T n
ÇARŞAMBA 12
ŞUBAT 19 4 1
VATAN EVİ
CAGALOGLU No. 32
TELEFON: 24136 TELGRAT: VATAN İst.
BAŞMTTHAREtRÎ
AHMET EMÎN
^
^
KÛTÛPHANJ
vze
BRIDURAN
ORTA ATLAS
Beşinci tabı çıkmıştır
KANAAT KİTABEVİ
F iyatı: 5 Kuru
YASI SABAH GAZETES
Sayı: 173
Balkanlardaki İnkişaflar Karşısında
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
ulgar telgraf ajan» İngiltere Başvekili Bay Çör-til'in sözlerini teîkzip ediyor. Diyor ki: «Bulgarotanda Alman askeri yoktur.»
Bu iddia Çorçil'in nurcunda: cBelki de Akman askeri geçmiştir, bile....» kelimeleri ile işaret edilen fctimal* ak olabilir. Yoksa Alman başkumandanlığının hazır, üklarına ve niyetlerine ait vaziyetleri teyit veya tekzip etmek, Bulgar telgraf ajansının salâhiyeti
haricinde bir şeydir.
Muhakkak olan bir -şey varsa şudur ki, Romanyaya yüzbinlerce Anman askeri gelmiştir ve gelmekte devam ediyor. İlik Alman fırkaları geldiği zaman bunların vazifesi Rumen ordusunu yetiştirmek diye gösterilmişti. Güya muallim sıfatile gelen bu fırkaların Romanyada ikamet parasını Romanya ödeyecekti, getirilen teçhizatın bedeli, Romanyanın hesabına geçiriiiyordu. Alman askerinin Romanyaya gelmesinde komşulara karşı bir taarruz maksadı aranmasının bu suretle, şeklen olsun önüne geçilmek isteniyordu.
Fakat tümen tümeni takip ettikçe iş çığrından çıktı. Yavaş yavaş ımua tümlerin sayısı, talebeyi asa. Bu askerden bir miktarı ile Sovyet hudutlarının etrafında bir kordon çevrildi, bir kısmı da aşağıya doğru sarkmak istidadını gösterdi,
Harbedenlerin başlıca vazifesi gafil avlanmamak, beliren tehlike karşısmda iptidadan tedbirler almaktadır. Bay Çörçil, her vakitki çaıişma usulüne sadık kalarak ufuktaki tehlikeleri iptidadan görmüş, kendince tedbirler almış. Romanya ile diplomasi münasebetlerini kesmiş, Balkan memleketlerini de gözlerini açmaya davet etmiştir.
Bugün iık safta olarak ortada bir Bulgaristan meselesi görünüyor, buıgarıstandaıki bir azlık, Almanların kanadı altında ış basma gel" meğe, onların kanadı altında bile oka Butgar millî emellerini gerçekleştirmeğe taraftardır. Çokluk herha.lde istiklâl istiyor ve Alman tehlikesinin manasını kavrayor. Bütün mesele bu istiklâl taraftan çokluğun ne dereceye kadar te-cellüt gösterebıleceğındedır. Kapılarını sadece Almanlara açacak mı, Danimarka gibi şeklen mi protesto eder görünmekle mi iktifa edecek, Norveç, Holanda Belçika gibi silâha mı sanılacak.... Herhalde Bulgarların şu noktayı bilerek hareket etmeleri lâzımdır ki iki taraflı kazanmak ihtimali yoktur. Almanlara boyun eğerlerse iki taraflı olarak mutlaka kaybedecektir. Kendileri için yegâne kurtuluş ve istiklâl yolu ancak azaimi mukavemettedir.
Bize gelince demokrasiyi prensip diye kabul eden bir memlekette her meselenin alenî surette münakaşasında fayda vardır. Yalnız harp zamanında muayyen gayeleri korumak için ne gıibi şartlar karşısında harekete geçileceği ve bunun ne zaman yapılacağı gibi bir mesele, alenî münakaşa mevzuu olamaz. Prensip kararlarımız malûmdur.
Memleketin namusunu; şeref ve haysiyetini, emniyet ve istiklâlini korumak için tatbikatın ica. bmda ne yolda olacağı meselesi şeflerimizin hâdiselerin icabına göre haUcdecekleri bir davadır. Bütün tecrübelerimiz bize gösteriyor ki bu gibi kararlar daima tam zamanında ve tam yerinde veriliyor, iyi ve sağlam görüşlere dayanıyor ve azami cesaretle azamî teenni ve itidali her vakit telif ediyor.
Bir karar vermek icap edince onun mutlaka isabetli olacağına tam güyen duyarak hâdiselerin inkişafını bekleyebiliriz.
Amiral Darlan
Petene Halef
Vichy, 1 1 (AA.) — Havas
ajanaı bildiriyor:
4 numara altında neşredilen bir kanunuesasî zeyli Amiral Dar-lan'ı, Mareşal Petain'in devlet re. isi vazifesini ifaya mâni zuhur ettiği takdirde kendisine halef olarak tayin eylemektedir.
aarı
inin
M
Vatan'a Beyanatı
Köy Enstitüleri, Cümhurly t Rejiminin ve Bugün Ona Temsil Eden Büyük İrfan Hâmisi İsmet İnönü'nün
Türk Mi 1 et ne En Büyük Armağanıdır
Vekil; Neşriyat Kongresi Kararları, Ansiklopedi İşleri, Neşriyat ve Diğer İşler Hakkında İzahat Verdi
• •I .ıı
Ankara (Hususî) — Kendisini ziyaret ettiğim Maarif Vekili Hasan Ali Yücel, maarif meseleleri hakkında sorduğum muhtelif suallere aşağıdaki cevapları vermiştir. Bu çok mühim beyanat, bilhassa son zamanlarda, (muhtelif maarif işleri hakkında yapılan yerli yersiz neşriyata da bir cevap teşkil edecek mahiyette bulunmaktadır.
Hasan Âli Yücel, talebe vaziyeti ve köy enstitüleri hakkındaki sualime şu cevabı vermiştir:
— Son nüfus sayımı, Türk milletinin artmakta olduğunu bi* ze gösterdi. Bu artış, umumî vazife ve hizmetlerde devlete düşen vazifelerin de artmasını, genişlemesini icap ettiriyor.
1935 say ım ınd a nbe r ı geçen beş sene içinde, ilk öğretini sahanda devletin aldığı tedbirler, umumî nüfus artımı içinde mevcut nisbetlere müöbet surette de-ğiştirici tesir yapmış sayılamaz. Okuttuğumuz çocukların adedi, her sene, bir evveline rMdbetle da-ha çok olduğu halde umumî nis- j betlere baktığınız zaıman büyük ı
Maarif Vekili Hasan Âli Yücel
bir değişmeye rasgelmiyorsunuz. Son nüfus sayımında okuma çağında bulunan çocuklar, umumi
nüfusun yüzde yirmi birini teşkil ediyor. Biz, bu, yüzde yirmi birin.
ancak, yüzde yirmi altı onda dokuzunu okutabiliyoruz. Devlete ve hükümete düşen bu muazzam vazifenin kutsallığı kadar, ehemmiyetini de bütün vicdanımızla idrak etmekteyiz. Cumhuriyet maarifinin itikadımca, ana davası budur. En küçük teferruatına kadar düşünüp, prograımlaştırdığı-mız ve köy enstrtülerile gerçekleşmesine başladığımız bu davanın halli için emek, vakit, devamda daûna artan bir hızla, en aşağı on beş senelik bir çalışmağa ve sabra muhtacız.
KÖY ENSTİTÜLERİ
Köy enstitüleri kanunu. Cumhuriyet rejiminin ve bugün onu temsil eden büyük irfan hâmisi İsmet İnönünün Türk milletine en büyük hiameti olacaktır. Bu gayenin tahakkukuna hayatlarını verenleri tebcil etmek benim için borçtur.
Köy enstitüleri teessüs devresini büyük başarıyla geçiriyor. Bizzat gidip gördüğüm ve mütebakisini de göreceğim bu müesseseler, ahlâk ve iş .hususunda bi-(Devamı Sa. 4, Sü. S de) =
Hatayda Seylâp
29 Koy Sular Altında
Çok Şükür İnsanca Zayiat Haberi Yok
Antakya, 1 1 (A.A.) — 24 ; saattenken şiddetle süren yağmurlar Hartayda bir felâket halini aîmuş, Antakyada Asi vc Amuk ovasında Afrin nehirleri görülmemiş bir derecede taşmıştır.
Aratatkya kazasına bağlı altı, İs. kenderuna bağlı 4 ve Reyhaniye. ye bağlı 19 köy sular altındadır.
İskenderunun cenup mahallelerde seylâp mrretakasındaki köyler halkı daha evvel alınan tedbirler sayesinde tahliye edilerek civar yük sek köylere nakledilmişlerdir.
Kızılay felâketzedelere yardım etmektedir. Seylâp mmtakasında-ki mezruat mahvolmuştur. Şimdi, ye kadar insanca zayiat hakkında hiç bir haber yoktur.
Yeni Bir Gümrük Resmi Alınacağı Asılsız
Ankara, 1 1 (Telefonla) — Bir akşam gazetesinde gümrüklerden yeni bir resim alınacağı hakkında çıkan haber üzerine alâkadar Vekâletlerin mesul makamlarınca verilen malûmata göre böyle bir ; şey tasavvur edilmiş değildir. | Bütçe tetkiklerine başlanacağı ; zamanlar çıkarılan bu kabil sen-sationel haberler tamamile hayal mahsulüdür. Ne yeni bütçenin esasları hazırlanmış ne de herhangi bir karara varılmıştır. Bütün Vekâletler geçen malî yılın tatbikatından aUınan neticelere göre henüz ihtiyaçlarım tesbit etmekte ' bulunmaktadırlar. Fevkalâde ah-i valin icap ettirdiği tahsisatın hiç şüphesiz Millî Müdafaa Vekâleti bütçesine ilâve edilmesi için bir proje hazırlanacaktır. Fakat bu projenin esaslarını hazıklarken hiç bir sınrf Jıalkı hiç bir vaziyete sokacak bir karara varmak bugünkü hükümetin düşünceleri a-rasmda değildir. Dünya vaziyetinin gümrük kazancım azaltması,
Askere Giden Çil çilerin Borçları Tecil Ediliyor
Ankara, 11 (Telefonla) — Memleket müdafaası için hudutlara koşan çiftçilerimizin, Ziraat Bankasına olan borçlarını tecil İçin hükümet bir kanun projesi hazırlamıya bağlamıştır. Bu projenin bugün İçin hazırlanan esasla rrna nazaran askere giden toprak sahipleri Ziraat Bankasına olan borçlarını terhis edildik lertnden bir müddet sonra ödentiye bağlıyacaklardır.
General Vilson Sirenaik Valisi
Kahire, 11 (A.A.) — General VVJ^sonun Sirenaikde askeri vali ve başkumandan sıfatile kumandayı deruhte ettiği bildiriliyor.
îşgal edilen bütün düşman arazisine taallûk eden bütün meseleler ile meşgul olmak ve bu araziyi idare etmek üzere buradaki umumi karar-gâhda bir siyasi şube tesis edilmiştir.
eşya bedellerini arttıracak ve tüccarların dolayıeLle halkın, zararına olacak bir kararın alrnmasını hiç bir veçhile intaç etmiyecek-tir.
Yassah!..
Yazan : Nlzameddin Nazif
Muharririn TürkOrdusuna İthaf Ettiği BuNefîs Yazıyı
Yarınki Sayımızda Mutlaka Okuyunuz
VarnadanAlmanyaya
Petrol Götüren Bir Tren
Devrildi ve 29 Vagon Yandı
Belgrat, I I (A.A.) — Havas
ajanBi bildiriyor:
Varnadan Almanyaya Sovyet petrolü nak/leden bir tren geceya-rısı Bulgaristanda Yugoslav hududuna bir kilometre mesafede bulunan Dragoman ietaayonu civarında yoldan çıkmıştır.
29 sarnıç vagonu Mişava uçurumuna yuvarlanarak yanmıştır. Yangın hâlâ devam etmekte, a-levler bir kilometre genişliği kaplamaktadır.
IngilizDonanması
Ostende'i
Bombardıman Etti
Londra, 11 (A.A.) — İngiliz amirallik dairesinden bu akşam tebliğ edilmiştir:
İngiliz donanmasına mensup gemiler bu »abalı erken Almanların işgali altında bulunan Ostende'i bombardıman etmişlerdir. Mermilerimiz liman tesisatına isabet etmiş ve bir çok yangınların çıktığı görlUmüşUir.
Kuvvetlerimiz hasara uğramamış, insanca da zayiat kaydedilmemiştir.
Mm
Her ihtimale karşı Cebeiuttankı tahkim eden ve şiddetle müdafa aya hazırlanan mevki kumandanı,
Cebelüttank valisi ve donanma kumandanile harita üzerinde görüşüyor
General Frankonun Mihver şeflerlle görüşmesi bahis mevzuu olduğu zaman hatıra ilk gelen sırasile Ce-belüttarık, Afrika, Fransadır. Fakat B. Mussolini ile sonra da belki B. Hitlerle görüşeceği bildirilen General Frankonun bu seferki görüşmesi, îtalyanın İngiltere ile bir sulh yapabilmesine mutavassıtlık edeceğine atf olunmaktadır.
FRANKO
Mussolini ve Hitler İle Görüşecek
îtalyanın ingiltere İle Sulh Yapmasına Tavassut Edeceği Söyleniyor
Bildirildiğine göre Franko refakatinde Hariciye Nazın Soran o Sunner bulunduğu halde Italya-ya hareket etmiştir. Orada Mussolini ile görüştükten sonra Beril nde Hitlerle görüşecektir. Bu buluşma bir takım tefsirlere yol açmaktadır.
Hitler, Mussolini Franko Ue acaba ne görüşecekler? Herhalde kendisinden harbe girmesini Istemlyeceklerdlr. Îtalyanın son düştüğü vaziyetten sonra Fran-kodan harbe girmesini istemek akla gelemez.
Bir rivayete göre akla gelen, Frankonun bir sulh teebbüsü yapacağıdır. Bu vesile Ue Franko bir mutavassıt rol oynıyacaktır ve bunu da en İyi yapacak Fran-kodur.
Diğer bir ihtimal de: Görüşme İngiltere ve VVeygand mtina-sebetile alakadardır. Almanya İngUterenln VVeyganda yapacağı Iş birliği teklifinin önüne geçmek İstemektedir.
Hatırlardadır kl Hitler Pirene hududuna kadar gitmiş, Franko İle görüşmüştü. Frankonun bir 1 ad el ziyaret yaptığı da düşünülebilir.
Fakat bu buluşmanm hedefini anlamak için birkaç gün beklemek lâzım gelmektedir.
— Radyo Gazetesi
?
NovyoTk, 11 (A.A.) — Reuter: Nevyork Times gazetesine VI-chy'dekl muhabirinden gelen bir telgrafta ezcümle şöyle denilmektedir:
General Franco ve B. Mussolini İtalyan arazisinde bir mülakat yapacaklardrr. B. Hitlerln de onlara mülaki olması İmkânı vardır.
Mareşal Petalnln bir kaç gün Cannes civarındaki köşkünde İstirahat edeceği bildirilmektedir.
General Franconun, Fransanın İspanyadaki eski büyük elçisi olan Mareşal Petalne fevkalade hürmeti vardır.
Vichy'de Heri sürülen hlr tahmine göre. General Franco mutavassıttır ve İngiltere Ue İtalya arasında müzakerelere başlanması muhtemeldir.
* i
Vichy, 11 (Aj\.) — İspanya
devlet roisl General Franco, İtal-yaya gidip Mussolini İle görüşmek üzere bugün Fransız topraklarına girmiştir.
^I^ados Adası Tekrar Bombardıman Edildi
On Tayyare Tahrip Edildi
Kahire, 11 (A.A.) — tngiliz tebliğinde deniliyor ki:
Ağır bombardıman tayyareleri dün Rodos adasındaki Kalatoyu tekrar bombardıman ederek hava meydanına ve meydan etrafında dağınık bir halde yerde bulunan tayyareler üzerine tonlarca bomba atmışlardır. Bombalarımızın infilâkından son-(Devamı: Sa. 5, SU. I de) *
Yunan Kuvvetlerinin Başlıca Hedefi
asan ve
Elb
Nakil Yollan
Manastır, II (A.A.) — Reuter ajansının Yugoslav - Arnavutluk hududunda bulunan muhabiri bildirivor:
İngiliz ve Yunan tayyareleri dün Arnavutluk cephesinde faaliyet göstermişlerdir. In^irîz bo»m-bardrman tayyarelerinden mürekkep kuvvetli gruplar Elbesan-(Devamı Sa. 3, Sü. 2 de) X
Ingilterenin Bükreş Elçisi
Pasaportunu Almak İçin Müracaat Etti
Londra, 1 1 (A.A.) — Reuter ajansının diplomatik muhabiri yazıyor:
Londradaki Romanya elciliğine pasaportlarını istemek için talimat gelmiş, ve maslahatgüzar
bugün 'bu t a tabi resmen yapmak (Devamı: Sa. ö, Sü. 3 te) -f-
Almanların Bulgaristan a
Girdiği, Tayyare
Üslerini İşgali Tekzip Ediliyor
Sofya, II (A.A.) — Bulgar ajansı 'bildiriyor:
İngiliz Başvekilinin 9 şubatta radyo ite söylediği nutukta Almanların Bulgaristana girdiği ve Bulgar tayyare meydanlarının Almanlar tarafından işgal edifmiş (Devamı: Sa. 5, Sü. 1 te) —
patlayacak
Harpten mi bahsediyorsun? -Hayır, havagazinden.
90
VATAN
TZ - 2 . 941
' Hızır Ağa, Senin Dileğin Yok mu? Görüyorsun, Defter Tahrir Ettiririz,»
56
Ne istemeliydi? Acep bu bir rüya, feleğin bir düzenbazlığı ol-nıasındı?
Patrona:
— Deyin ağalar ne istiyelim
diye gürledi.
Evet n* ietiyeceklerdi, evvelce
yüreklerinde miakin bir kedi bile yatmıyan ipten kazıktan kurtulmuşların bile iç dünyalarını neler, neler dolduronuyordu.
Eğer biri gelip de bu suali gizlice her birine ayrı ayrı sorsa onların soranın kulağına fısıldıyaca. ğı şey şüphesiz şu olacaktı;
— Paral
— Mevki...
— Şarap, mey ve kadın...
Fakat şimdi haHc namına kazan kaldırmışlardı ve kalkan bir kazan içi kan dolmadıkça yerine konmazdı. Şu halde istenecek şey meydandaydı.
— Kan. kan istiyorlardı. Neyin ve kimin kanını... Kimin olursa olsun, evvelâ baş
taküerin, vezirlerini,.. Yalnız o kadar mı ya.
Ortaya bîr defter çıkarıldı. Kim se istediği başın adını alâmelein-nas aöyaiyemiyordu. Yazıcı efendisi mevkiini ihraz etmiş eli kalem tutan bir eski mültezim, yazıyordu. İlkin defterde birkaç İ-«um varken sonra sonra^ kabardı. Veziri azaırom, kaptanı deryanın» reiaüiküttabın. sadaret kethüdasının, Yeniçeri ağasının, Darüssaade ağasının. Haseki ağasının hülâsa bütün devlet büyüklerinin ismi vardı o defterde... Ve yazıldıkça oraya kavgalı olduğu komşusunu yazdıran mahalleliler, kendisine rakip bildiği dükkâncıyı yazdıran eanaf da adı, sanı belirsiz atUr kaydettiriyorlardı. Fakat asıl her gönülde yatıp da hiç bir didin tcfcrarlıyacnadığı bir ad kalmıştı ve eğer o ad da yazılırsa def terin sonuna bir temmet çekip Haseki ağasına sunacaklar ve saraya ileteceklerdi.
O isim. Üçüncü Ahmedin adıydı.
Ve nübayat bir fısıltı halinde o da dillerde dolaşıtı ve bu fısıltı yazıcıya kadar ulaştı.
Bu aralık Patronanın gözü Hı-
zua ilişti, o sapaarı bir çehre üe I bir mermer direğe yaslanmış bu , kan ve can pazarlığını süzüyordu. O zaman Patrona sordu:
— Ey Hızır ağa, de bakalım sen de bir şey dile... |
Hızır Halile doğru ilerledi. E-li kılıcının kaibzaaındaydı ve ardında Veli ile Dursun da birer çam yarm-61 gibi duruyorlardı.
fatrona ruw«* ve kudretinden bîr haylisinin uçar gibi olduğunu serinledi ve etrafına bir göz gezdirdiği zaman kendi yanında çerden çöpten adamların yer almış. Hızım* ardında mert bakışlı pehlivan yapılı erlerin sıralanmış olduğuna gördü. Kahveci Aliye ve Manav Mutluya baktı. Onların da çehresi sararmış gibiydi.
Patrona sesini tatlılaştırarak:
— Hızır Ağa senin dileğin yok mu, görüyorsun defter tahrif ettiririz. |
— Görüyorum ağa ve biz de eıramızın gelmesini bekliyoruz. Fakat artık kesilecek baş ve sürünecek İaşe kalmadı, ben de adamlarımı alıp uçuruJacak kelle aramağa çıksam mı diye düşünüp yatıyorum. Biz buraya kan dökmek için mi, yoksa zulmü ortadan kaldırmak için mi toplandık, eğer raakaat kan dö'kmek idi se bütün sınırlar boyunca ibadullahın kanı dökülüp durur, eğer zulma zulüm katmak ise onu baş-takiler bizden ustalıklı görürler.
Bu defteri ortadan kaldırın. Biz İbrahim Paşadan, kaptanı deryadan ve kethüda ağadan hesap sormak muradmdaydık. Onları karşımıza dikecek ve neden ahali aç ve biiiâç sürünürken, lâle sefasına ve helva sohbetlerine etek dolusu para harcadıklarını soracaktık ve neden düşmanlar hudutlara saldırıp yatırken gaflete daldıklarının muharebesini görecektik. Yok, kelle uçurmak muradımız ise salhaneler ne güne durur, varup orada koyun ve sığır boğazlıyalım.
Baka ağa, ev yıkanın evi yıkılır ve can yakanın canı yakılır Haseki ağa varıp bizden hünkara şunları söylesin:
— Biz padişahımızdan razı ve hoşnutuz, lâkin devletlerine zarar ve hıyanetleri olmakla defter ettiğimiz ancak dört kimseyi iki
Belediyede:
Verem Mücadele Cemiyetinin Açacağı Yeni Payyon
saate değin hayyen tarafımıza irsal buyursunlar. ( I )
?
Hızmn dediği olmuştu. Fakat saray ilk andan ben düştüğü şaşkınlıktan Kurtulamamıştı, tiu şaş-kınnığı içeride buıunan .Zülâli ve t-pırı zade daha iyi görüyorlardı.
İki hoca Haseki ağasının dilinden isyan sergerdelerinin mutedil taıepıerıni öğrenince âdeta kederlerinden oıaujcuarı yere yıkmp Kalacaklardı, 1de önce Zülâli kendini îopıadı ve Lpıri Zadenin kulağına:
— banmam ki hünkâr vezirleri ni onlara teaıım etsin, gözünü bü-rüyen garlet perdesini iyice başına geçirmek gerektir, d işardaki-ler bir iş beceremiyorlar, kusur oulmam, başsız kaldılar ve lâkın oız içerden ışıeri bir miktar daha karıştıra biliriz, dedi.
Dediklerini de yaptılar.
İbrahim Paşanın sancak şerifi çıllcarıp âsilerin üzerine yürümek teklifini alkışladılar, Sadrazam her yana casuslar salmış, etrafa münadüer yayıp halkı sancak altına davete koyulmuştu. Çok geç meden saray civarında;
— Müslü/man olan sancakı şerif altına gelvin, gelenlere 2:> ku- dönen Viiâyet Parti idare heyeti ruş atiye var, getmıyenJerin karı- reisi Reşat Mrmaroğiunun temas lan boş olsunl INudaıarı yükseli* I clt*gi mevzuların başında yurt yordu. Fakat münadüer Ayasorya meselesi gelmektedir.
Veremlilere Yardım Maksadile Bu Ayın 15 inde Bir Balo Veriliyor
Verem MUcudclo cemiyetinin Erenköy sanatoryumunda açmak istediği paviyon içinr on bin liraya İhtiyacı olduğunu evvelce yazmıştık.
Haber aldığımıza göre, cemiyet mezkûr parayı temin maksadile bu ayın on beşinde bir bulo tertip etmiştir.
Şehrimizin iktisadî ve ticarî menafin bu hayırhah teşebbüse kargı büyük bir alâka göstermişler ve duna şimdiden cemiyetin kasasına yu-pılan teberru 8000 lirayı geçmiştir.
Balo tarihi olan 15 şubat cumartesi gününe kadar cemiyete hayırhah vatandaşlar tarafından yapılacak teberrüün, istenilen mikdarı asacağı tahmin edilmektedir.
Fakir Tale^eya Yurd Temin E.iliyor
Yüksek lahsH talebesinden muhtaç bulunanların banndırıl-maları için açılnası düşünülen yurtlar üzerindeki tetkikler devam etmektedir.
Ankarada temaslar yaparak
camisinden ileri geçmeğe cesajet
edememişlerdi. Babı hümayuna
asılan sancağın etrafına üç, beş yüz kişi toplanmıştı, hfcın bu toplanış ümitle seyredilirken, ikindiye doğru gelenlerin de dağıldığı
görülerek aaraydakıler yeniden denşete kapıldılar. 'Güneş batıp
da gece yüreklere hüzün salarak sarayın üstüne siyah bir kanat gererken devietlûlerm her biri bir yana büzülmüşlerdi.
Asırlar kadar uzun gelen gece nihayet bitti.
(Arkası var)
[1] İsmail Asım tarihi. S. 182
r
Soruyorlar?
Taksimde oturan bir okuyucu*
muz soruyor ve diyor ki:
Tramvaydan herkes şikâyet
ediyor. Kalabalık oluyor, tıklım tıklım, İstiflemiyoruz. Banlara tahammül perek. Bunn da ftükttr.. Ya im-1 »ütün t ram vay sız kalırsak ne olacak? Ben bunların hepsini no? görüyorum. Hattâ Taksimde tramvaya binmek Im-kansızlığına rağmen... Benim an-]ryamadı£ım tek bir şey var kl her akşam yüreğimi titretiyor: Tramvay arabaları her sahada ayni süratle hareket ettiği halde acaba neden akşamlan Gala tasa-rayla Taksim arasıda seyri serî denilen azami süratle gidiyor. Bilhassa saat 5-8 arasında ve İstiklâl caddesinin en kalabalık saatinde... Bu saatlerde tramvayın ön sahanlığında bulur.an-laın benim gibi yürekleri titriyor. Çünkü her akşam bir vatandaşın ezilme tehlikesi ile karşılaşıyoruz. Acaba bu süratin sebebi ne olabilir?
Reşat Mimaroğlu dün bu hususta kendisile görüşen bir muharririmize şunları söylemiştir:
— Ankarada yurt meseleleri için de temasla bulundum. Bu iş halledilecektir.
Belediye Masraf Bütçesi Belediye masraf bütçesini hazırlamakta olan Daimî encümen mesaisini bugün bitirecektir. Bütün fasıllar bitirilmiş ve bugün yalnız Şehir tiyatrosunun bütçesi
kalmıştır.
1941 Belediye masraf bütçesinde hayat pahalılığı dolayısile baz* ilâveler yapılması bir mec-bujiyet olmuştur. Bilhassa hastanelere geçen seneye nazaran ilâveler yapılmıştır.
-o—-
İstanbuldaki Kitabeler Toplattırılıyor Tarih kurumu geçenlerde yurttaki tarihî kitabelerin toplanmasını fcararlaMırmfeştı. Istan'oul ki-
ttfbe itibarile yurdun en zengin bir köşesidir. Buradaki kitabelerin toplattırılma»! esas itibarile kararlaştırılmış ve hazırlığa da başlanmıştır. Onuncu hicret as-rma kadar olan bütün kitabeler toplanacak, okunmayanların ıstampa j lan yapılacak ve fotoğraf* lan da alwnackrtır.
Mezar taşlanndaki kitabeler de toplanacaktır. Bu iş için Istan-bulda bir büro kurulması da düşünülmektedir. Bazı âlimler şimdiye kadar istanbul abidelerinin kitabelerini toplamrşlardır. Heyet ayrıca masraf etmemek ve vakit geçirmemek için toplanan kitabeleri satın alacak ve yalnız bunların fotoğraflarını çıkartacaktır.
Dünkü İhracat
Dün yabancı memleketlere 300 bin liralık ihracat yapılmıştır. Bu ihracatın yüz elli bin lirası tütündür. Bundan başka Finlandiyaya ha* lı, cenubi Afrikaya ve Bulgarlstana iç fındık İhraç edilmiştir.
Umumî Meclis Dün Toplandı
18 inden Küçüklere ispirtolu içki Yasak
Eğlence Yerlerine 12 Yaşından Küçük Çocukların Girmesi Menned.üyor
Belediye Umumî meclisi reis vekili haruk Ucrclınin başkanlığı aıtında şu'oat devre»! üçüncü toplamışını yapmış ve muhtelif me-
seıeler üzcıındeki muzakercJerıne
devam etmiştir.
makta, ancak 6 yaşından 12 yasına kadar olan çocuklar için gündüzleri gösterilecek terbıvcvı rlımlcr oynatan sinemalara girmeler me müsaade edilmektedir.
Yazlık sinemalarda ise çalışma Kuznamcaekı teklifler ait ol- | müddeti tayin edilmekte, bu gibi duğu encümenlere havale olunmuş, mazbatalar da kabul edilmiştir, dünün basııca mevzuunu
Piyasa Haberleri:
Hububat Tüccarları Mevcutlarını Bjyanname İle Bj direc.khr
Tunanın Açılmasından Sonra Ticaretimiz Ferahlayacak
Şehrimiz hububat tüccarları satmış oldukları malları harice naklc-demedlklerlnden ellerinde mallar bi-rikmiye başlamıştır. Birçok tüccarlar Tunanın açılmasını beklemektedirler. Tuna açıldığı takdirde Macaristan, Yugoslavya, Romanya ve şimal memleketlerine yapılacak ihracat kolaylaşacaktır.
Öğrendiğimize göre, Tuna bir martta seyrlsefere müsait bir hale geleceğinden tüccarlar memnundurlar. Hububat piyasası her zamanki
sinema, tiyatro, gece eğıence mahalleri için hazırlanan taıı/malna-me teşKİl etmiş ve bazı maddeleri ufak münaKaşaiara da sebep olduktan sonra Kabul edilmiştir.
Bu talimatnameye göre sinemalarda esaslı tertibat alınması mecburî tutuımaKtadır. Bı t hassa kazaıara karşı her türlü ted'bır a-lınmaktadır.
bınem-iarda giriş ve çıkış kapıları taonamen ayrılmakta ve istiap haddinden fazıa her ne suretle oıursa olsun müşteri alınma, sı mencdıİTiektedir.
12 yaşmdan aşağı çocuklar sinemalara girmekten «menolun-
yerlerin bir hazirandan eylül sonuna kadar açık bulundurulabi-
cekleri tasrih olunmaktadır.
S,n«ma ve tiyatrolarda oyunun hara™İM muhafaza etmektedir. Fİ-
başlayacağ, zamandan «»onuna ka- yfltlar yW«o\Mr. Hububat ve yağlı
da, me.ui bir müdürün bulunca- tohum tUccar,ar' ellerindeki malı
s, şart konulmaktadır. I her car'amba b'r beyanname
ile bildireceklerdir. Bu beyannameler Barlar. Açık Veya Kapa 1. Dans Ticaret Vekâletine gidecek ve Vekâ-
Y erleri, Çalgılı Kahveler let hububat vaziyetini yakından
n , - .i kontrol İmkânını bulacaktır. Bu su-
\l yadından aşağı çocukların
dans salonlarına, içki içilen yerlere, barlara getirilmesi ve kabul edilmesi, 18 yaşından aşağı genç lere her nevi ieprrtolu içkiler verilmesi ve satılması sureti katıye-de menedilmektedîr.
Bu talimatname kabul edilmiş tir. Mecııs cuma günü tekrar toplanacaktır.
Dokumacılar Kooperatifinde
Bir Yolsuzluk
Ticaet Müdürlüğü ve Ticaret Vekâleti MüfetLişl :ri Tetk kata Başlad lar
Dokumacıların evvelâ tevzi me selesinde uğradıkları mü^ıi.Attan- şikâyet etmeleri ve ondan sonra da Dokumacılar kooperatifinin kâr ettiği halde bu kân ortaklarına dağıtmadığını iddia etmeleri üzerine dal budak salan Dokumacılar kooperatifi meselesi Mıntaka Ticaje* müdürlüğü ve Ticaret Vekâleti müfettişleri tarafından tetkik edutneıktedir.
Mıntaka Ticaret (müdürlüğü, kooperatifin eaki murakıbı tarafından verilen raporu, almıştır.
Kooperatif ortaklarından, daha bir çoğunun bildiklerini anıat-mak üzere Mıntaka Ticaret müdürlüğüne müracaat edecekleri
öğrenilmiştir.
Diğer taraftan haber aldığımıza göre Dokumacılar kooperatifinde yolsuzlukların geniş mikyasta olduğu şüphesizdir.
Tahkikatın ne netice vereceği Dokumacılar kooperatifi azalan tarafından merakla beklenmektedir.
Diğer taraftan haber aldığımıza göre bazı dokuma fabrikaları sahipleri, Sümerbanktan aldıkları ipliiKİeri fahiş bir fiyatla diğer dokumacılara satmaktadır. Bu hususta da tahkikata başlanmıştır. Yakında iplik meselesinin meydana çıkarılacağı muhakkaktır.
Üsküdar - Kadıköy Halk Tramvay a ı Zarar Etmiyor
İdare 700 Bin Liralık Borcunu
¦ *
Taksiti3 Odeyacek
Üsküdar, Kadıköy Halk tramvaylarının son zamanlarda ziyan ettiği, varidatın masrafı karşılayamadığı için tasfiyeye doğru da gittiği yazılmaıkıta idi.
Dün Üsküdar, Kadıköy Halk Tramvayları idaresinde salâhiyet-tar bir zattan yapağımız tahkikata göre bu haberler tamamen a-
Bankasına 325 bin, hali tasfiyedeki eski Kadıköy Elektrik şirketine de 250 bin lira borcu vardır, idare buna da bir hal çaresi bularak alacaklılarla uyuşmuştur.
Iş Banaksı 325 bin liraya karşı 200 bin lirayı kabul etmiştir. Bu para da I 5 senede bankaya ödenecektir. Diğer taraftan Elektrik
sı+sızdır. İdare bugün için hiç bir . şirketile de 100 bin lira ve üç
suretle ziyan etmemekte, hattâ senede seksen doksan bin liralık bir kâr bile temin etmektedir.
İdarenin yalnız tesis masraflarından koneorsiyoma 85 bin, İş
taksitte ödenmede üzere mutabık kalınmıştır. Konsorsiyomun 85 bin Ucası da ödenmiştir. Şirketin bundan başka hiç bir borcu yoktur.
retle de satışları tanzim edecektir.
ögTendigimizc göre Ticaret Vekâleti hububat Htoklannın daima mevcut olması gayetini güttüğü için böyle bir çareye ihtiyaç hissetmiştir, Vekalet İslediği anda tüccarın elindeki malı istediği kimseye satabilecek veya dahili ihtiyaçları karşıla-mrya kullanacaktır.
Ku.dur: vs Lt Fiyutl rı T:sbit E d", iyor
Ticaret Vekâleti Müfettişi Muhsin Baç, Vekaletle Temas Etmek
Üzere Ankaraya Gitti
Fiyat murakabe Komisyonu önümüzdeki perşembe günü grünün meselesi olan kundura fiyatları ve et meselesini sona erdirecektir. Ankaraya gitmiş olan fiyat mürakebe bürosu şefi Muhsin Baç kundura fiyatları ve et fiyatları hakkında verilen karar ve raporları Ticaret Vekâletinde izah edecektir. Muhsin Bacın Ticaret Vekâleti noktai nazarını ha-müen bugün veya yann şehrimize dönmesi beklenmektedir. Bundan
baka murakabe komisyonu süt meselesini ve son olarak yakalanan ihtikâr hâdiselerini tetkik edecektir.
Hurda Kauçuğa Mukabil Hana Kauçuk Temin Edilecek
Mıntaka Ticaret Müdürlüğü hurda kauçukların harice şevki ile bunlara mukabil ham kauçuk alınması meselesini tetkik etmektedir.
Almanlara Satılacak Tiftikler Hazırlanıyor
Almanlara satılacak tiftiklerin sataşma İstanbul tiftik ve yapağ birliklerinin memur edildiğini yazmıştık. Birlik tiftiklerin fiyatlarını tes-bit etmek üzere bir komite seçmiştir. Bu komite İstenilen cinslere göre fiyatları tesbit edecek ve tüccarlara bildirecektir.
e m n e
takvim
12 ŞUBAT 1941 ÇARŞAMBA AY: 2 - GÜN: 43 - Kasmı: 97 RUMÎ: 13Ö6 — 2 ncikûnun: 30 HİCRİ: 1360 — Muharrem; 15
VAKİT ZEVALİ EZANI
GÜNEŞ: ÖÇLE: iKtNDt: AKŞAM:
YATSI: İMSAK:
7,59 1,20
13,28 7,40
16,20 9,40
18,40 12.00
20,11 1,82
6,19 11.40
— Peki efendim. Ümit ederim kl benden memnun kalırsınız. Ealriden beri bu evi ben İdare ederim. Mliiter dö Vlnter*ln benden şikayeti yoktur. Tabii eskiden burası çok çen bir yerdi. Eski hanım sacken birçok davetler yapılır, balolar (verilirdi. Vakıa her ıjeyi ben İdare ederdim, ama kendisi de nezaret ederdi.
Bu sözleri İşitmek t»o«ı »«futtan ediyordu. Bilmem neden, buna karşı bir kini bir garezi varmış gibi geu,,o.«u.
— ı l;ınmı sağken efendi Ue beraber şatonun öbür tarafında otururlardı. Oradan deniz görünür I Odalar da daha ferah ve güzeldir.
Sanki bu tarafın odaları daha fena ve a*a~ £ı İmiş de benim seviyemde bir İnsana da bu Jftyıkmış demek İster gibi bir hail vardı.
Tam o aralık Maksim geldi:
— Nasıl odaları beğendin ml? Diye sordu. Bu tarafta hiç oturmamıştık. Halbuki daha
güzel ve şen. Çok da İyi düzeltmişsiniz, Mlsls Oanvers cidden beğendim.
Kadın hiç bir memnuniyet ve alaka İfadesi göstermeden:
— Teşekkür ederim. Dedi ve odadan çıktı Maksim gülerek sordu:
— Na*ıl aranız iyi ml?
— Bu kadının biraz aksi bir hail var amma... Geçer. Belki evin İdarecini elinden alacağım diye korktu.
— Zannetmem aksiliği onun İçin değildir. Tabiatı müstebittir. Yalnız bana İstibdat ya-
pamaz. Çok İçini sıkarsa def ederiz. Fakat
evin idaresine alışkındır.
— Yok canım neden defedeceksin pek ala biriblrlmlze alışırız.Yalnız benden pek hoşlan
madiğim zannediyorum.
—- Amma ettin, senden hoşlanmamak kabil ml?
Yanrma sokularak beni öptü. Sonra:
— Mlsls Danversle fazla meşgul olduk. Artık kafi. Gel sana Maoderley'I gezdireyim.
Şatonun her tarafını gezmek epey uzun sürdü. Tabloları birer birer gözden geçirdim. Hepsi ayrı ayrı birer kıymetli nanat eseri
idi. , ,- y ¦.. ' -
Akşam yemeği saati gelmişti. Giyinmek evin ııderl olduğu halde o akşam yol yorgunluğuna bahane ederek bu işten vaz geçtik. Yemek epey neşeli geçti. Uşak FrlHı sessizce hizmet ediyordu. Yemekten sonra kütüphane odasına geçtik. Ocak yanıyordu. Büyük bir koltuğa oturdum. Kahveyi bekliyorduk.
Maksim halinden memnun ve mesut görünüyordu. Uşak kahveyi getirdi. Ben düşünceye daldım:
Bu oturduğum koltuk Re bek an m koltuğu İmiş. Başım Be bek an m yastığına dayanmıştı, elimde onun kahve fincanı vardı.
Köpek Jasper gelip başını dizime dayadı ve şeker vermemi bekledi. Başka bir kadının ona kahve vakti şeker vermesine alışkın olduğu halinden belli İdi. Sırtım Urper-dl. Sanki pencere acıkmış gibi bir soğuk hava cereyanı hissettim.
Ertesi sabah erkenden uyanamadım. Kahvaltı masasının başına geldiğim zaman Maksim oturmuş, gazetesini okuyordu.
Geç kaldığım İçin özür diledim. Gülerek:
— Zarar yok, ben erken kalkıyorum. Bu koca şatoyu İdare etmek kolay iş değil dedi.
Biraz sonra bana:
— Allem kalabalık değil. Biliyorsun kl yarı kör bir büyük annemle hir de kız kardeşim Beatrls var. Beatrls bugün öğle yemeğine geleceğini haber verdi. Seni tanımak İstiyormuş.
— Bugün mü gelecek? Diye sordum. Güzel keyfim birdenbire sıfıra İndi.
— Evet bugün gelecekmiş.. Çok sade ve temiz kalpli bir kızdır. Bütün düşüncelerini ve hislerini saklamadan söyler. Zannederim kl kendisinden hoşlanacaksın. O kadar dürüsttür kl mesela seni sevmese hemen söyler, hiç saklamaz.
Bu tarif hiç hoşuma gitmemişti. Bazı hisleri saklamak ve riya göstermek, bazan karşısındakini memnun eder.
— Benim yapacak bir sürü işim var. Seninle meşgul olamryacağrm.
Yemekte buluşuruz. Benim İşlerime bakan Kravley vardır. O da bugün yemeğe gelecek. Bir sürü yeni İnsan göreceksin. Ümit ederim kl İÇİnl sıkma/.
— Hayır, bilakis... Dedim.
Ama sıkılmamış da değildim. Man deri ey de ilk günümüzü beraber geçlreoeğimlzl bahçede kolkola gezeceğimizi zannetmiştim.
Halbuki bütün sabah yalnız kalacak, sonra da yeni ve yabancı insanlarla yemek yiyecektim.
Yemek odasından çıkarken no yapacağı* mı, nereye gideceğimi bilemiyordum.
Odama çıkayım, dedim. Kapıyı uçar açmaz, odayı temlzllyen iki hizmetçi Ue kar-şıla*tını. Bana o kadar şaşırmış bir halde baktılar M, kendi kendime şöyle düşündüm:
«Demek kl hanımlar bu saatte odalarına girmezler kl» bu kadnlar bu kadar şaştı.»
(Devamı var)
Örs İle Çekiç Arasında
Yazan: ÜC YILDIZ
nngiliz Başvekilinin Balkan-u lar ve bilhassa Bulgaristan hakkındaki sözleri her tarafta dikkat ve ehommiyetlc karşılandı. Çörçil ezlbere konuşan bir adam değildir; açık ve gizli bütün ietthıbarat şebekelerinin top. landığı nokta onun büroyudur. 13u sebepten onun <rAlmanyanın Bulgarbtana dış geçirmiş» olduğu hakkındaki »özlerini sadece fbır tahminden ibaret saymamak lâzımdır. Hattâ nutkun bu kısanında Bulgarıetana yaptığı nazikâne fakat katı ıtehdıdte vak-»tile harbe hazırlanan Museolini-yc son gun»de yazdığı gizli mektubun kısa bir suretini görmek te hiç yanlış sayılmaz.
Son aylarda profesör Filof un hakikati bütün çtplaklığile anladığını ve Almanların maksadı hacında hiç bir hayale kapılmadığını gösteren realist bil nucKunu dinlemiştik. Geçen haf. ta da Bu.gar mebuslarından bil grup hükümete heyecanlı bil müracaat yapıyor, mevn»leıketin müdafaası tçın ne tedbirler alındığını aoruyordu. Aşikâr ki a* hnacak tedbirler ne Yugoslavya ve Y unamslana, ne de i Ür-ikıyeye karşı tdu
Bü'tün bu tezahürler Bulgar* Jarın uzun .bir gatieUen sonra nihayet ayaklarının suya erdiğini, harpten katıyyen kaçınmak ıstediKierinı, hattâ topraklarını çiğnemeğe kabanlara karşı koyma* tasavvurlarını gösteren a-lâmetlerdi.
Şu halde Bulgarîstanın bu va-zıyetııe Çörçil'in açık ifadesini nasıl bubinle uzlastıraıaiı?
Anadolu köylülerinin güzel 'bir taoırı vardır: «Her okuzu ayrı ogendue ue dürterler» der-âer. İ^azuerm de her memlekete el koymak için ayrı usuller olduğunu Kaüuı euneıt lazumdır-}* araza ÇeKOSıOvaiKya, Lehistan, Norveç ve Aomanyaya tatbik eduen usuuer birbirinin ayru ol fmammır. haKat bu taKtıkıerm (muşıereıt bir esasıan vardır kı daima ve ner yerde bindir: İşın (muıTVKun oıaonen kıscnım pro-ıpaganaa, tenaıt, sınır bozma, şaşıruııa gıoı vasıtaıarla ve Beşinci N.01 lad.ıvciı.e çıkarmak ve anca* ou suamaroan umu kesildiği zaman oıe*ı konarı harekete getirmek.
Aımanya Bulgaristanı güzel-Jikle yoıa getirmekten antik ü-mıdını kesmiş olacaktır. Ot e taraftan Bulgaristan da hakikati azçok sezmiş onmakla beraber
fbu onda henüz yeni ve 3-arım bir iman halinden ueri geçememiştir. IVleseıâ bir tecavüz halinde ne yapaca-gını çotUan kararlaştırmış bir 1 urkiyenın yekpare kaya haıuıaeki imanını onda aratmak rm-Kânsızdır. Bu itibarla bu...arıştan henüz üzerinde ısleneDiıecea. bir sujedır.
Bu ağır saatlerde Almanyanın ona şöyle bir §ey fıslaması pek mümkündür;
— Bitaraf kalmak, karışmamak degıi mı? butun kuvvetin ve sereroer orduma bu tarata çekilerek bana cenuba doğru bir küçük yol aç ve kendin bıtaral Kal. Cenupta rıtân noktada beni tehdide hazırlanan İngııızı kar-«ılama*k mecburiyeti hayatıye-sındeyım. Umarım ki beni bu yolu zorla açmak mecburiyetine eoıkmazsın. bu (hareketim ne garp ve şark komşularına, ne de hattâ doğrudan doğruya cenup komşuna, hasın hiç bir Ba&an devıetıne karşı değildir, ben kitnseye karşı kılıç çekmiş olmayacağın ıçn kimsenin, de sana ağız açmağa haxki bulunmayacaktır. Umarım ki bütün komşuların bunu takdir ederek uslu duracaklardır, ^unu da unutma ki ilende kimseden çekınımemt se:bep kalmayacak bir gün ge Jirse bu küçük yol hakkına kargılık sana... Ve saire ve saire..
Bulgaristanın derhal zorlanmak şıkkı üe böyle bir teklif abrasında Çörçü'in dediği tarafa meyletmesi akla gelmez bir şey değildir.
140 Bin Adet Pil İthal Edildi
Son olarak înglltereden ve îsveç-ten memleketimize 140 bin adet pil ithal edilmiştir.
Fiyat murakabe komisyonu yarın yapacağı toplantısında bu pillere fi vat tesbit edecektir.
12 . 2 . 941
r
S fi VASİ
İCIMIAL
SULH
ieşebbusu mu i
Yazan: Vahdet GÜLTEKİN
Avrupanın iki senedir geçirdiği bütün karışık devrelerde, harp tehditleri arasında suıh ümitleri belirmekle devam etmiş, daha sonra top ve bombardıman gürültüleri içinden de suih lâkırdılarının gelmekte olduğu duyulmuştu. Hattâ betki, csuılh taarruzu» tabirini kullanmak fırsatı, askeri taarruzdan ziyade zuhur etti.
AilmanyaniD Fransa işgalinden evvelki duralama devresinin daha başında, sulh imkânını düşünmekte olduğu ve icabında bu iş için mutavassıt rolü oynatmak üzere İtalyanın bitaraf kal* masını tercih ettiği söylenmişti İtalya harbe girdikten sonra, iki mihver ortağı belki ilk zamanlar, bir sulh talebine mecbur o* lacaklarını hiç düşünmemişlerdi. Halbuki bugün, çok uzak ta olsa, bir suLh ümidini i>üyük bir halâs çaresi olarak karşılayacak vaziyette bulundukları muhakkaktır.
Bu itibarla, İspanyol Başvekili General Franconun kalya ve Almanya ile yapacağı haber verilen temasları, bir sulb (teşebbüsü ile alâkadar görmek pek te hakikate uzak sayılmamalıdır. Zira, İtalyanın Akdenizde ve Afrikada uğradığı büyük ve su götürtnez mağlûbiyet karşısında bir Akdeniz ve Afrika devleti o-lan İspanyanın, İtalyayı mağlûp eden aynı kuvvete karşı harbe girmeyi göze alması ihtimali yoktur. Mihver devletlerinin bu faşist arkadaşlarını harbe sürüklemek için kandırmalarına hiç bir cihetçe imkân mevcut değil* dir.
Mevzuu bahaolan ispanyol -İtalyan - Alman temaslarında nazarı dikkati cel'bedecek mühim bir nokta vardır ki, bunun sulh teşebbüsü île alâkadar ol*
duğu ihtimalini kuvvetlendiren bir delil olarak kabul edilebilir.
Bu da, General Franco'nun evvelâ Romaya, sonra Berline gideceğidir. Binaenaleyh, bu ziyaretin, Herr Hîtler'in bir zaman evveL Pirene hududunda General Franco ile yaptığı mülakatın iadesi mahiyetinde sayılmasına imkân yoktur. Zira General Franco evvelâ Herr Hitler'i değil, Sinyor Mussolıni'yı ziyaret edecektir.
Bunun için* Franco ile görüşmeyi Almanyadan ziyade İtalyanın istediği. Kalyanın yapacağı tekliflerin de İspanya ile Almanya arasında istişare edilece-gı duçumılebılır.
İslâm Ansiklopedisi
Türkçe Ansiklopedinin Avrupada Basılandan iyi Olduğunu Söyliyebiliriz
VATAN
OKTOR
lyor ki:
YAZAN:
Princeton Üniversitesi Türk Tarihi Profesörü, istanbul
Amerikan Kolejleri Müdürü
Dr. VVrıgnt
BUGÜNKÜ PROGRAM
8 Program 8.03 Ajans haberleri 8.18 Hafif parçalar (Pl.) 8.45 9 Ev kadım - Yemek listesi
12.80 Program 12.33 Köy türküleri 12.50 Ajans haberleri 13.05 Hafif çar kılar 13.20 14 Radyo salon orkestrası
18 Program 18.03 Oda müziği (Pl). -8.30 Konuşma 18.45 Çocuk saati ıd.'jo Çocuk'ar için rausık1 19.30 A-jans haberlerJ JP.-l* Radyo fasıl heyeti 20.15 Radyo gazetesi 20.45 Koşma ve 6emaüer. 21.10 Konuşma 21.25 Şerif Muhlddin 'in saz semaileri 21.45 Riyaseti Cumhur Bandosu 22.30 Ajans Haberleri 22.45 Cazbant (Pl.) 23.25 23.30 Kapanış.
İslâm Ansiklopedisinin türkçe tercümesinin neşri çok ehemmiyetli ilmî bir hâdisedir. Çünkü, bu tercüme, birinci defa olarak, Avrupa dilleri bilmîyen 1 ürkiere, islâmiyet sahasında, garp ulemasının mesaisini bildirecektir. Bu büyük ve güç teşebbüs ikmal edilince,Türk âlimleri ve talebesi, hiç şüphesiz, islâmiyet için Avrupa lisanlarına ihtiyaçtan bir dereceye kadar vareste kalacaklardır. Artık türkçeden ba^ka bir dil bil-miyen âlim, yalnız garp âlimleri tarafından islâm tarih ve kültürü hakkında toplanan geniş malûmattan istifade değil, Avrupalılar tarafından araştırmalarda kul-lanrian ilmî usul ile de ülfet edecektir ki bundan bütün dünya ilim âleminin de istifadesi oia-caikıtır. Çünkü bu usulü öğrendikten sonra şark ulemasının yazacakları eserler de dünya ilmine daha faydalı olacaktır. İslâmiyet üzerinde çalışan garp klar, tabtatüe ken<ûueri için güç olan şark lisanlarını öğrenmek hususunda çok müşkülâta uğradıkları gibi, islâm camiasının ananevi ve içtimai esaslarına sahip olmadıklarından bu müşkülât bu kat daha ziyadeleşir. Diğer taraftan şark âlimlerinin de şarka ait mevzuları tetkik ederken kuşanılacak usulleri ikmal ederek, şimdiye kadar malûm olmayan daha bir çok malûmat meydana koyacaklarını ümit ederiz,
Türkçe islâm Arw£Woped»inin ilk cüzü, fevkalâde iyi bir tesir yapıyor. Bu cüzü tabı itıbarile Avrupada basılan üç dildeki metinlere faiktır; çünkü harfler daha dolgun ve okuması daha çok kolaydır. Yan) ıssız tabi itıbarile de birinci derecede addolunabilir. Cüzü, dikkatle okununca ilk alınan iyi intiba daha ziyade kuvvetleniyor. Şöylece bir bakıçtan sonra denilebilir ki, tercümeler de iyi yapılmıştır. Bibioğratyalar pek güzel tertip edilmiş ve türkçe eserler ilâve olunmuştur. Maa-mafıh noktalama ve tramskribsyon ve imlâ hususunda bazı ıttıratsız-lıklar da bulunabilir. Fakat bu şekilde bir eserde bu gibi ufak eksikliklerin önüne geçmek pek kabil değildir. Herhalde Türkçe Ansiklopedinin Avrupada basılan metninden daha iyi olduğunu kemali emniyetle söyliyebiliriz.
Redaksiyon komitesi, eserin başına koyduğu bir mukaddeme-de önlerine çıkan meselelerden, bu meselelerin halli suretinden ve kısaca bir de oryannalızm tarihinden bahsetmiştir. Bu kısa hulâsa, muhtelit memleketlerin garp ulemasının islâm âlemine asırlar-daruberi nekadar alâkadar olduklarını bilmiyen kariler için, pek faydalı olacaktır, islâm tetkiklerinin geçmişte ve halihazırdaki inkişafı hakkında bu kadar mücmel fakat vâzrh ve şamil bir tetkikin Avrupa eserlerinde de bulunmadığını soyüyebilirim.
Metindeki bütün maddeler tercüme edildiği .gibi, eskimiş maddeler de son zamana kadar takip edilerek itmam edilmiştir. Metnin bazı maddelerinin artık pek eskimiş olduğu hakikaten teessüf edilecek bıx cihettir. Maa-mafıh asıl eserin 32 sene evvel başlamış olduğunu da düşünmek lâzımdır. Asıldaki bu çok maddelerin müelliflerini intihabı da itirazı celbedecek halde ol-
ye-bir
Süleymaniyenin
Saçaklarında
— Bir kırlangıç için —
Gökhan, akşamüstü matbaadan ayrıldı, Mercan yokuşundan çıktı. Fuat Paşa harabeleri önünden dolaştı, Süleymaniye avlusuna girdi, Mimar Sinan türbesine giden yol üstündeki mermer pervazların üstüne oturdu. Halice baktı, kıpkırmızı, teofil Gotiye-nin yerle göğün arasında en güzel çizgi dediği Boğaza baktı, menekşe renginde... Sonra Süleymaniyenin sanatlı ve sihirli ufuklarına daldı.
Karısı öleli bir iki ay oluyordu, kederli idi. zihni dağınık saçlar gibi, asabı matem ateşi içinde, başında uçuşan kırlangıçlar yere gözyaşı damlası... Karasevda gibi bir şey olmuştu.
İşte her akşam evine dönerken buraya uğrar, Süleymaniye âbidesini dalgın kılgın seyreder, acılarını unut'mağa çalışırdı, derdi ki:
— Süleymaniye Türkün bir in-ciaidir, fakat beşeriyetin ölmez âbidelerindendir.
duğu gibi bu maddelere nıden ilâvesi lâzım olan çok malûmat vardır. Halihazır, türkçe ansiklopedinin redaksiyon heyetine bu maddelerden bazılarının ikmali için Avrupada âlimlere de müracaat fırsatını vermiyor. Şunu söylemek lâzımdır ki ansiklopedinin fransız-ca, ingilizce, almanca nüshaları bugün garpta yapılan islâm tetkiklerinin son vaziyetini tam bir surette temsil edememektedir.
Redaksiyon heyeti bazı maddeleri Türk mütehassıslarına yazdırmıştır. Meselâ bunlardan Ab-düıhak Hâmıt, Abdüıâziz, Birinci Abdüİhamıt ve ikinci Abdülha-mıt maadelerini okursanız müelliflerin ansiklopedide esas o-lan vazıh, muciz ve kesif üslûbu üstadane bir surette kullanmış olduklarını görürsünüz. iJığer taraftan şunu da söyiıyelun Kİ bu maddelerde garbın «mühim Kaynaklarına mahdut bir şekilde müracaat edilmiştir,
Ed ebiy at F aK ü İt esini n, a ns ik -lopedıyi tercüme ve tahrir gibi, azım bir işi deruhde eden redaksiyon komitesi, üzerine aldığı işi pekâlâ başa çıkarmış ve her türlü medıh ve sitayişe liyakat kazanmıştır. Bu komite azası isimlerini eserin üstüne yazmamakla da bir feragati nefis numunesi
göstermişlerdir. Bunlar, zannederim ki, bu suretle ilmin, ulemayı şeref vermekten ziyade ilmi çoğa.t mak olan en yüksek gayesine karşı sadakatlerini izhar etmiş oluyor lar. Onların mükâfatı, Türkiyede talebe, hoca ve herhangi karie ve Avrupada müsteşrik ulumaya pek esaslı kıymeti olan bir eser hediye etmiş olmalarıdır.
Maarif Haberleri'.
Kızamık Neler Yapar ?..
Kızamık, çok sürmeyen ve sade< e kızamık halinde kaldığı takdirde im v ııi, bir zarar ve tehlike*! oluııyan bir hastalıktır. Kalabalık kasaba ve şehirlerde hemen her İnsan, çocukluk çağında kızamık hastalığına tutulur ve banu geçirir.
Fakat İnin şurası var kl kızamık hastalığı, birçok mikroplara kar^ı vücudu mukavemetsiz ve zayıf bir iı.ıi« koyar.
İfte bu tesirle kızamık esnasında, vücutta bir takan &nza ve sıkıntılar husule gelir. Bunlara (kızamığıı. ilmi.(Um diyoruz.
Kulaklarda, gözlerde, yüz kemiklerinin t,-kil ettiği tabii boşluklarda boğazda hasıl olan İltihaplar bu lhtilatlar arasmda mühim yer tutarlar.
Bunlardan ba*ka, kızamıklı hastanın İyi bakılmayıp üsütJbues., nefes borularında ve ak ciğerlerle hastalıklar hasıl edebilir. Zatürreeler ve zatülkasahat ve rle dedikleri hastalıklar, bu yü/den ortaya çıkarlar.
Lâkin a' il daha mühim bir hastalık vardır o da: Verem, Kızamık esnasında İnsanların vereme karşı olan mukavemetleri hemen kamilen zail olur. Hattâ, kızamık vücutta u-yuklama halinde bulunan verem mfk roplarım kamçılıyarak azgınlaçtıra-bülr.
Bu sebeple kızamık geçtiği halde ates düşmez, hafif ve sinsi bir tarzda devam eder. Hasta gittikçe zayıflamaya ve öksürmeğe başlar. Verem mikrobunun muhtelif azada oturup yapacağı fenalıklar ondan sonra ar-iıK birbirini takip ederler. Bütün bunlardan anlaşılır kl kızamığı ı« ıslt bir hastalık diye telâkki ederek ona ehemmiyet vermemezllk etmek hiç bir zaman doğru olmaz.
Kızamıklı hastalar, bütün hastalık ve nekahat devresi esnasında dikkatle muhafaza edilmeli, üşütülmem eli, gıdalarına, ilâçlarına itina gösterilmeli ve kuvvetli bir bünye ile hastalığı kolayca ve İhtilatsız o-larak atlatmalarına yardım olunmalıdır, tnte tedavinin sırrı buradadır.
Dr. Nuri ERGENE
Mu
Za liıihl
İngiliz
Akdenizi tarayor
Üniversitede Sömestr Tatili Bugün Başlıyor
Talebelerden Mürekkep 4 Grup Muhtslif Mıntakalarda Tetkikler Yapacak
Üniversitede Sömestr tatili bugün dersler bittikten sonra bağlıyacak, 3 marta kadar devam edecektir. Tatil dolayısile Üniversite profesör, doçent asistan ve talebelerinden mürekkep dört grup muhtelif mmtakalarda tetkikat yapacaklardır:
1 — Jeoloji asistanları Bursaya;
2 — Nebatat asistanları Adanaya;
3 — Arkeoloji doçent, asistan ve talebeleri Hataya;
4 — 60 kişilik bir talebe kafilesi kayak müsabakası için Bursaya gidecektir.
İstanbul Köylerinde Yeniden 120
îlkmektep Açılıyor
İstanbul Maarif MUdlrlyetl kaymakamlıklara tebligat yaptırarak birkaç sene İçinde İstanbul köylerinde yüz yirmi ilk mektep binası
yaptırılabilmesi için köy bütçelerine tahsisat konmasını temin etmiştir.
Bu yüz yirmi mektepten krrkı önümüzdeki sene içinde yaptırılacaktır. 936 senesinden bu seneye kadar da köylerde otuz İki ilk mektep binası yaptırılmışta".
İstanbul Maarif MUdlrlyetl ilk
açılacak eğitmen mektepleri ile, bazı mıntakalarda açılacak açık hava dershaneleri hakkında kararlar alacaktır.
Eğitmen mektepleri daha ziyade Şile ve Çatalcada açılacaktır.
•jç Eski eserleri koruma encümeni, Müzeler umum müdürü Azizin riyaseti altında toplanmış ve müzelerdeki eserlerin korunması hakkında, bunların iyi bir şekilde muhafazası için yeni kararlar almıştır.
^ Usküdarda, eski Fıstıklı mektebi binası tamir edilerek orta mektebin yanında bir ilk mektep açılacaktır.
* İstanbul ilk tedrisat müfettişleri birinci devre teftişlerini bitirmişlerdir. ıKincl teftişlere mart başında başlanacaktır. Teftişler neticesinde zam görecek muallimlerin isimleri tesbit edilerek Maarif Vekâletine bildirilecektir.
* Maarif Vekaleti tarafından neş-redüecek eserlerde kullanılmak üzere, terim komisyonlarının son zamanlarda kabul ettiği terimlerin bir an evvel vekâlete bildirilmesi tebliğ edilmiştir. Üniversite ve yüksek mek-
tedrisat müfettişleri 1 martta Maa- teplerdeki komisyonlar faaliyetlerl-rif Müdürü Tevfik Kutun riyaseti nin neticesini bir haftaya kadar ve-altında toplanarak nisanda köylerde kâlete bildireceklerdir.
Süleymaniyenin muhteşem kubbelerinden bağrına yavaş yavaş sıcak bir nefes döküldü donmuş kalbine o minarelerin katmer katmer açılmış bir bey*z güle benziyen selelerinden sıcak bir hayat serpildi, bir parça canlanır gibi oldu, Süleymaniyenin güzelliklerine derinliklerine daldı.
*
Beş on kırlangıç yanındaki çıt-lervbrk dallarının üstünden Süleymaniyenin saçaklarına koştular demir saçakların aralığına bitişik köşesinde heyecanlı birer gölge halinde çırpınmaya ve çarpınmaya başladılar, birkaç çocuk da o tarafa atıldı. Gelen geçen de bunlara karıştı, gözlerini saçakların köşesine diktiler, kaldılar... Gökhan da yanlarına gitti
Son saçak tahtasının aralıklarından siyah, ufak bir cisim sallanıyor, çırpınıyordu. Bir kırlan-I gıç, nasıl olmuş, ne olmuş? ke-
narda kıl gibi ince bir şeye takılmış kalmış, çabalıyor, titriyor, fakat çabaladıkça, çırpındıkça ince ip, yahut kıl boynuna, başına sarılıyor, dolaşıyor, zavallı kırlangıcı orada gittikçe daha acı, daha ümitsiz bir vaziyete sokuyordu. Saçak o kadar yüksekti ve o kadar da ileriye çıkıntılı bir şekilde idi ki ne yerden, ne de kublbe kenarındaki dehlizlerden
yetişmek, yardım etmek imkânı vardı.
Yürekleri ürperten bu acı manzara karşısında herkes şaşırdı, Gökhan da şaşırmıştı... Cami müderrisinden biri koştu, uzun bir sırık buldu, içeriden camiin üst
dehlizine çıktı, kenardaki sütunlara sarıldı, buradan kırlangıcı kurtarmağa çalıştı, değnek, sırık
ku^a yetişiyordu itti, hayvancağızı saçak tahtalarının arasına soktu,
fakat bir iki dakika sonra kuş çır. pınarajt düs/tü, sallandı, tekrar içe
Akdeniz İngiliz donanması, İtalyan oratörlerinin senelerden beri bir İtalyan denizi diye iddia ettikleri ve bütün dünyaya propaganda yaptıkları Akdenizin 1-talyan sularında serbest ve endişe duymaksızın harekâtta bulun* duklarını görüyoruz. Haftalarca düşmandan eser görmeksizin kara/kol vazifesini yapan bu filo, ansızın ve gayri memul bir vaziyette 10 kânunu evvel 941 de güneşin ilk ziyaları Akdenizin mavi sularını aydınlatırken bir düşman kuvvetile karşılaştı.
İtalyan radyosunun bu muharebe hakkında yaptıkları tannan rivayetler, faşistlerin hakikî mahiyetlerini gpeteren bu kontrolsüz alkışlar tabiî işitilen her yerde müstehzi tebessümler ile karşılanmıştır.
İtalyan radyosu diyor ki: iki İtalyan destroyeri, Akidenizde karakol vazifesini yaparken İngiliz Akdeniz filosunun çok kuvvetli b'r müfrezesinin mevkiini tayin ve tesbit etti. Destroyerlerimiz, ileriye atılarak İngiliz donanmasına derhal hücum etti. İngiltere donanması darma dağın bir şekilde muhtelif istikametlerde firar ederken İtalyan destroyerlerinin taıubıne maruz kaıdı. sayanı eseftir kı serseri bir isufbet destroyerlerimizden birini batırdı. En az dört İngiliz gemisi batırıldık
Bu radyonun rivayetleri, çok bariz görülüyor ki muOdiâga ile dolu isaa.ardır. Jıloustrius tayyare gemisindeki Koyter muhabiri de vaziyeti şöyie izah ediyor.
«Fecine beraber donanma komutanlığının plânı üzerine müret. tep mevkiine gitmekte olan kruvazörümüz sancak ve iskele o-muziu'Âiarında iki İtalyan torpil destroyerine tesadüf etti. Bu destroyerlerin istikşaf vazifesine memur edilmiş oldukları zannedil-meKtedır. haıkat talısizl/k bu gemileri hafif bir kruvazörün ateş mıntakası içine düşürmüştü. Muharebe süratle başladı. Ve knıva. zörün isabetleri torpitolar üzerinde görülmeğe başladı. Kruvazörümüz (Wega) destroyerinin bin yarda mesafesinde idi. Diğer destroyer gelecek felâketin derhal farkına vardı. Arkadaşı (Wega) yı kendi taliine bırakarak firara başladı. Kruvazörümüzün süratli endahtlarının bu gemide duman ve alevler sütununun yükselmesine sebep olmuştur.»
Ayni muhabir ingiliz tayyare gemisine yapılan hava taarruzu hakkında şunları kaydetmektedir.
«llloustrius tayyare gemisinin güzel ve yanlışsız yaptığı muharebe göstermektedir ki Akdeniz İngiliz filosunun muhip Atanan pike (dalma) tayyarelerinin şiddetli hücumuna maruz kaldığı barizdir. Bu taarruz yekdiğerinin ardı sıra yedi saat sürmüş/tür. llloustrius tay yare gemisi bu mütearrız tayyarelere karşı mücadeleye başlamış ve birçok tayyare düşürmeğe muvaffak olmuştur. Tayyare gemimiz yara almış ise muvaffakiyetle Umana dönmüştür. İtalyan ve Alman radyolarının işae ettikleri gibi batmamıştır. Hasarı da mühim değildir.»
İngiliz inşa tarzının sağlamlığı ve İngiliz efradının takdire değer soğuk kanlılığı ve vazifedeki faaliyeti, llloustrius tayyare gemisine yapılan kuvvetli hava tarruzu-
I riye itti, kuş tekrar düştü ve bu de fa ince ip hayvancağızın boynuna sımsıkı takılmışı, kördüğüm olmuştu adeta, kırlangıç artık çabalamadı, artık titremedi, cansız, siyah bir canfes parçası gibi sallandı kaldı. Şüphesiz boğulmuştu, ölmüştü... Bu acı manzara o-rada toplananların yüreklerini titretti Gökhanı da bitirdi, asabını zehir gibi bir helecan yaktı. Zavallı kırlangıç karşısında sim siyah bir gölge gibi sallanıyor, arkadaşları etrafında acı acı hay kırışarak, çırpınarak dolaşıyorlardı. Ölüm duaları mı okuyorlardı, ne yapıyorlardı?
?
Gece çöktü, yıldızlar Süleymaniyenin kalbine mawi yeşil çiçeıc-ler taktı, karanlığın gizli rüzgârları esti, ay, kubbelerin üstüne beyaz güller serpti, kırlangıçlar sustu, çocuklar ve halk dağıldı, Gök. han ilerledi, fakat ayrılmadan bir
Büyük Harp
Gemi
ısı
Ve Ağır
Bombardıman
Tayyaresi
Yazan:
Hüsamettin İlsel
Eski Bahriye Müsteşarı
nun mütemadi bomba yağmuru altında cidden hayret verici bir manzara arzetmektedir.
Tayyare gemisine tevcih edilen taarruz esnasında «Convay» ı himayeye memur İngiliz filosu biraz geride ve kafileyi her taarruzdan muhafaza etmek ile meşgul o&ara-k seyretmekte idi.
Müthiş hava filoları bu kafile ve bunıarı himaye eden harp ge-muerı üzerine saat I2.3U da ilk taarruzu yaptı. Ve iki torpito tayyaresi de suahiarını harp gemilerine tevcih etti ve fakat isabet ettiremedi.
Biraz sonra bütün hava filoları en mühun taarruzuna başladı. Yunkers (07) tayyaresinden mü-teşemtiL müteadaıt hava filoları semanın muhtelif istikametlerinden, buiutların arasından çıkarak donanma ve kafile üzerine gelirken kafilenin himayesine memur gemilerin şiddetli top sitemleri ile karşılandı. Ve bütün düşman hava filosunun kuvvetli taarruzları akamete uğradı.
Muharebenin ehemmiyeti. Alman bombardıman tayyarelerinin
hasara ve tahribe uğramasında-dır. Bu tayyarelerin yakın İtalyan üslerinden hareket etmekte olması bu hasar ve tahribe bilhassa daha büyük krymet vermektedir.
Alman tayyare ve filolarının adet ve miktarı hakkında kat'i malûmat yoktur. Fakat gemilerin bu tayyare taarruzlarını hayret veren bir muvaffakiyetle tard ettikten sonra adetleri o kadar çok olmıyan bir İngiliz tayyare filosunun İtalyan üssüne karşı harekete gedmesi ayrıca dikkate değer bir meseledir.
Akdeniz sahillerinde muazzam hava filolarının İngiliz deniz filosuna taarruz etmek üzere yerleşmiş olduğunu tasavvur etsek bile bu vazıyetin endişe verecek bir mesele olmadığını, yukarıki muharebe safhasından anlaşılacağı veçhile, kabul etmek icap eder.
Harbin başlangıcından beri propagandalar yapıldı. (Görm-gin) .1,1:1't. l-ı r lisanından çıkan ilk propaganda «"tayyareler karşısında donanma mevcudiyetinin kıymetsiz kaldığını» ilân ediyordu. Harp başladıktan sonra bu rivayet ve işaelerin ne kadar saçma olduğu müteaddit defalar ispat edildi.
Gerek düşmandan, gerek İngiliz filosundan, seyyar vaziyette iken hiç bir ceminin tayyare bom basile batırldığı göriilttnemiştir. Taranto limanında bir İngiliz tayyare filosunun taarruzu, bir İtalyan gemisinin işe yaramaz bir hale getirilmesi buna bir istisna teskere daha başını çevirdi, zavallı kırlangıcın cenazesine baktı. Zavallı kuş, sanki gecenin kalbinde zehirli bir feryat gibi ağlıyordu, sanki, gecenin kalbinde zehirli bir hicran gibi inliyordu...
*
En. büyük insanların mezarı toprak oluyor ve en büyük insanlar toprakta çürüyor. Fakat şu kırlangıca meaasr semalar oldu ve semalar içinde çürüyüp dağılacak, Süleymaniyenin semalarında!
Gökhan bu semavî mezarı da gıpte eder gibi oldu bir aralık kendi kendine:
— Süleymaniyenin eteklerinde
ve ayaklan altında ölmek bir saadettir. Fakat böyle semalarında, saçaklarında ölmek o saadetin de üstünde bir saadettir, bir saadet
midir?.,.
Diye söylendi. Bir elem tuğyanı içinde §a§aUumatı. Ne aöyledi-
kil eder. Bu gemi limanda demirli iken tam bir bomba isabeti almış ve fakat batmamıştır. Tam bir bombanın bir harp gemisinin (zırhlıların) zırhlı güvertesi üzerine isabeti halinde bile gemi tehlikeli bir vaziyete düşmemektedir. (!)
İngiliz filosu Alman tayyare filolarının Akdenizde mevcudiyetine rağmen Akdeniz suları ü-zerinde dolaşmaktadır. Ve yine bu denize hâkimdir.
Dünkerkte Alman pike tayyarelerinin hedefleri sabit olduğu halde bile herhangi bir hacimde bir harp gemisi kaybedilmemiş-tir. Atlantikte (Gonvay) lara yapılan hücumlarda, Norveç sahillerinde fasılasız yapılan havaî taarruzlarda hiç bir harp gemisi ba. t ırılamamistır. #
Kısaca söylemek isteriz ki tay-I yareler seyretmekte olan büyük harp gemileri için endişe verici ol makla beraber mühlik bir silâh telâkki edilmemektedir.
Kara harplerinde pek çok tehlikeler veren bombardıman tayyarelerinin Akdenizde bulunması, denizdeki vaziyeti hiç bir suretle değiştiremez ve Avrupanın ihtilâlci ve hırçın çocuğuna Akdenizde yeni bir fırsat veremez.
(1) Savjampton kruvazörünün batması aldığı bomba yarasından de-
ğüdir.
Şundan Bundan
M.ger VücıdUn Kışı İhtiyacı Varmış
Jack Grayford, Mac Grath ve Qu-Ist bu üç Avusturyalı tenis şampiyonu günden güne zaafa düştüklerini
hlssedivorlarmjŞ' Dört sene içinde şampiyonluk derecesinden âdi oyuncu seviyesine düşmüşler yaslan müse-It, yaşama şartları uygun olduğj bal de acaba bu kuvvet düşkünlüğüne sebep ne?
Meşhur bir doktor işe merak etmiş ve araştırmış. Bu suale şu cevabı veriyor:
Üç şampiyonun meğer kışa ihtiyacı varmış. Dünya yüzünde bir düzüye maç yapmak için dolaşmışlar. Ve dai ma yaz olan yere gitmişler. Meselâ Temmuzda Avrupada veya Şimalî Amerlkada, İkinci Kânunda ise cenubi Amerika Yeni Zelanda ve Avus-turalyada kalmışlar. Bu suretle senelerce sadece yaz mevsimi görmüşler. Halbuki canlı bir vücudun soğuk kış mevsimine İhtiyacı varmış. Kış vücut üzerinde bir tonik tesir yaparmış.
Meşhur doktor bu üç sporcuyu gayet soğuk bir iklime göndermiştir. Soğuk vücutlarını fırçalayınca yeniden şampiyon derecesine çıkabllecek-lermlş.
Dünyanın En Büyük Bomb:rdırmn Tayyaresi
Kallforııiyuıla, San tom on yada Douğ las fabrikasında cesim kanatlı bir tayyare yapılmaktadır.
Kulelerinin montajı bitmiştir. Yandaki bir hangarda beheri iki bin beygir kuvvetinde dört muazzam motor, yerlerine yerleştirilmek için beklemektedir.
Dünyanın en büyük bombardıman tayyaresi yakında bitecektir. Bu tay yarenin boyu 45 metre kanatlarının genişliği de 70 metredir. Saatte 100 kilometre katedeoektlr. Faaliyet sahası 10.000 kilometremi) r.
ği, ne düşündüğünü bilmiyordu.
O gece evine acı teessürler için de döndü. Ve sabaha kadar karanlıklar içinde 'karanlıklarla cenkleştu Gecesi karanlrktı, kendi mi karanlrktı bilmiyordu.
Kim bilir zavallı kırlangıç orada ne kadar kaldı? soğuk vücudu etrafında öteki kırlangıçla! kaç gün çırpındı? Ve ne kadaı güvercin başı ucunda:
— Huu, Huul
Diye ağladı;
İşte bu eninler, bu kırık dökük sözler bir kırlangıcın göklerin kalbinde açılan mezarına ait Süleymaniyenin ufuklarında kazılan mezarına!...
Şimdi Gökhan ne vakit Süley-maniyeye Süleymaniye mezarlığına ve Mimar Sinan türbesine gitse gözleri Süleymaniyenin saçaklarında ve mermerleri üstünde o zavallı kırlangıcın mezarını arar, mezarcığını arar...
Sema Sadri Aydoğan
12 . 2 • 94Î
OKUYUCU
MEKTUPLARI
Adlî Mahkemebr Teşkilâtı Kanunu
Hakkında Bazı Fikirler
Vatan
27/1/941 tarihli nüshanızda yeni Adliye teşkilat kanunu hakkında verilen şayanı dikkat ve e*a*!ı malumatı okuduktan sonra hakiki hukukçu olduklarını bildiğim bazı arkadaşlar tarafından bu meseleyi mevzubahis ederek münakaşalarını dinledim. İstifade olunur kanaatli e bunların da muh terem gazetenizle neşrini muvafık buldum.
Hukukçulardan birisi »öyle dedi: -
Kanunların aık stk tebeddülün-dekl sararları i/ah ederken her hangi bir kanunun tebdili hakkında şekil zahiri de gösterilen esbabı ekseriyeti© muvafık bulur ve bu tebeddülün iyi olaragma kani olanız. Diyordu. Fakat İlâve ederek hllâhara her nasılsa yine bu şekil de tedbll ederek evvele rücu ederken birinci tadilatta bulananlara ve kanamın tebdiline tevee-süt edenlere hattâ bir sual bile sor mayız. Memleketimizin şekli İdareni cumhuriyet esasa fena hafrlı bulunmalına ve bilhassa halk hükümeti olmasına göre her ferdin kanaatini beyan hakkında bahş edilen serbestiye göre münakaşa etmek lüzumunu hissetmiyenlere karşı mUtehayymm.
Meselâ: Medeni bildirimiz ve İlmen yüksek tanıdığımız ve hattâ K taunlarını alıp tatbik etmekte bulunduğumuz memleketlerin hiç biri yoktur ki istinaf mahkemesin
den mahrum kalmış bolunsun.
¦
Biz de bunu takdir ederek ve bu husustaki boşluftu ve lüzumu görerek bugün yine İstinaf teşkilâtını vürode getirmece çahsıyoru/.
İşte benim için en mühim olan nokta bu teşkilâtı yeniden vaeade getirmek değil, evvelce Türk İyemizde mevcut ve senelerle hukuki felsefeye bağlı olarak devam etmiş bulunan İstinaf teşkilâtını neden yıktığımızı ve neden kaldırdığımızı aramak ve banların amil leıine bir sual Irad edebilmek nok tasıdır. Acaba böyle bir sual Irad olunamaz mı? Ve bu amillerin bir mesuliyeti yok mudur? Eğer istinaf teşkilâtı hak ve adaletin İzharında ve tecellisinde hakikî bir âmil ise, lağvı üzerine zayi o-lan bu hakları kim telâfi edecek ve bu yüzden mutazarrır olanlar ve arza edllmlyen akıbetlere düşenlerin zararları kimden aranacaktır.
İşte ben istinaf teşkilâtını yeniden vücude getirilmesi taraftan oldağam ve bunun adalet prensip lerlne çok uygun olduğuna kani bulunduğum cihetledir kl bu zararın burada tahdidi ile bu teşkilâtın süratte vücude getirilmesini temenni eylemekteyim.»
MUtaleasmda bölünüyorum.'
Diğer bir hukukça da istinafın hakikaten bir süzgeç vazifesini I-
fa ettiğini ve bllhavsa memleketimizde toplu heyetlerin lağ\ı ü/c-rlne asliye mahkemeleri hakimi münferit suretine kuJhcdlIdlktcn
sonra istinafın hakiki lüzumunu görmemek ve bunun tekrar tesl-sindeki İsabetli nazarı bir hukukçu gorile, fikrlle takdir etmemek kabil olamaz.
Diyor ve İlâveten temenni edelim kl bu teşkilât bir a* evvel vücude getirilmiş olsun. /İra her dava ve muhakemenin neticesinde gerek usul ve gerek kanun nnktal nn/arındaıı bir tarafın haklı ve bir tarafın haksız çıkması pek tabii olduğuna göre haksız çıkan ve hükme kanaat etmiyen tarafın da daha yüksek bir mercie bas varması pek zaruri bir keyfiyettir.
Bu hale nazaran haksız çıkarılan tarafın bizzarur mercii olarak temyiz tarikini ihtiyar edeceği de aşikâr olur. MUtaleasmda bulunuyordu.
Üçüncü bir hukukçu da İşte hu neticedir kl temyiz mahkemelerinin İşlerini derecesiz çoğaltmış ve İstinaf teşkilâtı yerine şüphe yok temyiz teşkilâtının tevsilni mucip olmuştur. Bu hususta mali esbap ve bütçe mesaili âmil olsa dahi müfit bir netice elde edilemezdi Çünkü temyiz heyetlerinin çoğaltılması suretlle İstinaftan İktisat edilen para temyize belki de daha fazlasile sarfedilmlştlr. Bu şık'a nazaran istinaf teşkilâtının ortadan kaldırılması mali esbaptan bir fayda temin etmiş olsa bile asliye mahaklmlnln m üç temi heyet halinden çıkarılması sebebinin ne olduğu tamam İle taayyün edememiştir. Burada da mali esbabı hatıra bile getirmek hatalıdır. Zira bütçede küçük bir iktisat İçin a-daleti küçültmek, haleldar etmek elbette ki tasvip edilecek bir hareket olamaz.
Nasıl ki halen ticaret mahkemelerini heyeti müçtemla halinde bu lundurulması bu seklin adaletin izharına büyük bir zemin olduğunu göstermektedir. Buna nazaran da Asliye heyetlerinin teşkili ve her dava ve hukuki meselede İstişare suretlle tenevvürün hakkın ve adaletin tecellisine yarryacak bir tarik olduğunu kabul etmek ve bunu bilhassa muamelâtı ehem mlyetli ve büyük olan memleketlerimizde tatbik ermek her bakım dan yükselme prensiplerini esas İttihaz eden idaremiz İçin çok lüzumlu Nr keyfiyet olmuş olur diyordu.»
Çok faydalı gördüğüm ve İşittiğim bu mütalealarm hukukçularımızın bu mühim mesele hakkında münakaşalarına Nr başlangıç teşkil etenesi ümtdtle size bildirmekten kendimi alamadım.
ı. K
Maarif Vekili, Ankara Muhabirimize
Verdiği Beyanatta Köy Enstitüleri,
Neşriyat Kongresi Kararları, Ansiklopedi işleri, Gramer Terimleri, Vekâlet Neşriyatı Hakkında Malûmat Verdi
U L M A C A
DÜNKÜ BULMACANIN HALLt
Soldan Sağa 1 — Yağmurdan hasıl olma akar su - Sap - Valde 2 — Eziyet - Avuç - Bir tane 3 — İle
- Yakın - Nota 4 — Şafak 5 — De nizde kullanılır nakil vasıtası - Kışın yağan 6 — Bozuşma - Çırak 7 — Sıra - Can 8 — Ateşle 9 — Renk
- Mutfakta kullanılır bir âlet - Yemek 10 — Tahta bölme - Damarlar dakl mayi - Kraliçe 11 — Cet - Erkek ismi - Hedmet.
Yakarıdan Aşağıya: 1 — Gök yüzü - Ceriha 2 — Eziyet - Pos - Tabaka 3 — Nota - Tan - Nota 4 — Lâkırdı 5 — Vakti gösteren - Elbisenin boyun kısmı 6 — Yoğurt ile yapılır - Çobanların çaldığı 7 — Bulunan - tnanan - 8 — Soğuktan
donan yağmur tanesi 9 — Bir hayvan - Kürk - Nida 10 — Rutubet -Yol - Dili yakan 11 — Akıllı hayvan Soldan Sağa: 1 — Tayin - Nişan
2 — Azize - Arife 3 — Rakit - Lâtif 4 — Aman - Kefe 5 — Kin - Kar -
Mes 6 — Çırak 7 — Cam - Lif - Sam 8 — Ezik - Kara 9 — Rekat - Takar 10 — Arazi - Arada 11 — Hitam - Yatış
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Tarak
- Cerah 2 — Azami - Azeri 3 — Yıkan - Nikât 1 — İzin - Kaza 5 — Net - Kıl - Tim 6 — Zarif 7 — Nal
- Raf - Tay 8 — îrak - Kara 9 — Si
tem - Sakat 10 — Afife - Aradı 11
- Nefes - Marafl
Yarın akşam
SARAY Sinemasında
Gösterilmeğe başlanarak olan ve
MEŞHUR POLİS HAFİYESİ ÇİFT ARTİSTLER
VVİLLİAM POVVEL ve
LOY
BABY NİCK ve Köpekleri ASTA tarafından yaratılan i
BİR ADAM KAYBOLDU
ZABITA ROMANI... NEŞELİ KOMEDİ... KAHKAHA VE ESRAR
filminde
ENTRİKA ÇEVİRMEK... EĞLENMEK ve MUVAFFAKİYET...
Temin için lazım olan her şey vardır.
<l...-ı I im iılr) —
ze örnek olacaJc kadar ileri vc pürüzsüzdür. Köylü çocuklarımızla, onların başında bulunan meölekdaşıanm bu ışın mesul müdürü sıfatıle beni dddi surette memnun etmektedir. Düşündüğümüz talebe kadroları, hemen tamam İaamıatır. Öğretim, munta. zamdır. Her şeyini ve her ışını kendi yapan insanların yurdu o-lan bu köy enstitüleri, büyük sosyal davalarımızın bir çoğuna nâzım vazifesi de görecektir. Bu marttan ıtrbaren, esaslı inşaat hareketi başlayacaktır.
14 enstitünün inşa plânları ya-p itmiş ve müsabakalar sona ermiştir. Türk mimarlarının yalnız sanatları bakımından degıl, mevzuun büyük hakikati itıbarile dc gösterdikleri ihtimama minnettarım. Açtığımız müsabakalar onlar için de değerli bir tecrübe sahası olmuştur. Kendileri dc, biz de a-Iınan neticeden memnunuz. Lsa-sen, benim, medeniyet hamlesi demek olan inkılâbımızın tahakkukunda buLduğu^rv miyar her bahada yetinmiş münevverlerin bir-birlerile ahenkli ve anlayışlı ça-ıişmaaındadır. Mimarı, mektep-çrsıle, mekiepçLsı, doktorıle, doktoru, polıtLkacıaiie, politikacısı,
tüccarile millet ve memleket davacında müşterek bir anlayışa vararak, seleflerimizden yıkık olarak aldığımız bu yurdu, bayındır
bir hale getirebileceğiz. Onun için Türk münevverinin vazifesi, kuru lâfları bırakmak ve elinden hiç bir şey gelemiyorsa bu azız topraklarımızın bir kenarına, bir ince fidan omun dikmektir.
NEŞKİYAT KONGRESİ KARARLARI
Verdiği izahatı kâfi görerek mevzuu değiştirmek »teyen sayın Maarif Vekmn*. Neçrıyan kongre aını hatırlattım ve o kongrede a-lınan kararlardan hangisinin tatbik mevKııoe konduğunu sordum. Söze şöyie başladı:
— Şunu anlamıyorum, dedi. Girişliğimiz teşei>büs ve işlerin müddetlerini aylar ve hattâ kısa senelerle hesap etmek isteyenler, acaba, bu işlerden mi haberdar değiller, yoksa insanların bugün kullandıkları zaman ölçülerini mı bilmiyorlar. Neşriyat kongresinin kararlan, değil bir, iki aene, nice nice yılları, yalnız hükümet cephesi ve elile değil, bu işle alâkalılarla beraber, hepimizi, belki, yirmi beş, otuz aene meşgul edecek mevzulardır.
Meselâ, telif hakkı meselesi. Doğrusu ben, bu işin bu kadar teferruatlı ve ince noktaları olduğunu bilmezdim.
Ankara Hukukile, retanfeul Ü-niversrtesinden yaptığflm istifsara, bir senelik bir tetkikten sonra al- ! dığım cevaplar, hakikî tabrri kullanayım, aldığım etütler, ba- I na, tahminlerimde yanıldığımı gösterdi. Bilhassa, milletlerarası j hukuk «bakımından giriştiğimiz ve girişmediğimiz taa>hhüt|er cephesi, o kadar ehemmiyetli noktalan 1 ihtiva ediyor ki, bunu anlamak için bir Üniversite profesörümüzün bir kaç yüz sahifelik ve yalnız bu mevzua taallûk eden m ün. | foşir etüdünü mütalea etmek insaflılar için kahdn, sanırım. Meselenin üstündeyiz. Araştırmalar, işin kanunî metin haline gelmesi safhasındadır. Bunun da en aşağı, Vekâlet dahilindeki alâkadarları tarafından iki üç aylık bir çalışmağa ihtiyacı vardır, işte, zihinlere, «yine, hâlâ yapılmadı, unuttular mı bu işi?» diye varit olabilen tereddüt mevzularından bir miaa'L
ANSİKLOPEDİ İŞLERİ
Gelelim, ansiklopedi işlerine: Herkes biliyor ki^ Türk dili, medenî manada kadrolanmış değildir. Bir dilin kadrolanması demek, unsurlarının kökleri nereden gelirse gelsin, onu konuşan milietin, her hayat aahaeında kullandığı klişeleri, şekilce ve manaca hudutlandırmaaı, vazifelendirmesi demektir.
(Bir nevi ağaçtır, Afrikada bir crna hayvandır) gibi tarifler, bahse mevzu nefcatı veya hayvanı tarif etmek olmadığı gibi, (dikkat), (ihtimama bak) veya (güzellik), (letafete bak), (hüsne bak) demek te, bu klişelerin anlamlarına bir renk vemrek ve hudut çizmek sayılamaz. Hal böyle iken, teşkilâtı cümlece malûm bir devlet müessesesini, kısa zamanda, bu
ve buna benzer içleri halleder kudretle görmek, mucize devrine avdet etmeği istemektir. Bize, bilir bilmez direktif verenler pek çok, rakat, doğru olarak başladı ğrvnıza yüzde yuz kanaat ettiğimiz ve müdafaasına her halımzıdc kendimizi muktedir bildiğimiz işlerde, ciddî surette çalışarak yardım edeıoılenier nekadar az.
islam ansiklopedisi
İki seneye yakın zaman oluyor, islâm Ansiklopedisi için büyük bir çalınma tecrübesine girmiş bulunuyoruz. I abıi yapılırken, daha bu sakilde harflerinin dizılmeatnı bilmediğimiz bu kitabın, ele gelir hali a»ması için ne-kadar az bir insan kadrosAe ne büyük bir gayret sarfedııdığini, ben anlatamam. Gidip yerinde, o. çalışan arkadaşları görmelidir. Birinci cildini bir senede tamam-layacağılnızı umduğum bu eser, yanlışlarına, tenkit edilecek bir çok cihetleri olmasına rağmen, I ürk irfanı için başlı bacına bir bilgi hazinesidir. Bunun ekeikle-11ııı düzeltici, noksanlarını tamamlayıcı tenkitler ı, herkesten çok ben bekliyorum. *
İNÖNÜ ANSİKLOPEDİSİ
İnönü Ansiklopedisi, islâm Ansiklopedisinde^! başarımızdan aldığımız cesaretle teşcütousümuzc mevzu oldu. Her birin m kendine göre, vasıflan ve (meziyetleri o-lan arkadaşlarımın, başına geçmeği deruhte ettikleri bu büyük işi, matbuatımızın güzel niyetle, yakın ilgiyle karşılaması, bilseniz, beni nekadar sevindirmiştir. Fakat, unutmamalı ki, bu da çetin bir davadır. Size, bir tek misal söylryeceğim:
lami hasları nasıl yazmalı? İlk bakışta basit görünen bir sual. Şimdi, szze, bu suali parçalıyorum:
1) Türkçeden gayrı dillerde, Arap harflerini kuıianan milletler m ismi haslarını nasıl yazmalı,
2) Lâtin harflerini kullanan milletlerin yer ve adam isumıerin-de. bizde meşhur oian ve olmayan ismi hasları nasıl yazman,
3) Arap ve Lâtin harflerini kullanmayan milletlerin yer ve a-dam isimlerini nasıl yaz^nalı,
4) Olu dillerden meselâ yu-nancanın ismi haslarım nasıl yazmalı,
5) Bunları yazmak için, kendi muayyen harflerimizle mi kalmalı veya bunların bir ikisini birleştirerek yeni halitalar mı yapmalı, yoksa bu husus için de ayrı bir transcrıptıon mu vücude getirmeli?
GRAMER TERİMLERİ
Geçelim başka bir noktaya, bir arkadaşımız diyor ki:
1) Gramer terimlerini yaparken, artık hikâyei hal fil mazi, terkibi izafî gilbi, bugün çocuklarınızın anLamıyacağı tabirleri kuL lanın amali,
2) Ulak, bulak gibi, alışmadığımız veya uydurma tabirleri, öz türkçedir diye almamalı, lisanımızı, beynelmileldir diye datif, accusatif gibi ecnebi kelimelerle doldunmamalı.
Bütün bu mutalcalar, gayet güzel. Fakat, iş yapacak adam, boy. le bir sual soruyor:
— O halde, ne yapmalı? Hakiler, anlaşılmaz kullanma, yenisini yapıma, beynehmHelini alma. Bir dördüncü ihtimal nedir ki, onu
ya pasın ?
Aklın mantığile iktifa etmeyen ilim, psikolojide hislerin de mantığını tedvine çalıştı, Unutmama.ı ki bir üçüncü mantık daha vardır, onu, ancak aldığı için mesuliyetini vicdanında hissedenler bilir:
İş mantığı. |
İlim de bir iştir. Kültür, zihnin ve beşer zekâsının mahsulü olan bu işe dayanır. I
Davaları halletmek için tezatlardan kurtulmağa cehd lâzımdır. Filen mevcut olan tezatları kendi zihninden silmek için güçlük çekerken, cemiyet müesseselerinde mevcut tezatları halletmenin ne derece mügkül olduğunu anlamak, ne büyük ilme, ne büyük tecrübeye, fakat, sadece, insafa muhtaçtır. Biz, sistemli bir surette, birbirinin zıddı da olsa, 1 bütün fikirleri dinleyerek ve daima bir tanesini bile ihmal etmeksizin, bütün alâkadarları tahrik ederek, bu meseleleri Türk münevverlerine mal edip halletmek istiyoruz. Bunun güçlüğünü müdriğim. Fakat, tek doğru yo-
lun, bu olduğuna inanıyorum. Siyasetimiz, nasıl .mılıî ise, kültürümüz de öyle millî olmalıdır.
Kendisini hayn yorduğum sayın Maarır Vekuunıze son bir sual daha sordum:
VtKALtTİN NEŞRİYATI
— Vekâıetın derunte ettiği neşriyat hususunda ma.ûmat verir mısınız?
— Vekilliğimizin bizzat üstüne aldığı yayın, organları ikiye ayrılıyor; bin, tam mesıekıdır, aıgeri mesleki olduğu kadar, bazan, ondan da çok umumidir. Vekiuığe geldiğim gün, neşrine başladığımız I ebııgier Dergisi, tam, meslekî bu organdır. Her pazartesi neşredilir. Uçuncü senenin içindeyiz, bir deracık bile teahnur etmemiştir. Jlk Öğretim mecmuası, ilk okul öğretmenlerimizle eğitmenlerimize hitap eder. I 7 binden razia basılır ve köylert kadar gider. Bunda, öğretmeni a-lâkaıandıran. dünya ve mem»©K.et .ıddıseıerı, jn uslanıl ders maaae-«eri, mes.eki havadisler ve neşriyat hakkında maıûmat vardır. uJk Ogreiım, ilk ogretım sanasın-da çauşan arkadaşlarımın manevi bir bicteync yeridir.
1 eknık Ogretım mecmuamız, bu mevzudaki meseleler hakkında neşriyat yapar, hakaı, yalnız buna, hocalarımız muaataplır zanrıoiunmajnau. bade bıvastan I'jO işçi yunddaşımız bu mecmuaya a-bonc oımuşlur. 1 eknik Öğretim mecmuasının vazifesini gördüğüne, bu bu- güzel misal değil mıdır?
Güzel Sanatlar ımecmuamız. memleket içinde ve dışında bir guzeıiık numunesi olarak kıymet kazandı. Nu<*haları biten bu mecmuanın, beş ilâ on Irraya satıldı ğını. kıymetine bir delil olarak zutrelme* bile fazladır, sanırım. ^>ımaı üçüncüsünü hazırlıyoruz-
l eıcume meomuasının birinci cildi bitiyor, altıncı nüslhası ba-*>ij.iu>v>h^*i> '-^ce, ıransızca»
almanca, tâtınce ve yunanca ter-cüme»erı, butun dünyada ve bizde tercüme hareketlerini ve tercüme uMiıieruu, bizde ve yabancı meovleKetlerde tercüme edilmiş ana eserlerin tenkitlerini ihtiva eder.
Vekâlet mecmuamız, son iki rrüfihası, teknik öğretime ve teknik öğretim müesseselerimizin tarihine ait etütlerle çakmıştır. İK>n nüshası hazırlanmaktadır. Ve şimdiye kadar edebiyat programlan hakkında, en eskisinden en yenisine kadar Vekilliğe verilmiş raporları ihtiva edecektir.
Fakültelerimizin çıkardığı mecmuaları, ihtisasım dışında olmalarına rağmen, şahsan takıp etmekteyim. L»ün günden iyi ve milletlerarası emsalinden hiç aşağı olmamak üzere intişar etmektedirler. Muharebe haline rağmen, dışarıdan aranmalan, buna bir delildir.
Şimdi, tarihî vesflcalar neşri için bir mecmua hazırlattırıyorum. M az anızın muhteüt devirlerine ve içinde yaşadığımız Cumhuriyet rejiminin muifıtelif safha-lanna ait, neşredilmemiş değil, hattâ, kimsece bilinmeyen vesaiki, bu mecmua ile Türk milletinin hafızasına takdim edeceğiz.
Bu, sorduğunuz suallere verdiğim cevaplar, üstünde durduğumuz işlerin, inananız ki, yüzde biri değildir.
İçimiz o kadar teferruatlı .eleman ve teçküâtemız «bu teferruatlı işle o kadar niabetsizdir ki, ancak, bu teşkilâtta çalışan arkadaşlan-mın idealist ruhlarının emeğıie yürümeğe devam ediyoruz. Pekâlâ tekdir edersiniz ki, içinde bulunduğumuz dünya şartlan da, bütün, bu konuştuğumuz davalan kolaylaştıracak bir durumda değildir.
Kitap .bastıracaksınız, istediğiniz kâğıdı bulamazsınız. Klişe yaptıracaksınız, çinko bulamazsınız. İnşaat yaptıracaksınız, demir bulamazsınız. Bütün, bu bulamayışlar içerisinde, eski işleri durdurtmak şöyle dursun, (buna, elimizden geldiği kadar, yenilerini ilâve etmeğe uğraşıyoruz.
Sorduğum suallere verdiği cevaplarla şimdiye kadar yaptığı ve bundan sonra da yapacağı işlerden bir kısmının beliğ bir muhasebesini ortaya koyan sayın Maarif Vekilimiz, münevverlerimizden de bazı hizmetler bekliyor.
Ertuğrul Şevket
Ermenileri Kimler
NİÇİN
ve Nasıl Aldattılar?
Komitalar Arasında Başlıca Prensip
Kardeşlik Güya Esas Olduğu Halde Aralarında Bundan Eser Yoktu
An.ûlaa: ^^nu^yaa — Yazan: M. Sılır
[Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur]
<.. — Biz Hınçaklar, bundan böyle thtüâl faaliyetlerimize nihayet vereceğiz ve Türk vatandaşlarımızla kardej gibi geçineceğiz. Vatajım terakki ve muhafazası için bizlerde hiç düşünmeden canlarımızı verece-g1z...>
Cümleleri ile nihayet vermişti. Bu nutku ile komitesinin noktal nazarını, kim bilir belki de hulus ve samimiyet Ue bildirmişti (Agop Pervaz-yan) adında bir Taşnak komitecisi de, uzun bir nutuk söyledikten sonra:
— Biz Taşnaksaganlar da bundan böyle Osmanlılığı kabul ve baş tacı edeceğiz, meşrutiyetin. Türkiyenin muhafazası ve Osmanlı unsurlarmm birer kardeşi gibi geçinmelerini temin yolunda ittihat ve terakki cemiyeti ile birlikte çalışacağız
Sözleri ile komiteainln kararlarım ortaya sermişti. Nihayet bir gün. yapılan heyecanlı nümayişler nihayet bulmuş, her taraf sükût ve huzura ermişti Di£er unsurlar gibi Ermeniler de meşrutiyetin bahşettiği hürlyet, adalet, müsavat prensiplerinden istifadeye ve siyasî hukuklarına sahip olmağa başlamışlardı. Ar tık bu vaziyette ihtilâlci komiteler teşkilâtının muhafazasına ne lüzum ne de mânâ vardı Hemen el birliği ile bunlarm feshedilmeleri, hiç şüphesiz ki, İcap ederdi.
O sıralarda, Ermeniler üzerinde bir nüfus ve hak iddiasında bulunan Hınçak, Taşnakaosyon, Veregamyal Hınçak fırkaları ile henüz teşekkül halinde bulunan Saiımantaragan, Ramgadar komiteleri vardı. Uhuvet prenslplni alkışlarla kabul etmelerine rağmen, bunların arasmda uhuvetin eseri büe yoktu. Bilâkis hepsinin yürekleri çeşit çeşit ihtiraslarla dolu idi. Ortalık sükûna kavuşur kavuşmaz ittihat ve terakki mensupları derin bir gaflete düşmüşler, bizim komiteciler de kendi aralarında sinsi bir rekabete girişmişlerdi. Mem leketln her tarafmda ayn ayn şubeler açmağa uğraşıyor, muhiti er indeki Ermenileri avlamağa, komitelerine bağlamağa çalışıyorlardı. Hani söz aramızda, içlerinde yapüan inkılâbı, komitelerine hattâ şahıslarına mal edenler, daha o günlerde ittihat ve terakki cemiyeti Türk milletini yine eskisi gribi âciz vaziyet görenler ve yalancı pehlivanlar gibi böbür lenenler de kendilerini göstermeğe başlamışlardı.
Taşnaksiyonlar Sulu Manastırda ve Yedikule hastan an es inde, Hmça-kistler Üsküdarda teadiyedeki Ermeni mektebinde, Veregamyal Hm-çaklar Kadıköy Ermeni kü İs es in d e ve o sıralarda teşkilâtlarını biraz canlandırmaca muvaffak olan Ram-gavarlar Sürpagop Kilisesinde, Sah-manatraganlnr da Ortaköyde Dere-boyunda tüccardan (Sahak Malkoç-yan) in evinde yuvalanmışlardı. j
Komitaların hepsi de birbirlerinden gizli olarak Ermeni patrikhanesini, murahhashanelerl kendi taraflarına çevirmeğe, bilhassa Ermeni mebuslarını elde etmeğe çalışıyorlardı. *.
Pek tabiidir ki, o günlerin mutlak
SOKUNUZ
bir hakimi vaziyeti alan ittihat ve terakki cemiyetine hulul etmeği, bir entrika Ue dlger komitaların faaliyetlerine nihayet verdirmeği de u-nutmuyorlar, uğramadık kapı, agrıt-| madik baş bırakmıyorlardı.
Her tarafta saçılan nifakın eserleri belirmişti artık. Komitalar yine birer fesat menbaı, hele Ermeni meclisi umumi mUis siyasi entrikaların bayağı bir merkezi olmuştu, istanbul Ermenileri yine Iskarta edilmişlerdi. Patrikhanede, clsmanl ve ruhani meclislerde Rusyadan kovulmuş. Mısırdan sürülmüş, Avrupadan dönmüş fikri sönük diplomatlar, baş-dönük azılılarla vatansız soyguncular kendilerine birer mevki edinmişler. Ermeni mületinln basma bunlar da. komitalardan ayrı püsküllü bir belâ kesilmişlerdi.
ittihat ve terakki cemiyeti, Ermeni komitaları arasındaki bu ayrı gaynlıgı kaldırmak, hepsini bir küt le halinde muhitine toplamak için gerçekten iyi bir niyet ve samimiyet ile çalışıyor, aralarmda bir fikir top lulug^ı vücude getirmeğe uğraşıyordu. Komitalardan yalnız birini tercih Ue onunla anlaşmaktan kaçınıyordu. Ermeni camiasını bir kül halinde Osmanlılığa ilhak siyasetini takip ediyordu ki, o gün İçin en güzel, çok yerinde bir fikir ve tasavvurdu bu.
Fakat, bizim başı dönüklerde, yine şahlanan şahsi menfaat ve ihtirasları yüzünden ittihat ve terakki cemiyeti Ue Ermeni milleti menfa-atine değil, komita nam ve hesabına anlaşmak ve el ele veri£ çalışmak şerefini ittihat ve terakki ile I aralarmda paylaşmak hususunda inat ve israr ediyor. Binaenaleyh Er menilik yine bir uçuruma doğru, hem de baş döndürücü bir hızla, sürükleniyordu.
İttihat ve terakki cemiyetinin
münferit anlaşmalara rağbet ve temayül göstermemesi, Ermeni komitacılarını hem birbirlerine, hem d ittihat ve terakki cemiyetine düşman etmişti. Fesat yine ateşienmiş-ti. Komita ocaklarında» hele. Ermeni meclisi umumi milis adını taşıyan fesat ve tezvir bucağında, yekdiğer-| leri aleyhinde atıp tutmak, tehdit savurmakla beraber hükümete, fırkaya, Türklere de dil uzatmaktan hattâ meydan okumaktan çekinme mege başlamışlardı. Sözün kısası ha-inane tasavvur ve fikirlerini yine a-çığa vurmuşlardı.
Fesat kazanları alabildiğine kaynıyordu. Tüten buharları arasından, yine ErmenUige izafe edüen şu dileklerin yanık kokuları hissedüiyor-
du: S ri; *
<...— Osmanlı devletini bir hükümet. İttihat ve terakki fırkasını Osmanlılığın ati ve mukadderatını ta yin edecek bir cemiyet olarak tanımayız. Hİç vakit geçirmeden el ele vermeli, bir Ermeni birliği vücude getirmeli ve bu birliğin taleplerini Rusyadaki Ermeni Katagigos cenaplarının yüksek ve mübarek huzuruna sermeliyiz. Oradan gelecek emre göre hareket etmeliyiz...*.
OYLİYELİM
Boğaziçinin Derinliği Ne Kadardır?
Bebekte Rıhtım caddesinde Bayan Nezihe Ekmen soruyor: Boğaziçinin bütün güzellikleri mavi
ı^erit gibi uzanan bir denizle çerçevelenmiştir. Bu denizin acaba
derinliği ne kadardır? Boğazın en dar yeri neresidir? Niçin aahilden uzaklaştıkça derinlik artıyor vo
neden akıntılar Rumeli tarafını takip ediyorlar. Lütfen İzah eder misiniz?
CEVAP — Bog-azlçinln derinliği her tarafında ayni değildir. Boğaz esasen bir vadiden ibaret iken tarihten evvelki zamanlarda Ak-
denizin hücumu ile çöken Ege kıtasının bir körfezi sayılan bugünkü Çanakkale boğazı açılmış,
Marmara denizi meydana gelerek Boğaziçi vadisini deniz kaplamıştır. Bundan sonra da Marmara eskiden büyük bir tatlı su gölü olan Karadenizle irtibat etmiştir. Boğazda 25 metreden başlryarak
120 metreye kadar derinliği bulunan yerler vardır. Bebekle Kan-düli arasındaki derinlik 90 metredir. Kavakların arası ise 120 metredir. Boğazın en dar yeri Rumeli ve Anadoluluları arasıdır ki 1570
metre kadardır. Akıntılara gelince Boğazda daima iki akmtı vardır. Bunlardan biri Rumeli sahillerine diğeri Anadolu sahillerine yakrn olarak ve birbirine aksi istikametlerde vukua gelmektedir.
32
12 - 2 . 941
vataı»
Ecnebi Musevilerin Transit Geçmeleri Hakkında Karar
Ankara, 11 (A.A.) — Tabiiyetlerinde bulundukları devletler tarafından takyldata tabi tutulmuş bulunan ecnebi musevilerin topraklarımızdan transit olarak geçmeleri hakkında îcra Vekilleri Heyetince kabul olunan kararnamenin esas hükümleriyle tatbik şartlan şunlardır:
1 — Memleketlerinde takyidata
tâbi Musevilere:
a — Gidecekleri memleketin duhul vlzesile Türkiyeden sonra geçecekleri memleketlerin transit vizelerini veya sadece Türkiyeden sonra ilk ayak basacakları memleketin
duhul vizesini,
b — Türkiye hudutlarından öteye kadar nakil vasıtaları biletlerini.
hâmil bulunmaları şartlle Türkiye konsolosluklarınca istlEansız transit vizesi verilir. ]
Bu suretle transit vizesi alanların Türkiyeden sonra Uk varacakları memleketin vizesi müddetinin hitamından en aşağı 15 gün evvel Türkiye hudutlarından girmiş olmaları mecburidir.
2 — Türkiye konsoloslukları bu
kararnameye müsteniden verecekleri transit vizelerini alâkadarların topraklarımızı geçtikten sonra ilk ayak basacakları memleketin vizelerinin tarih sırasına göre ve tarihi ayni olan vizelerde vize sıra numarasına göre sıra ile vize verirler.
Trenler İzmireGelmiye Başladı
tzmir, 11 (A.A.) — Menemenden alınan son haberlerde yatağmdan iki metre 30 santim yükselmiş olan Gediz nehrinin pazar günü sabahı saat 6 dan itibaren tedricen inmeğe başladığı blldirUmiştir. Sularla mahsur kalan Tuzçullu ve Suzbeyli köylerinde birçok ev ve damlara sular girmiştir. Seyrek köyünde ekseri kısım su altındadır* Menemende Emiralem arasındaki şosenin bir kısmı ile Bergama şosesinin 400 metrelik kısmı ve Gediz köprüsü Ue Baruncuk köyü araa'ndaki şosenin 100 metrelik bir
kısmı sular altında kalmıştır.
Bayındırdan bildirildiğine göre, son yağmurlardan Falaka köyünde 25 evin duvarları yıkılmıştır. Nüfus-n zayiat yoktur.
Şimdiye kadar Manisaya kadar gelmekte olan Afyon ve Bandırma postaları dün akşamdan itibaren doğruca îzmire gelmiye başlamıştır.
Aydın hattında ise her gün saat 10 da hareket eden tren Germencik - Erbeyli arasındaki köprüden aktarma suretile ancak Nazilliye kadar gidebilmektedir.
Eroinci Ziya Kendi Kazdığı Kuyuya Kendi Düştü
Gümrük Muhafaza teşkilâtı u-zun zamandanberi şüphe üzerine takip etmekte olduğu meşhur eroin kaçakçılarından ve imalcilerin-den Ziyanın imalathanesini meydana çıkarmağa muvaffak olmuş, fakat tam cürmü meşhudu yapacağı sırada garip bir tesadüf eseri olarak Ziya .eroin imal ederken, patlayan balondan yanarak ölmüştür.
Ziya bundan evvel de yine Muhafaza teşkilâtının muvaffakiyetli mesaisi sayesinde dört kilo eroinle suç ortaklarile birlikte yakalanarak Adliyeye verilmiş ve mahkûm olmuştu.
Ziya mahkumiyetini ikmal ederek hapisten çıktıktan sonra tekrar, gençliği zehırliyecek caniyane hareketine devam etmeğe başlamış fakat kendisini çok yakından tanıyan Gümrük Muhafaza teşkilâtı ve çalışkan memurlarının filinden yakasını kurtaramamıştır. Fakat garip bir tesadüf kendi kaz. dığı kuyuya kendini düşürmüştür. Ziya ile beraber sırç ortağı kadın
d a yaka lanmıştır.
Gümrük Muhafaza teşkilâtını bu devamlı muvaffakiyetlerinden dolayı nekadar takdir etsek azdır.
Rodos
(Başı 1 İncide) * ra binaların ve tayyarelerin alevler içinde olduğu görülmüştür. 10 tayyarenin tahrip edildiği ve diğer tayyarelerin hasara uğratıldığı sabit olmuştur.
Arnavutlukta bombardıman tayyarelerimiz Tepedelen ve Dukide binalarda yangın çıkarmıştır.
Doğu İtalyan Afrikasında dün As-mara garı civarında otomobil nakliye malzemesile dolu bir avlu tayyarelerimiz tarafından bombardıman edilmiştir.
Keren yakininde bir orman içinde bulunan iaşe depolan da bombardıman edümiştir. Ayni bölgede bir *rün evvel demiryollarına bombalarla aamız edümiştir.
Kalaua bölgesinde, yerli kıtalar te-emmuuna cenup Afrikası tayyarele-ı tarafından yüksek infilâk ve yangın bombalarile taarruz edilmiştir.
7 şubatta cenup Afrıkasma mensup bir bomba filosu Doluda yollara ve bir vapur köprüsüne pike hücumlarda bulunmuştur.
Müteakiben pilotlar Hugh Ferran-diyi ziyaret ederek hava meydanındaki hangarları tahribe muvaffak olmuşlardır.
Hanovre Altı Saat Bombalandı
Londra, il (A.A.) — Hava nezareti tarafından bugün öğleden sonra tebliğ edilmiştir:
Bu gece bombardıman tayyarelerimiz Hanovre üzerine çok şiddetli bir taarruz yapmışlardır Altı eaat süren taarruza orta derecede müsait oir havada başlanmış, fakat gece ilerledikçe hava da iyileşmiştir.
Tayyarelerimizden sonuneusu bölgeyi terkettiği zaman bombardıman edilen bölgenin her tarafında sayı-lamıyacak kadar çok adette yangınlar yanmakta idi
Daha küçük diğer bir filomuz Ro-terdam limanındaki petrol tesisatını Dombardrman etmiştir Büyük yangınlar çıkmış ve infilâklar vukubul-m ustur.
Torpidolara Hücum
Londra, 11 (A.A.) — İngiliz hava nezaretinin tebliğinde deniliyor ki*
Evvelki gün sahil servisine mensup tayyareler tar/afından yapılan devriye ve istikşaf hareketleri esnasında Norveç sahili açıklarında düşman torpido muhriplerine torpillerle tanrruz edilmiştir Bir düşman gemisinin tam ortaerna İsabet kaydedil rrûflUr.
Tunan
(Başı 1 İncide) X
dan Avlonyaya .grden yol ve Av-lonrya limanına hücum etmişlerdir. Şimdi LJbesan merkezi Arnavutluktaki Yunan kuvvetlerinin başlıca hedefini teşkil etmektedir. İtalyan mevzileri ile geri hatlan ve bil'hassa Ei'besan ile cephe a-rasındaki muvasala yolları ve Mosutopolıs'ın garbında Berat ile cephe arasında kaıan münakale hatları da bombalanmıştır. Açık havadan istırade eden Yunan kıtaları cephenin şimal kısmındaki İtalyan siperlerine muhtelif noktalardan hücum etmelerdir. Bu mırutakalardakı muharebeler son günlerde şiddetlenmiş ve bilhassa dün öğıeden somra çok şiddetli çarpışmalar olmuştur.
Pogradeç mmtakasının şimalinde ve Şkumbi nehrinin mem-baı civarında her çapta toplar faaliyete geçmiştir. Cepheye yeni getirilen uzun menzilli İngiliz toplan da ateşe rştirak etmişlerdir. Dün sabah erkenden İtalyan geri hatları arkasında şiddetli infilâklar ışitilrniştir.
italya Durmadan Takviye Kıtaları Gönderiyor
Ncvyork I 1 (A.A.) — Tass ajansı bildiriyor:
Nevyork Times gazetesine göre Arnavutluktaki Avlonya, Draç ve Medua limanlarına İtalyan takviye kıtaları gelmekte berdevamdır Arnavuühikta halen 300 bin don fazla asker mevcuttur. Diğer taraftan Inıgplizler Yunaniatana büyük miktarda harp malzemesi ve kamyon naklediyorlar. Halen Yoınanı*tanda mevcut sekiz İngiliz filosu en mükemmel tipte tayyarelere malik bulunmaktadır. ¦ \ ]
Askerî müşahitler, bir Yunan taburunda ancak sekiz mitralyöz mevcut olduğunu 'bildiriyorlar. Yunan tayyarecileri Mısırda talim gönmcktedtr.
15 italyan Tayyaresi Mahvedildi
Atma, I 1 (A.A.) — (B.B.C)
Atina radyosunda dün akşam beyanatta bulunan Yunan sözcüsü demiştir ki:
Yunanlıların Küsura mıntaka. sında yeni zaptettikleri mevzilere karşı İtalyanların mukabil taarruzları kendilerine son derece pahalıya mal c.l.nuştur. Vaziyet Yu. nanlılar lehine inkişaf etmektedir. Pazar günü Yunan tayyareleri
3 — Fransa hükümetinin haftada 50 Romen musevisinin, ellerinde Filistin duhul vizesile muhaceret vesikası ve Suriye transit vizesi bulunmak şartlle, Suriyeden geçmesine ınllsaade etmiş olmasına mobniı haf-
tadu ayni mikdar Romen musevisinin Türkiye topraklarından geçmesine müsaade olunacaktır.
Türkiyeden transit maksadile Ro-manyadan gayri memleketlerden gelecek musevller için nakil vasıtalarının imkânları nisbetinde alakadar her Türk elçiliğine veya konsolosluğuna 15 günlük vize kontenjanları Hariciye Vekâletince tesbit vo tebliğ olunur.
Budapeşte Sergisine iştirak Ediyoruz
Ankara, 11 (Telefonla) — 2 mayıstan 12 mayısa kadar Budapeşte-de açılacak olan sergiye iştirakimiz Macar ve Türk hükümetleri arasında taati edilen notalardan sonra kararlaştırılmıştır. Alâkadar makamlarımız bu sergiye iştirakimizin emsaline faik olabUmesl için icap eden her türlü tedbirleri almak üzere faaliyete geçmiş bulunmaktadır. .
Otomobil Lâstikleri Tevzi Ediliyor
Ankara, 11 (Telefonla) — Ticaret Vekâleti îstanbula gelen 5600 otomobil lâstiği ve 80 ton ham kauçuğun tevzi ve taksimine başlamak üzere faaliyete geçmiştir.
Bu tevzi ve taksim işinde resmi teşekküllerin ihtiyacı ön plânda tutulacak.
B. Roosevelt B. Wilkie yi
Kabul Edecek
Vaşington, I 1 (A.A.) — B.
Roosevelt'in B. Wand«U Willkie İle bugün görüşeceği Beyaz saraydan bildirilmektedir. B. Roosevelt B. Willkie'yi ayan hariciye encümeninde kiralama ve ödünç verme projesi hakkında yapacağı beyanattan sonra kakül edecektir.
Singapurda
İngiliz Tahşidatı
Nevyork, 11 (A.A.) — Tas ajansından: Associadet Press ajansı, Singapurda 90 bin askerin tahşlt edildiğini bildiriyor: Hava ve deniz «üs-lerile istihkâmların inşasına 10 bin işçi çalışmaktadır. Keza mikdarı Rangov garnizon hududunu tecavüz eden mühim kuvvetler tahşit edilmiştir, tngilterenin sevkulceyş plânı, Singapur hava kuvvetlerinin Honong ve Rangona naklini derpiş ettiği gibi Avustralyadan Singapura tayyare ile kıtaat nakli de derpiş edilmektedir.
Tayinler
Ankara, 11 (Telefonla) — Manisa vilâyet idare heyeti azalarından Necati, İstanbul vilâyet idare heyeti | âzalığına, Bor kaymakamı Eşref Ti-lis kaymakamlığına, Tilis kaymaka- \ mı Turgut Bor kaymakamlığına naklen tayin edilmişlerdir.
Elçisi
(Ba*ı 1 incide) +
üzere Hariciyeye gitmiştir,
^Sefaret rrıecmuriarırun kati olarak hangi tarihte hareket edecekleri henüz malûm değildir. İngiliz hükümetinin Bükreşteki elçisini geri çağırmak hakkındaki kararı Romanya sefareti içm tam bir sürpriz olimuştur. Buna binaen, mezkûr sefaret derhal hareket e-debılmek için hiç bir tedbir ^almamış bulunuyordu.
*
Bükreş, II (A.A.) —Reuter: öğrenildiğine göre, ingiliz elçisi
Sır Regınaıd Hoare maıyetile birlikte 15 şubatta ve yahut müteakip günlerde ilk vapurlarla Ro-manyadan hareket edebileceğini ümit etmektedir.
?
Vaşington, 1 1 (A.A.) —Kes. men bildirildiğine göre, Bükreş-teki Amerika elçiai B. Dumper, Londra ve Bükreş hükümetleri a-rasında diprornatrk nrünasöbetlerin kesilmesinden sonra Roman-yadakı İngiliz menfaatlerinin korunmasını kabul ofcmiştir.
Ingiltereye Taarruz Hafif Oldu
Londra, 11 (A.A.) — Hava ve dahili emniyet nezaretinin bu sabahki
tebliği;
Bu gece, îngilterenin şark ve cenubu şarki mıntakası üzerinde bazı
hafif düşman faaliyeti olmuştur. Pek az hasar ve pek az zayiat vukua gelmiştir.
İtalyan münakale hatlarını, toplanma noktalarını bombalamışlardır. Tayyareler dönekken İtalyan tayyareleri görünmüştür. Bom bardvman tayyarelerine refakat eden 14 avcı tayyaresi bunlara derhal taarruz etmiş, vukua gelen hava muharebesinde 8 italyan tayyaresi d üçü r uttan uf tür. Yunan taıyyareleri zarara uğramamışlardır.
Bu harekitlta ve ingiliz bombardıman tayyarelerinin harekâtı esnasında vukua gelen muharebelerde 12 italyan tayyaresi muhakkak suretle düşürülmüş, 3 1-talyan tayyaresi de muhtemel o-larak imha eduhmiştir.
Yugoslavyada Meçhul Tayyareler
Belgrat, I 1 (A.A.) — Tass
ajansı bildiriyor;
Politika gazetesinin yazdığına göre dokuz şubat günü Sitol şehrinde, ufukta çok yükseklerde u-çan beş yajbancı tayyarenin şehir istikametimde ilerledikleri görülür görülmez tehlike işareti verilmiştir. Tayyare defi topları derhal ateş açarak tayyareleri uzaklaşmağa icibar etmişlerdir.
Çörçilin Nutku
Bulgaristan ve Yugoslavyada Tam Neşredilmedi
Sofya, I I (A.A. ) — Reuter ajansının muhabiri bildiriyor:
B. Çörçü'in nutkunda Bulgaris-t&na yaprfan teimihler Bulgar gazetelerinde neşredilmem iştir. Bul. gar halkı, bu nutukta memleketlerinin isminin geçmiş olduğunu hâlâ bilmemektedir.
B. Çöı-çiTin nutku, diplomatik Ve siyasi mahfillerde büyük tesir icra etmiştir. Fakat bazı mahfiller İngiliz Başvekiline Bulgaristan'ın koımşularile oran vazıyeti hakkında yanlış malûmat verilmiş olduğu fikrini izhar etmektedir.
B. Çörçifin 1915 teki vaziyetle yaptığı mukayese siyasî mahfillerde bir thtar olarak tefsir edilmektedir.
Belgrat, 1 1 (A.A.) — Reuter muhaibiri bildiriyor:
B. Çörçirin nutku Yugoslav gazetelerinde bazı tarafları hazfedilerek intişar etmiş, Balkanlar hakkındaki bütün telmihler çıka-rılmıştrr. Maamafıh bir çok kimse bu telmihlerle ne kasded ildiğini
öğrenmiş bulunmaktadır. Bu kimseler, bu hususta dahi fazla malûmat akma<K arzuaıle yanmaktadır.
Resmî mahfillerde nutuk hakkında hiç bir mütalea yürütülmeni ışUr.
-o-
Bir İtalyan Generali Öldü
Kahire, 11 (A.A.) — una şark İngiliz umumi karargâhının tebliği:
Llbyada, alınan malûmata göre, onuncu italyan ordusuna kumanda eden General Tellera, Blngazlnin cenubundaki muharebelerde aldığı yaralar neticesinde, esir düştükten sonra ölmüştür.
Eritre, Habeşistanda ve İtalyan Bomallslnde bütün bölgelerde harekât memnuniyeti mucip bir şekilde inkişaf etmektedir.
BırgaLStanda
(Başı 1 İncide) —
olduğu hakkındaki iddiaları ile a-lâkadar olarak, Bulgar ajansı, bü. tün bu iddiaların hakikate tetabuk etmedığnı beyana mezundur.
Londra, \\ (A.A.) — Reuter ajansının diplomatik muharriri yazıyor:
Re-manyada Alman krtalarınm tahşit edildiğine hiç şüphe yoksa da - ki bu tahşidat lngilterenm Romanya ile siyasi münasehetle-riru kesmesini intaç etmiştir - Sof. yaya trenlerke Alman kıtaJan geldiğine dair bazı kaynaklardan çıkan haberleri ihtiyatla karşılamak lâzımdır.
Romanya ile Bulgaristan arasında doğrudan doğruya hiç bir de*miryolu münakalesi yoktur. Müşterek hududu teşkil eden Tuna nehri geçit için ciddî bir mania teşkil eder. Hueıw»le kı donmuş olan nehirde buz kütleleri yığılmıştır.
Sofya, 1 I (A.A.) — Havas a-j arısı bildiriyor;
Balkanlar vaziyetinde muhtemel herhangi bir ihtilât karşısında, Yunan kadın ve çocuklarına Sofyudaki Yunan elçiliği tarafından Yunanistan» dönmeleri için tavniyfdr bıılunıılmuptur.
Amiral Nomura
Vaşington, I 1 (A,A.) — Ja-
ponyanın yeni Vaşington büyük elçisi Amiral Nomura bugün buraya muavasalat etmiştir. Sefir muvasalatında Hariciye erkânile Almanya ve italya sefareti mümessilleri tarafından karşılanmıştır.
Yardım Lâyihası
Vaşington, I I (A.A.) — Ha-vae;
Yeni bir büyük faaliyet haftası başlamıştır. Siyaset ve diplomatik rrvahfullerın bütün dikkati şimdi ayan hariciye encümenile doğrudan doğruya ayan meclisi üzerinde toplanmış bulunmaktadır. Filhakika kiralama ve ödünç verine projesi mezkûr encümenle mecliste tetkik edilmektedir. Ayan hariciye komisyonu bu hususta muhtelif şahsiyetlerin fikirlerini dinlediği g»-bı bugün de B. WUlkie'yi dinlemiştir. Yarin hükümetin pro-jesind'e yapılması istenen tadilleri müzakere edecektir.
Lâyiha Aleyhine Mücadele
Vaşınıgton, I I (A.A.) — Havas: Ayanda Ohio'yu temsil eden azadan B. RoberJ Taft Birleşik Amerika devletleri reisine kiralama ve ödünç verme kanunu ile bahşedilen salahiyetleri tahdit için yeni bir mücadeleye başlamıştır.
B. Taft'ın teklii ettiği altı tadil teklifi, sabık Reisicumhur B. Her-bert Hoover ile ayandan Mc Hare ve diğer bazı şahsiyetler a-
rasında yapılan müzakereler neticesinde kararlaştırıJmıştır.
Hopkins Lizbonda
Lizbon, 11 (A.A.) — Amerikaya dönmek üzere İngiltereden ayrılan B. Roosevelt'in şahsi mümessili B. Hopkins buraya gelmiştir. B. Hopkins gazetecüere şunları söylemiştir:
B. Rooseveltl görmeden evvel hiç bir şey söyliyemem. Yalnız İngllte-rede gördüklerimden çok iyi bir İntiba aldığımı söyliyebilirlm. İngiliz mületi ile bütün İngiliz imparatorluğunun sarsılmaz kararını da ayrıca tebarüz ettirmek isterim. Bir milletin kuvvei mânevlyesi bundan daha İyi olamaz.
Brezilya Hariciye Nazırının
Nutku
Rio de Janeyro, I I (A.A.) — Brezilya Hamciye Nazın B. Aran-ha Vargasm Cumhurreisliğine seçilişinin 10 uncu devir senesi mü-nasebetile söylediği nutukta demiştir ki;
«— Efendi ve köle 'mefhumla, nnı hiç bir zaman kabul etmiyen Amerika memleketleri bir milletin diğer milletlere tahakküm etmesi fikrini de reddederler.»
B. Roosevelt Mebusandan
Yine Kredi İstedi
Vaşington, II (A.A.) — B. Roosevelt mebusan meclisinden 680,118,000 del arlık bir kredinin müstacelen verilmesini istemiştir. Bu para carî mali sene için Harbiye Nezaketinin emrine verilmiş olan -meblâğa ilâveten talep edilmektedir. Mezkûr tahsisatın en büyük kıamı müstacel inşaatı bitirmek için sarfedilecektir.
o--
Balkan Vaziyeti
Londra, II (A.A.) — Müstakil Fransız ajansı bildiriyor:
Son 48 saat zarfında Balkan vaziyetine veya batı Avrupasında I ve yahut Uzak Şarkla mühim inkişaflara dair olarak dolaşan heyecan verici şayialardan hiç bîri bu sa(baha kadar İngiliz salahiyetli ma'hfillerinıde teeyyüt etmemiştir. Bununla beraber hâdiselerin şimdi serî bir tempo için inkişaf etrrreei -icap edeceğinde kimsenin şüphesi yoktur. Ve B. Çörçilin Balkanlar hakkındaki işareti burada bu şekilde tefsir edilmektedir.
İngiliz Maliyecileri Vaşing^on'da
Vaşington, I I (A.A.) — İngiliz Maliye Nezareti memurlarından albay Vıc'kers ile yüzbaşı Pleydell, Vaşington'a gelmişlerdir. :
Bu zevat vazifeleri hakkında malûmat vermekten imtina etmişlerse de albay Vidkers Ameri-kada daimî surette bulundurulan ingiliz kıymetlerinin satuması me. seıesue iştigal etmryeceklenni söy lemistir.
Yeni Tipte 35
Korvet
Denize indirildi
Ottawa, 11 (A.A.) — Kanada mühimmat nazın B. Howe, Kanada bahriyesinde kullanılmak üzere vapur kafilelerine refakat etmlye mahsus yeni bir tipte 35 korvetin Kana-da'da denize indirilmiş olduğunu bildirmiştir. Yine Kanada'da imal edilerek İngiliz donanmasına verüen 10 korvet bunların haricindedir.
En geç mayısta en aşağı daha 11 korvet ve 18 mayn dökücü gemi denize indirilecektir.
Çörçirin Nutku ve Yunanlılar
i Atina, II (A.A.) — Reuter: İngilizlerin Binıgazi ve Cenovada kazandıkları muvaffakiyetin derhal arkasından B. Çörçil tarafından söylenen nutuk bütün Yunanlıları fevkalâde teşçı etmiştir.
o--
Hindicini - Siyam Mütarekesi
Uzatıldı
Hanokı, 11 (A.A.) — Fransız Hindicini umumi valisi Amiral Deoux,
Slam ile mütarekenin bugün saat 10 dan itibaren İki hafta müddetle uzatıldığını tebliğ etmiştir.
o-
Holanda Hîndistaru ihracatını
Tahdit Ediyor
Tokyo, 11 (A.A.) — Havas: Do-mei ajansınm bildirdiğine göre, Ba-tavU hükümeti, Hollanda Hlndista-nmdan Finlandlyaya, îeveçe, Irlanda-ya, Porteklze, İspanyaya, işgal altındaki Fransaya, İsviçreye, ttalyaya, Almanyaya, Yunanlstana, Yugoslav-yaya, Macarietana, Roamnyaya, Tür-klyeye, Suriyeye, İtalyan müstemlekeleri İle İtalyan işgalindeki memleketlere, Tunusa, Cezaire, Fransız Faaı ile İspanyol Fasına ve Tancaya yapılacak İhracatın sıkı bir kontro-la tabi tutulmasını kararlaştırmıştır.
-o--
İngilterede Bir Kadın Tevkif
EdUdi
Londra, 11 (A.A.) — Dahiliye nazırının emrlle bayan Hovard milli korunma kararnamesi hükümlerine İstinaden tevkif edilmiştir. Bn. Hovard Bfflngham Budapeşteli bir iş adamının kızı olup evvela Polonya tabiiyetine girmiş ve bilâhare izdivaç tarlkile İngiliz vatandaşlığını iktisap etmiştir. 1938 senesinde Kont Effingham'ın varisi Lord Hovard Effingham ile evlenmiştir.
Çörçil'in Nutku ve Hull
Vaşington, I 1 (A.A.) — Hariciye i\.xzırı B. Huıl gazeteciler toplaııdıeında yaptığı beyanatta B. '\oıçkl'in radyoda söylediği nut. ku büyük bir dikkatle dinlediğini söylemiş ve bu nutkun ehem.niyetle dinlenmeğe lâyık olduğunu ilâve etmiştir.
B. Çörçirin «feize vasıta verirseniz biz de başladığımız işi bitiririz» tarzındaki »özleri hakkında
B. Hull şunları söylemiştir:
€— B. Çörçil ile diğer şahsiyetler pek samimî olarak. Birle* şik Amerika devletlerinin emniyet siyasetinin de icaıp ettirdiği a-zamî süratle azamî serî malzeme istihsalinde bulunmamızı İsrarla
taiep etmektçdirteo.»
-o-
Amerikanın İngiltere Büyük Elçisi
Vaşington, II (A.A.) — A-yan meclisi B. Jo-kn AVinant'ın Birleşik Amerika devletlerinin Londra büyük elçiliğine tayinini rttkfakla tasvip ekmiştir.
Yunan Tebliği
Atina, I 1 (A.A.) — Dün akşam nef/edilen 107 numaralı E-len resmî tebliği:
Muvaffakiyetle tetevvüç eden mahallî harekât vukua gelmiştir. Hava kuvvetlerimiz, üç düşman tayyaresi düşürmüştür. Tayyarele. rirnizm hepe] üslerine dönmüştür.
?
Atina, 11 (A.A.) — Yunan umumi emniyet nezaretinin dün akşam neşredilen tebliği:
Düşman hava kuvvetleri dün memleket dahilinde aşağıdaki hücumları yapmıştır:
1 — Volos'a hücumda sivil halk arasında pek e^z telefat vardır. Hasar ehemmiyetsizdir.
2 — Yan ya civarına yapılan hücumda çiftliklerde çalışan bir kaç amele ölmüş ve yaralanmıştır.
3 — Prevezeye yapılan hücumda ne hasar, ne telefat vardır.
4 — Florina mıntakasına yapılan hücumda pek az telefat vardır. Hiç bir hasar yoktur.
5 — Garbi Morada bîr köye yapılan hüeumda pek az maddi hasar
vardır. Telefat yoktur. Bir kiliseye İsabet vaki olmuştur.
o
Pariste Mahrukat Sıkıntısı
Berlin, 11 (A.A.) — Taas a-ja-nsı bildiriyor:
Deutsche Allgomeine Zertung
gazetecinin Paj» muhabiri şunları
yazmaktadır:
Patiste mahrukat fıkdanı hüküm sürmektedir. Şimdi Parw köprüleri altmdan hiç bir nehir gemisi geçmemektedir. Parisliler nehir yolile kömür ve patates sevkıyatına büyük ümkler bağlamak-ta idiler.
Puçkinin ölümünün Yıldönümü
Moskova, II (A.A.) — Dün büyük Rus şairi Puçkinin ölüknü-nün 104 üncü yıldönümü idi Bu münasebetle Ivanov bölgesindeki MLhaılovakoe köyünde bulunan Puçkin müzesinde "büyük bir suvar e tertip edilmiştir.
Çörçü'in Nutku ve isveç Matbuatı
Stokholm. I I (A.A. )— Gazeteler B. Çörçil'in nutku etrafında çok uzun tefsirlerde bulunmaktadırlar. İsveç matbuatı. B.
Çörçil'in nutkundan bilhassa Bul* gar tayyare meydanlarının Alman lar tarafından işgal edilmiş oldu-ğu hakkındaki kısmı tebarüz ettir*
inektedirler.
-o——
Finlamüyada İmar İstikrazı
Helsinki, II (A.A.) — Stefa-ni ajansından:
Bir milyar marklık millî imar istikrazına kayıt mukavelesine bu
ayın 17 sinde başlanacaktır.
-o-
Demir Yüklü Bir Vapur Devrildi
Nevyork. I I (A.A.) — D. N.
B.: Leyes'den bildirildiğine göre, İnwrl'torcyc demir cevfheri getirmekte olan 5 791 tonilâtoluk Ra-mon d<e Larrinaga ismindeki İngiliz şilesbi Delavare eyaleti sahilinin üç mil açığında devrilerek batmıştır. Mürettebattan I 7 kişi kurtarılmıştır. Ateşçilerden biri kayıptır.
o
Bütün Fabrikalar Ingiltereye Çalışıyor
Nevyork, 11 (A.A.) — Nevyork Sun gazetesi B. Churchill in nutkunda geçen «bize vasıtaları verirseniz, biz do deruhte ettiğimiz işi bitiririz» sözlerini ele alarak yazdıfı bir yazıda şöyle demektedir:
Binlerce fabrikanın binlerce ocağında binlerce ateş, bu vasıtaları İcap eden suretle yetiştirebilmek için vnnmaMtâdir.
Pasifikte Bir Anlaşma
Nevyork, 11 (A.A.) — Nevyork Taymis gazetesine göre Birleşik Amerika devletleri İle Yeni Zelanda arasında diplomatik mümessiller bulundurulması hakkında verüen karar Pasifik denizinde daha sıkı bir iş birliği yapılacağına delâlet etmektedir. Wellington'dan gelen haberler Avus tralya ile Yeni Zelandanzn Birleşik Amerika devletleri ile Pasifik den zlnin cenubunda çıkabüecek hâdiseler hakkında bir anlaşma yaptıklarını bildirmektedir.
-o-
Amerika Federal Borçlan Arttırılıyor
Vaşington, 11 (A.A.) — Mebıu-u meclisi federal borçların 65 milyar dolara kadar çıkarılabileceğini ka bul etmiştir. Meclis bundan başka ileride federal hükümet tarafından çıkarılacak tahvilâtın federal harbe tâbi tutulmasını mecburî kılan diğer bir kanun projesini de kabul etmiştir. : :T"' r. t
C en ova Bombardımanına
Mukabele Edilecekmiş
Roma, 11 (A.A.) — D. N. B. ajan-
sı bildiriyor:
B. ChurchiU'in Cenovaya yapılan hücum hakkındaki sözlerini tahlil eden Giomale d'îtalie gazetesi, Ingi liz başvekilinin limanın tam amile tahrip edildiğinden bahsederken, vaktile ttalyanm harp kudreti haJy kmda yanlış bir telâkkiye sahip ol-m asım mucip olan ayni hatalı görüşe istinat ettiğini yazmaktadır.
Mezkûr gazete Cenova bombardımanını bahis mevzuu ederek şunları İlâve etmektedir:
Dünkü bombardıman açık bir şehre tevcih edilmiş bir hücumdur. Bu na mUnasip zamanda mukabele edilmesi tabiidir.
Amerikada Baraj Balonları
Vaşington, 11 (A.A.) — Amerikalılar da baraj balonları imal etmişlerdir. Amerikan ordusundan tefrik edilen hususî bölükler tayyare dafi bataryaları ile müştereken ingilterede kullanıldığı tarzda baraj balonlarını mahallerine koymıya memur cdficccictlri
13
A--C
946134
VATAN
[2 . 2 . 941
Kandıra'da Keten Dokumacılığı
Dokumacılık Kursunu/yi Bitirenlere El Tezgâhları Hediye Edilecek
İzmit (Hususî Muhabirimizden) — Kandıra Türkıyeunizin keten İstihsal merkezidir. Halkının yüzde 99 u keten ziraat ve tıcaretilc isiigal etmektedir. Kandıra halkı ve bilhassa köylüsü, ketenden mamul elbise, iç çamaşırı giymekte ve gayet güzel bezler dokuyarak harice satmaktadırlar, h akat, Kandırada keten dokumacılık sanayii iptidai bir vaziyettedir. Hükümet, bir kaç senedir, bu mıntakada dokumacılığı ihya ve ıslah etmek için ciddi emekler sartetmektedir. Bu
I defa dokumacılık kursu açmış ve kursu iyi derece île ikmal edeceklere 40 tane dokuma tezgâhı hediyeye karar vermiştir. Kandırada keten bezleri genç kadın
ve kızlar dokumaktadır. Kursun açılış merasiminde Kandıra kaymakam vekili bulunan Vilâyet maiyet me»murlarından Turgut, Köylüye hitaben çok güzel bir nutuk söylemiş ve Kandıra köylüleri hükümetin bu alâkası karşısında minnet ve şükran duya-, rak şenlik yapmışlardır.
SARKINTILIK SONUNDA BİR CİNAYET
İzmit (Hususi) — Kandıranın Hacımazlı köyünden Dursun oğlu Hüseyin, ayni köyden Mustata oğhi Hüseyin Açıkgöz tarafından tabanca ile katledilmiştir.
Vakaya sebep bermutat kız meselesidir:
Dursun oğlu Hüseyin Mustafa Hüseyin Açutgözün kızına soz atmış, sık sık, tacize başlamış, fa. kat gözleri ve göniü yanan âşık, bunoan vazgeçmıyerek genç kıza takıimakta devam etmiştir. Bu vazıyet karşısında kızın babası ile âşık arasında kavga başlamış ve Hüseyin Açıkgöz tabanca ile Dursun oğlu Hueeyini öldürmüştür.
Katil yakalanarak Adliyeye
teslim edilmiştir.
bursanın İmar Plânı Tasdik
Edildi
/ Bursa (Vatan) — Şehrimizin Prost tararından yapılan plâna tevhkan imarı için vaki teşebbüsler musbet bir şekilde neticelenmiştir. Son plânlara göre Bursa, şum ullü manaeile bir su şehri halini alacaktır, ltk plânda bulunan su işleri için 650 byı lira sarfolu-nacaktır. ULudağın en güzel bir suyu şehre getirilecektir.
ikinci plânda şehrimizin turistik inaüşahna ait işler bulunmaktadır, bu arada, şimdiye kadar ihmal olunan Uludağ da ehemmiyeti! e mütenasip bir tarzda nazarı dikkate alınacaktır.
Şehrimizde bir de lâakal beş yüz yataklı bir hastane He yeni bir hÜKÛmet konağı yapılmasına da çalışılacaktır.
Çiftçilere Tohumhık
Manisa (Vatan) — Yağan yağmurların tesiriie mahsulleri su altında kalan çiftçilerimize Ziraat Bankası tarafından tohumluk buğday verihnc4ctedir.
Verilen bu tohumluk buğdaylar 941 ve 942 a£u*tos aylarında ödenmek üzere iki taksitle verilmiştir.
, KARTAL KADASTRO İDARESİNDE TtFlIŞ
Kartal (Vatan) — Kartal Kadastro müdürü Şevket Eken kon-trolluğa tayın edilmiş, yerine vekâleten müfettiş Şetık Albay getirilmiştir. Kadastro idaresi Tapu ve Kadastro müfettişleri tararından tehış edilmektedir.
iç Kartal kaza merkezinin muhtelif mahallerine ve yol kenarlarına Kartal Belediyesi tarafından ağaç dikelmekledir. Yakacık ve diğer köyierdc de köy İhtiyar heye»Ue.ri tarafından çınar ve çam ağaçları drkıdmeğe başlanmıştır.
¦jfc Kartal kazası Köycülük büro kâtibi Sinan görülen lüzum üzerine vilâryet emrine alınmıştır.
Fenni Gübre Dağıtılacak
Bursa (Hususî) — Karabük fabrikalarında »tıhsal edilen sülfat amunyum adlı azotlu gübreden getirtilerek çiftçilerimize ve bilhassa patates zıraatıle meşgul olan rençborlerimize dağıtılması için vilâyet Ziraat müdünuğü tarafından yapılan teşebbüs neticelenmiştir.
Bu gübrelerden kullanmak isteyen köylülerin talep ve siparişlerine Ziraat Bankası delâletle istenilen miktarda getirtecektir.
Bağcıların kükürt ve. göztaşı ihtiyaçları da şimdiden nazarı dikkate acınmış ve bu hususta da Ziraat Bankasının delâlet ve yardımı temin- olunmuştur.
Beden Terbiyesmden Kaçanlar
Bursa (Hususî). — Beden terbiyesi kanununa ve bu kanunun tatbik şekillerini gösteren nizamname hükümlerine uyularak haftada iki gün yaptırılan beden hareketlerine, hiç bir mânileri olma. dığı halde, iştirak etmiyen bir kısım mükellefler. Müddeiumumiliğe verilmekte ve cezalandırılmaları istenilmektedir.
Zabıta Haberleri:
Kinini, Sapladığı Bıçakla Almak İstemiş
Balatta Odun iskelesi eokağında 9 numaralı evde oturan Bahor o£lu Yanko, evvelki gece evine giderken ötedenberi arası açık bulunan Ali oğlu Stileyman adında biri tarafından bıçakla arkasından yaralanmıştır. Yaralı Yanko Balat Musevi has-tahanesine kaldırılarak tedavi altına alınmış, HAdiseden sonra kaçan Süleyman sabaha karş yakalanarak tahkikata baslanmstr.
^ Sirkecide Meserret otelinde oturan Hasan oğlu Ziya Sengöl İsminde biri odasnda ölü olarak bulunmuştur. Yapılan muayene neticesinde Ziya Sengöl'Un kalp sektesinden öldüğü anlaşılarak gömülmesine izin verilmiştir.
Sirkecide Liman işletmesine ait bir numaralı antrepoda çalışan Musa o£hı Davud Hatamun tütün bal-yelcri taşırken üzerine balyeler düşerek yaralanmış, hastahaneyc kaldırılmıştır.
Taksimde Leylâkçlçeği sokağında Marlka admda bir kadına alt 12 numaralı evden yangın çıkmış, sirayeto meydan verilmeden söndürülmüştür.
?
Bebt>kto Cevdet Paşa caddeslndo Angell Korunca'nm odun deposundaki mangal kömürleri tutuşmuş ise do itfaiye tarafından söndürülmüştür.
+ Arapcamide oturan Zekiye adında bir kadın mangalda teneke içinde kaynamakta olan su üzerine dökülerek muhtelif yerlerinden haşlanmış, hastahaneye kaldrrılarak tedavi altına alınmıştrr.
^ Emniyet Altıncı şube memurları dün belediye nizamnamesine aykırı harekette bulunan 21 şoförü tecziye etmişlerdir.
Adliyede:
10 Para için ihtikâr
15,5 lak Sigarayı, 15,30 Paradan Satan Mehmed.n Dükkânı Yedi Gfln Kapatıldı
Asliye dördüncü ceza hâkimi Celâl dün mikdar ve kemiyyet itibarile şimdiye kadar Adliyeye intikal eden davaların en küçüğü olan bir ihtikâr iddiasını tetkik etti. Hâdise şu idi:
Anadoludan gelip Sirkeci otellerinden birisine misafir olan Ömer isminde bir tüccar, otel kamarotlarından Mehmede para vermiş ve kalın Tiryaki sigarası aldırmak istemiştir. Mehmet Sirkecide tütüncü Hasan oğlu Mustafaya gitmiş ve üstünde 15,5 kuruş yazılı olan kalın /Tiryaki sigarasını on beş kuruş otuz paraya almıştır. Ömer bunu ihtikâr saydığı için polise ve Müddeiumumiliğe müracaat etmiştir.
Hâkim suçluyu dinledi. O her şeyi inkâr ediyordu. Bundan sonra dinlenen şahitler davacıyı teyit ediyorlardı. Hâkim suçu sabit gördü. Tütüncü Mustafaya 25 lira para ve yedi gün de dükkânının kapatılması cezası verdi.
Müddeiumumilik 1800 liralık pili fiyat murakabe komisyonunun tesbit ettiği kıymetten çok fazla olarak 2250 liraya sattıkları için Sa-lamon Esklnazı ile Yako ve Baruh Gabay isminde iki kardeşi tevkif cttirmitL İddiaya göre Yako ve Baruh kardeşler pilleri yüksek bir fiyatla Sahurum Eskinaziyc, o da büyük bir ticaretle başkalarına satmıştır. Yalnız ihtikâr işlerini tetkik edejı Müddeiumumi muavinlerinden Fethi, dün Tevkifhaneden Baruhn ve dört kişilik bir ehli vukuf heyeti getirterek akşam geç vakte kadar vaziyeti tetkik etmiştir. Sultanahmet sulh birinci ceza hâkimi Reşit de bu telkikata iştirak etmiştir.
Mahkemede Hıncını Alamayınca
Koridorda Y uzurve 1 ukurmuş
Şehremininde oturan Emme du.
asliye hukuk mahkemelerinden biri sinde şahit olarak dinleniyordu. 1.. bittikten sonra koridora çıkınca ha sun mevkiinde bulunan Safiye, Emi-nenin üstüne yürümüş, yüzüne tü kürmüş ve sonra da tokatlamıştıı Sultanahmet sulh birinci ceza hâkin Saf iyeye 3 gün hapis vc 28 lira pa. cezası verdi.
Kâğıt Hırsızı Mahkûm Oldu
Matbaalardan kâğit çaldığı iç., için tevkif edilen thsan dün Sultaı. ahmet sulh birinci ceza hâkiminin önüne çıkarıldı. Hâkim Reşit suçunu sabit gördüğü için kendisine bir ay yirmi gün hapis cezası verdi.
İhtikâr Suçluları Adliyede
Asliye ikinci ceza mahkemesi dün
iki ihtikâr davası tetkik etti. Birisi Sümer Banka fazla fiyatla kereste satmak istiyen Mlhaldl. Suçlu ve avukatı müdafaasını yaptı. Dava karar için talik edildi. Bundan sonra geçenlerde yine bir ihtikâr suçile tevkif edilen Yuda, Sıtkı ve Mustafa Cemalin davalarına devam edildi Mahkeme dosyayı tetkik etmek için davarım talikine ve Yudanın 500 Ura kefaletle tahliyesine karar verdi.
^ İran tebaasından Tebrizll çuvalcı Ali oğlu Hasan üe Mesudlyeli Hamal İsmail Erol dün meşhut suçlar kanununa göre birinci ağır ceza mahkemesine verıldüer. İddia şu idi;
İsmail Erol Sirkecide mavunalar-darı vagonlara arpa taşırken iki çuval çalmış ve Hasanu satmtştrr. Hasan hırsızlık malı almaktan suçlu idi. Mahkeme tsmalle bir ay hapis cezası verdi ve derhal tevkif etti. Haran beraet kararı aldı.
| BOKSA
11 ŞUBAT İMİ
Sterlin 5.24
Dolar 132.20
İsviçre Frae 29.6375
Drahmi 0.6975
Leva 1.6225
Peçeta 12.9375
Dinar 3.175
Yen 81.1375
İsveç Krona 31.005
Esham Taftrr üat
Ergani 20.—
Srvas - Erzurum 2 19.64
Srvas - Erzurum 7 19.56
Türk Umumi Tiyatro 34.25
Bana inanınız
Bu Süt
Kreması Usulü
Sayesinde
50 yaşındaki bîr çok kadınlar ancak 30 yaşlarında görüneceklerdir
Oklarla işaret edilen yerlere tatbik ediniz. Sonra da bütün yüz ve boynunuza sürünüz
Buruşmuş, solmuş ve gevşemiş bir cildi, tazeleyip gençleştirmek için işte size basit bir usul: Takim ve tasfiye edilmiş bir miktar süt kremasını bir miktar saf zeytinyağüe karıştırınız. Sonra hepsini iki kısrm en iyi krema ile karıştırınız. Bu halita, cildinizi besleyip tazoleştirecek ve inanılmaz bir güzellik temin edecektir.
Bir aktris gençlik manzarasını muhafaza vc idame için bu basit usulü tatbik etmiş ve 70 yaşında, genç kadın rollerini oynamıştır. Eczacınız da bu halitayı size ihzar edebilir. Fakat muhteviyatı az miktarda olmakla beraber pahalıya mal olur. (Yağsız) beyaz rengindeki To-kalon kreminin terkibinde saf zoy-UnyagHe flıaar edilmiş süt kreması mevcuttur. Cildinizi beslemek için en mükemmel ve hakiki bir cilt unsurudur. Herhalde memnuni-yetbahş semeresi garantilidir. A ksi hnlde paranız iade edilebilir.
Mevsimin en güzel çorbası
apamarka
ÇORBALIK KOMPRİMELERİ ı
En İyi cins taze sebze ve hububatla tavuk suyundan mamul olması itibarile çok yüksek kalori ve Iştthaaver lezzeti camidir. Bir tecrübe
İddiamızın doğruluğunu lsbata kafi gelecektir.
Büyük Bakkaliye Mağazalarında Bulunur
Türkiye Cumhuriye
iraat Bankası
ı:ı:w:ı:ı
Türk lirası
Kuruluş tarihi: 1888. — Sermayesi: 100,1
Şube ve ajans adedi: 265. Zirai ve ticari her nevi banka muameleleri.
Para biriktirenlere 28,800 lira ikramiye veriyor.
Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesaplarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çeküecek kur'a Ue aşağıdaki plana göre ikramiye dağıtılacaktır:
4 adet 1.000 liralık 4.000 Ura İli 100 M 50 Urallk 5><m Ura
4 * Ö0° * * II 120 > 40 ' , Mi
4 » 250 » 1,000 l|
M» » 160 » 4.000 » || 160 » 20 »
DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene İçinde 50 liradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasüe verilecektir. Kur'aJar senede 4 defa, 1 eylül, 1 birinclkânun, 1 mart ve
1 haziran tarihlerinde çekUecektlr.
İstanbul Asliye 0 uncu hukuk hacimlisinden:
Beşlktaşta Kılıçali mahallesinde »ski Konak sokak 61 No. da mukim huriye tarafından Beşlktaşta Ihla-nur caddesinde Senkonak 97 No. da nukim kocası Derviş oğlu Ömer ıleyhine açmış olduğu ihtar dava-jmda: M. aleyhe gönderilen dava arzuhali ve davetiyenin mahkeme divanhanesine talik vo ilânen tebligat yapıldığı hulde muayyen olan ^ünde gelmediğinde muhakemenin gıyaben icrasına ve duruşma günü olan 12/3/941 saat 10 a talikine karar verilmiş olduğundan ilânnameler tanzimi Ue gazetelerle tebliği Ue grı-yap kararı m ak amma kaim olmak üzere ilân olunur.
tuhone Dereci
Türkiye dahUlnde:
VATAN eazotoıl
İLAN FİYATLARI Kunj,
Başlık
1 inci Sayfa Saatimi
2 » » » S » > »
4 > » »
5 > » »
G » » a
7M
«0 3*0
104»
75 50
Senelik 6 aylık S aylık Aylık
1400 750 400 150 Kr.
Hariç memleketler:
Senelik % aylık * aylık Aylık
2700 1410 800 Kr. yoktur
SAATİNİZ Niçin
M A R V
olmasın ?
OSMAN SAKAR
ve Şki. nde
6 TAKSİTLE satılır
Galata: Bankalar Cad. 47/50, Tei: 41378, Beyazıd: Üniversite Cad. 28, Kadıköy: İskele
Cad. 33/2
ŞEHİR TİYATROSU TEMSİLLERİ
TEPEBAŞLNDA DRAM K1S V Akşam 20,30 da EMÎLİAGALOTTt Son Uafta
Her gün gişede çoc
İSTİKLAL CADDESİNDE
KOMEDİ KISMI Bugün saat 14 te Çocuk oyı Akşam 20,30 da KlÜALm ODALAR nuilleıi için büet ver"Mr.
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: AHMET EMİN YALMAN
Basıldığı Yen VATAN MATBAASI
RİDA DİŞ SUYU
Boğaz ve (grip, kml, kızamık) gibi salgın hastalıklar zamanında gargara yapılmakla ağız, boğazın antlseptisini temin eden kuvvetli bir
dezenfektedir.
İstanbul Komutanlığı Satınalma Komisyonundajı
Hasköyde askerî bir binanın tamiri İşi 15.2.041 günü saat onda pazarlıkla ihale edilecektir. Keşif bedeli 1754 lira (07) kuruştur. Kafi teminatı 263 lira 11 kuruştur. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. IsteklUerin belli g^ln ve saatte Fındıklıda komutanlık satın alma komia* yonuna gelmeleri, (925)
Askeri İhtiyaç için aşağıda cins ve mikdarlan yazılı İki kalem iaşe maddeleri 21/V&41 günü hizalarında yazılı saatlerde pazarlıkla satın alınacaktır. Şartnameleri her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gtin ve saatlerde Fındıklıda Komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri. (1022)
Cinsi Mikdan Muhammen B. Kati Te. Pazarlık 8.
KUo Lira Krş. Lira Krş. S. D.
Makarna Bulgur
50000 50000
14500.00 12000-00
2175.00 1800.00
10 3f 11
Taşkrşlanm mutfak ccaklan pazarlıkla 14/2/941 günü saat 11 de tamir ettirilmek üzere isteklisine verilecektir. Keşif bedeli 986 lira 66 kuruştur. Şartnamesi her g-ün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli glln ve saatte Fındıklıda Komutanlık satın alma komisyonuna gelmeleri. (1051)
Deniz Levazım Satınalma Komisyonu İlânlar
ı
1 — Tahmin edüen bedeli 1387 lira 50 kuruş olan 15000 desimetre murabbaı Amerikan vidalasınm 18/Şubat/941 Salı günü saat 14 de pazarlıkla eksiltmesi yapüacaktır.
2 — Kati teminatı 208 lira 13 kuruş ornp şartnamesi her gün mesai saatleri dahilinde komisyondan alınabUir.
3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun istediği vesaikle birlikte Kasrmpaşada bulunan komisyona belli gün ve saatte hazır bulunmaları. (1001)
*
T. Bedeli Teminat Lira Ll Kr.
Gtrn ve Saat
3500 Kilo Tün fanüe ipliği 10920 819 00 15/2/41 Cumartesi 11 de 500 Adet Battan rye 3600 540 00 15/2/41 Cumartesi 11,30 da
1 — Yukarıda yazlı yün fanelâ ipliği Ue battaniyenin hizalarında gösterilen gün ve saatlerde pazarlıkla eksUtmeleri yapüacaktır.
2 — Şartnamesini almak isteyenlerin her gün ve eksütmeye iştirak edeceklerin de belli gün ve saatte hizalarmda gösterilen teminat makbuz veya banka mektuplarile 2490 sayılı kanunun istediği vesikalarla birlikte Kasımpaşada bulunan komisyona müracaatları. (999)
Devlet Demiryolları ilânları
7/2/941 cuma günü pazarlığı yapılacak olan 500 ton Blister bakıra işlenerek mamul halde idareye teslimi işinin pazarlığı görülen lüzum üzerine 21/2/941 cuma günü saat 15 e talik edilmiştir. (855)
Askerî Fabrikalar Salına ma Komisyonu İlânları
400 - 700 Ton Kurşun Alınacaktır.
% 99,90 safiyette 400 - 700 ton kurşun alınacaktır. Bunu vermiye talip olanların fiyat ve teslim şartlarüe teslim müddetlerini bUdirir tahriri tekliflerini en geç 20 şubat 1941 tarihine kadar Askeri fabrikalar umum müdürlüğü merkez satın atma komisyonuna müracaatları
c930»
GECTIKC
T. İş Bankası 1941 Küçük
Tasarruf Hesapları İkramiye Plânı
1S41 İKRAMİYELER!
1 adet 2000 Liralık = 2000.—Lira]
3 > 2 »
4 >
«r >
35 >
80 >
1000 » =3000.— >
750 > =1500.— >
500 > =2000.— >
250 > =2000.— >
100 > =3500— >
50 » =4000.— >
20 » =6000.— *
300 >
Kevideler : 4 Şubat, 2 Maya, 1 Ağustos. 3 ıkincite^rin pılır.