Başmuharriri :
Ahmet   Emîn   YALMAN
VATANEVİ — Cagaloglu, MoUa Fenart 8. « Telefon: 24136 — Telgraf VATAN tut
7  NİSAN    1941 PAZARTESİ
Yakın Tarihten Acı Bir Hakikat
Avşaroğlu
- Büyük Hikâye -
Fiyatı: 5 Kuruş
SİYASÎ   SABAH   GAZETESİ
Yıl: I — Sayı: 224
ıncı
amız
Başl
a
zürlerı Kabahatlerinden Bile Büyük
Harbin en haksız şekline sulh ve emniyet yaftası yapıştırmakla acaba kimi aldatabileceklerini farzedi-
yorlar?
Yazan: Ahmet Emin YALMAN
ün   gözümüzü   açftığımız
zaman, harbi Balkan m-
rurlurmın içinde bulduk. Almanya, Yugoelav ve Yımaniatana sal-dımıış. bu iki komşu memleketin hudutlarını aşmıştır.
Bu haberi ibekliryorduk. Hiç yaşmadık. Kendine yeni nizam adını veren aiatem, e&i bildiğimiz derebeyiliJüten ba^ka bir şey olmadığına göre kimine göz dağı vererek kölelik zincirini boyunlarına takar, kimini hile üe tuzağa düşürür, karşı duranları da , yumTuiia ezmeğe uğraşır— * Yugoslavya ile Yunanistan < esir yaşamaktansa hür ölmeyi ter-cfh eden mert ve kahraman mühletlerdir. ALmanyıa. bunu görüre ce bu iki milletteki istiklâl ruhunu boğmak ve kölelik kervanına yeni iki memleket ilâve etmek hırsile harekete geçmiştir.
Bunu yapmak MuSver sisteminin c bılliyeti ikteaemd andır» cibilliyetini elbette yapacaktır- Var-sın yapsın! Yunan ve Yugoslav milletleri, bunu bildikleri içn ö'.ünciye kadar vuruşmayı zaten göze akmışlar ve çoktanlberi ona göre hazırlanlrryışlardur.
İnsana isyan hissi veren nokta, bu apaçık zorbalığa bir de hak damgası vurmağa kalkışılması ve bir takan özürLer ve sebepler gösterilmesidir. Kendi memleketlerinin içinde yaşıyan gözü ve dili bağlı insanlara bunlton haydi söylesinler, fakat meselâ «Balkanlara sulh ve emniyet getirmek için» geldiklerini söylerken bu sözlerin muhatabı olarak Almanya haricinde acaba kimi farzediyorlar? I.Harbin en haksız, en barbarca J şekline (sulh ve emniyet) yafta-
Îsı yapıştırdıkları zaman bu yaftaya kimin inanacağını zannedebiliyorlar?
Güya B akkan m sulh ve sükûn halinde olmasından başka bir şey istemiyor lanmış. Yunanistan ve Yugoslavyada bulunan hükümetler bunu anlamamakta ısrar ettikleri, İngil'zlerle temas ettikleri ve nihayet İngiliz kuvvetlerini Balkanlara soktukları :çin ister (Devamı: Sa. 5, SİL 1 de) +
Arman ordularının son tecavüzleri münasebetile: Bulgaristan . Yugoslavya - Yunanistan hudut mıntakalarını ve
Almanların Yunanistana Notası
Almanların Yegâne Hedef
İngilt
ı
ere İmiş
Berlin, 6 (A.A.) — D.N.B. ajansı bildiriyor:
Alman hükümeti Beriindekl Yunan sefaretine aşağıdaki notayı ver-mistir:
(Devamı: Sa. 5, Sü. 3 te) *=*
Yugoslavya Konuştu!
sek tarih mahkemesi konuşuyordu.
Bu, insanlığın vicdan ve şuurunu temsil eden, bu kararlan temyiz e-dllerniyecek olan bir İstiklâl mahkemesi hâkiminin sesi Idl kl: — MUttehem ayağa kalkınız! Der gibiydi.
Medeni   dünyanın her   tarafında radyoların düğmeleri Bclgrad'ın dalga uzunluğu üzerine ayar edildi. İnsanlık, cenup Slavlarının müdafaa-Atina radyosu, on gün evvel Bel- sini, bu yığmm kalbi, kanı, adalesi
Yazan:
Kizamsddin Nazif
| grada şöyle seslenmişti: . «Nasıl? Müttefikimiz Yugoslavya, | düşmanlarımızla elele ml verdi ? Nasıl? Beşikteki yavrularımız, çocuklarını emziren kadınlarımız ve zelzele felâketlerine uğnyanlarrmız üzerine yağdırılan bombalan, bundan sonra, siz, dostlarımız, kendi trenlerinizle mi taşıyacaksınız? Böyle e-lim bir haberi Atinalılara ve Etenlere nasıl bildirelim? Onlar buna 1-nanmıyacaklardır. Bütün dünya dinledi bunu. Bir buçuk milyar insanın tüyleri Urperdl bu hitap ile...
Ve bütün dünya İnanmak İstemedi Yugoslavlann, boyunduruğa vurulmuş bir katD yamağı olmayı kabul edebileceklerine:
Zehirini kusmuş bir düşmanla ars-lanca harp ederken başım geriye çevirerek, tertemiz kılıcına dayanarak bir an duran ve tarihin kaydedebU-dlğl en asil ıstırap İle konuşan:
«— Hayır dostum, beni arkamdan vurarak hançerin kabzasın? s^n< o lin tutamaz!» diyen anner«~ hosI""* istikbalin ilamlarını hazır! t. yuK-
vc zekâsı olan Sırp urukunun sesinden dlnlemlye hazırlandı.
Bu ses çıkmadı, 48 saat geçti. Bel-grad'dan bir ses çıkmasını bekllyen-ler endişeye düşer gibi oldular. Dünyayı bir tereddüt kasırgası sardı ve bir an geldi kl, BclgnuPa emniyetle bakan yalnız biz kaldık. Zira yalnız biz, Türkler, Belgrad'dan Atlnaya nasıl bir cevap verilebileceğini tahmin edebilirdik.
Çünkü, \ımanın. Belgrad'dan başka yeryüzünde bu tarzda hitap edebileceği tek millet, ancak biz olabilirdik. Ve biz Sırp'ları kendimiz kadar ve kendimiz gfbl bilirdik:
Temiz, erkek, çalışkan, asil, hürriyet ve İstiklâl uğrunda her tehlikeye atılmaktan yılmaz ve., muharip.
Zaman, bize hak verdi. Belgrad'-da bir müttehemln ayağa kalkmasını bekllyenler orada bir milletin a-
yalcIa-Mİırrmı gördüler. Belgrad'dan t., cc- ~ı» oekilyenlcr, müzik seslo-Knrışnn 'atu bir vaad yerine • I    um «I* ö, SU. 2 de) ^
B. Hitler'in
Alman Milletine Beyannamesi
Almanlar, İngilizleri Atmadan Silâhları Bırakmıyacaklarmış
Berlin. 6 (A.A.) — D. N. B: Hitler, Alman milletine bir be. yanname neşretmiştir:
İngiltere, harbin bidayetinden-beri, Balkanları bir harp sahnesi yapmak için gayretler sarfından fariğ olmamıştır. Filhakika, İngiliz diplomasisi, umumî harpte olduğu gibi, bir garanti tekliti ile evvelâ Yunanetanı kendisine kazanmağa ve bilâhare katî surette kendi hocfibin emelleri için suiistimale muvaffak olimuştur. Bugün neşredilen vesikalar, ingiliz menfaatleri için başka milletleri çarpıştırmak ve öLdürtmek hususundaki ananevi İngiliz usulünün anlanmasını müımJkün kılmakta, dır.
Bu İngiliz usulü ile tezat halinde ben daima aşağıdaki iki nokta üzerinde ısrar eUim:
Alman »milletinin Yunan milletine karşı hiç bir hasmane hissiyatı mevcut değildir. Fakat, umumi harpte olduğu gibi, zamanı gelince Yunanistan üssünden Almanya'nın hayat sahasına bir darbe indirmek için bir kuvvetin Yunan arazisinde yerleşmesine hiçbir zaman müsamaha etmiye-coktir.
ingilizleri, şimal cenahımızdan
süpürdük. Cenupta da böyle bir (Devamı Sa. 5, SU. 7 de)
Adisababa Dün Alındı
er'in
Musavva Tehdit Altında
Libyada Vaziyete İngilizler Hâkim
B. Hiti
Askerlerine Yevmî Emri
4
Habeşistanda italyan imparatorluğunun yıkılmasile Habeş tahtına tekrar geçmesi beklenebilecek olan Haile Selsiye
Kahire, 6 (A.A.) — İngiliz ve imparatorluk kuvvetleri ileri cüzütam-larının Adisababaya girmiş olduğu resmen bildirilmektedir.
Yegâne Gaye: Alman Milletine
Hürriyet!
Berlin, 6 (A.A. )— Hitler cenup cephesi askerlerine aşağıdaki günlük emri göndermiştir:
«Cenubu şarkî cephesi askerleri.
Kendi hesabıma başkalarını hanbettirmek prensiplerine sadık kalan İngilizler, Alman kuvvetlerini kaJbil o'lduğu takdirde imha ebmek için Polonyayı intihap etmişti.
9 nisan 1940 da ingiltere Al-manyanın şimal cenahına yeni bir hamle yaparak ırruaksadına varmağa bir kere daha teşebbüs etmiştir. Askerî tarihin en şereflilerinden olan muharebeler esnasında garp orduları kapitalistleri evvelâ mağlûp sonra da imha etmişlerdir.
Bunun üeerine Çörçil, İngiliz imparatorluk kuvvetlerini şimalî Afrikada müttefiklerimizin üzerine toplamıştır. Alman ve İtalyan kuvvetlerinin işbirliği sayesinde tehlike burada da bertaraf edilmiştir. AvTupamn cenubu şarkisine ihraç edilecek İngiliz kuvvetlerinin Almanyaya karşı bir tehdit teşkil edeceğini söylemekten geri durmadım. Maalesef bu ihtarlarım boşa çtktı. Yugosla.vya-dan «mantığın icap ettirdiği prensiplere göre teşJcilâtlandırflmLş bir (Devamı; 8a. 5, SU. 5 te>) =
merk ezlerj gösterir harita
Almanyanın Yugoslavya eklarasyonu
Balkanları Korumak
* â.
puslun Dünya Vaziyeti
^     — — - t ^ w •     — w
Ajans ve rvaayo Gazetesine Göre Günün En
Mühim Hâdiseleri
Dün sabah Alman orduları Yugoslavya ve Yunan hudutlarına tecavüz ettiler.
Struma vadisinde, İngiliz ve Alman kuvvetlerinin temasa geldikleri bildiriliyor.
Struma vadisinde Almanlar, Yunanlıların şiddetli    mukavemet İle karşılaşmışlar ve afcır zayiat vermişlerdir. •fr   İngilizler, Yugoslav tayyare  meydanlarını teslim almışlardır. ^   Adisababa  İngilizler tarafından zaptedtlmiş,   hür Fransız    kuvvetleri Musavvaya İS kilometre yaklaşmışlardır.
ALMANYA BAL-KANA ELİNİ SOKTU Merak etme arkadaş, yakında temizleneceğiz!
İsterk
en...
Berlin, 6 (A.A.) — D.N.B. bildiriyor:
Alman hükümetinin Yugoslavya hakkındaki resmi deklarasyonunun metni şudur:
(Devamı: Sa. 5, Su. 6 da) * *
Balkanlarda Harp:
. Almanya, Balkanlarda Yugoslavya, Yunanistan ve İngiltere İle harbe tutuştu ve Şarki Akde-nlzl, Türkiye kara sularma kadar harp sahası ilan etti. Alman motorlu kıtaları, Yugoslav hudutlarına tecavüze başladılar. Almanyanın bu hareketi karşısında şu hükmü vermek caizdir kl, harp, B. Mitlerin İrade ve kontrolünden büsbütün çıkmıştır, çünkü Balkan tecavüzü hesaptan ziyade hissin mahsulüdür.
Umumi   seferberlik ilan   eden Yugoslavya için altı cephe vardır:
Bu cepheler Yugoslav memleketinin Bulgar, Romanya, Macaristan, Almanya, İtalya ve Arnavutluk hudutlarıdır. Bu cepheler İçinde sevkulceyşi kıymeti en fazla olan Bulgar hudududur. Zira ba hududun gerisinde Selanik - Üsküp -Niş - Belgrad demiryolu vardır. Bu hudut üzerinden garba doğru bir Alman taarruzu süratle iler-
Struma Vadisinde
•       _
ilk Bocalama
Almanlar Çok Büyük Zayiat Verdiler
Alman movaf-
Şiddetli Yunan
Mukavemetini Almanlar da
Kabul Ediyorlar
Atina, 6 (A.A.) — Şiddetli hücumlara rağmen, muhteşem bir surette muharebe eden Elen ordusu, bütün hat üzerinde taarruzunu tutmıya fak olmuştur.
Struma'da, düşman, çok büyük zayiat yermiştir,
*
Berlin, 6 (A.A.)— Alman kıtaları, Struma ırmağı vadisinde çok şedit bir mukavemetle karşılaşmıştır. Terakkide devam eden Almaç hücumu hakkında müsait ha berier gedmektedir.
ingiliz - Alman Teması
Roma, 6 (A.A.) — Ofi; Alman ve İngiliz kuvvetleri
arasında    temas,    bugün
Struma vadisinde vukuagel-
miştic      ____*+m;* —____
?
Yunanlılar Sıkı Duruyor
Atina, 6 (A.A.) — Şark cephesinde Yunan ileri kuv vetlerinin her tarafta sıkı surette yerlerinde durdukları resmen bildirilmektedir.
Bugünkü Harp Vaziyeti
leree, Yngoslavya cenuptan kocattırmış. Yunan ve İngiliz ordularından ayrılmış ve cenupla biricik mühim demiryolu muvasalam keşlimin olur.
Yunan ordumınun da Astroma ve Serez İstikametlerini kapatıp Sel a im'.' ı elde bulundurmadı Cenubi Yugoslavyanın muhafaza edilmesine ba&lıdır. Yunan ordusu As-troma mevziini müdafaa için Yugoslavya orduslle sıkı İrtibatta bulunamazsa. Şimal cenahından, yan ve gerisine doftm bir Alman taarruzu varittir. O zaman Var-(Devamı: Sa. 3, Sü. 3 te)
GÜNÜN SESİ
Açılmaz Kasa İle Hırsız
Yazan: REŞAT NURİ
On be* on altı (»ene oluyor. Bir gün Kadıköyden Istanbula geçiyordum. Sık sık Almanyaya gidip gelen bir komisyoncu dostum çantasından lüks bir katalog çıkardı ve bana son İcat bazı İcasa modelleri göstermiyc bağladı.
Bunlardan biri halâ gözümün önündedir. Kasa bir yangın esnasında bir binanın bilmem kaçıncı katından yere düşmüş ve aooyce Ur zaman enkaz arasın-
da gömülü kalmıştı. Sahibi kendi anahtarlı e bu kasanın kapısını açıyor ve bıraktığı kagrt paralarla beraber bir ufak çiçek demetini renkleri bile solmamış olduğu halde buluyordu.
Karşımızdaki kanapede ara sıra Sultanhamamı civarında bir dükkânda gördüğüm bir Musevi tüccar uyukluyordu. Kasa, para ve saire gibi kelimeleri İşitince hemen gözlerini açtı ve bizimle beraber yanmıyan kasa resmini seyre başludı. Ben o esnada söylüyordum.
— Demek kl, artık emniyetin son haddine varılmış, yangın oluyor, kasa yunmıyor; bilmem kaçıncı kuttan düşüyor, kırılmıyor. Anahtarı da ona göre yapılmış o-lunca hiçbir hırsızın bu kasayı semasına İmkan yok demektir.
Musevi tUccar, çarşı adamları-
(Lütfen sayfayı çeviriniz)
2
VATAN
7 - 4 -SW
Yalcın Tarihin Acı Hakikatlerinden biri
Avşar
oğlu
- Büyük Hikâye -
Yazan: Ertnğrnl Şevket j
— Bu senin son tecrüben. Bir daha azledilecek olursan, artık bana uğrama:
Nazır Paşa, yatar gibi uzandığı, yaylı ve sağa sola dönen koltuğunda sallana sallana ve kemali vckarla konuluyordu. Ayakta d.mdik duran ve henüz ta> in ev-raKinm a tına (mucibince) dediği genç kaza kaymakamı Avşnr oğ.unun yüzüne dikkatle ve İsrar
la baktı.
— Ama. bak, dedi. Bu senin
ton tecrüben. Söylediklerimi hiç akımdan çıkarma.
Aheste bir hareketle elini masasındaki üstü açık sigara paketine uzattı.. Aldığı sigarayı dudaklarına iliştirdi. Birkaç saniye öyle durdu ve sustu. Nazır Paşa, Avşaroglunun kibriti kapmasını vc sigarayı yakmasını bekliyordu. Avşar oğiu da bunu hissetmişi, ama, yerinden kımıldamadı.
Nazır Paça, uzandığı koltuğunda doğruldu. Masanın üzerinden &briti aldı. çaktı. Avşaroglunun yüzüne bakmadan konuştu:
— Amirlerinin sözünü dinlememek, onlara, kanundan nizam dan bahsetmek faide vermez. Onlar, her şeyi, hele kanunları •enden daha mükemmel bilirler. •Marifet onlara hürmette kusur etmemektedir.
Sigarasının tavana doğru yük-Mİcn dumanlarına bıktı.
— Bir »ene içinde üç defa azledildin, dedi. Genç bir mülkiye-Udir diye sana acıdım, tekrar ta-jçn ediyorum. Fakat bu »onuncudur. Dikkat et, sadakatle çalış. Hele, gideceğin kazadaki kaçakçılık işine behemehal bir son ver. Efendimiz bu yüzden, Fransa elçisinin yüzüne bakamaz ol-
?
Günlerce süren, yaylı ve katır •ırtı seyahati, Avşaroğ'unu canın dan bezdirmişti «Eğer azledilir* sam, bu yolları bir daha nasıl geçerim» diyo düşünüyordu
Yaylı, sarp ve me.«e ağjçlarile tıkanmış bir boğazı dönerken Avşaroğlu, arabacının yanında o-turan jandarmaya sordu:
— Buralarda çok mu kaçakçı var?
Arabacı kırbacını şaklaUı, jan darme:
— Çok beyim, aedi. Sayıla-mıyac?k kadar.
— Peki, mademki kaçakçılar bilin'yoı, onları niçin yakalamıyorsunuz?
Jandarma, pos ve krr bryrkla-
KIDi sıvazladı. Genç ve toy kay-'makimi süzdü:
— Vallahi Beyim. dedi. Ele çeçirinceye kadar, kaza halkından kimin kaçakçı, k rr.in kaçakçı ©İttirdiğini anlam.ık imkânsızdır. Kaçakçılık bu kazada Bek-taş. sı-rı gibi bir şeydir. Bir akşam evvel yarenlik ettiğiniz bir ;-dan.ı, ertesi gün jandarma kara 'kolunda görünce hiç hayret etme yıniz.
— Kaçakçılık çok mu kazançlı eamV:?
Jandarma güldü:
— Ne söylüyorsunuz, dedi. Kaçakçılar tenekeyle altın saklıyorlar.
Arabacı tekrar kırbacını şaklattı. Jandarma, ceketinin cebinden çıkardığı iri tabakasını Av-şaroğluna uzattı, pişkin bir tavırla:
— Aldırma, beyim, dedi. Bunlar, o kadar düşünmeğe değ-ınez. ilk günlerde, kaçakçılık işleri sizi biraz şaşırtır, biraz üzer ama, sonra alışırsınız.
Avşaroğlu,    jandarmanın   ta,
na has, sevimli teklifsizlikle söze | karıştı. Benimle hafifçe   alay e-derek;
— Affedersiniz, dedi, bu kasayı kafa yapmıştır. Hırsızın kafası, fabrikacının kafasından bir bantlın büyük oluna kasa açılmış demektir. Böyle de olmasa kasayı yapan bir kere çalışır, hırsızın kafası onu açmak için gece gün-düz, bir ay, üç ay ne kadar lazımsa çalışır. Çünkü Allah baba hırsızın rızkını bu yüzden yaratmıştır.
Bu adamla geçen gün ayni Kadıköy vapurunda yine karşı karşıya düşlük. On beş sene az zaman değil! Biçarenin saçları, bıyıklan ağarmış, yüzünün etlenip şişmesine mukabil boynunun iki tarafından kursak gibi iki damar sarkmış. Fakat kılık kıyafetinden anlaşıldığına göre İşler adamakıllı yolunda...   Sultanhaınamınduki
bakasını aldı. Fakat, onun son sözlerine kızmıştı.
— Yani, dedi. Buralardan kaçakçılığın kökü kazınmaz mı? Bu nu mu demek istedin?
Jandarma sol taraftaki darı tarlalarına gözlerini dikti, omuzlarını silktL
— Vallahi beyim, dedi. Tam on sekiz kaymakamın yanında çalıktım, bütün gayretleri boşa çıktı da.
Avşaroğlu, silâhını teslim e-den çaresiz bir muharip edasile konuşan jandarmayı bir defa daha süzdü. Tabakayı açtı vc kıpkırmızı kesildi: Tabakanın içinde, ince belli çerkez kızlarının uzun san saçlarını andıran, kehribar gibi parlak kaçak tütün var
du *<
* *
Avşaroğlu, vazifeye başlar baş lamaz, evvelâ, kazadaki memurlarla mücadeleye girişti: Hepsi kaçak tütün içiyorlardı. Jandarma bölüğü kumandanı bile kaçak tîkün kullanıyordu. Memurların kaçak tütün içmeaini menet t iği gibi,  vaziyeti mutasarrıflığa
da bildirdi. Bu halden uzun uzun şikâyet etti. Jandarma kumandanının ve iki memurun değiştirilmesini istedi.
Mutasarrıflıktan gelen cevapta, memurlarla, bilhassa, jandarma kumandanile iyi geçinmesi ve faz la şiddet göstermemesi    tavsiye
ediliyordu.
Bu sefer, mutasarrıflıktan gelen cevapla birlikte, kendi yazdığı ayni beratı da vilâyete gönderdi ve memleketin selâmeti namma ricalarının yerine getirilmesini talep etti.
Avşaroğlu bir taraftan vilâyet ten cevap bekliyor, diğer taraftan da * azadaki icraatına şiddetle devam ediyordu. Seyyar, jandarma müfrezeleri çıkartıyor, ka za hudutlarını daimî bir kontrol altında bulunduruyordu»
Kozanın içindeki dedikodular* dan da hademesi Memo vasıtasi-le haberdar oluyordu.
Memo, yerli ve sessiz bir delikanlıydı. Daha ilk günlerde Av-s roğlunun itimadını kazanmıştı. Avşaroğluna candan bağlıydı. Onun, »bütün işlerini kuaursuz yap mağa çalışıyordu. Genç karısı Ho no bacı, Avşaroglunun yemekle-r nisiriyor, çamaşırlarını yıkıyordu.
Avşaroğlu, bir aralık ishal ol ırriuşt-u. ge.ek Memo, gerek karısı Hano Lacı, bir ana, baba gibi Avşaroğluna bakmışlar, bu doktorsuz kazada, evden yaptıkları ilâçlarla onu' tedavi etmişlerdi.
Avşaroğlu da onları çok seviyor, ilinden gelen her türtlü yar-dımı, bu fakir aileden esirgemiyordu. Söylendiğine göre, Memo, Hano bacıyı sevmiş ve kaçırmıştı. Avşaroğlu, bu kadar pısırık bir adamm bu işi naeıl yaptığına hayret eder ve arada sırada ondan bu vakayı anlatmasını isterdi.
Memo her seferinde de, hafifçe güler, kızarır.
— Olmuş bir kere beyim, takdir.
Der, işi kapatırdı.
Bir gün hükümet konağının koridorundan geçerken Memoyu bir köşeye 'büzülmüş, düşünüyor gördü. Onu odasına çağırdı. Niçin düşündüğünü »ordu. Memo, ık mık etti, nihayet söyledi:
— Bey, dedi. Benim küçücük bir tarlamla ©vîm var, biliyorsun. Vergi zamanı geldi. Param yok. Ne yapacağımı düşünüyorum.
(Arkası var)
dükkâna şimdi belki Karaköy ve i.' \oklunda bir İki şube de llavo edilmiş.
Fakat nedense tüccarın düşünceli ve yorgun bir hail var. Gözlerini pencereden Adalara doğru dikmiş koyu koyu düşünüyor. O esnada yanımızdan geçen biri sordu: t ¦
— Ne var ne yok T Ümitsiz bir tavırla   avuçlarım
açtı, boynunu büktü:
— Ne olacak? Bildiğin gibi. Sonra yine gözlerini denize çevirerek düşüncesine daldı.
Senelerden sonra çehremi ve a-çümaz kasaların hikayesini hatır-lıyabileceğini urasam bu sefer do ben bir teklifsizlik yapar;
— Nedir bu dalgınlık derdim? İhtikâr kanununa henüz münasip anahtar   uyduramamışa benzlyor-sun.
REŞAT NURİ
Hazineye ait eşya
Tarihî Değ ri Olmıyanlar Bugün Satsa Çıkarıl ;or
Maliye Vekâleti hazineye ait olup tarihî bir kıymet ve mahiyet arzetmiyen ve muhafazalarında da bir fayda olmıyan bir takıın ziynet eşyasının satılmasına karar vermiştir. Bu eijya bir heyet tara. fından te^bit edilmiştir. 44 takım ve I 3 I adet kıymetli eşya bugün Sandal bedesteninde satılacaktır.
Her parça ayrı ayrı satılacaktır. Sandal bedesteninde bu kıymetli eşyanın muhafazası için tertibat alınmış bulunmaktadır.
Bu eşya arasında kıymetli saatler, yüzükler, bilezikler, murassa çantalar vesaire kıymetli eşyalar vardır. Satışa çıkarılan bu eşyaların mühim kısmını hurda eşya, pırlanta ve elmaslı kadın ziynet eçyası teşkil edmektedir.
Bu Seneki Patates IWahsulü
Patates yetiştiren mıntakalarda bu senenin mahsulü bitmek üzeredir. Mevcut stokların daha ziyade büyük şehirlere sevkedîlmiş olması patateslerin kolaylıkla satılmasına yandım etmiştir. Köylerde ihtiyaçtan fazla patates kalmamıştır. Kasabaların da ihtiyaçtan fazlası İstanbul piyasasına gönderilmiştir. Bureada bulun, makta olan son bir parti de şehrimize getirilmiştir. Esasen daha bu ay patates yenileceğine ve mayısta taze sebzeler patates yerine kaim olacağına göre bu senenin relcoTtesi hiç bir sıkıntıya meydan vermeden şarfedirmiş oluyor. Fiyatlardaki yükseklik diğer zarurî grda maddelerinin fiyatlarına nazaran yüzde onu geçmemektedir.
Mîllî Piyango
Milli Piyangonun beşinci tertip üçüncü çekilişi bugün saat I 7 de Ankarada Sergievinde yapılacaktır.
Bu çekilişte 64.828 numaraya 749.520 liralık ikramiye tevzi olunacaktır.
8 tane 20.000 liralık büyük ikramiye vardır. 842 numaraya da 34.520 liralık teselli mükâfatı ve. r ilecektir. Kazanan numaraları Ankara radyosu 22,30 da ajans haberlerini müteakip neşredecektir.
Milli Piyango idaresi 23 Nisan Çocuk bayramı münasebetile zengin ve mütenevvi ikramıydı fevkalâde bir piyango tertip etmiştir. Bu çekilişe ait biletler yarından itibaren satılığa çıkarılacaktır.
Ankara İle İstanbul Arasında Yeni Bir Tren
1 mayrstan itibaren Ankara ile İstanbul arasında yeni bir tren seferi ihdası kararlaştırılmıştır.
Tren her gün Ankaradan saat 15 de, Istanbuldan da saat 15 de hareket edecektir.
Erken Tatil Münasebetile
imler Fazla Ders Veremiyecekler
Maarif Vekâleti Bu Emri Alâkadarlara Bildirdi
Şchrımizdeki orta mekteplerle liselerdeki imtihan listelerinin tun. zimi ve imtihan komisyonunda va zift- görecek muallimlerin mümeyyizlik sıaatlerinin tesbiti için orta mektep müdürleri 9 nisan çarşam. bn\ Ijse müdürleri de 10 nisan perşembe günü İstanbul Kız lisesinde toplanacaklardır.
Müfrneyyiz listelerinin hazırlan, masına başlanmıştır.
Diğer taraftan bazı orta mektep, lise ve muallim mekteplerinde tedrisatın erken kesilmesi münasebetile muallimlerin talebelere fazla ders verdikleri şikâyeti mucip olmuştur. -
Maarif Vekilliği bu vaziyeti önlemek üzere bütün orta tedri-
sat müesseselerino bir tebliğ göndermiştir. Bu tebliğde, öğretmenlerin senelik plânlarında nisanın on beşine kadar işaret etmiş oldukları derslerden fazla ders ver. miyecekleri kaydoluniTiektadır.
Fazla ders veren öğretmenler hakkında takibat yapılacaktır.
Itk mekteplerde de liseler gibi ayın 16 sında derslerin kesileceği anlatılmaktadır. Son sınıflarda derhal imtihanlara başlanacaktır.
Konservatuvardta imtihanlara 20 nisanda başlanılması kararlaştırılmıştır.
Kız Sanat mektepleri de Maarif Vekâletinin son tamimindeki karara tâbi olarak ders senelerini I 5 nisanda bitirmiş olacaklardır.
Nöbetçi Taksiler
Geceleri Garajlarda Tai si Bulundurulacak
Belediye, şehrin bir çok yerlerinde yeni taksi durakları ihdas etmek üzere tetkikler yapmaktadır. Bu duraklar ihdas olunduktan sonra bilhassa geceleri ani ihtiyaçlarda halk kolayca taksi bulabilecektir.
Bundan başka her semtteki büyük garajlarda sabaha kadar hazır taksi bulundurulması karar-laşmıştır.
Bu ga-ajlarda sabaha kadar nobe'tej, taksiler bekliyecek ve ânî ihtiyaçlar karşısında telefonla bunlardan istifade kabil olacaktır.
<DIÛN DE N
G İÜ N E
Sebze Fiyatlarının Kontrolü Yok mu?
Murakabe Komisyonu Vaziyeti Nazarı Dikkate Almalıdır
-o
Denizyolları Umum Müdürü Bugün Şehrimize Geliyor
Devlet Denizyolları umUm müdürü İbrahim Kemal Baybora ile muavini Haşmet Dülge Bandırma ve İzmir limanındaki tetkiklerini ikmal etmişlerdir. Umum müdür ve muavini bugün şehrimize dönüyorlar.
Fiyat murakabe komisyonu zaruri ihtiyaç maddeleri ile ithalât maddeleri üzerinde bir taraftan fiyat t e 4b it ediyor, diğer taraftan da fazla fiyatla yapılan satışları kontrol ve murakabe ettiriyor. Komisyonun en ziyade üzerinde durduğu maddeler birer birer tet. kik edilecek olursa bunların daha ziyade ithalât maddeleri olduğu görülür. Zarurî ihtiyaçlardan et, peynir ve yağdan başka esaslı bir madde üierinde Iriurulmuş değildir. Halbuki şehrin kalabalık nüfusu üzerinde müessir ve gıda ba. kımından şiddetle takip edilmesini icap ettirecek fiyat yüksekliği göze çarpmaktadır. Meaelâ ihracatı yapılrmıyan pirinçlerde kilo başına 15-17 kuruş, kuru fasulyelerde 10 - 15 kuruş gibi yüksek farklar olmuştur. Bu maddeler toprak mahsullerimizden^ ve bütün memleketin umumî ihtiyaçlarına kifayet edecek miktarda bulunduğu halde fiyat yüksekliğinin sebebi olmamak lâzımdır.
Çünlkü bu maddelerin istihsali
yedi sekiz ay evvele aittir. Yani eşya ve gündelik ücretlerinin ancak yüzde beş nisbetinde yüksel-diği bir zamanda istihsal edilmiştir. Bunları bugün yüzde 15 den fazla kârla sattırmak doğru değildir. Yaş sebzelere gelince, bu gibi gıda maddelerinin tamamen kontrolsüz olduğuna işaret etmek isteriz. Civarında bostan bulunan semtlerde bile fiyatlar tamamen bahçıvanın ve seyyar satıcı ile sebzevatımın şahsına kalmış gibidir.
önümüz yazdır. Sebzeden başka yenilecek şey kalmayacaktır. Mevsim yaklaştığına göre şimdi-
den hazırlık yaparak fiyatların kontrol edilmesi lâzımgelir. Eğer hayatın ucuzlaması isteniyorsa her şeyden evvel harcı âlem olan »maddelerin fiyatlarına yükseliş imkanı vermemelidir. Fiyat murakabe komisyonunun bu işe el koyarak tam zamanında bir karar vermesini bekliyoruz.
Tıp FJrtl.tesi Dekanı
Bugün Geliyor
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi dekanı profesör. Dr. operatör Kemal Atay, Ankaraya Fakülteye ait bazı temaslarda bulunmak üzere gitmişti. Dekan Anka-radaki tamaslannı ikmal ettiğinden bugün şehrimize dönecektir.
Ilkmektepler Bggün Tekrar
Açılıyor
Bir haftadır tatil yapmakta olan ilk mektepler bugün tokrar çalışmalarına başlryorlar.
Kuzu E+i Ucuzluyor
Havaların müsait gitmesi yüzünden şehrimize çok miktarda koyun ve kuzu getirilmiş ve bu se-
beEİe kuzu eti fiyatları bir hayli düşmüştür. Karo havalisi ile Hay. mana taraflarından da bir çok sürülerin yola çıkarıldığı haber alınmıştır. Bu vaziyette kuzu eti fiyatlarının normal bir hadde ineceği kuvvetle umulmaktadır. Hay van bolluğuna rağmen koyun eti fiyatlarında henüz bir değişiklik yoktur. Murakabe komisyonunun koyun etlerini de ucuzlatması beklenilmektedir.
Dilsizler, Körler, bağırlar, Cemi yetin*n ivongresi
Dilsizler, Körler ve Sağırlar Cemiyeti umumi heyeti, dün saat on dörtte Eminönü halkcvlnde, cemiyet reisi Merunet TamtUrkün riyasetinde toplanmıştır. Evvelâ 1 kânunusani 941 tarihinden 31 mart 941 tarihine kadar olan faaliyet raporu o-kunmuş ve tasvip edilmiştir. Bu raporda, cemiyetin kuruluş gayesi hulâsa deildiktcn sonra, elyevm dördü kız olmak üzere 18 sağır, kör ve dilsizin cemiyet merkezinde iaşe ve 1-batelerlnln Umın edildiği, çoluk çocuk sahibi muhtacı muavenet dilsiz, aağır ve kör ailelere maddi ve manevi yardımlarda bulunulduğu, cemiyetin hususi doktorlarının muhtacı muavenet cemiyet azasma ve ailelerine baktıkları, ilâçların cemiyet tarafından yaptırılıp hastalara tevzi edildiği bildirilmekteydi.
Bu rapor, evvelâ işaretlerle reis tarafından dilsizlere, bilâhare de sesli olarak gözü görmıyerücro okunmuştur.
Bundan sonra, sokaklarda, köşe başlarında dilenen körlerin bu hallerine mâni olunması, yanlarına gözü görmlyen kemancılar alarak kahve, gazino ve benzerleri yerlerde dolaşan çalgıcıların bu hareketlerinin önlenmesi hususunda icap eden makamlar nezdinde teşebbüslerde bulunulması kararlaştırılmıştır, '
Cemiyetin muhasebeci ve veznedarı Nurlnin yerine bu vazifeye Avni intihap edilmiş ve toplantıya nihayet verilmiştir.
Tramvay Durakları
Yapılan şikâyetler üzerine, tramvay idaresi lâğvedilen durak mahallerinden bazılarının yeniden ihdası için tetkiklere başlamıştır. Yeni duraklar bu hafta içinde ta, yin edilecek ve halkın karşılaştığı güçlükler ortadan kaldırılacaktır.
TAKVİM
7 NİSAN 941
TAZARTESl AY: 4 - GÜN: 97 - Kasrm: 151 RÜMt: 1357 — MART:      25 ItlCRl: 1360 — Reblülevvel: 10
VAKİT ZEVALİ   EZANİ
GÜNEŞ:
ÖĞLE:
İKİNDİ:
AKŞAM:
YATSI:
İMSAK:
6,34 13,16 16,55 19,40 21,13
4,50
10,54 5.37 9,16
12,00 1,34 9,10
Eşref Şefik ve Adisababa
eçenlerdcki bir yazımda tebarüz ettirmiştim: Sporcu değilim ve spordan da anlamam. Fakat sporculardan veya sporu anlıyanlardan dostlarım pek çoktur. Boks üstadı Eşref Şefik de bu meyandadır.
Geçmiş günlerde, ıcşref Şefik bir gün beni kendi çıraklarından birinin dövüşeceği bir boks maçına götürmek istedi.
— Anlamam, dedim.
— Anlatırım, dedi.
Boks hakkındaki bütün bilgiyi de, Eşref Şefiğin «anlatırım» dediği gün elde ettim.
Eşref Şefik, çavuş üzümile beslediği bir «şakirdi marifetini dövüştürüyor ve jöyle talimat veriyordu:
— Yumruk yememeğe gay« ret edeceksin. Şayet bir yumruk yersen iki yumruk vuracaksın. Eğer yediğin yumruğun sıkleti bir kilo ise attığın yumruğun sıkleti on kilo olacak!
Eşref Şefik, şakirdile birlikte beni de taüm ve terbiye «yliyor. du:
— Yumruğa hemen ve fazla-sile mukabele hasmın mânevi kuvvetini yıpratır. Her #eye yerinde ve zamanında cevap vermek gerektir.
Ben tabiî bu işin acemisi olduğum için Eşrefin sözleri kulağıma küpe olmuştu ve Eşrefin şakirdi bir yumruk yedikçe:
— Aman oğlum, geciktirme, iki yumruk indir!
Diye yerimde hop hop yava-lanıp oturuyordum. Uzatmıya-yım, şak ir d dehşetli müstait: Bir yedikçe iki, iki yedikçe dört vurdu. Bir dakikada aldığı yumrukların cevabını on saniyede verdi ve maçı da kazandı.
Zaferi tesit için hep birlikte bir birahaneye dalarken Eşref Şefik bana:
— Bu işin sun; cevabı yerin, de ve zamanında vermektir, diyordu.
*
Gündüz radyoyu dînlerken, sabah sabah Almanların ve do-layısile Mihverin ayni zamanda Yugoslavyaya ve YunanUtana hücumunu öğrendim.
Akşam radyoyu dinlerken A* disababanın düştüğünü haber aldım.
Ingiltercnin İtalyaya, dolayı-süe Mihvere yerinde ve zamanında bir cevabı..
Kulakların çınlasın, boks üstadı Eşref!..
KÖR KADI
Balıkçılar Arasında
Yedikulede Kazlıçeşme kıyılarında sandalla balık avlıyan balıkçı Mehmetle Cemal arasında kavga çıkmış, Cemal, kürekle Mehmedin kafasma vurarak yaralamıştır. Yaralı hastahaneyc kaldırılmış, Cemal hakkında tahkikata bağlanmıştır.
Merdivenden Düş ü
Galatada Mumhane caddesinde 10 numaralı evde oturan Hayriye Güler evinin merdivenlerinden düşerek muhtelif yerlerinden yaralanmış, tedavi edilmek üzere Beyoğlu  Belediye hastahanesine
kaldırılmıştır.
— Misin de Vlnttor'ln dümeni bırakarak Kamaradan bir rjey almağa İnmiş oldufrınu tahmin ediyorlar. İşte gemi bu şekilde batmış. *
T ah ba/jmı &ajlıyarak İsrarlı bir tavırla cevap verdi; <
— ıi-' v m-   Bunu fthtlmpl veremiyorum.
— Fakat me&cle böyle olmuştur, iler hal de ne Mb*ter efo Vinter, ne de kimse bu geminin Uı .unu/'!., n iyi tamir edilmemiş olduğunu iddia etmiyor. Kotra bağlam ve mukavemetli idi. Buna çtıpho yok. Fakat Mi ı de Vinter İhtiyatsızlık <etvnlş. Dümen den (ayrılını*. Bu tedbirsizliği yüzünden de kotra batmış ve kendisi de telef olmui}-Böyie kazalar çok olur. Sizin bunda mc#ıull yetiniz yok. i
— Affedersiniz fakat bir sey dalıa söylemek İstiyorum.
— Peki söyleyiniz ne tarif bukalım?
— Geçen sene bu kazadan sonra birçok kimseler benim gemileri sağlam bir seklide tamir etmediğimi İleri sürerek hakkımda fena reklam yaptılar Birçok siparişler alm.im.ı mani oldular. Bu haksızlıktır. Çün
kü ben temiz iş yaparım. Gemi battı İse kabahat benim değil. Fukut bunu İspat e-demezdlm.
Şimdi bu Iklıui kuzu yüzünden Mlsis de Vinterdin kotrası Uaru çıktı. Kaptan Se-arl bana müsaudo etti. Gidip kotrayı gördüm yaptığım İsin sağlamlığını bir kere- daha müşahede ettim. Kotra denizin dibinde
bir sene kalmış olduğu halde »apasağlom.
— Görüyorsunuz ya... Bu l^ten siz mesul değilsiniz.
— Evet.. Yaptığını İste kusur yok. Her tarafını tetkik ettim.- Karasalda battığı için tahtalar zedelenmemiş, olması lazım... Kuyuya çarpmamış olduğunu dalgıç da söyledi. Bu hale göre kotranın teknesinin de hiç hırpalanmamış olmanı lâzım gelmez mi?
Sustu. Hâkim ne söylemek İstediğini an-I im ıı ı çalışan bir bakışla:
— Pek ÛIA... »Söylemek İstediğiniz bu muydu?       v'1 ; *'
— Hayır.. Hepsi bu değil. Acaba kotranın bazı yerlerindeki delikleri kim açtı diye sormak İstiyorum. Kayaya çarpmadığı muhakkak. Hem bu delikleri kayanın açmadığı belli... Bir demir aletle tahtalar koparılmış.
Artık o tarafa bakararyordum. Sadece yere bakıyordum. Yerde muşamma vardı. Yeşil bir muşamma.. Ona bakryordum. Acaba hakim niye ses çıkarmıyordu?. Niye her kes sukut ediyordu? Nihayet hakimin sesi-
ni duyar gibi oldum:
• — Ne demek istiyorsunuz? Bu dellHler de ne demek?
— Üç tane delik var. »tunların birisi teknenin bas tarafında, ikisi de kıç tarafındı . Fakat İş bununla da bitmiyor. Emniyet nıus luklarını da açık buldum.
— Emniyet muslukları da nedir?
— Kotrada musluklar vardır. Dahildeki akar su tertibatına aittir. İşte bu musluklar dalma kapalı durur. Açılırsa, vapur su alır. Bu iki musluk ta açık İdi.
Salon ne kadar da sıcaktı. Pencere de açmamışlardı. Bu kotlar insan uynl havayı teneffüs ede ede bayılacaktı.
— İşte... Teknedeki bu delikler ve açık musluklarla gemi nasıl dayansın? Elbette batar, hem de çabucak batar. On dakika bile- dayanmaz. Bu delikler her halde sonradan yapılmış. Ben gemiyi sağlam teslim ettim. Mlsls de Vinter, çok memnun İdi. Bana kalırsa efendim, bu gemi kazara batmadı. Onu mahsus hatırdılar.
Kapıdan çıkmam luzım... Bu salon   çok
havasız tahammül edemlyeceğlm. Yanımdaki insanlar da beni fazla sıkıştırıyorlar. Boğulacağım.
Birisi konuşmağa başladı, şimdi herkes birden konuşuyordu. Fokat ben göremiyor-dom, işltemlyordum. Çok sıcak, fazla sıcak vardı. Hâkimin sesini duydum. Herkese susmalarını emrediyor ve Mlster de Vinter, diye bir şey söylüyordu. Ben bir şey göreml-yordum. önümdeki kadının şapkası munl o-luyordu. Maksim ayakta İdi. Ona bakamıyor dum. Bakmamalı İdim. İçim eziliyordu. Bunu bir kere daha hissetmiştim. Bu ezintiyi.. Ne zamandı? Şimdi hatırladım: Mlsis Dan-vers ile pencereden bakarken... Evet, o za-* man İdi.
Şimdi Mlsls Danvers, burada İdi. Bu söylenen şeyleri duyuyordu. Maksim hala ayakta İdi. Birden bir hararet dalgası bana doğru yükseliyor, beni sarıyordu. Nemli ve sıcak ellerimi, boynumu, çenemi, yüzümü sarıyordu.
Hakimin sesini duyuyordum:
— Mlster de Vinter, gemiyi tamir eden Mlster Tab'ın söylediklerini duydunuz mu? Bu delikler hakkında bir bildiğiniz var mı?
— Hiç bir şey bilmiyorum.
— Acaba bunları kiıu yapabilmiştir ? Ne dersiniz?
— Hiçbir şey diyemem.
— Bunları ilk defa mı duyuyorsunuz? —ı Evet...
(Arkası var)
7-4-941   -
V A TA İT-
1
Balkanlardaki Ezel Rekabet Oyunu
1908de Bosnanın llfihakile Ekilen Felâket Tohumu Avusturyanın Büfün Varlığına Mal Olmuştu
Bugün de Almanya Aynı Uçurumdan Aşağıya Doğru Gidiyor
Bosna köylerinden biri nde eski bir Türk evi
Uzun seneler Tuna boylarında Rusya ve Avustjurrya „ Macaristan adlı iki kurt dolaşmıştır. Bunların ikisi de Bulgaristan ve Sırbistan adlı iki kuzuyu yutmayı akıllarına koymuşlardı. İkisi de ku-zuyu kendi taraflarına celp için nevi nevi yemler sunuyorlar, tür-Ki türKi entrikalar çeviriyorlardı. Her îk-rad de Bulgaristan vc Sır-bütanın büyümesine itiraz etmiyordu, kendileri vasi kalmak şar. tîle...
Prene Biamark, Avusturya -Macar istanın Balkanlara alâka göstermesinden hiç memnun de-g il d L Ru&ya ile mesele çıkarmamayı tercih ediyordu. Fakat A-vusturya - Macaristan için şu Balkan oyunu >her nasıl* a bir istilâ halini almıştı. Balkanlarda nüfuz kazanacağım diye Avusturya, delice işler yapıyor, Almanya da ister istemez arkadan sürükleni-yorctu.
Avusturya deliliklerinden en biiyügümi 5 ilkteçrin 1908 de Bosna _ Herseği ilhak ctltiği zaman yaptı. Burası hükukan Avus-tuayaya ait değildi. Fakat fiilen onundu. Mebus çıkarmamız tehlikesi Viyanada ileri sürülmüştü ki bu bir vehimden ibaretti. Avus. tuTya: «İşkni sağlama bağlıya-yım, Bosna - Hensek hukukan da benim okun» diyerek kas yapayım derken göz çıkardı.
3osnanın ilhakı Avrupayı alt üst etti. Bu arada herkesten ziya. de Sırplar küplere binmişlerdi, çünkü Bosna - Herseği kendileri, nc ait sayıyorlardı. Arkadan da Rueya ve Reva! mülakatından beri onunla beraber yürüyen İngiltere ve Fransa geliyordu. • Almanya çok müşkül bir mevkide kalmıştı. Kendi hesabına g'riçtiği has (meselesinde harp tehlikesini göze alamıyarak »on saniyede geri çekildiği halde A-vusturya yüzünden en ağır bir harp tehlikesini göze almıya mecbur kalmifltu Bundan başka Almanya bizimle o zamanlar hoş geçinmiye taraftardı. Halbuki Bosnanın işgalinden sonra memleketimizde Avusturyaya, netice itiibarile onun müttefiki olan Al-manyaya karşı şiddetli bir düşmanlık uyanmıştı.
Prens Bülov Rusyanın harbe hazır olmadığını hesap ederek bü. yük bir cüretle oynadı ve kumarı ka^andı. Fakat Avusturya da, Almanya da sonradan bu muvaffakiyeti pek pahalıya ödediler.
Avusturya _ Macaristan ile beraber A'jmanyay» bir umumî harp tehlikesini göze almıya sevk eden mesele, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şeydi. Avusturya -Macaıistan zaten kendi elinde bulunan bir takım arazinin sırf çekil meselesine ait bir vehimden dolayı ontalığı altüst etmişti. Halbuki neticede eline yeniden bir 9°y geçecek rken «Bosna - Her-seğe hukukan da sahip olayım» düşüncesile, aksine olarak, bize yeni pazar şecaatimi şartsı* surette iadeye ve 'kirle iki milyon mark ödemeğe mecbur oldu ve Berlin muahedesinin Karadağın istiklâlini tahdit eden ve Avusturyaya Adriyatik sahiline hâkim olmak imkânını veren bazı maddelerinden de vazgeçti.
İş işten geçtikten sonra Avusturya da, Almanya da mânâsız Kir rraflrllp harekat cftMclf*rjni far-
kettiler. Fakat işin asıl fenalığı şurada idi ki geride bir çıban başı bırakmışlardı. Bosna meselesi kabineler ara-sında halledilirken Sır. bistan tavizat diye tutturmuştu. Evvelâ Bosnanm büyük bir kısmını istedi. Sonra Dalmaçya sahiline doğru bir koridor sahibi olmağa razı oldu. Srrbistana hiç bir şey vermediler. Sırplılar da yeise düşerek, 'büyük Sırbistan adı altında Bosnada ve Avusturya - Mdcanstanın Sırp ve Hırvatları arasında geniş tahriklere giriştiler ve Avusturya - Macaris-tanın emniyetini için için bombaladılar. Bu işleri yapakken Rus-yadan 'bol bol yüz buluyorlardı.
Sırpların ektiği fesat tohumu, 1914 de korkunç bir mahsul verdi. 28 haziran 1914 de Prinçiye adlı bir Sırp muharriki Bosna Hersektc Avusturya veliahdı ile karamı öldürdü. 5 Teşrinievvel 1908 de Bosnanm ilhakını böylece yalnız Avusturya değil, bütün dünya ödedi. Çünkü cihan harbi bu hâdiseden çıktı. Eğer bu vaka olmasaydı dünya yüzünde harp ihtimallerinin önüne geçilmesi pek âlâ Trtümıkündü.
Bosna Saray hâdisesi duyuldu, ğu dakikada Kiel limanına bir İn. giliz donanması dostane bir ziya, ret maksadı ile gelmişti, iki taraftan bin türlü dostluk tezahürleri gösteriliyordu. Za.ten bundan evvel Almanya ile İngiltere arasındaki muallâkta bulunan bir takım meseleler halledilmiştir. Ley-man Fon Sanders meselesi de Alman generalinin kolordu kuman, danlığından çıkarılması ve bir ıslah heyetinin reisliğine geçirilme, si suretile tatli3ra bağlanmıştı.
Demek ki 1914 umumî harbi, 1908 Bosna hâdisesinde Sırbîsta-nın tavizsiz bıraklması yüzünden kopmuştur. Bütün Balkanlara sirayet eden ve umumîleşmek isti-dadjnı gösteren yeni yangında da asıl âmil, Almanyamn Yugoslav-yanın millî iradesini ve millî e-mellerini hiçe saymağıdır.
Bosna hâdisesi yüzünden 19 I 4 de çıkan yangında Rusya nasıl işe kanşmıya nihayet mecbur ol-rmrçea ayni yangınm devamı olan 1941 hâdiselerinde de Sovyet Birliği seyirci kalamamı?, Alman, ya harp ilân etmezden iki saat evvel Yugoslavyaya dostluğunu ve müzaheretini göötercn bir pakt imzalamıştır. Bu pakt belki de bugün hemen filiz vermiyecektir. Fakat yarın için dal budak saldırmasına hiç hayret edilmez.
Bundan evvel Avusturya - Ma-carûttanm Sırplarla olan münasebetlerinde daima hesaptan ziyade hisler hüküm sürmüştür. Bu defa da Avusturyanın varisi olan Almanya ayni hatâya sürüklenmiş* tir. Sovyet Birliği kendine mahsus lisanla bu ha'tâ üzerine Al-manyaya, Balkan işlerine ait üçüncü bir ihtarda bulunmuştur.
Boana - Hersek işinde Avusturya - Macaristanın nasrl gözü dönmüşse ve burasının ilhakını günün birinde nasıl bütün varlı-ğile ödemişse Almanya da Yu-goslavyanm karsısında bu defa ayni akıbete uğrayacaktır. Almanlar, Avusturyanın hatâsına da Yunanlıların kalyaya verdiği derse de gözlerini yum)x<uşlar, bu iki tecıÂibeden de ders alamamalardır. Bu iki hatâ ve ihmallerini pek a£rr bir surette ödeyeceklerdir.
Harp Vaziyeti
-   3
Yazan :
İhsan BORAN
(Baş» 1 incide) dar garbına çekllralye mecbur kalır. Hükümet merkezi olan Bol-grad, Romanya hududuna yakındır. Bu şehri müdafaa kaygusile Yugoslav ordusunun büyük kısmi-le Belgrad nııntakasında bulunması yanlış olur.
Yugoslav ordusu İçin, en büyük tehlike, Bulgar hududundan cenubi Yugoslavyaya doğru vuku-bulacak bir Alman taarruzudur. Yugoslav ordusu Bulgar hududunda kat! müdafaayı kabul edecek, Alman taarruzunu hudutta durduracaktır. Borada kuvvetli bulunmak İçin büyük kremilo Cenubi Yugoslavyada toplanacaktır. Sağ1 yanından yani Bulgar hududundan emin oldukça Yugoslav ordusu Romanya, Macaristan, Almanya ve İtalya huduttan üzerinde muvaffakiyetli müdafaa veya oyalama muharebeleri verebilirler. O halde Yugoslavya ordusu şöyle hareket etmeli:
1 — Bulgar hududunda kati ve muannidane müdafaa; gaye, Yunan ve İngiliz ordularlle İrtibatı muhafaza etmek. Bu Alman ordusuna karşı müşterek mukabil taarruz İçin lâzımdır.
2 — Diğer cephelerde sevkul-ceyşî oyalama. Bu maksatla; Tuna, Sava nehlrlerile orta Yugoslavya dağlarından İstifade etmek, gaye, kati netice cephesi olan Bulgar hududunda ve cenubi Yugoslavyada kuvvetli bulunmak, Yugoslav ordusunu bütün hudutları müdafaa maksadUe dağıtmamak, bunun için tâli cephelerde ihtiyari ricatleri dc, arazi terkini de göze almak lâzımdır.
3 — Arnavutlukta, İtalyan ordularını Yunan ve İngiliz ordularlle müştereken ve bir an evvel denize dökmek; gaye, Yugoslav, Yunan ve İngiliz ordularının serbesti kazanması ve Almanyamn Balkanlarda yalnız bırakılması.
Yunan ordusuna da şu İşler düşüyor:
1 — Bulgar hududundaki Yugoslav orduslle omuz omuza vererek (As t rom a - Tahinas - Pot-kova - Belaşlca) mevziinde muannidane müdafaa; gaye, Bulgar hududundaki Yugoslav ordusunun sağ cenahını örtmek ve Tsalya istikametini kapamak. c'eğer Yunan ve İngiliz orduları Bulgar -Yunan hududundan şimale doğru taarruz etselerdi, daha iyi olurdu. Fakat Arnavutluktaki harp, buna şimdilik mânidir.
2 — Yugoslav ve İngiliz kuvvet-leriie birlikte Arnavutluktaki   1-talyan ordusunu bir an evvel imha etmek.
İngiliz ordusuna da şu vazifeler düşüyor:
1 — Astroma mevali ile Yugoslav - Bulgar hududunda muannl-dano müdafaa İçin Yunan ve Yugoslav ordularlle beraber Alınan taarruzlarım karşılamak.
2 — Hava kuvvetlerine düşen büyük vazifeleri, büyük kısmllc U-zerine almak*
3 — Arnavutluk harbini, bir an evvel bitirmek için Adriyatik denizinde hava ve deniz hâkimiyetini tesis etmek ve Akdeniz donanmasını bu işte kullanabilmek.
Netice; yeni Alman taarruzları karşısında Yugoslav, Yunan ve İngiliz ordularının harekât plânı şöyle olacak; Alman ordularına karşı sevkulceyşi müdafaa, Arnavutluktaki İtalyan ordularına karşı sevkulceyşi taarruz. Artık İngiliz hava kuvvetlerine 6/7 gecesi büyük bir vazlfo düştü: Kumanyadaki petrol ıııntakasını, Tunu üzerindeki demiryolu köprü-slle yeni Alman askeri köprülerini bombardımanla tahrip etmek. En çetin ve kanlı muharebeler Yugoslav - Bulgar hududunda bağlıyacaktır. Astroma mevzii şarkında kalan Yunan arazisinin kay bcdllmesl pek ehemmiyetli değildir.
EDEBÎ   ROMAN
Clevland'daki Türk Sergisi Münasebetile
Türk
rik
Yunan Günü
Clevland'ta Yaşıyan Anadolulu Rumların
Korosu Bu Vesile İle istiklâl Marşımızı, On Yıl Marşımızı Söyledi
SİYASI İCMAL
Sovyetlerin Bir İleri Adımı
Dağ Başını Duman Almış „ Şarkısını Radyo Dinleyicilerinden Başka 30.000 Kişi Dinledi
Nevyorktan 24 şubat tarihile mat baamıza yazılıyor:
Bilir misiniz ki, İstiklâl Harbimizin bir takım A-morikah gönüllüleri vardır. Bunlardan birincisi hiç şüphe yok ki, Mütareke devrindeki Amerika fev kalâdo komiseri Amiral Bristol-dür. Bir gün İstiklâl Harbinin et raflı bir tarihi yazılırsa Amerikalı amiralin Türk İstiklâl davasını nasıl benimsediği, nc kadar candan hizmetlerde bulun duğu meydana çıkacaktır.
Amiral Bristol-den başka bir takım Amerikalılar da bu davanın asıl mânasını kavramışlar, en kara günlerimizde bize ellerinden geldiği kadar hizmet etmişlerdir.
Bu gönüllülerden biri de şimdi Amerika ayanında Ohiv hükümetini temsil eden, eski Clevland Belediye Reisi B. Burton'-dur. Bu Amerikalı, Mütareke günlerinde Amiral BristolUn yakın bir ^ostu sıfatilc Türkiyeye gelmiş, milli davamızı kondinc mal etmiş, A-merikan torpidoîarüe Samsuna defalarla gidip gelerek mühim mektup lar taşımış, adf^nlar kaçırmıştır. A-merikaya dönüşünde de Türk istiklâl hareketinin manasını vatandaşlarına anlatmıya çalışmıştır.
Nevyork sergisi tasfiyeye uğraym ca bu B. Burton, şimdiye kadar Belediye Reisi olduğu şehirde Nevyork sergisinden artakalan eşya ile bir sergi yavrusu kurmak hevesine düşmüştür.
Bizim bu sergiye iştirak etmemizde, eski bir Türk dostu sıfatile, son derece ısrar etmiş ve her kolaylığı göstermiştir. Teşhir edilecek Türk eşyasının Nevyorktan naklini ve o-raya iadesini Clevland belediyesi ü-zerinc almış vo bize hiçbir masraf yükletmemiştir.
Bunun üzerine Atatürk ile lemet İnönünün Nevyork sergi pavyonumuzda bulunan büstleri, devlet pavyonunda kullanılan foto montajlar ve yazılar, sorgiden artan broşür, bülten, kartpostal gibi neşriyat ve sair bazı eşya Clevland'a gönderilerek temiz bir zevkle bir Türk sergisi tertip edilmiştir.
Clevland sergisinin tertip heyeti, kin ve nefretin hâkim olduğu bu kara günlerde bazı milletlerin de eski kinlerini gömdüklerini ve sulh vc demokrasi gayelerine hizmet için elbirliği yaptıklarını isbat için bazı merasim günleri hazırlamıştır ki, bunlardan biri de Türk - Yunan günü İdi.
Amerlkada yaşayan Türklerden Clevland şehrinde yerleşmiş bulunanlar çok değildir. Buna mukabil, bu şehirde pek çok Yunanlı vo Ana-
TEFRÎKA NO. 7
Nevyork sergisinde kurduğumuz bu güzel paviyon bütün sergi ile beraber yıkılmış, yalnız Nevyork    belediyesine  hediye  ettiğimiz
çeşme kalmıştır.
sergi zamanından kalan ve kısmen Matbuat Umum Müdürlüğü tarafın dan sonradan gönderilen fotoğrafları kullanarak ye ni bir nüsha çıkar ması hakkında, ayni mecmuayı ra zı etmiş ve milyonlarca satışı o-
lan bu müstesna mecmuada çıkan yazı ve resimler İyi bir tesir bırakmıştır. Neyseveck mecmuası da Meh metçik üe bayrağımızı gösteren meşhur tabloyu renkli olarak kapağında neşretmiş
tir. Bu haftalık mecmuanın ayni nüshasında Mehmetçiğe dair güzel bir yazı vardı. PM adile öğleden sonraları çıkan re simli gazete de bir paz?.r nüshasının büt.ln ilâve kısmını Türkiyeye hasretmiştir.    Bu
Yazan: Muazzez Tahsin BERKAND
İm
fedakârlık vo feragatle geçen ömrü de şahitti. Evlenmemiş, ömrünü kızma vakfetmişti. İstemiş olsaydı elbette bir başka erkeğe varırdı.
Ya kendisi, Ali Yolaçan no yapmıştı? Hem aile hem de içtimai vaziyet bakımından kenarda kalmış küçük bir mühendis olmağı kendi gaye ve hülyalartlo kabili telif gör memegc başladığı anda, bir i.ş bahane ederek Kastamonudan Istan-bula gelmiş, kendisine ayak bağı ola bilecek karısını 'boşamış, müteahhitlik yapmış, tokrur evlenmiş, nihayet parmakla gösterilen zengin bir mühendis olmuştu. Şimdi Suadiycdeki
mükellef köşkündo karısı vo kızile birî/kte lüks bir hayat yakıyordu. Günahsız Htacef fakir denecek bir ömür sürerken, günahkâr olan o, hayatın 'her türlü zevkinden istifa-do etmişti. Filhakika ikisinin görüş v« telâkki tarzları ayni değildi a-ma Hacor dc bir insandı, onun da maddî ve manevi 'ihtiyaçları vardı ve bunlar tatmin edilmek şöylo dursun, hayatı zehirlenmiş, orta yerinden kopmuştu. »
Zavallı Haeerci<k ölmüştü... Ali bunu havsalasına sığdıramıyordu-Aradan yirmi sene gibi uzun bir zaman geçtiği halde onu hâla   ço-
dolulu Rum vardır. .Bunların Türk -Yunan günü münasebetile Türkiyeye gösterdikleri sevgi, Amerikada çok dikkati celbetti ve Türklerle Yunanlıların ©ski nefretleri unutmak ve i-yl komşuluk ve kardoşlik müna;> betleri kurmak hususunda bütün cihana güzel bir örnek oldukları hakkında yazılar yazıldı.
Günün programında Türk İstiklâl Marşının çalınması vardı. Kıymetli sanatkârlardan mürekkep büyük bir Amerika orkestrası buna hazırlanmıştı. Marşımızı radyo ile bütün A-merikaya cidden güzel bir şekilde dinletmek nasip oldu. Bundan 3onra Vaşington sefaretimizin Ticaret A-
taşesi B. Halit Sarhan bir nutuk söyledi. Bu nutuk ta radyo ile ve ertesi günkü gazetelerle Amerikada neşredildi. Yalnız sergi yerinde toplanıp bu merasimi seyredenler yirmi, yirmi beş bin kişiden aşağı değildi.
İngiliz sergi komiserinin Türkiye hakkında söylediği bir hitabe de çok alkışlandı. Komiser, umumi Harpte bizzat Irak cephesinde bulunduğunu, Türklerle düşman sıfatilo temasın bile insana âdeta haz verdiğini, Türk milletinin necabetini, kahramanlığını, mertliğini karşılarında döğüşür-ken tanıdığını anlattı.
Bundan sonra, Anadolu Kumlarından mürekkep bir koro heyeti ortaya çıktı. TUrkço olarak İstiklâl Marşımızı, On Yıl marşını ve (Dağ başını duman almış) şarkısını cidden mükemmel bir surette söylediler. Bunlar çok alkışlandı vo Türk -Yunan gününün Clevland gününün en mühim ve en canlı hâdisesi olduğunda herkes ittifak etti.
Amerikada, Türkiye hakkmda u-raumî bir alâka vardır. Life mecmuasının geçen yaz, TÜrkiyo hakkmda neşrettiği bir nüshada bir takım yanlışlıklar vardı. Sefaretimizin Nev yorkta bulunan   Ticaret   Ataşeliği,
cuk denilecek kadar genç bir kadın gibi görmekten kendisin? adamıyordu. Halbuki geçen her yıl kendi ü-zerinde de iz bırakmamış mıydı? Nerede o zayıf sarışın Ali, nerede bu şişman, kır saçlı adam! O vakit yirmi sekiz yaşmda İdi bugün ellisine ytaklaşmıçtı. O vakit zayıf* hayalperest bir gençti. Bugün daha ziyade bir materyalist gibi düşünüyor, hayatm maddi taraflarına da ehemmiyet veriyordu.
Aradaki fark pek büyüktü: Güzel bir köylü kızile evlenmek çılgın lığını gösteren bir genç mühendisle durgun ve nahajt bir aile hayatı yalamak ve her -türlü hissi rabıta-, 1 ardan uzak kalmak fetiyen olgun bir adam arasında cesim faı'k...
Telefonun zili çaldı... Ali yol açan maddî bir ıstırap duyuyormuş gibi kaşlarını çattı, tereddüt ve endişe ile telefona baktı. Acaba kimdi? No istiyordu? Çmgırak bir daha,   bir
gazete birkaç ay-danberi bol resimle küçük kıtada çık maktadır. Başlıca esası, hiç ilân kabul etmemektir. Karilerin her biri başka birer gazetenin tiryakisi olduğu için PM. ilansız yaşamıya kâfi gelecek kadar kani ilk hamlede tutamamış ve ilk aylarda yarım milyon dolar zarar etmiştir. Ortaklar işe devam edip etmemekte tereddüt ederken, büyük mağazalar sahibi meşhur milyoner Marshal Field gazeteye bol sermaye koymuş ve dayanmasını temin etmiştir. Bu çok canlı gazetenin başmuharriri, memleketimizi pek iyi tanıyan ve çok seven bir adamdır.
Amerikanın her tarafından bir çok gazeteler sefaretimize mektup yağdırarak fotoğraf ve yazı mevzuu istemektedirler.
Dostluk tezahürlerine yalnız Bulgar deklârasyonu hakkındaki neşriyat kısa bir fasıla vermiştir. Alman membaları bu deklârasyonu, Türki-yenin âdeta mihver tarafını tutmas. ve demokrasiye arka çevirmesi diye gösterdiği İçin, Amerikalılar buna 1-nanmışlar vc birdenbire aleyhimizde bir cereyan başgöstermiştir. Fakat sonra hakikat anlaşılınca bu fırtına, geride hiç bir iz bırakmadan geçmiştir.
Şunu da ilâve edeyim ki, Nevyork-taki sergi binamız diğer bütün binalar gibi yıkılmıştır.
Sergi binamızı Nevyorkta çok beğenenler vardı. Bunun yıkılmaması ve Nevyork belediyesi tarafmdan yegâne bir istisna olarak muhafaza olunması hakkmda bir cereyan vardı. Harp münasebetile bu cereyanı devam ettirmek mümkün olmamıştır
Yalnız, Türkiyenin Nevyork halkına hediye ettiği çeşme baki kalmıştır ki, muazzam Nevyork sergisinden geri kalan pek mahdut hatıralardan biridir. Bu çeşme, sergi yerinde yapılacak parkta ebedi surette kalacaktır.
.Yazan: M. H. ZAL
lmanya Yugoslavyaya harp ilân etmezden iki saat evvel Moskovada mühim bir tarihi vesika imza edilmiştir. Sovyetler tarafından B. Molotof un, Yugoslavya tarafından Moskova sefiri ve çiftçi partisi reisi Gabriloviç'in ve üç Yugoslav albayının imzalarını taşıyan bu vesika bir dostluk ve ademi tecavüz paktıdır. İki âkit taraf birbirlerine her türlü tecavüzden uzak duracak, birbirinin istiklâline, hakkına, bucunhiğüne **ygı gösterecek, içlerinden biri, bir üçüncü taratın tecavüzüne maruz kalırsa diğeri dostluktan ayrıtmıyacaktır.
Sovyet birliği, ı. ^i^cirulanın Almanlar taraıınd«ü< t^cJi olup bittikten sonra bu hareket hakkındaki düşüncesini ortaya koy. muş, A.nıun.atın Suiguristanı işgalini uo6ıu bulmadığını ve harbîn bu yüzden balkanlara yayılacağını söylemişti.
Bu defa Sovyetler, hâdiselerin olup bitmesini beklemiyorlar, Yugoblavyamn Alman tecavüzüne uğraması beklendiği bir aıra-da \ ugosiavyaya karşı bîr dostluk ve yakınlık eseri göstermîye kıymet veriyorlar. Moskovada en nazik bir dakikada imza edilen pakta bakılırsa Sovyet Birli, ğinin müşterek emniyet hedefine doğru yavaş, fakat emin adımlarla ilerilemekte olduğuna hükmetmek caizdir.
Amerikanın 1939 ağustosun, daki düşünüşü üe bugünkü görüş tarzını ölçecek olursak orada büyük bir (mesafe buluruz. Amerika evvelâ pek yavaş adımlarla Oerliyerek, sonra a-dımlarını sıklaştırarak bu mesafeyi geride bırakmıştır.
Sovyet Rusyanın da; harbîn arifesinde takındığı tavırla bugünkü vaziyeti arasında herhal. de fark vardır. Bu fark, Amerikanın katettiği mesafe ile kıyas kabul edemez. Fakat herhalde hareket eksik doğu d ir ve Moskovada evvelki akşam imza edilen pakt, Amerika gibi Sovyet Birliğinin de adımlarını artık sıklaştırraıya başladığına bir alâmet sayılabilir.
M. H. ZAL
Mevlûdü Nebevi
İstanbul Müftülüğünden: 9 Nisan 941 çarşaıriba günü 1360 rdbüilevvel aymın on ikisine müsadif olmakla önümüzdeki salı günü akşamı (çarşamba gecesi) mevlûcfü ne'bcvî olduğu ilân olunur.
-o-
Bugün Her Saatte Tünel Bulamıyacaksınız
Tünel seferleri bugünden itaba» ren günün muayyen bazı saatlerinde işIiyecekHir.
Dün de yazdığımız gibi, Tünel^ sabahları saat 8 ile 10, öğleyin 12 ile 13 ve akşam da 16,30 ile 20,30 arasında işliyecektü".
daha çaldı; sanki onu mazisinden koparıp ayırmak, bugünkü hayatına çekmek İçin İsrar ediyorlardı.
— Efendim» Ha, Vicdan, sen mi sin kızım? Ne İstiyorsun?
— Baba, bir şeye mi erkıldın? Has ta mısm? Bana niçin böyle soğuk cevap veriyorsun?
— Hayır, bir şeyim yok Vicdan, söyle, nc istiyorsun?
— Sen bana böyle ciddî bir sesle <Vlcdan> dersen kabil de£il istediğimi söylemeğe cesaret edemem. Her zamanki gibi Vivet de bakayım.
Ali Bey sabırsızlıkla basını salladı.
— Söyle Vivet..
— Babacığım, ben buçün îstanbu la inemiyeceğlnı. Şoförü yolla da ba na Löbondan bir kutu şokola, bir kilo pötlfur ve batonsalo alsm.. Sonra şapkacıya ugrasm, prova için annemle cuma günü gideceğinizi söylesin, telefonu bozukmuş, ben haber
Kayak Sporları Devam   Ediyor
Buroa: (Hususî) — Uludağı yolu kirazlı yaylaya kadar otomobillere açılmış bulunanakta-dır. Oteller mırttakasında hâlâ 3 metro kınk santim kar vardır. Anlkaradan ve İstanbuLdan gelen Türk ve ecnebi kayakçılar sporlarına devanı etmektedirler. Ankaradan bir kayakçı grubunun daha gelmesi beklenilmektedir- Paskalya günlerini geçirmeıc üzere İ4tanibu4dan da bir kısım ecnebi sporcuların gelecekleri ha
beri alımnu^ otellerde daha şim diden hazırlıklar yapılmıştır.
veremedim; ondan sonra da Baker mağazasından bana altı tane teni» topu alsın.
— Peki kızım.
— Teşekkür ederim canım babacığım, akşama geç kalma-
AIi Bey meyus bir tavırla telefonu kapadı. Bir saat içinde yirmi sene ihtiyarlamış gibi yorulmuş, hırpalanmıştı. Gayri şuurl bir hareketle tekrar o mektubu eline aldı vc bu defa yalnız bazı parçalarını okudu.
Hucere ait satırlar çok acı, çok dokunaklı idi ama ne de olsa ölmüş bir insandan bahsediyordu. Pakat Kezban?..
Bu kıza, kendi kızına, Hacerin kızma karşı nasıl bir hattı hareket ta yln etmek lâzımdı? Nazire Hanımın mektubundaki ifade sarih ve kati idL Yarım tedbirler kabul edilemezdi. Ya hep, ya hiç... Ya Kezbaru yanma alacak, yahut da onun varlığını unutacaktı.      (Arkan var)
vatan
7 - 4 - 941
ALI  ÇAVUŞ
Yazan : Mltat PERİN
Karayel gece karanlığında bütün şevkile esiyordu, önüne kattığı karları kâh boşluğa doğru yükseltiyor, kâh onları bir evin duvarına vurarak dağıtıyordu.
Ali Çavuş İkide birde sendelemesine rağmen acele etmiyordu.
Karısı öleli bir yıl olmuştu. Onu »ur sene evvel böyle sofuk, ürpertiri bir gecenin sabahı kaybetmişti. O günü bir türlü unutamıyordu.
SubaJı gözlerini açtığı zaman yanında up uzun hareketsiz yatan karısının mor dudaklarını görmüştü, ü anda biricik evladı Emine ufacık vücudunu örten yırtık çuvalların altına büzülmüş onun için çok kıymet )ı olan anasının, ölümünden habersiz rahat rahat uyuyordu.
Ali Çavuş senelerin ve büyük dert lerin içinde yugrulmuş bir adamdı. Hatta bazı bazı dertlerle sevişmeğe bile başlamış, ahpapînjı bir hayli ilerletmişti. İşte bu yüzden karısının ölümü onda yalnız büyük bir iç sızısı husule getirmiş, oldufu yerde sessiz kalmıştı. Bir an İçin bol çizgili yüzünde bir İki damla yas gö ründü ise de bu yaşlar yüzünün hat lan arasında kaybolmuştu.
O gün çimdi oldufru gibi karayel kudurmuştu. Kasabanın sokaklarını köşe başlarını tutmuş bekliyordu. İmama koştu Ali Çavuş, imam hasta olduğunu söyliyerek, gelmemişti. Eksik olmasmlar konu komşu karısını gömmek için ona yardım ettiler. Zavallı karısının namazını kıldıramadığına üzülmüştü ama ne etsin. Evde aramışlardı, yıkamak için, alamamışlardı. Sular don muştu. Karısını karla ogdular. Karısının tabutunu bir iki komşu ile köyde iş bulamryan iki üç hammal taşıdılar.
Bereket bu adamlar mezarlıkta mezar taşları boyunca yükselen kar lan eşelediler de, karısına bir mezar açtılar. Buna her ne kadar yağan kar mani olmak istediyse de, Ali Çavuş ellerllc uğraştı ugTaştı da mo zan açtı.
Tabutun içersinden karısını çıkar dılar çünkü tabutu ödünç almışlardı. Karısını mezara indirdi, toprağı ittiler, üzerine karları yığdılar.
AH Çavuşun kızı Emine ük gece çok ağladı, ama sonraları o da derde alıştı.
O kış bir gün Ali Çavuş evine paltosuz geldi. Çalkamıyordu artık. İşinden de çıkarmışlardı. Emine evde kendisini bekliyordu. Ona yiyecek götürmeli idi. İşte bunun için paltosuz geliyordu ya.
Paltonun parası çok sürmedi. Yaz günleri daha az sıkıntılı geçti ama tekrar kar, frrtına, kömürsüzlük, açlık başladı. Evde bir eski konsol birkaç kırık sandalya vardı. Onları da sattı. Emine üşüyordu, açtı, ona bakmak lâzımdı.
Evvelisi gün kahvenin önünden geçerken Ali Dursunlann Mehmet onu çağırdı:
— Ali Çavuş be, sen artık kızına bakamaz oldun onu bana evlât ver, dedi.
Yıldırımla vurulmuşa döndü, yegâne canlılık ifade eden gözlerini çerçiveliyen kaşlarmı çattı.
— Ben daha ölmedim, diye cevap verdi.
Ertesi gün yine açtılar.
Emine sabırlı bir kızdı. Yaşından hiç ümit edilmiyen metanet gösteriyordu. Ali Çavuş nihayet, kansınm çehlz olarak getirdiği kilimi de sattı. Eve geldiği zaman ayaklan üzerinde duramıyordu. Emine köşesine büzülmüştü. Dişleri zmgir zıngır tlt rJyordu. Yattığı   yerden   babasının
geldiğini bUo farketmedi. Ali Çavuş:
— Emine kız sana ne oldu? Diye bUdl.
Ali Çavuş o gece uyuyamamıştı, düşündü, düşündü ve nihayet kararını verdi:
— Sag olsun da AH Dursunlann Mehmetdc otursun dedi. Emineyl aldı ertesi günü onlara götürdü.
Ayrılırken baba kız birbirine yaşlı gözlerle baktılar. Sonra birbirini aldatmak İçin gülümsediler.
Ali Dursunlann Mehmet İyi adam di. îyl adamdı ama. Emine onun öz evlâdı değildi kl.
, Ali Çavuş o gün yani karısını gömeli bir yıl olduğu gün karayel gecenin karanlığında bütün şevkile eserken kasabanın yegâne meyhanesi Altındiş Osmanın dükkânma girdi. îçti.. İçti. Zom oluncaya kadar içti. Meyhanede onu her gören şaştı. Sonra fısıldaşmaga başladılar. Hepsi Ali Çavuşun kızını evlâtlık verdiğini duydu. Bir an ona aerr gibl oldular. Sonra onun vücuduna tahammül edememeğe başladılar. Çünkü gözleri önünde büyük bir der din timsali olan bu adam zevklerini kaçınyordu. Nihayet külhanbeyinin biri:
— Üzülme babalık, dert dediğin insan içindir. Ha evlât, ha ha evlâtlık dedi.
Ali Çavuş evlâtlık lâfına tahammül edemedi. Meyhaneden çıktı. Sen deliyordu.
Karayel gecenin sessizliğinde bütün şiddetile esiyordu. Azdıkça azdı karayel yerdeki karları semaya yükseltiyor, onlan alıp alıp yere çalıyordu.
Bir ara geldi kl, Ali Çavuş da rüzgâr gibi coştu;
— Es karayel es, daha hızlı daha hızlı diye haykırdı. Karayel estikçe esti. O estikçe Ali Çavuş kırlara doğru yürüyordu.
*
Ertesi günü Ali Çavuşu aramağa çıkan Ali Dursunlann Mehmet ile adamları onu karlar arasında karısının mezarı üzerinde donmuş buldular.
Mithat PERİN
Mili
1
Küme Maçları
Beşiktaş, Gençlerbirliğini 3 - 2, İstanbul Spor da Demirsporu 1 - 0 Yendiler
Matbuat Teknisyenler
Birliğinin Senelik Kongresi Dün Yapıldı
Matbuat Tenlsyenleri Birliğinin senelik kongresi dün saat 14 tc E-mlnönü Halkevi salonunda kalabalık bir ekseriyetle icra edilmiş ve kongre riyasetine Ethcm Onan ve kâtip İlklere de Münir Dizer, Bedri Ata-man seçilmişlerdir.
İdare heyetinin okuduğu senelik faaliyet raporu uzun münakaşalardan sonra kabul ve idare heyeti ibra edilmiştir. Seçilen bütçe encümeni bir senelik hesaplan tetkik ederek raporunu okumuş, bundan sonra yeni idare heyeti seçimine geçilmiştir. Seçim neticesinde Ethem Onan, Şeref Hivel, Alt Gerali. H. Cemal, Sabrl Şenkartal, Şerif Çabukcl, Bedri Ataman, Talât Delidag, Şükrü Berkmen, Hakkı Hüncrliel, Hamdi Gözgür, Münir Dizer, A. Mehmet, Halit Kılıçeri, Hayri Şahin, Feyzi Güneşkuter.
İdare heyetine seçilen azalar aralarından reis ve kasadar, kâtibi u-muml seçmek üzere ilk toplantısını
11.4.941 cumartesi günü öğleden son re Birlik merkezinde yapacaklardır.
Ankarada binlerce halkm alkışladığa büyük film... Türk filmciliğinin büyük zaferi...
Şimdiye kadar yapılan filmlerin en güzeli...
KIVIRCIK
ESEB:
Ser>med İÜ uklar
A*"
Et
ProdüVs*4on:
UAULK&MIL
FİLM
^^    —^
SQÎT. HALİDE .YPŞflP TflLPT
Vf 0»T. Dt î,İT_QEr 0LA11ME T. MUAZ ZE 2'
¦ • • *
StNlYE.NtClLE.BtATRİS.FAtlPİYE.SErlEP
Fevkalâde aaz heyeti — Nefis şarkılar
YARIN   AKŞAM
SÜMER
TAKSİM
Beylerbeyi imamı
Yüzüncü Karıyı Alamayınca Bunu Mezar Taşına Yazdırdı
Dünkü Beşiktaş - <je nçler Birliği karşılaşmasından iki   heyecanlı enstantane
Millî küme maçlarına' dün Şe- . du. Nitekim Gençler birliği ikin-
Sinemalarında birden
ref stadında oldukça mühim bir kalabalık kütlesi önünde devam edilmiş Istanlbul şampiyonu Beşik/Tas, Arrkaranın Gençler birliğini güçlükle ve büyük bir tehlike atlatarak 3-2 mağlûp edebilmiştir. Is*anbuIsporIular da çok sert cereyan eden bir oyundan sonra Türkiye  şampiyonu   Demirsporu
1 - 0 mağlûp etmiştir.
İstanbul spor - Demirspor
Şeref stadında ilk millî küme maçı Istanbulsporla Türkiye şampiyonu Demirspor arasında idi. Bir gün evvel Ankara şampiyonu Gençler birliğini 5-2 gibi açık bir sayı farkile yenen Istanbulspor luların bu nvaçı kolaylıkla kazanacağı tahmin ediliyordu.
Hakem Ahmet Ademin idaresindeki bu oyuna Istanbulsporlu. lar en mühim oyunculan Süley-mandan mahrum olarak çıkmrş-lardı. Buna mukabil Demirsporlu. lar tam kadrolarını muhafaza et-meflete idiler.
Oyun çok canlı başladı. Dakikalar ilerliyor, fakat Istanbulspoı-kirerm bir türlü kendilerini topar, lryamadıktarı görülüyordu. Hücumlar enerjiye dayanıyor, halbuki her iki taraf ta» ne yaptığını bilmryen şuursuz bir oyun oynuyordu. Hakemin bir parça da mü.
saonahası oyunu sertleşirdi ve sahada sakatlananlar birbirini takip ertmiye başladı, bilhassa Demir-sporlular zaman zaman sertlik derecesini ifrata bile vardırdılar.
Bir hücumda Demirspor kalesine kadar inen Istanbulspor sol içi sıkı bir süitle yegâne galibiyet golünü kaydetmiye muvaffak oldu. Bundan sonra yine oyun ayni şuursuzluk içinde devam ederek devre I . 0 Istanbulspor lehine bittti.
İkinci devre birinci devreye nazaran daha çok sert geçti. Oyuncular saha ortasında dökülmeye başladılar. Sıhhiye memuru zaman zaman en çok görünen adam oldu. Tatsız ve zevfksiz bir oyundan sonra her iki taraf da gol kaydedemediler ve maç da I - 0 Idtanbulsporun galibiyeti île sona erdi,
Beşiktaş - Gençler birliği
Günün son maçı İstanbul şampiyonu Beşiktaşla Ankara şampi. yonu Gençler birliği arasmda oldu. Beşiktaşlılar Sabriden mahrumdular. Buna mukabil Gençler de takımlarında ufak bir tadilât yapmalardı.
Oyun Samih Duransoy'un idaresinde başladı. İlk dakikalar mütevazin geçti. Siyah Beyazhla-rm bozuk bir oyun   oynadrkJarı
görülüyordu. Nitekim ilk golü de Ankaralılar yaptılar. Bir hücumda sağdan kaleye bir vuruşta Mehmet Ali çıkış yapmak için tereddüt etti. Bundan istifade eden Gençler sol içi topu Beşiktaş ağlarına taktı. Bu gol Beşiktaşlıları kamçıladı ve derhal Gençler kalesine indiler. Soldan bir hücumda Eşrefin bir ortası, kargaşalık arasında en acemi bir kalecinin bile tutabileceği bir şekilde top Gençler kalesine girdi ve beraberlik temin olundu. Bunu yine Eşrefin ortasından ve ayni vaziyette olan ikinci gol takip etti- Yine bir hücumda hatalı bir hareket Gençüer aleyhine penaltıya sebdbiyet verdu Fakat Yavuz bunu    kaçırdı ve devre de
2 - I Beşiktaş lehine neticelendi, ikinci devre baştan nihayete kadar tateız bir şekilde geçti. Her iki taraf da ne yaptığını bilmez bir vaziyette oynuyorlardı. Hareketler 'tamamile gelişi güzeldi. Bir hücumda Şeref Bcşiktaşa üçüncü görü de kazandırdı. Bundan sonra Ankaralıları daha canlı gördük. Siyah Beyazlılar çok tehlikeler atlattrlar. Eğer Ankara muhacimleri bir parça becerikli olsalardı. Beşiktaş için bu maçı kazanmak muhakkak ki güç olur-
ci golünü de kaydetti ve maç do bu suretle 3.2 Beşiktaşın galibiyeti ile neticelendi.
Kemal Onan
Galatasaray - Pera
Dün Şere stadında millî küme maçlarından evvel Galatasaraylılar Pera ile bir karşılaşma yapmışlardır. Çok güzel bir müsabakadan sonra oyun 2 - 1 Galatasa-rayın lehine neticelenmiştir.
Yine Galatasaray . Pera kulüp-lerinin B takımlar karşılaşması da ayni neticeyi vermiş ve 2 . I Galatasaray galip gelmiştir.
İkinci Küme Maçları
ikinci küme terfi maçlarına da Kadtköy stadında devam edrlmiş, Şişli - Alemdar arasındaki oyun 3 - I Şişlinin galibiyeti ile sona ermiştr.
Eminönü Halkevi Kır Koşusu
istanbul, 6 (A.A.) — îzmirde yapılan Türkiye kır koşusu birinciliğinden dönen Malatya atlet takımı Istanbulda yapılan Eminönü halkevi kır koşusu birinciliğini hem fert, hem de takım itlbarUc birinci ola-ruk bitirmişlerdir.
Müsabakada birinci Osman, ikin-
ci Şahap, üçüncü Hablp gelmişlerdir. Her üçü de Malatya takımından-dır.
Elâzığ'da Atletizm Müsabakaları
Elâzığ, 6 (A.A.) — Elâzıgda mevsimin ilk atletizm hareketine bugün başlanmıştır.
35 atletin girdiği dört kategori U-zerinde yapılan koçulardan birinci kategoride 200 metre ve yüksek atlamada Gençlik klübünden Mahmut.
500 ve 1000 metrede Ziya Atlet
Güllede Mehmet.
Uç adımda AH birinci olmuştur. 10 bin metreyi Ahmctle Bakırcı ayni zamanda bitirmişlerdir.
Üçüncü kategori:
300 metre ve uzun atlamada Zeki, yüksekte Fahri, güllede Hüseyin birinci olmuşlardır.
100 metrede Nuri, yüksek ve uzun
Dördüncü kategori: atlamada Esat birinci olmuşlardır.
Elde edilen derecelerin hepsi Elâzığ rekoru olarak tesbit edilmiştir.
Îzmirde yapılan koşulardan 800 de birinci olan İnönü koşusunu İyi derece ile bitiren atletlerimiz buraya gelmiştir. Asbaskan Suat ve arkadaşları tarafından karşılanmışlar ve
bugünkü müsabakalara da katılmışlardır.
Deniz Klübünde
Zeki Rıza Sporel Hakkındaki
Karar Kaldırıîd
ı
Moda deniz kulübü idare heyetinin sporcu Zeki Rıza hakkında verdiği karar, dün toplanan kulüp 01x1X11111 heyetinde müzakere mevzuu olmuştur.
Umumî heyet, prensip itibarile idare heyetinin herhangi bir azayı kulüpten çıkartmak hakkını haiz olmadığından verilen kararı büyült bir ekseriyetle hükümsüz addetmiştir.
Bu suretle haftalardanberi bey. hude yere dedikodu mevzuu olan bir hâdise ortadan kalkrmış olmaktadır.
Memleketin temiz bir sporcusu olaradc tanınmış ve spor sahasında senelerce millî formayı müdafaa etmiş ve yüzümüzü güldürmüş, idarecilik sahasında da mu. vaffakıyet/ler elde etmiş olan Ze, ki Rıza» hakkındaki kararın düzeltilmesi memnuniyete değer bir keyfiyettir.
Diğer taraftan umumî heyetin verdiği bir karara göre de, Moda deniz kulübü bundan sonra deniz sporlarını ön plânda tutacak ve bu temiz sporun memleketin dört bir kösesine yayılması için çalışacaktır. Biz de neşriyatımızda, bilhassa bu noktaya ehemmiyet ver. mistik.
Ulmumî heyet büyük bir ekseriyetle yeni idare heyetini şu su-rejfle teWbrt etmiştir:
Reis: Neomeddin Sadak, âza: Maşuk Kalkan, Hidayet Fuat Celâl Safo, Nurullah Diras, H. Vital. W. Narsid. Tevfik Taylan. Kâmil Kaptan. Yedek azalar: Vedat Ardıhan, Sait Ömer, Fuat Biral.
Deniz kulübünün yeni idare heyetine başarılar dilerken, Zeki Rıza Sporele de geçmiş olsun deriz .
İnsan Kanı I
. ¦ — •
İnsandan  >nmnft İtan  pakll    İçin,
hekimlikte, bir takmı hususi âletler vardır. Bunlar m hepsinde esas: Bir taraftan suftlam İmanın kolondaki kan damarlarından birine sokul a-* ak bir tgne İle onan taze kannu almak, diğer taraftan bu kam - bozulmasına, pıhtılaşmasına meydan vermeden - hasta tnaanm damarından vücudun© şırınga etmekten İbarettir. E&er kan pıhtıla/jrr veya bozulursa alıcıda fena armalar yapabilir. Bundan dolayı kanın pıhtüa-şıp bozulmasına mani olacak bh* takım ilaçlan alman kana İlave edip onun bozulmasına mani olduktan sonra, hastaya vermek usulleri de vardır.
Bazı hallerde, meaelû harp yaralarında, birçok İnsanlara birden kan vermek lazım gelebilir. O zaman birçok kan vericiye lüzum hasıl o-lur. Bu takdirde çok sayıda kan verici bulmak belki müşkül olabilir. Bu müşkilutı ortadan kaldırmak İçin «İnha önceden, grupları malûm sag-
nsana tlâç
lamlardan kan alıp toplamak, hatta, bu kanları muayyen merkezlerde konserve edip buzluklarda hazır bir hakle suklamak ve icabında, gayet çabuk ve kolay bir »eklide, İhtiyacı olan hastalara vererek onların hayatını kurtarmak pek ÛIA mümkündür. Bundan başka ban memleketlerde mikropsuz hastalıklardan veya bir takım kazalardan ölmüş bulunan İnsanların kanlarını topuya rak saklamak ve Itlzumunda bu ö-iıı kanlarından istifade etmek usulleri bile muvaffakiyetle tatbik olunmuştur.
Görüyorsunuz kl türlü türlü haa-talık vaziyetlere ugrryarak kan kay botmlş ve vücutları sanırıp solarak ölüm tehlikesine maruz kalmış hastalara sağlam bir İnsanın kanı, yeniden, sıhhat, kuvvet ve zindelik veren taze bir hayat İksiridir.
Yorlnde ve yolunda kullanılmak şartUe İnsan kanı İnsana çok mükemmel ve çok şifalı bir İlaç olur.
Dr. Nnrl ERGENE
Aşık Paşa Zade, tarihinde kendi le kadar gelen Osmanlı vezirlerinin hal1 tercümelerini ve bıraktıkları eserleri yazarken körpe erkek güzelliklerinden hoşlanan Fatih İkinci Mehmcdin hocası ve veziri Bursalı VeliyUddin Zade büyük şair Ahmet Paganın arkasında dikili bir tas bile bırakmadığına İşaret ederek der ki:
— Mahbupların ahu gözü ve kaşı ve zülfü ve benleri!.. Deyu deyu gitti!...
Beylerbeyi camiinin birinci imamı Hacı Ali Efendi de 136 yü önce:
— Ah bu kanlar! Onlara doyamadım. 99 karı aldım. (100) yapamadan gidiyorum. Oğlum, dostlarım!.. Size vasiyet ediyorum. Ben muradıma ermedi m, kadınlara kanmadım. Mezar taşıma bu mahrumiyetimi yazınız!.. Yazmazsanız yarın huzuru mahşer günü iki ellerim ya-kalarınızdadır. Ey ölülere can veren tanrım! Ben daha ölmedim. Ne olur, şifa ver de yüzüncü karryı alayım. Sonra öleyim? Bunu yapmakla ilâhi hazinenden ne eksilir ki?...
Diyerek hayata gözlerini kapadı.
İmam Hacı Efendinin nlvazla bize kadar gelen bu vaziyeti çok kere İşitmLştim. Dün onu bir kere de kendi meslektaşlarının ve haleflerinin ağzından. Beylerbeyi imamlarından dinledim.
1224 hicri yılı Beylerbeyinin zengin ve muhteşem bir yalısında ölen İmam Hacı Ali Efendi tam 99 ka-dm almıştı. Birinci Abdülhamidin yaptırdığı Beylerbeyi camllnln imamı Hacı Ali Efendi Erkek güzelliklerini kendisinde toplıyan levent bir adamdı. Onun davudi sesi, levent endamı, krvılcrmlı gözleri, bülbül | gibi şakıyan ahenkli konuşması ve bütün bu maddi güzelliklerin üstündeki zekası ve zarafeti her genç kadını büyülüyecek bir kudrette idi.
Baykuş serçe yiyerek yaşıyan bir kuştur. O; koyu yeşilliklerin örttü-gll bir dala konar. İri gözlerinin ışığım etraf mı saran serçelere verir, onları büyüler.. Zavallı serçeler ona yem olacaklarını bildikleri halde etrafrnda crvıltılı ve şen bir hâle ya ratırlar ve böylece de birer birer yu tulup giderler.
«Karı alma> ile kastedilen mâna her halde nikahlamak tır. Bir müs-lümanm nikâhı altmda üçten fazla kadın tutamıyacagı da malûm. Devrin salabetl ve taassubu göz önüne getirilince bir hünkâr camii imamının 99 metresi tutmasına imkan yok tur. O halde Hacı Ali Efendinin 99 kadm alabilmesi için iki ihtimal var dır: Ya aldığı kadmlar ölüyorlardı ve yahut onlan - çeşnilerine baktık tan sonra - bosuyordu.
Bunlarm ölmeleri ve yahut bosan malan başka kadmlan korkutmu-yormuş ki imam bu rakamı bulabilmiştir.
Dün Beylerbeyine gittim, İmam Hacı Ali Efendinin mezarını arrya-caktım. Mezarlık köplüce sathı maillerinde idi. Taş orman halindeki mezarlıkta aradığım kitabeyi nasıl bulacaktım.
Beylerbeyi efcerçl nıahıtllel   kibar
olur
Kuzguncuğun kibarı fakat    nam-g dar olur.
Diyen şair Beylcrbeylileri hakikaten çok İyi vaarflandn-mıştrr. Kibar ve nazik adamların rehberliği beni
Küplüceye kadar çıkardı. Beylerbeyi - Eski adile İstavroz köyü - Bizanslılar zamanından beri kibarlığını muhafaza etmiş bir muhittir. Küplüce tepesinde Bizanslıların üstü altın tuğla ile örtülü muhteşem bir kiliseleri vardı. Köy «Krisokera-mos> adını da bu; binaların kibarın dan almıştı.
Şimdi bu altın örtülü mabedin yo-rinde 1327 de halkm yardımile yapılan şirin bir camilmiz vardır. U» tünde de o vakit Beylerbeyinde oto ran merhum şair Mehmet Akifin şu dört mısralık tarih kitabesi okunur. ¦ : ^
Hüsnü niyet* sayü himmet bir de
Tevflkl hüda Birlenip geldi vücude böyle   tesiri
Güzin
Levhidllden çıktı bir tarih cemaluJ
lalı İçti
Bu muallâ camii yaptırdı bak İhvanı dİD
?
Bu camiin İmamı Harkoflu Veli Balaban ve müezzini Şevki ile beraber yaşlı servilerin koyu ve kas vetll gölgeleri altmda uyuyan mezar lığa girdik uzunca süren bir araştır madan sonra Hacı Ali E fendin i t mezarını bulduk.
Kallâvi sarıklı muazzam bir me zar taşı vardı. Üstündeki kitabey aynen okuduk:
HUvelbaki
Kıl beni mağfiret ey rabbı yezâa» Blhakkı arzı azam, nura fürkân Gelip kabrim ziyaret eden ihvan İde ruhuma bir fatiha İhsan Beylerbeyi camU şerifinde İmamı
evvel
Bu dünyadan nanıurat giden merhum ve mağrur
Elmaç AH Efendinin ruhu için el-
fatOu
Fİ Cürrei sof er sene l?2i Merhumun bu mısralarla tanrıdan gufran, ziyaretçüerden dua üHe-digine bakılırsa kani ar m sayam' (99) a çıkarıncaya kadar hayli günah işlediği anlaşılıyor. Allah onu affetsin. Ahrette de sayısız hurilerle haşru neşir etsin.
Bu mezarm sağında muhteşem lâ-hıtlı bir mezar daha vardır. Baş ta-şmdaki kitabesinde merhum Hacı Ali Efendinin oğlu Hoca Rifat Efen diye ait oldu£u ve 57 sene Beylerbeyi camiinde imamlık yaptığı anlaşılmaktadır. LAhdın üstünde yürek şeklinde oyulmuş kuş yalakları vardı. Hoca Rifat Efendi de 13 sefer 1320 de ölmüştür. Hacı Ali E-fendlnin Emin isminde bir torunu^ bulunduğunu da tesbit ettim. Şimdi Balattaki Sultan hamamını isle tiyormuş.
îbrahlnı Hakkı KONYALI
5 Kuruşa Tamah Yüzünden
Sultanahmette Akbıyık mahallesinde bakkal Ahmet, Fiyat Murakabe Komisyonunca 55 kuruş âzami fiyat konan beyaz peyniri Osman a-dında bir müşteriye 60 kuruştan satarken cürmü meşhut halinde yakalanmış, dün Asliye Birinci Ceza mah kemesinde yapılan muhakemesi sonunda 25 lira para cezasma mahkumiyetine ve yedi gün müddetle dükkânının kapatılmasına karar verilmiştir.
SORUNUZ
ÖYLİYELİM
Müsabakaya Resim Göndermek
Lâzım
Değil
\ _ Fatihte Çlnüihajuam caddesinde emekli binbaşı Zeki Sait Hayırsever soruyor: Bir kaç gün evvel bizim hayat yoldaşı» otuz dokuz *ene evvel yapılan düğünü* m üzün bana bir hatıratımı gösterili. Bu, Bilecik kadifelinden yapılmış bir bohça İdi. Bohçayı okşayarak seyrederken, kendi kendime, "BDecikte bu kadifelerden yine yapıyorlar mı? Şunu gazetemizden sorayım, dedim. !
Cevap: Bahsettiğiniz bu ipek kadifeler Cihan harbinin arifesine kadar Bllecikte dokunurdu. Bunların cidden essiE bir şöhreti ve sanat itibarı ilo de büyük bir kıymeti vardı. O zamanlar, bu kadifelerle oda tak imlan, perdeler ve güzel örtüler yapılırdı. Bllecikte bu kadifeleri yapan eller,
teessürler söyliyeyim İki, şimdi pek azatmış ve bu güzel aanatm unutulup gitmesi tehlikesi hakikaten yaklaşmıştır. Şunu da müjdeleyelim ki, Bilecik belediyesinin bu güzel sanatin ihyası için çalıstıgmı öğrendik. i.
2 — Sütlücede Bay Kerim Nadir Seymenoglu soruyor: Kim ı.iminle evlenmelf müsabakasına İştirak IcJn birletmeleri muvafık görülen çiftlerin rejimlerini göndermek lazım mı, yoksa kuponlarla birlikte çift İsimlerini havi bir liste ml göndermek İcap «eder?
Cevap — İReslm göndermiye lüzum yoktur. Birleşmelerini muvafık gördüğünüz çiftlerin resim numaralanın kuponlarla birlikte göndermek müsabakaya iştirak için kaildir.
7 - 4 - 94
VATAN
FERDÎye C
hadise
EVLENENLER:
Emeldi Maarif müfettişlerin-den Bay Abdülhalün> Kenanın kızı Kainat Büyük Aksoyla Maliye 'Vekâleti nakit işleri kontrolörlerinden hukuk doktoru Bay Kemal Güraoy evlenmişlerdir. MELÜDÜ ŞERİF:
Tarsus memleket hastahanesi başhekimi Dr. Sıftkı Yücenin ruhuna hediye edilmek üzere nisa-. nın on birinci cuma günü Kadıkö-yürtde Osmanağa camisinde mev-lûdü şerif ok utturulacak tır. ÖLENLER:
Eski İaianibul orman başmüdürü Emin Günel bir ameliyat neti-
cesinde Ankarada vefat eylemiştir. Merhum Halkalı Ziraat mektebinin eski mezunlarındandı. Bütün ömrünü Türk ormancılığına vakfederek memlekete temiz vc dürüst hizmetlerde bulunmuş kıymetli bir ormancı idi. Kardeşi eski İktisat Vekâleti »muhasebe müdürü Edip Günel, oğlu Eti Bank Ankara merkezinde Necip Günel ve diğer akrabasına taziyelerimizi bildiririz.
Şel şirketi umumî kâtibi Kadri Cenaninin validesi Havva Seniye Cenanı Kınalıadadaki yalısında vefat etmiştir.
Tüccardan Artin Hıdıryanın babası Hıdır Hrdıryan ölmüştür.
Izmirde Milli Küme Maçları
Alfay, Harbiyeyi Yendi, Maske Spor-Altınordu Berabere Kaldı
îzmlr, 6 (A.A.) — Bugün millî *üme maçlarına Alsancak stadında devam edilmiştir. Altay - Harbiye i karşılaşması 1-0 Al tayın galibiyeti ile ve Maskespor - Altınordu maçı da 4 - 4 beraberlikle neticelenmiştir.
Altay - Harbiye   karşılaşmasında birinci devrede Harbiye İdman yurdu daha faik oynamasına rağmen bir •çok fırsatlar kaçırmış ve sayı kaydına muvaffak olamamıştır, ikinci I devrede oyuna çok sert başlanmış, 've bu sertlik oyunun sonuna kadar î devam etmiştir. Bu devrede 16 inci »dakikada Altaylılar yaptıkları   tek golle maçı 1-0 lehlerine bitirmiş-•lerdir.
Maskespor - Altmordu karşılaşma sınm birinci   devresi   Maskesporun
Ö
zur
leri
Kabahatlerinin
Bile Büyük
(Başı 1 incite) +
istemez harekete geçmişler, maksatları Balkan milletlerine dokunmak değil, İngilizleri Avrupa kıtasından kovmak imiş... özrü ka. 'bahatinden büyük diye işte t>una e rfetlerr -—- ^ Balkanların   sulhunu  bozmak istemiyorlarsa ne diye Romanya-ya yüz binlerce asker gönderdiler?   Petrol kuyularını korumak ve Romen ordusunu yetiştirmek isini bir, iki fırka ile yapamazlar mıydı?
Sonra bu kuvvetleri neden Bul. garislana  indirdiler,  neden  Yugoslavyayı boğuntuya getirmiye çalıktılar? Yunanistana neden sal. 1 dırmrya hazırlandılar?
Eğer   italyanlar   Yunanistana tecavüze    geçmeselerdi,    bizzat kendileri Balkanlara musallat olmasaydı; Balkan milletleri memleketlerini   herkes için müşterek } bir emniyet sahası haline koymı-^ya, sıkı bir bîtaraflığa riayet et-ı, mrye hazırdılar.
Alman tehdidi olmasaydı ln-* gilizleri Balkanlara sokmak, hiç bir Balkan m İletinin hatırından geçmezdi. Ne yapmışlarsa tehlike karşısında    son  tedbir  diye yaptılar.   Mihver   mezbahasında eli kolu bağlı    boğazlanmamak . için zarurî   müdafaa çaresi d ye 'hazırlandılar ve İngilizlerle ancak bu maksatla elele verdiler.
A3x.anya, Avrupanın bir çok yerlerinde istiklâl ruhundan mah„ rı>m, ölü milletler görmüştüT. Balkanlıları da hiç şüphe yok ki o gördüğü milletlere kıyas ermiştir. Çok aldanmıştır. Adlandığını da görecek, anlıyacaktır. Balkan milletleri azimleri ve fedakârlıkları sayesinde yalnız kendilerini ıcurtarmakla ka-!mıyacaklar, zorbalık sellerine karşı bütün insanlığı ve hürriyet ve istiklâl gibi bütün normal insanların yüksek tu'jtuğu kıymetleri de kurtaracaklardır. Avrupa kıtasından Mihver tarafından kovulan medeniyet buıjün Balkanlara kaçmış, sığınmış bulunuyor.
Ahmet Emin YALMAN
2-0 lehine bitmiştir.
Düzgün ve hâkim bir oyun oynı-yan Altınordu ikinci devrenin daha ilk dakikalarında Saldin ayağı ile frikikten ilk sayıyı, bir kaç dakika
sonra da beraberliği temin etti. O-
yun âzam! bir heyecanla devam e-
derken Maskesporlular tekrar seri hücumlara başlamışlar ve umulmadık vaziyetlerde 2 sayı çıkararak 4-2 vaziyete gelmişlerdir. Oyun artık ne ticeyi vermiş bir manzara göstererek 40 inci dakikaya kadar vaziyet bu şekli muhafaza etmiştir. 40 inci dakikada Sait sıkı bir sütle 3 üncü, 44 üncü dakikada 4 üncü golü çıkararak maçı 4-4 beraber vaziyete getirmiştir.
Yugoslavya
Konuştu
(Başı 1 incide) ^ silaha sarılan bir millet gördüler.
Cenup Slavlarmın kalbi, kanı, a-dalesl ve zekâsı olan Sırplar, medeniyetin ne asO çocukları olduklarnu, şerefli tarihlerine ne lâyık nesillere sahip bulunduklarını ve cenup Slav-larrna rehberlik etmek salâhiyetini ne büyük cesaretlerden ve» İmtihanlardan almış olduklarını bir dan* ıs-bat ettiler.
Belgrad, Büyük Aleksandr Kara Yorgi oğluna nankörlük etmtyerek konuştu. Belgrat Büyük Aleksandr Kara Yorgi oğlu gibi konuştu. O, hayatında, halkın İstikbali ve devletin İstiklâli mevzuu bahis olunca böyle konuşurdu!. Sözle değil, silâhla!...    r 9 m   >1 .        • •
İşte Mehmedim, Sava boylarının çocukları böylece silâha sarıldılar. Onlara, bir ellerinde yaldızlı boyunduruk, bir ellerinde tabanca İle yaklaşanlar aldandılar Mehmedim, Sırp delikanlısı, boyunduruğu İtti vc silâha saldırdı. Atlnamn sesi, Sava'nın geçtiği ovalarda Israfllln sûru gibi bir mahşer yarattı.
Sen, oralarını, oralarda yaşıyan-lar kadar tanırsın Mehmet. Baban bu nehrin kıyılarında harp etti ve dedelerin o ovalara asırlarca hüküm sürdü. Bilirsin ki, onlar da körpe delikanlılardır Mehmet. Köyleri senin köylerine benzer, gelinleri bizim köylerimizin gelinleri gibidir. Tertemiz ve masum kızcağızlardır Mehmet. Sava boylarında harp işte bunlar 1-çln başladı. Sava ovalarmın delikanlıları bu köyleri soydurmamak, hu gelinleri soldurmamak İçin ateşe a-rıldılar Mehmet.
Evet, Belgradın cevabı umduğumuz gibi çıktı. Hayır! Atinalı Vasll, artık eınln olabilir. Atinalı Petro, artık, Arnavutluk dağlarmda gerl-yl düşünmeden çarpışmasına devam edebilir:
Beşikteki yavrusu üzerine atılacak bombalan Yugoslavlar kendi trcnlorllc tasımıyacaklarclır.
Medeni İnsanlık tarihi, en kara ıstırap kaydetmek azabından böylece kurtulmuştur Mehmet.
Al
ma
nların
Nota s
ı
Her Gün
On Sahr
S. G. SAVCI
ı
2 ı
3 ı
4
S 6 7 8
9
Dstad Hüseyin Cahirlin tesiri midir, nedir, «Hakiki Hayat» sahnelerine bayılırım ve rastladıkça, yahut hatırladıkça yazarım. Bir vakitler Anadoluda azılı bir şaki bir çiftliği sabaha karşı has-rılş, çiftlik sahibini uyandırıp kızını istemiş, alamayınca belâ kesilmiş, fakat jandarınular tarafından öldürülmüştü. Yine bir vakitler Kümelide kendi halinde bir hacı babayı, düşmanları, bir tatil günü cuma nam ızina giderken öldürmek İstemişler, fakat yetişen delikanlılar tarafından linç edilmişlerdi. Uyuyana, İstirahat edene ve kendi halinde olana saldırmak tekin eğlldlr, derler.-
(Başı 1 incide) *=*
' Almanya, İngiltere İle Fransanm harp İlân ettikleri gündenberi ihtilâfın muharip memleketler arazisine münhasır vo bilhassa Balkan yarım adasının harp dışında kalması hususundaki arzusunu ilân eylemiştir. în giliz sefer kıtalarının imhasından ve bu kıtaat bakiyesinin Norveç ve Fransndun tebidinden sonra Avrupa kıtası İngiliz kıtalarından tamamen tathir edilmiştir. Bu suretle ve artık hiçbir İngiliz askerinin Avrupa kıtasına ayak basmasma İmkân bırakılmaması surctile bütün Avrupa devletleri Avrupa barışının en emin zrmanını elde etmek gibi müşterek bir menfaat temin etmişlerdir.
Buna binaen Yunan hükümetinin bitaraflığı terkederek bidayette gizlice ve fakat sonra gittikçe daha a-çık bir surette Almanyanın düşmanları yani evvelemirde İngiltere lehinde vaziyet alması anlaşılmaz bir şeydir, * *
Bu hal, Yunanistanm 1939 nisanında batı devletlerinin siyasî garantisini kabul etmiş olmasile sabit olmuştur. Bu temayül. 1939 teşrinievvelinde harp patladıktan sonra Yunan hükümeti İtalya ile mevcut bulunan ve müddeti ayni sene zarfında munkazi olan dostluk muahedesinin uzatılmasına yanaşmamış olmasile tezahür eylemiştir.
Ayni zamanda, Alman hükümeti, ingiliz yardımile iktidar mevkiine gelmiş olan Yunan hükümetinin daha ilk dakikadan itibaren büyük bir mikyas dahilinde İngiliz siyasetine bağlandığını gösteren vesikalara da malik bulunmaktadır.
Daha 1939 eylülünde Yunan Genel kurmayı General Veygand'la temas etmek üzere Albay Dovas'ı An-karaya göndermiştir.
18 eylülde Yunanistanm Paris elçisi Polltis, Yunanistanm İtalya ile teşrinievvelde munkazi olacak olan dostluk muahedesini bir tek şartla tecdit arzusunda olduğunu bildirmiştir. Bu şart şu idi: Böyle bir anlaşma bir şark cephesi ihdasını intaç etmemelidir.
Teşrinievvel bidayetinde, Yunan Hariciye müsteşarı Atinadaki Fransız sefirine Yunanistanm müttefikler tarafından Selâniğe yapılacak bir İhraç hareketine yalnız muhalefet etmemekle kalmıyacağmr, böyle bir ihraca faal bir surette müzaheret te edeceğini bildirmiştir.
2 Kânunuevvel 1939 da Elan genel kurmayı Fransız genel kurmayı
Telgraf, Telefon ve Ajans Haberleri
Alman Orduları!Hitlerin Askere
Dün Sabah Erkenden Yugoslav ve Yunan Hudutlarına Tecavüz
Etliler
Sovyetlerle Yugoslavya Bir Ademi Tecavüz Paktı İmzaladılar
Alman Tayyareleri
Belgrat ve Selaniğ'i Bombaladılar,
ingiliz Kuvvetleri Yugoslav Tayyare Meydanlarını Teslim
Aldılar
İtalya, Almanya İle Beraber Olduğuna Daîr Bir Deklârasyon Neşretti
ALMANYA ŞARKİ AKDENİZ İLE EGE DENİZİNİ TEHLİKELİ MINTAKA İLÂN ETTİ
Ankara, 6 (A.A.) — Bütün Almam radyolarının birlikte verdikleri malûmata nazaran Alman orduları bu salbah erkenden Yunan ve Yugoslav hudutlarını tecavüz ellmıişl erdir.
Bu sabah erken hariciye nezareti salonlarından birinde Alman, ya hariciye nazın B. Von Rvbben-trop ecnebi gazete muhabirlerine her iki hükümete verdiği notanın birer suretini töbiiğ etmiş ve bu notalar ayni zamanda ayni salondan telgrafla Atina ve Belgrad hükümetlerine çekilmiştir.
Yunanistanda
Atina, 6 (A.A.) — Bu sabah ya a t besi çeyrek geçe Alman elçisi başvekil Korizisj ziyaret ederek Alman hükümetinin notasını teibliğ etmiştir. B. Korizis elçiye verdiği cevapta Yunan hükümeti.
nin diğer taarruzda olduğu gbi ile askerî -gerlişrnelsr yapıta* «mı- fo* y«n> 4â»r*w kavşttııid^-a ken-sunu izhar eylemiştir.
4 Kânunusani 1040 ta general Qa-melln Elen genel kurmayına Selâniğe müttefik ordu ihraç edebilecek vaziyette bulunduğunu bildirmiştir.
Bununla beraber, Alman hükümeti Yunan siyasetinin bundan sonraki inkişafını bekliyordu.
26 ağustos 1940 ta, Fuschlda Alman Hariciye Nazırı von Ribbentrop Almanyanın Yunan hükümetine bir taraflı olarak îngiltereyl favorize etmekten vazgeçmesi tavsiyesinde bulunduğunu Yunan sefirine bildirmiştir. Diğer taraftan Almanyanın İngl liz silâhlı kuvvetlerinizi Yunan toprağına ayak basmasına hiçbir surette müsaade ve müsamaha edemlye-ceği Yunan hükümetine bizzat Füh-rerln muhtelif beyanatları ile bildirilmiştir.
Yunan hükümeti, bütün bu ihtarları katiyen nazarı itibara almamıştır. Bu suretle, ltalyaya karşı harp başadıktan sonra sadece İngiliz teknik teşekkülleriyle ingiliz hava kuv vetlerinin yardrmını kabul İle iktifa etmiş olan Yunn hükümeti ingiliz kıtalarına Yunanistana çıkmak ve bütün mühim sevkulceyş noktalarını tutmak imkânını bahşeylemiştir.
Bir kaç haftadanberi *ngilterenln Yunanistanda harbi Avrupa kıtasına nakil İçin son bir gayrette bulunmak maksadile Almanyaya kûrşı yeni bir cophe ihdas etmek üzere olduğunda artık hiçbir şüphe kalmamıştı.
Bu hususta Alman hükümeti hususi ehemmiyeti haiz haberler almıştır. Bu haberlere göre, Yunanistanda harekâtta bulunan kıtaların genel kurmayı Belgrattaki genel kurmay ile irtibata girmiştir. Amerikan haberleri Yunanistanda 200 bin kişilik bir ordunun şimdiden hazır bulunduğunu teyit eylemektedir.
Bu suretle, Yunanistan Avrupa camiasına karşı ağır bir mesuliyet deruhte eylemiştir. Yunan hükümeti Almanyanm artık pasif kalamıya-cağı bir vaziyet ihdas eylemiştir.
Buna binaen, Alman hükümeti ingiliz kuvvetlerini Yunanistandan tart için Alman kıtalarına emir vermiştir. Alman ordusuna karşı her türlü mukavemet kati surette kırılacaktır.
Alman hükümeti, Alman kıtalarının Yunanistana Yunan milletinin düşmanı olarak gitmekte olmadığını ve Alman milletinin aala Yunan milleti ile muharebe ve onu imha tasavvurunda bulunmadığını bilhassa kayıt vc işaret eder. Almanyanın Yunan topraklarında İndirmek mecburiyetinde bulunduğu darbe îngiltereyl istihdaf eylemektedir.
dini müdafaa edeceğini bildirmiş tir.
Alman kıtaları Trakya ve Ma-kedonyada Yunan hududunu tecavüz etmiştir. Yunan kıtaatı aldıkları emre tevfikan plân dairesinde kendilerini müdafaa etmektedirler.
Bütün Yunanistanda fevkalâde büyük bir millî heyecan vardır. Atina'da, Selânik'de ve diğer büyük şehirlerde ahali büyük nümayişlerle memleketlerini son nefeslerine kadar müdafaa edeceklerini ilân etmektedirler.
Yugoslavya'dan henüz hiçbir haber alınamamıştır.
?
Atina. 6 (A.A.) — Yunan radiyosu ile neşredilen bîr tebliğ, bugün saat 5,15 de Bulgaristan-daki Alman kıtalarının Trakya ve şarkî Makedonya hududundaki Yunan kıtalarına hücum ettiğini bildirmektedir.
Selanik Bombardımanı
Sofya. 6 (A.A.) —Atina'dan alınan haberlere göre, Alman tayyareleri Selânik'i    bom'bardıman ermiştir. Yugoslav Tayyare Meydanları
Sofya. 6 (A.A.) — Emin bir mem'badan alınan haberlere göre İngiliz kuvvetleri Yugoslav hava kuvvetleri tesisatını teselLiim etmişlerdir, ilk İngiliz tayyareleri şimdiden Yugoslavyaya gelmiş bulunmaktadır.
Yunan Kralının Beyannamesi
Atina, 6 (A.A.) — Yunan kralı George, Elen milletine hitaben neşrettiği bir beyannamede, Yunanistanm zaferden emin olduğunu bildirmiş ve ezcümle demiştir ki:
«Mücadelemiz ağır fakat a-mansız olacaktır. Hiçbir düşman karşısında boyun eğmiyecegiz. Hiçbir fedakârlıktan çekinmeyeceğiz. Yürüyeceğimiz uzun yolun ucunda zafer bizi bekliyor. Biz, müttefiklerimiz, tükenmez kaynaklara malik kudretli İngiltere ve Amerika Birleşik devletleri ile yanyana bulunuyoruz ve Yugoslavya ile elele mücadele «diyoruz.»
Yunan Hükümetinin
Beyannamesi
Atina, 6 (A.A.) — Yunan hükümeti, Yunan ordusuna vc millete hitaben bir mesaj neşretmiş vo Alman tecavüzüne karşı orduyu ve milleti vazifelerini yapmağa davet eylemiştir.
Mesajda ezcümle şöyle denmektedir: l\\ Memleketimizin şerefine, hürrıyc-
Beyannamesi
(Başı 1 İncide) =
Avrupanın kurulmasına iştirakten başka hiçbir şey istemeksizin mezkûr memleketin üçlü pakta iltihakı suretiyle böyle bir teşriki mesainin esaslarını ihdasa nihayet muvaffak olmuçken, 1914 dc umumî harbi çıkaran ayni cinayet unsurları Belgrad da iktidarı ele geçirmişlerdir.
B. Hitler, Yugoslavyayı ne suretle üçlü pakta iltihaka razı ettiğini, Yugoslav hükümet darbesini uzun uzun anlattıktan sonra, Polonyada olduğu gibi «aşağılık insanların» Alman ekallrye. tine karşı reva gördükleri fena muameleden dolayı bunları geri çağırdığını söylemiş, Yugoslavya-nın umumî seferberlik yaptığını, müttefiklerin Almanyaya karşı yeni bir suikast 'hazırladıklarını tefcarüz ettirmiştir.
B. Hitler yevmi emrine şu suretle nihayet vermiştir:
Yunan topraklarında cereyan edecek muharebe Yunan milletine karşı tevcih edilen bir muharebe değildir. Bu muharebe ancak bir sene evvel Avrupanın en uzak şimal bölgesinde yaptığı gibi şimdi de Avrupanın en uzak cenup bölgesinde silâhlarımızın taliîni değiştirmiye teşebbüs eden umu. mî düşmana karşıdır. Bu mınta-kada bunun için Yunanbtandaki son İngiliz de Yunanistan da Dün-kerk âlkrbötine kavuşuncıya kadar ımıütıtef ikimizi e müştereken harp edeceğiz. Faka/t bu cihanşümul düşmana yardım edecek Yunanlılar da onunla birlikte Yuvarlanacak!.irdir. Şimalin en uzak buz ve karlarında İngilizleri mağlûp edebileceğini ispat eden Alman aske. ri icap.arın zarurî kıldığı bu anda da cenup sıcaklarında vazifesini o kadar iyi ifa edecektir. Hepimizin bu mücadelede takip ettiği yegâne gaye milletimize hürriyet ve Almanlfera istikbal ve yaşama imlkânları temin etmeiktir.
Asker, bütün Almanların düşünceli, sevgisi ve temennileri yi. ne sizinledir.
tine ve tamamiyetine karşı bu yeni tecavüz karşısında, Yunan ordusu, ve milleti, bir kor e daha, sevgili vatanlarına karşı, kuvvet ve cesaretle, davalarının doğruluğuna tam kani o-larak, Allanın inayeti ve şeci ve büyük müttefiklerimizin yardımı ile, vazifelerini yapmağa davet olunur.
Mesaj, Başvekil Korizis ile bütün hükümet azasının imzalarım taşımaktadır.
Almanların İlân Ettiği Tehlikeli
Mıntaka
Berlin, 6 (A.A.) — D.N.B.: Alman hükümeti, 4 şubat 1941 tarihinde, İtalyan hükümeti tarafından tahdit ve tayin edilen hattın şarkına isabet eden mmtakayı seyrisefa-in için tehlikeli mıntaka ilân etmiştir Bu mıntaka Ege denizi de dahil olduğu halde Türk sahillerine yani Türkiye kara sularına kadar bütün şarki Akdeniz! ihtiva etmektedir. Ce reyan etmekto olan harekât dolayısi-le bitaraf seyrisefain, Türk kara sularına inhisar edecektir. Alman hükümeti, yukarda tayin edilen harekât mıntakasında seyrisefaini tanzim etmek hakkını muhafaza eder.
Alman Tebliği
Berlin, 6 (A.A.) — Alman orduları başkumandanlığının tebliği:
Yunanistana ihraç edilen İngiliz kıtaları şimale doğru ilerlediğinden ve seferber edilen Yugoslav ordusu İle muvasala temin eylediği öğrenildiğinden, Alman ordusu teşekkülleri, bir çok noktada Yunan ve Sırp hudutlarını aşmışlardır.
Sabah saatlerinde, Alman hava kuvvetleri, Sırp tayyare meydanlarına hücum etmiş vo kuvvetli teşekküller Bolgrad kalesine hücum dc-rek kışlaları ve askeri ehemmiyette tesisatı tahrip eylemişlerdir.
Ayni zamanda, îltalyan muharebe tayyareleri teşekkülleri, cenubî Yu-goslavyada askeri ehemmiyette hedeflere muvaffakiyetle hücum etmişlerdir.
Alman Tayyarelerinin Faaliyeti
Berlin, 0 (A.A.) D. N. B.: Alman savaş tayyareleri, Tuna mıntakasında düşman kıtaatı nakleden bir trene muvaffakiyetle hücum etmişlerdir. Alman tayyarelerinden atılan bombalar tam isabetle hedefe isabet ederok müteuddit va gonlurı ve demiryolunu tahrip etmiştir.
İtalyan Deklârasyonu
Bcrne, 6 (A.A.) — Komadan isviçre ajansına gelen haberlere göro, İtalyan hükümeti, kara, deniz . ve hava kuvvetlerinin Yugoslavyaya karşı Alman kuvvetleri ile sıkı iş birliği halinde harekete geçmesine karar vermiş ve bu karar resmen i-lân edilmiştir.
Amerikanın Balkanlara Yardımı
Vaşington, 6 (A.A.) — Ofi: Kızıldenizdc Aden mıntakasının yakında harp mıntakası harici addedilmesi imkânının düşünüldüğü hakkında Roosevelt tarafından yapılan beyanatı, siyasi mahfiller, Reisicumhurun bazı Balkan memleketlerine ezcümle, Yunanistana, Türkiycye malzeme yardımı yapmak istediği suretinde izah ediyorlar-
Almanyanın Yugoslavyaya Deklârasyonu
(Bası 1 İncide) ** adalarında inhilâlin her gün daha ziyade sarahat kesbeden alâmetleri, İn glltereyi, Avrupada bir   kere daha Alman aleyhtarı bir cephe tesisi i-çin gittikçe daha ziyade nevmidane gayretler sarfına mecbur bırakmıştır. Bu son Alman teşebbüsünün mev zuunu, Balkan yarım adası teşkil etmiştir. O Balkan yarım adasında ki. orada Yunanistan, lngilterenin   Ihti-I lâfı genişletmek caniyane siyasetinin I kurbanıdır ve İngiltere, şimdi    de, ı bütün Balkanlara ateş vermeği lstih-ı daf eden   emellerine   Yugoslavyayı muti bir âlet olarak görmektedir.
Deklârasyonun bu kısmında Almanyanın Balkanlar siyaseti izah e-dilerek bunu ihlâl eden vesikalar sıralanmaktadır: '
1 — 1939 yılında, yani muhasamatın başlamasından daha evvel, Fransa, yakın şarkta bir Fransız seferi heyeti teşkilini düşünmüş ve derhal Yugoslav genel kurmayı arasında ilk iptidai görüşme 19 ağustos 1939 tarihinde vukua gelmiştir.
2 — 1939 teşrinisanisinde, Yugoslav hükümetinin ve genel kurmayının arzusu üzerine, Frnsaya bir hususi askeri heyet gönderilmesi ve Bel grada general Gamellnin genel kurmayından bir subayın gelmesi de daha sıkı bir mahiyet almıştır.
3 — Harbin ilk aylarında, Yugoslavyalın hattı hareketi, İngiltere ve Fransaya nakliyata mümkün olduğu kadar geniş bir müzaheret ve bilâhare bu devletlerle fiili bir haberleşme mahiyeti arzediyordu. Bununla beraber, bu harekât, bitaraflık kisvesi altında yapılıyordu.
4 — 16 nisan 1940 da Belgrattaki Fransız elçisi harbiye nazın Nediç ile, askeri görüşmelere başlamasını İstihdaf eden bir mülakat olmuştur. Yugoslavya, şarktaki Fransız seferi ordusu başkumandanlığı genel kurmayı nezdine itimada lâyık bir irtibat subayı göndermektedir. O zaman danberi, Selanik teşebbüsüne Yugos-lavyanın müzahereti temin edilmiş bulunmaktadır.
5 — Fransanm yıkılmasından son ra dahi, 11 haziran 1940 ta, salâhi-yettar Yugoslav makamları, asker! vaziyet yeniden Fransaya gülerse, Yugoslavya yeniden Fransanm yanında yer almağa mütemayil bulunduğunu Fransız elçisine temin etmiştir.
Almanyada bu vakıalar bilinmekle boraber siyasetini doğru yola, â-licenaplık vo sabır göstermiştir.
Bundan sonra deklârasyonda Yugoslavyaya üçlü pakta girmek için davet edildiğini, Viyanada imzalanan paktın şartları birer birer tekrarlanıyor.
Verilen çok mühim teminata rağmen, Yugoslav Nazırlarının Belgra-da döndüklerinde tevkif edilmelerinin abdalca olduğu kadar caniyane bir cevap olduğunu, iktidarı ele alan suiknstçilerin derhal maskeyi attıkları ve Almanlara, Polonyada yapılandan fazla fena muamele edildiği ilâve olunuyor ve deklârasyon şu suretle nihayet buluyor:
Bundan dolayıdır ki, günün efendilerinin fiiliyatı tamamile sarihtir:
1 — Bütün Yugoslav ordusunun seferberliği ilân edilmiştir. • 2 — İngiliz genel kurmay subayları, Yugoslav ordusu ile irtibat a-Janları olarak son günlerde Belgra-da gelmiştir,
3 — Yugoslav genel kurmay subaylarının Yunanistana gönderilmesi ile, Yunanistanda harekâtta bulunan İngiliz kuvvetleri ve Yunan ordusu ile temas tesis edilmiştir.
4 — Son günlerde. Alman hükümeti, general Simovlçin şahsında Yu goslav hükümetinin, Almanyaya kar şı pek yakında çıkacak harbte asker ve malzeme göndermek ve krediler açmak suretile yardım etmeleri İçin İngiltercye ve Amcrikaya müracaat ettiğine dair, reddedilmez deliller elde eylemiştir.
Demek oluyor ki, Yugoslavya, Ai-manyanın düşmanları ile iş birliği yapmağa ve ayni zamanda ordusunu lngilterenin emrine vermeğe ve İngiliz kıtalarının germesine müsaade etmeğe kat! surette karar vermiştir
Almanya Istemediğiyle Karşılaşacak
Londra, 6 (A.A.) — İngiliz dahiliye nazırı B. Morrison, Almanyanın Yugoslavya'ya harp ilânı hakkında fikirlerini şöyle ifade etjmiştir:
Olan şey bekleniyordu. Bu ancak bir zaman meselesiydi.
B. Morrison, Yugoslavya ile Sovyetler Birlig.i arasındaki ademi tecavüz paktını çok iyi karşı* lamış ve demiştir ki:
Eğer bu Sovyetler Birliğinin siyasetinde bir dönüm noktası ise, yalnız Avrupa için d'eğil fakat ayni zamanda Sovyetler birliği için d'e iyi bir şey olacaktır.
B. Morrison, Hitler'in Balkanlarda karşılanmasını arzu etmediği bir şeyle karşılaşacağından emin olduğunu bildirmiştir.
Hitlerin Millete Beyannamesi
(Başı 1 İncide)   ¦ ^ <
tehdide (müsamaha etmemeğe az> meylemiş bulunuyoruz.
Yeni Sırp hükümeti, umumî seferberlik ilân etmiştir. Hükümet» bu ted'biri, daha bir çok gün evvel gizlice almış olduğunu itiral eylemiştir. Bu suretle, Sırp hükû meti, Almanya ile sulh müna«e-bet'leri yerine müsellâh kuvvet ikame edeceğini sandrgını göstermiştir. Fakat silâh altına çağırdı* ğı kuvvet, şimdi onu mahvedecektir.
Alman milleti, Sırp milletine karşı kin hissebmemekftedir. Alman milleti, Hırvatlara ve Sırplara karşı niçin mücadele edeceğine sebep görmemektedir. Alman milleti, bu milletlerden bir şey istemiyor. Fakat Alman milleti, şimdi, BaFkanları bir defa daha AvTupa sulhuna karşı İngiliz suJkasti emrine koyabilecekle, rini sanan Belgraddaki caniler zümresinin hesa)bını görecektir.
Bir dostluk vücude getirmek için sekiz senelik gayretlerin faydasız olduğu tecrübesini bir kere daha yaptığijm için, Avrupanın bu koammda da, dürüst münasebetler ırk prensiplerini nazarı dikkate alan bir nizam kurmak maksadile ve müttefikimin Fikirleri ile hemâhenk olarak, bugünden itibaren, Alman menfaatlerinin mü. dafaasını, bir kere daha hakkı ve mantığı himayeye kadir yegâne vasıta gibi gözüken kuvvete tevdii kararlaştırdım.
Bu sabah, Alman imparatorluğu, Belgrad gasıplarına karşı ve lngilterenin Balkanlarda Avrupa sulhuna yeniden hücum etmeğe çalıştığı kıtalara karşı mücadeleye başlamıştır. Alman ordusu, bu mıntakalarda, ancak Belgrad sui. kastçileri hizbinin katı surette mağlûp etmeden ve son İngiliz kıtaatının bu kısmandan çıkma dan, salâhını bırakmayacaktır.
Afrikada
Unlum, 6 — Bazı haberlere göre, Musavva teslim teklifini reddetmiştir, tnglllz   kuvvetleri
\ - m., r .ııi.m Musavvaya doğru I-lerlemektcdlrler.
Londra, 6 (A.A.) — Askeri m.mi ıiı. ı. Trabiusgarp cephesinden gelen son haberleri tatmin cdlıi buluyorlur. Zannedildiğine göre Alman vc İtalyanların Trab luftgarpta güçlükle topladıkları tanklar. Blngu/ideklnc faik İngiliz kuvvetleri tarafından durdurulmuştur. İngilizler vaziyete lıûkimse de düşmanın ileri hareketinin nihai olarak durduruldu-ğu veya tekrar bir miktar arazi terkermek mecburiyetinin takarrür etnılyeeegl hissi verilmek İstenilmemektedir. General Vavel ordusunun ve vaziyetin İcap ettireceği tedbirleri alacaktır.
Musavva'ya 13 Km. Yaklaştılar
Kahire, 6 (A.A.) — Buraya gelen haberlere göre. Hür Fransız kuvvetlerinin keşif kolları, Musavvaya 13 kilometre mesafede bir noktaya varmıştır.
Yugoslav - Bulgar Hududunda Müsademe
1 Sofya, 6 (A.A.) — Bulgar telgraf ajansı 5 nisan tarihi ile bildiriyor: 2 ve 3 nisanda Yugoslav hudut karakollarımıza tüfek ve mltralyÖ7 ateşi açılmış askerlerimiz de mukabele etmiştir. Bu hAdtselerden bir netice çıkmamıştır. Zayiat yoktur.
10
Zabıta Haberleri:
Bursa Tütün Rekoltesi Tamamen, Geçen Seneki Fiyatlar Düşürülmeden Alınacak
Borsa, (Hususî) — Bu seneki tümün kampanyasının açılışını müteakip hasıl olan vaziyetin ¦Bİhrtfhrirİ tatmin edememesi nazarı dtkikatı cellbebmis ve keyfiyet sayın valimiz tarafından Ticaret Vekâletine bild*irımişti. Tü büncülcrimızm mcnfa.ıtını ve vaziyetteki sakameti göz önünde tu tan sayın Ticaıet Vekilimiz Mum taz Okımcn bu müracaatla    çok
Uşakta İmar faaliyeti Hızla Levam Ediyor
Uçak, (Hususi) — Dört bin küsur haneli ve 23 bin nüfuslu olan kasabamız, ilerleme yolunda gittikçe hız almakta vc başka memleketlere örnek olmaktadır. Dokuır.a-cıluaa emsalsiz bu terakki gösteren şehir haini, gerek el tezgâhlarında vc gerekse labnkalarda durmadan çalışmaktadır.
Yeuı adet mensucat fabrikasına malın olan beldomız, adeta bir Avrupa fabrika memleketini andırmak-taaır ve çok canlı bir iş hayatı göze çarpmakladır. Burada eli ayağı tu-Uuuaadan işsiz kimse kalmamış gibı-uu\ ^ateıı, aylak oturmak burada uiç auei ounamışUr. İki yüzü mütecaviz Koyıerüe beraber 120 bine yakın umunu nüfusu olan bu kaza halkının bir kısmı mensucat fabrikala-rmda çalışmakta olduğu gibi bir kısmı üa motorlu ve asri tabakhanelerde ve şeker fabrikasında faaliyet goa termek ıcdır.
üeKer fabrikası, kasabanın sekiz KuomeLre şarKinda vc tren hattı gü-zeı gaiuııdadır. Burada, fabrıkalarm eşyan ve tali memurlarına mahsus ayrı ayrı binalar mevcut olup bunlarla lauruta muhiti güzel bir şehir nitUiZAiaaı a^zeuneiuecUr. Kas a o ada *j camı, üç hamam ve güzel bir halkevi bmasue ona bitişik asri bir sinema binası vardır. Tatil günleri so-KAKlar, kalabalık, kesif bir insan küt ıcsı ile doıudur.
Karabigada Bir Genç Kadın Kuyuya L/u*erc* Viftûü
Kan K'Ç" ¦ i*ıusus) — Nahıyemi-..... ymuuı mahallelinde oturan Hayan okiu lueumet karısı yirmi beş yaşiaruıda Halime, civardaki kuyucum su çeKmeKte iken muvazenesini KayuedereK kazaen düşmüş ve etraftan yetişilip kurtarılıııcaya kadar L>oguıup onnuşLUT.
Yonca Tohumları
bıvas. (Vatan) — Ziraat Ve-iotı vn*v>cL.mıZe meocanen 75U ^.x> yonca «mumu göndermiştir. Z-ıaat muaiLiiU^unce çiticilere tevzi edneceiüur-
Vuâyet  tiûaniiğiindaki  fidanların ao&.ujrıesıne  ve  bahar  faaliyetine başıannuştır. Bu    sene kazalara her   6eneKinden    daha ozıa  lıaan görtderiijnekltedıı.
Şehir Tanzim   Olunuyor
Antakya (Vatan) — Uzun sc ueıerdeaberı metruk bir halde bu itinan K.oprü karaKoiu arkasındaki meydanuk yeni Belediye reisimiz ^ukıü Balcının gayret ve him me/tıle park hanne konulmaktadır bu meydanııgın önünde bulunan polis karakOiU yıkılarak şımdıluc belediye dairesindeki hususî kısma nakledilmiştir.
Hazırlanmakta olan park küçük olmakla beraber memleketin
büyük bir ihtiyacını karşılamış o-lacaikUr.
-o
Izrnirde Ağaç   Bayramı
Izımır, (Hususî) — 3116 numaralı orman kanunu mucibince nisanın on ikinci cumartesi günü saat on beşte Lşref Paşa Cumhuriyet korucuğunda ağaç bayramı yapılacaktır. Bayrama mektepliler, Vali, Belediye reisi, müstahkemi rrnevtki ve tümen komutanla, rı, Vilâyet ve Belediye memurları ve halk iştirak edeceiktir. Bay ram yerinde bir de bando bulun durulacaktrr. Ayni gün, İzmir or man bölge şefliği tarafından kül tür park ampılıfikasıon merkezinden iki defa orman ve ağaçların faydalarından ve memleket iktisadiyatında oynadığı rollerden bahis broşürler neşredilecektir.
o
Çocuk Hastahanesi İnşaatı
İzmir, (Hususî) — Sayın Belediye reisimizin himaneüi ile yap tiTilmokta olan çocuk hasuhane •inin dahilî elektrik tesisatına ait proje de hazırlanmış vc tasdik için vekâ.ete gönderilmiştir. Bu teeisatın h.tamına kadar hastaha nenin sıhhî malzemeleri de temin edilmiş bulunacak ve bilâha le »tılm* toteni yapıla şakta*
yalandan alâkadar olmuştur. Bu hu9U9ta malûmatları alınmak üze
re yerli ürünler Türk Anonim şirketi, tülün limhed şirketi müdür leri ile Re«rryista şirketin Türkiye mümessilini Ankaraya çağırtmış, kendilerine bu seneki Bursa tütün rekoltesinin kamilen müstahsil elinden alınmasını ve fiyatların geçen seneki fiyatlardan aşağı  düişürülmemesinı  bildirmiştir.
Trakyada Sıtma Mücadelesi
Edirne, (Hususi) — Geçen sene Trakya sıtma mücadele teşkilâtının en verimli yılı oldu. 935 senesinde kurulan ve faaliyet sahasını her sene biraz daha genişleten bu teşkilât, evvelki yıllarda olduğu gibi geçen sene de yüzlerce kilometrelik kanal ve arklar açtırmak, bataklıklar kurutmak, bentler ve köprüler yaptırmak, göller boşaltmak suretıle sıtma belâsının biraz daha kafasını ezmiş ve on binlerce vatandaşı tedavi ederek nüfus vc sağlık politikamıza en yerinde bir hizmet ifa eylemiştir.
Geçen şubat sonunda başlayıp bu senenin mart iptidasına kadar devam eden bu faaliyet yılı İçinde memnuniyete değer hâdiselerden biri de halkın, bu sahadaki faaliyetin mâna ve değerini şuurlu bir surette kavrayışı ve hükümete müzahir oluşudur.
Aşağıda rakam halinde görülecek olan bu bir yıllık çalışmalarda Trakya halkı ve bilhassa köylülerimiz sıtma mücadele teşkiiâtile elbirliği etmiş ve boş vakitlerinde biribirlerüe âdeta yarış edercesine çalışarak sıt-manm tahribatını önlemekte büyük rol oynamışlardır.
Edindiğim malûmata göre, geçen bu bir sene zarfında Lüleburga ve Çorluyu da faaliyet çerçevesi içine ala n sıtma mücadele teşkilâtı 160,433 sıtmalı ve dalaklıyı muayene etmiş ve bunlardan 65418 kişiyi tedavi altına almıştır. Ayrıca sıtma i-le mücadele için 483,823 küo kinin, 76,379 adet öküıin, 78 adet atebrin, 12290 adet kuvvet komprimeleri ve 1353 adet kinin ampulü dağıtılmış, ve sivrisinek sürfelerini öldürmek maksadile bataklıklara 233475 kilogram Paris yeşili ve mazot dökülmüştür.
Bunlardan başka yine bu bir sene içinde 14815 metre kanal ve ark açtırılmış, 745 metre kanal, 57575 metre ark, 111805 metre dere, 4176 metre rnurabbaı göl temizlettirilmiş; 57812 metre rnurabbaı bataklık kurutulmuş, 9234 metre çukur doldurulmuş, bir köprü ve üç bent yaptırılmış ve 21532 metre rnurabbaı tutan göllerin de suyu boşatılmıştrr.
Sıtma Mücadele Reisi
Trakyadan Ayrıldı
Bu teşkilâtın başında altı sene kalan doktor İzzettin Arkan geçen hafta Bursa sıtma mücadele reisliğine tayin edilmiş ve evvelki gün vazifesi başına gitmiştir.
Muratlıda Cinayet
Muratlı (Vatan) — Muratlı nahiyesinin aşağı Sırt köyünden 20 yaşında Emin oğlu tmm koyunlarını Merada Sarrpınar mevkiinde otlatırken Malkaralı Mehmet isminde birisinin tecavüzüne uğramış. Mehmet taıbancasile Emini kafa ve arkasından vurarak ağır surette yaralamış ve (330) lirasını da alarak firar etmiştir. Yaralı derhal hastahaneye kaldırılmıştır. Katıl yakalanmak üzeredir.
Muratlıda kuzu etinin fiyatı (45), halis koyun »ütünden yapılan yoğurdun fiyatı ise (20) kuruştur.
o
Halkevi Temsil   Kolu Çok İyi
Çalışıyor
Antakya, (Vatan) —Şehrimiz Halkevi temsil kolu çok iyi çalışmaktadır. Bu kola dahil azaların gösterdikleri muvaffakiyet ve sarfettikleri fevkalâde enerji sayesinde Halkevımizde sık sık mu vaffak piyesler görebiliyoruz. Son defa çok mükemmel sureüte tem. sil edilen Himmetin oğlu piyesin den sonra temöil kolumuz şimdi (Kör) ve (Gün Doğuvor) piyeslerini hazırlamaktadır. 23 nisanda temsil edilecek olan kör piyesinin de provaları bir heyli ilerlemiştir. Gün doğuyor piyesi
de I Mayısta sahneye konacaktır. -o
Ağaç Dikme Faaliyeti
Belediye parklarla cadde, yol ve kabristanlara ağaç dikme faaliyetine devam etmektedir. In-ciraltı şosesinin rki tarafına oka-liptos fidanları diktirilmiştir. A-ğaç dikme faaliyetine hazirana kadar devam edüeceıktir.
Beyoğlunda Bir Şoför
Metresinin Yüzünü Jiletle Doğradı
Beyoğlunda İstiklâl caddesinde bir şoför metresinin yücDÜnü keserek yanaklarını doğramıdır.
Vakanın tafsilâtı şudur:
Şişlide, Süleyman Nazif sokağında Belma aptartırnanımda oturan ve şoförlük yapan Rahmi oğlu Halil Gülman adında birisi, bir buçuk sene kadar evvel Nus-ret kızı Muzaffer Alton ılr tanışmış ve sevişerek beraber yaşamaya başlamıştır.
Şoför son günlerde metresinden ^ıphclenmtye ve sık sık kav. ga etmiye başlamıştır. Nihayet metresinin kendisinden uzaklaşmasına sebep keredasini çok güzel görmesi olduğu kanaatine varan şoför, dün cebine bir jilet yerleştirerek Beyoğluna çıkmış ve Muzafferi aramıya başlamıştır. Nkha. yet uzun süren bir arama sonunda metresini İstiklâl caddesinde «E-ren» mahallebıci dükkânında gören Halil hemen içeri dalarak kadının üzerine atılmış ve jiletle genç kadının yüzünü bir çok yerlerinden kesmiştir.
Bu arada jilet kendi elini de parçalamıştır. Kadının bağırması üzerine etraftan koşanlar Muzafferi kurtarmışlardır. Halil yakalanmış, yaralı Muzaffer Beyoğlu hastahanesine kaldırılmıştır. Tahkikata devam olunmaktadır.
Bir Yaralama
Fatihte iki Kıpti bir iş meselesinden kavgaya tutuşmuşlardır. Kavga gittikçe alevlenmiş ve ne. ticede Beyceğız'de oturan sandal-ya tamircisi Kıpti Ramazan oğlu Sadullah arkadaşı gene sandalye, ci Adem oğlu Abdu ilahı bıçakla kasığından ağır yaralamıştır.
Yaralı hastahaneye kaldırılmış, Sadutlah yakalanmıştır.
Kurutma Makinesi
İsparta (Hususî) — İsparta merkez kazasiyle Eğridir ve Uluborlu kazalar halkının geçinmesinde halıcılık ve dokumacılık sanayiinin başlı başına âmil olduğu görülmektedir.
Şunfdiye kadar tesbıt edilen rakamlara göre daimi faaliyette bulunan ve imalâtını kısmen memleket haricine sevkeden ve kısmen de dahilde satan 3374 halı tez-gâhıylc b I 3 adedi kooperatife dahil ve mütebakisi serbest olmak üzere 1632 dokuma tezgâhının faaliyette bulunduğu anlaşılmıştın'
Yekûnu beş bini açan halı ve dokuma tezgâhlarının ayda altm.ş bin 5 7U kilo ipliğe muhtaç oldukları tahakkuk etmiştir. İktisat Vekâletinden son alınan emre göre faal tezgâhlara verilecek iplik miktarını gösteren vesikalar tabettirilerek alâkalılara tevzi edilmiş ve Sümer Bank Yerli mallar pazarından gönderilen muhtelif numaralardan 7431 paket pamuk ipliğinin tevziatına başlanmıştır.
İsparta'da Sanat Erbabı
İsparta'da bulunan halıcılar birliği idare heyetiyle, ayakkabıcılar ve mutaibiye cemiyetleri idare heyetini teşkil eden zevat haf. ta cinde valimiz B. Tevfık Hadi Baysalı ziyaret ederek sanayi şubelerinin verimini ve ham maddeyi ne suretle tedarik ettiklerini, imalât miktarını ve maliyetini bil-dirmışlerdr. Vali sanayi erbabına imalâtın çoğaltılması içüı direktifler vermiş ve ham madde tedarikinde hükümetin âmillere müzaherette bulunduğunu bildirmiştir. Maliyeti asgari hadde indirmek suretiyle memleket sanayiinin inkişafı mümkün bulunduğunu ve iş hacminin arttırılması icap ettiğini bildirmiştir.
Askerlik İşleri
325 Ve 326 Doğumlular
Boyoğlu Veril As. Şubesinden:
1 — Gerek askerlik yapsın vo gerek herhangi bir sebeple askerlik yapmasın, talim maksadllo 325 ve 326 doğumlular askere sevkedile-ceklerdlr.
2 — Şubede toplanma günü 8 Nisan 1941 Sah günüdür.
8 — 8 Nisan 941 de sevkedilecek bu erata elbise verllocoginden elbiselerini olmak üzere arzu edenlerin 5 Nisan ve 7 Nisan günleri şubeye gelmeleri lazımdır. Bundan başka kendi vaziyetleri için bir ney sormak istiyenler de bugünlerde şubeye gelmelidirler.
4 — Toplanma günü gclmlyenlc-rin askerlik kanununun 90 ncı maddesince ceza göreceklerdir.   «42B8>
?
Kadıköy Askerlik Şubesinden:
Şubemize mensup 325 vo 326 doğumlu müsllm ve gayri müsllm İhtiyat crut talim için colp ve sevk olunacaklardır. Bu doğumlular için toplanma günü 8 nisan 941 salı saat 9 dur. Eratın, sözü geçen gün ve saatte şubede hazır bulunmaları, taşrada bulunanların derhal bulundukları yerin askerlik şubesine müracaatları, bu ilân davetiye yertno kaim olacağı, mezkûr gündo müracaat etmlyenler hakkuıda askeri ceza kanununun 90 inci maddesi tatbik edileceği ilan olunur.
?
Kartal Askerlik Şubelinden:
1 — Şubemizde kayıtlı 325 ve 326 dokumlu bilûmum yerli erler 8 nisan salı günü askere sevkedilecek-lerinden sabah saat 9 da şube merkezlerinde- bulunmaları.
2 — Bu doğumlu erlerin sakatları muayeneye gönderileceklerinden toplanma gününden evvel şubeye müracaatları Hân olunur.
Fatih Askerlik Şubesinden:
Şubece devam edilmekte olan ihtiyat erat yoklamalaruun 5 Nisan 941 den 20 Nisan 941 e kadar tehir edildiği ve hangi doğumluların ne vakit geleceklerinin ayrıca gazete Ue bll-dlrilecegl ilân olunur.
İkinci inönü Meydan Muharebesi
Maniea, (Vatan) — İkinci 1-nönü zaferinin yirminci yıldönümü münasefoetile ön Yüzbaşı Nd-tık Poyrazoğlu tarafından Halkevi salonunda (İkinci İnönü meydan muharebesi) mevzuu üzerin de projeksiyonlu olarak bir konferans verilmiştir. Bütün Manisa haıkı bu toplantıda hazır bulunmuştur.
-—o-¦
Gelibolu    H alke v inin    Faaliyeti
Gelibolu, (Hususi) — Halke-vrmizin temsil kolu bütün hızıle çalışmağa başlamıştır.
Yeni binamızın yeni sahnesinde halkın alkışı ve takdirlerini toplıyan (Yanık Efe) geçende temsil edilmiş ve salonu şehrimizin güzide aileleri doldurmuştu. Piyeste rol alan gençlerin ekserisi muallimlerdi.
Yeni Neşriyat:
Portreler
Bundan önce <Zola< adlı bir tetkik eseri neşretmiş olan genç muharrirlerimizden Hüsamettin Bozok, <Portreler» adlı yeni bir tetkik eseri daha neşretmiştlr. Bu kitabında muharrir garp edip ve şairlerini tetkik ve bir sanat tahlili yapmış oluyor.
28 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI BAYRAMDA yavrularınızın bayramlıklarını hazırlarken milletin yardım ve şefkatlle yaşıyan çocukları da sevindirmek İçin Çocuk Esirgeme Kurumunu yardımlarınızla kuvvetlendiriniz.
İstanbul Nafıa Müdürlüğünden:
18.4.941 cuma günü saat 15 te letanbulda Nafıa Müdürlüğü eksiltme komisyonu odasında 648 lira keşif bedelli Topkapı sarayı beton işleri açık eksiltmeye konulmuştur.
Mukavele, eksiltme, baymdırlık işleri genel, hususi ve fennî şartnameleri, proje ve keşif hulâsaslyle buna müteferri dlger evrak dairesinde verilecektir. -;
Muvukkat teminat 49 liradır.
İsteklilerin en az bir taahhütte 500 liralık bu işe benzer İş yaptığına dair İdarelerinden almış olduğu vesikalara istinaden İstanbul Vilayetine müracaatla eksiltme tarihinden tatil günleri hariç 3 gün evvel alınmış ehliyet ve 941 yılına ait Ticaret Odası vesikalarile gelmeleri
(2589)
Toprak Mahsulleri Ofisi istanbul
Şubesinden:
Şubemiz muhasebesinde 85 ve 100 lira kadrolu memuriyetlere bareme göre alabilecekleri maaşla bilimtlhan muhasip alınacaktır.
Taliplerin 10 Nisan 941 perşembe günü saat 14 te yapılacak imtihana iştirak etmek üzere 9.1.941 günü akşamına kadar lüzumlu vesaikle birlikte şubemize müracaat etmeleri Han olunur. (2741)
2S NİSAN Halk *aJ ta narının kurulduğu göndür. Bunun İçin ÇOCUK BAYRAMI vo bunu takip eden ÇOCUK HAFTAKİ'nda Çocuk saltanatı tatil rdlMr.
KÜÇÜK   İLÂN
Okuyucularımız arasında
SERİ
EMİN
EN UCUZ
vasıtadır. Alım, satım, kira işlerinde iş ve İşçi İçin İstifade ediniz. k
DOSToa
H0RH0R0NÎ
Eminönü Nimet Abla gişesi önündeki muayenehanesinde her gün hastalan kabul eder. Tel 24131
VATAB Cazotod
LLAN FİYATLARI Kuruş
Başlık makta olarak 750
1 İnci Sayfa Santimi 500
2   »      » 850
S   »      » 800
4   »      » 100
5     7>          » 75
a »    » 50
¦i DOKTOR-KİMYAGEB tM
CEVAD TAHSİN
İDRAR - KAN - KAZURAT ¡eaairenin tahlillerini yapar. Di-vanvolu ortasmda Tel. 23334
Abone Ücreti
Türkiye dahilinde:
Senelik   8 aylık   3 aylık   Aylık
1400 750        400 150 Kş.
Hariç memleketler:
Senelik    6 aylık    8 aylık    Aylık
2700
1410      800 Kş-     yoktur
I LİRA
İDRAR TAM TAHLİLÎ Beyoğlunda Ağaca m il karşısında Bursa sokak No. 1. yeni açılan \hrya laboratuarında halka krw laylık olmak üzere yalnız (Pazartesi) günleri BtR URA ücretle idrar tam tahlili yapılmaktadır.
S UAD GÜN
Konseri 7 Nisan 941 Pazartesi akşamı Saat 2145 de
SARAT
Sinemasında
DOKTOR
Ç İ P R U f
Cildiye ve Zühreviye Mütehassısı Beyoğlu Yeril Mallar Pazarı karanında Posta sokağı köşesinde Meymenet apartrmanı Tel: 43353
iaş, Diş, Nezle, Grîp9
Nevralji* Kırıklık ve Bfltfln Agnlartom Derhal Keser
3 kaşe elıosMItr. TARLıTLCRtNOCN SAKIMIN C  PULLU  KUTULAR! ISRARLA 'İSTEYİNİZ
İstanbul Belediyesi İlânları
• "inini      İlk
bedeu    teuiınat
60,00      4,00   Aksaray yangm yerinde Kemalpaşa mahallesinin Güm-
ruKciiıuu boıvogıjıua bı4 ıncı auuud ıo metre murauoaı sahalı arsa.
81,00      6,08    Fatih yangın yerinde Muratpaşa mahallesinin Sof la-
slnan soKuginua löO ıncı   auaua 27   metre   murai>0aı
sahalı arsa,
432,00    32,40    Arnavutköyünd© Lûtfiye sokağında 30 numaretaj vo
19 kapı numaralı ev. Tahmin bedelleri ue ilk teminat miktarları yukarda yazılı Uç parça gayrı menkul ayrı ayrı satılma* Üzere açık arttırmaya konulmuştur. Şartnameleri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhale 11.4.941 cuma günü saat 14 te Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektuplar ile İhale günü muayyen saatte Daimi Encümende bulunmaları. (2879)
İt
Üsküdar meydanında yaptırılacak kaldırım ve Bordur inşaatı kapalı zarf usulde eksiltmeye konulmuştur. Keşlt bedeli 10289 lira 32 kuruş ve ilk teminatı 771 lira 70 kuruştur. Mukavele, eksütme, bayındırlık işleri umumi, hususi ve fenni şartnameleri proje keşif hulasasüe buna mUteferri diğer evrak 51 kuruş mukabilinde Vilâyet Naiıa Müdürlüğünden verilecektir. İhale 14.4.941 pazartesi günü saat 15 te Daimi Encümende yapılacaktır. Taliplerin ilk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden 8 gün evvel Vilâyet Nafıa Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve 941 yılına ait Ticaret Odası vesikalarile 2490 numaralı kanunun tarifatı çerçevesinde kazırlıyacokları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 de kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. (2531)
Tûldye Cnmbıırljall
Ziraat Bankası
Türk Uran
Kuruluş tarihi: 1888.— Sermayesi: 100
Şube Te ajana adedi: m Bral ve ticari har nevi banka muameleleri Para biriktirenlere 28,000 lira ikramiye veriyor
Ziraat T*gnKfr-""ia kuznbaralı ve fhbarszz tasarruf hesaplarında tn az 60 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a Ue afa&t-dakl plâna göre İkramiye dağıtılacaktır. 4 adet 1,000 Uratak 4,000 »a   | | im      600    »      2,000   s 1   »      230     »      1,000   » 40   »      100    a      4,060   »
DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan gı düjmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasll© verllecakCfe
senede 4 defa, U mart, 11 hasftraa, U eyiûJ, 11 BlrtBCikâatAdh» çekflecefctftr.
100 adet    50   lirahk 5,900 Un 120   e        40     >      4300   • 180   >        M     »
DİI1ADİ* SUYU İSTİMALİ AĞIZDAKİ SUtâMNTİYtLERİ.KÖPRÜ KIU A VE KURONLARI ANTİSEPTİK OLARAK MUHAFAZA EDER
T. IŞ BANKASİ-n
Tasarruf Hesaplan
1941 İKRAMİYE PLÂNI
KEŞİDELER: 4 Şubat, 2 Mayts, 1 Ağustos, 3 Iklnclteşrln tarihlerinde yapılır.
1941 ikramiyeleri
1 adet 2000 liralık = 2
3 > 1000 = 3000
2 > 750 > = 1500
4 > 500 = 2000
8 250 = 2000
35 100 > = 3500
80 > 50 > >-=4000
300 > 20 > = 6000
L. > > > > > > >
Sahibi ve Ncşnyat Müdürü: Ahu* Emin VALMAN - Basıldığı yar; VATAN MATBAASİ
Devlet Demiryolları İlânları
Muhammen bedeli (710,000) lira olan iki kalem bakır levha ve beş kalem bakır antrtuvaz çubuğu 2 haziran 941 pazartesi günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankara İdare binasında satın alınacaktır.
Bu işe girmek istiyenlerln 32150 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14.30 kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Şartnameler 200 kuruşa Ankara ve Haydarpaşa veznelerinden sa-tılmaktudır. (2650)
Doktorların Nazarı Dikkatine!
General Electric marka, yeni, bütün teferruatile beraber
yalnız teşhis için portatif radyografi ve radyoskopi yapar röntgen makinesi satılıktır. Beyoğlu, Ağacami, Sakızağaç 3 numaraya müracaat edilmesi.
19