Başmuharriri:
AW+ Emin YALMAN
VATANEVÎ — Cağaloğlu, Molla Fenari S. 32 Telefon: 24136 — Telgraf VATAN ist.
6 MART 1941 PERŞEMBE
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASI SABAH GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 195
İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
Maarif Vekilliği tarafından neşredilen bu eserin 2 nci faaikülü çıktı.
Maarif Vekilliği yayınevlerinden ve bütün kitapçılardan arayınız. (1710)
¦
Fiyatı: 100 kuruştur.
Hakikî Teminat Nelerdir ?
Mihver siyasetinde yegâne ölçü: Karşılarındaki risk, bekledikleri menfaatten ağır basıyor mu, basmıyor mil?
Selanik
YUNAN
Müdafaasının Anahtarıdır
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
0
ki gündür herkes şu meselenin halli için kafasını yoruyor: B. Hitler'den Millî Şefimize gelen mesajın içinde ne vardı?
Mesajın hususî bir tayyare ile gönderilmesi ve gelir gelmez B. von Papen tarafından Cümhurre-Uûmize takdim edilmesi gösteriyor ki Almanya bu mesaja hususî bir ehemmiyet vermiştir. Diğer taraftan İsmet İnönünün bunu bir dikkat vc nezaket eseri diye telâkki ettiğini ve teşekkürde bulunduğunu Anadolu ajansı haber vermiştir. Buna bakarak öyle tahmin edilebilir ki B. Hitler mesajda dostane «bir lisan kullanmış ve bize karşı taarruz niyeti (beslemediğini şu veya bu tarzda ifade etmek istemiştir.
Mesaj daha ileriye giderek Balkan sulhu için teminat veriyor mu? Bunu bilmiyoruz. Fakat ver. se de, Balkan sulhunda istikrarlı bir devre kurulduğuna, buna dayanarak, hükmetmeğe imkân yoktur.
Mürver tarafından verilen sözlerin icabında zaman kazanmak ve basireti körletmek için kullanıldığını ve ortada diğer bir fiilî engel yoksa mihverin hareket serbestisini katiyyen bağlamadığını bir değil, bin tecrübe ile gördük.
Almanların, Balkanlarda daha fazla ileri gitmeyeceklerine ve sulhu bozmayacaklarına bizi inandırabilecek §ey, Almanyanın vereceği şu veya bu teminat değil, ancak şu düşünceler olabilir:
1 — Sovyet Rusya, Balkanlarda sulhun bozuimamasına neka-dar kıymet verdiğini şüphe kabul etmez bir lisanla söylemiştir. Rusyayı daha fazla gücendirmemek ve karşı tarafa geçirmemek endişesi Almanya için bir fren teşkil edebilir mi?
2 — Almanya, Bulgaristanı işgal etmesine sebep diye İngiltere-nin Balkanlarda tutunmasını önlemek arzusundan bahsediyor. Halbuki İngilizlerin Balkanlarda taarruza geçmek istediklerini gös. terir hiç bir emare yoktur. Balkan milletleri taarruza alet olmak istemediklerine göre İngiltere zaten istese de tek başına bir Baı-kan cephesi kuramaz. Bu takdirde, bizzat taarruza geçmek sure-tile İngilizlere bir Balkan cephesi kurmak fırsatını hazırlamak Almanların işine gelir mi, gelmez mi?
3 — Biz daima tetikteyiz. Gafil avlarrmaunıza da, yıldırılmamıza da ihtimal yoktur. Kılımıza el sürülürse neler yapabileceğimizin tarihte sayısız misalleri vardır. Türk ordusu, Almanların Yakın Sark istikametindeki bir taarruzunu imkânsız bırakacak bir unsurdur.
4 — Balkanlar, dağlık yerlerdir. İyi yollan azdır. Motorlu yıl-<iınm harbine gelmez. Yunanlıların Arnavutlukta pek iyi ispat ettikleri gJbi, Balkanlılar zora dayanırlar, istiklâlleri için seve seve can verirler. Balkanlardan erzak kaynağı diye istifade edecek yerde buralarını ateşe vermek ve düşman etmek, verimini de sıfıra indirmek Almanların içine gelir mi, gelmez mi?
Almanların hür Fransa arazisini işgal etmesine ve Vişi'yi avucu içine almasına mâni olan şey, Fransızlarla olan mütarekeye bastığı imza değildir. Eğer meydan seıbest olsa bu imzayı tevil ederek dilediğini yapmak Almanya için işten bile değildir. Vişi hükümetinin elinde Afrikaya kaçmak ve Fransız donanmasını İngilizlere teslim etmek gibi iki si-(Devamı Sa. 5, SIL 4 de) ^
Balkanlarda hasıl olan yeni sev-kulceyşî vaziyet dolayısile, Yunan demiryolları hakkında tetkikte bulunmak vo bundan neticeler çıkarmak zamanı gelmiştir. Yunanista-nın demiryol vasfmm bilhassa Arnavutluk harekât cephesile çok alâkası vardır. Bu bakımdan da çok mühimdir.
Büyük harpten sonra, nakü vasıtalarının o kadar çoğalmasına rağmen, demiryolları ehemmiyet ve kıymetini asla kaybetmemiştir. Büyük (Devamı Sa. S, Sü. 6 de) X
B. Hitler
Türkiyeden Ne istemiş?
Türkiye - İngiltere İttifakı Bozulmalı, Türkiye Bitaraf Kalmalı İmiş
Nevyork, 5 (A.A.) — Müstakil Fransız ajansının Nevyork muhabiri B. Fit t muin diyor ki:
Hitler, Türkiye Reisicumhura İnönü'ye gönderdiği mektupta Türklye-nin bitaraflığım istemiştir, öyle bir bitaraflık İri, Türk - İngiliz İttifakının feshini taununun edecektir. Bunun sebebi ise Türk ordusunun çok kuvvetli müdafaa hatlarında yer almış olmasıdır.
Fakat Yugoslav naibi Prens Pol'e karsı banka bir yol takip etmektedir. Mücadeleye muktedir olmıyan ve bitaraflığının kabulünü İsteyen Yugoslavya hakkında İse Hltler'ln metallbatı çok daha ileri gitmektedir. Hitler Yugoslavyayı yeni nizama girmesi yani gelip üçlü paktı imza etmesi İçin tazyik ediyor. Hitler İstiyor ki 27 eylül tarihli pakta Macaristan, Sİ ova ky a, Romanya ve Bul-garistandan sonra Yugoslavya da iltihak etsin. 13 şubatta Berchtesga-den'de bu talep Yugoslav nazırlarına örtülü bir tarzda ve dolayısile yapılmıştır. Yugoslav nazırlarlle Avrupa-nm müstakil teşkilâtı mevzna bah-
solrauş ve teşkilâtın esasım teşkil eden üçlü pakta hassaten temas edilmiştir. Fakat sonraları bo talep tavazzuh etmiştir. Bugüne kadar Prens Pol, sureta olsun istiklâllerini muhafaza edememiş olan dört devletin zincir arkadaşı olmayı kabul etmemiştir. Gelecek eylülde genç Kral tklncl Plyer tahta çıkacaktır. Bu değişiklik Almanlara İstedikleri gibi bir hükümeti Yugoslavyada iktidar mevkiine getirmek fırsatını verebilir. Fakat Almanlar o zamana kadar sabredecek midir?
Prens Pol, Alman ordusuna Selanik yolu olan Vardar vadisini de açmak İstemiyor. Prens Pol, topraklarının tamaralılığı bir kere İhlâl edildi mi, bunun pek feci akıbetler doğurmasından korkmaktadır. Filhakika Mussollni, İtibarını yükseltmek İçin İngilizlere karşı mücadele baha-nesUe«Oalmaçyada asker bulundurmak istlyecektir. Alman hükümeti Yngoslavyanın tamamilo esaret altına girmesi olacaktır. İtalyan hareketi de bu esaret İçinde dahili Infl-«ahı intaç edecektir. Mussollni, Hır-vatistanı İdare etmek üzere Pavllç'ln riyasetinde hazırladığı hükümeti ay-lardanberl İhtiyatta tutuyor.
Bugün Dünya Vaziyeti
Ajans ve Radyo Gazete sine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
+ Bay Göring VJyanada General Antonesku ile görüştü. *jç Yugoslavya, 28 sınıfı şubelere davet etti.
İngiltere Bulgaristanla resmen münasebetlerini kesti.
İngiltere donanmasına 5 zırhlı, 4 tayyare gemi-»!, 15 kruvazör
İltihak etmek üzeredir.
tngllterenln Llbyada bugüne kadar aldığı esir 1SS29Ö, aldığı top İse 1200 den fazladır.
Balkanlarda Nihaî Patlak Yaklaşıyor
İngilterede
Türkiyeye Ifimad Tamdır
Sovyetler, Nazi Tehlikesini Artık
Anlamıştır
İngiliz
Yunan demiryol Tarııun haritası
Londra, 5 (A.A.) — matbuatı:
İngiliz matbuatının neşriyatı, Balkanlarda nihaî patlağın yaklaşmakta olduğu intibaını vermek tedir. Ancak, Alman hareketinin
teferruatını henüz farketmek miim (Devamı Sa. 5, SİL 5 de) /** /
Fırka
Bulgaristana Girdi Diyorlar
Alman Tayyareleri Cenuba Malzeme Taşıyor Ve Üslere Yerleşiyor
Belgrad, 5 (A.A.) — Alman kıtaları tren, kamyon, otobüs ve tayyarelerle dalga halinde Bulgaristan'a girerek Yunan hududuna doğru ilerlemekte berdevamdır. Cenuba giden ballıca üç Bulgar yolunun kilometrelerce tulde makineli malzeme ile örtülü olduğu bildirilmektedir. Tu-nanm öte kıyısında hazır bulunan 17 fırkadan en az beşi şimdi Bulgaristan'a girmiş bulunmaktadır. Junkers 52 tayyareleri mütemadiyen cenuba
doğru malzeme taşımakta, Messer-sehmitt 110 1ar da cenup Bulgaris-tandaki yeni üslerine yerleşmektedirler.
Diyanet İşleri Reisi Hakkın
Rahmetine Kavuştu
*--- |_ -----•
Cümhurreisimiz, Başyaverlerini Göndererek Taziyede Bulundular
Ankara, 5 (A.A.) — Diyanet işleri reisi Rifat Börekçi, bu akşam saat 10,10 da bir hastalık neticesi olarak vefat etmiştir.
Reisicumhur İsmet İnönü merhumun vefatını öğrenince başyaverleri Celal Üner'l göndererek aüesine taziyetlerinl bildirmişlerdir.
Radyoyu Kazanabilirsiniz!
Yugoslavya 28 Sınıfı Çağırdı
Belgrad, Havas:
5 (A.A.)
Seferberlik halinde herkesin kendisine tayin edilen yeri bilmesi için, 1891 den 1919 a kadar doğumlu ihtiyat sınıfları bugünden itibaren şubelerine müracaat etmîye davet edilmişlerdir.
Keyfiyet Belgradda duvar ilânlarile halka bildirilmiştir. Bu bir seferberlik tedbiri değildir. Maamafih memleketin her tarafında bir çok ihtiyatların kısa bîr talîm ç^rmek için silâh altına
alındıkları doğrudur.
İngilizlerin Libya Ganimefi
133. Esir ve
1200 Top
Kahire, 5 (A.A.) — 62 gün süren Trablus seferi esnasında İngilizlerin 133,295 esir aldıkları ve 1200 den fazla top iğtinam ettikleri resmen bildirilmiştir.
J
İngiîterenin Yugoslavya
Elcisi B. Eden'le
Uoruştu
Belgrat. 5 (A.A.) — Havas: İngiîterenin Yugoslavya elçisi, B. \ Eden'le görüşmek tizere gittiği A-tinadan dün Belgrada dönmüştür.
Belgrattaki İngiliz konsoloslu-|u bütün İngiliz tebaalarına gönderdiği bir tan-imde, müstacel iş. ler dolayısile Yugoslavyada kalmaları mutlak surette zarurî ol-mrj anlnnn Yugoslavyadan ayrıl, malarını tavsiye etmiştir.
?
Londra, 5 (A.A.) — Belgraddan gelen haberlere göre, Atinada İngiliz Hariciye Nazırı B. Eden'le görüştükten sonra Yugoslavya paytahtına avdet eden Yugoslavyadaki İngiliz elçisi B. Ronald Campbell, Yugoslav başvekili B. Svetkoviç ve hariciye nazırı B. Cincar MarkoviçMe derhal görüşmek talebinde bulunmuştur.
an
Mareşal Göring
Göring
Gl. Antonesko'
ile Viyanada Uoruştu
Viyana, 5 .(A.A.) — D.N.B. bildiriyor iv
Mareşal Göring bugün saat 1 1 de Viyanaya gelmiş ve doğruca Alpem tayyare meydanına giderek saat 1 1,20 de tayyare ile Bük-reşten gelen Romanya Başvekili General Antonesko'yu karşılamıştır.
öğleyin Mareşal GöringMe General Antonesko arasında Belve-der şatosunda bir konferans akdedilmiştir,
?
Berlin, 5 (A.A.) — Yarıres-mî bir kaynaktan bildiriliyor:
Siy a si mahfillerin yaptıkları tahminlere göre Mereşal Göring-le Rumen devlet reisi General Antonesko arasında bugün Viyanada yapılan mülakat esnasında siyasî ye iktisadî meselelerden ziyade askerî meseleler konuşulmuştur.
- Gayet mahdut şahsiyetler arasında yapılan bu görüşmeye Almanyanın Bükreşteki hava ataşesi albay Gerstenberç^in de iştirak ettiği haber verilmektedir.
General Antonesko* nun maiyeti arasında Romanya İktisat müsteşarı B. Dimitrio ile generalin hususî kalem müdürü albay Elefterskonun bulunduğu söylenmektedir.
Haber alındığına göre General Antonesko Romanyaya avdet et-, mek üzere bugün saat 16 da tayyareye binecektir.
CRİPPS MOSKOVADA
Moskova, 5 (A.A.) — Dün tayyare ile latanbuldan hareket Eden İngiliz büyük elçisi Sir Staf-fer Cripps'in bugün Moskova ya muvasalat ettiği bildirilmektedir.
GENERAL VEYGAND VlŞt'YE GİDİYOR
Vichy, 5 (A.A.) — General Wcy-gand'ın Mareşal Petain'e raporunu vermek üzere yarın Vichy'ye muvasalat etmesi muhtemeldir.
GÜNÜN SESİ
Müsabakamızın birincisine vereceğimiz bu racTyo, Voyvoda caddesinde Philips radyoları acentasında teşhir edilmektedir. Müsabakamızı üçüncü sayfamızda takip ediniz.
KIZIM SANA SÖYLÜYORUM, GELİNİM SEN İŞİT! Sovyetler Birliği — Gidişini beğenmiyorum!
Bulgar İşinin Psikolojisi
Yazan: REŞAT NURİ
Kenar mahallelerde kendi yağı ile kavrulan küçük ailelerden birinin toy kızma, günün birinde- az-gır ak gibi bir adam balta olur. Bir bakarsınız hot sosyeteden tığ gibi bir erkek güzeli; cebinde paralar şakırdatıyor; aşk ve ahlâktan bahsediyor; mesut ve zengin bir hayat vaadinde bulunuyor. Tine bakarsınız at hırsızı gibi emniyet vermtyen meymenetsiz bir tarafı
var.
Aile şaşkınlık içindedir. Bazıları gösterişe kapılıyor, yıllardanberl çekilen sefaletin artık sonu geldiğine hükmederek seviniyorlar. U-zun mahrumiyetlerle ekilmiş, acı tecrübelerin tavasında evrile çevrile pişmiş olan diğer bir kısım «aman» diye bağırıyor, biz onu yiyelim derken o bizim basımızı yer; uzak olsun böyle saadet; bizim kuru ekmeğimiz bize yeter., biliyor mıyız şimdiye kadar kaç kızın, kadının i"i>mı yedi; kaç ailenin ocağına incir dikti.» Fakat ipin asıl ucu evin taze, cahil krzındadır ve asıl dram onun kafa ve kalbi içinde oynamaktadır. Bazan ihtiyarlara hak verir gibi olarak titriyor; bazan bu artık bezdiği mahrum hayatı ne bahasına olursa olsun tekmelemek, bir talih tecrübesi yapmak istiyor, kendi vaziyetindeki her kadın gibi «belki ötekilere yaptığı-
nı bana yapmaz» diye düşünüyor., Bu arada gizli randevular, mek-, toplaşmalar olmakta, münasebet) tamir kabul etmlyecek bir şekilde ilerlemektedir. Balta artık açıktan açığa mahallededir. Gündüzleri sokakta dolaşıyor, geceleri pencere j önünde serenatlar yapıyor ve hafiften hafife kapıyı kurcalıyor.
Bundan başka kızı kaçırmaktan bahsetmekte ve böyle bir zor olursa mahalle halkı ne yapacağını koyu koyu düşünmektedir. Nihayet bu gürültüler İçinde ne yaptığını büsbütün bilmez bir hale gelen aile bu evlenmeye razı oluyor. Ondan ötesi tabii artık merasimdir. İsin hayırlı bir İç olduğuna inanmış gö-rünülecek, bütün dişler zoraki ile sırıtacak, herkes birbirini tebrik edecektir.
Bu neviden her küçük ailenin şehrin uzak bir semtinde zengin ve hatırlı bir amca veya dayısı vardır. - . r , v
Mesut haberi ona da götürürler ve boyunlarım bükerek, gözlerine bakmıya pek cesaret edemlyerek bir tasvip ve teşvik rica ederler. Fakat bu dayı veya araca ekseriya kaşlarım çatarak «Allah akıllar versin, bana mı sordunuz. Beni ka-* rıştrrmayın; ne haliniz varsa görün» der ve arkasını çevirir.
Çok kere küçük ailelerin uğradığı bu facia bugün aynen Bulgar komşumuzun başına gelmiştir.
Görünüşe rağmen bu yalnız zorlama neticesinde olmuş bir iş değildir. Arasrra galebe çalıyor gibi görünen mantıklarına rağm.n kalp ve gözlerinin doymıyan hırsile baş-' hırına belâyı bile bUe satın almış-( lardır.
2
VATAN
6 - 3 - 94T
Anlatan : Nuri ( Paşa )
Hurma Ağacından Yapılan İki Top Düşmana Cephane Yaktırmıştı
Bir can için bin cana minnet
eylemem
Mihneti dünya içjn sultana minnet eylemem. Kuloğullan Trafclustaki Türk nürueunun çokluğunu teşkil ederler. Heleietih ve istilâ devirlerinde Trafclusa çok miktarda 1 ürker ve Türk aileleri gelerek bura-La yerleşmişlerdi. Zamanla da, curaya memuriyet, sürgün ve sair suretlerle gelenler ve tekaüt sureti.e kalanlar çok olmuştur. Fakat uun;ann hemen Araplığa vc garplaşmaya doğru ıgitmekten kendilerini geri alamamış ve 'bu sebeple orada bir Türk kolonisi kurulamaurnştır. Bunun da başlıca sebebi oraya gelen Türklerin yer. liler gibi müsJüman dininde olmaları ve müsiüman adları taşımalarıdır. Bununla beraber, Trab lusun Türk ırkına mensup sekenesinin mezhebi Hanefi olup yerlilerin mezhebi be Malikidir. Bu suretle Türkleri, yerlilerden bir dereceye kadar ayırmak kabil o-lur; yoksa dilleri, kıyafet ve 'halleri tamamile Araplaşmıştır. Hattâ Kuloğullarına yerliler Kurog-İiye dedikleri için ve zamanla Kuroglik tabirinin medlulü kaybolacağı için Trablustaki Türk ırkından orvbinlerce insan yerlilere büsbütün karışıp gidecektir.
Eskiden Kuloğullannın Trab-lusta vergi vermemek ve alelû-mujm silâh takınarak tahsildarlık ve kokuluk işlerinde kullanılmak gibi ibazı imtiyaz ve monopolları vardı ki Ibunlar, sonradan ilga edildiğinden yerlilerle, bu cihetle olan farkları da ortadan kalkmıştır.
Nuri Lebda kumandanı olduk, tan «onra, hurma ağacından iki top yaptırmış ve amcasının karargâhına göndermiştir. Bunlar hakikî topîarmış gibi mevzie konarak, düşmanın dikkatini çekmek ve ona beyhude cepane yaktırmak için faydaları olmuştur.
Trabluslular bu gibi toplara cAbdüeaelâm topu» derler. Yerlilerin mezhebi Maliki olduğundan bunların bir (Abdüs*elâm) lan vardır. Bir sıkıntıya uğradıkları za^nan eya Allah», «ya Mu-hammed» diyecek yerde «ya sey. di Abdiisselâm» derler ve Ab-düsselâmı çağırırlar. Kezalik bir TrablusJu bir ağaç kütüğü gördüğü zaman bunu hemen İtalyanların tarafına çevirir ve ona bu ne-,dir diye sorarsanız «»haza müdeffı Abdüsselâm = bu Abdüsselâm topu» diye cevap verir.
— 8 —
Nuri Lebda Sahil Bölgesi Kumandanı
Lebda sahil bölgesi, düşmanın işgali altındaki Homs kasabasının şarkındadır. Düşman yalnız Homs Kasabasını ve bunun 400 . 500 metre etrafındaki bahçeleri işgal ediyordu. Bski Romalıların Leptis Magna adını verdikleri şehir harabeleri, yani Lebda ve bunun hurmalıkları henüz bizde idi.
Leptis Magna esas itibarile eski bir Fenike . Kartaja şehri idi ve Trablus şehirlerinin en ehem-miyetlilerindendi. (Şimdi sahil kumile dolmuş) bir limanı, bir rnStımı, bir mabedi ve sair binaları vardı. Bunların enkaz ve harabeleri durmaktadır. Romalıların inşa etmiş bulundukları yeni şehir biraz daha şarktadır. Bunun da muazzam hipodromunun, an-fiteatrinin ve diğer kısımlarının harabeleri durmaktadır. Gerek bizim zamanımızda ve gerek 1924 te İtalyanlar tarafından buralarda hafriyat yapılmıştır.
Bu sebeple Lebda, tarihî kıymeti haiz harabeleri ve hurmalıkları cihetile, bundan başka Akde. nizin sahilinde bulunması itibarile Nurinin pek hoşuna gitmişti Çünkü Nuri, daha genç yaşından ve çocukluğundanberi taban ressam olduğu kadar eski nefîe eserler meraklısı idi Bu sebeple Lebda sahil bölgesinde bir taraftan düşmanla uğraşırken diğer cihetten harabeleri dolanır ve bazan hafriyatta dahi bulunurdu.
Nuri Mücahitlerle Tanışıyor Nuri, cepheyi şeyhlerle birlikte dolaştı. Bu dolaşma esnasında da usulen italyanlara tüfek attılar. Dönüşte, Lebda harabelerinin şarkında ve deniz kenarında Sidi Barko denilen hurmalık mevkide oturup dinlendiler. Bittabi yeni ve genç bir kumandan geldiğini duvan yerliler ve bedeviler etraftan gelmişler, seyrediyorlardı. Bu suretle çokça bir cemaat toplanmıştı .Sahilin şeyhi öme-rülniaş'ın akrabası olan Mehdi a-
Hatıratta ismi geçenlerden: Nalut müfrezesi kumandanı Ahmet Kiksunun General Nuri tarafından Nalut'ta yapılmış krokisi
dında bir genç söze karışmış ve nişancılıktan bahsetmişti. Onun belinde bir Karadağ tabancası, bir hançer ve elinde bir de tüfek vardı. Bu muhaverede, adı yukarılarda geçen ve iyi türkçe bilen münevver ye genç yerlilerden Besirüssaadavî tercümanlık ediyordu.
Atış Müsabakası
Genç Mehdi sahilin yiğitlerin-
dendü Nuri Mehdiye «seninle a-tışırız. Bir kuzu ziyafetine...» de.
di. Biraz ileride, kuma bir sıva parçası dikildi. Mesafe yakın olduğundan Mehdi tüfeğile bunu kolayca vurdu. Ayni yere ayni büyüklükte bir sıva parçası daha dikildi. Nuri buna Mavzer taban-casile attı ve vurdu. Mehdi de tabancasını çıkardı ve, Karadağın bir top gibi patlamasına rağmen, tabiatile, vuramadı. Çünkü Karadağ tabancasının ne «mesafesi ve ne de atış sıhhati asrı ve otomatik bir Mavzerinkine benzemezdi. Mehdi muvaffakiyetsizlik üzerine «biz tabancayı yalnız düğünlerde havaya atmak için kullanırız» dedi, faka^ kuzu ziyafetini de verdi. ^' #
Nuri Paşa, yerlilerin ve bedevilerin nişancılıklarından umumiyetle şikâyetçidir. Trablusta ku. şun pek kıt olduğu için nişancılığın burada olduğu kadar hiç bir yerde ehemmiyeti olmamıştır.
Sineklerle Mücadele
Nuri şeyh Ö-merülnias'ın mer-bua (selâmlık makamında kullanılan bir oda) sında yerleşti. Mm taka hurmalık olduğu için orada karasinek -te çoktu. Nuri ise bunlardan hiç hoşlanmıyor ve pek rahatsız oluyordu. Bu sebeple karasineklerle de mücadeleye başladı. Mücadelesini şöylece anlatıyor:
cBir gün o kadar bizar kaldım ki, masanın üstüne hurmaları dağıttım ve bir fişek ziyan ederek içinden çıkardığım barutu evvelâ masanın etrafına gezdirdim ve büyük bir müstatil yaptım. Sonra, bunun içine, müteaddit küçük barut müstatiller daha çizdim. Müstatillerin aralarını da barut çizgilerle vaslettim. I$u esnada masanın üstü sinekle dolmuştu. Ben de baruta bir ucundan ateş verdim. Masanın üstü bir anda a-teş aldığından oradaki bütün sinekler kavrulmuştu. Fakat kokudan kapryı ve pencereyi yeniden açınca sinekler tekrar dolmağa başladılar.»
İtalyanlarla Karşılıklı Ateş
Homs önünde daima bir kaç İtalyan harp gemisi bulunurdu ve bunlar, sahil mıntakasını çok döverdi. Nuri de sık sık Homs'un şark cephesine karşı olan sahil bölgesinin ileri karakoluna (yerliler ileri karakola «'assa» derlerdi) giderek İtalyanlara kurşun a-tardı. Çünkü hiç top yoktu.
(Arkası var)
TAKVİM 1
6 ŞUBAT 941
PERŞEMBE
AY: S - GÜN: 65 - Kasım: 119
RUMÎ: 1856 — ŞUBAT: 21
MH Kİ: 1360 — SEFER: 7
VAKİT '/AVALİ EZANİ
GÜNEŞ.: 7,28 12,24
ÖĞLE: 13,26 6,21
ÎKİNDt: 16,38 9,33
AKŞAM: 19,05 12,00
YATSI: 20.33 1,30
ÎMSAK: 5,50 10,45
Belediye Haberleri:
Dahiliye Vekili
Dün Belediyede Meşgul Gldu
\\:[ gündenberi şehrimizde bulunan Dahiliye Vekili Faik Öz-trak dün Vali ve Belediye Reisi doktor Lûtfi Kırçlarla 'birlikte imar işleri üzerinde tetkiklerde bulunmuştur.
Vekil dün sabah Emniyet müdürlüğünde »bir ımüddet meşgul olmuş, öğleden sonra da Belediyeye gelmiştir. Evvelâ Belediye Teftiş Heyeti reisinden, teftiş talimatnamesi üzerinde, bilâhare Belediye Reis «muavini Lûtfi Ak-soydan da Daimî encümen çalışmaları, istimlâk ve ihale işleri ve tek ekmek tipi ile bunun kontrol | şekilleri hakkında izahat almışlardır.
Vekil geç vakte kadar Belediyede meşgul olmuştur.
Küçük Çocuklara Sinema Memnu
Belediye talimatnamesinin mem nuiyetine rağmen 12 yaşından a-jağı çocukların sinemalara alındıkları ve bazı sinemaların da gündüzleri 6 yaşından küçük bulunanların alınabileceğini kapılarına yazdıkları görülmüş ve talimatnamenin tatbiki, aykırı hareket edenler hakkında kanun! mu. amele yapılması için kaymakamlıklara tamim gönderilmiştir.
Ekstra Undan Yapılacak
Hamur İşleri
Francala, ekmek, çavdar ekmeği, simtiten başka diğer hamur işlerinin ekstra ekstra undan yapılması kabul edilmiştir. Yalnız Belediyeden müsaade alınması şart konulmaktadır. Ve ayni zamanda imal yerinin o gıda maddesi üzerinde etiketle gösterilmesi medburî addedilmektedir.
Binalarda Sığınak
Binalar dahilinde sığınak olarak kullanılmağa elverişli, mahzen, bodrum gibi yerlerin, «başka işlerde kullanılmayıp derhal sığınak haline sokulmaları için katî emirler verilmiştir.
Gayrimeşru Çocuklar
Bunları Çocuk EsirgemeKurumu Himayesi Altına Alacak
Bu resim Çocuk Esirgeme kurumunun toplantısını
ır
r
Soruyorlar ?
\
Bir talebe velisi soruyor ve diyor kl; Son haftalarda hususi ve ekalliyet mekteplerinde mevsim aşısı olarak talebeye tifo aşısı yapılmaktadır. Çok güzel ve yerinde bir tedbir., fakat bu aşılamayı hafta arasında yapmaktan İse cumartesi günleri yapsalar da, talebe o günü \d ertesi pazar gününü evlerinde İstirahat ederek geçlrseler daha İyi olmaz mı? Bir de aşıyı jalnız hususi ve ekalliyet mekteplerinde yapıyorlar. Halbuki *alebe çokluğu daha ziyade devlet mekteplerinin Ok, orta ve liselerinde bulunmak tadır. Bu mekteplerin hiç birinde henüz tifo aşısı yapılmamıştır. Eğer lüzum yok İse diğerlerine de yapılmamalı, şayet lüzum hlusedUlyorsa her mektepte aşı yapılmalı değU ml?
Bilhassa son günlerde sokaklara bırakılan gayrimeşru çocukların sayısı çoğalmaktadır. Çocuk Esirgeme kurumu bu suçsuz yavruların sokaklara bırakılmasını insanî bulmamış ve çok yerinde bir teşebbüs yapmıştır.
Çocuk Esirgeme kurumu her ay muntazaman yapılmakta olan mutat toplantısında, sokaklara bırakılan .bu gayrimeşru çocukların himayesi hususundaki bir teklifi müzakere etmiş, bu çocukların kurumun himayesi altında Darül-
acezeye gönderilmelerinin temini için İstanbul Belediyesi nezdinde teşebbüste bulunmağa karar verilmiştir.
Memlekete hayırlı işler gören Çocuk Esirgeme kurumunun bu hareektini takdirle karşılarken,
İstanbul Belediyesinin ve kıymetli Valimiz ve Belediye Reisimiz doktor Lûtfi Kırdarın da bu teşebbüsün müsbet netice vermesine, en büyük yardımı yapacağından emin 'bulunmaktayız.
Ekmek Çeşnisi
Ekmek Narhı Yeniden Tetkik Edilecek, Numuneler Sıhhat Müdürlüğüne Verildi.
İstanbul Belediyesi yeni tip ekmeğin gıda kuvveti ile 'bir çuvaldan kaç ekımek çıkabileceğini tes, bit etmek üzere dün aabah kendi
nezareti altında Tophanede Ra-
doviç fırınında ekmek çeşnisini
yaptırmıştır. Ve numune Sıhhat
müdürlüğüne gönderilmiştir.
Diğer taraftan Fiyat Murakabe
komisyonu da yeni ekmek tipi un üzerindeki tetkiklerine devam etmektedir. 30 kuruşluk çuvalın beş kuruş indirilebileceği hakkındaki iddia makul görülmemiştir.
Ekmek çeşnisinden alınacak katî neticeden sonra narh üzerinde de yeniden tetkikler yapılacaktır.
^ -I
Kahve Tiryakilerine
M I -I
10
Kahvecilere Tevziat Yapıldığından
Dün Satışa Başlandı
Son zamanlarda Istan'buldaki kurukahveciler satışa çıkarılacak kahve bulunmaması dola-yısüe dükkânlarını kapamak mecburiyetinde kalmışlardı. Gümrüklerde bulunan kahveler çekildiğinden dün tevziata başlanmış-
tır. Ve dün bir müddettenken kapalı bulunan kuru kahveci dük kânlarında kahve satışı başlamıştır.
Yukarıdaki resim, tiryakilerin kahve alabilmek için dükkânlara hücumunu gösteriyor.
Piyasa Haberleri:
Piyasada Gevşeklik
Tana Yolundan Vapur Bekleniyor
İki gündervberi piyasada gevşeklik vardır. Toprak Ofisi bedeli mukabilinde Borsaya getirilen buğday, arpa, çavdar ve yulafları satın ahmaktadır. Yalnız Adana, Mersin ve Ceyhan malları olan zayıf arpa ve buğdayların tüccar tarafından alınıp satılması serbesttir. Nohut, Fasulya, mercimek üzerinde işler gevşektir. Susam, keterttohumu 31.20 -31,30 kuruş arasında alıcısızdır. Kuşyemi 8,25 kuruştur, fakat gevşektir. Yalnız balmumu üzerinde biraz iş olmuştur. Fiyat 156 kuruştur. Sarı mısırı glikoz fabrikacıları 8,2ü kuruştan almışlardır. Tuna yolu açılmıştır. Bugünlerde oralardan vapur gelmesi beklenebilir. Bu suretle şimal memleketlerile Macaristana mal gönderilmesi imkânları olabilir. Gelecek vapurlarla bir miktar çivi, saç ve tıbbî ecza geleceği söyleniyor. Dün yaıbancı memleketlere 450 bin liralık hurda incir, küspe, kuru üzüm ve lakerda gönderilmiştir.
Yağ Fiyatları Kontrol Edilecek
Son günlerde yağcıların yeniden fiyatları yükseltmeğe "başladıkları görülmüştür. Fiyat Murakabe bürosu toptancı ve perakendeci yağ tüccarlarının faturalarını tetkik ederek evvelce konulmuş olan kâr niöbetinden fazlaya satış yapıp yapmadıkları araştırılacaktır. Bu fiyatlardan fazlaya satış yapanlar şiddetle cezalandırılacaklardır.
Bazı tüccarların banka ardiyelerinde külliyetli miktarda zey-tinyağ sakladıkları bankalardan gelen beyannamelerden anlaşılmıştır. Bu zeytinyağlarm da maliyet fiyatları tetkik edilecek ve satışlar da kontrola tabi tutulacaktır.
Haber aldığımıza göre Ticaret Vekâleti yakında yemeklik yağ ve zeytinyağına azamî fiyat tesfcit edecektir.
Ardiyelerdeki İthalât Eşyası Tesbit Ediliyor
Fiyat Murakabe bürosu ayni zamanda'banka ardiyelerinde bulunan «bütün iühalât eşyasını te«bit etmiştir.
Komisyon 'banka ardiyelerinde bulunan manifaturaların satışlarını daimî surette kontrol altında bulunduracaktır.
Bu mallar ardiyelerden çıkanl-dığj zaman tüccar satış yaptıktan sonra (bu satışını kime ve kaça yaptığını Murakabe bürosuna resmen bildirmeğe medbur tutulmaktadır.
Murakabe bürosu da satışların doğru olup olmadığını işçilerden soracaktır.
Değirmenlerin Kontrolü
Ticaret Vekâleti, Başkontro-lörlüğüne bağlı bütün kontrolörleri, dünden itibaren Istanbulda-ki değirmenlerde mevcut unları tetkike ve içlerinde bulunan çavdar miktarını tesbite memur etmiştir. Dün değirmenler muayyen bir surette kontrol edilmiştir.
GÜNDEN
GÜNE
Kürkçü Çarşısı
Tarık Mümtaz, «Kırpıntı tor bası» isimli fıkrasında diyor ki:
«Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır derler. O halde Ankara caddesi upuzun bir kürkçü çarşısıdır.»
Yukarıdaki satırların sahibi bu hükmünde aldanmıyor. Zaten, Ankara caddesinin kürkçü çarcısı olduğu, kendilinin dönü}, dolaşıp bu çarşıya gelmesinden de pekâlâ anlaşılıyor!...
Hayvanları Koruma
~ | , ,
Cemiyetine İş
Hayvanları Koruma cemiyeti,
arabasına fazla yük yükliyen a*
rabacılarla esaslı mücadeleye gi riçmiş.
Hamallık eden küçük bîr çocuğa, taşıyabileceğinden çok fazla yük tanıtıldığı zaman, kimse bir jey demiyor. Buna çare bulmak için acaba insanın da bir nevi hayvan olduğunu hatırlat-mak ve Hayvanları Koruma cemiyetini harekete getirmek mi lâzım gelecek?
Fennî Şekilde Ölüm!
Müsaadenizle, gene Hayvanları Koruma cemiyetinden bahsedeceğim :
Efendim, bu cemiyet bir ay içinde 150 köpek ve 173 kediyi fennî bir şekilde öldürmüş.
Hayret doğrusu... Fennî şekilde öldürmek! Bu ne demek acaba?... ölüm, ölümdür... Bunun «fennî», yahut «gayrifennî» şekli olur mu?...
Şimdi akla; eğer fennî şekilde ölüm canlı mahlûklara az eziyet veriyorsa, bu usul insanlara da tatbik edilsin, diye bir fikir gelebilir. Gelebilir ama, bence buna hacet yoktur. Bugünkü harp zaten insanları fennî bir şekilde, yani fennin vücuda getirdiği âletlerle öldürüyor da ondan!...
Nizameddin'den
Örnek Alsın
İşte size, Reşat Feyzinin «Yazmak l» fıkrasından alınmış bir kaç satır:
«Yazmak ve konuşmak... Ah, yazmak!. Muharrir, ya, yazacak bir şey bulamadığı vakit, yahut ta, yazacak, söyliyecek çok şey olduğu vakit sıkıntı içindedir.
Bugün, ben, öyleyim?. Hangi birini yazayım?. Ne yaza yun?. Bir sıkıntı ki, sormayın.. Mevzuun nedir, diye soracaksınız?. Ben bilsem, sıkıntı çeker miyim?.»
İlâhî meslekdaş! Mademki, o kadar sıkıntı içindesin! Ne olur, bir gün de yazmayıver. Niza-meddin Nazif in hikâyesini bilmiyor musun? Bizzat kendisi günlük bir gazete çıkarırken bazı günler gazetesini çıkarmağı unuturdu ve derdi ki: «Hergün gazete çıkaracağıma dair benim o. kuyuculara karşı taahhüdüm
yoktur.»
Şahabeddin UZUN KAYA
Memuriyet imtihanları '
Bundan sonra memuriyet müsabaka imtihanlarının merkezde Ankarada yapılmasına karar verilmiş vc bu husustaki emir dün İstan'bula bildirilmiştir.
— Tabiî.. Tabii anlıyorum .
Diyerek odadan çıkmağa hazırlandım. İhtiyar kadın ajTil ycknaauk sesle;
_ Rebcka nerede? Niçin Maksim Rebe-
kayı getirmiyor? Diye söyleniyordu.
Koşa koşa aşağıya İndik. Hemen otomobile bindik. Bir müddet hiç konuşmadık. Nl-hajet Beatrls söze başladı:
_ Affedersiniz dedi. Çok aksi oldu. Fakat
boyîe yapacağını tahmin edemezdim.
— Rica ederim, Beatrls, no ehemmiyeti var. Bunak bir ihtiyarın sözleri beni incitmez kl.
_ Evet ama.. Vaziyeti biliyordu. Başka
bir defa sizden bahsetmiştik. Sizi tanımak istediğini söylemişti, birdenbire neden böyle yaptıftım anlamıyorum.
— Yadını düşününüz, Beatrls, bu yaşta İhtiyarlar yeni hâdiseleri unuturlar ve eski vakaları hatırlarlar. Maksimi düşünürken Rebekayı hatırladı.
_ Evet Rebekayı cidden çok severdi. O-
nun her sözü, her hail hoşuna giderdi. Garip bir şeydir ama Rebekayı sevmeyen yoktu. Herkesi kendisine bağlardı. Kadın, erkek, çocuk, hattâ hayvanlar bile onu çok severdi. Neyse her halde bana bu ziyaret için teşekkür etmiyccefclnlze eminim.
— Beatrls, bunda sizin hiç kabahatiniz yok.. Artık bu hadiseden bahsetmesek daha iyi olmaz mı?
Sustuk.. Biraz sonra Manderley'e varacaktık. Beatris'e beni yoldu bırukmusını rica
İdim.
Bir sigara yaktı. Mlsls Danvcrsden bah-setmlyeceglnl anladım.
ettim. Biraz yürümek istiyordum. Kabul etti. Vedalaştık, o yoluna devam etti. Ben de yavaş yavaş şatonun yolunu tuttum* Demir kapı uzaktan göründü. Maksimin otomobili de orada duruyordu. Demek kl gelmişti. Kalbim sevinçten çarpmaca başladı. Koşa koşa eve geldim, içeri girdim. Şapkacı, eldivenleri bir sandalye üzerinde duruyordu.
Salona doğru yaklaştım. Sesini duyuyordum. Blrlslle konuşuyordu, öfkeli öfkeli bu sözleri söylediğini duydum.
— Bir daha buraya ayak basmasın, anlıyor musunuz? Geldiğini nereden ml haber aldım? Size ne? Kim söyledi ise söyledi. O-tomobillnl bahçede görmüşler. Bir daha buraya gelıniyecek, Manderley'e ayak basmı-yacak, anladınız mı? ,
Hemen oracığa saldandım. Biraz sonra Mlsls Danvers oeludan çıktı, öfkeden yüzü âdeta yemyeşil idi. Biraz bekledim, sonra salona girdim. Beni görünce Maksimin yüzü güldü, i Hıt çok öfkelenmiş olringunu titreyen dudaklarından ve kısılmış, olan burun deliklerinden anladun.
— Yapyalnız ne yaptın, bakahm? Dedi. Beni öperken kendisine olan hasretimi hissettim. Sanki uzun zaman ayrı kalmış gibi
İdik.
— Beatrls Ue beraber büyük anneni ziyarete gittik.
— Nasıl? İyi mi?
— fjC
Pencerenin kenarına yanyana oturduk e-llnl ellerimin araşma aldım:
— Seni çok özledim: Çok, pek çok göreceğim geldi, dedim.
— Doğru mu?
Bir müddet konuşmadan öylece oturduk:
— Londrada hava çok sıcak mı İdi? Diye sordum.
— Evet, çok... Londrayı hiç sevmiyorum.
Mlsls Danvers ile aralarında geçen münakaşayı bana anlatacak mı diye bekledim. Acaba Favell'ln geldiğini ona kim söylemiştir y ,SV . '¦ .
— Nen var? Maksim bir şeye canın mı sıkıldı ?
— Çok yoruldum. Kaç saattir de yolda
Bir pazar günü olduğunu hatırlıyorum, öğleden sonra bahçede rahat rahat oturup konuşmaca hazırlanırken bir sürü misafir bastırdı.
O gön öğle yemeğine Frank Kraley gelmişti. O da bizimle buhçede dinlenmek arzusunda İdi. Fakat böyl£ yapmak kısmet olmadı. Misafirler çaya da kaldılar. Saatlerce onlarla konuşmak, onlara çay ve pasta İkram etmek hiç de hoşuma gitmiyordu.
Maksim herkesle konuşuyor ve hiç sıkılmış görünmüyordu. Halbuki onun da kalabalıktan hoşlanmadığını biliyordum. Nazik ev sahibi rolünü her halde pek İyi oynuyordu. , .
Lady Krovan isminde mliziç ve yılışık bir kadın balo bahsini açtı. Maksimin üzerine udeta hücum edercesine sordu:
— Mlster de Vinter size çoktanberl bir şey sormak İstiyordum. Manderleydo bir maskeli balo vermlyecek misiniz?
Maksim hemen cevap vermedi. Fakat söze başladığı zaman sesi gayet tabii idi:
— Hiç düşünmedim, hiç aklıma gelmedi.
— Nasıl gelmezmls? Bütün civar halk bu nu bekliyor. İler sene ne kadar eğlenirdik. Ne olur, bu sene de böyle bir balo yapsanız... '
(Arkası var)
6.3. 94T
VATAN
İngilizlerin IİIustrîous tayyare gemisi ve geminin bir kaç tayyaresi
10 Kânunusani - 941 de İngi-, liz Akdeniz filosunun bazı parçalan şark sularına giden büyük bir (Convay) a refakat c-dıyordu. Bu kafile orta Akdeniz sularında iken büyük bir Alman hava filosunun taarruzuna uğw-dı. En yeni İngiliz tayyare gemisi ve Taranto körfezindeki İtalyan filosuna büyük felâketler veren bu mühim filonun en mühim gemilerini kısmen felce, kısmen hara'brye uğratan «İUus->trius» tayyare gemisi de bu kafilenin beraberinde idi. Aknan ve İtalyan hava filoeu bu gemi* den intikam almak için bütün kuvvecile bu gemi üzerine hücumlarını teksif ettiler.
Bütün bu kuvvetli hava filosu; gerek torpitolan ve gerekse bombaları ile bu tayyare gemisini tahrip etmeğe ve yalnız intikam savletile bu gemiyi Ak denizin suları altına gömmeğe azmetmiş idL
Yedi saat devam eden bu cehennemi taarruz karşısında düşmanın bütün emellerine rağmen, endişesiz bir surette mücadele eden bu gemi, kendini kırk elli tayyarenin (500) kiloluk felâketler yağdıran bombalarına karşı müdafaa ve mu-ha'faza ederek, aldığı yaraJara rağmen» en yakın Akdeniz İngiliz limanına girmeğe muvaffak olmuştur.
Geminin sancak ve iskele taraflarına ve denize düşen bu müthiş bombaların hasıl ettiği dalgalar gemiyi, bir fırtınanın vücude getirdiği dalgalar gibi yalpaya düşürüyordu.
(İllustrius) un müthiş feryatları gittikçe artan toplarının tazyiki karşısında mukavemet gösteremiyen tayyareler (İllustrius) a karşı başladıkları taarruzları terkederek bütün şiddetleri ile filonun diğer kruvazör ve harp gemilerine tevcih ve ta. arruz ettiler.
Bomba isabetindeki hataların neticesi olarak gemilerin hemen yanlanna düşen bombaların çıkardığı büyük su sütunları yüksek irtifalara kadar varmakta ve adeta birer duvar şeklinde gemileri sarmakta idi. Düşman tayyarelerinin attığı torpidolar, geminin kuvvetli manevra kabu lryeti yüzünden, hedeflerini bulamıyordu. Geminin seyir halin de ve manevraya süratle muvaL fak olması taarruzdan masuniyetini temin ediyordu.
Bu izahatı mensup olduğu müesseseye yazan Amerikan (Associated Press) in muhabiri yazısına şu suretle devam e-diyor.
<fBen öğle yemeğini almak ü-zere yemek salonuna geldim. Sa at on ikiyi otuz dakika geçiyordu. /Gemideki (borazan) m keskin boru sedasını işittim. Bu çılgın seda, bir düşman hücumu nun başladığına işaret idi. O anda geminin muhtelif mevkilerine yerleştirilmiş olan ses yükseltici âletlerin ağızlarından şu emir fırladı.
v'HeAea harp mevkilerine»
Ben bir can kurtaran yeleğini alarak derhal kıç asansörüne koştum ve oradan kaptan köprüsüne fırladım. Kaptan köprüsüne geldiğim zaman bir Alman 'bom'baöi gemiye isabet etti. Müthiş ve taftıripkâr bir yıldırımı andıran bir daribe.. Ve onu takip eden bir alev, gözleri kör eden bir alev gemiyi sarmakta.
Ölümden kurtulmuş bir zabit; «Şimdiye kadar görmediğim müthiş ve mahuf bir şey.
Tıpkı cehennem kadar yakıcı bir ateş. Bunu başka türlü tarif mümkün değiU dedi.
Zabit ve kumandanlar vazifeleri banında. Sıhhiye bölükleri, düşman atehinin şiddeti altında yaralıları tedavi mevkilerine nakletmekle meşgul. Ge-
Bir
Deniz Harbi
Yazan:
Hflsaı
Ülsel
Eski Bahriye Müsteşarı
minin ön, arka, yan taraflarına mütemadiyen bomba yağmuru yağmakta. Düşman tekmil müdafaa vasıtalarının gösterdiği fevkalâdeliğe rağmen pike yapmakta devam ediyor. Dakikalar asırlar kadar uzun.
Bu müthiş taarruzlaT altında gemi yolunu saçırmıyan azimkar ve mücadeleci bir kuvvet halinde limana doğru gidiyor. Zaman zaman uçuş güvertesinden siyah dumanJar yükseliyor. Kaptan köprüsünün bütün cam, lan kırılmış. Üst köprüde karagözlü Amifal (Corc Liater), ü-zerine yağdırılan Alman makineli tüfenk ateşini lâkayıt seyreden mücerrep bir gemici ruhile
arkadaşlarına emirlerini veri. yor.
Alt köprüde bulunan geminin kumandanı kaptan (Deniş Boyd) piposunu çekiyor ve «tekmil asker harp mevkilerine» kumandasını tekrarlıyor. Limana girmezden evvel düşmanın torpito atan tayyarelerinin salıverdiği torpidolardan gemisini kurtarmak için tezyidi sürat manevrasını yapıyor ve kurtarıyor.
Topların 'bu kadar çok mühimmatı nereden bulduğuna hay retteyim. Kendisini batırmak istiyen Yunkerslerin burunlarına tıkadığı bu cephaneler daima yetiştirilmekte ve top-fcr munta. zam çalışmakta.
Ölüm saçan bu müthiş bombalar gemiye isabet etmemek çartile geminin etrafına tekrar düğmekte.
Alman tayyareleri ıgemiye hücum ederken gemiden yüksel mi« olan tayyareler de düşmanla çarpışarak on iki düşman tay
yaresini düşürmeğe muvaffak oldu. \
Biraz sonra karanlık bastı. Ve gemi cehennem yolundan felâketsiz geçti. Salimen limana çeldik. Bombaların yaptığı hasarı temizlemekle ve yaralan kapıyarak denize açılmağı temin etmekle meşgulüz.
On iki saat sonra zarar gören yerleri gezerken kendi kamaramın da yandığını gördüm. Pasaportum yanmış. Hayatta ol duğuma memnunum.
Limanda da düşman gemiyi batırmak için müteaddid taarruzlar yaptı. Fakat geminin tekmil topları onlara ateş açmakta gecikmedi. İtalyan donanmasına Akdeniz sularını mezar yapan tayyare gemisi, bütün düşman tayyarelerinin öldürücü ve kahredici taarruzlarına karsı gelmiye hazır bulunduğunu gösteriyor ve Akdeniz sularının kendine mezar olamayacağını bağıran topları ile söylüyordu.
Bornova İçme Suya
Bornova Belediye Reisi B. Etem
Bornova, (Vatan) — Bornova civarında Çam köyü yakınındaki heyelan yüzünden çehre gelmekte olan içme suyu tesisatının hasara uğradığını evvelce bildirmiştim.
Bornova belediyesi harap olan 150metrelik boruyu askıya almak suretile muvakkaten su temin etmiştir. Bununla beraber tesisatın başka bir yere nakline ihtiyaç olduğu da söyleniyor. Buda ancak 5000 lira sarfile yapılacaktır.
Danonçiyoya Kapalı
Mektuplar..
- Üçüncü Mektup -
Be Danonçiyo'm! Mademki Bunca Malın, Neyin Varmış, Neye Yansını Bana Vermedin!
P u mektubumu Bingazi.
den yazıyorum. Zihnim, geçen aeneki Avrupa gibi, rakamların paniğine uğradı. Ya-rabbi o ne rakamlardı bu ne lakamlardır!
Birkaç yıldan beri Avrupa hakikaten bir takım rakamların meydana getirdiği bir akli ve ainir paniğine uğramıştı. Sekiz milyon süngü, kırk yüz bin top, on seksen bin tankı doksan otuz bin tayyare, bir o kadar mayyare. Sayısız denizaltı, mayısız meniz üstü. Milyonca filân, milarca falan vesaire vesaire...
Zavallı Avrupa, yirmi yedi yıldanberi zaten sarsalçlaşmıştı, bu rakamları her sabah gazetelerde her akşam radyolarda ijide işide paniğe uğramaz da neylerdi) Nitekim öyle bir pa-nikleyiş panikledi ki zangırtısı hâlâ geçmiyor. Elinde fazladan memleket kalsaydı onu da istemeden peşkeş çekecekti. Bereket versin i§i şimdilik yarım Transilvanya, leblebi Dobruca
ile yatıştırıp örtbas etti. j
Ansaldo balkonlarda bangır bangır bağırırdı da İnanmaz, idim. Sen salonlarda şangır langır manzumeler okurdun da hiç kanmaz, idim. Gayda sütun autun yazar, idi de hiç kanmaz, idim. Mcğerkim ne doğru imiş, ne doğru imiş!
Ama bu sefer paniğe tutulan Avrupa değil. Fark burada. Kendi rakamlarınız kendinizi heyheylere uğrattı.
Bravisimo Danonçiyol Yüreğimin olanca samimiliği ile seni tebrik ederim. Dünyaya ilân ettiğin rakamlar elifi elifine, sıfırı sıfırına, mumdirek doğru çıktı. Şöyle etrafıma bir bakıyorum da gözlerim karıyor, şöyle bir kulak veriyorum da beynim uğulduyor. Ne mektepte o-
kuduğum zihnî hesap bilgisi kaldı, ne lugaritma cetveli, ne de savların anlamı... Şaşa kalmaz da neylerim:
İrili ufaklı, ince kalın çaplı bin dokuz "üz bu kadar top! Yirmi bir biıt altmış doksan boy boy mitralyözl Makinesi kendinden bir o kadar ateşli silâh I On yüz milyon gölge, ondan fazla obüs, otobüsl binlerce tank, milyonlarca mank, mil-varlarca mermi, bir alay gemi! Yirmi altı bin ton elbisel
Yalnız bu elbiseleri hesap edecek oldum, aklım du. rayazdı: 24 bin ton 24 milyon kilo eder. Palto, caket, pantol bir takımı sekiz kilo saysak tam üç milyon kişiyi giydirir Kuşatır.
Hele tayyareler, hele onlar, hele onlar. Yalnız oarçalanmış-lan saymakla biter tükenir değil. Ya yiyecek, içecek, giyecek ambarlarına, hangarlarına ne demeli? Sigara paketinin arkasına kurşun kalemimle bir hesap ettim, yansının yarısı iki Berlini dört yıl tıka basa besler.
YAZAN:
AKA GÜNDÜZ
O kadar afallamışım ki, doğ-ruHu, bir aralı!, gözlerime, kulaklarıma inanasım gelmedi. Fakat yanımda dünyanın en namlı muhasebede muzaaf usul mütehassıslarından mejhur riyaziyeci profesör Wavel vardı. Ona danıştım.
—» Evet, dedi. Hepsi doğru* dur. Ben birzat hesapladım. Fa. kat bu kadarla kalmaz, mabadi var. Onu da 9u günlerde cetvel-liyeceğim.
Artık o söyleyince inanmazlık olmaz, akan sular durur» duran ordular yürür.
Dununla beraber yine sa-
na kızma klan kendimi
alamadım.
Be Danonciyom I Mademki
bunca malın neyin varmış, neye yarısını bana vermedin? GiU
tin hepsini Allanın çöllerinde har vurup harman aavurdun. On ların yarısını bana vermiş olsaydın, sana bir değil, gıp diye iki imparatorluk kurardım. Benim gözüm aç olmadığı için ikisini de sana verirdim. Ne yazık ki müsrifsin, tutumun kötü, bir hovardalık uğrunda ikisini de bir günde elinden kaptırdın. Numunesi meydanda.
Şurasını hemen »öyliyeyim ki bütün bunların makinelileri İle cansızlarını ka/bul ederdim. Can lılc*i işime yaramaz, q zavallıcık* lar yurtlarma dönüp yaşamağa
uğraşsınlar.
Diyeceğim şu: Sakin, çalışkan, sulKperver bir memlekete yazık ettin. Çoban, sürüsünü kurda yaralatır mı? Sen, bunu yaptınl Ana, evlâdını arslan ağzına atar mı? Sen, attın!
Sana mektup yazmaktan şimdilik vazgeçtim. Çünkü insanlığım bana bunu emrediyor. Felâket karşısında susmak, acıma, sını bilen kalbin vazifesidir. Ben Türküm, başka türlü yapamam.
Kim Kimle Evlenmeli?
Selanik
Yanan frıüdarasının Anahtarıdır
(Başı 1 incide) X ölçüde kıta ve harp malvemesl nakliyatı, demiryollarile yapılmak mecburiyeti vardır. Ordular gittikçe büyüdüğünden ve ordunun kullandığı harp malzemesi gittikçe çogaldıtfm-dan demiryolları düne nlsbetlc daha fazla ehemmiyet ve kıymet kazanmaktadır.
Almanyanın Romanyada 600 bin kişilik bir orduyu bir ay içinde tah-şit edebilmesi, ancak demiryolları sayesinde mümkün olabilmiştir. Bu; demiryollarının harpte gördüğü işler hakkında yepyeni bir misaldir.
Yunanistan deniz tlcaretlle besle* nen bir memlekettir. Sanayi ve toprak altı servetleri itlbarilc Yunanistan fakirdir; bu sebeple yol ve demir yollarına sahip değildir. Yuna-nlstanın demiryol ve trenleri dejil, ticaret gemileri çoktur. Yunan İktisadi varlığının sıklet merkeal denizlerdedir ve ticaret deniz vasıtalarına inhisar eder. Deniz nakliyatı, bütün Yunan sahillerinde devam eder, fakat, haritada görüldüğü üzere, başlıca demiryolu nakliyatı Selanik ile Atina arasındadır.
Arnavutluk hududu ve bu hudut cenubunda kalan mmtaka dağlıktır; demiryol inşasına müsait değildir.
Yunanistan demlryollarınm uzunluğu 3300 kilometredir. HükOmet ve şirket demiryollarında eem'an 338 lokomotif, 636 insan vc 6617 eşya vagonu vardır ve takriben 10 bin momur kullanılmaktadır. Yolcu katarları saatto 20 ¦ 30 kilometre ve seri katarlar saatte -10 kilometre süratle giderler. Seri yolcu trenleri yaJ nız Selanik - Atina arasında ve günde bir sefer olmak üzere işler. Yolcu trenleri bütün hatlarda 3 seferden fazla değildir.
Yunanistan demiryolları dört büyük hatta ayrılır, bu dört büyük hat tan üçünün çıkış noktusı (Selfrnlk) tedlr. Selanik şehrine hakim olan kuvvet, demiryol nakliyatının büyük kısmını felce uğratmağa muvaffak olur. Bu sebeple, Selanik bir İstila ordusu için roükommel bir sevkulcey şt hedeftir. Zutcn demiryollarını vc mühim istasyonları ele geçiren taraf, muhakkak o memleketi de de geçirir,
Selûnlk, hem büyük bir liman ve hem dc büyük bir demiryol istasyo
nudur. Selanik, Atinaya, Türkiye U- suna yardım etmek isterce, Selûnlk zerinden Bulgarlstana ve Yugoslav- Uman ve demiryol istasyonunu ole ya üzerinden merkezî Avrupaya bag- geçirmesi vo Selanik - Florlna delidir, mlryolunu kesmesi kâfidir.
Türkiye hududuna uzanan Şark Fakat yaklaşan tehlike karşısın-
demlryolu, Yunan - Bulgar hududu- da, Yunanlıların vc hiç olmazsa Sc-
Arnavutluktaki harbi devam ettirmesi, Selanik şehrinin ve Selanik * Florina demiryolunun elde bulundurulmasına bağlıdır. Selâni&l kaybettiği takdirde, Yunan ordusu, Arnavutluktan geri çekilmeye mecbur kalacaktır.
Selanik kaybedildikten sonra, Yunan ordusunun mukavemet edeceği
mmtaka Lârisa - Kalabaka- Epir hattı şimalidir. Sel&nlkten sonra A-tina istikametinde en mühim demiryol merkezi Lârisadrr. Bu demiryol merkezi, Valo ve Kalabaka şehirlerine demiryolu Ue bağlıdır.
L&risadan sonra Atinaya uzanan bir demiryolu vardır. Peloponea adası muhiti demiryolu ^le çevrilmiştir; denize karşı müdafaası kolaydır.
Bu kısa tetkikten sonra çıkaracağımız neticeler şunlardır:
1 — Sel4nik - Dcdeagaç demiryolu 626 kilometredir; şimale karşı em niyeti hafiftir. Sevkulceyiş kıymeti azdır. Çünkü dar m in takada Bulgar - Yunan hududuna yakm ve muvazi bulunmaktadır.
2 — Selanik şehri, Yunan İs tanm Meriç boyundan Adriyatik sahiline kadar devam eden şimal hudutlarının müdafaası İçin en mühim bir liman ve demiryol istasyonudur. Selanik kayfcedüdigi gün Yunan ordusu Selanik - Dedeagaç arasındaki mmtakada harbi kaybeder ve garpta yani Yugoslavya ve Arnavutluk hudutlarını boşaltarak Lârisa şimaline çekilmiye mecbur olur.
S — Arnavutluktaki harbin hayat daman Selanik - Florlna demiryolu* dur. Selanik kaybedildiği gün, Arnavutluktaki Yunan ordusu şimal ve merkez cephelerile geri çekilmiye vc bu demiryolunu tamamile tahrip et-nıcge mecbur kalır. Yunan ordusu. Arnavutluktaki vaziyet dolayısile Selanik - Florlna dçmiryolunu şimale karşı müdafaa etmek mecburiyetindedir. Ana vatanla irtibatının kesilmemesi için başka bir çare yoktur. I külceyiş vo tabiye bakımından za-4 — Selanik kaybedildiği takdirde, ytf Ve tehlikelidir; fedakârlığı göze
Yunan ordusu ancak Lârisa şimalin- alarak o mmtakada hudut oyalama
de mukavemet edebilir; ikinci mü- muharebeleri verüebUir.
cjafaa nımtakası Lârisa - Kalabaka 2 — Arnavutluk cephesinde İtal-
şimalindekl arazidir. Burada tutula- yau ordusuna karşı hafif kuvvctlcr-
cak cephe, Valo - Lârisa - Kalabaka \t sevkulceyiş! oyalama,
demiryol şebekesine istinat eder. şu halde Yunan ordusu şarkta
Görülüyor ki, Yunanistanın şimal kuvvetli bulunmalıdır. Bu maksat-
hudutlarmdaki emniyet vc müdafaa ja kuvvetinin sıklet merkezini şark-
tamamllc Selanik şehrine bağlıdır, ta bulundurmalıdır. İtalyanların Mo-
Ahnan ordusunun Selanik istikamc- rava Ve diğer sahillere bir çıkarma-
tinde aerl bir harektto bulunması- BIf İngiliz deniz kuvvetlerinin yar-
nın no gibi sevkulceyşl faydalar te- dımlan dolayısile varit olamaz,
min edeceği, bu izahattan sonra ta- Bütün bu mütalâa, Yuaoslavya-
mamüe anlaşılmaktadır. Alman or- nm bitaraf kaldığına veya^istilâ e-dusu, Yunanistandaki italyan ordu- [ dildlğinc göredir. Böyle bir şey vaki
olursa, Sclânik'ln müdafaası ve Ar-
Siyasî İcmal
Bulgaristanın İşgalinden Sonra
lmanyanın, Bulfaristanı askerî işgal altına alma-
tındaki maksadı yalnız Yunanis-tana karcı bir taarruz hazırladığı
teklinde görmek doğru değildir. Almanyonm bunda askeri bir maksadı varsa iktisadî vc siyasî diğer birer maksadı da gezden uzak tutmamıştır. İkhıadı maksadı, Bulgaristan içgalinin hazırlandığı günlerde işaret ettiğimiz
gibi, bu memleketi tamamile kendi ihtiyaçları için kullanmak arzusudur. Siyasi maksadı da, İtalyan bozgunu üzerine sarsılan Mihverin nüfuzunu canlandırmaktır.
Fakat, Almanyanın Bulgaristan işgali île gerek askeri bir ha. rekette umduğu neticeyi alabile. "ğif gerek iktisadi bakımdan büyük bir istifade edeceği ne-kadar meşkûkse, Mihverin siyasi nüfuzunu canlandırmak teşebbüsünün tamamile aksi netice verdiği muhakkaktır. Zira. Sovyetlerin, Bulgar hattı hareketini tasvip etmediklerini açık* ça bildirmeleri ve, Londranın işaret ettiği gibi, buna resmi bîr mahiyet vermekte ısrar göster meleri Mihverin, esasen pek zayıf kalmış olan nüfuzunu büs bütün sarsmıştır.
Hakikaten, Sovyetler, Mihvcı siyasetile tamamile işbirliği ya / -mif olmamakla beraber, hiç o. mazsa resmen Almanyanın dostu sıfatını haiz bulunuyor ve, bilhassa Mihverin propagandası, onu bu istilâ siyasetinde onlarla beraber gösteriyordu.
Halbuki bugün, Sovyetler Birliği Bulgaristanın işgalini, hele harbin Balkanlara yayılmasını hos görmediklerini resmen bildirdiler. Bulgaristanın işgaline başlandığı ilk gün, Giornale d'ItaHa'nm meşhur başmuharriri Sinyor Virginio Gayda, bunun «Amerikaya bir ihtar» olduğunu söylüyordu. Halbuki, ertesi gün, asıl Sovyet Hariciyesinin resmi beyannamesi Mihver için bir ihtar teşkil etti.
Bulgaristanın iktısaden Al-manyaya bağlanmış bir halde bulunduğu kadar, Sovyetlere de bağlı olduğu malûmdur. Binaen, aleyh, Sovyetler Birliğinin bu ihtarı üzerine, Bulgaristanın ondan daha fazla ayrılmakta ve tasvibi olmayacak bir şekilde
hareket etmekte tereddüt göstereceği umulabilir.
Üçüncü noktaya gelince; Almanyanın, etraftan göreceği mu kavemet karşısında, Yunanista-na karşı askeri bir hareketten çekinmesi ihtimali de yok değildir. Hududunu Yunanistana ka.
dar indiren Almanyanın «fiilî bir mütareke» ye girmesi mümkün görülüyor. Bu mukavemet nekadar kuvvetli olursa, Almanyanın tereddüdü o kadar fazla olacaktır. Zira, Yunanistana taarruz, hattâ orada büyük bir
kısmı işgal ile Almanyanın eline geçecek fayda, tehlikesine nisbetle o kadar azdır ki, buna ancak daha sonra, yeni bir siyasî nüfuz ararken teşebbüs etmesi daha akla yakın gelir.
Vahdet GÜLTEKİN
navutluktakl vaziyetin muhafazası müşkül bir mesele olur. Yunan ordusunun ikiye ayrılması tehlikesi vardır.
Bu suretle, ingilizlerin nc maksat-
na çok yakındır; Şimalden vuku bu- lânfk üe Selanik • Florlna demiryo- ha ve nerede Yunanlılara yardım et-
Bayan Nevzad Kurtarır
87 yadında, orta boylu ve -şişmandır. Şehadetna-melt ebedir. Dört odalı bir evi, bir miktar parası vardır. Ayrıca her ay yüz yüz elli lira ara«mda kazanır. 28 yaşında evlenmiş, altı ay sonra korası ölmüjj. dul kalmıştır.
Bay Nami Bonbon
26 yakındadır. Ortu boylu esmerdir. Yüksek tah&U görmüş, bir kaç Usan bilen bir hukukçudur. Anadan, buhadan mini» yemiştir. Bir çok kız vc erkek kardeşleri vardır. IIuBUbl otomobil kul lan mı ya ve para yemfyr -1. ı> . ıh merakı vardır.
lacak bir latUftda ilk hedef Selûnlk lunu müdafaa için tedbir aldıklarını
- Edirne demiryolunu kesmektir. Bu kabul etmeliyiz. Ana vatan toprak-
sebeplc dar mmtakada ve hududa lan tatilâ tehlikesine maruz bulu-
müvazl olan bir demiryolunun sima- nurken. Yunanlıların Arnavutlukta
lo kar?ı sevkulceyşl kıymeti pek vardıkları hatta harbe devam etme-
ardır. lcrine ihtimal vermek, sevkUlceylse
Yugoalavyaya uzanan dcmiryolla- vo askerliğe sigar şeyler değildir,
rı, bilhassa Arnavutluk cephesi için Şimdiden Selanik istikametinde
çok mühimdir; Arnavutlukta harp muhtemel bir İstilâ hareketi karşısın
eden Yunan ordusunun demiryol da Yunan ordusunun vazifesi, — de-
nakliyatı Selûnlk - Florina hattma miryolların sevkulceyşl vasıflarına
dayanmaktadır. Selûnlk şehrinin kay güre — iki tarzda olması icap eder:
beâllmefllle. Arnavutlukta Yunan or- 1 — Yugoslavya - Yunan - Bul-
dusunun ana vatanla olan biricik gar hudutlarının birleştiği nokta
demiryol irtibatından tamamile man Ue Selanik şarkındakl körfez arasm-
rum kalacağı vc harbi idame edemi- da şarka doğru bir cephe tutarak
yecefi aşikârdır. müdafaa. Bu hat şarkta Merice ka-
Gflrfllüyor İri Yanan ordusunun dar olan mm takan m müdafaası sev-
mesi lâzımgcldifi dc ortaya çıkmış oluyor.
İngilizlerin bu içte geç kaldıklarına şimdilik müsbet veya menfi bir
malûmatımız olmadığı için. kat'î bir hüküm veremeyiz. Fakat her halde Yunan müdafaa tedbirlerine filen iştirak ettiklerini kabul etmek doğru olur.
Bu me6dede olup biten işlerden uzak ve habersiz bulunan bitaraf bir askeri müşahidin ileri sürecefi mütalâalar ancak bunlar olabilir. Fakat çok yakmda bu mesele, günün meselesi olarak ortaya dökülecektir. O zaman mütalûalanmrzm Kıymet ve isabet derecesi anlatılmış o-<
VATAN
6 - 3 - 941
Çocuklara Havacalık Haberleri
OKULLARDA GÖRDÜKLERİM
Kliper
Uçaklar
Biliyorsunuz ki, iki seneye yaklaşan harp dolayısile, Avrupa ile Amerika arasındaki Atlas Okyanusunda yolcu gemileri işlemiyor. Fakat gün geçmiyor ki, büyük ve meşhur bir Amerikalının Londra., ya veya Avrupanm 'herhangi bir şehrine vardığını veya Avrupa-dan bilmem hangi prensin Ame-rikaya ulaştığını, jgazetelerde okudunuz... Tabiî ıbu nasıl oluyor? diye düşündünüz... Anlatayım yavrularım:
Bir zamanlar, Avrupadan A-jrjcrikaya tayyare ile gelmek büyük bir rekor sayılıyordu, her şeyin başlangıcı 'büyük sanılıp hayret edildiği gibi.. Fakat 'bugün büyük «bir Amerikan .tayyaresi haftanın belli günlerinde Amerı-
kadan kalkarak Avrupaya geliyor, ve bir çok ta yolcu, mektup
ve eşya getiriyor. Bu tayyareye
Kliper adı verilmektedir.
Harpten evvel İngilizler adeta bir ana ile çocuğuna benzeyen
iki tayyare ile bu yolculuğu yapmak istiyorlardı. Resmini gördüğünüz büyük tayyare küçüğü ta« şjyor, muayyen bir yere kadar götürüyor, ve sonra bırakıyor, yolcular ıbu suretle bir türlü aktarma 'gibi, uzak mesafelere gidebiliyorlar.
Çocuklar! Gelecek yazılarımızda sizinle -bu mevzu üzerinde yine konuşacağız.
Uçman Ağabey
Nişantaş Kız Orta Okulu
Mezunlar Bu Yıl Nerelere Dağıldılar
Sandoviç Lkmeği
Yirmi gram bira mayası, yüz yirmi beş gram tereyağ 'bir bardak ılık süt 500 gram un, bir kahve kaşığı sofra tuzu, döit yumurta almak.
Bira mayasını sütle ezip erittikten sonra içine tereyağını, tuzu, yumurtaları, unu ilâve ede rek hamur yapmalı, üstünü örterek kabarmaya bırakmalı.
Hamur iyice kabarınca, yani iki misli olunca, hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar a larak yuvarlamalı.
Sandoviç ekmeği biçimini vererek yağlanmış tepsiye dizme! L
Üzerlerine bir yumurta sarısı »ürmeli, fırında pişirmeU.
Eolay Bir Şekerleme
Eve gelen misafirlere şekerleme, çikolata ikram etrrek â-dettir. Tarif edeceğimiz şekerlemenin yapılışı kolay, lezzeti çok güzeldir.
250 gram karışık her hangi bir ıbisküiden almalı bunları iyice dövmeli, 125 gram kızarmış bademi makineden geçirme
li, 125 gram karışık meyve şekerlemesini gayet ince doğramalı, üç yumurta akını yüz gram ince pudra şekerile köpürünce-yc kadar telle vurmalı, soma içerisine dövülmüş bisküi, makineden geçmiş bademi, ince doğranmış meyve şekerlemesini ve küçük bir kadeh ruhm veya her hangi kokulu bir likörü ilâve ederek bir hamur yapmalı, bun lan çay kaşığı ile küçük parçalara taksim ederek toz halinde çikolata içersinde yuvajfc^%aalı ve tabağa dizmcli.
Kakao Lekes
Kakao lekesi çıkarmak için, ilkönce lekenin üzerine bir miktar boraks senpmeü, ondan son. ra kumaşı soğuk suya batırmalı.
Eğer lekelenen kumaş renkli ise,
kumaşın solup solmıyacağını
anlamak için, bir parça kumaşın üstüne «boraks serpip denemeli.
Çikolata, ve kahve lekelerini
çıkarmak zordur- Bunun için
bunları yerken dökmemeğe çok
dikkat etmelidir.
Çikolatalı dondurma lekeleri de kolaylıkla çıkmaz.
Boraks'ın çıkarmadığı bu lekeleri başka bir şey çıkarmaz.
v
V
Alevler arasında bir memleket Feveran halinde bir volkan... Tehlike karşısında kaçışan vahşi hayvanlar ve gizlendikleri balta * girmemiş orman ateşler arasında v\ beyaz bir kadm... İşte bütün bu L t tüyler ürpertici sahnelen yarm k^~) matinelerden itibaren
TAKSİM
SİNEMASINDA
gösterilecek olan dünyanm 3 üncü macera süper filmi
filminde göreceksiniz.
Ba., Rollerde. Z,OZ„4 LANE-JAMES GRAİH
vo binlerce figüran
Bu Akşam SARAY Sinem^ında
PETEK LOR RE (Mr. M O T O) KAHİRE MÜZESÎNÎN ESRA SİM İFŞA EDECEKTİR. Saba Kraliçe*! Belkls'in meşhur definesinin çalmışı... Çöle doğru Gangsterlerin takibi... Heyecanlı, helecanlı ve korkulu sahneler...
Ayni zamanda büyük bir Aşk romanı.
Mr. M0T0 ŞEYTANET DÜŞÜNÜYOR
Herkesin göreceği meraklı vc kuvvetli bir film
Bugün Matinelerden itibaren
1 — Meşhur Polis Hafiyesi
CHARU CHAN :
KATİL KİM?
Heyecanlı, meraklı büyük bir macera
Nişantaş kız orta
Nisantas kız orta okulunun kapısı önünde bir talebe grubu gördüm. Yavaşça yanlarına sokuldum :
— Siz okulun talebeleri misiniz ?
Ne evet, ne hayır diyemediler. Hayretle yürüme baktılar.. Ve gülüştüler.
İçlerinden biri:
— Biz bu mektebin bu se-neki mezunlarıyız, dedi. Hocalarımızı ziyarete geldik..
Bu vefalı talebeleri yoiun-dan alıkoymak istemiyordum.
Eski hocalarını ziyarete gelmek. Bu ne güzel, ne samimî bir ziyaretti.
İki genç kız birbirine fısıldıyordu:
— Neden garip buldu acaba bu ziyareti?
Fısıltıyı duydum.. Ve hemen
okuldan bu yıl mezun olanlardan bîr kaç grup
Meşhur Ressamlar: 1
D AVİ D
(Louls)
1748 - 1825
Fransız ressamlarnım cn meşhurlarından biri de David Luidir.
1748 de Pariste doğmuş ve 1825 de Brükselde sürgünde iken ölmüştür.
David, bir vakitler Napolyonun ressamı olmuştu. Desenlerin sadeliği, saflığı ve klâsikliği ile o zamanın fazla gösterişli ressamlarından kendini ayırır.
Eserlerinin en meşhurları: Ho-races'Ierin yemini. Leonides Ther mopUTde Sabinler, Sokrat zehir içerken, Napolyonun taç giyme merasimi, ve daha birçok ölmez eserleri müzelerde yaşamaktadır.
David öldükten sonra, kendisini taklit eden birçok sanatkar yetişmiş ise de, bunların hiç biri David kadar şöhret bulmamış ve onun eserleri kadar değerli sanat eserleri yaratamamıştır. (Sokrat zehir içerken) yapılan tablolar arasmda Davldln tablosu bütün canlılığı, bütün Incell-ğile kendini göstermektedir.
BUGÜNKÜ PROGRAM
8 Program, 8.03 Ajans haberleri 8.18 Hafif program (Pl.) 8.45/9 Ev kadmı - Konuşma
12.30 Program, 12.33 Fasıl heyeti, 12.50 Ajans haberleri 13.05 Fasıl heyeti programının devamı 13.20/14
Karışık program (Pl.)
18 Program 18.03 Radyo caz orkestrası 18.40 Beraber ve tek şarkılar lf>15 Konuşma 19.30 Ajans hadleri 19.45 Radyo incû saz heyeti 20.15 Radyo gazetesi 20.45 Akordeon soloları 21 Dinleyici istekleri 21.30 Konuşma 21.45 Radyo orkestrası 22.30 Ajans haberleri 22.45 Cazband (Pl.) 23.25/23.30 Kapanış
te 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN
BAHAR KLERi
Gençliğin zaferini gösteren musiküi büyük komedi.
cevap verdim:
— Garip bulmak mı? Bilâkis.. Çok takdire lâyık bir hareket. O kadar hoşuma gitti o derece mütehassis oldum ki âdeta size söyleyecek söz bulamıyorum.
Sarışın bir kız:
— Maide, yanlış bir hüküm vermişiz. Diyerek yüzüme bakıyordu.
Bu bakışta samimî bir özür dileyişin ifadesi vardı.
Bayan Maideye sordum :
— Şimdi hangi okula gidiyorsunuz?
— İnönü lisesine..
Bu sene elemede -muvaffak olan talebeyi tebrik etmek lâzımdı. İmtilhana giren doksan talebeden ancak dörtte biri mezun olmuştu.
— Tebrik ederim. dedim.
O elinizdeki ne gazetesidir?
— Vatan..
— Çoklanberi okur musunuz?
— Hayır. (Çocuk sayfası) başladığı günden beri takip e-
diyorum.
— Gazetedeki romanları da
okuyor musunuz?
— Roman okumağa vaktimiz yok. Derslerimiz çok sıkı. Fakat, haftada bir kere çocuk sayfasını okunmak, onun bilme-celerile uğraşmak fırsatını bulabiliyoruz.
Ve gülerek ilâve etti:
— Hele güzel hediyeler verirseniz...
Okulun kapısı açılmıştı. Faz-konuşamadık. Onlar mektebe girdi. Ben de tramvaya atladım.
Üç Yıldız
I
Dünyayı Bsrabsr Dolaşalım
ilk Gemi Tipleri
Söylendiğine göre eski gemi tipleri şimdi Irakta dicle nehri üzerinde gezginleri bir kıyıdan diğer kıyıya geçirmeğe yarayan
keleklerdir. Bunlara Avrupalılar gufa derler. İlk gemilerle bugünkü germler arasındaki farkı görüyor musunuz?
Zavallı Kristof Kolomb
su
Asıl ismi Kristobal Kolon o-lan Kristof Kolomb hiç bir zamana Amerika topraklarının en içlerine girmemiş ve Amerika kıtasını keşfettiğinin fatkına var
«mamıştır. Onun keşfettiği Ame-rikayı bugünkü hale getiren, ondan sonra oralara girip yerleşen Anglo Sakson ırkıdır.
Verem (Vıikrobu
Halk arasında (ince hastalık) diye söylenen vere»m her sene birçok insanları mahvetmekte, d ir.
Elli sene evveline kadar bu hastalık yorgunluktan, zayıflık ve yoksulluktan ileri geliyor zan-nedilirdi. Gerçi bu sebepler de doğrudur. Fakat, veremin bulaşıcı, sirayet edici bir hastalık olduğunu kimse bilmezdi. Halbuki Ibu hastalığın da bir «mikro-
bu vardı.
İşte bu hastalığın mikrobunu (1882) senesinde Alman doktorlarından Rober Koh keşfetmiştir.
İnsanları çarçabuk mezara götüren bu tehlikeli hastalığın mikroibu bulunduktan sonra, has talıktan korunma çareleri kolay İaşmıştır. Şimdi verem ilk çağlarında tedavi edilen bir hastalıktır.
ŞEHİR TİYATROSU TEMSİLLERİ
TEPEBAŞINDA , tSTlKLAL CADDESİNDE DRAM KISMİ fflfNlIjJlpiBJİ KOMEDÎ KISMI
BU AKŞAM H|| ,]'"[ JJ BU AKŞAM
Saat 20,30 da MEŞALELER
Saat 20,30 da KİRALIK ODALAR
Paris
Cehenneminden Nasıl Kurtuldum
Yazan: Rebia Tevîik BAŞOKÇU
9
44
Yüz Markın Yansını Bana Verirseniz
Sizi içeri Bırakırım „
Bu esnada İtalyan vizesinin müddeti bitmişti. Bir kere dana oraya gittim. 31 ilkkânuna kadar uzattılar. Senenin son gününe bir hafta var. Eğer B. (X) vizemi alamazsa İtalyanların vizesini de kaybedeceğim.
Valizlerim bağlanmış, iğreti a-partmanda bir gölge gibi yaşıyorum. Parisin soğukları dana arttı. Sıfırdan birçok derece aşağıda soğukta oturuyoruz. Kaloriferler yan mıyor, odun kömür, hiç yok. Bazı eski binaları gaz sobalarile ısıtabiliyorlardı. Şimdi soba için gaz sarfiyatı menedilmiş. Elektrik de ayni akibete uğramış. Süt ibrikte her sabah buz oluyor. Sütü misal getirmem sütün Pariste büyük bir lüks olduğunu göstermek içindir. Çünkü doktorun reçetesi olmadan hiç kimseye süt verilmez.
Noelden bir gün evvel B. (X) ın söz verdiği vizeyi nihayet almak ümidile sokaktaki sırada önde yer almak için karanlıkta evden çıktım. Buna rağmen Alman konsoloshanesinin önünde iki yüz kişiden fazla insan yine ayni yağan yağmur altmda ayni heyecan ve endişe içinde bekJeşiyorlar. Sekiz buçuktan on bir buçuğa kadar bekledim. Hiç bizim sıralardan bir kimsenin kapıdan içeri girdiğini görmedim. Artık sırada intizam filân kalmamış. Herkes birer kere yerinden çıkıyor safın önüne gidip kapıdaki askere dert anlatıp içeri girmek çarelerine baş vuruyor. Fakat beyhude zahmet.- Asker hep ayni cevabı veriyor:
— Yukarısı dolu, ne vakit bo-şalırsa o vakit... Hem bürolar artık kapalı Noel yortusu için katipler Almanyaya gittiler. Yeni yüm beşinci günü tekrar müracaat etmeli...
Ben de tam öndeyim. Eğer bu sabah saat on ikiye kadar bu kapıdan içeri giremezeem dört aydan beri çektiğim zahmetler boşa gittikten mada diğer vizeleri de kaybedeceğim.
O aralık bir kadm nöbetçi askere sokulmuş, Almanca:
— Rica ederim beni brrakın içeri gireyim, diyor.
Asker ona ne istediğini soruyor. Kadm da Beri inden yüz mark getirtmek için müsaade istiyeceğini söylüyor.
Asker cevap olarak:
— Yar ismi bana verirseniz sizi içeri bırakırım, diyor. Noel gecesi ben de (Zekt) yani, şampanya içmek isterim.
Eu sözleri işitince anladım ki içeri girebilmek için bir çare var o da askerin eline para sıkıştırmak...
O esnada yeni bir asker nöbeti değiştirdi. Giden asker benim yüzümü tanıyordu. Yeni geleni bir tecrübe etmek istedim. Kendimce
karar verdim: Mutlak birkaç dakikaya kadar içeri girebilmeliydim, kartvizitimi çıkardım üzerine m üs yü ( X) m ismini yazdım. Yeni askere uzatarak son derece tavazula dedim ki:
— Asker Ef., ben hiç bir şey istemeye gelmedim. Benim yukarda kâğıtlarım hazırdır. MUsyü (X) beni tam on ikide bekliyor. Siz yal-
SORUNUZ
raz bu kartı kendisine gösteriniz. Eğer kâğıtlarım orada değilse boş yere bekiemiyeyim çok yorgunum.
— Ne vakittenberi buradasınız?
— Sekiz buçuktan beri... Asker uzatüğım kartı aldı, içeri girdi. Biraz sonra geldi.
— Nerede o hanım?
Diye etrafına bakınırken ben koştum:
— Buradayım, dedim.
— Haydi içeri girin.
Ben olanca süratimle içeri girerken orada bekliyenler bir vaveyladır kopardılar:
— Biz de gireceğiz, biz de sekizden beri bekliyoruz diye bağırıyorlar di.
Askerin onlara:
— Yukarısı dolu, ne vakit boşa-Iırsa gireceksiniz.
Dediğini işitiyordum- Askerin dolu dediği yukarda bir tek insan bile yoktu.
Sonra bunun sebebini benim â-partmanı tutan Alman kadma sordum. Kadm yüzüme hayretle baktı:
— Kapmın önünde nöbet bekll-yen neferden kâtibe, ve onlarm da şefine kadar herkese burada para verüir. Biz buraya servet yapmak için geldik. Bunu herkesin bilmesi lâzımdır, dedi.
üroda müsyü (X) beni görünce hiç bekletmeden pasaportumu bana uzattı.
— Madam, dedi. İşte vizeniz. Şim di işgal altındaki Fransadan hür Fran6aya geçebilirsiniz. Ben bunu sizin için fevkalâde bir istisna o-larak yaptım. Zira artık Paris-ten hiç kimse çıkmryacaktır. Fakat siz de gidince bizim aleyhimizde propaganda yapmryacaksmız dedi.
Müsyü (X) a tekrar teşekkürler ederek kendisini temin ettim ve neşeli bir noel geçirmesini dileyerek elini sıktım. Oradan çıkmadan evvel dedim ki:
— Paristen Istanbula kadar tren bileti vermiyorlar. Yolda biletimi alabilmek için biraz para çıkarmam lâzım.» Kime müracaat edeyim?
— Otel Majestik'e müracaat e-din. Oradan size döviz verirler, dedi.
Ben sevincimden uçar gibi konsoloshanenin kapısından çıkarken o talihsiz insan kütlesi hep oradc bekliyordu. Saat yanm, bürolar kapandı, Noel yortusu bugünden başladı, onlar hâlâ içerisi boşalacak ta içeri girecekler diye bekli yecekler... Ümit dünyası bu.~
Para işi için otel Majestik'e yaklaşmak bile imkânsız. Kleber cad desinde Etual tarafı polislerle çevrilmiş. Hiç kimseyi geçirmiyorlar Evvelâ başka bir 6okakta başko bir büroya gidip müsaade alma-cakmış.
Ertesi sabah tarif edilen büroya gittim. Yine uzunca bir müddet bekledikten sonra oradaki iki adam beni pek soğuk şekilde kabul ettiler.
Biraz para çıkarmak talebimi kat'iyyen reddettiler. Bunun üzerine benim apartmanı tutan kiracılara tekrar baş vurdum. Onlar da dediler ki:
(Arkası var)
ÖYLİYELİM
Yine Yağ Derdi! Bu Yağları Kim Yapıyc
Her gün gişede çocuk temsilleri için bilet vardır, Beyazıt, Lâleli, Aksaray, Şehremini ve Topkaprya otobüs temin olundu.
Harblyede oturan okuyucularımızdan İhsan Taner soruyor? Karışık ve halis yağlar üzerinde çok hassas olması lâzım gelen Belediyemizin bu işte büyük bir faaliyet göstermediğini görüyoruz. Her mağazada muhtelif firmalarla yağ satılıyor. İstenilen parayı veriyoruz. Fakat aldığımız yağlar halis midir, nereden geliyor. Meselâ Yalova markalı bir yağ alıyoruz. Bu markanın hakikaten Yalo-vada yapılan inek sütü mahsulü bir yağ mıdır? Bu hususta bizi
tenvir eder misiniz?
CEVAP — Sorduğunuz hakikaten çok ehemmiyetli bir mevzudur. Herhangi bir firmanın yaptığı bir yağm halis olup olmadığını ancak tahlil neticesi ile anlamak mümkündür. Hakikaten nerede, nasü ve hangi sütle ve kimler tarafından yapıldığı malûm olmryan ve yalnız (Yalova) markasını havi yağ paketlerini biz de görüyoruz. Bunlarm ne dereceye kadar halis inek yağı, yahut man-
günlük ¦
EKSTBB ENSTPH
ALOVA
tere uhei
GÜNLÜK TEREYAĞI
da veya koyun sütlerinden yapılmış olduğu bilinemez. Çünkü manda yağını da hafifçe boya yaparak inek yağı gibi renkleştirmek usuldendir. Eğer aldığınız yağdan şüphe ediyorsanız Belediye tahlil-hanesine götürüp muayene ettiri-
L Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri ]
için Komisyon Çalışıyor
Türk : Sovyet Ticaret Anlaşması Temdit
Edilerek Yeniden imzalanacak
Ankara 5 (Telefonla) — In-gtltereden, ihtiyacımız olan her türlü malzemeyi getirtmek üzere Vt kâletlerarası kurulmuş olan komisyon, tekrar Hariciye Nezaretimizde faaliyete geçmiş bulunmaktadır. öğrenildiğine1 göre, bu komisyon mesaisine bilâfasıla devam edecek, en mübrem malzeme ihtiyacımıza ait ilk liste bugünlerde Londra Ticaret mümessilliğine teslim edilecektir.
Alâkalı Vekâletler, mes'ul daireler âmirlerine dc ikinci dere-'cedeki ihtiyaç listelerini bugünlerde bitirmeleri için katî emirler vermiştir.
Diğer taraftan Ziraat ve Sıhhiye Vekâletlerine ak bulunan mücadele ve sıhhî malzeme siparişleri tamamen lngiltereden gclımiş ve alâkalı Vekâletler tarafından tesellüm edilmiştir.
Bugünlerde de tramvay malzemesine ait diğer bir siparişin vü-ruduna intizar edilmektedir.
Türk - İsveç Anlaşması
Ankara 5 (Telefonla)—Türk-İsveç ticaret anlaşmasının müddeti şubat sonunda bitmiş ve yeni <bir anlaşma yapılması için iki taraf arasında Ankarada müzakerelere başlanmıştır.
Türk . isveç ticareti, bilhassa son zamanlarda çok inkişaf etmiştir. İki hükümet arasında yeni bir anlaşma yapılması, mevcut inkişafı bir kat daha arttırmak gayelerine matuftur. Müzakereler sırasında iki tarafın müşterek menfaatleri gözönünde tutulmaktadır. Yeni anlaşmanın bir hafta zarfında imzalanacağı alâkadar tarafından bildirilmektedir.
Köylülerimize Ucuz Elbise
Ankara 5 (Telefonla) — Köy
lülerimize, tek ve ucuz elbise tesbit etmek üzere uzun zamandan-beri çalışmakta olan Sümerfoank teknigyenleri, İktisat Vekâletile temas etmek üzere şehrimize gelmişlerdir. Getirdikleri numunelerden hangisi'beğenilirse, Sümer, bank fabrikaları bu numune üzere köylü elbisesi yapacaklardır.
İaşe Teşkilâtı
Ankara 5 (Telefonla) — la§e teşkilâtına tayin edilecek ımemur-lar, barem kanununun emrettiği veçhile kadrolarındaki ücreti değil de, derecelerinin müsaade ettiği nkrfbertte bir ücret alabileceklerdir.
Yalnız tayin edilen memurlar, vazifelerinde ehliyet ve kabiliyet gösterdikleri takdirde, Başvekâletten müsaade alınmak şartile, kadrolarındaki ücreti almaya hak kazanacaktır.
Adliyede:
Adliye Koridorlarında
işlenen Suç
Müzayedeye Fesat Karıştıran İki
Fırıncı Yakalandı
Dün öğleden sonra Adliyede icra dairesinin önünde müzayedeye fesat karıştırmak istedikleri iddia olunan iki fırıncı yakalanmış ve ikisi de yedinci asliye ceza hâkimi tarafından tevkif edilmişlerdir. Hâdise şöyle geçmiştir: ¦
Dördüncü icra dairesi borçlarını ödeyemiyen Tordan ile karısına ait Lâlelide Çukurçeşme karşısındaki ta-han fabrikasının iki hissesini müzayede ile satışa çıkarmıya karar vermiştir, öğleden sonra müzayede saatinden biraz evvel fabrikanın hissedarlarından Arankilos Adliyede vazife gören polis Ali Faik'a müracaat ederek:
— Ben hissedar olduğum fabrika-<nın satılacak kısımlarının müzayedesine iştirak edeceğim. Borçlu olan-(lar kız kardeşim ve eniştemdir. Beş .on kişi müzayedeye girmemek için benden para istiyorlar. Ben bu der-'dimi ve şikâyetimi kime söyliyeyim, demiş. O da komiser Salih Kara Aliyi göstermiş. Sonra Müddeiumumilik başrauavini tertibat aldırmış, Aran-gilos müzayedeye iştirak etmek isti-
yenlerden Kadıköyünde oturan Sefer İnebolulu, fırıncı Mehmet Oksala numarası tesbit edilen bir yüz liralık verirken komiser Salih Kara Ali tarafından cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Mehmet Oksal bu parayı hemşerilerinden Çengelköyü fırını sahibi Mustafa Bora adına ve Arangilos ile aralarındaki satış meselesini uzlaştırmak maksadile aldığını söylemiştir.
Müddeiumumilik takibatını yaptıktan sonra iki hemşeri suçluyu yedinci asliye ceza mahkemesine verdi. Mustafa Bora kendisini müdafaa ederken:
— Para alınıp verildiğinden benim haberim yok. Ben müzayedeye iştirak etmek için geldim. Arangilo-sun hissesile beraber satılacak kısımlara tam on dört bin lira verdim. Müzayedeye fesat karıştıran ben değilim. Arangllostur. Nitekim ben cürmü meşhut müddeiumumiliğinde ifade verirken icra dairesi satışa devam etmiş ve karşısında kimseyi bulamadığı için fabrikayı beş bin liraya kapatmıştır, diyordu. Mehmet Oksal da; parayı müzayedeye fesat karıştırmak için değil, pazarlığı uyuşturmak İçin aldığım söylüyordu.
Bundan sonra Müddeiumumi İddiasını söyledi. İkisinin de tevkiflerini ve tecziyelerini istedi. Mahkeme avukat tutmaları ve mUdafaalarmı ya-
pabilmeleri için davayı üç gün sonraya talik etti.
Polis Hayrinin
Mahkemesi
Geçenlerde Nebahat İ6mlnde bir kadını kıskandığı için şoför Halıli tabanca ile öldüren polis Arap Hayrinin muhakemesine dün İkinci a&rr ceza mahkemesinde devam edUdi. Müddeiumumi suçluya ceza kanununun 448 inci maddesine göre ceza verilmesini istedi. Muhakeme müdafaa yapılması için talik edildi.
Tarnıya Şükretmiş
Adliyeyi tahkir ettiği iddia olunan takipçilerden Hulûsinin ıkıntı ağır ceza mahkemesinde duruşması yapürrken Yusuf İsminde bir dinleyici karşısma geçmiş ve ona el işareti yaparak:
— Oh! demiş, sonra da elini göğe açarak bir şeyler mırıldanmış, dua
etmiş.
Hulusi, Yusufun bu hareketlerinden hakaret mânası çıkardığı için Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesine bir dava açmıştır. Dün duruşmasına başlandı. Suçlu kendisini müdafaa ederken:
— Hulusi bir çok adamları Adliyede sürüklendirmiş, inletmiştL Türk adliyesine sövme suçlle onu adaletin önünde görünoe elimi semaya açtım. Tanrıma şükrettim. Dua etmek bir suç mudur? diyordu. Muhakeme şahitlerin çağrılması İçin talik edildi.
Yeni Neşriyat:
Türkçe İzahlı Fransızca Gramer
Fransızca öğrenmek istiyenlcre bilhassa orta ve liselerde Fransızca tedrisatını takip eden talebelere en güzel bir rehberdir. Fransızca gramer kaidelerini Türkçe olarak İzah eden bu eser, Ankara Ticaret Lisesi Fransızca öğretmeni Ali Teoman tarafından vücude getirilmiştir.
Maarif Haberleri:
Vatan Yahut Sİlistre
Namık Kemal'in bu meşhur piyesi, Gazi Terbiye Enstitüsü Edebiyat ö£-retmenlerlnden Mustafa Nihat özön tarafından tertip edilen vc Remzi kitap Evi neşriyatı arasında Edebiyat Kütüphanesi namı altında çıkmakta olan bu serinin 5 incisidlr. Namık Ke mal'in bu eseri yeni harflerle ilk defa olarak basılmıştır.
Her Gün
On Sattr
S. G. SAVCI
5 6 7 8
9
10
Vapurda konuşuyorlardı, kalak misafiri oldum;
— Şu ingilizlere bayılıyorum doftrusu... AfrlkadaU! kumandanlarına yeni ihdas ettikleri Hamam nişanını vermişler.
— Yahu, o t*enin dediğin nişan yeni değildir. O, yüzlerce bene evvel Kral VçUneU Henrl'nln İhdas ettiği, İkinci ve Üçüncü George'laım
ve nihayet Kraliçe Victoria'nın kat'H.......gl İngllterenln en büyük
nişanlarından biridir.
— öyle ml?.. Ben hamam ismim görünce, İtalyanları iyi temizledikleri için İngilizlerin Afrika kumandanlarına mahsus olarak çıkardıkları yeni bir nişan zanncttlydlm.
Ceza Kararlan Vekâlete Gidecek
Maarif Vekâleti bütün talebeleri alâkadar eden bir karar almıştır. Alınan bu yeni karara göre:
tTasdikname ile uzaklaştırma, ilişik kesilmesi ve kovma cezaları Vekilliğin tasdiki ile katî şeklini alır. Bununla beraber mühim vakalarda müdür Disiplin kurulu kararını bir taraftan Vekilliğe ar-zederken diğer taraftan kararın tasdikına kadar suçlu talebenin okula devamını menetmek mesuliyetini üzerine alabilir.
Vekillikçe tasdik edilmiyen cezalar üzerinde Disiplin kurulu ısrarda bulunursa mesele Vekillik Müdürler encümeni tarafından katî karara bağlanarak makamın tensibine arzolunur.»
^ Muallimlerin hastalık raporlarında şu esaslara riayet edilecektir:
1 — Hastalık raporuna, muallimin o zamana kadar aldığı izinlerin miktarı, izinlerin başlangıç ve bitim tarihleri ve hangi makamca ve ne sebeple izin verildiği yazılacaktır.
2 — Bu esaslara riayet edil-meksizin gönderilen raporlar iade edilecektir.
ic Kartal, Beykoz, Çatalca, Si. livrrde yapılmakta olan 6-7 ilk-mektebin inşaatı bitmek üzeredir. Bu yeni mekteplerde, önikmizde-ki ders senesi başında tedrisata başlanacaktır.
^ Hataya giden arkeoloji heyeti raporunu Edebiyat Fakültesine vermiştir. Heyet azasının verdiği malûmata göre Hatayda, üzerinde henüz hafriyat yapılmamış bir çok büyükler görülmüştür. Hüyükler içinde zengin arkeolojik hazineler bulunduğu zannedilmektedir. Bu büyüklerde hafriyat yapılması ileri sürülmektedir.
^ Maarif müdürü Tevfik Kut, bu hafta içinde Yalova mıntaka-sındaki ilkmektepleri teftiş edecektir. Maarif müdürümüz bir müddettenberi devam eden teftişleri esnasında İstanbul ve mülhakatının mektep bakımından ihtiyaçları tesbit edilmektedir.
İr İlkmektep muallimlerinin mesleklerine ait kitapları okumaları için organize edilen konferanslara devam edilmektedir.
Beyazıt, altıncı okul öğretmenlerinden Nerime Yaşin'in çocukta dil ve terbiye hakkında verdiği konferans, müfettişler ve mıntaka muallimleri tarafından beğenilmiştir.
Talebelerin de iyi söz söylemeğe ve fikirlerini iyi ifade edebilmeğe alışmalarına dikkat edilecektir.
-fç Üniversitede açılan .şubat devresi imtihanlarına devam edilmektedir. İmtihanlardan alınan neticeler memnuniyet verici mahiyettedir. Muallim olmak üzere yetişen talebelerin yüzde doksan ikisi pedagoji imtihanlarında muvaffak olmuştur. Yüksek matematik imtihanına giren talebelerin ise hç'psi imtihanı kazanmıştır.
İngiltere
Donanmasına 5 Zırhlı,
4 Tayyare Gemisi,
15 Kruazör
İltihak Edecek
Londra, 5 (A.A.) — Esasen dünyanı^ en kuvvetli donanması olan İngiliz açıkdeniz filosuna iltihak eden kuvvetler hakkında bugün ifşaatta (bulunulmuştur. «Beşinci Kral George» sınıfından 5 zırhlı ile «lllustrius» tipinde 4 tayyare gemisi ve «Fiji» sınıfından 5 kruvazörle «Dido» sınıfından 10 kruvazör bu sene sonundan evvel donanmaya iltihak ede rek İngiliz harp filosunun kuvvetini 19 zırhlı, 8 tayyare gemisi ve 75 kruvazöre çıkaracaktır. Bunlardan başka İngiltere «Lion» sınıfından da 4 zırhlı inşa etmektedir. Bu gemiler 40,00_0 tonluktur ve temin edildiğine göre 16 pusluk toplarla teçhiz edileceklerdir. Bu zırhlılardan ikisi 1943 te, ikisi de 1944 te hizmete gireceklerdir. Gelecek sene iki tayyare gemisi daıha donanmaya iltihak edecektir. Bunlardan biri İmpec-catble, diğeri de İndefatigalble'dir.
Amerikanın inşa edilmekte ve. ya inşası tasavvur edilmekte bulunan zırhlılarına gelince, bunların savısı 1 7 den aşağı değildir ve bu zırhlılardan bazılarının 52 bin tonilâto olacağı temin edilmektedir.
o
B. Eden'in Atina Görüşmeleri Çok Memnuniyet
Verici Oldu
¦
Atina, 5 (A.A.) — ingiliz Hariciye Nazırı B. Eden'le İmparatorluk Genelkurmay Başkanı General -DUA'in Yunan Başvekili ile yaptıkları konuşmalar bitmiştir.
Reuter ajansı muhabirinin öğrendiğine göre konuşmalar çok meımnuniyet verici olmuştur.
ngilterenin Niyeti
Yugoslayayı Bitaraflığa
• _
ikna Etmek
Berne, 5 (A.A.) — İngiliz hükümet merkezinde hâkim olan intiba şudur ki, Yugoslavyaya taallûk eden meseleler hariç, artık Balkan vaziyeti siyaset çerçevesinden çıkarak askerlerin eline geçmiştir. B. Eden'in de seyahati yine askeri bakımdan mütalâa o-luromalıdır. Çünkü B. Eden her ihtimale karşı son hazırlıkları tamamlamaktadır.
Bu haberi veren Gazette de Lausanne'ın Londra muhabiri şunu ilâve etmektedir:
Yugoslavyamn vaziyeti çok naziktir. Çünkü muhariplerden her iki taraf ta onu kendi hesabına kazanmağa çalışmaktadır. Ma-amafih Yugoslayyanın askeri vaziyetinin çok müşkül olduğu Lon. drada kabul edilmektedir. İngilizlerin niyeti Yugoslavyayı bitaraf kakmağa ikna etmektir.
Balkanlarda Niha Patlak Yaklaşıyor
(Bası 1 incide) / * * /
kün değildir. Şimdilik gazeteler Almanyanın «diplomatik-» hazırlıkları hakkında faraziyelerde bu. lunuyorlar. Türkiyeye olan itimat tam olarak kalmaktadır. Ve Hit-ler'in Tünkiyeyi uyutmak için tevessül ettiği tarzı hareket, lâyık olduğundan fazla bir ehemmiyet atfedilmeksrzin garip bir hareket olarak kaydedilmektedir. Maa-mafih Türk kabinesinin yaptığı toplantı, İngiltere ile Bulgaristan arasındaki münasebetlerin kesilmesi ve Almanların kendi harp işlerine karışmaması için Rusya-ya yaptıkları ihtar İngiliz basınının mevzuu bahsettiği başlıca nok talardır.
ALMANYA ve YUGOSLAVYA
Daily Telegraph gazetesinin ehemmiyetle kaydettiğine göre Almanyanın Yugoslavyaya hâkim
olması Alman genelkurmayının
Yunanistana taarruz için yenmesi icap eden en büyük müşkülâtı izale edecektir. Ancak Yugoslav, ların, Alman militaristliğinden ve Alman akidelerinden nefret etmeleri için pek haklı sebepler var-dır. ^ ^ *
Alman kuvvetlerinin Balkanlara girişi münasebeti^ Rusyanın yükselttiği takbih sözü bütün Slav kulaklarını istihdaf etmektedir. Bu milletlerin (harp halinde ne gibi harikalar yapabilecekleri bir çok defalar görülmüştür. Rusya, naziliğin Balkanlarda kendisi için nasıl bir tehlike tenkil ettiğini geç anlamıştır. Fakat şimdi bu. nu tamamile anlamış bulunuyor. Bu, fevkalâde mühimdir. Çünkü Türkiye kendi menfaatlerinin müdafaasında elleri serbest bulunmaktadır.
H İTLERİN MESAJI
Hitler'in Von Papcn vasıtasile Türkiye Reisicumhuruna alelacele gönderdiği mesaja gelince bu, şimdiki vaziyet karşısında Hit-ler'in endişeler duyduğunun bir
itirafıdır.
Ncvvs Chronicle gazetesinin diplomatik muharririne göre de, Bulgaristan hakkındaki Rus tebliği, sadece Sovyetler Birliğinin Balkanlarda olup biteceklerden mcs'uliyetini kurtarmak arzusundan daha başka bir şeyi ifade etmektedir. Bu intiba dün akşam kuvvetlenmiştir.
SOVYETLER - İNGİLTERE
Rus tebliğinin heyecanlı inkişaflar gösterebileceğine dair Bel-gratt^ki «mütalâalar ve Rus - İngiliz münasebetlerinin iyileşeceği ahıhüt bunları tahdit edemez. I hakkındaki Finlandiya mülâha-Herhangi bir vaziyetle araştıra- zaları çok mühimdir. Çünkü Fin-cağımız nokta; Almanyanın kar- | landiyada Rus nüfuzu kuvvetli-
Sovyet Beyanatı
BERLİNDE SOĞUKLUK YARATTI
Berlin, 5 (A.A.) — Bir hususî muhabir bildiriyor:
Sovyetler Birliği Hariciye Halk
Komiser muavininin beyanatı,
Berlinde bir soğukluk tevlit etmiş
ve yabancı gazeteciler üzerinde
derin bir tesir husule getirmiştir.
o
Londrada Mühim Mülakatlar
Londra, 5 (A.A.) — Hür Fransız kuvvetleri kumandam Ge neral de Gaulle dün Buckingham sarayında Kral tarafından kabul edilmiştir. General bîr kaç ay evvel, Kral hür Fransız kuvvetlerini teftiş ettiği sırada kendisi ile gö-rüşmüşse de resmen ilk defa ola rak hükümdar tarafından kabul edilmektedir.
Kral B. Ghurohill ile Birleşik Amerika devletleri Reisi Roose-velt'in hususî mümessili albay Donavan'ı da kabul etmiştir.
Hakikî Teminat Neferdir?
(Başı 1 incide) ^
lâh bulımjmasa Almanya, Laval
vasıtasrle Vişi Fransasını çoktan kuşa "benzetmişti.
Bu vaziyete göre hatırımızdan çıkarmayacağımız prensipler şunlardır:
Almanların arzu ve intihasına hudut yoktur. Hiç bir «öz ve ta-
İngiltere
Bulgaristanla
Münasebatı Resmen
Kesti
Belgrat, 5 (A.A.) — Politika gazetesinin Sofya muhabirine göre İngilterenîn Sofya elçisi B. Rendeli, İngiliz elçilik memurlarının pasaportlarını Bulgar hükümetinden istemiştir. Muameleler biter bitmez Bulgaristandan ayrılacaktır.
B. Rendeli, bu sabah Bulgar Başvekili B. Filof a verdiği notada İngiliz - Bulgar siyasi münasebetlerini kesilmesini şu iki noktaya istinat ettirmektedir:
1 — Bulgaristan üçlü pakta iltihak etmiştir.
2 — İngiliz elçiliği memurlarından B. Grinoviç, Istanbula giderken Bulgar topraklarından kaçırılmıştır.
Sofya, 5 (A.A.) —Stefani a-jansından:
Londra ile Sofya arasındaki diplomasi münasebatının bugün kesileceği istihbar edilmiştir. BuL garlar, İngiliz sefareti erkânını götürecek olan hususî treni hazırlamaktadırlar. İngiliz sefirinin
diplomasi münasebetlerinin inkı-taından sonra da bir kaç gün Sof-yada kalacağı söylenmektedir.
SOFTADAKİ BELÇİKA POLONYA VE HOLANDA
ELÇİLERİ
Sofya, 5 (A.A.) — Havas: Bulgar Hariciye Nazırı bu sabah Belçika, Polonya elçilerile Holan-da maslahatgüzarına vazifelerinin nihayet bulduğunu ve son günlerde tahaddüa eden vaziyet dolayısile memleketi terketmek üzere hazırlanmalarını bildirmiştir.
--0-
ingiliz Bahriye
Yunan Harbi
azırının
N
Beyanatı
Londra, 5 (A.A.) — Bahriye Nazırı AlexandeT bugün bahriye bütçesini Avam kamarasına verir, ken bir nutuk söylemiş ve bir saat süren bir nutukta geçen seneki hâdiseleri gözden geçirmiş ve muhtelif deniz meseleleri hakkında ezcümle şunları söylemiştir:
Akdenizde: Eldeki mahdut kuvvetlerle Amiral Cunningham Yunanistana, Maltaya ve başlıca Mısır üslerine teçhizat ve teslihat ulaştırmak mecburiyetinde kalmıştır.
Ticaret vapurları zayiatı: 1940 mayısına kadar İngiliz, müttefik ve bitaraf gemi zayiatı haftada vasatı olarak 40.000 tondu. Müteakip yedi ay zarfında bu vasatî 90,000 tondan bir miktar az bir rakam üzerinde ısrarla durdu. Son I 1 hafta zarfındaki vasatî îse takriben 51,000 tondur. Bu azalmayı tamamen aldığımız tedbirlere atfetmekle beraber bu tedbirleri diğer imkânlar arasında a-zalmanm sebeplerinden biri olarak telâkkide haklıyız.
Denizaltı taarruzları: Alman deniz kurmayı çok pahalı bir şekil alan denizaltı harbtndeki tabiyesini değiştirmiştir. Bu yeni tabiye bizim tedbirlerimizde de değişiklikleri ve daha mükemmel halo konulmasını istilzam etmektedir. Denizaltılara hücumlar yapılmıştır vc bu denizal-tıların ya tahrip edildiğini ve yahut da ciddi hasara uğratıldıklarını gösteren deliller mevcuttur.
Kısa bir müzakereden sonra bahriye bütçesi ittifakla kabul edilmiştir.
Yunanlılar Yeniden Esirler Aldılar
Atina, 5 (A.A.) — Tebliğ: Mesut netice veren merkez ramta-kasındakl mahalli harekât sonunda kıtaatımız bir tank tahrip etmişler ve iki tankı da iğtinam etmişlerdir. 5 İtalyan subayı ile 160 İtalyan esiri aldık. Külliyetli harp malzemesi iğtinam ettik. Bunların arasında bir çok otomatik silâhlar, tanklara ka--şı kullanılan üç top, Uç tayyare defi topu ve mühimmat bulunmaktadır.
9 İTALYAN TAYYARESİ DÜŞÜRÜLDÜ
Atina, 5 (A.A.) — Yunanistanda İngiliz kuvvetleri umumi karargâhından bugün tebliğde bildirildiğine göre 9 İtalyan tayyaresi düşürülmüş ve bazıları da hasara uğratılmış*!»-
o-•
Afrika Harbi
Burye Kalesi İşgal Edildi
Kahire, 5 (A.A.) — Tebliğde deniliyor ki:
Habeşistanda Gojjam mıntakasın-da Habeş vatanperverleri dün italyanların mühim kalelerinden biri olan (Burye) yi işgal etmişlerdir. Şimdi Habeş kuvvetleri Marcos'a çekilmekte olan İtalyan kolunu hırpalıyorlar. Bu mıntakada İtalyan-çetelerinden 1500 kişilik bir kuvvetle 200 İtalyan askeri sllâhlarile beraber Habeş vatanperverlerine iltihak etmişlerdir.
-o-
AMERİKA İNGİLTEREYE 50 MUHRİP DAHA MI VERECEK
Nevyork, 5 (A.A.) — Nevvork Times gazetesi, Amiral Woodwea-d'a vaziyet hakkındaki mütalâasını sormuş, o da şu cevabı vermiştir:
Mihver devletlerinin bütün kuvvetleriyle çarpışabilmek için muhtaç olduğumuz filoyu vücude getirincıye kadar İngiltere bizim ilk müdafaa hatlımızı teşkil edecektir. Ben İngilterenîn mücadelede mağlûp ola-ağına inanmıyorum. Çünkü İngiliz filosu denizlerde hakimdir. Kafileleri himaye için İngiltereye daha fazla muharip vermemiz kap ediyorsa filomuzu ehemmiyetli bir surette zâfa uğratmadan 50 kadar eski model muharip verebileceğimizi zannediyorum.
AMERİKA BAHRİYE ASKERLERİNİN MİKTARI 250 BİNE ÇIKARILIYOR
Vaşlngton, 5 (A.A.) — Mümessiller meclisi bahriye encümeni reisi B, Vinson, Amerika Birleşik devletleri bahriye askeri miktarının derhal 232 bine çıkarılması ve milU müdafaa için 200 bin tonilatoluk muavtn gemi almak İçin reise salâhiyet serilmesi hakkında dün bir kanun projesi tevdi etmiştir.
AMİRAL LEAHY PETENİ ZİYARET ETTİ
Vichy. 5 (A.A.) — Birleşik
Amerika devletleri büyük elçisi Visamiral Leahy dün Mareşal Peten'i ziyaret etmiçtir.
şısındaki risklerin mi, yoksa beklediği (menfaatlerin mi daha ağır bastığıdır. Almanya az zahmetle çok menfaat elde edeceğine aklı keserse yürür, risk tarafının ağır bastığını görürse durur.
Ahmet Emin YALMAN
MUZAFFER KUMANDANLAR NİŞANLARLA TALTİF EDİLDİ
Londra, 5 (A.A.) — Yakın Şarktaki muharip servislerin şefleri, güzide hizmetlerinden dolayı taltif edilmişlerdir. Amiral Cunningham, General Wavell, hava Basmareşali Longımore ve General Oconnora Ha<mam nişanının Büyük Haç rütbeleri verilmiştir.
Geçen glln (Balkanlarda harp mı, yoksa fiili mütareke mi?) boşlıgile
dir. Vc esasen dün akşam Lon-dradaki Sovyet mahfilleri de ayni mütalâalarda bulunuyorlardı.
Dailv Telegraph gazetesinin Belgrat muhabiri diyor ki:
Alman ve Bulgar kıtaları Yunan hududunda mevzi almışlardır. Mihverden gelen haberlere
bakılırsa, Türk hududunda Bulgar kıtalarından başka kıtalar
yazdığım makata ancak şahsi bir | yoktur. Türkleri bir emniyet havası içinde uyutmak teşebbüsü a-şikârdır.
Filhakika, gazetelerin de işaret ettiği Rİbû Hitler'in RÖnderdiğı mesajdan tutun da D.'N.B.'nin yaydığı haberlere varıncıya kadar hep bu intibaı teyit eylemektedir. Naziler Türkleri katiyyen emniyette bulunduklarına inandırmak
düşünceyi ifado eder. Bu makaleye esas olan fikir, Balkanların, harbin devamınca, bütün alâkalılar İçin bir emniyet sahası haline gelmesinden ve harbin buradan uzak kalmalından ibarettir. Böyle bir fikrin mevcut şartlur altında tatbik kabul edip etmediği ayrı bir meseledir.
A. E. Y.
istiyorlar. Fakat naziler Rusyaya karşı ayni siyaseti takip ediyora benzemiyorlar.
Buna ibaret eden Daily Telegraph gazetesi başmakalesinde diyor ki:
Sovyetler tarafından yapılan beyanat, Almanya ile ortaklık yaptıklarından'beri çıkan hâdiselerin en mühimidir. Şuna emin olmak icap eder ki Rusya Bulga-ristanın hattı hareketini takbih için herhalde haklı seibeplere dayanmaktadır.
Daily Herald" ın diplomatik muharriri de şöyle yazıyor:
Almanlar bütün kıtalarını Yu. nanlılara karşı tahşit edemezler. Çünkü gerilerini ve muvasala yollarını tutmak vc Türklerden yüzde yüz emin olmadıkça da -ki bu İmkânsızdır- Trakya hudutlarını doldurmak mecburiyetindedirler.
Daily Herald'ın diplomatik muharriri Daily Telegraph'ın siyasî muharriri fikrinde değildir ve Rusyanın muhariplerde olan dostluk siyasetini bozacağına emin bulunuyor.
ATİNA BÜYÜK ELÇİMİZ HARARETLE ALKIŞLANDI
Atina, 5 (A.A.J — Atina a-jansı bildiriyor:
B. Eden'i selâmlamak için Ka-aunuesasi meydanında toplanmış bulunan halk, Grande-Bretagne oteline gitmekte olan Türkiye büyük elçisini hararetli surette alkışlamıştır. Türkiye büyük elçisi, otelde İngiltere Hariciye Nazırı ile uzun ve samimî bir görüşmede bulunmuştur.
SON GÖRÜŞMEDE KRAL DA HAZIR BULUNDU
Atina, 5 (A.A.) — B. Eden ve SLr Dili rle Yunan Başvekili a-rasında dün öğleden sonra yapılan son görüşmede Kralın da hazır bulunduğu öğrenilmiştir.
ROMAN YADA PLEBİSİT NETİCESİ
Bükreş, 5 (A.A.) — Stefani
ajansından:
4 mart akşamı plebisitin henüz kat'î olmayan neticeleri söyle idi:
Müsait reyler iki milyon doksan bin dokuz yüz kırk.
Muhalif reyler, iki milyon 8 I 6.
ŞARKİ AFRİKA GENERAL CUNNİNGHAMIN İDARESİ ALTINA KONULDU
Londra, 5 (A.A.) — Şarki Afrikada, vaktile İtalyanların işgal ve idare ettikleri ve şimdi ingilizlerin eline geçen topraklar. Şarkî Afrika kuvvetleri başkumandanı General Cunningharn'ın askeri idaresi ahınu konulmuştur.
890
6 - 3 - 941
Tehlikeyi Büyümeden
Onleyiniz!
Büyük, küçük bir çok hastalıklar soğuk algınlığı ile başlar. Nezle ve kırıklık başgösterir. Hararet vükselir. Artık en korkula-cak hastalıklar için bile zemin ha. zırlanmış demektir. Kendinizi üşüttüğünüzü hisseder
etmez derbal bir kaşe
GRiPiN
ALINIZ
TOPLANTIYA DAVET
S Â P A
Türk roontaı Şirketinden:
Şirketimizin senelik ödî toplantısı 24 Mart 1941 Pazartesi günü saat 9 da Galatada Nur hanında 7 mımarah dairesinde yapılacaktır.
Aşağıdaki ruznamenm müzakeresi için hissedarların gelmeleri rica olunur.
1 — 1941 yılı meclisi idare raporu
2 — Bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının tasdiki vc idare meclisinin ibrası
3 — Yeni îdnre mecli9İ ve murakıp intihabı.
GRİPİN sizi gripe karşı korur.
GRİPİN en şiddetli baş ve diş ağrılarını geçirir.
GRİPtN üşütmekten mütevellit bel ve sinir ağrılarını, bütün sızı ve sancıları dindirir.
GRİPİN
, Lüzumunda günde 3 adet ahnır. 1 Taklitlerinden sakınınız ve her yerde pullu kutuları ısrarla isteyiniz.
tş arıyor Süratle taktîlo yazar ve muamele takip edebilen bir genç iş aramaktadır. Taşraya gidebilir. Matbaamıza (5. S.) rumuzuna müracaat
İstanbul Komutanlığı Satmalına Komisyonu İlânları
Beher kilosuna 60 kuruş fiyat tahmin edilen 22 ton yazlık Vakum yağı 11/3/941 günü saat 11 de pazarlıkla satın alınacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. Muhammen bedeli 1980 liradır. İsteklilerin belli gün ve saatte Fmdık-lıda satmatma komisyonuna gelmeleri. (1669)
Müteahhidi nam ve hesabına 6340 kilo Valvalin yağı 8/3/941 günü saat 12 de pazarlıkla satın alınacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda gö-rülebüir. İsteklilerin belli gün ve saatte Fındıklıda satınalma komisyonuna gelmeleri. (1662)
?
Beher kilosuna 45 kuruş fiyat tahmin edilen 10 ton ince makine yağı 7/3/941 günü saat 11,30 da pazarlıkla satın alınacaktır. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. Muhammen bedeli 4500 lira olup kati teminatı 675 liradır. İsteklilerin belli gün ve saatte Fındıklıda satınalma komisyonuna gelmeleri.
(1660)
?
Lüzum olan parçalar verilmek şar-tile pazarlıkla bir miktar kamyon tamir ettirilecektir. Bu işi yapabileceklerin tafsilât almak üzere her gün Fındıklıda satınalma komisyonuna gelmeleri. (1731)
*
Bir kamyon şasesi üzerine mevcut reerm ve şartlarma göre bir karoseri yaptınlacaktrr. Pazarlığı 11/3/941 günü saat 14 dedir. Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli gün ve saatte teklif edecekleri fiyata göre yüzde on beş teminatları ile beraber Fındıklıda satrnalma komisyonuna gelmeleri. (1732)
LGRSA
5 MART 1941
Kapanış
Sterlin 5,24
Dolar 129,20
İsviçre Frac Sİ,—
Drahmi 0,9975
Leva 1,6225
Peseta 12,9375
Dinar «,175
Yen 31,1875
İsveç Krona 31,005
Esham ve Tahvilât
Sivas - Erzurum 1 19,25
Şark değirmenleri 1 lisse
senedi 3.10
Darüşşafaka Müsameresi
Cemiyetimiz tarafından Cagaloğ-
lundaki Eminönü Halkevi salonunda 6/3/941 perşembe günü saat 20.30 dan 23 e kadar devam edecek olan bir müsamere verilecek ve (Saadet) adlı eser oynanacaktır. Darüşşafaka mezunlarının ailelerile birlikte bu toplantıya gelmeleri rica olunur.
Maliye Vekâletinden:
Dantelsiz Bir Kuruşlukların Tedavülden
Kaldırılması Hakkında İlân
Dantelsiz bir kuruşlukların yerine dantelli bir kuruşluklar darp ve piyasaya kâfi mrktarda çıkarılmış olduğundan dantelsiz bir kuruşlukların 31 Mart 9*1 tarihinden sonra tedavülden kaldırılması kararlaştırılmıştır.
Dantelsiz bir kuruşluklr. Nisan 941 tarihinden itibaren artık tedavül etmîyecek ve bu tarihten itibaren ancak bir sene müddetle yalnız mal sandıklan ile Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerince ve Cumhuriyet Merkez Bankası şubesi bulunmıyan yerlerde Ziraat Bankası şubelerince kabul edilebilecektir.
Elinde dantelsiz bir kuruşluk bulunanların bunları mal sandıklan ile Cumhuriyet Merkez ve Ziraat Bankaları şubelerine tebdil ettirmeleri ilân olunur. (9035) (12523)
Askerî Fabrikalar Satınalma Komisyonu İlânları
2000 Metre Mikâbı Ceviz Tomruğu Alınacak
Tahmin edilen bedeli c74.000* lira o fan 2000 metre mikâbı ceviz tomruğu askerî fabrikalar umum müdürlüğü merkez satın alma komisyonunca 10.3.941 pazartesi günü saat 14.30 da pazarbkla ihale edilecektir. Şartname «3» hra «70> kuruştur. Muvakkat teminat <4950> U-radtr. (W29) y j ¦ • , ı ¦ I , ,İ •! f I
Muhtelif Eb'adda 10 Kalem ve Ceman 2380 Metre Mikâbı Kereste Alınacak
Köknarm metre mikabma 50, çam m metre mikâbma da 53 Hradan heyeti umumiyetine tahmin edilen bedel, <126.140> lira olan muhtelif ebatta 10 kalem ve ceman 2380 metre mikâbı kereste Askeri Fabrikalar umum müdürlüğü merkez satın alma komisyonunca 10.3.941 pazartesi günü saat 16 da pazarlıkla ihale edilecektir. Şartname 6 lira 31 kuruştur.' Muvakkat teminat «9460» hra «50> kuruştur. Bu keresteleri tamamen çıralı çam vermek mümkün olmadığı takdirde yansı çıralı çam ve yarısı beyaz köknar olabilir. Bu kerestelerin heyeti umu-m iyesin i vermeği talip bulunmadığı takdirde 200 metre mikâbından a-şağı olmamak şartile ayrı ayrı da alınır. (1627) ! I I
?
İki Kalem ve Cem'an 975 Metre Mikâbı
Kereste Alınacak
Tahmin edüen bedeli 51675 lira olan iki kalem ve ceman 975 metre mikâbı kereste askeri fabrikalar umum müdürlüğü merkez satın alma komisyonunca 10.3.941 pazartesi günü saat 15,30 da pazarlıkla ihale o-dilecektir. Şartname 2 hra 59 kuruştur. Muvakkat teminat 3875 lira 62 kuruştur. (1628)
105 Kalem Muhtelif Zımpara
Taşları Alınacak
Tahmin edilen bedeli 18.000 lir» olan 105 kalem muhtelif zımpara taçlan askeri fabrikalar umum mUdürlüg-U merkez satın alma komisyonunca 10.3.941 pazartesi günü saat 15 te pazarlıkla İhale edilecektir. Şartname parasızdır. Muvakkat tçminat 1350 lirada:. (1626)
Deniz Levazım Satınalma Komisyonu İlânları
4000 Kilo Peksimet Alınacak
Bir sene garanti verilmek ve mevzuat içerisinde bulunmak şartile pazarlıkla 4000 kilo peksimet alınacaktır.
Talip olacakların verecekleri peksimetin evsaf ve mümkünse nümu-nelerile birlikte 7/Mart/941 cuma günü saat 14,30 da komisyonda hazır bulunmaları. (1673)
* İH*
600 kilo zeytinyağlı Ayşekadın fasulye konservesi 600 küo zeytinyağlı Barbunya fasulye konservesi 600 küo zeytinyağlı Dolma 200 kilo Reçel
Yukarıda cins ve miktarları yazılı gıda maddelerinin her bir kalemi ayrı ayrı 7 Mart 941 cuma günü saat 15 de pazarlıkla alınacaktır. İsteklilerin belli gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları. (1672)
Tahmin bedeli Kr.
48.000 kilo koyun eti 23.500 küo kuzu eti 850 küo sığır eti
71 68 48
38 70 77
1. — Yukarıda miktar, cins ve beher kilolarının tahmin edilen bedelleri yazılı üç kalem etin 12/Mart/941 çarşamba günü saat 14 de kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır.
2 — İşbu üç kalem etin ilk teminatı «3791> lira c7» kuruş olup şartnamesi her gün is saatleri dahilinde komisyondan «255> kuruş bedel mukabilinde aimabüir.
3 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarif atı dalıilinde tanzim edecekleri kapalı teklif mektuplarını havi kapalı zarflarını en geç belli gün ve saatten bir saat evveline kadar Kasım paşada bulunan komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde vermeleri. «1344>
?
İhtiyacımız olan iki adet kamyon tekerlek zinciri 7/3/941 cuma günü saat 14 de Kasrmpaşada bulunan Deniz Levazım satınalma komisyonunda pazarlıkla satın alınacktır.
isteklilerin belli gün ve satte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur. (1701)
İstanbul Belediyesi İlânları
Karaağaç müessesatı memurini sıhhiye ve fenniyesile müstahdem ve isçileri için yaptırılacak tulum, gömlek ceket, pantalon vc elbise kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Mecmuunun tahmin bedeli 6166 lira ve ilk teminatı 462 lira 45 kuruştur. Şartname Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale 21/3/941 cuma günü saat 15 de Daimî Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve 941 yılına ait Ticaret Odası vesikalarllc 2490 numaralı kanunun tarifatı çevresinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale gilnü saat 14 de kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. (1726)
WYAV60GfffS1
ı \}-'\ *•'
j
Beşinci Tertip — İkinci Çekiliş
7 Mart 1941
\
64526
Yarım Bilet
1.5
LİRA
İkramiye miktarı
15.000 5.000 2.000 1.000 500 200 100 50 10 3
Terelli mükâfatı
ikramiye tutan
90.000 30.000 16.000 60.000 45.000 24.000 30.000 15.000 30.000 180000 22.026
542.026
Tam Bilet
3
LİRA
* 0 • - -
ı *
vurana,
im fuzı
I
Cumhuriyet Merkez Bankası
1 MART 1941 VAZİYETİ
AKTİF
Kaıt:
Altm: Safi kilogram 72.603.019 Banknot m «
Ufaklık..... • « •
Dahildeki Muhabirler:
Türk Lirası . •*••«•
Hariçteki Muhabirler:
Altm: Safi kilogram 5.248.822
Altma tahvüi kabil serbest dövizler
Diğer dövizler ve Borçlu kliring bakiyeleri ...««« *
Hazine Tahvilleri:
Deruhte edi. evrakı nakdiye karşılığı
Kanunun 6-8 inci maddelerine tevfikan hazine tarafından vaki tediyat
Seoedat Cüzdanı:
Ticari senetler
Te Tahvilât Cüzdüm;
(Deruhte edüen evrakı nakdi-A — (yenin karşılığı eeham ve tah-(vilât (itibarî kıymetle). .
B — Serbest esham ve tahvilât •
Altm ve döviz üzerine avans Tahvilât üzerine avans . « Hazineye kısa vadeli avans , ¦ «
Hazineye 3850 No. îu Kanuna göre açılan altm karşılıklı avans , «
Hissedarlar: Muhtelif:
Ura Lira
102.121.954,21 6.597.966,50 2.281.02135 111.000.942,56
283.396,14 283.396,14
7.382.887,54
36.165.056,88 43.547.944.42
168.748.563,—
| 20.149,137.— 138.599.426,—
268.313.757.99 268.313.757,99
45.831.456,93 7.926.606,54 53.758.063,47
8.943,74 7.808.722,— 2.195.000,—
114.584.926,75 124,597.592.49
4.500.000,— 7.603.747,60
Y«kâo 762.204.870,67
PASİF
ihtiyat Akçen:
Adi ve fevkalâde Hususi •
Tedavüldeki Banknotlar:
Deruhte eûJea evrakı nakdiye . ,
Kanunun 6-8 tod maddelerine tevfikan hazine tarafından vâki tediyat
Deruhte edilen evrakı nakdiye bakiyesi .........
Karşılığı tamamen altm olarak ilâveten tedavüle vazedilen .
Reeskont mukabili ilâveten tedavüle vazedilen........
Hazineye yapılan altm karşılıklı a-vans mukabili 3902 No. Lı kanun mucibince ilâveten tedavüle vazedilen Mevduat:
11 * SI • • • a 4 a .
Altm: Safi Klg. 876.809
3860 No. lu kanona göre hazineye açılan avans mukabili tevdi olunan altınlar:
Safi küg 55.541.930
Döviz Taahhödab;
Altma tahvüi kabil dövizler « # Diğer dövizler ve alacaklı kliring bakiyeleri
Muhtelif: ..........
6.188.666,15 6.000.000,—
158.748.563,—
20.149.137,—
138.599.426,—
17.000.000,— 250.000.000,—
Ura
15.
IIİIIHIZIII
12.188.666,15
32.000.000,—
71.879.410^8 1.233.302.56
78.124.167.90
20.133.223,05
Yekûn
437.599.426,—
73.112.712,84
78.124.167,90
20.133.223,05
116.046.674,73
752.204.870.67
1 Tstmmz 1938 Iskoato haddi %4 A
itibarca i
avans % 3
Ltanbul Hava Mıntaka Depo
Amirliğinden:
1 — Hava birlikleri ihtiyacı için 2000 metre paraşüt torbalık bezt satm almacaktır.
2 — Pazarlıkla ihalesi 11.3.941 salt günü saat 14 to Yeşilköy Hava Mıntaka depo Amirliği satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İsteklilerin şartname ve numunesini görmek üzere her gün pazarlığa gireceklerin belli gUn ve saatte 300 liralık muvakkat teminat nıakbuziaıile birlikte mezkûr günde komisyona müracaatları. (1630)
Kuleli Askerî Lisesi Müdürlüğünden:
Kuleli Askeri lisesine girmtye İstekli olup da taşralarda şubelere, Istanbulda da doğruca mektebe müracaat etmiş olanlardan smıtlann-da dönekliği olmıyan bütün girme şartlarım haiz bulunan ve ayni zamanda giriş evrakını tekemmül ettirmiş olan isteklilerin imtihanları yapılmak üzere 7/Mart/941 cuma günü saat 9 da Kuleli lisesinde bulunmaları ve bu tarihte mektepte bulunmıyanların haklarını kaybedecekleri İlân olunur. (1443)
Sahibi ve Neşriyat Müdürü: AHMET EMİN YALMAN Bafiildıffı Yer: VATAN MATBAASI