2. ci Kânun
1 S 41
VATAN  EVİ
CAĞALOĞLU    No.   32 TELEFON:   24136 TELGRAF: VATAN   İst.
B AŞM ÜUABRÎRÎ:
T EMİN   YAL
Fiyatı: 5 Kuruş
siyasi sabah gazetesi
Yıl: 1 — Sayı: 135
Ruzveltin Nutkundan Sonrası
Amerika geçen harpte var-dığı noktaya bu defa yarı zamanda varmışta. V*21" yet normaldir. Harp makinelerinin sürati geçen defaya nisbetle iki mislim aşmıştır.
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
oosevelt'in dünyayı çınlatan nutkuna,    bu   satırları
yazdığımız zamana kadar. Al-manyadan, İtalyadan, Japonya-dan ses sada çıkmadı. Bundan sonra çıksa bile hiç bir kuru lâf gürültüsü Roosevelt'in sözlerindeki derin manayı örtemez. A-merika; bitaraflık nikahını ta~ mamiyle çıkarmış, atmış, mihver cephesine husumetini apaçık ilân etmiştir.
Heyecanlı Kovboy Kümlerin* de; kurtarıcı süvarilerin karşıkı tepelerde belirmesini, yüreğimiz ağzımıza gelerek, bekleriz. Bu kuvveler ufukta peyda olunca geniş bir nefes alırız. İşte dünya mücadelesinin bu dakikası, Roose velt'in nutkıyle gelmiş, çatmıştır.
İki Okyanusun himayesi altında ve bolluk içinde keyfine bakan bir milletin tehlike işaretlerini görmesi ve hakikatin kafasına dank etmesi için zamana ihtiyaç I
vardır. Bir vapur saatte şu kadar | ve Allahın insanların azim ve kamil süratle hareket ettiği gibi, bir rarının fevkinde hareketlerde bu-Amerikan kafası da atalet nokta- I lunabileceğinden bahseden me-sından harekete gelerek tam fa-|WJ™<[ttr sonra Bay Stalin'in vama doğru giderken ayda    şu
Bomba
Tesiri Yapan Mesaj
B. Stalin Dedi ki:
" Askerî Bir Tecavüzle Karşı Karşıya Bulunuyoruz. „
B. Stalin, Pravda gazetesinde f«ı mesajı neşretmiştir:
11 Beynelmilel vaziyetin kararsızlığı bütün milletleri seferber edilmiş halde bulunduruyor.
Askerî bir tecavüzle karşı karşıya bulunuyoruz. Koyu düşmanlarımızın, bizi gafil avlamalarına meydân vermemeliyiz. Tehlikeye kâr şı uyanık bulunmalıyız.,,
av
vc
kadar yol alır.
Amerika; geçen harpte bu yolu tam üç senede gitmişti. Bu defa on altı ayda aynı noktaya
varmıştır. Demek ki hareket hızı iki mislini aşmıştır. Amerika geçen defa yürümüştü, bu defa koşmuştur.
Amerikada suya sabuna jdo- [ kuı.mamaL cereyanlarını t*ci3il eden ayandan Wheeler de bu1 kanaattedir. Roosevelt'e radyo ile verdiği cevapta diyor ki: «Harbe doğru yürümüyoruz, koşuyoruz.» !
Süratin böyle iki mislini aşmasına acaba sebep   ne?    Şurasına I şüphe yok ki harp makinelerinin | sürati ve kuvveti geçen harbe nisbetle iki misline çıkmıştır. Mese- | lâ   tayyarelerin   sürati,    Umumî Harp tayyarelerinin iki misUni aş- . mıştır. Sonra Goebbels'i unutmamak lâzımdır. Alman propagandası küçük ölçüde ve nikablı şeklinde tehlikelidir. Fakat açığa vurulup    büyüyünce   ve   tam   hı- ¦ zını alınca her tarafta uyandırdığı tesirler, kendi hedeflerine daima taban tabana zıttır. Arwwi-kadaki Alman propagandası, A-merikalıları çileden çıkaran baş-lıca sebeptir.
Wheeler yalnız Amerikanın harbe doğru koştuğunu söylemekle kalmıyor, Amerikalılar m harbe girmesine sebep kalmasın diye Avrupaya bol keseden sulh teklif ediyor. Amerikalı ayan, A-merikanın^J.emokrasilerin mağlûbiyeti halinde maruz kalabileceği tehlikeyi anlamakta nekadar gaflet gösteriyorsa Avrupa harbinin mahiyetini kavramakta da o kadar gafil davranıyor ve bu harbin bir arazi pazarlığı halinde bitirilebileceğini sanıyor.
Bugünkü harbin halletmesi lâzım gelen dava şudur: Yarınki dünyada zorbalık ve şekavet mi hüküm sürecek, yoksa hak ve emniyet mi? Bu kadar fedakârlığa girişmişken iş pamuk ipliğine bağlanırsa ve yarınki bir silâhlanma yarışına ve yeni bir harbe imkân bırakılırsa gelecek nesillere Karşı en büyük cinayet işlenmiş olur.
Harbin bugünden bitmesine bir tek yol vardır ki o da; şahsî ihtirasları için milletlerini cihangirlik davalarına sürükleyen ve dünyalar ölçüsünde kumar heyecanı arayan iki kişinin kendi milletlerinin hayrı ve dünyanın hak ve emniyete dayanır bir nizama
Yeni yıl münasebetiyle neşrettiği mesaj b» temuba gibi patlayan Bay   Stalin
Roosevelt'in nutkundan  çıkarmıyacağı hakkında  10 Mart
Bay Hitler'in Allahtan '939 tarihinde komünist partisinin 18 inci kongresinde söylediği nutuktanberi hiç bir şekilde umumi beyanatta bulunmamıştı. Bunun için tam Almanyanın Ro-manyadaki asker tahditlerine dair rivayetler dolaştığı bir sırada neşrettiği mesaj, her tarafta de rin bir alâka ile karşılanmıştır. Bay Stalin'in ima ettiği haricî
Pravda gazetesinde çıkan mesajı bütün dünyada bir bomba tesiri yapmıştır.
Bay Stalin,    Sovyetlerin    hiç
kimse hesabına ateşten    kestane tehdit ve taarruz ancak Almanya
tarafından gelebilir. Bunun için Sovyetler bir taraftan Amerikalılarla, diğer taraftan İngilizlerle temasta devam ederek ve Amerika hükümeti Roosevelt* in nut-kuyle de iktifa etmiyerek donanmalarının manevralarını 20 sene-denberi ilk defa olarak hazfeder-ken ve tetikte beklerken, Bay Stalin'in sarfetiği mühim sözle? derin ve umumî bir alâka uyan dırmaya herhalde lâyıktır.
Gece taamrclanna karş, Man, »bflfermde        t»yyare toplarına yardun eden
havad* düşman tayyaresi arayan projektörler
sbbahlara kadar
Ingfl tereye
Yılbaşı Gecesi Hava Akını Yapılmadı
Londralılar Yılbaşı
ını
Neş'eli Geçirdiler
Londra, I (A.A.) — Eski seneyi yeni seneye bağlayan    dün
gece, İngiltere üzerine akın yapılmamıştır. Evvelki gece de a-kın yapılmamıştır. Görünüşe gö-
re havaların fena gitmesi. Alman
kavuşması için şahsî feragat gös- | tayyarelerinin uçmasına mâni or-termeleridir.
Bugün safra atmak Buretüe balonları kayalara çarpmaktan    ve
parçalanmaktan kurtarmak ve gönül rızasına dayanır bir sulha varmak için son fırsattır. Bu fırsata karşı kör kalanlar ve fertlerin azminin üstünde bir ilâhi kudret bulunduğunu kabul etmekle beraber bu kuvveti kendi ordularının emir
BARDİYADA ,   20 Bin
İtalyan Muhasarada
İngiliz Müfrezeleri, ' obruğa Kadar ilerlediler
Kahire. | (.A.A) — Bardıa mmtakasındaki İngiliz karargâhı nezdinde bulunan Reuter ajansının hususî muhabiri bildiriyor:
Bardia'da bulunan 20,000 1-talyan tamamiyle muhasara edilmiş bir haldedir. İleri kollarımız sahil mıntakasını tamamiyle ele geçirmiş bululuyor. Bu mıntaka Bardia'nın otuz kilometre kadar şimal garbisinde Mersaluk* erva-(Devamı: 8a. »; stL 0 da) +
bekler bir kıtası sa- rilen Piccadilly'de gruplar halin-yanlar ileride bugünü çok araya-I de toplanmışlar ve ananeyi mu-caklardır (Devamı: Ma. 3: »ü. 7 de) =r
maktadır.
Londrada 1941 Senesi Gecesi Nasıl   geçti ?
Londra, I (A.A.) — Londra, 1940 tan 1941 senesine geçişi, hükümet merkezinin sulh zamanındaki halini andıran bir şekilde tesit e^niştir. Zil m karanlığa rağmen Londralılar, İngiliz İm- Lizbon, 1 (A.A.) — Burada ogre-paratorluğunun merkebi ismi ve-  nlldiglne göre, Vichy   hükümeti ile
Alman - Fransız Müzakereleri Kesildi
Almanya arasındaki müzakoreler kesilmiştir. Bu haber kaydı ihtiyatla verilmektedir.
İngiltere
Teni Seneye Kuvvetlerinden Emin Olarak Giriyor
1940 Yılında 3534 Düşman Tayyaresi Tahrip Edildi
Londra, 1 (A.A.) — İngiltere yeni seneye kara, deniz ve hava kuvvetlerinden emin olarak giriyor.
Re«ml Londra mahfillerinde lı.gl-1)2 donajımamnın Akdenize tamatnile r.\klm olduğu ve denizaltı teh ld:ne karşı esaslı bir mücadeleye giriştiği tebarüz ettirilmektedir. Bu sene her ihtimale karsı koyacak yeni bir ordu teçhiz edilmiştir. Tayyare kuvvetlerinin Almanyaya asker! pakımdan verdikleri zarar, Alman tayyarelerinin înglltoreye verdikleri zarardan fazladır. Sene İçinde ava fMoları 3090 ve kara müdafaı bataryaları 144 düşman tayyare*! tar-rip etmişlerdir. İtalyan fllosuni'.u ' ü-yü bir kiHmı faaliyette bulununuya-cak bir hale getirilmiştir.
Akdeniz filosu kumandanı Amiral (Devamı: Sa- 3; Sü. 7 de) X
Türk Matbuatı Vasıtasıyle Türk
Milletine Selâmlarını
Gönderen Bay Ç ö r ç i 1 Dedi ki:
it m.  ^ * "Felâketli Zamanlarda İyi Dost-
Turk matbuatı vasıtasıyle    lurk J
milletine mesaj gönderen    İngil-  | KA     I. |    ?-v I I   l-j.      i. I . ...
tere Başvekili Bay Churchili      | a fS N S 11 K U I 018 K Dİ T  Nimettir.,,
Romanya
Moskova Sefirini Geri Çekiyor
«Romanya, Moskova'da bulunan elçisini geri çekmeye karar vermiştir. Bu, siyasî münasebet-! lerin kesileceğine delâlet etmemekle beraber, dostane bir hare-ket te değildir...»
. Radyo gazetesi -
Hkler
Hitlerin Mesajı
Alman Devlet Reisi Dedi ki:
"Şans Değil, Hak Galip Gelecektir.,,
Berlin, I (A.A.) — B. Hitler'in yılbaşı münasebetiyle neşrettiği beyannamenin mabadi:
Garp seferi bittiği zaman, haddizatında manası olmıyan bu harbe derhal nihayet vermek ve Avrupa halkını böyle bir herkin a-cılarından korumak arzusunu izhar ettim ve bu sefer Ingiltereye müracaat ettim. Aldığım cevap, bu cevabı verenlerin menfaatlerine tetabuk ediyordu. Bül"in demokrasilerin kapitalist harp müstefitleri, o zaman müthiş kızdılar. Kendi harp menfaatlerine bir nihayet verecek olan milletler arasında bir anlaşma fikri, onları o derece kızdırdı ki en mühim İngiliz hatipleri harbe nihayet ver-(Devaını: Sa. 3; Su. ö te) XX
Ankara - İstanbul İlâve Trenleri
Ankara, 1 (A.A.) — Haber aldırımıza göre, bayram dolayı-Hİle Ankara - İMaıılml arasında artacak olun yoku İhtiyarını karşılamak ve halkın İstirahatını temin <*tınek İçin, 2.1.941 tarihinden İtibaren on Rİin müddeti** Ankaradan sahalıları saat 8,20 de ve Haydarpaşadun yine sabahları naat 9 da birer gündüz tri'iıl tahrik edilecektir.
"Geçen Müşkül Aylar Zarfında Türk Hükümetinin ve TürkMilletinin Değişmez Dostluğuna Mazhar Olmak
Saadetine Nail Olduk.,,
İngiltere Başvekili B. Churchili, Anama t bua tına aşağıdaki mesajı   gön-
pe
u
İNGİLİZ
Donanması Adriyatîkte
Belgrat, 1 (AjV.) — BeVgrat gamete) erinde çıkan haberlere göre, ingiliz harp gemileri bu sabah, Adriya-tikte dört italyan iaşe vapurunu batırmıştır. Bu vapurların, ağır toplar, ıe kamyonlar nakletmekte oldırgru söylenmektedir.
İngiliz gemilerinin hücumu, Yugoslavya - Arnavutluk hudut açıklarında vukubulmuştur. Batan vapurlar mürettebatı salimen karaya çıkmışlardır.
Bir Mesaja
V
er
ilen
Ankara, 1 (A.A.) dolu ajansı vasıtasıyle dermiştir:
Yemi yıl münasebetiyle Türk mîlletine Türk matbuatı vasıtasıyle en hararetli selâmlarımı gönderir ve 1941 yık için refah ve saadet temenni ederim.
Geçen sene zarfında İngiliz milleti bir çok etim    tecrübeler
geçirdi ve öyle anlar oldu ki en iyi dostlar bile muvaffakiyetimizden şüphe etti. Şimdi böyle şüphe eden pek az kimse vardır, fakat İngiliz halkı arasında bir tek kimse bile nihaî zaferden şüphe etmiyor. Yeni yılın eşiğinde bulunurken karşılaşacağımız zorluklara ve mücadeleye itimatla bakıyoruz. Biliyoruz ki harp vasıtalarımız her gün biraz daha artıyor ve Birleşik Amerikanın muazzam istihsalâtı bize yardim ediyor. Akdenizde son zamanlarda kazanılan zaferler önümüzdeki yılm bize neler göstereceğine bir alâmet sayılabilir.
Felâketli zamanlarda iyi dostlara malık olmak bir nimettir. Geçen müşkül aylar zarfırvda Türk hükümetinin ve Türk milletinin değişmez dostluğuna mazhar olmak saadetine nail olduk. Bu dostluk bir çok müşterek gaye ve menfaatlere istinat etmektedir. İki milletin dostluğu felâketli zamanların imtihanından muvaffakiyetle çıkmıştır, ve ben eminim ki, gelmekte olan iyi günlerde bu dostluk dünyanın istikbali ve bütün hür milletlerin emniyeti, saadet ve refahı için
bir ehemmiyeti haiz olacaktır.
Cevap
«Yılbaşı münasebetiyle gönderilen mesajlardan biri dikkate lâyıktır.
«kalya Kralı, B. Roosevelt'e brr tebrik mesajı göndermiştir.
B. Roosevelt verdiği cevapta, ftalyan milletinin 1941 de sulha kavuşması temennisinde    bulun-
.. Radyo gazetesi -
ÇOCUK OYUNU Plânlar nerede? Suya düştü! Su nerede?   Roosevelt   içti! evek nerede? Tetikte! Vay benim köse sakalım, vay benim, sakalım
7
VATAN
2 - 1 . 940
YAZAN: M.SAMİ
Safinaz Perdeleri Araladı ve Hızın Doya Doya Seyre Koyuldu
— 18 —
Sıfinazla    annesi iki yağız at ı sıralandı.
fcctulmuş koçuya kuruldular, karşılarında da iki yosma cariye yer aldı.
Kafile Zeyrek, Bozdoğan kemeri, Zınrirlikuyu, Çukurbostan yoluyle E'/irnekapıya yollandı.
Şehrin dar sokaklarında on beş atlı ve bir koçunun yol alması hayli güç olmuştu. Fakat surlar geçilip yola düzüldükleri zaman katlılar hayvanlarını oynatarak kırlara yayıldılar ve koçunun kuvvetli beygirleri de. sağından solundan ilerleyen atların bu neşeli yayılışlarını kendilerine örnek tutarak tırısa kalktılar.
Arabanın yanından hizmetkârların uzaklaşmasını fırsat bilen Safinaz, ağır ve zarif kumaşlardan yapılmış perdeleri iyice araladı ve beş on adım ileride babasile beraber at başı giden Hızın doya doya seyre koyuldu.
Genç adam hayvanın üzerinde o kadar dik duruyor ve o kadar heybetli görünüyordu ki, genç kız yüreğindeki hayalle bunu karşılaştırdığı zaman, ona içinde ayırdığı yeri az buldu ve tahassüsünün hudutlarını genişleterek takdir ve hayranlığını arttırdı.
Hızırın bindiği, Hasan Ağanın göz bebeği gibi koruduğu ve evlât sevgisine yakın bir sevgi ile bağlı bulunduğu halis bir Arap atıydı.
Şımarık bir çocuk grbi cinsine mahsus huysuzluklar yaparak sıçramakla yürümek arasında bodurumla ilerlemek isteyen    hay-
Dort geniş sofrada birer düzine davetli bağdaş kurmuş, yenlerini dirseklerine kadar sıvayarak dolmalara, sarmalara saldırış etmişler, hoşaflara, ayranlara kaşık atmaya koyulmuşlardı.
fc-v sahibinin bulunduğu sofrada Hasan Ağa ve Hızırdan başka dört beş vakur ihtiyarla iki de levend yapılı adam bilhassa göze çarpıyordu.
Zülâlizade lâfı dönüp dolaştırıp Hızıra intikal ettirerek:
— Eskiden bir orduya meydan okuyan kahramanlar, kale kapısını koparıp kalkan gibi kullanan erler yetiştiğini işitir, bunların menkıbelerini büyük bir takdir ve tevkırle okur ve dinlerdik.
Biz bu çeşit pek yürekli ve kavı bilekli erlerin artık yetişmez olduğunu sanıp tasalanıyorduk. Ve lâkin soframızda dahi böyle bir yaman kişi olduğunu bildiğim için şimdi göğsüm kabarır, gönlüm haz alır.
Ben gözümle görme iim fakat gözlerile görenlerden işittim ki, bxı yaman delikanlı bine karşı gözünü kırpmadan saldırmakta tereddüt etmezmiş!
Hasan Ağa Zülâlinin Hızıra art hikâyeyi anlatmaya başlayacağını sezinlemişti. Sofrada bulunanlardan birinin gammazlık e-dip işi Bostancıbaşının adamlarına çınlatıvermesi halinde de, delikanlının düşeceği tehlikeli vaziyeti düşünerek:
— Dost dosta, o dost ta diğer
ehirve Memleket Haberleri
Mahkûmların Calıs-
van, belliydi ki yaydan fırlayan bir dosta anlatır ve belki de bir ok gibi ileri atılmak ve yeşil ova- soysuzun kulağına erişir.  Kerem
da alabildiğine koşmak istiyordu.
Fakat üstündeki binici Safina-za daha yakın olmak ve arabanın ipek minderleri arasında bir gül zarafetiyle parlayan sevgilisinin benliğinden bir ıtır   kaynağı
eyle de bunu bilenler yüreğinde saklasın efendi hazretleri! dedi.
Fakat bu söz Zülâlizadeyi çileden çıkarmış gibiydi:
— Burada hazırbilmeclis o-lanlar hep ser verip sır vermiyen
gibi yayılan kokuyu doya doya mert kişilerdir ağam. Kaldı ki bu-koklamak arzularını yenemiyor-t günden gerû hepimiz serlerimizi du. Bu sebeple hayvanın dizginle- dini mübin ve ümmeti Muharririni kastıkça kasıyor ve bu tahak- met uğrunda fedaya hazırlanmak küm, arzularına gem vurulmuş1 emri mühimmini tezekkür için bu-insanlarda  olduğu  gibi,  hayvanı rada toplanmış bulunuyoruz.
Eğer içimizde sırra agâh olunca onu faşedecek tınette bir ki-mesne varsa, bir lâhza evvel a-
eder.
da şahlandırdıkça şahlandırıyordu.
Fakat üstündeki binici omı o kadar hakimane idare   ediyordu ramızdan ayrılması iktiza ki. Çekmeceye varıncaya    kadar dedi. koçunun gidisine agak uydurmaya mecbur kaldı.
Zülâlizade adaşının çiftlik sınır
Bu sözler sofradakileri ilgilendirdi.
Zülâlinin  buraya    kendilerine
larına dahil olduğunu öğrenince mühim şeylerden bahsetmek irin beş on atlıdan mürekkep bir kar-[çağırdığını anlayarak hepsinin şıcı kafilesi göndererek misafirle-[kalbini derin bir heyecan kapla-rini ağırladı ve kendi de köşkten di.
bir kaç yüz adım ileride onları bekliyerek, iltifatta bulundu. Hızır İstanbul kadılığı mertebesine ermiş bir adamın bu nazik hareketinden onun çok kibar ve mi-safirsever olduğu neticesini çıkarmıştı. •
Kadınlar köşkün harem cihetine, erkekler selâmlık yanına a-lındılar.
Maamafih sofradan kalkıncaya kadar bu mevzua tekrar temas edilmedi.
Akşam namazını müteakip çiftliğin en büyük odasında misafirlerini toplayan Zülâli, güzel sesli brr hafızın okuduğu bir kasideyi müteakip gene seslerin müessiriydi ruhlarda garip ürpertiler yaratan mersiyeler okunmaya
Köşkün alt katında geniş bir başladı. Bu mersiyelere ney ve odada geniş ve yumuşak kuştüyü tabii sesleri de karıştığından bü-minderlerle    rahatlaştırılmış    se- tün misafirlerin iç   durumlarında
dirlerde yangelip yorgunluk çıkaran daha beş on misafir vardı. Genç   iki içoğlanı   misafirlere
bir coşkunluk husule getiriyordu.
Bir aralık Zülâlinin bir işaretiyle ahenge nihayet verildi. O za-
soğutulmuş ayran ve şerbetler su- mana kadar eğik bir halde bulunup sık sık çubuk tazeliyorlardı.   İnan başlar doğruldu ve manevî Misafirlerin uzaktan geldiği ve bir hazla parlayan gözler Zülâli-yolda karınlarının acıkmış oldu- ye dikildi.
ğu hesap edilerek ve daha sonra- Zülâli tok bir ses ve ağır bir ki programa da uydurulmak mak- eda ile:
sadı da gözetilerek ikindi vakti, ağaçlar altına  serilen     örtülerin
Ağalar I diye söze başladı. O-dada bulunanlar bütün dikkatle-
üstüne geniş yemek sinileri otur- rini şahlandırarak dinlemeye kofuldu ve yayvan bakır lengerler- yulmuşlardı. Bu alâkayı sezen le itina ile hazırlanmış yemekler Zülâli: (Arkası var)
Elini Makineye  Kaptırdı
Galatada Külhan sokağında oturan ve aynı semtte bir mobilya fabrikasında çalışan Petro İsminde biri, fabrikada çalışırken kazaen sol elini destere makinesine kaptırarak yaralanmıştır.
4e Kira Kavgası — Galatada Ka-raoğlan sokağında 21 numaralı evde oturan Yaşar Yılmaz, kira meselesinden çıkan kavga neticesinde ev sahibi Mishmet Dalı bıçakla kolundan yaralamıştır.
* Yangın Başlangıcı — KadıkÖ-yünde Feritbey sokağında 43 numaralı Zlverin evinden yancın çıkmış, sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür.
* Galatada Okçumusa caddesinde Emine apartmanının 2 numaralı dairesinden yangın çıkmış, söndürülmüştür.
* Osmanbeyde Şair Nigâr sokağında Süleymanın evinden yangın çıkmış sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür.
'i
V
f    ıl
YAIAN: limOlcuÜK,
ıs
kibar, görmüş geçirmiş, tam m&nasl le bir aile erkeği... Plraye de ondan daha İyisine varacak de£ftl ya!..
Rana Hanım gözlerini yere İndirerek bir müddet düşündü. Sonra başı nı sallryarak:
— I'ekula, dedi. Sen de bu İsi muvafık buluyorsun demek?.. O halde mesele kalmadı.. İs Plrayenln muvafakatinde!.
— Adam mmi del. O zaten böyle şeye dûndan hazırdır.
— öyle deme Murat!.. Yirmi beş yadında bir genç,kız, elli yasında bir adama varmak İçin can atmaz...
— Plraye kendini, mevkiini bir kere düşünürse uçar bUet
— Her ne ise!. Ben hu aksun mezbeleyi ona açarım... Bakalım ne ağış kollanacak?..
— Ha bak!, sı...... Beyin benim
eski mektep arkadaşım olduğunu, ticaret hayatına birlikte atılmış bulunduğumuzu, velhâsıl her hususta kendisine kefil olabileceğimi ilâve etmeyi de unutma!..
— Peki unutmam!..
Odaya bir hizmetçi kızın girmeslle muhavere kesildi. Nesrinden mektup gelmişti. Baba İle ana biricik kızların
dan gelen bu küçük küğıdı uzun u-zun tetkike koyuldular..
— Plraye, bir İhtiyar zenginle ev-
leneceğini duydum.. Bu rivayet doğru m ınlıır ?
— Evet Saffet Bey!.
— Yaaa!
— Niçin o kadar «astınız? Bu pek tabii değil mi? Bir genç kız şüphesiz kendisine bir hayat arkadaşı seçeckttr.
— Fakat bu seçimde aldandın!.
— Bilâkis! Selâmi Beyin beni ta-mamlta mesut edeceğinden eminim.
— Emin misin? Demk bir erkeğe emniyet edebilir mlşaln?
— Şüphemiz! Yalnız emniyete lâyık bir şahsiyet itimadımı kazanabilir...
— Ben sana hiçbir zaman emniyet veremedim öyle mi?
— Kendinizden bahsetmeyiniz rica ederim...
— Plraye! Bütün bu bos sözleri, hu moruk zenginin hikâyelerini bırak!. Beni dinle., ve cevabını ver: Benimle evlenecek misin?
— Alay mı ediyorsunuz Saffet Bey? 'Zannedersem size bir kaç gün evvel son ve kati cevabımı vermiştim... Bir daha bana böyle şeylerden bahsetmeyiniz...
Projs Hazırlanıyor
Bütün mahkûmların nafıa ve âmme işlerinde çalışmaları için Nafıa vc Adliye Vekâletleri tarafından bazı tetkikler yapıldığı yazılmıştı, öğrendiğimize göre İstanbul ve Üsküdar cezaevleri ve tevkifanelerinde bulunan bütün mahkûmların iş ve ekmek sahibi olmaları için Müddeiumumîlik yeni ve esaslı hazırlıklara başlamış ve yeni bir nizamname ha-zırlıyarak Adliye Vekâletine göndermiştir. Nizamname Vekâletin tasvibinden geçtikten sonra derhal tatbrkma başlanacaktır, istanbul cezaevlerine eroin, esrar gibi' zehirli maddelerin sokulmaması için esaslı ve çok sıkı tedbirler a-lınmıştır. Gardiyanlar bile içeriye girerken aranmaya tâbi tutuluyorlar.
o-
Bir Muhtekir 2 Sene Sürgün Edilecek
Taşköprü, (Vatan) — Tüccardan Muhittin Çanntekln Milli Korunma kanununa aykırı hareketilc beraber mağazasında mevcut gazyağı olduğu halde gelen müşterilerine yoktur, diye fferl çevirmiş, bu hal zabıtanın da dikkat nazarını çekmiştir. Evvelki gün beş litrelik ufak bir gazyağı tenekesini 160 kuruştan satarken suç üstünde yakalanarak mahkemeye verilmişti. Mahkeme, suçu sabit gördüğünden muhtekiri 500 lira a-ğır para cezasına ve iki sene müddetle Ankaraya sürülmesine mahkum etmiştir.
-o-¦
Lisans Talimatnamesi
Ankara, 31 (Hususî muhabirimizden) — Yabancı memleketlere ihraç edilecek mahsulât ve mamulât lisansa tâbi tutulması ve bu lisansların Ticaret Vekâleti tarafından verilmesi için hazırlanan talimatname 1 Sonkânun 1941 tarihinden itrbaren meriyete girmiştir. Talimatnameye göre ihraç lisansı alabilmek için malın satışının yapılmış olması şarttır. Lisans talebinden evvel satılacak mal için lisans verilip veril-miyeceği hususunun Ticaret Vekâletinden sorulması mallan satanlara bırakılmıştır, ihraç lisansı münhasıran talepname sahibi olan hakikî veya hükmi şahsa a-ittir. Bu lisanslar hiç bir veçhile
başkalarına devredilmiyecektir.
¦-o-
Poliste:
Fabrikalarımızın İstihsalâtını Arttırmak İpin Yeni Tedbirler Alındı.
Sümer Bankın Bütün Müesseseleri
Memleket İhtiyacını Karşılamak için Bütün Kuvvetleriyle Çalışıyorlar
POSTANIN
Kuruluşunun
¦    ¦¦
Kayseri pamuk kombinasının iç görümrşu
ipliği ihtiyacını karşılıyabilmek   için
Dahili  fabrikalarımızın   ihtiyacını Önlemek üzere günden güne istihsal kapasitelerini arttırmaktadırlar.
Sttmerbanka alt Bakırköy Bez fab rikası evvelce Uç bin iğle çalışırken bugün bu miktarı on bine ve tezgâhlarını da 3000 c çıkarmıştır.
öğrendiğimize göre, bu miktarın da kafi gelmiyoceği nazan itibara alınarak iğ adedine 18 bin tane daha ilâvesi kararlaştırılmıştır.
Bugün, fabrikanın senetrk wtih-sal&tı 9 milyon metre ve işçi adedi 1773 dür.
Kayseri Bez fabrikası senede 21 milyon metre bez İslemektedir.
Merinos fabrikasının tstihsaH de 3 misli faalalastırılmıetrr. B&ttkn yt*n
yeniden tesisat meydana getirilmekte ve mümkün mertebe eldeki vesaitle fazla randıman alınmıya çalışılmaktadır.
Sümerbankın diğer müesseseleri de ayni şekilde memleket ihtiyacını
önlemek üzere bütün kuvvetlerile çalışmaktadırlar.
Sellüloz sanayii de kuvvetle inkişaf etmektedir.
izmit Kâğıt fabrikasının istihsa-lâtı on üç bin tona çıkarılmıştır.
ikinci kâğıt fabrikası da çok yatan Wr zamanda işliyecek ve kâğıt ihtiyaçrmizm mühim bir kısmı dahilden temin edilecektir.
Posta İdaresi Bir Seri Pul Çıkardı
Ankara, 1 (Hususî Muhabirimizden) — Postanın memleketimizde kuruluşunun yüzüncü yılı dolayısllc P. T. T. umum müdürlüğü dört puldan ibaret yeni bir seri pul çıkarmıştır. Posta gişelerinde satılmakta bulunan bu pulların adedi yüz bin tanedir. Sekiz kuruşluğu yeşil, altı kuruşluğu kırmızı, on kuruşluğu mavi ve on iki kuruşluğu   kahverengi o-
lan bu serinin mecmu fiyatı 81 kuruştur. Pulların mecmuu tükenince-ye kadar gişelerde kullanılacaktır. Ressam Ratip Tahlr Borak tarafından cidden sanatkârane yapılmış ve
büyük bir Türk klişecisi olan Ali Rıza tarafından   hazırlanmış olan bu pullar bir asır evvelki ve bugünkü posta teşkilâtrmızı canlandırmaktadır.
Piyango   /   Bir Motor
Talihlileri
Bu senede MÜH Piyangonun Yılbaşı keşidesi 1941 yılına girilen gecede, bir çok kimseleri zengin ederek sevindirdi.
On; bin liralık bir biletin sahibi ve tallhlksi Istanbulda Mehmet adınca ayağjıda pabucu bile olmıyan bir fakirdi*.
1941 yılına beş bin liralık bir servetle giren dünün fakir adamının, bu bileti almak için evindeki tenceresini sattığını duyduk. Dün yanında beraber getirdiği karısı İle paraları büyük bir sevinç içinde almıştır. 248153 numaralı on bin liralık diğer bir İkramiye de Konya Ereğllslnde ilk tedrisat müfettişlerinden Emine isabet etmiştir.
Zeytlnburnu hastahanesi memur ve müstahdemleri müştereken aldık lan 68475 numaralı biletle on bin lira kazanmışlardır.
Yüz bin liralık ikramiyenin Di-yarbakıra,, 50 bin liralığın Afyona, 30 bin liralığın Edirneye, 20 bin liralığın Diyarbakır ve Balıkeslre, on bin liralıkların   Antalya,   İstanbul,
Tarsus, ödemiş, Edirne, Konya Ereğ-lisi, ve -^tanbula isabet ettifl anlaşılmıştır.
- o----
Askerlik Hizmetine Alınanların Maaşları
Fiili askerlik hizmetlerini yapmadan ihtiyat sınıfına nakledilmiş olan ve bu kere talim ve manevra münasebetiyle ailâh altına alınan memur ve müstahdemlerin maaş ve ücretleri tamam olarak verilecektir. Bu karar bütün devlet teşkilâtına bildirilmiştir.
— Peki neden benimle evlenmek
İstemiyorsun î
— Hâlâ devanı ediyorsunuz*. Sizden nefret ediyorum...
— Yalan söylüyorsun Plraye!. Beni eskisinden ç*>k, hem pek çok sevl-yorftun...
— Bu beyhude İddianızla kendinizi
gülUno ediyorsunuz!
— O adamla evlenmlyecekeln...
— Vazifeniz deftll...
— Ben bu işe mâni olacağım..
— Hiçbir şeye karışamazsınız..
— GörUrsUn... Ve seni pençeme dil şnreceftlm...
— HuydI bakalım...
Genç kız, Saffeti arkasında bırakarak bahçenin gölgeli yollarında süratle llerlenılyc başladı. Dimağı bir çok istifhamların mevhum çemberile sıkılıyor, kalbi bütün hızı İle çarpıyordu. Saffetten nefret ettiğine emin dl. Fakat neden onun sözleri hissiyatında garip bir galeyan husule getiriyor, neden ruhunda yakıcı, ezici bir tazyikin buhrunıııı duyuyordu? Acaba hâlâ onu seviyor muydu? O bu ihtimalden şüphe etmeyi bile iste-
Kurtarıldı
Dün sabah Marmaradan limanımıza gelmekte olan 20 tonluk Toprakçınar motorunun makinesi bir arıza gösterdiğinden motor Haydarpaşa açıklarında suların tesiriyle sahile doğru sürüklenmeye başlamıştır.
Fazla yüklü olan motor batma tehlikesi karşısında kaldığından imdat istemeye başlamıştır. Vaziyet sahilden görülmüş ve motorun imdadına Denizyollarının Ecel motoru gönderilmiştir.
Ecel motörü Toprakçınarı yedeğine alarak limanımıza getirmiştir.
-o-—
Müteferrik :
Eczacılar Birliği Kongresi
Türkiye Eczacılar Birliğinin senelik kongreai bu ayın yirmi birinde Etibba odasında toplanacaktır. Kongrede Eczacı mektebinin   müstakil
bir fakülte haline getirilmesi ve bilhassa Türk profesörler yetiştirilmesi meselesi de görüşülecektir. Eczacı mektebi hakkında alınacak kararlar temenni halinde Maarif Vekâletine bildirilecektir.
* Devlet Matbaası Nakledilecek—
Devlet matbaası ve Adli Tıp Enstitüleri bu yaz Ankaraya nakledileceklerdir. Bu suretle bu iki müessese daha merkezî bir yerde bulundurulmuş olacaktır.
* Namık Kemal Sergisi — Şehir vc İnkılâp Müze ve Kütüphanesinde açılan Namık Kemal sergisi çok raf bet bulmuştur. Her gün Uç, dört yüz kişi sergiyi gezmektedir. Şimdiye kadar tertip edilen sergilerin hiç birisi bu kadar rağbet görmemiştir.
miyordu. Bir zamanlar kendinin* türlü hakareti eden bu alçak adamdan intikam alacaktı. Tek gayesi bc idi. İntikam!.. Kalbini parçalıyan, kanatan bütün duyguların fevkimle bir duygu!.. Evet, Saffeti elan sevse bile yine İntikam alacaktı. Buna az metmlştt.
Sonra en büyük şüphesi onun süz terinde samimi olup olmaması İdi Ya bu sefer de kendi* İle eğleniyorsa Artık o zaman haysiyetsiz, onursu: bir kız, hattâ bir paçavradan farksı. olacaktı.
Bütün bu düşünceler onu ihtiyat: davranmıya sevkedlyor. hiçbir za man çürük tahtaya basmamak içi kendi kendine and içiyordu.
*
Gözyaşları
Bir akşamdı.. Gün ağır a&ır kare rıyor. Etrafa menekşe   rengi göle ler serpiliyordu.   Sonbaharda baz öyle latif ve hüzünlü akşamlar ol kl, bunlar hiçbir mevsimin güzelim Ierlle değişilmez... işte yine öyle b akşam... Melal dolu, şiir dolu, hüzl dolu bir akşam!      (Arkası var)
Antakya Halkevi
Antakya (Vatan) — Cumhuriyet bayramında vilâyet idare heyeti toplanarak mesai programını tesbit etmiştir. Halkevi reisliği için yapılan seçimde Parti idare heyeti azasından ve Maarif müdürü Rifat Necdet Evrımeri intihap olunmuştur.
o ¦
Maarif ta:
Zehirli Gaz Konferansı
Eczacı mektebi ispençiyari kimya profesörü Duquenois, bu ayın yedisinde üniversite konferans salonunda harpte zehirli gazlar hakkında bir konferans verecektir.
* Riyaziye Mesele Kitabı — Maarif Vekâleti bütün orta mektep ta-lebleri için bir riyaziye mesele kitabı hazırlamaktadır. Kitap, talebenin riyaziye meselelerin* halde içine çok yarayacak mahiyette olacaktır.
* Sınıfta Kalan Talebeler — Üniversite Dekanlar Meclisi Ustüste iki sene ayni sınıfta kalmış talebler lehinde bir karar almak üzeredir. Bu vaziyette olan talebeler bu karardan ancak önümüzdeki ders yılı başında istifade edeceklerdir.
Kar i Mektupları:
İktisadi Bilgi va Tecrübeden Azami İstifade
Bir tarihte Berlinde bulunuyordum. Adlon oteline yolum düştü. Bir salonun bir tarafında, birinci sınıf bir Amerikalı le adamı olduğuna hük mettifim genç bir adam   oturmuş,
sıra bekliyen takım takım Alman iş adamlarile müzakerelerde bulunuyor du. Alman düini pürüzsüz kullanıyor ve muhataplarına karsı hâkim bir vaziyeti muhafaza ediyordu. «Biz de bu sınıf adam ne zaman yetişecek?» diye imrendim.
Trende benim Amerikalı yine karsana çıktı. Tanımdaki bir arkadaşa sordum:
— Bu Amerikalı kim olsa gerek?
_ Hangi Amerikalı? diye cevap
verdi Gösterdiğin adam, Sümer bank Umum Müdürü Nurullah Esat Sümer...
Memlekete dönünce bu zatın neler yaptığına merak ettim. BUenlerden sordum. Bizde Adet oldug-u üzere aldığım cevaplardan çoğu, kusurlarını saymak yolunda idi.   Fakat ortada
bütün noksanlarına rağmen müşkül ve çetin şartlar İçinde vaktinde yetiştirilmiş bir beş yıllık plân vardı. Bu plân her halde iş bilgisine ve yorulmak bümez bir çalışmaya delâlet ediyordu. Böyle bir işin idaresine
memur edilen adam, kusur yapa yapa olgunlaşmış ve memleket hesabına tecrübe sahibi olmuştu. Bunun İçin günün birinde İşten çekilince ve İşe yarayabilecek bir makine muattal bir hale kanunca teessür duy-ium. Çünkü iktisadi işlerde yetişmiş adamımız o kadar çok mu ki, yetişenlerden istiğna duyalım?
Bu mesele bana dert oldu. Çünkü İktisadi sahada diğer olgunlaşmış a-Janılarımızdan da lâyıkile istifade ;dilmedlgini gördüm. Bu düşüncemi Tazetelcre yazacaktım. Fakat belki :Ulfüyâra dokunur diye çekindim.
Nurullah Esat Sümerin    Partinin on mebus namzetleri arasında   bu-unduğunu görünce memnun oldum. Jmumiyetlc şunları   düerim ki, inanları şu veya bu kusurlarına göre M]  bilgi ve tecrübeleri dolayısllc ıcmlckctin kendilerinden edebilece-i istifadeye göre tasnif edelim   ve ıtısadi sahada bilgi   ve tecrübeden on hadde kadar   istifadeye çalışa-ım.
Maçka: M. S. D.
GÜNDEN
GIÜN1E
Tehdit ve Tedhiş Politikası
Yazan: ÜC YILDIZ
'manlar geçen pazar Loncanın meşhur City'sini yaktılar. Baskının korkunç tafsilâtına ait telgrafların arkası kesilmiyor. Bu tarihî ticaret merkezinin hır çok binaları elan tutuyor, bir çok insanlar viraneler aracında dükkânlarını, tezgâh-»arını kurmaya çalışıyorlarmış.
Yılbaşı gecesi na*j politikacısının Danimarka domuzu, çeşitli Holanda yağ ve peynirleri ve asırlık Fransız şampanyalariyle donanını^ sofrasında keyifle ellerini uğuşturdugunu ve şu monologu söylediğini görür gibi oyluyorum;
— İşler yolunda gidiyor. Şefin Ingilterede taş üstünde taş-bırakmıyacağı hakkındaki vaidi-nin yılbaşından evvel kısmen ta. hakkuk etmesi iyi alâmettir.. City'nin akıbeti İngilizleri yumuşatmış olsa gerektir.
Alman politikasının hiç bir zaman anlamadığı ve galiba bundan sonra da anlayamayacağı psikolojik nokta budur.
Tethiş ve tehdidin hayvanlar âlemi gibi ineanlar alemindeki tesiri de inkâr edilemez. Almanya ve İtalyada totaliter rejimler bu vasıtalarla kurulmuş yürümüşlerdir. Geri ruhlu müstemlekeler, kırlarda başıboş vahşi at sürülerine tatbik edilen aynı usulle esir edilmişler ve bağlarına alıştırılmışlardır.
Hatta kabul etmek lâzımdır ki zavallı insanda evvelâ şiddetle reddettiği boyunduruğu sonradan zelil bir muhabbetle sevmeye başlamak gibi bir hazin zaaf ta vardır.
Alman politikasının hatası kendi memleketi içinde, yarım ruhlu ve yarım idrakli müstemlekelerde muvaffak olduğunu gördüğü bu silâhı herkese kabili tatbik sanmasıdır.
Simr harbi diye başlandı; tayyare ve bombalara ayrıca canavar düdükleri takılarak çıldırtı-cı yıldırım baskınları şeklinde devanı edildi.
Bir çok milletler manyetize olmuş gibi ellerini silâhlarına bile götürmeye kudret bulamadan teslim oldular. Basit nazi politikacısı sanıyor ki bu havalide artık her şey olup bitmiş, dağlar ve sokaklardaki isyanla ruhlar-daki isyan da durmuştur. Bunlar için artık yeni efendilerinin yeni nizamını minnetle sevmekten başka yapılacak iş kalmamıştır. Henüz baş eğmemiş o-lanlara gelince, City yangınına benzeyen tethişler nekadar ço-ğalırsa İngilizler ve bu korkunç ibret dersleri karşısında titreyen dünya o kadar yılacak ve yumuşatacaktır.
Tethiş ve tehdidi her şey sanan Almanlar bu gibi şiddetlerin, elinde vasıtaları olan ve bu vasıtaları kullanmasını bilen bir millette dayanma azmini kaç misle çıkaracağını bir türlü hesap edemiyeceklerdir.
Üçüzlü paktla sırf Amerika-yı yumuşatmak için yapılan tehdidin onu nasıl derece derece kızıştırdığım ve nihayet Rpose-velt'in evvelki akşamki nutkıy-le ateşin ta ortasına attığını göremiyorlar. Nitekim hertürlü haddi aşan tehditler ve terhislerle iptidadanberi dünyayı nasıl çıldırttıklarını, aleyhlerine nasıl bir manevî blok meydana getirerek partiyi evvelden kaybettiklerini anlamayacaklardır.
Kariimizin arzusunu yerine getirdik
Gazetemizde Üç Ustra adıyla çıkan hikâyenin muharriri Bay Ş. E. hikâye ücreti olan üç liranın gazetemiz tarafından muhtaç birine verilmesini arzu etmiştir. Gazetemiz üç lirayı Düşkünlere-vinde Ffrhri Savaş adlı bir hastaı ya vererek bu insanî arzuyu ye rine getirmiştir.
tak vı
2 IKÎNCÎKANTJN I"41
PERŞEMBE-'
YIL: 1941 - AY: 1 - GÜN: 2 RİTMİ : 1356 — 1 Inclkânun: 20 HİCRÎ: 1S59 — ZİLHtCOE:     4
V~oATl EZANI
GÜNEŞ: 8,26 2,35
ÖĞLE   : 13,17 7,27
İKİNDİ 15,38 9,47
AKşaM: 17.51 12,00
yATSl: 19,28 1,38
İMSAK: 6,39 12,48
75
2 - 1 - 940
'-W ATAN
S d YASI
d
Yeni Bir Viyana Görüşmesi
Yazan: Vahdet GÜLTEK/N
Almanyanın, cenup - şarkı Avrupada yeni bir teşebbüse girişmek istediğine dair haberlerin, nazarı dikkati Babanlara çekmeye matuf bir hareket olduğunu işaret etmiş ve Almanya ile Bulgaristan arasında bazı temasların cereyan etmekte olmasını da bu arada saymıştık.
Bu itibarla Bulgar Başvekili Filov'un Viyanaya gidişi ve o-rada Alman makamlarıyle bulunacağı görüşmeleri, yeni bir ciddî siyasî hâdiseye hazırlık olarak görmek pek mümkündür. Zira, bugün veya yarın Viyana'da başlayacak olan Alman - Bulgar temasları bir siyasî müzakere mahiyetini haiz olmaktan çok uzaktır. Bunu ancak Bulgarista-nın, son günler zarfındaki hâdiseler üzerine, siyasetine birdenbire müstakil ve mihver harici bir çehre verişi üzerine, Al-manyanın eski taraftarını tekrar kazanıp kazanamayacağı hususunda bir iskandil mahiyetinde görebiliriz.
Filhakika, Bulgar Başvekili dün, Vıyana'ya gitmek üzere Sofya'dan ayrılırken radyo ile neşredilen bir beyanatında Alman - İtalyan siyasetinden bah-aeımış ve bilhassa «her milletin Kendi mukadderatını tayine hakkı olduğunu» söylemiştir. Binaenaleyh, Bulgar Başvekilinin Aımanya tararından yapılacak iskandil, hatta tekliflere, milli siyasetini kendisi tayin etmeye karar vermiş bir hükümet reisi sıiaiıyle mukabelede bulunacağını muhakkak görebiliriz.
Netice itibariyle, bu seferki Aıman - Bulgar temaslarından aa /Avrupa siyaseti için mühim bir hâdise çıkacağını düşünmek pe* kabil değildir.
SENENİN İLK GÜNÜ
Dün, yeni yılın ilk günü, dünya siyaset mehafılınde gene Mr. Koosevelt'ın nutkunun akisleri ve senebaşı münasebetiyle teati edilen telgraflar veya ndçredüen beyannamelerle geçti. Bu arada. Amerikan Cümhurreısınin nut-kunaa&ı kuvvetli ve azimkar bir siyaset kararını gösteren sözlerinin, yalnız Avrupada değil. Uzak farkta da büyük akisler uyandırdığını görüyoruz. Füha-kıka, Amerikan Birleşik devletlerinin, bundan sonra, Ç*ng Kay Şek hükümetine daha fazla yardım edeceğine dair olan sözler milli Çın hükümeti tarafından sevinçle karşılanmıştır.
Japonyada ise Başvekil Prens Konoe yeni sene münasebetiyle neşrettiği beyannamesinde Mr. Koosevelt' in sözlerine cevap vermeye çalıştığı ve bu arada, buyuk Okyanusta Japon menfaatlerini müdafaaya karar verdiklerini tekrar ettiğini görüyoruz. Diğer taraftan ise, Çinliler, adeta yeni senenin ilk gününü tesit eder gibi, düşmanlarına karşı yeni bir büyük taarruza geçmişlerdir.
Hulâsa, Amerikanın bugünkü dünya harbinde muvazeneye a-mil olmaya karar verdiğini gösteren tarihi nutuk, 1941 senesinin ilk hâdiseleri üzerindeki tesiriyle, bu yılın siyaset gidişinde büyük bir rol oynayacağını gösteriyor.
MACAR
YUGOSLAV Dostluğu
Avrupanın Cenubu Şarkisinde Sulhu Temin Ediyormuş
Budapeşte. I (A.A.) — Bazı Balkan mahfilleri, Macar - Yugoslav dostluk muahedesine, her ne paha9,na olursa olsun. Alman aleyhtarı bır mahiyet atfetmek istemektedir. Budapeşte siyasî mahfilleri. Almanya ve Italyan.n cenubu sarkın.n ,ki mühim dev-letı arasındaki dostluğu, anlayış zihniyeti ve tam bir sempati ile karşılaşmış olduğunu tebarüz ettirmektedir. Macar - Yugoslav dostluğu. Avrupanın bu kısmında P.ılhun idamesini temin etmektedir ki bu. mihver devletleri tarafından da lüzumlu telâkki o-lunmaktadır.
Demokratların Mühimmat Deposu:
Amerika Birleşik Devletleri
Roosevelfin pazar günkü büyük nutku Amcrikayı tekrnr aktualit ys kovmuştur. Mihver içi n bir ldum kararnamesi olan bu nutuktan sonra, Amerikanın tabii vc sınaî kaynaklarını gözden geçirirsek 1941 de Ingil-terenin. muazzam bir müttefik kazanacağını anlarız.
Birleşik devlctlcrdo yüz otuz milyon nüfusun kapladığı arazi, Rusya müstesna olmak üzere bütün Avru-payı içine alacak kadar büyüktür. Bu münevver nüfusun yalnız yüzde dördü okuma yazma bilmez. Mekteplere giden taleblerln adedi 30 mil yondan fazladır.
Memleketin şimali şark kısmı daha ziyade Avrupalı sayılabilir. Cenup şark kısmı tabiî zenginliğe maliktir. Ormanların yüzde 40 i buradadır. Boksit (Alüminyum cevheri), petrol, kükürt, fosfat çok boldur. Orta kısrm buğday hazinesidir. E-ger Hitler, Rus Ukranyasını ilhak etse ancak burası kadar zengin bir buğday mıntakasına malik olurdu. Missisipinin şarki, garbî, şimali ve cenubi buğday tarlaları ve ziraat ma kinlerile doludur. Burada sert esen rüzgârbir buğday denizinin başakları nı ürpertir. Cenup garp kısmı bir müstemleke ekonomisi temin eder; muazzam ham madde verir. Burada Teksas, Rusya ve Almanya müstesna herhangi Avrupa devletinde-fazla nüfusludur ve Amerikanın pa mugunun dörtte birinden fazlasın-yetiştirir. Bu pamuk bütün dünyaya yetişecek kadar çoktur; yine burada Amerika ham petrolünün yüzde kırkı
elde edilir.
Uzak garpta Nevada, Kaliforniya mmtakları vardır. Nevada kumarha-nelerile geçinir. Dünyada en çabuk ve en çok boşanma kararlan veren mahkemesile meşhur Reno şehri buradadır. Kaliforniya altın diyarıdır. Senede 40 milyon dolar altın çıkarır. Burası asıl eiraat cennetidir. Topraklannde bitmiyen nebat yoktur. Şimali şark pasifik kısmı muazzam bir meyva bahçesidir. Bütün memleket el m as m in beşte biri. kiraz ların dörtte biri, armudun üçte biri burada yetişir. Fakat buranm en büyük serveti ormanlardır. Amerikanın kerestesinin yansı burada çıkar.
HAM MADDELER ZENGİNLİĞİ:
Kömür: Dünyada blrincüik Ame-rikadadrr. Dünya mahsulünün yüzde 34 ü Amerikada, yüzde 19 u Ingllte-rede, yüzde 14 U Almanyada, yüzde 8 i Rusyada, yüzde 3 U Fransada, yüzde 3 Japonyada, yüzde 1 i îtalya-da çıkar.
Petrol: Dünya birincisi Amerika-drr. Yüzde 62 Amerika, yüzde 10 Rusya, yüzde 0 ingiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Japonya.
Demir: Dünya birincisi Amerika-dır. Yüzde 29 Amerika, yüzde 19 Fransa, yüzde 11 Rusya, yüzde 8 İngiltere, yüzde 4 Almanya, yüzde 0 İtalya ve Japonya.
Bakır: Dünya birincisi Amerika-dır. Yüzde 32 Amerika, yüzde 5 Japonya, yüzde 3 Ruaya, yüzde 2 Almanya, yüzde 0 İngiltere, Fransa ve İtalya,
Pamuk: Dünya birincisi Amerika-dır. Yüzde 50 Amerika, yüzde 3 Rus ya, yüzde 0 İngiltere, Fransa, Alman ya, İtalya, Japonya.
Mısrr buğdayı: Dünya birincisi A-merikadrr. Yüzde 53 Amerika, yüzde 0 İngiltere, Almanya, Japonya ve Rusyada çok azdır.
Elektrik kuvveti: Dünya birir.clsi Amerlkadır. Yüzde 39 Amerika, yüz de 11 Almanya, yüzde 10 Rusya, yüzde 7 İngiltere, yU*4e B Japonya, yüzde 4 Fransa, yüzde 4 İtalya.
Kereste: Dünya birincisi Amerika-drr. Yüzde 43 Amerika, yüzde 14 Rusya, yüzde 4 Japonya, yüzde 2 Fransa, yüzde 2 Almanya, yüzli 1 İtalya, İnglltercde azdır.
Şimendifer: Dünya birincisi Amerlkadır. Yüzde 34 Amerika, >üzde 7 Rusya, yüzde 5 Almanya, yüzde 4 Fransa, yüzde 2 Japonya, yüzVı 2 İtalya, yüzde 3 İngiltere.
Buğday: Amerika dünyada ikincidir. Yüzde 29 Rusya, yüzde 16 Amerika, yüzde 6 Fransa, yüzde 5 İtalya, yüzde 4 Almanya, yüzde 1 İngiltere, yüzde 1 Japonya.
Mü* t ak il devletler arasında;
Nüfus: Amerika dünya ikincisidir. Yüzde 8 Rusya, yüzde 6 Amerika, yüzde 3 Almanya, yüzde 3 Japonya, yüzde 2 İngiltere, yüzde 2 İtalya.
Amerikanın kömür istlhsalâtına Alaskanın büyük kömür havzasını da ilâve edersek bu devletin kömür istihsal hacmi büyük miktarda artar.
Amerikada bulunmıyan madenler platin ve kalaydır. Manganez, cıva, tungsten ve nikel çok az bulunur. Fakat bu maden İngiliz müstemlekelerinden temin edilir.
Otomobil, radyo, telefon, ve banyo itibarile de Amerika dünya rekorunu kırmış bulunmaktadır.
Altın stoku: 1937 de bütün dünya devletlerinin altın stoku 2,889,000
Hitlerin Mesajı
Kilometrelerce araziyi kaplayan ve ham maddeleri bîr harp malzemesi haline getiren Amerika  fabrikalarından  birinin
umumî görünüşü
İngiliz lirasıydı. Bunun yüzde 17 si Amerikada toplanmıştır. İngiltere ve Fransa yüzde 14 er, Rusya, İspanya, Belçika, lsviçrcnin her biri yüzde 3 er, Japonya. Arjantin ve Felemenk yüzde 2 ser altın stokuna ma İlktir. Bugün Avrupa altınlarının çok büyük bir kısmı da Amerikaya gönderilmiştir.
Milli servet: Milli servet denince, milli istihsal kuvveti, isliyen sermaye ve sAy mahsulleri anlaşılır. Bütün dünyanın milli serveti mecmuu 190 bin milyon sterlingtir. Yalnız Amerika bunun üçte birine maliktir. Dünya servetinin yüzde 16 sı In--Tiltcrededir. Bu umumi servetin yüzle 8 i Rusyada, yüzde 7 si Almancıda, yüzde 6 sı Fransada, yüzde 4 U Cinde, yüzde 3 U Japonyada, yüzde 2 si İtalyadadır.
Harici ticaret: 1939 da Amerikanın haricî ticareti şu miktarda İdi;
Umumi ihracat: tngiltereye Japonyaya Kan adaya Alm ariyaya
Umumi İthalât îngil tereden Japonyadan Kan ad a d an
Akman yad an Deniz kuvvetleri: Amerika bahrl-
3,177,000,000 504.000,000 231.000,000 491,000,000 47,000,000
2,318.000,000 148,000,000 161,000,000 336,000,000 49,000,000
Amerikanın Diplomatik Bir Taarruza
Gecmss! Muhtemel
I        _
Ruzvelt Kongreye Yardım Projesinden Bahsedecek
Nevyork, 1 (A.A.) — Bayan Anne Dhare Mac, Corralk, Nevyork Times gazetesinde yazdığı bir makalede, Birleşik Amerikanın İngiltere lehine bir diplomatik taarruza geçeceğini tahmin etmektedir. Muharrir, taarruzun alAmetlerlni   Roosevelfin
Mareşal Petain'e hitaben yazdığı ve Amiral Leabynin götürdüğü mektupta, büyük elçi Phillipin Romaya avdetinde büyük elçi Vaddcl'ln Mad-
ritte Ispanyanm harp harici kalması şartile İspanyaya gıda maddeleri gönderilmesi için yapmakta olduğu müzakerelerde görmektedir.
B. Rooseveh Kongre Toplantısında tngiltereye Yardım Projesinden    Bahsedecek
Vajylngton, 1 (A.A.) Roosevelfin hususî kâtibi Early, bugün gazeteciler toplantısında beyanatta bulunarak Roosevelfin pazartesi günü, kongre toplantısında, İnglltereye kira Ue harp malzemesi   verilmesi
hakkında hazırladığı projeden bahsetmesi muhtemel bulunduğunu söylemiştir.
yesl dünyada ikinci derecede bir kuvvet teşkil etmektedir. 1921 Va-şington muahedesile İngiltere vc A-merika da ayni küvetle donanmaya sahip olabileceklerdi. Fakat son bir kaç sene içinde Amerika bu müsavatı temin etmiye lüzum görmemiş, bunun üzerine birincilik înglltcrede kalmıştır. îngilterenin mecmu tonajı 1.101,000 olduğuna göre, Amerikanın 1,072,000 dlr. Buna karşı Japon-yanın 811,000 ton harp gemisi vardır. Bugün Amerikada 14 safıharp zırhlısı, 17. ağır, 16 hafif kruvazör 5 tayyare gemisi, 206 destroyer, 80 tahtelbahir vardır. Buna karşılık Japonyada 9 safıharp gemisi, 14 ağır 21 hafif kruvazör, 112 destroyer, 60 tahtelbahir ve 6 tayyare gemisi bu-lunmaktadır.
Bu mukayeseli rakamlara ayrıca hiç bir şey ilâve etmiye lüzum yoktur. A merika milli servet, altın stoku, ham maddeler, makine istihsalâtı noktasından ezici bir faiklycte maliktir. DUnyanm zahire ambarı yine Amerlkadır. En korkunç düşmanlarından Okyanuslarla ayrılmıştır. Fen, makine, teknik Amerikada en yüksek derecesindedir.
Amerika, demokratların zahire ve mühimmat ambarı olduğu müddetçe İngiltercnin mağlûp olması hatıra ge tirilemez.
Kâzım Sevinç AJtmçağ
Harp Vaziyeti
«Yunan ileri han-kıtı. bütün cephe Üzerinde inkişaf halindedir.
«Şimal cephesinde Dazı İlerlemeler kaydedilmiş ve burada da stratejik bakımdan mühim birçok tepeler zaptedUmlştlr* Bundan bir hafta evvel İtalyanlar geri çekilirken yolların üzerine «Siyah ekmek» şeklinde bir çok İnfilâk   edici maddeler   atmışlardır
Çamurlar İçerisine gömülmüş o-lan bu maddeleri toplamak İçin çok güçlük çekilmektedir. Ve bu yüzden hareket ağırlaşmaktadır Yunanlılar, Llberan kasabasına 15 kilometre yaklaşmışlardır.
«Bu mevkiin şu bakımdan e-hommlyetll rolü vardır: Draç limanı da İngiliz ve Yunan tayyareleri tarafından sık sık bombardıman edildiği için İtalyanlar, a-nııvutandan getirdikleri mühimmat ve yiyecekleri bu limana ihraç etmektedirler.
«Draç - Tiran - Elbo*an yolu taarruzlara çok maruz bulunduğundun, < ıııkin limanına çıkarılan askerler, İkinci yoldan getirildiğinden bu Umanın Yunanlıların eline düşmesi italyan harekâtını müşkül bir vaziyete düşürecektir.
«Ilinıaramn şimalinde harekât devam ediyor. Burada da, strute-Jlk bakımdan bazı mevziler Yunanlıların eline geçmiştir.»
«Radyo Gazetesinden>
ŞEHİR   TİYATRO TEPEB AŞINDA OBAM   KISMI
BU AKŞAM Saat 20.30 da ABDAL
Yazan: Dotoycvskl
s u
TEMSİLLERİ
İSTİKLAL CADDESİN DE KOMEDİ   KI8M1 BU    AKŞAM Saat 20,30 da PAŞA    HAZRETLERİ
CHARLES BOYER CLAUDETTE COLBERT
Yalnız başına bir sanat Abidesidir. Neşeden yaratılmış bir harikadır
(Başı  l İncide)   X   X
mek fikrini bu kinle ve bu kızgınlıkla reddettiler. Harp,  Mesullerinin    İmhasına Kadar Devam Edecektir
Demek oluyor ki, harp, mesullerin imhasına kadar devam edecektir. Alman ordusu kıymetini göstermiştir. Fakat ben, Alman ordusunun önümüzdeki aylarda daha mükemmel olmasını kararlaştırdım. Bu karar, durmadan ve tam surette yerine getirilmiş olacaktır. 1941 senesi, Alman ordusunu, bahriyesini ve hava kuvvetlerini, hissedilir derecede takviye edilmiş ve daha iyi teçhiz o-lunmuş bir halde görecektir.
Demokrat Harpçilersn    İmha
Edilmesi    Lâzımdır
Dünyayı uzun scnelcrdenberl nihayeti gelmiyen buhranlara ve kargaşalıklara atan demokrat harpçilerln imha edilmesi lâzrmdır. Avrupa sulhunun yeniden tesis olunması için bu işkenceyi İcraya kati surette azmetmiş bulunmaktayız. Bu hedefe varmak için Almanya, her halde bütün tedbirleri alacaktır. Bu demok--asilerdcn doğan her kuvvet bu tedbirlerle ölecektir. Eğer Churchill ve enternasyonal cürüm şerikleri, bugün kendi dünyalarını müdafaa ettik lerlni ve kendi dünyalarının bizim dünyamızın yanı başında yaşıyamıya çağrın söylüyorlarsa, bunu artık onlar düşünsün. Alman dünyası, italyan dünyası gibi, bir kaç plütokrat kapitalistin menfaatleri devrini mağlûp etmiş ve yerine halk devrini koymuştur. Eğer Churchill ve onun demokrat taraftarları şimdi böyle bir dünyada anlaşamıyacaklannı biliyor larsa Alman dünyasmı tahrip ede-miyecekler, fakat ergeç. kendi milletlerine hürriyet vererek kendi dün yalarrnı değiştireceklerdir.
Hava Harbini İcat Eden
ChurchilPdir!
Hava harbini icat eden   ChurchiH
olmuştu. Bu cani, gece hücumları esnasında Alman şehirleri üzerine Uç buçuk ay gelişi güzel bombalar ve köyler üzerine yangın plakaları attır mıg ve bedel olarak bilhassa askerî hastan a neleri göstermiştir. Buna, Berlin halkı şahittir. Alman kuvvetlerinin üç buçuk ay ayni tarzda hareketle cevap vermemesi, bu adamın kafasında, nihayet Almanyanm faik olduğu fikrini takviye etti. Üç buçuk ay, bu adamların askerlik bakımından bir budalalık teşkil eden gaddarlığını müşahade ettim.
Şans Değil, Hak Galip Gelecektir
Şimdiye kadar çok defa olduğu gibi, hiç olmazsa propaganda sebepleri dolayısile, muvakkaten, bugün de «silâhların talii döndü> desinler. Fakat şunu İyi bilsinler ki, bir defa i-çin galip gelecek olan şans değil, fakat haktrr ve hak tehdit altındaki mevcudiyetleri için mücadele eden milletlerin tarafındadrr. Bu mevcudiyet İçin mücadele İse, bu milletleri, dünya tarihinde misli görülmemiş en muazzam gayretler yapmıya teşvik etmiştir.
Demokrasilerde ise, istihsale hız veren şey, bir kaç nadir fabrikatörün, bankerin ve politikacının cebine attığı kârdır. Nasyonal - Sosyalist Almanyada ve faşist îtalyada, hız veren şey, milyonlarca işçinin, bu harpte kendileri aleyhine mücadele yapıldığını ve demokrasiler muzaffer oldukları takdirde yegâne allahı altın olanların, durmadan kâr temininden başka bir insanî his tanrmı-yanlann ve bu iştihaya tereddütsüz bütün yüksek düşünceleri fedaya hazır bulunanların muktedir oldukları bütün kapitalist gaddarlığı ile harekete geçtiklerini bilmeleridir.
Bu Mücadele, Kapitalistlere
Karşı Açılmıştır
Bu mücadele, diğer milletlerin hukukuna bir tecavüz değildir. Bu, ancak küçük bir kapitalist zümrenin küstahlığına ve aç gözlülüğüne karşı açılmış bir mücadeledir. Bu kapl-talisler, altmm dünyaya emrettiği devrin geçmiş olduğunu ve milletlerin hayatında insanların yani fertlerin kati bir unsur teşkil edecekleri zamanının yaklaşmakta olduğunu bir türlü görmek istemiyorlar, Geçen ., ...syonal - Sosyalist ordularının harekâtını İlham eden şey, bu hakikati görmüş olmaklığrmızdır. Bu iman gelecek sene de bize zaferler temin edecektir. Bi». milletlerin saadeti için harp ederken Allahm lütuf ve İnayetine müstahak olduğumuza da kaniiz. Bugüne kadar Allah mücadelemizi tasvip etti, vazifemizi sadakat ve cesaretle yaptığımız takdirde istikbalde de bizden ayrılmıya-caktır.
— Mesajın Uk kısmı dün neşredilmiştir —
Pamuk Kongresi Bugün Toplanıyor
Dış Piyasalarda Rağbet Bulan Pamuk Çeşitlerinden Yetiştirilmesi İçin Tedbir Alınacak
Ankara, 1   (Hususi Muhabirimiz- geliyorsa o pamuğun yetişeceği mı
den) — Pamuk kongresi yarın sabah Ankarada toplanacaktır. Memleketin bütün pamuk mıntakalanndan gelen mümessiller, çiftçi ve pamukçu mebuslar bu kongrede hazır bulunacaklardır. Pamukçular Avr-pa-da rağbet bulan pamuklarrmii V i hangi çeşidinin yetiştirilmesi lâzım
Bardiyadi
Muhasarada
LAL
Gösterilen
Düşes Petrovna
(TOVAR*C) Onlarm kudretinden hayat alan bir şaheserdir.
— Gösterilen fevkalâde rağbet dolayıslle   bir   hafta   daha devam
edecektir.
Programa ilâveten: Türkçe PARAMUNT JURNAL)
Bulgaristan - İtalya Ticaret Anlaşması
Roma, 1 (AA.) — S tef ani: Ayandan Clanninl İle Bulgar murahhas heyeti reisi orta elçi Nikola Petzef. Bulgaristan ile İtalya arasında ticari mübadelelerin ve tedlya-tm tanzimine dair bir anlaşma imzalamışlardır.
(Başı 1 İncide) -f
rında Tobruk istikametinde uzayıp gitmektedir. İngiliz devriye kolları Tobruk'un cenup mıntakasında muntazam harekât yapmaktadır. Bu yer Trablus topraklarında 120 kilometre kadar içerlerdedir.
İleri ingiliz postalarının gördüğü işler hayret vericidir. Zırhlı bir devriye kolumuz Noel günü Tob-ruk'un cenubunda, bir İtalyan tayyare meydanında geçirmiştir. Bu meydan evvelce İtalyanların Mısın bombardıman için kullandıkları başlıca tayyare meydanı idi. İta.lyanlar burada muntazaman 50 bombardıman tayyaresi
bulunduruyorlardı.
uyle anlaşılıyor ki, Trablusun ileride müdafaası için o kadar lüzumlu olan bu yığınla malzeme esrarlı bir tarzda Grazianinin elinden çık-mrştır. Ganimetlerin ancak küçük bir kısmının listesini tetkik edebildim. Bu listede 1000 kamyon, 120 top, 70 tank, 600 mitralyöz vardır.
Grazianinin Bardia'ya herhangi bir yardım teşebbüsünde bulunmasına mâni olmak için icap eden bütün hazırlıklar yapılmıştır.
Mütemadiyen gelen takviye kuvvetleri ileri müfrezelerimizi teşvik etmiştir. Muvasala hatları uzadıkça Trablustakl ileri hareketlerimizin devam etmekle beraber ağırlaşması beklenebilir. Bardia muhasarası bir yıldırrm muhasarası değildir.
Tobruk Tayyare Meydanları
Bombalandı
Kahire, 1 (A.A.j —   ingiliz hava
kuvvetlerinin tebliği: 29/30 llkkânun gecesi ingiliz hava kuvvetlerine mensup ağır bombardıman tayyareleri Gazal ve Tobruk'da tayyare meydanlarına hücumlar yap mışlardır. Gazal'da müteaddit yangınlar çıkarılmış ve infilâklar müşahade edilmiştir. Bütün bombalar hedef mıntakasına düşmüştür. Tobruk'da şiddetli bir baraj ateşine rağ men, hücum sonuna   kadar devam
etmiştir. 1
29 llkkânun tebliğinde avcı tayyarelerimizin büyük bir düşman hava teşekkülüne tesadüf ettikleri ve vu-kubulan çarpışma neticesi bir Savo-ia 79 ile bir Fiat 42 tipi tayyarenin düşürüldüğü ve diğer bazılarının da hasara uğradığı bildirilmişti. Şimdi düşürülen Savoia 79 adedinin üçe ballft oldufu anlaşılmıştır.
Yunanistanda keşif uçuşu yapmak ta olan bir avcı tayyaremiz Preveze-Lefkas civarında Cant 506 tipinde bir deniz tayyaresine tesadüf ederek bu tayyareyi düşürmüştür.
B. Eden   Yunan Milletine Bir Mesaj Gönderdi
Londra, I (AA.) — B. Eden, dün akşam İngiliz radyosunun rumca neşriyat yaptığı saatte Yunan milletine hitaben şu mesajı göndermiştir:
«Büyük Britanya Hariciye Nezareti mevkiine geçtiğim zaman, hayatlarımızdan daha kıymetli o-lan gayeleri müdafaa etmek için müttefik memleketlimizin har-betmekte olduğunu görmek kadar beni hiç bir şey sevindirme-migtir. Gireceğimiz xer*i sene zarfında bütün kalbimle cesur Yunan milletine gittikçe artan muvaffakiyetler temenni ederim.» İtalyan Tebliği
Garp Çölünde
îtalyada bir mahal, 1 (AA.) — İtalyan orduları umumi karnrgfthı-nın 208 numaralı tebliği:
Blngazi hududu mıntakasında faaliyette bulunan topçularımız dUsma-nm otomobil kollarını müessir surette ateş altına almışlardır. Bardia cep heslndc düşmanın ileri karakollarımızdan birine yaptığı bir hücum tar-dedllmlştir. Glarabub mıntakasıuda cereyan eden diğer bir muharebe neticesinde kıtalarımız, zırhlı otomobU lerle takviye edilmiş bir düşman müfrezesini firara İcbar etmişlerdir.
Hücum ve avcı tayyare teşekküllerimiz, düşmanın makineli vesaitinin bulunduğu mahallere karşı birkaç kere harekete geçerek mahsus zayiat verdlrnılşlerdir.
takaları tesbit edecekler ve mütehassıs raporları dairesinde fenni Lir pamukçuluk yapacaklardır. Diğ a raftan pamukçuluk İşile uğradı; bütün vatandaşlarımızın makul dileklerinin yerine getirilebilmesi için de Ziraat Vekâleti tarafından alâkadarlara emir verilmiştir.
ÇÖRÇİL, İtfaiye Neferlerine Dedi ki;
"Çocuklar Sıkı
Dayanınız!
Harbin Ne Zaman
Biteceğini Soran Bir Kadına da:
"Düşmanı Mağlûp Ettiğimiz Zaman „ Cevabını Verdi
Londra, 1 (A.A.) — Pazarı pazartesiye baglıyan gece zarımda şiddetli bir hücuma maruz kalan City 'yi ziyaretinde Churchill, itfaiye efradından birine şunları söylemiştir:
cÇocuklar sıkı dayanınız. Düşmanı tamamen mağlûp edeceğiz.»
Bir sığınaktan çıkan bir kadın başvekile yaklaşarak harbin ne zaman biteceğini sormuştur. Churchill bu suale şu cevabı vermiştir:
«Harp düşmanı mağlûp ettiğimiz zaman bitecektir.»
Yugoslavyada Yiyecek
Darlığı
Adam Başına Günde 500 Gram Ekmek Verilecek
Belgrat, 1 (A.A.) — Bu sene, malı sülün 6 milyon kental açığı vardır. Fazla miktarda ihracat ve bazı maddeler üzerinde ihtikâr yapılması, memleketin dahili sükûnunu ihlâl c-debılecek bir vaziyet doğurmuştur.
Bazı muzır unsurlar bu vaziyeti istismar ederek bütün Yugoslavyada nümayişler tertip etmişlerdir. Hükümet gasp ve ihtikâra karşı şiddetli tedbirler almıya karar vermiştir.
Bu tedbirlerin başında ihtikâr yapan fırıncılar gelmektedir. Bazı gıda maddeleri vesika usulüne tâbi tutulacaktır. 15 sonkânundan itibaren meriyete girecek ekmek vesikasile a-dam başına günde 500 gram ekmek verilecektir. Vesika usulünün yakında şekere, tuza ve yağa da teşmil c-dilecegl söylenmektedir. Petrol, bazı mıntakalarda vesikaya tâbi bulun
maktadır.
o
Yeni Seneye Kuvvetlerinden Emin Olarak Giriyor
(Başı 1 İncide) X
Slr Andrev Cunningham'ın şiddetli taarruzu, harbin neticesi Uz rinde derhal tesirini göstermiştir.
tnglliz hava kuvvetleri tarafındaı. elde edüen muvaffakiyetlere gelince, bu muvaffakiyetler bire karşı 3 nisbctlndedir. Düşürülen   3090 dü*.
man tayyaresine mukabil yalnız 1050 ingiliz tayyaresi zryaa uğramış fakat bu tayyarelerin pilotlarından 400 den fazlası kurtulmuştur.
Yılbaşı Gecesi Hava Akını Yapılmadı
(Başı 1 incide) c=
bir ağızdan
sarkıl
hafaza ederek söylemişlerdir.
Seyyar satıcılar, şansın timsali olarak beyaz çalı dallajl satmışlardır. Lokantaların ve otellerin salonları hıncahınç dolmuştu. West-End mahallesinde bir çok toplantılar yapılmıştır. Yeraltı treni istasyonlarında vücude getirilen sığınaklarda genlikler tertip edilmiştir.
9
36
07
• 4
VATAN
ATATÜRK
Bulvarındaki
Eski
Eserler
Ycnikapı ile Gaziköprüsü arasındaki Atatürk bulvarının üzerinde bulunan âsarıatikadan ma-dut eski eserlerden cami, hamam, çeşme ve türbelerin hangilerinin yerinde kalacağını, hangilerinin cadde kenarına çekileceği ve tamamen kaldırılacağı tesbit edilmiştir.
Bu güzergâhtaki Süleymansu-başı camii, elyevm bir spor klübü olarak kullanılan eski tekke binası, lbrahimpaşa hamamı. Mimar rly as camii yerinde kalacaktır. Fatih devrinden kalıma Elvan-zade camii ile. Azaplar hamamı ve bazı çeşmeler kenara çekileceklerdir.
Önümüzdeki salı günü bunların yerinde tetkikler yaparak son karar verilecektir.
Bagtnkt Program
8.00 Program, 8,03 Ajans haberleri. 8,18 Hafif program (Pl.) 8,45/ 0.00 Ev kadını - Konulma.
12.30 Program. 12,33 Şarkılar, 12.50 Ajans haberleri, 13,05 Halk tür küJeri, 13,20/14,00 Karışık program (Pl)
18,00 Program, 18,03 Radyo eaz orkestrası, 18,40   Kadınlardan fasıl
şarkıları, 19,15 Müzik, 10,30 Ajans haberleri, 19,45 Radyo incesaz heyeti. 20,15 Radyo gazetesi, 20.45 Müzik: Gençler mandolin takımı, 21,00 Müzik: Dinleyici istekleri,^21,30 Konuşma, 21,45 Radyo orkestrası, 22,30 Ajans haberleri, 22,45 Dans müziği • Pl.) 23.25/2330 Kapanış.
BULMACA
'    t    3    t   Ş
Soldan Sa&u:
1 — Namık - Kemal, 2 — itiraf -îlas, 3 — Zaman - Avare, 4 — A-tak - Eledi, 5 — Mür - Elenl, 3 — Egav - Niro, 7 — îki - Elif - Si, 8— Ha - Elem,   9 —   Laz - Emir - Ar,
10 — İdam - Kar, 11 — Marizi -Harp.
Yukardan aaajrrja:
1 — Nizam - İklim. 2 — Atatürk -Ada, 3 — Mteıar - İhzar, 4 — Irak Ma, 5 — Kan - Ege,   6 —   Elâlem,
7 — Alevilik, 8 — Ehven - Ferah, 9 — Maadin - Ra,   10 — Asri - İs,
11 — Mikrop.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ Soldan na£a:
1 — Bir kere daha - (cici) nin yarısı, 2 — Tavır - Tavuğun yumurtladığı şey, 3 — Hüküm - Akar su, 4 — Fırlatalım - Çağırma işareti, 5 — İhtiyar kalfa - İrat. 6 — Fukaraya yiyecek dağıtılan yer, 7 — Dogurtan-Bir Arap hükümeti, 8 — Getir - Makara, 9 — Kışın yağan - Atın üzeri ne çık, 10 — Genişlik - Arka dişler, 11 — Avuç - Eser - İşaret.
Yukardan Aşağıya:
1 — Emekli - Toprağa tohum a-tan, 2 — Kendi mânası obruyan kelime - Bu anda, 3 — Bir nevi bahar, 4 — İşaret - M ah, 5 — Ayrı olarak -Uzuvlar, 6 — Yüz - Yavaşça söylenen söz, 7 — Sual edatı - Nota - Adi,
8 — Kuş akını - Zamiri şahsı, 9 — Helva yapılır - Fiil. 10 — Tadına bakan - Aşağıya doğru gidiş, 11 — Ateşe verir - Genişlik. •
Adliye Haberleri
ierfie Hak Kazanan Hâkimler
Adliye Vekaleti tafta hak kazanan hâkimlerin listelerini hazırlamış tı. Yalnız yüksek maaşlı hâkimlerin
miktarı az olduğu için daha az maaşlı hakimlerin otomatikman terfile-rine imkân görülememektedir. Adliye Vekâleti terfie hak kazanan hâkimleri daha fazla bekletmemek için yeni bir formül tetkik etmekte olduğu söylenmektedir.
VATAN Gazetesi
2-1.940
Devlet Demiryolları ilânları
Muhammen bedeli 22,506 (Yirmi iki bin beş ytte) lira olan sterOl-zasyon cihazları ve teferruatı 17/Şubat/1941 pazartesi günG saat 10,30 da kapalı zarf usulü İle An karada kiare binasında satın atanacaktır.
Bu işe girmek isteyenlerin (1667.50) brn artı yüz seksen yedi Ura elli kuruşluk muvakkat teminat »k kanonun tayin ettiği verikalan ve
tekliflerini aynı gün saat 14,3* a kadar karoteyon ReMıgfae veımrfert
lâzımdır.
Şartnameler parasız olarak Ankarada malzeme ckureaiuüen.
darpaşada tesellüm ve sevk şefliğinden dağıtılacaktır.     (124M)
İLAN FİYATLARI Kuruş
Başlık maktu olarak 750
1 inci Sayfa Santimi 500
2    »        9 350
S   »      » 300
4   »      » 100
5   »      » » 75
(»   »      » 50
İnhisarlar İstanbul Başmüdürlüğünden :
Güherçileye ihtiyacı Olanlara
îdarcmlzce tedarik edilen saf potas güherçUcsl kilosu 65 kuruştan ve beher pakette 5 kilo bulunmak üzere satışa çıkarılmıştır. Bu maddeye ihtiyacı olan sanayi erbabının;
1 — Ad ve soyadı
2 — Adresi
3 — îcra ettiği sanat
* —........müddet zarfında ihtiyacı olduğu gHharvüe n.
hakkında malûmatı havi talepnamelerle mıntaka iktisat müdürlüğüne müracaatla bu İhtiyaçlarını tasdik ettirdikten sonra bu vesika ile Tophanede barut satış mağazamıza müracaat eylemeleri (12516*
<*& *
m
SAATİ
ZARİF HEDİYE TAKSİTLE 5ÂT13
SAKAR
GALATA BANKALAR CAD. «-59 TEL. 41378 fct»YAZIT ÜNİVERSİTE CAD.28-KADİKÖY İSKELE CAD.53/?
Dünyanın    meşhur şekercisi
ALİ   MIIHI UDİM
HA CI BEKİR
ezıiTjahçeKapı, şubeleri: Beyoğlu^Narakoy, Nadıkoj
Mısır    (Dkahire)
MEYVALI NUGA KİLOSU 130
Maarif Vekilliğinden
Türkçe, Fransızca Bilen Bir Daktilo Alınacaktır.
Ankarada Vekillik Neşriyat Müdürlüğünde çalışmak üzere türkçe ve Fransızca bUen bir daktilograf alınacaktır. Kendisine 100 lira ücret verilecektir.
isteklilerin tahsil ve çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet vesikaları ile şahsen veya bir istida Ue 13 K. Sani 941 pazartesi günü saat 17 ye kadar Neşriyat müdürlüğüne müracaat etmeleri »Azimdir.
Müsavi şartlan haiz olanlar arasında lüzumu takdirinde imtihan yapılacaktır. (12524)
7 ikinci Kânun 1941
jk
ramrye
Ik
ramiye
ramiye
KÜÇÜK TASARRUF HESAPLARI
İKRAMİYE
Adet Liralık
wr 4
W t hj iı •'• *J> :• ¦ • / •/M
Adedi Miktarı LİRA — 50.000 Tutarı — LİRA 50.000
1
3 10.000 30.000
8 5.000 40.000
15 2.000 30.000
120 1.000 120.000
180 500 90.000
Tİ it
•M
mm iiâMi.
Pfbw/r tfti 'JM'ik
///>
~   300 100 30L000
600 50 30.000
6.000 10  60.000
60.000 4 240.000
Teselli mükâfatı 47 120  5640
67.274 725.640
BU ÇEKİLİŞTE
itt'
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para Oft» riktirmiş olmaz, aynı zamanda ta lininimi de denemiş
olursunuz.
Keşideler:   4 Şubat, 2 Mayıs, l Ağustos, 3 ikinci testin tarihlerinde   yapılır.
Korabanüı ve kurobarasız hesaplarında en az elli lirası bulunanlar kuraya dahil edilirler
Sahibi ve Nesr'yat  Müdürü:   AHMET EMİN   YALMAN
Baaüdıftı Yer: VATAN MATBAASI
İkinci Kânun 1941
w   A. W mr _ — VI
^BH^^^^^ k^k^k^km     ^^^^^^^^^^K ^k^k^k^k^r ^k^k^km
^kw ^^k^k^k^k^k^kr^^ ^B^l ^^^^^^^^
M ^^^^B      m^^^m V    £ v ^^^^^
Lm **^^L^     ^^Lv^L^La r^^Lr &        M     A ^^^^
^^^^^^ ^^^^^^a^^^^^^^^^^      k^k^k^K ^^^^^^ ^^^^^^^       ^^^^m^^^^      ^^^^t^^^^^^ ^^^^^^       ^k^k^k^k^k^k^kW
SİZl ZENGİN EDER.
Zabıta ve Aşk Romanı
Yazan: Martin Porlobe
¦ Çeviren: Rezzan A. E. Yalman 24 -
— Peki, anladım. Amcanız ne zaman dönecekmis?
— Bu aksam sekiz buçukta..
— Nereye gitmiş?.
— Bilmeni. Smrt söylemedi.
— Niçin sormadınız? Hem bu uşağa benim emniyetim yok. Ya şimdi bizi polise haber verirse..
Frans cevap vermedi. Bu sefer kızmak sırası bana geldi. Haykır, dım:
— Cevap versenize.. ya haber
verirse diyorum..
— Söyledim ya., vermez, beni sever.
Otomobile tekrar bindik.   Bu
sefer geldiğimiz gibi büyük parktan çıkıyorduk. Hatırıma bir plân gelmişti.
Geçtiğimiz yoldan bir kilometre kadar ötede derin bir taşocağı gözüme ilişmişti. O tarafa doğru sürdüm. Ocak oldukça derindi. Otomobili durdurdum ve Frans'a:
Çabuk ininiz, dedim ve ben de indim.
Taşocağının kenarına doğru yaklaştım. Burası metruk bir o-caktı. Uzun senelerdenberi buradan artık taş çıkarmamışlardı. Çünkü dıL#ıdcn su çıkmıştı, ade-
ta bir derin kuyu halini almıştı. Bir taş alarak attım. Oldukça derin olduğunu anladım, hemen o-tomobile döndüm.
Frans'a da yolun kenarına gidip kimsenin gelip gelmediğine bakmasını söyledim. O uzaklaşırken otomobilin hareket etmesini temin ettim. Gaze bastım ve yere atladım. Araba bir ok gibi fırladı ve taşocağının içine yuvarlandı.
XIV
Uç metre genişliğinde, yeri toprak bir küçücük kulübedeydik. Köşede bahçıvan aletleri duruyordu. Duvarda bir av tüfeği asılıydı. Eşya olarak bir sandal-ya, ağaç dallarından yapılmış bir masa, bir de gene ağaç dallarından yapılmış bir kar ape vardı.
Otomobili taşocağından aşağı attıktan sonra Frans hemen yanıma koşmuş ve hayretle yüzüme baakrak:
— Şimdi ne yapacağız? demişti.
— Yaptığım şeyi münasip gö-
rüyor musunuz?
— Görüyorum ama şimdi ne
yapacağız?
— Bilmiyorum. Bu gece »aklanacak bir yer bulsak yarın daha kolayca kaçabiliriz. Siz bu civarı biliyor musunuz. Hiç öyle geceyi geçuecek emin bir yer yok mu?
İşte bu sualimin özerine Frans1 ın aklına bu kulübe gelmişti. Burası bir çam ormanının ortasında vaktiyle Ned amcanın av kulübesi diye kullandığı bir yerdi.. Şimdi ise ancak bahçıvanların aletlerini muhafazaya yara-yordu, günlerce kimse semtine uğramazdı.
Saatlerd enberi buradaydık. Karnımız açtı ve susamıştık. Bir akşam evveldenberi ağzımıza bir şey koymamıştık. Aksi gibi heyecan da insanın iştirasını bir kat daha açıyor. Aüahtan cebimde on tane kadar sigaram vardı. Frans'a da veriyordum, fakat o üç sigarayla günü geçirebileceğini söyliyerek reddediyordu.
Bu kulübede geçen saatleri birer birer size anlatacak değilim. Esasen hafızamda bu sıkıntılı güne ait teferruat kalmadı. O zamana kadar geçen en ufak hâdiselerin teferruatını hatırlıyorum da kulübede geçen günü bir türlü hatırlıyamıyorum. Fena halde sinirliydik. FranVla konuşmaya başlayınca iş hemen münakaşa haline dökülüyordu. Mariot'un masum olduğunu kız bir türlü kabul etmek istemiyordu. Gazetede gösterilen deliller karşısında onu cinayeti yapmakla itham etmeye imkân kalmadığını bir türlü anlamak istemiyordu.
! Bir müddet kavga ediyor, sonra gene barışıyorduk. Saatlerden-beri burada kalmak yüzünden fe. na halde sinirleniyorduk.
Bir an oldu ki Frans oturduğu
yerden fırladı:
— Artık tahammülüm kalmadı, susuzluktan ölüyorum, dedi.
— Gidip te bari size su tedarik edeyim.
Diye cevap verdim. Fena hal-
de kızdı.
— Buradan çıkarsak yakalanacağız, bunu anlamıyor musunuz? diye bağırdı.
I Sonra mahzun bir tavırla ilâve etti:
— Fakat susuzluğa dayana-mıyacağım. Gidelim teslim olalım da kana kana su içelim.
Bu sözleri söylerken sesi olduğu kadar haykırıyordu. Fena hal-de sinirliydi. Her tarafı titriyordu:
_ Gitsek, buradan gitsek çok
iyi ama nereye? Ned amcanın avdetine kadar beklemeye mecburuz, diyordu.
_ Şimdi aksam oldu, Frans,
hava biraz daha kararınca o küçük eve kadar gideriz, j    — Hangi küçük eve?..
— Canım şu bu sabah çocuğunu köpek ısıran adamın eviner. İsmi Alraıs değil miydi?  O bizi
i ele veremez. İmkânı yok. Bu sabahki hâdiselerden sonra    bunu
yapamaz.
— Ya ele verirse? O hâdise-
lere rağmen verirse?
Ben de vermez diyordum, ama emin de değildim. Bu adamın kim olduğunu ve ne dereceye kadar emniyet edilebileceğini bilemezdim.
Kız, başını kollarına dayamış, sessizce oturuyordu. Bir an uykuya dalmış sandım ve memnun oldum. Fakat biraz sonra başını kaldırdı ve gayet sakin bir sesle sordu:
— Acaba biz hayatta mıyız, yoksa rüya mı görüyoruz?
Bu abuk sabuk sözlerden kox\a tum. «Acaba deli mi oldu?» Bu kadar helecana belki de sinrrleri dayanamamıştır diye düşündüm. Fakat sanki benim korkumu anla. mış gibi kahkahalarla gülmeye başladı. Benden akıllı, benden düşünceli olduğunu bir kere daha anladım ve sustum.
Bir müddet daha böyle geçti* Sonra gene ku sÖ2* başladı:
— O kadar yorgunum ki biraz uzanmazsam bayılacağımı hissediyorum. (Arkası var)
I
fi