Başmuharriri :
Ahmet  Emin   YALMAN
VATANKVt — Cagalogln, Molla Fenart S. 32 Telefon: 14136 — Telgroi VATAN İst.
NİSAN   1941 PAZAR
¥
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ  SABAH  GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 237
Haftalık Radyo Programı
Bugün 6 ıncı Sayfamızda V--J
A •
Kömür
arı
Kok Kömürü Navlunları, Maden Kömüründen Yüzde Yirmi Fazlasile Hesap Ediİ2cek
I Ankara, 19 (Telefonla) — ! 16 nisamdan 1 ikinciteşrine kadar maden kömürü havzasından iskelelere nakledilecdk 150 tondan yulkarı kömJÜTİerin^ azamî nakliye ücretleri, Koordinasyon heyetince tesfcit edileli.
IsJtan'bul için ton. başına 215 kuruş; larmit   havalisi    iskeleleri
için 225, Bandtnma, Çanakkale re havalisi için 235 kuruş; Ayvalık ve izmir için 245. Samsun 265, Karaburun 275, Fethiye ve Antakya 275, Hopa 325, Mersin ve İskenderun için 350 kuruş.
Kok kömürü için bu fiyatlara yüzdte 20 zam yapılacak, harp si. gortası ve kılavuzluk ücretleri bu navlunlara ilâve edülecekltir.
Ziraat Makineleri Tevzi Kadrosu
Ankara. 19 (Teilefonla) — Ziraat makinelerinin memldkete vâsi eurefcfee temini için yapılan geniş kadro Heyeti Veltilece tasvip edilmiştir. Kadroda 2 bölge reisi, 3 reis muavini, 3 makine şefi, 12 makine kontrolörü, 2 grup âmiri vardır.
Yunanistan
Bir Bölük
Cephesinde   Bulgar Askeri
Alman Zayiatı
Kahramanca harbeden Yunan  kuvvetlerinin Başkumandanı
General   Papagos
Kim Kazandı, Kim Kaybetti ?
Rizeli dostumun fikri: ö-lenlerin yerine yenisi doğar, yıkılan binanın yerine yarın yenisi yapılır. Fakat bir millet şeref ve namus yarası alırsa o yara bir daha kapan maz.
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Rizeli bir dostum var. Mek-! tep, medrese görmemiştir. Fa-, kat hayatın amelî mektebinde öyle bir tahsil görmüş, kafasını o kadar denk bir hale getirmiştir ki, yüksek mektep mezunları, görüşlerinin kudreti ve isabeti karşısında ağzı açık kalır. Geçenlerde dostuma rast-eeldim. Tam o sırada öski Yugoslav hükümeti, üçüzlü paktı imzaya hazırlanıyordu.
Dostum isyan halinde idi. Bana dedi ki:
— Ben Yugoslavyada bulundum. Sırp milletini tanınm. Dövüşmeden istiklâlinden vazgeçecek, kahbe milletlerden delildir. Başmda bulunan bir kaç korkak, memleketlerini düşmana teslim ediyorlar. Benim anlamadığım bir nokta vardır: Bu devlet adamları sanki neden korkaklık gösteriyorlar? İstiklâl namına açılacak bir mücadelenin zahmetini nasıl olsa halk çekecektir. Sonunda kazandırsa şeref devlet adamlan-nındrr. Kaybedilirse mallarile beraber bir tayyareye binip savuşacaklar, halkı kendi haline bırakacaklardır. Millet hesabına korkak olmağa ne haklan var?
Bir, iki gün sonra dostuma rastgeldim. Bu arada Yugoslav-vada inkılâp olmuştu. Millet, istiklâl namına ayaklanmış, maddî zaafınm derecesini bildiği halde kahir kuvvetlere pervasızca meydan okumuştu.
Dostum memnundu:
— îşte, dedi, Sırplar kendi e-rnek vc teşebbüslerile kendilerini kölelik ayıbından kurtardılar, başkalarının kulu, kölesi ol-duklanna dair kendi ellerile imza verselerdi ne hale ineceklerdi? Kursağını, zevkini düşünmekten başka bir şeye yaramı-yan bir sürü hayvan haline..
Dün yine dostumla buluştum. Kendisine dedim ki:
— Yugoslavva ile Yunanis-tanm haline ne dersin? îşte senin dediğin gibi, istiklâlleri için dövüştüler. Fakat bir takım a-damlar şöyle düşünüvorlar: «Vuruştular da ne oldu? Mademki kahir kuvvete karşı da-yanamıvacaklardı, iptidadan ka pılannı açsalardı da topraklarını ve adamlarını   ezdirmeseler
(Devamı Sa. 5, Sü, 1 de) -f-* +
B. Hitler
Hitler Cephede
nB. Hîtler. Cenubu Şarkîye, ordusu başına gelmiştir. Radyo, bunu haber vermekle beraber Alman dev-et şefinin hangi şehirde bu-undugunu söylememiştir.,,
(Radyo Gazetesi)
İngiliz - Irak İttifak Ahkâm
Mucibince
ı
Irak Münakale Yollarını Açmak İçin
Basraya Kuvvetli İngiliz Kıt'aları Çıkarıldı
Londra, 19 (A.A.) — Bugün resmen bildirildiğine göre, İngiliz - İrak itftifa'k muahedesi hükümleri mucibince, büyük İmparatorluk kuvvetleri. Irakta münakale yollarını açmak için Basraya ge İmiktir.
Yeni Ira'k idaresi, Seyit Raşit Ali Elgcyfanî'nin verdiği ilk teminata sadık olarak tam kolay-İrklar göstermektedir ve imparatorluk 'kuvvetlerine kumanda eden İngiliz subayına hoş geldiniz demek ve her türlü tertibatı almak suretile bu İngiliz subayı ile işbirliği yapma'k üzere bir yüksek subayı Basraya göndermiştir.
Geçen harpte ingiliz ve Hindis. tan as'kerlernden iyi hatıralar muhafaza etmiş olan mahalli halk imparatorluk   kftalanna   hraretli
bir hü'snükabul göstermiştir.
Bu hareektin icrasında Irak makamlarının gösterdiği işbirliği Loadrada iyi bir intiba yaratmış ve pek yakında iki memleket a- | rasında daha normal münasebetlerin teessüs edeceği ümidini ver. mistir.
Arttıkça Artıyor
Açılan Gedik
Kapandı, Meçova
Geri Alındı
- Radyo Gazetesi -
«Yunaniatanda İngiliz - Yunan mukavemeti devam ediyor, ingiliz cephesi şiddetli bir tazyik al-tın'da bulunuyor. Almanlar, ağır zayiata uğramakla beraber yeni yeni kuvvetlerle taarruzlarına devam ediyorlar.
«Alman reami tebliğuve göre, Aüman kuvvetleri Ege denizine yakrn bulunan Olimpos dağlarının iki noktasından yaprlan taarruz neticesinde Lârisa ovasına m. misler ve Lârisayı (eski Yenişehir» işgal etmişlerdir.
«Ayni gün, ayni saatte neşrolunan İngiliz tebliğinde ise bütün cephelerde mukavemet edildiğini ve yapılan rnukabi'î' taarruzlar, da bir çok esir alındır»! bildiriliyor. Bu haberlerin hangisi doğru?... Bunu anlayabilmek için bir kaç gün beklemek lâzımdır.
«Bugjün alman bir    haberde,
cephenin merkez inde bulunan Meçova da bir yarma yaparak cenuba doğru ilerleyen Alhnan kıtalarına karşı mütitefik kuvvetler tarafından şiddetli bir mukabil taarruz yapılmış. Alman kıtaları büyük zayiatla geri püskürtülmüş, Meçova şehri geri alınmış ve cephe yeniden düzeltilmiştir.»
Makedonya Muharebe Meydanı Alman Ceseflerîle
Doludur
Atina, 19 (A.A.) — Atina radyosu, Yunan - İngiliz kıtalarının şiddetli Alman hücumlarını durdurmak ta devam ettiklerini bildirmiştir. Muharebe meydanı Alman ölü vc yaralıları ile doludur.
Spiker, dün bir mmtakada bir Yunan mukabil hücumu neticesinde Almanların geri çekilmeğe mecbur e-dilmiş olduklarını ilâve etmiştir.
(Devamı: Sa. 5, Sü. 4 te) =+
Uskübe Girdi
Sofya, 19 (A.A.) — D.N.B.:
Makedonyada Üslküpte bir Makedonya hareket merkez komitesj tesis edilmiştir. Bu (komiteye, Makedonyalı Bulgarların en mühim mümessilleri da!hU bulunmaktadır.
BJr bölükten ibaret Bulgar piş-tarları, şimdiden Uskübe muvasalat etmiştir.
?
Sofya. 19 (A.A.) — D.N.B.: Resmî bir membadan bildiriliyor: \
Bugün Bulgar kıtaları, Akman kıtaları tarafından kurtarılmış o-lan Bulgar mrntakalarının bazılarını, halkın menfaatine olarak sükûn ve nizamı idame için, işgal etmiştir.
Von Papen
Von Papen Berline Gitti
Yugoslavyayı Tanzim Konferansına İştirak Edecek
Hitler - Mussolini Tekrar Görüşecek
Bern, 19 (A.A.) — Of i: Berlinde dolaşan    şayialara göre, Yugoslavya sahasının yeniden tanzi-(Devamı.- Sa. 6, SU. 5 te.) =
Kral Piyer Atinaya Geçti
Gl. Simoviçin Deklârasyonu
Yugoslav Ordusu Neden Muvaffak Olamadı ?
"Yugoslavya Kralı İkinci Piyerle Başvekil General Simoviç bugün (dün) Atinaya gelmiştir.,,
(Radyo Gazetesi)
Atina, 19 (A.A.) — General Simoviç, san haddeler hakkında yaptığı bir deklârasyonda deniştir 'ki: ......
«— Bize düşman   tarafından
zorla tahmil edilmiş olan muharebe, çok gayrim-üsavi idi. Milletimiz, bu derece g^iç şerait içinde mücadeleyi kaibul ebmek'le, bunun nihaî neticesi hiç 'bir hayal beslemiyordu. Milletimiz, bu derece kuvvetli bir düşmanı mağlûp     etmek     inı1cân3ız.U§ını
müdrik olarak, hürriyetini ve istiklâlini müdafaa bahis mevzuu olunca her ne tarzda olursa olsun çarpışmayı kabul icap ettiğini biliyordu.
Düşman beklenlmiyen hücumu, kıtalarımızın seferberliği vc tahaşşüttü tamamile yapılmadan bizi gafil avlamıştır.
Hücum başladığı zaman, müt„ tetiklerimiz, ço*k büyük arzularına rağmen, bilhassa ihtiyacvmız olan tayyare ve zırhflı cüzütamlar, la serî bir surette yardımımıza gelecek vaziyette değildiler. Bundan dolayı, kendi vasıtalarımızla muharebe etltîk.»
General Simoviç, sözlerine şöyle devam etmiştir:
<c— Alman kıtalarının Zagrep
istikametinde  bekflenmryen   ileri
hareketi, Hırvatiatanda   vaziyeti
çcJk da4ıa ziyade güçleştirmiştir.
Yabancı ajanlar,  Alman    zırhlı
cüzütamlarının himayesi altında,
Zagrebi işgal ebmisler ve orada
sözde müstakil  bir    Hırvatistan
hükümeti kurmuşlardır.
(Devamı: Sa. 5, Sü. S te) *=*
Atinaya geldikleri bildirilen Yugoslav (Kralı Piyer île
Başvekil  Simoviç
Bugünkü Harp Vaziyeti
B. Kodzias
Kodzias Başvekil
Atina, 19 (A.A.) —Atina Umumî Valisi Nazır Kons-tantin KccTas yenî katîneyi teşkile memur edilmiştir. Kocias Başvekil Muavinliği vazifesini görecektir.
Yunan Kralı Yeni Kabineye Riyaset Edecek
Korîzîs'in Cenazesi Merasimle Kaldırıldı
Yazan
İhsan BORAN
Emekli Kurmay Subayı
Yeni Başvekil
Haleflerinin izinde Yürüyecek
Atina, 19 (A.A.) —Atina a-jansı bildiriyor:
Kral sabahın ilk saatlerine kadar muhtelif şahsiyetlerin müta-(Devamı Sa. 5, Sü. S de) X/X
Übyada:
Alman kaynaklarına göre, Alman - İtalyan motorlu birlikleri Sollum» Tobruk mevzilerini İşgal etmedikçe Süveyş kanalına doğru taarruza devam etmlyecekler-dir. Marsa Matruh müstahkem mevziinde İngiliz kuvvetleri günden güne takviye edilmekte, kara ve deniz topçuları Tobruk ile Şeydi Barani arasındaki açık bölgede duran Alman - İtalyan motorlu birliklerine, zırhlı vasıtalarına tahrip ve imha ateşleri yapmakta ve ağır zayiat verdirmektedir. Yakında İngilizlerin büyük bir taarruza başlamaları çok muhtemeldir. Londra kaynaklarına göre, Alman Urm Afrikada 1400 kadar zırhlı
vasıtaları vardır ve İtalyanlarla beraber İngilizlere karşı harp c-den kuvvet 3 motorlu ve zırhlı tümendir. Bu kuvvetin deniz muvasalası İngiliz donanması tarafından kesilmiştir. Önünde gittikçe kuvvetlenen İngiliz ordusu ve arkasında mukavemet eden Tobruk kalesi ve İkmal ihtiyacı yalnız tay yarelcre münhasır kaldıkça. Alman - İtalyan birliklerinin Libya-dan Mısıra yürümesi ve zafer kazanması varit değildir. Bilakis İngilizlerin Libya harbini tekrar kazanmaları çok muhtemeldir.
Yugoslavyada:
Almanlar, Yugoslav ordularının tamamile teslim   olduğunu söylü-(üevamı. Sa. S, Sü. S to)
Memlekette Dünkü Spor
are
A n k a r a d a
İst.Spor: 3-Gençler; 2 Beşiktaş: 1 - D.Spor: 0
İ sta n b uI d a
İstanbul Liseleri Şampiyonluğunu Darüşşafakayı I — 0 Yenerek   Haydarpaşa Lisesi Kazandı
istanbul Lisesinin Spor Bayramı Fenerbahçe Stadında Merasimle Kutlandı
z m ı r
eri
de
6. Saray: 5 - A. Ordu: 1 F.Bahçe: 2 -Altay : 1
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo (gazetesine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
^   Yııgo*Ia\ kralll* başvekili Atinaya seçtiler. ^   B. İlliler cenubu şarkî cephesine geldi. ^    t'sküp'e bir bölük Bulgar askeri girdi.
•fa   Ingillere - Irak ittifak muahedesi hükümlerine go>e Basraya hü
yük İngiliz kuvvetleri çıkarıldı. +   Von Tanen Berline gitti, bir müddet VJyanada kalarak. ^   Amerika, İngiltere için 181 tUaret gemisi yapryor.
Ciarp jarı kürcsindckl Yugoslav vapurları Inglltereye geçiyor.
Dün Istanbulun milli kümeye dahil takımlarından ikisi Ankarada ve İkisi de İzmlrde maç yaparlarken Istanbulda da Liseler Futbol şampiyonluğu neticelendirildi, dlfter taraftan İstanbul Erkek lisesinin spor bayramı yapıldı.
Haydarpaşa Lisesi Darüşşafakayı   1-0 mağlûp ederek
istanbul liseleri şampiyonluğunu kazandı.
İstanbul Erkek lisesinin Fenerbahçe stadında kutlanan spor bayramı parlak oldu: Merasime geçit resmile başlandı, lisenin talebesi vc staddaki binlerce kişi bir ağızdan İstiklal marşını söylediler. Bundun sonra spor müsabakaları yapıldı.
_________________________:^s^&m^
Resimlerimiz bu spor bayramında sporcuların İstiklâl marsın/ söyleyişlerini ve bir müsabıkın yüksek atlayışını tesblt etmektedir.
Ankara ve İzmlrdeki milli küıue maçlarının tafsilâtı, dördüncü sayfamızdadu,
VATAN
20 - 4 . 94T
Avrupa da
©m
= Nasıl Geçti
Evlilik Hayatımın İkinci
De
vrının
İkinci Senesi
Yazan: Rebia levilk LAŞOKÇU
Telif vc tercüme hakkı tamamile   mahfuzdur
Evimizin tanzimi vo idaresi tamamile benim elimde idi. Ben - evimle meşgul olmaktan çok memnundum. Kocam önceleri benim hiç kimse ile görüşmemi istememiş, hattâ ailemin, Kardeşlerimin bile gidip geldiklerini menetmeye kalkışmıştı. Ama, benim azmim karşısında yine yelkenler suya inmişti. Onun en büyük arrusu şu idi: Kendi misafirleri geldiği zaman evde her şey mükemmel olsun, fakat ev içinde hizmetçilerden mâdft bir kadının varlığı usla hissedilmesin... Ben bu vazifede hiç kusur etme meye çalışıyordum. Kocam sık sık arkadaşlarile eve geldiği zaman her şeyler hazır olur, ben de derhal yukarı kata, kendi odama çıkar, bazan bütün bir gün, bazan da uzun geceler kapalı otururdum.
Ben bu kapalı oturmaktan çok sıkılmıyordum. Daha doğrusu kendimi sıkmryacak bin türlü şey buluyordum. Dikiş, diğer el işleri yapar, kitap okur, bazan hislerimın taştığı saatlerde de şiir yazar, bana hayatı bu kadar uzaktan gösteren taliimc sitem ederdim.
Evlilik hayatımm bu ikinci devrinin ikinci senesinde yine hayatımızda yeni yeni bulutlar peyda olmıya başlamıştı.
Kocam annesinden kalan emlâkini yavaş yavaş satıyor, paraları banka, ya koyup oradan beş, on alıp yiyordu. Yedikçe gezmeler, misafirler, eğlenceler de artıyordu.
Bir gün İleride bizi bekliyen büyük bir tehlikeyi kendisine   hatırlatmak
— Hazır para yemekle hayatrmı-. zx tanzim etmiş olmuyoruz,   dedim.
Ben bunun sonunu çok tehlikeli görüyorum. Meselâ şu Bebekte satılan arsalardan bir yer alsak orada güzel bir apartman yaptrrsak... Bir dairesinde kendimiz o tur sak, diğerlerini kiraya versek, bize rahat bh" hayat temin etmeğe kafi gelmez mi?
— Evet ama, dedi, ben marangozluktan hiç hoşlanmam.
— Sen marangozluk edecek delilisin ki... Dedim. Evi mimar yapacak.
Bana bırak, ben meşgul olayım. Ben 'ev yaptırmaktan büyük bir zevk du-' yatağım.
— Ben, dedi, karımı yapı kalfala-l rüe ağız ağıza konuşturmam. Ken-idlm de hoşlanmam, onun için böyle •şeyleri hatırıma bile getirmem.   Sen
de ne acaip kadınsın, canım. Alemin 'karısı süs, tuvalet, elmas,   lavanta, «pudra için kocalarile   kavga   eder. *Sen bir defa benden bunların birini ! istemiş değilsin. Fakat diğer taraftan ev yaptırmaktan, Avrupaya seyahat etmekten, yok salonun moble-lerini değiştirmekten tutturursun.
— Ne yapayım, ben faydalı şeylerle meşgul olmaktan hoşlanıyorum. Elbiselerimi kendim dikiyorum. Efi-
ıjeniye diktirdiğim zaman daha fena giyiniyordum. Hem elbise ve pudra için kavga edüir mi? Ben de bunu hiç işitmedim.
Yine bir gün hastalanmıştım. Kocam eve geldiği zaman beni kanape-nin üzerinde elimde bir kitapla yatarken buldu. Bu halim çok hoşuna
# — Kadın dediğin işte böyle gevşek, tenbelce olmalı, dedi, sen durma dan didinirsin, her zaman kendini yo racak bir şey icat edersin.
Kocam hem cisim, hem fikir faaliyetinden nefret eden bir adamdı. Fakat arkadaşlarile konuştuğu zaman büsbütün başka bir lisan kullanır, kendini en münevver ve en cevval adamlar gibi göstermek isterdi.
Kocamın acaip ahlâklarından birisi de kendisinde daimi bir hastalık olduğunu vehmetmesi idi. Bu mühim hastalık ona daimi surette bir neşesizlik ve iç sıkıntısı verir, bazan haf talarca benimle lâkırdı etmek istemez, bu sıkıntısından kendini her dakika sokaklara atardı. Eve gelme saatleri günden güne gecikiyordu. Nihayet bir gün:
— Bir insan karısını ölünceye kadar da sevemez ya, dedi.
Geçirdiğimiz hayatın iyi bir sonu olamryacağmı hissetmeğe başlamış, trm. Bu neşesiz ve yalnız hayat beni bir iskelete benzetecek kadar zayıflatmıştı. Doktor açıktan açığa yüzüme karşı:
— Sizde derin, gizli bir üzüntü var. Eğer bu üzüntüden kendinizi kurtaramazdanız verem olursunuz demişti.
Hayır, verem olmıyacaktım fakat ne yapacağıma karar veremeden aylarca vakit geçti. İlk bahar gelmiş-
Blr gün birden kocama Büyüka-daya ev tutup gideceğimi, yazı orada yalnızca geçireceğimi haber verdim.
İki hafta sonra bütün eşyalarım Hisardaki yalıya nakledilmiş, koca-nnnkiler de yeğeninin yalısına gönde rilmış, Bebekteki küçük ev boşanmış ve kiraya verilmişti.
Büyükadada büyük valdcm ve hizmetçim Katina ile yazı geçirirken kocamın akrabaları yine aramızı bulmak çarelerine bakmak istediler. Fakat karşılarına bu defa geçenki tecrübesiz kızcağız değil, hayatı öğrenmiş azimli bir kadın çıkmıştı.
Bu vakadan bir sene sonra bütün maddi ve manevî haklarımı terket-mek şartile kocamdan hürriyetimi satın aldım. Sekiz senelik bir tecrübeden sonra bu ayrılık, hayatımda hiç teessüf etmediğim ilk hâdise oldu... ,
Şimdi o akşam, ikinci defa izdivaç kararını verdiğim bir zamanda Boğazm kararmıya başlryan sularına baka baka bu geçmiş hatıraları, bir tiyatro piyesi gibi perde perde açıp seyretmeğe ne lüzum vardı? Bu perdelerin açılmıyan kısımlarını açık ki sımlarına sararak olduğu yerde tozların içinde bırakmak daha iyi değil mi?..
Birkaç gün sonra annem, hem ken dinin hem de benim muvafakat kara nmrzı Nejat Nazmiye büdirmesi için Nejat Nazminin teyzesini ziyarete gitmişti.
Nejat Nazmi İsveçe gittikten sonra kendisinden birkaç defa mektup ve kart aldım. Bu mektuplar ve kart lar son derece resmi bir ifade ile yazılmıştı. En resmi bir ahpabın diğer bir ahpabına yazacağı birkaç satırla gittiği memleketin halinden bahsetmekten ibaretti.
Ben de ayni resmi ifade ile aldığım yazılara cevap veriyordum. Bu yazılan okuyanlar aramızda izdivaçla neticelenecek hiç bir hissin mevcut oluşuna kat'liyyen inanamazdı. Hattâ onun tarafından vuku bulan izdivaç teklifine verilen muvafakat cevabından sonra da aldığım mektupların ve kartların ifadesi hiç değişmemişti. Yalnız benim bir an evvel Parise gelmemi ve kendisinin de Parise geleceğini, beni Pariste gezdirmek İstediğini yazıyordu. Ve kuzeni Nerminin de beni Pariste sabırsızlıkla beklediğini de ilâve ediyordu. * *(
Biz Nerminle çok eskiden tanışırdık. Fakat Nerminin birçok sene evvel Parise gidişi ve orada bir ecnebi ile evlenişi, sonra da dünya harbinin araya girmesi, münasebetimizi kesmişti.
Harp seneleri büyük bir hay huy içinde geçmişti. Ben harbin son senelerine kadar kocamla Bebekteki evde oturuyordum. Bu dünya harbinde lstanbulun bütün hanımları hasta bakıcılık yapıyorlar ve askere yapılacak hiç bir yardımdan geri kalmıyorlardı.
Vaktile kocam, benim ev haricinde yapılacak hiç bir şeye iştirak etmememi kat! surette tenbih etmişti. Fakat dostların ve akrabalarının büyük Israrları üzerine Bebekte a-çılan Hilâliahmcr şubesinde çalışmama razı olmuştu.
Bebekte Hilâliahmer şubesi Mısırlı Zeynep Hanım Efendi yalısında teşekkül etmiş, reisliğini de Mısır prenseslerinden (Prenses İffet Hasan) kabul etmişti.
Bebek Hilâliahmcr şubesinin kurul ması için Hilâliahmerin İstanbul merkezi o zaman Bebekte oturan Sultan Hamidin küçük kızı Ayşe Sultana müracaat etmiş, fahri reisliği kabul etmesini rica etmişti. Bunun üzerine Ayşe Sultan Bebekteki sarayında Hİlâliahmer şerefine büyük bir çay ziyafeti vermiş, fakat bu ziyafetten sonra da Ayşe Sultan Bebek şubesine hiç bir kere alâka gösterme misti.
İşte o gün bu ziyafette Hİlâliahmer Bebek şubesinin idare heyeti seçilmişti. Fahri reise Ayşe Sultandan sonra reiseliği Prenses İffet Hasan kabul etmiş kasadarlığa Namık Ke-mal Zade Ali Ekrem Beyin refikası Cclile Hanım ve iki idare heyeti aza-lığına annem İle kocamın hemşire zadesini, harpten evvelki Türk Ku-düsün son mutasarrıfı olan Macit Beyin haremi Nimet Hanımı ve şube nin kâtipliğine de beni seçmişlerdi.
(Arkası var)
Yazlıklarda Kira Bedelleri
Kira Arttıranlar Takip Edilecek
Pasif Korunma Tecrübeleri
Yarın saat 10 da Bakırköy'ünde, pazartesi günü saat I I de A-dalarda, nisanın 25 inde Fatihte, 30 unda Kartalda pasif korunma denemeleri yapılacaktır.
Beşiktaş. Kadıköy ve Beyoğlu semtlerinde yapılacak d erteme günleri henüz teybit edilmemiştir.
Permenant Makineleri
Belediye, önümüze! c/k i haftadan itibaren permananjt makinelerinin kontroluna başlayacaktır.
Sinemaların Kontrolü
Hilâl, Azerî ve Kemalbey Sinemaları Kapatıldı
Sinemaların kontrolü devam ediyor. Eminönü kazasının teftişleri bitmiştir. Sirlkecide Kemal, bey, Azerî, Şehzadelbaşında Hilâl sinemalarının kapatılması hakkında kaymakamlığa emir verilmiştir.
Beyoğlunda iki sinemanın vaziyeti tehlikeli görüldüğünden, sinema dahilinde tadilât yapılması için bir ay mühlet verilmiştir.
Bir Çuvaldan Kaç Ekmek
Çıkar
istanbul Belediyesi tarafından önünvüzdeki hafta içinde fırınlar, dan birinde, bir çuval undan rre-kadar ekmek çrktığını tesbit için bir deneme yapılacaktır.
Asansörlerin Muayenesi Devam Ediyor
Belediye, şehrin muhtelif yerlerinde asansörlerin tetkikine devam etmektedir. Şimdiye kadar 250 asansör muayene edilmiştir. Bunların yarısı bozuk çıktığından tamirleri için mühlet verilmiştir. Tehlikeli olduğu anlaşılan 20 a-nsör de mühürlenmiştir.
Üsküdar, Kadıköy, Kartal ve Adalaı kazaları dahilinde kıra bedellerinin ihtikâr addedilecek derecede yükseltildiğini nazarı cflVkate alan Vilâyet, mahal'i kaymakaiT-lıkıarına bir tan; m gönder rinttir. Bu tamimde, kira bedel,erinin hiç bir sebep ve veçhile geçen Heneki kira bedellerin, den fazla olamıyacağına bi.hassa işaret edilmekte ve keyfiyetin ehemmiyetle takibi iatenilmekte-d ır.
Bu tamim üzerine alâkadar kaza kaymakamları dünden itibaren harekete geçmişlerdir. Bazı kiralık ev ve köçk sahiplerinin bu hususta türlü türlü hilelere te. vesoül ettikleri, yapılan ilk tcttkjk-lerle açıkça anlaşılmıştır.
Kaza kaymakamlıkları, bu fiyat yulicaelmesinde, biraz da ev araya.n kiracılar arasında hasıl o-lan rekabetin ve birbirlerinden daha fazla kira teklifinde bulunmalarının, a'.ril olduğu neticesine vaımıv ardır. Bir çok kiracıların tutuklan ve bulundukları evlerin kira miktarlarını gizlemek sureti-le yapılan ihtikârın şLyuunu önledikleri de anlaşılmıştır.
öğrendiğ'mize göre, kaymakamlıklar kira bedellerini sıhhat, le öğrenmek ve içte bir ihtikâr o-lup olmadığını ona göre tetlkık etmek üzere, gerek bu sene ve gerekse geçen sene noterlere tasdik ettirilen kontrat 'kayıtlarının göz. den geçirilmesini lüzumlu bulmuşlardır.
Anadoluya Gideceklerin
Kara, Deniz Yollarıyle Nakil İşine Bir Hafta, On Gün Sonra Başlanması Muhtemeldir.
o
Bir Motor Battı
Dün sabah Büyükada vapur idkelesi açıklarında iki motor çarpışmış ve bunlardan biri içindeki hamul'eafle birlikte batmıştır.
Yalova dan Istan bu la yüklü o-larak gelmekte olan Karamürselli Salim Dillerin idaresindeki 14 tonluk ve Karamürsel limanına kayıtlı Şahinibahri adındaki motor Büyükada iskelesi önüne gel. diği sırada. Heybeliden hareket edip Izmite gitfm elete olan Mehmet Bayraktarın idaresindeki I 7 tonluk İnal nrotörile çarpılmıştır. Şahinibahri mdtönünün omurgasında büyük gedik açıldığından sular derhal geminin içine d'ol'muş ve batmaya baçilaYnı^fır.
Bunu gören geminin tayfaları denize atlamalar ve inal motoru tayfaları tarafından kurtarılmışlardır.
Şahinibahri motorunun hamulesinden bir kısmı da kurtarıldıktan sonra motor tamamen bat-rr>ıftrr. Liman reisliği hâdise hak. kında tahkikata devam etmektedir.
Ben şapkuslh oynuyordu. Bir Fra'ik'n, bir Maksime baktı vc başını »alladı. Favell ona edilerek:
— Ben »en oraılu İdin ya, o aksum Mlsls de Vlntcr'l, sonra da korutun görmüştün ya.. Hatırla... Ne oldu? Ne yaptılar?
Ben tlrke'; bir tavnla-
— Ren bir Ş6f görmelim. Deliler hastaha-ncslnc gitmek İstemiyorum. S'zl de hiç görmedim. Hiç bir zaman onunla sizi beraber görmcMm.
Sonra çorak g;bl ruckırnruk ağlamağa bağladı. Favell hiddetten köpürmüştü:
— Pis blldilfl . Anmak herif...
Ben gözlerini itiliyordu. Albay Julyan Fa-vell'e hitaben İOrJıı
— Şahidiniz çok bir şey söylemedi. Beyhude yere vakit kaybettik. Başka bir şey daha sorarak mısınız?
Favell avaz avaz bağırryordu:
— Bütün bunlar evvelce tertip edilmiş peylerdir. Hepiniz birlikliniz. Bu aptala da para vermişlerdir. Yalan söyleme»! için para vermişlerdir. •
Albay bu sözlere hiç aldırmıyarak dedi ki:
— Artık Ben yerine gidebilir, değil mi? Maksim de:
— Haydi Ben, meruk etme. Seni kinine deliler hastahaneslne koymıyacak. Dedi. Mutbakta sana yemek de versinler, soğuk et seversin değil mi?
—Tabii... Gördüğü hizmetin mukabili yc-
Istanbuldan Anadoluya gitmek arzu edenlerin kaymakamlıklara verdikleri beyannamelerin tasnifine dün de devam edill-niçtir. Alâkadarlar pazar olmasına rağmen bugün de mesailerine devam edeceklerdir. Bir taraftan da sevk cetvelleri hazırlanmaktadır. Sevk işlerini idare etmek üzere Vilâyedte teşkil edilmiş o-lan komisyon, deniz ve demiryol-larile gideceklere mahsus olmak üzere iki nevi vesika bastırrrujtır. Bu vesJcalar da, beyannamelerin tasnifleri sırasında hazırlanmakta, dır. Müteselsil numaralar atılmakta olan ibu vesikalar, seVk emri gelince, Icayj.-nakojT^ İC j i va. sıtasile sahiplerine dağıtılacaktır. Vesikalarını alan vatandaşlar da ellerindeki vesika numaraları sı-rasile yola çıkarılacak ve hareket günleri ilân olunacaktır. Nakil işine bir hafta, on gün sonra baş. larulması ihftimal dahilinde görül-
mdtordîr»'*S .Vr y *  v* S5*;
Anad'oluya gitmek dileğile ba-. zı yeni müracaatlar daha olmuştur. Fakat, mühlet 15 nisanda bîtjmiş olduğu nidan, bu müracaat, lann kabul veya adem.kabuıu Vekâletten geleceği beklenilen emre muallâk bulunmaktadır.
Utanbuldan çıkacak vatandaşların, şimdiye kadar ikamet etmekte  oldukları  evlere  ait kira
mukavelena/mclerinin ne yolda feshedileceği hakkında henuz verilmiş bir karar yo^ktur. Bunun için de Vekâletten ayrıca emir beklenilmektedir. Alâkadarlar, ev sahiplerile kiracıların mutazar. rır olmamaları için   müsait   'bir
fesih tarzı bulunacağını ve beklenilen emrin vürudimeren evvel sahipleri tarafından yeniden kira. ya verilmiş olan evlere ait evvelce yapılmış olan mukavelelerinin kendiliğinden feshedilmiş addolunacağı söylenmektedirler.
Metruk Emval Taksitleri
Metruk emvalden müzayede ve taksitle mal satın almış olanların rrves'ken, ziraat işlerinde kullanılan arazi vc «binalarının taksit müddetlerinin yirmi seneye iblâğı hakkındaki kanunun tarJbi-kına Defterdarlık ve Millî Emlâk idarelerince devam edilmektedir.
Bu gibi mal sahiplerinden çoğu Milli Emlâlk idarelerine mirracaat edereJc 1940 senesi taksit bedellerini iki defada ödedikten sonra borçlarını tecil e/ttirnVektedirler.
Bu gibilerin on beş sene taksitli borıçlannın yirmi senelik tecilden istifadeleri için kanun mucibince 1940 senesi taksit borçlarını • bir kısmı tecilli olarak -iki taksilte ödemeleri meşrut bu-unmaktadır. Daha evvelki sene-er borçlarını ödememiş olanların da borçlarını ödemeleri icap esnektedir. Millî emlâlk daireleri eski yıllar borçlarını ödememiş o. lanların pek az olduğunu tesbit etmişlerdir.
Millî Emlâlk idarelerinden mal satın almış olanlar yeni kanunun müsaadelerinden çak memnun bulunmaktadırlar. Çünkü bu suretle çok uzun talositlerle borçlarını ödemek imlkânını bulmuşlardır.
—--o
Film Tutuştu
Evvelki gece saat 9 buçuğa doğru Ortaköyde yeni Vapuris-kele caddesinde, Emek sinemasının makine dairesinde film oynatılırken filmin ma'kmenin kızgın kısmına isabet etfmesi üzerine birdenbire parlamıştır. Filmin anî o. IaraJc kesilmesi hafkı heyecanlandırmışa do makinist yanan f;Imi
söndürerek büyük bir yangını önlemidir.
Kartal Römorkörü
Kartal römorkörü hakkında yapılan tahkikat neticesinde geminin kazan musluğunun açık kalmasından içine su dolduğu ve bu suretle battığı anlaşılmıştır.
Asri Alış Veriş-^
— Kaça bu gömlek ?
— Dokuz buçuk Ura.
— Neden bu kadar pahalı?
— Pahalı değil bayım   safi I-
I" Mir  bu.
— Ya şu?
— O da size sekiz liraya olur.
— Buna altı Ura versek olma/: mı?
— Hayır bayım. Biliyorsunuz kl, mallar pahalı vo pazarlık vaşaktır. r|rv .
Müşteri kızardı. Bakışlarını gömlekler Üzerinde gezdirerek biraz düşündükten sonra elini koyun cebine attı ve mırıldandı:
— ikisini de sarınız lütfen. Gömlekler paketlendi. Bedelleri
ödendi. Müşteri de dillendi:
— Fatura vcrmlyecek misiniz?
— Hacet var mı bayım?
— Elbette var. Faturasız sarış yaıtak değil ml ya?
Tezgâhtar morardı. Gişedeki karardı. Dükkân sahibi sarardı.
O anda İşteki yanlışlık anlaşıldı. Mfe|er tezgâhlar dalgınlıkla gömleklerin çiftine konulan fiyatı tekine sanmış. Hemen özürler dilendi. Alınan bedelin yarısı geriye verildi. Müşteriye, teşekkürler edildi, m - ıil.ıh yine buyurunuz, denlluj.
Nasıl beğendiniz ml asri alış verisi?
GEZENER
J
ingiliz Korporasyonunun Mubayaa Müzakereleri
Şehrimizde bulunan İngiliz korporasyonu ile bazı hususî firmaların yurdumuzun muhtelif mıntakalarınldan ve bilhassa İzmir    ve havaisinden    külliyetli
miktarda yağlı tohumlar, suaam. tütün ve kuru yemiş almak üzere İzmir ihracat birllklerile yapmakta oldukları temas ve müzakereler devam etime'kredir. Bu müza-keratı bir anlatma ile neticelendirmeği ve mubayaa işlerine bu an evvel girişmeği temin için,, İrugüiz 'korporasyonunun ktan bulda bulunan Yakırışark mümessili Minber Kreb bir kaç memurla birlilrite Izmire girmiştir. Aldığımız haberlere göre, İzmir ihracat birlîklerile bu heyetler arasında alınacak mal fiyattan üzerinde henüz bir mutabakat mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer bir taraftan öğrendiğimize göre yağlı tohumlar almak üzere çofctan'beri İzmirde bulunmakta olan Alman ticaret mü-messillerile alakadarlar arasındaki müzakereler neticelenmiştir. Malların ihracı için muktazı lisanslar gefcmiş ve sevkiyat hazırlıkları da nihayetlenmiştir. Akmantarın aldıkları yağlı tohumların kıymeti bir milyon iki yüz bin liradır.
Türk gibi kuvvetli hakikatim yaşatan çocuk ve an.ı-ı.ıH :
23 Nisan Çocuk Bayramında yavrularınızın bayramlıklarını hazırlarken bu hakikati yaşatacak yurtta yardıma muhtaç çocukları da sevindirmek için Çocuk Esirgeme kurumuna yardımlarda bulunmanızı Kurum saygıyla diler.
GÜNDEN
GIÛ N E
Denizde Seyrüsefer
üyükada laçıklarında iki motor çarpışmış ve bunlardan bîri batmış. Geçenlerde de ,yine böyle iki motor çarpılmıştı.
Karada kalabalık yol ağızlarında aeyrüseferi tanzim eden ve kazalan önleyen memurlar kullanılıyor. Acaba denizde de seyrüsefer memurlukları ihdası-na lüzum mu hasıl olmaktadır.
Fakat denizde yol ağızlarını na»ıl tayin etmeli?
Yine Va - Nû' ya:
M
ensup olduğunuz Akşam gazetesinin dünkü sayısında Beşinci George dretnotundan bahseden yazının şöyle bir başlığı var: .
«Bir günde gezmesi mümkün olmayan bu gemi...»
Yazıdan da anlaşıldığı üzere bunun:
«Bir günde gezilmesi mümkün olmayan bu gemi...» olması lâzımdır.
Yine ayni sayıda «Günün Ansiklopedisi» sütununda şöyle bir şey var:
«... Grekçesi»
Bu kelimenin dilimizde yeri yoktur. Ya «yunancası» ve yahut ta bunun müradifi olarak dilimize geçmiş olan «Elence-si» demeli.
Bunları «Ne demeli?» sütununuz için dikkat nazarınıza ar. zederim.
Garip Bir Alış Veriş
Y
ugoslavyanın Alman kıt. alan tarafından işgali üzerine 120,000 toniuk Yugoslav ticaret gemilerinin ingiltere-ye intikal edeceği haber verilmektedir.
Almanlar bir taraftan İngiltere ile, İngiliz ticaret tonajını azaltmak için Atlantik muharebesini yaparken, diğer taraftan
bitaraf JtalmaJt istenenleri ezerek bunların   ticaret   tonajının
İngiliz tonajma ilâve edilmesine
sebep oluyorlar.
Diğer taraftan İngilizler ablukayı her işgale uğrayan memle kete teşmil ediyorlar. Bu suretle mihverin rahat rahat istaade ettiği kaynaklar da . ne olsa -bir dereceye kadar kurumuş o-luyor.
Hulâsa, bu öyle garip bir alışveriş ki, sonunda bundan kimin zarar edeceğini ancak zaman gösterecek. /
Kör Kadı
TAKVİM
20 NİSAN 941 PAZAR AY. I - GÜN: 110 - Kasım: 164 RUMİ: 1357 — NİSAN: 7
HİCRİ: 1360 — Reblülevvel: 23
VAKİT ZEVALİ   EZANİ
GÜNEŞ:
ÖĞLE:
İKİNDİ:
AKŞAM:
YATSI:
İMSAK:
6,13 13,13 16,00 19,54 21,31
2.24
10.20
5,20 9,00 12,00 1,39 8.31
mek değil mi? Aptal sizin İçin İyi çalıştı.
Favell'e kimse cevap vermedi.
Ben, Frank Oe beraber çıktı. Albay Maksime dönerek:
— Bu zavallı adam çok korktu. Söz Köylerken baktım tlrrlr titriyordu. Bazan dayak hi.ın yediği olur mu?
— Hayır, zararsız bir meczuptur. Kimse kendisine fenalık etmez.
— Fakat her halde bir şeyden korkmun gibi bir hail vardı. Titriyordu.
Favell hemen atılarak dedi kl:
— Keşke onu dövseydlk. O zaman beni hatırlardı. Halbuki dayak yerine yemek veriyorlar.
— Şahidiniz size hiç bir yardımda bulunamadı MİHter de Vinter'I İtham İçin   bir
deliliniz yok. Söylediğiniz sözleri ispat edemiyorsunuz. Siz ölen Mlsls de Vlnter'ln .....-
t «i in ı kocası olduğunuzu, kendlslle deniz kenarındaki evde görüştüğünüzü iddia ediyordunuz halbuki hep oralarda dolaşan Ben sizi hiç görmemiş olduğunu KöylUyor. Bu noktayı bile tapnt edemiyorsunuz.
— Edemiyor muyum? Şimdi göreceksiniz. Favell zili çaldı. Albay sordu:
— No yapıyorsunuz ?
— Şimdi göreceksiniz.
Ben ne yapmak İstediğini derhal anlamıştım. Bir uşak odaya geldi. Favell kendisine şu emri verdi:
— Mlsls Danvers'e haber veriniz buraya geNln.
Albay sordu;
— Mlsls Daııvers buranın kâhya kadını değil mit
— Evet hem kâhya kadın, hem de Rcbe-kanın emektar bir adamıdır. Senelerdenbe-rl onun yanında İdi. Hattâ «elinde büyütmüştür» de desek yeri var. Göreceksiniz kl emektar Danny, Ben gibi şahadet ctıniyccek-
llr.
O aralık Frank oduya girdi. Favell alay etti: , ^
— Ben'I uyuttunuz mu? Yemek de verdiniz, değU ml? Fakat bir şahit daha çağırdık. Onunla isinizi bu kadar kolay halle-dcmlyecekslniz.
Frank, Maksime baktı. Albay bu bakışı gördU ve dudaklarını kıstı. Bu hiç hoşuma gitmedi, hiç de hoşuma gitmedi. Tırnaklarımı kemirmeğe başladım.
Hepimiz bekliyorduk. Kapıya bakıyorduk. Misls Danvers geldi. Her zaman benim yanımda uzun boylu, İri kemikli duran bu kadın sanki bu akşam küçülmüş, âdeta iki büklUm olmuş gibiydi. Ellerini kavuşturmuş, hepimize ayrı ayrı bakıyordu. Albay söze başladı:
— Merhaba Mlsls Danvers, size bir sual sormak İstiyorum. Sualim şu: Birinci Misls de Vinter İle Mlstcr FaveU'in arasında ne gibi bir münasebet vardı?
— Kardeş çocuklarıdırlar.
— Aile münasebetlerinden bahsetmek istemiyorum. Başka türlü bir münasebet yok muydu?
— Pek İyi anlıyamıyorum. Favell atıldı:
— Haydi Danny, ne demek istediklerini pekâlâ anlıyorsunuz. Ben Albay Julyan'a soy ledlm, fakat bana inanmadı. Bebek a ile se-nclerdenberl beraber değilmiydlkı Yani bana âşık değil miydi.
Misi» Dunvers, Favell'e hiddet ve istihfaf İle baktı. Hayret ettim:
— O size âşık değildi, dedi.
— Haydi oradan deli karı...
Mlsls Danvers sözünü kesti ve devamla dedi kl:
(Arkası var)
Anadoluda  VATAN
Elvanlı nahiyesinde Sa ndal köprüsü kemen
Devlet Baba ve Elvanlı Nahiyesi
Altı Sene Evvel Açtılar, Bugün Refah, Saadet İçinde Yüzüyorlar
Yazan: Cemal BARDAKÇI
Eski Konya Valisi
Mersine bağlı Elvanlı nahiyesini gezdim. Tö. mük köyünde hükümet konağının önünden bakılınca Toros-ların eteklerine kadar uzanan türlü meyva a-Elvajılı nahiyesi ğaçjlarile süslen.
müdürü M. miş, çok geniş Müslim Aydınerbir bahçe göz-ien ok--3i. Nahiyenin yirmi dörl köyü bu bahçenin içindedir. Faka* hiç bir ev görülmez. Hepsi a-ğaçların dalları arasına saklanmış, tır. Toroslardan kaynayıp dökülen ve bir an evvel sevgilisinin ku cağına attllma'k için acele edip sabırsız âşıklar gibi koşa koşa Ak-denize doğru a-k>p giden suların tatlı şarıltısından, çeşitli kuşların ruh okşayan cıvıltısından başka ses işitilmez. Köylüler sakin ve sessiz bahçelerindi çalışmaktadır.
Dört bes yıl evvel cn e gelinceye kadar nahiye halkının bir kısmını g'liri, gelişi güzel yetişen ağaçların meyvrlerindten ibaretti.
Fakat bu gelkde bunların ancak
üç, dört aylık, idarelerini temin e. | dcbiliyordu. Geri kalan köylüler de bahar gelince kırk elli keçinin ;p-den Toros yaylalarına çıkarlar, kısa yakın dönerlerdi. Bunlar r keçilerinin sütlerinden yaptrk-ları yağ ve peynirleri satarak öl-; miyecek kadaT karınlarını doyurabilirlerdi
Son seneler içinde bu güzel na hiyede kuvvetli bLr kalkınma hareketi belirtmiştir. Mersinin (Kadı Tahsin'ine bedel burasının da bir Ali Kılıcı vardır. Bu yurttaş Tömük köyünün parasız vazife gören muhtarıdır. Portakal, limon ve sebze bahçesi yetiştirmek hususunda nahiye halkrna önayak ve örnek olmuştur. Kendi bahçe, •inin mahsulünü bu sene ağaçta üç bin beş yüz liraya satmLştrr. On köye de meyvecilik ve sebzecilikten kırk bin lira girmiştir. Al tı köy de Mersine üç yüz ton odun ve kömür seVketmi^tir. •
Nahiye iyi bir klavuza da kavuşunca kalkınma hareketi büsbütün hızlanmıştır. Bu klavuz Müslim Aydınerdir. Nahiyenin müdürüdÜT. (Köy rehberi) adlı bir de ki/tabın muharriridir. Köy. lülerin zihniyetlerini, ruhî haletlerini iyi kavramış, onlarla hal hamur olmu*. bilerek, anlıyarak çalışıyor. Bu sayede köyler, köylüler birbirlerine ve hepsi de hükümete sımsıkı bağlanmışlar, huzur ve refah yolunda durmadan ilerliyorlar.
Köy bütçelerinin gelir yekûnu yirmi bin liradır. On altı köyde mektep ve okuma odaları açılmıştır. 1
Son bir buçuk sene içinde köy, ler arasında yeniden açılan ve tamir olunan yolların uzunluğu 297 kilometrodur. Biri 22 meitre açıklı ğında iki büyük köprü, 47 ufak ve 23 beton menfez yapılmış, 8 ahşap    köprü   tamir   edilmiştir.
Meyve ve sebze bahçelerini sulamak için yüz on bir kilometre u-
zunluğunda cetveller, arklar açılmış. Bozulanlar isi âh olunmuştur. Ufak bataklıklar, su birikintileri
kurtulmuş, üç arteziyen, on abı
kuyu acıtmış, dört çeşme yapılmıştır. Nahiyenin bir de kooperatifi vardır. Bir senede köylülere ödünç olarak otuz iki bin lira ver mıv Bu para bu sene   tamamıle
öd'enmişür. Erzincan felâketzede, lerine üç bin ve bu bir senede hava kurumuna üç bin lira veril mliftir. Asker ailelerine de daimî yardım yapılmaktadır.
Askerlerimize iki bin be.ş yüz
Elvanlı   nahiyesinde    Aslanlı
Köprüsü
dört yüz çift çorap gönderilmiştir.
İşte beş altı yıl önce yarı aç ya rı tok yaşıyan insanların bir iki senede başardıkları işler ve yaptıkları yardımlarl inanılacak şeyler mi bunlar? Fakat ben yerinde ve gözlerimle gorclum, inandım. Ve Türkün eşsiz meziyet ve yara tıcı kabiliyetleri karsısında bir da. ha hürmetle eğüdîm.
Bu vesile ile, Türk köylüsünü yakından ve hakkile tammıyan-larm ve Avrupalıların kafaların-d'a yer tutan yanlış bir kanaati düzelbmjek isterim. Bunlar derler ki: «Köylümüzün harap ve perişan bir hale düşmüş olmaları, sizde hayır ve yardım cemiyetlerinin arzu olunan süratle inkişaf edememeleri, Türkün 'tembelliğinden, uyuşuklluğundan, umumi işlere karşı kayıtsızlığındandır.» Türkün ferdiyetçi olduğunu, ce-miyetçilik ruhundan mahrum bu. lunduğunoı ileri «ürerler. Bu iddialar, temellerinden çürüktür. Yer yüzünde Türk kadar merhametli i, şefkatli, yufka yürekli, ayni zamanda yaratıcı,    canlı   ve   hareketli   başka
bir millet daha yoktur. Tarihimiz bunun en parlak ve su götürmez delilidir. O harabinin ve bu kayıt srzlığın sebepleri pek çoktur. Bun farın hepsini sayıp dökebilmek i-çin cildler doldurmak lâzımdır. Ben burada yalnız bir noktayı i-şaret edceğim:
Hepimiz biliriz: Türk ailesinde çok kuvvetli bir disiplin, sıkı su-rebte riayet edilir biş iş bölümü vardır. Meselâ üç erkek evlâdı bir ailede bunlardan biri davarla ikincisi ekim işlerile meşgul olur. Üçüncüsü de elde edilen yer ve hayvan mahsullerini pazarlara gö türüp satım ak ve hariçten tedariki icap eden eşyayı, malzemeyi satın almak vazifelerini görür. Kız çocuklar da, yaşlarına göre kendilerinden küçük kardeşlerine ba. karlar. Koyunları inekleri sağarlar, ev halkının ve çobanların yemeklerini hazırlarlar. Bunlardan biri diğerinin işine karışamaz. Ailenin umumî heyetini ilgilendiren meselelerde, aile fertleri arasındaki münasebetlerin tan
zim ve idaresinde söz, aile reisinin, babanındır. Onun bu hak ve salâhiyeti mutlaktır. Onun bu salâhiyetine çocukları müdahale edemez. Böyle bir hareket büyük hürmetsizlik, hafjtâ küstahlık sayı lir. Verdiği emirler, aldığı kararlar, itirazsız tatbik ve icra olunur. Çünkü babanın, evlâtları hakkın, da iyilikten başka bir şey düşüneceğine ihtimal verilemez. Türk, mensup olduğu camiayı da büyük bir a le, ve hükümeti o ailenin reisi, (baba) telâkki eder.
Hükümetin adı (devlet baba) dır. Türk, kapısını çalan, gözüne ilişen fakiılerden yardımını asla esirgemez. Fakat, köyün, kasabanın vrva vurt içindeki ickmil fa-
kirlerin, kimeeaiz çocukların yedirilmeleri, giydirilmeleri, bir kelime ile âmme işleri bahse mevzu olunca mesele değişir. Bu ciheti düşünmek münhasiren babaya ait bir hak ve vazifedir. Aileyi teş kil eden fertlerin bu kabil işlere
teşebbüsü haddHni bilmemek, çizmeden yukarı çıkmaktır. (Devlet
baba), fakirlere yardım için herkesin kudreti nisbetinde bir şey vermesini emrederse bu emir der. hal ve tereddütsüz yerine getirilir. Evinin içinin temizliğine itina eden Tüık, köyün temzliğine yakından alâka göstermez. Ve meselâ ulmuma ait ırmakların yatakları su kanalları dolmuştur. Sular taşar, bataklıklar meydana gelir. Civar köylerin sağlıkları bozulur. Köylüler kendiliklerinden bu mec raları temizlemeğe kalkmazlar, devlet babanın emrini beklerler. Kısa görümlü kimselerin tembel vî uyuşuk sandıkları bu kahraman ve cevval insanların bu emri alın ca, inanılmıyacak kadar az zaman da dağları yardıklarına, kocaman bataklakları kuruttuklarına, kilometrelerce kanallar açtıklarına çok şahit oldum. Bu defa (Elvan, lı) da gördüğüm, hayretlere, takdirlere değer başarılar bu kanaatimi bi* kat daha kuvvetlendirdi. Sarsılmaz hale getirdi.
Ne yazık ki aziz milletimiz, asırlarca kendisini hakkile tanı-m-nyan ve zevÜc ve sefahatlerinden başka bir şey düşünmiyen cah:l babaların ellerirtde kaldı. Ve mü. barek yurdumuz, işte bu yüzden virart ve perişan oldu. Türkün fer diyebç ili iğinden, tembelliğinden, uyuşukluğundan değil...
Harp Vaziyeti
(Başı 1 incide) yorlar, İngilizler de bu haberin yalan olduğunu İddia ediyorlar, 3-4 gündenberl Yugoslavysya dair gelen haberler bundan İbarettir. Büyük mikyaata harekâtı olduğuna göre, Yugoslav mukavemetinin kırıldığına hUkmolunabilir. Ancak evvelce başkumandanlığın emrlle müstakil hareket eden Yugoslav kıtalarının dağ ve çete muharebe-lerile Almanları meşgul etmeleri çok muhtemeldir. Yunan - İngiliz cephesindeki kanlı ve çetin muharebelerden anlaşılıyor kl, Almanlar Yııgoslavyadakl orduların ve motorlu birliklerin çoğunu garbi Makedonyaya sevketmlşler. Yunanlılar üzerinde serî netice almak İstemişlerdir,
Yunanistanda:
Yunan - İngiliz müdafaa mevzilerinde beş gündenberl kanlı muharebeler oluyor. Yunanlılar, daha dar cephe tutmak maksadlle Arnavutluk arazisini tahliye etmektedirler. Tahmin ettiğimiz veçhile müdafaa mevziinin »ağ cenah ve merkez mıntakalarında büyük yar malara girişmişlerdir; yarmaların istikametleri Beyşehir, Tırhaledir. İtalyanlar da Yanya umumi İstikametinde taarruz ediyorlar. Fakat Almanlar beş gündenberl mevzii yarmaya muvaffak olamamışlar, muharebe meydanlarında yalnız 50 - 60 bin maktul bırakmışlardır.
\im.m orduları şimdiye kudar hiçbir yerde böyle bir mukavemet ile karşılaşmamış ve bu kadar çok zayiat vermemişti. Demek, Motorlu ve zırhlı birliklerin yarıp geçemediği yerde Alman orduları duraklıyor ve yıldırım harbi yapamıyor. Yunan - İngiliz kuvvetleri iniiii.iK.hI.m mıntakaya müdafaa usullle mükemmel bir yıpratma muharebesi yapmaktadır. İcap ederse, üstün şartlarla mukavemet etmek İçin geride daha dar bir mevzie çekilebilirler, hesaba katılacak bir tehlike vardır: Alman zırhlı ve motorlu birliklerinin geri çekilecek Yunan - İngiliz kı-tulurlle birlikte veya onlıırduıı evvel yeni mevzilere glrıniye çalışmaları çok muhtemeldir. Almanlar şimdiye kadar buna İmkân bulamadılar.
İhsan BORAN EDEBİ   ROMAN
SİYASI İCMAL
Beşinci Cadde Harp Heyecanı Geçirdi, Ben de Beraber..
Bir Tarafla İtalyan Haydutları Vardı, Diğer Tarafta Kanun Kuvvetleri ve Halk...
Yun
a n
tam Nev. göbe-
Otuzüçüru ibir   yerde mağazası
BSBevyork'
tan gazetemize yazılıyor:
Bugün öğleyin y/ork'un
ğinde mihver-çilerle Amerika, nın kanun kuvvetleri çarpıştı. N evyork halkı, harbe benzer heyecanları sinemada değil, Beşinci caddenin en ialek ve kalabalık yerinde duydu ye gördü. Beşinci   caddenin
cü aokağına   yakın
iranlı bir dosıtu|maın
vardır. Halı ve antika ticaretilc
meşgul olur. Kendisini aylar-danberi görmemiştim. Bu sabah birdenbire ziyaretine gitmek hatırıma gdldi, işte bu vesile ile bugün öğle vaktine doğru Beşinci caddede bulundum ve Nevyork'ta nadir görülen şekilde bir heyecan geçirdim.  .
NevyorVun en süslü ve en kalabalık caddesi olan Beşinci caddenin öğle saatlerinde sel halinde akan kalalbalığına ayak uydurarak gidiyordum. Birdenbire ortahk karıştı. Ellerinde silâh, iki kişi koşuyordu. Arkalarına bir polis memuru, bir taksi şoförü, bir kaç kabadayı: «Tutun, yakalayın, katil var!» diye bağırarak katılmıştı.
Kendimi olduğumdan cesur göstermek istemem, Nevyork* ta veya Şikago'da bir takım haydutlar polisle tabanca veya ma-kinelitüfek muharebesine <Uıtu. şursa kabadayılık edecek yerde selâmet kenarına çekilmeği ter-- cth edenlerdenim, ölüm mukadderdir amma, haydudun ka. za kurşununa ne diye kendimi maruz bırakayım? Nitekim hal-km çoğu da benim fikrimde o-lacak ki herkes birbirini ezerek
civardaki mağazalara üşüştü.
Nevyork'taki 9okak muharebesinden kendi gözümle gördüğüm taraf bundan ibarettir, işin içinde neler olduğunu gazetelerde okudu|.Tu Anlatayım:
Toptan kete*n eşya satan bir müessesenin müdürü olan Al-fred Klauaman bürosundan öğleye doğru çrkıyor, sokağın karşı tarafındaki bankaya gidiyor, memurlarının bir haftalık maaşı olan 649 doları cebine koyarak dönüyor.
Bu her hafta tekrar ettiği bir hareket... Kendisi için fevkalâdeliği yok... Fakat bu defa arkasına iki kişi takılmıştır: A-çık renk paltolu iki adam... Bunlar keten tüccarını bankada iken gözetmemişlerdir. Arkasından asansöre giriyorlar. Asansör yükselmeğe başlayınca asan-sörcüye emir veriyorlar: «Katlar arasında dur ve duVara dön!»
Memur bu emri yerine getirince keten tüccarının sakağına iki rövelver dayanıyor; — Paraları çdc. Adam tereddüt edince taban, çalar patlıyor, ölünün cebinden bir saniyede dolarlar alınıyor, asansörcü rövelver tehdidi altında asansörü aşağı indiriyor. Fakat katiller uzaklaşır uzaklaşmaz tftıftun, katil: var!» diye ar. kalarından yaygarayı koparıyor.
ıikarıd»a mihvercilerin so kak       muharebesinden bahsettim. Sebep şu: Katillerin
4 *
4
¦*6
Y
TEFRİKA No. 20
Yazan: Muazzez I
Sesinde derin bir yalvarış vardı. Ah Bey yerinden kalktı, odada bir iki defa dolaştıktan öonra tekrur geldi onun yanına oturdu, elini elleri arasına aldı
— Yüzüme bak yavrum, tu gözlerimin içine... Şimdi söyle, şikâyetin neden vo kimdendir?
Kezban heyecanla doğruldu.
— Şikâyetim mi? Hayır hiç kimse hakkında bir söz söyliyemem, herkes bana çok İyi muamele ediyor.
— Hele hele... Baştun buşlıyalım:
Yengen bir şey ml dedi?
— Yengem bana karsı fevkalâde
ahsin BERKAND
müşfiktir.
— Alıl.. O halde Nlgfir 7 Onun çok sinirli olduğu malûm.
— Hayır efendim; teyzem bana hiç bir şey yapmıyor, yalnız kusur-luı-ınıı tashih ediyor.
— Bu da iyi... Fâzıle İçin sözüm yok. Arkasından «Abla, abla» diye koşarken onu ne kadar çok sevdiğini gortlyorum. O halde ya benden, yu-hut du Vıvetten kaçmak istiyorsun.
Kezban Ali Beyin elini dudaklarına götürdü, sevgi vo saygı ilo öptü.
— Sizin yaptığınız iyiliklere ömrümün sonuna kadar minnettar ka-
jkisi de Italyandır. Elebaşılık eden An»Loni Esposito, 25 yaşında bir serseridir. On altı se-nederJberi işi gücü Nevyor'k ha_ pisanelerine girip çıkmaktır. Bir defa asıl memleketi olan İtalya-ya nefyedi İniş, fakat sahte pasaportla Nevyork'a tekrar sokulmanın yolunu bulmuştur. Kardeşi Viİmo yirmi dokuz yaşındadır. Gece vakti sokaklarda sarhoşları soymağı iş edinmiştir. Sing Sing hapisanesinde yedi se. nelik bir ceza müddetini henüz bitiımi$itir. Babalan dolandırıcılık suçîle hapisanede yatımak-tadır. Diğer bir kardeşleri Clin-ton hapisanesinde yatıyor. Görülüyor ki bu İtalyan aile baştan aşağı «asîl» dir.
A sansürcü, feryadı kopa-rınca, feryat ağızdan a-ğıza tekrar edilince ve bir kaç polis memuru takibe başlayınca Esposito kardeşler caddede koşacak yerde Alrmanın bonmar. şeye benzeyen büyük mağazalarına dalmağı, orada halk arasında kaybolmağı tercih etmişlerdir. Mağazayı dolduran müşteriler birbirine karışmış ve eli ailâıkU katiller sipsivri ortada kalmıştır. Bunun üzerine mağazanın Madison caddesine bakan kapısından çıkarak bir taksiye atlamışlar ve şoföre: «Sür!» emrini vermişlerdir.
Madison caddesi de öğle vak. ti pek kalabalıktır. Rövelver tehdidi altında bulunan şoför bile ne yapsa yol bulamaz. Sokak baslarında dakikalarca beklenir, çünlkü yol tıkalıdır.
Haydutlar tehdidin para etmediğini görünce taksiden atlamışlar ve halk arasına karışarak kokmağa başlamışlardır. Maher adında bir polis arkalarına katılmıştır. Arada altı metreden ibaret mesafe olduğu halde po. Üs, kalabalık yüzünden silâh a-Camamıştır.
Nihayet Maher tenhaca bir noktada iki el ateş etmiş ve iki kardeşten küçüğü yere yuvarlanmıştır. Adamın bir kolu altında kaDmış, diğer kolu hareketsizce uzaramıç olduğu için herkes öldü sanmış, etrafını almıştır. Polis Maher, cesedi çevi. rirken, halka hitaben:
— Çekilin, tehlike var, birinize bir şey olur, diye bağırmıştır.
Bu sözler son sözleri olmuştur. Italyanın eli serbest kalınca 0,38 kalibrelik tabancasını çektiği gibi polisi vurmuş, öldürmüştür.
D unun üzerine halk çekil. *-*miş, fakat Veisberg a-dında bir_ taksi şoförü caninin üstüne atılmış, tabancasını almak istemiştir. Bunu beceremc. miş, İtalyan kendisini boğazından vurmuştur. Şoför kaldırım üzerine yıkılmıştır. Esposi-to bunun üzerine cebinden dolu di-
lacagım amca.
Ali Beyin gözlerinden derin bir a-cı geçti. Onun başını elleri arasına
aldı, yanaklarından öptü.
— Hayır, buna teşekkür etme Kez ban, teşekkür etme... Ben vazifemi yapmakta çok geg kaldım.
Duyduğu heyecanı gizlemek için bir iki saniyo önüne baktıktan sonra sordu:
— öyle ise Vivetle aranızda bir hâdiso mi geçti?
— Vicdan küçük vc şımarık bir kızdır. Onun sözlerini mühımsemiyo rum. Esasen onun iyi kalpli olduğuna da eminim. Bazun arkaduşlunna uyarak ufak telek kelimelerle beni kızdırmağa heves etmedi değil, fakat benîm cevap vermediğimi görün co bu oyundan vazgeçti. Şimdi aramızda hiç bir şoy yoktur. Size söylüyorum amca, lüzumsuz kuşkulara kapılıyorsunuz. Ben rahatça   çalış-
rH    *Cr tabanca
ti?-' çıkarmıştır, ra-kat kullanmağa imkân bulamamıştır, iki kişi ellerine sarılmış, halk üzerine hücum ederek tekmelemiş, çiğnemiştir,
iki kardeşten biri vurulunca vd^ğeri kaçmış,
her şeyi bes ve-^. > - > ',J ya on sente sa-
tan meşhur VoL , vort mağazalarından birine rir imiktir. O saatle bu mağazalar kadın müşterilerle lebalep dolu olduğu için yüzlerce kadın korkudan çügın hale gelmiş, ayılan. lar, bayılanlar eksik olmamıştır.
Katil, zemin katında rövelVe-rini bir tarafa atarak halk arasına karışmak ve izini kaybetmek ümidile yukarı çıkmıştır. ] Merdivenin iki tarafında altı polis memurunu kendini bekler bulmuş, kıskıvrak yakalanmıştır. Bütün Nevyork halikına gün ortasında harp heyecanları geçirten hâdise de böylece kapanmıştır.
Bu gürültüden kârlı çıkan bir adamdır. Düne kadar başkası hesabına taksi şoförlüğü eden ve katilin tabancasını almağa çalışırken boğazından yaralanan §oför Veidberg'e Nevyork belediyesi yeni bir taksi hediye etmiştir. Adamın yarası derin olmadığı anlatılmıştır. Bir kaç güne kadar otomobiline sahip sıfat ile kurulacak ve cesaretinin mükâfatını böylece görmüş ola-c akltır.
Başvekâletinde Değişiklik
Yazan: M. H. ZAL
^^unan Başvekili Bay Ko-U   rizu'in memleketinin en
buhranlı bir dakikasında vefatı her tarafta teessür uyandırmıştır. Korizis zaten hasta bulunuyordu. Bütün hayatı dürüst bur maliyeci ve bankacı sıfatile kendi ihtisas sahasına ait işler ve düşünceler Kirasında geçmiştir. Siyasî hayatında mevki sahibi olmaya hiç bir zaman ihtiras duymamıştır. Bir harp zamanında Metaksas'ın ağır mirasını birdenbire yüklenmek bu tipte bîr adam /için 'kolay bir şey değildi. Bununla beraber verilen vazifeden kaçmamış, bu yükü en dürüst hislerle omuzlarına yüklenmiştir. Fakat jîa uğırhgı. nı da duymuş, *o. .amanlarda Alman -.azyıkına • «ukavemetin icap ettirdiği endîşeıer de 'buna binince yük hasta vücudüne fazla gelmiştir.
boş kalan Yunan Başvekilliğine eski Payitaht Nazırı ve Trakya Umumi Valisi B. Koç-yas geçmiştir. Siyasî şahsiyet ve politika alâkaları dolay »sile \ Koçyas l&endini Metaksas'ın tabiî halefi tanıyordu. Yunan halkından da bu telâkkiye iştirak edenler vardı.
B. Koçyas bugünkü Yunan umumi hayatının belki de en faal ve canlı «idamıdır. Atina şehrinin bir kaç eenede kesbet-tiği ümran ve güzellik c. un ^eseridir. Omuzlarında ağır mesuliyetler taşımak kudreti vardu. Herhalde mevcut vaziyet için günün en münasip adamı sayılabilir.
B. Koçyas Türk - Yunan dost. tuğunun kuvvetli taraftarlarından biridir, öu müşkül zamanda iş basma gelmesi memleketi, mizde tabiî bir memnuniyetle karşılanacak ve güç vazifesinde muvaffakiyeti candan temenni edilecektir.
Basrada Biriken Mal
lan
Icin
I
Kubüây İhtifali
faahlr, (Hususi) — Şehit Kubilûy | ihtifali 20 nisan pazar glinü yapılacaktır. Bu suretle halkın bu ihtifale daha fazla iştiraki temin edilmiştir. İhtifale mahsus olmak üzere Izmir-den, Karşıyakadan, Manisadun birer tren tahrik edilecektir.
fahirden ihtifale iştirak etmek U-zerc parti, halkevi, birlik ve cemiyetler azaları, izciler ve askeri nıü-zika Menemene gideceklerdir. İzmir ve Manlsadan başka F<x;a, Dikili. Bergama kazalarından da heyetler gelecek ve ziyaretçiler, krokisi veçhile ihtifalde yer alacaklardır.
Törende parti teşkilâtına mensup zevat ve öğretmenlerden bir kaçı, Menemen Partisi namına bir zat tarafından nutuklar irat edilecek ve nutuklardan sonra âbideye çeldikler konulacaktır.
Peynir Imalcîleri İle Toptancılar Arasındaki İhtilâf
Lüleburgaz, (Vatan) — Peynir i-malcileri ile bazı toptancılar arasında fiyat yUzünden çıkan ihtilaf halledilmiş ve bu sebeple şevkleri geri kalan peynirler yola çıkarılmağa başlanılmıştır. Bu peynirler yüzde on beş nisbetinde kıreması alınmış sütlerden yapıldığı Jçin evsaf ltlbari-le tam yag-lı addedilmemiş ve imal-ciler fiyatlarda cüz'î bir tenzilât yap maya mecbur edilmişlerdir. Bin tenekeden fazla olan bu peynirlerin Istanbulda tam yağlı peynir sırasında, satılacağı söylenilmektedlr.
mak için leyli mektebe gitmek istiyorum. Bu ricamı kabul edin, ne o-lur? Geçen gün Kaatamonudan, Nazire Hocadan mektup aldım, beni burada tanıdığı bir lise müdürüne tavsiye otmiş.,.
— Hangi liso o?
— Çamlıca.
— Hayır çocuğum, ejer mutlaka gece yatısı mektebine gitmek istiyorsan seni kolayca eve dönebileceğin bir liseye yollarım. Bu akşam yengenle konuşurum, muvafık bulursa Boğaziçi lisesine yazılırsın.
— Teşekkür ederim amca.
— Fakat ben sana dorıklını Kezban... Bizden uzaklarda kalmak istediğini anlıyorum.
— Yemin ediyorum kl böyle bir fikrim yok. Esasen ayda bir defa e-ve geleceğim.
— Hayır, ayda bir değil her haf-
Ticaret Vekâleti • Tetkikler Yapıyor
«En Son Dalcika» nın verdiği malOmata göre Ticaret Vekâlet; Basrada birikmiş olan Türk mallarının memleketimize getirilmesi için ehemmiyetle tetfkiJcler yapmaktadır. Evvelce bir ta'kım müsaade müşkülâtımdan Basrada ka'lan bu mallar şimdi bu müşküller bertaraf edildiği halde nakliyat zorlukları dolayısilc memleketimize gelemcm-cklredir.
Aldığımız malûmata göre bu-ffünkü vaziyetin ballıca sebeb; Basıadan başlayıp Haydarpaşa-ya kadar uzanan hattın bilhassa Basra _ Bağdat arasındaki 585 kilometrelik kısmının dar hat o-luşundan dolayı fazla nakliyata mütehammil (bulunmamasıdır. Bağdatta ticari eşyanın ekseriyetle hamallarla ve kısmen vinçlerle vagıondan vagona aktarması icap
etmektedir.
Bundan maada nakliyatın tek hamule senedi ile yapılmayıp Tel. köçek ve Meydanıekbezde iki defa hamule senedi tanzimine ve burada mutavassıtların muamc'e yapmasına kat'î zaruret olması münakalâtı müşkülâta duçar etmektedir.
Vagon meselesi de derdin ehemmiyetlilerinden birini teçkıl etfmdkrtedir. Ankarada Türk, Sov. yet ve Irak demiryolları murahhasları arasında, bu hattaki nakliyatta vagonların yüzde ellisinin tarafımızdan ve diğer ellinin bu iki idare tarafından temini esası Vizerin,de bir anlatma yapılmışsa da tatbik, olunamamıştır.
Basrada halen Türkiycye gelmesi lâzım gelen mühj/m miktarda deri. demir aksamı, otomobil ve saire vardır.
ta cumartesi günleri çıkacaksın kızım.
— Nasıl isterseniz öyle yaparım amca, yeter ki siz benim ricamı kabul edin.
— Sana çok alışmıştım. Her akşam eve gelince seni karşımda gör inekten büyük bir saadet duyuyor* dum. Bu sevincimi çok gördün.
— Amcacığım!
Genç kız bir aydanberi ilk defi olarak kollarını onun boynuna doladı, yanaklarını öptü. İkisi de müte heyylçtiler, ikisinin de gözleri dol-muştu. .
— Istanbulun havası sana yaradı Kezban. Maşallah az zamanda re* gln değişti, haline bir başkalık geldi.
ı — Ne kadar değişsem yine taşralı olduğum göze çarpıyor.
(Arkası var)
0255
/naipten avveı Mıae
ALmancadan Çeviren:
Berin YAZAB
— Alman Harp Hikâyesi —
Bayan Link, kızı Min-naya dedi ki:
— Kızım, biz bu akçam kâğıt oynamak üzere davetliyiz. Işrte seeana et vesikamızdan iki kupon» sekiz de yağ kuponu, kendine sucuk ve yağ; satın alarak karnını doyurursun.
— Peki, anneciğim, ben de zaten akşamı geçirmek üzere arkadanım Yahanmaya gideceğim, yemeğimi de beraber alıp orada
yiyeceğim.
Minna, a an esile babacını soka-ja kadar teşyi ertJtJkten sonra bir telefon yerine girdi. Arkadaşına telefon ederek geleceğini bildir-li. Meğer arkadaşı o akşam meş gulmüs. Fena halde içi sıkıldı. Şiırtdi bütün bir akşamı tek basına nasıl geçirecekti?
Sokaklarda dolanmağa başla-İt Karnı da pek aokırroştı. Bir lo Kant anın önlünde chırdu. Yemek listesi dışarı asılmıştı. En başta çöyle yazılı idi: «Tereyağlı ala balığı, 1.5 mark... Dana kiîrbastı. sı patates tavasilfe 2 mark (iki et kuponu lâzımdır).
(Güzel luz, bu sırada arkasında birinin durduğunu farkettL Yabancı* bir erkekti. Yemek listesini yüksek seale okuyordu:
— D»na külbastısı, patates tavaaile... Oh, ne iyi, ağzrm sulandı.   -r
Minna dönüp baktı. Pek genç olmamakla beraber yakışık h ve iyi kıyafetli bir adamdı. Yabancı sordu:
— Siz de dana külbastısından hoşlanır mısınız?
— Evet; (akal ala balığını da. ha çok severim.
— Acaba et vesikanızda iki kupon kadar kaldı mı?
— Evet, et ko(poDİar«n vardu.
— Sizi akşam yemeğine davet
edebilir miy^m*?
Kız bu yabancıya hiddetli hid d etli bariötı. Ne hakla kendisini ye meğe çağırıyordu? Adam derhal izahat verdi:
— Sakına maksadımı yanlış anlamayınız. Hiç bir fena niyetim yok, Sfrrf yemeği yalnız yememek için bir arkadaş aradım.
Minna kendi kendine dedi ki:
— Belli ki herif macera arıyor fakat macera peşinde giden erkekler eğlenceli olur. Hem hoşça yemek yerim, hem eğlenirim, hem de sırası gelince adama had dini bildiririmi
Minnanm karnı da pek açtı. Cebirtde yalnız iki mark vardı, bununla bir lokam/tada yemek yiyemezdi. Fakat birdenbire kabul etmiş olmamak için dedi ki:
— İyi ama ben sizi tanımıyorum.
— Ne zararı var? Benim adım Şnayder, içte tanıgttk gitti. Haydi, içeri girelim. Size söz veriyorum ki saygı göstermekle en küçük bir kurum ölmıyacak.
Masa başına geçince yabancı dedi ki:
— Ben de istter isltemez sizin gibi balık yiyeceğim- Canım* dana külbastısı istiyor, faik at et vesikam, yok.
— Bende var, buyurunuz, size
vereyim. "
Adamın memnuniyetten âdeta gözleri parladı. BeLli "ki et yemeğini pelk seviyordu.
Yemeklerini öteden beriden konuşa konuşa yediler. Bir şişe şarap geldi, bir daha geldi. Neşetleri arttı.
Mîrma pek güzel bir kızdı. Ya bancı adamın kertdrisine göz koy. duğuna hiç şüphesi yoktu». Herife had<Jini bildirmek için lâfı o taraflara dökmesini bekliyordu. Fakat hayret... Adam oralı değil-
Minna'nın biraz da gururu zedelendi. Adam yoksa kendisini beğenmemiş miydi? Ne diye güzelliğinden filân bahsederek sataşmağa çalışmıyordu?
Genç kız kendi kendine dedi
ki:
— Maksadını anlıyorum: Buradan çıktıktan sonra beni öpme. ğe çalışacak. Fakat derhal dersini vereceğim- Davetini kabul ettim diye kendimi öptürmeği taahhüt etmedim ya...
Adam, kızı kapısına kadar götürdü. Fakat kalp meselelerine da ir hiç bir söz açmadı. Hatftâ kızı tekrar görmek için bir istek bile göstermedi.
Yabancı adam kapı önünde sa dece dedi ki:
— Allaha ısmarladık. Sizin sayenizde hoş bir yemek yedim, hoş vakit geçti. Benden gBcâyeti-niz de yok, değil" mi? Sözümü tut tum ve «ize tam saygı gösterdim.
— Tabiî, çünkü ben size fırsat vermedim. Şimdi artık ayrılırken itiraf edebilirsiniz: Her halde niyettiniz her erkeğin niyeti gibi idi. fakat benden yüz buümadınız, değil mi?
—Kat'iyyen öyle değil, emin olunuz.
Minna biraz hiddetlendi:
— Yani, dedi, aklınızdan hiç bir fena niyet geçmedi mi?
— Geçmedi değil, geçti. Sizi davetten maksadım, et vesikalarınızdan istifade etmekti. Sayeniz de yediğim dana külbastısının tez zetini hiç unütamıyacağım. Ne ya palım, böyle zamanlarda mide kalpten çok evvel gelir!
Ekmekler Hakkında
Toprak Mahsulleri Ofisi Umum Müdürlüğü, Ooktor Celâl (vıuhtarın Gazetemizde Çıkan Düşüncelerine Cavap Veriyor
Toprak Mahsulleri Ofisi U-mum Müd/ürrüğünden aldığımız mektubu aaağjya dercediyoruz:
«¦Gazetenizin 15/4/1941 tarihli nlüfllhasındaki (Dr. Celâl Muhtar'ın ekmekler hakkmda fikirleri) başlıklı yazı münaeebetile şu noktaları tavzih etmeği lüzum» İu görüyoruz.
« 1 — Un stokunu tesis ve tanzimle tavzif edilmiş olan Toprak Mahsulleri Ofisi, değirmenleri mahallinde kendi kontrolörlerinin nezareti altında işlettikten başka istihsal edilen unları da mütemadi tahlillerle takip eylemektedir. Bu itibarla değirmenlerin buğdayları arttırarak unun evsafım kendiliklerinden tağyir eylemde. ;ine mahal verilmemektedir.
«2 — Bugünkü nakil vasıta ve imkânlarının daima ayni mence ve evsafta buğday getirilmesini güçleştirmesine zamimeten İstanbul değirin eni erinin kapasite ve tesisat farkları tek tip ekmeğin
evsafına müessir ollmıyan ufak çeşni değişiklikleri tevlit eylemekte ise de bunun Ofisin mesaisini bu sahaya teşmil etmeden evvel de daha fazlasile vaki olduğu şüphesizdir.
«3 — Unlar üzerindeki kontrolümüzü fırınlara kadar tevsi eCmeğe madldeten imkân olmadıktan başka bunun belediye vazifeleri meyaama girmesi de tabiîdir. Maamafıh işbirliğinden en geniş mikyasta itrtifade ettiğimiz
muhterem istanbul Belediyesinin
fırıncıların bu sahada istedikleri gibi hareketlerine müsaade ve müsaimaha eiümed iğ inden ve etmeyeceğinden eminiz.
«4 — Diğer ekmek fırınları gibi francala fırınlarîle bisküvi ve makarnacıların un ihtiyacı herhangi bir mutavassıta hacet kalmadan doğrudan doğruya Ofisten temin edilmektedir. Bunun haricinde pastacı ve yufkacılarla şdhrin müteferrik istihlâkini karşılayan unlar için Ofisin peraken_ de satış yapa/rmyacağı takdir buyurudur. Bunun için şimdiye kadar Fiyat Murakabe komisyonunun tayin eylediği kâr haddi dahilinde mutavassıt tüccardan ia*L
fade edilmekte ise de; unların bu kâr haddi fevkinde satışına teves~ süfl olunduğu yolunda son günlerde deveran eden şayiaları nazarı dikkate alarak herhangi şe_ kilde olunsa olsun böyle bir ihtimali önlemek üzere bu hususta muayyen kâr ile Belediye memurları kooperatifinin tavassutundan istifade hususunda Belediye ile mutabakat tesis edilmiştir.
«Gerek muhterem gazetenizin gerek fikirlerini nakle    tavassut
eylediiL^ayın Dr. Celâl Muhtarın, Toprak Mahsulleri Ofisinin umduklarından ve hattâ zamanında bizzat ifa buyurduklarından faz, la bir itina ve teyakkuzla çalıştığına itimat buyurmalarını rica ve keyfiyeti tavzihan bu yazının aynen neşrihi talep ederiz.»
Mi
î Küme Maçları
ânlara la ¦ Beşiktaş, EskişehirDemirsporu 1-0;
'    ; ıstanbu.spor, Gençler birliğini 5-z;
Galatasaray, Atınorduyu 5-1; Fenerbahçe, Altayı 2-1 Yendiler
İzm:rd
izmir, 19 (Spor muharririmizden telefonla) — Fenerbahçe, Galatasaray takımları bugUn îzmlrde milli küme maçlarını yaptılar.
Fenerbahçe Altayla, Galatasaray da Altınordu ilo karşılattılar.
San kırmızılılar rahat ve hâkim bir oyundan sonra Altınorduyu 5 - 1 gibi büj'ük bir farkla yendiler, Fenerbahçeliler do hakemin çok fena bir idaresi, diyebilirim ki, yendirmek hususundaki kat! kararına rağmen, her güçlüğü yenerek 2 . 1 galip geldiler.
G. SARAY - ALTINORDU
Sahada 3 - i bin kişilik bir seyirci kütlesi var. San krrmızılılar sakatlığı dolayıslle uzun zamandanbe-ri oynayamıyan Arifi do takıma almış bulunuyor.
Galatasaray şöyle bir kadro ile Altınordunun karşısma çıktı:
Satnı - Faruk, Adnan - Musa, Enver, Halil - Salûhaıldin, Arif, Salim, Eşfak, Mehmet AH.
Oyun çok serî başladı vc derhal Galatasaray hakimiyeti tesis etti. Baskmiı oyun ancak 19 uncu dakikada semeresini verebildi ve soldan bir hücumda Mehmet Ali ilk Galatasaray golünü kaydetti.
Altınordulularm arasıra yaptıkları hücumlar da tamamen tehlike olmaktan uzak kalıyordu. Sarı kırmızılılar ikinci gollerini 33 üncü dakikada Musanın uzaktan attığı bir şüt-lo yaptılar. Bunu Salâhattinin çok sıkı bir vuruşla yaptığı üçüncü gol takip etti.
43 üncü dakikada Salâhattin va-sıtasile bir gol daha kaydeden sarı kırmızılılar devreyi 4-0 galibiyetle bitirdiler.
İkinci devrede yine Galatasaray hakimdi. Fakat 4 * 0 lık farklı vaziyet takrmı gevşetti ve ancak bîr gol daha kaydedebildiler.
Devre sonlarına doğru bir Altınordu hücumunda Adnan kaleye girmek üzere olan tapu elle çevirdi ve verilen penaltıyı Sait golle neticelendirdi.
Maç ta bu suretle 5-1 Galatasa-rayın galibiyetile sona erdi.
FENERBAHÇE - ALTAY
Fenerbahçeliler tam kadrolarnu muhafaza ediyorlardı. Sahada şu şekilde yer aldılar:
Cihat - Zeynel, Lebib - Ömer, E-sat, Fikret - K. Fikret, Naci, Nalm, Niyazi, Rebll.
Oyuna Fenerbahçeliler başladı. Fakat bu hücum ofsaytla kesildi. Sarı lacivertliler sağ açıkları vasıtasilc İn
mek istiyorlarsa da hakem imdada yetişerek her ne suretle olursa olsun hücumları durduruyor. Altay yan sahasına inmek mümkün değil, çünkü hakem bırakmıyor. Her nasılsa dokuzuncu dakikada kurtulabilen Fe nerbahçe muhacimleri kaleye uzaktan bir şüt attılar. Kaleci çıkış yaptı. Naim yerinde bir atakla havadan Nlyoziyo geçmesine yardım etti vc Niyazinin bir kafa vuruşu Fcncrbah-çeyo ilk golü kazandırdı.
Bu gol hakemi daha ziyade harekete getirdi. Oyun bundan sonra ta-mamilo tatsızloştı. Çünkü artık o-yun oynamak imkanı kalmıyordu. gözle görülmekten çıkmış, kulağa İntikal etmişti. Hakemin düdüğü mütemadiyen çalıyor ve ortaya garip kararlar çıkıyordu. Çok geçmeden bir Altınordu hücumunda Ömer 18 pas çizgisi üstünde topa ayak koydu vc derhal hakemin düdüğü işitildi: Penaltı. Esat hakeme «Bay Hakem, penaltı mı demiş* Hiç yoktan, penaltı gibi en ağır bir ceza veren hakem üstelik Esadı da oyundan çıkardı.
izmirliler penaltıyı gole çevirdiler ve Fenerliler Naciyi geriye almak suretile oyuna 10 kişi olarak devama başladılar. Biribirini takip e-den düdük sesleri arasında futbol dc-nemiyecek bir şekilde devre do 1 - 1 bitti. V
Fenerliler ikinci devrede hakemin vaziyetini gözönündo tutarak daha ziyade uzun paslarla oynamıya başladılar. Birinci devrede olduğu gibi izmir kalesine yaptıkları her hücum ofsaytla kesiliyordu. Bir Altay hücumunda Cihadın muhakkak denilecek bir golü kalenin bir köşesinden diğer köşesine atlıyarak kurtardığı görüldü.
Oyun bundan sonra yine ayni tatsızlık ve hakemin garip vo herkesi güldüren kararlan arasında devam ederken devre sonlarına doğru her nasılsa izmir nısıf sahasına girebilen Fenerbahçe muhacimleri topun a-yaktan ayağa dolaşmosile Niyazinin yakından bir vuruşu neticesinde galibiyet gollerini yaptılar, oyun da 2 - 1 Fenerbahçe lehine bitti.
Maçın heyeti umumiyesi üzerinde bir kaç söz söylemek icap ederse hakem, 90 dakikalık müsabakada 33 U
Fenerbahçe aleyhine olmak üzere 44
ofsayt verdi. Bu suretle her iki dakikaya bir ofsayt isabet ediyordu ki. bu da maçın sureti cereyanını vc hakemin vaziyetini anlatabilir kanaatindeyim. Kemal ONAN
Bugün  SARAY Sinemasında
Bütün İstanbul halkını cezb ve teshir eden
GRETA   GARBOnun
MELV/İN DOUGLAS ile beraber yaratt.ğ. Dâhî rejisör ERNST LUBİTSCH'in şaheseri
GÜLMEYEN KADIN
Türkçe sözlü müstesna fUmini gidip görünüz BagUn saat 11 de tenzilâtlı matine
GENÇLER BlRLİGİ - 1. SPOR
Ankara. 19 (A.A.) — Bugün 19 Mayıs stadında milli küme maçlarına Gençlerblrligl - îstanbulspor ve Beşiktaş - Demlrspor karşılaşmaları ile devam edilmiştir. Bugünkü karşılaşmalar 10 bine yaklaşan seyirci
yı&ınına spor heyecanının zevkini bir çok vesilelerle tattırmıştır.
İlk karşıluşmu Gençlerblrligl - Îstanbulspor arasında yapılmıştır. Takımlar şu suretle sahaya çıkmıştır:
Gençlerblrligl: Halil, Ahmet, Mehmet, Keşfi, Halit, Rıza, Fethi, Mustafa, Ali, K. Selim, Ömer.
Îstanbulspor: Nevzat, Sabri, Sefer, Tarık, Mükerrem, Mustafa, Muzaffer, Süleyman, Mükerrem, Kadir, tsmet.
Daha ilk anlardan itibaren her iki takımın muhacimleri seri akınlarla rakip tarafın zayıf noktalarını meydana çıkarmak İçin hücumlara başlamışlardır. 15 dakika süren bu karşılıklı akınlar oyuna mütevazin bir cereyan vermiş, fakat top kontrolü daha mükemmel olan sarı siyahlılar, tedricen rakiplerinden daha hâkim bir oyun çıkarmağa başlamışlardır. Fakat, îstanbulsporlularm bu üstün oyunu uzun sürmemiştir. 21 inci dakikada Gençler, sağdan derin bir pas la san siyahlıların kalesine inmişlerdir Gafil avlanan sarı siyah müdafaası merkez muhacim mevkiinde oynryan Alinin, sağ açıktan gelen u-zun bir havaleyi gole tahvil etmesine mâni olamamıştır. Bu suretle 1-0 galip vaziyete geçen Gençler oyunu san siyahlıların yarı sahasma intikal ettirmişler ve devrenin son dakikalarına kadar bu üstünlüğü idame ettirmeğe muvaffak olmuşlardır. Haftaym sonuna doğru mukabil hücumlarla sarı siyahlılar beraberliği temine çalısmışlarsa da Gençlerin canla başla çalışan müdafaası kar-şısmda say> kaydına muvaffak olamamışlardır.
İkinci haftaym yine seri akınlarla başlamış ve 17 inci dakikaya kadar mütevazin şeklini muhafaza etmiştir. Fakat bu dakikadan sonra, san siyahlılar daha hâkim oynamağa başlamışlar ve penaltıdan beraberlik sayısını temin etmişlerdir. Galip gelmek azmile harekete geçen îstanbulspor, kalecisinin hatalı bir çıkışından istita.de eden Gençlerin merkez muhacimi Ali 22 inci dakikada İkinci Gençler sayısını da yapmağa muvaffak olmuştur.
Ancak mağlûp vaziyete düşmüş olmalarına rağmen maneviyatı sar-sılmıyan sarı siyahlılar mukabele I-çln derhal hücumlara başlamışlar ve sürekli akmlar neticesinde 28 inci dakikada kale önündeki bir kargaşalıktan istifade ederek beraberlik sayısmı yapmışlardır. Bu golden sonra hakem sayıya itiraz eden Genç
ler kalecisini 6ahadan çıkarmış ve Ankaralılar oyuna 10 kişi ile devam etmişlerdir.
Bu vaziyet karşısında Istanbul-sporlular uc kadar ağır basnıışlarsa da enerjilerinden kaybetmemiş olan Gençlere karşı 35 inci dakikada kazandıkları golden başka sayı çıkarmağa muvaffak olamamışlardır. -
Maç 3-2 îstanbulsporun galibiyetile sona ermiştir.
Memleketimizde ilk defa olarak TÜRKÇE ve TEKNİKOLOR (tabiî renkli) ve son
5 senenin en muazzam filmi
b o
(KAHRAMAN FEDAİ) TÜRKÇE SÖZLÜ FRANSIZCA SÖZLÜ
K'te
(Teknlkolor renkii)
Saat 11 . 1,45 - 4 - 6.15 vo 8,45 do
2
DEVRE
16 KISIM BİRDEN
MELEK le
Saat 11.30 - 2 - 15 - 4.30 - 6,45 ve 9 da
Senenin on (güzel 2 büyük filminden hamlanan müstesna programı
Bugün
L
L
d
e
orunuz
1-AŞK UYANIRKEN
isveç'in yeni    GRETA    GARBO'cm
ASSİA    NORİS
Bu filmde aşk İçin gözyaşı döken.. Saadet için ıztırap çeken her kadının ümitsiz hülyalara koşan her gencin hayat romanını yaşattı.
ıı.»'...... En  -m gelen TÜRKÇE ıtıtlıis JURNAI,
2-ÖLÜM YARIŞ
FRED    MAC    MURAY ANN   SHERİDAN'îı
Vakalardan esrarını... Cesaretten   kudretini., Kahramanlıktan ateşini alan büyük filmleri.. BUGÜN   saat 11 de tenzilâtlı matine
Kayserin Altıncı Oğlu Nasıl Casusluk Etmişti?
Harpten Sonra Kendini Vuran Yovahim'i
Ve Fransız Casusu C. 25 in
Korkunç Maceraları
azan : ihsan BORfLtf
Kıea konaklarla iki kaçak hududa vararak İspanyaya geçtiler. C. 25 prensi hususi kâtip o»arak yanında götürüyordu; bunun i-çin sahte bir pasaport ta uydurmuştu.
Nihayet prens ve C. 25 General Fon Şuı'hih ile karşı karşıya geldiıer. Prerrs generale teşek'KÜr eüti:   v-
— General, beni kurtardınız. Bunu un-u\|.nıyacağ«m. Beni kaçıran bu adama geunce, ölünceye ıcadar ona minnettar kaıacağun. Bunu ispat içûn, artık onu yanım, dan asla ayırmıyacağım.
General:
— Asaı&Lmeap derhal Alman-yaya dönmenizi ıstıyonar, dedi, imparatordan bu hulusta emir aldım.
— imparatora döneceğimi bil-dir'niz. haı^at dost tanıdığım bu
htfi&ak&rmi da beraber götüreceğin.
— İmparator hareketiniz için bir gemi göndei).nı$..
C. 25 söze kaııştı:
— Prensin emirlerine hazırım. Fakat iUraf ederim, deniz seyahati emniyetli bir yoıcuıuk değiL bei!iCİ ıtmâr donanmaıarı taralından gemi batırılabııir.
General boiK bir sesle cevap verdi:
— Siz hem cessur hem de safsınız. Gemi kruvazör tipinde bü" yü* bir denızaıtidir; KOTKmağa değmez.
Dundan sonra yol hazırlığına başladı; yüzLaşı her gece camiin tenha bir köşesine giderek denize bakıyordu. Altıncı gece küçük bir sandaL saıhıle yanaştı. Sandalda açıboia duran denizaltının kumandanı vard.. Prense jnparato,
run mektubunu verdi. General kumandan."! :
— Prens harekete hazırdır, fakat size haber vereyim ki berabe. rinde başka bir yolcu da vardır.
Kumandan cevap verdi:
— Bu imkânsızdır. Gemide an cak bir kişi için yer vardır. Ve ben yalnız prensi götürmek üzere emir aldrm.
— Fakat preqs Almanyaya bu yeni kâtibile beraber dönmek istiyor. Bir yabancı ama...
— BİT yaibancı mı? Hiç bir ya_ bancı bir Amnan demzakısına binemez. Bu kat'i emirdir; yapamam.
Fakat münakaşayı anlıyan Prerts emretti:
— Kumandan emrime itaat e. dîniz. Ben böyle arzu ediyorum.
Nihayet C. 25 prensle beraber denizaltıya bindi. Kumandan o-dasını prense bıraktı, C. 25 de torpil kovanlarının bulunduğu bölmede küçülk bir yer gösterildi. Ve denizaltısı ortalık aydınlanmadan denize açrldı. Günlerce süren tehlikeli bir seyahatten sonra denijaltısı Kiel kanalına grrdi ve merasimle karşılandı. Ue kumandanı o'an ve prensi selâmlamağa gelen amiral yabancıyı göetererek sordu:
— Bu kim? Bir harp esiri değil mi?
Prens memnuniyetle cevap ver
di:
— O mu? Benim halaskarım. Eğer o olmasaydı, bugün aranızda bulunamryacşktım. Belki de şimdi Fransa toprağında meçhul bir köşeye gölmülü bulunuyor-dufm.
t?te C. 25 Prensle beraher AL man toprağına bu suretle ayak baatu C. 25 tam üç ay Prensle beraber (karargâhtan karargâha cfafagh, çok mahrem şeylere vâkıf oldu. Bazı subaylar kendisine şüpheli nazarlarla 'bakmışlardı, ne de olsa bir yabancı idî. Alman lar C, 25 in kim olduğunu anlamak için peşine birçok ajanlar taktrlar, birçok büyük teklifler karşısında bıraktılar. C. 25 bun-, larm hepsini reddetJt' ve    daima I
şu sözle başından savdı:
— Almanya, benim yeni vatanımda. Ona zarar verecek h.ç bir işe giremem. Fakat ona Wu met için canımı fedaya hazırım-C. 25 üç ay zarfında boş duı madı, hevn kıymetli vesaik top ladı, hem de Fransız mulkabıl casus teşıkıiâtım Almanya içersinde tekrar düzenledi. C. 25 bu üç ay içinde Almanyada yaptıkların* gizlemiş, haüüâ ölüm yatağında bile an.abmayı reddetm-işaır. Bu en mühim safha onun sükû-tile beraber meçhul kalmıştır. Yalnız bilinen noktaları şunlardır:
C. 25 prensle dolaşmağa lüzum kalmadığına ve Frantsız mu kabil casus teşkilâtının tekrar g görmeğe başladığına kanaat ge »irdikten sonra, Lil şehri mınta-kasında prensin yanından esrarengiz bir şekilde kaçtı. Belki de tayyare ile Fransaya döndü. Fran sa Harbiye nezaretine giderek elde ettiği vesaiki ve bildiklerini aidattı. İtilâf ordu kumandanlıkları C. 25 in bilgilerinden pek çok istifade ettiler. .
Acaba Fransa d a casu>s olarak yakalanan ve Fransız casus teşkilâtının plânîle kasten kaçırılan bu Alman prensi kimdi? Bunur için birçok isimler göst-erilmiştiı Fakat bu prensin, Kayserin altıncı çocuğu olan prens Joachim olması akla daha yakın geliyor. Mütarekeden birkaç ay sonra Prens Joachim esrarengiz bir şekilde intiharr etmişti Bütün gazeteler o zaman aşağıdaki telgraf1 neşrettiler:
«Sabık Kayserin   oğullarından birisi intihar etti. Berlin 18 temmuz— Sabrk Kay
serin en küçük oğlu Prens Joachim dün gece Potsdamda intihar etmifür. Leignitz köşkünde otu-I ruyordu. I 7 - I Kân*m - 1890 da Berlir.de doğmuştu, 1911 de orduya intisap ederek 1912 manev rai arına iştirak etti, bu manevralarda attan düşerek sağ bacağj kırıldı. Büyük harpte kahramanlık gösterdi. 1914 eylülünde far obüs parçasile yaralandı ve demiı salip nişan ile taltif olundu. 1916 martında Prenses Marie - Augus-ta von Anhalt ile evlendi ve av-ni senenin 15-1 Kânun ayında Potsdamda bir çocuğu dünyaya geldi. Buna Prens Şarl adı verilmiştir. Prensin intiharı sebepleri tamamile meçhuldür^
Prens Joachim vatanını sever bir adatr.dı. Bir Frartsız casusuna inanarak memleketini kendi ha-tasile felâkete sürüklemekte büyük bir âmil olması düşüncesine tahamrmîl edecek frtrette bir a-dam değildi. Bu düşünce ile Pren sin intihar etmesi ve hicap ve is-tlraptan kurtulmak istemesi çok muhtemeldir. Almanyaya yaptığ-fenalıktan dolayı alnında kalan lekeyi kendi kanüe silmek iste mistir. Ve bir tabanca kurşunum» şakağına srkarak ölmeyi tercih etmiştir.
Krm bilir, bu yüsden intihar e.
deriler ne kadar çoktur;    fakat
bunların binde birini bile    hâe
bilemiyoruz, belki de uzun    za-
ma-   geçse de yoğunu öğrenmeli
mümkün olmıyacaktır.
— BİTTİ —
Gönderildi
Söke,   19  (A.A.) —   Ziraa
Vekâleti Kombinalar    müdürlü günce gönderilen boş •traktör pul lük ve teferruatile   beraber    10 makinist ve bir tamirci    Sök ey e gelmiştir. Bütrün Scükeliler ve bilhassa seylâptan mutazarrır olan çiftçiler hükümetin gösterdiği bu büyük yardadan dolayı fevkalâ de minnettar kalmışlardır.
inemasında
Bugün SÜMER s       *
Yıldızların en çık, en zarif ve en güzeli
BARBARA   STANWYCK'in
Holivud'un en güzel kadmlarınm iştirakil©    HENRY   FONDA
ile beraber yarattığı
üppe Kızlar
Fransrzca sözlü   zabıta ve aşk filmini görünüz. Bir kadın kalbindeki entrlkuyı tasvir ermektedir
Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine. ^^^^^^
---5
VATAlT-
20 - 4 . 941
FERDİ ye İÇ T İH fi i
Yunan Kral
]
'hadisemi
NİŞANLANANI AR;
Kadıköy Noteri Bay Halk Burhanın kızı Bayan İlhan Burhanla j sigorta şirketi »memurlarından Bay Cemal Paker Izmırde nişanlanmışlardır. EVLENENLER;
Tüccardan Bay İzzet İsgörenîn kızı Bayan Nimet İşgörenle, genç «nuhasiplerden ve Lefkciioğul'Ia-rından Hüseyin Şemsettin Alp-men evlen|mışlerdir.
Odun tüccarlarından Ağvah Hüseyin Rıza Kalpakçının kızı Nadire Kalpakçı  ile    zeyt'nyağ
tüccarlarından Abidih Özbir ev-'liçnmişl erdir.
TAYİNLER:
kim-bul vilâyeti Maarif Teftiş 'heyeti reisi Vin naklen
ÖLENLER:
îkr;yeti reisliğine Bay Marrsur Te-
tayin edilmiştir.
flünakasa gazetesi sahibi Bay ¦jsmaüin hemşiresi Bayan Vasfiye
Izmirde ölmüş ve aile kabristanı, na gömülmüştür. AÇIK MUHABERE:
Dördüncü icra dairesi 'memurlarından Bay Ahmet Zeki Tanye-rine: Müsabakaya ait mektubu, nuz gelmiştir. »
Üsküdarda Ihsaniyede Ha-cıemin sokak numara 26 da Bayan Neriman Akçaya,
Amasya vilâyeti Emniyet âmiri Şevket Akkoçun oğlu Bay Orhan Ak'koça,
Üsküdarda Halkevi arkasında 16 numarada Bayan Şermin Te-mizyüze.
Kim kiminle ev'enmeli müsabakası için gönderdiğiniz mektuplarda, bulun-ması icap eden kuponlar yoktur. Bir an evvel gönderilmesini ve aksi takdirde bu vaziyette müsabakaya iştirak edemiyeceğinizi bildiririz.
Başmakaleden Devam
?C?m Kazandı, Kim Kaybetti?
(Başı 1 incide) +*+
daha iyi olmaz raiydi ?> Senin acaba fikrin ne?
— Bak sana söyliyeyim: Her birimizin iki günlük ömrümüz var. Nasıl olsa günün birinde öleceğiz. Ev, bina filân dersen o da insanlar gibi fânidir. Yıkılır, yerine yenisi yapılır. Fd< ıt Lir milletin varlığı her vakit i-çindir.Milletin canı, ruhu da var Ilgım ve istiklâlini sevmektir. Fi* millet varlığından ve is'ik-lâi'~*den bir defa kahbece vazgeçerse ölür ve bir daha diril-mez. Memlekette yaşayanlar, evlerinin efendisi halinden cı-karlar, köle olurlar. Dünyadaki yerlerinin de otlattıkları hayvanlardan farkı kalmaz. Hayvanlar, nasıl sahibi olan insan-lann karnını doyurmak, yüklerini taşımak, emirlerini yapmak için yaşıyorsa esir bir millet te böylece hayvan hayatı geçirir, erkekliğini, mertliğini, 'namus ~vel-T|8fef "hissim kaybeder. Her zaman İçin hep birden böyle bir hale düşmekten ise varsın, bir takımımız bu uğurda ölsün, varsm bir takım binalar, evler yıkılsın!
Mücadeleve girişince va kazanırız, va kaybederiz. Kazanırsak ve dünvavı kurtarmıva hizmet edersek fedakârlığımıza m sil olsa yanmavız. Kaybedersek hiç olmazsa şerefimizi, namusumuzu kurtarırız. Damarlarımızda as'l bir kın dolaştığını, her vakit iç:n duvarız. Yarın veni çocuklar büvütürüz, ye ni binalar yaparız. Bu çeşit yaraların hensini zaman kapar. Fakat bir defa şeref ve namus yarası açılırsa zaman bunu ka-navamaz, kimse bir daha kapa-yamaz.
— Bir harp olursa sen ne yaparsın ?
— Ben varlıklı bir adamım. Fakat varlık sahibi olduktan sonra dünya yüzünde bir parasız zamanımdaki tadı, lezzeti, bulmadım. Paraya, zevke hiç-b:r zaman esir olmadım. Bir harp olurea her şeyi terkede-rim, silâhım elde can veririm. Ben ölmeden düşman bu topraklara giremez. Allahtan en büyük dileğim su ki, bana yurdumu düşman elinde göstermesin, daha evvel canımı alsın..
Coşkun denizlere meydan oku *Tan, İstiklâl mücadelesinde en büyük fedakârlıkları görülen takacı neslinin bu kıymetli ev. ladinin görüşündeki cesarete, mertliğe, isabete havran kalarak kendisinden ayrıldım.
Arkadaşımın hakkı var: Yu-goslavyanın, Yunanistanın mukavemeti neticesinde insanlar ölmüştür, binalar yıkılmıştır, müdafaasız bir çok zavallılar musibetlere, zahmetlere uğramışlardır, fakat bu iki millet, manevî varlıklarını hem muha-
faza etmişler, hem de ateş ve kanla buna yeni ve üstün kıymetler vermişlerdir. Binlerce sene sonraki bir Sırp ve bir Yunanlı, babalarının bugünkü cesareti ve fedakârlığı ile övüneceklerdir. Bu iki millet ölme-mezlik mertebesine yükselmişlerdir. Fedakârlığın mükâfatını millet sıfatile yarın kat kat faz-lasile alacaklardır.
Bu küçük kahraman milletlere kahbece saldıranlara gelince bu kötü hareketleri tarihlerinde ebedî bir leke olarak kalacak, varlıklarını ve kendi kendilerine olan savalarını için i-çin kemirecektir. Kendi kendine hürmetini kaybeden bir milletin ise yannı yoktur. Manen intiharı göze alan milleti hiçbir maddî kuvvet yaşatamaz.
Yugoslav ve Yunan milletleri, harbi kabul etmekle zorbalık tarafının bir takım maddî kuvvetlerini imha etmişler, bfr takım malzemesini yrpratmıslar-dır. Hak ve insanlık davası için bu da bir hizmettir. F^kat en büvük hizmetleri, istiklâl havrasını vüks*kWde tutmak hususunda mîllet've her vak;t î-cin örnek cırnak ve kar°r tarafı
^5«°n. ırAripre geçirecek kadar küçültmektir.
Ahmet Emm YALMAN
SoorH^reketl ~rh d en:
BFS'KTAS . DEMİRSPOR
Beşiktaşla   Eskişehir   Demirspor arasında yapılan ikinci maç günün en heyecanlr maçını teşkil etmiştir. Takımlar bu karşılaşmada şu tertipte yer almıştır:
Beşiktaş: M. Ali, Yavuz, Hüsnü, Rifat, Halil, Feyzi, Şakir, Hakkr, Sabri, Şeref, Şükrü.
Demirspor: Abdülkadir, Ahmet, Nuri. Naci, Fahri, Celâl, İskender, Salâhaddin, M. Ali, Zeynel.
Oyun başlar başlamaz Beşiktaş hu kimiyeti eline almakta güçlük çekme mistir. Fakat, akınlar hâkim bir o-yun çıkarmasına rağmen muhacimlerinin isabetsiz vuruşları ve Demirspor müdafaasının enerjik müdahalesi neticesinde semeresiz kalmıştır. Bu maçın bariz vasfı, daha ilk anlardan itibaren Beşiktaşlıların gerek teknik gerek tecrübe bakımından rakiplerine üstün oluşları, buna mukabil Demirsporluların bu üstünlük farkını dikkate şayan bir e-nerji ile telâfi edişleri olmuştur.
Karşılıklı akınların birinde 36 inci dakikada Beşiktaşlılar sağdan yap tıkları bir akında hiç beklenilmiyen bir vaziyette ilk ve son sayılarını yapmışlardır. Devre 1-0 Beşlkta-şm galibiyeti ile bitmiştir.
İkinci devre baştan nihayete kadar Eskişehirlilerin hâkimiyeti altında ve Bcşlktaşın nısıf sahasında cereyan etmiştir. Beşiktaşın karşısında tek kale vaziyetinde oynayan Demirsporlular kısmen şanssızlık, kısmen de tecrübesizlik yüzünden mağlûp vazıyetten kurtulamamışlardır.
Her Gün
On Satır
S. O. SAVCI
- ingiliz vc Yunan tebliğlerinden anlusıl<lı£ma, bizim Radyo Gailesinin de söylediğine göre, Almanlar verdikleri çok a£ır İnsan
'.aylatına aldırış clmlyerek dalgalar İmlinde hücum ediyorlarmış, sasıl oluyor da bunun acısını hissetmiyorlar?
- Sen ömründe hiç yaralandın nıı?
- Kvet, bir kt»re müthiş bir kaza geçirdim, fakat yaralandığımı ırak yara Moftuyunca başlıya n acıdan anladım.
- öyle anlaşılıyor kl, Almanlar da ağır zayiatlarının acısını anık ortalık yatışıp yara soğuduğu ve   ailelerde   derin   boşluklar
¦ 'Tına  cıUt
y i»»» n   hisse'İçrekler
(Başı 1 incide) X/X
lâalarını dinledikten sonra Atina valisi nazır Kon3tantin Kodzias \ bugün hükümet erkânının listes'-ni tanzime memur etti. Bu istisnaî ahvalde Kral 'bizzat meclisin içtimalarına riyaset edeceği için Kodzias Başvekil muavini sıfatile vazife görecektir.
Kodzias bunu müteakip aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
«Başvekil muavini sıfatile yeni hükümet erkânının listesini Krala takdim etmek vazifesini üzerime aldığım için r.'k fırsattan istifade ederek bütün Yunan milletini ve altı aydanberi Yunan silâhlarına çan ve şere/f kazandırmış olan ve müşkül şartlar altımda da emsalsiz mücadeleye ayni kahramanlıkila devam eden mükemmel Yunan kıt'alarmı selâmlamağı kendime bir vazife bilirim. Bu mücadelenin 28 teşrinievvel 1940 ta olduğu gibi sonuna kadar ayni safiyet namus ve güzellikte devam edmesi için hükümetin namuslkâ-rane bir surebte elinden geleni yapacağını orduya ve miNcle temin ederim.
Topraklarımızda kıtalarımızla yanyana mücadele eden ingiliz İmparatorluk kuvvetlerini de ha-rarotfle selâmlarım. Bu anda ölen kahramanlarımızın hatıramı önünde hepimiz eğiliyoruz. Bunların arasında iki Başvekil bulunmaktadır. Onlara hürmetle vadediyo-ruz ki uğrumla hayatlarını feda ettikleri vazife yarıda bırakılmı-yacaiJctrr. Bu vazife cepihe geri-sirrdekilerin olduğu gîbi bizim de aklımızdan çrkmryaca'k ve hepimiz cephede gösterilen kahramanlık ve fedakârlığa lâyık olduğumuzu ispat edeceğiz.»
Atînd Askerî Valisinin Beyannâmesi
Atina, 19 (A.A.) — General Hris-to Kavrakos, dün akşam radyoda neş rettigl bir beyannamede Atina askeri valiliğine tayin edildiğini bildirmiştir. Beyanname şudur:
Harbiye Nazırının emrile Atina askerî valiliğini deruhte ettim. Her kese, münhasıran işi ve gücü ile meşgul olmasını, icap eden sükûnet ve inzibatı muhafaza etmesini ve bu suretle emniyet ve asayişin idamesine yardım etmesini tavsiye eylerim. Halk toplantıları katiyen yasaktır. Bu emre muhalif hareket eden divanı harbe verilecektir. '
A. Kofîzîs'în Cenaze Merasimi
Atina, 19 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, Başvekil Korizis'in cenaze merasimi bugün saat 13 te Atina kilisesinde yapılacaktır.
Atina, 19 (A.A.) — Gazeteler, vazifesi başında ölen ikinci Yunan Başvekili Aleksandr Korizis'in hayatından bahsetmektedirler. Korizis'in Başvekâlete geçtiği zaman matbuat mümessillerine yaptığı beyanat hatırlatılmaktadır. Mumaileyh o zaman şunları söylemişti:
— Beni burada görüyorsunuz, çün kü kral beni silah altına davet etti. Çünkü bütün hayatımda prensiplm memlekete hizmet etmekten ibarettir.
Korizis, vatan hizmetinde    öldü.
Bugün saat 13 te Atina kilisesinde Aleksandr Korislz'in cenaze merasimi yapılmıştır. Müteveffaya iş başındaki başvekillere mahsus merasim yapılmıştır.
Kral Piyer
(Bnşı 1 incide) *=*
Alman kıtalarının Hırvatistana girmesi, çok vahim askerî neticeler vermiştir. Bir taraftan, garbi HırvaUstanda ve Slcrvanyada hâlâ mukavemet etmekte olan kıtalar Yugoslav cephesinin diğer aksamından tecrit cdiDmiş, diğer taraftan da aol cenahta ve kıtalarımızın arkasında Bosna ve Hersek'e giden yol düaman-a a-çılmı^tır. Müdafaamızın bu suretle tehlikeye girmiş olması üzerine, Drina'nın şarkında muvaffakiyetle düşman ileri hareketini tutan ordularımızın mukavemeti daha ziyade güçleçmis/tiir. Bundan baçika, ordularımıza üe teşkil etmesi icap eyliyen Adriyatik sa. hili istikametindeki münakale hatlarımız, ciddi tehdit altında kalmıştır.
A'Jnan motorlu İkrtal arının Bosnanın şimali şarkisinde Ban-galuka ve şimalî Dalmaçya istikametinde serî ileri hareketi ve ayni zamanda şimali garbî istikametinde Sırbıstanı müdafaa et-mekbe ol'&n ordularımızın cenahı üzerine Valjevo istikametinde Sa. | bau cirvarmda yapılan kuvvetli tazyik, umumî karargâhın son mukavemet» tanzim etmedi düşündüğü cephenin tuıtulması için kat'î ehemmiyeti haiz olan yokların süratle ve lüzumu veçhile organize edilmesine mâni olmuş-
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
Kaf.ls Sistemi Bırakılıyor mu?
Atlantik Denizinde Destroyerler Safı
Nevyork. 19 (A.A.) — Nev-york denizci mahfillerinden verilen bir habere göre, bazı Amerikan eksperleri, bugünfkü kafile sistemini terketmek, yerine bütün Al'lanıti'k deniz yolu boyunca destroyerlerden bir saf tenkil eylemek lehimde buKın/maktadır.
Heyeti umum iyesi itibarile, bu eksperler plânı, Labradıor'dan İngiliz adalarına kadar iki bin mil-İrk yol* boyunca e'lîi kadar destroyerden bir karakollar serisi tesisini istihdaf etmektedir. Bu destroyerler, kendi aralarında o tarz. da vazife taksim edeceklerdir ki kırk tanesi daima nöbeöte kalacak, bu -esnada geri kalan on destroyer de ya mahrukat ve fco-manya almak üzere limanda ve yahut karakol mevkiine yolda bulunacaktır. Her destroyer, el'h mil' kadar uzunlukta bir deniz yo. lu mıntakasında karakol gezecek ve bu rnıntakayı hergün on defa dolaşabilecektir.
Bu plânı ileri sürenler, bu suretle Irbgiliz ticaret gemilerinin yalnız lâyıki veçjhÜe himaye edilmekle kaLmıyacağını, fakat ticaret gemilerinin bir kafile teşekkülünü beklemeksizin derhal hareket ertnelbrini mütrıkün kılacağını da söylemektedirler.
Yunanistan Cephesinde
(Başı 1 incide) =+
Atina, 19 (A.A.) — Atina radyosunun spikeri sözlerine şöyle devam etmiştir;
Yunanlılar Almanları şiddetli bir mukabil hücumla, Kalambakan şima ünde Grebena mıntakasına geri püs-kürtmUşlerdir. Makedonya cephesinin merkez bölgesi olan burada Almanlar, merkez ovasına girmek mak sadile dağlar arasından cepheyi yarmak istiyorlardı. Yunan kıtaları bu bölgede Almanlar üzerine bilhassa kuvvetli bir tazyik yaparak, bu Yunan taarruzu neticesinde bir miktar geriye çekilmiye mecbur etmişlerdir.
Almanlar fevkalâde ağır zayiat vermektedir. Makedonya cephesindeki muharebe meydanı Alman ölü ve yaralıları ile doludur. Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar, Almanları geri püskürtürken gösterdikleri parlak maharet ve şecaatle her gün temayüz etmektedirler. Bunlar, Almanlar arasında panik yapmaktadır.
Arnavutlukta İtalyan hücumları, her zaman mutat olduğu gibi geri puskUrtUlmuştUr.
Son Muharebeler
Kahire. 19 (A.A.) — iyi haber a-lon Kahire mahfillerine göre. Yunanistan cephesinde vaziyet ciddi olarak kalmakla beraber, verilen son muharebelerin neticeleri şayanı mem nunlyet olmuştur. Polonyada ve Fransada karşılaştıklarından daha fazla hava kuvvetleri mukavemetllc karşılaşan Almanlara ağır zayiat verdirilmiştir.
Almanlar vc italyanlar. Lıbyada hiçbir faaliyet eseri gösterememişlerdir. Bu esnada, Tobruk garnizonu, mihverin gerilerini tehdit eylemektedir.
Kahire askeri mahfilleri, Yunan ve İngiliz kuvvetlerinin, en güç şerait altında asgari kayıplarla ve intizamla geri çekilmeğe muvaffak olması karşısında memnuniyetlerini bildirmekte müttefiktirler. Yunan ve ingiliz kuvvetleri, şimdi Ege denizinden Adıiyatiğe kadar gesiksiz ve mütemadi bir hat teşkil eden mevzileri İşgal eylemektedirler, Dağlık arazide 210 kilometre uzunluğunda olan bu hat, Almanlar iğin, muhasematm bidayetindenberi mücadele mecburiyetinde kaldığı en dar esas cephe teşkil etmektedir. Müttefik ordular adetçe çok faik kuvvetlere karşı mücadele mecburiyetinde bulunmakla be nıbcr, düşman cephenin nisbî darlığı ve arazinin güçlüğü dolayısllc Fransada olduğu gibi darbe taktiğini kullanamamaktadır ve bu esnada, müttefiklerin hattı, tam ve sağlum olarak kalmaktadır.
İngiliz Tayyareleri Mütemadi Faaliyette
Atina, 19 (A.A.) — ingiliz hava kuvvetleri umumî karargâhının tebliği:
İngiliz bombardıman tayyarelerinin fena hava şartlarına rağmen, cuma günü mütemadi surette düşman münakalâtına ve" kollarına hücumlar yaptığını bildirmektedir. Bum baların bir çok motorlu nakliye vasıtaları tecemmüleri arasında İnfilâk ettiği görülmüştür Ayni zamanda İngiliz avcı tayyareleri, taarruzl keşifler yapmıştır    Tayyarelerimizden
Çine
Sovyet Yardımı Devam Edecek
Moskova Hükümeti Teminat Verdi
Çunking. 19 (A.A.) — Sovyetler birliği hükümeti, Çine Sovyet yardımının devam edeceği hakkında Çinin Moskova büyük elçisi Şao Litzl vasıtasile teminat vermiştir. Büyük elçinin Molotov İle yaptığı görüşme hakkındaki tam rapor, dün akşam Çin hükümetinin eline vasıl olmuştur.
Reuter'İn Çunking salâhiyettar mahfillerinden öğrendiğine göre, Çin büyük elçisine, Sovyetler birliğinin Çine karşı olan siyasetinin Sovyet -Japon bitaraflık paktından müteessir olmadığı ve Sovyet hükümetinin Çine yardıma devam edeceği teminatı verilmiştir.
Çinin Moskova büyük elçisinin raporu, Çunkingde hükümet liderlerine okunmuştur.
Takungpao Çin gazetesi, Japonya-nın, Sovyet - Japon paktının akdine rağmen, cenubi Pasiflkte geçmlyece-ği ve Çindo de büyük taarruza kalk-mryacağı fikrindedir.
Askerî Japon Sözcüsüne Göre
Şanghay, 19 (A.A.) — Askerî Japon sözcüsü, Japon tazyikinin şimdi Çunking hükümeti üzerinde daha ziyade kuvvetleneceğini söylemiştir.
Japon sözcüsüne göre, Rus - Japon paktının imzası ile Çin, Sovyetler birliğinin mânevi müzaheretini kaybetmiştir. Bu pakttan sonra artık Japonya ve Sovyetler birliği bi-ribirine arkalarını çevirerek başka istikametlere dönebilirler.
Lord Hatitaks ın Beyanatına Göre
Harbin Kat'î Sahnesi Atlantiktir
Vaşington, 19 (A.A.) — ingiliz bUyük elçisi Lord Halifaks, şimali Afrlkadakl askeri vaziyet hakkmda Amerikan Hariciye Nazırı Hull ile görüştükten sonra gazetecilere yaptığı beyanatta, şimali Afrika vaziyetini bugün Balkanlar muharebesinden daha mühim telâkki ettiğini söylemiştir.
Lord Halifaks, Balkanlarda vaziyetin fevkalâde ciddi olduğunu, fakat şimali Afrikada ingilizlerin mih ver ileri hareketini *İstlkrarlaştırdı-g£» mütalâasında bulunmuştur.
Amerikanın şu veya bu şekilde derhal şimali Afrika vaziyetine yardım edip edemiyeceği sualine Lord Halifaks şu cevabı vermiştir:
Birleşik Amerika, Kızıldenizi A-merika seyrisefalnlne açmak sure-tile yardım etmiş bulunmaktadır.
Lord Halifaks şunu ilâve etmiştir:
Mihverin Balkanlarda ve şimali Afrlkadakl muvaffakiyetlerine rağmen harbin kati safhası Atlantiktir.
Libyada
vercıler
Hırvatistanda
Amerika
İnglltzre için 184 Ticaret Gemisi Yapıyor
Vaşington, 19 (A.A.) — A-merıka bahriye komisyonun bildirdiğine göre, 364,800,000 dolar kıymetinde 184 parça ticaret vapuru sipariş cdihnştir. Bü siparişler, B. Roosevelt'in fevkalâde deniz inşaat programının ikinci kısmını tcsdcll etmektedir. Bu 184 geminin I 1 2 si hususî bir tipte olacaktır.
B. Roosevelt bu programı bildirdiği vakit mezikûr tipteki v$-purların Ingiltereye verilmek üze. re yapıldığını söylemiştir.
Amiral Raeder Deniz
Üslerin; Gezdi
Berlin, 19 (A.A.) — D. N. B.: Amiral Raeder, son günlerde, işgal altındaki arazide deniz üslerini ziyaret etmiştir. Amiral Raeder, ayni z'amanda, Atlantik muharebesine is/tira'k etmiş olan cüzütamları da teftiş eylemiş ve bunların tam hazırlık vaziyetleri.
ni müşahede ebmiştir.
o-—
Yugoslav Gemileri İngiltere Emrine Geçiyor
Vaşington, 19 (A.A.) — Yugoslav-yanın Amerika elçisi Fotİç gazetecilere yaptığı beyanatta, garp yan kürresinde bulunan takriben 120 bin tonluk Yugoslav vapurunu tMüşte-rek dava> ya tahsis etmek suretile Yugoslavyanın derhal Ingiltereye yardımda bulunacağını söylemiştir.
Birleşik Amerika ile cenubi ve merkezi Amerika limanlarında bulu. nan Yugoslav vapurlarının Fotiç'c tâbi olduğu bildirilmektedir.
Antoneslco Orduya Hazır Olmasını Bildirdi
Bükreş, 10 (A.A.) — Rador ajansı bildiriyor:
Paskalya mUnaflcbctilc Başvekil General Antonesko radyoda söylediği bir nutukta milleti ittihada davet etmiş, orduya her ihtimale karşı hazır bulunmasını bildirmiş ve affa lâyık olanların serbest bırakılacağını vadeylemiştir.
Von Papen
(Başı 1 İncide) =
mini hazırlamak için bugün Viyana-da bir konferans toplanacaktır.
Gazotto de Lausanne'ın Berlin muhabirine göre, bu takdirde, Beıiirıe gitmekte olan von Papen, bu konseye iştirak için bir müddet Viyanada kalacaktır. Von Ribbentrop'un hiilen nerede bulunduğu hakkında Berlindc hiçbir malûmat verilmemektedir.
Başka şayialara göre de. yakında bir Hitler - Mussolini görUşmesl o-
Sırpların Yanında Harp Edenlerin Toprakları Alınacak
Zagreb, 19 (A.A.) — D.N.B. bildiriyor:
Hırvat devlet reisi Ante Paveliç, Dobrovoltsi'lerin yani Srpların yanında harp eden ve buna mükâfat olarak Sırp hükümetinden toprak alan Hırvatlara ait toprakların müsaderesini emretmiştir. Bu gibiler mezkûr müsadereden dolayı tazminat almıyacaklardır. 1 şubat 9-11 tarihin-denberl bu sınıfa dahil olan toprak satışları muteber değildir. Müsadere edilen arazi bilâhare Hırvat köylüsü arasında taksim olunacak, fakat şimdilik devlet tarafından idare edilecektir.
Motorlu Vasıtaları İşletmesini
Bilenler Davet Olunuyor
Zagreb, 19 (A.A.) — D.N.B.:
Zagreb radyosu, Hırvat ordusu u-muml karargâhının, motorlu kıtalarda hizmet etmiş olan ve yahut motorlu vasıtaları kullanmasını bilen 21 yaşından 25 yaşına kadar bütün gençleri derhal Zagreb kışlasına müracaata davet eden bir tebliğ neşrey-lemiştir.
Umumi karargâhın, diğer bir tebliği ile de, jandarma kıtalarında staj yapmış olanlar, bilhassa Hırvat hissiyatları dolayısile fena muameleye maruz kalmış bulunanlar, en yakın jandarma karakoluna müracaata davet edilmektedir.
Bu tebliğler. Yahudiler hariç diğer bütün dinlere salik olanlara hitap etmektedir.
Almany*» P"* Tayinine _
Hazırlanıyor
Berlin, 19 (A.A.) — Alman hariciyesi, yakında Zagreb'de bir Alman elçiliğinin küşadı için lAzım gelen hazırlıkların yapılmakta olduğunu teyit etmiştir. Zagreb'e gidecek olan elçi henüz tayin edilmemiştir.
Fransa Milletler Cemiyetinden Çekildi
Londra, 19 (A.A.) — Reuter ajansının diplomatik muharriri yazıyor:
Fransanın Milletler Cemiyetinden çe*kilrnek karan en büyük bir nankörlüğün delilidir. Hiç bir memleket kendine Milletler Cemiyetinden Fransa kadar şeref, kudret ve istifade temin etmemiştir.
Maamafrh Fransayı takbih etmek pek doğru olmaz. Çünkü bu kararı ne kendiliğinden ne de serbestçe vermemiçtir. Bu karar, Amiral Darlan'ın nekadar Alman nüfuzu al'tında bulunduğunun ye. ni bir nişanesidrr. Allmanya, nüfuzunu kuşanabildiği her memlekette. Milletler Cemiyetile alâkasını kesmesine ısrar göstermiştir. Roman yada   Tethiş
Hareketleri mî?
Bükreş, 19 (A.A.) — Başvekâlet tarafından neşredilen bîr tebliğde deniliyor ki:
Millet ve devlet cTüçmanlarınin bir takım terhis hareketleri hazır, lam ak t a olduklarını haber alan hükümet büıtii ntetrıişçilere ve onların gizilenen şeflerine haber verir ki, içtimaî mevflcileri her ne olursa olsun derhal idam olunacaklardır. ™
B.    Hitler'in    Doğumunun
Yıldönümü
Berlin, 19 (A.A.) — Hitler. yarın 52 İnci yıldönümünü kutlayacaktır.
Bvı yıldönümü hu sene. hu*»n«!    me-
Mih
Hırpalandı
Motorlu Vasıtalar Tahrip Edildi
Kahire, 19 (A.A.) — İngiliz umumi karargâhının  tebliği:
Libyada: 1 obruk m ırala kaşın-da, keşif kodlarımız dıuçmanı jid. detli surette hırpalamış. Sollumda ise seyyar kotlarımızidan birisi bir düşman kafilesine rnuvaffa-k iy ct 1 e hücum ederek, a rasmd a bir zırhtı otomobil d'e bulunmak üzere bir -miktar motorlu vasıta tahrip eylemiştr. Bu bölgede du ger yerlerde, taarruzî keşif kollarımız, düşmana yeniden kayıplar kaydettirmiştir,
Habeşistanda: Esas yoFdaki hasar, Dessie üzerine ilerlemekte olan koflarımızın haTdketini yeniden tehir etîmCktedir. Daha ce. nupta, bütün mmvtakalarda, ileri hareketimiz, memnuniyet verici bir şekilde devam eylemektedir. Yeniden bir çak esir alınmıştır. Hava Faaliyeti
Kahire, 19 (A.A.) — Orta-sark ingiliz hava kuvvetleri teb-üga;
Libyada: İngiliz ve Avustralya hava kuvvetlerine mensup tay yareler, dün mütemadiyen» düşman motorlu cüzütaımiarına ve askeri tahaşşütlerine hücumlar yapmalardır. Aralarında bazıları mühimrmaJa yükKi olan bir çok otomobil icthnp edilmiş ve yahut hasara uğratılmıştır.
Di^er cephelerde, tayyareleri., miz, düşmanı hırpalamakta devam etmişlerdir.
3*rkî Afrikada, Cenubî Afrika hava kuvvetlerine mensup avcı tayyareleri, Komlborşa tayyare meydanına muvaffakiyetli bir mitralyöz bücurmı yapmıştır. Yer„ d'e yedi tayyare tahrip edilmiştir. Sciasciamanna tayyare meydanına da hücum edi'Jmiş ve burada evve-ce hasara uğratılmış    olan
Caproni tayyaresi tahrip edilmiştir.
Bütün bu harekâttan bir tayyaremiz geri dönmemiştir. İngiltere   Hava   Ta/>T*v*u Hafif   Oldu
Londra. 19 (A.A.) — ingiliz Hava ve Dahili Emniyet Nezaret, lerinin tebliği:
Bir kaç düşman tayyaresi, bugün sahiller civarında uçmuşlardır. Fakat dahilde bir hâdise bil-dirilmektedir, o da bu sabah şimali şarkî sahili üzerine bomıbalar atnPdısıdır. Hasar ehemmiyetsizdir. InsancV zayiat yoktur.
İngiltere - Irak Muahedesinin Dördüncü Maddesi
Londra, 19 (A.A.) — İmparatorluk kuvvetlerinin Basraya muvasalatı jle alâkadar olarak şu cihet hatırlatılmaktadır ki İngiliz - Irak muahedesinin dördüncü maddesi mucibince «bir harp takdirinde ve yahut yakın bir harp tehlikesi takdirinde, Irak Kralı, İngiliz Kralına, Irak arazisinde, demiryollarının, şehirlerin, limanların, tayyarelerin ve münakale vasıtalarının kullanılması da dahil olmak üzere, elinde bulunan bütün kolaylıkları ve yardımı gösterecektir.»
Öğrenildiğine göre. imparator, luk kuvvetlerinin muvasalatı, mu-ahedenin bu maddesi mucibince vukua gelTnifltir.
Adliyede ;
Neticelenen Muhakemeler
Dün ikinci asliye ceza mah'ke-mesfnde 1936 danberi devam eden bir muhakeme nihayete ermiştir.
' Meyva Hâlinde cereyan eden bir hâdise neticesinde manav Nusret kendisine veresiye vermek isteftniyen tüccar Sadettinle kavgaya tutuşmuş ve tüccarı dövdükten sonra da yüzüne katı bir cisimle vurarak izler kalmasına sebebiyet vermişti.
Yapılan duruşması sonunda manav Nusret 8 ay, 2 gün hapse vc 30 lira para cezasına mahkûm
edilmiştir.
Bundan bir müdıdet evvel Şeh. reminınde bir vak'a olmuş ve Musitafa adında birisi arkadaşını bıçakla yaralayarak öldürmüştü.
Dün ikinci ağırcezada Musta-fanın muhakemesi nihayete ermiştir. M usta fanın arkadaşı Yaşarı öldürdüğü sabit pönildüjün. nen M'^'ı   Im  *ene ha *^e    malı-
V A T A rr
20 - 4 -v4T
Haftalık Rady
Programı
PAZAR   ?0.4.1941
9 Program ve saat ayarı, 9.03 Ajans haberleri 9.18 Riyaseticüm-hur bandosu. 9.45 10 Ev kadını • Yemek listeci.
12.30 Program vc saat ayarı, 12.33 Saz eserleri, 12.50 Ajans haberle*». 13.05 Kadın sesleri - Halk türküleri 13.25 14.30 Radyo salon orkestrası
13 Program ve saat ayarı, 18.03 Radyo caz orkestrası. 18.50 Muhtelif şarkı ve türküler. 19.30 saat a-yan ve Ajans haberleri. 19.45 Konuşma. Şıraat takvimi, 19.50 Meydan faslı 20.15 Konuşma 20.30 Zey bek türküleri ve oyun havalan, 21 Ses ve tel birliği korosu 21.40 Senfonik program ıPl). 22.30 Saat a-yarı. Ajans haberleri, ve Ajans IpÖr servisi. 22.50 Dans müziği (PL), 23.25 23.30 Yarınki program, ve kupa niş.
PAZAR T K S I   '* 1.4.1941
S Program ve saat ayarı S.03 A-ans haberleri. 8.18 Hafif parçalar Pl.). 8.45 9 Ev kadını - Konuşma
12.30 Program ve saat ayan, '.2.33 Beraber ve tek şarkılar, 12.50 Ajans haberleri. 13.05 Beraber ve tek şarkılar programının devamı, 13.20/14 Karışık progTam (Pl.)
18 Program ve saat ayarı 18.03 Radyo caz orkestrası. 18.40 Radyo tnce saz heyeti. 19.15 Havaiyen par talar (Pl.). 19.30 Saat ayarı ve A-jans haberleri, 19.45 Konuşma, Ziraat takvimi, 19.50 Karışık şarkı ve türküler. 20.15 Radyo gazetesi. 20.45 Oda musikisi 21 Dinleyici İstekleri, 21.30 Konuşma. 21.45 Radyo orkestrası. 22.30 Saat ayarı. Ajans haberleri. Borsa, 22.45 Cazband fPl.) 23.25 2330 Yarınki program ve kapanış»
8 A L I    " ı !••! ı
8 Program ve saat ay*rr, 8.03 Ajans haberleri, 8.18 Hafif program (Pl.). 8.45/9 Ev kadını - Yemek listesi.
12.30 Program ve saat ayan, 12.33 Türkçe plâklar. 12.50 Ajans haberleri, 13.05 Türkçe plâklar pro gramının devamı, 13.20/14 Karışık program (Pl.)
18 Program vc saat ayarı, 18.03 Cazband (Pl.) 18.30 Konuşma Çiftçinin saati, 18.45 Çrftçmtn saati -Kır ve çoban havaları vc Karadeniz sa-hil türküleri, 19 Gençler mandolin takımı, 19.30 Saat ayarı ve Ajans haberleri. 19 45 Konuşma Ziraat takvimi, 19.50 Solo şarkı ve türküler. . 20.15 Radyo gazetesi. 20.43 Radyo salon orkestrası. 21.30 Konuşma ıÇocuk Esirgeme Kurumu Umumi Merkez Başkanı Dr. Fuat Umay Çocuk bayramını açıyor). 21.45 Büyük fasıl heyeti. 22.80 Saat ayarı. Ajans haberleri, Borsa. 22.45 Dans Müziği (PL). 23.25/ 23.30 Yarınki program vc kapanış.
?
ÇARŞAMBA  23.-l.UMl
S Program ve saat ayarı, 8.03 A-jans haberleri, 8.18 Hafif Program (Pl.). 8.45 9 Ev kadını . Yemek listesi,
12.30 Program ve saat ayarı, 12.33 Karışık şarkılar. 12.50 Ajans haberleri. 13.05 Köy türküleri, 13.20 14 Radyo salon orkestrası.
18 Program ve saat ayarı, 18.03 Sving programı (Pl.). 18 30 Konuşma, 18.45 Çocuk saati. 19 30 Saat ayarı ve Ajans haberleri, 19.15 Ko nuşma Ziraat takvimi 19.50 Solist okuyucular, 20.15 Radyo gazetesi, 20.45 Fasıl heyeti, 21.10 Konuşma (Çocuk Esirgeme Kurumu adına Maarif Vekili Hasan Alı Yücel) 21.25 Türkçe film şarkıları (Pl.). 21.45 Riyaseticümhur bandosu, 22.30 Saat ayarı. Ajans haberleri. Borsa, 22.45 Cazband (Pl.) 23.25/ 23.30 Yarınki program ve kapanış.
PERŞEMBE   24.4.1941
8 Program ve saat ayarı. 8.03 Ajans haberleri, 8.İS Hafif program (Pl.). 8.45/9 Ev kadını - Konuşma,
12.30 Program ve Saat ayan 12.33 Kemence, Kanun ve tanbur triosu, 12.50 Ajans haberleri, 13.05 Hafif şarkılar, 13.20 11 Karışık program  (Pl.)  .
18 Program vc saat ayarı, 18.03 Radyo caz orkestrası 18.40 Kadınlar fasıl heyeti, 19.10 Konuşma Seyahat röportajları, 19.30 Saat a-yarı ve Ajans haberleri, 19.45 Konuşma Ziraat takvimi, 19.50 Radyo
ince saz heyeti. 20.15 Radyo gazetesi. 20.45 Şan ıenrtari. 21 Dinleyici istekleri, 21.30 Konulma (Sıhhat saati), 21.45 Radyo orkestrası, 22.30 Saat ayarı. Ajans haberleri. Borsa, 22.45 Cazband (Pl.) 23.25 - 23.30 Yarınki program, vc kapa-
*
CUMA   25.4.1 İMİ
8 Program ve saat ayarı, 8.03 Ajans haberleri, 818 Hafif parçalar (Pl.). 8.45 9 Ev kadını - Yemek listesi.
12.30 Program ve saat ayarı. 12.33 Beraber şarkılar. 12.50 Ajans haberleri, 13.05 Tek şarkılar. 13.20 - 11  Karışık program   (Pl.).
18 Program ve saat ayarı, 1803 Radyo Svlng kuarteti. 18.30 Şarkı ve türküler, 19 Fasıl heyeti, 19.30 Suat ayarı. Ajans haberleri, 19.45 Konuşma. Ziraat takvimi. 19.50 Peşrev, taksim, şarkı ve türküler. 20.15 Radyo gazetesi. 20.45 Temsil. 21.30 Konuşma (İktisat saati), 21.45 Radyo salon orkestrası 22.30 Memleket satit ayarı, Ajans h-ıbcr-leri. Borsa, 22.45 Radyo salon orkestrası Programının devamı. 23 Dans müziği (Pl). 23.25 23.30 Yarınki program. Kapanış.
*    -
CUMARTESİ   26.4.1941
8 Program ve saıt ayarı, 8.03 Ajans haberle»!. 8.18 Hutif p-rça-lar (Pl.) 8.45 9 Ev kadını - Yemek listesi.
13.30 Program ve saat ayan l.°33 Türkçe plâklar, 13.50 Ajr.ns haberleri, 14.05 Türkçe plaklar prog ramının devamı. 14.20 Rivasetlcüm-hur bandosu, 15 Film musikisi (Plı 15.30 Konser - Devlet konservatu-varından naklen neşriyat,
18 Program ve saat ayarı. 1803 Radyo caz orkestrası (İbrahim özgür idaresinde) 18.40 Saz eserleri (Yaylı sazlar). 19 Konuşma 19.15 Halk türküleri, 19.30 Saat ayarı, ve Ajans haberleri, 19.45 Konuşma Ziraat takvimi, 19.50 Karışık şarkı ve türküler. 20.15 Radyo gazetesi. 20.45 Radyo fasıl heyeti. 21.15 Konuşma, 21.30 Radyo salon orkes trası, 22.30 Saat ayan. Ajans haberleri. Borsa 22.50 Dans müziği (Pl.) 23.25'23.30 Yarınki program vc kapanış.
Kömür Ocaklarımız İçin İşçi
İktisat Vekâletinin Yeni ve Esaslı Hazırlıkları Var
Ankara, (Hususi) — İktisat Vekâleti, Zonguldak kömür havzasından daha büyük verim alabilmek ve daimi işçi temin edebilmek İçin yaptığı tetkikleri esaslı bir plâna bağlamış bulunmaktadır.
Bu plân yapılırken memleket bünyesinin icap ettirdiği şekle göre çare aranmıştır.
) Havzaya şimdiye kadar memlekettin muhtelif mıntakalarından, mu-|vakkat bir zaman için işçi gelmekte, bunlar da bir müddet sonra işlerini terkederek köylerine dönmekteydi. Bu suretle ameleyi işlerinde ihtı-safilaştrrmağa imkan bulunamıyordu.
İktisat Vekâleti bu mahzuru önlemek için havza işçisini esas itiba-Tüe şimdiye kadar bu işte çalışan-Zonguldak Vilâyetinden temin etmek karanna varmış bulunmaktadır.
Bu hususta bir çok mütehassısların verdikleri raporlar, am«Uyl ge-dlkleştirmek için bizzat ocaklara yanı başında amele şehirleri inşa ettirmek merkezinde idi. Halbuki yapılan tetkikat, bu usule müracaat e-dildiği takdirde lâakal 150 bin kişiyi bir araya toplayacak bir şehrin kurulması lâzım geldiğini ortaya koymuştur. Bu işin, hemen hemen imkânsızlığı nisbetinde, istikbalde bir çok mahzurları da davet edeceği düşünülmüş, köylü ve devlet için daha faydalı yeni bir usule müracaat e-dilmlştir.
Esasen hudutları Zonguldak vilâ-yetlıe tahdit edilmiş olan Zonguldak ınıntakasma bol ve muntazam yollar yapılacak. İşçilerin köylerüe irtibatı kesilmeden kolayca, maden ve ziraat işlerini blrleştirebllmeleri için icap eden tedbirler alınacaktır. Bu suretle köylü, kurulu köy hayatından ayrılmıyacak ve işçi diye bir sınıf haline gelmiyecektir.
Vekâlet tarlasında çalışacak olan amelenin zirai işlerini de kolaylaştıracak, kendilerine her türlü modern vasıtalar temin edecek, bu suretle zamandan tasarruf eden amele, ma-den ocaklarında daha fazla çalışma imkânını bulacaktır. Kazancının art-ması dolayısile hayat seviyesi de kendiliğinden yükselecektir.
Hazırlanan plânın bir maddesine göre de, maden ocaklarında çalışacak gedikli amelelerle fen memurla-
rı tercihan köy çocuklarından yetiştirilecek, böylece, köy vc havza bl-ribirine kaynaşmış olacaktır. Ayrıca, köyle, tarla ve aile sahibi olarak alâkası bulunmıyan ameleler için de havzanın yanında mahalleler yaptırılmağa başlanmıştır.
Vekâlet, diğer taraftan, köy sıhhat teşkilâtı vücude getirerek köy sıhhat odaları, dispanserler vc revirler açmış, bunlarla köylünün sıhhatini korumak için faaliyete geçmiş bulunmaktadır.
Ayrıca, mesken, su, yiyecek, eğlenecek, spor ve saire gibi teşkilâtını ıslah ederek havzanın çalışma vc başarma şartlarını değiştirmek İçin bir kaç seneye şamil bir de program yapılmıştır.
öğrendiğime göre, havzada İçtimai ve iktisadi gayelerle teşkilâtlar vücude getirerek havzanın içtimai çehresini değiştirmek, bizzat İktisat Vekili Sayın Hüsnü Çakırın üzerinde ısrarla durduğu bir meseledir.
-o-
Memurların Talebeliği Meselesi
Ankaradan aldığımız bir habere göre, memurların tahsil müesseselerine talebe olarak devam edemlyc-cekleri hakkındaki kanun lâyihası, Büyük Millet Meclisine scvkolun-muştur. Bu lâyiha, encümende aldığı son şekle göre, umumi vc mülhak bütçelerle hususi idare ve belediye bütçelerinden maaş ve ücret a-lanlar vazife gördükleri müddetçe, herhangi bir tahsil müessesesine asil talebe olarak devam edemiyecekle-rini âmir bulunmaktadır. Muhtelif fakültelerde ilmi yardımcı veya a-sistan olarak vazife görenler, orta öğretim müesseselerinde yardımcı öğretmenlik edenler, münhasıran hususi ve yabancı ekalliyet okullarında öğretmen olanlar bu kanun hükümlerinden müstesna tutulmaktadır. •
Kanunun neşrinden evvel bu gibi okullara kaydolunmuş bulunanlunn her sene muntazaman sınıf geçmek şartile tahsillerini ikmal etmelerine mensup oldukları vekaletlerce müsaade olunabilecektir.
Küçük Haberler :
Di? Ticaret reis muavini Süreyya Anamur, bir müddet şehrimizde îlharât ve ihracat birlikleri muamelâtını tetkikle dün An-karaya avdet etmiştir.
İC İmar sahalarında bulunan es4ci eserlerin muhafazası için Belediye Fen heyeti müdürü Nuri, Müzeler müdürü Azizle Eski Eserleri Koruma heyeti mümessilinden mürekkep bir komisyon, Gazi bulvarı güzergâhına tesadüf eden İbrahimpaşa hamamile Kos. ka caddesindeki Sîm|keşhane hanının tarihi ehemmiyet ve kıymetlerini tetkike başlamıştır.
İT istanbul Paket Postanesi müdürü Naci, Memurin kalemi muamelât mümeyyizi Mithat, ls-tan'bul Başmüdiriyeti başkâtibi Salâhattin, fen müfettişlerinden Enver, muamelât müfettişler in. den Enver, Etem ve Yusuf görülen lüzum üzerine vazifelerinden affedilmelerdir.
•JC Vali Konağı karşısında yeni tesis ediVniş olan çocuk bahçesi, Fatih Sultan Mehmedin ls»tanbu-1un fethi esmasında gemilerin1 Boğazdan Halice indirdiği yol üzerine tesadüf ettiği anlaşılmıştır. Bu bahçeye İstan-bul fatihinin bir büstünün 'konması düşünülmektedir.
İC Yeni şehir plânına göre Ku-ruçe?meye kadar olan sahil, liman mıntakasından madut bulunduğu için, bu saha dahilinde bulunan evlerle Sokoni Vakum şirketine ait binalar istimlâk edilecektir.
Zabıta Haberleri:
Fırınların Kontrolü
Dün belediye zabıtası Haliçte fırınlarda yaptığı kontrol neticesinde, Fener Yıldırım caddesi I 7 numarada Ispiro Makonun fırınında 166 kilo ekmeğin, Bulutta Leblebiciler caddesi 55 numarada Zekeriyanın fırınında 105 kilo ekmeğin tartılarının eksik olduğunu görerek ekmekleri muşa. dere etmiş ve fırıncılar hakkında zabıt varakası tanzim edilmiştir.
Romanya İle İlgisi Olanların Dikkatine
Hariciye Vekaletinden tebliğ edilmiştir;
Romarvyada ahiren neşredilen bir kiKarnaınc mucibince, ecne-brlertn MıMi İktisat Nezaretinden verilmiş bir müsaade olmadıkça Ronvdnyadaki emlâk, hukuk ve menafime uit tasarruf muamelelerinde bulunamıyacakları; böyle bir mÜMuude istihsal edilmeksizin yapılacak tattır t uf muameleleri ile normal idare muameleleri ve bankalarda mevdu kıymetlere müteallik tasarruf muamelelerinin hukukan batıl addedileceği; Ro-manyada ikamet etmemekle beraber orada bu gıb' emlâk, hukuk ve menafıe malik bulunan ecnebilerin ise, Romanya arazisinde tedavüle çıkartılmış bulunan bilûmum tahvillerle nama muharrer olmıyan kıymetli senetleri hâmil oldukları takdirde bunlar hakkında nisan 1941 nihayetine kadar. Romanya sefareti ile konsolosluklarına bir beyanname vermekle mükellef oldukları; aynı mükellefiyetin bu gibi esham, tahvilât ve senetleri mevduat o-larak kabul etmiş bulunan bankalara da şamil olduğu Ankara-dukı Romanya sefareti tarafından bildirilmiştir.
Keyfiyet alâkadar Türk vatandaşlarının ıttılaına vazolunur. -—o
İnhisarlar İdaresi İyi Tütün Yetiştirenlere Mükâfatlar
Verdi
Gönen, (Husus!) — İki senedir mer'iyette bulunan 3137 sayılı kanunun tütün alıcılarına temin eylemek te olduğu büyük faideler züra üzerin de pek iyi tesirler bıraktığı görülmektedir. Bu kanun hükümleri me-yanında iyi tütün yetiştiren ve denk yapılanlara mükafatlar tevzii de bulunmaktadır. 3 bine yaklaşan tütün ekicilerimiz bu sene daha fazla tütün ekmiş vc daha güzel yetiştirmişlerdir.
Kaza kaymakamının başkanlığında teşekkül eden komisyon tütün e-kimlerinden Kcçclcrlt Yahya bağı birinci. Ayvacıktı Halit Okan'ı ikinci. Balcı Dedeli Servet Fethi üçüncü. Ayvacıklı Mustafayı dördüncü ve Sa rıköylü Ali yılmazı beşinci seçmiştir.
Kazanan bu yurttaşlardan birinciye 50, ikinciye 30 lira nakdi mükA-fat. üç, dört ve beşinciye dc birer takdirname verilmiştir.
Yeni sene İçin iyi fide yetiştirecek olan yurttaşlarımıza ayrıca bir müsabaka açılmıştır.
Dikkatsizlik Yüzünden İki Cinayet
İnegöl: (Vatan) — Maden köyü halkından 52 yaşlarında Ali oğlu Ali Kaya, birkaç gün evvel dere kenarında öküzlerini sulamaktanken, bir miras meselesinden dolayı aralarında gerginlik olan kardeşi Sait Ali gelmiş tuzelenen ağız dalaşı bir cinayetle neticelenmiştir. Sait Ali ağa-beyisi Kayayı bıçakla yaralayarak öldürmüştür. Katil yakalanmıştır.
* Kazamızın Hamidıye mahallesinde on beş yaşlarında Selim oğlu Ab-dülkerim, kurcalarken ateş BİBI1 tabancasının kurşunu ile ayni köyden on beş yaşında Ali Ayan adındaki arkadaşını alnından yaralamıştır. Beyni parçalanan zavallı çocuk ölmüştür. Tedbirsizlik kurbanı olan küçük katil gayri mevkuf olarak rru hakeme edilmekte, maktulün babası suçlunun ailesinden 3000 lira tazminat istemektedir.
Kedi Mübadelesi
İzmit. (Hususi)—lzmirde ne kadar hırsız ve civciv yiyen kedi varsa bun lar son zamanlarda Gölcüğe nefyedil-mekteydi. Bu işin farkına varan Göl cUklüler de mukabil olarak Gölcükte ki kırcın ve haşarı kedileri İzmite göndermeğe başlamışlarda. Bu iki belde arasında bu şekilde kedi müba delesi yapılmaktadır.
+ İzmit (Hususi) — Şehrimiz Kızılay cemiyeti geçenlerde evi yanan Pabuççu Aliye 50 lira yardımda bulunmuştur.
+ İzmit (Hususi) — İzmit Halkevi temsil kolu Bir Azizlik vc Şüphe ismindeki eserleri evvelki akşam muvaffakiyetle  temsil etmiştir.
^ İzmit (Hususi) — İyi çalışan Çocuk Esirgeme Kurumları arasında müstesna mevkii olan İzmit Çocuk Esirgeme Kurumu 28 Nisan Çocuk Bayramımda 300 fukir çocuğu giydirecektir.
Hdtaydâ Nisan Yağmurları
Hatay, (Vatım) — Haftnlarrianbe. ri dört gpzlo beklenilen Nisan yağmurları başlamıştır. Fakat, yağışı şiddetli olmuş, dağdan kopan Beller şehrin ana çaddelerlle sokaklarını doldurmuştur. Bununla beraber yağmurun tam zamanında yağlığı ve ortalığa bereket saçtığı için bütün çiftçiler sevinç İçindedir.
Valimiz Şükrü Sökmen lsken-derunda bulunmakta ve bazı tetkik vr teftişlerle nıi'KUİ ulmaktadm
1ÜLMACA
İnhisarlar Umum Müdürlüğünden
Soldan safta: 1 Bir nrvı şapka-Şiddetli fırtına. 2 — Erkek hizmetçi - Yama, 3 — Köle - Gemi ağırlığı. I — Şiş . Mastar edatı - Su, 6 — Teneke tutkalı - Nota. 6 — Maharetli. 7 — Bir şeyin düşkünü, 8 — Telefon nidası - Şamar, 0 — Eksilme, 10 — İnsan yuvası - Birine ait ücret. 11 — Müneccim ûlcti - Bir renk.
Yukardan uşugıyıı: 1 — Pelerin kulanı . Bir gıda maddesi, 2 — Bir tatlı - Ek. 3 — İptidai bir nakil vasıtası . Bir kümes hayvanı. 4 — Ayni iki harf - Nota. 5 — Bir nevi rüzgâr - Bir kumaş. 6 — Bir vapurumuzun adı - Gülünç. 7 — Japon imparatoru. 8 — Tahtadan muvakkat mesken - Tapanın ortası. 9 — Çizgiler. 10 — Nota - Caka. 11 — Bir renk - Sokulup iltica etmek.
DÜMK0 BULMACANIN HALLt
Soldan Safta: 1 — Kaymakam - Me 2 — Oda - Aramak 3 — Lakırdı 1 — Ama . Ekip 5 — Yamyam - Rakı 6 — Ko - Hasır 7 — Matra 8 — Ot - Adak - Kıt 9 — Merdiven 10 — Ak - Erimek 11 — Resmî - Tire.
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Kolay -Tomar 2 — Adamak - Teke 3 — Yakamaz 4 — Adem 5 — At . Diri 6 — Kadem - Mavi 7 — Arık - Hakem 8 — Ma - İrat - Net 9 — Pasak - Ki 10 — Mal - Kırık 11 _ Ek - Fırat - Se
I —
ir —
IV —
V —
Şartrmme ve pı&m mucibrnce «1» adet kazan bacası açık ek-MHPM nftuhle yaptırılacaktır.
Muhammen bedeli merdivenli O350* mcrdivenslz «4650"> lira muvakkat teminatı «401,25> veya €348,751- Uradır. Eksiltme 2/V/941 cuma günü oaat 14 de Kaba taşta levazun ve rrröbayaat şubesrrrdekl alım komisyonunda yapılacaktır. Şartname 9özü geçen şubeden parasız alınabileceği gibi plân da görülebilir.
İsteklilerin eksiltme için tayin olunan gün ve saatte % 7,5 güvenme paralarile birlikte mezkûr komisyona müracaatları.
(2988)
İstanbul Erkek Lisesi Talebesine
19 Mayıs 1941 gençlik bayramında yapılacak İdman şenliklerllc 11 gill talebenin 21 Nisan 911 perşembe günü saat 11 te okulda bulunma lan İlân olunur. (3119) •
İstanbul Defterdarlığından :
Darphane ve Damga matbaası binasında yaptırılacak 2388 lira 2S kuruş kcşrfli tamir işi 21.4.941 pazartesi günü saat 15 te Millî Emlâk Müdürlüğünde toplanacak olan komisyonda açık eksiltme ile ihale edilecektir. Muvakkat teminat 180 liradır. Keşif, şartname ve sair evrakı Milli Emlâk 1 üncü kaleminde görülebilir. İsteklilerin en az bir taahhütte 2000 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair idarelerinden almış olduğu vesikalara istinaden İstanbul vilâyetine müracaatla eksiltme ta rfhinden (tatil günleri hariç) 3 gün evvel alınmış ehliyet ve 911 yılına ait ticaret odası vesikası ibraz etmeleri muktczıdır. (2659)
L 0 E 8.1
19 NİSAN 941
ECET0 3
HOBHORONÎ
Eminönü    Nimet   Abla   gişemi önündeki      muayenehanesinde her jrün hastalan kabul eder TeL 24131

Sterlin 5,24
Dolar 132,20
isviçre ^Frc, 30,79
Drahmi 0,9975
Peçeta 12.9375
Dinar 3,1750
Yen 31,1375
isveç Kronu 30,7450
EMuun ve Tahvilât
g U )
1933 Türk borcu I 18
1918 istikrazı dahili 21
1938 Ikramiyeli 19
1933 Ikramiyeli Ergani 19
ANNELER:
Çocuğun halinde ziyade bir fena lığı ve vehamctl   bekleme!   Hararet
düşmesi vc hafif yükselmesinde Dok tora koş!
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi.
Yalnız Yazlık Veya Bütün Sene İçin
Kiralık Ev
Nişantaşında Vali Konağının karşısındaki Eytam çıkmazında B. Mehmet Eminin haneai yalnız yazlık veya bütün sene için, mobilyalı veya mobilyasız kiralıktır. Yedi büyük oda, sayfiye sükûneti, deniz manzarası, güzel bahçe... Telefon numarası: 80664
1934 Sivas - Erzurum 19
1S32 Hazine Tahvilleri 61
1934      >          > 15
1&35       >          > 29
1938      >          % 52
Anadolu Demiryolu Tahvili 40
Demiryolu Mümessil Senet 38
T. C. Merkez Bankası  ' 109
Osmanlı Bankasr 26
T. İş Bankası (Nama muhar.) 9
Aslan - Eskihisar Çimento Ş. 7
»          *      MH^eis Hissesi 9
Şirketi Hayriye 26
Türk Altını (Reşat) 27
Türk Altmı (Hamit) 26
Türk Altını küçük fHamit) 26
Türk Altmı küçük (Aziz) 25
60 70
95 05 05 00 50 50
00 70 80 00 00 05 35
2* 00
85
85 I
75
85
Yeni Neşriyat:
Harun - ur - Ke^it
Abbasi saraylarının muhteşem de-korları içinde yaşanan tarihin en büyük aşk ve en büyük facia eseridir.
Bu eser bugün Numune matbaası tarafından satışa çıkarılmıştır.
ZAYÎ — 1930 . 1931 ders senesinde Feyziati (Boğaziçi Lisesinden) aldığım tam devrenik askeri ehliyetnamemi kaybettim. Yenisini çıkaracağımdan hükmü olmadığını ilân e-derim.
1980 - 1931   Mezunu Muammer Ha İv as i
CEVAD TAHSİN
vecaJreniû tahtiİlerini yapar. Di
vanyolu ortasında Tel. 23334
İstanbul Defterdarlığından:
t  L  A  N
Mükellefin adı ve soyadı Sanatı      SeneM Matrah 1 Verginin nevi Kazanç Bul ıran Muvazene Hava Ku. C*za Yekûn
1—Feyzullah ve Halıcı 937 240 Müstah- 16,80 4.80 31.20 52.80
Zeynel dem K.
2—Nişan Peştemalcı 120 840 2.40 15.60 26.40
3—Serkis Tuhafiyeci 241 > 16.86 20.83 4.82 93.96 136.52
4—ismail Elbisecl > 33 2.33 1.86 .67 2.76 7.62
5—Lâzarl Köselecl 185 > 12.97 3.70 24.27 40.94
6—İsmail Elbiseci > 15 > 1.05 .30 .40 1.75
7—Mehmet oğlu Kundura ta- > 48 Kazanç 1.37 .27 1,64
Mehmet. mircisi
Beyazıt maliye şubesine mağlı olup yukarda adlan, işleri, vergi miktarları mufassalan yazılı mükellefler, tebellüğe salâhiyettar bir şahıs göstermemiş vc yapılan araştırmalara rağmen kendileri de bulunamamış olduklarından dolayı hizalarında hulâsa edilen yıllara ait kazanç, buhran, muvazene vergilerine ait ihbarnamelerin bizzat tebliği mümkün olamamıştır. Keyfiyet 3692 No. lı kanunun 10 ve 11 inci maddelerine tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere ilan olunur. (3110) •
İDARESİNİ BİLİU 1$ BANKASINDA
IKRAMİYELİ     HESAP    AÇAR
r T. IŞ BANKASI
Küçük Tasarruf Hesaplan
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER: 1 Şubat 2 M*yı\ 1 A£uutas, 3 lkinclUfTUB
tarihi erinde yapUn,
1941 ikramiyeleri
w
i adet 2000 liralık ^ 2000.- - U
Z    » >
80
300
10OO
750 600 250 •00 60 20
> >
- 30OC, , JÖOtk- » 200tı— » :-20O0— » r=350a- i *u*00*— |
Abone Ücreti
t-Urkije <UUliuu
£one»ik   t  aylı*   S »yük   Aylık
İA(I0 459        400
llnrtç nı*mlfikeU«r:
-ıifliK     # ayüii     S iyhk     Arlık
2700
1413
VATAN  Gazetesi
HAN FİYATLARI
Ballık maktu olarak 750
1 İnci Sayfa Sautimi 500
2   »      » i>50
S   »      » soo
İv      » V 100
5   »      » m —
6   i>       v » 50
J
Sahih» >e Neşriyat Müdü'ü.   Yh.,,< Emin YALMAN - BaMİdığı yer VATAN MATBAASİ