Numara: 164
Abone Şeraiti
Türkiye Mu Hariç rp»
1 aeoelUı---1M* Kr---------îo» K».
( syhk------«M r------ ISO» ,
J .-------MS .------- »• .
A'rmo**«nf^r. Ştf'f S+kafr. TFtEFOM. 2OS26
Cumartesi I Kânunum! 1934
intan kibrâ nahvctten ne kadar eksiltirse meziyet ve fazilete o kadar ilâve etmiş olar Boardaloae
(Şarki 3 üncü ulûfedo)
Gûnlâk yazı
• Demokratlık kolay değil!
Yarıcı arkadaşlardan biri Türkün (Demokratlığı) bıkkında bir yan yasmış, bunda Türkün doluşundan (Demokrat) olduğunu anlatmak için tarihi misaller gösteriyor.
Bu miıallere göre “ Tûrklerde hakanla hatun gökle yerin çocukları imiş. (Güneşine) ile (Ayata) onların gökte eşleri sayıhrmış. Hakanın beorerl olan (Ay.ıla) altına kat gökte oturur, hatunun benzeri (GÜoeşaua ) ire yedinci katta aayılırmış. Bu da Terklerde erkece güre kadıma daha aşağı değil, ssntldığının terzine olarak, daha yüksek düşünüldüğünü göstermekte imiş,.
Arkadaşımızın bir efsaneden alınmış olan bu misaline bakılırsa Ttirklerin etkiden Demokrat olmadıklarına inanmak Uıımgell-yor. Çünkü erkeği kadından yüksek tutmak belki Demokratlık değildir (bu da söz götürür bir düşünüştür ya I) . Fakat şuranoa inanmalı, ki kadını erkekten yüksek tutmak hiçte Demokratlık sayılamaz.
Tam Demokratlık erkeği kadını, büyüğü küçüğü bir tutmakta değildir. Bunu yapmak kimsenin elinden gelmez. Çünkü tabiat bunu yapmamıştır, insanların kimini çok üstün, kimini az üstün, kimini çalışkan, kimini tembel. kimini güzel, kimini çirkin yaratmıştır. Hele kadınlarda güzellik, çirkinlik beraberliği en çok bozan nesnedir. Güzel bir kadının çevresinde erkekler, o kadının öz değerin* bakmaksızın, pervane gibi dönerler. Çirkin bir kadına ise, nekadar değerli, nekadar yüksek özlü, nekadar iyi çocuk anan olsa dönüp yüzüne bile bakmazlar.
Bu da gösteriyor, ki tabiat bile insanlara beraberliği vermemiş, nerede kaldı ki bunu biz kullar ve-"“«/i. iae ne olacak? Yer yüzünde Demokratlık olmıyacak mı veya olmamalı mı diye sorulacak I
Bunu batının ( garbin ) okumuş yazmışları, yüzlerce yıllardanberl düşünmüşler, taşınmışlar, «n sonu bunıın ancak şöyle bir çıkarını bulmuşlar! “Tam bir Demokratlık aneak insanların yasa (kanun) karşılında şaşmaz bir doğrulukla, bir tutulmazıdır. „
işte bunu yapabilen uluslaradır kl ( Demokrat Uluslar ) derler. Bizde bazır mamızda (bey, efendi, hazretleri ) gibi ayırdeden adları ortadan kaldırmışken, bu ayırdıo gösterdiği yola da candan, gönülden gidelim. Zaten bunu yazan arkadaş ta bu adlann ortadan kalkmasile bunların anlattıkları varlıklar da ortadan kalkmış değildir, "Ademoğlu erginleşmedikçe, karşıtında kinin üt değerine değil, adının başındaki (veya sonundaki) damgaya bakar... Damga zilinmiş olsa bile.
D.yor ve doğrusu çok güzel söylüyor.
Yine onun dediği gibi şimdi biz»; ilişsn borç, işte bunları ortadan kaldırdığımız gibi — eski çağlardan kalma — densizliklerin kredilerini de ortadan kaldırmağa çabalamaktır. Çünkü ancak böylelikle ( Demokrat ) sayılmağa (bak) kazanabiliriz.
Ebüzziya Zade
Türk - Ingiliz ticareti
Avam kamarasında bir suale verilen cevap
Londra 30 (A. A.) — M. Run-ciman. Avam kamarasında Türkiye ile bir ticaret muahedesi akte-dilip sdilm'yeceği hakkında kendisine sorulan suale cevap vererek demiştir ki:
"— Türk hükümetinin bazı mukabil teklifleri tetkik edilmektedir Bu tetkikler derin ve teferruatlı bir tetkiki istilzam etmektedir An-karedeki büyük elçiye talimat verilecektir. Müzakerelerin mûmküıı olduğu kadar az zamanda nıeıut Ur neticeye varması için bütün gayretler aarfedUecekÜr.,,
Suikast meselesi
Macarlar,“Belgrad„ dan tarziye mi istiyecek?
İtalyan gazeteleri ve Macaristan —Milletler cemiyeti konseyinin fevkalâde içtimai ayın beşinde...
Macar gazeteleri de Yugoslav-yanın muhtırasında hiçbir delil olmadığını söylüyorlar ve diyorlar ki : “Yugoslavya, Macaristandan memleketine çetecilerin girmesini kolayca menedrbilirdi. Yugoslav hükümetinin delilsiz olarak itnsarlarından dolayı Macar hükümeti tarziye istemelidir.,, Milletler Cemiyeti favkalâ-de olarak toplanıyor Cenevre 30 ( A.A. ) — Uluslar Kurumunun fevkalâde konseyi 5/12 tarihinde öğleden sonra toplanacaktır.
Yugoslav naibi saltanatı hâlâ ‘‘Londra,,da
Londra 30 (A. A.) — M. •‘Mac-donald„ bu sabah Bukingham sarayında Yugoslavya Prensi ve naibi »şltanab "Pol,, ile yemek yemiştir. ıMşiıaOMiattalışiMItllalııiMiaalaısaıaasosvaıtaışaşşsiMM
Kuvvetin yeni bir galebesi
Amerikada sürüp giden harp artık bitiyor
Paraguvay hükümeti Milletler cemiyetini dinlemiyor, çünkü Bolivya ordusunu inhizama uğrattı!
Macar BafV*kili*M. "CûmİMJş,,
Roma 30 (F. İstanbul) — İtalyan gazeteleri. Yugoslavya muhtırasında Macsristanı itham edecek bir delil göremediklerini söylüyorlar.
Aylardan beri Cenubi Amerikada davam eden Bolivya - Paraguvay harbinin artık bitmek üzere olduğu anlaşılıyor. Milletler cemiyeti "Şako,, arazisi yüröndan çıkan bu müsellâh ihtilâfı hakem üstlüyle halletmek istemişse de Paraguvay buna razı ol-mamıştır.Geleo haberler, Paraguva-yıa neden böyle hareket ettiğini pek güze) anlatmış oluyor. Çünkü Paraguvay kuvvetleri Bolivya ordusunu hemen taıpzmen
mahvetmişlerdir . Hatta Boiivyada
Atatürke bir Armağan Bulgaristandan bir Aralan yavrusu gönderildi
Sofya 30 ( Hıısusi ) — "Utro» gazetesine göre, maruf vahşî hayvan chlitoştiricileriaden Bulgar (S. Gaçef) Türkiye Cumhuriyeti Rriei Atatürk» bir Aralan yavrusu hediye etmiştir. Bu Aralan yavrum trenle Istanbula gönderilmiştir.
Bakalım ne ko-
nuşacaklar ?
Mahut Trakya Komitesi kongre akdediyor
•sofy» 30 (Huşu ji) — Türk va Yunan TrakyalInın Bulgarisiniz» ilhakı m aksa dile teşekkül edan Bulgar Trafo ya komltasUln koogreH Kânunuevvelin dokuzuncu va onuncu günleri Sofyada toplanacaktır.
Gürültülü bir kongre
Tıp talebe cemiyetinin de ismi değişti...
“Tıp„ve“talebe„ kelimelerinin Türkçesi aranacak Polis, kavgacıları ayırmağa mecbur oldu
Tıp Talebe cemiyetinin dünkü kongresinden bir intiba
T.p
talebe cemiyeti âzası dün
Bolivya Reiticdmhuruna makamından kaçıran Paraguvay Cûmhur rriri M. “Ay ala,.
yer yer karışıklıklar çıktığı da bil- ı Bolivya Cûmhur Reisi ‘.Salmanka,, dirilmektedir. nın nerede bulunduğu hali bilia-
Bu haberleri aşağıya yazıyoruz: miyor. Bazı rivayetlere bakılırsa Saotiyago dö Şii 30 (A.A.I— Devamı 2 inci sahifede
Kış şiddetli olmıyacak, pek hafif geçecekmiş..
Birçok fakirin kıçın hasretini
^)arjs- gazetelerinin neşriyatına göre, kozmoğrafya alimlerinin yaptıkları uzun tetkikler, kOreDİn devri vc kozrao-grafik vaziyeti 372 senede bir aynen tekrar ettiğini göstermiştir. Binaenaleyh bu kışın da 1563 senesindeki kışa benzemesi lâzımmış. Buna göre te-tebblilerini ilerleten heyelşinaa-lar, 1563 senesindeki kıçın soğuk olduğuna dair biç bir kayda raıt gelememişledir.
Çtktiei edan yığınlarından biri işte bu esaslardan âlimlerin çıkardığı neticeler şunlardır!
Bu kış mutedil geçecek, yalnız bir kaç gün don olacak, fakat bu uzun siirmiyecek, Kânunuevvelin sonunda iki üç gün soğuk olacak ve bu sene kışın daha ziyade yağmur yağacaktır.
Fennin tarakkiyatı, bir kaç gun sonraki havaî vaziyeti tahmin edebilecek dereceye gel-
Bulgar BafVtki; Bu sebeple ko-M. *G6rgiyef„ milenin icra haydi hummalı bir faaliyetle çalışmaktadır. Memleket dahilindeki (*) belerin kongreye hazırlanmaları va murahhas göndermeleri hakkında da birer tamim göndermiştir. Bu toplanma, komitenin 19 uncu kongresidir.
Maarif nezareti, murahhas olarak gönderilecek muallimlere 4 gün mezuniyet vermiştir.
MakedonyalIları da affediyorlar Sofya 30 (Hususi muhabimiz-dso) — Sabık Nazırlardan ve çiftçi fırkası liderlerinden Gospodin " Glçef ,, bir müddettenberl " Bcr-kofça „ kasabası ararındaki ■‘Kil-sura,, manastırında ikamete memur edilmiş bu'unuyordıı. Buna sebep Goapodin “Glçef,, in, vaki ihtarlara rağmen, MakedonyalIlarla görüşmekten ve gizli bazı teşebbüslerde bulunmaktan vaz geçmemiş olmasaydı son günlerde hükümet sürgün ettiği MakedonyalIlardan bir çoğunu atfetmiştir. Bu arada sabık Çiftçi Nazırı do of (edilmiş ve "Sofya,, ya dönmüştür.
Başvekil Edirne de bekleniyor Edirn- 30 (Hususî) — Başvekil General Linet IniSoânün Cumartesi günü Ankardan hareket edeceği ve Pazartesi sabahı buraya varmış olacacağı ümit edilmektedir.
Adliye bakanı
Saraçoğlu Şükrü An-karaya gitti Rıhtım Şirketi işi
Birkaç gûııdenberi şehrimizde bulunan Adliye Vekili Saraçoğlu Şükrü dun akşam treniyle Anka-rayı gitmiştir.
Adliye Vekili dün Ankara ya hareketinden evvel stadyoma giderek Fenerbahçe - Galatacray futbol maçını seyretmiştir.
Diğer taraftan haber aldığımıza göre, hükümetçe sabo alınacak olan Rıhtım Şirketine ait müzakereler tamamen bitmiş gibidir. İstanbul rıhtımları ve antrepoları 935 senesinin başlangıcı olon önümüzdeki bir kânunu »aniden itibaren hükümet idaresine geçinil bulunacaktır.
Maarif Vekilinin aldığı soy adı
Maarif ..Vekili Abidin. soy adı olarak “ Özmeıı,, I almıştır. Ve bundan böyle şu imzayı atacaktır: Maarif Viklll A. örmen.
diğini biliyorsakla, bütün bir kışın nasıl geçeceğimde evvelden öğrenmek mümkün olup olmadığı bizco bir havli meşkûktür.
Maamafih âlimler tarafından verilen bu haberin doğru çıkmasını temenni edelim. Çiinkii kış. bizim gibi halkı fakir olan memleketler için hiç te iyi mevsim değildir. )
öğleden sonra Halkevlndo çok gürültülü bir toplantı yapmışlar, heyeti idarenin bazı yedek işleri etrafında polis davet edecek kadar mücadele vo münakaşaya girişmişlerdir.
Dünkü i çtimaa Tıp Fakültesi »on sınıf talebesinden Osman riyaset etmiştir.
Verilen bir balo, I üviyet vara-k al arı va rozet meseleleri işindo Heyeti İdarenin y ptığı iddia o'u-
nen yolsuzluklar hakkında âzadan muhtelif zevat trakitlerde bulunmuş, buna muhasip Hakkı Isfendl-yar ve diğer Heyeti İdare âzası cevap vermişlerdir.
Âzadan bir kısmı, H-yeti tda-Lâtfen sahlfeyi çeviriniz
Yarım kalan iki kongre
“Kıbrısh talebe,, kongresinde ekseriyet olmadı, “Ankara lisesi mezunlan cemiyetline gelince...
Ankara lireti metanları cemiyeti âzasından bir kısmı Dûo, Halkcvindo muhtelif genç-
lik teşekküllerinin toplantıları olmuştur. Bu cümleden olmak üzer» "Kıbrulı Türk Talebe Birliği,, ile “Ankara Lisesi Mezunları Cemiyeti,, kongrelerini akdetmek üzere toplanmışlardır.
Bunlardan 'Kıbrıslı Gençler Cemiyeti. nln kongresi, ekseriyet olmadığı için, onbeş gün sonraya bırakılmıştır.
"Ankara Lisesi Mezunlar Cemiyeti,, ne gr ince, saat 13,5 da. eski reis Tıp Fakültesi stajyer dok-
torlarından Adnan kongreyi açmıştır.
Bu kuşattın sonra kongre riyasetine Münevver, kâtipliğe do Enver seçilmişlerdir.
Cemiyetin senelik mesai raporu okunmuş, rapor üzerinde kısmen münakaşa yapılmış, sonra asadan bazılarının toplantıya gelmemi* olman nazarı dikkate alınarak da-ha büyük bir ekseriyetle münakaşa yapılması ve heyeti idare inti-habatı icra olunması için kongre on beş gun sonraya bırakılmıştır.
• I»*(»l)s|aııal)at»eı«ırı|( tıa||||rı|||*||e||||a|i|pa|l(SHlıa
Dünkü maçlar
Galatasaray-Fener 0-0 berabere kaldılar
Beşiktaş 2-0 İstanbuîsporu, Beykoz da 1-0 Vefayı mağlûp ettiler

Dünkü Galataıdtvy . Fenerbahçe maçından heyecanlı bir intiba ■^maçların tafsilâtı 7 inci sahifemizde
2
- ZAMAN —
K&nunuevel 1
Dünyanın en büyük deniz tayyaresi yakında bitiyor...
Tayyarenin içinde bir matbah, bir bar, ayrıca radyo salonu ve mükemmel yataklar vardır
Yugoslav muhtırası, bir okun yaydan fırlamasına benziyor
Bu okun nereye isabet edeceğini ve nc tesir yapacağını kestirmek mümkün değildir
Yugoılavya hökümetiain Uluslar Birliği yazganiBa verdiği muhtıra, Macariataa hikAmetiuı açıkta» açıka ittibaaa etmektedir. Muhtırada Macaristan reamj mahfilleriaia «urbalarla birlik olduğu. Macar aabelleriııia (urbalar* yetiştirmiş oldukları, tor balara öğretme karargâhları kurulduğu eörleadiktee sonra torbaların bep Macar toprağında toplandığı, seçildiği, Nacariataom bunlara silâh re patlayıcı maddeler verdiği re işlerini kolaylaştırdığı Hâre edilmekte, zorbalığa nihayet vermek içle Macariıtana vuku bulan müracaatların boja gittiği de anlatılmaktadır..
ittihanı.'arım ağırlığı (öt götürmez mahiyettedir.
Muhtırada anlaşılan «eyler, ancak düşman bir devletin düşman bir devletle yapabileceği, beno de o dü,m»n devleti yıkmak re parçalamak İğin göte alacağı işler ve trşcbbüalerdir.
İhtimal ki Ulualar Derneği böyle bir dava kar,moda ilk defa olarak kaldığı, daha önce buna benter İşlerle uğratmadığı için ipâ örtbas etme yi. onu derinle,tirmrkt»a daha anönaaıp görecek.
Belki de bu ipin (atla karıştırılması yüıöodeo sulhun tehlikeye düşmesi İhtimali düşünülecek.
Çünkü ittihaaa eden taraf küçük itilâfın bâr rüknü, küçük itilâf iae Frantanın müttefikidir.
İttihattı olunan tarafsa. Italyan.n dostudur. Onun için ipi fasla karıp-tırnak ve drrinlrştlrmek belki de uannlmıyan. beklenmıyen ve letenmi-yen birtakım neticeler verebilir.
Onun için böyik devletlerin bu İşi tatlıya bağlamak fikrinde oldukları mütemadiyen «Eyleniyordu.
Fakat Yugoalavyaaıo ittibaınları da pek açık ve ağır olduğa için bunlar. örtbas etmek kolay değildir.
Tugoslavyuun muhtıram, bir okun yaydan fırlamasıdır. Okun nereye isabet edeceğini ve ne tein yapacağını merak ile bekiiyorua.
6. R.
[HÂDİSAT KARŞISINDA FİKİRLER, GÖRÜŞLER

Durmadan uzayan boy!
Ciddi bir gazetede görmraeydlk inanmıyacaktık, yine de k»ydı ihtiyatla ysııyoruL. Sis İster inanın, ister insnosyın... ‘ Mohamm»t» nâmında Mısırlı bir dülger, çeliştiği evin ünkatındzn »«ağıya düşmüş ıs kafatauuı çatlatmış.. Çabuk ye-tiplimi,, hayalım kurtarmak için n» Ifaımsa yapılmıj, yara kapanmış..: Fakat o dakikadan itibaren otamağa başlıysa “Mohammed„ın boyu birkaç ay içinde "13®» de» ••2,80.. ne kadar çıkmış, elyevm de uzamakta imiş.
"Mohsmmed,, ,e boyu stratle otadığı için zayıf gelmiş, bu yüzde» ,lmdi doktorlar zavallının ha-yatınsan ümidi kesmişler
"Mubammed,,'ln yatak odasının tavanı "3„ metre yükseklikte olduğu için artık orada tedavisine ımkln kalmamı, ve kendilini . tavana yüksek bir haatalbaaaye »alt. letmeğe karar vermişlerdir. ____ c.
re hakkında bası ağır »ozier narfetmış, hu hal mukabil tarafın galeyanını ve gürûttöyü mucip olmuştur.
Halkevi idaresi he» ihtimale binaen bir polis memuru davet at-mış. bu memur da salooa alınmış-be.
Hnabatıo tetkiki neticesinde idare heyetin» 37,5 lira açığı olduğu gJrûlmrkle idi Muhasip Hakkı Isfendiyar. buuuu 11 liranın kabul ediyor, ört tarafını kabul etmiyordu.
Nihayet, bu paranın eksikliğ.ndrn doğan mesuliyetin heyeti İdareye ait olup olmadığı rey» konmuş ve 53 reyle bu paranın tamamsa heyeti İdarenin mesuliyeti albnda olduğu na karar verilmiştir. Bu sırada, beıap mesekainden yine münakaşa lar başlamıştır.
Âzadan Namık töı söylerken bıar» asabiyetti ve hııiı davranmış talrbrdea Ekrem, yava« aöykume-al hakkında ihtarda bulunmuş, bu ihtara yine Sudan Ömer müdahale ederek:
— istediği kadar bağıra bağıra söyUyebilirl Demiştir.
Bu yüzden Ekrem l!« Ömer birbirlerine hücum etmişler ve iş »J hareketine kadar dökülmüş, salonda bulunan polisin müdahalemle kavgacılar aynim,,, kongre remi cebeyi baş dakika tatil et-ml«»lr.
ikinci eelaede nizamname encümeninin öz Türkçe olarak hanria-dığs 47 maddelik nizamname okunmuş ve kabul ed.lmiştir. Bu mo yanda cemiyetin isminin de öz Türkçeleştirilmesi mevuıubahh olmuştur.
*Tıp. ve “talebe, kelimelerinin öz Türkçe mukabilleri heyeti Ida. rec» aranıp bulunduktan zonra bütün ism.nin değiştirilmesi lurargir •Insuş, şimdilik cemiyet isminin lıp talebe kurumu, olma» kabul edilmiştir.
Bundan sonra içtimaa nihayet verilmiştir.
Japonya ne istiyor?
Taarruz güç, fakat müdafaa kolay olsun!
Japon Hariciye Nazırı, yabancı milletlerle ihtilaflı işlerin dostça halledileceği ümidindedir
Tokyo 30 (A. A.) — Hariciye Nann M. " Hirota ,, Diyet Meclisinde dış siyasal durumuao orun uaatiye anlatmıştır. M. •• Hirota . demiştir ki;
“Japonya Londra deniz konuşmalarında emniyet ve ademi tecavüz praneıploi sağlam temeller (Herin» oturtmağa çabşaaaktadır.
Bu konuşmaların başlangıcında önümüzdeki sene Londra da toplanacak olan deniz konferamnda ne. Mİ çalışılacağı hakkında berbirimiz kendi görüşünü anlattı, ve sonra büyük Britanya ve Amerika lie yine bu konferansa ait çok mühim işleri konuştuk.
Japonya ne teklif etti?
Bu konuşmalarda Japon bökû-m»tt kendi emniyet ve milH mfl-dafss» için zaruri olan deniz kuvvetlerini e'.dc etmeğe uğraşmakla beraber emniyet ve adimi tecavüz prensibini hâkim kılmağa savaşmış v* booun için de şimdi mer'i olan gemi sayılarının kaldırılarak »lâ-kadar bütün devletler İçin tek bir had konulmasını teklif etmiştir.
"Taarruz güç, müdafaa kolay olsun Silâhsızlanma düşünceliyle hareket »ttiğimizdeo, denil kuvvetlerinin raaalı bir surette indirilmesini re böyleee uloılarm üzerine (öken ağır verği yükünü ilerde azaltmak ialeyorur. Devletler için konulacak müşterek baddin mümkün olduğu kadar indirilmesini ve bunun içio de taarıuz »ilâhlarının tahdidini ve müdafaa silâhlarının da makul bir tarzda düzeltilmesini iatlyorur.ta ki bir devletin diğerine taarruzu güç. fakat herhangi bir devletin kendini müdafaam kolay olsun.
Japonyanın ümitleri...
Murahhaslarımız yuhardaki si-yassımızla ve yeni düzgün bir mu-abedectn gerçekleştirilmesi içiaça-İIVP duruyorlar. Gerek Ingiltere v» Amerikanın, gerek diğer bütün devletlerin tstvklarimizin doğ m loğunu kabul edeceklerini ve dünya banyını kolaylaştıracak yeni bir deniz antlaşması yapılasağuu limit etmek isterim.
Mançuko İlerliyor
Avrupa ve Amerikanın muhtelif «Ikelerile ve Çin il» münasebetlerimi» umumiyetle lylle|miştir. Çünkü devletler Japonyanın şark Aa-yaaındakı durumunu daha iyi anlamağa başlannşlardır.
Mlittef.kimli Mnnçako nau bft-tûn sabalarda Ue.Hdâgu,; ,t gcçen
"Puriaer Tageblatt. yazıyor: Acunun "dünyanın., en bıiyOk denil uçağı (Tayyaresi) Toulo-ze’da bir fabrikada yapılmak ı tadır vc yakında bitirilecektir. Uçağın deneme uçuşları bu ayın »onunda Bıscaroaıo limanında yapılacak ve sonra uçak, Fransa ile cenubi Amerika arasında yolcıı taşımakta kullanıla-I çaktır.
32 ton ağırlığında olan bu dev gibi makinede 46 kişi yolculuk edebilecektir. Uçak 32 metre uzun, 9 metre yüksektir. Kanatlarıma eni 50 metredir, her biri 850 beygir kuvvetinde olan 6 motoru ile uçak, saatte 230 kilometre çabuklukla ve 2000 metre yüksekte uçabilecektir.
Uçağın tankları 27000 litre bcoıio alabilecektir. Uçak bu kadar benzin ile havada bir kalkışla 4000 kilometreden
. Martta kurulan imperateıluğa zağ-ı lam temeller koyduğunu memnuniyetle görüyorum.
. Rusya ■ Japonya mûna-sebat;
Sovyet Rusya ile elen münasebetlerimize gelince, bu haptaki aoo izsbatimdanberi bu münasebetler hayli eylleşmlştir. Şimal sularındaki balıkçılık sanayiimiz zorluklara uğramaksın» ilerlemekte-■Ur. Bundan. Sovyet-Japon dostluğunun İlerisi için sevinmeliyiz. Çin Şark demiryollarının bu yılbaşına kesikliğe uğnyan »atış konuşmaları geçen Martta tekrar başlamıştır. Birçok defalar çok ciddi engellere uğranılmış ise de Japonja-nın gayretleriyle bir anlaşma elde edilmiştir ki bu »ulaşma satış değeri ve diğer bir çok milhim noktalar bakkıudsdır. Şimdi halledilecek ancek birkaç teknik iş kalmıştır. Yakında işlerin bitirileceğini umuyorum.
Hindıstan-Japonya ticareti
Hindistan ile de bir ticaret mukavelesi yaptık. Bu mukavele 14 eylülde tatbik edilmeğe başlanmış-tir ve ber iki tarafı da korumak tadır. Şimdiye kadar elde edilen neticeler bu mekavshnin iyice işlediğini gösteriyor.
Herşey dostça halledilmeli
Batavyada Holanca ile yaptığımız ticaret konuşmalarının da yakında iyi bir neticeye varacağını v» iki znemleket arasındaki sevgiyi artıracağını ummaktayım..
M. "Hirota,, nutkunu şu sözler, le bitirmiştir:
“ — Yabancı memleketlerle olan bütün ihtilâftı işlerimizin dostça halledileceğini sanıyorum. Çünkü bunun böyle olması bütün dünya, da ulualar arası münauclmtlerin istikrarı tçlo lâzımdır..
"Morning Post. Japonlara taraftar
Londra 30 (A.A) — • Morning Post, gazetesi, M. "Hirola.nın Ja. pou diyet kurultayında diş sıyaaa bakkıudaki beyanatı münasebetiyle Japon davasına karşı olan teveccühünü bir kez dsha bildirmektedir.
Almanya, hava meydanlarını düzeltiyor Berlin 30 ( A.A) — Alman Hava Bakanlığı. Brenlav'da yeni bir tayyare meydanı yapılmasına ve Gliuıitz meydanının da düzel tünle »ine karar vermiştir. Her iki meydan gece uçarlan İçin tanzim edilecektir.
fazla ııçuf yapabilecektir. Uçağın gövdesindeki oniki tana birinci »ınıf yolcu kamarası, vapurların birinci sınıf kamaraları kadar büyüktür ve iki yataklıdır. Her kamarada tam tertipli bir banyo vardır.
Uçağın gövdesinde ikinci sınıf yolculara vc uçağın taifelerine mahsus yerlerden başka bir mutfak, bir bar, bir salon ve bir radyo yeri bulunuyor.
Ünlü bir Fransız uçakçısuun adını alacak olan bu tayyare, ıkı »ene evvel yapılmağa baş-laumıy ve şimdiye kadar 18 milyon franga mal olmuştur.
Japonlara bomba atıyorlar
Fönîa - Agizona'da 30 (A. A) Dön gece meçhul birisi bir Japon bahçıvanının avlısına bomba atmıştır. Başka bir bomba da başka bir Japonun evinde bulunmuştur.
Baltık devletleri arasında
Letonya, Estonya, Lit-vanya Hariciye Nazırları toplanıyor
Tailio 30 (A.A) — Letonya. Litvanya ve Eâtonya Dıj Bakanları 12-9-934 tarihli Cenevre antlaşmasımu imzacından »onra ilk konferans olarak bu giin burada toplanacaklardır, müzakere programında başlıca şunlar vardır:
Siyasal ve Ökooomık alanlarda iş birliği, ticaret alış verişinin büyütülmez) ve üç memleketi alâkalandıran başka genel işlerle uluslar aran işleri.
Fransız ordusunda hazırlık
Parta 30 (A. A.) — Hükümet tarafından Harbiye Bakanlığının fevkalâde ihtiyaçları için iatenen 800 milyon masrafın şu suretle taksim edildiği tebliğ e dilin şiir :
Topçu ve silâh ımalâb; 615 buçuk milyon, levazım 35 tniJ-you, sıhhiye hizmeti 15 milyon, barut 80 milyon, şimendüfer ihtiyacı 6 buçuk milyon.
İtalya kralı döndü
Brendızi 30 (A. A.) — İtalya kralı "Somali,, den "Brendizi,, ye gelmiştir. Kralın biodiği vapura ikinci deniz filosu ile bir deniz tayyaresi filosu refakat etmekte idi.
“Havana,, yine karıştı
Lahavan 30 (A. A.) — Ka-magez, Sagu» ve Sienfuego*'-da bir çok bombalar patlaması vo bir çok tevkifatla neticelenen tezahürler vukuu üzerine hükümet örfî idare ilin etmiştir.
La Havana 30 ( A. A.) — Karışıklıklar üzerine mühim siyasal değişiklikler beklenmek-tedir.
Polis ticaret memurları birliğinde araştırma yapmış vc turistlere Küba'da hayatlarının tehlikede olduğunu bildiren komünist propagandası elde etmiştir.
Bir çok kimseler tevkif edilmiştir.
Atatürke Konyadan telgraf
Koeya 50 (Hus uıi) — Atalüsh adınta vcrilmr*i mGnıarbeUİe Büyük Öedcriaslss ,ehri mir süitsek Maliye azcaausları tarafından şu lalgraf çeklt-ı (»iştir:
Scy adın kutlu »leva, Ou İÜ Ulusun» mutlu ol.
Cocoâlors» ■ MoliyJt Sotm K»fak. Emin Arılan, Hilmi Doğan
---------------■--------------
Emvali metruke ihale bedelleri indirilmesi mukarrer..
Ankara 29 iGsclkm.ştır) — Emrah metruk eden arazi İha!» bedellerinin vüzd* kırk nisbetinde iedlrllmeai hakkında kuvvetli bir ceryan vardır. Bundan saklat, çiftçiyi ucuzca toprak tabii» yapmaktır »e bu karar, vaktiyle pahalı alman arazi bzdsllerinia ödenmediği görüldüğümden dolayı verilecektir. Mra.lenin MorUsta krzbâ kanuaiyet etmesi pek muhtemeldir.
----------a
Badem ağaçları çiçek açmağa başladı
Muğla 30 (A. A.) — Vilâyetin “Datça,, karacı yağmursuztuittao askıntıda idi. Hatta kuyularda ru bile kelmamıştı. Son gönlerde devamlı yağmurlar yağmıştır. Bu yağmurdaa tonra tarlalar sürülmeğe başlandı. “Datça,, da badem ağaçUrt çiçek açmağa başladı.
Bu acn- • Datea., da zcytla mahsulü önceki yıllara göre iyidir. Zeytin yağının kilosu şimdiden 30 kuruştur.
-----------■-----------
Aymtapta meb’us intihabı hazırlığı
Ayınlap30(A.A.) Dün fevkalâde olarak toplanan Şehir MccUai meb'ua | İntihabı teftiş heyetini seçmiştir. Belediye intibsp defterlerini hazır. I lamakla aoeşğuldür.
—----------a---------
Suriyeden gelen Türklere yardım
Ayıntap 30 IA.A.J — Suriyeden gelen »e İslâhiye kazasına yerleşti, rilen Türk muhacırlars viUrctçe çift hayvanları dağıtılmlş, bir a». erlik iaşeleri temin edilmiş »e hepsi de müriahtil vaziyete geti-rl'miştir.
üzüm ve incir satışları
İzmir 30 (A.A) — Bu ayın 24 ünden 29 uncu günü akşamına kadar boranda 9 kuruşta,. 33 kuruşa kadar 5,712 çuval üzüm ve 5 buçuk kuruştan 17 kuruşa kadar 799 çuval incir ve 4 kuruştan 372 çuval burda «atılmıştır.
-----------------9-----------------
Ayıntapta 40 1
Ayıntap 30 IA.A.İ — Geçen acı vilâyetimizde 74,436 saklı nüfua, ölüm tcabil edilmiştir. Bu suretle olmuştur.
935 senesi yapılacak umumi ni nümezotaj işlerine başlanmıştır.
Sağlık öğütleri
Muğla 30 — Dön gece Doktor Tahsin tarafından Kalkerinde zührevi hastalıklar, bunun bulaşması ve iyi edl meıi hakkında değerli bir konferans verilmiştir.
*M M«n«M0MM •oseeeooo a e ş ş 10090001!••• 11S â »eoMOMşo,
Kuvvetin yeni bir galebesi
7 rnci sahifeden devam harp cephesini dolaşmaktadır. Halbuki çok mühim mezelerler onun hükümet merkezinde bulunmasını İcap ettirmekledir.
Şantörden kaçan bir takım haberlere bakılırsa cephede bir inhitat» olmuş, gerek (Bolivyaaın idarr ra.rkezi) “Lapnz„da gerek diğer birçok şehirlerde karışıklıklar çıkmıştır. Bolivya sınırlarının kapandığı ve harp aleyhinde nümayişler yapıldığı söylenmektedir.
Diğer taraftan Paraguvaya ordusu, Bolivya cephesinde açtığı gediği genişleterek Bolivya ordusunun kumı küllisini kuşatmak için uğraşmaktadır.
BolivyalIlar her cephede çekiliyorlar Asaompayon 30 (A.A.) — Para-guvay hükümeti, BolivyalIların bütün cephede çekildiklerini resmen bildirmektedir.
Bolivya Reisicûmhuru tevkif edilmiş Sontiyago - Şiii - 30 (A. A.) — “Selamanka. nın tevkif edilerek hakkında askeri mahkemede hüküm verilmek üzere tayyare ile “Santakruz. a nakledildiği gayri resini olarak bildirilmektedir.
Yeni kabine şimdi “Sintiyago, da bulunmakta olan eski »örgün reisicumhur “Saavedra, yı da içine almaktadır.
“Lapız, dan gelen gayri resmî haberlerdi- "$ako. daki Bolivya kuvvetlerinin karışık bir belde çekildiklerini bildirmektedir.
Bolivya harbe devam edecekmiş
Vaşington 30 (A. A.)—Bolivya-da iıfifa eden Reitıcümhurun yerine M. “Sorzano. nın iktidar mev-kiino geçmesi ulualar ku-umunun barış için otan çalışmalarındaki muvaffakiyeti daha güçleştirecektir.
Çünkü, M. “Sorzaııo,, iatidar mevkiine açıktan »çığa bir devlet darbesiyle geçmiştir. Bu şartlar içinde Bolivya “$ako. yu »İde etmek için şiddetle aavaş açacaktır.
in gizli nüfus!
t Teşrin başından bugüne kadar 9,164 saklı evlenme. 34,728 sakh O bin olan vilâyat nüfusu 300 bin
ı« sayımı için şehirde ve köylerde
“Muğla,, da tütün satışı
Muğla 30 (AA,) — Vilâyet dahilinde tütün satışı devam etmektedir. Yeni atıcıların gelmesi bekleniyor.
'•■•MMpeeMoepeiMMiaeMtaiııliiMiaıı «lMM»»lell«l»lt4t' Mısırda teşkilâtı esasiye kaldırıldı Kahire 30 (A. A.) — Kral Fuat, teşkilâb esasiye kanununu kaldıran ve Meclisi dağıtan kararı bugün imza etmiştir.
Yunan Meb’usan meclis toplanıyor
Atin» 30 (Hususi) — Meclisi Mebusâo bir hafta soara top-lacaktır. Bu toplanma bir hafta »örecek, bu arada Ayandan iade edilen bazı kanunlar mO-zakere edilecek, ayın on dördüncü günü Cürohur reisinin yeniden intihabı münasebetiyle yapacağı yeminden «onra meclis tatil edilecektir. Yunanistanda yeni ithalât sistemi
Atina 30 (Hususi) — Dünkü nazırlar meclisi, maliye nazırı Miisyû “Pesmazoğlu,, nun teklif ettiği Yunanistanın 1 kânunuevvelden itibaren tatbik edeceği yeni ithalât »istemini müzakere eylemiş vc başka bir celsede karar verilmesi takarrür eylemiştir.
Japonya - Amerika arasında telefon
Nevyork 30 (A. A.) — 8000 kilometre uzunluğunda yeni bir telefon hattı 7/11 tarihinde Sanfransisko ile Tokyo arasında işlemeğe başlıyacaktır. üç dakikalık bir görüşme otuz dolara olacaktır.
Leh isyanının yıldönümü Varşova 30 (A.A) — 1830 Leh isyanının yıl dönümü teait edilmektedir.
Kânunuevel 1
-ZAMAN -
3
SÜTUNLAR ARASINDA |
Kışa karşı.»
Eskiden garip tefeüller vardı; ayva bol olunca kış sürekli olurmuş, filin gibi—
Kış, hakikaten çok korkutucu bir mevsimdir. Odun kömür derdi; mangaldan, sobadan evvel bizim içimizi yakar, kavurur.
Öylo yıllar biliriz ki elimizde para ile oduncu, kömürcü dükkânların kapılarında adeta dilenciler gibi el açtık; odun, kömür dilendik!
Diyeceksiniz ki şehrimizde bir belediye var. Fakat belediye j böyle şeylere bakmıyor ! Şehirde ihtikâr olup olmadığını tetkik eden komisyon da günlerce toplandı ve nihayet " ihtikâr olmadığına, hiylc olduğuna,, karar verip dağıldı.
Butıa akan sular durur. Artık. k,m ne diyebilir? Kim ağzını açar da bir tek söz söy-liyebılir?
Bereket versin b«ı sırada gönüllere teselli veren bir müjde, imdada yetişti.
Bir Fransız ilim adamı bu yıl kışın hafif geçeceğini, ilmi esaslara tutunarak söylüyor.
Yalansa, doğru, olıunt Demek ki bu kış fakir fukaranın yüzü gülecek... Ama. oduncular, kömürcüler nğlıyacaklar-mış! Üç, beş kişinin kesesi dolup sevineceğine, binlerce kişinin keseleri boşalmasın ve ağlamasınlar !
Pek acıklı bir hakikattir ki bizde kış, kara sefalettir. Ve ı kışa, her yıl hazırlanmadan gireriz. Çünkü kışa hazırlanmak . bir huzur, refah işidir. Günlük nafakasını tedarikten aciz bir çok insanlar, kışa, nasıl hazırlanabilirler? istikbali düşünmek her şeyden evvel, bir imkân meselesidir.
Fransız âliminin müjdesi, zan- , nediyorum ki - muhal olsa dahi -bir çok kişilere, büyük bir te- | solli olacaktır. Teselli, insan- 1 lan, yaşamağa teşvik eden en büyük destektir. Fransız âlimine, bu yüzden müteşekkir kalmamak elden gelmiyorl
R.
Ramazan ne zaman ?
“Ankara., dan bildirildiğine göre, diyanet işleri reisliği, kânunuevvelin sekizinci cumartesi günü ramazan olduğunu ilân eylemiştir.
Etıbba Muhadenet cemiyetinde
Etıbba Muhadenet Cemiyeti dün Cağaloğlundaki merkez binasında aylık toplantısını yap-iniştir.
Bu toplantıda ruznameye alınan ve nizamnamenin on beş maddesinde bazı değişiklikler yapılmasını istilzam eden kısımlar okunmuş, istenilen tadiller yapılmıştır.
Bundan sonra cemiyetin bir “Taavün sandığı,, teşkili etrafındaki faaliyeti mevzu ba Etolmüş, bu hususta icabeden tet-kikatın yapılması karar altına alınarak içtimaa nihayet veril-
Yumurta fiatleri oynak
Karadeniz sahillerinde yumurta fiatleri hemen her gün değişmektedir. Oç gün evvel Trabzonda seksen bin işlenmemiş yumurta muamelesi olmuştur.
Aynı gün Orduda yüz dane-si ISO-160 kuruşa satılan yumurta, bir gün evvel 160 170 kuruştan muamele görmüş buna mukabil yine aynı gün İneboluda yüz yumurta 250 kuruşa satılmıştır.
POLİSTE
r-----—-------------------
I Ç'öylesem tesiri yok
I ussam gönül razı değil
ADL İYEDE
Kadro ve maaş
Hakimlerle İcra memurlarına maaş verilmesi gecikecek gibi..
Yeni memurin kadrosu kısım kısım İstanbul adliyesine tebliğ edilmektedir.
Evvelki gün geç vakit adliye Bakanlığından tıbbı adli müessesesi ile ihtisas mahkemeleri kadroları tebliğ edilmiştir. Adliye seçim encümenide ağır ceza reisi Azizin riyaseti altında muntazaman faaliyete devam etmektedir.
İcradan açığa çıkarılanlara tamamen tebligat yapılmıştır. Yalnız icranın yeni kadrosiJe hakimler kadrosu henüz gelme- j diği için, bunlara maaş verilebilmesi kadrolarıu gelmesine mütevekkil bulunmaktadır. Adliye Bakanlığı, hakimlerle icra mcroıırlarıoın bu ay da geçen 6 ay kadrosuna göro maaş almaları icap etmekte olduğunu bildirdiği halde vilâyet muhasebeciliği bu emrin maaş vermeğe kâfi gelmediğini bildirmiş, bunun üzerine Adliye Bakanlığı, Maliye Bakanlığına müracaat etmiştir. Gelecek emre göre hareket edilecektir.
Yeni kanunlar bugün başlıyor
Son kabul edilen yeni adli kanunların hepsi bu günden itibaren mevkii mer'iyete geçmektedir.
Muhtelit mahkemede davalar Muhtelit Türk - Yunan mahkemesi evvelki gün toplanmış ve 14 davaya bakmıştır, Bunlardan altısı reddedilmiştir, ki mezkûr davalarda bizden istenilen tazminat yekûnu 250 bin lira idi. Diğer sekiz dava ise murafaaya bırakılmıştır. Bunlar arasında üç mühim dava vardır, biri, Balıkesir ormanlarının işletme imtiyazına sahip olduğunu iddia eden "Bazil Sifotay,, ın hükümetimizden 60 bin lira istiyen davasıdır.
Diğeri “ Ekonomidis „ tarafından "Sındırgı,, ormanları için yine hükümet aleyhine açılan dava, üçüncilsü ise avkaf idaresi tarafından Yunan hükümeti aleyhine açılan 150 bin liralık davadır.
Bu üç mühim davanın mü-rafaaları gelecek hafta yapılacaktır.
İhtisas mahkemelerinin müddeti uzatıldı
İhtisas mahkemelerinin faaliyeti kanunla iki buçuk sene daha uzatılmıştır.
Bu müddet zarfında hükümet, lüzum gördüğü yerde işleri az olan ihtisas mahkemelerini kapatabilecektir.
Şimdiki halde kapanması kararlaşan ihtisas mahkemesi yoktur. Manmafih bu hususla tetkikat yapılmaktadır, ihracatımız ve Almanya
Türkofis Berlin şubesinden verilen malûmata göre. Alman-yaya ithalâtı güçlükle ilerleyen maddelerimiz, bilhassa pamuk ilo zahiredir. Bunun sebebi, Türkiyece istenen Hatların alâkadar Alman daireleri tarafın-dan pek fazla sayılmasıdır.
Pamuk ve zahire ancak Ak manya tarafından tespit edilen Hatlar dairesinde mezkûr memlekete ithal olunabilmektedir.
Limanda Çinli kaçakçılar!
Tahkikatdevam ediyor, bir memura işten el çektirildi Geçenlerde limanımızda bir Fransız vapurundan afyon kaçakçılığı yapılırken mesele meydana çıkarılmıştı. Bu hususta ( zabıta ve gümrük müştereken ' tahkikat devam etmektedir.
Afyon kaçaçakçılığı yapanlar arasında, Fransız vapurunda çalışan iki Çinlinin de bulunduğu tesbit edilmiştir.
Bundan başka bir gümrük muayeno memurunun da işte mühim rol oynadığı ve muayene kâğıtlarını evvelden kaçakçılara vermek suretile eşyanın göya muayene edilmiş şekilde gümrükten çıkarılmasını temin ettiği tesbit edilmiş ve bu memura işten el çektirilmiştir.
Tahkikat devam etmektedir.
Karadenizde fırtına hafifledi Karadenizde ki şiddetli fırtına yüzünden yedi vapur Amasra limanına sığınmaya mecbur kalmıştır. “Ege,, vapuru yuluoa güçlükle devam etmiştir. "Tarı„ vapuru muhtelif yelere ait yüz kadar yolcuyu istanbula getirmeğe mecbur olmuştur.
Bu yolcular liman reisliğine müracaat ederek müşkül vaziyete düştüklerini anlatmışlardır. Bunlar gelecek hafta yerlerine gönderileceklerdir.
Mamafih Karadenizde fırtına hafiflemiş, birkaç gün evvelki şiddetini kaybetmiştir.
Çinin “Ankara,, Elçiliği
Çin hükümeti tarafından M. *'Ho-yoa-Tsıı„ nin “ Ankara „ Elçiliğine tayin edildiği haber alınmıştır.
Ingiltereye 9 aylık ihracatımız
Resmi İngiliz istatistiklerine göre İngiltere Tûrkiyeden 9 ay içinde 560790 sterlinlik ithalat yapmıştır.
Geçen yılın ithalâtı ise 473274 sterlindir.
Yine bu dokuz ay içinde lngilterenin bütün ecnebi memleketlerden yaptığı ithalât 536780722 sterlindir.
İnsan meziyet
Şerhler
kibrü nahvetten ne kadar eksiltirse ve fazilete o kadar ilâve etmiş olur Bourdaloue
izah :
Şerh ve
Büyüklük taslamak, kabarmak. şimarmak gibi kötü huylar, aydınlanmıyan kafaların, kısır seciyelerin doğurduğu nakısalar sayılabilir. Bunlar ancak me-ziget ve faziletten payları pek düşük olan insanların kârıdır. Meziyet ve faziletten nasipsiz kalanlar, eksikliklerini başka bir yoldan telâfi etmek isterler ve onun için sahte bir takım tavırlar takınırlar, büyüklük taslarlar, ve bananla içlerinin kofluğunu örtmek, onunla fazilet ve meziyetten yuna yayalıklarını gizlemek isterler.
Fakat bu tavırlar, bütün bu gösterişler sahte olduğu için, kimsenin gözünden kaçmaz, kimseyi aldatmaz
Tramvaylardan atlamak yasak!
Tramvaylar yürürken atlayanların polise verilmeleri bildirildi
Tramvay şirketi memurlarına yeni bir emir verilmiştir- Bu emre göro, tramvaylar giderken atlıysalar kim olursa olsun tramvay ilk polis noktası önünde durdurularak zabıtaya teslim edilecektir.
Bu emirde, tramvaylara at-lıyan resmi elbiseli polis memurlarının da aynı veçhile güzergahtaki ilk polis karakoluna teslim edilmeleri lüzumu bilhassa kaydolunmuştur.
Bu suretle tramvaylara atlı-yanlardan ceza alınacak ve tramvaylar bati harekette iken binilip inilmesinin önü alınmak istenilecektir.
Afyon heyeti bugün gidiyor
Türk - Yugoslav afyon satış mukavelesinde bazı değişiklikler yapılacağı ve bunun içinde Belgratla müzakeratta bulunulacağı yazılmıştı.
Bu müzakereye iştirak etmek üzere üç kişilik bir heyet seçilmiştir. Bu heyet uyuşturucu maddeler inhisarı müdürü Ali Sami, Habip oğlu Ziya, iktisat Vekâleti Müsteşarlarından Hul-diden mürekkeptir.Heyet bugün Belgrada hareket edecektir.
Müzakerede Yugoslavya namına Yugoslav Ticaret Nezaretinden ve Afyon inhisarından mümessiller iştirak edecektir.
Aldığımız malumata göre mezkûr mukavelenin tadil edilmesine sebep, bu mukavelenin yapıldığından şimdiye kadar geçen zaman zarfında birçok değişiklikler vukua gelmiş olmasıdır. Bu meyanda bir takım döviz vaziyetleri ve takaslar, kleringler ortaya çıkmış, iktisadi ahvalde değişiklik husule gelmiştir. Bu itibarla mukavele şimdiki vaziyete uygun bir bale getirilecektir.
Heyet Belgratla on gön kadar kalacak ve bu arada Hrast-nik afyon müstahzarat fabrikasını da gezdikten sonra Kânunuevvelin on beşine doğru şehrimize avdet edecektir.
ve o zavallılar yalnız kendilerini aidatmış olurlar. Belki ona da muvaffak olmazlar. Çünkü hiçbir kimse, bile bile kendini aldatamaz.
Şayet bu çeşit sahte, takma gösterişlerle, kibrü nah-vctlcrlc kendilerini oyalı-yanlar, bir gün gözlerini açarak doğra yola girmek isterlerse, herşeyden evvel kibrü nahvetten sıyrılsınlar. Çünkü kibrü nahvetten eksilen her habbe, meziyet ve fazilet hesabına bir kazançtır.
Meziyet ve fazilet, insana hakiki değer verir. Sahte ve boş iddialardan sıyrılmak ise hakiki bir değer sahibi olmak yolunda atılacak ilk adımdır.
ZAMAN
Dünkü yangın
88000 liraya sigortalı fabrikada çıkan yangın şüpheli görüldü
Zabıta, dün 88000 liraya sigortalı olan bir cam fabrikasının kısmen yanması tahkikatına vaziyet etmiştir.
Bu yangın şöyle olmuştur :
Eminönünde çiçek pazarı denilen yerde 32- 34 numarada Albert ve Siyon biraderlerin tahtı işgallerinde bir cam ticarethanesi vardır.
Dün saat üçte bu binanın ikinci kat pencerelerinden alevler yükselmekte olduğu görülmüş, itfaiye haberdar edilmiştir.
İtfaiye derhal gelmiş, az bir zaman sonra bir kısım kâğıtlar iki metre murabbat kadar bir döşeme harap olduk-tan sonra yangın söndürülmüştür.
Yangın tahkikatına Eminönü merkez memurluğu vaz'iyel etmiş, ilk safhalarda, bu tica-rethanenin 88000 liraya sigortalı olduğu tesbit edilmiştir.
Zabıta, şimdi yangının sebebini araştırmaktadır. Dûn “Albert,, ve "Siyon,, un malûrna-tınada müracaat edilmiştir.
Ölüm uykusu!
Bir zavallı, mangalda yanan kömürden öldü
Fındıklıda Aydın apartmanı kapıcısı Muttalib, dün, odasında mangal yakmış, bir köşeye çekilip oturmuştur.
Bir müddet sonra Muttalib'in uykusu gelmiş, ağır ağır uyumağa koyulmuştur.
Fakat işte bu uyku Mütta-libi ölüme kadar götürmüştür.
Biraz sonra apartımana gelenler, Muttclibin ölüsü ile karşılaşmışlar ve polisi haberdar etmişlerdir.
Adliye ve polis doktorları tarafından yapılan muayene neticesinde Muttalibin mangal kömüründen zehirlenerek öldüğü tesbit edilmiştir.
Dört otomobil çarpıştı
Son yirmi dört saat içinde iki yerde otomobil çarpışması olmuştur.
Şoför Akiflc şöför Rahminin idarelerinde ki otomobiller, Saraçhane başında muhalif istikametlerden gelmekte olddukları bir sırada, yapılan yanlış bir manevra ile çarpışmışlar, her ikiside parçalanmışlardır.
• « ♦
1931 numaralı otomobil ile 2532 numaralı otomobil, dün Harbıycden Beyoğluna doğru süratle gclmekteler iken bunlardan biri diğerinin Önüne geçmek istemiş, o biride yol vermek üzere direksiyonu kırınca, çarpışmışlardır. Müsademe neticesinde her ikisi de ehemmiyetli surette hasara uğramışlardır.
Nüfusça zayiat olmamıştır.
Kadın yüzünden bir cinayet
Evvelki gece. Şişlide Etfal hastahanesi arkasındaki bir bahçedeki kulübede ağır bir cerh vakası olmuştur.
Bir bahçevan kulübesinde oturan Vehbi ile arkadaşı Talât aralarında ötedenberi devam edip giden bir kadın raesclesiu-
Bir mütehassıs daha I
Şehir tiyatrosu, operete hra verdi. Evvelâ, Şehzade başındaki şimdi yasak edilmiş olan tuluatçılara rahmet okutan kaba, iğrenç nükteli operetlerle iyi kazanç temin etti, bundan-da cesaret ve gemi azıyı aldı.
Belediye, söylenen sözlere, edilen tenkitlere inat olsun diye mi nedir, hiç aldırış etmediği için bu hal devam ediyor.
Fakat her yaraşıksız hareket gibi bu da tadını ve tavını kaçırdı. Şimdi şehir tiyatrosu bu işin bir mütehassıs eliyle başarılıp düzelmesini istiyor.
Evet, operet için bir yabancı memleketten mütehassıs getirilmeli imiş I
Şehir belediyesinin zavallı fakir bütçesinden, bir yabaııcıya para ayrılacak. Sanki şehrin ihtiyaçları tamamile temin ediliyormuş ta, arta kalan para da bu suretle harcanacakmış!
Operetin değil, tiyatronun da bir mütehassısa muhtaç olduğunu, şehir tiyatrosunun bugünkü hnlinden anlıyoruz. Yalnız, bu getirilecek mütehassıs, ne dereceye kadar işe yarayacaktır? Ondan, ne kadar istifade edeceğiz?
Dekor ve aksesuvar masraflar iyi e belediyenin fakir sırtına yük oian operetlere başlamadan evvel bunu düşünmek lâzım gelmez miydi?
Biz. mütehassıs değil Şehir Tiyatrosundan bütçesine, kadrosuna göre temiz iş isti-oruz.
Şimdiki curcuna içine gelecek mütehassıs ne yapar? Mütehassısa da yazık..,. Paramıza da yazık ...
L.
Gümüş liralar ve maaş
Umumî maaş bugün dağıtılacaktır. Darphane müdürlüğü İstanbul vilâyet muhasebeciliğine yeni basılan gümüş paralardan (100) bin lira vermiştir. Memur maaşları kısmen yeni paralarla verilecek, bu suretle ilk Cumhuriyet gümüş liralın piyasaya çıkmış olacaktır. Diğer bazı vilâyetlerde de maaşlar yeni paralarla verilecektir.
Dünkü sis
Dün sabah şehrimizi kalın bir sis tabakası kaplamış, bu yüzden Akay ve Şirketi Hayriye vapurlarının sabah seferleri muntazam yapılamamıştır.
den yine kavgaya tutuşmuşlar, Vehbi taşıdığı büyük bir bıçağı çekerek Talâtı böğründen ve arkasından olmak üzere müteaddit yerlerinden tehlikeli surette yaralamıştır.
Talâtın istimdadına polisler yetişmiş, Vchbiyi yakalamışlar, Talâtı da hastahaneye naklet-m işlerdir.
Talâtın hayati tehlikededir.
Bir amele yanarak öldü
Dün bir amele, dikkatsizliği yüzünden elektrik cereyanıua kapılarak vefat etmiştir.
ölen amele, Karaköydo paşa mahallesinde oturan Suadi-ycli 35 yaşlarında tsmaildir.
İsmail, yine Karaköyde, Saf. fet beyin [matara fabrikasında çalışmakta iken bir aralık her nasılsa elektrik cereyanına kapılmış, anide kömür haline gelerek vefat etmiştir.
Doktorlar tarafından yapılan muayenesinde bu cihet tesbit edilmiş vo defnin» .ruhsat verilmiştir.
4
— 7. A M AN
Zaman Ansiklopedisi
Musikili piyes
Ekbername muharriri
"Karilerinizden biri Hindistan tarihini okurken mehazlar arasında "Ekbername,, adlı bir eserden bahsedildiğini görmüş, bıı eserin kimin tarafından yazıldığını merak etmiş ise de anlıyamamif, onun için bunu birden soruyor.
Cevap veriyoruz!
Ekbername. Hint imparatoru Ekber şahın veziri F.bulfazlın ♦meridir. Ebulfazl 1551 de doğdu. Kendisi hiç şüphe yok ki büyük bir devlet adamı idi. Bunu her şeyden fazla onun b raktığı büyük ese. gösteriyor-ki bu eser, kanimizin sorduğu Ekbernamedır. Eser, farsea ile yazılmıştır ve iki kısımdan müteşekkildir.
Birinci kısım İmparator Ek-berin devrini anlatır. İkinci
[ kısmın adı "Ay.ni Ekberi,, dir | ve Hint İmparatorluğunun o za-I maııki dini, siyasi idari tesisat | ve teşkilâtını izah eder.
Eserin tahririnde kullanılan lisan, son derece musannadır. Eserin bilhassa ikinci kısmı, çok kıymetlidir. Ekbername. Avrupa dillerine de tercüme edilmiş bulunuyor.
Vezir Ebu'fazl 1602 de bir iş başarmak için "Deken., e gitmiş ve orada katlolunmuş-tur. Katilin, İmparator Ekberin oğiu Şehzade Selim tarafından cinayeti irtikâba sevkolunduğu anlaşılıyor. Şebzsdc Selimin sonraları İmparator Cihangir iinva-nilc tanınmıştır. Selim, Ebııfaz-lın nüfuzunu kıskanarak bu cinayeti irtikâba saik olmuştur.
Üç piyes için büyük hazırlıklar yapıldı
12 Kânunuevvelde htanbulda ve 27 Kânunuevvelde Ankarn-da oynanacak olan musikili piyesler hakkında hazırlıklara de vam edilmektedir.
Ankara musiki mektebi şan hocalarından Nurullah B. bu işlerle meşgul olmak üzere Is-tanbııla gelmiştir.
Bu sene oynanacak iiç piyes vardır. İsimleri Taşbebek, Ba-yönder ve Bir Ülkü yoludur.
Bayöntler eski bir Türk Er-tekisinden efsancl bahsetmek-
tedir. Avrupadaki Nibelunğen
Chanson de gibi sahneye
Rolland piyesleri konacaktır.
Bayöııder piyesinde baş rolü
Nurullah .Şevket alacaktır. Mumaileyh Almanya ve kalya-
da musiki ve şan tahsil ettik-
ten sonra memleketimize gel-
miş vc esasen daha Avrupaya gitmeden musiki »alıssında tanınmış o'.tn bir kimsedir. Piyesin genel Rejisörlüğünü Münir Hayrı üzerine almıştır.
Kânıınuevel 1
Anadoluda Seyahat Notları
Yozgaddan geçerken...
“Ben gazetelere hiç alâkadar olmam. Benim prensibim bodur!.,,
Çok sağlam ağızlardan iş t-tiğime göre Ankara - Kayseri demiryolu kurulurken ‘‘Yozgat.. m da "durak,, lar arasına alınması düşünülmüş. Yalnız, yolun k'-k bir kilometre daha uzaması gerekmiş. Ölçmüşler, biçmişler. Bakmışlar, bu iş 240,000 liraya mal oluyor. Yoz-gadın ileri gelenleri ilkönce bu parayı vermeğe antkız (hazırız:
Gönül Dili
Şairi : Fuat Hulûs! Demircili Basan : Semih Lûtfi Matbaa vc kitaphanesi.
İşte bir şiir kitabı ki Tevfık Fikretin 'Rübabı Şikestesi., de dahil olduğu halde »on kırk yıl içinde hacim itibarile eşi basılmamıştır. (Gönül dilinin) ilkio hacminden bahsedişimiz şairinin ne verimli bir kariha, bir tabiat ve bir kudret sahibi olduğunu göstermek içindir. Gerçi berceate bir mısraın Çin büyük setlerinden dabn kıymetli ve çünkü daba uzun ömürlü olduğ unu | söyliyenler vardır. Fakat bütün hayatı iki üç manzumenin mısraları arasına s:ğ)şıbilen bir şair, ömründe bir veya iki kere öten Bülbüllerden farksızdır. İtikadımızea *az fakat özlü,, söylemek. kırk yılda iki manzume karalamak değildir. Şair verimli olmalıdır, içinde yaşadığı devrin bütün lıad.içlerinden ilham almayı ve güzellik aleminden etek etek ilham toplamayı bilmelidir. Divan şairlerinin daha sonraki meılekteşlorından (ek bir üıtûıı-lükleri varsa ömürlerini şiire bağ-layabllroeleri ve hergün bir nağme | terennüm etmeleridir. Tevfık Fikret 1 hacmi geniş bir şiir demeti yarat-mıştı.Gdoûl dili şairi, verimli ol-makta o üstadı da hayli geçmiştir.
Kitapta 1224i manzume var. Şair, en çok aşk mevzuu üzerinde göeill sazını inletmiş olmakla beraber İçtimai ve felıefi mevzuları da İh ma» etmemiştir. Bu 224 manzume içinde temas edilmiyen fikir ve duygu yok gib.dir. Şu parça, aşkın aleviyle yanan şair kalbindeki ıstırabı acı acı haykırıyorıa başka bir psrça öksüzlüğün mera-etini tel tel gözümüzün önüne seviyor. Biraz sonra gözümüze yeni bir aşk teranesi ve ardından milli bir türkü çarpıyor. Söyledik ya. temas edilmiyen mtvıu yok gibi.
Gönül dili şairi. bu nefis eseril» bize modern bir divan sunmuş oluyor. Bu ani divanda meselâ mersiye yok. Lâkin ölümleri Türk yurdunda bir elem olan birçok aziz şahsiyetler için kelimeden ysp.lmış histen örülmüş âbideler var. Yine bu divanda gazel y ok. fakat hakiki gazel demek olan aşıkane nevhalar, iniltiler var. Şair, şu yeni ve y»p yeni divan çerçevesine kaside ve methiye çeşnisini de sokmayı unutmamış, lâkin S'rf’i gibi ve Peyrevler gibi değil. Kaside denilebilecek manzumelerine yirminci asrın edasını vermek, verebilmek muvaffakiyetini göstermiş.
Mevzuların böyle bol ve çok değişikli olmasından dolayı Gönül dili, tellerinde her besteden teraneler lltriyen yüksek bir saz kıy- I meti alıyor, şairin vezin hususunda da tenevvüe iHna etmesi bu kıy- | mat! çoğaltıyor ve «lirlerin en küçük bir sıkıntıya bil» uğratılmadan eevile sevile okunmasını temin ediyor.
Şair Fuat Hutûsi Demircili, 224 manzumeyi İhtiva eden kitabına niçin Gönül dili adını verdiğini şu güzel müstezatla ifade ediyor, (ivnül yabancın olsa, sesğta olmayan tatil» İnan kİ cahilidir.
Yarıp, açıp vmn, yoktasın, dilerdim elim o 11 kimin İlidir?
Yakınlık iallyoratr.-. senden ayrı yerde hayat «lüm nuadnidlr. Şiir lanlr okuyanlar, şiir değil, hevhall Bu bir Gtcûl dilidir,
Fuat Hulusi Demircili, 224 şahit getirerek isbat etmiştir ki ince duygulu, keskin sezgili, kudretli ifadeli bir şairdir. Oou temsil eden GBâûl dili, bazen yanık, bazen şen ve. fakat daima heyecanlı öten bir edebiyat bülbülüdür. Eseri oku. yuculorımıza tavsiye ederiz.
Piyeslerin büyük muvaffakiyetle temsil edilebilmesi için faaliyetle çalışılmaktadır.
Sayılı
ve tanınmış şah-
siyetler. memleketimizde ilk defa yapılacak tecrübenin mu-
hakkak iyi netice vermesi için çalışmağa başlamışlardır.
Harice sattığımız elma nekadar?
Inedolu 29 — Buradan İskenderiye, Portsait, Yafa ve Berut limanlarına yapılmakta olan elma ihracatı yalnız bu ay içinde 20 bin sandığa baliğ olmuştur. Geçen ayda aynı miktarda yapılan bu sevkıyatın ö-nümüzdeki Birinci Kânunda bir miktar noksaıılaşacağı anlaşılıyor. Bu da ramazan münasebetiyle İskenderiye piyasasında meyva satışının durgun olacağından ileri gelmektedir.
Trakyada yeni köyler yapılıyor
Tekirdağ 29 — Âli iskân komisyonu Trakyanın iskân durumunu görüşüp gerek olan kurarları verdikten sonra dağılmıştır. Komisyon üyeleri. Çorluya giderek yeni urulan Örenler ve Türkmenli köylerini ve ayrıca her birinde 60 yeni av yaptırılmış olan daha beş köyü gezmişlerdir.
Memlekette bir haftalık kaçakçılık
Ankara 29 (A. A.) — Geçen bir bafla içerisinde gümrük muahfaza teşkilâtına üçü 51ü 60 kaçakçı ve sekizi 5lü 53 kaçakçı hayvanı yakalanmış ve 3,059 kilo gümrük kaçağı vc 147 kilo inhisar kaçağı ile altı madenî lira, 215 gümüş mecidiye, 835 gümüş kuruş ve 469 Türk lirası elde edilmiştir.
Yozgaltn mtfhur )aat kuleıi demişler. Sonraları her nedense caymışlar. Demiryolu da kırk bir kilometre öteden süzülüp geçmiş.
Bunu anlatan sayın (muhte- ' rem' baylardan birisi lâfını şöy- | le tamamlıyordu:
" — Bu, ağlanacak bir iştir. Yozgadımızm bir çok para babaları vardır. Bunların dört tanesi bir araya gelseydi bu 240,000 lirayı bir çırpıda verebilirlerdi. Bucalamazlardı bile!.. ,
Yorgada demir yolu uğramış olsaydı, bugünkü durgun şehrin yerinde elbette bambaşka bîr “yurt ışığı,, bulurduk. Bir "doğru., yu saklıyamayız : İkiyüz kırk bin liranın esirgenmesi memleketin ökonomik kurumu [teşkilâtı] üzerinde milyonlarca liralık zarar yaraları açmıştır.
♦ •
Geçenlerde belediyece çağrılan profesör “Yansen,, Yozgat için "Bayındırlığa çok elverişli bir yer,, demekle doğru bir «öz | söylemiş.
Bir boğaz kuran iki tepe | üzerine boylu boyuna yaslanmış '
şehir türlü türlü güzelliklerle dolu. Hergün bir tanesi meydana çıkan yeni yeni "yapı,, lar şehrin gösterişine ayrı bir çeşni veriyor. Çalışılıyor, besbelli.
İnsanları terbiyeli. Cumhuriyet rejiminin verimli "bilgi sistemi., değerli bir gençlik yetiştiriyor. Bu erdemli i faziletli) gençlik büyük önderimizin Güzeyinde [gölgesinde] onun en mutlu [mesut] yavrularıyız diye haykırıyorlar. Yozgat "maarif . alanı [sahası] sayın üyeleriyle [unsurlariyle] ne denlü [kadar] övünse yeri var.
Şehirde genel [umumi] asayiş yolunda’ Bilgili vc değerli bir " emniyet memuru ,, nun güzel idaresi, en küçük kavgaları bile ortadan kaldırmış. Şehir içinde bir sarhoş narasına veya aykırı bir biçim-sizliğe rastlanılmıyor. Geccniıı islediğiniz saatinde istediğiniz yere gidiniz. Ne bir sarhoşa, ne bir hırsıza rastlamıyacağı-nıza güvenebilirsiniz. Halk bu güvenle (itimatla) büyük bir gönenç (saadet) içinde yaşıyor.
Yozgadın bugün en büyük derdi “yo)„ eksikliği. Sokaklarının çoğu birer çamur denizi. Dört tarafında kanbeç kunbeç taşlar. Halk fırkası önünden Îeçen genişçe bir yolu hesaba atmazsak, memleket içinde belli başlı bir cadde yok diyebiliriz.
İdare amirlerinin makamlarından evlerine ve evlerinden makamlarına otomobille gidip gelmeleri ne fena şey!
Bu sokaklarda yürüyenlerin Karadenizin fırtınaları arasında dalgalarla çarpışan gemilerden farksız yalpa vurduklarını iyice anhyabilmek için mutlaka yayan yürümeli. Yozgat halkı, bu yol işinin bir gün evvel başarılmasını can vc gönülden diliyor. Büyük ümitler bağladığı yeni Belediye reisinden ve Validen bunu istemek elbette onun en baş hakkı.
Bu sene Yozgadın önürmesi [tarakkisi] yolunda ne gibi projeler var, neler düşünülüyor ?... Bunu halk gibi gazeteciler de daha bilmiyor. Halkın en büyük güvenci |istinatgâhı] Vali "Baran,, mn çalışkanlığı.
Yalnız, her nedense Valinin gazetelerle arası pek iyi değil Kimse oodan iş hakkında "havadis,, alamamış.
Kendisile görüşen gazetecilere lâf arası :
— Ben gazetelerle hiç alâkadar olmam. Bettim prensibim budur!. .
Diyen Valinin bu sözleri pek sevilen Demokratlığına hiç de uymıyor. Cumhuriyet rejimi herşeyden önce " Matbuat „ ın
“Gaziaymtap» ta mahsul iyi...
Terzilerin bayramı-Ayın-tapta ekmek ucuzladı
Gaziaymtap 27 ( Hususi ) — Şehrimiz terziler cemiyeti, terzilik sanatının Ermcnilerden Türklere geçişinin yirmi birinci yıl dönümünü pek parlak olarak kııtlulamışlardır. Bu münasebetle ordu ve Halkyurduııda cemiyet hesabına vcri'en çay ziyafetinde memleketin güzide ve münevver birçok kimseleri hazır bulunmuş, karşılıklı nutuklar irat edilmiştir.
Çay ziyafetini müteakip 70 I kşıden ibaret bulunan cemiyet âzası eğlentilerini saat on ikiye kadar devam ettirmişlerdir. Et ve sebze hali
Belediyece yaptırılmakta olan ct ve sebze hali inşaatı bitmek üzeredir. Halin Birinci kânunun on beşinde açılacağı umuluyor. Sebzcçi ve kasapların nakli için hazırlıklara başlanmıştır. Haldeki alış ve «atış işlerini tanzim için bir talimatname hazırlanacaktadır.
Fıstık tütün ve üzüm satışı
Meşhur Ayıntap fıstığı hasılatı bu sene iyi olup rekolte iki bin tondur. İhracat Suriye yo-tiyle Amerika?» vc İstanbul tarikiyle de Avrupaya yapılmaktadır. Fiyatlar iyidir.
Yine başlıca mahsulâtımızdan bulunan deli tütününün bu sene rekoltesi 655 tondur. Fiyatlar her ne kadar kırık ise de teşkil ediien kooperatif.n buna manı olacağı kanaati vardır.
Bu seneki rekolte dört bin tona yetişen koru üzümlerimiz üzerindeki alış veriş pek hararetlidir. Fiyaller iyidir. Dımış-ki üzümünün kilosu dokıız, helvacının altı ve kara üzümün yedi kuruştur.
Ekmek fiatlerınde tenzilat
Buğday fiatırm» düşmesi üzerine Belediyede toplanan narh komisyonu tarafından ekmek fiatlerinde yirm şer para tenzilât yapılmıştır.
Gümrük Müdürlüğü
Mersin ithalât gümrüğü müdürlüğüne tâyin edilen Martlardan iııh.lal eden şehrimiz Gümrük Merkez Müdürlüğüne gümrük müfettişlerinden Reşat tayin edilmiş ve gelerek işine başlamıştır.
dostudur, ‘ Matbuat..m değerini bilir.
Bununla beraber "Baran., nın bu sözünü, gördüğü değerli işe-lere bağışlıyağacım. Vali belki gazeteleri sevmiyebilir. Fakat yine o gazetler ve o gazeteciler memlekete faideli iş görenleri sevmeği bilirler ve "Baran,, gibi çalışkan bir valinin yurt uğruna döktüğü ' erimli cnıek-| ieri saygı ile anaılar.
Vedat Ürfi
— Madam (Dovre) beni büyük bir sefaletten, belki de ölümden kurtarmıştı. Gayet iyi yürekli olduğu gibi gayet safdil idi. Fakat kendisinin dost diye görüştüğü bütün intanlar onun ahlakı me-«aya.ını taktir edeceklerine bilakis safdilliğinden istifade ederek ken-diliyle eğlenmekte idiler. Halbuki kendilerine hürmet edilen nice kadınlar vardır,ki ablak itibariyle Madamın eline m dökecek kadar kıymeti haiz değildirler. Ben ken-Tıinl adeta bir anne gibi eevms-ğ« başlamıştım. O ciheti» onu bu falcıların elinden kurtarmak aynı sımanda eâleodirmok için iapirtir-
me tecrübeleri yapmağı teklif ettim.
Bu suretle bir takım şarlatanlara avuç dolusu para kapbrmaıı-na da mani olmuş bulunacaktım.
Ben bunu madama teklif ederken çok samimi İdim. Bütün maksadım kendisini eğlendirmekten, buna altlği iyiliklere mukabil ben da kendilini fena adamların elinden kurtararak borcumu ödemek istemekten İbaret idi.
Binaenaleyh bu tecrübelerin Madam üzerinde yapacağı tesiri biç dti-şünerniyeeeğim gîb bilhassa bu işin hizmetçi (E 'VS kızdıracağım ha .-iniştim.
Binaenaleyh (Vokiye)yc çok itimat göstermekte idim. Bu yaşlı başlı daima hürmetkar, gayet terbiyeli, kendisine karşı edilen hüsnü mukabeleden dolayı her vakit minnettar görünen bu kadının bana karşı büyük bir husumet bellediğine naııl ihtimal verebilirdim, başkan böyle birşey söyleseydi belki gülerdim.
Halbuki bir akşam damdan düşer gibi Madam beni (Monmarter) den alıp eve getirmişti. Bir kere böyle bir barda bulunup getirildiğimden dolayı (Vokiye) bana gayet nazarı hakaretle bakıyormuş. Çünkü ben are geldiğimden bir müddet sonra (Vokiye) nin Madamın oeıdindekl itibarı azalmıştı. Ben gelinceye kadar Madamın yegâne arkadaşı ve der ortağı olduğu balde ben geldikten sonra yine eskisi gibi hizmetçilik merte-tebesine inmişti.
Hele beis lıpirtizme tecrübelerine başladıktan sonra (Vnkiye)nin bana karşı husumeti bir kat daba artmış. Çünkü ben bu suretle madamın artık fala baktırmak art»-
siyle öteye beriye bol bol para dağıtmasına mani olmuştum. Halbuki madam falcılara gidip geldikçe (Vokiye) onlarla bir olarak ran-damdan birçok pnra koparmakta imiş. (Vokiye) bütün köylü kadınlar gibi paraya çok düşkün olduğu cihetle benim müdahalemden ranra bu paralardan da mahrum kalınca tabletiyle bana bülbülün düşman olmuş.
İspirlitme tecrübelerine gelince benim ancak bir şakadan ibaret zannettiğim bu oyunlar Madam üzerinde gittikçe tetirini arttırmağa başladı. Gayet saf yürekli olan ve herşeye pek çabuk inanan Madam tecrübeler cinasında benim söylediğim sözlerin hakikaten dn-vet edilen ruhlar tarafından söylendiğine inanmağa başladı. Brn ise. babamla Londra tiyatrolarında ki tecrübelerim cinasında böyle bir çok uydurma sözler söylemeğe alışmıştım. İşte Mada mın yanında yapdığım da bu sözleri tekrarla-m ak tu ibaretti.
Hele bir takım tarihi büyük kadınların rublen gelip konuştuk
ça Madam bundan pek tiyadr iftihar duymakta idi. Nihayet bu oynnlara madamın lüzumundan farla İnandığını görünce korkmağa başladım. Çüokû Modam (Dııvre) her akşam bir büyük kadının ruhunu davet edip konuşmayı adeta bir iptilâ dereceline vardırmıştı.
Bu vaziyet karşında kendisine birkaç defa hakikati itiraf etmek ve ruhların aslı olmadığını, her şeyi benim uydurduğumu söylemek istedim. Fakat bunu itiraf edecek olsam Madam o kadar büyük bir sukutu hayale düşmüş olarak idi,ki Ihtlmalkl bu yüzden hnsta bil» olacaktı: O cihetle bir aralık ne yapacağımı hakikaten şaşırmıştım ve bu işin içinden nasıl çıkacağımı bir türlü bilemiyordum.
Muıtantik Müayü (Flöryo) nun karşısında (Seli) bu sözleri o kadar samimi surette söylemekte, kendisine o kadar iyilik etmiş olan bia kadını aldattığından dolayı hakiki bir vicdan arabı duyduğu yüzünden o kadar iyi anlaşılmakta idi, ki raustaotik kendisini ciddi bir alâka ile dinlemekte idi. Maamufıh burada kıtın tösünü keserek dedi kü
— Siz vaziyeti vc vukuatı bu surette anlatıyorsuııur, Matmazel. Fakat ben size şunu haber vereyim, ki bu vukuatı bize başka türlü anlatanlarda oldu.
— Başka türlü anlalantardamı oldu 2
— Evet, meselâ hizmetçi (Vokiye) büsbütün başka türlü anlattı.
Pembe köşkteki clnaycttcnberi bir hayli raman geçmiş olmasına rağmen genç kıt (Vokiye) ismini işitince lıfiyük bir titremeye tutuldu, rengi sapları kesildi, dudaklarında kan kalmamıştı, dedi, ki:
— Fakat. Müatantik F.fendi, (Vokiye) nin bana düşman o.doğunu söylemiştim. Bu düşmanlığının derecesini ise bilhassa facia akşamı tecrübe edip anladım.
(Vokiye) nio hakkınızda söylediklerini ben bir kere size tekrarlayayım matmazel.
Müayü (Flöryo) bunun üzerine (Vokiye) İlin isticvabını müteakip (Hano) nun hatırlayıp milstantiğ» verdiği raporu genç kıra okumağa başladı, Vnklyenin sözteri aynen tnptedılmiş olan bu raporda den'.-I liyordu, kİ i
Devamı var
5
Kânunuevc! 1
-ZAMAN
Eskiler! Yenileri unutmayın!
Yunanistan, adetlim şampiyonluğunu neye medyun?—Yugoslavya ite Romanyanın da bize faikıyetlerindeki «r nedir?
l-art 'Boegkley. Londrada mania kofan gençleri antrbne ediyor
Bizd* sporun ekleri şobelcrinde İdareci sıfatile çslışsalsr o ıporun eeki şampiyonları vaya müsabıkla-ndır. Hemen bir yerde bu beyledir. Fakat idareci ve organizatör ber mıntakada dört bay klyiyi gç-mcz. Diğer sporu terketmiy olanların ilimlerine ancak mecmua kol-siyonlarında raıgelinir. Resimleri de kulüp m ürelerini araıtra ziyarette ya göıülür, ya görülmez.
— Artık birden geçti, diyerek spor eyyaııoı bir tarafa atanların seyretmek için bile olaa maçlara yeldiğini görmiyorur.
Ma ma fi klüplerinin ıpor şubelerine yardım için davet beklemlycn eıkilerde vardır. Bir kendilerine :
— Yahu neye bîrdefa olum ge. lip arayıp sormauımz- Yeni gençlerimiz var, şunları biraz irşat ediniz; idman yaptırınız, teknik Öğretiniz, demiyoruz da.
Atletizmde bey tenedir Balkan
Kapalı pist müsabakaları
Amerika kapalı Pitt
fampiyonasma davet edilen “ Sievert „ dinli »avururken
dünya dekatlon rokortmeni Hans Hein-800 metrecilerinden Dr. Dessecker Amr-
Alman atletlerinden rich Sievert ve Alman rıka Atletizm Federasyonu tarafından Ncvyorkta (M adisyon Sijuar ) da yapılacak kapalı pist Amerika y)mpiyonasına davet edilmişlerdir. Biz, galibiyet için ne dünya rekortmeni Ziverto ve p.e de 800 cû Desckc.-c şanı verem.yozuz.
şampiyonu Yonsnistan bunu uç senedir Atinaya celbedilmiş olan Macar antrenör |Simiçcg)e medyun değildir.
Yugoslavya, Romanya, ise ho-caııı çalışmakla re bize faik bulunmaktadır. Bunun sebebi (eskiler) in (yeniler) i yalını bırakmayıp onlarla meşgul olmaları, onla-rıo yetişmelerine çalışmalarıdır. Yugoslav yada muhtelif meslcklsr-de doktor unvanı kasanmış kimse-lerin idareci antrenörlük gibi spor işlerini bilâ menfaat başarmıya çalıştıklarını gördük. Ynnanistanda da öyle..
Bizde bu işleri mrofaaleiz gören rekortmen ve eeki şampiyon Ömer Besim ile Adil Giray Beyden bnşka kimse yok.
Eski gülleciler, ciritçiler, sırıkla atlayanlar ve sur'at koşucuları gençlere seyirci bile drğillor.
Bugün Belken şampiyonası gibi
mührâa bir organrincyoou özerimize ı almış bulunuyoruz. Bu işin başarılması için eski sporculara İhtiyaç , vardır. Davet edildikleri nnsn tereddüt etmeden geleceklerinden şüphe etmek istemiyoruz.
Bu münasebeti* sporcu okuyu-celsrımıza tam maoaoiyl* bir sportmenden bahsedelim : Lord Baurg-bley kendisi 1928 olimpiysdı 400 metre uısolslı şauıpiyonıdır.
Ingiltere atletizm federasyonu İkinci reisi bulunurken de Avrupa-da bir çok maç yapmıştır.
1932 Olimpiyatında derece almıştır. Ayni zamanda mebusdır d*.
Resimde görüldüğü üzere Lord Bourgbley gençlere manla naaıl geçilir ve bunun için nasıl jimrıss-*îk yapılıdığını gösteriyor.Bir memlekette sporun inkişafında idarecilerle eski sporcılann büyük rolü olduğuna b-.ı fotugraf iyi bir misaldir.
A. S. Semih Cömerdojlu
Dünya spor haberleri
Bir saat beş dakika devam eden müthiş bir mücadeleden sonra St-raagicr Lemis, (Deglsne) yi mağlup etmiştir.
Frsnsa rekortmeni ve Avrupa 5000 metre şampiyonu genç “Ro-şar„ vatandaşı yarım sür'at koşucusu 'Keller, ile bir ragbi maçının haftsvımında tır.
2000 metre koşacak-
Fren» yür.nv* Ş»m-rekortmenlerinden
Dünya v* piyon ve Tariz ve Puussard Avurturalyaya turneye çıkıyor. Hindiçini tarikile Fransaya avdet edeceklerdir.
e v s
"Auto. gazetesi göğsünü en çok şişirenler arasında bir müsabaka açmıştır.
Fransa Ski Federasyonu eski dünya şampiyonlarından Norveçli "Taugvâld. s Fransız milli takımını antren* için tutmuştur.
o
• *
Fransız atletleri 1935 mevsimi için şimdiden Idmsnlsra bsşlamış-Lardır.
• O O
Arsenal - Resin maçında 300000 franktan fazi basslat olmuştur.
♦ •
Geçen Pazar Helkesinde yapılan atletizm kış idmanlarına elli Türk atleti iştirak etmiştir.
HMNIŞlMIHIIINIMUlumrtlMHHHUMMIl'M 'İNİMİ
“Adana,, Kupa maçlar:
‘Türk Sözü., arkadaşımızın koyduğu kupa maçlarına Ada-nada devam edilmektedir.
Adana Toros sporla Mersin İdman Yurdu finale kalmışlardır Bu iki kulüp Adanada karşılaşacak ve galip olana meraşim-İe kupa verilecektir.
Spor mehnfili, Mersin İdmar. Yurdunun muhakkak galip gc leceğiııi umuyor.
Pehlivan küçük Mustafa ‘^Vembiey „ deki ı ile kısa bir mülâkat î
* En zevkli güreşi.. — En iyi pehlivan? — En çok sevdiği yemekler — İş ve aşk bahisleri...
Güreşle alâkadar karilerimiz ' biç şüphesiz kOçilk Mustafayı tanırlar. Yaşının küçüklüğünden Rusya ney s halinde kendisine çocuk Mustafa derdik. Adeta göze görünroi-yea mahareti ile kendinden yaşça çok büyük rakipleri yenen kUçOk Mustafa ile geçen akşam Galatasaray spor kulübünde karşılaştım.
— Ne o Mustafa, dedim, bura-ala işia ne?
— Ara ura idman yapıyoruz da, diye cevap verdi.
İdmanın bitti, birazda vaktin varsa konuşalım, ister misin ?
— Hay hay, cevabını alınca salona girdik. Ben sporcularla mü-lAkst yapmasını ne bileyim. Fakat L bu küçük şampiym ın hayatı ile düşüncelerini merak atlım. Damdan düşer gibi sormıya başladım.
— Güreşe ne vesile ile ve kimin teşviki ile başladın ?
Milli sporumuz olan giireşe sırf
Girefçi AûçâA Matlafa kendi hevesimle başladım. Fakat bazı kimselerin bunun için bsaa yardımı oldu.
— Güreşle kaç galibiyetin, kaç mağlubiyetin var ?
Mustafa durdu, duşunda, başını yukarı doğru kaldırıp gözlerini süzdü, hesaplar filâa yaptı :
— Vallahi böyle bir sual karşısında kalacağımı bilseydim bunun hesabını tutardım. Beynelmilel maçlarımı biliyorum. Onbir galibiyet vv beş mağlubiyetim var.
— Peki, eo çok heyecan hisaet-tlğiniz maç hangisi oldu?
— Benim için en heyecanlı maç hiç şüphesi* ilk Balkan müsabakalarında idi. Bilhassa Romente yaptığım müsabakanın heyecanını hiç unutansam.
— Eo çok zevkle güreştiğin rakibin kimdir ?
Mustafa buna da
— Eaattır, diye Beşiktaşlı F.aat. Bu öyle kavramış bir
onunla güreş yapmak öyl ■ bir zevk dir ki anlatamam.
— Türk güreşçileri içinde rn • ok takri r ettiğin peh'ivsn arkadaşın kimdir?
Mustafa burada durdu, düşünmeğe başladı, ben*:
— Mustafa bunu düşünme dedim. Sende bu tesiri bırakan kim İse bunu esasen bilirsin, biç dü-şıie-neden birden cevap ver.
birden :
cevap verdi, çocuk güreşi uporcudur ve
Kuçuk Muttafa. Abbaıla Rutyada hır idman matında

— Öyl* amma bizim güreşçi arkadaşla/ Içınd* v* birçok dünya klasında pehlivanlar, na mağluplar var. Kimsenin hatırı kalır diye çekiniyorum ama söyliyeyim bv büyük Muztafadır. En çok taktir ettiğim pehlivanımız odur.
— Sporda a b*şka neleri* vakit geçirirsin? Meselâ msç yoktur, idman yapmıyads ds lütum olmadığı zamanlar olur, e zamanlar •* yaparsın?
— Vallahi bzlanem... Boş zamanlarımda arkadaşlarla gezer, konuşur, dolaşırız. Mueikiyi aever, fırsat bulunca bir müsamereyi kaçırmam.
— En çok sevdiğin yemeklerle meyveleri sayar mısın?
O, bak bu bahis ötekilerinden daha az eskice, hattâ entarisen. En başta tatlılar gelir. Mustafa, tatlı kelimesini öyle telaffuz etti ki gayri ihtiyari ağzım sulandı -sonra ot yemeklerini çek severim, kebaplara bayıluım. Örmen kebabını haftada muhakkak bir gün hiç olmazaa yemeliyim. Maysalar-dan çilek ve moru hapsinden fazla severim.
— Hiç âşık oldun mı ?
Küçük Mustafa tey bir geoç bir geaç kza gibkknardı, sonra da onah ccbiyetisMİen utanmış gibi birden cevap verdi:
— Güreşçinin aşkı kıspetlnedir, derler. Boa daha başka türlü söyleyeyim, benim aşkım yaptığım sporu madır.
— Güreşçi olduğun için bir kndmla evlenebilirsin ?
— Benim sporcu olmamla evleneceğim kadının da sporca olması lâzım değil. Amma o da sporcu olmuş, o daha İyi.
Elvcrirki namustu bir ev kadını olsun.
Moıtafa bana cevap verirken, kulak misafiri olan sporcular yanımıza yaklaşmıya baştayınca ben hemen mevzuu değiştirdim ve küçük Muatafaya iş hayatından bahsetmeğe baş'adım. O, bundan çok şikâyetçi:
Hali hazırda Tütün inhisarın-dayım. Sırf kendi kazancımla geçiniyorum. İşim yorucu olduğundan aynı ramanda spor yapmak güç o'uvor. Hiçbir suretle ihmal etmek istemediğimden siz iyi idman yapamıyorum.
Inra bu yüzden iyi hazırlanamıyorum. Bu gidişle bir gün sporu ter-kedeceğim de muhakkak g-ibidir.
Küçük şampiyonla kulüpten beraber çıktık, ortalık kararmıştı.
F.vc dönerken düşünüyordum. Böyle kıymetli utidattarın hayatlarını daha kolaylıkla kazanmalarını federasyonlar temin etseler Türk sporuna yerinde bir hizmet olur, diyordum.
sasrl
pek işimi çare-Maç-
Tenis turnuvası
Amerikalı “Vines Martin,, Plâayı yendi
Meşhur Amerikalı Tenitçi “Vinee,. Londrada yapılan Praferyonel fampiyonalarına iftirak etmif ve katonmiftır.
Kalın sisli bir havaya rağmen beynelmilel profesyonel tenis turnuvasının ilk maçı 7000 kişilik bir seyirci kalabalığı önünde Vembfey stadında oynanmıştır. Dünya profesyonel şampiyonu Alman Nuaıc-leio. Amerikalı Barnea'i üç sette de kolaylıkla roağlğp etmiştir. Meşhur Tilden yeniden parlak bir muvaffakiyet kazanmış ve İngiliz birinci aınıf şampiyonlardan "Mas keli,, i çü sette de mağlûp etmiştir.
•Vines. in "Martin, i yenmesi pek güç olmuş, "Vines. en iyi formun bulunduğu zsmanlardski gi-bi oynamış ve şiddeti* alkışlanmıştır. Çok çabuk oynayan Amerikalı, Frensin sağa «ila koşturmasına rağmen Franııt bütün topları iade edebiliyordu ve bu suretle ilk iki oyunu kazandı. Mütemadi müsavi vaziyetlerden sonra "Vince, hakikaten üstadane bir oyunla re fakat büyük bir güçlükle 7-5, 2-6, 6-3 kazanmıştır.
• v
Son maç 'Vines,, ile "Tilden,, arasında cereyan etti.
Çabuk oyunu ve müthiş servisleri sayesinde " Vines „ oyununun başlangıcından itibaren galibiyeti e • aldı.
“Vines,. en büyük formunu bulmuş ve dünyanın en iyi oyuncularından biri olduğunu bir defa daha iapat etmiştir.
Umumi tasnif
1 - H-E Vines (Amerika) 5 ga- | ûbiyet 0 msğ ûbiyet, 109 oyun )5 e | karşı. 2 - H. Nusseleio (Allım ı y ) 4 galibiyet 1 ûbiyet, 100 oyun 61 e karşı. 3 - V Tilden (Amerika) 3 galibiyet 2 m zğ ûbiyet, 92 oyun 79 a karşı. 4 - Martin Pisi (Fransa) 2 galibiyet 3 mağlûbiyet, 77 oyun 8S e karşı. $ - B. Bamca I (Amerika) 1 galibiyet 4 mağlübi- I yet, 73 oyuo 9-1 e karşı. 6 - D. I Maskeli* (İngiltere) 5 mağlûbiyet, I 40 oyun 91 e karşı.

» » j
Paris 30 (A. A.) — Profez-1 yoneller tenis çift müsabaka-1 unda Amerikalı Tilden v« Baremi Fransa ve Irlanda'ı Martin Plan 1 ile Albert Burke’yi 4-6, 6-2, I 2-6, 6-4 ve 6-0 yenmişlerdir. I Paris 30 (A. A.) - Profes-1 yoneller tenis maçında Ameri- I katı Vines Fransıı Martin Plaa' I yı 4-6, 6-4, 6-4, 4-6 ve 6-21 yenmiştir.
6
■■ (
Tarihî Tefrika
- )
Abdülhamit tabancasını çekmişti!
“Söyle mel’un, beni niçin aldatmağa kalkıştın? Kardeşim seni nasıl baş-
tan çıkardı? Şimdi onunla ne konuştun?—„
— 25 —
kendinin Murat Efendi dairesine gittiğini Abdülhaınidın görmüş ola-| cağını batırma bile getirmiyordu. Bu sebeple söylenilen şu manalı I sözlerden birşey aolıyamıyordu.
Fakat efendisinin salon kapısını sımsıkı kapayarak ve eline bir kamçı alarak yanına yskla-mısı üzerine rengi sarardı, dudakları titremeğe başladı. Casusluğunun ya anlaşılmış veya şüphe uyandırmış olduğunu «ezdi, ‘ telâşa düştü. Bu-nünle beraber, ser verip ut vermemek kararını aldı, dişlerini sıkarak bekledi.
Abdülhamit, çirkin halayığın u-zua saçlarını eline dolamıştı, kamçıyı havaya kaldırmıştı, soruyordu: —Amcamın dairesine nereden gidilir hınzır, söyle!
Ve kelimeleri bitirir bitirmez kamçıyı, kadının iki küreği arasına iodirmişti. Şrppere inledi ve cevap verdi:
— Sağdan gidilir efendim!
— Ya sen ne için sola saptın hınzır ?
Şark, şark, şark. Kamçı, gittikçe hızlanarak kadının etinde sazı vo acı yaratıyordu. Fakat kız, açığa çıkan suçunu ne itiraf ediyordu, oe de bu suçu neden işlediğini aöy-llyordu. Abdülhamit artık soğuk kanlılığını kaybetmişti, öldüresiye doğ Oy ordu, ağzı köpAra kupüre küfür savuruyordu. Şepperecin de beli kırılmak derecelerine gelmiş, kalçalarından kan sızmıya başlamıştı. Lâkin yine tahammül götte-riyordu. Abdülhamit kamçı İle meramına eremiyecegiei ve casus kadını aöyletemiyceeginl anlayınca elini pantalonun cebine soktu, bir tabanca çıkardı :
— Söyle nselân- dedi, beni niçin aidatını ya kalkıştın ? Kardeşim aeol oaaıl baştan çıkardı, şimdi onunla ne konuştun?.. Eğer söylemezsen beynini patlatacağım.
Şeppere, yattığı yerden onon gözlerine ve elindeki silâha baktı, öleceğini anladı, henüz kocaya varmadan ve Hr yuva sahibi olmadan ölmek kendine ağır geldi, yalvardı:
— Merhamet, efendim, eşarba-not. Hattattım, suç işledim. Beni ildürmlyeevginize andiçin. bor şeyi söyliyeyim.
Abdülhamit silâhı cebine koydu ve doğru söylerse kadının canına I lişmiyecefioo yensin etti, bâr tarafa çekildi. Bunun üzerine Şeppere şu hakikati ortaya koydu;
— Kardeşiniz, sisin kimlerle zonuştugunuzu ve amcanızın yanr-aa ne zamanlar gittiğinizi kendirine haber vermekliğimi istedi. Bunu yaparsam, doyduklarımı ve gördüklerimi kendirine haber verirsem beni everecvk. Cahillik ettim, şeytana uydum, bu işi yapsıya söz verdim, sizi her gün kollamışa koy uldum.
— Ne vakittenberi ?
— Oç aydanberi.
— Bugün oraya gidip oe söyledin?
— Sizin Amcanızla görüşmek istediğinizi ve beni saraya gönderdiklerini haber verdim.
— Ne dedi ?
— Çok telâş etti, aman Şoppere dedi, ne yapıp yap, kardeşimi amcamın yanına yollama. Bu gece onun oraya gitmesi bütün işlerimi altüst edebilir. Bir yalan uydur, hünkâr hastadır falan, deyiver. Varsıo, yarın gitsin, bu gece mutlaka yerinde halam,,..Ben de yatan söyledim, günaha girdim.
Abdü'.hamit, bütün soğukkanlılığını ele almıştı, sakin bir sesle kadını söyletiyordu.
— Kardeşim, bir gece amcamı görmekliğime razı olmadı demek.
— Evet
— Yarın gece amcamı görmek, ligimde beis yokmuş, öylemi ?
— Evet.
— Haydi yerine git, birdalıa casustuk yepmamıya da yemin et.
Devarnt var
t
Falcılarla görüştüğü günün ' akşamına doğru Abdülâzizin dairesine gidip kendisile görüşmeği ve Hüıeyin Avtri Paşa ile arkadaşlarına karşı uyanık bu-r lunmasını tavsiye etmsği kararlaştırdı. Bunun için evvelâ istimzaç etmek ve Hünkârın kendini kabul edip edemiycceğini anlmak lâzımdı, bu sebeple halayıklardan birini Abdülâzizin dairesine yollayıp vaziyeti yoklamak istedi, önüne Şeppere çıktı. Abdülhamit, bu çirkin kadını hiç sevmezdi, fakat ogiın fazla müteheyiçti, fakat düşünceli idi. Ondan ötürü yaptırmak istediği işi bir başkasına havale etmeğe lüzum görmedi, oaa emir verdi.
— Kız, dedi, büyük daire-ye git Hazinedarlardan kimi bulursan benim şevketlû efendimizi görmek istediğimi söyle. Kendileri hareme geçmişler mi, beui kabul edebilirler mi ? Anla. Şayet amcam, niçin kendisini görmeğe geleceğimi anlamak isterse çok mühim maruzatım olduğunu söylesinler.
Şeppere aynldı, Abdülbsmıt-. ta bir pencereye yanaştı, büyük sarayın Hünkâr dairesi etrafını gözetlemeğe koyuldu, vakit guruba yakındı, havada hafif bir esmerlik belirmeğe başlamıştı. Kuruntulu adam, keskin gözlerile bu esmerlik içindeki bütün hareketleri tetkik ediyordu, o sırada Şeppe-renin, başında yalnız bir örtü, daireden çıktığını, dört tarafa baktığını ve Abdül&zız dairesin» gidecek yerde divar diplerine saklana saklana Veliaht daireaİM doğru yollandığını gördü.
İüdn, halsyı^ın verilen emri ysolış aalsdıfıoı sandı, «onr« böyle bir Ibtimslia hatıra jelsaıiyecc-fc.al düşündü, vehme ve eedişeye
' kapıldı. Şeppere niçin oraya gidi-1 yorda ve neden aldığı »asri yap-rranssk cüretini gösteriyordu ?.. Abd&lhaınit. bu mevzu üzerinde sinini yorıaakU beraber hiddete kapılmıyordu. Sofalc kanlılıkla isin calini salaaıya savaşıyordu, tik sade vardığı netice, Şepperenln Veliaht tarfındeo saha alınarak casuslukta kullanıldığın* hükmetmek oldu. Buna, hiç şüphe etmiyordu. Falut kendinin amcasiyle görüşmek letemsaiol bu kadının Veliahte haber vermeğe gitmesini j
4 •C
4
I
(
1 s t
(
I
(t
|*
e
d
’ ' makul bir sebebe bağlamıyordu. Kardeşi, neden dolap bu lıadar
ı
S
)

sakı bir kontrole lüzum görüyor-I du?.. Yoksa her şey hazırlanmış vo Murat Efedi Padişahlığa çıkacağına itimat basıl ederek kendilini amcaslyle görüşmekten )lı-jcoymayı lüzumlu mu görmeğe mışti ?_
Bunları anlamak için Şepptreyi yletmek lâzımdı ve Abdülhamit lüzumu kabul ederek çirkin hayıfı bekliyordu. Yine aynı pen-erenin önünde idi, perdenin arka-Bna saklanarak casus kadım gö-telliyordu. Biraz sonra o, yüksek duvarla rıu dibinde sürüne-rek boy gösterdi, dört taraflnı kol-rlaya kollaya geldi, daireye girdi. ■Abdalâzizin oturduğu tarafa adım bile atmamıştı.
I Abdülhamit, kötü kötü gülerek ; jaraasut mevkiine çekildi, bir kol-hıga oturdu, bekledi. Şeppere, onun nına girince şo haberi vermişti: — Şevketlû efendimiz, biraz rahatsızmışlar. Sizi yarın gece bu »akit kabul edebileceklermiş.
I Nekadar da ;ciddl söylüyordu, kankl naraya gitmiş, koouşmuş vo ;bu cevabı almış gibi dürüst davranıyordu. Abdülhamit şüphe seçtirmeden sordu:
— Kimi gördün, bu haberi kim-
I
il
I
r .
«I *
* |len aldın ?
' I.
— İkinci hazinedar ustadan I
— ly*. memnun oldum. Biraz , .kırdasaaa verdiğim zahmeti 6de-( pyh».
ı j Şebpere Wu(t. Flvodı ona ne , , 4e y «ek ti ve böyle bir şey söyle-ast* asöaı. lüzum görüyordu. O
Türkiye - İtalya
Yazan M. Turhan
Çanakkalede Nasıl Durdurduk?
Kâounuevel 1
Karşılıklı ihracat ve İktisadî m ün a sebat


ile 1934 de yaptığı
Türkiycalo lebin-
buhranı ve gerek»
Italyan muharrirlerinden M. Et tora Rtui "L ’ftalta E d fi Lavanta,, Memcmuaaında Türkiye ra İtalya münaetbetlarina dan atan bir makale nefretmiftlr.
Ha makalenin bilharta Türk • İtalya iktıradi münatebel'erina dair alan yayanı dikkat k\omlarını iktibar tdiyoru* ;
Türkiye - İtalya ticari mâeuee-betlerini tetkik edince yu neticelere varırız.
TArklyede halihazırda ithalata ait kontenjan ueulü devam etmektedir. Bununla beraber Türkiye bükü-meti 1933 te klering «istesnini tatbike başlamıştır. Netice İtibariyle TArkiyenin alyaat ticareti şu iki eeas peenııp üzerine kurulmuştun
1 — Emtia mübadaJedola tevzii.
2 — Paranın harice çıkmaması. Türkiye hükümeti, yukardaki
tedbiri aldıktan sonra hariçten gelecek olan emtiama gümrük tarifelerini da tezyit eylemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti yukardaki şartlar' dahilinde hariç devletlerle ticari anlaşmalar yapmıştır. TArkl-yenin Fransa ticari salaşıma dedir.
Gerek cihan
Türkiye hükümetinin aldığı yukarıdaki tedbirleri dolayırile, Türkiye ite İtalya arazındaki ticari mübadeleler bu son yıllarda bir hayli düşmüştür. Bu on yıl içinde yapılan tetkiklere görev 1925 deo itibaren Türkiyenln ticari bllânçoeu kuvvetli rakamlarla aktif bulunmaktadır.
Istaabulda neşredilen il Meaang-gero degli Itatlani gazetesi, Türkiye ile İtalya arasındaki emtia mübadeleleri hakkında bir istatistik neşretmiştlr.
1933 aeneai hakkında resmi Türk rakamları baailz a «şr edilmemiş tir. 1933 senesinin İlk on ayı zarfında italyanuı TArHyeyn ithalât 7,235,000 Türk lirasıdır, ve Tflr-kiyenin kalyaya İthalâtı da 9,949,000 TOrk Urandır. GörOldüğA gibi bu rakamlarTürklyeein lebinde olmak Özere 2,714,000 liralık bir fark göstermektedir.
Italyan istatistikleri, ayal müddet zarfında Italyanm TOrklyedon yaptığı ithalât 85 milyon Italyan liretidir. Ve Türklyeoiu Italyadan ithalâtı 50 milyon Italyan lireti old uğrusu kayt ediyor.
Tlryeeteein serbest Ur liman olman hasebiyle bu iki istatistik arasında mühim Ur fark mevcuttur.
Bosunla beraber TArkiyoaln kontenjan usulünü tatbik etmesinden dolap yirmi milyon lirettik hal-yan emtiası Türk gümrükleri depolarında durmaktadır.
Tlryoete serbest limanında ma-aipule edildikten sonra kalyaya ithal edilen Türk emtiaasmo kıy-metini buna ilâve edersek 1933 nenesindeki Türk Italyan ticari mübadelelerinin hemen hemen tevazün ettiği neticesine varılır. İtalya ile Türkiye arasındaki ticari münasebetler, Tûrkiyeoln diğer ecnebi memleketlerle yapağı ticari münasebetlerle kıyas edilebilir.
Italyanm 1931 senesinde Türkiye ile olan ticari münasebeti birinci dereceyi işgal etmekte İdi, 1932 ve 1933 senelerinde ikinci dereceye inmiştir. 1932 de 1933 de Alman ya birinciliği kazanmaktadır.
Bu sene 4 oisanda Türkiye ile İtalya arasında Ur ticari anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmanın müddeti 9 aydır. Bu anlaşma sayesinde, kalya ile Türkiye arasındaki mübadeleler iki sistem dairesinde cereyan edecektin
1 — Emtia mübadelelerine dair olan tediyat klering vaaıtaaiylo tanzim edilmektedir, kkrlng sistemine merbut emtia bn muahedeye ilişik olarak iki cetvelde g6e-terilmlştir.
A — Serbest ithalât,
B, c — Kontenjan aistemine tabi olan emtia
D, e — Yalnız vekâletlerin emriyle ithal edilecek emtia
Umumiyet itibariyle Türk menşeli mallar, Italyaya girebilir, fakat boza emtia vardırki, bunlarda kontenjan sistemine bağlıdır. Meselâ ıtriyat, mücevherat, altın, plâtin ve taze balıklar.
2 — Hususi takas sistemi.
•sah

Bu taksa liılıcnl yukarda olunan takas İla karşslaştirılma-malıdır. Italyan ithalâlçvları ve İhracatçıları bir ithalât ve ihracat plânı tertip ederler ve LTstltotl Nazionale pericomoi com Tı'eaeiri tarafından tastık olunduktan sonra tatbikatına geçerler. Türk ithalâtçıları ve ibracatçslarıda aynı suretle. harekette bulunurlar.
Bu anloşma, ne gibi bir netice verecek ? II Measeggrro degli 1ta-llani gsretoei şüphe izhar ederek diyor ki;
Klering vasıtaaile yapılacak ithalât yüksek bir rakkama dahil olamaz. Çünkü, Türkiye emtiası Italyan serbest limanlarından istifade etmemektedir. Ve bu emtia diğer taraftan da karşılıklı takasa maruz kalmaktadır. Bu dokuz ay zarfında emtia mübadelesinin beş milyoa Türk lirasını bulacağı tahmin edilmektedir. Buna mukabil, bugün Türk gümrüklerinde beş milyon liralık İtalyan emtiası mevcuttur.
Klering İtilâfı sayesinde ilk ayler zarfında klering çerçevesi dahilinde Italyanm Türklyeye ithalâtı milyonlarca artabilir. Bununla beraber bu ithalât hususu taksas tabi olduğu için muhtelif müşküllere maruz kalmaktadır.
8o iktisadi kısma nihayet vermeden evvel Italyanm Türk liman-Innyle olan deniz ticaretini tebarüz ettirmek istiyoruz. Boğazlar komisyonunun verdiği son re-porn nazaran, 1933 do Boğazlardan geçen ticari gemilerin rüsum touiUtoeu 17,514,64! tondan İbarettir. Bu miktarın 4.160,988 ni, yani dörtte birini Italyan gemileri teşkil etmektedir. Italyadan sonra ora İle, Ingiltereye gelir. Türk yolcularının tabi! isketeleri Breodizl ve V«nediktir. İstanbul ile Breodizl arımızda haftada İki defa bir havai bat tesis »ditmiştir.
Siyasi mûnas®bat
TArkiye - İtalya münasebetlerini kuvvetlendiren unsur Türkiyede yaşayan 11573 Italyan vatandaşıdır. Bunlarm kısmı szsmı latsn-bulda ve Izmirde bulunmaktsdır.
Türkiye İtalya münasebetleri 1923 tenberl samimi ve normal bir haldedir, kalyama Ansdolnda iatllâ emelleri beslediği bıkkındaki hayali plânlara dair olan endişeli rivayetler, bu mOnssebetleri basan ihlâl eylemiştir. Türkiye dahilinde ve haricinde matbuat tarafından yapılan ta/afgirâoe neşriyat, her no kadar resmi münasebetlere halel getirmemiş iae de Türkiye de şüphe ve endişe hislerini idame ettirmiştir.
3 Niaan 1928 de Hariciye Vekili Tevfik Rüştü beyin Romada Mv-sollni ile yaptığı mülâkatta bu sai tefehhümler izale edilmiştir. Aynı seneoin 30 Mayısında Cbigi sarayında, Tûrkiyo ile İtalya arasında bir eu'.h ve bitaraflık muahedesi imzalanmıştır. Bu muahede gerek kalyada ve gerekse Türkiyede sevinç İle karşılanmıştır.
Bu münasebetle Musolini Ayan meclisinde S haziran tarihinde aşağıdaki sözleri söylemiştir :
‘İtalya Türkiycye samimî bir his beslemektedir. Yeni Türkiye-nin ne olduğunu bilmeliyiz. Türk milleti hadsiz şöhrete malik ve müstesna nüfuz ve ehemmiyeti haiz tarih! hâdiselere baftil bulunan bir şef [tarafından sevk ve İdare olunan büyük ve’ nüfuzu çok bir millettir,.
kalya - Türkiye ile gerek siyasi ve gerekse iktisadi sabsds samimi bir surette teşriki mesaide bulunmuştur. İtalya, Türkiye İle Yunanistan ârasında dostane münasebetlerin tesisinde büyük bir yardım göstermiştir.
Bu muahededen sonra İtalya Türkiye münasebetleri daha ziyade tekemmül etmiştir. Konsolosluk ve suçluları iade muahedeleri yapılmıştır. Metyia adası ve Anadolu sahilleri meselesi, iki hükümet tarafından 1932 de lıallolunmuştur. Bu meselelerin Lahey mahkemesine havalesine lüzum görülmemiştir.
isabet vaki "A„ hat-Zırhlılardan (Infleksibl)
Yumurta ihracatı
Şarki Karahiaar 28 — Nisanın başındın bugüne kadar Karahisardan 1.372.000 yumurta ve 64.800 kilo kabuklu ve iç olarak ceviz ihraç edilmiştir.
Kazan.- AAmc? Cemalcttin
Tefrika numaranı 8
Fransızların uBuve„ zırhlısı iki dakikada batıp gitmişti
• ••
“Buve„nin mürettebatı da kurtarılamamış, 600 Fransız bahriyelisi boğulmuştu...
Bundan sonra "Lord Nebon,, | Rumelilideki (Namaziye) istik-kimini bombardıman ediyordu. "Infleksibl,, ise küçük bir istihkâm olan “ikinci Hamidiye,, istihkâmını ateş altına almıştı. Amiral gemisinin ateş açmasından oo dakika sonra bütün birinci hat gemileri ateş etmekle ve görünüşe nazaran isabetli atışlar yapmaktaydılar. İstihkâmlardan ya cevap verilmiyor ve yahut da bsr iki mermi ahlıyordu
Fakat ateş maniası mm ta kasında düşman ateşi hem sıhhat, hem de fazlalık itibariyle gittikçe şiddet peyda ediyordu. Takriben zevalde Çanakkale kasabasının güneş ışıkları ile parlayan evlerinin teşkil ettiği zemin üzerinde pek iyi görünen “Çimenlik., istihkâmına ateş açmış olan “Kum Elizabet. zirh-lısı bu istihkâm içinde çifte ve müthiş bir iştial müşahede ey-di. Ayni zamanda “Trayöof. zırhlısı da "Dardanos. istihkâmına humbaralarını düşürmekte idi. Bu gemi mutavassıt batar yaların en korkuncu olan (Dar-danos) u böyle düğmekte iken orta çaplı toplarıylada ateş maniası yapan düşman toplarına cevap veriyordu.
Bu dikkatli uzun mesafe ateşi bir müddet daha devam etti isede düşman üzerinde ne tesir hasıl ettiğini iyice anlayabilmek mümkün değildi. Çünkü hafif bir duruş biraz ziyadeleşmiş ve top dumanlarını olduğu gibi aradaki mesafeye sevketmekte bulunmuştu. Ancak şurası aşikâr idi ki “çimenlik,, istihkâmı vaki olan infilâk neticesinde fena halde hasarze-de olmak icap ederdi. Diğer istihkâmlarda şüphesiz hayli zarar görmüşlerdi.
Saat (12) yi altı geçe icra olunan tahribat kâfi görüldüğünden Amiral (De Robek ) “B„ hattına yani Fransızlara birinci battın arasından geçerek daha yakından bombardıman işine başlamalarını işaretle bildirdi.
Bütün bu müddet esnasında mestur düşman toplarile obüsler gittikçe ateşlerini arttırmakta bulunmuşlardı. Maamafi henüz gemilerden biç birine bu toplardan fena bir olmamıştı. Fakat tındaki en yeni (Agamemnon) ile zırhlıları fazla hasar görmeğe başlamışlardı.
Bombardımanın başlamasından on dakika sonra (Erenkö-yü) nün cenubunda bir mevki-deki dört toptan mürekkep (15) santimetrelik bir obüs batarye-si ateşini (Agamemnunjüzerine temerküz ettirmiş ve saat (12.4 5) de mesafesini tayin eylemişti. Müteakiben geçen (25) dakika içinde bu gemiye tamam (12) isabet vaki oldu ki bunlardan beşi borda zırhı üzerine isabetle bir ziyan yapmamış, yedi mermi de daha yukan taraflara isabet etmişti. Bu yedi mermi tekne akşamı fevkaniyesine o kadar fazla hasar yaptı ki Süvari düşmana mesafesini kaybettirmek için bir devir yapmağa mecbur oldu ve tekrar eski mevkiini aldı.
“Infleksibl,, de pek ciddî surette rahatsız ediliyordu. “A. hattının Anadolu tarafında en dış sefinesi bu gemi olduğundan Erenköy obüsleri bu gemiye müteveccih bulunuyordu. Saat (12,20) de Fransız fırkası birinci hatlın arasını an ileri geçerken (İnflek-

sibl) in baş taraf köprüsü Özerine bir isabet vaki olarak telsiz telgraf cihazı istifade edilemiyecek bir hale geldi Müteakip on dakika zarfında da kendisine uç hıımbara daha isabet etti ve bordasında bulunan istimbotu dahi battı. Birinci isabet prova köprü üstünü tu tıışturmuş ve orası şiddetle yanmakta bulunmuştu.
Bundan sonra iki isabet da-ba oldu, fakat şimdi “B„ hattı yani Fransız fırkası istihkâmlara yaklaşmakta olduğundan ve (Al hattının verebileceği bütün muavenete muhtaç bulunduğundan (Infleksibl) hedefi olan ikioci Hamidiye istihkâmına ateş etmekte devam eyliyordu. Lâkin bu esnada Amiral bu geminin düştüğü müşkül vaziyeti görerek mevkiini değiştirmesini işaretle bildirdi. Hemen ayni zamanda Başköprü üstünden alevlerin prova çanaklığına kadar yükseldiği görüldü. Prova çanaklığı yaralı efratla dolu olduğundan bu zavallıları diri, diri yanmaktan kurtarmak için süvari karşısındaki Obüs bataryasını susturduktan sonra hattı harpten çekilmeğe karar vermişti.
Şimdi süvari bu hareketi vazifesinde büyük bir kusur yapmış olmaksızın icra edebilirdi. Çünkü Fransız fırkası artık ilerleme harekeline nihayet vermişti. Fransız Amirali (Geprat) Başkumandanın işaretini alınca "Suffren,, ve “Buve„ zırhlıları ile Anadolu sahili tarafıadan, 'Golva,, ile “Şarlınavy,, zırhlıları da boğazın ortasında Ingiliz "A,, hatlarına bir ateş sahası terketmek üzere mukabil sahilden ilerlemişti. Fransız fırkası daha ateşe başlıyacak-ları noktaya varmadan hem Çanakkale ve Kiıidibabir, hem de ateş maniası toplan tarafından gayet şiddetli bir ateşle karşılanmıştılar.
Bununla beraber Amiral **Ge-prat„ büyük bir şecaatla gemilerini istihkâmlardan (10 000) yarda mesafeye kadar soktu. Ağır toplariyle istihkâmlar üzerine mütemerkiz ateş ederek görünüşe nazaran iyi neticeler hasıl etmeğe başladı. -Bir müddet iki tarafın hâkimiyet mücadelesi pek şiddetli oldu. Aşikâr idi, ki şimdi her nekadar aradaki iseler de sabahki mekten
Boğazdan yukarıya doğru uçmuş olan bir tayyarenin raporuna nazaran “ Çimenlik „ ile “Dardanos,, istihkâmlarında artık topçular mevcut değildi.
Fakat diğer başlıca hedeflerin cümlesi ateşe devam etmekte idiler. Bombardımana iştirak eden (8) zırhlının ateşi artık müessir olmağa başlamıştı, öğleden sonra saat (1,45) de düşmanın ateşi o kadar gevşemiştik! Amiral (De Robek) gemilerin kati neticeler alacakları yere yaklaşmaları için torpil mıntakasından lâzım gelen kanalı açmak üzere torpil tarayıcı gemilere emir vermek zamanının hulul ettiğine kanaat eyledi ve bu tarama ameliyatını setrü himaye etmek üzere ateşe girmemiş olan üçüncü fırkanın hırpalanmakta olan Fransız fırkasının yerini almasını emretti.
bataryalar susmakta asıl büyük istihkâmlar bombardıman ile ezil-çok uzak kalmışlardı.
Devamı var
Kânvovevef 1
ZAMAN —
Hikâye
Korkunç Bir Cinnet
Yassa «
— Ono niçin buksdar »avdhı 1 San d» hiç akıl yok amı'f Onun «e ni hakikaten «ermiyeceğini, llvtabrt değil, bir lâhza bil» aaaio olmty*-cağını nasıl olda da difOnmedia koca bebek ?
Görüaen köy kılavuz tateuıes derler. Fakat roo gördüklerini an-Ireımıjuo, hâlâ anlamıyorsun !
Ah aşkın gölü »ahi kör I San» acıyorum !
— Yüzüm» bön böa bakacağı-aa bu sevdadan vazgaç ! öğrrn-aaee Uiııadı ki ten. aenelerce onun için elinde bir oyuncaktın va eğer a*a« dönecek olaa bile, yine onun bir oyuncağı kalmağa nıahkûmsıın.
— Ne o ? İtiraz mı ediyoraun budala ? Öyle ise beni dini». Sen onu naili tanıdın ? Bir arkadspnın dostu idi, değil mi ? Ona gelip gidiyordu, değil d; ? Ve sen birg-iın arkadaşına »ergilisinin güıelliğin-den bahıvllin. O da aana »ergilisinin nenden hararetle bahsettiğini »e ikinizi tanıştırmağa amade bu-Innduğuau söyledi, değil mi? Sonra birgûn üçünüz birtejHnir. yedinle, içtiniz, yattınız, kalktınız ve nihayet bu kadın amin oldu, tana arkadaşından nefret ettiğini »öyledı. değil mi î
— Kızıyorsun bana, yüzünden belli I
Fakat, bu sözlere inand a. Sana görülmemiş şekilde ihanet etliği bolde, bu hareketleri arttıkça arttığı halde onu hâlâ seviyorsun I
F.vet yalnız »eni »erdiğini, yalan «eni seveceğini »öylcdlkcr; reni yaşayan annelinden, babaamdau daha çok »erdiğine dair teminat verdikçe kendinden geçiyordun, kalıbına Ilgamıyordun, taşlıkça ta-ş»y«r re ona bağlandıkça bağlacı-yordun...
— Zavallı çocuk, bütün bunları «abi zannediyordun 1 Bütün bunları biçolnıazıa »enden evrel »enin arkadaşın» da aöyleınlş olduğuna inanmıyordun ! Seni, artık bıktığı arkadaşından kurtulmak İçin bir alet yaptığını kabul etmek istemi-yordun .
— Yüzûoü buruşturup durum I Acı hakikati metanetle kabul et...
Evet, bu hava içinde seneler geçti. Sen de »ıranı »almıştın. Yeni bir sevgiliye ihtiyacı vardı. Onu bulmakta ve aeni kovmakta, hem de muhteşem bir şekilde kovmakla tereddüt etmedi. Sen mütehay-yir ve perişan bu neticeyi bir muamma gibi karşıladın I Bunun mı-nannı anlıyamadın. Ah I Bu dünyada iyi olmak bazın ne fenadır I Sevgilini (!) haklı bulmak için bir çok esbabı muhaffefe arıyor ve bu Iftirakıo ınea’uliyctini bile kendlnr tahmile çalışıyordun!
Sana : “Sevgilin parkta giirûp beğendiği bir bahriye neferini cebren kandırmış, kendine bendetmiş, onunla yaşıyor, dedikleri uman buna inanmadın I Hiç o güzel mahlûk bu derecelere kadar auknt edersiydi ?
— Ne o? Şimdi de çocuk gibi
| ağlıyer ıo«auo? Vallahi sen ÖIAn- ' coyo kadar çocuk kstacakıu» ağla, ağla! Ağlaman İçin aöyliyocaftoı.
.' Balkl bu göa yaşları «eni kurtamr. F.vet. »«nekre» bu latnaba
göğü» gerdin. Fakat aavgıHa yoni . aşinadan da bıkroışh. Oau da ha- | şından detvCnsek «ıram gebarştt. ] Llkln herif boUlı çılunaşb. Klmbi-lta. ihtimal essin ak» yarim bahs-vordo. aovglliaiaia yakasını bir , Hrtü bırakmıyordu. Oatatik — ' haraca da kesiyordu. Nihayet o i güzel sevgilin tekrar aaaa geldi. ‘ ihanetinden. ihanetlariodea pak 1 nadim göründü, »ana:
— Ab. dedi, biribirimuia kıymetini anlamak için bu felâket iklimmiş! Zaten bizim blribirimhden ayrılmamıza imkân var mı? Natıl oba gıloün birinde yine biriblrlmi-tin olacaktık, ebediyen biribirimi-zinl
Ve başındaki betiyi sev» neve, • ietiye iıtiya »atın aldığını gizle- ’ maktan, onun kendirine cidden ) muıallat olduğunu »öylemektea çekinmedi. Sen bu noktaya o kadar i atdırmadıo. Mssrlr esasta İdi. Bak, ı hislerin ne kadar doğru çıkıyordul ! Evet, evet, «enin »ergilin hakika-I ten yüksek hilkati! idi. Bir hata işlemiş, aana Ibaaet etmişti. Etmişti amma bu »enin kıymetini aolamauna yardım etmişti. Adeta kahır yüzünden lütuf! ve işte artık ebediyen »ana dönmüştü. Hay | koca ahmak bay!
— öyle yüzüme ter» tere bak-mat Sen hakikaten abnsakaınl Bu kadar fenalık ve bu kadar fenalar içinde iyi olmak, yalnız iyilik düşünmek. akmaklık değil d» nedir?
Evet, »en yine inanmış, yine kanmış, yine aldanmıştm! Hatta bir gün elitse tutuşturuverdlğl tabanca ila az kaldı belâlı aevgibaiai »ana ihanetinin faiiini öldürecektin! Az kaltun bu budalalığı da yapacaktın! Veya sana bu budalalığı da yaptıracaktı!
— Başuıı neden öne Igdiu, yoksa artık hakikati anlıyor musun? Ha. söylesen»— Onu »«vaşaktan vazgeçecek mi«in ?
— Vaıgeç yavrum, vazgeç. Baksana ohu belâlısından kurtanr ; kurtarmaz sana yine dirsek çevirdi. Sana teşekkür edeceğine, bilâkis «eni tahkir elti. Ne pespayeliğini ne mürailiğini bıraktı. Ve bütün banlan, en yakın arkadaşınla d» teyit ettiği gibi, »enin namütenahi iyiliğinden cesaret re Irorrsl alarak yapıyor I
Va, g»ç yavrum, bc sevdadan I rai geç...
Dilini kedi mi, yokaa aş* m yuttu I Cevap verrene, neden susuyorsun ? Onun sevgi namına bir bacaiet teşkil »den yani yeni ma-eeraları olsun nefretini tahrik at-miyor mu ? Senin aşkın bütün bunların hepsinden de m! büyük ?
— Evet !
- Ne dedin ? Evet mi ? Demek ondan vazgeçmiyorsun, öyle mi ?
— Asla I
— Bu aşk değiL pek korkunç bir cinnet.
4
Dünkü maçlar
Galatasaray-Fener 0-0 berabere kaldılar
D6nkâ Btfihtaf • /»tonfcıı/spor mopndon bir tulanlart
Zamanın takvimi
KÂNUNUEVEL
Bugünkü hava Yeşilköy rasat mrrksuinden »l-dığımız maiûnrata göre dün hava
1350
Huzur ve
rahat içinde
100
defa traş olmak ancak bir adet
HAŞAN
Traş bıçagile mümkündür
Dünyanın hiç bir yerinde bu kadar mükemmel bir tras bıçağı yoktur. Hasın ıw-kassa» dikkat taklitlerinden «altınınız.
Soy Adı Alanlar
Okuyucularımızın Bildikleri
Soy Adlarını
Herkes soy adı almakta dşram etmektedir. Bize soy adlarını bildiren karilerimizin İsimlerini ve »oy adlarını bugün de neşrediyoruz:
Akyo! — Cihangir süthanesi sahibi Ferhan AkyoL
Aymcrcec — (mercen, nişancı demektir) İş bankan kutu fahri-kası muhasebecisi Sedat Ayoı»rcen.
Dikmen — Cerrahpaşa basla-hanesi sinir mütehsssıa Dr. fAh-met Şükrü Dikmen.
Ersoy — Cerrahpaşa hastahn-neıl Baş eczacısı Feridun Erzoy.
Erol — Eski mektebi mülkiye muallimlerinden ve eaki gümrük müdürlerinden mütekait Hayreddin Erol.
Aydoğdu — 44 üncü ilk oku-malık öğrenceklerindeıı Sema Ay doğdu.
Orkün — Akay işletmesi İr-razım başmemuro Şerefeddiıı Or-kün.
Ol — Marmara Ana gemili kumandanı binbaşı Nail Ol
Oga — İnhisar İdaresi Kuru

neşrediyoruz
çeşme tütün depoları müdürü Ali Rıza ögc.
• •
Boğazlar komisyonu eaktaetal Amiral Vaııf ta, kayın biraderleri Hakkı, hacı Terfik ve Şefik ile beraber Temel soy adınr kollanmayı kabul etmiş ve tasçil muamelesi İçin müracaat eylemiştir.
Soy Adı Listesi
Ankara 30 (A.A.) — Türk dili araştırma kuruznuoun soy adlan hakkında bildirdiği 1 eri Ibteıinin ikinci parçası şudur :
Baydur, Baygeldl. baygutalp. Bez-ke, Bayouş Bayauf, Bayauogur. B*y|a. Begiai, Begkond, Bağlaş, Begtorun, Bayın, Bayındır, Begiç, Bayırkan, Baykora, Bayma». Bsyns, Bayhal. Bayram. Bayram bigün -a- Bacoy Bayrı, Baysan, Boysun, Baysmup, Baytemûr. Baytok, Bnytüz, Bayut-mıj, Bayyigit, Bazir -ka- Büzmen, Beçcne, Bnğbağa. Bağbarr, Beğdill, Bagdoğon, Beğç, Begeçarslar, Beg-ka- Beki, Bekli, Beki», B«U - ka ■ Beklen. Bek san, Bektaş, Beüç buğa, Bel, Bel bat»-Bal ban, Beleda-balte, Belek. Beler. Belketin, Bevdlbek.
Lik maçları fikûstÜrU dün Taksim atadyomunda Galatasaray ile Feaırbahçeyi karşılaştırdı. Oyun aaati yaklaştığı zaman sahanın etrafını beş bine yakın bir aeyirci çe vlrmişti. Tam anal onbeşe beş kala evvel» GalatasaraylIlar, onları takibende Fenerliler taraftarlarıma ah luş vr leşçi nidaları arasında sahaya çıktılar. Hakem Ahmet idi. Takımlar dizildiği zaman şöyle oldukları görüldü :
Galatasaray .■ Avni. Lûtfi, Osman, İbrahim, Nihal, Kadri, Dan-yal. Fazıl, Salâhattio, Münrvvar. Necdet.
Fenerbahçu : Hüsamettin, Yaşar Fizıl, Esat, Ati Riza. Cevat, Şaban. Fikret. Muzaffer, Naci, Niyazi.
Hakimiyet Galatasarayda Oyuna tam saat onbeşte Gala-taaarayın hücumila boşlandı. Fener muavin hattında kırılan bo hücum» Fenarbahçenln mukabil akını takip etti vr Niyazi flk dakikalarda çıkan bir fırsatı kaçırdı. Akibinde Galatasarayın »oldan bir |bûeumile top Münevvere geçti. Münevverin •ıkı bir şülünû HÜaam kurtardı. Fakat trhlıkr henüz bertaraf edilmiş değil hemen biraz »onra Salâ-hattinln de sıkı bir ştttü yukarı »a-vlyeyi yalıyarak avut» gitti. Fenerliler hücuma başlıyor İlk dakikalar Fenerbahçe Içiu hiç te ümitli değil.. Sağ tribünün (Fenerbahçeliler) sükûnuna mukabil eo 1 tribün (GalatasaraylIlar) oyuncularını mütemadiyen leşçi ediyorlar.
Bir aralık Niyazrnin «ağdan bir hücumda ortaladığı topa Fikret yetişerek kafa vurdu, fakat top a vata gitti. Yine Fenerlilerin soldan bir hücumları ofsayt ile neticelendi. Bu esnada GalatasaraylIlar, bir hücumla Fener müdafaasına kadar uzandılar. Fakat Hûsam bunu kesmekte güçlük çekmedi. Fenerliler tekrar »o!d«o bir akın yaptılar. Şabanın ortaladığı topu Niyazi yakın bir mesafeden avutz attı.
Fener muavin hattı oyunun bu kısmında güzel çalışıyorlar ve daha ziyade Fenerlileri hücumda görüyoruz. Üçüncü dakikada Fazıl, Cevada saha ortalarında bir favul yapıyor.
Yaşarın çektiği bu favuhı Muzaffer Nlyazıye güzel bir ara pasife geçirdi.. Niyazi sürdü ve ortaladı- Köle önlerine gelen topu Naci Galatasaray kainine havale etti.. Fakat Avnlnin güze! bir atılışı bu tehlikeyi uzaklaştırdı.
Neticesiz hücumlar
On beşinci dakikada Fener kalori önlerinde yapılan bir fovulu Kadri çekti.. SaMhattinfzı alAğı topu Fener kelerinin özerinden ve yakın bir mesafeden avuta çıkardı. On dokuzuncu dakika da Fener muhacimleri arasında yapılan kııa pastı b»r hücumu Muzaffer favnllu bir şntJe aruta attı. Hrmec mukabilinde Gnlataasu-aym •oldan Danyal ile yaptığı akın da bir netice vermedi... 21 inal dakikada Nibadın Naciye yaptığı favu-iü Cevat çekti.. Fakat n s tice «iz..
23 üncü dakika- Mûaavverden aldığı pasla Necdet Fener kalesine yaklaştı Çektiği şütü HOaum kurtardı. Otuzuncu dakikada Şabanın bir hücumunu Avni kurtardı. Oyun şimdi İki taraftan birinin hâkimiyeti altına girmeden ceryan ediyor. 40 inci dakikada Daoyalio sıkı bir şütü Hüssmıız müdahalesiyle kornere gtttl. Daoyalln attiğı köşe vuruşunu Ab Riza ve Cevat müştereken kurtardılar. Biraa «onra Cevat sakallanarak oyundan çıktı.
Fenerliler Filrreti aantırhaf v) Rizayı da »ağhaf alarak on gişi , i olarak oyuna devam ediyorlar. 1 Fenrr hiicom hattı şimdi dört k)-! şi.. İlk devrenin »oı dakikaları , Fenerin aleyhi» cervan ediyor-, Bu sırada Fenrr kateai entarinden ' kurtulan top Şabanın »aba gayr»* ' tiyle Galatasaray kalecine kadar ' uzanıyor, fakat nattaeriz— Devre ' bu suretle bitiyor.
İkinci devrede...
İkinci devre Fenerin akını ila I başladı... Kadri bu akını fnvuBe ' kesti. . Eaadtn Çektiği şütü Arsıi ' ■artardı- Fener on kişi oyooycr.,, , Bu sıralardn Cav Ot yine oyuna giriyor, sağ açığa a«Ç^ar. Nişan antsç, Naci soliç oynuyor- Galatasaray tazyiki şimdi biraz faala... Onuncu dakSsada sağdan gelen topu Danya*. Höaaauo ellerine atıyor.. On ikinci dakikada Münevver bir gol fırsatı kaçırdı- AM- | biode bir Fener hücumunu Lûtfi keazueh isterken topu Niyaziye veriyor.. Sıkı bir şüt. top keteyi baştan sıyırarak aruta gidiyor.. Bo dakikalarda Fener biraz hâkim vasiyette..
Fakat Cevadin sağda aksama»', yüıünden lıileunıiar neticesiz kalıyor ve Cevat oyundan tekrar çıkıyor- Fenerbahçe yine on kişi..
Münasebetsiz bir müdahale
31 inci dakikada Gatataıaray aleyhine verilen favolü Avni elinden kaçırıyor.. Muzafferin yetişerek attığı şüt, avut oluyor- Bu ’ şuada aoyircâtarden bilinin attığı taşla Lûtfinio başı yarılıyor. İşe 1 polia müdahale «diyor. Çirkia Ur r h4(k«e...
Oyuo tekrar hakemin atığiyle başlıyor. 33 üncü dakikada Niya-ziyo favul yapıyorlar.. Knla ünlerinde olan bu favul ncticealz kalıyor.. Nacinio çok aluunaa» dola, yısıyle Fener hemen bemtu üç aau-hnçimle oynuyor— Bir Gsdataaaray hücumu kornalarla neticeleniyor.. Necdet çekiyor. O da neticene.. Ve oyun busurerle karşıhklı hücumlarla alır sıfıra ncticeleniyor-Oyunun. bu şekilde oetkelesı-mrri Beşiktaş hesabına çok İyi bir vaziyeti olduğu nauhakkakbr. Taksimdeki diğer maçlar Bu mühim maçtan evvel ikinci küme maçında Topkapı - Altınoz-duyu 3-0, Galatasaray Genç ve B. takımları ds Fenerlileri 2-0 mağlup ettiler.
Beşiktaş - Istanbulspor maçı
Şerrf stadında yapılan Beşiktaş . lotanbulspor maçı da güze) oldu. Bo enteresan maçıo Mat 11 de yapılması sahada fazlaca bir kalabalık toplamıştı. Ltanbolapor tan bir kadro ile anhaya çıkmıştı. Bana makabil Beşiktaş Mehmet Ali, Adnan, Eşref ve Naomdan mahrumda. Oyuna GalatasaraylI Snphinla İdaresinde başlandı. İlk akını Istaobutıpcriular yaptı. Beşiktaş müdafaanuda kınlan bu akından «onra oyun mütevazin bir şekil aldı. Bir müddet ortalarda dolaşan top IsUnbulaporun muntazam bir akınite Beşiktaş kalesine indi, lstanbulsporlulnrda bariz biz anlaşma var.. Buııa mukabil Beşiktaşlılar çok durgun oynuyor.
Onbeşind dokikada sakatlansa Sahih dışan çıkmak mecburiyn-tlads kald,.
latanbulspor ou kişi oynamakla beraber oyuna hâkim bir vaziyette. Fakat muhacim hattının yap-bğı bütün hücumlar şanıaızLıkUn veyahut aceleden neticesiz kalıyor. Oyun kırkına dakikaya kadar bo
taayiki 771 raı'.ımetr», en fada eı-rakbk 14. en az 2 derece idi.
Bugün hm» açık olacak vr I rüzgâr şimal istikametinden mute- ' dil eseeaktir.
Mutlu bir nişan resmi
Buraa Ahmet Refik Paşa | hoatahoneai rontk.cn mütebaı-m»ı Dr. Cevat fuiuın Beyin kıu ve eaki iotanbul Belediyesi heyeti fenniye müdürii Fuat Beyin yeğen: Hale hanımla An-karada kaymakam Dr. Ali Riga Beyin oğla "Akta,, kitap-hanesı nabiplerindcn ve gazeteci arkadaşlanmızdan Adilin-nşan merasumi evelkigün Kadıkö

Deniz yollan
İŞLETMESİ
Acenteleri: Karaköy- Köprübaşı TeL 42342-Sirkesi Mühlirdarıade EK» Han Tel: 22740 MMI
Mersin yolu ANAFARTA vapuru 2 b:-rincikAnun PAZAR günü ana! lOfdd Mersine kadar. (8166)
Karadeniz yolu
KONYA vapuru 1 Birinci kânun CUMARTESİ günü zaat 18 dc Hopaya kadar. (8165)
yünde ikanetgâhlarnda yapılmıştır. Tarafeyne aaadet te-
Pamuk satışları iyi
Son hafta içinde Türk pamukları üzerinden epey iş ya-ptimıştir.
İç piyasada halen pek az pamuk Bloke kalmıştır.
Dahili istihlâkin artması, pamuk piyasamın yükseltmiştir.
şekilde devazn «diyor. Bu «aralarda Beğflştaşblar yaptıklar, gürel bir hücum Habisisin ayağiylc bir gol çıkardılar ve bu aurstie devre lataubuhporuı hâkim oyununa zağ-men Beşiktaşın lehine neticelendi. İkinci devrede...
İkinci devmda lataabulsperialar» ytne hüetrtnda görüyoruz. Fakat Hüsnünoa, Nurioln ve Faroğua gayretli oy onu, Istanbalıpor hücumlarını neticariz bırakıyor. Şuau »öy-lamek lâzım ki Ltanbulspor Muhacim hattında yalnız Uıl kişi oynuyor. Sdâhattin ve Reşat Bilhassa Sellhattioin hûeunJarı Beşiktaş kale»! içle daim, tehlikeli. Müteaddit şittari ya kalecinin aline ge-i iyor veyahut avutla neticeleniyor.
Bo sıralarda Beşiktaşlılar soldan yaptıkları bir hücüsde ortaya gelen topu Hakkıma ayağıyle ikine» defa Istanbukpcr balerine •okuyorlar...
Istanbaisporlnlana yine müteaddit hücumlan hiçbir netle* vermiyor v* bo suretle oyun 2-0 Be-şlktaşın galibiyetiyle neticeleniyor. Lstanbulspörlulann güze! oyna-aa şiarın a rağmen hüeom hatbnın dört İrişi olmam, Enver ve İomoi-Un tutuk oyunu gol (çıkarabflose-lerine mani oldu.
Beşiktaş takımı dün omoralyct itibariyle yorgun ve isteksiz bir oyna oynadı.
Bilhassa eksik olan oyuncuların yerleri bariz bir şekilde aklıyordu.
Şeref stadındaki diğer maçlar
Sabahleyin yapılan Beşiktaş -tstanbulspor genç takımları maçını 2-0 Beşiktaş kazandı, öğleden Mors yapılan ikinci küme maçında Eyüp - Beylerbeyini 2-1 yendi. B. takımları maçında Beşiktaş çıkmadığından latanbolıpor hûazen galip addedildi.
Beykoz - Vefa maçı
Fener »tadında yapılan Beykoz-Vefa birinci takımlar maçını Bey-kozlular güzel bir oyunla 1-0 ka-■andılar.
ikinci küme maçında da Anadolu, Hilâle 3-1 galip geldi M. S.
Ayvalık yolu
MERSİN vapuru 1 Birinci kânun CUMARTESİ günü saat 18 de Iztııire kzdar.
H E M O R R O N
Basura karşı en iyi ilâçtır. Kanı keser, ağrıyı gide-rir, memeleri söndürür.
(8167)
Ttitnlul fclıdiıjnl
JdıirTı'yaîrosu
Tcpchaşı Şehir Tıyatro«und» Akşam »uvare saat 20 de
Madam San Jen
Komedi 3 perde 1 - Başlangıç Yasanlan Vik-toryoa Szrdo va Emil Mora
Tercüme eden : Seniha Bedri H. Eski Fransız tiyatrosunda Şehir tiyatrosu operet kısmı
Gündüz matine saat 14,5 ta Akşam suvare saat 20 de BU BİR RÜYA Operet 3 perde, Bcsteliycn Ferdi Yazan: Sclma Muhtar H.
Süreyya Opereti
Komik Fahri Beyin iştirakile Bu akşam 20, 30 da Beşiktaş Siimer tiyatrosunda Karım namusludur Operet 3 perde Pazar akşamı 20,30 da Bakırköy Miltiyadi tiyatrosunda Karım Namusludur
İnhisarlar U. Müdiirlüğündenzj
“4300. adet F.mayc taklidi bayi levhası satın alınacaktır. Ta-
liplerin numune ve şartnameyi gördükten #»nra pazarlığa iştirâk etmek üzere *10-12-934. Pazartesi günü »ant “14. te “%7.5„ teaMuatlariylc beraber Cibalide Levazım ve Mübayaat Şubesi Mödiirlüğûoe müracaat etmeleri. “8134,,
Vitamin
ozu
Kalori
OZU
irmik
Türlü
ozu
Kuvvet
OZU
Kudret
Sıhhat
Mercimek
ozu
Nefaset
OZU
Kânunuevel 1
Nişasta özü
Çavdar özü
Çocuklarınıza yediriniz, istediklerini re sevdiklerini bıktırmıyarak değ iştira değiştir* yediriniz. Vitamini re kalorisi çok olan bu mükemmel özlü unlarla yavrularınız neşeli, sıhhatli, tombtu. kanlı canlı olurlar. Çabuk_ büyürler, çabuk diş çıkarırlar, kemikleri kuvvetlenir. ishal olmazlar. HAŞAN ÖZLÜ UNLARİLE YAPILAN MAHALI.EBt ve ÇORBALARIN ve tatlıların ve pürelerin ve yemeklerin lezzetin* piyan olmaz. Haşan Ecza deposu. Taklitlerinden sakınınız. Haşan markasına dikkat.
Patates özü
FİYATLARDA TENZİLÂT
SA
TAKSİM KOOPERATİFİ
Dûn 1(111011111. Taksim Aydedı Caddeai No. 32 Meşhur ERMİON Bakkaliyesinin Şubesidir
Bakkaliyenin her çeşitlerini gayet ehven fiatlarla bulacaksınız.
Siparişleriniz süratle evinize gönderilir.
I * | İstanbul Evkaf Müdürlüğü İlânları| *
1 — Şişli, Meşrutiyet, Ebe kız sokak 26 - 28 No. Iı Valide Apartımanının 7 No. lı Dairesi.
2 — Çarşıda Kürkçülerde 31 No. Iı Dükkân
3 — „ Feraceciterde 4 „ „
Yukarda yazılı mahaller 935 senesi Mayıs nihayetine kadar kiraya verilmek üzere arttırmıya konmuştur. Tutmak isliyenler 3/12/934 Pazartesi günü saat on beşe kadar Evkaf Müdüriyetinde Vakıf Akarlar kalemine gelmeleri. " 7965 „
Yeni Postana A. Memduh mağazasının 1935 Cep AJANDA hr.
Çok temiz olarak çıktı. Fiyatları 30, 35 - 40. marokenleri 80 - 120 kuruş, cep takvimi 7.5 kuruştur. Bil de " iş deflerim,, çıktı ki çok faydalı malumat, bir senelik takvim, renkleri defterleri ve hesap cetvellerini havidir. Fiyatı da 20 kuruştur. (5334)
Deremojen
İştah eksiri
Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi Müdürlüğünden:
1 — 1933-34 Ve daha evvelki ders seneleri nihayetlerinde mektebin evvelce kısmı sani ve alî isimlerini taşımış vc şimdi Yüksek iktisat ve Ticaret ismini almış bulunan kısmının altı devrelik tedris müddetini doldurmuş olup mezuniyet imtihanlarını vermemiş olan eski talebenin 1 Birinci Kânun 1934 tarihinden itibaren altı ay zarfında bir istida ile mektep idaresine müracaat ederek mektep vaziyetlerini ve adreslerini vc imtihana girmek istediklerini bildirmeleri ve istidalarına dört tane fotoğraf iliştirmeleri.
2 — Bu suretle müracaat edenlerin 1936 senesinin Eylül ayı nihayetine kadar imtihanlarını behemehal vermek mecburiyetinde oldukları.
3 —Bu imtihanlarınla alâkadarrm tedris devrelerini doldurdukları tarihte roer'i olan talimatname hükümleri dairesinde yapılacağı.
4 — 1 Numaralı fıkrada yazılı altı aylık müddet içinde mektep idaresine müracaat etmiyeıılerin ve müracaat edipte 1936 senesi Eyiûl ayı nihayetine kadar imtihanlarını her ne sure I • o ursa olsun bitirmiycnlcrin bilâhara imtihana girmek haklar n düşeceği ve kayıtlarının bir daha yenilenmemek üzere silinece, 1 ilân olunur. (8047)
İstanbul İthalât Gümrüğü Müdürli/günden:
741 lira 15 kuruş bedeli keşifti Samsun Gümrük Baş Müdür-luk binası Şimal kısmında inş» edilecek ibata divan ile 772lira 31 kuruş bedel keşifti keza mezkûr Baş müdüriyetle Rezervdi eşyanın hıfzı için yapılacak anbar münakaşa ve ihalât kanununun 18 inci maddesinin A fıkrasına müsteniden pazarlıkla mıı»j!-,saya konulduğundan talip olanların lS-Kâounuevvel-934 Çumarie .i zuoû saat 15 te İstanbul ithalât Gümrüğünde müteşekkil k .misyonu mahsusa müracaatları ilân oluour. "8037.,
ckzema, yara, bere, yanık, çatlak, ustura yaraları ve saıreye karşı mücerrep en iyi ilâçtır.
BELSOGUKLUĞU
W0TEJjN'dir
Tl ECZAM CÛE BULÛMlİt?

Her yemekten evvel bir çorba kaşığı aprritin kullanan iştahla yemek yer, yediğini sindirir. Mide vc barsakları kuvvetlenir. Aperitin her ev için elzem bir l’âçtır._______
Müderris Dr. Raşit Tahsin
Bostancıda Tepe mahallesinde hastalarını kabul ediyor.
_______________ (5177)
► DİŞ HEKİMİ 4—■ I MÜNEVVER OSMAN HANIM
S Şshremanelı, Mahmudiye «*»(!-
1 d«.i No. 10
— » T-leton: 22622 (4«$) mı
İmtiyaz saiübı: Aii.
Umumi neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet Matbaai Ebiizziya
İstanbul Belediyesi ilânları
Çubuklu gaz depolarında yaptırılacak 250 şer tonluk 4 adet tank kapalı zarfla münakaşaya konulmuştur. Talipler şartname almak ve plânlarını görmek üzere her gün levazım müdürlüğüne müracaat etmeli, münakaşaya girmek için do 1800 liralık teminat makbuz veya mektubiyle teklif mektuplarını 3- 12-934 Pazartesi günü saat 15 e kadar Daimi Encümene vermelidir. (7740)
İstanbul Millî Emlâk Müdürlüğünden:
Muhammen bedeli Lira BAKIRKÖY : Sakız ağacı mahallesinin kara
Mehmet sokağında eski 6 yeni
8 numaralı hanenin 1/4 hissesi 750 Peşin para il* HOCAPAŞA: Hocapaşa mahallesinin Yeni
postane caddesinde eski 69 ve yeni 10 numaralı dükkânın 2/3 hissesi 2667 „ w
Yukardaki mallar hizalarındaki kıymetler üzerinden 5-12-934 tarihinde temdiden açık arttırma suretiyle satılacaktır, isteklilerin muhanuueu bedelden yüzde yedi buçuk nisbetindeki pey akçeleriyle müracaatları. “M. “8162.