YURTTAŞ:
Evini ısıtmak için Linyit kömürü kullanmakla hem keseni, hem de Yurdunu faydalandırırsın.
ETİBANK
Yıl: 2 — No. 577
1 /ARARLIK/1950 CUMA
Ankara’nın tanınmış möble mağazası
Yeni çeşit tül ma3a ve yer muşambalarımızı bir defa görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tali 14011
Telgraf adresi : Zafer Ga zetesi — Ankara *
Telefon: 15315, 15619 ve 16882 * Denizciler Caddesi: 2 * Posta Kutusu : 193
Türkler kahramanca savaşıyor
Bütün B’rleşmış Milletler kuvvetlen çekildi
Atom bombası kullanmakiçin Truman’m emri bekleniyor
Yeni kahramanlık destanları yaratan birliğimiz de vazifesini tamamladı ve yeni mevzilere girdi
Tokyo, 30 a.n. — (Reuter): General Mac Arthur, sağ kana-
General Mac Arthur bir kaç gün evvelki taarruzu idare için cephede bulunduğu sırada
lifletmek maksadiyle bugün Sekizinci orduyu Kuzey Batı Kore-de Şangşon nehri hattından 70 kilometre güneye doğru geri çekmiştir.
8 inci ordu teşekkülleri Çin i-lerleyişini durdurmak için düştüğü artık resmen teyid edilen Kunuri ile Gunşan arasında ye-

ve derhal yayılma ha-
reketine girişmişlerdir.
Düşmanla temas kesildi
Seul, 30 a.a. — (AFP): 8 inci
ordu sözcüsünün mahalli saatle
öğleden sonra bildirdiğine göre kuzey batı cephesindeki bütün Birleşmiş Milletler kuvvetleri düşmanla teması kesmeğe ve yeni bir müdafaa hattına çekilmi-ye muvaffak olmuşlardır.
Rû sub rh'rantımh üçftJ:-lârının Çin kuvvetlerine bilhas-
(Sonu So. 4 Sü. 1 de)
Koreden doğan siyasî buhran
Attlee Truman ile görüşeçek
Kore'deki kahramanlarımızdan bir kaçı: 1) Alay Komutan Mua vini Yrb. Natık Poyrazoğlu — 2) Alay İrtibat Subayı Yzb.
Kâmil Celkan — 3) Alay Emir Subayı Kd. Yzb. Halim Ersoy — 1) Kd. Yzb. Abbas Yurdakul — 5) Üsteğmen Münir Araşit — 6) Alay Haber Alma Subayı Kd. Yzb. Muzaffer Sebükcebe — 7) Alay İrtibat Subayı Şeref Üniiver.
Truman’ın beyanatı Atom atılması tetkik ediliyor
Birleşmiş Milletlerle, Kore arasındaki savaş, çok değişik bir safhaya girmiş bulunuyor. Vaziyet cephede olduğu kadar milletlerarası sahada da çok vahim bir manzara arzet-mekiedir.
İşin askerî mahiyetini burada münakaşa edecek değiliz. Fakat politik durum, son derecede karışık ve karanlıktır. Hattâ o hale gelmiştir ki, bunun içinden dünya barışını ancak bir mucize ile kurtarmak mümkün olacaktır.
Hâdiseleri ve muhtemel akıbetlerini kısaca gözden geçirelim:
Şimalî Kore Cenubî Kore'ye saldırmış, bunun üzerine Amerika ve Birleşmiş Milletler derhal mütecavize karşı vaziyet alarak işe fiilen müdahale etmişlerdir. Mac Arthur'ün idaresindeki kuvvetlerin mütecavizi tedip edip Kore'yi temizlemesiyle Kore harbi nihayet bulmuştur. Fakat şimdi. Birleşmiş Milletler yepyeni bir düşmanla karşı karşıyadırlar. Bu. bir kalemde 400 bin müsellâh asker çıkarıp Kore'ye hücuma geçen Kızıl Çin’dir. Demek böylece küçük mütecaviz beş ayda birdenbire el değiştirip yerini büyük, çok büyük bir mütecavize bırakmaktadır.
Şimdi ne olacak? Gerçi bugün, Mançuri hududuna yakın bir sahada bilfiil harp olmakta.
Mümtaz Faik FENİK

yeni bir karar alması gerekmektedir. Böyle bir harp ilân edilecek olursa, büyük mesuliyet ve büyük vazife hiç şüphesiz yine Amerika'nın sırtına yüklenecektir. Yani harp, fiilen Amerika ile Çin arasında olacak, Birleşmiş Milletlerin diğer üyeleri, anlaşma gereğince, A-merika'ya ellerinden gelen yardımı yapacaklardır.
(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Kore buhranı üzerine Ingiliz Başbakanı Ameıikaya gitmeye karar verdi
Londra, 30 (a.a.) — İngiltere Başbakanı Attlee bu gece Koro buhranı hakkında görüşmelerde bulunmak üzere Vaşing-ton’u ziyaret etmek teklifinde bulunduğunu bildirmiştir. Başkan Truman bu teklifi kabul etmiştir. Başbakan Attlee’nin bu haberi bildirmesinden bir sa-
dan haber verildiğine göre Başken Truman’m İngiliz Başba-kaniyle görüşmekten büyük bir memnunluk duyacağını Vaşing ton bildirmiştir.
Vaşington, 30 (a.a.) — Beyaz Saray mensupları bu gece beyanatta bulunarak Başkan Truman ile Başbakan Attlee arasındaki görüşmenin Vaşington-da veya yakınında bir yerde cereyan edeceğini bildirmişlerdir.
Bütçe hazır
vo Birleşmiş Milletler kuvvetleri mütecavize karşı kahramanca döğüşmekiedir. Fakat her iki taraf da birbirine karşı harp ilân etmiş değildir. Birleşmiş Milletler, henüz Çin'i «mütecaviz» kelimesiyle vasıflan-
dırmamışlardır. Bunun için fiili durum dışında, Çin'e karşı Birleşmiş Milletlerce sarih bir vaziyet alınmamıştır. Peki no
yapılacaktır? Kızıl Çin'e harp
ilân edilecek
midir? Mac Ar-
thur'ün dediği gibi bu hususta Dirleşmiş Milletlerin süratle
Sağlık Şûrası dün toplandı
Şûranın gündeminde memleket
sağlığına dair
Yüksek Sağlık Şûrası bu yılın üçüncü kanunî toplantısını dün saat 11 de Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr Ekrem Hayri Uslündağ’ın başkanlığında Ord. Trof. General Dr. Tevfik Sağlam, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman I Uzman, Ord. Prof. Dr. Fahrettin I Kerim Gökay, Ord Prof. Dr.
Tevfik Renizi Kazaııcıgil, Prof.
mevzular var
Dr. Soim Ali Dilemre, Prof. Dr. Murat Cankat, Prof General Dr. Zeki Hakkı Pamir, Prof. General Dr. Zeki Faik Ural, Millî Savunma Sakanlığı Sağlık işleri dairesi Başkanı General Dr. Kâzım Damlacı, Bakanlık Müsteşarı Dr Ekrem Tok, danışma ve inceleme kurulu başkam Dr. Ali Süha De-(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
Tasarı bugün Meclise verilecek
Bakanlar Kurulu dün saat 10’ da toplanarak kısa yemek tatilinden sonra gece saat 21’e kadar çalışmalarına devam etmiştir.
Çalışmalar geç vakte kadar sür düğünden Maliye Bakanının bütçe üzerinde basma vereceği izahat bugüne kalmıştır.
Cumhurbaşkanının kabulleri
Cumhurbaşkanı Celâl Boyar, dün Çankaya’da İçel Milletvekili Hüseyin Fırat, Malatya Valisi Turgut Babaoğlu’yu kabul etmiştir.
İsmi bütün ajanslar tarafından dünyaya yayılan kahramanlarımızdan Tabur Komutan veki li Yüzbaşı Ahmet Tuncer taburuna süngü hücumu yaptırarak ve erlerin başında bizzat dö-ğüşerek bir Amerikan Albayı nı ve maiyetini kurtarmıştır
Truman General Mac Arthur’u daima destekliyeceğini söylemektedir
General Yazıcı'nın yabancı aja ns muhabirlerine izahat veren askeri sekreteri Yüz başı İsmail Çaialoğlu
Rusyaya karşı koyalım
Acheson mühim bir nutuk söyledi
Londra Radyosu, (Basın Yayın) — Dün Amerikan milletine hitaben bir nutuk söyleyen Dışişleri Bakanı Acheson, Kore’deki durumun sadece Kore savaşının başka bir safhası olmadığını, fakat yeni ve tahrik edilmeden yapılan bir tecavüz hareketi olduğunu belirtmiş ve bugün hiç kimsenin umumî bir harbin çık-
(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
AKINTIYA---1
I____KÜREK
İnönü - fili I
İsmi yabancı ajanslarda geçen kahramanlarımızdan posta eri Cemal Goncer
“Ulus,, ve kasaplar
Neşriyattaki maksadı Dernek de elem verici buluyor
Ankara Kasaplar Derneği Baş kanı Sabri Özkan imzasiyle şu mektubu aldık:
• Muhterem gazetenizin 30/Ka-sım/1950 tarihli nüshasının birinci sayfası 7 ve 8 i'.lci sütunlarında (etlere zam için tertipli neşriyat) başlığı altında çıkan yazıda Ulus gazetesinin bir gün evvelki sayısında neşredilen yazı hülâsa edilmekte ve Kasaphır Sonu Sa 4 Sü. 8 de)
Ulus’un sabık Toplu İğnesi. yeni Nurettin Artam'l, geçen gün yazdığı bir yazıda İnönü aleyhindeki yazıları bahis mevzuu ederek, bunların topunu birden «İnönü - fobi» yani İnönü'den hoşlanmama hastalığı diye vasıflandırıyordu.
Dostumuz Muhip Dıra-nas. buna cevap verdi. «İnönü - fobi» yanında bir de «İnönü - mani» yani İnönü ile meşgul olma hastalığının mevcut olduğunu be-liritil
İnönü - fobi'den sonra İnönü - mani!..
Fakat psikologlar, bunların yanında bir de İnönü ■ fili'den bahsediyorlar. Buna ne buyurulur?..
İnönü - fobi nedir? diyecekler bulunabilir! Merak buyurmayınız, bunun iürk-çesL İnönü'ye karşı kara sevdadır. Ve zannedersek Nurettin Artam da buna müptelâdır!.. — YEDEKÇİ
Sayfa: 2 __________
ZAFER
1/12/1950
intakı hak
Me - De
Suiistimal
dâvâsı
Ulus'un karikatürcüsü iki
gün evvel renkli
bir panora-
ma yapmış. Adı «Yurtta sulh.
cihanda sulh». Bu arada bir
de Halk Partisi çatısı görünüyor. Bir sürü kasketlinin ellerde kazma kürek yıkmıya çalıştıkları binanın bacasına bilmem dikkat ettiniz mi? Üs-
tünde bir leylek yuvası var. A, benim ünü büyük karikatüristim, sen pekâlâ bilirsin ki, tütmeyen bacada leylek
yuva kurar! Yoksa sen de mi
Partinin ocağına incir
ğe kalktın?

Umma illeti :
Dünkü gazeteler yazıyordu: Bilmem nerede bir bekçi, ölüp tabutuna konduktan iki gün sonra dirilivermiş. C.H.P. ye yeni bir ümit kapısı mı açıldı dersiniz?
Kedilere ziyafet :
Dünkü Ulus'ta Peyami Safa, Dil Kurumunun son çalışmalarını bahis konusu ederek.
ğışı üzerine kaleme aldığı bir yazıda bazı D. P. yazarlarının ilk karın yağışını ne şekilde ; yazacaklarına dair birtakım fantezi örnekler veriyor. Fakat muhalefet yazarlarına dair tek satır yok. Onu da biz yakıştıralım bakalım. Bay Hüseyin Cahit şöyle yazardı:
«Bu herifler, bu Samet Ma-met, bir vakitler bar bar bağırıyorlardı: Ey fakir fukara, ey zavallı Türk milleti, nedir bu Halk Partisinden çektiğiniz? Size vadediyoruz: Eğer bizi iktidara getirirseniz, kışın sizler üşümeyesiniz diye kar bile yağdırmıyacağız!.. Hani? Hani vaitler? İşle kar yağıyor. Hem de vaktinden evvel yağıyor. Millet yutar mı? 14 mayıstan daha şimdiden bin pişman. Biz iktidardayken, hiç değilse karın geç yağmasını sağlardık. Çünkü İnönü başımızdaydı.»
8 sanık yakında donanma komutanlığı mahkemesine
sevkedilecek
Bundan bir müddet evvel İstanbul Deniz Komutanlığında suiistimal yapıldığı meydana çıkmış, Ankara ve İstanbul Deniz Kuvvetleri Komutanlı-
ğından askerî ve sivil kimseler
vkif edilmişti.
Bu hususta
malûmatına mü-
«Bir Allahın kulu gazeteci çıkıp da yahu ne yapıyorsunuz
İlâhi üstad. gazetelerden birinden birine telefon edip bir habercik verivermek de mi aklınıza gelmediydi? Kurum dilini kediye yedirmişse bunda gazetecinin kabahati ne?
Kar ve muhalefet
Nihat Erim, kendine mahsus bir üslûp sahibi olmadığı için ne yazacağını ben nâçiz pek kıvıramıyacağım ama, her halde yazısının başlığını «Anayasa ve kar» diye atardı.
Bizzat Artam ise, bu yazısında: «Ah, O'nun mukaddes saçları gibi yağan kar» diye İnönü'yü anmak fırsatını ka-
yazarları :
Nurettin Artam, ilk kar ya-

bulunduğundan ötürü.
eminim ki şimdi bin pişmanlık içindedir.
Karar günleri
YENİ İSTANBUL — gazetesinde M. Nermi «Karar Günleri» başlıklı yazısında, komünist Çinlilerin Kore harbine katılmalarının yalnız askerlik ve savaş güdümü bakımından değil, ayni za manda dünya politikası bakımından da yepyeni bir durum yarattığım belirtmekte ve Birleşik Amerika’dan gelen son haberlerde fazla bir iyimserlik yoksa da aşın bir kötümserlik de sezil-mediğini ilâve ettikten sonra, bugünkü umumî durum hakkında izahat vererek yeni durumun bize 1939 Ağustosunun son haftasındaki gerginliği hatırlattığını. barıştan bahseden Hitler ile barıştan bahseden Stalin arasında en ufak bir fark bulunmadığım, demokrasilerin hazırlk ölçüsü ne olursa olsun, barış cophesi milletlerinin mutlaka karar vermek mecburiyetinde duklannı söylemektedir.
)1-
Nazik durum
YENİ SABAH gazetesinde «Nazik Durum» başlıklı ve Yeni Sabah imzalı yazıda, Kore’deki son durum bahis mevzuu edilmekte, General Mac Arthur ün Birleşmiş Milletlere vâki olan müracaatından, Kore harbine karışan Çinlilere, yâni asıl üslere de taarruz edilmesi icap ettiği ve bunun için kâfi kuvvete ihtiyaç olduğunun anlaşıldığı belirtilmektedir- Mançurya veya Çin’e taarruzun çok büyük askerî kuvvetleri Birleşmiş Milletler başkumandanının emrine verilmesini icap ettirdiği, bu kadar geniş kuvvetlerin tedarik edilebilmesinin bir mesele olduğunu, Birleş-
flfflMinnnıuuınıiHimnıiHKnımuı:
Tıbbî müsamere
Yarm Gülhane As. Tıp Akademisinin mutat tıbbî müsamereleri başlıyacaktır. Müsamere konuları aşağıya yazılmıştır- Müsamere Gülhanede büyük, yeni pavyondaki anfidedir. Sayın meslektaşların teşrifleri rica olunur, Gülhane As- Tıp. Ak. Md. Tğg.
Prof. Dr. H- Vahit Göğen
1 — Bir vaka münasebeti ile Ewing tümörü. Anatomo - Patoloji Asist. Muzaffer Güldoğan.
2 — İki hemicolectomi vakası. Prof. Recai Ergüder - Baş Asist-Celâl Tümer.
3 — Yüz plastiği vakası- Çene Cerrahisi Prof. Muavini Cihat Borçbakan.
4 — İki lleitis terminalis vakası. Prof. Kâmil Sokuflu.
5 — Uzun kemik kırıklarında enelouage ile âbhan neticeler. Doç- Orhan Toygdr.
6 — Her üç dinS malaria pa-reziti ile husule gelmiş mixte bir malaria koması vakası. İntaniye Baş Asist- Cenani Derman.
| İdarî mes’eleler |
Devlet ve Devletçilik
Ferd ve Devlet arasındaki bugünkü münasebetler ve dünyada devletçiliğin tekâmül seyri
Fazilet Karaborsası!
racaat ettiğimiz salâhiyetli bir zat bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«1950 senesine ait suiistimalin tahkikatı bitmiş ve İstanbul Deniz Komutanlığı salâhiyetsizlik kararını vererek dosyayı Donanma Komutanlığına gön dermiştir. 1950 senesine ait ihtilas edilen paranın miktarı 551.500 liradır. Diğer senelere ait tahkikata devam edildiğinden suiistimalin ne kadar olduğu katı olarak tesbit edilememiştir. Fakat peyderpey bunlar tesbit edilerek Donanma Komutanlığı mahkemesine sevke-dilecektir. Halihazırda mevkuf adedi 8 sanıktan ibarettir.»
Devletçilik, yine günün mevzuudur.
Devletçiliğimizin ömrü, yeni devletimizin ömrüne yakın olmasına rağmen, devletçiliğin mâna ve şumulü hakkında kati bir fikir sahibi olduğumuzu iddia etsek sile isbat etmekte mut laka bir imkânsızlığa düşerzi.
Diğer bir tabirle ve açık olarak diyebiliriz ki, memleketimizde, devletçiliğin aklı eren ve ermeyen vatandaş adedi kadar tarifi ve mânası vardır.
Biz bu yazımızda, herkesten ayrı ve yep yeni bir devlet tarifi veya devlet telâkkisinin her kesce bilinen şeklinden başka bir ifadesini yapacak değiliz.
Devlet nedir?...
r--------- Yazan---------.
ı Sofaeddin Karanakçi
ber bir çok hususlarda yardımı ve faidesi inkâr olunamıyan İnterventioniste (müdahaleci) devlet kaim oldu.
Veteriner Fakültesindeki toplantı
Veteriner Fakültesi Öğrenci
Derneği Genel Kurulu dün fa-
külte konferans salonunda top-
lanarak genel kurul başkanlığına Hüsnü Atayı seçtikten sonra
müzakerelere
başlanmıştır. Ra-
porlar okunduktan sofnra yeni seçilen yönetim kuruluna meslekî
rin iradesinden mürekkep reali tedir. Diğer bir deyişle devlet, bizatihi fertdir. Ferdler, şahsi-
yeti maneviye olarak meydana getirir.
devleti
ner ve saire gibi Alman filozof ve âlimlerinin devlete ve devletin vazifelerine yeni bir mâna ve istikamet vermiş olduklarını biliyoruz.
Bugünkü devlet, teşkilâtı, unsurları, maddi ve manevî bütün vasıtaları ile ferdin hayat varlığı ile alâkalıdır.
Esmein’nin dediği gibi amme
otoritesinin mevzuu ve
istinad
Devlete ait telâkkileri burada saymak imkânsızdır.
Tarihin muhtelif devirlerinde, muhtelif filozoflar, âlimler devlete mâna vermeğe çalış -mışlardır.
Sokrat, Platon ve hattâ realist olan Aristoya nazaran devlet her şeydir. Malı, canı, ahlâkı velhasıl maddî ve manevî varlığı ile ferd, kayıtsız ve şartsız olarak devletindir.
Devlet, bugünkü tatbik şekline ve bugünkü realitesine göre teşahhus etmiş bir millettir. Yani devlet, milletin manevi şahsiyetidir. Bu vaziyete göre devletin, millet müvacehesin de bir çok vazifeleri, mükellefiyetleri vardır. 19 uncu asrın sonlarına doğru Adolphe Wag-
Bu telâkki ve nazariyeler dev İçte yeni vazife ve mükellefiyetler tevdi etmiştir. Ferdi her türlü teşebbüsünde serbest bı-
rakan, vazifesi sadece jandar -
ma, muallim, postacı olan Nein interventioniste (müdahaleci ol
mayan) devlet yerine fertçi telâkkilere aykırı olmakla bera-
Mes’eleler :
İktisadî Devlet
teşekkülleri
noktası olan bugünkü devlet, ferdlerin âmme menfaatini ilgilendiren teşebbüslerinde onların koruyucusudur. Bu vasıf ve
vazife iledir ki devlet yollar, limanlar yapmakta, büyük sınaî ve ticarî teşebbüslere ser-
maye katmak suretiyle yardım etmektedir. Hulâsaten diyebiliriz ki, devlet kanunları teşkilâ-
ve maddî, manevî bütün var-
lığı ile ferdî teşebbüslere müza hir olmaktadır. Devlet kanun-
ları, kültür müesseseleri, bayındırlık vasıtaları, ve memleket müdafaası ile maddî ve manevî
miş Milletlerin ve Amerikanın şimdi kendi kendilerine bu vahim sualleri sormak vaziyetinde bulundukları ilâve edilmektedir.
Dünya fevkâlade günler yaşıyor
MİLLİYET gazetesinde «Dünya Fevkalâde Günler Yaşıyor» baş-lıkl. ve üç Yıldız imzalı makalede Kore harbi münasebeti ile bugünkü dünya durumu gözden geçirilmekte ve dünyanın 1939 yaz-nda olduğu gibi fevkalâde tarihî günler yaşadığı belirtmektedir.
Dünya korkunç bir duruma girdi
YENİ ASIR gazetesinde kel Bilgin, «Dünyamız En
Korkunç Bir Duruma Girmiştir» başlıklı makalesinde, komünist Çin ordusunun Şimal Kore’de savaşmakta olan Birleşmiş Milletler ordusuna taarruzunun fevkalâde vahim bir vaziyet yarattığını, insanlığın ikinci dünya harbînden beri geçirdiği buhranlo-r n en korkuncu ile karşılaşmakta olduğunun derhal anlaşılacağım, Birleşmiş Milletler ailesinin bir uzvu olarak bu buhranın bizi çok yakından ilgilendirdiğini, fakat hakkın hürriyeti müdafaa eıden milletler tarafından olduğuna inanarak, ona göre hattı hareketimizi tayin etmemiz lâzım geldiğini yazmaktadır.
teşkilât kanununu, fakülte talebe yönetmeliğinin bir an önce çıkması için salâhiyet verilmiştir. Ayr.ca meslektaşları olan merhum Şair Mehmet Akifin geçen senq Istanbulda hazırlatılan büs-

yıldönümünde
fakültede
merasimle dikilmesine ve Reisi-
cumhur Sayın Celâl Boyar la Tarım Bakam Sayın Nihat Iğriboza öğrencilerin samimi hislerinin bil dirilmesine genel kurulca karar
verilerek tir.
oturuma
son verilmiş-
Kempl Atal’ın dünkü duruşması
Bundan bir müddet önce, Trabzon M. P. Başkanı Kemal Atal’ın Cumhurbaşkanına ha-karetâmiz bir mahiyette telgraf çektiği tesbit edilmiş ve mezkûr kimse hakkında kanuni takibata geçilmişti. Dün, Birinci Asliye Ceza Mahkemesinde 1 yargılanmasına başlanan Kemal Alalın istinabe yolu ile alınan ifadesi okunmuş ve mah keme karar için bir başka güne bırakılmıştır.
Kırşehir gecesi
Kırşehir Öğrenim gençliğine yardım Derneği yararına, 8 a-ralık 1950 günü saat 20.30 da Gar Gazinosunda bir müzik gecesi tertip edilmiştir.
Biletler Adliye Sarayı Küçük matbaada, Hamamönünde Millet kitapevinde, Kızılay’da gazete ve mecmua bayii Erdemde satılmaktadır. Konsomasyon bilete dahildir.
Malî vaziyeti de iyidir. Belki doktor Cevat kadar zengin değildir. Sana o-nun kadar şaşaalı bir hayat temin edemez. Fakat hiç bir zaman da sıkıntıya düşmeniz bahis mevzuu olamaz. Anlaşarak sağlam bir yuva kurarsınız... Sizi mesut ve bahtiyar gördükçe, dayınla benim de zevkimize hudut olmaz... İkiniz de bizim canımız ciğeri-nıizsiniz.. İkinizi de nasıl sevdiğimizi bilirsin.. İkiniz de birbirinize lâyiksmız.. Ben bu izdivacın saadetle devam edeceğine kaniim. Tabiî hepimiz insanız.. Kusur bizler için.. Hiç kusursuz kul olur mu?.. Ama birbirinizin kusurlarını görmemeğe alışmalısınız?.. Evet Selimin Gülüz meselesinde budalaca davrandığını teslim ediyorum.. Fakat aslında iyi ve dürüst çocuktur. Olgun bir kafası ve asil bir ruhu vardır. Şimdi bütün bu meziyetlerini kale almayıp da, başından geçen ve ancak bir kaç ay devam etmiş olan eski bir macerayı ileri sürerek onu reddetmenin manası var mı?. Geçmişte kalan bir kabahati yüzünden o-ntın hayatını kırmağa gönlün nasıl razı olur?.. Diişiin ki hem onun saadeti, hem de kendi saadetin senin ağzından çı-
Aynı telkini biraz daha tadil edilmiş şekilde Orta Çağda da görüyoruz. Fakat bu devirde devlet şahsiyeti kadar ve hattâ devlet şahsiyetinden daha kuvvetli, daha öz olarak hükümdar olarak rol oynamaktadır. Kral, devletin bütün şahsiyetini ve maneviyatını nefsinde topla -mıştır. 1789 ihtilâlinden evvel bu telkinin en karakteristik tezahürünü Fransada görüyoruz.
14 üncü Louis’ye «Devlet, benim...» dedirten kudret bu telkinin bizatihi kendisidir. Bilâhare Encylopediste’lar ve bunlardan mülhem olan 1789 insan hakları beyannamesi, devletin kudret ve kuvvetine karşı fertleri yükselterek, insanın dünyaya tabiî hak ve hürriyetlerle geldiğini, binaenaleyh hiç bir kanun veya iradenin bu tabiî hakları insandan nez edemiye -ceğini teyit ve ilâve etti.
Devlete ait şayanı dikkat bir telâkki de, Almanyada kendisini göstermiştir. Filhakika 18 inci asırda Alman Jurist Konsul’-lcrinden Savigny devletin hukukî bir fiction (izafi bir şey) olduğunu ilân etti. Bu telâkkiye nazaran devlet fertlerin üstündedir. Binaenaleyh devlet adına her türlü fedakârlık yapılmalı -dır. Bilhassa 19 .uncu asırda Al-
manyada revaç lan Marksizm
meydan
vermemesi
ve kuvvet bu-cereyanlarına
itibariyle
bu tarz devlet telâkkisi Alman-
ya için faydalı olmuştur.
Devlet Fransada Duguit ve Saleilles, Almanya’da Jellinet sayesinde hukukî mânasını bul muştur, diyebiliriz. Bu filozof ve hukuk âlimlerine nazaran
devlet Savigny’nin iddia ettiği gibi fertlerden ayrı, izafi bir şey değildir. Bilâkis devlet ferde dayanan bir realitedir. Devlet, cemiyeti teşkil eden ferdle-
Faaliyet neticelerini tetkike başlarken
— 1 —
Bilindiği üzere «3460. sayılı kanun gereğince, İktisadî Devlet Teşekkülleriyle bunlara bağlı müesseseleıin 1949 senesi faaliyet ve bilanço neticeleri, şu günlerde, Genel Kurulca tetkik olunmıya başlanacaktır.
Demokrat Parti iktidarı ele aldıktan sonra ilk defa yapılmaktan olan bu tetkiklerin başlangıcında, mevzuun büyük ehemmiyetini tebarüz ettirmeyi faydalı bulmaktayız.
Çünkü, devlet, doğrudan doğruya ve dolayısiyle bu teşekkül ve müesseseleıe bugüne iki milyara yakıır para mıştır.
Bu paranın yarısından fazlasının, bilgisiz ellerde gayri müstahsil tesislere ve lüks binalara yatırılmak suretiyle dondurulması, diğer bir tâbirle, plânsız en-vestismanlaıa girişilmiş bulunması, fazla banknot çıkarılması suretiyle görülen enflğas-yona yol açmış, ve piyasada nakit para miktarının artması ise daha başka sebeplerle birleşecek bugünkü hayat pahalılığını doğurmuş ve binnetice tahaddüs eden muvazenesizlik İktisadî ıstırap ve sefaleti arttırmıştır.
Bu iki keskin hükm üokuyan-laıın ilk nazarda irkilecekleri şüphesizdir.
Bu iki keskin hükmü okuyaıı-mekte hakları vardır. Çünkü; İktisadî Devlet Teşekküllerinin millî bütçe ve memleke iktisadiyatı üzerinde ne dereceye kadar mühim bir tesir yaptığı bugüne kadar hiç bir suretle açıklanmamış ve bu itibarla da bu durumdan ancak pek az kimse haberdar olabilmiştir.
Eski iktidar zamanında yaptıkları parlak reklâmlar, bu te-

SUAT BAŞOL I
• Zonguldak Milletvekili. |
hayatlarımızın heyeti mecmuasını himaye ve bunların inkişafını temin etmektedir.
Devletin ferdî teşebbüslere önayak olması, onları himaye etmesi bilhassa eski Almanyada şayanı dikkat bir hal almıştır. Daha 1872 senesi Eisenbach kon
gresinde devletin ferdi teşebbüs lerde himayekâr ve hattâ müda haleci olması arzusu izhar olun
şekkül ve müesseseleıin hakikî durumunun efkârı umumiye muvacehesinde gizli kalmasında bü
yük bir âmil olmuştur. Maatteessüf aynı iktidar, ya bu işin e-hemmiyetini kavrıyamadığından veyahut da bililtizam bu «örtbas etme, politikasını kuvvetle des-
teklemiştir.
Zamanla bu olaylara nüfuz e-dilince mesullerin ortaya çıkarılacağı şüphesizdir. Bu itibarla; biz, bu sahada geniş tafsilâta girişmeyi başka bir zamana talik ederek kısaca:
muştu. Bismark zamanında Alman devleti, o zamana kadar hususî şahıslar elinde olan de-miryolllarînı tamamen satın ala rak devlete mal etmiştir. Aynı devlet bir çok limanları yeni -den inşa, bir kısmını tamir etmiş, kanallar, bir çok müesseseler, mektepler, açmış, bayındırlık işleri yapmıştır.
• Atatürk’ün memleket iktisadiyatının kalkınmasında da gösterdiği eşsiz teşkilâtçılığının, eh liyetsiz ellere geçtikten sonra dejenere bir hale geldiğini ve bu milletin kendi parasiyle kendi başına korkunç bir belâ sarılmış" olduğunu, söylemekle iktifa e-deceğiz.
Bu bozuluşta, İktisadî Devlet Teşekkülleri ve müesseselerinin faaliyet neticelerini tetkik eden ve hemen hemen bütün üyeleri eski iktidar partisinin milletve-killeriyle, aynı partinin münhasıran particilik gayesiyle iş başına getirdiği zevattan mürekkep olan, umumî heyetlerin sorumluluğu olduğunu açıklamakla hakikatin ta kendisini ifade etmiş bulunuyoruz.
Bu mütalâamızla geçen senelerdeki umumî heyet üyelerinin hiddet ve gazabına maruz kalsak bile yeni iktidarın milletvekillerini memleket menfaatma ikaz etmiş olmakla sevinç duya-
îndividualiste (Ferdci) olması na rağmen birinci ve ikinci dün ya harplerinden evvelki Fransada devletçiliğe doğru katî a-dınılar görüyoruz. Fransa batıdaki demiryollarını satın almış, birçok limanlar yaptırmış, millî varlığı ilgilendiren bir çok İktisadî teşebbüsleri bizzat devlet kurmuştur.
Ferdciliğin en mütekâmil bir şekilde tatbik sahası olan İngiltere bile devlet müdahaleciliğinin önüne geçmeğe mani ola -mamıştır. Baldvvin’in muhafazakâr hükümeti bu hususta çok ileri giderek Office National Of Energie adında, büyük kumpanyalarla rekabet ederek müs tehlike ucuz elektrik verilebile-
cek bir teşekkül meydana getirmişlerdir. İşçi partisi tamamen müdahalecidir. Bu partinin gayesi, madenleri, demiryolla r;nı, millileştirerek, şehir işlerini, su, elektrik, havagazı, nak liyat gibi amme hizmetlerine müteallik işlerin belediyeler ta-
rafından tesis, tanzim
ettirilmesine matuftur.

Bundan sonraki makalemizde memleketimizdeki devletçiliği ve tatbik şekillerini mütalea e-deceğiz.
nıyor musunuz?..
Giilşen, bu sualin cevabını
yengesinin göz
araşt. ıjordu.
Yenge, söyliyeceği sözleri,
kacak tek bir kelimeye bağlı..
— Benimle evlenmediği takdirde Selimin saadetten mah-
rum kalacağını sanmıyorum
yengeciğîm.. Hele hayatının kırılması bütün bütün bahis
mevzuu olamaz.
— Bu kanaate nasıl vardın
Gülşen içinden kopup gelen bir feryadı güçlükle dudaklarında zaptetti. Yengesine: -Öyle demeyin yengeciğiın... diyemezdi. Bana karşı duyduğu
bebeklerinde
ağsından çıkmazdan evvel bir bir zihninde tartıyormuş gibi
da bile sevmeğe devam .eder. Asıl aşk hiç bir zaman ölmez. Sadece şekil değiştirir. Birbi-riyle anlaşan ve birbirinin küfvü olan iki genç evlendik-
pnlıyamadım.. Selim Belki tahayyül ettiğin kadar iyi adam değildir ama, sandığından çok daha iyi adanı olduğundan eminim. Bana bak Giilşen iyice düşün taşın.. Kendini mânâsız kuruntulara kaptırma. Dün akşam bana senden bahseder-kenki halini görseydin ona muhakkak ki acırdın.. Seni adamakıllı seviyor zavallı...
— Ötekini de seviyordu.
— Onu sevdiğini hatırlamıyor bile.. Hem sana ne?.. Sana karşı duyduğu sevginin kendisi için bambaşka, yepyeni bir his olduğunu söyledi. Tertemiz bir hisle seviyor se-
sevginin bambaşka bir şey olduğunu söylemeyin.. Bu, beni,
tir...

sevmiyor demek-
Başını yengesinin göğsüne gizledi. Gözlerini sımsıkı yummuştu. Dudaklarında kıın namına bir şey kalmamıştı. Yorgun bir sesle:
— Zaten bana karşı duyduğu hisle ona karşı duyduğu his ayni olamazdı... dedi.. Bir genç kıza karşı duyulan sevgi ile genç bir kadına karşı duyulan sevgi hiç ayni olabilir mi? Bu genç kızı seven erkek ya onunla evlenir, yahut da ondan vazgeçer. Selim benden vazgeçmek istemediği için benimle evlenmek istiyor. Fakat
yazın Gülüzdeıı de vazgeçmek istemezdi her halde.. Onu da seviyordu. Ama onunla evlenmesine lüzum yoktu. Dün onu sevdiği gibi bugün de beni seviyor.. No bileyim, belki de beni ondan da az seviyordun. Yarın kimi seveceği ne malûm?..
— Yarın kimi seveceği ne malûm olur mu?.. Tabiî ki seni sevecek Gülşeıı.. Karısını, çocuklarının anasını sevecek.., Başka türlü olabilmesine imkân var mı?.
Gülşeııin sözleri yengeyi a-damakıllı şaşırtmıştı. Onun ağzına hiç böyle ümitsiz lâfları yakiştııamıyordu. Bunları o-nun çocukluğuna vererek gülüp geçsin mi, yoksa: «Acaba Rızflı içine mi doğuyor?» diye endîşeye mi kapılsın bir türlü kestlremiyordu.
Giilşen:
— Yengeciğim, diye devam
ediyordu. Ben herkese körü körüne itimat edebilecek bir
yaradılışta idim. Bugün içimdeki o inanç söndü artık. Eskiden duyduğum ümitlere, imana yeniden kavuşabilmeme im-
leri takdirde, aralarındaki sev-
kân yok. Selime
inananıam
gi ancak gelişir, kuvvet bu-
artık. Siz söyleyin yenge.. Siz,
onun sözlerinden, onun aşkın-
dan, onun sadakatinden, bü-
tün kalbinizle emin misiniz?..
Ona itimat ettiğinize dair ye-
— Ederim tabiî..
— Onun, Gülüz’ü sevdiği, beni sevdiği gibi, başka bir kadını da sevmiyeceğinden emin misiniz?.. Söyleyin yenge... Günün birinde, bana kar-
şı duyduğu sevginin azalaca-


nu, yarın da, beni bugün sevdiği gibi seveceğine katiyyen
inandığınızı söyleyin. Siz dün-

hiç ölmiyen,

bir aşkın bulunabileceğine ina-
lur.
Giilşen başını iki tarafa sal-
— Fakat Selimle ben anlaşamıyoruz. Dedi. Hiç bir zaman da anlaşanııyacağız. Aramızda öyle büyük bir görüş farkı var ki.. Ben bir tiirlii dünyada şekil şekil sevgi olabileceğine inanamıyorum. Bence insan ya sever., yahut da sevmez. Bunun başka türlüsü olamaz. Ben bağlandığını zaman, ancak bütün varlığımla bağlanırını. Ve karşımdaki erkeğin de bana ayni şekilde bağlanmasını isterim. Şu halde...
Size bir ukalâlıktan bah-sedivereyim mi?
Harp vurgunculuğu, cemiyet tefeciliği, vatanseverlik manitacılığı; dürüstlük katakullici-liği modadan kalktı gibi. Yahut handiyse kalkmak üzere.
Fakat fazilet karaborsası ölü dalgalar halinde kıyılarımıza, ayaklarımıza çarpıp durmakta berdevam mı berdevam.
İhtiyar ve topal deveyi Uludağ’ın tepesinden atlatıp aşırabilirsiniz. Fakat.. Evet, fakat dünyada kendisinden başkasını faziletli görmiyeni, hakikat ve insanlık yoluna çekip getiremezsiniz. Faziletçiliktc i-nat edenin faziletsizliği çok korkunç ve tehlikelidir. Böyle bir faziletsizin sözde fazilet uğrunda irtikâp etmiyeceği hiç hir kötülük ve cüret yoktur. Taaa teneşire kadar...
Hürriyetin ve demokrasinin tabutuna örtülen Erim Şalı arlık yırtık pırtık oldu. Acemi dokuması imiş. Fersudeleşip hayrı kalmadı. Onu çöplük tenekesinde bırakalım.
Amma., fazilet denilen örtü el ile tutulmaz, gözle görülmezdir. Her yerde örtülebilir, ve her zaman altına saklanılıp filik atılabilir. Bütün demokrasi dünyasının aleyhine çalışın Kuzey Kore hainini bile kamufle edebilir.
Biz faziletin sahtesine ve sahtekârına bakmıyalım. Hiç birimizi ilgilendirmez.
Biz gerçek ve öz fazilete bakalım. Hakikî faziletin tam tarifini ben buldum. Kaşkariko ondaıı ise özlü tarif bendedir.
Efendim, fazilet, başyastığı-dır!
Hani her akşam yatağınıza yatıp başınızı üstüne koyduğunuz yastık var ya. İşte fazilet odur!
Müsaadenizle izah cdivereyim:
Başyastığı faziletin kendisi, daniskasıdır. Başımı yastığa koyunca hemen, pürüzsüz bir uykuya dalıyor muyum? Beynime ve içime ferferek yılanları. Hasnıkehf akrepleri, bataklık çiyanları dolup beni rahatsız etmiyor mu? İşte o günüm faziletli geçmiş demektir. Ertesi güne de Allah kerim! B?ni kalb rahatı ile unutmıyan y.-.stık, o günkü faziletsizliğimi benliğime vura vura ihtar eder. Vicdan ve fazilet birbirinin kılavuzu, yoldaşıdır. Baş-yr.stlğında birleşirler. Tanrı cümlemizi bu iki başlı iflâstan korusun...
Aka GÜNDÜZ
İstanbul Hukuk Fakültesi temsilci -lerinin temasları
■ slanbul üniversitesi Hukuk Fa-âİ I esi Talebe Cemiyetinden Fa-d).’ Al'op. Rasim Küçükel, Rahmi Erdem. Mehmet Akuzun vcı 0-nivgrsite Talebe Birliği temsilcisi Orhan Fersoy’cJan müteşekkil bir heyet şehrimize gejmiş ve tali-
matnameden
mutazanr olan
15C0 arkadaşına şubatta imtihan açılmasını temin hususunda B.M-M. nezdinde temaslara geç-
mişlerdir.
Diğer taraftan heyet Millî Savurma Bakanlığına müracaat er de, ek askerlik kanununun sömestr
utt’lüne uygun
olarak tefsir ve
tatbikini talep etmiş, işbu talepler Bakanlıkça müsait karşılan-
mıştır.
Temasları meyanmda heyet B. M.M. Başkam tarafından kabul 'ilmiş ve bir çok milletvekille-
görüşmüştür.
Başbakan tarafından ka-
Heyetin bu
bulü muhtemeldir.
1 LİNYİT kömürü en ;! kolaylıkla temin (• edilen en ucuz ■: yakıttır.
ETÎBANK ; i
.««VS *************
- TAKVİM -
1/12 1950 — Cuma t
Rumî; 1366 — Kas.m 18
Hicrî: 1370 — Safer 19
NÖBETÇİ ECZANELER
Numune, Yenişehir, Yeni
1/12 1950
ZAFER
Dış Politika
Amerika’nın
Paktunistan
Pakistan'ın muhterem sefiri, dün beyanatta bulunarak, memleketinin Afganistan'la olan iyi münasebetlerinden bahsetmiş ve bu meyanda iki memleket arasında Paktunistan namında serbest bir bölgenin mevcut olarnı-yacağnu bildirmiştir.
lJu ismin okuyucularımıza garip geleceğini sandığımız için, tavzihine teşebbüs ediyoruz:
llarta göz önüne getirilecek olursa, Pakistan'ın batıdan Afganistan'la, kuzeyden henüz hal edilememiş bir mesele olarak durmakta bulunan Keşmir ile hemhudud olduğu görülür. Keşmir'in kuzey batısında, İndus’uıı inansa bini tutan bölgelerde, İn-gilizlerin vaktiyle, kabileler bölgesi adını taktıkları büyük bir mmtaka mevcuttur ki, dağlıktır ve üzerinde hiç de tııranî ırka benzemiyen bir lakım iri yarı, mavi gözlü, çok kere san sakallı adamlar yaşamaktadır. Bunlara Patan diyorlar. Patan, onların dilince hür adam mânasına geliyormuş. Filhakika, kabile halinde yaşıyan ve aralarında zuhur eden meseleleri bizzat hal eden bu zevat, hürriyetin mânasını o kadar kötü anlamışlar ki, hayvan hırsızlığını, kız kaçırmayı, buna benzer suçlan kendilerine huy edinmişlerdir.
İşbu Palanlar, Pakistan ile dostlarının arasındaki münasebetleri bozmakta ve hele Keşmir meselesini karıştırmakta birinci derecede âmil olmuşlardır. Çünkü evvelâ, 917 ekim ayind? Keşmir'e saldırmışlar ve Hindistan'la Pakistan'ın askeri müdahalesini zaruri kılmışlardır.
Bununla beraber şu hususu da kaydetmek gerekir ki, nüfusları 6 milyon kadar olan bu kabije ıncnsubininin; İngiltere’nin müdahale ve hâkimiyeti llind nun-lakasından resmen kalktıktan sonra, hakiki bir daüssılaya düştükleri ve meşhur Durand hududunu sık sık geçerek hısım akrabayı ziyarete gittikleri anlaşılmaktadır. Filhakika. Palanların 2 milyonu Pakislaıi'da kal-
Lâkin, şu noktaya dtı işaret koymak lâzımdır ki, bu Piltanlar, aslında çok ehemmiyetli bir kabile olmayıp, ancak Keşmir meselesi dolayısiyle ehemmiyet kesbetmişlerdir.
Keşmir meselesini Pakistan'a karşı ne türlü yürütmek lâzım geldiğini pek iyi bilen Iiindli i-dareciler, Afganistan’la, hangi şartlar altında olduğunu bilmediğimiz bir birlikle Pakistan'ın kolunu bükmek istemişlerdir. Afgan hükümeti; adı geçen bölgede böyle bir hükümetin mevcudiyetini iddia etmiş ve geçen eylül sonunda, Pakistan hükümetinin şikâyetini mucip olacak mahiyette harekâta girişmiştir. Pakistan, böyle bir .kabileler bölgesi» nin mevcudiyetini kabul etmekle beraber, bu bölgenin bir devlet sıfat ve ehemmiyetini henüz kazanmamış olduğu kanaa-tındadır.
Durum böyle iken, meselede en çok salâhiyeti olduğu mu-hakak bulunan İngiltere’nin derin bir sükût muhafaza ettiği görülmektedir. Hattâ bu bölgeye «kabileler bölgesi» adını takmış olan İngiltere'nin, «bir devlet var mı? Yok mu?« sualini de geçiştirdiği meydandadır.
Paktunistan da, daha bir çok meseleler gibi, İngilizlerin giderken arkalarında bıraktıkları felâketli dâvalardan biridir.
Mücahit TOPALAK
Titoya yardımı
Gl. Marslıall 30 Yugoslav
tümeninin önemine işaret ediyor
Vaşington, 30 a.a. — (AFP):
Yugoslavya'ya yardım talebi terinde bulunan General Geoıge
Marslıall, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonuna gönderdiği bir mesajda 30 Yugoslav
meninin
batı
müdafaasında
mühim bir rol oynıyacağını söylemektedir.
Bundan başka, Birleşik Amerika Müşterek Kurmay Heyetler Başkanı General Omar Bindley
de Birleşik Amerika’nın Belgıad ile Moskova arasındaki ayrılıktan azami dereeede faydalanması lâzım geldiğini bildirmiştir.
Vaşington, 30 a.a. — (LPS): Cumhurbaşkanı Truman yekûnu 38 milyon doları bulan Yugoslavya’ya yardım programını acele tasdik etmesini Kongreden istemiştir. Bu yardımlar muvakkat olarak yapılan yardımlara ilâve edilecektir.
Bir hırsızlık dâvası karara kaldı
Bundan iki ay önce, Anafar-talar caddesindeki İstanbul Bon-marjesini soyan Hüseyin Oktem isminde birisinin duruşmasına dün 2 nci asliye ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Bonmarşe kapısının bir tarakla açıldığı hakkında bilirkişi raporu okunmuş va mahkeme katara kaim şhr.
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden
Fafin FuacJ Basıldığı Yır: Güneş Matbaam■ — Ankara
Dünya nın aynası
Bu işe aklımız ermedi!
ir adam farzedin ki, idmansızdır ve bir gün birdenbire mecbur olarak ağır bir şey kaldırmış veya kavga, döğüş etmiştir. Ertesi gün hiç bir şey hissetmez amma, günler geçtikçe, sağında, solunda ağrılar peyda olur ve bütün sakatlığı zamanla meydana çıkar.
Şimdi, demokratik bir gelişme olmuştur. İlk günler, hiç bir şey hissedilmemiş ise de, zaman geçtikçe, yukarıdaki misal gibi, ağrılar, sızılar meydana çıkmaya başla -mistir. Bu arada kulağımıza gelen ve adaletsizlik olduğuna kanaat getirdiğimiz bir meseleyi mevzubahs etmek istiyoruz.
Bugün çeşitli hasiahanelerde çalışmakta olan ve aynı gaye uğruna vazife gören Asistanlara başka başka muamele edildiği iddia edilmektedir. Bunlar arasından, Ankara Üniversitesi asistanları hastahanelerde çalıştıkları müddet içinde eski vazifelerindeki maaşları almakta, buna mukabil İstanbul Üniversitesi asistanları ise makiuen 115 lira kadar bir para almaktadırlar.
Bakanlık teşkilâtından gelenlere, maaşı ne kadar olursa olsun 30 lira aslî maaş verilmekte ve askerî asistanlara ise taşıdıkları rütbenin aylığı ödenmektedir.
Bundan başka, asistanlık vazifesinin devamı müdde-tince. Bakanlık teşkilâtından gelenlerin kıdemleri işlemediği gibi, terfi etmelerine de imkân verilmemektedir.
Bize anlatılan bunlardır. Biz, bitaraf bir düşünce sonunda bu işin esbabı mucibesine akıl erdiremedik. Ne için, asistanlık müddeti, hizmet sayılmamakta? Ve ne için aynı vazifelerde çalışan asistanlara eşit muamele yapılmamakta ve her birine ayrı ayrı hükümler tatbik edilmektedir. Ama bu da eski iktidarın kasda makrun bir taktiği ise her halde düzelmesi lâzım gelmektedir.
Hikmet YAZICIOĞLU

Toprak tevzii
Fransa'da Komünist
Partisi çöküyor mu ?
Parti lideri Thorez'in Mo sk ov ay a gitmesi bunu açıkça göstermektedir
2 Türk
torpidosu
Churchîllin bir suali
Liverno limanını ziyaret ediyor
Roma Radyosu, 30 (Basın -Yr.ym) — Liverno’dan bildirildiğine göre Akdeniz’de bir geziye çıkmış bulunan iki Türk muhribi dün sabah buraya vasıl olmuştur. Gemiler pazar gününe kadar Liveıno'da kalacaklardır.
Bu iki harp gemisinden başka, bir Türk petrol gemisi de Liver-
İngilterenintank satışları kimlere yapıldı ?
Londra, 30 a.a. — Muhalefet Lideri Clıurchill İngiliz Milletler Camiası dışında bulunan memleketlere C’enturion tanklarının satılması hakkında bir soru
açmıştır. Bu suale

Savunma Bakanı Shinvvell de-
miştir ki:
Yeniden kırk bin dönüm toprak verildi Malatya, Eskişehir ve Mardin toprak komisyonları başkalarından telgrafla verilen malûmata
1 — Malatya'nın Kuşdogan köyünden 6307 dönüm meranın tahsisine ve 81 aileye 4621 dönüm arazinin dağıtılmasına başlanmıştır.
2 — Yine Malatya’nın Pırpırım köyünde 1482 dönüm meranın tahsisine ve 93 aileye 7878 dönüm arazinin dağıtılmasına başlanmıştır.
3 — Eskişchirin Mihalıççık il-çpîinin Almö.zü köyünde ?5 0Cû lira değerinde 7606 dönüm crazi 113 aileye dağıtılmış, 60-000 dönüm da meraya tahsis edilmiş-
4 — Mardin ilinde 18398 dönüme ilâveten 21217 dönüm arazi dağıtılarak yerleri hak sahiplerine gösterilmiştir.
Önümüzdeki pazar günü çaplan valilikçe sahiplerine verile-cc/ktir. (T-H.A.)
General Jukov'un protestosu
Londra Radyosu, 30 (Basın,-Yayın) — Rus Yüsek Komiseri General Jukov, son hava hâdisesi ile ilgili olarak Amerikan Yüksek Komiserine ikinci bir protesto notası vermiştir. Amerikan Yüksek Komiserliği bu yeni notaya cevap vermek icap edip etmediği hususunda henüz bir kaıaıa varmanpştır.
«Bundan böyle stratejik men-faatlarınıız icabı herhangi bir satışa izin vermeği doğru bulmuyoruz. Fakat İngiliz Milletler Camiası ve İngiltere ile dostane münasebetleri olan memleketlere satışlar yapmak imkânı vardır..
Bu suretle Shinwell Mısır’ı istisna ederek, salâhiyeti dahilinde İngiliz Milletler Camiası dışında bulunan memleketlerden yalnız Mısır’a Centurion tanklarından satılmış olduğunu açıklamıştır.
Etna'nın indifaı devam ediyor
Câtane, 30 a.a. — (AFP) Ca-tanc belediyesi tarafından yayınlanan tebliğde Etna yanardağının mütemadi indifa halinde olduğu bildirilmektedir. Lavlar Piao Bello vadisi boyunca Rinaz-zo ve Milo kasabaları istikametinde ilerlemekte ve saatte 18 metre hızla akmaktadır. •
Yardımsevenler'in balosu
2 Aralık 1950 cumartesi günü akşamı Ankara Palas salonlarında tertip edilen büyük balonun son hazırlıkları tamamlanmıştır. Baloya iştirak edenlerin iyi ve serbest eğlenebilmeleri i-çin Ankara Palas Pavyonu da dernek tarafından alınmıştır.
Balo programı Türkiye güzeli Güler Amman’ın seyahat intibaını sayın AnkaralIlar?, açık-(amasiyle ayrıca zenginleştirilmiştir. Meşhur Viyana orkestra sı. çift caz dans, büyük eşya pi-y; ngosu ve muhtelif eğlenceler bıı müstesna geceye iştirak e-dcnlere unutulmıyacak bir ge-•ryi yaşatacaktır.
Emin Soysal hakkında tahkikat yapılıyor

Ingiltere — Mısır müzakereleri
Londra, 30 a.a. — İngilteıenin Kahire Büyük Elçisi Siı- R. Stevenson, bu akşam Londra hava alanında beyanatta bulun-
maktan imtina etmiştir. Steven-
son, bugün Londıada başlıyan İngiliz - Mısır müzakerelerine
iştirak edecektir. Bu müzakere-
lerde Mısırın İngiltereden istediği 300 milyon steıling tutarındaki kredi ile alâkası meseleler ile İngiliz kıtalarının Süveyş ka‘
nah bölgesinde Sudanın Mısırla görüşülecektir.
çekilmeleri ve birleştirilmesi
Şiir günü
Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesi yeni öğrenci Derneği günümüzün şiirini tanıtmak maksadiyle bugün saat 15 te Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi konferans salonunda bir şiir günü tertip etmiştir.
Giriş serbesttir.
Esat Ercır’ın resim sergisi
Eski Maraş Milletvekili Emin Soysal’ın muhtelif tarihlerde Uius gazetesinde yazdığı iki yazıda suç .teşkil' edecek ba^ı kızınlar görülmüş , ve Savcılıkça soruşturmalara başlanmıştır.
Ihsan Sıdal’ın dünkü duruşması
Bundan bir müddet önce, Ankara Adliye üçüncü Sulh Hukuk hâkimi Ihsan Sıdalın emekliye ayrılırken terekeye ait dosyalan devir teslim ederken 36 bin lira açık verdiği ve hakkında kanunî lakibata geçildiği malûmdur.
Dün sabah saat 10 da Ihsan Sı-dalın Yargıtay 5 insi Ceza dairesinde yargılanmasına devam edilmiş ve avukatlardan Şükrü Bıçakçı ilq Asım Ruacan müvekkilinin cezalandırılması cihetine gidilecekse yaş haddi ve yeni çıkan af kanununun 5 inci maddesinin sağladığı neticelerin nazara alınmasını istemişlerdir. Mahkeme karar için biP başka güne bırakılmıştır.
Millî Savunmanın bir tekzibi
Millî Savunma Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
«26 kasım 1950 tarihli Milliyet gazetesinin birinci sahife 5 nci sütununda (Deniz Komutanlığındaki suiistimal) başlıklı yazıda 'Deniz Müzesi Müdürü de tevkif edildi) denilmektedir.
Deniz Müzesi Müdürlüğü görevinde bulunan 4 üncü sınıfı askerî öğretmen Halûk Sehsuvar-oğlu bu suiistimal ile alâkalı olmadığı gibi halen Ingilteredeki müzeleri tetkik etmek üzere yahatte bulunmaktadır-
Yarın saat 16 da Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi salonunda, ressam Esat Erar tarafından bir resim sergisi açılacaktır.
Kıymetli eserler bulunan ser
'edilmektedir.
Meclis | komisyonları |
ADALET KOMİSYONU: Bugün saat 10 da. Ağrı Milletvekili Celâl Yardımcının, hastane, okul, park, meydnıı, cadde, stadyum vo emsali müessese ve yapılara yaşıyan kişi adlarının konmaması hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
DİLEKÇE KOMİSYONU: Bugün saat 9.30 da.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONU: Bu-ı gün saat 10 da,
İÇİŞLERİ KOMİSYONU: Bugün saat 10 da,
1 — Ordu Milletvekili Rcfet Ak-aoy un. Genel ve Katma büfelerle özci İdare ve Belediyeler bütçelerinden ve iktisadi Devlet Teşekküllerinden aylık ve ücret alan memur ve hizmetlilerin siyasetle uğraşamıyacaklarma dalı- kanun tek-
2 — Amasya Milletvekili Kemal define dair”olan 2311 sayılı kaııu-iınn ikinci maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun teklifini,
3 — Ankara Milletvekili Salâhat-tiıi Bcnll'ııln, gayrlmenkule tecavüzün define daiı- olan 2311 sayılı
görüşmek üzere.
GÜMRÜK VE TEKEL KOMİSYONU: Bugün saat 10 da. Çanakkale Milletvekili Kenan Akıntılıların, Tuz Kanununun birinci maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun tok-lifiııi görüşmek üzere.
MALİYE KOMİSYONU: Bugün saat 10 da, Kahve ve Çay inhisarı kanununun geçici ikinci maddesinin i: fıkrasın,lakı leya fiyatları fahiş sına dalı- Başbakanlık tezkeresini
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU:
T — Gümrük Muhafaza Genci Komutanlığı emrindeki deniz teş-
diLİil 3015 sayılı kuınmuıı 3 üncü mfa indlrİle^^MtSnk'.cr hemşirelerin beşine! sınıfta geçen sürcle-riı.ln dördüncü sınıfta geçmiş susma dal'r Başbakanlık5 tezkeresini
Er-
Eski Ermeni Patriğine felç geldi
İstanbul, 30 (Telefonla) — meni patrik seçiminin ilk turunda
ezic bir mağlûbiyete uğrayan 84 yaşındaki eski Patrik Arslan-yan bu muvaffakiyetsizliğin tesiri ile büyük bir teessüre kapılmış ve dünkendisine birden bire felç gelmiştir.
Soma'da tifo
Soma, 30 (a.a.) — İlçemizde zuhur eden tifo vakası üzerine merkez ve köylerde umumî aşı tatbikatına geçilmiş ve kişinin birinci ikinci yapılmıştır-
DEKORASYON
STİL MOBİLYALARIMIZ
BEYOĞLU-İSTANBUL
Fransız komünist partisi lideri Maurice Thorez'in, karısı Jea-nette ile, Sovyet ordusuna mensup bir uçakla anî olarak Moskovaya hareketi, parlâmento muvacehesinde hayret uyandırmadı. Le Peletier sokağında, 44 numarada, büyük bir kargaşalık hüküm sürüyor-
Siyasî büro azalan, Perşembe günü, resmî makamlara şu tebliği gönderdiler: Mau-ric3 Thorez, nekahat devresini Rs/ada geçirecek. Fakat her sınıf holle' arasında mevcut zaptı rapta rağmen, bu hâdise öyle bir infial uyandırdı ki, merke komite âzâlqn arasında bile, b âni ve vakitsiz seyahatin neye delâlet ettiğine dair şayialar dolanmaktadır. Bazı membalardan bu hususta sızan faraziyeler bile gizli tutuldu.
Komünist Partisinin eski nizam-darlar^, Leon Tn/'sky’nin, Lerri-nin ölümü esnasında, Staline atfedilen ithamları hatırlamıyorfar. Dimitrof'un garip hastalığım ve kendisini tedavi için gittiği Mos-kovada öldüğünü hatırlıyorlar.
Fakat aynı zamanda, Kremli-niıı her zaman, komünist partisinin istikametini değiştirmeye karar verdiğini de biliyorlar-
Fakat Maurice Thorez, neden bu seyahati lüzumlu gördü? El« linçi yıldönümünde, kendisini dlâhlaştırmak» istediği muhakkak. Şimdiye kadar hiç bir komünist partisi lideri böyle bir teşebbüste muvaffak olamadı-
Şayet, Maurice lhorez, «Halkın oğlu» adlı kitabında, şayanı dikkat tavsiyeleri; şayet, «Bütün halkın sembolü» olmaya kabul etseydi, korku duyacağı için, kendisinin Fransız komünist partisi şefi olabileceğini Moskova-ya işbat edebilir miydi?
Moskova, bir çok hallerde, Federal komünist partisi tarafından verdirdiği direktiflere nazaran, parlâmento ve demokrasi taraftarı bir tavır takınarak, diğer partilerin darbesini yememek için kendirine ihtarda bulunmuştu. Vaurice Thorez de, zaten bu politikanın adamı idi
Moskova seyahati, açıkgöz Codillerin dediklerine bakili yeni bir istimaketin başlangı noktasıdır. 1939 da kabul edilen, işçi ve köylü mevzuunda ihtiyatlı hareket etmeseydi, Birleşik Dev-lo'lerde olduğu gibi, parti için den çökecekti.
Federal komünist partisinin ü yeleri, sulh mücadiileri gibi, geniş teşkilâtlar kurmağa davet d lmişlerdi. Fakat teşkilâtın kvkî cephesi ayrı bir mevzudur,
Vaşingtondan dönüşündenberi M. Maurice Petsche, Parisin en çok müracaat edilen bir şahsiyeti olmuştur.
Siyasetçiler, gazeteciler maliyeciler, Fratısız - Am’erika müzakerelerinin hakikî cephelerini ve Avrupanın silâhlanması plânı hakkında neler görüşüldüğünü öğrenmek için ona ruyorfar. Lâkin o, bu gibi caatları tabiî karşılıyor:
— Bu hususu, Jules Moch'a sorunuz, diyor- Benim pek malûmatım yok.
M. Petsche, ihtiraslarım arkadaşlarından gizliyor. Hüsnü ihtiras sahibidir fakat samimî değildir. Zaten, diplomasi de, Al-irilin her kula nasip etmediği bir
Matignon bürosunun bir da, Robert Schuman, sükûnetle o’uruyor. Senato toplantı halindedir. Mevkiinden indirilen M. Pleven ses çıkarmadan dinliyor. Jules Moch’a karşı büyük bir mcı vardır.
Bunları bir tarafa bırakalım- Bu ünlerde, siyasî mahfilleri
Orman tahribine son vermek, yurdumuzu yeniden yeşil ağaçlarla süslemek isterseniz, odun yerine en ucuz yakıt mad-desl olan LİNYİT kullanınız.
ETİBANK
ıı aşağıya:
İSTANBUL RADYOSU
CUMA — 1 12
Thoreız’ın hastalığı esnasındaki bir
meşgul şey, Fransamn
Sovypt notasına verdiği cevaptır.
Bourbon sarayı koridorlarında, Sovyet aleyhtarlığı ile tanınmış eski bir bakan, Rus notasının, Parîste Sovyet elçisi bulunan M. Pavlov'un, salâhiyetli Fransız şahsiyetleri ile yaptığı temastan sonra hazırlandığını ifşa ediyor-İlk mülâkat, Fas Sultam lü sırasında yapılmıştır.
Mebusların, muhabere etmek için geldikleri Dellacroix salonun da, aynı şekilde, üç lider, Sovyet notasını derpiş etmişlerdir.
Bununla beraber, Thorez’in Moskovaya gitmesinden siyasî mahfillerde, er lan ve münakaşa edil zu daha varsa, o da, Thorez’-den sonra, Moskovaya sırasının kimde olduğudur
Komünist partisi ileri gelenlerinin, böyle arka arkaya, Moskovaya çekilmeleri, Fransız komünist partisinin çökmesine bir
İntaktadır.
N. Nihad DLKEKUL
ANKARA RADYOSU
CUMA — 1 12 1950
kıllar 2 —
— Vilâyet, mel -1 — A il 5 - Bir 5 — Küçük
) gözü, şalisi, doğuda bir
anın büyük yaylası, kı-2 — Kırmızı, şart edatı evhı çatısı 4 — İşve. lü-ilen, meşhur bir karlka-S — İyiye, yakın, evin kı-İkemmel, gıda cftııok 9 — Bir ıcktup. taharri
Sayfa: 4
ZAFER
1/12/1950
Kore Savaşları
Başmakaleden devam:
(Baş tarafı 1 incide) sa Kunuri kesiminde yaptıkları hücumlardan başka mühim bir hareket kaydedilmemiştir.
Keşif uçaklarının raporlarına püre düşman hatları gerisinde cepheye doğru ilerliyen mühim kıt- hareketleri görülmüştür.
Köprü atıldı
Seul, 30 a.a. — (AFP): Amerikan istihkâm birlikleri, nehrin j kuzey kesiminde bulunan bütün kıtalar güneye çekildikten sonra Dinenju’da Şongşon nehrinin iki sahilini birleştiren köprüyü u-çurmuşlardır.
Kunuri'den Sinanju ve Piyong-yang’a giden yolda münakalât henüz devam etmektedir.
Tokyo, 30 a.a. — (AFP): 29 kasım günü cephenin bütün kesimlerinde düşman baskısı devam etmiştir. Bu hususta Mac Artlıur Genel Karargâhında G87 numara ile şu tebliğ yayınlan-
mıştır:
29 Kasım günü hemen hemen bütün kesimlerde düşman Birleş-1 m iş Milletler kuvvetlerine karşı çok şiddetli baskısına devam etmiştir. Birleşmiş Milletlerin bazı birlikleri Wonni yakınında Şongşong nehrinin öbür kıyısına çekilirlerken bu baskı şiddetini azaltmamıştır.
Dün sabahın erken saatlerinde düşman şiddetli bir taarruz sonunda nehri bir kaç noktadan geçmiş, Kunuri ile Pugwan yakınlarında müttefik birlikler ara
surette cephenin ilerisinde, askerleriyle birlikte ön hatta çarpışmaktadır.
Zaten bu konuşmayı yaptığ m sıralarda, karargâhta hiç bir yüksek rütbeli subay yoktu. Hepsi de ön cephede, ileri mevzilerde çarpışıyorlar-
Yüzbaşı Çataloğlu bana şun-
«— Türk kuvvetleri kızıllarla ' ilk defa salı sabahı şafakla be- i raber çarpışmaya başladılar- Tu ' gayımıza Tokchon'a gitmek emi ri verilmiş bulunuyordu. Fakat düşmanın elinde bulunan bu şehre varmadan evvel birliklerimiz, batıda bulunan bir dağ geçidini işgal emrini aldı-
Vasıtalarım.zı, ağırlıklarımızı geride bırakarak ilerlemeye başladık.»
Türk birlikleri sabahın saat altısında düşmanın deneme mahiyetinde yapnuş olduğu bir taarruzu püskürtmüşler ve saat yedide, de her iki taraf ateşe başlamıştır. Arazi sık ve ağaçlık, düşman ortalıkla görünmüyordu.
Sayaçların safahatım anlatan yüzbaşı sözlerine devamla şun- ■ lan ilâve etti:
bir
29 Kasımda bütün gün devam odun şiddetli ve mütemadi hücumlar neticesinde düşman Kunuri ve Kaeşon bölgelerine nüfuz etmiştir. Bu bölgedeki çok şiddetli muharebeler 30 kasım sabahı saat 2 ye kadar sürmüş-
tür.
Wawon kesiminde düşmanla
göğüs göğüse şiddetli bir muharebeye girişmiş olan Türk tugayı 2 nci Amerikan tümeni birlikleri tarafından takviye edilmiş-
tir.
Evvelki gece yapılan harekât Seul, 30 a.a. — (AFP): Ku zey - batı cephesinin düşmanla teması kesilmiş bulunan sol cenahı muntazam bir surette çe-
kilmekte devam ederken, sağ cenahta bulunan birinci süvari tümeniyle ikinci Güney Kore kolor duşu çok şiddetli hücumlara maruz kalmaktadırlar.
Bir tümen tahmin edilen kuv-
vetlerin hücumuna maruz kalan
Türk savaş birliği, Taechon ve Wawon civarında bütün gece savaşa devam etmiştir.
Kızılların maksadı
Seul, 30 (AP) — Güç bir durumda bulunan müttefik oıdıfsu.
tanklarla desteklenmekte olan
«— Kısa bir müddet sonra, taarruza kalktık ve Tokchon istikametinde düşmanı 7 kilometre geriye püskürttük. Bu laarrzda 2 subayınızla 7 erimiz şehid oldu. General devriyeler çıkardı. Bizi sarmak üzere yayılmış bir düşman kuvvetine rastgeldik- Bunun üzerine yüksek bir araziye çekildik- Bütün gün çarpışmalar devam etti. Dün gece yansına doğru, topçu birliklerimize bağlı bir iki subay ana mevzilermize gelerek, pusuya düşürüldüklerini haber verdiler. Kızıl kuvvetler bir kaç kamyonumuzu ateşe vermişlerdi- Bir keşif kolu gönderdik. Bu keşif kolu pusuya düşürüldü vcı 14 erimiz şehid oldu.
Birden bire telefon hatlarımız kesildi. Komutanlık karargâhının 500 metre ilerisinde havan toplan ile makineli tüfek sesleri i-şittik.
Bir bölük sevkedorek düşmanı temizledik. Bu bölük bu kesime hakim olup mevzilerine yerleş-
Yüzbaşı Çalaloğlunun anlaftı-ğ na göre, harekât esnasında İstanbullu binbaşı Mithat Uluün-lü'nün komutasındaki bir tabur sarılmış ve bu taburu kurtarmak üzere bir Türk bölüğü ile bir A-merikan tank birliği sevkedilmiş-tir. Fakat, takviye kuvveti hadise mahalline geldiği zaman, bu taburun sanlmadığı anlaşılmıştır. Tank birliğine komuta eden A-
merikalı Teğmen Picket, birliği ile birlik'e karargâha döndüğü zaman şu tafsilâtı ilâve etmiştir: t— Oraya gittğimiz zaman taburun sarılmamış olduğunu gördük. Tank birliğiyle birlikte gelen Türk bölüğünün yüzbaşısını, bir-ikle dönmeye ikna edemedim-Taburla birlikte savaşmak arzu* sunda olduğunu söyledi ve bü-' tün gayretimize rağmen kendisi-' ni bu fikrinden saydıramadık-
Vaşington, 30 (USIS) — Amerikan millî müdafaa bakanlığının bir sözcüsü bugün basma yaptığı beyanatta:
Çin komünist liderleri askerlerini insafsızca heba ediyorlar; bu şekilde hareket eden her hangi bir ordu mahalli muvaffakiyetler kazanabilir demiştir.»
Çin kuvvetlerinin bir çevirme hareketine çalıştıklarını bildiren sözcü «Birleşmiş, Milletler kuvvetleri muntazam bir şekilde çekiliyorlar demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Türk kuvvetleri şayanı hayret bir mükemmeliyette harp ediyorlar; e rafı düşman tarafından çevrilmiş ve ümitsiz bir vaziyette olan bir Türk taburu teslim olmayı şiddetle reddetmiş ve biraz sonra süngü hücumuna kalkarak düşman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdiği gibi bir sürüde asir
«Kanun'nun cenubunda etrafı faik düşman kuvvetleri tarafından çevrilmiş bir Türk birliğine yardıma giden Birleşmiş Milletler kuvvetleri, Türklerin açılan dar gedikten çıkarak geriye çekilmeyi reddetmeleri üzerine hayrette kalmışlardır. B. M. kuvvetinin kumandanına Türkler şu cevabı vermişlerdir:
«Burada bir sürü Çin tini temizlemek dururken geri çekilelim.»

komünis-
Kore Birliğimize telgraf
Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesi yeni öğrenci derneği dün bir toplantı yaparak Korede savaşan birliğimize aşağıki telgrafı göndermiştir:
Kore Türk Savaş Birliği Komutanlığına
A.P.O- 963 Posta Müdürü ejiyle Sanfransisko - Kaliforniya
Vatan topraklarında olduğu gibi, hürriyet uğrunda uzak diyarlarda da vuruşan kahraman Mehmedimizi sayğıyle selâmlar, Ulu Tanrıya emanet ederiz-
Kalplerimiz yanınızdadır.
Ankara üniversitesi D.T.C. Fakültesi
Yeni Öğrenci Derneği
gene-vazifn
ve kendisini Sarı Denize doğru sürmeye gayret eden 200,000 kişilik Çin komünist ordusu ile muharebe etmektedir.
Müttefiklerin cephesinde açmış oldukları gedikten içeri girmekte olan Çinliler, Piyongyang dan 30 mil kuzey - doğuda olan Sinçang’a yaklaşmışlardır.
Kızılların, müttefikleri sağ ce-
nahlarından çevirerek, onları, ar-
kaları Kore'nin batı sahiline mü-
SON DAKİKA
Kore'de yeni müdafaa hattı
teveccih olarak durarak bir cep içinde tutmak istedikleri anlaşılmakladır.
Kore, 30 (Usis) — Türk tugayı
ve ikinci Amerikan tümenine men
Kore, Türk karargâhı 30 (Associated Press Aiansı) rnn Türk kuv vetleri nezdindeki muhabiri Tom
sup 1500 kişi gayet dar bir yoldan geçerken Çin komünist kuv-
Lamberlh bugün aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
Perşembe günü Kuzey Korenin yanmakta olan bir kısmında, Türk kuvvetlerinin muvakkat kerargâh odasında general Tahsin Yazı-
vetleri tarafından pusuya düşü-rü'müşlerdir. Al nan haberlere göre ağır kayıplar vermesine rağmen birlik teslim olmamıştır.
cı'nın askerî sekreteriyle uzun
Ge,nç yüzbaşı, ara sıra odanın bir köşesinde yanmakta olan sobada ellerini ısıtıyordu. Bana dedi ki:
«— Su Cinliler de bir türlü doğru dürüst harbetmiyorlar ki. Geceleri sinsi sinsi saklanıyorlar..-Bir kaç el ateş edip akabinde tabana kuvvet kaçıyorlar.»
Türk Tugayı şimdi cephenin
alev alev
yanan kuzey-batı ke-
siminde, komünist Çinlilerle çar-
pışmakfad r. Türklerle çarpışan Çinliler derhal kaçıyorlar.
Harekele geçeli daha iki gün

çikleri mühim öldürmüşlerdir.
rağmen, Türk Mehmet-
miktarda düşman
Tugayın dirayetli komutam General Tahsin Yazıcı, mütemadi
Biliyor musunuz ?
İstekler Ülkesi
Nerededir ?
Rusya’ya karşı koyalım
(Başı 1 inci sayfada mayacağını temin edecek durumda olmadığını söylemiştir.
Acheson demiştir ki:
(— Biz Korede bundan evvel de karanlık günler geçirdik, mütecavizler evvela pusan limanı civarlarına kadar bizi püskür-tükleıi vakit vaziyet hiç te ü-mit verici değildi, fakat Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin maneviyatları hiç bir zaman bozulmadı.
Şunu da eminim ki Birleşmiş Milletler kuvvetleri bu yeni tecavüz karşısında da zaaf gös-termiyeceklerdir.
Bu yeni taarruz hareketi yeni bir buhran doğurmuştur ve epey tehlikeli bir durum ortaya atmış-
Uıııumî siyasî vaziyete temas eden Acheson, şunları söyle-
(— Sovyet Rusya’yı ve milletlerarası komünist hareketini idare edenler esas gayelerini açıkça ifade etmiş bulunuyorlar. Bu, işgal ettikleri yerlerdeki halk üzerindeki nüfuzlarını, başvurdukları vasıtalar ne kadar merhametsiz olursa olsun ellerinde bulundurmaktır.
Sovyet Rusya'nın hasmane niyetleriyle askerî kuvvetinin bir araya gelmesi hür milletler ve hür teşekküller için küçiimsenil-meyecek ciddi bir tehlike teşkil etmektedir.
Gensoru bugün görüşülecek
Meclis bugün önergelerin kabul veya reddini karara bağlıyacak
Demokrat Parti Meclis Gru-pu dün sabah Abidin Potuoğlu’-nun başkanlığında, toplanmıştır. Gündemde, muhtelif sözlü sorulara Bakanların cevap vermesi bulunuyordu. Fakat hükümet, bütçe hazırlıklariyle meşgul olduğu için toplantının gelecek salıya tehirini rica etmiş, ve Grup heyeti bu kararı kabul etmiştir.
Büyük Millet Meclisi ise bugün saat 15 te toplanacaktır. Gündemde, İsmet İnönü tarafın dan verilen gensoru ile Osman Bölükbaşı tarafından verilen diğer bir gensoru vardır. Hatırlarda olduğu üzere Demokrat Parti Meclis Grupu Osman Bö-liikbaşı’nın verdiği gensoruyu İçtüzüğe uygun olduğu için kabul etmiş, fakat İnönü tarafından verilen gensoru İçtüzüğe göre verilmediği için bunun tasrih ve tashih edilerek verilmek üzere sahibine iadesini karar altına almıştı.
Bugün Büyük Millet Meclisi toplandığı zaman, bir Demok-
rat Milletvekili usul bakımından bu cihete işaret edecek ve bu hususta Meclisin kararı a-lınacaktır. Osman Bölükbaşı’-nın gensorusuna gelince, bu husustaki müzakereler de gelecek cuma günü açılacaktır.
Meclisin bugünkü gündeminde ayrıca Zonguldak limanı hakkında Zonguldak Milletvekili Hüseyin Balık tarafından verilmiş bir sözlü soru önergesi, Danıştay’da açık bulunan 6 üyeliğe seçim yapılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve karma komisyon raporu, Bahadır Dülger’in Dilekçe Komisyonu karar cetvelinin Kamutayda görüşülmesi haklımdaki ö-iıergesi üzerindeki müzakerelerin devamı; milletlerarası telekomünikasyon sözleşmesinin tasdikine ait olan tasarının i-kinci defa görüşülmesi; Devlet Demiryolları ve Limanları teşkilât kanununda tadilât yapılması hakkında Bütçe vc Ulaştırma Komisyonları raporları vardır.
“ Ulus „ ve
kasaplar
(Başı 1 inci sayfada Derneğinin, bu haberin çıkmasın dan hemen iki saat sonra zam
için Belediyeye müracaat eylediğinden bahisle bu zam isteği
için Ulus gazetesinin zemin ha-
zırladığı bildirilmekte ve müteakiben sayın Belediye Başkanı-
mızın bu neşriyat hakkındaki demeci veriltnektedir.
Arzetıpek isteriz ki, Kasaplar Derneği et narhının yeniden gözden geçirilmesi dileğiyle sayın Belediye Başkanlığına mü-
racaat etmişse bu müracaat sadece kasaplık hayvan piyasasının son günlerde yükseliş arzet-mesi gibi zaruretlere ve binaen-
aleyh İktisadî sebeplere dayanır. Yoksa ..Derneğimizin kışkırtılması hşİi.aslâ bahis mevzuu değildir. Kabul etmek lâzımdır ki,
herhangi bir gazetenin şu veya
bu maksat tahtında hakikata uymayah neşriyatta bulunması
veya Belediyeyi Ankara kasapları aleyhine tahrikde kendi si-
yasî mücadeleleri için faydalar
bulması ve nihayet masum ve mağdur Ankara kasap esnafını kendi mücadelelerinde basamak
CEPHE GERİYE ALINDI
Pyongyang, 30 (a.a ) (United Press) — Kuzey Kore çetecileri Pvongyang’ın 15 mil kadar kuzey doğusunda bulunmakladırlar. Geçen 24 saat zarfında cephe 10 ilâ 15 mil gerilemiştir. Yeni Birleşmiş Milletler hatan kurulabildiği takdirde, Pyongyang. birleşmiş Milletler kuvvetlerinin kuzey Kore hamlelerine bir aydan fazla dayanmış oldukları ikinci bir Taegu haline gelecektir.
Sarı denizden doğuya doğru General Edward Almond'un o-nuncu kolordusu ile temasın çeteciler tarafından kesildiği yere kadar olan bütün cephe boyunca Amerika, güney Kore. Türk ve Ingiliz kuvvetleri gen çekilmekledirler-
Yeni müdafaa hatlı
Tokyo, 30 a.a. (United Press) — Birleşmiş Milletler muharip kuvvetleri 330.000 kişilik bir komünist ordusuna karşı savaşarak Pyongyang’a 36 kilometre mesafede yeni bir müdafaa hattına çekilmişlerdir.
Birleşmiş Milletler kuvvetleri ilk emirde atom bombasını kullanmağa hazır bir vaziyette bulunmaktadır.
Bu hususta demeçte bulunan subaylar Vaşington’dan bekle-
nen emri aldıktan bir kaç saat sonra, Çin’de atom bombasını kullanmağa hazır bulundukları nı bildirmişlerdir.
Atom bombasının bir kaç saat içinde kullanılabilmesi keyfiyeti atom silâhlarının Pasifik-teki üslerde bulunduğuna bir delil teşkil etmektedir.
Kızıl taarruz yavaşladı
Seul, 30 a.a. (Reufer) — Kuzey batı Kore’de 3 gündenberi bütün şiddeti ile cereyan eden komünistlerin taarruzunun yavaşladığı bu akşam bildirilmektedir.
Bazı kesimlerde 55 kilometreye kadar ilerliyen kuvvetli komünist Çin ordularının son derece zayıf düşmüş Birleşmiş Millet)'r ordularına karşı nihai taarruzlarını yapmak üzere yeni takviye ve mühimmat bekledikleri sanılmaktadır.
Filipinler ve soğuk
Tokyo, 30 a.a. (Afp) — Tokyo'dan gelen fakat teyit edil -m iyen haberlere göre şiddetli soğuğa karşı mukavemetsizlik-leri sebebiyle Kore’deki Filipin kıtalarını geriye çekmek bahis mevzuudur.
Kristal
Çekoslovak malı kristal vazo, şekerlik, içki »akımlan, vaporizatörlerle zarif tuvalet takımları, bibloları.
YENİ BİRKE Mağazas.n-
Koreden doğan siyasî buhran
Çin 300 milyonluk büyük bir ülkedir. 400 bin askeri ilk hamlede çıkarmıştır. Az zamanda bunun hepsini kaybetse de kolaylıkla beş misli asker daha cepheye sevkedebilir, ve Amerika'yı uzun müddet bir yıpratma harbinin içinde tutabilir. Esasen Sovyeiler Birliğinin istediği de budur. Eğer Amerika, Çin'le, seri netice alınmıyacak bir harbe girişirse, Rusya’nın ekmeğine tereyağı sürülmüş o-lacak, o da münasip bir zaman gözeterek emperyalizm emellerinin tahakkuku için başka sahalarda dilediği gibi at oynatmağa başlıyacaktır. Bu hedef neresidir? şimdiden sarih bir şekilde kestirilemez; İran olabilir, İran yoluyla Orta Şark olabilir; Türkiye olabilir. Çünkü bütün bu memleketlerin her birisi, ayrı ayrı Sovyetlerin iş-tiha sahasına dahildir.
Kimsenin meçhulü değildir ki, Rusya uzun zamandanberi, bütün gayretini Amerika ile komünist Çin arasında bir harp çıkarmak gayesine teksif etmiştir. Şüphesiz ki Çinliler kendi hallerine bırakılacak olurlarsa çabuk yenilirler. Fakat Rusya arkadan Çin'i adamakıllı desteklemekte ve harp malzemesiyle beslemektedir. Çin'in lopu mu vardır? Tayyaresi mi vardır? Tankı mı vardır? Hayır, bütün bunlar, iamamiyle Rus malzemesidir. Hattâ Çin ordusunun yeiişiminde Rus raileri ve Rus subayları almışlardır.
Bir yıpratma tekniği göz önüne alınacak olursa, Kore'den Birleşmiş Milletler ordularının derhal çekilmesi ve bu yarım adada hemen Sovyetlere tâbi bir peyk hükümet kurulması da Rusya'nın işine gelmez. Onun istediği mümkün olduğu kadar içi uzatmak ve Birleşik Amerika'yı büyük ve vasi bir bölge içinde yıpratmaktır. Eğer şimdi, kızıl Çinliler, Mançuri hududundan dalgalar halinde büyük bir taarruza geçmişlerse, bunun en belli başlı sebeplerinden bi-r.', evvelki günkü makalemizde dc işaret ettiğimiz veçhile, daha çok, Sovyetler Birliğinin Çin vasıtasiyle Birleşmiş Milletler nezdinde bir baskı yapmak istemesidir. Bu baskıdan maksat, eğer Amerika bir harbi kabul etmezse hiç olmazsa Çin'i Birleşmiş Milletlere sokmak ve buradan iz'açlara devam edip. Güvenlik Konseyi mekanizmasını atalete uğratmağa çalış-
Eğer Amerika harbi kabul ederse, bu takdirde vaziyet kızıl Çinlilere ve Ruslara göre tamamen ayrı ve hattâ birbirine zıt bir mahiyet alacaktır.
Kızıl Çinliler, harbi bir an evvel bitirmek ve Kore’yi ta-mamiyle ellerine geçirmek isteyecekler, fakat buna mukabil, Rusya Amerika'yı yıpratmak ve yormak için bu harbin devamını arzu edeceh ve hattâ kendisi suyun başında olduğu için, harekâtı ona göre düzenlemek çarelerini arıyacakiır.
îşie böylece hâdiseler objektif bir gözle tetkik olunacak olursa, gaye, Sovyetler için başka kızıl Çinliler için yine tama-miyle başkadır.
Buraya bir nokta koyduktan sonra şimdi meseleyi bir de Birleşmiş Milletler ve Amerika cephesinden tetkik etmek yerinde olur.
Bugün için dâva mademki Kore'deki bir tecavüz harbi ma hiyetinden çıkmış ve başka bir renk almıştır; o halde Birleşmiş Milletlerin derhal yeni bir karar vermeleri geı ekecektir. Bu karar ne olabilir?
1 — Çin'i mütecaviz ilân e -dip ona karşı harp ilân edildikten sonra normal bir savaş tekniği üzerinde mi yürünecekiir?
2 — Kore tahliye mi edilecektir?
3 — Veyahut Çin'i süratle yola getirmek için atom mu kul lanılacak? Veya büyük merkezler kütle halinde büyük bombardımanlara mı maruz bırakılacaktır?
Birinci şık yukarda söylediğimiz gibi pek varit olmasa gerektir: yani ne Birleşmiş Milletler, ve ne de Amerika, Çin-de bir yıpratma harbini asla kabul edemezler. Eğer kabul eder-lerse, bu Sovyetlerin gayelerine hizmet olacaktır.
İkinci şık, yani Kore'nin tahliyesi, eğer yeni bir cephe açılmazsa Birleşmiş Milletlerin ve Amerika'nın prestijini düşürecektir. Bundan sonra kimse. Birleşmiş Milletlere inanmıya-
Bütün hür devletler vo hür insanlar Sovyet Rusya'nın elinde bulundurduğu istilâ ve imha vasıtalarına şiddetle ve derhal karşı koymalıdır.»
Acheson, sözlerine son verirken bütün Amerikalıları birleşmeğe davet etmiş ve demiştir ki:
— tçinde bulunduğumuz buhran sön derece ciddidir. Ve harbin patlanuyacağını hiç kimse temin edemez. Daha kötü bir vaziyetle karşılaşmıya hazırlanırken ümit etmiyo ve deleye devam etmeliyiz.

Kahramanlarımıza İzmir’in hediyeleri
İzmir, 30 (Telefonla) Korede savaşmak üzere Birleşmiş Mille’ler emrine verilen tugayımıza mensup subay, gedikli ve erlerimize İzmir ve civarı halkı tarafından gönderilmek istenilen hediyelerin maho'line şevki işi bugü.ı saat 17 de Fuar Gazinosunda Belediye Başkanı Rauf Onursal ın riyasetinde yapılan bir toplantıda görüşülerek karara bağlanmış-tır-
Arzu eden her vatandaş. İzmir belediyesi daimî encümenine müracaat ederek, göndermek istediği hediyenin değerinde para yatıracaktır.
Para kabulü 15 Aralığa kadar cevam edecektir.
Toplanan paralarla, iyi cins üzüm, incir vesair yiyecek maddeleri alınacak ve bj maddeler eıı kısa bir zamanda askerlerimize ulaştırılacaktır.
İlk olarak İzmir tüccarlarından Ali Albayrak bugün be!e4iyeye 3000 lira yatırmıştır.
Sağlık Şûrası dün toplandı (Ba$ı 1 inci sayfada lilbaşı, Sağlık İşleri Genel Müdürü Dr. Arif Anıl ve Sosyal Yardım İşleri Genel Müdürü Dr. Seyfeitin Okan’ın iştirakiyle, yapmıştır.
Sûranın gündeminde dört adlî ihtibar vakası, 92 meslek hastalığı mevzuu ile bulaşıcı hastalıklar, trahom, sıtma, frengi ve verem savaşı raporlarının ve diğer sağlık konularımın incelcn-
cak, barış için kurulmuş koca bir müessese, eski Cemiyeti Akvam’ın ya/una defnoluna-
Ortada kala kala üçüncü şık kalmaktadır, ki o da ya atom bombasının kullanılması, veyahut bazı merkezlerin ağır bombardımana tâbi tutulmasıdır.
Bazı mahfiller bilhassa bu nokta üzerinde ehemmiyetle durmaktadırlar. Sivil halkı da hedef tutan bu nevi ağır bombardımanları kimsenin terviç edeceğini zannetmiyoruz. İşte bütün zorluk da, insanca hareket etmiyenlere karşı İnsanî düşüncelerden gelmektedir.
Mümtaz Faik FENİK
Truman’ın beyanatı
(Başı 1 inci sayfada)
Başkan, kalabalık bir gazete-■i grupuna, bombanın Birleşmiş Milletlerin tasvibi olmadan
da kullanılabileceğini söylemiş ve şunu ilâve etmiştir:
«— Atom bombası, Amerikanın elinde bulunan birçok silâh lardan biridir ve Amerika istediği silâhı kullanmakta serbesttir.
«Atom bombası
son derece
müthiş bir silâhtır ve inşallah kullanılmasına lüzum kalınıya-caktır, çünkü bu silâh bir çok masum insanları da öldürmek-

«Amerikan kıtalarının Man-çurya hududunu aşıp aşmaması, Birleşmiş Milletler tarafından kararlaştırılması lâziıYİ'gelen bir dâvadır.
Başkan Truman bu sözlerini, Kore'deki komünist Çin taarruzu hakkında çok sert bir lisan kullandıktan sonra söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
Birleşik Amerika durumu üç surette karşılıyabilecektir:
1 — Birleşik Amerika, tecavüzü durdurmak için Birleşmiş Milletler çerçevesi dahilinde ça lışacaktır.
2 — Diğer hür memleketlerin kuvvetlerini arttırmasına yardım edecektir.
3 — Kendi kudretini süratle arttıracaktır.
Başkan, üçüncü bir dünya harbinin önlenmesini ümidetti-ğini söylemiş ve sözü General Mac Arthur’e getirerek demiştir ki:
«— Dışardan Mac Arthur’e yapılmakta olan tenkidlere kar şı Generali tamamen desteklemekteyim.»
Başkan Tınman demiştir ki.
.— Kore’deki son vaziyet dün- ’ yayı yepyeni bir krizle karşı karşıya bırakıyor. Çin komünist liderleri kuvvetlerini Mançurya-dan içeriye göndererek Birleşmiş Milletler kuvvetlerine karşı iyi
organize edilmiş bir hücuma kalktılar. Bu, Çin liderlerine ne Birleşmiş Milletlerin, ne de Birleşik Amerika’nın; Çin’e karşı taarruz niyetleri olmadığını anlatmak yolundaki bütün gayretlerimizin boşa gitmesi neticesinde olmuştur. Çin ve Birleşik Amerika arasındaki ananevi dostluk bağlarına rağmen Çin halkının Birleşmiş Milletler kumandasındaki kuvvetlerimize hü
icbar edilmesi
müteessir etmiştir.
bizi cidden
Çin taarruzu büyük bir kuvvet le yapılmıştır ve elân devam ediyor. Neticede Birleşmiş Milletler Kumandanlığı emrindeki kuvvet-
lerin çoğu çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Şu anda cephedeki vaziyet kararsızdır.
Evvelce de olduğu gibi şimdi (
de talihsizliğe uğramamız muh-
temeldir. Fakat Birleşmiş Millet ler kuvvetlerinin Kore’deki va-
zifelerini teıketıniye katiyen niyetleri yoktur.
Birleşmiş Milletler kuvvetleri Kore’ye sadece Birleşmiş Millet-
lerin varlığını değil, fakat aynı zamanda insanlığın sulh içinde bütün ümitlerini tehdit eden bir
istilâ teşebbüsünü akim bııakmı-ya gittiler. Eğer Birleşmiş Mil-
letler müstevli kuvvetler önünde
boyun eğerlerse hiç bir devlet e-min vc masun bir vaziyette olamaz. Eğer Koredcki tecavüz muvaffak olursa Avrupa’ya ve oradan da dünyanın bu yarısına yayılır.
Biz Korede kendi emniyet ve beakmız için çarpışıyoruz. Biz kendimizi Birleşmiş Milletler yo-liyle adil ve sultpeıver bir dünya emeline bağladık. Ve bu emele bağlı olarak kalacağız.
Yeni vaziyeti üç şekilde kar-şılamalıyız. Birleşmiş Milletlerde Kore'deki tecavüzü durdurmak için ahenkli hareket elde e-debilmek yolundaki çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Başka hür devletlerin tecavüz tehlikelerine karşı koyabilmeleri emeliyle kuvvetlerini aıttırabilmele-ı i 'için yardımlarımızı arttırma-lıyız. Gayet süratle kendi askerî kudretimizi arttırmalıyız.)
yapmak istemeleri zannının doğ ması elem verici olsa bile derneğimizin evvel ahır bu neşriyat ile ilgili bulunamaz ve bu neşriyata derneğin mâni olması düşünülemez. Ankara Kasaplar Derneği kendi mensuplarının sadece İktisadî ve malî istıraplariyle meşguldür.
Bu itibarla keyfiyetin muhterem gazetenizin ilk çıkacak nüshasının aynı sayfa ve sütununda tavzih olunmasını derin saygılarımızla arz ve istirham eyle-
EMRİ TRUMAN VERECEK
Vaşington, 30 .(a-a.) (Reuter) — Beyaz Saraydan bugün bildirildiğine göre atom bombası hakkında Başkan Trumanın basın konferansında söylediği sözlerin ! General Mac Arthür’ü kendiliğinden atom bombasını kullan-! nıak emrini verebileceği mânasını taşımadığı belirtilmiştir.
Beyaz Saraydan ayrıca bildirildiğine göre, kanun gereğince atom bombaları atom enerjisi komisyonunun muafazası altında bulunmakta olup bunlar ancak Başkan Trumanın emri ile kullanılabilecektir-
LONDRA'DA SOPRİZ
Londra 30 (AP) — Ingiliz Bakanlıklarından birine mensup bir yüksek rütbeli memur Başkan Truman’ın atom bombası hakkm-daki demecinin mensup olduğu Bokan üzerinde bir atom tefsiri yaptığını söylemiştir.
KARAR TASVİP EDİLİYOR
Vaşington, 30 (AP) — Cin komünistlerine karşı atom bomba-s;nın kullanılması meselesinin İncelenmekte olduğuna dair, Baş kan Truman’ın verdiği bebyanat, Amerikan kongresinde) muhtelif tepkiler yaratmıştır.
Cumhuriyetçi Ayan üyelerinden Owen Brevvster, atom bombasının kullanılmasını çoktan beri istemekteydi. Başkan Trumanın beyanatı üzerine, fikrini soran bir gazeteciye kendisi şu cevabı vermiştir;
«— Zamanı çoktan geldi.
Gene Cumhuriyetçi üyelerden Eugene Malikin, aynı suale daha düşünerek verdiği cevapta demiştir ki:
«— Atom bombası kullanılabilecek en ciddî silâhtır. Son çare olarak kullanılmalı ve zamansız olarak kultanımamalt-dır.
HOLLANDADA HEYECAN
Lahey, 30 (AP) — Başkan Tru-manın atom bombası hakkındaki sözleri burada o dereceı gergin bir hava yaratmıştır ki, resmî ma kamlar umumî münakaşa ve tefsirleri yasak etmiştr-
AMERİKADA KISMİ SEFERBERLİK İHTİMALİ
Nevyork, 30 (a.a-) (Reuter) — Amerika savunma bakanı George Marshall, dün gece İsrail Cumhurbaşkanı Hayim \Veizmann.m
Saat alacaklara
Mağazamızın yeni açtığı ! ; saat reyonunda kadın, erkek ! ! |alhrt bilezikli kol saatlan ile ; ;cep, duvar, masa, büfe sa- ;! ; atlarını almadan evvel nıa- ; ’ ; gazamızın iç vitrinlerini bir ! I kere görerek mütehassıs sa- ! ; oiçımızdan izahat elmanızı ! ! tavsiye ederiz.
YENİ BİRKE MAĞAZASI
ULUS Meydanı Troleybüs 1
Hediyelik
Cep ve masa çakmakları pipo, ağızlıklar, sigara ve para çantaları makbule geçer hediyelikleri mağazamızdan temin edebilirsiniz.
YENİ BİRKE MAĞAZASI ULUS Meydanı Troleybüs
Hamamönü — Yeni Doğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. Ihsan Can
; Hastalarını hergün saat 15 ten itibaren kabul eder.
Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami karşısı No. 394 Bek m an Apartmanı. Muayenehane ve ev Tel: 15888.
u***********************—J
76 ncı yıldönümü şerefine verilen bir ziyafette söz alarak şöyle demiştir:
«— Birleşik Amerika uzun bir gerginlik devresi içinde bulunmaktadır ve kısmî seferberlik î-lân etmek zorunda kalacaktır.
Kore adiselerini tefsirden çeki» neceğim, zira Birleşmiş Milletler bu hadiseleri derhal dikkate almış bulunmaktadırlar. Durum na ziktir, buhranlıdır. Buna hakim olmak için de elimizden gelen herşeyi yapmalıyız. Horşeyln yapılacağına da eminim. Birleşmiş Milletlerin mütalâa ve kararlarını büyük alâka ile, beklemek-
Uzun bir gerginik devresine girmiş bulunuyoruz diyebilirim-Bu, Amerikan efkârının şimdiye kadar aslâ maruz bırakılmadığı bir şeydir. Bugün, kanaatimce, es kiden hiç düşmediğimiz çok başka bir vaziyet karşısındayız. Bu duruma da hazırlıklı değiliz.
Kısmî seferberlikten bahsettim.
Kısmî seferberlik o şekilde tatbik edilmelidir ki gerektiği zaman lam bir seferberlik haline kendi kendine inkılâp etsin. Benim fikrimce şimdilik tam seferberlik doğru değildir.»
ZAFER
Sayfa: 5
Yurt güzelliklerinden
Tokat’ın ve Tokatlının
Karadenizin
İNCİSİ
Gerze
hükümetten bir dileği var
Gerze'yi hayal şehre benzetmek hiç te mübalâğalı olmaz-Karadeniz'in ekseriya hırçın dalgalarla çalkanan, bazan da ses-
Almus barajı bir an önce ele alınırsa, şehir bir hamlede canlanır
siz ve sakin uyuyan sularile koyun koyuna yatan Gerze, tekmil tabiî güzellikleri sinesinde toplamış şirin ve küçük bir kasabadır.
Tokat, kendine has hususiye- | bu haliyle sanki hülyalar âlemin' —----------------. ı.:.. ~;t™ıı;ı, den bir parça gibidir. Artık, ıı-
zaktan bu manzarayı görüp de, onu daha yakından seyretmek arzusunu duymamak imkânsızdır. İşte bu haleti ruhiye içinde, Yeşilırmağın kolu Tozanlı çayı üzerindeki tarihî »Taşköprü- yü maziye dalarak temaşa ediyorum. Senelerin, hattâ asırların yıpratamadığı bu beş gözlü .Taşköprü» den milyonlar ca insanın geçtiğini ve nihayet öbür dünyaya göçtüğünü tasavvur ediyorum da bugün bile sağlamlığı ve azameti karşısında duyduğum hayranlığı ifadeden âciz kalıyorum. Şimdi önümde şehre doğru uzanan bulvar yolunu görüyorum. Günümüzün anlayışına göre yapılan, bu yola bundan on iki yıl kadar evvel başlandığını hatırlıyorum. Bu y ede teşebbüs beni çok sevi' .. ilişti. Fakat, aradan bu kad yıl geçtiği halde, hâlâ yo- )d bitirilemediğini görünce ne yazık ki sevincim birdenbire üzüntüye inkılâp etti. Bulvar yoluna muvazi olarak, bir tarafta geniş bir yer işgal eden ;Nü nıune Fidanlığı», diğer tarafta ise spor mahalli bariz bir şekil de görülüyor. Yol boyunca yeni inşa edilmiş ev, otel, resmî daire, mektep binalarının iki cepheli olarak sıralanışını ileri ham lelerin ilk merhalesi olarak telâkki ederken; aşılması lâzım gelen bir çok merhaleler olduğuna da işaret etmek isterim. Bu memlekete münevver bir gençlik yetiştirecek lise gibi bir kültür müessesesi ve irfan yuva sının da bulunması istikbale ü-mitle bakmama vesile teşkil etti. Biraz ileride bulunan, yeni e-serlerin çerçevelediği «Cumhuriyet Meydanı» şehrin tam mer-
ti, eşsizliğiyle ayrı bir güzellik arzeden ve Anadolumuzun en mutena yerinde, yeşilliğin timsali sevimli bir beldedir. Geniş bir vadinin tabanına, binalariy- , âbideleriyle yerleşen bu şehir yatağına sığmayan bir nehir gibi, vadi boyunca yamaçlara kadar yelpazevari açılmıştır. Namütenahi bu yeşillikler deryasında, semaya doğru yükselen bina ve bilhassa tarihî âbidelerinin heybetiyle, ihtişamiyle gönülleri fetheden büyüleyici tabiî bir güzellik... Fakat, bu beldenin hakikî hattâ tarihî diyebileceğim tarifini, kendi folklor (Halkiyat) hâzinesinde arayıp bulmak daha doğru ve daha i-sabetli olacağı kanaatindeyim. Kıymetli ses sanatkûrıftüî»î1e-rihan Altındağ Sözeri’nin de a-çasıra bestesiyle söylîy^fök yaşattığı şu (maya) nıj»)ük»kıt’a-sı sanatkârane bir tg^ı^değil midir?
Tokat bir dağ içinde (15 Gülü bardağ içinde r ,n" Tokat'tan yâr sevenitvS'ffi”'1 Yüreği yağ içinde ..lü.öp ■ Evet! Hakikaten bu yemyeşil va^i,çeşitli gülleri ihtiva eden bir vazo kadar gösterişli ve şi- -rindir. Artık bu güzdük lifinde yaşıyan insanları da .t^b’ıaljiyle ona intibak edecek, güzel, sevimli ve cazip olacaklardır. Zamanın şairinin işaret ettiğM^gjbi, buradan yâr sevenler Jİfejiüphe-siz mesut ve bahtiyar
dır.
Vadi, bir bahar gününde uzak tan görünüşiyle, ressam efiıiden çıkmış, en ince hatlarına kadar belirtilmiş, bir manzarayı tasvir eden tablo kadar göz ka -maştırıcı ve şirindir. Burası
Yurt’ta yolun büyük önemi
Devâ esasından ele alındığına göre, miisbet neticeyi sabırla beklemek icab ediyor
Çeltik - Sungurlu yolunun bir diğer hususiyeti de yol .güzergâhında bakım için kullanılabilecek bol miktarda çakıl bulun masıdır. Bakım, yol için hayatî ehemmiyeti haiz bir mevzudur. Çtinkü yol, tıpkı canlı bir varlık gibi daimî bir kontrol altında bulundurulmağa muhtaçtır. Yol da zamanla hasıl olan aıizala-rın vaktinde giderilmesi diğer bir deyişle yolun ömrünü arttırmak maksadı ile koruyucu tedbirlerin alınması lüzümlu -dur. Bu maksatla yapılan çalış maların hepsi .yol bakımı, ismi altında toplanmaktadır. Nite -kim bu gün, bölge müdürlükleri bakım işine fevkalâde ö -nem vermekte ve bütçelerinin hemen büyük bir kısmını bnkım masraflarına tahsis etmektedirler. Mr. Jesse Williams bü keyfiyeti, bir yolun asıl masrafı inşası bittikten sonra başlar, di ye ifadelendirmektedir ki, gayet doğrudur. Şu hale göre, malzeme bolluğu sebebile düşük hir masrafla bakımda tutulabilecek olan Sungurlu yolu, şanslı bir yoldur. Sungurludan ayrıldıktan sonra muharrir Willi-ams enteresan bir poz yakalamış olacak ki resim çekmek ü-zere otomobilden indi. Üstü Ha^
man yüklü iki kağnı arabası ' li bunlar. Öküzlerin başında da iki köylü. Bizim için olağan .şeyler. Fakat tayyareyi bile çok zaman gayri kufi süratte bir nakil vasıtası telâkki ede-
cek kadar makineleşmiş ve te-
rakki etmiş bir memleketin uz-
vu olarak Mr. Williams’a, kağnı, Amerikalı kainlerini hayretlere garkedecek bir hâdise gibi geliyordu. Biraz sonra tarlada
çalışan iki kadın köylünün fo-
toğraflarını
çekmeğe
V lliams seyahatimiz
tarlada çalışanların
başladı, boyunca kadmlar
olduğunu müşahede etti. Ve bir
ara bize acayip bir sual de de sordu. Bu köylerde erkekle-
rin adedi çok az olacak, yüzde itibarile acaba erkeklerin mik-
tarı ne kadardır? Kendisine
doğruyu söyliyemedik. Pek di


anlaşılan.
Seyahatimiz boyunca, bir çok milletvekilleri ile karşılaş -tık. Yaz tatillerini İstanbıılun
mutena köşelerinde zevk ve safa
içinde geçirmeyi hiç birisi düşünmemiş. Seçmenlerinin dertleri ile yakından alâkadar olmak için, intihap mıntakaların-da daimî bir faaliyet halinde bulunuyorlar. Memleketimizde başlı, başına bir reform.
kezinde mühim bir yer işgal e-der. Büyük Atatürk'ün anıtiyle bir kat daha şereflenen bu meydan, şehrin en gözde yerlerinden sayılır. Atatürk'ün maddî varlığına olduğu kadar manevî varlığına da her vatandaş gibi, kalbinin en mümtaz yerini tahsis eden Tokat'lılar bu şehrin kalbgâhına O’nun heykelini dikmekle O'nıı edebileştirmiş ve böylece kadirşinaslığını açıkça göstermiştir.
Takot’ın, tarihçesi ve tarihi eserlerine gelince: Şehrin önce başka bir yerde kurulduğu, bilmediğimiz bazı sebepler üzerine, şimdiki vadiye nakledilmiş olduğu rivayet edilir. Çok eski bir tarihi olan bu şehir, ilk kurulduğu zamanlarda vadi tabanının daha derinde olduğu; zamanla etraftan sellerin getirdiği ufalanmış taş ve toprakla dolmuş olmasiyle, bugünkü halini aldığını, bazı traihî eserlerin giriş kapılarının çukurda kalmasiyle anlaşılmaktdaır.
Tokat, tarih boyunca, zelzele ve seylâp olmak üzere iki mühim âfetin tesirile zaman za man harap olmuştur. Maalesef bagün bile bu tabiî âfetlerin teh didinden kurtarılarak, hayatiyeti teminat altına alınamamıştır.
Tokat, bir kaç çeşit fabrika-kurulmağa çok müsaittir. Fakat bilhassa yaş üzümün membaı olması hasebile mutlaka bir (İspirto ve şarap) fabrikasına ihtiyacı vardır. Her ne kadar Tekel idaresinin bir şarap imalâthanesi varsa da ihtiyaca cevap verecek mahiyette olmasa gerek tir. İktısaden çökmüş bir vaziyet te olan bu belde,, mutlak bir İktisadî kalkınma yapabilmek için kaç yıldır söylenip de bir türlü tahakkuk ettirilemiyen Al mus barajı ve büyük elektrik santralinin kurulması şarttır Çatalağzı santrali gibi, bir tesisin kurulmasının elzem olduğunu, hükümetin de kabul buyuracağını ümit ediyorum. Bu işin de kurulması kararlaştırılıp da projeleri hazırlanan tesisler arasına alınmasını, hemşehrilerim adına ilgili bakanlıktan rica ediyorum. Bu arzular yerine getirilirse, güzel yurdumuzun biri köşesi olan bu şehir de hya edilmiş olur. Aynı zamanla vatanımızın bu köşesinde de ş sahası açılır, ve bu suretle şsizlik de kısmen olsun bertaraf edilmiş olur. Böylece genç neslin işsizlik yüzünden kahve-sane köşelerinde fena itiyatlar cazanmaktan kurtarılmış olacakını da unutmamak lâzımdır. Bu vesile ile Tokat’ın dert haine gelmiş ihtiyaçlarından an-:ak bir kaç tanesinden bahsede-jildim. Bu mevzua ne kadar ;emas etsem yeri vardır. Fakat itina sütunlar müsait değildir, rlulâsa: Tokat, Allahın lutûf-târ nimetlerine mukabil, kulla-•ının himmetlerinden mahrum lir beldedir.
Bu şehre, maalesef tabiî güzelliği ile mütenasip bir şekilde mâr plânı tatbik edilememiştir. ■Ier ne kadar elde bir şehir ilânı mevcut ise de parasızlık büzünden tatbikatına geçileme-nektedir. Maamafih yeni valinizin takdire şayan çalışmaları ınyesinde bu işin duba fazla ge-ikmiyeceğini kuvvetle ümit e-liyoruz. Temenni edelim ki şim-liki gördüğümüz çalışmalar de-amlı, sistemli ve programlı olun; böylece bizim de ümitleriniz suya düşmesin ve sükutu layale uğramıyalım.
Necati BOĞ D AŞ
Büyük şehirlerimizin uğultulu ha vasmda bunalmış kimselerin dinlenebileceği tabiî sayfiyelerden biri olan Gerze, esefle ifade edelim ki, kendisini tanılamamış olmakla bahtsızdır. Avrupanm, hususiyle İsviçre’nin sayfiyelerini görmüş ve bunlarda istirahatı itiyat edinmiş kimselere, bu küçük, fakat şirin beldeye fırsat bulurlarsa lütfen uğramalarım tavsiye ederim.
Evet biliyorum ve şikâyetleri şimdiden kulaklarımı tırmalıyor. Onlar, alıştıkları ve özledikleri konforu vg lüks otelleri, hususî otomobillerini sürecek muntazam yolları ve nihayet tabiat güzelliği ilo insan emeğinin el ele ve-
rerek kurduğu mamureleri orada bulanuyacaklardır. Fakat tabiat
denilen muazzam varlığın emsalsiz renk, şekil ve manzaralarım
orada hayretle görecekler v© na-siyeleri bunun verdiği huzurla dolacaktır.
Gerzg, Sinop'un 13 mil doğu-sundadır- Takriben 800 metre u-zunluğunda küçük bir yanmada kasabanın merkezini teşkil eder. Yarımadayı takiben arazi güney doğu istikâmetinde hemen yükselerek her mevsimde yeşil detfne
/e çam ormanlariyle süslü maçları kasabanın güzelliğini
ya-bir
kat daha arttırmaktadır- Çam ormanları arasındaki Uçuk, Acısu ve lyidemli mevkileri eşine nadir tesadüf edilen tabiî güzellikleri
haiz birer sayfiye ve mesire yerleridir. Kasabaya beş kilometre mesafede ve 4 - 5 yüz metro irtifada buîunan Acısu, kükürtlü maden sulariyle civar şohir ve ka
sabalardan her sene yüzlerce zi- ■ yoretçi celbelmektedir.
Gerze muntazam
Boy'abat ve Kastamonu

den Ankara’ya, senelerden beri
bir türlü ikmâl edilememiş ve hâlen melrük bir yolla da Samsun'a bağlıdır. Ayrıca deniz yolu ile
Karadeniz'in bütün limanlariyle irtibatı vardır. Ankaradan Gerze'ye taksiler on satfe gitmektedir. Mesafe 470 Km. dir
(1) «Dağ., yerine «Bağ» da •niliyor. Her ikisi de maksada
Denizli yi kalkındırma imkânları araştırılıyor
Şehri Tanıtma Cemiyeti, ihtiyaçları madde madde tesbit etti
Denizli (Hususi) — Denizli -yi Kalkındırma ve Tanıtma Derneği; bazı konular üzerinde hemşehrilerinin bilgi ve görüşlerinden faydalanmak ve ilk plânda öne alınması arzulanan ihtiyaç ve konuları tesbit etmek üzere Denizli Şehir Oteli salonunda Vali Hıfzı Ege, eski ve yeni belediye başkanlar), banka müdürleri, gazeteci, doktor -ve. iloi’i geleh halle tabakasının iştirak ettiği bir çjıy ziyafeti vermiştir. Toplantıda:
1 — Menderes nehrinden faydalanmak suretiyle sulanması ileridenberi tetkik konusu olan Baklan ovasının sulama işinin biran önce tahakkuk ve tekemmül ettirilmesi bakımından Denizli’lilerin dileğinin ilgili makamlar nezdinde takip ve sonuçlandırılması i-çin Valilikten, Denizli milletvekillerinden rica edilmesi.
2 — Denizli’de kurulması mutasavver çimento fabrikası-, nın; ham maddelerinin sağlanması mümkün bulunması bakımından alçı ve amyant mevzuları da ele alınmak suretiyle ve bu maksatla mahallî bir şirket kurulması ve bu hususun takibi için Denizli İktisat Bankasının aracılık ve hattâ öncülük etmesinin banka İdare Kurulundan talep edilmesi.
Gerze'den bir görünüş
İzmit’te
D. Partiden basına selâm
İzmit (Hususî) — Türk matbuatının bugünkü Demokrat hayatın başında ettiği hizmeti tarihler torunlarımızdan torunlarına altın yazılarla baş sah-hifelerinde iletecekler, hür matbuatın hür Türkiyemizdeki büyük hizmetini gönülden tasvip ve takdirle yadetme kararını kongremiz bıı akşam ayakta alkışlarla almıştır.
Eleşkirt’te
İlk kar yolları kapadı
Eleşkirt (Hususi) — Bu gece yansı başlıyaıak hâlâ devam e-don kar elli santimi bulmuştur.
Erzurum Karaköse arasında işleyen otobüs ve kamyonlar fazla yağan kar yüzünden sefere çıkamamaktadır.
Bölge Müdürlüğü yolların temizlenmesi için faaliyete geçmiştir, •
Yurt’tan -= kısa haberler
Senirkent İıastahanesi
Bundan bir ay evvel inşaatına başlanan Senirkent hastahane-sinin birinci ka'.ı tamamlanmak
üzeredir. Senirke,itliler yaratıcılık ve yapıcılık kudretinin ne kadar büyük olduğunu bu vesile
ile bir daha ispat elmiş oluyorlar. Tamamen halk gücüyle vücuda gelen inşaatı Senirken Dokumacılar Kooperatifi ve Demok-
rat belediye desteklemektedir-
Kırk yataklı ve
haslahane

üç katlı olan kıs basınca-
ya kadar devam edecek, müte-
baki kısmına ilkbaharda tekrar
baslanacakbr. Senirkent ve köylerinden yapılan bağışlar, takriben yarım milyon liraya mal olacak inşaatı bir kat daha hızlandırmıştır. Bu arada Güre-
nıe köyünden Derviş Mehmet isminde bir hemşehrimiz bin liralık kereste bağışında bulunmuştur- Derviş Mehmet'in hemen he-
men bülün bir serveti sayılabilecek bu bağış, muhitte büyük bir tesir yapmıştır.
Eskişehir’de
i Denizlinin
3 — Goncalı istasyonundan ayrılan bir kulla Denizli’ye bağlanan tren hattından daha
çok istifade sağlanmak bakımından Aydın - İzmir tren hattı üzerinde ve Denizli’ye yakın güzergâhta yapılması
mutasavver değişiklik mali mülâhazalarla yakın gelecekte
ele alınarnıyacağına
göre, şim-
dilik Denizli istasyonunda ya-
pılacak bir manevra sahasının tesisi suretiyle gerek Afyon’dan ve gerek İzmir’den hare-
ket eden bütün trenlerin Denizli’ye uğrıyarak Denizli'de manevra dairesinden geçmek suretiyle yoluna devamlarında
teknik bakımından imkân bulunduğu anlaşıldığından, Denizli hayır severleri tarafından yeri müsait şartlarla Devlet Demiryolları 8 inci İşletmesi
emrine tahsis edildiğinde yapılacağı vadolunan manevra •esişlerinin tahakkuk ve tekemmülüne fiilen başlanması.
4 — Tarihî eserlerin muha- i faza ve halkın tetkikine arzı bakımından yerinin temini halinde Millî Eğitim Bakanlığınca Denizli’de bir müze tesisinin ele alınacağı anlaşıldığından, Denizli Kayalık Caddesinde Belediyeye ait arsalardan münasip bir mahallin müzeye bedelsiz olarak tahsisinin temini için Belediyeden rica e-dilmesi.
5 — Denizli İlinde yer yer
çeşitli yeraltı servetlerine rastlamaktadır. Ancak, bunlar e-saslı ve bilgiye dayanan bir tetkikten geçirilmediği ve mahiyetleri tayin edilemediği i-çin, bittabi faydasız halde kalmaktadırlar. Memleket servetinin heder olmaması ve biran önce faydalanılması bakımından, bilhassa kış mevsiminde dahi faaliyete elverişli bulunan Denizli - Sarayköy ilçesinde' hemen etüde başlanması için maden arama işine önem ve-[ rilmesi hususunun alâkalı makamlara arzı...................
6 — İlin bugünkü hususiyet ve ihtiyacına göre, yapı, tütün ve istihlâk kooperatiflerinin kurulması ve bina sıkıntısını gidermek bakımından Denizli merkezinde Yapı ve Emlâk Bankasının şubesinin açılması için teşebbüse geçilmesi.
Konuları müzakere edilmiş ve Denizli İlinin başlıca ihtiyaçları meyanında bulunan bu işlerin takibi için gerek Valilik madamından ve gerek alâkalı mercilerden temenni edilmesi kararlaştırılmıştır.
Valiliğin ve milletvekilleri-, nin himmetleriyle ve Demok-
rat Denizli Belediye Meclisinin bu mevzuları da içine alan isabetli görüş ve kararlariyle yakın gelecekte bu »istek ve ihti-
yaçların müsbet duruma gireceğine kaani bulunuyoruz.
Ziraat gelişiyor
Eskişehir, (T.H.A.) — Tarım Bakanlığınca Eskişehire 5200 ton tohumluk tahsis edilmiş, bu miktar çiftçiye tamamen
tevzi edilmiştir. Köylü, bu yar dundan ve havaların müsait git mesindep faydalanarak tohumu
ntı ekmiş ve tarlaları şimdiden
yeşermeye başlamıştır.
Yalnız devlet üretme çiftlik-
lerinden gelen tohumlar yüksek evsafta olduğu ve içinde yaban
cı maddeler
bulunmadığı için
köylü, ofisten verilen tohumluk-
lar yerine ısrarla bunu istemek
tedir. Bu arada ilimiz ziraat
müdürlüğüne yeni tayin edilen Refik Kokal, vilâyet dahilindeki teşkilâtı gezerek köylülerin yeni dilek ve ihtiyacını tesbit etmiştir.
Orta Anadolunun bir zahire ambarı olan Eskişehir bölgesi çiftçileri Marshall yardımından ve serbest piyasadan temin ettikleri 400 traktörle ziraat altı-
nında yeni bir hamle yapmışlardır. Şimdi Eskişehir bölgesi, modern ve teknik ziıaatin canlı merkezlerinden biri haline gelmiştir.
İlk kar yağdı
Eskişehir, (T.II.A.) — İki giindenbeıi devam eden yağmur lordan sonra havalar birdenbi-
re soğumuş ve şehre mevsimin
ilk karı yağmıştır.
| Çaycuma Ortaokulu açıldı
Çaycuma (Özel) — Yıllardanberi hasretini çektiğimiz ilçemiz ortaokulu törenle açılmışta .Valimiz Safaettin Karanakçı ile Millî Eğitim Müdürü Ragıp Kural Zonguldak’tan ilçemize gelmişler, ortaokul önünde toplanan Kaymakam, memurlar, öğretmen ve öğrencilerle yüzlerce halk tarafından sevinçle karşılanmışlardır. İstiklâl Marşı ile okul direğine bayrak çekilmiş, bayraklar ve defne dallariyle süslenen bina önündeki kurdelâyı kesen sayın Valimiz çok veciz bir nutuk söyliyerek bu kültür âbidesinin memlekete hayırlı ve uğurlu olmasını dilemiştir. Bundan sonra okul öğrencileri (Dağ başını duman almış) marşını söyliyerek yeni okullarına girmişlerdir.
Çaycuma Orta okulu öğrencileri
1/12/1950
Sayfa - 6
ZAFER
5 _ ARALIKTA
başlan basa tamamlayan
Yeni devremiz açıl.yor Okul olarak inşa edilen yeni binada hazırlıklarım
mühim tarih vakalarını
★ Türkiye'de mecmuaya nasip rağbete mazhar olan mevzuunun ilki olarak çı-«Resim'.i Tarih Meçin nın 12 nci sayısı iki misli mündcricaila çıkrr. ve birinci cildini ikmal ci-

Yağmurda ıslanmadan, soğukta üşümeden, elbiselerinizi temizletmek için otomobil servisimizden istifade edin.
Servis Telefonu
15585
Etilen Mücssesesi
ANKARA
Şoför Okulu
Tedrisat atölyesinide açmış ve öğrencilerin kuvvetli öğretmenler nezaretinde devamlı süratte amelî çalışmaları da sağlanmıştır.
Ayrıca direksiyon ders a-dedi arlt rılmıs ve bu yüzden okul ücretine hiç bir zam yapılmamıştır.
Ka, ıtlçrımzı bir an evvel yaptırmar zı tavsiye ederiz
Yeni adrcim z: Mebus evleri önü Teknik Üniversite karş sı No: 4 OTONAM garajı alt:ı 6147

tarih muharrirleri resmî arşi yardmıiyle çıkan bu muanın son sayısı cid 1. fevkalâde bir eserdir.
★ Birinci cildi iki yi •l içine almaktadır.
■4 Her zaman elde bulundurulacak ulan bu mükemmel cildin kapakları da metnine yakışır bir nefaset ve mükemmeliyette olarak piyasaya çıkarıl.niştir. Bu kapakların fiyatı üç liradır.
a"C5l

K «b1 a -e I
3 oda, geni; 1 hol, kiler, banyo. su, elektrik, havagazı m' -aut balkonlu bir daire kirah1 hr. | Denizciler caddesi Acı erme .okak No. 15 Havuzlu Apaı tm'i .
annda Tel. 23516
T: r!( Yüksek
t. iihendisleri ı iliğinden
pazar günü saat 10 ıi(; P.l ' :z Atatürk bulvannda-
.ıumaralı
binasında
■ Koku ve Sus
; eşyaları
) En güzel Avrupa Parfüm ,vc tuvale' müstahzaratı ile !zarif ve sık fospijüteriler gel-; mistir. Mağazamızın iç vitrinlerinde görebilirsiniz.
’ YENİ BİRKE MAĞAZASI ı ULUS Meydanı Troleybüs
Demokrat Parti Samanpaz ı • ' » No. lu Bucak Başka ıiığınd ) !
Bucağımızın senelik kongı' 2-12 1950 cumartesi o1;-, r. ■ at 20-30 da D.P. Merkez sinasında yapılacaktır-
Delegelerimizin, Bakanlarımızın, Milletvekillerimizin, İl Gene,! Meclis üyelerimizin ve Belediye Meclisi üyelerimizin teşriflerini
Bucak İdare Kurulu
rd r-
genel kongre toplan-
.. elerin teşrifleri rica o-
Yönetim Kurulu
1 — Kongre Başkanlık divanı seçilmesi.
2 — Yönetim Kurulu ile hesap müfettişlerinin raporlarının okunması ve yönetim Kurulunun ib-
3 — Neşriyat ve yardım en-
DEVLET TİYATROSU Büyük Tiyatro'da
Bu akşam saat 20.30 da
F. Schiller’in
HİLE ve SEVGİ
Piyes 5 perde Türkçesi: Zahide özveren Sahr- ’e koyan: Renato
Mordo
| Satılık mükemmel bir matbaa
Büyük boy otomatik iki baskı makinesile, tntertipe yazı dizme makinesinden ve otomatik pedalla yazı ve çizgi takımlarından mürekkep, mükemmel ve işler bir vaziyette satılıktır. Talip o-lanların Zafer Gazetesi Müdürlüğüne müracaatları.
ümpnlerinin
laporlarıpin okun-
4 — İstanbul ve İzmir şubelerinin raporlarının okunması ve bütçelerinin tasdiki.
5 — Merkez bütçesinin tasdiki.
6 — Kongre üyelerinin dileklerinin tetkiki-
7 — 1950 - 1951 yılı yönetim
kurulu, neşriyat ve yardım encümenlerde hesap müfettişlerinin seçilmesi. 6142
3 Aralık Pazar akşamı saat 20.30 da
G. Vcrdi'nin RİGOLETTO Opera 4 perde
Müzik idaresi: Adolfo Camozzo
Sahneye koyan: Aydın Gün
KÜÇÜK TİYATRO'da
Bu akşam saat 20.30 da Hazım Kurşunlu'nun Melekler ve Şeytanlar
Piyes 3 Perde Sahneye koyan: Mahir Canova
İstanbul Jandarma satın alma komisyonu başkanlığından
Jandarma ihtiyacı için evsafına göre bir adet kırpıntı dit ■ne makinesi kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Eksiltme l4/Arlık/1950 perşembe günü saat (15) te Taksim’deki komisyonumuz binasında yapılacaktır. Tahmin bedeli 18.000 lira, ge çici teminatı 1350 liradır.
Şartnamesi Ankara’da Aıykara J. Sa. Al. Komisyonunda İzmir’de İl Jandarma Komutanlığında, İstanbul’da komisyonumuzda her gün görülebilir İsteklilerin ticaret vesikası ve -artnamede yazılı diğer vesikaları ile birlikte ilk teminat makbuzları veya banka kefalet mektuplarını havi teklif zarfların’ belli günde eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyonda bulundurmaları, postada gecikmeler kabul edilmez.
(8739) 2581
3 Aralık Pazar günü saat 11 de
KARA BONCUK
Müzikli çocuk komedisi 5 Tablo
Yazan: Mümtaz Zeki Taşkın Müzikler: Nâzım Ülgen
Sahneye koyan: Agâh Hün (Bu Pazar için bir kısım yerle 10 Aralık biletleri
satılmaktadır.)
Ilgın Belediye Başkanlığından
Böbrek, kum. romatizma, cilt vesair hastalıklara şifa has-■rısı büfitn memleketçe bittecrübe anlaşılmış bulunan Belediye--ı'zc ait modern bir şekilde imar ve ihyası ikmal edilmek üzc--e bulunan ve sıhhî ihtiyaçları karşılıyacak bir duruma getiril-
iş olan kaDİıca ile Otel Termal kiraya verileceğinden bunların e reklâmına ait resimleri ilân tarihinden itibaren bir ay müsabaka usulü ile çektirilmesi uygun görüldüğünden

,T. inc li-'i Güzel Sanatlar AkademisinCe tesbit ettirilerek birinciliği kazanana teksir hakkı belediyeye ait olmak üzere 100 li--a mükâfat verileceği ilân olunur. (8888)—(2618)
Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından
1 — İkramiyeli yüzde 5 faizli 1941 Demiryolu istikrazı besinci tertip tahvillerinin 30/Kasım/1950 perşembe günü Bankamız İdare merkezinse yapılan beşinci amorti, onuncu ikramiye çekilişleri neticesi 5. Aralık. 1950 salı günkü Resmî Gaze-te’de yayınlanacaktır.
2 — Ayrıca bastırılacak tasdikli çekiliş listeleri Türkiye Cumhuriyet Merkez, Türkiye İş ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankalariyle Defterdarlık ve Malmüdürlüklerine gönderilecektir.
3 — Bu kurada numaraları çıkan tahvil hâmillerinin yuka-
rıda yazılı tediye gişeleriyle Defterdarlık ve Malmüdürlüklerine gönderilecek tasdikli çekiliş listelerini iyice tetkik eyleme-’eri menfaatleri iktizasındandır. (8901)—2619
Nakliyat yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Konya Bölge Müdürlüğünden:
1 — Aşağıda adları yazılı iş yerlerimizde mevcut Ofisimize ait hububat, baldiyut vesair maddelerin hizalarında yazılı yerlere taşıma işi açık eksiltmeye çıka rılmıştır.
2 — Bu işe ait şartname ve sö deşme tasarıları beş lira karşılığında Ofis Konya, Ankara, İstanbul Bölge Müdürlükleriyle Cihanbeyli, Karapınar, Ereğli, Nevşehir, Niğde, Kuluköy, Seydişehir anbaı- ve ekip şefliklerin den temin edilebilir.
Hububatın
bulunduğu
yer
Taşınacağı
Geçici Eksiltmenin teminat yaptlacağı Lr. Kr. yer
Cihanbeyli
Konya
2000
Nevşehir Seydişehir Kuluköy
Eıeğli
Niğde
Konya Ankara
2000 00 Konya Bölge Müd.
500 00
600 00
1000 00
1000 00
13/12/1950
Hurda kamyon ve oto yedek parçaları satılacak
Ankara Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden:
1 — Bölge Müdürlüğü sahasındaki hurda kamyon ve otu yedek parçaları kapalı zarf usulü ile satılacaktır.
?. — Muhammen bedel 6.089.20 (altı bin seksen dokuz lira yirmi kuruş) lira olup geçici teminatı 457 (dört yüz elli yedi) liradır
3 — Kapalı zarf arttırması 11/12/1950 pazartesi günü saaf 15.30 da Etlik yolu üzerinde Bölge Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14.30 a kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait şartname ve cetveller çalışma saatlerindi Bölge Müdürlüğünde; kamyon ve yedek parçalar ise tatil gün Icri hariç her gün saat 10 - 11.30 arasında Bölge sahasınd; görülebilir
5 — Postada vukua gelecek gecikmeler ile para gibi umu ınun elinde bulunan şeylerle mühürlenmiş zarflar kabul edilmez
6 — 2490 sayılı kanun ahkâmına uyularak müracaat edil
mesi ilân olunur. (8720) 2566
Satılık otomobiller
1 — Sevrole çok iyi durumda taksimetresile birlikle, lediyafta kolaylık.
2 — Buick 4 kapılı, otomatik vitesli 49 model, hususî taksi olarak az kullanılmış. Tediyatta kolaylık.
OTONAM
Garajı Bahçelievler yolu Telef. 32649. 6148
Kızılay Genel Merkezinden
Türkiye Kızılay Derneği Genel Meı-kez Kurulu 1 Aralık 1950 Cuma günü saat 11.30 da Yenişebirdeki Genel Merkez binasında toplanacaktır. Sayın (iyelerin teşrifleri rica olunur.
(2971)
Aranıyor
Depo olarak kullanılmak üzere münasip zemin kat dairesi arunıyor. Tercihan Kızılayda A-nıeıika büyükelçiliği veya istasyon civarında. 25050/26 No. ya müracaat. (6140)
İnşaat ini
Sümerbank Genel Müdürlüğündün:
1 — Sivas Çimento Fabrikası genişletilecek kısmı inşaatı birim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konul
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (1.330.000) lira ve geçici teminat miktarı (53.650) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara’da Sümerbank Genel Muamc-’ât Müdürlüğünden (100) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 14/Aralık/1950 perşembe günü saat 16 d-Ankara’da Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak ko misyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yap.nı oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın tek nik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (1.000.000) liralık benzeri betonarme karkas inşaatını bizza’ ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka işi dilediğine yaptırmakta serbesttir.
(8762) 2584
Millî Talebe Federasyonu
Göçmenler Yararına
5/12/1950 £cesi 20.30 da
Büyük Sinemada
Memleketimizin en seçkin sanatkârlarını topladığı geceye katılmakla hem güzel bir gece geçirecek, hem de binlerce ırkdaşınıza yardım etmiş olacaksınız.
Mithat Fenmen Taklit üstadı Neriman Altındağ
Ferhan Onat Cevat Kurtuluş ve arkadaşları
Orhan Gunek Yalnız Millî oyunlar fes-
Devlet Tiyatrosu (Piyes) tivalinde en mu-
Korosu Devlet Konserva- vaffak ekipler ta-
tuvarı talebeleri rafından millî
tarafından oyunlar
Biletlerinizi Bankalar Caddesindeki Millî Piyango gişesin-
den ve Büyük Sinema gişelerinden temin edebilirsiniz.
A K T
Kasa:
Altın SaH KİR.
Ufaklık .........
Dahildeki Muhabirler: Hariçteki Muhabirler: Altın Soft Klg ..
Döviz Borçluları:
Senetler Cüzdanı:
Tahviller Cüzdanı:
Avanslar:
Hissedarlar:
Muhtelif
Satılık ev
Yolculuk dolayısiyle Küçük evler 57 sokak 11 numaralı, dört oda hava gazı ve güzel bahçesi bulunan bir ev satılıktır. İçindekilere müracaat- Telefon 31223.
ZAYİ — Dün saat 3 sularında Ulucanlar Adliye arasında ve adliye içinde Nacar marka altın kaplama kol saatimi düşürdüm. Bulanın Erciyeş Palas oteline mü-
Acele satılık arsa
Cebecinin en mutena bir
yerinde, o‘obüs ve çarşıya bir dakika mesafede yolu
vq kanalizasyonu
bulunan
562 metre kare arsa, sahibinin İstanbul’a azimeti dola-
yısiylc acele satılıktır. Tel- 21762.
Türkiyeda ilk defa olarak s.-nemamızda müzikal ve danslı filmler kraliçesi
BETTY GRABLE’nin
yarattığı renkli müzik ve dans şaheseri ASK KÖPRÜSÜ
(Renkli)
«When My Baby Smiles
At Me)
Seanslar: 14 - 16.15 - 18.30 21 — En son dünya haberleri, Truman’a yapılan suikast
Tel Gi-.c: 15031 Müd. 24075
Numaralı yerlerinizi evvel- ı den aldırınız-
I Devlet Orman İşletmesi f
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz fabrika istifinde mevcut 11371 adet karşılığı 115,272 metreküp ıskarta köknar kerestesi açık artırmaya conulmuştur.
2 — Açık artırma 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 de İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır
3 — Metreküpünün muhammen bedeli 50 lira olup % 7,5 hesabiyle geçici teminatı 432,27 liradır.
4 — Bu satısa ait şartname ve ebat listesi Orman Gene' Müdürlüğü ile İstanbul, Ankara, Bolu, Adapazarı ve İşletmemi? müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatinde geçici teminat ak çeleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (87901(2585)
Devlet Orman İşletmesi Sındırgı Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Bulak bölgesi 330 No. lu havzasında damgalı vc numaralı ağaçlardan (10.000). adet «1000» metreküp Mısır tipi travres imal ve Simav - Demirci şosası kenarında Ak ;az deposuna nakil vc istif işi açık eksiltme ile yaptırılacak-
2 — Kesim, imâl pakil işi muhammen bedeli (30) liradır Geçici teminat % 7,5 hesabile (2250) liradır.
3 — Eksiltme 6/12/950 Çarşamba günü saat 15 de Sındırp* '«•letme Müdürlüğü binsında toplanacak komisyon marifeti 'e yapılacaktır.
4 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Mudil iiğünde, İzmir Orman Baş mühendisliğinde, İstanbul. Balıkesir. Mersin. Antalya İşletme Müdürlüklerde Akhisar, Bigadu ve Bulak bölge şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ge
•ici teminatları ile birlikte komisyona müracaatları ilân olu ıur. (86091—2547
Devlet Orman İşletmesi Sındırgı Müdürlüğünden
1 — İşletmemizin Bulak bölgesi Cehcnnemdere istif verin ien bir parti halinde (291) adet muadili (65,515) Metreküp İn •c Çam tomruğu beher metreküpü (28) lira (65) kuruştan, v-bir parti halinde (275) adet muadili (117,678) metreküp kalın "am tomruğu beher metreküpü (37) lira (45) kuruştan açık art 'ırma suretıle satılacaktır.
2 — Arttırma 6/12/1950 Çarşamba günü saat 14 dc Sındır ■' Devlet Orman İşletmesi Müdürlüğü binasında toplanacak To nisyon marifetiyle yapılacaktır. Beher parti için % 7.5 hesabile geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname ve ölçü listeleri Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde, İzmir, İstanbul, Balıkesir, Bandırma İş 'etme müdürlüklerde Akhisar, Bigadiç Orman bölge şeflikle-•inde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ge-
•:ri tprninntlarilc birlikte komisyona müracaatları ilân r-ı-». nur. (8610) — 2546 •
Küre Devlet Orman İsletmesi Müdürlüğünden:
719 adet, 150 M3. 482 Dm3. köknar tomruğu. Muhammen bedeli 40 lira 45 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 456 lira 52 kuruş, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
474 adet, 46 M3. 957 Dm3. köknar ambalâjlık tomruk. Muhammen bedeli: 20 lira 65 kuruş, yüzde 7.5 teminatı: 72 lira 72 ■uru-, bulunduğu yer: Uzunöz istif yeri.
50 adet 3 M3. 966 Dm3. çam ambalâilık tomruk. Muharn-ırn bedeli: 24 lira 53 kuruş, yüzde 7,5 teminatı 7 lira 30 kuruş, bulunduğu yer: İkizciler istif yeri.
İşletmemizin Şenlik bölgesinde mevcut yukarda cins vc miktarı ve bulunduğu yer yazılı emvaller açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Beher metre küpünün muhammen bedeli ve yüzde- 7,5 muvakkat teminatı yukarıda hizalarında gösterilmiştir.
3 — Arttırma 15 Aralık 1950 cuma günü saat 15 te Küre İşletme Md. lüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde Küre ve Kastamonu, Daday, İstanbul ve Ankara İşletme Müdürlüklerini-' trtchoTu vc Abana Şenlik Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 — tsteklilerin muayyen gün ve saatte satış komisyonun?
•iiracaatlan ilân olunur. (8903)—2620
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
25 Kasım 1950 vaziyeti PASİF
LİRA
LİKA

I
69-831,480
63.279,673
25.099.474,17
3-806.529,02
’I --1’ ‘M
95.190-369,60
88.320.632,49
2.470.787,91
158-748.563,—
155.058 531,—
167.613.50
29-458-439,70
222.842.276,02
269.955,22
199-379.696,15
Sermaye;
İhtiyat Akçesi:
Adi vc fevkalade ..............,
Hususi ........................i
Husus! (Bankamız kanunu madde 19) ............................'
Tedavüldeki Banknotlar: Deruhte edilen evrakı nakdiye ...
Kununun S—S İnci maddelerim- tw. t kun hazine tarafından vnkı öde.
Deruhte örfilen evrakı nakdiye bakiyesi ........................
Karşılığı tamamen altın olarak emisyona konulun ................
Reeskont mukabili cmisy-ııo ko.
Mevduat:
3.690.032,—
1 156 859 719,24
Döviz T.uıh lı ütleri
23.653.028,23’ b—
29 626.053.20 ,
4.500-000,— '
81 641 052,43 T
I.'940 349.605763
Muhtelif:
LİRA
965.273.53
155.058.53 1. —
3.690.032.—
255-232.983,—
699-721-034,50
146-385.397,64
6.948.124,51
368.524.440,45
LİRA
15 000 000,—
32.538.914,44
958.644.046,50
521 •857-962,60
87.787,2?
1.956.972,25
2.044 75 ?,54
18.285-19155
75.118.553.26
222-178.973,58
13.390 29 J,32
331.017.775.25
81.293.906,8?
1.94p-3 49 605,6^
1 Temmuz 1938 tarihinden itibaren: Iskonto haddi % 4 altın üzerine avans % 3
—————
(3885) — 2616
ZAFER
Say'a: 7
r1
i
Hiç bir masraf ihtiyar etmeden, Ankara'da
kullanışlı, zarif ve sağlam

BAHÇELİ ev
ve işlek bir semtte
DÜKKÂN
sahibi olmak isterseniz, talihinizi deneyiniz!
1950 ikramiye plânının son çekilişi:
29 ARALIK
2 E V j 7 dükkân^
ve dolgun para ikramiyeleri...
IEv ve Dükkânların Veraset ve İntikal vergilerini Bankamız öder.
I
K
j
i
150 lira bakıyeli TASARRUF HESAPLARI bu çekilişten faydalanırlar. Her 500 lira için ayrı bir kura numarası verilir.
M. S. B. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığından
Görülen lüzum üzerine deniz askerî yargıcı yetiştirilmek iartiyle öğrenci alınmasından sarfınazar edilmiştir. Müracaatta bulunanların evraklarını almak üzere Komutanlığımıza başvurmaları. (8825)—2593
SATIŞ MAĞAZALARI
CRTAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 224 — H. BALCI Mağazası: Anafarialar Cad. No. 90 ? LMAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 118 — SEVİM Mağazası: Anafartalar cad. No. 356 ÖMER KABAK: Anafartalar cad. No. 210 — KAMELYA Mağazası: Anafartalar cad. No. 34 M. ALI ERKUT: Anafartalar — İSTANBUL Bonmavçesi Anafartalar Cad. No. 316
Lüks Telgraf kâğıdı bastırılacak
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden:
1 — Kurumumuzun ihtiyacı olan (50.000) adet lüks telgraf kâğıdının bastırılması açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedeli (2000), geçici teminatı (150) liradır.
3 — Nümune ve şartnamesi her gün Kurum Levazım Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 13 Aralık 1950 çarşamba günü saat (10.30) da | Çocuk Sarayında yapılacaktır.
İstanbul sıhhî kurumlar artırma ve eksiltme komisyonundan
L Devlet hastahanelerinin ihtiyacı bulunan 5 adet röntgen
■ . _ cihazı kopalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
t 1 — Eksiltme, 13/Aralık/1950 çarşamba günü saat 15,30 d'1
I Cağaloğlu'ndaki Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplana? | Sıhhî Kurumlar Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: beher adedi: 20.000 liradan olmak üzere tutarı: 100.000 lira olup, ilk teminatı: 6.250 liradır.
3 — İstekliler, bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde I Komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin, cari seneye ait ticaret odası vesikası ile | 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk temi-, nat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi ka-, palı zarfların eksiltme saatinden bir saat evveline kadar mak-I buz mukabilinde Komisyona vermeleri.
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
(8738) 2583
sayesinde ağır iş takati
ve randıman.
W - 9 McCormıck International Standard tipi ziraat traktörlerinin en büyüğüdür Büyük âletleri yüksek tasarruf ve toleranslı takat ile çekebilmek için imâl edilmiş o-lan bu traktör günde 4 soklu pullukla 60 - 80 dönüm arazı sürebilir.
Tandem s Diskaro ile 140 - 180 dönüm. 20 ayak tırmık ile 320 dönümden fazla yeri hafr edebilir
Kayış kasnağı ile 32
inçlik harman makinesini Büyük boy değirmenleri ve diğer sabit makineleri çalıştırır.
W - 9 Gaz veya benzinle çalışır motorla mücehhezdir. Bu şekil sizi; işinize elverişli akar yakıtı kullanmanızda serbest bırakır. Ağır işlerde çalışan, paranızı tasarruf ettiren bu traktör hakkında ( her türlü, izahatı vermeğe müessesemiz rriemnuni • yetle hazırdır
INTERNATIONAL HARVESTER EKPORT Co. CHICAOO 1 U.S.A. TOrklyo Oenol MOmaııllllfil : TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0. İSTANBUL - ANKARA ■ ADANA - ESKİŞEHİR - KONTA
INTERNATIONAL
HARVESTER
r
Mağazamızda yapılacak umumi tadilât ve tevsiat münasebetiyle


Görülmemiş UCUZLUK devam ediyor
Yeni fiyatlarımızı sunuyoruz
Pamuklular
Kedifo Emprime Kadife Empr: Kadife düz (.n
Kolon Avrupa Keten Fransız 4 en keten (En 220) Sabahlık Düvilin Tobralkolar
9C
2972
li. K.
5,50
6.20
10.—
5.50
7.10
16.50
2,90
2,—
İpekli kumaşlar
Li. K.
Yünlü kumaşlar
Li- K.
Erkek kumaşları
Lİ. N
İpek Kadife Avrupa
Ipekiş amaroza
Yeni desen sambalar
Ağır Monc I Emprime jorjet
Sire saten İpek birman
6.50
3,75
4,90
4.50
Ingiliz ipliği mantoluk Ingiliz ipliği mantoluk Mantoluk fantazi Fransız mantoluklar i
Fransız robluklar 1
Ipekiş robluklar Medyana robluklar Fantazi robluklar Faniazi robluk (En 130)
Hereke
Mulineler
Nadide desenleı
Inçjili - kuponlar.
130 — 160 Lira
Paltoluklar
Fantazi caketlik
Ayrıca UCUZ parça sergisini görünü.
20,—
22,—
18.50
17.50
10.50
23 - 30,—
14.50

Türkiye Zirai Donatım Kurumu Umum Müdürlüğünden
Kurunıumuz merkezile İstanbul Transit ve İzmir Dcp Müdürlüklerimizde mevcut şartnameler dahilinde 20 ton yazlık beyaz madenî yağ satın alınacaktır.
İsteklilerin teknik ve ticarî şartnamelerimize uygun olarai i zırlıyacakları tekliflerini en geç 25/12/1950 akşamına Kad Umum Müdürlüğümüze vermeleri ve kurumumuzun malı s;, tın alıp almamakta serbest olduğu ilân olunur. (8835) — 2601
1 o ırak v r iskân işleri
İTene I müdürlüğünden
Genel Müdürlüğümüz toprak teşkilâtı ihtiyacı için altı I-, lem yatacak eşyası açık eksiltme usulü ile satın alınacaktır
Muhammen bedeli (8970) lira, geçici teminatı (673 lirad-r
İhale 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 de Genel Müdii;
' k binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
Nümuneleri ve listesi her gün Genel Müdürlüğümüz Lev.-ı •:m Anbnrında görülebilir.
İsteklilerin ticaret vesikası, ilk teminat mektubu veya makbuzları ile birlikte belirli gün ve saatte komisyonda haz r bulunmaları. (8650) 2567
Kiralık
Kaloriferli
Apartıman Dükkân Depo
Maltepe Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Koç Talebe Yurdu karşısı Maltepe a-partmanında kaloriferli lüks daireler, büyük dükkânlar imalâthane, depo ! ölma'ğn elverişli muntazam ’• geniş zemin kat kiralıktır. t 6107
Ki
• il;» t..; — Perakende
| Dj i.crre Isianbul’dan o--
) lrr r.r-.! u. kürkçü Aposf.ol, ) her cins kürk manto ve kab-İar-ı- Yenişehir Palas otelinde 33 numarada bir haf’a rr ü İde I? teşhir etmektedir-Sa-, -n m-Takl'lara arzedeı iz-
Tcr)t
Her Cins Konkasör ve Elek Makinesi
ALLIS - CHALMERS
( Milwaukee I, Wisconsiıı U S. A.)
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiy ■ Umum Mümessili
TETİCO TEKNİK TİCARET LÎMİTED ORTAKLIĞI
Ulus Meydanı U1 .s Hanı - ANKARA
J
ZAFER
V127.1950
Bu hafta
w**********************
yapılacak
lig maçları
Ankaragücü ile Harbokulu pazar günü karşılaşıyor
Beş haftadanberi devam
et-
mekte olan lig maçları geçen
yıla nazaran hayli sürprizli
geçmektedir.
Genç kulüplerimizden Hacettepe ve Kalespor’un bu mev sim elde ettikleri neticemi- Ankara sporu bakımından iftihar edilecek bir keyfiyettir. Şehrimizin bu iki genç ve enerjik takımını cumartesi günü lig maçı için karşı karşıya görmek fırsatını buluyoruz.
Hacettepe’nin bu hafta Kalespor karşılaşmasına büyük bir önem vermesi icabetmektedir. Senenin sürpriz takımı olan Kalespor’un hiç de ihmal edilecek bir takım olmadığı, son Gençlerbirliği karşılaşmasında açık olarak anlaşıldı. Gençlerbirliği maçının sonuna kadar 1 — 1 vaziyette devam ettiren Kalspor'lu-lar ele geçen fırsatlardan istifade edebilmiş olsalardı. Belki maçı galibiyetle bitirebilirlerdi. Ne yazık ki son dakika yedikleri bir golle sahadan mağlûp ayrıldılar. Bu iki genç ve enerjik takımın yarınki karşılaşmalarının hayli çetin ve heyecanlı geçeceği tahmin edilmektedir.
Pazar günü oynanacak olan karşılaşmalardan en mühimi de Demirspor - Emniyet, Harp Okulu - Ankaragücü arasında »lacaktır.
Günden güne düzelmekte o-lan Demirsporluların kaybettikle ri puvanları telâfi için Emniyet maçını kazanmaları icabediyor. Emniyetlilerin ise yaptıkları karşılaşmalarda güzel oyunlar çıkarmalarına rağmen, forvet hattının bozuk; oyunu yüzünden sahadan mağlûp olarak ayrılmaktadırlar.
Emniyet takımı bakalım bu hafta Demirspor karşısında nasıl bir oyun çıkaracak.
Haftanın en mühim karşılaşması şüphesiz pazar günü Harp Okulu ile Ankaragücü arasında yapılacaktır.
Puvan cetvelinde 5 maçta 13 puvanlâ Harp Okulu başta, 4 maçta 11 puvanla Ankaragücü ikinci durumdadır. Puvanları birbirine yakın olan bu iki takımın yapacakları karşılaşma ligteki durumlarını tespit etmek bakımından çok mühimdir. Çünkü, Harp Okulu maçı kaybettiği takdirde, birincilik ümidi azrjacak, şayet maçı Ankaragücü kaybettiği takdirde onun da altılar arasına girfhesi zorlaşacaktır. Zira, An-kar^ıgücü'nün daha Hacettepe, Kar^gücü, Havagücü, Gençler-bij’liği gibi 4 kuvvetli rakibi İle karşılaşması vardır. Bunlar4 da puvan kaybetmemesinin pek.de kolay olmıyacağını tahmin, ediyoruz.
Sarı - Lâcivert hücum hattı, iyi bir gününde olursa, Anka-ragücü’nün maçı en az bera -herlikle bitirmesi muhtemeldir. Aksi halde galibiyet pek güçtür. Bu iki enerjik takımın yapacağı karşılaşma şimdiden büyük bir alâka toplamakta -dır.
Takımlarımıza başarılar diler ve güzel oyunlarını bekleriz.
Haydar ÖZAKMAN
Türk Millî Futbol Takımı

Türk - İsrail Milli
i1
maçı arefesinda
5-llikakıbettekerrüretmemesiiçin takım teşkiline dikkat edilmelidir
Millî takımda Ankaradan çağrılan futbolcuların da ihmal edilmemesi ve takıma alınması lâzımdır
Dünyanın en tehj-skeh sporu: Otomobil yarışı
1
Kız okullkr arası
voleybol karşılaşması
Kız okulları arası voleybol karşılaşmalarına Cumartesi ve
Pazar günleri de devam edile-

CumartCsi günü saat 14 de Cebeci sahasında Bahçelievler -Anafartalar, Namık Kemal, Cebeci okulları, Pazar günü de saat 9.30 da Kurtuluş - Atatürk, Yenişehir Lisesi - Cebeci okulları arasında karşılaşmalar yapılacaktır.
Dünyanın en tehlikeli sporu, hiç şüphesiz ki otomobil yarışıdır. Avrupa ve Amerika’da çok alâka ile takip edilen ve at yarışı gibi üzerinde büyük mikyasta kumar oynanan otomobil yarışlarının hemen hepsinde İmzalar olmakta ve her sene bir çok insan (hem yarışanlardan ve hem de piste fazla yaklaşmış seyircilerden) ölmektedir.
Çok tehlikeli olmasına, rağmen otomobil yarışlarına her sene yeni bir çok gençler merak sarrhakladır. Bu yıl Monte Karlo’da yapılacak otomobil yarışına İngiltere’den 70 arabanın katılmasına müsaade edilmiş ve bu yetmiş araba için 600 İngiliz otomobil ya-
rışçısı rr.urc
geçen seı
len b
rından, çöllerden, bir çok şehirlerder misler ve j ’ " ...............
yarışçı müsabakaya iştirak etmiştir. Bu uzun ve muazzam müsabaka 20 gün sürmüş ve müsabaka esnasında bir çok meşhur müsabıklar ölmüşlerdir.
müracaatta bulunmuştu. Yine bu ı, Avrupa'da 15 büyük şehirde otoları yapılacaktır.
ranın en muazzam otomobil yarışı, sne Arjantin’de yapılandır. 11.000 ki-süren ve yalnız 12 yerde mola veri-yarışta, yarışçılar Brezilya ormanla-. ' ’ ‘ geç-
yalnız Cenubî Amerika’dan 200 isabakaya iştirak etmiştir. Bu

Orhan BÜLEND
yarın akşam başlıyor
Ycşcır Doğu güı eşmiyecek mi?
Atik ve Yücelin de şampiyonaya girip girmiyeceği henüz belli değil
İstanbul, (Hususî) — 2 ve 3 A-ralıkta îstanbulda Spor ve Sergi sarayında yapıla.cak olan dünya güreş şampiyonasına iştirak edecek güreşçilerimiz, maalesef lâzım gelen ciddiyetle hazırlancı-mamaktadırlar- Her biri ayrı ayrı ve yalnız başlarına çalışan güreşçilerimizden bazıları henüz normal kilolarına düşememişler-dir. Bu arada 79 kiloda güreşecek olan Yaşar Doğunun halen üzerinde altı kiloluk bir fazlalık
Güreşçiler, idareciler tarafından gösterilen alâkasızlıktan müş tekidirler- Kendisi ile görüştüğümüz güreşçilerden 52 kiloda Ali Yücel bana aynen şunları söyledi:
— B;n askerim, henüz üç gün cr/vel izin alarak çalışmalara başladım. Özerimde düşmesi lâ-
— Pek alâ bu iş ne, olacak?
— Biz hiç bir müsabakaya bu kadar gevşek hazırlanmamıştık.
— Rakibin Mısırlı Abdülhamidl nasıl buluyorsun?
—O benden korkar, benimle güreş tutamaz. Ben ona oyun veririm alamaz, üzerime dahi gel mele istemez. Serbest de onu tuşla yeneceğim. Greko Romen de ise, ayni akibet onu bekleyer bilir. Ancak söylediğim gibi kilo düşemedim- Ondan korkuyorum. Hamamda kilo kaybe:mek bizleri zayıf düşürüyor. Halbuki, antre-manla düşmeğe de vakit yok. Allah yardımcımız olsunl
Güreşçilerimizin bu hallerine, alâkadarların ne diyeceklerini bilemiyoruz.
Ayrıca öğrendiğimize göre, Ycşar Doğunun müsabakalara katıfmıyacağı bildirilmektedir-
3 Aralık Pazar günü İstanbul’da oynanacak olan Türk - İsrail millî futbol karşılaşmasında millî takım kadrosunun yarın futbol federasyonu üyeleri tespit edecektir.
23 Ekimde Telâviv’de Israile karşı 5—1 mağlûp olan millî takımımızın bu hezimeti memlekette haklı bir infial uyandırmıştır. Bu mağlûbiyetimizin revanşı Pa-günü îstanbulda yapılacaktır- Bu karşılaşmada millî takımımızın alaçağı neticeı memlekette günlerden beri büyük bir alâko le beklenmektedir.
Bu maçı takımımız kazanamadığı takdirde, Türk futbolu için içte iyi bir not verilmiyecektir.
Bunun içinde, futbol federasyo-□ile karşı çıkacak olan ın tespitinde çok titiz hareket etmesinin icap ettiğini hatırlatmayı faydalı görüyoruz.
Çünkü, Israile 5—1 mağlûp ol mamızın kanaatımızca tek sebebi takımın teşkilindeki isabetsizliktir. Nitekim temsili karşılaşmayı 2—1 kazanmamız buna kâfi bir delildir. Öyle ise, bu defa millî takım n teşkilinde futbol federasyonuna düşen vazife her zamankinden daha çok ağırdır. Bu cihetle, millî takımımızı teş-ederken futbolcuların form yerlerindeki muvaffakiyetleri derecesine göre bîr takım kurmak lâzımd.r. Futbol fede-
rasyonu üyelerinin tamamının İstanbullu olması, Ankara ve İzmir bölgelerinden çağrılan futbolcular hakkında kâfi bilgilerinin olmadığım tahmin ediyoruz- Maalesef bu yüzden de millî takım n tamamen İstanbullu futbolculardan teşekkül ettiğine her zaman şahit olmaktayız.
Sayın federasyon üyelerinin bu hassas meselede arlık biraz da Istanbulun tesirinden kurtularak diğer bölgelerden çağrılan fut-bolcularada kıymet vermelerinin lüzumuna tekrar işaret ediyoruz-Aksi halde diğer bölgelerden mil lî takıma çağrılan futbolculara fuzuli yere masraf yapılarak yedekte bekletilmelerinin hiç bir faydası yoktur. Bu futbolcular değerli olup çağr dıkianna göre, ya millî takımda yer verilmeli, veyahulla hiç çağnlmamalıdır.
H. O.
Yaşar Doğı
zım gelen tam beş kilo var. Halbuki müsabakalara çok az bir kaldı. Bu kiloyu üzerim-ısıl alacağımı bilemiyorum. Bizimle meşgul olan kimse yok. Her birimiz başka yerde çalışıyoruz. Rakipe-rimiz ise kuvvetlidir- Bu müsabakalara lâzım gelen ciddiyetle hazırlanamadık. Evvelden kamp görür, güreşçileri zaptırapta alırlardı. Zannedi-um ki, şimdi herkes kendi ha-
Celâl Atik'in alâka gösterilmiyor diyq Ankaraya gi söyleniyor. Yaşar fazla düşersem romatizmalarım sodiyor diyor. Doğru dürüst çalışan bir Nasuh vat lalarda yok. Adil C Muharrem Candaşın landıklannı bilemiyorum.
İsrail takımı dün
istarıbula
Kafile başkanı ve takım antrenörü neticeden çok emin görünüyorlar
İstanbul, 30 (Muhabirimiz Süleyman Tekil bildiriyor) — 3 A-ralıkta Türk Millî Takımı ile karşılaşacak olan İsrail millî futbol takımı bugün saat 13,20 de hususî bir uçakla Yeşilköye gelmiştir. İki idareci bir antrenör ve 20 futbolcudan ibaret olan İsrail takımı doğruca Modada Mano Palas oteline inmiş ve çok k sa biı istirahattan sonra Fenerbahçe sıfad.na giderek antrenman yapmıştır.
Kendisi ile görüştüğümüz kafile başkam bize aynen şunları söylemiştir:
c— Türkiyeye gelmekten dolayı büyük bir sevinç içerisindeyiz. 20 futbolcu ile gedmiş bulunuyoruz. Kadromuz en kuvvetli futbolcularımızdan teşkil edilmiştir. Burada yapacağım z maç hakkında şimdiden bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. Tel-Avivdc Türk takımı ile karşılaştıktan sonra durmadan çalıştık Pazar günkü revanş maçında galip gelmek için bütün gayretimizi sarfedeceğiz-s
Antrenör Sekayi de şunlar; söylemiştir:
«— Türkiyeye ilk defa geliyorum. Millî takımınızı Tel - Aviv-c!e gördüm. İçlerinde kıymetli fu'bolcular olmakla beraber takım itibariyle anlaşma noksanlığı var. Burada nasıl bir netice alacağ mızı kestiremem. Gayemiz güzel oynamak ve böyle bir oyunu neticeye bağlamak-
Israil takımı ikinci antremanım yarın yapacaktır.
Millî Maçlar
Türk - İsrail millî futbol karşılaşması 3 Aralık Pazar günü îstanbulda Dolmabahçe stadında yapılacaktır. Bu karşılaşma için çağrılan millî takım oyuncuları içerisinden asıl takımı Cumartesi günü îstanbulda futbol federasyonu başkanı Ulvi Yenalın başkanlığında toplanacak olan komite seçecektir. Bu komite, Sait Salâhattin Cihan-oğlu, Adnan Akın, Nedim Kaleci ve Hikmet Barlandan müteşekkildir.
2 Aralık Cumartesi günü îs-t. nbulda yapılacak olan beynel nıilel güreş müsabakalarını açmak üzere Milli Eğitim Bakanı
Tevfik İleri’nin İstanbul bölgesi ve sporcu gençlik tarafından davet edildiği haber alınmıştır.
Türk - İsrail millî futbol maçının idaresi beynelmilel futbol federasyonu tarafından İtalyan hakemlerinden Ciyo Co molertolya verilmiştir. Bu maçın yan hakemliğini de beynelmilel hakemlerimizden Sulhi Garan ve Samih Duransoy yapacakladır.
Türk Mısır genç millî takımları da 8 Aralık Cuma günü Kahirede karşılaşacak, futbolcularımızın 9 Aralıkta Ankarada bulunmaları için de gerekli tertibat alınmıştır. Ayrıca genç millî tı-l.ımdan bir kaç o-yuncu (B) millî takımında oynatılacaktır.
Türk - Fransız (B) millî takımları da 10 Aralık Pazar günü Ankarada karşılaşacaklardır.
Dünya güreş şampiyonluğu müsabakaları da 2, 3 ve 5 Aralık tarihlerinde îstanbulda yapılacaktır. , ,

Comments (0)