Çarşamba
29
KASIM 1950
Başmuharriri:
Mümtaz Faik FENİK
Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Başmuharrir............ 16882
Yazı İşleri.............15315
idare ve İlân...........15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
DEMOKRASİNİNDİR
Ankara'nın tanınmış möble mağazası
Bursa Mobilya Pazarı
lYeni çeşit tül ma3a ve yer muşambalarımızı bir defa
görmeniz menfaatiniz icabıdır. Anafartalar cad. No. 198
Tel: 14091
Kore'de günün tek zaferini Tugayımız kazandı
Türk Tugayı süngü hücumu ile
kızıl Çin çemberini parçaladı
Dün tamlmevcudu ile savaşa giren birliğimiz kızıl Çinliler tarafından çevrildi, Amerikan karargâhı] ümit kesmişken süngü ile muhasarayı yararak kurtuldu, 200 çinli öldürdü, 200 esir aldı
Tokyo 28 a.a. — (Afp) Takşan bölgesinde düşman tarafından sarılan Türk Tugayı muhasarayı yarmak üzere süngü hücumuna kalk-
mış ve 200 komünisti öldürüp bundan başka 200 de esir almak sure-tile, etrafını saran komünist birliklerini
Kore cephesinden siyasî cepheye..
Kore'den gelen haberler, burada vaziyetin çok ciddi olduğunu göstermektedir. Kızıl Çinliler, General Mac Arihur'ün büyük taarruzunu durdurmakla kalmamış, aynı zamanda cephenin hemen bütün kesimlerinde mukabil taarruza geçmişler, mühim ilerlemeler kaydetmişlerdir. Vaziyetin bir iki gün içindeki inkişafından o anlaşılıyor ki, kızıl Çin, artık harp ilân etmeden bilfiil harbin içindedir. Dün bizzat Mac Arihur hâdisenin Birleşmiş Milletlerle Kore arasındaki ihtilâftan çok daha geniş ve başka bir mahiyet arzettiğini söylemiştir. Mançuri'de 200 bin Çin askeri vardır. Diğer taraftan beş Sovyet tümeninin de bu topraklarda bulunduğu haber verilmekledir. Pekin ve civarında da yine 200 bin kadar talim görmüş asker emir beklemekledir.
Şimdi hâdisenin son safhası şu şekilde hulâsa edilebilir: Cenubi Kore'ye hücum eden Şimali Kore mağlûp edilmiş, bu iş bilmiş, fakat karşıya bir başka düşman daha açıkça çıkmış-
Mümtaz Faik FENİK
Birleşik Amerika dış siyaseti «Stato Departemcnt» in 1950 Nenesi Amerika dış siyasetini Amerikan halkına anlatmak maksadiyle ve Truman’ın ir-şadiyle bastırılmış bir broşürü önümüzdeki günlerde sütunlarımızda bulacaksınız. Bu broşürde bilhassa Türkiye’ye ait olan kısmı her Türk vu-taııdaşının okuması cıı azı faydalıdır.
Yakında Zafer’de
tır. O da komünist Çin'dir.
Çin bu harbi tam mânasiyle sonuna kadar kabul edecek midir? Yoksa hudutlarının korunması bahanesiyle şimdi Güvenlik Konseyi üzerinde bir baskı yapmak ve bu arada Formoza'-ya el koymak mı arzu ediyor?
İşin çok garip tarafları vardır. Mançuri hudutları civarında kızıl Çinlilerle, Birleşmiş Milletler kuvvetleri arasında çok kanlı bir savaş olduğu şu sırada komünist Çin'in 9 murahhası, Lake Succes’te Güvenlik Konseyinin müzakerelerine iştirak etmektedir.
Vaziyet, Japonya'nın İkinci Cihan Harbinde Büyük Elçi Kurusu'yu, Vaşingion'a gönderip bir anlaşma müzakereleri yaptığı sırada Pearl Harbour'u bombardıman eilira zamandakinden farksızdır. Anlaşılan bir tarafta yüzlü yüzlü barıştan bahsederken diğer taraftan sarı bir tebessümle konuştuğu adama hançer saplamak. Uzak Şark politikasının meiodları a-rasında yer almış ve komünist Çinliler, Jüponlardan öğrendiklerini şimdi Birleşmiş Milletlere karşı iatbika başlamışlardır.
Hatırlarda olduğu üzere Çin tamamiyle komünistler tarafından işgal edildikten sonra milliyetçi Çinliler. 1895 ienberi Japonya'nın elinde bulunan, ve bu harpten sonra Çin'e vadedi-len Formoza adasına çekilmişlerdir. Bunun üzerine komünistler buraya da bir taarruz yapmağa hazırlanmışlar fakat Amerika tartından alman ciddi tedbirlerle, bu tarruz ihtimalleri önlenmiştir. Bu tedbir, For-moza'nın Amerikan donanması tarafından abluka altına alınmasıdır. Böylece, hem milliyetçi Çinlilerin komünist Çin'o karşı bir taarruza kalkışmaları imkânı ortadan kaldırılmış, ıcm de komünistlerin adaya
Gensoru takriri D. P. Grupunda
İnönü’nün ^akriri iç tüzüğe aykırı olduğundan tashih etmesi istenecek
Demokrat Parti Meclis Gıu-pu, dün Fuat Hulûsi Demirel-lt’nin başkanlığında toplanmıştır. Haber aldığımıza göre, gün demin ilk maddesi. Büyük Millet Meclisine verilen gensoru takrirleri idi.
Evvelâ gerek İsmet İnönü'nün ve gerek Osman Bölükba-şının verdiği takrirler okun-n.uş, bunlardan birincisinin 22 kasım, İkincisinin de 23 kasım tarihli olduğu görülmüştür. İlk olarak sözü Muzaffer Kurban-(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
Veremle savaş
Aşı köylere kadar teşmil edilecek
Memleketimiz için ehemmiyetli ve halli âcil bir dâvâ olan veremle savaş konusunu incelemek üzere Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığında toplanmış olan Verem İstişare Komisyonundan ay-(Sonu Sa. 4 Sü 4 te)
Adalet Bakanı Halil Özyörük
Kanunlarımızda geniş değişiklik
(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Kahramanlarımızın başarısı tafsilâtı
Tokyo, 28 a.a. — (France Presse Ajansı bildiriyor) : Birleşmiş Milletler kuvvetleri için talihsiz geçen salı günkü muharebeler esnasında tek zafer Türk tugayı tarafından, Türk süngüsünün kuvveti ile kazanılmıştır.
Bütün Kuzey - Batı cephesini çökerterek Birleşmiş Milletler kuvvetlerini 15 kilometreden fazla geri çekilmeğe icbar eden komünist hücumunu durdurmaya çalışmak üzere cepheye takviye olarak gönderilen Türk tugayı bugün düşmanla crphede ilk defa göğüs göğüse savaşmıştır.
Kunuri önünde mevzi alan
Kahraman Tugayımızın Komutanı General Tahsin Yazıcı
yararak kurtulmuştur.
Türk tugayı bu şehirle Takşon II arasında düşman kuvvetleri İ tarafından derhal tamamiyle ' sarılmıştır. Amerikan kumandanlığı Türk askerlerinin âki-beti hakkında derin bir endişeye düştüğü sırada Türk Mehmetçikleri süngü takarak hücuma kalkmış ve düşman hatlarını yararak selâmete ulaşmıştır.
Bu süngü hücumu esnasında Türk askerleri 200 Çinliyi öldürmüş ve bu muvaffakiyetli hareket sonunda 200 de esir almışlardır.
*
Fransız Ajansının verdiği bu haberi dün gece Amerika’nın Sesi ve Londra radyoları da teyid etmişlerdir.
KÖKE KOî’OK TAllARI
Kızıl Korede süngükorkusu Komünist sürüleri Türk süngüsünden Amerikan tepkili uçaklarının hücumundan fazla korkuyor
Taegu, ( Kasım ) —
Üzerimizde mütemadiyen tepkili uçaklar uçmasa ve bunların arasında da ara sıra ağır bom-
ba ve taşıt uçakları görünmese buralarını bir cephe gerisi te-
lâkki etmek
çok zorlaşacak...
Mübalâğa olmasın ama günde bir kaç yüz tepkili av ve kocaman bomba uçakları şimale doğ ru gidip geliyorlar. Zaten Kore kızıllarını daima dağınık hale
getiren de bunlarmış.. Bu vesile
ile size bir çocukluk hâ-
(Sonu Sa. 3, Sü. 6 da)
Yeni yol vergisi
Cephede vaziyet çok nazik
Kızıl Çinlilerin sayı üstünlüğü bire üç buçuk
Mac Arthur yeni talimat ve salt hiyet istedi
Tokyo, 28 (a.a.) (Afp) — Tok-yodaki yetkili çevreler, Kore cephesinden gelen çok fena haberler neticesinde bu akşam vahim endişelerini belirtmekledirler.
Hakikaten bu sefer, kuzey batı kesiminde Birleşmiş Milletler cephesi ciddî bir surette sarsılmışa benzemekted' ■ Tehlikeye düşen sade Mac Arthür tarafından girişilmiş bulunan büyük taarruzun neticesi değildir. Kuzey batı kesiminde çember içine a-lınmak tehdidi altında bulunan bütün Birleşmiş Milletler kuvvet-(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
Tugayımıza hediyeler
İzmirli tüccarlar uçakla üzüm incir göndermiyc karar verdiler
İzmir, 28 (T.H.A.) —- Demokrat İzmir gazetesinin teşebbüsü ile İzmir ihracatçıları aralarında toplanarak Kore’de savaşan askerlerimize yılbaşı hediyesi o-laıak üzüm ve incir göndernüyg karar vermişlerdir. Üzüm ve incirler hususî ambalajlar içinde hazırlanacaktır.
Demokrat İzmir gazetesi, hediyelerin yılbaşında cepheye u-laştırılmasını temin için Pan -Amerikan şirketiyle mutabık kal mıştır.
İhracatçıların bu hediyelerini diğer nakliyat şirketleri de nlec-canen taşıyacaklardır.
Adalet Bakanı yapılacak tadilât hakkında izahat veriyor
Adalet Bakam Halil Ozyörük kendisini ziyaret oden bir arkadaşımıza hazırlanan kanun tasarıları hakkında su beyanatı ver-
Kanunlarımızda movcut antidemokratik ve binaenaloyh Anayasaya aykırı hükümler bilhassa lort hürriyetini baltalayıcı ma-(Sonu Sa. 2 Sü. 1 de)
Tasarının başlıca hükümleri hazırlandı
Bayındırlık Bakanlığında Maliye ve İçişleri Bakanlıktan temsil çilerinin iştirak ettiği bir komisyonda Yol Vergisi Kanun tasarısı üzerinde çalışmalara başlanmıştır.
Hazırlanan tasarıya göre, yol vergisinde, köylerde ve şehirlerde olmak üzere iki sistem takip edilecektir- Vatandaşlar köylerde (Sonu Sa. 3 Sü. 8. do)
Bigadiçte zelzele
Bigadiç, 28 a.a. — Bugün ilçemizde saat 19.55 te 20.10 da kısa fakat çok şiddetli bir zel; zele olmuş ve fasılalarla devam etmiştir. Halk sokaklardadır. Merkezde insanca zayiat yoktur. Katı hasar durumu ma lûm değildir. Köylerden henüz haber alınamamıştır.
GÖÇMENLERE YARDIM
KOMİTESİ TOPLANDI
Halkımız göçmenlere yapılacak yardım için görülmemiş derecede büyük ve candan bir tehalük gösteriyor
Bulgaristan’dan yurdumuza gelecek muhacirlerin, her vilâyetin imkânları nisbetinde tevzii düşünülmüş ve bu arada Ankara Valiliğince 3 bin muhacirin iskân ve ibatesi takarrür etmiti. Bu maksatla Ankara Valisi Necati İlter’in başkanlığı altında teşekkül eden merkez komitesi, dün saat 17 de ikinci toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda şehrimizde bulunan Ticaret Odası, Belediye, Kızılay, Çocuk Esirgeme, Yar-dımsevenler, Milli Eğitim Müdürlüğü, Parti mümessilleri,
Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, Diyanet İşleri, Esnaf Birlikleri, Talebe Federasyonu, İskân Müdürlüğü ikişer üçer mümessilleriyle hâzır bulunmuşlardır. Toplantıda, muhacirlere yapılacak maddî ve ayni yardımlar hakkında çok faydalı görüş ve mütalealar ortaya a-tılmış neticede, gerek devlet ve gerek millet olarak her imkândan faydalanarak muhacir ırkdaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak kabil olacağı kana-(Sonu Sa. 3 Sii. 7 de)
AKINTIYA
I----KÜREK
Anlaşmış muhalefet!
Lal alk Partisi Başkanı ■ ■ Meclis'e bir gensoru verdi; bu gensorunun tarihi 22 kasımdır. Derken bunu Osman Bölükbaşı'nın gensoru takriri fakibetîi; bunun da tarihi 23 kasımdır.
Fakat gerek İsmet İnönü-nün, gerek Osman Bölük-başı'nın birer gensoru verecekleri daha evvel aynı gün Ulus'ta ve Kudret'te intişar etti.
Ayrı muhalefet partilerine mensup her iki milletvekilinin do düşüncelerinin aynı zamanda, aynı mevzu üzerinde işlediğini gösteren bu fevarüde ne buyurulur?
Muvazaa mı?
Hayır efendim, şimdi politika dilinde bunun ismi siyasî telepatidir!..
YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
29/11/1950
Kanunlarımızda
geniş değişiklik
ZİRAAT
AJANLIĞI
(Bas tarafı 1 incide) hiyet arzedenler bosta olmak üzere kaldırılmış veya kaldırılmalarım sağlayıcı tasarıların kıs men Büyük Millet Meclisine sunulmuş bulunduğunu bazı vesilelerle söylemiştim.
Bunlardan Büyük Millet Meclisinin tetkikine arzedilmiş olanlar, bilhassa şahıs hürriyetini Anayasa prensiplerinin değişmez çerçevesi içinde teminat altına sokmayı istihdaf edenlerden, Ceza Muhakemeleri Usulü kanununda yer alan umumî hükümlere aykırı olması itibarile bu kanunun 200 üncü maddesi hükmünü, mah kemece verilecek karardan önce belli haller ve şartlar dışında feı din tutuklu olması esasına göre tanzim etmiş bulunuyoruz. Buna muvazi olarak Mîllî Korunma Ka nununda; kaçakçılığın men ve takibi kanununda, meşhut suçlar ve hayvan hırsızlığının meni hak kındaki kanunda mevcut ve mah kemenin takdir hakkını tahdit edi ci ve bu suretle suçlunun behe-mahal hükümden önce tevkifini gerektiren mecburiyeti, ortadan kaldırmayı hedef tutan altı tasarı bulunmaktadır.
Hukuk hayatımız için fert hürriyetinin teminatı bakımından bir tezat teşkil öden Ceza Kanunumuzun 158 inci maddesindeki suç larda mecburî tevkif hükmünü yok etmeği zarurî gördük. Buna göre ferde isnat olunan suç devlet reisine. Büyük Millet Meclisine veya hükümete karşı hakareti gerektiren fiillerden de olsa, şahıs hakkında mahkemece tevkifini gerektiren kanunî sebepler olmadıkça mücerret isnat ve iddia ile tevkif edilmesine mecburiyet asıl olmıyacaktır. Tahkikat devresinde yani hükümden evvel tevkif mecburiyetinin ne derece kötü kullanıldığı ve telâfisi müm kün olmayan ne büyük zararlara sefbebiyet verdiği bütün vatandaşlarca malûmdur. Bu esasları şahıs hürriyetinin diğer bir görünüş şekli olan mesken masuniyeti hakkında da titizlikle ele alarak ev aramalarım Ceza Muj hakemeleri Usulünün derpiş ettiği esaslara göre teminat altına alan hükümleri sağladık- Ve buna aykırı hükümleri kaldıran kanun tasarılarım da Yüksek Mec lise sunsuk.
Bundan başka çeşitli kanunlarımızda yer almış bulunan bu kabil hükümleri, sistemli bir taramaya tabi tutarak Anayasa hükümlerinin kurduğu ahenge aykırı bulunanları ve bilhassa bunlardan antidemokratik olanları tesbit ediyoruz-
Tetkiklerimiz ilerledikçe ihtiyacı karşılamaya matuf olarak hazırlıyacağımız tasarıları peyderpey Büyük Meclise sunacağız.
Sunu ilâveten söyliyeyim ki; millî vahdeti tehdit eden büyük manevî tehlikeleri önlemek mak-sadilg T. C. Kanununun muayyen hükümlerinde gerekli değişmeleri sağlamak üzere hazırlanmış bulunan proje, Büyük Meclise sunulan kanun tasarıları arasındadır. Bu projenin ihtiva ettiği değişiklikler arasında, hırsızlık hakargt, eroin yani beyaz zehiı kaçakçılığı suçlarına mürettep cezalar da bu suçların mahiyetleri ve son zamanlarda memlekette husule getirdikleri tesirler bakımından daha uygun bir dereceye çıkarılmıştır. Devlet olarak mensubu bulunduğumuz dün ya ailesile içli dışlı maddî münasebetlerimizin sahasını teşkil eden hava münakalâtım bu aile hayatının umumî gerçeklerine uygun bir hale sokmak için hovalanmızdaki ulaştırma niza ■ mmı, devletler arası prensiplere göre tesbit etmek maksadiyle hazırlanan projede büyük meclis' adalet komisyonunda bulunmaktadır. Bu tasanda hususî teşebbüslerin hava nakliyatım idare edebilmeleri; hava gemileri; hava adamları ve alelıtlak nakliyata ait hükümler; sigorta hükümleri; tazminat prensip ve miktarları, salâhiyet ve mesuliyet esasları tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Zamanımız devletleri vatandaşlarının, terbiye ve irfan hürriyetleri, mevcut maddî ve teknik vasıtaların yardımı ile artık sımrlanamıyacağından ferdî, ken di kendisini yetiştirmek ve fikri yaratıcı faaiyetiere serbest inkişaf imkânı vermek zaruretini tak dir eden hükümet, fikir eseri sahibini korumaya matuf ve sanatkârı kendi anlayışına göre kabiliyetini geliştirmeyi istihdaf e-den tamamiyle modern bir «fikir ve sanat eseri kanun tasarısı»
hazırlamış idi. Bu tasan da mecli sin Adalet Komisyonunda incelenmek üzere bulunmaktadır Hürriyet çeşitleri arasında mülk serbestisine müstakar bir nizam vermenin, ana kanunlarda gösterilen prensiplere uygun tatbikat sağlanabilmesile mümkün o-lacağı için, aynı zamanda pek mühim bir sosyal ve ekonomik dâvamızla da ilgili bulunan tapulama meselelerini büyük bir hamle ile hal ve intaç etmeğe çalışıyoruz- Topulama Kanunu sayesinde memleketteı mevcut gayri menkuller birer hukukî hüviyet kazanacak ve bugünkü tapu kayıtlan, kifayetsiz olmaktan kurtulacaktır- Bu kanunun (uygulanmasile hem gayri menkul mülkiyeti teminata kavuşmuş o-locak ve şüphesiz bir kısım ağır suçların işlenmesinin önüne geçilecek ve hem de ekonomik hayatta gayrî menkulün değeri ile mütenosip kredi sağlanması imkânları tgmin edilmiş olacaktır. Uç ay evvel Ankaranm on dört ilçesinde başlanmış olan ve müteaddit ekiplerle geceli gündüzlü devam ettirilen tapulama faaliyeti bilhassa köylü vatandaşlarımızın anlayışlı yardımlarile çok ilerlemiş bulunmaktadır. Bu ilçelerdeki yüzyirmiüç binden faz-Ic parsellerden yarısının işlemleri bitmiş ve ilk tapu senetleri, bildiğiniz gibi Kızılcahamam’ın bir köyünde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından köylü vatandaşlara dağıtılmıştır. Öteki yarısının önümüzdeki üç aylık gibi kısa bir zamanda geyeken muameleleri de bitirilmiş bulunacaktır.
Bütün bu faaliyetlerin, elde bıflunup yine uzjun sürmfyecek bir devre içinde tamamlanarak Büyük Millet Meclisine* sunulacağım katiyetle ümit ettiğimiz Ceza ve Hukuk Muhakeme Usulleri, mahkemeler teşkilâtı kanunu ve ticarî muameleler sahasını, devletlerarası münasebetlere ve Akdeniz havzasının ticaret kaidelerine göre nizamlayan külliyat halindeki Kara ve Deniz Ticaret Kanunu tasarısı tetviç etmiş olacaktır. Bu tasarıların da devre içinde Büyük Millet Meclisine sunulmasına çalışılmaktadır.
Tarım Bakanlığında çalışmalara başlandı
Tarım Bakanlığı, gelecek yıl çiftçilere daha çok tohumluk tevzi edilmesini sağlamak ama-ciyle, yurdun muhtelif bölgelerinde ziraat ajanlıkları ihdas et-
meğe karar vermiştir.
Ajanlıkların kurulacağı mer-
kezlerin
başlanmıştır.
intihabı için çalışmalara
D. P. İncirlik
ocağının kongresi
D. P. Etlik Aşağı Eğitence Semt, İncilik Ocağının kongresi çok kalabalık bir partili kütlesinin huzuru ile yapılmıştır
Bu kongrede müşahit olarak, il, ilçe ve 2 numaralı bucak idare kurullarından ve belediye meclisi üyelerinden Hulusi Dağtas Ali Zağpusat, Kemal Ibraim O-tabatmaz, Holit Umud, Şahin Mermerci, Hamid ve Salih Gür-kan’da hazır bulunmuşlardır.
Gündemdeki maddelerin tetkik
ve müzakeresinden

ğın hizmet ve faaliyetleri hakkında etraflı ve uzun konuşma ve izahlarda bulunulmuştur.
Kongre üyelerindeyı bir çokları halkın üzerine düşen mükel-
lefiyetleri azamî derecede dik-
kat ve hassasiyeıtle yapmış olma larına rağmen, semtlerinin, bele

hizmetlerden
müesseselerince
mahrum
gerekli bırakıl-
dıklarım ve bu mevkiin her ba-
kımdan ihmal edildiğini belirtmiş ler ve halkın esaslı ve müşterek dileklerini ihtiva eyliyen bir dilekçeyi kongre başkanlığına sun muşlardır.
Bundan sonra yeni ocak idare kurulunun seçimine geçilmiştir.
Ocak başkanlığına eskr Başkan Perihan Akyol, ikinci başkan lığa Cevdet Sözeren, muhasipliğe Yokup Üzer, kâtipliğe Osman Sezer seçilmişlerdir-
Firari bir kaafil dün yakalandı
lisir
Adalet Bakanlığı, elindeki bütün imkân ve vasıtalardan ve ilim müesseselerile profesörlerimizin fikrî yardımlarından faydalanmayı kendisi için bir şeref ve gaye bilmektedir. Memlekette adlî nizamı koruyacak olan mahkemelerimizin teşkilât ve faaliyeti ve yargıçlarımızın huzur ve refahı için bir çok tedbirler düşünmekteyiz. Hedefimiz, Türk vatandaşının ana hak ve hürriyetinin, azamî teminat altında bulundurulmsmı sağlamaktadır»
Dün şehrimizde çifte bir cinayetin faili firarî bir kaatil yakalanmıştır. Bundan bir müddet önce, Malazgirtin Molla Baba köyünde oturan Baro ve Karısı Mesrûyu fecî bir surette öldürüp kaçan Eyüp Demir ve oğlu Mehmet bir müddef Anadoluda dolaştıktan sonra Ankaraya gelmişlerdir- Kaatil Eyüp ve oğlu At-pazannda kaldıkları Safran hanında, yanlış isim vermelerine
rağmen Ankara zabıtasının uya-
nıklığı ve ısrarlı takibi daha faz
la gizlenmelerine mani olmuş ve yakayı ele vermişlerdir.
İlk sorgusu yapılan Eyüp tevkif edilerek cezaevine gönderilmiştir.
j Sağlık bahisleri
ÇOCUK TERBİYESİ
Tohumluk tevziatı sona erdi
Tarım Bakanlığı tarafından bu yıla mahsus olarak yapılan tohumluk tevziatı sona ermiş bulun maktadır.
Bakanlık dün bu hususta $u tebliği yayınlamıştır:
«Tohumluk tevzi ve tahsisi isi sona ermiş bulanmaktadır. Beyhude yere müracatta bulunulmaması.»
Toprak tevziatı intizamla devam ediyor
Sivas'ın beş köyünde 276 aileye 33858 lira 45 kuruş değerinde 10014 dönüm arazi dağıtıl mistir. Ayrıca Urfada Payamlı köyü şehir Ahmet mahallesinde iki aileye 451 lira 12 kuruş değerinde 150 dönüm ve Kabahay-dar uçağının yukarı Hacıali kö yünde 12 aileye 2842 lira 50 kuruş değerinde 568 dönüm 500 metrekare arazi verilmiştir.
Gülüz dediğin bu işte.. Şen, şakrak bir Ağustos böceğine benziyor. Ona dünyayı verseler karıncanın yerinde olmak istemez. Belki kış bastırınca aklı başına gelir ama o zamana kadar da daha çok vakti var. Şimdilik öyle genç ki.. Sen şimdi bana: »Madem ki öyle.. Onu naBil oldu da evine soktun?... diyeceksin. Fakat unutma ki, sanatkârlara herkesin kapısı açık olur. Onun hususî hayatı nihayet kendisine aittir. Sanatkâr tarafından ise herkes faydalanmak ister.. Hem Giilüz’ü bize çok eski dostumuz Semra Hanım Efendinin takdim ettiğini de unutma... Hoş; Semra hanımefendi do Gülüz'ün içyüzünü pekâlâ biliyordur. Kocasından niçin ayrıldığını bilmiyen var mı ki?.. Zavallı adamın namusunu kurtarmak için karısını feda etmek mecburiyetinde kaldığı artık herkesin malûmu..
İşte böyle yavrucuğum.. Şunu bil ki, dürüst erkeklerin, çocuklarının anası olmasını hiç bir zaman istemiyecekleri kadınlar da vardır.
Gülşen birden başını kaldırarak:
İm seviyorlar ya... dedi. Dediğiniz gibi, dürüst bir erkek

çocuğunun annesi olmasını is-^ temediği bir kadını nasıl oluı-fl da sevgiye lâyik bularak se-G
A hdiilhamidi hayırla anmışım
Sultan Hamit hafiyeliği meşhurdu.
Fakat 1938 Kasımından 1950 Mayısına kadar olan hafiyelikler tarihlerce daha meşhurdur. Sultan Hamit devrinde para ve türlü menfaat karşılığı hafiyelik edilirdi. Fakat bu 12 senelik devre içinde yalnız gönüllü hafiyelerin sayısı, Sultan Hamidin aylıklılarından yüz kere yüz misli çoktu.
Lâf aramızda, hâlâ da çalışanlar var!
Fakat bütün bunları sırası geldikçe evvel Allah anlatmaktan geri kalmıyacağım.
Bugün yalnız bir hâtıramı anlatayım:
Kuleli Askerî Lisesinde idik. Ali Rıza Şam adında bir ar-akdaşım vardı. Belki şimdi ya albay, ya general emeklisidir. İyi yürekli ve siyasetten anlamaz bir çocuktu.
Bir cuma günü Galata köprüsünden geçiyorduk. Arkadan birisi geldi ve Ali Rıza Şam'a sürünerek geçli. O aldırmadı. Benim gözüme ilişti. Geçen katır. Alinin paltosunun cebine bir kâğıt sokuşturuver-di.
Anormal çocuklar dünyanın öbür ucundaki hususî müesseselerde nasıl ıslah ediliyor ?
biyelerle beraber bulunması birer tabiî ve resmî vazife halin-
Bol süt, meyva ile beraber en lüzumlu proteine maddeleriyle beslenen ve muhtelif sanat öğrenerek hariçte çalışmağa elverişli bir hale gelinceye kadar bu müesseselerde muhafaza edilen ve büyütülen bu çocukların arasında zengin ailelerine mensup olanlar bulunduğu gibi sokakta serseri olmağa mahkûm olan kimsesiz zavallı yavrular da bulunuyordu.
Muayyen programlarla haricî hayata intibak kabiliyetine gelenler arasında kimsesi olmıyan lar hariçte muhtelif fabrika, a-telye ve aile muhitlerine gönderiliyor, zenginler de gayri tabiî halleri düzelmiş ve evleri içinde muhafazasında artık bir tehlike teşkil etmiyen çocuklarını tekrar aile ocaklarına alıp götürüyor ve bu müesseseleıe varidat kaynağı olacak maddî yardımlar ve hediyeler bırakıyorlar.
Muhtelif bayram günlerinde önlerinde yine kendilerinin teşkil ettikleri ‘bir bando muzika-nın arkasında resmigeçitler yapan bu çocukları neşe içinde görmekle şimdi orada geçen mesut günlerimi bir defa daha hatırladım.
Bir çok aileler için bir ümitsizlik ve bedbahtlık teşkil eden bu aptalların, serseri çocukların bu güzel sağlık terbiye müesse-selerinde cemiyete zararlı bir unsur olmaktan kurtularak, faydalı bir şahsiyet haline geldiklerini görmek cidden insana ü-mit veren ve inşirah yaratan bir saadet kaynağı olur.
Adetleri binleri geçen böyle hususî ve resmî bu terbiye mü-esseselerinde çalıştığım ve onları yetiştirdiğim günleri daima bir sevinç, bir huzur-u kalb ile hatırlarım.
ünyanın öbür ucunda açılan yüzlerce Anormal Çocuk Terbiye Müessescleıi bugünün küçük insan nesillerini ıslah ve terbiye etmekle meşguldür-
Bu müesseseler ilk tahsil başındaki çocuklaı-iyle ta orta tali sil çağına varmış olan kütlelerin istidatlarını ve kabiliyetlerini yeni yeni metodlarla ölçerek muayyen bir tasniften geçirdikten sonra ayrı ayrı binalarda sınıflara taksim ederler, burada çocukların ruhî ve fizik muayenelerini tamamladıktan sonra her biri (Test) neticelerinin işaret ettiği gibi tesbit edilen programlar dahilinde yetiştirmeğe başlarlar.
İçlerindeki anormal çocukları daha ziyade sanat sahasında gösterdikleri kabiliyete göre yine mektep binaları içindeki nıuh telif sanat atölyelerinde çalıştırırlar. Yarım akıllı erkek çocuk lan daha ziyade dülgerlik, dokumacılık öğrenmeğe daha istidat gösterirler. Aptallıkları biraz daha ilerlemiş olanlar da mi-hanikîişleıde bahçıvanlık ve fidanlık, tavukçuluk hizmetine alıştırıyorlar.
Anormal genç kızlar ise mutfak hizmetleriyle terzilik, ve ev işleri, oyacılık, müzik derslerinden daha çabuk öğreniyorlar.
New York eyaletinin Hudson nehri sahillerine yakın Letch-woıth Willage ismindeki materyali çok zengin olan ve anormal çocukları terbiye eden bir müessesede çalıştığım zamanlarda gördüğüm çok muhtelif ve gayri tabiî ve sakat bir ruh bozukluğu içinde ömür süren bu zavallıların yüzlercesiyle karşılaştım. Dimağ! ve ruhî olduğu kadar fizik zâfiyetleri o-lan bu çeşit çocuklann çok mükemmel müıebbiyelerin elinde ve kalabalık bir hekim kontrolü altında bulundukları bir kaç sene içinde ne büyük değişiklikler gösterdiklerine şahit oldum.

— Sen de pek papas gibiK duşuııuyorsun yavrum. İnsan® nihayet insandır. O kadar da)| sıkı ahlâk kaidelerine uyması-ffl nı istemek biraz fazla istemek®
— Vallahi yenge, bilmem ■ ama.. Benim aklım ermiyor iş-ır, te.. Bir kadın sevgiye ya lâ-fj yiktir, ya değildir. Lâyıksa ni-|fl çiıı onunla evlenmesin?.. Lâyik | değilse nasıl sevilir?.. ıS
— Bu lâfların altında biraz® da kıskançlık var gibi geliyoı II
Gülşen isyanla irkildi:
— Vallahi değil yenge.. diycfS atıldı. Kıskanacak ne var?.,!; Hem niçin kıskanayım? t*
Yenge bir iskemle çekerek Gülşenin yanına oturdu.
— Bana bak Gülşen.. diye^
Yazan
Dr. Efem VASSAF
«Sinir ve Akıl Hastalıkları Mütehassısı»
6000 çocuğun barındığı 60 büyük binadan mürekkep olan ve yüksek tepelerin arasında ve çam ormanları içinde birer sıhhat âbidesi idi. Çalışma, ders okuma, ve teıbiyei bedeniye talimlerinden başka içlerinde serbestçe yürüyebilen ve üstünün
başının temizliğine dikkat edebilen genç kız ve erkekler haftada bir gece mektebin sinemasına götürülüyor ve ayda bir defa da bu terbiye müessesesi-nin geniş toplantı salonlarında dansa istirâk ediyorlardı. Bu danslarda hekimlerin de müreb-
Meclis Komisyonları
ADALET KOMİSYONU: Bugün saat 10 da,
1 — Çorum Milletvekili Haşan Ali Vural ve Kars Milletvekili Abbas Cetin’in, bazı suç ve cezaların affı hakkındaki 5677 sayılı kanunun 2 nci maddesinin C bendi ile üçüncü maddesinin yorumlanmasına dair önergesini,
2 — Ağrı Milletvekili Celâl Yardımcı'nm, hastahane, okul, park, meydan, cadde* stadyum ve emsali müessese ve yapılara yaşıyan kişi adlarının konmaması hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
BAYINDIRLIK KOMİSYONU: 30.11-1950 perşembe günü saat 10 da, Gaziantep Milletvekili Süleyman Kuranel ve 23 arkadaşının, Saraçoğlu mahallesindeki memur konutlarının satış sureliye tasfiyesi hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
ÇALIŞMA KOMİSYONU: Bugün saat 11 de, gemici iki dilekçe komisyonuna üye seçmek için,
DİLEKÇE KOMİSYONU: Bugün saat 9.30 da,
DIŞİŞLERİ KOMİSYONU: 30.11. 1950 perşembe günü Saat 10 da,
EKONOMİ KOMİSYONU: Bugün saat 10 da, Urfa Milletvekili Feridun Ergin’in, sermayesinin tamamı devlet tarafından veril-
mqk suretiyle kurulan İktisadî teşekküllerin teşkilâtiyle idare ve murakabeleri hakkındaki 3460 sayılı kanunun 4502 sayılı kanunla değiştirilen beşinci maddesinin üçüncü fıkrasının kaldırılmasına ve 4075 sayılı kanunla değiştirilen yirmi dördüncü maddenin değiştirilmesine dair kanun teklifini görüşmek üzere,
GEÇİCİ KOMİSYON: Bugün saat 10 da, Kastamonu Mlletve-kili Şükrü Kerimzadenin, şaraptan alınan müdafoa vergisi hakkında 2460 sayılı konuna ek kanun teklifini görüşmek üzere,
MİLLİ EĞİTİM KOMİSYONU: Bugün saat 14.30 da, Geçici iki Di lekçq komisyonuna üye seçmek için,
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU: Bugün saat 10 da.
1 — Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı emrindeki deniz teş kilâtınm askerleştirilmesi hakkın-daki 3015 sayılı kanunun 3 üncü maddesinin değiştirilmesine dair kanun tasarısını.
2 — 5176 sayılı kanunla dört sınıfa indirilen hasta bakıcı hem şirelerın beşinci sınıfta gecen sürelerinin dördüncü sınıfta geçmiş sayılıp sayafmıyacağının yo rumlanmasma dair Başbakanlık tezkeresini,
-——-7-n
Demokrat Parti Ankara 11 İdare Kurulunun
Büyük balosu
16/12/1950 Cumartesi günü akşamı ANKARA PALAS salonlarında verilecektir.
Eu balonun her cihetle mükemmel ve eğlenceli olması için şehrimizin yüksek sosyetesine mensup bir çok bayanlar ve komiteler geniş ölçüdeki hazırlıklarını bitirmişlerdir.
Demokrat Partinin bu büyük balosuna muhakkak iştirak ediniz.
Bilet Satış yerleri :
Bankalar caddesinde: İpek İş mağazaları.
Bankalar caddesi: Tüccar Terzi Kemal Milâslı. Anfartalar caddesi: No. 137 Yalım Ticarethanesi.
Anafartalar caddesi: No. 237 Altan kundura ticaretevi. Zincirli Cami sırasında: Bulgurlu Hamdı ticarethanesi. Yenişehir: Rıza Sevinç Billûriye mağazası.
3 — Birleşmiş Milletlter emrine verilmek üzere askerî birlikle/ halinde yabancı ülkelere gönderilecek ordu mensuplarının aylık ve ücretleriyle çeşitli istihkakları ve birliğin sair masrafları hak kında kanun tasarısını görüşmek
SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM KOMİSYONU: Yarın saat 10 da. Burdur Milletvekili Mehmet Oz-bayın, vali korıaklariyle kaymakam ve bucak müdürü evlerinin veremle savaşta kullanılmak üzere Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına devri hakkında kanun teklifini görüşmek üzere,
TİCARET KOMİSYONOU: Bu gün saat 10 da, Erzurum Milletvekili Said Başak'ın İş Kanununun 101 ci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifini görüşmek ü-
Toplanacaklardır. .
Dünya Kadınlar Birliği Başkanı geliyor
Bir haftadan beri Istanbulda bulunan Dünya Kadınlar Birliği Derneklerinin genel Başkam Ati-nalı Klara Augusta bu günlerde Ankara Kadınlar Birliğinin davet lisi olarak şehrimize gelecektir.
Şehrimizde bir hafta kadar kalıp Birlikler hakkında tetkikler yapacak olan Klara, Roma yoli le Parise gidecektir.
Şevki Ege bir ameliyat geçirdi
Haber aldığımıza göre memleketimizin sanayi hamlelerine ön-iktisatçılarımızdan fabrikatör Şevki Ege geçen gün tehlikeli bir apandisit krizi geçirmiş ve kaldırıldığı Nümune hastahane-sinde Operatör Orhan Toygar tarafından yapılan ameliyatı müteakip muhakkak bir ölümden ı kurtarılmıştır.
Âcil şifalar temennisiyle gerek kendisine ve gerekse efradı ailesine geçmiş olsun der. Uzun ömürler dileriz.

da işletmesini biliyor-
KH KALBİ
Nakleden: Ş. TAYLAN
sözüne devanı etti. Sana biraz
ders vermem lâzım
gelecek
galiba.. Şimdi beni iyi dinle. Benim hayatta senden çok da-
ha fazla şey görmüş, geçirmiş olduğumu kabul edersin.. Bir kere yaşıma başıma bak.. Sen
ise daha çocuk sayılırsın. Sevgi hakkında romanlarda oku-
duğundan fazla bir şey bilemezsin. Roman yazanlar da,
her şeyden evvel kitaplarının sürümünü, bunun kendilerine bırakacağı kârı düşündükle-
rinden eserlerini daima ona göre hazırlarlar. Yâni her satı-
cı gibi onlar da mallarını süsleyip, piisleyip öyle satışa çıkarırlar. Sen de işte hayatı, sevgiyi, hep muharrirlerin arzet-
tikleri aldatıcı zaviyeden görerek onlar hakkında yanlış fikirlere saplanmışsın.. Hakikatle ilk karşılaşmada müthiş bir hayal kırıklığına uğradın.. Böyle olacağı da muhakkaktı.
Tefrika No. 39
Şimdi ıstırap içindesin..
Görüyorsun ki, hislerini mükemmel suretle anlıyorum.. Şimdi sen de benim sözlerimi anlamağa çalış..
Evet, Selim bütün bütün suçsuzdur, demiyorum. Bir kere benim damımın altında öyle hafifliklerde bulunmaması lâ-
zımdı. Yaptığı şey en hafif tabirle bize karşı saygısızlıktır. Kendisini dün akşam
bunun için kâfi derecede azar-
ladım. Zaten o da bin pişman.. Bir ağlamadığı kaldı. Ellerime sarılarak benden af diledi. Suçunu teslim ediyor ve hareke-
tini mazur göstermeğe çalışmıyor bile.. Fakat onun bulmağa çalışmadığı mazereti o-na ben buluyorum..
Selim gençtir, canlıdır, ateşlidir. Ne ruhça, ne de vücutça alil de değildir, öyle değil mi?.. Bu vaziyette kimin kar-
muş.. Keşki her erkek onun kadar aklı selim sahibi olsaydı..
Sen erkekleri bilmezsin. Onlar bizim gibi değildirler. En iyileri bile çoğu zaman şevki tabiîleriyle hareket ederler. Onların, gündelik hayatta, canımızı sıkan bir sürü münase-
şısına Gülüz gibi güler yüzlü, kıvrak hareketli genç bir kadını çıkarsanız onun cazibesine tutulacağı tabiîdir.. Gülüz de güzelliği bile gölgede bırakan öyle hoş bir hal var ki... Bu halini biz hepimiz takdir etmiş, onun havasına hepimiz kendimizi kaptırmıştık. Öyle değil mi?.. Selim de bu cazibeye tutuldu ise kabahat kimde?...
Kabahat kimde biliyor musun?.. Asıl kabahat bende.. Gülüz'ün ne mal olduğunu biliyordum.. İleriyi görerek onu evime sokmamalı idini.. Yine
betsizliklerini nasıl hoş görüyorsak, hayat boyunca da ba-
zı zaaflarını
şılamamız lâzımdır.
müsamaha ile kar
Bilmem
anlatabiliyor mu-evlenirken kocana
çocuk kalbini vereceksin, fakat
buna mukabil o sana ancâk bir erkek kalbi verebilecek.. Maa-mafih bu alış verişten sandığın
kadar zararlı
çıkmıyacağmn
Merak etme..
Yalnız hayatta, mümkün ola-nuyacak şeyleri istememeği öğren. Sana vaadedilen istikbali, ve sunulan hali olduğu
de hepimizin talihi varmış Düşüncesizliğim çok daha vahim neticeler doğurabilirdi..
Vaziyetin bu şekilde inkişnt etmesi yüzünden sevinmeliyiz.. Ve Selimi tekdir değil ancak takdir edebiliriz.. Demek ki sade İlişleriyle hareket etmiyor,
gibi kabul et.. Sana lâyik görülmediği için bahsinden bile kaçınılan maziyi araştırına..
İnsanların yaradılışlarını değiştirmek bizim elimizde mi?.. Kocalarımızın mazilerinden bize ne?.. Mazileri bize ait değil
ki..
(Sonu var)
— Aman Ali! Sağ cebine bir kâğıt koydular, çıkar bak!
Hemen çıkardı, baktık. Bunda Kemal beyin (Namık Kemal diye yanlış kullanılıyor) meşhur (Vaveylâ) şiiri yazılı idi. Zati ezberden biliyorduk. Heyecan ve korkuya kapılarak:
— Hemen yırt da denize at! Dedim.
Öyle yaptı. Galata tarafında şimdi deniz yolları bilmem nesi olan yerde bir (Aziziye) karakolu vardı. Onun önünde bizi çevirdiler. İçeri sürdüler ve üstümüzü başımızı aradılar. Bir şey bulamayınca karakol komutanı rahmetli Mustafa Paşa bize:
— Aferin çocuklar! dedi, bize haber verildiği gibi padişah haini değilmişsiniz. Size bu gece sabaha kadar izin! İstediğiniz gibi gezip eğleniniz. Sizi şu Kel Osman muhafaza edecektir. (Meşhur polis şefi Kel Osman). Ali Rızada bir buçuk altın varmış. Bende de bir altın vardı. Sabaha kadar Şahane bir eğlenti yaptık.
Eğer Kemal beyin şiiri gözüme ilişmeseydi vaydı halimize. Ya Fizan’ı, yahut Ye-men’i boy Uyacağımız gündü.
Bu elbette bir korkunç hafiyelik oyunu idi. Fakat Atatür-kün ölümünden sonra bundan daha fecîlerini gördük.
Hele önce şu Recep Peker işini yarın anlatayım da onları da sırasiyle anlatırım.
Aka GÜNDÜZ
Mevsimin ilk kar’ı
Dün sabah saat 8 den itibaren şehrimize mevsimin ilk karı yağmıya başlamıştır. Hava çok sert olmamakla beraber kar damlarda ve yerlerde tutmuştur.
Bir taksi çarotığı arabanın atını yaraladı
Dün akşam saat 17 sularında Adliye Sarayı karsısında bir tak si at arabası ile çarpışmıştır-
U.'us meydanından gelmekte olan şoför Sefer Şahinin idaresindeki 3886 numaralı taksi, aksi taraftan gelen Haşan Yıldı nrr. idaresindeki at arabasına çarpmıştır.
Çarpışma neticesinde, arabanın atı ağır surette yaralanmış tır. Zabıta hadiseıye el koymuş ve soruşturmalara başlanmıştır.
Yardımsevenler Derneği Merkez Kurulu 1 Aralıkta
toplanıyor
Yardımsevenler Derneği
Ge-
nel nerkez Kurulu 1 Aralık 1950
curıa günü saat 9.30 da topla-
nacaktır.
- TAKVİM -
Çarşamba — 29.11 1950
Rumî: 1366 — Kasım 16
Hicrî 1370 — Safer 17
Vasati Ezani
NÖBETÇİ ECZANELER
Kurtuluş, Güray, Sebat
29/11/1950
ZAFER
Sayfa: 3
DışPolitikg
Thorez’in
seyahati
Fransız Komünist. Partisinin Genel Sekreteri Maurice Thorez, bundan iki hafta evvel hastalanmış ve Rusya'da da tedavi görmek üzere Sovyet makamlı rafından gönderilen uçağa dilerek, Rusya’da bir yere veccihen yola çıkmıştır.
Thorez’in bindirilmiş uçağın yolda bir Amerikan uçağının taarruzuna uğradığı iddia edilerek Sovyet makamları fından bir nota verilmiştir, merikalılar, böyle bir teca) vaki olmadığını, sadece mukarrer yoldan çıkmış bulunan nı liye uçağının Amerikan kuvv k-rine mensup bir tepkili uçak tarafından takip edildiğini bildirmişlerdir.
Ruslar aynı mealdeki iddiala-
rını bugün tevdi ettikleri ikinci bir nota ile teyidetmiş bul maktadırlar.
Sayın Thorez’in, Maskov yahati hakkında ve etrafında Sovyet makamlarının bu titizliği her şeyden evvel hukukun izah imkânsızlığiyle karşılaşmaktadır. Zira, Thorez, Fransız tabi-iyetindedir. Fransız makamlarından gayri hiç bir makam ve o-lorite işbu Fransız vatandaşını siyanet etmeğe mezun değildir. Hal böyle iken, Fransız Komünist Partisi Genel Sekreterinin Sovyetler tarafından hususî bir itinaya mazhar olması, umumiyetle komünistlik hakkında bazı fikirleri olanların fikirlerini haklı çıkaracak gibidir.
f japonya%ile"papılacak3sulh anlaşması
Hindistan ve Amerikan
İhtilâf noktası işgal kıt’alarmın durumları üzerinde toplanıyor
Kore Röportajları
istihsali ihtiyaca göre ayarlamak lâzımdır!
ir işe girişmeden evvel atılacak ilk adını hesaptır. Hesapsız, kitapsız girişilen teşebbüslerin sonu yoktur. Ev mi yapacaksın? Hesap lâzımdır. Ne getirecektir. Ödeyeceğim faizi, acaba kira karşılıyacak» mı diye düşünür vasıl olduğumuz neticeye göre ya yaptırır, ya vazgeçeriz.
Fabrikalar da böyledir. Onlarda da bir sürü ince maliyet hesaplarından gayri, istihsalâtın, piyasa ihtiyacına uygun olması gözöııünde tutulur ve ne miktar mal çıkarılacağı tesbit edilir. Çünkü, hesapla birlikte »Mahreç» meselesi de mühimdir.
Eğer fabrika, çıkardığı malı satacak yer bulamaz, an-barlarına yığmağa mecbur kalırsa, o fabrikanın âtisi karanlıktır. Hazıra dağlar bile dayanamadığıııdıın günün birinde usunu çalar.
şeyi bu misale göre düşünmek^ ve ona göre icraat yapmak, düşündüğümüze göre, çok iyi olacaktır. Meselâ, bu misale çok uygun bulduğumuz, tahsil meselesinde de bu gibi hesapları yapmak mecburiyetinin konulması çok lâzımdır.
Çünkü, bir çok yüksek mektep, her sene binlerce talebe çıkarmakta, buna mukabil devletin kadroları da son haddine kadar dolu bulunmaktadır. Her gün binlerce genç münevverin şurada burada, devlet kapısında, hususî müesseselerde iş aramakla vakit geçirmesini, biz vaktiyle yapılan hesapsız hareketin tabiî bir neticesi addediyoruz.
Vâkıa, herkesin okuması, bilhassa yüksek tahsil yapma-nemleketin kültür seviyesini yükseltmekte ise de, kafa-ilmin türlü çeşidini doldurmuş, vazife aşkı, ayni zaman-geçim endişesiyle aç dolaşan münevverin asla faydalı olamıyacağı bir hakikattir.
Memlekette, sol temayüllü fikirlerin çoğalmasında en büyük âmil diye telâkki ettiğimiz bu yanlış politikadan bir an evvel dönmek, bilhassa yüksek tahsili tahdit etmek, yâni lüzumu kadar olanını okutmak, buna mukabil memleketin en büyük ihtiyacı olan teknik eleman yetiştirecek okullar aça-zamanla işi düzeltmek lâzımdır zannındayız.
Böyle hareket edildiği takdirde, kısa bir zaman sonra münevverlere rastlanmıyacak, mektebini biti-kendine göre bir iş bulunacağından, bugünkü kalkacaktır.
lk Cunıhurba şkanı y
ederken
Thorez’in Moskova’ya niçin gittiği yolundaki suale gelince: bunun ileri sürülen başlıca iki mühim izahı vardır:
Birincisi, Thorez’in gözden düştüğü tarzındaki düşüncedir. Buna göre. Batı Avrupa’nın silâhlanmasına karşı, Fransız ve İtalyan komünist liderleri, gerekil "tedbirleri alamamış ve emri vakii önleyememişlerdir.
Kanaatımızca, bu, makul bir sebep olamaz. Zira, Avrupa’nın silâhlanmasında. Alman sosyalistlerini de araya sokarak, Thorez, Fransa ile Almanya'nın ve Fransa ile askerî yardımı yapacak olan Amerika’nın arasını açmış ve kendisinden beklenenin belki yüz mislini başarmıştır.
Fransız komünist liderinin Moskova’ya celbedilişinde mutlaka siyasî bir sebep aranacaksa, denebilir ki, bu sebep, Moskova-nın son zamanlarda tutulmuş olduğu «milliyetçilikten ürkme* hastalığının eseridir. Filhakika, 93G da tanınmış, o günden bu yana delicesine partizanlık etmiş olan Thorez’in, 916 da mülâye-ınet kesbetliği ve hattâ partisi dahilindeki azılı komünistleri hırpaladığı malûmdur. Thorez, bu kere, kan kusarak gittiği Moskova'ya, bundan evvel müteaddit defalar gitmiş ve gelmiştir. Eğer bu kan kusma sadece bir mizansenden ibaret değilse, bizim tahminimiz doğru değildir. Bununla beraber, şu noktayı da ilâve etmek gerekir ki, komünist partileri disiplin bakımından çok kuvvetli partilerdir. «Sen şöyle diyeceksin!..» diye emir geldi mi. o adam onu söyler. 936 tarihinde Moskova’da cereyan e-den dâvalar hatırmızdadır.
Vasington. 28 (aa.) (United
Press) — Yetkili kaynakların bildirdiğine göre Hindistan, Japon sulh andlaşması imzalandıktan sonra Japonyaya silâhlanma müsaadesi verilmesi hususundaki Amerikan görüsünü kabul etmektedir-
İlâve edildiğin^ göre 7 maddelik Amerikan sulh andlasması plânının ileride dahi Birleşik A-merikaya Japonyada askerî kuv vetler bulundurmak hakkım verdiği için Hindistan bu plâna muarız bulunmaktadır.
Hipdistanın Vasington büyükelçisi Bn. Pandit, bir sulh konferansı akdini temin etmekle vazifelendirilmiş Cumhuriyetçi dı$ siyaset müşaviri John Foster Dul les'a hükümetinin bu plân hakkında ilk tekliflerini bildirecek-
Bn. Pandit, cenubî Afrika’daki Hindli azınlığa kar$ı yapılan fer na muameleleri Hindistanm Birleşmiş Milletlere şikâyet etmesiy le alâkalı olarak salı sabahı Nevyorka hareket edecektir.
Bn. Pandit’in Dulles ile yapacağı görüşmede komünist Cinin iştiraki olmadan yapılacak Japon sulbünün tesirsiz olacağı fikrinde ısrar edeceği zannedilmekler dir.
indistanm kanaatince Japon suih andlasmasma, Amerikan askerî kuvvetlerinin bu memlekette kalmalarım temin edecek maddelerin müdafaa maksadiyle kon ması ile Japonyanın hükümranlım ihlâl edilecektir.
Bundan başka Hindistanm Birleşik Amerika ve Japonya ara-
sında vukubulacak iki taraflı cindedir-
sul andlasmasma ceğine dair bazı mevcuttur-
Bn. Panditin Dulles'a komünist Çin ile alâkalı birçok meseleler halledilmeden Japon sulh and-lasmasmm imzalanmasına Hin-distanın imkân görmediğini söy-liyeceği tahmin edilmektedir.
Hindistanm kanaatince halihazırda halledilecek en mühim mesele Çin kızıllarının Kore har bine iştirakidir.
Hind resmî şahsiyetleri, Kızıl Çinin Tibeti işgal efmesile Pekin hükümetinin Birleşmiş Milletlere kabulü hakkında Delhinin beslediği arzunun ve böylelikle milletler arasındaki münasebetlerin tamamlanacağını belirtmişlerdir-Bu şahsiyetler Tibetin işgalini mü essif bir hadise telâkki etmekle be raber Pekin hükümtinin Çin halkının üstün bir çoğunluğunu temsil etmekte olduğunu kabul ettik terini söylemişlerdir.
Etna faaliyette berdevam
Catanç, 28 (an.) (Afp) — Etna yanardağının faaliyeti bütün şiddetiyle deıvam etmekte ve fasılasız infilâklar olmaktadır. Mamafih yatağı takip eden lavların sürati saatte 10 metreye inmiştir. Bütün bölgede tedbirler alan makamlar dündenberi Fornazzo kasabasını tehdit eden felâketin yakında sona ereceğini ümid etmektedirler. Buna mukabil Lep pinao Bella'dan akan lavlar saat te 440 metre süratle ilerlemekle ve Milo kasabasını tehdit etmek tedir. Bu kasaba halkı endişe i-
SUMERBANK
Hikmet YAZICIOĞLU

Bavyera seçimleri bitti
Alman sosyalistleri iyi duruma geçtiler
Paris Radyosu, 28 (Basın - Yayın) — Federal Almanya Bas bakam Adenauer, verdiği bir demeçte Bavyera seçimlerinde hic bir parti kesin çoğunluğu elde edememiş olduğundan, Bavyera partileri için bir kabine kur manın güç olacağım beyan et-
Vurlemberg-Bade Meclisindeki Hıristiyan Demokratlar grupu ve merkez komitesi oybirliği ile ye ni hükümet koalisyonuna iştirak etmemeğe karar vermişlerdir. Bu arada Sosyal Demokratlarla liberaller arasında müstakbel hü kümelin teşekkülü hakkında müzakereler devam etmektedir.
%
Tasarruf Mevduatı 1951 Yılı İkramiyesi 100.000 Liradır
Schumacher’e göre
Son Bavyera seçimleri müna-cebetiyle verdiği bir demeçte Alman Sosyal Demokrat Parti lideri Dr. Schumacher, ilk defa olarak tarihte sosyalistlerin Bav-yera'da seçimlerde hemen hemen ilk plânda bir yer almış oldukla rım beyan etmiştir. Schumacher, Bonn parâmentosu için yeni seçimler yapılmasını istemiş ve diğer Avrupa memleketleri ile müsavi haklar dahilinde olmadıkça Almanyanın her hangi bir şekilde silâhlandırılmasına muha lif olduğunu yeniden teyid etmiş tir-
Prag’da
faaliyette
Bununla beraber, Thorez’in, çapı itibariyle, Moskova’ya başka sebepler yüzünden gittiğini iddia edenler de vardır. Thorez’in gidişi, Avrupa'da komünizmin gizli ve şiddetli bir harekete geçeceğine delilmiş. Thorez fazla tanınan bir adam olduğu için «selâmete çıkarılmış».
Moskova, dostlarını her zaman bu kadar himaye etse...
Mücahit TOPALAK
4 KEŞİDEDE
İlk çekilişi: 31 Ocak 1951
1 Adet 10.000,— “
1 » 2.000,—
1 » 1.000,—
4 » 500,—
4 » 250,—
vc ayrıca 50 - 100 liralık muhtelif para ikramiyeleri bulunan bu keşideye katılmak için, rd
31 Aralık 1950 ye kadar
Bankamızda 100 liralık bir hesap açtırmak kâfidir. Her 100 liraya ayrı bir kur’a numarası verilir.
lira liralık Hereke halısı
Fındık mahsulümüz değerlendirilecek
Karadeniz fındık müstahsil, tüccar ve ihracatçıları temsilcileri dün Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe’yi makamın da ziyaret etmişler ve fındık mahsulünün değerlendirilmesi etrafında görüşmüşlerdir. Bazı Karadeniz milletvekilleri ile Bakanlık Müsteşarının da hazır bu lunduğu görüşmeler bir saatten fazla sürmüş ve neticede fındık mahsulünün dış pazarlarda de-r——
Yeniden din adamları casuslukla suçlandırılıyor
Londra Radyosu, (Basın Yayıp) — Çekoslovakya’da, aralarında biri piskopos olmak üzere 9 katolik papaz ihanet etmek, casusluk ve sahtekârlık yapmak suçları ile itham edilerek yargılanmaya başlanmıştır. Papazların yargılanması Panlcrag’daki hapishane dahilindeki devlet malı kemesinde dün başlamıştır. Bu yargılama son sekiz ay zarfında ikinci yargılamadır. Nitekim geçen nisan ayında 10 rahip aynı suçlarla itham edilerek mahkum edilmişlerdi. Mahkemenin açılmasında yarım saat önce, ithamname suretleri gazetecilere dağıtılmıştır. Yabancı gazete muhabirlerinin mütercimlerden faydalanmaları yasak edilmiştir. Prag hükümeti, mahkeme esnasında yargılama safhalarının özetlerinin özel kulaklıklarla, İngilizce, Fransızca ve Rusça verilmesine müsaade etmiştir, ithamnamesini serdedon savcı, Çekoslovakya'daki katolik kilisesinin bundan iki yıl önce tasarlanmış ve fakat akim bırakılmamış bir ihtilâlci plânın hazırlanmasına iştirak ettiğini söylemiş ve bu 9 papazın katolik hareketini geniş bir casusluk ve tethiş şebekesi haline soktuğunu ve bir hükümet darbesi hazırladığını ilâve etmiştir. İthamnamede birçok yabancı diplomat, bu teşkilâttan aldığı malumatı kendi hükümetine bildirmiş olmakla suçlandırılmıştır. İthamname, bü tün bu ihtilâlci faaliyetin ilham edicisini Vatikan olarak ileri sür inektedir.
ğerlendiıilnıesi için gerekli teşebbüslere geçilmesine karar verilmiş ve derhal Almanya’daki Türk Ticaret Müşavirliğine talimat tellenmiştir.
Fındık mahsulünün hakettiğı değerin elde edilmesine içerde ve dışaıda türlü maksatlarla çalışarak mâni olmak istiyenlerle İktisadî sahada icap eden mücadele yapılacaktır.
imtiyaz Sahibi:
îüneş Matbaacılık T.A.O. adı
Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu Nüshada Yazı işlerini Fiilen idare Eden
Basıldığı Yer:
Güneş Matbaası — Ankara
Ankara Yüksek Tahsil Talebe Birliği yararına 2 Aralık 950 Cumartesi saat 16 da
DEKORASYON
PERDELİK TÜLLERİMİZ
BEYOĞLU-İSTANBUL
Büyük müsamere
Cumhurbaşkanlığı Filarmoni orkestrasının iştirakiyle Şef: Dr. Hans Hoerner ve Ulvi Cemal Erkin Solist: Erdoğan Çaplı
Program: Schubert, 7. senfonisi — U. C. Erkin, keman konçertosu — U. C. Erkin, Köçekçe. Davetiyeler Operadan temin edilebilir.
I
Sayfa: 4
ZAFER
' 29/1171950
fÎALE^SÜLTAHg
Başmakaleden devam:
7
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN No: 57 M'S(T'
Seni çok ciddî görüyorum. Acep bize ne söyliyeceksin?
— Ah Hünkârım!. Saltanatınızı ve hayatınızı tehlikeye koyan bu sersemler şimdi nasıl mücazat edilmez? (1)
— Öyledir Lala.. Bununla beraber biz de Üsküdaıda boşuna vakit geçirdik. Aylardır ne harbe, ne de sulhe karar veremedik. Darüssaltanayı bom boş bıraktık.
— Fakat Şevketlû Efendim..
— Boşuna lâftır Lala.. Bunda cümlemizin kabahati var.
— Hâşâ Sultanım.. Zatı hümâyûnunuzun ne sunu olabilir ki bütün kabahat kullaıı-nızdadır.
— Şimdi tedbir nedir?
— İnayet buyurursanız, hâlen Üsküdaıda olan ricali devlet ile meseleyi aıiz ve anıik konuşup aızedeyim efendimiz.
— Ama sakın lâf-ü küzaf ile vakit izaa eylenmesin..
— Şüphesiz Şevketlû Hünkârım.
— Tez bir haber beklerim.
Bu konuşmayı müteakip İbrahim Paşa huzurdan ayrıldı ve alelâcele Üsküdar sahilindeki muhteşem sarayın büyük salonunda devlet erkânını topladı.
Bu toplantı çok hararetli ve münakaşalı geçti. Bilhassa İbrahim Paşanın hiddet ve şiddeti bütün erkânı hayretler içinde bıraktı.
(Cümleniz bu devleti aliye-ııin nan-ü nimeti ile peıverde olmuşsunuz. Şevketlû Pudişa-hınıın eyyamı saadetinde her biriniz birer Karun gibi zengin olup her türlü zevk-u sefa ile
memleket için
gayretler

saıfettiğim bir sırada..
— Üzülmeyiniz. Her iş yolu-
na girer.
— Bu isyan beni korkutu-
yor.
— Kaderin önüne geçilmez. Fakat koskoca bir Ali Osman Devleti de bîr iki başıbozuğa teslim edilmez. Yalnız benim
zatı şahanenizden bir istirhamım var ki..
— Çabuk söyle.
— İstanbula ayak bastığınız dakikadan itibaren bilcümle vüzera, vükelâ, ümera vc ulemayı saıay-ı hümâyûnunuza toplamak gerektir. Vükelâyı asla yanınızdan ayırmayınız. Hattâ gece bile evlerine gitmeğe müsaade etmemeniz lâzımdır.
— Hakkın var.
(Devam edecek)
mclûf olmuşsunuz. Böyle bir , an-ı mühimde bu kadar lâkayıt |
olmak ne reva?.. Ya şimdi tedbir nedir? Birtakım hazelenin, ayak takımının namusu salta nata tecavüzünü defeyleme-ııin çaresi nedir?)
Gensoru takriri
Orada bulunanların hepsi birer fikir söyledi. Münakaşa u-zadı. Diğer taraftan Padişah da her on dakikada bir haber gönderip biran evvel neticeyi öğrenmek istiyordu.
Nihayet bütün fikirler bir noktada toplandı. îstanbulu boş bırakmak doğru değildi. Eşkiyanın cüret ve cesareti bundan ileri geliyordu. Padişahın Sancağı Şerifi alıp derhal İstanbula hareket etmesine karar verildi.
İbrahim Paşa da bu fikri müdafaa ettiği için hemen kararı Padişaha bildirdi.
Sultan Ahmet çok mütereddit ve hattâ evhamlı ve kor-
— Demek ateşin içine gire-
Diye telâşla cevap verdi. İbrahim Paşa ilâve etti:
— Bu nevi eşkiya, nevaziş-teıı anlamaz Hünkârım. Onlar ancak cüret, cesaret ve kuvvet ten anlar. Tedbir budur ki..
— Vakıa öyledir.. Ama hâlen isyanın ne mertebe sirayet ettiğini bilmiyoruz. Ya a-teş bacayı sardı ise..
— Koca İstanbul şehri, bir iki saatte bir avuç âsiye teslim olmaz Hünkârım.
— Görelim nice olur.. Bir kaç dakika nehseyle.. Dü -şunınek isterim.
Sultan Ahmet bunu söyledikten sonra İbrahim Paşayı yalnız bırakarak içeriye girdi. İçeride hemşiresi Hatice Sultan vardı. Hatice Sultan hakikaten cerbezeli bir kadındı. Hemen biraderinin önüne atıldı:
— Acep bir hayırlı haber
Üçüncü Ahmed'in renginin uçukluğundan belli idi ki hayırlı haber yoktu.
— Erkânı devlet, Sancak-1 Şerifi alıp İstanbula gitmeme karar vermiş. Her halde yegâne yol da budur. Sen ne deı-
Hatice Sultan derin derin düşündü.
— Doğrudur. Eşkiyanın cüreti, İstanbul'un boş bırakılmasından dolayı gerektir.
— Demek gitmem münasip-
— Eğer Şevketlû biraderimiz de bunda bir mahzur görmezlerse...
— Çok düşünüyorum. Bu u-mulmadık hâdise beni çok yordu. Düşünemez oldum. Mülk-ü
(1) Lâle Devri, Ahmet Refik. Sayfa: 130.
(Başı 1 inci sayfada) oğlu almıştır, hatip her iki takriri ayrı ayrı izah etmiş, İsmet İnönü tarafından verilen takririn içtüzükteki sarahate uymadığını delilleriyle izah etmiştir. Muzaffer Kurbanoğlu, demiştiı ki:
— İsmet İnönü içtüzük hükümlerini çiğnemiştir. Çünkü içtüzük sorulan şeyin bir mesele olması lâzımgeldiğini ve a-çıkça bildirilmesini âmirdir.
Muzaffer Kurbanoğlu, bunun bir mesele olmadığını ve açıkça bildirilmediğini söylemiştir. Hatibe göre, senelerce Başbakanlık, Cumhur Başkanlığı, Parti Başkan vekilliği ve nihayet Parti Başkanlığı yapmış o-lan bir zatın içtüzük hükümlerini bilmemesine imkân yoktur. Nihayet, bu takrir ayrıca C’.H.P. Grupundan da geçmiştir. O halde, İsmet İnönü’nün böyle gayri vazıh, ve içtüzük hükümlerine uymıyan bir takrir vermesinde bir maksat olmak lâzımdır. Bu maksat ne-c'ir? Hatibe göre bu maksat tak rir reddedilir edilmez bu ıed keyfiyetini umumî efkâr önünde sömürmek, görüyorsunuz ya bize sual sormak hakkını bile ti.nımıyorlar demektir.
Hatip bundan sonra bir hukuk devleti nizamını koruyan idarenin içtüzük hükümlerine aykırı bir karar veremiyeceği-ni söylemiş ve her şeye rağmen bu takririn reddedilmesini ve diğer takririn kabulünü iste miştir.
Bundan sonra Şevket Mocan söz almış, bir az evvel konuşan arkadaşının fikirlerine iştirak edcmiyeceğini söylemiş, ve her şeye rağmen İsmet İnönü’ye söz verilmesini istemiştir. Hatibe göre, Halk Partisi muhalefeti gelsin konuşsun ve buradan lâyık olduğu cevabı alsın!..
Şevket Mocan’ın çok hararetli hitabesinden sonra Emrul-lah Nutki söz almıştır. Bundan sonra Bahadır Dülger konuşmuş, her iki takrir hakkındaki görüşlerini bütün hukukî delilleriyle izah etmiştir. Bahadır Dülger’e göre de, birinci takrir asla içtüzük hükümlerine uymamaktadır. Bizim hiç bir sual takririnden zerre kadar çekindiğimiz yoktur. Ancak onların da bir takririn nasıl verilmesi lâzım geldiğini bilmeleri ve ona göre hareket tarzlarını tayin etmeleri gerektir. Bahadır Dülger de ikinci takririn yani sarih maddeleri ihtiva e-den Osman Bölükbaşı’nın takririnin kabul edilmesini istemiştir.
Bundan sonra diğer bazı hatipler söz almış ve bu arada bir
de hükümetin bu mesele etrafındaki düşüncelerinin öğrenilmesi ] hakkındaki bir takrir de okunmuştur.
Başbakan Adnan Menderes, alkışlar arasında kürsüye gelerek gayet hukukî güzel bir izah yapmıştır.
Menderes’e göre, İsmet İnönü-nün takriri bir defa gensoru değil, ancak soru mahiyetini taşımaktadır. Çünkü dış meseleler ve emniyet meseleleri hakkında izahat istemektedir.
Osman Bölükbaşı’nın takriri ise, 157 nci maddenin sarahati dahilinde bir gensoru mahiyetini haizdir.
Eğer birinci takrir reddedilir de ikinci takrir kabul olunursa, esasen Halk Partisi erkânı ve bizzat İsmet İnönü bu kürsüden konuşmak fırsatını bulur. Başbakan bu mevzuda geniş izahlarda bulunmuş, takririn yüksek heyete ait olduğuna hükümetin daima her mevzu etrafında gereken izahlarda bulunmaya amade bulunduğunu ve Grupun bu mevzuda vereceği kararı daima ineni nunlukla karşılayacağını söylemiş, ve şunları ilâve etmiştir:
Eğer bu gensoru kabul edilecek olursa, bunun üzerinde Grupta şimdiden müzakereler açılmasını teklif ediyorum. Dış politika meselelerini Dışişleri Bakanımız, millî savunmaya ait olan işleri Millî Savunma Bakanımız etraflı bir surette şimdi izah etmeğe amadedir.
Adnan Menderes’in müdellel ve hukuki izahları Grup tarafından sürekli alkışlarla karşılanmıştır.
Kore cephesinden siyasî cepheye..
(Sonu Sa. 4 Sü- 4 te) bir çıkarma yapmaları ihtimali bertaraf edilmiştir. Komünist Çinliler, mütemadiyen Amerikalılardan bu ablukanın kaldırılmasını istemektedirler. Bu bakımdan. Mançuri hududundan Birleşmiş Milletlere karşı giriştikleri hareket, şimdilik Kore'den evvel. Formozıâ'yı ele geçirmek için bir tazyik mahiyetinde de telâkki edilebilir.
Neden Formoza da, Kore değil?.. Çünkü Formoza'yı bir taviz olarak almayı düşünmüş o-labilirler. Halbuki, Kore'de hâdiseler inkişaf ederse o zaman doğrudan doğruya hem Birleşmiş Milletlere hem Amerika'ya karşı harp ilânını göze almak bahis mevzuudur.
Ama, bugün Kore'de bilfiil harp yok mudur? Vardır; fakat kızıl Çinliler, kendi hudutlarının emniyet altında bulundurulmasını temin için bu şekilde harekete mecbur kaldıklarını iddia etmektedirler.
İşte tam bu sırada Amerika üç teklifle ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri Dışişlerinde Uzak Şark meseleleri Bakan yardımcısı Dean Rusk'ün Mançuri hududunda sıhhî bir kordon kurulması hakkındaki teklifidir. Öbür taraftan Achoson Birleşmiş Milletlerin hedef ve gayelerini anlatmış, komünist Çin'e karşı hiç bir taarruz emeli beslenmediğini bildirmiş ve Yalou nehri üzerindeki Hidro -elektrik santrallerin tahrip c-dilmiyeceğini söylemiştir. Ayrıca Başkan Truman'ın Pekin'e meşru menfaatlerinin korunacağı vc her tarafı memnun edecek bir formül aranacağı hak-kındaki sözleri ortada durmaktadır. İşte siyasî münasebetler bu hava içinde ikon şimdi Kore’de büyük taarruz başlamış bulunuyor.
Bu taarruzun hedefini tayin etmek şimdiden hakikaten çok müşküldür. Akla gelen bazı noktalar vardır:
1 — Sovyet Rusya bugün için komünist Çin'i âlet gibi kullanarak Birleşmiş Milletlere ve Amerika'ya karşı bir harbe girişmeği göze almış mıdır?
2 — Yoksa, bu son hâdiseleri vesile yaparak, komünist Çinin Amerika tarafından tanınmasını mı hazırlamaktadır?
3 — Bugün Güvenlik konseyine bazı meseleler hakkında fikrini sormak üzere çağırılan komünist Çin'i böylece Birleşmiş Milletlere ithal ederek bir komplo mu hazırlamak niyetindedir?.
Biz çok iyi tahmin ediyoruz ki, Kore'de açılan yeni taarruzun gayesi, bugün için askeri olduğu kadar da siyasîdir: ve dolayısiyle Kore'yi değil. Birleşmiş Milletleri elde etmek gayesine matuf görünmektedir. Bu arada Kore de alınırsa, bu iki taraflı bir kazanç olacaktır.
Birleşmiş Milletlerin bu bakımdan hâdiseyi her tarafından ehemmiyetle ele almaları ve süratle bir karara varmaları gerekmektedir. En ufak bir tavizin büyük neticeler doğurabileceği unutulmamalıdır.
Siyasi cephede de vaziyet askerî cephede olduğundan daha az ciddî ve nazik değildir.
Mümtaz Faik FENİK
Cumhurbaşkanı Celâl Dayar, dün Çankaya'da, Balıkesir Milletvekili Sıtkı Yırcalı başkanlığında Kızılay Genel Başkanı Ali Raııa Turhan ile Kızılay Başkanlık Divanı üyelerinden mürekkep heyeti kabul etmiştir. Cumhurbaşkanı ayrıca, Ankara Üniversitesi Rektörü Hikmet Birant, Erzincan Valisi Sait Balioğlu, Kastamonu Valisi Nurettin Anuşka'yı kabul etmiş, öğle yemeğine alıkoymuştur. Resimde Cumhurbaşkanımız Kızılay heyetiyle görülüyor.
Cephede vaziyet
(Bası 1 inci sayfada) terinin akıbeti bahis konusudur-
Müşahitleri en fazla endişeye düşüren nokta, Çinlilerin takip ettiklgri harekâttan fazla, bun-
lar tarafından vetlerdir.
ileri sürülen kuv-
Havacıların bildirdiklerine göre, düşman kuvvetlerinin sayısı fevkalâde yüksektir.
Mac Arthur'ün hususi tebliği
Tokyo, 28 (a.a.) (United Press) — Genoral Mac Arthur karargâhından bugün aşağıdaki hususî tebliğ neşredilmiştir:
•^Tamamen yeni bir harp karsısında bulunuyoruz. Çünkü halihazırda Kore'de 200.000 den fazla Çinli bulunmaktadır.
Anlaşıldığına göre bu kuvvetlerin takviyesi için lüzumlu her türlü hazırlık yapılmıştır-;
Cephe muhabirlerinden gelen hdberlere göre, Mac Arthur Birleşmiş Milletlere hitaben yayınladığı tebliğde, kendi emrindeki kuvvetlerin vaziyete daha uzun müddet hâkim olamıyocak-lafını ve ilerisi için ne yapmak lâzım geleceğine Birleşmiş Milletler teşkilâtının karar vermesi gerektiğini bildirmektedir.
Çip kuvvetleri 200 binden çok fazla
Tokyo, 28 (a-a.) (United Press) — Cephe muhabirlerinin bildir-
diklerine göre,
muvaffakiyetiz-
liğe uğrayan müttefik kuzey ba-
tı taarruzunun başlangıcında, Mac Arthur'ün 200 bin kadar
tahmin ettiği Çin kuvvetlerinin
bu miktardan üç buçuk misli da-
ha fazla olduğu sanılmaktadır.
İki yüzbin Çinlinin sayıca müttefiklere, bire iki nisbelinde faik olmaları Birleşmiş Milletler kuvvetlerini sarsmaktadır. Mac Art-
hûr'ün tebliği süratle ilerRyen Çinlilerin kuzey batıdaki taarruz hattının doğu ucuna nüfuz ettiklerini bildirmektedir.
Mac Arthur’ün talebi
Vaşington, 28 (a.a.) (United Prtjss) — Umumiyetle iyi habeı alan bir kaynaktan öğrenildiğine göre batılı devletlerle Çin komünistleri Birleşmiş Milleterde bir anlaşmaya varmadıkları tak-
dirde General Mac Artur’ün hü-
kümetten
Mançurya'yı
bomba-
lamak ve belki de hududu geçmek müsaadesini istemesi beklen
mektedir.
Mamafih böyle bir müsaadenin
Mac Arthur’e verilip verilmiye-
Son dakikada gelen haberler
Tokyo, 28 a.a. — (Reuter) : «Tokchon gediğinden sızan komünist Çinliler bu akşam Birleşmiş Milletler kuvvetlerini kıskaç içine almak üzere büyük bir harekâta girişmişlerdir. Amerikan avcı uçakları pilotlarının bildirdiğine göre komünistler açtıkları gedikten sür'atle istifade c-derek Birleşmiş Milletler kuvvet lcıinin büyük kısmının ricat hattını kesmek üzere batıdan sahile doğru çarketmektcdirlcr.
Kore yarımadasını ikiye ayıran dağların zirvelerini aşarak güneye doğru patikalardan sızan büyük miktardaki komünistlere taarruz eden pilotlar hepsini bombalpyamayacakları kadar çok hedef bulunduğunu söylemişlerdir.
Çin komünistlerinin ilerlemiş öncüleri bu gece Kuzey Kore'nin eski başkenti I’yongyangdan 100 kilometreden az bir mesafede bulunmaktadırlar.
Mac Arthur'ü tenkid
Tokyo, 28 a.a. — (AFP): Birleşmiş Milletler askerî çevrelerin de bu akşam kötümserlik havası esmekte, Kore'den haberler, geldikçe- bu haVa şiddetini arttırmaktadır.
General Mac Arthur’ün şahsına karşı tenkidler ileri sürülmeğe başlamıştır. Tenkidler komünist Çin kuvvetlerinin kütle halinde taarruza geçecekleri anın pek yakın olduğunu sezemediğin den dolayı Amerikan istihbarat servislerine karşı daha fazla yük letilmektedir.
General Mac Arthur’e yakın çevrelerde, başkomutanı istihbarat servislerinin yanıltmış olduğu gizlenmemektedir.
Amerika'da mühim bir içtima
Vaşington, 28 a.a. — (AFP): Gazetecilere demeçte bulunan Başkanlık Basın Sekreteri Charles Ross Başkan Truman'ın Kore'deki vahim durum hakkında devamlı malûmat aldığını bildir-
Türk - Fransız millî maçı
10 Aralık pazar günü Ankara'da oynanacak olan Türk -Fransız (B) millî takımları karşılaşmasına Futbol Fcderasyo-nunca da büyük bir önem verilmektedir.
Fransız (B) milli takımının kuvvetli bir kadro ile memleketimize geleceği haber alınmıştır.
Bu sebeple Futbol Federasyonu (B) millî takımımızın Frbn-sızlara karşı kuvvetli bir kadro ile çıkması için, 8 Aralıkta Ka-hire'de oynanacak Türk - Mısır genç milli takımları karşılaşmasından sonra futbolcularımızın 0 aralıkta Ankara’da bulunmalarına karar vermiş ve ptoğratn ona göre hazırlanmıştır.
(B) millî takımımız Fransızla-ra karşı genç millî takımdan 3 veya 4 fûtbolcu ile takviye edilerek çıkarılacaktır.
Yeğenbey Vergi Dairesi müdürlüğünden
ödevlinin adı vc soyadı
Adresi
Bundan sonra muhtelif hatipler söz almışlar ve bu husustaki fikirlerini söylemişlerdir. Bunlar arasında Fethi Çelikbaş, Hâmid Şevket înce, Fatin Dalaman, Osman Şevki Çiçekdağ da bulunmakta idi.
Neticede 3 fikrin tebellür ettiği görülmüştür:
1 — İsmet İnönü tarafından yapılan gensoru teklifini İçtüzüğe aykırı olmasına rağmen kabul etmek, bu suretle muhalefete müsamaha göstererek politika meselelerini umumi efkâr önüne sermek.
2 — Gensoru teklifinin ifade şekli İçtüzüğe aykırı olduğundan bunu reddetmek.
3 — Gensoru teklifinin yapılış şekli İçtüzüğe aykırı olduğu için muhalefet başkanına bunu iade edip, teklifin İçtüzüğe uygun olarak tashih edildikten sonra verilmesini talep etmek.
Müzakereler sonunda İsmet İnönü tarafından yapılan teklifin tasrih edilmesinin ve İçtüzüğe uygun olarak verilmesinin istenmesi kabul edilmiştir.
Veremle savaş
(Başı 1 inci sayfada) ıılan talî Komisyonlar dün dc çalışmalarına devam etmişlerdir.
Organizasyon komisyonu: Evvelce toplanan Verem Savaşı istişare Komisyonu çalışmalarına ait raporu yeniden gözden geçi-
rerek bilhassa verem savaşı or-
ganizasyonu, verem
dispanser
yatakları, okullarda, işçiler arasında ve okulda verem müca-
delesi, verem savaşı için personel yetiştirme meseleleri, verem sigortası ve tüberkülozda rehabilitasyon işleri üzerindeki incelemelerini bitirmiştir.
Kanun ve Tüzük inceleme Ko-
misyonu Bakanlıkça hazırlanmış olan verem savaşı kanun tasarısı üzerindeki tetkiklerini ikmal
etmiştir.
BCG Komisyohu, son iki sene zarfında yapılan aşı tatbikatını ve bunun neticelerini incelemiş, alınacak tedbirleri ve bilhassa aşı tatbikatının kısa bir zamanda ilce ve hattâ köylere kadar teşmilini kararlaştırmıştır.
Her üç komisyon tarafından hazırlanan raporlar Verem istişare Komisyonunun bugünkü top lantisında incelenip karara bağlanacaktır.
ceği meşkûktür-
Cephede açılını gedik
Tokyo, 28 (a.a.) (Reuter) — Korede kuzey batı cephesinin doğu ucunda bulunan Tokchon - Yongwon bölgelerindeki müttefik hattında açılmış olan gedik, başlıca tehlike noktasıdır. Komi) nistlerin müttefik htlannm ne kadar içerilere üfuz ettikleri belli değildir.
Teyid edilmiyen haberlere göre, kızılların, takriben 30 millik bir ilerleme yaparak, Tokchon’un güneyinde 20 mi kadar içeriye nüfuz etmeleri ihtimali vardır.
Birleşmiş Milletler ordusu ilk defa olarak kuzey doğu cephesinde deniz uçaklarının yardımım istemiştir.
Dokuzuncu kolordu sözcüsü 2 nci güney Kore kolordusunun Tokçon kesiminde dağıldığım kat'î surette teyid etmiştir-
Cephe komutanları Tokyo'da
Tokyo, 28 a.a. (Afp) — Kore-deki Birleşmiş Milletler kuvvet leri Kuzey Doğu bölgesi Komutanı General Edvvard Almond ve Kuzey Batı bölgesi kumandanlarından General Walton Walker, Tokyo'ya gelmiştir. İki General acele görüşmek üzere Mac Arthur’ün yanına gitmişlerdir.
Ross, Başkanın bugün genelkurmaylar şefi General Omar Brad-lcy ile görüştüğünü söylemiştir.
Diğer taraftan Millî emniyet konseyi saat 20 dc toplantıya davet edilmiştir. Konsey üyelerinin Kore vaziyetini gözden geçirecek leri sanılmaktadır. Trumanın başkanlığı altında bulunan konseye Savunma vc Dışişleri Bakanları da iştirak etmektedirler.
Başkan Truman, General O-mar Bradleyden bu toplantıda
bulunmasını ve kabine üyeleri-
ne Koı-edeki son vaziyet hakkın-
da malumat vermesini rica et-
miştir.
Kızıllara Atom Bombası kullanılması isteniyor Vaşington, 28 a.a. (United Press) — Demokrat mebuslardan Mendel Rivers, Kore'deki komünist kıtalarına karşı atom bombası kullanılması için Başkan Truman nezdinde ısrar e-deceğini bildirmiştir.
Air Francc şubesi
Abbott Laboratories Nir. İst. Ltd. Türkiye şubesinde satış M. A. Azzopardl
Abdurrahman Uyar
Şark Deri Türk Anonim Şirketi İdare Meclisi Reisi Ahmet Kara Ebbc Morsing
A. Mimar Kürk vc Ham deri Ticaıetevi
Abdi Fuat Akcv ve şürekâsı hisseli Koın. şirketi
Ara Akmoğlu
Ali M. Lugal
Baha Akpinar
Dr. Reşat Sabit Erduran
Dursun Ali Özgen
Dejo Giyemermöti
E. Ermiş
G. S. Faıguhar
Grgur Vlasto
Hafız Hüseyin Taviloğlu
Heinrich)
Brucner)
Hayıi Arapoğlu ve şeriki Şir. Toısten VVenıan
İhsan Kent
Mateo Alaluf ve mahdumları firması
Muıtaza Kanıran
Nihat Hanıamcıoğlu
Necip ve Cemil Aka kardeşler
Radyolin imalâthanesi
Recai Gürelli
G. Stamatıadı
Seyit Ahmet Daruka
Saim Budi
G. Stamadıadı
Sadullah Birsel
Saıııih Hisaılı
Tcvfik Peksayar
Mehmet Hüseyin Aktari
Turan Aziz Beler
Kaptan Ziya Seferoğlu
Hilmi Günbeyaz
İsmail Caııer
Valıran - Ohaııncsyan
Akif Cünhan
lstanbu, Tcpebaşı Meşrutiyet caddesi No. 233
İstanbul, Galata Voyvoda caddesi No. 82 Hazaran Han No. 17 -20, de
İstanbul, Beyoğlu Mİ3 sokak No. 25 de - .
İstanbul, Sirkeci Liman Han ka! 4 de
Ab. Acrotransport Sıvedish air Lines Ankara şubesi mümessili muavini
İstanbul, Mahmutpaşa Kürkçü Han Np. 2-47 de
İstanbul Yeni Çarşı Bostanbâşı sokak, No. 161 de
İstanbul, Galata Bos/or Han No
5-6 da
İstanbul, Nişantaşı Park Apar-tımanı
Sümcrbank Etüt re Tesis Müdürü.
İstanbul, Taksim Ceylân Apartı-man No. 27-4 de
İstanbul, Fatih İtfaiye caddesi No. 32 de
İstanbul, Ayaspaşa Hariciye sokağı No. 7/9
İstanbul, Sirkeci iskelesi No. 156 da
İstanbul, Socuny vc Vacum Oil Ko. lnk. Makine yağ. şubesi müdürü.
İstanbul, Ayaspaşa Molla bayırı sokak Molla apartman No. 4 de İstanbul, . Galata Fermcnçcilcı Caddesi 16-18
İstanbul P. Kutusu 1176, -İstanbul, Galata Tahir Handa İstanbul İsveç Konsolosu İstanbul, Galata Ünyon Han No 64 de
İzmir, Şükrüsaracoğlu Bulvarı No. 35 de
İstanbul, Kadıköy Fencryolu Fenerli Ahmet sokak Nö. 24 İstanbul Şişli Küçükbahçe sokak Karlo Apartman No. 6
İstanbul Mimar Vedat Caddesi No. 26
Tokat Milletvekili
İstanbul, Beyoğlu Hacopulo Han No. 34 de
Ahtalya Selçuk Mahallesi Aralık sokak Ko. 2 de
İstanbul, Galata Nordeştçm Han Kat 3 No. 16-17 de
İstanbul, Beyoğlu Hacopulo Han No. 34 dc
İstanbul, Galata Hüdavcndigâr Han No. 39-41 dc
İstanbul, Asmaaltı No. 52 de İstanbul, Hasır iskelesi Dutculaı No. 5 de
İstanbul, Galata Yenicimi Ö-merağa sokak No. 21
İstanbul. Beyoğlu Kuloğlu sokak No. 6-4 (Jc
İstanbul, Galata Limanbahçe Han kat 2 dc
İstanbul, Beyoğlu Ağahamam Faik Paşa caddesi Katcrin A-paı-tman No. 1 de
İstanbul, Sultanahmet Divanyo-lu Ticarethane çıkmazı No. 21 dc
İstanbul, PangaJtı Zafer sokak Bereket apartman No. 20-2 de Yenice Mah. İtfaiye meydanı No. 22
Fransız kabinesi istifa etti
Paris, 28 a.a. — (AFİ-): Par-lâmentonuıı bugünkü toplantısında, Jules Moch’un yüksek (livana verilmesi hakkındaki komünist takrir 203 muhalif oya karşı 235 oy ile kabul edilmiştir. 37 adet boş oy puslası bulunmuştur.
Başbakan Rene Pleven’in koalisyon kabinesi bu akşam istifa etmiş, Cumhurbaşkanı istifayı kabul etmemiştir.
2395, 797 ve muaddel 1836 sayılı veraset vc intikal vergisi ve 4040 numaralı fevkalâde zam kanunlarile salınan veraset fevkalâde zam vergilerine ve 5432 sayılı vergi usul kânununun 323, 330, 334 üncü maddeleri gereğince usulsüzlük ve kusur cezasına tabi tutulmuş olan yukarıda adı ve soyadı ile bilinen adresleri yazılı mükellefler adreslerde yapılan araştırmalarda bulunmamıştır. ’
İşbu ilân yapıldığı tarihten bağlıyarak bir ay içinde Denizciler caddesindeki Yeğenbey Vergi Daitesi Müdürlüğüne bizzat veya bilvekâle müracaat etmeleri veyahut teahhütlü mektup veya telle adreslerini bildİrırtelei’i bu suretle adres bildirenlere sıra ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı bir aylık süre zarfında bulundukları yeri bildirmeyenler veya müracaat et-miyenler adına salınmış bulunan vergiler hakkında tebliğin yapılmış sayılacağı ilân olunur.
1
29/11/1950
ZAFER
Sinema
Hoiiywood: Saadet
ve Facialar Diyarı
İntihara sürükleyen veda mektupları
I lal emen herkes Hollywoodu I ■ ■ saadet ve neşe diyarı o-larak tahayyül eder. Genç kızların muhayyilelerinde orası bir neşe ve servet diyarı olarak canlanır.
Halbuki hakikat bambaşkadır. Bundan senelerce evvel Vickie Baum’un meşhur romanı «Esrarsız Hayat» da aksettirdiği, gibi Hollyvvood’da da bedbaht insanlar bulunabilir. Mesut addedilen yıldızlar da ru hı buhranların dipsiz girdaplarına düşebilirler, lüks içinde cehennem hayatı yaşıyabilir-ler.
«Bir Milletin Doğuşu» filminin eşsiz yaartıcısı W. Grif-fith'in dediği gibi Hollywood is minin başındaki H harfi İngilizce «Heattbroke)\ kalp kırılmasını ifade eder. Seneler bu söylediklerimizin müteaddit ve acıklı misallerini vermişlerdir. Bugünkü yazımızda bunların bir kaçından bahsedeceğiz.
Bundan tam on beş sene evvel, sisli bir kânunuevvel gecesinde, güzel Thelma Todd, sa-rayVari evinin garajında otomobilinin içinde karbon - mo-noksid gazından zehirlenmiş olarak bulunmuştu.
Gene aynı sene, Norma Shearer’in kocası, Metro Gold-win Mayer’in meşhur direktörü Irving G. Thalfterğ, genç yaşında fazla çalışmaktan öldü.
1 932 de Jcan Hârlow'un
■ kocası direktör ve felsefe meraklısı bir entfeilektüel Paul Bern evinde şakağına bir kurşun sıkıyor ve karısına aşağıdaki mektubu bırakıyor:
«Hayatım, sevgilim;
Maatteessüf, sana istemiye-rek yaptığım fenalığı silmenin tek yolu budur.
Dün gecenin sadece bir komedi olduğunu anlamışsındır.»
Paul
Mektubun mânâsı bugüne kadar anlaşılamadı ve bundan sonra da anlaşılacağa benzemiyor.
Kocasından beş sene sonra da Jean Harlow beyine tesir eden bir kan zehirlenmesinden dolayı, güzel bir haziran günü, hayata gözlerini yumdu.
Bundan sonra gelen seneler de elemsiz değillerdi: John Gil-bert, Marie Drcsler, ihtiyar yaşında gayrimeşru bir çocuğun babası olmakla -itham o-lunmağa dayanamıyarak bir kalb sektesinden Ölen Vfallace
Berry acıların yalnız bir kaç sebepleridir.
Büyük ümitler vâdeden Susan Pelers bir av kazasında kötürüm kaldı.
Bir romatizma krizinden kurtulan Lou Castello ufak oğlunun yüzme havuzunda boğulduğunu öğrendi.
Robert Mitchum eroinli sigara içtiği için Lila Leeds’le hapse girdi.
(Sonu 6 inci sayfada)
Michele Morgan’ın Maria Chapdclain'dcn iiç güzel
Sayfa: 5
Maoçetungdünyanın

çatısına tırmanıyor
Kaybolmuş mukaddes ülke-Sağlık yerine inanış-Mistik-: 1er ve tenbeller - Kadın baş rahip “Diamansua,,-Bebek Dalai Lama-Tibet kadınlarının çok erkekle evlenmeleri-Komünistlerin Tibetteki muvaffakiyetlerinin sırrı
I 1 Henüz Darjeeling göıün-; ■ meden arabamız birdenbire ; : yolun önünde en aşağı yüz ■ metre derinliği olan bir uçu-
( ; rum kenarında durdu. Ara-! badan indik. Genç bir klz ; elimden bavulumu aldı. Ge-; ne kız arkadaşları bavulu-
( ’ mu onun sırtındaki sehpaya
I yerleştirdiler. Tibet’li kadınlar çocuklarını umumiyetle arkalarındaki bu sehpalarda taşırlar. Yol, önümüzde dik bir yokuş halinde yükseliyordu. Kadın hamal bavulumu omuzladıktan sonra rahatça yürümeye başladı. Ben de onu takip ediyordum. Diğer kadın hamallar yükleriyle birlikte ilerliyorlar ve giderlerken birbirleriyle şaka ediyorlardı. Bu dağ insanlarının kuvvet karşısında şaşırdım. Himalaya üzerindeki bu dar patikayı takip ederken, kadınların Moğol gözlerinde daiıpî bir neşe alevi görüyordum.
Darjeeling siyasi bakımdan Hindistan'a tâbidir ve 2000 metre yüksekliğinde olan bu şehir küçük Kalimpong kasabası ile birlikte «Dünyanın çatısına» giden yol üzerinde, kervanların mühim bir uğrak noktası ve aynı zamanda Tibet’in medenî âlemle temasa geldiği biricik yerdir. Burada kulakları küpeli, siyah sakallan uzun boylu erkeklerle, renkli elbiseler giymiş, kollarında ve boyunlarında kıymetli taşlar taşıyan ka-( dınlar, turistleri hayret içinde ( bırakır. Bu havaliye Sikkim
prensi hükmeder. Tibet'e girmek için de evvelemirde bu prenslikten müsaade almak lâzımdır.
Bu hudut şehrine birlikte gelmiş olduğumuz Tibet’li bir tüccar, buradan ileriye tekerlekli vasıtaların gidc-miyeceğini söyledi. Bunun sebebini sorduğum zaman, Tibet ülkesinde, medeniyet dünyasının bir remzi, bir alâmeti olan tekerleğin en büyük bir günah sayıldığını söyledi. Bundan dolayı Tibet yollarında tek bir araba görülmez. Herkes yaya yahut
atla seyahat eder. Bu durum karşısında burada öteki medeniyet vasıtalarından bahsetmek gülünçtür. Yalnız İ-kinci Dünya Harbi esnasında radyo gibi bir şeytan icadı Tibet’e girmiştir. Reginald Fox isminde bir Ingiliz tarafından kullanılan bu radyo istasyonu yalnız hükümetinin hizmetinde iş görür. Harp esnasında Hindistan’daki esir kampından kaçarak Lhassa’ya iltica eden iki A-vusturyalı mühendis de bu radyo istasyonunda teknik müşavir olarak çalışırlar. Tibet’te bunlardan başka AvrupalI bulunmaz. Mukaddes ülkeyi ziyarete gelenler de burada pek fazla ikamet edemezler. Dalay Lama’nın memleketi yabancılarla teması arzu etmez. Dünyanın ^bu el değmemiş mıntakası bir AvrupalI için pek orijinaldir. Kırmızı ve beyaz
renkli dua değirmenleri
memleketin her tarafında döner durur. Mabet kapılarının önünde bronz arslan heykelleri yer alır. Burada nüfusun yarısından fazlası rahiptir.
Tibetlinin yanına yaklaşmak biraz müşküldür. Zira müthiş bir koku insanın burnunun direğini kırar. Tibetli asla yıkanmaz. Gece ve gündüz üzerinde aynı elbiseyi taşır. Bu pisliğin bir sebebi de soğuktur. Tibet ülkesi de-
Orhan Remzi YÜREĞİR (Sonu 6 inci sayfada)
Hikâye
Kadın ve ağaç
Michele Morgan’ın son filmi Maria Chapdelaine
İngiliz ve Fransız artistlerinin işbirliği ile çevrilen bu kordeladan çok şey beklenebilir
Q aris’te pek yakında Mi-r ehele Morgan’ın son filmi Maria Chapdelaine gösterilmeğe başlanacak.
Maria Chapdelaine manastırdan yeni çıkmış romantik bir genç kızdır. Dört duvar arkasında senelerce aşkı sihirli bir altıncı his olarak düşünmüş hal tâ zaman, zumun hissettiğini de zannetmiştir. Onun için ilk ve gecikmiyen sukutu hayal aşka olan itimadını ve hayata alâkasını kaybettirir.
Genç kızın bu hali, dünyada hiç bir şeye inanmıyan bir genci fetheder ve aşkını ishal için hayatını feda eder. Al-
tıncı hissin mevcudiyetine tekrar inanan kız, çocukluğundan beri kendini seven birisiyle evlenir.
Bu mevzu hakikaten enteresandır ve ezeli aşk kompleksini yepyeni bir noktadan tahlil etmektedir.
Michele Moıgan'm Maria Chapdclain rolünü oynadığı nazarı itibara alınırsa bu filmden çok şeyler beklenebilir.
Vaka Kanada'da karlar içinde geçer. Filimde Kanada’yı canlandırabilmek için Avusturya Tytol’lçri seçilmiştir.
İngiliz ve Fransız artistlerinin iş|jirliğiyle çevrilen bu
kordelânın iyi olduğu tahmin olunabilir. Mamafih filmi görmeden kat'î bir karar vermekten imtina ediyoruz.
AYFER
Rita Hayvorth Afrikaya gidiyor
Verilen bir habere göıc, beyaz perdenin unutulaınıyan yıldızı Rita Hayvvoı th pek yakında kocası Ali llaıı'la Afrika seyahatine çıkacaktır.
Rita Hayworth ve eşi bu seyahatlerinde büyük bir arslan a-vma da iştiıâk edeceklerdir.
Kadın mütemadiyen okuyordu. Aynı kitap defalarca okunmaktan paramparça olmuştu. Fakat bu kitap kadına dokulmaz bir zevk veriyordu. Zaman, zaman içindekileri pek güzel anlıyabiliyor, mazideki hâtıralarını renksiz bir tablo gibi seyredebiliyordu.
Bugün içinde bir sıkıntı vardı. Bir elinde kitap, diğer eliyle cama vurdu. Camın kırık ucu bu darbeyle titredi. Neden parmaklarını bu ince cam üzerine vuruyordu? Birini mi çığırmak istiyordu? Gördüğü herhangi bir şeye orada olduğunu mu harfettirmeğe çalışıyordu?
Sıkıntısı biraz da havadan olmalı. Bulutlar alçalmış, neredeyse damlara çöküverecck -’cr. Arada bir yağmur atıştırıyor ve işte şuracıktaki o kalın gövdeli ağacı esmerleştiriyor. Mu ağaç sokağın tek ağacıda-.
Bir zamanlar gençti ama, sonra o da bu sokağın evde kalan kızları gibi yaşlandı. Şimdi biçimi biraz bozuk, beli bükük, başı yana eğik, elleri ayakları buruşuk. Sesi genç-1 iğindeki gibi neşeyle dolu değildi. Hem artık dalları altında randevu verenlere dikkat etmiyordu bile. Bu işe o kadar kanıksamıştı ki.. Vaktiyle bu sokakta kendi yaşında gençler pek çoktu. Hepsi de güzeldiler. Sarışınları, esmerleri, kumralları, neleri yoktu ki... Hey gidi günler hey diye esen rüzgâra kendini bırakarak ür-perdi. Kadın titreyen ağaca bakıyordu. Heyecanlı gözüküyordu. Ateş gibi kavrulan dudakları içeri kıvrılmış, iri gözleri parlamış, hattâ yüzünde pek nadir görülen bir tebessüm dalgalanmıştı. Kendi kendine mırıldanıyordu. Belli belirsiz işitilen bu seslerde bir mazi vardı.
Fakat bu mazi elindeki ki-
/ Yazan*
I Hâle Eroğlu j
kelimelerle naklediliyordu. Birdenbire öfkelendi. Evet, niçin dönmeli, niçin dönmeliydi bu küflü senelere! Her şey aynı, ev sokak, ağaç hepsi eski yerlerinde.
Kadın kendini pencerenin yanındaki koltuğa attı. Elini tuhaf bir işaretle oynattı. Gözlenin kapadı. Bir müddet baygın bir halde uzanıp kaldı. O-daya kararan hava ile birlikte bir siyahlık çöktü. Renkler korkunçlaştılar. Bir kapı şiddetle kapandı. Duvarın köşesinde ördüğü kocaman ağını bitirmeğe uğraşan yazıf örümceğin haraketinden başka bir hareket olmadı.
Yağmur hızını arttırdı. Ağacın kollarından sular oluklaş-tı. Yaşlı gözleriyle evin demirli ölgün pencerelerine doğru başını uzattı.
Kadına ben de şenin yim, sana benziyorum dert yanmak istedi, istedi ama öteki duymadı. Çatırdıyan sesiyle kadın için acı duydu. Ne güzel kızdın dedi. Yağmurdan boğulan bir sesle sözde güldü. Sonra elini karnına doğru götürüp derin yaralarını işaret etti. Gösterdiği yerlerden yağmur suları sızarak ayaklarının dibine kayıyorlardı. Bunlar bir zamanlar ufak bir çakı ile onun karnında açılan iki ayrı ismin baş harfleriydi. Ağaç o gün duyduğu bıçak yarasını yeniden duyar gibi oldu. Sonra iki gencin o günkü neşelerini düşündü. Acısına rağmen böyle mesut bir çiftin hâtıralarını gövdesine gömmelerinden duyduğu gururu da alsa unuta-ınazdc Ne yazık ki hiç bir şey ağacın düşündüğü gibi olmamıştı. Gençıerftı macerası kısa sürmüştü. Birden çatırdadı. Neden dedi, neden siz insanlar tabın sayfalarında ezberlenen böylesiniz? Neden daima yek-
gibi-diyc
) diğerinizi küçücük beyinleri-I nizle aldatmayı düşünürsünüz?
Şimdi şu evde mesut bir yuva kurulamaz mı idi?
Adetâ korkarak yeniden yı-1 kik duvarlar arasındaki eve
1 baktı. Cama dayalı başı gene
. orada buldu. Fakat onun seneden seneye çöktüğüne, bo-
zulduğuna inanmak istemedi, ı Birden gözlerinde sarı saçlı, pı-j rıl, pırıl tenli, ışıl, ışıl gözlü k.zın hayali belirdi. Yürürken saçları ahenkle omuzlarında nasıl da salınırdı. Ya o mavi elbise öylesine yaraşırdı ki... Ağaç bu sayfayı döndürdü.
Bir su arabasının sesiyle ö-, bür tarafa kıvrıldı. Kadın hâlâ pencere önündeydi. Hep böyle ayak üstünde saatlerce ağaca bakar, bir şeyler fısıldar, bir şey beklerdi. Çok defa hareketsiz durmasından a-yakları uyuşur, üzerlerine basamazdı. Bir kahkaha attı, memnundu. Şimdi şu karşıki beli bükük ağaç baştanbaşa onların hâtıralariyle doluydu. Sevgilisi, o hazır olup da çıkıncaya kadar ağaç altında az mı sabırsızlanıldı. Bir sigara yakar, o biter, öbürünü ykar-dı. Hele geceleri ıslığına bütün komşu kızları bayılırdı. En güzel şarkıları pürüssüz çalar, gece vcdamı bir serenadla kapardı. Bunlar şu şırıl sıklam ıslanan ağacın dibinde olup biterdi. Kadın içini çekti, sonra gülümsedi. Hani sen de o zaman ince vücudunla pek zariftin, dedi.
Ağaç bu sözleri duymuş gibi biraz öfkeyle ses verdi. Sonra mütevekkil bir insan haliyle başını önüne eğdi, daldı. Hiçbir şeyde tad yoktu. Hani o kukla oynıyan pis çocuklar. Ne olmuştu onlara? Bu sokak neden böyle yaşlı, hastalıklı kimselerin yatağı olmuştu. Hani o bacalara zevkle yuvalarını oturtan leylekler, onlar bi-neden seneye çöktüğünü, bö (Sonu G inci sayfada)
Sayfa: 4
ALLIS - CHALMERS
yf
SERMAYESİ İHTİYATLAR :
tafsilâbiçin gişelerimize müracaat edilmesi.
I I S
il
.(
r
e
ı
S
*
r
r
)
e b
(Başı 5 inci sayfada) nizden dört - beş bin metre yüksektir. Burada korkunç bir soğuk hüküm sürer. Soğuk insanların çehrelerini esmer bir hale getirmiştir. Tibet’linin evinde içecek sudan başka bir su bulunmaz. Bu evlere girmek için insanın gaz maskesi takması lâzımdır. Tibet'tiler sağlıktan çok dinî akidelere ehemmiyet verirler. Hakikaten bu pek güç hayat şartları içinde Budda doktrininden teselli bulurlar. Hemen her evde bir Budda heykeli vardır. Tenasüh kaidesine inanırlar. Doğan her çocuktan dördüncüsü Budda’nın ruhunu taşır. Tibet’li Lamalar, hı-ristiyan rahipleri gibi faal değillerdir. Bunlar dünyanın en tenbel insanlarıdır. Sayısı üç bini bulan manastırlarda yan gelip otururlar. Ülkenin her tarafı manastırlarla kaplanmıştır. En mühim manastırlar, Lhassa, Drepung, Gandan ve Sera manastırlarıdır. Yalnız Drepung manastırında on bin keşiş bulunur. Burası hemen hemen bir şehir halini almıştır. Bu üç manastır memleketin kaderini elinde tutar. Buraların sakinleri bir nevi aristokrasi kurmuşlardır. Zamanı gelince Dalay Lama’ya bile kafa tutarlar. Tibet rahipleri iki kısma ayrılır: Kırmızı şapkalılar, beyaz şapkalılar. Kırmızı şapkalılar yüksek sınıfdır. Bunlar evlenebilirler. Ağır işleri bunlar görürler. Hayatlarından memnun olmadıkları için Çin komünistleriyle birleşmişlerdir. Beyaz şapkalılar yüksek sınıfıdır. Bunlar ev-lenemezler ve ülkeyi idare ederler.
Bu arada Sam - Ding manastırının baş rahibesi Dia-mansua’dan da bahsetmek lâzımdır. Bu dişi Lama, hemen hemen Dalay Lama kadar hürmet görür. Bugünün Diamansua’sı 12 yaşında bir genç kızdır.
Tenasüh kaidesi Tibet’te yalnız bir dinî inanış değil aynı zamanda bütün devletin idare temelini teşkil eden bir sistemdir. Böylece bütün dünya ve din işleri tek bir şahsın, Dalay Lama’nın elinde toplanır. Dalay Lama ev-lenemez; öldüğü zaman üç meşhur manastırın rahipleri, memleketi karış karış gezerek Dalay Lama’nın öldüğü anda doğan çocukları tetkik ederler. Vücudunda kutsal işaret görülen çocuk derhal Dalay Lama ilân edilir ve ailesi ile birlikte Lhasa’ya getirilir, çatısı altın kaplamalı muazzam manastıra yerleştirilir. Dalay Lama 18 yaşına gelinceye kadar devleti naip rahipler idare ederler.
Tibet kadınları, erkeklere göre daha ehemmiyetlidir. Bu kadınlar dört erkeğe kadar aynı zamanda evlenebilirler. Bir erkekle evli olan kadın o erkeğin kardeşinin ve çocuklarının da karısı sayılır.
Tibet’e karşı Komünist Çin taarruzu başladığı esnada, devletin başında 16 yaşında bulunan, Çetsen Ngawang lobsang tengin gyapso sisun-wangjur çungpa mapai dhe-pal sangpo ismindeki Dalay Lama bulunmaktaydı. Bu, kırkıncı Dalay Lama idi. İlk Dalay Lama 16 inci asırda Moğol Prensi Altan Han tarafından kurulmuştu. Tibetliler kızıllara karşı büyük bir mukavamet gösteremediler. Tibet’in on bin kişilik bir ordusu vardı. Bu ordu Birinci Dünya Harbindeki İngiliz malzemesi ile teçhiz edilmişti. Tibetliler bir Çin taarruzuna karşı da evvel-denberi hazırlıklıydılar. Böyle olduğu halde Mao - Çe -Tung’un askerleri bütün Tibet’i ellerine geçirdiler. Bunun sebebi, kızıl Çinlilerin, Tibet’teki sınıf farklarından istifade etmeleriydi. Kırmızı şapkalı rahipler, beyaz şapkalı rahiplere diş biliyorlardı. Bunlar Mao’nun askerlerine her türlü kolaylığı gösterdiler. Mao’nun Tibet'e soktuğu ajanlar da köylü sınıfını ayaklandırmakta zorluk çekmediler. Diğer taraftan kızıl Çinlilerin elinde bulunan ve kendisinin hakikî Dalay Lama olduğunu iddia eden Panchen Laması da Tibet’te hâkimiyeti kurmak istiyordu. Nitekim Mao
Kadın ve ağaç
(Ilaşı 5) inci jfayl
’e bu sokaktan ba-ka leıe taşınmışlardı. Ilaııi bah kahvesine, çeşme başına neşeyle gidip gelen genç hanımlar... Onlardan ve çocuklumdan doğan gürültü. Gençliğinde o bu gürültüden zevk alır, hattâ böyle bir sokak ağzında ağaç olmakla gururlanırdı. Şimdi ihtiyarladı. Gurur kim, o kim! Herşey gençlikte. O yaşta; gurur, izzetinefis, genç lik hürriyeti, kuvvet, kudret ne büyük kelimelerdir. İnsan yaşlandı mı hepsinin birer sıfat olduğunu anlayıverir. Hayatta öyle şeylerle karşılaştı, o gururu izzetinefsi için öyle mücadele etti ki, sonunda ne oldu sapki!
Bunları düşünürken yağmurla karışık bir rüzgâr ortalıkta ne var ne yoksa temizliyor. Bir teneke parçası, oradan buradan esen deli rüzgârın önünde şaşkın, zıplava, zıplaya yuvarlanıp gidiyor. A-ğacın bakır renkli yaprakları iniltiyle kopuyor, savrulup, u-çuyor. Rüzgâr şiddetini arttırdı. İhtiyar ağaç böyle havalara pek fazla tahammül edemiyordu. Buna rağmen kış tehlikesiz geçti. İlkbahar bereketli yağmurlariyle gözüktü.
Ağaç hâtıralarla ömrünü tamamlarken pencerede kadını löremez oldu.
Bir gün ağacın .yıpranmış vücudunu sıyırarak sokağa bir otomobil saptı. Kadının kapıcı önünde durdu. Bir adam dışarı fırladı. Telâşla çıngırağı çekti. Kapı açıldı. Sonra bir kadın kahkahası duyuldu. A-ğaç şimdi o evin içinde bitmiş olmayı öyle arzuluyordu kil... Pek fena meraklandı. Sonra bu yaşta bu halini gülünç buldu; tıpöı yaşını, başını alıp, çoluk çocuk sahibi olmuş bir adamın, genç bir aile evini seyretmesi kadar. Kapı yeniden açıldı. Adam ağır, bezgin adımlarla dönüyordu. Az sonra dalları altına yaklaştı. Ağaç, o vakit gençliğinde hayranı olduğu güzel kızın sevgilisini
Onu yakalayıp, konuşmak istedi. Adamın şakaklarından saçlarının ağardığını anladı. Ağaç, kulakları eski hassasiyetini kaybettiği için ancak şu kadarını işitti: «En nihayet çıldırmış...» Bu sesi günlerce kulaklarından silemedi. Artık bu sokaktan nefret ediyordu.
Bu hâdiseden sonra pek fazla gün geçmedi. Tatlı bahar yağmurları fasılasız yağmağa başladı. Fakat ağaç bu bereketten hoşlanmıyordu. Bir zamanlar bahar gelirken vücudunda hafif hafif ürpermeler duyardı. Halbuki şimdi eskiyen gövdesi bu coşkun yağmurlarla harap oluyordu.
Gene bir gün, fırtınalı biçimsiz mi biçimsiz bir bahar gününde bulutlar alçalıverdiler. Şimşek bütün kiniyle çaktı. Gök derinden derine gürledi. Dolu yağdı ve nihayet bir yıldırım düştü. Bütün mahalleli bu mağrur ağacın, kalb sektesinden giden bir adam gibi, boylu boyunca sokakta uzandığını gördüler.
Lâle EROĞLU
5 inci sayfada) bir kariyere s Frances Farmer içki sarhoşluk yüzünden hapishanelerin ve sanatoryumların devamlı müşterisi haline geldi. Errol Flynn ve Charlie Chaplin en muazzam rollerini mahkemelerde kendilerini müdafaa etmek için oynadılar.
Hollyvvood en büyük dtllerinden birini 1944 de yaşadı. 34 yaşındaki ateşli yıldız Lupe Velez karnında dört aylık bir çocukla beraber uyk hapları alarak intihar etti.
BANKAMIZIN 100.000 LİRALIK
950 Yı! ikramiye Plânının 5 inci Çekiliş Tarihi;
11 Aralık 1950;
u facia serisinin son hifesini Carole Landis’ni geçenlerde vukubulan intiharı teşkil ediyor.
Deboner İngiliz artisti Rex Harrison bir öğleden sonra sevgili Carole Landis’yi yanında bir mektupla ebedî uykusuna dalmış olarak buldu.
Mektup Carol’un annesine idi:
«Sevgili anneciğim;
Seni böyle bir vaziyetle karşı karşıya bıraktığım için cidden müteessirim. Sen dünyadaki annelerin en mükemmelisin. Herşeyim şenindir. Allahaısmarladık meleğim, benim için dua et.
Seni seven yavrun»
Görülüyor ki Hollyvvood’da her şey pembe bir saadet tulü ile örtülü değildir.
İhtişam işinde de mânevi fakirliğin ıstırabını tadabilen ve hattâ buna dayanamıyarak intihar eden hassas insanlar da bu yalancı ihtişam diyarında yaşıyorlar.
Bu çekilişe iştirak edebilmek için:
Müşterilerimizin-
1 ARALIK 950 Akşamına kadar. Tasarruf hesaplarında 100, Vadeli hesaplarda 1000 lira bulundurmaları veya mevcut hesaplarını bu farlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT
Vadesiz Tasarruf Hesapları faizlerini Bankamız öder.
Vadeli hesap sahiplerine isabet edecek ikramiye!
YÜZDE 25 fazlasiyle ödenir.
Her Cins Konkasor ve Elek Makinesi
( Milwaukee I, Wisconsin U. S. A.)
Sanayi Makineleri Kısmı Türkiye Umum Mümessili
TETİCO TEKNİK TİCARET LİMİTED ORTAKLIĞI
P. T. T. İşletme Genel Müdürlüğünden
1 — İdare ihtiyacı için İdarî şartnameye ilişik fennî şartnamesinde vasıfları ve buna bağlı bir ve iki numaralı listede nevi ve miktarı yazılı 39 kalemde ceman 442700 metre kâğıt izoleli, basit çiftli ve çiftleri gruplanmış (Unit) kurşun kaplı telefon kabloları kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Muhammen bedel Cif İstanbul 3371998,10 lira ve geçici teminat 114909,95 lira olup eksiltmesi 3/1/1951 çarşamba günü saat 16 da Ankara'da P.T.T. Genel Müdürlüğü Fen Dairesi Başkanlığında müteşekkil Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuzu veya banka mek-tuplariyle şartnamenin 4. üncü maddesinde yazılı kanunî vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat 15 e kadar Komisyon Başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankara’da Genel Müdürlük Emlâk ve
Levazım Müdürlüğünden ve İstanbul'da Yeni Valde hanında P.TT. Umumî Depo Muhasipliğinden parasız olarak verilecektir. (8522)—2514
Ulus Meydanı Ulus Hanı - ANKARA
I
ARALIK
başında yeni devremiz açılıyor Kayıtlarınızı bir an evvel yaptırmalısınız
Ankara
ŞOFÖR OKULU
Yeni adresimiz:
Mebus Evleri önü Teknik Üniversite karşısı Oto-nam (Bahçeli Evler yolu) Garajı altı. Tel: 32649.
Doktor
Ferid Şahenk
D. D. Yolları Hastanesi
Dahiliye Mütehassısı Başhekimi
Hastalarından öğleden sonra saat 18.30 a kadar muaye-hanesinden ve ondan sonra da evinden aramalarını rica Öder-
Muayenehane: Anofartalar Cad. $an sokak No. 7. Telefon: 14255 — Ev: Yenişehir, Necatibey Cad. No. 6- Telefon: 24844,
Fevkalâde Arsa
Fevzipaşa Mahallesi Ardıç sokak No. 10 da.
760 metrekare ardiye ve apartman yapılmaya müsait imarca parsellenmiş arsa satılıktır.
Müracaat: Tel: 13591 den pazar günleri hariç gün görüşülebilir.
Kiralık
Kaloriferli
Ap rtıman Dükkân Depo
Maltepe Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Koç Talebe Yurdu karşısı Maltepe a-partmanında kaloriferli lüks daireler, büyük dükkânlar, imalâthane, depo olmağa elverişli muntazam geniş zemin kat kiralıktır.
Türkiyede ilk defa olarak sinemamızda müzikal ve danslı filmler kraliçesi
sayesinde bu emeline erişti.
Sözün kısası şudur:
Mao - Çe - Tung hedefine varmıştır. Tibet’in kızıl Çinliler tarafından istilâsı, oradaki zengin uranyum madenlerinin komünist dünyasının eline geçmesini sağlamıştır. Kızıl dalga bugün Hi-malayalara dayanmıştır. Neh-ru’nun birdenbire huzursuzluğa düşmesine şaşmamalıyız. Zira Tibet’in kızıl Çinlilerin eline geçmesi, Hindistan’ın istilâsına ilk adımdır ve dünya barışı JÇin de hakikaten büyük bir tehlikedir.
Die Weliwoche'den çeviren:
Orhan Remzi YÜREĞİR
BETTY GRABLE’nin
yarattığı renkli müzik ve dans jaheseri ASK KOPROSO
(Renkli)
«When My Baby Smiles At Me»
Seanslar. 14 - 16.15 - 18.30 21 — En son dünya haberleri, Truman'a yapılan suikast
Tel Gişe: 15031 Müd. 24075 Numaralı yerlerinizi evvel-
KİNİNLİ
Malzeme satışı
Ankara Yollar 4 üncü Bölge Müdürlüğünden:
1 — Bölgemiz sahasında mevcut 4005 adet hurda varil 10300 adet boş benzin tenekesi ve takriben 10 ton saç kırpıntı
kapalı zarf usulü ile satışa çıkarılmıştır. •
2 — Kapalı zarf arttırması 8/12/1950 Cuma günü saat 15.30 da Etlik yolu üzerindeki Bölge Müdürlüğünde toplanacak ko-
huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14.30 a kadar k() verilmelidir.
Muhammen bedel 10285,00 (on bin iki yüz seksen olup geçici teminat 772,00 (yedi yüz yetmiş iki) lira
_____4 saat ara ı/e günde 3 adet r* alınabilir.
s.'fiRiPiN
İzmit Belediyesinden
1 — Keşif bedeli 122873 lira 64 kuruştan ibaret parke kalın yol ve teferrüatı inşaatı 2490 sayılı arttırma eksiltme ve
ihale kanununa göre kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhale 5 Aralık 1950 tarihine rastlayan Salı günü saat 15.30 da İzmit belediyesi encümeninde yapılacaktır.
3 — Geçici teminat 73934 lira 68 kuruştur.
4 — İstekliler en az 60.000 liralık kaldırım işini bir de-(ada yaptıklarını gösterir veya 100.000 liralık işi bir defada yaptıklarını bildirir belgeleri ile ihaleden 3 gün evvel beledi ye başkanlığına müracaatla fen İşlerinde yeterlik belgesi alacaklardır.
5 — İstekliler kapalı zarflarını kanunun tarif ettiği şekilde hazıılıyarak ihale saatinden bir saat evvel beled'ye başkanlığına vereceklerdir.
6 — Bu işe ait keşif şartname vesair evrak İzmit Belediyesi Fen İşlerinde görülebilir. (15881)—(8669)—(2553)
Kırıkkale Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz için teklif toplamak suretiyle 2-3 tonajında bir adet kamyon alınacaktır.
2 — Verilecek tekliflerde arabanın evsafı, tonajı, fiatı ve modeli ayrı ayrı,bildirilecektir.
3 — Araba Kırıkkalede teslim alınacaktır.
4 — İlân vergi ve resimler teklif sahibine aittir.
5 — Teklif verecek müessese en geç 4/12/1950 Pazartesi günü saat 13 e kadar belediye süreli komisyonuna bildirmeler şarttır.
G — Postada gecikmeler kabul edilmez. (8704)—(2556)
Gripin
Nezle, baş, diş, romatizma, adale ve sinir ağrılarını geçirir.
ğuk ve rutubetli ha-larda- kininli Gripin İmayı unutmayınız. Grip, nezle gibi hasta-başlangıcında önüno geçer.
Gripin
Çamlı Evler Yapı Kooperatifi
Son fırsat
Kiralık Daireler
Çankaya asfaltı, su deposu durağı yanında üçer odalı yüz daireden bir kaçı boş kalmıştır. Acele edilmesi. Telefon: 25557. Kira ücretleri: 90, 100, 110 liradır. (6094)
Niğde İli Öğrencilerine Yardım Derneği Başkanlığından
9/7/1950 tarihli Genel Kurul toplantısında tüzükte yapılacak değişiklikler için Genel Kurulun kasım ayında fevkalâde toplantıya çağrılması kararlaştırılmış olduğundan 2/12/ 1950 cumartesi günü saat 16 da yapılacak olan Genel Kurul top lantısında hazır bulunmak üzere bütün üyelerin Kurtuluş, Mi safir sokak 3 numaralı Niğde öğrenci yurdundaki dernek merkezine teşrifleri rica olu-
4 — Malzemeler çalışma günlerinde saat 10-11,30 arasında. Bölge atölye sahasında, şartnameler çalışma saatlerinde Bölge Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Para gibi umumun elinde bulunan şeylerle mühürlü zarflarla postadaki gecikmelerin kabul edilemiyeceği ve 2490 sayılı kanun ahkâmına uyularak müracaat edilmesi ilân olunur. (8695)—(2554)
■ Yağmurda ıslanmadan, soğukta üşümeden, elbiselerinizi
■ temizletmek için otomobil servisimizden istifade edin.
Servis Telefonu 15585 Etilen Müessescsi

Hurda kamyon ve oto yedek parçaları satılacak
Ankara Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden:
1 — Bölge Müdürlüğü sahasındaki hurda kamyon ve oto yedek parçaları kapalı zarf usulü ile satılacaktır.
2 — Muhammen bedel 6.089.20 (altı bin seksen dokuz lira yirmi kuruş) lira olup geçici teminatı 457 (dört yüz elli yedi)
3 — Kapalı zarf arttırması 11/12/1950 pazartesi günü saat 15 30 da Etlik yolu üzerinde Bölge Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14.30 a kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait şartname ve cetvelle^ çalışma saatlerinde Bölge Müdürlüğünde; kamyon ve yedek parçalar ise tatil günleri hariç her gün saat 10 - 11.30 aratanda Bölge sahasında görülebilir
5 — Postada vukua gelecek gecikmeler ile para gibi umumun elinde bulunan şeylerle mühürlenmiş zarflar kabul edilmez.
6 — 2490 sayılı kanun ahkâmına uyularak müracaat edilmesi ilân olunur. (8720) 2566
İnşaat ilânı
Sümerbank Genel Müdürlüğünden:
1 — Sivas Çimento Fabrikası genişletilecek kısmı inşaatı
b’rim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konul muştur. ' . ..
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (1.330.000) lira ve geçici teminat miktarı (53.650) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankara’da Sümeıbank Genel Muamelât Müdürlüğünden (100) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 14/Aralık/1950 perşembe günü saat 16 da Ankara’da Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yap.nr ı’dukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın tel; nik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütt-(1.000.000) liralık benzeri betonarme karkas inşaatı ikmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
— Banka işi dilediğine yaptırmakta serbesttir.
(8762)
29/11/1950
ZAFER

Sayfa: 7
Kızılbey vergi dairesi müdürlüğünden
Arı v® soyadı Adresi
Hacı Emin Zaıibak
tflalil Yaydar ve Şerif Turantürk
Emin Lügâl
İsmail Ergiin
Kâmil Kani Bnlkaner
Âbidin Gündoğan
İbrahim Nurdoğan
Osman Aykent
Mehmet Ali Esirtgen
Mustafa Çağatak (Çapanoğlu)
Hüseyin Şaı-dan veresesi ve eşi Zehra Şardan
Ömer Süad
Hüseyin Akyıldız
Mehmet Özyiğit
Mehmet Tuğlalı ve Suphi Aktar irfan Bürücek
İbrahim Kaymakoğlu
Mehmet Aksoy
İsmail Eğıi
Faruk Çelikgil
thsan Özbakıı- ve ortağı
Haccr Zekiye
Seyit Alıhıet Elâgöz
Ahmet Koksal ve Mehmet Kan-
Mehmet Cevat Demirdöven
Hüsnü Yontar
Ekrem Demiı taş ve Şehnaz Akar ÎT"
S-’’-'-
Niyazi Çıtakoğlu
Enis Akattm
ılışan Bünyan
Bekir Soyeri
Mehmet Yargı
Mustafa Karadağı
Reşat Altay
Eşref Koşman
■Hüseyin Yanbaşı
Necip ve ortağı
Seyit Ala(koç
Ar Basımevi Limited Ortaklığı Tasfiye memuru Celâl Demiray Abdullah Çokgüven ve Lutfi Ko-bal (Kızılırmak kıraathanesi eski musteeirleri)
Fuad Baban
Ethem Altay ve Refik îrengün
A. Haydar Erez Halil Aydağ Kemal Yeşilyaprak Mehmet Yılmaz İsmail Cengiz M. Ali Zırgan Hakkı Ercan Mehmet Sevinç Hüseyin Yurt Kâzım Kabakçı Ruhi Oıbay Hüseyin Elkoca Mustafa Yigit’er Hüseyin Artar Alişan İncetan Mehmet Polatkan Mustafa Kancı Ahmet Kaıabacı
Abduırahim Yeğen
Atıfbey mahallesi, No. 360
Küçük Cumhuriyet mahallesi, Silo arkası, No. bila. Hacıbayram mahallesi, Bayram caddesi, No. 35 Denizciler caddesi, Leylekli sokak, No. 19 da bakkal. Balıçelievler, Balkan Ticarethanesinde
İsmetpaşa mahallesi, Uzunyol, Poyraz sokak No. 14 Doğanbey mahallesi, Çerkeş sokak, No. 94.
Akköprü mahallesi, İstanbul caddesi, No. 262/264. Akşemseddin mahallesi, Tabakhane caddesi, No. 4.
İsmetpaşa mahallesi, Sümbül sokak, No. 90/39. Ulucahlar caddesi. Gürbüz sokak, No. 11.
Akköprü mahallesi, Kazıkiçi bostanlan, No. 22. Altıntaş mahallesi, Güvercin sokak. No. 59
İzzettin mahallesi, Yay sokak No. 5/7. Alnyakup mahallesi, PolatlI bahçesi, No. 2.. Bdzkurt mahallesi, Aydoğan sokak, No. Bilâ AnafaTtalar caddesi, 237/3 No.
Bö2kurt mahallesi, Pilevne sokak, 12/14 No. Fevzipaşa mahallesi, İş Bankası içinde Fevzipaşa mahallesi, Neşe sokak, No. 34 İnkılâp mahallesi, Ulutaş sokak, No. 11
Yenişehir, Meşrutiyet caddesi, Konur sokak, No. 16. Bozkurt mahallesi, Kazıkiçi bostanlan, No. 304 Fevzipaşa maHallesi, Pilevne sokak' No. 15-17
Fevzipaşa mahallesi, Erguvan sokak, No. 18 - 20 Akköprü mahallesi, İstanbul caddesi, No. 50
Yenişehir, Atatürk Bulvarı, Bolu apartmanı Daire 3. Kayabaşı, Bakkal Mustafa bitişiği, No. 34
Sükrive mahallesi, Dere sokak, No. 50 Keçiören, Tepebaşı, asfalt yol. No. 4
İstasyon, Lojman evleri, Çardak sokak, No. Eski 12, Yeni 15 Altındağ mahallesi, Telsizler caddesi, No. 672
Orman Çiftliği. Bila No. Kantinci
Niğde ili. Nevşehir İlçesi, Tapucubaşı mahallesi No. 148 Altındağ mahallesi. Bend deresi caddesi, Bila No.
Altındağ Bend deresi, Bila No.
Ânafartalar caddesi, Ulus Meydanı, Mü^endishan, kat 2 No 3.
Keçiören, Çocuk İslah evi karşısı, No. 34 Fevzipaşa, Soğukkuyu, Pilevne sokak, Fevzipaşa, Soğukkuyu, Pilevne sokak No. 6
İstanbul, Ankara caddesi, No. 36
Doğanbey mahallesi, Çetiner sokak, No. 14 öztürk mahallesi, Hacıbayram caddesi, Karadeniz otelinde
İstanbul, Beyoğlu, Kuloğlu mahallesi, Faikpaşa caddesi. Er lor Apartmanı, No. 11/1 de mukim ve İstanbul, Yenicami mahallesi, Vayvoda caddesi, Agopyan handa Fuat Baban vr °eriki Kolektif Şirketi Ortaklarından.
Yenişehir, Sakarya caddesi. No. 24 de kasap ve Hacıbayram caddesi. Bayram sokak. No. 1 Maltepe Yaylâ Meram Palas No: 3
Kavaklıdere Çankırı so. No: 139/1 Yenişehir înkilâp ca. No: 1
Yenişehir İnkilâp ca. No. 37 Yenidoğan mah. Rüstemağa so. 625 No. ev yanında Yenidoğan Rüstemağa so. 888 No. ev yanında Yenidoğan mah. Eskişehir so. No. 309/1
Atıfbey mah. No. 250
Atıfbev mah. No. 251
Atıfbey mah. No. 647
Hacıbayram Güvercin so. No. 56 Kayseri Yıldız oteli No. 3
Ânafartalar Güngör oteli Ânafartalar Yeni Türkiye oteli
Doğanbey mah. Topçular so. No. 10/12 Altındağ mah. No. 216
Yenidoğan mah. Cemalbey so. 156 ■^onidoğan mah. Eskişehir so. 5/6
Yenidoğan mah. asfalt civarı No. 14
Sami Nural
Fethi Büyükgülenç Hüseyin Tuş Mehmet Abacı Mehmet Yıldız Niyazi Erdal Ahmet Bardakçı Mehmet Çayır Haşan özcan
Hacı İbrahim Güvenç Ali Ayan
Halis Er’atan Sabahattin Şar Mustafa Yavuzcan Sabahattin Okman Veli Eser
Mevlût Onar Mevlût Daveri Bekir Boz Habip Kızıltuğ Haşan Gökçek Mehmet Yücel Nazım Boğaz Mehmet Atnbay Cemal Aytek Ali Şafak Hilmi Kebeli Ali Dağyar Mehmet Cabacan Mehmet İhya Kaıatopçu Bekir Türk Raşit Aksoy Bekir Çağlar Şaban İşbilir Sami Ulııç
Süleyman Güngörmez M. Mustafa Kuran M. Kuran ve AliGert ekin Mustafa Kuran Raif Sevin
Mehmet Saraç Mehmet Çelik Haşan Girgin Yunıts Uıaş Bekir Yamalı Osman Altül Veysel Uslu Kâmil Azman Hüseyin Toros Niyazi încedil İsmail Akay Mustafa Alp Ahmet Erdoğan Orhan Ürgü Arif Akbaş Saadettin Beldir Süleyman Aksoy
Mehmet Esen
Karabet Özlüoğlu
Mehmet Akkâş Osman Örek Raşit Akkaya Mehmet Akpınar Recai Farkoş Nermi Oktürk İhsan Alp t Karagüney R. Munzur O. Tarlabaşı
İskenderun Belediye Başkanlığından
625 lira daimî ücretli belediyemiz elektrik işletmesi Müdür lüğü münhaldir. Bu müdürlüğe ihtisas mevkili bir mühendis aranmaktadır.
İsteklilerin evrakı müsbiteleriyle birlikte belediyemize müracaatları ilân olunur. (8828) — 2595
Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından
İkramiyeli %5 faizli 1941 Demiryolu İstikrazı Beşinci Tertip Tahvillerinin beşinci amorti, onuncu ikramiye çekilişi Bankamız İdare Merkezinde 30 Kasım 1950 perşembe günü saat 9 da Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası Temsilcileriyle Noter huzurunda yapılacaktır.
Çekilişte diğer Bankalar mümessil bulundurabileceği gibi, arzu eden herkes bulunabilir. (8836) — 260’
Devrek Belediye Başkanlığından
Devrek kasabası içinden geçen Bolu çayında yaptırılacak duvar ve mahmuz inşaatı ihalesine 21/11/1950 gününde istekli çıkmadığından bir ay müddetle pazarlığa konulmuştur.
Muhammen keşif bedeli 19901.32 lira teminatı 1492.60 liradır.
Buna ait proje keşif şartname ve sair evrak Zonguldak Bayındırlık Müdürlüğü ile Devrek belediye başkanlığında görülebilir.
İsteklilerin hergün komisyona başvurmaları ilân olunur.
(Gerekli belge ve teminatlarile) (8834) — 2600
Altındağ Hıdırlık tepe No. 3/3
Atıfbey mah. No. 756
Yenihayat mah. Çaykenarı No. 41/1
Yenihayat mah. No. 457
İsmetpaşa mah. Yavru so. No. 4/8
Fevzipaşa mah. Ardıç so. No. 45/9
Yeni otelde
Çankırı otelinde
İsmetpaşa mah. Poyraz So. No. 20
Oğuz mah. Tilki So. No. 21
Kırgız mah. Yeniay So. No. 27
Direkli mah. Kayabaşı mah. No. 1 KonserVatuvar arkası No. 1/5
Yeğenbey mah. Bakır So. No. 8 özgen mah. Reyhan So. No. 8
Hamamönü Turan mah. Koyungözü So. No. 12
İnkılâp mah. Fırat So. No. 7 inkılâp mah. Fırat So. No. 7
Ege otelinde
Şükriye mah. Çankırı So. No. 25/1
Cebeci Demirlibahce Yenihat kenarı Demirlibahçe Güzeltepe Bilim So.
İncesu Tepebaşı No. 10
İncesu Seyran bağları No. 11/B öncebeci Samur So. No. 196
Yenidoğan Yeniyol No. 6/6
İsmetpaşa mah. Uzunyol No. 31/30
Tan otelinde
Türkiye otelinde
Yeni Türkiye otelinde
Ânafartalar Zafer So. No. 11
Ânafartalar Zafer So. No. 11
Ânafartalar Zafer So. No. 11
Tahtakale so. No. 6
Posta Cad. Erkmen han No. 8
Atıfbey mah. No. 39
Posta cad. No. 62/5
Posta cad. No. 62/5
Posta cad. No. 62/5
Atlıspor Kulübü yanında
İnşaat müt. Derviş Çeliktaş yanında
Yenihayat mah. No. 431
İsmetpaşa mah. Dilber So. No. 10
Akköprü Ardıç So. No. 7
İstasyon silo cıvan Yenişehir Halk fırını Fevzipaşa mah. Soğukkuyu No. 10/14 İstasyonda 69 No. lu Gar hammalı
İstasyonda 41 No. lu Gar hammalı
Yenidoğan mah. Cemalbey So.
Yenidoğan mah. Rüstemağa So. No. 929 Altındağ mah. No. 24/58
Siman Taşocağı No. 100/44
82 yaka No. lu gar hammalı
39 yaka No. lu gar hammalı
68 yaka numaralı gar hammalı
Hamamönü İnci So. No. 24
Hükümet cad. Hilâl So. Bilâ No.
Tahtakale Susam So. No. 6
Yenihal No. 10
Hükümet cad. Tarhana So. No. 3
Ulus matbaası karşısında Sevenler çayevinde Ulus Meyd. Foto Rekor üstünde
İsmetpaşa Mah. si Tepebaşı sok. No. 234 Bentderesi Boyacılar sok. No. 12
Keçiören Danişment bağlan* No. 15 Atıfbey mah. Keçiören ca. No. 15
Ânafartalar Hayırlı sok.
2395, 2416, 2729, 3828 ,4040 4437 ve 4565 sayılı mülga kanunlar gereğince kazanç ve fevkalade zam vergilerine ve 5432 sayılı Vergi Usul Kanununun 330 uncu maddesi gereğince kusur cezasına tabi tutulmuş olan yukarıda od ve soyadı ile bilinen adresleri yazılı mükellefler mevcüt adreslerinde yapılan araştırmalarda bulunamamışlardır.
işbu ilanın yapıldığı tarihten başlayarak bir ay ipinde hükümet caddesi Defterdarlık binası altında Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne bizzat veya bilvekâle müracaat etmeleri veyahut teahhütlü mektup veya telle açık adreslerini bildirmeleri bu suretle, adres bildiren-lere sure ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı, bir aylık süre zarfında bulundukları yeri bildir-mıyenler veya müracaat etmiyenler adına salınmış bulunan vergiler hakkında tebliğin ya-pilmiş sayılacağı ilân olunur.
Lüks Telgraf kâğıdı bastırılacak
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden:
1 — Kurumumuzun ihtiyacı olan (50.000) adet lüks telgraf kâğıdının bastırılması açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedeli (2000), geçici teminatı (150) liradır
3 — Nıimune ve şartnamesi her gün Kurum Levazım Mü dürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltme 13 Aralık 1950 çarşamba günü saat (10.30) dr Çocuk Sarayında yapılacaktır.
Hamule fazlaları cezaları hakkında
D. Demiryolları Genel Müdürlüğünden:
Hamule fazlaları cezalarının İşletme Nizamnamesinde yazılı cezadan az olamıyacağına dair 1.1.1951 tarihinde yürürlüğe girmek üzere fevkalâde muvakkat tenzilli tarifeler şeraiti tat bikiyesine bir ek yapılmıştır.
Fazla bilgi istasyonlardan alınır. (8840) — 2596
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz fabrika istifinde mevcut 11371 adet karşılığı 115,272 metreküp ıskarta köknar kerestesi açık artırmaya «onulmuştur.
2 — Açık artırma 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 de İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır
3 Metreküpünün muhammen bedeli 50 lira olup % 7,5 hesabiyle geçici teminatı 432,27 liradır.
4 — Bu satısa ait şartname ve ebat listesi Orman Genel Müdürlüğü ile İstanbul, Ankara, Bolu, Adapazarı ve İşletmemiz müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatinde geçici teminat akçeleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (8700)(2585)
Nakliye Yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Samsun Bölge Müdürlüğünden:
1 — Zara ambarımızda mevcut Ofisimize ait hububat, bakliyat ve sair maddelerden 1000 tonunun Sivas’a taşınması iş: açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 15 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 15 te Zara’da Toprak.Mahsulleri Ofisi binasında teşekkü’’ edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — istekli kimselerin bin lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofis veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlariyle komisyona başvurmaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait şartlaşma Ve sözleşme tasarıları beş lira karşılığında Zara Ambar Şefliğinden temin edilebilir.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu Umum Müdürlüğünden
Kurumumuz merkczile İstanbul Transit ve İzmir Depc Müdürlüklerimizde mevcut şartnameler dahilinde 20 ton yazlık beyaz madenî yağ satın alınacaktır.
İsteklilerin teknik ve ticarî şartnamelerimize uygun olarak hazırlıyacakları tekliflerini en geç 25/12/1950 akşamına kadar Umum Müdürlüğümüze vermeleri ve kurumumuzun malı satın alıp almamakta serbest olduğu ilân olunur. (8835) — 2601
Arazi malzeme m;’hendisi alınacaktır
1 — Yol malzeme araştırmak ve taban etüdlcri yapmak üzere morfoloji, jeoloji, ve toprak ilim kollarında tecrübesi olan Y. mühendis, mühendis, jeolog ve mümasili teknik ele nan alınacaktır
2 — Taliplerin arazi işlerinde tecrübe sahibi olması, Ingi lizce, Almanca ve Fransızca dillerinden birini bilmesi şarttır.
3 — Talipler ihtiyaçtan fazla olduğu takdirde imtihana iâbi tutulacaklardır. Muvaffak olanlara liyakat ve tecrübe derecesine göre ücret verilecektir.
4 — Alâkalıların Karayolan Genel Müdürlüğü Araştır:.: Fen Heyetine lüzumlu vesikaları ile birlikte 15/11/1950 tarihii; kadar müracaat etmeleri.
Aranan Vesikalar:
a) Tahsil vesikası.
b) Hangi işlerde çalıştığını gösterir belgeler.
c) Askerlik terhis vesikası.
d) Doğruluk kâğıdı.
e) Sağlık raporu.
f) Nüfus cüzdanı sureti.
g) 2 adet 4, 5/6 vesikalık resim. (8629) 258?
Malatya İline bağlı İsmet paşa Bucağı Belediye Başkanlığından
1 — Bucağımızda yaptırılacak 77598 lira 48 kuruş keşif be delli dahili elektrik tesisat inşaatı kapalı zarf usuliyle eksilt 'neye konulmuştur
2 — Teklif zarfları 19/1/1951 cuma günü saat 12 ye kadaı belediyemiz komisyonuna verilmiş olacaktır. Postadaki gecik •neler nazara alınmıyacaktır.
3 — Teklifler 19/1/1951 cuma günü saat 14 de belediyemi: mcümeninde incelenecek ve encümen kararını müteakip ihale kesinleşecektir.
4 — isteklilerin bu işe ait keşif, proje ve fennî evrakı be ’ediyemiz muhasebesinden 25 lira karşılığında alabilirler.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 5129 lira 92 kuruşluk geçici teminat vermeleri.
a) En geç 14/1/1951 tarihine kadar Bayındırlık Bakanlı gına müracaat ederek bu işe girmek üzere belge almaları,
b) 50000 liralık bir inşaatı muvaffakiyetle başardıkların: dair ve diğer lüzumlu belgeleri göstermeleri şarttır.
6 — Bu işe ait bilcümle devlet resimleri, belediye verg:
ve resimleri, noter harç ve masrafları ve bunların zamları işi alana ait olacaktır. (8838) — 2597
Toprak v" iı'-ân işleri çrgnel mü l"ı-lüğriin'Ten
Genel Müdürlüğümüz toprak teşkilâtı ihriyacı için altı kalem yatacak eşyası açık eksiltme usulü ile satın alınacaktır.
Muhammen bedeli (8970) lira, geçici teminatı (673 liradır.
İhale 13/12/1950 çarşamba günü saat 15 de Genel Müdür-’ük binasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
Nümuneleri ve listesi her gün Genel Müdürlüğümüz Leva--m Anbarında görülebilir.
İsteklilerin ticaret vesikası, ilk teminat mektubu veya makbuzları ile birlikte belirli gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları. (8650) 2567
Gaziantep ilinden
Muhammen
Cinsi bedeli
Geçici teminatı
3.000 Tl.
2.625
2.250
Ev 40.000 Tl.
Ev 35.000 ”
Ev 30.000 ”
Ev 20.000 ”
Mülkiyeti özel İdareye ait olan yukarıda cinsi, muhammen bedeli ve geçici teminatı yazılı evler kapalı zarf usuliyle arttırmaya konulmuştur. İhaleleri 4 aralık 1950 pazartesi günü saat 10 da 11 makamında yapılacaktır, isteklilerin 2490 sayılı -kanunun hükümleri dairesinde müracaatları lâzımdır.
| Kiralık yeni ev Z | j Yenimahalle birinci du- J ı i rakta müstakil dört oda, İ : j bir hol, iki balkon, elektrik ' • | ve suyu bulunan yeni bîr ! i cv bir senelik peşin veril- S
) mek şaıtiylc ucuz olarak ( ' İki raya verilecektir. $ j
İsteklilerin Zafer Gaze- İ tesi İlân Memurluğuna '• müracaatları. Tel: 15619
I Kaloriferli kiralık daire
Ycnişehirin merkezinde telefon: 11177- 6138
3522 No. lu Posta Kutusundan
Toptan mağazamıza alınacak tezgâhtara şimdilik ihtiyaç kalmadığından muhterem müracaat sahiplerinin mektup göndermemeleri, tezgâhtara lüzum görüldüğünde evvelce müracaat etmiş olanların nazarı itibara alınacağını saygılarımızla bildiririz. 6137
M. S. B. Deniz Kuvvetleri Komutanlığından
Görülen lüzum üzerine deniz askerî yargıcı yetiştirilmek şartiyle öğrenci alınmasından sarfınazar edilmiştir. Müracaatta bulunanların evraklarını almak üzere Komutanlığımıza başvurmaları. (8825)—2593

Otomobil değişecek
Elimde mevcut 49 model Cip pikap Cip veya pikap Doç ile değiştirmek isterim.
Telefon: 13219
Bir genç iş arıyor
İstanbulda, İzmirde, Ankara-da otel ve» lokantada, mağazada çalışmış, istenilen şehirde kefil verilir.
Ânafartalar cad. Atatürk ilkokulu karşısı Süslen giyimevi. No. 292. Tel: 15430. 6133
i Satılık mükemmel || tir matbaa
Büyük boy otomatik iki ' baskı makinesile, İntertipe • yazı dizme makinesinden ve j otomatik pedalla yazı ve i çizgi takımlarından mürek-| kep, mükemmel ve işler bir | vaziyette satılıktır. Talip o-lanlarııı Zafer Gazetesi Mü-1 Hürlüğüne müracaatları.
Çankaya Vergi Dairesi Müdürlüğünden
Adı ve Soyadı
A d re .i
Hüsnü Sona
Eleni Hoıiaııos
Marya Langi
Nafıa Hüseyin
Hesz Kolmanne Bcrnodoto
Zsebi.ve
Fikret Sunıan ve Vecdi Bayık
İstanbul Galata Tünel caddesi
No. 40
Yenişehir Necatibey Balkan Ap.
No. 41
Adaknle sokak No. 87
Yoni'jehir Demirtepe Sümer sokak No. 15/4
Atıfbey fabrika yolu No. 1047
Hanımeli sokak No. 38/2
2395, 1890, 1980. 2382 sayılı vergi kanunları ile 5432 sayılı Vergi Usul Kanununun 330 uncu maddesi gereğince kusur cezasına tabi tutulmuş olan yukarıda ad ve soyadları ile bilinen son adresi yazılı tnükelefler bu adreslerde yapılan arştırmalar-
da bulunamamıştır.
İşbu ilânın yapıldığı tarihten
başlıyarak bir ay içinde Ye-
ni ehir Selûnik caddesi 17 numarada bulunan Çankaya Vergi
Dairesi Müdürlüğüne bizzat veya bilvekâle müracaat etmeler' veyahut teahhütlü mektup veya telle açık adreslerini bildirmeleri bu suretle adres bildirenlere süre ile kayıtlı resmî tebliğ yapılacağı bir aylık süre zarfın la bulundukları yeri bildirmiyen leı- veya müracaat etmiyenler adına salınmış bulunan vergiler
hakkında tebliğ yapılmış sayılacağı ilân olunur.
Sayfa: 8
ZAFER
29/11/1950
TÜRKÜM. DOĞRUYUM. ÇA-
LIŞKANIM. YASAM KÜÇÜKLERİMİ KORUMAK, BÜYÜK-
LERİMİ SAYMAK. YURDUMU, ULUSUMU ÖZÜMDEN
ÇOK SEVMEK; ÜLKÜM YÜKSELMEK. İLERİ GİTMEKTİR. VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN.
11
E/jPENjZLER KAPLANI
Yazan : Ahmet Nedim
Masal:
Delik tıkayan’ın kısmeti
Anlatan : Mehmet Necati ÖNGA Y
Delik Tıkayan hahlinden memnunmuş. Ağzı kulaklarına yarıyormuş ıcvincinden.
O devirde «20» akçeye bir ev satın alınabilirmiş. Delik Tıkayan bu parayla kocaman, dışı sıvcıı, içi döşeli bir ev satın almış; ama hâlâ garsonluk yapıyormuş.
Akşama doğru I. Derviş »yine İlgini göndermiş. cDelik Tıkayan hindiyi ne yaptı? diye-
li. Derviş, hocasının yanına dön müş. Delik Tıkayan’ın hindiyi 20 akçeye sattığım bildirmiş.
I- Derviş, fena halde üzülmüş, üçüncü gün bir kaz dolusu altın göndermiş. Götürene, sıkı sıkı tenbih etmiş: «Delik Tıkayan; delikleri tıkadığım yeter; bu kazı aç ve yel Yemezsen, Derviş Baba, sana küsecek; Selâm bile yollamayacak, de anladın mı?» demiş-
Kazı götüren, Derviş Baba’ıun buyruğunu Delik Tıkayan’a du yurmuş cma, Delik Tıkayan’ın gözlerini 54-20 akçe çoktan do-
yurmuş.
Kazın geldiğini gören Köse, yine yanaşmış Delik Tıkayana: «Ey artık, zengin oldun demek; ev aldın. Sana bir dükkân parası vereyim de şu kazı bana sab-
Delik Tıkayan, satmam, etmem demişse de «50.» akçeyi görünce, dayanamamış. Kazı Köse’ye satmış.
Bu parayla büyük, güzel bir kahvehane salın almış. Kasanın başına geçmiş, kurulmuş. Patron olmuş.
Aradan bir hafta geçmiş- I. Derviş yine merak etmiş. Arkadaşım Delik Tıkayan a yollamış.
II. Derviş, Delik Tıkayn’ın kazı da sattığım, bir kahve açtığım öğrenmiş. Durumu Derviş Babaya bildirmiş.
Derviş Baba, bu durum karşısında Delik Tıkayan’a fena halde kızmış- Adamına: «Git, çağır onu bana.» demiş.
Adam, Delik Tıkayan’ın kahve-
sine varmış: «Padişah, seni istiyor; şimdi önüme düş; gideceğiz.» deyince, Delik Tıkayanda bet - beniz uçmuş. Oracığa küt-tedek düşmüş. Garsonlar gelmişler; yüzüne gülsuyu serpmişler, kaldırmışlar. Padişahın adamı: «Korkma, yahul Padişah sana bir şey yapacak değil. Sadece görüşecek. Sana tavuğu, hindiyi, kazı gönderen Derviş, Padişahtı. İşte o Dervişin yanma gideceğiz. Haydi çabuk ol.
GÜLEN EL
Delik Tıkayan, Pedişahın yanına varmış- Padişah: «Sen gerçek ten Delik Tıkayan imişsin. Merak edip, gönderdiğim tavuğu, hindiyi, kazı açmadan satmışsın. Eğer onları satmamış olsaydın, bugün ülkenin en zengin adamlarından biri olacaktın.» Padişah böyle dedikten sonra, adamına: «Götür bunu hazneye; ver eline bir kürek; bakalım ne kadar altın alabilecek?» demiş.
Delik Tıkayan’ı hazneye koymuşlar. Eline bir kürek vermişler- Bir altın harmanı göstermişler. Daldır küreğini demişler. Daldırmış Delik Tıkayan altına küreği- Küreğine bir altın takılmış, gelmiş. Saray adamları bir do bakmışlar kil Delik Tıkayan, altm yığınına güreği ters daldırmış.
Delik Tıkayanı Padişahın karşısına çıkarmışlar: «Padişahım, demişler; Delik Tıkayan, hazneden ancak bir altın alabildi.»
Padişah son sözünü söylemiş:
«Vermedi Mabut;
Neylesin Sultan Mahmut I»
Atom - Otomobil
Çocuklar, sakın el de güler mi? demeyin. Pek âlâ güler işte.. İnanmazsanız yukarda görmüş olduğunuz yüze bakın. Fakat bu güzel oyunu bir de biz size anlatalım:
Boş bir zamanınızda, daha doğrusu derslerinizi, ödevlerinizi bitirip bir kenara dinlenmiye çekildiğiniz zaman, hem siz gülmek, hem dc ctrafınızdakileri güldürmek isterseniz, bir kopya kaleminin ucunu ıslatarak avucunuza, sol tarafta gördüğünüz şekilde bir yüz « iziniz. Bu is bittikten sonra, ikinci resimdeki gibi dördüncü ve be.-inci parmağınızı aşağıya doğru kıvırınız. Avu sunuzda gülün durmakla olan yüz bu sefer göz kırpmıya bağlıyacaktır. Yalnız bu işe giriştiğiniz zaman kimseye bu hususta bir şey söylemeyiniz. Birdenbire gülen elle ortaya çıkınız.
Bakır nasıl gülecek ve güldüreceksiniz...
Bilginlerin söylediğine göre; her hangi bir maddenin bir gramının atomlara bölünmesi on
buhar beygirli bir otomobilin 365 yıl hareket etmesini sağlayabilirmiş!...
Hayret, değil mi? ■ |* |
★ Bütün dünyada yalnız 60 memlekette 115 hayvanat bahçesi bulunduğunu ve bu hayvanat bahçelerinde 100.000 muhtelif hayvanın teşhir edildiğini;
★ İlk matbaanın bundan tam J 514 yıl önce AlmanyalI Güten-
berg tarafından kurulduğunu; | ★ 1898 yılında Küba’da bir
şişe içine doldurulmuş ateş böceklerinin ışığından istifade I edilerek geceleyin bir ere ameliyat yapıldığını;
i ★ Köşeli bilmeceleri ilk defa 1913 yılında bir Amerikalı gazetecinin tertiplediğini;
■fc Ankara’da nutuk söyliyen birinin sesini radyoya verdiği takdirde, İstanbul’dakilerin, nu tuk verenin etrafındakilerden evvel bu sesi duyduğunu;
I ★ Sonbaharın sinekler için korkunç bir mevsim olduğunu, bu mevsimde hastalıktan kırıldıklarını;
— 5 —
Kara kalyon birden burun tarafından sulara gömülmeye başladı. Kara Süleyman’ın gözleri bulutlanmıştı. Kendi kendine mırıldandı:
— Demek kısmette bu da varmış!.. Kara kalyonu sulara gömeceğim hiç aklıma gelmezdi. Fakat üç büyük kadırgaya karşı bir tek katyonla ne dc olsa iyi çarpıştık.
Kara Süleyman böyle düşünürken yanında bir ses işitti. Doğan gelmişti:
— Haydi baba, diyordu. Gemide kimse kalmadı. Bir sen bir de ben varım. Haşan Çavuş salda hâzinenin yanında.
Kara Süleyman:
— Peki öyle ise, dedi. Sonra da Doğan’a denize atlamasını söyledi.
Yangın her tarafı sarmıştı. Yelken direkleri kulakları sağır edici bir gürültüyle yıkılıyordu. Doğan az daha bir tanesinin altında kalacaktı. Fakat atik davranarak biraz ileriye sıçradı. Babasını yalnız bırakmak istemiyordu. İçinde sanki onu bir daha göremiye-
cekmiş gibi bir his vardı. Emrini dinlemezse babasının çok kızacağını bilen Doğan nihayet kendini denize bıraktı. Su yaralıların kanlarından âdeta rengini değiştirmişti. Herkes can derdine düşmüştü.
Doğan yüzerek Haşan Çavuşun bulunduğu sala doğru gitmeye başladı. Arada sırada da dönüyor, babasınnı gemiyi ter-kedip etmediğini kontrol ediyordu.
Kara Süleyman kalyonu şöyle bir dolaşıp içerde yaralı o-lup olmadığını anlamadıktan sonra gemiden ayrılmak iste-miyor^y. Onun için büyük bir tehlike içinde ilerlemiye başladı. Duman ve alev her yeri kapla fmştr.
Anlaşılan leventler hiç bir yaralı arkadaşını gemide bırak mamıştı. JCara Süleyman buna kanaat getirdikten sonra artık iyiden-iyiye suya gömülmek ü-zere olan Kara Kalyon’dan ayrılmak için ilerlemeye başladı. Fakat tam bu sırada üzerine doğru büyük bir direğin yıkıldığını gördü.
(Arkası var)
it Alanı en büyük ilimizin Konya olduğunu;
★ İngiliz - Mısır Sudan’ında 48 yıldanberi kullanılan 5 ku-ıuşluk posta pulundaki bir kelime yanlışının, ancak son günlerde farkına varılabildiği-
★ Dünyanın en meşhur ha
lısının Londra Müzesinde bu
lunduğunu, İran’da 1540 yılın da tamamlanan on buçuk met re boyundaki bu halıda 29 mil
yon 600 bin düğüm olduğunu
ve bizim paramızla bir buçuk milyon lira ettiğini;
★ Atatürk’ün annesinin adının Zübeydc hanım olduğunu;
★ Güzel Türkiyemizin, bir sanayi memleketi olmaktan ziyade bir ziraat memleketi olduğunu;
| ★ Emile Zola’nın ünlü Fran
sız romancılarının başında geldiğini;
* İkinci Dünya Savaşında mühim rol oynamış olan müteveffa Amerika Cumhurbaşkanı Roosevelt’in hatırasını anmak için, Amerikadan başka 17 devletin pul çıkardığını ve bu devletler arasında Türkiye-nin de bulunduğunu;
BİLİYOR MUYDUNUZ?
2 No. lu bulmacamızı doğru çözüp hediye kazananlar
muvaffak olamamıştır- Çünkü medeniyet, son merhalesine ulaş tığı zaman, kendi kendini mahvetmekle ve yeniden müsait
şartları bularak üreyen insanlar, Kaf dağının ardındaki cüceler gibi mütemadiyen bu çatışmalara devam etmektedirler-
Bu, ardı arkası gelmeyecek bir mücadoledir.
Kâmuran Tüzgiray
OYUNCAK BEBEK
Oyuncak attan sonra, bugün de çocuklar size, bir oyuncak bebek sunuyoruz. Bu oyuncak bebeği yapmak sizin için çok kolay olacak. Karar verdinizse, haydi başlıyalım.
Evvelâ yukardaki resmi kesip kalın bir karton veyahut da mukavva üzerine yapıştırınız. Sonra bu güzel bebeği boyalı kalemlerinizle istediğiniz renge boyayınız. Bu iş de bittikten sonra bebeğin etekliğini arkaya doğru kıvırınız. Birleşen ucu nokta nokta ile gösterilmiş kısımdan yapıştırınız.
Bütün bunlar bittiyse bebek tamam olmuş demektir. Yalnızı bebeğin dirseklerinde nokta nokta ile gösterilen yerleri kıvırarak, ellere istediğiniz şekli vermeyi de unutmayınız.
Şimdi bu güzel bebeği istediğiniz yere süs olarak yerleştirebilirsiniz.
Sönmiyen Ateşin Hikâyesi
Kibrik yoklu, ateş yoklu bir zamanlar Karanlıktan korkuyordu ilk insanlar. Soğuk havada üşüyorlardı;
Kara kara düşünüyorlardı Karanlık gecelerde.
Bir gün iki çıplak insan şöyle
İki ağacı birbirine sürttüler raslgele Ağacın kızdığını gördüler. Birbirine bakıp güldülert Ha gayreti dediler.
Derken ağaçlar duman duman iülmcğc başladı. Bizimkiler gayrette...
Kızan ağaçlar tutuştu alev alev.
Orası bayram yerine döndü.
Toplanıp bir çok adamlar:
Bu ateşi söndürmiyelim, dediler.
Başında nöbet beklediler. Ağaç ağaç üstüne yığdılar Sönmiyen ateşi buldular. Karanlıktan kurtuldular.
Mctııfıel Necati ÖNGAY

Comments (0)