CUMA
2. ci Kânun
1941
VATAN EV!
CAGALOĞLÜ No. 32
TELEFON: 24136 TELGRAF: VATAN fet.
BA ŞMUHABBtBl :
AHMET EMİN YALMAN
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASİ SABAH GAZETESİ
Yıl: 1 — Sayı: 136
ÇÖRÇİL* IN
Milletimize Mesajı
Bu mesaj şunu gösteriyor: İngiltere, Türk dostluğunun sağlamlığım ve Turk ideallerinin mânasmı pek iyi kavramıştır_
Çörçil, Türk 11
Bngiltere Başvekili B.
¦ yılbaşı mÜna»eteüle " gazeteleri v*«tasüe Türk milletine bir meaaj «öndermişbr- Bu rne-5«j. memleketimizde, iki mıUet arasındaki «ık> dosthığun ve 13 beraberliğinin yeni bir ifadesi diye karalanacaktır.
B. Çörçilin dediği gibi, Türkler kara gün dostudur. Şunu iftiharla iddia edebiliriz ki bugünkü dünyada söz tutmanın kudsî ananelerini ancak Türkler yaşatıyor.
Dünyanın emniyeti ve istikrarı ve bakkın tecavüzden korunması için girişilen bir mücadelenin tam bir zafere varacağı hakkında en müşkül ve çetin dakikalarda bile, en küçük bir şüphe ve tereddüt duymadık, imanımız hiçbir zaman sarsılmadı. Birçok müşterek gaye ve menfaatlere dayanan İngiliz -Türk dostluğu, cidden felâketli zamanların imtihanından muvaffakiyetle çıkmıştır.
Gelmekte olan iyi günlerde bu dostluğun dünyanın istikbali ve bütün hür milletlerin emniyeti, saadet ve refahı için pek büyük bir ehemmiyeti haiz olacağı hakkında B. Çörçilin söylediği güzel ve doğru sözleri büyük bir memnuniyetle karşılarız. Bundan çıkaracağımız mânâ şudur ki İngiliz Başvekili, Türkiyeyi ve Türk milletinin bütün insanlığın ideal-lerile daima eş giden emellerini pek iyi anlamıştır.
Türk siyaseti, suHıun, emniye-
1940
ın
Ad
amı
Amerikanın geçen harpte seri halinde yaptığı yüzlerce yük
vapurlarından bir grup
Amerika geçen harpte Fransaya asker ve malzeme nakliyatını temin için az zamanda ve seri şeklinde yüzlerce vapur yapmıştı. Bu gemiler o zamandan beri metruk kalmıştır, çünkü bunları ticarî surette işletmekte hesap yoktu. Fakat vapur ihtiyacı karşısında hesap filân bir tarafa bırakılmıştır. Son zamanlarda Amerika hükümeti, bu vapurları faal bir hale koymıya zaten uğraşıyordu. Eğer Amerika gemilerinin, A-m eri kan filolarının himayesi altmda işlemesi haberi doğru çıkarsa bu vapurlardan derhal istifade edileceği şüphesizdir.
Çörçil
| Nevyork. 2 (A.A.) — Haftalık times mecmuası « 1940 »ene-| «inin adamı» olarak Churchill'i göstermiştir. \ Bu uf a t tarihin seyrinde o sene en müLirn değişiklikleri yapan adama verilir.
. Mezkûr mecmuada evvelki senelerde bu sıfatın verilenleri arasında Hitler ve Stalin vardır.
Pamuk Kongresi
Ziraat Vekilinin Nutkuyla Açılan Kongrede Delegeler ihtisaslarına Göre İki Encümene Ayrıldılar
Amerika
Harbe Bir Adım
Daha Atmış Gibidir
Amerikan Gjmileri İngiliz Limanlarına Işliyecekmiş
Hem de Donanmanın Himayesinde
Nevyork, 2 (A. A.) — Scripps-Hovvard infiratçı grupu-na mensup gazetelerin başmuharriri olan B. Smit şunları yazıyor:
"İyi haber âlân mahfillerin vardığı kanâate göre A-
fiili imtihanlardan geçmiştir. Turk milleti, dünyanın kendisinden beklediği asil rolü pek iyi kavrıyor ve benimsiyor. Bütün milletlerin hakkına ve emniyetine dayanır yeni bir âlem kurmak üzere istikbalde de İngiliz milletile elele vermek. Türk milleti için en haz-lı ve saadetli bir gaye olacaktır.
Amerika
Ablukayı Yararsa
Harbin Önüne Geçilemez
1941
yılının ilk hafta arın-
¦fr (Devamı: Sa. S, Su. 6 ie)
Japonyanın Müdahale Edebileceği Umıılmıyor
Radyo Gazetesinin Bir Mütaleası
Son günlerde mihver İngilterenin Amerikan yardrmuu elde eden siyaset zaferi karşısında şaşırmış bir va ziyettedir. Amerlkadan gelen ha berlerde mihver gazetelerinin bütün gayretlerine rağmen Rooseveltin gitmektedir. Roosevelt pazartesi günü tiği yoldan ayrılmıyacağı blldiril -meoJisA 3'e*iJk»nun Uy1h*l&CL arz*» decektir.
** (Devamı: Sa. 3, Sü. 6 da)
B. Filof
Viyanaya Gitti
Sebep Tedaviymiş
Sofya, 2 (A.A.) — Stefani-Bulgar Başvekili B. Filof, bugün Viyanaya gitmiştir. Orada muta-hassıs doktorlara muayene olacak -tır. Başvekil birkaç gün sonra Sof-yaya dönecektir.
Bulgarları Azimli Olmağa Davet
Sofya, 2 (AA.) — D. N. B. Başvekil Filof, yeni yıl münas*betile dün Bulgar milletine radyoda bir nu tuk söylemiş ve demiştir ki:
Geçen sene içinde hükümet memleketi harp dışında tutmıya muvaffak olmuştur. Bundan başka 1940 yı
lı, Almanyanın ve ltalyanın büyük şefleri sayesinde Bulgaristana cenubî Dobrucanın avdetini temin etmiştir. Fakat nihayet, Tanrı ancak a-zimli olana yardıma eder .
işte bunun içindW ki, Bulgar milleti, hükümetin ve kralın idaresi altında sun sıkı toplanmalı ve davası-
¦tfttfltuf?*)Mm*.' ;.J^#^-»« s*l '«¦-¦ v,.>, ûvıtft.,^
nm doğruluğuna iman ederek vazifesini yapmıya hAzrr bulunmalıdır.*
Ankara, 2 (A.A.) — Ziraat Vekâleti tarafından tertip olunan pamuk kongresi bugün saat I 5 de Ziraat Vekili Muhlis Erkmenin nutku ile açılmıştır. Mevzu ile alâkadar ve ziraatçi mebuslarla mcm. leketimiz pamuk bölgelerinden gelen murahhasların ve Vekâlet mütehassıslarının iştirak ettikleri
bu kongre mesaisine, İktisat Vekâletinin toplantı salonunda başlamıştır. Ziraat Vekilimizin nutkunu müteakip kongre riyasetine İzmir mebusu Rahmi Köken reis vekilliklerine de Adana murahhas
Kongre seçimleri yapıldıktan sonra delegeler arzu ve ihtisaslarına göre iki encümene ayrılmışlardır. Bundan sonra umumî heyet cumartesi günü saat 10 da tekrar
larından Kasım Ener ve Ege mu- j toplanmak üzere içtimaına niha-hhası Fevzi Lûtfi Karaosman yet vermiş ve encümenler derhal intihap edilmişlerdir. t çalışmalarına başlamışlardır.
A
men
ikad
an
12500
Tayyare
Amerika Harbiye
m
Müsteşarının izahatı
Londra, 2 (A.A.) — Bu sene içinde İngiltere Amerikadan çoğu bombardıman tayyaresi olmak üzere 12,500 tayyare alacaktır.
Deyli Meylin Vaşingtondan aldığı malûmata göre, Amerika harbiye müsteşarı bu m'eseleye dair demiştir ki: I
«İlkkânunda 700 tayyare yaptık. Bu sene; her ay 1400, hattâ 2000 tayyare yapacağız. c/o 75 ni İngiltereye vereceğiz. Tayyare fab rikalarımızda geçen sene 165,000 kişi çalışıyordu. Bu sene 250,000 kişi vardır. İmalât iki misline çıkmıştır.
Bardia
B. Stalin ve B. Mitlerin Mesajları
Yılbaşı münasebetile duyduğumuz mühim mesajlar arasında B. Stalinin ve B. Hitlerin mesajları da vardır.
B. Hitler, yeni bir şey söylemiyor. Eğer milletlerin hakkına ve hürriyetine dair sarfettiği sözleri her milletçe anlaşılan hakikî mânâlarda kaötetseydi zaten bu harbe meydan kalmaz, Almanya ve İtalya bütün tabiî ve makul haklarını gönül hoşluğuna dayanır bir müzakere yoluyle temin ederlerdi. Ne çare ki Mihver, hürriyeti, kendi istediğini yapmak diye anladı. İstiklâlden kasdi, bütün Avrupayı sırasile bütün dünyayı bir tek milletin hayat sahası haline indirebilmekten ve esaret altına almaktan ibaretti. Sukh diye Alman ve italyan emellerine kör-körüne boyun eğilmesini ve bu iki memleket ne yapsa hiç ses çıkarılmamasını kastetti.
Bu gidişin neticesi olarak gafil milletlerin toprakları bugün işgal altında bulunuyor. Yaşamak azminde olan diğer milletler ya silâhla bu hakkı korumıya çalışıyorlar veya tecavüz ihtimallerine karşı tetikte bekliyorlar. '
B. Stalinin mesajından anlaşıldığına göre Sovyet Birliği de, har-
bin iptidasında şeklen varılan anlaşmıya rağmen, kendisini haricî tehdide maruz memleketlerden biri sayıyor.
Vaşingtondan sonra Moakova-dan akseden sözler insana şu kanaati veriyor ki akıl vç tedbirin korumıya kâfi gelmediği müşterek emniyet sistemini, Mihver, 1 kamçı ve kılıcile zorla kurmak ve bütün dünyayı kendi tecavüzlerine ( karşı bir tek müdafaa cephesi haline koymakla meşgul bulunmaktadır.
AU^f Fmîn YATMAN
Trablusun
110 Kilometre içerilerinde
Kahire, 2 (A.A.) — Bardia mmta-masında, ingiliz ileri umumi kar ar-g&hındaki Reuter muhabirinden:
ingiliz devriyeleri, iki gündenberi, Trablusgarp hududundan no kilo -metre içeriye uzanan bir sahada hareket halindedirler.
Diğer taraftan, 24 ilkkânundanbe-ri Bardia'dan Tobruk'a giden yol ü-zerinde de sahil boyunca devriye hareketleri yapılmıştır. Bardianm muhasarası devam etmektedir.
Kum fırtınası yeni başlamış, sıcak ta artmıştır.
İtalyan Esirleri Hindistanda
Bombay, 2 (A.A.) — Garp çölünde alınan italyan esirlerinden ilk grup, dün Bombaya gelmiştir. Bu grup, dört general, 300 subay ve 627 erden mürekkeptir. Bunlar, dahilde bir U- nelerimizde eserlerinin birçoğu var-sera kampına doğru yola çıkarılmış-1 dır.
Ali Şir Nevai
Büyük M üt efekkirin 500 üncü Yıldönümü
Maarif Vekâleti, Türk Tarih Kurumuna, Türk dil Kurumuna, istanbul üniversitesine, Ankara tarih ve coğrafya fakültelerine bir tezkere gön-, dererek «Türkçenin arapça ve fars-çaya birçok bakımdan üstünlüğünü müdafaa eden ve anadilden ilim dili yaratma hedefini güden ve bugünfctf kültür telâkkimize hizmet eden. büyük Türk şairi Ali Şir Nevai hakkın da, ölümünün beş yüzüncü yıMönü mü münasebetile bir İhtifal yapıl -masını ve şimdiden hazırlanılmasın bildirmiştir.
Tören 9 şubat 941 tarihinde yapılacaktır. Şairin, kütüphanelerimizde bulunan kitapları tesbit edilmektedir.
Bizde mevcut kitapları şunlardır: Üniversite kütüphanesinde divanı; Ayasofya ve SUleymaniyc kütüphanelerinde Hamsesi ve diğer kütüpha-
Almanlar Italyaya Hava Kıt*alan Göndermişler
Londra, 2 (A.A.) — Reuter: Resmî İtalyan ajansı Ro-madan tebliğ ediyor:
Alman hava kuvvetlerine mensup bazı kıtaların İtalyaya gelmesi münasebetile İtalyan hava kurmayı reisi General Pricolo neşrettiği bir emri yevmide diyor ki:
Alman hava müfrezeleri, düşmanın kuvvetlerini tahşit etmiş olduğu Akdenizde hava ve deniz muharebelerine iştirak edeceklerdir. Bu müfrezeler büyük bir İtalyan cüzütanu olarak telâkki edilecektir.
Vır.
Şir Nevai
Fatihin veziri Mahmut pasa ile muhaberatını ihtiva eden Münşeatı Viyana kUtüphancsindedir.
İngiltere mi
Trablus cephesinde İngilizler müttefikler buluyorlar - Şeyh Sünuji kaçıp İngilizlere iltihak etmiştir. Şimdi İngiliz işgali altındaki Trablus topraklarında bulunuyor ve resmimizde görüldüğü üzere,
V»**ll< tarafınH»n im ile karşılanıyor.
Amerikalılara Göre Hücum Hedefi:
GİLTERE
VaşLngton, 2 (A.A.) — Yılbaşı günü ı.....m daireler kaittlı olduğu halde Hariciye Nazın Huiı
nezarete gelerek başlıca mtişavir-
lerlle görüşmüştür.
Bu sıralarda Amerikalıları iş -tfaJ eden hanlıca sualler «şunlardır:
Fransızlar tekrar harbe bağlıyacaklar mı, başlamıyacaklar mı? Roma ayrı sulh yapacak nıı? Hitler İnglltereyl İst Huya teşebbüs e-de**ek mi?
(«elen haberlere göre Hitler imalıca taarruzu İngiltereye ya -pflöaktıı. Bu cihetle Balkanlardaki askeri hareketlere dair olan haberler ya mübalâğalıdır \oya şaşırtmak için kuMİen uydurul -muştur.
Hitler, cihan imparatorluğu pro jelerlne karsı başlıca mukavemet merkezi olarak InRİltereyt görü -yor. AmerlkM yardımı, ümitlerini kökünden kesme/den evvel In-glltcrcye bir darbe indirmek latl-yecekUr. İşte bunun için Mans II malılarından, Norveç ve Ilollan-da sahillerinden gelen en küçük J haberler bile dikkatle tetkik edl-f liyur.
B. Sunner
ingilizlerie İspanyollar
Yeniden Anlaşıyor
İspanya Hariciye Nazn Suner son günlerde İngiltere ile İspanya ara -sında meseel olan Tanca işini aydınlatmak için beyanatta bulunmuştur. Bu meseleyi hal için İngilizlerle İspanyolların komisyon halinde topla-racağı dün bildirilmiştir.
Suner beyanatında yabancı bir memleketin Tanca mm tak ası üzerinde gözü olduğunu ve İspanyanın bir emrivaki karşısında kalmamak için bû şekilde hareket ettiğini büdirmiş-tir. (Radyo gazeteel)
B. Sunner'in Sözleri
Madrit, 2 (A.A.) — İspanya hariciye nazırı Suner, «Haz*> gazetesine verdiği mülakatta hulasaten diyor ki:
Tanca'nın enternasyonal bir hale konulması suni bir vaziyet yarat -mıştı.
Enternasyonal hırs ve tamağm ifa-» desi olan bu vaziyete nihayet vermek... İşte İspanyayı alâkadar eden yegâne cihet bu idi.
Vaziyet ltalyanın harbe girmesi üzerine vahim bir mahiyet almıştır. Bu çok tehlikeli ve vahim anda İspanyanın derhal harekete geçmesi icabediyordu. Tancanm haziranda işgali bundan ileri gelmiştir. Tanca ida
resinin kafi olarak İspanyaya geçmesi ise ben hariciye nezaretine gelmeden evvel kararlaşmıştı. Fakat birisi Avrupanın bugünkü hakikatlerini görmediği için olacak, Tancanm müdafaasına İspanyol kuvvetlerinin
yanında başka kuvvetlerin de iştirak ettirilmesini münasip gördü. İşte bu izah edilmez ve cüretli emel izhar olunduğu anda derhal Tancada İspanyol parası resmi para ilân olundu, vali tayin edildi, enternasyonal idare kaldırıldı.
940 Bilançosu
3500
Tayyare
İngilizler Bu Kadar Tayyare Düşürdüler
Londra, 2 (A.A.) — Hava Nezaretinin verdiği malûmata göre 1910 senesi içinde düşürülen Alman tayyarelerinin yekûnu 3500 dir.
Bunlardan 3090 adedi av tayyarelerimize 445 i hava defi toplarımız taraf mdan düşürülmüştür. Düş m a -nın tahribe uğnyan av ve bombardıman tayyareleri arasındaki nisbet dörde karşı birdir.
İngilizlerin 1050 av tayyaresi kaybolmuş, mürettebatından 400 tayyareci kurtularak tekrar harbe gir -mistir.
Haziranda düşmandan 143, İngiliz lerden 59, temmuzda iki taraftan 212 ve 49, Ağustosta 957 ve 296 tayyare zayi olmuştur. 15 ağustosta Almanlar tarihin kaydettiği en büyük hava hücumunu yapmışlar, bir haftada 455 tayyare kaybetmişlerdir.
Elbasana Doğru
İleri Hareket
Devam Ediyor
R
eu-
Manastır, 2 (A. Arterin muhabiri bildiriyor:
Yunanlılar, Lin köyü civarındaki tepeleri müthiş soğuk ve kar fırtınası dolayısile henüz alma-mışlardır. Fakat italyanlar buralarını muhafaza edemiyeceklerini bildikleri için malzemelerini Elbasana çekiyorlar.
Klisurada Süngü Hücumları
Atina, 2 (A-A.) — Yunan resmi sözcüsü, askeri vaziyet hakkında aşağıdaki tafsilâtı veı-miştrr:
Klisura m intak asında yapılan mühim bir hareket esnasında, Yunan kıtaları, birçok İtalyan mevzilerini, süngü hücumu ile alımlılardır. Fena havaya rağmen icra edilen hu hareket neticesinde Yunanlılar, hatlarını mühim surette ilerletmişlerdir.
Arnavutluk cephesinin merkez * (Devamı: Sa. 3, SU. 7 de)
Şarlo — .... Hayır bayım, Avrupada çevrilen büyük diktatör
oyunu benim değildir!
25
0?8102
ATAN
3 - 1 . 941
19
Zülâli Durdu ve Parmaklarını
Göğe Doğru Kaldırarak Ellerini Tehdit Eder Gibi Salladı
— Sîzi buraya davet ettim. Kabul buyurup geldiğinizden dolayı bu kulunuzu ihya buyurdunuz. Gerçi «ofram fakirane idi ve size ne şarap ve ne de mey sunabildim. Karşınızda köçek oynatıp sazcnifrler vc hanendeler dinletemedim ve hatta bahçemde size bir çırajçan safası tertip edip gönüllerinizi hoş edemedim. Bugünün âdeti bunlardır. Misafirlerine ikramda kusur etmi§ sayılabilirim.
Fakat....
Zülâli durdu ve parmaklarını göke doğru kaldırarak ellerini tehditâmiz bir sur-ette salladıktan
sonra:
— Eğer buraya .böyle bir hoş eğlence umarak gelenleriniz varsa kusurumu idrakaizliğime, izan-sızlığıma bağışlayıp yola düzülsünler.
Eğer benimle berafcer kalbiniz, de Allah korkusu, Reaulûllah saygısı, mülk ve millet muhabbeti varsa başımın üstünde yeriniz, gönlümde tac ve tahtınız var.
Ağalar; şehri İstanbul baştan başa lâlezar, sarayları, kasırları, köşkleri ve nice nice eğlence yer-lerile bir cenneti âlâya benzer.
Fakat gözünüzden gaflet perdesini sıyırıp iyice bir bakarsanız Ümmeti Muhammedin nânpareye muhtaç, aç ve sefil olduğunu görürsünüz.
Mağripten M«sriğe kadar uzanan mülkü islâm bir harabezara dönmüştür. Ecdadın kanlarını akıtıp, canlarını vererek aldıkları yerler üçer, beşer elden çıkıp durur.
Nemçeliler Rumeliden, Mos-koflar Anadoludan Mcmaliki Mahruseye saldırıp yatırlar. Asa-kiri islâm ise köçek misali 'canibi Saadabadda ibrazı hüner edip topçıyan ve humbaraciyan, sazen. degân ve bazendegân arasında radaşup toplarını atarlar.
Bu hünerleri setreden erkânı devlet ve ayanı memleket güllelerin nişangâha isabet edip ha-nümanı düşmenanı ehli iman gibi berbat ve tebah kılındığını [ I ] söyleyip sevinirler.
Burada şevk ile raksı sürür edilirken, ötede düşmanla bile olup mülklarinin taksimine razı olduğumuz Acemler de bize sal-dırmıya koyuldular. Yiğit askerlerimizin burunları, kulakları kesilip, gözleri oyularak, avratlarımızın karınları yarılıp sabileri havaya fırlatılarak, kılıçtan geçiriliyor.
Bizlerde gayreti din kalmadı
mı?
Bu işler nice zamana kadar eü-
rüp gidecek...
Kadınlarımız koyunlarımızdan, evlâtlarımız evlerimizden alınıp vüzeraya peşkeş çekiliyor.
Bizde hâyâ, bizde iman, bizde namus kalmadı mı gayri.
Zülâli nutkunun burasına gelince bir işaret etti ve derhal demin kaside ve mersiye okuyan muhrik sesli hafızlar tekbir ve tehlil getir-miye başladılar. Kalplerdeki te-heyyüç son dereceyi bulmuştu ve yaşlılar teessürlerini göz yaşı şeklinde ak sakallarından akıtırken, gençler de:
— Allah Allah I
Diye haykırmıya koyuldular.
Hızır yüreğini sızlatan hitabenin tesiri altında sersemlemiş gibiydi. Hafızların tekbir sesleri şuurunu aydınlattı ve içinde haksız.
I lığa ve zulme karşı serilip yatan ebedi kin şahlandı ve bu şahlanmayı müteakip asabi bir hamle ile yerinden fırladı.
Zülâli iptidadanberi Hızın tetkik ediyor ve onun çehresindeki tahavvüllcri gördükçe, için İçin seviniyordu.
Onun bir kaya parçası gibi dikildiğini görünce, yine bir işaretle herkesi susturdu.
Hızır gök gürültüsüne benzer sesle:
— Ağanın söylediklerini yüreğimiz sızlıya sızlıya dinledik. Epey zaman var ki bunları hep dinler, sezinser ve yüreğimize acı salardık.
Derdi biliyoruz amma devasını öğrenmiş değiliz. Kerem edip onu da bize söyliyen bulunursa Cenabı Hakkın azametine yemin ederim ki canım bahasına o devayı eWe etmiye çalışırım.
Hayatım mülk ve millete ve selâmeti ümmete kurban olsun.
Diye haykırdı ve bu sözler de tekbir sesleri arasında sona erdi.
(Arkası var)
(1) Ahmet Asım tarihi.
SPOR:
Nadir Bir Hâdise
Malûm hâdiseler dolayısüc Kâmil Sporelin futbol ajanlığından ve hakem komitesi başkanlığından istifasından sonra, bölge direktörlUgünce ajanlığa Nuri BosUt inha edilerek Ankaraya yazıldı. Fakat bu vaziyetten sonra da idarecilik sahasında nadir teeadüf edilen bir hâdise ile karşılaştık.
Yüksek hakem komitesi herhalde - futbol federasyonunun muvafakati-le olacak - Kâmil Sporelin tekrar futbol ajanlıgma tayini İçin bir karar vererek bu işin halline Sadi Kar-sanı memur etmiş ve Istanbula gön dermiştir.
Sadi Karsan lstanbulda evvelâ Nuri BosüUe temas etti. Ve bu vazifeden istifasını rica ederek kendisinin hakem komitesi başkanlığına tayin edileceğini bildirdi. Nuri BosUt feragat göstererek bu teklifi derhal kabul otu.
Kâmil Sporelle yapılan temaata bilhassa istifasına sebep olan bölge ceza heyetince hakemlere verilen ceza meselesinin halledileceği bildirilerek tekrar futbol ajanlığına gelmesi temin edildi.
Hafta ortasında da genel direktör lüğün Nuri BosUtUn ajanlığı tasdik ettiği bir telgrafla lslanbula bildiriliyor.
Hâdiseleri yukarıya sırasile geçirdik. Bu vaziyet genel direktörlükte yapılan işlerde hiç kimsenin birbi -rinden haberi olmadığını açıkça gösteriyor. Sadi Karsan m salâhiyeti yoksa neden gönderiliyor. Ve burada genel direktörlük nâmına nasıl temas yapıyor?.
Yüksek hakem komitesi ile futbol federasyonu bu vaziyet karşısında ne yapacaktır.?
Dün ortada bir şayia dolaştı. Yüksek hakem komitesi bunu izzeti nefis meselesi yaparak istifa edecekmiş. Amatör sporculardan müteşekkil ko mitenin bunu hakikaten bir mesele
yaparak istifası da uzak bir ihtimal olarak görülmemelidir.
ehirve Memleket Haberleri
Yolları tezdi
Vali ve Belediye reisi Dr. Lût-fi Kırdar dün sabah şehir haricinde yeniden yapılmakta, tamir edilmcktr olan veya yapılmasına karar verilen yolları gezerek direktifler vermiştir.
Adaların
Yardım Motoru
' Adalardan» rstarrbula kasta nakli güç ve hususile geceleri imkânsızdır. İstanbul belediyesi bu gibi anî vaziyetlerde hasta nakliyatını temin için yeni bir tedbir almak üzeredir. Bunun için de hem itfaiye içlerinde ve hem de hasta naklinde kullanılmak üzere Adalarda daimî olarak 14 - 15 mil süratinde bir motor bulundurulması için alınması lâzımgelen tedbirler müsbet bir netice vermiştir.
Motorun plânları belediye makine müdürlüğünce hazırlanmıştır. Mürettebatını bir itfaiye ekibi teşkil edecek olan bu motörde, içindekilerin karaya çdcmamaları ve her an hazır bir vaziyette bulunmaları için her türlü tertibat
alınacaktır.
o
Nizamsız Hareket Eden Şoförler
Benzin sarfiyatını azaltmak ga-yesile taksiler tek ve çift olarak çalışmıya başladıktan sonra, bazı şoförlerjn bu vaziyetten istifade etmek istedikleri göze çarpmıştır. Şoförler, gizlendikleri bazı garlar, da ve durak yerlerinde bayraklarını indirerek müşterisi varmış gibi hareketle istedikleri yolcuyu almak ve istediklerini almamak suretile nizamsız bir yola sapmaktadırlar. Vali ve Belediye reisi, bu gibi yolsuzlukların önüne geçilmesi ve bu hareketleri yapan şoförlerin tecziyeleri içm altıncı
şube müdürlüğüne emir vermiştir.
o
Yeni Otobüs Servis-en Düşünülüyor
İstanbul belediyesi vesaiti nakliye buhranını bir dereceye kadar önliyebilmek için her türlü tedbir-lere başvurmaktadır. Çünkü buhran son günlerde had bir şekU almakta ve halk çok sıkıntı çekmektedir. Bu meyanda mevsim dola-yısile Boğazın Rumeli sahiline iş-liyen otobüsler bugün için fazla gelmektedir. Bu otobüslerin bu hattan alınarak şehir dahilinde servisler yapılması düşünülmektedir. Şişli - Eminönü, Fatih - Ka-raköy arasında birer servis ihdası tasavvur halindedir. Komisyon bugünlerde toplanarak bu husustaki kararını verecektir.
-o-
Prost'un Mukavelesi Uzatılıyor
Şehircilik mütehassısı mimar Prostun biten mukavelesinin uzatılmasına karar verilmiştir. Şimdiki halde tahdit müddeti tesbit
edilmiş değildir.
-o-
Parti Müfettişi Ankaraya
Gitti
İstanbul Parti müfettişi Reşat Mimaroğlu, Fırka işleri hakkında görüşmek üzere dün Ankaraya gitmiştir.
Tatil Edileceği
Mekteplerde, Her Sene Olduğu Gibi,
• ¦
Normalin Üstünde Bir Hastalık da Yoktur
Dünkü gazetelerden bazıları mekteplerde çocuklar af asında tifo, kızıl, kızamık hastalığı olduğunu vc mektepler tatil edileceğini vc ayrıca Maarif müdürlüğünün açık hava dershaneleri açacağını yazmışlardır. Bu hususta Ma-aarif müdürü Tevfik Kut ile, Sıhhat müdürünün söylediklerini aynen yazıyoruz;
— «Mekteplerin tatil edileceği yalandır. Hastalık meselesini de Sıhhat müdürlüğü bilir. Açık hava dershanelerine gelince, şimdilik böyle bir mevzu yoktur. Her sene tatillerde talebeler için kamplar açıyoruz.»
Sıhhat müdürü de şunları söylemiştir:
— «Mekteplerde her aene olduğu gibi birkaç kızıl ve kızamık vakası görülmüştür. Normalin fevkinde hiçbir şey olmadığı için
mekteplerin tatili de katiyen mevzuu bahs değildir. Tifoya gelince, geçen sene aşılanmış olan talebelere ikinci aşıyı yapıyoruz.»
Tatil Kampları
Maarif müdüriyeti bu sene de muhtelif yerlerde bini mütecaviz talebe için kamp açacaktır.
Hasta Talebeler
Maarif müdiriyeti bu sepe de mekteplerdeki hasta talebeden kırkını Prevantoryoma yatırmıştır. Otuz talebe daha yatırılacaktır. ¦
Muallimlerin Zammı Tasdikten Geldi
|
Zam gören 280 muallimin zamları tasdikten gelmiştir. Zamlar bu ayın başından itibaren verilecektir.
Perakende Etlerin Fiyatı
Hayvan Borsasındaki Fiyatın
Bir Misli Olacak
Fiyat murakabe komisyonu dün mıntaka ticaret müdürlüğünde Vali muavini B. Ahmet Kiniğin riyasetinde toplanarak et fiyatlarının tesbiti için konulması lâzımgelen emsali bulmuştur.
Komisyonun verdiği karar mucibince bundan böyle kasaplarda, ki et fiyatı bir gün evvelki canlı hayvan borsa fiyatlarının bîr misli olacaktır. Karaman, Dağlıç ve Kıvırcık etlerinin borsada bildiri- lecek ve halkın hiçbir suretle ailen fiyatları 2 ile darbedilerek o datılmasına mahal fcırakılmıya-
Piyasa Vazıyeti:
Yeni Yılın ilk ihracatı
1941 senesinin ilk ihracatı 350.000 liradır. Yalnız Istanbul-dan yapılan bu ihracatta muhtelif memleketlere ve ekserisi serbest döviz mukabili mal gönderilmiştir. L
Bu arada Amerikaya mavi haşhaş, İsv.eçe deri, Isviçreye darı, fındık, tiftik; Bulgaristan ve Yunanistana balık, Romanyaya balık, portakal, mandaline. Fin-landiyaya tütün gönderilmiştir.
Pamuk Yağlarımız
İlk Parti Ingiltereye
Vardı
İngilizler memleketimizden ilk defa olarak pamuk yağı almışlar, dır. Mersinden alınan bu yağların ilk partisi Ingiltereye varmıştır.
Bundan başka tiftik almak üzere yapılan müracaatlerden piyasa hararetlenmiştir. Fiyatlar 170-180 kuruş arasında oynamaktadır.
İngilizler natürel mallardan 50.000 kilo mal almışlardır.
ısviçreye Koza Sattık
Isviçreye dolar mukabili mühim miktarda koza satılmıştır. Evvelce elde bulunan stoklar bu satışlar yüzünden günden güne erimektedir. Fiyatlar 290 - 350 kuruş arasındadır.
Şehrimizdeki Yapağılar
hayvan fiyatlarını her akşam bor-1 Hükümetin aldığı bir kararla sa, radyo vasıtasile ilân etmektedir. Bu listeler gazetelere de veri-
Bu fiyat azamî satış fiyatıdır. Et bundan daha ucuza da satılabilecektir.
Beyaz Karaman canlı hayvan borsasında 26 kuruş olduğu takdirde kasaplardaki azamî fiyat
52 kuruşu geçmiyecektir. Canlı
günün et fiyatları bulunacaktır.
îktn
Umumî Hava Denemesi
Ayın son haftusında yapılmasına karar verilen umumî hava denemesi için hazırlıklar devam etmektedir. Vilâyet Seferberlik müdürlüğü, umumî hava denemesinin nasıl yapılacağını, halkın ne şekilde hareket edeceğini gösterir şekilde beyannameler hazırlamaktadır. Bu beyannameler bayramdan sonra vilâyette yapılacak bir toplantıda son şeklini alacaktır.
Havagazı Şirketine Emir Verildi
ellerinde yapağı bulunduranların vermek mecburiyetinde oldukları beyannamelerin müddeti bu akşam bitecektir. Şimdiye kadar verilen beyannamelerden şehrimizde 700 ton yapağı bulunduğu anlaşılmıştır. Bunun 100 tonu kasap başı olduğu için hükümet tarafından alınmıyacaktır.
Bu yapağıların hepsi standari-sation nizamnamesi ahkâmına göre, tasnif edilmek üzere Sümer
Havagazımn az gelmesi dola-
sısile halk büyük güçlüklerle kar- .... . . . ,
şılaşmakta ve aboneler tarafından Bank. müesseselerine ve banka
şikâyetler çoğalmakta idi. Hava-
gazı şirketi buna sebep olarak kömürlerin kuvvetsizliğini ileri sür-müşae de belediye makine şubesi müdürlüğü, bunun bir sebep teşkil edemiyeceğini bildirerek havagazımn şikâyeti mucip olmıyacak bir şekilde normal vaziyete sokulması için şirkete emir vermiştir.
Galata Rıhtımının Vinçleri
depolarına sevkedilecektir.
Dünkü İthalât
Dün muhtelif memleketlerden çok miktarda ithalât eşyası gelmiştir.
Bu arada Bulgaristandan soda, cam eşya, fayans eşya, salam, peynir, tıpalık mantar, anilin boya, anilin tozu, Romanyadan asit kloridrik, eczayi tıbbiye ve kimyeviye ve Basra yoluyla da çay, kalay ve deri gelmiştir.
Susam Fiyatları
Romanyaya yeni anlaşma mucibince 100 tonluk bir susam kontenjan verilmiştir. Verilen bu kontenjan piyasaya derhal tesir etmiş ve susam fiyatları 22 kuruştan 31 kuruşa kadar yükselmiştir.
Tticcarlar şimdiden mal sevkıyatı için hazırlanmakta ve piyasadan mal toplamaktadırlar.
Altın Düşüyor
Altın fiyatları yeniden düşmiye başlamıştır. Dün akşam altın 22.95 den muamele görmüştür.
Yen! vinçlerle teçhiz edilen Galata rıhtımından bir görünüş
Galata rıhtımına konulan müteharrik büyük vinçlere bu hafta elektrik cereyanı verilecektir. Bu vinçlerde çalışmıya başladıktan sonra limanda tahmil ve tahliye işi daha süratle temin edilecek ve imdiye kadar telâfisi kabil olmıyan aksaklıklar bertaraf edilecektir.
7
I
19
Piraye mutad bir kır gezintisinden dönüyor... Elinde bir kitap ve bir küçük örtü, arkacında kolları sokulmadan yaJnız omuzlarına alınmış bir yün ceket var.
Nazarları uzaklara dalmış, güneşin Kon ziyaları altında kaynaşan u-fuklarda kaybolmuş.. Dudakları ara-Hindan hafiften bir şarkı mırıManı-yor.
Yol o kadar düz kl önüne bakmıya bile lüzum yok. Işto karşıda çiftli -£ln yüksek kestane ağaçları görünüyor...
—Ne kadar dalgınsın Piraye!.. De-mlndenberl arkandan geldiftım halde hiç farkına varmadın,..
Genç kız bu sesten ürkerek sıçradı. Karşısında yine Saffeti görmek onu büsbütün asabileştlrmiştl.
— Artık pek fazla 1leri gidiyorsunuz, diye haykırdı. Beni bir parça rahat bırakınız Saffet Bey...
— Seni bir dakika rahat bırakmak elimden gelmiyor... Bana müsbet bir cevap vermedikçe bu rahatsızlığa katlanacaksın Piraye!..
— Size hiçbir zaman müsbet bir cevap veremem...
— Sebebini sormıya lüzum görmüyorum... Çünkü biliyorum. Çünkü...
— Devam etmeyiniz.. Bana yol veriniz gideceğim...
— Gitme Piraye!.. Sana yalvarı -
rrnı beni dinle... Bana inan... Benim
de İzzeti nefsim var... Düşün bir kere... Bir parça merhametin de mi kal madı?..
Genç kızın dudaklarında müstehzi bir tebessümün genişlediği görünü -yordu. Ve nihayet hu tebessüm acı bir gülttıp döndü:
— Merhamet mi?.. Merhamet dilenciliği benim en sevmediğim bir şeydir!!.
Bu cevap Saffeti sararttı. Dudakları titriyordu:
— Mazide sarfetmiıy olduğum bir sözü bana iade etmekle belki intikam alıyorsun... Fakat şimdiye kadar çektiğim ıztıraplarla bütün İntikamın alındı.. Artık yeter Piraye!..
— Ah bu sözlere Inanabllscm!..
— Seni inandırmak İçin her feyl
evvelden hazırladım... Al şu mektubu oku!..
Yolun kenarındaki alçak bir kayanın üzerine oturdular. Piraye mektuba bir göz gezdirdikten *onru dudağını bükerek geri verdi:
— Hiçbir şey anlamıulrm... Nişanlınız düğünü niçin bu kadar uzattı-
ğını» »oruyor ve sizi İstanbula çağırıyor... Bundan bana ne?..
— Lütfen şu yazdığım cevabı da okuyunuz...
Genç kız birkaç satırdan ibaret o-lan bu kısa mektubu da bir hamlede okudu:
Kınının Hanım; Sizi hiçbir zaman mesut edem iveceğimi, anladım... Nişan yüzüğünüzü posta ile İade ediyorum... Sebebini araştırmıya kalkmayınız. İnşaallah sizi daha İyi anlıyucak ve takdir e-decek bir adamla evlenerek bahtiyar olursunuz... Hürmetler...
Saffet S ab İh..»
Piraye hiçbir şey söylemekten â-clz onun yüzüne baktı. Bu adam a-caba çıldırmış mıydı?.. Voksa bu da mı bir oyundu?.. Saffet heyecanlı bir senle sordu:
— Dalın bir dlvecrğln var mı?.. Bana blirtln kalbimle bağlı olduğu -mu tamamlle anladın doğll ml?..
Ve mektubu almalı İçin uzanırken genç kızın ellerini tutmuş, avuçları İçlndo muhatara ediyordu.
Piraye bir an İçin her şeyi unuttu.
Ellerini yakan bu sıcak ve sert avuç lar, göz bebeklerini eriten bu yeçil gözler, akşamın kızıl renklerine boyanmış bu emsalsiz çehre onu mukavemet edilmez bir cazibe ile çekiyor, bütün varlığı, şuuru bu kuvvetli mlk natısın görünmec şerarelertle eriyip mahvoluyordu.
Ve bir t*z kafi İdi. Bir tek keli -me, küçük bir nüvaziş... O zaman her şeyi itiraf edecek, ve mağlûp olacaktı.
Fakat birden silklndl. Eski gün -lere alt acı hatıraların bazı safhaları gözünün önüne geldi: Yarı karanlık bir oda!. Ayakta genç bir adam duruyor onun dizlerine sarılmış, yer-lerdo sürüklenen bir kız çocuğu... Ve sonra bu loş odanın havasını sarsan şiddetli bir tokat şakırtısı!.. Ve yine hlr kış günü.. Lâpa lapa kar ya ğıyor... Soğuk bir taşlıkta hıçkıran, yalvaran bir InUtl.. Ve buna mukabele eden sert bir ses:
«— Şu aynaya bak.. Yüzünü gör.. Bu suratı benim çehremle mukayese et... Sonra da, bana hayat arkadaşı
(Arkası var)
Bagtnkfi Program
g Program, 8,03 Ajans haberleri, 8,18 Hafif program (Pl.) 8,45 Ev kadını - Yemek listesi.
12,30 Program. 12.33 Müzik: Seçilmiş şarkılar 12,50 Ajans haberleri, 13.05 Saz «serleri. 13,20 Kanşık prog ram (PL).
18 Program, 18,03 Müzik, 18,30 Karışık program, 19 Fasıl heyeti, 19,30 Ajans haberleri, 19,45 Muhtelif şarkılar, 20.15 Radyo gazeteci, 20.45 Temsü, 21.30 Konuşma, 21,45 Radyo salon orkestrası. 22,30 Ajans haberleri, 22,45 Radyo salon orkestrası programının devamı, 23 Cazband (Pl.) 23,25 Kapanış.
T Al KVIM
3 ÎKÎNCtKANUN 1941
CUMA
YIL: 1941 — AY: 1—GÜN: S
RUMİ : 1356 _1 Inclkanun: 21
II K Kİ: 1859 _ ZİLHİCCE : 5
VAKİT VASATİ EZANİ
GÜNEŞ: 8.26 2.34
ÖĞLE : 13.18 7.26
ÎKÎNDÎ : 15.39 9.47
AKŞAM: 17.52 12.00
YATSI : 19.29 1.38
İMSAK: 6.39 12.47
GÜNIDEN
GÜNE
Bir italyan Gazetesinin Yılbaşı
Hediyesi
Yazan: ÜÇ YILDIZ
iornale d'Italia'nın aleyhimizdeki son makalesini okudun mui>
— Çok garip! Arnavutluk harbi, Afrika harbi gibi en zengin bir mevzular deryası içinde yüzen aziz meslektaşımız demek bizimle meşgul olmıya da fırsat buluyor? Peki söyledikleri?
— Türkiye bugünkü harbin başlangıcmdanberi Almanya ve bilhassa kalyaya kargı düşmanca ve ekseriya mütecaviz bir yol tutturmuş.
— Düşmanlık italyanın Ha-beşistana yaptığı gibi bir milleti yemek ve esir etmek kaatile yapıldığı zaman düşmanlık olur. Halbuki Türkiye Alman ve İtalyan milletine değil, sadece dünyaya cebren kabul ettirilmek istenen Totaliter nizamına düşmandır. Muayyen ideali olan müstakil ve hür bir milletin böyle düşünmesinden tabiî ne olur? Sonra Türkiye Totaliterlere karşı yapılan mücadelede filen rol de almış değildir. Kendisine do-kunulmadığı müddetçe kimseye elişmiyecektir. Giornale d'ltalia bizde olsa olsa Totaliter davasına karşı bir sempati eksikliğin, den şikâyet edebilir. Ne yapalım artık bu kadarını da hoş görsün.
— «Armanya Türkiyenin iktisadi kalkınmasına yardım etmiştir» diyor.
— Almanya bizimle sadece işine geldiği şekilde ticaret yapmıştır.
— Umumî Harpte birçok topraklarımızı alan İngiltere ve Fransaya ses çıkarmadığımız halde İtalyanın hiçbir şey almadığını unutmak îatemi-yormuşuz.
— Bu da garip! insan, saatini, cüzdanını çarpmadığı için bir kimseye teşekkür etmiye mi borçludur? Daha doğrusu aranırsa italya bunu vapmıya muk-tedirmîş de yapmamış mı? Denizdeki üstünlüğünden istifade ederek Trablusu alan ve mülkümüzün bahçesi içinde demek olan on iki adaya yerleşen kimdi? Nihayet Giornale d'Italia-nın vekar sahibi bir büyük millete «sizi dövebilirdik, fakat lütfen dövmedik» demesi yenilir yutulur bir hakaret midir? Hele bu hakaret kendilerinin Arnavutluk ve Libyada harp talihsizliklerinin en gülüncüne uğradıkları bir zamana tesadüf eder-se...
— Türk matbuatı Totaliterlere karşı haysiyetsiz manevralar yapan İngilizlerle elbirliği ediyormuş..
— Senelerdenberi kalyan matbuatının yaptığı gizli açık tehditler, Arnavutluğu bir atlama tahtası yaparak Karadenize fırlama vaadleri vesaire Türk matbuatını dudağına kadar sişi-rip doldurmuştur. Arasıra kendimizi tutamıyarak birazıcık ta-şarsak bizi mazur görmek lâzımdır. Türk matbuatı Allahın sabahı yokmuş gibi bir gece yarısında tecavüze uğrıyan küçük Yunanistana yardım etmek, Libyada kendinin en aşağı üç misli kuvvetleri darmadağın etmek, Tarantoda İtalyan donanmasını bastırmak gibi haysiyetsiz manevralar yapan ingilizlerin lehin, de konuşur, Fransayı arkadan vurmak vesaire gibi haysiyetli manevra yapan İtalyanlara biraz uzakbk gösterirse bunu da yine hoş görmek icap eder.
— 'Giornale d'ltalia makalenin sonunda Türkiyenin vaziyetinin dikkatle takip edildiğini söylüyor.
Bence bu pek o kadar merak edilecek bir mesele ve sır değildir. Bize dokunulmadığı müddetçe kimseye ilişmiyen niyetimiz yok. Aksi halde tarihin en korkunç cehennem muharebesini yapacağız. Bütün bir milletin kati parolası bu olduğuna göre. bu işle kendimiz bile pek meşgul değiliz. Giornale d'ltalia bugünlerde dikkat gözünü kendij iç işlerine çevirirse daha akıllı-1 lık eder.
Mesut Bir Evlenme
Eski Kolordu kumandanlarındım emekli Kurmay Albay Salâh Kipin; kızı Aydogmuş Kip ile, eski Baro re-. İsi avukat Bny Hasan Hayn Tanın; oğlu genç hukukçularımızdan Tarık Tanın evlenme merasimleri dün gece Tokatliyan salonlarında icra edilmiştir. Genç evlilere saadetler dileriz.
D-6-?
7
3 - 1 - 941
VATAN
r
YÂ
Son Nutuk Ve Hitabeler
Yazan: Vahdet GOLTEKİN
Vılbaşı münasebetile devlet reisleri ve hükümet adamlarının nutuk veya hitabeleri siyaset âleminde günün başlıca mevzuunu teşkilde devam ediyor. Bunlar arasında bilhassa Stalin'in Pravda da neşredilen hitabesi ile. Herr Hitler'in yine bir gazete ile neşrolunan millete beyannamesi, Mareşal Petainin, tebrikleri kabul ederken söylediği sözler en başta geliyor.
Alman devlet reisinin, bu münasebetle bir nutuk söylemeyip sadece, gazete ile bir beyanname neşredişi siyaset dünyasında nazarı dikkati çekmekten hali kalmamıştır. Zira, harbin ilk günlerinde ve zahirî Alman «zaferinin» devam ettiği sıralarda sık sık nutuk söyliyen Herr Hit-ler'in, bilhassa Mr. Roosevelt'in sözlerine cevap teşkil eder mahiyette bir nutuk vermesi bekleniyordu ve Alman devlet reisi kendisine sene başından daha iyi bir fırsat bulamazdı. Fakat, 1941 e girerken milletin kendisinden beklediği sözleri kendilinin, ancak bir gazete ile neşretmeyi kâfi görmesi, herhalde, aksi geniş olacak büyük sözler söylemenin zamanı olmadığını düşündüğünü gösterir. Filhakika Almanya, son aylar zarfındaki siyasî faaliyetini tahlil ederken evvelce de işaret ettiğimiz gibi, ancak, girişeceği yeni bir teşebbüsün istikamet ve şeklini tayinle meşguldür ve hedefini tayin etmedikçe sözle bile olsa, ileri bir adım atmaktan kaçınmaktadır.
Sovyetler Birliği devlet reisi Stalin'in kısa fakat veciz hitabesine gelince; bu sözler de siyaset âleminde büyük akisler uyandırmış ve geniş tefsirlere yol açmıştır. Filhakika, Sovyetler milletine uyanık durmayı ve taaruz edebilecek herhangi bir düşmana karşı hazır bulunmayı tavsiye eden sözlerde muayyen bir düşmanın mevzuu bahsolmadığı görülüyor. Son günlerde Romanyada Sovyet hududuna asker tahşit edildiğine dair bazı haberler verildiği için, Stalin'in nutkunda millete uyanıklık tavsiye eden sözlerin bu hâdise ile alâkadar olduğu ileri sürülen tefsirlerden birini teşkil etmektedir. Bununla beraber, Stalin'in hitabesinde, dünyanın bu karışık ve . kendi sözü ile - «gayri müstakar» durumunda uyanık ve hazırlıklı bulunmak, her devlet reisinin milletine bulunacağı tavsiye olarak kabul edilebilir.
Mareşal Petain'in sözleri ise, Fransaya yeni bir birlik ve millî varlık kazandırmak için, ihtiyar kumandanın, gönlünde beslediği arzunun ifadesi sayılabilir ve bu arzu iledir ki Fransız devlet reisi, bilhassa son hâdiseler üzerine, Almanyadan mümkün olduğu kadar müstakil bir siyaset takip etmiye çalışmaktadır.
Şüphe yok ki, 1941 senesi askeriden ziyade siyasî bir faaliyetle açılmış oluyor ve harp, bundan sonra, siyasî mevzuların hazırlıyacağı saha üzerinde cereyan edecektir.
MEVLÛDU ŞERİF
Samsun Tüccarlarından Kefeli Zade Naci İbrahim oğlu HAKKI KE-TELÎ'nin ruhuna ithaf edilmek üze-re 5- Kânunusani. 1941 pazar günü öğle namazını müteakip Beyazıt camii şerifinde Hafız Sadettin Kaynak ve Hafız Fahri taraflarından mev-lûdu şerif kıraat olunacağından arzu eden ihvanı dinin teşrifleri rica olunur.
Taksim
SİNEMASI Bugün matinelerden itibaren
Coulmbla Film Şirketinin SpecUl Fransızca sozIH filmi
Casuslar vcısı
Büyük Casusluk ve entrika filmi Casuslar arasında geçen maceralar. Oynıynnlar: RALF BELLAMY-FAY WRAY
Ayrıca Umumi arzu Uzorlnr
ROEENSON ADASI
TÜRKÇE SÖZLÜ Büyük harika filmi
B, (Sfalin) Mesajının l
Son
10 Mart 939 Tarihli
Nutuktan Meraklı Parçalar
Mihverin Hendese
Merakı Hakkında Nükteler
I B Stallnln yeni yıl veslleslle neşrettiği birkaç kelimelik mesaj âdeta şifre gibi bir şeydir. Bunun anahtarını Stallnln 10 Mart 1989 da Komünist Partisinin on sekizinci kongresinde söylediği nutukta bulabiliriz. Bu nutuk Sovyet Rusyanın harici siyasetinin e-sas prensiplerini ihtiva etmektedir, tnsan bu nutku bugün okuyunca hem Sovyet siyasetinin a-na hatların? kavrıyor, hem de Stallnln harbin arifesinde bütün vaziyeti pek iyi gördüğünü anlıyor. Bu İtibarla nutuk merakla okunmıya lâyıktır.]
B. Stalin, iktisadî buhranın tesirlerinden bahsettikten sonra diyor ki:
«İktisadî işlerin böyle fena bir yol tutmasının, devletler arasındaki münasebetleri kötüleştirecegi pek tabii idi. Mançuri ile şimali Çinin Japonya, Habeşistanm italya tarafından işgale uğraması, devletler arasındaki mücadeleleri daha hâd bir şekle koy muştur.
Yeni iktisadi buhran, emperyalist mücadeleyi sertleştirmiştir. Artık iş, piyasa rekabetlerinin ve ticarî mücadelelerin hududu içinde kalamaz. Sıra askerî hareketler yardımile dünyanın yeniden taksimine, nüfuz sahalarının ve müstemlekelerin yeni -den paylaşılmasına gelmiştir.
Faşizmin İddiaları
Japonya tecavüzkârlığına özür o-
larak diyor ki: «Dokuz devlet misakı yapılırken bizi aldattılar. İngiltere ile Pransanm büyük müstemlekeleri var. Bizim Çinin zararına olarak top raklanmızı genişletmemize imkân vermediler...
İtalya cihan harbinden sonra ganimet taksim edilirken haksızlığa uğ radığından ve atlatıldığından şikâyetçidir.
Cihan harbinden zarar gören Al -manya; İtalya ve Japonya ile el ele veriyor ve Avrupadaki topraklarınm genişlemesini, müstemlekelerinin geri verilmesini istiyor. f
Böylece mütecaviz devletlerin a-
rasında bir blok kurulmuştur.
Dünyayı yeniden taksim teşebbüsü, harp demektir. Zaten harp daha şimdiden habersizce olarak insanların hayatına karışmış bulunuyor.
Tien Çin, Şanghaydan başlıyarak Habeşistan ve Cebelüttarıka kadar beş yüz milyon insan bu saniyede harp halindedir.
Hendese Merakı
Bu asırda muahedelere ve efkârı umumiyeye aldırmıyarak doğrudan doğruya harbe atılmak kolay bir iş değildir. Burjuva politikacıları da, Faşi3t şefleri de bunu pekâlâ bilirler, îşte bunun için faşistler harbe atılmazdan evvel efkârı umumiyeyi kendi gayelerine uydurmak, yani aldatmak ve körletmek ihtiyacını duy-muşlardır.
Diyorlar ki: «Almanya ve ltalya-nın Avrupada İngiltere ve Fransaya karşı bir blok kurmaları mı? Allah saklasın, böyle bir şey yok. Bizim aramızda ancak bir mihver var!» Demek ki, siyasî mânada değil, sadece hendese mânasile bir mihver... (Kahkahalar)
Yine diyorlar ki: «Almanya, İtalya ve Japonya Uzak Şarkta Amerika, İngiltere ve Fransanın menfaatlerine aykırı bir blok kurmaları mı ? Hiç böyle bir şey yok. Sadece bir Berlin - Roma - Tokyo müsellesi kur duk.> Görüyorsunuz ya, hendeseye merakları biraz fazla... (Umumî kah kahalar). Yine şunu ilâve ediyorlar: «İngiltere, Fransa ve Amerikanın menfaatlerine karşı blok kurduğumu zu iddia etmek bile aptallıktır. Biz sadece komünizme karşı harp açtık. İnanmazsanız İtalya, Al manya ve Japonya arasında bu mak satla imza edilen misakı okuyunuz.>
Mütecavizlerin Oyunu
İşte mütecavizler böyle oyunlarla efkârı umumiyeyi aldatmrya çalışıyorlar. Halbuki sadece gülünç olu -yorlar. Acaba komünizmin en kızil yerleri Mongolistan çöllerinde mi, Habeşistan dağlarında mı, yoksa İspanyol Fasının berrüyabanında mı? (Kahkahalar).
Harp denilen şeyi maskelemek İmkânsız bir şeydir. İster «Mihver» ister «Müselles*, ister «-Antl komintern misskr> denilsin, şu hakikat ortadadır ki, Japonya Çinin büyük bir kıs-mmr, İtalya Habeşıstanı, Almanya Avusturyayı ve Südet arazisini, Almanlarla İtalyanlar hep bir arada İspanyayı ele geçirmişlerdir. Bu hareketlerin hepsi tecavüz taraftarı ol-mıyan memleketlerin zararına ol -muştur.
Harp harptır. Mütecavizlerin askeri bloku, her vakit bir askeri bloktur. Mütecavizler de ne yapsalar müteca vlzlik hakkından kurtulamazlar.
Yeni emperyalist harbi umumî bir
Millî Şefin
Tokatlı Teşriflerinin
ıldonumıı
İnönü*nün buraya gelişlerinin yıldönümü münasebetile dün burada bir merasim yapılmıştır.
IVîareşalinTeşekkürü
Ankara, 2 (A.A. )— Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, yeni yıl münasebetile almış oldukları tebrik telgraflarına vc bu vesile ile ordu ve şahsı hakkında bildirilen iyi temennilere karşı teşekkürlerinin iblâğına Anadolu ajansını tavsit buyurmuşlardır.
Tokat, 2 (A.A.)
Millî Şef
Bu devrin mütecavizlerine ilk silâh çeken adam:
Mareşal Chîng Kaishek ve eşi
I
cihan harbi olacaktır. Mütecavizler İngiltere, Fransa ve Amerikanın men faatleri aleyhine yüıüdükleri halde bu devletler bir düziye geriye çekiliyorlar ve fedakârlık üzerine feda -karlık yapıyorlar.
Böylece dünya, mütecavizlerin lehine olarak yeni bir taksime uğTa -dığı halde diğer taraf en küçük bir mukavemet göstermiyor, hattâ bunları güler yüzle karşılıyor. Söylediklerim inandmaz şeylerdir, fakat doğrudur.
Doğru Bir Kehanet
Yeni emperyalist harbinin bu bir
taraflı mahiyetini neye hamletmeli? Tecavüze uğrıyanların zâfına mı? Halbuki demokrat memleketlerin kuv vetleri yekûnu faşist memleketlerden herhalde fazladır.
Acaba geçen harp. büyük bir mem lekette ihtilâlle neticelendiği gibi ikin ci bir harp neticesinde bir veya birkaç memlekette ihtilâl kopmasından mı korkuyorlar?
Müşterek Emniyetin İhmali
Sebep bu da değildir. Mütecaviz
olmryan memleketler, hele bunlarm arasında İngiltere ve Fransa, müşterek emniyet prensibini terkederek şu yolda bir karışmazlık ve bitaraflık yolu tutmuşlardır:
«Tecavüze uğrıyan her memleket başının çaresine baksın. Ona yardım etmek bizim işimiz değildir. Biz her memleketle ticaretimize bakarız.»
Halbuki farkında olmuyorlar ki, bu yolu tutmak; tecavüzü teşvik etmek, harbin dizginlerini serbest bırakmak ve mahallî harbi bir cihan harbine çevirmek demektir. Bunların tasavvuru Japonya ile Almanyanın Sovyet Rusyaya saldırmalarına müsamaha etmek, sonra iki taraf birbirini zâfa uğratınca terütaze kuvvet-lerile sulh nâmına ortaya çıkarak zâfa uğrıyan muhariplere sulh şartlarını dikte etmektir.
Ne saçma, ne sathî düşünüş! Meselâ Almanyayı ele alalım: A-vusturyanın istiklâlini müdafaa hususundaki ahitlere rağmen Alman -yanın Avusturyayı ilhak etmesine seyirci kaldılar.
Südet arazisini almasına ses çı -karmadılar ve Çekoslovakyayı kendi âkibetine terkettiler. Daha sonra Rus ordusunun zâfı, Rus hava kuvvetinin lnhilâli ve Rusyada ihtilâl çık tığı hakkında haberler neşrederek Almanları bize karşı hücuma teşvik ettiler ve «Bolşeviklere karşı hele bir harbe girişiniz, her şey yoluna gi -rer.» Kanaatini vermiye çalıştılar. Bu hareket te umumiyetle müteca -vizlere cesaret vermekten başka bir şey değildi.
ingiliz, Fransız, Amerikan gazeteleri, Almanların yedi müyon nüfuslu Karpat Ukraynasını ele geçirdiği
için artık otuz milyon nüfuslu Rus Ukraynasına sıra geldiğini söyleyip durdular. Maksat, bizi tahrik ederek bizimle Almanya arasında sebepsizce bir harp koparmak ve havayı zehirlemekti.
Delilere Gömlek
Belki de Almanyada böyle fikirler
de bulunan deliler vardır. Eğer varsa bizim memleketimizde hepsine kâfi deli gömlekleri bulunduğunu temin edebilirim (Gök gürültüsüne benzer alkışlar). Fakat delileri bir tarafa bı rakarak normal insanlarla konuşursak fikrin saçmalığı derhal meydana çıkar. Belki de Çekoslovakya, Alman ların bize hücum etmelerini temin için kendilerine bir ücret diye verilmişti, öyle bile olsa Almanlar ücreti ceplerine indiriyorlar, fakat beklenen vazifeyi yapmıya yanaşmıyorlar.
Eski kaşerlenmiş Burjuva diplomatları siyasette ahlâk olmadığını söylerler. Fakat gözlerini açsınlar, örmek istedikleri ağa bizzat düşmeleri tehlikesi vardır.
Telâş ve Kararsızlık
Bugün ortalığa hâkim olan karışmazlık siyasetinin iç manzarası işte budur. Memleketler, arasındaki münasebetler, telâş ve kararsızlığın tesiri altındadır. Devletler hukukunun en İptidaî prensipleri çiğnendiği için milletler arası ahitlerin ve sözlerin kıymeti şüpheye düşmüştür. Sulh siyasetleri ve silâhları terketmek teşebbüsleri ölmüş ve gömülmüştür. Büyük, küçük herkes silahlanmakla meşguldür. 1
Münihte yapılan fedakârlıklar sayesinde yeni bir sükûn ve emniyet devri açıldığına arık kimse inanmıyor.
Sovyet Rusya bu tehlike işaretle -rine göz yumamaz. Bütün dünyanın en hücra bir noktasında bile bir harp kopsa bütün sulh taraftarı memleketler tehlikeye düşer. Bu itibarla bir sulhu korumıya çalışmakla beraber ordu ve donanmamızı kuvvet -lendirmiye de uğraşıyoruz.
Dört Prensip
Harici siyasetimiz açık ve sarihtir.
Esasları şunlardır:
1 — Bütün memleketlerle sulh siya setine devam etmek ve iş münasebet lerini kuvvetlendirmiye çalışmak.
2 — İhtiyatlı olmak ve ateşteki kestaneleri başkaları vasıtasile çıkar mrya alışık olanların bizi ihtilâflara sürüklemelerine meydan vermemek.
3 — Ordu vo donanmamızın kuv -vetini son hadde çıkarmak.
4 — Milletler arasında sulh ve dost luk hüküm sürmesinde alâkaları o-lan bütün memleketlerin çalışan hal kile milletler arası dostluk bağlarını kuvvetlendirmiye çalışmak.»
Sular Her Tarafta SüVatle Çekiliyor
Bununla Beraber Menemenin Ova Köylerinden Bazılarıyle Henüz İrtibat Temin Edilemedi
Filmini İlk gören büyüklerimizin fikirleri:
J — MEMLEKETİMİZDE YAPILAN EN GÜZEL FİLMİ 2 — TAKDİR VE TEBRİKE DEÛER BtR ESER
Yurddaç: Kuvvetli Türkiye-, havada kuvvetli Türkiye demektir. Vo bu hakikati biran evvel gerçekleştirmek her yurddoşın vazifesidir.
Ankara - İzmir
Hattına Bir Sefer İlâve Edildi
Ankara, 2 (A.A.) — Devlet demiryolları umum müdürlüğünden bildirilmiştir: Ankara - İzmir arasında haftada üç gün müteakiben işliyen yataklı ve yemekli vagon servisi gördüğü rağbete karşı yolculara bir kolaylık olmak üzere 3/1/1941 tarihinden itibaren yeni bir sefer ilâvesiyle haftada dört -güne çıkarılacaktır.
Bu munzam sefer Ankaradan cuma günleri, ve İzmirdcn cumartesi günleri yapılacaktır.
Üzüm ve İncir Rekoltesi
İzmir, 2 (A.A.) — Bu sene-
kî incir rekoltesi 25.000, hurda incir de 12.000 tondur. İncir mahsulünün yüzde kırkını tarım satış kooperatifleri birliği almıştır. Üzüm piyasası da hararetlidir. Bu seneki üzüm rekoltesi 25 bin ton tahmin edilmektedir.
1940 Şarap Rekoltesi
Mürefte. 2 (A.A.) — 1940
yılı şarap kampanyasında elde edilen rekolte 1.600.000 kilodur. 1939 rekoltesi ise 2.270.000
idi. Bu sene rekoltesindeki noksanlık şaraplık üzümlerin hastalıktan müteessir oluşundandır.
Amerika, Harbe Bir Adım Daha Atmış Gibidir
(Bnnı 1 İncirle)
dan başlıyarak, Amerikan harp gemilerinin himayesi altında İngiltere ile Amerika arasında seyrüsefere konulmasına lüzum vardır...
ödünç Malzeme İçin Kanun
Vaşington, 2 ( A. A. ) — Roosevelt gazetecilerle konuşurken, Ingiltereye 'her harp malzemesinin ödünç verilmesi hakkında kongreden şu esaslar dairesinde bir kanun istiyeceğini söylemiştir:
Ingiltereye ödünç verilen malzemenin harpten sonra aynen veya tamir edilmiş bir halde iade edileceğine dair bir formül bulunacaktır. Kullanılırken işe yaramaz bir hale gelmiş malın yerine de ayni maldan bir yenisi verilecektir.
Bu prensip, diğer teçhizat maddelerine, hattâ belki kalaya ve kauçuğa bile teşmil olunmalıdır.» Azmi Bir Türlü öldüremiyorlar Nevyork, 2 (A.A.) — Nev-york Times gazetesi diyor ki: «Naziler birçok erkek, kadın, çocuk öldürdüler, birçok bina yıktılar. Fakat demokrat milletlerin hür yaşamak ve hayatlarına kendi isteklerine göre düzen vermek azmini yıkamamalardır.* Almanyadan Roosevelte Cevap Berlin. 2 (A.A.) — D. N. B. Diplomitsche Korrespondenz gazetesi diyor ki: «Roosevelt hedeflerine müşkülâtsız eremiyecektir. Çünkü Ingiltereye yardım için bütün mevcut kanunları aşmak ve mevcut fabrikaları sulh zamanına ait imalâtta bulunamıyacak bir şekilde değiştirmek lâzımdır. Bunu da Amerikan milleti istemiyor. Roosevelte hakikatleri tahrif ederek ve ortalığı telâşa vererek yalnız kendi milletini değil, bütün A-merikan milletlerini harbe sürükle mek, bu arada da kendi memleketine hariçte kuvvetli üsler peyda etmek istiyor.
Roosevelt, son nutkile, Alman-yaya olan düşmanlığını ve İngiltere ile olan tesanüdünü bir kere daha ilân ediyor. Halbuki Amerikan milleti pek iyi bilir ki Amerika, Monroe kanununun tatbikatında daima ingiltere ile, hiçbir zaman Almanya ile çarpışmamış-tır.»
İtalya Teselli Anyor
Roma, 2 (A.A.) — Popolo di
tzmir, 2 (A.A.) — Havaların müsait gitmesi üzerine seylâp mınta-kasındakl suların çekilmesi devam et mektedir. Suların çekilmesi gayet süratli olduğundan kısa bir zamanda normal vaziyetin avdeti muhakkak gibidir.
Menemen'in su şeddinin yıkılan kıs mı civarına getirilen kayık vasıtası ile bir müddet için haber alınamı-yan Çavuş, Musabey ve Kesik köyle* ri arasında muvasala temin olunmuş tur. Ancak Gediz nehrinin tekrar eski mecrasına doğru akmakta oldu -ğundan Menemen'in ova köylerinden bazılarıyle henüz irtibat temin edilememiştir. Bilhassa Maltepe, Sulbey ve Tuzçullu köyü tamamen sularla mahsur vaziyette olduğundan dört
gündenberi hiçbir haber alınamamıştır.
Bursa, 2 (A.A.) — Kemalpaşa v< Karacabeyde sular tedricî bir suret-te azalmıya başlamıştır.
îzmir, 2 (A.A.) — Gelen haberlere göre. şimdiye kadar sular altında kalan bağ* damlarından ve Çerkeş, Osmaniye, Veziroglu, Yeniköy halkından bir çok kadın ve çocuklar ka yrk ve tombazlarla kurtarılmışlardır. Nüfusça hiçbir zayiat olmadığı gibi hayvanatta da telefat yoktur.
Bu defaki seylâpta alınan tedbirler sayesinde İnsanca zayiat olmamıştır. Hayvan zayiatı da pekaz olmuştur. Mahsur köylünün her türlü yiyecek ve isttrahatleri temin edilmiştir.
Y
eni
Mebuslarımız
Ankara, 2 (A.A.) — Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliğinden tebliğ edilmiştir:
Boş olan Afyon mebusluğuna umumî murakabe heyeti âzasından Siyasal Bilgiler okulu, İktisat profesörü Şevket Raşit Hatipoğlu, Antalya mebusluğuna Sümer Bank sabık umum müdürü Nrul-lah Esat Sümer, Bolu mebusluğuna Maliye Vekâleti nakit işleri umum müdürü Celâl Sart Siren,
Roma diyor ki: «Amerikada har. be sürüklenmek tehlikesine karşı muhalefet ertıyor. Beyazsaray mümessilleri, Roosevcltin sözlerini hafifletmek ihtiyacını duymuşlardır. Amerika İngilterenin yanında harbe girmiyecek, fakat Mihver devletleri üzerinde aksü-lânıcl yapmaması imkânsız bir tarzda Ingiltereye yardımlarını çoğaltacaktır. Amerika hem harbe iştirak etmek istiyor, hem bundan doğacak mesuliyetleri alma-mıya çalışıyor. Bütün bunlara ancak İngilterenin düşmanları aptal olduğu takdirde muvaffak olabilir.
Bulgar Dahiliye Nazırı Başvekil
Vekili Olmuş
Son gelen haberlere göre Bulgaristan Başvekili B. Filof tedavi İçin ansızın Viyannya gitmiştir. Fakat Baş vekâlet vekilliğini dahiliye Vekili -nln üzerine alması Başvekilin uzun müddet Viyanada kalacağını göstermektedir. Başvekil ile Almanyanın Sofya sefirinin de Viyanaya gitmesi bir çok siyasi dedikodulara yol açmıştır. Fakat bu haberin ihtiyat kay dile telâkki edilmesi lâzımdır.
(Radyo gazetesi)
İngiltsrede Bir Harp İstitısılleri Nezareti
Londra, 2 (A.A.) —Star gazetesi şunu bildiriyor:
İngilterenin sanayi istihsallerini mühim ölçüde çoğaltmak emelile Çörçil, nezaretlerde yakın bir zamanda mühim değişiklikler yapacaktır. Geniş salahiyetli bir harp istihsalleri nezareti kurulacaktır. Bunun vazifelerinden biri de İngiliz ve Amerikan istihsalleri arasında koordinasyondur. Son zamanlarda tayyare imalâtı nezare- Çankırı mebusluğuna Samsun va-tinde azmini ve dinamizmini gös- Hsi Avni Doğan, Diyarbakır me-teren gazeteci Lord Beaverbroo- busluğuna Cerrahpaşa hastahane-k'un bu yeni nezarete geçirileceği si emrazı akliye ve asabiye müte-söyleniyor. I hassısı Dr. Ahmet Şükrü Emet ve
Yakın vakitlere kadar tayyare j Kars -mebusluğuna da Son Telgraf
gazetesi sahibi Etem izzet Benice
2/1/941 perşembe günü yapılan
intihapta Parti namzedi olarak
seçilmişlerdir.
--o-
Elbasana Doğru
ı k 3(e(Başı 1 incide)
bölgesindeki bu mıntakada elde edilen ganimetler arasında 12 de top vardır. Ayrıca 15 mitralyöz ile birçok havan topu da alınmıştır. -?
Yunanlılar, İtalyanların şiddetli mukavemetine rağmen birçok yeni tepeler almak suretiyle, daha şimalde de darbeler vurmuşlardır.
İtalyanlar, sahil mıntakasında, salı günü Yunan hatlarına girmiye teşebbüs maksadiyle tanklar kullandığı zaman çok ağır zayiat ver-
imalâtı umum müdürlüğünü yapan B. Lemen, yeni İngiliz tayyare tiplerinin vasıfça Almanlara üstün olduğunu ve istikbale tam güven beslenebileceğini söylemiştir.
Yararsa
**(Başı 1 İncide)
Diğer taraftan daima mevsuk men balardan haber alan Amerikan gazeteleri Amerikann Ingiltereye yardımını genişleteceğini hattâ kendi ticaret filolarile, kendi harp filolarının himayesinde Ingiltereye harp levazımı göndereceğini yazmaktadırlar.
Eğer bu haber doğru ise mihver devletlerinin Am erik ayı harp halinde telâkki etmeleri çok muhtemeldir.
Böyle telâkki etmeseler de bu vaziyet karşısında mihver devletlerile harp çıkmasına mâni olunamaz.
Bugün mihver devletleri Amerika-dan Ingiltereye eşya gitmemesi için ingiliz sahillerini ablukada bulundur muyorlar ve gemileri mümkün ol -dugu kadar batırmıya çalışıyorlar. Şayet Amerika kendi harp gemileri himayesinde ticaret filosile Ingiltereye eşya gönderecek olursa mih -ver denlzaltıları bu gemileri batıracak ve Amerika İle harp çıkacaktır.
Mihver devletleri bu vaziyette Ja-ponyanm üçler paktına sadakat göstereceğini ve harbe gireceğini söylü yorlar. Fakat Amerikalıların mü -him bir kısmı Japonyanın harbe gireceğine inanamıyorlar. Çünkü Ja -ponya Cinde derin bir kuyuya düşmüş bir vaziyettedir ve Çın limanlarının elinde bulunmasını temin için donanmasının büyük bir kısmını ve Cindeki hareketler devam etmek için de bir milyon asker bulundurmak mecburiyetindedir. Japonya şimdiye kadar Çlnde bir milyon altı yüz bin kişi zayiat ovrmiştir.
Bu vaziyette Japonyanın Amerika ve Ingiltereye karşı harp açması kolay bir iş değüdir.
-o
Bardia Düşmek
ü
zere mı
Londra, 2 (A.A.) — Müstakil Fran sız Ajansı bildiriyor:
İngiliz matbuatının neşriyatı Bar-dianın sukut etmek üzere olduğunu gösteriyor. Fakat salahiyetli İngiliz mahfillerinde bunun böyle olduğunu teyit edecek bir haber yoktur. Bu mahfillerde su cihete işaret ediliyor ki, italyanlar bu mevkii sentlcrden-berl tahkim etmişler ve müdafaasını hazırlamışlardır. Cephane ve yiyerek doldurmuşlar vc her ne pahasına olursa olsun mukavemet emrini almışlardır.
¦o
Almanyaya Hava Taarruzu
Londra, 2 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre, havanın fenalığına rağ men İngiliz tayyarelerinin dün ge -ceki hareketi çok geniş mahiyette ol muştur.
İşgal altındaki topraklarda istilâ limanlarına, denizaltı gemileri üslerine ve diğer hedeflere taarruzlar yapılmıştır. Fakat en şiddetli taarruz Bremen üzerine olmuş ve büyük yan gınlar tespit edilmiştir.
Ingiltereye Taarruz
Londra, 2 (A.A.) — Hava vc dahili emniyet nezaretlerinin tebliği:
Bu gece birçok düşman tayyare -si, lngilteredc ve Galles eyaletinde birbirlerinden çok uzak mıntakalar Czerinde faaliyette bulunmuştur. Bir kaç bomba düşmüş ve ingilterenin şimali garbisinde ve Londra mmtaka sında bazı evler hasara uğramış ve pek az kişi ölü vc paralı bulunmuştur.
Üç Fabrika Harap Olmuş
Berlin, 2 (A.A.) — D. N. B. Ajansı ingiliz bomba tayyarelerinin son gece hücumunda askeri hasar kaydedilmediğini fakat üç fabrika ile müteaddit binanın harap olduğunu bildirmektedir.
Hüdai Karataban
Kars valiliğine tayin edilen Vali muavinimiz Hüdai Karataban dün Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfi Kırdarla vilâyet ve be lediye erkânına veda etmiştir.
Yeni kars valisi vazifesine baş-, lamak üzere yarın istanbuldary Karsa hareket edecektir.
02
5244
01
98
4
VATAN
/ ofiste:
Adliyede:
S 3 . 1 . 941
Ayda 30
Zavallı Küçük
Galatada Lüleciler caddesinde I 3 numaralı evde oturan Akifin I yaşındaki kızı Aynur, mangalın üzerinde kaynamakta olan çay üzerine dökülerek, vücudunun muhtelif yerlerinden fena halde yanmıştır. Şişli Çocuk hastaesinc
kaldırılan küçük Aynur hastaha- - ---------- -
, ., .. deıumumıhk ve İcra daireleri ve
nede olmuştur. h » . L. , , t
_ . ... t- ~; 'cra muhasebeciliği bir senelik ta-
* Zabıt, dun ıgrMar m alıyctlermin İ8tatİ8tiğini hazırı.mı.
zamnamesme muhalif hareke te fa
baiunan I I şoforu tecz.ye ctm.ş- Müddeiumumilik vc
icra işlerinin geçen senelere nis-betle çok arttığı anlaşılmaktadır. İcra muhasebeciliğinin senesi.
İcra Vasıtasıyle ödenen Para Beş Milyon Liradan Fazla
tir.
Bundan başka dün 6 dilenci dilenirlerken yakalanarak mahkemeye verilmişlerdir.
iç Yalovanın Çınarcık köyünden Tahir oğlu Recep Kalkava-nın idaresindeki 1 I tonluk (Korkmaz) motoru Haydarpaşadan aldığı sebze yükü ile Hale gitmekte iken yarı yolda sû almıya başlamıştır. Motor batmak üzere iken Denizyolları idaresinin Gazal römorkörü tarhndan yedeğe alınarak lirnana getirilmiştir.
* Mezbahada çalışan Nevzat Can. kesim yerinde ipleri makaraya takmakta iken ayağı kayarak düşmüş, paltosunun cebinde bulunan bıçak koltuk altına saplanarak yaralanmış, hastahanede tedavi altına alınmıştır.
İC Çakmakçılarda 65 numarada kundura levazımı satan Moiz 90 kuruşluk mukavvayı yüz on kuruşa «atmak suretile ihtikâr yaptığından yakalanarak Adliye, ye verilmiştir.
* Cerrahpaşada oturan ibrahim öztürk adında biri, odasında yaktığı kömürden zehirlenmiş, hastahanede tedavi altına alınmıştır.
^ Osküdarda Ayazma mahallelinde 5 numarada kömürcü Muatafanın dükkânından yangın çıkmış i»e de sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür.
Yeni sene münasebetile Müd- olmuyordu. Hâkim sarhoşluğunun
1 J_ 1 1—5 sabit olduğu neticesine vardı ve
kendisine 3 lira para cezası verdi.
Yeni senenin ilk mücrimi böylece cezalanmış oldu.
Jüukü Duruşmalar
Asliye ikinci ceza mahkemesin de metresi Sabahati yaraladığ malî yıl ile biteceğine göre yedi j<-jn tevkif edilen Küçük Alin i ı ay içinde icra muhasebeciliğinin duruşmasına devam edildi. Ali b'ı dosya adedi 29,995 i bulmuştur. Yani yedi ay içinde İcra muhasebesi 30 bin kişiye para vermiştir. Verdiği para miktarı da keş milyon lirayı aşmaktadır.
Müddeiumumiliğin işleri geçen seneye nazaran çok artmış olmasına rağmen yeni seneye devredilen dosya miktarı geçen senelerden çok azdır.
BULMACA
Mahkemelerin Devir İşleri
Dün birçok mahkemeler senelik devir işlerile meşgul oldukları için muhakeme yapmadılar. Yalnız birinci ve ikinci ağır cezalarla bazı asliye ceza ve cürmü meşhut mahkemeleri dava kabul ve tetkik ettiler. Bırgün bütün mahkemeler mutat mesailerine başlı-> açıklardır.
Yeni Senenin İlk Suçlusu
Sultanahmet sulh üçüncü ceza mahkemesi dün yeni senenin 'lk mücriminin muhakemesini bitirdi. Suçlu Hakkı isminde kir seyyar satıcı idi. Halkın husurunu bozacak derecede sarhoşluktan, nâra ve Ayşeye lâf atmaktan, Hatice-ye de hakaretten suçlu îdi. Hâkim bîr düzüne şahidi dinledi. Hakkının lâf atması ve hakareti sabit
aralık iddia makamını işgal eder muavin hakkında itirazda bulundu ve:
— Bu muavin bana ceza evinde 40 gün tecrit cezası vermişi. Bitaraf olmasından şüpheye düşüyorum. Benim duruşmamda bulunmasında kanuni mahzur vardır, dedi. Hâkim bu talebi nazarı itibara almadı. Muhakeme bu
muavinin mahkemeye çıkmadığı
başka bir güne talik edildi.
Geçenlerde Yemişte bir kas-tane yüzünden arkadaşı Behçeti öldüren manav Hüsameddinin duruşmasına dün ikinci ağır ceza mahkemesinde devam edildi. Suçlu her şeyi inkâr ediyordu. Muhakeme şahitlerin çağrılması için başka bir güne bırakıldı.
Memleketin üç büyük hayır cemiyetine ayni zamanda yardım fırsatı her zaman ele geçmez. Kurban bayramında kurbanlarınızı Hava Kurumana vererek bu fırsatı elde edebilirsiniz.
ZAYİ — Hukuk Fakültesinin 1 İnci sınıfından aldığım 6843 No. lu pasomu kaybettim yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Hukuk Fakültesi S. 1 de Kuman
Soldan Sağa: 1 — Bümemezlikten gelmek - Matem 2 — Ütü ile düzeltmek - Nota 3 — Bir ot - Haysiyet 4 — Çoğalmak - Eski alfabede bir harf 5 — Kesme âleti 6 — Aynı yay-ta bulunanlar - Aşk mektubu 7 — Bulunan - Söz 8 — İçine dalmadı -Başına (D) konursa (Denk) olur 9 — Baba - Elbisenin alt kısmı 10— Kayma - İncelik 11 — Köpek - Bir içki.
Yukarıdan Aşağıya: 1 — Sigara yapılıp içüen nesne - Vapur 2 — Bir İlâç - Netice 3 — Cesaretli 4 — Dünya - Kirpik boyası 5 — Sonuna (R) gelince Her olur 6 — Ana - Dam ar -)aranızdaki mayi - Cilt 7 — Hayvan ölüsü - Akü 8 — Çalgı Ka 9 — U-fak kitap 10 — İlk insan - İçinde a-teş yakılan şey 11 — Bir nevi kumaş - Muhabbet .
DÜNKÜ BULMACANIN" HALLİ:
Soldan Sağa: 1 — Tekrar - Ci 2 — Eda - Yumurta 3 — Karar - Irmak 4 — Atalım - Nida 5 — Bacı - Akar 6 — İmaret 7 — Ebe - Irak 8 — filet - İn 9 — Kar - Atabin 10 — En -Azıdişi 11 — Aya - İz - Şu
Yukarıdan aşağıya: 1 — Tekaüt -Eken 2 — Edat - Elan 3 — Karabiber 4 — Alâmet - Ay 5 — Ayrıca -Aza 6 — Ru - Mırıltı 7 — Mı - Re -Adi 8 — Curnata - Biz 9 — İrmik -İş 10 — Tadan - İniş 11 — Yakar -En.
Maliye Vekâletinden:
Gümüş Yüz Kuruşlukların Tedavülden Kaldırılması Hakkında ilân
Gümüş yüz kuruşlukların yerine gümüş bir liralıklar darp ve piyasaya kâfi miktarda çıkarılmış olduğundan gümüş yüz kuruşlukların 31 ikine ıkanun 1W1 tarihinden sonra tedavülden kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Gümüş yüz kuruşluklar l/Şubat/1941 tarihinden itibaren artık tedavül etmiyecek ve ancak yalnız malsandıklarüe Cumhuriyet merkez bankası şubelerince kabul edilebilecektir.
Elinde gümüş yüz kuruşluk bulunanların bunları malsandıklarilo Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerine tebdil ettirmeleri ilân olunur.
(70025) (10216)
Maarif Vekilliğinden
Türkçe, Fransızca Bilen Bir Daktilo Alınacaktır.
Ankarada Vekillik Neşriyat Müdürlüğünde çalışmak üzere türkçe ve Fransızca büen bir daktilograf alınacaktır. Kendisine 100 lira ücret verilecektir.
İsteklilerin tahsil ve çalıştıkları yerlerden aldıkları hizmet vesikaları ile şahsen veya bir istida ile 13 K. Sani 941 pazartesi günü saat 17 ye kadar Neşriyat müdürlüğüne müracaat etmeleri lâzımdır.
Müsavi şartlan haiz olanlar arasında lüzumu takdirinde imtihan yapılacaktır. (12524)
İstanbul Fiat Murakabe Komisyonundan
44 No.h ilân
Badema kasaplarda koyun etleri < Kar aman, dağlıç ve krvırcık> aşağıdaki esasa göre satılacaktır.
Hayvan borsasının bir gün evvelki canlı hayvan fiyatlarının azami bir misli.
Meeelâ: Beyaz karaman borsada canlı 26 kuruş olunca kasaplarda âzami satış 52 kuruşu geçmiyecektir. (32)
ŞEHİR T I Y A T
TEPE BAŞIN DA DRAM KİSMİ
BU AKŞAM Saat 20,30 da ABDAL
Tazan: Dotoyevskl
R O S U
TEMSİLLERİ
İSTİKLAL CADDESİNDE KOMEDİ KISMİ BU AKŞAM Saat 20,30 da PAŞA HAZRETLERİ
KÜÇÜK TASARRUF HESAPLARI
İKRAMİYE
let Liralık
Lira
W
I»
Türkiye lf Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş olmaz, aynı zamanda talihinizi de denemiş
olursunuz.
Keşideler: 4 Şnbat, 2 Mayıs, 1 Au'iısios. S İkinci teşrin tarihlerinde yapılır.
Kumharalı ve knmbaraeuz hesaplarında en az elli lirası bulunanlar kuraya dahil edilirler
Eminönü Halkevi Sosyal Yardım kolu menfaatine
Yarın akçam Taksimde
M AKSİM'in
AJaturka salonunda 20 kJıjillk saz heyetUe Bayan
A
Y
SO KİŞİLİK REVÜ: Havai adalarında Kiizel bir geoe muhtelif sürprizle.
RAŞİD RIZA-HALİDE PİŞKİN
i' msıi heyeti tarafından
YATAKLI VAGONLAR KONTROLÖRÜ
3 perdelik komedi Bu fevkalâde geceden istifade ediniz. Duhuliye yoktur.
Yüksek Mühendis Mektebi Satınalma Komisyonundan:
370 elbise dilctirUecektir. Muhammen bedeli 15, İlk teminatı 417 Uradır. Kapalı zarf usullle yapılacak olan bu eksiltme 15/1/941 saat 11,30 dadır. Fazla malûmat İçin mektebe müracaat. (12080)
BAYRAMDA YALNIZ
KIZILAY Gazetesi
\
ÇIKACAKTIR.
İlânlarınızı vermekle hem kendinize ve hem de Kızılay'a yardım etmiş olacaksınız.
İLAN UTLARI:
ilân sayfalarında santimi 50 Krş. Diğer sayfalarda 3 üncü sayfada 2 nci sayfada I inci sayfada
»I
11
II
100 200 250 500
ıı
II
II
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Ahmet Emin Basüdıtfı Yer: VATAN MATBAASI
yen:
J îstarrbulda, Postahane karşısında Kızılay Satış Bürosu, Tel: 22663 ^ istanbul Postahane arkasında İlâncılık Şirketi Telefon: 20091-95 j
Cumhuriyet Merkez Bankasından
28/12/1940 VAZİYETİ
AKTİF
Lira
Kasa:
Altın: Safi Kilogram Banknot .... Ufaklık ....
72.316.895
101.719.497,90 14.943.281,— 2.398.275.94
Dahildeki Muhabirler:
Türk Lirası.....« ¦
Hariçteki Muhabirler:
Altın: Safi kilogram 5.988.129 Altına tahvili kabil serbest dövizler
Diğer dövizler ve Borçlu kliring bakiyeleri.....• •
Hazîne Tahvilleri:
Deruhte edi. evrakı nakdiye karşılığı
Kanunun 6-8 inci maddelerine tevfikan hazine tarafından vaki tediyat
Senedat Cüzdanı»
Ticari senetler......
190. 015,30
8.422.782,35
32.775.383.05
158.748.563,—
19.922.695,—
260.986.471,75
Esham ve Tahvilât Cüzdanı:
(Deruhte edilen evrakı nakdi-A — (yenin karşılığı esham ve tahvilât (itibari kıymetle).
B — Serbest esham ve tahvilât ,
Avanslar:
Altın ve döviz üzerine avans • ¦
Tahvilât üzerine avans . • •
Hazineye kısa vadeli avans . • ¦
Hazineye 3850 No. iu Kanuna göre açılan altın karşılıklı avans . .
46.440.736,93 8.438.863.42
8.799,98 7.808.722,— 675.000,—
109.584.926.75
Hissedarlar: Muhtelif: ...
Yekûn
Lira
119.061.054.84
190.015.30
PASİF
Lira
Sermaye:.........
İhtiyat Akçesi:
Adi ve fevkalâde Hususi .
Lira
6.188.666.15 6.000.000,—
41.198.165.40
138.825.868,—
260.986.471,75
54.879.600.35
118.077.448,73
4.500.000,— 13.394.142,15
751.112.766.52
i Banknotlar;
Deruhte edilen evrakı nakdiye . •
Kanunun 6-8 inci maddelerine tevfikan hazine tarafından vâki tediyat
Deruhte edilen evrakı nakdiye bakiyesi .........
Karşılığı tamamen altm olarak ilâveten tedavüle vazedilen .
Reeskont mukabili ilâveten tedavüle
vazedüen ........
Hazineye yapılan altın karşılıklı a-vans mukabili 3902 No. lı kanun mucibince ilâveten tedavüle vazedilen
Mevduat:
Türk Lirası.......
Altın: Safi kilogram 590.706
8850 No. lo kanuna göre hazineye açdan avans mukabili tevdi olunan
altınlar:
Safi Kilogram 55.541.930
Döviz Taahhüdatı:
Altına tahvüi kabü dövizler . . Diğer dövizler ve alacaklı kliring bakiyeleri.......
158.748.563,—
19.922.695,—
15.000.000,-
12.188.666.15
138.825.868,—
17.000.000,—
248.000.000,—
14.000.000,—
80.545.796,68 830.875.34
78.124.167.90
417.825.8».—
81.376.672,02
78.124.167,90
34.965.296.58
Muhtelif
34.965.296.58
111.639 095.87
Yekun
751.112.766.52
1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren: Iskonto haddi %4 Altm üzerine avans % 3
HH.EOÜN
Zabıta ve Aşk Romanı
Yazan: Martin Porlobe
Kulübenin içinde uzanacak bir yer yollu. Şöyle bir yrafıma bakındım. Bir köşede beş altı tane boş çuval gördüm, hemen onları toprağın üstüne serdim ve oraya uzanmasını söyledim.
Çok rahat bir yatak değildi, fakat hiç yoktan da iyiydi. Bir müddet ikimiz de sustuk. Ben kulübenin içinde beş aşağı, beş yukarı dolaşıyordum. Bir aralık kızın sesini duydum:
— Çok katı yer.. Bir türlü uyuyamıyorum, diyordu.
— Buradan henüz çıkamayız, Frane, dedim. Ortalık kâfi dere-
Çeviren: Rezzan A. E. Yalman 25 —
cede karanlık değil.
— Zaten benim de kımıldıya-cak halim yok ki...
Aklıma bir şey gelmişti. Hemen yanına yere oturdum, başını alarak omuzuma dayadım, bir kolumu da belinin altından geçirerek katı yerden vücudunu biraz kaldırdım. Şimdi ben çok rahat bir vaziyette değildim, amma kızın o kadar uykuya ihtiyacı vardı ki buna katlanmak bana ağır gelmedi.
Frans, başını dayar dayamaz uykuya daldı.
Ben gözlerimi dışarıya dikmiş»
günün alaca karanlıktan geceye intikal etmesini seyrediyordum. Ayni zamanda bu son kırk sekiz saatlik hâdiseleri de kafamın içinde tekrar yaşatmıya çalışıyordum.
Frans'ın evine girişim, cesedi nakletmem; kaçmamız, lokantada iki kardeş gibi yemek, bana su veren kadının çalınan arabalar hakkındaki sözleri, köpekle uğraşmam ve daha neler neler...
Nihayet büsbütün gece olmuştu. Genç kız hâlâ uyuyordu. Ayni vaziyette kalmaktan vücudumun | her tarafı ağrıyordu. Fakat Fransı | uyandırırım diye kımıldanmaktan i korkuyordum. Saatler geçiyordu, i Kızı uyandırmıya bir türlü kıyamı-i yordum. Halbuki gece karanlığın-| dan istifade ederek buradan kaçmamız lâzımdı. Nihayet yavaş ya-| vaş kıpırdandığını hissettim. Ga-I liba uyanıyordu. Kulağımın di-I binde sesini duydum:
— Peter, diyordu.
— Nasıl iyi uyudunuz mu? Biraz dinlendiniz mi?
— Evet., galiba çok bile uyu-
dum.
— Hayır, dedim. Çok değil. O zaman hiç tahmin etmediğim
bir şey oldu. Karanlıkta kızı iyice görmüyor, fakat her hareketini hissediyordum. İki kollarını boynuma sardı, başını bana yaklaştırarak beni kuvvetle dudaklarımdan öptü, yine öptü. Sonra geri çekilerek:
— Beni affediniz, Peter, dedi.
Ben cevap verecek halde değildim. Kız sözüne devam ediyordu:
— Sizi tanıdığım dakikadanbe-ri bir düziye sizden af diliyorum. Farkında mısınız?
Bunu söylerken gülüyordu. Ben ise yine susuyordum. Her taraf karanlıktı. Fakat kafamın içinde şişmekler çakıyordu. Artık başımıza ne gelirse gelsin, hiçbir şey umurumda değildi. Kıyamet bile kopsa bana vız gelecekti.
Bir saat daha orada oturduktan
sonra elele kulübeden çıktık ve
çam ormanına daldık.
XV
O gece mehtap yoktu. Frans, Allaha şükür, o civarı pek iyi bi-. liyordu. iki yüz metre kadar yü-; rüdükten sonra Alrait'in evine vardık.
Bahçe kapısını yavaşça açtım ve Frans'a beni orada beklemesini söyledikten sonra eve doğru yürüdüm. Pencerelerin birisinden içeri baktım, Alrait odada oturmuş kitap okuyordu. Kapıyı açıp ' içeri girmekte tereddüt ettim. Kızının hayatını kurtarmış olmam dolayısile beni ele vermemesi lâzımdı. Fakat ilk şükran hisleri geçtikten sonra ya bu adam Vicdan! vazifesini yapmak isterse halimiz ne olacaktı?
İçimde şu kanaat vardı: Eğer Alrait ile beş dakika konuşursam kendisini ikna etmiye muvaffak olacağıma emindim.
Kapıyı hızla vurdum. Fakat ev sahibinin açmasına meydan bırak-j madan açık bir pencereden eve [rgirdim.
Alrait kapıda kimseyi göreme.
yince odaya döndü. Beni karşısında bulunca hiç ses çıkarmadan | yüzüme baktı. Ben bu sükûttan
rahatsız oldum:
— Affedersiniz, Mistr Alrait... Bana kapıyı açmıyacağınızı zannederek sizinle konuşmak için
i zorla içeri girdim. | — Pek âlâ, Mistr John yahut da Mistr Jce Sonith.. dedi.
Sonra biraz durdu ve ilâve etti:
— Ne istiyorsunuz, Mistr Bran-
don?
Bana üç türlü isimle hitap ediyordu. Bu yanlışlığı tashih etmek lâzımdı. Halinden bana düşman olduğu belli idi.
— Yanılıyorsunuz. Benim ismim ne Brandon, ne de Smith Jir Yanımdaki genç kız Mis Brandon dur. Fakat ben onun ne kardeşi, ne de akrabasıyım.
Müstehzi bir tavırla:
_ Ya öyle mi? dedi.
_ Bana ne suretle yardımda
bulunabileceğinizi sormuştunuz. İşte şu suretle size herşeyi olduğu gibi anlatacağım. O zaman siz bi-
ze nasıl yardım edebileceğinizi takdir edersiniz. Evvelâ müsaade ediniz de Mis Brandon'u içeri çağırayım.
Biran tereddüt etti. Fakat sonra nezaketle:
— Nerede? dedi. Elbette içeri alınız. Fakat lütfen kapıdan girsin.
Kapıyı açtım ve Franc'ı çağırdım. Koşa koşa geldi. Koluma sarılarak:
— İş yoluna girdi mi? diye sordu.
— Henüz bilmiyorum. Fakat zannedersem düzelecek. Hele siz içeri giriniz.
Kızın her tarafı titriyordu. Alrait bizi odada bekliyordu. Gazete açık bir halde masanın üzerinde duruyordu. Frans hemen ev sahibine doğru yürüdü ve tereddütsüz:
— Size neler anlattı? Orasını
bilemem, Mistr Alrait. Fakat her halde siz her şeyi biliyorsunuz.,
(Arkası var)