Başmuharriri:
Au~>^   Em-n   YALMAN
\ ATA NEVİ — Cağaloğlu, Molla Fenarf S. 32 Telefon: 241 $6 —   Telgraf VATAN İst.
MART SALI
1941
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ  SABAH  GAZETESİ
Ve Müdafaa Harbine Girersek, Sovyet Rusya ile Aramızda
Mevcut Olan Ademi Tecavüz Paktına istinaden:
Sovyet Birliğinin Tam Bitaraflığına Güvenebiliri
Yugoslav Gemisinin Su Alan Tarafı
I
i
Kral Aleksandr HayattaOlsaydı:
Hırvatistanı Şimdilik Feda Ederek Gemiyi Kurtarırdı
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
Yugoslav cfcviet gemisinin Mihver 3 ray asm a oturduğu duyulduğu zaman hasamı ne tarafta olduğu ve geminin kurtul, masına imkân verip vermâyeceği birdenbire anüasıcmadı.
Şimdi oia biraz dağılınca hakikat anlaşılıyor; Yugoslav devlet gemisi su geçmez bir kaç kompartımandan ibarettir. Gemi henüz her taraftan birden su almıyor. Yalnız Hırvat kompartımanı de-rJnmiytiir.     -
Meeeie şuradadır: Su alan taraf (muvakkat surette feda edilerek gemi yüzdürüfecek mi? Yoksa gemi olduğu gtbi batıp gidecek CM?
Biz d« ayni yollardan geçtik. Bu itibarla ibu iste teşhis kondurmak bizim için kolaydır. Geçen harpten sonra Osmanlı devlet gemisi de karaya oturmuştu. İşin idaresi mahdut görüşlü insanlara kalsaydı gemiyi olduğu gibi kurtarmak iddiasîle yok edip gideceklerdi. Bereket ki başımızda A-tatüık gibi uzağı ve derini gfcrür bir rehber vardı. Gemiyi yüzdürmek için birkaç kompartımanını feda etmekten başka çare olmadığını derhal gördü. Bu görüşü, mil. 11 misak adı altında ifad« ettik, böylece kurtuluş yolunu bulduk ve hattâ karşılaştığımız buhrandan eskisinden çok kuvvetli olarak çdcttk.
Bugün Yugoslavyanın başmda Kral Alefcsandr çarpında bir rehber bulunsaydı ayni şeyi yapardı: Hırvatistanın arkasından batacak yerde bu delinmiş kompartımanını şimdilik feda eder, gemiyi mut-Faka kurtarırdı.
Hırvad'ar hiçbir zaman Sırplar ve Slovenlerte içlidışlı olamaımıa-lardrr. Kendi kendilerini BaJİ'kanlı d eğit. merkezî Avrupalı sayarlar ve ağırlık merkezi Sırp olan birlik içinde yabancılık duyarlar, öy. lc görünüyor 'ki 'hafızaları da, görüşleri de biraz kısadır. Avusturya . Macar istibdadından kurtulmak için uzun seneler devam eden mücadeleleri unuttukları gibi, yarın kendilerimi bekliyen acı akıbeti de görmüyorlar.
Eğer vakit ve imkân müaaade
etseydi Hırvatlar her şeye rağmen
Yugoskuv birliği kazanında belki
de kaynaşıp eriyeceklerdi. Fakat
Maçek ile yapılan itilâfa rağmen
kaynaşma henüz tamam değildir.
Bundan başka Hrrvatların lehine
olarak  söylenecek   şu nokta da
vardır:
(Devamı: Sa. 5, Sü. S te) -X-
Ankara, 25 (A.A.) — Türkiye ve Sovyet hükümetleri, bugün Ankarada türkçe, ve Moskovada rusça olarak aşağıdaki tebliği neşretmişlerdir:
Bugünlerde Sovyet ve Türkiye hükümetleri arasında bir deklârasyon teatisi yapılmıştır.
Türkiye harbe girmeğe mecbur olduğu takdirde Sovyetlerin Türkiyenin müşkülatından istifade ederek kendisine hücum edeceklerine dair ecnebi matbuatta çıkan haberler üzerine ve bunlarla alâkadar bir istifsar dolayısiyle, Sovyet hükümeti âtideki hususatı Türkiye hükümetine bildirmiştir:
I — Bu gibi haberler Sovyet hükümeti
vaziyetine katîyyen tevafuk etmemektedir.
2 — Şayet Türkiye hakikaten duçarı tecavüz olur ve topraklarını müdafaa için harbe girmeğe mecbur kalırsa o zaman Türkiye, Sovyetler ile arasında ademi tecavüz misakına istinaden Sovyetler Birliğinin tam "Comprehension,, ve bitaraflığına güvenebilir.
Bu beyanat dolayısile Türkiye hükümeti, Sovyet hükümetine en samimî teşekkürlerini beyan etmiş ve Sovyet Rusyanın da böyle bir vaziyete duçar olduğu takdirde Türkiyenin tam "Comprehension,, ve bitaraflığına güvenebileceğini bildirmiştir.
Sovyetlerin Temina tındaki Mâna
B. Şükrü Saraçoğlu
B. Mololov
Hariciye Vekili Bugün
Haricî Siyasetimizi Anlatacak
Ankara, 24 (Telefonla) — Parti grupu yarın (bugün) saat 15 te Büyük Millet Meclisinde toplanacaktır. Bu toplantıda Hariciye Vekilimiz B. Şükrü Saraçoğlu, son haricî münasebetlerimiz hakkında Büyük Millet Meclisi azalarına mufassal malûmat verecektir-
İngiltere Yugoslavyayı
İk
Etti
ANADOLU'da
VATAN
İngiliz Elçisi Yugoslavyaya
Bir Nota Verdi
Belgrat, 2i (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor:
Ronald Campbell'in bu sabah Yugoslav hükümetine verdiği notada iki memleket arasında geçen harp esnasında kurulan dostluğa işaret ettikten sonra Yugoslavyanın bitaraflık siyasetinde ansrzın vukua getirilen değişiklikten dolayı hayret edilmektedir.
Notada, Yugoslav hükümetinin, e-ğer bu siyasetin mazur görüleceğini zannediyorsa, aldanmakta olduğu 1-lâve olımmaktadrr.
Yunan Millî Bayramı
Yunanistan
B. Svetkoviç
Eskî Konya valisi Cemal Bardakçı gazetemiz için Anadoluda uzun bir sehayat yapmak için bu gün Konya trenîle yola çıkmıştır.
Cemal Bardakçı. Anadolııyu hem larlhile, hem de bugünkü haille en < ok tanıyan, cn iyi sevmeği bilen adamlardan biridir. Yazılarının umunu bir alâka I-le okunacağına şüphe etmiyoruz
Cemal Bardakçı, bu defakl seyahatini Adana, Mersin, Tarsus, Hatay, Maraş, Ayıntap, Niğde, Kayseri, Çankırı İstikametinde yapacaktır-
Başmıtropoüt
Ruhani Meclisi Fevkalâde
içtimaa Davet Etti
Belgrat, 24 (A.A.) — Ba-? metropolit Gabrila ortodokfl kilisesi ruhani meclisini 27 nisanda fevkalâde içtimaa davet etmiştir.
Yugoslavya Esaret yolunda
Yugoslav Başvekili Viyaraya Gidiyor
Pakt Bugün imzalanacak
Belgrad, 24 (A.A.)— Reuter: İyi haber aldığı söylenen hh kaynaktan öğrertildiğine göre Yugoslav başvekili ve hariciye nazırı, bu akşam Viyanaya hareket edeceklerdir. Almanya . Yugoslavya  paktı yarın  öğleyin  imza
edilecektir.
(Devamı: 8a. 5, Sü. 5 te) —
120 Sene Evvel
Dün İstiklâlini Kazanmıştı
Dün Yunanistanın büyük bir millî bayramıydı. Yunanlılar 1821 senesinde, yani 120 sene evvel istiklâllerini kazanmışlardır.
Bu istiklâl, Osmanlı imparatorluğunun bir parçasının kopup ayrılması demekti. Eski günlerde tarihî hislerle düşündüğümüz zaman bunu belki de acı bulurduk.
Bugün bu acılıktan cn küçük bir iz kalmamıştır. Bir asırdan fazla yanlış yollarda dolaştıktan sonra Türklerle Yunanlılar biriblrlerinln kalple* nın yolunu bir daha unutmamak üzere keşfetmişlerdir. îki millet 120 sene evvelki ayrılığm yerine, müşterek sulh emellerinden, müşterek menfaatlerden, iyi komşuluk hislerinden ibaret sarsılmaz bir birlik kurmuşlardır.
Yunanlılar, miktar ve teçhizat bakımından kat kat üstün bir düşmana karşı istiklâllerini bu kadar kahramanca müdafaa ettikten sonra, milli bayramlarını tam bir güven ve gururla kutlulamak için yeni haklar kazanmışlardır. Yunan milletine kalpten kopan tebriklerimizi bildiririz.
Molotof
Japon Hariciye
ırını
N
Kabul Etti
Stalin Mülakatta Hazır Bulundu
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajan: ve Kâdyo Gazetesine Göre Günün Ea
Mühim  Hâdiseleri
? ?
Bir tecavüze uğrayıp harbe girersek, Sovyetlerin tanı bitaraflığına güvenebileceğimiz hakkında Ankarıt ve Mo*ko\ada bir tebliğ neşredilmiştir.
Yugoslav lta*\ekili ve Hariciye Nazırı Viyanaya gitmişlerdir. Paktı bugün İmzalıyorlar.
İngiltere, Yugoslavyayı bir nota İle ikaz etmiştir. Japon Hariciye Nazırı Moskovada Staliıılıı huzurile Molotofla görüşmüştür.
W
Müstakil Fransız Ajansına Göre:
Sovyet Birliği Harbin Boğazlara Yayılmasını Önlemek İstemiş
Londra, 24 (A.A.) — Müstakil Fransız ajansı bildiriyor:
Balkanlardan boraya gelen haberler, Londranm diplomatik mahfillerinde gelecek hâdiselere bir hazırlık olmak üzere «gösteriş manevraları» suretinde telâkki edilmektedir.
Geçen hafta »onunun en heyecanlı hâdisesi, Rusyanın Türkiyeye verdiği teminattır. Sovyetler Birliği Tür-kiyeye karşı hası nane biç bir ni«e4 beslemediğini ve bir taarnre takdirinde kendini müdafaada tamamfle serbest bırakdacağmı temin eylemiştir.
İngiliz mahfilleri bu habere verilecek tefsirde çok muhteris gözükmüşlerdir. Nikbinler bunu. Alma riyanın Balkanlardaki hareketlerinden muğber olan Rusyanın vaziyetinde bir değişiklik alâmeti olarak Heri sürmüşlerdir. Fakat umumiyet İtibariyle İngiliz mahfillerinin umumi telâkkisi şudur:
Moskova, Almanya Üe her türlü ihtilâftan içtinap yoranda bugüne kadar aldığı vaziyeti değiştirecek hiç bir şey yapmryacaktır.
Çok emin bazı bitaraf
(Devamı Sa- 5, Sü 4 de) +*+
B Matsuoka
a ss
Moskova, 24 (A.A.) —
ajansı bildiriyor:
Sovyetler Birliği halk komiser, leri reisi ve hariciye komiseri B. Molotov 24 marbta Japon hariciye nazın B. Yosuke Matsuoka ile refakatinde bulunan   Japomyanın
Moskova büyük elçini B. Takka-(Devamı Sa. 5, SU. 7 de) **
üniversitede
Bugünkü Konferans
Büyük Millet Meclisi ikinci reis vekili Şemsettin Günaitaym bugün saat 17 de Üniversite konferans salonunda bir konferans vereceğini bir defa daha hatırlatırız. Şemsettin Günaitaym bir. İki gün evvel Ankarada verdiği konferans, orada büyük bir merakla dinlenmiş ve tafsilâtı gazetelerde alâka İle okunmuştu*
GÜNÜN SESİ
Yugoslavya — Hangisine karar vereceğimi bir türlü bilemiyorum.. Dünya — Bana kalır» İngiliz kumaşını tercih ediniz. Daha dayan
önem Kelimesine
Dair
Yazan: REŞAT NURİ
Ulus'un Toplu İğnesi türkçcmj/l» nahiv ve estetiği itlbarile, kıskanıl» cak kadar temiz yazan bir muharririm izdir. Bir   kaç   gün   evvelki
Yankılarından birinde önom kelimesini üstüste üç defa kullandığını gördüm. Rastgclo bir yazıda, nice emsali arasında, şüphesiz o da kaynar giderdi. Fakat Toplu İğne'nia pürüzsüz nesrinde bu kelimenin bana Adeta battığını söyllyeceğlm.
Yeni kelimelere düşman mıyım? Hayır. Istılahlarımızla umumi kelim eler km izdeki ayıktan büyük bir uısmnun ancak onlarla kapanacağına ve türkcemlzl İdeal zenginliğine bir gün onların erişi ireceğine kaniim.
önem kelimesine niçin takıldığımı izah edeyim:
Ehemmiyet kelimesi ıstılah değildir; kısa bir zaman devam eden tasfiye tecrübesinden sonra tekrar kadromuza aldığımız umumi dil kelimeleri kategorislndendir. Şöhret, hikmet, bereket gibi emsali e rl-le beraber dilimizdeki vazifesini 1-yl kötü yapıp gitmektedir. Onu mutlaka atıp yerine yenisini koymak İçin bir prensip zarureti yoktur.
Ehemmiyet, ruh hayatnnrzm derinliklerinde dal budak salmış kelimelerdendir. Onu köklemek zordur; yerine henüz hiçbir kokusu, rengi buluıımıyan kupkuru bir <>-nem çubuğunu dikmek, tutturmak İse daha zordur. Bir hafif baş ağ-, rısı İçin «ehemmiyetsiz hastalık» deriz; kaza ile ayağımıza basana «ehemmiyeti yok» deyiveririz. Bun-| ların yerine niçin «önemsiz hastalık», «önemi yok» diyemiyeeeğl-mlzl İzaha bilmem lüzum var mı?
Bu kategoriden olan   keUraelert
(Lütfen sayfayı çeviriniz)
VATAN
25 - 3 - 941
Casuslar C
asıısıı   j
Linkıln'i! ıı
Hayat ve
Maceraları
Toplıyan ve nakleden: İHSAN BORAN
Belediyede:
Bu suretle Trebiç/in Enteliccas Serv'Use ihanette buıunduğu, hem ingiliz ve hem de Alman hesabına casusluk ettrği meydana çıktı. Trebiç, İngiliz Lntel'icons servisi kaidesine yöre 'haindi. Kendisini Londraya çağırdılar, gitmedi. Zira orada o ey nine 'bir tabanca sı-krıa<:ağını veya «sırtına bir hançer 6-apıanac. 3'inı biliyordu. Selâmeti kaçmakta buidu. Ve Trebiç az zamanda Roterdam şehrinde sır o.du. iz.m k.msc bulamadı.
b-r sene sonra Amerikada olduğu an.adıldı. En mvüthuş vaziyet., ieıucn sıyrılmasını bilen Trebiç, bazı müh.m vesikalar mukabı.m-oc teterar n.ntelıccns servis iîe anlamaya ça'hştı. Amerikada 'tevkii edı.cn, ve üç sene 'hapse mahkûm o.du. Faka* bu hapis cezasını larnamlaımadan serbest bırakıldı. E«er o vesikalar kıymetli olmasalardı, Trebiç üç sene hapis le yakasını kurtaramazdı.
V
Büyük Harpten   sonra Trebiç, Hitler ve Ludendorf üe beraber çalışıyor
Büyük harbin »sonunda, yani 1918 den 1923 e kadar Trebiç AimaTvyada çalıştı. Harp sonu, önüne yeni yollar açtı. 1918 de Almanya, memleket içinde kopan isyan ve ihtilâl kareketleri-İe ve son top gürültüleri arasında yıkılıyordu. Teşkilât ile mesai arasındaki mükemmel ahenk, bol intizam ve disiplin. Alman nuıletkni felâketten turta rama-raftı. Kiel'de (batftyyan, fcîhtilâK bütün cephelere yayıldı, miktarı g^t gide çoğalan asker kaçakları toplandılar, vahşet ve intikam hırsları içiride Haimburg, Potes-dlam, Berilin gibi büyük şehirlere doğru yayılmağa (ba^Iad'ılar. Vaymar cumhuriyet ffân ediyor, koyu kaboMc olan Bavyera, bu cüır&uriyeti alkışlıyordu,
Trebk bu sırada Atmanyada bu lumıyo r du. İngiliz E nt e'üc e ns servis tarafından İkinci Giyomu sıkı nezardt altında bulundurmak^ bj hususta Londraya öik sık rapor vermek vazifesile gönderilmişti Trdbeç'de 'kendi kendisine, eski Aimanyanın bu mağlûbiyetine, bu ihtilâl haTeketl'erme nasıl anukavetmet edebileceğini soruyordu. Mağlubiyet ve ihtilâlden müteessir olumyan-, yalnız bü yük ve ağır sanayi erfoafcı idi. Bunlar sükût ediyorlar, fırtına nm geçmeaini 'bekliyorlardı. Kolonyada îbtilâle karşı, o sırada bir ımukavemet hareketi hazırlan dı; bu şehirde Herren Klüp a-dind'a bür cemiyet koıruldu. Kuru Lacak Alman cumhuriyetinin müstakil 23 nazın bu klübün a-zası idiller. Srra ile başvekil olan Von Papen ve HitleT de bu klübe girmişlerdiL İtilâf devletlerinin işgaline karşı Alman sabotajı bu
Kolonya şehrinde hazırlanmış olan hareketten doğdu. Mukabil ihtflâP ve tethiş 'teşkilâtının masrafları Kolonya şehrinde »idare e-edilîyordu. Masrafları temin eden Kolonya borsası müdürü ve 1. O. Stem bankasının sahibi Baron Fon Sdhroeder idi. Bu adam ayni zamanda ChaTİotte - Huette madeniya't şrr-ketimn meclis aza-sındandl. 1920 senesinin ilk gün lerinde Altmanyadaki karışıklıklar ortaya meraJch vakallar çıkan yordu. 'Meselâ, 5 ikinci ^ kânun - 1920 de Baron Fon Schroeder oturduğu otelde tabiatça hiç birbirine uymıyan Ski adcımla görüş tü. Birisi Avusturya li Adolf Hit ler, diğeri Macar Yahudasi Trebiç* di. Fakat bu devirde her ikici de General Ludendorfun iki göz bebeği bulunuyorlardı. Fakat üc sene «sonra yani 5 - ikinci kânun _ 1923 de Baron Fon Schroeder, ylıne kendi evinde yıldız ilan banşmamış iki rakSp adam kabul' etti. Birisi eski    Başvekil
değiştirmek için İki ayrı Is lâzımdır. Eskiyi sökmek, yerine yenisini dikmek ve tutturmak. Aylak bir zamanımızda belki bununla da uğraşmak faydalı olurdu. Fakat ge-çenki bir fıkramda da söylediğim gibi, işimiz başımızdan çok aşkındır, ıniimi/m bugünkü medenî dünya mefhumlarını İfade İçin hesapsız eksikleri bulunduğunu görüyoruz. Hesapsız yeni kelimelerle bun-lan kapamrya uğraşacağımız bir zamanda bir de mevcudu tasfiyeye kalkarsak katiyen isin içinden çıkamayız.
Eksiklerimizden bir misal: Fran-
sızcada   suprtmatle,   presemi nence
Von Papen, diğeri Nasyonal sos ya.Vst partisinin başına geçirmiş, olduğu Adolf HitlendL
Londrnnın casusu olan Trebiç, Mitlerle Ludendorf ile ve Baron Von Schroeder ile anlaşmış, Lon dardan kendisine veriilen vazifenin dışına çılkımıştı. Baron Von Sc hıocderin "himayesine güvenen Trcbiç.i'.k defa Von Kapp'ın yanı başında talimi denedi. Koyu nas-j'onalüstltr.in propaganda bürosunun müdürlüğünde bulundu. Tertip edilen daıbei hükümet komplo suya düştü; fakat bu işin muvaffak olmamasında Trebiç in kabahati yoktu. O her şeyi iyi dü şünmüş ve iyi tertip etmişti.
Trebiç'in aldığı vazife haricî hareketlerinden ürken Entelıcens servis, İngütereye dönmesini bildirdiler. Bu maksatla kendini götürmek üzere iki memur da göndermişlerdi. Trebiç onları kabul bile etmedi Trebiç o sırada Baron Von Sohoeder'in maddî yardımı v.e Ludendorf un beslediği rtimûdı sayesinde, Rort Sar, yukarı Süezya, Oberland ve diğer mınfcakaüarda teşkilâtı koruyor, tedh-'işçi (gruptPan hazırlıyor, nutuklar, konferanslar veriyor, silâh ve altm dağıtıyordu.
Münih'de hareket ilerliyord u. 1923 senesinin 9 - İkinci teşrin gecesi ırk nazariyesi taraftarlarının reisi olan Hitler, Bürgerbran-kefler'de kendi adamlari'be bir içtima -"anmış ti. 9 - İkinci teşrin sabahı, Münih şehrinde dahili bir muharebe başladı. Umumî binalaT tşgat edildi ve sokaklar barikatlarda tutularak imakineli tüfek a-teşlerile kapandı. Ertesi gün Vaymar cumhuriyetinin ölümü ilân e-diliyor ve Hitlere Ludendorf taraf tar'liarı taraıfmdan alkışlanıyordu. Bu sırada Treb'îç en atılgan adamların başına geçmiş, şeh rin soîkakLannda Münih Belediye meclisinin azaıîannı, hükümet me muTİanmı ta/krp ediyordu. O gece, bıçaktan kurtulanlar, yatakların-oa yakatandı ve hapse atrVdı. Ge ceriin saat iklısi olmuştu^ Hitler ve Ludendorf hâlâ içtima yerinde görüşüyorlardı. Sokaklarda ise muharebe bütün hiziLe devam ediyordu. Barikatların iki tarafında da artacak kurşun kalmamıştı. Kurşun bütince, örfiûiler, cumhuriyetçiler, »ihtilâlciler bıçaklarla boğaz boğaza geldiler.
Üstü başı kanca butaşrmış ve gururdan ba'şı dönmüş oltan Tre-b$ç, bu kiavıga arasında, General Voır Losso,w'in evine yetişti Ve Generalden Hitler ve Ludendorf hesabına bir telgraf almakta zah-bıet çekmedi. Generali Von Los-soW Münîhte yedinci tümenin kumandam İdi. General bu telgrafta Ludendorf ile tamamile hetmfikSr olduğunu Beriline bildiriyordu.
İş buraya kadar Treboç'-in istediği gibi cereyan etti. Fakat sonu gelmedi, i I - İkinci teşrin - 1923 günü polis Bavyera hükümetini eline aldı. Harbiye nezareti Berimden imdart kıtaları gönderdi, bu kıtalara cumhuriyetçi ve sosyalist gruplan da kaJtıldı. Hitler ve Ludendorfun, Baron Von Sc-hroeder'in aTtınlanna dayanan projeleri suya düştü.
İşte Tret^iç, Almanyada Lon-dranın casusu olarak bulunurken Münihte Hitler, Ludendorf, Baron Von Schroeder ile beraber bir darbei hükümet hazırlamış, Mümh sokakl'armda Alman kanı akmış, fakat Berlin hükûmeLinin, cümhuTiiyetçİİerin ve sosya'listÜerin müdahalesile bu hareket bastırılmıştı. Londradan kendisine verilen vazife ile bu işlerin münasebeti yoktu. Fakat imacera ve tehlikeye karşı olan müthiş iptilâsı onu bu kanlı hareketlere sürüklemişti.
(Arkası var)
pr6domlnaııce, pr£portd6rance ve saire gibi bazı kelimeler vardır ki, mevki, rütbe, imtiyaz İfade ederler, Türkçede kargılıkları yoktur.
Temfrz bir yapısı olan ve zihinde kendi kendine bir öndelik ve ilerde-klllk fikri uyandıran bu önem kelimesini bunların bir veya bir İkisine karşılık yapmak pek mümkündü. O zaman faraza «İmtiyaz itibarla haizi ruclıan devlet» diyeceğimiz yerde kınaca «önemli devlet» derdik. Hatta önemi bir maliye ıstılahı olan avans'ın yerine bile kullanmak mümkündü ve tutmaması için sebep yoktu.
REŞAT NURÎ
Yeni Kıyafet
Belcdiyd Memurlarının KyJeteri Deijîştirilîyor
Dahiliye Vekâleli, resmi ve hu. susi daire, teşekkül müesseselerdeki memur ve müstahdemlerin kıyafetlerinin ordu kıyafetinden ayırd edilmesi için yeni bir kıyafet talimatnamesi yaparak viıâ-yet'.ere göndermi§tir.
Bu talimatnameye gore; Belediye zabıta âmîr ve memunarı telsiz şapka, lâcivert elbise vc dik yaka, şapkanın üzcılnde ay yıldız, kollarda memurların derecelerini gösteren beyaz sırma, yakalarda da kırmızı çuha.
Belediye sıhlh'ye memurları, e'ıbise kasket biçiminde ve elbise. nin kumaşı renginde, kuşakta dereceyi gösteren ay yıldızlı bir kokart, yaka dik, yakaıdö sarı çuha ve üzerinde vazifesinin baş harfleri.
İtfaiyede de yeknesaklığı temin için bütün yurtta İstanbul itfaiyesinin elbisesi aynen kabul edilmiştir.
Tramvay ve Tünel memurları da Ankara otobüsleri memurlarının elbiseleri gribii Cİbi^e giyecek-Ter, kontrol ve müfettişlerin yakalarında da yıldızlarla dereceleri gösterilecektir,
Nezafeti fenniye amelesi de açık kurşuni elbise giyeceklerdir.
Yeni Ekmek Çeşnisi
İstanbul Belediyesi yeni tip ekmeğin randıimanını tesbıt için resmî bir müessesede ikinci bir çeşni tecrübesi yapacaktır. Bazı gazeteciler bir tecrübe yapnldığını ve 102 lak bir randıman alındığını yazmazlarsa da İstanbul Belediyesi bu haberi tekzip etmektedir. Şimdiki halde ikinci tecrübenin ne zaman yapılacağı malûm değildir. Bdledıye eski 94,5 luk ran. dımanı 96 olarak kabul etmiştir.
Sıhhate Muzır  Gıda Maddesi Satanlar Şiddetle Cezalandırılacaklar
Bozuk, mağşuş veyahut Sıhhat ve içtimaî Muavenet Vekâletinin neşrettiği boya ve muhafaza edici maddeler talimatnamesine uyoıı-yacak surette gıda maddesi imal edenlerle satanlar hakkında takibat yapılmakta beraber, bu gibi sıhhate mugayir maddelerin derhal müsadere edilereflt mühür altına alınması ve mahkemeye suç delili olarak verihnesi, her ne suretle olursa olsun halka bu gibi maddel'erin yed'irilmemesi için alâkadarlara kati emirler veril-Imfiştir.
Florya Plajı 15 Mayısta Açılıyor
Florya plajı istanbul Belediyesi tarafından üç sene müddetle ve 69 bin lira bedeli icarla eski Gar-den Bar sahibi Ahmet ile Londra Bar sahibi Mehmet Uyguncaya kiralanmıştır.  ,
Kiracılar, şartnamede gösterilen inşaata başlamışlardır. Çekmece tarafımda yeniden halk plajı inşaatına da yakında başlanacaktır. Plajın bu sene halkın şikâ_ yetini mucip olmıyacak bir mü-kernimelüyette olması içm çalışıl-mak'tadır. Plaj 15 mayısta açılacaktır.
Taksim - Harbiye Yolu
Taksim - Sıraselvi yolunun tre-tuvar inşaatı devam etmektedir ve azamî on beş gün içinde bitiril ec ektir.
Taksim - SıraseLviler ile Taksim - Harbiye yolunun asfaltlanmasına nisanda başlanacaktır.
ihracat Mallarımızın
Sevk Yolu
İtalyan Topraklarına Geçecek
Piyasa Haberleri:
Dokumacılar
O ÜN «DİE N
G İÜ N E
'— I
Çukur Kazmak
Meselesi
Malları Yunanlılar
Mu
d
s a a e re
Ed
eceKier
kl
Yunanistan üzerinden yapılan ihracatla mallarımızın Yunan topraklarından geçerken Yunan hükümeti bunları müsadere etmiyc ba-;'amıştır. Ticaret Vekâleti ihra, catçılanmızı himaye için bu hususta teşebbüsatta bulunmuştur. Bu suretle müsadere edilmiş malların sahipleri hububat birliğine müracaatle müsadere edilmiş mallarının mikdar ve cinslerini bildirmeğe davet edilmişlerdir. Mem-
leketimizden İsviçre veya bitaraf memleketlere gönderilecek tica* ret eşyasının tta'lyan topraklarından geçirildiği takdirde bunları Yunan hükümeti mu'sadere etmektedir. Bundan dolayı bu gibi
memleketlere gönderilecek mallarla Bulgaristan ve Buchs yolu ile gönderilmesi Ticaret Vekâletinden alâkadarlara tavsiye edilmiştir.
Lüks Mağaza Kalkıyor
Kıvırcık 5 Kuruş Ucuzlad
ı
Kundura Tipleri Vekâlete Gönderiliyor
Fiyat murakabe komisyonu dün toplanarak et, kundura ve lüks mağazalar işi üzerinde yeni kararlar vermiştir. On beş günde bir değiştirilen et narhı üzerinde son yapılan tetkiklere göre; yalnız kıvırcık etinin 80 kuruştan 75 kuruşa indâriLmesi ve dağlıcın
eskisi gibi 75, karamanın da 70 kuruştan satılması karariaşmıştır. HaJk I ip i ayakkabıları numuneleri tetkik edilmiş ve bu kunduraların Ticaret Odasınca ayrıca tetkik edilerek bir rapor hazırlanması karariaşmıştır. Oda, üçer numuneden ibaret olan bu yerli mamulârt hakkında fanile ve çorap eftandard tipleri için yaptığı gibi birer rapor hazırlıyacak ve nümunelerre birlikte Vekâlete gönderil'ecdk'tir. Komisyon yaban-
cı mamUİâttan olan pamuklu vc yünlü mensucatı satan mağazalardan lüks mağa-za kaydını kal-drrmıya karar vermiştir. Bunun yerine bu ^ibi mağazalar üç sınıfa ayrılacaktır. Her sınıf yüzde 50, 35 ve 25 nöbetinde azamî kârla eşya satabilecektir. Bu mağaza ı'arın sınrflara ayrıIrnası her birinin sendik hesap bilânçolarına göre yapılacaktır. Bu hususta
bugünden itibaren faaliyete geçilecektir. Mağazaların verilecek karara göre sınıfı belli olduktan sonra müşterinin görebileceği şekilde birer levha ile mağaza satışlarının kâr nlsbetleri gösterilecektir. Tesbit edilecek kâr miktarından fazlaya eşya satanlar derha) Müddeiumumiliğe verileceklerdir.
Arkadaşımı Kurtarayım Derken Kendi Okkanın Altına Gitti
Evvelki gece köprü altmda kafaları tütsüLeyen iki arkadaş saltana sallana Gaiataya doğru git-'tikleri bir sırada Osman çamur-laşmıya başlamış, arkadaşı Mustafa onu teskin etmek istemiş ise de Osman işi iferleterek sağa sola sataşmıştır. Osman etrafını fazlaca rahatsız etmiye başlayınca kendisini karakola götürmek istemişlerdir.
Mustafa da arkadaşını kurtarmak için karakola gitmiştir. Fakat karakola gidince_ Osman ayıl-mış bu sefer Mustafa etrafına küfürler yağdınmıya ve koimiser mu. avini ile polislere hakarete başlamıştır.
Bunun üzerine bir zabıt varakası tanzim edilerek suçlu Osman ve Mırstafa Adliyeye teslim edilerek cünmü meşhut mahkemesine verilmişlerdir.
Dün 8 inci asliye ceza mahkemesinde yapılan duruşmalarında Mustafa kendisini bilmiyecek kadar sarhoş olduğunu, ne yaptığını bilmediğini söylemiştir. Dinlenen şahitrerin şehadetlerile Mustafa-nın komiser muavinine ve polislere hakaret ettikleri sabit olduğu anlaşıldığından   kendisinin  Türk
ceza kanununun 261 inci maddesine göre 2 ay müddetle hapse mahkûm edilmesine ve elli lira ağır para cezasına çarptırılmasına ve halkın istirahatini ihlâl ettiğinden 1 lira haftf para cezasına çarptırılmasına ve diğer suçlu Os-manın yalnız halkın istirahatini ihiâl ettiği sabit olduğundan kendisinin bir İbra hafif para cezasına çarptırılmasına karar verümiş-
tir.
Bu suretle arkadaşını kurtarmak içm karakola gidince polislere hakaret eden Mustafa 2 ay hapse mahkûm olmuş ve mahkemeden sonra tevkif edilmiştir.
Polis Arap Hayrın in muhakemesi
Bundan bir müddet evvel Tarla b aşınd a Nebahat isminde bir kadın için otobüsçü Hallili vuran Polis Arap Hayrinin duruşmasına dün devairrr edildi.
Polis Arap Hayri kendisinin otobüsçü Halilden kuvvetsiz olduğu için kendisini müdafaa mak-sadile ateş ettiğini anlatmış ve Müddeiumumiliğin iddiaeı gibi cinayeti kasten yapmadığını büdir-miştir. Muhakeme bu hususta karar vermek için başka bir güne bjL rakılmıştır.
Kooperatif Hissedarları Yeniden ToplanacakLr
Dokuma kooperatifi hissedarlar umumi heyeti bir nisanda toplanacaktır. İstifa etırniş olan idare heyeti yerine yeni bir heyet seçilecektir. Kooperatifin eski müdürü Yahya Yılmaz Türk Ankaraya giderek İktisat Vekâleti ile temasta bulunduk/tan sonra şehrimize dönmüştür. Vekâlet kooperatif hissedarlarmın yeni bir toplantı yapmasını muvafuk görmüş ve eski idare heyeti muameleıterinin yeniden tetkik edilmesini emretmiştir.
Un Tüccarlarına Birlik Un
Verecek
Un tüccarlarının perakende olarak un tedarik etmelerini temin için Ticaret Odasından birer vesika alarak hububat birliğine müracaat etmeleri kararlaşmıştı. Ticaret Odası tüccarların sene.ık un sarfiyatını tesbit etmiş ve kendilerine birer ımektup vermiştir. Un tüccarları bu mektuplarla hububat birliğine müracaat ederek ihtiyaçları kadar değirmenlerden un alacaklardır. Bu un'lar fırıncılardan gayri her türlü hamur işleri yapan.ara satılacaktır.
Tuna Seyrüsefere Açıldı
Tunada buzlar tamamen eridiği için Peşte kumpanyasının Macar vapurları limanımıza mal gettrmiye başlamışlardır. Dün iki vapur gelmiştir. Seferl'erin muntazaman devam edeceği, Romanya vapurlarının da muntazam seferlere başlanması üzerine ihracat mallarımızın gönderilmesi artacaktır.
Çorap Fabrikatörlerinin Toplantısı
Çorap fabrikatörleri dün sanayi biri'iğinde son bir toplantı yapmışlardır. Fabrikatörler standard-h kadın çorapları için lüzum görülecek ipliklerin tedarikine kadar
yeni standard nizamnamesinde bazı tadiller yapılmasını muvafık görmüşlerdir. Bu tadilâtı yaptırmak üzere fabrikatörlerden bir heyet bir kaç güne kadar Ankaraya gidecektir.
Petrol Ofisinin Yeni Binası
Yeni Ticaret Ofisi için yeni yapılan Valide hanında bir kat kiralanacaktır. Ofis bütün teşkilâtile bu katta yerleşecektir. Petrol Ofisi yine eski merkezi olan Kutlu hanında kalacaktır.
ondradan verilen bir ajans haberinde şöyle deniliyor:
«Almanyadan son zamanlarda çrkmış olan bir müşahidin verdiği malûmata göre Alman-; lar İngiliz hava kuvvetlerirıin yaptığı tahribatı kapamak için şu suretle hareket etmektedir: Berlîndc oturan bir kadın demiştir ki:
<"Berlinin en meşhur caddelerinden olan 1 auenzıcn Strasse-deki ikametgâhlara İngiliz tayyareleri tarafından ehemmiyetli» zararlar verilmiştir. Fakat bu tayyareler, şehirden uzaklaşır uzaklaşmaz amele ekipleri hemen oraya sevk e di im ekte ve sokakları tahliye ederek bombala.. rin husule getirdiği çukurlar kapatılmaktadır. Bu çalışma tarzı neticesi olarak aradan 70 dakika geçtikten sonra rahneler gözle görülmiyecek bir hale gelmektedir. Almanlar bu tamir isinde hakikaten birer üstad kesilmişlerdir.»
Anlaşılıyor ki İngiliz tayyarecilerine, Aimanyanın çukurlarım daha esaslı kazmak vazifesi terettüp ediyor.
Esastan mı Başladılar?
Romadan   gelen bir  telgraf, Milânodakî    «Faşist    ideolojisi . mektebi müdürü» nün, Arnavutluk cephesinde maktul düştüğünü bildiriyor.
Acaba Yunanlılar, bu «ideoloji» nin sonunu getirmek için mi işe, mektep müdürünü öldür, mekle başladılar?..
Dondurma Siyaseti
Amerika, demokrasi cephesinden ayrılan veya Mihver nüfuzuna giren Avrupa devletlerinin Amerika topraklarındaki sermayelerini donduruyor.
Amerikanın siyaseti budur: Hoşuna gıtmiyenlerinin evvelâ sermayelerini dondurur, sonra da sıfırını tüketir!
KÖRKADI
PİYASA HAREKETLERİ;
Satışlarda Canlılık Artıyor
Haftabaşı piyasaları nisbî bir canlılık İle açılmışta*. En ziyade deri üzerinde iş olmuştur. Koyun, keçi ve oğlak derileri alanlar artmıştır. Koyun derisi sevkıyatı birdenbire arttı-ği için bundan tabakhaneleri civarında toplanan bütün deriler balyalar halindo arabalarla sahildeki an-barlara indirilmiştir. Yapılan satışlar arasında, tütün, balık, küspe, kuru yemiş, yer fıstığı, ay çiçeği tohumu vardır. Dünkü ihracat 800 bin lirayı bulmuştur.
Lisans müsaadesi beklenilen susam ve keten tohumu için de bir iki güne kadar hararetli satışlar olacağı tahmin edilmektedir.
Nünakalât Vekilinin Tetkikleri
Trakyadan şehrimize dönen Münakalât Vekili Incedayı dün Mıncaka Liman Reisliğine giderek tetkiklerde bulunmuştur.
Kaza Kaymakamları Toplanacak
Kaza kaymaıkamlarile alâkadar daire müdür1! eri ıh afta ortasında Vilâyette bir topinntı yaparak kaJa.arcia olacak marıadlî paraşüt tecrübelerinin programını gözden geçirecekler ve günlerini tesbit edeceklerdir.
TAKVİM i
25 MART 911
SALI
AY: 3 - GÜN . 84 - Kasım: 138
RUMİ: 1357 — MART: 12
HİCRİ: 1360 — SEFER: 26
VAKİT ZAVALI   £ İZAM
GÜNEŞ: 6.57 11,32
ÖĞLE: 13,20 5.55
ÎKİNDÎ: 16,49 9,23
AKŞAM: 19,25 12,00
YATSI: 20,57 1.31
İMSAK: 5.16 9.51
lıjte o zaman o anda; terbiye, zeltfi ve güzelliği İle âlemi bendeden kadının İv yüzünü anlamıştım. Fakat ne yapabilirdim?
MakHİm pencerenin önünde durmuş, acı acı gülüyordu. Bu kahkahalara tahammül edemedim. Fena oldum. Yanıma koşarak boy nuna sarıldım:
— Maksim.. Maksim, diye ona sokuldum.
Bir sigara yaktı, tekrar odanın içinde dolaşmağa başladı ve sözüne devamla dedi ki:
— Az kalsın kadım o anda öldürecektim. O kadar kolay ve tabii bir hareket olacaktı ki... Uçurumun kenarında İdik. Fakat yapamadım, keşke yapmış oİMaydım... Şeytan beni bir düzUye teşvik ediyordu. Kolay değil, içinde şeytanla yaşamak...
O uçurumun kenarında benimle bir pazarlık yapmaya çalışıyordu- Diyordu kl:
«Ben senin evinle meşgul olacağım, Mander ley memleketin hasetle, sitayişle bahsedeceği bir şaheser olacak. Herkes bize gıpte e-decek, ne kadar mesut bir çift» diyecek fakat hakikatte biz iki yabancı kalacağız. Ben Miıl sevmiyorum. Bütün hayatımızca âleme karşı gülüny ve maskara bir oyun oynı-yacağız.»
Bu «özleri söylerken, elinde tuttuğu bir çiçeği hırpalıyordu. Onu nasıl öldürmedim
hâlâ şaşıyorum.
Ben ses çıkarmadan bu güzel yüzlü, İğrenç ruhlu kadına bakıyor, o korkunç gü-
lüşünü seyrediyordum. Tekrar otomobille geri dönerek Manderley'e döndük ve dediği gibi oldu. Herkes bize gıpta ediyor ve mesut farzodlyordu. Haysiyet, İzzeti nefis, hattâ namus hislerimi ezeceğime ve uçurumun kenarında bana söylediklerini kimseye tekrar etmlycceğlme emindi. Herkesin bizden bahsetmesine, ayrılmamızı gazetelerin türlü tür lü suretlerle tefsir etmesine, âlemin dedikodu yapmasına razı olmıyacağımı biliyordu. Her kesin gözünde gülünç bir koca olmağı kabul etmekten ise hakikati gizlemeğe razı olacağımı da hesaba koymuştu.
Nitekim sustum. Kimselere bir şey söylemedim ve böylece yaladık, gittik.
Durdu, sonra bana doğru gelerek ellerimi
tuttu: ' ^ i V £
— Sen de beni hakir görüyorsun, değil mi? Senelerce âlem ne diyecek diye Işken-cell bir hayatı sürükleyip giden bir zavallıyı nasıl sevebilirsin?
Ses çıkarmadım. Ellerini sımsıkı yakaladım, Maziden dolayı utanması vo sıkılması
umurumda bile değildi. Hiç bir şeyin benim için ehemmiyeti yoktu. Sade bir şey benim için mühim İdi: Maksim Rcbekayı sevmiyor du. Hiç, hiç sevmemlştl. Beraberce bir an bilo mesut olmamışlardı!.^
Maksim konuşuyordu. Fakat ben hiç bir sözünü dinlemiyor, anlamıyordum. Beni a-lâkadar eden nokta, Rcbekayı sevmemesinden ibaretti. ,
Maksim sözüne devam ediyordu.
— Manderleyln hatırı için sustum. Bu top rak parçası, bu ağaç ve güneşli yollar, çiçekler benim için mukaddesti. Belki bu yolda bir sevgi doğru değil, fakat kalbime o kadar kökleşmiş ki çıkaramadım. Buranın tertibi bozulmasın diye her şeyo tahammül ettim.
— Maksim, sevgilim. Maksün, canım,. Do
mekten kendimi alamadım.
— Anlıyor musun? Söylediklerimi anlıyor
musun ?
— Evet, canım... Evet, sevgilim... Yüzümü görmesini istemiyordum.   Saade-
tim çok belli idi. Sözlerini anlamışım veya anlamamışın», ne ehemmiyeti var. Kalbim bir tüy kadar zayıftı. Mailem ki Rebekayı hiç sevnıenılştl, ben mesuttum.
— Bu yaşadığnu seneleri hatırlamak bile istemem sana anlatmak da doğru değil.. Çok fena ayıp şeyler oldu. Her ikimiz daimi yalan dolan İçinde yaşıyorduk. Sade birbirimize karşı değil, dostlarımıza, ahpaplanmı-za, uşaklarımıza karşı daima rol oynuyorduk.
Herkes ona İnanıyor, onu seviyordu. Bazı davet ve ziyafet günleri koluma girerek bir melek saffet ve sadeliği İle herkesle nazikâne meşgul olduğunu hatırlıyorum. Sonra ertesi sabah erkenden Londraya kaçardı. Orada rıhtım üzrlnde kiraladığı apartmanın kapanırdı, tıpkı kokmuş bir ine kapanan vahşi hayvan gibi... Beş gün sonra ortaya çıkar, buraya dönerdi. O beş günde yaptıklarını anlatmak değil, tasavvur etmek bile güç... Aramızdaki mukaveleye harfi harfine riayet ettim. Onu ele vermedim, O da buna mukabil Manderley'i cennete çevir di. Bahçeler, ağaçlar, hattâ saadet vadisindeki sünbül tarlaları onun eserleridir. Babamın zamanında Mandcrley vahşî bir orman halinde idi. Kimse bu ormanı güzel ve ba-kimli bir baJıço haline koymak için ne e-mek, ne de para sarfetmlyordu.
(Arkası var)
25 - 3 - 941
VATAN
Un iv er s ite lilerin
Bir Dilekçesi
Ev Kiralarının Arttırılmaması
Hakkındaki Kanun Talebe Yurtlarını Şamil Değil midir?
Harp Vaziyeti
-   3   -
Bu son cıy îcsnde C. H* P. talebe yurtlan (Km * Erkek) idaresi iaşe v« iıbafce ücreti ol. m yk-ma liraya taicbel-erin bir be$ lira daha üâve «itroeiejioc kam sermiş ve bunu kendilerine l&znn gelen müddet zartnda da tebliğ
Ortada bir tekr sebep var. Bu da gıda maddelerinin piyasada bir misti artması. Müstakbel mas rafları 20 lirasın normal zaman d ak i gibi karçılzyanuyaca^ına ileri sürülüyor.
Bu yeni vaziyet üzerine gıda maddelerinin bir misti artmasile arle bütçeleri de^ismiyen, yine «ynd seviyeyri (muhafaza eden genç ler kap -eden makamlara sıra sil e
baş vuruyorlar. Bu kararın katiyet kosbetraenvesmi, imtihanlar im yaklaştığını zarurete düşeceklerini söylüyorlar. Ayrıca Anka-t^aki genel sekreterliğe 'birer di
Tekçe ile müracaat ediyorlar. Fakat netice yine yirmi beş liralık kararın etrafında olduğu 'bildiriliyor. Bu ayın yirmi yedisinden sonra bunu kalbul etmiyen talebeye yemek verilmiyecek. Yurdu terketmeleri kend ilerine başka bir yurt arayıp bulmaları «söylenerek ilân ediliyor.
Bitaraf bir mütalea her iki ta-ımim da haklı olduğunu gösteriyor- Biz ta4ebe tarafını tutuyoruz. Çünkü onun düşünüknege •htiyacı daha fazl'a. Dilekçelerine ^enel sekreterlikten müabet bir cevap bekliyoruz.
Bundan evvel arkadaşımız Ni-zamcddiii Naaâf dc ayni meseleye temas etmişti. Aradaki bu a-Ciğm başka bir yoldan kapatılmasını söylemiştir.
Henüz bu«usî talebe yurtlarında yurt ücretlerine bir çeki düzen verühıege başlanmamıştır. Haydi buradakiler de oralara gitsinler dîyelin. 520 talebeyi yerleştirecek yer bakamayız. Esasen imtihanlara <Ja şöyle böyle iki ay kadar bir şey kaldı. 520 talebeden elde edilecek 5200 lira, arkadaşımızın dediği gübi her hangi bir şe-kiHe buü'unalbdlir.
Hem bu yurtlar tamamile talebe menfaatine uygun olarak hiç kâr gözetilmeden tesis edilmişlerdir. Meccanileri yoktur. Ancak partinin himayesinde olanlara ge nel sekreterlikten her ay ücretleri gönderilir.
Gıda.   (maddeleriîûn de   hepsi
fiyat yüksekliğine maruz değildir bir kaçı müstesna... Bunlar da toptan ahş verişlerde perakende de olduğu gibi fahiş bir fark yaprnvyacaktır. Yurt ücretlerini birden bire 20 - 25 liraya çıkarmak pek çok gibi geliyor. 2.! - 23 en kabadayı ücret sayılır ki bu da sene ortasında yapılmamalıdır. Sene babında tatbike başlanırsa isme eh/eren burada kalabilir.
Kira bedellerinin arttırılmama sı hakkında çıkan kanun mevsim siz fiyat yüfleseltilmemesine çok yerinde bir işaret değil midir?
Neriman HİKMET
DOKTOR
DIYOR Kİ
Barsak Kurtları Nereden Gelir
Balkanlarda:
Yugoslavya, üoüzlü anlaşmaya girer»©, Alman ordusu da bazı faydalar Rörür. Mcsclfı, geri muvasalası emniyete jlrer, Tuna kop rUlerinden kısmen kurtulur, nakliyat kabiliyeti artar, ikmal İdleri kolaylaşır. Yunantetana taarruz leln Vardar nehri garbmda Tsal-yaya doğru kestirme istikametler bulur. Selanik şarkılıdaki müdafaa mevziini garptan düşürmlye vc Arnavutluktaki Yunan ordusunun gerisine düşmek için daha müsait vaziyette bulunur.
Müdafaa taarruzdan daha çok zamana ihtiyaç gösterir. Bu ihtimallere göre, Yunan ordusu elbette hazırlığını yapmış, Yugoalav-yanın boyun eğmesini de hesaba katarak tertibat almıştır. Bu hazırlık ve tertibatı İngilizlerin desteklediği düşünülürse, Alman ordusu taarruz halinde çetin muharebeler vermek mecburiyetinde kalacaktır.
Yugoslavya bitaraf kaldığına göre, Selanik sarkındakî Astroma nehri mevzii müdafaa için ehemmiyetli İdi. Fakat Yugoslavya üçlü anlasmıya girerse, Vardar garbı İle Prespa gölü arasmdaki hat daha çok mühimdir. Alman ordusunun büyük kısmı İle Vardar garbından taarruz etmesi muhtemeldir. Yunan ordusu bu hattı tutacak ve Tsalya istikametini kapatacaktır. İngilizlerin yardımı ile kuvvetlenen Yunan ordusu Vardar İle - Prespa gölü arasında müdafaa yapabilecek vaziyettedir. Şimal ve orta Yunanistan dağlık a-razidir, zırhlı ve motorlu birliklerin hareketlerine pek müsait değildir. Yunan ordusu zırhlı ve motorlu vasıtalarını bolca kullana-nııyan bir orduya karşı pek âla. mukavemet edecek kudrettedir. İngiliz kıtaları da müdafaaya İştirak edince Alman ordusu, çok çetin muharebeler vermlye mecbur edilecektir.
Bardaklarında kurt bulunan insan ve hayvanlar sade, bu kurtları kendilerinde taşımakla kalmazlar. O olan dışarıya da atarlar. Bu dışarıca atılma çok defa kazurat vasıtasi-ledir. Kazurat İçinde, kurtların kendileri de bulunabilirse de en ziyade jınıııtaJarı mevcuttur. Her kurdun yumurtası kendisine mahsus ay n bir vasıftadır. Yumurtaları gözle görmek kabil değildir. Ufak bir parça kazuratı mikroskop altma koymak, her yumurtayı kendi hususi şekil ve vasrflarile ancak orada görüp tanımak mümkündür. Barsak kurtlarının mevcudiyetini vc hangi cinslerden olduklarını, kati surette anlamak da ancak böyle bir muayene yapmakla kabil olabilir.
Kazurat ile harice çıkan kurt yumurtaları »ulara, sebze ve meyvelere bulaşacak ve bu maddeler dc İnsanlar tarafından çiğ olarak yenecek olurlarsa kurtlar sağlam İnsanlara da bulaşmış olurlar.
Şerit şeklindeki bazı kurtların yumurtaları, sulara, sebzelere, meyvelere ve otlara bulaştıktan sonra bunları yeyip İçen sığır    cinsinden
birtakım hayvanlara geçerler ve bu hayvanların barsaklarındon vücutlarına İntikal ederek kırmızı et fada! e) lerl içinde ufak ufak kesecikler yaparlar. Bu kesecikleri havi o-lan etleri, iyice pişirmeden, yiyenler de yumurtalar mide ve barsaklara geçerek orada çatlayıp kurdu hasıl ederler. Görülüyor kl barsak hurtlan, insanlara, ekseriyetle, ağız yolundan bulaşmaktadır.
Şu halde bunlardan korunmak için başta gelen tedbir, bulaşık olmasın dan şüpheli olan suları kullanmamak çiğ yenen eebze ve meyveleri güzelce yıkayıp temizlemek, etleri dikkat 11 bir surette pişirmektir.
Yalnız (Askilostom) adındaki azgın barsak kurdunun İnsanın, sade ağzından değil, cildinden bile geçmesi bu suretle kana yayılarak gelip bars aklarda oturması mümkün olduğu anlaşılmıştır. Şu halde bu kurdun mevcut olduğu memleketlerde toprak ve gübre İle oymyanların eDerini gayet temiz tutmağa bilhassa dikkat etmeleri la zira gelir.
Dr. Nuri ERGENE
Istanbulu Sevenler Cemiyetinin Gezintileri
Istanbulu Sevenler Cemiyeti tarafından şehrimizin tarihî ve görülml-ye değer yerlerini halkımıza tanıtmak maksa*Ji!e, gezintiler tertip edi* lecektir. Bu gezintiler haftada bir yapılacak ve istlyenler gezicilere katılacaktır. Halkevlerinin idare e-deceği söylenilen bu gezintilerden başka köylerde de toplu seyahatler tertip olunacaktır.   Diğer   taraftan
civar köylülere Istanbulu ve âbidelerini tanıtmak maksadile köylerden de şehre gezintiler tertibine çalışılacaktır.
Yeni Türk Kodeksi
Sıhhiye Vekâleti, çoktanberi hazırlanmakta olan yeni kodeksi bu kere ikmal etmiş ve tabettirilen nüshaları beş lira fiyatla satışa çıkarmıştır.
Vekiller Heyeti tarafından meriyet mevkiine konulması kabul edilen bu yeni kodeks her cihetten mükemmel bir eser halinde bulunmaktadır. Artık terkedilmiş bulunan eski kodeksin bugüne uyan bütün maddeleri yeni kodekse alınmış, ayrıca dünya tıp âleminde tatbik edilip müsbet neticeler vermiş esaslar da ilâve o-lunmuştur. Doktor ve eczacılar yeni Türk kodeksini vekâletten veya İstanbul Sıhhiye müdürlüğünden tedarik edeceklerdir.
Kim Kimle Evleıraeli?
Bayan Nuran Fettan
20 yaşındadır. Lise tahsilini bitirmiştir. Fevkalâde güzeldir. Zengin bir ailenin rfızıdır. I<; defa nişanlanmış ve hiç blrlsllc evlenememlştlr. Küçük dağları ken dl yarattığı zannındadır. Fransızca bilir, radyo ve gramofon çalar. Otomobil kullanır.
Bay Reşit Çalakalem
43 yaşındadır. Hiç evlenmemiştir. Meşhur romancıdır. Kadınların psikolojisini herkesten iyi bildiğine kanidir. İzdivaç meselelerinde serbest fikirlidir. Kadınların mazilerine hiç ehemmiyet vermez. Prenslpi; (üzümü ye, bağını sorma) dır. Kazancı yolundadır. Kimsesi yoktur.
Vatanın Müsabaka Kuponu
22
Londra
Ingiltereden Başka Altı Hükümetin Merkezidir.
Bunlarla Beraber Uç Yeni Komite ve DeGaule Teşkilâtı da Londrada Hüküm Sürmektedir
A vam kamarasının son bir *• toplantısında harbiye mus Keşan B. Butler 'bütün Avrupa-nın ufak bir mikyasta olarak Londrada barındığını söyledi; Hakikaten Londra akı hükümete, üç «komite» ye ve General de Gaulle tarafından «meydana getirilmiş hür Fransızlar teşkilâtına melce olmuştur.
Bütün bu teşekküllerin Londrada toplanması, birçok meseleler doğurmaktadır. Momleket-Jerinden atrlan hükümet heyetlerinin Londrada müstakil bir hükümet sıfa'tile iş görebilmesi için bir takım ingiliz kanunlarının ıtâdili lâzım gelmiştir, ingiliz •kabinesi, «Müttefik kuvvetiler mukavelesi» diye bir kanunu e-aasî hazırlıyarak, Londradaki ecnebi hükümetlerinin kendi va. tandaşkrı üzerine hükümran olmak, onîan seferber edebilmek, askerî kıtalar kurmak, müstemlekelerini idare etmede haklarını tanımıştır.
Ingüterenin misafir ettiği hükümetler Hollanda. Norveç, Be]ı çıka, Polonya, Çekoslovakya ve Lüksenburgıtur; bunlar mevnl'e-ket dışından kendi rnernlek etlerinin mukadderatını idare etmeği vazife edinmişlerdir. Büyük Britanva bun.an memleketlerinin meşru hükümetleri telâkki ederek o memi'eloetrerin işgalini, ne de yutulmasını tan-jma-rn aktadır.
Büyük Britanya bu tarzda hareketime şöyle bir taahhüt akma girmiş oluyor: «Harbi kazandığım takdirde, Almarvyanın gerek ortadan kaldırdığı, gerek işgal' altında tuttuğu memleketlerin istikı'âVini iade etmeği vazife sayıyorum.»
Ç\ anımarkalılar, Romanya-"'¦hrar ve Avusturyalılar tarafından teşkil -edinmiş üç «komite» ru«v rnevtkfeleû duha müte-vaz;dir. İngiltere bunları tanımakta, fakat birer hükümet muamelesi yapmaımaktadır. Ingüterenin bunı'ar hakkındaki hareket tarzı da siyasî tasavvurlarını şimdiden iışa etmektedir; Ko manya ile siyasî münasebetlerini ke^.T.iştir, işgal aı-tındaki Danimarka ü'e idame ettiği siyasî münasebet fer ini kesmek mecbu. nyetirrde kalmıştır. Bununla be-ralber İngiltere bu iki devletin r esm î varı ık «arını ta n ı m ak ta d ı r.
Burudan başka şunu da kaydetmek gerektir ki, Fransız 'kıta larında hizmet eden prens Schus Chnigg Starhenberg kabinesinin birçok azası, eski sosyalistler ve asil sınıfmdan kimse.er IngiFte-rede bulunmakla beraber Avus-turyanın da Londrada meşru bir miin essiii yoktur. Dundan bü-3'ük Britanyanın Anschiuss 0 ka. bul ettiği manasın: mı çıkarmak lâzımdır? Bildnefmez
Lülcsenburg Grand düşesi Ohaidottfl Amerikaya gittiği ve Belçika Krali Alberi Brükselde kaldığı için Lüksenburg ve Bel-çikanın birkaç nazırla temsil e-d ilim esine mukabil Polonya, Hol landa, Norveç ve Çekoslovak-yanın yallnız nezaretleri değil, devlet reisleri Hollanda kraliçesi Wilhelmina ile Norveç kralı Ha„ akkon ve Leh Oümhurreisi Rac-zkievitz ile Çek cümhurreiai Be-nes'de Londradadırlar.
K'rofesör Gerbandy'in idare ettiği Hollanda kabinesi tamdır,
General Sikoraıki'nin riyasetinde
Angere'de kurutan Polonya 'kabinesi tetrlâdan önce Fransadan
ayrilabilmişti; B. Nygaardsvald in Norveç kabinesi de İngiltere topraklarında b'r araya gelmiş-tiı. Buna mukabil Belçikalıların ancak birk&ç naz?"! vardır Sonradan B. Spaak ve Pierlot'un da iltihak eütiği B. Curt ile de Vle-eshauver B Spank ile Pierlot Fransadan ayrrldıktan sonra feci l ir tarzda seyahat etmişlerdir' 1 spa n yaddan aand ı k -a ra g İz I en e-rek kamyonlarla yola çıkarılmış lar ve yârimi eaat bu şekıûde yolculuktan sonra Limbona gelebilmişlerdir.
Bu hükümetler ingiliz misafir pervelLginden istifade ct.nekle beraber büyük Britan-yaya ihmal edilemiyecek kadar mühim hizmetlerde bulunuyorlar. Büyük Bri^r.ya Belçrka ko.ıgosunda ve Holanda Hindis tanının zengin kaynaklarından istifade edebilmekt-dir. Norveç lüer takriben üç milyon tona va ran ve rten^r ticareti irin kıvmrt
belçîka Kralı
Yazan: P. S.
Hollanda kraliçesi Vîlhelmîna
li bir mesnet olan gemüerini İngiltere hizmetine vermişlerdir. Polonyalrlar büyük askerî gayretler göstermektedirler: Pilotlarının askerî meziyetlerinden tak dirfe bahsolunuyor. Fransa çöküntüsü sırasında iki fırkaları kurtulabilmiştir; Yakın şark kıtalarında da Polonyalıların bulundukları haber verilmektedir. Bundan başka, birkaç küçük harp gemisi İngiliz limanlarına varabildiği gibi hükümet de evvelâ Varşovadan, sonra daRo-(manyadan ayrılırken milli bankanın ihtiyat altınını beraberinde İngiltereye getirmiştir.
Şarki Hindistanı muhafaza e-den ve üç krövazör ile gambotlardan, torpitolardan, denizaltı-l'ardan vemayn dökücü gemiler-
Leopold 111
den ibaret bulunan küçük Hollanda u.osunun uzaK şarkta oynadığı lu_vci.ni rolü tebarüz ettir mek de yerinde olur.
General de Gautûe'in toplaya bildiği 'kuvvetlerin mevcudu meç huidür; bu kuvvetlerin pek büyük olmadığı tahmin edilebilir. Fakat Afrika'dla parlak hareketlerde ıbul'unmuşlar; Libya harekâtına iştirak etmişler, Muzuk üzerine hayret verici baskın yap mışLar, fCufra vahasını zaptetmiş i erdir. Habeşistanı istilâ eden kuvvetler arasında da varlıkları işaret edilmekte d ir. Bumar mükemmel müatevnleice asikerleri-dir ve şefleri general Catrou ile Albay de Larminat de tanınmış şahsiyetlerdir; General Ca.trou Mısırda bulunmaktadır. Ailbay de Larminat ise, Afrikanın göbeğinde bir okyanustan öteki okyanusa kadar muazzam bir kütle teşekkülüne meydan verdiğimden de Gauile tarafından zap u İngiltere için pek kıymetli olan iıansız hattı üstüva Alrikasın-dadır.
| ingiltere mafcamıları de Gaul-* le komitesile iş birliği yapmaktadırlar, fakat bu komiteyi Fransa hükümeti olarak   kabul
etmemişlerdir. Bu hareket tarzı şunu gösterir ki reamî münasebetleri yemden kurmamakla be. raber Mareşal Petarn kabinesini
tanıyorlar. Bu vaziyet oldukça gariptir. Görünüşe göre harbin sonuna kadar sürecektir. İngiltere, kendi yanında harp eden unsurları uzaklaştırmak ve gücendirmek istemiyor. Bununla beraber, Vişide 'bulunan meşru hükümetle İçendi araeındaki kop rüleri de yıkmağa taraftar değildir. Zira Fransızların büyük ekseriyetinin Maraşal Petaıin'i sevdiğini ve ona taraftar oldu-i ğunu biliyor.
SİYASÎ İCMAL
"Gayre Muhtaç
Bir Dede
Yazan: M. H. ZAL
Japonya hariciye nazın B. ıvlatsuöka Berline giderken, Moskovaya uğradı. Orada Sovyet Birliği erkânile görüştü, şimdi de Berim yolundadır.
Japonya hariciye nazırı, Berline davet üzerine gittiğini söylüyor. Bu davetten maksat, her halde Mihver devletlerinin ilk-bahar taarruz planlarını telif etmek, her tararta baden harekete geçerek demokrasi cephesini sıkıştırmaktır.
Almanya, Avrupaûa hareke* te geçerken, Japony^uun ouyük hızmctıer beKuyur. Japonlar Asyaûa İnguterenın ve /amerikanın ham madde rnombataruv tehdit eaeDiıır, Asya susarında tazyikler yaratarak Avustralya-nuı, Yeni ^.eıanuın, Huıdısıanm kuvvet ve cephane göndermemelerini, buniaroauı bir kısmım oısun kendi mudaıaaları için hazır tutmalarını temin edeoılir.
Bunlaa ı yapmak, zaten Japon, yanın canına minnettir. Japonların toprak, nuruz ve menfaat hırsları Hudutsuzdur, laııh ken-
aılerme Asyada talana gır 15mek için umulmaz bu- tırsat vermiştir. İngucere Avrupada ve Afr>-kada meşguldür. İngiliz donanması ana yurdun ve Akdemsin müdafaasına ait vazifelere bağ* ranmıçtır. üovyet Kuaya, alâkasını Avrupa işlerine toplamak ve Asyada da mümkün olduğu kadar hareketsiz beklemek vaziye-tindeaır...
Ne çare ki Japonya Mançuko macerasından cesaret alarak, Çine dalmış ve tam böyle müsait bir zamanda orada kıskıvrak bağlanmış bulunuyor. Çin harbi Japonların insan ve para kuvvetlerini çok zorlamıştır. Sonra karşılarından İngiltere kısmen çekilmiş olmakla beraber yerini Amerika almıştır.
Japonya, Mihverin düşmanlarına karşı mücadeleye atılmak şöyle dursun, bugüne kadar harp bile ilânından çekinmiştir. Hele Hollanda Hındıstanındaki hudutsuz servet kaynaklan gözünü kamaştırmakla beraber kımıldanmak imKanını bile bulmamıştır.
Kımıldanırsa Singapuru zorlamak mec öuriyetkıaed ir. Singapur dünya yüzünde kurulan kalelerin en mükemmelidir. 450 milimetrelik topları vardır ki 1500   küo   ağırlığında   mermi
atarlar. Bu toplar, tayyare hücumlarına karşı tamamile mahfuzdur. Verdün geçen harpte Almanya için ne rol oynamışsa Singapur bu harpte Japonyaya karşı ayni rolü oynıyabilir.
Japonya bugün Asyada «gayre muhtaç dede» vaziyetmdedir. Niyeti ne kadar iyi olursa olsun, Mihver hesabına gösterebileceği himmet pek mahduttur. Berimde Mihver arkadaşlarına pek çok şeyler vaadedemiyecektîr.
1941 İZMİR
nternasyena F U A R I' n a
şimdiden hazırlanmız. Bir milyon müşteri, îzmir Enternasyonal Fuarında mallarınızı görecek vc tfatm alacaktır.
20 Ağustos - 20 Eylül 1941
Uluyan Bisikletler!
Danlmarkada bir milyondan fazla bisiklet vardır. Üç kişiye bir bisiklet Inabet eder. Madalyanın tor» tarafı ?u: Senede, en azı 10,000 bisiklet çalmıyor.
Danimarkalılar düşünmüîjler, hır-M/htfın ö'nlhılt alacak bir çare bulmuşlar, bisikletin ön tekerleğine küçük bir âlet bağlıyorlar ve anahtarla kuruyorlar. Tekerlek dönmeye başladrktan biraz sonra bu âlet, trpkı çalar itaatler gibi ve kendi kendine ulumuya başlıyor. Tabi!, no llNİer bisikletin çalındığım anlıyorlar ve derhal tevkif ediyorlar.
Bu bayedo hırsızlığın önü ytrzde doksan alınnııştrr.
Danîelle Daryö Kocasından
Boşanıyor
Evet, Fransız sinema yıldızı Dan-yel Daryö kocasından boşanıyor. Fakat, mnhknmo ile defcll, dostça ay
nhyorlar. Sebebini, sevimli sanatkâr şöyle anlatıyor:
— Aramızdaki sevgi eski hararetini kaybetti. Bunda, yaşlarrmrz arasındaki farkın çok tesiri var. Düşün dük, karar verdik: Ayrılıyoruz. Fakat dostluğumuz baki
I...
öldüren Tabut!
Barselomlan, civar köylerden birl-no bir tabut gönderilmiş. Tabut, civar köylerde seyrüsefer yapan bir otobüsün üzerine konulmuş.
Bir köylü, otobüsün İçerisinde yer bulamayınca üzerine çıkmış. Az sonra yağmur yakmaya başlayınca tabutu açmış, Içorlsinc girmiş.
Aradan biraz geçtikten sonra İki yolcu daha yukarıya çıkarak tabutun yanma oturmuşlar. Konuşmaya başlamışlar.
Birdenbire tabutun kapağı açılmış bir el uzanmış ve hafif bir ses sor-
i   — ıı.ıi ı yağıyor mu?
İki yolcu, büyük bir korku ile o-tobüsün üzerinden yere atlamışlar. Birisi derhal ölmüş, öteki de afrr surette yaralanmış.
Sigaranın Ağırlığı
Bir sigara ve yahut yaprak sigarası yakıldı mı ağırlığı fazlalaşır, kül, duman ve sair maddeler ağırlığını arttırır.
En Eski Elemek
Dünyanın en eski ekmeği Pom-pel harabelerinde bulunmuştur. Bu ekmek en aşağı 2000 seneliktir.
Bir Teberru
Dük dö Brunsvlk, Cenevre şehri j belediyesine 2 milyar 500 milyon \ frank bırakmıştır. Sebep? Bir soya- j
mus:
hat esnasında Cenevre belediye memurlarından birinin gösterdiği    no-rnkef!...
VATAN
25 . 3 - 941
Tomruk Suyu
Büyük Tf» KüvtikcanıİH ahırla Tomrukjı£a«mdıın Kadfkoyüno gc-ı ır-ıi- ıı İyi mı <ı inmemin re tenekelerinin tvmtzlfktarino pek Kira c-riilnılyor \m bühaamı ürcrlrrmdekl Unsun nrtîhörler «karrlyctlo pek c« v -ok vo feTlşi jrtizel konnluyor. İyi m dîye jfettrfkm bn nulımn ço-fcu Terko» «uymıdjın farkuır. bulunuyor.
Bir de,    Kttctttocamlteatfa «uyu
mf*rrar olsa mu!Om çekmeden bu*-Uji mu herif memimlar da var: Su-
lan pek o kadar İyi oimıyan hu ntoinirii.il (1:1li doldurulan kaplara da, hor halde varidat temini mak-Nadllo olarak, a\ m i nrtthnr vurulmaktadır. Bu han»kot, hakiki Çam lira «uyana olan ra&botln azamıa-Mrna vo halkın da aldatılmasına ae-hep olmaktadır. Bu husuflarda a-lâkadarlarııı nazarı dikkatlerini eeibetmenrzl rİOB ederim.
Kadıköyünde Köçeoglu Hamamı ©okftğmda mütekaidinden İzzet Tcktip.
Mütekait Gülcem
«I KAY
'/s
günah kimde?
Beyhan Bilmem yazrlarım seti sinirlenxürecek, sözlerim yüzü-Vıü buruşturacak mı? Fakat ne o-lursa ofeurt bugün hakikati sana da cemiyete de, dünyaya- da hay-kırmalıyım. Senelerce irzerirrrde taşıdığım ağır yükten bugün kurtulacağımı zannediyorum. Bu bel-ki bir evham, beilki boş bir kuruntu BcÖu sözlerimi nihayete kaçlar vlrrtledüUen sonra bana hepiniz, «bütün insanlar lanet ede-cekakuz. Fak.it ben yine sizlerden bir şey beki iyece k değil un-lstiyonvnı ki ben de herkes gibi düşünmeğe, söz söy+emeğe muktedir olduğumu üen edeyim, hattâ seninüe evet seninle ayni haklara sahip iki insan olduğumuzu haykrrayım...
Ben dünyayı herkesten evvel tamdım Gözlerimi açtığım zaman o hayat denilen iğrenç yüzlü soytarıyı karşımda buldum, l'lk hartır ladığım Miııa sabahları korkunç denecek kadar çirkin^ akşamları ifrat denecek ka^dar süslü olan anne$m, ilk aklımda kalan manzara samanları dökülmüş bir kanepenin üstünde yüz dkrhemJik zeytin kâğıdını kucaklayıp arme-mj beklediğim bir koli» arasıdır. Sefafctm miriiklediği bu hayata bir lokma ekmek uğruna (katlar nan o bedlbaıht kadının salhte bir tebessüm eklediği yüzü, yalnız ikimizin zor sığdığı tahta karyolanın içinde tabiî halimi alır, o zaman ikımûz ana oğul birbirimize sanlıp ağzrrruzı açmadan dertleşirdik. Dekor mütemadiyen deği-eiyor, mütemadîyeTi oradan oraya göç ediyorduk. Daha hayatımızın şekline bir isim vermemiştim, dönt - beş yasında ancak vardım. Yeni geldiğimiz kasabadaki eski bir han odasında birkaç çocuk oynuyorduk. Benden oldukça bu yük olan çocuklar oyun bahane-sile elimdeki milelerin hemen hep smi almışlar ben baka kalmıştım. Birdenbire yanımda duran küçük 'bir oğlanın üstüne atıldım. Onu havli hırpalamış olacağım ki milelerin her »ini yüzüme firkatti. Yamalı koBile yüzünü kurularken «Piç» diye söylendi. Bunu a'lelâde küfür hissile söylemişti emindim. Fakat neden bitmeim küçük kalbimde öyle bir noktaya dokundu, öyle nazik bir yerimi kanattı ki. Onu ve sözlerini imkân yok unutamadım. Ben bu tek heceli kelimenin mânâsını seneler sonra anladım. Fakat şimdi bile o ufak çocukluk hatırasını düşündükçe üzerimde o çHin yaptığı tesiri hissederim. Dinle Beyhan! Maksadım sana sadece bir insanlık dersi vermektir, damarlarında dolaşan kanın mahiyetini acı bir misali ile önüne sermekti.. Çünkü ayni kan benîm de vücudumu yakıyor, bugün o kanın sahibinden çok daha fena bir mikrop o-larak cemiyette dolaşıyorum. Ka labalık arasına herkes gibi sokuldukça müsamaha ile bakan gözlere tesadüf ettikçe haykırmak ve:
— inanmayın, inanmayın bana. İçimde âdi bir ruh taşıyorum. Beji nasıl sizlere düşmansam siz de bana düşman olun kimseye ;ti r..at etmeyin. Diye bağırmak istiyorum.
Hayatta kendimden nefret ettiğim kadar, bir anltk zevki için beni bu vahşi dünyaya fırl(atıp atan babama bile etmedim. Dü-*ün bir tuluat kumpanyasının perdeleri arasında yetişen bir a-ile yuvası olarak han odailannın a^>r havasını teneffüs eden, kulakları en iğrenç küfürlerle, gözleri en mülevves manzaralarla dolan bir çocuk ne olabilir. Bir kelime ile serseri. Herkes gibi yük sek mekteolcrde okuyamadım. Zaten bunu tecrübe bile etmedim Hiç bir zaman çalışmağa heves etmedim. Neden çalışaoaktum be nim için kendim harap ederek uğ
raşan bir kadın vardı. Annem. Aklıjm erdikçe, yatşrm ilerledikçe içimde ona karşı bir sevginin kal madiğini hissediyor, onu türlü e-ziyetlerlc inletmekten âdeta zevk duyuyordum. Ona acıyor fakat brr türlü affetmiyordum. Ben cemiyet içinde bir mahkûm gibi gez dirrnekte ne hakkı vardı. 'Bunda benim suçum ne idi. Ah ona bu hakkımı sorduğum an la t, kendi evlâdmın ayaklarının atomda sürüklendiği zamanlar içim hiç mi bir atı duymazdı? Evet ben artık damarferıfmda taşıdığım kanın hâkimiyetine girmiş, tamamen tevarüs ettiğim canavar ruhunu, benimsemiştim. Annemin zayıf vücudu tahtaların üzerinde saatlerce sürüklenir, ben içkinin verdiği bir asabiyetle omı omuzlarından tutup sarsar:
— Söyle, söyle benim babam kim diye bağırırdım. O zaman harap ve sönük bir sesle:
— öldü, öfdü diye söylenirdi. Yine bu tarzda geçen bir gece idi. Islak ve fersiz gözlerini üzerimde gezdirdi
— Alçak dedi. Gittikçe her ha linle ona benziyorsun!
— O kim diye sordum:
— Baban 1 Yerimden fırlayarak yanına çöktüm.
— Çabuk dedim. Kim olduğunu •söyle onu bir köpek gibi geberteceğim. Başını salladı.
— Hayır hayır dedi. Buna hakkımız yok. Onun da çocukları var.
— Ya ben, ya 'ben? Başımı el-lerile tutarak kendine çekti. Derinden gelen bir sesle:
— Sen yailnız benim çocuğumsun Nah it dedi. İçim ani burku-luışla yandı, o kadar... Gece yarısı odaya döndüğüm zaman o-nu rnce yatağının üstünde yüzükoyun yatar buldum. Vücudüm-de alkolün verdiği bir uyuşukluk beynimde sanki bir yangın vardı. Elbisemle yatağıma uzandım. Onun kısık öksürüklerini işiterek uyudum. Öğleye doğru gözlerimi açtığim zaman artık her şey bitmişti. Annem ağzından yastığına doğru sızan bir kan şeridi ve sim sıkı sarıldığı bir fotoğrafla cansız yatıyordu. İşte ilk büyük acıyı o arıda duydum. Koca bir kâinatın içinde yapayalnız kalmıştım. Yavaşça resmi aldım baktım. Gözlerim sulandı. Bu adam sanki be nim ikinci bir'modelim, yahut ben onun bir kopyası idim. Arkasında anneme hitaben yazılmış bir satır ve bir imza vardı. Büyük bir zaferle haykırdığımı brliyo-nAm'. Başlıca düşmanımı bulmuştum. İşte annemin katili ve sebebi felâketimiz olan bu...   adam,
ayni zamanda senin ve benim de babarndı.
Beyhan, aylarca o adlaonı aıa-dım. Ve nihayet buldum. Fakat öyle bir şey oLdu ki seni de beraber buldum. Ne olurdu orgun, en büyük düşmanıma pusu kurup beklediğim gün sen de beraber çıkmadaydın. Öyle güzel ve sevimli idin ki, hayatımda ilk defa olarak ayni insanın çocukları olduğumuzdan seninle iftihar ettim eğer sen olmasaydın o gün büyük bir sevgi 4C baba diye koluna girdiğin adam bugün dünyada olmıyacaktı. Ve ben de içimde her an biraz daha büyüyen bu intikam ateşinden kurtulacaktım. Fakat seni de kendim gibi bir â-kibete sürüklemeğe hakkım yoktu. Hassasiyetin yalnız fena muhitlerde değâ', bazan kaideli şartlar altında da zararı dokunuyor. Parmaklarım gevşedi. Kollarım sarktı. Bana ne olmuştu. İçimde öldü sandığım insanlık duyguları birdenbire hortlamış mıydı. İşte Beyhan! İşte kardeşim sana hepsini yazdıktan sonra tamalmile muhitinden çekiliyorum. Bir daha sesimi ıcLahi işibemiyeceksin. Yalnız  cinde   sebepsiz  sakıntılar
Emektar Gülcemafcn yine ismi gazetelerde görülrneğe başladı. Halbuki biz onu tekaüt olmuş da son dem hayatında r4aliç-2 (midiye avladıkla vakit geçiriyor sanıyorduk. Öyle ya Gülcemal kaçın kurrasıdır? Zaro Ağa ile aralarındaki benzerlik ya'inız ikİMUtt de Amer ikaya gitmiş ojmıalarHi. dan ibaret mid'ir?... Hadi hatıralarımızı Hazreti Nuhun meşhur kadirga'sına kadar götürmi-yelim; fakat Gülcemal, nice gün görmüş, nice işler yapmış, yaşamış, eğlenmiş, eğlendirmiş, gezmiş, tozmuş ve nihayet, ununu eleyip eleğini ipe astıktan sonra köşe minderine çeküımiş bir eski hovardadır. Şimdi duyuyoruz ki, zavallıyı bu ihtiyar halinde tekrar yine iş başına getirecekler; şilep yapıp yük taşıyacak-larmışl
Bu havadisi okuyunca gayri ihtiyarî, o meşhur fıkradaki «eski aylan ne yaparîar? Kırpıp kır pıp yıldız yaparlarl» sözünü ha_ tırladım. Ama zavallının artık kırpılacak yeri kalrnıçmı ki?.. Söylendiğine göre bu 'gemi her ne kadar eski ise de tekne kısmı sağlammışl Demek cami yı-kıldryşa da mihrap yerinde imiş i
Bu havadisi gazetelerde okuyunca, 60 yaşında olduğu halde yine sahnede kanto söyleyen ve alkrş toplayan meşhur Madam Peruzla, Fransanm tanınmış artisti Mis Tenget akİOTia geldiI
Nasırlı Kaşar
Geçenlerde bu sütunlarda yine ahpapça yazmıştık. Lüks kaşar peyniri de ne oluyor? Bu ^ * m
kadar kaşarlanmış bir nesneye lüks denilir imi diye!       Şimdi
memnunlukla öğreniyoruz ki, kaşar peynirinin üzerinden lüksü ka'ldırıyorlarmış. Yani oda şimdi zeytin gibi, peynir gibi a-lelâde katıklar arasına karışmak^ ta, cHey gidi günler hey! O lüks hayat ta bir günmüş!» diye, bakkal oamekanlarınm içinde nasrrh gövdesıle yayılmaktadır.
Bunu okuyan bir arkadaş şöy le dedi:
— iyi oldu da kaşann üzerinden lüks tâbirini kaldırdılar. Rüt besini indirdiler, yoksa, bunu duyan elleme kömür, ıskara, masa, sacıyak bize de tevc"hi vecihten bir lüks unvanı verin diye fiyat murakabe komisyonu na pul'iü bir istida vereceklerdi! ' v- 7       -vH
Kendini Değiştirince
Şimdi bu îıadar çerez verdikten sonra gelelim haftanın siyasetine! İtalyanların Arnavutluk ta yaktıkları son taarruz da bir netice vermedi! Hattâ söylendiği ne göre, Musso-lini Yunanlıların ciğerlerini söke cek yerde Yunanlılar Tepedelen civarında İtalyanların beyinlerini demdiler. Buna ciğer kebap yerine beyin haşlaması derler. Şimdi yine baş kurnandan de-ğiştiriliyormuş, Cavallero nun yerine bir başkası tayin edilecekmiş!
Malûmdur ki Cavelîero'dan sonra bizzat Mussolini Arnavutluktaki orduların baş kumandan lığ mı üzerine almış, fakat o da: Nüshan marazı a^şka deva eylemedi hiç!
Diyerek çekilip gitmişti! •Meşhur  sözdür:   Bir tecrübe bin nasihatten iyidir! Derler. Fa kat bu tecrübe de bin nasihatin yanında ver aldı! Yine İtalyan-
Elîm Bir Kayıp
Adana mıntakası su işleri müfettişliğinden mütekait tüccardan ölü B. îsmall Fuadm kardeşi Yüksek Mühendis Mustafa Nadir Anttmen 24.3. 941 tarihinde tutuldugn hastalıktan kurtulamryarak rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesi dünkü pazartesi günü Şişli Halaskârgazi caddesinde Hüsnü Bey apartmanından kaldırılarak namazı Teşvikiye Camii şerifinde kılındıktan sonra Feriköy mezarlığına defnedilmlştir. Allah rahmet eyllye. ,
duyduğun zamanlar, yer yüzünde insanlık haklarından mahrum, cemiyetten kovulmuş bir kardeşin ofduğunu düşün, ve onu bir an için de olsa hatrrla. Allaıha ısmar ladık Beyhan! Öğrenmek istediğim yegâne şey beni başkalarından ayıran suçumun ne olduğudur. Bütün günah bende mi?
Necla MARAŞ
Yazan:
AHPAP
tekrar
.53
lar Arnavutluktan vazgeçmediler. Şımda Cavalleronun yerine bir başkasının tayin edileceğini duyan bir arkadaş dedi ki:
— Bundan bir hafta on gün evvel baş kumandanlığı elline a-hp da bir iş beceremeyince, kendi kendisini değiştiren Mussoli-n'i oi'bettc CavaJJeroyu'da değiştirebilir!
Bremen Bombardımanı
Bu hafta Atlantik meydan muharebesi başladı!    Ailmanya
denizaltılan, A-m erik adarı İngil*-tereye gelen gemilere hücuma geçtiler. Söylendiğine göre bura iarda şimdi müthiş bir deniz harbi bcLlenobilir. Çünkü İngilizler tedbirlerini almışlardır.
B-ırisi dedi ki:
— Fakat bu sefer, Amerikalılar değil, lu«.yanlar İngilizlere yardım ediyorlar...
Otekı hayretle sordu:
— İtalyanlar mı?.. Ne münasebet ?
-— Çünkü bütün Hint Okyanusu ve Aden körfezindeki limanlarını İngilizlere teslim edip buradaki ingiliz filosunun Atlan-tikte vazife almasına yardım et-ttleı!
— Fakat İngilizler de boş dur /muyorlar. Mütemadiyen Alrnan denizaltı üslerini bombardıman ediyorlar. Bu esnada vaktile yol da rastgelip de acıyarak batır-madtkkaTi o meşhur, o güzel transatlantik': de bombardıman edip yakmışlar! Bunun sebebini anıiyamad*m! Acaba neden ev-
vehce acrdıtar da »onra bomba <uV yak**6aT>
öteki cevap verdi:
—r Bitiyorsun ki, rngilizier Bremen şehrini bombardıman ettiler. Ve burada teş üstünde taş bırakmadılar. Anlakları rngi l'lz tayyarecileri dönerken ortalıkta Bremen na-mırta ye^mz transatlantik kaldığını gönmüşler ve Bremenden 'hoç bir iz bırak-maimak için bunu da    yakmış-
Kar!" V *    ' ' > :j. '
Cici Berber '
Gelelim  Habeş    meselesine:
İtalyan   imparatorluğu    burada
dört taraftan lk uşa trnakt a d ı r.
İngilizler      ce- /^
nuptan yürüye- ///
rek aşağı yukarı bütün italyan samaıüsini almışlar, CicJca-yı zaptetmişler, Harrar'a yaklaş muşlardır. Malûmdur ki Harrar, Adlisababanın sayfiyesidir. Yaz mevsimi geıdiği için, ve hararet de bu civarda 4U dereceyi bulduğu için İngilizlerin sayf.yeye çekmakta haklan vardır. Fakat öyle görülüyor ki,  HabeşisLan-
da'ki sayfiyelerin kirası o kadaı fazla değildir. İngilizler burasını oldukça ucuza mal ermektedir ler. çünkü emvali <metrukeden-
dir! r
Diğer taraftan İngilizler es-Lklen terkolunan İngiliz soman-sindeki Berber'e asiker çıkarmış, lar ve buradan Gcâkaya doğru ilerlemeğe başiamıştlardır. E-ğer Cicika ile Berbera arasındaki mesafe kapanacak olursa, İtalyan s o mal is i ensesinden traş o-lunacaktrr. Zaten Berbera ile CtoJkanm bir arada telâffuz e-di'mesi insanın hatırına meşhur «Cici berberoperetini getirmı.
İKİ Paris
Fransız Parisi
Alman Parisi
Yazan: Rebla Tevflk BAŞOKÇU
25
Kaçanlardan Parise Avdet Edenler Manş
Sahillerinin Alman Cesetlerîyle Dolu Olduğunu Anlatıyorlardı
yor ımu /
AHPAP
ŞEHİR   TtYATP^ "U  TEMSİLLERİ
tepebaşında ¦a«ıU|Mj *STÎKLAL C.-VJjDESÎNDE
DRAM   k ı S M BfflFffll komedi kısmı
BU akşam H||jj \am bu akşam
Saat 20,30 d. MflH İl M '
.... . ^BÜbbİP''        Saat 20,30 da
Hürriyet Apar+ımân.^^^ d a d i
Her gün gişede çocuk temsilleri İçin bilet vardır. Beyazıt, Lâleli, Aksaray, Şehremini ve Topkaprya otobüs temin olundu.
SİHİRLİ YÜZÜK
Türkçe Sözlü
Dünya destan ve efsanelerine konsan
Batıl İtikatlar ülkelerinin sihirli bir hikâyesi Dertli bir aşkın feryadını.. Sonsuz bir sevginin rstırabnu
Çıldırtan bir hasretin acı nağmelerini tctvn.ıThn eûVn Türk sazı ile özenilen
Türk musikisi ilo ^Uzellcşen
En güzel Türk şarküarlle süslenen
Bir Şark filmi
Musiki Adaptasyonu: ARTAKİ CAN
Okuyanlar: SUAD GÜN - NUMAN İÇLİSES -İBRAHİM OSMAN ve NEZİHE UYAR
Çalanlar: SADİ IŞILAY - ŞÜKRÜ TUNAR - CEMAL
CÜMBÜŞ - HASAN DRAMALI - EMİN -
İSMAİL - H. TAHSİN
YARIN MATİNELERDEN ÎTÎBAREN
TAKSİM
Sinemasında
Sarsılmaz bir azmin zafer sembolü... Yırmaz bir cesaretin kudretli
bir numunesi olan
LONDRA UYUMUYOR
Şaheserinde Meşhur Yıldız: CONRAD VEID'm büyük bir kudreUe
Bugünün maskelenen Londrasmda çevirdiği... Açktan ilham... Kudretten ihtişam... Harpten heyecan alan hakiki
yetiştirecekler ve bununla Fransa-yı yükselteceklerdi. Parisln bütün İşsiz grüçsüz serserilerini topladılar, bunların kollarına da Naziler gibi birer kırmızı enli kurdelâ bağladılar. Kurdelânm ortasındaki yuvarlak bezin üzerine bir lâcivert haç koydular. Parisin bu meşhur serseri çocuklarına bunları niçin yaptık lan sorulduğu zaman Argo lisani-le:
— Kırk bal, İçin diyorlardı. Yani kırk frank için. Günde kırk
frank kazanacaklar, Buna mukabil halk arasında kin ve nefret uyan-, dıracaklar.
Alman Propagandalarından birisi de sokaklarda otomobillerde dolaşan radyolardı. Bunlar da bazan (Ferdone) nin sesi işitilir, bazan da Almanca konuşuluyordu. Yine Madam de Bonval anlatıyordu:
— Birgün Şatle tarafından geçiyordum. Caddede bir Alman otomobilinde Almanca şarkılar (Hoparlör )le söyleniyordu. Şarkı bittikten sonra otomobildeki adam cadde üzerinde şarkı dinleyenlere: «Efendiler, dedi, eğer içinizde Almanca bilmeyenler varsa elini kaldırsın, o vakit bu şarkıları Fransızca tekrar edece£iz.>
Bu sözleri işiten halk hep birden ellerini kaldırdı. O saniyede karşı tarafta duran bir otomobil hemen harekete geçti. Ellerini kaldıran bu halkı filme aldı. Bu film Al-manyada gösterildiği zaman Fransızların Almanları (Hayl Hitler) di yerek karşıladığını ilân edecek.
Sonradan bu haber Almanlar tarafından yalanlanmıştrr, diğer birçok hakikatler gibi...
Paris halkı arasında ilk günlerde yaratılan Alman taraftarlığı yavaş yavaş bir buz g^bi erimeye baş lamıştı. Manş denizi sahillerinden gelen haberler, Almanlarm îngilte-reyi istilâ için Dövilde birçok manevralar yaptıklarını, askerleri du balara doldurup biraz sahilden a-çıldıktan sonra dubaları sun'l olarak batırarak denize dökülen askerlerin nasıl kurtarılacaklarını da talim ettirildiğini gösteriyordu. Alman askerlerini karşılamak için ingilizlerin sahillere mazot döktük leri ve mazotlara ateş verdikleri de söyleniyordu.
Kaçanlardan yavaş yavaş Parise avdet edenler Manş sahillerinin Al man cesetlerile dolu olduğunu anlatıyorlardı.
Hattâ Pariste dolaşan bir habere gröre Alman askerlerinden üç bin kişi isyan etmiş ingiltere sahillerinde diri diri yanmak tansa kurşuna dizilmeği tercih etmişler. Ve kumandanlık tarafından kursu na dizilmişlerdir.
Hitler Fransada elde edilen kolay zaferin sevtncile Rayştag^da verdiği nutkunda şöyle demişti:
ingiltere gibi dünyaya yayılmış bir imparatorluğu yer yüzünden kaldırmak istemezdim. Fakat madem ki o bu âkibete lâyık olmuştur, o halde ingiltere İstilâsı bizim için gün saat meseleeidir.> Nutkun alt kısmında da, tngilterenin istilâsından sonra kıştan evvel harbin biteceğini, askerlerin yurtlarına dö neceğini vadetmiştL
Ing^lterenln istilâsı tehdidinin boşa çıkması, Paristeki halk tabakasının ilk defa olarak gözlerini aç tı. Bu tehdidin bir blöf olduğunu gördüler. Almanlar, Pariste esen bu soğuk havayı derhal hissettiler. Parislileri oyalamak için tekmil tiyatroları açtırdılar. Pariste bulunan profesörler tarafından temmuz ayı müddetinco Sorbonda tarihî, e-debî, içtimaî ve tıbbî serbest konferanslar verilmesini emrettiler.
Bu konferanslar evlerinde âdeta kapalı yaşryan bir kısım halkı Sor bona canla başla koşturdu. Üniversitenin büyük konferans salonunda halk kapılardan taşıyor, fakat Almanlar bu kalabalıktan istifade etmeği, orada da propaganda yapmayı unutmadılar.
Bir gün   büyük   Fransız   edibi
Balzakın hususi hayatına dair bir konferans vardı. Salonun lâmbaları söndürülmüş, yalnız sahnede olan şeyle gözüküyordu. Halk büyük bir dikkatle âdeta nefesini tutarak din liyor, muharririn hayatmdaki hususiyetleri en ufak noktasına kadar öğTenmek istiyordu. O esnada salonun yukanki sağ: sol ve orta balkonlarından, aşağıda oturanların başlar m a demet demet kâğıtlar
dökülmeğe başladı. Kâğıtların hışırtısından ve birdenbire tepelerinden düşmesinden halk birdenbire ürktü ve şaşrrdı. Fakat bir an için de kendini topladı ve sükûnet yine yerine geldi.
O gün ben sahneye pek yalan o-turuyordum. Bu kâğıtlardan elime geçiremedim. Oradan çıktıktan son ra koridorlarda kâğıtlardan birini okuyan bir kadına sokuldum:
— Affedersiniz, dedim, acaba bu kâğıtlarda ne var?
Kadm korka korka şunları söyledi:
— Bize komünistlik tavsiye ediyorlar ve kızıllarla birleşmeyenle-rin imha edilmesine lüzum gösteriyorlar.
Ben bu propagandadan şu netice yi çıkardım: Bir milleti dahilen in-hilâl ettirmeğ-e yanyan her vasıta Almanlar için mubahtır ve makbuldür.
Bir gün çoktan beri görmediğim bir Rus madamla bizim kapmm ö-ıründe randevu vermiştik. Kadıncağızı uzaktan görünce o derece zayıflamasına hayret ettim. Sebebini sordum:
(Arkası var)
sorunuz
soru yelim
Casusların Casusu Tefrikamız
bir sanat harikasıdır.
Bu Perşembe akşamı
LALE
de alkışlamrya hazrrlanmrz.
Türk Musikisinin en büyük İsimleri
MÜNİR  NUREDDİN SADETTİN KAYNAK MÜZEYYEN SENAR
Büyük bir aşk efsanesi olan
Binbirinci Gece
Şaheserini nefis şarkılarla süslemişler ve İlâhi scslcrile söylemişlerdir. Bu   filmde Balıkçı Onman taklltll makaleme leri konuşan
FERDİ  TAYFUR
PERŞEMBE Akşamı Yalnız
E K
Sinemasında
Tozkoparanlı Jak Yana! soruyor:
Dört gündenberi gazetenizde (Casuslar Casusu Treblç Un-koln'tln hayatı ve maceraları) tu yazıyorsunuz.
Acaba onun yerine başka bir şey yazıp ta onu bir kitap halinde satsan iz olmaz rai, yoksa yanlış mı düşünüyorum. Eğ:er yanlış düşünüyorsam kusurumu affedin. Yarınki gazeteye cevabınızı yazmanızı dilerini.
Cevap — Bu tefrikamız merakla okunmaktadır. Derce devam etmemiz tabiîdir, ileride kitap halinde çıkrp çıkmaması ayn bir me seledir.
*
înegölde A. H. E. soruyor: Del sene evvel ailem vefat etti. çocukumla beraber kimsesiz ve bakımsız kaldık. Konu komşunun ısrar ve tavsiyeleri üzerine Uludağ köylerinin birinden getirtilen kimsesiz bir kızcajSrzla evlendim. O gündenberi düşünmeden Yaptığımı bu İşin gûnagün azap ve ıstırapları ile kıvranıyorum Çünkü, aldığım kız cidden nurırv'u, bessiz, çalışkan ve evelment olmakla beraber, no yazık ki, his ve
tablatlerlralz, görgü ve âdetlerimiz taban tabana zıt, \ l Ihenüz İlk mektepte olan yavrularımın terbiyelerine karşı gösterdiği la-ı h.ıhMı. kayıtsızlık beni çok düşündürüyor ve evlâtlarımın *»taniden endişelendiriyor.
Terkedeylm diyorum, k'ımcsi olnuyan bu kızcağızı sef)l etmekten, kütü yollara düşürmekten çc-knllyorum. Aksi takdirdo de fena bir terbiye İle büyüyecek olan yavrularım! bekllyen acı akıbetleri hatırlıyarak \ «isleniyorum. Lütfen bana bir necat yolu gösterir misiniz?
Cevap — Bu hareketinizin müsebbip ve mesulü sizsiniz ;-e bu azap ve rstırabı ilânlhaye çekecek siniz. Çünkü, bu   neticeleri ilaha evvelden düşünmek ve hor hus*ı. ta bAkir ve günahsız olan o kız cağızla evlenmemek gerekti.   Bu vasiyette sizin yapacağınım şudur: Evlâlarınızı Ankarada   t-11 ı ıdu-gunu söylediğiniz hemşirelerinizin yanma gönderip tahsil ve terbiyelerini temin etmek. Dig;er taraftan da köylü eşinizle yaşamağa sineye çekmek ve ayrılmağı   düşünmek şöyle dursun onu incitmekten bile çekinmek.
25 - 3 - 941
VATAN
FERDÎyeİCTİMhî
hadisemi
TAKDİR EDİLENLER:
İdarede gösterdiği yüksek liyakatinden dolayı SiliÜkc kaymaka mı Nihat Damişman btr takdirname ile taÜtif edilmiştir.__
NİŞANLANANLAR:
Ankara inhisarlar Vekâleti mü-rakibi Halet Sağıroğlunun kızı Bayan Muzafferime Mersin' avukat, lanndan Hüseyin Antepli nişanlanmışlardır.
Kıymetli gazeteci arkadaşları-vtıusdlan ve iktisadî Yürüyüş mecmuası muharrir ve sahiplerinden Selim Cavid fte Aydının tanınmış ailelerindeîn (merhum Münîrin kızı Münevver Berkasal nişanlan-rmşlardir. Her iki gence de saadet dileriz .____.
GİDENLER:     '
EVLENENLER
Şehrimiz Toprak Ofisi umum .nüdür muavini Hâmit Turay An-raraya gitmiştir.      ______
ÖLENLER: *     ¦
Gölcük deniz fabrikaTan spor-£*anndan Hüseyin Bbret Cerrah, paşa h as t ahanesin d e ölmüştür.
na ımıntakası su işleri mii-\den emekli yüksek mü-
Mustafa Nad4r An/timen ölmüştür. EXin Feriköy kabristanına gömülmüştür.
tdîrne köy öğreflmeJlJerinden Abdülkactir Aksu vefat etmiştir.
Fatih Evlenme Dairesinde:
Hacer - Haşan Uk, Vicdan -Muzaffer Tcmırr, ELspna . Muharrem Tündük, Remziye - Mehmet Kösteksiz, Sabiha - Hüseyin Ke-seekler, Ayşe - Mehmet Ağzıbağ. Iı, Resmiye - Babip Alkça, Sali-ha - Yusuf Ahmetoğlu* Ayşe -Ali Saim Teker, Hilkfmet Kâinat -ADi Kemal Gürsoy, Hatice - Mus. tafa Kardeş, Fairma Zehra - Mustafa Hayrettin Bakar, Nefise -Ahmet Akgüncr, Ferhan - Mehmet Esat Çamdili, Melâhat - Ali Fuat KaraJbulut, Sabriye - Muhittin Tırpan, Ümmügülsüm - Hamdı Erdam, Hatice - Muzaffer Tatildi!, Kad'riye - Cemaîeddin l§ık-n'al» Ayşe Nigâr - Kâımil Fethi ErsCİ, Refika . Ahmet Akçebay, Bedriye - Ahmet Tevfik Bcrker, Kadriye - Sırrı Günen, Saadet -Niyazi Gürsel, Mürvet - Ahmet Hamdi Öğüt, Sacide - Hamdi Heyibeli, Cemile - Şaban Şen, Halime Şayan - Seyit Bülbül, Fatma - Hüseyin Taşdelen* Faize -Bekir Sutlu, Fatma Necile - Hasan Dümdüz, Feride - Yahya Ozan, Kadriye - Nâzım Önerin Fatih nikâh dairesinde akitleri yapıllmış-tır. Cümlesine saadetler dileriz.
DOĞUM: _ _____
Yem Edirne Postası refikimizin muharrirlerinden İhsan Ertekin'in bir erkek çocuğu dünyaya gelmiştir. Yavrunun ömürlü olmasını dileriz.
Benzin, Gazyağı ve Motorin
Bugünden İtibaren Yeni Fiyatlar Tatbik Olunacak
t
Ankara, 24 (A.A.) — Ticaret Vekaletinden tebliğ edilmiştir:
Gaz yağı, benzin ve motorinin I yeni fiyatları:
1 — 29 sayılı koordinasyon kararırım birinci maddesi del&letile, mil-II korunma kanununun 31 inci maddesine '.tevfikan mayinıahrukati fiyatları' yeniden teöbit edilmiştir. Bu fiyatlar 25 mart 941 tarihinden itibaren tatbik edilecektir. Buna nazaran gaz yağı, benzin ve motorin İstanbul, îzmir ve İskenderun depo esas fiyatları şunlardır:
Kuruş
Gaz yağı çift büyük tenekede 675,68 Benzin çift büyük tenekede 893,94 Motorin çift büyük tenekede 464.74 Gaz yağı dökme kilosu 19,11
Benzin dökme, kilosu 31,28
Motorin dökme kilosu 11,76
Gaz yağı dökme litresi 15,67
Benzin dökme litresi 22,83
Bu suretle hâlen câri benzin depo esas fiyatlarında bir değişiklik yapılmamıştır.
2 — Bu eeas fiyatlara nazaran paz yağı benzin ve motorinin Ankara, İstanbul ve tzmirde azamî satış fiyatları şunlardır:
Gaz yağı çift büyük tenekede: Ankarada 815, Istanbulda 710, İzmirde 720,
Benzin çift büyük tenekede Ankarada 1065, Istanbulda 955, İzmirde
965»
Motorin çift büyük tenekede: Ankarada 670, lstanbulda 500, izmirde 500,
Gaz yağı dökme kilosu: Ankarada 25,95,    lstanbulda   20,35,    İzmirde
20.65. ."O '*   *   .
Motorin dökme kilosu: Ankarada 19,10, lstanbulda 13, İzmirde 12,90,
Gaz yağı Jitresi: Ankarada 21,30, lstanbulda 16,70, İzmirde 16,95,
Benzin dökme litresi: Ankarada 29,20, lstanbulda 25,20, İzmirde 25,45 kuruştur.
3 — Diğer yerlerde gaz yağı ve benzinin âzami satış fiyatları, yukarda gösterilen depo esas fiyatlarına, istihlâk mahalline kadar hakiki nakliye ve teslim masraflarilc mahal lî rüsumun, şirket bayilerine verilen karın vc listesi vekâlete tevdi edilen yerlerde ise perakende satıcı iskon-
tosunun ilâvesi suretUe tayin ve tes-bit olunur.
4 — Her yerde hâlen câri motorin âzami satış fiyatlarına, mahalli istihlâk resimlerinde nakliye ve teslim masraflarında bir değişiklik vuku-bulmamışsa, dökme kilo başına 40 santjro, ye. çif t büyük tejıeke basma 12 kuruş zammedllmİştir.
5 — Mahalli âzami satış fiyatları, şirketlerin bayi teşkilâtı bulunan ma hallerde en büyük mülkiye memuruna telgrafla bildirilmiştir.
80 Tonluk
Hava Dretnotu Tecrübesi Tamam
Londra, 24 (A.A.) — Dünyanın en büyük bombardıman tayyaresinin tecrübeleri Amerikada yapılmışta*. Londra bu haberi sevinçle karşılamrş tır. Bu seksen tonluk Bvering tayyaresinin İngiltereye gönderileceği ve Almanyaya karşı taarruzlarda kullanılacağı tahmin edilmektedir. Hava dretnotunun hareket sahası o kadar geniştir ki, Amerikadan 18 ton bomba hamulesile Avrupaya gidip, yere hiç inmeden ve benzin almadan Amerikaya dönebilir. Mürettebatı on kişidir. Tayyarenin bütün tecavüz ve müdafaa silâhlan vardır. Ehemmiyetli kırımları zırhlıdır. Kuvvet, saatte 320 kilometreden ibaret olmakla beraber kuvvetin fazlalığı sürat noksanını tazmin etmektedir.
Bu tipte diğer tayyareler bu ilk tayyareyi takip edecektir.
İNGİLTEREYE 20,000 TAYYARE GÖNDERİLECEKTİR
Vaşington, 21 (A.A.) — Tass a-jansı bildiriyor:
Associated Prcss'in bildirdiğine gö re, Birleşik Amerika devletleri önünüzdeki 18 ay zarfında İngUtereye 20 bin kadar tayyare gönderebilecektir. Resmî Amerikan muhfillerinde, av tayyarelerinin İngiltereye hava yoluyla vc Groenland ile İzlandadan geçmek suretilc gönderilmesi tasavvur edilmektedir.
Her Gün
On Satir
S. G. SAVCI
¦ 7 « 9
Kirpi, kendi halinde, kimsenin fenalığını istemci bir hayvandır. Takat onu rahat bırakraıyan düşmanları da vardır. Tabiat, bu düşmanlara karşı kirpiyi oklarla teçhiz etmiştir. Herhangi bir düşman tarafından rahatsız edildiği zaman kirpi, ıııücelıhez olduğu silahlarla kendini öyle müdafaa eder klv çok zaman düşmanı kanırtmağa muvaffak olur, bazaıı da, buna muvaffak olamazsa, ölür. Takat hi<; bir zaman Üstündeki silâhları tepip, teslim olduğu vâki değildir.
Tablatten ders almıya muhtaç milletler yok mu dersiniz?
Askerî Muallimler Fazla Ders Veremiyecekler
Ankara, 24 (Telefonla) — Devlet memurlarının aylıklarının tezyidi hakkındaki kanuna nazaran memurların haftada en çok dört saat ders deruhte edecekleri kabul edilmiştir.
Kanun vazıınm bu tahditten maksadı memurların asri vazifelerinden uzun müddet ayrılmamı? olmalarını temindir. Halbuki askerlik dersi muavinleri, mekteplerdeki talebeyi askerliğe hazırlamakta-, yani gençliği, kışlaya girmeden evvel askerî talim ve terbiye ile meşgul etmekte olduklarından bunların dört saatten fazla ders kabul etmeleri hükümetçe munzam bir vazife telâkki edilmediği gibi bütün askerlik derslerine muallim bulmak" için 1200 zabite ihtiyaç hasıl olduğu yapılan tetkiklerden anlaşılmıştır.
Bundan böyle, askerî mekteplerde muallimlik edecek zabitlerin haftada dört saat kaydine tâbi tutulma-malan hakkında hükümetçe bir kanun projesi hazırlanmış ve Meclise sevkedtlmiştir. Bu projeye nazaran askerlik dersi veren muallimler ders başına 2-6 lira munzam para a-lacaklardır.
Yabancı Memleketlerden Gelen Mühendis Talebemiz
Ankara, 24 (Telefonla) — Yabancı memleketlerde yüksek mühendis ve mühendis yetiştirilmek üzere gön derillp te görülen lüzum üzerine memleketimize celbedilenlerin stajlarını memleketimizde tamamlryarak liyakatleri tasdik edilince yedek üs-teymen rütbesine terfilerinin icrasile tahsillerine devam ettrilmesi ve Harp okuluna iade edilenlerin de em şalinden geri bırakılmaması zaruri görülerek Millî Müdafaa Vekâletince bir lâyiha hazırlanmış ve Meclise sevkedilmiştir.
Hatay Muallimleri
Ankara, 24 (Telefonla) — Hata-yın gerek müstakil devlet halinde ve gerek Suriye idaresinde bulunduğu zamanlarda muallimlik yapanlar menşeleri itibarile muallimlere ait kanunlarımızdan istifade edecek bir vaziyette olmadıklarına göre, hükümet bu kabil muallimlerin, Hatayın ana vatana ilhakından sonra mağdur olduklarını tesbit etmiş ve Hatayın ana vatandan ayrı bulunduğu zamanlarda millî vazifelerini yapan mekteplerinden ayrılmıyan bu muallimlerin aslî öğretmen tanılmak su-retllo vaziyetlerini kurtaracak bir kanun projesi hazırlamıştır. Proje, heyeti umumiyeye sevkcdilmek üzere Büyük Millet Meclisine verilmiştir.
Almanların derdi;
AmerikaMalzemesini Sandıkları Açılmadan Tahribe Çalışmak
Londra, 24 (A.A.) — Reu-ter'in havacılık muhabiri bildiriyor:
« Atm ani a nn> hava harbin in bugünkü safhasmda tabiyesi, gemiler üzerine hücumlar ve limanlara şiddetli taarruzlardır. Almanlar, Amerikadan gelen harp malzemesini, saldıklarından çıkarıl., masından evvel tahrip için 200 -500 tayyareden mürekkep teşekküllerle taarruz ediyorlar. Almanların acele ermelerinin sebebi, biran evvel esaslı neticeler elde edebiÜrrvektir.
Yugoslav Gemisinin Su Alan Tarafı
(Başı 1 incide)
Hırvat topraklan müdafaa edilemez. İş kuvvete kalırsa derhal Almanların eline geçecektir. Hırvatlar, Yugoslavyanın zaten fer'i
ve unsuru olduklarına göre Almanlarla düşman değil, dost karşılaşmayı tercih etmişlerdir.
Eski Sırbistanın, Slovanyanın, Bosna - Herscgin, Dalmaçyanın hail e rî H ı rvati s t a n a h e rrz em ez. Hırvatların bugün için Yugoslavya camiasından ayrılmaları göze alınırsa Yugosra^yanın d'iğer kısımları ıbrr Balkan tesanüt cephesine iltihak ederek istiklâllerini ve şerePl'erini korumak imkânım bulabilirler. Bu şekilde hareket etmekle kendileri için kaybedilecek bir şey yoktur, kazanılacaik her şey vardır. Almanya tarafından hazrr hazır boğazlanacak yerde karşı durmak ve mücadele etmek, iki belânın herhalde daha ehvenidir.
Yugoslavyanın Kral Aleksan-drm ruhundan ilham alarak son saniyede cüretli 'bir karar vermesi, hem kendi istiklâlini, hem de Balkan sulhunu kurtarabilir.
Ahmet Emin YALMAN
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
Sovyetlerin Teminatmdaki
M
ana
(Başı 1 incide) +*+*
kaynaklara gelen haberler bu fikrî teyît edecek mahiyettedir. Bu haberlere göre, Almanya Yu-nanistanı yola getirmek işini   Italyaya   bırakarak
kendi ordularını en kısa bir zamanda Boğazları tutmak üzere Türkiye ü-zerine saldırmağı düşünmüştür.. Bu tasavvurdan haberdar olan Rusya, az çok hayatî addettiği bir mıntakanın yakınlarına harbîn yayılmasını önlemek için azamî -şeyi yapmağa karar vermiştir. İşte Rusyanın Ankaradaki teşebbüsünü bu bakımdan mütalâa etmek gerektir.
Rusyanın fikri şu olabilir: Alman-yayı, Türklyeye taarruz etmeden evvel Yunanistan üzerine yurümiye mecbur etmek... Bu suretle Almanya, tallini bir yerine İki yerde tehlikeye koymuş olacaktır.
Eğer hakikat bu İse, Yunanistan bugün her zamandan ziyade tehdit ediliyor demektir.
Her halde Türkiye ciddi endişelerden kurtulmuştur.
Afrika Harbi Eritrede
İtalyan Taarruzları Püskürtüldü
Kahire, 24 (A.A.) — Resmî tebliğ": Trablusgarpta: Değişiklik yoktur. Eritrede: Düşman tarafından yapılan yedi mukabil taarruz düşmana ağır zayiat verdirilerek tardedümiş ve kıtalarımız Keren mmtakasında ileri hareketlerine devam etmişlerdir.
Habeşistanda: Habeş vatanperverlerinin faaliyeti memnuniyet verici bir tarzda İnkişaf etmektedir.
Daha cenupta: Habeşistanda umumi ileri hareketimiz terakki etmek-tedir.
İtalyan Bombaları Bir işe Yaramış!
Siva Vahasında Yeni Kaynaklar Açmışlar
Kahire, 21 (A.A.) — İtalyanların Libyada cereyan eden muharebelerde attıkları bombalar neticesinde Siva vahasında yeni sular fışkırmıştır. Bu sular, içmek ve tarlaları sulamak İçin bir kaynak teşkil edecektir.
Erenköyünde
Zihni Paşanın Köşkü Yandı
Dün gece saat bir raddelerinde Erenköyde Kozyatağında eski Nafıa nazırı Zihni Paya veresesine ait ve Bingöl mebusu Neomed-din Sahirin oturduğu köşkten yangın çıkmıştır. Gazetemiz makinece verildiği anda yangm köşkün her tarafını sanmış bir vaziyette bulunuyor, Erenköy ve Kadıköy itfaiye grupları buna karşı mücadeleye devam ediyorlardı.
o-
Millet Meclisinin Dünkü Toplantısı
Ankara, 24 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi bugün Dr. Mazhar
Germen'in başkanTıgında toplanmış ve mznamede mevcut olan
Büyük Millet Meclisinin 1941 yılı şubat ayı hesabı hakkındaki Meclis hesapları tetkik encümeni mazbatasının okunmasını müteakip Devlet Demiryolları umum müdürlüğü 1938 malı yılı hesabı kat'isine ait kanun lâyihası tasvip
edilmiştir.
Meclis gelecek içtimaını çarşamba gıinü yapacaktır.
Kırklarelinde Hasan Reşit Tankufun Konferans
ı
Türkün Çelik Göğsü
Çarpan Bütün Kafalar Parçalanır
Yurdun Her Tarafında Coşkun Millî Hassasiyet
Duygularını İfade Eden Tezahürler V
ar
Kırklareli, 24 (A.A.) — Parti n-mnmı İdare heyeti azasından Ma-raş mebusu Hasan Reslt Tankut, dün halkevi salonunda, salon ve bah çeyl dolduran binlerce dinleyici önünde «dünya ahvali» mevzulu konferansını vermiştir. Hatip hudutlarımıza gelen tehlikeyi İşaret ve mihver devletlerinin hakiki maksat ve gayelerini ii-.ni. ederek mlsakı milli ile çizilmiş topraklarımızdan bir karısına ve mukaddes istiklâlimize vuku bulacak ve her tecavüzü bütün milletçe çelik bir kale halinde karşılamağa hazır bulunduğumuzu söylemiştir.
Hatibin bu sözleri halk tarafından <Hazırız^ sadaları ile karşılanmış, ve alkrsîahmıştır.
Hatip, bundan sonra Millî Şefimiz tnönünün daha evvelden sezilen tehlikeyi karşılamak için Cumhuriyet hükümetince alman tedbirleri ve İngiltere ile akdolunan İttifakın lüzum ve isabetini derin bir vuzuhla
anlatarak çok sevdiğimiz sulhu ihlâl edeceklere karşı nasıl cevap vereceğimizi do tebarüz ettirmiştir. Dinleyicilerin her an coşkun ve he-
Yugoslavya Esaret Yolunda
(Başı 1 incide) —
HALK İNFİAL İÇİNDE
Londra. 24 (A.A.) — Bel-graddan henüz resmî bir haber gelmemiştir. Bununla beraber, ajansların verdiği haberlere göre, Yueoslavyan-m, Mihvere Utihaıkı ihtimaline karşı halk arasında muhalefetin arttığı anlaşılıyor. Şimdiki buhranda genel kuTma-yırt katı bir rol oyruyacagı söyleniyor. İstifasını veren üç nazırın yerirte henüz yenileri tayin edilmemiştir.
Hal/km, Mihvere karsı infiali son dereceyi buiknuştur. Belgrad-da ve başlıca şehirlerde nümayişler yapılmaktadır. Beilgradda talebeler, kral naibi Prens Pol'e bir telgraf göndermişler, Yugoslavyanın şerefini korumasına karar verdikleri hakkında teminat vermişlerdir.
ADLİYE NAZIRI İSTİFASINI GERİ ALDI, YENİ NAZIRLAR
KİMLER?
Beîgrad, 24 (A.A.) — Stefa-
ni:  ^H?*
Kabine azaları arasındaki tadilât, içtimaî muavenet ve ziraat nazırlarının tayini ile bu sabah hitama ermiştir.
Dragomir lkoviç içtimaî muavenet nazırlığına, Şaslav Niktoviç ziraat nazırlığına tayin edilmişlerdir.
Adliye nazırı Kostantinoviç istifasını geri almıştır.
Üç nazır saat 12,30 da yemin
etmiştir.
ALMANLARIN TEKZİBİ
Belgrad, 24 (A.A.) — D. N. B. ajansı bildiriyor:
Salâhiyettar Yugoslav memba, lanndan bildirildiğine göre, Bcl-gradda kargaşalıklar çıktrğı ve nümayişler yapıldığı ve bazı yüksek idare vc polis momırrlarmın istifa ettikleri hakkında çıkarılan haberler esassızdır, kargaşalrk çıkarılması için uydurulmuşlardır.
Son günlerde Almanya ve Mihver aleyhinde, ne Yugoslav-yada, ne de cenubî Sırbistan Bananında hiçbir nümayiş yapılmamıştır. Bundan başka ne B. Ra-failoviç ne de Hırvat muavini Dr. Vroviç istifa etmek ihttimalini düşünmemişlerdir.
Bunun hilâfındaki bütün haberler Yugoslavyanın komşuları ile idame ettiği iyi münasebetleri bozmak için isae edilmişlerdir.
Alman elçiliği önünde nümayişler yapıldığı hakkındaki haber de heurv Yugoslavlar hem de Almanlar tarafından yalanlanmaktadır.
YUGOSLAVLAR NELER KABUL   ETMİŞLER   ANLAŞ MANIN AÇIK VE GİZLİ MADDELERİ
Londra. 24 (A.A.) — Müsta kil Fransız ajansı bildiriyor: Taymisin    Belgrad    muhabir!
yecanh tezahürleri içinde hatip, kah raman ve fedakâr ordumuzla milli birlig-imizin timsali olan Büyük Şefimizle yenilmez bir millet olduğumuzu söylemiş ve sözlerine: «Türkün çelik göğsüne çarpan kafa mutlaka parçalanacaktır. Istiyen deneyebilir.» cümlesi ile son vermiştir, Bu konferans muhitte çok derin tesirler bırakmıştır.
TOKATLILARIN TOKADI
Tokat, 2i (A.A.) — Ankara halkevi başkanı, îçel mebusu Celâl Güven dün CUmuriyet meydanında binlerce
Tokatlının, parti ve haJkevleri mensupları huzurunda dünyanın bugünkü siyasi ve askeri vaziyeti karşısında Türkiyenin durumu hakkında bir konferans vermiştir. Hatip, her türlü vatan mücadelesinde daima ön safı işgal etmiş olan Tokatlıların, vatanımıza karşı tecavüz edenlere lâzım gelen tokatlan indirmek hususunda ders almıya ihtiyacı olmadığını söyliyerek sözlerini bitirmiştir.
BOLUDA FERİDUN FİKRÎ KONUŞTU
Bolu, 24 (A.A.) — Bingöl mebusu Feridun Fikri ile Parti müfettişi
Almanlar
30.000
Fransız Esirini iade Ediyorlar
Paris, 24 (A.A.) — Ofi: Harp esirleri içil e meşgul olan Scapini, gazetecilere yaptığı beyanatta §öyltf ^detriiftir^™1
«Alfmanyadan 24,000 hasta veya yaralı, I 1,000 sıhhiye askeri Fransaya dönmüştür. Bunlardan fcaşka 7,000 ziraatçi, 10.000 maden amelesi ile dört veya beş çocuk babası 10 - 15 bin harp esiri de yurtlarına döneceklerdir.»
Almanlar tarafından yapılan teklifin hulâsasını vermiştir. Teklifin, ikinci mahrem kısmım elde etmek için sarfedilen gayret netice vermemiştir. Birinci kısım, şu hüküm. Ieri ihtiva etmektedir:
1 — Yugoslavyanın, üçlü paktın bütün vecibelerine riayet etmek şartile pakta iltihakı,
2 — Yugoslavyanın hudutları ve topraklan garanti edilecektir. Bu hudutlar değişmiyecek ve pakta dahil devletlerin hepsi bu garantiye riayet edecektir. Yugoslavya topraklan, paktı imza eden devletlerin ordulan için gayrî kabili tecavüz olacaktır.
3 — Yugoslavya, pakta dahil devletlerin müşterek askerî hareket meoburiyetine ait hükümlerden istisna edilmiştir.
Gizli tutulmak istenilen hüküm-ter de şunlardır:
1 — Harpten sonra, Yugoslavyanın Akdeniz için beslediği emeller, yeni Avrupa prensipleri dairesinde gözönünde tutulacaktır.
2 — Protokol mucibince Yugoslavya, sıhhiye ve harp malzemesinin şimalden cenuba doğru, demiryollarından geçmesine müsaade edecek ve nakliyatı kesmek veya kontrol etmek hakkına malik olmıyacaktır.
3 — Yugoslavya, kendi top-raklannda, Mihver aleyhinde yapılacak faaliyete mâni olacaktır.
4 _ Yugoslavya, millî iktisadiyatını, Alman iktisat sistemile hemahenk olacak şekilde ıslah edecektir.
Taymis muhabiri şunları ilâve
etmektedir:
«Yunanistan, bu maddeleri kendi millî menfaatlerine aykırı bulmaktadır. Çünkü bu maddelerin delâletine göre Yugoslavya Yunanfatanın bir dü^manma askerî yardım temin etmektedir. Çok kısa bir zamanda Yunanistanm bu telâkkisinin. Belgrada bildirmesi beklenmektedir.»
Daily Mail gazetesi şöyle diyor: «Almanyanın sıhhiye ve harp malzemesi nakletmesine müsaade vermeyi Atina hükümeti düşman-bir hareket saymaktadır *»>
Tekirdağ mebusu Rahmi Apak dün şehrimize gelmişlerdir.
öğleden sonra parti salonunda top lanmış olan kalabalık bir halk kütlesi önünde vermiş olduğu bir konferansta Bingöl mebusu Feridun Fik ri, karşısında bulunan dünya vaziyetini izah eylemiş ve Türk milletinin başta Milli Şef İnönU olduğu halde yurduna ve istiklâline karşı tevcih edilecek herhangi bir hareketi en şiddetli bir surette karşılamağa karar vermiş bulunduğunu kaydeyle-miştir.
NtGDE VE DİYARBAK1RDA
Niğdede Parti müfettişi ve Aydın mebusu Agâh Sırrı Levent ve Diyar-bakırda Konya mebusu Ali Rıza Töa halkevinde ayni mevzular üzerine konferanslar vermişlerdir. Konferansın milli birliğimiz ve MiUl Şefimi- , ze bağlılığımızla alâkası olan kısmı-1 lan coşkun tezahürlere yol açmıştır. j
ÜNİVERSİTE   REKTÖRÜNÜN t EDİRNEDE KONFERANSI
Edirne muhabirimizin geciken bir t telgrafına göre, Üniversite rektörü j Cemil Bilselln Edirne halkevinde ver I diği konferans coşkun alkışlarla dinlenmiştir. ¦     * ' 1
Molotof - Japon
Hariciye Nazırı
(Başı 1 incide) **
va'yt İcabul etmiştir.
B. Stalin de bu mülâfkatta hazrr bulunmuştur. Görüşme bir sa-attan fazla sürmüştür.
İNGtLTERENİN MOSKOVA
ELÇİSİ JAPON HARİCİYE NAZIRINI ZİYARET ETMEDİ
Moskova, 24 (A.A.) — D. N.
B: Bazı haberler hilâfına olarak İngilterenin Moskova büyük elçisi Stafford Cripps, Japon hariciye nazırını ziyaret etmemiştir.
Tokyo, 21 (A.A.) — Domei ajansına Moskovadan -gönderilen bir telgrafa göre, Matsuoka, Moskovada yapacağı resmi ziyaretler arasında Fransız ve İngiliz büyük elçilerile de görüşecektir. Bu mülakatlar. Mat suoka, ^lolotofu ziyaret ettikten sonra yapılacaktır. ¦
Berline 10.000 Bomda Atıldı
Londra, 24 (A.A.) — ingiliz hava nezaretinin tebliği:
İngiliz bombardıman tayyareleri, dün gece Berlini ve Hanov-re'u muvaffakiyetle bombardıman etmişlerdir. Büyük çapta yangın bombaları atılmış, Ha-novre'de çok büyük infilâklar olduğu görülmüştür.
Londra, 24 (A.A.) — ingiliz hava kuvvetlerinin Berline yaptığı akın esnasında 10,000 den fazla yangın ve infiTâkh bombalar atılmıştır.
MALTA ÜZERİNDE 9 ALMAN TAYYARESİ DÜŞÜRÜLDÜ
Kahire, 24 (A.A.) — Dün, avcı tay yareleri himayesinde uyan bir çok Alman bombardıman tayyareleri Maltaya taarruz etmişlerdir. ¦
Avcı tayyarelerimiz düşmana hücum ederek en az 9 tane Yunkers 87 tayyaresi düşürmüşlerdir. Düşman bombardımanı pek az hasar yap mistir.
Almanya
Yunan Hudutlarına Asker Yığıyor
Belgrat, 24 (A.A.) — Reuter bildiriyor:
Burada dolaşan şayialara göre, dün ögledenberi Struma vadisinde Yu nan hududuna doğru Alman kıtaatının büyük mikyasta hareketleri vu kubulmaktadır.
c a
MÜSTEMLEKE  MESELELERİNİ TETKİK EDİYORLAR
Roma. 24 (A.A.) — Napoli üniversitesi büyük salonunda, Almanlarla italyanlar arasında, müstemleke meselelerini tetkik etmek üzere bir toplantı yapılmıştır.
16
10
VATAN
25 -3- 941
Müsabakamız
Nasıl Yapılacak ?
Otuz Çift Birbirlerile Nasıl Evlendirilecek?
Seçmenin Münasip Olup Olmıyacağı Nasıl Ölçülecek?
Müsabakamızın birincisine neaıye
görüldüğü özere Philips acenten
gazasının vitrininde
Karilerimiz mektupla, telefonla, şifahen    soruyorlar:    Müsabakanın
tatbikatı nasıl olacak 7
Anlatalım: Bur defa her gün gazetede namzetler çıktıkça keseceksiniz. Kuponla beraber saklryacaksınız.
Otaz erkek ve otuz kadından ihanet seri tamam olunca bunları bir araya getirerek mevcut İçinde her erkefe en uygun kadını seçerek otuz çift kendi takdirinize göre teşkil edeceksiniz. Meselâ be» numaralı erkece TO numaralı kadın, 1 numaralı kadınla 30 numaralı erkek diyerek bize neticeleri liste halinde büdireceksi--»frr Biz bütün bu cevaplan Noter Galip Btngöle tevdi edeceğiz. Günü gelince bunlar Noter tarafından İsteyenler de hazır   bulunduğu halde
edeceğimiz radyo, bu resimde mn Voyvoda caddesindeki   ma-teşhir edirmektedir.
bir tasnif yapılacak. Meselâ bir numaralı erkeğin hangi kadınla evlenmesi hakkımla ekseriyet bulunduğu araştırılacak. Eğer sizin verdiğiniz rey ekseriyet reyine uygunsa o çift için tam numara alacaksınız. Her çift hakkında bu tasnif ayni usnlle yapılınca neticede kim ekseriyetin kanaatine en uygun seçmeler yapmışsa birinci ikramiyeyi, yani 275
lira kı\ metindeki Fil ip* radyosunu kazanacaktır. Diğerleri İsabet srra-sile diğer yüz elli hediyeyi alacaklardır.
275 liralık radyo, Galatada Filine müessesesinin camekânında teşhir edilmektedir. Yolunuz düşerse gözden geçiriniz.
Müsabakamızın 150 Hediyesi
Birinciliği   kazanana:   Bir   lüks
'O.
İkinciliği kazanan iki kişiye: Birer çay takmu.
Üçüncülüğü kazanan iki kişiye: ¦trer kol saati.
Dördüncülüğü kazanan iki kişiye: Birer evrak çantası.
Beş ine U iği kazanan iki kişiye: Birer kadın el çantası.
Altincıtığı kazanan üç kişiye: Birer likör takımı.
Yedincüiği kazanan beş kişiye: Birer vazo.
Sekizincüiği kazanan beş kişiye: Beyoğlu sinemaları için altışar bilet.
Dokuzunculuğu kazanan beş kişiye: Birer mürekkepli kalem.
Onunculuğa kazanan altı kişiye: Birer kravat.
On birincüiği kazanan yedi kişiye: Birer ipek çorap.
On ikinciliği kazanan on kişiye: İkişer iyi cins mendil.
On üçüncüden yüzüncüye kadar kazanacak olanlara aşağıdaki tescili
hediyeleri verilecektir.
TESELLİ HEDİYELERİ :
Kazananlardan on dördüncüden itibaren verilecek teselli hediyelerinin adedi yüz tanedir. Bunlardan on kişiye birer liralık Tayyare bileti, on kişiye tanınmış romancılarmıızın birer eseri, on kişiye (Ramiz) in birer karikatür albümü, on kişiye Gül Bahçesi kitabı, on kişiye Salon Çiçekleri kltam, on kişiye (Yedigün) mecmuasının İstanbul albümü, on kişiye Ömer Seyfettinln hikâyeleri, on kişiye birer para çantası. Birinciliği kazanacak okuyucumuza vereceğimiz (Lüks Radyo) Galatada Bankalar caddesinde (Filips) mağazasının vitrininde teşhir edilmiştir.
Maliye Vekâletinden:
Dantelsiz Bir Kuruşlukların Tedavülden
Kaldırılması Hakkında Hân
Dantelsiz bir kuruşlukların yerine dantelli bir kuruşluklar darp ve piyasaya kâfi miktarda çıkarılmış olduğundan dantelsiz bir kuruşlukların 31 Mart 941 tarihinden sonra tedavülden kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Dantelsiz bir kuruşluklar 1 Nisan 941 tarihinden itibaren artık tedavül etmiyecek ve bu tarihten itibaren ancak bir sene müddetle yalnız mal sandıkları ile Cumhuriyet Merkez Banka/u şubelerince ve Cumhuriyet Merkez Bankası şubesi bulunmryan yerlerde Ziraat Bankası şubelerince kabul edilebilecektir.
£Uinde dantelsiz bir kuruşluk bulunanların bunları mal sandıkları Us Cumhuriyet Merkez ve Ziraat Bankaları şubelerine tebdil ettirmeleri iUn olunur. (9035) (12523)
Devlet Demiryolları İlânları
Muhammen bedeli 9.000 (dokuz bin) lira olan (20.000) adet yerli A-merikan bezinden mamul kum torbası 9.4.941 çarşamba günü saat 15 te kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerin 675 (altı yüz yetmiş beş) liralık muvakkat teminat ile kanununun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14 de kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme dairesinden, Haydar paşada Tesellüm ve Sevk şefliğinden dağıtılacaktır. (2279)
Zabıta Haberleri: Şüpheli ölüm
Pazar günü Edımekap^te. bir çocuk ölü olarak bulunmuştur. Hihni oğlu Dündar ismindeki bu çocuk a-ğaca bir dol bağlamak üzere çıktığı bir sırada elindeki ip boğazma sarılmış ve kalın bîr dala da takıldığından çocuk boğularak ölmüştür,
Yerinde tahkikat yapan adliye dok toru Enver Karan ölümü şüpheli gör düğünden Dündarın cesedi morga kaldırılmıştır.
Dün Ayvansarayda oturan Te-ofilos oğlu Panayot, evinde ölü olarak bulunmuştur. Cesedi muayene e-den adliye doktoru ölümü şüpheli gör düğünden ceset morga kaldırılmıştır. ' ^ Tophanede Berber sokağında o-turan Yaşar ile yine ayni semtte o-turan Tahsin Erzurum vapurunda çalışırlarken aralarında kavga çıkmış, Tahsin bıçağını çekerek Yaşarı yaralamıştır. Suçlu yakalanmış, Yaralı Beyoğlu ha s t ananesin e kaldırılmıştır.
Şoför İbrahimm idaresindeki 2532 numaralı otomobil Tarlabaşm-dan geçerken o esnada caddeden geç inekte olan Taksimde Macar caddesinde oturan 7 yaşındaki Mmrana çarparak başından yaralamıştır. Çocuk tedavi altına alınmış, suçlu yakalanmıştır.
^ Kadıköyde Kuşdili Çukurbos-tan sokağında oturan 6 yaşındaki Su na evvelki gün akşam üzeri Kızıltop rak ta Köprü sokağından geçerken şoför Lûtfinin idare ettiği 2066 numaralı otomobil çocuğa çarpmış ve başından yaralamıştır. Suna tedavi altına alınmış, suçlu şoför yakalanmıştır.
+ Burgaz adasında Kütüklü caddesinde 49 sayılı Yorgi Cevahirci oğ luna ait kapalı köşk bahçesi içinde bekçi odasında bir yangm çekmiş ve yangın neticesinde yatak ile tahta karyola ve odanın ahşap çatısı yanmıştır. Yangın bekçi Sadığın yatak içine sigara düşürmesinden Ueri gelmiştir. Suçlu Sadık yakalanmıştır.
^ Taksim Abdülhak Hâmit caddesinde Fır uz an palasın kalorifer ba casmdan çıkan kıvılcımlar Viran a-partmanının üst katındaki camekâ-nın tavan mukavvalarını tutuşturmuş ise de yangın büyümeden söndü rülmüştür.
+ Cagaloğlundakl börekçi fırınında çalışan çırak Abdullah elinde bir mum olduğu halde talaş almak için odunluğa girdiği bir sırada talaşlar parlamıştır. Yetişen itfaiye, yangmın büyümesine meydan verme den talaşları söndürmüştür.
Maarif Haberleri: Maarif Müdürü Geldi
DOKTOR
H0RH0R0N!
Eminönü   Nimet  Abla  gişesi
önündeki muayenehanesinde her gün hastalan kabul eder. Tel. 24131
Vekâleti e temalarda bütan -nıaık üzere An-k araya giden latan-bu<L Maarif rmkrürü T-övfik Kut An4c aradan dönmüştür.
Maarif müdürü, Ankarada bıK-çe üzerimde temaelerd-a t>u+unmuş ve Vekâlete izahat verxrwş*JT.
Belediye meclisinde kabul edilen kıdemi hakkını kazanmış terfi edecek. muaUiırrierin listeleri hazır ranrma'ktACİ ır.
-jt BüyükleTİmizirı. mekteplerde dikilecek heykellerinin yerlerinin dikilmeden evvel Maarif Vekâİe. tine 'bildirilerek müsaade alınması lüzumu bütün alâkadarlara bildirilmiştir.
İC Egibmenli köy okulları için Vekâlet tarafından hazırlattırılan ve eğitmenlî koyfcer.de okutturul -makta bulunan birinci, ikinci ve üçüncü yıl öğretim kılavuzları tekrar baatıri'krrrrş ve her tarafa dağıtılmıştır.
Galatasaray lisesinin ikinci devre smrflarınKİan diğer liselere nakit talebinde 'bulunan talebelerden prograim far=kı dolayıaile birinci sınıftan birinci ve ikinci, sınıflara girmek istiyenlerin imtihanla ve üçüncü sınıftan ikinciye gireceklerin imtihansız, üçüncü sınıftan üçüncü sınıfa girmek, istiyenlerin de imtihanla ve dördüncü sınıftan üçüncü sınıfa gireceklerin imtJhar^sız kabul edıilimeleri lüzumu Maarif Vökâtetm*ce alâkadarlara bildirilmiştir.
LCBİA
24 MART 941
Sterlin 5.22
Dolar 129,20
İsviçre Frac. 29,98
Drahmi 0,9950
Peçeta 12,89
Dinar 3,1625
Yen 31,0175
İsveç Kronu 30,8875
Esham ve Tahvilat
L. K.
1933 Türk Borcu I            , 18 85
1918 İstikrazı dahüî 21 70
1938 Ikramiyeli 19 95
1933 Ikramiyeli Ergani 20 17
1934 Sivas - Erzurum 19 32
1932 Hazine Tahvüleri 60 50
1934      >    m   > 15 50
1935      »          * 29 50
1938      >          >- 52 85
Anadolu Demiryolu Tahvili 42 50
Demiryolu MUmessU Senet 38 50
T. C. Merkez Bankası 109
Osmanlı Bankası 26 50
T. İş Bankası (Nama muhar.) 10 15
Aslan - Esklhisar Çimento Ş. 7 60
>         »    Müessis Hissesi 10
Şirketi Hayriye 26
Türk Altını (Reşat) 24 80
Türk Altmı (Hamit) 23 75
ASKERLİK  IŞLEHI
Yoklamaya Davet
1 — îhtiyat erat yoklamalirle 337 doğumluların ilk yoklamalarına aşağıda gösterilen günlerde devam edilmektedir:
2 — izdihama meydan vermemek için her mükellef doğumu itibarile (Not) olarak mezkûr günlerde şubeye müracaat ederek yoklamasını yap tıracak, aksi takdirde Askerlik mükelllfcyeti kanununun 91 maddesine
tevfikan ecza görecekleri ilân olunur.
(337) tik Yoklama İle İhtiyat yoklaması
ŞEHREMİNİ NAHİYESİ:
26.3.911 çarşamba Bütün Şubeye mensup (320) Doğ.
>
>
27.3.941 perşembe 28.3.941 Cuma
KAR A G t) MRÜK NAHİYESİ:
31.3.941 Pazartesi 1.4.941 Salı 2.1.941 Çarşamba 3.4.941 Perşembe 4.4.941 Cuma 7.4.941 Pazartesi 8.4.941 Salı 9.4.941 Çarşamba 10.4.941 Perşembe 11.4.941 Cuma
>
> >
>
:> :>
I ENER NAHİYESİ;
14.4.911 Pazartesi 15.4.941 Salı 16.4.941 Çarşamba 17,4.941 Perşembe 18.4.941 Cuma 21.4.941 Pazartesi 22.4.941 Salı 23.4.941 Çarşamba 24.4.941 Perşembe 25.4.941 Cuma
28.4.911 Pazartesi 29.4.941 Salı 30.4.941 Çarşamba 1.5.941 Perşembe 2.5.941 Cuma 5.5.941 Pazartesi 6.5.941 Salı 7.5.941 Çarşamba 8.5.941 Perşembe 9.5.941 Cuma
>
>
1 >
(321)
> >
(322) > >
(323)
> > >
(324)
>
(325) >
î
1
>
> > >
>
> >
EYÜP NAHİYESİ:
>
>
>
> >
>
2> »
S
(326) > Ş
>
(327) * 0
5)

>
> >
İstanbul Defterdarlığından:
Bedestende mezat salonunda teşhir edilmekte olan hazineye uıt 44 kalemde 131 adet zikıymet eşya 7.4.941 pazartesi günü saat 14 te mezkûr salonda etiketlerinde yazılı muhammen bedeller üzerinden açık arttırma ile ayn ayrı satılacaktır.
Görmek istiyenlerin mahalline müracaatları. (2160)
SivasDaimîEncümen Başvekâlet Matbuat Umum Müdür-
lüğü Şu Şartlar Dairesinde Bir
Azaları
Sivas, (Vatan) — VHâyet umumi Tncdlisi 941 bütçesini tasvip ettikten sonra erairni encümen azalarını »eçmiştir. Bütçe 798,599 lira olarak kabıri edAmiştir. Daimî encümen âza Irklarına Kâmil Kitapçı, Şakır Uma, Melek Türkistan, Tahir Dîvrik ittifakla seçilmişlerdir. Ötedenberi hayırlı çalınmalar gösteren bu zatların tekrar seçitmeteri muhitte büyük memnuniyetle karşılanmıştır.
m.
I — GENÇLİK 2 — GÜZELLİK 3 — SIHHAT
îşte yüksek bir kremde aranan bu meziyetlerin   hepsini size
KREM PERTEV
1 emin Edebilir.
1 _ KREM PERTEV: Bir tu-
valet müstahzarıdır. İnce bir itina ve yapılışmdaki hususiyeti itibarile yüzdeki çizgi ve buruşuklukların teşekkülüne mâni olur. Deriyi genç ve gergin tutar.
2 — KREM PERTEV: Bir gü-
zellik vasıtasıdır. Genişlemiş mesamatı sıkıştırarak cütteki pürtük ve kabarcıkları giderir. Çil ve lekeleri izale eder. Teni mat ve şeffaf bir hale getirir. '
3 — KREM PERTEV: Bir cilt
devasıdrr. Deri guddelerinin ifrazatmı düzeltir. Si-vüce ve siyah noktaların tezahürüne mâni clur. Cilt adalesini besllyerek kuvvetlendirir. Kuru ciltler için yağlı, ve yağlı cUtler için yağsız hususi tüp ve vazoları vardır.
DOKTOR
ÇİPRUT
Cildiye ve Zühreviye Mütehassısı Beyoğlu Yerli Mallar Pazarı karcısında Posta sokağı köşealnde Meymenet apartımanı Tel: 43353
I LİRA
İDRAR TAM TAHLİLİ
Beyoğlunda Ağacamü karşısınde Bursa sokak No. 1. yeni açüan Mmya laboratuarında halka ko laylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BÎR LtRA ücretle idrar tam tahlüi yapılmak-
tadrr.
"Yürüyüş Marşı,, Müsabakası
Açmıştır
1 — Bu müsabakaya iştirak edecek bestekârlar Türk olacaklardır. 2— M arş lar m bestelenmesinde şartlar şunlardır: A — Marşlar güftesiz olacaktır.
B — Klâsik marş formuna, yani, ikinci kısmı Trio olmak üzere iki kısrmlık şekle uygun olacaktır. Entro düksyon ve koda ihtiyaridir. Metronom II ilâ 116 dır.
3 — Partisyon veya kondüktör piano partisi ve bando aletlerinin her birin© mahsus partiler mavi veya e»lyah mürekkeple ve temiz yazılmış olarak verilecektir.
4 — Partisyonda başka marşlarm çalınabileceği bandonun âletler kadrosu en az aşağıdaki cetvelde gösterilen sazlardan mürekkep olacaktır.
Re Bemol küçük flüt, Do büyük flüt, iki obuva, 1 Mi bemol klarnet, 2 birisi Sİ bemol klarnet, 2 ikinci Si bemol klarnet, 3 üçüncü Si bemol klarnet, 2 fagot. 2 Mi bemol trompet, 2 SI bemol kornet, 2 Büğl, 4 Korno, 4 Trombon, 2 Stbemol bariton, 2 Mi ve Sİ bemol kontrabas, 2 bateri. «Ceman 34»
5 — Marşlar tamamüe orijinal melodilerle yapdmış olacak ve her hangi bir marşın bu itibarla «kısmen dahl> benzeri oimryacaktrr. Ancak muayyen bir melodi aynen almmış olmamak şartüe, yalnız üslûp bakrmmdan mili! nağmelere uygunluk ve benzerlik bu kayıttan müstesnadır.
6 — Marşlar evvelce bestelenmiş, neşredümiş ve işitilmiş olmrya-caktrr.
7 — Müsabıklar isim ve adreslerini eserlerinin üzerine sarih olarak yazmalıdrrlar. Ancak, istiyenler isimlerini gizli tutabilirler. Bu takdirde, sarih adres yazrlmak suretüe müstear isim veya rumuz kullanılabilir.
8 — Jüri, eserleri evvelâ partisyon veya piano kondüktör partisi üzerinde tetkik ile bir eleme yaptıktan sonra, kalanları bando ile din-liyerek orkestrasyon bakrmmdan da bir eleme daha yapacak ve bu suretle en muvaffak olmuş marşları seçecektir. Bunlardan en iyi altı mar-şin 600 liralık telif hakkı, beheri için 100 er lira olarak seyyanen taksim edilecektir.
9 — Altrncıdan sonra muvaffakiyeti görülen marşlarm da neşir ve tamimi temin edilecektir.
10 — Marşlar 15 mayıs 1941 gününün akşamına kadar Matbuat Umum Müdürlüğüne gönderilmiş bulunacaktır. (158)  (2275)
Tilkiye Cu
JİJ3H
Zîraai Bankası
1X1
Türk lira*
Kuruluş tarihi: 1888.— Sermayesi: 100,000»
Şube ve ajans adedi: 266. kral ve ticari her nevi banka muameleleri, biriktirenlere 28,000 Ura ikramiye varlyot
* -
100 adet   W   liralık 5,M* Un 12%   »       4#    >      4,80d   » 16d   »        2#     »
Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesaplarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur"a üs aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır. 4 adet l.OOt liralık 4,000 Ur» | | 4 » 600 > 2,000 » 4 > 260 » 1,000 » 40   »      100     >      4,000   >
LA T: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan ğı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasüe verilecektir. Knr'alar senede 4 defa, 11 mart, 11 haziran, 11 eyifti, 11 Birineikânunda çekilecektir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünden:
Emniyet âmirleri için 13 takım maaıkordon resmi elbise ile 13 adet kasket ve 13 çift fotin yaptırılması açık eksiltmeye konulmuş ise de ihale günü olan 21.3.9-11 günü müdüriyetimiz büıasmda kurulu komisyonumuzda talip zuhur etmediğinden arttırma, eksiltme ve ihalât kanununun 43 üncü maddesi mucibince pazarlıkla intacına ve ihalenin bir ay müddetle temdidile 21.4.941 günü saat 15 te yapılmasına karar verilmiştir.Bir takım elbise ile bir adet kasket, bir çift fotinin muhammen fiyatı 43 liradır. Muvakkat teminatı 42 liradır. Taliplerin ayni gün ve saatte müdüriyetimiz binasmda kurulu komisyonumuza ve şartnameyi görmek için de Ş. 3 müdürlüğüne müracaatları. (2287)
ÎDABESİNİ BÎlfM 1$ BANKASINDA
IKRAMİYELİ    HESAP    AÇAR
T. IŞ BANKASI
Küçük Tasarruf Hesaplan
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER: 4 Şubat, 2 Mayıs, 1 Ağustos, 3 Ikinoiteşrin tarihlerinde yapılır.
1941 ikramiyeleri
1 adet 2000 liralık =2000.— L,
3 >   1000     »     =3000.— >
2 >     750     >     =1500.— >
4 > 500 » =2000.— > 8   >     250     »     = 2000.— >
35   >     100     »     =3500.— > 80   >      50     >     =4000 — » 300   >      20     >      =6000.— >
Abone beroa
Türkiye daiOlinus:
hanelik    6 ayük    S aylık    İS \ uk
1400 liaric
750
400
1Ö0
Senelik    0 ayuk    t aylık    A^ık
1410
DOKTOR-KIMYAGER
CEVAD TAHSİN
»RAB - KAN - KAZURAT vesairenin tahlillerini yapar. D vanyolu ortasında Tel. 23334
VATAH Gaırtosi
ti AK rîYATLARI
*l* makta «tank 750
1 İne* teyte dantel 600
2 »s         > 350
S »        »            > 500
4 »     »       » 100
5 >»        s 75
6 s      s          » 50
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Emin YALMAN - Basıldığı VATAN MATBAASİ