Mustafa Kemal
Efendiler, Yunus Nadi Bey, verdiğim malûmat ve izahattan hakikî vaziyeti anladı. Bizimle muhabereye devama lüzum görmedi. Bilâkis yeni hükümeti ve hassaten Cemal Paşayı irşada çalışmış, „ Filhakika, izah edeceğim veçhile, zahiren olsun, bir itilâf vaziyet ve manzarası teessüs etti.
Efendiler, 6 Teşrinievel 1919 günü de geçti. Biz, mevcut tedabirin ehemmiyet ve dikkatle idamesi lüzumunu tamımen emrettik (Ves, 134).
Efendiler, Yunus Nadi Beyle, muhaberemizin ferdasında, nihayet, sadrazamdan cevap değil, fakat Cemal Paşadan şu telgraf-nameyi aldık:
153
Harbiyedco, 7/10/1915 aaat; 13 7, sera
Mustafa Kemal Pa^a Hazretlerine
Cemal Paşa kabine mvw-pa iradei fnjl-liyeye mugayir harekâttan tevakki olunacağını taahhüt edi* ve+r
İjimidiye kadar olan nıuhaheraîm hulöSaSr;
1 — Kabine, sizinle müttehidüîefkâr ve iradei milli y^nin hakimiyetini, kabul «der. Ancak bîr intikam kabinesi olmaktan tehagi «der- Kabahatlilerin tecziyesinî şekli kanunide icra etmeği dahî muvafık görüyor.
2 — Zarara, ıı£ranu§ valilerin mağduriyetlerini refi ve tazmin, ehil olanların intihap, bilhassa tayın v« ordunun şeref ve intizamını iade etmeği tamamen der-uhde eder.
3 —Devletin harice kargı şeref ve haysiyetim iade için iradei mili iyeye ve Heyeti Temsiliyeye istinat edecektir»
4 —Heyeti Temsil iyenin murahhası eıfaüle ve bütün samimî ve hürmetkar bir his ile arzediyorum ti, Heyeti Temsil iyenin hem hariç ve dahile kargı hakim manaamı vermeksizin kabineye müzahir halînde kalmasın) ister ve bu büyük kuv* vetin faidtsini takdir eder. Evvelemirde» telgrafların mütekabtlen ve serbest ke* gidesim ve îpkaen ve raticeddedetı layin olunacak vaîj ve kumandanların hemen hareket edebilmesini,, bilhassa kabul edilen yeni İntihabı Meb*usan Kanununun tevzi ve ilân edil ehilmesîııi pek faydalı görür.
5 — İradei miliiyeye mugayir harekâttan tevakki olunacağını taahhüt eder isem, teferruatının gekil ve zamanı kalır ki, pek kolay olacağına itimadım vardır. îstih-lisı vatana matuf gayenin husulüne, elbirliğile hemen çalışabilmek için, teferruat üzerinde ısrar olunmam asım, muaveneti devletlerini bekler (a m h a n y) pek rica eyler ve bütün rftfekayi kirama da aran hürmet eylerim.
Harbiye Nazarı Cemal
Bu telgrafa derakap, müspet ve samimî olan şu cevabımız/ verdik:
gifre Sivas, 7/10/1919
Harbiye Naıın Cemal Paj-û Hazretlerine
Cî Beyanatı Devletlerine madde madde sıra ile, berveçhiati arzı cevap olunur;
1—Kabinenin bizimle müştereken ve müttehiden, iradei milliyenin hakimiyeti esasın i kabul buyurmasına,, millet namına, arzı teşekkür eylerin. Kabinenin ve Heyeti Temsiliye ve bütün teşkilatı milliyemicin intıkatnculukla şaîbedar olması* bizce dahi, fevkalâde eayam tevakki ve tehagİdir. Bu noktada ve kabahatlilerin trkli kanunide tecziyeleri lüzumunda dahi1 kabine ile tamamen hemfikiriz,
2 — İkinci madde muhteviyatından dolayı da, hassaten teşekkür ederiz. Vu-kubulmuş olan maruzatta, bu noktanın tasrihine görülen lüzum şu idi:
Amal ve harekatı mili iyeye muhalefetlerinden dolay ı+ millet taraf mdptı it-r-rit edilen bazı vali ve kumandanlar, şekle riayet mülâhazasile, velev muvakkaten
154
oltiun, memuriyetlerine iade edildikten takdirde, nıahallerince kabullerine imkân görülemedi gınde n nüfuzu büküm ete karşı riayetsizlik vukubulabîlir endişesi idi.
3 — Üçüncü madde, bilhassa mucibi şükrandır. İnşallah müttehide» ve müt~ tef ikan, vatan ve milletimizin saadet ve selametini temin müyesser olur.
4 — Kemali samimiyet ve büyük teminatla arzederiz ki, kabine ibraz buyurduğu ciddiyet ve samimiyetine mukabil Heyeti Tem siliye; ne dahile ve ne harice kargı, hiçbir vakit hâkim vaziyeti almryacak, bilâkis müttehiden kabul buyrulan nikatı nazar dairesinde, hükümetin nüfuz ve kuvvetini tahkim ve takviyeyi, vatan ve milletin selâmeti için, vazife addedecektir. Bu hususta kat*lyyen şüphe ve tereddüt buyurulmamasım arz ve rica ederiz. Bilhassa zatı devletlerinin, nizamnamemizin sekizinci maddesi mucibince, doğrudan doğruya Hey eli Temsil i yem iz azası sıfarile, kabinede murahhas bulunmaları, tarafeynin icraat ve nıukarreratında temini mutabakati kâfil olacağı cihetle baisi memnuniyettir.
Artık kabine ile teşkilâtı mılliyemiz arasmda, her noktada mutabakat ve itilâfı enzar hâsıl olduğu tahakkuk eylediğine nazaran, bittabi, muhaberat hususunda vazalunan fakyidattn refedileceği tabiîdir. Ancak Heyeti Temsil i ye, bütün Anadolu ve Kümelideki teşkilât meraki aile muhafazai irtibat mecburiyetinde olduğundan, servis tarzında vukubül makta olan muhaberatı telgraf iyemizin kemakân devamına müsaade buyur olmasını hassaten istirham ederiz. Burada şunu da arzedelim ki, hükümet evamirîni tebliğe başladığı dakikada hiçbir tarafta bîr güna haile tesadüf etmemek ve bu suretle zerre kadar nüfuzu kesredzbnemek lâzimeden bulunmakla bu hususun temini için Heyeti Ternsiliye tarafından icap edenlere lüzumu gibi tebligatta bulunul abilmek maksadile kırk sekiz saat kadar zaman bırakılmasını rica ederiz. Heyeti Ternsiliye tarafından yapılacak tebligata esas olmak, millete emniyet bahşetmek özere neşrini rica eylediğimiz kabine beyanname--i "in mahrem oîarak kablennegir bir suretinin heyetimize lütuf buyurulmasını hassaten ia-irr!ı:tnı ederiz. Çünkü bu beyannamede, bîr kelime, mîlletçe sui tefehhümatın idamesini mucip olabileceğini ve Heyeti Tem sil iyeyi de millete karşı pek müşkül bir vaziyette bırakabileceğini kemali samimiyetle arzeylerîz.
Heyeti Ternsiliye tarafından zatı şahaneye takdim olunacak bir arİzâi gükra-niye ile millete yapılacak tebligat suretini kablelîrcp zatı devletlerce şimdi arz-ederejSiz ve bunların muhteviyatına dair kabinenin vukubulacak mütalealr, hürmetle nazarı dikkate alınacaktır.
Yeni İntihabı Mcb'usan Kanunu hakkındaki mütaleamızı badehu arzetmek üzere, kanunu mezkûrun ne noktai nazardan yapılınıg olduğunu lütfen ib*ar buyurmanızı rica ederiz.
5 — Esttsotta itilâfı lam hâsıl olduktan sora zfttı devletlerile rüfekayi ki ramınızın samimiyetlerine şüphe edilemiyeceğinden teferruat hakkında kendiliğinden mutabakatı efkârın huaulpczir olacağı tabiîdir. Âcizleri ve bütün rüfekayi mesaimin en büyük hürmet ve samimiyeti erimizle zatı devletinizin ve dahil bulunduğunuz kabinenin mazharı muvaffakiyet olmasına ve bu sayede islini ası vatana matuf gayenin bir an evel tecellî etmesine bütün mevcudiyetimizle çalışacağımıza emniyet buyurmanızı arz ve burada Hazır olan bilcümle rüfekamın selâm ve hürmetleriııî takdim ederim.
Mustafa Kemal
15S
Cemal Paşa, bu telgrafımıza o gece cevap verdi. Bunda «beyannamenin tesrii neşrine zaruret hâsıl olduğunu ve fakat nikatı 1 âz i meye dikkat olunduğunu bildiriyordu» (Ves. 135). Biz de ayni gecede, nezaket icabı olmak üzere, cevap verdik (Ves. 136).
Fakat, Efendiler, hükümet beyannamesini kablennegir bize göstermek istemediği anlaşılınca* biz de millete olan beyannamemizi, bilaistisna neşrettik ve padişaha olan telgrafı da ayni suretle çektik.
Efendiler, 7 Teşrinievel 1919 tarihli olan beyannamemiz; milleli, takip olunan yolda isabet ve muvaffakiyet olduğu ve mu-hafazai vahdette, bugüne kadar olduğu gibi, devam edilmesi hususunda, bilvesile tenvir ve irşada ve kuvvei maneviyeyi takviyeye medar olmak maksatlarını ihtiva etmekte idi (Ve$J37)m
Padişaha yazılan telgraf ta millet namma teşekkürü tazam-mun ediyordu (Ves. 1381 139).
Efendiler, istitrat kabilinden küçük bir malûmat arzedece-ğim. Heyetimiz, bütün memlekete, müşterek arzuyu milli icabını, tatbik ettirmeğe çalıştığı sırada, tahtı işgalde bulunan t z mir e de, doğrudan doğruya tebligatta bulunuyordu. Ali Rıza Paşa Ka-bînesile anlaşmakta olduğumuz 7 Teşrinievel 1919 tarihinde, İzin îre de şu telgrafı veriyorduk:
Müstaceldir Srvas, 7 Teşrinievel 1919
tmiir Vilayeti Al iyesine
Şimdiye kadar, vaki olan tebligat ve ig'tratımızm vâsi] olup îcab»tının yapılmakta olup olmadığının, vütl oluumift ise» erbabı manianın «üratı Van mercii dur.
Anadolu vc Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsil iyeai narama Mustafa Ktırud
İzmirin ve izmir valisinin ne hal ve şerait dahilinde bulunduğu, şüphesiz malûmumuz idL Tebligatımızı alıp al anma cağı meşkûk olmakla beraber, tatbik edemiyeceği tabiî idi. Fakat, biz, bütün memleket mukadderatile meşgul ve işgal tanımayan bir kuvvet merkezi olduğunu düşmanlarımıza da bildirmekte fayda görüyorduk.
156
Efendiler, içinde bulunduğumuz günlere ait, mesail ve va-kayie temas etmişken, burada küçük bir noktayı daha, izah etmeme müsaadenizi rica edeceğim.
8 Teşrinievel 1919 tarihli olup Kâzım Kara Bekir Paşadan gelen bir telgrafta, §öyle bir mütalea bastü beyan olunuyordu:
«Heyeti Temsil iyeden Zatı Samilerile, Rauf Beyefendinin ve bu kıbalde olan zevatı müessirei âl iyenin, meb"us olduktan sora da., bir veçhile hükümete karışmayarak daima Meclisi Millideki grupun bağında nafiz ve kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin kıymet ve hüviyeti ne olursa olsun, daima Meclisi Millî içinde nafiz ve murakıp bulunmağı, en mühim bir hadisei muvaffakiyet ve el-zemüttatbik bir karar addeylerim.»
«Bir emelin ve bir grupun en yüksek ve en muktedir tanınmış ricali* kendi dairesinden çıkıp ta hükümet işine karışınca, Meclisi Mili! daima zayıf kalmış ve müteaddit cereyanlar karşısında ya sürüklenmiş veyahut parçalanmıştır.»
«Vatan ve milletin felahı tammı şiddetle mevzuubahs olan bu devrede, işbu maruzatım etrafında, kat'î bir karar ile mücehhez bulunmamızı kemali hürmetle istirham eylerim.»
Efendiler, filhakika, Erzurumda bulunduğum zamanlarda, Kâz mı Kara Bekir Paşa, vicahen de bu mütaleaya mümasil ruü-talealar serdeylemişti. Benim de, dermeyan ettiğim mütaleat şu mealde idi: «Her şeyden evel, memlekette, milletin mevcudiyet ve iradesini tebarüz ettirmek ve bunu sarsılmaz bir tarzda, Meclisi Millide temsil etmek lâzımdır. Bu da* memlekette milÜ bir mefkure etrafmda, kuvvetli bir teşkilât yapmak ve bu teşkilâta müstenit, Mecliste bir grup, bulundurmakla mümkündür. En zi-nüfuz zevatm gayesi; bu olmalıdır. Halbuki, şimdiye kadar görüldüğüne nazaran, asıl olan bu cihete ehemmiyet verilmeksizin, az, çok kendinde liyakat görenler* hemen hükümete geçmek hevesine* hırsına kapılıyorlar. Bu gibi insanların teşkil ettiği hükümetlerin mesnetleri, mîllî teşkilâta merbut, Mecliste kavi bir grup olamayınca, yalnız saltanat ve hilâfet makamı kalıyor. Bu yüzden, millî meclisler, şeref ve kudreti mi 11 iyeyi temsil edemiyor, arzuyu millî tecelli edemiyor ve icabatı tatbik olunamryor. Binaenaleyh bizim için ilk ve en esaslı prensip; evvelâ* memlekette teşkilâtı milliyeyi vücuda getirmek, sora da, bu teşkilâttan kuvvet alan bir grupun bağında* meclîste çalışmak olmalıdır. Hükümet teşkiline veya teşekkül edecek herhangi bir hükümete dahil
Kâzım Kara I3e;kir rJ uçanın benim hükümet idlerine karışmam hakkındaki fikri
157
olmağa kalkışmakta fayda yoktur* Çünkü bu mahiyette bîr hükümet, vatana ve millete hiçbir esaslı hizmet ifa edemeden, derakap düşmeğe veyahut padigaha dayanarak meclise karşı ve dola-yısile millete karşı vaziyet almağa mecbur olacaktır ki, biricinsin-de, istikrarsızlık gibi büyük bir mahzur tevali edecek; ikincisinde de, hakimiyeti milliyenin, bittedriç madum hükmüne getirilmesine hizmet edilmiş olacaktır.» Nitekim, meşmulü ıttılamız olduğu ve filen de sübut bulduğu veçhile, biz evvelâ memlekette teşkilâtı milliye yaptık. Sora meclisi topladık. Evvelâ meclis hükümeti yaptık. Ondan sora da hükümet yaptık.
Bundan başka, münasebet düştükçe, kabineye girilmiyeceği ve yüksek makam ve memuriyetler kabul olunmryacağı hakkmda ve esasen büyük ve millî gayeden başka hiçbir maksat takip etmediğimize ve en büyük hissei faaliyetimizin, Kuvayi Milliyenin, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sora da, tevzinine hasrı mesai etmekten ibaret bulunduğuna dair millete karşı beyanat ve tebligatımız vukubuimuştu. Kâz mı Kara Bekir Paşa telgraf namesinde, Erzurumdaki mütaleatımı ve bu noktai nazardan olan tebliga* timizi tahattur ettirerek, beyanı takdîrat eyledikten sora, «fakat, bu güzel azim ve kararm şimdiye kadar, bizde görünmüş tecarip ve netayicine nazaran, daha şümullü olmasını da hassaten arz ve mütalea eylerim» diyorlardı (Ves. 140).
Efendiler, Kâzım Kara Bekir Paganın bu mütalea ve teklifi, telgraf namelerinin sonunda söyledikleri gibi vatan ve milletin halâsı mevzuubahs olduğu bir devirde ve benim izah ettiğim veçhile henüz, memlekette hiçbir teşkilât ve meclis yok iken ve meclis toplandığı zaman da mecliste böyle bir teşkilâta ve kudreti mîlliyeye güvenir mefkure sahibi bir grup ispatı mevcudiyet edememişken, herne suretle olursa olsun hükümet teşkiline veya teşekkül edecek hükümete dahil olmağa heves etmek elbette doğru olamazdı. Bu tarzı harekete, memleket ve millet menafi ine hizmet emelinden ziyade, şahsî hırs ve menfaat veya hiç olmazsa cehalet atfetmekte, itikadnnca asla isabetsizlik olmaz.
Ancak, Efendiler, Kara Bekir Paşanın dediği gibi kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin kıymet ve hüviyeti ne olursa olsun, mec* liste taazzuv etmiş siyasî bir grupun en müessir azayı âliyesinin, daima meclis içinde nafiz ve murakıp kalması, en mühim bir ha-disei muvaffakiyet ve elzemüttatbik bir karar addolunamaz.
Cidden hakimiyeti milliye esası üzerinde tedvir olunan medenî devletlerde, kabul edilmiş ve filen cari bulunan esas; mil-
158
lctın amali umum iyesin i azamî temsil eden ve bu amalin taallûk ettiği menafi ve icaba 1i, en yüksek kudretle ve salâhiyetle yapabilecek zümre i siyasiye n in, umuru devletin idaresini der uhde etmesi ve bunu en yüksek liderinin duşi mesuliyetine tevdi etmesi, prensipinden ibarettir.
Zaten bu şeraiti ihraz e dem iyen bir hükümet ifayı vazife edemez. Hükümetin, kuvvetli grup azası meyanmdan ve fakat birinci derecede olmayanlarından zayıf bir hükümet yapmak ve onu fırkanın birinci liderlerinin talimat ve nasayihile yürütmeğe kalkışmak fikri, bittabi doğru değildir. Bunun feci netayici bil* hassa Osmanlı Devletinin son günlerinde görülmüştür*
İttihat ve Terakki rü esasın m elinde haz içe olan sadrazamlardan ve onların hükümetlerinden, millete gelen zararlar say ila mı-yarak kadar çok değil midir?
Mecliste, hâkim olan ftrkanm, hükümet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terketmesi ise asla mevzuu balı s olamaz.
Kaideten ve usulen mi Netin ekseriyetini temsil eden ve gayei mahsusası bariz olan fırka, hükümeti teşkil meşguliyetini üzerine alır ve kendi gaye ve prensiplerini memlekette tatbik eder.
Zaten cümlenin malûmu olan ve o yolda hareket edilmekte bulunan bir hakikati, burada tavzihten maksadım; vatanperverlik, ulüvvü ahlâk, insanı kamillik ve buna mümasil birtakım evsafı güzide icabı gibi gösterilmek istenilen safsatalara karşı, milletin ve nesli atinin nazarı dikkat ve intibahını c el be tm ektir. Bu mü-t al çatıma vesile teşkil etmiş olan Kâzım Kara Bekir Paşanın da bu noktada, umumiyetle benimle hemfikir ve hemmütalea bulunduğuna asla şüphem yoktur. Çünkü Kâzım Kara Bekir Paşanın maksudu, elbette, yalnız benim veya Heyeti Temsil iyede bulunan bazı arkadaşların hükümet yapmamasını veyahut hükümete girmemesini istihdaf etmek değildi. Kâz mı Kara Bekir Paşa, bu meseleye ait telgraf namesinde, Rauf Beyin ve benim ismimi zikrederken (dıu ki halde olan zevatı müessire i aliye» demiş olduğuna ve kendisini ayni kıbalde gördüğü tabiî bulunduğuna göre. Şüphesiz, kendileri de prensiplerinden hariç kalmamak bedihî idi. Halbuki Kâz mı Kara Bekir Paşa, hatıramda yanılmayorsam, meb'us olarak, Mecliste çalıştığı sırada, bir vaziyetin icabı olarak, veni bir heyeti hükümet teşkili mevzuuna bs oldu. Ben, bu hususta müdavelei efkâr eylemek üzere, Fethi Bey, Fevzi Paşa, Fuat
Kâua Kara Btkir Paşanın gahaan hükümet îş~ lerîne kanş-m&üt hakkındaki fi Itri
159
Paga, Kâzım Paşa, Alı Bey, Celâl Bey, İhsan Bey ve Heyeti Vekile arkadaşları ve sair on, on beş arkadaşı ve bu mey anda Kâzım Kara Bekir Paşayı Çankaya d a nezdime davet etmigtilfi» Kâzım Kara Bekir Paşa, nezdime gelmeden evel, o tarihte Fırka Kâtibi Umumisi bulunan Recep Beyin, Mecliste yanma giderek, kendisini davet ettiğimi ve ağlebi ihtimal hükümet riyasetini teklif edeceğimi söyledikten sora, şimdiden, kendisinin vaziyet hakkında tenevvürüne yardım edecek malûmat varsa bildi rmesini söylemiştir.
Kâzım Paşanın, Çan kaya da, içtima ve müzakere esnasındaki vaz^r da hazinin tarafından manidar görülmekten hâli kalmadı. Kâzım Kara Bekir Paşa, esnayı müzakerede #bu suretle de millete hizmetten çekinmediğinim jıerk haklı ve münasip olarak dermeyan etmişti. Cereyanı müzakere hir noktaya saplandı: Hükümet reisi Fethi Bey mî, Kara Bekir Paşa mı olsun? Bu nokta üzerinde mü-daveleî efkâr edilirken, Kâzmı Kara Bekir Paşa, hana 8 Tegrini-evel 1919 tarihinde tavsiye ettiği veçhile «kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin krymel ve hüviyeti ne olursa olsun, daima Meclisi Millî içinde, nafiz ve murakıp kalmağı elzemüttatbik bir karar addettiğinim beyan etmedi. Bilâkis vaziyeti, hükümet teşkiline salâhiyettar kılınmasını arzu eder mahiyette görülüyordu. Halbuki, henüz vatan ve milletin felahı tammmm mevzuubahı olduğa devrin müthiş ve karanlık hir safhasını daha yaşıyorduk.
Müzakereyi intaç etmedim, verdiğim hir teneffüs esnasında Fevzi Paşa Hazretlerini bahçeye götürdüm. Kendisinin, Fethi Bey ve Kâzım Kara Bekir Paşalardan birini hükümet reisliğine intihapta, hakem olmasını rica ettim. Fakat, ikisini ayni zamanda çağırıp «meselenin, şahsî ve basit bîr mesele olmadığım ve meşguliyetin vatanî ve büyük olduğunu izahtan sora, açıktan açığa, kendilerine hangisinin d aba iyi yapabileceklerini vicdani azma müracaat ederek bizzat söylemeleri talebinde bulunacaktım
Tekrar, toplandık. Hükümeti, ya Fethi Bey veyahut Kara Bekir Paşa teşkil edecektir. Netice i müzaker attan bunu anlryo-rum. Meselenin hallinde, Fevzi Faşa Hazretlerini hakem yapalım; dedim. Kabul olundu. M üşür Paşa, Fethi Bey ve Kara Bekir Paşayı aldı. Bahçeye çıktılar, izah ettiğim gibi hareket olunmuş. Fethi Bey, ben, daha iyi yaparım demiş. Müşür Paşa da bu kanaatte bulunmuş ve Fethi Bey intihap edilmiştir. Bu suretle Kara Bekir Paşanın hükümet teşkiline memur edilmesine delâlet fırsatı zail olmuş bulundu,
160
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesile bağladığımız temas noktasına gelelim:
Arzetmigtim ki, hükümet, bize, beyannamesini neşrinden evel vermediği için, biz de, millete olan beyannamemizi, hükümetin mütaleasım almağa lüzum görmeden neşretmiştik.
Bunun üzerine, hükümet, Cemal Paşa vasıtasile daha dört maddenin vesaiti muhtelife ile tamimini lüzumlu görmekte olduğunu, 9 Tegrinievelde bildirdi Bu maddeler, şunlardı:
1) ittihatçılıkla münasebet bulunmadığı,
2) Devleti Osmaniyenin Harbi Umumiye karışması doğru olmadığı ve müsebbipleri aleyhinde tayini esami sur etile bazı neşriyat icrası ve haklarmda takibat ve mücazatı kanuniyenin tertibi,
S) Harp esnasmda yapılan her nevi cinayat faillerinin cezayı kanuniden kurtulmryacakları,
4) întihabatm serbest cereyan edeceği.
Cemal Paşa, bu maddeleri saydıktan sora, bunların tavzih ve tamimi, dahîlen ve haricen birtakım suitelâkkiyatın önüne geçeceğinden bahisle, memleketin menafi i âliyesi icabı olarak sureti mahsusa da hüsnü telâkkisini rica ediyordu (Ves. 141).
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesinin, nekadar zayıf ve nahif düşündüğünü ve hakikati görmekteki kasrı basarmı anlamak için, bu maddeler adeta bir miyardır. Devletin, içine düştüğü girivei izmihlalin umku dehşetini görmekten âciz olan zavallılar, bittabi ciddî ve hakikî çareyi görmemek için gözlerini yumarlar. Çünkü, o ciddî ve hakiki çare, kendilerini, daha çok tethiş eder*
Akıl ve feraseti erin deki mahdudiyet, tabı ve ahlâklar mdaki zâf ve tereddüt icabı böyledir.
Çoktan, bende olduğuna şüphe kalmamış olması lâzımgelen, padişah ve halifenin, bendeliğile ihraz olunabilecek makamı iktidarın, iktidarsızlığa numune olması tabiî değil midi?
Ferit Paşayı istihlâf eden, Ali Hıza Faşa ve evel ki kabineden müdevver ve yeni rüfekayı mesaisi, Ferit Paşanın bıraktığı noktadan başlayarak, onun intaca muvaffak olamadığı amali ağyarı takip ve intaca çalışmaktan başka, zaten ne yapabilecekti?
Bu) bizce, vazrhan malûm idi. Fakat, tahmin ve takdir buyu-rulacak birçok esbap ve mülâhazata binaen, hazım ve sahur davranmaktan bagka carei muvaffakryet yok idi.
11
161
Efendiler, itilaf eylemiş görünmeği muvafık mütalea ettiğimiz bu yeni kabine ile, bizim d okta i nazarlarımızda mevcut ihtilâf m inkişaf eden mebadisini görmek için, bu dört maddeye ait mütaleamcBi ihtiva eden cevabımızı, Büyük Millet Meclisi zabıtnamelerinin ilk günlerine ait sahifelerinde lütfen bir defa daha gözden geçirirsiniz (Ves, 142).
Efendiler, bugünlerde İstanbuldaki matbuat mensubini, bir cemiyet teşkil etmişler ve Tasviriefkâr, Vakit, Akşam, Türk Dünyası ve istiklal gazeteleri nam m a, 9 Teşrinievel de, bazı sualler soruyorlar ve neşriyata esas olacak noktai nazarlar, talep ediyorlardı. Bunlara, icap eden hususat ve malûmat bildirildi (Ves. 143).
Bu matbuat heyetinin reisi olan Velit Beyin de kendi gazetesi namma şayanı dikkat sualleri ihtiva eden bir telgrafı vardı. Ona da yaverim vaeıtaaiie cevap verdirdim (Ves. 144). Bunları vesaik mey anın da mütalea buyuracaksınız,
Efendiler, yeni Heyeti Vükelâya dahil ve Heyeti Temailiye-miz murahhası sıfatım haiz bulunan Cemal Paşa ile vukubulan ve bulmakta olan muhaberatımız, heyeti a) iyen ize, Dahiliye Nezareti makamını işgal etmiş bulunan* Damat Mehmet Şerif Paşadan bahsetmeği geciktirdi.
Biz, yeni kabine ile itilâf zemini ararken, Şerif Pagn, çoktan milleti tesmime başlamış bulunuyordu.
Nezarete geçtiğini ilk tebliğ eden 2 Teşrinievel tarihli tamimi muhteviyatı, tahattur buyurulursa, orada, şu cümlelere tesadüf edilir:
«Efradı milletin bir vifak ve ittihadı tam halinde olması» devletin menafi i hakikiyesi icabatmdan bulunduğu halde, bir müddettir, dahili memlekette, asan nifak ve gikak runüma obuası, müşkülâtın bir kat daha tezayüdünü müstelzim olmak itibarile, pek ziyade şayanı teessüftür.»
«.».Muvaffakryet... hükümetin telkinatma mutavaatle, me) nafii memlekete muzır harekâttan mücanebet edilmekle hâsıl olacağından hemen merkez ve mülhakata bu dairede icrayr vesaya ediniz» (Ves. 145).
Efendiler; Damat Ferit Paşadan, daha akıllı olduğu rivayet edilen Damat Şerif Paşa, pek acemice işe başlamış oluyor, O tarihlerde îstanbulda, bizi dağî, bağı «sempl solda * Shnple soldat» telâkki eden bazı romancılar gibi, Damat Paşa da bizi kendi aklı ebleh fi ribanes ince gafil ve gayrimüdekkik farzediyordu galiba.,!
162
Halbuki, biz, derakap, Nazır Paşanın maksadı denaetini anlam^ ve daha müteyakkız bir vaziyet almış bulunuyorduk. Şerif Paşa, bizim ef'al ve harekâtımızı ve Ferit Paşa Kabinesini ıskat zımnında milletçe tatbik olunan icraatr, memlekette asarı nifak ve şikak olarak tavsif vc pek ziyade teessüf ediyor.
Hükümetin telkin atma mutavaat ve muzır Eni rekâttan müca-nebet telkinini hemen butun memlekete neşir için istical ediyor.
Bir de. Efendiler, hükümetin, Dahiliye Nazın Mehmet Şerif imzasile intişar eden beyannamesinin birkaç n ok tasma hep beraber göz gezdirelim (Ves. 146):
«Heyeti Vükelâyı hazıra mütecaniştira Çok doğrudur. Bu cihet kemali 1 e tavazzuh edecektir.
«Hntutu esasiyede müttehidülefkârdır. Hiçbir fırkaya mensup değildir. Muhtelif siyasî grupların hiçbirine dahi temayül etmiyor. Hepsinden muaveneti maneviyeye intizarda bulunuyor.m
Bu cümlelerden çıkan mana sarihtir. Hükümet, teşkilâtı milliye ve onu idare eden Heyeti Ternsiliye ile beraber değildir. Hatta, temayülü dahi yoktur. İtilâf ve Hürriyet Fırkasından, Mu-hipler Cemiyetinden. Kızıl Hançere] ler d en, Nigehbancılardan, ilâahiri mevcut olan cemiyetlerden nekadar muavenete intizar ediyorsa bizden de ancak o kadar,. „ Cemal Paça vasrtasile bizi i£gnl ve iğfale matuf telgraflar muhteviyatı hep yalandır.
Sora Efendiler, şu cümleyi okuyalım: «Mukadderatı memleketin, vükelâyı millet vesa tatile tayini eh as s r a mal imizdir, m
Bundan çıkan mana da, şudur: Srva&ta birkaç kişi toplanmış, millet namma idarei kelam ediyor, mukadderatı milletle alâkadar oluyor. Heyeti Ternsiliye diye bir de unvan takınarak millet ve memleketin — vazifeleri olmadığı halde — işlerine kangıyorlar. Bunlar m sözünü dinlemeyiniz. Çünkü bunlar vükelâyı millet değildir!
Hükümet, bu beyannamede, şu suretle sulh hakkındaki nokta i nazarım da izah ediyor: «Vilson prensiplerinden bihakkın istifade olunarak, Devleti Osman iyenin müttehit ve padişah mm etrafında müçtemi bir devleti müstakille olarak temini bekası için hiçbir teşebbüsten geri durulmayacaktır.y)
Yeni kabine, bu noktai nazarlarında, muvaffak olacaklarına dair şu kuvvei teyid iyeyi gösteriyor: «Zaten düveli muazzam a -nuı hissiyatı nısfetk ara neleri ve hakikaten gittikçe tavazzuh etmekte olan Avrupa ve Amerika efkârı ammesinin itidalperverliği de bu bapta emniyetbahş olmaktadır,»
163
Efendiler, bütün bn fikirler, Ferit Paşa Kabinesinin padişah lisanile neşrettiği beyanname muhteviyatının harfi harfine ayni değil midir?
Bu tarz beyannameler, neşrinden maksat, milleti iğfal ve meskenete irca değil midir?
Hangi uısfetten hah solunuyor? Hangi itidalperverlikten dem vuruluyor? Bunlarm asılları var mıydı? Memleketin, merkezînden itibaren heryerdeki tezahüratı ecnebiye, hakikatte bunun aksini ispat edecek delâili filiye ve bahire değil midi?
Hakikatte Vilson; prensiplerile beraber, sahneden çekilmiş ve aksamı m cm al iki Osmaııiyenin Sur iyede, Filistin de, Irakta» İzmir de, Adan ada ve hery erde işgaline seyirci bulunmuyor muydu?
Bu kadar} kat*î asarı izmihlal muvacehesinde, aklı, feraseti, vicdanı olan adamların, kendilerini aldatmalarına ihtimal verilir mi? Bu gibi adamlar, filhakika, kendilerini aldatacak kadar ebleh olurlarsa onlar m mukadderatı memleketi idare etmelerine, aklı eren, hakikati fecaati görenler tahammül edebilir mi? Eğer bu adamlar, hakikati biliyorlar ve kendilerini aldatmıyorlarsa, milleti iğfal ederek koyun sürüsü halinde düşmanın pençesine tevdi etmeğe canla, başla çalışmalarına ne mana verilebilir?
Bu cihetlerin muta le a sil e verilecek hükmü efkârı umumiyeye bırakırım.
Yegâne fca- Efendiler, hükümetin beyannamesinin, manasızlığına ve ih*
baharimi* tiva ettiği efkârnı sakam etine rağmen, biz Heyeti Temsiliye namma ayni tarihte, 7 Teşrinievel günü, yeni kabineye muzaherete karar veriyoruz. Hükümeti cedide ile amali milliye arasmda itilâfı tara husul bulduğunu millete tepşir ediyoruz ve her tarafta umuru hükümete asla müdahale edilmemesini temin ve hükümet kuvvet ve icraatmı tahkim edecek tedabir alıyoruz. Dahil ve hariçte, vahdeti tamme olduğunu filen ispat edecek vaziyet alıyoruz. Hulâsa; memleketin temini selâmetini saffet ve samimiyetle düşünenlerin, aklen ve vicdanen yapmağa mecbur oldukları — varidi hatır olan — her şeyi yapmağa çalışıyoruz. Bir an evel meb'uslarm intihabını temin için teşvikatla ve tavsiyelerde bulunuyoruz, Yalnız bir şey yapmıyoruz. Teşkilâtı milliyeyi lâğvetmiyoruz ve Heyeti Temsiliyeyi fesheylemiyoruz. Yegâne kabahatimiz budur.
164
Damat Ferit Paşadan sora, diğer bir damat paşanın etrafın-
r a kınayacağımızı ihsas ediyoruz.
Murahhasımız Cemal Paşa, bizim, kabine hakkında, hüsnü zan ve itimadmuzr tahsil için her çareye baş vurmaktan geri dur-
eile. Harbiye Nazın Cemal Paşadan 7/8 Teşrinievel 1919 tarihli şöyle bir telgraf id m iştik:
Yeni kabinede* ekaertfoda mevcut olan* kadını ve samimî rüfekamt ziyaret ederek iıtızahı ahval ve teatii efkar etmiş îdim. Muttali olduğum bazı ahval üzerine, menafii hayatiyei m ili r t ve memleket endigesi ve beynimizde müesses elan hv.lIhîl ınulmdcntl vc uhuvveti askeriye ümniy esile, ınülalenlı BÜyeyi terde ınlina-ruat ediyorum:
Birkaç aydanberi, memleketin duçar «Idugu tehlike i jfttilâ ve izin ihlâlin ünün? ge(itebilmek emrinde, g i indiye kadar kuva ve harekâtı milliyenin tesiratı nafıası, cümlece tasdik edilmekledir.
Yalnız, bu bihanetin netayteinî ıktitaf etmek, bundan sora linki mam; vç kanuni bîr idarenin telisine vabeate olduğu da, erbahc nazarca müsellemdir. Artık hükümet ve millet, İkilikten ayrılarak bir vahdeti kâmile şekli iran etmesine, fikri âçiıanemre, ihtiyacı acîl vc mübrem vardır. Kabineyi teşkil eden zevatın hulûsu niyet ve itidali fikrinden, cümlenin emin olduğuna muleuıidim. Hiçbir kabinenin devamı memuriyetme imkân bırakmayacak bir vaz*j hali dahilinin, siyaseti hariciye üzerine oluhilecek tesiretı nıeg'umesi, muhtarı izah değildir, llir an evel meb^samn intihabı ve Meclisin cem'i için, hükümeti «eniyeee tedabir i seri a ittihaz olunmaktadır, nluhafazai vatan emrindeki azim ve niyeti eivunnıerdonelerinin, erkânı hükümetçe sureti telâkkisi, bugünkü heynnnameden islimbat olunacağından hulûsu niyetle il-tihadı efkâr husul bulacağına emniyetim berkemaldir.
Ancak, hu sabah etezdj ecizaneme gelen vâkıf} ahval ve şayanı emniyet bir zat, Kütahya ve Bilecik cihetlerinde, mugayiri martı ban ahvalin zuhurundan bahse ylcmiglir* Biti, Fetret ve ihtilâfa sevketmek için lıariç. ve dahilden, birçok lcf-vikat ve tahrikat vukubulara£s tahmin ve tealim edileceği tabiîdir. Diğer tarafa tan. dün vükelâdan bir zatin irae ettiği Kastamonu vali vekilinden mevrut bir telgraf name ile de, bazı memurinin tayin ve tecziyesi gibi lıiktisatta hükümeti nıer-heziyeye adeta emredilmek isteniliyor idi. Bu misilLû halatınT devleti bu derekeye gelirmiş olan ve nezd ininde dahi rüthei merdudiyeti beyanname ve tahlif namelerde tuaalıne&ar görülen, idare i uukimeyı aynen taklit demek olacakından hu misillü
Harbi yeden. 7/Û Teşrinievel 1919
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
165
adamlara vesilci hareket ve faal i yel verilmeme tini, müsellem olan kivatrt ve fala-netinizden ümit ederim. Hulâsa, arlık memlekette vahdetin teminini ve kavanini Esasiye dairesinde hükümetle rabıta tesisini kemali hulûs üe tavsiye ve ricaya mü-•araat ederim. {Ahmet lz*et)
Harbiye Nazın Cemal
Bu telgrafa, mümkün olduğu kadar hiçbir fikir ve hissi mahsus izhar etmemeğe çalışarak mülayim ve hatta itminanbahg bir cevap vermek, muvafık mütalea edildi. Cevap budur:
Şifre Sıvan, 7/B Teşrinievel 1919
Harbiye Naatn Cemal Pasa Hasretlerine
C — 7/8, 10, 1919
«Ahmet İzzet Pa*a Hasretlerine»
Mütaleai samı teri. layık olduğu ehemmiyetle naz ân dikkate alındı, Harekâtı milliye itin tesiratı hakkındaki hüsnü telâkkiye tefekkür olunur, Rugune kadar olduğu gibi, bundan sora ıLılıî, lıidemnlı vakıa i mili iyenin hakimane bir tarzda idame edileceğine ve kanunî bir idarenin lamamti teessüsüne bütün mevcudiyetimizle çalışılacağına itimat btıyurulmubinı rico ve çünkü gayei mesaimizin bir devreî kanuniye kûçadına matuf bulunduğunu arzederîm. Elhamdülillah hükümet ile millet, noktai nazarlarında itilâfı tam IiûkiI eylemi* olduklarından fi muhat devam edeceğinden emin bulunduğumu^ samimiyeti mütekabile ve vahdeti kâmile erklini memulu millet ve memleketi kâfil olarak «liretle iroe edecektir.
Harekât ve eiyatfcü wıkiınc nj cümlenin malûmu olan Ferit Pafta Kabin etim-, milletin mutavaat ve amalü eTaline müşareket etmemesi, siyaseti hariciyemi* üzerinde hiçbir tetiri mcj'iim bırakmayıp bılâk» Ferit Paşa Kabinesinin sebebiyet verdimi hjlıiimlr te^irjtı menhus¦) i lırrtaraf etmi; vt- sayanı ijukrü i::,ı|..-ı,. -.1 1 olun bugünkü müsait vaziyeti siyaıiyrmiti temin eylemiştir.
Mitlerin itimadına maıhar bugünkü kabine ile müttehit bulunmak, variyeti dahiliyemizi, aiya-ieii hariciye üzerinde en nafi ve müessir bir amil k iftiracına çüphe yoktur. Hadisatı fevkalâdede ban yrrlerde arzu hilâfında bazı vakayiîn zuhuru gayrikabili içtinap ahvali zaruriye ve tahliyedendir. Bilhassa Kütahya ve Bilecik ve Eskişehir gibi mevakiiıı ve bu mrvukidckj masum ve mağdur halkın tahtında bulunduğu tazyik ve tahkir, lütfen ve nazarı insaf île bir an düşünülürce bilisi gîkayet görülen ahvalin nc derece muhik olduğu edna mülâhaza: ile sabit olur. Buralardaki vaziyeti elime ve müesaifeııin de, bu is ve müsebbibi sabık bükü metin tavrı miskimi rr esi olduğu düşünülünce hedefi lariz ve. tahtı enin harekâtı mîll iyeye te.veihi haksızlık olur itikadındayım. Kastamonu vali vekilinin mamuru devletleri huyundan telgraf namesinden vekili mumaileyhi de mazur görmenizi rica edeceğim, Çünkü bu tarzı müracaat yalnız Kattamcmudan değil, daha bazı yerlerden de vaki olmuf ve yeni kabinenin mütereddit gibi görünen tavrı iptidaisi bir iki gün daha devam et* şeydi, bu nevi müracaatler memleketin her kösesinden yağacaktı. Fim aha t* bu gibi
166
hnlita k&t'iyyrn meydin verilmemesi için icap eden «er türlü tedabir ah nacak vc tesir at icra edilecektir ve tavsiye i fahimencleri veçhile, vahdcii tanını rn in temini ve kavanini esamiye du ireninde hükümetle ruhrtai samrmiy«nin te*ûİ için kemali hulûs ile sarfı mesai edilecektir. Hürmet ve tmim ile ellerinizden öperim Efendim.
Mustafa Kemal
£idi kenedi*
Efendiler, Ahmet tzzet Paşan m yazdığı nasihatname ve ver- Ali Rıı* P*-d iğimiz cevabm mütaleası bir hatıramı ihya etli» Nazarı millette s* dm huriye tarihte mazbut kalması için onu da söylemiş ol ay ma: ^* ^l*^*
Ali Rıza Paşa, bir güm Ahmet tzzet Paşayı ziyaret eder; esnayi sohbette aleyhimde birtakım tefevvühatta bulunur ve bu tefevvühata mühim bir keşfini de ilâve eder: «Cumhuriyet yapacaklar, cumhuriyet!» diye bağırır. Doğrusunu isterseniz Efendi* ler, Makedonyada Osmanlı imparatorluğunun Garp Orduları Başkumandanı Ali Rıza Paşanm aslanlardan mürekkep, koskoca Türk ordularını, mahvü perişan ettirdikten ve kıymetli Makedonya topraklarını, düşmanlara terk ve teberru ettikten sora; devletin en müşkül anında, Vahdetimin hadimi amali olmak için, icap eden evsafı iktisap eylemiş olduğuna ve bu meşhur ordular baş* kum and an mm, bu defa kendine en mahir muavin olarak, eski erkânıharhiye reisini, Harbiye Nezaretine getirmeği düşüneceğine, tabiî naznrile ha kılabil irdi. Fakat teşebbüs atı m il Üyenin, cumhuriyeti istihdaf ettiğini, bu kadar sürat ve suhuletle ihtisas ve idrak eyl iveceğin e takdirhan olmamak mümkün değildir.
Efendiler, bana bu malûmatı veren, hikâyeyi bizzat tzzet Paşan m ağımdan işiten, çok muhterem ve içimizde hazır bir arkadaştır.
Efendiler, Cemal Paşa 9 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifre Salih Pa$a ile, Heyeti Temsiliye ile yakından temas etmek üzere, Bahrîye Heyeti Tem-Naıırı Salih Paganın, hareketinin tensip edilmekte olduğunu bil- *tUy* 11 * dirdL Fakat, Salih Paşa, biraz rahatsız olduğu için mahalli mü- ı^r*1* lâka t m mümkün mertebe yakm olması ve İstanbul d an bahren hareketinin münasip teemmül edildiği tasrih edildikten sora Heyeti Temsiliyeden kimlerle ve nerede mülakatları tasavvur olunduğunu sordu.
10 Teşrinievelde verdiğimiz cevapta, mahalli mülakat olarak Amasyayı tespit ettik. Görüşmek üzere, Heyeti Temsiliyeden benimle beraber Rauf ve Bekir Sami Beyler gidecekti. Bunu da bildirdik, Salih Paşanın İstan bul dan hangi gün hareket ede-
167
ceğinin ve Amasyaya hangi gün vâsıl olabileceğinin vaktü 2a-manile iş'armı rica etlik.
Efendiler, memleketin her tarafında, teşkilâtı milliyenin tevsi ve t ar sin i faaliyetine devam ediyorduk. Ayni zamanda meb'u-san intihabını temin ve tesria çalışıyor ve bu husustaki noktai nazarlarınım da icap edenlere iblâğ ediyor ve bazı zevatı tavsiye dahi ediyorduk. Ancak Cemiyet namına, namzet vazetmemeği prensip kabul etmekle beraber, meh'us olmak teşebbüsünde bulunanların, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti esaslarını ve mukarreratını hüsnü kabul etmiş zevattan olmasını, pek ziyade arzu ediyor ve bu gibi zevatın, kendiliklerinden Cemiyet namma namzetliklerini vazetmeleri lüzumunu da ilan ediyorduk.
11 Tegrinievel 1919 tarihinde, bu arzettîğim hususa ta dair yeniden bazı emirler verdik (Ves. 147, 14$j 149).
Amali mİlliyeye hadim memurlar, birer suretle, nakil ve tahvil olunmak, amali miIHyeye muhalefetlerinden dolayı, millet tarafından kovulan memurların sıfatı memuriyetlerini muhafazada devam olunmak yüzünden bazı yerlerden, yeni kabine ile manayı itilâfrnıız ani aşılamadığı tarzmda tarizler gelmeğe başladı. Bu hususu, 11 Teşrinlevelde, Cemal Paşaya yazarak, kabinenin nazarı dikkatini celbetmek istedik.
Askerî Ni* Bir de, Efendiler, malûmunuzdur ki İstanbulda Askerî JVt-
sfRhhau Cctıu- gehbaa Cemiyeti diye bir heyeti fesadiye türemişti. Bu heyetin ¦rçtl o zamanki malûmata nazaran resikârrnda bulunanlar, Kiraz Ham-
di Paşa, hırsızlıktan dolayı matrut, Erkânıharp Miralayı Refik Bey, Sabık Halaskar Grupundan Binbaşı Kemal Bey, Bandırma Sabık Sevkiyat Reisi Topçu Binbaşılarından Hakkı Efendi ve henüz bu cemiyetle kat'ı rabıta edip etmediği malûm olmayan matrut Erkânıharp Binbaşılarından Nevres Bey gibi seyyiatlan yüzünden ordudan tardolunmuş veya tekaüde sevkedilmiş kesan ile, ahlâksızlıklarile tanınmış mahdudülmiktar eşhastan ibaret bulunmakta idi.
tşte, bu cemiyet, İkdam gazetesinin 23 Eylül 1919 tarih ve 8123 numaralı nüshasında bir muhtıra neşretmişti. Bu cemiyet, bu muhtırasile, kendilerine vatan ve milletin nigehbanı süsünü vermek istiyordu, Cevat Paşanm Harbiye Nezareti zamanmda, bu cemiyet hakkında, takibata başlanılmıştı. Tebeddülattan dolayı arkası kesildi.
168
Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu. Heyeti Temsiliyeye müracaatler başlamıştı.
12 Teşrinievel 1919 tarihinde, Harbiye Nazın Cemal Paşadan, kendi muvaffakiyeti noktai nazarından, bu membaı fesadın kökünden sökülüp atılma emi ve mensuplar mm şediden tecziyelerini ve icraatın orduya tamimini rica ettim (Ves. 150).
Cemal Paşadan 14 Teşrinievelde aldığım «bu, kat'î, mukarrerdir» (Ves, 151) kısa ve kat'î telgrafını 15 Teşrinievelde bütün orduya sureti lıususiyede iblâğ ettim (Ves. 152),
Fakat, Cemal Paşanm bu kat'î karamam hiçbir vakit tatbik olunduğunu hatırlayamıyorum.
Efendiler, tahattur buyurursunuz, İngilizler, Merzifon ve müteakiben Samsunu, tahliye eylemişlerdi. Bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesinin sukutu üzerine. Srvas ahalisi fener alayı yaptı, tezahüratta bulundu* Birtakım nutuklar verildi Bu sırada halk ta «kahrolsun işgal» diye bağırdılar, Srvasta münteşir tradei Milliye gazetesi, bu hadiseyi olduğu gibi yazdı. Dahiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin istihbaratına atfen, Srvas vilâyetine yaptığı bir tebliğde «kahrolsun işgal» tarzındaki yazılar, hükümetin hali hazır siyasetine gayrimuvafıktır; diyordu.
Bu ne demektir, Efendiler? Hükümet, işgali, şayanı takbih bulmayan bir siyaset mi takip ediyordu? Yoksa, kahrolsun işgal dedikçe, memleketi daha ziyade işgale mi sebebiyet verilecekti? işgal ve tecavüz karşısında, milletin muhafaza! sükût ve sükûnet etmesi, işgalden mütehassis olmuş görünmemesi mi muvafıkı akıl ve siyaset idi?
Böyle sakim ve hayvanca bir düşünce, izmihlal ve inkıraz uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete esas olabilir midi?
İşte, hu münasebetle, 13 Teşrinievel 1919 da, Harbiye Nazırı Cemal Paşaya, yazdığım bir telgrafta; «vatanm kısmen tahliyesini idrak eyliyen milletin, bu tarzda, hatta daha bariz bir surette* izharı hissiyat etmesini pek muvafık ve makul gördüğümüzü» ve «milletin hissiyatı hakikiyesine müsteniden hükümetin bu haksız işgalleri, lisanı resmii siyasî ile ret ve mütareke ahkâmma mugayir, bugüne kadar vukubulmuş müdahalâtr, protesto ve tamirlerini talep eyliyeceğine intizar eylemekteyiz» dedikten sora, «bu vesile ile hükümetin takip ettiği siyasette, Heyeti Temsiliyece,
169
henüz malûm olmamış cihetler varsa tenvirini» rica ettim (Ves. 153),
Murahhasımız ve Harbiye Nazırı Cemal Paşanın cevabı, çok enteresandır (Ves. 154). 18 Teşrinievel 1919 tarihli olan hu cevapta; şu cümlelerin ihtiva eyledikleri maaniT şayanı dikkattir* «Amali milliye dairesinde tedviri umur meşguliyetini tahammül eden hükümeti merkeziye, harekât ve icraatında icabatr siyasiyeyi kollamak, ecanibe karşı daha milvmannüvazanc ve mülayim a ne hareket eylemek iz firarında» dır,
SüDgülfcFint Efendiler, Kıza Paşa Kabinesi ve o kabinede, Harbiye Nazm
cnıikti* kal- olan zat; aziz vatanımızı işgal eden, süngülerini milletin kalpgâ* bm«up!yu hına saplayan e canibi, misafir kabul ediyor ve onlara mihrnanuü-vazane ve mülâyimane harekette ıztırar görüyor! Bu ne mütalea-yu bir Har- dır, bu ne kafadır? Amali milliye bu mu idi? biye Ntıurt Harbiye Nazın, «husus il e teşebbüs atı milliye suitefsiratına
— dair — faaliyetlerin henüz kuvvetten düşmediği şu zamanlarda işaret eylediğim ihtiyatkârlıkların nabemahal olmadığı tasdik buy uru t ur» itikadında olduğunu söyliyerek, teşebbüsatı mil Üyenin İrası zarar eylemiş olduğunu ima ediyor ve bu yüzden hâsıl olan fenalığı tamir için tedbirlerinin nabemahal olmadığını bize de tasdik ettirmek meharetini göstermeğe çalışıyor.
Harbiye Nuzırı, telgrafnameaini şu cümle ile ikmal ediyor: «ispatı asarı rüşt eylemiş olan milleti necibenin haizi itimadı bulunun hükümeti hazıra, icraatı vakıasından azadeser kaldıkça, harice karşı daha fazla ismaı kelâm ey 1 iye bileceği bedihiy atına karşı He~ yeti Muhterem ei Temsil i yed en, icraatı hükümeti daha ziyade mü* revviçkâr bulunmalarını rica ederimi
Efendiler, Cemal Paşa, hakikaten mühim noktalara temas ediyor: Evvelâ, milletin ispatı rüşt ettiğini söyliyerek bizim, millet nam ma delâlet ve İrşadımıza İhtiyaç olmadığını İma ediyor ve bununla, bizi millet indinde fuzuli birtakım müdahaleciler telâkki ediyor. Saniyen; bizim, hükümeti azadeser bırakmadığımızı ve bu yüzden har ire karşı ismaı kelâm e, mâni it^kil eylediğimizi ifade ediyor.
Efendiler, mîlleti necibemizin, rüştünü ispat eden asar; Erzurum, Sivas Kongreleri ve bu Kongrelerde ittihaz eylediği mu-karrerat ve bu mukarreratın tatbik ma çalışmak sayesinde vahdet ve tesanüt kespetmeğe başlaması ve Sivas Kongresini yapanları imhaya kalkışan Ferit Paşa Kabinesini ıskat gibi efalü harekât vc teyakkuzdu*
170
Bu kadarla iktifa etmek, bütün bu harekât ve faaliyette olduğu gibi bundan eora da, millete rehberlikte bulunmak vazifei vicdaniyesinden sarfınazar ederek, hükümeti aza deşer bırakabil inek, ancak hir şartla mümkün olabilirdi, 0 da, azadeser olmağa liyakati tahakkuk edecek, Millet Meclisine müstenit, millî bir kabinenin, mukadderatı memleket ve milleti bihakkın tekeffül ettiğine kanaat idi. Milletin, «kahrolsun işgal» avazei şikâyetini boğmağa çalışan, hilmsü idrak insanlardan mürekkep, hayvan ve terkibinde hain hulmiuin bîr heyetin, eblehane ve eçhelâne ve mis-kinane hareketlerinin seyircisi kaJmak, erbabı aklü iz'an ve hamiyetten talep olunabilir midi?!
Bir de Efendiler, Cemal Paşa: «Milletin haizi itimadı bulunan hükümeti hazıra» sözile pek büyük ve alenî bir yalan irtikâp ediyordu. Milletin hükümete itimadı henüz tahakkuk etmemişti. Bu söz, ancak ve hiç olmazsa, Millet Meclîsi huzurunda kabine itimat reyi aldıktan sora telâffuz olunabilirdi. Halbuki henüz Millet Meclisinin azaları bile intihap olunmuş değildi.
Harbiye Nazırı, bu sözü telâffuz ettiği dakikada, yalnız bir zatın haizi itimadı bulunuyorlardı. O zat ta, devlet riyasetini telvis etmekte bulunan hain Vahdettin idi.
Heyeti Temsil iyenin, ken dil erile, itilâfa lüzum görmüş olması, millet namma ihrazı itimat gibi telâkki etmek istiyor ve maksuttan bu idise, milletin kendilerine vasıtai itimadı olan bu heyeti aradan çıkarmağa çalışmağa ihtiyaç nedendi?
*
* *
Efendiler, Ferit Paşa hükümetinin sukutu, memlekette bazı mütereddit görünen mahallerin de hissiyat ve maneviyatı üzerinde hüsnü tesir yaptı. Her tarafta, rüesayı memurini mülkiye ve askeriye başta olmak üzere, teşkilâta germi verildi.
Ali Fuat Paşa, garp vilâyetlerinin hemen kâffesile alâkadar oldu. Bizzat. Eskişehir, Bilecik ve bilâhare Bursa havalisinde dolaşmak ve icap edenlerle muhabere eylemek suretile çalışıyordu*
Balıkesirde bulunan Miralay Kâzım Bey, (Meclis Reisi Kâzım Paşa) o havalide millî teşkilât ve askeri tertibat ile alâkadar ve meşgul idi.
Bursa da Miralay Bekir Sami Bey, 8 Tegrinievelde, Ferit Paşanın adamı olan valiyi tstanbula göndererek, Kongre mukarre-ratını tatbika başlatmış ve bir heyeti merkeziye teşkil ettirmişti.
171
Teşkilâtı milliye ile uğraşıldığı kadar, intihabı meh'usan ite de büyük bir alâka ile uğraşılıyordu*
Memlekette, bilcümle teşkilâtı mili iyenin, ayni unvan altında, Heyeti Temsil iyeye merbut i yeti esası takip olunuyordu- Eskişehir, Kütahya, Afyon Karalı i e arı havalisinde teşkilâtın ta re ini ve Aydın, Konya, Bursa, Karesi nııntakalarının suhuleti irtibatı noktai nazarından tedbirler almıyordu. Garp cepheleri hakkında Harbiye Nezareti tenvire ve hükümetçe ne gibi icraat ve tertibat düşünüldüğü de sorularak, hükümetin alâkasını ieticlâba, çalışılıyordu.
Efeler tarafından idare olunan Ay dm cephesi aksamına bir kumandan göndermek hususu düşünülmeğe bağlandı. 14 Teşrini-evelde işgal altmdaki mahallerde; hafi teşkilâtı milliye yapılması için Fuat Paşaya ve Afyon Kura hisarın da Yirmi Üçüncü Fırka Kumandanı Ömer Lûtfi Beye yazıldı* Maahaza, bu tarihlerde, henüz bazı yerlerde, maksadın tamamen anlaşılamadığj görülüyordu. Meselâ, Reddi t'lhak Hey ederinin, kendi namlarma, tebligatta bulunmakta olduğu ve 10 Teşrinievel 1919 tarihinde, Reddi ilhak Cemiyeti reisi imzaeile, Teşrinievelin yirmisinde, bir büyük kongre içtima edeceği ve bu kongreye iki murahhas izamı vilâyetlerden talep ediliyor ve birtakım tedbirler icrası bildiriliyordu.
Bîr taraftan, Karakol Cemiyetinin de, İstanbul dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı.
Bu tesettürün önüne geçmek için icap eden tedbirler a İmdi, Bilhassa, Ali Fuat Paşaya, Bal ıkes irde Kâzım Paşaya, Bursa d a Bekir Sami Beye, Bursa Heyeti Merkeziyesine İcabı gibi yazıldı (Ve*. 155).
ît i lâf ve Hürriyet Cemiyeti de, düşmanlarla beraber Anadolu da mukabil teşkilât yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş, bu haber alındı. Kolordular m nazarı dikkati cel bolundu.
İstanbul d a, hafi çalışmağa karar verildi. Trakya ya teşkil âtm tevsii için Cafer Tayyar Bey vasıtasile talimat verildi.
Meclisi Mt; b*- Efendiler, tneh'uidarin intihabma çalışırken, bir taraftan da
usanın topla- Meclisi Meb'usamn, nerede toplanabileceği fikri dimağımızı işgal nacağı yer ediyordu. Hatırlayacaksınız ki, Erzurum dan, Refet Paşan m bu meseleye müteallik bir telgrafına cevap verirken «Meclis toplanmalı, fakat, Istanbulda değil, Anadoluda» demiştim. Filhakika, ben, Meclisin tstanbulda toplanması kadar, mantıksız ve maksatsız bir hareket tasavvur edemiyordum. Ancak, bu hususta sala-
172
hiyettar olanları ve efkârı umumiyeyi, bu hakikate imale etmedikçe, fikrimizin hay y izi file gelmesi mümkün değildi. îstanbul -da içtimain, mehaz irini, tabii bir surette, tebellür ettirmek icap ediyordu. Bu maksatla, makasıdı milliyeyi rum ve ecnebilere karşı hırietiyanlar aleyhinde göstermek hususunda, Ali Kemal ve Mehmet Ali Beylerin faaliyeti. Ermeni Patrikhanesinde aktolu-nan içtimai ar ve Hürriyet ve itilâf Fırkasının teşebbüsatı üzerine Harbiye Nazırı vasıtasile, hükümeti merkezî yenin nazarı dikkatini ceibettik.
13 Teşrinievel 1919 tarihinde, Meelisi Meb'usanm küşadm-dan sora, Müdafaai Hukuk Cemiyetinin nasıl bir vaziyeti siyasiye alması fikrinde bulunduğunu, Cemal Paşa vasıtasîle hükümetten istimzaç ederken, Meclisi Meb'usanm Der saadette içti mamda ne gibi teminatı siyasiye istihsalinin düşünüldüğünü de sorduk. Ayni tarihte, Meclisi Meb'usanın Dersaadettc temini selâmeti için, ne gibi tertibatı inzibatiye ve tedafüiyeye tevessül edilmek mutasavver olduğunun ve ne yapılmak lâzrmgeldiğinin, İstanbul da, teşkilâtımızın heyeti merkeziyesinde bulunan ve Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı olan Miralay Şevket Beyden sorduk.
*
Efendiler, hatırınızda dır ki, Bahriye Nazın Salih Paşa ile, Amasyada, bir mülakat takarrür etmişti. Nazır Paşa ile, hükümetin siyaseti hariciyesi ve îdarei dahiliyesi ile ordunun istikbaline ait esasa t üzerinde görüşülmek ihtimali vardı. Bu sebeple daha evel kolordu kumandanlanntn fikir ve raütalealarmı bilmek, bence pek faydalı idi.
14 Teşrinievel 1919 tarihli şifremde, kolordu kumandanlan-mn bu üç noktaya ait mütalealarını rica ettim. Kumandanların raporlar mı vesaik mey anında mütalea buyurursunuz (Ves. 156).
Salih Paşa, 15 Teşrinievelde, Istanbuldan hareket etti. Biz de, 16 Tegrinievelde Srvastan hareket ettik. 18 Teşrinievelde Amasyada bulunduk.
Salih Paşaya, uğrayacağı iskelelerde, teşkilâtı milliye tarafından mutantan istikballer yapılması ve tarafımızdan beyanı hoş-amedî edilmesi hakkmda talimat verilmişti (Ves. 157),
Biz de, Amasyada, bizzat pek büyük tezahüratla kendisini, istikbal ettik.
173
Salih Paşa ile, Amasya da, 20 Teşrin ieveil de bağlayan muza» keratımız, 22 Teşrinievel de hitam buldu. Üç gün devam eden müzakerat neticesinde, ikişer nüsha olmak üzere beş krt'a protokol tanzim edildi. Bu beş kıt'a protokoldan üçü — Salih Paşa nezdinde kalanlar bizim tarafımızdan ve bizde kalanlar Salih Paşa tarafmdan —¦ imza edildi tki kıt'a protokol mahrem addedilerek imza edilmedi.
Amasya mülakatı neticesi olan mukarrerat, kolordulara da bildirildi (Ves. 158).
Efendiler, bu münasebetle, bir noktayı tebarüz ettirmek islerim. Bizce, teşkilâtı mili iyenin ve Heyeti Temsiliyenin, hükümeti merkeziye tarafmdan resmen tanınmış bir mevcudiyeti siyasiye olduğunu ve müzakeratnnız resmî ve netayicinin lâzhnürria-ye olarak tarafeynce resmen taahhüt edilmiş bulunduğunu teyit ettirmek esastı.
Binaenaleyh, müzakerat netayici mazbutatmm protokol olduğunu kabul ettirmek ve hükümeti merkezi yenin murahhası filan Bahriye Nazırına imza ettirmek mühimdi,
21 Teşrinievel 1919 tarihli protokol muhteviyatı, denilebilir ki, hemen kamilen Salih Paşanın tekâlifi olup kabulünde beis görü mı i yen birtakım mevattan ibarettir (Ves. 159).
22 Teşrinievel 1919 tarihli ikinci protokol, uzun süren bir müzakere ve münakaşanın hulâsai zaptıdır.
Bu müzakerede, tarafeynin, hilâfet ve saltanat hakkmda teminatı mütekabil esine ait tafsilâtına dair bir mukaddemeden sora, Srvas Kongresinin 11 Eylül 1919 tarihli beyanname mevaddmm tezekkürüne başlandı:
1 — Beyannamenin birinci maddesinde, tasavvur ve kabul olunan hududun en asgarî hir talep olmak üzere temini istihsali lüzumu müştereken kabul edildi.
Kürtlerin istiklâli maksadı zahirisi altında yap d makta olan tezviratm önüne geçmek hususu tensip edildi. Halen ecnebi tahtı işgalinde bulunan m an atıktan, Kilikyayı Arabistan ile Türkiye ar asm da bir «ela tampon» vücuda getirmek m aksa d ile ana vatandan ayırmak arzusunda bulunulduğu mevzuubahs edildi, Ana-dolunun, en koyu Türk muhiti ve en mahsuldar ve zengin bir mmtakası olan bu kıt'anm hiçbir suretle ayni mas ma muvafakat ediliniyeceği; Aydın vilâyetinin de, ayni katiyetle (ve evleviyet-
174
le) eczayı vatandan gayrikabJli infikâk olduğu esası umumiyetle kabul edildi.
Trakya meselesine gelince: Burada da, zahiren bir hükümeti müstakille ve hakikatte bir müstamere tesisi ve bu halde Şarkî Trakyadan dahi Midye - İnoz haltına kadar olan mmtakayı bizden ayırmak arzusunda bulunulmak ihtimali derpiş edildi. Fakat Edim en in ve Meriç hududunun bir hükümeti müstakille) islâm i* yeye ilhak edilmek için dahi olsa, hiçbir suretle terkine rıza gösterilmemesi esası müştereken tasvip edildi. Maahaza bütün bu madde muhteviyatı hakkında heyeti teşriiyenin vereceği en son karar bittabi mutadır, dendi*
2 — Beyannamenin dördüncü maddesinde anasın gayrunüs-limeye hakimiyeti siyasiye ve muvazeneli içtim aiy em izi ihlâl edecek mahiyette imtiyaza t itasmın kabul edilmiyeceğine dair olan fıkra, ehemmiyetli bir surette tezekkür olundu* Bu kay din, istik -tâlimizi filen temin njin, istilı^ıJ] tnührrm bir talep nmhiyctindr telâkki edilmesi ve bundan yapılacak en ufak bir fedakârlığın istiklâlimizi esaslı bir surette rahnedar eyliyeceği dermeyan edildi-Mezkûr dördüncü maddede mevzuubahs olan ve anasın hıristi-yaniyeye fazla imtiyaz at verilmemesine matuf olan gaye, lâzimül-isühsal bir hedef olarak kabul edilmiştir. Maahaza gerek bu bapta ve gerek hakkı hayatımızın müdafaası emrindeki metalibi sa İrem ize ait hususa t ta — birinci maddenin nihayetinde olduğu gibi burada da — Meclisi Millinin reyü kararmm muta olacağı kaydi konuldu.
3 — Beyannamenin yedinci maddesine nazaran istiklâlimiz, tamamen mahfuz kalmak şartile fennî, sınaî ve iktisadî ihtiyacaü* m izm sureti tesviyesi hususu münakaşa edildi. Memleketimize pek çok sermaye dökecek olan bir devlet olursa, bunun umuru maliyemiz üzerinde talep edebileceği bir hakkı murakabenin de* recei şümulü kestirileni iveceğinden, bu hususun istiklâlimizi vc menafii hakikiyei milliyemizi zarardide etmiyecek veçhile, mütehassıs! arca esaslı bir surette düşünülerek tahdit ve tespitinden sora Meclisi Millice tensip edilecek suretin kabulü tezekkür olundu.
4 — 11 Eylül 1919 tarihli Srvas Kongresi mukarreratının mevaddı sairesi de Meclisi Meb'usanm kabulüne iktiran eylemek si.riih* esas itibarile muvafık görüldü.
5 — Bundan sora, Sivas Kongresinin 4 Eylül 1919 tarihli mukarreratının teşkilât kıs mm a ait 11 inci maddesi muhteviyatı
175
olan Anadolu ve Rumeli Müdafaaî Hukuk Cemiyetinin vaziyeti ve bundan s maki şekil ve saha i faaliyeti hususu mevzuubahs olundu.
Bu maddede, iradei mil Üyeyi hâkim kılacak olan Meclîsi Millinin, hukuku teşriiye ve murakabesine emniyet ve serbesti ile sahip olduktan ve bu emniyet meclisi millice teyit edildikten sora. Cemiyetin şekli kongre kararile tayin edileceği m us a rr ah lir. Burada mevzuubahs olan kongrenin, şimdiye kadar vukubulan Erzurum ve Sivas Kongreleri gibi hariçte ayrı bir kongre halinde olması meşrut değildir, dendi.
Cemiyetin program mı kabul eden Meb'usan, Cemiyetin nizamnamesinde musarrah olan murahhaslar ad ve telâkki edilerek aktedecekleri içtimai mahsus, kongre makamına kaim olabilir. Bundan sora meclisi millinin istanbul da, tamamen hali emniyette, serbest olarak icrayr vazife edebilmesi şarttır, dendi. Bunun, şeraiti haz ıraya göre ne dereceye kadar temin edilebileceği teemmül edildi, istanbul un ecnebi tahtı işgalinde bulunması hasebile meb'usanm vazifei teşriiyclerini hakkryle ifaya pek müsait olanı ı-yacağı fikri tezahür etti. Yetmiş seferinde Fransızların Bordoda ve ahiren Almanların Yayma r da yaptıkları veçhile, sulhun ak t İne kadar, muvakkaten, meclisi millinin Anadolu da, hükümeti seui-yenin tensip edeceği emin başka bir mahalde içtimai muvafık görüldü.
Meclisi millînin îçtjmaradan sora, derecei emniyet ve mah-fuziyeti taayyün edeceğinden emniyeti tamme görüldüğü takdirde, Cemiyet Heyeti Temsil iyesin in ilga sile teşkilatı hazıra sm m hedefi mesaisinin tayini, zikrettiğim veçhile kongre maka mm a kaim olacak olan içtimai mahsusta kararlaştırılacağı ifade olundu.
Mcb 'usanın intihabında şerhe*t.i tam bulunması lüzumu hükümetçe emredilmiş olması hasebile intihabatm icrasında. Cemiyet Heyeti Temsiliyesince, müdahale vaki olmamakta olduğu beyan edildi.
MebVsan meyanmda, İttihat ve Terakkiye mensup ve orduda seyyiatlı eşhas bulunduğu takdirde, bunların meb'ıuı intihap edilmesine meydan verilmemek için Heyeti Temsiliyece irşat suretinde, sureti münaıebede bazı telkinat yapılması muvafık oîa-cağı da mülâhaza olundu. Heyeti temsıliyenin bu bapta sureti tavassutu da, ayrıca bir formül halinde üçüncü protokol olarak tespit edildi (Ves. 160).
176
Mahrem, telâkki edilip imza altına alınmayan dördüncü protokol şu idi;
1 Bazı kumandan'ların tardına ve bir kısmı zabıtanın divanı harbe tevdilerine dair sadır olan iradatı seniye ve evamiri sa iren in tashih olunması.
2 — M al tay a nefyedilmiş olanlar hakkmda kendi m eh akimi iademizde takibatı kanuniye yapılmak üzere Dersaadete celpleri esbabına tevessül.
3 — Ermeni zalimlerinin de mahkemeye verilmesi [Meclisi Meb*u sa na te rk oluna çaktır ]*
4 — ta m iri D tahliyesi için hükümeti merkeziye ta raf m d an yeniden protesto yapılması ve icap ederse hafi talimat ile ahalîye mitingler aktett t rilmesi,
5 —Umum Jandarma Kumandanı, Merkez Kumandanı, Polis Müdürü ve Dahiliye Müsteşar mm tebdilleri [Harbiye ve Dahiliye Nezareti erince].
6 — İngiliz Muhipler Cemiyetinin [kapı, kapı dolaşıp] ahaliye kâğıt mühürlettirmelerine mâni olmak.
7 — Ecnebi parasıle s a tm al inmiş cemiyetlerin faaliyetlerine ve hu gibi gazetelerin muzır neşriyat ma nihayet verilmesi [bilhassa z ab i tan ve memurinin bu gibi cemiyetlere intisap eylemelerinin kat'iyyen men'i).
8 — Aydın Kuvayi Milliyesinin takviyesi ve iaşelerinin teshil ve temini [bu husus Harbiye N eza relin ce tanzim olunur. Donanma Cemiyetinin 400.000 Lirasından lüzumu kadarı hükümet tarafından bu maksada tahsis kılmabilir].
9 — Harekâtı mili iyeye iştirak etmiş memurlar m umumca sükûnet ve emniyeti tamme husulüne kadar yerlerinden kaldırıl-mamaları ve amali milliyeye muhalif hareket etmelerinden naşi millet tarafından işten el çektirilmiş memurinin yeni memuriyetlere tayinlerinden evel sureti husus i yed e müdavelei efkar edilmesi.
10 —- Garbi Trakya muhacirlerinin sevk ve naklinin temini.
11 —Acemi S:idıın Pga ve maiyetinin sureti münıısihed^ ikdanc.
imzasız beşinci protokol da, sulh konferansına gidebilecek vatın esamisini ihtiva ediyordu- Maahaza bu hususta hükümet es a* a riayet etmek sartile, serbest bulunacaktı.
12
177
Murahhaslar ı
Tevfik Paşa Hazretleri Ahmet tzzet Paşa Hazretleri Hariciye Nazm Reşat Hikmet Bey
Heyeti mütehassısa;
Hâmil Bey Miralay tsmet Bey Reşit Bey
Mühendis Muhtar Bey Miralay Ali Rıza Bey Refet Bey Emir! Efendi Münür Bey Mütehassıs bir zat Mütehassıs bir zat
Heyeti tahririye; Reşit Saffet Bey
Şevki Bey Salih Bey
Orhan Bey Hüseyin Bey
Reis
Askerî murahhas Siyasî murahhas Siyasî murahhas
Maliye Askerî
Umuru siyasiye Umuru nafıa Bahriye miralayı İstatistik Tarih
Hukuk müşaviri
Umuru ticariye
Mezahihi muhtelife imtiyaza'
ima vâkıf
Maliye Kalemi mahsus mü-diri Esbakı
Robert Kollej Türkçe Muallimi
Efendiler, bu müzakera timiz mazbutatı meyanmda, en mühim noktan m, meclisi millinin mahalli içtim ama ait olduğu nazarı dikkati âlilerinizi celbetmiş olacağım tahmin ederim.
Meclisin, tstanbulda in'ikadı caiz olmadığı hakkındaki kadîm fikir ve kanaatimizi, Salih Paşaya kabul ve tasdik ettir d üt Ancak Paşa, şahsan bu kanaate iştirak etmekle beraber, bu iştirakin şahsına ait olup, şimdiden, bütün kabine namına söz veremiyeceği kay di ihtiraz isini de dermeyan etmişti. Kendisi, kabine erkânmı ikna ve bu fikre iştirak ettirmek için elinden geleni yapacağım vait ve muvaffak olamadığı takdirde kabineden çekilmekten başka yapacak bir şeyi olmadığını beyan eylemiş idî.
178
Salih Paşa, bu hususta muvaffak olamamıştır.
Meclisi Mebnsanın mahalli içtimai meselesine tekrar avdet eylemek üzere Amasya mülâkatma ait maruzatıma hitam veriyorum.
Yalnız, Efendiler; biz, Amasyaya gelmek üzere Srvas tan ay- Sıvaata ajey-rılır, ayrılmaz, Srvas ta pek te hoşa gitmiyen bir hadise cereyan et- aime yapılan mistir- Bu hâdise hakkmda kısaca arzı malûmat edeyim: hirtefl*hb«
Amasyaya muvasalatımızda, İtilâf ve Hümyetçilerin, eca- Ş*y^RMep niple müştereken birtakım harekâtı hıyanetkâraneye teşebbüs ettiklerine dair malûmat almıştık. Bunu derhal tam i m en tebliğ etmiştim. Srvasta da, aleyhimde, padişaha telgraf çekilmek gibi bir teşebbüs olduğunu istihbar ettim, fakat inanma d un. Elbette Heyeti Temsiliye arkada şiarım izm ve karargâhımıza mensup zevatın, valinin ve sairenin dikkati buna mânidir dedim.
Halbuki, Şeyh Recep ve rüfekasmdan Ahmet Kemal ve Celâl nanımda üç gahıs bir gece telgrafhanede, kendilerine mensup bir telgrafçı vasıta*ile, arzu ettikleri telgrafları çekmişler,„
Filhakika, Amasya Telgrafhanesinden Salih Paşaya ait şu telgrafı getirdiler;
36613 K. Srvaa, 10 Teşrinievel 1*1*
82
Bahriye Nazın Devletin Salih Pa*a Hazretlerine Ya varı Hazret i Şehrîyarf Saadetin Naci Beyefendi Hasretlerine
AyİArdanber- TrttPrtttkctjmJsdf ««yan eden hali anlamak ve mahiyeti meseleye? vukuf peyda etmek Üzere merkezi vilâyete kadar ihtiyarı zahmet buyurmanın menafi î mülkü millet namın t cümleten istida ve mülkü millet namına makina hasma teşriflerini kemali ubudiyetle istirham eyleriz,
An Evladı Şemsiddini Siva&î TJlerna, agraf, tüccar ve esnaftan
Recep Kamil, Zurelizadc Celâl mürekkep yüz nllmrg mühürü havidir
tlyaszade Ahmet Kemal
Bana da 19 Teşrinievel 191° tarihli olan şu telgraf geldi:
Amaıyada Mustafa Kemâl Paşaya
Ahalimi^ padişah vc hükümet efkârın* bizzat Salih Paşadan veyahut emin bir lisandan işitmedikçe, aradaki ihtilâfa ballolunmuj nızmrile bakamryacaktır. Binaenaleyh iki gıktan bîrini ihtiyara meeburiyetinm arzederia.
llyjiH/jıd.^ Zarelixa.de An EMMt Şem&iddidi Sİyhbî
Ahmet Kemal Celal Recep Kâmil
179
Efendiler, biz, bütün memleketi irşat ve tenvir ile uğra§ryo-ruz. Fakat, düşman]arımız da, bize mukabil, heryerde ve hatta bizzat bulunduğumuz ve her suretle hâkim olduğumuz Srvas şehrinde bile, habasetlerini icra ettirebilecek deni vasıtalar bulmakta, muvaffak olabiliyorlar.
Bütün ikazlarımıza, ihtarlarımıza rağmen, şahsan gaybubet eder etmez, Sıvastaki zevatın görülen dalgınlığı heryerde, nekadar kayıtsızlıklar vc müsamahalar vukubulmuş olduğuna çok güzel bir m isa] teşkil eder.
19 Teşrinievel günü Sıvastaki arkadaşlar, Heyeti Temsilîye imzasile şu telgrafı veriyorlardı:
Amasyada Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine
Şeyh Recep ve riifekasınııı Zatı Devletlerine çekilmek üzere telgrafhaneye çimdi verdikleri telgraf sureti aynen berveçhizh- arzelunur;
Bu bapta Topçu Binbaşısı Kemal Bey ayrıca tahkikat icra etmektedir.
Bu telgrafa, aldığımı arzettiğim telgraf m suretini ilave edı* yorlar.
Sivas Telgraf Başmüdürü de ayni günde şu malûmatı veriyor;
Mustafa Kemal Faşa Hazretlerine
An Evlâdı Şcmsiddini Sivasî Recep, İlyaszude Abmut Kemal ve Zarelitade Celâl imzaiarı ile yazılan telgrafnaraeleri takdim ederim. Bu telgrafnameler gece getirilmiş ve memurlarımız ihafe edilerek yazdırılm)&,trr. Her ferdin gcraİti mahsusa dairesinde telgraf yazmağa hakkı derkârdır. Ancak makina mîasma rasgelenin girmesi memnu bulunmak s&yle dursun, memurların tehdit ve îhafesE gibi haysiyet ve vekan hükümeti renuide edecek harekata içtîsar etmek doğrusu kanun* isyan mahiyetindedir* Keyfiyeti vilayeti relileye araettim ve memlekette tesisi intıssam için caljştnakta «lan Zatc Devletlerine de arzı hal ederim. Ihıiramat ve tazimatı mahsusam tn kabul buy urul ması müsterhamdır.
19 Teşrinievel 1919 Başmüdür
Lûtfİ
¦
Dertaadet merkez $tfi Beye.
Lisanı umumiden ar solunan ve selameti mülkü millet namına takdimi, istirham olunan telgraflarımı w tevkif eden haini dîn ve devlettir. Nihayet kau dökülmesine sebep olacaktır. Stnı'i şahaneye isal için azmimiz kat'jdir. Cevap bekliyoruz.
180
Mabeyni Hümayun Raf kitabe ti Celilesine:
Delâlet! aliyelerilc lıkdinı kılınan arıza i çake™ ne milin cevabım »elâmcfî mülkü millet namına makina bağında intizar ediyoruz.
Mabeyni Hümayun Bu$kîtu bet i delâletilc SüuMt-i Merahlniüübdci Cenabı llilârelpenahiye:
Memtekctimig bulunan Sıvımla, Anadolu ve Kümeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti nam ile tevekkül eden Kongre Heyeti Reisi Muştala Kemal Paga, itimatname i hümayunlarını hâmil bulunduğunu iqaa ile memleketimizde ıe*ri ncyyiat etmek î-tiyen bir hizbi kalilin i {tirat ile iradeî mîlüyeyi temsil suretinde gösteriyorlar. Halbuki halife i ziçanımız ve sevgili padişahımıza her surede muti ve merbutjyeü timmcnuz mu k tokayı din olduğundan Bahriye Nazırı Salih Paça ile Seryaveri Hazret i Şrhriyari Nari Beyefendinin Amaeyaya izamlarım istihbar ettik. Abalı angında hu tule gelen heyecanı teskin için ulema, egraf ve tüccardan iki yüzü mütecaviz imzayı Kavi davetiye telgrafımıza cevap ulunındık, Efkârı umumi yenin ne merkezde olduğunu biıe* zat müyahede buyuru İm ak üıcere Sıvana kadar gönderilmelini rumalî ubudiyet ve ke« malı tehalükle tazarru ve niyaz ederiz. Olbapta vc katibe i ahvalde *mrü ferman ]HMİI|ahırn ız efendimiz lıaıre ilerin indir.
Efendiler, düşmanlar, Şeyh Recebe, hakikaten mühim bir rol ifa ettirmiş bulunuyorlardı* Sırası gelince arzedeceğim vesaik irn. Sait Mollanın Rahip Fruya olan 24 Teşrinievel tarihli bir mektubunda, Molla, Papaza «Sivas vakıasını nasıl buldunuz? biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek» diyordu.
Bütün milletin vahdet ve tesanüdünden ve teşkilâtı: milliye-nin memleketin her köşesine teşmil edildiğinden bahseden, milletin müşterek arzusuna tebaan ve teşkilâtı iniltiye ve askeriyeye müsteniden kabine ıskat eden. yeni kabine ile karşı karşrya geçen, bir heyetin reisi aleyhinde — tam yeni kabine murahbasile müzakereye girişeceği bir sırada ve bu maksatla Srvastan çıktığının ferdası — bütün Sivas ahalisi namma kıyamı gösterir bir telgrafın, telgrafhane tehdit edilerek çektirilebilmesi elbette manidar idi.
Böyle bir heyetin, bizzat bulunduğu Sivas ahalisi, aleyhinde bulununca, bütün milletin, ayni his ve fikirde olmayacağını ispat etmek cidden müşküldür, O halde, mahiyeti temsiliyesi böyle olan bir heyetin ve reisinin istinat ettiği kuvvetin dahi çürük ola* çağma hükmetmek neden caiz olmasın!
Srvastan yükseltilen bu sadanm düşmanlar için nekadar kuv* vetli ve mühim olduğu takdir buyurulur.
Efendiler, Salih Paşaya ait telgrafı, Amasyaya muvasalatında kendisine verdirdim. Fakat, Şeyh Recep ve rüfekasmm hükümetçe tecziyesini talep ettim. Srvastaki Heyeti Ternsiliye azasına da telgraf başmda 9 Tegrinıevelde şunları sordum:
181
1 — Şcyfa Recep, Ahmet Kemal vb Celâl imza sili? mabeyni hu ma yuna (ekil* o telgraf nameyi gördünüz mü?
2 — Telgrafhane nöbetçi zabiti yok mu?»
3 — OınlfrniTun mevcudiyetin * rağmen böyle bir küstahlık nasıl vukuhula-bilir. Bahusus bu ınecaninin teşebbüsleri cUınlenizce malûm bulunuyor. SaUh Paçaya ve Naci Beye hitaben üç imza ile telgraf hazırladıklarım biz buradan içîmıigttk. Sîzin bundan haberiniz yok mu idi?
4 — Ecaniple beraber İtiUf ve Hürriyetçilerin btrtaktm harekatı hryaneikarar neye lesebbü* ettiklerine dair dün tınıitnen vukubulan tebligat alınmadı mı?
5 — Tazyik ve ihafe edilen telgraf memurlarının hemen il-ap edenler it vali pahayı ve diğer alâkadandı haberdar etmrcneUHuİtt ve nöbetçi zabitinin bunda gaflet g^rtermetinin sebebi nedir t
6 — Baflmfldür Beyin itayt tnalümal eylemeği üzerine ittihaz edilmig olan te-dübİr 3Lı rl i r
Mustafa Kemal
Vilâyetin, meseleyi ciheti askeriyeye havale ettiği anlaşılması üzerine Kolordu Erkâmharbiyc Reisi Zekî Beye de, şunu yazdım:
MçVEUuhaha olan meselede zimethal alanların levkif ve tecziyesi için vilâyetçe mevcut «Lan ve imi t kullanılmış ta veyahut gayrikâfi görülmüş te mi Kolorduya iş atı-lryor. Yokoa bu küatahane harekâta kargı dahi vilayetçe ittihazı tedahirde tereddüt rniı ediliyor? Bu dhet anlatıldıktan »ura halli mesele daha sehil ve esaslı olur.
Mustafa Kemal
Badehu Sıvasta bulunanlara şu emri verdim:
1 — Telgrafhane tamamen kontrol atlına alnmeakur. IIir zabit kumandasında bir mania asker ikame edilecektir. Vaki olduğu gibi telgrafhaneyi iıftal ve memurini tazyik ederek vahdeti megruai milliye aleyhinde tahdijt eaJıatt' mucip ve asayişi muhil te^ehhüsatta bulunacak hainler kaiTiyyen men edilecektir Bu gibi harekâtı asayiş gikenanede haddi kanuniyi tecavüz ve askere taarruK edenlere kargı bîiâtereddui, Kemerede olursa olaun irilmeli silâh edilecektir,
2 —1 KÜBiıhane harekâta mütecasir olanlar hakkında temini inzibat noktai nazarından erkin ıha rb iye reisinin dermeyan eylediği esbaba binaen Firarlarına: ma» hal verilmeksizin derhal icabı hal yapılacak ve neticesi bir iki saate kadar bildirilecektir. Ancak bu hususla karar Vermek için orada mevcut ir vattan hiçbirinin te^ebhüs almayıp istizana kalk^ılmatj cidden mucibi teessüf görülmüştür, Bu karar, bir taburu Sıvasta bulunan Beşİnti Fırka Kumandanı Cemil Cahit Bey tarafından tabur kuntandanrna ernredİÎıniftir. Oraca bu kararın sürati tatbikin* hiç olmazsa delâlet buyuru! ma sı niyaz oltınur.
S — Sıvasta temini inzibat için uyumk olarak bütün alakadara nca tedabiri katiye ve (etlide alınması lüzumunu arjtederînt.
Mustafa Kemal
182
Hususî olarak Osman Tufan ve Recep Zühtii Beylere, şu ta, limatı verdim:
Harekâtı mîllîye aleyhinde küstahlık edenler hakkında yapılacak muamele icap edenlere bildirilmiştir. Vaziyeti bittakip harfiyen tatbik olunup olunmadığını ve müsamaha görüldüğü takdirde bizzat müdahale ederek eşhası malumenin tevkifi ve hempalarının işkalı matluptur. Bu bapta tuzum hâsıl olursa* herkime karşı olursa olsun icabım ifada tereddüde mahal yoktur,
Mustafa Kemal
20 Teşrinievelde Vali Reşit Paşa, uzun uzadıya vak'ayı hikâye ettikten sora, «vak'anın tevessü eylemesi ihtimali varitken önüne geçilmiş ve gösterilen icraatı seria ve şed ideden dolayı buna mümasil ahvalin badema ademi zuhuru dergâr bulunmuş» oldu* ğunu yazıyordu (Ves. 161).
Efendiler, hükümeti merkezi yenin Şeyh Recebi ve rüfekasmı tecziye etmiş olduğunu, bittabi, farzetmediniz. «An evlâdı Şemsid dini Sivasî» diye imza atan bu miskin ve adi şeyhin, bundun sora da düşman aleti olarak irtikâp eyliyeceği habasetlere tesadüf edeceğiz.
Efendiler, henüz Amasyada iken, karşılaştığımız vaziyet, yalnız, Şeyh Recep vak'asile kalmadı. Adapazarı havalisinde de buna mümasil bir hâdise vukua geldi. Müsaade ederseniz, onu da kısaca arz edeyim:
Adapazarı kazasının Akyazı cihetlerinde türeyen, Talostan Bey ve Istanbuldan para ve talimatla gelerek, süvari olacaklara 30 ve piyade yazılacaklara 15 lira vadeden Bekir Bey ve Sapan-canın Avçar karyesinden Beslân nammda bir tahsildar birleşiyorlar. Bu adamlar başlarına topladıkları atlı, yaya birtakım eşhas ile Adapazarı kasabasmı basmağa karar veriyorlar. Tabir Bey isminde olan Adapazarı kaymakamı, bunu haber alıyor, Tahir Bey, tzmitten gönderilen bir binbaşı ile ve tedarik ettiği yirmi beş kadar atlıyı alarak, kasabayı basmağa gelenlere karşı hareket eder. Lûtfiye denilen bir köyde karşılaşırlar. Bu güruha maksadı hareketleri sorulmuş., verdikleri cevap şu imiş: «Zatı padişahının hayatta ve makamı muaHâyı hilâfetlerinde olup olmadığını öğrenmek için Adapazarma makina hasma gelmek istiyoruz. Mustafa Kemal Paşayı, padişah makamına kabul edemeyiz.,»
183
Ta hır Bey ili m akın a başında, tzınit mutasarrıfına verdiği malumatta; «merkumların îstanbulda mühimce zevatla temasları olduğunu ve batta padişahın da bu hareketlerinden haberdar bulunduğunu beyim eyledikleri» dercediliyordu. Resmen verilen malûmatta; «Bekirin, toplanan eşhasa* bu iş içinT tstanbulca. bir hafta müddet tayin ettiler, beş gün £cçti. İki günümüz kaldı, İşi tacil edelim diye:* beyanatta bulunduğu da bildiriliyordu (Ves. 162)+
Limitteki Fırka Kumandam, Adapazarı üzerine bir müfreze gönderecekti. Ali Fuat Paşa da, Düzce üzerine bir miktar kuvvet stîvkederekli.
23 Tegrinievel tarihinde, tz mitte Fırka K um and u uma, Be-kirin itilâf ve Hürriyetçilerle ecnebi düşmanlar tarafından gönderildiği ve harekâtı mefsedetkâranelerinin men'i lüzumu bildirildi.
Adapazarı Kaymakamı Tahir Beye de, 23 Teşrinievelde doğrudan doğruya «Bekir ve rüfekası hakkmda tedabiri şedide ve serianın tatbikında kat'iyyeu tereddüt gösteril m iyerek izalei ma* zarratlarile neticenin iş'armr» emrettim (Ves. 163).
Efendiler, 23 Tegrinievel tarihli bir şifre ile. merkum Bekir ve hempalarının hareketleri ve hüviyetleri hakkmda destres olduğumuz m ulûm atı* Harbiye Nazırı Cemal Paşaya bildirdik vc «bükümeli seniyece bu gibi ef al ve harekâtı ınefsedetkâraneye karşı vaktü zamanında tedabiri müessire alınmayıp, mesele, teşkilâtı mili iyeye temas eylediği takdirde en şedit tedabire tevessülde kendimizi mazur göreceğimizi arz ederiz» dedik (Ves. 164).
îzmitten, giden ve mahallinde takviye olunan millî ve askerî bir müfreze, «mühim miktarda toplanmış ve toplanmakta olan eşhası şer i reyi dağıtmış, Tahsildar Besi ân ve biraderi Hasan Ça* vuşn derdest etmiş-, asıl talimat ve para ile bir hafta eve) Îstanbulda n gelmiş olan Bekir, firar eylemiş.» Bu Bekir, zabitlikten mat-rut ve Manyaslıdır (Ves. 165t 166). Bundan sora, vermeğe mecbur olduğumuz emirlerle, İz m itte muharrik ve mü retti p olanlardan, İngiliz tbrahim denmekle maruf biri ve sair birtakımları hakkında takibat başladı (Ves. 167\ 168).
«Bekirin, mahallince ittihaz olunan tedabir neticesinde teşebbüsünün akim kaldığını ve firar eylediğini ve tekrar tstanbula avdet ederek yeniden teşcbbüsatı meKunanede bulunması ağlebi ihtimal olduğunu, hakkında takibatı mahsusada bulunulmasının
184
Amaayadan 26 Teşrinievel 1919 tarihinde Harbîye Nazın Cemal Paşaya yazdım (l vs. 169).
27 Teşrin ie ve 1 1919 tarihinde Bolu Mu la s amfi Haydar Beyden gelen telgrafla: «Bekirirı maiyetinde iki zabit, kırk m üs e İlâh adam olduğu halde Abaza köylerinde halkı, hükümeti hazıra namına hareketi milliye aleyhine teşvik ve birçok para sarf ettiği ve nezarete vuku bu lan iş'aratmın cayi kabul bulamamakta olduğu» bildiriliyordu (Ves. 170).
Efendiler, bu gibi mesailde, hükümeti ikaz ve vazifesinin ifasına davetten ibaret olan müracaat t erimiz, elbette, hükümetin işine müdahale gibi telâkki edilmez i t ika d md ayım,
İ s tan bulda hükümetin gözü Önünde, tertip olunan ve dahili, haricî düşman hır m,, padişahın malûmat ve muvafakatile olduğuna şüphe etmediğimiz teşebbüslerinin, fîlen muvaffak olacakları dakikaya kadar, beklemek ve elbette hükümet tedbir alır, mâni olur, tevekkülü safdilim esine kapılmak caiz olamazdı.
Efendiler, Amasyada müzakereye bağladığımız 20 Teşrinlevel gününde, vürut eden malûmat hulâsam şu idi: Istanbulda, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Askeri Nigehban Cemiyeti ve Muhipler Cemiyeti bir blok teşkil ettiler. Bu blok ve AH Kemal ve Sait Molla gibi eşhas-, anasın gayrimüslim ey i, mütemadiyen Kuvayi Milliye aleyhine tahrike başladdar. Rum ve Ermeni patrikleri, Kuvayî Milliye aleyhinde Düveli İtil afiye mümessillerine müracaat ettiler. Ermeni Patriği Zuven Efendi, Neologos gazetesinde neşrettiği bir mektupla harekâtı mîlliyei ahireden dolayı Ermenilerin muhaceret etmekte olduklarını ilin etti.
Maslup Kâzımın kardeşi Hikmet nammda biri, tstanbuldan aldığı talimat ile Adapazarı civarında, basma birtakım müsellâh adamlar toplamağa başladı. Bu Hikmet ismine, mühim bir vesî* kada da tesadüf edeceğiz. Adapazarı civarında, Değ irmen de rede de, para ile adam toplanmağa başlandı, Ç^te halinde toplananların, Geyve hükümetini basmağa karar verdikleri istihbar kılındı. Karaca beyde de buna mümasil ufaktefek harekât görüldü. Bursada, Gümülcüneli İsımı Hin tertip ettiği çetelerin Kuvayi Milliye aleyhine harekâtı hissolunmağa haşlandı. Nigehbancılarm mevkuf bulunan lan bir £Ünde kâffesı hapisten çıkarıldı.
Düşmanlar tarafından, Kuvayi Milliye aleyhinde tertip olunan çetelerin faaliyete başlaması, muhalif blokun alenî hareketi, İstanbul Polis Müdürünün aleyhte faaliyeti, Ali Rıza Paşa Kabi-
185
nesine aleyhtar nazırların mevcudiyeti, bazı teşkilât merkezlerimizi, bilhassa İstanbul merkezimizi naümidiye sevketmeğe başladı (Ves. 171, 172)*
Hükümetin, umumiyetle hiçbir maksat ve karar sahibi olduğunu gösterecek, harekette bulunamaması ve yalnız Dahiliye Nazırı Şerif Paşan m menfi ve seri faaliyetini tasvipkâr davranması, hakikaten şayanı teemmül ve endişe bir manzara ar-zediyordu.
Bu hususta, ilk, hassasiyet ve inisyatif gösteren Ankara oldu. Ankara Vali Vekili Yahya Galip Beyin Srvasa keşide ettiği 15 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifresini; merhum Hayati Beyin im-zasile diğer bir şifre içinde 22 Teşrinievelde Amasyada aldım, O şifre aynen şudur:
Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine
Paja Hazretleri; bû mukadder a ttmın, ne böyle, milletin mukadderatım bil-mi yen büküme le ve ne de sümnıettedarîk gönderilecek valilrr* ttrkede meyiz. Defeatla Zatı Alilerine arzettiğimiz dügünreler nazarı itibara ahmnadı£["djın ılolayı hükümeti merkeziye, mahut Ferit Pa-a Kabinesinin tayin edip te gönderemediği Bitlis Valii Sabıkı Ziya Paşayı buraya ve hayatı memuriyetinde hiçim mevcudiyet göstereniemi| olan Suphi Beyi de, Kimyayı vali tayin etmek «uretile İlk adımım atmağa bağladı, içte bu gibi mülâhazata binaen Meclisi Meb'ut(un Lcgrkkül etmeden evel, hiçbir memuriyete hariçten kiminin getirilmemesini peçende arzetmiş idik. Mademki hükümeti hazıra, buraya yeniden vali gönderme (e kıyam etmiştir, $u halde, buradaki harekâtı milliyenin s ün dürülmesi ilticam ediliyor demektir. Nasıl ki Zatı Âlileri askerlikten istifa ederek bir ferdi millet gibi çatılmağa karar verdiniz* bendeniz de buradan çekilerek ayni suretle milletimin vaı i fecini ifa? a karar verdim. Vali gelınriye kadar vekâleti kime tevdi edeceğimi lütfen bildiriniz Efendim»
15 Teşrinievel 1919 Ankara Vali Vekili
Yahya Galip
Bir gün sora da, 23 Teşrinievelde Cemal Paşanın, 21 Teşrinievel 1919 tarihli şu telgrafını aldnn:
Adet Kadıköy, 21/10/1919
419
Amasyada Mustafa Kemal Paça Hazretlerine
Ankaradan Belediye Reisi ve Mttfti Efendi hariçten gelecek valiyi kabul etttijyeceklerİni, Ankaraya, Ankaradan vali tayin olunması lüzumunu kendi salâhiyetlerine bînncu iddia ediyorlar. Böylece her taraftan ayn ayrı metatip dermeyanı
186
hükümeti müşkül vaziyete sokmaktadır. Bedhahan ve anasın saire, bu gibi ahvali türlü türlü teftir ediyor. (.„) hükümete muzaheret vadi üzerine bu gibi hususların men*i lüzumunu rîca ederim ve nasbi,, iradei semyeya iktiran eden valinin hareketi icap edeceği tabii takdir buy ur ulur. Harbiye Nazırı
CemA
Filhakika, başta Müfti Efendi olduğu halde, (elyevm Diyanet İşleri Reisi bulunan muhterem Rıfat Efendi Hasretleri idi) Ankaralılar, protesto mahiyetinde, îstanbula müracaat etmişlerdi,
Anka rayı teskin ederek, nüfuzu hükümeti, kırmamak için. telgraf bağında, birçok nasayihte bulundum. Fakat, Ankaranm haklı olduğunu, teslim etmemek, mümkün değildi. Nihayet Cemal Paga vasıtasiie hükümete yazdığım telgraftan bahsederek alınacak cevaba kadar, vaziyetin hüsnü idare edilmesini Ankarada Kolordu Kumandan Vekili Mahmut Beye yazdım.
Bu noktada, bilmünasebe bir hakikati arzetmek muvafık olur. Biz, Heyeti Temsiliye, hükümetin vaziyet ve mahiyetini pek âlâ anlamıştık. Erkânı hükümetten, bazriarmm hükümete dahil olmaktan nadim bulundukların t ve bu gibilerin çekilmek için be-hane aradıklarını da anlıyorduk. Bundan başka haricî ve dahilî düşmanlar m ve padişahın müttefikan, Ali Rıza Paga Kabinesi yerine, kendi noktai nazarlarını, açıktan açığa ve süratle tatbik edecek, diğer bir kabineyi mevkii iktidara getirmeğe azim bulunduklarından da, gafil değildik ve bunun için de, Ali Rıza Paşa Kabinesini, ehveni ger buluyorduk. Bîr de, Ferit Paganın sukutundan sora, yeni kabine ile anlaşmak için, geçen dört, beg gün zarfında bazı taraflardan, mümkün olduğu kadar çabuk uyuşmak hususunda aimmış olan tavsiyeler de, bizce nazarı dikkatte tutulması icap eden mana ve mahiyette idi, Binaenaleyh maksada emniyetle vâ&ıl oluncaya kadar, 'lüzum görülürse, biraz da fedakârlık yapmak zaruretini hissediyorduk.
Mahmut Beye yazdığım şifrede bu noktalar da ima edilmişti (Ves. 173),
Cemal Paşaya verdiğim cevabı aynen arzedeceğim:
Şifre
Mahuttur, aceledir Amasya, 34/10/1919
Harbiye Nazırı Cemal Paça Hazretlerine Cı 21/10/1919 tarih ve 419 numaralı şifreye:
Ankaradan, vali hakkında vukubulmug olan müracaat ve istirhamm. esbabı aüyeden neg'et ettiği anlaşılmıştır.
187
Şöyle kî; Deraaadetfrn atman mevsuk haberlerde İngilizler ile İngiliz Muhjpîer Cemiyeti ve İtilâf ve Hürriyet ve Nigübnanoıiarm hıriatiyan anasırile tebriki mesai eyledikleri ve Anadoluya birçok muhalifler ssvktderek teşkilatı milîiyeyi ihlâl ve hükümeti seniyeyi ıskat teşebbütsatına giriştikleri ve bu erbaht meftodetin Adapları ve Bursadan hareket eyledikleri bildirildiği gibi Adapazarmda da son günlerde lıa&ı fili yat görülmedi mucibi endişe olmuştur. Konyaya gönderilen Va!i Suphi Beyin, İngiliz Muhîplfir Cemiyeti İstanbul heyeti idaresi azasından olduğunu, Kon-yada Refet Beye ifade eylemiş bulunduğunun şüyuu, hâsıl olan tereddüdü teşdit eylem içtir. Ankara vilâyetine tayin olunan Ziya Paşanın meslek ve namusu hakkmda bîr şey denemezse de kendisinin ehliyet ve iktidarı da meşkûk görüldüğünden Ankara vilâyeti gibi teşkilat ve harekâtı milliy emilin en mühim meraki zinden biri olan mahalde daha henüz vazıyetler tavazzuh edip sükûnet ve emniyeti lamme husul bulmadan, buradaki mühim vasiyetin resikârma, tamamen mücerrep olmayan âciz bir valinin tayini mucibi tereddüt olmuştur. Ankarada bulunan vali vekili ve kumandan ite Heyeti Temsil İye arasında cereyan eden muhaberat üzerine, hükümeti haziran m, herne suretle olursa olsun, evamirine ve icraatına münkat olmak tabiî görülmüş ve o yolda hareket edilmiş ise de, doğrudan doğruya ahali, tasavvur ettikleri tehlikeye kargı verilen teminatı gayrjkâfi görerek, emniyeti tamme husulüne kadar kendilerince amali milliyeye mutavaatı mücerrep bulunan yalı vekilinin idamei memuriyetini elzem addederek, doğrudan doğruya hükümete müracaat eylemişlerdir. Son işmarı devletleri üzerine» Ankarada icap edenlerle tekrar müdavelei efkâr edilmiş^ hatla mehaxiri olsa dahi, nıahztı nüfuzu hükümeti haleldar etmemek için. Ziya Paşanın hüsnü kabulünün teminine çalışılmıştır. Aıırak, me-haItkten ve mefsedetkârane cereyan eden ahvalden, fevkalâde mütevahhiş olan halkı tatmin etmek mümkün olamamıştır.
Dahiliye Nazırı Paşa Hasretleri, içinde bulunduğumuz vaziyetin nezaket ve ehemmiyetini, düşmanlarımızın nekadar iblisane ve faalâne sarfı mesai eylemekte olduklarını takdir buyurdukları şüphesiz bulunduğuna göre ve makamı nezareti yeni ieçrif buyurmuş ulmalarr j ti har İle 1 ay iki istihdam olan memurini tanımakta mazur oldukları giht Adil Beyin dahi müsteşar lığım yapmış, olan Keşfi Reyîn, eTan müMcşurhk [iıakummda bulunması nazarı dikkate alınınca bilhassa rüeeayi memurinin tayininde ne dereceye kadar ilticamı basiret olunması "tahakkuk edtr- Binaenaleyh Ziya Paşan m şimdilik izam olunmaması hususunun temin hııyumlmascna delâleti şamil eri ve neticesinin emrü imha buyuru İması manız ve müsterh anıdır.
Mustafa Kemal
Efendiler, Ali Fuat Paga, 28 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifresile, îstanbuldaki teşkil âtımız m namıma gönderdikleri bir telgrafı bildirdi. Bu telgrafta verilen malûmat mühimdi.
Çerkez Bekjrin ihdas ettiği malûm vak'a, Adap azan ve civarında Kuvayi Milliye aleyhinde mebdei isyan telâkki edHmig. Bundan ne suretle istifade olunacağı hakkmda «zatı gah a ne, Ferit Paşa, Adil Bey ve Sait Molla ile Ali Kemal Beyden mürekkep^ bir heyet birtakım tasavvuratta bulunmuşlar.
188
Bıı telgrafta, yukarda ismi geçen, Hikmet, hakkında da İzahat veriliyordu. Bu Hikmet, iki ay mukaddem Amasyadan Ada-pazar ma gelmiş, 0 havalide ötedenberî kendisine ve ailesine muhalif olanlar m teşkilâtı milliyeye dahil olduğunu anlamış. Hikmet Bey, Amasyadan geldiğini ve beni tanıdığını ve teşkilâtı milliyeye ancak kendisinin mezun olduğunu ileri sürerek, Sivas la muhabereye kalkışmak ister. Muhalif taraf mâni olur. Hikmet, muhalif teşkilât yapar. Bunu hisseden Sait Molla, Hikmeti elde edecek çareyi bulur Kendisini hıristiy anlar aleyhinde bir isyana teşvik eder»
Efendiler; Hikmet hakkmda ve düşmanlarımız m hıristiyanlar aleyhinde hareket tertiplerine dair verdiğim malumat, bilâhare temas edeceğimiz bazı vaziyetlerin suhuletle anlaşılmasına yarayacağı için, zait addolunmamasını rica ederim (Ves. î?4t 175).
Efendiler, bu malûmat üzerine Cemal Paşaya yazdığım telgrafın aynen manzum âlileri buy uru İmasın r arzu ederim:
Şifre Srvas, 31/30/1519
Harbiye İNfimn C*mai Paşa Hazretlerine
Adapazarı havalisinde, hükümet ve teşkilât; milliye aleyhinde cereyan eden vak*a malûmu sam ileridir. Bu vak'a, vahdeti milliye n in azmi ve hükümeti ne niye* mn tcdabiri hlUeîbe ve katTiyeai aayesindç bertaraf edilmiş isse de benüt oralarda itihmu fesat meveul bulunmaktadır. Milletin vahdeti karalısında, tamamen mahvii nabııt olacağına şüphe yoktur. Ancak, bu harekatı mefsedetkâranedefc Damat Ferit Pasa, Dahilîye Nazırı sabıkı Âdil ve esbakı Al i Kemal Beyler ve Sait Mollanın müşevvik ve müretrlp oldukları anlaşılmıştır. Kı-ndi hıyaneti vataniyelerinden haşka maruzulcsami zevat, gayet hüyiik ve tehlikeli bîr hata daha irtikâp eylemişlerdir. O da, leşebbüaalı mcranetkaranelerinden güya zatı akdesi hümayunun da nıalûmaltar olduğunu işaa etmek gibi bir denaeti kübradır. Kahine heyeti nıuhte-remesinden, kemali hulûs ile, rica ederiz. Vaktii zamanile keyfiyeti sureti müna-sibede zatı paki hümayuna arzeylesinler. Milletin ve teşkilâtının hn gibi eracife elbette atfı ehemmiyet eylemiyeceği bedidardır. Erbabı mef&edetin, yalanlarla, vah-deli milllyeyi lekedar etmek istediklerini ileri sürerek, mahallinde hükümeti seniye tarafından resmen tekzibi suretile, her türlü suiiefelıhümün izalesi ve bu eşhası musırra hakkında letkikatt Ifoime frilîfa takibatı kanun iyeye tevessül kılınması hayatı bir mesele addolunmaktadır Efendim,
Heyeti Ternsiliye nam ma Mustafa Kemal
Efendiler, Ali Kıza Paşa Kabinesinin malûmumuz olan ma- Ali Rıza Palı iy eti terkibine rağmen muhafazasına ve mümkün olduğu kadar s* &abiB esini takviyesine neden lüzum görüldüğünü bir nebze ima etmiştim, tutmak karart
189
Amasyadan, Srvasa avdetimizden sora, Heyeti Temsiliye ve diğer mevcut rüfeka ile aktettiğimiz içtim ada Amasya mülakatı ve saire hakkında arkadaşlara uzunuzadrya izahat verdim. Bu içi imada, Heyeti Temsiliye Mukarreratı Nizamnamesinin 29 Teşrinievel 1919 günü müzakeresine ait a ahifesinde, aynen mukayyet olan şu kararı tespit ettik:
Başta Sadrazam Alî Rıza Paşa olmak üzere cümlesinin âciz, nazarı şahanede bîr mevki tutmak istiyen zevattan oldukları, kısmen harekâtı mili iyeye IeHtar ve kısmen de aleyhtar bulundukları, maahaza» zatı şahanenin ilk fırsatta, bunları ıskat ite yerine istibdadı idama edebilecek bîr heyet getirmek îsıiyccegı cihetle, meclisi millî teşekkül edip vezaifî teşri iyesini İfaya mübaşeret edintiye kadar. Heyeti Tenisi Üyen in bu kabineyi muhafaza etmesinin, vatan ve millet için hayırlı bir suret olduğu, kabul olundu.
Filhakika, bu kararımızı tatbik ettik. Bunu teyit eden bir hususu, bu münasebetle arzedeyûn: Istanbuldaki teşkilâtımız» mevsuk istihbarata müstenit olduğunu bildirdiği bazı malûmatı, 31 Teşrinievel 1919 tarihinde, bize iblâğ etti. O malûmat şu idi:
«îki gundenberi, Kiraz Hamdi Paşa mabeyne gidiyor, iki üç saat huzurda kalıyor ve su karar tespit olunuyor. Müşür Zeki Paşa tahtı riyasetinde bir kabine teşkil edilecek, Hamdi Paşa Harbiye Nazın, Prens Sabahattin Bey Hariciye Nazırı, Tevfik Hamdi Bey Dahiliye, Eşref, Mahir Sait ve saire diğer nezaretleri alacaktır. Bunlardan Sabahattin ve Mahir Saide henüz teklifat olmamıştır. Zatı şahane, Ali Rıza Paşaya, vakti münasibinde belki bugünlerde, istifa teklif edecektir. Bu meselede, evelce faaliyetinden bahsolunan blok, bir cemiyeti hafiye vardır.» Bu malûmat üzerine, Cemal Paşaya, 2 Teşrinisani 1919 da, sadrazamın hiçbir sebep ve behane ile mevkiini terketmemesi lüzumu katisinin bildirilmesi ve bu takdirde bütün memleketin îstanbul ile sureti kat'iyede kat'ı alâka edeceği bildirildi (Ves 176). Rumeli ve Ana dol uda bulunan bütün kumandanlara da, vaziyetten ve Cemal Paşaya yazılan telgraftan malûmat verildi ve vaziyetten temasta bulunulan Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyelerini haberdar etmek lüzumu da bildirildi (Ves. 177).
Efendiler. Salih Paşan m, I&tanbula avdeti üzerine, 21 Teşrinievel tarihli protokolda mezkûr olan ve mühim olduğunu maruzatım sırasmda işaret eylediğim nokta üzerinde, yani Meclisi Meb'usanın mahalli içtimai hakkında, hükümetle aramızda münakaşa başladı. Hükümetin Cemal Paşa vasıtasıle yazdıkları, bizim
190
demıeyan ettiğimiz mütaleat, bir defa daha, mütaleaya değer iti-kadındayım. Bu muhaberatımızın esasım Büyük Millet Meclisinin ilk içtimama ait zabıtnamede görebileceğiniz cihetle burada, ondan tekrar baheetmiyeceğim*
Ancak Efendiler^ bu husustaki muhaberat ve münakasat, yalnız hükümeti merkeziye ve Cemal Pasa ile cereyan etmekle kalmıyor. Bütün memleketin ve bilhassa ıstanbuldaki teşkilâtımızın, bu meseleye dair noktai nazarım anlamak icap ediyordu. Burada, bu cihetlere müteallik bazı malûmat arzedeceğim.
istanbul teşkilâtımızdan, 13 Teşrinievel 1919 tarihinde vu-kubulmuş olan ilk istimzaç telgrafımıza verdikleri 20 Teşrinievel 1919 tarihli cevapta, «meb'usamn tstanbulda toplanmasında bir mahzur ve tehlike olmadığı, Düveli itilâf iyenin herhangi bir hareketlerinin cihanı medeniyete karşı suitesir yapacağının imkân dahilinde görüldüğü» beyanma; yalnız «kuvvei teşriiye, hali hazır salâhiyetinin tevsiine teşebbüs ederse, zatı şahanenin Meclisi feshetmeğe kalkışması ve muhaliflerin tehlikeli vaziyet almaları, Düveli Mü telif enin de bundan bilistifade, Zatı Devletleri gibi zevata taarruz etmeğe içtisarlan muhtemeldir.» haberi ilâve olunuyordu. Bu telgraf m nihayetinde, «bizim akti sulha kadar, tstanbula ayak basmamaklığnnız ve meb'us ohııamaklığmıız» tavsiye olunuyordu fFes, 178, 179).
tstanbulda teşkilât merkezimizden, Kara Vasıf Beyin gizli ve Şevket Beyin açık imzasüe aldığımız 30 Teşrinievel 1919 tarihli şifrede teşkilâtımıza mensup olanların mütaleatı, birçok zevatın mütalealarile takviye edilmekte idi. Bu şifrenin birinci maddesi şöyle başlıyordu: «Ahmet îzzet Paşa, sadrazam, harbiye nazın, erkâuıharbiye reisi, nafıa nazırı ve programlara bihakkın sadık ve hadim olan ve sadakatile beraber mühim de bir kuvveti bulunan Göz Tabibi Esat Paşa ile ayrıca Rauf Ahmet Bey ve sair zevatla gerek talepleri ve gerek münasebet itibarile görüştüm. Bütün efkârın itimat ettiği noktalar berveçhiatidir:»
Bundan sora, bütün efkârın müttehit olduğu noktalar hulâsa ediliyordu:
1) Meclisi Meb'usanm sureti mutlakada tstanbulda içtimai zaruridir. Yalnız, biz, tstanbula gitmemeliyiz. Sadrazam paşa, Meclisin tstanbulda huzuru vicdan ile ittihazı karar eyliyebilece-ğini, ecanipten söz alarak vadetti. Fakat, yalnız, bizim için teminat almak mümkün olamryacağmdan meb'us olurlarsa, mezun
Akti sulha kadar İst an l-j ıı-la ayale basma maki ıhımız ve mtb'-ua ol ma mak-h^ımız tavsiyesi
191
olarak veyahut mcb'us olmryarak, daha âl i, mahbubu kulttp kah maları muvafık olur, deniliyordu*
Bir (b) fıkrasında, «zaten hükümet, aktedilecek muahedede temsili nisbiyi ekalliyetlerin hukuku namına kabule mecburdur. Şu halde, meclisi millinin, ekalliyetlerin de yeniden iştiraki için dağıtılıp tekrar toplanması mehafilce katiyetle ümit edilmektedir.» gibi yeni bir malûmat veriliyordu.
Bir (c) fıkrasında da «hükümet hakikaten hüsnüniyet sahibi ve müstağnidir*» teminatı okunuyordu,
2) nci maddede de: «mümkün mertebe sosyalist, birkaç temiz Hürriyet ve İt il afçı ilâh.„ çıkarmak» gibi bizim ani ly amaya* cağımız muğlak ve müşevveş bir zihniyetin ifadesine tesadüf ediyorduk. Ondan sora:
3} üncü maddeyi: «hükümeti müşkülâta düşürmemek.»
4) üncü maddeyi de: «bize zararı dokunacakları her suretle temin ederek elde etmek istiyorum. Her taraf ta, bana bunu tavsiye ediyor. Meselâ, Re fi Cevat, sosyalistler gibi» mütaleaları teşkil ediyordu (Ves. 180).
1 ve 4 Teşrinievel 1919 tarihlerinde Îstanbuldaki teşkilâtımıza uzun mütalea ve tahlilleri havi cevaplar verdik. Bu cevaplarımızda, ezcümle: «Meb'usanm Îstanbulda içtimai tamamen tehlikeli ve mahzurludur.» dedik ve izah ettik. Cemal Paşa vasıta-sile hükümete bildirdiğimiz mütalea'lan hulâsa eyledik. «Bizim için mevcut tehlikenin, bütün millet vekilleri için varit olduğunu» ispata çalıştık. «Bizim, seyirci mevkiinde kalmamız, behemehal arzu buyuruluyorsa esbabı mueibesile» iş'armr talep ettik (Ves. 181
Yalnız, Kara Vasıf Beye hitap 6İan telgraf namede:
«Ahmet İzzet Paşa Hazretleri, esasen harekâtı milliyenin Îstanbulda katliama sebep olabileceği zannmda idi. Sözlerinin mesmu olması, evvelemirde bu itikatlarının, tebeddül edip etmediğini bilmekle kaimdir. Harbiye Nazırı Cemal Paşa Hazretlerine gelince; müşarileyhin de mütereddit olduğu meçhulünüz değildir. Abuk Paşa da ayni evsaf ve haleti ruhiyededir. Göz Tabibi Esat Paşa hakkında kat1! bir fikrim yoktur. Yalnız bazıları bu zatr son derece mahdudülfikir, pek fazla harisi ganü şöhret gösteriyorlar. Velhasıl, azim ve fikirlerinde istikrar ve isabet mevcut olmayan ve Îstanbulda düşman tazyiki altmda düşünen
192
rical ve zevatın nasayihi şayanı tetkiktir.» dedikten ve mevzuu* bahs, mahalli içtima, hakkında tekrar muhtemel mehalik ve me-haziri say duttan sora «asıl şayanı istiğrap nokta, bizi-, malûmül-esami iki üç kişiyi teminde izharı aczeden hükümetin, diğer meb'usları nasd vikaye edebileceği meselesidir.
Bizde, yavaş yavaş hâsıl olmağa bağlayan fikir ve kanaat, maalesef ecnebiler değil, belki onlardan ziyade hükümet ricali hamasi ile zevatı saireden bazılannm, bizi, mahzurlu addeylemekte olmalarıdır.» dedik
Bundan soraki fıkraların birinde: «temsili nisbinm kabulü zarureti karşısında Meclisin d ağıtı İmasını şimdiden düşünen bir muhitte, Meclisi Meb'usanırı toplanılmamasr lüzumu tabiî görülmek iktiza eder.» zannmı ifade ettik.
Bir fıkrada da; hükümetin müstağni bulunduğu kay din den bir şey anlayamadığımızı işaret ederek «gayesinin bizi müşkül zamanlarda yalnız bırakmak mıdır?» sualinden sora, onlar m bir fikirlerine cevap olarak ta, «muhaliflerin mevkii iktidara gedmesinden korkmak fayda vermez. Binaenaleyh, bundan dolayı tebdili meslek ve meşrep edilemez.» dedik (Ve$. 182),
Efendiler, bu muhaberattan ve bu muhaberatta dermeyan olunan mütaleattan suhuletle istin bat olunmakta idi ki, bizim, İstanbul daki teşkilatımızın seramedanı, hükümet ricalinin, gunun, bunun mütalealarma zebun kalmışlar ve artık port parol olmak* tan başka bîr vazife ifa etmiyorlardı.
işte, diğer bir şifre telgraf name ki, 6 Teşrinisani 1919 tarihinde, yazılıyor, fakat gifrenin metnini Kara Vasıf Beyin mütaleası ve imzası teşjkil ediyor ve Harbiye Nazırı Cemal Paşa imzasüe geliyordu. Bu şifrede, yine mahalli içtimadan bahsolunarak bilhassa: «evvelâ mehaziri siyasiye var. Saniyen mehaziri idariye vart salisen de imkânı içtima yoktur,..... Zaruret^ hisse hâkim olmalıdır,». Muvafık cevabmm acilen kabineye iş'ar buyurunuz» sözl erile tazyik yapflryor ve «Japon Biz a Beyle pek yakında iyi haberlerle size mülâki olacağım» tepgiratmda bulunuluyordu. «Sulhu selâmeti tamamen kazandık demektir. Millî Türk, keza. Bizim; Millî Ahrarı yıkryoruz. Millî kongre yola gelecek» cümle-sile de iyi haberlerin nelere, ne gibi vahi şeylere müteallik olduğunu işarette istical ediliyordu (Ves. 183).
Kara Vasıf Beye, 7 Teşrinisani 1919 da, serian Srvasa gelmesini yazdım.
ıs
19a
Kara Vasıf Beyin, yine aynî meseleye mütedair gönderdiği, 19 Teşrinisani 1919 tarihli şifresinde uzun mütaleatma istinat ettirdiği muhakeme ve mantığını şu cümlede hulâsa ediyordu;
«(Kuvayi Milliye ile hemfikir olan Meclis, padigaha karşı ilânı husumet eylerse, Anadolu kimin arkasından gider?!..... Kuvayi
Milliyeye mi tabi o£sun?L...
Meclîsi Ana doluda toplamak fikrinden feragat bir farizai vataniyedir..,» (Ves. 184).
Efendiler, çok mühim olan, bu mahalli içtima meselesine, hotbehot karar vermek ve bu kararı mîllete ve intihap olunan m eh'uslara tatbik ettirmek, pek hata ma k olurdu. Bu sebeple çok dikkat ve hassasiyetle bütün hususî, umumî efkâr ve hissiyatı tetebbu etmek, temayülü hakikiyi anlayarak kabili icra kararı bulmak zarureti karşısında bulunuyordum.
Bir taraftan, gördüğünüz gibi İstanbul ricaHle muhabere ederken, bîr taraftan da, muhtelif vasıtalarla efkârı umumiyeyi istimzaç ediyordum. Vereceğim kararın temini tatbiki için ordunun noktai nazarını almak ta pek mühimdi. Bu sebeple daha teşrinievel in 29 unda, On Beşinci, Yirminci. On İkinci ve Üçüncü Kolordu Kumandanlarını Sıvasta bir içtimaa davet ettim.
Diyarbckirdeki Kolordu Kuman dan ma, Edirne deki Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Beye, Bursa da Yusuf İzzet Paşaya, Ba-lıkesirde Kâzım Paşaya, Burs ad a Bekir Sami Beye de «kendilerini budiyeti mesafe ve vaziyeti husus iyeleri icabı davet etmediğimi ve mukarreratı bildireceğimin yazdım (Ves. 185, 186)*
Efendiler, davet olunan kumandanlardan, Salâhattin Bey saten Sıvasta idi. Kâzım Kara Bekir Paşa Erzurum dan, Ali Fuat Paşa Ankaradan ve Konya daki Kolordu Kumandan mm cephe ile bazı mühim vaziyetleri bizzat halli lâzım geldiğinden ana vekâleten Erkândı ar biyesi Reisi Şemsettin Bey Konya dan gelip Srvas-ta toplandılar. Heyeti Temsili y ey e dahil olan ve olmayıp ta refakatlerinden istifade olunan zevat ile ve kumandanların iştirakîle. 16 Teşrinisani 1919 günü müzakerata başladık. Buznamei mü-zakeratımız şu üç noktaya münhasır olacaktı:
1) Meclîsi Meb'usanm mahalli içtimai.
2) Badeliçüma Heyeti Temsiliye ve teşkilâtı mili iyenin alacağı şekil ve tarzı faaliyeti.
3) Paris Sulh Konferansının hakkımızda müspet veya menfi bir karar vermesi haline karşı tarzı hareket.
194
Efendiler, bu tarihe kadar, Cemiyet heyeti merkeziy elerimiz- Dört ay km
den, vaki olan is ti lam atımıza, vürut eden cevaplar, dört noktai noktai nazar
nazara ayrılıyordu. ve aldırımız
karar
1) inci noktai navara göre; Meclisi Meb'usanm hariçte içtimai muvafık görülüyordu.
2) inci noktai nazara göre ki, bu noktai nazarı ser d edeni erin bagmda Erzurum, Trabzon, Bahkesir ve bütün Karesi, Saruhan heyetleri bulunuyordu; tstanbulda» Istanbuldaki rical ve zevatın hemen kamilen bu fikirde olduğunu biliyoruz. Padişahın arzusu, hükümetin ısrarı da bu idi.
3) üncü noktai nazar ki, Trakya - Pasaelinin fikri idi; İstanbul civarında,,
4) Bir krsrm heyeti merkeziyeler de, Salih Paşanın, kanaati zatiyelerine istinaden hükümetin muvafakati halinde, hariçte içtima da bir mahzur görmüyorlardı.
Efendiler, hükümeti merkeziye ve onun yardakçıların m, efkârı umumiyeyi ne derece teşettüt ve teşevvüşe uğratmış olduğunu; milletin izhar ettiği, hu ihtilâfı efkârdan suhuletle anlamak kabildir.
Artık, bunun üzerine, rsrarın, muzır netayiç vereceğine hükmetmek te müşkül değildir.
Şimdi, 16 Teşrinisani 1919 dan 29 Teşrinisani 1919 tarihine kadar, günlerce devam eden müzakere ve mü mı kaş ut tan çıkan netayiç ve mukarrerat zaptmı aynen nazarr ıttıiaı âlilerinize ar-zediyomm:
1 — MenLiai Millinin htanbulda içtimaındaki mehazir v« mehalike rağmen, hükümeti çeniyemn hariçte içtima ma ademi muvafakati yüzünden ve memleketi buhrana duçar etmekten içtinaben, tstanbulda içtimai zarureti kabul edildi. Ancak atideki tedahirin ittihazı lüzumu takarrür etli:
a) Bilûmum uıebTu9İarı vaziyet hakkında tenvir ile münferiden ınütalcaUrmu talep etmek.
b) MebWar, letanbuLa gitmeden eveît Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir ve Edirne gibi mahallerde kısım kısım toplanarak Meclîsi Millinin tstanbulda içtim ama nazaran gerek tstanbulda ve gerek hariçte alınması lâzımgelen emniyet tedabirini ve programımızın esasatını müdafaa edceek kuvvetli bir grupun vuruda getirilmesi esbabım tezekkür ve teemmül eylemesi.
c) Teşkilâtı cemiyeti, süratle teşmil ve tarfin için kolordu ku inanda ularının, mıutaka kumandanları ve ahziaeker rüesaeı vasıtasile delâleti seriai filiyede bulunmaları*
195
d) Bilcümle rüesayı memurini mülkiyeden her ihtimale karşı, Teşkilatı Mîlliyeye sadakatte bulunacaklarına dair söz almak ve kendilerinin vesaiti mevelide* lerile teşkilâtı cemiyeti, taazzuv ettirmeğe sürati tevessüllerini talep etmek,
2 — Meclisi Millî Îstanbulda içtima ettikten sora, meb'usan, emniyet vc serbestli tam île va^İfei teşriiye eylemekte olduklarım teyit edeceği güne kadar* Heyeti Temelliye, şimdiye kadar olduğu gibi hariçte kalarak vazifei milLiyesine devam edecektir. Ancak bilcümle livalardan ve meb'us olan zevattan intihap edilmek Üzere birer ve vilâyet ve müstakil livalardan ikîştr zatın, nizamnamenin sekizinci maddesine istinaden Heyeti Temsiliye azası olarak Eskişehir kurhünde cemcdîlcrek, vaziyetin tavzihi ve Meclisi Meb'usanda sureti hareketin takriri tezekkür edilecektir. Bu sebeple Heyeti Temsiliye dahi mahalli mezkûre intikal edecektir. Bu içtimai müteakip Heyeti Temsiliye sureti münasibede takviye olunduktan sora diğer zevat Istanbula Meclisi Milliye gideceklerdir. Heyeti Temsil iyenin, vazifeye devam ettiği müddetçe, teşkilatı milli yenin şekil vc tarzı faaliyeti, nizamnamede münderic olduğu gibi olacaktır.
Meclisi Meb'usan, emniyeti mutlaka içinde bulunduğunu teyit ettiği zaman, Heyeti Temsiliye, nizamnamede mevcut salâhiyetine istinaden, Umumî Kongreyi içtimaa davet ederek on birinci madde mucibince, cemiyetin alacağı vaziyeti atiyenin takarrürünü» Kongrenin kararma terkedecektir* Kongrenin mahalli içtimai ve «urett in'ikadr, o zamanki ahval ve ieabata tâbi olacaktır. Kongrenin davet olunduğu zaman ile in'îkadı ara&mda geçecek müddet zarfında Heyeti Temsiliye, hükümeti merkeziye ve Meclisi Meb'usan riyaseti île mecburiyeti kafiye görmedikçe münasebutt resmi* yede bulunmam.
3 —Paris Sulh Konferansı, hakkımızda menfî bir karar verdiği ve hükümet ve meclisi millice kahul ve tasdik edildiği halde vesaiti gerini münaKibo ile iradei milliye bilistinızaç nizamnamede musarrah olan esasattn istihsaline çakılacaktır.
Mustafa Kemal
Rüstem Mazbar Müfit Ali Fuat Hüsrev Hüseyin Rauf
Kaztm Kara Bekir Hakkt Behiç Hüseyin Salâhallin
ibrahim Süreyya Bekir Sami' Ömer Mümtaz Vastf
K, 12 Erkânıharbiye Reisi Şemsettin
Efendiler, bu mukarrerat mucibince, meb'usları tenvir için* verdiğimiz malûmat ve talimatı aynen arzedeceğim.
intihap olunan meb*uslara iblâğ edilen malûmat ve talimat, gudur:
Madde 1 — Istanbulun Düveli İtilafîye ve bilhassa İngiliz kuvayî berriyesinîn tahtı işgalinde ve kuvayî bahriyesinin tahtı muhasarasında olduğu ve Kuvayi İnzibatiye-
Meb'us! ara verilen talimat
196
sinin ecanip elinde vk muhtelit bir surette bulunduğu malûmdur. Bundan başka» Rumların kendilerinden İstanbul meb'usu namile kırk kişi intihap ettikleri ve Ari-nadan geltni§ Yunan rüesa ve kumandanları tahtı idaresinde olmak üzere, hafi polis ve kuvvei ihtilaliye teşkilâtı yaparak, devletimize anı lâzımında asi bir vaziyet alacak-[arı tahakkuk etmiştir. Hükümetin Istanbulda maatteessüf mukayyet olduğunu itiraf eylemek mecburiyeti vardır. Bu esbaptan nagi, Meclisi Millinin mahalli içtimaını münakaşa etmek gibi bir mesele tahaddüs eylemiş bulunuyor. Meclisi Millî İstanbul-da în'ikat eylediği takdîdre, nıeb'usamn ifa edecekleri vazifei vataniye nazarı dikkate alınırsa, mehalike maruz kalmalarından cidden tevahhuş olunur. Filhakika, İtilâf Devletlerinin mütareke ahkamını bozarak ve sulhun takarrürüne intizara lüzum gör» meksîzin, vatanımızın aksamı mühim meşini işgal ve anasın hrmliyaniyeye hukukumuza tecavüz fırsatını bahşeylemck suretîîe, vukubulan hakşîkenane muamelâtını, tenkit ve ret île tamamiyeti mülkiye ve masuniyeti istiklâlimizi azimkârâne bîr surette talep vc müdafaa edecek olan heyeti meb'usanin dağıtılması ve azasmın tevkif veya içlâ edilmesi müstebat değildir. Karsta in'ikat eden İslâm Şûrayı Millisine İngilizlerin yaptıkları gibi, Intihabata iştirak eyleme mis olan anasırı hırîstiyaniyenin ve onlara pey re v olan İngiliz Muhipler ve Nigehban Cemiyetlerinin, bu hususta düşmanların amalini tervicen her türlü fenalığa tagaddi eyliyekilecekleri de varidi hatırdır. Binaenaleyh Meclîsi Millinin tstanbulda içtimai, meclisten İntizar olunan vazifei ciddiye ve tari-hiyenin ifasını akim bırakacağı ve Meclisi Millî, devlet ve mîlletin timsali istiklâli olduğundan ana vurulacak darbe ile istiklalimizin de rahnedar edileceği müstağni! arzdır. Kahine namına Amasyacta Heyeti Ternsiliye ile müzakeratta bulunan Bahriye Nazırı Salih Pa^a Hazretleri dahi, hu hakayikı derpiş ile Meclisi Millinin îstanbulun haricinde emin bir mahalde içtimai lüzumuna vicdanen Ve fikren kanaat hâsıl etmiş ve bu husustaki muvafakatini imzası tahtında teyit eyîemigtir. Meclisi Millinin düşman tesirinden azade ve emniyeti mu ti akayı haiz bir mahalde içtimai halinde, Istanbulda içtimama nazaran mutasavver bilcümle mehazir, bertaraf edilmiş olacağı gibi makamı hilâfet ve saltanatın tehlikede bulunduğunu cihan efkârı umum iyesine ve betahsis alemi islâm a filen ihsas etmiş olacak ve istiklâl ve mevcudiyeti milliyemizin aleyhinde sudum memul bîr karar karşısında vazaifi milliye ve vataniyenini ifaya kadir bir halde bulunacak ve İtilâf Devletleri nazarında meclisin mukadderatı millete tamamen hâkim bulunduğu daha bariz bir surette izhar olunabilecektir. Meclisin hariçti- içtinıaında varidi haiır olan mehazir berveçhiatâdir:
Bcdhahan, İstanbul dan vazgeçildiği tarzında muzır bir propagandaya fırsat bulacaktır. Hükümet, tstanbulda olduğu gibi, meclisle temas Ve irtibatında mazharı suhulet olamıyacaktır. Meclisin merasimi iftitahiyesi, zatı şahaneyi seyahat külfetine maruz bırakmamak maksadtle, tevkil buyuracakları bîr zat vasıtasile olabilecektir, İşte bu mehaz ire istinat eden hükümeti hazıra Meclisi Milinin hariçte küşadına muvafakat eylememifjtir. Bu ademî muvafakat yükünden mehaziri mevcudeye, atîdeki mahzurlar dahi İnzimam eylemekte bulunmuştur:
Meclîsi Millinin kanunî bîr şekilde içtimai, Meclisi Meb'u&an ve Ayanın ayni zamanda ve ayni mahalde bulunmasına vabeste olduğundan hükümetin hariçte tensip edeceği bir mahalde içtimaa muvafakat etmemesi yüzünden Meclîsi Ayan ve hükümet, hariçteki içtimaa icabet etmiyecek ve zatı şahaneye usulü dairesinde meclisi kuşat et* tirmiyecektir.
i S una nazaran, Meclisi Millinin hariçte içtimaina kanunen imkân kalmayıp tstanbulda in'ikadı mehaziri marazaya rağmen zaruret hükmüne girmiş bulunuyor.
197
¦
Mcb'UGunf kiranı Îstanbula gitmekte tereddüt gösterip hariste kendiliklerinden toplandıkları tekdirde, vücuda gelecek hu içtima bittabi Mecli$j Millinin malûm olan mahiyeti tcsriiyesİ seklinde olamam Belki milletin mevcudiyetini, amalini, istiklalini temsil ve mukadderatı hakkında verilecek hükümleri tenkit ve millete istinaden reddedebilecek bir içtimai milli şeklinde olabilir- Bu takdirde, Meclisi Mîllî de bittabi ts-tanbulda in'tkat etmemeğe mahkûm kalır. Bu tarzı hareket, hükümetin itiraz ve aleyhinde tedabiri zeCriyeyî ve bimıetice mıUetie hükümeti merkeziye arasında İnkıta( münaaebatı mucip olması da varidi hatırdır. Meb'u sanın bir kısmının Îstanbula giv mest ise* bu baptaki mabauru tezyit edebilir
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti balada eerdolunan bilcümle huşu salı mı/un dikkat ve münakaşadan geçirdikten sora, Meclîsi Millinin Istanbulda içtimai zaruretine karsı, vazıyetten bilcümle meb'usları haberdar ederek herbirinîn mütalea ve noktai nazarlarını istihsal eylemeği vazife addetmiştir. Bundan başka İstanbul da Meclisi Milliye dahil olmadan evel, mcb*usini kiramın, suhuleti içtima nazarı dikkate alınarak bazı mevkilerde toplanıp atideki hususatı tezekkür ve netayici müzakeratı tevhit nıaksadile Heyeti Tcmşiliyeye belermeleri Lüzumlu örülmüştür. Tezekkür olunacak hu sus at şunlardır:
a) İstanbulda içtima zaruretine karşı İtfanbulda ve haricen umum vatanda ittihaz olunması lâzmıgeten tedabir ve tertibat;
b } Medtsî Meb'usanda vatanın tamamisini ve devlet ve mîlletin istiklâlini tahlis-ten ibaret olan gayeyi muhafaza ve müdafaa 15in müttefik ve azimkar bir grup vücuda getirmek esbabının teemmülü.
Meb'usanm mezkûr hususatta müdavelcî efkâr için toplanmaları münasip gö» rülen mevaki şunlardır:
Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir, Bursa, Bandırma, Edirne.
Madde 2 — Birinci maddeyi aynen rmntak&z alilerinde bulunan mebuslara tebliğ ila evvelâ; şahsî mütalealarını, sürati mümkine ile istihsal ve bilâîfatei an Heyeti Temsil iyeye iblâğ ve mıntakai âliler indeki heyeti merkeziyelere de ita île bu bu» susta faaliyetlerinin temini,
Saniyen; mıntakai âlilerindeki meb'usların birinci maddede tasrih olunan mo vakide ictimalarmı teshil ve teinin ile neticei müzakerelerinin Heyeti Tcmşiliyeye iblağı için iktiza eden tertibat ve tedabirin ahzi müsterhamdır.
Mıntakat âlileri dahilinde meb'us olup balen îstanbulda bulunanların Îstanbula karip içtima mahallerinden birine, dairei intihali i yelerince davet ettirilmesi lâzımdır*
Tearinievel Efendiler, 1919 senesi Tegrinieveline ait olup temas etmek
1919 da mü. istediğim bazı hususatı da, birkaç kelime ile hulâsa etmeme mühim dahil 1 s sadenizi rica ederim.
îzmir vilâyeti dahilinde, tahtı işgalde bulanan islâm ahaliye zulüm ve katil tatbik olunuyordu. Bunun için, Düveli ttilâfîye mümessilleri nezdiude müessir teşebbüslerde bulunma s mı, hükümetten rica ettik. Yunanlıların zulüm ve itisafr devam ederse mukabelebilmisle mecbur kalınacağım da bildirdik. İzmir feca-yii üzerine îstanbulda bir miting aktedilmek istenmişti. Buna
198
mümanaat edildiği istihbar olunması üzerine, Cemal Paşanın nazarı dikkatini celbettik.
Anzavur, Bandırma havalisinde, hainane ve can iy an e eFale başlamıştı (Ves. ]87). tzalei mazarratı için ve Karabiga ve Bandırma ta raflar ma çıkan Nigehban Cemiyetine mensup zabitler hakkmda Balıkesir de Kâz mı Paşaya ve daha münasebettar olanlara yazdık. Otuz kadar Nigehbancı zabitin de bir ecnebi işgaline zemin hazırlamak için, hiristiyanlara karşı hareket etmek üzere, Trabzon ve Samsuna çıkacaklar mı istihbar ettik. Derhal K. O. 15 in ve Cauik mutasarrıf mm nazarı dikkatlerini celbettik.
Malûmu âlileridir, Maraş, Urfa, Aymtapta bidayette İngiliz kıtaatı vardı. Bu kıtaatı Fransız askerleri tebdil etti. Bu münasebetle tekrar işgali men'e çalıştık. Vukuundan sora da evvelâ siyasî, badehu filî tesebbüsata geçtik.
Bozkırda, yeniden mühimce bir kıyam çıktı. Onun itfası için muhtelif tedbîrlere tevessül ettik.
Maraş ve Ay m taba Kılıç Ali Beyi ve Kilikya mm takasına da Topçu Binbaşısı Kemal ve Yüzbaşı Osman Tufan Beyleri göndererek ciddi teşkilât ve teşebbüs a ta geçtik.
Efendiler, bu münasebetle hatırıma gelen bir noktayı da arşı etmiş bulunayım: Srvas Kongresinden sora* kongreler nizamname ve beyannamelerinden başka, Heyeti Temsiliye, mesuliyeti üzerine alarak Srvas Kongresi Nizamnamesine lahika olmak üzere,
«Müdafaai Hukuk Cemiyeti Teşkilât Nizamnamesine Lahika* dır (l)y) serlevhalı, yalnız alâkadarana mahsus ve mahremdir ka* yitli, millî teşkilâtı müsellâhaya mahsus hafi bir talimat tanzim etti. Düşmanla temasta bulunulan mahallerde bu talimata göre müsellâh müfrezeler, kıt'alar teşekkül etti (Ves. 188).
Efendiler, 2 Teşrinisanide, Harbiye Nazırı Cemal Paşadan Ali RuaFe-aldığım bir şifre telgraftı amede: «Zaten az olmayan dedikodulara ?a KabiDesi biri daha ilâve olundu. Ziya Paganın, Ankaraya kadar gitmemesi fıtrinde mu-muzaheret buyur ulan hükümetin kesri nüfuzundan başka bir manaya delâlet edemez. Bu meselede hükümet, fikrinde musirdir:» denilmekte ve bunun cevabmm süratle beklenilmekte olduğu bildirilmekte îdi- Ziya Paşan m gönderilmemesi hakkındaki ricamıza, hükümet iltifat etmemişti. Ziya Paşayı memur ve izam eylemişti. Ziya Paşa, Eskîşehre kadar gelmiş ve oradan mezuniyet alarak geri dönmüştü,
199
Cemal Pasa, ayni telgrafnamesin de, «Bozkrr hadisesinden dolayı matbuata tebliğ buyurulan beyannamenin tarzını, hükümet aramızdaki itilâfa mugayir görmektedir,^ diyordu. Halbuki böyle bir beyannamemiz yoktu.
Cemal Pa ganin bu telgraf ma, şu cevabı verdik:
Şifre Sivas, 3/11/1*19
Acele
Harbîye Nöiirı Cemal Paşa Hazretlerine C: 2/11/1919 tarih 501 numaralı «Üre:
1 —Hükümetle teşkilâtı milliye arasın da samimî bir itilâf, hakikî bir vahdet esatt kabul eyledik. ZaU devletleri vattt&Sİle pek muhitti bir istirhamımız var idi. O da, maksadı meşru tegkilatt miIIiyeyi halelden vikaye için bilcümle rüesayı memurinin hu nokta i nazardan intihabı, muhalif olanların tebdili idi. Bunlara ait mükerrer iatirhamatımıza cevap alamadık. Trabzon, Diyarbekir valileri, Antalya Mutasarrıfı hakkında ne yapıldığım Iıenü* bilmiyoruz- Bilakis vaziyeti m ahali iye yi tetkik etmeksizin, Dahiliye Nezareti, Konyaya, gayet zayıf, İçiz, Muhipler Cemiyeti azasından Suphi Beyi vali olarak gönderdi. Dahiliye Nazırının bu mesailde bizimle hiçbir temas ve münasebet kabul etmediği, adeta teşkilâtı milli yeye muhalefetkâr hareket eylediği zehabı hâsıl oluyor. Bu fikrimizde yaralıyorsak tashih ve tenvirimizi rica ederiz. Ankara Valisi Ziya Paşanın arzusu ile ıneamniyct aldıiım arzet-mistim. Tabiî yine kendisi^ resmen Ankara valizi addolunmaktadır. Fakat arzet-liğiın noktadaki sek ve zan izale olununcaya kadar, vali i müşarileyhin mezuniyetten istifadeye devam eylemesi en hayırlı şekil olarak kabul olunmalıdır. Polis Müdiriydi nin el'an Nurettin Bey gibi bir zat elinde bulunmakta olması, zatı devletinizin de* bu pek mühim noktaya karşı lakayt davranmakta olduğunuza dair bir fikir vermektedir* Halbuki, bu tesaraühün neticesi hem hükümete, hem de teşkilâtı mîlliyeye muzır olacaktır. Heyeti TenuiUyemiün teşkilat ve vahdeti milliyeyi ihlâl edecek en ufak bîr bale karşı müsamahakar davra najmyacağım, elbette, mazur görürsünüz*
2 — Bozkır hadisesi hakkmda, Heyeti Temsiliye tarafından, matbuata bir be* yanname verilmemiştir. Bunda bir yanlışlık olacakta, Muhtemeldir ki, bu İş/arat, lradei Milliye gazetesinin istihbaratı olacaktır, Heyeti Teuısiliyenin bir gazeteyi san-söre salâhiyeti olmadığı malûmu samilcridir. Maahaza, celbi nazarı dikkat olunmak üzere, hu ajans muhteviyatında, hükümetle aramızdaki itilafa mugayir görülen nikatm İzah buynrulmasinı istirham eyleriz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Heyeti Temsil iyenin murahhası ve harekâtı milliyenin mü-revvici olduğunu iddia eden Cemal Paşanın telgrafnnıza cevabı şudur;
200
Harbîye, 4/5 Jl,m»
Sıvasta K. O. 3 Kumandanlığına
r
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine: Eyyannamei resmide yas ildiği veçhile, hükümeti hazıra; böyle bir zamanda, ınab^a vatan ve memlekete hizmet emeUle azîm mesuliyeti derubde etmig ve bu vazifesini ifa için kemali bitarafı ve hulûs ile hareket etmekte bulunmuş olduğundan, nikatı atiyenin izah ma lüzumu aeil hâsıl oldu:
Evvelenj meb'usan İntihabına anasırı gayrimüslime iştirak etmediği gibi firakı muhtelife dahi elyevm müçtenip variyettedir. Firakı muhtelife, memlekette iki hükümet mevcut olduğunu ve intihabatm bitaraf aile İcra kılınmadım sebep olarak göstermekte ve anasırı gayrimüslimcnin dahi bilâhare bu sebebe ınebni iştirak etmediğini ^ermeyan eylemesi pek melhuz bulunmakla... İntihabatm dairei selâmette icra olunmadığına dair şikâyet ve mesmtıat tevali ederek, mehafil ve maibuatı ecnebıyeye kadar mün'akistir. Meclisi Meb'usan, milietia aksamı muhtelif esini temsil etmediği ve bahusus Kuvayi Milliyenin tesîralı ile tevekkül eylediği takdirde, bunun enzarı cihanda ne Bürtrllc telakki edileceği muhtacı i sah değildir. Binaenaleyh, meb'usan intihabında tarikat ifasına meydan verilmemeli elzemdir.
Saniyen; tekrarına Iüfcum ohmyan esbaba mebni, Meclisi Meb'usanın, Payitahttan başka bir yerde içtimai, dahilen ve haricen envai mehazir ve mazarratı dai olduğundan, meclisin, behemehal, îstaubulda akti içtima eylemesi, memleketin menafi i hayatiyesi icabalındandır.
Salisen; taşralarda, teşkilatı milliye namına, bazı kimseler tarafından, umuru hükümete müdahale vukubulmakta olduğu, îş'arat ve İhbaratt mütevaliyeden anlaşılmakta olmasile bu müdahalâtm acilen ve serian meııTî etaem&r*
Hükümeti hazıra, şu üç talebinde sabittir. Başka suretle İdarei umur eylemek imkânı mefkuttur.
Harbiye Nazırı Cemal
Cemal Paşanın bu ış'arına — Seryaver Salih Bey tarafından açılacaktır kay dile — verdiğimiz cevabı aynen arzetmek isterim:
Şifre Sivas, 5/11/1910
Harbiye Nazırı Cemal Paşa Hazretlerine
C; 4/5,11,1919
1 — Anasırı gayrimüslime ile, bu vatan ve bu millet îçîn anasırı gayrimüslime-den daha ımizu; olan bazı firakı siyasiyenin intihabata ademi iştirakini, onların bilil* lizam işaa eyledikleri esbaba istinat ettirmek elbette doğru olamam Anasırı hıristiyani-ye daha teşkilatı milliyenin ismi yokken, intihabata iştirak etuıiyeceklerini ilan eyledik. itti malûm değil midir? Yaygara koparan firakı siyasiyeye gelince, bunlar yalan söylüyorlar. Çünkü* her tarafta intihabata iştirak etmişlerdir. Ancak beşer, onar kişiden ibaret olan bu fırkaların millet nezdindc bîr mevkileri olmadığından ve millet, bu defa l&ianhuldaki politikacılardan değil, kendi «meşindeki Öa vatandaşlardan meb-
201
uslarını intihap etmekte, okluğundan kendilerinin muvaffak oiamıyncaklarını anhyarak telâç ediyorlar. Buna karşı İticim elimizden ne gelebilir? Bu noktadaki hakikatte, kabinenin mütereddit bulunuşu eayi istigraptır, Bahsolunan tazyik Derede, kimin tarafından ve nasıl vaki olmuştur? Lütfen izah buyum.mahdır ki, Heyeti Ternsiliye vazifesini ifa edebilsin. Vahi müetdeayata atfı ehemmiyet ederek telaşa düşmek raiz değildir.
2 — Mahalli içtima hakkındaki nc+ktai nazarda hükümetin sebatında isabet veya ademi isabet olduğunu, zaman ve vakayî ispat edecektir, Bu baptaki son mütaleatvıaizzn, merukizden alınacak cevaplar üzerine arzedilecegîni bildirmiştik,
3 — Teşkilatı Milliye namına umuru hükümete, nerede ve kimin tarafmdan müdahale edilmişse derhal bildirilmelidir ki, İcap eden muameleye tevessül mümkün olsun. Ancak, Dahiliye Nazırı Paga Hazretlerinin şüphe ilham edebilecek tarzdaki muamelelerine nazarı dikkati sam ilerini celbe lüzum görürüz Efendim.
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
Dahiliye nazın, memlekete birtakım heyetler sevketmege kalkıştı. Bunlardan biri de, Harbiye Nezareti Sabık Müsteşarı Ahmet Fevzi Paşa Damında bir zatın riyasetinde, Mahkemei Temyiz Azasından îlhami ve Fetva Emini Hasan Efendilerden mürekkep İdi,
Heyeti Temsiliyemiz murahhası olan Cemal Pa§a bundan bizi haberdar eylememişti. 5 Teşrinisani 1939 tarihli bir gifre ile kendisinden bu heyetin maksadı izam mı sorduk ve «bilhassa Fetva Emini ile Kâmil Paga Kabinesi zamanmda polis müdürü olan zevatın böyle bir heyetteki hikmeti vücutlar mm» anlaşılamadığını zikrettik (Ves. 189).
Efendiler, Fuat Paşanın, Ankarada kolordusunun başmda bulunmasını istilzam eden esbap, tezahür etmeğe başladı. Bu sebeplerin mühimmini, dahilde, ahalinin tesmim edilmeğe başlanması teşkil ediyordu. Dahilî ve haricî düşmanların müttefik mesaisi, Ali Rıza Paga Kabinesi zamanında, Ferit Paşa zamanmda-kiııden daha çok fazla muvaffak olmağa başlamıştı.
Balıkesir havalisinde, Kâzım Paşa, cephe teşkiline ve vaziyete hâkim olmağa çalışıyordu. Salihli ve Ay dm cephelerindeki sevku idarenin, askeri bir nokta i nazara tevfik edilmesi icap ediyordu. Buraya, az çok tanınmış bir askerin gitmesi lâzımdı. Elimizde kabili istifade, Konyada bulunan Refet Paşa vardı. Konya-daki Kolordunun başına Fahrettin Bey (Müfettiş Fahrettin Paşa Hazretleri) geçmiş, bulunuyordu. Binaenaleyh, Aydın Kuvayi
202
Mîllîye Kumandanlığını d e ruh de etmek üzere cepheye hareketini, Refet Paşaya ve Ali Fuat Pagan m Anka raya avdetini, kendisine yazmıştık.
Refet Paşanın, Nazilliye muvasalatı anlaşıldıktan sora da, Erkan ıh arbiyei Umumiye Riyasetine gelmiş olan Cevat Paşadan, harbi zailde tecrübe görmüg genç erkânıharplerden müntehap dört, beş zabitin, Nazillide Refet Paşa nezdine i zam mı rica ettim. Bu hususu, Refet Paşaya da bildirdim.
Efendiler, Nazilliye giden Refet Paşa, Demirci Mehmet Efeden kumandayı almağa lüzum ve bunda bir fayda görmemiş veyahut, kim bilir, belki de kumandaya vazıyet ettirilmemiş? Demirci Efenin maiyetinde, erkânıharp gibi ifayı vazife etmeği daha faydalı ve müreccah görmüş... Refet Paşa bunu, bize bildirdi. Mahallî şeraiti yakmdan görmüş olan bir zatın, kararını nakzetmek ekseriya müşküldür. Çünkü, ya hakikaten Refet Faş anut gördüğü ve tercih ettiği gibi* Efenin kumandasını İdame etmekte ve ona muavin olmakta fayda vardı veyahut, Refet Paşa o cephenin kumandasına lisebebin m ine! esbap vazıyet edemiyordu. Her iki ihtimale göre de behemehal, kumandayı al, diye emir vermek bisut olurdu.
AstI garabet, bundan sora görüldü. Hir müddet sora, Refet Paşa, Nazilliden gaybubet etti. Birkaç gün sora Balıkesir de olduğunu, birtakım ecnebi zabitlerle münasebete girip girmemesini bizden sorması vesile* il e anladık.
22 Kânunuevvel 1919 tarihinde verdiğimiz cevapta: ^Teşkilâtı mil Üyeye mensup ol an) ar m, bilhassa Heyeti Temsiliyeye dahil aza tanınmış olmak haysiyeti) e kendisinin, hiçbir suretle tem asm ı arzu etmediğimizi bildirdik.» Refet Paşa, tekrar gaybubet etti, Nihayet bir gün, Bursadan Refet imzalı kısa bir telgraf aldık; «İs lan bul üzerinden Bu re uya geldim»,
Bu telgraf m bir türlü manasını anla tut yordum. Refet Paşanın İstanbul ile ne münasebeti \ardi? Bir de «Nazilli - Balıkesir -Bursa» yolu tatanbuldan mı geçer? Bu muammayı bir türlü halledemedim. Nihayet mesele anlaşıldı,
Refet Paşa, Nazilliyi terkettikten ve Hal (kesirde Kazım Paşaya uğradıktan sora, Bandırmaya inmi§, oradan da bir Fransız torpitosile istanbul a gitmiş» orada bazı rüfekasile görüşmüş, badehu Burs aya avdet eylemiş..»
203
Efendiler; bu muammayı hâlâ, halledemiyorum. Bunda beni mazur göreceğinizi ümit ederim.
Refet Beyin, bir İngiliz gemisile Samsuna gelen Salâhattin Bey tarafmdan tebdil edildiği ve ayni gemi ile Refet Beyin îstan-bula avdeti talep olunduğu ve bunun üzerine gitmeyip istifa eylediği ve İstanbul hükümetinin benîm ile beraber kendisinin derdestıle Istanbula izamımıza tamimen emir verdiği m yi umun uzdur. Bu kadar çok malumatla bir meçhulü halledememek* cebir bilenlerce pek te mazur görülmezse de, benim, bu noktada izharı aczeylediğimi itiraf ederim. Yakıâ, Ferit Pag a Kahinesi yerine, Ali Rıza Paşa Ka biti esi kaim olmuştu. Fakat, yeni kabinenin vesaiti istihbar iye ve icraiyesinin evelkinin ayni olduğu malûmu-muzdur*
Efendiler, Refet Paşanın bu hafif hareketi, Ay dm ve Salihli cephelerinde, muntazam ordunun teşkiline kadar, eiddî bir sevku idare tesis edilememesine hais oldu.
Efendiler, bu garip hikâyeden sora, vakayii tekrar bıraktığımız noktadan takibe başlayalım:
Cemal Paşa, bizim 5 Teşrinisani 1919 tarihli şifremizin bir noktasını, anlayamamış, Babrali merkezinden çektiği kısa bir şifre ile şu suretle istizah ediyordu: «(Dahiliye Nazrrmm şüphe celbe-denilecek tarzdaki muamelelerine nazarı dikkatinizi celbe lüzum görürüz*), fıkrasından maksat ne olduğu anlaşılamadı. Bur as mm acilen, muvazzahan iş'arıta (Ves, 190)*
Bu kısa istizaha verdiğimiz cevap biraz uzundur. Sıkılmaz-sanız, aynen arzedeyim:
Şifre Sivas, 12/11/1919
Harbiye Nazın Cemal Paga Hazretlerine
C: 8/1 l/m 9 tarih ve 8084 numara.
Dahiliye Nazın Paşa Hazretlerinin, şüphe ilhanı eden ef'al ve harekatından varidi hatır olanlar, bervechiati arzolunur:
1—¦ Ankara gibi bazı vilâyetlerde, rüesayi memurini mülkiyeyi telgraf basma celbederek Ferit Pasa Kabinesi aleyhinde harekatı milliye esnasındaki ieraat müteşebbislerinin ahvalini, ithamattn esbabım, kanuna dereeei mutabakatınt tehditkâr bir surette tahkik.
2 — Uzun müddet esiri firas iken tifodan vefat eden Tokat Mutasarrıfının esbabı irtiha]inin, esrarengiz bir vaka telâkki ederek Sivas vilâyetinden şifre ile se-ru İması,.
3 — Adliye Nazın ile birlikte, Balıkesir cenh tenden Kelen heyeti mitliye ile hafi npLi !âka (İnin esnasında Adliye Nazırının rıarek&tc milliye riiı-MLiıi aleyhindi- icranla ittiktin olup olmadığım» maşeri leyhin yanında mevzuubahs edebilmeli.
4 — Hıyaneti vataniyeıl maddeten sabit olan Sabık Dahiliye Nazın Âdil Beyin, mahremi efkâr ve cfJali bulunan Dahiliye Müsteşar t Keşli Hey in, nezaret deruhde bu* yumlduğu zaman, ilk icraatı milliyetperverane olmak Üzere dcfedilmesi lâzungeh'r-ken, el'an muhafaza edilmesi ve bunun delâlctile memurini mülkiye tebeddülatının icra edilmesi.
Tabiîdir kî, bu müsteşar »i tayin ettireceği memurin pek haklı olarak itimadı irili i ye mazhar olamaz. Mete! a harekatı m illiyettin bidayetinden nihayeti ne kadar bir vaz'ı muhalefet almış vc nihayet ahali tarafından işten el çektirilmiş ve hasla olmadı cihetile e zaman tevkifi ve LeVidî cihetine gidilmemiş olan Kayseri Mutasarrıfı tu hıkı AD Ulvi Bey, evsafı idari yeden büsbütün mahrum ve aecze güruhu udan ol ma tuna rağmen Burdura tayin Duyurulmuştur.
Kezalîk ademi iktidarından ve Canik Livası Içjn gayr i muvafık görüldüğünden dolayı arzusunun inzimam ile* *aktile Îstanbula gönderilen Elbem Bey de, Menteşeye tayin kıhntuı^tırH Aydın Mutasarrıflığına da sabık Niğde mutasarrıfı olup Sıvasa getirilen Cavît Bey tayin olunum t tur t Bunlara rağmen; Konya valiî sabıkı haini vatan Cemal Beyin adamı olan Antalya mutasarrıf t, mükerrer muraeaatlerimize ve ahalinin feryatlarına rağmen, el'an yerinde oturuyor,
5 — Memurin müdiriydi gibi en mühim makam, bir Ermeni elinde bulunduruluyor,
— Matbuat müdirîyetinde, ajans vaziyelinde bir tebeddül görülmemektedir.
7 — Memleketin mukadderatım tenün edecek yegane kuvvet, vahdeti milliye olduğu ve buna idame eyliyeeek te teşkilatı milliye bulunduğu malûmduı\ Bu vahdet vc teşkilatın, vatanr inkrıvmdan kurtarmak, devlet ve mlHettn istiklalini teminden ibaret olan gayci mukaddesesini bozmağa çalı .anlar da, İManhnhlaki erbain mefsedet-tjr. Bunların men"î mararrulı, ancak kavi ve ciddî bir inzibata, mütevakkıftır. Bunun da haçlı ra çaresi; polis müdürünü* namuslu, milliye.perver, muktedir, müteşebbis ze* ¦l.ur.m intihap ve tayindir. Halbuki zatı samilctinea de malûmdur ki, bugünkü Polis Müdiri Umumisi, sakıt haini millet kabinenin vc tevabi inin yegane nigehbanidrr* Sait Mollanın Misler Fruya. yazmış olduğu mektuplar mlindcricatından anlsyıldı-jına «üre de, bu zat» muhaliflere yani millet durmam olanlara bugün bir melce ve pe-nah tenkil etmekledir. Amasyada Salih Paşa Hazretleri de bunu tasdik huyurnıualardc. Halbuki Dahiliye Nazm, memleket ve milletin mukadderat im böyle bir (aS?ın elinde bırakmakta bir ntahıur tasavvur etmiyor, belki fayda görüyor denektir. Jandarma Kumandanı Kemal Paşanın ise, gerek amali milliye ve gerekse tizler İçin mtlzır bîr şahıs olduğu muhakkak iken, el'an makamında durması da, Dahiliye Nezaretinin hüsnü niyetine mJ affedilmelidir?
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
205
Alİ Rıza Paşa Kabinesi teşkilatı milliyeti düşman teşkilâtla, bizi Alj Kemal ve Sait Molla jle bir tutuyor
Efendiler, Harbiye Nazırının 9 Teşrinisani 1919 tarihli bir telgrafı vardı; onun da muhteviyatı enteresandır. Bu telgraf namesinde Cemal Paşa, kabinenin fikrini şu noktalar üzerinde teksif ediyordu;
«1 — intihabatm dairei selâmette cereyanı,
2 — Meclisi Meb'usanın Istanbulda toplanmasa
3 — Teşkilâtı milliye namına umuru hükümete müdahale olunmaması hakkında hükümetin tarafınıza evel ve âhir vaki olan tebligatı kafidir.
4 — Müteaddit telgrafnamelerinizde dermeyan olunan metalinin de ayni mahiyette — yani müdahale mahiyetinde — olduğu derkârdır.
5 — Hükümet, beyannamesinde tespit ve ilân eylediği bitaraflıktan ayrılmayacaktır. Bu cihetle teşkilâtı mili iyeye muhalif içtihatta bulunanlar m tazyik ve tecziyesi cihetine gidemez.» Telgraf m nihayetinde şu tehdit vardı: «Şimdiki hal, bir müddetçik daha devam edecek olursa Heyeti Vükelânın çekileceği muhakkaktır.» (Ves. 191).
Muhterem Efendiler, bu maddelerin ifade eyledikleri manalar, esasen bütün hakayikı meydana koy mu % bulunuyordu. Kabine, teşkilâtı mili iyeye muhalif içtihatta bulunan larm, memleket ve millete düşman olanlar bulunduğunu kabul etmiyordu. Teşkilâtı milliye ile düşman teşkilâtı hain a nesini^ Ali Kemal ile, Sait Molla ile bizi müsavi telâkki ediyordu. Adapazarı, Karacabey, Bozkır, Anzavur hadiselerini ef'ali cürmiyeden addetmiyordu.
Cemal Paşaya verdiğimiz cevapta; bu noktalan izah ettikten sora, hükümetin his ve temayülünü açık söyletmek maksadile şu cümleyi de ilâve ettik: «Beyanatı vakıalarından anladığımıza göre, hükümeti seniye, teşkilâtı milliyenin mevcudiyetini ihtimal ki, zait görüyor. Filhakika, keyfiyet bu merkezde olup teşkilâtı mili iyeye ihtiyaç olmaksızın, memleketi tahlis edecek kuvvete malik bulunuluyorsa, ona nazaran esbabına tevessül edilmek üzere, vazıhan emrü iş'armı, arada her türlü suitefehhümün izalesi için ars ve istirham eyleriz.» (Ves, 192).
206
Efendiler, Cemal Paşanın, sureti mahsus ada Srvasa gönderdiği 10 Teşrinisani 1919 tarihli ve kendi el yazısile olan bir mektubunu da i ancak 18 gün sora — yani 28 Teşrinisani 1919 tarihînde — almıştım. Cemal Paşa bu mektubunda, cereyan eden muhaberat m taallûk ettiği mesaili, madde madde hulâsa ve her-biri hakkmda izahat veriyordu.
Ezcümle, Meclisi Meb'usanm Istanbuldan başka bir mahalde tecemmüü meselesinden bahsederken; «bu meseleye padigahm rıza göstermiyeceği tamamen anlaşılmıştır. Kuvayi işgaliyenin, Meclisi Meb*usana taarruzlarmm, belki Devleti Aliye için hayırlı neticeler verebileceğini, Amerikalılar ihsas ve hatta izhar ettiler ve bu taarruzu ihtimal dairesinde göremediler.» diyordu.
Cemal Paşa, «kuvayi milliye ruh il e mütehassis olmayan memurların kodamanları, işgal orduların a, adeta istinat etmig vaziyettedirler.^ tarzmda, sanki bilmmiyen bir malûmat ta verdikten ve bu malûmatı, «sabık kabine erkânının ekseri müstenittir» malûma tile itmam ettikten sora «meselâ polis müdürünün tebdilinde bu hal tamamile tezahür etti» diye bir de misal zikrediyor.
Cemal Paşa, kabine, birçok işler yapmağı düşünmüş, ise de «esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine hâlâ inanamadım fıkra s il e bizi ithamdan sora şu kanaatini serdeyliyorduî «Dahiliye Nasırı bu kuvvete — yani Kuvayi Milliyeye — ihtiyaç gösterenlerin başmda desem mübalâğa olmaz.»
Cemal Paşa» mektubuna imza koyduktan sora» yine imsasile, mektubuna leffettiği bir hulâsada, şu cümle vardı: «Muhalifler ve ecanip Meclisin küşadına mümanaata karar vermişlerdir. Heyeti Temdi iye de, hu mümanaata, malı^L münazaasile devam ederse iğimiz Allaha kalryor demektir,» (Ves. 193).
Efendiler, bu mektup muhteviyatında ve buna takaddüm eden iş'arat ile bundan sora tevali edecek olan mütaleattaki mantık, muhakeme ve isabeti nazar hakkında söz söylemiyeceğim. Yalnız* bu mektuba, 28 Teşrinisani 1919 tarihinde, verdiğimiz izahatlı cevabımızın bir fıkrasını, aynen nakletmekle iktifa edeceğim. O fıkra şudur: «Hükümeti sen i yenin esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine itimadını münselip gibi gösterilen mevaddı, ciddî görmüyoruz,»
Efendiler, Dahiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, tereddütsün ve aramsız vahdeti milliyeyi bozmak* milleti hergün tevali ve tevessü etmekte bulunan tecavüzler karşrsmda saki t ve atıl tutacak teda-
Dahiliye Nazın Damat Çerif Paşa mütemadiyen millî vahdeti bo zmakİa, Harbiye Na-%ın» mümessilimin Cemal Pasa da hükümetin ie^ raatını müdafaa ile meşgul
207
bir almaktan geri durmuyordu. Diğer nezaretleri de ayni prensipte harekete müşevvik olduğu görülüyordu. Meselâ; Eski şehirde Hanı di Efendi namında bir kadı vardı, kuvayi milliyeye aleyhtar olduğu için orada duramamış, avdet etmemek üzere tstanhula gitmiş ve bu Kadı Efendi yeni kabine tarafmdan tekrar Eskİgelıire gönderilmiş. Keyfiyetten bahsile mumaileyhin tahvili lüzumu, Mutasarrıf tarafmdan Adliye Nezaretine yazılmış, cevap verilme* mis. Mutasarrıf ve Eskişehir Mıntaka Kumandanı, bu vaziyeti Heyeti Temsiliyeye bildirmekle beraber «eğer Nezaret bu iş'arı nazarı itibara almayacak olursa, defi zarurîdir, trade ve mütaleai devletleri müsterhamdır» deniliyordu. Biz de, mütalea bekliycn-lere §u cevabı vermek zaruretinde kaldık: «Amali milliyeye mu-tavaatkâr olacağım vadeden ve hu esas dahilinde, teşkilâtı milli-yenin her türlü muzaheretine mazhar olan hükümeti eentyeye mumaileyhin tahvili isma edilemezse» nihayet defin in bir zaruret haline gireceği bedillidir,» Bittabi bu vaziyette bulunan, İstanbul memurları az değildi.
Buna mümasil birtakım hususattan bahis olmak üzere Har* biye Nazırı Cemal Paganın, kabinenin noktai nazarını iblâğ eden, 24 Teşrinisani 1919 tarihli bir şifresinin ilk cümlesi şu idi:
«Devletin umuru dahiliye ve siyasiyesi kat'iyyen iştirak kabul etmez.» (Ves. 194). Bu telgrafa 27 Teşrinisani 1919 tarihinde verdiğimiz mufassal cevapta; biz de, şöyle dedik: «Devletin umuru dahiliye ve siyasiyesinin kat'iyyen iştirak kabul etmediği bir hakikat olmakla beraber emsali namesbuk vaziyeti hazrrada, vatan ve milletin mukadderatım temin edecek olan teşkilâtı mili iyeyi bilerek, bilmîyerek zâfa duçar eyliyecek ve vahdeti milliyeyi ihlâl edecek hiçbir muameleye, milletin muvafakat edemiyeceği de pek meşru ve tabiîdir.» Bu telgraf m son cümlesi şu tarzda idi: «Heyetimiz, imzası tahtındaki taahhüdalına lamamîle sadıktır... Şukadar ki taahhüdat, mütekabil olmak gerektir. Halbuki hükümet, Salih Paşanm imzası tahtındaki taahhüdat ve notların, henüz hiçbirini ifa eylememig, ve varsa, esbabı mania dahi bildirilmemiştir.» (Ves. 195).
Efendiler, şimdi vereceğim kısa bir malûmat vc irae edeceğim vesaik — ki bu malûmatı tevsik etmektedir — Ali Rıza Paşa Kab inesinin, bizi tahtiede nekadar haksız ve icraatı hükümette, en hafif manasiie, nekadar kayıtsız olduğunu en zan âliyenizde tecelli ettirecektir zannederim*
208
Efendiler, Istanbuldaki hafi cemiyetler ve hu cemiyetlere pi süvari ık eden birtakım zatlar — Harbiye Nazın Cemal Paşanın mektubunda da itiraf olunduğu veçhile ecnebilere müstenit hu* tünüyorlardı — bol para ve Ali Rıza Paşa Kabinesinin mebzul müsamaha ve ataleti sayesinde, memleketi, baştanbaşa ate$e vermek için olanca vüs'u gayretlerile çalışıyorlardı. Bu husustaki malûmat ve elde edilen vesaik te, vukuf ve ıttıla lan haricinde bırakılmış değildi, İstan buldaki teşkilât ve tertibatımız sayesinde elde edilmiş bir kısım vesaik, olduğu gibi Cemal Paşaum) sadrazam paşa um yedlerine teslim edilmişti. Bu vesaik, o tarihte* ecnebi mümessillere de verilmiş ve bu suretle Düveli İtil afiye hükümetlerinin ekseri since malûm olmuş ve o tarihlerde hulâsaları bilcümle kumandanlara ve sair icap edenlere tebliğ edilmiş olduğuna göre, artık hadisenin tarihe karışmış olduğu bugünde, heyeti al iyen izce ve milletçe bilinmesinde bir mahzur görmüyorum.
Mücadelâü milliye esnasında maruz kalmış olduğumuz zahir Sut ve hafi müşkülât hakkında, esaslı bir fikir husulüne medar ve "rdü?**"1" en sal i atiye için ibret ve intibahı mucip olacak mahiyette bulunan, mevzuubahs vesaiki, aynen ıttılaınıza vazetmeği münasip mütalea ediyorum. Bu vesaik, İngiliz Muhipler Cemiyetinin güya reisi ta mı mm bulunan Sait Mollan m Mis ter Frıı nammdaki rahibe gönderdiği mektupların suretleridir.
Efendiler, bu mektupların suretlerinin alındığım hisseden Sait Mollanın, türkçe İstanbul gazetesinin 8 Teşrinisani 1919 tarihli nüshasında, mezkûr mektuplardan bahsile uzun ve şedidül-lisan bir tekzip neşretmiş olmasma rağmen, hakikat, gayrikabili inkârdır. Bu mektuplar suretleri, Sait Mollan m evinden ve mektupların müsveddelerinin yazılı bulunduğu bir defterden aynen istinsah olunmuştur Bundan sarfınazar, mektuplar muhteviyatı, memlekette zuhur eden ahval ve hadisat ile ve taayyün eden bazı eşhas ile tetabuku tam ifade etmektedir. Şimdi müsaade buyurursanız, bu mektupları tarih, sır asil e arz edeyim;
Birinci mektup
Aziz dn^iııın;
Yerilen iki bin lirayı Adapazarmdı Hikmet B*ye gPhoVrdım. Oradaki i&le* [(Eiıiz pçk yolunda gidiyor, Birkaç gün sora nelayUi müttntirinini elde ed«cc£İ£*
14
209
Şimdi aldırım hu malûmatı, şu tezkeremle jize tephire müsaraıt ettim. Yarm sabah iıi 11 at pclîp tafsilat vereceğim.
Kuvayi Mil3iye taraftarlarının Framaya fevkalâde inhimak gösterdiklerini ve Jeneral lh*&prv nin Si \ asa gönderdiği zahitlerin, Mustafa Kemal Puhu ile gorugerek İngiltere hükümeti aleyhinde bası kararlar ittihaz ettiklerini Ankaradaki {N. B- D.
adamımız sureli mahsusadıı bir kurye ile gönderdiği mektupla bildiriyor. (D. İL K. hnmrkadar cemiydi mi]! e dahil ise de bu /alın Fransızlara casusluk
ettiği ve Kiıin bu teşkilâta riyaset eklediğinizi içaa ve beyan eyledi ti kanaati, ben denizde ha*ıl olmuştur. Bu mesele hakkında da, kanaati alilerine ve itimadı üstada-neferine muhalif olarak vnkhıbulaeak beyanaUroJa şimdiye kadar O tat hakkmda göstermiş olduğunuz itimattaki hatuyt izhar etmîs; olacağım. Dün sabah Âdil Beyle birlikle Damat Ferit Pasa Hazretlerini ziyaret ettim. Biraz daha sabır ve intizar buyurmaları lüzumunu tarafınızdan kendilerine tebliğ ettim. Mügurileyh Hazretleri, cevaben slxe teşekkür etmekle beraber Kuvayi Milliyenin AnoduLuda tamamen kek* saldığını ve mukabil bir hareket neticeni olarak rüesayi me^tmesi tepelendirilmedi kçe, kendilerinin mevkii iktidara gelem i y erek zatı şahanenin de tasvibine iktiran eden mukavele ahkâmının, konferansta müdafaasına imkan olmadığım ve Kuvayi Milliyenin dağıtıl matı için ingiltere hükümeti fahirne&i midinde icçebbüsatı seria iera edilerek müşterek bir notanın. ıneb*u sanın intihabından evel Babı ali ye veril* meşini ve çetelerimizin Adapazarı, Kararahey ve Şilede Kumlara karcı ika edecek* İcri harekâtı tecavüziyeyi ews ittihaz ederek, Kuvayi Milliyenin uayiji ihlal ettik* leriui ileri sürerek, maksadın teşriine çalışmamızı ve tngiliı matbuattnm Kuvayi Milliye aleyhinde neşriyatta bulunmasının teminini ve sureli m ah Miatla turpitu ile gönderilen (A. K. 19/2) ye telsiz telgrafla dün görüştüğümüz m t su il hakkmda talimat verilmesini rica ediyor. Bu gece on birde Adil Bey (K) de sizi görecek ve Ferit Paganın bazt hususî ricalarını daho tebliğ edecektir. HttdvUn, zatı Şahane ile Misler (T. RJ görüşebilerektir. Refik Beye artık itimat etmeyiniz. Sadık Bey de bizimle çoltpab ilecektik Hürmeti eri m i takdim ederim.
11/10/191* Sait
¦
Tahşiye:
Karacabey le Bozkırdan henüz bir haber alamadık,
îhinci mektup
12 tarihi! e Ankaradakl (N. B, D. 2B5/3J tarafmdan gelen mektupta, Sivas Heyeti Tem iiliy ruhiden Et-kanıharbiye Miralaylığından mütekait Vasıf Beyin, Despre ile temas etmek üzere gönderileceği ve birkaç güne kadar yola çıkacası bildiriliyor, ilik met Bey paraları almi£. BE rai daha para istiyor* Evelki gün sizi ziyarete geldiğimde takip edildiğimi söylememişti rnh Avdetimde bîri sarı bıyıklı ve diğeri kumral ve köse iki gabsm sokak başında benî beklediklerini gördüm* Gece olduğu İçin epeyce korktum* Yalnız bmhirlerjıie yavaşla chu Sait MvUa i m iç. Artık gidelim* dediklerini iniltim. Bu fazla ı milli* benîm hakkımda hayırlı alımyacak» Fuat Pasa Türbehi civarındaki görüşiü£ümüz haneyi işgal edebilirseniz temas yapabileceğiz. Nâzım Faşa cemiyetimizden haberdar olmuş. Bana çok teessüf etti*
210
Mu.s»büenişte (N. B. S. ımihine kendilerini ithal ettim. Hane meselesi hat»
Icdilİnciye kadar teması jnüçarilcyb yapacaktır. Karacabrydr (N. B. D. 239/3) e gönderilen bin iki yüz lira vlsıl olmuştur. Hareket edeceklerdir. Ferit Paşa, Ba-bıaltye verilecek notaya her dakika muntazırdır. Zatı şahane, bu vaziyetten pek müteessirdir. Teselli ettirmeniz ve daima kendisine ümitbahg beyanatta bulundurmanı» menafiimİE tcahındandır. Bizini padişahların,, her scyc karşı zayıf olduk' larını unutmayınız. Seyit AbdüLkadir Efendi, o mesele hakkında pek tuhaf beyanjıtijı bulundu. Güya arkadaşları «muhalifi hamiyet olur» diyorlarmıç. Artık siı İcabına bakınız. Polis Müdürü Nurettin Beyin tebdili rivayet olunuyor. Hepimi* tin hamifri olan bu zat hakkında lazımgelenlerin naun dikkatini celbeltirinis. Hürmetlerimi takdim ederim.
38/19, 10/1919 Sait
Tahşiye:
Ali Kemal Bey o zatla görüşmüş* Muhavereyi idare edemediğinden muhatabı mukimdim anlamış, ve hatta kcudiaine kemali hakaretle cbiz, si tin İngiliz htMuıhmu çahtlıjıniüi anladık» demiş.
Oj^fiACÜ mektup
Yapılan propaganda lan Güt Tabibi Esat Paça kol ti ve hilhai&a Çürüksutu Mahımıt Pasa, malumatı reftimyeye istinaden, mütemadiyen tekzip ettiriyor ve halkın teskini heyecanına e,ahjıyorla.r+ Hu adamlara muracaatlc rinde bic cevap verib memesini, dün kararla sterilim v.utnr aatı şahane vastlasile emir vermenizi rica vc hürmetlerimi takdim ederim.
19/10/1*19 Sait
Dördüncü mektup
Axle Uçurt;
Muhipler arasında FftmmatOrl teşkilâtı badii itiraz oluyor, litihatçrfartn isrine imtEıtaiden yekiniliyor Bu teşkilâtın idemin e kalp, ruh ile tenmiye edilmiş gene.» ler i ıi ithal ile hu programı tuthik edebileceğiz. Benim kisvei zahiriyemtn haytûleti hasebite, muhihhi kadiminiz (K. B. V. 4/35) esasa ti mukarrere dahilinde işe haçlı-yeetkur» Ankara ve Kay seriden yine haber yek. Hürmetlerimi takdim ederim £9 stadım,
19/10/141» 5,
Beşhıci mektup
Üatat;
Kasidecizade Ziya Molla dün Adam Blok a haber göndermiş., kadîm dostu oh dıık"na igtirBren benim başta bulunduğum Muhipler Cemiyetinin mazhur olduğu
211
h i m iyenin, İngilizlerin seciydi ile jçayrikabili telif olduğunu ve bunun efkârı umum iyede fena tesirler yapıcını ve bu cihetle erbabı namusun tenkil etmesi 1â-zım geleceğim, bilvasıta bildirmtfl ve benim aleyhimde pek fena şeyler ilâve etmifi. Bu zatuı bana kargt husumeti tahaiyeai olduğunu hatırlatmak isterim. 2iyn Mollanın dama dinin hemşiresi mukaddem» benim zevceni idi* Kendilini taflik elti£i inden dolayı bu hanımcT bana tevcih edilmiştir. Adam. Bt&k Hazretlerine iblağını ve Ziyû Mollanın halen Ingili* tarafları olmayıp harekatı milliye mürevviçlerinin bir propaganda vasıtan ve Mustafa Kemal Pa|a ile aralan mi, ı münasebet mevcut oldu* ğünu ve hakkımdaki isnadaiile mahiyetini göstermekte olduğunu nazar* ütntahanelerine arzetmek inlerim.
21/10/1519 S.
Elciye: Mahsur yoksa Adam. Blok Hazretlerine site olan hizmetimi îhlag
cdmiz.
Altıncı mektup
Muhterem t)atat;
Ankara d an (N. B. D. 295/3) ten kurıye ile gelen 20 Teşrinievel 1919 tarihli mektupta, (K. 1). ST 93/1) talimattınız veçhile orada bırakılarak kendisi Kayseri ye hareket etmiştir. Talimatın musaddak suretini de Calip Beye gönderdiğini bildiriyor* Ev e İki tahsisatın sarf olumu abından yeniden tahnİaat i itiyor. Tegkilüu hafiyenin fRvnRsû elliline ve rüesayı (eei reden yakinmı kurtaran niuhiplerimirin, şimdi* lik köylerde kalmak şartiJe el allından i^e basmadıkların] tepşir ve tertibatı abirei ustadanelerinin umerebahş olarağxm beyan ediyor, (M, K. B) ) Faijh Türkçeii *a* y esinde mühim rol çeviriyormuş. Hele h aralığına diyecek yok diyor. Talimatı ti (X. VV) tertibi tamamen ihüur edilmiş, aramızda, yeni yabancılar girmem i £ iâti meydana çıkmadan, maksat filen temin edilmiş olacaktır* Yeni tahsisatın irsaline inijibren kun)e (4, R) burada alıkonulmuştur.
2V2tı 10/1919 S.
Haşiye: Ahmet Rıza Hey in italya mandam hakkındaki beyanatını risalenin nihayetine ili ve ettim. Kendisinin Fransaya gcçnıeti, bizer tehlike olup bunu remin çdınİL
Yedinci mektup
üstadım;
Alt Kemal Bey dûn o zatla görülmüş. Matbuat meselesinde bir an teenni lâzım olduğunu söylemiş. Bir kere lehine icale edilen er bubi fikrü kalemin evelkjne muhalif bir gayeye nçvketmck, bizde kolaylıkla mümkün olmaz. Bütün mamı un-mııılır. harekâtı milliyeyi ğimdilik iyi görüyor demig. Ali Kemal lal i ma tını-
ta harfiyen riayet edecek. Zeynel âh i d in parti* ile de tefriki mesaîye calrç:yor.
212
Hulâsa; işler bulandırılacak. Bugünlerde Fransa vc Amerika nıeb afilinde benim ismimden çek bahsediliyor mu 5. Bunun hikmetini hâla anlryemadrm. Harekâtı milliye taraftarlarının, bu hükümetin siyasî memurları üzerinde yaptıkları tesir neticesi olarak lıa yatınım muhafazası size mevdudur. Ben, bu ümniye ile kendimi teşci ediyorum. Hikmet ile bizzat görüştüm. Bu sefer kendisini mütelevvinne gördüm. Maamafîh teminatı kaviye verdi. «Ben merdim, Sözümden dönmem) dedi. Srvas vakıasını nasıl buldunuz? Bira* düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek. Kadıköy! ü de işi deruhde ediyor. Fakat mePun ittihatçı matbuat, hazan bizim işlere mâni oluyor. Bunların yazılarına dikkat lâzım. Paşamız, hâlâ sinirli. Ne vakit olarak? diyor. Hant meselesinin hâlâ hallolunma m uf bulunması, temas ve münasebetimizi işkâl ediyor. (N. B. S. İ9Z/İ) Kon yaya ehemmiyet verilmesini tavsiye ediyor» Sîac şifahen izah ettiği mesele hakkında nazarı dikkatini celbetnıetm rica ediyor. Ali Kemal Beyin son felaketi üzerine beyanı teessür ettiğinizi söyledim* Bu zatı elde bulundurmak la^ım* Bu frrfatı kaçırmıyalım. Bir hediye takdimi için en münasip bir zamandır, 19 Tcşrînjcvel tarihli mektubumu almadığımda müteessirim. Vasıtayı biraz sıkıştırmış, Tehlikeden içtinap etmek, benim için pek mib himdir. Veni bir parola gönderiniz* Hikmete ve Kadıköylüye numaralarım vereceğim. Hürmetlerimi takdim ederim Üstadım!
U/10/1919 S.
Haşiye:
Birkaç defadır söylemek istediğim halde unutuyorum. Mustafa Kemal Paşaya ve taraftarlarına biraz müsait görünmeli ki, kendisi kemali emniyetle buraya gelebilsin. Bu ise fevkalâde ehemmiyet veriniz. Kendi gazetelerimiz ile taraftarlık edemeyiz.
Sekizinci mektup
Aziz Üstat;
İntihabat! tavik ve talik için gerek Mustafa Sahri ve gerek Hamdı ve Yasfi Efendilerle uzunuzadıya, talimatınız dahilinde görüntüm. Muvafakatlerini istihsal ettim. Malı ali atta propagandalar başladı. İcap edenleri elde edecekler. Bol para tevzii suretıle arayı tegettüte uğratacaklardır. Zatı şahanenin hu hususta tenviri elsfemdirn Maksada rny ve tedbiri üstadanelerile vâsıl olacağımızı temin ederim Üstat.
26/10/1919 S.
Dokuzuncu mektup
(3. R.) kuriye geldi. Keskin teşkilâtı bitmiştir. Arkadaşlara propaganda için talimat verdim. Muvaffaktyatamızın ilk semeratını kariben iktitof edeeeğtnmden eminim üstadım.
27/2B, 10/1919 S.
213
Onuncu mektup
Aziz Üstat ;
Mabeynde, yeni kabine teşkili tertibat ve tasavvuratı, şayi olmuştur. Bu igİn tesrii elzemdir. Anadolu teşkilâtımızın bazı tertipleri Kuvayi Miüiyccc anîaşıîmış^ alelhugus Ankara ve Kayseri de aleyhimizde faaliyet başlamıştır. Kürt Cemiyeti., verdiği vao\ hilâfına faaliyet gösteremedi* Çetelerimizden bir kısmı tenkil olunuyor. Herfibadabat mutasavver kabinenin mevkii iktidara getirilmesi mutlak elzemdir. Ali Kıza Pagan m, ter ti halımıza karsı tedabiri mania ittihaz edeceğini de tahmin ediyorum. Bozkıra gidecek adamlarımız tanınmış şahsiyetler olma» Kesebile fazlaca tevahhuş gösteriyorlar. Konyadn (K. B+ 81/1) re sizin vasıta ile hâdisenin tecdidi hakkında tebligat icrasile propaganda heyetlerinin bu mesele için faaliyete davet edilmesi lüzum ve zaruretini arzeder ve takdimi ihtiramat eylerim.
29/30, 10/1914 S.
Benim bir mektubumdan Hikmete bahsedilmiş. Bu mektubun muhteviyatını nereden öğrenmişler? Bizzat Hikmetle görüştüm. Ve bunun vaki olduğunu kemali hayretle Hikmetten dinledi m. Casus henîm muhitimde midir, yoksa sizde midîr?
On birinci mektup
Aziz Üstadım;
Kürt Tenli Cemiyetindeki samimî dostlarımızla görüştüm. Yeni geldiklerin* den* birkaç gün sora verilen talimat dairesinde tertibat ittihaz edeceklerini* yalnız Kürdistana gönderilecek muhtelif arkadaşlar için büyük bir tahsigatm vücuduna ihtiyaç olduğunu söylediler. {D. B. R. VIil) den gelen mektupta irae ettiler. Urfa, Ayırttan* Maragta Fransızlar aleyhine lüzumundan fazla tahrikat yaptıklarını ve kolerdu kumandanının takip ettiği siyaseti leyyine hilâfına ahaliyi imale ettikleri ntünderiçtir. Kabine Riyasetine Zeki Paşanın getirilmemesi hakkmda beyan olunan mütalea doğru değildir. Bn zat, Kürtler üzerinde hâkimdir. Eski Ermeni kıtali unutulmuştur. Sizce varit mütalea, herhalde bugün için nabemevsimdir. Bunu, icabında tevil etmek mümkündür, Himmeti Üstadaoenıze her dakika munlazırrz. Karşıdaki vakıayı diğerlerine de vermeğe çalışıyoruz. İhtiram atı âcizanemi takdim ederim.
4/11/1919 S.
On ikînti mektup
Aziz Üstadım;
Ahmet Sızanın Tan muhabirine olan beyanatı bittabi nazarı dikkatinizi celbet-mistir. Emir Faysala Fransızlar ile itilâf aklini tavsiye etmesindeki meanînin şamil olduğu nüktei sİyaeiye nazarı ÜStadanelerinden uzak kalmamalıdır. Kuvayi Milliye rüesa-Eirıın, Fraıısaya ahiren şayanı dikkat bir surette eseri temayül gösterdikleri gibi Irakta çıkardıkları iitişaşa mukabil, diğer cihetten Surîyedeki hakimiyetinize de darbe vur-
214
msk istiyorlar. Bu kuvvetin irilmesinde gösterilecek ihmal ve teseyyüp, alemi îslâ-mm İngiltere aleyhindeki galeyanı fcvkalâdesile nelicepezir olacaktır. Bu noktai tnuienabihayi, ehemmiyetle görmek ve ricali aliyei siyasiyenize göstermek ehem ve elzemdir, Şu mütaleamla, kıymeti ilmiyenize kargı hir düşnamda bulunduğuma hükmetmeyiniz. Çünkü Türkiye üzerinde, sizden başka bir kuvvetin idamei nüfuz ve hakimiyeti, gayei siyasiyemizc münafidir. Franga, İtalyan ve bilhassa Amerikanın gerek ricali ve gerek matbuatile bu kuvvete karşı izhar eyledikleri tcmayülâtı muhtelife, satveti siyasiye ve askeriyenizin duçarı istirkap olduğunun bir delili bahiridir. Ahmet Rıza gibi Kl&nanso ve Pişo nun, muhtelif ricali siyasiyenin en samimî ve kadîm dostluklarına mafchar olmuş zevatın Fransada mühim bir rol çevireceğinden ve efkârı, manayı tammile celp ve cezbedeeeğinden emin olunuz. Bu zatm, îsvîçreye geçeceğine mütedair malûmata nazaran oradan bertakrip Fransaya geçmek emelinde olduğuna kani olabilirsiniz* Balıkesir civarındaki kuvvetlerimiz bozularak firar etmiş ve (A: R*) mevkiinde îhtİfa eylemiştir* Yeni kuvvetler Eh sar ediliyor. Beg bin liradan aşağı olmamak üzere tahsisat istiyor* Karamandan (D. B. &. 40/5) ten Selen mektupta gimdilik intizar zaruretinde olduklarını ve Kay seride (K. B. R, 87/4) ten gelen mektupta da, kariben harekâta bağlıyacaklarım bildiriyor* Ziya Efendi de (.I-. K.) (C. H.) mevkilerinde teşkilât bittiğinden yalnız tahsisatla oraya hareket etmek mecburiyetinde olduğunu şifahen beyan ediyor. Arzu ederseniz vaziyet hakkında şifahen tafsilât verecektir. Şiddetli takip edildiğimizi, tertibatımızdan Srvasm muntazaman haber aldıklarını arzertebiiîrîm. Mehmet Aliye emniyet etmeyiniz. Ketum değildir. Herhalde boşboğazlık ediyor* Tertibat ve teşkilatı hariciyede bendenizden bagkasmı istihdam etmeseniz daha musip hareket edersiniz* Ali Kemal Beyin Listeye ithali zaruridir. Bukadar esrarımızı taşıyan bu zatı gücendirir sek, tertibatımız tamamile eyadii ağyara geçer. Bu zatı sıkça, sıkça kollayımz, Hürmetlerimi takdim ederim Üstadım.
5/11/1919 S.
Kemal yakalanmış, mensubiyeti itibari 1 e (K. B. R. 15/1) in teşkilâtla dereuei münasebeti meydana çıknıtg demektir. Bu zatı himaye elzemdir.
Efendiler, bu tertibatı vasiaya mâni olmak ve ihdas olunan Miater Fru-müblik vaziyetleri bertaraf etmek için elimizden gelen her çare ya yazdığım ve tedbire tevessül ettik. Şimdiye kadar ifade ettiğim ve bundan mektup sora sırası geldikçe hatırlatmağa çalışacağım malûm isyanları, ihtilâlleri, resmî düşman kuvvetleri tecavüzlerini bastırmak, bertaraf etmek için çok uğraştık* Alî Rıza Paga Kabinesi, gözüne batan Kuvayi MiIIiyeyi batırmağa ve bunun için bizimle didişmeğe hasrı nazar etmekten başka bir yardımda bulunmadığı gibi, ondan sora mevkii iktidara gelen rüfekayi kiramı dahi, onun is-rini takipten ve binnetice felâketten felâkete ve rezaletten rezalete sürüklenmekten başka bir hizmet görmediler. Efendiler; bütün bu tertibatı hafiye menabiinin, Rahip Frunun dimağmda
215
temerküz ettirildiği ve oradan din kardeşlerimiz olacak hainlerin kafalarına zerkedilerek filiyata. inkılâp ettiği tahmin olunduğun* dan, Rahip Frunun bir zaman için olsun tevakkuf ve tebaüdünü temine vesile olur mütalea s il e, bizzat kendisine bir mektup yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için şu malûmatı d» ilave edeyim, ki ben, Miâter Fru ile tstanbulda bir iki defa mülakat ve münakaşatta bulunmuştum, Fruya fransızca olarak gönderdiğim mektubun türkçesi şudur;
¦
Mirtcr Fruya
Zatı âlinizle Müsyü Marten delâletile, vukubulan mülakatlarımız hatırasını memnuniyetle muhafaza etmekleyim, S*n«*lerec memleketimizde ve milletimiz ara-e m da yaşamış olan zatı âlinizin, hakkımızda en daim fikir ve kanaatlerle mücehhea bulunacağınızı ümit ederdim. Halbuki, nıoaleeseüT, istanbul muhitinde temasınıza gelen bacı gafil ve menfaatperest kimselerin, sîzi yanlış istikametlere sevkellikJerini jıek büyük tec*$ufle anlıyorum. Eıeümle Sait Matla ile tertip ve tatbik ma başladığınım, mevsukan haber alman plânın, İngiltere milletinin cidden takbihine seza bir mahiyette olduğunu arzetmekhjiimc müsaadenizi rica ederim. Milletimiz, Sait Mnllamn dcgH, fakat hakikî vatanperverlerimiz nazarile görüldüğü takdirde, böyle planların artık memleketimizde vc milletimiz üzerinde cayi tatbiki kalmadığına kolay, lıkl.j büknıolunur. Nilrrkim daha bugünün vakayı i tiden olan Adapazarı ve Karar&bey hadisatının, manzara i akqıneli süzümüzü teyide kâfidir. Fakat, buna ne hacet vardı? İngiliz sabiti /Von'f in, Diyarbekir havalisinde, Kürt ahatii itlâmiyc-ainl, izlâle birçok çalıştıktan «ora Malatyuda, Elâziz Valii Sabıkı Calip v«j Malatya Mutasarrıfı Halit Beylerle Sivas aleyhine ihdasına çalıştığı vak'u, ne ti 11- iıiburile bütün âlemi medeniyete karşı mueihi haca İr t değil mi îdi?
Zatı âlinize kemali ciddiyet ve »arnimiyetle arzederhu kiH İngiliz milleti, milletimizin hüsnü nazar ve itimadım kiynırtlcn ari görüyorsa» bundaki hata pek amiktir, ¦k«İ takdirde ise, kullandığınız ve«ait prk hatalı olup, netice ve semere verecek mahiyette değildir. Sait Molla vasttanile A da pazarına gönderilen iki bin liranın, yakında müsmir netice vereceği hakkındaki vadin butlanını, vakayı size ispat etmiş olacağından fazla söze lüzum görmem, Bahusus, sizinle temasa gelen sahtekârlar tarafından Osmanlı padişahının da, müşterek mesai ve mesailinizde zimetha) gösterilmesi pek hatamakıir. Zaiı âliniz pek âlâ takdir edersiniz ki, zatı şahane, gayri-mes'ul ve bitaraf olup irade ve hakimiyeti mi 11 iyemizin taalluk edeceği hak ay iki tebdil ve tağyir buyurmazlar.- Memleketimiıd« bulunan ingiliz memurini siyasîyesinin, EÜphesifc İngiliz milletinin, temayülâl vc ıncnafiine mugayir olarak, vatan ve milletimiz aleyhinde gayri insanî ve gayri m edeni bir tarzda vukubulmekio ulan teşebbüslerini, elimizde mevcut vesaik ile İngiliz milletinin nazarına arzedersek, netice dünyaca gayemi takdir günihm-z zım »ı derim. Fakat, bu hususla garabeti it i bari le şunu da arzetmek mecburiydi indeyim ki, zatı alileri silki ruhaniye mensup İken siyaset manevralarında, alelbuauf mukataleye müncer olacak vaziyetlerde rol Ör oh muk sevdasında bulunmamalıydınız. Zatı âlinizle vukubulan mülakatlarımda, sizi bu kabil bir recülü siyasi olarak değil, insaniyete hadim, adalete muhabbetkâr bir zutt
216
fazHcikâr lelûkki etmiştim. Bunda utkudur aldandtğımı «an malûmatı mı^nLı jziir teyit etmekte olduğunu iblağla kespî şeref eylerim*
Mustafa Kemal
Efendiler4 İstanbulda, hükümetin güzü önünde ve ıtirlaı dahilinde, cereyan etmiş ve etmekte bulunan teşebbüsatı denaetkâ-ranenîn ve bu teşebbüslerin bütün memlekette usan meş'umesine delâleti sarih ad a bulunun feza bura tın, hakikî menşe ve amilleri hakkında, hükümeti m erk eriyenin. Heyeti Temsilî yeden ziyade, vukuf ve malûmat hasıl etmiş, bulunacağına halâ şüphe edilebilir mi?
Efendiler, vukuf ve malûmat sahibi olan bir hükümet ricalinin, düşmanların, t nalız a tağlit ve ızlâl maksatlı le olan iftira at ve işaatma, hakikat nazarile bakıp, yine onların tavsiyelerini çare ve tedbir olarak tathıka kalkışacaklarına ihtimal verilebilir mi?
Bu suallere cevap vermek için heyeti aliyenizî jt'abı zihne saik olmaktan içtin a ben, Ali Biz a Paşa Kabinesinin fikrini tercüme eden Harbiye Nazın Cemal Paşaya, söicü terk etmeği tercih ederim.
Efendiler, itiraf ederim ki, ben, Cemal Paşan m bu hususta verdiği şifre telgrafın mana ve medlulünü anlamakta duçarı müşkülât ve hayret oldum ve kendilerinden telgraf nameler in in tekrarım talep ettim. Nazır paşa, 9 Kânunuevel 1919 günü aynen arzedeceğim yekdiğerini ve İyeden telgraf namelerin i keşide buyurdular.
Ali Rıza Paşa Kabinesi düşman iftira ve muja-latalarına hakikat diye i-Da Diyor
Sıvaca K, Û+ 3 Kumandanlığın*
Mustafa Kemal Pafa Hazretlerine t
Tekrarı talep buyuru hm telgrafnamr. bervecbiati maruzdur:
Hükümetin^ Sulb Konferansına davet olunmak hududunda* metalipte bulunduğu malûmdur. Musalâhanm bÜEnü neticeye iktiranı, jide^ek murabba*] arı mırın* emniyet ve itimadı milliyi haiz hem de icraatı dahiliyede bük mü nafiz, bir hükümeti temsil etmesile ancak kabil olabilir- Mümessilini ecnebiye taraflarından, dabilde emniyet ve alayişin tesis ve takriri, muairrune tavsiye olunuyor ve Anadoluda bir katliama uğrayacakları endişesile duçarı havf ve haşyet olan aluHi hnristiyaniyeain, f*vç fevç, laktı işgalde bulun sn yerlere iltica etmekte bulundukları müessir ve calibi dikkat bif liün üe söyleniyor. Gerçi, m ev akli mejsulcye ve alelbusus Adana
217
havalUine gidenler, oralarda Ermeni un mir unu teksif mak&adile azimet etmekle i neler de, Anadoluda fikri intizamın ve emniyeti kalbiye nin muhiel olması sebep köritmi erek hükümet tarafından vuku bul an ret ve tekzibin tesirini azaltıyor. Çünkü Heyeti Ternsiliye tarafından verilen teminata rağmen, vilâyatta batı kimselerin kendilerine hoş görü nm i yen memurları holbehot azil ve tebdil ve icraatı hükümeti sektedar eylemek ve cebren İane veya vergi derç ve eibayet eylemek gibi harekât ve müdahalâtmm tama mile önü alınumadtgtndan mehafili ecnebiyece dahi, be nü e endişe berdevamdır. Devletimizin berren ve bahren vaziyeti ha* iradında, mukadderatımız hakkında ittihazı mukarrerat edecek olan devletlere karfcı tehditkâr bir vaziyet almas^ herhalde ntuzirdır* Bundan başka, mümessillere, Heyeti Ternsiliye namına, telgrafnameler keşide edilmeni, memlekette iki hükümetin vücudunu gösterdiği, Fransa mümessili tarafından alenen ifade olunmuştur. Hele bunlardan herhangi birine karsı elfazı tahkiri ye istimali, mü tehalük olduğumuz nezaketi ahlâkiye vc fikri selimi durendisane île telif edilemez. Tehlike ve musibet anlarında, mu* hafazai vakar ve sekine t, şiarı millimizden olduğu unutulmamalı ve yetü füturun hatıra getireceği müfrit vc mühlik amal ve lasavvurata* menafii âliye i vatan feda olunmamalıdır. Hukuk umuru, vaıîyrti hazıramızda ancak siyaset ve kiyaset ve muktazayi hale âkıJânc tevfik ı hareketle müdafaa edebiliriz* İşbu mülâhazat, net-di valâEarında malûmu ilim knbilîndrıı ise de, rüfekaya ve şuabaüt dahi vctayayı vatanperveranede bulunmak mutlakullüzumdur. İçtimai takarrüp eden Meclisi Meb-usanımızın, vatani azizimizin halâs ve felahı hususunda ittihat olunacak tedabiri hakimaneyi takdir ile bu maksadı ulvinin istihsaline hasrı nefs ve ihtimam eyliye-reğine intizar olunmaktadır*
Kabinenin fikrini artederim*
Harbiye Nazırı Cemal
Efendiler, m esimi unuz oları bu telgraf muhteviyatını tahlil ile, heyeti aliyenizi, yormağı lüzumsuz addederim. Yalnız müsaade buyurursanız, buna verdiğim cevabı, olduğu gibi arzctmekle iktifa edeceğim.
Şifre Sıva*, 11/12/191»
Harbiye Nazın Cemal Paşa Hazretlerine
Kabinenin fikri olmak üzere iblağ buyurulan 9 Kânunuevel 1919 tarihli tel-grafname heyeti3nizce mütulea olundu. Bu telgrafname mündere(:atı dahi, bunca izahat ve maruzatımıza rnjtnım, ilamlı sabıkadaki telâkkileri tekrar mahiyetinde görülmüştür* Heyeti Temsiliycmitin gayesi, nüfuzu hükümeti halelden vikaye, itimadı milliyi tarsinden ibaret olduğu, mükerreren teyit olunmuştur. Maruzatımızın, maalesef lâyıkı veçhile nazarı im'ana alınmadığı kanaati hâsıl olmakladır.
1 — Anadoluda fikri in liranı ve emniyeti katbiyenin muhtel olduğu doğru de* (ildir, belki sakıt Damat Fçrit Vu^a. Kabin eti zamanında husule ittirilmiş olan bu İhtilâli efkâr ve emniyetsizlik, ahimi vahdeti milliye sayesinde zail olmuştur.
218
2 — Esha* tarafmdan, botbchot memur azil ve tebdili vaki değildir. Yalnız Dahiliye Nezareti, harekâtı milliyeye aleyhtarlıklarından del ayı, sakıt kabine zamanında, mîllet tarafından kovulan ve her tarafça isimleri malûm olan memurini nasp ve tayindeki ısrarile pek manidar bir meslek takip ediyor. Dahiliye Nezaretinin amali milliyeye külliyen mugayir ve hâla Nazırı Sabık Âdil Bey ruhunun Dahiliye Nezaretinde yaşadığını efkârı umumîyeye İhsas, eyliyen icraatı, elhette pek muhik ve meşru olarak halkça mnta olmamaktadır. Ayni müsteşar, ayni idarei umumiyeyi dahiliye, ayni memurin müdürünün icrayı vazifede devam eylemeleri, hakikaten hem heyeti celitelerini ve hem de millete kargı taahhüt altı uda bulunan Heyeti Temsil i yem izi pek müşkül bir vaziyete sokmaktadır........tarihli telgraf name
île arzetriğımiz Dersim mutasarrıfı meselesi calibi dikkattir* Artık bu bapta Heyeti Temsiliyece yapılacak bir şey kalmamıştır. Badema da, Dahiliye Nezaretinin hu gibi icraatı yükünden tahassul edecek vaziyetlerin îsîahı için, hüsnü kabul vc itimada mazhar olamadığından, îsrirhamatta da bulunulmayacaktır.
Son defa olarak şunu arzedelim ki, hükümeti sen i yel eri, milletin emnü iti' madını bihakkın kazanmak ve bu mülkü millete nafi olmak arzusunda ise ki, buna heyetimizin hiç şüphesi yoktur* Milletin ruhuna, vaziyetin derecei nezaketine göre bir hattı hareket intihap etmeli, asıl derdi kendi içinde tedavi eylemelidir. Yoksa, makamı iktidara gelindiğinden itibaren tutulan usul veçhile, Heyeti TemsiLiyeyj hedef ittihaz ederek ay m" zemin üzerinde mütevaliyen yazı yazmakla maksat temin edilemez.
3 — Hükümeti »akıtanın mîllete düşman, düşmanlara dost olarak takip ermiş olduğu siyaseti hainanenin mirası olan Aydın cephesinde, para dercinde, belki bazı uygunsuzluklar olmuş olabilir, Şııkadar ki, Sivas Umumî Kongresi ile taazzuv eden Vahdeti milliye ve Harbîye Nezaretinin hirnemat ve muaveneti vatanperveranesİ sayesinde, Lu gibi faallerin de önü alınmış demektir*
4 — Millet, hali mütarekede bulunduğu düşman devletlerden hiçbirismn tehditkar vaziyet almış değildir. Yalnız hukuku mukaddese ve meşruasına muda-halatı, lüzumu kafî hâaıl olursa, silâhla dahî men'e azmeyl eni İştir.
5 — Heyeti Temsilîyenin, mümessillere telgraf keşide etmesi bahsine gelince; bu ancak protestolara inhisar etmektedir ki, heyeti celitelerinin muvafakatine de iktiran eylemiştir. Esasen, millî birliğin mümessili olmak sıfatile Heyeti Temsiliye* nİn, millet namına, bu kabil müracaatlerde bulunması bir hakkı meşruudur. Eğer, hükümet te ayni hassasiyeti gösterir ve milletle hemfikir olduğunu bu kabil fırsatlarda izhar ve iraeye şitaban olursa, siyasete zarar şöyle dursun, fevaidi azime ik* titaf olunaeu"! hedihîdir, Halbuki Heyeti Celilelerînin Adananın işgali gibi sarih bir haksızlığı bile, protesto eylemediğini Fransızlar söylüyorlar* Binaenaleyh Fransız mümessilinin îfadatı aleniyetinin hikmetini bu noktada aramalıdır* ihdasa, şunu arzedelim ki Heyeti Temsiliye, ne yc*ü fütura düşmüştür vc ne de vezaîfi mukaddesesinde, selâmeti millet ve vatana ait icahau idrak edemiyecek şuursuzlukla malûldür. Milletin selâmeti namına ittihaz eylediği tedabir ve icra eylediği bilûmum muamelâtta vekar ve haysiyeti, meskenet ve zillete tercih eylemeği esas kabul etmiştir* Siyaset, kiyHSrt ve muktazayi hale tevfikı harekelin ancak bu tarikte olduğuna iman eylemiştir. Binaenaleyh, elim hakikatler karşısında, müteyakkız ve mütenebbih olan ruhu milletten iktibas eylediği bu esasların aksini millete tavsiye eyliyemez ve kariben içtimaını elzem addeylediği Meclisi Mcb'uşanm da, ayni ruh ve his ile mütehalti olacağı üınmiyesinİ kaviyen besler.
219
natı
6 -—* Heyeti Tem »i Üyemizin noktai nazarı, berveçhihalâ arıolundu. Bu |tfıi hu4UQattfit murahhasımı* olmak itibarUe, «atı devletlerinin heyeti vükelâyı tenvir Vv ıtııyrivnki jıtiM^lMi krruj ı k-rİHe İbuL bliyurıllılkllgU1I2 li/ıın olduğunu, seJitfin-li memleket nam ma. kemali lıürmetlt arıeyleri/.
Heyeti Temadiye fi umu Mustafa Kemal
Efendiler,
Çürükauiu îstanbulda Istihlası vatana müteallik en mühim vezaifle
Mahmut Pa- igtîgal eden muh terem ve âkil lan mı tuş zevatın, o devirde. Istan-»anın bey a- nu] ]ıavavi memuıımı nu teneffüs yüzünden, zihniyet ve telâkkilerinde, nekadar menfi inhiraflar husul bulmuş olduğuna misal olmak üzere henüz Sıvasta iken temas ettiğim küçük bir meseleyi müsaadenizle arzetmek isterim. thtİmal, azayı kiram meyanrada hatırlayanlar vardır; Ayan Azasından Çürüksulu Mahmut Paşa, Bosfor gazetesi muharrirlerinden birisine, vaziyeti siyasiyemiz hakkmda beyanatta bulunmuştu. Mahmut Paşan m. o tarihlerde, İs t ihzara tr Sulhİye Komisyonu azası olduğunu da hatırlarsınız. Paşaom^ 31 Teşrinievel 1919 tarihli Tasvirİefkâr gazetesinde de intişar eden beyanatını, 17 gün sora Sıvasta okudum, «Ermenilerin fazla mutalebatına hak vermeksizin, hudutlarda bazı tashih atın icrasına razı oluruz.» ifadesi nazarı dikkatimi celbetti. Şarkî Ana d oluda, Ermenistan lehine t a visali amyede hnlunulacağı vadini tazammun eden bu cümlenin, sulh komisyonu azasından bir recülü devlet tarafından sarf edilmiş bulunması cidden teemmül ve isüğraba şayan tdL 6u sebeple 17 Teşrinisani 1919 tarihinde, Çürüksulu Mahmut Pasa Hazretlerine yazmağı faydalı addettiğim bir telgraf namede; hey an a tındaki işaret ettiğim cümleden dolayı, «Şarkî Anadolu ahalisinin pek muhik olarak, sou derece münfait ve müteessif olduğunu zikr el tikten sora. Erzurum ve Sivas Kongreleri mukarreratı veçhile milletin Ermen is tan a bir karış toprak terke Lrniyeceğini ve hatta hükümet, bu kabil bir mecburiyeti elî-meye serfüru ederse, millet, kendi hukukunu bizzat müdafaaya asım eylediğini ve bunun cihana ilân edilmiş olduğunu» yazdrm ve hu azmü karan millinin, herkesten evel Istihz aralı Sulhiye Komisyonu azayı kirammca malûm ve muta bulunması lüzumunu ¦nettim (Ves. 196).
Efendiler, Sıvasta, gecen ikametimiz esnasmda, birçok mesai I ve hadisata temas edilmiş ve bizzarure, millî, idarî, askerî ve siyasî teşebbüsat ve icraatta bu] mı ut muştur, Bunlarm kâffesini
220
tafsil etmek uzun sürer. Yalnız, takip ettiğimiz sihilei vakayiin irtibatına medar olacak bazı noktaları, kay it ve işaret ederek geçeceğim.
*
Efendiler, teşkilâtı milliyenin tanzim ve tensikı mühimdi. Bunun için, tedabiri mahsusa ittihaz edildi* İntihabat münasebe-tile, husul bulan bazı ihtilâfatı efkârın izalesi esbabına tevessül olundu,
Maraşta, bazı Çerkez vatandaşlar- güya, Maraşın umum Çerkezleri namına, Cebelibereket Guvemörünün Maraşa izamını, Ayıntapta Fransız askerî kumandanından telgrafla talep eylemişlerdi Buna müsaade eden Maraş mutasarrıf ma teessüf edildi. Maraş eşraf le mütehayyizanının, mumaileyh Guvernör geldiği takdirde, istikbal eylememeleri lüzumu bildirildi. Hükümeti mer-keziyenin de nazarı dikkati ccl bol undu.
Bolu havalisinde, asayişsizlik gittikçe artıyordu. İzmitte, Asım Beyden sora, Birinci Fırka Kumandam olan Rüştü Beye, bu hususta talimat verildi,
Efendiler, 20 Teşrinisani 1919 tarihinde, Istanbuldaki teşkilâtımızdan, Kara Vasıf ve Miralay Şevket Bey imzalar ile gelen bir şifrede; (sıGebze kaymakamının muhalif olduğu ve bu kaymakamın, envai fecayie cür'et eden Yahya Kaptan m fenalıklarını örtmeğe ve saireye başlayarak Kuvayi Milliyeye leke sürmeğe sai olduğu» bildiriliyor ve kaymakamın becayişi mevzuubahs ediliyordu (Ves. 197).
Biz de, bu mütaleaya, samimiyetle iştirak ederek, meselenin, Cemal Paşa vasıtasile teminini cevaben bildirdik (Ves. 198).
Efendiler, bu Yahya Kaptan meselesi, inkılâp safahatından mühim birine dahil ve çok manidar olduğu için, biraz tafsilât vermeği münasip görüyorum.
Şimdiye kadar, verilen malûmattan anlaşılmış olacağına şüphe yoktur ki, muhtelit, memzuç, müşterek düşmanların tatbikma çalıştıkları plânın, mühim bir noktası da, dahili memlekette asayişsizlik olduğunu ve anasırı hrristiyaniyeye tecavüzatta bulunulduğu keyfiyetini, filî ve maddî asar ve hadisat İle enzarı cihanda ispata ve bu efal ve harekâtın Kuvayi Milliye tarafından ika edildiğini iknaa matuf idi. Bu hafi ve habis maksadın temini
221
için de, ma İti mumuz olduğu veçhile, birtakım çeteler teşkil ederek, bilhassa ahalii hrristiyaniye üzerine saldırmak ve bu çetelerin ika edecekleri cinayatı, teşkilâtı mili iyeye atfetmek yolunu takip ediyorlardı Bu teşebbüs at, az çok memleketin her ta rafm-da filiz vermeğe başlamakla beraber, en mühim inkişaf ve faaliyet, tstanbula kurbiyeti itibarile, Biga, Balıkesir ve bilhassa İzmit, Adapazarı, Bolu havalisinde, nazarı dikkati calip bir manzara arzediyordu*
Biz, bu hainane ve fakat — itiraf olunmalıdır ki — çok ma-hirane teşebbüse mukabil, fevkalâde tedbir ve teşebbüs almak mecburiyetinde kaldık. Çünkü^ hükümeti merkezîye, bütün bu düşman teşebbüslerini, filhakika, Kuvayi MüHyeye atfediyor ve tenkilleri için tedabiri şedide ittihaz edecek yerde muttasıl, Heyeti Temsiliyeyi tahtıe ve tazyik ederek, bu amili fecayi olan düşman çetelerinin faaliyetine hitam vermeği, bizden talep ediyordu. Maatteessüf hükümet, bu fikir ve kanaatini, Istanbuldaki teşkilâtımız rüe&asma da t ama mil e zerk ve telkine muvaffak olabilmişti.
Efendiler, bizim, bilhassa tstanbula ya km olan İzmit m m takasında tatbikini düşündüğünıüz tedbir, orada müsellâh, millî müfrezeler teşkil etmek ve o havalide şayanı emniyet olan kumandan ve zabitlerimizin, bu milli müfrezelere muavenet ve muzahereti ile, hain çeteleri takip ederek mazarrat ve vücutlarmı izale eylemek idi
İşte, bu maksatla vücuda getirebildiğimiz millî müfrezelerin en mühimini ve kuvvetlisi, bu, Yahya Kaptan denmekle maruf, bir fedakâr vatanperverin müfrezesi idi.
Merhum Yahya ile ilk münasebetimiz şöyle oldu:
Bir gün telgrafçılar, Srvas IVlpraf Merkezine, bu malûmatı veriyorlardı. Gayet müstacel bir telgrafı tevkif ettiler, yani Der-saadette tevkif edilmiştir. Meali şudur:
Sıvamla Mustafa Ketimi Pa^a Hazretlerine
Dün Ümitten tavsiye edilen Yahya, benim. Yarın akşam Kubatı telgrafhanesinde emrinize muntazırım.
Kuşçalı, Üsküdarla Gebze arasında bir köydür. Filhakika, Yahya Kaptan, bana, tzmitte teşkil âtımız tarafından tavsiye edilmişti*
222
4 Teşrinievel 1919 tarihinde Kuşçalı merkezinden şu telgrafı aldım:
Sıvasta Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Mühim ve gayet müstaceldir
Bendeniz size iki gün evel îzınitten tavsiye edilen Yahyayım. Emriniz üzere, telgraf başında emirlerinizi telâkki etmeğe geldim. Nihayet yann akşama kadar Kuşçalı telgrafhanesîndeyim.
Yahya
Anlaşıldığına göre Yahya Kaptan îstanbuldan telgraf mm Çekilmediğini anlayınca kendisi henüz Kuşçalrya gelmeden, bu
telgrafı Kuşçalı merkezine göndererek çektirmiş (Ves, 199).
-
Ben de şu emri verdim (Ves. 200).
4 Teşrinievel 1919
İzmit Merkezi vasıtasile Kuşçalı Telgrafhanesinde Yahya Efendiye
Bulunduğunuz havalide kuvvetli bir teşkilât yapınız, Adapazarı Kaymakamı Tuh ir Bey vasıtasile bizimle tesis ve temini irtibat eyleyiniz. Şimdilik hazır bulununuz,
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyet Reisi
Mustafa Kemal
Efendiler, Yahya Kaptan, aldığı bu emir üzerine, teşkilât yaptı ve aylarca tstanbulla temas eden muhitlerde hain çetelerin icraatma mâni oldu*
Nihayet, îstanbu! hükümeti tarafından katlettirildi* Gerçi, Yahya Kaptanm faaliyeti ve sureti feciada vukuu şehadeti, bundan soraki aylara müteallik bir hâdise ise de, burada vakıaya temas edilmişken, bir daha avdet etmemek üzere, meselenin izah edilmesi muvafık olur mütaleasın dayım.
24 Teşrinisani 1919 tarihinde Kartal merkezinden şu telgrafı aldım:
Köy içinde bilâkabahat katil, nahiye müdürünü alameleinnaa darp, Köylerde gasp meselesinden dolayı Yahya Kaptanı hükümete teslime mecburiyet el-
223
vermiştir. Dahiliye Nezareti ehemmiyetle bu meseleyi takip ediyor. Hükümetin müşkül vaziyette kalmması, Yahya Kaptanın teslimini iktiza ettiriyor. Emri Devletlerinize makina başında m uma ıtri m. Efendim.
Kartal Anadolu ve Rumeli Müdafaa! Hukuk Heyeti Ternsiliye Reisi Binbaşı Ahmet Necati
(Ves. 201).
Askerlerin ve resmî memurların, bizim teşkilâtı milliye heyetlerinin alenen riyasetlerini almaları usulümüz değildi. Bir de, bizim teşkilât nizamnamemize vâkıf olması lâzımgelen hey at rü-esasmın. Heyeti Temsili yen in yalnız bîr heyet olduğunu, hery erde birer heyeti ternsiliye olamryacağmı bilmesi lâzımgelirdi. Bu telgraf üzerine İzmittr Kırka Kumandanına şu telgrafı yazdım:
Şifre: Aceledir Sivas* 25/11/1919
1 amitte Birinci Fırka Kumandam Rüştü Beyefendiye
Kartal Müdafaai Hukuk Cemiyeti Re ini unvanile Binbagı Ahmet Necati Bey tarafından vürut eden bir telfirnfta: Katil ve nahiye müdürünü darp, kiiylerde gasp mesailinden dolayı Yahya Kaptanın hükümete teEİimi mecburiyeti hâıtıl olduğu ve Dahiliye Nazımım da bu meseleyi ehemmiyetle takip eylediği bildirilmektedir.
Bidayettenberi harekâtı mil Üyede hüsnü hizmeti meşhut olan bu zatın, memleketimizin bu buhranlı zamanlarında, hükümete teslimi asla muvafık görülmemekle olduğundan İşin, hükümetin de nüfuzunu nazarı itibara almak surctile, Yahya Kap-tanm takibatı kanuniyeden bu aralık tabiisi hususunun tanzimi, Kartalda Necati Reye icap eden talimatın ilası vc neticenin imhası ehemmiyetle rica olunur.
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
26 Teşrinisani 1919 tarihînde Hereke merkezinden de gu telgrafı aldım:
MiUci namına istirham ediyorum; bugünlerde Binbaşı Necati Beyin su i istimal âtı. Kuvayi Milliyeyi lekelemektedir* Hemen tahkikat icrasına emir buyurulmaşım rica ederim.
Gebze Kazası Milis Kumandanı
224
t z mil teki Fırka Kumandanından aldığım cevap aynen şudur:
Lil.ii. 29 Teşrinisani 1919
Srvatta K, O- S Kumandanlığına
C: 2S/İI/J91P
Heyeti Temsiliye Riya Neti ne: Şimdiye kadar vaki tahkikatınla nazaran Yahya Kaplanın katil, nahiye müdürünü darp gibi fiilde bulunmadığı ve Binbaşı Necati Bey denilen t*tmt kendi menafii şahsi y esini temin için Yafaya Kaptanın orta-ilan vücudunu kaldırmak gayesini takip ttıiği ve bu bapta Zatı Âlinize telgrafla müracaatle bulundukları zaman, Yabyayı da ijjifoE ile neztlerine celp île katletmek Tertibatında oldukları halde Yahya işi sezerek kendisini kurtarmış olduğu ııııhısıl-ımgtir. Keyfiyeti icabı veçhile tamik ediyorum, Neti reyi arzederim.
Birinci Fırka Kumandanı Rüştü
Fırka Kumandam Rüştü Beyin birkaç gün sora verdiği mütemmim malûmat şu idi:
İvraJl, S/12/1919
Sıvasta K. O. 3 Kumamlanlıgma
Heyeti Tem&iJiyeye:
Binbaşı Necati Bey, Maltepe Endalıl Mektebinde muvazzaf memur olduğu halde, Müdafiti Hukuk Cemiyeti Reisi sıfatım takınarak, Kuvayi Milliye ztanüle babına toptadtjh Arnavut Küçük \?lan *etesile ortalığı soydurmakta olduğu ve Gebze Jandarma Yüzbaşısı Nail Efendinin de bununla şerik olduğuna bende şüphe kalmamı&tn\ Son zamanda, hükümetin babına gaile çıkaran Darıca Rum bekçi* terinin katli ve htilyatuts isminde bir zenginin dağa kaldırılarak para talebi gibi hu* su&atın mezkûr çete marifetile yaptırılma h ve böyle ePtlî redleye yanafmıyan Yahya Kaplana isnadı keyfiyet ile gerek oraya ve gerek hükümete mumaileyh hakkında ihbara ti kazibede bulunutmast, her halde bunların teşkilâtı milliye; perdeai altında balkm, hükümetin babına mesele çıkararak keselerini doldurmaktan başka bîr maksat beslemediklerine ve belki de siyasî daha başka makıat takip eylediklerine hükmediliyor. Şimdiye kadar pek namuslu hareket etmiş ve etmekle bulunan Yahya Kaptanın, bu gibi efalr iştirak etmemesi ve balâda nıezkürülisim Çetenin, kendi mtnidkuflinda ikaı fa tayin a meydan vermemesi hasebile mumaileyhin vücudunu resmen veya gayri resin i olarak ortadan kaldırmağa çalkıyorlar- Dün, Yahya Kaptan, nezdime gelerek hayatınm tehlikede olduğunu ve binaenaleyh avenesinin esLiha ve mühimmatım bana getirip teslim ederek kendilinin de buradan gaybubet edeceğini bana resmen nöylcdi. Kendisine netayihi latîme vererek ve daha hizmet edecek mühim zamanlar o]dn£ıımı toyliyerek mahalline iade ettim. Her geyî iyi bilmesi lazım gelen Gebn katı kaymakam in* resmen ettiğim istizaha aldığım cevapta, tamamen balâda, arzettijcim şekilde yanı Necati ve Nail Efendilerin aleyhinde,
225
Yalıya Kaplanın Lehi ödedir. Necati Efendinin îstanbulda nere ile muhabere ettiğini bilemiyor ifrem de bîr yerden arasın para aldığı söyleniyor. Bunların vücudu ve cana kastettikleri dolaymle, Yahya Kaptan bu havalide durmak istemiyor. Binaenaleyh zaten muvaztaf bir zabit olan Necati Efendinin başka bir mahalle ve Nail Efendi' nin de keza diğer bir yere kaldırılması elzem olduğuna hükmediyorum. Oraları İstan-bulla muhabere etmekte olduklarından labİl bendenizce bir şey yapılamamaktadır* Oraca icrayi icabı maruzdur.
Fırka 1 Kumandanı
Rüştü
Huştu Beyin verdiği malûmattan mufassal an bahsederek, 8 Kân un ıı evel 1919 tarihimle, Harbiye Nazm Cemal Paşaya yazdım (Ves. 202).
Ayni tarihte, vaziyet ve Cemal Paşaya olan müracaat, izah edilerek meselenin takibi Ifi tim buldaki teşkilâtımız rüesasma da bildirildi (Ves. 203).
On dokuz gün sora, yani 27 Kânunuevel 1919* tarihli ve şifre dahilinde Vasıf ve haricinde Miralay Şevket Bey İn imzası bulunan uzun bir telgrafta; §u malûmat veriliyordu:
«,... Asayişsizliğin başlıca müsebbipleri Yahya Kaptanla refiki Kara Aslan ve Alem dağında dolaşan, Sadık çeteleridir.»
Yahya Kaptanm birtakım şımarıklıklarından bahsettikten sora, «., Bizi, artık bu şeriri ikaı mazarrat edemiyecek bir hale getirmeğe teşebbüs ettirmişti.»
«ötedenberi aralan iyi olmayan Küçük Aslan çetesinin teveccühte olması?! kendisini muhtelif vasıtalarla setri kabayihe sevketmiştir.»
«Yüzbaşı Nail, Yahyanm aleyhindedir. Necati Beye gelince; hükümeti sakıta zamanında! Kartal kazasmca reis intihap olunarak, Kuvayi Milliye namma, merkezle kat'ı alâka etmiş?.. Teşkilâtı m il üyeyi esaslandımnş,. YenikÖy Rumlar m in etrafa sarkıntılıkları Üzerine, Küçük Aslan çetesini dolaştırmağa başlamış.» tarafınızdan para dahi verilmiştir?!»
«Yahya Kaptan., her şeyi akim bırakmak manevrasına müracaat etmektedir?!»
«Binbaşı Necati, biraz idaresiz ise de cezaya müstahak değildir.»
«Gebze kaymakamının.., bir an evel kaldırılarak Rum ve Ermeni entrikalarına nihayet verdirilmesi,..» (Ves. 204).
Efendiler, bu malûmat meyanmda, benim vâkıf olmadrğmı noktalar vardr, Meselâ; bent Küçük Aslan çetesinden ve onun
226
teveccühte olmasında d haberdar değildim. Bu çeteye, Necati Bey vaeıtaaile para verdiğimi asla hatırla yamıyordum,
Yahya Kaptanın, verdiğimiz talimat mucibince, düşman çetelerini bertaraf eylemeğe ve hiç olmazsa, onların ahalii hıristi-yaniyeye tecavüz ederek düşman m aksa d mı temine matuf her teşebbüslerini akim bırakmağa çalıştığını pek âlâ biliyorduk.
Gebze kaymakam m m mahiyeti, şimdi ilâve edeceğim vesaikle takdir olunabilecektir, za naradayım,
4 Kânunusani 1920 tarihinde, Fırka Kumandanı Rüştü Be» ve, Vasıf Beyin verdiği malûmatı, olduğu gibi, hulâsa ederek bu malûmatm kendi tarafından verilen malûmatla tezat teşkil etliğini ve binaenaleyh, bir kere daha şayanı emniyet ve itimat zevat vasıtasile tahkik ve tetkiki keyfiyet ettirilmesini ve kanaatler ile beraber muvazzahan iş'arrnı rica ettim (Vûs* 205).
Efendiler, bu meselede hakikatin tavazzuhuna medar olan vesaikten, malûmatlar olmanızı arzu ettiğim için, Rüş,Lü Beyin cevabını aynen arzetmeme müsaade buyurunuz:
Düzce, 7/8, I, 1920
K. O. 20 Kumanda nlıtgma
C: i/l/im şifreye:
Heyeti Teıtı$Jüye Riyasetine:
Yahya Kaptan hakkında vaki* muhtelif is n ad at ürerine, birkaç defa, Yüzbafi Alt Afttif Efendi vasıta m Le rtıirdiİha tahkikat, mumaileyh in Lebinde çıktı. Ma*~ mıfih kendi» cahil olmak il i harfte, bin» et zanm'le bacı terler yaptmj olma*t malı* temeldir. Büyük vc Küçük A-I.nhr i&e üten sakidir. Fakat teakil&tı milliyenin» fikren aleyhinde i düğü muhakkik olan ve Yahya bıkkındı istikaya herkesten ziyade lıahifkcr olması lâzımgelen, Gebze kaymakamına bu bapta yağdığım tahrirata aldığım 1/12/19İV tarihli ve 17 numaralı cevap sureli, zîrde aynen münderiçlir:
Bendeniz, bu telgrafın müfadınjt kısmen okun İtimat ötmek mecburiyetinde kaldım ve ayni itimatla bu ubrirate İsianhulda bfczat Şevket Beye de ga iterdim. Bendenizin vâkıF olamadıjım bazı eabap üzerine, îstanbulea bıkkında bir muamele ¦Cratlna lüzum görüldüğü takdirde bittabi bir şey denemiyecegi maruzdur
Snret
3Û/11/İ9J9 tarihli ?3 numaralı emirname? alileri cevabıdır: Kartal Müdafaai Hukuk Cemiyeti Reisi Binbaşı Necati Beyin, katil ve nahiye müdürü ali darp ile vukubulan ili buran, zat ve zaman heypn etmemek itiharıle» mu-vufıkı hakikat değildir. Zira darLedildiği beyan olunan Nahiye Müdürü Burkandım Bey ise, Yahya Kaptan tarafından darp ve taarruza manız kalmadığım resmen
227
ve tahriren beyan elliği gibi hu hapla makamı âcinye dahi bîr suna şikâyette bulunmamıştır.
Katıl meselesine gelince; Yahya Kaptan hakkında hükümete ve adliyeye filî katil hususunda hiçbir taraftan müracaat ve şikâyet almadığı gibi, aleyhinde celp ve ihzar müzekkeresi bile sadır olmamıştır. Şayet Darıea Rumlar nidan iki Rumun katli ve Kartalın Pasa köyünden Isülyoıton çorbacının dağa kaldırılarak Fidye! necat ahzü talebi keyfiyeti murat olunuyorsa, bu efali cinaiye Küçük Aslan çetesi tarafından İka edildiği mütevatir ve muhakkak olup, mezkûr çete İst, Vahyi Kaptana ötedenberi muarız olduğundan ve esasen Yüzbagı Nail Efendinin himaye «e tesabü-bünde iken adedi on sekize bilip olan mtzkür çete, elyevm Binbaşı Necatı Beyin emrine mevdu bulunduğu ve hatta kendilerine ellişer lira maıs tahsisine gidilmekte olduğu müstahber olup köyleri «oy m aktan faril olmadıkları ha »kardır. Binbaşı Necati Bey» Yüzbaşı Nail Reyin kadim mektep arkadaşı olduju ve kendi sil e bir bu^uk m ah mukaddem Aydınlı KuriyesİnuV Küçük Aslan çetesi efradından Ali Kaptanın, da Ah kaldırdığı çorbacıdan, alınan para ile yaptığı meşhur düğününde mülâkai ederek bilahare müteaddit defalar Binbaşı Necati Bey, Yüzbaşı Nail Beyin hanesinr gciip misafir kaldıkları vc hemfikir bulundukları cihetle Yüzbaşı Nail Beyin ötedenberi Yalıya Kaplanın aleyhinde olupi teşkilat yaptığı rinada, hududu kazam haricine tardü teb'iı etmek teşebbüsünde bulunduğu gibi Küçük Aslan çetesi tarafından ika edi İdi ği mütevatir ve muhakkak olan berveçhîbela İki vtk'ai cinai yenin, Kuvayi Mili i ye yi şaibe dar ve Yahya Beyi Lekedar etmek fikir ve emeli perverde edildiği hİMedilmis vc halbuki rimıyuu vukıa, mezkûr Aslan çeteninin daırei cevc lan ve faaliyeti dahilinde vukua gelmiş olup hatta icrayı takibata gönderilecek olan İstanbul Muhafız Alayına mensup Süvari Müfrezesi Kumandanı Hakkı Beyin, Yüzbagı Nail Bey tarafından vücudunu lüzum kalmadığı bey ani le ledelınulınhere Dcraafidete kaldırılarak takipsiz bıraktırmış olduğu emri muhakkaktır. Ser ded ilen katil meselesi, bundan başka bir hadise ise, tavzihi keyfiyet olunmak üzere, zat ve zaman bey an il r zikredilmek lazımdır. Darıca Rum bekçilrrinin yevmi katlinde earttdı serbest gezen Küçük Aslan çetesi tarafından fili katlin vukuu çuyu bulması üzerine havfmdan nası Yüıbasjt Nail Bey mahallî ibare tahvili memuriyete talip olmuş ve burada kafi yy en oturmıy ırağını beyan etmiş İse de alay ve tabur kumandanları vc TJin.bajı Necati F!:y fjiu;]y:ı gelerek Yalısı Kaptan hakkında bir muamele yapılması için murahhas Sırrı Beye yazdıracaklarını vait ve temin ederek ipkaaım iltizam eylemişlerdi. Bu defa, %% Teşrinisani 1919 Salı günü, giden gelen Necati Beyi, yüzbaşı hiLİğral vc hilafı hakikat ihharai ve isnadata şevketti |î gibi telefonla Yahya Kaptanı merkeze davet ettirerek, d i Cer taraftan Küçük Astan çetesini dahî kendi hanesinde ihzar ederek derdesti cihetine gitmek tasavvurunda bulunmuş ise de, herne dense buna içi i sar edemiyerek teşebbüsü vakiden sarfınazar ^tnıcir vc Necati Bey dahi Kartala avdete mecbur kalmıştır. Binaen-aJizalİk, YUzbafi Nail Bey, gerek Necati Bey ve gerek aleti icraıyesi olan Küçük Aslen çetesi vasıtasîle Yahya Kaptan aleyhinde, isnadat ve tertibat icrasından bir an hâli kalmamaktadır. Yahya Kaptan, muhalif ve mu anı bulunan Küçük Aslan çetesi gibi kurayı yaşma ve hıristiyanları katil ve imhaya mesağ vermeyip maiyetinde bulunan Büyük Ablan Bey çetesi tarafından bazı güna münasehetsiıi harekât zuhurunda, derhal men ve tedip cihetine giderek gaye i milliye olan istiklâl ve selameti vatan eudisesile muhafaza i İnzibat ve asayişe hizınet etmekte olduğu ve akdemce de Büyük Aslan Bey çetesinin isti man ve dehaletine muavenet ederek af fi âliye mazhar eylemek
228
fcurr'iik, hidemaiı vakıa ti sayanı şükran bulunduğu ve aleyhindeki isııadâtın yüz* başının amali şah biyesine fccrfüru etmediğinden ve Küçük Aslan çetesi tarafından yapılıp Yahya Kaptana; atfu İsnat edilmek istenilen vukuatı einaiyenîn zuhurundan ve mütecasirlerinin nıazhan tesahup almasından dolayı izharı teessüfle yüzbaşıya ihtaratt şedîdede bulunmasından idüğü arzulunun
(Gebze Kaymakamı Mehmet Nurettin)
Birinci Fırka ve llolu Havalisi Kumandam Rüştü
Efendileri bu malûmatın vur udundan evel, şöyle bir havadis verdiler: «Yahya Kaptan Tavşancılda tahtı muhasaraya almdf. Bunu yapan istanbul d an gelen bir kıt'ai askeriyedir*»
Bu havadis üzerine, tzmitte Fırka Kumandanlığından, 7 Kânunusani 1920 tarihli şifre ile, makina başında istizahı keyfiyet ettik ve havadis doğru ise, «İstanbul d an geldiği bildirilen ktfa kumandanına, mumaileyhin — Yahya Kaptanın — bizim adamımız olduğunu ve eğer bir kusur ve kabahati varsa tarafımızdan icabının yapılması tabiî bulunduğunu ve hiçbir suretle Yahya Kaptanın muhasara ve tevkif edilmesine razı olmadığımızı bildiriniz» dedik (Ves. 206).
Efendiler ) 7 Kânunusani 1920 de yazılıp 8 de aldığımız iki telgraf vardır. Bunlardan biri; Izmitten, Birinci Fırka Kumandan Vekili imzasile Fevzi Beydendir, Mü fa d i şudur; «Bu gece, iki bin kişilik bir kuvvet, Tavşancıla çıkarak Kuvayi Milliye Kumandanı Yahya Beyi muhasara etmişlerdir. Yapılacak muamele* nin ig'arı maruzdur.»
Diğer telgraf name, Düzce de bulunan asıl fırka kumandanından geliyordu. Rüştü Bey, merkezde bulunan vekilinden aldığı ayni malûmatı bildiriyordu (Ves. 207).
Fırka Kumandan Vekili Fevzi Beyin, 7 Kânunusani 1920 tarihli istizahımıza verdiği 7/8 Kânunusani 1920 tarihli cevabında, Yahya Kaptanın henüz ele geçmediği, Kuvayi Milliye ile gelen müfreze arasmda bir mu s ad eni e ihtimali olduğu ve gelen müfreze kumandan ma emrimizi bildireceği ig'ar ediliyordu (Ves. 208).
Efendiler, o tarihte, meb'us olarak îstanbulda bulunan Yaverim Cevat Beyden, 10 Kânunusani 1920 de şöyle bir telgraf geldi;
229
K. O. 20 Kum&ndahlrğına
Harbiye, 10/11/192*
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine î
6/1/1920 gecesi sabaha karşı Umum Jandarma Kumaudan Muavini Hilmi Bey ve Üsküdar Jandarma Kumandam Nazmi Bey kumandasında dört zabit, elli jandarma ve Yüzbaşı Nahit Efendi kumandasında tstanbul Muhafız Alayından doksan nefer. Bandırma vapurunun ışıkları söndürülerek Herekeye vasıl olmuş, ve alessabah Harekeye çıkan müfreze derhal Tavjanttlı kugatmtg ve muhtelif haneler basılmıştır. Gelen, heyet, köy heyeti ihtiyariyesinl toplıyarak haini vatan olan Yahyayı, ya teslim veya nerede olduğunu söylemezlerde Tavgancrtı insanlarilc beraber yakacaklarını ifade ederler. Heyeti ihtiyariye, iki gündenberi Yahya Kaptanın köylerinde olmadığım ve nerede bulunduğunu bilmediklerini musırren ifade ettiler* Yahya, sağ olarak ele gecemîyecektir. Fakat Yabyanın imhasından sora Marmara havzasına sahip ve hâkim olan ve hergün ingilizler ve Fransızlar tarafmdan teşrih edilen Rumlarm ve Istanbuldaki rüzelânın pek büyük muvaffakiyete mazhar olacakları bedibidir ve Kuvayi Milliye namını taşımakta olan Yahyamn tenkili, İzmit, Adapazarı ve İstanbul havalisinde, düşmanlarımızın hesabına birçok fesat çetelerinin doğmasına da sebebiyet verecektir. Binaenaleyh, Cemal Pasa Hazretlerinin işe müdahalesile, Yalı-yanın tebdili nam ile bir eveîki maruzatım dairesinde serbestisinin temini için. icap edenlere emir bu vurulma&ı müsterhamdır (Cevat).
Harbiye Nazırı
Cemal
Bu telgraf m, harbiye şifresile ve Cemal Paşa imzası! e kapatılmış olması ve fakat muhteviyatında «Cemal Paşa Hazretlerinin işe müdahalesile Yahyanın halâsı» çaresinin temini fıkrası, calibi nazarı dikkattir, Demek ki, Cemal Paşa, Cevat Beyin telgrafının, okumağa lüzum görmeden, kendi şif r esil e ve imzası tahtında çekilmesine müsaade etmiştir. Çünkü, bir defa Yahyayı takip ettiren Cemal Paşadır. Bundan başka temini serbestisi için kendi delâletlerinin tarafımdan emrolunmasmı, kendi malûmatr tahtında, elhette yazdırmazlardı.
tzmitte, Fırka Kumandan Vekilinden gelen 9 ve 10 Kânunusani 1920 tarihli iki telgrafname ile, mesmuata atfen, iki müsademeden sora, Yahya Kaptanın, meyyiten istisal olunduğu bildirildi (Ves. 209).
11 Kânunusani 1920 de, Fırka Kumandan Vekilinden, İstan* buldan gelen müfreze kumandanına, tarafımızdan tebligatta bulunup bulunmadığını sordum (Ves. 210), Üç gün sora 14 Kânunusani 1920 tarihli raporunda, Fırka Kumandan Vekili, şu malûmatı verdi: «Bizzat icra ettiğim tahkikattan., müsademe olma-
230
dıgı ve yalnız, Yahya Kaptan teslim olduktan sora, köy haricinde aleti cari ha ile katledilmiştir. Kafatasmm olmaması bunu müey-yittir,» (Ves. 211),
Efendiler, bu meşbum haber üzerine, Istanbuldaki teşkilâtımıza, 20 Kânunusani 1920 tarihinde, Miralay Şevket Bey vasıta-Eİle su telgrafı yazdık;
Y'.îh)* K: 13 l :=ı ıı I n tenkiline lüKUrn sii-h-n-rı \ -\)a\\. ile [)-linı u I uiüklktan *oru ki-ıtn fehit edildiği anlaşılmakla katline kimlerin dahlü tesiri aldu|unuıij Der saadetten müracaat eden müteaddit fedakar arkadsalara izahat verilmek Üıere» türaü ifan rica olunur Efendini.
Heyeti Temelliye namına Mustafa. Kemal
Eski bir iş'armuza cevap olmak üzere, Istanbuldan, 20 Kânunusani 1920 de yazılıp hir gün sora vâsıl olan telgraf ta şu idi:
Be*ikta$, 20/1/1920
A:ık;iT.ı: K. O. İm Kunıuiıdanlıgıııa
Mustafa Kemal Taşa Hazretlerine mahsustur. Cî î T/l/l 92Ü.
1 — Mahalli vak'ada hvlunan şa yanı il i mu bir zatın ifadmine nazaran Yahya Kaptan yakalanıp köy haricinde bulun&n karakol mahalline götürülürken civardan on kadar tekinin ktrakol Üzerine ates etmesi ürerine firara teşebbüs etmiş ve bu esnada kallelu um ustur* Mnamarib iyi bir tahkikat yapılması hususunda hükümet nez-dînde teflehbüaatta bulunuldu.
2 — Yalıya Kaptanın Kuvayi Milliye namrna pek çok fenalıklar yaptığı tevatür derecetinr vardı fit gibi resmî ve hususî yapılını tulıkikat ta bunu teyit ettiği cihetle hükümet, takibata karar vermiş, fnkat, Heyetimizre merkumun muvakkaten ihtifa ede* rek Kuvayi Milliye iğlerine karıkmaması ve fen alığa cür'et etmemesi, yanında bulunan firarı asker vc j&nd armalım iade etmeleri sartile, takibat yapılmaması arzu edflmjj ve 1 azmi gelenler Bezelinde tesebhttaat yapılmakla beraber Gebzeye de memuru ınah* süs gönderilmişti Ba esnada hükümet gizlice birdenbire asker şevketmiç ve sırf Yahya Kıptam derdest etmek imlediğini İlin ederek maruz hal vukua gelmiştir Efendim. (Vurf)
Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı Şevket
Etendiler, «köy haricindeki karakola götürülürken civardan ateş edilmiş? Firara teşebbüs etmiş, bu esnada katledilmiş?H bu
231
tabirin, bu gibi suikasllerde bir formül gibi kullanıldığını anlamamak için, çok safdil olmak 1 azma dır.
Yahya Kaptanı imha etmek için, beraber çalıştıkları ve karar verdikleri hükümetin, gizlice, birdenbire emrivaki yapıvermiş olduğu hakkındaki ifade de* şayanı dikkattir. Îstanbulda, jandarmadan, istanbul Muhafız Alay m dan zabit, asker tefrik olunuyor... Îstanbulda vaziyete hâkim olduğunu iddia eden teşkilât rüesamız haberdar olamıyor.
Kara Vasıf Beyin bu telgrafına cevap olmak üzere vukubulan istizahımız şudur:
Şifre Ankara, 22/1/1920
Dersa adetle:
Çanakkale Mevkii Müttahkem Kumandam Şevket Beye
Yahya Kaptanın katli incelenini ciddî surette takip eden ve hesabını ittiyen bilhassa Îstanbulda. pek cok kimseler vardır. Tayini hakikate medar olmak ürere tevatür derecesine vardığı bildirilen fenalıkların nelerden ibaret olduğunun sürati jşVı rîea olunur.
Heyeti Temelliye namma Mustafa Kemal
Efendiler, hn istizahımıza verilen cevabı da, tahammülünü' ze sığmarak aynen arzedeceğim:
Beşiktaş. 24/1/1920
Aıtkarada: K* O. 2fl K.
Muttafa Kemal Pa|a Hasretlerine nıahjuatur.
C: 22/l/192C\
1 — Yahya Kaptanın teslim olduktan tora katlolunduğunu işittik. Tahkikat
yapıyoruz, Neticeyi araedecrfcifc.
£ — Merkumun tenkiline sebep, hiçbir kîmaeyi dinlememesi, Kuvayi Milliye namına alenî fecaat, şekavet ya pimi* ı vc eşkıyayı eveldenberi ihfa etmesi veyn £rih-terilen mahalle gitmesi İmkkııula verilen emirleri dinlememesi üzerine, hükümet, kendiline köylerden ve etraftan müraraal edenlerin ısrarına dayanamıyarak kendiliğinden ve hatta heyetimizin haberi elmadan teşehbü&at yapmasıdır Efendim. (Yatsıf)
Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı Miralay Şevket
232
Muhterem Efendiler, telgraf namenin, ikinci maddesindeki, merkumun hiç kimseyi d inlememesi ni ıı, tenkiline, katline sebep olarak gösterilmesi asla doğru olamaz. Şehidi merhum* beni dîn* liyordu, benden emir alıyordu. Verdiğim emre göre, hareket ediyordu. Başka bir makama veya eşhasa merbut olduğunu, onlardan emir alması lüzumunu kendisine emretmemiştinı. Bu sebep* le, İstanbul dan her örtüne gelenden, Dahiliye Nazırından, Jandarma Kumandanı hain Kemal Paşadan verilen emirleri isga etme* mesi, zaten matlubumuz îdi, Kuvayi Milliye namına, şekavet ve fecaat yapanın da kendisi olmayıp, Küçük Aslan çetesi gibi maksadı mahsusu ha in an e ile teşkil edildikleri vesaîka müsteniden anlaşılmış olan çeteler olduğu ve Yahyanın bunların men'i şekavetlerine çalıştığı da, sözlerine itimat olunmak î âz imge] en zevatın tahkikatile sabit olmuş, bir keyfiyettir,
Gebze Müdafaa i Hukuk Heyeti Reisi ile Gebze Kaymak amr Fevzi Beyim müşterek imzaları le, vak'ai müessif enin vukuundan evel, makina başında vukubulmuş olan bir müracaatı de zikretmeden gecem iveceğim:
Gebze kın a yi Milliye Kumandam Yahya Bey hakkında baz* ke&aıHfl İftira* larile en nihayet sah gecesi Istanbuldan erkân ve ümera kumandasında gelen iki bin kadar bir kuvvetle, Tavşancılda Tahtı muhasaraya almdığr ve elyevm muhasara altında bul undu gu* simdi ahalîden aldığım malûmattan anlaşılmıştır, Böyle vatanı i£İu çalışan hir aata kargı yapılan bu muamelenin, pek haksız olduğu malûmu âl i i kumandanileridir. Miri mumaileyhin kurtarılması hakkında ne gibi bir muamele yapılacağının emir ve işmarını makina başında bekliyoruz.
Kaymakam Mtidafaat Hukuk Heyeti Reisi
Vevzi Hact Ali
Efendiler, o tarihlerde, tzmit havalisinde, Kuvayi Milliye teşkilâtı ile uğraşan Meb'us Sırrı Beyin de, bu baptaki iş'arattnı aynen arzetmeme müsaadenizi rica ederim:
İzmit, 11/1/1920
K. O. 2(1 Kumandanlığına
1 -¦- M usta Fa Kkjhhİ l'a^a Kazr^tltriıie: Muhaberesi dört gün evel alımt? olan Yahya Kaptan meselesi, nihayet haber almıj. alacağınız veçhile, gehadetile neticelendi,
2 — Yahya Kaptamn, İstanbul kapısında^ ınüteazzıv bir mahiyette mufrafasui mevcudiyeti her hKÎde Kuvayi MiJUyeye karsı muarız bulunan zevatı, telhisten hâli kal-inadığmdaıı izalesi tasmim edilmiş bulunduğunda ğuuhe yoktur.
233
3 — Ifcakmn bu maksada mt-bni tuâhihi, meseleyi mevıit mahiyetten çıkart* makta ve Heyeti Tem*ilİyece teemmülünü vacip kılmaktadır.
4 — İ cm i T livası, eşkıya yüzünden b m uz ur iken, yerinden kımıldamıyan ve maiyetîndo Hfbtr krfaya emir vtrmiyen, yanındaki mahpushaneden on b(; yirmi kişinin birden firar eylemesini hcrgün mesaili adiye telâkki eden Alay Kumandanı Hikim't Bey, Yahyanın ihalesi keyfiyelini ehemmiyetle telâkki ve aldığı jandarma kuvveti İle bizzat hareket etmiş vc nihayet Kuvayi Milliyeye mühim bir darbe vurmak * tire tik maksadına nail olmuş bulunuyor, M idindi var. (MebtiB Sırrı)
Fırka 1 Kumandan Vekili
Fevzi
K. O. 20 Kumandanlığına
5 — Gebzede tenkil cdilraij bulunan Kuvayi Mİlliyenin başsız kalması, bundan sera oraları dehşete ilka edecektir
6 — Bnralarca bütün Kuvayi Mil Üyenin istinatgah* bilinen vahyinin, bu suretle imhası, efkârı umumi yryî bihakkın teşviş etmiştir^
T — Yahyanın izalemi, Hükümetin Kuvayi Milliyeye karşı badema ulandı mütecavizaıne vaziyete delil addedilmektedir»
& -— Bu hareket ecnebi lerre dahi bilagek Kuvayi Milliyeti in nazarı hükümette kabili ihmal ve imha bir mahiyette görüldüğüne bükmed ile çektir. Bu il i bar ile ledabrri 1 tizim e ittihaz olunmalıdır. Mabadı var. (Mebfu& Sırrı)
Fırka 1 Kumandan Vekili Fevzi
K.. O. 20 Kumandanlığına
1 — 68 numaralı fifreye zeyildir: Mahal t Vasiyeti teşevvüşten tabi i s ve Cebir kuvaaınm htmen BlUtem«l bir zata teFvizi tedbiri* ittihaz olunmadiiı takdirde, Üsküdar Livamı dahi dahil Dİdu£u Imldr, hürün İzmit sancağında, ferdi vahidin Kuvayi Milliye taraftarlığı etmesine imkan lıulunaınryacağt kafîyyen bilinmelidir.
2 — Jandarma Alay Kum andımı İliklet Beyin biiâifatcı vakit kaldırılmadı elzemdir.
3 — izmit livasında Kuvayi M ili iyen in kespİ mevcudiyet edebilmesi, nizamiye hizmetinde bulunan Kaymakam Fevti Beyin, jandarma: kumandam olmasına mütevakkıf Lir. Başka çare yoktur. Buttu ehemmiyetle arzediyorum* (MebW Sırrı}
Fırka 1 Kumandan Vekili
Fevzi
\\. O, 20 Kumandanlığına 1 — "9 numaralı £İfrf\"r 7«-yilr]ir:
Kuvayi Mili iyenin, Anadolu taraflar radon, istiskal edilmekle olduğu hakkında, devam eden şayiat, hâdisei elime üıcrine muhaliflere daha ziyade kuvv^ıbahfl
234
olduğundan, miknet ve zindesinin zıyaa uğramadığını gösterecek filî bir tedbir ittihazı elzemdir.
2 — Ali Fuat Paga Hazr*deriırin buraya kadar teşriflerini lüzumlu görmek'
teyim.
3 — İzmit lîvanna, ehemmiyet verilmelini ve ehemmiyet verildiğini götte* recek fiti tedbirler ittihazı lüzumunu, tekrar için mecburiyet görüyorum* (Meb'us Sırrı)
Frrlu 1 Kumandan Vekili Fevzi
O târihte, îstanbulda bulunun Rauf Bey de, şu mektubu gönderdi:
İstanbul, 19/2/1920
Mustafa Kemal Paça Hazretlerine
Yahya Kaptanın teslim olduktan aort itlaf edildigiT buraca dı anja&dmrçltr- Muhafızlığa müracaat edilmiş felhimeyit ameliyatı da yapılmıştır. Takjbalt kanuni-yeyi hükümet, el İne almıştır Efendim* Arzı tazimat eyleriz,
Hüseyin Ifouf
Efendiler, Yahya Kaptan m katledildiğine şüphe kalmamıştı. Bu hakikat, bilindikte n sora, katil olan hükümetin, takibatı ka- Vicdanî vazi-nuniyeyi eline almış olması, cinayet faillerinin meydana çıkmaya- relerimden çağma delil değil midi? Fakat, Efendiler; zaman, her şeyin, her Dır* hakikatin, tarihin samimi sinesinde mütaleasmı zam indir.
Muhterem Efendiler, hükümeti ve tstanbnldaki teşkilâtımız rüeeasım, böyle çirkin bir cinayetin irtikâp o lun ma s ma delâlete saik olan esbap ve müessir atın, tetkikin m cidden şayanı ibret ne-tayice müncer olacağına kani bulunduğum cihetledir ki, zahiren, ehemmiyetsiz gibi görülebilecek olan bir vaVayı delâile ve ves a ika istinat ettirerek izah ettim. Bu izahatımla enzarı milletle vazıh bir zemin t tetkik husulüne yardım edebil diy sem vicdanî vazifelerimden birini yapmış olduğuma kani ve müsterih olacağı m,
Efendiler, bu hâdiseyi mütalea ederken, iki noktayı nazarı dikkatte tutmak, faydalı olurf O noktalardan:
Birincisi; Sait Mollanm mensup olduğu teşkilâtı hafiye ve Gebze, Kartal havalisinde tamamen bu teşkilâta mensup eşhas ve Çetelerin rolü ve bu rolü, bizim adamlarımıza ve teşkilâtımıza atfetmekte ve vatanperver yaşayan zevatı iğfal ve iknada gösterilen meharet ve muvaffakiyet
İkincisi; İstanbul teşkilâtımızın rüesası ki bize, Heyeti Teni-
235
siliyeye tâbi ve onun talimatı ve ig'aratı dairesinde hareketle mükellef bulunuyorlardı ve ancak, bu mükellefiyeti, samimî ifa etmekle istikameti umumiyede isabetle yürümenin ağlehi ihtimal olacağını kabul eylemeleri icap ederdi. Halbuki, bu zevat» kendi akıl ve tedbirlerini, Heyeti Temsüiyenin ikazları karşısında, yüksek görmekten fariğ olamamışlar ve istiklâli hareketlerine mümanaat olunmasını, izzetinefis meselesi yaparak, asabileşmiş,ler ve bu hissi sakim tahtı tesirinde, iğfal olunmağa kadar varmışlarda1 (Ves. 212)*
Şimdi Efendiler, vicdan ve şefkat sahibi olanları» cidden dilhun eden bir telgrafı daha nazargâhı rikkatinize vazederek, bu meseleye dair beyanatıma hitam vereceğim:
4960 istanbul, 14/1/1930
Ankara d»: Kuvayi Milliye Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Zevcim Yahya Kaplan, ınahza Zatı Sanı il erin* olan münasebeti dolayııilc, bir cüraıü kanunisi olmaksızın, arzı teslimiyet ettiği halde, Gebze Jandarma Yüzbaşısı Nail ve Mü^âzimievel Ahdurrahman Efendiler tarafından alçaklaşma şehit edildi. Bütün Tavşancıl ahalisi, vak'unm şahididir, fhkakı hak için Adliye ve Dahiliye Ne* taretlerine müracaat edildi, tkı nefer yetim ile perişan bir halde bulunuyoruz. Btı hapta Teçebbü»at vc muaveneti Sanı ilerine mmıtazırrz ferman*
Kuragümrükte Keçecilerde Karaba& Ma ha II en inde 19 numaralı hanede sakin Yahya Kaptan zcvcnal Şevket Hanım
Efendiler, Yahya Kaptan meselesine, 20 Teşrinisani 1919 tarihinde temas ettik. Birçok mesafe ve zaman katletmek sure ti le, vak'aum izahım ikmal etmek zaruretinde kaldık. Şimdi, müsaade buyurursanız, tekrar, bıraktığımız tarihe avdet ederek, vakayii takip edelim.
Ankara - Eskişehir şimendiferinin işletilmesine İtilâf Dev* letleri tarafından mümanaat edilmişti. Bu hattın işletilmesi için, Düveli İtil afiye mümessilleri nezdinde, şedit bir surette protesto edilmesi, 21 Teşrinievel 1919 da Ankara Heyeti Merkeziycsine bildirildi.
Adana teşkilâtı müteşebbislerinin, Niğdeyc veya Kayseriye gelerek, bizimle temasta bulunmak suretile idamei faaliyetleri temin edildi.
Ay dm cephelerim] t-, vaziyet hergün kespi nezaket ve ciddiyet peyda etmekte olduğundan. Salih Paşa ile, Amasyada kararlaşUr-
236
dığmıız veçhikj Donanma Cemiyetinin dört yüz bin lirasmm bu cephelerin ihtiyaeatma tahsis edilmesini Harbiye Nazırma yazdık. Bu cephedeki mücahidine, esliha, cepane itasını ve cephenin ma-kinah tüfek ve topçu kıtaatile takviyesini, Konyada On t kinci Kolordu Kumandanından rica ettik
Efendiler, Fransızlar, Bandırma - Soma şimendifer hatlının murakabesi behanesile* Bandırmaya bir müfreze çıkarmışlardı. Asayişi mükemmel olan Bandırmaya, asker ikamesine haklan olmadığı bedihi idi.
Bn noktaya, 24 Teşrinisani 1919 da On Dördüncü Kolordu ve Elli Altıncı Fırka Kumandanlar m m nazarı dikkatini celhettik.
Ecnebi zabitleri, Ay dm cephelerinde dolaşarak, propaganda yapıyorlar ve vasiyeti anlayorlardı. Bu gibi zabitlerin cephede kıtaat ile temasına kat'iyyen meydan verilmemesini ve resmî müra-caatlerinin hükümete, eğer Kuvayi Milliyeye ait bir sÖyliyecefcleri olursa heyeti merkeziy elerimiz vasıtasile bize* müracaat!eri lüzumunun kendilerine tebliği ve propaganda yapanları olursa, tah-telhıfız m m taka dan ihraçları ve mecburiyeti kat'iye hâsıl olursa, cephede görülecek itilâf askerlerine de silâh istimal edilmesi, cepheye bildirildi.
Efendiler, biz, İzmir ahalisinin de filen intihaba iştirakini temin etmek istiyorduk ve o yolda muhtelif vesaitle maksadımızı iblâğ ediyorduk. Fakat, Yunanlılar, bittabi mâni oluyorlardı.
29 Teşrinisani 1919 tarihinde, bu hususu, Düveli İtilâf iye mümessilleri ve bitaraf sefaretler nezdinde protesto ettik ve bundan, izmir Telgraf ve Posta Başmüdürü bulunan Etem Beye yazarak tzmir ahalisini de haberdar etmek istedik.
Efendiler, ihtimal birçoklarınızın hatırın da dır. işgal zamanında, Adanada, Ferda namında, Kuvayi Milliye aleyhinde, bir ecnebi gazetesi intişar ediyordu, Bu gazete, mahza, Anadolu efkârı mili iyesini iğfal ve ızlâl maksadile ve bizim aleyhimizde, hezeyanlarla mali sütunlara malik idi. Bittabi, bu gazetenin dahile girmesine mümanaat ettik.
Fakat, bu gazetenin, memlekette okunmasını elbette faydalı gören, Ali Rıza Paşa Kabinesinin Dahiliye Nazırı ve Cemal Paganın mükerreren tezkiye eylediği Damat Şerif Paga, Ferda gaze^ tesinin, bu zehirli paçavranın serbestli duhulüne mümanaat olunmaması için emirler vermişti. Bu sebeple, Şerif Paganın arkadaşı Cemal Paganın, 3 Kânunuevvel 1919 da, nazan dikkatini celbe lüzum gördük.
237
Efendiler, Meclîsi Meb'usanın îstanbulda toplanmasına mâni olamamak zarureti üzerine, Îstanbulda içtima edecek Mecliste, «vatanın tamamisini, devlet ve milletin istiklâlini, teminden ibaret olan gayeyi muhafaza ve müdafaa için müttefik ve ajsimkâr bir grup vücuda getirmeği» yegâne çare olarak mütalea ettik. Bunun temini için* malûmunuz olduğu veçhile, 18 Teşrinisani 1919 tarihli talimat ve tamimde, meb'uslarm muayyen mahallerde grup, grup içtima ederek, müdavelei efkâr edecekleri mühim noktalardan biri olarak bu meseleyi kaydetmiştik.
Ayni tarihte, düşündük ki, bu grupun teşkilini temin için her livadan birer meb'usu Eskişehre davet edelim. Eskişehir üzerinden şimendiferle İstanbul a gidecek meb'usları da, davet edeceğimiz meb'ualarla birleşti relim ve bizzat, Eskişehre giderek, umumî bir içtima yaparak, esaslı bir surette müdavelei efkâr edelim. Bu mey anda, Îstanbulda, meb'uaanm emniyetlerine müteallik tedabiri de, mevzuu halis etmek istiyorduk. Fakat, bundan sora vereceğim izahatla, ayni içtimai, Ankarada kalarak yapmağı tercih ettik. Daha bir ay kadar Srvaeta kaldıktan sora nihayet Anka ray a hareket ettik.
Ankaraya muvasalatımızı, 27 Kânunu evel 1919 tarihli, şu açık tebliğ ile tamim ettik;
Stvastan Kayseri tarikiyle Ankaraya hareket eden Heyeti Temsiliye. bütün güzergâhında ve Ankarada. büyük milletimizin har ve samimî tezahüratı vatanperve-raneai içinde, bugün muvasalat eyledi. Milletimizin güsterdiği eseri vahdet ve azim, memleketimizin temini istikbali hakkındaki kanaatleri, lâyetezelzel bir surette taran edici mahiyettedir.
Şimdilik, Heyeti Temsiliye Merkezi, Ankaradadır. Takdimi hürmet eyleriz Efendim.
Heyeti Temsiliye namma Mustafa Kemal
2 Kânunusani 1920 tarihinde, cemiyet heyeti raerkeziy elerine, Hacıbektaşta Çelebi Cemalettin Efendiye, Mutkide Hacı Musa Beye aynca bir tebliğde bulunduk*
23S
Bu tebliğimizin metni ve tarzı tahriri, göy t e idi:
„,.5eyahatiznizdcki ınttgahtdal ve letki katımız, bizlere» Cenabı Hafı?ı hakikinin inayeti rabbani yetile tecelli eden millî birliği ini sin mlUleniı olduğu tej) kil Atı milliyenin taazzuv etmîa ve mukadderatı millet ve memleketi tahlifi için, bî, hakkın sayanı istinat bir kuvvet ve kudret haline gelmiş olduğunu, maaggükran l&ıtardi*
Vaziyeti hariciye, bu milli aıim ve vahdet sayesinde, Erzurum ve Srvas Kongresi es*6att dairesinde, mcuafıi mülkü millete müsait bir jekle girmiştir.
Mukaddem vahdet ve ezmB imanrmua İstinaden muialebatı mc&ruamızın temini gününe kadar, kemali »ebat ilr çalışılması ve bu beyanatımızdan, köylülere kadar, milletin dahi haberdar kılınması tamimen rica olunur,
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti TemsiliyeBÎ namına
Mustafa Kemal
Efendiler, Heyeti Temsil iye merkezinin, Anka. raya nakli fikri oldukça eski idi. Hu fikir, ilk rnevzuuhahs olduğu sıralarda, Kâz un Kara Bekir Paşadan vuru t etmiş olan bir telgrafı aynen burada zikredeceğim:
Siirt Erzıırıımdaıip 3 Teşrinievel 1919
K, O. 3 Kumandanlığına
Heyeti T*m)iliyeye: Kuveyt Mîllîyoyı temsil eden* heyeti aliycnîn, değil Atı-karaya hatta Srvasm zarbına bile geçmemesi fikrindeyim, tjünkü gar kî viÜyattn Kava-yi MiN iyesini teşkil eden heyetin, bütün bütün uzaklagmasr, dolıyuîle hu vilâyetlerin teşkilattı ılığını mucip atacağı fcibı, şimdiye kadar pek me;m ve mantıkan idare edil-mekîe olan harekatı milli i yenin; o led enberi daim» İurbir 11 -^hbüüunrüzü fena aer-m ek ve göstermek isleyen dü imanlarımı rca sabıkı mini Hû» bir yerde muhafazası için Heyeti Temsîliyerıin Sıvaman garba geçmemeli mtiulcadında bulunduğumu •neylerim.
K+ O. 15 K. Kâztm Kara Bekir
Böyle bir telgraf namenin, aslü esası olamıyacağma hükmetmek istedim. Fakat, ne çare ki, bu fifre telgrafname Erzu* ramdan? Srvasta Üçüncü Kolorduya keşide edilmiştir. Şifre m ah* lûlünün altmda [Açıldı. Fethi, 4/5 minlı] yazı vc imzası olduğu halde de Üçüncü Kolordudan bize gönderilmiştir.
Efendiler, Kâzım Kara Bekir Paşa, davetimiz üzerine, Srvasa geldikten ve birlikte müzakerede bulunduktan sora şüphesiz bu telgraf name ile evcice bildirdiği fikir ve mütaleasmda isabet
239
olmadığını görmüş, olacaktır. Fakat, bu fikir ve mütaleadaki isabetsizliği anlamak için, behemehal vicahen mudavelei efkâra hiç te hacet olamıyacağı bedibiyattandır. Bu fikir ve mütaleanuı istinat ettirildiği sebeplere, en basit bir nazar atfetmek, onların bul la ıt im anlamağa kâfi gelir zannederim.
Bir defa, Heyeti Temsiliyenin yalnız, şarkî v ilâya tm kuvayi mili iyesini teşkil veyahut temsil etmediği ve belki bütün memleketin — Anadolu ve Kümelinin — kuvayi mi Eliy esini temsil eylediği çoktan malûm olmuş bulunmak lâzımdı* Bahusus, bu nokta üzerinde, günlerce devam eden telgraf başı münakaşaları olmuştu* Bir de, Heyeti Temsiliyenin, Sıvasta n Ankara ya nakletmesi, şarkî vilayetlerin teşkilâtsızlığını mucip olacak, bir sebep teşkil edemezdi. Heyeti Temsiliyenin, şarla vilâyetlere Stvastan telgrafla ver* d iği evamir ve talimatı, Anka r adan ayni suretle verebileceğine güphe yoktu.
Fakat, Heyeti Temsiliyenin, gark vilâyetlerinden ziyade garp vilâyetlerine, îstanbula yakm bul mı m asm i istilzam eden ve haklı gösteren esbabı manttkrye* elbette çok idi. Evvela; garp ve garbı* cenubî vilâyetlerimizden, filen düşman işgali altına alınmış olanlar vardı. Bu vilâyetlerimizi işgal eden düşman karşısında, esaslı müdafaa cepheleri teşkil ve anların esbabr tarsinini temin etmek lâzımdı. Halbuki şark vilâyetlerimizde, böyle feci bir vaziyet yok idi. Kat'î olarak karip bir tehlikei filiye de, muhtemel gö* rül mü yordu- Bait bir ihtimale göre, faraza şarktan Ermenilerin filî bir tecavüzü kabul olunsaydı bile, onun karşısında Kuvayi Milliye ile takviyesi mukarrer olan, kendilerinin tahtı kumanda* sın d a, On Beşinci Kolordu hazır bulunuyordu. Fakat, izmir cephelerinde, muhtelif tarzı kumandalar, muhtelif mahiyette kuvvetler ve muhtelif ve mütenevvi, menfi menabiden muzır tesirler vardı. Adana işgaline kargı henüz cephe teşekkül edememişti.
Binaen aleyh, usul ve kaide şudur ki* vaziyeti umumiyeyi idare ve sevk meşguliyetini deruhde edenler, en mühim hedefe ve en yakm tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakm bulunur. Yeter ki, bu takarrüp, vaziyeti umumiyeyi nazardan mehcur bırakacak derecede olmasın! Ankara bu şeraiti cami bir nokta idi, Her halde cephelerle iştigal edeceğiz diye Balık es i re, Nazilliye veyahut Karahisara gitmiyorduk. Fakat, cephelere ve Îstanbula şimendiferle merbut ve vaziyeti umumiyeyi idare noktai nazarından Sı-vastan aela farkı olmayan Ankarayn gelecektik.
240
Meclisi Meh/uaanm tstanbulda toplanması zarurî görüldük* ten sora ise, Ankaraya gelmek ne derece lüzumlu ve faydalı muta lea edilmek lâzımgeldiğinî izaha lüzum görmem.
Efendiler, Heyeti Temsiliyenin Ankaraya nakletmemesi için sebepler serdolunurken, bu meyanda, hele «ötedenberi daima her teşebbüsümüzü fena görmek ve göstermek istiyen düşmanlardan» bahsedilmiş o İm as ma hiçbir mana veremedim. Filhakika, kendisinin dediği gibi düşmanlar bizim hangi hareketimizi, hangi teşebbüsümüzü iyi görmüşlerdir veya görebilirler ki ona göre hareket edelim!
Eğer, bu fikir ve mütaleayı tevlit eden: «tstanbulda, amali mîlJiyeye mutabık bir Ali Rrza Paşa hükümeti vardır. Meclisi Mcb'uean da, orada içtima ederek mukadderatı millet ve memle* keti murakabeye başladıktan sora, Heyeti Temsiliyenin garp cephelerile, Meclisi Meb'usan ile alâka ve münasebetine ne lüzum kalır. Bu takdirde, Heyeti Temsiliyenin yalnız şark vilâyetlerinin teşkil alile iştigal ve iktifa eylemesi vafi ve daha nafi olmaz mı?» gibi bir mülâhaza ve m uta lea id ise, bir dereceye kadar, şayanı teemmül görülebilir. Fakat» bu takdirde de, vaziyeti umumiyeyi ve hakikati ahval ve şeraiti görüşte ve tansı telâkkide Heyeti Ternsiliye ile Kâzım Kara Bekir Paşa arasında gayrikabili imlâ bir hendek olduğunu kabul etmek icap eder.
Heyeti Temsiliyenin Ankaraya gelmesini düşmanlar fena görecektir; noktasında daha çok tevakkuf edilerek belki, derme* yan edilmiş olan fikir ve mülâhazanın memba ve menşeîne daha ziyade nüfuz edilebilirse de bizim şimdilik buna hasredecek fazla zamanımız yoktur.
Efendiler, bundan evel bahsettiğim veçhile, bir iki günlük bîr içtima ve müzakere maksadile, meb'uslarc davet için ilk yaz-dığnnız telgrafla — ki 1 »ti telgraf suretini matbu olarak tahrirat halinde de posta ile göndermiştik — maksattan bahsettikten sora «Heyeti Temsiliyenin bulunacağı mahalde, zamanı içtima, gönderilecek meb*uslarm isim ve adresleri malûm olduktan sora bilmu-habcre kararlaştırılacaktır. Heyeti Ternsiliye, kariben îstanbula yakm bir mahalle nakledecektir.» denmişti (Ves. 223).
Ankaraya muvasalatımızda, Ankara * Eskişehir hattı işlemeğe bağlamış olduğundan evelki tebliğimize 29 Kânunuevel 1919 tarihinde yaptığımız bir zeyil ile, meb'uslarla mahalli mülakat olmak üzere Anka rayı tespit ve tam ime n tebliğ ettik. Bu tami»
16
241
m in bir maddeci de, diğer mel/ uslardan mümkün olduğu kadar fuzla zevatın müzakereye iştiraki son derece arzu edilmekte olduğu, kay dinden ibaretti (Ves, 214),
Efendiler, neticesinden pek ziyade fayda memul ettiğimiz, bu teşebbüsü bayır ha hane ve vatanperveranenin dahi, İstanbul ricali tarafmdan önüne çıkıldığım arzedersem hayret etmezsiniz zan neder im.
Müsaade buyurursanız, bu ciheti biraz izah edeyim; biz ıneb'usları, Anka raya davet ederken, birtakım zevat üzerinde, bu daveti hükümsüz, mutasavver içtimai akim bırakmak için mukabil tedbir ve teşebbüs alryorlarmış.... Bazı meb'usların verdikleri telgraflarla, bu hususa, muttali olduk. Meselâ; Burdur Mer/uau Hüseyin Baki ün z alı ve 29 Kân unu evel 1919 tarihli şöyle bir telgraf vürut etti;
fstaıtbuEda içli"m eden ınebTuelar namına Aydın Mub'usu Hüseyin Köırm unziaile Heyeti Teftiş ye Riyaseüne gelen telgrafta, en seri vanıt* île Darülhîlâfele uf lrru-klİRÎni elzem i yırt i i^'nr edilmekte ve İm gün de Dahiliye Nezaretinden mevrut telgrafla dulıİ azimı-tim bildirilme kir.
Mukaddema Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal Paqa Hazretleri tarafından vaki emir ve i?Tar üzerine mıktai nazarım arz ve izah kılındığı halde henüz bu hapta bir emir telâkki edilemediğinden i^nn devletlerine kemali ehemmiyetle manialının Efendini.
Akdağ Madeni Meb'usu Bahri imzalı ve ayni tarihli bir telgrafta da:
Ay dm Meb'utu Hüseyin Kaz rm İmtasile vürut eden telgrafla, mebTıu!arm en Heri vasıta ile Dervaadete gelmeleri bildirili yorsa da* Hry«ti Temsil i ye ye az*' İntihap olunan mebWıır m t, yoksa bilûmum mel/uslar mı davet olunduğunda tereddüt edilmiştir* Lütfen hattı hareketimin tayinine müsaadeleri müsierhamdır lermanu
Efendiler, buna mümasil telgraflar tevali elti. Bu iş'ar attan» suhuletle, müstehan olmakta idi ki, meb'us arkadaşlar, Heyeti Temsiliye ile Hükümeti ve t e ta n bu l d an bütün mel/ustan davet etmek salâhiyetini kendinde görebilen zevatı, maksadı müşterekte hemfikir ve hem ahenk telâkki ediyorlardı. Hükümetin ve mephus zevatın menfi muzmcrratmı ha Uru hayallerine bile getiremiyorlar-dr. Olsa olsa, bizimle tstanbutdakt zevat arasında, yeni takarrür etmiş bir vaziyet bulunduğunu veyahut arada tertip noktasından hır yanlışlık olabileceğini z:ıiı ve farzeylemiş oldukları, icarların-daki saffet ve samimiyetten anlatılmakta idi.
242
Müracaat eden meb'uslara, verdiğim cevap şu idi t
Hüseyin Kâzım Beyin i^arı ile bizim bir gûna alâkamız yoktur. Mumaileyhin vaziyete tamamen agâh olmadığı anlaşılıyor. 17 ve 29 /12/İ919 tarihlî tel-grafnamclcrimra ahkâmınca bereket, mertafii milliye ve vataniyemize daha muvafık olduğu cihetle onların tesrii icabını ve Kazım Beyin holbchot Vükubulmüş olan iç*arma münasip cevap itasını ve keyfiyetin if'artuı rica ve takdimi ihliramat eyleriz
Efendim-
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Umum meb'uslara da, şu tamimi yazdık:
Ankara, 30 Kânumıcvel 1919
Ay dm Meb'nsu Hüseyin Kâzım Beyefendinin meb'u&ini kiramdan bazılarına, Demadete aiirali hareketlerine dair telgrafna^el^r kvf ide edildiği anlaşıldı. Bu Jesehbüs+ miri mumaileyhin vaziyete tamamen agâh olmadığım gösterdiğinden kendisine va-
liytt ifnam ve..... tarih numaralı tebligata dair malûmat ita ettirildi.
Binaenaleyh, Heyeti Temsiliyece istirham olunduğu veçhile Heyeti Temsiliye azası olarak intihap olunmuş meb1usini kiramla diğer meb'usinden müzakcralta hazır Em-Lunnıak i eleyen zevatı muhtere menin, Kânunusanin t n bobindim itibaren Azıkaraya legrîfleri tav^ihan istirham olunur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
30 Kânunuevel 1919 tarihli bir şifre ile de tetanbuldaki teşkilâtımıza: «Hüseyin Kâzım Beyin teşebbüsünden bahsettikten sora, kendisinin bizim tebligatmnzdan haberdar edilmesini ve müzakeratta hazır bulunmak arzu buyuruyorlarsa lütfen ve serian Anka raya teşrifleri lüzumunun ifhamıncfr bildirdik (Ves. 215).
Efendiler, biz, İstanbul daki teşkilâtımızdan haber beklerken, karşnmza bir zat çıktı. Bunun kim olabileceğini tahminde güçlük çekmezsiniz, zannederim. Malûm ya, bizim İstan bulda hem murahhasımız ve hem de nazır olan zat.. Cemal Paşa,. Evet; 1 Kânunusani 1920 tarihlî şu telgraf Harbiye Nazırı Cemal Paşa im-zasile geliyordu:
K. O. 20 Kumandanlığına Mustafa Kemal Paga Hazretlerine:
Dersaadette bulunan meb*ueandan bir grup müracaatla ita eyledikleri tahrirî melalİbini aynen berveçhiati arzeylerimt
243
1 *— Meclîsi MehNısfliun, bir an evel, içtimai elzemdir. $u serada bası meb'us-larm Ankaraya davet edilmeleri, Meclisin müearaaten açılmasına mani olacaktır.
2 — Bu halin ve davet keyfiyetinin meydan vereceği suitefsir arasında, en ziyade calibi dikkati ağyar »lan, kuvvei tegriiyenin bagka kuvvetlerin taktı tesirinde hareket etmekte olması zanmdır. Bunun, dahilde ve hariçte pek büyük bîr itimat" sizlik tevlit edeceği muhakkaktır»
3 '— Böyle bir bal ve vazıda, Meclisin, kendisinden beklenilen hidematı ifa edebilmesi mümkün değildir,
4 — Kvelce yapıldığı gibi mebuslarla temas ve münasebette bulunmak üzere salâhiyeti vasiayı haiz bir zatın, murahhas sıf&tik Islan İm la izamı temini maksada kâfidir.
5 — Ankaraya davet edilen menhusların tehiri azimetleri ve orada toplanan zevatın da hemen îstanbula hareketleri hekkmda yeniden tebligatı seria ifasına intizar edilmektedir.
Efendiler, bu tarzı bareket ve iş'arda, bir samimiyet ve ne-cabet görüyor musunuz? Evvelâ; bizim* meb'uslarla içtima akti kararımız ve bu baptaki tebligatımız, bundan bir buçuk ay eve-
cidden gayrimuvaftk ve mahzurlu görülmüg idise, bizimle ayni gayei m il Uy ey i takip ettiklerini iddia etmekte bulunan efendilerin ve hükümetin, bizim davet ettiğimiz meb'uslara, îstanbula celp telgrafları yazmadan evel. bizimle ani ağması, hiç olmazsa nuktai nazar ve teşebbüslerinden bizi haberdar eylemeleri iktiza eylemez midi? Böyle yapmayıp ta doğrudan doğruya Darülhilâfe* ye hareketlerini tesri ettirmek için heyeti tef tipiye riyasetleri vasıta sil e, Şeyh Muhsin i Faninin ve Dahiliye Nazırının imzalar ile, tafradaki meb'uslan sıkıştırıp şaşırtmak ve emrivaki ihdasile bizim teşebbüsümüzü akamete uğratmağa kalkışmak doğru muydu?
Saniyen Efendiler; tecdidi intihap aylarca ve aylarca icra olunmayıp müddeti muayyene* kanuniye çoktan geçirilmiş olduğu tarihlerde hiç te istical göstermeği tahattur etmiyen bu efendiler, bizim Erzurumdan, Srvastanberi, namütenahi teşebhü&at ve faaliyetimizin bir eseri muvaffakiyeti olarak, temin edilebilen tecdidi intihaptan sora ve herbir erler inin mebusluklarını ayrıca tavassut ve takip île teminden sora nihayet üç. beş gün gibi kalil bir teahhur ve bahusus bu teahhur büyük bir gayenin ve bahusus tstanbulda toplanmak gafletini gösterenlerin şahısların m dahi masuniyetine müteallik tedabirin temini esbabım tezekkür mak-sadile olduğuna göre., efendileri bu kadar isticale sevketmeli
¦
Harbiye Nazırı Cemal
244
midi? Hiçbir tedbir ve karar almadan, bir an evel, maruzu hakaret ve rezalet olmakta istical, neden ileri geliyordu?
Salisen; Efendiler, saf ve nezih arkadaşlarını bil iğfal, îstanbul da, kendilerinin dahil oldukları tehlike ve hakaret çemberine, sürati s eri a ile sokmak isti yen bu efendiler, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetine mensup değiller midi? Bu millî cemiyetin azası bulunmuyorlar mıydı? Bir cemiyetin efrat ve azası, meb'us oldukları halde dahi, cemiyetin liderler il e müdaveJei efkâr ederek en nihayet, tespit olunacak program dahilinde harekete mecbur değil midirler? Dünyanın her tarafında^ bütün medenî hey atı içtima i yed e, bu, böyle değil midir?
Bir grupun, bir fırkanın; lider ler il e temas ve münasebete gelmesinden; kuvvei teşriiyenin, başka kuvvetlerin tahtı tesirinde hareket etmiş, olduğu zan n m m tevellüt edeceği vâhimes inden ve bunun enzan ağyarın calibi dikkati olacağından, neden havfediliyordu? Bu efendiler, tecdidi intihabı ve meb*usların intihabını, temin etmiş olan, teşkilat kuvvetinin; tahtı tesirinde görülmeği, mutena şeref ve haysiyetlerine münafi mi buluyorlardı?
Mebusların, memleket dahilinde, kuvvetli bir millî teşkilâta mensup olduklarını ve o teşkilâtı gamilenin tespit eylediği muayyen gayelerden ayrıl amıyacağmı ve her ihtimale karşı, o teşkilât kuvvetinin tahtı tesirinde bulunduklarım, açrk bîr vicdan ve a İmla ilân etmenin, asıl bunun, dahilde ve hariçte en büyük itimat ve saygıyı temin edebileceğini, bu efendiler, takdir edemiyorlar mıydı?
Ve asd, bu salâbetî vicdan ve kanaatte bulunup muayyen ga-yei miIIiyeyi temin yolunda, her tehlikeyi iktihama hazır bir hal ve vaziyet alınmadıkça, Meclisin, kendisinden beklenilen hîdema-tı ifa edebilmesine imkân olamayacağını anlamak, kehanete mi, yoksa, vaki olduğu gibi, tecavüz ve hakarete miskince mutavaate mi vabeste idi?
Bu efendiler, benim, şahsan m eh'uslarla temasta bulunmamı arzu etmiyorlar v() yine hükümet vc Ijü/j efendilrr* benim, İstanbul a da gitmemi caiz görmüyorlar. Ancak, salâhiyeti vasia ile bîr murahhasın gönderilmesini tavsiye ediyorlar. Doğrusu bu noktadaki akti ve ferasetlerine diyecek yok! Gönderdiğimiz murahhaslar değil midi ki» millet vekillerinin düşman pençesine girmesine birinci derecede müessir olmuşlar ve en nihayet, kendi şahıslarını bile müdafaa tedbir ve çaresini tatbikten âciz olduklarını ispat eylemişlerdir.
245
Meb'uslarm, hotbehol davetlerinde, iğfal ve emrivaki ihdasına mnvaffak olamadıktan sora, bizim tarafımızdan tebligat icra ettirmeği, talepte de gösterilen nezaket pek ince değil midir? Efendiler.
Muhterem Efendiler, bu bahsettiğim telgrafa cevaben, evvelâ §u kısa şifreyi yazdım:
S Kânunusani 1920
Harbiye Nazırı Cemal Pafta Hazretlerine
C: Sahibi takrir mebusların isimlerinin ve bu takriri kîuıc hitaben verdikleri» nin icarına muntazırız Efendim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Harbiye, 6 Kânunusani 1920 Ankarada: K. O. 2Û kumandanlığına
C: 5 Kânunusani 1920
Mustafa Kemal Paça Hazretlerine:
MeVusların esamisi şunlardır: Hüseyin Kâzım, Tahsin, Celâl ettin Arif, ilânıit... İlâ, dır. Bana getirenler bastaki iki zattır.
Harbiye Nazırı Cemal
Efendiler, bilâhare, bize verilen malûmata nazaran, bana telgraf yazan zevat, meb'uslardan mürekkep bir grup değildi. Sadrazam, şahsan tanıdığı Hakkı Bey namında bir zatı -— Siverek meb'ueu olduğu malûmatı üzerine — ve Hüseyin Kazım Beyi» nezdine davet ederek, bana hitaben kısa bir telgraf yazdırmış. Bu telgrafı» elden bazı zevata imza ettirmişler. Şifre gönderilmek üzere, Hakkı ve Hüseyin Kâzım Beyler Cemal Paşaya götür* müşlerdir.
O halde, beş maddelik ve takrir namı verilen telgraf name, bilâhare uydurulmuştur. Zaten, takrirden balı solunduğu halde, bunun takdim olunduğu makamın henüz mevcut olmaması da, meselede hile ve maksadı mahsus olduğunu iraeye kâfi di. Henüz Meclis açılmıg ve Meclis Riyaseti vazifeye başlamış değildi, Maahaza Cemal Paganın bu telgrafını aldıktan sora, şu şifre telgrafı yaz dun:
246
Aakara, 9/1/1520
Harbiye Nd*ı« Cemal Pa&a Hasretlerine
Hüseyin Kifcinı, Tahsin, Celâl eltin Arif, Himiı llcycf «»dilere:
Ankaraya gelmenin ınıitefuirata uğrayacağına dair, Harbiye Nazırı Pasa retim vasttasile, iblağ bu vurulan mütaleal arına vâkıf olduk. Mesele, vatan ve mille* tin haya ti le alakadardır. Mecliti Millide, teşkilatı mîllîye »serine müstenit, kuvvetli bir smp husule yetmez ve Srvaa Umumî Kongrcsile milletin cihana ilân eyledi jü mukarrere!, ekseriyeti aıime larafmdaıt bir akide ve dîutur ittihat kılmama ıtı, hizmeti m İH iyemizin temin edeceği «mvaffakıyat heba olur Memleket bir fc-İûkci^ maruz kalabilir. Jlinaı-naleyh, birtakım vatansın ve dinsizlerin propagandaları, bizim için düsturülamel olamaz. Gaye* mıllciin nrrai vc vatanın halasıdır. Bir iki gün için teşriilerilc müdaveki efkâr ve tevhidi amal edilmek bizce pek mühimdir. TUına nazaran tarzı hareketin tayini menutu reyi âlileridir. Arzı ihtiranıat eyleriz Efendim,
E ley eti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
Muhterem Efendiler, İstanbul un temas ve izah m da bulun" duğumuz can sıkıcı vaziyet İl e uğraşırken, memleketin aksa yi şarkında da, bir yalancı peygamberin ihdas ettiği mühimce ve kanlı bir vak'a cereyan ediyordu. Buna dair On Beşinci Kolordu Kumandanlığından müteaddit raporlar vurul ediyordu. Bayburdfl dört saat mesafede — Hart karyesi — vardır. Bu karyede mukim Eşref nammda bir şeyh, 91 ilik telkinatmda bulunuyormuş. Bundan müteessir o t an Bayburt müfti ve uleması, şeyhi celbede rek isticvap eylemek için ieçkil eyledikleri bir heyeti, Harta göndermişler ve hükümeti mahalliye namma şeyhi davet etmişler.. Şeyh bu davete icabet etmemiş., hükümeti mahalliye 50 kişilik bir müfreze göndermiş. Ihından büsbütün münfail olan şeyh, müri-d an ile birlikte müfrezenin esltha ve müh i mm a Un t almış ve efrat ve zabitanını esir ve bazılarını gehit etmiş.. Bunun üzerine, civardan bazı kıtaat, Bayburda sevkolunmakla beraber meselenin kan dökülmeksizin, muslihane halli tercih edilmiş.. Şeyh nezdine ulema ve ümeradan mürekkep birkaç heyet gönderilmiş., hükümete mutavaat! için nasayihte bulunulmuş- on altı gün, bu suretle zayi edilmiş. En son giden, Erzurum kadısı heyetinin de ricası Şeyh Eşref üzerinde müessir olmamış. Bilâkis şeyh, bunlara hitaben; «Hepiniz kâfirsiniz! kimseyi tanımam, itaat etmem, harbedeceğim. Allah, hana şeriat ilânına memursun dedi.» tarzında bir ültimatom vermekle beraber, hir taraftan da köylere, «sa-
247
bibi şeriat» ve «mehdi i muntazara îmzalarile birtakım beyannameler göndererek balkı iğfal ve kendisine iltihak ettirerek isyan etmiş,. Bunun üzerine, bizzat Bayburda gelip Dokuzuncu Fırkanın kumandasını alan Kaymakam Hali t Bey.. 25 Kânunuevel 1919 günü, kâfi kuvvetle Harta hareket eden Şeyh, topladığı asilerle müdafaaya karar verdiğinden topçu ve piyade kuvveti erile müsademe ve muharebeye ihtiyaç hâsıl olur. Bu esnada, şeyhin müritlerinden birtakımları da Harta yardun etmek üzere civar köylerde içtima ederler. Nihayet, Kayırı akam Halit Beyin doğrudan doğruya Bay hurt ta ıı, hana gönderdiği 1 Kânunusani 1920 tarihli şifresinde dediği gibi, «Hart meselesi, yalancı peygamberin ve oğullar mm ve tevabiinden bazılarının itlafı ve Hart m teslimile neticelenmiştir.^
Halit Bey, bu şifresinde, meb'uslara müteallik bazı malumat ta verdiğinden, kendisine 21 Kânunusani 1920 tarihinde gu fifreyi yazdım.
Hart hadisesinde elde edilen muvaffakiyeti h iradenle rîn i trlu-ik vr mvh şiarın Ankara ya gelmesi hükkında uarf buy mu lan mesaîye teşekkür ederim.
Mustafa Kemal
1
Harb^c N*. Efendiler, Harbiye Nezareti ile Heyeti Temsiliye arasında,
tın Cemal müzmin hale gelmiş bir mesele vardı.
Pa^a îf b»- Nazır Paşa, îstanbulda bulunan erkânı, kolorduların ve mi-
findu gese ralay rütb es indeki ümerayı, fırka lar m basma geçirmek istiyordu. 1 , Sair ümera ve zabıtanı da, Anadoluda kıtaata göndereceğinden
unsurlarım » * ı
uzaklaştır- bahsediyordu. Bu arzuyu, bir prensip olarak ileri sür mü 9 ve tatmak istiyor b i kat mı da; Harbiye Nezareti Müsteşarı Sabıkı Ahmet Fevzi Paşayı, Ankarada Ali Fuat Paşanın yerine Yirminci Kolordu Kumandanlığına ve Nurettin Paşayı da, Konyada Miralay Fahrettin Beyin yerine On İkinci Kolordu Kumandanlığına tayin eylemek suretile bir emrivaki halinde yapmak istemişti.
Bu sistem, takip ve tatbik olunduğu takdirde, Harbi Umumide yetişmiş ve kolordu ve fırka kumandanlıklarına irttka eylemiş nekadar genç erkan ve ümera varsa, şüphesiz, kâffesi bu makamattan tehdit edilmiş olacaklardı. Çünkü, tstanbulda müterakim eski erkân ve ümera, kıdem en ve rütbeten, ordu büyük
248
cüzütamlart babında bulunan genç kumandanlara takaddüm etmekte idiler.
Biz, bu prensi piri, asla ınürevvici olamazdık. Bilhassa, içinde bulunduğumuz şerait unutularak, böyle sakim icraata elbette muvafakat edemezdik. Binaenaleyh, Cemal Paşaya evvelü âhir noktai nazarımızı ve tayin olunan yeni kolordu kumandanlarının gönderilmemeleri lüzumunu bildiriyorduL
Fahrettin Paşa, kolordusu başında bulunarak, Ay dm cephesine muavenet ve muzaheretle meşgul oluyordu* Ali Fuat Paşa, Ferit Paşa zamanında azledilmişti. Cemal Paşa, o haksız muame* leyi tashih etmek istememişti.
Yirminci Kolorduya, Ankarada bulunan Yirmi Dördüncü Fırka Kumandanı Kaymakam, merhum M alın m t Bey, vekaleten kumanda ediyordu. Ali Fuat Paşa, hem Kuvayi Milliye Kumandanlığı yapıyor ve hem de hakikatte kolordusuna hâkim bulunuyordu.
Biz, kolordu ve fırka cüzütamlarında kumanda tebdilini, bahusus, makas idi mil Üyeye tâbi ve o yolda hareket etmekte bulunan, şahıslan malûm kumandanlan, böyle vahi ve kim bilir nasıl bir maksadı mahsusa müpteni prens ipe feda etmemeğe kat'-iyyen karar verdik. Yalnız, İstanbul d a bulunan genç ve fedakar zabilanm ve etibbanın, bir an evel, Anadoluya, ordu kıtaatına gönderilmesini, faydalı ve şayanı arzu buluyorduk
Cemal Paşa, An kara ya muvasalatımız günlerinde, bu mesele üzerinde daha çok ısrar ve istical göstermeğe başladı. Meseleyi, izzetinefis meselesi yaptı. İstifa edeceğini bildirmekle tehdidata haşladı. Makina başında cevap İtası hususundaki ısran üzerine, Harbiye Nazırına 29 Kânunuevel 1019 tarihinde yazdığım şifrede:
Ali Fuat Paganın kutnun dadım jnfikâkini, ki il, r^atetı, hiçbir \akit daimî kabul rtıutrdik Alıra et Fevti Paganın asaleten kumandanlığa 1 ayini mevtauhaks ola* mil- Sulhun takarrür ündrn evet, tasavvur v* tuvip edilen p t e m ipin, mevkii tatbiki konması mehaziri azimeyi daidif. Harpte, biti i it iktisabı makam ve mevki etmtf uvaTıt madun vaziyete sokmak, atamaz. Bu nabeıuevaıtu tetcbîfüsat, teşkilâtı milliye lh;in çalınmakta olan zevatın i* hacından ayrılmalarını ve bu suretle vahdeti ts¦ ¦ 1-I iyimin mütuessir olmuşum mü ateisti indir.
Açıkta kainııe, muktedir zevat, kolordular dairelerinde vc kolordularJn emrinde, m intaka ve mevki kumandanlıklarına, ahzi askerlere layin olunacak terfih olunabilirler.
249
Kin;Lİk rullırli zu^Ltan Vf v\\\ı İm mı» j-- 11 i r f-tl fOIHİr-r 11 rı .r ¦ i li :i ıhr. Qrt İkinci Kolorduya gelince; bn kolordu, muharebe eden Kuvayi Mitliye ile teşriki mesai etrn.i( vc tarafeyn arasında fiile müstenit bîr İtimadı mütekabil Lahastul eylemiştir. Tebeddül kat'iyyen caiz- değildir, Oradaki vaziyetin de böyle bir hale asla tahammülü yaktur,
dedim.
Efendiler, bu mesele üzerinde» Anadolu ve Rumelide bulunan bilcümle kumandanlarla muhabere ederek, nazarı dikkatlerini celbi't mistim. Kânunusani bidayetinde, An karada bulunan Fuat Paşaya olduğu £İbi, Konyada bulunan Fahrettin Paşaya da, «Nurettin Paşa tayin olunacak olursa, kumandayı terketm iverek kem a kân vazifei milliye ve vatan iyenize devam etmeniz icap eylemektedir, Binaenaleyh bu bapla vaki olacak tebligattan bizi vak-tile haberdar ediniz» emrini verdim.
Cemal Paşa, Kânunusani bidayetlerinde, o tarihte Harbiye Nezareti Ser ya veri bulunan Salih Beyi — Sekizinci Kolordu Kumandanı Salih Paşadır — iki mektubunu ve bu mektuplara mel-fufen Düveli îtil afiye fevkalâde mümessillerinin 2İ- Kân unu evel 1919 tarihli müşterek bir takririni ve bu takrire hükümetin verdiği cevap suretini hâmil olarak gönderdi.
Cemal Paşa, hu mektup hıranla da, kumanda tebdil ve ten s iki hakkındaki prensip inden ve tayin ettiği Ahmet Fevzi ve Nurettin Pagalarm azimetlerini temin lüzumundan bahsediyor ve bilhassa «ordunun mühim kumanda m akam la nn da, son harekâtı mîllîye ile ayan olarak meşgul olmuş zevatın bizzat ve resmen bulunmaları, harice ve bilhassa ecanibe karşı orduda siyasiyatın hükümran olduğu manzarasını verir ve bu da her halde suitesiri mucip olur. Nezaret, bilfiil bu tesir a tın fil! tesiri karşısında dır» diyordu ve yine ist İfas mı tekrar ediyor ve bu defa, bu halde, artık Meclisi Meb'usamu in'ikadı bir hayali muhal olacağmı ihbar ediyor (Ves. 216),
Efendiler, bu meseleye mütedair verdiğim cevapları, şu suretle hulâsa edebilirim: «Muta[çatımızda isabet olduğuna ait kanaatimizi tekrar ederiz. Ferit Paşan m mirası seyyiatı olan, Ay dm cephesinin ve mm takasının ve oralardaki Kuvayi Mili iyenin hal ve atisini, son derece alâka ile nazarı dikkate alıyorum. Ati için ümitbahs bir vaziyetin teminini düşünüyoruz.
Ali Fuat Paşanın devlet nazarında, umum nazarında her türlü tenkitten muarra bulunduğu kanaatinin mabfuziyeti gartı
250
esasidir Harekatı milliye esnasında, herae suretle olsun ileri atılmış olanlarm, makam ve vaziyetlerinden infisal ettirilmeleri, fedakârlıklarının kabahat olarak telâkki edildiğine atfolunur. Bu, mahfuziyeti müemmen olmak zarurî bulunan nikatı nazarnnıza göre a ela kabili tecviz değildir.
Hükümetçe varit, siyasî mehaz iri, bertaraf etmek için yapılacak her şey yapılmıştır.
Ahmet Fevzi Paşa, bizimle teşriki mesai kabiliyetini haiz değildir. Ahmet Fevzi Paşanın vazifei mahsusa ile keştügüzar ederken vaki mantıksız ifadatmı bildirmiştik. Bunu memul etmem buyurmuştunuz. Alime t Fevzi Paşan m, arkadaşlara yazdığı hususî bir şifrede, ordu, bugünkü anarşi vaziyetinde kaldıkça memleket için felâket muhakkaktır diyor* Bu zat, ordunun teşkilâtı milliyeye müzahir vaziyetini anarşi telâkki ediyor. Halbuki bilmek lâzımdır ki, ordu teşkilâtı milliye kadrosu haricinde değil, belki onun ruh ve esasmı teşkil etmektedir.
Ahmet Fevzi Paşan m, Gönende, ilk iş olarak yaptığı marifet, Anzavnr meselesinden dolayı bin müşkülâtla ele geçirilen canilerin tahliyesini talep etmek olmuştur. Bizimle müdavelei efkâr eylemeden tayin ettiğiniz iki zatın, ademi kabulü hakkındaki zarurî ve muhik mütaleamıza karşı, bir izzetinefis meselesi yapmayınız. Bu, vatan ve millete sadakat ve merbutiyetle kabili telif değildir.
«İstifanız halinde, M eri isi Meb'usan in'ika d m m bir hayali muhal olacağı» hakkındaki kaydinizden, sadrazam da dahil olduğu halde, kabinenin, meşrutiyeti idarenin aleyhtarı bulunduğu anlaşılmaktadır. Pek mühim nlan bu noktanın tamanıile teşrih ve izahı rica olunur;» (Ves. 217)*
Efendiler, şimdi, S er ya ver Salih Bey vedaatile gönderildiğini Düvdi Itilâ-arzettiğim, Düveli ttilâfiye fevkalâde mümessillerinin, Ali Rız a liye Fevlcalâ-Paşa Kabinesine verdikleri müşterek takrirden de, bir nebze bah- d* Mümes-
«edeyim: S^'/a
Fransa, Büyük Britanva ve İtalva fevkalâde komiserleri;
. j-v . „ * v R.» bıne»ıoe
Karadeniz Ordusu Başkumandanı Sir Corç Milen ile Osmanlı verdikleri
Harbiye Nazm arasında cereyan eden birtakım muhaberat, Oa- müşterek
manii Hükümetinin nazarı dikkatini celbettikten sora, «bu mu- k«ferfr haberattan vazıhan anlaşılıyor ki, Harbiye Nazırı Cemal Paşa, Karadeniz Ordusu Başkumandan mm, Paristeki Meclisi Âlinin kararlarma tebaan, verdiği talimatı tatbik edecek yerde, memuri-
251
yeti âliyesinin istilzam ettiği meşguliyetten kaçınarak, birtakım gayrikabili kabul mazeretler ve sebepler ser delmiş tir.
Fevkalâde komiserler, Harbiye Nazmnm aldığı vaziyetin mucip ola cağ? vahim ne tay iç hakkında, Osmanlı Hükümetinin nazarı dikkatini celbeCmekle beraber, Karadeniz Ordusu Başkumandanı tarafından tebliğ olunan konferans kararlarının tatbiki için ne gibi tedabir almağı düşündüğünü öğrenmek ister.
Fevkalade komiserler, vakıadan haberdar olan Müttefikin Meclisi Âlisini tenvir etmek üzere, Meclisi Âli namına verilen emirlerin, Harbiye Nazırı tarafından yapılmaması hususunu, Osmanlı Hükümetinin nasıl muta lea ettiğini derhal bildirmesini talep eder.» diyorlar.
Efendiler, Osmanlı Hükümeti, bu takrire verdiği cevapta; «îzmirin bidayeti işgalinin nasıl vuku bulduğunu, muhtelit komisyonun tahkikatım ve tahkikata kadar geçen zaman zarfında. Yunan yırtıcılığı karşısında, halkın hıfzı hayat ve siyan eli namus kaydına düştüğünü ve hükümetle ordunun daima tahkik komisyonunun adlü nısfetine itimat ettiğini ve yalnız akan kanlan, muvakkaten olsun dindirmek için, Osmanlı Harbiye Nezaretinin, Jeneral Mil en Cenaplarına 23 Ağustos 1919 tarihli tezkere ile teklifte bulunmuş olduğunu zikir ve bu teklifin, Yunan kıtaatile Kuvayi Milliye araşma Osmanlı kıtaatı vaz'ından ibaret olduğunu ve bu teklifin reddolun d uğunun ifade ediyor.
Sora; «mıntakai imalin Yunan kıtaatından gayrı, İtilaf kıtaatı tarafından işgali teklifine ait, 20 ve 27 Ağustos 1919 tarihli iki kıt'a tezkereye ve bunlarm da cevapsız kaldığına» işaret olunuyor.
Bundan sora da; «Jeneral Milcn Cenaplarmm, tahdidi hududu gösterir tezkerelerinin (3 Teşrinisani 1919) Harbiye Nezaretine gönderildiği noktasına temas edilerek, Harbiye Nazır m m böyle bîr tebliğin alık âmini tatbik a resen salâhiyettar bulunmadığından hükümete müracaatinden ve hükümetçe de komiserlere arzı bal edildiğinden» ba»solunuyor.
Badehu, -— muvakkat hattı hududun Yunanlılar tarafından tamamii işgaline mümanaat eden — kulelin, ahali kütlesinden ibaret olduğunu söylüyor. Hükümetin ve ordunun, halka mukavemet ibrazında âciz olduğunu beyan ederek meselenin çarei hal ve adlini tekrar niyaz ettikten sora «gerek hükümet ve gerek Harbiye Nezareti güya Meclîsi Âli mukarrer a tını tatbik etmiyor gibi
252
bir töhmetten arlık tahlise mürÜvveten delâlet huy uru İm ası» niyazlarına ihtirama ti faika sın ı da zam ve ilâve ederek cevapnameye hitam veriliyor (Ves. 218).
Muhterem Efendiler, şimdi de, Cemal Paşanın mektupları muhteviyatında, temas ettikleri noktalara da işaret edeceğim.
Harbiye Nazırı, bize İtilâf Devletleri komiserlerinin takririm okuturken bir taraftan da, ötedenberi yaptırmak veyahut bizi yap* maktan menetmek istediği noktaları tekrar ve teyit ediyordu. Cemal Paşa, arzulama t hu defa serd ve teklif ederken bu takriri de okutmak suretile, bizim ahvali ruhiye ve maneviyemiz üzerinde müessir olmayı düşünmüş bulunduğunay bilmem ihtimal vermek caiz olur mu?
Cemal Paşa, Düveli itilâfiyenin temayülâtı siyasiyesinden bahsettikten sora, hükümet; Vilson prensipleri esası dahilinde kabul edebilecekleri ıslahatı vadeden bir beyannameyi kariben neşredecektir. Dahiliye Nazırnu gücen d itmemelidir ve çünkü istifa eder. Bu takdirde buhran olur. Meclisin küşadmda dahiliye ve hariciye nazırlarının tebdili muhakkaktır. Düşmanlar, Meclisi kuşat ettirmemek istiyor, hatta Muhipler Cemiyetinin zatı şahaneye müracaatle bu Meclisin meşru olmadığını beyan ve feshini istîyeeekleri haber a İm d t (Ves, 219) diyor ve mebusların Anka-raya gehnesi meselesinden bahsediyor.
Şimdi Efendiler, bu üç vesika muhteviyatını göz önünde tutarak, hep beraber, kısa bir tahlil yapalrm!
Komiserlerin takririnden anlryoruz ki, İtilâf Devletlerinin Karadeniz Başkumandanı Mister Corç Mil en, Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırına, Cemal Paşaya, doğrudan doğruya tahtı emrinde imiş gibi talimat ve evamir vermektedir. Cemal Paşa, şimdiye kadar bundan bize bahsetmedi.
Ve yine anlryoruz ki, Osmanlı Devletinin Harbiye Nazın, aldığı talimat ve emirleri yapamamaktan ve gayrikabili kabul mazeretler ve sebepler serdetmiş olmaktan naşi tahtı e ediliyor.
Harbiye nazırının aldığı emirlerin ne olduğunu istidlal ediyoruz ve ne için yapamamakta olduğunu da anlıyoruz, Çünkü, Kuvayi Milliye mânidir.. Kuvayi Milliye, Harbiye Nazırının ve hükümetin, Başkumandan Mister Corç Mit enin evamir ve talimatına tevfikan verdiği veya vereceği emirlere itaat etmiyor.. İşte komiserler, Paristeki Meclisi Ali namma, bunu kabili kabul mazeret ve sebep telâkki etmiyorlar. Demek istiyorlar ki, hükûmet-
353
seniz. Harbiye Nazın iseniz, memlekete, millete, orduya hâkim olmalısınız! Hâkim iseniz, mazeretler ve sebepler kabili kabul değildir.
Efendiler, AH Rıza Paşa Kabinesi, 2 Teşrinievel 1919 da mevkii iktidara geldi. Ondan evel Ferit Paşa Kabinesi vardı. Buna nazaran, Kuvayi Milliye ile Yunan kıtaatı araşma Osmanlı kıtaatı vaz*ma müteallik 23 Ağustos 1919 tarihindeki teklifi yapan Ferit Paşa Kabinesidir. Mmtakai işgalin, yalnız İtilâf kıtaatı tarafmdan işgaline dair 20 ve 27 Ağustos 1919 tarihindeki teklifi de yapan Ferit Paga Kabinesidir.
Ali Rıza Paşa Kabinesi henüz, bir teklif dermeyan etmiş değildir. Fakat, bilâkis 3 Teşrinisani 1919 tarihinde işgal mmta-kasına bir hudut tayin ve bu hududa kadar Yunanlıların işgalini temin hususunu. Başkumandan Milen Harbiye Nazın Cemal Paşaya emrediyor, İşte, Cemal Paşanm infaz ettiremediği emir bu oluyor. Şayanı teşekkürdür ki, gerek kendisi ve gerek mensup olduğu kahine, mevkii iktidara geldiklerinden nihayet bir ay sora, Kuvayi Milliyeye karşı âciz olduklarını, ecnebi komiserlere söy-liyebilmişlerdir.
Efendiler, bu vesaikten, anlaşılması lâzımgelen en mühim ve en manidar nokta, bence, kabinenin müşterek takrire cevabında, komiserlerin dermeyan ettikleri noktalara kemali tevazula ve büyük nezaketle cevap verilirken, bir cihet asla kale almmryor. O da, Efendiler; Misler Corç Milenin doğrudan doğruya Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırına emir ve talimat vermekte olmasıdır. Bu hal, ne teşkilâtı milliyeye karşı, izzetinefis meseleleri çıkaran Harbiye Nazırının ve ne de, Osmanlı Devletinin istiklâlini temin etmek meşguliyetini deruhde etmiş olan kabinenin izzetinefis ve haysiyetine dokunmuyor. Bu halin, kendilerinin haysiyetini ve devletin istiklâlini çoktan rahnedar eylemiş olduğunu farketmek istemiyorlar. Hiç olmazsa protesto etmiyorlar. Hiç olmazsa, bu tasallut ve tecavüzü ist i kl â İşi ke naneye vasıta olamayız diye feryada cesaret edemiyorlar», cesaret edemiyorlar Efendiler, çünkü korkuyorlar. Nitekim korktukları başlarma geldi. Bunu kariben göreceğiz. Korkmamak içinj haysiyeti insaniyenin ve izzetinefsi millinin duçarı tecavüz olamryaeağı muhit ve şeraitte bulunmak lâzımdır. Buna ehemmiyet vermiyenlerin, zaten bir insan için, bir millet için, gayrikabili tecavüz olarak mahfuziyeti, en büyük gayei namus olan mukaddesat hakkmda, çoktan laubali ve gayri-hassas olduklarına hükmetmekte hata yoktur!
254
Nısfet ve merhamet niyaz etmekle millet işleri, devlet iğleri Nıafet ve görülemez; mîllet ve devlet şeref ve istiklâli temin edilemez» merhamet
mym etmek* l rıı * +
«Nrsfet ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. .V1"1 j JjJ Türk milleti, Türkiyenin müstakbel çocukları*, bunu, bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.s) Umea
Efendiler, Cemal Paşaya, kumanda tebeddülüne uil noktalarda verdiğimiz cevabr arz etmiştim. Müsaade ederseniz, o cevabın baş taraf mı teşkil eden hususatı saire hakkındaki mütaleatmtızı da, hulâsa edeyim.
Mevaddı esasiyeye dair nikatı nazarımız şu idi:
(1 — Düveli Mütelifenin herbiri azami menfaatini, umum Türkîyede, temin etmek gayesin dedir, Bu. Türkiycde, sayam itimat bir istinat noktası teminini müstelzimdir. Ecnebilerin açıktan açığa muarız ve gayrimernmın görünmeleri sebebini, kabinenin vaz'r bitaraf isinde aramalıdır, âciz ve istinatsız olmasında aramalıdır.
2 — Kabine» beyanname neşretmekte istical etmemelidir. Beyanname, kabine mevkiini takviye ettikten sora neşrolun inalıdır. Kabinenin kuvvetli olması, her noktai nazardan Kuvayi Mil-1 iyeye müstenit olduğu kanaatini bahşedecek bir tariki hareket kabul il e ve bunu âleme izhar eylemesile mümkündür.
Meclis içtima ettikten sora ve orada kuvvetli bir «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grupu» vücut bulduktan sora, beyannameye sıra gelebilir. Her halde beyanname, sulh murahhaslar mm azimetinden evel ve fakat grupla müttehidülfikir olarak tanzim olunmalıdır. Çünkü, böyle olmazsa, haizi krymet ve itibar addedilmiye-eektir. Bir de, işe, kabul olunacak ıslahatı ilân etmekle başlamak doğru değildir. Bilakis beyannamede milletin istiklâl ve mülkün tamamisinden başlamak, ancak bunun teminine muallâk ve meşrut olmak üzere umuru idarenin hututu esasiyesi takrir olunmak muvafık olur.
Bu beyannameye esas olacak hututu muhimme, Srvas Umumî Kongresi Beyanname ve Nizamnamesinde mevcuttur. Orada, müstakbel hudutlar, devlet ve milletin istiklâli, ekalliyetlerin hukuku, muzaheretin, milletçe, tarzı telâkkisi hususları musarrahtır. Böyle bir beyanname, şimdiden ihzar ve Meclisin küşadmda ekseriyet grupüe bümüzakere ilân olunur. Muvafık olan budur.
255
3 — Dahiliye Nazırının istifa sil e kabinede bir buhran husulüne sebep görülememektedir. Böyle bir mütaleadan Dahiliye Nazırını sadrazam telâkki etmekte olduğunuz manası çıkar. Bir kabinede buhran, ancak hükümet reisinin istifa sil e çıkabilir. Kabinenin; Dahiliye Nazın Şerif Paşaya, onun da Ferit Paşaya tâbi ve merbut olduğu anlaşdryor.
Meclisin küşadile, dahilîye ve hariciye nazırlarının tebdilinin muhakkak olduğu hakkındaki işareti anlayamadık. Bu nazırlar» şimdiden böyle bir vaitte bulundular mı?
Düşmanlarm, Meclisi kuşat ettirmek istemiyecekleri tabiîdir. Yalnız. padişahm Meclisi feshetmesi ihtimali varidi hatır mıdır? Eğer böyle bir ihtimal varsa o halde Meclîsi, tstanbulda, dağıtmak ve milleti Meclisi Meb'usansız bırakmak için mi topluyoruz? Binaenaleyh, padişahın bu baptaki noktai nazarlannm, heyetimizce kat'î olarak şimdiden bilinmesi lâzımdır ki, meb'usİan hariçte, emin bir mahalde toplamak için teşebbüsatta bulunalım! aksi halde, (Meclis Istanbulda içtima yüzünden berveçhibalâ ahvale duçar olursa, bunun mes'uliyeti, Dersaadette içtimai hususunda ısrar edenlere raci olacaktır.)
4 — Meb'usiarın müdavelei efkâr için Ankaraya gelmeleri faydalıdır.»
Ankara halkı ile Takladan tanışmak için verdiğim konferans
Efendiler, beni cidden samimî ve parlak ve emniyetbahş hissiyat ile karşılamış olan Ankara ahalii muhteremesile daha yakından tanışmak ve onlarla müdavelei efkâr etmek bir vazife hükmünde idi. Onun için — berayi müzakere — davet ettiğimiz meb'usiarın muvasalatına intihar eylediğimiz günlerde, içtima eden muhterem Ankaralılara, bir konferans vermiştim (Ves. 220).
Bu konferansa zemin ittihaz ettiğim noktalar üzerinde kısaca konuşayım;
Vilson prensipleri: Bu prensiplerin 14 maddesinden Türki-yeye taallûk edenleri vardı. Zaten mağlûp olan ve akti mütareke eden Osmanlı Devleti, bu prensiplerin gönül okşayıcı manzaraı serabile bir zaman oyalandı.
30 Teşrinievel 1918, Mondros Mütarekenamesi mevaddı ve bilhassa bu maddeler meyan m da yedincisi, dimağı yakan ateşîn
256
bir zehirdi. Yalnız, bu madde, bakıyei vatanı, düşman hırın emri işgal ve istilâsına amade bulundurmağa kâfi idi!
îstanbulda, biribirini ve İyeden acezeden mürekkep kabineler, ger ef siz, haysiyetsiz, süfli manzara la ril e masum ve mütevekkil milletin timsali tanındı, itibara lâyık görülmemeğe başlandı. Bu yüzden, dünyanm medeni devletleri, icabatı medeniyeyi unutacak kadar laubali oldular. Ötedenberi, Türk milleti aleyhinde, aktan cihanda yapılan en mantıksız propagandalar, herzamandan ziyade istimaa şayan görüldü.
Dokuz aydanberi, başlayan millî intibah ve faaliyet, vaziyet ve manzarayı değiştirdi ve daha çok değiştirecektir. Millet, hâsıl olan vahdeti muhafaza ederse ve istiklâli için fedakârlıktan çekinmeze e muvaffakiyet muhakkaktır. Erzurum ve Sivas Kongreleri esas at*, milletin istihsal edeceği gayeler için düsturdur*
Ferit Paşa Kabinesini ıskat eden, millettir, Fakat, Ali Rıza Paşa Kabinesini mevkii iktidara getirmiş olmak mesuliyeti millete ait değildir. Maahaza itilâf halindeyiz.
Efendiler, şimdi, An karaya gelen meb'us efendilerle temas ve müdavelei efkâra başlayalım:
Meb'uslar, ayni günde veya günlerde rnüçtemian bulunamadılar. Münferiden veya küçük küçük gruplar halinde gelip gittiler. Bu zevatm veya heyetlerin kâffesine, ayn ayrı hemen ayni esas noktalan., günlerce tekrar ve yine tekrar etmek mecburiyeti hasıl oldu.
Her şeyden evel, kuvve i man ev iyenin, kuvvei kalp ve vicdan m yüksek tutulması şarttır. Bunu bilirsiniz. Biz de bu noktayı ten-m i ye etmek üzere,
Evvelâ; dahilî ve haricî vaziyetin emniyet ve ferah verici mahiyetinde ve inkişafında bulunan noktalarım ve cihetlerini araştırarak izah ve ispata çalıştık.
Sora; muayyen maksat etrafında şuurlu ve azimkar an e ittihadın, sarsılmaz kuvvet olduğu hakikatini, yorulmaksızın tekrar ettik*
Bir heyeti içtimai yenin, beka ve saadetinin, ancak emelde ve istihsali amalde iştiraki lam halinde bulunmasına mütevakkıf olduğunu izah ettik. «Vatanın halâsı, istiklâlin temini» hedefine müteveccih vahdeti milliyemizin, esaslı, muntazam teşkilâtın vücuduna ve bu teşkilâtı hüsnü sevk ve idareye muktedir dimağların, enerjilerin, bir dimağ ve bir enerji halinde müttehit ve mum»
17
257
teziç bir hale gelmesine vabeste olduğunu söyledik ve bu münasebetle, tstanbulda, açılacak Meclisi Meb'usan da, kuvvetli, mütesanit bir grup teşkili zaruretini meydana koyduk.
Millet, ancak devletlerin izmihlal ve inkırazları hengâmelerinde tarihin kaydettiği, çok mühim ve hatarnak anları yaşıyordu. Bö'yte arılarda, tali ve mukadderatını bizzat kendi eline almakta gaflet gösteren milletlerin, akıbetleri meçhul ve felâket uluttur.
Türk milleti, bu hakikati anlamağa başlamıştı. Bu idraki ne* tîcesidi ki, ümidi halâs vadeden, her samimi işarete şitaban olmakta idi. Ancak uzun asırların uyuşturucu idare ve terbiyesinin, bir heyeti içtimaiyeyî, bir günde, bir senede azat edebileceğini tasavvur ve kabul etmek doğru değildir.
Bu sebeple, vâkıfı tabiat ve hakikat olanlar, elinden geldiği kadar, mensup olduğu milleti tenvir ve irşat ederek, onlara, halâs hedefine yürümekte delâleti, en büyük insanlık vazifesi bilmelidirler.
Türk mille- Türk milletinin, kalbinden, vicdanmdan sanih ve mülhem
tinin en ba- olan en esaslı, en bariz arzu ve iman malûm olmuştu: Kurtuluş..! ti* ar m ve Bu kurtuluş feryadı, Türk vatan mm bütün a fakın da aksen-
ımant: kur- ja2 ^n^kta [fa Mîlletten, başka istizahatta bulunmağa mahal yoktu. Artık, bu arzuyu, ifade etmek kolaydı. Nitekim, Erzurum ve Srvas Kongrelerinde, arzuyu millî tebellür ettirilmiş ve ifade olunmuştu.
Bu kongreler esasatma sadık olduklarını beyan ettikleri için milletçe vekil intihap edilen zevat; her şeyden evel, bu esasata merbut zevattan ve bu esasatı ilân eden cemiyete nispetini gösterir unvanda bir grup yapacaktı: «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Gru-pu$,. İşte bu grup, teşkilâtı milliyeye ve dolayısile millete müsteniden hernerede olursa olsun, milletin mukaddes amalini cesaretle ifade ve müdafaa edecekti.
Misakı Mitlî Efendiler, milletin amal ve ma kaşıdım da, kısa bir programa
kazırlaaıyor esas olacak surette toplu bir tarzda ifadesi de görüşüldü, Mhakı millî unvanı verilen bu programın ilk müsveddeleri de, bir fikir vermek maksadile kaleme alındı. İstanbul Meclisinde bu esaslar, hakikaten toplu bir surette tahrir ve tespit olunmuştur.
Efendiler, her görüştüğümüz zat veyahut zevat, bizimle, fikir ve kanaatte müttehit kalarak ayrılmışlardı. Fakat, İstanbul
258
isinde, «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grupu» diye bir grup teşekkül ettiğini işitmedik. Niçin?! evet, niçin? Buna bugün cevap isterim!
Çünkü, Efendiler; bu grupu teşkil etmeği, vicdan borcu, millet borcu bilmek vaziyet ve kabiliyetinde bulunan efendiler, imansız idiler» cebin idiler., cahil idiler*
imansız idiler; çünkü, amali milliyenin ciddiyet ve katiyetine ve bu amalin mesnedi olan teşkilâtı milliyenin salâbetine mamnryorlardL
Cebin idiler; çünkü, teşkilâtı mili iyeye mensubiyeti daii me( halik görüyorlardı.
Cahil idiler; çünkü, yegâne istinatgahı hal asm millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyor 1 ardı. Padişaha tekâpu ederek, ecanibe hoş görünerek, mülayim ve nazik davranarak, büyük gayelerin istihsal olunabileceği gafletini gösteriyorlardı.
Bundan başka, Efendiler; nankör ve hotperest idiler,. Fikri millî ve teşkilâtı milliyenin, kısa bir zamanda temin ettiği şeref ve mevcudiyeti fetiş gar ediyorlardı. Vücut bulmuş olan vaziyet ve varlığm sehlülistihsal olduğunu zan ve vehmetmekle çirkin gururlar mı tatmin sevdasına düşüyorlardı-
Erzurumda, Srvasta telâffuz olunmuş, tespit olunmng hir unvanı aynen kabul etmek zül olmaz mıydı?. O unvandan daha manalı unvan mı yoktu?!
Evet, işittik Efendiler; varmış: «Fellâhı vatan grupu
Efendiler, maziye ait safahat ve hadisatı; burada beyan edebileceğim çerçeve dahilinde, hakikate mutabık olarak tespit et" mek azmin deyim Bu sebeple, tam üzerinde bulunduğumuz noktaya ait bir hususu da, kemali samimiyetle ıttılaınıza tevdi edeceğim.
Ben, Meclisi Meb'usanın, tstanbulda duçarı tecavüz olacağına, dağılacağına kat'iyyen intizar ediyordum. Bu takdirde, tevessül olunacak tedbiri de takarrür ettirmiştim. Hazırlığımız ve tertibatımız da başlamıştı, Ankarada toplanmak...
tşte bu vazifeyi yaparken, milletçe, suitefehhümatı mucip olmamak için tedbir olarak ta bir şey düşünmüştüm. Meclisi Meb'usan riyasetine intihap olunmak.. Bundan maksat, dağıtılan mebVslarr, Meclisi Meb'usan reisi sıfat ve salâhiyetile, davet etmekti. Gerçi bu tedbir, ancak zevahiri muhafazada ve muvakka-
[*] Bil ilticam ^ddcli vasılım gtn-P
259
ten faydalı idi. Fakat, her halde buhranlı zamanlarda, faydası muvakkat olsa da, her türlü tedbirin alınmış olması zait addedilemez,,
Hakikatte, İstanbul a gitmiyeceklim. Fakat bunu itiraf etmeksizin, zaman kazanacak vc muvakkaten gaybubette bulunu-yormuşum gibi vaziyet ve muamele tanzim olunacak ve Meclis, reis vekilleri vasrtasile idare olunacaktı.
Bu tedbirin tatbiki, bittabi. Meclise giden, hakikati vaziyeti müdrik olması lâzrmgelen arkadaşların himmet ve mesaieile olabilecekti.
Efendiler, bu hususu, icap eden zevata söyledim. Mütalea ve noktai nazarımı muvafık buldular. Bu yolda çalışacaklarını vait ve temin ederek îstanbula gittiler.
Fakat, pek müstesna, belki bir veya iki arkadaştan maadasının, bu fikri, telâffuz dahi etmediklerini öğrendim.
Bu meselede hâkim olan bir muhakeme ve mantık şu imiş... Bunca millet vekilleri içinde meclis reisi olacak liyakatte bir adam dahi yok mudur ki, hazır olmayan bir meb'usu gıyaben reis intihap edeceğiz.. Meclisi teşkil eden a zayi kiramı bu kadar liyakatsiz göstermek enzarı ağyarda su i tesiri mucip olmaz mı?
Diğer bir mantık ta; Meclis riyasetine Kuvayi Milliye reisini intihap etmekle daha ilk günden, Meclis üzerine şüphe ve tecavüzü celbe vesile vermektir. Kart âkil olamaz.
Bu nevi muhakeme ve mantık yap ani ar m, pek te uzak insanlar olmadığım görenler, ihtiyarı sükûtu tercih eylemişler.,
Efendiler, itiraf etmeliyim ki, bu tedbirin alınmamış olması, Meclis dağıldıktan sora beni küçük bir müşkül ile karşılaştırmıştır. Bu ciheti de sırası gelince arzedeceğim.
Efendiler, Meclisi Meb'usan, 19 Kânunusani 1920 tarihinde açılmıştı* Takriben, bir ay sora Harbiye Nazırının 21 Şubat 1920 tarihli bir telgraf mı aldım. Aynen affediyorum:
Trlıiri mucibi nıesnliyettir Harbiye, 21/1/1*20
Ankaradu K. O. 20 Kumandanlığına Mıifttofo Kemal Paga Hazretlerine:
İngilizler hükümete verdikleri bir ııoinda, benim ile Cevat Pa$a Hazretlerinin vazife dm cckjl mekliği eniz i talep ettiler. Kabinece ged iden cevabı ret verildi oe d* vaziyet
260
kabinenin kalmasını ve yalnız benim ile Cevat Paganın (ekilmemizi icap ettirdi. Harbiye Nezaretine Salih Pa&a vekâlet edecektir* Kabineyi müşkül vaziyete sokacak bir harekette bulunulmamağım rica ederim. Aksi halde vaziyet, tasavvur lıuyur-duğunuzdan daha vahim olur.
Harbiye Nazırı Cemal
Bu telgraf 22 Kanunusanide vâsıl olmuştu. Derhal telgraf başında saat 11 30 evelde bu telgrafı yazdım:
22/1/1920
Harbiye Nazırı Camal Paga Hazretlerine
1 — Verilen notayı aynen lütfeder misiniz?
2 — Teklifi vakii is'afta istical buyurmayınız. Noaytı badelmütalea mütale-HtıniiKi arzedeçeğim,
Mustafa Kemal
Cemal Paşanın, imzasını gizliyerek verdiği cevap şu idi:
Gayet müstaceldir Kadıköy 22/l/l«25
¦ -
Ankarada K.. O, 20 Kumandanlığına
Mustafa Kemal Paga Hazretlerine: Nftbortın muhtaSaran EUreti berveçhızirdir:
1 ¦— Sureti rnah&usada müntehup zabıtanın Kuvayi Milliye Erkâmharbiyesine
izamı,
2 — H Üncfl. Kolordudan terhis ve tefrik su ret ile Kuvayi Mili iyeye efrat
izdim.
3 — Top kaması ve sair edevat kaçırılması.
4 — ZoTiguldaktan îstanbula gelen taburun iadesini tavik eylemek.
5 — Afyon Kar ah işarından Alasehre alay nakletmek. 6" — Bursadan Bandırmaya bir alay nakletmek.
7 — Bu abvalde Harbiye nazırı ve Erkâmharbiy e reisinin çalışan methal dur oldukları tebeyyfln etmiş.» Kırk sekiz saat zarfında bu iki şahsın vazifelerinden
Dikkat Emyurüiuvûr ki Aydın cephesi meselesi bu notada nıevzuubabs bile değildir. Bu notaya cevaben bir) iki, üçüncü maddeler yalandır. Dördüncü mesele benim zamanımda değildir. Ben müracaatleri üzerine iade ettim. Besinci meselede, fırka kumandanını tebdil ettim. Altıncı meselej Ahmet Anzavur meselesi de asayişe taallûk eder. Bn bapta muhaberelerimiz vardır. Şimdi de dosyalar tetkik olunursa anlaşılır denildi. Kabul etmediler. Anın üzerine üç gık mevzuubahs oldu; Notaya birinci cevaptan sora cevap vermemek ve ahkâmına kulak asmamak, kahine kamilen istifa etmek. Benim istifam. Birinci madde halinde, burada bir iskondal zuhurundan
261
korkuldu. îkınci madde halinde, zaten istedikleri zuhura ve Ferit Paşa, kabineye gelmiş olacağı mülâhaza olundu. Binaenaleyh, benim istifam ile nezaretin vekaletle idaresi tercih edildi. Herhalde kararınızın evvela bana tebliğini rica ve sîzlere hürmetleri mî ila eylerim Efendim. (Ferik Cemal)
Seryaver Salih
Cemal Paşa, bu notada, Aydın cephesinin mevzuubahs olmadığını işaret etmekle bilmem ne murat ediyor? Şüphe yok ki, mevzuubahs olan Aydın cephesidir, ona muavenettir ve Kuvayi Milliyedir, Yalnız, Cemal Paga, bu imasile müsebbibin Heyeti Tem-Bİliye olduğunu anlatmak sevdasındadır.
Cemal Paşaya, bu telgrafına cevaben yazdığım telgrafla, şu emri verdim:
22 Şubat 1920
Harbiye Kazın Cemal Pasa Hazretlerine
Vazifeden çekilmek suretile İngilizlerin talebine iktifa etmeniz, öyle vahim bir vaziyet husule getirir ki, sizin aksı halde tasavvur buyurduğunuz vahamete faiktır. Bundan maada, Heyeti Tetn&İJiyenin bir murahhası olan zatı devletlerinin, Heyeti Temeiliyenin haberi olmaksızın ve hatta anın mütaleasına rağmen çekilmeniz kabul edilemez. İngilizlerin, sizi cebren vazifeden ayırmaları ihtimali bile bizim hesa-bımı&dadır. Ve tedabiri seria alınmıştır. Binaenaleyh, evvelâ notayı aynen bildiriniz, sora ahvalden malûmat vererek kerata intizar ve kemali metanetle mevki» inizi muhafaza buyurmanız kafiyyen matîubuınuzdur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Ali Rıza Paşaya da şu telgrafı yazdım:
Ankara, 22/1/1920
Zan Samiî Sadaretpenahiye
İngilizlerin, Harbiye Nazırının ve Erkânıharbi ye î Umumiye Reisinin tebdilini talep etmeleri, devletin istiklâli siyasisine kafi bir tecavüzdür. Bu tecavüz, bir müddettenberi memalikimizin taksimi Ve mevcudiyeti siyasiyemizin imhası yolunda cihan efkârı umumiyetinde deveran eden münakagatm, bir kararı kafiye iktiran et-mig olması neticesi midir? Yoksa, mevcudiyeti siyasiyemizı imha yolunda vtıku-bulacak tesebbüsatm ne netice vereceğini keşif için yapılmış, bir teşebbüs m&dÜr? Yoksa, itilaf devletlerinin alıştıkları veçhile, yekdiğerinin muvafakat ve kararını
262
atmağa lüzum girmeksizin, münferiden ikaı nüfuz yolunda herhangi bir hareket midir? Bunları tefrik edebilecek malûmata malik değiliz ve malik olamayız, Kczaîik Yunanlıların Salihli cephesinde başlıyan taarruzlarının bu teşebbttsat İle derecei münasebetini de tayin edemeyiz. Fakat, istiklâli siyasîmize vukubulan bu kastı sarihi, devletçe kabul ve milletçe sükût edersek, mevcudiyeti siyasi yemiz aleyhinde en bedbin mukarrerat ve icraata kendi tarafımızdan yol vermiş olacağımıza şüphemiz yoktur. Binaenaleyh, İngilizlerin tstanbulda muhtemel tecavüzleri ne şekil ve ne dereceye varacak olursa olsun» dahil ve hariç nazarında, Müdafaai hukuk Cemiyetine müstenit bilinen hükümetin, bu teklifi şiddetle ret ve nazır ile reisi behemehal mu-h&faza etmesi kat'iyyen matlubumuz dur. Bunun haricinde bir hareketi mutavaatkâ-rane, yalnız milletin istiklâline ve mevcudiyetine münafİ olmaz, fakat, hükümeti millete karşı vermiş olduğu taahhütten İnhiraf etmiş, ve istiklâl uğrundaki müca-hedatr nulUyermfci tavik ve tas*ip etmiş Vaziyetine koyar. Binaenaleyh hükümet kabul etse dahi. biz, hükümetin Heyetimize kargı taahhüdatraı ifa etmemekle, milletten aldığı kuvvetini tamamen zayi etmiş olduğunu ve muhilli istiklâl tavır ve hareketinden dolayı hükümeti mcs'ul addettiğimizi ilan etmek mecburiyetinde kalırız* Hükümetin mukavemeti halinde, ingilizler Harbiye Nazırını cebren kaldırmak ve bütün hükümeti ıskat etmek cihetine bile teşebbüs etseler, vaziyet gerek hariç ve gerek dahile karSr, anların emrjlc nazırı feda etmek, şıkkından daha müsaittir, Vazi* yetin safahatı hakkında hir iki saate kadar cevabı fahimanelerini itttirham ederiz. İstanbul ile muhabere, İngilizler tarafından menolunorsa istiklâli millî uğrunda mücahedei millîye ve diniye ilân etmek yolunda ilerleyeceğiz!
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk
Cemiyeti Heyeti Temsitiycfi namına Mustafa Kemal
Ayni günde Cemal Paşaya, bu telgrafı yazdım i
Zata mahsus ve fevkalâde müstaceldir. 22 Kânunusani 1920
Harbîye Nazırı Cemal Paga Hazretlerine
İngilizlerin emri neticesi olarak Harbiye Nezaretini terk buyurdukları artla-£ ılıyor. Devlet ve m illetimizin istiklâlini muhil olan bu çekilmek keyfiyetini» her-çibadabat kabul etmemek tisin ve bizim vazifemiz iktizasındandır. Biz vazifemizi sonuna kadar ifa etmek için her türlü tedabir] alıyoruz. Sizi de, makamınıza otu* rup nezaretinizi ifa etmek suretile vazifenizin ifasına davet ederiz. Eğer şahsî veya içtihadı herhangi bir sebeple durmak istemiyorsanız İngilizlerin notası üzerine değil, müstakil bir milletin nazırına caiz olan şekilde infi&al eylersiniz, Meseleyi; gah ti bir noktai nazardan değil, bu müdahale, vataniniz içîn hatıra gelebilecek ağrr fe~ İâketlcrin mukaddimesi olabilir noktaî nazarından, muhakeme etmenizi rica ederiz, nezaretten hu suretle çekilmeniz, İngilizlerin müdahalesini ve istiklâli milletin ihlalini teshil edecektir. Eğer vazife başına gelmemekte ısrar ederseniz, İngilizlerin istiklâli milleti ihlâl ettiğini ilân ederken, Harbiye nazırının da vazifei vataniye-sini ifa etmemekten mes'uî olduğunu ağır bir surette ilave eylemek mecburiyetindeyiz.
263
Nota ınealîni bir güa sara bildirmeniz ve el'an Heyetimizle temasa geleuıiyecek surette uzaklaşmanın vaziyeti ağırlaglırmaktadır. Cevap vermenizi talep ve rica ederiz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Sadrazam ile telgraf başmda şu muhabereler cereyan etti:
Babıali^ 22 Kanunusani 1920 Anadolu ve Rumeli Müdafa&î Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsi Üyesine
Harbiye Nazın Cemal Paganın kabineden (ekilmesi ve Erkâmharbiye Reisi Cevat Paganın tebdili, yalnız İngilizler tarafından talep olunmamıştır. İngiltere» İtalya v« Fransa mümessilleri. Babıaliye müşterek bir ültimatom vererek esbabı mucibe aerdile kırk sekiz saat zarfında gu matlabm husulünü istemişlerdir Bu nğxr teklif karcısında,, kabinece biletraf müdavelei efkârdan sora umomen çekilmeğe karar verildi ve Meclisi Meb'uaan müteşekkil bnlunaydı kabinece başka gûna hareket edilmek mümkün idi. Tekliflerini geri aldırmak üzere, düveli selâse mümessilleri nesdinde serdcttîklcri esbabı mucibenin reddile, tegebbü&atı lâzimede bulunuldu. Mümessiller tekliflerinde ıterar ettiler* Kabinenin İstifası tahakkuk etmişken Meclisi Mcb'usamn benüz müzakerata baglryanladığı bir zamanda kabinenin çekilmesi menafi i âliyei vatana mugayir olacağım, Cemal Paga bi^at irat ederek ve böyle bir buhranlı zamanda kabinenin istifası, lstanbulu Anadolu dan ayırmağa kadar varrp gayet vahim netayiç tevlit eyl iveceğini ileri sürerek, kendi istif asile meselenin hallo-1 mim um îi [ tercih etmiştir. Meselenin safahatı bundan ibarettir* Meclisi Meb^usanm, ııibayet bir iki güne kadar nisabı ekseriyeti hain oİHruk içtimai muhakkak olduğundan hükümet, her nevi hususatı meclisin pigt nazarına vazedecektir. Tarafınızdan bu hapta hiçbir gûna tegebbüsat vukubulmaması lâzımdır. Çünkü söz sahibi Meclisi Meb'usandır. Vükelâ vahameti vaziyeti tamamen müdrik ve ef'alü harekâtmm selâmetine kani olduğundan elivenigeri ihtiyar etmiştir, Müdahslâta nihayet verileceği cumartesi sabahına kadar bildirilin ediği halde kabinenin mevkii iktidardan çekileceği ve bundan tevellüt edecek had isal m mesuliyeti kendisine aît olmayacağı beyan olunur.
Sadrazam Ali Rtza
Efendiler, Sadrazam Paşa, kendilerini tahkir edene değil, bise dehşetli ültimatom veriyor.
Kongre» 22/1/192G
Sadrazam Paga Hazretlerine
Telgraf nam ei fahimancleri üzerine Heyeti Temsiliyece bir karar ittihaz edilmek İçin evvelemirde ültimatom suretinin aynen bildirilmesi ne ihtiyacı katt vardır» Bu» nun lütfen tebliğini arz ve rica ederim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
264
Erenköy, 22/23, 1/1 »20
Anadolu ve Ruuırfj Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsil iyesine C: Badehuüitakcro bildirilecektir.
Sadratam Ali Rıza
Burada, söylemeliyim ki, hükümet, hu nota suretini aynen bize vermek istememiş ve vermemiştir.
Sadrazama verdiğim cevap budur:
¦
Zatı Samü Sadaretpenahiyc
Ültimatom türelini gördükten »ti karan kafiyi arzedeccğiz. Ancak vaıiyelin mütalea edildiği e olarda, hükümetle aramızda rniitahede Farkı vardır ki, evvelâ onu bertaraf etmek isteri*. Hükümet bitim maruzattın ei t kendi icraatına müdahale »eklinde telâkki etmiş, yajnt vık'ai hariciyeyi bir tarafa bırakarak, bir m eşele i dahiliye önünde bulunduğunu zannetmiştir. Yakmayı,, münhasıran, ernehilerin bir nattrt tebdil edebilmesi noktai nazarından düşünmek lâzımdır. Kezalik istidlal olunduğu veçhile Harbiye Nazırının galisi dalıi ıncvzuubahs değildir. Ayni vaniyette diğer bir natır ve lıerliangİ bir zat olsa, vakTa, ayni suretle muhakeme edilecekti. Diğer taraftan nazırın tebdilini emreden kuvvetin. Meclîsi Meb'uMnin İnikadına ve hükûnıntin izahatından sora Meclisi Meb^ısanm bir karar ittihaz etmesine müsaade edip etmt* yeceji de su anıda meçhuldür. Meclisi McL'u&m, söz sahibi olmazdan evel vuku* bulacak emrivakilere hazırlanmak icap ettiği iç iri hakimdi aenîyenin karârım anlamak İsliyoruz, Meclisi Mcb'uun süz sahibi olmazdan evel emrivakiler tevali eder vc mr*elei hariciyenin mahiyetine muvafık tedabir almak teahhur ederse, bundan mütevelli] mesuliyetin de Heyetimize raci ola m iye cağı teslim huyurulnr. Meclisi MerV-usan filhukika toplanır ve ifayı vazifeye başlarca, bükü mele hiçbir gey için müracaat etmiyeceğimiz tabiidir. Notayı ytdnfz İngilizlerin değil! Düveli İtilaf İyenin müştereken tebliğ etmesi, meshlci hariciyenin ehem m i yıl im" ılı uta İçin ayrı bir ae* bcpilr.
Heyeti Temailiye namına Mustafa Kemal
Cemal Paşa, son telgrafımıza, 23/24 Kânunusanide verdiği cevapta, çekilmesinin zaruretinden ve Meclisi Millinin tarzı hare* ketine intizar lüzumundan bahsediyordu (Ves. 221 )*
Efendiler, aynı günün zevalinde Ankara, Erzurum, Sivas, Diyarbekir, Bandırma, Balıkesir, Konya» Edirne, istanbul ve Bursada bulunan kumandanlara vaziyet ve noktai nazarımız bil-
26S
I
dirilerek nazarı dikkatleri celp ve mütaleaları istifsar olundu
(Ves. 222).
İstanbuldaki Onuncu Kafkas Fırkası Kumandam Kemalettin Sami Beye de (Berlin Sefiri Kemalettin Sami Paşadır), ayrıca gu emri verdim:
22 Kanummanj 1920
Onuncu Kafkat Fırkası Kumandanlığına
Hemen Rauf Beyi bularak vasiyeti beraber ve emniyet dahilinde takip etmenizi rica ederiz, ingilizlerin talebini is'af etmek kat'iyyen gayricaizdir. Buraca o noktai nazardan tedabiri senaya tevessül edildi, Intunlnıldaki telgraf m n İm beratını tahtı temine almanız lazımdır (Ves. 223).
Mustafa Kemal
Efendiler, Rauf Bey, Bekir Sami Bey, Cami Bey ve umum meb'uslara da Kafkas Fırkası Kumandanı Kemal ve Mevkii Müstahkem Kumandanı Şevket ve Harbiye Nezaret Seryaveri Salih Beyler vasıtalarile de §ifre olarak 5u tebliğde bulundum:
22 Kân unutanı 1920
İngilizler, Harbiye Nazın Cemal lV;n ile Erkâmbarbiyei Umumîye Reisi Cevat Paganın vazifeden çekilmesini talep etmişlerdir. Bu teşebbüs, devletin i istiklâli aleyhinde kal*î bir harekettir. Binaenaleyh, bu teşebbüs aleyhine milletin icra edeceği harekat, muhafazai İstik!il için yapılacak mücahedat cümlesindendir, tik devret mücah edatta, vaıilc milletin mcb'u-Lr inindir. İfleVuslar, kabine azasının mrven-diyetine müdahale ve ikaı tesir sureli le devletin istiklâli siyasisi aleyhine, İngilizlerin vnkubalan tecavüzlerini, dahil ve harirr karşı kat'iyyen ve serirn reddeylcmek mecburiyetindedir. Bunun tarzı icracını kararlaştırarak buraya bildiriniz, Fakat icraatta şu noktaları behemehal temin etmek irap eder:
Evveli; Meclisin feshi hakkında bir İradenin meclîste bagletcu okunması ihtimaline maruz kalmamalıdır, Eğer hu ihtimal kat'iyyen gayri varit olmazsa, mebustur, tetebbu ilerini hususî içtima halinde de yaparlarsa kafidir, Saniyen; devletin istiklâli siyahisi aleyhine kat*î bir hareket vukubulduğunu .Sulh Konfcransma ve Avrupa nü İlcilerine ve âlemi islâma ve dahili memalike ilân etmek la/mıdır. İnci» tizlerin tecavüzü geri alınmadığı takdirde, Metlimin vazifesi, An ad olu ya geçmek ve iradei milliyeyi rieruhde etmektir, Bu icraat, bütün milletin kuvvetlerini cemetmia olan Kuvayi Milliye tarafından her vasıta ile teyit olunacaktır. Şimdiden tedabiri lâzime iııihaz olunmuştur-
Heyeti Temsil i )v nnmıriH Mustafa Kemal
Bu tebliğ sureti aynen umum kumandanlara bildirildi.
266
Efendiler, ayrıca, Rauf Beye de 23 Kânunusani 1920 de, Onuncu Kafkas Fırkası Kumandanı vasıtasile yazdığım şifrede, «Harbîye Nazırının infisali bir emrivaki olmakla beraber, meselenin ehemmiyeti bakidir dedim,» Düveli İtilâfiye mümessilleri, hükümetimizi istedikleri gibi terkip etmek yolunu tutmuş oluyorlardı. Yarın, Meclisin itimat edeceği bir hükümete de ayni suretle muamele etmelerine misal hazırlanmış oluyordu. Hükümetin, milleti ve matbuatı haberdar etmiyerek, bir kabine meselesi yapmayarak mutavaat göstermesi istiklâli milleti muhildi* Hâdiseyi kapatmayarak, Meclisi Meb'usanda, hükümeti, istiklâli milleti muhafaza edemediğinden alenen ıskat etmek lâzım idi, tgte, bütün bunları Rauf Beye yazdım (Ves. 224).
Ayni tarihte, Onuncu Kafkas Fırkası Kumandanile Rauf Beye müştereken gu direktifi vermiştim:
Hükümet mukavemet ederek; Sulh Konferansını; Kuvayi Maliyeden dolayı Türk hükümetini ıskata karar verdiğini, bütün cihana karşı ilâna mecbur etmek lâzımdır* Kabinenin eslâfı gibi, istiklâli milliden sükûnetle fedakârlık etmesi, salâhiyeti şahsiye iti barile feâfınt, irlrnk ve ihata itibarıle de asla şayanı itimat olmadığını bir daha vazthan göstermiştir. Bu kadar muğlâk mesuili seci yeten ve fikren bu mertebe zayıf zevat ile İdare etmeğe çalışmak artık gayrim ümkündür. Binaenaleyh, kabinenin son meseleden dolayı ıskatı lâzımdır. Milletin itimadı ammesine lâyık bir kabinenin mevkii İktidara gelmesi yolunda çalışınız (Ves. 225).
karan
Efendiler, ecnebilerin, tstanbulda tecavüzatı arttırarak nazır Anadoluda veya mebuslardan bağılarının tevkifine bağlamaları ihtimaline bulnaao ec-binaen, bilmukabele, Anadoluda bulunan ecnebi zabitlerinin tev- *el)i »biti*-kif edilmesine karar verdim. Bu kararanı ve buna nazaran ittihazı tedabir edilmesi lüzumunu, 22 Kânunusani 1920 tarihinde Ankara, Konya, Sivas ve Erzurumdaki kolordu kumandanlarma, zata mahsus olarak, şifre ile emrettim (Ves. 226).
Efendiler, meb'uslara yazdığım telgrafa, Vasıf, Rauf, Bekir Sami Beylerin müşterek imzasile cevap geldi. Bu cevapta; Meclis resmen ımızakerata başlayınca, meselei hazıra sebebiîe kabine çekilecektir. O zamana kadar vaziyetin emniyeti için kabinenin ipkası lâzımdır. Siz, hareket ve müdahale etmeyiniz. Emirlerinizi bize bildiriniz. Noktaî nazarlarınızın her makam nezdinde hakki]e müdafaa edileceğine itimat ediniz denilmekte idi (Ves. 227)*
267
Ben, ne hükümete ve ne de Meclise i Suratta bulunmamağa karar vermiş ve artık işi muhterem meb'us arkadaşlarımıza bırak-mistim (Ves. 228).
Efendiler, İstanbul daki zevatın, ne gibi nasayihe göre, hareketlerini tanzim ettiklerini tebarüz ettirmek için, şu kışa malûmatı arzedeyim:
Filân mümessili siyasî, çok namuslu ve doğru sözlü ve Türk muhibbi imiş. Bu zat, çok samimî ve müteessir bir lisanla demiş ki, eğer Harbiye Nazın ile Cevat Paşa çekilmeseydiler, Harbiye Nezareti işgal olunacaktı. Kuvayi Mili iyenin gösterdiği sükûnet ve metanet, bazılarım çıldırtıyor. Fakat acele etmeyin, ezilirsiniz. Bana itimat edin. Hakaret varsa, yapanlar utansın. Belki daha delilikler olacaktır. Fakat, siz, zinhar delilik yapmaym.
İstanbuldaki zevat; biz, bu ifadatm samimiyetine şüphe etmiyoruz diyorlardı (Ves. 229).
Efendiler, meb'uslar, îstanbulda toplandıklarından bir hafta sora, divanı riyaset intihabı hakkında ve hu münasebetle Meclis Riyasetine dair müdavelei efkâra başlamışlar. Bir yerde işaret etmiştim ki, ben, Meclis Reisi intihap olunmayı, bazı fevaidine binaen, lüzumlu bir tedbir telâkki etmiş ve icap eden zevata nok-tai nazarımı bildirmiştim. İşte, arzettiğim veçhile, bu mesele üzerinde görüşülmege bağlandığı günlerde, 28 Kânunusani 1920 ve 1 Şubat 1920 tarihlerinde Ranf Beyin vukubulan iş'aralında, birtakım mütaleattan sora, «biz pek azîm mahzur tevlit edecek olan bu ciheti ileri sürmekten sarfınazar ediyoruz.» denmekte (Ves. 230) ve (£.... hususî, mahrem bir içtima da tekrar mevzuu-bahs oldu. Şeref Bey, intihabınız feva idin den bahsetti.... İntihap hususunda teşettütü ara, tekrar kat'iyetle mahsus olduğundan, milletin resikârmda, Meclisi Milliye nigehhan olarak kalmağı zaten tercih buyurdukları tarafımızdan söylenerek alkışlarla hakkı sam il erinde tezahüratı samimaneye şahit olundu. İçtimai umumide Reşat Hikmet Bey, Reisi evel ve Hüseyin Kâzım Bey birinci ve Hoca Abdülâziz Mecdi Efendi, ikinci reis vekili intihap olundu,» haberi verilmekte idi.
Efendiler-, benim riyasetimden bahseden, demek ki, yalnız Şeref Bey oluyor. Sair zevat tarafından, ne maksatla riyasete intihabım mevzuuhahs edildiği, mahrem olduğu bildirilen bu içtimada, imaen olsun söylenmiyor. Ciddî mütalea ta istinaden, benim riyasetimi mevzuuhahs etmeli idiler. Ondan sora, tegettü-
268
tü efkâr olup olamıyacağmı tetkik eylemelidiler. Yalnız Şeref Beyin ifadatı üzerine, efkârm ciheti temayülüne hüküm vermekte isabet olmayabilirdi.
Efendiler, Rauf Beyin riyaset meselesine ait izahatma verdiğim cevapta demiştim ki: «Serdolunan mehazir evelce etraf ile düşünülen şeylerdir. Benim riyasetimi mevzuubahs eden esbap malûmdur; Kuvayi Milliyenin, millet tarafından kabul edildiğini teyit etmek, Meclis fesholunduğu halde riyasete ait vezaifi emniyetle ifa eylemek, hayatımızla gayrikabili telif bir sulh teklifi karşısında kıyamı millî yapılırsa riyaset vaziyetile milletin maddî ve manevî kuvvetlerini müdafaaya tevcih etmek mülâhazalarıdır. Mütaleanızdan, müdafaaya taallûk eden bu esbabın, bugün İstanbul muhitinde şayanı ihmal addolunduğu anlaşılıyor. Eğer noktai nazarda isabet etmemekten, müdafaai milliyede halen ve atiyen noksan hâsıl olursa, mes'uliyet, hata edenlere ait olur. Şahsan benim bu hususta müstağni olduğumu temine hacet yoktur.^
Efendiler, Harbiye Nazın ve Erkânıharbiye Reisinin cebren ıskat edildiğini biliyoruz. Meclis riyasetine intihap olunan merhum Reşat Hikmet Beyin, bir sebeple ecnebiler tarafından tevkif olunduğundan haberdar olunmuştuk, tstanbulda bulunan Heyeti Temsiliye Azalarının tevkifi düşünüldüğü, Rauf Beyin 28 Kânunusani 1920 tarihli iş/arile bildiriliyordu. Bu ahvalden, Kuvayi Milliye aleyhtarlığı, Meclisin feslıi ihtimali, binaenaleyh müdafaai milliyeye teşebbüs zamanının daha karip olduğu meydanda idi. Fakat, bu hakikati ihtisas eden azdı.
Efendiler, Reşat Hikmet Beyin kurtarılması için de Ankaradan çalışmak lâznngeldi (Ves. 231),
Rauf Beyin, Meclis vaziyetini tasvir eden 27 Kânunusani 1920 tarihli şifre telgraf namesi muhteviyatuıda şayanı endişe bazı cümleler vardı. Meselâ; kabine, bidayetinde istifayı düşünmüş, fakat yapmamıştır. Meclisin bugünkü vaziyeti, bu meseleyi halle müsait değildir. Buradaki meb'uslar, milletin Maraş havalisine dair gönderdiği telgrafları, heyeti umumiyede, okumağa dahi müsait değildir, itilâf Devletlerinden filân, falana mümaşatkâr davranmaklığnnızı tavsiye ediyor. Toplanacak yerimiz yoktur (Ves. 232, 233).
Rauf Beye, 7 Şubat 1920 de vukubulan bir is/arımızda, şu mütaleatımızı bildirdik: Meb'usan, Istanbulun dahilî ve harici tesiratile sulha matuf olan gayeyi ihmal ederek ubudiyet, ikbal,
26»
haset, vehim ve ilâ,., gibi avamîl ile iftiraka düşmüşlerdir. Arkadaşlarımız, çok mebustan mürekkep bir ekseriyet temin edebilmek için kendi tasavvura t ve mutek a datmdan mütemadiyen fedakârlık yapmışlar ve uysal olmak sevdasile hükümet ve maha-fili malûme nezdindeki tesiratmı kamilen zayi eylemişlerdir. Şirazeyi bozmamak kaygusile devam edilirse, amali gayrimilliyeye ve ihtirasatı gûnagûna vasıta olmaktan, mesaili milliye aleyhine mukarrerat ittihazına mâni olamamaktan, korkulur. Bu hale karşı tedbir budur: Prensiplerimize tamamen sadık arkadaşlardan mürekkep, ekalliyet halinde olsa da, bir heyetle iktifa eylemek». Bunun mahzuru uysallıktan azdır. Hükümeti bilakaydü-şart düşürmek lâzımdır, Kat'î mücadele vaziyeti alınmak lâzımdır (Ves, 234).
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesi çekilmemiş, Meclis te bir mesele ihdasından istinaben ıskatı cihetine gidememiş ve muaddel Ali Rıza Paşa Kabinesine itimat reyi vermiştir,
Ali Rıza Paşa Kabinesinin, Meclis huzurunda okuduğu beyanname muhteviyatını bilmem tahattur buyurur musunuz? Bu beyannamede:
Sadrazam Paşa, ifa ettiği en mühim vazifeyi mukaddemei kelâm olarak kaydediyor; hükümeti merkeziye ile Anadolu arasında inkıtuı muhaberata kadar varan beynunetin izalesine muvaffak olduğunu, bundan böyle iradei milliyenin meclisi âlide tecelli ettiğini, artık kavaidi meşrutiyete tamamen tevfiki harekete hiçbir mâni tasavvur etmediğini, söylüyor.
Efendiler, bu sözlerle, Heyeti Temsil iyenin iradei milliye namına hareketine ve kavaidi meşrutiyete muvafık harekete mü-manaatine artık mahal olmadığr gibi bir mana işrap edilmek isteniliyor. Daha dün, Meclisi Millinin. İstanbul da müçtemi bulunduğu bir sırada, iradei milliyeye de, kavaidi cihana da münafi olarak bizzat kendilerinin ve kendiler ile beraber, Meclisin ve mîlletin nekadar ağır bir tecavüze maruz kaldığını söylemeğe lüzum görmiyen sadrazam, bâlâ Heyeti Temsil iyeyi jurnal etmekle teşfiyei sadra çalışıyor ve bizim muhterem meb'us arkadaşlarımız da, bu sözleri kemali sükûnetle dinlemek kabiliyetini gösteriyorlar.
Hükümet, siyasî zümrelere karşı bitaraflıktan ayrılmadığını ve ayrılmayacağını teyit ettikten sora, bugüne kadar istihsal ettiği muvaffakıyatın derecesinin takdirini Meclise havale ediyor.
270
Sadrazam, idarei devletin muhtacı ıslah olduğunu beyan ederek, Osmanlı Devletinin, her tazyiki düvelî kargısında kaldığı zaman, takip ettiği mesleki kadîmini ihyaen, cihana yeni ıslahat vadediyor. Vâsi mikyasta tevsii mezuniyet yapacağız. Ekalliyetlerin hukukunu tem inen temsili nisb! kaidesine tevessül edeceğiz. Umuru adlîye, maliye ve nafıa ve inzıbatiyede ve hatta idarei mülkiyede ecnebilere emri teftişte salâhiyeti kâfiye vereceğiz di* yerek kastettikleri ıslahatın esasi arını tadat ediyor.
Sadrazam Paşa, umuru hariciyeden bahsederken de mütareke ahkâmından inhiraf edilmemek hükümeti sen iyece miitehaüim görülmektedir, taahhüdünü zikrederken, tzmirin işgalinden dolayı hâsıl olan galeyan ve tezepzübe hitam verecek, ancak sulhtur, demekle iktifa ediyor ve «azmü basiretin* usru yüsre tahvil edeceği kanaati tammesinde olduğunu söyliyerek beyannamesine hatime veriyor (Ves. 235).
Efendiler, Meclisi Meb'usanın tasvibine iktiran eden bu be- ah Rı*a Paya a nam e muhteviyatını tahlil ve tefsir ile burada izaai vakti bi» ça vt Kahi-lüzum addederim, n*siniû ma"
Yalnız Efendiler, Sadrazam Ali Rıza Paganın ve Kabinesinin muzmerratını ve hayasızlığını gösteren bir vesikayı aynen arzet-meme müsaadenizi rica edeceğim:
Gayet müstaceldir Dcraliyeden, 14 Şubat 1920
Vilâyat ve Elvîyei müAtakilleye
Ahiren Meclisi Meb'usanda kıraat ve ekseriyeti asîme ile tasvip olunarak hü-kûıuete beyanı itimat olunan programın; nikatı müh i inmesinden biri olduğu Övere; Meclisi Umumî içtima ederek her türlü amali milliyenin lecelligâhı münferidi, le-hülhamt icrayı faaliyete bağladığına nazaran, ahkâmı meşrutiyetin her nevi mevani ve tesirattan ari olarak tam amile cereyan etmesi lâzımgelen dahili memleket, meclisi mezkûrdan başka yerde — irade i milliye namına idarei kelâm ve serdi metalibe artık mahal ve imkan — kalmadığından umuru hükümete müdahale peklinde her nevi eFal ve harekât mustelainıi mücazat olacağı tamimen tebliğ olunur.
Sadrazam
Alî Rtza
hiyeti
Efendiler, böyle bir tamime ne hacet vardı! Heyeti Temsi-liyeyi, millet nazarmda, küçük düşürmekten, onun tecziye edilebileceğinden, bahsetmekte ne fayda vardı? Eğer Heyeti Ternsiliye
271
zaman zaman hükümetin nazarı dikkatini celbe lüzum görüyor idise, bu hareketinin, nekadar temiz ve âli maksatlarla olduğuna ve ne derece vatanî zaruretler yüzünden vukuhulduğuna hâlâ şüphe edilebilir midi? Heyeti Temsiliyeyi, doîayısile milletin vahdet ve tesanüdünü bertaraf etmeği hedefi aslî ittihaz eden hükümet, Aydın, Adana, Marag, Urfa, Ayıntap cephelerinde vuku-bulmakta olan musademattan ise asla mütehassis görünmüyordu* Ecnebi devletlerin, doğrudan doğruya kendi kabinelerine vuku-hulmuş olan tecavüzünden müteessir olmuyordu. Şunu da, açık olarak, zikretmeliyim ki, her türlü amali milliyenin tecelligâhı münferidi olmak lazrmgelen Meclîsi Millinin, henüz, Sadrazam Pasanm hamdederek bahsettiği gibi icrayi faaliyete başladığı da maalesef görülmüyordu.
Efendiler, Sadrazamın, bu beyannamesi üzerine biz de şu tebliği umumî ile milletin nazarı dikkatini celbe lüzum gördük:
Tamim
Tel
17/2/Î92Ü
İrudei mîllîyenin tecelligfihı kanunisi olan Meclisi Meb'usanı açarak hakimiyeti milliyeyt teyide muvaffak olan cemiyetimizin, en mühim ve en esaslı vezaifinden biri de amali milliyeye mutabık esasat dahi 3 m de. bîr sulhun aktine kadar, vahdeti m i 11 iyeyi muhafaza etmektir. Cemiyeti m izin her müşkülü iktiham ile vatanı ve mevcudiyeti mib liyeyi kurtarmak hususundaki mesaii rehakaranetinei maksudu millinin istihsal ve İBtidrakine kadar, daha büyük bîr aamü iman ile devamı lâzimeden bulunmakla, hayat ve beka esasından ibaret olan teşkilât: milliyenin. vatanın her köşesinde, ânı ve şamil bir surette, taazzuvuna kelevvel devam edilmesini bilcümle hey an merkeziye ve idarelerden bir kere daha rica ve tekit eyleriz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyeeî namına Mustafa Kemal
Aldatıcı va-itler, ağır iftiralar
Efendiler, îstanbuldan vukubulan 19 Şubat 1920 tarihli ig'aratta, «İngiltere Devleti Hariciye Nezaretinden Dersaadetteki mümessili siya siliğine sepkeden ve mümessili siyasilik tarafmdan da resmen hükümete vaki olan tebligatı gifahiyede, payitahtı saltanatın, Devleti Osmaniyede bırakıldığı bildirilmiş ve fakat, bununla beraber Ermeni kıtalile, Yunanlılar da dahil olduğu halde*. Mütelifin kuvvetlerine karşı, tarafımızdan yapılan harekâtın be* men tadili ve aksi takdirde, şeraiti sulhiyemizin tebeddül etmesinin muhtemel bulunduğu da ilâveten dermeyan edilmiştir.» de-
272
Dilmekte ve bazı hususa t, bilhassa «mucibi şikâyet en küçük hadiselere hile meydan bırakılmaması» tavsiye olunmakta idi.
Efendiler, bu şifahi vadin mana ve medlulü ne olabilirdi? Yunanlıların, Fransızların, ve sairenin tahtı işgalinde bulunan aksamı memalikten maada, İstanbulini da alınması mukarrer idi. Fakat dermeyan olunan şarta riayet olunursa, tstanbula almaktan, sarfınazar edeceğiz mi denilmek isteniyordu? Yoksa, Yunanlıların, Fransızların, İtalyanların işgalleri zaten muvakkattir, Düveli t ti lâf iye, yalnız İstanbul u alacaktı, fakat teklif ettikleri şarta riayet edersek, onu da bırakacaklardır, manası mı çıkarılıyordu?
Yoksa, Efendiler, Yunanlılar m, Fransızların, İtalyanların işgalleri emrivakidir. İstanbul un işgali de mutasavverdir. Fakat, Yunanlıları, Fransız lan, İtalyanlan işgal eyledikleri mm t aka 1 arda rahat ve emin bırakırsanız, onların işgallerini kabul eylediğinizi filen gösterirseniz, Istanbulun işgal tasavvurundan vazgeçeriz mi denilmek isteniliyordu?
Veyahut Efendiler; İtilâf Devletleri, Kuvayi Milliyenin işgal mm takalarında, işgal kuvvetlerine karşı aldığı cepheleri bozdur* mağa ve açtığı muharebeleri, tevessül eylediği hareketleri durdurmağa, hükümeti merkez iyenin muktedir ol amaya cağın r yakinen anladıklarından, Yunanlılar da dahil olmak üzere İtilâf Devletlerine tecavüzün men edilememiş ve haddi zatinde mevcut olmayan Ermeni kıtaline nihayet verilmemiş olduğu behanesile tstanhulu da mı işgal eylemek kastinde idiler?!
Vakayii atiye, bu son taliminin doğru olduğunu göstermiştir zannederim. Fakat, hükümeti merkezîyenin, ingiliz mümessilliğinin teklifinden, böyle bir mana çıkarmağa yanaşmamış, bilâkis ümide düşmüş olduğu görülüyordu.
Efendiler, vuku bulmuş olan teklifin ne derece nabemahal olduğuna dair bir fikir verebilmek için biz de, o günlere ait bazı vaziyetleri hatırlayalım. Şüphe edilmemek lâzımdı ki, Ermeni kıla 1 i hakkındaki beyanat, mavakaa mutabık değildi. Bilâkis cenup menankmda, ecnebi kuvvetleri tarafından teslih edilen Ermeniler, maziıar oldukları himayeden cür*et alarak bulundukları mahallerdeki islâm la ra tasallut etmekte idiler. İntikam fikrile her tarafta birahmane bir surette katil ve imha siyasetine saik olmakta idiler, Maraş hâdisei fecia&ı, bu sebepten zuhur etmişti. Ecnebi kuvvetlerilc birleşen Ermeniler, top ve mitralyözlerle Maraş gibi kadîm bir islâm beldesini hâk ile yeksan eylemişlerdi. Binlerce âciz ve masum valide ve gocukları kahrü imha eylemişin 273
lerdL Tarihte emsali namesbuk olan bu vahşetin faili Ermeni-lerdL Müslümanlar ancak mu ha faza i namus ve hayat kay dile mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardı. Yirmi gün devam eden Maraş katliamında, müslüman larla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu hâdise hakkında tstanbuldaki mümessili eri ne çek* tikleri telgraf, facia müsebbip!erini gayrikabili tekzip bir surette tayin etmekte idi.
Adana vilâyeti dahilindeki müslümanlar, tepeden tırnağa kadar teslih edilen Ermenilerin, süngüleri tehdidi altında, her dakika katliama maruz bulunuyorlardı. Hayat ve istiklâlinin muhafazasmdan başka bir şey istemîyen islâmlara karşı tatbik edilen bu zulüm ve imha siyaseti, beşeriyeti mütemeddinenin nazarı dikkat ve insaf mı calip mahiyette iken aksinin vaki olduğunu İddia ve ondan sarfınazar edilmesi teklifi, nasıl ciddî kabul olunabilirdi?
İzmir ve Aydm havalisinde vaziyet buna mümasil ve belki daha feci değil midi? Yunanlılar hergün kuvvet ve vesaitini tezyit ve taarruz hazırlıklarını ikmal ediyordu. Bir taraftan da mmtaka mmtaka tecavüzden geri durmuyordu. O günlerde tzmire yeniden bir piyade alayı ile teçhizatı tam bir süvari alayı ve yirmi dört adet yük otomobilile külliyetli nakliye arabası ve altı adet top ve birçok mühimmat çıkarıldığı ve cephelere külli miktarda cepane sevkedilmekte olduğu anlaşılmıştı. Hakikat şu idi ki, milletimiz, bilâsebep hiçbir yerde, hiçbir unsuru ecnebiye mütecaviz değildi.
Binaenaleyh Efendiler, vatanımızın aksamı meşgulesinden düşmanların çekildiklerini sürmeden veya hiç olmazsa çekileceklerine kanaati tamme hâsıl olmadan, mevaidi kâzibeye lüzumundan ziyade atfı ehemmiyet olunmak kârı âkd mı idi? Talii memleketin yegâne noktai istinadı kalmış bulunan Kuvayi Mil Üyeyi dağıtmağa matuf, bu gibi teklif at ve teşebbüs atı anlamakta müşkülât var rai idi? Atinin meşkfıkiyet ve müphemiyeti içinde hemen da-vayi milliden feragat caiz mi idi? Yalnız tstanbulun değil, Boğazların, İzmirin, Adana havalisinin, hulâsa hududu mülıyemiz dahilinde bilcümle aksamı vatanın hakimiyetimiz dahilinde ipkası gayei milliyemiz değil mi îdi? Buna nazaran, yalnız İstanbul un, Osmanlı Devletine terkolunacağı vadi kargısında, Osmanlı Devletinin Sadrazamı Ali Rıza Paşa memnun olsa da, Türk milletinin memnun olacağı ve bununla iktifa ederek ihtiyarı sükut ve atalet ey liy ece ği nasıl farz olunabilirdi? Vahdettinin sadrazamı, Kuvayi
274
Mili iyeyi dağıtmağa matuf bütün bu tegebbüsatın mesuliyeti ta-ribiyesini, nazarı teemmüle almak istemiyor mu idi?
Efendiler; ecnebi teklifi ve onu tatbika kalkıgan hükümetin arzu ve emrinin, milletçe ve Kuvayi Milliyeee muta olamayacağı tabiî idi.
Muhterem Efendiler, Rauf Bey, 19 Şubat 1920 tarihli bir gifre ile, hükümet ve Meclis hakkmda pek şayanı teemmül malûmat veriyordu, bu malûmatı hulâsa edeyim:
Şubatın en dokuzuncu günü, Sadrazam, Dahiliye Nazın, Bahrîye Nazırı, felahı vatan ittifakı içtimama gitmişler. Sadrazam Kuvayi Milliyenin îkincî bir hükümet peklinde görünmemesi, icraatı hükümete karışmaması ve Murag taraflarındaki harekâtın daha ilerilere temdit edilmiyerek tevkifi ile intizam ve asayİşM temini lüzumunu siyaseten mucibi muha&senat gördüğünü söylemiş Ziya Paşanın, Vali ve Ahmet Fevzî Pagan m, Kolordu Kumandanı olarak Ankaraya gönderileceğini bildirmiş. Dahiliye Natüri da serbestli icraatına müdahale olunmamasını «eylemiş. Polis müdürü ile jandarma kumandalımın tebdiline muktedir olamadıklarını anlatmış- Eskid&nbcri dostu olan Keşfi Beyin namuakârlığından ve ona Buraaya vali ve Faik Ali Beyi müsteşar yapağından bahsetmiş.. Salih Pajja da Maraş havalisinde tahliye ettirilen mahallere^ hükümetçe vazütyet etmeği siyaseten mümkün görmemiş, Frartsıs matbuatım aleyhimize {evirir, demiş. Padişah, hükümete, meclisten ziyade hâkim imiş. Meclisin haleti ruhiyeeîne güre» bu hükümeti iskat ve yerine şeraiti lâzim&yi haia, mîllî bir kabine ikame etmek mümkün de|ilmtş) (fes. 236}.
Bu malûmatı, Anadolu ve Kümelide bulunan tekmil kumandanlara bildirirken, şunu da ilâve eyledik:
Heyeti Ternsiliye, tahtı işgalde ve muhtelif teeiratı ecnebiye tazyikmda bulunun İftiiLiihııIda daha millî ve fedakâr bir hükümetin reaîkira getirilmesindeki müşkülâtı takdir ettiğinden, Sadrazam Pagamn maîûm olan beyannamesine mukabil 17 Şubat 1920 tarihindeki tamim ile noktai nazarını bütün teşkilatına, ilân etmişti. Vahdeti milliyenin ihlâli fikrile yapılacak her teşebbüs ve taarruzu, makulât dahilinde akim bırakmak tahtı vücuptadır. Amali uıilliyeye mutabık bir sulh istihsal ediU medikçe Kuvayi Milliyenin terki faaliyet etmesi imkânıum mevcut olamıyacağı taktında aUkadarûnm tekrar nazarı dikkati celbedİlmekle beraber, vahdet ve tesamidü millinin takviye ve idamesi hususunda her zamandan ziyade mütebassır ve müteyakkız bulunulmasını hassaten rica ve temenni eyleriz (Ves.
Rauf Beye de, cevaben şunu yazdım:
21/2/1920
Harbiye Nezareti Seryaveri Salih Beye
Rauf Beye:
Gî 19/2/1930 şifreye î
Felahı vatan zrupunun Sadrazam Paşa ve rüfekaeile icra ettiği münakaşalın heyeti umumiyetinden istidlal olunduğuna göre, Hükümeti bamra, Meclisi Milliden
275
aldığı turnada istinaden, Kuvayi Mili i yenin memleketteki nüfuz ve tesirini izaleye sal olduğu vuzuh ile anlaşılıyor» Harekâtı milliyeye muhalefetinden dolayı azledilen Faik Âli Beyi, Müstegarlığa, Ferit Paşa ve Ali Kemal ile birlikte çalışan Müsteşar Kes fi Beyi, Bursa vilâyetine tayin etmesi ve evelce memuriyetleri milletçe kabul edilmeyen Ahmet Fevzi Faşa ile Ziya Paşayı da Ankaraya göndermek hususunda ısrar eylemesi, açıktan açığa Kuvayi Milliye aleyhine hareket edildiğinin bîr misali bahiridir. Hükümetle milletin tam bir vahdet dahilinde çalışarak tespit edilen esa-sat dahilinde, amali milliyeye muvafık bir sulh İstihsal edilmesi lüzumunu, her zamandan ziyade takdir etmekte olduğumuzdan, icraatı hükümete kargı her türlü muhalefet ve müşkülât ihdasından içtinap eylemeği bir vazifei vataniye telâkki ediyoruz. Her şey bitmiş, gayei milliye istihsal edilmiş değildir. Arada pek müthiş ihtima-fât mevcuttur. Atinin meskûkîyeli bmihayesi içinde. Kuvayî Milliyenin mesaii r(-faakaranesinden müstağni bulunup bulunmadığının hükümetten istifsarı icap eder. Bize gelince; tarihin bu memlekette şimdiye kadar husule getirmediği, bu vahdet ve tesanüdü millinin ihlâline ait her hareketi bir hıyaneti vataniye telâkki ederek ona göre mukabetei lâzimesîni icrada tereddüt etmiyeceğiz. Bu mecburiyet ve ıstırarların erkânı hükümetçe bilinmesi pek faydalı olacaktır. Hükümetle aramızdaki ahenk ve vahdetin muhafazası ancak hali hazırın îpka&üe mümkün olabilir. Lüzumsuz tayin ve aziller icrası ve bilhassa harekâtı milliyeye muhalefetinden dolayı inftsal ettirilmîg olan memurlar hakkında ısrar olunması, Kuvayi Milliye aleyhine bir husumet telâkki edileceğinden bu gibilerin memuriyetlerine müsamaha olun-mıyacaktır. Bilhassa, Ahmet Fevzi Paşa ile Ziya Paşanın, gönderildikleri takdirde derhal iade edileceklerinin bîr emrivaki telakki edilmesi icap eder.
Vaziyeti haziranın vahametini müdrik olan Meclisi Millideki rüfekanın dahi, böyle gayri tabiî hadisata karşı iltizamı sükût etmesi, her taraftan tahrik ve teşvik edilen hükümeti, tegci edeceğinden bu hususta da gayeye merbut arkadaşların metin ve sarih bir vaziyet almaları muktazidir. Hükümetin meclise hâkim olması, emri murakabeyi işkâl edeceğinden, bayie bir halin hudusu halinde, ıhla sı vatan namma mukarreralı salime ittihaz edilenıiyeceği ve binnetice amali milliyenin husul bulaınt-yacağı aşikârdır. Bütün mîlletçe muta ve mukaddes telâkki edilen Kuvayi Milliye gayelerinin, meclisçe de temini tatbiki ve icraatı hükümetin bu gayeler etrafında icrayi murakabesi hususunda, son gayreti vatanperveranelcrinin Jb^al buyurulmasmı ehemmiyetle rica eyleriz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Rauf Beyin, diğer bir ig'anna da verdiğimiz cevabı arze-deyim:
Şifre 21/2/1920
Harbîye Nezareti Seryaverî Salih Beye
Rauf Beye:
C: 20/2/1920 şifreye:
Hükümetin Meclisi Millideki grup a kargı bir vaz'ı tehdit alması, grup tın mütesanit bir kııvvei siyasiye halinde inkişaf ve tebellür edememesinden imbias ettiği
276
vazıhan anlatılmaktadır Her &eye tercilıun grupun, ba noktai nazardan müdrik bir kuvve i murakabe haline getirilmesi lüzumu tahakkuk ediyor. Hükümetin, bilâhare tatyibt hatır maksadîle sizleri davet etmesi, bugünkü zâfım anlam asından ve kuvvet yapmenya kadar oyalayıp vakit kazanmak fikrinden mmtıhaigtir. Hükümete kargı kari bir vaziyet almak zamanı gelmiştir. Sadrazama ve Dahiliye Nazırına açıkta söylemek lamıdır ki+ Kuvayi Millîye, neticeye kadar icrayi faaliyet eyliyeccktîr.
Memleketi işgal eden ve milletimizin emareti mutlakasını isteyen düşmanları* mız, Kuvayi Milliyenin faaliyetini istememekte kendilerini haklı bulabilirler. Fakat, devlet ve milletin tabiisine âai bir kuvvei milliyenin* kendi hükümetimiz tarafından dubarı hücum ve taarruz olması sayam isiiğrap görülmektedir.
Istanbuluıiı hakimiyeti o^man iyede ipka&ı hakkındaki Düveli Mütelife noktai na» zan nekadar meserretle telâkki edilmiş ise, İzmir ve Adana cephelerinde terki faaliyet edilmesi hususundaki talepleri de o kadar mucibi hayret oldu. Harbiye Nazırına, İzmir ve Adananın da hakimiyeti osnıaniyede kalması cemin ediUnciye kadar terki silâh edilemiyeceiî, Ermenilere, tarafımızdan bir tecavüz vaki olmadığı, Fransızlar tarafından tesiih ve teşvik edilen Ermenilerle bazı hadisat zuhur etmişse, bunun mesuliyetinin Ermeni nasyonalistlerine ve onların muharriklerine ait olacağı bildirilmiştir.
Maraş ve Urfadan ileriye gidilmemesi hakkındaki, hükümetin teklifine kargı, milmti tatmin etmek ve Kuvayi MîlUyeyi tevkif edebilmek için Fransızların Adan ayı derhal tahliyeye başlamaları talep olunmalıdır- Aksi halde, Kuvayi Milliyeyi, harekâtı istihlâskâraneeinden menetmek mümkün olamıyacağmı ve bu ateşin» Halep ve Stıriyeye BÎraycte başlamak üzere bulunduğunu, Fransızlar Adana ve eîvarıum tahliyesinde nekadar istical gösterirlerse o kadar menfaattar olacaklarını kendilerine açıkça isah etmelidir, Anadolu matbuatının, şiddeti lisanının tahfifi* Düveli MÜteli-fenin mezalim ve tccavü*atma nihayet vermekle kabildir. Btıkadar haksızlıklara zulüm* lere hatta katliamlara karşı feryat eden masum bir milleti ıskat etmek zulmünü, bizden talep etmemelidir. Esasen, cihanın her noktasında matbuat, bu gibi kuyudatı örfiyedir! aza dr: olup hür ve serbesttir. Akbaş cepanesinin bir kısmının İngilizlere iadesi hakkındaki muavenetinizin kat*iyyen masruf olmamasını arzu ederdik, Boş bir fişek kovanının bîle İngilizlere iade edilmemesi daha muvafık olur fikrindeyiz.
HOkumet, Düveli İtilâf iyeye karşı böyle sahte cemileler izharile hakkımızda isti el abı merhamete muvaffak olacağr ve bu riyakâra ne harekâtın, şeraiti sulhîyenin tadiline tesir edeceği zarınım perverde ediyorsa, kendilerinin gafletine acırız. Hulâsa; sulhumuzun mevzuubahs olduğu bu mühim anlarda, Kuvayi Milliyeyi zayıf gösterecek her harekelin mukadderatı m ili iyemiz üzerine nıcş'um bir tesir icra edeceği şüphesiz olduğundan meclîsteki rüfekaya terettüp eden vazifei murakabenin azamî fedakârlıklarla icra edilmesini hassaten rica eyleriz.
Heyeti Temsiliye nâm.na Mustafa Kemal
Efendiler, bugünlerde hiesolunan lüzum üzerine Rauf Beye ayni tarihte şu telgrafı da yazdım. Bu lüzum, Heyeti Temsiliye ve Kuvayi Milliyenin devamr faaliyeti hakkındaki efkârı kontrol etmek idi, Rauf Beye yazdığım bu telgrafı, aynen Erzurumda Kâzım Kara Bekir Paşaya da vermiştim,
Kuvayi Mil-Üyenin devamı faaliyeti hakkındaki efkârı kontrol
277
Gayet müı-larr] olup teli ir i caiz değildir.
£1/2/1020
Rauf Beye"
Anadolu ve Rumeli Müdahisi Hukuk Cemiyetinin tebdili şekline salihiyettar olacak kongrenin inikadı, nisanı namemi tin «onuncu maddesi mucibince, Meclisi Mcb'u&anın emniyet ve serbesti i tam dairesinde ifayi vasıftı teşriiye eylediğini mer-li&çe teyide vabestedir. Heyeti Temeiliyenin^ tetkikti umumi yenin basma1 a tul ha kader ırmhafazai şekil etmesi Lüzumu, bilcümle rüfrkanin tensip ve teran üzerine kabul edilmiştir. Halbuki büküme t tarafından adeta ruazhun teşvik olan muhalif gazetelerin hücumları, Meclisi Ayanın alenî taarruzları, hükümetin eFat ve İcraatı ve bÜhatâa Sadrazam Falanın beyannamesi ve Meclisi Mebusunda Kuvayî M[IIiyenin Cpyrimefm i yetini ülkı^l at dran nutuklar, efkarı umumiyeyi teşkilâtı milliye, aleyhine çevirmekle ve Heyeti Tetn&ilîyemizi müşkül bir vaziyete itka etmektedir.
Bir taraftan arzuyu şahaneye tevfikan Zeynclâhidm, Hoca Sabrı, Sait Molla gibi zevatın malım Kuvayi MiUîyoyi ıskat makudile her tarafta vücudu gelitmece çalıştıkları Tealii tulüm Cemiyeti uamı altındaki tertipler, teşkilâtı m i II iyeye fili taarruzlara başlamLalardır* Ezcümle Niğde ve Nevşehirde, mam halin on dokuzuncu günü, Meclisi Meb'usan açıldı; teşkilatı milli ye yi padişahımız istemiyor gibi tözlerle halkı alenî içtimaa La ve tezahürata eevketm işlerdir. Bu hat, Sadrazam Paçanın leh-liftini fi Tur bazı memurlar tarafı »dun da maıhun teşvik olmuştur, hu h ful i senin Konyaya ve her tarafa sirayet etmesi baidülihtinıal değildir. Binaenaleyh:
1 — Hükümetin, Kuvayi Milli yenin muhafaza sı taraftarı olup olmadıkını kat1-iyyeD bildirmesini krndidinden talep etmek lâzımdır.
% — Felahı vatan grupumin, mevxuuhaha olan emniyet Ve şerbetti t Tamına malik olduğunu ve Kuvayi Miti iyeyi dağıtmak lüzumuna koni bulunduğunu veyahut aksini derpiş etmesi ve henüz muhafazasına lüzum görüyorsa ona güre hükümete İbtaratta bulunmakla beraber* M Heliste dahi tutumu veçhile müdafaa eylemesi icap eder. Hu hususun, grupça mevkii müzakere ve münakaşaya ta rol un m ant mütale-aamdayız,
3 — Teşkilât ve Kuvayi Mili iyenin imha», menafi! vatan için tercih olunduğu takdirde, izmir» Maras ve sair cephelerde bulunan dün m un kuvvetlerine karşı hükümetçe tedabiri 1 izi menin ittihazını tahtı temine aldırmak lûz-imdu-.
Balâdaki maruzat ve mütaleatnnızju kemali ehemmiyet ve ciddiyette n*«rr dik* kate alınıp [eabat'na tevessül ve bizi şahsan da müşkül vaziyetten tabi is için neticesinin sürati müınkine ile icarım rica ederik. Istanbuldaki bazı rüfekanıa bunca emeklerle vücuda getirilmiş olan vahdet ve Kuvayi Mi 11 iyeye vurulan darbelere karcı kal" tedbir almakta, son gayret ve ciddiyeti göstermekten ziyade* harici ve uzak kuvvetlerden büyük ümitlere kapılarak müteselli oldukları zehabı hİMÎ oluyor. Bir, elimizdeki kuvveti hüsuü muhafaza edem ediği mit takdirde, haricî kuvvetlerin dahi iltifatma değerimiz kaimi yalağını, hatıra olarak ftrzey îeriz.
Kâzım Kara Bekir Paşa, bu telgrafa verdiği 23 Şubat 1920
kargı, Heyeti TemsiJiyenin ve Kuvayi MiIIiyenıu makûs ve müte-
Heyetİ Temsiliye namına
Mustafa Kemal
278
hakkim bir vaziyet almasını hiç muvafık bulmuyorum. Yalnız Heyeti Ternsiliye, bu i;in içinden vekarlı çıkmak ve işin mesuliyetini ve takdiri keyfiyeti, Meclisi Millinin uhdeî namus ve hamiyetine bırakmağı muta lea ediyorum.», «Kuvayi Milliyenin ve Heyeti Temsiliyenin muhafaza i mevcudiyet etmesine Meclisi Millî taraftar olmazsa.», kongrelerin mukarreratı veçhile emniyeti tamme ile murakahei teşriiyesine sahip ve hâkim olduğu cihetle, Heyeti Temsiliyenin, artık Meclisi Milliye tevdii mukarrerat ederek dağılmasını ve mevkii faaliyetten çekilmesini yazar ve bir de tefekkür eder.», «fakata Meclisi Millinin böyle bir mesuliyet demlide ederek mevki ve atilerinden emin olduklarına dair karar ittihaz ve tebliğ edecekleri pek meşkûktür. Rauf Beyefendi bu teklifi yapar ve bu mukarreratı istihsal eder de Heyeti Temsiliyenin mevkii faaliyetten çekilmesini tebliğ ederlerse, o zaman Heyeti Ternsiliye bunu maalmemnuniye kabul eder. Matbuata ve dahile karşı nesrü tamim eyler ve artık faaliyetten uzaklaşır. Mevkii şeref ve vekarmı da meşru bir şekilde mahfuz tutar. Şüphesiz ki, bir senedenheri ibramı millî ile husule gelmiş Ay dm cephesi ne dağılıp Yunanlılara teslimi mukadderat eyler ve ne de hükümet bunları dağıtabilir, O mücahitler kendiliğinden ve sabıkı misillû devam eder. Fakat mevziî olur ve kolordu kumandanları k^ndi mıntakalannda bunu ahval ve maksada güre hüsnü suretle idare eyler, ondan sora da, vaziyet ve harekatı müstakbel emiz için zuhurata tâbi kal mır. tgte noktai nazarı acizaııem bundan ibaret olduğu maruzdur» diyor (Ves. 238).
Efendiler, İstanbul un bilfiil işgalinden takriben yirmi gün Zuhurata tâ-evel, izhar olunan bu görüş ve mütalea şayanı tetkiktir. Ben, hi olamazdık yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim. O nokta; zuhurata tâbi olmak tevekkülüdür. Biz elbette, böyle bir vaz'ı müte-vekkilâne alamazdık. Bilâkis zuhuratın ne olabileceğini, zııhû-mrıd:tıı evel kt^if ve tevakkim ederek, mukabil tedabirini düşünmek ve anmda, tereddütsüz tatbik etmek taraftan idik. îgte bu maksatla idi ki daha evel inden efkarı istimzaca başlamıştık.
Efendiler, Meb\ıs Mazhar Müfit Beyin bir mektubuna verdiğim cevabı aynen arzedersem, Kâzım Kara Bekir Paşanm mü-takasına verilmek Lâzrmgcleo cevap ta kendiliğinden anlaşılmış olur. Mazhar Müfit Beyin mektubu muhteviyatım tekrar etmi-yeceğim Onu icap ederse kendileri neşrederler. Benim verdiğim cevap gu idi;
279
Ankara, 2â/2â, 2, 1920
Hakkâri Meb'usu Mazhar Müfit Beyefendiye Eftndinı Hazretleri;
14/2/192U tarihli mufassal mektubunuzu ancak dün aldım ve yarınki pastaya yetiştirmek üzere cevabini şimdi yazıyorum. Meclisi Âl i i Millinin ve Feiâhı Vatan nam grupun, ahvali hakikiyesini tasvir eden beyanatı aîiyeleri mucibi teessürüm oldu. İzahat ve tavsifaiınızla, nazarımda tecelli eden manzara, elem aîûıtur, Zavallı milletî hayatım, mevcudiyetini, mukadderatını müdafaa, muhafaza ve temin etmekle mükellef bildiği muhterem meb'UGİ&Tinı, vazîfet hakikiydi milliye ve vataniyelerini ilk onda ve ilk hatvede feramug etmiş görüyor, Garp ve bütün düşman dediğimiz milletler, Türkiyede, Türklerde kabiliyet olmadığından her geyi, bizim îçîn menfi her geyi, tathika cevaz verdikleri malûm iken ve herbirimiz ayrı ayrı bu zannm butla mm ispata azmetmiş olduğumuzu iddia ederken, hissiyatı menfaatçe y »tilmiz, ihtira satı lıasisemizp bize her geyî unutturabilir. Evel gelen meb'uslar göyle yapacakmış, sora gelen nıeb'uslar böyle tavır almış, Heyeti Temsiliye şuna mahrem nazarla bakmış, bunu bayağı görmüş.. Bunları EÖyliyenler, koca Türk milletinin muhterem ıueb*usları, öyle mi? Bu haleti ruhiye, bu mahiyeti ahlakiye kargısında mephut, mütehayyir ve sanıit kalırmı. Yeni grup veya parti teşkilâtından bahis buyuruluyor... Azizim Mazhar Müfit Bey! İzah ettiğiniz tnantalite ve körak* terlerin tegkil edecekleri gruptan da, partiden de, ben, memleketi kurtânCı bir Vûa'l metinin alınabileceğin*: hükmedemiyorum. Ben ve Heyeti Temsiliye namı altında İfayı vazifei fedakârı eden arkadaşlar, bil vatanın halat;*, milletin felahı için ölüncU ye kadar çalıgmak İslerken, meb'usam kiram, vaz*u tavırlarile ve amakı gaflete snkutiarîle anlıyorum ki, buna dahi müsaade utmiyeeeklerdir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa i Hukuk Cemiyetinin teşkilâtına ve bu teşkilâtın vücuda getirdiği Kuvayi Milliyeye istinada İhtiyaç kalmadığım, tıflinc ve gaf ila ne muamelât ve harekât il e ima eden Meclîsi Meb'usanın ve Felahı Vatan Crupımun, bu baptaki karan kat^eimn ist i m/aç ve tarafımıza iş'arnıı Rauf Bt:yc yazdık. Bu kararın İstihsalini trsri c-cj¦ ıı sizin de yardımınızı rica ederiz. Bu karan verirken, mebSısam kiramın mahalli inikadı olan Darülhilifede, kırk bin Fransız, otuz beş bin İngiliz, iki bin Yunan ve dört bin İtalyan knvvei berriyesinin tahaşşüt ettiğini ve İngiliz Bahrisefit donanmasının Fmdıklı sarayma karşı, lengerendaz bulunmuş olduğunu gözönünde bu* lundurnıak lüzumunu hatırlatırım. '
Mttttafa Kemal
Efendiler, Rauf Beye, yazdığımız son şifrede. Akbaş Cepane-liğindeki cepanenin bir kısmmm ingilizlere verilmesine muavenet ettiklerine ait bir tam vardı. Bu meseleyi biraz izah edeyim* Rumeli sahilinde, Gelibolu civarında, Akbaş mevkiinde, bir cepa-ne deposu vardı. Orada Fransızlar m tahtı muhafazasında külliyetli esliha ve mühimmat bulunuyordu. Hükümet itilâf Devletlerine kar§ı teslimiyeti tamıne gostermig olmağı muva fıkı menfaat gördüğünden, zikrettiğim cepanelikteki eeliha ve mühimmattan bir kısmını, itilâf Devletlerine vermeği vadetmi§. Onlar da,
Akbaş Ce-paaeLigi ve K öprülülü Hamdi Bey
280
Vrangel ordusuna gondereceklermiş, Rusyaya nakli için bir Rus vapuru da Geliboluya gelmiş.. Hükümet daha evel, Istanbuldaki teşkilâtımız rüesasrom muvafakat ve muavenetini de temin etmiş..
Halbuki Efendiler, Köprülülü Hamdi Bey namında kahraman bir arkadaşımız, Kuvayi Milliyeden bir müfreze ile, 26/27 Şubat 1920 gecesi, sallarla Rumeli sahiline geçti. Akbaş Cepane-Hkl erine vazıyet etti. Depo muhafızları olan Fransızlar i tevkif ve hu tutu muhabereyi kat'etti. Eslihayı kamilen ve cepaneyi kısmen ve muhafız Fransız efradını da mahfuz an Lapsekiye nakletti. Esliha ve mühimmatı dahile eevkettikten sora, Fransız efradını iade etti. Akbaş Deposunda sekiz bin Rus tüfeği, kırk Rus mitral-yözü, yirmi bin sandık cepane tahmin ediliyordu (Ves. 239).
Bu vak*a üzerine, İngilizler, Bandırmaya iki yüz kigilik bîr kuvvet çıkardılar. İtilâf kuvvetlerinin harekâtı milliye m m takaları gerilerinde, Düveli İtilâfiye askerlerinin de bulundukları mahallerdeki depolarda bulunan esliha ve eepunenin başka yere nakli veya gayrikabili istimal bir hale vazı veya bu gibi mahallerin işgal edilmesi ihtimaline karşı umum kumandanlara verdiğimiz emirde bazı tedbirler tavsiye etmekle beraber, bilcümle kumandanların kemali azim ve kat'iyetle hareketleri lüzumunu bildirdik (Ves. 240),
Efendiler, hemen ayni günlerde, Anzavur, Balıkesir ve Biga havalisinde oldukça mühim ve mühlik vaziyetler ihdasına muvaffak olabilmişti. Balıkesirde, millî cephelerimizi arkadan vurmak istiyordu. Basma külliyetli adam toplamıştı. Kargısına gönderilen millî kuvvetlerle, Bigada kanlı bir muharebe oldu. Anzavur, galip geldi. Kuvvetimizi dağıttı. Top ve mitralyözlerimizi gas-petti. Efrat ve z ahi tanımızı esir ve şehit etti. Akbaş kahramanı Hamdi Bey de, bu şüheda meyanmda idi. Bundan sora, Ahmet Anzavur, kendi ismine nispet ettiği Âhmediye Cemiyeti namı altında, tevsii habasete devam etti.
Efendiler, 3 Mart 1920 tarihli, mündericatı fevkalâde calibi dikkat bir şifre aldım. Bu şifre, Istanbuldan, İsmet Paşadan geliyordu. İsmet Paşa, ben Ankaraya muvasalattan sora, Anka-raya yanıma gelmişti. Beraber cahşryorduk. Fakat Cemal Paşadan sora, Harbiye Nezareti makamma Fevzi Paşa Hazretleri geldi. Müşarileyhin sureti mahsusa da talebi üzerine ve bilhassa mühim bir maksatla, kendisini mevzuubahs tarihten birkaç gün evel, tstanbula göndermiştim.
A uza vurun milli cephelerimizi ar-İcadaa vurmak teşcb" busu
281
Mülıîm olarak mütalea ettiğimiz, şu idi: Yunanlılar taarruza hazırlanıyorlar. Buna karşı makul olan, bütün kuvvetleri seferber ederek muntazam bir harbe girmekti. Bahusus, Fevzi Paşa Hazretleri, bu lüzum ve ıztırarı takdir etmekte idL
İşte, bu hazırlığı yapmak üzere ismet Paşanm tstanbulda bulunması ve hatta Erkânıharbiye Riyasetine resmen getirilerek te* mini mesaisi, çok nafi olacak idi. Bu maksatla, îstanbula gitme* sine lüzum görmüştüm. İsmet Paşanm telgrafı şudur:
Harbiye, 3/3/192&
Mustafa Kemal Paga Hazretlerine
Alman malûmata göre, îstanbukla bir cemiyet teşekkül ve bu cemiyet ingilizlerle tevhidi mukarrerat etmiş. Hükümetin ıskatile malûm bir hükümetin tesisi, meclisin feshi, İzmir Ve Adanan m temini işgali için Kuvayi Mili iyenin ilgası, cihan için amili sulh ve müsulemct olmak üzere İstan bul da btyneli&lâm bir şûrayı hilâfet teşkili, bolgeviklik aleyhine fetva ısdarı, mukarrerat cümlesinden imi;. Nazır Paşa, bu cemiyetin faaliyetine ehemmiyet veriyor. Anadoludaki Anzavur teşebbüsatı bn faaliyetten olduğu gibi, İngilizlerin, hükümeti en ziyade tazyik etmeleri det ayni sebeptendir. Malûmat olarak arzetmekliğimi arzu ettiler, (İsmet)
Harbiye Nezareti Seryaveri Binbaşı
Salih
Efendiler, malûmu âlinizdir ki, ingiliz mümessili, Yunanlılar da dahil olduğu halde, itilâf kuvvetlerine karşı tatili harekât edilmesini hükümete teklif etmişti ve bu temin olunursa, îstanbulu Devleti Osmaniyeye bırakacakları gibi yaldızlı bir vaitte de bulunmuşlardı. Fakat, Istanbulda bu teklif yapılırken, Şubatın 18 inci, 19 uncu ve 20 nei günlerinde, Yunanlıların Izmire yeni kuvvet, vesaiti nakliye, külliyetli cepane getirdiği ve cephelere şevke der ek yeni bir taarruza hazırlandığı, bizim malûmumuz idi. Bu malûmatımızı — icraatı hükümete müdahale etmeyiniz yaygara s ma bakmaksızın — hükümeti merkeziyeye de iblâğ ederek nazarı dikkatini celpten hâli kalmadık.
Yunanlılar, bu suretle taarruza hazırlanırlarken, Ali Rıza Paşa Kabinesi, diğer bir teklif karşısında kalıyor.
«Yunanlılar karşısında bulunan Kuvayi Milliyeyi 3 kilometre geri aldırmak!..»
Ali Rıza Paşa Kabinesinin, buna muktedir olmadığı meydanda idi. Fakat, maksat, onun ıskatı idi. Sadrazam, bizzarure, bil teklifin kabili icra olmadığını cevaben bildirmiş.
Ali Rıza Paşa Kabinesinin istifası
282
3 Mart 1920 günü Yunanlılar taarruza geçtiler. Gölcük yaylası Le Bozdağmı işgal ettiler.
İşte, bu hâdise üzerine, Ali Rıza Paganın, makamını daha fazla muhafazadan sarfın azarla, düşünebildiği yegâne çare, hemen istifa edip, bu mes'ulîyetli işten yakayı sryırmak olmuştur. Çünkü, harekâtı mili i ye yi tatil ettirmek hususunda vukubulan teklifi, tatbika çalınmış ve fakat muvaffak olamamış olan Ali Rıza Paşanm, bu defa ki teklifi de tatbik ettireceğim vadinde bulunup ta ademi muvaffakiyeti halinde, İtilâf Devletleri nezdinde mcs*ul tutulması ihtimali de varidi hatır değil midi?
Harbiye Nazırı Cemal Paşa, Başkumandan Mis ter Corç Mi-lenin evamirmi tatbik ettiremediğinden dolayı en nihayet kabineden ihraç muamelesine maruz kalmamış mıydı? Ayni halin Ali Rıza Paşaya, tathikma kalktşddığı takdirde, kendisini, padişah m muhafaza edebileceğinden emin olabilir midi? Böyle bir halin vukuunda, amali milliyenin tecelligâhı münferidi olduğunu, söylediği İstan buldaki Meclisi Milliye güvenebilecek midi? Iradei milliye namma idarei kelâm ve serdi metaline artık mahal ve imkân kalmadığını söyliyerek tecziye ile tehdit ettiği Heyeti Terasi-1 iyeye istinada tenezzül etmeli midi? Binaenaleyh, kendisi için istifadan ehven bir şey olamazdı. İşte, o da, öyle yapmıştır (Ves* 241). Ali Rıza Paşa; bu İstifasını, kabineye ilk tecavüz vukuunda yapması lüzumu hakkmda ikaz ve ihtarda bulunduğumuz zaman kabul etmedi- Yerinde durmakla vatana nafi olacağını söyledi. Meclisi Meb*uflan da bu mü ta lea i cahilaneyi tasviben onu yerinde tuttu. Acaba, ifası mevzuubahs vazife. Yunanlı birin taarruz hazırlıklarını ikmal ederek vatanın mukaddes toprak!armdan d»ha bir kısmmı çiğnemek ve aziz vatandaşlardan daha bir kısmını süngüler altmda inletmek için, muhtaç olduğu fırsatı, sükûnetle ona bahşetmek midi?!
3 Mart 1920 tarihli şifrelerle, Rauf ve Kara Vasıf Beyler, Padişah, i«-bu İstifa meselesini haber verirken, Felahı Vatan Grupu reisinin; h*ha] ve ™-Meclis reis vekilleri uin saraya gönderildiğini de bildiriyor la rdt. . s5re
Bu rüesa, huzuru şahaneye kabul olunmamışlar. Başkâtip ve baş- ^hT
mabeyinci ile müzakere etmeleri irade buyuru)muş, Grup reisi, c(j«*iîm di-teşkilâtı milliyenin padişaha sadakatini teyit etmiş. Sözü istifa yor meselesine naklettirmiş. Padişah, başkâtip vasıtasile şu iradeyi tebliğ etmiş: «Büliîıı uıeh uakıra selâm. Ahval ve vaziyetin vahametini ben de onlar kadar müdrikim. İcabı hal ve vaziyete göre
283
birisini sadarete intihap edeceğim. Onun salâhiyetine tecavüzle rüfekasmm intihabına müdahale edemem. Ancak ona, ekseriyet grupile anlaşmasını tavsiye edeceğim.»
Rüesa heyeti bitteşekkür, ayrılmışlar (Ves. 242). Verilmekte olan malûmat meyanmda, şunlar da vardı: «Meb'uslar mütelâgi, fakat arzuya muvafık bir kabine geleceğinden emindirler. Ecnebiler, Hürriyet ve ttilâfçılar ve Nigehbancılar, tertip ettikleri harekâtı irticaiyede muvaffak olabilmek için, Ferit Paga ve yaranından birini mevkii iktidara getirmeleri de muhtemeldir. Meclîsi, bittabi feshedeceklerdir. Nezdi şahanede oradan tedabiri müessire de bulunulması», maruzdur.»
Efendiler, garip değil midir ki, bugün, bu maruzatta bulunanlar daha birkaç hafta evel: «Medis resmen kuşat edilmiş olması* na nazaran, atiyen evamirinizin âcizlerinize tebliğini ve nikatz nazarınızın her makam nezdinde hakkıyle müdafaa edileceğine itimat buyurulmasmı» tebliğ eden zevattır. Birkaç hafta evel, hükümeti merkeziye ile hemfikir olarak beni, muamelât ve icraata müdahaleden menetmek istiyen zevat, bugün, tstanbulda hiçbir gey yapmağa muktedir bulunmadıklarmı itiraf ederek buradan, Heyeti Temsiliyeden tedabiri müessireye intizar ediyorlar.
Biz, bu arzuyu da ifa edeceğiz. Fakat, bu zevatm arzusu olduğu için değil, bunu, menfaati vatan emrettiği için..,.
Efendiler, 3 Mart ve 3/4 Mart gecesi, İstanbul ile muhaberat ve oradaki vaziyeti anlamakla geçti. 4 Mart günü, gerek İsmet Paşadan ve gerek zevatı saireden aldığım malûmat üzerine vaziyeti tamimen bütün ordulara ve tegkilât merkezlerimize ve millete iblağ ettim (Ves. 243, 244). Meclisi Meb'usan Riyasetine şunu Yazdım;
Ankara. 4/3/1920
Meclisi Meb'usan Riya&cti Vekâleti Celileeine
Düveli MüteliTenin müdahalâtı ruakerreresme kargı nihayet Ali Rıza Paşa ka* binesinin huzuru mecliste istifastoı verdiği teessürle haber alınmıştır. Aydm cephesinde, mübarek vatanı istilâ etmeğe çalışan düşmanla Kuvayi Milliye çarpışmakta ve her karış toprağına, eadık ve fedakâr evlâtlarınım Haslarını defnetmektedir. Hiç. bir kuvvet, hiçbir salâhiyet, tarihin emrettiği hu vazifeden millerimizi mertodemiye* tektir, İstiklali millî ve vatanımrzın temini hususunda her fedakârlığa amade bulunan milletimizin, heyeeam mukaddesini ancak ımHctin itimadı tamınım htm bir hükümetin resikâra getirilmesi tatmin edebilir. Bütün millet, bu tarihî günlerde, İra-
284
dei milliyetinin vekâleti mutlaka&ını haiz bulunan meb'uşların mukarreratı katTiye-sine na$ikibane muntazırdır. Vatana vc tarihe kargı, deruhde ettiğiniz meşguliyeti azimeyi ve bütün cihanın kürsü müzakcratımza matuf olan eıızarr tetkikini düşünerek, milletin azmi fedakâranesile mütenasip kararlar ittihaz buyurulacağından emin olduğumuzu ve vatanperverane mesaînizde bütün milletin refik ve müzahir olduğunu arzeyleriz Efendim.
Hcyeü Temsiliye namına Mustafa Kemal
Padişaha da, hu telgrafı çektim Efendiler:
Ankara, 4 Mart 1920
Atebci Seniyci Hazreti Padigahiye
İtilaf Devletlerinin muhilli istiklâl ve haysiyet teeavüısaima ve mütareke ahkâmı hilâfınd&ki müdahallt ve harekâtına, daha ziyade tabaverî metanet olamıyan kabinenin istif asile yeniden devleti aliyelerinde bir buhranı vükelâ zuhur etmesi, efkârı umumiyei millette derin bir heyecan tevlit etmigtir. Makamı saltanat ve hilâfeti hümayunları etrafında, tevhidi fikir ve emel ederek istiklâl ve masuniyeti şahane* leri ve tamamiyeti memaliki devleti ali yeleri içini son fedakârlığı güze aldırmış, olan bilûmum tebaai mülükâncleri, düşmanlar tarafından idare edilen bazı nifak ve ihtilâl tertibatından dolayı, zaten müteessir ve endjgcnak bir halde, buhranı vükelânın sürati müınkine üe zevaline vc amali milliyeyi bihakkın tatmin edebilecek bir heyeti muhteremei vükelanın teşkiline muntazırdır. Meclisi Millinin ekseriyet gru* punda tekasüf eden amal ve temayül;"] ti milliyenin taraf e şahanelerinden mazbarı himaye olacağına, bütün tebaai hümayunları gibi, Heyetimiz de emindir. Ancak, dahili ve haricî bin türlü ihtirasatm galeyamle sükûn ve selâmeti tehdit alımda bulunan memleketimizin, vicdanı milliyi temin edcmjyecek bir kabine reisine hiçbir dakika tahammül edemiyeceğini ve maazallah böyle bir halin vukuu Devleti Osmaniye tarihinde mesbuk olmıyan hadisatı elimeye baîs olacağını atebei seniyei hazreti şehriyarllerîne arzetmeği vazifeî hamiyet telâkki ederiz olbapta ve kau'bei ahvalde.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk. Cemiyeti Heyeti Temsiîiyesi namına Mustafa Kemal
Bu telgraf m bir suretini berayı malûmat Meclisi Meb'usan Riyasetine ve kolordu kumandanIarına vermekle beraber, bunun bir suretini kopye ederek istanbul gazetelerine ve Matbuat Cemiyetine vermesini de istanbul telgrafhanesine emrettik. Bundan başka Efendiler; kumandanlara» valilere, mutasarrıflara ve Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyelerine» ayrıca §u tamimi de yaptık;
285
4 Mart 1920
İtilaf Ürvletlrrîrin lahammülfer&j bir şekle gelen müdahalut ve ta^yikatından dola;t kabine, 3 mart dünkü gün istifa etmiştir. Isütlaatı mevsukanina nazaran kabinenin ıskan Ferit Fayının veya emsalinden birinin mevkii iktidara getirilmesi ve Istanbulda ecnebi amaline nadim, bir şûrayi hilâfet teşkili esastan üzerinde harici dügmanlnr tarnfmdsn idare edilen ve muhalif fırkaların, taveesutile vücuda gelen bir komitenin neticei faaliyetidir. Yani komitenin faaliyetine zemin hazırlamak için İtilaf Devletleri, evvelâ kabineyi istifaya mecbur edecek tazyike! icra ermişlerdir. Vasiyetin bu vahameti kargısında, Meclisi Meb'usan, hitlabi icap eden tesebbüsatı mücuircde devam etmektedir. Ancak tesebbüsatı mezkûrca in filen teyidi için, acilen amali milliyeyi tatmin cdemiyecek bir kahine reiaincr, milletin tahammül edemiyecegıni gayet fedit bir Liaınla mabeyni hümayuna, Meclisi Meb'usau riyasetine ve matbuata bildirmek Lâzımdır. Bu telgrafın vusulünde, dakika fevt ediî-miyerek bu şekilde telgraflar ihzar ve bu gece behemehal keşidemi edbabımn istikma-lile buraya da yarın sabaha kadar malûmat itasını ehemmiyetle rica ederiz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Tem* il iyesi namına
Mustafa Kam af
Efendiler, verdiğimiz talimat mucibince, memleketin her tarafmdan, milletin her makamından 4/5 mart gecesinden itibaren başlayan telgraf frrtması, ay m beşinci ve altmcı günleri, padişah ve Meclîsi Meb'usan saraylarında matlup tesiri yaptı.
Salih Pusa Nihayet, 6 mart günü, kim ve ne olduğuna intikal edemedi-
Sadruamo- mr ıat tarafmdan şu haber verildi:
ur
Dersaadet. 6 Mart 1920
Heyeti TemtüJyeye
İfalfınt sadaretin, Bahriye Nazırı Salih Paşaya tevcih kılındığı maruzdur,
Müdafaai Hukuk Cemiyeti Kâtibiumumı Vekili
Hattf
Bu telgrafı, şu telgraf takip etti:
McbWn, 6 Mart 1920
Mustafa Kemal Ptfa Hazretlerine
Zatı akdesi hazreti hilafetpenahî, timdi Meclisi Meb*usan Reisini huznm hümayunlarında şeref müâule nail kılarak mesnedi sadareti, ayandan Bahriye Nazın sabıkı Salih Paçaya tefviz buyurduklarını ferman buyurmuş ve mnaarileyh dahi kabineyi teşkil İle meşgul bulunmuş olduğundan buhranın yarın akgaımı kudjır lama-mile zail olacafr tebliğ olunur.
Meclisi Mcb'uaan Reisi CelMettin Arif
286
Efendiler, Rauf Beyin de ayni günde fakat, henüz kabine reisi taayyün etmeden verdiği malûmat vardır. Şayanı dikkat olduğu için bu malûmatı muhtevi telgraf mı, aynen arzediyommı
Zata mahsus gayet «ededir. Harbiye, o" Mart 1920
Dakika tehiri gayricaizdir,
Ankara da K, O. 20 Kumandanlığını Mustafa Kemal Paga Hazretlerine:
1 — Dün gece îzzet ve Salih Paşalarla görüntüm. Her ikicine de sadaret teklifi vaki olmamıştır. Vekalet eden kahine de, kimin olacakım hilmiyor. Dahiliye FJu+ seti esbakı Reşit Beyin saray ile Fransa ve İngiltere sefaretleri arasında cevelan etmekte olduğa mevvukan istihbar ediliyor. Bir rivayete gBre, mumaileyhin makama getirileceği merkezindedir. Evvelsi gece zatı şahane Tevfik Paşayı kabul etti. Hilâli ire Ferit Patayı kabul ile beşten on soray* kadar gürümü. Dünkü cUmı tünü Balla limanında Ah Kemal ve uhak Dahil i w- Natırı Mehmet Ali dahil olduğu halde, uzun müzakereler cereyan rtli. Bilâhare Rahip Fru nun igtirskile Ali Kema* lin evinde müzakere devanı eyledi. Cel âlettin AriJ Ucy, dün, dört sorada huzura knh\ıl ulundu ve buhranı hazırın devama tahammülü olmadığından ve dahilin vc molTusamn itimadını haiz bir kabinenin bir an evel mevkii iktidara getirilmeni i^icı vaki olan mükerrer maruzatına, zatı şahane, variyetin nezaketin i ayni suretle idrak eylediğini ve Kuvayi Milliyenin lüzumunu serdetuklen Bota, dahil ve haricin itimadım ha.it olabilecek bir zatr tayin hususu» pek acele knhıl ola miyaragı ve pa-¦va kadar teemmül LâKimKcldiği tarzında cevap vermişler* Sâlilülirs htıiıu* Mâ t Lan nıütchâSOİ ihtişamlı şah^iyem^ padişahın İngilizleri* mükaleme ve muhabere* de olduğu va Londradan cevap intizarında bulunduğu kanaatim veriyor. Her halde vaziyet pek buhranlıdır, ingilizlerden ümitvar olurlar İfc, hatla Ferit Paşanın mevkii iktidara getirilmesi istibat od ilemez* Hulâsa, şimdiye kadar padişah doğrudan doj£* rüya Tevfik ve Ferit Pahlardan maada kimseyi kabul etmemiş, ve Ferit Paşa ila mülakatı da hafi olmuştur* Saraya mensup, itimadınızı haiz olduğunu bildiğim bir zat, pergexnbe günü zatı şahanenin pek yakınları namına handenizi sureti mahsusa-da gördU ve fikrimi sordu. Cevaben vaziyeti, saltanat, devlet ve millet lehine halledilebilecek zatın, Zatı Devletleri olabileceği ve fakat |U sırada meşgul bulunan tttMubula avdetiniz mümkün olamıyaçagma nazaran tuet Paganın mevkii iktidara luiı--; hizımıynu n;ık bir Iranla söyledim, ?aIi1l Pa^j, M^rliı-in nMÎdirıin dr. rnnlı-temel olduğuna ima ediyor. Birinci Reis Vekili îlüıtûyin Kı_ttm Beyin de, saray ve fngiLiftler ile meclis namını entrika yaptığı anlaşılıyor, Serayı malumat maruldur.
Celâietün Arif BeyT bugün saraya gidecek. Vaziyeti gayet sarih hir surette zati şahaneye anlatacak. Muhalifleri mevkii iktidara getirirse Anadolu teşkilâtınla sarsılması ve bu suretle garktaki, kendileri itin bınnetico muzır olacak prensiplerin, memleketimize gireceğini ve makamı hilâfetin nazarı islam da duçar olacağı vaziyeti teşrih edeetk ve Anadoludan, lejküoö milliye merkezlerinden buna dair gelinil
287
ol in bilûmum telgrafları götler er ek ve bu hususa ait ayrıca tahriren bir rapor tak* d im eyliy erektir. Rapor, birlikle ya e d mıhtır. Suretini bilahare takdim edrriz. (Rauf)
2 — Bu telgraf, 673/1920 taut 17 45 sorada Harbiye telgraf haneline vcrilmittir.
Harbiye Nezareti Scryaveri
Salih
Efendiler, Rauf Beyin, sadrazam bulmak ınevzuubahs olurken benden bahsetmesi elbette lüzumsuz idi* Aramızda asla böyle bir şey mevzuubahs olmuş değildi. Ben, İstanbul hükümetinin yaşayacağından, esasen ümitvar değildim, Osmanlı Devletinin itmamı hayat ettiğine ise, çoktan kaindim» Osmanlı Devletinin, makamı sadaretini işgal etmek gibi zayıf ve Limana bir fikrin benim dimağımda yeri olamayacağı tabiî idi. Ben, güzeranı, tabiî olan safahatı inkılâbı sükunetle takip ederken, atinin tedbirlerinden başka bir şey düşünmüyordum.
Rauf Bey, bahsettiği Gelâlettin Arif Beyin raporu suretini de gönderdi (Ves, 245). Kabine teşekkül ettikten sora da şu malûmatı verdi:
Harbiye. 8/3/1920
K. O. 20 K. V. Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine:
1 — Kabine |U veçhile teşekkül etmiştir; Sadrazam Salih PiiJ.ii. Şeyh islâm ipka, Dahiliye ipka. Hariciye Safa Bey ipka, Harbiye ipka, Bahriye Salih Paga vekaleten, Nafıa Tcvfîk Bey asaleten, Maliye Tevfik Bey vekaleten, Şûrayi Devlet Abdurrahman Şeref Bey vekâleten, Maarif Abdurr&hman Şeref Bey asaleten. Evkaf Şeyh inlimi esbak Ömer Hulû.ıi Efendi asaleten, Adliye Celâl Bey, Ticaret Defter-hane Emini Ziya Bey.
2 — Celâl Beyin mesleğini bilmiyoruz. Bu sekil, Damat Ferit Pasaja zaman kazandırmak maksadile saray m tertibidir. Salih Paga, bir buhrana set çekmek su-retilc bu suretle vatana ıtafl bîr hizmet yaptığı itikadmdadır. Bizim fikrimiz bu kabineye itimat vermemektir ve bunu, grupta temin için çalınıyoruz. Ferit Pas* tehlikesi elan mevcuttur. Ons nazarın vaziyetin temin Duyurulması maruldur.
S -» Soyanı dikkat olarak sunu da arzedelim ki, Salih Pagaca Menlisi Mcb'u) aan dahilinden nazır al m aklığın adcın i imkânı anlaşıldıktan sora, hariçten alacak* lan zevatın tespiti için grupun fikrini istimzaç edecekti. Halbuki, ahiren bundan da sarfınazar ederek esamisi maruz kabineyi kendiliğinden teşkil eylemiştir Efendim. (Rauf)
Harbiye Scryaveri
288
Efendiler.. İstanbul buhranı hakkmda verdiğim izahat epeyce uzadı. Îstanbulda, zaten ötedenberi mevcut ve mütezahir olan vaziyette, daha çok tecellilere şahit olacağız,
Müsaade buyurursanız, tekrar, tstanbula gelmek üzere, biraz da Edime havalisindeki vaziyete atfı nazar edelim. Şimdiye kadar vukubulmuş, olan umumî beyanatım sırasmda. vesile düştükçe Trakyayr da teşkilât ve tasavvur atımızdan hiçbir vakit hariç tutmadığımızı anlatmış olduğumu ümit ederim. Edirne ile rnüna-sebat ve muhaberatımız, memleketin heryerile olduğu gibi muhafaza ve idame edilmekte idi.
Cari muhaberatımızda, şayanı dikkat, bazı noktalan heyeti al iyenize tavziban arzetmek muvafık olur.
Birinci Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey, 31 Kânunuevvel 1919 tarilıli gayet mufassal bir raporunda, Trakya ve bilhassa Garbî Trakyada vukubulmakta olan Yunan tegebbüsat ve faaliyetini pek mükemmel izah ediyordu. Kendisinin bu faaliyeti fevkalâdeye mukabil lüzumu gibi tertibat alamadığından şikâyeti vardı.
«Kolordusunun işbu vaziyet ve atiyen tahaddüsü muhtemel ahval karşısında vazifesini ifa edebilecek bir vaz'ulceyg almasına Jeneral Milenin muvafakat etmediğinin bilmuhabere anlaşıldığım» haber veriyordu (Ves. 246).
Jeneral Milenin, tertibat almamıza muvafakat etmiyecegine elbette şüphe yoktu. Bu bedaheti, bilmuhabere tahkika, bilmem nasıl bir fikir ve muhakeme şevkiyle kalkışılmıştı?
Cafer Tayyar Beye, 3 Kânunusani 1920 de verdiğim talimatta, gönderdiğimiz hafi talimatnameye tevfikan mü e eli âh müfrezeler teşkilini tekrar hatırlattım. « Vaz'ıılceyş tebdili ile istihsal olunamayan fevaidin bu suretle telâfisi lâzımdır.^ dedim (Ves. 247).
Harbiye Nazırı bulunan Cemal Paşaya da. ayni tarihte, vaziyetten bahsederek Yunanlıların Şarkî Trakyada olsun hazırlıklarına mümanaat etmesini yazdım (Ves, 248).
Trakya - Paşaeli Cemiyetinin gönderdiği raporlarda, lüzumu gibi teşkilat yapılamamakta olduğundan bahsediyorlar ve bazı rüesayi memurinden gikâyet ediyorlardı (Ves. 249). Bu gibi memurlara evel ve âhir, bazı ihtaratta bulunuyordum (Ves.250).
Şikâyetin mühimmi, Cafer Tayyar Beyden olmağa bağladı. Meselâ; buna dair okuyacağını şu mektup, bir fikir verebilir zannederim.
I
19 289
26 Kanunilerij 1920
Muhterem Pupam;
Arif Beyin Trakyalılar hakkındaki beyanatını tasdik ederim, Trakya Cemiyeti. Knvvrt maddiye ile teyit edilmem i&tir. Maalesef, Cafer Tayyar cümlemizi aldatmış, aerrt kadar tegkilât, bir tek tüfek ile tcslihat bile yapmamıştır. Caferi^ ?urmnx düşün* mekle itham ederim. Bnlgarya ahvalinden de tamamen bihaber, gafleti mutlaka halindedir.
Son günlerde, C a ferin fırkalarına yazdığı bir em imanı e. tesadüfen elimize geçti. Yanan! darın harekatından, efkârımdan bahsettikten W)r*) bu hal kartlımda artık müdafaai hukuk lalimaU veçhile millî te ikil âta haklamak lâzım ise kumendan-ların bu bapta »hitan vasrtasile ahalîye yardmt edip etmemek hakkında mütalea-tarını aaruyor. fatebiru.. Allah mesaili m illiyede aldatanları kahrettin. Fakat, veyl al-danmış olanlara.
Netice; Bulgar askeri Garbi Trakyuyı tahliye ederek gittiği, beş on memurla İSO, 200 jandarmadan maada kuvveti bulunmadığı halde bile, kendisinden ihtilâl ve muharebe ile müdafaai valan gayesini beklediğimiz Trakya bir şey yapamadı. Cafer bu vaziyette bir elem hissel ti mi bilmem. Binâenaleyh, uruk Topçu ihsanı. Baytar Rzsimı Izeki. cevval, mutedil, pek tayam itimat bir arkadaş) teşkilat için Trakya ya göndereceğiz. Buradan silah ta göndereceğiz. Kör olaiı Cafer yalnız bunları Serbeat bıraksın, Gölge etmesin ha^ka ihaan istemeyiz.
Edirne hattını, İngilizler, halis İngiliz aakerleriLe tealim alıyor. Yunanlılar Hadıiııköy, Çorlu. Lüleburgazda grupp* oluyor. Bulgarya kaynağıydı. Yunan ^ekaveti ziyade, halkın tazallümü kargısında vali elini oguğturmjıktu. Cafer aczi' ni göstermekte. Trakyanm, balgevizme kargı tahdidata — ecnebi — maruz olduğu Bulgiılarm, harekatına hedef obuacı memuldur. Oraâa kuvvetli bir pençe ve dimağ lûıim. Ne Cafer, ne vali bu işin ebtj ve fedakâr değillerdir. İşin hal ve vaziyet budur. Beti bunlarla çok uğraşıyorum. Gecen gün bir şifrenizi alınıp pek müteessir olmuş ve şifre ile istizah etmiştim. Cevap alamadım. Paşam; şahsı bir siyaset takip ellilim! mi zannediyorsunuz. Yakıp maksadı kavram ryacak, vaziyet i ihata Ctmî+ yecek humekadan olduğumu mu tahmin e lh yorsunuz? Her iki ha t i de protesto ederim, îman ve İtikadım birdir. Bili inhiraf yürüyorum. Yalnız başka Ltir şey düşünüyor ve b&na AÜylemek istemiyorsanız ena bir {ey demem. Açıkça bildirmenizi riea «elerim. Sert ve tovbîhamiz söylerle son derere müteessir olurum. Bu, benî mesaiden alıkoymaz. İleni muhalefete: sevketmez. Fakat, atada şahsiyet meselesini pek âlâ tevlit edebilir. Buna nazan dikkatinizi rrİucdcr ve bir hakikat tezahür etmeden ve benim neler çektiğimi takdir etmeden, teşehhüsatte bulunmamanız, mevkii-ni?dcn hrklem-ıı vc hiç ihmal edileni iyecek olan nezaket ve itidal irabı olduğunu, şuracıkta dermeyan a müsaade buyurunuz. Arzı ihtiram ile temenni i muvaffakiyet «ylerim Paşam,
okunan mektupta da, bu hatalı noktai nazaran taavîp edildiğine delâlet eden cümleler vardır. Bu hatalı prensipj laahih için, Öte-
Vasıf
290
den heri vaki mütalâamızı, 3 Şubat 1920 tarihinde bir defa daha Cafer Tayyar Pagaya ve İstanbul d a Rauf Beye tekrar ettim. Tekrar ettiğim mütalea şu idi:
Şarkî ve Garbı Trakyanm bir vahdeti mitliye alımda tasavvur ve ifadesi doğru bir siyaset değildir. Şarkî Trakya gayrikabili îliras ve münakaşa bir surette eçzayi memalikim izdendir. Garbı Trakya ise, bir muahede ile, vaktile terkedilmiş bir kıtadır.
Olsa olsa, Şarkı Trakya, Garbi Trakyanm halâsına çalışanların bir ussülhare-kesi olabilir.
Şarkı ve Garbi Trakyanm vahdetini mueırreu îddîa etmek, Şarkî Trakya da da, bazı müddeayat serdinc uıünteç olabilir.
Bulgarların da, Adalar Denizinde bir mahreci İktisadî talep etmeleri, ayrıta mubt&cv teemmüldür. Bulgaristan dahilinde bu noktai nazardan sarfı mesaî edilmelidir (Ves. 251).
Cafer Tayyar Faşa da, memurlardan, eşraftan, ahaliden şikâyet ediyordu, 7/8 Mart 1920 tarihli bir şifresinde, «bizde ahali her igi hükümetten beklemekte; rüesayi mülkiyenin vaz'ı bitarafisi yüzünden teşkilatı milliye matlubu âli üzere taazzuv edememektedir. Vilâyet dahilinde sık sık icra etmekte olduğum teftişlerde bilhassa köylülerle sıkı temas ediyorum.,..
Fakat, her köye gitmek kabil olamıyor,^ keyfiyetin, esaslı ve şümullü olması cümlemiace şayanı arzu olup bu da mehaziri mesrudenin rafine çalışılmakla kabil olacağı maruzdur.» diyordu (Ves. 2$2).
Efendiler,; Cafer Tayyar Paşaya, Jeneral Milen vaz'uiceyş tebdil ettirmiyor. Vali ve mutasarrıflar bitaraf kalıyor ve her işi hükümetten bekliyen ahaliye» teşkilâtı milliye hususunda delâlet ve pişüvalık etmiyor. Bu mahzurlar kalkmadıkça, keyfiyetin, esaslı ve şümullü olması kabil görülmüyor!
Efendiler, bilmünasebe bir Karakol Cemiyetinden ve onun Karakol Ce-
men'i faaliyeti hususundaki teşebbüs atımız dan bahsetmiştim. Bu miyeti îttan-
cemiyetîn, hâlâ Istanbulda, tevsii teşkilâta çalıştığı anlaşılıyordu. bulda te^ki-
Tekrar şöyle bir ikazda bulunmak icap etü: Ja*m ttvsie
*'¦ *¦ * çalışıyor
Tahriren 12 Mart 193(1
Çanakkale Mevkii Müstahkem K. Miralay Şevket Beyefendiye
Istanbulda mevcut teşkilâtımızı n, maksadı temine gayrikaTi olduğu anlatılmaktadır. Muhtelif zamanlarda ve bilhH&a bugünlerde Ankaraya gelen vâkıfı ahval bazı zevatın verdiği malûmata nazaran, bundaki ademi muvaffakiyetin sebebi. Ana-
291
dolu ve Rumeli Müd?faaı Hukuk Cemiyeti teşkilâtı namı altrnda karakol nizam-Uumcsİmn tatbikıfla çalınmakta olduğu anîa&ılmışKr*
Karakol nizamnamesi, birçoklarını tegkilata temas etmekten tethîg eylemiştir. Bu sebeple Müdafaai Hukuk Teşkilâtı Nizamnamesi esasına göre teşkilâtı taaz^uv ettirilmek, İstanbul için bilhassa kafidir. Zira Îstanbulda esas kuvveti; fikir cereyanlarını tevhitte aramalıdır. îstanbulda f-iiî harekat ve hususî teşebbüsat için dahi yapılacak ınüsellâh teşkilatta Müdafaai Hukuk Nizam namesi laiıikatıtnın tatbiki kâfidir. İstanbul heyeti mefkcuiyesi ve aksamı tablasındaki heyeti idarelerin meydana sıkmasında mahzur tasavvur ediliyorsa) bu heyetleri teşkil edeeek olan zevat, şahıs Wım hafi tutabilirler, 11u esas dairesinde yapılmış ve yapılacak olan teşkilatın ve heyeti merkeziye ile heyeti idareleri teşkil eden zevat isimlerinin» emin vasıta ile irsaline lütuf ve himmeti âlileri bilhassa istirham elunur Efendim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
îataubuldaki Kuvayî Milliye râesası-üiu tevkifi hak kında La nd radan gelen emir
Şimdi arzu buyurursanız, tekrar tstanbula avdet edelim, 11 Mart 1920 tarihli bir telgrafta Rauf Bey §u malûmatı veriyordu: 10 Mart 1920 günü zevalden sora, ttilâf mümessilleri içtima etmişler, Londra dan gelen ve istanbul daki Kuvayi Milliye rüesası-nm tevkifi emrini havi olan bir meseleyi tezekkür etmişler ve emri infaza karar vermişler. Bu malûmat, şayanı itimat bir zata mevsuk membadan mahremane ihbar edilmiş ve bu gibi zevatın bîr an evel Dersaadetten uzaklaşmaları lüzumu bildirilmiş. Bu hususu, muhtelif ihtimalâta göre muhakeme ettikten sora, işin sonuna kadar îstanbulda kalarak vazifei namusu ifaya karar vermişler. Sadrazam Salih Paşa, bu vaziyete bilerek sebep olmakta imig. Onun için kabineyi ıskata çalıgacaklarmış. Muvaffak ta olacaklarına emin imişler (Ves* 253).
Rauf Beyin; bu telgraf mı, ayni tarihte takip eden krsa bir telgrafında, «son maruzatımıza ve kabine vaziyetleri hakkmda bir guna mütaleatımza destres olamadığımızdan, ademi vusulünden ve sıhhatinizden bihakkın endişedeyim. Cevabınıza muntazırm) denilmekte idi.
Rauf Beye, ve be ray i malûmat On Beşinci ve Üçüncü Kolor* dulara 11 Mart tarihinde şu malûmatı vermiştim:
11 Mart 1920
Dün ak gam, yani 10/11 Mart 1920 Ankarada Fransız Mümessili Yüzbaşı Buvazo nun tercümanı olup bize ötedenberi ihbaratı mahrem*nede bulunan bir zat Ankarada İngiliz Mümessili yi udin aldığı bir telgraf name ürerine bütün ahmal ve eşkali ve ma-iyetile birlikte bugün Ati karayı terkederek lstanbula hareket ey liy ecelini ve bu trenden sora şimendifer münakalâtının İngilizlerce tatil edileceğini ihbar1 etti. Mumaileyh
292
Viteî, filhakika bugün ihbara mutabık olarak hareket c"i- Binaenaleyh, tTcn nıûna-kalitenin da münkati olman kaviyyen memuldur- Keyfiyetin, itilaf Devletlerince Utm tim Mu alman tedabir ilr ulükjıdar bulunduğunda şüphe yoktur.
Mustafa Kemal
Rauf Beyin son iş'arma da şu cevabı vermişlim:
Kabineye ademi itimat reyi vermek türetil e taarruzun tarafimadan yapılmam okadar kuvvetli bir sebebe istinat ettirilemiyeeektir. Grupun, defeeei tesanüt ve teeti-lüdüne vç vahdetli hareketteki azmi kafisine dair *arih hir fikir ve kanaat hatıl et-madikçe, Salih Pajaaın grup heyeti İdaresile müzakere elmckaizm hareket flmchini, bir meşrutiyet meselesi yapmak hususundaki karar hakktuda hiçbir mntalea derıne-yaıı edemem. İngilizlerin tevkif kurarına karşı MccUtıîn ee^urane nihayete kadar vazifesine devamı, pek nafİ ve parlaktır. Ancak zatı alinizle beraber vücutları tesehbü-«at Ve harekâtı at iyemin için el Kem olan arkadaşların neticede, bize iltihakları esbabı behemehal müemmen olmak şarttır, Aksi takdirde, {trupun vahdet ve azim dairesinde hareketini tanzim rdel)jh:rt:k zevatın şimdiden tavzifi ile sizlerin hemen buraya gel meleri elzemdir- Buraya gelecek zevat meyanında memleketi temsil ev&afmı haiz olanlarla itabında hükümet tenkil ve idare Liyakaiîndekilerin bulunmam[ mühimdir, t ti laf Demetlerinin muamele i zecriye ı^thik edeceklerine fâphe yoktur,. İlâ,, Mu^afa Kemal fVes. 254J,
Efendiler, Rauf Beyi ve diğer zevatı tam zamanında davet etmiş, olduğumuz, vaka yi ile bem de üç, dtirt gün geçmeden sabit oldu. Fakat maatteessüf bu davetimiz, lâyık olduğu ebemin iye t ve ciddiyetle nazarı dikkate alınmak mazhariyetine nail olamadı. Rauf Bey, Vasıf Bey gibi zevat, en nihayet kemali muta vaatle Ma İtaya gittiler Bu cihet malumunuzdur.
Son dakikaya kadar Anadoluya geçmek ve Ankaraya gelmek fırsat ve tedabirinin bazı arkadaşlar tarafından telliye ve temin olunduğu bana hikaye edilmiştir. Eğer böyle îdi be, bu zevat m Ankaraya gelmeğe muvafakat etmeyip İngilizlere teslim olmağı ve Mal taya gitmeği tercih eylemelerin d eki sebrp vc mazeret, cidden tetkik a şayan görülün Filhakika, Türkiye vaziyetinin ve akıbetinin meşkûk, muz!İni, millilik görüldüğü faraziyesine nazaran bu karanlık tehlike içine a t ilanlar m mahuf ve müthiş bir akıbetle karşılaşmaları vehmi, tali 11 tesirinde en nihayet herhangi bir zindanda bir müddet kalmak üzere düşmana arzı teslimiyeti müreccah görebilecekleri istibdat olunamaz. Maahaza, ben burada böyle ağır bir muhakeme yürütmekten içtinap ederim. Bu mütalâaya bina endir ki, bu zevatı Malta zindanlarından kurtarmak için her fırsattan istifade ederek mümkün olan teşebbüsatta bulunmaktan geri durmadım.
293
Efendiler. Istanbulda Onuncu Fırka Kumandanından Anka-rada Yirminci Kolordu Kumandanlığına 9 Mart 1920 tarih ve 465 numaralı şifre olarak 14 Mart 1920 günü bir tahrirat geldi. Mahlûlü |u idi:
MiiKi(if« Kcmul Pasa Hazretlerinei İngilizler tarafından Türkocagı binasının i)palî üzerine Millî Talim ve Terbiye binalına nakleden Ocağın bu yeni işgal ettiği bina, dün zevalde İngilizler tarafından tekrar işgal edilmiştir Efendim. 9 Man 1920 (Hadi)
Efendiler, 1920 senesi Martının 16 ncı günü öğl ey inden evel, saat onda, makina başımla şöyle bir telgraf verildi:
Deraliye, 16/3/1920
Ankarada: Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Bu sabah, Şçhzudebaşındaki Muzıkz Karakolunu, îhgîlisler basıp oradaki askerlerle İngilizler müsademe ederek neticede simdi İstanbul u işgal altına alıyorlar. Berayi malûmat maruzdur.
Manastırlı Hamdİ
Ben, bu telgraf m altına kurşunkalemile «seri an kolordulara benim imzamla M. Kemale işaretini koyduktan sora-bu telgrafı verenden istizahata başladım. Manastırlı Hamdi Efendi mütemadiyen malûmat vermeğe devam etti.
Et izini en emniyetli bir arkadaşı mu var ki yalnız o de£ilT herkes, yani gelen söylüyor Şimdi de Harbiyenin if galini haber aldık. Hatta Beyojtu telgraf ha nesinin önünde ingiliz askeri olduğunu fakat telgrafhaneyi i$gat edtp etmiyeee£i meçhuldür»
Bu esnada Efendiler; Harbiye telgrafhanesinden, memur Ali malûmat vermeğe bağladı:
Sabah İngilizler basarak ahi kiçi gı-hil ve on bes kadar da mecruh oldu. Şimdi, fngüiz askerleri dolaşıyor. Şimdi, iste, İngiliz askerleri nezarete giriyorlar. İste içeri giriyorlar. Nizamiye Kapısına, Teli kes! İngilizler buradadır.
Tekrar Manastırlı Hamdi Efendi bizi buldu,.
Pa(a Hazretleri,
Harbiye telgrafhanesini de İngiliz bahriye askeri işgal edip teli kat ettiği gibi bir taraftan Tophaneyi işgal ediyorlar. Bir taraftan zırhlılardan askrr ihraç olunuyor. Vaziyet vahamet kespediyor Efendim. Sabahki müsademede 6 «ehil* 15 mecruhumuz vardır. Pasa Hazretleri. Emri Devletlerine mu »tazının, 16 Mart 1920
Hamdi
294
Hamda Efendi devam etti
Sabahki, bizim asker uykuda iken, İngiliz bahriye efradı karakola gelip işgal etmekte iken, askerimiz uykudan şaşkın kalkınca müsademeye başlanılıyor. Neticede bizden altı şehit, on beg mecruh olup bunun Üzerine zaten melanetlerini ta* eavvur etmiş ki hemen 2irbhlart rıhtıma yanaştanp Beyoğlu cihetini ve Tophaneyi işgal edip bir taraftan Harbiye Nezaretini işgal etmişler, hatta simdi ne Tophane ve ne de Harbiye telgraf hanesini bulmak kabil olmuyor. Şimdi de haber almış olduğuma nazaran Derinceye kadar tevessü ediyormuş Efendim.
Igte Beyoğlu telgrafhanesi de yok. Orasını da işgal ettiler galiba- Allah mu*
hafazA buyursun. Burasını iggal etmesinler, tşte Beyoğlu telgraf memurları, mü* dürleri geldiler. Kovmuşta**.
Bir saate kadar burası da işgal olunacaktır. Şimdi haber aldım Efendim.
Hayati Bey merhum, benim, ilk haber telgrafı üzerine yaptığım işaret veçhile verilen malûmatı hulâsa etmiş. Rumeli ve Anadoludaki bilcümle kumandanlar adresine keşide ettiriyordu* Bir an evel İstanbul üzerinden Edirneye keşide ettirilmesini söylemiştim (Ves. 255). Hamdi Efendi:
Emri samileri infaz olunuyor. Edirneye yazıyorum ve hep merkezleri hazır ettirdik,
Hamdi Efendiden:
M r i» usan îcin bir haber aldınız mı? Meb*usan telgraf hanesi muhabere edt» yer mu?
diye sordum. Hamdi Efendi:
Evet yapıyor. 14 üncü Kolordu Kumandanı hazır. Paga istiyordu verelim mi?
Efendiler» bundan sora artık Hamdi Efendinin sözünü işitemedik. İstanbul merkezinin de iggal edilmiş olduğuna hükmettik.
Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlr Hamdi Efendi olmasaydı, Mouaa tı rJı îstanbul felâketinden kim bilir haber almak için nekadar intizar- Hamdi Ef lar içinde kalacaktık, tstanbulda bulunan nazır, meb'ue, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktile bize haber vermeği düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki cümlesini heyecan ve haleean kaplamıştı. Bir ucu Ankara d a bulunan telin Istanbulda bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaskm bir hak gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek caiz olur mu? Telgraf Memuru Hamdi Efendi bilâhare bizzat Ankaraya gelerek karargâhıma telgraf memurluğunu ifa etmiştir. Kendisine
295
borçlu olduğum teşekkürü burada alenen ifade etmeği millî ve vatanî vazifelerimden addederim.
Efendiler, bu vaziyet üzerine her şeyden evel vukuu melhuz bir fenalığın önüne geçmek için şu emri verdim:
Bilûmum Vali vc Mutasarrıflara
Srvasia K. O. 3, Bandırmada K. O, 14, Ankarada K. O. 20, Erzurumda O. 15, Ko ayada K. O, 12, Diyarbekirde K. O, 13 Kumandanlık! un un
İzmir Cephenin de Refet Beyefendiye* Balıkesirde fırka 61 Kumandanlığına Bilûmum Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziye ve Heyeti İdarelerine
Telgraf. Müstaceldir Ankara: 16 Mart 1920
Bugünkü vaziyete nazaran, m i İleti mir, cihanı medeniyetin hîttivatı insanı-yetkâraıie ilr mütehassis vicdanlarından ve bütün âlenıî islâmın müşareketi ruhiye-sinden emin olmakla beraber, bir müddrT i cin dest olsun, düşman oUun, bütün resmî alemi haricî ile muvakkaten temas cderaiyec*klir.
Bugünler zarfında vatanımızda ya^ryan hıristiy an ahali hakkında gösteTrcegı» miz ınuanıelei înaaniycttaraneniıı kıymeti pek büyük olduğu gibi hiçbir hükümeti etnebiyenin fi IS veya zahiri himayesini gormıyen hıri&tıyan ahalinin kemali huzur ve sükunetle i m rant hayat eylemeleri, ırkımızın fıtraten mütehalli olduğu kabiliyeti medeni ye ye en kati bir hürhan teçkil eyl i y etektir. Menafi i vataniye ye mugayir faaliyetleri meşhut olanlar ve huzur ve atayı j i memleketi ihlâl eyliyenler hakkında, din ve milliyet mensubiyetine bakılrntyerak* ahkâmı kantıniyenîn seyyanen ve şiddetle tatbiki ve hükûmalı mahalli ye ye İtaat vc vcioifî tabiiyeti: ifada kusur ciniiy enler hakkmda da refet ve şefkatle muamele edilmelini, ehemmiyeti mahsup* ile arz ve bu hususa tın tekmil alakadarlara süratle- tebliğini ve bütün efradı tn ili ete vesaiti münasibe ile tamimini rica ederiz Efendim.
Müdafaai Hukuk Heyeti Ten ın İl iyeni namına Mustafa Kemal
Efendiler, Kuvayi İti lâfı ye, istanbul telgraf merkezlerini işgal ettikten sora, memlekete telgrafla bir tebliği resmî yapmak istediler* Tarafımızdan vukubulan ika e ve ihtar üzerine — bazı merkezler müstesna — bu tebliği resmî alnıma di. Alanlar ve cevap verenlerden bellibaşl.lan şunlardır: İzmit Mutasarrıfı Suat Bey (Ves. 2S6), Konya Valisi Suphi Bey (Ves. 257).
İtilif kuvvetler-cm telgrafla memlekete yapmak İsledikleri re imi tebliğ
296
Tebliği resmi:
Ren linçtik srrü1 cm'1 rııniiHİiki cj^ınaniveiıi ıı mukdddfialını İter nasıl-:* elde Htmij alan İttihat ve Terakki Cemiyetinin rücsası» Alman telkinatına kapıl arak devlet ve milleti e sın ani y ey i Harbi Umumiye iştirak ettirdiler* Tîıı haksiz ve meg'unJ siyaaetin neticesi malûmdur. Devlet ve milleti Osmaniye bin türlü Felaket geçir* dikim sora Syle bir mağlûbiyete du{Ur nida ki İttihat ve Terakki Cemiyetinin rüesası bile bir mütarekenamc akted(rck firar etmekten başka bir fare bulamadılar. Mütareke-namenin aklini müteakip Düveli İtilaf iyeye bir vaıife terettüp etıL Igbu vazife «iki memaliki osmaniyenin bütün ahalisinin bilâtcfrikt cİna ve mezhep saadeti müslak-bel eterini, inkişaflarını, hayatı içtimaiye ve iktıçadiyelerini Ît m İn edecek bir sulbün temellerini almaktan ibaret i ili* Sulh Konferansı, bu vazifenin ifası ile meşgul iken firari İttihat ve Terakki erkânının mürevvici efkârı bulun in bazı eşhas, teşkilatı milliye namı müatearr altında bir tertip teşkil ederek ve padişah ile hükümeti mer* kı^ri yenin, evamîrini hiv addetmek İr harbin nfttayîci eli meşinden büsbütün tükenmiş olan ahaliyi askerlik için toplamak, anasırı muhtelife meyanında nifak çıkarmak, j ene i milliye hehanesile al mi iyi soy inak gibi efale eür'et ettiler ve bu veçhile sulh dejjil, adeta yeni bîr muharebe devrini açmağa teşebbüs eylediler» Bu te^vikat ve tahrikâta rağmen, Sulh Konferansı, vazifesine devam etti ve nihayet tptanbulun Türk idarecinde kalmasına karar vermiştir. îjbu karar kulûhn osmaniyeyi m&)te-rıh e ilecek tir. Ancak, bu kararlarını BaKıaHye tebliğ etlikleri zaman, icrasının ne gibi jeraite taht olduğunu d s iMpr eylediler* tsjfem 8*raİt; viUyatı asmaniyede bulunan hıristiyanlann bayatlarım tehlikeye maruj bırakmamak ve elyevm Düveli itilâf iye ile müttefiklerinin kuvayi askeriyeleri aleyhinde mütemadiyen vukubulmakta alan hücumlara hitam vermekten ibaret idi. Hükümeti merkeziye, bu ihtara kargı, bir dere* ceye kutlar hüsnüniyet tfürttermis Îht de, teşkilâtı milliye, naınr müstearr altmda İm-rekeı etlen eşhas, maatteessüf irçvikal ve tahrikatlarından vazgeçmek isteme tiiler, Ui tâ kin, hükümeti kendi hareketlerine iştirak ettirmeğe t«^bhii« eylediler- Herkesin kemali heves ile beklediği sulh için büyük bir tehlike teşkil eden hu vazıyete karcı* Düveli İtil afiye, yakında tahtı karara alınacak ahkâmı snlhiyenin tatbikim temin edebilmek üzere, tedabiri lâztmcyİ teemmül etmeğe mecbur oldular- Sunun için, bir tek çare buldular. Bu da, tttanbulu muvakkaten iftpul etmek idi. İşbu karar, hüsün mevkii icraya vazedildiğinden, efkarı umumiyeyi berayî tenvir ntksü atiye taurîh ulunur:
l — tggal muvakkattir. £ — Düveli İtilâf i yen i* niyeti, makamı saltanatın nüfuzunu kırmak değil, bilâkis, idarei osmauiyede kalacak ine malikte o nnfunu takviye ve tahkim etmektir. 3 — Düveli İtil af iyenin niyeti, yine Türkleri Dcrsandettcn mahmnı etmemektedir Fakat, maazallâhutealâ tafrada iğtigagı umumî veya katliam gibi vukuat smhûr ederse* bu kararın tadili muhtemeldir. 4 — Bu nazik zamanda, mü ili m olsun, gayrimüslim olsun herkesin vazife», kendi i fine gürüne bakmak, asayişin teminine hizmet etmek, Devleti Gsmaniyenin enkazından yeni bîr Türkiye* niıi ihdası için sun hir ümidi cinneti erile mahvetmek isteyenlerin i £f alalına kapılma* nıak ve halen makam Bal ten at kalan Islanhuldan ita ohııım-Hk evamire itaat etmektir.
Balâda zikrolunan tcuvikata iştirak eden eşhasın bacıları, Dersaadette der) dest olunarak, anlar tabiî kendi cf 'al inden ve bilahare e r ful in neticesi olarak vukuu melhuz ahvalden mes'ul tutulacak ÜT.
Kuvvet îıgdtye
297
Bu tebliğ münasebetle derhal gu tamimi yaptım:
16 Mart 1920
Umum Vatı ve Kumandanlara ve Müdafaai Hukuk Heyetlerine
Istunbulun, İtilaf Devletleri tarafından, bil müsademe cebren işgali tahakkuk etmiştir. Bu üu i kuttan bilistifade birçok nıak asidi luymıetkârAnc sahiplerinin milleti iğfale teşebbüsleri muhtemeldir, Nitekim tebligatı resmiye seklinde imzasız bazı beyannamelerin neşredilmek istenildiğine kespi ıttıla eniyoruz. Yanlış harekâta mahal kalmamak ve hakayikr ahvale mugayir heyeeanlar tevlidine meydan verilmemek üzere bu gibi ifaata kafi yyen atfı ehemmiyet edilmemeli 1 azimditr Variyeti hakiki yeyi takip eden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti, milleti tenvir edecektir,
Mustafa Kemal
Efendiler, ayni günde muhtelif vesaitle gu protestoyu gönderdim:
16/3/1920
Protesto
Istanbulda İngiliz, Fransız, İtalya Mümessili Siyasilerine, Amerika Mümessili Siyasisine Bilûmum Bitaraf Devletler Hariciye Nezaretlerine ve Fransa, İngiltere, İtalya Meclisi Meb'usanlarına verilmek üzere Antalysda İtalyan Mümessilliğine
Istanbulda bilûmum devairi resmiye, İstiklâli millimizi temsil eften Metlisî Meb*usan dahi dahil olmak fteere» Mütelifin kuvayi askeriyesi tarafı oda it, resmen ve cebren işgal edilmiş ve amali nıiLHye dairesinde hareket eden, birçok vatanperver eşhasın tevkifine de teçebblis olunmuştur. Milleti osmaniyenin hakimiyet ve hürriyeti sîyasîy esine havale edilen bu son darbe, hayat ve mevcudiyetini ) ne ban asma olurca olsun, müdafaa etmeğe azmetmiş olan biz Osmanlılardan ziyade, yirminci asrı medeniyet ve insaniyetinin mukaddes addettiği bütün esssala,. hürriyet, milliyet, vatan ht£&iyalı gibi bugünün cemiyatf be^eriyesine esas olan bütün umdelere ve bu umdeleri vücuda getiren viedam umumii beşere racidir.
Biz, hukukumuzu ve istiklâlimizi müdafaa için giriştiğimiz mücalıedemn kutsiyetine kail ve hiçbir kuvvetin bir milleti yasamak hakkından mahrum edeıniye-eeğine kaniiz. Tarihin bugüne kadar kaydetmediği bir suikast teşkil eden ve Vilson prensınFerıne müstenit bir mütarekenin^ milleti esbabı müdafaasından tecrit etmiş olmasından mütevellit bir hileye de müpteni bulunmak hasebile ait oldukları milletlerin şeref ve haysiyetti e dahi kabili imtizaç o İmi}1 an bu hareketin takdiri mahiyetini resmî Avrupa ve Amerikanın dc^il, Jlnıü irfan ve medeniyet Avrupa ve Amer ikasının [*1 vicdanına tevdi ile iktifa ve bu hadiseden tevellüt edecek mesuliyeti azimei tarihıyeye son defa bir daha nazarı dikkati umumiyi celbederiz. Davamızın meşruiyet ve kutsiyeti, bu müşkül zamanlarda, Cenabı Haktan tora en büyük zahirimizdir.
Anadolu ve Kümeli Müdafaai Hukuk Heyeti Temsil iyesi
Mustafa Kemal
t*] Amerikaya, altı çizilen kısım yanılmamıştır. Yalnız Amerikanın yazılmıştır.
298
¦
Ayni günün gecesi bu talimatı tamimen tebliğ ettim:
Şifre 16/17, 3/1920
Bilımıımı Vali ve Kumandanlara
Istanbulun ve makarnan resmiyenin, hususıle Meclisi Meb*usamn, İtilâf Dev* letleri tarafından resmen ve cebren işgal edilmiş olmasından vc bu hareketin, mütareke ile milleti «ilâhından tecrit ettikten sora vukua getirilmesinden bah&ile İtilâf Devletleri mümessillerine ve bilûmum bitaraf devletler hariciye nezaretlinle İtilâf Devletlerinin meclîsi meb'usan riyasetlerine protesto telgrafları çek il inek üsere mitingler akti muktazi görülmektedir. Protesto telgraflarında bilhassa tecavüzü vakiin, osmanlı hakimiyetinden ziyade, yirmi asırlık bir medeniyet ve insaniyetin mevlûdu olan hürriyet, milliyet ve vatanperverlik esasatına bir darbe teşkil edeceği ve milleti osmaniyemn müdafaai beka ve istiklâl hususundaki azim ve i inanma, bu hâdisenin hiçbir tesir vücuda getiremiyecegi, yalnız medenî milletlerin bu tecavüzü kabul etmekle; azîm bir mesuliyeti tarihiye altına girmiş olacakları tasrih edilmelidir, bitaraf devletler hariciye nezaretlerile Meclîsi Meb'usan riyasetlerine keşide edilecek telgraflar, tstanbulda ait oldukları makamatu verilmekle beraber Antalyada İtalyan Mümessilinin vesatatile de verilmelidir. Protesto telgraflarının birer suretinin de buraya irsal buyurulmasmı rica ederiz.
Heyeti Tem&iliye namına Mustafa Kemal
Sifr* 16/3/1920
Miralay Hefet Beye
flâdı&ei ahire münasebeti ]c, her tarafta yapılan mitingler neticesinde çekilecek protesto telgraf]tır?nm birer suretlerini de İtilâf Devletlerinin hali inikatta bulunan Meclisi Meb'usanları riyasetine ve bitaraf devletlerin de Hariciye Nezaretlerine tebliğ edilmesini, faydalı addediyoruz. Antalyadaki İtalyan Mümessilinin bu husustaki muavenetini temin etmenizi rica ederiz,
Heyeti Temsili ye namına Mustafa Kemal
Efendilert ayni günde millete şu beyannameyi neşrettim:
Beyanname
Bilûmum Kumandanlara, Vali ve Mutasarrıflara ve Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine,
Belediye Riyasetlerine, Matbuat Cemiyetine
İtilâf Devletlerinin şimdiye kadar memleketîmiîi taksime yol bulmak için tevessül ettikleri muhtelif tedabir malûmdur. Evvelâ î Ferit Paşa ile bilİTilâf mîlleti müdafaasız bir halde ecnebi idaresint t*ir etmek ve memluketın muhtelif aksamı mühim-
Millete neşrettiğim beyanname
299
meşini galip devletler müstemlekâtın» ilâve eylemek düşünülmüştü Kuvayi Milliyenin muzahereti umumiyei milliye ile müdafaai istiklâl hususunda gösterdiği azim ve metanet, bu tasavvuru altüst etti. Saniyen; Kuvayi Mil üyeyi iğfal ve onun müsaadeaile şarkta bir rüçhan siyaseti takip etmek için Heyeti Tcmsillyeye müracaat edildi- Heyet, milletin istiklâlini ve mülkün tamamiyelini temin etmedikçe ve huausile işgal sahaların ın tahliyesine teşebbüs olunmadıkça, hiçbir nevi müzakereye yanaşmadı. Salisen; Kuvayi Milliye İle tevhidi harekât eden hükümetlerin ieraatma müdahale etmek sure-tile vahdeti milliyeyi sarsmak ve hainane muhalefetleri teşvik ve teşyidi cür'ete sev-keyİçmek tariki takip olundu. Vahdeti milliyenin teşkil ettiği metanet vc tesanüt karşısında hu savletler de eridi. Hahian; mukadderatı memleket hakkmda endîşeaver kararlar verildiğinden bahsolunmak suretîle efkârı umumiyenin tazyikma başlandı. Müdafaai namus ve memleket uğrunda Her fedakarlığı göze almış olan milleti oam ani yenin atini ve iradesi önünde, bu tehdidat dahi fayda vermedi. Nihayet bugün l&t&n-bulu cebren iggal etmek suretile Devleti Osmaniyenin yedi yüz senelik hayat ve hakimiyetine hitam verildi. Yani, bugün Türk mîlleti, kabiliyeti medeniyesinin, hakkı hayat ve İstiklâlinin ve bütün istikbalinin müdafaasına davet edildi. Cihanı insaniyetin enzart istinganı ve âlemi islâm m amali istihlâki, makamı hilâfetin tcsiratı ecnebiyeden tabiisine ve istiklâli millinin maziî şevketimize lâyık bir iman ile müdafaa ve teminine mütevakkıftır. Girişliğimi'/, istiklal ve vatan rnücahedesinde Cenabı Hakkın avnü inayeti bizimledir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi namma
Mustafa Kemal
Efendiler, ayni zamanda bütün âlemi İslama da tevcibi bitap edilerek tecavüzü vaki bir beyannamede tafsil ve vesaiti muhtelife ile ilân edildi.
Efendiler, hâdise hakkmda fazla malûmata intizar etmeksizin, telgrafçı, Manastırlı Hamdi Efendinin verdiği malûmattan ve bu malıımatı teyit eden, kuvvei i§galiye namına olan tebliğ muhteviyatından, vaziyetin mahiyetini anlayarak lüzumlu ve müstacel gördüğüm tedbirleri* izah olunduğu veçhile hemen işgal günü ittihaz ve tatbik ettim. îstanbulun sureti işgali ve tevkifat icrası hakkında muhtelif membalardan mütebayin ve mübalâğalı surette malûmat gelmeğe bağladı. Biz de, muhtelif vesaitle tahkikat icrasma devam ettik, îfayr vazifei te§rüyeye imkân göremi-yerek dağılan meb'uslarrn ve bazı zevatm İstanbuldan firar ederek Anka raya teveccüh ettikleri an] ağıldı. Seyahatlerini teshil için güzergah la ruıda icap edenlere iktiza eden emirleri verdim.
Efendiler, 16 Martta îstanbulun iggalj tahakkuk eder etmez, ittihaz ettiğim tedabir meyanmda, daha birtakım tedbirler vardır ki onları Büyük Millet Meclisinin ilk küşadında beyan etmi§ olduğum için burada tekrar tafsil etmedim. Meselâ; Eskişehir ve
300
Afyon Karahisarmdnki ecnebi kıtaatının silâhtan tecridi veya Salahiyeti
teb'idi ve Geyve, Ulukışla civarlarında şimendifer hatlarmm tah- fevlealfcdeyi
ribi ve Anadoluda bulunan ecnebi zabitanmm tevkifi ve saire gibi n*" bir met-
tedabire ait tafsilâtı, Büyük Millet Meclisinin ilk zabıtnamesinde ^™ .An^;
mütalea buyurmuşsun uz dur. Bu tedabir meyanmda en mühim- ^r^1^™1 mini; salâhiyeti fevkalâdeyi haiz bir meclisin Ankarada içtima mı temin hususundaki vazife i milliye ve vatan iyem ize ait karar ve bu karar m tatbiki teşkil eder.
Efendiler, bu husustaki karanmızı ve bu kararın sureti tatbik mı gösteren bir tebliği 19 Mart 1920 de yani İstanbul işgalinden üç gün sora tamim ettim.
Efendiler, bu mesele hakkında iki gün kadar kumandanlarla makina başımla müdavelei efkâr ederek mü lal çalar mı al dam. Ben, ilk yazdığım müsveddede «meclisi müessisam) tabirini kullanmıştım. Maksadım da toplanacak meclisin «rejimim değiştirmek salâ-hiyetile ilk anda mürehhez bulunmasını temin etmek idi. Fakat İn] tehirin kulIimTİma^ıiHLıki maksadı lüzmmı jjibi iüah edemediğim İçin veyahut izah etmek istemediğim için halkm ünsiyei etmediği bir tabirdir* diye, Erzurum ve Srvaslan ikaz edildim. Bunun üzerine «salâhiyeti fevkalâdeye malik bîr meclis» tabirini kullanmakla iktifa ettim.
Vilâyetlere ve milattık il Livalara ve Kolordu Kumun dunlarına
Merkezi devletin dahi, Düveli itilâf iye tarafından re«men irsali, kuvve i tesrii* ye ve adliye ve irraîyeden ibaret olan kuvayi milLiyei devleti muhıel etmı] ve hu vaziyet karasında ifayı vazifeyi? imkân göremediğim hükümete resmen tebilğ ederrk, Meri İmi McVussu dflRilmı&Ur^ Muhalde» makam devletin masuniyetini^ milletin içtik* İl] ini ve devirt in 1 ahi i sin i trenin edecek tedabiri iccrnmül ve talbîk etmek üz^re millet israfından, salâhiyeti fevkaladeyi haiz bir meclisin, Ankarada içtimaa daveti ve dafrhms ulan rneb*usendan An karaya gelebilecek I er in d oh i bu meclise igiirak rtti-r ilmesi zarurî görülmüştür, binaenaleyh, ziftle dercedihnı lalı mat mucibince, i ııtilı abalın icrası, hamiyet ve reviyetî vatanpcrveranelerinden muniazardır:
1 — Ankarada, salâhiyeti fevkaladeye malik bir meclis, umuru milleti tedvir ve murakabe etmek üzere içtima edecektir.
2 — Bu meclise aza olarak intihap olunacak zevat, meb'usan hakkındaki çe-raiti kanuruyeye tâbidir.
3 — intihabatta livalar r*as ittihaz edilecektik
4 — İler livada, bes, azı intihap olunacaktır*
5 — Her liva kazalarındım rel dedece gî müntehini Hanilerinden ve merkebi liva müntehini sunilerinden ve liva idare ve belediye nicelislerilo liva Müdafaai Hukuk Heyeti idarelerinin ve vilâyetlerde merkezi vilâyet heyeti merkezi yel erinden ve vilâyet idari: meclisilc merkebi vilâyet belediye meclisinden ve merkezi vilâyet ile
301
mrrkeı kazası ve merkeze merbut kaza müntehini san ilerinden mürekkep htt inceli» it rafından ayni günde v* ayni celsede icra edilecektir.
6 — Bu meclis Azalırına, her fırka, zümre ve cemiyet tarafından namzet gösterilmesi caiz olduğu gibi her ferdin de bu mücahrdeyi mukaddes*ye filen iştiraki için müstakiüen namzetliğini istediii mahalde ilâna hakkı vardır.
"7 — tetiftabata, her mahallin en büyük mülkiye memuru riyaset ederek ve selâmeti intihaptan mes'ul alacaktır.
S — İntihap, reyi bufi vr rkucriyeti mutlaka ile icra ve tannifi ara, meclisin içlerinden intihap edeceff iki *at tarjıfıtıdau, fakat huzuru mecliste ifa edilecektir.
9 — intihap neticesinde, bilumum azanın imza veya zat mühürlerini muhlevi üe nüsha mazbata tanzim olunacak Bir nüshası mahallinde alık onul arak uiğer iki nüshasrnm biri İntihap olunan zata tevdi ve diğeri meclise irfcnl «lünaı uktır.
10 — Azaların alacakları tahsisat, bilâhare meclisçe takarrür ettirilecektir. Ancak azimet harcırahları intihap meclislerinin ma tarifi zaruriye he sahile takdir edeceği miktar üzerinden, mahalleri hükümetlerince temin oluturakirr,
11 — İntihabat* nihayet on brç gün zarfında ekseriyetle Ankarada içtimai temin edebilmek üzere itmam olunarak a çalar tahrik ve netice azanın ijimlertle birlikte derhal iVW edilecektir,
12 — Telgraf nı saati vusulü h i id irilecektir.
Hafiye: Kolordu kumandanlarına, vilâyata, müstakil livalara tebliğ olunmuştur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Keotttf
Efendiler, bîr hafta sarfında, muhtelif istikametlerde A tıkara ya gelmekte olan mebuslarla, telgraf muhaberatile bİzstat temasa gelindi. Kendilerine, elemlerinin tadiline, kuvvei maneviye Jerin in ta rs i nine medar olacak malûmat verildi. Istanbulda noktai nazarımızı takıp edecek kimse kalmamıştı. Aylarca ve muh telif tarz ve suretlerle vukubulan ikaz lar muz a rağmen bizim dediğimiz tarzda teşkilât yapmayıp, Karakol Cemiyetinin vücut bulmasına çalışanların haşlarr, Ma İtaya gitmiş ve Istanbulda, ef-radmm hayat ve faaliyetlerinden eser kalmamıştı. Orada yeniden teşkilat yapmak için çok zahmetli mesai ve o zamanki halimize göre haddimizden fazla para sarf etmeğe mecbur oldum.
Muhterem Efendiler, beyanatı umumiyem mey amuda bir iki noktada, benim tattın buldaki Meclisi Meb'usana reis intihabını hususuna ait meseleden ve bundaki maksattan bahsetmiştim. Bunun temin edilmemiş, olmasından, küçük bir müşkül ile karşılaştığımı da arzetmigtim. Filhakika, Istanbulda Meclis duçarı tecavüz olup dağılınca meb'uslurı toplamağa ve bahusus izah ettiğim veçhile bir meclis tesisine tevessül edebilmek için bir an tereddüt etlim. Meclisi Meb'usan Reisi bulunan Gelâlettin Arif Beyin
302
Ankaraya gelip gelmiyeceği-ni bittabi hilemiyordum* Gelmesi halinde, onun muvasalatına intizar ve daveti onun vasıtasile yaptırmağı düğündüm. Fakat vaziyet pek çok sürat ve isticali âmir bulunuyordu. Meçhul bir ihtimale inttzaren izaai vakit etmeği mu va fıkı ihtiyat bul madun* Fakat vereceğim kararm temini tatbikatı için de, bir iki gün telgraf başmda bütün kumandanların mütalealarmı dinlemek ile vakit geçirmeğe mecburiyet hissettim* Celâlettin Arif Beyle Martın 27/28 inci gecesi Düzceye muvasalatında irtibat hasıl olmuştu* Kendisine telgrafı yaz d mır
Ankara, 27/28* 3/1920
U
D litrede Meclîsi Mch'uuaıı Reisi Muhteremi Celâlettin Arif Beyefendiye
İstanbul un resmen ve fîlen ingilizler tarafından igcalHe kuvayi devletin tazyik ve esaret altına alın maiı ve Metlini Meb'u&ana taarruz olunarak milletin istiklâline ve nara uru milliye tecavüz edilmiş olması ve bu yüzden millet vekillerinin mukadderat* memleket hakkındaki vazifelerini ifaya muvaffak oLimiyaraklarına kanaatle sinei millete İlticaya mecbur olmaları, aW|cl ve milletin kuvayi [imumivçsîni hüküm vc murakJpesi altında bulundurarak bîr meclisi fevkaladeye şiddette ihtiyaç tevlit etmi^ oldu ân ıı dan fevkalade rtalülıiyetl* Ankara da bir meclis içtima ma Heyeti Temsiliyenin karar verdiği ve icrayl İcabsnm tamı men tebliğ edildiği malûmu âlileridir. Bu haptaki 19/3/1920 tarihli tcbliğnamcyi badelmütalen, ahkâmı mündericesînl teyit v« İTilihııbatın tesriile içtimain bir an evel temini için bu noktai nazarımrztn tarfifj âlilerinden dahi, kısa bir beyanname seklinde efkarı Umnmiyeye gimdiden tebliğ ve ilânını faydalı addediyoruz. Cevabı âlilerine muntanrım Efendim.
Mustafa Kemal
Celâlettin Arif Beyin verdiği cevap şudur:
Düzce, £7/3/1920
Anka Tada Mustafa Kemal Paşa, Hazretlerine
Is'ar buyuruları 19/3/1920 tarihli beyannameyi görmedim. Bîr meclisi fev-kaladenin içtimai uekadar musip ine dr hb'yle bir meclisin elden geldi&i kadar kanuna temas eylemesi lâzımdrr. Vakıa» bitim Kanunu Esasimizde böyle fevkalâde bir mec-liıin toplanaS ilmeline dair bir İşaret mevcut değilse âc kıvanın i esasîyeî sairede mevmt desatirden istifade olunabilir. Meselâ, Fransız Kanunu Esasisine göre, meclis, ffayrikanuni bir surette fesholunnr veya bir taartuta duçar olursa duçarı taarrua olan meetjs azalarından kurtulabilenler, vilâyet vc elviye mecal i sı idaresinde intihap olunan ikiçer a «a ile birlikte bir mahalli münaüipte içtima ederler w ınrrlisiıt yeniden küçadı veya taarruzun refbi için ittihazı mukarrerat ederler* Bu meclisin nıufearreralt mutadır. Ve bu meclisin mukarreratı m isaa eimi yenler hıyaneti vatanîye ile İtham olunurlar. Bendeniz de bu esa»ı düşünmekte idim.
303
19/3/1920 tarihli beyannamenin ne gibi e«aeat üzerine müpteni üldıtfcu an-laaddtktan «ora Ankara ya muvasalatı m du badrl istişare bir beyanname yazmak mü-taleasındayım, Yînt görüsürüt. Makin* başında birlikte bulunan İsmail Fazıl Paşa ile Saruhan MeVuau Reşit Bey arzı ihtiram ederek veda eyleriz* Rufekamdan Kırşehir Meb'ıiKu Etoan Bey de ntıt ihtiraru eyîiyor ve kendilinin de lluluda lndunduğu-nurı Keskindeki pederine haber verilmesini istirham ediyor Efendim.
CeMtttin Arif
Bu cevabî telgraf name muhteviyatına dikkatle atfı nazar buyurulursa, Celâlettin Arif Beyle noktai nazarlarımız arasında büyük ihtilâf oiduğu suhuletle farkolunur. Ben, fevkalade salâhiyeti haiz bîr meclisin, Ankarada iç 11 m ama karar verirken bizim Kanunu Esasimizde böyle bir meclisin topluna bilmesine dair bir işaret olmadığım elbette bilirdim Fakat kararımı verebilmek için böyle bir işaretin mevcudiyet ve ademi mevcudiyetini düşün* mek, asla hatırıma gelmedi. Bundan başka duçarı taarruz olan meclis azalarından kurtulabilenler ile v ilâya t ve elviye mecal isi idaresinden intihap olunacak ikişer aza ile birlikte meclisi meb'u-sanm yeniden, eski şekil ve mahiyetinde toplanmasını temin için çalışmasını asla hatrruna getirmedtm. Bilâkis büsbütün başka mahiyet ve salâhiyette, daimî bir meclis teşkil etmeği ve bu meclisle tasavvur ettiğim inkılâp safahatını beraber geçirmeği düşündüm. Buna nazaran, mütebayin olduklarına şüphe etmediğim noktai n azarla nmızm, bade] isti gar e tevhidine imkân bulunacağından naümit oldum. Maahaza, 19 Mart 1920 tarihli beyannamemi telgrafla Celâlettin Arif Beye verdirdim. Ertesi gün aldığım cevap şu idi:
Dünce, 28 Mart 193(1
Ankarada Mustafa Kemal I'asa Hasretlerine
Bey eti CelİM Temsil jy en jn WV192Q tarihli tebligatı umumi y esi mUtolea olundu. MtvjLİdı mün deri cesî bendenizin düşündüğü esaslara sureli umum iyede mu» [«Hıktır. Binaenaleyh Ankara ya muvasalatı âeizanenıi müteakip bil irtişa re ayrıca bir beyannamenin ilanı tabiîdir. Yarın bizzurure Bolu da kalınarak 29 Mart 1920 d« Ankaraya müteveccihen hareket olunnrağı m talihtir »m nrzolünur,
Meclisi Meb'usan Reisi
Celâlettin Arif
Gel âlettin Arif Bey, beyannamemizi mütalea ettikten sora, mündericatmm düşündüğü esaslara sureti umum iyede mutabık olduğunu söylemekle beraber bu mündericatı teyiden hemen bir beyanname yazıp ilân etmiyor. Bunu Ankara ya geldikten ve istişare ettikten soraya talik ediyor*
Efendiler; Celâl e tt İn Arif Bey., Ankaraya geldikten sora kendisi! e ve diğer bazı kamınsın asan ile bu meseleye mütedair, olduk* ça uzun «üren müzakere ve münakaşalar cereyan etti Fakat aldanmıyorsam Celale uîn Arif Bey, hiçbir vakit benim Büyük Millet Meclisinin mahiyet ve salâhiyeti hakkındaki noktai nazarıma iştirak etmemiştin 0T daima, top lan m ıg olan heyetin vazifeî esasiyesini, İstanbul Meclisi Meb'ıışan rnın temini inikadından ibaret ve kendisini daima İstanbul Meclisi Meb'usan m m reisi telâkki eylemiştir. Bunu teyit eder ufak bir hatıramı müsaade ederseniz arzedeyim:
Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve kendisi reisi sa-ni bulunduğu sırada, bir gün, Divanı Riyaset içtim anada, Celâlet-tin Arif Beyin muhassasat meselesinden bahsettiğini ve kendisinin Meclisi Meb'usan Reisi olması d ola y isi I e o makama ait muhassasat talebinde bulunduğunu o tarihte Meclis Başkatibi bulunan Recep Bey beyan etti. Malûmu âlinizdir kt, o devirde Meclis reisi ve reisi san isi ve diğer reisler ile Meclis azası muhassasatlan arasında fark yoktu* Celâlettin Arif Bey, yalnız kendisini Meclisi Mcb 'usan Reisi sıfatile istisna ederek fazla tahsisat almak hakkı kanunisinden bahsediyordu. Ben, bu meselenin halline Divanı Riyasetin salâhiyettar olmadığını ve talebü iddiasında ısrar ederse meseleyi Meclis heyeti umumiyesine arzederek istihsal olunacak karara göre hareket olunabileceğini dermeyan ettim* Celâl ettin Arif Bey, Meclis huzuruna çıkmağı muvafık gcirmiyerek talebinden sarfınazar eyledi.
Muhterem Efendiler. 19 Mart 1920 tarihli talimat mucibince memleketin her tarafında intihabat, sürat ve ciddiyetle yapılmağa bağlandı. Yalnız, bazı yerlerde tereddüt ve mümanaat izhar ettiler ve bunlardan bazdan az, bazıları uzunca müddet tereddüt ve mukavemetlerinde ısrar gösterdiler. Nihayet, bilaistisna, tekmil deva iri in t İha biyen in meb'usları, Büyük Millet Meclisinde bütün mil)etin, memleketin mümessili olarak ispatı vücut eylediler. Bu müstesna yerler şunlardır
20
305
Dersim, Malatya, El aziz, Konya, Diyarbckir, Trabzon.....;
Efendiler, hakikati hali ifade etmiş olmak iç İn şunu da tasrih etmeliyim ki, tereddüt izhar eden, mukavemet gösteren, bu deva ir halkı değildir, belki o tarihte o dairelerde bulunan ruesayi memurini mülkiyedir. Halk, hakikati anlar anlamaz, derhal müşterek arzuyu milliye iltihakta asla tereddüt göstermemişlerdir.
Şimdi Efendiler, tekrar inkılâbın muktaziyatı tabi iyesin den olan vakıalardan bazılarına temas edelim:
2'^ Mart 1920 tarihli olup Üçüncü Kolordu Kumandam Sa-lâhattin Beyden aldığım bir şifrede, «Samsunda bulunun On Be-cinci Fırkanın ruhiyatının bozuk olduğundan ve güya, zabitan arasmda padişahperestljk hissiyatı bulunduğun da m) bah solunuyordu. «Zabitler, padişah aleyhinde verilecek emirleri icra etmi-ycçeklerine dair âmirlerine müracaat etmişler. Tazyik olunurlar-sa terki vazife etmeleri mahsus imiş. tstanbuldan gelen yolculardan ve gazetelerden, işgalin ikinci günü işgal edilen mebaninin kamilen tahliye edildiği ve Salih Paşa Kabinesinin yerinde olduğu, Meclisi Ayan m ifayı vazife eylediği, son cuma selamlığında harbiye ve bahriye nazın bulunarak sabıkı misİllû merasimi 1 âz ime ifa olunduğu anlaşılmış.—^. «Şu halde De rsa adette bir kabine mevcut iken kabinenin malûmatı ol m aks izm yapılan iğler nedir?» diyorlarmış, Zabitan m bu efkâr ve e tv arını ilâm eden On Beşinci Fırka Kumandanı şu yolda mütaleat serdediyordu: «Burada bir zabiti hapsetmekten bir fevkalâdelik mutasavver değildir, ancak bundan bilistifade Anadolu üzerine yürümek gibi ahval zuhur edecektir. İzmir cephesinde Kuvayi Milliye ne suretle istihdam edildiğini bilemiyorum. Zannedersem bunlar para ile istihdam olunmakta imiş. Bir muharebe zuhurunda, bütün ahaliye maaş veriliniyeceği derkâr bulunduğundan Kuvayi Milliye namı altında mevcut kuvvetten, harbin ikinci günü meydanda hiçbir kuvvet katmayacağına eminim. Nizamiye kıtaatına gelince, şimdiden firar vukuatı başlamıştır; Parasızlık böyle devam ettikçe ve Dersa-adette hükümeti merkeziye bulundukça zabitan d an dahi şüphem vardır.^ Bundan başka Üçüncü Kolordu Kumandanı Salâhattin Bey, vermiş olduğumuz talimat mucibince, Amasyaya gelen Kontrol Memuru Forbes namında bir yüzbaşıyı tevkif etmiş. Samsuna bir İngiliz mümessili yüzbaşı gelmiş. Salâhattin Beye Yüzbaşı Forbesin bir dakika tehir edılmiyerek Samsuna gönderilmesini yazmış ve aksi takdirde Salâhattin Beyin mes'ul olacağını ilâve
306
etmiş. Bu baptaki istizah üzerine Salâhattin Beye vereceği cevap hakkmda şu tavsiyede bulundum: «Forbesi tevkif eden ben değilim, payitahtları, mütarekeye, insaniyete mugayir olarak işgal olunan mileltir. Binaenaleyh tahliyesini de ancak millet yapabilir,» Maahaza bu Forbes memleketten çıkarılmakla iktifa edilmiş, tevkif edilmemiştir.
Bolu Mutasarrıfı Haydar Beyin 9 Nisan 1920 tarihli kısa bîr Şifresinden Adapazarı île Hendek arasmda kâin Çatalköprii nam mahaldeki köprülerin ve Mudurnusuyu köprüsünün Kuvayi Milliye aleyhtarları tarafmdan tahrip edildiği anlaşıldı.
Bolu ve Havalisi Kumandanı Mahmut Nedim Beyin, Düzeden yazdığı 9 Nisan 1920 tarihli şifresinden dt\ 8 Nisanda Ada* pazarında Kuvayi Milliye aleyhine tezahürat yapıldığı. Hendek ile Adapazarı arasında telgraf ve telefon hatların m kaf edildiği ve Düzce A bazal arın dan bitaraf kalanların da muhaliflere iltihak etmek üzere hareket ettikleri anlaşıldı. Hendek ile Adapazarı arasmda, Mudurnu suyu üzerindeki büyük köprünün tahribi do* layısile muvasalanın munkati olduğu da anlaşılıyordu. Bu ma İÛ-mat üzerine, Ceyvede bulunan Yirmi Dördüncü Fırka Kumandanı Mahmut Beyin nazarı dikkati celbolundu. Nevşehir de de, Nevşehir Kaymakamı Nedim Beyin tahtı riyasetinde Tealii İslâm Cemiyetinin bir şubesi teşekkül etmiş, verilen raporda, cemiyetin en müfsit azalarından sekiz kikinin Niğdeye celbedİldiği bildiriliyordu. Bu cemiyetin azası, padişahtan gayrı hiçbir kuvvet tanımayız, Kuvayi Mil Üyeyi dağıtmak için malen, bedenen bütün kuvvetlerimizi sarf etmeğe ahtü pey man ettik diyorlarmış. Her gece içtima ediyorlarmış, ileri gelenleri, Niğdedeki fırka kumandanının gön» derdiği bir müfreze ile tevkif olunmuş.
Efendiler, bu nevi vakayie bundan sora vasi mikyasta tesadüf edeceğiz. Büyük Millet Meclisinin içtimaını ve küşadını temin iğin çalıştığımız günlerde, bizi en çok işgal eden Düzce, Hen-dek, Gerede gibi Bolu mm takasın a dahil mevakiden başlayıp, Nallıhan, Beypazarı üzerlerinden Anka ray a takarrüp istidadını gösteren irtica ve isyan dalgalan olmuştur. Ben, bir taraftan bu dalgaların tevkifine çalışırken, bir taraftan da, Ankarada toplanmakta olan ve vaziyeti umumiyeye henüz layı kıy le vâkıf bulunmayan meb'uslan, tedehhüş edecek manzaralar karşımda bırakmamak ve bu gibi vaziyetlerin hudusile Meclisin içtimaa muvaffak olamaması gibi meg'um ihtimal âta meydan vermemek çarele-
307
Türkiye Bü- rini düşünüyordum. Bunun için, Meclisin kuşa d m d a pek çok îs-yükMiıLet tical ediyordum, Nihayet, gelebilmiş meb'ualarla iktifa ederek M*di« tûjy Meclisin, Nisanın 23 üncü cuma günü açılmasına karar verdik.
karar üzerine 21 Nisan 1920 tarihinde tamimen yaptığım tebligat muhteviyatı, o günün hissiyat ve telâkkiyatma ne derece tetabuk mecburiyetinde bulunulduğunu gösterir bir vesika olmak iti bar île, aynen nazarı ıttılaınıza arzetmegi muvafık görüyorum.
Tel; Ga yel müstaceldir Ankara, 21/4/1920
Ankaraya acele tezkere
Kolordulara {Kt O* 14 Vekâletine)
Frrka 61 Kumandanlığına, Refet Beyefendiye
Bilûmum Vîiâyata, Müstakil Livalara, Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyclerine
Belediye Riyasetlerine
1 — Bimennihilkerım Nisanın 23 üncü cuma günü, cama namazım müteakip Ankarıda Büyük Millet MecLm kuşat edilecektir.
2 — Vatanın istiklâli, makamı tefti hilafet ve saltanatın istihlâsı gibi en mübim ve hayati vezaifi ifa edecek olan bu Büyük Milin Meclisinin yevmi kü^udım cumaya tesadüf ettirmekle yevmi mezkurun mebrukiyerinden istifade vr- bilûmum mehdisini kiram hazaraEı ite Hacıbayramı Veli camii şerifinde cuma namın eda olunarak en varı Kuran ve sal uttan da i Eti faza olunacaktır. Bıdessalât lihyei saadet ve «ancahı şerifi hamilen dairej nıalısusaya gidilecektir. Daİrei mahsueaya dahil olnıazdaa evel bir dua kıraat ile kurbanlar zejjbolumıcnktır. l^hu merasimde etim i î şeriften bedele dairei mahsusa ya kadar Kolordu Kumandan!* ğınca kıtaatı askeriye ile tertibatı mahluta alınacaktır*
3 — Yevmİ mezkûrun teyidi kutsiyeti için bugünden îıiharpn merkezi vilâyette vali Beyefendi hazretlerinin IcrtibUe hatim ve imhan i şerif tilavetine bed'olunaeak ve hatmi şerifin wn aksamı teherrüken cuma günü namazdan sora daimi mahsusa önünde ikmal edi'eeekttr.
4 — Mukaddes ve mecruh vatanımızın her kösesinde ayni suretle bugünden itibaren buharı vc hatemati şerife kıraatine suru edilerek cuma günü ezandan evci minarelerde sala vatı Şerife okunacak Ve esnayı hutpede hilafctmaahımız padişahımız efendi miz hazretlerinin nam namü bu m ay unu zikredil irken zatı ^evketsirnutı padi canilerinin ve memaliki fahanelerUe bilûmum lebaai mülükanelerlnin bir an evel naili balâ* ve saadet olmaları duası ilaveten tezkâr olunacak ve cuma namazmrn edalından sera da ikmali hatmedilerek makamı muallayi hilâfet ve saltanatın ve bilcümle aksamı vatanın halası ınaksadile vukubulan meeaîi milliyenin ehemmiyet ve kutsiyet* ve her ferdî milletin kendi vekillerinden mürekkep olan bu Büyük Millet Meclîsinin tevdi ey diyeceği vnzaifj vatan iye yi ifaya meeb ariyet i hakkında nı e vizeler irat olunacaktır. Badehu halife ve padişahımızın, din ve devletî-
308
mîzin. vatan ve ın jiletimizin halânı* selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu merasimi dinîye ve vnlaniyenin ifasından ve camilerden çrkddıktaıı sora bilâd* omiu-niyenin her tarafında, makamı hükûniL-te gelinerek Meclisin kü şadından dolayı roimen tehrikât icra edilecektir. Her tarafta cuma namazından evci münasip surette mevlidi fcrrif uku nacaktır.
5 — İşbu tebliğin hcıın:iı m^rü tamimi i t in her vasıtaya müracaat olunacak ve serian en ücra köylere, en küçük kıtaatı askeriyeye* memleketin bilûmum teşkilat ve muesscsatm iblağı temin edilecektir. Ayrıca» büyük Levhalar halinde her tarafa talik vo mümkün olan mahallerde tabı ve teksir ve meccanen tevzi edilecektir.
6 — Cenabı haklan ınuvuffakıycti kâmile tazarru olunur.
Heyeti Temailîye namına Mustafa Kemal
22 Nisan 1920 tarihinde de şu küçük telıliği tamim ettim:
Telgraf 22/4/1920
Dakika tehir edilmiyccahtfr
Umum Vilâyetlerle Elviyei Müstakilleye
Kolorduları. Nazillide Miralay Refet Beyefendiye Bursada K. O. 20 Kumandanı Ali Fuat Paga 11 astretlerine Bursada 56 inci Fırka Kumandanı Miralay Bekir Hami Beyefendiye Balıkesirde 61 inci Fırka Kumandanı Miralay Kâzım Beyefendiye
HiroçrmîhalkerİTTi K i sanın 2Î üncü cuma günü Büyük Millet Meclîsi ku-fal edilerek ifayı vazifeye mübaşeret cyîiyecelinden yevmi mezkûrdan itibarm hilûmum makamatt mülkiye ve a&keriyenm ve umum milletin mercii Meclisi mezkûr ol nraüı lamîmen arzolunur*
Heyeti Temsilıye namına
Mustafa Kemal
Efendiler, Yunus Nadi Bey, verdiğim malûmat ve izahattan hakikî vaziyeti anladı. Bizimle muhabereye devama lüzum görmedi. Bilâkis yeni hükümeti ve hassaten Cemal Paşayı irşada çalışmış, „ Filhakika, izah edeceğim veçhile, zahiren olsun, bir itilâf vaziyet ve manzarası teessüs etti.
Efendiler, 6 Teşrinievel 1919 günü de geçti. Biz, mevcut tedabirin ehemmiyet ve dikkatle idamesi lüzumunu tamımen emrettik (Ves, 134).
Efendiler, Yunus Nadi Beyle, muhaberemizin ferdasında, nihayet, sadrazamdan cevap değil, fakat Cemal Paşadan şu telgraf-nameyi aldık:
153
Harbiyedco, 7/10/1915 aaat; 13 7, sera
Mustafa Kemal Pa^a Hazretlerine
Cemal Paşa kabine mvw-pa iradei fnjl-liyeye mugayir harekâttan tevakki olunacağını taahhüt edi* ve+r
İjimidiye kadar olan nıuhaheraîm hulöSaSr;
1 — Kabine, sizinle müttehidüîefkâr ve iradei milli y^nin hakimiyetini, kabul «der. Ancak bîr intikam kabinesi olmaktan tehagi «der- Kabahatlilerin tecziyesinî şekli kanunide icra etmeği dahî muvafık görüyor.
2 — Zarara, ıı£ranu§ valilerin mağduriyetlerini refi ve tazmin, ehil olanların intihap, bilhassa tayın v« ordunun şeref ve intizamını iade etmeği tamamen der-uhde eder.
3 —Devletin harice kargı şeref ve haysiyetim iade için iradei mili iyeye ve Heyeti Temsiliyeye istinat edecektir»
4 —Heyeti Temsil iyenin murahhası eıfaüle ve bütün samimî ve hürmetkar bir his ile arzediyorum ti, Heyeti Temsil iyenin hem hariç ve dahile kargı hakim manaamı vermeksizin kabineye müzahir halînde kalmasın) ister ve bu büyük kuv* vetin faidtsini takdir eder. Evvelemirde» telgrafların mütekabtlen ve serbest ke* gidesim ve îpkaen ve raticeddedetı layin olunacak vaîj ve kumandanların hemen hareket edebilmesini,, bilhassa kabul edilen yeni İntihabı Meb*usan Kanununun tevzi ve ilân edil ehilmesîııi pek faydalı görür.
5 — İradei miliiyeye mugayir harekâttan tevakki olunacağını taahhüt eder isem, teferruatının gekil ve zamanı kalır ki, pek kolay olacağına itimadım vardır. îstih-lisı vatana matuf gayenin husulüne, elbirliğile hemen çalışabilmek için, teferruat üzerinde ısrar olunmam asım, muaveneti devletlerini bekler (a m h a n y) pek rica eyler ve bütün rftfekayi kirama da aran hürmet eylerim.
Harbiye Nazarı Cemal
Bu telgrafa derakap, müspet ve samimî olan şu cevabımız/ verdik:
gifre Sivas, 7/10/1919
Harbiye Naıın Cemal Paj-û Hazretlerine
Cî Beyanatı Devletlerine madde madde sıra ile, berveçhiati arzı cevap olunur;
1—Kabinenin bizimle müştereken ve müttehiden, iradei milliyenin hakimiyeti esasın i kabul buyurmasına,, millet namına, arzı teşekkür eylerin. Kabinenin ve Heyeti Temsiliye ve bütün teşkilatı milliyemicin intıkatnculukla şaîbedar olması* bizce dahi, fevkalâde eayam tevakki ve tehagİdir. Bu noktada ve kabahatlilerin trkli kanunide tecziyeleri lüzumunda dahi1 kabine ile tamamen hemfikiriz,
2 — İkinci madde muhteviyatından dolayı da, hassaten teşekkür ederiz. Vu-kubulmuş olan maruzatta, bu noktanın tasrihine görülen lüzum şu idi:
Amal ve harekatı mili iyeye muhalefetlerinden dolay ı+ millet taraf mdptı it-r-rit edilen bazı vali ve kumandanlar, şekle riayet mülâhazasile, velev muvakkaten
154
oltiun, memuriyetlerine iade edildikten takdirde, nıahallerince kabullerine imkân görülemedi gınde n nüfuzu büküm ete karşı riayetsizlik vukubulabîlir endişesi idi.
3 — Üçüncü madde, bilhassa mucibi şükrandır. İnşallah müttehide» ve müt~ tef ikan, vatan ve milletimizin saadet ve selametini temin müyesser olur.
4 — Kemali samimiyet ve büyük teminatla arzederiz ki, kabine ibraz buyurduğu ciddiyet ve samimiyetine mukabil Heyeti Tem siliye; ne dahile ve ne harice kargı, hiçbir vakit hâkim vaziyeti almryacak, bilâkis müttehiden kabul buyrulan nikatı nazar dairesinde, hükümetin nüfuz ve kuvvetini tahkim ve takviyeyi, vatan ve milletin selâmeti için, vazife addedecektir. Bu hususta kat*lyyen şüphe ve tereddüt buyurulmamasım arz ve rica ederiz. Bilhassa zatı devletlerinin, nizamnamemizin sekizinci maddesi mucibince, doğrudan doğruya Hey eli Temsil i yem iz azası sıfarile, kabinede murahhas bulunmaları, tarafeynin icraat ve nıukarreratında temini mutabakati kâfil olacağı cihetle baisi memnuniyettir.
Artık kabine ile teşkilâtı mılliyemiz arasmda, her noktada mutabakat ve itilâfı enzar hâsıl olduğu tahakkuk eylediğine nazaran, bittabi, muhaberat hususunda vazalunan fakyidattn refedileceği tabiîdir. Ancak Heyeti Temsil i ye, bütün Anadolu ve Kümelideki teşkilât meraki aile muhafazai irtibat mecburiyetinde olduğundan, servis tarzında vukubül makta olan muhaberatı telgraf iyemizin kemakân devamına müsaade buyur olmasını hassaten istirham ederiz. Burada şunu da arzedelim ki, hükümet evamirîni tebliğe başladığı dakikada hiçbir tarafta bîr güna haile tesadüf etmemek ve bu suretle zerre kadar nüfuzu kesredzbnemek lâzimeden bulunmakla bu hususun temini için Heyeti Ternsiliye tarafından icap edenlere lüzumu gibi tebligatta bulunul abilmek maksadile kırk sekiz saat kadar zaman bırakılmasını rica ederiz. Heyeti Ternsiliye tarafından yapılacak tebligata esas olmak, millete emniyet bahşetmek özere neşrini rica eylediğimiz kabine beyanname--i "in mahrem oîarak kablennegir bir suretinin heyetimize lütuf buyurulmasını hassaten ia-irr!ı:tnı ederiz. Çünkü bu beyannamede, bîr kelime, mîlletçe sui tefehhümatın idamesini mucip olabileceğini ve Heyeti Tem sil iyeyi de millete karşı pek müşkül bir vaziyette bırakabileceğini kemali samimiyetle arzeylerîz.
Heyeti Ternsiliye tarafından zatı şahaneye takdim olunacak bir arİzâi gükra-niye ile millete yapılacak tebligat suretini kablelîrcp zatı devletlerce şimdi arz-ederejSiz ve bunların muhteviyatına dair kabinenin vukubulacak mütalealr, hürmetle nazarı dikkate alınacaktır.
Yeni İntihabı Mcb'usan Kanunu hakkındaki mütaleamızı badehu arzetmek üzere, kanunu mezkûrun ne noktai nazardan yapılınıg olduğunu lütfen ib*ar buyurmanızı rica ederiz.
5 — Esttsotta itilâfı lam hâsıl olduktan sora zfttı devletlerile rüfekayi ki ramınızın samimiyetlerine şüphe edilemiyeceğinden teferruat hakkında kendiliğinden mutabakatı efkârın huaulpczir olacağı tabiîdir. Âcizleri ve bütün rüfekayi mesaimin en büyük hürmet ve samimiyeti erimizle zatı devletinizin ve dahil bulunduğunuz kabinenin mazharı muvaffakiyet olmasına ve bu sayede islini ası vatana matuf gayenin bir an evel tecellî etmesine bütün mevcudiyetimizle çalışacağımıza emniyet buyurmanızı arz ve burada Hazır olan bilcümle rüfekamın selâm ve hürmetleriııî takdim ederim.
Mustafa Kemal
15S
Cemal Paşa, bu telgrafımıza o gece cevap verdi. Bunda «beyannamenin tesrii neşrine zaruret hâsıl olduğunu ve fakat nikatı 1 âz i meye dikkat olunduğunu bildiriyordu» (Ves. 135). Biz de ayni gecede, nezaket icabı olmak üzere, cevap verdik (Ves. 136).
Fakat, Efendiler, hükümet beyannamesini kablennegir bize göstermek istemediği anlaşılınca* biz de millete olan beyannamemizi, bilaistisna neşrettik ve padişaha olan telgrafı da ayni suretle çektik.
Efendiler, 7 Teşrinievel 1919 tarihli olan beyannamemiz; milleli, takip olunan yolda isabet ve muvaffakiyet olduğu ve mu-hafazai vahdette, bugüne kadar olduğu gibi, devam edilmesi hususunda, bilvesile tenvir ve irşada ve kuvvei maneviyeyi takviyeye medar olmak maksatlarını ihtiva etmekte idi (Ve$J37)m
Padişaha yazılan telgraf ta millet namma teşekkürü tazam-mun ediyordu (Ves. 1381 139).
Efendiler, istitrat kabilinden küçük bir malûmat arzedece-ğim. Heyetimiz, bütün memlekete, müşterek arzuyu milli icabını, tatbik ettirmeğe çalıştığı sırada, tahtı işgalde bulunan t z mir e de, doğrudan doğruya tebligatta bulunuyordu. Ali Rıza Paşa Ka-bînesile anlaşmakta olduğumuz 7 Teşrinievel 1919 tarihinde, İzin îre de şu telgrafı veriyorduk:
Müstaceldir Srvas, 7 Teşrinievel 1919
tmiir Vilayeti Al iyesine
Şimdiye kadar, vaki olan tebligat ve ig'tratımızm vâsi] olup îcab»tının yapılmakta olup olmadığının, vütl oluumift ise» erbabı manianın «üratı Van mercii dur.
Anadolu vc Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsil iyeai narama Mustafa Ktırud
İzmirin ve izmir valisinin ne hal ve şerait dahilinde bulunduğu, şüphesiz malûmumuz idL Tebligatımızı alıp al anma cağı meşkûk olmakla beraber, tatbik edemiyeceği tabiî idi. Fakat, biz, bütün memleket mukadderatile meşgul ve işgal tanımayan bir kuvvet merkezi olduğunu düşmanlarımıza da bildirmekte fayda görüyorduk.
156
Efendiler, içinde bulunduğumuz günlere ait, mesail ve va-kayie temas etmişken, burada küçük bir noktayı daha, izah etmeme müsaadenizi rica edeceğim.
8 Teşrinievel 1919 tarihli olup Kâzım Kara Bekir Paşadan gelen bir telgrafta, §öyle bir mütalea bastü beyan olunuyordu:
«Heyeti Temsil iyeden Zatı Samilerile, Rauf Beyefendinin ve bu kıbalde olan zevatı müessirei âl iyenin, meb"us olduktan sora da., bir veçhile hükümete karışmayarak daima Meclisi Millideki grupun bağında nafiz ve kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin kıymet ve hüviyeti ne olursa olsun, daima Meclisi Millî içinde nafiz ve murakıp bulunmağı, en mühim bir hadisei muvaffakiyet ve el-zemüttatbik bir karar addeylerim.»
«Bir emelin ve bir grupun en yüksek ve en muktedir tanınmış ricali* kendi dairesinden çıkıp ta hükümet işine karışınca, Meclisi Mili! daima zayıf kalmış ve müteaddit cereyanlar karşısında ya sürüklenmiş veyahut parçalanmıştır.»
«Vatan ve milletin felahı tammı şiddetle mevzuubahs olan bu devrede, işbu maruzatım etrafında, kat'î bir karar ile mücehhez bulunmamızı kemali hürmetle istirham eylerim.»
Efendiler, filhakika, Erzurumda bulunduğum zamanlarda, Kâz mı Kara Bekir Paşa, vicahen de bu mütaleaya mümasil ruü-talealar serdeylemişti. Benim de, dermeyan ettiğim mütaleat şu mealde idi: «Her şeyden evel, memlekette, milletin mevcudiyet ve iradesini tebarüz ettirmek ve bunu sarsılmaz bir tarzda, Meclisi Millide temsil etmek lâzımdır. Bu da* memlekette milÜ bir mefkure etrafmda, kuvvetli bir teşkilât yapmak ve bu teşkilâta müstenit, Mecliste bir grup, bulundurmakla mümkündür. En zi-nüfuz zevatm gayesi; bu olmalıdır. Halbuki, şimdiye kadar görüldüğüne nazaran, asıl olan bu cihete ehemmiyet verilmeksizin, az, çok kendinde liyakat görenler* hemen hükümete geçmek hevesine* hırsına kapılıyorlar. Bu gibi insanların teşkil ettiği hükümetlerin mesnetleri, mîllî teşkilâta merbut, Mecliste kavi bir grup olamayınca, yalnız saltanat ve hilâfet makamı kalıyor. Bu yüzden, millî meclisler, şeref ve kudreti mi 11 iyeyi temsil edemiyor, arzuyu millî tecelli edemiyor ve icabatı tatbik olunamryor. Binaenaleyh bizim için ilk ve en esaslı prensip; evvelâ* memlekette teşkilâtı milliyeyi vücuda getirmek, sora da, bu teşkilâttan kuvvet alan bir grupun bağında* meclîste çalışmak olmalıdır. Hükümet teşkiline veya teşekkül edecek herhangi bir hükümete dahil
Kâzım Kara I3e;kir rJ uçanın benim hükümet idlerine karışmam hakkındaki fikri
157
olmağa kalkışmakta fayda yoktur* Çünkü bu mahiyette bîr hükümet, vatana ve millete hiçbir esaslı hizmet ifa edemeden, derakap düşmeğe veyahut padigaha dayanarak meclise karşı ve dola-yısile millete karşı vaziyet almağa mecbur olacaktır ki, biricinsin-de, istikrarsızlık gibi büyük bir mahzur tevali edecek; ikincisinde de, hakimiyeti milliyenin, bittedriç madum hükmüne getirilmesine hizmet edilmiş olacaktır.» Nitekim, meşmulü ıttılamız olduğu ve filen de sübut bulduğu veçhile, biz evvelâ memlekette teşkilâtı milliye yaptık. Sora meclisi topladık. Evvelâ meclis hükümeti yaptık. Ondan sora da hükümet yaptık.
Bundan başka, münasebet düştükçe, kabineye girilmiyeceği ve yüksek makam ve memuriyetler kabul olunmryacağı hakkmda ve esasen büyük ve millî gayeden başka hiçbir maksat takip etmediğimize ve en büyük hissei faaliyetimizin, Kuvayi Milliyenin, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sora da, tevzinine hasrı mesai etmekten ibaret bulunduğuna dair millete karşı beyanat ve tebligatımız vukubuimuştu. Kâz mı Kara Bekir Paşa telgraf namesinde, Erzurumdaki mütaleatımı ve bu noktai nazardan olan tebliga* timizi tahattur ettirerek, beyanı takdîrat eyledikten sora, «fakat, bu güzel azim ve kararm şimdiye kadar, bizde görünmüş tecarip ve netayicine nazaran, daha şümullü olmasını da hassaten arz ve mütalea eylerim» diyorlardı (Ves. 140).
Efendiler, Kâzım Kara Bekir Paganın bu mütalea ve teklifi, telgraf namelerinin sonunda söyledikleri gibi vatan ve milletin halâsı mevzuubahs olduğu bir devirde ve benim izah ettiğim veçhile henüz, memlekette hiçbir teşkilât ve meclis yok iken ve meclis toplandığı zaman da mecliste böyle bir teşkilâta ve kudreti mîlliyeye güvenir mefkure sahibi bir grup ispatı mevcudiyet edememişken, herne suretle olursa olsun hükümet teşkiline veya teşekkül edecek hükümete dahil olmağa heves etmek elbette doğru olamazdı. Bu tarzı harekete, memleket ve millet menafi ine hizmet emelinden ziyade, şahsî hırs ve menfaat veya hiç olmazsa cehalet atfetmekte, itikadnnca asla isabetsizlik olmaz.
Ancak, Efendiler, Kara Bekir Paşanın dediği gibi kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin kıymet ve hüviyeti ne olursa olsun, mec* liste taazzuv etmiş siyasî bir grupun en müessir azayı âliyesinin, daima meclis içinde nafiz ve murakıp kalması, en mühim bir ha-disei muvaffakiyet ve elzemüttatbik bir karar addolunamaz.
Cidden hakimiyeti milliye esası üzerinde tedvir olunan medenî devletlerde, kabul edilmiş ve filen cari bulunan esas; mil-
158
lctın amali umum iyesin i azamî temsil eden ve bu amalin taallûk ettiği menafi ve icaba 1i, en yüksek kudretle ve salâhiyetle yapabilecek zümre i siyasiye n in, umuru devletin idaresini der uhde etmesi ve bunu en yüksek liderinin duşi mesuliyetine tevdi etmesi, prensipinden ibarettir.
Zaten bu şeraiti ihraz e dem iyen bir hükümet ifayı vazife edemez. Hükümetin, kuvvetli grup azası meyanmdan ve fakat birinci derecede olmayanlarından zayıf bir hükümet yapmak ve onu fırkanın birinci liderlerinin talimat ve nasayihile yürütmeğe kalkışmak fikri, bittabi doğru değildir. Bunun feci netayici bil* hassa Osmanlı Devletinin son günlerinde görülmüştür*
İttihat ve Terakki rü esasın m elinde haz içe olan sadrazamlardan ve onların hükümetlerinden, millete gelen zararlar say ila mı-yarak kadar çok değil midir?
Mecliste, hâkim olan ftrkanm, hükümet teşkilini, muhalif ve ekalliyette bulunan bir fırkaya terketmesi ise asla mevzuu balı s olamaz.
Kaideten ve usulen mi Netin ekseriyetini temsil eden ve gayei mahsusası bariz olan fırka, hükümeti teşkil meşguliyetini üzerine alır ve kendi gaye ve prensiplerini memlekette tatbik eder.
Zaten cümlenin malûmu olan ve o yolda hareket edilmekte bulunan bir hakikati, burada tavzihten maksadım; vatanperverlik, ulüvvü ahlâk, insanı kamillik ve buna mümasil birtakım evsafı güzide icabı gibi gösterilmek istenilen safsatalara karşı, milletin ve nesli atinin nazarı dikkat ve intibahını c el be tm ektir. Bu mü-t al çatıma vesile teşkil etmiş olan Kâzım Kara Bekir Paşanın da bu noktada, umumiyetle benimle hemfikir ve hemmütalea bulunduğuna asla şüphem yoktur. Çünkü Kâzım Kara Bekir Paşanın maksudu, elbette, yalnız benim veya Heyeti Temsil iyede bulunan bazı arkadaşların hükümet yapmamasını veyahut hükümete girmemesini istihdaf etmek değildi. Kâz mı Kara Bekir Paşa, bu meseleye ait telgraf namesinde, Rauf Beyin ve benim ismimi zikrederken (dıu ki halde olan zevatı müessire i aliye» demiş olduğuna ve kendisini ayni kıbalde gördüğü tabiî bulunduğuna göre. Şüphesiz, kendileri de prensiplerinden hariç kalmamak bedihî idi. Halbuki Kâz mı Kara Bekir Paşa, hatıramda yanılmayorsam, meb'us olarak, Mecliste çalıştığı sırada, bir vaziyetin icabı olarak, veni bir heyeti hükümet teşkili mevzuuna bs oldu. Ben, bu hususta müdavelei efkâr eylemek üzere, Fethi Bey, Fevzi Paşa, Fuat
Kâua Kara Btkir Paşanın gahaan hükümet îş~ lerîne kanş-m&üt hakkındaki fi Itri
159
Paga, Kâzım Paşa, Alı Bey, Celâl Bey, İhsan Bey ve Heyeti Vekile arkadaşları ve sair on, on beş arkadaşı ve bu mey anda Kâzım Kara Bekir Paşayı Çankaya d a nezdime davet etmigtilfi» Kâzım Kara Bekir Paşa, nezdime gelmeden evel, o tarihte Fırka Kâtibi Umumisi bulunan Recep Beyin, Mecliste yanma giderek, kendisini davet ettiğimi ve ağlebi ihtimal hükümet riyasetini teklif edeceğimi söyledikten sora, şimdiden, kendisinin vaziyet hakkında tenevvürüne yardım edecek malûmat varsa bildi rmesini söylemiştir.
Kâzım Paşanın, Çan kaya da, içtima ve müzakere esnasındaki vaz^r da hazinin tarafından manidar görülmekten hâli kalmadı. Kâzım Kara Bekir Paşa, esnayı müzakerede #bu suretle de millete hizmetten çekinmediğinim jıerk haklı ve münasip olarak dermeyan etmişti. Cereyanı müzakere hir noktaya saplandı: Hükümet reisi Fethi Bey mî, Kara Bekir Paşa mı olsun? Bu nokta üzerinde mü-daveleî efkâr edilirken, Kâzmı Kara Bekir Paşa, hana 8 Tegrini-evel 1919 tarihinde tavsiye ettiği veçhile «kabinenin şeklü terkibi ve ricalinin krymel ve hüviyeti ne olursa olsun, daima Meclisi Millî içinde, nafiz ve murakıp kalmağı elzemüttatbik bir karar addettiğinim beyan etmedi. Bilâkis vaziyeti, hükümet teşkiline salâhiyettar kılınmasını arzu eder mahiyette görülüyordu. Halbuki, henüz vatan ve milletin felahı tammmm mevzuubahı olduğa devrin müthiş ve karanlık hir safhasını daha yaşıyorduk.
Müzakereyi intaç etmedim, verdiğim hir teneffüs esnasında Fevzi Paşa Hazretlerini bahçeye götürdüm. Kendisinin, Fethi Bey ve Kâzım Kara Bekir Paşalardan birini hükümet reisliğine intihapta, hakem olmasını rica ettim. Fakat, ikisini ayni zamanda çağırıp «meselenin, şahsî ve basit bîr mesele olmadığım ve meşguliyetin vatanî ve büyük olduğunu izahtan sora, açıktan açığa, kendilerine hangisinin d aba iyi yapabileceklerini vicdani azma müracaat ederek bizzat söylemeleri talebinde bulunacaktım
Tekrar, toplandık. Hükümeti, ya Fethi Bey veyahut Kara Bekir Paşa teşkil edecektir. Netice i müzaker attan bunu anlryo-rum. Meselenin hallinde, Fevzi Faşa Hazretlerini hakem yapalım; dedim. Kabul olundu. M üşür Paşa, Fethi Bey ve Kara Bekir Paşayı aldı. Bahçeye çıktılar, izah ettiğim gibi hareket olunmuş. Fethi Bey, ben, daha iyi yaparım demiş. Müşür Paşa da bu kanaatte bulunmuş ve Fethi Bey intihap edilmiştir. Bu suretle Kara Bekir Paşanın hükümet teşkiline memur edilmesine delâlet fırsatı zail olmuş bulundu,
160
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesile bağladığımız temas noktasına gelelim:
Arzetmigtim ki, hükümet, bize, beyannamesini neşrinden evel vermediği için, biz de, millete olan beyannamemizi, hükümetin mütaleasım almağa lüzum görmeden neşretmiştik.
Bunun üzerine, hükümet, Cemal Paşa vasıtasile daha dört maddenin vesaiti muhtelife ile tamimini lüzumlu görmekte olduğunu, 9 Tegrinievelde bildirdi Bu maddeler, şunlardı:
1) ittihatçılıkla münasebet bulunmadığı,
2) Devleti Osmaniyenin Harbi Umumiye karışması doğru olmadığı ve müsebbipleri aleyhinde tayini esami sur etile bazı neşriyat icrası ve haklarmda takibat ve mücazatı kanuniyenin tertibi,
S) Harp esnasmda yapılan her nevi cinayat faillerinin cezayı kanuniden kurtulmryacakları,
4) întihabatm serbest cereyan edeceği.
Cemal Paşa, bu maddeleri saydıktan sora, bunların tavzih ve tamimi, dahîlen ve haricen birtakım suitelâkkiyatın önüne geçeceğinden bahisle, memleketin menafi i âliyesi icabı olarak sureti mahsusa da hüsnü telâkkisini rica ediyordu (Ves. 141).
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesinin, nekadar zayıf ve nahif düşündüğünü ve hakikati görmekteki kasrı basarmı anlamak için, bu maddeler adeta bir miyardır. Devletin, içine düştüğü girivei izmihlalin umku dehşetini görmekten âciz olan zavallılar, bittabi ciddî ve hakikî çareyi görmemek için gözlerini yumarlar. Çünkü, o ciddî ve hakiki çare, kendilerini, daha çok tethiş eder*
Akıl ve feraseti erin deki mahdudiyet, tabı ve ahlâklar mdaki zâf ve tereddüt icabı böyledir.
Çoktan, bende olduğuna şüphe kalmamış olması lâzımgelen, padişah ve halifenin, bendeliğile ihraz olunabilecek makamı iktidarın, iktidarsızlığa numune olması tabiî değil midi?
Ferit Paşayı istihlâf eden, Ali Hıza Faşa ve evel ki kabineden müdevver ve yeni rüfekayı mesaisi, Ferit Paşanın bıraktığı noktadan başlayarak, onun intaca muvaffak olamadığı amali ağyarı takip ve intaca çalışmaktan başka, zaten ne yapabilecekti?
Bu) bizce, vazrhan malûm idi. Fakat, tahmin ve takdir buyu-rulacak birçok esbap ve mülâhazata binaen, hazım ve sahur davranmaktan bagka carei muvaffakryet yok idi.
11
161
Efendiler, itilaf eylemiş görünmeği muvafık mütalea ettiğimiz bu yeni kabine ile, bizim d okta i nazarlarımızda mevcut ihtilâf m inkişaf eden mebadisini görmek için, bu dört maddeye ait mütaleamcBi ihtiva eden cevabımızı, Büyük Millet Meclisi zabıtnamelerinin ilk günlerine ait sahifelerinde lütfen bir defa daha gözden geçirirsiniz (Ves, 142).
Efendiler, bugünlerde İstanbuldaki matbuat mensubini, bir cemiyet teşkil etmişler ve Tasviriefkâr, Vakit, Akşam, Türk Dünyası ve istiklal gazeteleri nam m a, 9 Teşrinievel de, bazı sualler soruyorlar ve neşriyata esas olacak noktai nazarlar, talep ediyorlardı. Bunlara, icap eden hususat ve malûmat bildirildi (Ves. 143).
Bu matbuat heyetinin reisi olan Velit Beyin de kendi gazetesi namma şayanı dikkat sualleri ihtiva eden bir telgrafı vardı. Ona da yaverim vaeıtaaiie cevap verdirdim (Ves. 144). Bunları vesaik mey anın da mütalea buyuracaksınız,
Efendiler, yeni Heyeti Vükelâya dahil ve Heyeti Temailiye-miz murahhası sıfatım haiz bulunan Cemal Paşa ile vukubulan ve bulmakta olan muhaberatımız, heyeti a) iyen ize, Dahiliye Nezareti makamını işgal etmiş bulunan* Damat Mehmet Şerif Paşadan bahsetmeği geciktirdi.
Biz, yeni kabine ile itilâf zemini ararken, Şerif Pagn, çoktan milleti tesmime başlamış bulunuyordu.
Nezarete geçtiğini ilk tebliğ eden 2 Teşrinievel tarihli tamimi muhteviyatı, tahattur buyurulursa, orada, şu cümlelere tesadüf edilir:
«Efradı milletin bir vifak ve ittihadı tam halinde olması» devletin menafi i hakikiyesi icabatmdan bulunduğu halde, bir müddettir, dahili memlekette, asan nifak ve gikak runüma obuası, müşkülâtın bir kat daha tezayüdünü müstelzim olmak itibarile, pek ziyade şayanı teessüftür.»
«.».Muvaffakryet... hükümetin telkinatma mutavaatle, me) nafii memlekete muzır harekâttan mücanebet edilmekle hâsıl olacağından hemen merkez ve mülhakata bu dairede icrayr vesaya ediniz» (Ves. 145).
Efendiler; Damat Ferit Paşadan, daha akıllı olduğu rivayet edilen Damat Şerif Paşa, pek acemice işe başlamış oluyor, O tarihlerde îstanbulda, bizi dağî, bağı «sempl solda * Shnple soldat» telâkki eden bazı romancılar gibi, Damat Paşa da bizi kendi aklı ebleh fi ribanes ince gafil ve gayrimüdekkik farzediyordu galiba.,!
162
Halbuki, biz, derakap, Nazır Paşanın maksadı denaetini anlam^ ve daha müteyakkız bir vaziyet almış bulunuyorduk. Şerif Paşa, bizim ef'al ve harekâtımızı ve Ferit Paşa Kabinesini ıskat zımnında milletçe tatbik olunan icraatr, memlekette asarı nifak ve şikak olarak tavsif vc pek ziyade teessüf ediyor.
Hükümetin telkin atma mutavaat ve muzır Eni rekâttan müca-nebet telkinini hemen butun memlekete neşir için istical ediyor.
Bir de. Efendiler, hükümetin, Dahiliye Nazın Mehmet Şerif imzasile intişar eden beyannamesinin birkaç n ok tasma hep beraber göz gezdirelim (Ves. 146):
«Heyeti Vükelâyı hazıra mütecaniştira Çok doğrudur. Bu cihet kemali 1 e tavazzuh edecektir.
«Hntutu esasiyede müttehidülefkârdır. Hiçbir fırkaya mensup değildir. Muhtelif siyasî grupların hiçbirine dahi temayül etmiyor. Hepsinden muaveneti maneviyeye intizarda bulunuyor.m
Bu cümlelerden çıkan mana sarihtir. Hükümet, teşkilâtı milliye ve onu idare eden Heyeti Ternsiliye ile beraber değildir. Hatta, temayülü dahi yoktur. İtilâf ve Hürriyet Fırkasından, Mu-hipler Cemiyetinden. Kızıl Hançere] ler d en, Nigehbancılardan, ilâahiri mevcut olan cemiyetlerden nekadar muavenete intizar ediyorsa bizden de ancak o kadar,. „ Cemal Paça vasrtasile bizi i£gnl ve iğfale matuf telgraflar muhteviyatı hep yalandır.
Sora Efendiler, şu cümleyi okuyalım: «Mukadderatı memleketin, vükelâyı millet vesa tatile tayini eh as s r a mal imizdir, m
Bundan çıkan mana da, şudur: Srva&ta birkaç kişi toplanmış, millet namma idarei kelam ediyor, mukadderatı milletle alâkadar oluyor. Heyeti Ternsiliye diye bir de unvan takınarak millet ve memleketin — vazifeleri olmadığı halde — işlerine kangıyorlar. Bunlar m sözünü dinlemeyiniz. Çünkü bunlar vükelâyı millet değildir!
Hükümet, bu beyannamede, şu suretle sulh hakkındaki nokta i nazarım da izah ediyor: «Vilson prensiplerinden bihakkın istifade olunarak, Devleti Osman iyenin müttehit ve padişah mm etrafında müçtemi bir devleti müstakille olarak temini bekası için hiçbir teşebbüsten geri durulmayacaktır.y)
Yeni kabine, bu noktai nazarlarında, muvaffak olacaklarına dair şu kuvvei teyid iyeyi gösteriyor: «Zaten düveli muazzam a -nuı hissiyatı nısfetk ara neleri ve hakikaten gittikçe tavazzuh etmekte olan Avrupa ve Amerika efkârı ammesinin itidalperverliği de bu bapta emniyetbahş olmaktadır,»
163
Efendiler, bütün bn fikirler, Ferit Paşa Kabinesinin padişah lisanile neşrettiği beyanname muhteviyatının harfi harfine ayni değil midir?
Bu tarz beyannameler, neşrinden maksat, milleti iğfal ve meskenete irca değil midir?
Hangi uısfetten hah solunuyor? Hangi itidalperverlikten dem vuruluyor? Bunlarm asılları var mıydı? Memleketin, merkezînden itibaren heryerdeki tezahüratı ecnebiye, hakikatte bunun aksini ispat edecek delâili filiye ve bahire değil midi?
Hakikatte Vilson; prensiplerile beraber, sahneden çekilmiş ve aksamı m cm al iki Osmaııiyenin Sur iyede, Filistin de, Irakta» İzmir de, Adan ada ve hery erde işgaline seyirci bulunmuyor muydu?
Bu kadar} kat*î asarı izmihlal muvacehesinde, aklı, feraseti, vicdanı olan adamların, kendilerini aldatmalarına ihtimal verilir mi? Bu gibi adamlar, filhakika, kendilerini aldatacak kadar ebleh olurlarsa onlar m mukadderatı memleketi idare etmelerine, aklı eren, hakikati fecaati görenler tahammül edebilir mi? Eğer bu adamlar, hakikati biliyorlar ve kendilerini aldatmıyorlarsa, milleti iğfal ederek koyun sürüsü halinde düşmanın pençesine tevdi etmeğe canla, başla çalışmalarına ne mana verilebilir?
Bu cihetlerin muta le a sil e verilecek hükmü efkârı umumiyeye bırakırım.
Yegâne fca- Efendiler, hükümetin beyannamesinin, manasızlığına ve ih*
baharimi* tiva ettiği efkârnı sakam etine rağmen, biz Heyeti Temsiliye namma ayni tarihte, 7 Teşrinievel günü, yeni kabineye muzaherete karar veriyoruz. Hükümeti cedide ile amali milliye arasmda itilâfı tara husul bulduğunu millete tepşir ediyoruz ve her tarafta umuru hükümete asla müdahale edilmemesini temin ve hükümet kuvvet ve icraatmı tahkim edecek tedabir alıyoruz. Dahil ve hariçte, vahdeti tamme olduğunu filen ispat edecek vaziyet alıyoruz. Hulâsa; memleketin temini selâmetini saffet ve samimiyetle düşünenlerin, aklen ve vicdanen yapmağa mecbur oldukları — varidi hatır olan — her şeyi yapmağa çalışıyoruz. Bir an evel meb'uslarm intihabını temin için teşvikatla ve tavsiyelerde bulunuyoruz, Yalnız bir şey yapmıyoruz. Teşkilâtı milliyeyi lâğvetmiyoruz ve Heyeti Temsiliyeyi fesheylemiyoruz. Yegâne kabahatimiz budur.
164
Damat Ferit Paşadan sora, diğer bir damat paşanın etrafın-
r a kınayacağımızı ihsas ediyoruz.
Murahhasımız Cemal Paşa, bizim, kabine hakkında, hüsnü zan ve itimadmuzr tahsil için her çareye baş vurmaktan geri dur-
eile. Harbiye Nazın Cemal Paşadan 7/8 Teşrinievel 1919 tarihli şöyle bir telgraf id m iştik:
Yeni kabinede* ekaertfoda mevcut olan* kadını ve samimî rüfekamt ziyaret ederek iıtızahı ahval ve teatii efkar etmiş îdim. Muttali olduğum bazı ahval üzerine, menafii hayatiyei m ili r t ve memleket endigesi ve beynimizde müesses elan hv.lIhîl ınulmdcntl vc uhuvveti askeriye ümniy esile, ınülalenlı BÜyeyi terde ınlina-ruat ediyorum:
Birkaç aydanberi, memleketin duçar «Idugu tehlike i jfttilâ ve izin ihlâlin ünün? ge(itebilmek emrinde, g i indiye kadar kuva ve harekâtı milliyenin tesiratı nafıası, cümlece tasdik edilmekledir.
Yalnız, bu bihanetin netayteinî ıktitaf etmek, bundan sora linki mam; vç kanuni bîr idarenin telisine vabeate olduğu da, erbahc nazarca müsellemdir. Artık hükümet ve millet, İkilikten ayrılarak bir vahdeti kâmile şekli iran etmesine, fikri âçiıanemre, ihtiyacı acîl vc mübrem vardır. Kabineyi teşkil eden zevatın hulûsu niyet ve itidali fikrinden, cümlenin emin olduğuna muleuıidim. Hiçbir kabinenin devamı memuriyetme imkân bırakmayacak bir vaz*j hali dahilinin, siyaseti hariciye üzerine oluhilecek tesiretı nıeg'umesi, muhtarı izah değildir, llir an evel meb^samn intihabı ve Meclisin cem'i için, hükümeti «eniyeee tedabir i seri a ittihaz olunmaktadır, nluhafazai vatan emrindeki azim ve niyeti eivunnıerdonelerinin, erkânı hükümetçe sureti telâkkisi, bugünkü heynnnameden islimbat olunacağından hulûsu niyetle il-tihadı efkâr husul bulacağına emniyetim berkemaldir.
Ancak, hu sabah etezdj ecizaneme gelen vâkıf} ahval ve şayanı emniyet bir zat, Kütahya ve Bilecik cihetlerinde, mugayiri martı ban ahvalin zuhurundan bahse ylcmiglir* Biti, Fetret ve ihtilâfa sevketmek için lıariç. ve dahilden, birçok lcf-vikat ve tahrikat vukubulara£s tahmin ve tealim edileceği tabiîdir. Diğer tarafa tan. dün vükelâdan bir zatin irae ettiği Kastamonu vali vekilinden mevrut bir telgraf name ile de, bazı memurinin tayin ve tecziyesi gibi lıiktisatta hükümeti nıer-heziyeye adeta emredilmek isteniliyor idi. Bu misilLû halatınT devleti bu derekeye gelirmiş olan ve nezd ininde dahi rüthei merdudiyeti beyanname ve tahlif namelerde tuaalıne&ar görülen, idare i uukimeyı aynen taklit demek olacakından hu misillü
Harbi yeden. 7/Û Teşrinievel 1919
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
165
adamlara vesilci hareket ve faal i yel verilmeme tini, müsellem olan kivatrt ve fala-netinizden ümit ederim. Hulâsa, arlık memlekette vahdetin teminini ve kavanini Esasiye dairesinde hükümetle rabıta tesisini kemali hulûs üe tavsiye ve ricaya mü-•araat ederim. {Ahmet lz*et)
Harbiye Nazın Cemal
Bu telgrafa, mümkün olduğu kadar hiçbir fikir ve hissi mahsus izhar etmemeğe çalışarak mülayim ve hatta itminanbahg bir cevap vermek, muvafık mütalea edildi. Cevap budur:
Şifre Sıvan, 7/B Teşrinievel 1919
Harbiye Naatn Cemal Pasa Hasretlerine
C — 7/8, 10, 1919
«Ahmet İzzet Pa*a Hasretlerine»
Mütaleai samı teri. layık olduğu ehemmiyetle naz ân dikkate alındı, Harekâtı milliye itin tesiratı hakkındaki hüsnü telâkkiye tefekkür olunur, Rugune kadar olduğu gibi, bundan sora ıLılıî, lıidemnlı vakıa i mili iyenin hakimane bir tarzda idame edileceğine ve kanunî bir idarenin lamamti teessüsüne bütün mevcudiyetimizle çalışılacağına itimat btıyurulmubinı rico ve çünkü gayei mesaimizin bir devreî kanuniye kûçadına matuf bulunduğunu arzederîm. Elhamdülillah hükümet ile millet, noktai nazarlarında itilâfı tam IiûkiI eylemi* olduklarından fi muhat devam edeceğinden emin bulunduğumu^ samimiyeti mütekabile ve vahdeti kâmile erklini memulu millet ve memleketi kâfil olarak «liretle iroe edecektir.
Harekât ve eiyatfcü wıkiınc nj cümlenin malûmu olan Ferit Pafta Kabin etim-, milletin mutavaat ve amalü eTaline müşareket etmemesi, siyaseti hariciyemi* üzerinde hiçbir tetiri mcj'iim bırakmayıp bılâk» Ferit Paşa Kabinesinin sebebiyet verdimi hjlıiimlr te^irjtı menhus¦) i lırrtaraf etmi; vt- sayanı ijukrü i::,ı|..-ı,. -.1 1 olun bugünkü müsait vaziyeti siyaıiyrmiti temin eylemiştir.
Mitlerin itimadına maıhar bugünkü kabine ile müttehit bulunmak, variyeti dahiliyemizi, aiya-ieii hariciye üzerinde en nafi ve müessir bir amil k iftiracına çüphe yoktur. Hadisatı fevkalâdede ban yrrlerde arzu hilâfında bazı vakayiîn zuhuru gayrikabili içtinap ahvali zaruriye ve tahliyedendir. Bilhassa Kütahya ve Bilecik ve Eskişehir gibi mevakiiıı ve bu mrvukidckj masum ve mağdur halkın tahtında bulunduğu tazyik ve tahkir, lütfen ve nazarı insaf île bir an düşünülürce bilisi gîkayet görülen ahvalin nc derece muhik olduğu edna mülâhaza: ile sabit olur. Buralardaki vaziyeti elime ve müesaifeııin de, bu is ve müsebbibi sabık bükü metin tavrı miskimi rr esi olduğu düşünülünce hedefi lariz ve. tahtı enin harekâtı mîll iyeye te.veihi haksızlık olur itikadındayım. Kastamonu vali vekilinin mamuru devletleri huyundan telgraf namesinden vekili mumaileyhi de mazur görmenizi rica edeceğim, Çünkü bu tarzı müracaat yalnız Kattamcmudan değil, daha bazı yerlerden de vaki olmuf ve yeni kabinenin mütereddit gibi görünen tavrı iptidaisi bir iki gün daha devam et* şeydi, bu nevi müracaatler memleketin her kösesinden yağacaktı. Fim aha t* bu gibi
166
hnlita k&t'iyyrn meydin verilmemesi için icap eden «er türlü tedabir ah nacak vc tesir at icra edilecektir ve tavsiye i fahimencleri veçhile, vahdcii tanını rn in temini ve kavanini esamiye du ireninde hükümetle ruhrtai samrmiy«nin te*ûİ için kemali hulûs ile sarfı mesai edilecektir. Hürmet ve tmim ile ellerinizden öperim Efendim.
Mustafa Kemal
£idi kenedi*
Efendiler, Ahmet tzzet Paşan m yazdığı nasihatname ve ver- Ali Rıı* P*-d iğimiz cevabm mütaleası bir hatıramı ihya etli» Nazarı millette s* dm huriye tarihte mazbut kalması için onu da söylemiş ol ay ma: ^* ^l*^*
Ali Rıza Paşa, bir güm Ahmet tzzet Paşayı ziyaret eder; esnayi sohbette aleyhimde birtakım tefevvühatta bulunur ve bu tefevvühata mühim bir keşfini de ilâve eder: «Cumhuriyet yapacaklar, cumhuriyet!» diye bağırır. Doğrusunu isterseniz Efendi* ler, Makedonyada Osmanlı imparatorluğunun Garp Orduları Başkumandanı Ali Rıza Paşanm aslanlardan mürekkep, koskoca Türk ordularını, mahvü perişan ettirdikten ve kıymetli Makedonya topraklarını, düşmanlara terk ve teberru ettikten sora; devletin en müşkül anında, Vahdetimin hadimi amali olmak için, icap eden evsafı iktisap eylemiş olduğuna ve bu meşhur ordular baş* kum and an mm, bu defa kendine en mahir muavin olarak, eski erkânıharhiye reisini, Harbiye Nezaretine getirmeği düşüneceğine, tabiî naznrile ha kılabil irdi. Fakat teşebbüs atı m il Üyenin, cumhuriyeti istihdaf ettiğini, bu kadar sürat ve suhuletle ihtisas ve idrak eyl iveceğin e takdirhan olmamak mümkün değildir.
Efendiler, bana bu malûmatı veren, hikâyeyi bizzat tzzet Paşan m ağımdan işiten, çok muhterem ve içimizde hazır bir arkadaştır.
Efendiler, Cemal Paşa 9 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifre Salih Pa$a ile, Heyeti Temsiliye ile yakından temas etmek üzere, Bahrîye Heyeti Tem-Naıırı Salih Paganın, hareketinin tensip edilmekte olduğunu bil- *tUy* 11 * dirdL Fakat, Salih Paşa, biraz rahatsız olduğu için mahalli mü- ı^r*1* lâka t m mümkün mertebe yakm olması ve İstanbul d an bahren hareketinin münasip teemmül edildiği tasrih edildikten sora Heyeti Temsiliyeden kimlerle ve nerede mülakatları tasavvur olunduğunu sordu.
10 Teşrinievelde verdiğimiz cevapta, mahalli mülakat olarak Amasyayı tespit ettik. Görüşmek üzere, Heyeti Temsiliyeden benimle beraber Rauf ve Bekir Sami Beyler gidecekti. Bunu da bildirdik, Salih Paşanın İstan bul dan hangi gün hareket ede-
167
ceğinin ve Amasyaya hangi gün vâsıl olabileceğinin vaktü 2a-manile iş'armı rica etlik.
Efendiler, memleketin her tarafında, teşkilâtı milliyenin tevsi ve t ar sin i faaliyetine devam ediyorduk. Ayni zamanda meb'u-san intihabını temin ve tesria çalışıyor ve bu husustaki noktai nazarlarınım da icap edenlere iblâğ ediyor ve bazı zevatı tavsiye dahi ediyorduk. Ancak Cemiyet namına, namzet vazetmemeği prensip kabul etmekle beraber, meh'us olmak teşebbüsünde bulunanların, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti esaslarını ve mukarreratını hüsnü kabul etmiş zevattan olmasını, pek ziyade arzu ediyor ve bu gibi zevatın, kendiliklerinden Cemiyet namma namzetliklerini vazetmeleri lüzumunu da ilan ediyorduk.
11 Tegrinievel 1919 tarihinde, bu arzettîğim hususa ta dair yeniden bazı emirler verdik (Ves. 147, 14$j 149).
Amali mİlliyeye hadim memurlar, birer suretle, nakil ve tahvil olunmak, amali miIHyeye muhalefetlerinden dolayı, millet tarafından kovulan memurların sıfatı memuriyetlerini muhafazada devam olunmak yüzünden bazı yerlerden, yeni kabine ile manayı itilâfrnıız ani aşılamadığı tarzmda tarizler gelmeğe başladı. Bu hususu, 11 Teşrinlevelde, Cemal Paşaya yazarak, kabinenin nazarı dikkatini celbetmek istedik.
Askerî Ni* Bir de, Efendiler, malûmunuzdur ki İstanbulda Askerî JVt-
sfRhhau Cctıu- gehbaa Cemiyeti diye bir heyeti fesadiye türemişti. Bu heyetin ¦rçtl o zamanki malûmata nazaran resikârrnda bulunanlar, Kiraz Ham-
di Paşa, hırsızlıktan dolayı matrut, Erkânıharp Miralayı Refik Bey, Sabık Halaskar Grupundan Binbaşı Kemal Bey, Bandırma Sabık Sevkiyat Reisi Topçu Binbaşılarından Hakkı Efendi ve henüz bu cemiyetle kat'ı rabıta edip etmediği malûm olmayan matrut Erkânıharp Binbaşılarından Nevres Bey gibi seyyiatlan yüzünden ordudan tardolunmuş veya tekaüde sevkedilmiş kesan ile, ahlâksızlıklarile tanınmış mahdudülmiktar eşhastan ibaret bulunmakta idi.
tşte, bu cemiyet, İkdam gazetesinin 23 Eylül 1919 tarih ve 8123 numaralı nüshasında bir muhtıra neşretmişti. Bu cemiyet, bu muhtırasile, kendilerine vatan ve milletin nigehbanı süsünü vermek istiyordu, Cevat Paşanm Harbiye Nezareti zamanmda, bu cemiyet hakkında, takibata başlanılmıştı. Tebeddülattan dolayı arkası kesildi.
168
Bu cemiyetin mevcudiyeti ve faaliyeti ordu mensuplarının asabiyetini tahrik ediyordu. Heyeti Temsiliyeye müracaatler başlamıştı.
12 Teşrinievel 1919 tarihinde, Harbiye Nazın Cemal Paşadan, kendi muvaffakiyeti noktai nazarından, bu membaı fesadın kökünden sökülüp atılma emi ve mensuplar mm şediden tecziyelerini ve icraatın orduya tamimini rica ettim (Ves. 150).
Cemal Paşadan 14 Teşrinievelde aldığım «bu, kat'î, mukarrerdir» (Ves, 151) kısa ve kat'î telgrafını 15 Teşrinievelde bütün orduya sureti lıususiyede iblâğ ettim (Ves. 152),
Fakat, Cemal Paşanm bu kat'î karamam hiçbir vakit tatbik olunduğunu hatırlayamıyorum.
Efendiler, tahattur buyurursunuz, İngilizler, Merzifon ve müteakiben Samsunu, tahliye eylemişlerdi. Bu münasebetle ve Ferit Paşa Kabinesinin sukutu üzerine. Srvas ahalisi fener alayı yaptı, tezahüratta bulundu* Birtakım nutuklar verildi Bu sırada halk ta «kahrolsun işgal» diye bağırdılar, Srvasta münteşir tradei Milliye gazetesi, bu hadiseyi olduğu gibi yazdı. Dahiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, bu gazetenin istihbaratına atfen, Srvas vilâyetine yaptığı bir tebliğde «kahrolsun işgal» tarzındaki yazılar, hükümetin hali hazır siyasetine gayrimuvafıktır; diyordu.
Bu ne demektir, Efendiler? Hükümet, işgali, şayanı takbih bulmayan bir siyaset mi takip ediyordu? Yoksa, kahrolsun işgal dedikçe, memleketi daha ziyade işgale mi sebebiyet verilecekti? işgal ve tecavüz karşısında, milletin muhafaza! sükût ve sükûnet etmesi, işgalden mütehassis olmuş görünmemesi mi muvafıkı akıl ve siyaset idi?
Böyle sakim ve hayvanca bir düşünce, izmihlal ve inkıraz uçurumuna kadar tekmelenmiş bir devleti kurtarabilecek siyasete esas olabilir midi?
İşte, hu münasebetle, 13 Teşrinievel 1919 da, Harbiye Nazırı Cemal Paşaya, yazdığım bir telgrafta; «vatanm kısmen tahliyesini idrak eyliyen milletin, bu tarzda, hatta daha bariz bir surette* izharı hissiyat etmesini pek muvafık ve makul gördüğümüzü» ve «milletin hissiyatı hakikiyesine müsteniden hükümetin bu haksız işgalleri, lisanı resmii siyasî ile ret ve mütareke ahkâmma mugayir, bugüne kadar vukubulmuş müdahalâtr, protesto ve tamirlerini talep eyliyeceğine intizar eylemekteyiz» dedikten sora, «bu vesile ile hükümetin takip ettiği siyasette, Heyeti Temsiliyece,
169
henüz malûm olmamış cihetler varsa tenvirini» rica ettim (Ves. 153),
Murahhasımız ve Harbiye Nazırı Cemal Paşanın cevabı, çok enteresandır (Ves. 154). 18 Teşrinievel 1919 tarihli olan hu cevapta; şu cümlelerin ihtiva eyledikleri maaniT şayanı dikkattir* «Amali milliye dairesinde tedviri umur meşguliyetini tahammül eden hükümeti merkeziye, harekât ve icraatında icabatr siyasiyeyi kollamak, ecanibe karşı daha milvmannüvazanc ve mülayim a ne hareket eylemek iz firarında» dır,
SüDgülfcFint Efendiler, Kıza Paşa Kabinesi ve o kabinede, Harbiye Nazm
cnıikti* kal- olan zat; aziz vatanımızı işgal eden, süngülerini milletin kalpgâ* bm«up!yu hına saplayan e canibi, misafir kabul ediyor ve onlara mihrnanuü-vazane ve mülâyimane harekette ıztırar görüyor! Bu ne mütalea-yu bir Har- dır, bu ne kafadır? Amali milliye bu mu idi? biye Ntıurt Harbiye Nazın, «husus il e teşebbüs atı milliye suitefsiratına
— dair — faaliyetlerin henüz kuvvetten düşmediği şu zamanlarda işaret eylediğim ihtiyatkârlıkların nabemahal olmadığı tasdik buy uru t ur» itikadında olduğunu söyliyerek, teşebbüsatı mil Üyenin İrası zarar eylemiş olduğunu ima ediyor ve bu yüzden hâsıl olan fenalığı tamir için tedbirlerinin nabemahal olmadığını bize de tasdik ettirmek meharetini göstermeğe çalışıyor.
Harbiye Nuzırı, telgrafnameaini şu cümle ile ikmal ediyor: «ispatı asarı rüşt eylemiş olan milleti necibenin haizi itimadı bulunun hükümeti hazıra, icraatı vakıasından azadeser kaldıkça, harice karşı daha fazla ismaı kelâm ey 1 iye bileceği bedihiy atına karşı He~ yeti Muhterem ei Temsil i yed en, icraatı hükümeti daha ziyade mü* revviçkâr bulunmalarını rica ederimi
Efendiler, Cemal Paşa, hakikaten mühim noktalara temas ediyor: Evvelâ, milletin ispatı rüşt ettiğini söyliyerek bizim, millet nam ma delâlet ve İrşadımıza İhtiyaç olmadığını İma ediyor ve bununla, bizi millet indinde fuzuli birtakım müdahaleciler telâkki ediyor. Saniyen; bizim, hükümeti azadeser bırakmadığımızı ve bu yüzden har ire karşı ismaı kelâm e, mâni it^kil eylediğimizi ifade ediyor.
Efendiler, mîlleti necibemizin, rüştünü ispat eden asar; Erzurum, Sivas Kongreleri ve bu Kongrelerde ittihaz eylediği mu-karrerat ve bu mukarreratın tatbik ma çalışmak sayesinde vahdet ve tesanüt kespetmeğe başlaması ve Sivas Kongresini yapanları imhaya kalkışan Ferit Paşa Kabinesini ıskat gibi efalü harekât vc teyakkuzdu*
170
Bu kadarla iktifa etmek, bütün bu harekât ve faaliyette olduğu gibi bundan eora da, millete rehberlikte bulunmak vazifei vicdaniyesinden sarfınazar ederek, hükümeti aza deşer bırakabil inek, ancak hir şartla mümkün olabilirdi, 0 da, azadeser olmağa liyakati tahakkuk edecek, Millet Meclisine müstenit, millî bir kabinenin, mukadderatı memleket ve milleti bihakkın tekeffül ettiğine kanaat idi. Milletin, «kahrolsun işgal» avazei şikâyetini boğmağa çalışan, hilmsü idrak insanlardan mürekkep, hayvan ve terkibinde hain hulmiuin bîr heyetin, eblehane ve eçhelâne ve mis-kinane hareketlerinin seyircisi kaJmak, erbabı aklü iz'an ve hamiyetten talep olunabilir midi?!
Bir de Efendiler, Cemal Paşa: «Milletin haizi itimadı bulunan hükümeti hazıra» sözile pek büyük ve alenî bir yalan irtikâp ediyordu. Milletin hükümete itimadı henüz tahakkuk etmemişti. Bu söz, ancak ve hiç olmazsa, Millet Meclîsi huzurunda kabine itimat reyi aldıktan sora telâffuz olunabilirdi. Halbuki henüz Millet Meclisinin azaları bile intihap olunmuş değildi.
Harbiye Nazırı, bu sözü telâffuz ettiği dakikada, yalnız bir zatın haizi itimadı bulunuyorlardı. O zat ta, devlet riyasetini telvis etmekte bulunan hain Vahdettin idi.
Heyeti Temsil iyenin, ken dil erile, itilâfa lüzum görmüş olması, millet namma ihrazı itimat gibi telâkki etmek istiyor ve maksuttan bu idise, milletin kendilerine vasıtai itimadı olan bu heyeti aradan çıkarmağa çalışmağa ihtiyaç nedendi?
*
* *
Efendiler, Ferit Paşa hükümetinin sukutu, memlekette bazı mütereddit görünen mahallerin de hissiyat ve maneviyatı üzerinde hüsnü tesir yaptı. Her tarafta, rüesayı memurini mülkiye ve askeriye başta olmak üzere, teşkilâta germi verildi.
Ali Fuat Paşa, garp vilâyetlerinin hemen kâffesile alâkadar oldu. Bizzat. Eskişehir, Bilecik ve bilâhare Bursa havalisinde dolaşmak ve icap edenlerle muhabere eylemek suretile çalışıyordu*
Balıkesirde bulunan Miralay Kâzım Bey, (Meclis Reisi Kâzım Paşa) o havalide millî teşkilât ve askeri tertibat ile alâkadar ve meşgul idi.
Bursa da Miralay Bekir Sami Bey, 8 Tegrinievelde, Ferit Paşanın adamı olan valiyi tstanbula göndererek, Kongre mukarre-ratını tatbika başlatmış ve bir heyeti merkeziye teşkil ettirmişti.
171
Teşkilâtı milliye ile uğraşıldığı kadar, intihabı meh'usan ite de büyük bir alâka ile uğraşılıyordu*
Memlekette, bilcümle teşkilâtı mili iyenin, ayni unvan altında, Heyeti Temsil iyeye merbut i yeti esası takip olunuyordu- Eskişehir, Kütahya, Afyon Karalı i e arı havalisinde teşkilâtın ta re ini ve Aydın, Konya, Bursa, Karesi nııntakalarının suhuleti irtibatı noktai nazarından tedbirler almıyordu. Garp cepheleri hakkında Harbiye Nezareti tenvire ve hükümetçe ne gibi icraat ve tertibat düşünüldüğü de sorularak, hükümetin alâkasını ieticlâba, çalışılıyordu.
Efeler tarafından idare olunan Ay dm cephesi aksamına bir kumandan göndermek hususu düşünülmeğe bağlandı. 14 Teşrini-evelde işgal altmdaki mahallerde; hafi teşkilâtı milliye yapılması için Fuat Paşaya ve Afyon Kura hisarın da Yirmi Üçüncü Fırka Kumandanı Ömer Lûtfi Beye yazıldı* Maahaza, bu tarihlerde, henüz bazı yerlerde, maksadın tamamen anlaşılamadığj görülüyordu. Meselâ, Reddi t'lhak Hey ederinin, kendi namlarma, tebligatta bulunmakta olduğu ve 10 Teşrinievel 1919 tarihinde, Reddi ilhak Cemiyeti reisi imzaeile, Teşrinievelin yirmisinde, bir büyük kongre içtima edeceği ve bu kongreye iki murahhas izamı vilâyetlerden talep ediliyor ve birtakım tedbirler icrası bildiriliyordu.
Bîr taraftan, Karakol Cemiyetinin de, İstanbul dan maada, Bursa havalisinde de faaliyette bulunduğu anlaşıldı.
Bu tesettürün önüne geçmek için icap eden tedbirler a İmdi, Bilhassa, Ali Fuat Paşaya, Bal ıkes irde Kâzım Paşaya, Bursa d a Bekir Sami Beye, Bursa Heyeti Merkeziyesine İcabı gibi yazıldı (Ve*. 155).
ît i lâf ve Hürriyet Cemiyeti de, düşmanlarla beraber Anadolu da mukabil teşkilât yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş, bu haber alındı. Kolordular m nazarı dikkati cel bolundu.
İstanbul d a, hafi çalışmağa karar verildi. Trakya ya teşkil âtm tevsii için Cafer Tayyar Bey vasıtasile talimat verildi.
Meclisi Mt; b*- Efendiler, tneh'uidarin intihabma çalışırken, bir taraftan da
usanın topla- Meclisi Meb'usamn, nerede toplanabileceği fikri dimağımızı işgal nacağı yer ediyordu. Hatırlayacaksınız ki, Erzurum dan, Refet Paşan m bu meseleye müteallik bir telgrafına cevap verirken «Meclis toplanmalı, fakat, Istanbulda değil, Anadoluda» demiştim. Filhakika, ben, Meclisin tstanbulda toplanması kadar, mantıksız ve maksatsız bir hareket tasavvur edemiyordum. Ancak, bu hususta sala-
172
hiyettar olanları ve efkârı umumiyeyi, bu hakikate imale etmedikçe, fikrimizin hay y izi file gelmesi mümkün değildi. îstanbul -da içtimain, mehaz irini, tabii bir surette, tebellür ettirmek icap ediyordu. Bu maksatla, makasıdı milliyeyi rum ve ecnebilere karşı hırietiyanlar aleyhinde göstermek hususunda, Ali Kemal ve Mehmet Ali Beylerin faaliyeti. Ermeni Patrikhanesinde aktolu-nan içtimai ar ve Hürriyet ve itilâf Fırkasının teşebbüsatı üzerine Harbiye Nazırı vasıtasile, hükümeti merkezî yenin nazarı dikkatini ceibettik.
13 Teşrinievel 1919 tarihinde, Meelisi Meb'usanm küşadm-dan sora, Müdafaai Hukuk Cemiyetinin nasıl bir vaziyeti siyasiye alması fikrinde bulunduğunu, Cemal Paşa vasıtasîle hükümetten istimzaç ederken, Meclisi Meb'usanm Der saadette içti mamda ne gibi teminatı siyasiye istihsalinin düşünüldüğünü de sorduk. Ayni tarihte, Meclisi Meb'usanın Dersaadettc temini selâmeti için, ne gibi tertibatı inzibatiye ve tedafüiyeye tevessül edilmek mutasavver olduğunun ve ne yapılmak lâzrmgeldiğinin, İstanbul da, teşkilâtımızın heyeti merkeziyesinde bulunan ve Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı olan Miralay Şevket Beyden sorduk.
*
Efendiler, hatırınızda dır ki, Bahriye Nazın Salih Paşa ile, Amasyada, bir mülakat takarrür etmişti. Nazır Paşa ile, hükümetin siyaseti hariciyesi ve îdarei dahiliyesi ile ordunun istikbaline ait esasa t üzerinde görüşülmek ihtimali vardı. Bu sebeple daha evel kolordu kumandanlanntn fikir ve raütalealarmı bilmek, bence pek faydalı idi.
14 Teşrinievel 1919 tarihli şifremde, kolordu kumandanlan-mn bu üç noktaya ait mütalealarını rica ettim. Kumandanların raporlar mı vesaik mey anında mütalea buyurursunuz (Ves. 156).
Salih Paşa, 15 Teşrinievelde, Istanbuldan hareket etti. Biz de, 16 Tegrinievelde Srvastan hareket ettik. 18 Teşrinievelde Amasyada bulunduk.
Salih Paşaya, uğrayacağı iskelelerde, teşkilâtı milliye tarafından mutantan istikballer yapılması ve tarafımızdan beyanı hoş-amedî edilmesi hakkmda talimat verilmişti (Ves. 157),
Biz de, Amasyada, bizzat pek büyük tezahüratla kendisini, istikbal ettik.
173
Salih Paşa ile, Amasya da, 20 Teşrin ieveil de bağlayan muza» keratımız, 22 Teşrinievel de hitam buldu. Üç gün devam eden müzakerat neticesinde, ikişer nüsha olmak üzere beş krt'a protokol tanzim edildi. Bu beş kıt'a protokoldan üçü — Salih Paşa nezdinde kalanlar bizim tarafımızdan ve bizde kalanlar Salih Paşa tarafmdan —¦ imza edildi tki kıt'a protokol mahrem addedilerek imza edilmedi.
Amasya mülakatı neticesi olan mukarrerat, kolordulara da bildirildi (Ves. 158).
Efendiler, bu münasebetle, bir noktayı tebarüz ettirmek islerim. Bizce, teşkilâtı mili iyenin ve Heyeti Temsiliyenin, hükümeti merkeziye tarafmdan resmen tanınmış bir mevcudiyeti siyasiye olduğunu ve müzakeratnnız resmî ve netayicinin lâzhnürria-ye olarak tarafeynce resmen taahhüt edilmiş bulunduğunu teyit ettirmek esastı.
Binaenaleyh, müzakerat netayici mazbutatmm protokol olduğunu kabul ettirmek ve hükümeti merkezi yenin murahhası filan Bahriye Nazırına imza ettirmek mühimdi,
21 Teşrinievel 1919 tarihli protokol muhteviyatı, denilebilir ki, hemen kamilen Salih Paşanın tekâlifi olup kabulünde beis görü mı i yen birtakım mevattan ibarettir (Ves. 159).
22 Teşrinievel 1919 tarihli ikinci protokol, uzun süren bir müzakere ve münakaşanın hulâsai zaptıdır.
Bu müzakerede, tarafeynin, hilâfet ve saltanat hakkmda teminatı mütekabil esine ait tafsilâtına dair bir mukaddemeden sora, Srvas Kongresinin 11 Eylül 1919 tarihli beyanname mevaddmm tezekkürüne başlandı:
1 — Beyannamenin birinci maddesinde, tasavvur ve kabul olunan hududun en asgarî hir talep olmak üzere temini istihsali lüzumu müştereken kabul edildi.
Kürtlerin istiklâli maksadı zahirisi altında yap d makta olan tezviratm önüne geçmek hususu tensip edildi. Halen ecnebi tahtı işgalinde bulunan m an atıktan, Kilikyayı Arabistan ile Türkiye ar asm da bir «ela tampon» vücuda getirmek m aksa d ile ana vatandan ayırmak arzusunda bulunulduğu mevzuubahs edildi, Ana-dolunun, en koyu Türk muhiti ve en mahsuldar ve zengin bir mmtakası olan bu kıt'anm hiçbir suretle ayni mas ma muvafakat ediliniyeceği; Aydın vilâyetinin de, ayni katiyetle (ve evleviyet-
174
le) eczayı vatandan gayrikabJli infikâk olduğu esası umumiyetle kabul edildi.
Trakya meselesine gelince: Burada da, zahiren bir hükümeti müstakille ve hakikatte bir müstamere tesisi ve bu halde Şarkî Trakyadan dahi Midye - İnoz haltına kadar olan mmtakayı bizden ayırmak arzusunda bulunulmak ihtimali derpiş edildi. Fakat Edim en in ve Meriç hududunun bir hükümeti müstakille) islâm i* yeye ilhak edilmek için dahi olsa, hiçbir suretle terkine rıza gösterilmemesi esası müştereken tasvip edildi. Maahaza bütün bu madde muhteviyatı hakkında heyeti teşriiyenin vereceği en son karar bittabi mutadır, dendi*
2 — Beyannamenin dördüncü maddesinde anasın gayrunüs-limeye hakimiyeti siyasiye ve muvazeneli içtim aiy em izi ihlâl edecek mahiyette imtiyaza t itasmın kabul edilmiyeceğine dair olan fıkra, ehemmiyetli bir surette tezekkür olundu* Bu kay din, istik -tâlimizi filen temin njin, istilı^ıJ] tnührrm bir talep nmhiyctindr telâkki edilmesi ve bundan yapılacak en ufak bir fedakârlığın istiklâlimizi esaslı bir surette rahnedar eyliyeceği dermeyan edildi-Mezkûr dördüncü maddede mevzuubahs olan ve anasın hıristi-yaniyeye fazla imtiyaz at verilmemesine matuf olan gaye, lâzimül-isühsal bir hedef olarak kabul edilmiştir. Maahaza gerek bu bapta ve gerek hakkı hayatımızın müdafaası emrindeki metalibi sa İrem ize ait hususa t ta — birinci maddenin nihayetinde olduğu gibi burada da — Meclisi Millinin reyü kararmm muta olacağı kaydi konuldu.
3 — Beyannamenin yedinci maddesine nazaran istiklâlimiz, tamamen mahfuz kalmak şartile fennî, sınaî ve iktisadî ihtiyacaü* m izm sureti tesviyesi hususu münakaşa edildi. Memleketimize pek çok sermaye dökecek olan bir devlet olursa, bunun umuru maliyemiz üzerinde talep edebileceği bir hakkı murakabenin de* recei şümulü kestirileni iveceğinden, bu hususun istiklâlimizi vc menafii hakikiyei milliyemizi zarardide etmiyecek veçhile, mütehassıs! arca esaslı bir surette düşünülerek tahdit ve tespitinden sora Meclisi Millice tensip edilecek suretin kabulü tezekkür olundu.
4 — 11 Eylül 1919 tarihli Srvas Kongresi mukarreratının mevaddı sairesi de Meclisi Meb'usanm kabulüne iktiran eylemek si.riih* esas itibarile muvafık görüldü.
5 — Bundan sora, Sivas Kongresinin 4 Eylül 1919 tarihli mukarreratının teşkilât kıs mm a ait 11 inci maddesi muhteviyatı
175
olan Anadolu ve Rumeli Müdafaaî Hukuk Cemiyetinin vaziyeti ve bundan s maki şekil ve saha i faaliyeti hususu mevzuubahs olundu.
Bu maddede, iradei mil Üyeyi hâkim kılacak olan Meclîsi Millinin, hukuku teşriiye ve murakabesine emniyet ve serbesti ile sahip olduktan ve bu emniyet meclisi millice teyit edildikten sora. Cemiyetin şekli kongre kararile tayin edileceği m us a rr ah lir. Burada mevzuubahs olan kongrenin, şimdiye kadar vukubulan Erzurum ve Sivas Kongreleri gibi hariçte ayrı bir kongre halinde olması meşrut değildir, dendi.
Cemiyetin program mı kabul eden Meb'usan, Cemiyetin nizamnamesinde musarrah olan murahhaslar ad ve telâkki edilerek aktedecekleri içtimai mahsus, kongre makamına kaim olabilir. Bundan sora meclisi millinin istanbul da, tamamen hali emniyette, serbest olarak icrayr vazife edebilmesi şarttır, dendi. Bunun, şeraiti haz ıraya göre ne dereceye kadar temin edilebileceği teemmül edildi, istanbul un ecnebi tahtı işgalinde bulunması hasebile meb'usanm vazifei teşriiyclerini hakkryle ifaya pek müsait olanı ı-yacağı fikri tezahür etti. Yetmiş seferinde Fransızların Bordoda ve ahiren Almanların Yayma r da yaptıkları veçhile, sulhun ak t İne kadar, muvakkaten, meclisi millinin Anadolu da, hükümeti seui-yenin tensip edeceği emin başka bir mahalde içtimai muvafık görüldü.
Meclisi millînin îçtjmaradan sora, derecei emniyet ve mah-fuziyeti taayyün edeceğinden emniyeti tamme görüldüğü takdirde, Cemiyet Heyeti Temsil iyesin in ilga sile teşkilatı hazıra sm m hedefi mesaisinin tayini, zikrettiğim veçhile kongre maka mm a kaim olacak olan içtimai mahsusta kararlaştırılacağı ifade olundu.
Mcb 'usanın intihabında şerhe*t.i tam bulunması lüzumu hükümetçe emredilmiş olması hasebile intihabatm icrasında. Cemiyet Heyeti Temsiliyesince, müdahale vaki olmamakta olduğu beyan edildi.
MebVsan meyanmda, İttihat ve Terakkiye mensup ve orduda seyyiatlı eşhas bulunduğu takdirde, bunların meb'ıuı intihap edilmesine meydan verilmemek için Heyeti Temsiliyece irşat suretinde, sureti münaıebede bazı telkinat yapılması muvafık oîa-cağı da mülâhaza olundu. Heyeti temsıliyenin bu bapta sureti tavassutu da, ayrıca bir formül halinde üçüncü protokol olarak tespit edildi (Ves. 160).
176
Mahrem, telâkki edilip imza altına alınmayan dördüncü protokol şu idi;
1 Bazı kumandan'ların tardına ve bir kısmı zabıtanın divanı harbe tevdilerine dair sadır olan iradatı seniye ve evamiri sa iren in tashih olunması.
2 — M al tay a nefyedilmiş olanlar hakkmda kendi m eh akimi iademizde takibatı kanuniye yapılmak üzere Dersaadete celpleri esbabına tevessül.
3 — Ermeni zalimlerinin de mahkemeye verilmesi [Meclisi Meb*u sa na te rk oluna çaktır ]*
4 — ta m iri D tahliyesi için hükümeti merkeziye ta raf m d an yeniden protesto yapılması ve icap ederse hafi talimat ile ahalîye mitingler aktett t rilmesi,
5 —Umum Jandarma Kumandanı, Merkez Kumandanı, Polis Müdürü ve Dahiliye Müsteşar mm tebdilleri [Harbiye ve Dahiliye Nezareti erince].
6 — İngiliz Muhipler Cemiyetinin [kapı, kapı dolaşıp] ahaliye kâğıt mühürlettirmelerine mâni olmak.
7 — Ecnebi parasıle s a tm al inmiş cemiyetlerin faaliyetlerine ve hu gibi gazetelerin muzır neşriyat ma nihayet verilmesi [bilhassa z ab i tan ve memurinin bu gibi cemiyetlere intisap eylemelerinin kat'iyyen men'i).
8 — Aydın Kuvayi Milliyesinin takviyesi ve iaşelerinin teshil ve temini [bu husus Harbiye N eza relin ce tanzim olunur. Donanma Cemiyetinin 400.000 Lirasından lüzumu kadarı hükümet tarafından bu maksada tahsis kılmabilir].
9 — Harekâtı mili iyeye iştirak etmiş memurlar m umumca sükûnet ve emniyeti tamme husulüne kadar yerlerinden kaldırıl-mamaları ve amali milliyeye muhalif hareket etmelerinden naşi millet tarafından işten el çektirilmiş memurinin yeni memuriyetlere tayinlerinden evel sureti husus i yed e müdavelei efkar edilmesi.
10 —- Garbi Trakya muhacirlerinin sevk ve naklinin temini.
11 —Acemi S:idıın Pga ve maiyetinin sureti münıısihed^ ikdanc.
imzasız beşinci protokol da, sulh konferansına gidebilecek vatın esamisini ihtiva ediyordu- Maahaza bu hususta hükümet es a* a riayet etmek sartile, serbest bulunacaktı.
12
177
Murahhaslar ı
Tevfik Paşa Hazretleri Ahmet tzzet Paşa Hazretleri Hariciye Nazm Reşat Hikmet Bey
Heyeti mütehassısa;
Hâmil Bey Miralay tsmet Bey Reşit Bey
Mühendis Muhtar Bey Miralay Ali Rıza Bey Refet Bey Emir! Efendi Münür Bey Mütehassıs bir zat Mütehassıs bir zat
Heyeti tahririye; Reşit Saffet Bey
Şevki Bey Salih Bey
Orhan Bey Hüseyin Bey
Reis
Askerî murahhas Siyasî murahhas Siyasî murahhas
Maliye Askerî
Umuru siyasiye Umuru nafıa Bahriye miralayı İstatistik Tarih
Hukuk müşaviri
Umuru ticariye
Mezahihi muhtelife imtiyaza'
ima vâkıf
Maliye Kalemi mahsus mü-diri Esbakı
Robert Kollej Türkçe Muallimi
Efendiler, bu müzakera timiz mazbutatı meyanmda, en mühim noktan m, meclisi millinin mahalli içtim ama ait olduğu nazarı dikkati âlilerinizi celbetmiş olacağım tahmin ederim.
Meclisin, tstanbulda in'ikadı caiz olmadığı hakkındaki kadîm fikir ve kanaatimizi, Salih Paşaya kabul ve tasdik ettir d üt Ancak Paşa, şahsan bu kanaate iştirak etmekle beraber, bu iştirakin şahsına ait olup, şimdiden, bütün kabine namına söz veremiyeceği kay di ihtiraz isini de dermeyan etmişti. Kendisi, kabine erkânmı ikna ve bu fikre iştirak ettirmek için elinden geleni yapacağım vait ve muvaffak olamadığı takdirde kabineden çekilmekten başka yapacak bir şeyi olmadığını beyan eylemiş idî.
178
Salih Paşa, bu hususta muvaffak olamamıştır.
Meclisi Mebnsanın mahalli içtimai meselesine tekrar avdet eylemek üzere Amasya mülâkatma ait maruzatıma hitam veriyorum.
Yalnız, Efendiler; biz, Amasyaya gelmek üzere Srvas tan ay- Sıvaata ajey-rılır, ayrılmaz, Srvas ta pek te hoşa gitmiyen bir hadise cereyan et- aime yapılan mistir- Bu hâdise hakkmda kısaca arzı malûmat edeyim: hirtefl*hb«
Amasyaya muvasalatımızda, İtilâf ve Hümyetçilerin, eca- Ş*y^RMep niple müştereken birtakım harekâtı hıyanetkâraneye teşebbüs ettiklerine dair malûmat almıştık. Bunu derhal tam i m en tebliğ etmiştim. Srvasta da, aleyhimde, padişaha telgraf çekilmek gibi bir teşebbüs olduğunu istihbar ettim, fakat inanma d un. Elbette Heyeti Temsiliye arkada şiarım izm ve karargâhımıza mensup zevatın, valinin ve sairenin dikkati buna mânidir dedim.
Halbuki, Şeyh Recep ve rüfekasmdan Ahmet Kemal ve Celâl nanımda üç gahıs bir gece telgrafhanede, kendilerine mensup bir telgrafçı vasıta*ile, arzu ettikleri telgrafları çekmişler,„
Filhakika, Amasya Telgrafhanesinden Salih Paşaya ait şu telgrafı getirdiler;
36613 K. Srvaa, 10 Teşrinievel 1*1*
82
Bahriye Nazın Devletin Salih Pa*a Hazretlerine Ya varı Hazret i Şehrîyarf Saadetin Naci Beyefendi Hasretlerine
AyİArdanber- TrttPrtttkctjmJsdf ««yan eden hali anlamak ve mahiyeti meseleye? vukuf peyda etmek Üzere merkezi vilâyete kadar ihtiyarı zahmet buyurmanın menafi î mülkü millet namın t cümleten istida ve mülkü millet namına makina hasma teşriflerini kemali ubudiyetle istirham eyleriz,
An Evladı Şemsiddini Siva&î TJlerna, agraf, tüccar ve esnaftan
Recep Kamil, Zurelizadc Celâl mürekkep yüz nllmrg mühürü havidir
tlyaszade Ahmet Kemal
Bana da 19 Teşrinievel 191° tarihli olan şu telgraf geldi:
Amaıyada Mustafa Kemâl Paşaya
Ahalimi^ padişah vc hükümet efkârın* bizzat Salih Paşadan veyahut emin bir lisandan işitmedikçe, aradaki ihtilâfa ballolunmuj nızmrile bakamryacaktır. Binaenaleyh iki gıktan bîrini ihtiyara meeburiyetinm arzederia.
llyjiH/jıd.^ Zarelixa.de An EMMt Şem&iddidi Sİyhbî
Ahmet Kemal Celal Recep Kâmil
179
Efendiler, biz, bütün memleketi irşat ve tenvir ile uğra§ryo-ruz. Fakat, düşman]arımız da, bize mukabil, heryerde ve hatta bizzat bulunduğumuz ve her suretle hâkim olduğumuz Srvas şehrinde bile, habasetlerini icra ettirebilecek deni vasıtalar bulmakta, muvaffak olabiliyorlar.
Bütün ikazlarımıza, ihtarlarımıza rağmen, şahsan gaybubet eder etmez, Sıvastaki zevatın görülen dalgınlığı heryerde, nekadar kayıtsızlıklar vc müsamahalar vukubulmuş olduğuna çok güzel bir m isa] teşkil eder.
19 Teşrinievel günü Sıvastaki arkadaşlar, Heyeti Temsilîye imzasile şu telgrafı veriyorlardı:
Amasyada Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine
Şeyh Recep ve riifekasınııı Zatı Devletlerine çekilmek üzere telgrafhaneye çimdi verdikleri telgraf sureti aynen berveçhizh- arzelunur;
Bu bapta Topçu Binbaşısı Kemal Bey ayrıca tahkikat icra etmektedir.
Bu telgrafa, aldığımı arzettiğim telgraf m suretini ilave edı* yorlar.
Sivas Telgraf Başmüdürü de ayni günde şu malûmatı veriyor;
Mustafa Kemal Faşa Hazretlerine
An Evlâdı Şcmsiddini Sivasî Recep, İlyaszude Abmut Kemal ve Zarelitade Celâl imzaiarı ile yazılan telgrafnaraeleri takdim ederim. Bu telgrafnameler gece getirilmiş ve memurlarımız ihafe edilerek yazdırılm)&,trr. Her ferdin gcraİti mahsusa dairesinde telgraf yazmağa hakkı derkârdır. Ancak makina mîasma rasgelenin girmesi memnu bulunmak s&yle dursun, memurların tehdit ve îhafesE gibi haysiyet ve vekan hükümeti renuide edecek harekata içtîsar etmek doğrusu kanun* isyan mahiyetindedir* Keyfiyeti vilayeti relileye araettim ve memlekette tesisi intıssam için caljştnakta «lan Zatc Devletlerine de arzı hal ederim. Ihıiramat ve tazimatı mahsusam tn kabul buy urul ması müsterhamdır.
19 Teşrinievel 1919 Başmüdür
Lûtfİ
¦
Dertaadet merkez $tfi Beye.
Lisanı umumiden ar solunan ve selameti mülkü millet namına takdimi, istirham olunan telgraflarımı w tevkif eden haini dîn ve devlettir. Nihayet kau dökülmesine sebep olacaktır. Stnı'i şahaneye isal için azmimiz kat'jdir. Cevap bekliyoruz.
180
Mabeyni Hümayun Raf kitabe ti Celilesine:
Delâlet! aliyelerilc lıkdinı kılınan arıza i çake™ ne milin cevabım »elâmcfî mülkü millet namına makina bağında intizar ediyoruz.
Mabeyni Hümayun Bu$kîtu bet i delâletilc SüuMt-i Merahlniüübdci Cenabı llilârelpenahiye:
Memtekctimig bulunan Sıvımla, Anadolu ve Kümeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti nam ile tevekkül eden Kongre Heyeti Reisi Muştala Kemal Paga, itimatname i hümayunlarını hâmil bulunduğunu iqaa ile memleketimizde ıe*ri ncyyiat etmek î-tiyen bir hizbi kalilin i {tirat ile iradeî mîlüyeyi temsil suretinde gösteriyorlar. Halbuki halife i ziçanımız ve sevgili padişahımıza her surede muti ve merbutjyeü timmcnuz mu k tokayı din olduğundan Bahriye Nazırı Salih Paça ile Seryaveri Hazret i Şrhriyari Nari Beyefendinin Amaeyaya izamlarım istihbar ettik. Abalı angında hu tule gelen heyecanı teskin için ulema, egraf ve tüccardan iki yüzü mütecaviz imzayı Kavi davetiye telgrafımıza cevap ulunındık, Efkârı umumi yenin ne merkezde olduğunu biıe* zat müyahede buyuru İm ak üıcere Sıvana kadar gönderilmelini rumalî ubudiyet ve ke« malı tehalükle tazarru ve niyaz ederiz. Olbapta vc katibe i ahvalde *mrü ferman ]HMİI|ahırn ız efendimiz lıaıre ilerin indir.
Efendiler, düşmanlar, Şeyh Recebe, hakikaten mühim bir rol ifa ettirmiş bulunuyorlardı* Sırası gelince arzedeceğim vesaik irn. Sait Mollanın Rahip Fruya olan 24 Teşrinievel tarihli bir mektubunda, Molla, Papaza «Sivas vakıasını nasıl buldunuz? biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek» diyordu.
Bütün milletin vahdet ve tesanüdünden ve teşkilâtı: milliye-nin memleketin her köşesine teşmil edildiğinden bahseden, milletin müşterek arzusuna tebaan ve teşkilâtı iniltiye ve askeriyeye müsteniden kabine ıskat eden. yeni kabine ile karşı karşrya geçen, bir heyetin reisi aleyhinde — tam yeni kabine murahbasile müzakereye girişeceği bir sırada ve bu maksatla Srvastan çıktığının ferdası — bütün Sivas ahalisi namma kıyamı gösterir bir telgrafın, telgrafhane tehdit edilerek çektirilebilmesi elbette manidar idi.
Böyle bir heyetin, bizzat bulunduğu Sivas ahalisi, aleyhinde bulununca, bütün milletin, ayni his ve fikirde olmayacağını ispat etmek cidden müşküldür, O halde, mahiyeti temsiliyesi böyle olan bir heyetin ve reisinin istinat ettiği kuvvetin dahi çürük ola* çağma hükmetmek neden caiz olmasın!
Srvastan yükseltilen bu sadanm düşmanlar için nekadar kuv* vetli ve mühim olduğu takdir buyurulur.
Efendiler, Salih Paşaya ait telgrafı, Amasyaya muvasalatında kendisine verdirdim. Fakat, Şeyh Recep ve rüfekasmm hükümetçe tecziyesini talep ettim. Srvastaki Heyeti Ternsiliye azasına da telgraf başmda 9 Tegrinıevelde şunları sordum:
181
1 — Şcyfa Recep, Ahmet Kemal vb Celâl imza sili? mabeyni hu ma yuna (ekil* o telgraf nameyi gördünüz mü?
2 — Telgrafhane nöbetçi zabiti yok mu?»
3 — OınlfrniTun mevcudiyetin * rağmen böyle bir küstahlık nasıl vukuhula-bilir. Bahusus bu ınecaninin teşebbüsleri cUınlenizce malûm bulunuyor. SaUh Paçaya ve Naci Beye hitaben üç imza ile telgraf hazırladıklarım biz buradan içîmıigttk. Sîzin bundan haberiniz yok mu idi?
4 — Ecaniple beraber İtiUf ve Hürriyetçilerin btrtaktm harekatı hryaneikarar neye lesebbü* ettiklerine dair dün tınıitnen vukubulan tebligat alınmadı mı?
5 — Tazyik ve ihafe edilen telgraf memurlarının hemen il-ap edenler it vali pahayı ve diğer alâkadandı haberdar etmrcneUHuİtt ve nöbetçi zabitinin bunda gaflet g^rtermetinin sebebi nedir t
6 — Baflmfldür Beyin itayt tnalümal eylemeği üzerine ittihaz edilmig olan te-dübİr 3Lı rl i r
Mustafa Kemal
Vilâyetin, meseleyi ciheti askeriyeye havale ettiği anlaşılması üzerine Kolordu Erkâmharbiyc Reisi Zekî Beye de, şunu yazdım:
MçVEUuhaha olan meselede zimethal alanların levkif ve tecziyesi için vilâyetçe mevcut «Lan ve imi t kullanılmış ta veyahut gayrikâfi görülmüş te mi Kolorduya iş atı-lryor. Yokoa bu küatahane harekâta kargı dahi vilayetçe ittihazı tedahirde tereddüt rniı ediliyor? Bu dhet anlatıldıktan »ura halli mesele daha sehil ve esaslı olur.
Mustafa Kemal
Badehu Sıvasta bulunanlara şu emri verdim:
1 — Telgrafhane tamamen kontrol atlına alnmeakur. IIir zabit kumandasında bir mania asker ikame edilecektir. Vaki olduğu gibi telgrafhaneyi iıftal ve memurini tazyik ederek vahdeti megruai milliye aleyhinde tahdijt eaJıatt' mucip ve asayişi muhil te^ehhüsatta bulunacak hainler kaiTiyyen men edilecektir Bu gibi harekâtı asayiş gikenanede haddi kanuniyi tecavüz ve askere taarruK edenlere kargı bîiâtereddui, Kemerede olursa olaun irilmeli silâh edilecektir,
2 —1 KÜBiıhane harekâta mütecasir olanlar hakkında temini inzibat noktai nazarından erkin ıha rb iye reisinin dermeyan eylediği esbaba binaen Firarlarına: ma» hal verilmeksizin derhal icabı hal yapılacak ve neticesi bir iki saate kadar bildirilecektir. Ancak bu hususla karar Vermek için orada mevcut ir vattan hiçbirinin te^ebhüs almayıp istizana kalk^ılmatj cidden mucibi teessüf görülmüştür, Bu karar, bir taburu Sıvasta bulunan Beşİnti Fırka Kumandanı Cemil Cahit Bey tarafından tabur kuntandanrna ernredİÎıniftir. Oraca bu kararın sürati tatbikin* hiç olmazsa delâlet buyuru! ma sı niyaz oltınur.
S — Sıvasta temini inzibat için uyumk olarak bütün alakadara nca tedabiri katiye ve (etlide alınması lüzumunu arjtederînt.
Mustafa Kemal
182
Hususî olarak Osman Tufan ve Recep Zühtii Beylere, şu ta, limatı verdim:
Harekâtı mîllîye aleyhinde küstahlık edenler hakkında yapılacak muamele icap edenlere bildirilmiştir. Vaziyeti bittakip harfiyen tatbik olunup olunmadığını ve müsamaha görüldüğü takdirde bizzat müdahale ederek eşhası malumenin tevkifi ve hempalarının işkalı matluptur. Bu bapta tuzum hâsıl olursa* herkime karşı olursa olsun icabım ifada tereddüde mahal yoktur,
Mustafa Kemal
20 Teşrinievelde Vali Reşit Paşa, uzun uzadıya vak'ayı hikâye ettikten sora, «vak'anın tevessü eylemesi ihtimali varitken önüne geçilmiş ve gösterilen icraatı seria ve şed ideden dolayı buna mümasil ahvalin badema ademi zuhuru dergâr bulunmuş» oldu* ğunu yazıyordu (Ves. 161).
Efendiler, hükümeti merkezi yenin Şeyh Recebi ve rüfekasmı tecziye etmiş olduğunu, bittabi, farzetmediniz. «An evlâdı Şemsid dini Sivasî» diye imza atan bu miskin ve adi şeyhin, bundun sora da düşman aleti olarak irtikâp eyliyeceği habasetlere tesadüf edeceğiz.
Efendiler, henüz Amasyada iken, karşılaştığımız vaziyet, yalnız, Şeyh Recep vak'asile kalmadı. Adapazarı havalisinde de buna mümasil bir hâdise vukua geldi. Müsaade ederseniz, onu da kısaca arz edeyim:
Adapazarı kazasının Akyazı cihetlerinde türeyen, Talostan Bey ve Istanbuldan para ve talimatla gelerek, süvari olacaklara 30 ve piyade yazılacaklara 15 lira vadeden Bekir Bey ve Sapan-canın Avçar karyesinden Beslân nammda bir tahsildar birleşiyorlar. Bu adamlar başlarına topladıkları atlı, yaya birtakım eşhas ile Adapazarı kasabasmı basmağa karar veriyorlar. Tabir Bey isminde olan Adapazarı kaymakamı, bunu haber alıyor, Tahir Bey, tzmitten gönderilen bir binbaşı ile ve tedarik ettiği yirmi beş kadar atlıyı alarak, kasabayı basmağa gelenlere karşı hareket eder. Lûtfiye denilen bir köyde karşılaşırlar. Bu güruha maksadı hareketleri sorulmuş., verdikleri cevap şu imiş: «Zatı padişahının hayatta ve makamı muaHâyı hilâfetlerinde olup olmadığını öğrenmek için Adapazarma makina hasma gelmek istiyoruz. Mustafa Kemal Paşayı, padişah makamına kabul edemeyiz.,»
183
Ta hır Bey ili m akın a başında, tzınit mutasarrıfına verdiği malumatta; «merkumların îstanbulda mühimce zevatla temasları olduğunu ve batta padişahın da bu hareketlerinden haberdar bulunduğunu beyim eyledikleri» dercediliyordu. Resmen verilen malûmatta; «Bekirin, toplanan eşhasa* bu iş içinT tstanbulca. bir hafta müddet tayin ettiler, beş gün £cçti. İki günümüz kaldı, İşi tacil edelim diye:* beyanatta bulunduğu da bildiriliyordu (Ves. 162)+
Limitteki Fırka Kumandam, Adapazarı üzerine bir müfreze gönderecekti. Ali Fuat Paşa da, Düzce üzerine bir miktar kuvvet stîvkederekli.
23 Tegrinievel tarihinde, tz mitte Fırka K um and u uma, Be-kirin itilâf ve Hürriyetçilerle ecnebi düşmanlar tarafından gönderildiği ve harekâtı mefsedetkâranelerinin men'i lüzumu bildirildi.
Adapazarı Kaymakamı Tahir Beye de, 23 Teşrinievelde doğrudan doğruya «Bekir ve rüfekası hakkmda tedabiri şedide ve serianın tatbikında kat'iyyeu tereddüt gösteril m iyerek izalei ma* zarratlarile neticenin iş'armr» emrettim (Ves. 163).
Efendiler, 23 Tegrinievel tarihli bir şifre ile. merkum Bekir ve hempalarının hareketleri ve hüviyetleri hakkmda destres olduğumuz m ulûm atı* Harbiye Nazırı Cemal Paşaya bildirdik vc «bükümeli seniyece bu gibi ef al ve harekâtı ınefsedetkâraneye karşı vaktü zamanında tedabiri müessire alınmayıp, mesele, teşkilâtı mili iyeye temas eylediği takdirde en şedit tedabire tevessülde kendimizi mazur göreceğimizi arz ederiz» dedik (Ves. 164).
îzmitten, giden ve mahallinde takviye olunan millî ve askerî bir müfreze, «mühim miktarda toplanmış ve toplanmakta olan eşhası şer i reyi dağıtmış, Tahsildar Besi ân ve biraderi Hasan Ça* vuşn derdest etmiş-, asıl talimat ve para ile bir hafta eve) Îstanbulda n gelmiş olan Bekir, firar eylemiş.» Bu Bekir, zabitlikten mat-rut ve Manyaslıdır (Ves. 165t 166). Bundan sora, vermeğe mecbur olduğumuz emirlerle, İz m itte muharrik ve mü retti p olanlardan, İngiliz tbrahim denmekle maruf biri ve sair birtakımları hakkında takibat başladı (Ves. 167\ 168).
«Bekirin, mahallince ittihaz olunan tedabir neticesinde teşebbüsünün akim kaldığını ve firar eylediğini ve tekrar tstanbula avdet ederek yeniden teşcbbüsatı meKunanede bulunması ağlebi ihtimal olduğunu, hakkında takibatı mahsusada bulunulmasının
184
Amaayadan 26 Teşrinievel 1919 tarihinde Harbîye Nazın Cemal Paşaya yazdım (l vs. 169).
27 Teşrin ie ve 1 1919 tarihinde Bolu Mu la s amfi Haydar Beyden gelen telgrafla: «Bekirirı maiyetinde iki zabit, kırk m üs e İlâh adam olduğu halde Abaza köylerinde halkı, hükümeti hazıra namına hareketi milliye aleyhine teşvik ve birçok para sarf ettiği ve nezarete vuku bu lan iş'aratmın cayi kabul bulamamakta olduğu» bildiriliyordu (Ves. 170).
Efendiler, bu gibi mesailde, hükümeti ikaz ve vazifesinin ifasına davetten ibaret olan müracaat t erimiz, elbette, hükümetin işine müdahale gibi telâkki edilmez i t ika d md ayım,
İ s tan bulda hükümetin gözü Önünde, tertip olunan ve dahili, haricî düşman hır m,, padişahın malûmat ve muvafakatile olduğuna şüphe etmediğimiz teşebbüslerinin, fîlen muvaffak olacakları dakikaya kadar, beklemek ve elbette hükümet tedbir alır, mâni olur, tevekkülü safdilim esine kapılmak caiz olamazdı.
Efendiler, Amasyada müzakereye bağladığımız 20 Teşrinlevel gününde, vürut eden malûmat hulâsam şu idi: Istanbulda, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Askeri Nigehban Cemiyeti ve Muhipler Cemiyeti bir blok teşkil ettiler. Bu blok ve AH Kemal ve Sait Molla gibi eşhas-, anasın gayrimüslim ey i, mütemadiyen Kuvayi Milliye aleyhine tahrike başladdar. Rum ve Ermeni patrikleri, Kuvayî Milliye aleyhinde Düveli İtil afiye mümessillerine müracaat ettiler. Ermeni Patriği Zuven Efendi, Neologos gazetesinde neşrettiği bir mektupla harekâtı mîlliyei ahireden dolayı Ermenilerin muhaceret etmekte olduklarını ilin etti.
Maslup Kâzımın kardeşi Hikmet nammda biri, tstanbuldan aldığı talimat ile Adapazarı civarında, basma birtakım müsellâh adamlar toplamağa başladı. Bu Hikmet ismine, mühim bir vesî* kada da tesadüf edeceğiz. Adapazarı civarında, Değ irmen de rede de, para ile adam toplanmağa başlandı, Ç^te halinde toplananların, Geyve hükümetini basmağa karar verdikleri istihbar kılındı. Karaca beyde de buna mümasil ufaktefek harekât görüldü. Bursada, Gümülcüneli İsımı Hin tertip ettiği çetelerin Kuvayi Milliye aleyhine harekâtı hissolunmağa haşlandı. Nigehbancılarm mevkuf bulunan lan bir £Ünde kâffesı hapisten çıkarıldı.
Düşmanlar tarafından, Kuvayi Milliye aleyhinde tertip olunan çetelerin faaliyete başlaması, muhalif blokun alenî hareketi, İstanbul Polis Müdürünün aleyhte faaliyeti, Ali Rıza Paşa Kabi-
185
nesine aleyhtar nazırların mevcudiyeti, bazı teşkilât merkezlerimizi, bilhassa İstanbul merkezimizi naümidiye sevketmeğe başladı (Ves. 171, 172)*
Hükümetin, umumiyetle hiçbir maksat ve karar sahibi olduğunu gösterecek, harekette bulunamaması ve yalnız Dahiliye Nazırı Şerif Paşan m menfi ve seri faaliyetini tasvipkâr davranması, hakikaten şayanı teemmül ve endişe bir manzara ar-zediyordu.
Bu hususta, ilk, hassasiyet ve inisyatif gösteren Ankara oldu. Ankara Vali Vekili Yahya Galip Beyin Srvasa keşide ettiği 15 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifresini; merhum Hayati Beyin im-zasile diğer bir şifre içinde 22 Teşrinievelde Amasyada aldım, O şifre aynen şudur:
Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine
Paja Hazretleri; bû mukadder a ttmın, ne böyle, milletin mukadderatım bil-mi yen büküme le ve ne de sümnıettedarîk gönderilecek valilrr* ttrkede meyiz. Defeatla Zatı Alilerine arzettiğimiz dügünreler nazarı itibara ahmnadı£["djın ılolayı hükümeti merkeziye, mahut Ferit Pa-a Kabinesinin tayin edip te gönderemediği Bitlis Valii Sabıkı Ziya Paşayı buraya ve hayatı memuriyetinde hiçim mevcudiyet göstereniemi| olan Suphi Beyi de, Kimyayı vali tayin etmek «uretile İlk adımım atmağa bağladı, içte bu gibi mülâhazata binaen Meclisi Meb'ut(un Lcgrkkül etmeden evel, hiçbir memuriyete hariçten kiminin getirilmemesini peçende arzetmiş idik. Mademki hükümeti hazıra, buraya yeniden vali gönderme (e kıyam etmiştir, $u halde, buradaki harekâtı milliyenin s ün dürülmesi ilticam ediliyor demektir. Nasıl ki Zatı Âlileri askerlikten istifa ederek bir ferdi millet gibi çatılmağa karar verdiniz* bendeniz de buradan çekilerek ayni suretle milletimin vaı i fecini ifa? a karar verdim. Vali gelınriye kadar vekâleti kime tevdi edeceğimi lütfen bildiriniz Efendim»
15 Teşrinievel 1919 Ankara Vali Vekili
Yahya Galip
Bir gün sora da, 23 Teşrinievelde Cemal Paşanın, 21 Teşrinievel 1919 tarihli şu telgrafını aldnn:
Adet Kadıköy, 21/10/1919
419
Amasyada Mustafa Kemal Paça Hazretlerine
Ankaradan Belediye Reisi ve Mttfti Efendi hariçten gelecek valiyi kabul etttijyeceklerİni, Ankaraya, Ankaradan vali tayin olunması lüzumunu kendi salâhiyetlerine bînncu iddia ediyorlar. Böylece her taraftan ayn ayrı metatip dermeyanı
186
hükümeti müşkül vaziyete sokmaktadır. Bedhahan ve anasın saire, bu gibi ahvali türlü türlü teftir ediyor. (.„) hükümete muzaheret vadi üzerine bu gibi hususların men*i lüzumunu rîca ederim ve nasbi,, iradei semyeya iktiran eden valinin hareketi icap edeceği tabii takdir buy ur ulur. Harbiye Nazırı
CemA
Filhakika, başta Müfti Efendi olduğu halde, (elyevm Diyanet İşleri Reisi bulunan muhterem Rıfat Efendi Hasretleri idi) Ankaralılar, protesto mahiyetinde, îstanbula müracaat etmişlerdi,
Anka rayı teskin ederek, nüfuzu hükümeti, kırmamak için. telgraf bağında, birçok nasayihte bulundum. Fakat, Ankaranm haklı olduğunu, teslim etmemek, mümkün değildi. Nihayet Cemal Paga vasıtasiie hükümete yazdığım telgraftan bahsederek alınacak cevaba kadar, vaziyetin hüsnü idare edilmesini Ankarada Kolordu Kumandan Vekili Mahmut Beye yazdım.
Bu noktada, bilmünasebe bir hakikati arzetmek muvafık olur. Biz, Heyeti Temsiliye, hükümetin vaziyet ve mahiyetini pek âlâ anlamıştık. Erkânı hükümetten, bazriarmm hükümete dahil olmaktan nadim bulundukların t ve bu gibilerin çekilmek için be-hane aradıklarını da anlıyorduk. Bundan başka haricî ve dahilî düşmanlar m ve padişahın müttefikan, Ali Rıza Paga Kabinesi yerine, kendi noktai nazarlarını, açıktan açığa ve süratle tatbik edecek, diğer bir kabineyi mevkii iktidara getirmeğe azim bulunduklarından da, gafil değildik ve bunun için de, Ali Rıza Paşa Kabinesini, ehveni ger buluyorduk. Bîr de, Ferit Paganın sukutundan sora, yeni kabine ile anlaşmak için, geçen dört, beg gün zarfında bazı taraflardan, mümkün olduğu kadar çabuk uyuşmak hususunda aimmış olan tavsiyeler de, bizce nazarı dikkatte tutulması icap eden mana ve mahiyette idi, Binaenaleyh maksada emniyetle vâ&ıl oluncaya kadar, 'lüzum görülürse, biraz da fedakârlık yapmak zaruretini hissediyorduk.
Mahmut Beye yazdığım şifrede bu noktalar da ima edilmişti (Ves. 173),
Cemal Paşaya verdiğim cevabı aynen arzedeceğim:
Şifre
Mahuttur, aceledir Amasya, 34/10/1919
Harbiye Nazırı Cemal Paça Hazretlerine Cı 21/10/1919 tarih ve 419 numaralı şifreye:
Ankaradan, vali hakkında vukubulmug olan müracaat ve istirhamm. esbabı aüyeden neg'et ettiği anlaşılmıştır.
187
Şöyle kî; Deraaadetfrn atman mevsuk haberlerde İngilizler ile İngiliz Muhjpîer Cemiyeti ve İtilâf ve Hürriyet ve Nigübnanoıiarm hıriatiyan anasırile tebriki mesai eyledikleri ve Anadoluya birçok muhalifler ssvktderek teşkilatı milîiyeyi ihlâl ve hükümeti seniyeyi ıskat teşebbütsatına giriştikleri ve bu erbaht meftodetin Adapları ve Bursadan hareket eyledikleri bildirildiği gibi Adapazarmda da son günlerde lıa&ı fili yat görülmedi mucibi endişe olmuştur. Konyaya gönderilen Va!i Suphi Beyin, İngiliz Muhîplfir Cemiyeti İstanbul heyeti idaresi azasından olduğunu, Kon-yada Refet Beye ifade eylemiş bulunduğunun şüyuu, hâsıl olan tereddüdü teşdit eylem içtir. Ankara vilâyetine tayin olunan Ziya Paşanın meslek ve namusu hakkmda bîr şey denemezse de kendisinin ehliyet ve iktidarı da meşkûk görüldüğünden Ankara vilâyeti gibi teşkilat ve harekâtı milliy emilin en mühim meraki zinden biri olan mahalde daha henüz vazıyetler tavazzuh edip sükûnet ve emniyeti lamme husul bulmadan, buradaki mühim vasiyetin resikârma, tamamen mücerrep olmayan âciz bir valinin tayini mucibi tereddüt olmuştur. Ankarada bulunan vali vekili ve kumandan ite Heyeti Temsil İye arasında cereyan eden muhaberat üzerine, hükümeti haziran m, herne suretle olursa olsun, evamirine ve icraatına münkat olmak tabiî görülmüş ve o yolda hareket edilmiş ise de, doğrudan doğruya ahali, tasavvur ettikleri tehlikeye kargı verilen teminatı gayrjkâfi görerek, emniyeti tamme husulüne kadar kendilerince amali milliyeye mutavaatı mücerrep bulunan yalı vekilinin idamei memuriyetini elzem addederek, doğrudan doğruya hükümete müracaat eylemişlerdir. Son işmarı devletleri üzerine» Ankarada icap edenlerle tekrar müdavelei efkâr edilmiş^ hatla mehaxiri olsa dahi, nıahztı nüfuzu hükümeti haleldar etmemek için. Ziya Paşanın hüsnü kabulünün teminine çalışılmıştır. Aıırak, me-haItkten ve mefsedetkârane cereyan eden ahvalden, fevkalâde mütevahhiş olan halkı tatmin etmek mümkün olamamıştır.
Dahiliye Nazırı Paşa Hasretleri, içinde bulunduğumuz vaziyetin nezaket ve ehemmiyetini, düşmanlarımızın nekadar iblisane ve faalâne sarfı mesai eylemekte olduklarını takdir buyurdukları şüphesiz bulunduğuna göre ve makamı nezareti yeni ieçrif buyurmuş ulmalarr j ti har İle 1 ay iki istihdam olan memurini tanımakta mazur oldukları giht Adil Beyin dahi müsteşar lığım yapmış, olan Keşfi Reyîn, eTan müMcşurhk [iıakummda bulunması nazarı dikkate alınınca bilhassa rüeeayi memurinin tayininde ne dereceye kadar ilticamı basiret olunması "tahakkuk edtr- Binaenaleyh Ziya Paşan m şimdilik izam olunmaması hususunun temin hııyumlmascna delâleti şamil eri ve neticesinin emrü imha buyuru İması manız ve müsterh anıdır.
Mustafa Kemal
Efendiler, Ali Fuat Paga, 28 Teşrinievel 1919 tarihli bir şifresile, îstanbuldaki teşkil âtımız m namıma gönderdikleri bir telgrafı bildirdi. Bu telgrafta verilen malûmat mühimdi.
Çerkez Bekjrin ihdas ettiği malûm vak'a, Adap azan ve civarında Kuvayi Milliye aleyhinde mebdei isyan telâkki edHmig. Bundan ne suretle istifade olunacağı hakkmda «zatı gah a ne, Ferit Paşa, Adil Bey ve Sait Molla ile Ali Kemal Beyden mürekkep^ bir heyet birtakım tasavvuratta bulunmuşlar.
188
Bıı telgrafta, yukarda ismi geçen, Hikmet, hakkında da İzahat veriliyordu. Bu Hikmet, iki ay mukaddem Amasyadan Ada-pazar ma gelmiş, 0 havalide ötedenberî kendisine ve ailesine muhalif olanlar m teşkilâtı milliyeye dahil olduğunu anlamış. Hikmet Bey, Amasyadan geldiğini ve beni tanıdığını ve teşkilâtı milliyeye ancak kendisinin mezun olduğunu ileri sürerek, Sivas la muhabereye kalkışmak ister. Muhalif taraf mâni olur. Hikmet, muhalif teşkilât yapar. Bunu hisseden Sait Molla, Hikmeti elde edecek çareyi bulur Kendisini hıristiy anlar aleyhinde bir isyana teşvik eder»
Efendiler; Hikmet hakkmda ve düşmanlarımız m hıristiyanlar aleyhinde hareket tertiplerine dair verdiğim malumat, bilâhare temas edeceğimiz bazı vaziyetlerin suhuletle anlaşılmasına yarayacağı için, zait addolunmamasını rica ederim (Ves. î?4t 175).
Efendiler, bu malûmat üzerine Cemal Paşaya yazdığım telgrafın aynen manzum âlileri buy uru İmasın r arzu ederim:
Şifre Srvas, 31/30/1519
Harbiye İNfimn C*mai Paşa Hazretlerine
Adapazarı havalisinde, hükümet ve teşkilât; milliye aleyhinde cereyan eden vak*a malûmu sam ileridir. Bu vak'a, vahdeti milliye n in azmi ve hükümeti ne niye* mn tcdabiri hlUeîbe ve katTiyeai aayesindç bertaraf edilmiş isse de benüt oralarda itihmu fesat meveul bulunmaktadır. Milletin vahdeti karalısında, tamamen mahvii nabııt olacağına şüphe yoktur. Ancak, bu harekatı mefsedetkâranedefc Damat Ferit Pasa, Dahilîye Nazırı sabıkı Âdil ve esbakı Al i Kemal Beyler ve Sait Mollanın müşevvik ve müretrlp oldukları anlaşılmıştır. Kı-ndi hıyaneti vataniyelerinden haşka maruzulcsami zevat, gayet hüyiik ve tehlikeli bîr hata daha irtikâp eylemişlerdir. O da, leşebbüaalı mcranetkaranelerinden güya zatı akdesi hümayunun da nıalûmaltar olduğunu işaa etmek gibi bir denaeti kübradır. Kahine heyeti nıuhte-remesinden, kemali hulûs ile, rica ederiz. Vaktii zamanile keyfiyeti sureti müna-sibede zatı paki hümayuna arzeylesinler. Milletin ve teşkilâtının hn gibi eracife elbette atfı ehemmiyet eylemiyeceği bedidardır. Erbabı mef&edetin, yalanlarla, vah-deli milllyeyi lekedar etmek istediklerini ileri sürerek, mahallinde hükümeti seniye tarafından resmen tekzibi suretile, her türlü suiiefelıhümün izalesi ve bu eşhası musırra hakkında letkikatt Ifoime frilîfa takibatı kanun iyeye tevessül kılınması hayatı bir mesele addolunmaktadır Efendim,
Heyeti Ternsiliye nam ma Mustafa Kemal
Efendiler, Ali Kıza Paşa Kabinesinin malûmumuz olan ma- Ali Rıza Palı iy eti terkibine rağmen muhafazasına ve mümkün olduğu kadar s* &abiB esini takviyesine neden lüzum görüldüğünü bir nebze ima etmiştim, tutmak karart
189
Amasyadan, Srvasa avdetimizden sora, Heyeti Temsiliye ve diğer mevcut rüfeka ile aktettiğimiz içtim ada Amasya mülakatı ve saire hakkında arkadaşlara uzunuzadrya izahat verdim. Bu içi imada, Heyeti Temsiliye Mukarreratı Nizamnamesinin 29 Teşrinievel 1919 günü müzakeresine ait a ahifesinde, aynen mukayyet olan şu kararı tespit ettik:
Başta Sadrazam Alî Rıza Paşa olmak üzere cümlesinin âciz, nazarı şahanede bîr mevki tutmak istiyen zevattan oldukları, kısmen harekâtı mili iyeye IeHtar ve kısmen de aleyhtar bulundukları, maahaza» zatı şahanenin ilk fırsatta, bunları ıskat ite yerine istibdadı idama edebilecek bîr heyet getirmek îsıiyccegı cihetle, meclisi millî teşekkül edip vezaifî teşri iyesini İfaya mübaşeret edintiye kadar. Heyeti Tenisi Üyen in bu kabineyi muhafaza etmesinin, vatan ve millet için hayırlı bir suret olduğu, kabul olundu.
Filhakika, bu kararımızı tatbik ettik. Bunu teyit eden bir hususu, bu münasebetle arzedeyûn: Istanbuldaki teşkilâtımız» mevsuk istihbarata müstenit olduğunu bildirdiği bazı malûmatı, 31 Teşrinievel 1919 tarihinde, bize iblâğ etti. O malûmat şu idi:
«îki gundenberi, Kiraz Hamdi Paşa mabeyne gidiyor, iki üç saat huzurda kalıyor ve su karar tespit olunuyor. Müşür Zeki Paşa tahtı riyasetinde bir kabine teşkil edilecek, Hamdi Paşa Harbiye Nazın, Prens Sabahattin Bey Hariciye Nazırı, Tevfik Hamdi Bey Dahiliye, Eşref, Mahir Sait ve saire diğer nezaretleri alacaktır. Bunlardan Sabahattin ve Mahir Saide henüz teklifat olmamıştır. Zatı şahane, Ali Rıza Paşaya, vakti münasibinde belki bugünlerde, istifa teklif edecektir. Bu meselede, evelce faaliyetinden bahsolunan blok, bir cemiyeti hafiye vardır.» Bu malûmat üzerine, Cemal Paşaya, 2 Teşrinisani 1919 da, sadrazamın hiçbir sebep ve behane ile mevkiini terketmemesi lüzumu katisinin bildirilmesi ve bu takdirde bütün memleketin îstanbul ile sureti kat'iyede kat'ı alâka edeceği bildirildi (Ves 176). Rumeli ve Ana dol uda bulunan bütün kumandanlara da, vaziyetten ve Cemal Paşaya yazılan telgraftan malûmat verildi ve vaziyetten temasta bulunulan Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyelerini haberdar etmek lüzumu da bildirildi (Ves. 177).
Efendiler. Salih Paşan m, I&tanbula avdeti üzerine, 21 Teşrinievel tarihli protokolda mezkûr olan ve mühim olduğunu maruzatım sırasmda işaret eylediğim nokta üzerinde, yani Meclisi Meb'usanın mahalli içtimai hakkında, hükümetle aramızda münakaşa başladı. Hükümetin Cemal Paşa vasıtasıle yazdıkları, bizim
190
demıeyan ettiğimiz mütaleat, bir defa daha, mütaleaya değer iti-kadındayım. Bu muhaberatımızın esasım Büyük Millet Meclisinin ilk içtimama ait zabıtnamede görebileceğiniz cihetle burada, ondan tekrar baheetmiyeceğim*
Ancak Efendiler^ bu husustaki muhaberat ve münakasat, yalnız hükümeti merkeziye ve Cemal Pasa ile cereyan etmekle kalmıyor. Bütün memleketin ve bilhassa ıstanbuldaki teşkilâtımızın, bu meseleye dair noktai nazarım anlamak icap ediyordu. Burada, bu cihetlere müteallik bazı malûmat arzedeceğim.
istanbul teşkilâtımızdan, 13 Teşrinievel 1919 tarihinde vu-kubulmuş olan ilk istimzaç telgrafımıza verdikleri 20 Teşrinievel 1919 tarihli cevapta, «meb'usamn tstanbulda toplanmasında bir mahzur ve tehlike olmadığı, Düveli itilâf iyenin herhangi bir hareketlerinin cihanı medeniyete karşı suitesir yapacağının imkân dahilinde görüldüğü» beyanma; yalnız «kuvvei teşriiye, hali hazır salâhiyetinin tevsiine teşebbüs ederse, zatı şahanenin Meclisi feshetmeğe kalkışması ve muhaliflerin tehlikeli vaziyet almaları, Düveli Mü telif enin de bundan bilistifade, Zatı Devletleri gibi zevata taarruz etmeğe içtisarlan muhtemeldir.» haberi ilâve olunuyordu. Bu telgraf m nihayetinde, «bizim akti sulha kadar, tstanbula ayak basmamaklığnnız ve meb'us ohııamaklığmıız» tavsiye olunuyordu fFes, 178, 179).
tstanbulda teşkilât merkezimizden, Kara Vasıf Beyin gizli ve Şevket Beyin açık imzasüe aldığımız 30 Teşrinievel 1919 tarihli şifrede teşkilâtımıza mensup olanların mütaleatı, birçok zevatın mütalealarile takviye edilmekte idi. Bu şifrenin birinci maddesi şöyle başlıyordu: «Ahmet îzzet Paşa, sadrazam, harbiye nazın, erkâuıharbiye reisi, nafıa nazırı ve programlara bihakkın sadık ve hadim olan ve sadakatile beraber mühim de bir kuvveti bulunan Göz Tabibi Esat Paşa ile ayrıca Rauf Ahmet Bey ve sair zevatla gerek talepleri ve gerek münasebet itibarile görüştüm. Bütün efkârın itimat ettiği noktalar berveçhiatidir:»
Bundan sora, bütün efkârın müttehit olduğu noktalar hulâsa ediliyordu:
1) Meclisi Meb'usanm sureti mutlakada tstanbulda içtimai zaruridir. Yalnız, biz, tstanbula gitmemeliyiz. Sadrazam paşa, Meclisin tstanbulda huzuru vicdan ile ittihazı karar eyliyebilece-ğini, ecanipten söz alarak vadetti. Fakat, yalnız, bizim için teminat almak mümkün olamryacağmdan meb'us olurlarsa, mezun
Akti sulha kadar İst an l-j ıı-la ayale basma maki ıhımız ve mtb'-ua ol ma mak-h^ımız tavsiyesi
191
olarak veyahut mcb'us olmryarak, daha âl i, mahbubu kulttp kah maları muvafık olur, deniliyordu*
Bir (b) fıkrasında, «zaten hükümet, aktedilecek muahedede temsili nisbiyi ekalliyetlerin hukuku namına kabule mecburdur. Şu halde, meclisi millinin, ekalliyetlerin de yeniden iştiraki için dağıtılıp tekrar toplanması mehafilce katiyetle ümit edilmektedir.» gibi yeni bir malûmat veriliyordu.
Bir (c) fıkrasında da «hükümet hakikaten hüsnüniyet sahibi ve müstağnidir*» teminatı okunuyordu,
2) nci maddede de: «mümkün mertebe sosyalist, birkaç temiz Hürriyet ve İt il afçı ilâh.„ çıkarmak» gibi bizim ani ly amaya* cağımız muğlak ve müşevveş bir zihniyetin ifadesine tesadüf ediyorduk. Ondan sora:
3} üncü maddeyi: «hükümeti müşkülâta düşürmemek.»
4) üncü maddeyi de: «bize zararı dokunacakları her suretle temin ederek elde etmek istiyorum. Her taraf ta, bana bunu tavsiye ediyor. Meselâ, Re fi Cevat, sosyalistler gibi» mütaleaları teşkil ediyordu (Ves. 180).
1 ve 4 Teşrinievel 1919 tarihlerinde Îstanbuldaki teşkilâtımıza uzun mütalea ve tahlilleri havi cevaplar verdik. Bu cevaplarımızda, ezcümle: «Meb'usanm Îstanbulda içtimai tamamen tehlikeli ve mahzurludur.» dedik ve izah ettik. Cemal Paşa vasıta-sile hükümete bildirdiğimiz mütalea'lan hulâsa eyledik. «Bizim için mevcut tehlikenin, bütün millet vekilleri için varit olduğunu» ispata çalıştık. «Bizim, seyirci mevkiinde kalmamız, behemehal arzu buyuruluyorsa esbabı mueibesile» iş'armr talep ettik (Ves. 181
Yalnız, Kara Vasıf Beye hitap 6İan telgraf namede:
«Ahmet İzzet Paşa Hazretleri, esasen harekâtı milliyenin Îstanbulda katliama sebep olabileceği zannmda idi. Sözlerinin mesmu olması, evvelemirde bu itikatlarının, tebeddül edip etmediğini bilmekle kaimdir. Harbiye Nazırı Cemal Paşa Hazretlerine gelince; müşarileyhin de mütereddit olduğu meçhulünüz değildir. Abuk Paşa da ayni evsaf ve haleti ruhiyededir. Göz Tabibi Esat Paşa hakkında kat1! bir fikrim yoktur. Yalnız bazıları bu zatr son derece mahdudülfikir, pek fazla harisi ganü şöhret gösteriyorlar. Velhasıl, azim ve fikirlerinde istikrar ve isabet mevcut olmayan ve Îstanbulda düşman tazyiki altmda düşünen
192
rical ve zevatın nasayihi şayanı tetkiktir.» dedikten ve mevzuu* bahs, mahalli içtima, hakkında tekrar muhtemel mehalik ve me-haziri say duttan sora «asıl şayanı istiğrap nokta, bizi-, malûmül-esami iki üç kişiyi teminde izharı aczeden hükümetin, diğer meb'usları nasd vikaye edebileceği meselesidir.
Bizde, yavaş yavaş hâsıl olmağa bağlayan fikir ve kanaat, maalesef ecnebiler değil, belki onlardan ziyade hükümet ricali hamasi ile zevatı saireden bazılannm, bizi, mahzurlu addeylemekte olmalarıdır.» dedik
Bundan soraki fıkraların birinde: «temsili nisbinm kabulü zarureti karşısında Meclisin d ağıtı İmasını şimdiden düşünen bir muhitte, Meclisi Meb'usanırı toplanılmamasr lüzumu tabiî görülmek iktiza eder.» zannmı ifade ettik.
Bir fıkrada da; hükümetin müstağni bulunduğu kay din den bir şey anlayamadığımızı işaret ederek «gayesinin bizi müşkül zamanlarda yalnız bırakmak mıdır?» sualinden sora, onlar m bir fikirlerine cevap olarak ta, «muhaliflerin mevkii iktidara gedmesinden korkmak fayda vermez. Binaenaleyh, bundan dolayı tebdili meslek ve meşrep edilemez.» dedik (Ve$. 182),
Efendiler, bu muhaberattan ve bu muhaberatta dermeyan olunan mütaleattan suhuletle istin bat olunmakta idi ki, bizim, İstanbul daki teşkilatımızın seramedanı, hükümet ricalinin, gunun, bunun mütalealarma zebun kalmışlar ve artık port parol olmak* tan başka bîr vazife ifa etmiyorlardı.
işte, diğer bir şifre telgraf name ki, 6 Teşrinisani 1919 tarihinde, yazılıyor, fakat gifrenin metnini Kara Vasıf Beyin mütaleası ve imzası teşjkil ediyor ve Harbiye Nazırı Cemal Paşa imzasüe geliyordu. Bu şifrede, yine mahalli içtimadan bahsolunarak bilhassa: «evvelâ mehaziri siyasiye var. Saniyen mehaziri idariye vart salisen de imkânı içtima yoktur,..... Zaruret^ hisse hâkim olmalıdır,». Muvafık cevabmm acilen kabineye iş'ar buyurunuz» sözl erile tazyik yapflryor ve «Japon Biz a Beyle pek yakında iyi haberlerle size mülâki olacağım» tepgiratmda bulunuluyordu. «Sulhu selâmeti tamamen kazandık demektir. Millî Türk, keza. Bizim; Millî Ahrarı yıkryoruz. Millî kongre yola gelecek» cümle-sile de iyi haberlerin nelere, ne gibi vahi şeylere müteallik olduğunu işarette istical ediliyordu (Ves. 183).
Kara Vasıf Beye, 7 Teşrinisani 1919 da, serian Srvasa gelmesini yazdım.
ıs
19a
Kara Vasıf Beyin, yine aynî meseleye mütedair gönderdiği, 19 Teşrinisani 1919 tarihli şifresinde uzun mütaleatma istinat ettirdiği muhakeme ve mantığını şu cümlede hulâsa ediyordu;
«(Kuvayi Milliye ile hemfikir olan Meclis, padigaha karşı ilânı husumet eylerse, Anadolu kimin arkasından gider?!..... Kuvayi
Milliyeye mi tabi o£sun?L...
Meclîsi Ana doluda toplamak fikrinden feragat bir farizai vataniyedir..,» (Ves. 184).
Efendiler, çok mühim olan, bu mahalli içtima meselesine, hotbehot karar vermek ve bu kararı mîllete ve intihap olunan m eh'uslara tatbik ettirmek, pek hata ma k olurdu. Bu sebeple çok dikkat ve hassasiyetle bütün hususî, umumî efkâr ve hissiyatı tetebbu etmek, temayülü hakikiyi anlayarak kabili icra kararı bulmak zarureti karşısında bulunuyordum.
Bir taraftan, gördüğünüz gibi İstanbul ricaHle muhabere ederken, bîr taraftan da, muhtelif vasıtalarla efkârı umumiyeyi istimzaç ediyordum. Vereceğim kararın temini tatbiki için ordunun noktai nazarını almak ta pek mühimdi. Bu sebeple daha teşrinievel in 29 unda, On Beşinci, Yirminci. On İkinci ve Üçüncü Kolordu Kumandanlarını Sıvasta bir içtimaa davet ettim.
Diyarbckirdeki Kolordu Kuman dan ma, Edirne deki Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Beye, Bursa da Yusuf İzzet Paşaya, Ba-lıkesirde Kâzım Paşaya, Burs ad a Bekir Sami Beye de «kendilerini budiyeti mesafe ve vaziyeti husus iyeleri icabı davet etmediğimi ve mukarreratı bildireceğimin yazdım (Ves. 185, 186)*
Efendiler, davet olunan kumandanlardan, Salâhattin Bey saten Sıvasta idi. Kâzım Kara Bekir Paşa Erzurum dan, Ali Fuat Paşa Ankaradan ve Konya daki Kolordu Kumandan mm cephe ile bazı mühim vaziyetleri bizzat halli lâzım geldiğinden ana vekâleten Erkândı ar biyesi Reisi Şemsettin Bey Konya dan gelip Srvas-ta toplandılar. Heyeti Temsili y ey e dahil olan ve olmayıp ta refakatlerinden istifade olunan zevat ile ve kumandanların iştirakîle. 16 Teşrinisani 1919 günü müzakerata başladık. Buznamei mü-zakeratımız şu üç noktaya münhasır olacaktı:
1) Meclîsi Meb'usanm mahalli içtimai.
2) Badeliçüma Heyeti Temsiliye ve teşkilâtı mili iyenin alacağı şekil ve tarzı faaliyeti.
3) Paris Sulh Konferansının hakkımızda müspet veya menfi bir karar vermesi haline karşı tarzı hareket.
194
Efendiler, bu tarihe kadar, Cemiyet heyeti merkeziy elerimiz- Dört ay km
den, vaki olan is ti lam atımıza, vürut eden cevaplar, dört noktai noktai nazar
nazara ayrılıyordu. ve aldırımız
karar
1) inci noktai navara göre; Meclisi Meb'usanm hariçte içtimai muvafık görülüyordu.
2) inci noktai nazara göre ki, bu noktai nazarı ser d edeni erin bagmda Erzurum, Trabzon, Bahkesir ve bütün Karesi, Saruhan heyetleri bulunuyordu; tstanbulda» Istanbuldaki rical ve zevatın hemen kamilen bu fikirde olduğunu biliyoruz. Padişahın arzusu, hükümetin ısrarı da bu idi.
3) üncü noktai nazar ki, Trakya - Pasaelinin fikri idi; İstanbul civarında,,
4) Bir krsrm heyeti merkeziyeler de, Salih Paşanın, kanaati zatiyelerine istinaden hükümetin muvafakati halinde, hariçte içtima da bir mahzur görmüyorlardı.
Efendiler, hükümeti merkeziye ve onun yardakçıların m, efkârı umumiyeyi ne derece teşettüt ve teşevvüşe uğratmış olduğunu; milletin izhar ettiği, hu ihtilâfı efkârdan suhuletle anlamak kabildir.
Artık, bunun üzerine, rsrarın, muzır netayiç vereceğine hükmetmek te müşkül değildir.
Şimdi, 16 Teşrinisani 1919 dan 29 Teşrinisani 1919 tarihine kadar, günlerce devam eden müzakere ve mü mı kaş ut tan çıkan netayiç ve mukarrerat zaptmı aynen nazarr ıttıiaı âlilerinize ar-zediyomm:
1 — MenLiai Millinin htanbulda içtimaındaki mehazir v« mehalike rağmen, hükümeti çeniyemn hariçte içtima ma ademi muvafakati yüzünden ve memleketi buhrana duçar etmekten içtinaben, tstanbulda içtimai zarureti kabul edildi. Ancak atideki tedahirin ittihazı lüzumu takarrür etli:
a) Bilûmum uıebTu9İarı vaziyet hakkında tenvir ile münferiden ınütalcaUrmu talep etmek.
b) MebWar, letanbuLa gitmeden eveît Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir ve Edirne gibi mahallerde kısım kısım toplanarak Meclîsi Millinin tstanbulda içtim ama nazaran gerek tstanbulda ve gerek hariçte alınması lâzımgelen emniyet tedabirini ve programımızın esasatını müdafaa edceek kuvvetli bir grupun vuruda getirilmesi esbabım tezekkür ve teemmül eylemesi.
c) Teşkilâtı cemiyeti, süratle teşmil ve tarfin için kolordu ku inanda ularının, mıutaka kumandanları ve ahziaeker rüesaeı vasıtasile delâleti seriai filiyede bulunmaları*
195
d) Bilcümle rüesayı memurini mülkiyeden her ihtimale karşı, Teşkilatı Mîlliyeye sadakatte bulunacaklarına dair söz almak ve kendilerinin vesaiti mevelide* lerile teşkilâtı cemiyeti, taazzuv ettirmeğe sürati tevessüllerini talep etmek,
2 — Meclisi Millî Îstanbulda içtima ettikten sora, meb'usan, emniyet vc serbestli tam île va^İfei teşriiye eylemekte olduklarım teyit edeceği güne kadar* Heyeti Temelliye, şimdiye kadar olduğu gibi hariçte kalarak vazifei milLiyesine devam edecektir. Ancak bilcümle livalardan ve meb'us olan zevattan intihap edilmek Üzere birer ve vilâyet ve müstakil livalardan ikîştr zatın, nizamnamenin sekizinci maddesine istinaden Heyeti Temsiliye azası olarak Eskişehir kurhünde cemcdîlcrek, vaziyetin tavzihi ve Meclisi Meb'usanda sureti hareketin takriri tezekkür edilecektir. Bu sebeple Heyeti Temsiliye dahi mahalli mezkûre intikal edecektir. Bu içtimai müteakip Heyeti Temsiliye sureti münasibede takviye olunduktan sora diğer zevat Istanbula Meclisi Milliye gideceklerdir. Heyeti Temsil iyenin, vazifeye devam ettiği müddetçe, teşkilatı milli yenin şekil vc tarzı faaliyeti, nizamnamede münderic olduğu gibi olacaktır.
Meclisi Meb'usan, emniyeti mutlaka içinde bulunduğunu teyit ettiği zaman, Heyeti Temsiliye, nizamnamede mevcut salâhiyetine istinaden, Umumî Kongreyi içtimaa davet ederek on birinci madde mucibince, cemiyetin alacağı vaziyeti atiyenin takarrürünü» Kongrenin kararma terkedecektir* Kongrenin mahalli içtimai ve «urett in'ikadr, o zamanki ahval ve ieabata tâbi olacaktır. Kongrenin davet olunduğu zaman ile in'îkadı ara&mda geçecek müddet zarfında Heyeti Temsiliye, hükümeti merkeziye ve Meclisi Meb'usan riyaseti île mecburiyeti kafiye görmedikçe münasebutt resmi* yede bulunmam.
3 —Paris Sulh Konferansı, hakkımızda menfî bir karar verdiği ve hükümet ve meclisi millice kahul ve tasdik edildiği halde vesaiti gerini münaKibo ile iradei milliye bilistinızaç nizamnamede musarrah olan esasattn istihsaline çakılacaktır.
Mustafa Kemal
Rüstem Mazbar Müfit Ali Fuat Hüsrev Hüseyin Rauf
Kaztm Kara Bekir Hakkt Behiç Hüseyin Salâhallin
ibrahim Süreyya Bekir Sami' Ömer Mümtaz Vastf
K, 12 Erkânıharbiye Reisi Şemsettin
Efendiler, bu mukarrerat mucibince, meb'usları tenvir için* verdiğimiz malûmat ve talimatı aynen arzedeceğim.
intihap olunan meb*uslara iblâğ edilen malûmat ve talimat, gudur:
Madde 1 — Istanbulun Düveli İtilafîye ve bilhassa İngiliz kuvayî berriyesinîn tahtı işgalinde ve kuvayî bahriyesinin tahtı muhasarasında olduğu ve Kuvayi İnzibatiye-
Meb'us! ara verilen talimat
196
sinin ecanip elinde vk muhtelit bir surette bulunduğu malûmdur. Bundan başka» Rumların kendilerinden İstanbul meb'usu namile kırk kişi intihap ettikleri ve Ari-nadan geltni§ Yunan rüesa ve kumandanları tahtı idaresinde olmak üzere, hafi polis ve kuvvei ihtilaliye teşkilâtı yaparak, devletimize anı lâzımında asi bir vaziyet alacak-[arı tahakkuk etmiştir. Hükümetin Istanbulda maatteessüf mukayyet olduğunu itiraf eylemek mecburiyeti vardır. Bu esbaptan nagi, Meclisi Millinin mahalli içtimaını münakaşa etmek gibi bir mesele tahaddüs eylemiş bulunuyor. Meclisi Millî İstanbul-da în'ikat eylediği takdîdre, nıeb'usamn ifa edecekleri vazifei vataniye nazarı dikkate alınırsa, mehalike maruz kalmalarından cidden tevahhuş olunur. Filhakika, İtilâf Devletlerinin mütareke ahkamını bozarak ve sulhun takarrürüne intizara lüzum gör» meksîzin, vatanımızın aksamı mühim meşini işgal ve anasın hrmliyaniyeye hukukumuza tecavüz fırsatını bahşeylemck suretîîe, vukubulan hakşîkenane muamelâtını, tenkit ve ret île tamamiyeti mülkiye ve masuniyeti istiklâlimizi azimkârâne bîr surette talep vc müdafaa edecek olan heyeti meb'usanin dağıtılması ve azasmın tevkif veya içlâ edilmesi müstebat değildir. Karsta in'ikat eden İslâm Şûrayı Millisine İngilizlerin yaptıkları gibi, Intihabata iştirak eyleme mis olan anasırı hırîstiyaniyenin ve onlara pey re v olan İngiliz Muhipler ve Nigehban Cemiyetlerinin, bu hususta düşmanların amalini tervicen her türlü fenalığa tagaddi eyliyekilecekleri de varidi hatırdır. Binaenaleyh Meclîsi Millinin tstanbulda içtimai, meclisten İntizar olunan vazifei ciddiye ve tari-hiyenin ifasını akim bırakacağı ve Meclisi Millî, devlet ve mîlletin timsali istiklâli olduğundan ana vurulacak darbe ile istiklalimizin de rahnedar edileceği müstağni! arzdır. Kahine namına Amasyacta Heyeti Ternsiliye ile müzakeratta bulunan Bahriye Nazırı Salih Pa^a Hazretleri dahi, hu hakayikı derpiş ile Meclisi Millinin îstanbulun haricinde emin bir mahalde içtimai lüzumuna vicdanen Ve fikren kanaat hâsıl etmiş ve bu husustaki muvafakatini imzası tahtında teyit eyîemigtir. Meclisi Millinin düşman tesirinden azade ve emniyeti mu ti akayı haiz bir mahalde içtimai halinde, Istanbulda içtimama nazaran mutasavver bilcümle mehazir, bertaraf edilmiş olacağı gibi makamı hilâfet ve saltanatın tehlikede bulunduğunu cihan efkârı umum iyesine ve betahsis alemi islâm a filen ihsas etmiş olacak ve istiklâl ve mevcudiyeti milliyemizin aleyhinde sudum memul bîr karar karşısında vazaifi milliye ve vataniyenini ifaya kadir bir halde bulunacak ve İtilâf Devletleri nazarında meclisin mukadderatı millete tamamen hâkim bulunduğu daha bariz bir surette izhar olunabilecektir. Meclisin hariçti- içtinıaında varidi haiır olan mehazir berveçhiatâdir:
Bcdhahan, İstanbul dan vazgeçildiği tarzında muzır bir propagandaya fırsat bulacaktır. Hükümet, tstanbulda olduğu gibi, meclisle temas Ve irtibatında mazharı suhulet olamıyacaktır. Meclisin merasimi iftitahiyesi, zatı şahaneyi seyahat külfetine maruz bırakmamak maksadtle, tevkil buyuracakları bîr zat vasıtasile olabilecektir, İşte bu mehaz ire istinat eden hükümeti hazıra Meclisi Milinin hariçte küşadına muvafakat eylememifjtir. Bu ademî muvafakat yükünden mehaziri mevcudeye, atîdeki mahzurlar dahi İnzimam eylemekte bulunmuştur:
Meclîsi Millinin kanunî bîr şekilde içtimai, Meclisi Meb'u&an ve Ayanın ayni zamanda ve ayni mahalde bulunmasına vabeste olduğundan hükümetin hariçte tensip edeceği bir mahalde içtimaa muvafakat etmemesi yüzünden Meclîsi Ayan ve hükümet, hariçteki içtimaa icabet etmiyecek ve zatı şahaneye usulü dairesinde meclisi kuşat et* tirmiyecektir.
i S una nazaran, Meclisi Millinin hariçte içtimaina kanunen imkân kalmayıp tstanbulda in'ikadı mehaziri marazaya rağmen zaruret hükmüne girmiş bulunuyor.
197
¦
Mcb'UGunf kiranı Îstanbula gitmekte tereddüt gösterip hariste kendiliklerinden toplandıkları tekdirde, vücuda gelecek hu içtima bittabi Mecli$j Millinin malûm olan mahiyeti tcsriiyesİ seklinde olamam Belki milletin mevcudiyetini, amalini, istiklalini temsil ve mukadderatı hakkında verilecek hükümleri tenkit ve millete istinaden reddedebilecek bir içtimai milli şeklinde olabilir- Bu takdirde, Meclisi Mîllî de bittabi ts-tanbulda in'tkat etmemeğe mahkûm kalır. Bu tarzı hareket, hükümetin itiraz ve aleyhinde tedabiri zeCriyeyî ve bimıetice mıUetie hükümeti merkeziye arasında İnkıta( münaaebatı mucip olması da varidi hatırdır. Meb'u sanın bir kısmının Îstanbula giv mest ise* bu baptaki mabauru tezyit edebilir
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti balada eerdolunan bilcümle huşu salı mı/un dikkat ve münakaşadan geçirdikten sora, Meclîsi Millinin Istanbulda içtimai zaruretine karsı, vazıyetten bilcümle meb'usları haberdar ederek herbirinîn mütalea ve noktai nazarlarını istihsal eylemeği vazife addetmiştir. Bundan başka İstanbul da Meclisi Milliye dahil olmadan evel, mcb*usini kiramın, suhuleti içtima nazarı dikkate alınarak bazı mevkilerde toplanıp atideki hususatı tezekkür ve netayici müzakeratı tevhit nıaksadile Heyeti Tcmşiliyeye belermeleri Lüzumlu örülmüştür. Tezekkür olunacak hu sus at şunlardır:
a) İstanbulda içtima zaruretine karşı İtfanbulda ve haricen umum vatanda ittihaz olunması lâzmıgeten tedabir ve tertibat;
b } Medtsî Meb'usanda vatanın tamamisini ve devlet ve mîlletin istiklâlini tahlis-ten ibaret olan gayeyi muhafaza ve müdafaa 15in müttefik ve azimkar bir grup vücuda getirmek esbabının teemmülü.
Meb'usanm mezkûr hususatta müdavelcî efkâr için toplanmaları münasip gö» rülen mevaki şunlardır:
Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir, Bursa, Bandırma, Edirne.
Madde 2 — Birinci maddeyi aynen rmntak&z alilerinde bulunan mebuslara tebliğ ila evvelâ; şahsî mütalealarını, sürati mümkine ile istihsal ve bilâîfatei an Heyeti Temsil iyeye iblâğ ve mıntakai âliler indeki heyeti merkeziyelere de ita île bu bu» susta faaliyetlerinin temini,
Saniyen; mıntakai âlilerindeki meb'usların birinci maddede tasrih olunan mo vakide ictimalarmı teshil ve teinin ile neticei müzakerelerinin Heyeti Tcmşiliyeye iblağı için iktiza eden tertibat ve tedabirin ahzi müsterhamdır.
Mıntakat âlileri dahilinde meb'us olup balen îstanbulda bulunanların Îstanbula karip içtima mahallerinden birine, dairei intihali i yelerince davet ettirilmesi lâzımdır*
Tearinievel Efendiler, 1919 senesi Tegrinieveline ait olup temas etmek
1919 da mü. istediğim bazı hususatı da, birkaç kelime ile hulâsa etmeme mühim dahil 1 s sadenizi rica ederim.
îzmir vilâyeti dahilinde, tahtı işgalde bulanan islâm ahaliye zulüm ve katil tatbik olunuyordu. Bunun için, Düveli ttilâfîye mümessilleri nezdiude müessir teşebbüslerde bulunma s mı, hükümetten rica ettik. Yunanlıların zulüm ve itisafr devam ederse mukabelebilmisle mecbur kalınacağım da bildirdik. İzmir feca-yii üzerine îstanbulda bir miting aktedilmek istenmişti. Buna
198
mümanaat edildiği istihbar olunması üzerine, Cemal Paşanın nazarı dikkatini celbettik.
Anzavur, Bandırma havalisinde, hainane ve can iy an e eFale başlamıştı (Ves. ]87). tzalei mazarratı için ve Karabiga ve Bandırma ta raflar ma çıkan Nigehban Cemiyetine mensup zabitler hakkmda Balıkesir de Kâz mı Paşaya ve daha münasebettar olanlara yazdık. Otuz kadar Nigehbancı zabitin de bir ecnebi işgaline zemin hazırlamak için, hiristiyanlara karşı hareket etmek üzere, Trabzon ve Samsuna çıkacaklar mı istihbar ettik. Derhal K. O. 15 in ve Cauik mutasarrıf mm nazarı dikkatlerini celbettik.
Malûmu âlileridir, Maraş, Urfa, Aymtapta bidayette İngiliz kıtaatı vardı. Bu kıtaatı Fransız askerleri tebdil etti. Bu münasebetle tekrar işgali men'e çalıştık. Vukuundan sora da evvelâ siyasî, badehu filî tesebbüsata geçtik.
Bozkırda, yeniden mühimce bir kıyam çıktı. Onun itfası için muhtelif tedbîrlere tevessül ettik.
Maraş ve Ay m taba Kılıç Ali Beyi ve Kilikya mm takasına da Topçu Binbaşısı Kemal ve Yüzbaşı Osman Tufan Beyleri göndererek ciddi teşkilât ve teşebbüs a ta geçtik.
Efendiler, bu münasebetle hatırıma gelen bir noktayı da arşı etmiş bulunayım: Srvas Kongresinden sora* kongreler nizamname ve beyannamelerinden başka, Heyeti Temsiliye, mesuliyeti üzerine alarak Srvas Kongresi Nizamnamesine lahika olmak üzere,
«Müdafaai Hukuk Cemiyeti Teşkilât Nizamnamesine Lahika* dır (l)y) serlevhalı, yalnız alâkadarana mahsus ve mahremdir ka* yitli, millî teşkilâtı müsellâhaya mahsus hafi bir talimat tanzim etti. Düşmanla temasta bulunulan mahallerde bu talimata göre müsellâh müfrezeler, kıt'alar teşekkül etti (Ves. 188).
Efendiler, 2 Teşrinisanide, Harbiye Nazırı Cemal Paşadan Ali RuaFe-aldığım bir şifre telgraftı amede: «Zaten az olmayan dedikodulara ?a KabiDesi biri daha ilâve olundu. Ziya Paganın, Ankaraya kadar gitmemesi fıtrinde mu-muzaheret buyur ulan hükümetin kesri nüfuzundan başka bir manaya delâlet edemez. Bu meselede hükümet, fikrinde musirdir:» denilmekte ve bunun cevabmm süratle beklenilmekte olduğu bildirilmekte îdi- Ziya Paşan m gönderilmemesi hakkındaki ricamıza, hükümet iltifat etmemişti. Ziya Paşayı memur ve izam eylemişti. Ziya Paşa, Eskîşehre kadar gelmiş ve oradan mezuniyet alarak geri dönmüştü,
199
Cemal Pasa, ayni telgrafnamesin de, «Bozkrr hadisesinden dolayı matbuata tebliğ buyurulan beyannamenin tarzını, hükümet aramızdaki itilâfa mugayir görmektedir,^ diyordu. Halbuki böyle bir beyannamemiz yoktu.
Cemal Pa ganin bu telgraf ma, şu cevabı verdik:
Şifre Sivas, 3/11/1*19
Acele
Harbîye Nöiirı Cemal Paşa Hazretlerine C: 2/11/1919 tarih 501 numaralı «Üre:
1 —Hükümetle teşkilâtı milliye arasın da samimî bir itilâf, hakikî bir vahdet esatt kabul eyledik. ZaU devletleri vattt&Sİle pek muhitti bir istirhamımız var idi. O da, maksadı meşru tegkilatt miIIiyeyi halelden vikaye için bilcümle rüesayı memurinin hu nokta i nazardan intihabı, muhalif olanların tebdili idi. Bunlara ait mükerrer iatirhamatımıza cevap alamadık. Trabzon, Diyarbekir valileri, Antalya Mutasarrıfı hakkında ne yapıldığım Iıenü* bilmiyoruz- Bilakis vaziyeti m ahali iye yi tetkik etmeksizin, Dahiliye Nezareti, Konyaya, gayet zayıf, İçiz, Muhipler Cemiyeti azasından Suphi Beyi vali olarak gönderdi. Dahiliye Nazırının bu mesailde bizimle hiçbir temas ve münasebet kabul etmediği, adeta teşkilâtı milli yeye muhalefetkâr hareket eylediği zehabı hâsıl oluyor. Bu fikrimizde yaralıyorsak tashih ve tenvirimizi rica ederiz. Ankara Valisi Ziya Paşanın arzusu ile ıneamniyct aldıiım arzet-mistim. Tabiî yine kendisi^ resmen Ankara valizi addolunmaktadır. Fakat arzet-liğiın noktadaki sek ve zan izale olununcaya kadar, vali i müşarileyhin mezuniyetten istifadeye devam eylemesi en hayırlı şekil olarak kabul olunmalıdır. Polis Müdiriydi nin el'an Nurettin Bey gibi bir zat elinde bulunmakta olması, zatı devletinizin de* bu pek mühim noktaya karşı lakayt davranmakta olduğunuza dair bir fikir vermektedir* Halbuki, bu tesaraühün neticesi hem hükümete, hem de teşkilâtı mîlliyeye muzır olacaktır. Heyeti TenuiUyemiün teşkilat ve vahdeti milliyeyi ihlâl edecek en ufak bîr bale karşı müsamahakar davra najmyacağım, elbette, mazur görürsünüz*
2 — Bozkır hadisesi hakkmda, Heyeti Temsiliye tarafından, matbuata bir be* yanname verilmemiştir. Bunda bir yanlışlık olacakta, Muhtemeldir ki, bu İş/arat, lradei Milliye gazetesinin istihbaratı olacaktır, Heyeti Teuısiliyenin bir gazeteyi san-söre salâhiyeti olmadığı malûmu samilcridir. Maahaza, celbi nazarı dikkat olunmak üzere, hu ajans muhteviyatında, hükümetle aramızdaki itilafa mugayir görülen nikatm İzah buynrulmasinı istirham eyleriz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Heyeti Temsil iyenin murahhası ve harekâtı milliyenin mü-revvici olduğunu iddia eden Cemal Paşanın telgrafnnıza cevabı şudur;
200
Harbîye, 4/5 Jl,m»
Sıvasta K. O. 3 Kumandanlığına
r
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine: Eyyannamei resmide yas ildiği veçhile, hükümeti hazıra; böyle bir zamanda, ınab^a vatan ve memlekete hizmet emeUle azîm mesuliyeti derubde etmig ve bu vazifesini ifa için kemali bitarafı ve hulûs ile hareket etmekte bulunmuş olduğundan, nikatı atiyenin izah ma lüzumu aeil hâsıl oldu:
Evvelenj meb'usan İntihabına anasırı gayrimüslime iştirak etmediği gibi firakı muhtelife dahi elyevm müçtenip variyettedir. Firakı muhtelife, memlekette iki hükümet mevcut olduğunu ve intihabatm bitaraf aile İcra kılınmadım sebep olarak göstermekte ve anasırı gayrimüslimcnin dahi bilâhare bu sebebe ınebni iştirak etmediğini ^ermeyan eylemesi pek melhuz bulunmakla... İntihabatm dairei selâmette icra olunmadığına dair şikâyet ve mesmtıat tevali ederek, mehafil ve maibuatı ecnebıyeye kadar mün'akistir. Meclisi Meb'usan, milietia aksamı muhtelif esini temsil etmediği ve bahusus Kuvayi Milliyenin tesîralı ile tevekkül eylediği takdirde, bunun enzarı cihanda ne Bürtrllc telakki edileceği muhtacı i sah değildir. Binaenaleyh, meb'usan intihabında tarikat ifasına meydan verilmemeli elzemdir.
Saniyen; tekrarına Iüfcum ohmyan esbaba mebni, Meclisi Meb'usanın, Payitahttan başka bir yerde içtimai, dahilen ve haricen envai mehazir ve mazarratı dai olduğundan, meclisin, behemehal, îstaubulda akti içtima eylemesi, memleketin menafi i hayatiyesi icabalındandır.
Salisen; taşralarda, teşkilatı milliye namına, bazı kimseler tarafından, umuru hükümete müdahale vukubulmakta olduğu, îş'arat ve İhbaratt mütevaliyeden anlaşılmakta olmasile bu müdahalâtm acilen ve serian meııTî etaem&r*
Hükümeti hazıra, şu üç talebinde sabittir. Başka suretle İdarei umur eylemek imkânı mefkuttur.
Harbiye Nazırı Cemal
Cemal Paşanın bu ış'arına — Seryaver Salih Bey tarafından açılacaktır kay dile — verdiğimiz cevabı aynen arzetmek isterim:
Şifre Sivas, 5/11/1910
Harbiye Nazırı Cemal Paşa Hazretlerine
C; 4/5,11,1919
1 — Anasırı gayrimüslime ile, bu vatan ve bu millet îçîn anasırı gayrimüslime-den daha ımizu; olan bazı firakı siyasiyenin intihabata ademi iştirakini, onların bilil* lizam işaa eyledikleri esbaba istinat ettirmek elbette doğru olamam Anasırı hıristiyani-ye daha teşkilatı milliyenin ismi yokken, intihabata iştirak etuıiyeceklerini ilan eyledik. itti malûm değil midir? Yaygara koparan firakı siyasiyeye gelince, bunlar yalan söylüyorlar. Çünkü* her tarafta intihabata iştirak etmişlerdir. Ancak beşer, onar kişiden ibaret olan bu fırkaların millet nezdindc bîr mevkileri olmadığından ve millet, bu defa l&ianhuldaki politikacılardan değil, kendi «meşindeki Öa vatandaşlardan meb-
201
uslarını intihap etmekte, okluğundan kendilerinin muvaffak oiamıyncaklarını anhyarak telâç ediyorlar. Buna karşı İticim elimizden ne gelebilir? Bu noktadaki hakikatte, kabinenin mütereddit bulunuşu eayi istigraptır, Bahsolunan tazyik Derede, kimin tarafından ve nasıl vaki olmuştur? Lütfen izah buyum.mahdır ki, Heyeti Ternsiliye vazifesini ifa edebilsin. Vahi müetdeayata atfı ehemmiyet ederek telaşa düşmek raiz değildir.
2 — Mahalli içtima hakkındaki nc+ktai nazarda hükümetin sebatında isabet veya ademi isabet olduğunu, zaman ve vakayî ispat edecektir, Bu baptaki son mütaleatvıaizzn, merukizden alınacak cevaplar üzerine arzedilecegîni bildirmiştik,
3 — Teşkilatı Milliye namına umuru hükümete, nerede ve kimin tarafmdan müdahale edilmişse derhal bildirilmelidir ki, İcap eden muameleye tevessül mümkün olsun. Ancak, Dahiliye Nazırı Paga Hazretlerinin şüphe ilham edebilecek tarzdaki muamelelerine nazarı dikkati sam ilerini celbe lüzum görürüz Efendim.
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
Dahiliye nazın, memlekete birtakım heyetler sevketmege kalkıştı. Bunlardan biri de, Harbiye Nezareti Sabık Müsteşarı Ahmet Fevzi Paşa Damında bir zatın riyasetinde, Mahkemei Temyiz Azasından îlhami ve Fetva Emini Hasan Efendilerden mürekkep İdi,
Heyeti Temsiliyemiz murahhası olan Cemal Pa§a bundan bizi haberdar eylememişti. 5 Teşrinisani 1939 tarihli bir gifre ile kendisinden bu heyetin maksadı izam mı sorduk ve «bilhassa Fetva Emini ile Kâmil Paga Kabinesi zamanmda polis müdürü olan zevatın böyle bir heyetteki hikmeti vücutlar mm» anlaşılamadığını zikrettik (Ves. 189).
Efendiler, Fuat Paşanın, Ankarada kolordusunun başmda bulunmasını istilzam eden esbap, tezahür etmeğe başladı. Bu sebeplerin mühimmini, dahilde, ahalinin tesmim edilmeğe başlanması teşkil ediyordu. Dahilî ve haricî düşmanların müttefik mesaisi, Ali Rıza Paga Kabinesi zamanında, Ferit Paşa zamanmda-kiııden daha çok fazla muvaffak olmağa başlamıştı.
Balıkesir havalisinde, Kâzım Paşa, cephe teşkiline ve vaziyete hâkim olmağa çalışıyordu. Salihli ve Ay dm cephelerindeki sevku idarenin, askeri bir nokta i nazara tevfik edilmesi icap ediyordu. Buraya, az çok tanınmış bir askerin gitmesi lâzımdı. Elimizde kabili istifade, Konyada bulunan Refet Paşa vardı. Konya-daki Kolordunun başına Fahrettin Bey (Müfettiş Fahrettin Paşa Hazretleri) geçmiş, bulunuyordu. Binaenaleyh, Aydın Kuvayi
202
Mîllîye Kumandanlığını d e ruh de etmek üzere cepheye hareketini, Refet Paşaya ve Ali Fuat Pagan m Anka raya avdetini, kendisine yazmıştık.
Refet Paşanın, Nazilliye muvasalatı anlaşıldıktan sora da, Erkan ıh arbiyei Umumiye Riyasetine gelmiş olan Cevat Paşadan, harbi zailde tecrübe görmüg genç erkânıharplerden müntehap dört, beş zabitin, Nazillide Refet Paşa nezdine i zam mı rica ettim. Bu hususu, Refet Paşaya da bildirdim.
Efendiler, Nazilliye giden Refet Paşa, Demirci Mehmet Efeden kumandayı almağa lüzum ve bunda bir fayda görmemiş veyahut, kim bilir, belki de kumandaya vazıyet ettirilmemiş? Demirci Efenin maiyetinde, erkânıharp gibi ifayı vazife etmeği daha faydalı ve müreccah görmüş... Refet Paşa bunu, bize bildirdi. Mahallî şeraiti yakmdan görmüş olan bir zatın, kararını nakzetmek ekseriya müşküldür. Çünkü, ya hakikaten Refet Faş anut gördüğü ve tercih ettiği gibi* Efenin kumandasını İdame etmekte ve ona muavin olmakta fayda vardı veyahut, Refet Paşa o cephenin kumandasına lisebebin m ine! esbap vazıyet edemiyordu. Her iki ihtimale göre de behemehal, kumandayı al, diye emir vermek bisut olurdu.
AstI garabet, bundan sora görüldü. Hir müddet sora, Refet Paşa, Nazilliden gaybubet etti. Birkaç gün sora Balıkesir de olduğunu, birtakım ecnebi zabitlerle münasebete girip girmemesini bizden sorması vesile* il e anladık.
22 Kânunuevvel 1919 tarihinde verdiğimiz cevapta: ^Teşkilâtı mil Üyeye mensup ol an) ar m, bilhassa Heyeti Temsiliyeye dahil aza tanınmış olmak haysiyeti) e kendisinin, hiçbir suretle tem asm ı arzu etmediğimizi bildirdik.» Refet Paşa, tekrar gaybubet etti, Nihayet bir gün, Bursadan Refet imzalı kısa bir telgraf aldık; «İs lan bul üzerinden Bu re uya geldim»,
Bu telgraf m bir türlü manasını anla tut yordum. Refet Paşanın İstanbul ile ne münasebeti \ardi? Bir de «Nazilli - Balıkesir -Bursa» yolu tatanbuldan mı geçer? Bu muammayı bir türlü halledemedim. Nihayet mesele anlaşıldı,
Refet Paşa, Nazilliyi terkettikten ve Hal (kesirde Kazım Paşaya uğradıktan sora, Bandırmaya inmi§, oradan da bir Fransız torpitosile istanbul a gitmiş» orada bazı rüfekasile görüşmüş, badehu Burs aya avdet eylemiş..»
203
Efendiler; bu muammayı hâlâ, halledemiyorum. Bunda beni mazur göreceğinizi ümit ederim.
Refet Beyin, bir İngiliz gemisile Samsuna gelen Salâhattin Bey tarafmdan tebdil edildiği ve ayni gemi ile Refet Beyin îstan-bula avdeti talep olunduğu ve bunun üzerine gitmeyip istifa eylediği ve İstanbul hükümetinin benîm ile beraber kendisinin derdestıle Istanbula izamımıza tamimen emir verdiği m yi umun uzdur. Bu kadar çok malumatla bir meçhulü halledememek* cebir bilenlerce pek te mazur görülmezse de, benim, bu noktada izharı aczeylediğimi itiraf ederim. Yakıâ, Ferit Pag a Kahinesi yerine, Ali Rıza Paşa Ka biti esi kaim olmuştu. Fakat, yeni kabinenin vesaiti istihbar iye ve icraiyesinin evelkinin ayni olduğu malûmu-muzdur*
Efendiler, Refet Paşanın bu hafif hareketi, Ay dm ve Salihli cephelerinde, muntazam ordunun teşkiline kadar, eiddî bir sevku idare tesis edilememesine hais oldu.
Efendiler, bu garip hikâyeden sora, vakayii tekrar bıraktığımız noktadan takibe başlayalım:
Cemal Paşa, bizim 5 Teşrinisani 1919 tarihli şifremizin bir noktasını, anlayamamış, Babrali merkezinden çektiği kısa bir şifre ile şu suretle istizah ediyordu: «(Dahiliye Nazrrmm şüphe celbe-denilecek tarzdaki muamelelerine nazarı dikkatinizi celbe lüzum görürüz*), fıkrasından maksat ne olduğu anlaşılamadı. Bur as mm acilen, muvazzahan iş'arıta (Ves, 190)*
Bu kısa istizaha verdiğimiz cevap biraz uzundur. Sıkılmaz-sanız, aynen arzedeyim:
Şifre Sivas, 12/11/1919
Harbiye Nazın Cemal Paga Hazretlerine
C: 8/1 l/m 9 tarih ve 8084 numara.
Dahiliye Nazın Paşa Hazretlerinin, şüphe ilhanı eden ef'al ve harekatından varidi hatır olanlar, bervechiati arzolunur:
1—¦ Ankara gibi bazı vilâyetlerde, rüesayi memurini mülkiyeyi telgraf basma celbederek Ferit Pasa Kabinesi aleyhinde harekatı milliye esnasındaki ieraat müteşebbislerinin ahvalini, ithamattn esbabım, kanuna dereeei mutabakatınt tehditkâr bir surette tahkik.
2 — Uzun müddet esiri firas iken tifodan vefat eden Tokat Mutasarrıfının esbabı irtiha]inin, esrarengiz bir vaka telâkki ederek Sivas vilâyetinden şifre ile se-ru İması,.
3 — Adliye Nazın ile birlikte, Balıkesir cenh tenden Kelen heyeti mitliye ile hafi npLi !âka (İnin esnasında Adliye Nazırının rıarek&tc milliye riiı-MLiıi aleyhindi- icranla ittiktin olup olmadığım» maşeri leyhin yanında mevzuubahs edebilmeli.
4 — Hıyaneti vataniyeıl maddeten sabit olan Sabık Dahiliye Nazın Âdil Beyin, mahremi efkâr ve cfJali bulunan Dahiliye Müsteşar t Keşli Hey in, nezaret deruhde bu* yumlduğu zaman, ilk icraatı milliyetperverane olmak Üzere dcfedilmesi lâzungeh'r-ken, el'an muhafaza edilmesi ve bunun delâlctile memurini mülkiye tebeddülatının icra edilmesi.
Tabiîdir kî, bu müsteşar »i tayin ettireceği memurin pek haklı olarak itimadı irili i ye mazhar olamaz. Mete! a harekatı m illiyettin bidayetinden nihayeti ne kadar bir vaz'ı muhalefet almış vc nihayet ahali tarafından işten el çektirilmiş ve hasla olmadı cihetile e zaman tevkifi ve LeVidî cihetine gidilmemiş olan Kayseri Mutasarrıfı tu hıkı AD Ulvi Bey, evsafı idari yeden büsbütün mahrum ve aecze güruhu udan ol ma tuna rağmen Burdura tayin Duyurulmuştur.
Kezalîk ademi iktidarından ve Canik Livası Içjn gayr i muvafık görüldüğünden dolayı arzusunun inzimam ile* *aktile Îstanbula gönderilen Elbem Bey de, Menteşeye tayin kıhntuı^tırH Aydın Mutasarrıflığına da sabık Niğde mutasarrıfı olup Sıvasa getirilen Cavît Bey tayin olunum t tur t Bunlara rağmen; Konya valiî sabıkı haini vatan Cemal Beyin adamı olan Antalya mutasarrıf t, mükerrer muraeaatlerimize ve ahalinin feryatlarına rağmen, el'an yerinde oturuyor,
5 — Memurin müdiriydi gibi en mühim makam, bir Ermeni elinde bulunduruluyor,
— Matbuat müdirîyetinde, ajans vaziyelinde bir tebeddül görülmemektedir.
7 — Memleketin mukadderatım tenün edecek yegane kuvvet, vahdeti milliye olduğu ve buna idame eyliyeeek te teşkilatı milliye bulunduğu malûmduı\ Bu vahdet vc teşkilatın, vatanr inkrıvmdan kurtarmak, devlet ve mlHettn istiklalini teminden ibaret olan gayci mukaddesesini bozmağa çalı .anlar da, İManhnhlaki erbain mefsedet-tjr. Bunların men"î mararrulı, ancak kavi ve ciddî bir inzibata, mütevakkıftır. Bunun da haçlı ra çaresi; polis müdürünü* namuslu, milliye.perver, muktedir, müteşebbis ze* ¦l.ur.m intihap ve tayindir. Halbuki zatı samilctinea de malûmdur ki, bugünkü Polis Müdiri Umumisi, sakıt haini millet kabinenin vc tevabi inin yegane nigehbanidrr* Sait Mollanın Misler Fruya. yazmış olduğu mektuplar mlindcricatından anlsyıldı-jına «üre de, bu zat» muhaliflere yani millet durmam olanlara bugün bir melce ve pe-nah tenkil etmekledir. Amasyada Salih Paşa Hazretleri de bunu tasdik huyurnıualardc. Halbuki Dahiliye Nazm, memleket ve milletin mukadderat im böyle bir (aS?ın elinde bırakmakta bir ntahıur tasavvur etmiyor, belki fayda görüyor denektir. Jandarma Kumandanı Kemal Paşanın ise, gerek amali milliye ve gerekse tizler İçin mtlzır bîr şahıs olduğu muhakkak iken, el'an makamında durması da, Dahiliye Nezaretinin hüsnü niyetine mJ affedilmelidir?
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
205
Alİ Rıza Paşa Kabinesi teşkilatı milliyeti düşman teşkilâtla, bizi Alj Kemal ve Sait Molla jle bir tutuyor
Efendiler, Harbiye Nazırının 9 Teşrinisani 1919 tarihli bir telgrafı vardı; onun da muhteviyatı enteresandır. Bu telgraf namesinde Cemal Paşa, kabinenin fikrini şu noktalar üzerinde teksif ediyordu;
«1 — intihabatm dairei selâmette cereyanı,
2 — Meclisi Meb'usanın Istanbulda toplanmasa
3 — Teşkilâtı milliye namına umuru hükümete müdahale olunmaması hakkında hükümetin tarafınıza evel ve âhir vaki olan tebligatı kafidir.
4 — Müteaddit telgrafnamelerinizde dermeyan olunan metalinin de ayni mahiyette — yani müdahale mahiyetinde — olduğu derkârdır.
5 — Hükümet, beyannamesinde tespit ve ilân eylediği bitaraflıktan ayrılmayacaktır. Bu cihetle teşkilâtı mili iyeye muhalif içtihatta bulunanlar m tazyik ve tecziyesi cihetine gidemez.» Telgraf m nihayetinde şu tehdit vardı: «Şimdiki hal, bir müddetçik daha devam edecek olursa Heyeti Vükelânın çekileceği muhakkaktır.» (Ves. 191).
Muhterem Efendiler, bu maddelerin ifade eyledikleri manalar, esasen bütün hakayikı meydana koy mu % bulunuyordu. Kabine, teşkilâtı mili iyeye muhalif içtihatta bulunan larm, memleket ve millete düşman olanlar bulunduğunu kabul etmiyordu. Teşkilâtı milliye ile düşman teşkilâtı hain a nesini^ Ali Kemal ile, Sait Molla ile bizi müsavi telâkki ediyordu. Adapazarı, Karacabey, Bozkır, Anzavur hadiselerini ef'ali cürmiyeden addetmiyordu.
Cemal Paşaya verdiğimiz cevapta; bu noktalan izah ettikten sora, hükümetin his ve temayülünü açık söyletmek maksadile şu cümleyi de ilâve ettik: «Beyanatı vakıalarından anladığımıza göre, hükümeti seniye, teşkilâtı milliyenin mevcudiyetini ihtimal ki, zait görüyor. Filhakika, keyfiyet bu merkezde olup teşkilâtı mili iyeye ihtiyaç olmaksızın, memleketi tahlis edecek kuvvete malik bulunuluyorsa, ona nazaran esbabına tevessül edilmek üzere, vazıhan emrü iş'armı, arada her türlü suitefehhümün izalesi için ars ve istirham eyleriz.» (Ves, 192).
206
Efendiler, Cemal Paşanın, sureti mahsus ada Srvasa gönderdiği 10 Teşrinisani 1919 tarihli ve kendi el yazısile olan bir mektubunu da i ancak 18 gün sora — yani 28 Teşrinisani 1919 tarihînde — almıştım. Cemal Paşa bu mektubunda, cereyan eden muhaberat m taallûk ettiği mesaili, madde madde hulâsa ve her-biri hakkmda izahat veriyordu.
Ezcümle, Meclisi Meb'usanm Istanbuldan başka bir mahalde tecemmüü meselesinden bahsederken; «bu meseleye padigahm rıza göstermiyeceği tamamen anlaşılmıştır. Kuvayi işgaliyenin, Meclisi Meb*usana taarruzlarmm, belki Devleti Aliye için hayırlı neticeler verebileceğini, Amerikalılar ihsas ve hatta izhar ettiler ve bu taarruzu ihtimal dairesinde göremediler.» diyordu.
Cemal Paşa, «kuvayi milliye ruh il e mütehassis olmayan memurların kodamanları, işgal orduların a, adeta istinat etmig vaziyettedirler.^ tarzmda, sanki bilmmiyen bir malûmat ta verdikten ve bu malûmatı, «sabık kabine erkânının ekseri müstenittir» malûma tile itmam ettikten sora «meselâ polis müdürünün tebdilinde bu hal tamamile tezahür etti» diye bir de misal zikrediyor.
Cemal Paşa, kabine, birçok işler yapmağı düşünmüş, ise de «esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine hâlâ inanamadım fıkra s il e bizi ithamdan sora şu kanaatini serdeyliyorduî «Dahiliye Nasırı bu kuvvete — yani Kuvayi Milliyeye — ihtiyaç gösterenlerin başmda desem mübalâğa olmaz.»
Cemal Paşa» mektubuna imza koyduktan sora» yine imsasile, mektubuna leffettiği bir hulâsada, şu cümle vardı: «Muhalifler ve ecanip Meclisin küşadına mümanaata karar vermişlerdir. Heyeti Temdi iye de, hu mümanaata, malı^L münazaasile devam ederse iğimiz Allaha kalryor demektir,» (Ves. 193).
Efendiler, bu mektup muhteviyatında ve buna takaddüm eden iş'arat ile bundan sora tevali edecek olan mütaleattaki mantık, muhakeme ve isabeti nazar hakkında söz söylemiyeceğim. Yalnız* bu mektuba, 28 Teşrinisani 1919 tarihinde, verdiğimiz izahatlı cevabımızın bir fıkrasını, aynen nakletmekle iktifa edeceğim. O fıkra şudur: «Hükümeti sen i yenin esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine itimadını münselip gibi gösterilen mevaddı, ciddî görmüyoruz,»
Efendiler, Dahiliye Nazırı Damat Şerif Paşa, tereddütsün ve aramsız vahdeti milliyeyi bozmak* milleti hergün tevali ve tevessü etmekte bulunan tecavüzler karşrsmda saki t ve atıl tutacak teda-
Dahiliye Nazın Damat Çerif Paşa mütemadiyen millî vahdeti bo zmakİa, Harbiye Na-%ın» mümessilimin Cemal Pasa da hükümetin ie^ raatını müdafaa ile meşgul
207
bir almaktan geri durmuyordu. Diğer nezaretleri de ayni prensipte harekete müşevvik olduğu görülüyordu. Meselâ; Eski şehirde Hanı di Efendi namında bir kadı vardı, kuvayi milliyeye aleyhtar olduğu için orada duramamış, avdet etmemek üzere tstanhula gitmiş ve bu Kadı Efendi yeni kabine tarafmdan tekrar Eskİgelıire gönderilmiş. Keyfiyetten bahsile mumaileyhin tahvili lüzumu, Mutasarrıf tarafmdan Adliye Nezaretine yazılmış, cevap verilme* mis. Mutasarrıf ve Eskişehir Mıntaka Kumandanı, bu vaziyeti Heyeti Temsiliyeye bildirmekle beraber «eğer Nezaret bu iş'arı nazarı itibara almayacak olursa, defi zarurîdir, trade ve mütaleai devletleri müsterhamdır» deniliyordu. Biz de, mütalea bekliycn-lere §u cevabı vermek zaruretinde kaldık: «Amali milliyeye mu-tavaatkâr olacağım vadeden ve hu esas dahilinde, teşkilâtı milli-yenin her türlü muzaheretine mazhar olan hükümeti eentyeye mumaileyhin tahvili isma edilemezse» nihayet defin in bir zaruret haline gireceği bedillidir,» Bittabi bu vaziyette bulunan, İstanbul memurları az değildi.
Buna mümasil birtakım hususattan bahis olmak üzere Har* biye Nazırı Cemal Paganın, kabinenin noktai nazarını iblâğ eden, 24 Teşrinisani 1919 tarihli bir şifresinin ilk cümlesi şu idi:
«Devletin umuru dahiliye ve siyasiyesi kat'iyyen iştirak kabul etmez.» (Ves. 194). Bu telgrafa 27 Teşrinisani 1919 tarihinde verdiğimiz mufassal cevapta; biz de, şöyle dedik: «Devletin umuru dahiliye ve siyasiyesinin kat'iyyen iştirak kabul etmediği bir hakikat olmakla beraber emsali namesbuk vaziyeti hazrrada, vatan ve milletin mukadderatım temin edecek olan teşkilâtı mili iyeyi bilerek, bilmîyerek zâfa duçar eyliyecek ve vahdeti milliyeyi ihlâl edecek hiçbir muameleye, milletin muvafakat edemiyeceği de pek meşru ve tabiîdir.» Bu telgraf m son cümlesi şu tarzda idi: «Heyetimiz, imzası tahtındaki taahhüdalına lamamîle sadıktır... Şukadar ki taahhüdat, mütekabil olmak gerektir. Halbuki hükümet, Salih Paşanm imzası tahtındaki taahhüdat ve notların, henüz hiçbirini ifa eylememig, ve varsa, esbabı mania dahi bildirilmemiştir.» (Ves. 195).
Efendiler, şimdi vereceğim kısa bir malûmat vc irae edeceğim vesaik — ki bu malûmatı tevsik etmektedir — Ali Rıza Paşa Kab inesinin, bizi tahtiede nekadar haksız ve icraatı hükümette, en hafif manasiie, nekadar kayıtsız olduğunu en zan âliyenizde tecelli ettirecektir zannederim*
208
Efendiler, Istanbuldaki hafi cemiyetler ve hu cemiyetlere pi süvari ık eden birtakım zatlar — Harbiye Nazın Cemal Paşanın mektubunda da itiraf olunduğu veçhile ecnebilere müstenit hu* tünüyorlardı — bol para ve Ali Rıza Paşa Kabinesinin mebzul müsamaha ve ataleti sayesinde, memleketi, baştanbaşa ate$e vermek için olanca vüs'u gayretlerile çalışıyorlardı. Bu husustaki malûmat ve elde edilen vesaik te, vukuf ve ıttıla lan haricinde bırakılmış değildi, İstan buldaki teşkilât ve tertibatımız sayesinde elde edilmiş bir kısım vesaik, olduğu gibi Cemal Paşaum) sadrazam paşa um yedlerine teslim edilmişti. Bu vesaik, o tarihte* ecnebi mümessillere de verilmiş ve bu suretle Düveli İtil afiye hükümetlerinin ekseri since malûm olmuş ve o tarihlerde hulâsaları bilcümle kumandanlara ve sair icap edenlere tebliğ edilmiş olduğuna göre, artık hadisenin tarihe karışmış olduğu bugünde, heyeti al iyen izce ve milletçe bilinmesinde bir mahzur görmüyorum.
Mücadelâü milliye esnasında maruz kalmış olduğumuz zahir Sut ve hafi müşkülât hakkında, esaslı bir fikir husulüne medar ve "rdü?**"1" en sal i atiye için ibret ve intibahı mucip olacak mahiyette bulunan, mevzuubahs vesaiki, aynen ıttılaınıza vazetmeği münasip mütalea ediyorum. Bu vesaik, İngiliz Muhipler Cemiyetinin güya reisi ta mı mm bulunan Sait Mollan m Mis ter Frıı nammdaki rahibe gönderdiği mektupların suretleridir.
Efendiler, bu mektupların suretlerinin alındığım hisseden Sait Mollanın, türkçe İstanbul gazetesinin 8 Teşrinisani 1919 tarihli nüshasında, mezkûr mektuplardan bahsile uzun ve şedidül-lisan bir tekzip neşretmiş olmasma rağmen, hakikat, gayrikabili inkârdır. Bu mektuplar suretleri, Sait Mollan m evinden ve mektupların müsveddelerinin yazılı bulunduğu bir defterden aynen istinsah olunmuştur Bundan sarfınazar, mektuplar muhteviyatı, memlekette zuhur eden ahval ve hadisat ile ve taayyün eden bazı eşhas ile tetabuku tam ifade etmektedir. Şimdi müsaade buyurursanız, bu mektupları tarih, sır asil e arz edeyim;
Birinci mektup
Aziz dn^iııın;
Yerilen iki bin lirayı Adapazarmdı Hikmet B*ye gPhoVrdım. Oradaki i&le* [(Eiıiz pçk yolunda gidiyor, Birkaç gün sora nelayUi müttntirinini elde ed«cc£İ£*
14
209
Şimdi aldırım hu malûmatı, şu tezkeremle jize tephire müsaraıt ettim. Yarm sabah iıi 11 at pclîp tafsilat vereceğim.
Kuvayi Mil3iye taraftarlarının Framaya fevkalâde inhimak gösterdiklerini ve Jeneral lh*&prv nin Si \ asa gönderdiği zahitlerin, Mustafa Kemal Puhu ile gorugerek İngiltere hükümeti aleyhinde bası kararlar ittihaz ettiklerini Ankaradaki {N. B- D.
adamımız sureli mahsusadıı bir kurye ile gönderdiği mektupla bildiriyor. (D. İL K. hnmrkadar cemiydi mi]! e dahil ise de bu /alın Fransızlara casusluk
ettiği ve Kiıin bu teşkilâta riyaset eklediğinizi içaa ve beyan eyledi ti kanaati, ben denizde ha*ıl olmuştur. Bu mesele hakkında da, kanaati alilerine ve itimadı üstada-neferine muhalif olarak vnkhıbulaeak beyanaUroJa şimdiye kadar O tat hakkmda göstermiş olduğunuz itimattaki hatuyt izhar etmîs; olacağım. Dün sabah Âdil Beyle birlikle Damat Ferit Pasa Hazretlerini ziyaret ettim. Biraz daha sabır ve intizar buyurmaları lüzumunu tarafınızdan kendilerine tebliğ ettim. Mügurileyh Hazretleri, cevaben slxe teşekkür etmekle beraber Kuvayi Milliyenin AnoduLuda tamamen kek* saldığını ve mukabil bir hareket neticeni olarak rüesayi me^tmesi tepelendirilmedi kçe, kendilerinin mevkii iktidara gelem i y erek zatı şahanenin de tasvibine iktiran eden mukavele ahkâmının, konferansta müdafaasına imkan olmadığım ve Kuvayi Milliyenin dağıtıl matı için ingiltere hükümeti fahirne&i midinde icçebbüsatı seria iera edilerek müşterek bir notanın. ıneb*u sanın intihabından evel Babı ali ye veril* meşini ve çetelerimizin Adapazarı, Kararahey ve Şilede Kumlara karcı ika edecek* İcri harekâtı tecavüziyeyi ews ittihaz ederek, Kuvayi Milliyenin uayiji ihlal ettik* leriui ileri sürerek, maksadın teşriine çalışmamızı ve tngiliı matbuattnm Kuvayi Milliye aleyhinde neşriyatta bulunmasının teminini ve sureli m ah Miatla turpitu ile gönderilen (A. K. 19/2) ye telsiz telgrafla dün görüştüğümüz m t su il hakkmda talimat verilmesini rica ediyor. Bu gece on birde Adil Bey (K) de sizi görecek ve Ferit Paganın bazt hususî ricalarını daho tebliğ edecektir. HttdvUn, zatı Şahane ile Misler (T. RJ görüşebilerektir. Refik Beye artık itimat etmeyiniz. Sadık Bey de bizimle çoltpab ilecektik Hürmeti eri m i takdim ederim.
11/10/191* Sait
¦
Tahşiye:
Karacabey le Bozkırdan henüz bir haber alamadık,
îhinci mektup
12 tarihi! e Ankaradakl (N. B, D. 2B5/3J tarafmdan gelen mektupta, Sivas Heyeti Tem iiliy ruhiden Et-kanıharbiye Miralaylığından mütekait Vasıf Beyin, Despre ile temas etmek üzere gönderileceği ve birkaç güne kadar yola çıkacası bildiriliyor, ilik met Bey paraları almi£. BE rai daha para istiyor* Evelki gün sizi ziyarete geldiğimde takip edildiğimi söylememişti rnh Avdetimde bîri sarı bıyıklı ve diğeri kumral ve köse iki gabsm sokak başında benî beklediklerini gördüm* Gece olduğu İçin epeyce korktum* Yalnız bmhirlerjıie yavaşla chu Sait MvUa i m iç. Artık gidelim* dediklerini iniltim. Bu fazla ı milli* benîm hakkımda hayırlı alımyacak» Fuat Pasa Türbehi civarındaki görüşiü£ümüz haneyi işgal edebilirseniz temas yapabileceğiz. Nâzım Faşa cemiyetimizden haberdar olmuş. Bana çok teessüf etti*
210
Mu.s»büenişte (N. B. S. ımihine kendilerini ithal ettim. Hane meselesi hat»
Icdilİnciye kadar teması jnüçarilcyb yapacaktır. Karacabrydr (N. B. D. 239/3) e gönderilen bin iki yüz lira vlsıl olmuştur. Hareket edeceklerdir. Ferit Paşa, Ba-bıaltye verilecek notaya her dakika muntazırdır. Zatı şahane, bu vaziyetten pek müteessirdir. Teselli ettirmeniz ve daima kendisine ümitbahg beyanatta bulundurmanı» menafiimİE tcahındandır. Bizini padişahların,, her scyc karşı zayıf olduk' larını unutmayınız. Seyit AbdüLkadir Efendi, o mesele hakkında pek tuhaf beyanjıtijı bulundu. Güya arkadaşları «muhalifi hamiyet olur» diyorlarmıç. Artık siı İcabına bakınız. Polis Müdürü Nurettin Beyin tebdili rivayet olunuyor. Hepimi* tin hamifri olan bu zat hakkında lazımgelenlerin naun dikkatini celbeltirinis. Hürmetlerimi takdim ederim.
38/19, 10/1919 Sait
Tahşiye:
Ali Kemal Bey o zatla görüşmüş* Muhavereyi idare edemediğinden muhatabı mukimdim anlamış, ve hatta kcudiaine kemali hakaretle cbiz, si tin İngiliz htMuıhmu çahtlıjıniüi anladık» demiş.
Oj^fiACÜ mektup
Yapılan propaganda lan Güt Tabibi Esat Paça kol ti ve hilhai&a Çürüksutu Mahımıt Pasa, malumatı reftimyeye istinaden, mütemadiyen tekzip ettiriyor ve halkın teskini heyecanına e,ahjıyorla.r+ Hu adamlara muracaatlc rinde bic cevap verib memesini, dün kararla sterilim v.utnr aatı şahane vastlasile emir vermenizi rica vc hürmetlerimi takdim ederim.
19/10/1*19 Sait
Dördüncü mektup
Axle Uçurt;
Muhipler arasında FftmmatOrl teşkilâtı badii itiraz oluyor, litihatçrfartn isrine imtEıtaiden yekiniliyor Bu teşkilâtın idemin e kalp, ruh ile tenmiye edilmiş gene.» ler i ıi ithal ile hu programı tuthik edebileceğiz. Benim kisvei zahiriyemtn haytûleti hasebite, muhihhi kadiminiz (K. B. V. 4/35) esasa ti mukarrere dahilinde işe haçlı-yeetkur» Ankara ve Kay seriden yine haber yek. Hürmetlerimi takdim ederim £9 stadım,
19/10/141» 5,
Beşhıci mektup
Üatat;
Kasidecizade Ziya Molla dün Adam Blok a haber göndermiş., kadîm dostu oh dıık"na igtirBren benim başta bulunduğum Muhipler Cemiyetinin mazhur olduğu
211
h i m iyenin, İngilizlerin seciydi ile jçayrikabili telif olduğunu ve bunun efkârı umum iyede fena tesirler yapıcını ve bu cihetle erbabı namusun tenkil etmesi 1â-zım geleceğim, bilvasıta bildirmtfl ve benim aleyhimde pek fena şeyler ilâve etmifi. Bu zatuı bana kargt husumeti tahaiyeai olduğunu hatırlatmak isterim. 2iyn Mollanın dama dinin hemşiresi mukaddem» benim zevceni idi* Kendilini taflik elti£i inden dolayı bu hanımcT bana tevcih edilmiştir. Adam. Bt&k Hazretlerine iblağını ve Ziyû Mollanın halen Ingili* tarafları olmayıp harekatı milliye mürevviçlerinin bir propaganda vasıtan ve Mustafa Kemal Pa|a ile aralan mi, ı münasebet mevcut oldu* ğünu ve hakkımdaki isnadaiile mahiyetini göstermekte olduğunu nazar* ütntahanelerine arzetmek inlerim.
21/10/1519 S.
Elciye: Mahsur yoksa Adam. Blok Hazretlerine site olan hizmetimi îhlag
cdmiz.
Altıncı mektup
Muhterem t)atat;
Ankara d an (N. B. D. 295/3) ten kurıye ile gelen 20 Teşrinievel 1919 tarihli mektupta, (K. 1). ST 93/1) talimattınız veçhile orada bırakılarak kendisi Kayseri ye hareket etmiştir. Talimatın musaddak suretini de Calip Beye gönderdiğini bildiriyor* Ev e İki tahsisatın sarf olumu abından yeniden tahnİaat i itiyor. Tegkilüu hafiyenin fRvnRsû elliline ve rüesayı (eei reden yakinmı kurtaran niuhiplerimirin, şimdi* lik köylerde kalmak şartiJe el allından i^e basmadıkların] tepşir ve tertibatı abirei ustadanelerinin umerebahş olarağxm beyan ediyor, (M, K. B) ) Faijh Türkçeii *a* y esinde mühim rol çeviriyormuş. Hele h aralığına diyecek yok diyor. Talimatı ti (X. VV) tertibi tamamen ihüur edilmiş, aramızda, yeni yabancılar girmem i £ iâti meydana çıkmadan, maksat filen temin edilmiş olacaktır* Yeni tahsisatın irsaline inijibren kun)e (4, R) burada alıkonulmuştur.
2V2tı 10/1919 S.
Haşiye: Ahmet Rıza Hey in italya mandam hakkındaki beyanatını risalenin nihayetine ili ve ettim. Kendisinin Fransaya gcçnıeti, bizer tehlike olup bunu remin çdınİL
Yedinci mektup
üstadım;
Alt Kemal Bey dûn o zatla görülmüş. Matbuat meselesinde bir an teenni lâzım olduğunu söylemiş. Bir kere lehine icale edilen er bubi fikrü kalemin evelkjne muhalif bir gayeye nçvketmck, bizde kolaylıkla mümkün olmaz. Bütün mamı un-mııılır. harekâtı milliyeyi ğimdilik iyi görüyor demig. Ali Kemal lal i ma tını-
ta harfiyen riayet edecek. Zeynel âh i d in parti* ile de tefriki mesaîye calrç:yor.
212
Hulâsa; işler bulandırılacak. Bugünlerde Fransa vc Amerika nıeb afilinde benim ismimden çek bahsediliyor mu 5. Bunun hikmetini hâla anlryemadrm. Harekâtı milliye taraftarlarının, bu hükümetin siyasî memurları üzerinde yaptıkları tesir neticesi olarak lıa yatınım muhafazası size mevdudur. Ben, bu ümniye ile kendimi teşci ediyorum. Hikmet ile bizzat görüştüm. Bu sefer kendisini mütelevvinne gördüm. Maamafîh teminatı kaviye verdi. «Ben merdim, Sözümden dönmem) dedi. Srvas vakıasını nasıl buldunuz? Bira* düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek. Kadıköy! ü de işi deruhde ediyor. Fakat mePun ittihatçı matbuat, hazan bizim işlere mâni oluyor. Bunların yazılarına dikkat lâzım. Paşamız, hâlâ sinirli. Ne vakit olarak? diyor. Hant meselesinin hâlâ hallolunma m uf bulunması, temas ve münasebetimizi işkâl ediyor. (N. B. S. İ9Z/İ) Kon yaya ehemmiyet verilmesini tavsiye ediyor» Sîac şifahen izah ettiği mesele hakkında nazarı dikkatini celbetnıetm rica ediyor. Ali Kemal Beyin son felaketi üzerine beyanı teessür ettiğinizi söyledim* Bu zatı elde bulundurmak la^ım* Bu frrfatı kaçırmıyalım. Bir hediye takdimi için en münasip bir zamandır, 19 Tcşrînjcvel tarihli mektubumu almadığımda müteessirim. Vasıtayı biraz sıkıştırmış, Tehlikeden içtinap etmek, benim için pek mib himdir. Veni bir parola gönderiniz* Hikmete ve Kadıköylüye numaralarım vereceğim. Hürmetlerimi takdim ederim Üstadım!
U/10/1919 S.
Haşiye:
Birkaç defadır söylemek istediğim halde unutuyorum. Mustafa Kemal Paşaya ve taraftarlarına biraz müsait görünmeli ki, kendisi kemali emniyetle buraya gelebilsin. Bu ise fevkalâde ehemmiyet veriniz. Kendi gazetelerimiz ile taraftarlık edemeyiz.
Sekizinci mektup
Aziz Üstat;
İntihabat! tavik ve talik için gerek Mustafa Sahri ve gerek Hamdı ve Yasfi Efendilerle uzunuzadıya, talimatınız dahilinde görüntüm. Muvafakatlerini istihsal ettim. Malı ali atta propagandalar başladı. İcap edenleri elde edecekler. Bol para tevzii suretıle arayı tegettüte uğratacaklardır. Zatı şahanenin hu hususta tenviri elsfemdirn Maksada rny ve tedbiri üstadanelerile vâsıl olacağımızı temin ederim Üstat.
26/10/1919 S.
Dokuzuncu mektup
(3. R.) kuriye geldi. Keskin teşkilâtı bitmiştir. Arkadaşlara propaganda için talimat verdim. Muvaffaktyatamızın ilk semeratını kariben iktitof edeeeğtnmden eminim üstadım.
27/2B, 10/1919 S.
213
Onuncu mektup
Aziz Üstat ;
Mabeynde, yeni kabine teşkili tertibat ve tasavvuratı, şayi olmuştur. Bu igİn tesrii elzemdir. Anadolu teşkilâtımızın bazı tertipleri Kuvayi Miüiyccc anîaşıîmış^ alelhugus Ankara ve Kayseri de aleyhimizde faaliyet başlamıştır. Kürt Cemiyeti., verdiği vao\ hilâfına faaliyet gösteremedi* Çetelerimizden bir kısmı tenkil olunuyor. Herfibadabat mutasavver kabinenin mevkii iktidara getirilmesi mutlak elzemdir. Ali Kıza Pagan m, ter ti halımıza karsı tedabiri mania ittihaz edeceğini de tahmin ediyorum. Bozkıra gidecek adamlarımız tanınmış şahsiyetler olma» Kesebile fazlaca tevahhuş gösteriyorlar. Konyadn (K. B+ 81/1) re sizin vasıta ile hâdisenin tecdidi hakkında tebligat icrasile propaganda heyetlerinin bu mesele için faaliyete davet edilmesi lüzum ve zaruretini arzeder ve takdimi ihtiramat eylerim.
29/30, 10/1914 S.
Benim bir mektubumdan Hikmete bahsedilmiş. Bu mektubun muhteviyatını nereden öğrenmişler? Bizzat Hikmetle görüştüm. Ve bunun vaki olduğunu kemali hayretle Hikmetten dinledi m. Casus henîm muhitimde midir, yoksa sizde midîr?
On birinci mektup
Aziz Üstadım;
Kürt Tenli Cemiyetindeki samimî dostlarımızla görüştüm. Yeni geldiklerin* den* birkaç gün sora verilen talimat dairesinde tertibat ittihaz edeceklerini* yalnız Kürdistana gönderilecek muhtelif arkadaşlar için büyük bir tahsigatm vücuduna ihtiyaç olduğunu söylediler. {D. B. R. VIil) den gelen mektupta irae ettiler. Urfa, Ayırttan* Maragta Fransızlar aleyhine lüzumundan fazla tahrikat yaptıklarını ve kolerdu kumandanının takip ettiği siyaseti leyyine hilâfına ahaliyi imale ettikleri ntünderiçtir. Kabine Riyasetine Zeki Paşanın getirilmemesi hakkmda beyan olunan mütalea doğru değildir. Bn zat, Kürtler üzerinde hâkimdir. Eski Ermeni kıtali unutulmuştur. Sizce varit mütalea, herhalde bugün için nabemevsimdir. Bunu, icabında tevil etmek mümkündür, Himmeti Üstadaoenıze her dakika munlazırrz. Karşıdaki vakıayı diğerlerine de vermeğe çalışıyoruz. İhtiram atı âcizanemi takdim ederim.
4/11/1919 S.
On ikînti mektup
Aziz Üstadım;
Ahmet Sızanın Tan muhabirine olan beyanatı bittabi nazarı dikkatinizi celbet-mistir. Emir Faysala Fransızlar ile itilâf aklini tavsiye etmesindeki meanînin şamil olduğu nüktei sİyaeiye nazarı ÜStadanelerinden uzak kalmamalıdır. Kuvayi Milliye rüesa-Eirıın, Fraıısaya ahiren şayanı dikkat bir surette eseri temayül gösterdikleri gibi Irakta çıkardıkları iitişaşa mukabil, diğer cihetten Surîyedeki hakimiyetinize de darbe vur-
214
msk istiyorlar. Bu kuvvetin irilmesinde gösterilecek ihmal ve teseyyüp, alemi îslâ-mm İngiltere aleyhindeki galeyanı fcvkalâdesile nelicepezir olacaktır. Bu noktai tnuienabihayi, ehemmiyetle görmek ve ricali aliyei siyasiyenize göstermek ehem ve elzemdir, Şu mütaleamla, kıymeti ilmiyenize kargı hir düşnamda bulunduğuma hükmetmeyiniz. Çünkü Türkiye üzerinde, sizden başka bir kuvvetin idamei nüfuz ve hakimiyeti, gayei siyasiyemizc münafidir. Franga, İtalyan ve bilhassa Amerikanın gerek ricali ve gerek matbuatile bu kuvvete karşı izhar eyledikleri tcmayülâtı muhtelife, satveti siyasiye ve askeriyenizin duçarı istirkap olduğunun bir delili bahiridir. Ahmet Rıza gibi Kl&nanso ve Pişo nun, muhtelif ricali siyasiyenin en samimî ve kadîm dostluklarına mafchar olmuş zevatın Fransada mühim bir rol çevireceğinden ve efkârı, manayı tammile celp ve cezbedeeeğinden emin olunuz. Bu zatm, îsvîçreye geçeceğine mütedair malûmata nazaran oradan bertakrip Fransaya geçmek emelinde olduğuna kani olabilirsiniz* Balıkesir civarındaki kuvvetlerimiz bozularak firar etmiş ve (A: R*) mevkiinde îhtİfa eylemiştir* Yeni kuvvetler Eh sar ediliyor. Beg bin liradan aşağı olmamak üzere tahsisat istiyor* Karamandan (D. B. &. 40/5) ten Selen mektupta gimdilik intizar zaruretinde olduklarını ve Kay seride (K. B. R, 87/4) ten gelen mektupta da, kariben harekâta bağlıyacaklarım bildiriyor* Ziya Efendi de (.I-. K.) (C. H.) mevkilerinde teşkilât bittiğinden yalnız tahsisatla oraya hareket etmek mecburiyetinde olduğunu şifahen beyan ediyor. Arzu ederseniz vaziyet hakkında şifahen tafsilât verecektir. Şiddetli takip edildiğimizi, tertibatımızdan Srvasm muntazaman haber aldıklarını arzertebiiîrîm. Mehmet Aliye emniyet etmeyiniz. Ketum değildir. Herhalde boşboğazlık ediyor* Tertibat ve teşkilatı hariciyede bendenizden bagkasmı istihdam etmeseniz daha musip hareket edersiniz* Ali Kemal Beyin Listeye ithali zaruridir. Bukadar esrarımızı taşıyan bu zatı gücendirir sek, tertibatımız tamamile eyadii ağyara geçer. Bu zatı sıkça, sıkça kollayımz, Hürmetlerimi takdim ederim Üstadım.
5/11/1919 S.
Kemal yakalanmış, mensubiyeti itibari 1 e (K. B. R. 15/1) in teşkilâtla dereuei münasebeti meydana çıknıtg demektir. Bu zatı himaye elzemdir.
Efendiler, bu tertibatı vasiaya mâni olmak ve ihdas olunan Miater Fru-müblik vaziyetleri bertaraf etmek için elimizden gelen her çare ya yazdığım ve tedbire tevessül ettik. Şimdiye kadar ifade ettiğim ve bundan mektup sora sırası geldikçe hatırlatmağa çalışacağım malûm isyanları, ihtilâlleri, resmî düşman kuvvetleri tecavüzlerini bastırmak, bertaraf etmek için çok uğraştık* Alî Rıza Paga Kabinesi, gözüne batan Kuvayi MiIIiyeyi batırmağa ve bunun için bizimle didişmeğe hasrı nazar etmekten başka bir yardımda bulunmadığı gibi, ondan sora mevkii iktidara gelen rüfekayi kiramı dahi, onun is-rini takipten ve binnetice felâketten felâkete ve rezaletten rezalete sürüklenmekten başka bir hizmet görmediler. Efendiler; bütün bu tertibatı hafiye menabiinin, Rahip Frunun dimağmda
215
temerküz ettirildiği ve oradan din kardeşlerimiz olacak hainlerin kafalarına zerkedilerek filiyata. inkılâp ettiği tahmin olunduğun* dan, Rahip Frunun bir zaman için olsun tevakkuf ve tebaüdünü temine vesile olur mütalea s il e, bizzat kendisine bir mektup yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için şu malûmatı d» ilave edeyim, ki ben, Miâter Fru ile tstanbulda bir iki defa mülakat ve münakaşatta bulunmuştum, Fruya fransızca olarak gönderdiğim mektubun türkçesi şudur;
¦
Mirtcr Fruya
Zatı âlinizle Müsyü Marten delâletile, vukubulan mülakatlarımız hatırasını memnuniyetle muhafaza etmekleyim, S*n«*lerec memleketimizde ve milletimiz ara-e m da yaşamış olan zatı âlinizin, hakkımızda en daim fikir ve kanaatlerle mücehhea bulunacağınızı ümit ederdim. Halbuki, nıoaleeseüT, istanbul muhitinde temasınıza gelen bacı gafil ve menfaatperest kimselerin, sîzi yanlış istikametlere sevkellikJerini jıek büyük tec*$ufle anlıyorum. Eıeümle Sait Matla ile tertip ve tatbik ma başladığınım, mevsukan haber alman plânın, İngiltere milletinin cidden takbihine seza bir mahiyette olduğunu arzetmekhjiimc müsaadenizi rica ederim. Milletimiz, Sait Mnllamn dcgH, fakat hakikî vatanperverlerimiz nazarile görüldüğü takdirde, böyle planların artık memleketimizde vc milletimiz üzerinde cayi tatbiki kalmadığına kolay, lıkl.j büknıolunur. Nilrrkim daha bugünün vakayı i tiden olan Adapazarı ve Karar&bey hadisatının, manzara i akqıneli süzümüzü teyide kâfidir. Fakat, buna ne hacet vardı? İngiliz sabiti /Von'f in, Diyarbekir havalisinde, Kürt ahatii itlâmiyc-ainl, izlâle birçok çalıştıktan «ora Malatyuda, Elâziz Valii Sabıkı Calip v«j Malatya Mutasarrıfı Halit Beylerle Sivas aleyhine ihdasına çalıştığı vak'u, ne ti 11- iıiburile bütün âlemi medeniyete karşı mueihi haca İr t değil mi îdi?
Zatı âlinize kemali ciddiyet ve »arnimiyetle arzederhu kiH İngiliz milleti, milletimizin hüsnü nazar ve itimadım kiynırtlcn ari görüyorsa» bundaki hata pek amiktir, ¦k«İ takdirde ise, kullandığınız ve«ait prk hatalı olup, netice ve semere verecek mahiyette değildir. Sait Molla vasttanile A da pazarına gönderilen iki bin liranın, yakında müsmir netice vereceği hakkındaki vadin butlanını, vakayı size ispat etmiş olacağından fazla söze lüzum görmem, Bahusus, sizinle temasa gelen sahtekârlar tarafından Osmanlı padişahının da, müşterek mesai ve mesailinizde zimetha) gösterilmesi pek hatamakıir. Zaiı âliniz pek âlâ takdir edersiniz ki, zatı şahane, gayri-mes'ul ve bitaraf olup irade ve hakimiyeti mi 11 iyemizin taalluk edeceği hak ay iki tebdil ve tağyir buyurmazlar.- Memleketimiıd« bulunan ingiliz memurini siyasîyesinin, EÜphesifc İngiliz milletinin, temayülâl vc ıncnafiine mugayir olarak, vatan ve milletimiz aleyhinde gayri insanî ve gayri m edeni bir tarzda vukubulmekio ulan teşebbüslerini, elimizde mevcut vesaik ile İngiliz milletinin nazarına arzedersek, netice dünyaca gayemi takdir günihm-z zım »ı derim. Fakat, bu hususla garabeti it i bari le şunu da arzetmek mecburiydi indeyim ki, zatı alileri silki ruhaniye mensup İken siyaset manevralarında, alelbuauf mukataleye müncer olacak vaziyetlerde rol Ör oh muk sevdasında bulunmamalıydınız. Zatı âlinizle vukubulan mülakatlarımda, sizi bu kabil bir recülü siyasi olarak değil, insaniyete hadim, adalete muhabbetkâr bir zutt
216
fazHcikâr lelûkki etmiştim. Bunda utkudur aldandtğımı «an malûmatı mı^nLı jziir teyit etmekte olduğunu iblağla kespî şeref eylerim*
Mustafa Kemal
Efendiler4 İstanbulda, hükümetin güzü önünde ve ıtirlaı dahilinde, cereyan etmiş ve etmekte bulunan teşebbüsatı denaetkâ-ranenîn ve bu teşebbüslerin bütün memlekette usan meş'umesine delâleti sarih ad a bulunun feza bura tın, hakikî menşe ve amilleri hakkında, hükümeti m erk eriyenin. Heyeti Temsilî yeden ziyade, vukuf ve malûmat hasıl etmiş, bulunacağına halâ şüphe edilebilir mi?
Efendiler, vukuf ve malûmat sahibi olan bir hükümet ricalinin, düşmanların, t nalız a tağlit ve ızlâl maksatlı le olan iftira at ve işaatma, hakikat nazarile bakıp, yine onların tavsiyelerini çare ve tedbir olarak tathıka kalkışacaklarına ihtimal verilebilir mi?
Bu suallere cevap vermek için heyeti aliyenizî jt'abı zihne saik olmaktan içtin a ben, Ali Biz a Paşa Kabinesinin fikrini tercüme eden Harbiye Nazın Cemal Paşaya, söicü terk etmeği tercih ederim.
Efendiler, itiraf ederim ki, ben, Cemal Paşan m bu hususta verdiği şifre telgrafın mana ve medlulünü anlamakta duçarı müşkülât ve hayret oldum ve kendilerinden telgraf nameler in in tekrarım talep ettim. Nazır paşa, 9 Kânunuevel 1919 günü aynen arzedeceğim yekdiğerini ve İyeden telgraf namelerin i keşide buyurdular.
Ali Rıza Paşa Kabinesi düşman iftira ve muja-latalarına hakikat diye i-Da Diyor
Sıvaca K, Û+ 3 Kumandanlığın*
Mustafa Kemal Pafa Hazretlerine t
Tekrarı talep buyuru hm telgrafnamr. bervecbiati maruzdur:
Hükümetin^ Sulb Konferansına davet olunmak hududunda* metalipte bulunduğu malûmdur. Musalâhanm bÜEnü neticeye iktiranı, jide^ek murabba*] arı mırın* emniyet ve itimadı milliyi haiz hem de icraatı dahiliyede bük mü nafiz, bir hükümeti temsil etmesile ancak kabil olabilir- Mümessilini ecnebiye taraflarından, dabilde emniyet ve alayişin tesis ve takriri, muairrune tavsiye olunuyor ve Anadoluda bir katliama uğrayacakları endişesile duçarı havf ve haşyet olan aluHi hnristiyaniyeain, f*vç fevç, laktı işgalde bulun sn yerlere iltica etmekte bulundukları müessir ve calibi dikkat bif liün üe söyleniyor. Gerçi, m ev akli mejsulcye ve alelbusus Adana
217
havalUine gidenler, oralarda Ermeni un mir unu teksif mak&adile azimet etmekle i neler de, Anadoluda fikri intizamın ve emniyeti kalbiye nin muhiel olması sebep köritmi erek hükümet tarafından vuku bul an ret ve tekzibin tesirini azaltıyor. Çünkü Heyeti Ternsiliye tarafından verilen teminata rağmen, vilâyatta batı kimselerin kendilerine hoş görü nm i yen memurları holbehot azil ve tebdil ve icraatı hükümeti sektedar eylemek ve cebren İane veya vergi derç ve eibayet eylemek gibi harekât ve müdahalâtmm tama mile önü alınumadtgtndan mehafili ecnebiyece dahi, be nü e endişe berdevamdır. Devletimizin berren ve bahren vaziyeti ha* iradında, mukadderatımız hakkında ittihazı mukarrerat edecek olan devletlere karfcı tehditkâr bir vaziyet almas^ herhalde ntuzirdır* Bundan başka, mümessillere, Heyeti Ternsiliye namına, telgrafnameler keşide edilmeni, memlekette iki hükümetin vücudunu gösterdiği, Fransa mümessili tarafından alenen ifade olunmuştur. Hele bunlardan herhangi birine karsı elfazı tahkiri ye istimali, mü tehalük olduğumuz nezaketi ahlâkiye vc fikri selimi durendisane île telif edilemez. Tehlike ve musibet anlarında, mu* hafazai vakar ve sekine t, şiarı millimizden olduğu unutulmamalı ve yetü füturun hatıra getireceği müfrit vc mühlik amal ve lasavvurata* menafii âliye i vatan feda olunmamalıdır. Hukuk umuru, vaıîyrti hazıramızda ancak siyaset ve kiyaset ve muktazayi hale âkıJânc tevfik ı hareketle müdafaa edebiliriz* İşbu mülâhazat, net-di valâEarında malûmu ilim knbilîndrıı ise de, rüfekaya ve şuabaüt dahi vctayayı vatanperveranede bulunmak mutlakullüzumdur. İçtimai takarrüp eden Meclisi Meb-usanımızın, vatani azizimizin halâs ve felahı hususunda ittihat olunacak tedabiri hakimaneyi takdir ile bu maksadı ulvinin istihsaline hasrı nefs ve ihtimam eyliye-reğine intizar olunmaktadır*
Kabinenin fikrini artederim*
Harbiye Nazırı Cemal
Efendiler, m esimi unuz oları bu telgraf muhteviyatını tahlil ile, heyeti aliyenizi, yormağı lüzumsuz addederim. Yalnız müsaade buyurursanız, buna verdiğim cevabı, olduğu gibi arzctmekle iktifa edeceğim.
Şifre Sıva*, 11/12/191»
Harbiye Nazın Cemal Paşa Hazretlerine
Kabinenin fikri olmak üzere iblağ buyurulan 9 Kânunuevel 1919 tarihli tel-grafname heyeti3nizce mütulea olundu. Bu telgrafname mündere(:atı dahi, bunca izahat ve maruzatımıza rnjtnım, ilamlı sabıkadaki telâkkileri tekrar mahiyetinde görülmüştür* Heyeti Temsiliycmitin gayesi, nüfuzu hükümeti halelden vikaye, itimadı milliyi tarsinden ibaret olduğu, mükerreren teyit olunmuştur. Maruzatımızın, maalesef lâyıkı veçhile nazarı im'ana alınmadığı kanaati hâsıl olmakladır.
1 — Anadoluda fikri in liranı ve emniyeti katbiyenin muhtel olduğu doğru de* (ildir, belki sakıt Damat Fçrit Vu^a. Kabin eti zamanında husule ittirilmiş olan bu İhtilâli efkâr ve emniyetsizlik, ahimi vahdeti milliye sayesinde zail olmuştur.
218
2 — Esha* tarafmdan, botbchot memur azil ve tebdili vaki değildir. Yalnız Dahiliye Nezareti, harekâtı milliyeye aleyhtarlıklarından del ayı, sakıt kabine zamanında, mîllet tarafından kovulan ve her tarafça isimleri malûm olan memurini nasp ve tayindeki ısrarile pek manidar bir meslek takip ediyor. Dahiliye Nezaretinin amali milliyeye külliyen mugayir ve hâla Nazırı Sabık Âdil Bey ruhunun Dahiliye Nezaretinde yaşadığını efkârı umumîyeye İhsas, eyliyen icraatı, elhette pek muhik ve meşru olarak halkça mnta olmamaktadır. Ayni müsteşar, ayni idarei umumiyeyi dahiliye, ayni memurin müdürünün icrayı vazifede devam eylemeleri, hakikaten hem heyeti celitelerini ve hem de millete kargı taahhüt altı uda bulunan Heyeti Temsil i yem izi pek müşkül bir vaziyete sokmaktadır........tarihli telgraf name
île arzetriğımiz Dersim mutasarrıfı meselesi calibi dikkattir* Artık bu bapta Heyeti Temsiliyece yapılacak bir şey kalmamıştır. Badema da, Dahiliye Nezaretinin hu gibi icraatı yükünden tahassul edecek vaziyetlerin îsîahı için, hüsnü kabul vc itimada mazhar olamadığından, îsrirhamatta da bulunulmayacaktır.
Son defa olarak şunu arzedelim ki, hükümeti sen i yel eri, milletin emnü iti' madını bihakkın kazanmak ve bu mülkü millete nafi olmak arzusunda ise ki, buna heyetimizin hiç şüphesi yoktur* Milletin ruhuna, vaziyetin derecei nezaketine göre bir hattı hareket intihap etmeli, asıl derdi kendi içinde tedavi eylemelidir. Yoksa, makamı iktidara gelindiğinden itibaren tutulan usul veçhile, Heyeti TemsiLiyeyj hedef ittihaz ederek ay m" zemin üzerinde mütevaliyen yazı yazmakla maksat temin edilemez.
3 — Hükümeti »akıtanın mîllete düşman, düşmanlara dost olarak takip ermiş olduğu siyaseti hainanenin mirası olan Aydın cephesinde, para dercinde, belki bazı uygunsuzluklar olmuş olabilir, Şııkadar ki, Sivas Umumî Kongresi ile taazzuv eden Vahdeti milliye ve Harbîye Nezaretinin hirnemat ve muaveneti vatanperveranesİ sayesinde, Lu gibi faallerin de önü alınmış demektir*
4 — Millet, hali mütarekede bulunduğu düşman devletlerden hiçbirismn tehditkar vaziyet almış değildir. Yalnız hukuku mukaddese ve meşruasına muda-halatı, lüzumu kafî hâaıl olursa, silâhla dahî men'e azmeyl eni İştir.
5 — Heyeti Temsilîyenin, mümessillere telgraf keşide etmesi bahsine gelince; bu ancak protestolara inhisar etmektedir ki, heyeti celitelerinin muvafakatine de iktiran eylemiştir. Esasen, millî birliğin mümessili olmak sıfatile Heyeti Temsiliye* nİn, millet namına, bu kabil müracaatlerde bulunması bir hakkı meşruudur. Eğer, hükümet te ayni hassasiyeti gösterir ve milletle hemfikir olduğunu bu kabil fırsatlarda izhar ve iraeye şitaban olursa, siyasete zarar şöyle dursun, fevaidi azime ik* titaf olunaeu"! hedihîdir, Halbuki Heyeti Celilelerînin Adananın işgali gibi sarih bir haksızlığı bile, protesto eylemediğini Fransızlar söylüyorlar* Binaenaleyh Fransız mümessilinin îfadatı aleniyetinin hikmetini bu noktada aramalıdır* ihdasa, şunu arzedelim ki Heyeti Temsiliye, ne yc*ü fütura düşmüştür vc ne de vezaîfi mukaddesesinde, selâmeti millet ve vatana ait icahau idrak edemiyecek şuursuzlukla malûldür. Milletin selâmeti namına ittihaz eylediği tedabir ve icra eylediği bilûmum muamelâtta vekar ve haysiyeti, meskenet ve zillete tercih eylemeği esas kabul etmiştir* Siyaset, kiyHSrt ve muktazayi hale tevfikı harekelin ancak bu tarikte olduğuna iman eylemiştir. Binaenaleyh, elim hakikatler karşısında, müteyakkız ve mütenebbih olan ruhu milletten iktibas eylediği bu esasların aksini millete tavsiye eyliyemez ve kariben içtimaını elzem addeylediği Meclisi Mcb'uşanm da, ayni ruh ve his ile mütehalti olacağı üınmiyesinİ kaviyen besler.
219
natı
6 -—* Heyeti Tem »i Üyemizin noktai nazarı, berveçhihalâ arıolundu. Bu |tfıi hu4UQattfit murahhasımı* olmak itibarUe, «atı devletlerinin heyeti vükelâyı tenvir Vv ıtııyrivnki jıtiM^lMi krruj ı k-rİHe İbuL bliyurıllılkllgU1I2 li/ıın olduğunu, seJitfin-li memleket nam ma. kemali lıürmetlt arıeyleri/.
Heyeti Temadiye fi umu Mustafa Kemal
Efendiler,
Çürükauiu îstanbulda Istihlası vatana müteallik en mühim vezaifle
Mahmut Pa- igtîgal eden muh terem ve âkil lan mı tuş zevatın, o devirde. Istan-»anın bey a- nu] ]ıavavi memuıımı nu teneffüs yüzünden, zihniyet ve telâkkilerinde, nekadar menfi inhiraflar husul bulmuş olduğuna misal olmak üzere henüz Sıvasta iken temas ettiğim küçük bir meseleyi müsaadenizle arzetmek isterim. thtİmal, azayı kiram meyanrada hatırlayanlar vardır; Ayan Azasından Çürüksulu Mahmut Paşa, Bosfor gazetesi muharrirlerinden birisine, vaziyeti siyasiyemiz hakkmda beyanatta bulunmuştu. Mahmut Paşan m. o tarihlerde, İs t ihzara tr Sulhİye Komisyonu azası olduğunu da hatırlarsınız. Paşaom^ 31 Teşrinievel 1919 tarihli Tasvirİefkâr gazetesinde de intişar eden beyanatını, 17 gün sora Sıvasta okudum, «Ermenilerin fazla mutalebatına hak vermeksizin, hudutlarda bazı tashih atın icrasına razı oluruz.» ifadesi nazarı dikkatimi celbetti. Şarkî Ana d oluda, Ermenistan lehine t a visali amyede hnlunulacağı vadini tazammun eden bu cümlenin, sulh komisyonu azasından bir recülü devlet tarafından sarf edilmiş bulunması cidden teemmül ve isüğraba şayan tdL 6u sebeple 17 Teşrinisani 1919 tarihinde, Çürüksulu Mahmut Pasa Hazretlerine yazmağı faydalı addettiğim bir telgraf namede; hey an a tındaki işaret ettiğim cümleden dolayı, «Şarkî Anadolu ahalisinin pek muhik olarak, sou derece münfait ve müteessif olduğunu zikr el tikten sora. Erzurum ve Sivas Kongreleri mukarreratı veçhile milletin Ermen is tan a bir karış toprak terke Lrniyeceğini ve hatta hükümet, bu kabil bir mecburiyeti elî-meye serfüru ederse, millet, kendi hukukunu bizzat müdafaaya asım eylediğini ve bunun cihana ilân edilmiş olduğunu» yazdrm ve hu azmü karan millinin, herkesten evel Istihz aralı Sulhiye Komisyonu azayı kirammca malûm ve muta bulunması lüzumunu ¦nettim (Ves. 196).
Efendiler, Sıvasta, gecen ikametimiz esnasmda, birçok mesai I ve hadisata temas edilmiş ve bizzarure, millî, idarî, askerî ve siyasî teşebbüsat ve icraatta bu] mı ut muştur, Bunlarm kâffesini
220
tafsil etmek uzun sürer. Yalnız, takip ettiğimiz sihilei vakayiin irtibatına medar olacak bazı noktaları, kay it ve işaret ederek geçeceğim.
*
Efendiler, teşkilâtı milliyenin tanzim ve tensikı mühimdi. Bunun için, tedabiri mahsusa ittihaz edildi* İntihabat münasebe-tile, husul bulan bazı ihtilâfatı efkârın izalesi esbabına tevessül olundu,
Maraşta, bazı Çerkez vatandaşlar- güya, Maraşın umum Çerkezleri namına, Cebelibereket Guvemörünün Maraşa izamını, Ayıntapta Fransız askerî kumandanından telgrafla talep eylemişlerdi Buna müsaade eden Maraş mutasarrıf ma teessüf edildi. Maraş eşraf le mütehayyizanının, mumaileyh Guvernör geldiği takdirde, istikbal eylememeleri lüzumu bildirildi. Hükümeti mer-keziyenin de nazarı dikkati ccl bol undu.
Bolu havalisinde, asayişsizlik gittikçe artıyordu. İzmitte, Asım Beyden sora, Birinci Fırka Kumandam olan Rüştü Beye, bu hususta talimat verildi,
Efendiler, 20 Teşrinisani 1919 tarihinde, Istanbuldaki teşkilâtımızdan, Kara Vasıf ve Miralay Şevket Bey imzalar ile gelen bir şifrede; (sıGebze kaymakamının muhalif olduğu ve bu kaymakamın, envai fecayie cür'et eden Yahya Kaptan m fenalıklarını örtmeğe ve saireye başlayarak Kuvayi Milliyeye leke sürmeğe sai olduğu» bildiriliyor ve kaymakamın becayişi mevzuubahs ediliyordu (Ves. 197).
Biz de, bu mütaleaya, samimiyetle iştirak ederek, meselenin, Cemal Paşa vasıtasile teminini cevaben bildirdik (Ves. 198).
Efendiler, bu Yahya Kaptan meselesi, inkılâp safahatından mühim birine dahil ve çok manidar olduğu için, biraz tafsilât vermeği münasip görüyorum.
Şimdiye kadar, verilen malûmattan anlaşılmış olacağına şüphe yoktur ki, muhtelit, memzuç, müşterek düşmanların tatbikma çalıştıkları plânın, mühim bir noktası da, dahili memlekette asayişsizlik olduğunu ve anasırı hrristiyaniyeye tecavüzatta bulunulduğu keyfiyetini, filî ve maddî asar ve hadisat İle enzarı cihanda ispata ve bu efal ve harekâtın Kuvayi Milliye tarafından ika edildiğini iknaa matuf idi. Bu hafi ve habis maksadın temini
221
için de, ma İti mumuz olduğu veçhile, birtakım çeteler teşkil ederek, bilhassa ahalii hrristiyaniye üzerine saldırmak ve bu çetelerin ika edecekleri cinayatı, teşkilâtı mili iyeye atfetmek yolunu takip ediyorlardı Bu teşebbüs at, az çok memleketin her ta rafm-da filiz vermeğe başlamakla beraber, en mühim inkişaf ve faaliyet, tstanbula kurbiyeti itibarile, Biga, Balıkesir ve bilhassa İzmit, Adapazarı, Bolu havalisinde, nazarı dikkati calip bir manzara arzediyordu*
Biz, bu hainane ve fakat — itiraf olunmalıdır ki — çok ma-hirane teşebbüse mukabil, fevkalâde tedbir ve teşebbüs almak mecburiyetinde kaldık. Çünkü^ hükümeti merkezîye, bütün bu düşman teşebbüslerini, filhakika, Kuvayi MüHyeye atfediyor ve tenkilleri için tedabiri şedide ittihaz edecek yerde muttasıl, Heyeti Temsiliyeyi tahtıe ve tazyik ederek, bu amili fecayi olan düşman çetelerinin faaliyetine hitam vermeği, bizden talep ediyordu. Maatteessüf hükümet, bu fikir ve kanaatini, Istanbuldaki teşkilâtımız rüe&asma da t ama mil e zerk ve telkine muvaffak olabilmişti.
Efendiler, bizim, bilhassa tstanbula ya km olan İzmit m m takasında tatbikini düşündüğünıüz tedbir, orada müsellâh, millî müfrezeler teşkil etmek ve o havalide şayanı emniyet olan kumandan ve zabitlerimizin, bu milli müfrezelere muavenet ve muzahereti ile, hain çeteleri takip ederek mazarrat ve vücutlarmı izale eylemek idi
İşte, bu maksatla vücuda getirebildiğimiz millî müfrezelerin en mühimini ve kuvvetlisi, bu, Yahya Kaptan denmekle maruf, bir fedakâr vatanperverin müfrezesi idi.
Merhum Yahya ile ilk münasebetimiz şöyle oldu:
Bir gün telgrafçılar, Srvas IVlpraf Merkezine, bu malûmatı veriyorlardı. Gayet müstacel bir telgrafı tevkif ettiler, yani Der-saadette tevkif edilmiştir. Meali şudur:
Sıvamla Mustafa Ketimi Pa^a Hazretlerine
Dün Ümitten tavsiye edilen Yahya, benim. Yarın akşam Kubatı telgrafhanesinde emrinize muntazırım.
Kuşçalı, Üsküdarla Gebze arasında bir köydür. Filhakika, Yahya Kaptan, bana, tzmitte teşkil âtımız tarafından tavsiye edilmişti*
222
4 Teşrinievel 1919 tarihinde Kuşçalı merkezinden şu telgrafı aldım:
Sıvasta Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Mühim ve gayet müstaceldir
Bendeniz size iki gün evel îzınitten tavsiye edilen Yahyayım. Emriniz üzere, telgraf başında emirlerinizi telâkki etmeğe geldim. Nihayet yann akşama kadar Kuşçalı telgrafhanesîndeyim.
Yahya
Anlaşıldığına göre Yahya Kaptan îstanbuldan telgraf mm Çekilmediğini anlayınca kendisi henüz Kuşçalrya gelmeden, bu
telgrafı Kuşçalı merkezine göndererek çektirmiş (Ves, 199).
-
Ben de şu emri verdim (Ves. 200).
4 Teşrinievel 1919
İzmit Merkezi vasıtasile Kuşçalı Telgrafhanesinde Yahya Efendiye
Bulunduğunuz havalide kuvvetli bir teşkilât yapınız, Adapazarı Kaymakamı Tuh ir Bey vasıtasile bizimle tesis ve temini irtibat eyleyiniz. Şimdilik hazır bulununuz,
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyet Reisi
Mustafa Kemal
Efendiler, Yahya Kaptan, aldığı bu emir üzerine, teşkilât yaptı ve aylarca tstanbulla temas eden muhitlerde hain çetelerin icraatma mâni oldu*
Nihayet, îstanbu! hükümeti tarafından katlettirildi* Gerçi, Yahya Kaptanm faaliyeti ve sureti feciada vukuu şehadeti, bundan soraki aylara müteallik bir hâdise ise de, burada vakıaya temas edilmişken, bir daha avdet etmemek üzere, meselenin izah edilmesi muvafık olur mütaleasın dayım.
24 Teşrinisani 1919 tarihinde Kartal merkezinden şu telgrafı aldım:
Köy içinde bilâkabahat katil, nahiye müdürünü alameleinnaa darp, Köylerde gasp meselesinden dolayı Yahya Kaptanı hükümete teslime mecburiyet el-
223
vermiştir. Dahiliye Nezareti ehemmiyetle bu meseleyi takip ediyor. Hükümetin müşkül vaziyette kalmması, Yahya Kaptanın teslimini iktiza ettiriyor. Emri Devletlerinize makina başında m uma ıtri m. Efendim.
Kartal Anadolu ve Rumeli Müdafaa! Hukuk Heyeti Ternsiliye Reisi Binbaşı Ahmet Necati
(Ves. 201).
Askerlerin ve resmî memurların, bizim teşkilâtı milliye heyetlerinin alenen riyasetlerini almaları usulümüz değildi. Bir de, bizim teşkilât nizamnamemize vâkıf olması lâzımgelen hey at rü-esasmın. Heyeti Temsili yen in yalnız bîr heyet olduğunu, hery erde birer heyeti ternsiliye olamryacağmı bilmesi lâzımgelirdi. Bu telgraf üzerine İzmittr Kırka Kumandanına şu telgrafı yazdım:
Şifre: Aceledir Sivas* 25/11/1919
1 amitte Birinci Fırka Kumandam Rüştü Beyefendiye
Kartal Müdafaai Hukuk Cemiyeti Re ini unvanile Binbagı Ahmet Necati Bey tarafından vürut eden bir telfirnfta: Katil ve nahiye müdürünü darp, kiiylerde gasp mesailinden dolayı Yahya Kaptanın hükümete teEİimi mecburiyeti hâıtıl olduğu ve Dahiliye Nazımım da bu meseleyi ehemmiyetle takip eylediği bildirilmektedir.
Bidayettenberi harekâtı mil Üyede hüsnü hizmeti meşhut olan bu zatın, memleketimizin bu buhranlı zamanlarında, hükümete teslimi asla muvafık görülmemekle olduğundan İşin, hükümetin de nüfuzunu nazarı itibara almak surctile, Yahya Kap-tanm takibatı kanuniyeden bu aralık tabiisi hususunun tanzimi, Kartalda Necati Reye icap eden talimatın ilası vc neticenin imhası ehemmiyetle rica olunur.
Heyeti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
26 Teşrinisani 1919 tarihînde Hereke merkezinden de gu telgrafı aldım:
MiUci namına istirham ediyorum; bugünlerde Binbaşı Necati Beyin su i istimal âtı. Kuvayi Milliyeyi lekelemektedir* Hemen tahkikat icrasına emir buyurulmaşım rica ederim.
Gebze Kazası Milis Kumandanı
224
t z mil teki Fırka Kumandanından aldığım cevap aynen şudur:
Lil.ii. 29 Teşrinisani 1919
Srvatta K, O- S Kumandanlığına
C: 2S/İI/J91P
Heyeti Temsiliye Riya Neti ne: Şimdiye kadar vaki tahkikatınla nazaran Yahya Kaplanın katil, nahiye müdürünü darp gibi fiilde bulunmadığı ve Binbaşı Necati Bey denilen t*tmt kendi menafii şahsi y esini temin için Yafaya Kaptanın orta-ilan vücudunu kaldırmak gayesini takip ttıiği ve bu bapta Zatı Âlinize telgrafla müracaatle bulundukları zaman, Yabyayı da ijjifoE ile neztlerine celp île katletmek Tertibatında oldukları halde Yahya işi sezerek kendisini kurtarmış olduğu ııııhısıl-ımgtir. Keyfiyeti icabı veçhile tamik ediyorum, Neti reyi arzederim.
Birinci Fırka Kumandanı Rüştü
Fırka Kumandam Rüştü Beyin birkaç gün sora verdiği mütemmim malûmat şu idi:
İvraJl, S/12/1919
Sıvasta K. O. 3 Kumamlanlıgma
Heyeti Tem&iJiyeye:
Binbaşı Necati Bey, Maltepe Endalıl Mektebinde muvazzaf memur olduğu halde, Müdafiti Hukuk Cemiyeti Reisi sıfatım takınarak, Kuvayi Milliye ztanüle babına toptadtjh Arnavut Küçük \?lan *etesile ortalığı soydurmakta olduğu ve Gebze Jandarma Yüzbaşısı Nail Efendinin de bununla şerik olduğuna bende şüphe kalmamı&tn\ Son zamanda, hükümetin babına gaile çıkaran Darıca Rum bekçi* terinin katli ve htilyatuts isminde bir zenginin dağa kaldırılarak para talebi gibi hu* su&atın mezkûr çete marifetile yaptırılma h ve böyle ePtlî redleye yanafmıyan Yahya Kaplana isnadı keyfiyet ile gerek oraya ve gerek hükümete mumaileyh hakkında ihbara ti kazibede bulunutmast, her halde bunların teşkilâtı milliye; perdeai altında balkm, hükümetin babına mesele çıkararak keselerini doldurmaktan başka bîr maksat beslemediklerine ve belki de siyasî daha başka makıat takip eylediklerine hükmediliyor. Şimdiye kadar pek namuslu hareket etmiş ve etmekle bulunan Yahya Kaptanın, bu gibi efalr iştirak etmemesi ve balâda nıezkürülisim Çetenin, kendi mtnidkuflinda ikaı fa tayin a meydan vermemesi hasebile mumaileyhin vücudunu resmen veya gayri resin i olarak ortadan kaldırmağa çalkıyorlar- Dün, Yahya Kaptan, nezdime gelerek hayatınm tehlikede olduğunu ve binaenaleyh avenesinin esLiha ve mühimmatım bana getirip teslim ederek kendilinin de buradan gaybubet edeceğini bana resmen nöylcdi. Kendisine netayihi latîme vererek ve daha hizmet edecek mühim zamanlar o]dn£ıımı toyliyerek mahalline iade ettim. Her geyî iyi bilmesi lazım gelen Gebn katı kaymakam in* resmen ettiğim istizaha aldığım cevapta, tamamen balâda, arzettijcim şekilde yanı Necati ve Nail Efendilerin aleyhinde,
225
Yalıya Kaplanın Lehi ödedir. Necati Efendinin îstanbulda nere ile muhabere ettiğini bilemiyor ifrem de bîr yerden arasın para aldığı söyleniyor. Bunların vücudu ve cana kastettikleri dolaymle, Yahya Kaptan bu havalide durmak istemiyor. Binaenaleyh zaten muvaztaf bir zabit olan Necati Efendinin başka bir mahalle ve Nail Efendi' nin de keza diğer bir yere kaldırılması elzem olduğuna hükmediyorum. Oraları İstan-bulla muhabere etmekte olduklarından labİl bendenizce bir şey yapılamamaktadır* Oraca icrayi icabı maruzdur.
Fırka 1 Kumandanı
Rüştü
Huştu Beyin verdiği malûmattan mufassal an bahsederek, 8 Kân un ıı evel 1919 tarihimle, Harbiye Nazm Cemal Paşaya yazdım (Ves. 202).
Ayni tarihte, vaziyet ve Cemal Paşaya olan müracaat, izah edilerek meselenin takibi Ifi tim buldaki teşkilâtımız rüesasma da bildirildi (Ves. 203).
On dokuz gün sora, yani 27 Kânunuevel 1919* tarihli ve şifre dahilinde Vasıf ve haricinde Miralay Şevket Bey İn imzası bulunan uzun bir telgrafta; §u malûmat veriliyordu:
«,... Asayişsizliğin başlıca müsebbipleri Yahya Kaptanla refiki Kara Aslan ve Alem dağında dolaşan, Sadık çeteleridir.»
Yahya Kaptanm birtakım şımarıklıklarından bahsettikten sora, «., Bizi, artık bu şeriri ikaı mazarrat edemiyecek bir hale getirmeğe teşebbüs ettirmişti.»
«ötedenberi aralan iyi olmayan Küçük Aslan çetesinin teveccühte olması?! kendisini muhtelif vasıtalarla setri kabayihe sevketmiştir.»
«Yüzbaşı Nail, Yahyanm aleyhindedir. Necati Beye gelince; hükümeti sakıta zamanında! Kartal kazasmca reis intihap olunarak, Kuvayi Milliye namma, merkezle kat'ı alâka etmiş?.. Teşkilâtı m il üyeyi esaslandımnş,. YenikÖy Rumlar m in etrafa sarkıntılıkları Üzerine, Küçük Aslan çetesini dolaştırmağa başlamış.» tarafınızdan para dahi verilmiştir?!»
«Yahya Kaptan., her şeyi akim bırakmak manevrasına müracaat etmektedir?!»
«Binbaşı Necati, biraz idaresiz ise de cezaya müstahak değildir.»
«Gebze kaymakamının.., bir an evel kaldırılarak Rum ve Ermeni entrikalarına nihayet verdirilmesi,..» (Ves. 204).
Efendiler, bu malûmat meyanmda, benim vâkıf olmadrğmı noktalar vardr, Meselâ; bent Küçük Aslan çetesinden ve onun
226
teveccühte olmasında d haberdar değildim. Bu çeteye, Necati Bey vaeıtaaile para verdiğimi asla hatırla yamıyordum,
Yahya Kaptanın, verdiğimiz talimat mucibince, düşman çetelerini bertaraf eylemeğe ve hiç olmazsa, onların ahalii hıristi-yaniyeye tecavüz ederek düşman m aksa d mı temine matuf her teşebbüslerini akim bırakmağa çalıştığını pek âlâ biliyorduk.
Gebze kaymakam m m mahiyeti, şimdi ilâve edeceğim vesaikle takdir olunabilecektir, za naradayım,
4 Kânunusani 1920 tarihinde, Fırka Kumandanı Rüştü Be» ve, Vasıf Beyin verdiği malûmatı, olduğu gibi, hulâsa ederek bu malûmatm kendi tarafından verilen malûmatla tezat teşkil etliğini ve binaenaleyh, bir kere daha şayanı emniyet ve itimat zevat vasıtasile tahkik ve tetkiki keyfiyet ettirilmesini ve kanaatler ile beraber muvazzahan iş'arrnı rica ettim (Vûs* 205).
Efendiler, bu meselede hakikatin tavazzuhuna medar olan vesaikten, malûmatlar olmanızı arzu ettiğim için, Rüş,Lü Beyin cevabını aynen arzetmeme müsaade buyurunuz:
Düzce, 7/8, I, 1920
K. O. 20 Kumanda nlıtgma
C: i/l/im şifreye:
Heyeti Teıtı$Jüye Riyasetine:
Yahya Kaptan hakkında vaki* muhtelif is n ad at ürerine, birkaç defa, Yüzbafi Alt Afttif Efendi vasıta m Le rtıirdiİha tahkikat, mumaileyh in Lebinde çıktı. Ma*~ mıfih kendi» cahil olmak il i harfte, bin» et zanm'le bacı terler yaptmj olma*t malı* temeldir. Büyük vc Küçük A-I.nhr i&e üten sakidir. Fakat teakil&tı milliyenin» fikren aleyhinde i düğü muhakkik olan ve Yahya bıkkındı istikaya herkesten ziyade lıahifkcr olması lâzımgelen, Gebze kaymakamına bu bapta yağdığım tahrirata aldığım 1/12/19İV tarihli ve 17 numaralı cevap sureli, zîrde aynen münderiçlir:
Bendeniz, bu telgrafın müfadınjt kısmen okun İtimat ötmek mecburiyetinde kaldım ve ayni itimatla bu ubrirate İsianhulda bfczat Şevket Beye de ga iterdim. Bendenizin vâkıF olamadıjım bazı eabap üzerine, îstanbulea bıkkında bir muamele ¦Cratlna lüzum görüldüğü takdirde bittabi bir şey denemiyecegi maruzdur
Snret
3Û/11/İ9J9 tarihli ?3 numaralı emirname? alileri cevabıdır: Kartal Müdafaai Hukuk Cemiyeti Reisi Binbaşı Necati Beyin, katil ve nahiye müdürü ali darp ile vukubulan ili buran, zat ve zaman heypn etmemek itiharıle» mu-vufıkı hakikat değildir. Zira darLedildiği beyan olunan Nahiye Müdürü Burkandım Bey ise, Yahya Kaptan tarafından darp ve taarruza manız kalmadığım resmen
227
ve tahriren beyan elliği gibi hu hapla makamı âcinye dahi bîr suna şikâyette bulunmamıştır.
Katıl meselesine gelince; Yahya Kaptan hakkında hükümete ve adliyeye filî katil hususunda hiçbir taraftan müracaat ve şikâyet almadığı gibi, aleyhinde celp ve ihzar müzekkeresi bile sadır olmamıştır. Şayet Darıea Rumlar nidan iki Rumun katli ve Kartalın Pasa köyünden Isülyoıton çorbacının dağa kaldırılarak Fidye! necat ahzü talebi keyfiyeti murat olunuyorsa, bu efali cinaiye Küçük Aslan çetesi tarafından İka edildiği mütevatir ve muhakkak olup, mezkûr çete İst, Vahyi Kaptana ötedenberi muarız olduğundan ve esasen Yüzbagı Nail Efendinin himaye «e tesabü-bünde iken adedi on sekize bilip olan mtzkür çete, elyevm Binbaşı Necatı Beyin emrine mevdu bulunduğu ve hatta kendilerine ellişer lira maıs tahsisine gidilmekte olduğu müstahber olup köyleri «oy m aktan faril olmadıkları ha »kardır. Binbaşı Necati Bey» Yüzbaşı Nail Reyin kadim mektep arkadaşı olduju ve kendi sil e bir bu^uk m ah mukaddem Aydınlı KuriyesİnuV Küçük Aslan çetesi efradından Ali Kaptanın, da Ah kaldırdığı çorbacıdan, alınan para ile yaptığı meşhur düğününde mülâkai ederek bilahare müteaddit defalar Binbaşı Necati Bey, Yüzbaşı Nail Beyin hanesinr gciip misafir kaldıkları vc hemfikir bulundukları cihetle Yüzbaşı Nail Beyin ötedenberi Yalıya Kaplanın aleyhinde olupi teşkilat yaptığı rinada, hududu kazam haricine tardü teb'iı etmek teşebbüsünde bulunduğu gibi Küçük Aslan çetesi tarafından ika edi İdi ği mütevatir ve muhakkak olan berveçhîbela İki vtk'ai cinai yenin, Kuvayi Mili i ye yi şaibe dar ve Yahya Beyi Lekedar etmek fikir ve emeli perverde edildiği hİMedilmis vc halbuki rimıyuu vukıa, mezkûr Aslan çeteninin daırei cevc lan ve faaliyeti dahilinde vukua gelmiş olup hatta icrayı takibata gönderilecek olan İstanbul Muhafız Alayına mensup Süvari Müfrezesi Kumandanı Hakkı Beyin, Yüzbagı Nail Bey tarafından vücudunu lüzum kalmadığı bey ani le ledelınulınhere Dcraafidete kaldırılarak takipsiz bıraktırmış olduğu emri muhakkaktır. Ser ded ilen katil meselesi, bundan başka bir hadise ise, tavzihi keyfiyet olunmak üzere, zat ve zaman bey an il r zikredilmek lazımdır. Darıca Rum bekçilrrinin yevmi katlinde earttdı serbest gezen Küçük Aslan çetesi tarafından fili katlin vukuu çuyu bulması üzerine havfmdan nası Yüıbasjt Nail Bey mahallî ibare tahvili memuriyete talip olmuş ve burada kafi yy en oturmıy ırağını beyan etmiş İse de alay ve tabur kumandanları vc TJin.bajı Necati F!:y fjiu;]y:ı gelerek Yalısı Kaptan hakkında bir muamele yapılması için murahhas Sırrı Beye yazdıracaklarını vait ve temin ederek ipkaaım iltizam eylemişlerdi. Bu defa, %% Teşrinisani 1919 Salı günü, giden gelen Necati Beyi, yüzbaşı hiLİğral vc hilafı hakikat ihharai ve isnadata şevketti |î gibi telefonla Yahya Kaptanı merkeze davet ettirerek, d i Cer taraftan Küçük Astan çetesini dahî kendi hanesinde ihzar ederek derdesti cihetine gitmek tasavvurunda bulunmuş ise de, herne dense buna içi i sar edemiyerek teşebbüsü vakiden sarfınazar ^tnıcir vc Necati Bey dahi Kartala avdete mecbur kalmıştır. Binaen-aJizalİk, YUzbafi Nail Bey, gerek Necati Bey ve gerek aleti icraıyesi olan Küçük Aslen çetesi vasıtasîle Yahya Kaptan aleyhinde, isnadat ve tertibat icrasından bir an hâli kalmamaktadır. Yahya Kaptan, muhalif ve mu anı bulunan Küçük Aslan çetesi gibi kurayı yaşma ve hıristiyanları katil ve imhaya mesağ vermeyip maiyetinde bulunan Büyük Ablan Bey çetesi tarafından bazı güna münasehetsiıi harekât zuhurunda, derhal men ve tedip cihetine giderek gaye i milliye olan istiklâl ve selameti vatan eudisesile muhafaza i İnzibat ve asayişe hizınet etmekte olduğu ve akdemce de Büyük Aslan Bey çetesinin isti man ve dehaletine muavenet ederek af fi âliye mazhar eylemek
228
fcurr'iik, hidemaiı vakıa ti sayanı şükran bulunduğu ve aleyhindeki isııadâtın yüz* başının amali şah biyesine fccrfüru etmediğinden ve Küçük Aslan çetesi tarafından yapılıp Yahya Kaptana; atfu İsnat edilmek istenilen vukuatı einaiyenîn zuhurundan ve mütecasirlerinin nıazhan tesahup almasından dolayı izharı teessüfle yüzbaşıya ihtaratt şedîdede bulunmasından idüğü arzulunun
(Gebze Kaymakamı Mehmet Nurettin)
Birinci Fırka ve llolu Havalisi Kumandam Rüştü
Efendileri bu malûmatın vur udundan evel, şöyle bir havadis verdiler: «Yahya Kaptan Tavşancılda tahtı muhasaraya almdf. Bunu yapan istanbul d an gelen bir kıt'ai askeriyedir*»
Bu havadis üzerine, tzmitte Fırka Kumandanlığından, 7 Kânunusani 1920 tarihli şifre ile, makina başında istizahı keyfiyet ettik ve havadis doğru ise, «İstanbul d an geldiği bildirilen ktfa kumandanına, mumaileyhin — Yahya Kaptanın — bizim adamımız olduğunu ve eğer bir kusur ve kabahati varsa tarafımızdan icabının yapılması tabiî bulunduğunu ve hiçbir suretle Yahya Kaptanın muhasara ve tevkif edilmesine razı olmadığımızı bildiriniz» dedik (Ves. 206).
Efendiler ) 7 Kânunusani 1920 de yazılıp 8 de aldığımız iki telgraf vardır. Bunlardan biri; Izmitten, Birinci Fırka Kumandan Vekili imzasile Fevzi Beydendir, Mü fa d i şudur; «Bu gece, iki bin kişilik bir kuvvet, Tavşancıla çıkarak Kuvayi Milliye Kumandanı Yahya Beyi muhasara etmişlerdir. Yapılacak muamele* nin ig'arı maruzdur.»
Diğer telgraf name, Düzce de bulunan asıl fırka kumandanından geliyordu. Rüştü Bey, merkezde bulunan vekilinden aldığı ayni malûmatı bildiriyordu (Ves. 207).
Fırka Kumandan Vekili Fevzi Beyin, 7 Kânunusani 1920 tarihli istizahımıza verdiği 7/8 Kânunusani 1920 tarihli cevabında, Yahya Kaptanın henüz ele geçmediği, Kuvayi Milliye ile gelen müfreze arasmda bir mu s ad eni e ihtimali olduğu ve gelen müfreze kumandan ma emrimizi bildireceği ig'ar ediliyordu (Ves. 208).
Efendiler, o tarihte, meb'us olarak îstanbulda bulunan Yaverim Cevat Beyden, 10 Kânunusani 1920 de şöyle bir telgraf geldi;
229
K. O. 20 Kum&ndahlrğına
Harbiye, 10/11/192*
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine î
6/1/1920 gecesi sabaha karşı Umum Jandarma Kumaudan Muavini Hilmi Bey ve Üsküdar Jandarma Kumandam Nazmi Bey kumandasında dört zabit, elli jandarma ve Yüzbaşı Nahit Efendi kumandasında tstanbul Muhafız Alayından doksan nefer. Bandırma vapurunun ışıkları söndürülerek Herekeye vasıl olmuş, ve alessabah Harekeye çıkan müfreze derhal Tavjanttlı kugatmtg ve muhtelif haneler basılmıştır. Gelen, heyet, köy heyeti ihtiyariyesinl toplıyarak haini vatan olan Yahyayı, ya teslim veya nerede olduğunu söylemezlerde Tavgancrtı insanlarilc beraber yakacaklarını ifade ederler. Heyeti ihtiyariye, iki gündenberi Yahya Kaptanın köylerinde olmadığım ve nerede bulunduğunu bilmediklerini musırren ifade ettiler* Yahya, sağ olarak ele gecemîyecektir. Fakat Yabyanın imhasından sora Marmara havzasına sahip ve hâkim olan ve hergün ingilizler ve Fransızlar tarafmdan teşrih edilen Rumlarm ve Istanbuldaki rüzelânın pek büyük muvaffakiyete mazhar olacakları bedibidir ve Kuvayi Milliye namını taşımakta olan Yahyamn tenkili, İzmit, Adapazarı ve İstanbul havalisinde, düşmanlarımızın hesabına birçok fesat çetelerinin doğmasına da sebebiyet verecektir. Binaenaleyh, Cemal Pasa Hazretlerinin işe müdahalesile, Yalı-yanın tebdili nam ile bir eveîki maruzatım dairesinde serbestisinin temini için. icap edenlere emir bu vurulma&ı müsterhamdır (Cevat).
Harbiye Nazırı
Cemal
Bu telgraf m, harbiye şifresile ve Cemal Paşa imzası! e kapatılmış olması ve fakat muhteviyatında «Cemal Paşa Hazretlerinin işe müdahalesile Yahyanın halâsı» çaresinin temini fıkrası, calibi nazarı dikkattir, Demek ki, Cemal Paşa, Cevat Beyin telgrafının, okumağa lüzum görmeden, kendi şif r esil e ve imzası tahtında çekilmesine müsaade etmiştir. Çünkü, bir defa Yahyayı takip ettiren Cemal Paşadır. Bundan başka temini serbestisi için kendi delâletlerinin tarafımdan emrolunmasmı, kendi malûmatr tahtında, elhette yazdırmazlardı.
tzmitte, Fırka Kumandan Vekilinden gelen 9 ve 10 Kânunusani 1920 tarihli iki telgrafname ile, mesmuata atfen, iki müsademeden sora, Yahya Kaptanın, meyyiten istisal olunduğu bildirildi (Ves. 209).
11 Kânunusani 1920 de, Fırka Kumandan Vekilinden, İstan* buldan gelen müfreze kumandanına, tarafımızdan tebligatta bulunup bulunmadığını sordum (Ves. 210), Üç gün sora 14 Kânunusani 1920 tarihli raporunda, Fırka Kumandan Vekili, şu malûmatı verdi: «Bizzat icra ettiğim tahkikattan., müsademe olma-
230
dıgı ve yalnız, Yahya Kaptan teslim olduktan sora, köy haricinde aleti cari ha ile katledilmiştir. Kafatasmm olmaması bunu müey-yittir,» (Ves. 211),
Efendiler, bu meşbum haber üzerine, Istanbuldaki teşkilâtımıza, 20 Kânunusani 1920 tarihinde, Miralay Şevket Bey vasıta-Eİle su telgrafı yazdık;
Y'.îh)* K: 13 l :=ı ıı I n tenkiline lüKUrn sii-h-n-rı \ -\)a\\. ile [)-linı u I uiüklktan *oru ki-ıtn fehit edildiği anlaşılmakla katline kimlerin dahlü tesiri aldu|unuıij Der saadetten müracaat eden müteaddit fedakar arkadsalara izahat verilmek Üıere» türaü ifan rica olunur Efendini.
Heyeti Temelliye namına Mustafa. Kemal
Eski bir iş'armuza cevap olmak üzere, Istanbuldan, 20 Kânunusani 1920 de yazılıp hir gün sora vâsıl olan telgraf ta şu idi:
Be*ikta$, 20/1/1920
A:ık;iT.ı: K. O. İm Kunıuiıdanlıgıııa
Mustafa Kemal Taşa Hazretlerine mahsustur. Cî î T/l/l 92Ü.
1 — Mahalli vak'ada hvlunan şa yanı il i mu bir zatın ifadmine nazaran Yahya Kaptan yakalanıp köy haricinde bulun&n karakol mahalline götürülürken civardan on kadar tekinin ktrakol Üzerine ates etmesi ürerine firara teşebbüs etmiş ve bu esnada kallelu um ustur* Mnamarib iyi bir tahkikat yapılması hususunda hükümet nez-dînde teflehbüaatta bulunuldu.
2 — Yalıya Kaptanın Kuvayi Milliye namrna pek çok fenalıklar yaptığı tevatür derecetinr vardı fit gibi resmî ve hususî yapılını tulıkikat ta bunu teyit ettiği cihetle hükümet, takibata karar vermiş, fnkat, Heyetimizre merkumun muvakkaten ihtifa ede* rek Kuvayi Milliye iğlerine karıkmaması ve fen alığa cür'et etmemesi, yanında bulunan firarı asker vc j&nd armalım iade etmeleri sartile, takibat yapılmaması arzu edflmjj ve 1 azmi gelenler Bezelinde tesebhttaat yapılmakla beraber Gebzeye de memuru ınah* süs gönderilmişti Ba esnada hükümet gizlice birdenbire asker şevketmiç ve sırf Yahya Kıptam derdest etmek imlediğini İlin ederek maruz hal vukua gelmiştir Efendim. (Vurf)
Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı Şevket
Etendiler, «köy haricindeki karakola götürülürken civardan ateş edilmiş? Firara teşebbüs etmiş, bu esnada katledilmiş?H bu
231
tabirin, bu gibi suikasllerde bir formül gibi kullanıldığını anlamamak için, çok safdil olmak 1 azma dır.
Yahya Kaptanı imha etmek için, beraber çalıştıkları ve karar verdikleri hükümetin, gizlice, birdenbire emrivaki yapıvermiş olduğu hakkındaki ifade de* şayanı dikkattir. Îstanbulda, jandarmadan, istanbul Muhafız Alay m dan zabit, asker tefrik olunuyor... Îstanbulda vaziyete hâkim olduğunu iddia eden teşkilât rüesamız haberdar olamıyor.
Kara Vasıf Beyin bu telgrafına cevap olmak üzere vukubulan istizahımız şudur:
Şifre Ankara, 22/1/1920
Dersa adetle:
Çanakkale Mevkii Müttahkem Kumandam Şevket Beye
Yahya Kaptanın katli incelenini ciddî surette takip eden ve hesabını ittiyen bilhassa Îstanbulda. pek cok kimseler vardır. Tayini hakikate medar olmak ürere tevatür derecesine vardığı bildirilen fenalıkların nelerden ibaret olduğunun sürati jşVı rîea olunur.
Heyeti Temelliye namma Mustafa Kemal
Efendiler, hn istizahımıza verilen cevabı da, tahammülünü' ze sığmarak aynen arzedeceğim:
Beşiktaş. 24/1/1920
Aıtkarada: K* O. 2fl K.
Muttafa Kemal Pa|a Hasretlerine nıahjuatur.
C: 22/l/192C\
1 — Yahya Kaptanın teslim olduktan tora katlolunduğunu işittik. Tahkikat
yapıyoruz, Neticeyi araedecrfcifc.
£ — Merkumun tenkiline sebep, hiçbir kîmaeyi dinlememesi, Kuvayi Milliye namına alenî fecaat, şekavet ya pimi* ı vc eşkıyayı eveldenberi ihfa etmesi veyn £rih-terilen mahalle gitmesi İmkkııula verilen emirleri dinlememesi üzerine, hükümet, kendiline köylerden ve etraftan müraraal edenlerin ısrarına dayanamıyarak kendiliğinden ve hatta heyetimizin haberi elmadan teşehbü&at yapmasıdır Efendim. (Yatsıf)
Çanakkale Mevkii Müstahkem Kumandanı Miralay Şevket
232
Muhterem Efendiler, telgraf namenin, ikinci maddesindeki, merkumun hiç kimseyi d inlememesi ni ıı, tenkiline, katline sebep olarak gösterilmesi asla doğru olamaz. Şehidi merhum* beni dîn* liyordu, benden emir alıyordu. Verdiğim emre göre, hareket ediyordu. Başka bir makama veya eşhasa merbut olduğunu, onlardan emir alması lüzumunu kendisine emretmemiştinı. Bu sebep* le, İstanbul dan her örtüne gelenden, Dahiliye Nazırından, Jandarma Kumandanı hain Kemal Paşadan verilen emirleri isga etme* mesi, zaten matlubumuz îdi, Kuvayi Milliye namına, şekavet ve fecaat yapanın da kendisi olmayıp, Küçük Aslan çetesi gibi maksadı mahsusu ha in an e ile teşkil edildikleri vesaîka müsteniden anlaşılmış olan çeteler olduğu ve Yahyanın bunların men'i şekavetlerine çalıştığı da, sözlerine itimat olunmak î âz imge] en zevatın tahkikatile sabit olmuş, bir keyfiyettir,
Gebze Müdafaa i Hukuk Heyeti Reisi ile Gebze Kaymak amr Fevzi Beyim müşterek imzaları le, vak'ai müessif enin vukuundan evel, makina başında vukubulmuş olan bir müracaatı de zikretmeden gecem iveceğim:
Gebze kın a yi Milliye Kumandam Yahya Bey hakkında baz* ke&aıHfl İftira* larile en nihayet sah gecesi Istanbuldan erkân ve ümera kumandasında gelen iki bin kadar bir kuvvetle, Tavşancılda Tahtı muhasaraya almdığr ve elyevm muhasara altında bul undu gu* simdi ahalîden aldığım malûmattan anlaşılmıştır, Böyle vatanı i£İu çalışan hir aata kargı yapılan bu muamelenin, pek haksız olduğu malûmu âl i i kumandanileridir. Miri mumaileyhin kurtarılması hakkında ne gibi bir muamele yapılacağının emir ve işmarını makina başında bekliyoruz.
Kaymakam Mtidafaat Hukuk Heyeti Reisi
Vevzi Hact Ali
Efendiler, o tarihlerde, tzmit havalisinde, Kuvayi Milliye teşkilâtı ile uğraşan Meb'us Sırrı Beyin de, bu baptaki iş'arattnı aynen arzetmeme müsaadenizi rica ederim:
İzmit, 11/1/1920
K. O. 2(1 Kumandanlığına
1 -¦- M usta Fa Kkjhhİ l'a^a Kazr^tltriıie: Muhaberesi dört gün evel alımt? olan Yahya Kaptan meselesi, nihayet haber almıj. alacağınız veçhile, gehadetile neticelendi,
2 — Yahya Kaptamn, İstanbul kapısında^ ınüteazzıv bir mahiyette mufrafasui mevcudiyeti her hKÎde Kuvayi MiJUyeye karsı muarız bulunan zevatı, telhisten hâli kal-inadığmdaıı izalesi tasmim edilmiş bulunduğunda ğuuhe yoktur.
233
3 — Ifcakmn bu maksada mt-bni tuâhihi, meseleyi mevıit mahiyetten çıkart* makta ve Heyeti Tem*ilİyece teemmülünü vacip kılmaktadır.
4 — İ cm i T livası, eşkıya yüzünden b m uz ur iken, yerinden kımıldamıyan ve maiyetîndo Hfbtr krfaya emir vtrmiyen, yanındaki mahpushaneden on b(; yirmi kişinin birden firar eylemesini hcrgün mesaili adiye telâkki eden Alay Kumandanı Hikim't Bey, Yahyanın ihalesi keyfiyelini ehemmiyetle telâkki ve aldığı jandarma kuvveti İle bizzat hareket etmiş vc nihayet Kuvayi Milliyeye mühim bir darbe vurmak * tire tik maksadına nail olmuş bulunuyor, M idindi var. (MebtiB Sırrı)
Fırka 1 Kumandan Vekili
Fevzi
K. O. 20 Kumandanlığına
5 — Gebzede tenkil cdilraij bulunan Kuvayi Mİlliyenin başsız kalması, bundan sera oraları dehşete ilka edecektir
6 — Bnralarca bütün Kuvayi Mil Üyenin istinatgah* bilinen vahyinin, bu suretle imhası, efkârı umumi yryî bihakkın teşviş etmiştir^
T — Yahyanın izalemi, Hükümetin Kuvayi Milliyeye karşı badema ulandı mütecavizaıne vaziyete delil addedilmektedir»
& -— Bu hareket ecnebi lerre dahi bilagek Kuvayi Milliyeti in nazarı hükümette kabili ihmal ve imha bir mahiyette görüldüğüne bükmed ile çektir. Bu il i bar ile ledabrri 1 tizim e ittihaz olunmalıdır. Mabadı var. (Mebfu& Sırrı)
Fırka 1 Kumandan Vekili Fevzi
K.. O. 20 Kumandanlığına
1 — 68 numaralı fifreye zeyildir: Mahal t Vasiyeti teşevvüşten tabi i s ve Cebir kuvaaınm htmen BlUtem«l bir zata teFvizi tedbiri* ittihaz olunmadiiı takdirde, Üsküdar Livamı dahi dahil Dİdu£u Imldr, hürün İzmit sancağında, ferdi vahidin Kuvayi Milliye taraftarlığı etmesine imkan lıulunaınryacağt kafîyyen bilinmelidir.
2 — Jandarma Alay Kum andımı İliklet Beyin biiâifatcı vakit kaldırılmadı elzemdir.
3 — izmit livasında Kuvayi M ili iyen in kespİ mevcudiyet edebilmesi, nizamiye hizmetinde bulunan Kaymakam Fevti Beyin, jandarma: kumandam olmasına mütevakkıf Lir. Başka çare yoktur. Buttu ehemmiyetle arzediyorum* (MebW Sırrı}
Fırka 1 Kumandan Vekili
Fevzi
\\. O, 20 Kumandanlığına 1 — "9 numaralı £İfrf\"r 7«-yilr]ir:
Kuvayi Mili iyenin, Anadolu taraflar radon, istiskal edilmekle olduğu hakkında, devam eden şayiat, hâdisei elime üıcrine muhaliflere daha ziyade kuvv^ıbahfl
234
olduğundan, miknet ve zindesinin zıyaa uğramadığını gösterecek filî bir tedbir ittihazı elzemdir.
2 — Ali Fuat Paga Hazr*deriırin buraya kadar teşriflerini lüzumlu görmek'
teyim.
3 — İzmit lîvanna, ehemmiyet verilmelini ve ehemmiyet verildiğini götte* recek fiti tedbirler ittihazı lüzumunu, tekrar için mecburiyet görüyorum* (Meb'us Sırrı)
Frrlu 1 Kumandan Vekili Fevzi
O târihte, îstanbulda bulunun Rauf Bey de, şu mektubu gönderdi:
İstanbul, 19/2/1920
Mustafa Kemal Paça Hazretlerine
Yahya Kaptanın teslim olduktan aort itlaf edildigiT buraca dı anja&dmrçltr- Muhafızlığa müracaat edilmiş felhimeyit ameliyatı da yapılmıştır. Takjbalt kanuni-yeyi hükümet, el İne almıştır Efendim* Arzı tazimat eyleriz,
Hüseyin Ifouf
Efendiler, Yahya Kaptan m katledildiğine şüphe kalmamıştı. Bu hakikat, bilindikte n sora, katil olan hükümetin, takibatı ka- Vicdanî vazi-nuniyeyi eline almış olması, cinayet faillerinin meydana çıkmaya- relerimden çağma delil değil midi? Fakat, Efendiler; zaman, her şeyin, her Dır* hakikatin, tarihin samimi sinesinde mütaleasmı zam indir.
Muhterem Efendiler, hükümeti ve tstanbnldaki teşkilâtımız rüeeasım, böyle çirkin bir cinayetin irtikâp o lun ma s ma delâlete saik olan esbap ve müessir atın, tetkikin m cidden şayanı ibret ne-tayice müncer olacağına kani bulunduğum cihetledir ki, zahiren, ehemmiyetsiz gibi görülebilecek olan bir vaVayı delâile ve ves a ika istinat ettirerek izah ettim. Bu izahatımla enzarı milletle vazıh bir zemin t tetkik husulüne yardım edebil diy sem vicdanî vazifelerimden birini yapmış olduğuma kani ve müsterih olacağı m,
Efendiler, bu hâdiseyi mütalea ederken, iki noktayı nazarı dikkatte tutmak, faydalı olurf O noktalardan:
Birincisi; Sait Mollanm mensup olduğu teşkilâtı hafiye ve Gebze, Kartal havalisinde tamamen bu teşkilâta mensup eşhas ve Çetelerin rolü ve bu rolü, bizim adamlarımıza ve teşkilâtımıza atfetmekte ve vatanperver yaşayan zevatı iğfal ve iknada gösterilen meharet ve muvaffakiyet
İkincisi; İstanbul teşkilâtımızın rüesası ki bize, Heyeti Teni-
235
siliyeye tâbi ve onun talimatı ve ig'aratı dairesinde hareketle mükellef bulunuyorlardı ve ancak, bu mükellefiyeti, samimî ifa etmekle istikameti umumiyede isabetle yürümenin ağlehi ihtimal olacağını kabul eylemeleri icap ederdi. Halbuki, bu zevat» kendi akıl ve tedbirlerini, Heyeti Temsüiyenin ikazları karşısında, yüksek görmekten fariğ olamamışlar ve istiklâli hareketlerine mümanaat olunmasını, izzetinefis meselesi yaparak, asabileşmiş,ler ve bu hissi sakim tahtı tesirinde, iğfal olunmağa kadar varmışlarda1 (Ves. 212)*
Şimdi Efendiler, vicdan ve şefkat sahibi olanları» cidden dilhun eden bir telgrafı daha nazargâhı rikkatinize vazederek, bu meseleye dair beyanatıma hitam vereceğim:
4960 istanbul, 14/1/1930
Ankara d»: Kuvayi Milliye Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Zevcim Yahya Kaplan, ınahza Zatı Sanı il erin* olan münasebeti dolayııilc, bir cüraıü kanunisi olmaksızın, arzı teslimiyet ettiği halde, Gebze Jandarma Yüzbaşısı Nail ve Mü^âzimievel Ahdurrahman Efendiler tarafından alçaklaşma şehit edildi. Bütün Tavşancıl ahalisi, vak'unm şahididir, fhkakı hak için Adliye ve Dahiliye Ne* taretlerine müracaat edildi, tkı nefer yetim ile perişan bir halde bulunuyoruz. Btı hapta Teçebbü»at vc muaveneti Sanı ilerine mmıtazırrz ferman*
Kuragümrükte Keçecilerde Karaba& Ma ha II en inde 19 numaralı hanede sakin Yahya Kaptan zcvcnal Şevket Hanım
Efendiler, Yahya Kaptan meselesine, 20 Teşrinisani 1919 tarihinde temas ettik. Birçok mesafe ve zaman katletmek sure ti le, vak'aum izahım ikmal etmek zaruretinde kaldık. Şimdi, müsaade buyurursanız, tekrar, bıraktığımız tarihe avdet ederek, vakayii takip edelim.
Ankara - Eskişehir şimendiferinin işletilmesine İtilâf Dev* letleri tarafından mümanaat edilmişti. Bu hattın işletilmesi için, Düveli İtil afiye mümessilleri nezdinde, şedit bir surette protesto edilmesi, 21 Teşrinievel 1919 da Ankara Heyeti Merkeziycsine bildirildi.
Adana teşkilâtı müteşebbislerinin, Niğdeyc veya Kayseriye gelerek, bizimle temasta bulunmak suretile idamei faaliyetleri temin edildi.
Ay dm cephelerim] t-, vaziyet hergün kespi nezaket ve ciddiyet peyda etmekte olduğundan. Salih Paşa ile, Amasyada kararlaşUr-
236
dığmıız veçhikj Donanma Cemiyetinin dört yüz bin lirasmm bu cephelerin ihtiyaeatma tahsis edilmesini Harbiye Nazırma yazdık. Bu cephedeki mücahidine, esliha, cepane itasını ve cephenin ma-kinah tüfek ve topçu kıtaatile takviyesini, Konyada On t kinci Kolordu Kumandanından rica ettik
Efendiler, Fransızlar, Bandırma - Soma şimendifer hatlının murakabesi behanesile* Bandırmaya bir müfreze çıkarmışlardı. Asayişi mükemmel olan Bandırmaya, asker ikamesine haklan olmadığı bedihi idi.
Bn noktaya, 24 Teşrinisani 1919 da On Dördüncü Kolordu ve Elli Altıncı Fırka Kumandanlar m m nazarı dikkatini celhettik.
Ecnebi zabitleri, Ay dm cephelerinde dolaşarak, propaganda yapıyorlar ve vasiyeti anlayorlardı. Bu gibi zabitlerin cephede kıtaat ile temasına kat'iyyen meydan verilmemesini ve resmî müra-caatlerinin hükümete, eğer Kuvayi Milliyeye ait bir sÖyliyecefcleri olursa heyeti merkeziy elerimiz vasıtasile bize* müracaat!eri lüzumunun kendilerine tebliği ve propaganda yapanları olursa, tah-telhıfız m m taka dan ihraçları ve mecburiyeti kat'iye hâsıl olursa, cephede görülecek itilâf askerlerine de silâh istimal edilmesi, cepheye bildirildi.
Efendiler, biz, İzmir ahalisinin de filen intihaba iştirakini temin etmek istiyorduk ve o yolda muhtelif vesaitle maksadımızı iblâğ ediyorduk. Fakat, Yunanlılar, bittabi mâni oluyorlardı.
29 Teşrinisani 1919 tarihinde, bu hususu, Düveli İtilâf iye mümessilleri ve bitaraf sefaretler nezdinde protesto ettik ve bundan, izmir Telgraf ve Posta Başmüdürü bulunan Etem Beye yazarak tzmir ahalisini de haberdar etmek istedik.
Efendiler, ihtimal birçoklarınızın hatırın da dır. işgal zamanında, Adanada, Ferda namında, Kuvayi Milliye aleyhinde, bir ecnebi gazetesi intişar ediyordu, Bu gazete, mahza, Anadolu efkârı mili iyesini iğfal ve ızlâl maksadile ve bizim aleyhimizde, hezeyanlarla mali sütunlara malik idi. Bittabi, bu gazetenin dahile girmesine mümanaat ettik.
Fakat, bu gazetenin, memlekette okunmasını elbette faydalı gören, Ali Rıza Paşa Kabinesinin Dahiliye Nazırı ve Cemal Paganın mükerreren tezkiye eylediği Damat Şerif Paga, Ferda gaze^ tesinin, bu zehirli paçavranın serbestli duhulüne mümanaat olunmaması için emirler vermişti. Bu sebeple, Şerif Paganın arkadaşı Cemal Paganın, 3 Kânunuevvel 1919 da, nazan dikkatini celbe lüzum gördük.
237
Efendiler, Meclîsi Meb'usanın îstanbulda toplanmasına mâni olamamak zarureti üzerine, Îstanbulda içtima edecek Mecliste, «vatanın tamamisini, devlet ve milletin istiklâlini, teminden ibaret olan gayeyi muhafaza ve müdafaa için müttefik ve ajsimkâr bir grup vücuda getirmeği» yegâne çare olarak mütalea ettik. Bunun temini için* malûmunuz olduğu veçhile, 18 Teşrinisani 1919 tarihli talimat ve tamimde, meb'uslarm muayyen mahallerde grup, grup içtima ederek, müdavelei efkâr edecekleri mühim noktalardan biri olarak bu meseleyi kaydetmiştik.
Ayni tarihte, düşündük ki, bu grupun teşkilini temin için her livadan birer meb'usu Eskişehre davet edelim. Eskişehir üzerinden şimendiferle İstanbul a gidecek meb'usları da, davet edeceğimiz meb'ualarla birleşti relim ve bizzat, Eskişehre giderek, umumî bir içtima yaparak, esaslı bir surette müdavelei efkâr edelim. Bu mey anda, Îstanbulda, meb'uaanm emniyetlerine müteallik tedabiri de, mevzuu halis etmek istiyorduk. Fakat, bundan sora vereceğim izahatla, ayni içtimai, Ankarada kalarak yapmağı tercih ettik. Daha bir ay kadar Srvaeta kaldıktan sora nihayet Anka ray a hareket ettik.
Ankaraya muvasalatımızı, 27 Kânunu evel 1919 tarihli, şu açık tebliğ ile tamim ettik;
Stvastan Kayseri tarikiyle Ankaraya hareket eden Heyeti Temsiliye. bütün güzergâhında ve Ankarada. büyük milletimizin har ve samimî tezahüratı vatanperve-raneai içinde, bugün muvasalat eyledi. Milletimizin güsterdiği eseri vahdet ve azim, memleketimizin temini istikbali hakkındaki kanaatleri, lâyetezelzel bir surette taran edici mahiyettedir.
Şimdilik, Heyeti Temsiliye Merkezi, Ankaradadır. Takdimi hürmet eyleriz Efendim.
Heyeti Temsiliye namma Mustafa Kemal
2 Kânunusani 1920 tarihinde, cemiyet heyeti raerkeziy elerine, Hacıbektaşta Çelebi Cemalettin Efendiye, Mutkide Hacı Musa Beye aynca bir tebliğde bulunduk*
23S
Bu tebliğimizin metni ve tarzı tahriri, göy t e idi:
„,.5eyahatiznizdcki ınttgahtdal ve letki katımız, bizlere» Cenabı Hafı?ı hakikinin inayeti rabbani yetile tecelli eden millî birliği ini sin mlUleniı olduğu tej) kil Atı milliyenin taazzuv etmîa ve mukadderatı millet ve memleketi tahlifi için, bî, hakkın sayanı istinat bir kuvvet ve kudret haline gelmiş olduğunu, maaggükran l&ıtardi*
Vaziyeti hariciye, bu milli aıim ve vahdet sayesinde, Erzurum ve Srvas Kongresi es*6att dairesinde, mcuafıi mülkü millete müsait bir jekle girmiştir.
Mukaddem vahdet ve ezmB imanrmua İstinaden muialebatı mc&ruamızın temini gününe kadar, kemali »ebat ilr çalışılması ve bu beyanatımızdan, köylülere kadar, milletin dahi haberdar kılınması tamimen rica olunur,
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti TemsiliyeBÎ namına
Mustafa Kemal
Efendiler, Heyeti Temsil iye merkezinin, Anka. raya nakli fikri oldukça eski idi. Hu fikir, ilk rnevzuuhahs olduğu sıralarda, Kâz un Kara Bekir Paşadan vuru t etmiş olan bir telgrafı aynen burada zikredeceğim:
Siirt Erzıırıımdaıip 3 Teşrinievel 1919
K, O. 3 Kumandanlığına
Heyeti T*m)iliyeye: Kuveyt Mîllîyoyı temsil eden* heyeti aliycnîn, değil Atı-karaya hatta Srvasm zarbına bile geçmemesi fikrindeyim, tjünkü gar kî viÜyattn Kava-yi MiN iyesini teşkil eden heyetin, bütün bütün uzaklagmasr, dolıyuîle hu vilâyetlerin teşkilattı ılığını mucip atacağı fcibı, şimdiye kadar pek me;m ve mantıkan idare edil-mekîe olan harekatı milli i yenin; o led enberi daim» İurbir 11 -^hbüüunrüzü fena aer-m ek ve göstermek isleyen dü imanlarımı rca sabıkı mini Hû» bir yerde muhafazası için Heyeti Temsîliyerıin Sıvaman garba geçmemeli mtiulcadında bulunduğumu •neylerim.
K+ O. 15 K. Kâztm Kara Bekir
Böyle bir telgraf namenin, aslü esası olamıyacağma hükmetmek istedim. Fakat, ne çare ki, bu fifre telgrafname Erzu* ramdan? Srvasta Üçüncü Kolorduya keşide edilmiştir. Şifre m ah* lûlünün altmda [Açıldı. Fethi, 4/5 minlı] yazı vc imzası olduğu halde de Üçüncü Kolordudan bize gönderilmiştir.
Efendiler, Kâzım Kara Bekir Paşa, davetimiz üzerine, Srvasa geldikten ve birlikte müzakerede bulunduktan sora şüphesiz bu telgraf name ile evcice bildirdiği fikir ve mütaleasmda isabet
239
olmadığını görmüş, olacaktır. Fakat, bu fikir ve mütaleadaki isabetsizliği anlamak için, behemehal vicahen mudavelei efkâra hiç te hacet olamıyacağı bedibiyattandır. Bu fikir ve mütaleanuı istinat ettirildiği sebeplere, en basit bir nazar atfetmek, onların bul la ıt im anlamağa kâfi gelir zannederim.
Bir defa, Heyeti Temsiliyenin yalnız, şarkî v ilâya tm kuvayi mili iyesini teşkil veyahut temsil etmediği ve belki bütün memleketin — Anadolu ve Kümelinin — kuvayi mi Eliy esini temsil eylediği çoktan malûm olmuş bulunmak lâzımdı* Bahusus, bu nokta üzerinde, günlerce devam eden telgraf başı münakaşaları olmuştu* Bir de, Heyeti Temsiliyenin, Sıvasta n Ankara ya nakletmesi, şarkî vilayetlerin teşkilâtsızlığını mucip olacak, bir sebep teşkil edemezdi. Heyeti Temsiliyenin, şarla vilâyetlere Stvastan telgrafla ver* d iği evamir ve talimatı, Anka r adan ayni suretle verebileceğine güphe yoktu.
Fakat, Heyeti Temsiliyenin, gark vilâyetlerinden ziyade garp vilâyetlerine, îstanbula yakm bul mı m asm i istilzam eden ve haklı gösteren esbabı manttkrye* elbette çok idi. Evvela; garp ve garbı* cenubî vilâyetlerimizden, filen düşman işgali altına alınmış olanlar vardı. Bu vilâyetlerimizi işgal eden düşman karşısında, esaslı müdafaa cepheleri teşkil ve anların esbabr tarsinini temin etmek lâzımdı. Halbuki şark vilâyetlerimizde, böyle feci bir vaziyet yok idi. Kat'î olarak karip bir tehlikei filiye de, muhtemel gö* rül mü yordu- Bait bir ihtimale göre, faraza şarktan Ermenilerin filî bir tecavüzü kabul olunsaydı bile, onun karşısında Kuvayi Milliye ile takviyesi mukarrer olan, kendilerinin tahtı kumanda* sın d a, On Beşinci Kolordu hazır bulunuyordu. Fakat, izmir cephelerinde, muhtelif tarzı kumandalar, muhtelif mahiyette kuvvetler ve muhtelif ve mütenevvi, menfi menabiden muzır tesirler vardı. Adana işgaline kargı henüz cephe teşekkül edememişti.
Binaen aleyh, usul ve kaide şudur ki* vaziyeti umumiyeyi idare ve sevk meşguliyetini deruhde edenler, en mühim hedefe ve en yakm tehlikeye, mümkün olduğu kadar yakm bulunur. Yeter ki, bu takarrüp, vaziyeti umumiyeyi nazardan mehcur bırakacak derecede olmasın! Ankara bu şeraiti cami bir nokta idi, Her halde cephelerle iştigal edeceğiz diye Balık es i re, Nazilliye veyahut Karahisara gitmiyorduk. Fakat, cephelere ve Îstanbula şimendiferle merbut ve vaziyeti umumiyeyi idare noktai nazarından Sı-vastan aela farkı olmayan Ankarayn gelecektik.
240
Meclisi Meh/uaanm tstanbulda toplanması zarurî görüldük* ten sora ise, Ankaraya gelmek ne derece lüzumlu ve faydalı muta lea edilmek lâzımgeldiğinî izaha lüzum görmem.
Efendiler, Heyeti Temsiliyenin Ankaraya nakletmemesi için sebepler serdolunurken, bu meyanda, hele «ötedenberi daima her teşebbüsümüzü fena görmek ve göstermek istiyen düşmanlardan» bahsedilmiş o İm as ma hiçbir mana veremedim. Filhakika, kendisinin dediği gibi düşmanlar bizim hangi hareketimizi, hangi teşebbüsümüzü iyi görmüşlerdir veya görebilirler ki ona göre hareket edelim!
Eğer, bu fikir ve mütaleayı tevlit eden: «tstanbulda, amali mîlJiyeye mutabık bir Ali Rrza Paşa hükümeti vardır. Meclisi Mcb'uean da, orada içtima ederek mukadderatı millet ve memle* keti murakabeye başladıktan sora, Heyeti Temsiliyenin garp cephelerile, Meclisi Meb'usan ile alâka ve münasebetine ne lüzum kalır. Bu takdirde, Heyeti Temsiliyenin yalnız şark vilâyetlerinin teşkil alile iştigal ve iktifa eylemesi vafi ve daha nafi olmaz mı?» gibi bir mülâhaza ve m uta lea id ise, bir dereceye kadar, şayanı teemmül görülebilir. Fakat» bu takdirde de, vaziyeti umumiyeyi ve hakikati ahval ve şeraiti görüşte ve tansı telâkkide Heyeti Ternsiliye ile Kâzım Kara Bekir Paşa arasında gayrikabili imlâ bir hendek olduğunu kabul etmek icap eder.
Heyeti Temsiliyenin Ankaraya gelmesini düşmanlar fena görecektir; noktasında daha çok tevakkuf edilerek belki, derme* yan edilmiş olan fikir ve mülâhazanın memba ve menşeîne daha ziyade nüfuz edilebilirse de bizim şimdilik buna hasredecek fazla zamanımız yoktur.
Efendiler, bundan evel bahsettiğim veçhile, bir iki günlük bîr içtima ve müzakere maksadile, meb'uslarc davet için ilk yaz-dığnnız telgrafla — ki 1 »ti telgraf suretini matbu olarak tahrirat halinde de posta ile göndermiştik — maksattan bahsettikten sora «Heyeti Temsiliyenin bulunacağı mahalde, zamanı içtima, gönderilecek meb*uslarm isim ve adresleri malûm olduktan sora bilmu-habcre kararlaştırılacaktır. Heyeti Ternsiliye, kariben îstanbula yakm bir mahalle nakledecektir.» denmişti (Ves. 223).
Ankaraya muvasalatımızda, Ankara * Eskişehir hattı işlemeğe bağlamış olduğundan evelki tebliğimize 29 Kânunuevel 1919 tarihinde yaptığımız bir zeyil ile, meb'uslarla mahalli mülakat olmak üzere Anka rayı tespit ve tam ime n tebliğ ettik. Bu tami»
16
241
m in bir maddeci de, diğer mel/ uslardan mümkün olduğu kadar fuzla zevatın müzakereye iştiraki son derece arzu edilmekte olduğu, kay dinden ibaretti (Ves, 214),
Efendiler, neticesinden pek ziyade fayda memul ettiğimiz, bu teşebbüsü bayır ha hane ve vatanperveranenin dahi, İstanbul ricali tarafmdan önüne çıkıldığım arzedersem hayret etmezsiniz zan neder im.
Müsaade buyurursanız, bu ciheti biraz izah edeyim; biz ıneb'usları, Anka raya davet ederken, birtakım zevat üzerinde, bu daveti hükümsüz, mutasavver içtimai akim bırakmak için mukabil tedbir ve teşebbüs alryorlarmış.... Bazı meb'usların verdikleri telgraflarla, bu hususa, muttali olduk. Meselâ; Burdur Mer/uau Hüseyin Baki ün z alı ve 29 Kân unu evel 1919 tarihli şöyle bir telgraf vürut etti;
fstaıtbuEda içli"m eden ınebTuelar namına Aydın Mub'usu Hüseyin Köırm unziaile Heyeti Teftiş ye Riyaseüne gelen telgrafta, en seri vanıt* île Darülhîlâfele uf lrru-klİRÎni elzem i yırt i i^'nr edilmekte ve İm gün de Dahiliye Nezaretinden mevrut telgrafla dulıİ azimı-tim bildirilme kir.
Mukaddema Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal Paqa Hazretleri tarafından vaki emir ve i?Tar üzerine mıktai nazarım arz ve izah kılındığı halde henüz bu hapta bir emir telâkki edilemediğinden i^nn devletlerine kemali ehemmiyetle manialının Efendini.
Akdağ Madeni Meb'usu Bahri imzalı ve ayni tarihli bir telgrafta da:
Ay dm Meb'utu Hüseyin Kaz rm İmtasile vürut eden telgrafla, mebTıu!arm en Heri vasıta ile Dervaadete gelmeleri bildirili yorsa da* Hry«ti Temsil i ye ye az*' İntihap olunan mebWıır m t, yoksa bilûmum mel/uslar mı davet olunduğunda tereddüt edilmiştir* Lütfen hattı hareketimin tayinine müsaadeleri müsierhamdır lermanu
Efendiler, buna mümasil telgraflar tevali elti. Bu iş'ar attan» suhuletle, müstehan olmakta idi ki, meb'us arkadaşlar, Heyeti Temsiliye ile Hükümeti ve t e ta n bu l d an bütün mel/ustan davet etmek salâhiyetini kendinde görebilen zevatı, maksadı müşterekte hemfikir ve hem ahenk telâkki ediyorlardı. Hükümetin ve mephus zevatın menfi muzmcrratmı ha Uru hayallerine bile getiremiyorlar-dr. Olsa olsa, bizimle tstanbutdakt zevat arasında, yeni takarrür etmiş bir vaziyet bulunduğunu veyahut arada tertip noktasından hır yanlışlık olabileceğini z:ıiı ve farzeylemiş oldukları, icarların-daki saffet ve samimiyetten anlatılmakta idi.
242
Müracaat eden meb'uslara, verdiğim cevap şu idi t
Hüseyin Kâzım Beyin i^arı ile bizim bir gûna alâkamız yoktur. Mumaileyhin vaziyete tamamen agâh olmadığı anlaşılıyor. 17 ve 29 /12/İ919 tarihlî tel-grafnamclcrimra ahkâmınca bereket, mertafii milliye ve vataniyemize daha muvafık olduğu cihetle onların tesrii icabını ve Kazım Beyin holbchot Vükubulmüş olan iç*arma münasip cevap itasını ve keyfiyetin if'artuı rica ve takdimi ihliramat eyleriz
Efendim-
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Umum meb'uslara da, şu tamimi yazdık:
Ankara, 30 Kânumıcvel 1919
Ay dm Meb'nsu Hüseyin Kâzım Beyefendinin meb'u&ini kiramdan bazılarına, Demadete aiirali hareketlerine dair telgrafna^el^r kvf ide edildiği anlaşıldı. Bu Jesehbüs+ miri mumaileyhin vaziyete tamamen agâh olmadığım gösterdiğinden kendisine va-
liytt ifnam ve..... tarih numaralı tebligata dair malûmat ita ettirildi.
Binaenaleyh, Heyeti Temsiliyece istirham olunduğu veçhile Heyeti Temsiliye azası olarak intihap olunmuş meb1usini kiramla diğer meb'usinden müzakcralta hazır Em-Lunnıak i eleyen zevatı muhtere menin, Kânunusanin t n bobindim itibaren Azıkaraya legrîfleri tav^ihan istirham olunur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
30 Kânunuevel 1919 tarihli bir şifre ile de tetanbuldaki teşkilâtımıza: «Hüseyin Kâzım Beyin teşebbüsünden bahsettikten sora, kendisinin bizim tebligatmnzdan haberdar edilmesini ve müzakeratta hazır bulunmak arzu buyuruyorlarsa lütfen ve serian Anka raya teşrifleri lüzumunun ifhamıncfr bildirdik (Ves. 215).
Efendiler, biz, İstanbul daki teşkilâtımızdan haber beklerken, karşnmza bir zat çıktı. Bunun kim olabileceğini tahminde güçlük çekmezsiniz, zannederim. Malûm ya, bizim İstan bulda hem murahhasımız ve hem de nazır olan zat.. Cemal Paşa,. Evet; 1 Kânunusani 1920 tarihlî şu telgraf Harbiye Nazırı Cemal Paşa im-zasile geliyordu:
K. O. 20 Kumandanlığına Mustafa Kemal Paga Hazretlerine:
Dersaadette bulunan meb*ueandan bir grup müracaatla ita eyledikleri tahrirî melalİbini aynen berveçhiati arzeylerimt
243
1 *— Meclîsi MehNısfliun, bir an evel, içtimai elzemdir. $u serada bası meb'us-larm Ankaraya davet edilmeleri, Meclisin müearaaten açılmasına mani olacaktır.
2 — Bu halin ve davet keyfiyetinin meydan vereceği suitefsir arasında, en ziyade calibi dikkati ağyar »lan, kuvvei tegriiyenin bagka kuvvetlerin taktı tesirinde hareket etmekte olması zanmdır. Bunun, dahilde ve hariçte pek büyük bîr itimat" sizlik tevlit edeceği muhakkaktır»
3 '— Böyle bir bal ve vazıda, Meclisin, kendisinden beklenilen hidematı ifa edebilmesi mümkün değildir,
4 — Kvelce yapıldığı gibi mebuslarla temas ve münasebette bulunmak üzere salâhiyeti vasiayı haiz bir zatın, murahhas sıf&tik Islan İm la izamı temini maksada kâfidir.
5 — Ankaraya davet edilen menhusların tehiri azimetleri ve orada toplanan zevatın da hemen îstanbula hareketleri hekkmda yeniden tebligatı seria ifasına intizar edilmektedir.
Efendiler, bu tarzı bareket ve iş'arda, bir samimiyet ve ne-cabet görüyor musunuz? Evvelâ; bizim* meb'uslarla içtima akti kararımız ve bu baptaki tebligatımız, bundan bir buçuk ay eve-
cidden gayrimuvaftk ve mahzurlu görülmüg idise, bizimle ayni gayei m il Uy ey i takip ettiklerini iddia etmekte bulunan efendilerin ve hükümetin, bizim davet ettiğimiz meb'uslara, îstanbula celp telgrafları yazmadan evel. bizimle ani ağması, hiç olmazsa nuktai nazar ve teşebbüslerinden bizi haberdar eylemeleri iktiza eylemez midi? Böyle yapmayıp ta doğrudan doğruya Darülhilâfe* ye hareketlerini tesri ettirmek için heyeti tef tipiye riyasetleri vasıta sil e, Şeyh Muhsin i Faninin ve Dahiliye Nazırının imzalar ile, tafradaki meb'uslan sıkıştırıp şaşırtmak ve emrivaki ihdasile bizim teşebbüsümüzü akamete uğratmağa kalkışmak doğru muydu?
Saniyen Efendiler; tecdidi intihap aylarca ve aylarca icra olunmayıp müddeti muayyene* kanuniye çoktan geçirilmiş olduğu tarihlerde hiç te istical göstermeği tahattur etmiyen bu efendiler, bizim Erzurumdan, Srvastanberi, namütenahi teşebhü&at ve faaliyetimizin bir eseri muvaffakiyeti olarak, temin edilebilen tecdidi intihaptan sora ve herbir erler inin mebusluklarını ayrıca tavassut ve takip île teminden sora nihayet üç. beş gün gibi kalil bir teahhur ve bahusus bu teahhur büyük bir gayenin ve bahusus tstanbulda toplanmak gafletini gösterenlerin şahısların m dahi masuniyetine müteallik tedabirin temini esbabım tezekkür mak-sadile olduğuna göre., efendileri bu kadar isticale sevketmeli
¦
Harbiye Nazırı Cemal
244
midi? Hiçbir tedbir ve karar almadan, bir an evel, maruzu hakaret ve rezalet olmakta istical, neden ileri geliyordu?
Salisen; Efendiler, saf ve nezih arkadaşlarını bil iğfal, îstanbul da, kendilerinin dahil oldukları tehlike ve hakaret çemberine, sürati s eri a ile sokmak isti yen bu efendiler, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetine mensup değiller midi? Bu millî cemiyetin azası bulunmuyorlar mıydı? Bir cemiyetin efrat ve azası, meb'us oldukları halde dahi, cemiyetin liderler il e müdaveJei efkâr ederek en nihayet, tespit olunacak program dahilinde harekete mecbur değil midirler? Dünyanın her tarafında^ bütün medenî hey atı içtima i yed e, bu, böyle değil midir?
Bir grupun, bir fırkanın; lider ler il e temas ve münasebete gelmesinden; kuvvei teşriiyenin, başka kuvvetlerin tahtı tesirinde hareket etmiş, olduğu zan n m m tevellüt edeceği vâhimes inden ve bunun enzan ağyarın calibi dikkati olacağından, neden havfediliyordu? Bu efendiler, tecdidi intihabı ve meb*usların intihabını, temin etmiş olan, teşkilat kuvvetinin; tahtı tesirinde görülmeği, mutena şeref ve haysiyetlerine münafi mi buluyorlardı?
Mebusların, memleket dahilinde, kuvvetli bir millî teşkilâta mensup olduklarını ve o teşkilâtı gamilenin tespit eylediği muayyen gayelerden ayrıl amıyacağmı ve her ihtimale karşı, o teşkilât kuvvetinin tahtı tesirinde bulunduklarım, açrk bîr vicdan ve a İmla ilân etmenin, asıl bunun, dahilde ve hariçte en büyük itimat ve saygıyı temin edebileceğini, bu efendiler, takdir edemiyorlar mıydı?
Ve asd, bu salâbetî vicdan ve kanaatte bulunup muayyen ga-yei miIIiyeyi temin yolunda, her tehlikeyi iktihama hazır bir hal ve vaziyet alınmadıkça, Meclisin, kendisinden beklenilen hîdema-tı ifa edebilmesine imkân olamayacağını anlamak, kehanete mi, yoksa, vaki olduğu gibi, tecavüz ve hakarete miskince mutavaate mi vabeste idi?
Bu efendiler, benim, şahsan m eh'uslarla temasta bulunmamı arzu etmiyorlar v() yine hükümet vc Ijü/j efendilrr* benim, İstanbul a da gitmemi caiz görmüyorlar. Ancak, salâhiyeti vasia ile bîr murahhasın gönderilmesini tavsiye ediyorlar. Doğrusu bu noktadaki akti ve ferasetlerine diyecek yok! Gönderdiğimiz murahhaslar değil midi ki» millet vekillerinin düşman pençesine girmesine birinci derecede müessir olmuşlar ve en nihayet, kendi şahıslarını bile müdafaa tedbir ve çaresini tatbikten âciz olduklarını ispat eylemişlerdir.
245
Meb'uslarm, hotbehol davetlerinde, iğfal ve emrivaki ihdasına mnvaffak olamadıktan sora, bizim tarafımızdan tebligat icra ettirmeği, talepte de gösterilen nezaket pek ince değil midir? Efendiler.
Muhterem Efendiler, bu bahsettiğim telgrafa cevaben, evvelâ §u kısa şifreyi yazdım:
S Kânunusani 1920
Harbiye Nazırı Cemal Pafta Hazretlerine
C: Sahibi takrir mebusların isimlerinin ve bu takriri kîuıc hitaben verdikleri» nin icarına muntazırız Efendim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Harbiye, 6 Kânunusani 1920 Ankarada: K. O. 2Û kumandanlığına
C: 5 Kânunusani 1920
Mustafa Kemal Paça Hazretlerine:
MeVusların esamisi şunlardır: Hüseyin Kâzım, Tahsin, Celâl ettin Arif, ilânıit... İlâ, dır. Bana getirenler bastaki iki zattır.
Harbiye Nazırı Cemal
Efendiler, bilâhare, bize verilen malûmata nazaran, bana telgraf yazan zevat, meb'uslardan mürekkep bir grup değildi. Sadrazam, şahsan tanıdığı Hakkı Bey namında bir zatı -— Siverek meb'ueu olduğu malûmatı üzerine — ve Hüseyin Kazım Beyi» nezdine davet ederek, bana hitaben kısa bir telgraf yazdırmış. Bu telgrafı» elden bazı zevata imza ettirmişler. Şifre gönderilmek üzere, Hakkı ve Hüseyin Kâzım Beyler Cemal Paşaya götür* müşlerdir.
O halde, beş maddelik ve takrir namı verilen telgraf name, bilâhare uydurulmuştur. Zaten, takrirden balı solunduğu halde, bunun takdim olunduğu makamın henüz mevcut olmaması da, meselede hile ve maksadı mahsus olduğunu iraeye kâfi di. Henüz Meclis açılmıg ve Meclis Riyaseti vazifeye başlamış değildi, Maahaza Cemal Paganın bu telgrafını aldıktan sora, şu şifre telgrafı yaz dun:
246
Aakara, 9/1/1520
Harbiye Nd*ı« Cemal Pa&a Hasretlerine
Hüseyin Kifcinı, Tahsin, Celâl eltin Arif, Himiı llcycf «»dilere:
Ankaraya gelmenin ınıitefuirata uğrayacağına dair, Harbiye Nazırı Pasa retim vasttasile, iblağ bu vurulan mütaleal arına vâkıf olduk. Mesele, vatan ve mille* tin haya ti le alakadardır. Mecliti Millide, teşkilatı mîllîye »serine müstenit, kuvvetli bir smp husule yetmez ve Srvaa Umumî Kongrcsile milletin cihana ilân eyledi jü mukarrere!, ekseriyeti aıime larafmdaıt bir akide ve dîutur ittihat kılmama ıtı, hizmeti m İH iyemizin temin edeceği «mvaffakıyat heba olur Memleket bir fc-İûkci^ maruz kalabilir. Jlinaı-naleyh, birtakım vatansın ve dinsizlerin propagandaları, bizim için düsturülamel olamaz. Gaye* mıllciin nrrai vc vatanın halasıdır. Bir iki gün için teşriilerilc müdaveki efkâr ve tevhidi amal edilmek bizce pek mühimdir. TUına nazaran tarzı hareketin tayini menutu reyi âlileridir. Arzı ihtiranıat eyleriz Efendim,
E ley eti Ternsiliye namına Mustafa Kemal
Muhterem Efendiler, İstanbul un temas ve izah m da bulun" duğumuz can sıkıcı vaziyet İl e uğraşırken, memleketin aksa yi şarkında da, bir yalancı peygamberin ihdas ettiği mühimce ve kanlı bir vak'a cereyan ediyordu. Buna dair On Beşinci Kolordu Kumandanlığından müteaddit raporlar vurul ediyordu. Bayburdfl dört saat mesafede — Hart karyesi — vardır. Bu karyede mukim Eşref nammda bir şeyh, 91 ilik telkinatmda bulunuyormuş. Bundan müteessir o t an Bayburt müfti ve uleması, şeyhi celbede rek isticvap eylemek için ieçkil eyledikleri bir heyeti, Harta göndermişler ve hükümeti mahalliye namma şeyhi davet etmişler.. Şeyh bu davete icabet etmemiş., hükümeti mahalliye 50 kişilik bir müfreze göndermiş. Ihından büsbütün münfail olan şeyh, müri-d an ile birlikte müfrezenin esltha ve müh i mm a Un t almış ve efrat ve zabitanını esir ve bazılarını gehit etmiş.. Bunun üzerine, civardan bazı kıtaat, Bayburda sevkolunmakla beraber meselenin kan dökülmeksizin, muslihane halli tercih edilmiş.. Şeyh nezdine ulema ve ümeradan mürekkep birkaç heyet gönderilmiş., hükümete mutavaat! için nasayihte bulunulmuş- on altı gün, bu suretle zayi edilmiş. En son giden, Erzurum kadısı heyetinin de ricası Şeyh Eşref üzerinde müessir olmamış. Bilâkis şeyh, bunlara hitaben; «Hepiniz kâfirsiniz! kimseyi tanımam, itaat etmem, harbedeceğim. Allah, hana şeriat ilânına memursun dedi.» tarzında bir ültimatom vermekle beraber, hir taraftan da köylere, «sa-
247
bibi şeriat» ve «mehdi i muntazara îmzalarile birtakım beyannameler göndererek balkı iğfal ve kendisine iltihak ettirerek isyan etmiş,. Bunun üzerine, bizzat Bayburda gelip Dokuzuncu Fırkanın kumandasını alan Kaymakam Hali t Bey.. 25 Kânunuevel 1919 günü, kâfi kuvvetle Harta hareket eden Şeyh, topladığı asilerle müdafaaya karar verdiğinden topçu ve piyade kuvveti erile müsademe ve muharebeye ihtiyaç hâsıl olur. Bu esnada, şeyhin müritlerinden birtakımları da Harta yardun etmek üzere civar köylerde içtima ederler. Nihayet, Kayırı akam Halit Beyin doğrudan doğruya Bay hurt ta ıı, hana gönderdiği 1 Kânunusani 1920 tarihli şifresinde dediği gibi, «Hart meselesi, yalancı peygamberin ve oğullar mm ve tevabiinden bazılarının itlafı ve Hart m teslimile neticelenmiştir.^
Halit Bey, bu şifresinde, meb'uslara müteallik bazı malumat ta verdiğinden, kendisine 21 Kânunusani 1920 tarihinde gu fifreyi yazdım.
Hart hadisesinde elde edilen muvaffakiyeti h iradenle rîn i trlu-ik vr mvh şiarın Ankara ya gelmesi hükkında uarf buy mu lan mesaîye teşekkür ederim.
Mustafa Kemal
1
Harb^c N*. Efendiler, Harbiye Nezareti ile Heyeti Temsiliye arasında,
tın Cemal müzmin hale gelmiş bir mesele vardı.
Pa^a îf b»- Nazır Paşa, îstanbulda bulunan erkânı, kolorduların ve mi-
findu gese ralay rütb es indeki ümerayı, fırka lar m basma geçirmek istiyordu. 1 , Sair ümera ve zabıtanı da, Anadoluda kıtaata göndereceğinden
unsurlarım » * ı
uzaklaştır- bahsediyordu. Bu arzuyu, bir prensip olarak ileri sür mü 9 ve tatmak istiyor b i kat mı da; Harbiye Nezareti Müsteşarı Sabıkı Ahmet Fevzi Paşayı, Ankarada Ali Fuat Paşanın yerine Yirminci Kolordu Kumandanlığına ve Nurettin Paşayı da, Konyada Miralay Fahrettin Beyin yerine On İkinci Kolordu Kumandanlığına tayin eylemek suretile bir emrivaki halinde yapmak istemişti.
Bu sistem, takip ve tatbik olunduğu takdirde, Harbi Umumide yetişmiş ve kolordu ve fırka kumandanlıklarına irttka eylemiş nekadar genç erkan ve ümera varsa, şüphesiz, kâffesi bu makamattan tehdit edilmiş olacaklardı. Çünkü, tstanbulda müterakim eski erkân ve ümera, kıdem en ve rütbeten, ordu büyük
248
cüzütamlart babında bulunan genç kumandanlara takaddüm etmekte idiler.
Biz, bu prensi piri, asla ınürevvici olamazdık. Bilhassa, içinde bulunduğumuz şerait unutularak, böyle sakim icraata elbette muvafakat edemezdik. Binaenaleyh, Cemal Paşaya evvelü âhir noktai nazarımızı ve tayin olunan yeni kolordu kumandanlarının gönderilmemeleri lüzumunu bildiriyorduL
Fahrettin Paşa, kolordusu başında bulunarak, Ay dm cephesine muavenet ve muzaheretle meşgul oluyordu* Ali Fuat Paşa, Ferit Paşa zamanında azledilmişti. Cemal Paşa, o haksız muame* leyi tashih etmek istememişti.
Yirminci Kolorduya, Ankarada bulunan Yirmi Dördüncü Fırka Kumandanı Kaymakam, merhum M alın m t Bey, vekaleten kumanda ediyordu. Ali Fuat Paşa, hem Kuvayi Milliye Kumandanlığı yapıyor ve hem de hakikatte kolordusuna hâkim bulunuyordu.
Biz, kolordu ve fırka cüzütamlarında kumanda tebdilini, bahusus, makas idi mil Üyeye tâbi ve o yolda hareket etmekte bulunan, şahıslan malûm kumandanlan, böyle vahi ve kim bilir nasıl bir maksadı mahsusa müpteni prens ipe feda etmemeğe kat'-iyyen karar verdik. Yalnız, İstanbul d a bulunan genç ve fedakar zabilanm ve etibbanın, bir an evel, Anadoluya, ordu kıtaatına gönderilmesini, faydalı ve şayanı arzu buluyorduk
Cemal Paşa, An kara ya muvasalatımız günlerinde, bu mesele üzerinde daha çok ısrar ve istical göstermeğe başladı. Meseleyi, izzetinefis meselesi yaptı. İstifa edeceğini bildirmekle tehdidata haşladı. Makina başında cevap İtası hususundaki ısran üzerine, Harbiye Nazırına 29 Kânunuevel 1019 tarihinde yazdığım şifrede:
Ali Fuat Paganın kutnun dadım jnfikâkini, ki il, r^atetı, hiçbir \akit daimî kabul rtıutrdik Alıra et Fevti Paganın asaleten kumandanlığa 1 ayini mevtauhaks ola* mil- Sulhun takarrür ündrn evet, tasavvur v* tuvip edilen p t e m ipin, mevkii tatbiki konması mehaziri azimeyi daidif. Harpte, biti i it iktisabı makam ve mevki etmtf uvaTıt madun vaziyete sokmak, atamaz. Bu nabeıuevaıtu tetcbîfüsat, teşkilâtı milliye lh;in çalınmakta olan zevatın i* hacından ayrılmalarını ve bu suretle vahdeti ts¦ ¦ 1-I iyimin mütuessir olmuşum mü ateisti indir.
Açıkta kainııe, muktedir zevat, kolordular dairelerinde vc kolordularJn emrinde, m intaka ve mevki kumandanlıklarına, ahzi askerlere layin olunacak terfih olunabilirler.
249
Kin;Lİk rullırli zu^Ltan Vf v\\\ı İm mı» j-- 11 i r f-tl fOIHİr-r 11 rı .r ¦ i li :i ıhr. Qrt İkinci Kolorduya gelince; bn kolordu, muharebe eden Kuvayi Mitliye ile teşriki mesai etrn.i( vc tarafeyn arasında fiile müstenit bîr İtimadı mütekabil Lahastul eylemiştir. Tebeddül kat'iyyen caiz- değildir, Oradaki vaziyetin de böyle bir hale asla tahammülü yaktur,
dedim.
Efendiler, bu mesele üzerinde» Anadolu ve Rumelide bulunan bilcümle kumandanlarla muhabere ederek, nazarı dikkatlerini celbi't mistim. Kânunusani bidayetinde, An karada bulunan Fuat Paşaya olduğu £İbi, Konyada bulunan Fahrettin Paşaya da, «Nurettin Paşa tayin olunacak olursa, kumandayı terketm iverek kem a kân vazifei milliye ve vatan iyenize devam etmeniz icap eylemektedir, Binaenaleyh bu bapla vaki olacak tebligattan bizi vak-tile haberdar ediniz» emrini verdim.
Cemal Paşa, Kânunusani bidayetlerinde, o tarihte Harbiye Nezareti Ser ya veri bulunan Salih Beyi — Sekizinci Kolordu Kumandanı Salih Paşadır — iki mektubunu ve bu mektuplara mel-fufen Düveli îtil afiye fevkalâde mümessillerinin 2İ- Kân unu evel 1919 tarihli müşterek bir takririni ve bu takrire hükümetin verdiği cevap suretini hâmil olarak gönderdi.
Cemal Paşa, hu mektup hıranla da, kumanda tebdil ve ten s iki hakkındaki prensip inden ve tayin ettiği Ahmet Fevzi ve Nurettin Pagalarm azimetlerini temin lüzumundan bahsediyor ve bilhassa «ordunun mühim kumanda m akam la nn da, son harekâtı mîllîye ile ayan olarak meşgul olmuş zevatın bizzat ve resmen bulunmaları, harice ve bilhassa ecanibe karşı orduda siyasiyatın hükümran olduğu manzarasını verir ve bu da her halde suitesiri mucip olur. Nezaret, bilfiil bu tesir a tın fil! tesiri karşısında dır» diyordu ve yine ist İfas mı tekrar ediyor ve bu defa, bu halde, artık Meclisi Meb'usamu in'ikadı bir hayali muhal olacağmı ihbar ediyor (Ves. 216),
Efendiler, bu meseleye mütedair verdiğim cevapları, şu suretle hulâsa edebilirim: «Muta[çatımızda isabet olduğuna ait kanaatimizi tekrar ederiz. Ferit Paşan m mirası seyyiatı olan, Ay dm cephesinin ve mm takasının ve oralardaki Kuvayi Mili iyenin hal ve atisini, son derece alâka ile nazarı dikkate alıyorum. Ati için ümitbahs bir vaziyetin teminini düşünüyoruz.
Ali Fuat Paşanın devlet nazarında, umum nazarında her türlü tenkitten muarra bulunduğu kanaatinin mabfuziyeti gartı
250
esasidir Harekatı milliye esnasında, herae suretle olsun ileri atılmış olanlarm, makam ve vaziyetlerinden infisal ettirilmeleri, fedakârlıklarının kabahat olarak telâkki edildiğine atfolunur. Bu, mahfuziyeti müemmen olmak zarurî bulunan nikatı nazarnnıza göre a ela kabili tecviz değildir.
Hükümetçe varit, siyasî mehaz iri, bertaraf etmek için yapılacak her şey yapılmıştır.
Ahmet Fevzi Paşa, bizimle teşriki mesai kabiliyetini haiz değildir. Ahmet Fevzi Paşanın vazifei mahsusa ile keştügüzar ederken vaki mantıksız ifadatmı bildirmiştik. Bunu memul etmem buyurmuştunuz. Alime t Fevzi Paşan m, arkadaşlara yazdığı hususî bir şifrede, ordu, bugünkü anarşi vaziyetinde kaldıkça memleket için felâket muhakkaktır diyor* Bu zat, ordunun teşkilâtı milliyeye müzahir vaziyetini anarşi telâkki ediyor. Halbuki bilmek lâzımdır ki, ordu teşkilâtı milliye kadrosu haricinde değil, belki onun ruh ve esasmı teşkil etmektedir.
Ahmet Fevzi Paşan m, Gönende, ilk iş olarak yaptığı marifet, Anzavnr meselesinden dolayı bin müşkülâtla ele geçirilen canilerin tahliyesini talep etmek olmuştur. Bizimle müdavelei efkâr eylemeden tayin ettiğiniz iki zatın, ademi kabulü hakkındaki zarurî ve muhik mütaleamıza karşı, bir izzetinefis meselesi yapmayınız. Bu, vatan ve millete sadakat ve merbutiyetle kabili telif değildir.
«İstifanız halinde, M eri isi Meb'usan in'ika d m m bir hayali muhal olacağı» hakkındaki kaydinizden, sadrazam da dahil olduğu halde, kabinenin, meşrutiyeti idarenin aleyhtarı bulunduğu anlaşılmaktadır. Pek mühim nlan bu noktanın tamanıile teşrih ve izahı rica olunur;» (Ves. 217)*
Efendiler, şimdi, S er ya ver Salih Bey vedaatile gönderildiğini Düvdi Itilâ-arzettiğim, Düveli ttilâfiye fevkalâde mümessillerinin, Ali Rız a liye Fevlcalâ-Paşa Kabinesine verdikleri müşterek takrirden de, bir nebze bah- d* Mümes-
«edeyim: S^'/a
Fransa, Büyük Britanva ve İtalva fevkalâde komiserleri;
. j-v . „ * v R.» bıne»ıoe
Karadeniz Ordusu Başkumandanı Sir Corç Milen ile Osmanlı verdikleri
Harbiye Nazm arasında cereyan eden birtakım muhaberat, Oa- müşterek
manii Hükümetinin nazarı dikkatini celbettikten sora, «bu mu- k«ferfr haberattan vazıhan anlaşılıyor ki, Harbiye Nazırı Cemal Paşa, Karadeniz Ordusu Başkumandan mm, Paristeki Meclisi Âlinin kararlarma tebaan, verdiği talimatı tatbik edecek yerde, memuri-
251
yeti âliyesinin istilzam ettiği meşguliyetten kaçınarak, birtakım gayrikabili kabul mazeretler ve sebepler ser delmiş tir.
Fevkalâde komiserler, Harbiye Nazmnm aldığı vaziyetin mucip ola cağ? vahim ne tay iç hakkında, Osmanlı Hükümetinin nazarı dikkatini celbeCmekle beraber, Karadeniz Ordusu Başkumandanı tarafından tebliğ olunan konferans kararlarının tatbiki için ne gibi tedabir almağı düşündüğünü öğrenmek ister.
Fevkalade komiserler, vakıadan haberdar olan Müttefikin Meclisi Âlisini tenvir etmek üzere, Meclisi Âli namına verilen emirlerin, Harbiye Nazırı tarafından yapılmaması hususunu, Osmanlı Hükümetinin nasıl muta lea ettiğini derhal bildirmesini talep eder.» diyorlar.
Efendiler, Osmanlı Hükümeti, bu takrire verdiği cevapta; «îzmirin bidayeti işgalinin nasıl vuku bulduğunu, muhtelit komisyonun tahkikatım ve tahkikata kadar geçen zaman zarfında. Yunan yırtıcılığı karşısında, halkın hıfzı hayat ve siyan eli namus kaydına düştüğünü ve hükümetle ordunun daima tahkik komisyonunun adlü nısfetine itimat ettiğini ve yalnız akan kanlan, muvakkaten olsun dindirmek için, Osmanlı Harbiye Nezaretinin, Jeneral Mil en Cenaplarına 23 Ağustos 1919 tarihli tezkere ile teklifte bulunmuş olduğunu zikir ve bu teklifin, Yunan kıtaatile Kuvayi Milliye araşma Osmanlı kıtaatı vaz'ından ibaret olduğunu ve bu teklifin reddolun d uğunun ifade ediyor.
Sora; «mıntakai imalin Yunan kıtaatından gayrı, İtilaf kıtaatı tarafından işgali teklifine ait, 20 ve 27 Ağustos 1919 tarihli iki kıt'a tezkereye ve bunlarm da cevapsız kaldığına» işaret olunuyor.
Bundan sora da; «Jeneral Milcn Cenaplarmm, tahdidi hududu gösterir tezkerelerinin (3 Teşrinisani 1919) Harbiye Nezaretine gönderildiği noktasına temas edilerek, Harbiye Nazır m m böyle bîr tebliğin alık âmini tatbik a resen salâhiyettar bulunmadığından hükümete müracaatinden ve hükümetçe de komiserlere arzı bal edildiğinden» ba»solunuyor.
Badehu, -— muvakkat hattı hududun Yunanlılar tarafından tamamii işgaline mümanaat eden — kulelin, ahali kütlesinden ibaret olduğunu söylüyor. Hükümetin ve ordunun, halka mukavemet ibrazında âciz olduğunu beyan ederek meselenin çarei hal ve adlini tekrar niyaz ettikten sora «gerek hükümet ve gerek Harbiye Nezareti güya Meclîsi Âli mukarrer a tını tatbik etmiyor gibi
252
bir töhmetten arlık tahlise mürÜvveten delâlet huy uru İm ası» niyazlarına ihtirama ti faika sın ı da zam ve ilâve ederek cevapnameye hitam veriliyor (Ves. 218).
Muhterem Efendiler, şimdi de, Cemal Paşanın mektupları muhteviyatında, temas ettikleri noktalara da işaret edeceğim.
Harbiye Nazırı, bize İtilâf Devletleri komiserlerinin takririm okuturken bir taraftan da, ötedenberi yaptırmak veyahut bizi yap* maktan menetmek istediği noktaları tekrar ve teyit ediyordu. Cemal Paşa, arzulama t hu defa serd ve teklif ederken bu takriri de okutmak suretile, bizim ahvali ruhiye ve maneviyemiz üzerinde müessir olmayı düşünmüş bulunduğunay bilmem ihtimal vermek caiz olur mu?
Cemal Paşa, Düveli itilâfiyenin temayülâtı siyasiyesinden bahsettikten sora, hükümet; Vilson prensipleri esası dahilinde kabul edebilecekleri ıslahatı vadeden bir beyannameyi kariben neşredecektir. Dahiliye Nazırnu gücen d itmemelidir ve çünkü istifa eder. Bu takdirde buhran olur. Meclisin küşadmda dahiliye ve hariciye nazırlarının tebdili muhakkaktır. Düşmanlar, Meclisi kuşat ettirmemek istiyor, hatta Muhipler Cemiyetinin zatı şahaneye müracaatle bu Meclisin meşru olmadığını beyan ve feshini istîyeeekleri haber a İm d t (Ves, 219) diyor ve mebusların Anka-raya gehnesi meselesinden bahsediyor.
Şimdi Efendiler, bu üç vesika muhteviyatını göz önünde tutarak, hep beraber, kısa bir tahlil yapalrm!
Komiserlerin takririnden anlryoruz ki, İtilâf Devletlerinin Karadeniz Başkumandanı Mister Corç Mil en, Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırına, Cemal Paşaya, doğrudan doğruya tahtı emrinde imiş gibi talimat ve evamir vermektedir. Cemal Paşa, şimdiye kadar bundan bize bahsetmedi.
Ve yine anlryoruz ki, Osmanlı Devletinin Harbiye Nazın, aldığı talimat ve emirleri yapamamaktan ve gayrikabili kabul mazeretler ve sebepler serdetmiş olmaktan naşi tahtı e ediliyor.
Harbiye nazırının aldığı emirlerin ne olduğunu istidlal ediyoruz ve ne için yapamamakta olduğunu da anlıyoruz, Çünkü, Kuvayi Milliye mânidir.. Kuvayi Milliye, Harbiye Nazırının ve hükümetin, Başkumandan Mister Corç Mit enin evamir ve talimatına tevfikan verdiği veya vereceği emirlere itaat etmiyor.. İşte komiserler, Paristeki Meclisi Ali namma, bunu kabili kabul mazeret ve sebep telâkki etmiyorlar. Demek istiyorlar ki, hükûmet-
353
seniz. Harbiye Nazın iseniz, memlekete, millete, orduya hâkim olmalısınız! Hâkim iseniz, mazeretler ve sebepler kabili kabul değildir.
Efendiler, AH Rıza Paşa Kabinesi, 2 Teşrinievel 1919 da mevkii iktidara geldi. Ondan evel Ferit Paşa Kabinesi vardı. Buna nazaran, Kuvayi Milliye ile Yunan kıtaatı araşma Osmanlı kıtaatı vaz*ma müteallik 23 Ağustos 1919 tarihindeki teklifi yapan Ferit Paşa Kabinesidir. Mmtakai işgalin, yalnız İtilâf kıtaatı tarafmdan işgaline dair 20 ve 27 Ağustos 1919 tarihindeki teklifi de yapan Ferit Paga Kabinesidir.
Ali Rıza Paşa Kabinesi henüz, bir teklif dermeyan etmiş değildir. Fakat, bilâkis 3 Teşrinisani 1919 tarihinde işgal mmta-kasına bir hudut tayin ve bu hududa kadar Yunanlıların işgalini temin hususunu. Başkumandan Milen Harbiye Nazın Cemal Paşaya emrediyor, İşte, Cemal Paşanm infaz ettiremediği emir bu oluyor. Şayanı teşekkürdür ki, gerek kendisi ve gerek mensup olduğu kahine, mevkii iktidara geldiklerinden nihayet bir ay sora, Kuvayi Milliyeye karşı âciz olduklarını, ecnebi komiserlere söy-liyebilmişlerdir.
Efendiler, bu vesaikten, anlaşılması lâzımgelen en mühim ve en manidar nokta, bence, kabinenin müşterek takrire cevabında, komiserlerin dermeyan ettikleri noktalara kemali tevazula ve büyük nezaketle cevap verilirken, bir cihet asla kale almmryor. O da, Efendiler; Misler Corç Milenin doğrudan doğruya Osmanlı Devletinin Harbiye Nazırına emir ve talimat vermekte olmasıdır. Bu hal, ne teşkilâtı milliyeye karşı, izzetinefis meseleleri çıkaran Harbiye Nazırının ve ne de, Osmanlı Devletinin istiklâlini temin etmek meşguliyetini deruhde etmiş olan kabinenin izzetinefis ve haysiyetine dokunmuyor. Bu halin, kendilerinin haysiyetini ve devletin istiklâlini çoktan rahnedar eylemiş olduğunu farketmek istemiyorlar. Hiç olmazsa protesto etmiyorlar. Hiç olmazsa, bu tasallut ve tecavüzü ist i kl â İşi ke naneye vasıta olamayız diye feryada cesaret edemiyorlar», cesaret edemiyorlar Efendiler, çünkü korkuyorlar. Nitekim korktukları başlarma geldi. Bunu kariben göreceğiz. Korkmamak içinj haysiyeti insaniyenin ve izzetinefsi millinin duçarı tecavüz olamryaeağı muhit ve şeraitte bulunmak lâzımdır. Buna ehemmiyet vermiyenlerin, zaten bir insan için, bir millet için, gayrikabili tecavüz olarak mahfuziyeti, en büyük gayei namus olan mukaddesat hakkmda, çoktan laubali ve gayri-hassas olduklarına hükmetmekte hata yoktur!
254
Nısfet ve merhamet niyaz etmekle millet işleri, devlet iğleri Nıafet ve görülemez; mîllet ve devlet şeref ve istiklâli temin edilemez» merhamet
mym etmek* l rıı * +
«Nrsfet ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. .V1"1 j JjJ Türk milleti, Türkiyenin müstakbel çocukları*, bunu, bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar.s) Umea
Efendiler, Cemal Paşaya, kumanda tebeddülüne uil noktalarda verdiğimiz cevabr arz etmiştim. Müsaade ederseniz, o cevabın baş taraf mı teşkil eden hususatı saire hakkındaki mütaleatmtızı da, hulâsa edeyim.
Mevaddı esasiyeye dair nikatı nazarımız şu idi:
(1 — Düveli Mütelifenin herbiri azami menfaatini, umum Türkîyede, temin etmek gayesin dedir, Bu. Türkiycde, sayam itimat bir istinat noktası teminini müstelzimdir. Ecnebilerin açıktan açığa muarız ve gayrimernmın görünmeleri sebebini, kabinenin vaz'r bitaraf isinde aramalıdır, âciz ve istinatsız olmasında aramalıdır.
2 — Kabine» beyanname neşretmekte istical etmemelidir. Beyanname, kabine mevkiini takviye ettikten sora neşrolun inalıdır. Kabinenin kuvvetli olması, her noktai nazardan Kuvayi Mil-1 iyeye müstenit olduğu kanaatini bahşedecek bir tariki hareket kabul il e ve bunu âleme izhar eylemesile mümkündür.
Meclis içtima ettikten sora ve orada kuvvetli bir «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grupu» vücut bulduktan sora, beyannameye sıra gelebilir. Her halde beyanname, sulh murahhaslar mm azimetinden evel ve fakat grupla müttehidülfikir olarak tanzim olunmalıdır. Çünkü, böyle olmazsa, haizi krymet ve itibar addedilmiye-eektir. Bir de, işe, kabul olunacak ıslahatı ilân etmekle başlamak doğru değildir. Bilakis beyannamede milletin istiklâl ve mülkün tamamisinden başlamak, ancak bunun teminine muallâk ve meşrut olmak üzere umuru idarenin hututu esasiyesi takrir olunmak muvafık olur.
Bu beyannameye esas olacak hututu muhimme, Srvas Umumî Kongresi Beyanname ve Nizamnamesinde mevcuttur. Orada, müstakbel hudutlar, devlet ve milletin istiklâli, ekalliyetlerin hukuku, muzaheretin, milletçe, tarzı telâkkisi hususları musarrahtır. Böyle bir beyanname, şimdiden ihzar ve Meclisin küşadmda ekseriyet grupüe bümüzakere ilân olunur. Muvafık olan budur.
255
3 — Dahiliye Nazırının istifa sil e kabinede bir buhran husulüne sebep görülememektedir. Böyle bir mütaleadan Dahiliye Nazırını sadrazam telâkki etmekte olduğunuz manası çıkar. Bir kabinede buhran, ancak hükümet reisinin istifa sil e çıkabilir. Kabinenin; Dahiliye Nazın Şerif Paşaya, onun da Ferit Paşaya tâbi ve merbut olduğu anlaşdryor.
Meclisin küşadile, dahilîye ve hariciye nazırlarının tebdilinin muhakkak olduğu hakkındaki işareti anlayamadık. Bu nazırlar» şimdiden böyle bir vaitte bulundular mı?
Düşmanlarm, Meclisi kuşat ettirmek istemiyecekleri tabiîdir. Yalnız. padişahm Meclisi feshetmesi ihtimali varidi hatır mıdır? Eğer böyle bir ihtimal varsa o halde Meclîsi, tstanbulda, dağıtmak ve milleti Meclisi Meb'usansız bırakmak için mi topluyoruz? Binaenaleyh, padişahın bu baptaki noktai nazarlannm, heyetimizce kat'î olarak şimdiden bilinmesi lâzımdır ki, meb'usİan hariçte, emin bir mahalde toplamak için teşebbüsatta bulunalım! aksi halde, (Meclis Istanbulda içtima yüzünden berveçhibalâ ahvale duçar olursa, bunun mes'uliyeti, Dersaadette içtimai hususunda ısrar edenlere raci olacaktır.)
4 — Meb'usiarın müdavelei efkâr için Ankaraya gelmeleri faydalıdır.»
Ankara halkı ile Takladan tanışmak için verdiğim konferans
Efendiler, beni cidden samimî ve parlak ve emniyetbahş hissiyat ile karşılamış olan Ankara ahalii muhteremesile daha yakından tanışmak ve onlarla müdavelei efkâr etmek bir vazife hükmünde idi. Onun için — berayi müzakere — davet ettiğimiz meb'usiarın muvasalatına intihar eylediğimiz günlerde, içtima eden muhterem Ankaralılara, bir konferans vermiştim (Ves. 220).
Bu konferansa zemin ittihaz ettiğim noktalar üzerinde kısaca konuşayım;
Vilson prensipleri: Bu prensiplerin 14 maddesinden Türki-yeye taallûk edenleri vardı. Zaten mağlûp olan ve akti mütareke eden Osmanlı Devleti, bu prensiplerin gönül okşayıcı manzaraı serabile bir zaman oyalandı.
30 Teşrinievel 1918, Mondros Mütarekenamesi mevaddı ve bilhassa bu maddeler meyan m da yedincisi, dimağı yakan ateşîn
256
bir zehirdi. Yalnız, bu madde, bakıyei vatanı, düşman hırın emri işgal ve istilâsına amade bulundurmağa kâfi idi!
îstanbulda, biribirini ve İyeden acezeden mürekkep kabineler, ger ef siz, haysiyetsiz, süfli manzara la ril e masum ve mütevekkil milletin timsali tanındı, itibara lâyık görülmemeğe başlandı. Bu yüzden, dünyanm medeni devletleri, icabatı medeniyeyi unutacak kadar laubali oldular. Ötedenberi, Türk milleti aleyhinde, aktan cihanda yapılan en mantıksız propagandalar, herzamandan ziyade istimaa şayan görüldü.
Dokuz aydanberi, başlayan millî intibah ve faaliyet, vaziyet ve manzarayı değiştirdi ve daha çok değiştirecektir. Millet, hâsıl olan vahdeti muhafaza ederse ve istiklâli için fedakârlıktan çekinmeze e muvaffakiyet muhakkaktır. Erzurum ve Sivas Kongreleri esas at*, milletin istihsal edeceği gayeler için düsturdur*
Ferit Paşa Kabinesini ıskat eden, millettir, Fakat, Ali Rıza Paşa Kabinesini mevkii iktidara getirmiş olmak mesuliyeti millete ait değildir. Maahaza itilâf halindeyiz.
Efendiler, şimdi, An karaya gelen meb'us efendilerle temas ve müdavelei efkâra başlayalım:
Meb'uslar, ayni günde veya günlerde rnüçtemian bulunamadılar. Münferiden veya küçük küçük gruplar halinde gelip gittiler. Bu zevatm veya heyetlerin kâffesine, ayn ayrı hemen ayni esas noktalan., günlerce tekrar ve yine tekrar etmek mecburiyeti hasıl oldu.
Her şeyden evel, kuvve i man ev iyenin, kuvvei kalp ve vicdan m yüksek tutulması şarttır. Bunu bilirsiniz. Biz de bu noktayı ten-m i ye etmek üzere,
Evvelâ; dahilî ve haricî vaziyetin emniyet ve ferah verici mahiyetinde ve inkişafında bulunan noktalarım ve cihetlerini araştırarak izah ve ispata çalıştık.
Sora; muayyen maksat etrafında şuurlu ve azimkar an e ittihadın, sarsılmaz kuvvet olduğu hakikatini, yorulmaksızın tekrar ettik*
Bir heyeti içtimai yenin, beka ve saadetinin, ancak emelde ve istihsali amalde iştiraki lam halinde bulunmasına mütevakkıf olduğunu izah ettik. «Vatanın halâsı, istiklâlin temini» hedefine müteveccih vahdeti milliyemizin, esaslı, muntazam teşkilâtın vücuduna ve bu teşkilâtı hüsnü sevk ve idareye muktedir dimağların, enerjilerin, bir dimağ ve bir enerji halinde müttehit ve mum»
17
257
teziç bir hale gelmesine vabeste olduğunu söyledik ve bu münasebetle, tstanbulda, açılacak Meclisi Meb'usan da, kuvvetli, mütesanit bir grup teşkili zaruretini meydana koyduk.
Millet, ancak devletlerin izmihlal ve inkırazları hengâmelerinde tarihin kaydettiği, çok mühim ve hatarnak anları yaşıyordu. Bö'yte arılarda, tali ve mukadderatını bizzat kendi eline almakta gaflet gösteren milletlerin, akıbetleri meçhul ve felâket uluttur.
Türk milleti, bu hakikati anlamağa başlamıştı. Bu idraki ne* tîcesidi ki, ümidi halâs vadeden, her samimi işarete şitaban olmakta idi. Ancak uzun asırların uyuşturucu idare ve terbiyesinin, bir heyeti içtimaiyeyî, bir günde, bir senede azat edebileceğini tasavvur ve kabul etmek doğru değildir.
Bu sebeple, vâkıfı tabiat ve hakikat olanlar, elinden geldiği kadar, mensup olduğu milleti tenvir ve irşat ederek, onlara, halâs hedefine yürümekte delâleti, en büyük insanlık vazifesi bilmelidirler.
Türk mille- Türk milletinin, kalbinden, vicdanmdan sanih ve mülhem
tinin en ba- olan en esaslı, en bariz arzu ve iman malûm olmuştu: Kurtuluş..! ti* ar m ve Bu kurtuluş feryadı, Türk vatan mm bütün a fakın da aksen-
ımant: kur- ja2 ^n^kta [fa Mîlletten, başka istizahatta bulunmağa mahal yoktu. Artık, bu arzuyu, ifade etmek kolaydı. Nitekim, Erzurum ve Srvas Kongrelerinde, arzuyu millî tebellür ettirilmiş ve ifade olunmuştu.
Bu kongreler esasatma sadık olduklarını beyan ettikleri için milletçe vekil intihap edilen zevat; her şeyden evel, bu esasata merbut zevattan ve bu esasatı ilân eden cemiyete nispetini gösterir unvanda bir grup yapacaktı: «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Gru-pu$,. İşte bu grup, teşkilâtı milliyeye ve dolayısile millete müsteniden hernerede olursa olsun, milletin mukaddes amalini cesaretle ifade ve müdafaa edecekti.
Misakı Mitlî Efendiler, milletin amal ve ma kaşıdım da, kısa bir programa
kazırlaaıyor esas olacak surette toplu bir tarzda ifadesi de görüşüldü, Mhakı millî unvanı verilen bu programın ilk müsveddeleri de, bir fikir vermek maksadile kaleme alındı. İstanbul Meclisinde bu esaslar, hakikaten toplu bir surette tahrir ve tespit olunmuştur.
Efendiler, her görüştüğümüz zat veyahut zevat, bizimle, fikir ve kanaatte müttehit kalarak ayrılmışlardı. Fakat, İstanbul
258
isinde, «Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grupu» diye bir grup teşekkül ettiğini işitmedik. Niçin?! evet, niçin? Buna bugün cevap isterim!
Çünkü, Efendiler; bu grupu teşkil etmeği, vicdan borcu, millet borcu bilmek vaziyet ve kabiliyetinde bulunan efendiler, imansız idiler» cebin idiler., cahil idiler*
imansız idiler; çünkü, amali milliyenin ciddiyet ve katiyetine ve bu amalin mesnedi olan teşkilâtı milliyenin salâbetine mamnryorlardL
Cebin idiler; çünkü, teşkilâtı mili iyeye mensubiyeti daii me( halik görüyorlardı.
Cahil idiler; çünkü, yegâne istinatgahı hal asm millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyor 1 ardı. Padişaha tekâpu ederek, ecanibe hoş görünerek, mülayim ve nazik davranarak, büyük gayelerin istihsal olunabileceği gafletini gösteriyorlardı.
Bundan başka, Efendiler; nankör ve hotperest idiler,. Fikri millî ve teşkilâtı milliyenin, kısa bir zamanda temin ettiği şeref ve mevcudiyeti fetiş gar ediyorlardı. Vücut bulmuş olan vaziyet ve varlığm sehlülistihsal olduğunu zan ve vehmetmekle çirkin gururlar mı tatmin sevdasına düşüyorlardı-
Erzurumda, Srvasta telâffuz olunmuş, tespit olunmng hir unvanı aynen kabul etmek zül olmaz mıydı?. O unvandan daha manalı unvan mı yoktu?!
Evet, işittik Efendiler; varmış: «Fellâhı vatan grupu
Efendiler, maziye ait safahat ve hadisatı; burada beyan edebileceğim çerçeve dahilinde, hakikate mutabık olarak tespit et" mek azmin deyim Bu sebeple, tam üzerinde bulunduğumuz noktaya ait bir hususu da, kemali samimiyetle ıttılaınıza tevdi edeceğim.
Ben, Meclisi Meb'usanın, tstanbulda duçarı tecavüz olacağına, dağılacağına kat'iyyen intizar ediyordum. Bu takdirde, tevessül olunacak tedbiri de takarrür ettirmiştim. Hazırlığımız ve tertibatımız da başlamıştı, Ankarada toplanmak...
tşte bu vazifeyi yaparken, milletçe, suitefehhümatı mucip olmamak için tedbir olarak ta bir şey düşünmüştüm. Meclisi Meb'usan riyasetine intihap olunmak.. Bundan maksat, dağıtılan mebVslarr, Meclisi Meb'usan reisi sıfat ve salâhiyetile, davet etmekti. Gerçi bu tedbir, ancak zevahiri muhafazada ve muvakka-
[*] Bil ilticam ^ddcli vasılım gtn-P
259
ten faydalı idi. Fakat, her halde buhranlı zamanlarda, faydası muvakkat olsa da, her türlü tedbirin alınmış olması zait addedilemez,,
Hakikatte, İstanbul a gitmiyeceklim. Fakat bunu itiraf etmeksizin, zaman kazanacak vc muvakkaten gaybubette bulunu-yormuşum gibi vaziyet ve muamele tanzim olunacak ve Meclis, reis vekilleri vasrtasile idare olunacaktı.
Bu tedbirin tatbiki, bittabi. Meclise giden, hakikati vaziyeti müdrik olması lâzrmgelen arkadaşların himmet ve mesaieile olabilecekti.
Efendiler, bu hususu, icap eden zevata söyledim. Mütalea ve noktai nazarımı muvafık buldular. Bu yolda çalışacaklarını vait ve temin ederek îstanbula gittiler.
Fakat, pek müstesna, belki bir veya iki arkadaştan maadasının, bu fikri, telâffuz dahi etmediklerini öğrendim.
Bu meselede hâkim olan bir muhakeme ve mantık şu imiş... Bunca millet vekilleri içinde meclis reisi olacak liyakatte bir adam dahi yok mudur ki, hazır olmayan bir meb'usu gıyaben reis intihap edeceğiz.. Meclisi teşkil eden a zayi kiramı bu kadar liyakatsiz göstermek enzarı ağyarda su i tesiri mucip olmaz mı?
Diğer bir mantık ta; Meclis riyasetine Kuvayi Milliye reisini intihap etmekle daha ilk günden, Meclis üzerine şüphe ve tecavüzü celbe vesile vermektir. Kart âkil olamaz.
Bu nevi muhakeme ve mantık yap ani ar m, pek te uzak insanlar olmadığım görenler, ihtiyarı sükûtu tercih eylemişler.,
Efendiler, itiraf etmeliyim ki, bu tedbirin alınmamış olması, Meclis dağıldıktan sora beni küçük bir müşkül ile karşılaştırmıştır. Bu ciheti de sırası gelince arzedeceğim.
Efendiler, Meclisi Meb'usan, 19 Kânunusani 1920 tarihinde açılmıştı* Takriben, bir ay sora Harbiye Nazırının 21 Şubat 1920 tarihli bir telgraf mı aldım. Aynen affediyorum:
Trlıiri mucibi nıesnliyettir Harbiye, 21/1/1*20
Ankaradu K. O. 20 Kumandanlığına Mıifttofo Kemal Paga Hazretlerine:
İngilizler hükümete verdikleri bir ııoinda, benim ile Cevat Pa$a Hazretlerinin vazife dm cckjl mekliği eniz i talep ettiler. Kabinece ged iden cevabı ret verildi oe d* vaziyet
260
kabinenin kalmasını ve yalnız benim ile Cevat Paganın (ekilmemizi icap ettirdi. Harbiye Nezaretine Salih Pa&a vekâlet edecektir* Kabineyi müşkül vaziyete sokacak bir harekette bulunulmamağım rica ederim. Aksi halde vaziyet, tasavvur lıuyur-duğunuzdan daha vahim olur.
Harbiye Nazırı Cemal
Bu telgraf 22 Kanunusanide vâsıl olmuştu. Derhal telgraf başında saat 11 30 evelde bu telgrafı yazdım:
22/1/1920
Harbiye Nazırı Camal Paga Hazretlerine
1 — Verilen notayı aynen lütfeder misiniz?
2 — Teklifi vakii is'afta istical buyurmayınız. Noaytı badelmütalea mütale-HtıniiKi arzedeçeğim,
Mustafa Kemal
Cemal Paşanın, imzasını gizliyerek verdiği cevap şu idi:
Gayet müstaceldir Kadıköy 22/l/l«25
¦ -
Ankarada K.. O, 20 Kumandanlığına
Mustafa Kemal Paga Hazretlerine: Nftbortın muhtaSaran EUreti berveçhızirdir:
1 ¦— Sureti rnah&usada müntehup zabıtanın Kuvayi Milliye Erkâmharbiyesine
izamı,
2 — H Üncfl. Kolordudan terhis ve tefrik su ret ile Kuvayi Mili iyeye efrat
izdim.
3 — Top kaması ve sair edevat kaçırılması.
4 — ZoTiguldaktan îstanbula gelen taburun iadesini tavik eylemek.
5 — Afyon Kar ah işarından Alasehre alay nakletmek. 6" — Bursadan Bandırmaya bir alay nakletmek.
7 — Bu abvalde Harbiye nazırı ve Erkâmharbiy e reisinin çalışan methal dur oldukları tebeyyfln etmiş.» Kırk sekiz saat zarfında bu iki şahsın vazifelerinden
Dikkat Emyurüiuvûr ki Aydın cephesi meselesi bu notada nıevzuubabs bile değildir. Bu notaya cevaben bir) iki, üçüncü maddeler yalandır. Dördüncü mesele benim zamanımda değildir. Ben müracaatleri üzerine iade ettim. Besinci meselede, fırka kumandanını tebdil ettim. Altıncı meselej Ahmet Anzavur meselesi de asayişe taallûk eder. Bn bapta muhaberelerimiz vardır. Şimdi de dosyalar tetkik olunursa anlaşılır denildi. Kabul etmediler. Anın üzerine üç gık mevzuubahs oldu; Notaya birinci cevaptan sora cevap vermemek ve ahkâmına kulak asmamak, kahine kamilen istifa etmek. Benim istifam. Birinci madde halinde, burada bir iskondal zuhurundan
261
korkuldu. îkınci madde halinde, zaten istedikleri zuhura ve Ferit Paşa, kabineye gelmiş olacağı mülâhaza olundu. Binaenaleyh, benim istifam ile nezaretin vekaletle idaresi tercih edildi. Herhalde kararınızın evvela bana tebliğini rica ve sîzlere hürmetleri mî ila eylerim Efendim. (Ferik Cemal)
Seryaver Salih
Cemal Paşa, bu notada, Aydın cephesinin mevzuubahs olmadığını işaret etmekle bilmem ne murat ediyor? Şüphe yok ki, mevzuubahs olan Aydın cephesidir, ona muavenettir ve Kuvayi Milliyedir, Yalnız, Cemal Paga, bu imasile müsebbibin Heyeti Tem-Bİliye olduğunu anlatmak sevdasındadır.
Cemal Paşaya, bu telgrafına cevaben yazdığım telgrafla, şu emri verdim:
22 Şubat 1920
Harbiye Kazın Cemal Pasa Hazretlerine
Vazifeden çekilmek suretile İngilizlerin talebine iktifa etmeniz, öyle vahim bir vaziyet husule getirir ki, sizin aksı halde tasavvur buyurduğunuz vahamete faiktır. Bundan maada, Heyeti Tetn&İJiyenin bir murahhası olan zatı devletlerinin, Heyeti Temeiliyenin haberi olmaksızın ve hatta anın mütaleasına rağmen çekilmeniz kabul edilemez. İngilizlerin, sizi cebren vazifeden ayırmaları ihtimali bile bizim hesa-bımı&dadır. Ve tedabiri seria alınmıştır. Binaenaleyh, evvelâ notayı aynen bildiriniz, sora ahvalden malûmat vererek kerata intizar ve kemali metanetle mevki» inizi muhafaza buyurmanız kafiyyen matîubuınuzdur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Ali Rıza Paşaya da şu telgrafı yazdım:
Ankara, 22/1/1920
Zan Samiî Sadaretpenahiye
İngilizlerin, Harbiye Nazırının ve Erkânıharbi ye î Umumiye Reisinin tebdilini talep etmeleri, devletin istiklâli siyasisine kafi bir tecavüzdür. Bu tecavüz, bir müddettenberi memalikimizin taksimi Ve mevcudiyeti siyasiyemizin imhası yolunda cihan efkârı umumiyetinde deveran eden münakagatm, bir kararı kafiye iktiran et-mig olması neticesi midir? Yoksa, mevcudiyeti siyasiyemizı imha yolunda vtıku-bulacak tesebbüsatm ne netice vereceğini keşif için yapılmış, bir teşebbüs m&dÜr? Yoksa, itilaf devletlerinin alıştıkları veçhile, yekdiğerinin muvafakat ve kararını
262
atmağa lüzum girmeksizin, münferiden ikaı nüfuz yolunda herhangi bir hareket midir? Bunları tefrik edebilecek malûmata malik değiliz ve malik olamayız, Kczaîik Yunanlıların Salihli cephesinde başlıyan taarruzlarının bu teşebbttsat İle derecei münasebetini de tayin edemeyiz. Fakat, istiklâli siyasîmize vukubulan bu kastı sarihi, devletçe kabul ve milletçe sükût edersek, mevcudiyeti siyasi yemiz aleyhinde en bedbin mukarrerat ve icraata kendi tarafımızdan yol vermiş olacağımıza şüphemiz yoktur. Binaenaleyh, İngilizlerin tstanbulda muhtemel tecavüzleri ne şekil ve ne dereceye varacak olursa olsun» dahil ve hariç nazarında, Müdafaai hukuk Cemiyetine müstenit bilinen hükümetin, bu teklifi şiddetle ret ve nazır ile reisi behemehal mu-h&faza etmesi kat'iyyen matlubumuz dur. Bunun haricinde bir hareketi mutavaatkâ-rane, yalnız milletin istiklâline ve mevcudiyetine münafİ olmaz, fakat, hükümeti millete karşı vermiş olduğu taahhütten İnhiraf etmiş, ve istiklâl uğrundaki müca-hedatr nulUyermfci tavik ve tas*ip etmiş Vaziyetine koyar. Binaenaleyh hükümet kabul etse dahi. biz, hükümetin Heyetimize kargı taahhüdatraı ifa etmemekle, milletten aldığı kuvvetini tamamen zayi etmiş olduğunu ve muhilli istiklâl tavır ve hareketinden dolayı hükümeti mcs'ul addettiğimizi ilan etmek mecburiyetinde kalırız* Hükümetin mukavemeti halinde, ingilizler Harbiye Nazırını cebren kaldırmak ve bütün hükümeti ıskat etmek cihetine bile teşebbüs etseler, vaziyet gerek hariç ve gerek dahile karSr, anların emrjlc nazırı feda etmek, şıkkından daha müsaittir, Vazi* yetin safahatı hakkında hir iki saate kadar cevabı fahimanelerini itttirham ederiz. İstanbul ile muhabere, İngilizler tarafından menolunorsa istiklâli millî uğrunda mücahedei millîye ve diniye ilân etmek yolunda ilerleyeceğiz!
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk
Cemiyeti Heyeti Temsitiycfi namına Mustafa Kemal
Ayni günde Cemal Paşaya, bu telgrafı yazdım i
Zata mahsus ve fevkalâde müstaceldir. 22 Kânunusani 1920
Harbîye Nazırı Cemal Paga Hazretlerine
İngilizlerin emri neticesi olarak Harbiye Nezaretini terk buyurdukları artla-£ ılıyor. Devlet ve m illetimizin istiklâlini muhil olan bu çekilmek keyfiyetini» her-çibadabat kabul etmemek tisin ve bizim vazifemiz iktizasındandır. Biz vazifemizi sonuna kadar ifa etmek için her türlü tedabir] alıyoruz. Sizi de, makamınıza otu* rup nezaretinizi ifa etmek suretile vazifenizin ifasına davet ederiz. Eğer şahsî veya içtihadı herhangi bir sebeple durmak istemiyorsanız İngilizlerin notası üzerine değil, müstakil bir milletin nazırına caiz olan şekilde infi&al eylersiniz, Meseleyi; gah ti bir noktai nazardan değil, bu müdahale, vataniniz içîn hatıra gelebilecek ağrr fe~ İâketlcrin mukaddimesi olabilir noktaî nazarından, muhakeme etmenizi rica ederiz, nezaretten hu suretle çekilmeniz, İngilizlerin müdahalesini ve istiklâli milletin ihlalini teshil edecektir. Eğer vazife başına gelmemekte ısrar ederseniz, İngilizlerin istiklâli milleti ihlâl ettiğini ilân ederken, Harbiye nazırının da vazifei vataniye-sini ifa etmemekten mes'uî olduğunu ağır bir surette ilave eylemek mecburiyetindeyiz.
263
Nota ınealîni bir güa sara bildirmeniz ve el'an Heyetimizle temasa geleuıiyecek surette uzaklaşmanın vaziyeti ağırlaglırmaktadır. Cevap vermenizi talep ve rica ederiz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Sadrazam ile telgraf başmda şu muhabereler cereyan etti:
Babıali^ 22 Kanunusani 1920 Anadolu ve Rumeli Müdafa&î Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsi Üyesine
Harbiye Nazın Cemal Paganın kabineden (ekilmesi ve Erkâmharbiye Reisi Cevat Paganın tebdili, yalnız İngilizler tarafından talep olunmamıştır. İngiltere» İtalya v« Fransa mümessilleri. Babıaliye müşterek bir ültimatom vererek esbabı mucibe aerdile kırk sekiz saat zarfında gu matlabm husulünü istemişlerdir Bu nğxr teklif karcısında,, kabinece biletraf müdavelei efkârdan sora umomen çekilmeğe karar verildi ve Meclisi Meb'uaan müteşekkil bnlunaydı kabinece başka gûna hareket edilmek mümkün idi. Tekliflerini geri aldırmak üzere, düveli selâse mümessilleri nesdinde serdcttîklcri esbabı mucibenin reddile, tegebbü&atı lâzimede bulunuldu. Mümessiller tekliflerinde ıterar ettiler* Kabinenin İstifası tahakkuk etmişken Meclisi Mcb'usamn benüz müzakerata baglryanladığı bir zamanda kabinenin çekilmesi menafi i âliyei vatana mugayir olacağım, Cemal Paga bi^at irat ederek ve böyle bir buhranlı zamanda kabinenin istifası, lstanbulu Anadolu dan ayırmağa kadar varrp gayet vahim netayiç tevlit eyl iveceğini ileri sürerek, kendi istif asile meselenin hallo-1 mim um îi [ tercih etmiştir. Meselenin safahatı bundan ibarettir* Meclisi Meb^usanm, ııibayet bir iki güne kadar nisabı ekseriyeti hain oİHruk içtimai muhakkak olduğundan hükümet, her nevi hususatı meclisin pigt nazarına vazedecektir. Tarafınızdan bu hapta hiçbir gûna tegebbüsat vukubulmaması lâzımdır. Çünkü söz sahibi Meclisi Meb'usandır. Vükelâ vahameti vaziyeti tamamen müdrik ve ef'alü harekâtmm selâmetine kani olduğundan elivenigeri ihtiyar etmiştir, Müdahslâta nihayet verileceği cumartesi sabahına kadar bildirilin ediği halde kabinenin mevkii iktidardan çekileceği ve bundan tevellüt edecek had isal m mesuliyeti kendisine aît olmayacağı beyan olunur.
Sadrazam Ali Rtza
Efendiler, Sadrazam Paşa, kendilerini tahkir edene değil, bise dehşetli ültimatom veriyor.
Kongre» 22/1/192G
Sadrazam Paga Hazretlerine
Telgraf nam ei fahimancleri üzerine Heyeti Temsiliyece bir karar ittihaz edilmek İçin evvelemirde ültimatom suretinin aynen bildirilmesi ne ihtiyacı katt vardır» Bu» nun lütfen tebliğini arz ve rica ederim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
264
Erenköy, 22/23, 1/1 »20
Anadolu ve Ruuırfj Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsil iyesine C: Badehuüitakcro bildirilecektir.
Sadratam Ali Rıza
Burada, söylemeliyim ki, hükümet, hu nota suretini aynen bize vermek istememiş ve vermemiştir.
Sadrazama verdiğim cevap budur:
¦
Zatı Samü Sadaretpenahiyc
Ültimatom türelini gördükten »ti karan kafiyi arzedeccğiz. Ancak vaıiyelin mütalea edildiği e olarda, hükümetle aramızda rniitahede Farkı vardır ki, evvelâ onu bertaraf etmek isteri*. Hükümet bitim maruzattın ei t kendi icraatına müdahale »eklinde telâkki etmiş, yajnt vık'ai hariciyeyi bir tarafa bırakarak, bir m eşele i dahiliye önünde bulunduğunu zannetmiştir. Yakmayı,, münhasıran, ernehilerin bir nattrt tebdil edebilmesi noktai nazarından düşünmek lâzımdır. Kezalik istidlal olunduğu veçhile Harbiye Nazırının galisi dalıi ıncvzuubahs değildir. Ayni vaniyette diğer bir natır ve lıerliangİ bir zat olsa, vakTa, ayni suretle muhakeme edilecekti. Diğer taraftan nazırın tebdilini emreden kuvvetin. Meclîsi Meb'uMnin İnikadına ve hükûnıntin izahatından sora Meclisi Meb^ısanm bir karar ittihaz etmesine müsaade edip etmt* yeceji de su anıda meçhuldür. Meclisi McL'u&m, söz sahibi olmazdan evel vuku* bulacak emrivakilere hazırlanmak icap ettiği iç iri hakimdi aenîyenin karârım anlamak İsliyoruz, Meclisi Mcb'uun süz sahibi olmazdan evel emrivakiler tevali eder vc mr*elei hariciyenin mahiyetine muvafık tedabir almak teahhur ederse, bundan mütevelli] mesuliyetin de Heyetimize raci ola m iye cağı teslim huyurulnr. Meclisi MerV-usan filhukika toplanır ve ifayı vazifeye başlarca, bükü mele hiçbir gey için müracaat etmiyeceğimiz tabiidir. Notayı ytdnfz İngilizlerin değil! Düveli İtilaf İyenin müştereken tebliğ etmesi, meshlci hariciyenin ehem m i yıl im" ılı uta İçin ayrı bir ae* bcpilr.
Heyeti Temailiye namına Mustafa Kemal
Cemal Paşa, son telgrafımıza, 23/24 Kânunusanide verdiği cevapta, çekilmesinin zaruretinden ve Meclisi Millinin tarzı hare* ketine intizar lüzumundan bahsediyordu (Ves. 221 )*
Efendiler, aynı günün zevalinde Ankara, Erzurum, Sivas, Diyarbekir, Bandırma, Balıkesir, Konya» Edirne, istanbul ve Bursada bulunan kumandanlara vaziyet ve noktai nazarımız bil-
26S
I
dirilerek nazarı dikkatleri celp ve mütaleaları istifsar olundu
(Ves. 222).
İstanbuldaki Onuncu Kafkas Fırkası Kumandam Kemalettin Sami Beye de (Berlin Sefiri Kemalettin Sami Paşadır), ayrıca gu emri verdim:
22 Kanummanj 1920
Onuncu Kafkat Fırkası Kumandanlığına
Hemen Rauf Beyi bularak vasiyeti beraber ve emniyet dahilinde takip etmenizi rica ederiz, ingilizlerin talebini is'af etmek kat'iyyen gayricaizdir. Buraca o noktai nazardan tedabiri senaya tevessül edildi, Intunlnıldaki telgraf m n İm beratını tahtı temine almanız lazımdır (Ves. 223).
Mustafa Kemal
Efendiler, Rauf Bey, Bekir Sami Bey, Cami Bey ve umum meb'uslara da Kafkas Fırkası Kumandanı Kemal ve Mevkii Müstahkem Kumandanı Şevket ve Harbiye Nezaret Seryaveri Salih Beyler vasıtalarile de §ifre olarak 5u tebliğde bulundum:
22 Kân unutanı 1920
İngilizler, Harbiye Nazın Cemal lV;n ile Erkâmbarbiyei Umumîye Reisi Cevat Paganın vazifeden çekilmesini talep etmişlerdir. Bu teşebbüs, devletin i istiklâli aleyhinde kal*î bir harekettir. Binaenaleyh, bu teşebbüs aleyhine milletin icra edeceği harekat, muhafazai İstik!il için yapılacak mücahedat cümlesindendir, tik devret mücah edatta, vaıilc milletin mcb'u-Lr inindir. İfleVuslar, kabine azasının mrven-diyetine müdahale ve ikaı tesir sureli le devletin istiklâli siyasisi aleyhine, İngilizlerin vnkubalan tecavüzlerini, dahil ve harirr karşı kat'iyyen ve serirn reddeylcmek mecburiyetindedir. Bunun tarzı icracını kararlaştırarak buraya bildiriniz, Fakat icraatta şu noktaları behemehal temin etmek irap eder:
Evveli; Meclisin feshi hakkında bir İradenin meclîste bagletcu okunması ihtimaline maruz kalmamalıdır, Eğer hu ihtimal kat'iyyen gayri varit olmazsa, mebustur, tetebbu ilerini hususî içtima halinde de yaparlarsa kafidir, Saniyen; devletin istiklâli siyahisi aleyhine kat*î bir hareket vukubulduğunu .Sulh Konfcransma ve Avrupa nü İlcilerine ve âlemi islâma ve dahili memalike ilân etmek la/mıdır. İnci» tizlerin tecavüzü geri alınmadığı takdirde, Metlimin vazifesi, An ad olu ya geçmek ve iradei milliyeyi rieruhde etmektir, Bu icraat, bütün milletin kuvvetlerini cemetmia olan Kuvayi Milliye tarafından her vasıta ile teyit olunacaktır. Şimdiden tedabiri lâzime iııihaz olunmuştur-
Heyeti Temsil i )v nnmıriH Mustafa Kemal
Bu tebliğ sureti aynen umum kumandanlara bildirildi.
266
Efendiler, ayrıca, Rauf Beye de 23 Kânunusani 1920 de, Onuncu Kafkas Fırkası Kumandanı vasıtasile yazdığım şifrede, «Harbîye Nazırının infisali bir emrivaki olmakla beraber, meselenin ehemmiyeti bakidir dedim,» Düveli İtilâfiye mümessilleri, hükümetimizi istedikleri gibi terkip etmek yolunu tutmuş oluyorlardı. Yarın, Meclisin itimat edeceği bir hükümete de ayni suretle muamele etmelerine misal hazırlanmış oluyordu. Hükümetin, milleti ve matbuatı haberdar etmiyerek, bir kabine meselesi yapmayarak mutavaat göstermesi istiklâli milleti muhildi* Hâdiseyi kapatmayarak, Meclisi Meb'usanda, hükümeti, istiklâli milleti muhafaza edemediğinden alenen ıskat etmek lâzım idi, tgte, bütün bunları Rauf Beye yazdım (Ves. 224).
Ayni tarihte, Onuncu Kafkas Fırkası Kumandanile Rauf Beye müştereken gu direktifi vermiştim:
Hükümet mukavemet ederek; Sulh Konferansını; Kuvayi Maliyeden dolayı Türk hükümetini ıskata karar verdiğini, bütün cihana karşı ilâna mecbur etmek lâzımdır* Kabinenin eslâfı gibi, istiklâli milliden sükûnetle fedakârlık etmesi, salâhiyeti şahsiye iti barile feâfınt, irlrnk ve ihata itibarıle de asla şayanı itimat olmadığını bir daha vazthan göstermiştir. Bu kadar muğlâk mesuili seci yeten ve fikren bu mertebe zayıf zevat ile İdare etmeğe çalışmak artık gayrim ümkündür. Binaenaleyh, kabinenin son meseleden dolayı ıskatı lâzımdır. Milletin itimadı ammesine lâyık bir kabinenin mevkii İktidara gelmesi yolunda çalışınız (Ves. 225).
karan
Efendiler, ecnebilerin, tstanbulda tecavüzatı arttırarak nazır Anadoluda veya mebuslardan bağılarının tevkifine bağlamaları ihtimaline bulnaao ec-binaen, bilmukabele, Anadoluda bulunan ecnebi zabitlerinin tev- *el)i »biti*-kif edilmesine karar verdim. Bu kararanı ve buna nazaran ittihazı tedabir edilmesi lüzumunu, 22 Kânunusani 1920 tarihinde Ankara, Konya, Sivas ve Erzurumdaki kolordu kumandanlarma, zata mahsus olarak, şifre ile emrettim (Ves. 226).
Efendiler, meb'uslara yazdığım telgrafa, Vasıf, Rauf, Bekir Sami Beylerin müşterek imzasile cevap geldi. Bu cevapta; Meclis resmen ımızakerata başlayınca, meselei hazıra sebebiîe kabine çekilecektir. O zamana kadar vaziyetin emniyeti için kabinenin ipkası lâzımdır. Siz, hareket ve müdahale etmeyiniz. Emirlerinizi bize bildiriniz. Noktaî nazarlarınızın her makam nezdinde hakki]e müdafaa edileceğine itimat ediniz denilmekte idi (Ves. 227)*
267
Ben, ne hükümete ve ne de Meclise i Suratta bulunmamağa karar vermiş ve artık işi muhterem meb'us arkadaşlarımıza bırak-mistim (Ves. 228).
Efendiler, İstanbul daki zevatın, ne gibi nasayihe göre, hareketlerini tanzim ettiklerini tebarüz ettirmek için, şu kışa malûmatı arzedeyim:
Filân mümessili siyasî, çok namuslu ve doğru sözlü ve Türk muhibbi imiş. Bu zat, çok samimî ve müteessir bir lisanla demiş ki, eğer Harbiye Nazın ile Cevat Paşa çekilmeseydiler, Harbiye Nezareti işgal olunacaktı. Kuvayi Mili iyenin gösterdiği sükûnet ve metanet, bazılarım çıldırtıyor. Fakat acele etmeyin, ezilirsiniz. Bana itimat edin. Hakaret varsa, yapanlar utansın. Belki daha delilikler olacaktır. Fakat, siz, zinhar delilik yapmaym.
İstanbuldaki zevat; biz, bu ifadatm samimiyetine şüphe etmiyoruz diyorlardı (Ves. 229).
Efendiler, meb'uslar, îstanbulda toplandıklarından bir hafta sora, divanı riyaset intihabı hakkında ve hu münasebetle Meclis Riyasetine dair müdavelei efkâra başlamışlar. Bir yerde işaret etmiştim ki, ben, Meclis Reisi intihap olunmayı, bazı fevaidine binaen, lüzumlu bir tedbir telâkki etmiş ve icap eden zevata nok-tai nazarımı bildirmiştim. İşte, arzettiğim veçhile, bu mesele üzerinde görüşülmege bağlandığı günlerde, 28 Kânunusani 1920 ve 1 Şubat 1920 tarihlerinde Ranf Beyin vukubulan iş'aralında, birtakım mütaleattan sora, «biz pek azîm mahzur tevlit edecek olan bu ciheti ileri sürmekten sarfınazar ediyoruz.» denmekte (Ves. 230) ve (£.... hususî, mahrem bir içtima da tekrar mevzuu-bahs oldu. Şeref Bey, intihabınız feva idin den bahsetti.... İntihap hususunda teşettütü ara, tekrar kat'iyetle mahsus olduğundan, milletin resikârmda, Meclisi Milliye nigehhan olarak kalmağı zaten tercih buyurdukları tarafımızdan söylenerek alkışlarla hakkı sam il erinde tezahüratı samimaneye şahit olundu. İçtimai umumide Reşat Hikmet Bey, Reisi evel ve Hüseyin Kâzım Bey birinci ve Hoca Abdülâziz Mecdi Efendi, ikinci reis vekili intihap olundu,» haberi verilmekte idi.
Efendiler-, benim riyasetimden bahseden, demek ki, yalnız Şeref Bey oluyor. Sair zevat tarafından, ne maksatla riyasete intihabım mevzuuhahs edildiği, mahrem olduğu bildirilen bu içtimada, imaen olsun söylenmiyor. Ciddî mütalea ta istinaden, benim riyasetimi mevzuuhahs etmeli idiler. Ondan sora, tegettü-
268
tü efkâr olup olamıyacağmı tetkik eylemelidiler. Yalnız Şeref Beyin ifadatı üzerine, efkârm ciheti temayülüne hüküm vermekte isabet olmayabilirdi.
Efendiler, Rauf Beyin riyaset meselesine ait izahatma verdiğim cevapta demiştim ki: «Serdolunan mehazir evelce etraf ile düşünülen şeylerdir. Benim riyasetimi mevzuubahs eden esbap malûmdur; Kuvayi Milliyenin, millet tarafından kabul edildiğini teyit etmek, Meclis fesholunduğu halde riyasete ait vezaifi emniyetle ifa eylemek, hayatımızla gayrikabili telif bir sulh teklifi karşısında kıyamı millî yapılırsa riyaset vaziyetile milletin maddî ve manevî kuvvetlerini müdafaaya tevcih etmek mülâhazalarıdır. Mütaleanızdan, müdafaaya taallûk eden bu esbabın, bugün İstanbul muhitinde şayanı ihmal addolunduğu anlaşılıyor. Eğer noktai nazarda isabet etmemekten, müdafaai milliyede halen ve atiyen noksan hâsıl olursa, mes'uliyet, hata edenlere ait olur. Şahsan benim bu hususta müstağni olduğumu temine hacet yoktur.^
Efendiler, Harbiye Nazın ve Erkânıharbiye Reisinin cebren ıskat edildiğini biliyoruz. Meclis riyasetine intihap olunan merhum Reşat Hikmet Beyin, bir sebeple ecnebiler tarafından tevkif olunduğundan haberdar olunmuştuk, tstanbulda bulunan Heyeti Temsiliye Azalarının tevkifi düşünüldüğü, Rauf Beyin 28 Kânunusani 1920 tarihli iş/arile bildiriliyordu. Bu ahvalden, Kuvayi Milliye aleyhtarlığı, Meclisin feslıi ihtimali, binaenaleyh müdafaai milliyeye teşebbüs zamanının daha karip olduğu meydanda idi. Fakat, bu hakikati ihtisas eden azdı.
Efendiler, Reşat Hikmet Beyin kurtarılması için de Ankaradan çalışmak lâznngeldi (Ves. 231),
Rauf Beyin, Meclis vaziyetini tasvir eden 27 Kânunusani 1920 tarihli şifre telgraf namesi muhteviyatuıda şayanı endişe bazı cümleler vardı. Meselâ; kabine, bidayetinde istifayı düşünmüş, fakat yapmamıştır. Meclisin bugünkü vaziyeti, bu meseleyi halle müsait değildir. Buradaki meb'uslar, milletin Maraş havalisine dair gönderdiği telgrafları, heyeti umumiyede, okumağa dahi müsait değildir, itilâf Devletlerinden filân, falana mümaşatkâr davranmaklığnnızı tavsiye ediyor. Toplanacak yerimiz yoktur (Ves. 232, 233).
Rauf Beye, 7 Şubat 1920 de vukubulan bir is/arımızda, şu mütaleatımızı bildirdik: Meb'usan, Istanbulun dahilî ve harici tesiratile sulha matuf olan gayeyi ihmal ederek ubudiyet, ikbal,
26»
haset, vehim ve ilâ,., gibi avamîl ile iftiraka düşmüşlerdir. Arkadaşlarımız, çok mebustan mürekkep bir ekseriyet temin edebilmek için kendi tasavvura t ve mutek a datmdan mütemadiyen fedakârlık yapmışlar ve uysal olmak sevdasile hükümet ve maha-fili malûme nezdindeki tesiratmı kamilen zayi eylemişlerdir. Şirazeyi bozmamak kaygusile devam edilirse, amali gayrimilliyeye ve ihtirasatı gûnagûna vasıta olmaktan, mesaili milliye aleyhine mukarrerat ittihazına mâni olamamaktan, korkulur. Bu hale karşı tedbir budur: Prensiplerimize tamamen sadık arkadaşlardan mürekkep, ekalliyet halinde olsa da, bir heyetle iktifa eylemek». Bunun mahzuru uysallıktan azdır. Hükümeti bilakaydü-şart düşürmek lâzımdır, Kat'î mücadele vaziyeti alınmak lâzımdır (Ves, 234).
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesi çekilmemiş, Meclis te bir mesele ihdasından istinaben ıskatı cihetine gidememiş ve muaddel Ali Rıza Paşa Kabinesine itimat reyi vermiştir,
Ali Rıza Paşa Kabinesinin, Meclis huzurunda okuduğu beyanname muhteviyatını bilmem tahattur buyurur musunuz? Bu beyannamede:
Sadrazam Paşa, ifa ettiği en mühim vazifeyi mukaddemei kelâm olarak kaydediyor; hükümeti merkeziye ile Anadolu arasında inkıtuı muhaberata kadar varan beynunetin izalesine muvaffak olduğunu, bundan böyle iradei milliyenin meclisi âlide tecelli ettiğini, artık kavaidi meşrutiyete tamamen tevfiki harekete hiçbir mâni tasavvur etmediğini, söylüyor.
Efendiler, bu sözlerle, Heyeti Temsil iyenin iradei milliye namına hareketine ve kavaidi meşrutiyete muvafık harekete mü-manaatine artık mahal olmadığr gibi bir mana işrap edilmek isteniliyor. Daha dün, Meclisi Millinin. İstanbul da müçtemi bulunduğu bir sırada, iradei milliyeye de, kavaidi cihana da münafi olarak bizzat kendilerinin ve kendiler ile beraber, Meclisin ve mîlletin nekadar ağır bir tecavüze maruz kaldığını söylemeğe lüzum görmiyen sadrazam, bâlâ Heyeti Temsil iyeyi jurnal etmekle teşfiyei sadra çalışıyor ve bizim muhterem meb'us arkadaşlarımız da, bu sözleri kemali sükûnetle dinlemek kabiliyetini gösteriyorlar.
Hükümet, siyasî zümrelere karşı bitaraflıktan ayrılmadığını ve ayrılmayacağını teyit ettikten sora, bugüne kadar istihsal ettiği muvaffakıyatın derecesinin takdirini Meclise havale ediyor.
270
Sadrazam, idarei devletin muhtacı ıslah olduğunu beyan ederek, Osmanlı Devletinin, her tazyiki düvelî kargısında kaldığı zaman, takip ettiği mesleki kadîmini ihyaen, cihana yeni ıslahat vadediyor. Vâsi mikyasta tevsii mezuniyet yapacağız. Ekalliyetlerin hukukunu tem inen temsili nisb! kaidesine tevessül edeceğiz. Umuru adlîye, maliye ve nafıa ve inzıbatiyede ve hatta idarei mülkiyede ecnebilere emri teftişte salâhiyeti kâfiye vereceğiz di* yerek kastettikleri ıslahatın esasi arını tadat ediyor.
Sadrazam Paşa, umuru hariciyeden bahsederken de mütareke ahkâmından inhiraf edilmemek hükümeti sen iyece miitehaüim görülmektedir, taahhüdünü zikrederken, tzmirin işgalinden dolayı hâsıl olan galeyan ve tezepzübe hitam verecek, ancak sulhtur, demekle iktifa ediyor ve «azmü basiretin* usru yüsre tahvil edeceği kanaati tammesinde olduğunu söyliyerek beyannamesine hatime veriyor (Ves. 235).
Efendiler, Meclisi Meb'usanın tasvibine iktiran eden bu be- ah Rı*a Paya a nam e muhteviyatını tahlil ve tefsir ile burada izaai vakti bi» ça vt Kahi-lüzum addederim, n*siniû ma"
Yalnız Efendiler, Sadrazam Ali Rıza Paganın ve Kabinesinin muzmerratını ve hayasızlığını gösteren bir vesikayı aynen arzet-meme müsaadenizi rica edeceğim:
Gayet müstaceldir Dcraliyeden, 14 Şubat 1920
Vilâyat ve Elvîyei müAtakilleye
Ahiren Meclisi Meb'usanda kıraat ve ekseriyeti asîme ile tasvip olunarak hü-kûıuete beyanı itimat olunan programın; nikatı müh i inmesinden biri olduğu Övere; Meclisi Umumî içtima ederek her türlü amali milliyenin lecelligâhı münferidi, le-hülhamt icrayı faaliyete bağladığına nazaran, ahkâmı meşrutiyetin her nevi mevani ve tesirattan ari olarak tam amile cereyan etmesi lâzımgelen dahili memleket, meclisi mezkûrdan başka yerde — irade i milliye namına idarei kelâm ve serdi metalibe artık mahal ve imkan — kalmadığından umuru hükümete müdahale peklinde her nevi eFal ve harekât mustelainıi mücazat olacağı tamimen tebliğ olunur.
Sadrazam
Alî Rtza
hiyeti
Efendiler, böyle bir tamime ne hacet vardı! Heyeti Temsi-liyeyi, millet nazarmda, küçük düşürmekten, onun tecziye edilebileceğinden, bahsetmekte ne fayda vardı? Eğer Heyeti Ternsiliye
271
zaman zaman hükümetin nazarı dikkatini celbe lüzum görüyor idise, bu hareketinin, nekadar temiz ve âli maksatlarla olduğuna ve ne derece vatanî zaruretler yüzünden vukuhulduğuna hâlâ şüphe edilebilir midi? Heyeti Temsiliyeyi, doîayısile milletin vahdet ve tesanüdünü bertaraf etmeği hedefi aslî ittihaz eden hükümet, Aydın, Adana, Marag, Urfa, Ayıntap cephelerinde vuku-bulmakta olan musademattan ise asla mütehassis görünmüyordu* Ecnebi devletlerin, doğrudan doğruya kendi kabinelerine vuku-hulmuş olan tecavüzünden müteessir olmuyordu. Şunu da, açık olarak, zikretmeliyim ki, her türlü amali milliyenin tecelligâhı münferidi olmak lazrmgelen Meclîsi Millinin, henüz, Sadrazam Pasanm hamdederek bahsettiği gibi icrayi faaliyete başladığı da maalesef görülmüyordu.
Efendiler, Sadrazamın, bu beyannamesi üzerine biz de şu tebliği umumî ile milletin nazarı dikkatini celbe lüzum gördük:
Tamim
Tel
17/2/Î92Ü
İrudei mîllîyenin tecelligfihı kanunisi olan Meclisi Meb'usanı açarak hakimiyeti milliyeyt teyide muvaffak olan cemiyetimizin, en mühim ve en esaslı vezaifinden biri de amali milliyeye mutabık esasat dahi 3 m de. bîr sulhun aktine kadar, vahdeti m i 11 iyeyi muhafaza etmektir. Cemiyeti m izin her müşkülü iktiham ile vatanı ve mevcudiyeti mib liyeyi kurtarmak hususundaki mesaii rehakaranetinei maksudu millinin istihsal ve İBtidrakine kadar, daha büyük bîr aamü iman ile devamı lâzimeden bulunmakla, hayat ve beka esasından ibaret olan teşkilât: milliyenin. vatanın her köşesinde, ânı ve şamil bir surette, taazzuvuna kelevvel devam edilmesini bilcümle hey an merkeziye ve idarelerden bir kere daha rica ve tekit eyleriz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyeeî namına Mustafa Kemal
Aldatıcı va-itler, ağır iftiralar
Efendiler, îstanbuldan vukubulan 19 Şubat 1920 tarihli ig'aratta, «İngiltere Devleti Hariciye Nezaretinden Dersaadetteki mümessili siya siliğine sepkeden ve mümessili siyasilik tarafmdan da resmen hükümete vaki olan tebligatı gifahiyede, payitahtı saltanatın, Devleti Osmaniyede bırakıldığı bildirilmiş ve fakat, bununla beraber Ermeni kıtalile, Yunanlılar da dahil olduğu halde*. Mütelifin kuvvetlerine karşı, tarafımızdan yapılan harekâtın be* men tadili ve aksi takdirde, şeraiti sulhiyemizin tebeddül etmesinin muhtemel bulunduğu da ilâveten dermeyan edilmiştir.» de-
272
Dilmekte ve bazı hususa t, bilhassa «mucibi şikâyet en küçük hadiselere hile meydan bırakılmaması» tavsiye olunmakta idi.
Efendiler, bu şifahi vadin mana ve medlulü ne olabilirdi? Yunanlıların, Fransızların, ve sairenin tahtı işgalinde bulunan aksamı memalikten maada, İstanbulini da alınması mukarrer idi. Fakat dermeyan olunan şarta riayet olunursa, tstanbula almaktan, sarfınazar edeceğiz mi denilmek isteniyordu? Yoksa, Yunanlıların, Fransızların, İtalyanların işgalleri zaten muvakkattir, Düveli t ti lâf iye, yalnız İstanbul u alacaktı, fakat teklif ettikleri şarta riayet edersek, onu da bırakacaklardır, manası mı çıkarılıyordu?
Yoksa, Efendiler, Yunanlılar m, Fransızların, İtalyanların işgalleri emrivakidir. İstanbul un işgali de mutasavverdir. Fakat, Yunanlıları, Fransız lan, İtalyanlan işgal eyledikleri mm t aka 1 arda rahat ve emin bırakırsanız, onların işgallerini kabul eylediğinizi filen gösterirseniz, Istanbulun işgal tasavvurundan vazgeçeriz mi denilmek isteniliyordu?
Veyahut Efendiler; İtilâf Devletleri, Kuvayi Milliyenin işgal mm takalarında, işgal kuvvetlerine karşı aldığı cepheleri bozdur* mağa ve açtığı muharebeleri, tevessül eylediği hareketleri durdurmağa, hükümeti merkez iyenin muktedir ol amaya cağın r yakinen anladıklarından, Yunanlılar da dahil olmak üzere İtilâf Devletlerine tecavüzün men edilememiş ve haddi zatinde mevcut olmayan Ermeni kıtaline nihayet verilmemiş olduğu behanesile tstanhulu da mı işgal eylemek kastinde idiler?!
Vakayii atiye, bu son taliminin doğru olduğunu göstermiştir zannederim. Fakat, hükümeti merkezîyenin, ingiliz mümessilliğinin teklifinden, böyle bir mana çıkarmağa yanaşmamış, bilâkis ümide düşmüş olduğu görülüyordu.
Efendiler, vuku bulmuş olan teklifin ne derece nabemahal olduğuna dair bir fikir verebilmek için biz de, o günlere ait bazı vaziyetleri hatırlayalım. Şüphe edilmemek lâzımdı ki, Ermeni kıla 1 i hakkındaki beyanat, mavakaa mutabık değildi. Bilâkis cenup menankmda, ecnebi kuvvetleri tarafından teslih edilen Ermeniler, maziıar oldukları himayeden cür*et alarak bulundukları mahallerdeki islâm la ra tasallut etmekte idiler. İntikam fikrile her tarafta birahmane bir surette katil ve imha siyasetine saik olmakta idiler, Maraş hâdisei fecia&ı, bu sebepten zuhur etmişti. Ecnebi kuvvetlerilc birleşen Ermeniler, top ve mitralyözlerle Maraş gibi kadîm bir islâm beldesini hâk ile yeksan eylemişlerdi. Binlerce âciz ve masum valide ve gocukları kahrü imha eylemişin 273
lerdL Tarihte emsali namesbuk olan bu vahşetin faili Ermeni-lerdL Müslümanlar ancak mu ha faza i namus ve hayat kay dile mukavemet ve müdafaada bulunmuşlardı. Yirmi gün devam eden Maraş katliamında, müslüman larla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu hâdise hakkında tstanbuldaki mümessili eri ne çek* tikleri telgraf, facia müsebbip!erini gayrikabili tekzip bir surette tayin etmekte idi.
Adana vilâyeti dahilindeki müslümanlar, tepeden tırnağa kadar teslih edilen Ermenilerin, süngüleri tehdidi altında, her dakika katliama maruz bulunuyorlardı. Hayat ve istiklâlinin muhafazasmdan başka bir şey istemîyen islâmlara karşı tatbik edilen bu zulüm ve imha siyaseti, beşeriyeti mütemeddinenin nazarı dikkat ve insaf mı calip mahiyette iken aksinin vaki olduğunu İddia ve ondan sarfınazar edilmesi teklifi, nasıl ciddî kabul olunabilirdi?
İzmir ve Aydm havalisinde vaziyet buna mümasil ve belki daha feci değil midi? Yunanlılar hergün kuvvet ve vesaitini tezyit ve taarruz hazırlıklarını ikmal ediyordu. Bir taraftan da mmtaka mmtaka tecavüzden geri durmuyordu. O günlerde tzmire yeniden bir piyade alayı ile teçhizatı tam bir süvari alayı ve yirmi dört adet yük otomobilile külliyetli nakliye arabası ve altı adet top ve birçok mühimmat çıkarıldığı ve cephelere külli miktarda cepane sevkedilmekte olduğu anlaşılmıştı. Hakikat şu idi ki, milletimiz, bilâsebep hiçbir yerde, hiçbir unsuru ecnebiye mütecaviz değildi.
Binaenaleyh Efendiler, vatanımızın aksamı meşgulesinden düşmanların çekildiklerini sürmeden veya hiç olmazsa çekileceklerine kanaati tamme hâsıl olmadan, mevaidi kâzibeye lüzumundan ziyade atfı ehemmiyet olunmak kârı âkd mı idi? Talii memleketin yegâne noktai istinadı kalmış bulunan Kuvayi Mil Üyeyi dağıtmağa matuf, bu gibi teklif at ve teşebbüs atı anlamakta müşkülât var rai idi? Atinin meşkfıkiyet ve müphemiyeti içinde hemen da-vayi milliden feragat caiz mi idi? Yalnız tstanbulun değil, Boğazların, İzmirin, Adana havalisinin, hulâsa hududu mülıyemiz dahilinde bilcümle aksamı vatanın hakimiyetimiz dahilinde ipkası gayei milliyemiz değil mi îdi? Buna nazaran, yalnız İstanbul un, Osmanlı Devletine terkolunacağı vadi kargısında, Osmanlı Devletinin Sadrazamı Ali Rıza Paşa memnun olsa da, Türk milletinin memnun olacağı ve bununla iktifa ederek ihtiyarı sükut ve atalet ey liy ece ği nasıl farz olunabilirdi? Vahdettinin sadrazamı, Kuvayi
274
Mili iyeyi dağıtmağa matuf bütün bu tegebbüsatın mesuliyeti ta-ribiyesini, nazarı teemmüle almak istemiyor mu idi?
Efendiler; ecnebi teklifi ve onu tatbika kalkıgan hükümetin arzu ve emrinin, milletçe ve Kuvayi Milliyeee muta olamayacağı tabiî idi.
Muhterem Efendiler, Rauf Bey, 19 Şubat 1920 tarihli bir gifre ile, hükümet ve Meclis hakkmda pek şayanı teemmül malûmat veriyordu, bu malûmatı hulâsa edeyim:
Şubatın en dokuzuncu günü, Sadrazam, Dahiliye Nazın, Bahrîye Nazırı, felahı vatan ittifakı içtimama gitmişler. Sadrazam Kuvayi Milliyenin îkincî bir hükümet peklinde görünmemesi, icraatı hükümete karışmaması ve Murag taraflarındaki harekâtın daha ilerilere temdit edilmiyerek tevkifi ile intizam ve asayİşM temini lüzumunu siyaseten mucibi muha&senat gördüğünü söylemiş Ziya Paşanın, Vali ve Ahmet Fevzî Pagan m, Kolordu Kumandanı olarak Ankaraya gönderileceğini bildirmiş. Dahiliye Natüri da serbestli icraatına müdahale olunmamasını «eylemiş. Polis müdürü ile jandarma kumandalımın tebdiline muktedir olamadıklarını anlatmış- Eskid&nbcri dostu olan Keşfi Beyin namuakârlığından ve ona Buraaya vali ve Faik Ali Beyi müsteşar yapağından bahsetmiş.. Salih Pajja da Maraş havalisinde tahliye ettirilen mahallere^ hükümetçe vazütyet etmeği siyaseten mümkün görmemiş, Frartsıs matbuatım aleyhimize {evirir, demiş. Padişah, hükümete, meclisten ziyade hâkim imiş. Meclisin haleti ruhiyeeîne güre» bu hükümeti iskat ve yerine şeraiti lâzim&yi haia, mîllî bir kabine ikame etmek mümkün de|ilmtş) (fes. 236}.
Bu malûmatı, Anadolu ve Kümelide bulunan tekmil kumandanlara bildirirken, şunu da ilâve eyledik:
Heyeti Ternsiliye, tahtı işgalde ve muhtelif teeiratı ecnebiye tazyikmda bulunun İftiiLiihııIda daha millî ve fedakâr bir hükümetin reaîkira getirilmesindeki müşkülâtı takdir ettiğinden, Sadrazam Pagamn maîûm olan beyannamesine mukabil 17 Şubat 1920 tarihindeki tamim ile noktai nazarını bütün teşkilatına, ilân etmişti. Vahdeti milliyenin ihlâli fikrile yapılacak her teşebbüs ve taarruzu, makulât dahilinde akim bırakmak tahtı vücuptadır. Amali uıilliyeye mutabık bir sulh istihsal ediU medikçe Kuvayi Milliyenin terki faaliyet etmesi imkânıum mevcut olamıyacağı taktında aUkadarûnm tekrar nazarı dikkati celbedİlmekle beraber, vahdet ve tesamidü millinin takviye ve idamesi hususunda her zamandan ziyade mütebassır ve müteyakkız bulunulmasını hassaten rica ve temenni eyleriz (Ves.
Rauf Beye de, cevaben şunu yazdım:
21/2/1920
Harbiye Nezareti Seryaveri Salih Beye
Rauf Beye:
Gî 19/2/1930 şifreye î
Felahı vatan zrupunun Sadrazam Paşa ve rüfekaeile icra ettiği münakaşalın heyeti umumiyetinden istidlal olunduğuna göre, Hükümeti bamra, Meclisi Milliden
275
aldığı turnada istinaden, Kuvayi Mili i yenin memleketteki nüfuz ve tesirini izaleye sal olduğu vuzuh ile anlaşılıyor» Harekâtı milliyeye muhalefetinden dolayı azledilen Faik Âli Beyi, Müstegarlığa, Ferit Paşa ve Ali Kemal ile birlikte çalışan Müsteşar Kes fi Beyi, Bursa vilâyetine tayin etmesi ve evelce memuriyetleri milletçe kabul edilmeyen Ahmet Fevzi Faşa ile Ziya Paşayı da Ankaraya göndermek hususunda ısrar eylemesi, açıktan açığa Kuvayi Milliye aleyhine hareket edildiğinin bîr misali bahiridir. Hükümetle milletin tam bir vahdet dahilinde çalışarak tespit edilen esa-sat dahilinde, amali milliyeye muvafık bir sulh İstihsal edilmesi lüzumunu, her zamandan ziyade takdir etmekte olduğumuzdan, icraatı hükümete kargı her türlü muhalefet ve müşkülât ihdasından içtinap eylemeği bir vazifei vataniye telâkki ediyoruz. Her şey bitmiş, gayei milliye istihsal edilmiş değildir. Arada pek müthiş ihtima-fât mevcuttur. Atinin meskûkîyeli bmihayesi içinde. Kuvayî Milliyenin mesaii r(-faakaranesinden müstağni bulunup bulunmadığının hükümetten istifsarı icap eder. Bize gelince; tarihin bu memlekette şimdiye kadar husule getirmediği, bu vahdet ve tesanüdü millinin ihlâline ait her hareketi bir hıyaneti vataniye telâkki ederek ona göre mukabetei lâzimesîni icrada tereddüt etmiyeceğiz. Bu mecburiyet ve ıstırarların erkânı hükümetçe bilinmesi pek faydalı olacaktır. Hükümetle aramızdaki ahenk ve vahdetin muhafazası ancak hali hazırın îpka&üe mümkün olabilir. Lüzumsuz tayin ve aziller icrası ve bilhassa harekâtı milliyeye muhalefetinden dolayı inftsal ettirilmîg olan memurlar hakkında ısrar olunması, Kuvayi Milliye aleyhine bir husumet telâkki edileceğinden bu gibilerin memuriyetlerine müsamaha olun-mıyacaktır. Bilhassa, Ahmet Fevzi Paşa ile Ziya Paşanın, gönderildikleri takdirde derhal iade edileceklerinin bîr emrivaki telakki edilmesi icap eder.
Vaziyeti haziranın vahametini müdrik olan Meclisi Millideki rüfekanın dahi, böyle gayri tabiî hadisata karşı iltizamı sükût etmesi, her taraftan tahrik ve teşvik edilen hükümeti, tegci edeceğinden bu hususta da gayeye merbut arkadaşların metin ve sarih bir vaziyet almaları muktazidir. Hükümetin meclise hâkim olması, emri murakabeyi işkâl edeceğinden, bayie bir halin hudusu halinde, ıhla sı vatan namma mukarreralı salime ittihaz edilenıiyeceği ve binnetice amali milliyenin husul bulaınt-yacağı aşikârdır. Bütün mîlletçe muta ve mukaddes telâkki edilen Kuvayi Milliye gayelerinin, meclisçe de temini tatbiki ve icraatı hükümetin bu gayeler etrafında icrayi murakabesi hususunda, son gayreti vatanperveranelcrinin Jb^al buyurulmasmı ehemmiyetle rica eyleriz.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
Rauf Beyin, diğer bir ig'anna da verdiğimiz cevabı arze-deyim:
Şifre 21/2/1920
Harbîye Nezareti Seryaverî Salih Beye
Rauf Beye:
C: 20/2/1920 şifreye:
Hükümetin Meclisi Millideki grup a kargı bir vaz'ı tehdit alması, grup tın mütesanit bir kııvvei siyasiye halinde inkişaf ve tebellür edememesinden imbias ettiği
276
vazıhan anlatılmaktadır Her &eye tercilıun grupun, ba noktai nazardan müdrik bir kuvve i murakabe haline getirilmesi lüzumu tahakkuk ediyor. Hükümetin, bilâhare tatyibt hatır maksadîle sizleri davet etmesi, bugünkü zâfım anlam asından ve kuvvet yapmenya kadar oyalayıp vakit kazanmak fikrinden mmtıhaigtir. Hükümete kargı kari bir vaziyet almak zamanı gelmiştir. Sadrazama ve Dahiliye Nazırına açıkta söylemek lamıdır ki+ Kuvayi Millîye, neticeye kadar icrayi faaliyet eyliyeccktîr.
Memleketi işgal eden ve milletimizin emareti mutlakasını isteyen düşmanları* mız, Kuvayi Milliyenin faaliyetini istememekte kendilerini haklı bulabilirler. Fakat, devlet ve milletin tabiisine âai bir kuvvei milliyenin* kendi hükümetimiz tarafından dubarı hücum ve taarruz olması sayam isiiğrap görülmektedir.
Istanbuluıiı hakimiyeti o^man iyede ipka&ı hakkındaki Düveli Mütelife noktai na» zan nekadar meserretle telâkki edilmiş ise, İzmir ve Adana cephelerinde terki faaliyet edilmesi hususundaki talepleri de o kadar mucibi hayret oldu. Harbiye Nazırına, İzmir ve Adananın da hakimiyeti osnıaniyede kalması cemin ediUnciye kadar terki silâh edilemiyeceiî, Ermenilere, tarafımızdan bir tecavüz vaki olmadığı, Fransızlar tarafından tesiih ve teşvik edilen Ermenilerle bazı hadisat zuhur etmişse, bunun mesuliyetinin Ermeni nasyonalistlerine ve onların muharriklerine ait olacağı bildirilmiştir.
Maraş ve Urfadan ileriye gidilmemesi hakkındaki, hükümetin teklifine kargı, milmti tatmin etmek ve Kuvayi MîlUyeyi tevkif edebilmek için Fransızların Adan ayı derhal tahliyeye başlamaları talep olunmalıdır- Aksi halde, Kuvayi Milliyeyi, harekâtı istihlâskâraneeinden menetmek mümkün olamıyacağmı ve bu ateşin» Halep ve Stıriyeye BÎraycte başlamak üzere bulunduğunu, Fransızlar Adana ve eîvarıum tahliyesinde nekadar istical gösterirlerse o kadar menfaattar olacaklarını kendilerine açıkça isah etmelidir, Anadolu matbuatının, şiddeti lisanının tahfifi* Düveli MÜteli-fenin mezalim ve tccavü*atma nihayet vermekle kabildir. Btıkadar haksızlıklara zulüm* lere hatta katliamlara karşı feryat eden masum bir milleti ıskat etmek zulmünü, bizden talep etmemelidir. Esasen, cihanın her noktasında matbuat, bu gibi kuyudatı örfiyedir! aza dr: olup hür ve serbesttir. Akbaş cepanesinin bir kısmının İngilizlere iadesi hakkındaki muavenetinizin kat*iyyen masruf olmamasını arzu ederdik, Boş bir fişek kovanının bîle İngilizlere iade edilmemesi daha muvafık olur fikrindeyiz.
HOkumet, Düveli İtilâf iyeye karşı böyle sahte cemileler izharile hakkımızda isti el abı merhamete muvaffak olacağr ve bu riyakâra ne harekâtın, şeraiti sulhîyenin tadiline tesir edeceği zarınım perverde ediyorsa, kendilerinin gafletine acırız. Hulâsa; sulhumuzun mevzuubahs olduğu bu mühim anlarda, Kuvayi Milliyeyi zayıf gösterecek her harekelin mukadderatı m ili iyemiz üzerine nıcş'um bir tesir icra edeceği şüphesiz olduğundan meclîsteki rüfekaya terettüp eden vazifei murakabenin azamî fedakârlıklarla icra edilmesini hassaten rica eyleriz.
Heyeti Temsiliye nâm.na Mustafa Kemal
Efendiler, bugünlerde hiesolunan lüzum üzerine Rauf Beye ayni tarihte şu telgrafı da yazdım. Bu lüzum, Heyeti Temsiliye ve Kuvayi Milliyenin devamr faaliyeti hakkındaki efkârı kontrol etmek idi, Rauf Beye yazdığım bu telgrafı, aynen Erzurumda Kâzım Kara Bekir Paşaya da vermiştim,
Kuvayi Mil-Üyenin devamı faaliyeti hakkındaki efkârı kontrol
277
Gayet müı-larr] olup teli ir i caiz değildir.
£1/2/1020
Rauf Beye"
Anadolu ve Rumeli Müdahisi Hukuk Cemiyetinin tebdili şekline salihiyettar olacak kongrenin inikadı, nisanı namemi tin «onuncu maddesi mucibince, Meclisi Mcb'u&anın emniyet ve serbesti i tam dairesinde ifayi vasıftı teşriiye eylediğini mer-li&çe teyide vabestedir. Heyeti Temeiliyenin^ tetkikti umumi yenin basma1 a tul ha kader ırmhafazai şekil etmesi Lüzumu, bilcümle rüfrkanin tensip ve teran üzerine kabul edilmiştir. Halbuki büküme t tarafından adeta ruazhun teşvik olan muhalif gazetelerin hücumları, Meclisi Ayanın alenî taarruzları, hükümetin eFat ve İcraatı ve bÜhatâa Sadrazam Falanın beyannamesi ve Meclisi Mebusunda Kuvayî M[IIiyenin Cpyrimefm i yetini ülkı^l at dran nutuklar, efkarı umumiyeyi teşkilâtı milliye, aleyhine çevirmekle ve Heyeti Tetn&ilîyemizi müşkül bir vaziyete itka etmektedir.
Bir taraftan arzuyu şahaneye tevfikan Zeynclâhidm, Hoca Sabrı, Sait Molla gibi zevatın malım Kuvayi MiUîyoyi ıskat makudile her tarafta vücudu gelitmece çalıştıkları Tealii tulüm Cemiyeti uamı altındaki tertipler, teşkilâtı m i II iyeye fili taarruzlara başlamLalardır* Ezcümle Niğde ve Nevşehirde, mam halin on dokuzuncu günü, Meclisi Meb'usan açıldı; teşkilatı milli ye yi padişahımız istemiyor gibi tözlerle halkı alenî içtimaa La ve tezahürata eevketm işlerdir. Bu hat, Sadrazam Paçanın leh-liftini fi Tur bazı memurlar tarafı »dun da maıhun teşvik olmuştur, hu h ful i senin Konyaya ve her tarafa sirayet etmesi baidülihtinıal değildir. Binaenaleyh:
1 — Hükümetin, Kuvayi Milli yenin muhafaza sı taraftarı olup olmadıkını kat1-iyyeD bildirmesini krndidinden talep etmek lâzımdır.
% — Felahı vatan grupumin, mevxuuhaha olan emniyet Ve şerbetti t Tamına malik olduğunu ve Kuvayi Miti iyeyi dağıtmak lüzumuna koni bulunduğunu veyahut aksini derpiş etmesi ve henüz muhafazasına lüzum görüyorsa ona güre hükümete İbtaratta bulunmakla beraber* M Heliste dahi tutumu veçhile müdafaa eylemesi icap eder. Hu hususun, grupça mevkii müzakere ve münakaşaya ta rol un m ant mütale-aamdayız,
3 — Teşkilât ve Kuvayi Mili iyenin imha», menafi! vatan için tercih olunduğu takdirde, izmir» Maras ve sair cephelerde bulunan dün m un kuvvetlerine karşı hükümetçe tedabiri 1 izi menin ittihazını tahtı temine aldırmak lûz-imdu-.
Balâdaki maruzat ve mütaleatnnızju kemali ehemmiyet ve ciddiyette n*«rr dik* kate alınıp [eabat'na tevessül ve bizi şahsan da müşkül vaziyetten tabi is için neticesinin sürati müınkine ile icarım rica ederik. Istanbuldaki bazı rüfekanıa bunca emeklerle vücuda getirilmiş olan vahdet ve Kuvayi Mi 11 iyeye vurulan darbelere karcı kal" tedbir almakta, son gayret ve ciddiyeti göstermekten ziyade* harici ve uzak kuvvetlerden büyük ümitlere kapılarak müteselli oldukları zehabı hİMÎ oluyor. Bir, elimizdeki kuvveti hüsuü muhafaza edem ediği mit takdirde, haricî kuvvetlerin dahi iltifatma değerimiz kaimi yalağını, hatıra olarak ftrzey îeriz.
Kâzım Kara Bekir Paşa, bu telgrafa verdiği 23 Şubat 1920
kargı, Heyeti TemsiJiyenin ve Kuvayi MiIIiyenıu makûs ve müte-
Heyetİ Temsiliye namına
Mustafa Kemal
278
hakkim bir vaziyet almasını hiç muvafık bulmuyorum. Yalnız Heyeti Ternsiliye, bu i;in içinden vekarlı çıkmak ve işin mesuliyetini ve takdiri keyfiyeti, Meclisi Millinin uhdeî namus ve hamiyetine bırakmağı muta lea ediyorum.», «Kuvayi Milliyenin ve Heyeti Temsiliyenin muhafaza i mevcudiyet etmesine Meclisi Millî taraftar olmazsa.», kongrelerin mukarreratı veçhile emniyeti tamme ile murakahei teşriiyesine sahip ve hâkim olduğu cihetle, Heyeti Temsiliyenin, artık Meclisi Milliye tevdii mukarrerat ederek dağılmasını ve mevkii faaliyetten çekilmesini yazar ve bir de tefekkür eder.», «fakata Meclisi Millinin böyle bir mesuliyet demlide ederek mevki ve atilerinden emin olduklarına dair karar ittihaz ve tebliğ edecekleri pek meşkûktür. Rauf Beyefendi bu teklifi yapar ve bu mukarreratı istihsal eder de Heyeti Temsiliyenin mevkii faaliyetten çekilmesini tebliğ ederlerse, o zaman Heyeti Ternsiliye bunu maalmemnuniye kabul eder. Matbuata ve dahile karşı nesrü tamim eyler ve artık faaliyetten uzaklaşır. Mevkii şeref ve vekarmı da meşru bir şekilde mahfuz tutar. Şüphesiz ki, bir senedenheri ibramı millî ile husule gelmiş Ay dm cephesi ne dağılıp Yunanlılara teslimi mukadderat eyler ve ne de hükümet bunları dağıtabilir, O mücahitler kendiliğinden ve sabıkı misillû devam eder. Fakat mevziî olur ve kolordu kumandanları k^ndi mıntakalannda bunu ahval ve maksada güre hüsnü suretle idare eyler, ondan sora da, vaziyet ve harekatı müstakbel emiz için zuhurata tâbi kal mır. tgte noktai nazarı acizaııem bundan ibaret olduğu maruzdur» diyor (Ves. 238).
Efendiler, İstanbul un bilfiil işgalinden takriben yirmi gün Zuhurata tâ-evel, izhar olunan bu görüş ve mütalea şayanı tetkiktir. Ben, hi olamazdık yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim. O nokta; zuhurata tâbi olmak tevekkülüdür. Biz elbette, böyle bir vaz'ı müte-vekkilâne alamazdık. Bilâkis zuhuratın ne olabileceğini, zııhû-mrıd:tıı evel kt^if ve tevakkim ederek, mukabil tedabirini düşünmek ve anmda, tereddütsüz tatbik etmek taraftan idik. îgte bu maksatla idi ki daha evel inden efkarı istimzaca başlamıştık.
Efendiler, Meb\ıs Mazhar Müfit Beyin bir mektubuna verdiğim cevabı aynen arzedersem, Kâzım Kara Bekir Paşanm mü-takasına verilmek Lâzrmgcleo cevap ta kendiliğinden anlaşılmış olur. Mazhar Müfit Beyin mektubu muhteviyatım tekrar etmi-yeceğim Onu icap ederse kendileri neşrederler. Benim verdiğim cevap gu idi;
279
Ankara, 2â/2â, 2, 1920
Hakkâri Meb'usu Mazhar Müfit Beyefendiye Eftndinı Hazretleri;
14/2/192U tarihli mufassal mektubunuzu ancak dün aldım ve yarınki pastaya yetiştirmek üzere cevabini şimdi yazıyorum. Meclisi Âl i i Millinin ve Feiâhı Vatan nam grupun, ahvali hakikiyesini tasvir eden beyanatı aîiyeleri mucibi teessürüm oldu. İzahat ve tavsifaiınızla, nazarımda tecelli eden manzara, elem aîûıtur, Zavallı milletî hayatım, mevcudiyetini, mukadderatını müdafaa, muhafaza ve temin etmekle mükellef bildiği muhterem meb'UGİ&Tinı, vazîfet hakikiydi milliye ve vataniyelerini ilk onda ve ilk hatvede feramug etmiş görüyor, Garp ve bütün düşman dediğimiz milletler, Türkiyede, Türklerde kabiliyet olmadığından her geyi, bizim îçîn menfi her geyi, tathika cevaz verdikleri malûm iken ve herbirimiz ayrı ayrı bu zannm butla mm ispata azmetmiş olduğumuzu iddia ederken, hissiyatı menfaatçe y »tilmiz, ihtira satı lıasisemizp bize her geyî unutturabilir. Evel gelen meb'uslar göyle yapacakmış, sora gelen nıeb'uslar böyle tavır almış, Heyeti Temsiliye şuna mahrem nazarla bakmış, bunu bayağı görmüş.. Bunları EÖyliyenler, koca Türk milletinin muhterem ıueb*usları, öyle mi? Bu haleti ruhiye, bu mahiyeti ahlakiye kargısında mephut, mütehayyir ve sanıit kalırmı. Yeni grup veya parti teşkilâtından bahis buyuruluyor... Azizim Mazhar Müfit Bey! İzah ettiğiniz tnantalite ve körak* terlerin tegkil edecekleri gruptan da, partiden de, ben, memleketi kurtânCı bir Vûa'l metinin alınabileceğin*: hükmedemiyorum. Ben ve Heyeti Temsiliye namı altında İfayı vazifei fedakârı eden arkadaşlar, bil vatanın halat;*, milletin felahı için ölüncU ye kadar çalıgmak İslerken, meb'usam kiram, vaz*u tavırlarile ve amakı gaflete snkutiarîle anlıyorum ki, buna dahi müsaade utmiyeeeklerdir. Anadolu ve Rumeli Müdafaa i Hukuk Cemiyetinin teşkilâtına ve bu teşkilâtın vücuda getirdiği Kuvayi Milliyeye istinada İhtiyaç kalmadığım, tıflinc ve gaf ila ne muamelât ve harekât il e ima eden Meclîsi Meb'usanın ve Felahı Vatan Crupımun, bu baptaki karan kat^eimn ist i m/aç ve tarafımıza iş'arnıı Rauf Bt:yc yazdık. Bu kararın İstihsalini trsri c-cj¦ ıı sizin de yardımınızı rica ederiz. Bu karan verirken, mebSısam kiramın mahalli inikadı olan Darülhilifede, kırk bin Fransız, otuz beş bin İngiliz, iki bin Yunan ve dört bin İtalyan knvvei berriyesinin tahaşşüt ettiğini ve İngiliz Bahrisefit donanmasının Fmdıklı sarayma karşı, lengerendaz bulunmuş olduğunu gözönünde bu* lundurnıak lüzumunu hatırlatırım. '
Mttttafa Kemal
Efendiler, Rauf Beye, yazdığımız son şifrede. Akbaş Cepane-liğindeki cepanenin bir kısmmm ingilizlere verilmesine muavenet ettiklerine ait bir tam vardı. Bu meseleyi biraz izah edeyim* Rumeli sahilinde, Gelibolu civarında, Akbaş mevkiinde, bir cepa-ne deposu vardı. Orada Fransızlar m tahtı muhafazasında külliyetli esliha ve mühimmat bulunuyordu. Hükümet itilâf Devletlerine kar§ı teslimiyeti tamıne gostermig olmağı muva fıkı menfaat gördüğünden, zikrettiğim cepanelikteki eeliha ve mühimmattan bir kısmını, itilâf Devletlerine vermeği vadetmi§. Onlar da,
Akbaş Ce-paaeLigi ve K öprülülü Hamdi Bey
280
Vrangel ordusuna gondereceklermiş, Rusyaya nakli için bir Rus vapuru da Geliboluya gelmiş.. Hükümet daha evel, Istanbuldaki teşkilâtımız rüesasrom muvafakat ve muavenetini de temin etmiş..
Halbuki Efendiler, Köprülülü Hamdi Bey namında kahraman bir arkadaşımız, Kuvayi Milliyeden bir müfreze ile, 26/27 Şubat 1920 gecesi, sallarla Rumeli sahiline geçti. Akbaş Cepane-Hkl erine vazıyet etti. Depo muhafızları olan Fransızlar i tevkif ve hu tutu muhabereyi kat'etti. Eslihayı kamilen ve cepaneyi kısmen ve muhafız Fransız efradını da mahfuz an Lapsekiye nakletti. Esliha ve mühimmatı dahile eevkettikten sora, Fransız efradını iade etti. Akbaş Deposunda sekiz bin Rus tüfeği, kırk Rus mitral-yözü, yirmi bin sandık cepane tahmin ediliyordu (Ves. 239).
Bu vak*a üzerine, İngilizler, Bandırmaya iki yüz kigilik bîr kuvvet çıkardılar. İtilâf kuvvetlerinin harekâtı milliye m m takaları gerilerinde, Düveli İtilâfiye askerlerinin de bulundukları mahallerdeki depolarda bulunan esliha ve eepunenin başka yere nakli veya gayrikabili istimal bir hale vazı veya bu gibi mahallerin işgal edilmesi ihtimaline karşı umum kumandanlara verdiğimiz emirde bazı tedbirler tavsiye etmekle beraber, bilcümle kumandanların kemali azim ve kat'iyetle hareketleri lüzumunu bildirdik (Ves. 240),
Efendiler, hemen ayni günlerde, Anzavur, Balıkesir ve Biga havalisinde oldukça mühim ve mühlik vaziyetler ihdasına muvaffak olabilmişti. Balıkesirde, millî cephelerimizi arkadan vurmak istiyordu. Basma külliyetli adam toplamıştı. Kargısına gönderilen millî kuvvetlerle, Bigada kanlı bir muharebe oldu. Anzavur, galip geldi. Kuvvetimizi dağıttı. Top ve mitralyözlerimizi gas-petti. Efrat ve z ahi tanımızı esir ve şehit etti. Akbaş kahramanı Hamdi Bey de, bu şüheda meyanmda idi. Bundan sora, Ahmet Anzavur, kendi ismine nispet ettiği Âhmediye Cemiyeti namı altında, tevsii habasete devam etti.
Efendiler, 3 Mart 1920 tarihli, mündericatı fevkalâde calibi dikkat bir şifre aldım. Bu şifre, Istanbuldan, İsmet Paşadan geliyordu. İsmet Paşa, ben Ankaraya muvasalattan sora, Anka-raya yanıma gelmişti. Beraber cahşryorduk. Fakat Cemal Paşadan sora, Harbiye Nezareti makamma Fevzi Paşa Hazretleri geldi. Müşarileyhin sureti mahsusa da talebi üzerine ve bilhassa mühim bir maksatla, kendisini mevzuubahs tarihten birkaç gün evel, tstanbula göndermiştim.
A uza vurun milli cephelerimizi ar-İcadaa vurmak teşcb" busu
281
Mülıîm olarak mütalea ettiğimiz, şu idi: Yunanlılar taarruza hazırlanıyorlar. Buna karşı makul olan, bütün kuvvetleri seferber ederek muntazam bir harbe girmekti. Bahusus, Fevzi Paşa Hazretleri, bu lüzum ve ıztırarı takdir etmekte idL
İşte, bu hazırlığı yapmak üzere ismet Paşanm tstanbulda bulunması ve hatta Erkânıharbiye Riyasetine resmen getirilerek te* mini mesaisi, çok nafi olacak idi. Bu maksatla, îstanbula gitme* sine lüzum görmüştüm. İsmet Paşanm telgrafı şudur:
Harbiye, 3/3/192&
Mustafa Kemal Paga Hazretlerine
Alman malûmata göre, îstanbukla bir cemiyet teşekkül ve bu cemiyet ingilizlerle tevhidi mukarrerat etmiş. Hükümetin ıskatile malûm bir hükümetin tesisi, meclisin feshi, İzmir Ve Adanan m temini işgali için Kuvayi Mili iyenin ilgası, cihan için amili sulh ve müsulemct olmak üzere İstan bul da btyneli&lâm bir şûrayı hilâfet teşkili, bolgeviklik aleyhine fetva ısdarı, mukarrerat cümlesinden imi;. Nazır Paşa, bu cemiyetin faaliyetine ehemmiyet veriyor. Anadoludaki Anzavur teşebbüsatı bn faaliyetten olduğu gibi, İngilizlerin, hükümeti en ziyade tazyik etmeleri det ayni sebeptendir. Malûmat olarak arzetmekliğimi arzu ettiler, (İsmet)
Harbiye Nezareti Seryaveri Binbaşı
Salih
Efendiler, malûmu âlinizdir ki, ingiliz mümessili, Yunanlılar da dahil olduğu halde, itilâf kuvvetlerine karşı tatili harekât edilmesini hükümete teklif etmişti ve bu temin olunursa, îstanbulu Devleti Osmaniyeye bırakacakları gibi yaldızlı bir vaitte de bulunmuşlardı. Fakat, Istanbulda bu teklif yapılırken, Şubatın 18 inci, 19 uncu ve 20 nei günlerinde, Yunanlıların Izmire yeni kuvvet, vesaiti nakliye, külliyetli cepane getirdiği ve cephelere şevke der ek yeni bir taarruza hazırlandığı, bizim malûmumuz idi. Bu malûmatımızı — icraatı hükümete müdahale etmeyiniz yaygara s ma bakmaksızın — hükümeti merkeziyeye de iblâğ ederek nazarı dikkatini celpten hâli kalmadık.
Yunanlılar, bu suretle taarruza hazırlanırlarken, Ali Rıza Paşa Kabinesi, diğer bir teklif karşısında kalıyor.
«Yunanlılar karşısında bulunan Kuvayi Milliyeyi 3 kilometre geri aldırmak!..»
Ali Rıza Paşa Kabinesinin, buna muktedir olmadığı meydanda idi. Fakat, maksat, onun ıskatı idi. Sadrazam, bizzarure, bil teklifin kabili icra olmadığını cevaben bildirmiş.
Ali Rıza Paşa Kabinesinin istifası
282
3 Mart 1920 günü Yunanlılar taarruza geçtiler. Gölcük yaylası Le Bozdağmı işgal ettiler.
İşte, bu hâdise üzerine, Ali Rıza Paganın, makamını daha fazla muhafazadan sarfın azarla, düşünebildiği yegâne çare, hemen istifa edip, bu mes'ulîyetli işten yakayı sryırmak olmuştur. Çünkü, harekâtı mili i ye yi tatil ettirmek hususunda vukubulan teklifi, tatbika çalınmış ve fakat muvaffak olamamış olan Ali Rıza Paşanm, bu defa ki teklifi de tatbik ettireceğim vadinde bulunup ta ademi muvaffakiyeti halinde, İtilâf Devletleri nezdinde mcs*ul tutulması ihtimali de varidi hatır değil midi?
Harbiye Nazırı Cemal Paşa, Başkumandan Mis ter Corç Mi-lenin evamirmi tatbik ettiremediğinden dolayı en nihayet kabineden ihraç muamelesine maruz kalmamış mıydı? Ayni halin Ali Rıza Paşaya, tathikma kalktşddığı takdirde, kendisini, padişah m muhafaza edebileceğinden emin olabilir midi? Böyle bir halin vukuunda, amali milliyenin tecelligâhı münferidi olduğunu, söylediği İstan buldaki Meclisi Milliye güvenebilecek midi? Iradei milliye namma idarei kelâm ve serdi metaline artık mahal ve imkân kalmadığını söyliyerek tecziye ile tehdit ettiği Heyeti Terasi-1 iyeye istinada tenezzül etmeli midi? Binaenaleyh, kendisi için istifadan ehven bir şey olamazdı. İşte, o da, öyle yapmıştır (Ves* 241). Ali Rıza Paşa; bu İstifasını, kabineye ilk tecavüz vukuunda yapması lüzumu hakkmda ikaz ve ihtarda bulunduğumuz zaman kabul etmedi- Yerinde durmakla vatana nafi olacağını söyledi. Meclisi Meb*uflan da bu mü ta lea i cahilaneyi tasviben onu yerinde tuttu. Acaba, ifası mevzuubahs vazife. Yunanlı birin taarruz hazırlıklarını ikmal ederek vatanın mukaddes toprak!armdan d»ha bir kısmmı çiğnemek ve aziz vatandaşlardan daha bir kısmını süngüler altmda inletmek için, muhtaç olduğu fırsatı, sükûnetle ona bahşetmek midi?!
3 Mart 1920 tarihli şifrelerle, Rauf ve Kara Vasıf Beyler, Padişah, i«-bu İstifa meselesini haber verirken, Felahı Vatan Grupu reisinin; h*ha] ve ™-Meclis reis vekilleri uin saraya gönderildiğini de bildiriyor la rdt. . s5re
Bu rüesa, huzuru şahaneye kabul olunmamışlar. Başkâtip ve baş- ^hT
mabeyinci ile müzakere etmeleri irade buyuru)muş, Grup reisi, c(j«*iîm di-teşkilâtı milliyenin padişaha sadakatini teyit etmiş. Sözü istifa yor meselesine naklettirmiş. Padişah, başkâtip vasıtasile şu iradeyi tebliğ etmiş: «Büliîıı uıeh uakıra selâm. Ahval ve vaziyetin vahametini ben de onlar kadar müdrikim. İcabı hal ve vaziyete göre
283
birisini sadarete intihap edeceğim. Onun salâhiyetine tecavüzle rüfekasmm intihabına müdahale edemem. Ancak ona, ekseriyet grupile anlaşmasını tavsiye edeceğim.»
Rüesa heyeti bitteşekkür, ayrılmışlar (Ves. 242). Verilmekte olan malûmat meyanmda, şunlar da vardı: «Meb'uslar mütelâgi, fakat arzuya muvafık bir kabine geleceğinden emindirler. Ecnebiler, Hürriyet ve ttilâfçılar ve Nigehbancılar, tertip ettikleri harekâtı irticaiyede muvaffak olabilmek için, Ferit Paga ve yaranından birini mevkii iktidara getirmeleri de muhtemeldir. Meclîsi, bittabi feshedeceklerdir. Nezdi şahanede oradan tedabiri müessire de bulunulması», maruzdur.»
Efendiler, garip değil midir ki, bugün, bu maruzatta bulunanlar daha birkaç hafta evel: «Medis resmen kuşat edilmiş olması* na nazaran, atiyen evamirinizin âcizlerinize tebliğini ve nikatz nazarınızın her makam nezdinde hakkıyle müdafaa edileceğine itimat buyurulmasmı» tebliğ eden zevattır. Birkaç hafta evel, hükümeti merkeziye ile hemfikir olarak beni, muamelât ve icraata müdahaleden menetmek istiyen zevat, bugün, tstanbulda hiçbir gey yapmağa muktedir bulunmadıklarmı itiraf ederek buradan, Heyeti Temsiliyeden tedabiri müessireye intizar ediyorlar.
Biz, bu arzuyu da ifa edeceğiz. Fakat, bu zevatm arzusu olduğu için değil, bunu, menfaati vatan emrettiği için..,.
Efendiler, 3 Mart ve 3/4 Mart gecesi, İstanbul ile muhaberat ve oradaki vaziyeti anlamakla geçti. 4 Mart günü, gerek İsmet Paşadan ve gerek zevatı saireden aldığım malûmat üzerine vaziyeti tamimen bütün ordulara ve tegkilât merkezlerimize ve millete iblağ ettim (Ves. 243, 244). Meclisi Meb'usan Riyasetine şunu Yazdım;
Ankara. 4/3/1920
Meclisi Meb'usan Riya&cti Vekâleti Celileeine
Düveli MüteliTenin müdahalâtı ruakerreresme kargı nihayet Ali Rıza Paşa ka* binesinin huzuru mecliste istifastoı verdiği teessürle haber alınmıştır. Aydm cephesinde, mübarek vatanı istilâ etmeğe çalışan düşmanla Kuvayi Milliye çarpışmakta ve her karış toprağına, eadık ve fedakâr evlâtlarınım Haslarını defnetmektedir. Hiç. bir kuvvet, hiçbir salâhiyet, tarihin emrettiği hu vazifeden millerimizi mertodemiye* tektir, İstiklali millî ve vatanımrzın temini hususunda her fedakârlığa amade bulunan milletimizin, heyeeam mukaddesini ancak ımHctin itimadı tamınım htm bir hükümetin resikâra getirilmesi tatmin edebilir. Bütün millet, bu tarihî günlerde, İra-
284
dei milliyetinin vekâleti mutlaka&ını haiz bulunan meb'uşların mukarreratı katTiye-sine na$ikibane muntazırdır. Vatana vc tarihe kargı, deruhde ettiğiniz meşguliyeti azimeyi ve bütün cihanın kürsü müzakcratımza matuf olan eıızarr tetkikini düşünerek, milletin azmi fedakâranesile mütenasip kararlar ittihaz buyurulacağından emin olduğumuzu ve vatanperverane mesaînizde bütün milletin refik ve müzahir olduğunu arzeyleriz Efendim.
Hcyeü Temsiliye namına Mustafa Kemal
Padişaha da, hu telgrafı çektim Efendiler:
Ankara, 4 Mart 1920
Atebci Seniyci Hazreti Padigahiye
İtilaf Devletlerinin muhilli istiklâl ve haysiyet teeavüısaima ve mütareke ahkâmı hilâfınd&ki müdahallt ve harekâtına, daha ziyade tabaverî metanet olamıyan kabinenin istif asile yeniden devleti aliyelerinde bir buhranı vükelâ zuhur etmesi, efkârı umumiyei millette derin bir heyecan tevlit etmigtir. Makamı saltanat ve hilâfeti hümayunları etrafında, tevhidi fikir ve emel ederek istiklâl ve masuniyeti şahane* leri ve tamamiyeti memaliki devleti ali yeleri içini son fedakârlığı güze aldırmış, olan bilûmum tebaai mülükâncleri, düşmanlar tarafından idare edilen bazı nifak ve ihtilâl tertibatından dolayı, zaten müteessir ve endjgcnak bir halde, buhranı vükelânın sürati müınkine üe zevaline vc amali milliyeyi bihakkın tatmin edebilecek bir heyeti muhteremei vükelanın teşkiline muntazırdır. Meclisi Millinin ekseriyet gru* punda tekasüf eden amal ve temayül;"] ti milliyenin taraf e şahanelerinden mazbarı himaye olacağına, bütün tebaai hümayunları gibi, Heyetimiz de emindir. Ancak, dahili ve haricî bin türlü ihtirasatm galeyamle sükûn ve selâmeti tehdit alımda bulunan memleketimizin, vicdanı milliyi temin edcmjyecek bir kabine reisine hiçbir dakika tahammül edemiyeceğini ve maazallah böyle bir halin vukuu Devleti Osmaniye tarihinde mesbuk olmıyan hadisatı elimeye baîs olacağını atebei seniyei hazreti şehriyarllerîne arzetmeği vazifeî hamiyet telâkki ederiz olbapta ve kau'bei ahvalde.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk. Cemiyeti Heyeti Temsiîiyesi namına Mustafa Kemal
Bu telgraf m bir suretini berayı malûmat Meclisi Meb'usan Riyasetine ve kolordu kumandanIarına vermekle beraber, bunun bir suretini kopye ederek istanbul gazetelerine ve Matbuat Cemiyetine vermesini de istanbul telgrafhanesine emrettik. Bundan başka Efendiler; kumandanlara» valilere, mutasarrıflara ve Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyelerine» ayrıca §u tamimi de yaptık;
285
4 Mart 1920
İtilaf Ürvletlrrîrin lahammülfer&j bir şekle gelen müdahalut ve ta^yikatından dola;t kabine, 3 mart dünkü gün istifa etmiştir. Isütlaatı mevsukanina nazaran kabinenin ıskan Ferit Fayının veya emsalinden birinin mevkii iktidara getirilmesi ve Istanbulda ecnebi amaline nadim, bir şûrayi hilâfet teşkili esastan üzerinde harici dügmanlnr tarnfmdsn idare edilen ve muhalif fırkaların, taveesutile vücuda gelen bir komitenin neticei faaliyetidir. Yani komitenin faaliyetine zemin hazırlamak için İtilaf Devletleri, evvelâ kabineyi istifaya mecbur edecek tazyike! icra ermişlerdir. Vasiyetin bu vahameti kargısında, Meclisi Meb'usan, hitlabi icap eden tesebbüsatı mücuircde devam etmektedir. Ancak tesebbüsatı mezkûrca in filen teyidi için, acilen amali milliyeyi tatmin cdemiyecek bir kahine reiaincr, milletin tahammül edemiyecegıni gayet fedit bir Liaınla mabeyni hümayuna, Meclisi Meb'usau riyasetine ve matbuata bildirmek Lâzımdır. Bu telgrafın vusulünde, dakika fevt ediî-miyerek bu şekilde telgraflar ihzar ve bu gece behemehal keşidemi edbabımn istikma-lile buraya da yarın sabaha kadar malûmat itasını ehemmiyetle rica ederiz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Tem* il iyesi namına
Mustafa Kam af
Efendiler, verdiğimiz talimat mucibince, memleketin her tarafmdan, milletin her makamından 4/5 mart gecesinden itibaren başlayan telgraf frrtması, ay m beşinci ve altmcı günleri, padişah ve Meclîsi Meb'usan saraylarında matlup tesiri yaptı.
Salih Pusa Nihayet, 6 mart günü, kim ve ne olduğuna intikal edemedi-
Sadruamo- mr ıat tarafmdan şu haber verildi:
ur
Dersaadet. 6 Mart 1920
Heyeti TemtüJyeye
İfalfınt sadaretin, Bahriye Nazırı Salih Paşaya tevcih kılındığı maruzdur,
Müdafaai Hukuk Cemiyeti Kâtibiumumı Vekili
Hattf
Bu telgrafı, şu telgraf takip etti:
McbWn, 6 Mart 1920
Mustafa Kemal Ptfa Hazretlerine
Zatı akdesi hazreti hilafetpenahî, timdi Meclisi Meb*usan Reisini huznm hümayunlarında şeref müâule nail kılarak mesnedi sadareti, ayandan Bahriye Nazın sabıkı Salih Paçaya tefviz buyurduklarını ferman buyurmuş ve mnaarileyh dahi kabineyi teşkil İle meşgul bulunmuş olduğundan buhranın yarın akgaımı kudjır lama-mile zail olacafr tebliğ olunur.
Meclisi Mcb'uaan Reisi CelMettin Arif
286
Efendiler, Rauf Beyin de ayni günde fakat, henüz kabine reisi taayyün etmeden verdiği malûmat vardır. Şayanı dikkat olduğu için bu malûmatı muhtevi telgraf mı, aynen arzediyommı
Zata mahsus gayet «ededir. Harbiye, o" Mart 1920
Dakika tehiri gayricaizdir,
Ankara da K, O. 20 Kumandanlığını Mustafa Kemal Paga Hazretlerine:
1 — Dün gece îzzet ve Salih Paşalarla görüntüm. Her ikicine de sadaret teklifi vaki olmamıştır. Vekalet eden kahine de, kimin olacakım hilmiyor. Dahiliye FJu+ seti esbakı Reşit Beyin saray ile Fransa ve İngiltere sefaretleri arasında cevelan etmekte olduğa mevvukan istihbar ediliyor. Bir rivayete gBre, mumaileyhin makama getirileceği merkezindedir. Evvelsi gece zatı şahane Tevfik Paşayı kabul etti. Hilâli ire Ferit Patayı kabul ile beşten on soray* kadar gürümü. Dünkü cUmı tünü Balla limanında Ah Kemal ve uhak Dahil i w- Natırı Mehmet Ali dahil olduğu halde, uzun müzakereler cereyan rtli. Bilâhare Rahip Fru nun igtirskile Ali Kema* lin evinde müzakere devanı eyledi. Cel âlettin AriJ Ucy, dün, dört sorada huzura knh\ıl ulundu ve buhranı hazırın devama tahammülü olmadığından ve dahilin vc molTusamn itimadını haiz bir kabinenin bir an evel mevkii iktidara getirilmeni i^icı vaki olan mükerrer maruzatına, zatı şahane, variyetin nezaketin i ayni suretle idrak eylediğini ve Kuvayi Milliyenin lüzumunu serdetuklen Bota, dahil ve haricin itimadım ha.it olabilecek bir zatr tayin hususu» pek acele knhıl ola miyaragı ve pa-¦va kadar teemmül LâKimKcldiği tarzında cevap vermişler* Sâlilülirs htıiıu* Mâ t Lan nıütchâSOİ ihtişamlı şah^iyem^ padişahın İngilizleri* mükaleme ve muhabere* de olduğu va Londradan cevap intizarında bulunduğu kanaatim veriyor. Her halde vaziyet pek buhranlıdır, ingilizlerden ümitvar olurlar İfc, hatla Ferit Paşanın mevkii iktidara getirilmesi istibat od ilemez* Hulâsa, şimdiye kadar padişah doğrudan doj£* rüya Tevfik ve Ferit Pahlardan maada kimseyi kabul etmemiş, ve Ferit Paşa ila mülakatı da hafi olmuştur* Saraya mensup, itimadınızı haiz olduğunu bildiğim bir zat, pergexnbe günü zatı şahanenin pek yakınları namına handenizi sureti mahsusa-da gördU ve fikrimi sordu. Cevaben vaziyeti, saltanat, devlet ve millet lehine halledilebilecek zatın, Zatı Devletleri olabileceği ve fakat |U sırada meşgul bulunan tttMubula avdetiniz mümkün olamıyaçagma nazaran tuet Paganın mevkii iktidara luiı--; hizımıynu n;ık bir Iranla söyledim, ?aIi1l Pa^j, M^rliı-in nMÎdirıin dr. rnnlı-temel olduğuna ima ediyor. Birinci Reis Vekili îlüıtûyin Kı_ttm Beyin de, saray ve fngiLiftler ile meclis namını entrika yaptığı anlaşılıyor, Serayı malumat maruldur.
Celâietün Arif BeyT bugün saraya gidecek. Vaziyeti gayet sarih hir surette zati şahaneye anlatacak. Muhalifleri mevkii iktidara getirirse Anadolu teşkilâtınla sarsılması ve bu suretle garktaki, kendileri itin bınnetico muzır olacak prensiplerin, memleketimize gireceğini ve makamı hilâfetin nazarı islam da duçar olacağı vaziyeti teşrih edeetk ve Anadoludan, lejküoö milliye merkezlerinden buna dair gelinil
287
ol in bilûmum telgrafları götler er ek ve bu hususa ait ayrıca tahriren bir rapor tak* d im eyliy erektir. Rapor, birlikle ya e d mıhtır. Suretini bilahare takdim edrriz. (Rauf)
2 — Bu telgraf, 673/1920 taut 17 45 sorada Harbiye telgraf haneline vcrilmittir.
Harbiye Nezareti Scryaveri
Salih
Efendiler, Rauf Beyin, sadrazam bulmak ınevzuubahs olurken benden bahsetmesi elbette lüzumsuz idi* Aramızda asla böyle bir şey mevzuubahs olmuş değildi. Ben, İstanbul hükümetinin yaşayacağından, esasen ümitvar değildim, Osmanlı Devletinin itmamı hayat ettiğine ise, çoktan kaindim» Osmanlı Devletinin, makamı sadaretini işgal etmek gibi zayıf ve Limana bir fikrin benim dimağımda yeri olamayacağı tabiî idi. Ben, güzeranı, tabiî olan safahatı inkılâbı sükunetle takip ederken, atinin tedbirlerinden başka bir şey düşünmüyordum.
Rauf Bey, bahsettiği Gelâlettin Arif Beyin raporu suretini de gönderdi (Ves, 245). Kabine teşekkül ettikten sora da şu malûmatı verdi:
Harbiye. 8/3/1920
K. O. 20 K. V. Mustafa Kemal Pasa Hazretlerine:
1 — Kabine |U veçhile teşekkül etmiştir; Sadrazam Salih PiiJ.ii. Şeyh islâm ipka, Dahiliye ipka. Hariciye Safa Bey ipka, Harbiye ipka, Bahriye Salih Paga vekaleten, Nafıa Tcvfîk Bey asaleten, Maliye Tevfik Bey vekaleten, Şûrayi Devlet Abdurrahman Şeref Bey vekâleten, Maarif Abdurr&hman Şeref Bey asaleten. Evkaf Şeyh inlimi esbak Ömer Hulû.ıi Efendi asaleten, Adliye Celâl Bey, Ticaret Defter-hane Emini Ziya Bey.
2 — Celâl Beyin mesleğini bilmiyoruz. Bu sekil, Damat Ferit Pasaja zaman kazandırmak maksadile saray m tertibidir. Salih Paga, bir buhrana set çekmek su-retilc bu suretle vatana ıtafl bîr hizmet yaptığı itikadmdadır. Bizim fikrimiz bu kabineye itimat vermemektir ve bunu, grupta temin için çalınıyoruz. Ferit Pas* tehlikesi elan mevcuttur. Ons nazarın vaziyetin temin Duyurulması maruldur.
S -» Soyanı dikkat olarak sunu da arzedelim ki, Salih Pagaca Menlisi Mcb'u) aan dahilinden nazır al m aklığın adcın i imkânı anlaşıldıktan sora, hariçten alacak* lan zevatın tespiti için grupun fikrini istimzaç edecekti. Halbuki, ahiren bundan da sarfınazar ederek esamisi maruz kabineyi kendiliğinden teşkil eylemiştir Efendim. (Rauf)
Harbiye Scryaveri
288
Efendiler.. İstanbul buhranı hakkmda verdiğim izahat epeyce uzadı. Îstanbulda, zaten ötedenberi mevcut ve mütezahir olan vaziyette, daha çok tecellilere şahit olacağız,
Müsaade buyurursanız, tekrar, tstanbula gelmek üzere, biraz da Edime havalisindeki vaziyete atfı nazar edelim. Şimdiye kadar vukubulmuş, olan umumî beyanatım sırasmda. vesile düştükçe Trakyayr da teşkilât ve tasavvur atımızdan hiçbir vakit hariç tutmadığımızı anlatmış olduğumu ümit ederim. Edirne ile rnüna-sebat ve muhaberatımız, memleketin heryerile olduğu gibi muhafaza ve idame edilmekte idi.
Cari muhaberatımızda, şayanı dikkat, bazı noktalan heyeti al iyenize tavziban arzetmek muvafık olur.
Birinci Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey, 31 Kânunuevvel 1919 tarilıli gayet mufassal bir raporunda, Trakya ve bilhassa Garbî Trakyada vukubulmakta olan Yunan tegebbüsat ve faaliyetini pek mükemmel izah ediyordu. Kendisinin bu faaliyeti fevkalâdeye mukabil lüzumu gibi tertibat alamadığından şikâyeti vardı.
«Kolordusunun işbu vaziyet ve atiyen tahaddüsü muhtemel ahval karşısında vazifesini ifa edebilecek bir vaz'ulceyg almasına Jeneral Milenin muvafakat etmediğinin bilmuhabere anlaşıldığım» haber veriyordu (Ves. 246).
Jeneral Milenin, tertibat almamıza muvafakat etmiyecegine elbette şüphe yoktu. Bu bedaheti, bilmuhabere tahkika, bilmem nasıl bir fikir ve muhakeme şevkiyle kalkışılmıştı?
Cafer Tayyar Beye, 3 Kânunusani 1920 de verdiğim talimatta, gönderdiğimiz hafi talimatnameye tevfikan mü e eli âh müfrezeler teşkilini tekrar hatırlattım. « Vaz'ıılceyş tebdili ile istihsal olunamayan fevaidin bu suretle telâfisi lâzımdır.^ dedim (Ves. 247).
Harbiye Nazırı bulunan Cemal Paşaya da. ayni tarihte, vaziyetten bahsederek Yunanlıların Şarkî Trakyada olsun hazırlıklarına mümanaat etmesini yazdım (Ves, 248).
Trakya - Paşaeli Cemiyetinin gönderdiği raporlarda, lüzumu gibi teşkilat yapılamamakta olduğundan bahsediyorlar ve bazı rüesayi memurinden gikâyet ediyorlardı (Ves. 249). Bu gibi memurlara evel ve âhir, bazı ihtaratta bulunuyordum (Ves.250).
Şikâyetin mühimmi, Cafer Tayyar Beyden olmağa bağladı. Meselâ; buna dair okuyacağını şu mektup, bir fikir verebilir zannederim.
I
19 289
26 Kanunilerij 1920
Muhterem Pupam;
Arif Beyin Trakyalılar hakkındaki beyanatını tasdik ederim, Trakya Cemiyeti. Knvvrt maddiye ile teyit edilmem i&tir. Maalesef, Cafer Tayyar cümlemizi aldatmış, aerrt kadar tegkilât, bir tek tüfek ile tcslihat bile yapmamıştır. Caferi^ ?urmnx düşün* mekle itham ederim. Bnlgarya ahvalinden de tamamen bihaber, gafleti mutlaka halindedir.
Son günlerde, C a ferin fırkalarına yazdığı bir em imanı e. tesadüfen elimize geçti. Yanan! darın harekatından, efkârımdan bahsettikten W)r*) bu hal kartlımda artık müdafaai hukuk lalimaU veçhile millî te ikil âta haklamak lâzım ise kumendan-ların bu bapta »hitan vasrtasile ahalîye yardmt edip etmemek hakkında mütalea-tarını aaruyor. fatebiru.. Allah mesaili m illiyede aldatanları kahrettin. Fakat, veyl al-danmış olanlara.
Netice; Bulgar askeri Garbi Trakyuyı tahliye ederek gittiği, beş on memurla İSO, 200 jandarmadan maada kuvveti bulunmadığı halde bile, kendisinden ihtilâl ve muharebe ile müdafaai valan gayesini beklediğimiz Trakya bir şey yapamadı. Cafer bu vaziyette bir elem hissel ti mi bilmem. Binâenaleyh, uruk Topçu ihsanı. Baytar Rzsimı Izeki. cevval, mutedil, pek tayam itimat bir arkadaş) teşkilat için Trakya ya göndereceğiz. Buradan silah ta göndereceğiz. Kör olaiı Cafer yalnız bunları Serbeat bıraksın, Gölge etmesin ha^ka ihaan istemeyiz.
Edirne hattını, İngilizler, halis İngiliz aakerleriLe tealim alıyor. Yunanlılar Hadıiııköy, Çorlu. Lüleburgazda grupp* oluyor. Bulgarya kaynağıydı. Yunan ^ekaveti ziyade, halkın tazallümü kargısında vali elini oguğturmjıktu. Cafer aczi' ni göstermekte. Trakyanm, balgevizme kargı tahdidata — ecnebi — maruz olduğu Bulgiılarm, harekatına hedef obuacı memuldur. Oraâa kuvvetli bir pençe ve dimağ lûıim. Ne Cafer, ne vali bu işin ebtj ve fedakâr değillerdir. İşin hal ve vaziyet budur. Beti bunlarla çok uğraşıyorum. Gecen gün bir şifrenizi alınıp pek müteessir olmuş ve şifre ile istizah etmiştim. Cevap alamadım. Paşam; şahsı bir siyaset takip ellilim! mi zannediyorsunuz. Yakıp maksadı kavram ryacak, vaziyet i ihata Ctmî+ yecek humekadan olduğumu mu tahmin e lh yorsunuz? Her iki ha t i de protesto ederim, îman ve İtikadım birdir. Bili inhiraf yürüyorum. Yalnız başka Ltir şey düşünüyor ve b&na AÜylemek istemiyorsanız ena bir {ey demem. Açıkça bildirmenizi riea «elerim. Sert ve tovbîhamiz söylerle son derere müteessir olurum. Bu, benî mesaiden alıkoymaz. İleni muhalefete: sevketmez. Fakat, atada şahsiyet meselesini pek âlâ tevlit edebilir. Buna nazan dikkatinizi rrİucdcr ve bir hakikat tezahür etmeden ve benim neler çektiğimi takdir etmeden, teşehhüsatte bulunmamanız, mevkii-ni?dcn hrklem-ıı vc hiç ihmal edileni iyecek olan nezaket ve itidal irabı olduğunu, şuracıkta dermeyan a müsaade buyurunuz. Arzı ihtiram ile temenni i muvaffakiyet «ylerim Paşam,
okunan mektupta da, bu hatalı noktai nazaran taavîp edildiğine delâlet eden cümleler vardır. Bu hatalı prensipj laahih için, Öte-
Vasıf
290
den heri vaki mütalâamızı, 3 Şubat 1920 tarihinde bir defa daha Cafer Tayyar Pagaya ve İstanbul d a Rauf Beye tekrar ettim. Tekrar ettiğim mütalea şu idi:
Şarkî ve Garbı Trakyanm bir vahdeti mitliye alımda tasavvur ve ifadesi doğru bir siyaset değildir. Şarkî Trakya gayrikabili îliras ve münakaşa bir surette eçzayi memalikim izdendir. Garbı Trakya ise, bir muahede ile, vaktile terkedilmiş bir kıtadır.
Olsa olsa, Şarkı Trakya, Garbi Trakyanm halâsına çalışanların bir ussülhare-kesi olabilir.
Şarkı ve Garbi Trakyanm vahdetini mueırreu îddîa etmek, Şarkî Trakya da da, bazı müddeayat serdinc uıünteç olabilir.
Bulgarların da, Adalar Denizinde bir mahreci İktisadî talep etmeleri, ayrıta mubt&cv teemmüldür. Bulgaristan dahilinde bu noktai nazardan sarfı mesaî edilmelidir (Ves. 251).
Cafer Tayyar Faşa da, memurlardan, eşraftan, ahaliden şikâyet ediyordu, 7/8 Mart 1920 tarihli bir şifresinde, «bizde ahali her igi hükümetten beklemekte; rüesayi mülkiyenin vaz'ı bitarafisi yüzünden teşkilatı milliye matlubu âli üzere taazzuv edememektedir. Vilâyet dahilinde sık sık icra etmekte olduğum teftişlerde bilhassa köylülerle sıkı temas ediyorum.,..
Fakat, her köye gitmek kabil olamıyor,^ keyfiyetin, esaslı ve şümullü olması cümlemiace şayanı arzu olup bu da mehaziri mesrudenin rafine çalışılmakla kabil olacağı maruzdur.» diyordu (Ves. 2$2).
Efendiler,; Cafer Tayyar Paşaya, Jeneral Milen vaz'uiceyş tebdil ettirmiyor. Vali ve mutasarrıflar bitaraf kalıyor ve her işi hükümetten bekliyen ahaliye» teşkilâtı milliye hususunda delâlet ve pişüvalık etmiyor. Bu mahzurlar kalkmadıkça, keyfiyetin, esaslı ve şümullü olması kabil görülmüyor!
Efendiler, bilmünasebe bir Karakol Cemiyetinden ve onun Karakol Ce-
men'i faaliyeti hususundaki teşebbüs atımız dan bahsetmiştim. Bu miyeti îttan-
cemiyetîn, hâlâ Istanbulda, tevsii teşkilâta çalıştığı anlaşılıyordu. bulda te^ki-
Tekrar şöyle bir ikazda bulunmak icap etü: Ja*m ttvsie
*'¦ *¦ * çalışıyor
Tahriren 12 Mart 193(1
Çanakkale Mevkii Müstahkem K. Miralay Şevket Beyefendiye
Istanbulda mevcut teşkilâtımızı n, maksadı temine gayrikaTi olduğu anlatılmaktadır. Muhtelif zamanlarda ve bilhH&a bugünlerde Ankaraya gelen vâkıfı ahval bazı zevatın verdiği malûmata nazaran, bundaki ademi muvaffakiyetin sebebi. Ana-
291
dolu ve Rumeli Müd?faaı Hukuk Cemiyeti teşkilâtı namı altrnda karakol nizam-Uumcsİmn tatbikıfla çalınmakta olduğu anîa&ılmışKr*
Karakol nizamnamesi, birçoklarını tegkilata temas etmekten tethîg eylemiştir. Bu sebeple Müdafaai Hukuk Teşkilâtı Nizamnamesi esasına göre teşkilâtı taaz^uv ettirilmek, İstanbul için bilhassa kafidir. Zira Îstanbulda esas kuvveti; fikir cereyanlarını tevhitte aramalıdır. îstanbulda f-iiî harekat ve hususî teşebbüsat için dahi yapılacak ınüsellâh teşkilatta Müdafaai Hukuk Nizam namesi laiıikatıtnın tatbiki kâfidir. İstanbul heyeti mefkcuiyesi ve aksamı tablasındaki heyeti idarelerin meydana sıkmasında mahzur tasavvur ediliyorsa) bu heyetleri teşkil edeeek olan zevat, şahıs Wım hafi tutabilirler, 11u esas dairesinde yapılmış ve yapılacak olan teşkilatın ve heyeti merkeziye ile heyeti idareleri teşkil eden zevat isimlerinin» emin vasıta ile irsaline lütuf ve himmeti âlileri bilhassa istirham elunur Efendim.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Kemal
îataubuldaki Kuvayî Milliye râesası-üiu tevkifi hak kında La nd radan gelen emir
Şimdi arzu buyurursanız, tekrar tstanbula avdet edelim, 11 Mart 1920 tarihli bir telgrafta Rauf Bey §u malûmatı veriyordu: 10 Mart 1920 günü zevalden sora, ttilâf mümessilleri içtima etmişler, Londra dan gelen ve istanbul daki Kuvayi Milliye rüesası-nm tevkifi emrini havi olan bir meseleyi tezekkür etmişler ve emri infaza karar vermişler. Bu malûmat, şayanı itimat bir zata mevsuk membadan mahremane ihbar edilmiş ve bu gibi zevatın bîr an evel Dersaadetten uzaklaşmaları lüzumu bildirilmiş. Bu hususu, muhtelif ihtimalâta göre muhakeme ettikten sora, işin sonuna kadar îstanbulda kalarak vazifei namusu ifaya karar vermişler. Sadrazam Salih Paşa, bu vaziyete bilerek sebep olmakta imig. Onun için kabineyi ıskata çalıgacaklarmış. Muvaffak ta olacaklarına emin imişler (Ves* 253).
Rauf Beyin; bu telgraf mı, ayni tarihte takip eden krsa bir telgrafında, «son maruzatımıza ve kabine vaziyetleri hakkmda bir guna mütaleatımza destres olamadığımızdan, ademi vusulünden ve sıhhatinizden bihakkın endişedeyim. Cevabınıza muntazırm) denilmekte idi.
Rauf Beye, ve be ray i malûmat On Beşinci ve Üçüncü Kolor* dulara 11 Mart tarihinde şu malûmatı vermiştim:
11 Mart 1920
Dün ak gam, yani 10/11 Mart 1920 Ankarada Fransız Mümessili Yüzbaşı Buvazo nun tercümanı olup bize ötedenberi ihbaratı mahrem*nede bulunan bir zat Ankarada İngiliz Mümessili yi udin aldığı bir telgraf name ürerine bütün ahmal ve eşkali ve ma-iyetile birlikte bugün Ati karayı terkederek lstanbula hareket ey liy ecelini ve bu trenden sora şimendifer münakalâtının İngilizlerce tatil edileceğini ihbar1 etti. Mumaileyh
292
Viteî, filhakika bugün ihbara mutabık olarak hareket c"i- Binaenaleyh, tTcn nıûna-kalitenin da münkati olman kaviyyen memuldur- Keyfiyetin, itilaf Devletlerince Utm tim Mu alman tedabir ilr ulükjıdar bulunduğunda şüphe yoktur.
Mustafa Kemal
Rauf Beyin son iş'arma da şu cevabı vermişlim:
Kabineye ademi itimat reyi vermek türetil e taarruzun tarafimadan yapılmam okadar kuvvetli bir sebebe istinat ettirilemiyeeektir. Grupun, defeeei tesanüt ve teeti-lüdüne vç vahdetli hareketteki azmi kafisine dair *arih hir fikir ve kanaat hatıl et-madikçe, Salih Pajaaın grup heyeti İdaresile müzakere elmckaizm hareket flmchini, bir meşrutiyet meselesi yapmak hususundaki karar hakktuda hiçbir mntalea derıne-yaıı edemem. İngilizlerin tevkif kurarına karşı MccUtıîn ee^urane nihayete kadar vazifesine devamı, pek nafİ ve parlaktır. Ancak zatı alinizle beraber vücutları tesehbü-«at Ve harekâtı at iyemin için el Kem olan arkadaşların neticede, bize iltihakları esbabı behemehal müemmen olmak şarttır, Aksi takdirde, {trupun vahdet ve azim dairesinde hareketini tanzim rdel)jh:rt:k zevatın şimdiden tavzifi ile sizlerin hemen buraya gel meleri elzemdir- Buraya gelecek zevat meyanında memleketi temsil ev&afmı haiz olanlarla itabında hükümet tenkil ve idare Liyakaiîndekilerin bulunmam[ mühimdir, t ti laf Demetlerinin muamele i zecriye ı^thik edeceklerine fâphe yoktur,. İlâ,, Mu^afa Kemal fVes. 254J,
Efendiler, Rauf Beyi ve diğer zevatı tam zamanında davet etmiş, olduğumuz, vaka yi ile bem de üç, dtirt gün geçmeden sabit oldu. Fakat maatteessüf bu davetimiz, lâyık olduğu ebemin iye t ve ciddiyetle nazarı dikkate alınmak mazhariyetine nail olamadı. Rauf Bey, Vasıf Bey gibi zevat, en nihayet kemali muta vaatle Ma İtaya gittiler Bu cihet malumunuzdur.
Son dakikaya kadar Anadoluya geçmek ve Ankaraya gelmek fırsat ve tedabirinin bazı arkadaşlar tarafından telliye ve temin olunduğu bana hikaye edilmiştir. Eğer böyle îdi be, bu zevat m Ankaraya gelmeğe muvafakat etmeyip İngilizlere teslim olmağı ve Mal taya gitmeği tercih eylemelerin d eki sebrp vc mazeret, cidden tetkik a şayan görülün Filhakika, Türkiye vaziyetinin ve akıbetinin meşkûk, muz!İni, millilik görüldüğü faraziyesine nazaran bu karanlık tehlike içine a t ilanlar m mahuf ve müthiş bir akıbetle karşılaşmaları vehmi, tali 11 tesirinde en nihayet herhangi bir zindanda bir müddet kalmak üzere düşmana arzı teslimiyeti müreccah görebilecekleri istibdat olunamaz. Maahaza, ben burada böyle ağır bir muhakeme yürütmekten içtinap ederim. Bu mütalâaya bina endir ki, bu zevatı Malta zindanlarından kurtarmak için her fırsattan istifade ederek mümkün olan teşebbüsatta bulunmaktan geri durmadım.
293
Efendiler. Istanbulda Onuncu Fırka Kumandanından Anka-rada Yirminci Kolordu Kumandanlığına 9 Mart 1920 tarih ve 465 numaralı şifre olarak 14 Mart 1920 günü bir tahrirat geldi. Mahlûlü |u idi:
MiiKi(if« Kcmul Pasa Hazretlerinei İngilizler tarafından Türkocagı binasının i)palî üzerine Millî Talim ve Terbiye binalına nakleden Ocağın bu yeni işgal ettiği bina, dün zevalde İngilizler tarafından tekrar işgal edilmiştir Efendim. 9 Man 1920 (Hadi)
Efendiler, 1920 senesi Martının 16 ncı günü öğl ey inden evel, saat onda, makina başımla şöyle bir telgraf verildi:
Deraliye, 16/3/1920
Ankarada: Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Bu sabah, Şçhzudebaşındaki Muzıkz Karakolunu, îhgîlisler basıp oradaki askerlerle İngilizler müsademe ederek neticede simdi İstanbul u işgal altına alıyorlar. Berayi malûmat maruzdur.
Manastırlı Hamdİ
Ben, bu telgraf m altına kurşunkalemile «seri an kolordulara benim imzamla M. Kemale işaretini koyduktan sora-bu telgrafı verenden istizahata başladım. Manastırlı Hamdi Efendi mütemadiyen malûmat vermeğe devam etti.
Et izini en emniyetli bir arkadaşı mu var ki yalnız o de£ilT herkes, yani gelen söylüyor Şimdi de Harbiyenin if galini haber aldık. Hatta Beyojtu telgraf ha nesinin önünde ingiliz askeri olduğunu fakat telgrafhaneyi i$gat edtp etmiyeee£i meçhuldür»
Bu esnada Efendiler; Harbiye telgrafhanesinden, memur Ali malûmat vermeğe bağladı:
Sabah İngilizler basarak ahi kiçi gı-hil ve on bes kadar da mecruh oldu. Şimdi, fngüiz askerleri dolaşıyor. Şimdi, iste, İngiliz askerleri nezarete giriyorlar. İste içeri giriyorlar. Nizamiye Kapısına, Teli kes! İngilizler buradadır.
Tekrar Manastırlı Hamdi Efendi bizi buldu,.
Pa(a Hazretleri,
Harbiye telgrafhanesini de İngiliz bahriye askeri işgal edip teli kat ettiği gibi bir taraftan Tophaneyi işgal ediyorlar. Bir taraftan zırhlılardan askrr ihraç olunuyor. Vaziyet vahamet kespediyor Efendim. Sabahki müsademede 6 «ehil* 15 mecruhumuz vardır. Pasa Hazretleri. Emri Devletlerine mu »tazının, 16 Mart 1920
Hamdi
294
Hamda Efendi devam etti
Sabahki, bizim asker uykuda iken, İngiliz bahriye efradı karakola gelip işgal etmekte iken, askerimiz uykudan şaşkın kalkınca müsademeye başlanılıyor. Neticede bizden altı şehit, on beg mecruh olup bunun Üzerine zaten melanetlerini ta* eavvur etmiş ki hemen 2irbhlart rıhtıma yanaştanp Beyoğlu cihetini ve Tophaneyi işgal edip bir taraftan Harbiye Nezaretini işgal etmişler, hatta simdi ne Tophane ve ne de Harbiye telgraf hanesini bulmak kabil olmuyor. Şimdi de haber almış olduğuma nazaran Derinceye kadar tevessü ediyormuş Efendim.
Igte Beyoğlu telgrafhanesi de yok. Orasını da işgal ettiler galiba- Allah mu*
hafazA buyursun. Burasını iggal etmesinler, tşte Beyoğlu telgraf memurları, mü* dürleri geldiler. Kovmuşta**.
Bir saate kadar burası da işgal olunacaktır. Şimdi haber aldım Efendim.
Hayati Bey merhum, benim, ilk haber telgrafı üzerine yaptığım işaret veçhile verilen malûmatı hulâsa etmiş. Rumeli ve Anadoludaki bilcümle kumandanlar adresine keşide ettiriyordu* Bir an evel İstanbul üzerinden Edirneye keşide ettirilmesini söylemiştim (Ves. 255). Hamdi Efendi:
Emri samileri infaz olunuyor. Edirneye yazıyorum ve hep merkezleri hazır ettirdik,
Hamdi Efendiden:
M r i» usan îcin bir haber aldınız mı? Meb*usan telgraf hanesi muhabere edt» yer mu?
diye sordum. Hamdi Efendi:
Evet yapıyor. 14 üncü Kolordu Kumandanı hazır. Paga istiyordu verelim mi?
Efendiler» bundan sora artık Hamdi Efendinin sözünü işitemedik. İstanbul merkezinin de iggal edilmiş olduğuna hükmettik.
Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlr Hamdi Efendi olmasaydı, Mouaa tı rJı îstanbul felâketinden kim bilir haber almak için nekadar intizar- Hamdi Ef lar içinde kalacaktık, tstanbulda bulunan nazır, meb'ue, kumandan, teşkilâtımız mensupları içinden bir zat çıkıp vaktile bize haber vermeği düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki cümlesini heyecan ve haleean kaplamıştı. Bir ucu Ankara d a bulunan telin Istanbulda bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaskm bir hak gelmiş olduklarına bilmem ki hükmetmek caiz olur mu? Telgraf Memuru Hamdi Efendi bilâhare bizzat Ankaraya gelerek karargâhıma telgraf memurluğunu ifa etmiştir. Kendisine
295
borçlu olduğum teşekkürü burada alenen ifade etmeği millî ve vatanî vazifelerimden addederim.
Efendiler, bu vaziyet üzerine her şeyden evel vukuu melhuz bir fenalığın önüne geçmek için şu emri verdim:
Bilûmum Vali vc Mutasarrıflara
Srvasia K. O. 3, Bandırmada K. O, 14, Ankarada K. O. 20, Erzurumda O. 15, Ko ayada K. O, 12, Diyarbekirde K. O, 13 Kumandanlık! un un
İzmir Cephenin de Refet Beyefendiye* Balıkesirde fırka 61 Kumandanlığına Bilûmum Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziye ve Heyeti İdarelerine
Telgraf. Müstaceldir Ankara: 16 Mart 1920
Bugünkü vaziyete nazaran, m i İleti mir, cihanı medeniyetin hîttivatı insanı-yetkâraıie ilr mütehassis vicdanlarından ve bütün âlenıî islâmın müşareketi ruhiye-sinden emin olmakla beraber, bir müddrT i cin dest olsun, düşman oUun, bütün resmî alemi haricî ile muvakkaten temas cderaiyec*klir.
Bugünler zarfında vatanımızda ya^ryan hıristiy an ahali hakkında gösteTrcegı» miz ınuanıelei înaaniycttaraneniıı kıymeti pek büyük olduğu gibi hiçbir hükümeti etnebiyenin fi IS veya zahiri himayesini gormıyen hıri&tıyan ahalinin kemali huzur ve sükunetle i m rant hayat eylemeleri, ırkımızın fıtraten mütehalli olduğu kabiliyeti medeni ye ye en kati bir hürhan teçkil eyl i y etektir. Menafi i vataniye ye mugayir faaliyetleri meşhut olanlar ve huzur ve atayı j i memleketi ihlâl eyliyenler hakkında, din ve milliyet mensubiyetine bakılrntyerak* ahkâmı kantıniyenîn seyyanen ve şiddetle tatbiki ve hükûmalı mahalli ye ye İtaat vc vcioifî tabiiyeti: ifada kusur ciniiy enler hakkmda da refet ve şefkatle muamele edilmelini, ehemmiyeti mahsup* ile arz ve bu hususa tın tekmil alakadarlara süratle- tebliğini ve bütün efradı tn ili ete vesaiti münasibe ile tamimini rica ederiz Efendim.
Müdafaai Hukuk Heyeti Ten ın İl iyeni namına Mustafa Kemal
Efendiler, Kuvayi İti lâfı ye, istanbul telgraf merkezlerini işgal ettikten sora, memlekete telgrafla bir tebliği resmî yapmak istediler* Tarafımızdan vukubulan ika e ve ihtar üzerine — bazı merkezler müstesna — bu tebliği resmî alnıma di. Alanlar ve cevap verenlerden bellibaşl.lan şunlardır: İzmit Mutasarrıfı Suat Bey (Ves. 2S6), Konya Valisi Suphi Bey (Ves. 257).
İtilif kuvvetler-cm telgrafla memlekete yapmak İsledikleri re imi tebliğ
296
Tebliği resmi:
Ren linçtik srrü1 cm'1 rııniiHİiki cj^ınaniveiıi ıı mukdddfialını İter nasıl-:* elde Htmij alan İttihat ve Terakki Cemiyetinin rücsası» Alman telkinatına kapıl arak devlet ve milleti e sın ani y ey i Harbi Umumiye iştirak ettirdiler* Tîıı haksiz ve meg'unJ siyaaetin neticesi malûmdur. Devlet ve milleti Osmaniye bin türlü Felaket geçir* dikim sora Syle bir mağlûbiyete du{Ur nida ki İttihat ve Terakki Cemiyetinin rüesası bile bir mütarekenamc akted(rck firar etmekten başka bir fare bulamadılar. Mütareke-namenin aklini müteakip Düveli İtilaf iyeye bir vaıife terettüp etıL Igbu vazife «iki memaliki osmaniyenin bütün ahalisinin bilâtcfrikt cİna ve mezhep saadeti müslak-bel eterini, inkişaflarını, hayatı içtimaiye ve iktıçadiyelerini Ît m İn edecek bir sulbün temellerini almaktan ibaret i ili* Sulh Konferansı, bu vazifenin ifası ile meşgul iken firari İttihat ve Terakki erkânının mürevvici efkârı bulun in bazı eşhas, teşkilatı milliye namı müatearr altında bir tertip teşkil ederek ve padişah ile hükümeti mer* kı^ri yenin, evamîrini hiv addetmek İr harbin nfttayîci eli meşinden büsbütün tükenmiş olan ahaliyi askerlik için toplamak, anasırı muhtelife meyanında nifak çıkarmak, j ene i milliye hehanesile al mi iyi soy inak gibi efale eür'et ettiler ve bu veçhile sulh dejjil, adeta yeni bîr muharebe devrini açmağa teşebbüs eylediler» Bu te^vikat ve tahrikâta rağmen, Sulh Konferansı, vazifesine devam etti ve nihayet tptanbulun Türk idarecinde kalmasına karar vermiştir. îjbu karar kulûhn osmaniyeyi m&)te-rıh e ilecek tir. Ancak, bu kararlarını BaKıaHye tebliğ etlikleri zaman, icrasının ne gibi jeraite taht olduğunu d s iMpr eylediler* tsjfem 8*raİt; viUyatı asmaniyede bulunan hıristiyanlann bayatlarım tehlikeye maruj bırakmamak ve elyevm Düveli itilâf iye ile müttefiklerinin kuvayi askeriyeleri aleyhinde mütemadiyen vukubulmakta alan hücumlara hitam vermekten ibaret idi. Hükümeti merkeziye, bu ihtara kargı, bir dere* ceye kutlar hüsnüniyet tfürttermis Îht de, teşkilâtı milliye, naınr müstearr altmda İm-rekeı etlen eşhas, maatteessüf irçvikal ve tahrikatlarından vazgeçmek isteme tiiler, Ui tâ kin, hükümeti kendi hareketlerine iştirak ettirmeğe t«^bhii« eylediler- Herkesin kemali heves ile beklediği sulh için büyük bir tehlike teşkil eden hu vazıyete karcı* Düveli İtil afiye, yakında tahtı karara alınacak ahkâmı snlhiyenin tatbikim temin edebilmek üzere, tedabiri lâztmcyİ teemmül etmeğe mecbur oldular- Sunun için, bir tek çare buldular. Bu da, tttanbulu muvakkaten iftpul etmek idi. İşbu karar, hüsün mevkii icraya vazedildiğinden, efkarı umumiyeyi berayî tenvir ntksü atiye taurîh ulunur:
l — tggal muvakkattir. £ — Düveli İtilâf i yen i* niyeti, makamı saltanatın nüfuzunu kırmak değil, bilâkis, idarei osmauiyede kalacak ine malikte o nnfunu takviye ve tahkim etmektir. 3 — Düveli İtil af iyenin niyeti, yine Türkleri Dcrsandettcn mahmnı etmemektedir Fakat, maazallâhutealâ tafrada iğtigagı umumî veya katliam gibi vukuat smhûr ederse* bu kararın tadili muhtemeldir. 4 — Bu nazik zamanda, mü ili m olsun, gayrimüslim olsun herkesin vazife», kendi i fine gürüne bakmak, asayişin teminine hizmet etmek, Devleti Gsmaniyenin enkazından yeni bîr Türkiye* niıi ihdası için sun hir ümidi cinneti erile mahvetmek isteyenlerin i £f alalına kapılma* nıak ve halen makam Bal ten at kalan Islanhuldan ita ohııım-Hk evamire itaat etmektir.
Balâda zikrolunan tcuvikata iştirak eden eşhasın bacıları, Dersaadette der) dest olunarak, anlar tabiî kendi cf 'al inden ve bilahare e r ful in neticesi olarak vukuu melhuz ahvalden mes'ul tutulacak ÜT.
Kuvvet îıgdtye
297
Bu tebliğ münasebetle derhal gu tamimi yaptım:
16 Mart 1920
Umum Vatı ve Kumandanlara ve Müdafaai Hukuk Heyetlerine
Istunbulun, İtilaf Devletleri tarafından, bil müsademe cebren işgali tahakkuk etmiştir. Bu üu i kuttan bilistifade birçok nıak asidi luymıetkârAnc sahiplerinin milleti iğfale teşebbüsleri muhtemeldir, Nitekim tebligatı resmiye seklinde imzasız bazı beyannamelerin neşredilmek istenildiğine kespi ıttıla eniyoruz. Yanlış harekâta mahal kalmamak ve hakayikr ahvale mugayir heyeeanlar tevlidine meydan verilmemek üzere bu gibi ifaata kafi yyen atfı ehemmiyet edilmemeli 1 azimditr Variyeti hakiki yeyi takip eden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti, milleti tenvir edecektir,
Mustafa Kemal
Efendiler, ayni günde muhtelif vesaitle gu protestoyu gönderdim:
16/3/1920
Protesto
Istanbulda İngiliz, Fransız, İtalya Mümessili Siyasilerine, Amerika Mümessili Siyasisine Bilûmum Bitaraf Devletler Hariciye Nezaretlerine ve Fransa, İngiltere, İtalya Meclisi Meb'usanlarına verilmek üzere Antalysda İtalyan Mümessilliğine
Istanbulda bilûmum devairi resmiye, İstiklâli millimizi temsil eften Metlisî Meb*usan dahi dahil olmak fteere» Mütelifin kuvayi askeriyesi tarafı oda it, resmen ve cebren işgal edilmiş ve amali nıiLHye dairesinde hareket eden, birçok vatanperver eşhasın tevkifine de teçebblis olunmuştur. Milleti osmaniyenin hakimiyet ve hürriyeti sîyasîy esine havale edilen bu son darbe, hayat ve mevcudiyetini ) ne ban asma olurca olsun, müdafaa etmeğe azmetmiş olan biz Osmanlılardan ziyade, yirminci asrı medeniyet ve insaniyetinin mukaddes addettiği bütün esssala,. hürriyet, milliyet, vatan ht£&iyalı gibi bugünün cemiyatf be^eriyesine esas olan bütün umdelere ve bu umdeleri vücuda getiren viedam umumii beşere racidir.
Biz, hukukumuzu ve istiklâlimizi müdafaa için giriştiğimiz mücalıedemn kutsiyetine kail ve hiçbir kuvvetin bir milleti yasamak hakkından mahrum edeıniye-eeğine kaniiz. Tarihin bugüne kadar kaydetmediği bir suikast teşkil eden ve Vilson prensınFerıne müstenit bir mütarekenin^ milleti esbabı müdafaasından tecrit etmiş olmasından mütevellit bir hileye de müpteni bulunmak hasebile ait oldukları milletlerin şeref ve haysiyetti e dahi kabili imtizaç o İmi}1 an bu hareketin takdiri mahiyetini resmî Avrupa ve Amerikanın dc^il, Jlnıü irfan ve medeniyet Avrupa ve Amer ikasının [*1 vicdanına tevdi ile iktifa ve bu hadiseden tevellüt edecek mesuliyeti azimei tarihıyeye son defa bir daha nazarı dikkati umumiyi celbederiz. Davamızın meşruiyet ve kutsiyeti, bu müşkül zamanlarda, Cenabı Haktan tora en büyük zahirimizdir.
Anadolu ve Kümeli Müdafaai Hukuk Heyeti Temsil iyesi
Mustafa Kemal
t*] Amerikaya, altı çizilen kısım yanılmamıştır. Yalnız Amerikanın yazılmıştır.
298
¦
Ayni günün gecesi bu talimatı tamimen tebliğ ettim:
Şifre 16/17, 3/1920
Bilımıımı Vali ve Kumandanlara
Istanbulun ve makarnan resmiyenin, hususıle Meclisi Meb*usamn, İtilâf Dev* letleri tarafından resmen ve cebren işgal edilmiş olmasından vc bu hareketin, mütareke ile milleti «ilâhından tecrit ettikten sora vukua getirilmesinden bah&ile İtilâf Devletleri mümessillerine ve bilûmum bitaraf devletler hariciye nezaretlinle İtilâf Devletlerinin meclîsi meb'usan riyasetlerine protesto telgrafları çek il inek üsere mitingler akti muktazi görülmektedir. Protesto telgraflarında bilhassa tecavüzü vakiin, osmanlı hakimiyetinden ziyade, yirmi asırlık bir medeniyet ve insaniyetin mevlûdu olan hürriyet, milliyet ve vatanperverlik esasatına bir darbe teşkil edeceği ve milleti osmaniyemn müdafaai beka ve istiklâl hususundaki azim ve i inanma, bu hâdisenin hiçbir tesir vücuda getiremiyecegi, yalnız medenî milletlerin bu tecavüzü kabul etmekle; azîm bir mesuliyeti tarihiye altına girmiş olacakları tasrih edilmelidir, bitaraf devletler hariciye nezaretlerile Meclîsi Meb'usan riyasetlerine keşide edilecek telgraflar, tstanbulda ait oldukları makamatu verilmekle beraber Antalyada İtalyan Mümessilinin vesatatile de verilmelidir. Protesto telgraflarının birer suretinin de buraya irsal buyurulmasmı rica ederiz.
Heyeti Tem&iliye namına Mustafa Kemal
Sifr* 16/3/1920
Miralay Hefet Beye
flâdı&ei ahire münasebeti ]c, her tarafta yapılan mitingler neticesinde çekilecek protesto telgraf]tır?nm birer suretlerini de İtilâf Devletlerinin hali inikatta bulunan Meclisi Meb'usanları riyasetine ve bitaraf devletlerin de Hariciye Nezaretlerine tebliğ edilmesini, faydalı addediyoruz. Antalyadaki İtalyan Mümessilinin bu husustaki muavenetini temin etmenizi rica ederiz,
Heyeti Temsili ye namına Mustafa Kemal
Efendilert ayni günde millete şu beyannameyi neşrettim:
Beyanname
Bilûmum Kumandanlara, Vali ve Mutasarrıflara ve Müdafaai Hukuk Cemiyetlerine,
Belediye Riyasetlerine, Matbuat Cemiyetine
İtilâf Devletlerinin şimdiye kadar memleketîmiîi taksime yol bulmak için tevessül ettikleri muhtelif tedabir malûmdur. Evvelâ î Ferit Paşa ile bilİTilâf mîlleti müdafaasız bir halde ecnebi idaresint t*ir etmek ve memluketın muhtelif aksamı mühim-
Millete neşrettiğim beyanname
299
meşini galip devletler müstemlekâtın» ilâve eylemek düşünülmüştü Kuvayi Milliyenin muzahereti umumiyei milliye ile müdafaai istiklâl hususunda gösterdiği azim ve metanet, bu tasavvuru altüst etti. Saniyen; Kuvayi Mil üyeyi iğfal ve onun müsaadeaile şarkta bir rüçhan siyaseti takip etmek için Heyeti Tcmsillyeye müracaat edildi- Heyet, milletin istiklâlini ve mülkün tamamiyelini temin etmedikçe ve huausile işgal sahaların ın tahliyesine teşebbüs olunmadıkça, hiçbir nevi müzakereye yanaşmadı. Salisen; Kuvayi Milliye İle tevhidi harekât eden hükümetlerin ieraatma müdahale etmek sure-tile vahdeti milliyeyi sarsmak ve hainane muhalefetleri teşvik ve teşyidi cür'ete sev-keyİçmek tariki takip olundu. Vahdeti milliyenin teşkil ettiği metanet vc tesanüt karşısında hu savletler de eridi. Hahian; mukadderatı memleket hakkmda endîşeaver kararlar verildiğinden bahsolunmak suretîle efkârı umumiyenin tazyikma başlandı. Müdafaai namus ve memleket uğrunda Her fedakarlığı göze almış olan milleti oam ani yenin atini ve iradesi önünde, bu tehdidat dahi fayda vermedi. Nihayet bugün l&t&n-bulu cebren iggal etmek suretile Devleti Osmaniyenin yedi yüz senelik hayat ve hakimiyetine hitam verildi. Yani, bugün Türk mîlleti, kabiliyeti medeniyesinin, hakkı hayat ve İstiklâlinin ve bütün istikbalinin müdafaasına davet edildi. Cihanı insaniyetin enzart istinganı ve âlemi islâm m amali istihlâki, makamı hilâfetin tcsiratı ecnebiyeden tabiisine ve istiklâli millinin maziî şevketimize lâyık bir iman ile müdafaa ve teminine mütevakkıftır. Girişliğimi'/, istiklal ve vatan rnücahedesinde Cenabı Hakkın avnü inayeti bizimledir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi namma
Mustafa Kemal
Efendiler, ayni zamanda bütün âlemi İslama da tevcibi bitap edilerek tecavüzü vaki bir beyannamede tafsil ve vesaiti muhtelife ile ilân edildi.
Efendiler, hâdise hakkmda fazla malûmata intizar etmeksizin, telgrafçı, Manastırlı Hamdi Efendinin verdiği malûmattan ve bu malıımatı teyit eden, kuvvei i§galiye namına olan tebliğ muhteviyatından, vaziyetin mahiyetini anlayarak lüzumlu ve müstacel gördüğüm tedbirleri* izah olunduğu veçhile hemen işgal günü ittihaz ve tatbik ettim. îstanbulun sureti işgali ve tevkifat icrası hakkında muhtelif membalardan mütebayin ve mübalâğalı surette malûmat gelmeğe bağladı. Biz de, muhtelif vesaitle tahkikat icrasma devam ettik, îfayr vazifei te§rüyeye imkân göremi-yerek dağılan meb'uslarrn ve bazı zevatm İstanbuldan firar ederek Anka raya teveccüh ettikleri an] ağıldı. Seyahatlerini teshil için güzergah la ruıda icap edenlere iktiza eden emirleri verdim.
Efendiler, 16 Martta îstanbulun iggalj tahakkuk eder etmez, ittihaz ettiğim tedabir meyanmda, daha birtakım tedbirler vardır ki onları Büyük Millet Meclisinin ilk küşadında beyan etmi§ olduğum için burada tekrar tafsil etmedim. Meselâ; Eskişehir ve
300
Afyon Karahisarmdnki ecnebi kıtaatının silâhtan tecridi veya Salahiyeti
teb'idi ve Geyve, Ulukışla civarlarında şimendifer hatlarmm tah- fevlealfcdeyi
ribi ve Anadoluda bulunan ecnebi zabitanmm tevkifi ve saire gibi n*" bir met-
tedabire ait tafsilâtı, Büyük Millet Meclisinin ilk zabıtnamesinde ^™ .An^;
mütalea buyurmuşsun uz dur. Bu tedabir meyanmda en mühim- ^r^1^™1 mini; salâhiyeti fevkalâdeyi haiz bir meclisin Ankarada içtima mı temin hususundaki vazife i milliye ve vatan iyem ize ait karar ve bu karar m tatbiki teşkil eder.
Efendiler, bu husustaki karanmızı ve bu kararın sureti tatbik mı gösteren bir tebliği 19 Mart 1920 de yani İstanbul işgalinden üç gün sora tamim ettim.
Efendiler, bu mesele hakkında iki gün kadar kumandanlarla makina başımla müdavelei efkâr ederek mü lal çalar mı al dam. Ben, ilk yazdığım müsveddede «meclisi müessisam) tabirini kullanmıştım. Maksadım da toplanacak meclisin «rejimim değiştirmek salâ-hiyetile ilk anda mürehhez bulunmasını temin etmek idi. Fakat İn] tehirin kulIimTİma^ıiHLıki maksadı lüzmmı jjibi iüah edemediğim İçin veyahut izah etmek istemediğim için halkm ünsiyei etmediği bir tabirdir* diye, Erzurum ve Srvaslan ikaz edildim. Bunun üzerine «salâhiyeti fevkalâdeye malik bîr meclis» tabirini kullanmakla iktifa ettim.
Vilâyetlere ve milattık il Livalara ve Kolordu Kumun dunlarına
Merkezi devletin dahi, Düveli itilâf iye tarafından re«men irsali, kuvve i tesrii* ye ve adliye ve irraîyeden ibaret olan kuvayi milLiyei devleti muhıel etmı] ve hu vaziyet karasında ifayı vazifeyi? imkân göremediğim hükümete resmen tebilğ ederrk, Meri İmi McVussu dflRilmı&Ur^ Muhalde» makam devletin masuniyetini^ milletin içtik* İl] ini ve devirt in 1 ahi i sin i trenin edecek tedabiri iccrnmül ve talbîk etmek üz^re millet israfından, salâhiyeti fevkaladeyi haiz bir meclisin, Ankarada içtimaa daveti ve dafrhms ulan rneb*usendan An karaya gelebilecek I er in d oh i bu meclise igiirak rtti-r ilmesi zarurî görülmüştür, binaenaleyh, ziftle dercedihnı lalı mat mucibince, i ııtilı abalın icrası, hamiyet ve reviyetî vatanpcrveranelerinden muniazardır:
1 — Ankarada, salâhiyeti fevkaladeye malik bir meclis, umuru milleti tedvir ve murakabe etmek üzere içtima edecektir.
2 — Bu meclise aza olarak intihap olunacak zevat, meb'usan hakkındaki çe-raiti kanuruyeye tâbidir.
3 — intihabatta livalar r*as ittihaz edilecektik
4 — İler livada, bes, azı intihap olunacaktır*
5 — Her liva kazalarındım rel dedece gî müntehini Hanilerinden ve merkebi liva müntehini sunilerinden ve liva idare ve belediye nicelislerilo liva Müdafaai Hukuk Heyeti idarelerinin ve vilâyetlerde merkezi vilâyet heyeti merkezi yel erinden ve vilâyet idari: meclisilc merkebi vilâyet belediye meclisinden ve merkezi vilâyet ile
301
mrrkeı kazası ve merkeze merbut kaza müntehini san ilerinden mürekkep htt inceli» it rafından ayni günde v* ayni celsede icra edilecektir.
6 — Bu meclis Azalırına, her fırka, zümre ve cemiyet tarafından namzet gösterilmesi caiz olduğu gibi her ferdin de bu mücahrdeyi mukaddes*ye filen iştiraki için müstakiüen namzetliğini istediii mahalde ilâna hakkı vardır.
"7 — tetiftabata, her mahallin en büyük mülkiye memuru riyaset ederek ve selâmeti intihaptan mes'ul alacaktır.
S — İntihap, reyi bufi vr rkucriyeti mutlaka ile icra ve tannifi ara, meclisin içlerinden intihap edeceff iki *at tarjıfıtıdau, fakat huzuru mecliste ifa edilecektir.
9 — intihap neticesinde, bilumum azanın imza veya zat mühürlerini muhlevi üe nüsha mazbata tanzim olunacak Bir nüshası mahallinde alık onul arak uiğer iki nüshasrnm biri İntihap olunan zata tevdi ve diğeri meclise irfcnl «lünaı uktır.
10 — Azaların alacakları tahsisat, bilâhare meclisçe takarrür ettirilecektir. Ancak azimet harcırahları intihap meclislerinin ma tarifi zaruriye he sahile takdir edeceği miktar üzerinden, mahalleri hükümetlerince temin oluturakirr,
11 — İntihabat* nihayet on brç gün zarfında ekseriyetle Ankarada içtimai temin edebilmek üzere itmam olunarak a çalar tahrik ve netice azanın ijimlertle birlikte derhal iVW edilecektir,
12 — Telgraf nı saati vusulü h i id irilecektir.
Hafiye: Kolordu kumandanlarına, vilâyata, müstakil livalara tebliğ olunmuştur.
Heyeti Temsiliye namına Mustafa Keotttf
Efendiler, bîr hafta sarfında, muhtelif istikametlerde A tıkara ya gelmekte olan mebuslarla, telgraf muhaberatile bİzstat temasa gelindi. Kendilerine, elemlerinin tadiline, kuvvei maneviye Jerin in ta rs i nine medar olacak malûmat verildi. Istanbulda noktai nazarımızı takıp edecek kimse kalmamıştı. Aylarca ve muh telif tarz ve suretlerle vukubulan ikaz lar muz a rağmen bizim dediğimiz tarzda teşkilât yapmayıp, Karakol Cemiyetinin vücut bulmasına çalışanların haşlarr, Ma İtaya gitmiş ve Istanbulda, ef-radmm hayat ve faaliyetlerinden eser kalmamıştı. Orada yeniden teşkilat yapmak için çok zahmetli mesai ve o zamanki halimize göre haddimizden fazla para sarf etmeğe mecbur oldum.
Muhterem Efendiler, beyanatı umumiyem mey amuda bir iki noktada, benim tattın buldaki Meclisi Meb'usana reis intihabını hususuna ait meseleden ve bundaki maksattan bahsetmiştim. Bunun temin edilmemiş, olmasından, küçük bir müşkül ile karşılaştığımı da arzetmigtim. Filhakika, Istanbulda Meclis duçarı tecavüz olup dağılınca meb'uslurı toplamağa ve bahusus izah ettiğim veçhile bir meclis tesisine tevessül edebilmek için bir an tereddüt etlim. Meclisi Meb'usan Reisi bulunan Gelâlettin Arif Beyin
302
Ankaraya gelip gelmiyeceği-ni bittabi hilemiyordum* Gelmesi halinde, onun muvasalatına intizar ve daveti onun vasıtasile yaptırmağı düğündüm. Fakat vaziyet pek çok sürat ve isticali âmir bulunuyordu. Meçhul bir ihtimale inttzaren izaai vakit etmeği mu va fıkı ihtiyat bul madun* Fakat vereceğim kararm temini tatbikatı için de, bir iki gün telgraf başmda bütün kumandanların mütalealarmı dinlemek ile vakit geçirmeğe mecburiyet hissettim* Celâlettin Arif Beyle Martın 27/28 inci gecesi Düzceye muvasalatında irtibat hasıl olmuştu* Kendisine telgrafı yaz d mır
Ankara, 27/28* 3/1920
U
D litrede Meclîsi Mch'uuaıı Reisi Muhteremi Celâlettin Arif Beyefendiye
İstanbul un resmen ve fîlen ingilizler tarafından igcalHe kuvayi devletin tazyik ve esaret altına alın maiı ve Metlini Meb'u&ana taarruz olunarak milletin istiklâline ve nara uru milliye tecavüz edilmiş olması ve bu yüzden millet vekillerinin mukadderat* memleket hakkındaki vazifelerini ifaya muvaffak oLimiyaraklarına kanaatle sinei millete İlticaya mecbur olmaları, aW|cl ve milletin kuvayi [imumivçsîni hüküm vc murakJpesi altında bulundurarak bîr meclisi fevkaladeye şiddette ihtiyaç tevlit etmi^ oldu ân ıı dan fevkalade rtalülıiyetl* Ankara da bir meclis içtima ma Heyeti Temsiliyenin karar verdiği ve icrayl İcabsnm tamı men tebliğ edildiği malûmu âlileridir. Bu haptaki 19/3/1920 tarihli tcbliğnamcyi badelmütalen, ahkâmı mündericesînl teyit v« İTilihııbatın tesriile içtimain bir an evel temini için bu noktai nazarımrztn tarfifj âlilerinden dahi, kısa bir beyanname seklinde efkarı Umnmiyeye gimdiden tebliğ ve ilânını faydalı addediyoruz. Cevabı âlilerine muntanrım Efendim.
Mustafa Kemal
Celâlettin Arif Beyin verdiği cevap şudur:
Düzce, £7/3/1920
Anka Tada Mustafa Kemal Paşa, Hazretlerine
Is'ar buyuruları 19/3/1920 tarihli beyannameyi görmedim. Bîr meclisi fev-kaladenin içtimai uekadar musip ine dr hb'yle bir meclisin elden geldi&i kadar kanuna temas eylemesi lâzımdrr. Vakıa» bitim Kanunu Esasimizde böyle fevkalâde bir mec-liıin toplanaS ilmeline dair bir İşaret mevcut değilse âc kıvanın i esasîyeî sairede mevmt desatirden istifade olunabilir. Meselâ, Fransız Kanunu Esasisine göre, meclis, ffayrikanuni bir surette fesholunnr veya bir taartuta duçar olursa duçarı taarrua olan meetjs azalarından kurtulabilenler, vilâyet vc elviye mecal i sı idaresinde intihap olunan ikiçer a «a ile birlikte bir mahalli münaüipte içtima ederler w ınrrlisiıt yeniden küçadı veya taarruzun refbi için ittihazı mukarrerat ederler* Bu meclisin nıufearreralt mutadır. Ve bu meclisin mukarreratı m isaa eimi yenler hıyaneti vatanîye ile İtham olunurlar. Bendeniz de bu esa»ı düşünmekte idim.
303
19/3/1920 tarihli beyannamenin ne gibi e«aeat üzerine müpteni üldıtfcu an-laaddtktan «ora Ankara ya muvasalatı m du badrl istişare bir beyanname yazmak mü-taleasındayım, Yînt görüsürüt. Makin* başında birlikte bulunan İsmail Fazıl Paşa ile Saruhan MeVuau Reşit Bey arzı ihtiram ederek veda eyleriz* Rufekamdan Kırşehir Meb'ıiKu Etoan Bey de ntıt ihtiraru eyîiyor ve kendilinin de lluluda lndunduğu-nurı Keskindeki pederine haber verilmesini istirham ediyor Efendim.
CeMtttin Arif
Bu cevabî telgraf name muhteviyatına dikkatle atfı nazar buyurulursa, Celâlettin Arif Beyle noktai nazarlarımız arasında büyük ihtilâf oiduğu suhuletle farkolunur. Ben, fevkalade salâhiyeti haiz bîr meclisin, Ankarada iç 11 m ama karar verirken bizim Kanunu Esasimizde böyle bir meclisin topluna bilmesine dair bir işaret olmadığım elbette bilirdim Fakat kararımı verebilmek için böyle bir işaretin mevcudiyet ve ademi mevcudiyetini düşün* mek, asla hatırıma gelmedi. Bundan başka duçarı taarruz olan meclis azalarından kurtulabilenler ile v ilâya t ve elviye mecal isi idaresinden intihap olunacak ikişer aza ile birlikte meclisi meb'u-sanm yeniden, eski şekil ve mahiyetinde toplanmasını temin için çalışmasını asla hatrruna getirmedtm. Bilâkis büsbütün başka mahiyet ve salâhiyette, daimî bir meclis teşkil etmeği ve bu meclisle tasavvur ettiğim inkılâp safahatını beraber geçirmeği düşündüm. Buna nazaran, mütebayin olduklarına şüphe etmediğim noktai n azarla nmızm, bade] isti gar e tevhidine imkân bulunacağından naümit oldum. Maahaza, 19 Mart 1920 tarihli beyannamemi telgrafla Celâlettin Arif Beye verdirdim. Ertesi gün aldığım cevap şu idi:
Dünce, 28 Mart 193(1
Ankarada Mustafa Kemal I'asa Hasretlerine
Bey eti CelİM Temsil jy en jn WV192Q tarihli tebligatı umumi y esi mUtolea olundu. MtvjLİdı mün deri cesî bendenizin düşündüğü esaslara sureli umum iyede mu» [«Hıktır. Binaenaleyh Ankara ya muvasalatı âeizanenıi müteakip bil irtişa re ayrıca bir beyannamenin ilanı tabiîdir. Yarın bizzurure Bolu da kalınarak 29 Mart 1920 d« Ankaraya müteveccihen hareket olunnrağı m talihtir »m nrzolünur,
Meclisi Meb'usan Reisi
Celâlettin Arif
Gel âlettin Arif Bey, beyannamemizi mütalea ettikten sora, mündericatmm düşündüğü esaslara sureti umum iyede mutabık olduğunu söylemekle beraber bu mündericatı teyiden hemen bir beyanname yazıp ilân etmiyor. Bunu Ankara ya geldikten ve istişare ettikten soraya talik ediyor*
Efendiler; Celâl e tt İn Arif Bey., Ankaraya geldikten sora kendisi! e ve diğer bazı kamınsın asan ile bu meseleye mütedair, olduk* ça uzun «üren müzakere ve münakaşalar cereyan etti Fakat aldanmıyorsam Celale uîn Arif Bey, hiçbir vakit benim Büyük Millet Meclisinin mahiyet ve salâhiyeti hakkındaki noktai nazarıma iştirak etmemiştin 0T daima, top lan m ıg olan heyetin vazifeî esasiyesini, İstanbul Meclisi Meb'ıışan rnın temini inikadından ibaret ve kendisini daima İstanbul Meclisi Meb'usan m m reisi telâkki eylemiştir. Bunu teyit eder ufak bir hatıramı müsaade ederseniz arzedeyim:
Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve kendisi reisi sa-ni bulunduğu sırada, bir gün, Divanı Riyaset içtim anada, Celâlet-tin Arif Beyin muhassasat meselesinden bahsettiğini ve kendisinin Meclisi Meb'usan Reisi olması d ola y isi I e o makama ait muhassasat talebinde bulunduğunu o tarihte Meclis Başkatibi bulunan Recep Bey beyan etti. Malûmu âlinizdir kt, o devirde Meclis reisi ve reisi san isi ve diğer reisler ile Meclis azası muhassasatlan arasında fark yoktu* Celâlettin Arif Bey, yalnız kendisini Meclisi Mcb 'usan Reisi sıfatile istisna ederek fazla tahsisat almak hakkı kanunisinden bahsediyordu. Ben, bu meselenin halline Divanı Riyasetin salâhiyettar olmadığını ve talebü iddiasında ısrar ederse meseleyi Meclis heyeti umumiyesine arzederek istihsal olunacak karara göre hareket olunabileceğini dermeyan ettim* Celâl ettin Arif Bey, Meclis huzuruna çıkmağı muvafık gcirmiyerek talebinden sarfınazar eyledi.
Muhterem Efendiler. 19 Mart 1920 tarihli talimat mucibince memleketin her tarafında intihabat, sürat ve ciddiyetle yapılmağa bağlandı. Yalnız, bazı yerlerde tereddüt ve mümanaat izhar ettiler ve bunlardan bazdan az, bazıları uzunca müddet tereddüt ve mukavemetlerinde ısrar gösterdiler. Nihayet, bilaistisna, tekmil deva iri in t İha biyen in meb'usları, Büyük Millet Meclisinde bütün mil)etin, memleketin mümessili olarak ispatı vücut eylediler. Bu müstesna yerler şunlardır
20
305
Dersim, Malatya, El aziz, Konya, Diyarbckir, Trabzon.....;
Efendiler, hakikati hali ifade etmiş olmak iç İn şunu da tasrih etmeliyim ki, tereddüt izhar eden, mukavemet gösteren, bu deva ir halkı değildir, belki o tarihte o dairelerde bulunan ruesayi memurini mülkiyedir. Halk, hakikati anlar anlamaz, derhal müşterek arzuyu milliye iltihakta asla tereddüt göstermemişlerdir.
Şimdi Efendiler, tekrar inkılâbın muktaziyatı tabi iyesin den olan vakıalardan bazılarına temas edelim:
2'^ Mart 1920 tarihli olup Üçüncü Kolordu Kumandam Sa-lâhattin Beyden aldığım bir şifrede, «Samsunda bulunun On Be-cinci Fırkanın ruhiyatının bozuk olduğundan ve güya, zabitan arasmda padişahperestljk hissiyatı bulunduğun da m) bah solunuyordu. «Zabitler, padişah aleyhinde verilecek emirleri icra etmi-ycçeklerine dair âmirlerine müracaat etmişler. Tazyik olunurlar-sa terki vazife etmeleri mahsus imiş. tstanbuldan gelen yolculardan ve gazetelerden, işgalin ikinci günü işgal edilen mebaninin kamilen tahliye edildiği ve Salih Paşa Kabinesinin yerinde olduğu, Meclisi Ayan m ifayı vazife eylediği, son cuma selamlığında harbiye ve bahriye nazın bulunarak sabıkı misİllû merasimi 1 âz ime ifa olunduğu anlaşılmış.—^. «Şu halde De rsa adette bir kabine mevcut iken kabinenin malûmatı ol m aks izm yapılan iğler nedir?» diyorlarmış, Zabitan m bu efkâr ve e tv arını ilâm eden On Beşinci Fırka Kumandanı şu yolda mütaleat serdediyordu: «Burada bir zabiti hapsetmekten bir fevkalâdelik mutasavver değildir, ancak bundan bilistifade Anadolu üzerine yürümek gibi ahval zuhur edecektir. İzmir cephesinde Kuvayi Milliye ne suretle istihdam edildiğini bilemiyorum. Zannedersem bunlar para ile istihdam olunmakta imiş. Bir muharebe zuhurunda, bütün ahaliye maaş veriliniyeceği derkâr bulunduğundan Kuvayi Milliye namı altında mevcut kuvvetten, harbin ikinci günü meydanda hiçbir kuvvet katmayacağına eminim. Nizamiye kıtaatına gelince, şimdiden firar vukuatı başlamıştır; Parasızlık böyle devam ettikçe ve Dersa-adette hükümeti merkeziye bulundukça zabitan d an dahi şüphem vardır.^ Bundan başka Üçüncü Kolordu Kumandanı Salâhattin Bey, vermiş olduğumuz talimat mucibince, Amasyaya gelen Kontrol Memuru Forbes namında bir yüzbaşıyı tevkif etmiş. Samsuna bir İngiliz mümessili yüzbaşı gelmiş. Salâhattin Beye Yüzbaşı Forbesin bir dakika tehir edılmiyerek Samsuna gönderilmesini yazmış ve aksi takdirde Salâhattin Beyin mes'ul olacağını ilâve
306
etmiş. Bu baptaki istizah üzerine Salâhattin Beye vereceği cevap hakkmda şu tavsiyede bulundum: «Forbesi tevkif eden ben değilim, payitahtları, mütarekeye, insaniyete mugayir olarak işgal olunan mileltir. Binaenaleyh tahliyesini de ancak millet yapabilir,» Maahaza bu Forbes memleketten çıkarılmakla iktifa edilmiş, tevkif edilmemiştir.
Bolu Mutasarrıfı Haydar Beyin 9 Nisan 1920 tarihli kısa bîr Şifresinden Adapazarı île Hendek arasmda kâin Çatalköprii nam mahaldeki köprülerin ve Mudurnusuyu köprüsünün Kuvayi Milliye aleyhtarları tarafmdan tahrip edildiği anlaşıldı.
Bolu ve Havalisi Kumandanı Mahmut Nedim Beyin, Düzeden yazdığı 9 Nisan 1920 tarihli şifresinden dt\ 8 Nisanda Ada* pazarında Kuvayi Milliye aleyhine tezahürat yapıldığı. Hendek ile Adapazarı arasında telgraf ve telefon hatların m kaf edildiği ve Düzce A bazal arın dan bitaraf kalanların da muhaliflere iltihak etmek üzere hareket ettikleri anlaşıldı. Hendek ile Adapazarı arasmda, Mudurnu suyu üzerindeki büyük köprünün tahribi do* layısile muvasalanın munkati olduğu da anlaşılıyordu. Bu ma İÛ-mat üzerine, Ceyvede bulunan Yirmi Dördüncü Fırka Kumandanı Mahmut Beyin nazarı dikkati celbolundu. Nevşehir de de, Nevşehir Kaymakamı Nedim Beyin tahtı riyasetinde Tealii İslâm Cemiyetinin bir şubesi teşekkül etmiş, verilen raporda, cemiyetin en müfsit azalarından sekiz kikinin Niğdeye celbedİldiği bildiriliyordu. Bu cemiyetin azası, padişahtan gayrı hiçbir kuvvet tanımayız, Kuvayi Mil Üyeyi dağıtmak için malen, bedenen bütün kuvvetlerimizi sarf etmeğe ahtü pey man ettik diyorlarmış. Her gece içtima ediyorlarmış, ileri gelenleri, Niğdedeki fırka kumandanının gön» derdiği bir müfreze ile tevkif olunmuş.
Efendiler, bu nevi vakayie bundan sora vasi mikyasta tesadüf edeceğiz. Büyük Millet Meclisinin içtimaını ve küşadını temin iğin çalıştığımız günlerde, bizi en çok işgal eden Düzce, Hen-dek, Gerede gibi Bolu mm takasın a dahil mevakiden başlayıp, Nallıhan, Beypazarı üzerlerinden Anka ray a takarrüp istidadını gösteren irtica ve isyan dalgalan olmuştur. Ben, bir taraftan bu dalgaların tevkifine çalışırken, bir taraftan da, Ankarada toplanmakta olan ve vaziyeti umumiyeye henüz layı kıy le vâkıf bulunmayan meb'uslan, tedehhüş edecek manzaralar karşımda bırakmamak ve bu gibi vaziyetlerin hudusile Meclisin içtimaa muvaffak olamaması gibi meg'um ihtimal âta meydan vermemek çarele-
307
Türkiye Bü- rini düşünüyordum. Bunun için, Meclisin kuşa d m d a pek çok îs-yükMiıLet tical ediyordum, Nihayet, gelebilmiş meb'ualarla iktifa ederek M*di« tûjy Meclisin, Nisanın 23 üncü cuma günü açılmasına karar verdik.
karar üzerine 21 Nisan 1920 tarihinde tamimen yaptığım tebligat muhteviyatı, o günün hissiyat ve telâkkiyatma ne derece tetabuk mecburiyetinde bulunulduğunu gösterir bir vesika olmak iti bar île, aynen nazarı ıttılaınıza arzetmegi muvafık görüyorum.
Tel; Ga yel müstaceldir Ankara, 21/4/1920
Ankaraya acele tezkere
Kolordulara {Kt O* 14 Vekâletine)
Frrka 61 Kumandanlığına, Refet Beyefendiye
Bilûmum Vîiâyata, Müstakil Livalara, Müdafaai Hukuk Heyeti Merkeziyclerine
Belediye Riyasetlerine
1 — Bimennihilkerım Nisanın 23 üncü cuma günü, cama namazım müteakip Ankarıda Büyük Millet MecLm kuşat edilecektir.
2 — Vatanın istiklâli, makamı tefti hilafet ve saltanatın istihlâsı gibi en mübim ve hayati vezaifi ifa edecek olan bu Büyük Milin Meclisinin yevmi kü^udım cumaya tesadüf ettirmekle yevmi mezkurun mebrukiyerinden istifade vr- bilûmum mehdisini kiram hazaraEı ite Hacıbayramı Veli camii şerifinde cuma namın eda olunarak en varı Kuran ve sal uttan da i Eti faza olunacaktır. Bıdessalât lihyei saadet ve «ancahı şerifi hamilen dairej nıalısusaya gidilecektir. Daİrei mahsueaya dahil olnıazdaa evel bir dua kıraat ile kurbanlar zejjbolumıcnktır. l^hu merasimde etim i î şeriften bedele dairei mahsusa ya kadar Kolordu Kumandan!* ğınca kıtaatı askeriye ile tertibatı mahluta alınacaktır*
3 — Yevmİ mezkûrun teyidi kutsiyeti için bugünden îıiharpn merkezi vilâyette vali Beyefendi hazretlerinin IcrtibUe hatim ve imhan i şerif tilavetine bed'olunaeak ve hatmi şerifin wn aksamı teherrüken cuma günü namazdan sora daimi mahsusa önünde ikmal edi'eeekttr.
4 — Mukaddes ve mecruh vatanımızın her kösesinde ayni suretle bugünden itibaren buharı vc hatemati şerife kıraatine suru edilerek cuma günü ezandan evci minarelerde sala vatı Şerife okunacak Ve esnayı hutpede hilafctmaahımız padişahımız efendi miz hazretlerinin nam namü bu m ay unu zikredil irken zatı ^evketsirnutı padi canilerinin ve memaliki fahanelerUe bilûmum lebaai mülükanelerlnin bir an evel naili balâ* ve saadet olmaları duası ilaveten tezkâr olunacak ve cuma namazmrn edalından sera da ikmali hatmedilerek makamı muallayi hilâfet ve saltanatın ve bilcümle aksamı vatanın halası ınaksadile vukubulan meeaîi milliyenin ehemmiyet ve kutsiyet* ve her ferdî milletin kendi vekillerinden mürekkep olan bu Büyük Millet Meclîsinin tevdi ey diyeceği vnzaifj vatan iye yi ifaya meeb ariyet i hakkında nı e vizeler irat olunacaktır. Badehu halife ve padişahımızın, din ve devletî-
308
mîzin. vatan ve ın jiletimizin halânı* selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu merasimi dinîye ve vnlaniyenin ifasından ve camilerden çrkddıktaıı sora bilâd* omiu-niyenin her tarafında, makamı hükûniL-te gelinerek Meclisin kü şadından dolayı roimen tehrikât icra edilecektir. Her tarafta cuma namazından evci münasip surette mevlidi fcrrif uku nacaktır.
5 — İşbu tebliğin hcıın:iı m^rü tamimi i t in her vasıtaya müracaat olunacak ve serian en ücra köylere, en küçük kıtaatı askeriyeye* memleketin bilûmum teşkilat ve muesscsatm iblağı temin edilecektir. Ayrıca» büyük Levhalar halinde her tarafa talik vo mümkün olan mahallerde tabı ve teksir ve meccanen tevzi edilecektir.
6 — Cenabı haklan ınuvuffakıycti kâmile tazarru olunur.
Heyeti Temailîye namına Mustafa Kemal
22 Nisan 1920 tarihinde de şu küçük telıliği tamim ettim:
Telgraf 22/4/1920
Dakika tehir edilmiyccahtfr
Umum Vilâyetlerle Elviyei Müstakilleye
Kolorduları. Nazillide Miralay Refet Beyefendiye Bursada K. O. 20 Kumandanı Ali Fuat Paga 11 astretlerine Bursada 56 inci Fırka Kumandanı Miralay Bekir Hami Beyefendiye Balıkesirde 61 inci Fırka Kumandanı Miralay Kâzım Beyefendiye
HiroçrmîhalkerİTTi K i sanın 2Î üncü cuma günü Büyük Millet Meclîsi ku-fal edilerek ifayı vazifeye mübaşeret cyîiyecelinden yevmi mezkûrdan itibarm hilûmum makamatt mülkiye ve a&keriyenm ve umum milletin mercii Meclisi mezkûr ol nraüı lamîmen arzolunur*
Heyeti Temsilıye namına
Mustafa Kemal