak ¦ (Fr.) S'habituer. 3—Görüşmek, konuşmak Um = Ana Ümera (Askerlik unmı) = Oaaubaytar Umid - Umut. umaç = (Fr.) Espoir Nnümid - Umutsuz -= (Fr.) Desespere Ümmet Ömrt - (Fr.) Peııple inimi - Okuıuz, okuma yazma bilmez ¦- (Pr.) Jlletre, ignorsnt Örnek: Afem/eAericn ümmiliği kaldırmak jç-'n = Yarddan okusnfluğıı kaldırmak i\in Unsiyet (Bak: Ülfet) Ur...i e (Bak: Eracif) = (Pr.) Faikue swov lls Üryan = Çıplak, cavfak, yaftn = (Fr.) Nu Usbui - Haftalık = (Fr.) Hebdomadaire Uslüb ¦ Uslüb (T. Kö.) = (Fr.) Style Um.-d ¦ UsU. onul uıiıt (T Kö.) U.tu.e ¦ Mst (T. Ko.), .u-cek Üstüvane a Yuvak Ustüvanevî = Yuvul Uzlet (Bak: inriva) = (Fr.) Retraıte V Pro ı VabcMc BagL Vacab = Gerekli = (Pr ) Obb^aıouc Vâd m Adanç = (Fr.) Promcssc Nen - Adak - (Fr.) Vocu Vâde W Ödel. gün = (Fr.) Dclai Vâdetmek Adamak, söz vermek = (Fr.) mettre Vâılcttirmek ¦ Söz almak ¦ (Fr.) Faire proroettro Vadi = Dere Vafi (Bak: kâfi) = Suffisant Vafir ¦ Bol = (Fr.) Abondant V anane t Ağıruk = (Fr.) Gıavitc Vahdet - B..l.k — (Fr.) Uaioa Vahi 9 Boş ¦ (Fr.) Vain. futüe Vâksd - Bir ,tek Vahim - Afrtr. borkuk.. tekkakek m (Fr.) Grsvs Vahşet (Bak: gadr) = Yakanfck. yah-ift - (Fr^ SoHtude. sauvagerie Vahşi (Bak: gaddar) ¦ Yakan, yabam - (Pr.) Sauvagc Vahy (Bak: ilham) — (Fr.) Inspiratio* Vaiz ¦ öğüteen = (Fr.) Predicateur Vak"a ¦ Olgu, olga — (Fr.) Fait Valrni sı Durgu = (Fr.) Arret Vakfı nefsetmek = özverm-lı - (Fr ) Se consacrer V.-kf Bekrt Vâki (Vjkayc'den) p- Korur = (Fr.) Prezervatif prfventif Vaki olmak Olmak (Fr.) Arriver, avoir heu Emri vâki ~ Ofot ~ (Fr.) Kart aecomprr Vain Vjckrt (T. Kö.) S MAYİS 1935 PAZAR O KİMİ IJ ¦ JJÜ T - —pj-— ULUS |3ftl& ON ALTİNCİ YIL. No: 4945 Atlımız, andııuızdır. Her yenle 5 kuru Güntlvlik Yeni hır haşarık Lozan andlaşması konulmaları tıraşında kapitülasyonların kaldırılman için gösterdiğimiz büyük arzu ve dölen karcısında büyük devletlerden birkaçı onları üç, dört yıl sonra tekrar istemek durumuna düşeceğimizi sanmışlar, ve böylelikle kendilerini avutarak o günleri beklemekten başka çare kalmadığını tasarlamışlardı. Düşünceleri şu idi: Kapitü-laıyonsuz Türkiye, muhtaç olduğu parayı, kapitali dışarıdan bu-lamıyacak, bulamayınca da sıkıntıya düyüp ne büdcesini denkleş-trcbitecek, ne de bayındırlık işlerine girişebilecekti. O vakit arsıulusal büyük finans önünde boyun eğecek ve onun şartlarını kabul edecekti. Evdeki hesab çarşıya uymadı. Yıllar geçti. Türkiye acunda Hüküm süren büyük buhran içinde bile kendi gücü, kendi parası, kendi çalışmaıile büdcesini düzeltti. 'Yüzyıllarca yurdumuzda yapılamryan bayındırlık işlerini az zamanda başardı. Ülkeyi demiryolu ağlariyle her tarafından kuşattı. Fabrikalar açtı.. Ve bunla rı bir para bile dışarıya borçla..ma dan parasını koruyarak, kredisini arttırarak yaptı.. Lozan'daki yabancı diplomatların üzerinde al-dandıkları en büyük nokta şu idi: Onlar yeni Türkiye'nin ruhunu ve bu ruhu ona üfliyen büyük önderin ?e ülkü arkadaşlarının karar ve düşüncelerini eyice anlayamamışlardı. O diplomatlardan bir kısmı, belki de gene şüphe içinde olarak bu dünyadan göçüp gitti. Fakat kalanlar ve yerlerine gelenler artık anladılar ki, Türkiye'deki devrim paraya boyun eğen, para önünde fikir değiştiren bir tutum değil, gerektiği zaman para da yaratan ve yurdun maddiğ ve tinel hazneleri üzerinde titriyen yeni bir hayat yöntemidir. Artık gün geçmiyor ki bu yoldaki başarıkların sıralanmasını görerek bütün ulusça sevinmiye-lim. İşte yeni bir kıvançlı iş daha.. Aydın demiryolları da devletçe satın alınmış ve ulusal demiryolu ağına bağlanmıştır. Yurdumuzun en verimli yerlerinden geçen bu demiryolu şimdiye kadar bir yabancı sosyetenin kazanç konusu olarak işliyordu. Türk ökonomisi-nin yüksek asığları geri plânda kalıyordu. Bundan sonra Aydın demiryolu da onları ilk plândı düşünerek çalışacak ve vakit vakit deve ile taşımaya bile önür-deşmekte güçlük çekerken şimdi devrin çabukluk ve kolaylık parolasına uyacaktır. Yurdumuzun bütün demiryolları ancak ulusal demiryolu siyasamıza hizmet ettikleri derecede verimli olurlar. Türk tekniği, türk bilgisi, türk çevrimi pratik o-laralt bu siyasadaki gücünü ve başarıcını çoktan isbat etmiştir. Yıllardanberi yerinde sayan bir demiryolunun da bunlardan fay-"dılsnarak yurd ökonomisine gerçekten hizmet edebilecek duruma çıkarılmış olması hepimizi sevindiren bir hâdisedir. Zeki Mesud Attan m Iç Bakanı Dün Kamutayda Kars Depremini Anlattı ve Ulusa Başsağladı KAMUTAY BİRÇOK KANUNLARI KABUL ETTİ Kamutay dün Bay Tevfik Fikret Silayın başkanlığında toplanmıştır. Celse açıldığı zaman söz alan İç Bakanı Bay Şükrü Kaya dedi ki: " — Sayın arkadaşlarımBü -yük Kamutayı acıklı bir hâdise -den haberdar edeceğimden dola -yi çok müteessirim. Güzel yurdumuzun en güzel bir yerinde yer deprenmesi oldu. Vatandaşları -mızdan bir çokları vefat ettiler. Aynı zamanda zayiat da ehem -miyetlicedir. Fakat kaybedilen malın kıymeti'ne olursa olsun tek bir türkün hayatına d e ğm iyece -ği için onu kaydetmiyeceğim. Mü saade buyurursanız buradan son gelen tetggrafı okuyayım. Yeı deprenmesi olur olmaz vali icnbo den arkadaşları, sıhhiye teşkilatını da beraber alarak deprenme -nin olduğu vere gitmiş ve vazi -yet hakkında yaptığı tetkikatı Dipor nahiyesinden bize bildir -mistir. 1 — Yer sarsıntısı hakkında 2 — Vaziyeti anlamak için Di gor nahiyesine gitmiştim. Alınan »e yapılan muavenet ve yapılma- sı icabeden tedabîr sıra ile arze- dildi. 3 — Yer sarsıntısının yer altında çöküntüden husule geldiği ve İç Bakam B. Şükrü Kaya bürkânî bir hâdise olmadığı an -taşıldı. Sarsıntının merkezi Di -gor nahiyesi merkezi civarında takriben 50 kilometre nısıf kut -runda bir daire dahilinde sarsıntılar tesirini göstermiştir. Bu da • irenin merkezinden itibaren 15 kilometre muhitindeki köyler ta-mamivle harab olmuştur. Telefi- yat da bu muhit içindedir. Bunun haricindeki kısımda evler kısmen yıkılmış ve kısmı küllisi çatlamak suretiyle zarara uğramıştır. Hâ -dİsenin menşei hakkında bir hu lasa yazıldı. 4 — Bu hâdiseden Digor na -hiyesi dahilinde 25 köyden 709 ev tamamen yıkılmış ve bu meyan da 68 ölü, 70 yaralı ve sekiz de kayıb olduğu katiyetle tesbit olunmuştur. Hayvan zayiatı çoktur. 5 — Kağızman kazası mınta-kasında ve Digor nahiyesine hu-dud olan dört köyde 30 a yakın hane yıkıldığı ve iki insan yara -landığı anlaşılmıştır. Ve hay -van zayiatı yoktur. 6 — Arpaçay kazasının gene Digor nahiyesine hudud olan kö terinde bazı evler yıkıldığı ve bazılarının hasara uğradığı anlaşılmıştır. 7— Digor nahiyesinin hudu • duna tesadüf eden merkez kazası köylerinde de 50 kadar ev yıkılmıştır. İnsan zaviatı yoktur; hayvan telefatı vardır. 8 — Açıkta kalan muhtaçla -(Sonu 2 nci ssyıfsds) İnönü Anıtı İlayısın onunda tören yapılara1 Yugoslavya seçim uğraşı Birinci ve ikinci inönü savaşı için dikilen anıtın (âbidenin) gÖret (ziyaret) günü mayısın o-nuna rastlıyan cuma günü olarak saptanmıştır (tesbit edilmiştir). O gün bütün iğcil savaşçıların (malûl gazilerin), eski subayla -rm yapılacak törene (merasime) gelmeleri; İnönü şehidlikleri ba -yındırma komisyonu başkanlığından rica edilmektedir. Resmimiz anıtın türlü görü -nüşlerini göstermektedir. Sü Bakanımız geldi Bir kaç gündür Istanbulda o-lan Sü Bakanımız General Kâ • zım Özalp dün sabah Istanbuldan gelmiş, durakta generaller, say -lavlar tarafından karşılanmıştır. Bir bölük askerle bando kendisini selamlamıştır. Başbakan Yevtîç metinin iç ve dış jansı bildiriyor: Başbakan ve dış bakanı B. Yevtiç dün akşam sa -at 17 de kendisini şiddetle alkış-lıyan yüz bin kişinin yapmış olduğu bir seçim toplantısında söz alarak bir söylev vermiştir. Yakınlardan gelmiş bir çok köylüler, önlerinde bayrak taşı • yan atlılar olduğu halde halkın a rasında yer almışlardı. Olen kiralı anmak için bir dakika susuldu ve sonra halk (Yaşasın Yu • goslavya kiralı ikinci Piyer) diye bağırdı. Toplantıya başkanlık etmekte olan Belgrad şarbaylık (belediye) başkanı B. İliç, sözü başbakan B. Yevtiç'e verdi. Başbakan ölen kiralın büyüklüğünden, Yugos -lavya birliğini yaşatmak için bugünkü nesle düşen ödevden ve kıral ikinci Piyere olan bağlılı -ğından bahsettikten sonra de -mistir ki: " — Hiç kimse bizim dileği -mizin kutsallığından şüphe ede -miyeceği gibi bu dileğimizi gerçeklememize de engel olamaz. Seçim uğraşı sonuna ermiştir. Memleketimizin bir çok yerleri -ni gezdim ve bu fırsattan asığla-narak bir çok dostlarımla görüş -tüm. Geçen hafta Liyublyana ile Zagrebde buradaki toplantı ka -dar büyük olan İki toplantıda bulunduk. Size ulusal bir kıvanç hissi ile diyebilirim ki her taraf -ta Yugoslavyayı yaşatmak, onu yükseltmek, onu ekonomi ve sov yal gelişmeye kavuşturmak için aynı sarsılmaz dölene, enerjiye rasladım. Her yerde gençliğin kuvvetli bir dölen ile silahlı ol -duğunu gördüm. 48 saat sonra Senjorj yortusu, bütün acuna Yugoslavya ulusunun dolenini ve bir söylevle hükü-sıyasasını anlattı birliğini bildirecektir. Hepiniz de biliyorsunuz ki şimdiki seçim, çok önemlidir. Ve çokzorlu şartlar içinde ve güç bir devrede yapılmaktadır. Acu - Kronik Yugoslavya Başbakanı B. Yevtîç nun her tarafında, yanıbaşımız -da ve daha uzaklarda dışnomal ve üsnomal bir durum bulundu -ğunu görüyoruz. Bütün siyasal, ekonomik, sosyal ve ahlakî değerler buhran içindedir. Şartların ve değerle -rin böyle genel karışıklığı için de Yugoslavya için sağım yolu, ölen büyük kıral Aleksandrın çizmiş olduğu ve ileriye güvenle bakan yugoslav ulusu tarafından güdülmekte bulunulan yoldur. Seçeceğimiz başka bir yol yok -tur. Yalnız bu ynlda ercesine ve dölenli olarak direnmemiz re -rektir. o zaman ödevimizi yap -mış, büyük »e birleşik ulusumu -(Sonu 4 Oncu tayıfntta) Kar agoz AT AY Halk, asırlarca, divan dili ve enderun kafası ite eğlenip dur -du. Karagöz'ü gülünç sanmayı -nız; O, halkın sağduyusudur. , Karagöz, Hacivad'da bizi Osmanlı ve osmanlıcaya güldürür. — Ben bendeniz, ben hâki -payınız... Karagözün öksürüğünü isiti -yor musunuz? Hacivad sırma sözler. Istan • bulin cümleler, önü ilikli, fesi kasında nüktelerle konuşur. Ka -ragöz, bir iki yutkunduktan sonra, ışkırlağı ensesinde, bağrı a -Çık, ve ağzı ite beceremediği İçin, elinden cevab verir. O zamanlar, bizde, kitabı Hacivad yazdığı, şarkıyı Haci -vad güftelediği, gazetelerde Hacivad kurulup oturduğu için. Daha doğrusu kendimize gül' memek için. Karagöze gülerdik. Kitabet ve tecvid bilmiyen baldırı çıplak! peder diyeceği yerde, kabasaba, baba diyen, mahdumu kemteri yerine ırgad gt bi o"lum diyen poturlu! Çünkü bİz yedi yaşımızda u-zun pantolon, hani şu arkasında* ki mahmuza basınca potinden çıkan kt'ndura giyerdik. 1906 bayramlarını hatırlıyo -rum: tekne salıncaklarda Had' vadin mahdumu kemteri'/eri ko t lan vururda. — Arzı ubudiyet ve takdimi ihtiramatt fa;ka eylerim. Eğer siz buna: — Topak tn » sunuza üstün saygılarımı sana -rım, diye çevirmeğe kalkarsanız, Nihavendden opera yapılabildiği kadar, dilinizi türkçeleştirmUj olur ı sunuz. Yani Hacivadtn bir baş • ka türlüsü! Osmanlıca yalnız bir kalıb de -ğil, bir ruhtur: Osmanlıca yaz ¦ mak değil, belki daha fazla, Osmanlıca düşünmekten korunmalı yız. Batı kültürüne yakın olan Karagözün; halkın dilidir: Yalnız biraz işlemek, yetiştirmek ister. — Ben bendeniz, ben hâkipa- yîniz.. — Ben kulunuz, ben ayak toprağınız.. Hepsi birdir. Fakat bunun türkçesi açık a-Un, dik bakan göz, çıplak göğüs, yalın düşünen kafa gibi, dümdüz, sadece: — Ben'dir!. Yunanistanda 22 azıyan için ölüm cezası istendi İstanbul, 4 (A.A.) — Atinaüan bildirildiğine göre deniz harb divanında davaları görülmekte olan 228 deniz subay ve yarsubayları hakkında hükümet komiseri iddiasını bildirmiştir. Bu 228 suçludan 126 sı mahkemede hazn* bulunan, diğerleri ttalyada olan azı-yanlardır. Italyada bulunanlardan 20 subay ile hazır bulunanlardan ikisinin, ki hep birden 22 subayın yokatımını ve ötekilerin türlü müddetlerle ağır hizmet ve kürek cezasına çarpılmasını istemiştir. Bugün suçluların avukatları müdafaalarına başlamışlardır. Yüz kadar avukat söz söyliyecek-lerdir. Harb divanı tarafından her bir avukat nihayet 15 dakikaya kadar müdafaada bulunacakları bildirilmiştir. SAY İFA I ULUS Düşünü ster tnUnbııl Şehir Tiyatrocunda REV1Z0R Halkevıade temsillerine devam e-den İstanbul Şehir Tiyatrosu Dosto-yevskfnin Suç ve Ceza'smdan sonra ftey gece de GogoPun meşhur Revizor adh komedisini oynadı. Rus klîsik edebiyatının bu iki iteri arasında şu küçük fark vardır ki birincisi yazarın bir romanından başkası tarafından sahneye adapte edilmiş olmasına karşılık ikincisi doğrudan doğruya piyes talinde ve sahne İçin yazılmıştır. Dostoyevski ve Tolstoy'dan eski o-lan ve onlara ustalık etmiş bulunan Go-gol, ünü bu iki büyük romancı kadar yaygın olmamakla beraber rus edebiyatının en tanınmış isimlerinden biridir. Çarlığın hürriyetçi ve tenkidci fikirlere g6z açtırrmyan baskısı altında yazılmış olan "Revizor = Müfettiş,, o devirdeki çok sıkı sansürün elinden güç kurtulmuş bir sosyal hiciv iteridir. Gogol bir vilayetin bütün büyük işyar (memur) Lir mı, tüccarlarını re eş-rafoğullarını ele almış, onların bilgisizliklerini, ahlaksıslıkarını, korkaklıklarım, büyüklük ve para düşkünlüklerini bütün çıplakîığile anlatmış, halkın ruhça çürümüş adamların idaresi altında nasıl ezildiğini göstermiş ve yara üzerinde nişlerini bir operatör merhametsizliğile gezdirmiştır. Revı-aor. bütün çarlık Rusyasının hastalığına teşhis koyduğu, bütün memleketin derdine dilmaç olduğu için bütün Rus-yada en çok beğenilmiş ve oynanmış komedierden biridir. Halk yığınları arasından yetişmiş o-lan GogoTun halkçı sanatı, keskin zekâsı ve korkunç hiciv kabiliyeti, bu İterdeki bira* tasla taıs unsurlarım u-mtturaczk k*dar kuvvetli ve canlıdır. Bu neviden iterler sosyete için şu bakımdan faydalıdırlar ki kötü adamlara içinde kendi çirkef ruhlarım bütün çıplakhğile seyredecekleri bir ayna hizmetini görürler. Bu komedi, yalnız attırdığı kahkahalarla seyirciye hoş vakit geçirmekle kalmaz, ona unutmı-yacağr bir dersi de güldürüp eğlendirerek verir. İstanbul Şehir Tiyatrosu artistleri Revizor'u nasıl oynadılar? Bu oyun hakkında. Ötekiler için olduğa kadar hoşnudluk gösteremiyeceğim. Çünkü trup bu iteri, klasik bir sanat izeri gibi değil bir fars gibi ele almıştır. Çıkış noktası hatalı olduğu için, aktörlerin ayrı ayrı gösterdikleri kabiliyetlere ve harcanan bol emeklere rağmen varılan sonuç tam bir muvaİlakıyet olmamıştır. Darülbedayİin eski bir derdi olan tulûatçılık, farsçılık, orta oyunculuk hastalığı her nedense bu komedide nüksetmiş. Bir mors komedisi olan Revi-zor'sa, bence bambaşka türlü sahneye konmalıydı. Böyle bir itere, aktörlerce, hattâ pek yerinde olsa ve pek beğenil-ae de, bir tek kelime katılması doğru görülemez. Soma jestlerdeki ıfart, gürültüler, koşuşmalar, bir aktörün uta-yınca birat soğuk kaçan pepemeliği, bütün bu saydığım şeyler, belki seyircilerden bir iki kahkaha tatla koparabilir, yalnız buna karşılık oyunun tiyatrodan bırat anlayan bir seyirci üzerinde bıraktığı tesir azalır. Hele Mah-mud'unki gibi bir sirk makyajına, karakterleri fazla tebatüt ettirmek için olsa bile, cıddiğ bir tiyatroda yer verilemez. Komedide en ağır rolu üzerine almış olan Galib bile, usta bir binicinin atına sahib olduğu kadar sahneye hâkim oluşuna rağmen, bütün aktörlerde görülen fesi ifratından kendini koruyamamış-ti. Yalnız, başta çok eyi oynayan Ney-yire olduğu halde, kadın artistler rollerinin ölçüsünü kaybetmediler. Bu haliyle de oyun fena değildi, ve emmim ki bütün seyirciler memnun döndüler. Yalnız, biraz daha ağır v# daha ciddiğ oynanmış olsaydı, muvaffakiyet daha büyük olacaktı kanağatın-dayım. Vaşar Nabi NAYIR İÇ DUY U K L A R C. H. P. kurultayı için şenlik hazırlıkları İstanbul, 4 (Telefon) Dördüncü genel kurultayı dolayısiyle büyük şenlikler için hazırlıklar yapılıyor. Parti istanbul çevrim kurulu bugünkü toplantısında program üzerinde çalıştı. Türk - Bulgar tecim anlaşması İstanbul, 4 (A.A.) — Bulgaris-tanla Türkiye arasında yapılacak tecim andlaşması konuşmalarına Bulgaristan adına girecek olan bulgar gümrükler genel direktörü ve bulgar ulusal bankası direktörü Sofya'dan gelerek Ankaraya gitti. Türk - Fransız tecim anlaşması bozuldu 27 temmuz 933 tarihli türk -fransız modüa ((iğreti tecim anlaşması) bozma hükümleri 1 hazirandan başlamak üzere bozulmuştur. Klering anlaşması hüküm leri kalmaktadrr. İstanbul öğretmenler birliğinde İstanbul, 4 (Telefon) — öğretmenler birliğinin yeni çevrim kuruluna yüksek Öğretim öğretmenlerinden kimse alınmamıştır. Halbuki eskiden ilk. orta, yüksek olmak üzere her üç şubeden olan öğretmenler çevrim kurulunu temsil ediyorlardı. Bu durum ü/erine ü-niversite ve yüksek mektebler profesörleri birlikten çekilmişlerdir. Bunlar kendi aralarında ayn bir kurum yapmak arzusunu gösteriyorlar. • Yeni vapurlar İstanbul, 4 (Telefon) — Akay idaresi direktörü B. Cemil, deniz tecim direktörü B. Müfid Necdet Ankara'ya gittiler. Cemil Ekonomi Bakanlığından yeni vapurlar hakkında direktif alacaktır. Yangın kulesi tamir ediliyor istanbul, 4 (Telefon) — Şar-bayhk Bayazıd kulesi bekçileri için bekleme yerinin tamirine karar vermiştir. Yangın kulesi 310 yılı depreminden beri ilk defa tamir edilmektedir. Kulede başka tehlike görülmemiştir. Türk Kadın Birliğinde İstanbul, 4 (Telefon) — Türk kadm birliği cuma günkü toplantısında çoğunluk olmadığmdan kongre toplanamamıştır. Kadın birliği başkanı Bayan Latife Bekir diyor ki: **— Bu toplantıda birliğin kapatılma işlerini görüşecektik. Birliğimizi kapatmamak için arkadaşlardan bir taktırılan önergeler yaptılar. Bunlar içinde birliğimizin hayır birliği gibi idaresi de vardı. Fakat "Kızılay,. "Çocuk E-sirgeme Kurumu,, Halkevleri gibi kurumlar bizim yapabileceğimiz bütün işleri çok eyi yaptıkları için «iyi* bir teşebbüsten vazgeçtik.,, Kongre ayın 15 inde toplanacak ve birliğin kapatılmasını kararlaştırılacaktır. Bilecik'te at koşusu Bilecik, 4 (A.A) — İnönü şehitliğinin yapılması için her yıl olan büyük at koşusu dün İnÖnün-de yapılmış, çok eyi olmuştur. Sovyet artistleri izm irde İzmir, 4 (A.A.) — Şehrimize gelen dost sovyet artistleri durakta vali general Kâzım Dirik'le şehrin ileri gelenleri tarafmdan karşılanmış ve Ege Palas'a indirilmişlerdir. Dün dost sovyet opera ve balet artistleri için izmir belediyesi şehir gazinosunda bir öğle yemeği verdi. Gazino türk-sovvet bayraklariyle süslenmişti. Yemekte İlbay, şarbay, sovyet konsolosu, şarbaylık üyeleri ve gazeteciler vardı. Yemek çok iyi bir hava içinde geçti. Şarbay ateşli bir söylevle yüksek sovyet artistlerini selamladı. Belediye başkam söylevinde şunları söyledi: M— Değerli dostlarımız ve konuklarımız hoş geldiniz. Size hoş geldiniz derken bütün İzmirin coşkun sevinçlerini de beraber söylemiş oluyorum. Sovyet - türk dostluğuna çok değer veren izmir bu sayın andacı her zaman anmakla büyük bir kıvanç duyacaktır. Devrim ülkeleri olan her iki kardeş ulus biribirlerine pek çok hatıralarla bağlıdırlar. Türklerin büyük önderi Atatürk yeni müzik ve kültür devrimi ile türk yaşayış ve kültürüne yeni yöndem verilirken türk ulusu en büyük ve canlı ilgiyi gene dost sovyet kardeşlerinden gördü. Sizin gibi değerli ve seçilmiş bir kurumun yer yer Türkiyeyi şereflendirmesi bunun en büyük ve canlı bir belgesidir. İki kardeş ulusu biribirlerine müzik gibi* en ince ve en tatlı bir araçla daha çok seviştirmek ve tanıştırmak fırsatını bizlere verdiğiniz için teşekkürler eder ve büyük ve dost sovyet kardeşlerimizin ve onun değerli şefinin, hemşehrimiz Voroşilof Yoldaşın şerefine içerim.,, Bu söyleve Moskova akademik operası başkanı yoldaş Arkanof karşılık vererek dedi ki: "— Moskovadan kardeş ulusun selamlarını getiriyoruz. Bize gösterdiğiniz güzet ve sıcak duygulara çok teşekkür ederiz. Dost türk cümuriyeti topraklarına gelmek için yola çıkarken hemşehrimiz yoldaş Voroşilof bize İzmirin güzelliğini, halkının sıcak kanlılığını uzun uzun anlattı. Bunu burada gözlerimizle görerek sevinc-duyuyoruz. Ankara'da büyük önderiniz Atatürk ile konuşmak bahtiyarlığına kavuştum. İki büyük u-lus arasındaki aşılmaz, sonsuz dostluğun, kardeşliğin anlamını arsıulusal kuvvetini onun ağzından çıkan güzel kelimeleri işiterek daha çok kavradım.Ünlü Önderiniz Atatürk'ün ve büyük devlet adamınız general ismet inönü'nün ve öteki büyüklerinizin, İzmir şehrinin sevimli, nazik devlet ve u-lus adamlarının şerefine kadehimi kaldırıyorum.,, Konuklarımız saat 21 de El-hamra sinemasında büyük bir konser daha vereceklerdir. Dost sovyet Rusyanın en seçilmiş sanatkârları olan bu grupun şehrimizde vereceği konserlerde halkımız değerleriyle uygun büyük bir ilgi göstermektedir. Dün akşam verilen konserde artistler sürekli alkışlanmışlardır. Çağın Kamutay maliye encümeni bugün saat M tc toplanacaktır. Bugün saat on bcs.tr milli müdafaa encümeni toplanacaktır. Türkiye - Suriye sınır protokolunda değişiklik Türkiye — Suriye sınırına nezareti, sınır rejimi, sınırı geçen Suriyelilere tatbik edilecek mali u-•ul ve ggöçebe ahalinin kontrolü hakkındaki protokolün birinci bendinin değiştirilmesi hakkmda Fransa elçiliğinin mektubu ve o na bağlı yeni şekil, Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir. Proto -kolun kabul edilen birinci bendi şudur: " Yukarda tesbit olunan hurJud mıntakasında işlenmiş olan bü -tün suçların ve bütün şekavet hareketlerinin adı geçen m intaka -ya sığınmış olan failleri ile işbu mıntaka dışında işlenmiş olan bütün suçların ve bütün şekavet hareketlerinin adı gecen mınta -kaya sığmmış olan failleri, za -rarlarm tamiri uğrunda bütün tedbirleri alacak olan iki taraf makamları tarafından derhal ter kif olunacaklardır.,, Hukuk fakültesine giden işyarlar Hukuk fakültelerine devam e-den işyarlar hakkında evelce ya -prlan genelgenin ders yılı baş - langıcındanberi devam mecburiyetine tâbi tutulan yüksek iktısad ve ticaret mektebinde okuyan işyarlara da teşmil edilmesi Başbakanlıkça ilgililere bildirilmiştir îzmirde atlı tramvay kaldırıldı Kordondaki atlı tramvaylat; çakanlar kurulu kararile 1 mayıstan başlıya-rak şarbay lığa devredilmiş ve tramvay ¦elerleri kaldırılmış tu. Tramvay arabaları, beygirler, tramvay deposu ve ahırlar tamamen belediyeye devredilmiştir. Konak — Stadyom arasında şinvli-ki halde 22 otobüs işlemekte ve bu kadar otobüs ihtiyaca yetişmektedir. Otobüsler üç dakikada bir Alsancak ve Konaktan hareket ettirilmektedir. Otobüsler; tramvay durak yerlerinde de durarak müşterileri almaktadırlar. Tramvay idaresinden açıkta kalan işyarlann son idare samanında bir yıl kadar hizmetleri bulunduğu düşünülmüş ve doktor Bay Hulusi, bakanlığa yazarak bunlara münasib miktarda bir ikramiye verilmesini istemişti. İkramiye emri gelmiştir. Bu işyarlara birer ayük nisbetinde tazminat ve ik-t yiv verilecektir. İzmir panayırı hazırlıkları İzmir panayırı hazırlıkları devamdadır. Yangın yerinden bu yıl için panayır yerine katılacak olan geniş yerin temizlenmesi bitmiştir. Burada bir park yapılmaktadır. Paviyonlar için şimdiden başvurmalar bile vardır. Panayır yerine birleştirilecek geniş alanda bu yıl yeniden paviyon -lir yapılması düşünülmektedir. Fakat henüz verilmiş bir karar yoktur. Panayır yerinin yangın yerinde kültür parkı içinde uy -gun görülecek bir yere kaldırıl -ması ve bütün tesisatın daha geniş Ölçüde orada yapılması düşü -nülmekte ise de bu yıl gene şimdiki yerinde açılacaktır. Şehrimiz Yunan konsolosu; belediye ve panayır komitesi baş -kanı doktor Bay Behçet Uzu ziyaret etmiş ve Yunan hükümeti nkn bu yıl panayıra resmen gire • ceğini hükümeti adına bildirmiştir. Başkan, komşu ve dost hükümetin bu şekilde gösterdiği ilgi ye teşekkür etmiştir. Kamutay biu'^ok kanunları kabul etti (Başı t inci siy ilada) ra Kars halkının 520 lira ve Kh zılayın burada bulunan mevcu • dundan 430 lira ile Karsdaki un fabrikasının teberru ¦' iı ı 330 çtı val un tevzi edilmiştir. Bazı köylere de 37 kadar çadır ciheti askeriyeden alınarak verilmiştir. Yıkılan köylerin halkı açıktadır, Bir an evel evlerinin inşasına yat} drm etmek îcabeder. 9 — Bu sarsıntı t»siri!e nahl, yeye giden şose Uzerînrl? IröprU ve menfezler kısmen yıkılmıştır. 10 — Bunlara iaşe yardımı o-larak 2000 lira lazım olduğu m bi ev inşaatma hane basma 40-50 lira arasında yardın yapılması dahi muvafık olur. B*tnıın için 40.000 lira lazımdır. 2000 l'Vanrn Kızılaydan telgrafla yardımına müsaade buyurulmnsı ve inşaat için lazım gelen 40000 liranın da ne suretle tedarik »e tesviyesi icabederse ifasma acele müsaadeleri rica olunur. Kars Valisi Cevdet Ertugrul Arkadaşlar, bu vaka m emi e -kette derin bir hüzün ve acı uyaaı drrmıştır. Hükümetini'* tazîyet e-dilmektedir. En büyük tazîyet e-dilecek makam Yüksek Heyeti . niz olduğu için ben Büyük Mec « lîsî taziyet ederim. Memleketimi-zin yüksek alakasından doğan faaliyet bu acıyı unutturacaktır. Mahalli tedbir, hükümetin aldı -ğı tedbirler ve Kızılayın her va • kit olduğu gibi buraya da yetiş • roesi maddî kısmı az zamanda te lali edecektir. Önümüz yazdır. O havalide bahar başlamak üzeredir. Yalnız telafi edilemiyecek bir şey varsa kıymetli vatandaş -lirimizin bu vesile ile vefatları « dır. Başkan depremden dolayı Kamutay üyelerinin acı duyduğunu ve gereken tedbirlerin alınacağı -nı söyledi ve ruznamenin konuşul' masına geçildi. Ankara şehri imar müdürlüğü. An. kara yüksek ziraat enstitüsü vc evkaf umum müdürlüğü 1934 yılı büdceleri-nin maddeleri arasmda münakale yapıl; masına aid kanunlar kabul edildikten sonra, inhisarlar idaresinin 1935 yılı' büdccsinin müzakeresine geçilmiştir.Bıl münasebetle söz alan Muğla saylavı Hüsnü Kitaba, inhisar idaresinin geçer*1 yıl tütün alım ve satımı işlerinde nâzım rolünü oynadığım, hurda incir işinde do gene böyle yapmak suretile müstahsil* leri büyük bir sıkınudan kurumuş oL duğuau kıvançla anlatmış ve idarenin! umum işleri etrafında bazı sorgular sormuştur. Gümrük ve inhisarlar Bakanı şunları söylemiştir: — "Hurda İncir için daha evel piya-ya girmemizi istediler. Söyledikleri bu gibi alaşlarda idarenin tuttuğu yol, sancılarla idarenin menfaatini birleştir, mekür. Binaenaleyh bu iki menfaat bir-lcşirse piyasaya geçen seneden daha ön» ce girmeğe çalışırız. Limited şirketinin vaziyetini soru* yorlar. Limited şirketi için meclisten ç kan kanunla milH bankalardan, bazı tütün tüccarlarından ve inhisar idaresin* den tesekkul edecek bir şirket teşkilini düşünmüştük. Millî bankalardan ziraat bankasından başkası bu işe ilgi göstermedi. Onun için yalnız ziraat bin kası ile yapmak meselesi kaldı. Ziraat bankası bir iki ay daha bu İşe bir karar ver-mekliğimiz için beklemekligimfzi söyledi. Eğer riraat bankan da İlgisizlik gösterirse bu işi gene idarenin kendisi nin yapması icab edecektir ve bu işi şimdiye kadar y.pmakta olduğu gibi, idarenin kendi ktndİne yapması şekli kalacaktır. İdarenin kendi kendine yapmakta o* duğu şey mümkün olduğu kadar başka memleketlerde sauşın çoğaltılmasına çalışmaktır. Buuun zannedildiği kadar kolay olmadığı tecrübelerle anlaşılmrşur. Başka memleketlerde tut -n satıştan ya devletin inhisarındadır, yahut çok büyük fabrikaların İnkisarı altında ffiar iler yerele 5 kuru1; Gündelik BÜYÜK MESELE F. R. ^T^V Bü yazıda kullandığımız kılavuz kelimeleri şunlardır: Çözemek: Tahlil etmek — Betke : Makale — Evgin: Müstacel — Karşıt: Zıd — Bencil: Hodbin — Dursuzluk: Ademi İstikrar — Ayta: Hitabe — Işın - kara: Clair - obscur — Evrim: Tekâmül — Yüküm: Mecburiyet, rafl-kellefiyet — Dayanışma: Tesanüd — Geliştirmek: inkişaf ettirmek — Pekiştirmek: Takviye etmek. Büyük bir mesele karsısında -yız. Bugün Türkiye'de orta mektebi bırakınız, liselerde okuyan gençler bile salâhiyeti mütekabi -/e'nin ne olduğuğnnu bilmemek -tedirler. Çünkü yalnız bu iki kelimelik arab-fars katışığını anla -mak için arab ve fars gramer ku -radarını b-lmek lazımdır. Tekabül nedir, mütekabil nedir, niçin mü -tekabit delildir de, mütekabile* -dir, iki kelimenin arasında esire -nin ne işi var? Halbuki bugün bizim ilim ve fen kîtablarındaki bütün terim -lerle hükümetin gündelik işlerds, kanunlarda, emirlerde kullandığı terimlerin bir çoğu salahiyeti mü-tekahile'Sen daha çetin, gerisi de en a«a*ı onun kadar çetrefildirler. Evde ne salahiyet kelimesini, ne de mütekabil kelimesini kullanırız: Yanı çocuklarımızda bu kelimeler için kulak alışkınlığı yoktur: Hele ikisinin arab ve fars kurallarına göre nasıl birleşebildi -ğini, ancak, 918 e kadar bütün mekteb derecelerini bitirmiş olanlar çözeyebilir. Arab yazısını tenkid için şöyle derdik: "Üniversiteden çıktık • tan sonra bile kelimeleri yanlış okttmakfan kurt»lamıyoruz.„ Şimdi sövle diyebiliriz: "Yeni alfabem:zle kelimeleri doğru okuyoruz. Fakat üniversiteden çıktıktan sonra bile bir gündetik gazete-bet fotini anhyamıyoruz! „ Demek ki türkeeyi arab ve fars gramerlerinin bütün kuralla-nnd^o antmak, gün gecirilmive-cek kadar evgin bir işimizdir. Halbuki ilk mektebten üniversite sonuna kadar çocuklarımıza öğ -rettîrçinvz bütün terimler yaban cı kurallara göre dokunmuştur. Mekteblerimize yeniden arab-ca ve farsea dersleri koyabilir miyiz? Fakat bu da yetmez: A -rabca kendi yazısını ister; o, kendi yaziM ile yürür. Halbuki biz üstelik ondan büsbütün ayrı, ona taban tabana karşıt bir kültüre bağlıyız. Biz, batı kültüründeniz. Arab ve fars kurallarını atın -ca, türkçeyi, kendi ihtiyacı olan ön ve son eklerle zenginleştirmek, bu ön ve son ekleri gramerleri -mizde Öğretmek, türkçeye kelî -me üretip sindirme yeteneğini vermek, dilde öz türkçe köklerini artırmak lazımdır. Yeni alfabemize bakınız: Bu alfabeye hattâ çin kelimelerini a -labilirsiniz; tam arab şeklindeki kelimeleri bir türlü sığdıramazsı-nız. Bizim alfabemizle tam arab şeklindeki kelimeleri, çocukları -mrz, hiç bîr zaman kekelemeden ok*ıvamnTar*klardır. Biz kendi bencilliğimizi bir tarafa bırakalım: İlk ve orta mek-teblerle, liseler, hattâ üniversite korkunç denebilecek bir kargaşa ve dursuzluk içindedir. Biz, aramızda, Ey dahmei mersusu havatır, ulu mabed.. gibi sözleri, pek eyi değilse bile, 'rul&k dolgunluğu ile anlar gibi Büyük Kurultay Perşembeye Kurtarıcı ve kurucu partimizin tarihi, türk kurtuluş ve devriminin tarihidir. Büyük Kurultay hazırlıkları için ardı ardına toplanmakta olan C. II. P. Umumi tdare he I yeti 5. V. 935 pazar günü Kurultay işleri İle beraber elindeki Parti işlerini de bitirerek dört yıllık çalışma devresine son vermiştir. Sağda: Anadolu ve Han»// mndafati Hutuk Cem/yeti Peist Mustafa Kami. soida ikinet büyük kurultayda Atatürk tarihsel söylevini verirken 9 mayıs günü Cumuriyet Halk Partisinin dördüncü büyük kurultayı toplanıyor. Memleketin her köşesinden seçilmiş delegeler sarımızın konuğu olmaya başlamışlardır. Kurultay, dört yıllık deneçle -rin sonunda yurdun ilerisi için a-lınması düşünülen tedbirlerin programa konması, bütün u -İusun özel duygu ve ihtiyaçları -nı karşılıyacak kararlar vereceği için, ulus hayatında çok önemli -dir. Artık bütün ana çizgileriyle belirmiş ve ortaya çıkmış olan Ka-mâlizmin prensipleri, alınacak yeni krarlar ve Parti tüzü -günde yapılacak yeni değiş -gelerle biraz daha açıklana -cak ve daha kesin çizgilerle ortaya çıkmış olacaktır. Ana prensiplerinden biri halkçılık o -lan partimiz, halkın dileklerini büyük bir dikkatle takib etmeyi ödev bildiği için memleketin her köşesinden gelen delegelerin bir arada toplanmaları ve konuşma - lan yurd için faydalı olacaktır. "Anadolu ve Rumeli Müda -faaî Hukuk Cemiyeti,, adiyle sı -yasal alanda çalışmaya başhyarak bir çok gelişme safhalarından geçtikten sonra bugünkü ileri çüsünde ayrıca üstün bir yeri var-dn*. Türkiyede CJİ.P. nin tek parti halinde çatlamasının en büyük anlamı şudur kî; türk ulusu Atatürk'ün Samsuna ayak bastığı oluruz. Bizim aylalarımız, söy -levlerimiz, yazılarımız hepsi, aşağı yukarı, o devrin üslûbuna gö -redir. Fakat bizi dinliyen bu neslin kafası aydınlık yüzü görmü -yor: Bulutlu, ışın-kara sezintiler içinde bulanık ve bunalıktır. Hiç bir dilin evrimi bitmez: Fakat biz en kısa bir zamanda terimlerimizi meydana koymak, mekteb kitablarını anlaşılır bir dilde yazmak, değişmiyecek olan ilk esaslart kurmak yükümü al -tında bulunuyoruz. Sarsılmaz bir karar, ve hiç bir yanından zedelenmez bir daya -nışma ite, güç olan bu işi, hiç biri kolay olmıyan bütün işlerimiz gibi başarmağa bakmalıyız. Osmanlıca ölmüştür: Yaşıyacak olanı geliştirmeğe, pekiştirmeğe, kökleş -t;rme$e çalışalım. Srvas kongresinde Atatürk'ün yanında bulunanlar prensiplerine ve geniş kuruma e-rişmiş olan partimiz, adı, kurtu -luş savaşımızla devrim tarihimi -ze karışmış ve onlarla bir olmuş geniş ve ulus ölçüsünde bir var -lıktır. Hiç bir yabancı kurum -dan kopya olmıyan ve baştanbaşa memleketin ihtiyaçlarından ve gerekliklerinden doğmuş tam anla -miyle yeni ve orijinal, devrimci bir siyasal kurum olan partimi -zin, bu bakımdan da dünya öl - gündenberi girişmiş ve ilk amacına Lozan bartşiyle başarmış ol -duğu savaşa, bugün de bütün varlığı ve bütünlüğiyle devam et -mektedir. Yurdunu elinden almak istiyen emperyalizmi sınırlan -mn dışına altıktan sonra da türk ulusu, ödevinin bitmiş değil, an cak başlamış olduğunu anladı, geleceğinde bu kötü hatıraya ben zer bir serüvenin daha tekrarla -(Sonu S üncü sayıfada) Salgıtımız Rusyayı geziyor Moskova, 5 (A.A.) — Dün Vokj sosyetesi başkanı Bay Arossev, Moskovada bulunmakta olan türk saylavlan ile türk gazetecileri a-dına bir yemek vermiştir. Yemekte başlannda B. Muzaffer Gökeı bulunan türk konuklan ile Türkiye Büyük Elçisi B. Vasıf Çmar, Dış Komiserliği doğu departmanı başkanı B. Sukerman, sivil hava filosu çevrim kurulu başkanı B. Tkatchef, Sovyet Rusya ziraat komiseri sıcak memleketler fer işleri çevirmeni kurulu başkanı B. Lejava, Dış Komiserliği, Voks sosyetesi ileri gelenleri ile basın delegeleri hazır bulunmuşlardır. Geceleyin türk konuklan Din-yeper elektrik santralını gezmişlerdir. Konuklar, Harkof ve Ki-yef'i de gördükten sonra Odesa yoluyle Türkiyeye döneceklerdir. Büyük Elçi B. Vasıf Çınar, konuklarla birlikte Ukranyaya gitmişlerdir. Rus - Fransız andlaş-masının Almanyada yankıdan Berlin, 5 (AA — Havas aytann, dan: Alman dış bakanlığı, Fransız — Sovyet andlaşmasım, doğrudan doğruya Almanyaya karşı bir hötlem olarak saymaktadır. Bakanlık, Almanya yi a-mac tutan gizli bîr süet anlaşma yapıldığına inanmaktadır . Fransanm. Sovyetlere, bir takım süet vargılarla 5 milyar frank ödünç vermiş olduğunu iddia ediyorlar. Gazeteler, Sovyet hava kuvvetlerinin, Çekoslovakyada üssülharekeler kur duğunu, Romanyamn, rus kuvvetlerinin kendi topraklarından geçmelerine izin vermek için Sovyetlerle bîr andlaş-ma yapmif olduğunu yazıyorlar. Politişe Korespondan» diyor ki: "Fansız — Sovyet andlaşmaıı, Al-manyanm uluslar sosyetesine karşı hıncım arttırmaktadır. Uluslar sosyetesi bundan böyle bu iki devletin ctgesi altında bulunacaktır. Andlaşma lafı geçen bağdaşma, bir devlete karşıdır. Germania gazetesi: "Bu andlaşma. harbtan önceki isteklere dönüldüğüne kötü bir kanıttır.., di. yor. Folkişer Beobahter, Fransa ile Sovyetleri yeni bir dünya savaşı hazırlamakla suçlu gösteriyor ve diyor ki: "Paris'in aşın ulusal siyasası, Avru-payı bolşevikliğe sürüklemektedir.,, Venedik görüşmeleri başladı Venedik, 4 (A.A.) — italyan -macar ve Avusturya delegeleri ı« sında ilk konuşma dün saat 16 c!a başlayıp, saat 20 de bitmiştir. Yalnız hu toplantıyı bildirecek olan bir bildiriğ çıkarılacaktır. öyle anlaşılıyor ki, dünkü konuşmalar sırasında macar dış ba-(Sonu 4 üncü sayıfada) Kılavuz için düzeltme listesi çıktıktan sonra, ULUS gazetesi baştan başa Kılavuz kelimelerini kullanarak öz türkçe çıkacaktır. ULUSta Kılavuzun, terim kollarına ayırmış olduğu os-manbca klişelerden başka yabancı kellim kııllanılmıyaca?' tır. SAY İFA 2 ULUS 6 MAY'S ?A33 PAZ k •»T"1 İÇ D U Y U K L A R Kızılayın yeni yardımları Kızılay genel merkezi Karı çevresindeki depremden zarar gören yurddaşlarm yiyecekleri için iki bin lira göndermişti. Genel merkez, yurddaaların evlerini yapabilmeleri için de bu kez 20 bin lira daha göndermiştir. Ayın üçünde Erzurum dan yola çıkarılan bir sağlık kolu ca ¦ mart esi sabahı felaket yerine gelerek ise başlamıştır. Her iktimale karşı iki doktor* la iki sağlık isyan da yola çıkarılmaya hazır bulundurulmaktadır. Erzurum numune ve özel idare hastanelerinde yaralılar için gereken yatak sayısı da ayırd e -dilmiş bulunmaktadır. •hh» Sofya, 5 (AJV) — Kiralın danışmanı B. Groueff ile dış bakanlığı genel kâtibi B. Şişmanof, bugün Türkiye elçisi B. Ali Şevki Berkeri görerek Kart depremi yüzünden komşu ulusun uğradığı felaket dolayısiyle kiralın ve bul -gar hükümetinin içten gelen acı -lannı bildirmişlerdir. C. H. P. kurultayı için tstanbulda yapılacak şenlikler İstanbul, 5 (Telefon) — C. H. P, 9 mayıs 4 üncü büyük Kurultay günü için İstanbul'da yapılacak senlikler programını bitirdi. O gün partinin ocak kamun, ilçe ve il mcrkezile İstanbul ve Beyoğlu merkezleri gündüz türk bayrakla-n ve parti bayrakları, gece de ışıklarla donatılacak, konferanslar verilecektir. AyrVea parti il merkezinde de gece bir balo verilecektir. Yüksek mekteblere giden işyarların durumu Yüksek Ekonomi ve Tecim mektebine giden işyarların da devamına imkân vermek için her ders yılı içinde 105 gün izin ve -rilmesi. Başbakanlıkça bir genelge ile Bakanlıklara bildirilmiştir. Ziraat Bankası eve'ce hukuka giden işyarlarına izin vermekte idİ. Bu genelge üzerine Yüksek Ekonomi ve Tecim mektebine giden işyarlann da İstanbul şubesine tayin ederek öğleye kadar mektebe devamlarını temin etmiştir. Sümer Bank da bu hususta ve aym şekilde harekete karar vermiştir. Bulgaristanla olan bir andlaşma uzatılıyor Bulgaristanla aramızdaki uzlaşma, yargıç tüzel andlaşmasıntn 3 birinci kânun 1934 tarihinden başlıyarak beş yıl için uzatılmasına dair olan protokol, komisyonlardan geçerek Kamutay ruzna-mesine alınmıştır. Buğday yolsuzluğu etrafında İstanbul, 15 (Telefon) — Vilayet çevrim kurulu İstanbul Ziraat Bankasınca yapılan buğday alım ve satımı yolsuzluğuna aid tahkikat fezlekesini gözden geçirdi ve bu işi salâhiyeti dışında görerek fezlekeyi Danış ta ya göndermeğe karar verdi. Bilindiği gibi bu işten dolayı eski direktör thsan'la diğer beş işyara ispekter-lerce işten el çektirilmiş bulunmaktadır. Danıştay işi aydınlatacaktır. Adana belediye hüdcrM Adana, 5 (A.A.) — Belediye meclisine verilen 193S şar büdçesi gideri ve gelir kısmı yapılmış, düşünülen borçtan başka 438.022 li -radır. Adanada havalar Adana, 5 (A.A.) — Havalar birdenbire ısmdı Dün sıcaklık 37 dereceye fırlamıştır. Şehir halkı bağ ve yaylalara göç etmeye başla -m iş tır. Adanada ekim içleri Adana, 5 (A.A.) — Sürekli yağmurlardan ekilmesi geciken pa • muk tohumlan birkaç güne kadar tamamen bitmiş olacaktır. Buğ -day ve arpalar da iyi bir durum -da olduğundan on güne kadar biçme işi başlıyacaktır. Atatürk Heykeli Adana, 5 (A.A.) — Atatürk heykelinin yerine konulması dün bitirilmiştir. Başka eksiklerin de bitirilmesine gece gündüz çalışılmak tadır. Adanada yul yapımı Adana, 5 (A.A.) — Vilâyeti -mizde yol faaliyetlerine başlan -mistir. Adana - Misis yolundaki bozuklukların düzeltilmesi üstcn-ciye verilmiştir. Adana Tecim Odacının raporu Adana, 5 (A.A.) — Bu ay içinde Ankarada toplanacak tecim o -dalan kongresinde okunmak üzere ilimizi ilgilendiren bir rapor hazırlanmış ve ekonomi bakanlı -ğma gönderilmiştir. Adana kültür çalışmaları Adana, 5 (A.A.) —- Adananın ulusal savaştaki kağnmanlıklan -m filme almak üzere harb akade -misi filim merkezi grupundan üç kişilik bir kurul şehrimize gelmiştir. Uç aya yakm bir zamandanbe-ri hazırlıklariyle uğraşılan Mete piyesi önümüzdeki 9 mayrs per -şerabe günü oynanacaktır. Halkevi temsil kolu bu piyese çok özen vermiş ve tükel olarak hazırlanmıştır. Ispartada kurultaya hazırlık İsparta, 5 (A.A.) - 9 mayısta top lanacak olan C. H. Partisi büyük kurultayında Atatürk tarafından verilecek söylevin halkevi salo -nunda radyo ile dinlenmesi için tedbirler almmıştrr. O gün için parti ocaklan, parti ve halkevi ku-rağlan donatılacaktır. Gündüz söylevler, konferanslar, gece de müsamere verilecektir. O günün herkesin ilgisini çekecek bir su -rette geçmesi için şimdiden çalı -şılmaktadır. Dün geceki konser Kültür Bakanlığı tarafından türk musikisi Üıennde araştırmalar yapmak ve rapor vermek Ötere memleketimize çağrılmış olup bir baltadan beri Ankarada bulunan büyük siman kompozitörü Bay Profesör Paul Hinde-mith'in iştirakîle dün gece musiki muallim mektebinde bir konser verilmiştir. - Bay Hındenıith önce kısa bir söylevle bu konserin erkini anlatmış ve çaldıracağı parçalan anlatmıştır. Bundan sonra filarmonik orkestram/s artistlerinden bir kısmı solo flot ve yaylı saılar orkestrası için Bab'ın uvertür siminÖr*ünü çatmışlardır. Grup bu İreri büyük bir başarıkla çalmış ve bele Ahmed Haydadın solo flottaki güzel çalışı çok alkışlanmıştır. Musiki muallim mektebi korosu beraber Hayden*in "Gel ey bahorn ve Ke-çitatifini söylemişler Bas Nurullab Şevket aryayı solo söylemiş ve arkasından da Mozart'la "Figaro'ouo düğünü* operasından mPsrlıyan süngüler yükselince» aryasını çok Stlı r# kuvvet/ı sesile tegsnnl etmiş ve alkışlanmıştır. ~ Mekteb korosu B. Hiodemith'in idaresi altında kompozitörün çocuklara müzik sevgisi vermek için yasmış olduğu "mekteb kontantı,, m ve ondan sonra B. Halil Bedı'in idaresi altında gene kompotitörümûs Necil Ktaımın izeri olan Dağlar adlı türküyü okumuşlardır. Koronun bu iki parçada da gösterdiği beraberlik ve olgunluk övülmeğe değer. Profesör Hıodemith viyola ile kendi izeri olan bir sonatı büyük bir sanat ve ustalıkla çalmış, sürekli alkışlanmış-tıs. En son olarak da piyanoda Ulvi Cemal ve terhnnde ulvi, yaylı sazlar orkestrasının yardımıyle Bab'ın iki piyano için konseıt orunu çalmışlardır. Kars depremine uğn-yanlara yardım Karaköse, 5 (A.A) — Kars deprentİsine uğrıyanlara yardım için ilimiz içinde ateşli bir çalışma devam etmektedir, llbaylığı ve Kızılay kurumu tarafından her tarafta kurulan yardım komiteleri çalışmaya geçmiştir. Top • lanan paralar yakında Karsa gönderilecektir. Sovyet artistleri İzmirde İzmir, 5 (A.A) — Burada bu-lonmakta olan sovyet artistleri dün akşam Halkevi salonunda ikinci konserlerini vermişlerdir. Dost ve kardeş ulusun bu yüksek artistleri, her defasında, şiddetle alkışlanmıştır. Zonguldak'ta mithat Akif günü Zonguldak, 5 (A.A.) — Geçen yıl ölen Zonguldak C. H. Partisi ve Halkevi başkanı Mitat Akifin ölümünün yıldönümü bugün hatırlandı. İlbayı ve bütün kurumların çevrim kurulları ve ulusal kurumlar mezanna çelenkler koydu. Mitat Akifin devrime ve partiye bağlılığı anıldı. Zonguldakta hazırlık Zonguldak, 5 (A.A.) — 9 mayısta C. H. P. nin büyük kurultayı dolayısiyle Zonguldakta gündüz ve gece yapılacak tören programı hazırlandı. Bu programa göre yakm köylerden 500 köylü çağrılmıştır. Köylüler Halkevinin konuğu kalacak ve toplantılarda bulunacaklardır. O gün şehrin her tarafı bezenecektir. Arsıulusal parlamentolar konferansı İstanbul, 5 (Telefon) — Cenevre'de toplanan arsıulusal parlamentolar konferansı konseyine delege olarak giden Elaziz saylavı B. Fazıl Ahmed ve Tokad saylavı B. Nazım bu sabahki ekspresle tstanbula geldiler. Konsey toplantısında 31 inci konferans m Brüksel de temmuz sonunda toplanması kararlaştırılmıştır. Türk grupu konferansa girecektir. Kültür Bakanlığının bir emri İstanbul, 5 (Telefon) — Kültür Bakanlığında ilk tedrisat ispek-tcrlcrilc başöğretmenlerin makam aylıklariyle kıdem zamlarının kal-dınlmadığını ve makam aylıkla-nla kıdem ramlarının verilmesini kültür direktörlüğüne bildirdi. tstanbulda hava açtı İstanbul, 5 (Telefon) — Beş gündür devam eden yağmur ve soğuklar bugün dindi. Hava a-çıldı. Denizyolları direktörü geliyor İstanbul, 5 (Telefon) — Deniz yollan direktörü B. Sadettin deniz işletmesinin genel kurulunda bulunmak üzere yann Ankara'ya gidecektir. Stenografi kursu Ekonomi Bakanlığında beş ay önce açılan stenografi kurslarının smaçı (imtihanı) dün saat 16 da Ankara ticaret lisesinde müsteşar B. Faik Kurdoğlu, sanayi genel direktörü B. Ricai, Türkofis başkan vekili Mccdet, bakanlık zat işleri direktörü B. Fevzi ve okul direktörü B. Şevket Süreyya ile mümeyyiz olarak bulunan Kamutay stenograflarından B. Vecih Işığın ve Bay Necmi Enedin önlerinde yapıldı. Sınaca 45 işyar ve daktilo girmiştir. Öğretmen B. Nurinin iki dakikada okuduğu 200 hecelik bir parça, smaça girenler tarafından 7-15 dakikada şifre edildi. Ülkemizde stenografi ihtiyacını duyarak yakından alâka gösteren Bay Faik Kurdoğlu, elde e-dilen tnşankdan ötürü öğretmen ve okulalıyı kutlamış ve stenografinin faydalannı kısa bir söylevle anlatmıştır. llyerde bu okulalılann sürat smaçlan yapılacaktır. Kendilerine başa.-k lar dileriz. İLAM HARÇLARI Adliye harç tarifesi kanununun 7 inci maddesi mucibince davaların açılışında ilam harcının dörtte biri nisbetinde peşin olarak a-Iman harem davanm sonunda ilam harana mahsub edilerek faz-lasmm ilgililere geri verilmesi lâ-zımgeldiğini Finans bakanlığı lâ-zrmgelcnlere tebliğ etmiştir. DEVLET MAHALLESİNDE YEM BÎR KURA0 Bakanlıklar mahallesinde yapılacak inhisarlar genel direktörlüğü binası için mezkûr mahallede halen mevcud Cumur Başkanlığı orkestrası binası bugünlerde yıktınlmak üzere münakaşaya çıkarılacaktır. Yeni binanın İnşasına derhal başlanacak ve bina kışa kadar ikmal edilmiş olacaktır. Aduııudu futbol maçları Adana, 5 (A.A.) — Şehrimiz kulüblerinin T. T. kurumu asığı -na yaptıkları futbol maçlan dün bitmiş ve Adana İdman Yurdu kurumunun koyduğu kupayı ka -7amm- tır Kalabalık bir halk ö -nünde yenen takıma verilmiştir. Meriç - Evros idrolik koyaçı Yunanistanla aramızda Mcriç-Evros ırmağının her iki kıyısında yapılacak idrolik koyaçm düzeltilmesine ilgili anlaşmanın onaylanması hakkında dış bakanlığınca hazırlanan kanun layihası Kamutaya verilmiş, komisyonlardan geçerek ruznameye alınmıştır. Olimpiyakos - Güneş maçı Olimpiyakon oyunu 1-2 kazandı İstanbul, 5 (A.A.) — Şehrimizde bu lunan Yunanistan şampiyonu OiımpU yakoa ikinci maçını bugün Taksim «ta» dında Güneş'le yapu. Son gelen Viya-nanın Libertas takımı ile güzel bir o yundan sonra 2 — 2 berabere kalan gü-neşlililerin Yunanistan şampiyonuna karşı alacağı sonuç merak ediliyordu. Bunun için. havanın güzel olmasından asığlanan meraklılar pazar olduğu bal» de ttadyomu doldurmuş bu unu yordu. Saat tam 16 50 de yunanlı konaklarımız sahaya çıktılar. Şiddetli ve içten gelen bir alkış arasında halkı selamladılar. Biraz sonra güneşliler gözüktüler ve aynı alkışla karşılandılar. Tören kısa türdü. Saat tam 17 de oyuna başlanmış bulunuyordu. Yunanlılar Fenerbahçcye karşı oynıyan kad-rolarİle idiler. Güneşlilerin takımı, son Libcrtas maçındaki şekil göaterU yoıdu. Yargıç- Şaz i Tezca. İlk akını yunanlılar yaptılar. Rüzgara karşı oynamak yükümünde kalan Olimpiyakoftun bu akmı çabuk kesildi ve sağdan gelişen bir Güneş akını ar.» ta kadar uzandı. İlk anlar, Güneşin bas kısı altında geçiyor. Necdutlc Rasih yunanlıların kalesini durmadan sarsıyor. Yunanlıların ilk akını altıncı dakikada oldu. Orta yardımcısının verdiği uzun bir pası yakalıyan sol açık kısa bir sürüşten sonra topu ortaladı, sağiç sıkı bir fütle topu Güneş'in kalesine gönderdi. Fakat kaleci eyi bir blokajla topu kesti. Onuncu dakikadan sonra Güneş'in duruma adam akıllı hâkim olduğuna görüyoruz. Rebil ve Salâhaddin, iki taraftan yıldırım gibi İnişler yapıyorlar* Rasih ve Necdet, çak güıel ortalanan toplan, Olimpiyakosun kalesi etrafında tehlikeli durumlar yaratarak dolaştırıyorlar. 19 uncu dakika: Necdet bir |ütü göne Lalenin üst direğine çarpu ve geri geldi. Arkadan koşan Rasih, küçük bil vuruşta topu O lempıy ak osun ağlarına taktı. Devre 0 - 1 Güneş'in faikıyeti altında bitti. İkinci devre başladığı zaman yunanlılar rüzgârı arkalarına almışlardı ve güneşin ilk akınını keser kesmez hcmei hücuma geçtiler. 12 inci dakikada: yunanlıların bu hücumuna şah i d oluyoruz. Sol açık güzel indirdiği topu küçük bir şandrlla sol içe geçirdi, soliç lüzumundan fazla sıkı bir şüt almak hevesi yüzünden kısa mesafeye rağmen topu havalandırdı, S E Golpsst'a çarpan topla beraber muhakkak bir gol fırsatı kaybetti. Mukabil akınlar karşısında iki tarafın da yor» gunluğu görülüyordu. Bilhassa Güneş muavin hattı birinci devredeki faal rolünü tamamen kaybetmiş bir halde görünüyordu. Güneşin müdafii üstüste tazelenen Olcmpiyakos akınlarını karsa* lıyabilmek için çok çabalıyor. Olcmpl-yakoslular. vaziyete bakım oldular. 27 inci dakikada bir firikik vuruşu ile fırlayan solaçık gene acelesi yüzünden gol fırsatını kaçırdı. Güneşin munferid akınları istisna edilirse oyun daima Olcmpiyakosun hakimiyeti altında cereyan ediyor. İS inci dakikada: ceza sahası içinde topu e-liyle kesen güneşli müdafiin hareketini hakem penaltı ile cezalandırdı. Yunanlılar güzel bir plase ile bu fırsatı go le çevirdiler. 2 dakika sonra Vale civarında tehlikeli hareketler yapan aynı güneşli müdafiin sebebiyet verdiği bir fir kik güzel bir kafa vuruşu ile tamamlanarak ikinci defa güneş kalesine giriyor ve 3 dakika evel galİb vaziyette oynayan takım üç dakika sonra mağlûb vaziyete düşüyor Oyun bütün gayretlere rağmen bu netice ile bitti. Misafirlerimiz bu maçın ikinci devresinde cidden güzel ;~ oyun oynadılar. 8 VAYIS 1935 ÇARŞAMBA ULUS 9.3-/935 İNKARA C.H.P BUYUK kurultayı ON ALTINCI YIL. No: 4948 Adımız, andımızdır. Her yerde 5 kum. Partimizin hayatından değerli bîr ant: Üçüncü Büyük Kurultay Atatürk'ün (X) başkanlığı altında çalışırken. Gündelik KURULTAY Curauriyet Halk Partisinin dördüncü Kurultayı 9 mayısta açıla -çaktır. Bu da, devletten hiç bir derd duymryan, ve Türkiye hal -kına, yeni ve ağır yükümler lıabe -ri götürmiyen bir toplanış olacaktır. Üçüncü kurultaydan dördüncü Kurultaya kadar Türkiye, yeni -den ve büyük adımlarla İlerlemiştir. Büyük adımlarla diyoruz: çünkü, a£ır ve çetin deneçler içinde yıı*;rulup erginleşen Parti erkesi, içerde ve dısarda. siyasada, eko -nomide ve kültürde ne yapacağı -nı biliyor. Artık zaman, hız ve, kavet kaybetmiyoruz. Bu dört kelimelik cümlenin ne demek olduğunu ivi düşünmeliyiz. Bütün dünyayı altüst eden buhran kargaşası içinde, temelinden bir memleket kuruyoruz: ekonomisini ilk çivi -sinden, kültürünü harf ve kelimesinden başlıyarak yeniden yaratıyoruz. Kimseye hic bir şey borçlu değiliz: bütün kapital, maddi' ve f'leriğ kapital, ve bütün eser, ba -sından sonuna kadar, hep bizim -dir. Değişmiyen, olduğu yerde duran sey, kanmazlığımız ve şevkt -rmz'drr: Çünkü henüz hedefimiz, en«?in uzaların ötesinde, bizden başkalarının gözünü ve dizini kesecek kadar ıraktadır. Ne kadar çalışsak, çocuklarımız için de yürünecek yol kalacaktır. Milyonlar delerinde barajlar, toprakımız İstünde, ancak bir sızıntı bırakıyor: binlerce kilometre ray, ufukları -mız ortasında, güç seçilen izler ve lekeler gibi sönüyor; bacalarımız, yollarımız, kanallarımız, hepsi, asırlardanberi teknik ve bakım görmiyen bu yurda az geliyor. Büyük ve eşsiz bir kalkınma ve gelişme ateşi içinde bu acılan avutuyoruz. Çalışabilmek, düşünebil mek ve yapabilmek: insanlar yalnız bu tılsımla, koyu ve katı ka -ranlıkların bağrından, tan ışık -lan söktürür; ve yalnız bu kanad-la. hayal ve rüyayı geride bırakabilir. Dördüncü Kurultay îvi günlerde pelivor: besinci kumltav dnha İyi günlerde gelecektir.. F. R. AT AY Büyük Kurultay yarın açılıyor. R. Peker bu akşam 19.30 da radyoda önemli bir konuşma yapacak Kamutayın Önünde C. H. P. Kurultayı için Kamutayın içinde ve dışında hazırlıklar bitmek üzeredir. Kurağın önüne Kurultay günleri durmak üzere, partimizin İleri doğru hız alışının sembolü olan bir heykel yapılmaktadır. Heykel, ana vatanı gösteren büyük bir kayadan fırlayan stilize edilmiş dinç ve kuvvetli bir gençtir ve ok atmaktadır. Bu genç varlık partimizi temsil etmekedir. Kayalıkların üzerine yüzlerce parti bayrağı dikilecek ve bu hepsi birden kurultayı anlatacaktır. Kamutay caddesi bayraklarla ve dövizlerle donatılmakta ve Çankaya ile Kamutay arası bay -raklarla süslenmektedir. Genkurul salonunda başkan kürsüsünün arkasına "Egemenlik ulusundur,, sözü yazılı bir levha ve altına altıoklu bayrak asılmıştır. * • * Büyük Kurultay münasebetiy -/e 6u akşam 19.30 da C. H. P. Genel Kâtibi R. Peker Ankara ra^vosunda önemli bir konuşma İtalya Habeşistana k arşı seferberlik yapt] yapılan heykel. yapacaktır. Bu konferansı İstanbul radyosu da yayacaktır. C. H. P. dördüncü kurultayı • na Cumuriyet Halk Partisi üyesi olan 384 saylavdan başka, illerden 160 mümessil girecektir, illerden gelenlerin adlan aşağıya yazılıdır: (Son-ı 6 ncı sayıfada) Roma, 7 (A.A.) — Röyter — B. Musolini Habeşistan için bütUû 1913 simimin ve faşist milisinden Ud tümen ile Eritre yerli kıtaların-dan iki tümenin seferber edilme-İni emretmiştir. Roma, 7 (A. A) — Hangi fabrikalar olduğu iyice anlaşılmış o- lan bir takım Avrupa fabrikalarının Adisababaya çokça silah göndermeleri, habeş hükümetinin seferberlik tedbirleri alması ve ha -beş imparatorunun son zaman -larda söylemiş olduğu sözler Ital-yanm doğu Afrikadaki sömürge-(Sonu 6. cı sayıfada* B.T.R.ARAS Dün İstanbul'a gitti Dış Bakanımız B. T. R. Aras, yanında basın genel direktörü B. Vedad Nedim Tör de olduğu halde, dün akşamki ekspresle bura -dan fstanbula hareket etmiştir. B. T. R. Aras, bupün saat 14 de Daçya vapuriyle Istanbuldan Köstenceye giderek, 15 mayısta Bükreste toplanacak olan Balk; t paktı konseyinde bulunacaktır. (Sonu 2. ncı sayıfada) C.H.P. BÜYÜK KURULTAYI SAYLAV VE MÜMESSİL SAYIN ÜYELERİNE Büyük Kurultay1 m çalışmasına ait kâğıt ve basıları ve Kurultay günleri takdacak rozetleri Parti bürosu memuru. Kamutay kurağında bugün saat on dört'/en itibaren üyelere dağıtacaktır. Parti Genel Kâtibi sayın üyelerin başvurmalarını diler. C. H. P. Programı Parti merkezinin hazırladığı taslağın son kısmım yazıyoruz C. H. P. Gene! İdare Kurulu tarafından hazırlanmış ve Genel Başkanlık Divanınca onanmış olan program taslağının baş tarafını dün yazmıştık. Bugün de son kist mm/ yazıyoruz: DÖRDÜNCÜ KISIM MALİYE 35 — Partimizce devamlı ve hakikî tevazüne müstenit bütçe fikri maliyede esastır. 36 — Vergi matrahlarının mümkün olduğu kadar safi irat ve vasıtalı esaslara ircaı hedefimiz olmakla beraber vergi kanunları -mızı ameli ve tatbikî bir itina ile ve milletin tediye kabiliyetini is -tihfaf etmiyen bir zihniyetle te -kâmül ettirmek hususundaki me -saiye devam olunacaktır. 37 — Gümrük tarifelerini ve muamelelerini milletin iktisadî menfaatlerine daha uygun şekillere koymağa çalışmak ehemmiyet verdiğimiz hususlardandır. 38 — Kaçakçılıkla savaşı Türk haznesinin hakkını ve kuvvetini koruyan mühim mevzu sayarız. 39 — İnhisar idareleri devlet haznesi için gelir vasıtası olduğu kadar çalışma mevzularındaki mahsullerimizin Hatlarını tutup koruyucu olmak vazifesile millî ekonomiye de hizmeti göz önünde tutar. BEŞİNCİ KISIM MİLLÎ TALÎM VE TERBİYE 40 — Millî talim ve terbiyede esas düsturlarımız şunlardır: A) Maarif siyasetimizde temel taşı, cehlin izalesidir. Maarifimizde her gün nisbeten daha fazla çocuk ve vatandaş okutacak ve yetiştirecek bir program takip oluna -çaktır. B) Kuvvetli cumuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçı vatandaş yetiştirmek tahsilin her deercesi için mecburî ihtimam noktasıdır. Türk milletine, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Türkiye dev -letine hürmet etmek ve ettirmek hassası bir vazife olarak telkin olunur. C) Fikrî olduğu-gibi bedenî inkişafa da ehemmiyet vermek ve bilhassa seciyeyi millî derin tarihimizin ilham ettiği yüksek dere- 1 çelere çıkarmak büyük emeldir. Ç) Terbiye ve tedriste takip e-dilen usul, bilgiyi vatandaş için maddî hayatta muvaffak olmayı temin eden bir cihaz haline ge -tirmektir. D) Terbiye her türlü hurafeden ve yabancı fikirlerden uzak, üstün, millî ve vatanperver olma- bdır. E) Her tahsil ve terbiye müessesesinde talebenin teşebbüs ka -biliyetini kırmamağa şefkat ve nüvazişle itina etmekle beraber onları hayatta kusurlu olmaktan vikaye için ciddî bir intizam ve inzibata ve samimî ahlâk telâkkisine alıştırmak, mühim olduğu kanaatindeyiz. F) Partimiz , vatandaşların, Türkün derin tarihini bilmesine fevkalade ehemmiyet verir. Bu bilgi Türkün kabiliyet ve kudretini, nefsine itimat hislerini ve millî varlık için zarar verecek her cereyan önünde yıkılmaz mukavemetini besliyen mukaddes bir cevherdir. G) Türk dilinin millî, mükemmel ve mazbut bir dil haline gelmesi hakkındaki ciddî çalısmalo ra devam olunacaktır. 41 — Mektepler hakkında başlıca fikirlerimiz: A) Normal ilk tahsil beş yıldır. Şehirlerde, köylerde veya kö-ler mıntakasında vaziyet ve ihti yaca göre ilk mektepler, munta zam bir tatbik programı altında artırılacaktır. Köylerdeki mek -teplerde sıhhat, yaşayış ve mm -takasile münasebeti olan ziraat ve sanat fikirleri verilecektir. B) Köy çocuklarımıza kısa zamanda amelî hayatın istediği zarurî bilgiyi verebilecek üç veya dört sÖmestirli köy mektepleri a-çılacaktır. Bunların tahsilin yüksek derecelerine hazırlama mak -şadını kovalıyan ilk mektepler -den ayrı tip olarak kurulup çoğaltılması planlanacaktır. Bu tip koy-mekteplerinde tahsilin daha ol • gun yaşta başlaması, arasız de -vam etmesi ve devletçe askerlik borcu gibi bir sıkılıkla takip edilmesi gerektir. C) Meslek ve sanat mektep -leriyle akşam sanat mektepleri memleketin ihtiyacına yetişecek derecede artırılacak ve lüzumlu kurslar açılacaktır. D) Her vilayet merkezinde ve orta tahsili memlekete yaymak e-sası gözetilerek icabeden kazalar mıntakalarında orta mektep bu -lundurmak lüzumuna kanüz. OrV- (Sona S üncü sayıfada) i ıtAâ Kara ruhlular I insan vardır ki katkınıza geçip göz söylemeye bağladığı zaman oeşcuizin kaçtığını, içinize sıkıntının kara bulutlan yığıldığını, kalbinizin ağır bir yük altında ezilir gibi olduğunu duyarsınız; karşınızdakinin ağzından ş/kan sözler bir zehir gibi yavaş yavaş kulaklarınızdan beyninize ve oradan da bütün vücudunuza yayılır, gözlerinizin seyrettiği dünya kararır; bu telkinler biraz fazla uzayınca, yükselen zehir dozunun tesiri altında bunaldığınızı, boğulduğunuzu hissederek, ya "yeterle diye bağırır veya bir şey söylemeden, biraz taze ve temiz bava teneiiüs etmek için dışarıya fırlarsınız. Böyle adamların iç âlemleri bir sonsuz tasadan, hoşnutsuzluktan yapılmışın. Herşeyden bıkmışlardır, her şeyden nefret ederler, her İyi ve yeni şey onlarda bir dudak büküşü, bir omuz silkisi ayandım, ' kederlerile durmaksızın kendi kendilerini yerler, ve bu bahtsız 1 yaşayışlarından sanki herkes roe-1 sulmüş gibi, ve sanki tehirlerini etrafa saçmakla biraz hal'ılîiye-ceklermiş gibi kafalarının karanlık değirmeninde öğüttükleri zehirli maddeleri muhitlerine yaymak en hoşlarına giden iştir. Neşe ne kadar yaygınsa tasa ve karamsarlık da o kadar balası-cıdrr. Bu bakımdfğ kara ruhla a-damın, balgamfSrilc çevresine , hastalık saçan veremliden büyük bir lariu yoktur. Biri vücut, öteki ruh hastalığı yayar. Böyle insanlar sosyete için tehlikelidirler. Zehirlerini sözle aşılıyanlara bakarak yazıyla ve çok daha geniş ölçüde eti al a yayanların ise ne kadar daha zararlı olduğunu anlatmaya lüzum yoktur. Bu. biri evinden dışarı çıkmayan, öteki binlerce insanın beraberce oturduğa yerde yasayan iki veremli arasındaki fark gibidir. Uzan harb, uzun buhran ve sıkıntı yıllarından sonra insanlar artık, her zamandan fazla, sevinmeye, inanmaya, sevgiye, saygıya ve aydınlığa susamışlardır. Onlarda, korku, endişe, kin, kıskançlık, umadsuzluk hislerini beşliye-cek ve geliştirecek yollu yazılar, zaten lüzumundan fazla olan silonu ve sinir gerginliğini biraz daha artırmaktan başka bir şeye ya-ramıyacağı için insalık hesabına büyük bir suçtur. Bir kişiyi öldüren adam asılır, yûz kişiye hastalığı bulaştırarak onları ölüme sürüklemiş olan a-dam için kanuna hiç bir ceza konulmamıştır. Tıpkı bunun gibi, yüz binlere, ölümden daha kötü olan korkunç um ud s uzluğu aşılıyanla-rtn da kanundan korkacak bir şeyleri yoktur. İşlerini rahatça görebilirler. İnsanlar, kendilerini, böylele-rlnden gene kendileri korumalıdırlar diyeceksiniz. Ne yazık ki tehlikelere karşı kendini koruma hissi adam oğlunda gerekli olduğu katlar inkişaf etmiş değildir. Yaşar Nabi NAYIR ANKARA RADYOSU Bu akşamki program şudur: 19.30 - B. H. Pekcr C.H.P. Kurultayı münaaebetile konuşacak •0.40 - Musiki: MendeUsohn: Vaııatıcma Sericuses Piauo: Perminde Ulvi 20. - Tayyarecinin saati 20 10 . Mutikİ: Clydc Doer: Rcgrcta Cricg: Solvegslicd Vİdof: Valse Erika Baumaan: Street Raf Saksafoo: Mtbat Esengin Piano: Ulvi Cemal E. 20 '0 • Dan» musikisi A) 50 . H..' f rln İÇ DUYUKLAR C. H. P. kurultayma fstanbulda hazırlık istanbul, 7 (Telefon)—Büyü* kurultayın toplanması dolayısiyle İstanbul şehrî bu sabahtan donatılmaya başlandı. Atatürk'ün söylerinin durulması için radyoda tertibat alınmıştır. Arsıulusal tecim kurultayı İstanbul, 7 Telefon) — Ar* -ulusal tecim odası kurultayı 2 haziranda Parîste toplanacaktır. Ku rultaya 40 memleketten binden çok delege girecektir. İstanbul Tecim odası bu kongreye girme kararını verecektir. BsnsttaM son • ra delegeler seçilecektir. Kural -tayda konuşulacak konular ara -sn da dünya piyasasında yeni mahreçler bulma ve rekabet meselesi de vardır. Sovyet artistleri İstanbulda İstanbul, 7 (Telefon) — Sov yet artistleri yarm sabah Dumlu-pınar vapurryle İzm ir den geleceklerdir. Belediye, Halkevi, konser vatuvar, çocuk esirgeme kurumu tarafından karşılanacaklardır. Ar tistler şehrin vc Halkevinin ko -nukları olarak kalacaklar ve cu -ma akşamı müsainere vereceklerdir. Rasadhane binası frtanbul, 7 (Telefon) — üniversite meydanında yapılmakta olan rasathane binası bitmek üzeredir. Rasathane için Almanya ya ısmarlanan yaraşlar gelmiştir. Yalnız teleskop gelecek yıla doğru yerine kona la bilecek tir. B. Nurullah Sümer istanbul, 7 (Telefon) — Sümer Bank Genel Direktörü Nurullah Es a d Sümer Ankara ya gitti. Nurullah Esad Sümer hareketinden Önce bankanın istanbul şubesinde çalışan ve şehrimizde bulunan rus uzmanlarile fabrikalar hakkında görüştü İstanbulda bir fabrika yandı İstanbul, 7 (Telefon) — Bu sabah Silâhdar ağada elektrik fabrikası karys""lat" Mihalakiye aid araşit ve vejatalir yağı fabrikasından yangın çıkıma, fabrika tamamen yanmıştır. Yüksek ekonomi kurultayı Yüksek Ekonomi kurultayı temmuzun ilk haftasında Ekonomi Bakanının başkanlığında top -lan acıktır. Ankara hukuk fakültesi gezintisi Ankarafıukuk fakültesinin her yd yapmakta olduğu kır gezintisi bu cuma günü Orman çiftliğinde yapılacaktır. Yoğaltım vergisi etrafmda Finama Bahanhjınm yoğaltan vergisinin, elektrik ve bava gazı mtarı ba%ka k mir v* mazotla işliye» kuruntudan da ¦hamasi içaa, Efcoaoni istediği oy gelmiş olduğundan araştsnnaJarına bugMrrde brtrrerrk kararını vrrerrbtir Alman ulusal bayramı dolayısiyle Auıtürldu B İİUler urutuıd» telyazıları Alman ulusal bayramı dolayısiyle C umur başkanı Atatürk ile alman Raya Kantsleri B. Mitler a-r asın da aşağıdaki telgraflar gönderilmiştir : Alman ulusal bayramı müna • sebetivle Ekselansınıza en ıssı tebriklerimle beraber özel dönen-ciniz ve asil alman ulusunun genliği hakkmda beslediğim samimî dilekleri sunarmı. Kamil Atatürk Alman halkının ulusal hayra -mı münasebetiyle göndermiş ol -duğurraz kalbi tebriklerden dolayı Zarrdevl etlerine samimi teşekkürlerimi sunarım. Adolf Miller I B. T. R. Araş Bükreş yolunda (Başı I. ci sayrfada) Dıs Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras, Bükreşte 10 mayısta toplanacak olan Balkan andlaşma sı Dıs işleri bakanları daimî konseyi toplantısında bulunmak üzere bugün Anadolu ekispresile 1t Mitrala hareket etmiş ve istasyonda Başbakan İsmet İnönü ile Bakanlar, Cumur başkanlığı yaverleri, büyük ve orta elçiler tarafından u-ğ ıtri anmış tır. Dr. Tevfik Rüştü Aras hareketinden önce Başbakan ismet 1-nönünü görmüş, sonra her ikisi birden Çankaya köşkünde Atatürk tarafından kabul edilmişler ve dış işleri bakanımız cumur başkanına sağlıcamıştrr. Kars felâketinin bilançosu Kars, 7 (A.A.) — Karsa elli kilometre uzaklıkta diğur karrra-niyle çevresinde aym birinde baş-Iryan ve. aralıklı olarak dört gün •üren yer depremi kayıb ve zararları saptanmıştır, (tesbit edilmiştir.) Felâket yerine giderek bütün köyleri baştan aşağı dolaşan Sağlık kolu dün Karsa dönmüş ve gördükleri ve yaptıkları hakkındaki raporunu vermiştir. Rapora göre deprem diğer ka~ muniyle kamumun 31 köyünde insanca ve malca zarar vermiştir. Bu köylerdeki 990 evden 630 u büsbütün yıkılmış ve geriye kalanları da oturulmaz bir hale gelmiştir. Ölenlerin sayısı 73, yaralıların sayın da 120 dir. ölen hayvanların sayısı da 912 yi bulmaktadır. Depremin güneşli ve rhk bir havada gündüz Öğle üzeri başlaması, iyi havadan asığ-lanara köylülerin tarlada çift sürmesi ve geri kalanların da harman yerlerinde güneşlemekte bulaması depremin bu kadar geniş bir çevreyi kaplamasına rağmen insanca kayıbm az olmasına yardım etmiştir. ilk deprem olur olmaz köy bekçileri de havaya ateş etmişler ve evlerde oturan halk da silâh sesleri üzerine dışarıya fırlayarak kaç ab i İm işi erdir. Büyük bir köy olan Bahçevan-da düğün eğlencesi olduğundan boradaki kayıblann çoğu kadın ve çocuklardır. Deprem uzun bir vadi içinde bulunan köylerde daha çok zarar-vermiş ve bu köyler halkı yiye-ceksiz kalmıştır. Deprem çevıc- pideki kövlerin suları ilk gün 1 enberi çeşit'ı renklerde akmaktadır. Bir takım yerlerde sular çekilmiş ve yeni »ul ınn fışkırrp kaybolduğa görülmüştür. Suların renginden şüphelenen halk, ze .irlemekten korkarak suların içilip -.çilmiyeceğini sağlık kolondan sormuşlardır. En çok zarar gören köylerde, toprakta geniş çatlaklıklar ve ayrıklar vardır. Bunlardan çöHimünün ne biçim olduğu görülmektedir. Deprem olurken halk derin bil kuyuya atılan taşın çıkardığı sese benzer sesler duymuşlardır. Bütün bu beldeklerden depremin, yeraltı busluklarındaki çöküntülerden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Kağızman ileci sınırlarına yakın köylere giden ikinci sağlık kolu daha dönmemiştir. Bu çevredeki zarar da ötekilerden aşağı değildir. İç Bakaru Ispartaya gitti İÇ Bakam Şükrü Kaya bera -herlerinde Jandarma Genel Ko • mutanı orgeneral Kâzım ve ya -veri olduğu halde dün öğle treni-le Ispartaya gitmiştir. Bakan orada yapılmış olan dini tahrikat işi ile uğraşacaktır. Balkan olimpiyad komitesi başkanlığı Balkan olimpiyad oyulan komitesi başkanlığına Türkiye idman birlikleri genel merkezince gümrük ve tekitler bakanı B. Ali Rânâ Tarhan seçilmiştir. Komitenin diğer üyelerini seçmek hakkı komite başkanı B. Ali Rânâ Tarhana verilmiştir. Polis kurumlan kanunu projesi Güvenlik işleri genel direk -t ör lü günce barjrlanaamkta olan polis kurumlan kanun projesinin hazırFi'jı bitmiştir. Proje gözden getirilmek üzere bugünlerde Bakanlık makamına verilecektir. Güvenlik işleri genel direktörlüğü 935 finans yılı içinde yeni • den bir takım vilayetlerde atlı polis kurumları yapacaktır. Yeni Çin elçisi îstanbulda istanbul, 7 (Telefon) — Yeni Çin elçisi General Hoo bu akşam (dün) saat 8.30 da vapurla sefirimize gelmiştir. ispanya ile tecim anlaşması İspanya hükümetine yapılan girişimler sonucunda, karşılığı bloke edilmek şartiyle türk yumurtalarının İspanya gümrüklerinden geçirilmesine izin verıl-miştir. Yeni tecim anlaşması konuşmaları Madritte devam ediyor. Ş. Karahisardan gönderilen mallar Ş. Karahisar, 7 (AjV.) — Mart, nisan ayları içinde yaabncı memleketlere 450 sandık yumurta. 600 kilo balmumu yollanmıştır. Çağın Deniz yollar,, AK AY işletme idareleriyle havuz ve fabrika -lor idarelerinin 1934 pUânçoian -m tetkik etmek üzere bödçe, iktı -tat ve divan» muhasebat encümenleri bugün iaai IS te büdce eneti -meni odasında toplanacaktır. Oye lerin gelmeleri dileniyor Yun! posta*:. Çorum bayındı r-btmyor Goruma go'elî ne kadar oldu? Dû nOfdme ne kadar ver, bilmiyorum? 21» laki, stı saymakla başım pek hoş de gıldır Böyle clrnakla beraber, bu, gtt sel yarattırma Ülkenin hızlan n, ytikseı b'ş ve unlenifinin sayısını saymayı çok severim. Vt bunlardan birisi de (yol] sayısıdır. , sssj Günler, aylar geçmiyor ki, İlbay t» ğm çevresinde yeni bir yolun, yeni bir köprünün açıldığını, kurulduğunu do» ssssanş, görmemiş olayım. Gönlümde bitimi ramca bir sevgi kaynacı peydahlanırken, eski Çorumun bahtsızlığını, yeni Çorumun bafatiyarlı ğmı düşünüyorum. Şehrin yönlerine bakıyorum. Yer ye| yükselmiş sayma camiler, minareler sa ç t yorum. — Niçin böyle, bu kadar çok?, diye* cek oluyorum. İleri görüşlü. dVvTİmct Çorum çocukları: — Neden olacak, diyorlar, köylünün, halkın malını kendi malı sananlar, günahlarını gidermek İçin başka (yolj) bulamamışlar, bir leviye cami, türbe, tekke yaptırmışlarda... **• Dun. gene, Sungurlu yolunda bir köprünün açıhş şenliğini gördük. Çorum ve Sungurlu halkıma değerli üyeleri Aykac köprüsünün betonları başında ATATÜRK sılasını, sevgisini andılar. Dar cılkahrrın, çakrrlaşrnış toprakla rm, yosunlu, bataklı çarların, kater ka-ter develerin, sürü sürü kervanların durak vc uğrak yerlerinin onarılması, ça-kıllaama«ı, perkişlirilmeai ATA bucaklarında başarılan işlerin güce menlerin-den aayılır. İyiye, güzele, ttlküye sevdalı e kan Çorum Ul, her faydalı hareketin öncü-rü~ünfl yapmakla, lOılOsOuü sflylrmesJf onur ve övünç duyar Çorumdan, Mecidözüoe, Osmancığa, tskİIibe, Alacaya, Sungurluya dallanan yeni yollar, köprüler, bu, onur ve övüncün sevgisi ateşi, sır rai ve yankısivid perçinlenmiştir.... •SS Çorumda, her yapılan yoı, her sorulan köprü, her yükselen okut, her çatılan yapı amaçta, bir yolda bîrlesin — ATA YOLUNDA-. •** Bu yolun yolcusuyuz-. Cevdet BAYKAU Takas yolsuzluğu Takas yolsuzluğu hakkındaki keatlar yumruk ve ekitler bakanlığınca gözden geçirilraektedir Bakanlık, takas salgrtmı Ekon o» rai Bakanlığı kurduğundan ve takas meselesîle Tarım bakanlığına bağlı orman İşyarları da ilgili olduğundan dosyanın birer kop yesin» Ekonomi ve Tanm Bakanlıklarına göndermiştir. Dosya her üç bakanlıkça eyic« gözden geçirildikten sonra lâms gelen kararlar verilecektir . TÜRK ÇOCUKLARİ TÜRK KUŞU'ıih uçucu üye yazılınız 9 MAYIS 1035 PERŞEMBE C. H. P. KURULTAYI SAYLAV VE MÜMESSİL SAYIN CYİJ.KRİNEI Büyük Kurultayın çalifrr ı ut kead ve batıları ve Kurultay günleri takılacak ro* ri P«rti Bürosu Memuru, Kamutay kurağında bugün saat 14 ten itibaren üyelere dağıtılacaktır. Parti Genel Kâtibi sayın üyelerin bnıvumalaını diler. ON ALTINCI YIL. No: 49» Allımız, arnln n:'ilı Her yenir1 5 kuru i Giindvlik KURULTAY 4. Bu betkemizde (makalemi/de) kullandığımız kılavuz kelimeleri şunlardır: Kuram: Bünye, bünyad (sttucture) — Aydın: Münevver — Ağıt: Mersiye — Kapsal: A m ve şamil — örgüt: Teşkilât (organisatİon) — Danıştay: Şûrayı devlet — Düzen: Nizam (ordre) — Finans: Maliye — Deneç: Tecrübe. F. R. AT AY Büyük imparatorluk kuramı, bütün bîr asır, gözgöre, çatısından temeline kadar yıkıldı. Osmanlılar arasında aydın ve uyanık, fikir ve hükümet adamları yok değildi. Od dokuzuncu ve yirminci asır Osmanlı şairlerinin altlarındaki "ah,,1ar sayılmakla tükenmez. İçle rinde, yurd uğruna ve saraya karsı, uğraş ve savaşta bulunanlar, baş verenler de çok olmuştur. Yeni kanunlar, yeni örgütler, parlamentolar, danutaylar, hepsi yapılmıştır. Cemi, bütün bu kayıklar, simitler ve çığlıklar arasında, çal-kana çalkana, battı: Çünkü ne kaptanlar, ne de yolcular, bir türlü, geminin karnındaki asıl deliği bulamadılar; sezinenler de üstüne varamadılar. Küçük değişimler değil, kapsal ve tam bir devrim lâzımdı. Kültür ve bütün kuram, yepyeni bir düzene göre temelinden cihazlanacak-tı. Geri ve lüzumsuz ne varsa, sökülüp atılacaktı. Asya'dan var hızımızla ayrılacaktık. Her şey, t ü r k direğine dayanacaktı. Büyük Britanya imparatorluğunu, in-gilizsiz, düşünebilir misiniz? Osmanlı imparatorluğu, t ü r k s ü z olarak tutunmağa ve kurtulmaya çalıştı. Türk kelimesinden ürktü. Gözünüzü kapayarak, İngiliz talimin, Londra'da, hindli başbakanlar, sudanlı bakanlar ve ingiliz olmıyan finans ve ekonomi a-d-»mlarının elinde bırakıldğını düşününüz. Yeni Türkiye t ü r k mayası ile yuğrulmustur. Yeni Türkiye düzeni, biribirini tutan, biribirini tamamlayan, biribiri için işliyen, bi-ribirîne uygun cihazlarla örülmüştür. Dördüncü Kurultay türk devriminin ulusal, ekonomik ve kültürel prensiplerinin, hayat ve hakikat deneçleri üstünde ayarlana a-yarlana, tavını ve olgunluğunu bulduğu bir zamanda toplanmaktadır. Ana işlerde, kurultay üyeleri ağzmdan en az işiteceğimiz kelimeler, nasıl? ve niçin? soruları o-lacaktır. Kurtuluş yolunu bulmak, yandan fazla kurtulmak demek olduğunu, osmanlı imparatorluğunun hep içinde yaşadığımız tarihi menfiğ olarak ve Türkiye cu-muriyetinin, gene hep içinde yaşadığımız on altı yıllık tarihi müs-bet olarak gösterir. Başka bir kültür, başka bir kuram! Biz, yeni zamanların devletiyiz. B" dev'etin kuruluş plan» A-tatürk partisinin öz zekâsının eseridir. Partinin yüksek kurultayını, bütün devrimciler, saygı ile selam, laraalıdırlar. Almanya ile olan protokol onaylandı Almanya ile 15 nisan 1935 tarihinde Berlinde imzalanan eşya ouıbadelrsiyl- bundan doğan ödemeler hakkındaki protokol ve ilişiklerin 28-4-935 tarih ve 2423/2 sayılı kararla bakanlar kurulunca onaylanmıştır. BUYUK URU LTAY UN ACILIYOR R. Pekrfil.adyoda, mi Faili Programı Taslağı Üzerinde Önemli Biı* Konuşma Yaptı CHP. Kurultayı buMV beşte Kamutay kurağında açılaclflkvBu münasebetle dün akşam GeneaSCitip R. Peker radyoda bir söylev velBştir. Bu söylevi olduğu gibi yazıyor* — Yurddaşlarım, arka ambarı m Eyiiikler ve yenilikler yVrunda durmadan ileri giden ulusal varlık, Cumuriyet Halk Partisi ,Wam Ankara'da dördüncü büyük Kurultayını açıyor. Kurultay, geçenVlort yıllık çalışmaların bİriktirdiğtV$r-gülerin ?e tecrübelerin sonulla! göz önünde tutarak, gelecek yılın hükümet için ve parti için ftT mel olacak yeni çalışma yollarını tesbit edecektir. Kurultaya sunulan yeni parti programı taslağı, soysal, siyasal ve ekonomik yaşayışımızın derinliklerinde diriltici sarsıntılar yapan türk inkılâbının bütün şiarla* rina bağlılığımızı yeniden perçinliyor. İleri giderken, yurda bakışla ve evrene bakışla en doğru amaçlara en kestirme ve en uygun yollardan yürümek ananesi partinin yeni programında da değişmez bir şiar olarak kalacaktı, 1 DGn radyoda Partimizin yeni programını anlatan B. R Peker Programımızın yeni şekli, parti prensiplerini daha eyi anlaşılır bi.a hale koyacak ve türk ulusunun ta-se hayat içindeki yolunu ve yerini a»r C.H.P. Genel Başkam Ulu önderimiz Kamâl Atatürk daha ziyade açacak ve aydınlatacaktır. Amme haklarında anarşiyi besleyen, ekonomide ulusal çalışmayı yıpratan ve ulus yığınını istismar eden liberalizme karşı cephemizi daha sıklaştırıyoruz. Haklarda hürriyetin sınırını, devlet varlığının otorite sınırı içine alıyoruz. Teklerin ve hususî topluluklaıın faaliyetini genel menfaatlere aykırı olmamak kaydiyle bağlıyoruz. Artık her yerde son nefesini vermekte olan liberal devlet tipinin kucağında beslenip büyüyen çatış malar zincirini kırıyor, sınıf kav gası yollarını sımsıkı kapayoruz. Türkiyede iş verenle işçi arasın daki davalar aralarında uyuşma ile ve bu olamazsa devletin aralayıp barıştırıcı eli ile halledilecektir. Grev ve luk-avt yasak olacaktır. Bu çığın yanlış anlıyarak bizim korporatif akışa kapıldığımız hükmünü çıkarmamak lâzımdır. Bizim ulusçuluk ve halkçılık anlayışımızda sınıfçılığa karşı olduğu kadar bir müstahsiller kartelizas-yonundan başka bir şey olmıyan korporasyonculuk zihniyetine de karşı gelen bir genişlik vardır. Biz proletarya • burjuva tasnifi içinde yaratılan sınıf kavgası, sınıf intikamı, sınıf tahakkümü fi-(Sonu 4 Üncü sayrfada) Kılavuz'un Düzeltme ve kalına listeleri üçüncü saytfamızdadır. e-linizde bulunan kdavuz listelerindeki kelimelerin yanına katma listesindeki kelimeleri ilave ediniz ve iki listedeki karşılık* lan, kılavuzunuzda aynı kelimeler için olan karşılıklar yerh ne koyunuz. B. T. R. Aras Bükreşe gitti İstanbul, 8 (A.A.) — Dış Bakanı B. Tevfik Rüştü Aras bugün saat 14.30 da Romanya kumpanyasının Daçya vapuru ile Köstence-ye doğru şehrimizden ayrılmıştır. Rıhtımda bir polis müfrezesi uğurlama resmini yapmıştır. Vapura gelenler arasında Japonya Büyük Elçisi, Türkiyenin Kabil Büvük Elçisi, İlbay yardımcısı, Emnivet Direktörü ve Dıs Bakanlığı ileri gelenlerile bazı izetler ile birçok dostları bulunmakta idi. Bay Tevfik Rüştü Ara» Bükreş toplantısı hakkında kendisinden haber soran gazetecilere ayrıca dilerde bulunmamış ve şunları söylemiştir: ¦ — Bükreş'e balkan antantı toplantısında bulunmak üzere gidiyorum. Oradaki konuşmaların dört beş gün içinde biteceği oranlanabilir. Ortada bir nızname yok tur. Yalnız günün siyasal re ekonomik meselelerini gözden geçire* ceğimiz tabiîğdir. Ekonomik işlerle en fazla beraber gelen Kamutay İkinci Başkanı B. Hasan Saka uğraşacaktır. Bükreş'ten doğru Cenevre'ye gideceğim. 21 mayısta toplanacak olan konsey işlerini bitirince Ankara'ya döneceğim.,, Bükreş'ten Cenevre'ye giderken Belgrad'da durup durmryacağını soran gazetecilere de cevap olarak: "— Eğer Bükreş - Cenevre yolu Belgrad'a uğruyorsa M. Yevtiç'i görmek üzere oraya da uğramak-lığım tabiîğdir. Yalnız yolun oradan geçmediğini sanıyorum,, demiştir. Bay Terfik Rüştü Arasla beraber Bay Hasan Saka, Dış Bakanlığı genel direktörlerinden Bay Mehmed Cevad, Basın Genel Direktörü B. Vedat Nedim ve bayanları, dış bakanlığı özel kalem direktörü B. Refik Amir'le Romanya'nın Ankara elçiliğine yeni geçmiş olan Bay Floti de Bükreş'e gir mislerdir. Salgıtımız Sofvada Sofya, 8 (A.A.) — Bulgar ajansı bildiriyor: Almanyadaki tetkik gezintisinden dönen türk gazetecileri bugün saat 16 da tayyare ile Sofyaya gelmişlerdir. Gazeteciler, B. Bojourichti tayyare meydanında bulgar basın direktörü B. Nar» moff, bulgar basın kurumu başkanı B. Baneff ve diğer bullar gazetecileri oruntaklan tarafından karşılanmışlardır. Bulgar arkadaşlarının çağrısı u zerine türk gazetecileri Sofyada bir saat kalmayı kabul etmişlerdir. Şereflerine bulgar basın direktörlüğü tarafından bir şarab ziyafeti (Sonu 2. nci say ifada) ULUS 9 MAYIS 103* PERSMBE Uüşiİn' 'fr Büyük Kurultay Bugün Cumuıiyet Halk Partici büyük kurultayının ilk toplanış günüdür. Bu hâdisenin memleket ölçüsündeki büyük önemi ü-zerinde birkaç söz söylemek is • tiyorum. Haklan ayaklat altında çiğ -nenmiş. topraklarının en zengin ve bereketli yerleri düşman sal çınına uğramış bir memleketi heı ne pahasına olursa olsun koru -mak ve kurtarmak döleniyle ku -rutmuş olan "Anadolu ve Rumeli Müdalıai Hukuk Cemiyeti., Ulu önderinin Başbuçlu altında amacına erdikten, Alyon utkusu ve Lozan barışiyle yurdu emperya -lizmin pençesinden kurtardıktan sonra artık yapılacak her iş bit • miş ve köşeye çekilerek dinleni • lecek zaman gelmiş değildi U • ?un asırlar, kendi keyiflerinden ve doymıyan iştahlarından başka bir şey düşünmemiş olan sultanların elinde ezile ezile, bitmez tükenmez harblerle yıp-rana, yıprana. türk yurdu en sonra, bir yığın harabe ha -line gelmişti. Emperyalizmin bu yurdu bölüşerek kendilerine mal etmek iştahlarını büsbütün söndürmek için bayındır bir yurd, dötenli bir ulus, büyük ve kuv -vetli bir ordu yaratmak ve en ileri oluşlarla bir düzeye çıkmak gerekti. işte gene Ula Önderinin kılavuzluğu altında bu dev işe giriş -miş olan türk ulusu için her şey -den önce lüzumlu olan şey birlik ve topluluktu. Bütün ulusu çevresinde toplayan kutsal ülkünün yanında küçük düşünce ayrılıkları -na. özel asığlara âlet olan parti hırslarına yer vermek, beklenilen büyük yarını geciktirmek veya büsbütün kaybetmek olacaktı. Türk ulusu bu hakikati anlamış olduğu içindir ki yurd birliğinin sembolü olan Cumuriyet Halk Partisinin çevresinde toplandı ve birleşti. Büyük önderin ikinci parti kurultayında söylemiş olduğu gibi bu parti, savaştan önce kurumlanmış olan "Aadolu ve Rumeli Afü-da/aai Hukuk Cemiyeti,, nin bir devamıdır. Hasıl ki bugün için -de yaşadığımız devrim de o büyük savaşın bir devamından başka bir şey değildir. Dünya ufukları, hiç bir zaman, kara bulutlarla ve doymak bilmi -yen emperyalist iştahlarla bu derece kaptı olmamıştır. Her gün biraz daha artan silahlarla bera -bet harb tehlükesi ve emperyalist iştahı da her gün biraz daha ço • ğalmaktadır. Dünyanın yeni bir harb öncesinde olmak korku -siyle titrediği zamanlarda bîr u -lusa düşen ilk ödev her şeyden önce çok sıkı bir birlik içinde ve gelecek tehlükelere karşı tek vücud halinde bulunmak ve tehlükeyi hiç bir zaman gözden çıkarma -maktır. tşte Cumuriyet Halk Partisi -nin memlekete en büyük hizmeti de bu büyük ihtiyacı anlamış ol -ması ve onu karşılamak yolunda çalışmasıdır. Parti tarihi kurtuluş savaşiyle devrim başarımlaıının tarihidir. Bu başarımların en başında türk ordusunun dışardan gelecek her türlü salgalara karşı koyabilecek bir kuvvet ve büyüklüğe çıkarıl -mtş olmasıdır. Bu ordu yalnız türk ulusunun göğsünü övünçle şişirmekle kalmamış.. Türkiyeye bütün dünyanın saygısını da ka -zandtrmıştır. Eğer mütareke ertesi nd eki kara günleri bundan böyle tekrar yaşamak bahtsızlığına uğramıyacaksak, inanalım ki, bu, yarıtmış olduğumuz büyük ordu sayesinde olacaktır. Bir ulusun birliği için her şeyden Önce bir baş gerektir. Ve türk Ulusu tarihin pek az kaydettiği es* i t hts'nrdan birine sahîbtır. » Ç DUYUKLAR Bugün İzmirde 57 spor alanı açılıyor İzmir, 8 (A.A.) — C.H.P. büyük kongresinin toplanması yü-tünden yapılacak büyük şenliklerde bulunmak ve o gün ilimizin her yanında açılacak 54 mermer andaçla, 57 spor alan vc evlerinin bu çevredekilerin açılma şenliğini yapmak için ilbay General Kâzım Dirik bugün Küçük Menderes'e gitmiştir. Adagüme vc Mendegü-me köy yollarmvta da açılma şenliği yapılacak vc Adagüme kanarasının temeü atılacaktır, ilbay General ayra onuncu günü ISjO metre yüksek Kaindeki Ccvdar yaylasma giden yolu acacaktrr. Burada dağ sporları yapılacaktır. Bunun için tedbirler a Iramaktadır Yerin plânlan hazırlanmıştır. Gelecek yıl kayak sporları için İstanbul, Ankara ve Balkan kayakçıları buraya çagmlabileceklerdir. En seçili güzellikler taşıyan Gölcüğün bu yol üzerinde baronu şu ve konforlu bir dağ otelinin bu spor yerinin yakmmda oluşu bu kayak verie en dolgun ilgiyi çekebileceklerdir. Kütahya lisesinde yangın Kütahya, 8 (A.A.) — Lise kurağından (binasından) bugün yangın çıkmıştır. Yangın, çok zarar vermeden söndürülmüştür. Sebebi henüz belli değildir. Uşakta kurultay şenliği Uşak, 8 (A.A.) — C.H. Partisinin büyük kurultayının açılma lik hazırlıkları yapılmıştır. Şehir şimdiden donanmıştır. Birçok yerlere Büyük Önderin söylevini dinlemek için radyolar konmuştur. Uşakta adı spor kulübü Uşak, 8 (A.A.) — Şehrimizde bir atlı spor kulübü kurulmuştur. Kulübe 120 bay ve bayan üye yazılmıştır. Yarmki Kurultay bayramında kulübün açılma töreni (merasimi) yapılacaktır. Önderine bağlandığı, inandığı ve onun peşinden hep beraber gittiği içidir ki en güç, en çetin bir savaştan çıktıktan sonra, on yıl içinde bütün dünyayı şaşırtacak derecede büyük devrimler başar -mıştır. Çözlerimizi mütareke ertesinin kara günlerine biraz çevirir ve hatıralarımızı yoklarsak, dehşetle ürpermekten kendimizi alamayız. Halbuki şimdi o gün -ler bize ancak korkulu bir rüya gibi görünüyor. O korkunç uçu -rumdan bu yüksek doruğa sıçrayış ne /c/sa bir zamanda olmuştur. Bununla beraber, şimdi de, her iş bitmiş değildir. Her za -manki gibi. her zamankinden fazla, durmadan ilerlemek gerekliği karşısında bulunuyoruz. Mem -leket her yandan bayındıtlanı -yor, yurdun her köşesinde harabeler üstünde tütmeye başlıyau fabrika bacaları, yeni bir emperyalist bacasını söndürürken, bize gelecek için büyük umutlar ve cesaretler veriyor. Bugün toplanan Parti kurultayı bu göz kamaştırıcı devrim yürüyüşünü biraz daha hızlandırmak, bu yolda önümüze çıkan engelleri ortadan kaldırmak için çok önemli katarlar alacaktır. Hiç bir engel türk ulusunu girişmiş olduğu soysallık vc ilerîlik savaşından alıkoyamıyacak ve hızını azaltamıyacaktır. Bütün ül • külerini programında toplamış olan tek ve büyük partisinin içinde, türk. yarına korkusuz bakıyor. Yasar Nabi NAYIR Büyüklerimizin cevabları Ulusal ekonomi ve artırma kurumunun her iki yılda bir toplanan genel kongresi dolaymle kongre başkanı tarafmdan cumur başkanı Atatürk ile başbakan ismet İnönü Kamutay başkanlığına ve Parti Genel Katipliğine çekilen telgraflara verilen karşılıklar aşağıdadır: General Kâzım Özalp Ulusal ekonomi k urumu kongre başkanı: Ankara C Kongra dolayniyle bana karşı gösterilen temiz duygulara teşekkür ederim. Cumur Başkam Atatürk Ulusal ekonomi ve artırma kurumu 3. üncü kurultay üyelerinin hakkımda gösterdikleri temiz duygulara teşekkür ederim. B.M.M. Reisi MA. Renda Başkanlığımı altında çok verimli ve özlü çalışmaları ile yurtsal ödevini hakkiyle yapan kurumun yüksek kurultayını saygı ile selâmlar, hakkımda gösterilen duygulardan dolayı teşekkürlerimi sunarım. Başbakan İsmet înönü C Kongrenin partimize gösterdiği sıcak duygu ve yönelden gönlümüz sevinçle dolu teşekkürler e-der ve sevgi ve saygılar sunanz. C.H.P. Genel Kâtibi R. Peker Sovyet artistleri Istanbulda İstanbul, 8 (A.A.) — İzmirde bulunan Sovyet artistleri, bugün saat 15 te Dumlupmar vapuru ile şehrimize gelmişlerdir. Misafirlerimiz vapurda Şarbay vekili B. Hamid Oskay, halkevi erkânı, güzel sanatlar akademisi erkânı tarafmdan karşılanmışlar ve doğruca ikametlerine tahsis edilen Perapalas oteline gitmişlerdir. Sovyet artistleri, ilk temsillerini cuma günü vereceklerdir. Müzeler için kimya laboratuvan İstanbul, 8 (Telefon) — Müzeler idaresi için bir kimyahane yapılacaktır. Keçiörene hoparlör kondu Parti kurultayının konuşmalarını halkın dinliyebilmesi için Keçiörene de bir hoparlör konulmuştur. Orada oturan okurlarımızın haberleri olması için bildiririz. Halkevinde konferans Ankara Halkevi Dil, Tarih ve Edebiyat komitesinin Halkevinde tertib ettiği konferanslardan yedincisi bu perşembe saat 18 de türk halk edebiyatı mevzuu üzerinde İshak Refet Isıtman tarafından verilecektir. Konferansa herkes gelebilir. ANKARA RADYOSU Bu akşamki program şudur: 19.30 - İstiklal marşı (Riyaseti cumur orkrstrasile) 19.35 - Sinop saylavı Cevdet Kerim Incedayının Büyük Kurultay münasebet ile konuşması. 19.55 - Riyaseti cumur orkestrası tarafından konser 20.35 - Matbuat raporu 20.45 - Haberler. Yeni Çin elçisinin söyledikleri İstanbul, 8 (Telefon) — Çın hükümetinin ilk elçisi General Hoo cuma günü Ankaraya hareket edecektir. Elçinin yanında on bi rkişi vardır-. Elçi bugün (dün) bizi kabul ederek dedi ki; — Türkiye ile Çîn arasındaki dostluk münasebetlerini bir kat daha artırmağa yardım edeceğimi umuyorum. İki hükümet arasında bir tecim andlaşması yapılması, i-ki taraf icîn de iyi alacaktır. Hü-Irametintiz Cindeki türklcrle ilgilenmektedir. Çin lâik bîr hükümet olduğundan dün serbesttir. Ulusal devrimden sonra Çin türk-leri hükümetle daha sıkı bir bağ kurmuşlardır. Istanbulda kurultay şenlikleri bugün başlıyor istanbul, 8 (Telefon) — C.H. P. genel kurultayı dolayısile İstanbul bayram yapmaktadır. Bütün caddeler donanmıştır. Vecizeler asılmıştır. Yann (bu^ün) büyük tören yapılacaktır. Akşam da Parti İstanbul merkezinde bir balo verilecektir. Partinin büyük kurultayımda tstanbulu temsil edecek delegeler bu akşam Ankaraya hareket ettiler. Bir nütus keadı yolsuzluğu istanbul, 8 (Telefon) — Bir belgeye dayanmayan nüfus keadı vardifinden dolayı Yeniköy nüfus ir yarma işten el çektirilmiştir. Fırat üzerine duba konacak Urfa, 8 (A.A.) — Urfa - Gazi-•nteb - Fevzi pasa arasındaki, Bi recikte Fırat üzerindeki 12 metre uzunluk ve 5 metre genişliğinde tel üzerinde makara ile işliyen dubaların ısmarlanmasına karar verilmiştir. Mal taşıması daha kolay ve ucuz olacak ve bu yol Halep'ten geçen transit demiryolundan daha cok isliyecektİr. Birecikte üç katlı bir itçebaylık evi yapılmıştır. Depreme uğrıyanlara yardım Adana, 8 (A.A.) — Son Kars yer depremine uğnyan yurddaşla-rımıza şarbaylığımız 400 liralık bir yardıma karar vermiştir. Şarbaylık kurumu dün Öğleden önce ve öğleden sonra ve bugün de Öğleden sonra toplanarak 93S yılı büdcesîni konuşup onaylıyaraK toplantısına son verdi. Adanada deprem Adana, 8 (A.A.) — Dün saat 15,50 de şehrimizde de iki saniye süren bir yer depremi olmuştur. Dokudan batıya olan bu depremde hiç bir zarar yoktur. Konyada kutlama hazırlığı Konya, 8 (A.A.) — C.H. Partisinin büyük kurultayının avılma gününü kutlamak için her tarafta canlı bir çalışma var. Halkevi zengin bir program hazırladı. Balo, konser, tedansan ve konferanslar verecektir. Parti merkezlerinde, esnaf kurumlarında konferanslar ve çaylar verilecek, her taraf bayrak ve elektrikle süslenecek, fener alayları yapılacaktır. Açılış nutkunu dinlemek için her tarafa radyolar konuluyor. Faust Sahnemize bir çok kuvvetli alman piyeslerini ve bu arada GÖtenin Stella ¦ını çevirmek suretiyle büyük hizmetlerde bulunmuş ve üç yıl önce alman hükümeti tarafından Göte madalyasiy* le çalışmaları takdir edilmiş olan Seniha Bedri Göknîl bu kere de en büyük alman dâhisi Götenin Paust'ünü türk-çeye çevirerek güzel bir eild içinde türk kütüphanesine armadan etmiştir, Seniha Bedrinin dilimize çevirdiği bu izer, Faust'ün birinci ve ikinci kısımlarından Paul Mederov tarafın • dan bir defada oynanmak ürere kısal • tılmış metnidir ve çevirmen, bunu, bur tiyatro izeıi olarak türk okurlarına su nuyor. Alızuncayı bütün incelikleriyle bilen ve çok temiz ve açık bir türkçe île yazan Seniha Bedrinin bu çevirmesi de bütün ötekiler gibi kusursuz vc güzeldir. Türk okurları, alman dahisinin büyük izerini onun tercümesinden çok büyük bir zevkle okuyup beğeneceklerdir. Seniha Bedri, yalnız bu ireri tercüme etmekle kalmamış. Kitabın başına genellikle Faust hakkında ve Götenin Faust'u hakkında 68 sayıfalık bilgi vermiştir. Bu önsözde Faust masalının nasıl doğduğunu, Götenin o-nu nasıl ele aldığı anlatılmış, ve irerdeki bütün sahneler hakkında geniş ve etraflı izahat verilmiştir. Bu suretle çok ağır ve felsefî olan Faust'ün okurlar tarafından kolaylıkla anlaşılması • na yer hazırlanmış olmaktadır. Derin tetkiklere ve büyük çalışmalara daya -nan bu tahlili kısım mütercimin ortaya koyduğu izerin deeğrinl bir kat daha artırmaktadır Bayan Göknilin gene bu cilde eklediği Göte hakkındaki bir kaç sayıfa, Götenin büyüklüğünü vecis bir samimiyet ve hayranlıkla anlatmaktadır. Çok aceleci tercümelerin, derme çatma izcilerin, sanata saygıdan uzak edebî çalışmaların pek bollukla piyasayı kapladığı bir zamanda, bu kaIar büyük bir edebiyat sevgisi ve bu kadar tara bir örenle vücuds getirilen bu izerin sahibi çok övülmeye değer. Seniha Bedriden. ulusal kütüphanemize yaptığı çok faydalı yardımlarda devam etmesini diler ve kendisini, bu büyük başarımı için tebrik ederiz. İzmir köylüleri tayyare alıyor Ankara, 8 (A.A.) — izmir köylüleri, ilbay General Kâzımın kılavuzluğu ile köy büd-cclerinden ayıracakları parayı bir araya toplıyarak iki yıl içinde fc t "İzmir köylüleri uçağı., satm almaya karar vermişlerdir. Bu karar tayyare cemiyeti merkezince takdir ve şükranla karsılsnmı* tır. Sal«ılımı/ Sofyacla (Başı 1. ci sayıfada) verilmiş ve bu ziyafette Türkiye elçisi B. Şevki Berker ile elçilik ileri gelenleri ve Sofya gazetecileri direktörleri bulunmuşlardır. Bulgar baain direktörü B. Kari-moff, türk gazetecilerine söylediği söylevde iki komju ve dost ülke basını arasındaki elbirliği ve dostluk bağlarından bahictnvş ve kadehini türk - bulgar dostluğunun daha ziyade kuvvetlendirilmesi dileği île kaldırmıştır. Türk gazetecileri adına cevab veren saylav B. Asım Us gösterilen kardeşçe iyi kabulden ve bulgar basın direktörünün gösterdiği temiz duygulardan dolayı teşekkür etmiş ve türk - bulgar dostluk bağlarının sağlamlığını belirtmiştir. Türk gazetecileri grupu saat 17 de ekspresle Istaobula yollanmışlar ve istasyonda bulgar basın di-rektörü, Türkiye elçisi ve birçok bulgar gazeteciî-ri tarafından u-ğurlanmışUrdır. 10 MAYİS 1935 CUMO LUS f3 GEMENLIK ULUSUNU^ ON ALTINCI YIL. No: 450 Atlımız, antlıııır/flır. 4. Büyük Kurultay Açıldı. Dört çetin yılın başlıklarını anlatan Atatürk, partisine yeni yönergeler verdi „ bütün dünya gidişini göz önünde tutarak, dikkatli; hazırlıklı, uyanık bulunmak lüzumuna kanığız!., Atatürk, dün Dördüncü Büyük Kurultayda her cümlesi heyecanlı alkışlarla kesilen şu söylevi ver % mistir. Atatürk'ün bu söylevde kullanmış olduğu kelime karşılıkları şunlardır: Devrim: inini ab — Azı; İsyan (Revolte, rebellion) — Güvenlik: Emniyet (asayiş anlamına) — Kesen: Kati _ Gelişim: İnkişaf — Yönetim: İdare (Administration) - Ar: Güzel sanatlar (BeauxArts) _Eşit: Müsavi — Kapasite: Kabiliyet (Capacite) — Doğunsal: Fıtri — Tüzel: Adlî (Juridiçue) — özel: Hususi (Prive, particulier) — Islev: Amel (fiil) — Kapsal Şâmil — Cuda: Asla — Yönet-lemek: Tevcih etmek—Tecim: Ticaret — Güdümlü: Sevk ve idareli (Diriğe) — Değet: Temas — önem* li: Eherrmiyetli — Konu: Mevzu — Bağlaşık .Müttefik (Allie) — Dayanışma: Tesanüt — Yüken: Taahhüd (Engagement) — Bayrılık: Sadakat — Etke : Âmil (Facteur) — Nomal : Tabiî — Eyicil Hytrhah — Ktnav: Faaliyet (Activite) — örgüt: Teşkilât (Orçı nsation) —Yönet: Veçhe—Kutsalı, Kndsî — Sürel: Daimî — Finant: Maliye — Modern : Asri — Endüstri: Sanayi. Büyük Önder Dördüncü 'OrvJtay da söylevini verirken — Kurultayın -ayın üyeleri! Karşılarında bulunmakla haz duyduğum delege arkadaşlarımı selâmlarken; yüce ulusumuza saygı ile anarım. Bu anda, bundan önceki kurultayları ve partimizi doğuran ilk Sivas Kurultayım - ki, dış ve iç düşmanların süngüleri altında kurulmuştur • hatırlamak, geçen on altı yılın bütün hadiselerini göı önüne getirmeyi kolaylaştırır: IVunım kenarında yıkık bir ülke... Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... Yıllarca süren savaş... Ondan sora, içerde ve dışarda saygı ile tanılan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız, devrimler... İşte, türk genel devriminin bir kısa diyemi... Bayanlar, Baylar; Partimizin her kurultayı, denebilir ki, bir dönüm başında toplanmıştır. 1927 kurultayı, doğada kopan azıyı yenerek cumuriyetin sarsılmaz temelde olduğunun anlaşılmasına; 1931 kurultayı güvenlik ve sükûnun kesin olarak kurulmalına rasgelir. Bu kurultayımız ise, geniş ölçüde gelişim devri irinde bulunduğumuz günlerde toplanmış oluyor. Kurultayın yeniden alacağı ilerleme ve yükselme tedbîrlerile vatanın yüksek yönetimini erdemli ellerinde tutan Partimizin, şerefti tarihini zenginleştireceğine şüphe yoktur. Geçen kurultaydan bugüne kadar, kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler, Türkiye Cumurivetinin ulusal çehresini, kesin çizgile-rile, ortaya çıkarmıştır. Yeni harfleri, ulusal tarihi, öz dili, ar, ilimsel müzik ve teknik kurumları ile, kadını erkeği her hakta eşit, modern türk sosyetesi hu son yıllarm eseridir. Türk ulusu ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırlan île çevreledikten sonradır ki, onun yüksek kapasitesi ve erdemi, uluslar arasında tanılır. Türk ulusuna doğunsal rengini veren bu devrimlerden her biri, çok geniş tarihsel devirlerin övünebileceği büyük islerden sayılsa yeridir. Bütün bu işler, partimizin programını, özenle göz önünde tutarak başanlabil-miştir. Tüzel, sağlık-sosyal, finans, ekonomi ve bayındırlık islerimizde, hiç durmadan aldığımız yeni tedbirlerin İyi ve yerinde olduğuna kanığ bulunuyoruz. Akdeniz! Karadenizc demirle bağladık. Anadolu'da öce] şirketler elindeki bütün yollan sa tın aldık; İstanbul ve İzmir'de liman ve rıhtım işleri devlet eline geçti- Diyanbekir kapısında-YD. Antalya'ya, Erzurum'a, kömür yurduna durmadan gidiyoruz. Devlet Demiryollan kurumu, bugün, kendi malana olan beş yüz milyon liralık bir İd çevirme ktedf»- Sayın arkadaşlar; Geçen dört yılın başlıca işlevi ekonomi alanında olmuştur. Birçok ülkeler, acıınsal buhran karşısında sarsılmış ve umutsuzluğa düşmüşken biz, bu kapsal felâket önünde cuda irkil-medlk. Yurdun ekonomisini yeni bir düzene yünetlemiş bulunuyoruz. Arsıulusal tecimi denkleştirerek, iç pazan harekete getirerek kendimizi korumağı basardık. Asıl önde tuttuğu* muz iş, geniş bir endüstri programını gerçekleştirmeye başlamak olmuştur. Bu program, ta-ınamile gerçekleştiği gün, şüphesiz yurddaşrn geçimi his olunacak derecede genişliyecektir. Tanm ve endüstri hareketlerimiz biribirini kollayan tedbirlerle yapılmaktadır. Maden ürünlerimiz, son zamanlarda özel bil gelişim gösterdi, l'mudumuz odur ki, gelecek kurultay maden işlerile beraber deniz ekonomicinde bugün almakta olduğumuz tedbirlerin verimli sonuçlannı dermiş olarak toplanacaktır. Görüyorsunuz ki arkadaşlar; yepyeni bir güdümlü ekonomi düzeni kurmakla uğraşıyoruz. Partimizin ekonomik anlatışı: bu yündeki programımızın, yurdun ihtiyaçlarını karşılıyacak V6 onu az zamanda gelişmiye ve genişliğe erdirecek en iyi program olduğunu gösterecektir. Yeni öğütleriniz ve direktiflerinizle, yeniden, ilerleme ve yükselme tedbirlerimizi kolaylaştıracağımıza şüphe yoktur. Bayanlar, baylar; Cumuriyetin dış sıygada özenle güttüğü amaç, arsıulusal barışı kommak ve güven içinde yaşamaktır. Komşulanmızla dostluk ve iyi geçinme yolunda her gün biraz daha ilerlemekteyiz. Sovyetlerle dostluğumuz, her zamanki gibi, sağlamdır ve içtendir. Kara günlerimizden kalan bu dostluk bagmi türk ulusu unutulma/ değerli bir hatıra bilir, fki memleket arasında her Önden değetler sıklaşmakta ve genişlemektedir. Sovyetler, cumuriyetimizin onuncu yılında, yüksek delegelerile, şenliklerimizde hazır bulundular. Devletlerimiz, hükümellerile ve uluslarile, her fırsatla, biribirlerine nasıl inandıklarını ve ne kadar güvendiklerini bütün dünyaya göstermektedirler. Son günlerde. Boğazlar meselesini ortaya koyduğumuz zaman, Sovyetlerin bizim tezimizdeki doğruluğu ve haklılığı bildirmiş ol-malan, türk ulusunda yeniden derin dostluk duygulan uyandırmıştır. Türk - Sovyet dostluğu arsıulusal barış için şimdiye kadar yalnız hayır ve fayda getirmiştir. Bundan sonra da yalnız hayırlı ve faydalı olacaktır. (Sonu 3. üncü sayıfada) Atatürk Kurultay salonunda arka sıralardan birinde.. inönü Dördüncü Büyük Kurultayı açarken Okur!!*r ur ıza! Gazetemizde ıier gün kullandığımız Kılavuz kelimelerile osmanlıca karşılıklarını 2 inci sayıfamızda bulacaksınız. Bundan başka, ge ne ikinci sayıfamızda yeni kelimelerin kullanışını gösterir bir ders açtık. sayıfa 2 Dil isteri. ULUS tu maYIS ı . ı e Kılavuz için dersler Bayındır — mamur Bayındırlık = 1 — Ham ariyet 2 — Nafıa Baymd ırmak ¦ İmar etmek Anadolu eski tarihlerde bayındır bir ülke idi. Anadolunun. eski ve yeni bütün bayındırlığı türklerîn eseridir. Anadoluda Selçuklardan son -ra esaslı bayındırlık işleri gömüyoruz; Selçuk taş, kubbe ve tonoz ların peşinden Cumuriyet betonu geliyor. Biz kendi yurdumuzu bayın -dırmağa uğraşıyoruz. Yeni bir kanunla, bütün devlet yapı işleri. Bayındırlık Bakanlığına bağlanmaktadır. * * * Tapınç - İbadet Ozvennek — Vakfında etmek Uraaa = Hurafe En büyük Tapınç bir ülküye özvermektir. Urasalarla avunmak devri geçti. * * * Anıt — Abide Kazı = Hafriyat Yıkı — Harabe Bütün Anadolunun altı ve üs -rü, yalnız türk anıtları ile dolu -dur. Bütün kazılarda kendimizi sırayı p buluyoruz; bütün yıkılar bi -timdir. Fakat, şimdi, hepsinin üzerinde, Cumuriyet yapılan, ilk güneş gi -bi, söküyor. • • • Ayrıktın = Acayip ezcentrique) Orgun — Şah*i, mümtaz (Original) Osmanlıcada excentrique kelimesinin karşılığı yoktu. Şimdi biz onu ayrıksın kelimesi ile pek iyi anlatabiliyoruz. Üslûhta özgünlük ne kadar yüksek bir vasıf sa. ayrıkstnlık o ka -dar gülünç bir hafifliktir. Yalnız yazıda ve sözde değil, bütün yaşayışta özgün olmak güç olduğu için. başkalarına benzemekten kurtulmak istiyen gençlerimizin, sık sık, ayrıksınlığa saptığım görüyoruz. # • • Tanaık ~ Acayip, harika, (merveiHe) Dünyanın yedi tansığı neler olduğunu biliyorsunuz. Eğer size, bu asrın en büyük tansığı ne ol • duğunu sorarlarsa, biç düşünmeksizin, — Türk kurtuluşu! diyebilirsiniz. • « • Evgin = Müstacel Evecen — Acul Ira = Seciye Öngörü ¦ Basiret Şu çatlak aymlı iki arab keli -m esi karşısında, düz ve keskin, türk kelimelerine bakınız. Arab -çalan sanki hamurdan yuğurul -muştur: evgin ve evecen, türk ırası gibi. çelikten dökülmüştür. Türk devriminde her şey biri-birinden evgindir: fakat hiç biri evecenliğe gelmez. Biz belki tezcanlıyız; hiç bir zaman evecen değiliz Evecenlikte öngörüyü kaybetmek tehlike-«i vardır. Rusya'daki salgrtmnz Moskova, 9 (A.A.) — Türk konukları Gostomeç kol korunu ve türlü kolkoz evlerini gezmişlerdir. Kol ko/ı yenlerden Maksimenko, konuklara bir ziyafet vermiş ve bu ziyafette Gostomec; kolkozu başkanı, dost türk ulusunun, türk konuklarının türk Cumur Başkanının ve Stalin'in sıhhatma içmiştir. Türkiye büyük elçisi B. Vasıf Çınar şu suretle karşılık vermiştir: — Bütün kalbimle Stalin'in şerefine içiyorum. ¦ Iç Bakanının İspartadaki kışkırtım hakkında ajansa diyevi. Hâdise mahdut ehemmiyetli bir zabıta vakasından ibarettir ve halk arasında hiç bir tesiri olmamıştır. İsparta, 9 (A^) — İç Bakanı Şükrü Kaya, İsparta muhabirimi-zm şu beyanatta bulunmuştur: " — 1925 Şeyh Said isyanı münasebetiyle İşportaya naklolunan ve kendisine bediüzzaman a-dım takan Saidilkürdi, dini si -yasete âlet yaparak irticai pro -pagandalara gigrişmiş ve bir takım saf adamları kandırarak doğ ra yoldan şaşırtmağa çalıştığı an- laşılmıştır. Adliye hâdiseye el koyarak Saidil-Kürdi'yi ve muhtelif yerlerde kandırabildiğî o -fuz kadar mürteciyi tevkif etmiştir. Temyiz mahkemesinin kara-riyle muhakemeleri Eskişehİrde yapılacaktır. Genel emniyet idaresindeki sicilline nazaran. Sa'.dil - Kürdi 31 mart irticatna karışmış ve şark vilayetlerindeki irticaî kürd hare- ketlerinde faaliyetten geri dur -madığtndan, İşportaya nahlolun-muştu. Anlaşılıyor ki, merkum otuz senelik mayalı bir mürteci olup ifsad edecek saf vatandaş a-ramaktadır. Başka sanatı yok -hır. Şimdiye kadar elde edilen malûmata göre, hâdise mahdud ehemmiyetli bir zabıta vakasın -dan ibarettir ve halk arasında hiç bir tesiri olmamıştır.,. 500 yıl önce yaşamış büyük bir türk hekimi adına dikilen andaç İzmir, 9 (A.A.) — Bundan 500 yıl önce Mısırda Maristani Mısır adile anılan onulma yurdunun baş hekimi, Kirgi köyünden ünlü türk hekimi Hızır Bahanın adına, altı aydanberi hazırlanan mermer anı t m önünde açılma töreni yapılacaktır. Büyük hekim. Aydın oğullarından İsa beyin zamanında Mısır'dan çağrılmış ve öz yurduna gelerek son ömrünü ilim ve fen ile orada geçirmiştir. Bu büyük adamın hekimlik ve onulma için o çağlarda yazdığı beş, altı eser la-tinceye ve Avrupa dillerine çevrilmiştir. Birgi'de gömülü olan ve türk hekimliği tarihine şeref veren büyük hekimin cumuriyet çağında izini aramak, bulmak ve onun adına anıt yapmak türk varlığının özenli bir zevkidir. Hekimler odası adına İzmir'den Bayan Doktor Handan Kutlu, bayan doktor Sabiha, bayan doktor Ferhun-de, B. doktor Necdet Otaman, B. doktor Cevad Zeki Bil, B. doktor Necmettin Ustüntürk açılma töreninde bulunmak üzere güzel bir çelenkle ve bugünkü trenle ö-d em işe gitmişlerdir. Manisa hastanesinden B. Dr. Necdet de general Dirik'in çağrnsı üzerine gidecektir. General Dirik, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı sayın doktor Refik Saydam adına yüksek bir buket götürecek ve büyük günün e-serleri arasında bu da konulacaktır. İstanbul baştan başa bayrak ve ışık içinde İstanbul, 9 (Telefon) — Bugün şehir en uzak uramlanna varıncaya kadar, baştan başa donanmıştır. Halk bu büyük günü değer olduğu önemle kutlamaktadır. Gece, her taraf elektrik ışığı içindedir. Liman ve vapurlar da donanmıştır. Her yanda parti bayrakları u-lusal bayraklarımızın yanında dalgalanma k tadır. Halkm toplandığı yerlere konulan radyolardan, herkes, Atatürk -ün tarihiğ söylevini dinlemiş ve coşkunca alkışlamıştır. Halkevi, Tepebaşı tiyatrosunda büyük bir toplantı yapmış, Ata-türkün söylevi dinlendikten sonra, yüksek öğretmen okulu direktörü B. Hamid bir söylev vermiştir. Sabahleyin de üniversite konferans salonunda Ordinaryos profesörlerden B. Ali Fuad Halk Partisinin büyük başarmaları hakkında bir konferans vermiştir. Diğer yüksek mckteblerde de profesörler bu konu üzerinde konferanslar vermişlerdir. Bu gece partinin İstanbul merkezinde kurultay şerefine bir balo veriliyor. Bugünkü at yarışları İlkbahar at yarışları bugün başlıyor. Koşulara saat 14,30 da başlanacak ve beş koşu yapılacaktır. Bügebahis meraklılarına koşuları ve kazanması beklenilen at ve 'ki: t.ıhları sırasile yazıyoruz: Birinci koşu: hiç koşu kazanmamış 3 yaşındaki yankan ingiliz taylar içindir, uzaklık 1200 metredir. Koşuya yedi tay yazılmıştır. İzmirde yapılan yarışlarda çoğu plase olan Alemdar ve Bora bu koşunun da favorisidirler. Üçüncü plase için Semiramisi tavsiye e-debiliriz. îikinci koşu: 1935 yılı içinde hiç koşu kazanmamış safkan ingiliz at ve kısmraklart içindir, uzaklık 1400 metredir. Buradaki favorilerimiz Bekâr ve Barçtrr. Bekâr îzmirdeki koşularında bir şey yapamadı, fakat bugün kendisine zorlu gelecek atta bu yıl ilk koşusunu koşacak olan Barçtır. Uzanın azlığını da Bekâr îçin daha a-vantailı buluyoruz. Üçüncü koşu: Yerli, yanmkan arab ve ankan arab at ve kısraklar içindir, uzası 1600 metredir. Koşacak atlar arasında geçen yıl-ki yarışlardan tanıdığımız Sefil ve Ceylan vardır. Koşunun sonucu da bu iki at rasmda paylaşılacaktır. Dördüncü kosu: Dört ve daha yukarı yaştaki ankan ingiliz at ve kısraklar içindir. Handikaptır, uzası 1800 metredir. Bu koşuda 62 kilo ile koşacak olan Grandezza, öndüresi Kazabadalyadan 3 kilo fazla taşımasına rağmen koşuyu kazanmak için sıkıntı çekmiyecek-tir sanıyoruz. Beşinci koşu: Dört ve daha yukarı yaştaki yankan ingiliz at ve kısraklar için handikaptır, uzası 1600 metredir. Koşuya yedi at ve *ak yazılmıştır. Handikapta ! dirim (62 kilo) en baştadır. Öteki atların taşıyacakları hafif kilolar Yıldtrrm için korkulu değildir. İkinci plase için Kap veya Nona oynanabilir. Çifte bahis ikinci ve üçüncü koşular arasındadır. Piyango biletinden çıkan dava İstanbul, 9 (Telefon) — Avukat Rifat isminde biri, Uçak Piyango direktörlüğüne karşı 20 bin liralık bir protesto çekmiştir. Avukat bu protestosunda, son defa 20 bin lira kazanan ve bütün parçalarını kendisinin almakta olduğu devam lı biletin son parçasının satıcı tarafından bîr başkasına satılmış olduğunu iler isürerek yirmi bin lirasını istemektedir. Öte yandan satıcı da, bilet parçasını, çekiliş günü sabahına kadar beklettiğini, ve eski alıcısı tarafından aranmadığı için başkasına sattığını söylemektedir. Dinarda kurultaya hazırlık Dinar, 9 (A.A.) — Cumuriycc Halk partisi büyük kurultay günü yapılacak şenlik programı hazırlandı. Atatürk'ün söylevini halka duyurmak için Halk partisi tarafından radyo getirildi. Parti ve halkevi, şarlık, eğlenceler verilecek olan okul kurağlar, sokaklar elektriklerle her zamankinden çok fazla donatılmıştır. Sovyet artistleri İstanbul, 9 (Telefon) — Şehrimizde bulunan sovyet artistleri yann akşam fransız tiyatrosu salonunda ilk konserlerini vereceklerdir. Macar hükümeti türk tecirmenlerine döviz veriyor İstanbul, 9 (Telefon) — Macar hükümeti Türkiye ile arasında kliring anlaşması olmadığını ileri sürerek Macaristana gönderilen mallarımızın ödenmesi için döviz izni vermiyordu. Bu hal, Macaristana mal gönderen tecimlerimizin durumunu güçleştirdiği için hükümetimiz Dış Bakanlığı araçlı giy -le Macar hükümeti vanında girgi-lerde bulunmuştur. Bugün İstanbul Tecim Odasına macar hükümetinin döviz* vermeye başladığını bildiren bir telgraf gelmiştir. Alacaklı tecimler bu haberden çok sevinmişlerdir. Tarım yönetgerimiz geliyor istanbul, 9 (Telefon) — 9 tarihiyle Atina'dan bildiriliyor: Yunanistan'da bulunan Türkiye Tarım yönetgeri lstanbula hareket etmiştir. Sümer Bank yeni işçi stajmanları alıyor İstanbul, 9 (Telefon) — Sümer Bank Bakırköy bez fabrikasının uzuğ mektebine yeniden 150 talebe alınacaktır. Bunlar stajdan sonra bankanın fabrikalannda çalıştıracaklardır. Türk - Fransız yargıç hakyeri istanbul, 9 (Telefon) — Türk-fransız yargıç hakyeri bu devrenin işlerini bitirmiş ve başkanı B. Aser memleketine gitmiştir. İstanbul - İzmir telefonu İstanbul, 9 (Telefon) — îstan-bul - İzmir telefonu şehrimizde büyük bir ilgi uyandırmıştır. Hat açılalı bir hafta olduğu halde günde 120 kadar konuşma yapılıyor. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Aday = Namzcd Almağa = Teberru Araç ¦ Vasıta Ankan — Halisüddcm Artsma = Müdahale Arsıulusal = Beynelmilel Atanmak ¦ Tayin etmek Ayrışık = Muhalif Ayran, ayrı - Fark Aytar - Muhabir f Bağlaşık - Müttefik Basın = Matbuat Birgebahis - Bahsi müşterek Bölek = Fıkra Bölge ¦ M intakı Bölüm ¦ Fasıl Çağrı ¦ Davet Çoğunluk = Ekseriyet Değet = Temas Değişke = Tadil Dilek = Temenni Düzenlik = İntizam Eğilim ¦ Temayül Eğgİn * Mütemayf. Eğlenceler — Müsamereler Eşit ¦ Müsavi Genel Yönetim Kuzulu {¦ Umumi id* re Meclisi (heyeti) Cer cinler = Tahkikat Girgi ¦ Teşebbüs Gorette bulunmak = Ziyarette bulunmak Görüsü ¦ Müzakere Hakyeri = Mahkeme İlgilendirmek = Alakalanan İlgili ss Alâkadar «] Karşın = Aleyhtar Kmay = (Faal) Kıtında = Nezdind* Konu = Mevzu Kurağ = Bina Okul = Mekteb Onamak- Tasrîh etmeli Oy = Rey Oylaşma = Taatii efkâr ödev s* Vazife Ondüre ¦ Rakib Önem = Ehemmiyet, önerge = Teklif Sağlamak = Temin etmek Sığışman = Muhasebeci Sav ¦ İddia Savga = Müdafaa Sekreter ¦ KStib. Süre = Müddet Şahsiğ « Şahsî Şarlık = Belediye Şölen = Ziyafet Tarım = Ziraat Taslak = Proje Tccimer = Tüccar Tinel = Manevi Tören — Merasim Tüzük = Nizamname Uçak = {genel olarsk) Tayyare Uçman ¦ Tayyareci Ulusal = Resmi Uram ¦ Mahalle Uza = Mesafe Uzuğ = İhtisas Uye = Aza * Yadarsrma = Ademi müdahale Yalanlamak = Tekzib. edilmek Yalim — İtibar Yargıç = Hakem Yönetger = Müsteşar Yönerge — Direktif Zabıtname = Tutalga Ziyaret — Göret ANKARA RADYOSU Dün akşam Ankara radyosu Cus mur Başkanlığı orkestrası tara* fından çalınan erkinlik marşiylej programına başlamış ve SinohJ saylavı Cevdet Kerim ince dayı büyük kurultayın açılması etra* fında bir konuşma yapmıştır. Cumur Başkanlığı orkestrası m güdem için getirilen profesör Herman Fon Şunaydel'in şefliği altında Veberin, Uberun uvertü-rünü arkasmdan Hayde'nin Lan Ren senfonisinden Romansını çal) mistir. Bethoven'in Egmonde u-vertüriyle profesör, olgun güdem kapasitesini gösterdi. Son olarak basın raporu okunmuştur. v ULUS 11, mayis 1935 cumartesi Madrid, 10 (A.A.) — Dsnomal durumun değişmediği yerlerde örfî idarenin bir ay daim uzatılmasına karar veril' mistir. ON ALTINCI YIL. No: 4951 Allımız, aminin/ılır. Gündelik PROGRAM ESASLARIMIZ F. R. AT AY Bu betkemizdeki kelime karşılıkla -ti şunlardır: Kuram: strueture — teori: nazari -ye — etke: âmil (facteur) — deneç: tecrübe — yengi: zaler — yönet: isti -kamet — yordam: titonnement — is -tratej: sevkulceyşei — değişke: tadil — dayanışma: tesanüd — taslak: pro -je — berkite: müeyyide — güdümlü: sevk ve İdare olunan (diriği) — gerçel: Şe'nî (reel) — tüze: adalet — girişim: teşebbüs — kamuğası: menfaati uma. miyc — karşıt- zıd — düzen.- nizam — kanrt: bey yine — *** Cumuriyet Halk Partisinin program değişkeleri üstünde dikkatle durmalıyız, çünkü bunlar Kamâlist rejimin, sosyal ve ekonomik kuramını, tam ve toplu olarak, belirtmektedirler. Bİz bugün bulunduğumuz noktaya, kuru teoriler peşine takıla -ra kgelmedik. Bizi bu noktaya getiren etkeler şunlardır: a) En başta, türk devriminin ana prensipleri, b) Iş başında 16 yıllık deneç -(erimiz, c) En büyük demokrasileri bi -le, kÖkleirne kadar sarsan buh -randan aldığımız dersler. Atatürk, büyük yengi'den he -men sonra, izmit'te Türk gazete -çilerine, yeni Partisinin ilk esas -larmı şu iki vasıfta toplamıştır: / - Halkçıyız, 2 - Sınıf çt değiliz.' Atatürk, o zaman, partisini, bir teoriler çemberi içinde, kaskatı kımıldanmazlığa düşürmekten kaçınmıştır. Partiyi yol sapmaktan ve yönet şaşırımından koruyan bu iki prensip, kendisinin ve bütün arkadaşlarının, her türlü deneç ve yordamlarda bulunmasına da elverişli idi. Büyük istratej, harblannda olduğu gibi, devrim davasında da essiz sanatını kullanmıştır. Bugün yol değiştirmiyoruz: vardığımız notkanın adını koyuyoruz; ve 1921 den sezinmesine imkân bile olmıyan bu noktaya ne kadar kısadan ve kestirmeden geldiğimize, biz. kendimiz de şaşıyoruz. Fırka programındaki değişke ve ilâveler, bir yandan sosyal da -vamızı pekiştirmekte, bir yandan da onun ekonomik ve kültürel dayançlarını sağlamaktadır. Herkes halktandır; herkes, hakça eşittir: "parti, sınıf kavgaları yerine sosyal düzenlik ve dayanışma elde etmek amacındadır.,, Bu sözler yalnız, güzel ve ideal dilekler değildir. Program taslağının sayıaf-lannı çeviriniz: hemen bu pren -siplerin ilmiğ ve hakikiğ berkite'-lerini bulacaksınız. Bu beriktelerden bir kısmı, Atatürk'ün söylevinde duyduğu -muz güdümlü ekonomi sözünde toplanabilir. Parti, ekonomide ha-yaliğ bir eşidliğe değil, faakt, gerçel bir tüzeye, ve, herkere çalışm ve girişim haklarını ödeyen, an -cak, hiç kimseye, kendi kazancı için, kamuğasıya karşıt gitmek hakkını vermiyen bir düzene dayanmaktadır. Programın aslan, her fikir adamına, bütün devlet işlerini, yakından, tenikd ve kontrol ede -bilmek ':mkânınt vermektedir, için için süren, ve her çarpışmada Cumuriyet Halk Partisinin halkçılık ve sınıfsızlık davasının ka -nttları ile yenilip üslenen, prensip kavgası, 4. üncü Kurultayla, sonuna ermektedir. Ülkü bakımından biz haklı ¦ life: içerde ve dışarda, kendimi - R. Peker, program ve tüzük taslaklarını komisyonda izah etti. Sağlık ve Soysal Yardım, Tüze ve Tarım Dilekleri Konuşuldu Bakanlar Dilekleı Karşısında Fikirle rini Söylediler fiartîCremi rearro/ K. Peker program ve nizamname Romisyonunaa yeni programı İzah ederken C. H. P. Kurultayının seçtiği üç komisyon da dün sabah toplanmış ve çalışmaya başlamıştır. Komisyon üyelerinden başka delegelerden ve saylavlardan pek çoğunun bulunduğu toplantılarda ilgili işler büyük bir dikkatle konuşulup incelenmiştir. Program ve tüzük işlerine bakan komisyon yediye kadar çalışmış ve dilek komisyonunun çalış* ması dün gece geç vakte kadar sürmüştür. Hesab komisyonu da işİni bitirmiştir. lakları hazırlanırken partinin dört yılltk deneçlerintn, siyasa akışla ¦ rtntn, ekonomi gidişlerinin göz ö -nuru/* ''jtulduğunu söyliyerek ye- Dilekler komisyonu da çalışmasına saat 10 da başlıyarak başkanlığa Mümtaz ökmen, raportörlüğe Hakkı Tayla V' -çfer*/«r'vr*? Dilek Tcomlsyonu sağlık dileklerini görüşürken Bu çalışmalar hakkındaki C. H. P. bildİriğini aşağıya yazıyoruz: C. H. P. Büyük Kurultayı komisyonları 10.5.935 cuma günü (dün) saat onda işlerine başlamışlardır. 1. — Hesab komisyonu, başkan-Itğtna C. H. P. Ankara İdare he yeti Başkanı Rıfat Börekçi, rapor törlüğüne Damar Arıkoğlu, sekre terliğine Haşim Kulaltyı seçmiş oe dört yıllık parti hesoblartnı ve be'-geterini gözden geçirmiş, düzgün ve teşekküre değerli bulmuştur. 2. — Program ve nizamname komisyonu, saat 10 da toplanmış ve başkanlığa Şemsettin Günal-tay, raportörlüğüne Ferit Celâl Gü ven, sekreterliğine Muhittin Dinç soy'u seçmiş ve ilk iş olarak program taslağı üzerinde çalışmayı onamışttr. Banun üzerine toplantı da bulunan Parti Genel Kâtibi Re ceb Peher program ve tüzük ta* ni önergeleri sebebterile anlatmış dr. Komisyon bu izahlardan sonra konuşmağa geçerek akşama kadar çalışmıştır. Komisyon 11. 5. 935 cumartesi günü (bugün) çalışmasına devam Geçektir Tim --i 1 *' 2- V _ » at. zİn ve başkalarının bütün deneçle-ri, geçici bir kargaşa değil, fakat bir kuram değiştirme hadsesi olan büyük buhran da bize hak kazandırmıştır. •Jık ve Sosyal Yardım Bakanı korniş yana dilekler hakkında fikirlerini söylerken Akagündüz'ü seçmiştir. Evkaf U-mum Müdür vekili Başbakanlık Yönetgeri Kemal Gedeteç'in evkafı ilgilendiren dilekleri üzerindeki izahları dinlenmiştir. İkinci oturumda, sağlık dilekle rine geçilmiş ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Refik Saydam her dilek üzerinde ayrı ayrı izah larda bulunmuştur. Bundan sonra tüze işlerinin görüşülmesine geçilmiş. Bakan Şükrü Saraçoğlu'nun dilekler üzerindeki fikirleri alındıktan sonra konuşulan işler için kurultaya sunulacak noktalar tesbit olunmuştur. Geç vakit Tarım işleri üstündeki dileklerin ko nuşulmasına başlanmıştır. Komisyon 11-5-935 cumartesi günü (bugün) de çalışmaya devam edecektir. Balkan Paktı Konseyinde Dış Bakanımızın diyevi Toplantı ve Romen gazeteleri Bükreş, 10 (A.A.) — Balkan antantı konseyinin ilk oturumu saat 18 de başlamış, saat 21,30 a kadar devam etmiştir. Oturumdan sonra, Bay Titülesko, yanında BB Tevfik Rüştü Aras, Yevtiç ve Ma' simos hazır olduğu halde, kendi sinden haber istiyen gazetecilere ancak şunu söyleyebileceğini bildirmiştir: (Sonu î inci tayfada) Kronik Kurultay komisyonları çalışıyor Her yı-rdr 5 kurun Demokrasi ve partiler ATAY Bu yazıda kullandığımız kılavuz kelimeleri: Kural: kaide — ayra: istisna — gelişmek: inkişaf etmek — ayrım, ayrı: fark — dağınlık: perişanlık — avuntu, avunma: teselli — eksin: âciz — düşüt: cenin i sakil — Her şey bire ye sıfıra doğru, eksilerek gider. Bütün kurallar gibi, bunun da bir ayran vardır: demokraside partiler! onların bire ve sıfıra doğru, artarak, gittiklerini görmekteyiz. Yalnız bir ve sıfır rakamlarının hangi sayıdan sonra geldiğini kestirmek biraz güçtür. Almanyada 65 den sonra 1, Bulgaristan'da 55 den sonra 0 geldi. Küçücük Litvanyada 25 parti olduğunu belki bilmezsiniz. Fakat küçücük Litvanya için 25 ideoloji, battyorsa, 25 kurtuluş yolu, gelişi -yorsa, 25 çıkış yolu olmadığına pek güzet karar verebilirsiniz. Orada da styasa hayatı ya V e, ya-hud 0' a susamış olsa gerektir. Bir ufak memlekette bir sürü parti olduğu vakit, bu partilerin arasındaki ayrımı, artık, program ve ideoloji çevresi içinde bulamazsınız. Yunanistanda öyle partiler vardı ki birinin başında sakallı, birinin başında silme traş bir politikacı bulunmasından başka ayrımları yoktu. Artarak bire veya sıfıra git • mek! sıfırı bırakınız: çünkü hiçe gitmektir. Fakat artarak bire gitmeği, dağılarak birliğe git -mek sözü ile daha iyi anlatabiliriz. Yavuz Selim, Behri Cemiyeti dilhast perişanii ma Diyor. Bunu, bizim dağınltğtmu gönülleri birleştirmek içindir, türkçesine çevirirseniz, eski de -mokrasilere yeni bir avuntu bul -muş olursunuz. Birliğe doğru dağılmakta olanlar arasında, franstzlar kendileri -ni de göstermektedirler! Ingiltereye bakınız: parlamentoyu kuran bu ulusun demokrasisi osmantı imparatorluğu ile yaşıttır. Asırlarca olgunlaştıktan sonra, bu demokrasinin bir türlü üçüncü parti yapmaktan eksin kalmasına ne dersiniz ? İngilte -re'de üçüncü parti, her vakit, bir düşüt olarak doğuyor. Türkler, uzun dağtnlıktan sonra, birlik oldular. 1908 ile 12 arasında öyle zamanlar biliriz ki imparatorluğun içinde her f e r d bir parti idi. Bizim kurtuluşumuz toplam • ştmtzdadtr. tç Bakam geldi Ispartaya gitmiş olan Iç Bakanı Bay Şükrü Kaya dün şehrimize dönmüştür. İ Dünkü at yarışlarından O/r görünür (yazısı 6 tnet say ifade) SAYlrA % U L U b İl m*M «-» ı .¦*..- UUMAKTESİ !/ is/eri Kılavuz için dersler _ 2 — AHr — Eklfn 'Acix — Eksinlik jAciz duymak, aciz kalmak = Eksirrmck İrde = İrade Devrim, eksinlerin işi değildir. En büyük eksinlik, irde esksikli-ğinden gelir. Devrimciler, büyük zorluklar karşısında, eksinmek değil, şevk- terini artırmalıdırlar. **» Adap = Edevler Adabı muaşeret — Yaşama töreni Tören = Merasim Adabı umumiye = Ut »il törü Törii =- Örf ve taamül Yetki = Salâhiyet TÖrütüm = Teşri Törütgtn yetgi = Salâhiyeti teşriiye Törümlü = Meşru TÖrümsüz = Gayri meşru Adabı erkân Yol yöntem, sıra saygı Deyim = tâbir Terim — Istılah Uyum — Ahenk Edep kelimesi türkçedir: ia -kat adap karşısına onan aslını aldık: edevler. Çünkü herhangi bir işte adap, edilmek lâzım gelen şeylerdir. Ödenmnk lâzım gelen şey, ödev (vazife) olduğu gibi, edilmek lâzım gelen şey de, edevdir O halde diyeceksiniz, adabı muaşeret karşılığı olarak yaşama edevleri de diyebiliriz. Yalnız bu kadar değil, geçim edevleri deyi -mini de kullanabilirsiniz. Fakat asıl terim yaşama töreni'dır. Adabı muaşeret'tefcı yumuşak ve gevşeklikle, yaşama töreni'n-deki keskin ses oyununu kıyasla-yınız. Tören! merasim 'den yalnız daha güzel değil, daha asil, anla -mı daha yerinde bir kelimedir. Merasim'/n nereden geldiğini ve ne demek olduğunu bilmezsiniz. Fakat Tören size hemen Türe'yı hatırlatacaktır. O zaman Törümlü'nün nasıl meşru anlamım karşıladığım da sezeceksiniz. Meşru karşılığının şeriat yerine Türk Türe 'sine benzemesinden daha tabiiğ ne olabilir ? Töriitgejı yetgi, işte size, ço -cuklarınıza bir türlü anlatamadı -ğınız, ve söyJetemediğiniz salâhiyeti tcşriiye'jım karşılığı! Parti programının bir madde -sinde şunu göreceksiniz: "Kamu -tay törütüm yetgisini, doğrudan doğruya, kendi kullanır!,, Kamutayın törütüm yetgisînin ona ne gibi haklar vermekte olduğunu yvrd bilgisi kitablarında görürsü -nüz. Aramızda, utanmak kelimesini bilmiyen yoktur. İşte ut 6u keli -menin köküdür. Adabı umumiye'-bir sosyetenin ut örf ve taamülle-rinden başka nedir? Utsal törii her memlekete ve halka göre de -ğişir. Utsal tör'û'nün hiç bir memleket ve halk için değişmiyen bağ-zı esasları da vardır. Törümlü ve törümsüz sözleri meşru ve gayri meşru kelimeleri -nin terim olarak tam karşılığıdır. Fakat kullanma dilinde biz yollu ve yolsuz kelimelerini de, gene bu arab kelimelerine karşı kullan -maktayız. Adele = Kası Eğitim = Terbiye Beden eğitimi ile kasılarınm kuvvetlendiriniz. ı Ç DUYUKLAR Ulusaltürk talabe birliğinin toplantısı İstanbul, 10 (Telefon) — Ulusal talebe birliği bugün altı aylık toplantısını yaptı. Birlik marşının birinci teşrinde yapılacak kongrede görüşülmesi onandı. Prag'da toplanacak olan arsıulusal kurul taya türk talebe birliği de gidecektir. Diğorda gene deprem oldu Kars, 10 (Anadolu Ajansı) — Digor kamunu çevresinde gece ve gündüz aralıklı olarak yedi deprem olmuştur. Evelki depremlerden zarar gören yapılar bu defa yıkılmış, Tenci köyünde yeniden sular fı§kırrm§tır. ölü ve yaralı yoktur. Eski bir türk hekiminin adı kutlandı Ödemiş, 10 (A.A.) — Beş buçuk asır önce Mısırda Maristanı Mısır adındaki şifa yurdunun ünlü hekimi Ödemişin Birgi köyünden türk doktoru Mıdır Alinin mermer anıtı büyük bir kalabalık ve hekimler odasından gönderilen üç bayan ,iki bay doktor, bütün Ö-demiş doktorları önünde açılma şenliği yapıldı. Bayan doktor Handan ve M an isa dan gelen doktor Necdet söylev verdiler. Cumu-riyet çağında büyük türk ilimroe-ninin tarihin karanlığından çıkarılışı ve bunun Büyük Kurultay gününe rastlayışı mutlu bir iş sayılmıştır. Ulusal savaşta yıllarla yurdu ve dağlarım tutan ve uzun asırlar kahramanlar yetiştiren birgililer tarihinde büyük türk hekiminin görünüşü halkın minnetini kazanmıştır. îzmitde meyvacılık izmit, 10 (A.A.) — İl meyveciliğinin arıtılması (ıslahı) yolunda tanm direktörlüğünce zararlı böceklerle yapılmakta olan uğraş bitmiş yaz uğraşı için daha geniş ölçüde hazırlıklar yapılmıştır. Bu ay içinde meyva ağaçlan tanm fen memurları tarafından gözden geçirilecek ve bunlardan gerekenleri ilâçlanacaktrr. Adana'da pamuk fiatları Adana, 10 (A.A.) — Pamuk fi-atlan birkaç gündür yükselmeğe başlamıştır. Kilosu 32 kuruşa kadar düşen pamuklarımız dün ve ötey gün 40-41 kuruştan alınıp satılmıştır. Türk kadmlığı ülkülerine kavuştuğu için kadınlar birliği kapandı İstanbul, 10 (Telefon) — Ka -dınlar Birliği dün toplandı, önce çevrim kurulu raporu okundu,, ve rapor tasvip edildi. Bundan son -ra birlik başkanı Bayan Lütfiye Bekir birliğin bütün ülkülerine kavuşmuş olduğunu, artık Kadınlar Birliğine ibtiyaç kalmadığım soy -liyerek birliğin kapanmasını ileri riirdü. Bu Önerge kabul edildi. Birliğin mevcud parası Esirgeme ku • rumuna, eşyaları da Cumuriyet Halk Partisine verilecektir. Kurultayın açılışı bütün yurdda eşsiz bir şekilde kutlandı Yurdun her tarafından gelen telgraflarda C. H. Partisi dördüncü büyük kurultayının açıldığı dünkü 9 mayıs gününün büyük kir kayram günü olarak kutlandığı, yapılan toplantılarda partinin ve ulu önder Atatürk'ün ulusu karanlıktan aydınlığa çıkaran devrimlerle ba sarılan işlerin sayılıp döküldü ğüf yer yer konferanslar ne eğlenceler verildiği bildirilmekte, dolayısıyla halkın ala Öndere ve büyüklerimize karşı duy- dukları derin ve sarsılmaz bağ ltrığt bir daha tekrar edilmiştir. Dün birçok yerlerde, kuraiz, müze, ohul, yol ve amt açılma ŞSM&iği yandmısUr. işportada yapılan toplantıda, geçmişi k'.rli ve lekeli olan beyinsiz bir adamın kaytahlığı hortlamaya çaHşmış olmasın dan dolayı ıspartalıhrtn duydukları tika'nti bildirilmiş ve bu hareket ilenerek ıspartalı-la, m devrime bağlılıkları bir kere daha tekrar olunmuştur. Kurultay dolayısiyle Antalya'da Antalya, 10 (A.A.) — C. H. Partisi dördüncü büyük kurultayının toplanması dolayısiyle day-relerle evler, dükkânlar Parti bay-raklarile süslenmiştir. Şehrin baştanbaşa elektrikle ışıklandırılması için bütün tedbirler alınmıştır. Halkevinde yapılan toplanüda Partinin tarihçesi ve başanaan üzerinde konferanslar verilmiştir. Halk Partimizin dördüncü kurultayını pek ilgili bir surette karşılamıştır. Eskişehir'de Eskişehir, 10 (A.A.) — Cumuriyet Halk Partisi dördüncü büyük kurultayı dolayısiyle bugün saat 14 de Halk partisi salonunda bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda beş yüz kişi vardı. Atatürkün söylevi şehrin her tarafına kurulan radyolarla dinlenmiştir. Şehir baştan başa donatılmıştır. Gece fener alayları yapılmıştır. Yarın akşam halkevi tiyatro kolu tarafından bir eğlence verilecektir. Çanakkale'de Çanakkale, 10 (A.A.) — C. H. Partisinin dördüncü büyük kurultayını memleket günlerden beri bir bayram olarak beklemekte ve bugüne hazırlanmakta idi. Bu büyük gün şerefine her taraf donanmıştı. Ankara ve İstanbul radyoları açılmazdan önce halkevi salonunda ulusal bir piyes gösterildi. Şehirdeki bütün radyoların çevresi kadm, erkek halk ile dolmuştu. Partimizin eseri olan cumuriyetin kamâlizm yolunda her vakit ileri gitmesine canla başla çalışmak için herkes and içmektedir, ve Büyük Önder Atatürkle Partinin büyük kurultayını sevgi ve saygılarla kutlamak için koşmuşlardır. Gece büyük bir fener alayı şehri baştan başa dolaşmıştır. §. Karahisarda Ş. Karahisar, 10 (A.A.) — Türk ulusunu soysalhk ve genliğe kavuşturan C. H. Partisinin dördüncü büyük kurultayının açılışını kutlamak için halk dün sabah erkenden sokakları doldurarak ku- rultayın açılışı saatini beklemiştir. Kadın erkek binlerce halk ve okula irdemleri (talebeleri) parti konağı Önünde toplandı. Kaleden atılan bir topun işaretiyle saat 15 de kutlama töreni başladı. Parti çevrim kurulu ve üyeleri ve diğer aytaçlar (hatipler) Partinin yaptığı verimler ve başarmaları anlatan söylevler verdiler. Eundan sonra halk tarafından ulusal oyunlar oynanmış, gece fener alayı yapılmıştır. Adana'da Adana, 10 (A.A.) — C. H. Partisi dördüncü büyük kurultayının toplanması dolayısiyle dün şehrimizde çok parlak ve içten gelen bir gösteriş yapılmıştır. Bütün şehir baştan başa bayrak, yeşillik ve ışıklarla süslenmiş ve donanmıştır. Programa uyularak saat 14.30 da bütün partililer, halkevi iler, sporcular ve binlerce halk halkevi önünde ve hükümet caddesi boyunca toplanmışlardı. Büyük Önderimiz Atatürkün söylevinin herkes tarafından dinlenebilmesi için şehrin belli başlı yerlerine radyolar ve hoparlörler konmuştu. Saat tam 15 te başlayan Atatürkün söylevi çok güzel dinlenmiştir. Bundan sonra halkevi önünde Partinin yaptığı devrimler ve işler hakkında değerli söylevler verilmiş ve gece büyük bir fener alayı yapılmıştır. Adanamızm kurtuluş savaşını filme almak üzere şehrimize gelen salgrt (heyet) dün işe başlamıştır. Dün sabah 300 kadar yurttaş şehre sekiz kilometre uzaklıkta savaşın yapıldığı Kurt Tepeye gitmiş o tarihiğ günleri yaşatarak filmde rol almıştır. Dün C. H. Partisinin tarihi ve başardığı işler hakkında bütün ilk ve orta okullarda birinci derste konferanslar verilmiştir. İzmît'te İzmit, 10 (A.A.) — Cumuriyet Halk Partisinin dördüncü kurultayı dolayısiyle şehrimiz baştan başa donatıldı. Öğleden sonra Parti ve halkevi önünde büyük bir toplantı yapılarak radyolarla ku-rultaym açılışı ve Ulu Önderin söylevi dinlendi. Gece fener alayı yapıldı. Istanbulda yapılacak Tüze sarayı tçin acıtan proje yarışını Mıymar kacanan projenin resmini koyuyoruz .. TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'nâ Asım Kömürciicğlu kazanmıştır. ^ „^ Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Abımsıklık = İrtişa Aday = Namzed Alan = Saha Amaç =¦ Maksat Anlaşmazlık ¦¦ IhlİIâf Arıtılması = İslahı Asığ — Menfaat Aşırı = Müfrit Atanmak = Tayin edilmek Aytar = Hatip Azı = İsyan Barış Sulh Basın = Matbuat Bayramak = Tesit ermek Belge = Vesika Berkitmek = Tcyid etmek Betke = Makale Birge s* Müşterek Borç = İstikraz Çcvenler = Mehafil Çeven = Mahfil Çözelemek = Tahlil etmek Dayanışma = Tesanüt Değerlemek = Takdir etmek Delege = Murahhas Deprem = Zelzele D i ı -1 • = Müdür Dİyev = Beyanat Doğu =- Şark Durluk = istik rai Durum = Vaziyet Duşerge = Vecibe Eğlira = Temayül Etke = Amil Endüstri = Sanayi Esinlenmek = İlham almak Genlik = Refah Göret — Ziyaret Gündem = Ruzname Güney Cenup Hakikiğ = Hakiki Hekimler = Etibba İçten — Samimî İlenmek = Tayin etmek ligi m Alaka İlgilendirmek = Al akalan dırmaS İnanca «= Teminat İl — Vilâyet llimmen = Alim İncelemek = TetkiK ermen İşyar = Memur ittifak =- Bağlaşma Kamuğası = Menafi i amme Kanığ sa Kani Kanıt = Delil Kaygu = Endîşe Kıya = Cinayet Kovalamak = Takib etmek Kural - Kaide Kurul =¦ Heyet (Assamblee Kurağ = Bina Muhacir = Göçmen Okul = Mekteb Ortak olmak — İştiran etment Oturum = Celse Oylaşmak = Teatii efkar etmek Ödcl — Vâde öğrenek = Talimatname Önem Ehemmiyet Önemli = Ehemmiyetli ötey gün = Evcisi gün Özel = Hususî Pekiştirmek = Takviye etmesi Sağlamak = Temin etmek S3ptamak = Tesbit etmek Sonuç = Netice Süel = Askerî Şimdileyin = Halihazırda Şölen = Ziyafet Tccimel = Tiracl Tükeİ = Tamamen Türe = Hukuk Tüze = Adalet Uçak = Tayyare Uğraş = Mücadele Ünlü Meşhur Yüküm = Mecburiyet Yükümsel = Mecburî Zorağ *= Zaruret ULUS 12, mayıs 1935 paz/ie Montevideo, 11 (A. A.) — Urujıuay Mir kümeli, Şako'dn barışın elde edilme* in yapılacak Izonnşmtılaru yirerehtir. ON \'7\XCl YIL. No: 4952 Adımız, andıınızdır. Her yerde S kıırtı Gündelik ÜLKÜ PARTİSİ Cumuriyct Halk Partisinin dördüncü kurultayı başlamıştır. Bu, partimizin ve onunla beraber türk yurdunun yeni bir hız ve yükseliş devresine girmesi demektir. Dünyada Cumuriyet Halk Partisi ka -dar, bütün bir ulusu ve onun yüksek ülkülerini kendinde belirten ve yaşatan bir partiye daha rastlanmaz.. Partimiz türk ulusunun maddiğ ve tinel bütün yaşayış ihtiyaçlarını karşılamak yolundaki büyük yeteneği ile onun öz malı olmuştur. Cumuriyet Halk Partisi yaşa -yışında ve kınavında en verimli ve başarıklı bir şekilde evrinmek-tedir. O ilk önce başında Ulu Önder Atatürk bulunduğu halde türk ulusunu içten ve dıştan gelen teh-lükelere karşı savaşa girişmiş ve yurdun bütünlüğünü ve erkinliğini kurtarmıştır. Bu bakımdan partimiz her şeyden önce kurtarıcı bir partidir. Fakat ulus haya -tında bu kadarı yetmez. Kurta -ncılık, gerçek ve sonrasız olabilmek için ulusun bugünkü ve yarınki yaşayış yollarını da göstermek ve onun durmadan yükselmesi çarelerini arayıp bulmak gerektir. Cumuriyet Halk Partisi işin bu ev -resinde de ulusun güvenine ve teşekkürüne lâyık olacak surette büyük izerler başarmıştır. Kurtarıcılıktan sonra yükseltici hakkını kazanan Cumuriyet Halk Partisi yaratıcı kınavında u-lusun hiç bir sınıfım incitmeden ve ancak yurdun yüksek ve gerçek asığlannı göz önünde tutarak ha -reket etmiştir. Soysal tüze onun başlıca amacıdır. Bir çok devrimler ve partiler başarıklarını yaşamakta olan bir dengelmeyi tersi -ne çevirmekte ve şu veya bu sim -fa ayırtlı durumlar sağlamakta a-rarlar.. Bu kolay olduğu kadar devamsız, ve ulus bakımından ve -rimsiz bir yoldur. Partimiz bu yola hiç bir zaman girmemiş, ve güçlüklere katlanarak ancak her yurd-daşm, her sınıfın haklı »sığlarını koruyacak şekilde iş görmekle u-lusun sevgi ve saygısını kazanmıştır. Partimizin her kurultayı onun yeni bir hız ve evrim devresine girmiş olduğunun işaretidir. Dört yıllık başarıkların hesabı görülürken ikinci bir dört yıllık büyük ve hızlı işlerin de temelleri atılır. Partinin Ulu Önderi Atatürk ona türk ulusunun, türk yurdunun yeniden yeniye istediği ve aradığı yükseliş yollarını gösterdikten sonra yaşayışımızın her yönünde tazelenen bir enerji ile ileri hareketleri hızlanır. Başka bir çok ülkelerde Parl» hayatı yerinde sayan ve yeni ihtiyaçları karşılayamamak yüzünden yıpranan ve prestijini kaybeden taşlaşmış bir şey olduğu halde bizde türk devriminin en e- Büyük Kurultay Bugiîn Yeni Programı Görüşecek. Büyük Kurultayın Program ve Tüzük Komisyonu dün İşini Bitirdi, Dilek Komisyonu Gece Yarısına Kadar ÇalıştL C. H. P. dördüncü büyük ku -rultayımn program ve tüzük ko -misyonu ile dilek komisyonu dün de çalışmış, program ve tüzük komisyonu dün gece işini bitirmiş ve raporunu hazırlamıştır. Büyük kurultayın bugünkü toplantısında programın konuşulmasına başlanacaktır. Dilek komisyonu dün gece yarısına kadar çalışmış ve ekonomi işleriyle uğraşmıştır, bugün de çalışmasına devam edecektir. Dün akşam kurultaydan şu bildiriği aldık: C. H. P. Büyük kurultayı ko • misyonları, 11. S. 93S cumartesi sabahından geç vakte kadar ça lışmalartna devam etmişlerdir. Bu alışma gece varışına kadar sü -recek, yarın (hugün) sabah tek -rar basltyocaktır. Program komisyonu Dil Cemi yeti üyeleriyle birlikte programın öz türkçeye çevrilmesi yolunda ça Itştyor. İşini bitiren kurultayın Dilekler komisyonu da birinci oturumda Gümrük ve Ekitter Bakanlığı ile Sü Bakanlığım ilgilendiren dilekler, ikinci oturumda fi-nans dilekleri üzerinde çalışmış ve ilgili Bakanların izahını dinlemiştir. Bu komisyon saat 22 de hesab komisyonu tekrar ekonomi dileklerini görüşmeğe başlıyacak ve Ekonomi Bakanını dinliyecektir. Hesap komisyonu mazbatasını yazmış ve Parti merkez hesab-larıntn tamltğtnı ve düzgünlüğü -nü takdir diliyle anmıştır. Varşova görüşmeleri Konuşmalar hakkında bildirik Varşova, 11 (A.A) — (Remiğ bildirik) leh dışarı işler bakanı B. Bek ile Fransa dışarı işler ba • kanı B. Laval arasında yapılan dostça görüşmeler her iki devlet adamına genel nelikteki mesele -lerle bilhassa her iki hükümetin bu dakikada dikkatlerini çekme -si gereken özel meseleler hakkın -dakî oylaşmalarda bulunmak im -kânını vermiştir. Böylece yapılan incelemeler karşılıklı bir güven duygusunun ve içten bir anlaşmanın varlığım göstermiştir. Her iki bakan aynı konunun güdülmesi hakkındaki çalışmala -rının ve barışın bütün gireceklere açık bulunmak üzere arsıulusal geniş bir işbirliği yapılarak Avrupa güvenliğinin korunması üzerin (Sonu 4 üncü say ifada) saslı ve en verimli temeli haline girmiştir. Çünkü Cumuriyet Halk Partisinin gerçeklemesine çalıştı -ğı büyük ülkülerin her türkün duygusuna, düşüncesine ve öz asığı -na uygun olduğu bütün yurddaş-larca anlaşılmış bir hakikattir. Zeki Mesud ALSAN Balkan Paktının Bekemi Başkanlar Balkan paktının barış yolunda her gün gelişen ve önemleşen bir birlik olduğunu anlattdar Bükreş, 11 (A.A) — Havas -dan: Balkan konferansı Roma anlaşmalarına bağlt meseleleri ve bu arada Tuna meselesite A -vusturyantn erkinliği, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristanın süel statülerinin değiştirilmesi hakkındaki istekleri ve İtalya tarafın • dan düşünülen orta Avrupa barı sının pekiştirilmesi meselelerini konuşmuştur. Konferansın Akdeniz andlaşması meselesine de dokunduğu sanılmaktadır. Toplantının çok içten olduğu kaydediliyor. Dünkü konuşmalar Bükreş, 11 (A.A.) — Bugün öğleden sonra toplanan balkan antantı konseyi, gündemindeki meseleleri konuşmuştur. Yarınki son toplantıdan sonra varılan sonuçlar hakkında bir bildiriğ çıkarılacaktır. Saat 20 de balkan antantı dışarı bakanları şerefine bir şölen verilmiş ve şölende hükümet başkanları İle elçiler bulunmuşlardır. Saat 22 de kiralın sarayında bir kabul resmi yapılmıştır. Bildiriğ bugün çıkarılıyor Bükreş, 11 (A.A.) — Sabah o-turumu saat 14 e kadar devam etmiştir. Bakanlar ve yanlarında bulunanlar Yunanistanm Bükreş elçisi B. Kulas tarafından verilen şölende hazır bulunmuşlardır. Bundan sonraki toplantı saat 16,30 da olacaktır. Bu akşam kı-ral tarafından sarayda verilecek olan konserde bir kabul töreni yapılacaktır. B. Yevtiç bu kabulden sonra Belgrad'a gidecektir. Çünkü bir takım işleri vardır. Son tebliğ yarın öğle vakti çıkarılacaktır. Gazeteler, balkan anlaşması konseyinin çıkarılmaları hakkında u-zun yazılar yazmaktadırlar. B. Yevtîç'in önemli diyevi Bükreş, 11 (A.A) — "Dimine \Sonu 4 üncü say ifada) Büyük Kurultayın dilek komisyonu dnü finans İşlerini görüşürken Kronik Konuşma dilinde 1 Gazeteler için 5 atay — 7000 kelime! Yeni kelime/ Enikonu dil değiştireceğiz. Bu -nun içinden nasıl çıkabiliriz? Kendi kendinize buna söyler ken, istimal karşılığı kullanmak kelimesinin de bu 7000 arasında bulunduğunu düşünmüyorsunuz } Fakat dahası var: 7000 kelimenin birkaç bini bu kadar basit, hep bildiğimiz türkçe kullanmak kelimeleri olduğu gibi, bir çoğu da ancak eski metinlerin çevirmesine yarayan, ve, ne konuşma, ne de gündelik yazma dilinde ihtiyaç duymadığımız kelimelerdir. Ben size doğru rakamı haber vereyim: Belliyeceğiniz kelimelerin sayısı 300 ü geçmez. Eğer say* sam, belki bunu 150 ye indirebi -lirim. Faakt en genişini altyorum. Şöyle bir usulde birleştiğimizi tasar! t yalım: Hepimiz günde î yeni kelimeyi konuşma dilimize alaca -ğız. O gün, akşama kadar, fırsat düştükçe, bu kelimeyi söyliyece ¦ ğız; ve karştmtzdakine söyletmeğe çalışacağız. En geç 1936 mayısında tam türkçe konuşuyoruz. Gazeteler için günde S kelimelik, fakat 5 esaslı kelimelik bir liste haztrltyalım (1): İki ay sonra tam türkçe yazıyoruz. Ve bütün bu, ancak bir baş ¦ langıç'tır. Çünkü o zengin sandı-ğımtz Osmanlıca ile Larus lügatinin yarısını bile, kelime olarak,, karştlayamıyorduk. Kılavuz, yal» ntz osmanlıcayt esas tuttu. Birkaç yıl içinde bir kültür dilinin bütün kamusuna karşılık bir kamusumuz olmak lazımdır. Bu kamusun yeni kelimeleri, bugünkü kılavuzun, konuşma ve yazı dilinde işlenmesi ile elde edeceğimiz şekiller -den yapılacaktır. Yeni kelimeleri yoğururken; bilmeksizin, bir çok yeni kavramların karşılığım yaratmış olacağız. Terimler en kolayıdır: Kılavuzun gösterdiği örnekler ve usul üstünden, bir iki yılda, en zengin terim kamusları kadar zengin bir türk terim kamusu elde edebiliriz ve kültürün temeli olan dil dutluğuna varabiliriz. Her gün konuşma diline bir kelime Her gün gazete diline 5 kelime En büyük devrimi başarmak için yol bu kadar kısa, usul bu kadar basit ve kolaydır. (t) — Gazeteci arkadaşlarla böyle kararlasttrdık. SAYIFA 2 ULUS 12 MAYIS 1935 PAJZAR Dil isleri. Kılavuz için dersler İÇ D U Y U K L A R Tüze = Adalet Tüzel = Adlî Sosyal = İçtimaî Orhon anıtlarında tÜz âdil anlamına gelir. Kılavuzda adalet karşılığı bu kökten alınmıştır: Tüzel Kamâlizmin de düşündüğü bir sosyal tüze vardır: Bunun ne olduğunu anlamak için parti programına bakınız. Cumuriyetin ilk işlerinden biri, Tüzel usulleri kolaylaştırmak ve kısalaştırmak olmuştur. Eşit = Müsavi [Eşitlik = Müsavat (Özgen = Hür (özgenlik = Hürriyet Özgür = Serbest Bölge = Mmtaka Tüze kelimes'ıni duyduğunuzda, ir ansız büyük devriminin dört sö-zü hatırınıza gelmiştir: Hürriyet, müsavat, adalet, uhuvvet! Ne soğuk klişeler diyeceksiniz, öz türkçe bunlara yeniden can verdi: özgenlik, Eşitlik, tüze ve har d eşlik I Bu arabcalar arasında h ü r ve hürriyet de türkçedirler: Fa -kat, her şey gibi, kelimenin taze -sini kullanmak insanın hoşuna gider. Serbest kelimesinin karşılığı özgür jiür. Eski serbest mıntaka'ya şimdi özgür-bölge diyebiliriz. Burada Özgen kelimesini kullanamayız. Bu, yeni türkçemizin bir zenginliği olacaktır. " Bütün yurddaşlar, kanun karşısında, özgen ve eşittirler.,. Bu cümleyi, eskisinden daha güzel bulmuyor musunuz? Ademi = sizlik, mazlık, siz, maz, Gayri = Yad .. Bu ekler karşılanırken, türk eklerinin ve fiillerinin zeginliği göz alır. Şu gayri kabili taham -mül sözünü/ı turkçesine bakınız: Çekilme zl " Bugün demokrasileri sarsan sebeblerden biri, dursuzluk'-tur.„ Cümlesinde dursuzluk eski ademi istikrarın karşılığıdır. Mesuliyetsizlik ile ademi mesuliyet birbirinden ayrıdırlar. Birini türkçede soravsızlık, ötekini s o -rulmazlık diye karşılıyoruz. Ademi imkân için imkânsızlık diyebileceğiniz gibi, olamaz-11 k kelimesini de kullanabilirsiniz: "Ben bu işte olamazltk gör -müyorum!.. Belki bazı yerlerde olamazlık fikri daha iyi be -lir tir. Gayrî kati kılavuzda kesin-s i z diye karşılanmıştır. Kesin "kati., demektir. Fakat en büyük kazancımız "y a d„ önekini buluşumuzdur. Ulusa Tın millî demek olduğunu bilirsiniz: Şimdi gayri millî demeğe kalkışınız, dura-lıyacakstntz. Yadulusal şekli bizi bu zorluktan kurtarmıştır. Gerçi siz, konuşurken, "ulusal olmı -yan,, , "ulusçuluğa uygun olmı -yan,, der. işin içinden çıkabilirsiniz: Fakat bu şekle ihtiyaç gös -teren binlerce terim yolumuzu beklemektedir. Böyle öneklerle hiç bir dilde, boyuna konuşma kelimesi yapıl -maz: Ancak yapılmış olan terim -terden lâzım olanı konuşma diline klişe olarak geçer. Fransızca i nte r'in yerini tutan a r s ı öneki ile arsıulusal kelimesi yapılmasavdı, in -ternasyonal olduğu gibi dilimize girecekti. Şimdi yeni terimin ne kadar kolaylıkla kullanılmakta ol -duğuna dikkat ediniz. Gene bu a r s ı olmasaydı, a r s ı balkan i k yerine bey -tıelbalkaniye mi diyecektik? Bu misallerde bir takım yeni Türk - Yunan karma hakyeri çalışmasını bitirdi İstanbul, 11 (Telefon) — Türk -yunan karma hakyeri 15 davaya baktıktan sonra işini bitirdi. Tarafsız başkan B. Bok, türk ajanı Bay Emin Âli, yunan ajanı Istav-ropulos birer söylevle iki memleket arasındaki dostluk hislerine dayanan hakyeri'nin kısa zaman içinde on iki binden fazla davayı kolaylıkla başardığını ve bugün hakyerini iki tarafı da hoşnud bırakacak bir hava içinde kapadıklarını söylediler. Türk - fransız karma hakyerin-de görülecek daha on iki dava vardır. Bu hakyerinin dc ilk teşrine kadar işini bitireceği umuluyor. Lozan andlaşmasının hükümlerine göre Türkiyede kurulan altı karma hakyerinden dördü bundan önce işlerini bitirmişlerdi. Bugün beşincisi kapandı. Aynı antlaşmaya göre ilgili diğer memleketlerle kurulan hakyerlerinden daha hiç birinin işini bitirmemiş olması Türkiyenin arsıulusal anlaşma ve eyi dostluk politikasının bir gösterisi sayılmaktadır. İstanbul'da süel bir japon salgıtı istanbul, 11 (Telefon) — Birçok memleketlerde süel durumu incelemeye gönderilen japon sal-gı darından biri bugün Istanbula geldi. Salgrtta bir topçu komutanı ile bir uçak subayı vardn-. İki kün İstanbul'da kalacaklar, sonra Ankara'ya gideceklerdir. B, Ruşen Eşref geliyor İstanbul, 11 (Telefon) — Atina elçimiz B. Ruşen Eşref Istanbula geldi ve bu akşam Ankara'ya hareket etti. İstanbul tecim odası kurultayı İstanbul, 11 (Telefon) — Bugün İstanbul tecim ve endüstri odasınm büyük kurultayı toplandı. Ankara'ya gönderilecek altı rapor gözden geçirildi. Raporlarda genel mağazalar, deniz altındaki servetler, sergi ve panayırlar, aksiyon, zahire tecim borsaları, rasyonalizasyon ve istandari-zasyon işleri konuşuldu. Denizciler salgıtı İstanbul, 11 (Telefon) — Ekonomi Bakanlığiyle görüştükten sonra Istanbula dönen deniz salgıtı başkanı gazetecilere Ankara-daki konuşmalarından çok hoşnud olduklarım, çok faydalı kararlara varıldığım. Ekonomi Bakam B. Bayarla, Parti Genel Kâtibi Bay R. Peker'İn denizcilik bayramı önergesini büyük bir ilgi ile karşıladıklarım ve kabotajın türk bayrağına bırakıldığı büyük günü kutlamak üzere bir komitenin işe başladığım söylemiştir. İstanbul'da menenjit salgını yok İstanbul, 11 (Telefon) — İstanbul sağlık işleri direktörü Istanbulda bulaşık menenjit olduğu ha-berinin asılsızlığım söylemiştir. kelimeler geçti. Onları sıralayım: Katî = kesin Gayri katî = kesinsiz Beyne = arsı (inter) Beynelmilel = arsıulusal Dursuzluk = ademi istikrar Durluk = istikrar Tebarüz ettirmek = belirtmek Istılah — terim. Atatürkle İngiltere ve İrak Un allan arasımla telgraflar Cumur Başkam Atatürk ile ; Irak Kiralı arasında aşağıdaki telgraflar verişilmiştir: S. M. birinci Gazi, İrak Kiralı, Kıral ailesile dost Irak u-lusunu sevindiren mutlu hadiseyi sevinçle öğrendim. Majestelerinin kıraliçe ve gene veliaht'ın sıhat ve sonsuz mutluluğu hakkında içten gelen dileklerimi sunarım. Kamâl ATATÜRK Son Ekselans Kamâl Atatürk Nazik kutlamanızdan çok duygulandım. Yürekten teşekkürlerimi sunar ve bahtiyarlığınızın devamiyle dost ve kom şu Türkiyenin olcayı hakkındaki öz dileklerime inanmanızı rica ederim. Birinci Gazi İngiliz Kiralı Beşinci Jorj*-un jübilesi dolayısiyle Cumur Başkam Atatürk ile S. m. Kıral arasında aşağıdaki telgraflar verişilmiştir: Majestelerinin tahta çıkışlarının 25 inci yıldönümünü kutladığı bu anda kendilerine çok içten kutlamalarımla birlikte şahsiğ bahtiyarlığınız ve kıratlık ailesinin bahtiyarlığı için olan en sıcak dileklerimi sunmakla bahtiyarım. Kamâl ATATÜRK Tahta çıkışımın 25 inci yıldönümü dolayısiyle nazik kutlama ve dileklerinize bütün kalbimle teşekkür ederim. Jorj Türk dili abonelerine Türk Dili Araştırma Kurumu Genel Sekreterliğinden: ((Türk Dili) bülteninin onuncu sayısİyle birinci abone yılı bitmiştir. İkinci abone yılının ilk sayısı olan onbirinci (Türk Dili) de basılmaktadır. Dil devriminin geçirdiği bütün değişimleri içinde toplayan (Türk Dili) bültenine abone olmak yo-luyle bu büyük ulusal devrime ilgi göstermiş olanların, yeni yıl için de abonelerini yenileyecek -terine inanıyoruz. Birinci abone yılı içinde abone merkezinin iki kere değişmesi yüzünden vaktinde bültenlerini alamamış olanların adlan yeni -den Devlet Basımevine gönderil -miştîr. Abonelerimiz içinde ek -sik sayı almış olanlar kalmışsa onların da hemen Kurum Genel Sekreterliğine adreslerini ve hangi saytvt almadıklarını bildirmelerini dileriz. Yeni yıl aboneleri için İstan -bulda Ankara Caddesinde Türk Kitapçılık Limitet Şirketi merkez edinilmiştir. Abonelerini yenilemek istiyenler, eskiden abone olduklarını da bildirerek bu şirket müdürlüğüne yazmalıdırlar. Bültenin abonesi on sayı için üç liradır. Türkiye içinde abone olanlardan ayrıca posta parası a-lınmaz. Bültenin yeni yılı içinde ikinci Türk Dili Kurultayında okunmuş olan değerli tezlerden bir çoğu çıkarılacak. Karşılıklar Kılavuzu, Derleme Dergisi, Ekler Dergigsİ hazırlıklarına dair bir çok malûmat bulunacakttr. Bütün abonelc rimizİn geçen yıldan çok daha önemli olacak olan yenİ yıl abonesine ilgi göstereceklerini şüphesiz sayarız. İnönü savaşları için dikilen anıtm açılışı Bozüyük, 11 (A.A) — Bugün birinci ve ikinci İnönü savası için dikilen anıtı Eskişehir, Bilecik ilbayları kor ve uçak subayları, Eskişehir, Bilecik, Bozüyük, Sö -güt, Pazarcık, İnönüden gelen kurumlar, sporcular, okulalılar ve binlerce halk tarafından göre-telenerek çelenkler konulmuştur. Törende söylevler söylenmiş ve türk ulusunu, türk vatanını, tüık erkinliğini korumak için yeğitçe dövüşerek canlarını veren şehid -terimiz saygı ile anılmış ve birinci, ikinci İnönü savaşını kazana -rak türk ulusunun ters talimi yenerek her alanda ulusu yüceltmek yolunda emeklerini ve onardığı işleri acuna örnek yapan Ulu A -tatürk'e ve İsmet İnönü'ye bütün halk saygılarım sunmuşlardır. Üç uçağımız çok alçaktan uçarak şe-rrdlerimizi selamlamalardır. Atatürk'ün sovyet artistlerine yüksek yöneli İstanbul, 11 (Telefon) —Sovyet artistlerine Atatürk tarafın -dan armadan edilen tabakaları bugün asilbay kendilerine vermiş, artistler Atatürk'ün yüksek yöne linden çok duygulanmışlardır. Salgıt başkanı Bay Arkanof bu -gün Perapalasta gazeteciler şerefine verdiei çay şöleninde gazetecilere. Ankarada, İzmirde ve Istanbulda verdikleri konserlere halkın gösterdİpi büyük ilgiden çok hoşnud olduklarını ve iki memleket arasındaki bağlılığın kültür sahasında da yavılmasınm övülmeye değer bir hadîse oldu • gunu söyledi. Artistler bunun kon-•ervatuvarı gezdiler ve çok beğendiler. Bir çocuk hırsızı yakalandı İstanbul, 11 (Telefon) — Ser-kis adında bir adam şeker, çuku-lata vererek dokuz on yaşlarında Mahmud ve Salahaddin adlarında iki çocuğu kaçırırken halk tarafından yakalanmış ve polise teslim edilmiştir. Şimdiye kadar kaçırılmış olan çocukları da bu adamın kaçırıp kaçırmadığı polisçe araştırılmaktadır. Bir yumurta tozu fabrikası kurulacak İstanbul, 11 (Telefon) — Yu-murtacılar, yumurta tozu yapmak üzere bîr fabrika kuracaklardır. Turing kulübümüz Kahire'de şuğbe açıyor İstanbul, 11 (Telefon) — Türkiye Turing ve otomobil kulübü Kahirede bir şuğbe açacaktır. Sovyetler Birliğine giden salgıtrmız döndü istanbul, 11 (Telefon) — 1 mayıs sovyet bayramında bulunmak üzere Moskovaya giden sal-gıtımız bugün geldi. Salgıt Sovyetler Birliğinde gördüğü candan kabulden çok hoşnuttur. Vapur a'mağa gidecek salgıt İstanbul, 11 (Telefon) - Deniz yollan ve Akay'a alınacak vapurları seçecek ve ısmarlıyacak salgıt çarşamba günü Almanyaya gidecektir. Salgıtta deniz yollan direktörü B. Sadettin, Akay direk törü B. Cemil, deniz yollan fen kolu başkanı ile güverte ispekteri vardır. Bugünkü sayımızda ge* Malatyada deprem Malatya, 11 (A.A) —Dün ge ce saat 23 de doğudan batıya beş altı saniye süren bir deprem; olmuştur. Halkevinde seçim Halkevi Başkanlığından: Sosyal Yardım komitesinde a-çık olan bir üyeliğin seçimi için kola yazılı olan arkadaşların bugün saat 18 de Halkevine gelmeleri rica olunur. çen kılavuz kelimeleri Algı ¦= Ganimet Andıç = Muhtırs Arsıulusal — Beynelmilel A«ğ = Menfaat Asilbay = Vali muavini Azı = İsyan Azıyan = Asi Sağıtmak - Tedavi etmek Bağlaşık = Müttefik Bari) = Sulh Basın = Matbuat Başank = Muvaffakiyet Beldek = Alâmet Bckem = Rasta Betke = Makale Bekit = Vakıf Birge = Müşterek Bölek = Mıntaka Çeven = Muhit, mahfil Danıştay = Devlet şurası Direktör ~ Müdür Diyem — İfade Diyev = Beyanat Duygulanmak = Mütehassis olmaa* Durum = Vaziyet Egemenlik = Hâkimiyet Endüstri = Sanayi Erkinlik = İstiklâl Etke = Tesir Erek = Gaye Erkin = Müstakil Eşitlik = Müsavat Genelge = Tamim Gerçekleşmek = Tahakkuk etmek1 Girİşİt = Teşebbüs Göret = Ziyaret Gösteri = Tezahür İlgi = Münasebet ilgili = Alâkadar incelemek = Tetkik etmeH Ispckter = Müfettiş Kamoy — Efkârı umumiyş Karma = Muhtelit Karma hakyeri = Muhtelit ^ Kasamak = Mahkûm etmek Kınav = Faaliyet Kıtında = Nezdinde Komutan = Kumandan Kotarmak = Halletmek Mut = Saadet Olcay = İkbal Oybirliği = İttifakı İra (umanisltc'] Ödev = Vazife öğretim = Talim Önemli = Ehemmiyetli özel = Husus! Papas = Rahib Papas - kadın = Rahibe Pekiştirmek = Takviye etmek Salgıt = Heyet Seçkin = Güzide Sınırlamak = Tahdid etmek Sonuç = Netice Sömürge — Müstemleke Sömürmek =q İstismar etmedi Söylev = Nutuk Subay = Zabit Şölen = Ziyafet Taptamak = Totbik etmek Tarafsız = Bitaraf Tecim = Ticaret Tutsak = Esir Tutsamak = Tevkif etmek Tutu = Rehin Uçak = Tayyare Verişmek = Teati etmek Yargıç = Hakem Yalanlamak = Tekzib etm»* Yastamak = Atfetmek Yetke = Salâhiyet Yönetim kurulu = İdare heyeti Yokattm = idam Yoketmek = Mahvetmek Yönel = İltifat Yönetger = Müsteşar ULUS 13, MAYIS 1935 PAZARTF.SÎ Viyana, 12 (A.A.) — Brno'da çıkan ve ya-snk edilen Arhnyter Saytııng (gazetesini sattıkları anlaşılan 39 kişiden 25 ine ağır hapis ceznsı verilmiştir. Ötekiler de şimdilik hapistedir. ON ALTINCI YIL. No: 4953 Adımız, anilinimin-. Ilrr yerde î kıırıiM Gündelik PLÂNLI TÜR üt YE F. ft. AT AY Bu betkcmızde {makale) kullandı-ğımız kelime karşılıkları şıınlard:r: Değişke: Tadil — ÖrtünlÜk: Müphe-miyet — Tecim: Ticaret — Tarım: Ziraat — Dengcy: Merkezi sıklet — Yo-ru: Tefsir — Sava;-' Mücadele — Ber-kite: Müeyyide — Bozutçu: Müisid — Asığlanmak: istifade etmek — Ey-cillik: Hayırhahtık — Hoşgörülük: Müsamaha — Uyuşkanlık: İtilâf per-ferlik — Yasav: İnzibat — Yağınç — Suİkasd — Aytışma: Münakaşa. Halk partisinin son program değişkeleri üstünde fikir adamlarını bir daha durdurmak isteriz. Çünkü bu programda, ne ekonomi, ne kültür, ne de rejim bakımından herkesin başka türlü hükümlerde bulunabileceği örtün-lükler kalmamıştır. Nasıl demokrat, ne kadar halkçıyız? Nereye kadar devletçiyiz? Bütün bu ay-tışmalar, parti adamları için, tarihe karışıyor. Programın ruhu, Türkiye'yi yüksek devlet kontrolü altında plânlaştırr-v^ktır. Ne ekonomi, ne tecim, ne bayındırlık, ne tarım, ne de kültür işlerinden hiç biri, kontrol ve ptânlaşma çerçevesi dışında kalmamıştır. Rejim için en sağlam dengey, devletçilik ve plânlaşma düsturunda bulunmuştur. Daha düne kadar, parti içinde kalarak, en - sağ ve en - sola kadar kayabilen sÖ/-lev ve yazılara sık sık rastlayor-duk. Şimdi bu kayışlar, artık, parti prensiplerini :azhlamağa çalışan birer y o r u değil, parti prensiplerine karşı gelen birer savaş sayılabilir. Eğer aynı kaypaklık iş mekanizması içinde olursa, bunun adına da bozgunculuk adı verilmek lâzımdır. Plân, bu asrın son yıllarının kelimesidir. Plân, devlet ve halk kuvvetlerini toplu çalıştırmak, u-lusal enerjiyi tam veriminde ve değerinde tutmak demektir. Bunun esaslı berkitesi ise, herkesi, bu sarsılmaz halk kararına, inandırmak, bozutçuların ve şahsiğ politika güdenlerin, parti kuvvetlerinin hiç birinden asığlanması-na meydan bırakmamaktır. Bizim kusurlarımızdan biri, eyeillik ve hoşgörürlükte, kendi hesabımızla parti hesabını biraz fazlaca kanş-tırmaklığrmızdır. Şahsiğ uyuşkan -lıkta istediğimiz kadar genişleyebiliriz. Parti her şeyin üstünde, sıkı ve sert bir yasav ister. Bu ise, gene her şeyin üstünde, prensiplere inanmak, prensiplere bağlanmak, prensipleri kavrayıp, onları her türlü yalınçlara karşı korumakla sağlanabilir. Balkan Konseyinde B. Titülesko'nun diyevi Bükreş, 12 (A.A.) — Balkan antantı bakanları bugün saat 13, 30 da işlerini bitirmişlerdir. Bay Titülesko, gazetecilere şöyle demiştir: "— Siyasal konferansı tam bir anlaşma ile bitirdik.,, Yarın Öğleden sonra bîr bildiriğ verilecektir. Yarınki görüşmelerde balkan antantının ekonomik şubelerinin başkanları en fazla Türkiye Kamutayı ikinci başkanı (Sonu S inci sayıfaria) Büyük Kurultay, Partisinin Hesaplarını Çok Beğendi. Dilek Komisyonunun Çalışmalarına Kurultay Üyelerinin Çoğunluğu Katılıyor ve Konuşmalar Çok Faydak Oluyor Büyük Kurultayın dünkü toplantısında alınan bir resim C. H. P. dilek komisyonunda yurdun türlü dileklerinin konuşulmasına devam edilmektedir. Dün Bayındırlık Bakanı Bay Çetinka-ya ile bayındırlık dilekleri üzerinde konuşulmuş ve komisyon bakanın verdiği cevabları alkışlarla karşılamıştır, öğleden sonra İç Bakanı Şükrü Kaya ile iç işleri ü-zerinde konuşulmuş, dokuz buçuğa kadar süren bu konuşmalarda iç işlerine aid genel dilekler arasında bakanın köylüye toprak vermek bahsi üzerindeki izahları alkışlanmıştır. Komisyon gece saat on buçukta üçüncü oturumunu yapmıştır. Pek kalabalık olan salonda kültür dilekleri konuşulmuş ve bu dileklerin görüşülmesi gece yarısından sonraya kadar sürmüştür. Parti, dünkü genel kurul hakkında ve komisyonların çalışması üzerinde şu bildiriği vermiştir: Bildiriğ "C. H. P. Büyük Kurultayı dün İS de Asbaşkan Renda'nın baş -kanlığında toplanmış ve hesab komisyonunun daha önce dağıtılan rapora okunmuştur. Raporda bütün defterlerin ve harcama belge-terinin çok düzgün ve her harca- mama hesab tüzüğüne tam uygun bir şekilde yapıldığı, Genel Başkanlık divanınca kurulan kontrol kurulunun dört ayda bir hesab işlerini incelemiş oldukları, büdce dışında hiç bir harcama olmadığı, hesab işlerinde görülen düzgünlüğün övüme değer olduğu söylendikten sonra partinin parasının derin bir kıskançlıkla ancak hakikiğ ve zorağ ihtiyaçlara harcanmış ve her yıl sonunda gelecek yıla önemli denecek kadar bir para artırılmış ve bu sonucun, partimizin her alanda olduğu gibi, para işlerinde de ergeni ve düzenini göstermiş olduğu yazılıyor. Rapor okunduktan sonra raportör Damar Artkoğlu kürsüye gelerek her bakımdan düzgün olan hesablar hakkında genel kurulun istiyece-ği izahlara karşılık vermeğe hazır olduğunu söylemiştir. Genel kurul raporu oybirliği İte kabul etmiştir. Bundan sonra yurdun her yanından Büyük Kurultaya gelen yüzlerce telgraf okunmuştur. DÜ devrimini özel bir önemle kovalayan parti yeni program taslağım Öz türkçe olarak bastırmış ve dünkü toplantıda komisyonun raporu il* birlikle üyelere dağıt- mıştır. Programın üzerinde tlyel rin çalışmalarına zaman ve kurultayın çoğunluğunun, konuşmalarına büyük bir ilgi ile katıldığı dilek komisyonunda bulunmalarına imkân vermek üzere başkan toplantıyı 13. Mayıs, pazartesine bırakmıştır. Dilek komisyonu, dün gece üçe kadar çalışmış ekonomi dilekleri üzerinde konuşmuştur. Dün sabah da bayındırlık işleri üzerinde çalışan komisyon genel kurul toplantısından sonra iç işleri dileklerine geçmiş ve toplantısı gece geç vakte kadar sürmüştür. Komisyon bugün de öğleye kadar çalışacaktır, öğleden sonra genel kurulda program ve tüzük'ün görüşülmesine başlanacaktır. Bundan sonra her gün toplanacak olan Büyük Kurultay gerekirse geceli gündüzlü toplantılarına devam edecektir.,, Hesab Komisyonu Parti hesab-tarım çok beğendi Dün Büyük Kurultayda oybirliği ile kabul olunan hesab komisyonu raporunun özetinde deniyor ki: "931 başlangıcından 935 yılı nisan sonuna kadar tam dört yıl (Sonu 6. cı say ifada) Kronik. Dilimiz, dileğimiz. AT AY Yazımı okurken, biri sordu: — Berkite nedir? — Çirkin mi buluyorsunuz? — Hayır! tok ve güzel bir ke* lime! fakat ne dediğini anlamıyorum. — Peki müeyyide ne demektir ? Yüzüme baktı. Duruksadt. — Berkite işte bu müeyyide demektir. — Ya kuram ? — Kurmak, kurulmak ne ol -duğunu bilirsiniz. Kuram bu kelimeden strueture karşılığı ota -rak yapılmıştır. Biz, okurlarımızın, gazeteler • de kullandığımız koyu osmanlı -çaları anladıkları sanısında olduğumuz için, eğer bunlartn yeri -ne türkçe yazarsak, anlıyamtya • cakları kuruntusuna düşüyoruz. Fakat asıl sakatlık, bugün yalnız kendi sezinmekte olduğumuz, kağşak dilden yana binbir kanıt ararken, bir, Smtf davası Güttüğümüzü düşünememek liğimizdir. Bu dil, yalnız, bir sı -nıftn, 1920 ye kadar arabcalt farsealt okullardan çıkan otuz -dan yukarı yaşta, son derece sa -yısı az bir sınıfın malıdır. Gele • cek yıl hiç arabca yazıyı bilmi • yen Türk çocuklarının Orta mek-teblerden çıkacaklarını biliyor -musunuz ? Türk yazısından başka yazı bilmiyen, Türk gramerinden başka gramer Öğrenmiyen yüzbin -ler. arkamızdan geliyor. Türkçeden başka bir şey anla-mı yan milyonlar ortasında oturuyoruz. Sonra biz, kendimiz de, din kültürünün alaca bulaca ke -limelerini. Batı kültürünün yeni ve açık kavramlarına yamama -ğa çalışarak, ve bunu becereme • diğimiz vakit, kimimiz almanca, kimimiz fransızca, kimimiz ingi -tizce kelimeler kullanarak, bocalayıp duruyoruz. Mareşal Pilsudski 9 öldü Dün, gece yarısından sonra kendi radyomuzla dünya haberlerini dinlerken, Paris istasiyo-au okullulardan dolayı Kaşını eyi- Sotdan: Program komisyonu rapor törü Ferİd Celâl konuşurnen — Kurultaydan bir köşe Mareşal Pilsudski ce alamadığımız bir haberde, Mareşal Pilsudski'nin öldüğü haberini verdi. Hemen Leh istasyonlarını, bu \ arada Varşova'yı da açınca, bunların matem alâmeti olarak istasi-yonlarını işletmekle beraber neşriyat yapmadıklarını gördük. Bir ara lehçe konuşmafa başlıyan spiker, a^ır bir sesle Mareşal Pil-sudski'den bahsetti ve bu arada kendisinin vasiyetnamesini de zikretti. (Sonu 2. nci sayfada) SAY1FA 2 ULUS Dil isteri. Kılavuz için dersler - 4 — Adet =görenck «usageo , alışkanlık "habitude,, .Törü (örf ve taamül anlamına) "us et coutu -mes„ Adeta = bayağı, enikonu, orta, nomal. Adi = bayağı. Köylülerimizin görenek sözünü sık sık hatırlarız. Fakat bunu. çok vakit, tradition anla -nnna gelen anana ile karşılaştı -Tiriz. Görenek Osmanlıcı a d e t'in karşılıklarından biridir. Çünkü bir de bu kelimeyi i t i-yad ile bir anlamda kullanırız. O vakit âdet karşılığı alışkanlık olur. Sigara içmek kötü bir alışkanlık (âdet. itiyad) tır. Ancak bir de Osmanlıların i -d a 11 b e 1 d e'lerindeki â d e : vardır ki o, örf ve taamül demektir; onu da türkçemizin Törü kelimesi ile karştlıyo -ruz: "Sizin bu yolda hareketiniz bizim şehrin veya memleketin â-detlerine uymaz!,. Cümlesindeki âdet sözü ancak Törü ile ani atılabilir. Türkr^miz, bir çoklarında olduğu gibi. bu kelimenin kavramlarında da. bizi. dû -şüncelerimizi tam kelimeleri ite anfatamamak tasasından kurtarmıştır. Bayağı kelimesinin hem âdeta, hem de âdi kelimesinin karşılığı olduğu gözünüze çarpmıştır. — Adi bir adam veya: — Bu hareketinizle beni İ -d e t a tahkir ediyorsunuz. Sözlerindeki iki "âdeta,, nın yerine hemen bayağı keli -meşini koyabilirsiniz, A d e t a bir de enikonu anlamına gelir: "Adeta güzel yazmağa başladınız!,, , "âdeta kış havası!,, sözlerini "enikonu güzel yazmağa başladınız!,, , "enikonu kış havası!,, diye karşı-lıyabilirsiniz. Bir de meselâ ne çok şekerli, ne az şekerli yerine kahve için âdeta kelimesini kullanırız: Burada kelimenin karşılığı o r-t a'dır. Nomal da at yürü yüşü için kullandığımız âdeta-nın yerini tutar. Afiv = bağış Bu karşılığı bilirsiniz: "Ku -surumuzu bağışlayımz!» demek, "affediniz!,, demektir. Ancak, şimdi, "sizden bağış dilerim!,. , "büyüklerin bağışı olmasa, kü -çükler ne yapardı?,, cümlelerinde olduğu gibi, bağış kelimesini tek olarak kullanacağız. —m Nomal — tabiî Dışnomal = gayri tabiî Üsnomal = fevkalade Mahmud KâşgarVnin Divanı Lügatittürk'ünde n o m keli -meşinin anlamı ne ise, yunana n o m o s ve latince norma kelimelerinin karşılığı da odur. Bundan 1000 yıl önce arabcadan türkçeye bir türk lügatinin alınış olduğu bu kelime, en eski, en asil köklerimizdendir. O halde norma da bizimdir: Onu had, haddi meşru karşılığı kullanacağız. Nomal zam ' vrfa değiliz. Devrimler üs n c al çalışan insanlar elinde yürür. Her şeyde, giyinişte, oturuşta, yazı ve yaşayışta d t ş n o-m a Ya düşmekten kaçınmalıyız. ı Ç DUYUKLAR Üniversite smaçlan İstanbul, 12 (Telefon) — Üniversite amaçları hakkında rektör; derslerin 23 mayıata kesileceğini sınaçlara 27 mayısta başlanacağını ve türe fakültesi amaç öğrene-ğinde iki ufak değişiklik yapıldığını söyledi. Şarbaylık kurulunun dünkü toplantısı Ankara Şarbaylık kurulu dua üsnomal toplantısını İlbay ve Şarbay B. Tan doğan m başkanlığında yaptı. Gündeme geçilmeden önce üyelerden Veli Ulusu ve Mecdi Sayman tarafından Halim Kütükçüoğlunun anısı için bir dakika susulmasın! istiyen dilerge o-kundu. B. Tandoğan aralarından ayrılan değerli arkadaş için bu ödevin ayakta yerine getirilmesini istedi ve bir dakika susuldu. Numarataj için 7000 lira ayrılması ve boş olan sürel komisyon üyeliğine Feyzi Kütükçüoğlu'nun seçilmesine oybirliği ile karar verilerek toplantıya son verilmiştir. B. Anohin'e armağan Kıvançla öğrendiğimize göre, Sovyetler merkez icra komitesi, paraşütçülüğün ve ilerletilmesi yolunda yaptığı büyük yardımlardan gece ve gündüz uçağm değişik uçuşlarında yaptığı hem nomal ve hem büyük paraşüt atılışlarında çok kereler gösterdiği yiğitlikten ve yaptığı bîr seri acun rekorlarından dolayı, şimdi Türk Kuşu kurumunda paraşütle atılış ve motorsuz uçak hocalığı yapan B. Anohin'i bir mektub ve değerli bir armağanla kavramağı onaylamıştır. Türkçe olan t a b i i ğ sözü başkadır: «Sisin böyle hareket edeceğiniz tabi îğ idi.* *»¦ Esenleşmek = birbirine afiyet ve selamet dilemek Esenlik = afiyet, selamet Esen um afiyet, selamet ve "salim „ Bu esenleşme sözünü yakm divan şiirlerinde bite gö -rüyoruz. Selam kelimesi türk çe olduğu için, selam ve e -sen, selamlaşma ve e • s e n 1 e ş m e sözünü birbirinden ayırd etmeliyiz: "Dostlarımı otelde buldum. Selamlattık ve esen leştik!,. Bir mektup veya telgrafın altında su iki kelime, yanyana. ne güzel gider: "Selam ve esen!,, Bir hastaya esenlik dilemek, "temennii afiyet etmek,, , bir yolcuya esenlik dilemek "temennii selamet etmek,, dır. Belki dil îşleye isteye, esen kelimesini salim yerine de alacaktır. S a 1 i m'in karşılığı s a ğ'dır. Fakat "salim bir di • mağ ile „ sözü yerine, belki, "esen bir dimağ ile., sözü " sağ bir dimağ ile,, sözü kadar yerinde olur. Artık esenlemek sözünü de selametlemek yerine kullanırsınız: "Ankaraya giden ilbayımız bir çok tanıdıkları tarafından Haydarpaşa istas -yonunda esenlenmiştir... "Teşyi etmek,, sözünün türk-çesi "uğurlamak» tır. Fakat "e-senlemek.. de daha i ç t e m t i k var. Bu son satırlarda geçen kelimeler: Esenlemek = selametlemek Uğurlamak — teşyi etmek tetem — samîmi îrtemlik — samimiyet Atatürk'le Romanya Kiralı arasında Ulusal bayramları dolayısiyle Cumur Başkanı Atatürk-le Romanya Kıratı arasında a-j lınıp verilen telyazıları şunlardır: Romanya Kiralı S. M. Karoi Bükreş Romanya'nın ulusal bayramı dolayısiyle majestelerine en hararetli tebriklerimi ve şahsiğ bahtiyarlığınızla dost Romanya' nın genliği hakkındaki temennilerimi sunarım. Kamil ATATÜRK Kamâl Atatürk, Cumur Başkam Ankara Gerek benim ve gerek memleketim için bana bildirmiş olduğunuz içten dileklerden dolayı Ekselanslarına teşekkür ederim. KAROL Sovyet artistlerinin konseri İstanbul, 12 (Telefon) — Sovyet artistleri bugün Büyükadaya bir gezinti yaptılar, öğle yemeğini Yat kulubde yediler. Yarın akşam şehir tiyatrosunda konserlerini vereceklerdir. İzmir halkevi dil kursları Halkevinde iki ay dan beri açılmış bulunan iki lisan kursu vardır. Bunlardan biri (Yansızca diğeri in-gilizcedir. Fransızca kura biri yeni baş livanla ra diğeri biraz bilenlere mahsus olmak üzere İki kısımdan müteşekkildir. Birinci k or cumartesi saat 7,30 dan 8,30 a ve pazartesi de 6,30-7,30 kadar bir saat ders verilmektedir. İkinci kor da, pazar ve salı günleri saat 6,30 dan 7,30 a kadar aynı şekilde ders görmektedir. Bundan başka bir de orta mektebi bitirme kursu açılmıştır ki: haftada dört gün pazar, pazartesi, sah ve çarşamba günleri 6,30 dan 8,30 a kadar birer saat muhtelif orta mekteb dersleri verilmektedir. Bu kor çok büyük bir alâka görmekte sanat erbabı ve memurlar ekseriyeti teşkil etmektedir. Halen lisan kurslarında (37) ve orta mektebi bitirme kursunda da 70 vatandaş olmak üzere 157 kişi istifade etmektedir. Fransızca kursuna profesör Dolament re orta mektebi bitirme kursuna da riyaziyeye Cevdet ve tabii ilimlere Tahsin gelmektedir. (Yeni Asır) Düzeltme Bundan birkaç gün önec ga -zetemizde Salihlideki gençlik çalışmaları hakkında çıkan bir yazıda, bir konferans verdiğini bildirdiğimiz Bay Cemaleddin Ar tam C. H. p. kaza heyeti üyesi yazılacakken yanlış olarak gençlik başkanı diye yazılmıştır. Düzeltiriz. Halkevinde çaylı toplantı Halkevi Temsil komitasın -dan: Bugün saat 18 de temsil kohı bir çaylı toplantı sapacaktır. Ko "* yazılı arkadaşların gelmeleri rica olunur. İzmirde bu yılki üzüm ve incir ürünü Bu yıl üzüm mahsulünün doğuşu iyidir. Havaların iyi gitmesi sayesinde piyasada kükürt bulunmamasına ve pek az olmasına rağmen bağlar için önemli bir tehlike yoktur. Eğer bir hafta evelki gibi havalar sisli ve yağmurlu gitseydi bağlarda ballık hastalığı başlıyacak ve bu yüzden üzüm mahsulümüz önemli zararlara uğ-nyacaktı. Önemli bazı tabiî hadiseler olmazsa bu yıl üzüm ürünü gecen yıldan biraz fazla olacaktır. İncir ürünümüzün de iyi olca-cağı oran (anmakta d ır. İncir mn takalarmda incir bahçeleri çok temizlenmiş, itina ile bakılmıştır. İncirler şimdiki halde tefek vazi-yetiıtdedir. Haziranda bahçelere İlek asılacak ve ondan kırk gün sonra da ürün olgunlaşmağa baş-lıyacaktır. İncir ürününün bu yıl 3-10 haziran arasında pazara çıkacağı oranlanmaktadır. (Anadolu) İzmir Dörtyolda bayındırlık işleri Geçenlerde Dörtyol belediye meclisi toplanarak kasabanın imarı hususunu görüştüler. Ve memleketin ilerisi için çok verimli kararlar kabul ettiler. Bu kararlardan en önemlisi su meselesidir. Kasabaya Amanos dğ alarm dan çıkan eyi bir su girer. Terkib itibariyle Çukurova mm takasında eşsiz olan bu su, kaynağından iti -haren kasabaya kadar üstü açık a-lelade harklarla gelir. Akışm -dan sürüklediği bir takım mad -deleri de yüklü olduğundan kaynağındaki evsafı kısmen kaybe -der . Bu yüzden Dörtyol halk mm çoğunda kum hastalığı tesirini gösterir. Dortyolun çalışkan belediye çeviricileri memleketin bu mühim derdini hissederek bu suyu kaynağından itibaren beton bo rular dahilinde getirip kapalı a -na harklarla memlekete dağıtmağa karar verdiler. Karar arkasından, Seyhan vilayetine belediyeden hususî memur gönderilerek boru kalıplan da getirilmiştir. Bu hayırlı işin bir an evel yapılış tarzına geçilmiş olması halkı ka -rardan daha çok sevindirmiştir. Dortyolun su işleri nizama konduktan sonra belediyeye düşen mühim bir iş de kasabanın aydınlatılması meselesidir. Dağ sırtlarından oldukça ehemmiyetli bir meyil derecesi ile şehre akıp gelen su, memlekete girdiği ilk noktada sekiz dokuz metre gibi bir çağlayanla* dökülür. Su yolları verilen karar mucibince düzene konulduğu takdirde bu suyun hızı bir kaç misli artar. Bu sureti-yalnız kasaba merkezini değil, bü tün civar köyleri de aydınlatmak kudretini kazanır. Belediyemiz himmet eder de bu hayırlı işi de başarırsa o zaman Dörtyol Türki-yenîn yalnız bir lavanta memleketi olmakla kalmaz, aynı zamanda bir pırlantası da olur. (Türk Sözü) ANKARA RADYOSU Bugünkü program şudur: 19.30 — Çocuk Esirgeme Ku -rumu saati 19.40 — Musiki: Messenet Thais Mascagni Cavalleria Rusticana L. Cavallo Paillasse Ses: M. Boyar, K. Çekatovsky Piyano: Ulvi Cemal 20.— Arıcılık saati 20.10 — Musiki? Orkestra konseri (plakla) 20.30 — Dans musikîsi 20.50 — Haberler. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Alıp vermek ¦ Ttatİ etmek Amaç = Gaye Ani = Hatıra Asıg = Menfan Aytar «¦ Muhabiı Bağlaşık = Müttefik Bağlaşma = İttifak Basın = Matbuat Başank = Muvaffakiyet Berkitmek - Teyid etmek Bİlgi = Malûmat Birge = Müşterek Borç = İstikrar Çağrı = Davet Çevenler = Mahafü Deget = Temas Denkleşme = Muvazene Diyev = Beyanat Dilerge — Takrir Doğu = Şark Doğusal = Şarki Durum = Vaziyet Eğlim = Temayüz Eşit = Müsavi Evrensel = Cihanşümul Genlik = Refah Girgi - Teşebbüs Görüşü = Müzakcnı Gör et = Ziyaret Gündem = Ruznasnr İlbay = Vali İlgi = Alâka tikel = iptidai İnanca = Teminat İncelemek = Tetkik etmek İşçenlîk = Faaliyet Kamoy = Efkârı umumiye Kar^ı ¦ Aleyh, aleyhte Kıvanç = Fahir, iftihar Komutanlık m\ Kumandanlık Oğrenek = Talimatname Orgutmek = Teşkilâtlandırmak Onemlİ ¦ Eheımnîycli Özel asığ ¦ Hususi menfaat Pakt = Uisak Saklamak = Teyid etmek Saldırılmamak = Ademi tecavUs Saptamak = Tesbit etmek Sınaç m* İmtihan Suçlamak - İtham etmek Sosyete = Cemiyet Sonuçlanmak ¦ Neticelenmek Sonsuz yetge ¦ Salahiyeti vat» Süre = Müddet Sürel = Daİmf Şarbay = Belediye reis* Şarbaylık ¦ Belediye Şölen = Ziyafet Ulusal = Resmi üsnomal = Fevkalâde Tana = Leb, lehte Yatıştırmak ¦ Teskin etmek Yön e t ger = Müsteşar Yükümsel ¦ Mecbur Düzeltme Dünkü sayımızda kılavuz kelimeleri listesinde "resanet,, karşı* lığı olarak gösterilen "Bekem,, "Bekemlik,,, "tesir,, kelimesi kan f ılığı olarak gösterilen "etke„ "eti ki„ olacaktır. "Bekem — Raaînı Etke — âmil,, anlammadır. Mareşal Pilsudski öldü (Başı 1 inci ssyıfada) Son günlerde hasta olan Mareşal, Varşova'ya giden B. Lava!'lef de hastalığı yüzünden konuş a ma- misti. 1867 de Vilno'nun ZuJov şehrinde doğmuş olan Pilsudski, Polonya'nın erkinliği için çalışarak' sürgünde kalmış, 1914 de Avusturya ordusunda bir leh lejyonla* na kumanda ettikten sonra, büyülj harbin sonunda Varşova'ya gelerek devlet başkanı olmuş ve rütbesi Mareşallığa çıkar ıl mistir, 1922 ye doğru siyasa dünyasından çekilen Mareşal, son yıllarda harb bakanı olmuştu. Bununla beraber Polonyayı o ve kendisine bağlı bir» kaç arkadaşı idare etmekte idi. MareşaPm ölümiyle değerli bir-çocuğunu kaybeden Leh ulusunun acılarını paylaşırız. ULUS I I M \ Vls l.İ.- SALİ Cenevre, /.'i (A.A) — Uluslar sosyetesi nel sekreterliği, Macaristanla Yugoslavya a-rasında Marsilya yağmandan çıkan anlaş • mazltğın 20 mayısta toplanacak olan konseyin gündemine sokulacağını bildirmiştir. ON ALTINCI YIL. No: 4954 Adımız, andırandır. Her yerde 5 kurua Büyük Kurultay yeni programı kabul etti Gündelik Pîlsudski F. R. AT AY Bu betkemizde (makale) kullandığımız kelime karşılıkları: Erkinlik: istiklâl — Özvermek: Vakfı nefsetmek — Sağlamak: Temin etmek — özgen: Hür— Senbol: Timsâl — Değerlemek: Takdir etmek — Coğrafik: Coğrafî — Dengey: Merkezi siklct — Dur-luk: İstikrar — Gelişim: İnkişaf — Baysallık: Huzur ve sükûn — Yüğ-rum: Merhale. Pazar gecesi, Varşova'da, yalnız yüksek bir devlet adamı, büyük bir şef değil, yarım asır, o z -gen ve erkin P o l o ı. v « sancağı arkasında döğüşen bİr halk ve ülkü kahramanı ölmüştür, Polonyantn dostu olduğumuz kadar, erkinlik savaşının değeri ne olduğunu da yakından ve derinden biliriz. Asil Leh ulu -stına başsağlığı dileriz. Pilsudski, kendini anladığı günden, son nefesine kadar, Polonya davasına özvermiştir. Leh adı kaldıkça. Mareşalin ismi unu-lutmıyacaktır. Mareşal, Polonyantn erkinliği meselesinde, hiç bir kuvvetin sarsamtyacağı kadar, çetin, titiz te kıskançtı. Üç imparatorluk tarafından parçalanarak, 124 yıl, halkının şuur ve benliği yıpratılmak ve çürütülmek istenen Polonyadan, Avrupanın, ulusça ve siyasaca, en sağlam kuramlarından birini yaratmış olanların başında idi. Pilsudski, vatan ve devletine, bütün devam şartlarını saklı-yacak kadar yaşamıştır. Pilsuds-kinin ölümü, bir, erkin ve özgen Polonya idealini sarsmtyocaktır. Çünkü o, son zamanlarında, zorla yürüten bir şef değil, bir şuur ve ahlâk s e n b o l ü idi. Mareşalin eserim iyi değerlemek için, Polonyantn yalnız kurtulma şartlarım değil, coğrafik şartlarını da göz önünde tutmalıyız. En çetin Avrupa davaları, bu memleketin üstünde kasırga-lanmtşttr. Polonya bartş düzeninin dengeyi erinden biridir ve Polonya durluğu, Avrupa barışının nazik dayançlarından biridir. Pazar gecesindenberi tarihinin en büyük yaslarından birini tutan Leh ulusuna, onulmaz acı -stm benimsediğimizi söylemekten başka ne yapabiliriz? Bütün dileğimiz, onun ilerleme, gelişim ve baysallık yolunda, her gün daha yeni yüğrümler alarak, dostlarını sevindirmesi, ve Mareşalin ruhunu rahat ettirmesidir. R. Peker Kurultayda yeni progr ruhunu anlatan bir söylev ^eirgı Ötey gece dört buçuğa kadar çalışan dilek komisyonu dün de çalışarak işini bitirdi. Bildiriğ C. H. P. Büyük Kurultayı 13 -5 - 935 pazartesi günü saat 3 te Asbaşkan Saffet Artkan'ın baş -kanlığında toplandı. Partİ Genel Kâtibi Receb Peker Kurultayın çalışmasını aydınlatmak amacile yeni program ve tüzükteki ana değişiklikleri izah eden ve ajansla bildirilecek olan söylevini verdi. Bundan sonra söz alan üyeler derin bir ilgi ve görüşle fikirlerini söylediler. Eyi hazırlanmış olan taslağı tükel bir özer olduğu noktasında durdular. Konuşma maddeler üzerinde geç vakte kadar devam etti. Çalışmadan sonra programın Öz türkçesi de baştan başa okunarak oybirliği ile ka -bul edildi. Büyük Kurultay 14. 5. 935 salt sabaht onda toplanacaktır. Dilek komisyonu 12. 5. 935 gecesi iki durum yapmtş ve çalışma -sim güneşin doğuşuna kadar de -vam ettirmiştir. Bu sürekli çalış mada kültür işlerile ilgili dilekler incelenmiş ve Kültür Bakam özmen'in izahları dinlenmiştir. Encümen sabah saat onda yeni -den ise girişmiş ve Tarım Bankası dileklerini görüşmüş ve üyeler küçük dinlenmeden sonra Kurultay Genkvruluna girmişlerdir. Bay Recep Pekerin söyevi B. R. Peker dün Kurultay - Lehistanda ulusal yas Hükümetimizin başsağısı Mareşal fılSudski Mareşal Pilsudski'nin vefat dolayısiyle Hariciye Bakanlığı Protokol dairesi Şefi dün Polon -ya sefaretine giderek Büyük Elçi B. Potocky'ye Cumuriyet hükümetinin taziyetini bildirmiştir. (Sonu 2. nci sayıfada) da, birçok yerleri alkışlarlu kesilen bir söylev vermiştir. Bu söylevi aşağıya yazıyo • ruz: — Arkadaşlarım; Partimizin dc-uşu ve ilerleyi -şi, yurdun kurtuluşuna ve yeni Türkiye devletinin kuruluş ve ilerleyişine bitişik, onun içinde ve onunla beraber, r yüce ve bütün yer yüzü için enteresan bİr hayat hâdisesi -dir. Bunun gibi ve bundan do -layı Parti, bü -tün doktrin ve prensiplerinde baştan bugüne kadar kurduğu ve kovaladığı yolları her hangi bir nazariye-cilikten değil, hayattan, ha -yatın kendisin -den ve bizi et -raflayıp kuşa -tan, kaplıyan, özel ve genel şartların heye -ti umumiyesin -den alıp teşdit etmiştir. Sim -di konuşulmak için yüce katı -niza sunulan Parti programı taslağı, geçirdiğimiz dört yı -İm görgülerinden ve tecrübelerin den faydalanarak, günümüze ve ilerimize uygun bütün imk&n ve şartlar göz önünde tutularak ha -zırlanmış ve Yüce kurultay tara -fından konuşulabilecek değerde olduğuna inanla, konuşmamıza incelememize, çalışmamıza veril -mistir. Bu hazırladığımız; yalnız ken dimize, kendi yaşayış ve şartları ¦ miza göre de yapılmamıştır. Bü -yük bir ilgi ile dünyanın fikir, kül tür, politika ve ekonomi âlemi -içindeki gidişi göz önünde tutula rak kendi yollarımız kendimize göre çizilmiştir. Bu eser partimi.' gibi yüce ve ulusal bir varlık İçin dört yıllık hareket düsturu ol&c' kıymete eetİrilmek üzere bütün iç ve dış cereyanlar, ve gidişler karşısındaki şartlara göre kendi hali -mize en uyan bir şey olduğu kanaatiyle Kurultaya gönderil mistir. Arkadaşlar; bunu Partinin yüce varlığı olan Kurultayda eyiâ ç eyiye inceleyip görüşebilmek vn ilerdeki dört yılın düsturlarını kuvvetçe ve değerce üstün kıy - . ^1 B. R. Peker söylevini verirken mette tesbit edebilmek için, arka -Hasların daha önden hazırlığa esas olan ana fikirleri anla, ıp kavramalarında faydalar vardır. Bunu ben yeni porgram encümen de konuşulurken tecrübe ettim. Oradaki izahlarım maddeleri, ki -sımları müzakerede kolay anlaş maya yardım etmiş oldu. Bu se -beple aynı vazifeyi aynı güdüşle katınızda da yapacağım. Arkadaşlarım, yeni taslakta da Partinin ilk günlerinden beri bize değişmez yol olarak çizilmiş olan devrimcilik ana yoludur. Partinin ana prensiplerine sadakatimizi dn ha kuvvetle tekrarlıyoruz. Parti programımızda, sosiyal bakım dan, ekonomik bakımdan, her hanei safî ve sol telâkkilere imkân tSonu 4 üncü sayıfada) Kurultayın dünkü çalışmalarından iki görünüş Balkan paktı konser i bildiriğini çıkardı Bükreş, 13 (A.A.) — Balk.. Antantı konseyi konferansı bu -gün öğleden sonra işlerini bitir -mistir. BB. Titülesko, Tevfik Rüştü Aras. Maksimos ve Puriç'in bîr arada Kıral Karol tarafından ka bulünden sonra Balkan devletle -rİnin dört delegesi dış bakanlığına gelmişler ve Balkan Antantı konseyi başkanı B. Titülesko etrafında arkadaşları old'iğu halde aşa -ğidaki resmiğ bildiriği okumuştur: " Balkan Antatnı konseyi Bükreş'te 10. 11 ve 13 mayısta Ro -manya dışarı işler bakanı B. Ti'âİ-lesko'nun başkanlığında yedi toplantı yapmıştır. Konsey Avrupada genel durumun derin bir tarzda tetkiki ile işe başlamış, balkanlar durumunun gerek barışın devam ettirilmesi ge -rek Avrupanın bu kısmında kom -suluk ilgileri bakımından düşün -çelere meydan verecek mahiyette olmadığını görmüş ve bunu se -vinçle saptamıştır. Sürel konsey bilâkis Balkan Antantının Bal -kanlarda icraatında bir pekiştir -me ve genişleme meydana geleceği anın yakın olduğu kanağatını elde etmiştir. Sürel konsey bundan sonra, gerek Balkan Antantı devletlerini bir arada, gerek bunları ayrı ayrı ilgiliyen bütün meseleleri özen ile incelemiştir. Konsey, genel ve özel Balkan Antantı asıklarının ancak ayrasız bütün memleketlerin ve en çok Küçük Antantın Avrupada barışın durluğunu tetkik etmek üzere işbirliği yapmasîyle devamlı bir sn rette elde edilebileceğini teslim hususunda birleşmişlerdir. Sürel konsey, Doğu Avrupası güvenliğinin gelecekteki teşkilâtının bir e«-»s olarak telakki ettin fransız - Sovyet karşılıklı yardım andlaşmasını sevinçle selâmNr. Roma uzlaşmalarına gelince. Balkan Antantı, kendi meşru asığ-ları gözetildiği takdirde, 7 -1 - 935 Laval - Muinlini protokolü nda is- (Sonu 6. ct sayıfada) B. Laval Moskovaya vardı Moskova, 13 (A.A.) — B. La -val ile yanındaki zevat buraya gelmişlerdir. Kendilerini istasyonda Dışarı İsler Komi?ari B. Litvinof île komiserlik ve fransız elçiliği ileri gelenleri karşılamışlardır. B. Laval'in istasyona vardığında mızıka. Marseyyez ile enternasyonal marjlarını çalmıştır. SAY1FA 2 ULUS M MAYIS l«W5 SAL! MI isteri. Kılavuz için dersler - 5 — Ah t = And, pakt Birge = Müşterek Özgen, erkin kalmak, birge andımızdır .= Hür ve müstakil kalmak, müşterek ahdimizdir. Balkan paktı, yalnız arsıbat-kanik düzen için değil, bütün Av-rupa barışı için de esaslı ekteler-den biridir. = Balkan paktı, yalnız Balkanlararası nizamı için değil, bütün Avrupa sulbü için de esaslı âmillerden biridir. Bundan başka Osmanlıca abt bir de devir anlamına gelir: "Yalvaç devrinde = a Afi pey-gamberide.,, * » * Hal (T. Kö.) Ahval = 1 - Hal, haller, (cir-constances) 2 - İşler (situation, les choses) 3 - Durum (vaziyet anlamına) Ahvahi şerait = İşler, haller [halü vaziyet, zuruf ve ahval anlamına] Osmanlıca "Ahval kesbi ve-hamet etti,, yerine "İşler kötüleşti,, diyoruz. İhtimal, "İşler sarpa sardı,, sözü ile, aşağı yukarı, ayni şeyi söylüyoruz. Ahval kelimesini bir de vaziyet yerinde kullanıyoruz: "Ahvali şahsiye — Soysallık durumu,,. Burada niçin "şahsiye,, kelimesi yerine "soysallık,, sözü kullanıldığını anlamak istiyorsunuz. Çünkü doğrusu budur. Burada "şahsi,, yi İransızca bir de "civil,, kelimesi ile çeviriyoruz. "Ahvali sıhhiye,, için de hal böyledir: "ahvali sıhhiye = sağlık durumu.,, Osmanlıca "Bu ahval ve şerait içinde..,, yerine türkçe, kısaca, "bu hallerde..,, diyebileceğimiz gibi, gene türkçe "işler elverirse..,, sözünü Osmanlıca "ahval ve şerait müsaid olursa...,, yerine kullanmaktayız. * » * Aid, raci, dair, müteallik = Ü-zerine, için, dolayı, ilişik, İlişikli, ilişkin. Hemen hatırınıza "dairei a-ide„ sözü gelecektir. Daire şu şekilde türkçedir: Dayrel Şu halde bu klişeyi kolaylıkla karşılıyabi-liriz: "İlişkin olduğa dayre,,. Yahut daha kısa olarak: "İlişkin dayre!,, — Bu ev kime aittir? Cümlesindeki "aid„ , türkçe-mizde, karşılanmak bile istemez: "Bu ev kimindir?,. Eğer size: "Halk Partisi Genel Sekreteri Receb Peker, yeni program değişkeleri üzerine radyoda bir söylev verdi!,, diyecek olursam, buradaki " ü z e r ' i -n e „ sözünün "dair,, karşılığı olduğunu anlarsınız. Hak türkçe olduğuna göre hakkında klişesi de işimizi pek kolaylaştıracaktır. "Türkiye hakkında bir yazı", "Türkiye üzerine bir yazı,,, iki -sı de "dair,, in bir başka türlü karşılığıdır. Kılavuzun bu kelimeler hakkındaki misalleri burada yenilerine lüzum bırakmıyacak kadar iyi ve a-çıktırlar. * * * Sosyete Cemiyet Sosyete kelimesinin en eski bir türk köküne dayanmış olmasından değeri büyüktür. Biz şimdi bu kelimeyi "İnsan cemiyetleri,, ndeki "cemiyet,, anlamı ile "anonim şirketler „ deki " şirket „ anlamına kullanacağız: "Türkiye İş Bankası bir anonim sosyetedir!,, Şu halde "içtima î„ teriminin türkçesi s o s y a Vdir. Cemiyet kelimesinin kendisinden de türkçe oluşu, bizi "Hi-ISliahmer cemiyeti,, , "Dil cemiyeti,, , "Himayei etial cemiyeti,, sözlerindeki cemiyet sözüne kaışıhk aramaktan kurtarıyor: Kızılay cemiyeti. Dil cemiyeti. Çocuk esirgeme cemiyeti! • » * Heyet = 1 - Kurul [meclis anlam ma] 2 - Salgıt [misyon anlamına] 3 - Salkur [Heyeti murahhasa karşı- ¦*¦] 4 - Şekil 5-Kur Heyetile — Olduğu gibi, hep birden, takrmiyle. Heyeti umumiye = Genkurul [genel kurul] Murahhas = Delege [dileğe] İşte size türkçeleri pek açık ve kolay, osmanlıcaları karma karışık kelime ve klişeler! Şimdi yeni kelimelerimizi misallere vuralım : Heyeti Vekile dün Başvekil İsmet Inönünün riyasetinde içtima etmiştir = Bakanlar kurulu, dün, Başbakan İsmet İnÖnünün başkanlığında toplanmıştır. Her şirketin bir meclisi idaresi vardır=Her sosyetenin bir yÖ-" .letim kurulu vardır. I§ Bankası Heyeti Umumiye-si yarın içtima edecektir=İş Bankası Genkurulu yarın toplana -çaktır. Son günlerde Rusya ve Al-manyaya iki gazeteciler heyeti gitti = Son günlerde Rusya ve Almanyaya iki gazeteciler salgıtı gitti. Fransa'dan Asya'ya bir heyeti ilmiye gidecektir = Fransa'dan Asyaya bîr ilim salgıtı gide -çektir. Delege türkçe olduğuna göre heyeti murahhasa için delegasyon diyebiliriz. Fakat salkur da pek asil bir türk sözüdür: "Cemiyeti akvama giden heyeti murahha-samız = Uluslar sosyetesine giden salkurumuz.,. Heyet anlamına kur kelimesini erkânıharbi-y e ' nîn türkçesinde kullandık. Bu kelime İransızca Corps ve Cour kelimelerini karşılamakta -dır: Onun için divanı m u -h a s e b a t'a Cours des Comptes karşılığı s a ğ ı ş k u r denmiştir. İÇ DUYUKLAR ANKARA RADYOSU Bugünkü radyo programı şu -dur: 19.30 — Çocuk saati 19.40 — Musiki: Schubert İlkbahar Popper Albumblatt G. Cassado Variations Violonsel: Edip Sezen Piano: Ulvi Cemal 20.00 — Maliye Vekâleti saati 20.10 — Musiki: Handel Trio Piano: Ulvi Cemal Keman: Necdet Remzi Violonsel: Edip Sezen 20.30 — Dans musikisi 20.50 — Haberler. Vapurculuk sosyetesi yeni vapurlar alabilecek İstanbul, 13 (Telefon) — Vapurculuk sosyetesi tonaj nisbetleri saptanırsa yeni gemiler alabile -ceğinî Ekonomi Bakanlığına bil -dirmiştir. Bakanlık razı olursa elindeki eski vapurları satacak, yerlerine dört yeni gemi alacaktır. Dokumacılık okulu açıldı istanbul, 13 (Telefon) — Sü -mer Bank Bakırköy bez fabrika -sına bağlı bir dokumacılık okulu açmıştır. Okulda işçi yetiştirilecektir. Talebe kadrosu 50 dir. Samsun'da bir dinamit hâdisesi İstanbul, 13 ( Telefon) — Samsunda lise riyaziye öğretmeni Vedadın evinin penceresinde bir dinamit patlatıldığı ve Vedadın karısının yaralandığı haber veriliyor. Suçlu olarak riyaziyeden az numara alan bir talebeden şüphe edilmiş ve lisenin ikinci devresinde kırk üç talebe otuz sekiz saat tutsandıktan sonra serbest bırakılmışlardır. Rus artistlerinin ikinci konseri İstanbul, 13 (Telefon) — Rus artistleri bugün saat beşte Be -yoğlunda frartsız tiyatrosunda ikinci konserlerini verdiler. Sa -lon tikimi tıklım dolu ve konser çok parlak idi. Artistler halk tarafmdan dakikalarca alkışlandı -lar. Bir çok parçalar tekrarlandı ve İstanbul büyük bir sanat günü yaşadı. Bonoların düşmesi üzerine İstanbul, 13 (Telefon) — Gayri mübadillere verilen bonoların yüzde 17.5 liraya düştüğü için gayri mübadiller cemiyeti Finans Bakanlığına başvurarak, emlâk satışmm artırılmasını ve satış süresinin uzatılmasını istemiştir. Adanada Mete piyesi Halkevİmizin temsil komitesi sanatkârları tarafından aylardanberi Mete piyesi hazırlanmakta idi. Dekorlar için hiç bir fedakârlıktan çekimime -misti. Yapılan emeklerin ve gayretlerin boşa gitmemesi İçin şehrimizin çok değerli sanatkârları ellerinden gelen gayreti esirgememişlerdi. Dün akşam, saat 20.30 da Mete piyesinin Asrî sinemada temsil edileceğini duyanlar, erkenden gişeye müracaat ederek biletlerini almışlardı. Bütün localar, balkonlar, koltuklar dolmuştu. Oturulacak hiç bir yer kalmamıştı. Mete piyesi, Adanamızın çok değerli amatör sanatkârlarını kucağına almış olan Halkevi temsil komitesinin gençleri tarafından muvaffakiyetle temsil olundu. Piyeste rol alanların hemen hepsi bu güzel eseri yaşattılar ve canlandırdılar ve şiddetli bir surette alkışlandılar. Yirmi iki asır önce eşine rast gelinmez bir imparatorluk yaratan bu türk kahramanı Metenin çok canlı bir surette oynanması; gelenlerin, temsilî seyredenlerin kalplerinde silinmez iz-bıraktı. (TÜRK SÖZÜ) Türk gazete ve mecmuacıları dil işinde birleştiler Dil Cemiyeti Genel Sekreter ¦ liginden : Şu sırada Ankarada bulunan gazete ve mecmua $ahibleri kendi aralarında toplanarak günün baş -Uca devrim işi olan dil meselesinde birlik ve aşağıda gösterildi -ği özere hareket etmeye karar vermişlerdir: 1. — Dil Cemiyeti Kılavuz Komisyonu tarafından gazete »e mec mua adreslerine her gün beşer kelimelik bir liste gönderilecek ve bu listedeki kelimelerin kullanış tarzı misallerle izah edilecektir. Ilgında asri bir kaplıca yapılıyor Ilgında kimyevî terkibi bakımından çok güzel bir kaplıca vardır. Yalnız halkın pek çok rağbetini gören bu kaplıca ilkel bir hal dedir. Şimdi Ilgın llçebayı Sala -hattin Kapçak bu kaplıcayı mo • dern bir hale getirmeğe çalışıyor. Kaplıcanın arkasındaki sırtlarda da bir çam »e meşe fidanlığı ya -pılmaktadır. Kaplıca aynı zamanda da dinlenilebilecek bir yer ha -line getirilince çam ormanı orta sında bir sanatoryom şeklini alacaktır. Halkevinde seçim Ankara Halkevi Başkanlığından: Sosyal yardım komitesinde a • çrk olan bîr üyelik için bugün aa -«t 18 de secim yant!aealttrt. ffu ts* la bağlı arkadaşların gelmeleri di -lenir. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Aday = Namzet Akıntrmak = Meylettirmek Aytar = Muhabir Ayın = Ayin Bağmsız = Müstakil Basarı = Muvaffakiyet Beldek = Alâmet Çoğunluk = Ekseriyet Danışma = İstişare Dinsel = Dini Dölen = Azim Er = Nefer Erek = Gaye Gelişmek « İnkişaf etmek Gezi = Seyahat Girişi = Teşebbüs Güvenlik = Emniyet Ilimmen = Âlim incelemek = Tetkik etmek ilbay = Vali İl = Vilayet İye = Sahib Kağınnan = Kahraman Kurul = Heyet (Mission) Kıtında = Nezdinde Kotarmak = Halletmek Karaoy = Efkârı umumîye Kamun — Nahiye Köme = Zümre Karma = Muhtelif Türlü = Muhtelif Şarbaylık = Belediye Şarbay = Belediye reisi Şarbay = Belediye reisi Oranlamak = Tahmin etmek özel = Hususî önemli == Mühim Uram = Mahalle Yükümscl = Mecburi Yargıç - Hakem 2. — Gazete ve mecmualar^ kendi tiirkçeleştirme çalışmaları t na ayrıca devam etmekte beraber) o günden sonra bu listelerdeki kelimelerin osmanlıcalarınt bir da t ha kullanmtyacaklardır. Yazı iş * leri direktörleri ile düzeltme şef 4 leri gazete ve mecmualara ge/er| yazılardaki Osmanlıca kelimeleri listelere göre değiştirecek veya ya* zıcüarına değiştirteceklerdir. 3. — 17a karar sureti Dil Cemk yeti tarafından toplantıda botun* miyarı gazete ve mecmua sahihle* rine de gönderilerek imzalan rica) edilecektir. Maraş'ta alınacak film Maraş, 13 (A.A) — Maraşın ulusal savaştaki kağırmanlarmi filme almak üzere Harb Akademi» si film merkezi gnıpundan üç kişilik bir kurul öteyi gün şehrimize gelmiş ve bugün şehrin türlü yerlerinde o güne ait anılan al -mağa başlamıştır. » Denizciler bayramı İstanbul, 13 (Telefon) — t temmuz gününün denizciler bayramı olarak kararlaştırıldığını E* konomi Bakanlığı deniz ticaret müdürlüğüne bildirdi. Istanbulda bayram hazırlıklarına başland»-27 kişilik bir komite kuruldu. Eşya piyangosu kazananlar Çocuk Esirgeme Kurumu Genel me* kezinden: 25 Şubat 935 tarihinde ceH • len eşya piyangomuzda eşya kazanan bilet sahihleri eşyalarım almak İçin 3i mayıs 935 gününe kadar Genel Mcrkt ¦ simize başvurmalıdırlar. Neşrettiğimi* plânlarda armağanları almak için iki ay sure gösterildiğinden bu tarihten son • rakİ başvurmaların dikkate alınraıya ¦ cağı bildirilir. Lehistanda ulusal yas (Başı 1 inci sayı fada) Varşova, 13 (A.A.) — Babanlar Kurulu, ulusal yas tutulmasına karar vermiştir. Sü Bakanı ord-.-ya karşı bir bildiriğ çıkarmıştır. Bu bildiriğde bilhassa deniliyor ki;, " Ulusun ve ordunun bu kaybı biç bir zaman askerlik hizmeti • nin kıymet ve kuvvetini azaK • maz.,, B. Hitler de başsağladı Berlin, 13 (A.A.) — Ba/_a kanlık özel kalem direktörü bu ı gün gör'e giderek Fürer'in Mare • şal Pilsudski'nin ü'.ümü yününden, duyduğu acılan bildirmiştir. Leh kabinesinin bildiriği Varşova, 13 (A.A) — Kabin* halkı sakin olmağa çağıran bîı bildiriğ çıkarmıştır. B. Löbrön'ün telgrafı Paris, 13 (A.A.) — Cunutf Başını, Lehistan Cumur Başkanı 3. Mosciski'ye Mareşal PiUudskfc nin ölümü dolayısiyle bir başsagj telgrafı çekmiştir. Cumur Başka • nı, bu telgrafında şöyle demek/ tedir: Lehistan gibi Fransa da şahsın da Vatan öklemirvn ruhunu te^ı • sil etmiş olan adamın anısını hie bir zaman anutm-yacaktır. ULUS 15, M W IS 1035 ÇARŞAMBA Stokholm. 14 (4.4.) — Bir İsveç git selesi, Habeş imparatorunun danışmanı c lan isveçli General Siminin Adisabalm'daı ayrducağını yazmaktadır. İsveçli öğretmeı subaylar işlerinde kalacaklardır. ON ALTINCI YIL. No: 4955 Allımız, iiınlınıı/.ılır. Ilır yenir 5 kurun Gü ıiılcli I, HAVA EGEMENLİĞİ Türk Kuşu kurumunun açılması ve kınavına başlaması ulusal hayatımıza yeni bir hız veren mut lu bir hadise olmuştur. Ulu Önder Atatürk, her alanda olduğu gibi bu yolda erişilmesi gereken ama -cı da yüksek bir uzdillikle belirt -mislerdir. Türk büyüklerinin ö • nem ve özenle elkoydukları her iş üzkes basardır. Türk Kuşu da her halde türk havasının önürdeş-siz egemeni olacak ve sayın Baş -bakanımızın dediği gibi onu me -deniyetin birleşme ve buluşma a -lanı haline getirecektir. Ulusların hayatında ve tarihinde ilkönce üzerinde yaşadıkları toprak başlıca bir etke sayılıyor • du. Ona egemenlik ulusal hayatın korunması ve açılması bakımın -dan yeter görünüyordu. Fakat hayat ilerledikçe, ve uluslar arasındaki ilgigler arttıkça denizlerin de rolü büyümüş, ve onlara egemen olanların gücü ve kazancı yüksel -meğe başlamıştır. Yüzyıllarca bir çok milletlerin tabiğ'i hep deniz -ler üstünde belli olmuştur. İn«an zekâsı, insan enerjisi toprak »e denizleri kendine yeter görmiyerek tabiatı büsbütün ege -menliği altına almak için havalarda da hüküm sürmek arzusunu göstermiştir. Çok eski olan bu arzu tekniğin yeni durumu ile ar -tık gerçekleşmiş bulunmaktadır. Böylelikle yeni medeniyetlerin esası toprağa, denize ve havaya da vanarak ve hele imkân verdiği çabukluk ve kolaylık dolayısiyle. hava unsuru bunlar arasında git -tikçe artan bir önem vp rl«ğor Kazanacaktır. Arsıulusal hayatta kuvvetli ve şerefli bir orun elde etmenin bundan sonra ilk şartı yurdun havala -rina egemen olmaktır. Bu egemenlik yalnız savga bakımından de -ğil. ülkenin ekonomik hayatının yükselmesi için de gereklidir. Yurdun dört bucağını şimdiki tekni -ğin imkân verdiği en kısa bir va -kitte maddiğ ve tinel bir surette biribirine bağlıyan hava yolları onun artık candamarları olmuştur. Bunlara yalnız vatan çocuklarının hükmetmesi lâzım olduğuna göre bu ödevi hakkiyle başaracak gençlerin de şimdiden yetiştiril mesi hem devletçe ve hem de ulusça candan benimsenecek önemli bir işlevdir. Şimdi Türk Kuşu Kurumu ha vacılığın bütün ulusun işlevi hali -ne girmesinde hayirli ve verimli çalışmalarına başlamıştır. Kurum türk r*önçliğinde erekinin gerçekleş meşini kolaylaştıracak çok değerli, çok güçlü unsurlar bulacaktır. Atatürk, türk çocuğunun ne bü -yük bir enerji kaynağı olduğunu bilerek ona yol gösteriyor: Türk çocuğu da sevinçle, kıvançla bu işarete uyarak 'her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte kendini bekliyen yerini az zamanda dolduracaktır.,, Zeki Mesud ALSAN Boğazlar için ne konuşulmuş? Bükreş, 14 (A.A) — Havas ay-tarından: Balkan konferansında Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya'nın Türkiyece bo-gazları yeni baştan silahlamak hakkında gösterilen isteği arkala -mak kararını vermiş oldukları söy leniyor. Bugün Bay Tevfik Rüştü Arasla Sovyetlerin Bükreş elçisi Bay Ortrovki arasında uzun bir | konuşma olacaktır. Büyük Kurultay yeni tüzüğü kabul etti BİLDİRİĞ C. H. P. Büyük Kurulla yt 14.5.935 salt günü saat 10 da toplanarak yeni tüzük taslağını konuşmuş ve onamtş • tır. Uzun raporu ancak yarına (bugüne) kadar yetişti -rilebilecek olan dilek işlerini konuşmak üzere on beş mayıs sabahında tekrar toplanacaktır, tilerden gelmiş olan delegeler bugün (dün) öğleden sonra tarım enstitüsünü gez -ı mislerdir. Delegeler çarşamba günü Parti Genel Kâtibinin öğle yemeğinde bulunacak -lardtr. Kurultay delgeleri dün Yüksek Tarım Enstitüsünü gezdiler Atatürk Türk Kuşu alanında Atatürk, ötey akşam "Türk Kuşu,, nun uçuş alanını şereflendirerek üyelerin çalışmalarını gözden geçirmiş ve derslere çok yakından ilgilenmişlerdir. Büyük önderin bu ilginliği gençler arasında çok coşkun bir heyecan u-yandırmıştır. Dinsel ayın Marcşaı fılsudskının ölümü dolayısile bugün Polonya büyük elçiliğinde saat 11 de bir dinsel âyin yapılacaktır. Yunan seçimi Atina, 14 (A.A.) — Aynş partilerinin katılmasına bir kolaylık olmak üzere hükümet, seçim tarihini bir hafta geri atmaya karar vermiştir. Seçim 9 haziranda yapılacaktır. Büyük Kurultay delgeleri dün gezdikleri Yüksek Sarım Enstitüsünde Parti kurultayı delegleri dün Yüksek Tarım Enstitüsünü gezmişlerdir. Saat 15.5 da Enstitüye giden delgeleri Tarım Bakanı Bay Muhlis Erkmen; enstitü direktörü profesör doktor Falke, enstitü pro Bay Laval Moskova'da Fransız ve Sovyet dış bakanları konuşuyorlar fesörleri, talbeler, karşılamıştır. Konferans salonunda toplanan de!çelere bakan; enstitünün kuru luşundaki vargı ve gayeyi anlatmış, enstitünün tarım alanında yapacağı büyük devrimi, yurdun ü-rünlerini yeğritip ona bol gelir getiren yenilerini katarak türk köylüsünün hayatında yapacağı gelişimi izah etmiştir. Delgeler 15-20 şer kişilik gruplar halinde enstitünün her tarafını gezmişler ve kendilerine her kısmın başardığı iş ve ödev anlatılmıştır. Delgeler cumuriyetin yarattığı en güzel bilgi ve ilim eserlerinden birisi olan enstitüyü çok beğendiklerini; bulundukları yerlerdeki gençlerin enstitüde okumalarına önvereceklerini söylemişlerdir. Moskova konuşmalarını yapma', r olan Bay Laval ve Litvinot Moskova, 14 (A.A.) — B. Laval ve B. Litvinof dün saat 15.30 da dış işleri komiserliğinde bir saat konuşmuşlardır. Hiç bir bildiriğ çıkarılmamıştır. Havas'ın özel olarak gönderdi- ği aytara göre, B. Laval Varşova konuşmalarının sonuçlarını B. Lit-vinofa bildirmiştir. İki devlet a-damı fransız - sovyet paktının o-naylanması meselesile, Avrupanın doğusunda yapılacak mmtakavî (Sonu 6. cı sayı fada) B. T. R. Aras Bükreşten ayrıldı Bükreş, 14 (A.A) — Bay Tev-fik Rüştü Aras dün akşam başbakan B. Tataresko ile iki memleket arasındaki ekonomik ve finansal meseleler üzerinde görüşmüştür. Türkiyenin Romanya elçisi B. Tanrıöver de bu görüşmede hazır bulunmuştur. Bay Aras dün akşam Roman-va hükümetince emrine hasredilen özdl vagonla hareket etmiş. İstasyonda BB. Tataresko, Titülesko, Maksimos, Savel Rodülesko, iç bakanı B. Inculetz Türkiye, Sovyetler Birliği elçileriyle Romanya ekonomi delegasyonu başkanı, Romanyanın Ankara elçisi tara -fından uf-urlanmiftır. Kronik. Hareket Kullandığımız kelime karşıîık'an: Evre — Safha 1911, 12 deyiz. Türkçülük di le geçiyor: Ar ab ve fars gramer şekillerini bırakacağız. Henüz iki yeni kelimemiz var: Yurd, dernek! Gazetelerde aruz yerine parmak hesabı şiirler başlama r-tadtr. Gene, ihtiyar, eski yeni kafalı, herkesten türkçülüğe karşı bir hücum koptu. Bunların içinde biraz da Selanik kıskançlığı var. Çünkü ilk fikir ve sanat türkçü-lüğü orada belirmiştir. Türk diline ve türk düşünüsüne erkinlik vermek iiçn, belki biraz çiy, biraz zevksiz, fakat gönül ateşiyle çalışanlara karşı, istanbul Osmanlısı yalnız bağırıp çağırmaktadır. Yeni ve başka bir ideoloji de öne sürdüğü yoktur, bütün kuvvetini öfke ve a-l ay ,a vermiştir. Eğer kısa tarihi bir daha gözden geçirirseniz, şunu görürsünüz: Bunlar, yavaş yavaş, fakat, arkadan ve yandan, ve B âb ı * âlı göreneği üzere, bir kaçı* payı bırakarak, yem harekete katılmaktadırlar. Öyle bir katılış ki, gene Babıâli göreneği üzere, iş başarılırsa, hareket sancağını sırtlamak, iş aksarsa, gözden kayboluvermek için, en elverişli istrateji noktaları onlar taratmadan tutulmuştur. Biz, o zaman henüz yazmağa devrimin bütün eserlerinde, ne-men hemen aynı şekilde, tekrarlanıp durdu. Atatürk her ileri atılış gibi. sisli bir şuurla bocalayıp duran, dil ve kültür uyanışını da sürünür-lükten kurtardı; ona da kartal kanadı taktı. Ve asır htzt verdi. Şimdi kaypakça katılmak değil, uçarca koşmak, nefes nefese yetişmek, ve 1921 doğumluların elinde, her saat vuruşanda, bir yeni ufuk aşan hareket sancağını gözden kaybetmemek lâzım! Yelkenler, göz karartan büyük enginin sert rüzgârı ile şişti; yosunlu kıyıların tembel türkülerini bırakıp, canlı ve şakrak, dalgalar, bul ıtlar, ve ölmez gençliğin senfonisine alışalım. Kars depremi dolayısiyle çekilen telgraflar İrak başbakanının Kars depremi dolayısiyle hükümetimize gönderdiği başsağlama telgrafile Dış Bakan vekilimiz B. Şükrü Kayanın cevabı aşağıdadır: Dış Bakanı Ankara Kırallık hükümeti tarafından, derin duygularına Cumurluk Hükümeti yanında dilmaç olmaya ö-devlenmiş olarak, Kars depre * minin sebeb olduğu nüfusça ka -yıblardan doğan kederi paylaştı -ğımıza inanmanızı Ekselansınız • dan dilerim. Başbakan Yasin Alhaşimi S. E. Yasin Alhaşimi Başbakan Bağdad Kars depremi dolayısiyle Ek • selansınızın bildirmek kayrasın « da bulunduğu hislerden çok duy^ gulanmış olarak gerek şahsımın ve gerek hükümetimin teşekkür 1 lerini kendilerine sunar ve Kırallık Hükümetine de iletilmesini rica ederim. Şükrü Kaya 5AYIFA 2 ULUS 15 MAYIS I9*fi ÇARŞAMBA il işleri. Kılavuz için dersler - 6- Aile Arda Evcimen = Aileperver Aile kelimesinin eski bir yakut kökü olduğunu belki henüz bilmiyorsunuz. Fakat kılavuzun (T. Kö.) leri izahlamrken bunu da öğreneceksiniz. Ancak kelimenin yeni türkçe şekli şudur: A y I e . Pek uygunsuz bir kelime-olduğu için bir türlü kullanma diline geçmeyen ailevî sözü için de ay* I e s e I diyeceksiniz. Halktan bu kelimeyi her vakit bu son türkçe şeklinde du-yardık: a y I e I Türkün ağzı böyle yoğuıur. A r d a' da a y I e demektir. Onunla dilimiz zenginleşiyor. Yarın ilim terimlerini aradığımızda ,onu da belki / a s i -I e yerine koyacağız. Bizim babalarımız evcimen adamlardı. Hiç biri, sokakta geceye kalmazdı. Akamet = Kısırlık, sonuçsuzluk Akamete uğramak = Sonuçsuz kalmak, sonuçsuzluğa uğramak, sonuç vermemek Akamete uğratmak = Sonuçsuz bırakmak, verimsiz bırakmak Akim = Kısır, sonuçsuz, verimsiz Akim kalmak = Sonu gelmemek, yanm kalmak, yüz üstü kalmak, suya düşmek. Bit Osmanlıca kelimenin karşısında bu kadar türkçe görür* seniz, bu kelimenin dilde hiç yerleşmemiş olduğuna hükmediniz. Dûn bütün düşman hücumları akamete uğradı = Dün bütün düşman hücumları sonuçsuz kaldı; sonuçsuzluğa uğra* iı. Akim kalan bu hareket = Sonu gelmeyen bu hareket... " S ö d ü t â k i m etmek sözündeki takim yerine kısırlaştırmak sözünü kullanabilirsiniz. Takim o ^emektir. * » * Aktetmek = Bağıdlamak (Contracter, con dure un acte public ou priv€) Âkid = Bağıtçı, bağıtlayan (contractant) . Akd = Bağıd (acte) ~°3.ty/rfP j:. ' andîaşmalardakı "tarafeyni âkideyn., sözü duklarl/jnuJ,^-g-*f'' '^7 ""»'TT* "İ** , - tarat,, diye karşılıyacoksınız ve bir şey de anlamış o- lacaksınız. "Evlenme erkekle kadım birleştiren bir bmğıt 'dır,, sözünde bağıt kelimesi a k t yerini tutuyor, Almanlarla iransızlar arasında son andlaşma, 1918 de Ver-say d a bağıtlanmıştır. [aktedilmiştirJ] Bu cümlelerde yeni bir kelime öğreniyorsunuz: Antlaşma = Muahede * * * Kılavuz "bağlanmak,, kökünden çok esaslı başka bir kavram ardası üretmiştir. Burada onları tekrar edelim: Tâbiiyet, menutiyet = Bağın, bağmç, uyruluk (depen-dance) Tâbi, menut, muallâk, vabeste = Bağınlı (depandant) Tâbi kılmak, tahtı tâbiiyete almak, münkad etmek = Uy rutmak (assujetir) Tâbi (bu anlamda) = Uyruk Tâbi olmak, tebaiyet etmek = Uyramak Metbu = Uyraç Tebaa = Uyru Gayri tâbi, müstakil =» Bağınsız (intependant), erkin Ademi tâbiiyet, istiklâl = Yadbağmç (independance), erkinlik Tâbiiyet ve menutiyeti mütekabile = Arsıbağmç (ûıterde-pendance) Burada ilk dikkat edeceğiniz şey bağlı ile bağıntı arasındaki ayrımdır: Bağlı = merbut - bağınlı = tâbi, menut muallâk, vabeste. Bakırköy ilçebaylığı İstanbul llbayhğma bağlı 'dır. Kanun çıkarmak. Kamutayın kabul etmesine bağınlı'- dır. Kanuşma dilinde "bağlı,, ayni şeyi anlatabilir. Fakat ayırmak daha doğrudur. "İstanbul îlbayltğma bağlı olan Kadıköy ılçabayhğı-nın ekonomik gelişimi, dalga kıran ve rıhtım yapılmasına bağınlı 'dır.,, İşte size iki kelimenin ayırd edilmesini ko laylaştıran başka bir misal! "tskoçya îngiltereye tâbidir.,, cümlesindeki tâbi kelimesini uyruk ile karşılıyoruz. Tebaa demek olan uyru da gene bu kökten geliyor. "Osmanlı sultanları, asırlarca. Hicaz arablartna uy r açlık ettiler.,, dediğimiz vakit, uyraç'rn metbu kelimesini karşıladığını görüyorsunuz. Bunun feğli "uyramak = tebaiyet etmek,, dir. Uyruluk Osmanlıca "tebaalık,, anlamına "tâbiiyet,, in karşılığıdır: "Bir devlet, kendi toprağındaki azınlıklarda iyi u y ru 1 u k vasılları arar!,, Fakat bir de dependon; karşılığı "tabiiyet,, varltr ki onu "bağın, bağmç,, kelimeleri ilekarşıltyoruz. "Hayatı iktısadiyede, milletler arasında, bir gün tâbiiyet ve mctunıycti mütekabile esası aranacaktır.,, sözünü şöyle çevirebiliriz: "Ekonomik hayat'.a, uluslar aıasında, bir gür arşı b a ğ ı n ç esası aranacaktır.., Biz inââpıence sözünü bağınsız ve erkin diye İÇ DUYU K L A R İSTANBUL TELEFONLARI Konservatuvar öğretmen lerimiz Rusyaya çağrıldı İstanbul, 14 — İstanbulda bulunan sovyet artistleri şerefine bu akşam sovyet elçiliğinde bir suvare verilmiştir. Konservatuvar öğretmenlerinden bir grup konser vermek üzere haziranda Sovyet Rusyaya çağrılmışlardır. Öldürülen kruvazör dok-^9nffitu^Qİüsü İstanbula getirildi İstanbul, 14 — Geçen yıl Kuşadası yakınında ve dolaşılması yasak olan kıyılarda Öldürülen ingiliz kruvazörünün doktoru Robensonun ölüsü İstanbula getirilmiştir. Bugün öğleden sonra ingiliz büyük elçiliğinde yapılan dinsel bir ayından sonra Haydar paşadaki ingiliz mezarlığına gömülmüştür. Ayında ingiliz büyük elçisi ile ingiliz kolonisi bulunmuş ve ölüyü bir polis ve asker krtğası selamlamıştır. Bir tramvay kazası İstanbul, 14 — Bugün Beyoğlunda sekiz yaşlarında İsmail adında bir çocuk tramvay altında kalmış, ağır yaralı bir halde kurtarılmıştır. Kazada vatmanın suçu olmadığı anlaşılmıştır. Fenerin yeni antrenörü İstanbul, 14 — Bugün Fenerbahçe kulübünün yeni futbol antrenörü B. Em-pok gelmiştir. 1 . Pîi icula bakanİcğiı ıda Niğde merkez malmüdürü Hul-ki İlgaz mal müdürlüğüne, Manî -sa merkez mal müdürü Agâh Denizli mal müdürlüğüne, Korkude-li mal müdürü Ahmed Hamdi A-laca mal müdürlüğüne, Plümür mal müdürü Hakkı Nuri Tercan mal müdürlüğüne, Tercan mal müdürü Mustafa Plümür mal müdürlüğüne atanmışlardır. Ertik okulları öğretmenleri Ertik okulları öğretmenlerinin aylığa geçirilmeleri hakkında Kültür Bakanlığınca bîr kanun projesi hazırlanmıştır. Pinans bakanlığının bir genelgesi Finans Bakanlığı valiliklere bir genelge yaparak tütün ruhsatname ve tezkerelerinden bundan sonra beş kuruş damga resmi a • tınması gerektiğini bildirmiştir. Her gün beş kelime Dil Cemiyeti Genel sekreterli -ğinden: Kılavuzda çıkan karşılıkları kullanmaya gazete ve dergi yazarları ile okurlarını alıştırmak üze -re her gün beşer kelimelik listeler göndermek esası üzerine An-karada bulunan gazete ve dergi izerleri arasında verilen karar Matbuat Genel direktörlüğü yo-lıyla bütün gazeelere yazılmıştır. Gazete ve dergilere yazılan mektubun kopyesi şudur: " Günün en büyük devrim işi olan dil meselesinde bütün gazete ve dergilerin elbirliğiyle hareket etmeleri ve yeni çıkarılan kılavuz kelimelerini kullanmaya hem yazarlarını hem de okurlarını alış • tırmalan için şu sırada Artkarada bulunan gazete ve dergi iyerleri a-rasında verilen kararın bir kop -yesini ilişik olarak sunuyorum. " Beşer kelimelik listeler Ba -sın genel direktörlüğü eliyle gazete ve dergilerin adreslerine gönderilecek ve her gün bir liste olarak gazetelere konulacaktır. "Ulusal dil işinde bütün Türkiye basınının tam bir anlaşma ve birlikle çalışacaklarını göster -mek üzere bağlı karar kopyesinin genel yayını gözeten izet tarafından imza edilerek ve gazete veya dergi damgası da konularak kuru mumuza gönderilmesini ve listeler geldikçe verilmiş olan karara gö -re hareket edilmesini diler, dili -mizin özleşmesi uğrundaki sıkı ve candan çalışmalara her zaman olduğu gibi bu defa da seve seve ortaklık edeceğinize güvenerek önceden teşekkürlerimi ve içten saygılarımı sunarım.,. Bu mektuba bağlı olan karar kopyesi şudur: "Türkiyede çıkan gazete ve dergilerin günün başlıca devrim işi olan dil meselesinde elbirliğiyle hareket etmeleri için aşağıdaki noktalar kararlaştırılmıştır: "1 — Dil cemiyeti Kılavuz komisyonu tarafından gazete ve dergilerin adreslerine her gün beser kelimelik bir liste gönderilecek ve bu listedeki kelimelerin ne yolda kullanılacağı örneklerle gösterilecektir. "2 — Gazete ve dergiler, bu listeleri olduğu gibi basacaklar ve ondan sonra bu listelerdeki kelimelerin osmanlıcalarmı bir da -ha kullanmıyacaklardır. Gazete ve dergilerin yayın işlerini yöne -tenler ve yazı işleri direktörleri ile düzeltme şefleri, gazete ve dergilere gelen yazılardaki os -manlıca kelimelerden listelerde bulunanları değiştirerek, veya yazıcılarına değiştirterek yerlerine türkçe karşılıklarını koyacaklar -dır. Gazete ve dergilerin kendi iki türlü karşılamakta şüphesiz daha iyi ettik. "Müstakil mebusluk", "mahkemelerin istiklâli,, yerine "bağınsız say-lavhk,,, "hakyerlerinin bağtnsızlığı,, sözünü kullanacağız. "İstiklâli millî,, nin türkçesi "ulusal erkinlik,, dir. Yarzı dili pek yakın zamanda: — Ben siyasa hayatında bağınstzlığı severim, Sözü ile, — Arsıulusal siyasada, ancak, erkin ulusların hükmü geçer. Sözü arasındaki ayrımı belirtecektir. "İktisadî hayatta mutlak bir ademi tâbiiyet ve metuniyet siyaseti takib edilemez,, cümlesini ise şöyle karşılıyacağız: "İktisadî hayatta, saltık bir yadbağınç siyasası güdü-lemez.,, Bu son cümlelerde geçen yeni kelimeler: Mutlak = Saltık Vasıf (T. Kö.) Fiil = Fef il Ekalliyet = Azmlık Vilâyet = llbayhk Kaza = I Iccba v Iik Millet Meclisi =s Kamutay Mefhum familyası = Kavram artası türkçeleştirme çalışmaları ayrıca devam edecektir. "3 — Şu sırada Ankarada bulunan gazete ve dergi iyelerinin kendi aralarında toplanarak ver -miş ve Anadolu Ajansı ile yaymış oldukları yukarıdaki kararı gaze -temiz adına da kabul edip yüken-diğİmizi bildirmek üzere bu ka • rarı imzalıyoruz.,, Türk dili araştırmaları yolun -da bugüne kadar sürüp gelen çalışmalara candan, yürekten or ¦ taklık etmiş olan bütün Türkiye gazete ve dergilerinin bu büyük işte de elbirliğiyle çalışacaklarına kanığ bulunan kurumumuz, bu beşer kelimelik listelerin günü gününe basılması ve ondan sonra bunların osmanlıcalarının yazılardan atılması işine de bütün türk basın aylesince seve seve karşılanıp ileri götürüleceğine inan makta ve güvenmekteyiz. İç d uyakların sonu 6. neı sayı fam ızdadır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Aktı — Ücret Alınganlık = Susccptibilitc Alıp vermek mm Teati etmek Anıt mm Abide Arabul ma = Telifibeyn (Coneılis-tion) Araç -«= Vasıta Asığ = Menfaat AadİrektÖr -= MOdür muavini Atamak — Tavın etmek (Nommer)' Avın - Ayın Ayram « Müstesna Ayrış = Muhalefet Aylamak = Hitab etmek Aytışmak = Münakaşa etmek Azat = Tatil Barış = Sulh Başkan = Beis Beldek = Alâmet Beyanname = Bildiriğ Başsağı = Taziye Bildiriğ = Tebliğ Bilgi = Malûmat (RcnseigneraentJ Bölge = M intaka Bütünlük•= Tamamiyet (Iniegnte). Ciddiğ = Ciddî Çabalama — Gayret Çöze = Tahlil Çözge = Çarei hal Danışma = İstişare Delege = Murahhas Delegasyon = Heyet (Delegatsen) Dinsel = Dini Diyev = Beyanat Eğlim — Temayül Endüstri = Sanayi Erge = Gaye Erk = İktidar Erkinlik m İstiklâl Eşitlik = Müsavat Evre -« Safha Fenniğ = Fennî (Technkjue) Genlik — Refah (ProsperitC) Gerçekleşmek — Tahakkuk Gereç = Malzeme, levazım Girgi = Teşebbüs (Demarchc) Görct = Ziyaret İçtenlik Samimiyet lktimal = İhtimal İlgi = Münasebet İşyar = Memur Kağırman = Kahraman Kamoy = Efkârı umumiye Kaynak = Menba Kent « Kasaba Kesin — Kati Kıtında ~ Nezdinde Kotarmak = Halletmek Kırrağ - Bina Kurmak "= Tesis etmek Kurmay — Erkânıharbime Kurul Heyet (Conseil) (Sonu 4 üncü sayıfada) ULUS 17 MAYIS I935 CUMA Prag, 16 (4. i.) — Çekoslovak Dışişleri Hakanı ile Sovyet elçisi B. Aleksim-'drovski bugün Sovyet Rusya — Çekonln-vakya karşılıklı yanlını paktını imzalamış Utrdır. ON ALTİNCİ YIL. No. 4957 Adımız, andımızdır. Ilır yerde 5 kuruş Dördüncü Büyük Kurultay kapandı Kurultaydan ort köşe — İsmet İnönü kapanma söylevini veriyor — Asbaşkan Saffet Ankan başkanlık ederken Gündelik bükreş'te F. R. AT AY Betkemızde kullandığımız kelime karşılıktan: Düşüt: cenini sakıt — Tasar: tasavur — Dayanışma: Tesanüd — Durluk: İstikrar — Düzen; Nizam — Gerçe: Şenîyet — Asığ: Menfaat — KarşıâJık: Zıddiyet, tezad — Eşitlik: Müsavat — Pekiştirmek: Takviye et • mek — Bölge; Mıntaka — ilgilendir -mek: Alâkadar etmek — Bildiriğ: Tebliğ — tyicillik: Hayrıhahltk — Özge -cillik: Cayrendişlik — Sağduyu: Hissi selim — Öngörü: Basiret — Yüğ -tüm: Merhale — Belge: Vesika — Kotarmak: Halletmek. Harbsonrası'ndanberi anlaşma, uzlaşma, yakınlaşma, bağdaşma, bağlaşma, ve bu çeşit daha bir çok itim verebileceğiniz paktlar yapılmıştır. Bunlardan kimi düşüt, kimi sakat, kimi kuru tasar, kimi de hayal halinde kaldılar. Avru -pa'da iki sağlam dayanışma unsuru var: biri, Ortaavrupa'da, Kü -çük Anlaşma, öteki Blakanlar'da bizini pakt! Balkan anlaşmasının yalnız durluk ve düzen içinde devam etmek değil, her gün daha kuvvet -lenmesinin sebebleri nedir? Çünkü bu pakt gerçeler üstüne kurulmuştur; çünkü bu gruptaki dev -letleri birleştiren asığlarla, arsıulusal barış davası arasında hiç bir karşıtlık yoktur. Bu grup devletleri arasında eşitlik duygusu içtem ve* aradır. Bu devletler, siyasa birliğini, ekonomik ve kültürel yaklaşmalarla her gün daha pekiştirmek yolunu tutmuşlardır. Düsturları şudur: her zaman birlikte, ve hiç kimseye karşı! Son Bükreş toplantısının Balkan devletlerinin, kendi bölge -leri ile, Avrupa kıtasını ilgilendiren meseleler hakkındaki, bu açık ve uz görüşlerini anlatan son bil -diriğ, harbsonrasının en güzel belgelerinden biri olarak kalacak -tır. Uyanık ve aygın durmak, a-çık ve engin görmek, düşündüğünü saklamamak, kendi araların -daki dayanışma esaslarını her gün daha kuvvetlendirmekle be -raber, herkese karşı eyicillik ve özgecillik duygusunu sağ tumak İşte Bükreş bildiriğinin ruhu! Balkan anlaşmasının arsıulusal büyük değeri, uzak yakın, hiç kimse için, tehlike olmamak'-tır. Bu anlaşmanın yüksek zekâ ve sağduyusu da, Balkanlarda çıkarılabilecek bütün meseleleri, de -rinbir öngörü ile, bir bir ele alıp kotarmak ve ortadan kaldırmak - Dördiincii Büyük Kurultay Kapanırken Parti Genel Başkan Vekili Inönüniin söylevi Yüce kurultayın sayın üyeleri; Büyük Kurultayın çalışması her bakımdan faydalı ve feyizli olmuştur. Geçmiş yılların işleri üzerindeki araştırmalarımız, bütün yurdda dikkati çekmekten geri kalmıyacakttr. Büyük Partinin devlet işlerini yakından gözettiğine ve Parti hükümetinin yurd ve ulus için çalışmasının nasıl incelendiğine güzel örnekler verdiniz. Gelecek yıllar için Büyük Kurultayın verdiği yönergeler çok değerlidir. Her şeyden Önce, Partinin programına koyduğunuz hükümler ulus ve ülke için yapıcı ve ilerletici etkelerini geniş ölçüde gösterecektir, içeride ve dışarıda bîr daha ve eyice anlaşılacaktır ki C. H.Partisi eyice kavranmış hareketli bir programı dölen-le gütmektedir. Gerek devrim prensiplerinde, gerek devlet idaresinde bütün ulusu kucaklıyan bir Partinin temel programının egemen olması, işlerin hem sağlamlığı, hem de bir ana yolda şaşmadan ve şahıslarla ilgili ol-mıyarak, durmayarak yürümesi için esas şarttır. Büyük Kurultay, programile, yurdun gelecek dört yıl içinde hangi ana yollarda yürüyeceğini göstermiştir. Bununla, Parti hükümetleriniz için bîr program bildiriğinin aynı zamanda verilmiş olduğunu söylemek isterim. Büyük Kurultayın yurdun içerideki emniyetine verdiği önem ve bu yolda Partinin devrimcî anlamı bir daha meydana çıkmıştır. Hükümetlerinizin, devrimci Partimizin çok dikkatli ve çok dö-lenli vasfına uygun olarak hareket edeceklerine emin olabilirsiniz. Yurdun dışarı emniyeti için büyük ilgi gösterdiniz. Büyük tır. Balkanlar henüz büsbütün meselesizlenmif değildir: fakat doğruca hedefe giden yolun, sarp ve çetin bütün geçitleri artık geride kalmıştır. Her yeni toplantı, ancak ileriye doğru, yeni bir yüğrüm olacak, barış tarihi Balkanları sükûnlaştı-ran büyük şahsiyetlerin adını, saygı ve teşekkürle anacaktır. Kurultayın, yurdu korumak için, gerek olursa, vatanın canlı ve cansız bütün araçlarını ortaya atacağını bildirmesi, bunu bir temel yasa olarak programda açıkça söylemesi, vatanın her bucağında beraberlik seslerile karşılandı. Vatan ve ulus aşkı, Partimizin başlıca varlığı olduğunun açıkça bilinmesi, dünyanın bu karışık zamanlarında Türkiye baysallığı için hayırlı bir gösteriştir. Büyük Kurultay ekonomi işlerile özel bir dikkatle uğraştı. Ekonomik gelişmenin gelecek müsbet verimleri üzerinde kurultayın etkisi mutlu bir surette duyulacaktır. Dördüncü Büyük Kurultay çalışmasına son verirken onun bütün üyeleri ulus yoluna hizmet için, tazelenmiş bir vazife aşkı ilt ayrılıyorlar. Ulus sevgisini daha çok kazanmak için, hepimiz, feyizli bir yarış duygusu ile çalışacağız. Ulu önderimiz Atatürk'ün sevgileri, eyi dilekleri ve her zot-luğa yetişen kurtarıcı ve yapıcı uyanıklığı sizinle beraberdir. C. H. Partisinin dördüncü büyük kurultayı kapanmıştır. 3 üncü sayıfamızda ( türkçe örnekleri )ni koyuyoruz. Partimizin yeni genel yönetim kurulu Büyük Kurultayın dünkü toplantısın* da C. H. P. Genel Yönetim Kurulu üyeliklerine aşağıda adları yazılı saylavlarımız seçilmişlerdir: C. H. P. Genel İdare Heyeti Receb Peker Kütahya saylav Münür Akkaya Giresun „ Mümtaz Ökmen Ankara Muttalib Öker Malatya „ Esat Uras Amasya Cevdet Kerim İncedayı Sinob S. Nafi Atuf Kansu Erzurum „ Rahmi Apak Tekirdağ Hasan Âli Yücel İzmir Necib Ali Küçüka Denizli ,. Hüsnü Çakır İzmir- „ Ali Rıza Erten Mardin „ Dr. Fikri Tuzer Erzurum „ Salah Yargı Kocaeli Tahsin Berk Elaziz Salâh Cimcoz İstanbul „ Bildiriğ C. H. P. Büyük Kurultayı 16. 5. 935 perşembe günü saat 10 da Asbaşkan Abdülhalik Renda -nın başkanlığında toplandı. İç ve bayındırlık işleri ile ilgili dilekler görüşüldü. Iç ve bayındırlık Ba -kanları kendilerile ilgili işler üzerinde geniş izahlar verdiler. Bir çok üyeler söz alarak dileklerini İzah ettiler. Oturum 15 e bırakıldı, öğleden sonra Asbaşkan Saffet Arıkanın başkanlığında çalışmaya başlıyan Büyük Kurultay 21,5 a kadar sürdü. Sağlık ve sosyal yardım dilekleri üzerinde karar veren Kurultay, Tarım, Fi-nans, Kültür, Ekonomi, ve Tarım Bankasile ilgili dilekler üzerin -de konuştu. Bakanların kendi iş • leri üzerinde Kurultayın ilgisini uyandıran diyevleri dinlendikten sonra dİyevler üzerinde kararlara varıldı. Asbaşkan Ankan, başkanlık yerini, Genel Başkan Vekili Is -met İnönü'ne bıraktı. İnönü alkışlar arasında baş • kanlık yerine geçerek Parti tüzü -güne göre 16 üyeden toplanan Genel İdare heyetini seçtirdi. Bundan sonra bir çok imzalar la verilmiş olan aşağıdaki takrirler sürekli alkışlar arasında ka -bul ed'ldi. İnönü,Genel Başkan adına bir bildiriğ okuyarak Ku • rultayı alkışlar arasında kapadı. Takrir 1 Büyük Kurultay toplantısını bitirirken, ulusumuzun Büyük ön -deri, Partimizin daimi ve Genel Başkanı Kamâl Atatürk'e, derin ve sarsılmaz sevgi ve saygılarımı -zın ve Kamâlizm prensiplerine içten ve özden bağlılığımızın Başkanlık tarafından sunulmasını dileriz. Takrir a Kurultay Başkanlığına , 1 — Açılış günü yüce varlığı ile Kurultayı şenlendiren, her şeyi yaratan ve yapan Atatürk'e ve onun izine candan ve yürekten bağlılığımızın karar altına alın • masını, 2 — Büyük Yaratıcının değerli yapıcısı İsmet lnönüne ve kabi • nedeki arkadaşlarına, 3 — Partimizin bilgili ve sev gili Genel Kâtibi Receb Pekere. ve çalışkan idare heyeti arkadaşlarına, 4 — Kurultayımızın kıymetli reislerine ve kâtiblerine, Kurultayın sevgi ve saygılarının sunul • masına karar alınmasını teklif e - diyoruz. Her gün 5 kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanlıcaları-nı kullanmıyacaktır. İKİNCİ LİSTE 1. — Mamur ^Bayındır a) Mamuriyet == Bayındırlık b) Nafıa İmar etmek = Bayındırmak Misaller: Ankara bayındır bir şehir olmuştur. Memleket bayındırlık yolundadır. Bütün devlet yapı işleri Bayındırlık Bakanlığına bağ -lanmtşttr. Biz yurdumuzu bayındır -maktan ve geliştirmekten Oaş'ta bir şey düşünmiyoruz. 2. — İnkişaf etmek = Gelişmek İnkişaf ettirmek = Geliştirmek inkişaf = Gelişim, gelişme Misal: Türkiyenin ekono - güne mik gelişimi günden artıyor. 3. — Mülkî == Sivil 4. — Askeri = Süel (Militaire) Not 1) "Asker,, kelimesi "Soldat,, anlamına türkçedir. 5. — Cemiyet, Şirket = Sosyete Misal: Türk Cemiyeti =* Türk Sosyetesi Şeker Şirketi = Şeker Sos - yetesİ İçtimaî — Sosyal Not: 2) Türk kökünden ge • len "Cemiyet,, şu anlamda kullanılacaktır : Hilâliahmer Cemiyeti = Kızılay Cemi -yeti. D'd Cemiyeti. Gaze -feciler Cemiyeti. Not: Gazetemize gönderile • cek yazılarda bu kelimelerin os -manlıcaları kullanılmamasını rica - 'îriz. B. T. R. Aras Viyana'da Viyana, 16 (A.A.) — Türkiye Dışişleri Bakanı Bay Tevfik Rüştü Aras, otomobille Budapeşte'den buraya gelmiştir. Birkaç gün özel olarak burada kalacaktır. SAYIFA 2 ULUİ 17 M* ms 1935 CUMA DÜ isleri. Kılavuz için dersler _ 8 — Aklı selim, hİs6İ selim = Sağduyu Bizim güvencimiz halkın sağduyusudur, tnsanda sağduyu olmazsa, kuru ve ezbere bilgiden ne çıkart » * * Alâka = 1 - İlişik, 2 ¦ (münasebet artfamma). ilgi Alâkadar = lligili Alâkadar olmak = İlgilenmek AÎâkabahş = îlgen Katı alâka etmek = İlişik kesmen Ticarethane = Tecimge Bahsettiğiniz tecimge ile hiç bir ilişiğim yoktur. Bahsettiğiniz adamla biç bir ilgim yoktur. Benimle bu kadar ilgilendiğinize pek teşekkür 'ederim. Dostum Bay .... bütün tecim ortaktan ile ilişiğim kesti. Siz, arsıulusal siyasa bakımından, bu meselenin yüksek i 1-genliğinde şüphe ediyor musunuz? Bu işte kayıtsız değil, ilgili ve dikkatli davranmalı • siniz. * * * Beldek = Alâmet Hayır işlerine yardım etmek, en iyi insanlık b e 1 d e ğ i' dir. * * * Alet =Y araç Vasıta = Araç Fabrikamızı en son y araçlarla cihazladık = Fabrl* kamın en son al at ile teçhiz ettik. Nasılsa girdiğim bu çıkmazdan kurtulmak için, bütün araç • lava başvurdum = (Bütün vesaite müracaat ettim) * * * Tebarüz etmek = Belirmek Tebarüz ettirmek = Belirtmek Tebarüz = Belirgî Mütebariz = Belirgen Söze başlarken şunu belirtmek isterim ki., tşin içyüzü belirmiştir. Son b e l i r g i 1 e r rus — türk dostluğunun sağlamlığı na. herkesi inandırmıştır. Söylemek istediğiniz şey, dün okuduğum yazınızda, bana anlattığınız kadar belirgen değildir, * # * İdare etmek Yönetmek îdare mm Yönetim Müdiranı umur = Yönetmen Meclisi idare, heyeti idare = Yönetim kurulu Sevk (T. Kö.) Sevk ve idare = Güdem, güdüm Sevk ve idare etmek = Güdemek Yalnız teorik bilgilerle devlet yönetilmez* Türkiye devletinin yönetim şekli, Cumuriyettir. Osmanlı imparatorluğu, halk kuvvetini tanımıyan yö* netmenler elinde battı. tş Bankasının yönetim kurulu dun toplanmıştır» Atatürk son söylevinde ekonomi siyasamızın adını koymuştur: Güdümlü e kon o mil Dostum tstanbulun en iyi otomobil güdeyenlertn* 'den biridir. Son düşen uçak en iyi İransız pilotlarından birinin g û -'demi altında idi. G ü d e m i n d e zorluk çekilen uçaklar... Erzurumda bayındırlık Erzurum, 16 (A.A.) — Erzurum şarbaylık kurulu büdceyi 116 bin 300 lira olarak kabul etmiştir. Bu yıl kaplıcaların eksikleri tamamlanacak, sokaklara yeni ad konacak, bir akıl doktoru ve zehirli gazlar için gereç getirtilecektir. Ayrıca bir de kültür müzesi kurulacak, yapılmakta olan modern kanara kurağının yapısı bitirilecektir. Bundan başka modern bir furun da yapılacaktır. Muğlada yol yapımı Muğla, 16 (A.A.) — İl içinde yükümlü işçi çalışması bitmiştir. İlin ova yolu olan Fethiye — Köyceğiz yolu bu yıl açılacaktır. Şimdi yağmur sularının ve küçük suların geçtiği yerlerin kapanmasından batak yapan yerlerin düzeltilmesiyle uğraşılmaktadır. Ödemiş'e yapılacak gezi İzmir Turing ve otomobil kulübünün cuma günü için hazırladığı ödemiş, Birgi ve Bozdağ gezintisine büyük ilgi vardır. Geziye İlbay General Kâzrm Dirik başkanlık edecektir. Turist treni saat 7.30 da Alsancaktan kalkacak, her istasiyonda durup geziye girecek olanları alacaktır. Köylüler Torbalı ve Bayındırda turistlere çiçek buketleri takdim etmek üzere hazırlanmaktadırlar. Turistlerden Bozdağ'a çıkmak İstiyen-ler İçin makineleri sağlam otomobiller ayrılmıştır. Bozdağ'a gidip gelme adam başına bir Ura alınacaktır. Kulüb, öğle yemeğini Ödemiş'te ve çok zengin bir şekilde hazırlattıracaktır. (Anadolu) Muğlanm bir aylık çıkatı Muğla, 16 (A.A.) — Nisan a-yında Küllük, Bodrum, Bozbu-run, Marmaris, iskelelerinden yabancı memleketlere 562 inek, 238 Öküz, 265 manda, 205 dana, 32 koyun, 67 keçi, 716 kuzu, 575 oğlak, 586 kümes hayvanı çıkarılmıştır. I Ç DUYUKLAR İSTANBUL TELEFONLARI Mareşal Pilsudski için ayın istanbul, 16 — Bugün Beyoğ-lunda Sent Espri kilisesinde Mareşal Pilsudski için dinsel bir a -yın yapıldı. Ayında İstanbul Komutanı, şehir oruntakları ve kordiplomatik butundu. Basın genel direktörü geliyor İstanbul, 16 — Basın Genel Direktörü B. Vedad Tör bugün uçakla Bükresten geldi ve akşam Ankaraya hareket etti. Sovyet artistleri gittiler İstanbul, 16 — Konuğumuz bulunan sovyet artistleri bugün Çi- çerin vapurİyle memleketlerine döndüler. Rıhtımda şehir orun -takları, artistler vc kalabalık bir halk kütlesi tarafından uğurlun -dılar. Artistler gazetecilere, mem lekelimiz hakkındaki duygularım büyük bir heyecanla anlatmışlar, sovyet sanatını tanıtmak fırsatını buldukları Atatürk Türkiyesine hayranlıklarını söylemişlerdir. Bir tramvay kazası daha İstanbul, 16 — Bugün Sirke -cide gene bir tramvay kazası olmuştur. 11 yaşında Bülend adında bir çocuk tramvay altında kalmıştır. Çocuk hastaneye kaldırılmıştır. Fazla kan zayettiği için vaşıyacağı şüphelidir. Yeni hal haziranda açılacak istanbul, 16 — Haziranda belediyenin yaptırdığı yeni halde sebze alım satımlarına başlan* -çaktır. Kızılay'da toplanı İstanbul, 16 — istanbul mer -kezi bugün toplandı. 23 - 30 mayıs haftasının programını hazırladı. Beykozda bir depo patladı istanbul, 16 — Bugün Beykozda Servi burnunda Popovi sosye -fesinde bir depo patladı. Kazanın sebebi bilinmiyor. Yaralanan - ö-len yoktur. Yasak edilen yunan gazeteleri tekrar çıkmaya başladı İstanbul, 16 — Atinadan bildiriliyor: Bugün yeniden çıkmtya başltyan gazetelerde Venizelos hakkında yazılmış yazılar var. Makedonya gazetesi Venizelo • sun resmini basmış ve bu yüzden Serezde büyük bir hadise olmuştur. Hükümet Makedonya genel ilbayına bu gazete hakktnda e • mirler vermiştir. Yunanistanda geneloy yapılacağı doğru İstanbul, 16 — Atinadan bildiriliyor: Hükümetin rejim için geneloya başvurmak istediği haberi doğrulanıyor. ¦ Yeni büdce Kamutaya verildi Hükümetçe hazırlanan 1935 yılı genel büdce projesi basılmış ve dün kamutay üyelerine dağıtılmıştır. Kamutay yarmki toplantısında büdce üzerine konuşmaya başlayacağı günü kararlaştıracaktır. Büdce komisyonu yeni büdce-nin masraf kısmım 195.013.053 lira ve gelir kısmmı da 195-013.000 olarak bağlamıştır. Yeni büdce hakkında yarmki sayımızda daha geniş yazacağız. Müzik uzmanı izmir'de Müziğimizi yeğritmek ve yeni bir yön vermek için Kültür Bakanlığınca Almanyadan getirilen uzman Hindeman beraberinde müzik öğretmen okulu direktörü Bay Necil bulunduğu halde şehrimize gelmiş ve Kültür Bakanı B. Hikmet de beraber olduğu halde Ödemiş, birgi, Adagide, Ada-gome ve Tire'de birçok köylerde halk şarkı ve melodilerini dinlemiş ve ulusal danslarımızı seyretmiştir. Uzman; İlbay General kâzrm Dirik'le Pmarbaşı köyüne giderek oradaki yörükler arasında araştırmalarına devam etmiştir. (Yeni Asır) İzmir öğretmenlerinin gezisi İlk okul öğretmenlerinden yüz kişi öğleden sonra elektrik ve havagazı fabrikalarını gezerek not almışlardır, öğretmenler, haftanın tatil »ünlerinde yakın ilçelere giderek tarihsel eserleri göreceklerdir. (Yeni Asır - İzmir) B. Talat'ın bisiklet turnesi Türkiye bisiklet şampiyonu Talat, dün saat altıda kulübü önünden hareketle batı Anadolu turuna çıkmıştır. Günde aşağı yukan 150 kilometre yol alarak turunu bitirecektir. Gideceği yol şudur: Ankara, İstanbul, Edirne, Gelibolu, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Denizli, Afyon Karahisar, Eskişehir, Ankara. Haber aldığımıza göre bu koşucu, 24 mayısta İstanbul — Çatalca arasında yapılacak büyük bisiklet yarışma da girecektir. Çankaya'nın cezası kaldırıldı Bu haftaki ayaktopu maçları Ankara Ayaktopu Kurulundan: Çankaya kulübünün boykot cezasının Mın-taka Merkez Heyeti tarafından kaldırılması üzerine bu hafta yapılacak olan Muhafız Gücü - Altın Ordu şild maçı geri bırakılmıştır. Bu haftaki lik maçları aşağıya yazılmıştır. Çankaya - Demir Spor birinci takımları saat 15 de. Yargıç Hikmet Yanhakemlcri Reşad, Hamza (A. O.) Düzeltme Dünkü sayımızdaki kılavuz listesinde baysallık kelimesi (huzur ve sükûn) yerine (asayiş) karşılığı gösterilmiştir. Serbestlik karşılığı olarak gösterilen Özgenlik de özgürlük olacaktır. Yakalanan kaçakçılar Geçen bir hafta içinde m ti ha* faza kurumu tarafından 26 kaçakî-gl, 497 kilo gümrük kaçağı, 299 ki» lo tekit kaçağı ve 3496 defter s* gara kâğıdı, beş kaçakçı hayvani ele geçirilmiştir. Beyoğlu 6. inci noterliği Beyoğlu altıncı noterliğine Yarsu-tay üyelerinden B. İsmail SıeMcı tayfc olunmuştur. Bugünkü sayanızda ge çen kılavuz kelimeleri Adanç = Vaid Andlaşma = Muahedı Anlam = Mana Araç = Vasıta Asığlanmak = Temin etmek Basın — Matbuat Bayrı = Sadık Berkitmek — Teyid etmek Birge güvenlik = Müşterek emntjjj Bölgesel ~ MıntakavS Çeven = Mahfil Çıkat = İhracat Değerlemek = Takdir etmek Değiş = Mübadele Denklik = Muvazene Doğurgan = Velûd Durluk = İstikrar Düşerge = Vecibe Düzey = Seviye Elbirliği «= Coopirarlon Endüstri = Sanayi Etki = Tesir Ezgi = Nağme Finans — Maliye Gelişim İnkişaf Genel yönetim ~ idarei umumiye Gezi = Seyahat Girgi ¦= Teşebbüs Göçmen = Muhacir Görct == Ziyaret • Gösteri = TczahÜı Hoşnuüuk = MemnunıysH İl = Vilâyet llç* — Kaza İlgi = Münasebet İncelenmek — Tetkik edlhnek fspekter — Müfettiş Kamun = Nahiye Kamunbay = Nahiye mfldurÜ Kapasite = Kabiliyet Konu = Mevzu Kotarmak = Halletmek Olası = Muhtemel Onamak — Ta6vib ermek Oruntak = Mümessil Oylum = Hacim ölçüm = Mesaha Önemli ¦= Mühim örgüt = Teşkilat Örgütlenmek = TeşUIatlanmsffl Sağlamak = Teinin etmek Sakınca = Mahzur Saptamak " Tesbit etmek Savga = Müdafaa Savsamak = İhmal etmek Sonuç = Netice Şarbaylık = Belediye Tarım = Ziraat Taslak = Proje Tecim = Ticaret Tekit = İnhisar Tinel = Manevî Tİnel etgerlik = Manevi nüfus Tutum = Tasarruf Tutsak = Esir Utku = Zafer üretim = İstihsal Yeğretmek = Islâh etme* Yönetge = İdare Yüküm = Mecburiyet Yükümlü = Mükellef Yüken ~ Taahhüd Romanımızın bugünkü parçasında ge* çen kelimelerin osmanlıca kaışılıkJarjj Sekin = Sakin İlle = Mutlak Bayrı = Sadık Etki - Tesir Zorunda kalmak = Mecbur olmak Herkes Ankara birası İçiyor ULUS 18 MAYIS 193S CUMARTESİ Nevyork, 17 (A.A.) — Bir Dağla* yolcu uçağını kullanmakta olan Moüiaon v& Bastles* 5000 kilometrelik Nevyork — Vaşington — Norfolk uçuşunu yaparak yeni çabukluk rekorunu kırmışlar Hır. ON ALTİNCİ YIL. No: 4958 Arlımız, andımızda*. Cumur Başkanımız dün Istanbula gitti Ankaramız şarbayı Büyük Kurultay üyeleri şerefine bir çay şöleni verdi Çay şöleninde Atatürk", Kamutay başkanımız ve partimiz Genel Sekreteri ile konuşuyor Dördüncü büyük kurultay »era-line dün Ankara farbayı Bay Tan-doğan bin kişilik bir çay verdi. Çayı şereflendiren Atatürk, alkış- larla karşılandı. Çayda devletin bütün ileri gelenleri bulundu. Çok özden bir hava içinde geç vakte kadar türen çaydan büyük önW Ankara Palas'ta, Başbakanımız ve sağında Ekonomi Bakanımı», solunda Dış Bakanlığı genel sekreteri ve arkasında Ekonomi Bakanlığı Yönetgeri ¦.....¦ -''-"im "m......¦.....¦¦¦.........¦ BUGÜN İç Say ifalarımızda okuyunuz ikinci sayıfada: Kılavuz için dersler 1sekize doğru ayrıldı. Bütün ku-rultay üyeleri Ittanbula giden bü-| yük şeflerile birlikte Ankarapalas-1 dan durağa kadar yaya yürüdüler ! ve durakda çok candan gösteriler I arasında en büyüklerini uğurla- Oçüncü sayıfada; Ekonomi ve İç Ba- I dlUr Ve Üye,er *ece Halkevinin ,e-kanlanmızın kurul- i rer!er,ne verd'Si müsamerede bu- taydaki diyevlerl İ Dördüncü sayıfada: Büyük ulusların asker kuvveti ne kadardır? Bay Laval'in Moskova yolculuğu. I Beşinci sayıfada: Dışardan gelen son duyuklar, dünkü at yarışları ve ayakto-pu maçları, roman. I UMMIHü MİMİ ııı**,ıı i lundular. Kurultaya illerden I gelen delgeler yarın sabah Kırık | kaleye gidecekler ve orada yurd | koruma kurumlarımızın en önem-| tilerinden biri olan süel fabrikala-f rı gezeceklerdir. Çalışmaları J.i-1 li olan bu fabrikaları, kurultay del-I gelerinin böyle topluca gezip gör I meleri, hükümet ve parti birliği-| nin canlı ve güzel ifadelerinden Jfi bir yenisi olacaktır. Ankara şarbayı tSay Tandogan Ankara Pat** l9 erdiği çay şöleninde Atatürk-tin yanında kurultay ve Sc ^ctet üyeleri. _. vergisi si için b' Atatürk B. R. Pel «r^ngene parti genel sekreterliğine seçti Parti Genel Başkanı, parti tüzüğünün 29 uncu maddesine uyarak Kütahya saylavı Bay Receb Pekeri yeniden parti genel sekreterliğine seçmiştir. B. R. Pekerin bildiriği Parti Genel Başkam tara' ftndan yeniden genel sekreterliğe seçilen Receb Peker parti kurullarına ve ilgililere aşağıdaki bildiriği yollamıştır: Parti Genel Başkam yeni tüzüğümüzün 29 uncu madde* sine uyarak beni yeniden ge» nel sekreterliğe seçti. Bu Ödevin önemini ^jö'zden kaçırma* yarak gücüm yettiği kadar çalışacağım. Receb PEKER Çin elçisinin sövledikleri ötey gün Cumur Başkanımıza güven mektubunu verdiğini bildirdiğimiz Çin elçisi B. Ho - Yao • Tsu kendisile görüşen bir yazmanımıza şöyle diyevde bulunmuştur: — İki memleket arasında diplomatik ilgiler artık kurulmuştur. Hükümetlerimiz ve uluslarımız bundan hoşnutturlar. ötey gün öğleden sonra Dış Bakan Vekili B. Şükrü Kaya ile görüşmek şerefini kazandım. Beni çok iyi kabul etti. Görür görmez kendisine dostluk hislerile bağlandım. Dün Cumur Başkanı Kamâl Atatürk'e güven mektubunu sunmak pek büyük şerefine kovuştum. Büyük siyasa adamı, büyük asker ve büyük devrimcinin pek dostça kabulüne ve pek büyük değerde derslerine erİçmek bizim için eşsiz bir kıvançtır. Cumur Başkanı katına bu kadar tiz kabul edilmek şerefini kazanmamız yeni Türkiyenin enerji ve nezaketine bir beldekdir. Kökleri asırlar ötesine bağlı olan ilgilerimizi göz önünde tutunca kendiliğinden doğmuş olan karşılıklı dostluğumuzu hatırımızdan çıkaramayız. Kesin olarak inanıyorum ki ileride de elbirliğimizi ve dostluğumuzu büyük bir hızla kuvvetlendireceğiz. Bir Çin şiiri der ki: "En büyük zevk yeni bir dost bulmaktır.,, Ve bir şiir de anlatır ki; uzun bir ay rılıktan sonra eski dost yeni dorjjl olur. 3000 yıldanberİ devam eden tarihiğ ilcilerimizi ve karşılıklı diplomatik ilgilerimizin yeniden kurulmasını göz önünde tutunca çok eski tanışlar olduktan sonra yeniden dost olmaktan duyduğu -mmuz sevinci anlatmak imkânsız-(Başı 3. üncü sayıfada) 2.— C. U. P. Genel Sekreteri B. R. Pekeı J Her gün 5 kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ite çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete ar -tık bu kelimelerin osmantı -çalarını kullanmıyacaktır. ÜÇÜNCÜ LİSTE Itİmad =— Güven Itimad etmek == Güvenmek Asayiş ve emniyet = Gü -venlik Huzur ve sükûn = Baysallık Misal: Yurdda güvenlik ve baysalltk, ülkümüzdür. Not: Güven ve güvenç kelimelerinde şu ayrıma dikkat edilmelidir: 1- Orduya güvenimiz var -dır. 2- Ordu bizim güvencimi zdir. (Medarı emniyet ve itimadı-mızdtr.) Temin etmek: 1 - Inançlamak, inan vermek 2- Sağlamak, 3- Elde etmek Misaller: Bu işin böyle ol -duğuna sizi inançlarım. Bu işin böyle olmadığı hakkında kendisine inan vermeğe (kendisini temin etmeğe) çalıştım. 2- İşimi, ancak, banka yo -tiyle sağlıyabildim. 3- Temin ettiğimiz netice -ler = Elde ettiğimiz sonuçlar. 4. — Sonuç - Netice 5. — Teminat = inanca Not: — Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlıcaları kullanılmamasını rica ederiz. 3.— Her yerde 5 kur um Kronik. türkiye ve türkçe Bu yazıdaki kelime karşılıkları ı Başank: muvaffakiyet — Kuram: bun-yt — Uyru: tebaa. ATAY Atatürk'ten sonra, büyük arkadaşının da öz türkçe söylevini dinliyenler, büyük hare-k e t'in başartğtna inan bağlamışlardır. Türkçe de, Türkiye gibi kur -tulacakttr. Çünkü osmantı dili de, osmanlı devlet kuramı kadar ve onun gibi sakattı: Bu devlet iki medeniyetin, doğu ve batı mede -niyetlerinin, gülünç bir katışığı olduğu gibi, türkçe de, iki kültür arasında bocalayıp duran, lâtince bir terimle, arabca bir şeriat s& zünü bir fars harekesi ile birleş • tirmeğe çalışan görülmedik bir karma örneği idi. Osmanlı devletinin uyrulart a rastnda tür k'ün yeri ne ise, Osmanlıca sözler arasında T ürkç* kelime'nin yeri o idi. İkisinde de bü tün şeref türk ve t ü r k ç e ol-mtyantndı. Eski saray fermanlarına bakınız: Yedi satır ağdalı arab -cadan sonra, bir çıplak ve yoksul "ola ki...„ sözü gelir. Sarayda sırmalı arnavudlardan, ipekli arab -lardan, işlemeli kürdlerden sonra, dış divar kapısında keçe külah bir türk nöbetçisi geldiği gibi! Dilde kapitülasyonlar, devlette olanlar kadar sıkı idi: Türke İstediğiniz kadar vurunuz, nasıl bİr yabancıya dokunamaz idiyseniz, dilde de, türk kelimesini istediğiniz kadar ezip büküp bozunuz, fakat, Tanrı göstermeye, mat buut e n d a m gibi bir "eliflârn* yanlışında bulunursanız, yular yılı ağızlarda döner, dururdunuz. Meşru, teşri gibi kelimeler, batı kültürünün lâik kelimelerini karşıladıkları vakit, Avrupa sokaklarında sarıkla dolaşan mısırlılara benzerlerdi. Parlamentoda sivil çoğunluk biraz zayıfladımı, dinciler bu kelimeleri hemen öz kaynakları olan "şeriat,, e bağlarlar, ka* nunları kur anlaştırmağa kalkarlardı. Osmanlı grameri bir imtiya-z a 11 ecnebiye dersi idi. Türkçeye sokakta hükmolunur, a-rab ve fars kelimelerinin davası m e d r e s e'lere giderdi. Alfabeye: "elifküsünennî, ba-küsünbennî, taküsüntennt...,, diye bir Hicaz çölü mavalı ile, ve gıa-mere: Ba, min, ilâ An, lam, alâ Fi, rübbe, hattâ, vavü-ta diye forsların göğüsdöğme a** yınlartndaki goygoycu ezgileri ile başlardık. Ata sözünü hatırlamaz misinizi "benim oğlum bina okurj dâ ner döner, gene okur!,, O bin a*yı şimdi tekrar elinize alınız, gerçi artık sınıf dön • mezsinİz ama, baş dönmesinden gözleriniz kararır, diziniz titrer. Çocukluğunuza yanar, çocukları • nrzı kıskanırsınız. B. Laval Berline mi çağrılıyor? Berlin, 17 (A.A.) — Söylendiğine göre, Varşovaya giden Gene* rai Göring, Hitler adına B. Lava* li Berlini görete çağıracaktır. Bu haber şimdiye kadar resmifr ola -rak berkitilmemistir. SAY1FA 2 ULUS f£ t* a vıp t?°5 orrm** o"ru"7» Dil isleri. Kılavuz için dersler vazın. I Ç DUYUKLAR Baka — Kalım Baki = 1 - geri, geriye, 2 - Kalız Baki kalmak = Artamak (eurvivre) Fani = öl ez Fena = Tüken Ezelî = öncesîz Ebedi = SonrasM Eğer bu karşılıklar eski zamanlarda bulunmuş olaydı. M • çük din kitablanna şöyle başlardık: "ö nc ea itlik w e son t a s ı z 1ı k, yalnız Tanrıya Özgüdür.,, Kalız olan Tanrıdır. Bu Kalım dünyası değil, tüken dünyasıdır. Gerisi bir sürü yalan! — Bakisi güzafı binihayet. Geride kalanlara sabır dilemekten başka elden ne gelUf, Ö l e z I i k duygusunu içinizden atarak çalışınız. Son batan geminin 30 tayfasından 25 i bulundu. A rtay a ı lar bitkin bir halde limana geldiler, * # * Batın = içyüz Zahir = Dışyüz ^ Herhangi bir işin dışyüz üne değil, içyüzüne kınız. Yahud şöyle diyebiliriz: "Herhangi bir işin dış değil, ~tç yfr V, züne bakınız.,. Fakat bu ikinci şekilde "yüz,, kelimesini ayrı yazmak daha doğru olur. * ¥ + Bedbin — Karamsar Bedbinlik = Karamsarlık Nikbin = Akrmsar Nikbinlik = Akımsarlık Eyicİl — Hayrrhah Eyicillik = Hayrrhahlrk Kötücül = Bedhah Kötücüllük = Bedhahhk Bencil = Hodbin Bencillik = Hodbinlik Özkecil = Gayrendîş Özkecillik = Gayrendîşlik Sen her şeye karamsar bir gözle bakmaktan ne zaman kurtulacaksın? Ne çabuk karamsarlığa kapılıyorsun? Akımsarlık belki her zaman doğru değildir; fakat bet zaman kuvvettir. A kim sari arın çok dela, kalbleri de ak olur. Eyicil ve özkecil ot; Ne başkasının kötülüğünü İste, ne de yalnız kendini düşün! Kötücül ve bencil olma: Herkesin iyiliğini iste, ve başkalarım düşün! Bencillik, gurur körlüğünden gelir. * * * Mübadele = Değiş Tadil = Değişke Tebadül = Değişki Mütebeddil = Değişken Çok vakit, böyle birbirine benzer kelimeler görünce, zihninizde^ bunları nasıl ayıracağınızı düşünürsünüz. Fakat arabca "malûm, iğlam, talim, istilam, talimat, muallim, ilim, âlim, malûmat,, ve daha bir sürü kelimenin, karmakarışık anlamlan içinde nasıl boğulmuş olduğunuzu unutursunuz. Her dilde bir kök. ten birçok kelime çıkar. Dikkat edilecek şudur: Bu kelimeler cümle içinde, tek başlarına, canlı ve yerinde midir? Devletler arasında en esaslı dostluklar, yalnız siyasa asığ -/arı değil, belki daha fazla ekonomik değişler üstüne kurular. Türk köyü ekonomide değiş hayatına girmedikçe ilke-likten çıkamaz. V ve t harfleri arasında sık sık değişki olur. Kanunlarda yalnız Kamutay değişkeler yapabilir. Bahar havası değişke n'dir. Değişken huylu bir adam! Bu misallerde geçen yeni kelimeleri llkelik = iptidailik İlke = İptidaî AJANSI TENKİD Her gün kendimizi tenkid ediyoruz. Bugün de Ajans için bir kaç kelime söyliyelim: Eğer gazetelerde ve ajanslarda çalışanlar yazı yazmasını bilmez -lerse, yazı yazmak denen sanatı kimden İstemeğe hakkımız ola -bilir? Hele yapılan yanlışlar, 6/7-memezlikten değil de, bütün ga -zetelerde basılmış olan Kılavuz kelimelerini bir araya toplayıp, bir def acık olsun okumamaktan İleri gelirse! Bu bakımdan Anadolu Ajan • sınm Musolini'nin söylevi hakkındaki telgrafı eşsiz bir misaldir. Acaba bu telgrafı türkçeye çevi -ren zat "teşebbüs,, karşılığı "ge -reği,, sözünü nerede görmüştür? Bu telgraftaki "uyarlık,, ne de - Krrklarelinde at yarışları Edirne, 17 (A.A.) — Bugün Krrfrlarelfnde bütün Trakya'ya kapsal olmak üzere büyük at ya -nşlan yapılmıştır. Bu yarışlar İsmet İnönünün koruması altın -da ve her yıl ilk ve son baharda yapılmaktadır. I r/ıırııııiıl.ı yağ nı ıı ı-tı /1 ıı k Erzurum, 17 (A.A.) — Bir ay-danberi Erzuruma yağmur yağ -mamıştır. Ekilen tohum ve sebzeler çıkmamıştır. Çiftçi yağmuru beklemektedir. mektir? "Avrupa'da rahatça hazır bulunabilmekliğimiz içindir ki...„ sözünden ne anlarsınız? "süel bir gizli,, ne demektir? 1935 yıh biidcesinîn esasları Kamutaya verilip bugün görüşülme; gününün hararlaşacağınt danka sayımızda yazdığımız 1935 ydt bütçesinin esaslarını yazıyoruz. 1935 ydı gelir bütçesinin 1934 yılına göre gösterdiği fazlalığın neden ileri geldiğini bütçe komis-yona mazbatasında şöyle izah et mehtedir: "1935 mali yılı için hükümetçe 1934 malî yılı varidatına nazaran fazla varidat tahmin edilmesi bir taraftan 1934 varidat tahminlerine nisbetle tahsilatın fazla olacağmın geçmiş aylardaki hasılata göre an [aşılmasından ve ayni fazlanın ö-nümüzdeki malt yıl İçinde de u-muf makta olmasından ve Yüksek Meclise sunulmuş yeni kanun lâyihaları mucibince demir ve harfimi istihlâk resmine tâbi tutulmasından ve diğer istihlâk resm"-ne tâbi maddelerdeki vergi nisbet-lerînde bazı değişiklikler yapılma sından ve beyannameye tâbi olan mükelleflerin kazanç vergilerinin asgari vergi esasına müstenit bir mükellefiyet sekime tâbi kılınmasından ileri geldiği anlaşıldı.,. Masraf bütçesinin yapılmasında göz önünde tatulan esaslar komisyon mazbatasında aşağıdaki satır-larla anlatılmaktadır: "Masraf hacmini irada uydurmak ve her halde bütçe denkliğini, her isten üstün tutmak hususunda çok hassas olan encümenimiz masrafın tahmininde tahsisatı lâzım ve en çok randıman verecek İşler için koymağa ve bunu için de evvelâ varidatın tahmininde en büyük bir samimiyet ve in tiye a ölçü olarak kullanmağa bilhassa I t re itina »İmijtir.,, Bundan başka vergi sistemimizde esaslı değişiklik yapmak ve vergilerin memleketin f inansal olduğu kadar ökonomik gelişimlerine daha uygun bir bale konulmasını sağlamak için hükümetçe başlanan incelemelere devam edilerek yavaş yavaş hazırlanacak projelerin Kamutaya sunulacağı hususunda Finans Bakan mm komisyona verdiği izahların hoşnutlukla karşılandığı işaret edilmektedir. Komisyon mazbatasında yeni masraf bütçesi çözelenirken üzerinde durmağa değer görüşler vardır: "Malûm olduğu veçhile bugünkü devlet ihtiyaçları pek çok art-mrştır. Devlet; vatanın selâmetini, yurddaşın hak ve eranîyetîe-rîni teminden başka onun maddi, manevî kuvvetlenmesini, yükselmesini ve memleketin bayındırlığını artıracak bir çok vazifeleri üstüne almıştır. Asırlarca İhmal gören ve uzun harplerle sarsılan memleketimizde bu ihtiyaç ve vazifelerin genişliği ni kavramak güç değildir. Bundan başka bütün hakları mahfuz oldukça sulhun istikrarın dan başka emeli olmayan Cumhuriyetimiz için Uluslar arası münasebetlerin nezaketini; milletlerin birbirine karşı olan emniyetsizlik lerle silâh kuvvetlerini artırdıklarını göz önünde tutarak müdafaa vasıtalarımızı tamamlamak en e saslı bir vazifedir. Bu itibarla bütçemizin bugünkü ihtiyaç ve icaplara uygun olarak tanzimi halinde tahsisat yekünla-rmm neye baliğ olacağr kolayca tahmin olunabilir. Fakat bu ihtiyaçları bütün şü-mulile takdir etmesine ve memîe ketin ilerlemesi için en kuvvetli a-dımlar atmakta katî kararlar almış olduğu eserlerile meydanda olmasına rağmen hükümet senelik faaliyet ıahaunı irada uygun ola rak tahdit etmiştir.,, Yeni finans örgütünün 1935 fi-nansal yılmda toplanması karşılığı ayrıca sağlanmak sur etile Finans Bakanlığı bütçesinde açılan özel bir fasla 500,000 liralık ve devlet hizmetleri arasına alınamamış ve fakat ulusal ve kültürel hayattaki büyük faydalan açıkça gö-rılmekte bölünmüş olan Halkevleri gençlik, spor teşekkülleri, Türk dili ve Türk Tarihî inceleme kurumları gibi kurumlara yardım olmak üzere de finans bütçesine 559 600 lira konmuştur. Ekonomi Bakanlığı örgütünün bugünkü ihtiyaçları karşılayacak derecede genir letilmtş olması ve bu Örgütün yüksek ekonomi kurulunun Ödevlerini de başarabilecek bir durumda bulunman sebebile bu kurumun kaldırılması uygun o-lacağından hükümetle bütçe komisyonu arasında bu hususta anlaşılmış ve Başbakanlık bütçe sinden bu kurumun parası kaldırılmıştır. Bazı dayre bütçelerinde bîr kısım aktıların artırılması şeklinde görülen önergeler komisyonca kabul edilmemiştir. Bütçe komisyonu mazbatasında gelecek yıl için aşağıdaki noktaların hükümetçe incelenmesinin faydalı olacağı kayd edilmektedir: 1 — Devlet dayrelesile hükümet kurumlarının, devlet mallarmm sigorta sistemnde birbirine benze-mîyen esaslar güt dükleri görülmekte olduğundan: "bu hususta işlerin mahiyetine göre muttarit ve umumi bir usul takib edilebilmesi için hükümetçe lüzumlu olan tetkiklerin yapılması ve buna dair hazırlanacak kanun lâyihasının Ö-nümuzdeki yıl içinde Kamutaya sunulmasını, **2 — Duyunu umumiye bütçesine mazbut emlâkle yurtluk ve o-caklnk olarak konan ma- aş tertibinin kaldırılmadım temin için bu maaş sahihlerine on senelik istihkaklarına mukabil 1931 senesinde kayitli kıymetleri üzerinden arazi verilmesine 1943 sayılı kamın mucibince devam edilmiş ise de şimdiye kadar bu işin arkan alınamamıştır. Bo k tatbikindeki müşkülât sebebile bu istihkakların tamamen tediye ve tasfiyesi için mezkûr 1943 sayılı kanuna ek bir lâyihanın hazırlanması hükümetten temenni edilmiş-tir-,, 3 — Menafii umumiyeye hadim bazı cemiyetlere yardım mahiyetinde umumî bütçeye birer miktar tahsisat konulmakladır. 387 sayılı kanun mucibince hükümet esasen her nevi cemiyetlerin idare ve hesaba ait işlerini her zaman teftiş edebileceğinden bu gibi müesseselerden bilhassa yardım görenlerin muamelelerinin Finans Bakardı -ğınca muntazaman teftişe tâbi tutulması yerinde bir tedbir sayılmaktadır. 4 — Ötedenberi bir çok dayre-lerde mevcut olan matbaalar bütçenin maaş ve ücret ve ayrıca masraf tertiplerine konan tahsisatla işletilmektedir. Hangi dayrelerin matbaa tesis veya işletebileceği hakkında bir kamm mevend olmadığı gibi bu matbaaların tasarruf bakımından kârlı olup olmıyacağı da derhal kestirilemİyeceğinden bunların birleştirilmesi veya kaldırılması mı, yoksa halile ipkası mı lâzımgeleceğinin hükümetçe esaslı olarak tetkikile bir kanun teklif ohrnması faydalı görülmektedir. Denklik kanon projesine ilâve edilen hükümlere göre Ankarada bir mezarlık yapılması, siyasal bilgiler okurunun yapılması ve Jandarma ile polis okulları için hükümete 730.000 lira harcamaya izin verilmesi istenmektedir. Dayre bütçelerinde seferb*r!*lt adı ile birer rakam sız fasrl açılması da ayni projeye konan bîr nj$uf de ile Kamutaydan istenmektedir. Bu fasılda seferberlik hizmetleri için gereken tahsisat Bakanlar Kn* rulu kararile diğer fasıllardan a-Imraak suret ile sağlanacaktır. Bütçe komisyona mazbatasını şu çok yerinde olan değerli takd'r ile bitirmektedir: "— Başbakan İsmet İnönünün bütçe denkliğinin ve finansal düzenin ulusal savga kuvvetine nasıl bir dayanç olduğunu, memleketin ökonomik yapışma ne kadar büyük yer yaptığını her ekonomi ve finans fîimmenînden daha r?°rîn ve daha geniş bir surette kıvramış olduğunu ve malî yürüyüşü' müzdeki duruluğun en büyük inancası da ta kendileri bulunduğu* nu şurada yeniden söylemekle er büvük bir icrana 11 duymaktayız... DÜZELTME: Dünkü sayımızda büdcenin masraf kısmı 19S.011.053 lira, gelir kısmı da 195.013.000 lira olacaktı . Bağış dileyerek düzeltiriz. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Açıklık = vuzuh Anlaşıt = Sureti tesviye Atı = Ati (Avenir) Aytar = muhabir Bağlaşma = ittifak Barış ve baysallık = sulbü mflu'emtS Beldek = alamet Belirtmek = Tebarüz ettirmek Bîrge = müşterek Çabalama = gayret Ç özel «ne k mm tahlil etmek Dayanışma ¦= tesanüt Devrimci = ihtilalci (revolotlon * naire) Diyev = Beyanat Durlaştmnak — istikrar kesbetrirmej Duyuş = İntiba Eğlîm = temayül (tendance) Evre = Safha Etki — tesir Geçmiş = Mazı Gezi = Seyahat Hötlemek = tehdit etmek Içtemlik = samimiyet (cordialitej İl gen = alakabahş (interessant) İlgi = alaka İlgi = münasebet İlgili — alakadar İnançlamak «= temin etmek (assurci rassnrer) İncelemek = tetkik etmek Kanıt - delil (arguroent) Kapsal = Am vc şamil Kotarmak = halletmek Oylaşma mm teatii efkâr Önemli ¦ Ehemmiyetli Örgütlemek = teşkilatlanuk (orga ı niser) Örtünçlûk = mfiphemivet S maç sa imtihan Soravlı = mesul Taptamak = tatbik etmek Tek kalma = İnfirad Umasa = inkisarı hayal Yügrüm = merhale Yfikcn = taahhüd Yüküm = mecburiyet Romanımızın bugünkü parçasında geçen kelimelerin o&manlıca karşılık • lan: fTbaylık = Valilik Sınaç = İmtihan Öğüt = Vaiz Alancediîmek — Müsadere edilmek: Gdrümsü = Hayalet Sağlıca şöleni = Veda siyafeti önemli = Ehemmiyetli Herkes Ankara birası içiyor ULUS ı«). m \\ ıs vr.\r, r\z\ı« IhtmUıuıt. Ul (i. A.) — 200 «/mcın M 80 yabancı uazclni. J.~ mayısta, ninnin deniz-ciltli Biinii dolaytsiltı llnmburu'ıla yaptta-cak bıiyük şenliklinle bulunmak itzvre ıtlmtşhlı illi . ON V TINCI YIL No: 4959 Vdımız. andımızdır. H*-r yerde 5 kum* Gündeitk KtîLTtlR BLTUNLÜCO Bu helkemizde ItUİltndllf kılavuz kelimeleri ile Urflllklftri şunlardır: Düzey: Seviye — A'xırn: Cereyan —ilgi: Müna3eSct — Eşinmek: ilham almak — Kural: Kaide — Yaraç: âlet— Ayrım: Fark. Bir ulus kendini meydana ge -tiren lûrlü unsurlar ile nasıl bir bütünlük gösterirse, onun yaşayış düzey'inin ölçüsü demek olan kültür de öylece bir bütünlüktür. U -lusal yaşayış iki taraflı bir hare ket ile akımına devam eder. Ulu sun kendi Özel varlığından doğma şeyler ona bir şekil verdiği gibi ar sıulusal ilgilerin ve bütün insanlığı kaplıyan gerçek bilgi ve tekni ğin yarattığı düşünce ve usuller de bu şekle renk ve biçim verir. Yaşayış gibi kültürün de içten ve dıştan gelen unsurları ile sağlam bir bütünlük halinde yücelme ve gelişme yolunda ilerliyerek ulusal erki durmadan artırması gerek . tir. Kültür teriminden anladığımız şey çok geniştir. Kişinin- kendi varlığında nasıl aklının ve kar,' terinin yarattığı bir özellik varsa ve bu nasıl her gün içten ve dıştan gelen türlü duygu ve düşüncele -rin işlemesi İle Özünde ve şeklinde bir oluş hareketine uyarsa, ulusal kültür de öylece hem ulusun ken -di yaşayış ve tarihinden, hem de Öteki ulusların yaşayış ve düşü -nüş usullerinden eşinerek hız ala rak yükselir. Onun için kültür dr-ran ve değişmiyen bir varlık de -ğildir. Her yaşıyan gibi o d . yükselmenin nomal kurallarına uy -mak ihtiyacındadır. Onun bütünlüğünü ve böylelikle gerçek ve yüksek varlığını korumak için içli, dışlı her iki kaynağın açık tu • tutarak bol bol beslenmesi gerektir. Kültürün en sağlam köklerinden biri ve belki de birincisi ulu -sal güvendir. Bir ulusun kendine güveni ne kadar yüksek olursa, onun yaşayış isteği ve bu isteği gerçekleştirmekteki irdesi de o kadar büyük olur, bunun için de ulusun kendi kendini iyice bilme -si, kendi varlığının güçlerini, özelliklerini iyice tanıması ilk şart -tır. Tarih ve dil araştırmalarının bu bakımdan faydaları sonsuzdur. Dil kültürün de başlıca kurum ve yayım yaracı olduğundan, kültür alanındaki çalışmalara ilk önce buradan başlanması kadar nomal ve faydalı bir şey tasarlanamaz. Dili. devrin yükselmiş ve inceleş-mis kültürünü taşıyamıyacak de -recede olan bir ulus için, arsıulu -sal yarışta ön plâna geçmek im -kân*ız gibidir. Kültür bütünlüğünün gerçek -leşmesi için, ulusal kaynaklar kadar, arsıulusal kaynaklardan da faydalanmaktan ve hele Avrupanın tekniğinden ve çalışma usu -lünden gerekli olan şeyleri almaktan vaz geçemeyiz. Ulusal kültürler her ülkede aynı ruhu, aynı şekli göstermemekle beraber, bunların biribirine benziyen, biribirine bağlı olan tarafları da çoktur. Yalnız ulusların karakter ayrımla rından ileri gelen özellikler var -dır ki bunlar istenilse de alına -maz. Alınabilenlerini de, ulusal karakter, az vakit içinde onları başka şekle sokarak kendine mal etmekte gecikmez. Genel kültür düzeyini ulusal ülküleri çabuk ger çekleştirecek surette yükseltmek için, hem ulusal, hem de arsıulu -sal yaşayışın gerekenlerini gözö -nünde tutmak vc ona gögre iki taraflı tedbirler almak en kısa ve en verimli bir yoldur. Zeki Mesud ALSAN Atatürk Yurdu kurtarmak için 16 yıl önce bugün Samsuna çıkmıştı Yakın tarihimizin bazı günle -rinin yıldönümlerini her kutlayı • şımızda, yurdumuzun bugünkü ta mamlığının ve rahatının nasıl ka zanıldığını anar ve tarihte eşi g'i rülmemiş bu yüce eseri yaratana minnetlerimizi sunarız. Atatürk' -ün. yurdu kurtarmak için Sarmu na ayak bastığı gün olan 19 ma -yıs. bu tarihsel günlerin en başın da gelir. Çünkü, şimdiki genç ve herkesten saygı gören Türkiye Cu-muriyetinin temeli, büyük Onde -rin bütün ulusu savaşa çağırdığı ogün atılmıştı. 19 Mayıs 1935 deki Türkiye Cumuriyeti erkin, kuvvetli ve bütün dünyadan saygı gören bir devlettir. Bu güzel, mutlu günlerin değerini iyice anlayabilmek için. o zamanki karanlık, korkunç du -rumu hatırdan çıkarmıyalım. Bild ıng Büyük Kurultayın detgele -Tİ bu (dün) sabah özel batarla Ktrıkkaleye giderek oradaki süel fabrikaları gezmişler -dir. Üyelerle birlikte süel Fabrikalar Genel Direktörü de gitmiş ve her fabrikayı ayrı ayrı gezdirerek iyzahlar vermiştir. Üyeler, yurd koruma işinin temel direklerinden olan büyük kurumun tükelliği karşısında devletin bunlara harcetmiş olduğu emekleri takdir ederek ayrılmış ve 18 de Ankara'ya dönmüşlerdir. Kurultay üyeleri bu (dün) akşam Yeni Sinemada Partinin Kurultayın açılış günü aldırdığı filmi gör -müşlerdir. Delğeler yerlerine dönüyorlar. .A Partimizin yeni seç -tiği il başkanları Parti Genel Başkanlık divanı bazı iller başkanlığına aşağıda isimleri yazılı arkadaşları seçmiştir; Bu vazifeler bugün İlgililere bildirilmiştir. Eski Bayındırlık bakanı Sey -han saylavı Hilmi Uran İstanbul'a Çorum saylavı Ali Rıza özenç Çorum'a. Denizli saylavı Dr. Hamdi Berkman Denizliye. Zonguldak saylavı Halil Ka -ratavsu Kocaeliye. Kütahya saylavı Dr. Lütfi Kır-dar Bahkesire . Samsun saylavı Memed Alî Yörüker Samsun'a. Malatya saylavı General Os -man Koptagel Erzuruma. İzmir parti başkanı ve Yozgad saylavı Avni Doğan İzmir başkanlığı da üstünde kalmak üzere Ma -nisaya. BB. Laval ve Göring görüştüler Londra, 18 (A.A.) — Royter a-jansımn Cracoviden öğrendiğine göre, alman hava bakam B. Göring ile fransız dış bakanı B. Laval bugün iki defa konuşmuşlardır. Bu konuşmalar Ug saat sUr-müştür. C. H. P. yönetim kurulu Kurul bugün ilk toplantısını yapacak Büyük Ku rultayın kapanma toplantısın -da, Parti Ge • nel yönetim kurulu üyelerini de seçtiğini Ö-tey günkü sa -yımızda yaz -mistik. Bugün saat yirmi bir-ı de Parti kura ¦ ğında ilk olarak toplanıp işe baş lıyacak olan ku rul üyelerinin f otografla-rını koyuyoruz. Yandaki fotog raf, Parti Ge - C. H. P. genel sekreteri B. R. Peker nel başkam Atatürk tarafından tekrar Genel sekreterliğe se -çilen Kütahya saylavı Bay Re-ceb Peker ve Ötekiler de sol • Doktor Fikri Salâh Yargı Berk (Elâziz) tanbul). dan sağa ve j kardan aşağıya doğru — Münir Akkaya (Gire -sun). Mümtaz Okmen (Ankara), Muttalip Oker (Malatya) Esat Uras (A • masya), Cevdet Kerim Incedayı (Sinop), Nafi Atuf Kansu (Er zurum). Rahmi Apak (Tekir -dağ), Hasan Ali Yücel (Denizli). Necib Ali Küçü-ka (Denizli) , Hüsnü Çakır (Iz Eıir), Alî Rıza rten (Mardin), Tuzer (Erzurum), (Kocaeli), Tahsin , Salâh Cimcoz (ls- Kronik. Da vanıı/. Bu ..'.mi. mı kelime karşılıkları: Benzctçilik: Taklidcilik — Gerçe: Şc-niyet — Dencç: Tecrübe — Kaytaktık: İrtica — Yasav: İnzibat — Tepki: Ak-•Ü lamel — Borut i .. I — Banmak: Muhafaza etmek — Değişke: Tadil — Yönetim İdare — İlgilendirmek: Alakadar etmek. AT AY Kamalızm. her şeyin üstün • de, bir kültür ee medeniyet sava -şiû'ır. Osmanlı imparatorluğu, son nefesine kadar, medrese küttü -ründen ve Doğu medeniyetinden ayrılmış değildi Cumuriyet, bizde, yalnız bir rejim adı değil, bir kültür ve me -deniyet ismidir. Müslümanlığın ilk günündenberi bu savaşın benzerine bütün tarihte rasgegline -mez. Şu halde Kâmalizm'in ne metodlart, ne çığırı, ne de yolu hiç bir kitabta bulunamaz. Biz benzetçilik edemezdik. Biz utul -terimizi, hayat gerçe ve deneçleri içinde yuğuracakttk. Kaytaktık tehlikesi geçmiştin Fakat eski medeniyet ve kültür göreneklerinden büsbütün uzak -taşlığımızı söylemek de yanlış olur. Bu memlekette vicdan özgen -ligi, Kâmalizm'in eseridir. Daha doğrusu şudur: Bütün Doğu medeniyet ve kültür tarihinde, vic -dan özgenliği, ilk defa, Atatürk tarafından, Türkiye Cumuriyetin-de kurulmuştur. Bizim bütün ya -sak ve yasavlarımız, yeni mede -niyet ve kültürün vicdan özgenli • ğine karşt değil, ancak ve yalnız, eski medeniyet ve kültürün tepki ve bozu t'tarına karşıdır. Bizim bütün sıkı ve baskıla -rırnız, işte bu vicdan Özgenliğinl ban yan, aşılmaz ve deşilmez sı -perlerdîr. Şu veya bu demokrasi şiirine kapılarak, bu siperlerde en küçük bir gedik açacağımız* ta • şarlamak, boşuna yorulmak olar. Partinin yeni program değiş -kelerinde, cemiyetler için koyduğumuz hükümlerde, işte bu me -deniyet ve kültür savaşçılarının arka ve yanlarını koruyan, yolla rint düzteyen tedbirlerdir. Biz bir devlet ve yönetim şekli değiştir -medikı Biz batıran bir medeniyet ve kültüre, kurtarıcı bir madeni -yat ve küttür* karşt koyduk, bir memleketin, en basit oe küçükle rlne kadar, bütün hayat şartlarım ilgilendiren bir devrim davasın* giriştik. Her gün 5 kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanlı-calarını kullanmıyacaktır. DÖRDÜNCÜ LİSTE /. — Abide = Anıt Örnekler: İstanbul bir anıtlar şehridir. İstanbul, Atatürk için, heykelli bir anıt yaptırmağa karar verdi. 2. — Müstacel = Evgin örnekler: Yurdu bayındır-mak .evgin işlerimizin başında getir. Dün Ankaradan bir evgin telgraf aldım. 3. — Terbiye etmek — Eğitmek Terbiye (education) = Eğitim Mürebbi Eğitmen 4. _ Afe*fep Okul (Okula) (Lütfen sayılayı çeviriniz) SAYIFA 2 ULUS i- HAVJS öii iş/eri. Kılavuz için dersler — 10 — İhtiyar = 1 - isten, 2 - irde, 3 - Katlanma İhtiyar (Yaşlı anlamına) (T. Kö.) İhtiyarî — îstenel Gayri ihtiyarî = İrdesizce, istemeksizin Bilihtiyar ^ Dileğiyle ,iteğiyle Askerlik ödevi i s t e n e bırakılmış değildir. Ben bu zorluklara senin için katlandım = Ben bv müşkülâtı senin için ihtiyar ettim. Onu görünce istemeksizin başımı çevirdim, îstenel duraklar — İhtiyarî mevkiler. Bu işe isteğiyle girdi. Bunu yapmamak elimde ve i r d e m d e değildi. Bina = 1 - yapı, 2 - kurağ Merkez bankası Ankaranın en güzel kura ğ 1 arından biridir. Yapı sözünün yanma bir de kurağ kelimesi ilâve e-dilmek iyi olmuştur. Çünkü yapı bizde inşaat anlamına da gelir: "Demiryolu yapılar yönetgesi = Demiryolu inşaat idaresi... Netice — Sarnıç, son Binnetice = Sonucun, sonunda Sonucun şu hükmü verebiliriz = Binnetke su hükmü verebiliriz. Girişimlerinden hiç birinin sonu gelmedi — Teşebbüslerinden hiç biri netice vermedi, hiç birinin neticesi çıkmadı. Bu kadar saypadan sonra, hiç bir sonuç almamak a-cıklı bir şeydir. Bu misallerde geçen yeni kelimeler: Saypa = Masraf Saypamak = Masraf etmek Sarfetmek = Harcamak * * * Birsam — Varsam Sinirleri o kadar sarsıldı ki. şimdi, gündüzü gecesi varsa-nılar içinde geçiyor. * * * Ebad = Iram Ismarladığınız masanın ıramı hakkında bana bir İikir verebilir misiniz? Oylum — Hacim, cirm. Sıygı = Hacmi istiabı Ateş oylumunca yer yakar. Bu geminin s ı y g ı sı bu kadar yüke elverişli değîğldir, * * * Bünye = 1 - Yapı, 2 - Kuram Sağlam yapılı bir adam.- Bu buhran, eskileri gibi, geçici değil, fakat bir kuram buhranıdır. Tecahül etmek = Bilmezlikten gelmek, bilmezlenmek, bilmez görünmek Tegafül etmek = Anlamazlıktan gelmek, anlamaz görünmek Bilirsin ama, bilmezleniyorsun! Bu işi sen yaptın. Şimdi niçin bilmezlikten geliyorsun? Daha iyi anlamak için, arasıra analamazlıktan gelmek de lâzımdır. Çağrı İş kanunu komisyonu 19-V-935 pazar günü saat 15 de toplanacaktır. Sayın üyelerin bulunmalarını dilerim. *** C. H. P. Kamutay grupu işyarlar komisyonu bugün saat 15 de toplanactktır. *** Kamutay büdce komisyonu bugün saat 15 de toplanacktır. *** Kamutay dilekçe (arzuhal) komisyonu sabah saat 10 da toplanacaktır. *. — Muallim = Öğretmen örnekler: Cumuriyet okul -/arının genç kafalı eğitmenlere İhtiyacı vardır. Her öğretmen .eğitim usullerini bilmez. Biz çoktanberi gençliği yeni zamanlar için eğitmek istiyoruz. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-caları kullanılmamasını rica ederiz. I Ç DUYUKLAR Çocuklara sağlık öğütleri Bay Selim Sırrı hocamız, çocuklar İçin, bir yeni beden eğitimi kitabı çı -karmıştır. Adı "Çocuklara sağlık ö -ğütleri., dir. Türkiyeye ilk medeniğ beden eğitimi usullerini sokmuş olan Bay Selim Sırrı, yıllar geçtikten sonra, hâli bu çığırın başında, tek ve en iyi katmakta devam ediyor. Medeniğ beden terbi -yesinin. kuru bir beden yetîşkiai değil, aynı zamanda yüksek bir ahlak irade eğitimi demek olduğunu öğrenmek is -tiyenler, çocuklar için basılan bu kitabı okumalıdırlar. Hakikat odur ki Selim Sırrı hocamızın bu Öğütlerine yalnız küçük çocukların değil, biz büyük çocukların da ihtiyacımız vardır. Kitab türkçe yazılmıştır. Anlamamak ve sevmemek imkansızdır. Bir de bu öğütleri tutbilseydik! Htm çok yaşamak, he mrahat, iyi ve keyifli yasa -mak sırrı, işte. bu beden ve ruh ijyeni-ne alışmaktadır. Gençleri askerliğe hazırlamak için Askerliğe hazırlık dersleri, süel ehliyetnameler ve yedek subay hazırlık kıtaları hakkındaki öğre-nek Bakanlar kurulurica onaylanmıştır. Öğreneğe göre: Orta ve yüksek Öğrenim çağında bulunan gençler, askerî ehliyetname alra.v ğa mecbur olacaklardır. Bunun için de kendi okullarının prog -ramlarına konulan süel derslere, öğretimlere yıllık kamplara dev. .n yükümünde tutulacaklardır. Sınıf geçmek ve diploma almak için süel derslerden de iyi numara almak şarttır. Askerlik dersleri okul ve sınıflarda şöyle gösterilecektir. 1 — Resmiğ ve özel orta okullarla, liselerin ve Öğretmen okul • larmın birinci devrelerinde ve bunun denesi olan ikinci derecede orta uzman okullarının ilk sınıflarında haftada ikişer saat; 2 — Resmiğ ve özel liselerle bunların dendeşi olan birinci de recede orta uzmanlık okulları -nin her sınıfında haftada ikişeı saat; 3 — öğretmen okullariyle musiki öğretmen olculunun ertik kı -sımlarında her sınıfta haftada iki şer saat; 4 — Tecirael kaptan, çarkçı okulunun birinci ve ikinci sınıf -Iarında haftada ikişer saat; 5 — Üniversite ve bunun dendeşi olan yüksek derecedeki öteki uzmanlık okullarının ilk 3 yılında ve Atatürk Terbiye Ensti: j sü sınıflarında yılda 60 şar saatten bir tahsil devresinde (180) saat -tır. Resmiğ, özel lise ve bunların dendeşi olan birinci derecede orta uzmanlık okullariyle öğretmen o-kulları ertik kısmı talbeleri, teci -mel kaptan, çarkçı okulunun bi -rinci ve ikinci sınıf talbeleri her ders yılı için geceli gündüzlü kal mak şartıyle kampta bulunmak ve talim, tatbikat ve atışlara girmek zorunda kalacaklardır. Memleketimizde yabancı okullara giden türk uyrusu talbeler kendi mek • teblerine dendeş derecedeki twk okullarında askerlik dersi göre -çekleri gibi, askerlik kamplarına da gireceklerdir. Bunların da sı nıf geçmeleri re diploma almala ¦ n için askerlik derslerinden iyi numara almaları lâzımdır. Doktor raporu alan talbe kapasitesi ve sıhhî ehliyeti elverişli olmadığı anlaşılırsa süel derslere giremiye cek ve kampa gönderilmiyecektir. Bu gibi talbeler yalnız teorik derslerle sınaç vermek yükümün -dedir. Verilecek ehliyetnameler orta. tam ve yüksek olmak üzere 3 türlüdür. Orta ehliyetname: orta okul -la dendeşi bulunan 2 inci derec? orta uzmanlık okullarından çı -kanlara; Tam ehliyetname: Lise veya dendeşi birinci derecede orta uz -rnanlık okullariyle öğretmen okullarından çıkanlara; (Sonu 4. üncü sayıfada) Hükümetimiz bir Rumen bankasiyle uyuştu Eski osmanlı imparatorluğu tarafından gönderilip Romanyada Bank Jeneral Tarii Rumaneşti'nin borcundan kalan 1.265.000 ley için bu banka ile 822.000 ley üzerinden uyuşulmuştur. Kamutay'da Kamutay dün B . Fikret Sılay-ın başkanlığında toplanmıştır. İstanbul saylavı Abdülhak Hamid andiçmiş ve bazı saylavların di-yemlerinin alınması ve dokunulmazlıklarının törütgen kaldırılmasının komisyon raporuna göre devre sonuna bırakılması onaylanmıştır. Devlet işyarlarının aylıklarının birleştirme ve dengeşmesi İçin o-lan kanuna bağlı cedvelin sağlık ve sosyal yardım bakanlığı kısmında bazı değişiklikler yapılması kanunile posta, telgraf ve telefon kanununa ek kanun projelerinin ikinci görüşülmesi yapılarak kabul edilmiştir. Sınırda çıkan anlaşmazlıkların kotarılması ve incelenmesi için Türkiye ve Sovyet Rusya anlaşması süresinin altı ay uaztılması için imzalanan protokol ile Türkiye Bulgaristan arasında Sofya-da imazlanan protokolün; Türkiye ile Yunanistan arasında, Meriç - Evron ırmağının her iki kıyısında yapılacak idrolik koyaçın düzeni için olan kanunların ikinci konuşulması yapılarak onaylanmıştır. Kamutay bundan sonra ekonomik buhran vergisi kanununa ekli 2416 sayılı kanunların değiştirilmesine aid kanunu kabul ederek yarın toplanmak üzere dağılmıştır. Telefon işleri P. T. T. Genel Direktörlüğü Ankara — İstanbul arasında altı devre daha sağlayacak olan ku -ranportör cihazı için haziranda bir eksiltme yapacaktır. Son ba -harda makine çalışmağa başlamış bulunacaktır. Genel Direktörlük, memleketin büyük tecim merkezlerini bi -ribirine bağlıyacak iki yıllık bir telefon programı hazırlamıştır. Programın taptanması için, Ge • nel Direktörlük, 935 • 936 finans yıllarında harcanmak üzere 400.000 liralık üsnomal bir ayırım istiyen bir kanun projesi hazırla -maktadır. Programa göre biribirlerine telefonla bağlanacak itlerimiz sıra ile şunlardır: Ankara — Zonguldak — Ereğli; Ankara — Konya — Adana — Mersin; Ankara — Kırşehir — Kayseri; Afyon — Antalya (ve bu hat üzerinde olan: İsparta — Burdur — Denizli); Balıkesir — Çanakkale; Çorlu — Tekirdağ. 1935 yılı içinde Ankara — Zonguldak — Ereğli ve Ankara — Konya — Adana — Mersin kıs mı bitirilecek, öteki hatlar 1936 finans yılı içinde bitirilecektir. 1933-34 finans yıllarında kaç telefon konuşması oldu? Öğrendiğimize göre. 1933 fi -nans yılı içinde 3 milyon şehir konuşması ve 150.000 şehirler arası konuşması olmuştur. 1934 finans yılında ise şehir konuşmaları bugüne kadar yarım milyon fazlasiyle 3,5 milyonu, şe -hirlerarası konuşmalar da 20 bin fazlasiyle 170 bini bulmuştur . Tayyare Cemiyetinden: Cemiyet Genel Merkez Kurulu bugün saat 16 da altı aylık toplantısını yapacaktır. Üyelerin cemi yet merkezinde bulunmaları rica olunur. İSTANBUL TELEFON! ARI Yeni İstanbul Halkevi başkanı İstanbul. İS — İstanbul Halkevi başkanı Rcfİ Bayar başkanlıktan çekilmiş ve parti yönetim kurulu yerine tıb fakültesi dekanı Nurettin Ali seçilmiştir. Almanya bizden ne kadar yumurta alacak? İstanbul, 18 — Bugün Alman-yadan alınan bir telgrafta Alman-yanın yumurta kontrnjanı olarak 3.000 kental verdiği bildirilmiştir. Mayısta iki hin, haziran, temmuzda da beşer yür. kental ayrılmıştır. Aydın'da yeniden yakalananlar İstanbul, 18 — Aydından bildi' rildiğine göre İsparta genel savo-mamnın isteği üzerine memleket hasta yurdu göz doktoru Şevket, müftü Mustafa, dişçi Hacı Eminin tatlandıkları bildiriliyor. Şeyh Saidin kardeşi İstanbul, 18 — Şeyh Saidin iziı. siz Istanbula gelen kardeşi Şakir Malkaraya gönderildi. Kurtarılan vapurlar İstanbul, 18 — Ereğlide karaya oturan Ordu vapuru kurtarılmış ve Istanbula getirilmiştir. Bartın-da karaya oturan Seçen vapuru da Amasraya gönderilmiştir. Şirketi Hayriye tarifelerini indirdi İstanbul, 18 — Şirketi Hayriye boğazı şenlendirmek için tarifelerini indirmiş, spor kulüblerine spor alanlarının düzeltilmesi için yardım yapmağa karar vermiştir. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Arı = saf Asığ = menfaat Atamak = Tayin etmek Betke = makale Bölge = Mıntaka Cebe = Cephane Çeven «= mehafil Çbıge = Çarei hal İlgi =¦= münasebet tye = Sahip Gereç = Malzeme Kamoy = Efkarı umumiye Karışma = Müdahale Kasamak = Mahkûm etmek Katmak = İlhak etmek Keskin = Had (Aigu) Kesin = Muhakkak Kıyal = Cinai Kotarmak — Halletmek Kurul = Heyet Onarsa = Tjziye Oruntak ~ mümessil Oylum hacım Ödek = Tazminat Öden = ikramiye önemli = Ehemmiyetli Önergemek — teklif etmek Özverenlik ¦= fedakarlık Tören = Merasim Tümen — Fırka (Süel terim) Uyruluk = tabiiyet Uzman = Mütehassıs Sakınca = Mahzur Saknı = İhtiyat Sakman — muhafız Saptamak = tesbit etmek Serüvenci = Sergüzeştçi Soravlı = Mes'uliyet Soru = Sual Sömürge = müstemleke Sömürme = İstismar Süel = Askerî Yargıç = hakem Yargutay = mahkemei temvİz Yora — tef-ir ULUS 21, MAY|S 1935 ^ 7 fi m ve Endüstri odaları 4. üncü nvncl kurultayı Bugün açılıyor ON ALTINCI YIL No: 4961 Vılııııı/. andım izdir Her yerâc. 5 kmuş Gündelik polonyanın durumu Bu betkede geçen yeni kelimeler: Evıim = Tekâmül; ilgi = Alâka; Yo-ra = Tefsir; Kesin — Katı; Erkin = Müstakil; Bağlaşık = Müttefik; Yüğ-rüm = Merhale; Erge = Maksad; Gelişini == inkişaf; Saptamak — Tesbit etmek Avrupa siyasasının genel gidişi bakımından Polonya'nın durumu büyük bir önem kazanmıştır. Alman — Leh uzlaşmasından beri doğu Avrupa'sında yüz gösteren değişiklik son hadiseler üzerine dikkati yeniden kendine Çekmeğe başlamıştır. Bu hadiselerin başlıcalarından biri Fransız — Rus karşılıklı yardım paktının İmzalanmış olması, ikincisi de Polonya'nın ulusal kahramanı Mareşal Pilsudski'nin ölüp siya-sa alanından çekilmiş bulunmasıdır. Bunlar Polonya siyasasının gelecekteki evrinine çok dokunaklı olmak bakımından her tarafta büyük bir ilgi ile incelenmekte ve şimdiden türlü yoralara yol açmaktadır. Avrupa'da yeni siyasa kombinezonlarının belirmekte olduğu bir zamanda Polonya gibi büyük bir devletin ne yapacağı ve kesin olarak hangi tarafa geçeceği şüphesiz büyük bir merak uyandırır. Polonya erkin bir devlet halinde kurulduğu zamandanberi Fransa'nın bağlaşığıdır. Bu bağlaşmada önayak olan da, belli olduğu üzere Mareşal Pilsudski'-dir. Fakat bir iki yıldanberi Polonya siyasası için bu bağlaşmanın bitmiyeceğini düşünen aynı mareşal Almanya ile de uzlaşmak lüzumunu duymuş ve bu fikrini Avrupa için bir sürpriz halinde gerçekleştirivermiştir. Leh — Alman siyasasının düzelmesi nisbe-tinde Leh — Fransız bağlaşması örtünç bir şekil almış ve böylelikle de gerek Fransa ve gerek Rusya için daha sıkı bir uzlaşma ihtiyacı baş göstermiştir. Avrupa siyasasının vardığı son yüğrüm-den sonra Varşova onun önemli hareket noktalarından biri olmuştur. Fransız — Rus karşılıklı yardım sisteminin hakikİğ rolünü oynayıp oynıyamaması da bir dereceye kadar Polonya'nın elindedir. Bunun için Fransa Polonya'yı da bu sistem içine almak için çok uğraşmaktadır. B. Laval'in Moskova'ya giderken Varşovaya uğraması ve Paris'e dönerken de tekrar Leh devlet adamlariyle görüşmesi hep bu erge içindir. Ancak Polonya ulusal tarihinde iki taraftan da gelmiş tehlikeler le karşılaşmış olduğunu hatırlıya-rak ülkesini yabancı orduların geçid yeri yapacak siyasa kombinezonuma kolay kolay yanaşmak istememektedir. Bu sebebten de Polonya ile beraber doğu Avrupa'sının durumu bir türlü ay-dınlanmamakta ve karışık, örtünç iktimaller devam edip gitmektedir. Mareşal Pilsudski'nin ölümü Polonya'nın iç siyasasında olduğu kadar dış siyasasında da değişiklik yapacağım düşünenler vardır. Buna bir dereceye kadar imkân olmakla beraber, bir devletin tarihiğ ve coğrafiğ hayat ve gelişim ihtiyaçlarının saptadı-ğı ana siyasaların da şahıslarla bir iki gün içinde kolay kolay de-ğişemiyeceği şüphesizdir. Mareşal Pilsudski önceden ne gibi düşüncelerle vatanını Fransa'ya bağ-lamışsa sonradan da aynı düşüncelerle Almanyaya da el uzat -mak lüzumunu duymuştur. Po- Kamutay'da Dün B. Nuri Conkerin baş -kanlığında yapılan Kamutay toplantısında, barut ve patlayıcı mad deler Tekit Yönetgelerin 1931 yılı beş aylık bilançosu ile 1932 yılı bilançosu hakkındaki sağış -kur komisyonu raporu görüşül ¦ müştür. B. Refik İnce, bu maddelerin satışları üzerinden verilmiş olan primler için bazı sorular sormuş. Gümrük ve Tekitler Bakanı B. Rana Tarhan da cevab vermiştir. (Sonu 2. nci say ifada) Bay Laval Parise döndü Paris, 20 (A.A.) — B. Laval yanındaki delgelerle birlikte bu sabah Paris'e dönmüştür. BB. Laval - Göring ne konuştular Paris, 20 (A.A.) — B. Lavalın yanında bulunanların söylediklerine göre, Krakovi'deki Laval — Göring konuşması, baştan başa şahsiğ ve yarı resmiğ bir çerçeve içinde yapılmıştır. Bu konuşma, siyasal bir yoklamadan başka bir şey olamaz ve bir sonuca varamaz. B. Göring, Pilsodski'nin ölü a-layı dolayısile Krakovi'deki Fransız otelinde verilecek yemekte B. Laval ile görüşmek istemiştir. Yabancı gazetelerin ortaya koydukları iktimallerin tersine olarak, B. Laval'in Berline gitmesi düşünülmemiştir. Laval — Göring konuşması B. Göringe dilmaçlık yapan bir Al -man işyarı ile Lavalin kabine şe -fi B. Roşa önünde yapılmıştır. B. Göring, önce Hîtler — Say-men — Eden konuşmalarından sonra belirmiş olan Alman siyasasını anlatmıştır. Laval, hiç kimse için bir hötlera olmayan Fransız genel güvenlik politikasını izah etmiştir. B. Laval, Fransanın bu siyasayı kabul edecek her ulusla konuşmaya hazır olduğunu hatırlatmıştır. Karakovidekİ Laval — Göring ve Varşova konuşmalarının, B. Hitler'in salı günü Rayştagda ve- (Sonu 6. cı say ifada) Yunanistan'da rejim meselesi istanbul, 20 (Telefon) — Atinadan bildiriliyor: General Kon diliş azı etkisinden daha kurtulamamış olan halka rejim meselesinin sorulamıyacağını söylemiştir. Bakanlar kurulunun son toplantı • sında tarım bakanı ile başbakan arasında atışma olduğu ve başba -kanın rejim meselesinin seçimde azıyanların elinde bir koz olarak bırakılamıyacağını ve yasağın kaldırılamıyacağım söylemiştir. lonya için Almanya ile Fransa uzlaşmadıkça bu lüzumu gözden iark tutmak güçtür. Mareşal Pilsudski'nin tabutu çevresinde Laval ile Göring de buluşup görüştüler. Eğer bundan hayırlı bir sonuç çıkarsa ilk olarak sevinecek ve geniş nefes alacak devlet şüphesiz Polonya olacaktır. O vakit Polonya'nın durumu aydınlanacak, ve genel barış da daha sağlam esaslara dayanmak imkânını bulacaktır. Zeki Mesud ALSAN Tecim ve Endüstri kurultayı bugün toplanıyor Kurultayı Ekonomi Bakanımız bir söylevle saat 15 te açacaktır Tecim ve endüstri odaları, bu -gün, Ekonomi Bakanlığının yeni ve güzel kurağında toplanıyor. Yurdun dört köşesinden gelen kurultay üyeleri, Ekonomi Bakanı« mızın bir söylevini dinliyecekler ve kurultay çalışmağa başlıyacak • tır. dünyada bir esas olunca, eskiden olduğu gibi, geniş ve gevşek me -(odlarla mal satmak imkânı k..! mamıştır. Satıcı, gün geçtikçe a-lıcının hem zevkine, hem kene daha çok dikkat etmeğe ken • dini bağlı duymaktadır. İşte standardizasyon, bundan Kronik. Yukarda: Tecim ve endüstri odaları kurultayının toplanacağı Ekonomi Bakanlığının yeni kurağı. Aşağıda: Kurultayın toplanacağı salon. Tecim ve endüstri odaları. Ekonomi Bakanlığının bugünkü yolunda, üstüne gerçekten önemli işler almış kurumlarıdır. Bu kurultay bu işlerin birer birer ortaya kon -masına, bunlar hakkında her bir odanın düşüncelerinin belli olmasına, bunlar üstünde topluca görüşülerek en doğru ve verimli sonuçlara varılmasına imkân vere çektir. Kurultayın konuşacağı işler öyle görülüyor ki, Ekonomi Bakanlığının yakın bir gelecekte üzerinde en çok duracağı şeylerdir. U-lusal ekonomik durumumuzun, gün geçtikçe sağlamlaşan esaslar üze -rinde küvet kazanması, ancak hu gibi tedbirlerin alınmasına bağlı -dır. Biz ulusal ekonomimizi, ne-kadar çabuk, modern çalışma me todları ile, modern kurumlarla beslİyebilirsek bu yoldaki ulusal verimi o kadar artırırız. Kurultayda görüşülecek işler arasında en çok dikkate çarpan nokta, şüphesiz, standardizasyon ve teylorizasyon işleridir. Bu mesele, harpsonu dünya ekonomisinde en köklü iz bırakan, soysal memleketlerin hepsinde arsıulusal ve ulusal tecime düzen veren ted birlerin başında gelmektedir. Eugün artık başka memleketler-i]j standardize edilmİyen hiç 1-Ir mal yoktur ki, biraz olsun g-niş-çe bir tecim İşine yarıyabİlsin. Bu nun sebebi meydandadır: Ulus lar arasında, dar bir kazanç mar jı için çalışmak zorluğu b; -n dolayı bu savaşın baş silâhların -dan biri olmuştur, işin asıl dik -kate değer tarafı, malı, iyiliği, cinsi, büyüklüğü veya tazeliği bakımından ayırarak, alıcıyı düşün -mek, aldanmak veya yeni baştan çalışmak zorluğunu vermeksizin, mala inandıracak ve bağlıyacak şekilde yapılacak bu tedbirlerin, bugün artık hiç bir tecimerin, işi ne kadar büyük olursa olsun, yal-(Sonu 3. cii sayıfada) Maksim Gorki uçağı Moskova, 20 (A.A) — Maksim Gorki uçağı kurbanlarının cesed-leri, şarbaylığın ölü yakma kurağında tabutlara konulmuştur. Dün yanın her tarafından başsağı tel -grafları gelmektedir. Alman elçisi de aralarında olduğu halde, bü -tün elçiler dışarı işler komiserli -ğine başsağılarını bildirmişlerdir. Pravda gazetesi, bazı sovyet uçakçılarının yasavsızlıklarına ve apaşça hareketlerine hücum et -mektedir. Voroşilofun bir emrine göre, cambazlık yapan uçaklar, uçak a-lanından bir kilometre uzakta olmak yükümündedirler. Sivil uçaklar da bu zorağa uyacaklardır. Sivil uçakçılık şefi, kazaya se-beb olan uçakçı Blagin'in bu hareketinin kıyaya yakın olduğunu söylemiştir. (Sonu S. cü sayıfada) Ankara sokaklarında AT AY Dün gece, birkaç kişi, istanbul d an gelen bir arkadaşımızla, Çankaya caddesinde dolaştık. Güvenlik Antdtntn bahçesinde, havuz, mermer ve tunçlar arasında, "— İşte tam bir Avrupa parça-stndaytz.',, dedik. Karşıda Kızılay'tn temiz bahçesi, uzakta güzel ve toplu devlet yapıları, büyük caddede sıra ağaçlar: En son, en yeni, en güzel bir Avrupa şehri burada gördüğünüz şeyin büyüyüp genişlemesinden başka nedir? istanbullu arkadaşımız içini çekti. İsviçre'den yeni gelen dostumuz, "— Şimdi Ankara'da bu lunduğuma inanmtyacağım geliyor!,, dedi. Sonra, plânda yeşil-yol diye gösterilen bahçe-sokaklardan birini geçtik. Plâncının büyük ve güzel fikrine hayran kaldık. A-kasya kokulan içinde döndük, dolaştık. Sağlık Bakanlığı yapısının, kim olduğunu bilmediğim, fakat Ankara'ya ilk modern mimarlığı sokan artisti ile, Holç Mayster ve Egli, ve şehrin plânım yapan as-tad Yansen, hiç şüphesiz, Ankara şehrinin bütün tarihinde anılacaklardır. O kadar sevdiğimiz, kıskandığımız, benzemek istediğimiz Avrupa'yı da işta böyle adamlar yapmışlardır. Gerçi plân Ankara kalesiyle yanındaki kırlarda kerpice bula-narak altüst olmuştur. Yenişehir-de bile plânın yasak ettiği yerlerde dükkânlar yapılarak, sükûn ve düzen ruhu yaralanmıştır. Büyük sanatla yerli mal davasını biribirine karıştırıp, mimarlığı yalnız kazanç kısmından gören ve çabuk kazanmak istiyen bazı kimseler, çirkin yapılarla, şuraya buraya modern karikatürleri oturtmuşlardır. Ismet-paşa caddesinin ta ucundaki evin bahçesine, daha dün, Ankara kalesinde ki kerpiçlere benzer, çamaşırlık mı, garaj mı, çirkin bir kulübe kurulmuştur. (Şehrin plân işlerine bakan Bayındırlık Direktörlüğünün, birçokları gibi, bu kulübeye de izin vermemiş olduğunu sonradan öğrendim.) Bunun da bu çeşid kaçaklardan biri olduğuna şüphe yoktur. Bütün bu düşünceleri bir tarafa atarak, gene, akasya kokula* rt arasında, geç vakte kadar go-zİndik. Cumuriyete, plâncı ve mu marlara selâm ve saygılarımızı tekrarladık. Plân ve yüksek sanat için her zamandan fazla savaş! Daha birkaç yıl plâncı ve artistlerin sıkt kontrolü altında, yeniyi birdüzüye daha yeni ve güzel yapmak, eskiyi hiç acımadan yıkmak ve düzeltmek! Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er keli' melik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete art/A bu kelimelerin osmanlı* çalarını kullanmtyacaktır, ALTINCI LİSTE /. — Tadil etmek = 1.'Değiştir* mek, 2. Azaltmak Tadil = Değişke (Lütfen sayıfayı çeviriniz) SAYI FA 2 ...... ıo l*** • SALI DUişhri. Kılavuz için dersler i Ç DUYUKLAR — 12 — Şevki tabiî, insiyak = îçgüöHi Fikri muzmer = Gütge Emri vaki = Olut Şevki t abiî'yi uzun bularak, veya anlamım zayii sayarak sonraları şu "insiyak,, kelimesini çıkardılar. Çünkü bizim medrese filozoflarının kalemi ve dili bir rûr/ü tÜrkçeye gitmez. Kılavuz bunlar için içgüdü sözünü bulmuştur; "Bunun böyle olacağını içgüdümle sezdim.,, Yahut: "hayvanların içgüdüsü, enikonu insan zekasının yerini tutar. "... Bu adamın bana böyle davranmakta bir g ü t g e s İ var ama, ne olduğunu bir türlü anlıyamıyorum,, cümlesinde g ü t g e, eskiden arab yazısiyle belki doğru bile okuyamadığınız fikri muzmerVn karşılığıdır. Emri v a k i I Her gün gazetelerde geçen bir deyimi Bunun fransızcası da iki kelimeden yapılmıştır. Kılavuz türk* çe olarak kısaca olut karşılığını öne sürmüştür. "Alman* ya. birdenbire silahlanmakla, komşularını yeni bir olut karşısında bıraktı., Viche Yönerge Bu karşılık Başbakanımız İsmet inönü'nün. Parti Kurul* tayını kaparken vermiş olduğu söylevin bir yerinde kullanıU mıştır: "Gelecek yıllar için Büyük Partinin verdiği y &ş Bergeler çok değerlidir.,. Bu misallerde geçen yeni kelime: Deyim = Tabir * * * Tahlil etmek = Çözemek Tahlil = Çöze Tahlilî = Çözel Tekitler meselesini ç ö z e y e n dünkü söyleviniz peB "kanırkan değildi. Avrupa durumu üstüne en doğru ç ö z e y i sizin son yazdıklarınızda buldum. Bu misallerde geçen yeni kelimeleri İnhisar = Tekit İnhisar altına almak *= Tekitmek Mııkni = Kanrtkan Vaziyet = Durum Muvazene — Denklik, denge Tevzin etmek = Denklemek, değiştirmek Mütevazm = Denk, dengeşik Merkezi sıklet = Dengey İsmet İnönü hükümetleri için haki ki ğ bir büdce d e n ki f i ğ i linans siyasasında esas tutulmuştur, D e n g e'si bozulan adam, düşer. Birkaç yıldanberi Türkiye'nin dış tecimi, d engeş1 ki tir. Denk büdceden şaşan, çok geçmez ne yapacağım şa* $ırır. Komisyon üç gündenberi evkaf büdcesini dengesi t i r m e ğ e (denklemeğe) çalışıyor, Harbsonrasında geniş ölçüde ekonomik kınavların d e n% g e y'i Amerika'ya geçmiştir. Bu misallerde geçen yeni kelime t Kmav um Faaliyet Kmay Faal Kmmak = Faaliyette bulunmak öngörü = Basiret Yalgörü = Vuzuhu nazar Uzgörü = İsabeti nazar Gengörü = îhatai nazar. Karşılarına osmanlıcalartnı yazmamış olaydım, bu yeni türkçe kelimelerle ne anlatılmak istendiğini kendiliğinizden kavrardımt. (ön), (yal), (uz) ve (gen) kelimeleri (görü)nün başına oyle güzel yapışıyor ki türkçede örnek bulunmadığım ve yapmak da imkânsız olduğunu söyliyenler bir an duruksa-yacaklardır. öngörüsü olmayan, büyük devlet adamı olamaz. Bu meselede sizin uzgörünüz bizi bit çok zorluk-lardan kurtarmıştır. Ya 1 görü melekesi kolay kazanılmaz. Dün İsmet İnpnü'nün söylevini dinlerken, büyük devlet adamının gengörüsüne bir daha derinden hayranlık duydum Bu misallerdeki yeni kelime: Duraksamak = Tereddüt etmek örnekler: Kanunları ancak Kamutay değiştirebilir. Son Parti programında pek Önemli değişkeler vardır. •- — Takdir etmek = Değerlemek örnekler: Halk, kendisi için çalışanları ergeç değerler. Bu iş için çektiğiniz sıkıntıyı değerlemiyor değilim. U. — Merhale sm Yüğrüm '4, — Safha = Evre 8. — Tekâmül -= Evrim Tekâmül etmek = Evrinmeh örnekler: Dil işi büyük hare ketin yeni bir yüğrümüdür. Şimdi biz inkişafı iktisadi- nin en nazik safhasında bulunuyoruz. = Şimdi biz ekonomik gelişimin en nazik evresinde bulunuyoruz. Biz inkılâpçıyız, tekâmülcu değiliz = Biz devrimciyiz, evrimci değiliz. Maarif müesseselerimiz, her gün, yeni hatvelerle, tekâmül etmektedir. = Kültür kurumlarımız, her gün, yeni a-dtmtarta evrinmehtedir. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-calan kullanılmamasını rica ederiz. İSTANBUL TELEFONLARİ Deri ve lâstik ayakkabıcıları anlaşmazlığı Istsnbul, 20 — Deri ve lâstik ayakkabı yapıcıları arasındaki geçen yıldanberi süren snlaşmstlık kotarılamamıştı. Bu yıl ayak kabıctlar kooperatifi üstü keten, altı kösele ayakkabı yapmaya başlamışlardır. Jandark geliyor İstanbul, 20 — Mayısın 31 inde fran-sıs okul gemisi Jandark İstan -bula gelecektir. Cemi, S hazirana kadar tstanbulda kalacaktır. Prens Bibesko Bükreş'e gitti İstanbul. 20 — Konyadan geçerken tayyaresi sakatlanarak inmek sorunda kalan tayyareci Prens Bibesko İstanbul âserinden uçarak Bükreşe gitmiştir. Japon uçakçı Yeşilköy -den uçtu İstanbul, 20 {AA.) — Londradan Tokyoya gitmek üzere dün İstanbul* gelen Japon uçakçı bu sabah Eskişehir • Konya - Adana yola ile gezisine devam etmek üzere Yeşilköyden uçmuştur. İstanbul'da işini bırakan yabancılar Istsnbul, 20 — Küçük enikler kanununun yeritilmesi üzerine tstanbulda 3000 kadar yabancının İşini bıraktığı anlaşılmıştır. Yurdda 19 mayıs şenlikleri Atatürk'ün Samsun'a ilk çıkısının 16 inci yıldönümünden ötürü 19 mayıs günü memleketin her tarafında şenlikler yapılmıştır. Türk ulusunun kurtuluş ve büyük devrim başlangıcı olan bu gü -nün büyük önemi halkevlerinde verilen söylevlerle halka anlatılmış, bugünü canlandıran piyesler verilmiştir. 19 mayıs her yerde büyük bayram olmuştur. Adana pamuklarında bir kurt üredi Adana, 20 (A.A.) — Adananın Karahan kamununa bağlı birkaç köyde pamuk ve kozalarda bir kurt türemiştir. Ağrotis ipsilon a-dmdaki bu kurt fidanların köklerini keserek kurutmaktadır. Kurdun ürediği yer aşağı yukarı 1200 hektardır. Birçok köylü tarlalarını bozup yeniden ekmektedir. Bursa Tarım okulu talebesi Adanada Adana, 20 (A.A.) — Bursa tarım okulu talebeleri yanlarında direktörleri olduğu halde şehrimize gelmişlerdir. Talebeler birçok tarım şubelerinde araştırmalar yapmaktadırlar. Buradan Tarsus, Mersin, Antalyaya gidecekler ve oradan da Bursaya döneceklerdir. Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden: Maraş Saylavı Bay Nuri Uralın evin* den kurumumuza 17 parça eşya arma -ğan edilmiştir. Bu hayır seven tay m Baya Genel Merkez teşekkürlerini lunar. KAMI I"AYDA (Başı I. ci sayıfada) Bakan, barut ve patlayıcı maddeler tekitini işletmek hakkını hükümete veren kanunda, hükümete bu tekitin, doğru göreceği tarz ve şekilde işletilmesi yetkesini de vermiş olduğuna işaret ederek demiştir ki: **— Hükümet bu salâhiyeti aldıktan sonra, ilk şekil olarak şirketlerle itilâf yapmak tarzı tercih ve bunun için teşekkül eden şirketlere bir tarife tanzim ediyor ve kanunun kendisine verdiği salâhiyete dayanarak bunlara, prim vermek hakkını da veriyor. Bu şirketler işliyor, fakat neticede bunların feshine lüzum hasıl oluyor. Feshedildikten sonra muvakkat bir idare teessüs ederek ayni şerait altında inhisarı işletmekte-devam ediyor. Yani hükümet vaktiyle şirketleri teşkil ederken nasıl inhisar kanunundan aldığı salâhiyete istinaden şirketlere tarife yaptırdı ve prim verdi idiyse muvakkat idare ile bunu doğru • dan doğruya kendi yapmaya mecbur olduğu gün de gene o salâhiyete istinaden satış tarifesi yapıyor: Mallarım satabilmek için diğer inhisar işlerinde olduğu gibi prim veriyor. Bilirsiniz ki, bütün inhisar mallan primle, beyiye ile satılır. Kanunda "ticari kaidelere göre satılır., diye bir kayıt vardır. Ticarî kaidelere göre de malı satacakların intifa etmeleri, malı sürmek için en iptidai bir şarttır. Bu suretle kendi inhisar maddelerini sürebilmek için tuttuğu acentelere primler vererek, iskontolar yaparak inhisar maddelerinin sürülmesi çarelerini bulmuş oluyor. Bunları yaparken de inhisar kanununa istinad ediyor. Bugünkü vaizyet işin üçüncü safhasıdır. Şimdi meri olan yeni kanunla artık satış şeraiti de birleşti. Her yerde ayni suretle ve i-darenin doğrudan doğruya memuru olan yerlerde memurlar tarafından - ki ekseriyetle böyledir. -satılmaktadır. Barut acenteleri kalkmıştır. Bugün bu primlerin verilmesi mecburiyeti yoktur. Bu vaziyet ar/ettiğim gibi eskiden şirkete nasıl beyiye verildiyse hükümet şirketin oıtadan kalkması ve kendisinin bu işi doğrudan doğruya yapması zarureti hasıl olması ü-zerine ayni şeraiti ticariye dahilinde bu muameleye devam etmiş bulunuyor. Bendeniz zaten bu mazbata i-çin söz almıştım. Arzedeccğim de aşağı yukan bunlardı. Encümen m ı/hatasını bitirirken, kanuna lüzum olduğundan bahsetmektedir. Bendeniz de şimdi söylediğim sözlerle arzetmiş bulunuyorum ki, bugün bu muamelelerin İstinat ettiği kanun mevcuttur. Benim anladığıma göre encümenin istediği daha vazîh hükümler bulunmasıdır ki bunu meclise arzetmek için fırsat bulunacaktır. Çünkü şimdi birleştirilmiş olan tütün, müskirat, mevaddı infilâkiye İnhisarları için daha vazıh bir lâyihayı meclise teklif etmeyi düşünüyoruz. O vakit istenilen vuzuh tesbit edil-rr.iş olur. Yoksa bugün muamelelerin istinad ettiği kanun mevcuttur. Gümrük ve Tekitler bakanının bu sözleri üzerine mazbata oya konularak kabul olunmuştur. Bundan sonra. Kamutay gündeminde bulunan maddelerden, Kamutay ve ekitlerindeki eşyanın yerli yerinde ve tam olduğu hakkındaki mazbata okunmuş ve Si-vereğin Tüverek köyünden Halil oğlu Abdullahın ölüm cezasına çarpılması için olan mazbata kabul edilmiştir. Kültür bakanlığının özgülleri ve ödevleri hakkındaki kanunun görüşülmesinde, kanundaki devlet örgütleri îcin kullanılan t\r-.-im-lerin olduğu çibi bırakılmasını is-tiyen B. Refi't Şevket İncenin di-lergesi üzerine, kanun komisyona geri gönderilmiş ve çarşamba günü toplanılmak üzere toplantıya son vrrİTmUtir. Adanada pamuk fiatları Aadana, 20 (A.A.) — Bursa-mızda pamuk fiatları gittikçe yüfc selmektedir. Dün ve bugün pamuklarımızın kilosu 43-44 kuruştur. Yeni arpanın kilosu 90-100 para arasındadır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Asığlanmak — İstifade etmek Ayrım — Fark Aytar ¦ Muhabir AyUşmak = Münakaşa etmek Bağıt = Taahhüt Bağlaşık = Müttefik Bassağı = Taziyet Belİtmck — Tayin etmek Berkitmek = Teyid etmek Bırakışma = Mü Ur. ke Çevenler = Mehafil Çıkat — İhracat Etke — Amil Etki = Tesir Erke ¦ Mevki, iktidar Finans = Maliye Genlik = Refah Gerçekleştirmek = Tahakkuk! etti» mek Girgi •= Teşebbüs (Dcmarcbe) Göret = Ziyaret İnanca ¦ Teminat İnançlamak = Temin etmek İçteni * Samimi incelemek = Tetkik etmek Kesin ¦= Kat'İ Kıya = Cinayet Kmav = Faaliyet Kip = Tip Kurağ = Bina Kurul = Heyet (Consefl) Onur = İzzeti nefis Oranlamak - Tahmin etmek Oruntak = Mümessil Oy = Rey Oylaşma -= Teatü efklr ödev = Vazife Ölçüm — Merhale önem = Ehemmiyet önerge = Teklif özel = Hususi özellik — Hususiyet Özgürlük = Scdbcsdik özveri = Fedakârlık Sağlamak — Temin etmek Savsanmak » İhmal rdilmek Sonuç — Netice Sorav » Mes'ulıyet Soenörcc m MüetemJeks Şarbaylık = Belediye Tam tersi = Bilâkis Tapumak — Tatbik etmek Tarım — Ziraat Tecim = Ticaret Tecimel — Ticari Tensik etmek = Tevtlemek Tike — Cüzü Tinel = Manevi Tutsu = Vasiyetname Türel = HukuM Uçak = Tayyare Uğraşmak ¦ Meşgul olmak Utkan = Muaaffcr Uykaz — Mütenazır üzün = Teessür Yankı = Aksı sada Yapma — Sunî Yaraç ¦ Alet Yasavsıxhk = ÜUupKnsialik Yetkeli — SalihiyeUi Yora = Tefsir Yönet — İstikamet Yönetge — lü-ırc Yönetger = Müstezat Yüküm = Mesuliyet Zorağ = Mecburiyet Zorunda olm^k ¦ Mecburiyetine't olmak ULUS 22, MAVİŞ 1935 ÇARŞAMBA Buenos Ayres, 22 (A.A.) — 50011 IH" dinamit yüktü bir vagonda patlama olmuş, beş işçi o antla ölmüş ve attı işçi de ağır yaralanmışttr. ON ALTINCI YIL. No: 4962 Adımız, andımızdır Her yenle 5 Ittıruı Tecîm ve Endüstri odaları kurultayı dün Ekonomi Bakanımızın bir söylevi ile açıldı Dün İlk toplantısını yapan Tecim ve Endüstri Odaları kurultayının gemi gÜrOnüşû Türk Tecim vs Endüstri Odaları dördüncü genel kurultayı, dün, on beş* te, Ekonomi Bakanlığının yeni ve güzel kurağında toplandı. Yurdun dört bucağından gelen yut elliden fazla delge ile bakanlıkların ve ulusal tecim ve kredi kurumlarının del' geleri, büyük bir kalabalık halinde, Ba kanlık kurağının altkat salonlarını, geniş koridorlarını doldurmuştu. Kurultay hazırlıkları örnek otamak bir üstünlük gösteriyordu. Bakanlığın dışı ve i~i bayraklarla donanmıştı. Salonların beyaz direkleri, ay-yıldızlı bir armanın etrafında toplanmış demet şeklindeki güzel bayraklarımızın al rengi İle bezenmişti. Halk Partisi bay-rakları da ayrı bir güzellik veriyordu. Toplantı yeri, yeni mobilyasile dikkati çeken güzel ve modern bir kont rans salonu idi. Kurultayda olup bl tenleri, dışarıya ve yurdun her taralına dinletebilmek için radyo tertibatı yapılmıştı. Kurultayın - 'Aşmalarını kolaylaştıracak her şey düşünülmüş, delgelerin yazılarını yazabilmesi İçin bir daktilo bürosu, gazeteciler için bir basın bü -rosu. bir .posta gişesi açılmıştı. Orman Çiftliğinin büyük masraflarla kurduğu zengin ve güzel büfede kurultay üyeleri, temiz ve soğuk ayranlar içerek, çerezler yiyerek hoş vakit ge • kutuya yası Us yasılıp konulmasını diliyordu. Çok yerinde, çok faydslt ve bizim halkçı prensiplerimiz bakımından ÖV • meye değer bu harekat, üyeler Üstünde iyi bir etki bıraktı. Üyeler, kurultay genel sekreterli -ğinin, kurultay için yaptırdığı bronş rozetleri, yakalarına takmışlardı. Mer -kürün tecim amblemini taşıyan ba ro • setlerde kurultayın adı vs her Üyenin kendi adiyle temsil ettiği kurum yazdı idi. Böylece üyeler, tanıştırılmamış olsalar bile. birbirlerini kolayca tanı • yabiliyorlardt. Kurultay toplanmadan önce, Içlnda dünkü toplantı programı, üyelerin ad* larını taşıyan bir liste, kurultay başlıklı zarf ve kâğıtlar, bloknot vs kalem bu* lunan birer dosya dağıtıldı. Tam on beşte bir yoklama ile işe başlandı. Yoklamadan sonra kurultay başkam Ekonomi Bakanımız Bay Celal Bayar alkışlar arasında kürsüye çıka ¦ rak şu söylevi verdi t — Türk Ticaret ve Sanayi odaları kurultayının sayın üyeleri: Yurdun, tecim endüstri, fi-nant... Kısaca ekonomik âlemini temsil eden dördüncü kurultayımızı, hepinizi selâmlryarak açıyorum. ba., Türk i| âleminin, hükümete... takib ettiği güdümlü ekonomi politikasında, ne derece şuur- Asbaşkan B girdiler. Yurdun her yanından gelenler, çiftliğin kendilerine sunduğu içecek -lerin ve yiyeceklerin temizliğini, iyiliğini öve öve bitiremiyorlardı. Bunlardan başka güzel bir yenilik olarak kurultay üyelerine bir sorgu yazısı asılmıştı. Bunda Bakanlık, te -cim acununa Bakanlıktan istekleri, dilekleri, şikâyetleri olup olmadığını so-ruytr, bunların hemen oraya atılmış Şaklr Keseorr Son toplantınız tarihindenberi, yurdun iç ve ekonomi politikasında ulusal ekonomi yöndeminden ehemmiyetli adımlar atılmıştır. Bu adımların ana çizgilerini, her birinize ayrı ayrı sunulmuş o-lan bitiklerde bulacaksınız. Ben sizin dikkatinizi, geçmişte yapılmış, bitmiş veya bitmek üzere olan işler üzerinde israf etmi-yeceğim. Bu kadarcık işaretim bile yal- Kumltayı bir söylevle açan Ekonomi Bakanımız B. Celal Bayar la, disiplinle yardım etmiş olduğunu söyliyebilmek ve özlerinizde temsil ettiğiniz kütleye teşekkürlerimi arzetmek içindir: (Sonu 4 üncü sayıfada) C. H. P. Kamutay grupu toplantısı C. H. Partisinin Kamutay Grupu dün öğleden sonra saat İS te toplandı. Grup; kendisini ilgilendiren bir kısım işler hakkında görüştükten ve kararlar aldıktan sonra partinin yenilenen programında amaçladığı toprak kanununun esaslarım hazırlamak üzere partice yapılması kararlaşttrdmış olan on beş kişilik Özel komisyonu seçti ve Kamutay Başkanlık Divanında açılan sekreterliğe partice adaylanacak olan arkadaşı saptaladt. Bundan sonra hükümetten kamutaya sunulmuş olan vergi kanunlarının esasları üzerindeki görüşmelere geçildi. Birçok aytaçların söylevlerine Finans Bakanı ve Büdce Komisyonu cevab verdiler. Bu konuşmalar sonunda grup; hükümetin sunduğu bu kanunların yerinde ve doğru olduğu konağına ererek esaslarım benimsedi ve kabul etti. Bay Hitler beklenen söylevini verdi Berlin, 21 (A.A.) — Gündeminde yalnız hükümetin bildiıiği yazılı olan Rayştag'ın bugünkü toplantısı, 669 saylav Kazır oldu- önemli bir söylev veren B. Hitler ğu halde başkan general Göring*-in bir söylevile açılmıştır. General, söylevinde, Sar'ın yeni saylavlarını selamlamış ve dost Polonya u-lusunun büyük önderi Mareşal Pil- sudski'nin anısını heyecanlı sözlerle hatırlatmıştır. General Göring'den sonra Bay Hitler söz alarak, bir özetini aşağıya koyduğumuz söylevini vermiştir: B. Hitler, bu söylevinde Alman-yanın, zamanımızın büyük meseleleri önündeki gidişini hatırlatmak istemiştir. Fürer söylevinde başlangıç olarak alman ekonomisinin, harbtan sonraki onarım Ödekleriyle yıkılmış olduğunu söyledikten sonra bütün devletlerde bugün gerçekleşmek tehlikesi gösteren ekonomik otarşinin pek eyi bir hareket olmadığına, etkilerinin bütün u-luslar için zararlı bulunduğuna i-şaret ettikten sonra demiştir ki: "— Almanya, bu değişikliğin önüne geçecek bir durumda değildir.,, (Sonu 5. inci sayıfada) Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen S er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanh-calarını kullanmıyacaktır. YEDİNC İLİŞTE 1. — Emrivaki == Olut örnek: Almanya, silahlanmakla, Avrupayı yeni bir o-tut karşısında bıraktı. 2. — Tayin etmek = /. Belitmek, 2. Atamak Tayin — l. Belit, 2. Atama örnekler: 1. Türkçe yazılar da, yeni kelimelerin kullanış yerini eyi belitmek lâzımdır. 2. xxx konsolosluğuna Bay xxx atanmıştır. Gazetelerde yeni atamlar listesi bugün çıktı. 3. — İstihsal etmek Üretmek Müstahsil = Üretmen Mahsul (genel olarak) ~ Ü* rüt, ürün 4. — İstihlâk etmek = Yoğaltmak Müstehlik - Yoğaltman $. — Arz ve talep Sunam ve is» tem örnekler: Güdümlü ekonomi sunum ve istem kanunlarım altüst etti. Bu yıl dokuma piyasasında sunum az, istem çoktur. Türkiyede yoğaltmoMarla ü-r etmenler arasında attğ 'menfaat) kavgası yoktur, ıhran yüzünden Avrupada \ız maddiğ sıkıntı artmış 'ir; yüksek fikir ve saatlerinin de gittikçe etim görüyoruz, 'u yıl endüstri ürünlerimiz İÇ pazarda, tarım (ziraat) ürünlerimiz dış piyasalarda çok istek (rağbet) görmüştür. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlt-caları kullanılmamasını rica ede- rlz. Habeş imparatoru ne diyor ? Habeş imparatoru Haile Selâse Londra, 21 (A.A.) — Deyli Meyi gazetesinin Harrar aytarı habeş imparatorunun kendisine yolladığı bir mektubu gazetesine bildirmiştir. Bunda deniliyor ki: (Sonu 6. cı sayıfada) Dil isleri. Kılavuz için dereler — u — Tahsis etmek = Özgülemek Has, mahsus — özgü Şahsi = I - Şahsiğ (Personnel) 2- (Mümtaz, aslî anlarm-Ba) Özgün (Original) Şahsî, hususî = özel (Prine) Şahsiyet = 1 • Şahsiyet (Personnaliti anlamına) 2-Özgünlük (mümtaziyet, asliyet anlamma) Mahiyet = Nelik, içyüz, öz Hassa, hassiyet. hususiyet = Özlük Kullanışta belki en fazla güçlük çektiğiniz kelimeler bunlardır. Çünkü bit kelimelerin arabcalarım da bir türlü bi-ribirinden nerede ayırdedip, nerede birleştireceğimizi bilmeyiz. Türkçe yeni karşılıklar bu kelimelerin gerçek anlamlarına göre ayrılmıştır. Misaller bu karşılıkların ne kadar kolay anlaşılır ve ayrılır olduğunu gösterecektir. "Kılavuzda ayrım sözü fark anlamına ö z-gülenmiştir.., dediğimiz vakit tahsis etmek sözünü karşılamış oluyoruz. Bu romancının kendine özgü bir üslûbu var. Bu kürsüde söz söylemek yalnız size özgü değildir. Fikirce anlaşmazlığımız, aramızda şahsiğ dostlu gun bozulmasına sebeb olmamalıdır. Sîze şahsiğ sevgim, beni doğruyu söylemekten alıkoyamaz. Son yazdığınız kitab. türk yazıcıları arasında, sizin ö z-g ü n çehrenizi büsbütün belirtmiştir. Ayrıksınlık özgünlük demek değildir. Hiç kimse, başkasının özel hayatı ile uğraşamaz. Son yazı programının değişkelerinde de gördüğünüz üzere, hiç bir özel girişim, kamuğasıya karşıt olamaz. "... Hiç bir hususî teşebbüs, menfaati umumiyeye zıd olamaz.,, İsmet İnönü yalnız, devlet adamı olarak, büyük bir şahsiyet değildir. Yazı ve nutuklarındaki özgünlük de değme yazmanlarda bulunmaz. Bu işin içyüzünü bana anlatır mısınız? Dostunuza benim içinde bulunduğum zorlukları anlatacak özde bir mektub yazmanızı rica ederim. Sizin Özlüğünüz açık söylemenizdedir. Baharda hava değişkenliği, İstanbul'un özlüklerin» den biridir. »* * Özveri = Fedakârlık Özverir. özveren aa Fedakar Yurd savgasında türk olan özveriden çekinmez. Özverir haat^kvımızdan bir pilot, bu kaza sırasında, soğukkanlılığa^^ ^ktf'y ölümden kurtardı. Misallerde K^M ^^feıeler: Savga = MüflH Wm Sav gam ak = fflHBRmek İptidaî = İlke Unsur kelimesi türkçe olduktan sonra i 1 k e'yi anık doğrudan doğruya iptidaî yerine kullanabiliri/ Bu adam yaşayışında bir türlü i 1 k e 1 i k t e n kur-tulmıyacaktır. Köylülerimiz henüz ilke hayat şartlarından kurtulmuş değildirler. Müzmin = Süreğen Süreğen bir nezle bütün kış rahatımı bozdu. Taazzi, teşkilât = örgüt Uzuv = örgen Teşkil etmek = 1 - Şekillemek, şekil vermek, meydana getirmek, kurmak, hükmünde olmak, demek olmak 2 - (Taazzi ettirmek anlamına) Örgelemek. Örgemek Teşekkül etmek = 1 - Şekilleşmek, şekil almak, meydana gelmek, kurulmak. 2 - Örgelenmek Şekil (T. Kö.) Türk hava kurumu en faydalı örgütlerimizden biridir. Partimiz bütün gençliği yeni bir örgüte bağlıyacaktır. Göz, en sakınılmak lâzım gelen örgen 'lerimizden biridir. Bütün spor gençliğini, yeni bir anlayışla, örgeme-1 i y i z. Bu hareketiniz yurd savgası bakımından, büyük bir suç hükmündedir. (Bir suç demektir.) Ankara'da yeniden üç anonim sosyete kurulmuştur. Türk Tayyare Cemiyeti altıncı kurultay i ç DUYUKLÂi Türk Tayyare Cemiyeti altıncı kurultayı, mayısın (24) üncü cuma günü saat (14) de Tayyare Cemiyeti merkez kurağında toplanacaktır. Üyelerin ve delgelerin hazır bu -lunmaları rica olunur. îs-tiyen herkes kurultay görüşmelerini dinliyebilir Türk sentaksı için yeni bir anket Türk Dili Araştırma Kurumu Genel Sekreterliğinden: Türk Sentaksının kuralları a-raştınlırken, konuşma dilinde ve konuşma diline uygun olarak yazılmış folklor eserleri ile kiatblar-da görülen cümle ve terkiblerin yapılış şekilleri hakkında bir anket açılmıştır. (Sentaks anketi) adını verdiğimiz bu anketin nasıl yapılacağını gösteren bir program basılmış ve batün İl ve İlçeler ile Halkevlerine dağıtılmıştır. Programa göre, her İl ve ilçede bulunan derleme kuralları ile Halkevlerinin Dil, Tarih ve Edebiyat komiteleri, halkın konuşma dilinde yazı sentaksımızdan başkalık gösteren sentaks şekillerini ve ata sözleri, bilmeceler, masallar, halk tekerlemeleri gibi folklor varlıkları ile halk diliyle yazdmış hikâye ve tiyatro gibi kitablarda bula bilecekleri yazı sentaksından değişiklik gösterir cümle ve terkib-leri fişleyeceklerdir. Dilimizin öz konuşma kaynağındaki bütün sentaks varlıklarını ortaya çıkarmak için açılan bu anketin büyük verimler vereceğini umarız. Doktor Ceki Tarım Bakanlığı zootekni uzmanı Bay Dr. Ceki'ye macar kırai-lık naibi Amiral Horti tarafından "Macar Devleti Başmüsaviri., unvanı verildiği haber alınmıştır. On yıldanberi memleketimizde çalışan Dr. Ceki'yi kutlarız. HalkdVimiziiı veni bask anı Ankara Halkevi başkanı B. Na-fi Kansu'nun Genel Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesiyle boşa -lan Ankara Halkevi Balkanlısına içel Saylavı B. Ferid Celal Güven seçilmiştir. Halkevi konseri Halkevi güzel sanatlar komitesinden: 23 mayıs 1935 perşembe akşamı saat 21 de evimiz salonunda piyano ve keman konseri verilecektir. Davetiyelerin Halkevinden alınması. Solo piyano: Safa TangÖr Keman: Enver Piyano: Sadrı Özozan Filarmonik orkestrası konserleri 24 mayıs cuma günü saat 17.30 da Müzik öğretmen okulunda ve 26 mayıs pazar akşamı 20.30 da Halkevinde verilecek konserler programıdır. Beethoven — Kori olan uvertür. J. S. Bach — Reminör keman konçertosu. Solist: Necdet Remzi Atak Ravel — Süvit: Couperin mezarı. Haydn — Kraliçe Senfonisi. Brahms — Macar dansları No. VI. V. Orkestrayı yönetecek: profesör Şmaydel. Gelecek hafta gene profesör B. Şmaydel'in yönetimi altında .... simin son konseri verilecektir. ÜLKÜniin Dil Kılavuzu 27 inci sayısında toplu olarak çıkmıştır. Büyük dil devrimindr-ki ödevini yerine getiren ÜLKÜ' nün yıllığı eskiden olduğu gibi gene 250 kuruştur. Ulus basım evinde abone yazılmaktadır. Nüfus sayımına doğru Genel nüfus sayımı öğreneği Bakanlar Kurulunca onaylanmı tır. Bugünlerde resmiğ gazetede çjka-caktrr. 18 birinci teşrin 1935 cuma günü yurdumuzda yerli, yabancı bütün insanlar ayırtsız, sayılacaklardır. Numaralama isi, nüfus sayımı gününe kadar, İç Bakanlığı ve İstatistik Genel Direktörlüğü tarafından her tarafta, köylere varıncaya kadar, teftiş edilecektir. Bu işi tam yaptıklarını bildirdikleri halde tam yapmadıkları anlaşılan işyarlar ceza göreceklerdir. Sayım işyarlığını kabul etini y en -lerle öğreneğe uygunsuz hareket yapanlardan ve bu işi görmek is-tİyenlcre karşı duranlardan para cezası alınacaktır. Bu cezayı öde-miyenler her lira için bir gün hapis yatacaklardır. Nüfus sayanının, yeni vergi ve yükümler konulmak için yap.'•!••-•¦ hakkında halkın şüphelenmesinin önüne gedmek için konferanslar, konuşmalar ve genelgeler yanılacaktır. Elçiliklerdeki savım. Dış Bakanlığınca sayım defterleri elçi-l-kler- gönderilmek ve defterler onlarca doldurulmak suretiyle yapı! acaktrr. Memleketteki hütün gazeteler. İstatistik Genel Direktörlüğünün, halkı ayım hakkında aydınlatmak için göndereceği yazıları koymak yükümünde olacaklardır. Sinemalar da kendilerine verilen ilanları projeksiyonla bahta göstereceklerdir. istatistik Genel Direktörlüğü tarafından yaptırılacak ilanlar her tarafa yapıştırılacak ve sayım gününe kadar bunlar oldukları yerlerde kalacaklardır. Halka radyo ile de izahlar verilecektir. Sayım günü, sayım bitinceye kadar m ti-lekelin her tarafında hiç bir taşıt aracı islemiyecektir. Sayım sekizde başlıyacak, sayım işyarlarının sorularına cevab vermiyenlerden de para cezası alınacaktır. Öğrenekte, nüfus sayımı ve kontrol işyarlığı yapmıyacak o-lanlar da gösterilmiştir. Başta s ..¦ lavlar, bakanlar kurulu, yönetger-ler ve genel direktörler olmak ü-zere kamuğası hizmetlerinde çalışanlarla güvenlik işyarları bu aradadır. Ödemiş uçağı Ödemiş, 21 (A.A.) — ödemiş-liler şanlı ordumuza yeniden armağan edecekleri ve ödemiş köylüleri, Ödemiş esnafları adını taşıyacak olan uçaklarımızı ısmarlama zamanı gelmiştir. Türkiye muhtarları adını taşıyacak olan yeni uçağın alınması için Ödemiş ve çevresindeki köy muhtarlarının hemen hepsi de yurd ödevlerini yerine getirmeye başlamışlardır. f\nkara radyosu 19.30 — Tayyarecinin saati 19.40 — Musiki: Beethoven Sonate Piyano: Ferhunde Ulvi 20. — inhisar Vekâleti saati 20.10 — Musiki: Herberg Lamentation d'Amour Thompson Valse caprice Geurevitch Dernier rendez -yeus Brahms Danse hongreise Saksofon: Nihat Esengin Piyano: Ulvi Cemal 20.30 — Dans musikisi 20.50 — Haberler. izmirin bayındırlık planı İzmir, 21 (A.A.) — Şarbaybk yakında İzmir sarının ı :•! bn • ytndırlık plânını yaptıracaktır, fîa plânda Izmirdeki di:,er!i ön'.üi.İ-j-rin veri belli edilecektir. İzmirde sivrisinek savaşı İzmir. 21 (A.A.) — llbaylık -e-nel sağlık komisyonu İlbay general Kâzım Dirik'in başkanlığı-d* toplanarak bu yıl şarda ve Ürkerde, köylerde yapılacak genel sivrisinek savaşı ve bataklıkların kurutulması için kararlar almıştır. Akhisarhlann yardımı Akhisar. 21 (A.A.) — Karala depreme uğrıyanlara şimdiyed k 700 lira yardımda bulunulmuştur. Halkın bu yardımı takdire değer. İ!k kurşun köyünde ödemiş, 21 'A.A.) — Erkinlik savaşının başlangıcında ödemi- to düşmana ilk kurşun atıldığı yer olan - ilk kurşun - ki yündeki andaç taşı etrafında her yıl olduğu gibi bu yıl da şenlikler yapılacak ve bu şenliklere Ödemişe bağlı bu. tün köy ve komşu ilçelerin halkı da gelecektir. Antebin kurtuluş savaşm* daki kahramanlığı filme almdı Anteb, 21 (A.A.) — Kurtulu* savaşında güney hareketlerini filme almak üzere şehrimize gelen operatorlar bir haftadanberi çalışı makta ve Gazİanteb savaşını filme almaktadırlar. Sinemacıları a' cı günleri, haİkıin silaha sarılışını, savaşın açlık ve araçsızlık anlarını, buna karşı alınan tedbirleri, fişek, bomba yapımyerini, acı zerdali çekirdeğinden ekmeW yapılmasını, aç kalan kadın* ların bir hayvan leşi üzerine üşüşmelerini, askere yiyecek su ve cephane taşıyan kahraman türk kadınlarının hareketlerini ve Gazİanteb savgasmın ne çetin şart-, lar altmda başarıldığını bütün evreleri ile filme almıştır. Salgıt yarın Urfaya gidecektir* Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Ardıl = halef Atamak = tayin etmek Aytamak = hitab etmek Ayrış = muhalefet Ayrışık = muhalif Aytışmak = münakaşa etmek Berkitilmek = teyid edilmek Çoğunluk = ekseriyet Değet = temas Evrim = tekâmül Göret = ziyaret Gündem = r uz name Güney = cenup İncelemek = tetkik ermek Kınav = faaliyet Kotarmak = halletmek Örgelenme = teşekkül örgen = organ Tecim = ticaret Tümen = fırka Türeci = hukukşinas Uçak = tayyare uvru = tebaa Usnomal = fevkalade Uzun = teessür Saptamak = tesbit etmek Süel = askeri Süre = müddeı Süresiz = muvakkat Sorav = mesuliyet Yagınç = suikasd Yetkeli = salahiyetli Yerİtmek = tatbik etmek Yoramak = tefsir etmek Yönetim = idare ULUS 23, MAVIs 1935 PERŞEMBE Vaaington, 22 (A.A.) — Parlâmento. Cumur Başkanı Ruzveltin Patnum kanununa karşı olftn vetosunu kabul etmemiş, 98 oya karşı 322 oyla kanunu yent-ıten onaylamıştır. ON ALTINCI YIL. No: 4963 Aılmıız, aııdınıızdır Her yt-rdej^urnıj Gündelik BASIN KURULTAY I özgen; hür — Yasav: inzibat — Tecim: ticaret — Değiş: mübadele — Gelişim: inkişaf — Karalcı: avampe-senf — Önürdeşl'k: rekabet — Terki-meki takip etmek — Kotarmak: hallet-mtk — Berkite: m-ıcyy de — örgütı teşkilât — Değerlemek: }akdir etmek F. R. AT AY Bütün Basın kurumları gibi, türk gazeteciliğinin de ancak üç meselesi olabilir: hak, kazanç ve hizmet! Hiç bir devrim memleketinde gazeteler Türkiye gazeteleri ka -dar özgen değildirler. Türk gazeteleri, yalnız, kanun yasavı altındadır ve bu yasav da, yalnız, cu -muriyetle vicdan özgenliğini ko -rumak için konmuştur. Basın kurultayında bir hak davası ile kar-şılaşmıyacağız. Türk gazetelerinin satışı övü -nülecek halde değildir. Bunun sebebi okuma yazma nisbetinin azlığı değildir. Sonra bizim gazetelerimizin yaygınlığı satışla da ölçülemez. Birçok kimselerin, bu -günkü gazeteyi başkasından alıp okumak için yarına kadar bekle -meğe vakitleri vardır. Gazete satışı, yalnız kültür değil, ekonomi, tecim ve değiş hayatının gelişi -miyle birlikte artacaktır. Fakat satış darlığı, gazetelerimizi, büyük kazanç demiyelİm de, kendilerini korumak için, iki çıkmaz yola sevkediyor: biri, elden geldiği kadar basit ve karalcı ol -mak, öteki, saypa önürdeşliğî etmek! Birincisi, gazetelerimizi aşağı bir kültür düzeyinde tutuyor; ikincisi de, çekilen bütün emeğin, ancak, kâğıd ve mürekkeb komis -yoncularına yaramasına sebeb oluyor. Gazetelerimizde bir defa yük -sek fikir yazıları görmezsiniz; halk anlamıyor, diye arsıulusal meselelerin devamlı olarak ter • kindiğine rastlamazsınız. Bol kâ -ğıd, bol sinema ilânı (ilân diyo -ruz, çünkü bizde o kadar çok gördüğünüz bu sayıfa sinemaya, sa -nat bakımından değil, o hafta gösterilen veya gelecek hafta göste -rilecek filimlere seyirci bulmak bakımından ilgilenmektedir.) O halde üçüncü kelimenin, hizmet kelimesinin karşısı açık kalıyor. Denebilir ki gazetelerimiz, so -kak ve kahvenin hoşuna gitmek zoru ile, istemİyerek, aramryarak, menfiğ bile olmaktadırlar. Türk gazeteciliğinin disiplin ve hizmet işlerini kotarmak, ku -rultayın başlıca işleri arasında -dır. Disiplin sözünü boşa almayı -nız: en liberal memleketlerde bile gazeteler hiç olmazsa anonim şir -ket disiplini altındadırlar. Bizim gazetelerimiz yüzde yüz şahsiğ kurumlardır. O halde bunlar, kendilerini, hepsinin birden bağlı olduğu, ve kanun berkitelerî olan bir örgütüm disiplini içine koy -matıdırlar. Gazeteler, belki, sayıfa sayıları hakkında bir karar alarak, bugünkü oylum önürdeşliğî yerine, kalite Önürdeşliğini geçirebilirler. Gazetelerimizin hizmet vasıflarını artıran ve kuvvetlendiren böyle bir örgüt, onlara, hükümet ve Fırkanın daha etkin yardımları -nı da sağlıyabilir. Halkın yalnız basit ve götürü şeyler sevdiği dü -şüncesi yerine, halkın kendisinin fikir ve zevki için yapılan hizmeti değerliyeceği düşüncesini koy -makla, bugünkünden daha iyi, ve hiç şüphesiz binkat daha şerefli sonuçlar da elde edilebilir. Yeni Budce Kamutayda Finans, Ekonomi ve Tarım Bakanları yeni büdcenin esaslarını anlattılar Dün Abdülhalik Renda'nın başkanlığında yapılan Kamutay toplantısında 1935 yılı genel denk leşme kanununun görüşülmesine başlanılması üzerine, Finans Ba -kanı Fuad Ağralı kanunun genel Finans Bakanımız S. Fuad Ağralı durumu üzerinde şu izahlarda bulunmuştur. Sözlerine kamutayın inceleme konusu olan 935 büdcesinin cuma riyetin 12 inci yılı hizmetleri ve bu hizmetlerin karşılıklarının kapsamakta olduğunu söyliyerek başlı -yan Finans Bakanı dengeşik ola -rak düzenlenmiş olan büdcenin -195011052 - liralık bir tutarı kapsadığına işaret etmiş ve demiştir ki: " — Bu suretle teşkil edilmiş olmasına göre 934 senesine naza -ran 10.935.417 lira fazla bulunmaktadır. Bu fazlanın üç milyon lirası beş senelik sanayi progra -minin tatbiki için, yüksek heye -tinizce geçen sene Sümer Bankın sermayesine ilâvesini kabul etmi? bulunduğunuz 42 milyon liraya mahsuben bu bankaya verilmesi, 700 bin lirası da gene sanayiimi -zin muhtaç olduğu Merinos yününü ve pamuk ıslah ve inkişafı için sarfedilmek üzere taalluk ettiği büdcelere, 1.440.000 lirası da şimdiye kadar büdce haricinde tedvir edilmekte olan muafiyetler arasında masraf suretiyle büdceye konması maksadiyle iktısad büdcesi -ne, 1.100.000 lirası dahili ve haricî borçlarımızın taksiti senevileri olmak üzere düyunu umumiye büd -cesine, 2.700.000 lirası müdafaa hizmetlerine, mütebaki iki milyon lirası da devletin diğer hizmeti* -rine tahsis edilmiştir. (Sonu 4 Üncü sayıfada) Basın Kurultayı hazırlıkları Türkiye birinci basın kurutta -yının programı basın genel direktörlüğü tarafından hazırlanmıştır. Programa'göre Kurultay 25 mayıs cumartesi günü saat on beride İç Bakanlığın yeni yapısındaki konferans salonunda Şükrü Kayanın açma söylevi ile açılacaktır. Bunun için Bakanlık konfe -rans salonunda hazırlıklar yapıl -maktadır. Açılış oturumunda Basın Genel direktörü Vedad Nedim Tör raporunu okuyacak, üç asbaş-kan ve iki sekreter seçildikten sonra komisyonlara ayrılacak üyele -rin seçimi yapılacaktır. Aynı gün öğleden sonra Ku -rultay üyeleri Atatürk'ün anıtına çelenk koyacaklar, şehri ve bu arada bazı kurumları gezecekler • dir. (Sonu 2. İnci sayıfada) Tecim ve Eivdi'stri Odaları Kurultayında Dün komisyonlar konuşmalarda Tecim ve Endüstri odaları kurultayında dün komisyonlar ça -lışmağa başlamışlardır. Komisyonların dünkü çalışmaları hakkında genel sekreterlikten aldığımız hulâsa şudur: GENEL MAĞAZALAR KOMİSYONU Şerif Remzi (İzmir) in başkanlığı altında toplanan komisyon öğleden önceki toplanışında yapılan konuşmalarda ileri sürülen fikir -lerin bir hazırlık raporunda top • lanmasına karar vererek dağılmış ve öğleden sonraki toplantısında bu rapor üzerinde konuşulmuştur. Komisyon yarın konuşmaları -na devam edecektir. TECİM BORSALARI KOMİSYONU Hüseyin Sabri (istanbul) un toplanarak önemli bulundular başkanlığı altında toplanmış ve şimdiki borsaların ekonomik gidişimize uymıyan 1302 tarihli tüzüğe dayandığını, bu tüzüğün ihti -yaca göre değiştirilmesi ve bir kanunla berkitilmesi eyi olacağı ve borsaların memleket ekonomisine karşı ödevlerini yapabilmeleri için ne gibi prensipler konması gerek olduğunu konuşmuş ve bazı esas -lar saptamıştır. Komisyon yarın opsiyon (artırma şeklinde satış) usulünün konulması eyi olup ol -mıyacağını ve bunun hangi mallara taptanması gerekli olduğunu konuşacaktır. TECİM ve ENDÜSTRİ ODALARI KANUN ve TÜZÜK KOMİSYONU Turgut Türkoğlunun başkan - (Sonu 2. İnci sayıfada) Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanlı-çalarını kullanmıyacaktır. SEKİZİNCİ LİSTE 1. — idare etmek =* Yönetmek örnek: Devlet yönetmek kolay değildir. idare (administration) — Vönefim. örnek: Türk devletinin yönetim şekli cumuriyettir idare (idare yeri anlamına) — Yönetge Örnek: Dün tütün yönetge -sine gitmiştim. 2. — İstikamet ~ Yönet Örnek: Ekonomik siyasa -mız yeni bir yÖnette ilerle * mektedir. 3. — Cihet = Yön Örnek: Bu meseleyi hangi yönünden düşünürseniz kolay olmadığını görürsünüz. Viche (direktif) = Yönerge 4. — Sevk (T. Kö.) Sevk ve idare = Güdüm* güdem Sevk ve idare etmek ^ Gd« demek Şevki tabiî = İçgüdü Örnekler: 1 — Güdümlü' ekonomi = Economie diri - gee. 2 — Istanbula gelen uçak bir franstz pilotunun gü * demi altında idi. 3 — Türk Kuşunda uçak güdemeği öğreniyorum. 4 — İnsanlar akıllariyle, hayvanlar içgüdüleriyle ha -reket ederler . 5. — Fikri muzmer = Gütge örnek: Bu adamın bir ftfr-lü anltyamadtğtm bir gütge-si var. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-çalan kullanılmamasını rica ederiz. Fransada finans durumu Paris, 22 (A.A.) — Ulusal çev-renlerden berkitildiğine göre, hü -kümet ekonomi ve finans duru -todan, B. Poincare'nin 1926 da alımımı düzeltmek için parleman -dığı yetkeler kadar geniş yetke -ler istemek fikrindedir. İtalyan - habeş meselesi Uluslar Sosyetesinde Cenevre, 22 (A.A.) — italya ile Habeşistanı uzlaştırmak için B. Eden'in yaptığı çabalamalar, uymazlığın uluslar sosyetesi kuruluna götürülmesi hakkındaki andırmanı o 15 inci maddesinin ye • ritilmesini istemeyen İtalya'nın itirazlariyle karşılaşmaktadır. B. Eden bir formül bulmaya çalış -maktadır. Tecim ve Endüstri Odaları Kurultayının Komisyonları çatışırken. Soldan sağa ve yukardan aşağıya doğru: Dilek komisyonu, denizaltı ürünleri komisyonu, rasyonalizasyon ve standardizasyon komisyonu, tecim odaları kanunu ve tüzük komisyonu, genel mağazalar komisyonu, tecim borsaları komisyonu. Çağın Arzuhal encümeni 23 - V - 935 perşembe günü saat 16 da topla * nacaktır. " ^ * is * Kamutay belediye kanunu muvakkat encümeni bugün saat onda toplanacaktır. Üyelerin bulunması. Kamutay büdce komisyonu bugün saat 13,30 da toplanacaktır. Üyelerin gelmeleri komisyon ba|t| kanlığınca rica edilmektedir. SAY İFA I ULUS Dil isteri. Kılavuz için dersler M — Tereddüt etmek = Uuruksamak, ikircinmek Tereddüt = Durulsa, dunıksama, ikircinme Mütereddit = Duruksun, ikin in Son dersimizi tereddüt etmek kelimesinde bırakmıştık. Kılavuz eski dergiden iki kelimeyi buna karşılık olarak koymuştur. Belki duruksamak daha gtiezl; takat ikircinmek de bütün Anadolu'da bilinen bir kelimedir. Tehlike karşısında duruksamak, yenilmektir. Harb, d u r u k s a 'ya gelmez. Duruksun adamlar, siyasada hiç bir zaman ön saU geçemezler. Aynı misalleri ikinci kelimemizle tekrar edelim: Tehlike karşısında ikircinmek, yenilmektir. Harb, i k i r c i n m e 'ye gelmez. I k i r c i n adamlar, siyasada, hiç bir zaman ön sala ge çemezler. ¥ • * Müzakere = Görüşme, görüşü Münakaşa = Aytışma Teatii efkâr = Oylaşma Efkarı umumiye = Kamoy (Kamuğ-oy'dan) Habeş meselesi hakkında ilk görüşmeler dün olmuştur. Son görüşüden sonra, danışma yolu ile bu meselenin içinden çıkamayacağımızı anladık. Bizde aytışma* ların çoğu, kahve atışmalarına benzer. Aytışmak bir kavga değil, bir oylaşma 'dır. İngiltere'de kamoy birkaç gündenberi yeniden işçi partisine eğgindir. Bu misallerde geçen yeni kelimeler: Kanış m a — Rızai tarafeyn Eççin — Mütemayil İnkisarı hayal = Umusa İnkisarı hayale uğramak == Umusanmak İnkisarı ziya = Yalkın O kadar güvendiğim bu adam, beni, çalışmaya başladığının daha ertesi günü u m u s a 'ya uğrattı. Hayal peşinde koşmak, sık sık, umusanmak demektir. Hiç bir şey umusa acısına benzemez. Güneş batarken, Üsküdar, bir yalkırılar rüyasına döndü. e * « önurdeşmek = Rekabet etmek önürdeşme = Rekabet önürdeş = Rakih Bu iki arkadaş, siyasa hayatında eskidenbeıi onur-deşen, fakat bu yüzden hiç bir zaman araları bozulmıyan kültür ve ahlâk sahibi adamlardır. Güdümlü ekonomi başladığındanberi eski önürdeş-m e özgürlüğünden bahsedilmez olmuştur. Dinle benî, sevgili önürdeşim! iş başka, dostluk başkadır. Manzara - 1 - Görey (paysage) 2 • görünüm, görünüş (as-pect) tinde görey resimlerini en iyi yapan artist, •** dir. Üsküdar'ın karşıdan görey 'İni nasıl bulursunuz -Bu meselenin sosyal görünü m'ü büsbütün başkadır. Devrim davamızın yeni görün 'leri karşısındayız Eski evin denize olan g ö r ü s rü daha güzeldi. I Ç DUYUKLAİt Türe talebeleri Bazı İstanbul gazeteleri son günlerde İstanbul türe fakültesi talebelerinden yüz kadar gencin, Ankara fakültesinde s maç şartları daha uygun olduğu için Ankara -ya geldiklerini yazmışlardır. Ankara türe fakültesinden öğrendiğimize göre bu haber doğru değildir. Çünkü ders yılı başından beri fakülteye gelen yeni talebelerin sayısı 70 - 80 i geçmemektedir ve son günlerde göze çarpacak kadar büyük bir talebe akını ol -mam ittir. Kültür Bakanlığından yetkeli bir zat da bize demiştir ki: «Istanbuldan Ankaraya böyle bir talebe akını olduğundan haberimiz yotkur. İstanbul üniversite • sinin sınaç şartlan üniversite ta -rafından, talebenin İhtiyaçları göz önünde tutularak hazırlanmıştır. Tabiiğ, talebeden bir kısmı beğenmiyor diye bu talimatname değiştirilemez. Hem böyle bir değişkeyi gerekli gösterecek ortada bir sebeb de yoktur. » Özdil sentaksı için.. Türk Dili araştırma kurumu Genel Sekreterliğinden: Konuşma dilindeki senUk* şekillerinin araştırılması için bastı -rılarak bütün llbaylıklarla İlçe baylıklara ve Halkevlerine gönderilen sentaks anketi programında yapılacak fişlerin eni 23 ve boyu IS santimetre olacağı yazılacak iken yanlışlıkla "90 x 65 eb'adın da,, diye yazılmıştır. Programın 12 inci bölgesinde ve fiş örneğinde görülen bu yanlışın düzeltilmesini ve fişlerin 15 x 23 boyunda beyaz kâğrtlara yazılmasını dile -ıı/ e Yarınki maçlar 24. 5. 935 cuma günü yapılacak lik maçları: 1 — Gençler Birliği — Çankaya 2 inci takımları. Saat M te, 2 — Gençler Birliği — Çankaya I inci takımları, saat 17 de, yargıç Cemal Basın Tvurılltayı hazırlıkları (Bası 1. ci sayıfada) Pazar günü komisyonlar çalı saçaklar ve pazartesi günü kurultay Genel kurulu öğleden Önce ve sonra iki toplantı yaparak komisyon raporlarını görüşecektir. Öğleden sonraki toplantının sonunda kurultay Şükrü Kaya'nın bir söylevi ile kapanacaktır. Aynı gece üyeler şerefine şehir lokantasında bir şölen verilecektir. Salı günü Ankarayı tanıma Re zintisine devam edilecek ve Tarım enstitüsü, Baraj ve Çiftlik v» Bakanlıklar gezilecektir. Kurultaya girecek üyelerin hep tinin adları taptanmıştır. Bu ara da kurultayda C. H. Partisini Ne-cib Ali Küçüka ve Ziya Gevher Etili. Dış Bakanlığı Genel Sekre teri Numan Rifat, Dil Cemiyetini Fazıl Ahmet ve İzzet Ulvî orun tayacaktır. Basın Genel direktörlüğünün hazırladığı bir listeye göre yur -dumuzda çıkan gazete ve dergile rin genel tutarı şöyledir : Gündelik gazeteler 37, Gündelik olmıyan gazeteler 78. Ve dergiler de 127 dir Yarınki at yarışları Yarın yapılacak olan ilkbahar at yarıklarının üçüncü haftası programı îlr yarışlarda karartmadı umulan atları yalıyoruz. Birinci koşu: 3 yasında vc 935 »enesi içinde hiç koşu kazanmamış yerli yarı-kan ve ar ikan arab taylarıdır. Uzunluyu 1000 metredir. Bu koşuda B. Ta-latın Derviş i «m indeki tayına önürdeş yoktur. likinci koşu: Dört vc daha yukarı vaşta vc 935 senesinde «00 liradan faa-la kazanmamış arıkan ingiliz at vc kısraklaradır. Uzunluğu 1400 mctrediı. Birinci hafta aynı uzunluktaki koşuyu az bir ara ile Barç kazanmış, Bekir ikinci olmuştu. Yarın Bekârın ahır arkadaşı olan Kazbadalya da beraber koşacaktır. Barç her ikisi için de korkulu olmakla beraber önûrdcşlerinden daha ar şanslıdır. Üçüncü koşu: DÖcl vc daha yukarı yaşta yarıkan ingiliz at vc kuraklara handikaptır. Uzaklığı 2100 metredir. Koşuya girecekleri taşıyacakları kilolarla yazıyoruz: Yıldırım 62 — Ceylan 57 — Kap 53 Nona 52 Selten 50. Burada koşuyu ikri-yc ayırarak tahmin yürüteceğiz. Ceylan $ kilo ayrımla Ytldırrmı geçebilir mi? Diğer «t ve kısraklar taşıyacakları kilolarla Ceylanı geçebilirler mi? Bize göre her iki »orgunun karşılığı hayırdır. Yıldır.m nomal koşulunu yapar »a koşuyu kazanır Ceylan da ikinci olur. Dördüncü koşu: Uç yaşındaki yerli arıkan ingiliz taylaradır. U/aklığı 2000 metredir. Koşuya dört tay girecektir. Altıncı hafta Atatürk koşusunu koşacak bu güzel yavruların en kuvvetli» (uzaklık çoğaldıkça) Eroldur. Yarın da Erolun kazanacağını umuyoruz, ikinci için favorimiz Tomrudur Beşinci koşu: Dört ve daha yukan yaşla ve 935 senesinde hiç koşu kazanmamış yerli ve arab al ve kuraklaradır. Uzaklığı 1400 metredir. Koşu Ünlü. Sarıkız. Ceylan. Coştu ve Tayyar arazında olacaktır. Hepıi biribİrinden çabuk olan bu alların arasından birinci geleceği seçmek çok zordur. Birge bahiste ünlüye plase ovnıyanlar kay-hetmerler sanıyoruz. vvım xv viu İÜSİ odaları kurultayımla (Başı I inci sayıfada) lığında toplanan komisyon ka • nun ve tüzük üzerinde gÖruş -müş ve bir çok kararlar almiftır. 1. — Tecim Borsalarının oda -lara bağlanması. 2. — Tecim Odalarına düşen kazanç vergisi munzam kesirleri nin Finans Bakanlığınca Odalara verilmesi. 3. — Odaların tecimer defterlerinin tecimel işlerini eskisi gibi onaylamağa yetkeli olmaları. 4. — Odalarca verilecek teci -mel dokümanların Noter doku -mantarı gibi Hakyerlerince ka -bulü. 5. — 300.000 liradan artık ser maye ile çalışan tecimenlerden üs-nomal sınıf olarak harç alınması. 6. — Bölge Kurultaylarının genel Kurultayla bir olarak dört yılda yapılması. 7. — Oda sekreterlerinin adlarının birleştirilmesi. 8. — Odalarda çalışan işyarlar için genel bir emekli sandığı ku -nılması. 9. — Odalar yönetim kurulla n üyeleri sayısının Şehir nüfu -suna göre değil, odalara yazılı tecimer sayışma göre saptanması. 10. — Odaların arbitraj ve 1. cimel ahlâkın korunması bakı -mından yetkelerinin genişletil -mesi. Bu kararlar arasındadır. Ko -misyon yarın konuşmalarına de - vam edecektir. DİLEK KOMİSYONU Vehbi Koç (Ankara) nin baş -kanlığında toplanan komisyon, odalardan gönderilen dilekleri görüşmüştür. Bu arada: Afyon ekiminin ve afyon bölgelerinin buzlanmasının ve düzenlenmesine ve satışlarına; arpaların dış piyasalarda sürümünü kolaylaştırmak için tohumla rının yegritilmesi, tahılın stan -dardizasyonu üzerindeki işler konuşulmuş, barsaklardan bazı Şar-baylıklarca alınan vergi ve temizleme ve taşıma tarifeleri hakkında yapılan dilekler de görüşül -müştür. Bundan başka komisyonun konuşacağı seksen dilek üzerinde incelemelere başlanmıştır. RASYONALİZASYON VE STANDARDİZASYON KOMİSYONU Nazmı Topçuoğlu (Aydın) ın başkanlığı altında toplanarak slan-dardizasyon meselesini konuşmuş ve prensip olarak standardizas -yon lüzumunu oybirliğile kabul etmiştir. Stan da rdizasy onun yeğrctil • mesi hakkında Ekonomi Bakanlığının Standardizasyon Bürosu ta -rafından saptannan yoldan yürünmesi ve ürünlerden mümkün olanlarının standardizasyonuna şimdiden üretim evresinden başlan -ması onanmıştır. Komisyon, standardizasyon işinde tecim odalarının ödev almaları prensİpİni ka -bul etmiş ve bazı ürünlerin ekim bölgelerinin ekonomik şartlar gözetilerek Ekonomi Bakanlığı ile İş birliği yapmak suretile belli edil -meşinin dilek olarak Tarım - kanlığına sunulmasına karar vermiştir. Komisyon yarın Rasyonaliıas yon hakkında konuşacaktır. DENİZ ALTI ÜRÜNLERİ KOMİSYONU Ali Tansever'in başkanlığı al -tında toplanan komisyon başlıca aşağıdaki kararları vermiştir: 1. — Balık vergisinin kaldı Türk - Yunan takas anlaşması Türkofis Başkanlığından bildirilmiştir 10 ikinci teşrin 1934 tarihli türk - yunan takas anlaşması bo -zulmustur. Turgutlu bir anıt dikecek Turgutlu, 22 (A.A.) — Erkin-lik savaşımızda Turgutlunun kur -tuluş günü olan 7 eylül 333 sabahı Başkomutan Atatürk, o zamanki batı yöneyi komutanı General İs -met İnönü, Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ve diğer generallerimizin toplanarak İzinlisi alınması tarzı üzerinde emir verdikleri kent parkı içindeki yerde turgutlular bir anıt kurulmasını kararlaştırmışlardır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Asığ = Menfaat Ayırt = Fark Ayırtmak = Tecrid itmek Belitmek = Tayin etmek Buçlamak = Tahdid etmek Cebe = Mühimmat Çıkağ = Menşe Dayanışma = tstinad Eğilim = Temayül Erke = Mevkii iktidar El ye m = Muamele Esin = İlham Etke = Amil Ek it = Nısfet Gösteri = Tezahür Hotlem = Tehdid Kapta = İhtiva Kanşmamazlsh ¦ AJemİ müdahale Katmak = İlhak etmek Kesin = Kati öncesİz = Ezeli Ûnür deşmek ~ Rekabet etmek Özgür = Serbest Pekiştirmek = Takviye ctnıck Tanımlamak = Tarif etmek Tanık = Şahİd Tasarlamak Tasavvur etmek Törümlü = Meşru Saptamak = Tesbit eunek Sömürge = Müstemleke Sürel = Daimî Smır = Hudud Üzgün = Müteessir Yadısa = İnkâr Yenen = Calib Yenik = Mağlûp Yeritrnek = Tatbik etme* Yüken ^ Taahhüt rılması. 2. — istanbul Balıkhanesinin (vergi kalkmasa bile) Ekonomi Bakanlığına bağlanması. 3. — İstanbul'da modern Uf balık satış yeri yapılması. 4. — Tuzhı balık çıkatmın bir elden çevrilmesi için örgüt yapıl « ması ve yeni çıkıtlar bulunması. 5. — Bir konserve, balık unu ve gübresi fabrikası kurulması. 6. — Balıkçılığa uygun bir kredi kurumu kurulması ve balıkçıların hayatlarının ve takımlarının sigorta edilmesi. B. CELAL BAYAR'İN ŞÖLENİ Ekonomi Bakanımız B. Celâl Bayar, Türk tecim ve endüstri o-daları dördüncü kurultayı dolayısiyle Orman Çiftliğinde Bira bahçesinde bugün saat 19,15 te bir kır yemeği verecektir. Çağırıklar, Ankara durağında saat 18,55 de kalkan bir trenle Ata türk durağına gidecekler ve saat 22 de aynı trenle döneceklerdir. Kır yemeğine şehir kıhğîyle gidilecektir. Ankara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir b5. mayıs 1935 CUMARTESİ y ULUS BASIN KURULTAYI Türkiye Birinci Ilıttın Kurultayı bunun, muit 11 de İç Bakanlığı kurağında acılıyor. ON ALTINCI YIL. No: 4965 Adımız, aııılımızılır Her yrrde^^iiıruj Gündelik büdce başlarken.. ismet inönü hükümetine, açık-sız ve ödünçsüz 12 inci cumuriyet büdcesİni kutlarız. Temelinden yeni bir memleket kurmak kadar, bu memlekette bambaşka bir kültür ve medeniyet devri açmak yü-keni altında bulunan bir hükümet için, kızıl dünya buhranı arasında, hem yapıcı hem denk bir büdce elde etmek değme kimselerin başarabileceği işlerden de • ğildir. Biz bunu başta bulunanların Öngörüsü ile, bütün Türkiye halkının reiime inanmış ve sarıl -mış olmasına borçluyuz. Bir memlekette, o memleketin ancak kendi kuvveti ile kurtulabileceğine, ve hele, bu kurtuluşun kendi kuv -vet ve kaynakları ile imkânlaşa • cağına inan bağlamak, kurtuluşun tâ kendisi demektir. Denk ve yapıcı büdce, rejim • de ve devrimde durluk: İşte Türkiyenin hakikati ve işte, dünyada, nice ulusların rüyasını bile gör -mez oldukları bahtiyarlık! Çekmiş olduğumuz ve çekeceğimiz bütün sıkıntılar, bir yıllık açık büdce ile bir mevsimlik rejim dursuzluğunun bin bir tehlikesinden biri ile kıyaslanamaz. Yur -dunu ve erkinliğini banmak için, Atatürk'e her fırsatta canverme andı veren bu halk karşısında, şu veya bu sıkıntıları büyüksemeğe kalkışmak da, hakikatten alabil -diğine uzaklaşmaktır. Günden güne artan ihtiyaçla • rımtz gibi, günden güne nazikle -şen arsıulusal güvenlik meselele -rini soğukkanlılıkla, güven ve şevk ile görüşecek ve karşılaşacak haldeyiz. Her şey, türk büdcesi ile rejiminin denklik ve durluğuna, ve türk yurdunun hiç bir yerinde gedik vermez bir savga zırhı içi -ne alınmış olmasına bağlıdır. Öyle görülüyor ki daha uzun yıllar, kendi gücümüz ve kendi araçlarımızla, ekonomi, bayındırlık ve kültür işlerimizi durmaksı -zın geliştirmek ve pekiştirmek, ve gene durmaksızın, her gün dün -den fazla, yurd barımı kuvvetle -rini artırmak yükümü altındayız. On yıllık deneçler, bize, büsbütün toplanmak, her şeyde ilerici olan Kamâlist siyasayı daha sert ve sıkı olarak gütmek dersini vermektedir. Türkiyenin engin ve sağlam bir devlet olmasını asığlarına uy -gun bulmıyanların yıllarca göz diktikleri şey, bütçe düzensizliği idi. Lozan'ı yapmış olan ismet inönünün, finans davasındaki titizlik ve kıskançlığının sebebleri ne olduğu artık hiç kimse için sır değil -dir. Dışardan ödünç alarak vergi azaltmak, yahud, bir aylık büdce-sı'nin dar zindanı içine habsola • rak, memleketi harab, bakımsız bırakmak çıkmazları içinden hiç birine girmeyen cumuriyet hükümeti, hiç sışmaksızın bugünkü yolunda yürüyecek, ve onun misali hem erkin ve egemen kalmak, hem de ekonomice, kültürce kuvvetlenmek istiyen bütün uluslara örnek olacaktır. Büdce görüşmelerinde d -insiz esas, şu düsturdur: "Türkiye'yi yapma 'a devam edeceğiz. „ F. R. AT AY mm • mm Çağın Bugün saat 10 da büdce komisyonu toplanacaktır. Üyelerin gelmeleri rica olunur. Türk Hava Kurumu Kurultayı Dün Açıldı Başbakan ismet İnönü ve Kurum başka m Fiuhİ Bulca önemli birer söylev verdiler Genel kurulun geçen ku -rultaydanberi yaptığı çalışmaları gösteren raporu okundu ı l Fuad Bulca kür:.üd; Istanbulda Atatürk spor günü eşsiz bir törenle kutlandı Dünkü yıkık, bakımsız ve çökmüş bir memleketten erkin, özgen cumuriyetimizi yaratıp ona bugünkü sayılan üstün yerini veren Atatürkün bütün bir düşmanlık dünyasına savaş açtığı 19 Mayıs gününü İstanbul gençliği 18 spor klübünün hazırladığı büyük bir törenle ve 30 bini aşkın bir yurddaş kalabalığı önünde kutlamıştır. Fener stadını dolduran bu otuz bini aşan insan seli Önünde Istan-bulun sportmen gençliği Atatürke inanlarını, saygılarını, onun kutsal eserlerine bağlarını, ölünceye kadar onun yolundan ayrılmıya -caklarına andiçtiler. Törene düzenli bir geçit alayı ile başlandı ve ondan sonra hal -kın içten ve coşkun gösterileri a-rasında bayrak çekme töreni yapıldı. Fener stadı adına genel sekreter bir söylev vererek halkı selâmladı. Güneş klübü başkanı ve Bolu saylavı Cavad Abbas Güner sık sık alkışlanan ve devrimin heye-(Sonu ikinci sayı fada) B. Cevsd Ahhı\ Güner Başbakanımı. -1 *r.ı mm\MKmM»mmsmmwmmma "... M«ııılekı lin -u veya hu köşesinde yaptığımız fabrikalar, mektı hler, müesseseler ve yetiştirmeğe çalıştığımız çocuklarımız, havadan vuku bularak taarruzlara karşı arıktır.,, "... Türkiye lıu\adaıı bir taarru/a maruz kalabilir ve hu taarruz memleketi lıarah edebilir.,, "... Milli müdafaa meselesi, diğer her memlekette olduğundun ıl.ılın fazla bîr mahiyette, bizim için mevcuttur.,, "... Hir olmazsa 500 tayyaremiz olmalıdır ki, Türkiyenin varlığım müdafaa etmek irin az çok yeler bir kuvvetimiz olduğunu «anahile-iniz.,, "... Her yıırddaşın muntazam olarak, tayyare \ ezilenine bîr borç ödemesi lâzımdır.,. İsme* inönü'nün söylevinden. Bmm%mm\mmmtmmmu;M\M ıı—hm» 'itiftMMMNI Kurultaydan gene Türk Hava Kurumu altıncı kurultayı dün saat 14 de Kamutay kurağında Başbakan İsmet İnönünün çok önemli bir söylevi ile a-çılmıştır. Kurultayda Bakanlar Heyeti, Bakanlıklar ileri gelenleri ve Hava Kurumu Genel Merkez kurulu e merkez yönetim üyeleri ile de-Igeler hazır bulunmuşlardır. Ba*Sakan şu söylevi vermiştir: Başbakanımızın söylevi %— Arkadaşlar; Türk Hava Kurumunun altıncı konggresinî bütün dünyanın hava teşkilâtı üzerinde hususî bir alâka gösterdiği günlerde açı yo ruz. Hava tehlikesi, hava teşki lâtı bugün arsıulusal siyasanın mihverini teşkil eden en Önemli ve en değerli bir konu halini almıştır. Türk Hava Kurumunun sayın ve çok çalışkan başkanı bu teşkilâtın bir çok senedenberi bu memlekete ettiği hizmeti size ra kamlarla ifade edecektir. Çok memnun olacaksınız. Anlı -yacaksınız ki, sekiz on sene içinde memleketin hava müdafaası i çin kendi anlayışı ve araçları ile elli milyon lira kadar para temin etmiştir. Bu fırsattan istifade e-derek türk kurumunun çalışma ¦ bir görünüş sına teşekkürlerimizi, minnet -¦erimizi söyler ve memleketin hava müdafaasına karşı bu yurdu ve bütün vatandaşları ilgilendir • mek için sarfettiği emekleri överek anarken sizi bir takım siyasal ve fenniğ acı hakikatlerden de haberdar etmeği vazife sayarım. Fenniğ bilgiler size gösterecektir ki hava araçları, tayyareler bundan on sene evvelkine nîsbet-le umulmıyacak, daha evvelden hatırı hayale gelmiyecek derecede yüksek ilerlemeler göstermiştir. Bu ilerleyişi şöylece belirtebiliriz. Yakın bir zamanda dünyanın her hangi bir memleketinden hiç olmazsa bizim yakınımızda bulunan kıtalarin her hangi bir tarafından kalkacak tayyarelerin ulaşmıyacakları yurd kaimi-yacak ve bunu baştanbaşa yıkmak için gereken vakti bulabileceklerdir. Mesele şöyle olacaktır: Avru-panın en şimalinden Avusturalya-ya 3 — 4 günde giden tayyareler bir, iki sene içinde Türkiye gibi 760,000 kilometre murabbaı olan bir memleketin bir ucundan girib her hangi bir şehrini bombalıya cak kadar üzerinde durduktan sonra burnu kanamadan tekrar memleketine dönebilecek fenniğ kapasiteyi kazanacaklardır. Görüyorsunuz ki dağlık ve u-zak memleketler hava hücumlarına karşı vaddettikleri masuniyet -leri gittikçe kaybetmektedirler ve yakın bir zamanda bu masuniyetlerden eser kalmıyacaıtır. Çok sık nüfuslu, çok mamur ve bîr çok sınaî müesseselere malik olan büyük Avrupa memleketlerinin nihayet bir hava hücumuna maruz kalırlarsa, vahim bir tehlikeye maruz oldukları endişesinin niçin her gün münakaşa edildiğini ve niçin bu endişeye cevap ver mek için bu milletlerin çok (Sonu J. cü say ifada) Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergile* re her gün verilen 5 er keli* melik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanlı-çalarını kuîlanmıyacaktır. ONUNCU LİSTE /. — Tahlil etmek ~ Çözelemek Tahlil = Çöze Tahlili = Çözet örnekler: 1 - Bu yazıyı dikkatle çözelemek lâzımdır. (Sonu 2. inci sayıfada) —m ¦ — ı Prenses İjıgrid evlendi lstokholm, 24 (A.A.) — Isviç- -re prensesi Ingrid ile Danimarka prensi Fredrik bu sabah, İsveç, Danimarka ve Belçika kıral ve kıraliçeleri olduğu halde parlak bir törenle evlenmişlerdir. İngiltere adına prens ve prenses Con-volit bulunmuşlardır. (Evlenen prenses geçen yıl babası ve anası ile birlikte Ankaraya bir göret yapmıştı.) Prenses Ingrid'in A nkarada ikeo alınmış bir resmi SAY IFA 2 ULUS 25 M^yia iîW5 CUMARTESİ Dil isleri. Kılavuz için dersler — 16 — ¦ I. tain, angın 2 - (mabut anlamına) feetlunct bilinen, hep bildiğimiz, hani şu, hani şu bildiğimiz 3 • (maruf an.) tanınmış Meçhul = 1 - bilinmedik 2 - bilinmez, bellisiz 3 - tanm t mamış Şöhret s= 1 - Ün 2 - tanınmıştık 3 • Soyadı Meçhutiyet = 1 - bellisizlik, karanlık 2 • tanınmazlık Mu tene kk iren = imitt***** o* ar ak, imama» Ka, İştihar etmek — tanınmak, ün almak, ünsalmak. Nedim divan devrinin ünlü şairlerindendir. Herkes kendi köyünde angındır. Siz bu taraflarda iyi yol yapmakla tanınmış 'smızöır. Bilinmedik ne huyun kaldı? Onun ismi bu taraflarda bilinmez. Sonu bilinmez bir işe girdi. Eski zaman adamları, ün afattır, derlerdi. Sizin kendi şehrinizde bile t a n ı n m ı ş I iğiniz yok, Bellisizlik içinde yürümekten hoşlanmam , Çok çalıştı, bir çok başarılar elde etti, fakat türlü ta» nın m azlıktan kurtulamadı. Avrupa'da tanımsız dolaşmağı severim. Eski Amerika Finans Bakanı tanımsız o ı a r be Isıanbula geldi. îzmir inciri bütün dünyada ün almıştır Bütün tarihe ün salan türk yiğitliği... * • * Toplamak Kavramak Kapsamak Kavram Kavrayış Kapsa Kapsal Cam, cuma, ihtiva, istimal, ihata gibi osmanlıcaların karşılıklarını böyle tek olarak yazışımızın sebebi, osmanlıcada bunların pek karışık kullanılmasındandır. Bu kelimeleri misallerle ayırdetmek, ve bu kelimeleri osmanlıca-dan çevirmiyerek yerinde kullanmak daha doğru olur. " Bütün iyilikleri nefsinde toplıyan...,, sözünde toplamak kelimesi ile c eme t m e k , cami kelime-terini karşılıyoruz.. " Sözünüzü iyi kavrıyamadıml,, cümlesinde kavramak Osmanlıca ihata etmek karşılığıdır, O halde kavrayışlı adam. ihatalı adam demektir. Bir kelimenin k av r a m'ı demek Osmanlıca met" n m 'u demektir. K a p s a'yı ihtiva karşılığı kullanıyoruz k a ps a -a k osmanhea im ve şâmil olmak, işti-m a 1 anlamınadır. "özgenlik, bütün yurddaşları kapsayan bir haktır... Hürriyet, bütün yurddaşlara şamil bir haktır... " Bu kanunun içine aldığı hükümler..,, dediğimizde, Osmanlıca ihtiva ettiği sözünü karşılıyoruz. Nitekim içi nd eki 1 er'de muhteviyat demektir. Kanunun bu meseleye şümulü yoktur.,, sözü "ka • nun bu meseleyi kapsama z.„ yahud "bu mesele kanu -mm kapsamında değildir... şeklinde çevrilebilir. * * * Cereyan etmek = Akmak, geçmek, geçmekte olmak Cereyan = Akım, yürüm, akıntı, gidiş, hareket Cari = Akar, yürüyen, yürür, geçer. "Şu sırada cereyan eden hadiseler...,, sözünün karşılığı "şu sırada geçmekte olan hadseler.....dir. " Bu hadise dün cereyan e 11 i..„ cümlesindeki cereyan etti sözünü geçti veya oldu diye çevi -rebiliriz. "Dünya ekonomisinde yeni cereyanla r„„ sözündeki cereyanla r*ın karşılığı akımla r'dır. "İşlerin gidişini beğenmiyorum..,, cümlesindeki gi-d i ş'de cereyan demektir. "İşlere iyi bir yürüm vermek..,, sözünde cereyan' m türkçesi yürüm 'dür. Cereyanı mouvement karşılığı kullanınca ha r e-k e t kelimesini alırız. Yürüyen işler, umuru cariye demektir. Yürür (yahut) geçer kural'da kaidei cariye'-nin karşılığı olur. Fakat her cari kelimesi türkçeye çevrilmek istemez: M a h ı c a r i doğrudan doğruya b u a y demektir. İÇ DUY U K L A R Tecim ve Endüstri odaları kurultayında Kurultay Genel Sekreterliğin' den bildirilmektedir: 1 — Tecim ve endüstri komisyonları bugün (dün) de çalışmala- r ı ıı.ı de vv.m el nıı^l' n!ı r B11'l I.lilbu Tecim Borsaları, Genel" Mağazalar ve Deniz Ürünleri Komisyonları çalışmalarını bitirerek raporlarını Genel kurula sunulmak ü-zere Genel Sekreterliğe vermiş -lerdir. 2 — Tecim Odaları kanun ve tüzük komisyonları bu sab.-S (dün) çalışmalarına devam ctCıîş ve raporlarını hazırlamağa başlamışlardır. 3 — Dilek ve Standardizasyon komisyonları dün akşam geç vakte kadar çalışmalarına devam etmişlerdir. Standardizasyon komisyonuna Tarım işleri genel direktörü Bay Abidİn de girmiş ve komisyon" î-yelerinin sorularına çok kıymetli izahlarda bulunmuştur. Bu komisyonlar raporlarını yarın (buırün) Genel Sekreterliğe vereceklerdir. 4 — Bugün saat 10 da Genel kurul toplanarak komisyonlardan gelen raporları "gözden geçirmeğe başlryacaktır Kızılay haftasının üçüncü günü Kızılay kurumu tarafından ye ni üye ve gelir kaynakları bulmak için 23 mayıstan 31 mayısa kadar devam etmek üzere hazırlanan (Kızılay haftası) nın bu • gün üçüncü günüdür. Genel merkeze gelen haberlere göre, hafta, yurdun her tarafında büyük bir ilgile karşılanmıştır. Hayır kurumlarımız arasında başlı başına bir soysal yardım evi ve sevgi ocağı olan Kızılayın başardığı büyük ödevleri anlatan q-fişler ve güzel sembollerle bu ilg-gi tazelendirilmektedir. Geçen yıl bir kaç il kolu tarafından de-neç olarak yapılıp iyi sonuçlar veren üye yazma haftası bu yıl düzenli bir program altında ve bütün yurdda yapıldığından Kızılay için çok verimli bir hafta olacağı umulmaktadır. Adapazarında kültür çalışmaları Adapazarı, 24 (A.A.) — Şarbaylık kurulu üsnomal olarak toplanarak gençliğe spor yeri olarak ayrılan, sonradan cumuriyet alanı yapılan şarbaylık arsasından on bin metre yerin 2500 liraya kültür bakanlığınca yapılacaîk orta okul kurağı İçin satılmasını ve alınacak paranm da C. H. Partisi ilçe yönetim kurulunun istediği okuma kurağına yardım olmak üzere partiye verilmesini kararlaştırmıştır. Dil Kılavuzu ÜLKÜniuı 27 inci sayısında toplu olarak çıkmıştır. Büyük dil devrimİnde-ki ödevini yerine getiren ÜLKÜ'-nün yıllığı eskiden olduğu gibi gene 250 kuruştur. Ulus basım evinde abone yazılmaktadır. Bir gazeteci ve bir şair iki amerikalı Bayan şehrimize geldi Birİ gazeteci ve öteki şair iki Amerikalı bayan, kuzey Ameri • kası gazetecilik sindikatının orun-tağı olan Mis Gladys Baker ile arkadaşı şair Mis Saran Heuder son Ffary dun İstanbul'dan sefirimize gelmişlerdir. Mis Baker'in ilgili bulunduğu gazetecilik sindikasında 140 büyük gazete vardır. Mis Baker A-merİkanın en tanınmış görüşme-nıdir ve şimdiye kadar, bütün acunda, binden fazla ünlü kimselerle enterviular yapmıştır. Gazeteci ve şair iki arkadaş. 27 Nisanda Nevyorkdan çıkmış, Ro-maya gitmişler, orada B. Musolİ-ni ile görüşmüşlerdir. Buradan Bükreşe ve oradan Budapeşte, Viyana, Prag, Berlin, Brüksel ve Londraya uğrayacak, bu şehirlerde yüksek devlet a-damlarile görüşeceklerdir. Londradan sonra doğru Amerika-ya dönerek gazetelerine Avrupa-dakİ görüçmelerİle duyuşlarını yazacaklar ve bir kitap çıkaracaklardır. Araerikaya dönmeleri eylül veya birinci teşrin aylarına rastlrya-caktır Mersin Halkevinde güzel bir gece Mersin. 24 (A.A.) — C. H. Partisinin dördüncü büyük kurultayında ilimiz dclgesi olarak bulunan doktor Muhtar Bcrker dün gece Mersin Halkevinde bir konuşma yapmış ve kurultay hakkındaki duyuşlarını içtem ve heyecanlı olarak anlattıktan sonra yeni parti programını uzun uza-dıya izah etmiş ve ilimizle ilgili dilekler ü/erinde kurultayca alınan önemli kararlan bildirmiştir. Bu toplantıda, parti ve halk başkanı ve üyeleri ile birçok bayan ve bay lıa/ır bulunmuşlardır. Bu konuşmanın arkasmdan halkevi müzik kolu bir konser vermiş, toplantı çok iyi bir hava İçinde bitmiştir. ANKARA RADYOSU Bu akşamki program: 19.30 — Sporcu konuşuyor 19.40 — Musiki: Haendcl Air „ Cavotte Kanan: Necdet Remil Piano: Ulvi Cemal 20.00 — Türkiye basın kurultayı saati 20.10 — Musiki: Beethoven Menuet Presto Schcno Keman: Necdet Remil Piano: Ulvî Cemal 20.30 — D?ns musikisi 20.S0 — Son haberler. Her gün beş kelime (Başı I inci sayıfada) 2 - Bu mesele hakkındaki ç Özenizi akla yakın bul mı yorum. 2. — Inkılâb = Devrim örnek: Biz henüz devrim içindeyiz. 3. — Tecrübe = Deneç 4. — Tecrübe etmek = Denemek 5. — Manâ == Anlam Örnek: Bu kelimenin ne arılama geldiğini bana söyler misiniz ? Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlt çaları kullanılmamasını rica ederiz. İSTANBUL TELEFONLARİ Bir gazeteci salgıtı geliyor istanbul, 24 — Ankarayı geze* cek olan Güney Amerikası gazetecilerinden bir grup bugün öğleden sonra Kostenceden şehrimize gelmiştir. Arkadaşlarımız vapurda Basın Genel Direktörlüğü İstanbul oruntuğı Neşet Halil A tay ve İstanbul gazetecileri tarafından karşılanarak, hükümet adına park oteline konuk edilmişlerdir* Gazeteciler lstanbulu beğendiklerini söylemişler, gördükleri eyi karşılanmadan dolayı teşekkür etmişlerdir. Gazeteciler pa/ar akşamı Anka raya hareket edeceklerdir. Istanbulda Atatürk spor günü eşsiz bir törenle kutlandı Başı I inci sayıfada canlı, an duygutarmı anlatan öz dille verdiği bir söylevde 19 Mayısın ulusal tarihimizde ve acun tarihindeki yüksek anlamını vo eşsiz yerini izah etti ve bu kain esere karşı gençliğin ödevini anlatarak ilk önce kendisi andiçti. koca alanı kaplıyan gençlik ve bütün seyirciler bu andı tek bîr ses ve gönül halinde tekrarladılar. Program tem bir düzen ve ba-sarık içinde tamamlandı. Fener stadının hiç görmediği bu kalabalık akşam geç vakit, yaşadıkları saatlerin unutulmaz ile stadyomdan ayrıldılar. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Aytar = Muhabir Bildiriğ = Tebliğ Dcgiskc = Tadilât Diycv = Beyanat Doruk = rirve Düşerge ¦= Vecîbe Etki = Tesir Genel kurul = Heyeti umomh/0 Çene! = Urmımt Gereç — Malzeme Girişim = Teşebbüs Gündem = Ruznamc ilgin = Alâkadar İncelemek = Tetkik etmek Kamoy = Efkârı umumiye Kurağ = Bİns Kurul = Heyet Kıvanç = Fahir, iftihar Kotarmak = Halletmek Oruntak = Mümessil öyreimen = Muallim Önerge = Tcküf örgüt = Tcskitât örveren = Fedakâr Söylev = Nutuk Sunmak = Takdim etmek Sürel = Daimî Tecim = Ticaret Tfirük = — Nisam nam* Uçak = Tayyare Ürün = Mahsul Urüt = Hasılat Uınomal = Fevkalade Üye = Aza Yönetmenler = müdiranı umur Ankara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir ULUS 21», Al \ , J.s 19.;.% İMZAR fWi«. 2j (A. t.) — Fransa ban'.mtu rtlfrun çıkarılmamam ivin yeni tehirler almıştır. Iskonto fiatı 27 tarihinden buşlıyanık yüz-ılp dörde etkarıltıı-aktır. ON ALTINCI YIL. No: 4966 Adımı/,, andımızdır Her v*Tle 5 kur uru Birinci Basın Kurultayı Gündelik son sözler F. R. AT AY Bu yazıda geçen kelime karşılıkları: ırç: istinatgah — Döftn: Azim — İhtiyar Mareşal, kendi memleketi ve bütün ülkeler için, genç ve güzel hakikatler söyliyerek ölmüştür. Bütün okurlarımızın bu son sözleri, dikkatle gözden geçirmiş olduklarına şüphe etmeyiz. Mareşala göre barışın en sağlara dayançlarından biri, harb korkusu'dur. Yeni bir harb, herhangi bir ekonomi ve siyasa kazancı uğruna, göze kestirilecek basit bir tehlike olmaktan çıkmıştır. Acaba bunun sebebi, yalnız yeni harplerin korkunçluğu mudur? Bizim fikrimize göre her harb, kendi çağı içinde, bugünküler kadar yıldırıcı idi. 1914 den beri bütün dünyada değişen şey, yalnız harb tekniği değildir: Küçük, büyük bütün uluslarda, erkinlik ve eşitlik fikirleri, bütün tehlikeler karşısında, hiç bir kuvvet ölçüsü düşünülmiyerek, korunup barınmak lâzım gelen namus düsturları olmuştur. Erkinlik ve eşitlik fikirlerinde, bu ahlâk değeri kadar, anlayış değeri de es -kişinden ayrılarak genişlemiştir. Bugünkü erkinlik davası, harta renkleri ve sınırları içinde kapalı değildir. Siyasa erkinliği ve yurd bütünlüğü, eğer, ekonomi, finans ve kültür erkinliği ve bütünlüğü ile sağlanmazsa, bir memleket sömürülmekten kurtulmuş olmaz. Yeni harplerin tehlikesi, son-suzıuAlarmdadır. Kendisinde erkinlik şuuru aydınlanan ve şeref duygusu kökleşen uluslara, yenilmek ihtimalini düşündürmek bile imkânsız olmuştur. En büyük sav-ğa hazırlığı da işte yeni zaman insanlarının bu kafa, şuur ve ruh hazırlığıdır. Sürekli bir barış ve rahat, eski egemonyalar düzeni değil, eşit uluslar arasındaki asığ ve uzlaşmak dengesi üstüne kurulabilir. Uluslar için hakikiğ kuvvet ölçüsü, erkinlik savgasındaki karar ve dölenlerinin derecesidir. "Yrudun canlı ve cansız bütün varlıklarını,, erkinlik ve yurd bütünlüğü savgasına hasretmiş olduklarına hiç kimsede şüphe bı-rakmıyanlar, hem kendi güvenle- İlk türk basm kurultayı dün açıldı. Bir iki gündenberl Anadolu gazetelerinin oruntakları şehrimiz -de toplanmıya başlamıştı. Dün sabah gelen ekspresde istanbul adına kurultaya zirecek gazete sahib- Başbakanımız konuşurken eriyle bağınlı ve bağınsız yazar -lan Ankara'ya getirdi. Kurultayın 114 üyesi ve basın işleriyle uzaktan yakından ilgili birçok dinleyiciler, saat 10,30 dan sonra. Kurultayın içinde top lanacağı yeni Iç Bakanlığı kurağına geliyorlardı. Saat 11 de salon dolmuştu. Başbakan İsmet İnönü, Parti Genel Sekreteri B. R. Peker ve kadın saylavlarımızdan bazıları ile Dış Bakanlığı Genel Sekreteri B. Numan Rifat Menemencioğ -lu ve ilbay B. Tandoğan hazır bulunuyorlardı. Delgelere, Basın Genel Direktörlüğü tarafından hazırlanmış birer rozetle birer dosya dağıtıldı. Bu dosyada genel direktörlük tarafından yazdırılmış ve bastırıl -mış "dünya matbuatına bir bakış,, adlı 85 sayıfalık çok güzel bir eserle La Turquie Kemalist'in son sayısı, fransızca Vu dergisinin Türkiye hakkında çıkardığı özel sayı, Ankara "Güvenlik Anıtı,, m resimlerle anlatan güzel bir bro sür, delgelerin isimlerini toplu olarak gösteren bir broşür, kültür komisyonuna verilen dağıtma işleri üzerine notlar, okuyucular arasın da açılan ankete gelen cevabların Toplantıyı Iç Bakanı Bay Şükrü Kaya bir söyleviyle açmış, Basın Genel Direktörü basın işlerini anlatın ış; Başbakanımız da bu toplantıyı hava tehlikesini tekrar ha (ırlatan bir söylevile bezemiştir listesi, basın işlerinin bîr memİe • ketin sosyal hayatındaki önem ve ödevini gösterir Prof. Dr. Mazhar Osman, Fahrettin Kerîm, Hıfzır -rahman Raşid vs Dr. İzzetlin $a yardıma çağırmak, uçakçılığı halka sevdirmek işinin basına düşen büyük ödevini anlattı. Başbaka -nın bu program harici içteni söy -levi, sevimli ve aülümser yüzü sü - gösteren dilergeleri okuyarak oya koydu ve oy çokluğiyle BB. Hakkı Tank Us, Necib Ali Küçüka ve Ahmed İhsan TokgÖz, sekreterliklere de BB. Faik Reşid ve Kenan 4aâ • ¦ iÇ işler Bakanı sSylevini verirken dan'ın ve bir başka pedagog'un yi zılan, kurultay programı ve Tür -kiyede çıkan gazete ve mecmua • lar hakkında bir istatistik vardır. Kurultay saat 11 de Iç Bakam- Gazeteciler CHP. de B. R. Peker'le birlikte rekli ve candan gelen alkışlarla karşılandı. Bay Şükrü Kaya, Kurultay as -başkan ve sekreterleri için aday seçildiler. Bundan sonra Kurultaya sunulan dilekler okundu, ve Atatürk - (Sonu 3 üncü sayıfada) *\ Türk Hava Kurumu Kurultayında rini sağlamış, hem de arsıulusal barışa yeni bir güvenç vermiş o-lurlar. Harb tehlikesi, ulusların kendi savgalarına inanışları ve inandırırları nisbetinde azalacaktır. Basın Genel Direktörü konuşurken mız tarafından açıldı. Bay Şükrü Kaya'nın Basın işlerinin yüksek öneminden ve türk basınının de • ğerlendirilmesi gerekliğinden bah seden söylevinden sonra Basın Genel Direktörü gene aynı konu üze rinde diyevde bulundu. (Bu iki diyev iç sayıfaları mızdadır) Bundan sonra Başbakan İsmet İnönü kürsüye geldi. Ve yurdun hava tehlikesi karşısında bulun duğunu ve bu durum üzerinde u -lusu aydınlatmak ve onu türk uçak çılığının kuvvetlendirilmesi için Türk hava kurumu altıncı ku • rultayı ikinci toplantısını dün saat 14 de hava kurumu genel merkezinde Erzincan saylavı Saffet Arı-kan'ın başkanlığında yapmış, hesap komisyonu raporu ile tüzükte yapılacak değişiklikleri onayladık tan, yeni merkez genel kurulu üyelerini seçtikten ve Atatürk'e ku -rultayın sevgi, bağlılık ve saygı duygularının bildirilmesini alkış larla kabul ettikten sonra dağıl mıştır. Atatürk'e çekilen telgraf sudur: "Türk hava kurumu altıncı ku rultayı bugün çalışmasını bitirir ken ulusal işlerimizde enerji ve kuvvet kaynağımız olan Yüce Ön dere saygı, bağlılık ve Öz yürekte., sevgilerinin sunulmalını karar '.I tına aldı. Bu şeref Ödevini îirel say gılanmla birlikte yaparken son suz bir kıvanç duyuyorum.,. Kurultay Başkan Abdü'hnt-k P-nrf- Tüzükte yapılan değişiklik -lerin başlıcalan şunlardır: Türk hava kurumunun iki çe - şit üyesi vardır. a — Hava tehlikesini bilen üye b — Yardımcı üye. Hava tehlikesini bilen üye türk (Sonu 6. ınct sayıfada) Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz* Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanîı-çalarını kullanmıyacaktır. ON BİRİNCİ LİSTE /. — Müzakere — Görüşme, görüşü (Sonu 2. inci savıfaH^ SAY İt A l Mrs. a t AZAR Di/ isteri. Kılavuz için dersle» - 17- Taahhüt etmek - 1 -Vükenmek 2 - üslenmek, ustflne »İmtfk Taahhütlü = bağıtlı Müteahhid = Üstenci Müteahhitlik = üstencilik Taahhüt = 1 - yüken 2 - üsten Büyük Britanya Dış İşler Bakanı, İngilterenin Avrupa'da aiç bir yeni yüken altına girmek fikrinde olmadığını açık-ça söylemiştir. Sîz bu sözünüzle, bütün ulusa karşı, ağır bir yüken altına girdiğinizi düşünüyor musunuz? Harb sonrasındanberi yükendiğimiz bütün dostluklara bağlı ve bayrı kaldık. Dün gazeteye bağıtlı bir mektub yolladık. Arkadaşım harb gereçleri üstenciliği edei. Sü Bakanlığı üstencilerinden biri, dün gözei altına alınmıştır. Üslendiğiniz (üstünüze aldığınız) bu işi tam zamanında yapmalısınız. Bu misallerde geçen yeni kelimeler. Gözet = nezaret Gereç = malzeme Bayrı ea sadık Bayrılık sadakat *** İade = gerit, geri verme, geri çevirme İade etmek = geritmek, geri vermek, geri çevirmek İadeli = geritli I."'cı afiyet etmek = onalmak ladeten takdim etmek = geri sunmak Bu mağazada biç bir satılmış mal için gerit kabul edilmez. Dün aldığım çantayı bugün geri verdim. Hakkımda söylenen bu ağır sözü, herkesin karşısında, geritmek isterim. Hastalığınızı haber alarak üzüldüm. Pek yakında onulmanızı dilerim. İstanbul tüze sarayının son bitiğinizle yollamış olduğunuz plânlar dünkü posta ile gerisunul muştur. Bu örneklerde geçen yeni Udime: Tezkere = bitik * *** Leh = yana Lehte olmak — yana olmak Lehinde söylemek = eyiliğine söylemek Lehte söylemek = yana söylemek Lehtar = yanat Aleyh — karşı Aleyhte olmak = karşı olmak Aleyhte söylemek = karşı söylemek Aleyhinde söylemek — kötülüğüne söylemek Aleyhtar = karsın İşte en güç kullanabileceğinizi sandığınız kelimeler.. Fakat aşağıdaki misaller, küçük bir dil alışıklığı ile, bu sözlerin türk cümleleri içinde ne güzel kaynayabileceğini gösterir. Bu özgeden yana olanlar ellerini kaldırsınlar. Bu özgeye karşı olanlar ellerini kaldırsınlar. Kazanç vergisi için öne sürdüğünüz değişkelerden yana değilim. Kürsüde her /aman benim fikirlerime karşı söylüyorsunuz. Ne her zaman körükörüne y anatlık . ne de gelişi güzel k a r ş ı n 11 k ediniz: Kanağatınızm doğrusuna gidiniz. Bir düziye herkesin kötülüğüne söylemek , herkesi düşman edinmektir. İyiliğe söy Ii y e n . kaybetmez. Size o kadar düşman sandığınız Ahmed. dün akşam bir toplantıda boyuna iyiliğinize söyledi. Bu meselede size karşınım. özgenizden yana 3, özgenize karşı 2 kişi çıktı. Dünkü toplantıda dilergenîzin yanarları azınlıkta kaldılar. Bu Örnekte geçen yeni kelimeler: Takdir = dilerge Ekalliyet = azınlık ANKARA RADYOSU 19.30 — Ziraat Vekaleti saati 19.40 — Musiki: Chopm Andante Spianato ve Polo-iac mi bemol. Piano: Ferhunde Ulvi ^0.00 — Meşhur pehlivanlarımız 20.10 — Musiki: Chopin Etüdlcr • valslar Piano: Ferhundt Ulvi 20.30 — Dans musikisi 20.50 — Haberler. i Ç DUYUKLAR mjumm. tel&ohlari Güney amerikalı gazeteciler İstanbulu geziyorlar İstanbul, 25 — Basın genel direktörlüğünün konuğu olarak memleketimize gelen Güney A-merikaîı gazeteciler bugün Ar a- sanat eserlerini, vakıflar müzesini, Süleymaniye camisini gezmişlerdir. Kendilerine türk sanatının karakterîstliği anlatılmıştır. Akademide konuklarımıza bugünkü türk kültür çalışması gösterildi. Türk; resim, mimari, heykel-tıraşçıhğı. bezekçiliği anlatıldı. Konuklar atölyelerde çalışan erkek, kız talbe ile tanışmışlar ve eserlerini incelemişlerdir. Bizans mimarisiyle kıyaslamaya imkân vermek için konuklar Kariye camiine götürüldüler ve mozayıklar üzerinde gereken izahlar verildi. Bu akşam Istanbulda Park otelindeki suvarede gazetecilerle tanışacaklardır. İçlerinden birçok diplomat ve bir de dış işler bakanı olan gazeteci konuklarımız lstanbuldaki iki günlük araştırmalarından çok hoşnuddurlar. En çok lstanbulun tarihîğ ve ta~ bİiğ güzelliklerinin ve memleketin birçok köşesinde gördükleri türk kültürünün gelişmesinin hayranıdırlar. Konuklar yarın Topka-pı sarayını. Ayasofyayı ve vakit olursa üniversiteyi gezeceklerdir. İstanbuldan gönderilen çilekler İstanbul. 25 — Er Frans İstanbuldan yabancı memleketlere gönderilecek çilekler için tarifesini yüzde elli indirmiştir. Parise kadar bir'kilo çilek yeni tarife ile 92 J kuruşa gönderilecek ve orada 22 franga satılacaktır. Uçaklar bir uçuşta 600 kilo çilek yüklenmektedir. Yalovanın plânı İstanbul, 25 — Yalovada büyük otelin yapılmasına başlandı. Yalovanın plânını hazırhyacak bir uzman Prost ile yardımcısı Ya/ovaya gittiler. Gümrüksüz bir otomobil İstanbul, 25 — Gümrüksüz o-larak memlekete sokulan bir otomobil kanuna uygun olmadan bir başkasına satılırken yakalanmıştır. Karaya oturan vapur kurtarılamadı İstanbul, 25 — Evelki gece Yeşil köy feneri önünde karaya oturan Palyaço adlı italyan vapuru hâlâ kurtarılamamıştır. Atatürk köprüsü İstanbul, 25 — Atatürk köprüsü 1.690M7 lira ile eksiltmeye konulmuştur. General Kondilis Metak-sası dava etti istanbul, 25 — Atina'dan bîl-riliyor: Hükümet adayı eskideniz bakanı Haci Kiryako ayrışıklar seçime girmezlerse adaylıktan çıkarılmasını istemiştir. General Kondilis gazetecilere ayrışıkların patırdılarının hükümeti fikirlerinden alıkoyamtyaca-ğını söylemiş ve azının başlangıcında yazdığı yazılardan dolayı general Metaksası dava etmiştir. Terim ve endüstri itayı uru Tecim ve endüstri odaları kurultayı dün öğleden önce ikinci genel toplantısını yapmış ve de -nizyollan işletme kanununun 12 inci maddesine göre üç yıl için üç uımsn olacak İL tiaatu» Sabrı yi, Antfflya anıbfli ı iyelerin den 0. Mehmed'i ve B. Suad Karaosmam seçmiş ve tecim borsaları ile de -niz ürünleri komisyonunun rapor lan kabul edilmiştir. Genel kurul öğleden sonra saat 16 da tekrar toplanacaktır. Bir yurdsevorlik örneği Ankara tüccarlarından B. Vehbi Koç. Türk Hava Kurumuna 5000 lira vererek "hava tehlike -sini bilen üye,, yazılmıştır. Ku -rum Özel madalyasını armağan etmeğe karar verdiği bu özveren yurddasa yürekten teşekkür et -inektedir. Ilalkevinde konser Cumur Başkanlığı filarmonik orkestrası bu akşam saat 20.30 da Halkevi salonunda bir konser verecektir. Profesör Fon Şnaydel'in yönetimi altında cumagünü miıi'!: Öğretmen okulunda verilen ve çok beğenilen konser programı tek -rarlanacaktır. Girme serbesttir, herkes gelebilir. PROGRAM 1 — Beethoven — Kori olan uvertür. 2 — J. S. Bach — Reminör keman konsertosu. Solist: Necdet Remzi Atak 3 — Ravel — SüvH: Couperin mezan. 4 — Haydn — Kraliçe Senfonisi. 5 — Brahms -— Macar dansları No. VI. V. Her gün beş kelime t Başı 1 inci sayıfada) Örnekler: 1 - Bükreş görüşmelerinden sonra.. 2 - Bu iş için daha hiç bir gÖrüşü-de bulunmadık. — Münakaşa = Ayttşma örnek: Bu iki adam arasında her ayttşma, kavgaya varır. Münakaşa etmek ~ Ayttşma k J. — Teatiyi efkâr etmek = Oy-laşmak Teatii efkâr = Oytaşma örnek: Uzun uzadtya oy-laşmadan sonra, istediğiniz gibi karar verebildik. 4. — Efkârı umumiye = Kamoy ( karrnığ oy'd an) Örnek: Almanyanın silâhlanma davasında İngiltere kamoyv ikiye ayrtlmuftır. 5. — Basiret — öngörü örnek: İnsan hiç bir işte öngörüsünü kaybetmemeli.. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-çaları kullanılmamalını rica ederiz. Cumuriyet ve kıratlık yantaz-larının aytışması artmıştır. Her yerde büyük bir sinirlilik vardır. Yunan gençliği ve cumuriyet İstanbul, 25 — Atina'dan bildiriliyor: Cumuriyet rejimini korumak için üniversite talbesi imzaladıkları bir kararı hükümete vermişlerdir. KAMUTAYDA Dün Hasan Saka'nın başkanlığında toplanan Kamutay 1935 saypa büdcesinin göriûujrjDesint-d'.'vam etmiştir. İlk olarak Sıhat ve sosyal yardım bakanlığı büdce-sî görüşülmüş, ve ondan sonra etto-nomi, kültür, tarım ve sü bakan -lığı Uaca, bana, deniz büdcelcriyle Marttı Genef Direktörlüğü ve Süel Fabrikaları büdceleri görü'ülmüş ve onaylanmıştır. 1935 yılı say palan karşılımı o-larak sıhat ve sosyal yardım ba -kanlığına 4.820.5S7. Ekonomi ba-bğına 8.716.208, kültür bakan lı -gına 9.058.540, Bayındırlık ba -kanlığına 12.440.005, Tarım ba -kanlığına 5.079.201. Sü bakan!. . kara kısmı 44.130.678. bava kısmı 4.362.270. deniz kısmı 4.198^274, lira kabul edilmiştir. Süel Fabrikalar için verilen ayırım 3206.1 $5 Harita Genel Direktörlüğü için 614.321 liradır. Kamutay yarın toplanacaktır. İsveç elçiliğinde Prenses Ingrid'in evlenmesi dolayısiyle İsveç Elçisi B. Vinter, İsveç elçiliğinde bir öğle şöleni vermiştir. Şölende Dış Bakanlığı Vekili Şükrü Kaya, Finans Bakanı B. Fuad Açralı, Afganistan Bü -yük Elçisi Sultan Ahmed Han, Dış İşler Genel Sekreteri Bay Numan M-nemencîoğlu hazır bulunmuşlardır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Anıt — Abide Asbaşkan = Reis Vekili Atamak = Tayin etmek Ayırım — Tahsisat Aytar = Muhabir Basın — Matbuat fiirge = Müşterek Dilerge =* Takrir Finans — Maliye Gelişim =* İnkişaf Güıryinde = Sayesinde Kotarmak = Halletmek Kurul = Heyet Onaylamak — Tasdik edilmek örgüt = Teşkilat Saptamak - Tesbİt cunek Saypa = Masraf Sosyal = İçtimaî Süel = Askerî Şölen = Ziyafet Tarım = Ziraat Tüze Bakanlığı = Adliye Vekâleti Yada rs ima = Ademi müdahale Yöne tp er = Müsteşar Dil Kılavuzu ÜLKÜnün 27 inci sayısında toplu olarak çıkmıştır. Büyük dil devriminde-ki ödevini yerine getiren ÜLKÜ*-nün yıllığı eskiden olduğu gibi gene 250 kuruştur. Ulus basım evinde abone yazılmaktadır. TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılınız Ank ara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir İL 27. l \\\S I9H5 PAZARTESİ ULUS -/X "... V.ğer hiı memleket .tiHI iıtwnretik bir haini kürelini daima hant bulundurmak itlrrsr hiidtenindr her tetir İO nıilyım lira I" ¦'-ı • ıı 'n ı ma%\ lâzımdır. — I n • İnana ON ALTINCI YIL. No: 4967 Arlımız, andımrzdır Her yenle 5 kuru- Hava tehlikesine karşı C. H. Partisi Kamutay Grupu. Türkiyenin lun a tehlikesine karşı açık olduğunu yıırddaşlara anlat -mak için Tayyare Kurumunu her suretle arkalamayı kararlaşUrmıştır, Türkiyenin hava tehlikesine karşı güvenli ve savgah olması için Grup. elinden »elen bülün emek • leri sarfedeçektir. ~naei_ Grup üyeleri (ha\a tehlikesini bilenler) arasınds **u$u i da ayrıca Karar vermişlerdir. Gündelik Tecim anlamı Ulusal hayat içinde tecim ve tecimen anlamlarının şekli üzerinde durmak ve ekonomik alanlarda çalışan yurddaşların bu yoldaki duş nicelerini incelemek gerçekten çok faydallıdır. Yeni hayat, yeni fikirlerle doğar, yeni fikirlerle ilerler... Yurdun ekonomik bakımdan da yükselmesi için çareler, tedbirler alınırken her şeyden önce türlü ekonomi Örgelerinin an-lmaları üzerinde de birleşmek lüzumu kendini gösterir. Devlet hayatı, ulusun bütün kurumlarını, teklerin ve kümelerin ayrasız kı-navlarını kaplıyan bir bütünlüktür. Onda herkesin bir rolü vardır. Bu roller, yurddaşların anlayış şekline göre az veya daha çok değer kazanır. Tecioıenin devlet hayatında oynadığı rolün önemi son zamanlarda daha çok göze çarpmaca başlamıştır. Vaktiyle devlet hayatı deyince yalnız hükümet hayatı anlaşılır, ve hükümet kurumları dışında kalan işlerin onunla ilgisi olmadığı sanılırdı. Bu suretle bir işyarın bir öğretmenin kınavı devlet haytı kadrosuna girmiş sayıldığı halde bir avukatın, veya bir te-cimenin işleri onun dışında kalmış gibi görülürdü. Bugünkü devlet hayatının doğurmuş olduğu yeni devlet anlamı artık bu ayrımları kaldırmıştır. Ülkenin sınırları ve ulus kadrosu içinde işli-yen, hareket eden, çalışan her yurddaşın veya yurddaş kömesi-nin doğrudan doğruya veya dolayısiyle devlet hayatında rol oynamakta olduğunu şüphe götürmi-yen bir hakikat olarak kabul edilmektedir. Yeni tecimen anlamını, Ekonomi Bakanımız, tecim ve endüstri odalarının dördüncü kurultayını açan değerli söylevinde çok güzel bir şekilde belirtmiştir. Sayın bakana göre tecimen hele dışarıya mal çıkarıyorsa, ulusal ödev almış adamlardan biridir. Üretmenin emeği, umudu yoğaltmanın asığı onun zekâsına, kapasitesine inanılmıştır. O fırsat gözetliyen veya kendi özel asığını düşünen bir adam olmamalıdır. Ulusal asığ ve politika gereklerini, memleketin kredisini, ürünlerinin ününü daima göz önünde bulundurmalıdır. Ancak böyle düşünebilenler, böyle hareket edebilenlerdir ki, tecimen sıfatını almağa ve lüzu munda devlet tarafından arkalan-man lâvık görülürler. Çünkü kamuasığa karşı olarak hiç bir özel kazancın tutunmasına ve devamına imkân olamdığı bugün herkesçe anlaşılması lâzım gelen bir hakikattir. Devlet ulusal enerjilerin lüzumsuz yere harcanmaması için tecimenlerin kendilerine tanınmış olan kınav sınırları dışına çıkmamalarına dikkat eder. Tecim özgenliği de her türlü a mucadt-v -uretle Tecim ve Endüstri odaları km ııliuyı Çalışmalarını dün bitirdi Türk Tecim ve Endüstri oda -lan dördüncü genel kurultayı son toplantısını, dün, kurultay baş -kanı. Ekonomi Bakanımız Bay Celâl Bayar'ın başkanlığı altında yapmıştır. Geçen toplantıda görüşülenler kabul edildikten sonra rasyonalİ-zasyon ve standardizaayon komisyonunun raporu okunmuş, Tarım Bakanlığı adına Saim Atasagun, standardizasyonun tarım üretimi alanındaki yeri ve yeritim yolları hakkında izahlar vermiştir. Bun -dan sonra Bay Remzi Beykent'in dilergesi üzerine bir aytışma açıl -mıştır. Dilergesini izah eden Bay Bey-kent, rapordaki fikirleri paylaştı -ğım, dilergesini raporun aydınlatılması için verdiğini söylemiştir. Komisyon raportörü Bay Ser -vet, raporun açık olduğunu, diler genin niçin verildiği anlaşılama - B. Musolini dış siyasasını anlatıyor Roma, 26 (A.A.) — Parlamentoda Dış İşler Bakanlığı büdcesi görüşmeleri bitirilirken B. Musolini bir söylev vermiştir: Başbakan bu söylevinde, 1928 yılında Senatoda yapmış olduğu gibi, İtalya'nın dış siyasa alanındaki çalışmaları hakkında genel bir tablo yapması zamanınm henüz gelmemiş olduğunu bildirmiştir. Birçok meseleler daha kotarıl-mamıştır ve çok önemli diplomasi görüşmeleri devam etmektedir. Türlü devletlerin durumlarında, bunların özel asığlarının aytışma-lara yol açan belli bir takım meselelere uyup uymaması bakımından, bir takım değişiklikler olmuştur. B. Musolini, Italyanın yaptığı çalışmaların esasında siyasal bir realizm bulunması lüzumuna işaret ettikten sonra geçen ikincikâ-nun ayında yapılmış olan fransız -(Sonu S. inci say ifada) Üçüncü sayı famızda Okuyunuz ) eni bir hara -ilahı Özgenlik gibi devlet asığlarının gerekleriyle budanmıştır. Kendinden tam bir randıman alınabil -mek için tecim kınavına teknik bilgiler kadar geniş ve derin bir yurdseverlikte kılavuzluk etmelidir. Zeki Mesud ALSAN dığını, raporda Bay Remzi'nin görüşüne aykırı noktalar varsa onları belli etmesini dilemiş. Bay Remzi Beykent tekrar söz alarak görüşünü izah etmiş, rapordaki fikir -lerle beraber olduğunu, ancak bu fikirlerin kendi anladığı gibi an -laşılıp anlaşılmadığının belli ol • ması için dİlergesinin oya konmasını istemiştir. Bundan sonra Turgut (Manisa), Ekonomi Bakanlığı standardizasyon bürosu uzmanı Bay Doktor Bade ve öteki üyeler söz söylemişler, sonunda Ekonomi Bakanımız bir anlaşmazlık konusu görmediğini söyliyerek demiştir ki: — Ben kendi hesabıma stan - dardizasyon için şunu söyliyece -ğİm ki bu hutu*ta alacağınız ka -rar. kurultayınızın en mühim ka -rarlarından birisi olacaktır. Çün -kü memlekette ekonomik alandn ilk ve mühim bir adım atılmış olacaktır. Standardizasyonun yapılması lüzumuna kaniiz. Bunu ifade et -miş bulunuyoruz. Ancak standar-dizasyonu yapmak için amatörce fikirlerden de çok uzağız. Başka memleketler yapıyor veya yapmıyor; biz böyle bir fikrin peşinde koşmuyoruz. Memleketin hakiki menfaatlerini bu yolda gördüğümüz içindir ki bunun cid-diğ surette tetkiki ile uğraşıyoruz. Beyhude kaybedilmiş zamanları telâfi etmek istiyoruz. Standardi -( Sonu 4 üncü %ayıfada) Hava tehlikesini bilenler Havacılığa yardımlarını genişletiyorlar Türk Kuşu alanında dün sabah uçuşlar yapıldı KAMUTAYDA Dün Hasan Saka'nın başkan -lığında toplanan Kamutay top -lantısında 1935 yılı genel denk leşme kanununun gelir kısmı üze -rindeki görüşmeler bitirilerek ka nunun genel şekli oya konmuş ve kabul edilmiştir. Kamutay yarın toplanacaktır. Dün sabah Türk Kuşu alanında Genel Sekreteri, Türk Hava Kuru ve (solda aşağıda) 5000 lira yardı romuna «hava tehlikesini bilen fotoğraf, B. Vehbi Koç tecimgesİn Yurdumuzun havalarım da, karaları ve denizleri gibi, korumak lüzumuna, inanmış olan türk ulusunun, havacılığımızı kendinden beklenen ödevi yerine getirebile • cek bir hale koymak ve her vakit yapdan uçuşlarda bulunan Parti mu Başkam ve kurultaylar delgelen m paran vererek Türk Hava Katiye» yazdan B. Vehbi Koç. (Bu den çıkarken habersizce alınmıştır.) o kuvvette bulundurmak için yardımını esirgemiyeceğinden şüphe edilemezdi, işte, Başbakanımız İsmet inönü'nün, önce Türk Hava kurumu ve ertesi gün ilk Basın kurultaylarında yurddaşlara ha -vacılığımızın bugünkü durumunu anlatıp bütün iyi yüreklileri yar -( Sonu 4 üncü say ilada) Birinci Basın Kurultayının ertik kadar ça komisyonunda dün akşama Itşdmtştır. (Yazısı 2 inci layıfamırda) Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanlı-çalarını kultanmıyacaktır. ON İKİNCİ LİSTE 7. — Sukutu hayal ----- Umusa Sukutu hayale uğramak = Umasanmak Örnek: Kendisinden o kadar iş beklediğimiz bu zat, C Sonu 4 üncü sayılarla) AAYIFA 2 U L j Dil İsteri* Kılavuz için dersler — 18 — narh (T. Kö.) Cidal, mücadele = Savaş Mücadele etmek om Savaşmak Mücadele etmek = Savaşmak, Uğraş Uğraşmak Savaşkan Uğraşkan Harb kelimesinin yakutça kökü k a r p 'tır. Bu kelimeyi kazanınca, savaş sözünü cidal ve mücadele karşılığı olarak alıyoruz: "Son asır doğu tarihinde en büyük devrim, türk erkinlik savaşı 'dır.,, "tsmet tnönü, yıllarca, denk büdce fikrini yerleştirmek İçin savaştı.,, "Bir ülkü için savaşmıyanlartn ömrü boşa geçer... Uğraşmak kelimesinin kılavuzda meşgul o / • mak karşılığı alındığını biliyoruz: "Dündenberi senin işinle uğraşıyorum.,, cümlesinde uğraşmak tam i ş • t i g a 1 etmek yerinedir. Türkçenin incelikleri var. Eğer: "İki gündenberi Kamutayda, bu kanunu çıkarmak için uğraşıyoru m.„ derseniz, burada "uğraşmak", savaşmak anlamına geçiyor. Kılavuzda meşgale kelimesi "iş„ ve "iş güç,, diye karşılanmıştır. "Savaş,, m üc a d el e'yi karşıladıktan sonra, m e ş gal e' nin türkçe karşılıkları arasına u ğ raş't da koyamaz mı? Uğraşınız nedir? = Meşgaleniz nedir? O vakit savaşkan Osmanlıca "mücadil", ve u ğ • r a ş k a n da "birdüzüye meşgul olan, bir işin peşini bırak-mıyan,, anlamına gelebilir. "Ben bir ülküye özveren savaşkanları severim.,. Savaşmak ve uğraşmak kelimelerinin, türk-çede ayrı özel anlamları da olduğunu unutmamalıyız. *** Muhafaza etmek =' 1 - (T. Kö.), banmak 2 • Gözetmek, saklamak Kılavuzda muhafaza 'nin türk kökü olduğunu görüyoruz. Fakat onun "banmak", "gözetmek", "saklamak" diye ayrı karşılıkları da var. Ba r ı m a k kelimesini o arınmak ve "burç ve ba-ru..daki barı sözünü hatırlayınca anlıyacaksınız. "Arıkan bir türk, yurd barımakta hiç bir özveriden çekinmez.,. Biz yurd barımı için hazırlanırken, siyasamızın barışçılık ülküsünü de gözetiriz... "Çantamı yarına kadar saklar misini z?„ Bu örneklerde geçen yeni kelime: Ankan = Halisüddem *** Rağmen = Aldırmadan, aldırmıyarak, bakmıyarak, ...halde.....beraber.. Birçok kimselerden "rağmen,, kelimesinin yerini bütün bu karşılıkların dolduramadığı sözünü işitiyoruz. Hastalığına rağmen = Hastalığına bakmıyarak. Havanın soğukluğuna rağmen — Havanın soğukluğuna bakmıyarak. aldırmıyarak.. Bütün bunlar doğru Jakat "arzuma rağmen,, sözünü böyle anlatabilir miyiz? Osmanlıcada rağmen sözü yenidir. Ondan Önce hilaf sözünün türlü şekillerinin kullanıldığını görüyoruz. Rağmen için tek karşılık karşın olabilir: "Bütün imkânsızlıklara rağmen, bu işi başardım = Bütün imkânsızlıklara karşın bu işi başardım.,, "Her şeye rağmen size yardımdan geri duramıyaca-ğım.„ Cümlesine türkçede "ne olursa olsun,, diye başlanacağı gibi, "her şeye karşı gelerek, karşı koyarak,, yahut "her şeye karşın,, da denebilir. ¥** Tefevvuk etmek — Üstolmak, üsgelmek Faik, mütefevvik = Üsgelen, üstün, basa Tefavük = Üstünlük Takaddüm etmek = Öngelmek Mütekaddim = Önceki, öngelen Siyasada parti kuvvetiyle değil, kala kuvvetiyle ü s t o I-mağa çalışınız. Devamlı bir savaşta, ensonu zekâ üs gelir. Biz çocuklaıımızdan yalnız bilgi değil. ıra ü s t ü n l ü-ğ ü istiyoruz. Bu işte üsgelen odur. Düşmanın üstün kuvvetlerini, akşama doğru, çekilmek zorunda bıraktık. önceki mektubta söylediğim üzere... Bütün savaşlarda ahlâk, zekâdan da ö n g e I i r. *** İhtisas = Uzuğ Mütehassıs = Uzman Bu aısr, uzuğ asrıdır. Her şeyde uzuğ kuvvetinin başadlık ettiği bir çağda yaşıyoruz. Bayındırlık Bakanlığına, tarife işlerile uğraşmak üzere, bir amerîkalı uzman gelmiş olduğunu bilirsiniz. İÇ D U Y U K L A Basın kurultayında Komisyonların çalışmaları Basın kurultayı genel toplantısı tarafından üyeleri seçilmiş; olan üç komisyon toplanarak görüştüler. Bunlardan gazetelerle devletin birlik çalışmaları yollarını arayan komisyon öğleden önce konuşmalarım bitirmiş ve genel direktörlük ile gazeteler arasında sıkı bîr çalışma birliği yapılması uygun olduğuna karar vermiş, bu iş birliğinin pratik bir yoldan yerine getirilebilmesi için hüjtümctle basın a-rasında bağlantı i%ui görecek bir organın yaratılr-11 e*cytiı»y İnmiştir. KültüY-.. I PinV.lstanbulda salgın olarak "öril***.tfkyfa yarışının ö-nüne gcyirl I Kc gündelik gazetelerin bir sjıl |.ın94.860 santimetre mu-rabbaındaiT arlık olmamasına lüzum göstermiştir. Türk gazeteciliğinde kaliteden ziyade kontiteye yer verilmekte bulunulması, komisyonun aynca goz-önündc tuttuğu bir nokta olmuştur. Komisyon buna karşı genel direktörlükçe ileri sürülen sekiz maddeyi kabul etmiştir. Bunlar: Devrim ve memleket davalarının halka daha iyi ve canlı olarak verilmesi, memleketin ve halkın yakından bilinerek yazılması. çcıdli malzemenin mimariğ uyumunu ve tinel tutarlığının güzel bir tarzda sağlanması, doğru ve ciddinin sansasiyon ve *cn-libenlilikten üstün tutulması, acun meseleleri ve hele komşu memleketler hakkında en doğru ve cn faydalı tarzda halkın aydınlatılması, memleket kİtab-larına gerek bölemler ve gerek öykülerle hizmet edilmesi, halk ve gençlik üzerinde menfiğ etkiler yapacak yazılara yer verilmemesi, iç ve dış siyasada devletin vc ulusun asığının her zaman gÖzonünde tutulmasıdır. Komisyon üçüncü bir mesele olarak gazete, dergi veOcitablarm geniş Ölçüde yayılması için konuşmuş ve yayım İşlerinin hükümetçe en uygun görülecek şekiller altında devlet eliyle yürütülüp ileri götürülmesini faydalı bulmuş vc bu dileği hükümete bildirmesini genel kuruldan istemeye karar vermiştir. Üçüncü ertik komisyonu sabahki toplantısından başka, öğleden sonra da bir toplantı yaparak saat 20.30 a kadar Çalışmış, türk yazıcılarının, bir basın kurumuna bağlanmasını ve bu yeni kurumun ödevini yapabilecek şartlarla cihazlandırılmasını lâzım görmüş ve türk basım küvetlerin İçinde çalışanların yükümsel olarak içine slacak ve merkezi Ankarada olmak vc lizımgelen yerlerde şuğoeleri açılmak üzere türk basın kurumunun kurulmasının gerek-diğine karar vermiştir. Bu kurumun ödevleri, crtıgin şeref ve yasavını korumak, devletin erlikten olanlar ve basın evleri arasında bağlantı rolünü oynamak olacaktır. Basya-zıcılardan aytarlara kadar yazı ve çevirme işlerinde çalışanlar, gazete resimcileri, fotoğrafçılar, düzelticiler, ajans genel direktörü, yazıcı, çevirmen ve aytarları kurumu yapılacaktır. Bunların dışında tcknisiyenlcr. gazete ve ajans şefleri, dizmenler, klişeciler, makineciler, dergiciler, dergi yazıcıları, basın evleri, sahibleri, başlarında birer oruntak komite bulunan kollar halinde toplanacaklar ve kurumun yönetim kurulunda uygun bir şekilde oruntanacak-1.uıln. İstanbul basın kurumu yeni kurum içinde reorganize edilecek, kurumun İstanbul şuğbesi olarak çalışacak tır. Gazeteciliğin devrim yolundaki hizmetlerini kuvetlendirraek İçin bilgilerini artırma ödevi ile bütün gazetecilerin iki. en çok üç yıl İçinde bulundukları yerlerde yoklanarak kendilerine diploma verilmesi faydalı görülmüştür. Komisyon kurum programını yapacak kurula üye seçimlerini C. H. P. nin t^TAmUL TELEFONLARI Güney amerikalı ga -zeteciler geliyor İstanbul, 26 — iki gündür İstanbul'da bulunan güney amerikalı ve Ispanyalı gazeteciler bugün Topkapı sarayını ve Ayasofya'yı gezdiler. Akşamki trenle Ankara-ya hareket ettiler. Konuklar durakta Basın Genel Direktörlüğü Oruntağı Neşet Aıay taralından uğurlanmıştır. İki vapur çarpıştı İstanbul. 26 — Boğazda yeni mahalle önünde ingiliz Verod va-puriyle fransız Rols çarpıştılar. ı-ki vapur ağır yaralıdır. İsmet İnönü'nün söylevinin İstanbuldaki yankılan İstanbul. 26 — Başbakan İsmet İnönü'nün yurd savgasını yakından ilgilendiren son söylevi İstanbulda derin yankılar bıraktı. Günün biricik meselesi olarak her yerde bu konu konuşuluyor Şimdiden halk geniş ölçüde yardım hazırlıklarına başladı. Üniversite talebesi İstanbul. 26 — Üniversite talebesi hazirandan sonra Pendikte kampa çıkacaklardır. Bir profesörümüz Avru -pada konferans vermeye gitti İstanbul. 26 — Türkiyenin ekonomik siyasası hakkında konferans vermek için Fransa, İsviçre ve Avusturyaya çağrılan Ünivcr- ve Avusturyaya çağrılan site ekonomi enstitüsü profesörlerinden Noymark bu akşaı.ıki trenle gitti. Sıcak dalgalan Çankırı, 26 (A.A.) — Sıcak dalgası kuvvetli geçmektedir. Dün sıcak derecesi 36 idi. sıcak dal -gasının devamından üretmen -ler korkmaya başlamışlardır. Çiftçiler yağmursuzluktan sıkıntı içindedir. Hayvan kıymetleri düşmekte yiyecek kıymetleri yükselmek -tedir. Ağaçlara kurdlar zarar vermektedir. *** Denizli, 26 (A.A.) — Kuraklık ve sıcak bir aydanberi sürüp gidiyor. Her gün gözler, havada yağmur bulutu arayor. Kırk ikindi a-dı verilen ve her yıl bu mevsimde çok düşen yağmurlar henüz başlamamıştır. Bu yüzden susuz tarlalardaki ekimler çok zarar görmüştür. Bugün gölgede sıcaklık sıfırın üstünde 33 dür. Uşak, 26 (A.A.) — Bir aydır yağmur beklenirken İkİ gündenberi bir sıcak dalgası başladı. Sıcaklık sıfrnn üstünde 30 dur. Ürün yağmursuzluktan yanmak tehlikesi karşısındadır. Çiftçi korku içindedir. Viranşehirde bir fabrika kuruldu Urfa. 26 (A.A.) — Viranşehir ilçesinde köylüleri anonim bir sosyete halinde bir kaşer peynir fabrikası kurmuşlardır. Peynirin kilosu kırk kuruştur. oruntanmasını ve hükümetle işbirliği yapılarak programının meydana konmasını dilemektedir. B. Tandoğan İstanbula gitti Ankara İlbay ve Şarbayı B. Tandoğan iki aylık iznini geçir • mek üzere dün akşamki trenle istanbul'a gitmiştir. B. Tandoğan durakta tlbaylık ve şarbaylık ileri gelenleri, Asilbay, Güvenlik Di -rektörü ve Asdirektörüyle dostları tarafından uğurlanmıştır. Antebte Yunus Emre gecesi Anteb, 26 (A.A.) — Dün gecc halkevî salonunda Yunus Emre ge cesi yapıldı. Ünlü türk şairinin hayatı ve eserleri hakkında soz söy -lendi. Türküleri sazla okundu. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Araç = Vasıla Asığ = Menfaat Ayle — Aile Ayrım — Fark Ayrış = Muhalefet Aytışma — Münakaşa Azı — İsyan Barış = Sulh !'..!-it- = Matbuat Bilge — MalÛmst Bölek = Fıkra Dayanışma = TesanUc* Devrim = tnkılab Düerge = Takrir Durluk = İstikrar Düzen = Nizam Düzey — Seviye Egemenlik = Hâkimiyet Eğitim = Terbiye Emekli - Tekaüd Erkinlik = İstiklal Ertİk = Meslek Etki = Tesir Evre — Devre Gelişim = İnkişaf C-nel — Umumi Güney = Cenub Kamoy = Efkârı umumlys Kavram = Mefhum Konu = Mevzu Kotarmak — Halletmek Kural — Tarih Kuzey — Şimal Oiut — Emrivaki Oran = Tahmin Oy — Rey Oy dam — Telkin ödev = Vazife önemli ~ Mühim Önürdeş = Rakip özgenJik = Serbest özel — Hususî ilbay = Vali tlçe = Kaza İlgi = Alaka tra = Seciye İşyar = Memur Sa^lamrk = Temin etmek Saptamak - Tesbit etmeli Sonuç = Netice Süel » Askeri Şarbay = Belediye reisi Tarım = Ziraat Tecim = Ticaret Törü = Âdet Türe = Hukuk Üretmek — İstihsal etme* Ürün = Mahsul Yankı = Akis Yargıç = Hakem Yayını = Neşir Yetke = Salâhiyet Yüküm — Mecburiyet Zorağ — Mecburiyet Romanımızın bugünkü pucasındd kullanılan kelimelerin osmanlıca karşılıkları: öke — dahî Önerge = teklif İz intiba Konu = meviu Bakı mm muayene Acunsal — âlemşümul Ankara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir 2«, mavı.s 1935 salı U1MJS ["... Gelecek hâdiseler karşınımla Türki* \enin varlığının, hava bakımından, itene1 kendi kudretine dayanmaktan l -ika çaresi almadığına siŞin inanmanız ve sizinle biitiin ulusun unlaması ve ona püre hazırlanman Herektir..„ —«— İsmet İnönü ON ALTINCI YIL. No: 4968 Adımız, anriımızdır Her yenle 5 kuruş Gündelik 1000 KANA D F. R.ATAY Türk Hava Kurumunun 6 inci kurultayında sayın Başbakanı -mız, 1935 yılının başlıca söylev -terinden birini vermiştir. Gazetelerde hemen bir sayıfa yer tutan bu söylevin, hemen bir satırını bile kaldıramazsınız. İçinde öy -le cümleler var ki onları yalnız hayal meyal hatırda tutmak değil, ezberlemelisiniz. Başbakanımız diyor ki: Evinizin çatısı açıktır ve size hiç kimse havanın daha ne kadar zaman yağmursuz geçeceğini soy-liyemez! » Büyük harbin ilk günlerinde bile havacılık henüz bir spordu. Kullanan laraf için habercilik gibi işlerde çok faydalı, fakat karşı taraf için, Iıarb silâhı olarak, o kadar tehlikeli değildi. Bugün mesele büsbütün başka türlüdür: bİr ada ve kıyı devleti için donanma, bir kara devleti için top ve tüfek ne ise, bugün, her devlet için ka-nad kuvveti odur. Denizde dar boğazlar, çetin girintiler, karada sarp dağlar, nehirler, bir derece -ye kadar, sürsalı güçleştirir ve savgayı kolaylaştırır. Hava için böyle bir şey yoktur. Wer hava birdir. Hiç bir enişi çıkışı, hiç bir dağı deresi, nehri bataklığı, ve hiç bir yerinde barınağı olmıyan dümdüz bir toprak! Burada yalnız kuvvet ve tekniğinize güvenebilirsiniz. Havada son hız denemeleri -nin 500 kilometre üstünde döndüğünü hatırda tutunuz. Bir ordu düşününüz ki bütün tüfek, top ve tankları ile Türkiye'yi her gün bir defa dolaşabilir! Eskiden rüyalarda bile görülmiyen bu tehlike, asrımızın havasında bir hakikat olmuştur. £s-m Başbakanımız diyor ki: e Havanız açıktır. Size en aşağı 1000 kanad lâzım. Şimdi 200 ka -nadınız var. Her tek kanad yılda 30,000 liradır. Demek ki rahat ne-fes alabilmeniz için havanıza 30,000.000 lira vereceksiniz. Siz vereceksiniz, diyorum. Çünkü büd-cesini memleketin etıaz yaşama ihtiyaçları ile ucuca getiren kü • kümetiniz, bu parayı veremez. Vergileri artırmak değil, azaltma-ğı düşünüyoruz. Bütün yurddaş -ların yurd tehlikeye düştüğü za -man, varını yoğunu severek har -cadığtnt bilirim. Size yurdu tehlikeye düşürmiyecek bir çare gösteriyorum: Türk Hava Kurumu'na yazılınız ve ona geliriniz nisbetin-de vardım ediniz. » Bu yardım, orta halli bir aile için. yılda 20 liradır. Bir anda herşey yerine hergün bir şey ! Sayın Başbakanımız her Türk'ü rahatsız edecek bir haber verû! « tehlikedesiniz! » Bir de yol gösterdi: «Her ay cıgaranıza verdiğinizin onda birini Türk Hava Kummuna veriniz! » Hemen organize olmak lâzımdır: Her yerde herkesi Türk Ha -va Kurumu'na üve yazdırmak, herkese türk kanadı için kazancına "öre bir sey Ödetmek! Bu sessiz bahar havasının, bir-gün, başınız üstünde bir yanardağ gibi tutuştuğunu, evinize, bahçenize ve tarlanıza lâv yağdı..ı gözönüne getiriniz. Sizi böyle bir felâketten ancak ve en af ağı 1000 türk kanadı kurtarabilir! 1000 kanad ! Yılda 30 000,000 ! Ve bu iki rakamı elde edinci-ye kadar, rahat uyumamak, yarı na güvenmemek! Birinci basın kurultayı dün kapandı Dün akşam, kurultay başkanı Bay Şükrü Kayanın şehir lokantasında verdiği ve Başbakanımızla bakanlarımızın da bulunduğu şölen, büyük ve neşeli bir ayle sofrası gibi, derin bir sevinç içinde başlayıp öylece bitti. Kurultayın kararlarının ana çizgileri şunlardır: Merkezi Ankara'da bir Basın Birliği kurulacak, ka -lite gazeteciliğine doğru gidilebilmek için gazetelerin kapasiteleri sınırlanacak, basın yayım işlerim devletçe düzen verilecek, hükümetle işbirliği edilmek için gereken tedbirler Basın Birliğince düşünülüp kararlaştırılacaktır. i«ui-:-nı...... ¦..... ",-.! ,* ' . ...'in..... ¦¦,.'!,, «mı.......¦ -un i.....im WwmW Mİ 11 | | Atatürk ve Kurultay Türkiye birinci Basın Kurul -| tayı Başkanı B. Şükrü Kaya tara-| fından Cumur Başkanı Atatürk'e İ Kurultayın saygı ve bağlılığını su-İ nan telgrafa Atatürk'ün verdiği I şu cevaS^dünkü şölende delgele -I rin candan alkışları arasında | okunmuştur: | Şükrü Kaya, Basın Kurultayı Başkanı Birinci basın kurultayı dolayı -| siyle bana karşt gösterilen art i duygulara teşekkür eder başar ık-i lar dilerim. Kamâl Atatürk I ¦ mmWmst M HM BW......HB.....Mi.....I /arattığı Ankara'da ilk defa olarak bir arada toplu bulunan basın kurultayı üyelerini bu tel -graf ile sevindiren büyük Önder'e içtem duygularının iletilmesi di • leğinde bulunulması üzerine Başbakan İsmet İnönü Atatürk'e şu telgrafı göndermiştir: Cumur Başkanı Atatürk Telgrafınızı toplu bulunan arkadaşlara okuduk. Atatürk yolu -nun sonrasız yolcuları olduğumu • zun Atatürk'ümüze sunulmasını sürekli alkışlarla benden istediler. Bu Ödevi yapıyorum, ismet inönü mu.......mm......¦ hhhb Türkiye Birinci basın kurultayı dün öğleden önce içişler Ba -kanlığı salonunda B. Şükrü Ka -ya'nm başkanlığında toplanarak komisyonlardan gelen raporlar ü General Göring Sofya, 27 (A.A.) — General Göring ile yanındakiler üç uçak ile buraya ulaşmışlardır. Dış işleri, sü ve demiryolları bakanlarıyla Sofya şarbayı Generali kabul edeceklerdir. General'in gezisi özel olduğu halde kabuller resmiğ ola -cak ve alman oı ta elçiliğinde biı şölen verilecektir. Şölende bul-gar Başbakanı Dış Bakam v öbür bakanlaı da bulunacak lardır. uenersl Göring General, yarın Başbakan To-şef ve Dış Bakan, sü ve şimendi ferler bakanları ile görüşecek -tir. Kral Sofya yakınlarında bir öğle yemeği verecektir. General Göring sah günü Atinaya gide -çektir. Kendisi hiç bir resmiğ Ö-dev ile ödevlenmiş değildir. Sonu 4 üncü sayıfada) zerine görüşmüş ve hepsini ona -yarak dağılmıştır. Toplantıya başlanırken yur -dun birçok yerlerinden gelen kutlama ve İyi işler başarma dileyen telgraflarla; Neşet Halil Atay tarafından gönderilen ve İstanbulda bulunan Güney Amerikası ve is-panyalı gazeteci arkadaşların Atatürk Türkiyesinin ilk basın kongresini sevgi ile selâmlamakta olduklarını bildiren telgrafı okunmuştur. Bundan sonra komisyon- Bakanlarımız hava tehll kesine birer aylıklarım verdiler Türk Hava Kurumundaki «hava tehlikesini bilenler» kurumuna üye olan Bakanlar Kurulu Kamutayda saylavlarla beraber yüken -dikleri miktara ilâve olarak 292 şer liralık birer aylık Bakanlık aylıklarını da Türk Hava Kurumuna yardım İçin vermeği kararlaştır -mittir. Bugün Üçüncü sayıfamızda Hava yolunda Silah başına!.. Basın Kurultayı Başkanı Bay Şükrü Kaya söylevini verirken, (solda)' Kurultay ü- yeleri verilen izahları dinlerken lardan gelen raporlar üzerinde görüşülmeye başlanmıştır. İlk olarak işbirliği komisyonu raporu okunmuş ve bu konu üze -rinde komisyon raportörü Refik Ahmed Sevengil sorulara cevab vermiş, komisyonun devlet Örgütleri ile gazeteler arasındaki ilgilerin uyumlu olarak yürüyebilmesi için Basın Genel direktörlüğü -nün Örgüt ve ödevi kanununun hükümleri içinde bir örgüt kurulmasını faydalı gördüğüne işaret ederek demiştir kiı «— Bu örgüt devletle gazete -ler arasında bir bağlantı Ödevini görecektir. Bu örgütün nasıl olma-(Sonu S. cü sayıfada) Ahmed Cevdet öldü Dün birden bire ölen B. Ahmet Cevdet Birinci Basın kurultayında bulunmak üzere birkaç gün önce Ankara'ya gelmiş ve Kurultayın ilk toplantısına da dinleyici ola - Sonu 4 üncü sayıfada) Nasıl Hava tehlikesini bilen üye yazılrr ? Türk Hava Kurumu Başkanlığından: "Hava tehlikesini bilen,, üye yazılmanın şartlan şunlardır: A — Her yd en aşağı 20 lira vermeyi yükenmek (taahhüt etmek) toplama işlerini kolaylaştırmak için yükenler (taahhütler) her yıttn haziranında alınacaktır. B — Hava tehlikesini bUen üyelere bir üye numaran ile özel bir rozet verilir ve isimleri ajansla yazdır. C — Yükenlni (taahhüdünü) yerine getiremeyecekler Türk Hava Kurumana haber vererek üyelikten çekilebilir -ler. Yılı içinde haber verme -den verimcesini vermlyenlerbı isimleri ajansla yaydır. Ç — Yirmi liradan aşağı yardımda bulunanlar Türk Hava Kurumunun yardımcı ü-yesi olurlar. Bu üyelere rozet verilmez ve isimleri neşredilmez. D — Hava tehlikesini bilen üye yazılmak için An har ad a Türk Hava Kurumu merkezine, başka yerlerde Türk Hava Kurumu şubelerine başvurmalıdır. ^ ¦ - Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Tûrki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen S er kelimelik listeleri de yazıyorum. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanh-calarını kullanmıyacakttr. ON ÜÇÜNCÜ LlSTl /. — Manzara =» / - Görey (pay-sage), 2 - Görünüm, görün (aspect) "İ* örnekler: l - Çamlıca ssr#-(Sonu 4. cü sayıfada) (1) Kılavuz komisyonu ara atat bir kelimeye böyle İki karşılık şekli koyarak, biri üstünde karar kılmağı yamar- larıa zevkine bırakmıştır. Çağın Cumuriyet Halk Partisi Kamutay Grupu bugün saat 15 de toplanacağından üyelerin gelmeleri rica olunur. » * * Parti grupu mahallî idareler re ilk tedrisat komisyonu biHftln saat 10 da toplanacaktır. * * * Bütçe komisyonu bu sabah saat 10 da toplanacaktır. sa\ i Dı7 Meri. Kılavuz için dersler — 19 —. Muvafık = 1 - Oydaşık 2 - Onay 3 • Yerinde, uygun Muvaiakat etmek = Oydaşmak Muhalif = Aynşık Muhalefet etmek = Ayrışmak Zıd = Karşıt Tezad = Karşıtlık Telif etmek = Bağdamak (conciller) Tasvib etmek = Onamak Tasdik etmek = Onaylamak Tasdik = Onaylama Bu meselede sizinle oydaşık değilim. Bu önergeyi onay bulanlar, ellerini kaldırsınlar. Bu hareketiniz benim ahlâk anlayışıma uygun değildift Oydaşmak her zaman gönülden olmaz. Bizde ayrışık parti yoktur. Niçin bütün görüşülerde ayrışmaktan zevk mit forsunuz? Ayrışık ve oydaşık bütün partiler, yurd savga* tında birleşirler. Fikirlerimiz gerçi karşıt değildi. Fakat ne yapayım ki ayrışmak zorunda kaldım. Partimizin programı, ekonomik girişimlerin kamuğasığ İle karşıtlığını kabul etmez. Siyasada herhangi bir iikre oydaşık görünmek, onu onamak demek değildir. Parti hayatında Özveri ve dayanışma esastır. Cumur Başkanı son kanunları onaylamıştır. Cumur Başkanının onaylama 'sından henüz geçmı- yen bir kanunun hükümleri yürütülemez. * * * Hakikat = Hakikat (Verite) Hakikat (şeniyet) -- 1 - Gerçek, gerçeklik 2 - (Terim) gerçe, gerçeklik (realite) Hakiki = Hakikiğ (Veritable) Hakikî (şenî) = 1 - Gerçek, 2 - Gerçel, (reel) 3-Olmuş Hakikiye mesleği = 1 - Gerçekçilik, gerçecilik 2- (Terim) Gerçeizm Hakikiye mesleğine mensub = 1 - Gerçekçi, gerçecİ 2-(Terim) Gerçeist Hakikaten = Gerçekten, doğrusı Tahkik etmek = Gerç ini emek Tahkik, tahkikat = Gerçin Kabili tahkik = Gerçinlenebilir. Badettahkik — Gercinlendikte Tahkikatı adliye =¦ Tüzel serdin Tahakkuk = 1 - Gerçekleşme, gerçeleşme 2 - Kesinleme Tahakkuk etmek = 1 - Gerçekleşmek, gerçeleşmek 2 - Ko «inlenmek Tahakkuk ettirmek = 1 - Gerçekleştirmek, gerçeleştirmek 2 - Kesİnlemek, 3 - Varlaştırmak Tahakkuk memuru = Kesİnci, kesînleyicİ H a k i k a t budur. Yüksek bir devlet adamı, gerçe 'yi hiç bir zaman gözden kaçırmaz. Belki eyi değil, fakat gerçek (gerçel) olan budur. Bu romanda okuduğunuz bütün şeyler o 1 m u ş'tur. Gerçeist (gerçeci) bir politikacı, böyle sakat işlere girmez. Romanda gerçeizm (gerçecilik) çığrını ileri götü-»enler arasında Emil Zola adı nasıl unutulabilir? Hadse gerçekten böyle mi geçti? Polis son hadseyi gerçinlemektedir. Fransa'da kıya g e r ç i n I e r İ ağır yürür; fakat duruşma çabuk biter. Bütün dileklerimiz gerçekleşti. Tarihte eşsiz bir devrimi gerçekleyen Atatürk'e ber gün daha çok ve daha gönülden bağlıyız. Evimin vergisi yeni kesinlenmiştir. Bir devrim davasını gerçeleştirmek söylemek kadar kolay değildir. Anadolu'da, uzak asırlardanberi, en büyük bayındırlık eserleri varlaştıran, cumuriyettir. Verginizi eyi kesinle nı e d i 1 e r s e, Finans Bakanlığına başvurursunuz. Kesinleyci (kesinci) ancak kanun hükümlerine göre vergi biçebilir. Mesele gercinlendikte, aslı olmadığı anlaşılmıştır. Bu hadse hemen gerçinlenebilir. Bu misallerde geçen yeni kelimeler: Kıya ~ Cinayet Duruşma == Muhakeme Başvurmak — Müracaat etmek *** Muhtelif — Türlü Müteferrik = Aynk Türlü kaynaklardan gelen haberlere göre, alman hava kuvveti gittikçe artmaktadır — Menabii muhtelifeden gelen haberlere göre..... Türlü kaynaklardan gelen ayrık haberler birleştirildiği zaman görülüyor ki mesele sizin tasınladığımz gibidir ¦s Menabii muhtelifeden gelen müteferrik haberler birleştiril- i Ç D U Y U K L A i ¦ Atatürkün Hava kurumu başkanına telgrafları Cumur Başkanı Atatürk, Türk Hava Kurumu altıncı kurultayı başkanı Abdülhalik Rendanın kurultayın sevgi ve bağlılık duygularını bildiren telgrafına aşağıdaki karşılığı vermiştir. Bay A. Renda, Hava Kurumu kurultayı Başkanı, Hava Kurumu Kurultayı dola -yısile bana karsı nöst-ril*»n temiz duygulara teşekkür ederim. Kamâl Atatürk Hava tehlikesini bi ¦ len yeni üyeler Hava tehlikesini bilen üye yarılmak için hava kurumuna başvurmalar bütün hm ile devam etmektedir. Bupün de 83 Üyenin isimlerini yazıyoruz, Türk hava kurumu, vatan savgast içîn en yetkeli ağızdan yükselen aesc yürekten kulak veren yurttaşlara ayrı ayrı teşekkür etmeği bir düşerge bilmektedir: yılda 20 lira vermeyi yükenenler: B. Şükrü Bekil. T.H.K. muhasebe işyarlarından, Şakir Kaya T.H.K. M. iş-yarlarındon, Hasan Fehmi Izgİ numune hastanesi cilt mütehassısı, Halit Hasan paşa fırını sahibi, Hayrin Unsal T.H.K. muhasebe işyarlarından. Necini Tartan, T.H.K. M. işyarlarından, Saip Baykal T.H.K M. işyarlarından. Avni Toksoy T.H.K. evrak M. Yusuf Aykan T.H.K tahrir şubesi işyarlarından, Mustafa T. H.K evrak M., Safi Asal T.H.K tahrir Ş. Iş yar.. Remzi T.H.K. tevzi memuru, Kâmil Uçak havacılık S İş yar., Veci-hi Uçman, İskender tercüman Ankara elektrik şirketinden üye olanlar: Fahri Tandoğan, ismet Yenen, Hay-rullah Ozbudun, Ahmet Cemal, Ali Mahmut. Ali Mehmet, Çiğiltepe, Fevzi, Fikri, Süreyya, Kadri Derviş, Yaman, Mehmet Mustafa, Hüseyin Ali, Hami Bekem, Mehmet Servet, Müçteba Sami, Memduh, Samime, Hüsnü İbrahim, Hüsnü Halil, Veli Hulusi, Cemal Aslan, Şu-ayp Rahmi, Destan Kemal, Hasan Necdet, Ali Abtullah, Mehmet Ali, Mahmut Muharrem, Mehmet Ali, Mehmet Rıfat, Mehmet Rifat, Ahmet Ragıp, Kadri Salim, Halit Ziya, Mehmet Hikmet, Ömer İbrahim, İbrahim Dcliç. Saffet, Şermi, İsmail Saryal, Alacttin, Tevfik, Kenan, Ömer, Mitat Faik, Ferit, lszet, Ahmet Hulusi, Şcrafertin, Dadaş, Dr. İrfan, Hasan Musa, Faruk Osman, Ahmet Mustafa, Mesut, Osman (Nuri, Sa-lâhattin, Mehmet, Fazıl, Remzi, Apti, Hüseyin, Veli, İsmail, Salih, Hüsrev, rîarif. Açık teşekkür 23 mayıs perşembe günü annemizin cenaze merasimine iştirak, telgraf ve mektupla taziye etme'.: lütfünde bulunan büyüklerimiz -den ve arkadaşlarımızdan sonsuz şükranlarımızın kabulünü dileriz. Erkânıharb Dr. Mühendis Kay. Asım Bnb. ihsan İSTANBUL TELEFONLARI Romanyadan gelecek göçmenler İstanbul, 27 — Haziran başından sonra Romanya'dan m emi e -betimize 50.000 göçmen gelecektir. Bu göçmenleri getirtmek üzere 7 vapur hazırlanmaktadır Göç menler bîr kaç ay içinde memle -ketimize gelmiş olacaktır. Romanya ve yunan elçileri İstanbul, 27 — Yeni Romanya elçisi B. Filoti, ve yanan elçisi bu akşamki trenle Ankaraya gitmişlerdir. Korent kanalı direktörü İstanbul'da istanbul, 27 — JÇorent Kana -İt direktörü B. Konstantin gezmek için İstanbul'a gelmiştir. Kanaldaki bozukluk olduğu haberlerinin doğru olmadığını söylemiştir. Finlandiya elçisi gitti İstanbul, 27 — Ankaradan gelen Finlandiya elçisi Tatlas dün akşamki trenle Sofya'ya gitmiştir. Elçi aynı zamanda Balkan hükümetleri ve Macaristanda da Fin -landiya adına bulunduğundan bu memleketlere de gidecektir. Türkiye ile Finlandiya arasındaki tecim anlaşması 3 temmuzda bitecektir. Elçi Ankarada yeni tecim anlaşması konuşmalarına başla -mışfır. Elcinin dün hana söyledi -ğine göre konuşmalar daha bitmemiştir. Görüşmelere elçi sekreteri devam edecektir. Yeni anlaşmanın bir haftaya kadar haztrletmp im -zalanacağı umuluyor. Türkiye — Finlandiya tecim anlaşması Tür -kiye'den yanadır. Son bir yıİ içinde Türkiveden Finlandiya'ya 500 bin liralık mal gönderilmiş, Fİn -landiva'dan da 300 bin liralık mal alınmıştır. Yeni tecim anlaşması -ntn takas esasına dayanacağı a -mulmaktadır. Türkiye - Bulgaristan tecim anlaşması Türkiye — Bulgaristan tecim anlaşması bugün Dış Bakanlığında Dış Bakanlığı genel sekreteri Bay Numan Rİfat Menemenci oğlu ile Bulgar elçisi Bay Pavlof a-rasında imzalanmıştır. Anlaşma 11 haziranda yürür -lüğe girecektir. İsparta gülyağı fabrikası işe başladı. İsparta, 27 (A.A.) — Beş yıllık endüstri programına giren İsparta gülyağı fabrikası tamamen bitmiş ve işe başlamıştır. Fabrika bııçüne kadar cok mik tarda çiçek almıştır. Halk sevine sevine bütün çiçeklerini fabrikaya vermektedir. Fabrikanın çalışması buralarda büyük sevinçler uyandırmıştır. diği zaman görülüyor ki mesele sizin tahmin ettiğiniz gibidir. Tahmin etmek — Oranlamak, tasınlamak Tahmin = Oran. tasın Bu iki ada arasındaki uzayı ne kadar oranlarsınız? İşler sizin tasınla d iğiniz gibi yürümüyor. Böyle meselelerde üstünkörü t a s ı n 1 a r 1 a hüküm sermeyiniz. Kayık, göz oranı ile, iki mil kadar açığımızdan geçti. Akıl tasını başka, göz oranı başkadır. Bu misallerde geçen yeni kelime: Mesafe = Uza Kamutay'da Kamutay, dün Fikret Sılay'ın başkanlığında toplanmış ve gün -demindeki kanun projelerini ka -bul etmiştir. Bu projeler arasında hafta azadı kanun projesi de bu • lunmaktadır. Bu kanun projesine göre, ulusal bayram yalnız Cumuriyetin ilân edildiği 29 ilkteşrin günüdür. Türkiye İçinde ve dışında devlet adına yalnız o gün tören yapılır. Bayram 28 ilkteşrin öğle • den sonra başlamak üzere 29 ve 30 günleri devam eder: Genel azat günleri de şunlardır: 30 ağustos n'.L bayramı, 23 nisan ulusal egemenlik bayramı, 1 mayıs bahar bayramı, üç gün şek«*r ve dört gün kurban bayramları. İkinci kûnu -nun birinci günü yılbaşı günüdür. Hafta azatı pazar günüdür. Bu azat 35 saatten eksik olmamak üzere cumartesi günü saat 13 da başlar. Halkın yemesi, içmesi ve giyinmesi gibi zorağlı îhtiyaçlariy-le ilgili alış veriş dükkân ve ma -gazalar hakkmda cumartesi günü hafta azatı kanunu hükümleri ye-ritilemez. Kamutay perşembe günü toplanacaktır. Bakanlar kurulunda Tuzun kilosu 3 kuruşa iniyor Bakanlar kurulu dün Başbakan İsmet tnönünün başkanlığında toplanarak türlü işler üzerinde görüşmelerde bulunmuş ve bu işlere ait kararlar vermiştir. Bu kararlar arasında tuz için de şu karar alınmıştır: Eldeki kanuna göre tuzlalarda tuzun tekit tarafından satış fiatl altı kuruştur. Bakanlar kurulu satış fiatmın 3 kuruşa indirilmesi için kamutaya bir kanun projesi sevketmeğe karar vermiştir. Hükümet kanunun yaz azatm-dan önce çıkarılmasına çalışacaktır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Ardıl = Halef Ası anmak = İstifade etmek Baysallık = Huzur ve sükûn Basınç = Tazyik Erge = Maksat Düşerge = Vecibe Girişim = Teşebbüs Güven -ttimad GUdem = Sevk ve idar« Kesin ¦= Kati Tekit = İnhisar Tüze = Adalet Tetkik = Müteyakkız İmge = Emare lşçen =¦ Faal İrde İrade Ictem = Samimi Hayıntık = Hıyanet Nörürlük = Bitaraflık Yetke = Salâhiyet Yerilmek = Tatbik etmek ANKARA RADYOSU Bu aıkşamkİ program: 19.30 — Çocuk saati 19.40 — Musiki: Tchaikovsky Nocturne Popper Geçmiş günler Gocnı Hatıra Violonsel: Edip Sezen Piano: Ulvi Cemal 20.00 — Maliye Vekâleti 20.10 — Musiki: Beethoven Trio Piano: Ulvi Cemal Ankara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir V », MA\I 1935 V*K?\Miu ULUS 1 Sır hata kuvveti vımıdtt getirmek i$n bütün iyi yüreklilikleri, yurılnererliktnrUe yardım edenler yaptıkları yanlımın ihtiyaca nishelle ne kadar az bir dervv-de bulunduğunun farkında değildirler. I ON ALTINCI YIL. No: 4969 Adımı/., andımı/dır İler jerde S kuruş Gündelik KANADLI f.r \,;LİK F.R. ATAY Türk Hava Kurumu şimdilik yalnız Ankarada türk kuşu cemiyetini kurdu. Yarın tstanbulda. Izmirde, imkân bulunabilen her yerde bu cemiyetin eşlerini göreceğiz. Kulelerden paraşütle atılmak, motorsuz uçaklarla havada dolaşmak, türk gençliğinin başlıca eğlencesi olacaktır. Büyük havaya kanad alıştıra-cağız. Çünkü hava güveninin ruhu, kanadlı gençlik' dir, Bütün bir memleket gençliğinin nasıl kanadlanabileceğini geçen yıl Rusyada gördüm. Bunun ilk yolu, kanad sporunu, kürek sporu kadar basitleştirmek, ko laylaşttrmak, yaktnlaşttrmakdtr. Buyu! a s* lar ancak böyle geniş kanad sporu yığınları içinden çıkabilir. Bize 1000 kanad fakat on binlerce kanadlı lâzımdır. Hava güveni için başlıca şartlardan biri kanadlı gençlik ise, ikinci şart hava bütçesine halk yardımının organize edilmesidir. Bunun da düsturlarını Başbakanımızdan dinledik ve öğrendik. Türk havasında düşman istediği gibi kanad oynatabildiği za -man. yakılmağı, yıkılmağı, vurulmağı bir tarafa bırakınız, zehirli gaz şehirlerimizde ve kıllarımızda soluk almak imkansızlaşacaktır. Düşman kanadı üç bin metreden beşikteki çocuğu:, nefesini hükmü altında tutar. O zaman türk havasında kanad döğüstürmek, türk kanad-lan üstünde, düşman havasına hayat tehlikesi yollamak lâzım • dır. Yurd, denizde denizcilerle, karada karacılarla, havada havacılarla barınabilir. Fakat, her-kîse, hava hücumlarının şu ay-'-"¦( anlatmak gerektir: En büyük şehir gibi, en küçük kov havaya karşı korunamaz. Havada uzak ve gizli denen şeyler yoktur. Nefes alabildiğiniz her yerde neteşsizlik tehlikesi vardır. Nefesten vaz geçerek yaşıyabilir misiniz? ' — Havaya! Kumandası verildiği zaman büyük kuş göçleri gibi, yüzlerce kanad türk göklerinin bütün köşelerinde düşmanı aramağa gidecektir. ; Bizim kalbimizden ve kolumuzdan korkumu/ yoktur. Kalbimiz ve kolumuz kadar, kanadlarımı za da güvenmeliyiz. Tuz kanunuC.H.P. kamutay grupunda Tu/lada 6 kurusa satılan hızım 3 kuruşa satılması için kamutaya verilen yeni kainin hakkında Başbakanımızın izahlarını Grup alkışlarla karşıladı. C. H. Partisi Kamutay Grupu bugün saat 15 te Antalya Saylavı Dr. Cemal Tuncanın Başkanlığında toplandı. Başbakan İsmet İnönü: bütün ulusu ilgilendiren hayatiğ ihtiyaçları hafifletmek amacile başarılması hükümetçe düşünülen linansal yeğretimlerin ilki olmak üzere tuzun satış Hatmin yerinde tuzlada altı kuruştan 3 kuruşa indirilmesi hakkında Kamutaya bir kanun verildiğini bildirmiş ve bu yüzde elli Hat indİrimİle memleketin genel yaşayışında yapacağı genliğe önem verildiğini bildirmiştir. Başbakanın bu izahı alkışlarla karşılanmıştır. Hava tehlikesini bilenler için Hava tehlikesine karşı korunma çareleri aramak üzere yapılmağa başlanan çalışmalar yavaş yavaş genişlemektedir. Bir taraftan memleketini seven ve bu tehlikeyi yakından gören pek çok adamlar hava kurumuna kaydo-lunduklan gibi başbakanlık da bütün bakanlıklara gönderdiği bir bildiriğde bu yardımların daha esaslı ve bütün memlekette yapılabilmesi için kendilerine bağlı bütün dayrelere ve taşra işyarlarına lâzım gelen emirlerin verilmesini istemiştir. Yeniden üye yazılanlar Cudi, Ankara Koç zad e apartı-manı 20 lira, Ahmed Koparan, T. (Sonu 2 ioci sayıfada) Birinci Basın kurultayı üyeleri Ankarada Dünkü gezintiler sonunda Parti Genel Sekreterile yapılan görüşmeler çok faydalı oldu Dün Keçiören köy gazinosunda Parti Genel Sekreteri Bay R. Peker'in çağı ürerine toplanan gazetecilerden bir grup. Dün, basın kurultayının bütün üyeleri ve şehrimizde bulunan yabancı gazeteciler önceden hazırlanmış programa uygun olarak, saat dokuzda basınevimiz önünde toplanarak, orada bekleyen otomobillere binmişler ve ilk önce Yüksek Tanm Enstitülerine gitmişlerdir. Enstitü kapısında Tarım Ba- kanı Bay Muhlis Erkmen, Rektör B. Falke ve enstitü öğretmenleri tarafından karşılanan üyeler, enstitülerin çok modern ve geniş kurağlarını gezmişler ve buradaki çalışma şekillerini, öğretim a-raçlannı görmüşler, ve anlatılanları dinlemişlerdir. Saat 11 de, üyeler aralarında (Sonu 3. cü sayıfada) B. BALDVİNİN ÖNEMLİ BİR SÖYLEVİ Bugün Avrupayı korkutan donanma ve ordular değil; süel uçaklardır Londra, 28 (A.A.) — B. Bal-dvin, dünkü söylevinde, bugün Avrupa'da, en başta gelen korkuların sebeblerîni anlatmış ve demiştir ki: En geniş anlamile birge güvenlik idesi şu demektir: Bugün Avrupa hiç bir harbi hoş görmemektedir. Herhangi bir memleket bir harba başlar veya saldırırsa bütün Öteki memleketler birleşerek onu durdururlar. Böylece anlattığım bir güvenliğin meydana gelmesinden daha uzak bulunuyoruz. Bunun bir benleri Lokarno andlaşmasıdır.. Lokrano andlaşmasmı imza etmiş olan devletlerin ilk yapacakları şeylerden biri, Lokarno kadrosu içine özel bir hava paktı sokmaktır. Bu pakt, ayrıca bir buç-1 andırma andlaşmasmı da içine a-labilir ve ben almasını da ister ve umarım. B. Hitler bu meselelerin kendi prensibine uygun olduğunu bildirmiştir. "Bugün Avrupayı en çok korkutan şey, ordular ve donanmalar değil, süel uçaklardır. Silâhları buçlandırmak, silahsızlanmak veya bir hava anlaşması yapmak çok lüzumludur. Çünkü bir orduyu seferber etmek için (Sonu 5. inci sayıfada) Yeni saylav namzetleri Boşalan saylavlıklardan Gazi antebe eski korgeneral Ali Hikmet Ayerdemİn, Karsa tstabul üniver sitesinde dekan Fuad Köprülünün ve Tokada eski Tümgeneral Sıtkı Bükenin namzetliklerini Parti genel başkanlık dîvanı onavlamıştır. İki tefeci yakalandı Ödünç para verme işleri kanununa uygunsuz olarak uzun za-mandanberi Çıkınkçıtar yokuşunda 52 numaralı mağazada tefecilik yapan ve son zamanlarda yaptıkları iş genel savamanlığa haber verilen Osman Fjyzi Avundu! oğlu ile onun oğlu Nazmı hakkknuM genel savamanlık ve güvenlik direktörlüğünde beraber olarak hazırlanan "cürmümeşhud., iyi" bir sonuç vermiş ve gece yarısına kadar yapılan araştırmalarda yüzler-ce kişinin belgitlerivle birçok belgeler ele geçirilmiştir. Suçlular hükümen tarafından kimse ile görüştürülmemek üzere hapsevine gönderilmişlerdir. Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri İle çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık bu kelimelerin osmanh-calarını kullanmıyacaktu. ON DÖRDÜNCÜ LİSTE 1. — Tevazün Denklik Örnek: Devlet yönetiminde bütçe denhtiği birinci şarttır. 2. — Mütevasin — Denk, denge- Tevzin etmek Denkleştirmek, dengeştirmek örnekler: t - Tür ki yenin dış tecimi dengeşiktir. 2 - Denk bir bütçe, esastır. 3 - Bütçemizi denkleştirir*, ceye kadar ne çektiğimi** biz biliriz. 3. — Muvazene = Denge örnek: Arkadaşım denge-sini kaybederek düştü. 4.— Merkezi sıklet — Dengey örnek: Fransız parlâmentosun nu dengeyi şimdi yan - sağdadır. S. — Taziyet — Başsağlığı Taziyet etmek — Başsağla-mak, başsağtığ dileğinde bulunmak, başsağlığı dilemek örnekler: t - Bütün hükümetler Mareşalin ölümü iterine Polonyaya baş sağlığı telgrafı çektiler. 2 - Sîze, başsağlığı dilerim. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-caları kullanılmamasını rica ede - riz. nveupenıa neden korkmakla elâuğunü açıkça anlatın B. Baldvla AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE Ulusal kalkınma ofisi N.R.A. Ortadan kalkıverdi Yüce Hakyerinin N. R. A. yi anasal kanuna aykırı bulması. Ruzvelt ekonomik siyasasını altüst eden bu hâdiseye sebeb oldu Vaşington, 28 (A.A.) — Bruk-lin'de kümes hayvanları yetiştirenlerden bir kaçının ulusal kalkınma ofisi tarafından konulan tü -züğü saymadıkları için hapsedilmeleri üzerine yüce hak yerine baş vurmuşlardır. Hak yeri de parlamento tarafından bir ulusal kalkınma ofisi kurmak vo özel endüstride gündelik ve çalışma saatleri hakkında tüzük çıkarmak için cumurbaşkanı B. Ruzvelte verilen yetkinin anasal kanuna uygunsuz olduğuna karar vermiştir. Bu karar üzerine ulusal kalkınma ofisi ortadan kalkmış oluyor. Vaşington, 28 (A.A) — Yüce hak yerinin anasal kanuna aykırı olduğunu bildirdiği madde ulusal kalkınma ofisi kanununun, cu • murbaşkanına, endüstri için tü -zükler çıkarmak yetgesi veren Ü-çüncü maddesidir. Yüce hak yeri, birleşik Amerika devletleri arasında bu yetke -nla iyice tanımlanmamış olduğu- na ve tecim İşlerine dokunursa alverileri kontrola o devletlerin (Sonu 2 inci sayıfada) \ Ekonomik siyasası vs tüket etkisi sarsıldığı bildirilen B. Ruavett sayıfa 2 Dil isteri. Kılavuz için dersler İ Ç D U Y U K L * Ali — 20 — Havali = Dolay Banliyö — Yöre Muhit = l - Çevre 2 - Çevin Ankara dolayında ormanlık yoktur, İstanbul yöresi, belki bit bir şehirde olmadığı *«-daı, değişik ve güreldir. Son deprem, Trakya çevresi içinde kaldı. Londra siyasal çevenlerlade söylendiğine göre, hükümet arsıulusal yeni bir konferans toplamak fikrindedir. Bu misallerde geçen yeni keljme* Deprem = Zelzele Zaruret — Zorağ, kıs tam Havamızı 1000 türk kanadı ile sil&hlamak, rahat neles ah mamız için bir sorağ haline gelmiştir. Arabca zaruret karşılığı olarak Anadolu'da kullanılan k t s t a m da güzel bir kelimedir: "İnsan böyle bir harekette bulunmak için nasıl bir k ı s t a m içinde bunalmış olmalıdır! * * • Matbuat = Basın Neşriyat = Yayın Nakliyat = Taşm Nakil = Taşıma Vesaiti nakliye «= Taşıd (taşıma araçları) Hele bir devrim memleketinde basın, kamuğasıyt en yakından ilgilendiren kurumların başında gelir. Basın kurumunun dördüncü kuvve{ olduğunu söylemek, yalnız ödev ve soravlartnm ne kadar büyük olduğunu, ve kamuğası bakımından ne kadar disiplin altında bulunmak lâzım geldiğini anlatmak demektir. Radyo, en faydalı yayın araçları arasındadır. Taşın işlerine, memleketin genel ekonomi ihtiyaçlarına daha uygun bir düzen vermelidir. Yelkenliler, bugün bile. diğer taşıd 'lartn en ot uzudurlar. Taşıma araçları ilerlemiyen memlekette, ekonomi gelişemez. Bu misallerde geçen yeni kelimeleri Vasıta = Araç Vazife = ödev Mesuliyet — Sorav * * » Emvali menkule = Taşıdlı mallar Emvali gayri menkule = Taşıdsız mallar Fırka programındaki son değişkeler, taşıdsız m allat üzerine verilmekte olan krediler hakkında yeni kayıdlaı koymuştur. ^ Bay *** bütün taşıdlı ve taşıdsız mal 'larını karısının üstüne çevirdi. » * ¦ Tedvin etmek = Dergimek Müdevven = Dergin Türkçe kamus, Şemseddin Sami'nin d e r g 1 d I ğ\ başlıca eserlerdendir. A'mn derginleri arasında bu isimde bir eseı hatırlamıyorum. Kavanini müdevvenemiz — Dergin kanunlarımız * * * Hayli =- Hayli (T. Kö.) Muhayyele = Sanay Bu şairin sanay kuvveti eksiktir. Sanay 'tmzda icad ettiğiniz tehlikelerle bizi de yıldırmağa çalışıyorsunuz. m Hava tehlikesini bilenler için (Başı I İnci sayıl ada) H. K. şoförü 20, îstemat O/damar, Eskişehir saylav: 50, Hamid Ortaç, Piyango Asdirektörü 80, Hilmi Aslan, Piyango Muhasebe Şefi 50, Kemal Kalmık piyango şef 45, Fuad Aktım piyango şef 45, Hayri Erbay piyango şef 45, Hakkı Eralp piyango veznedarı 40, İsmail İsa piyango hukuk müşaviri, 40. Üye olan piyango işyarları; Rasih Pala 25, Muhtar Dağlı 25, Hakkı Demirtaş 25, İhsan TJnan 25, Memed Alçıtepe 25, Faruk Hıraoğlu 25, Rıdvan Gürkan 25, Şerefenin Gökçay 25, Cabir Uyguray 25, Fazıl Vulkan 25, Feyzi Genç 25, Dara Ergüven 25, Salim Taşkıran 25, Fahrettin Ertun 25, Hikmet Baykal 25, Tahsin Tokgoz 25. İhsan Ulusal 25, Bahri Gür 25, Hayri Baydoğan 25, Memed Tunay 25, Şeradettİn Değerli 25, Cemal Olcay 25, Kâzım Dicleli 25, Hulusi Uran 25, Ziya Mutel 20, îsmet Gür 20, Nuri Göl 20, Fahri Güneri 20, Yaşar Erün 20, Fikri Kösemihaloğlu 20, Nuri Doğan 20, Bayan Leman Durma 20, Bayan Zafer Erdoğu 20, Bayan Sabİha Tünay 20, B. Muhittin şart kopya kâğıdı fabrikası sahibi İstanbul 20, Murat Atik-er İstanbul köprülü han, 29. 25. ANKARA RADYOSU Bu akşamki program: 19.30 — Tayyarecinin saati 19.40 — Musiki: Pick Mangi galli La Danw d'OUİ Piano: Ferhundt Ulvi 20.-0 — Teknik saati 20.10 — Musiki: Godard Berceuıe Drols Hatıra Schmit Bunu bana tekrar tt Vidof Vanite (valse) Saksofon: Nihad Esengin Piano; Ulvi Cemal 20.30 — Dans musikisi 20.50 — Haberler. İSTANBUL TELEFONLARI Smaçta kazanamıyan işyarlar İstanbul, 28 — Sı »aç ta irstanamıyaD üniversite talbesi işyarlara gelecek yıl derslerine devam için dayreleri isin vermiştir. Yakacıkta telefon İstanbul. 28 — Yakacık köyüne se -A/r teletonu uzatıldı Yüzbaşı Şeref Japonyaya gitti İstanbul. 28 Bugün Japonyaya o -kumağa giden yüzbaşı Şeref Galata rıhtımında japon elçiliği ileri gelenleri taralından uğurlandı. İstanbul Tarım odasının sergisi İstanbul. 28 İstanbul Tarım odası 23 hatıramla Büyükadada bir ipek sergisi açacaktır. O gün adada çiçek şenlikleri yapılacaktır. İzmir panayırı hazırlıkları İstanbul, 28 — lımir arsıulusal pa-mayırı için hazırlıklar başladı. Yumurtalarımızın ucuz taşınması için bir önerge İstanbul, 28 — Loyd Triyestino Türkolise Almanyaya gönderilecek yumurtaların taşıma tarilelerini büyük Ölçüde ucuzlatacağı*^ bildirmiştir. Maslak yolunda iki otomobil çarpıştı İstanbul, 28 — Maslak yolunda bir otomobil bir kamyon ile çarpıştı. İkisi de parçalandı. ŞolÖrlere bir şey olmadı. Erzurumda faydalı yağmurlar Erzurum, 28 (A.A.)—Dün-denberi bereketli yağmurlar yağmaya başladı. Kuraklık çeken yerler halkını bu yağmur çok sevindirdi. Buğday fiatı düşmüştür. Trabzon köy yollan yapılıyor Trabzon, 28 (A.A.) — Köy yollarının yapılması için büyük bir çalışma vardır. Köylüler sevinçle yollarını yapmaya başlamışlardır. Yabancı gazeteciler gittiler Şehrimize gelmiş bulunan İspanyol ve Amerikalı gazetecilerle Sen Dominik dış bakanı dün akşamki trenle Istanbula dönmüşlerdir. Süt alınacak Çocuk Esirgeme Kurumu Ge -nel merkezinden: Genel Merkez süthanesi için bir sene günde en az (50) en çok (100) kilo süt alınacaktır. Şartları görmek istiyenlerin muhasebeye müracaatları. İhale 2 — 6 — 935 pazar günü saat üçtedir. Bakanlar Kurulu toplandı Bakanlar kurulu dün de saat 17 de toplanmıştır. Uşak şeker fabrikasının dağıtacağı kâr Sümer bank genel direktörlüğünden aldığımız bilgeye göre, U-şak şeker fabrikasının ortaklarına bu yıl yüzde yüz knr dağıtmayı kararlaştırdığı hakkında Uşaktan 26 mayıs tarihinde verilmiş olan haberde yanlışhk vardır Mesele Şudur: Uşak "Terakkii ziraat., sosyetesinin arılanmasından sonra Sümer bank bu sosyetenin ha-lk elinde bulunan aksiyonlarını 1934 ten başlıyarak nominal dererlerile satın almaya başlamış ve bunlarm yüzde ellisini geçen yıl ödemiştir. Şimdiki Ödeme ise herhangi bir kâr dağıtılması ile ilgili olmayıp ödenmesi bu yıla bırakılmış olan yüzde etli aksiyon paracıdır. Bir yukarlanma Ekonomi Bıkanlığı ispekterle rinden Bay Hüsnü Yaman Bakanlık Baş ispekterliğine atanarak yu karlanmıştır. Bay Hüsnü Yaman dünkü gün yeni işine başlamıştır. Trabzonda fındık satışı Trabzon. 23 (A.A.) — Bugün borsada 935 ürünü ağustos ve eylül teslimi bir vagon fındık içi 40 kuruştan, üç bin kilo kabuklu fındık ağustos teslimi 23 d-n, dört bin kilo tombul fındık eylül teslimi 21 kuruştan sat itmiştir. 934 ürününden iç 62, kabuklu tombul 31 kuruştan satılmaktadır. Stok fındık yok denecek kadar a-zalmıştrr. 3. Sabri gitti İç bakanlık ilbaylık'ar yönetimi genel direktörü B. Sabrinin Trakya genel ispekterliği baş danışmanlığına atanması Cumur başkanlığınca onaylanmıştır B. Sabri dün akşamki trenle işinin başına gitmek üzere şehrimizden ayrılmış ve istasyonda iç bakanlık i-leri pelenlerile dostları tarafından uğur'anmrstır. Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri At». al Ka'.jn = Kanunu e*asi Anlam — Mana Araç = Vasıta Arılamak - Tasfiye etmek Ayrım = Fark Ayrış = Muhalefet Ayrışık Muhalif Birge = Müşterek Bitki = Nebal Birtarz = Yrkna»ak Bölge = Mıntaka Direktör ea Müdür Dolay » Havali Durluk mm İstikrar Egemenlik = Hâkimiyet Endüstri = Sanayi Erkinlik = tstiklal Etkc = Amil Etki = Tesir Etkin = Müessir Güvenlik im Emniyet Hakyeri = Mahkeme Içtem ™ Samimî ilgi - Münasebet, alâfc* Kapasite = Kabiliyet Karcın = Aleyhtar Ka sanık = Mahkûm Kesin ¦ Katî Kuram = Bünye (strueture) Oy Rey Önemli = Mühim Onürdcşlik = Rekabet örgüt = Teşkilât özellik = Hususiyet özgü = Has, mahsus Saptamak = Tesbit cuma Sömürge = Müstemleke Sorav = Mesuliyet Şarbay — Belediye reisi Tanık = Sah i d Taran = Ziraat Tüzük = N i ram nam* Uyruk = TSbi Uyum = Ahenk tirem — Faiz Üretim = İstihsal Yad:samak = în!;5r etmek Yaşaklık = Rutubet Yapık = Mamul Yasav = Disiplin, inzibat Yayıntı = Şayia Yeğîrtmek = Islah etmek Yer = Mekan Yeritme = Tatbik Yeter = Kâfi Yetke = Salahiyet Yön = istikamet Yönetger = Müsteşar Yönetim = fdare YüVümsel = Mecburi N. R. A. ortadan kalkıverdi (Başı 1. ci say ifada) hakkı olduğuna karar vermiştir. Bu karar oy birliği ile verilmiş olduğundan ulusal kalkınma ofisi • nin şimdiye kadar çıkarmış olduğu 500 e yakın tüzük suya düşmüş olmaktadır. Hükümet adına yüce hak yerinde bulunmuş olan ulusal kalkın -ma ofisi başkanı B. Rihberg hu kararı yormak istememiştir. Bu karar hükümetin bir yenilimi sayılmaktadır. Yüce hak yeri, barka bir kararında, çiftçi borçları hakkında çıkarılmış olan beş yıllık frazer -lenike moratoryom kanununun da anasal kanuna uygunsuz olduğunu bildirmiştir. Bu moratoryoma bağlanmış olan borçlar bir çok milvonlara varmaktadır. Vaktile B. Ruzvelt de bu son konunun değişmesi gerektiğini söylemişti. Yüce hak yerinin bu kararları hükümet çeveninde çok derin iz bırakmış ve B. Ruzvelt B. Kam -ming ile Rihberg'i yanına çağırarak ulusal kalkınma ofisi kanunu nun uzatılması hakkındaki projede yapılması gereken değişiklik « leTİ görüşmüştür. B. Ruzvelt hakyerinin kararını kabul etti Vaşington, 23 A.A.) — B. Ruzvelt ile Amerika ekonomik kalkınma yönetiminin başlıca yönetmenleri arasında yapılan konferans -tan sonra B. Donald Rihberg, yüksek hak yerinin anasal kanuna uygun olmadığım ilân eylediği hükümlerin yeritilmemesini bu yönetimin işyarlarına emretmiştir. B. Donald Rihberg. patronlarla iş şeflerine gönderdiği bir mektupta, ekonomik kalkınma yöneti -minin prensiplerine uygun bir siyasa gütmeleri içîn elbirliği ile çalışmalarını istemiştir. Kiralık Yenişehirde Selanik caddesi yukarısında nezaretli, geniş, 2 salon, büyük bir hol ve balkonlu 2 yatak odası, geniş banyo, kömürlük, garaj. Bütün kat parke döşeme. Tel. 3935 Ankara Birası Hakikiğ Bira Zevkini Verir 80. MAYIS 1935 l'l K?l ULUS Gelecek ihtimaller her şeyden evel büyük devletlerin sıysaları ile belli olur. Büyük devletlerden her biri geçen seneki tayyare büdcelerini bu sene en az iki mitline yakın artırmışlardır. — İsmet İnönü ON ALTINCI YIL. No: 4970 Atlımız, andımızdır Her yerde 5 kuruş Gündelik kendi kendİmizk F. R. ATAY Butun Ömürleri Avrupa endüstrisini beslemekle geçen sömürgeler gibi, evimizin kiremidine, oturduğumuz iskemleye, giydiğimiz çamaşıra kadar, her şeyimizi dışarıdan getirtirdik. Şimdi damımızı kendi toprağımızla örtüyoruz; eşyamızı kendi ağaçlarımızdan yapıyoruz; kumaşlarımızı kendimiz dokuyoruz. Fakat bu ilk devirde k a I i -t e işçileri yabancılardı; şimdi onları da memleketlerine yolladık. I 1 k - m a d d e lerimie gibi, işçilerimiz de türktür. Endüstri üretmenleriyle, kü -çük ertiklerde çalışan türk işçilerinden şunu istiyoruz: "Kalite yoksunluğu çekmiyeceğiz!,, Ormanlarımızda hind ağaçları bulunmayabilir. Fakat türk meşesi, meşe Avrupa'da işlendiği gibi işlenecektir. Evimiz eyi boyanacak, eşyamız sağlam ve rahat yapılacak, parkelerimiz temiz döşenecek, her şeyde özen ve teknik tam ve kusursuz olacaktır. Belki her çeşid kumaş çıkar-mıyacağız. Fakat çıkardıklarımızda ne dokuma, ne dikme kusuru isteriz. İşte ve işçilikte en büyük kültür, kalite dir. Eski türk işçisi, en başta, bir kaliteci idi. Onların yaptığı kaşıkları ve takunyaları bile şimdi vitrinlerimize koymaktayız. Türkün dikdiği sökülmez, dokuduğu yıpranmaz, çattığı kabarıp ayrılmaz olurdu. Eski türk işinin vasıfları, ancak, ingiliz işinin vasıflarıydı Türk işçisinden bu vasıfları yüzde yüz isteriz. Yaabncı işçiler burada fiat vurguncuları idiler. Türk işçisi fiat düşürecektir. Gündelik eşya, geyim, evimizde ve üstümüzde kullandığımız şeyler eyi ve ucuz olacaktır. Eğer size Türkiye'de son yıllarda eyi boyanmış bir tavan, eyi döşenmiş bir kaldırım, eyi yapılmış gündelik eşya olmadığını söylersek, bunu, bir gurur davası yapmayınız: hemen bugünden önüne geçilmek lâzım gelen bir onur davası yapınız. Teknik, bahçemize fidan dikecek bahçıvana kadar girecektir. Biz gümrük dıvarlarını kurup, yeni endüstri kurmağa başlıyan memleketlerde fiat ve kalite işlerinin ne derin buhranlar doğurmuş olduğunu, komşumuz Rusya-nın deneçlerinden biliriz. Bütün Rusya sokaklarını, bir gün, "kalite! kalite!,, diye haykıran afifler kapladığını biliriz. Dostumuzun bu uğurdaki savaşlarını ve aldığı sonuçları göz önünde tutmalıyız. Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavuz kelimeleri ile çıkıyor. Türki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete artık hu kelimelerin osmanlı-calannı kullanmıyacaktır. ON BEŞİNCİ LİSTE /. _ Muvafık = / . Oydaşık. 2 -Onay, 3 - Yerinde, uygun Muvafakat etmek Oy -d açmak örnek: 1 - Ba meselede sizinle oydaşık değilim. 2 - Bu önergeyi onay bulanlar ellerini kaldırsınlar. 3 - Bu hareketiniz benim (Sorm 2 inci sayıfada) Atatürkün gezintisi İstanbul, 29 (A.A.) — Cumur Başkanı Kamâl Atatürk bugün saat 16 ile 18 arasında Boğazda bir gezinti yapmışlardır. ^ Bakanlar Kurulunda Bakanlar Kurulu dün de saat 17de toplanmıştır. Azat günleri kanunu çıkıyor Azat günleri kanunu Cumur Başkanlığınca onaylanmıştır. Kanun 3 haziran 1935 pazar -tesi günü resmiğ gazetede çıka -çaktır. Kanunun hükmü çıktığı tarihten başlıyarak yürüyeceğine göre, 7 haziran 1935 cuma günü resmiğ dayreler, kurumlar ve Özel yerler açık bulunacak, 8 haziran cumartesi günü öğleden sonra ile 9 haziran pazar günü yeni kanuna göre hafta azatı başlamış olacaktır. Fransa ile tecim anlaşması Bozulan fransız Modü vivendi-sl, 1 temmuza kadar olmak üzere bir ay daha uzatılmıştır. Fransa ile hükümetimiz arasında yeni tecim uzlaşması bağıtlanması için Paris'te yapılacak konuşmalara hükümetimiz tarafından Ekonomi Bakanlığı yönetgeri Faik Kurdoğ-lu ile Türkofis baş danışmanla -rmdan Burhan Zihni gönderile • çektir. Delgelerimiz, haziranın ortalarına doğru Paris'e hareket edeceklerdir. Türk - bulgar tecim anlaşması Memleketimizle Bulgaristan arasında olan tecim anlaşması 15 haziran tarihine kadar uzatılmış -tır. Zonguldak limanının yapılması için Zonguldak limanını yapmak isteyen ingiliz Vikers Metropoli -ten şirketi oruntaklariyle Bayın -dirlik Bakanlığı arasında konuş -malar devam etmektedir. Orun • taklar dün Bayındırlık Bakanı Ali Çetin Kaya ile görüşmüşler ve sonradan da Finans Bakanı B. Fuad Ağralı tarafından kabul edilmiş -lerdir. Atatürk Hava Kurumuna 10.000 lira verdi Atatürk, türk hava kurumunu on bin lira vererek hava tehlikesini bilmlerin başına geçmişlerdir ve demişlerdir ki ı "— Bu ulus en zor zamanlarda memleket ödevlerine canla, başla koşmuştur. İstediklerinden daha fazlasını başaracaklardır. Tuttukları yol doğrudur.„ Ulusal kalkınma ofis mü- , ztıktan sonra durum Genel grev tehlikesi var • B. Ruzvelt çare arıyor-Amerikankamoyu ulusal kalkınmanın kalmasını istiyor., Vaşington, 29 (A.A.) — Hü -kümet adamları ulusal kalkınma ofisinin tüzüklerini bozan yüce hakyeri kararına karşı alınması gereken tedbirleri gizlice incele -mektedir. Söylendiğine göre bu tüzüklerden bir kaçının ve hele işçilerin haklarını koruyanların yürürlük -te bırakılması için parlamentodan yeni bir kanun çıkarılması düşü -nülmektedir. Yüce hakyerİnin kararı işçiler arasında büyük bir küsü uyandırmış ve genel grev tehlikesi başgöstermiştir. B. Ruzvelt çare arıyor Vaşington, 29 (A.A.) — B. Ruzvelt. parlamento ve Senato fi- nans komisyonları başkanları ile N. R. A. nın temel prensiplerinin kurtarılması işini görüşmüştür. Amerikan kamoyu ulusal kalkınmanın yıkılma-masını istiyor Vaşington, 29 (A.A.) — Pat-ronlar ulusal kalkınması yönetgeri tarafından konulmuş olan bu -günkü gündelikleri bırakmak is -temediklerinden bütün Birleşik Amerikadaki asfaltlı kömür mağ-denlerinde çalışan işçiler birliği 17 haziranda genel grev ilânına karar vermişlerdir. Bu kararın tersine olarak Det-(Sontı 3. ca sayıfada) TÜRK - SOVYET DOSTLüC l M N YENİ BİR GÖS1 ER 1*1 Memleketlerine dönen sovyet artistleri gördükleri büyük ilgiyi ve türk devriminin eşsizliğini anlattılar B. Vasf Çınar: Türk Sovyet doSÛ uğunun büyük değerini anlattı. Kronik. Aykırılar Moskova, 29 (A.A.) — Büyük Moskova tiyatrosunda, Türkiye'de yaptıkları geziden dönen Sovyet artistleri bir konser vermişler ve bu konserde Türkiye Büyük Elçisi, elçilik ve dışişleri komiserliği ileri gelenleri ve basın delgeleri hazır bulunmuşlardır. Türkiye Büyük Elçisi Vasıf Çınar hükümet locasında gözükür gözükmez salonda şiddetli bir al -kış kopmuştur. B. Çınar kendini alkışlıyanları locadan selâmlamış Frangı kurtaracak yetki kanunu hazırlandı Sosyalistler kabineye yetki verilmesini istemiyorlar - Radikallerde de ikilik var -Borsada durum işsizlik Paris, 29 (A.A.) — Hükümetin parlamentodan istediği yetki hakkındaki kanunu gerektiren sebeb-ler projesinde frangın durumu ile ekonomi, ve büdce durumların • dan paranın değerden düşürül meşine karşı tedbirlerden ve arsıulusal bir durluk paktından bahs-olunmaktadır. 1. — Fransadan şimdiki alt.n çıkışı devam ederse frank tehlikeye düşecektir. Sağlam paralara - Holanda ve İsviçre paralarına -hücum etmiş olan arsıulusal spe -külâsyon şimdi de franga saldır mışlardır. Bunun etkileri içerde, devlet sehimlerinde ve hazne bo -nolarının ödenmesinde kendisini göstermiştir. 2. — Devam eden buhrana karşın ekonomi alanında korku için hic bir sebeb yoktur. Ekono • mide kalkınma vardır ve azalmaktadır. 3. _ Asıl tehlike büdce açı -ğındadır. Bu, genel borçları ağırlatarak frangın değerden düşü -rülmesi iktimaline dayanan spe • külâsyon için iyi bir hava yarat -makta ve para için bir tehlike olmaktadır. Genel borçlar her yıl büdceye 3 milyar frank yüklemektedir ki devlet bunu daha fazla artıramaz. Büdce açığına karşı alı -nacak tedbirler altın çıkışına karşı tedbirlerle birlikte yürümelidir. 4. — Hükümet frangın değer • den düşürülmesine karşındır. Her hangi bir devaluasİyon, ancak genel borçları o da kısa bir zaman için, hafifletebilir. Fakat ulusu fa-kirleştirir ve büdce açığının kaparonu S. inci sayıfada) ve teşekkür etmiştir. Tiyatro asdi -rektörü Arkanof Sovyet artistlerinin Türkiye'de bulundukları za -manı anlatmış ve gerek hükümet çevenlerince, gerek halkça artist -lere yapılan çok yürekten kabul -den bahsederek bu sevgi gösteri -lerinin iki ulusu biribîrine bağlı -yan sıkı dostluğu bir kere daha meydana koyduğunu söylemiştir Konser; artistlerin Türkiyede-ki programlarının aynı olmuş ve büyük bir başarık kazanmıştır. Konserden sonra, tiyatro direktörü Mütnik tiyatro büfesinde bir supe vermiş ve söylevinde Türki -yeyi ökecesine güdemiyle yeni yeni başarıklara götüren büyük Ön -der Atatürk'ün şerefine kadehini kaldırmıştır. Verdiği cevabta Türkiye Bü yük Elçisi, zor günlerde doğan, Türk - Sovyet dostluğunun ileri* (Sonu 3. cü sayıfada) ATAY "Roman,,da şu sözü kullandı, ğtm için kendimi her gün daha fazla haklı buluyorum: D e m o k r a s i şeriatll Dikkat ederseniz bizim parti nin adındaki halk ve oklarından birindeki halkçılık davasiyle uğraşıldığım görmezsiniz. Bu demokrasi sözünde eski şeriat klişesinin sırrı ve tılutrru bulunmuştur. Aykırı 'lar için, sizden olmtyarak, ve sizden görünerek, kendi silahınızla sizi var' mak için, en elverişli buldukları pusu demokrasi demagojisi 'dir. Bilseniz bunun altında neler var ve hepsinin başında, halkı forum örenlerinde döğüştüre dö-ğüştüre, yüz sınıfa ayırmak, bin parçaya bölmek, ve 6 oka birden kırmak var. Geçenlerde genç demokratlardan birinin yazısında şu sözü okt» dum: "Biz yerine göre devletçiyiz!,, Fakat aynı arkada* şa sorarsanız, ka'nın şeddesi vâ re'nin yedi elif çekilişiyle demok-rafız. Sakın sözün büyüsüne kapılmayınız: Bu, onların ağzından, kısaca, liberaliz, demektir. Ekonomiyi bırakınız, fakat hiç olmazsa siyasa liberalizmi! Bunun sınırı nerede olduğunu söyler nişiniz? Liberaller, meselâ, na hakla eğer kalmışsa padişahçtla-ra, eğer varsa islamcılara da, cu-muriyetçiler kadar Özgenlik ver-miyecekler? Demagojiye karşı kendi bay-rağtnızt gösteriniz ve dört vasıfta bütün kuvvetinizle durunuz: Biz cumuriyetçi, halkçı, devletçi ve devrimciyiz! Halk Partisi erkede kaldıkça, bütün siyasa hareketleri ancak bu çerçeve içine sığabildiği kadar özgendirler. Biz, köşesinde oturan şeriatçılar gibi, Türkiye halkının bin parçaya bölünüp, içinde gelişi güzel avlanmalarına elverişli bir bulanık su haline gelmediğine, gene kendi köşelerinde, eseflenip duran liberallere de bir şey dediği -miz yoktur. Yalnız bunlar, bi zim bayrağımızı, sokak donanmalarında kullanm ısınlar! Biz büyük bir devrimcinin şu sözünü severiz: "Tek doğru olan politika, prensipler politikasıdır!,. Ve hiç bir zaman anlaştdctlığa düşmek istemez. BUGÜN Üçüncü sayıfamızda ''Hava tehlikesini bilen üye,, yazılanlar Rus artistleri Ankaraya geldikleri zaman kendilerini karşılıyanlar arasınd &ay İt a / Dil iğleri Kılavuz için dersler — 21 — İhmal etmek = Savsamak, boşlamak, bakmamak ihmal = Savsa Mühmel = Savuk Türkiyenin hava güvenliği savsanmağa gelme*. Savsa, şahsiğ işlerde bir kusur, yurd barımı işlerindi bir suçtur. Devlet işyarlarının en büyük hastalığı a av s acılı artır* Savuk toprağı ot bürür. * *• «htiyat etmek « Şakramak İhtiyat bb 1 - Saknı, 2 - Yedek Ihtiyatkâr = S ak ruh S a k n ı y a n kaybetme*. Politikada eyi vasılların başlıcaları saknı ve öngörü »ör. Acaba "ihtiyat etmek,, anlamına saknı durmak yahut saknı bulunmak gibi şekiller de yapamaz mıyız? Saknı 11 adamla savsacıyı biribirine karıştırmayınız. "Teminat,, kelimesi için inanca dediğimiz gibi, belki "kay* ûı ihtiyatî,, klişesi için s a k n ı c a diyebiliriz. "Kaydı ihtl* raıî„ için de "çekince,, veya "sakınca,, kelimelerini kullanacağız: Bu şekil, "eğlence,, gibi kelimelerde olduğu gibi, türkçe-de pek güzel geçiyor. Önergenizi s a k n ı c a ile karşılıyorum. Bu meselede hiç bir çekince ileri sürmüş değilim. Eğer, kabul ederseniz, çünkü bunlar tekliflerdir, iki kelime kazanmış oluruz: Kaydi ihtirarf = Çekince Kaydı ihtiyatî = Sakınca En çok otomobil satan firmalar, el altında en çok yedek gereç bulunduranlardır: "Yedek gereç İhtiyat malzeme,, * * » Müstaid = Anık Istidad = Anıklık O, böyle önergeleri kabul etmeğe eğgin ve anık değildir. Çocuğumun resim sanatına olan anıklığına güvenerek, onu. Güzel Sanatlar Akademisine yazdırdım» * »• Kâfi = Yeter Kifayet =. Yeterlik Kifayetli, ehliyetli = Yetkil Dar zamanlarda, bir kuru ekmeğin kendilerine yeter olduğunu söyliyenlere inanmayınız. 200 kanadın türk havasım savgamağa yetmez olduğunu bütün yurddaşlara anlatmalıyız. Koca evi onarmak için bu kadar paranın yeterliğin» d e şüphe ediyorum. Sîz bu işi görmeğe yetkil değilsiniz. Bu misallerde geçen yeni kelime ı Tamir etmek = Onarmak Tamir = Onarım * ¥ ¥ Kaide — 1 - Kural (regle), 2 - Taban (ba*e)\ 3 - Durag (piedestal) Bu cümlenin türkçe gramer kurallar bakımından yanlışlarım gösteriniz. Bu heykelin d ur a e t sağlam, fakat tabanı bozuktur. Suikaad Yağınç Yugoslavya hükümeti, Marsilya y a ğ t d o ı hakkında oluşlar sosyetesine yeniden başvurularda (müracaatlarda) bulundu. ^ Bu fikir, yurd sevgisine karşı bağışlanmaz bir yağınç- i Ç D U Y U K L a a Her gün beş kelime (Başı 1 İnci sayıfada ahlâk anlayışıma uygun değildir. 4 - Oydaşmak her zaman gönülden olmaz. $h — Muhalif = Aynştk Muhalefet etmek = Ayrış -mak Örnekler: 1 - Bizde ayrışık partiler yoktur. 2 - Niçin her işte ayrışmak hevesine kapılıyorsunuz? Zıt = Karşıt Tezat = Karşıtlık Örnekler: 1 - Bu iki Hkh biribirine karşıt değildir. 2 - Ekoonmik girişimlerle Kamuğasığ arasında karşıtlık olmamalıdır. 4. — Telif etmek = Bağdamak Örnek: Ba iki fikri biribîri-le nasıl bağdayabilirsin' ' 5. — Tasvib etmek — Onamak Tasdik etmek = Onayla mak Tasdik - Onaylama Örnekler: l - Bu hareketini si hiç de onamıyorum. 2 - Cumur Başkanı son ka -rsunu onaylamıştır. Not: Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin osmanlı-calan kullanılmamasını rica ede - riz. İSTANBUL TELEFONLARİ Amerikalı gazeteciler istanbulda istanbul, 29 —Güney amerika-lı gaeztecileri Istanbula geldiler, istasyonda basın genel direktörlüğü istanbul oruntağı taralından karşılandılar. Gazeteciler öğle yemeğini otelde yidikten sonra Boğazda bir gezinti yaptılar ve yarın memleketlerine döneceklerdir. Gazetecilerin hepsi Ankarada gördükleri iyi karşılanmadan hoşnutturlar. Gazeteciler arasında olup da Sen Dominik dış bakam olan Al-las Hijo Ankara duyguları hakkında şunları söylemiştir: "—Ankarada türk ulusunun kurduğu şehir tabiata karşı kazandığı büyük bir utkudur. Şölende Başbakan İsmet Inönünün bana karşı gösterdiği ) üksek dostluk gösterisini hayatımın en büyük a-ntsr olarak sakltyacağım.,,Gazeteciler arasındaki doktor ve uzmanlar Ankaradaki hastanelerin ve bunlardaki avadanlıkların birçok Avrupa memleketlerinde buluna-mıyacak kadar yeni ve tükel olduğunu söylemişlerdir. Hepsinin Ankara hakkındaki duyguları bu merkezdedir. Gazeteciler cumur başkanı A-tatürke bir telgraf çekerek duygularını bildirmişlerdir. 182 kuruş yüzünden bir kıya istanbul, 29 — Bugün Ka-raköyde 182 kuruş alacak yüzünden Zühtü adında 18 yaşında bir genç, hamal Ahmet tarafından bıçakla öldürüldü. Öldürenle onu kışkırtan kahveci Hasan yakalandı. Hava tehlikesine yardım İstanbul, 29 — Hava tehlikesine yardım hazırlıkları artıyor, istanbul endüstri odası, balıkçılar, balıkhane işyarları, bütün esnaf oruntakları toplu yardım için çalışmağa başladılar. Yakında çok büyük sonuçlar alınacağı umuluyor. Paris üniversitesine talebe isteniyor istanbul, 29 — Paris üniversitesi tıp fakültesinde 17 hazirandan 12 temmuza kadar süre -cek bir kurs açılmış ve kursa istanbul tıp fakültesi talebeleri çağırılmışlardır. Kurslarda bevliye hastalıkları hakkında konferanslar verilecek, lâboratuvar çalışmaları olacak ve kurs sonunda kazananlara diplomalar verilecektir. Basın Kurultayı dolayısile Ermeni dilindeki türk gazeteleri delgesinin telgrafı Türkiye birinci basın kurultayına ermeni dilindeki türk gazeteleri delgesi olarak katılmış olan Bay Şamlı Basın Genel Direktör -lüğüne şu telgrafı göndermiştir. " Kurultayımız dolayısiyle bize karşı gösterdiğiniz yüksek kardeşlik ilgisine candan teşekkür ederken yurd işlerinde türk - ermeni gazetelerinin öteki hem «eh - Yarınki at yarışları Yarın ilkbahar at yarışlarının dördüncü haftasıdır. Koşulara 30 al ve kısrak yazılmıştır. Al çokluğundan fazla Ankaramıza yeni gelen kuvvetli atlar koşulara bir yenilik ve değişiklik vermiştir. Koşuların kalabalıklığı iıe hem heyecanı arttıracak hem de birge bahiste umu d edilmiyen sonuçlara yol açacaktır. Okurlarımıza birge bahiıte kazanabilmeleri için imkSn olduğu kadar yardıma çalışacağız. Birinci koşu: Ankan ingiliz at vc kısrakları için san* kosusudur, uşaklığı 2000 metredir. Koşuyu kazanan al satış tutarı üzerinden satılığa çıkarılır. Bu koçuyu B. Akifin Kazbadalyasının kazanacağı umulmaktadır. Fakat ikincilik için Conk ve Türkan arasında kuvvetli bir pekişme olacaktır. İkinci koşu: 3 yaşındaki yankan ingiliz taylar içindir, uzaklığı 1400 metredir. Bu koşjya Yüksel, Ayhan, Arılan. Alemdar, Semirarois, Bora, Makbul. Uçar ı un in de sekiz tay yazılmıştır. Bunlardan, baştan sıra İle, beş tanesi birer koşu kazanmışlardır. Bora bir defa. Makbul iki defa ikinci gelmiştir. Tayların hiç birinin bit üsle iki koşu kazanmamış olması kuvvetlerinin biribirine çok yakın olduğunu gösterir. 1400 metre taylar için epey bir uzaklık olduğuna göre nefesli ve dayanıklı tayların avantajı fazladır. Birge bahiste Yüksel, Ayhan ve Makbul'e plase oynanabilir. Üçüncü koşu: dört ve daha yukarı yaştaki yankan ingiliz at ve kısraklar içindir. Uzaklığı 2200 metredir. Bu koşuya yazılan at ve kısraklar şimdiye kadar kazandıkları koşulara göre fazla kilo aldıklarından Yıldırım 65, Ceylan ve Süba 56.5 Kap 56. Nona 52,5 kilo ile koşacaktır. Yıldırımın gene kazanacağı umud ediliyorsa da kendisinden çok bafif koşan önürdeşleri sonucu değiştirebilirler. Yıldırım için en korkulu Önürdeş Ceylan ve Kap'tır. Dördüncü koşu: Dört ve daha yu- ' karı yaştaki ankan ingiliz at ve kısraklar içindir. Uzaklığı 2400 metredir. Şimdiye kadar tamir ve Ankarada yapılan koşular B. Akifin Markizi ile B. Ahmedin Crandezaaının diğer atlara üstün olduğunu göıtermiştir. Bu iki ankan yann Ankarada ilk defa olarak beraber koşacaklardır, trmir yarışları mevsim başlangıcı olduğu için aralarındaki kuvvet ayrımını meydana çıkaramamıştır. Şimdi ber İkisi de tam İdmanında ve koşuya harrr bir haldedir. Yanlarında koşacak atlardan Barç belki sonuçta atalarına girebilir, fakat birge bahiste Markiz ve Grandezadan başkasına ganyan oynanmaz. Beşinci koşu: Yerli, yankan ve ankan arab at vc kısraklara handikap. Uzaklığı 2600 metredir. Bu koşuya on at yazılmıştır. İçlerinde en kuvvetlileri Alderviş ve Hakandır. Bu iki at, Öntir-dcşlerinden çok fazla kilo taşnnalanna rağmen birinci ve ikinciliği aralarında paylaşacak gibi görünüyorlar. Koşuları hiç bcklenmİycn atların kazandığı da cok görülmüştür. Onun için okurlarımıza bir az da sanslarma güvenerek oynamalarım tavsiye ederiz. Çağın Bugün Kamutay toplantısından sonra Belediye kanunu muvakkat komisyonu toplanacaktır. Hicrinden ayrılmamayı prensip o tarak kabul ettiklerini yüce bü • yüklerimizle Ankara devrim çeve-ninin bizde bıraktığı silinmez im ve heyecanlarından hız alarak bundan sonra da ödevlerini daha büyük bir anlayışta ve bütün k.T nasitelerivle yapacaklarma biıvr' SeHerimîzi înanclamanızı derin «"•»ıKn-h di'-rim... Hava tehlikesini bilen üyeler B.B. Hamit Fettah Ankara Posta ve tercüme memuru 20 lira, Kemal Yüksel A.P. abone memuruj 20, Cevat Tuna A.P. mevrude baş* memuru 20 Rıdvan Nafiz Kültür Bakanlığı müsteşarı 20, ihsan Talim ve terbiye başkanı 20, Haydar Taiim ve terbiye üyesinden 20, Nevzat Talim ve terbiye üyesinden 20, Tevfik Talim ve terbiye üyesinden 20, Cevat Kültür Ea-kanlığı teftiş başkanı 20, Refik, Kültür Bakanlığı orta tedrisat G. Md. 20, Rasim K.B. Zat işleri direktörü 20. Dr. Celâl K.B. Başmüfettişi 20, Muhittin İstanbul türk hava K. Ş. muhasebecisi 48, Fe -him muhasebede 28, Salim memur 20 Kâzım veznedar 20, Bayan Ad-viye memur 20, Radiye memur 20, B.B. Hilmi memur 20, İrfan memur 28, Abdullah memur 20, Tev4 fik memur 20, Asım memur 24, A-li memur 20, Lâleli apartmanlarında memur Rauf 20, Lâleli apartmanında memur avukat Ahmet 20, Lâleli a-partmaında memur Zekî 20. Tıbbiğ konferans Birinci bölge hekimler odası • nın her on beş günde bir yapmak-! ta olduğu Tıbbiğ konferans 30 — 5—1935 perşembe günü saat 18,30 da eskisi gibi Ankara Nü • mune hastanesi konferans aalo • nunda yapılacaktır. Konular şunlardır: 1 — intanı hastalıklarda yenî telakkiyat ve kilye ihtilâflarının tedavisi (Dr. Naci) 2 — Neo - salvarsane'dan mütevellit 3 üncü şırınga ve 3 üncil gün arızalarından üç vaka (Dr, Ali Rıza) 3 — Bir Meningite Syplıiliti « que vakası (Dr. Şükrü Yusuf) 4 — Türe ve ceza alanında tıbbiğ sorav (Dr. Fahri) Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelimeleri Alımsaklık = irtişa Anlamak = Tasfiye etmek, Ayrım = Fark Bir tarz = Yeknasak Bölge = m intaka Eğginük = temayül etmek Endüstri m Sanayi Güdem = sevk ve idare Hakyeri = mahkeme Kapasite = Kabiliyet Küsü = infial öke = dâhi önemli = Mühim önergemek = teklif çemen Örgüt = teşkilât Salkur = heyeti murahhasa Tanık — Şahid Tekkalma = infirad üretim = İstihsal Yargıç — hakem Yer = Mekân Yürürlük = meriyet Romanımızın bugünkü parçasında geçen kelimelerin Osmanlıca karşılık» lan: İlkel = iptidaî Tapınç = ibadet Bakı = Muayene S maç = İmtihan Diben = Zemin, İond Ruba = Elbise Ertik — Meslek Orman Çiftliği Fabrikasının Ankara Birası Zengin bir Gıdadır. 1 ON ALTINCI YIL. No: 4971 Zl MAH*!*»» UMA IIMTS Vılınıız. andımızdır Gelecek ihtinudlvr her şeyıli'n rnl hu yuh devletlerin «wiM«M^i olur. flit yltk]^ Her yrr«V . kuruş Gündelik M \\ V TEHLİKESİ Butun ulusların gözleri havadadır. Şimdiye kadar yalnız kuşların dolaştığı bir alan sayılan hava artık insanların da bütün zekâlariyle, bütün yapıcı ve yıkıcı kuvvetleriyle baştan başa hükümleri altında bulunmaktadır. Havada uzaklık, yakınlık kavramları kalmamıştır. Gittikçe yükselen teknik dünyamızı saran hava tabakasını her gün biraz daha daraltmakta ve bütün uluslara istenildiği zaman onun her noktasında hazır bulunmak imkânını vermektedir. Oyle görünüyor ki. yarının egemen ulusları bu imkânı çabuk elde eden uluslar olacaktır. Türk ulusu tarihinin hiç bir devrinde köle olarak yaşamağa dayanamamıştır. O, kendi içinden yakalanar.ayınca. dıştan gelen tehlikeleri her vakit utku ile karşılamış ve savuşturmuştur. Çünkü türk ulusunun kendini koruma uğrunda, öteki uluslardan daha çok, daha yüksek bir irde ve enerjisi vardır. Hayat şekilleri değiştikçe korunma araçları da değişmekte olduğundan uyanık bir ulus bunları hiç bir vakit gözden kaçırmaz. ve sırasında gereken tedbirleri alarak gene zamanının kuvvetlileri arasında bulunmak yolunda koşar... Biz de ulusça böyle bir dönüm noktasına geldik... İkiden biri: Ya dünyanın gidişine uyarak ilerlemek... ve yahut yarış alanından çekilerek arkada kalmak... Bunların anlamı bellidir. Biri şerefle egemenlikle erkinlikle yaşamak, öbürü de yavaş yavaş yokluğa götüren kulluk ve eksinlik yolunda sürünmek demektir. Türk ulusu için ikinci iktimali tasarlamak bile imkânsızdır. Ulusça ve ferdce bizim tek bir seçimimiz, tek bir yolumuz vardır. O da tarihin her devrinde ancak yükselerek, sayılarak yaşamaktır. Büyüklerimiz söylüyorlar: Türk ulusu için havadan tehlike vardır... Onu türk_gücünü kanatlandırarak savmak gerektir. Tehlike eyice anlaşıldıktan sonra o-na karsı durmak artık her yurdda-şın en büyük ödevi olur. Türk, gerek ulusça ve gerek ferdce bu ödevi gereği kadar yapacak durumdadır. Her gün yiyeceğimizi, içeceğimizi, ve ciğerlerimize alacağımız havayı düşünürken, bunların bir gün havadan gelen bir etke ile yinilemiyecek, içilemiye-cek, nefeslenemiyecek hale gelebileceğini de unutmıyacağız. Ve bunun için gündelik hayatımızın güvenliğini sigorta etmenin yeni hayat şartlarından olduğunu bilip hava korunmasına pay ayıracağız. Tehlikeyi bilenler bu payı seve seve vereceklerdir. Dünyanın siyasal durumunu az çok sezen ve sezmese bile türk büyüklerinin tehlike var! sözünü duyan her türk artık tehlikeyi bilenler arasındadır. O bundan sonra maddiğ ve tinel varlığından ne verebilirse verecek ve kendisiyle beraber, türk ulusunun bu tehlike dışında da şerefle ve kuvvetle yaşayıp yükselmesine yardım edecektir. Zeki Mesud ALSAN Fransız finans bakanı çekildi Gece yanandan bîr taat sonra şu haberi aldık: Paris, 30 (A.A.) — Finans Bakanı B. Jermen Marten çekilmiş - Aydın hattınıda aldık kamutay dünkü toplantısında Tarım Enstitüsü; Devlet Demir ve Hava yolları; İzmir ve İstanbul limanı hiidceleriyle özgen ettikler kazanç verdisi kanununu, tuzun üç kuruşa inmesini: ı asal bil»îler okulu yapılmasını kabul etti. C. H. P. Genel yönetim kurulunda Parti Genel yönetim kuru -lu Parti kurultayının yeni program ve tüzükle kendine yüklediği ödevleri önümüzdeki dört yd içinde nasıl başa -racağtnı plânlamak ve üyeler arasında iş bölümü yapmak için 29 mayısta başladığı ko -nuşmalara 30 mayısta da de -vam ederek hararlara varmıştır. Yeni tüzüğün koyduğu yoldan Partinin hükümetle el ve iş birliği yapması için kurul üyelerinin Ödevleri de sap -tanmıştır. Kamutay dun Hasan Saka'nın başkanlığında toplanmıştır. Tarım enstitülerinin 93? yılı Bayındırlık Bakanı B. Ati Çetlnkayn büdcesi konuşulmağa başlanmış ve söz alan Rasih Kaplan (Antal- Bir yurddaşın yardımı B. Abdurrahman Naci Demirağ Hava Kuru-/ muna 120.000 lira veriyor. Hava tehlikesi karşısında lı..! kımızın gösterdiği büyük ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Birçok ör -nekler arasında kıymetli bir vatan oğlunun Başbakanımıza çektiği telgrafla İsmet İnönü'nün verdiği cevabı aşağıyya yazıyoruz: Başbakan İnönü Ankara Büyük Önderimizin dâhice rehberlik ve kumandası altında kur tardısınız seogUi yurdumuzu her türlü tehlikelerden koruyacak ha va kuvvetlerimize, bedelleri mec muu 100 - 120 bin lira civarında 1-3 uçak ilâve etmek istiyorum, bedellerini istenildiği anda *»—••» devletlerine amade bulunduraca -Cimi sonsuz saygılarımla arzede - rem. Abdurrahman Naci Demirağ Abdurrahman Naci Demirag istanbul Vatan havasının masuniyeti için gj :: diginiz yüksek ilgiyi ve geniş ölçüde yardıma koşmak için fedakârlığınızı takdir ve tebcil ederim. Sizin gibi çalışkan ve fe -dakâr evlâdları ite vatan havası elbette masam ve masun kalacak -tır. Telgrafınızı Türk Hava Kurumuna verdim. Raşbakan İsmet İnönü FRANSADA DURUM Radikaller hükümeti yalnız bırakmama* va karar verdiler Bay Heryo Paris, 30 (A. A.) — Radikal sosyalist grupu • nun parlamen • toda yaptığı bîr toplantıdan son • ra B. Heryo, parti yürütüm komitesinin bir top -lantısına başkan -lık etmiştir. B. Heryo, hükümetin istediği tükel yetkenin, spekülasyon ma -nevralarına karşı koymak gaye -sini güttüğünü söylemiştir Kısa bir fikir danışıklığından sonra komite, projeyi oya koymadan dağılmış ve böylece radikal sosyalist partisinin şefine güvenini göster -mistir. Yeni projenin ana çizgileri Paris, 30 (A.A.) — Parlamento finans komisyonu tarafından çoğunlukla onaylanan projenin, oya konulmasından önce, komis yon üyelerinden birkaçı, bu pro jeyi paranın değerden düşürülme-mesi prensİpİnin bir berkite ola -rak gördüklerini bildirmişlerdir. (Sonu V inci sayıfada) ya), ekinci olan memleketimizde bu bilgi kurumunun büyük Ödevine işaret ettikten sonra çiftçileri -mizi toprak üzerinde çalıştırmadığımızı, yalnız teorik bilgiler verdiğimizi; tarım enstitüsünün, yurdun bu bakımdan olan eksiklerini tamamlamak için ne gibi tedbirler alındığını sordu. Bu mesele üzerinde B. Rasih Kaplan'ın sorusiyle başka say -lavların sorularına cevab veren B Muhlis Erkmen dedi ki: " — Rasih arkadaşımız ziraî teşkilâtımızın, bilgiyi ve ilmi tat -bikat olarak köye ve köylüye kadar götürülmesine temas ettiler. Bu münasebetle ziraat teşkilâtının çalışması hakkında benden iza -hat istediler. Arkadaşlarım; ziraat t eski -lâtı hakkında büdce müzakeresi esnasında bazı malûmat vermiş -tim. Bu teşkilât tam değil, nakıs -tır. Bu kabahati hiç bir memur arkadaşıma yüklemeden töyliyebili rim ki teşkilâtımıza işlerini tam görebilmesi için eleman verilme -miş, kâfi vesaitle teçhiz edilme -mistir. Nihayet bulunduğumuz mınlakadan köye ve köylüye gidebilmek için kâfi derecede teşkilâtlandırılmamış!^. Onun için Ziraat Vekâletinin yapmış olduğu programda bunu Ön sıraya almı -sızdır. ( Sonu 4 uncu say itada) Takas anlaşmaları hakkında Ekonomi Bakanlığının Bildiriği Ekonomi Bakanlığından bildirilmiştir: "Memleketlerle aramızda mevcut muvakkat ticaret anlaşmaları hükümlerine göre bir takım mad -delerimizin ihracı takasa tâbi tu -tutmuştur. Bazı ihracatçılarımızın bu hususa dikkat etmiyerek, mallarını takas heyetlerine müracaat etmeden gönderdikleri ve bu yüzden bazı ahvalde yenilmesi kabil olmıyan bir çok zorluklarla karşılaştıkları görülmektedir. Bu zor -luklara meydan verilmemesi için ihracatçılarımızın, gönderecekle -ri malın takasa tâbi olup olmadı -ğını evvelemirde takas tetkik he -yetlerine, Türkofis şubelerine, ti -caret odalarına veya gümrüklere giderek öğrenmeleri ve takasa tâ-( Sonu 4 üncü sayıfada) Kronik. /arın açılacak olan leşim sergisinin hazırlıkları. (Yazısı 2 inci sayıfamızda) Bağınsızlar Amerikanizm kültürü -nü Avrupa'va en eyi tanıtan transız yazarlarından biri der ki: "Amerikalının kafasında bir fikir, onu hemen gerçeleştirmek sıtması ile birlikte doğar. Amerikalı düşündüğünü yapmadıkça rahat etmez.',. İsmet İnönü'ne Atina'nın yeni su barajını gezdiren Venizeloa demişti ki: "Bu su meselesini tam yüz sene konuştuk!,. Eğer bir şehir için su bir ihti-yacaa, eğer ilim ve teknik denen bir şey varsa, Atina'nın suyu bir asır konuşulmamak lâzım gelir. Amerikalılar kendilerini, daha ilk adımda, eski Avrupa'nın işte bu yüz sene konuşma hastalığından kurtarmışlardır. Yapmadıktan sonra düşünmek, hele, ayağının altındaki toprağı ve gözünün karşısındaki halkı bırakıp, enginler üstünde hayal koşturmak neye yarar ? En ileri ve büyük Amerika, en geri ve küçük bir Avrupa vatanının onda birinden daha az zamanda yapılmıştır. Amerikanizm'ın başlıca kuvvetlerinden biri, bağınstz-l ı k idi. Hepsi Avrupa'nın birer köşesinden kopup gelen göçmenler, ham ve boş topraklar üstünde, kendilerini yapyalnız buldular. Bütün şartlar başka idi: Butun metod\ar da başka olacaktı. Geldikleri memleketler medeniyetini, yeni hayat ve iş gerekleri içinde arıtmak, süzmek, yalnız işe yarar taraflarını alıp, vakti çok o-lanları eğlendirmekten başka bir şeye yaramaz taraflarını unutmak lâzımdı. ilk Amerikan piyoniyeainin sol elinde kitab, sağ elinde kazma görünür. Okur ve yapardı. Bizim Türkiye'miz böyle bir piyoniyeler memleketidir. Burada herkes m a d d e ye dokunmasını bilmelidir. Burada top -rak ve halk. ve yapılacak iş başkadır. Biz Avrupa medeniyeti irindeyiz; Fakat bu medeniyetin kavradığı memleketlerden hiç birinin şartları içinde değiliz. Tanzimat'fanoeri bütan üer-leme heveslerinin yüzüstü kalmasına sebeb, katıp - teoriler içinde bir memleket dökülebileceğine inanmak, ve Ölü benzetcilik için -de yaratıcılıktan ve gerçeellihten uzaklaşmak olmuştur. Acemi bahçıvanın aşıladığa eski ağaç, her vakit kendi yabanî filizlerini sürerek, aşı baharım çürüttü, attı. Her gün beş kelime Ulus baştanbaşa kılavus kelimeleri ile çıkıyor, furki-yede çıkan gazete ve dergilere her gün verilen 5 er kelimelik listeleri de yatıyoruz. Bu listeyi basan gazete ar* tık bu kelimelerin oamank* çalarını kullanmıyacaktır. ON ALTINCI LİSTE 7. — Hakikat (T. Kö) 1 - Gar* çek, gerçeklik - Verile 2 -(Terim) Gerçe, gerçelik Realite Örnekler: 1 - Hakikat budur. 2 - Bir devlet adamı hayal değil, gerçeler (gerçeklik ler) üstünde yürür. (Saytfayı çeviriniz) Dil işleri. Kılavuz için dersler — 22- İktıza etmek — Izdemck Tilmiz, şakirdi marifet = İzdemen İktifa etmek = Yetainmek, yeter bulmak Biz bütün devrim davalarında Atatürk'ü I s d e m e k t en *aı geçmeyiz. Ders vermeği bırakınız, onun eyi bir izdemen 'i olabilirseniz, gene bahtiyar sayılırsınız. Hava savgamız bakımından, 200 kanadı yeter 6u/-m u y o r u z . Bu adama ne verirseniz, yetsinmea. Kendisini hoş kullanırsanız, bu aylığın üçte biri ile de g e t s i n i r . * + * Iktisab etmek = Edinmek Mükteseb = Edinik Iktisab = Edinç Müktesebat ~ Edinçler Biz memleket hakkındaki fikirlerimizi, su başında hayal yorarak değil, hayat sınaçları içinde yoğurularak edindik, Yurd işlerinde edinik hak yoktur; Her gün gör-'düğünüz hizmetle yer alabilir, yerinizde durabilirsiniz. Sizin ilim edinçlerinizi kıskanan yok: herkesi ahlâkınızla huylandırıyorsunuz. Çarşıda rasgele bulduğum bu vazo, benim İçin eyi bir 'edinç oldu. Bu misallerde geçen yeni kelimeı İmtihan = Sınaç * * * iktidar = Erk (Puissance) Mevkii iktidar =' Erke (Pouvoir) Sahibi iktidar = Erkmen (Puissant) Bir devlet için en büyük erke kaynağı, yurddaşlann genliği ve baysallığıdır. Bir şet için en sağlam erke, halkın sevgisidir. Erkmen, zayıflarla oynamaz; taydaş arar Bu misallerde geçen yeni kelimeleri Refah = Genlik Akran = Taydaş * ¦ * Islâh etmek = 1 - Yeğritmek 2 • Arıtmak Islâh, ıslâhat = î - Yeğritim 2 - Anımı Salâh = Yeğrim £alâh bulmak = Yeğrimek Salih = Yarar, elverişli Eski kîtablarda "döğmek, döğülmekten yeğ 'dir.,, sözünü hatırlarsınız. îşte "yeğritmek,, ve "yeğrimek,, kelimeleri %u asil türk kökünden alınmıştır. Bazı örgütleri yeğritmek, yıkıp yenilerini kurmaktan daha zordur — Bazı teşkilâtı ıslâh etmek, yıkıp yenilerini itesis etmekten daha müşküldür. Biz, durmaksızın at cinsini arıtmağa çalışıyoruz. Tanzimat, Avrupa korkusu ile başlanmış bir yegritim hareketi idi; bir devrim değildi. At cinsinin arıtımı sı Islâhı cinsi feres i ç D U Y U K L A i. 1 — Hakiki = I - Gerçek, hakikiğ = Veritable, 2 - Gerçe/ (Terim) = Reel örnekler: I O, hakikiğ bir iş adamıdır. 2 - Belki eyi değil, fakat gerçek (gerçel) olan budur. 8* Tahkik etmek ~ Gerçinle-meh Tahkik, tahkikat — Gerçin Örnekler: 1 - Polis meseleyi gerçinlemeğe başlamıştır. 2 • Tüzel gerçinler = Tahkikatı adliye I. — Tahakkuk etmek — / - Gerçekleşmek, gerçelesmek, 2 • Kesinlenmek örnekler: Yurd bayındırlığı ülküsü, ancak cumuriyet devrinde gerçeleşti (gerçekletti) 2 • Kesinlenen vergiler = Tahakkuk eden vergiler $. — Tahakkuk ettirmek = / - Gerçeleştirmek, gerçekleştirmek, 2 - Kesinlemek, 3 -Varlaştırmak Örnek: Asırlar d anberi Anadolu'da en büyük bayındırlık işlerini varlaşttran cuma-riyettir. Not- Gazetemize gönderilecek yazılarda bu kelimelerin os-manltcaalrı kullanılmamasını rica ederiz. B. Ahmed Cevdetin aylesinin teşekkürü Uç gün önce Ölen ertikdeşimiz B. Ahmed Cevdet'in aylesi adına; Tanm Bankası, Tarım danışmanı B. Hikmet, gösterilen içtemli-ği ve cenaze törenindeki değerli gösteriden dolayı teşekkür etmektedir. İSTANBUL TELEFON LAM Venizelos eski bir osmanlı çaşıtı imiş İstanbul, 30 — Son osmanlı 'sadrıazamı,, Tevfik paşanın bugün gazetelerden birinde bir diye-vı çıktı: Tevfik paşa diyevinde Venizelosun eski bir osmanlı çaşıtı olduğunu: 50 yıl önce kendisi Atina elçiliğinde sekreter iken Venizelosa her ay on beş osmanlı altınını eliyle verdiğini; bunakar-şılık olarak da elçiliğin Venize-lostan kıymetli hizmetler gördüğünü söylemiştir. Tevfik paşa Venizelosun osmanlı çaşıtı olarak çalıştığı zamanlar hakkındaki anılarından en önemlisi Venizelosun Girid'den Yunanistana gizli olarak göçen rumların adlarını her gün birer liste ile osmanlı elçiliğine bildirmiş olması idi. Bu diyev Istanbul-da heyecanla karşılandı. Hafta azatı dolayısiyle İstanbulda sevinç istanbul, 30 — Hatta azatının pazara çevrilmesini bütün iş sahihleri iyi karşıladılar. Şehrin kara ve deniz taşıma araçları tarifelerini değiştireceklerdir. (Şirketi Hayriyenin) nin ucuz atrifesi İstanbul, 30 — Şirketi Hayriye ucuz bir tarife hazırladı. Tarife ayın birinden başlıyarak yeritile-cektir. Şirket bununla, birkaç gün-denberi Anadoluhisarlılarla şirket arasındaki tarife anlaşmazlığının ortadan kalkacağı fikrindedir. B. Fuad Bulcanın diyevi istanbul, 30 — Ankara'dan Istanbula gelen Türk Hava Kurumu Başkanı B. Fuad Bulcanın bugün gazetecilere verdiği diyevde şu cümleler vardır: Büyük şefim Başbakan biribirini takib eden kurultaylarda hava tehlikesini çok açık bir dille ulusa bildirmekten çekinmemiştir. Memleketin idare mesuliyetini üzerine almış olan Başbakanın "hava tehlikesi vardır. Ulusun fedakârlığı lâzımdır,, deyişinde ve bunu açıkça söyleyişnide büyük bir hakkı vardır. Vazifeye işaret verileli henüz oçk az bir zaman olmasına rağmen, memleketin her tarafında hava tehlikesi üyeliğine yazılmak için gösterilen heyecanlı alâka ulusun hava tehlikesini takdirinin en güzel bir misalidir.,. Güney Amerikalı gaze -teciler gittiler İstanbul, 30 — Güney Amerikalı gazeteciler bugün İstanbuldan ayrıldılar. Konuklarımızdan ikisi vapurla Pire'ye ve dördü trenle Sofya'ya gittiler. Rıhtım ve istasyonda uğurlandılar. Konuklarımız memleketimizden çok iyi hislerle ayrıldılar. İstanbulda sınaçlar İstanbul, 30 — Cumartesi günü lise ve orta okulların son sınıflarında sınaçlar başlayor. Kültür Bakanlığının sınaçlar hakkında o- Hava tehlikesini bilen üyeler C. H. P. Genel Sekreteri Bay R. Peker yükenini (100) liraya çıkarmıştır. BB. Mehmet Ali Fidan tzmir-de manifaturacı 20, Ali Galip Fidan tzmirde manifaturacı 20, Ha-mit Polga Nafiz Mustafa ticarethanesinde veznedar îzmir 20, Ahmet Nail Demirlihanmda mücel-lit izmir 20, Salamon lzrail Nafiz Mustafa ticarethanesinde İzmir 20, Fahri Yavuz İzmir T. Ha. K. Sagısmanı 20, Burhan Bardakçı îzmir, T. H. K. veznedarı 20, Fİ-ruz Sumtekin izmir Iş Bankası direktörü 60, Osman Dardağan izmir İş Bankası Direktör muavini 36, Cahit izmir Iş Bankası ikinci direktörü 24, Hüseyin Hüsnü Eronat İzmir İş Bankası sagısmanı 20, Tahsin izmir Iş Ban-işyarlarından 20, Galip Saffeti İzmir İş Bankası işyarlanndan 20, Nevzat Turgut izmir İş Bankası işyarlarından 20, aGlip Saffeti izmir İş Bankası işyarlarından 20, Rifat izmir İş Bankası Başvez-nedan 20, Reşat Şakir Saltekin İzmir Iş Bankası işyarlarından 20, Hikmet Negiz İzmir Iş Bankası istihbarat şefi 20. Süleyman Ankara Koyunpazan kantariye şirketinde 25, Said Ankara Koyunpazan kantariye şirketinde 25, A-sım Ankara Koyunpazan kantariye şirketinde 25, Ali Aktar Ko-yunpazannda manifaturacı 25, Ö-mer Kütükçüoğlu koyunpazarın-da manifaturacı 26, Osman Aslan koyunpazannda manifaturacı 20, Naim Güdüllüoğlu Kantariye şirketinde 25, Kenan Eskişehir T. Hava Kurumu Başkanı 25, F. Şükrü Eskişehir T. Hava Kurumu başkan vekili 25, Ziya Boral Eskişehir Bankası muhasibi 25, Zeki Eskişehir Türk Hava kurumu muhasibi 20, Devlet Şurası Başkam Reşad Mimar 100, Mİ. N. D. Başkanı Rıza Sun 50, Tanzimat dairesi Başkanı Hakkı Özer 50, Daavi dairesi Başkanı Saffet Tuncay 50, Mülkiye dairesi Başkanı Mitat Kalabalık 50, Üyeler: BB. Şefik Yürekli 40, Asım Yeğin 40, Ömer Lûtfi Erinal 40, İbrahim Yurdseven 40, Süreyya Özek 40, Nusret Doğruel 40, Hüsnü Berker 40, Ferit Çelebioğlu 40, Nuri Kayaalp 40, Emin Arda 40, Dr. Rifat Kardam 40. Mustafa A-rif Akgün 40, Genel Mete (Genel Sekreter) 40, Muammer As 40. Ali Rıza 40, Asaf Cuhruk 40, Başmuavinler: BB. Seyfettin Sonkor 20, Mem-duh 20, Talât 20, Cudi 20, Zihni 20, Ankara Posta Abone memuru Fetih Mustafa 20. iineı resini kullara gönderdiği yeni öğrenek, talebelerle Öğretmenler tarafından sevinçle karşılanmıştır. (Jan Dark) gemisi İstanbulda İstanbul, 30 — Fransız okul gemisi Jan Dark bugün Istanbula geldi şehri topla selamladıktan sonra Haydarpaşa önünde demirledi. On i! sergisi açılıyor Güzel »anallar birliği resim şubesinin Ankaradnki 12 inci re -tim sergisi, Sergievinde, yarın saat 11 de açılacaktır. Açılma tore -ni Kültür Bakanımız tarafından yapılacak olan bu yılkı sergi, denilebilir ki, şimdiye kadar açılmış olanların en zenginidir. BB. Veci-hi ve Sami'nin tertib ettiği bu sergiye İstanbul ve Ankara'dan 33 resimci katılmıştır. Güzel sanatlar akademisi Öğ -retmenlerinden Namık İsmail'in altı, İbrahim Çallı'nın dört, H. Ve-cih'in yedi, Sami'nin dört, Nazmı Ziya'nın yedi, Hikmet Onat'ın dört, Feyhaman'ın dört. Ayetullah Sümer'in dört tablosu serginin profesörler kısmını ortaya çıkar -maktadır. General Halil'in yedi parça resmi bu ihtiyar sanat e -mekcisinîn hâlâ sönmiyen ateşini gösteriyor. Konya saylavı Şev -ket'in çarşı ve kapalı çarşıyı gösteren iki tablosunda üstadı, biraz daha tazeleşmiş ve yenileşmiş buluyoruz. Bunlardan başka Bursalı Şefik-in iki peyzaj ve bir natür mor tu Rahman Safiyef'in bir portre ve bir peyzajı, Seyfettin Hüsnü'nün natür mordan, Kadri Atamal'ın güller ve peyzajı, Kâzım'ın iki "Bursa,, sı, Muhtar Aykın, Hayri Çizel, Güzin Duran, EdipKöseoğ-lu. Ali Halil, Bedia, Cevad, Ah -met Doğu'nun türlü peyzaj ve natür mortları da vardır. Ankara'dan katılan resimciler arasında en göze çarpan Malik Aksel'in ulusal yolda yeni bir ada-yış olan beş tablosudur. Saib'İn yedi portresi, Süruri'nin altı tablo -su, Celâl, Cevad, Kasım. Refet, TalhaEke ve Abidin'in tabloları d« Ankara kısmını tamamlıyor. Bu sergiye İstanbul'daki öz -gürler ile D grupu artistlerinin katılmamış olması esefe değer. Çünkü eğer onlar da tablolarını ver -miş olsalardı, klasik, akademi' ve modern ekollere bağlı tablolar a -arasında seyirciler karşılaştırma yapmak fırsatını bulacaklardı. Ankara sergisi, şimdiki haliyle de zengindir. Biz, bütün ankara « lılara. resim alanında bir yıllık Çalışmalardan doğan bu güzel sergiyi kaçırmamalarını ve görmele-rini tavsiye ederiz._ Bugünkü sayımızda geçen kılavuz kelim«leri Araç = Vasıta Bitki = Nebat Bölge = Mınıaka Etke — Amil Etki ¦ Tesir Güvenlik ---- Emniyet Karşın ¦ Aleyhtar Kasanık — Mahkum Özgü ¦ Has, mahsus Şarbay — Belediye reisi Saptamak = Tesbit etmek Sorav — Mesuliyet Sömürge ¦ Müstemleke Tüzük ¦ Nizamname Uyruk = Tâbi Uyum — Ahenk Yaşaklık ¦ Rutubet Yönetger — Müıteşar Yönetim = İdare Romanımızın bugünkü pareasıno» geçen kelimelerin osmanlıc* karşılısı lan: Bakı Muayene Ertik = Meslek Durumsamak ~ Tereddtlt etmek Tansı = Mucire Orman Çiftliği Fabrikasının Ankara Birası Zengin bir Gıdadır.
Tweet
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
Bu Blogda Ara
Popüler Yayınlar
Mevlit - Tam Metin
Süleyman Çelebi'nin Vesiletü'n-Necat (Kurtuluş Yolu) adıyla kaleme almış olduğu, Mevlit adıyla bilinen eserin tam metni: I. ...
TDK İmla Kılavuzu
TURK DİL KURUMU YAYINLARI: 525 İMLA KILAVUZU Hazırlayan: Prof. Dr. Hasan Eren Ankara 1985 Türk Tarih Kurumu Basım Evi TÜRK DİL KU...
Cengiz Han Yasasi
Dr. Curt ALINGE'nin tespit ettiği kadarıyla Cengiz Han'ın yasası şu hükümleri içermektedir: 1. — Zâni ister evli olsun ister olmas...
Yeni Sabah - Mayıs 1949
1 Mayıs 1949 tarihli gazete - 2 Mayıs 1949 tarihli gazete - 3 Mayıs 1949 tarihli gazete - 4 Mayıs 1949 tarihli gazete - 5 Mayıs 1949 tar...
Yeni Sabah - Kasım 1940
Gazete içeriği aşağıdadır. ...
Yeni Sabah - Eylül 1949
1 Eylül 1949 tarihli gazete - 2 Eylül 1949 tarihli gazete - 3 Eylül 1949 tarihli gazete - 4 Eylül 1949 tarihli gazete - 5 Eylül 1949 tar...
Yeni Sabah - Ağustos 1949
1 Ağustos 1949 tarihli gazete - 2 Ağustos 1949 tarihli gazete - 3 Ağustos 1949 tarihli gazete - 4 Ağustos 1949 tarihli gazete - 5 Ağusto...
Süreli Yayın Arşivi Arama Sayfası
Arama motorunu kullanarak 1929-1950 yılları arasında çıkmış süreli yayınlar içinde arama yapabilirsiniz. Doğrudan belli bir ayın süreli y...
Divanu Lugati't-Türk
Kaşgarlı Mahmut'un eseri Divan-ı Lügat-i Türk: DIVANU LUGATI'T-TURK'DEN DERLENMIS ETIMOLOJIK SO...
Yeni Sabah - Temmuz 1949
1 Temmuz 1949 tarihli gazete - 2 Temmuz 1949 tarihli gazete - 3 Temmuz 1949 tarihli gazete - 4 Temmuz 1949 tarihli gazete - 5 Temmuz 194...
Hiçbirşey Nasıl Yazılır
Heryer Nasıl Yazılır
Göktürkçe Türk Yazısı
Blog Arşivi
Blog Arşivi
Temmuz (428)
Haziran (1147)
Mayıs (683)
Mart (1)
Ocak (1)
Ağustos (1)
Eylül (1)
Mayıs (1)
Şubat (2)
Aralık (5)
Kasım (1)
Temmuz (110)
Haziran (1)
Ağustos (1)
Ekim (2)
Temmuz (2)
Mayıs (1)
Nisan (1)
Eylül (103)
Ağustos (3)
Mayıs (1)