Fazartesi
MART
1948
Onuncu Yü
No. 3243
idare: Nurnonmanly* No. İT Tei adreai: »YTNt SABAH» İSTANBUL Telefon: 30795
ABONI BEDELİ
TftrMr* Ecnebi
Senelik 260^ Kr 5400 Kr.
s aj-Uk 1500 a 3900 *
3 aylık ÖÛO ) 1000 )
1 arlık SOP » 600 )
KURUŞ
3AYTH1
HKR
V1ÇRDB
10

1
Yazan: Prof. Kenan Öner
(■
Celâl Kayarın miihim konuşması
/
1
D.P.Beykozda Dün Büyük Bir'Toplantı Yaptı
s
Demokrat Partililer kendilerine yapılan vaidlerin yerine getirilmesini
istediler ve Hürriyet Misakınm ne zaman tatbik edileceğini sordular
Dün Beykozda Bayan karşılaya n kalabalık v« Celâl Bayar konuşmasını yaparken
"Hürriyet Misakının tahakkukuna çalışıyoruz tuttuğumuz yol bir hüsran yolu değildir

bırnu itiraf etmek zorundayız.. İstifa edenler içinden bilhassa ikisini bir
Üç gündür şehrimizde bulu-
nan D. P. Genel Başkanı Celâl Bayar, beraberinde D. P. millet vekillerinden Adnan Menderes, Fuad Hulûsi DemirelJİ, Genel Kurul âzasından Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ve il idare ku -rulu âzaları olduğu halde, dün sabah saat 9.30 da köprüden hareket eden vapurla Beykoza
Basın Hürriyeti
Hu hakikat bir yabancı tarafından söylenince buna karşı isyan re teessür duymakta belki haklıyız amnıa herşeyden crrıt böyle iddialara mahal bırakmamak ve Demokratik ülkelerden hiç birinde mevcud olmıyan bu basın kanununu ortadan kaldırmak daha doğru olmaz nu? 6tru doğru söze kızdmuz. O hızdaeak fiile mahal ve imkân verilmez, o kadar. Celâl Bayar Pekerlc demokrasi olmaz demişti, hakikatte Pekerle olmadığı gibi bu matbuat kanunile de demokrasi olmaz, olamazla
Hakikî demokrasinin en şaşmaz ölçüsü Basın ve Fikir hürriyetidir. Meclis, seçim, Millî Hâkimiyet hep si gilzel, fakat bütün bunlara temel olacak hürriyet matbuat «erhestliğidir.
Halbuki Türkiye, çeyrek a-sırdır, tek partili ve topdancı bir manzara ve mahiyet arzetti' ği için matbuatı da daima tek seda aksettirmiş, memleket ve halk hep bir çan sesi duymuştur.
Üç yıl evvel, demokrasi ve hürriyete heves etmeğe haşla -dığımızdanberi de bu matbuat serbestliğini sağlanacak tek bir adım atmadık, hattâ Receh Pe ker bunun zıddını yaparak el -deki kanun zincirine bir halka da hu ekledi.
Polis nunuııun rıldıktan matbuat anormal
ğe başladı.
Evvelki güııkii Aıııerikan haberleri Ttirkiyeyi haberleşme serbestliği olmayan memleketler arasında sayıyordu. Bu telgraf Ankarada çok teessür u -


yandırmış, hattâ Amerikan se-^ fareti de Türkiyedeki Amerika-, lı muhabirlerin diledikleri gibi
Bir İsviçre dergisi Basın hürriyetin Jen dünyanın üçte birinin İst fide ettiğini bildiriyor
Ve biasl snanlesef gerlve kalaulara Idlı al ediyor..
t
vazife ve salâhiyet ha 18 inci maddesi kalılı-sonra yiiriirlükde olan kanunumuz büsbütün bir mahiyet arzetme-
îsviçrede çıkan «L'lllustre» mecmuasının son posta ile gelmiş olan 8 sayılı ve 19 şubal ta rihli nüshasında Sam Amca (yani Amerika) hayır diyor»ba§ lıklı, basın hürriyeti hakkında resimli, karikatürlü ve istatis -tikli uzun bir yazı var. ■
Altında muharririnin imzası bulunmadığı için doğrudan doğ rııya İsviçreli mecmuanın be -(Devamı Sa , 5. 5 ti 5 de)
faaliyette bulunabildiklerini söyllyerek Amerikalılar için ha herleşme bahsinde hiç bir şikâyet mevcud bulunmadığım te -barüz ettirmiştir. Böylece Anıe rikadaki muhabirlerin şikâyetlerinde Türkiyenin yer alması -nı, sırf bu yabancı muhaberat zaviyesinden, haksız bulmuş -tur.
Türkiyemizin yabancı muha birleri, bilhassa Amerikalıları haberleşmede serbest bırakması çok teşekküre lâ.vlktir arnika Basın ve Fikir hürriyeti bun -dan ibaret değildir. Bu kadarı Amerikalıları memnun ederse de bizi memnun etmez. Biz mem lekelimizde hakikî matbuat hürriyetini isteriz. Elimizdeki kanun ise Musolipinin faşist î-talvasının Italva halkının hakikî _ sesini boğmak için tertlble-diri düzenin Pekerce daha a -Kırlaştırılmış tercemesidir. Biiv le bir kanun viiriirliikde olduk-(Devamı Sa . 3; Sil,. 4 de)
daha asla partiye almıyacağız dedi...
gitmişlerdin.
Celâl Bayar ve arkadaşları saat tam 11 de Beykoza varmış lar ve iskelede, civar köylerden gelen yüzlerce D. P. li tarafın -dan davul ve zurna ile karşılan mışlardır.
Kalabalığı müşkülâtla yaran Genel Başkan, arkadaşları ile birlikte, doğruca D. P. ilçe mer kezine gitmiştir. |
İlçe merkezinde yapılan top lantıya il idare kurulundan E -sat Çağa başkanlık etmiş ve dâ vetlerine icabet eden Genel Baş kan ve arkadaşlarına teşekkür etmiştir.
İLK SÖZ ALAN HATİB
Selâhaddln adında bir partili; D. P- ye vo Celâl Bayara olan sevgisi nı belirttJkden sonra şunları söyle miştir:
D. p. den muhakkak kİ daha çok şeyler bekllyorua. Yapılanları da. ilk adımlar olarak telâkki ediyoruz. '
İHTİLÂFI BİZDE ÖĞRENMELİYİZ
Madem kİ bir ihtilâf vardır, bunu öğrenmek ihtiyacındayız. Yal-
mz gazetelere akseden kısımlar bı zl tatmin etmiyor.
Biraz da dertlerimizden dem vu ralım; Beykoz, sahilden 2 kilomet re İçeriye kadar orman ve çalılıklarla kaplıdır. Bunların büyük bir kısmı vaktile hususi ellerde idi-Dev (Devamı Sa., 5; Sû., 6 aaı
Çekler 3-0 mağlûb oldular
uğun şladık
) &





Parti İstanbul eski İl Başkanı Kenan Öner’iıı
I Demokrat
giiiLİerdenberi beklenen hatır.ılannın neşrine bugün 2 inci sav famızda başlamış bulunuyoruz, senenin cn mühim siyasi ifşaatını ihtiva eden bu hatıratın okuyucularımız tarafından büj yiili bir merak ve alâka ile takib olunacağından eminiz.
Yukarılaki resimde Kenan önerin hatıratının bugün çı -2 kan kısmında ismi geçen eski Deniz Bank Umum Müdürü Yu X suf Zıya Öniş görülmektedir.
Ürgüplü Yüce Divan Huzuruna Çıkarken
r •
Tomruk işinde Vâkıf Çakmur’un oynadığı rol ve Suad Hayri Ürgüplü
İZLER bu satırları okurken eski Tekel Ve Gümrükler
Bakanı Suad Hayıi Ürgiib-lü de Türk milleti adına kat'ı olarak hükmünü verecek olan Yüce
Yüce Divan bu
gun toplanıyor
Eski
Divanın he. bptli huzurunda hesab . vermek durumunda bulunacaktır. f
Biz her Türk çocuğu gibi, Suad ’ Haiti Ürgvblü’nün hesabını, alnının akü»: vermesini temenni ederiz. Ancak zerre kadar şübhe etmiyoruz ki âdil mahkeme, âdil hâkim. milletin isteğini kanunların emrettiğini tatbikle, haklıyı haksızdan, mazlumu, suçludan kılı kır ka yaran bir itina ve dikkatle ayır dedecek ve bu karışık işi tarihe, emsaline ibret verici bir levha halinde, intikal ettirecektir.
Biz burada sırf karilerimizin hafızasına yardım etmek maksadile Suad Hayri Ürgüblü’yü Yüce Divanın huzuruna sevkeden iddialar dan ve bilhassa bunların biri olan tomruk ve tutkal işinden kısaca, bahsedeceğiz: I

Yüce Divana intikal eden tutkal işi, Yunanistana kibrit satışı, lyi-dere kereste fabrikasının mübayaa işi, kahve işi ve nihayet tomruk işi vardır.
Bu işlerin hepsinden Vekil suçlu mevkiindedir. Bunlardan lalettayin birini, meselâ sonuncusunu ele alalım.
Ekseri meselelerde birinci ve nihayet ikinci plânda ismi geçen Vakıf Çakmur, Ankara Ziraat Bankasındaki mütevazi memurluğun-fDevarnı Sa, S; SU., 3 de)
inşaat I Kongresi
UCUZ et
i aşltcu edece*
Büyük şehirlerde inşattı Kongrenin mevzuunu t fkii
-----------
Ankara 29, (hususî) — Yapı mevzuu üzerinde Bayındırlık Bakanı Kasım Gü lek kendisile görüşen ga -zetecilere şu izahatı ver -miştir:
— Bu inşaatı iki kısma Dev
Ferd inşa -
ayırmak lâzımdır: 1 let inşaatı, 2 atı.
Devlet yapılarının bu - J günkü durumunu islâh e - ( dip bir hedef üzerinde di - ) siplinli mesai ile başarma - ( ğı programımıza koyduk. ? Devlet parasile meydana) getirilmekte olan yapılar / için ne maliyet, ne fiat e - ) saslarında ve şartlaşma - ( larda, ne teknik esasların - ) (Devamımsa., 5; Sü., 2 de) ( -------------------------/
✓\AAAAAA/VWV \ZV\Z
Suad Hayri Vrgiiblü
Başta Suad Hayri olmak üzre ekserisi Tekel erkânım teşkil eden 24 kişi bu sabah Divanda yargılanacak
Ankara, 29 (Hu
su si)
Gümrük ve Tekel Bakanı Suad Hayri ve arkadaşlarını yargılayacak olan Yüce Divan yarın sabah saat onda »Yargıtay salonunda Halil öz-yürüğüıı başkanlığında toplanacaktır. Yüce Divanda yargılanacak olan ve ekserisini Tekel erkâ nı teşkil eden 21 kişinin adları şunlardır:
Suad Hayri Ür-güblü, Ulvi Yen-al, Münir Karacık, Kenan Yal-ter, Muzaffer Sa-kıcı, Hürrem Şe-ren, Şeiııseddin
(Devamı Sa., 5; Sil., tf da)
Komünist Çek Hükümeti anlaşmalara hazırlanıyor
-----o—
Pmg, 29 (A.A.) — Komünist
Dışişleri Bakanı Muavini Cle-ments hükümetin birkaç haftaya kadar Rumanya ve Bulgaristan’la da andlaşmalar imzalamak sure-tlle ittifak sistemini tamamlamayı düşündüğünü bildirmiş ve şunları ilâve etmiştir:
Batı devletlerile işbirliği yap-mak arzusunda hiçbir değişiklik olmamıştır. Çekoslovakyanın yeni rejimi de dış münasebetlerde esas lı değişikliklere yol açmıyacaktır.
IKVIMDtN BİR YAPRAK
Beşiktaşm parlak galibiyeti
••
4


D‘bliö maçtan heyecanlı bir görünüş (yazısı 3 üncü
sayfada)

Oturdular, konuştular, gitdiler!

Demokrat Partinin yarın Ankarada yapacağı toplantı
O - ■ 4
Ankara, 29 (Hususî) — 2 Mart Salı yünü toplanacak plan Demokrat Parti 11 İdare Kurulu kongresinde bulunmak üzere Celâl Ba-yar, Adnan Menderes ve Fuad Köprülünün salı sabahı şehrimize gelsaatei belenmektedir. Kongreye Lgtlrâk edecek olanlar 135 delegeden bir kiBmı Ankaraya gel »iştir. Celâl Bayann kongre mil-naBebetile bir beyanatta bulunacağı da sövlenmpkfpdi- I
Rusya, “Türkiye engelini,, kırmağa teşebbüs ederse..
■ u
VVashingtondaki ıııüşahidlere göre bu, Batı devletlerile Rusya arasında barbe sebebiyet verebilir
Stalinn Finlandiyaya verdiği nota açık'andı
gingtondaki siyasî müşahidler, ] Rusların muhtemel olarak yapa cakları üç büyük hareketin ken dileri ile batı devletleri arasın -da harbe sebebiyet vereceğini phvUlvnrİpr
Bu hareketlerin birincisi. Norveç ve İsveçi komünist peyk memleketlere çevirmektir. Bu memleketlerin stratejik durum* lan gerek batı dev/eîlcıi gerek S; Su . 4 de)
m
EH İR Meclisi cumartesi günü sabahın saat onundan akşamın altısına kadar içtima etmiş;
Büfede hazırlanan öğ-
lo yemeği için bir sa- | fil 5 R at çıkarılırsa tam ye- I _
di saat çalışmış!..
Aferin Şehir -Meclisine... Cumartesi günü her yerdo «yarım âzâdo yapıldığı halde o, bütün gun faaliyet göstermiş.
Fakat faaliyet göstermiş te ne yapmış?
Evvelâ, ev sahiblorinin kiracıları - istedikleri parayı alamadıklarından ötürü - suyu kesmek, ışığı söndürmek, asansörü durdurmak gibi iz'aca-tına mâni olmak lâzım goldiğlni mü-zakero etmiş; arkadan bazı sayfiyo-lerdo yapılacak imâr plânlarını konuşmuş; ondan sonra en ınühim mesele olduğu söylenen ot İşine geçilmiş: «Narh iyidir, fenadır. Toptancı kazanmaz, kasnb kazanır, kasab ka-ZüHifiaz. ifuaprHi » l-p.
dâvasıdır altın cunılcler
Hat-
DûV-glbl
harflerle sarfo-
İlmeyi yorirldc kullanalım • tartışma* lardan sonra e Et İşinin bir belediye işi değil bir hükümet işi olduğunda» % 1 karar kılınmış.
iv \lâ: (Et dâwasr
f _ _ _ ' let
Belcdiyo tarihine işlenecek parlak
lunımış; et komisyonunun sözcüsü Burhan Felek moslekdaşıınız, bu mesele hakkında uzun uzadıya mülâhazat serdeylomiş, bunu ınütcakib et nakliyesi de görüşülerek içtimaa son verilmiş. İranlIların meşhur söz-lerindon olduğu gibi: (Nişestend-ii-guftend-ü-borhastend» Yâni (Oturdular, konuştular ve kalkıp gitdilor!)
Netico ne olmuş? Ne olacak? Oturmuşlar» konuşmuşlar vo kalkıp gitmişler. Daha ne olsun? Bizimkiler üstelik bir de büfoden karınlarını da doyurmuşlar.
Belediye ve Şohlr Meclisi çok sem*
SAYFA:2
TENİ SARAR
I MART 1948


i Siyasî Hatıratım |
Yazan: Prof. Kenan Ömer öner
I
OkUYLCU
— ı —
rARTİYE NASIL GİRDİM
' 1945 senesj, kendinden evvel gelen yılların elem ve ıztırab yığın-İannı daha fazla artırıp çoğalttıktan sonra rolünü 1946 senesine devletmiş, bütün beşeriyet, yıllar süren son cidalin bomba ve topların-lan kurtularak kazandığı ııisbî sükûn içinde felâketlerini daha iyi hissetmeğe başlamışlardı.
Yeni senenin yeni bir kaç günü geçtikten sonra Karaköy Pu'as‘ tâki etüdümde dosyalarımı karıştırırken mülga Denizbank Müdürü Yusuf Ziya öniş ziyaret lûtfunda bulundu.
Bu zatı ilk defa görüyordum, az süren bir dedikodudan sonra ziyaret sebebini anlatmağa başhj’arak; yeni teşkil edilen Demokrat Par* tinin maksad ve gayesini - teferruata girişmeden - anlatmağa, işin ehemmiyet ve şümulünü izaha başladı. İnsan kıtlığı hakkındaki görüşlerini izah etti- İstanbul gibi çok mühim bir vilâyette benim iş başına geçerek millet ve memlekete hizmeti kabul etmemi, Celâl Bayara iza-letle, teklif etti.
Beklemediğim bu teveccühün bende bıraktığı ilk intibaı hajTet ke-limesile izah edebilirdim. Bu partinin dört kurucuları arasında Refik komitanı tâ 1911 senesinde Bureada istinaf müddeiumumiliği muavinliğinde bulunduğum sırada, o da ikinci bidayet müddeiumumi muavinlerinden biri olduğu için tanımıştım. Sonra meslek yollarımız ayrıldığı için jaizyüze ya gelmiş veya gelmemiştim. Fuad Köprülü ile do ayrı fakültelerde olmakla beraber, İstanbul Üniversitesinde buluşmuş, hattâ Muammer Raşidin Rektörlüğe seçilmesi sırasında mücadeleli sa. yılır bir münakaşaya girişmiştim. Celâl Baj'arla da fersahlarca uzak bir karabete mazhar olmakla beraber onun bir Alman bankasında veznedar bulunduğu zamanlara tesadüf eden Hüdavendigâr vilâyetindeki vazifem sırasında da, Ankarada buluştuğumuz vakitlerde de selâmlaşmış, seslerimizi işitmiş değildik. Adnan Menderesi de Meclis içindeki tenkidkâr sözlerde tanımış, fakat bir yerde karşılaşmamıştık. Bu ibtidaî muarefeye rağmen hilkat ve telâklrilerimizin ayrılığı bence tahakkuk etmiş, uzun bir mücadeleyi dâvet edecek bir muhalefetin bunlar tarafından temsil ve idaresini oldukça şübheli bulmuş, büyük bir tereddüdle bu teklifi karşılamıştım.
Yusuf Ziya öniş bütün bel&gatile beni iknaa çalışıyor, ben kendisine bu teşekkülün ciddiyet ve samimiyetine kâfi derecede inanamadığımı ileri sürerek kendimi kurtarmağa çabalıyordum.
Bu karşılıklı tartışma epeyce uzun sürdü. O beni tatlı kelimelerle iknaa çalıştıkça tereddüdlerim devam ediyor, benim kurucular hakkın daki basit malûmatıma rağmen onun sözlerinden kendi hüviyetim hakkında esaslı savılır bilgilere sahib olduğunu anlıyordum. Bu emn-i yetsizliğinde, başka bir de kabul ettiğim ‘resmi vazifeler haricinde her şeyden uzak ve siyasetten nefretle geçen uzun bir ömrün itiyadlarını birdenbire bıraksam bile siyaseti doğruluk ve samimiyetinden ibaret bilen varhğımm mugalata ve atlatma şeklinde devam edip griden siyasî sahada muvaffakiyeti kendim için çok şübheli buluyordum.
Beklemiyen bir mücadelenin uzun süren safhaları beni yormuş ve şaşırtmış, bundan kurtulmak için hemen hemen evet diyecek bir hale gelmiştim. Fakat iş bu kadar fevri hareket edecek kadar basit değildi. «Müsaade ediniz, bir-kaç gün düşüneyim» mukabil teklifile bahsi kestik ve ayrıldık.
YUSUF ZİYA ÖNtŞDEN AYRILDIKTAN SONRA.,
Ayrıldım, fakat fikrime sokulan kurdun tesirinden bir türlü kurtulamıyor, arasız ne yapacağımı düşünüyordum. w
Siyasî cereyanların hepsinden uzak kalmakla beraber memleketin nereye gittiğini görmıyecek kadar kör değildim. Bilhassa on yıl süren adliye müfettişliğim zamanı yurdun birçok yerlerinde dolaşmış, milletle çok yakından temas imkânlarını bulmuş, zavallılıktan, kimsesizlikten başka kabahati olmıyan milletimin en acıklı sefalet ve mahrumiyetler altında ezilip durduğunu, birçok yerlerde 20 inci asır ortasınca hâlâ Adem ve Havva devrini yaşadıklarını, her sahada kendisini çevreliyen yoksulluk v(» ıztırablar içinde insanlıktan âdeta uzaklaştığını gözümle görmüştüm. Şehirlerden kasabalara, oradan köylere gittikçe sefalet ve ibtidaîlik koyulaşıyor, eşrefi mahlûkat zannettiğimiz insan lar, başka hayvanların bile mailiz kalmadıkları güçlükler arasında in leyip duruyordu. Buna rağmen bu yoksul insanların tahammül ve fazileti, başka milletlerle mukayese edilemiyecek bir varlık ifade ediyordu. Bu millet hakikaten kurtulmalı, insan gibi yaşamak imkânlarına sahib olmalı idi. Çünkü buna mazhar olmak için bütün meziyetler, iyi şartlar kendisinde bulunuyordu. Bu hakikati gören gözler, bugünkü se faletin sebebini milletin bünyesinde değil, onu idare edenlerin ahlâk ve zihniyetinde aramak samimiyeti göstermedikçe doğru bir imana sahib olamazlardı.
Bütün neslim gibi ben de Sultan Hamidin istibdadla, hattâ zulüm le dolu devrinden başlıyarak Meşrutiyet ve Cumhuriyet devirlerini idrâk etmiş, bu uzun seneler zarfında Ittihud ve Terakki cemiyetinden başlıyarak her fırkanın idare tarzını görmüş ve hepsinin bir noktada birleşeTek gittikçe hiçbir yük taşıyamaz hale gelen milletin bir kere sırtına atladıktan sonra kanını emip tahtakurusu gibi şişmekten başka birşey yapmadıklarını, yapamadıklarını kavramıştım.
fDena»»ı var)
1945 senesi
zl
DİYO
ılı rı1
FBjl
/
i
NOT:
Kenan Önerin hatıratının başlaması dolayısile «Atatürke Suikasdın Tafsilâtı ve İçyüzü» isindi tefrikamızı sahnemizin aşağı kısmına koymağa mecbur içildik. Okuyucularımızın nazarı dikkatlerine arz ederiz.
Gebze-Tıızla trenlerine dair bir dilek
Gebzede vazife gören, fakat Tuzlada oturan adresi mahfuz bir okuyucumuzdan aşağıdaki mektubu aldık:
«— Gebze île Tuzlu arasında 15 dakika süren bir mesafe olmasına rağmen, bu I-ki istasyon arasında biri sahalı 7.15 de Haydurpaşadan kalkan, diğeri do 17.15 de Gebreden Ilaydarpa^aya hareket eden iki tren işlemekte dir.
Tuzladan Gebreye ortaokula giden talebeler olsun, İş adamları olsun paydostan sonra saatlerce tren beklemekte, kış mevsimimle çocuklar istasyon binasında tit reşmektedirler.
Yaz mevsiminde nıeyva ve mahsuller, vasıtasızlık yülttn den Gebze istasyonunda beklemekten çüriimektedlr.
Devlet Demiryolları idaresi saat 2 de bir ilâve postası yapmak suretile bütirn Gebze ve Tuzla halkım sevindirir, bu ezeli derdlerine bir ça re bulmuş olur.
Esasen Gebreliler olsun. Tuzlada oturanlar olsun Ke-ceb Pokere Kaşbakanlığı esnasında müracaat ederek, bu dileğimizi bildirmiştik. Receb Poker bile bu dileğimizin haklı olduğunu tc^liın ederek Demiryolları İdnrrMne Gebze ile Tuzla arasında bir ilâve postası yapılmasını emretmişti.
Fakat bızlerin ne garib tecellisi varmış ki Receb Poker, bu oıuri verdiğinin ertesi gü nü l£aşbu kanlıktan çekilmiş ve emri de bu suretle yerine getiri Un emişti.
Bu yerinde olduğu kadar haklı ve bütün Gebzelilerle Tuzlakların şikâyetlerinin İlgili makamların dikkat nazarına konulmasını skym gazetenizden rica ederiz.»
Eskişehir Emniyet Müdürlüğünün dikkat nazarına
İki aydaııberi Eskişehir Ferah otelinde misafir olarak ikamet etmekteyim. Ani bir felâkete düçar olarak yirıni uüu müddetle otelden ayrılmak mecburiyetinde kal dım. Mezkûr oteldeu ayrılırken otelin miiHtecMri ulan (Su ieyman İnceye eşyalarunı teker, teker, sayarak teslim et tini. 20 güu sonra geldiğimde birçok eşyamın yerinde yeller estiğini görünce, yukarıda isini geçen şahsa; eşyalarımın noksan olduğunu bil dirdiıu^e de. (kıymeti yok, tazmin ederiz) diyerek işi ört bas etti.
Aradan birkaç gün geçtik ten sonra ayni mevzu üzerinde sual sorduğum vakit şu cevabla karşılaştım:
— Buram emanetçi dükkâ nı mıdır, ne diye eşyalarını bize bıraktın?.. »
Keyfiyeti muhitin yeni karakoluna bildirdiğim vakit oradan da şu cenabı aldım:
— Hakkını mahkemede ara, biz ne yapalım? Eskişehir: Gündoğdu Otelinde: Ekrem Tarhun

Emlâk alım satımı
ziyadesile durgun
u kabil
I

Memurların nakilleri
Oturdular, konuştular, gitdiler
1 Mette* patik şeylerdir. Hâni şairin: Eyyûrn-ı-zemietanda beui gerdiç-i-dev-râu Bîr hâne-i-virtiD şüdöye eyledi milimim I diye başlıyan bir harab ev tasviri vardır. Ne zaman bu manzumeyi okusam hatırıma Belediye ve Şehir Meclisi gelir. Evin damında kiremitler kırılmış olduğu için yağmurda her taraf akar; oamlar kırılmış, çerçevelere kâ-ğ»d bile yapıştırılmamıştır; döşeme tahtaları dolik deşiktir. Fakat ov sahibi damı aktaracağına duvarlara yağlı boya naktşlar işletir; hâşâ huzurdan halâ künklorini tâmir eltırecogı-ne banyo dairesi yaptırır, evin temelini çürüten oluk tertibatını düzenlemez de bahçeye havuz kazdırır. Ondan sonra gelsin lâf!
İ'mardan bahsediliyor... Ey Şehir Meclisinin sayın âzalanî Biliyor musunuz kİ hâlen Göztepe de bir sokak vardır ki senelordenberl toplanan su birikintilerinden bataklık halindedir ve mübalâğa etmiyorum, ey a zây-ı-kl-rârn! Bir çöpoii arabası bu bataklığa saplanmış arabayı ve hayvanı kurtar inak mümkün olmadığı için bataklık
Çalışma Bakanının da iştirâk edeceği işçiler toplantısı
Vaki şikâyetleri dinlemek, 1? ve renler ve İş mümes6İlerile temaslar da bulunmak üzere bir müddet ev vel şehrimize gelen Çalışma Baka nı Tahsin Bekir Balta fabrika ve sanai teşekküllerdeki gerekli incele melerini bitirmiştir.
Bakan, bugün saat 18 de Eminönü Halkevinde mm taka işçi şendi ka başkan ve başkan vekillerinin İş tlrakile bir toplantı yapacak ve ya rın saat 15 de de Ticaret Odasında İş verenlerle görüşecektir-
İnceleme ve görüşmelerinin neti çelerini bir toplantı tertio ederek gazetecilere bildirecek olan Bakan, müteakiben Ankaraya hareket ede çektir-
onları boğmuş ve yutmuştur; yalnız çöpcli kurtarılabılmlştir.
Yâ!., siz hâlâ tatlı tatlı konuşun.
Öyle yerler var ki ahalisi asfalt ne kellmo? 6onelordenberl Arnsvud kaldırımına aşyoriyorlar.
En basit şekilde halledilecek et meselesi için şu müzakerolere bakın yahu! insan bu hal karşısında gülmek mi, ağlamak mı lâzım geleceğini bilmiyor. Tevekkeli şair dememiş;
Bir hnr&b evdir kalır divâneden divâneye I
— Burada tanışmıştım. Bir senedenberi görüşmedim.
— Hilmi beyin şutta t tarihli notunda, Kara Vasıf beyin, Ha lil paşanın bir arada toplandığı niza dair bir fıkra vardır. Nerede toplandınız,
— Bilmiyorum efendim, belki Köprüde rast gelmişimdir.
— 14 martta siz, Nail bey, Kara Kemal, Abdülkadir, Şükrü ve daha bir kaç arkadaşını -an Hacının çayhanesinde top -landığmız da mukayyeddir.
— Hayır efendim, orada Nail beyi gördüm, diğerlerde buluşmadım.
— lzmirdeki muhakeme es -nasında Lâz İsmail ifadede bulunurken suikasddea sonra si -zin ve Nail beyin İstanbul polis müdüriyetine vaz’ıyed edeceği -nizi söylemişti.
— Hayır arzetmiştfm, ticaretle meşguldüm. Böyle bir şey hatır ve hayalimden gedmez.
— Demek son zamanda t.H-dülkadirle görüşmüyordunuz?
— Son zamanda bir defa gör müştüm.
(Bunun üzerine celse tatil e-dildi, maznun çıkarıldı. Sonra Kara Kemalin odacısı Hasib ge tirildi.)
ÎRtNOÎ CELSE
Celse açıldığı zaman maz -nii' mevkiinde Kara Kemalin o dacısı Hasib vardı. Müteakiben Naim Cevad !'-ey de getirildk.
RcL — • (Naim Cevad beye) Şu mektubu aldık, tesadüf.
(Mektub okundu. Bu, vakti-!e Amasra Uman kumandanı o-
Bina kıymetlerinin düşmesine arsa fiatları durmadan yükseliyor atlarının yükselişinin sebeb olduğu söylenmektedir.
Yine bu yüzden bir kaç gün denberi ipotek üzerine muame -lelerde bir artış göze çarpmaktadır.
Diğer tarafdan şehirde inşa at faaliyeti hızla devam etmekte olmasına ratmen ikametgâh kiralan eski yllksek seviyesini muhafaza etmektedir. Bu halde emlâk komisyoncularının bü -yük rolleri olduğunu iddia e-denler varsa da bunun doğruluk derecesi tabiatile yapı lacak esaslı incelemeler neticesinde anlaşılabilecek mahiyette dir.
Şehrimizde bina kıymetleri nin düşmesine mukabil, arsa fi atlurı günden güne yükselmek tedir. Bilhassa mühim mahaller de caddelere ve piyasalara ya -kın muhitlerde fiatları pek yük sek olduğu halde satılacak arsa kalmamıştır. Buyüzden piyasa mıntakasmda depo ve antrepo temininde, eski binalardan isti -fade yoluna gidilmektedir.
Emlâk alım satım işleri gayet durgundur. Muhtelif alım, satım müesseseleri tarafından satılığa çıkarılmış olan emlâk, alıcı bulamamaktadır.
Bu vaziyetin piyasadaki para spekülâsyonunun ve altın fi-
11
Tâyinlerin kışta ya pılmaması isteniyor
İtalyadan alınacak gemiler
Teslim müddeti yaklaştığı halde inşaatın başladığına dair haber vok Deniz Yollan tarafından î-talyan Ansaldo tezgâhlarına 31 milyon küsûr liraya ısmarla nan 6 geminin teslimine muka vele mucibince 1948 baharın • dan itibaren peyderpey başlana çaktı.
Müddetin gelmesine pek az bir zaman kaldığı halde gemile rin inşasına hâlâ başlanmamıştır.
Firma keyfiyeti Deniz yolla
Devlet işinde aylık veya üc -retle ga’.şan kiıçük memulların bir yerden diğer yere tayın ve nakillerinde cok acıklı hallere tesa'iif edilmekte olduğu duyul maktadır. Mal! yılın .değişmesi memurların nakil avlarının da değişrnesİT e seueb olmuş gcrul inektedir. Halbuki bu tayın içinin eskisi gibi, yani yine h'zi -ran avından sonra yapılma-ı az maaşl’ ^*e bilhassa çok ço nıkhı memurların korunması bakı -mından verinde bir keyfiyettir. Tavinlerin loş avlarında olması ev buhranı olan yerlerde sıkıntıyı mucib olmaktadır. Şimdi akla en vakm olarak gelen zorlukları sıralıvabm:
1 — îvi veva kötü bir evcik valıud odacık bulun çoluk cocıı-ğu ile oturan memur kıs avında aliscağı tn’dn emrile evinden mahrum olur.
Yakacak maddelerini e


Hükümet Basknııı var, Meclisi Başkanı var, Halk Partisi Baskını
Denizlerdeki fırtına durdu
Şehrimizde birkaç gündenberl devam eden kar nihayet dün dinmiş. suhıınet nlsbetcn yükselmiştir. Rasathanenin verdiği malûmata göre dün, asgari suhunet nakıs 3.7 azauıl sıcaklık ise zaid 4,5 du, Rüzgâr genel olarak Şimalden orta şiddette esmeğe devam etmektedir. Diğer taraftan Kar »denizde hüküm sürmekte cilan şiddetli fırtma dün lıaJLflemlş ve bu yıızden iki üç gündür Karadeniz seferine Çıkmayı bekleyen Tan vapuru dün hareket etmiştir.
Hopada havanın sükûnetini bekli yen İzmir vapurunun ,bugün îs-tanbula müteveccihen hareket et mest muhtemeldir.
Şthzadrbofirdaki tramyag -
/ ioırjon çarpışması
Dün sabah saat S de Şehza dehasında, Fatihe doğru giden, vatman Alınıedin idaresindeki 69 numaralı Edirnekapı - Bah-çekapı tramvayı, aksi istikamet ten süratle gelen şoför Lâtifin idaresindeki kamyonla çarpış -mıhtır.
Şiddetli müsademe neticesin de tramvayın camları ile ön kıs mı, kamyonun da motor kısmı tamamen parçalanmıştır.
Bu sebebden Fatih ve Edir-nekapıya tramvay seferleri 1,5 saat kesilmiştir.
nna bildirerek 31 milyon liraya ancak 4 gemi verebileceğini söy lemiş ve buna sebeb olarak da mukaveleden sonra Italyadaki mali ve İktisadî şartların değiş miş olduğunu ileri sürmüştür. Fakat teklif Deniz yollan tarafından reddedilmiştir. Firma, eğer söylediğinde İsrar ederse,
e
idare hukukî cihete müracaat decektir.
Radyonun stajyer ses sanatkârları
2 linden cıkanr.
f — Tahlilde rnn’Vhn vnr-sn ve bîiha^R. verde- 1î
Re ve orta okullar voksa rnenk-înr. nknİRifz veva tnm ikinci knrncderîni 7PrnnnlpT’TnH'i
okuldan p^^hn en bir mllan nı kavbed^elpr.
4 __ 'PTpmîl/*
havalarda ^rr»n(vra d;»«(w*Rİ( cık . hadlerini tehlikece diiRÜrmü? o lurlnr.
5 — Gidilme^’ verl^
re hava mi’hnİpF^î dnla^noile vaktinde cnronı
altında eziürİAr vn mooc plmma zam a n ’ n n ^pt î »prok vol 1 a r
da nnrncız kahrlnr.
Bize bu TtArpn r»V*ı
bî?k»*np*»*tpn a^oka beklediklerinî de tasrih etmek -tedirler.
------n.
PCI S TE


Ankara radyosu evvelki akşam muslkl&ever halkanıza bir sürprizde bulunmuş ve bundan altı ay ev vel müsabaka 11e radyonun, Tüık musikisi kısmına altp yetiştirdiği stajyer ses sanatkârlarından Be-
rin Kurd, Mefharet. Saime Sinan.' Yadigâr, Hüseyin ve Muzafferi bu lere teker teker dinletmek fırsatım vermiştir.
Yarının sanatkârları olan müsait stajlyerleı, o akşamki geçit programında değerli hocalarının yüzlerini ak çıkaran bir başarı termiş] erdir.
göS
Sisam Metropoliti Türk topraklarına iltica etti
»ı
Şehrimiz ecnebi mahfillerinde do laşan bazı rivayetlere göre, Sisam adası Metropoliti, erkâııile birlikte adaya hâkim olan çetecilerin tazyi kinden kaçarak, bir sandalla Türk topraklarına İltica etmiştir.
Sömestr tatili bitti
Bir Şubatta başlamış olan Üniver site sömestr tatili dün sona ermiştir. Fakülteler bu sabahtan itibaren öğretime başlıya çaktır
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler PÖrdüm?
Atatürk’e suikasttın tafsilâtı ve içyüzü ——M ——
*



Ya ten C
V*' *'

Tefrik» IVo. 191
Bir yangında yanmamak için iki kişi pencereden sokağa atladı
------o-----
Çemberlitaşta Kasab handa numaralı kunduracı Tahire aid dükkânda çalışan işçilerden Pandeli, dükkânı temizlediği sırada elinde bulunan benzinli sünger, kauçuk kuruttuğu ispir to lâmbasından ateş almıştır. Eli yanan Paııdeli yanan sünge ri alelacele atmış fakat bu sefer de sünger benzin tenekesinin ii zerine düşmüştür.
Bu suretle, benzin tenekesinin parlamasiyle dükkânı alev sarmış ve bu esnada içerde bulunan Ali ve Kâmil adlarında i-ki kişi kentlilerini pencereden dı şan atmış, bunun neticesi vü -cudlaruun muhtelif yerlerinden yaralanarak Esnaf hastahanesi ne kaldırılmışlardır.
Hâdiseye sebeb olan Pande li hakkında takibata başlanmış trr.
25
I HER SABAH\
Fıkracı Demokrat Partim toplantısında
UAD Köprülü İle arkadaşları, oanbazhanolerdokl canlı ohraın-lar şeklinde, hamalların sırtın-
da uzaklaştıktan sonra ben de küçük çantamı elime aldım. Validenin hazırladığı kuru köfte, hazırlop yumurta, topsi böreğinin, öğle yemeğinde arta halan, bakiyesini güzelce paketine sar dım ve tıpış tıpış gardan çıktım. Nb yotim doğruoa Ankara Palasa gitmek, yotacak yerimi peylemek, sonra da haber peşinde koşmaktı.
Fakat daha bir araba bulmaya vakit kalmadan «Yeni Asır» muharrirlerinden binle karşılaştım. Zavallı nefes nefese idi. Beni daha uzaktan görünce :
Aman Fıkracı, diye haykırdı, eeç kaldım diye Ödüm kopuyordu. Neredesin yahu?..
— İşte burada, karşında duruyorum, azizim. Hayrola!
— Aman çabuk, Başkan seni boklıyor.
— Hangi Başkan?
—Yahu, kaç tane başkan var? Demokrat Parti Başkanı yâni Celâl dayar.
— Ne bileyim ben? Başkan dLdın do şaşırdım. Malûm a, bizde Cıım»(ur-başkanı var, Büyük Millet Cumhuriyet
var, Demokrat Parti eaşkanı var, faz la olarak bir Başbakan ve bir sûru do Bakan var... Daha sayal mı nu?..
— Kâfi, sayma! Fakat brroz a.eie et do bu çeşitli başkanlar arasıı.-ria seni görmek is t iyon bir tanesmı fazla bekletmiş olmıyalım.
— Yo öyle iki ayağımı bir pabuca sokma! Yol yorgunluğu bir taraftan, yol arkadaşlarım Köprülü ile üc refikinin şamataları öte taraftan, ka^am kazana döndü. Acolon ne?
— Yahu, ne soğukkanlı adamsın. Ben helecanımdan yerlimde duramıyo ruıîı, sorıin kılın bile kıpırdamıyor.
— Sen de benim gibi Başkanı.ırla çok düşer kalkarsan anlarsın ki bu gibi meselelerde acele faydadan ziyade mazarrat verir. Çimdi söyle bana bakayım, Başkanı nerede bulacağız?
— Demokrat Parti merkezinde,
— Parti merkezi buraya uzak mı? — Yok canım, şuracıkta...
«Yeni Asır» muharririnin nah şuracıkta dediği yere araba ile tanı yarını saatte vardık. Vaktin bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen müzakere bütün hvt vd ^IddetHe devam ediyordu. Oraya bonnen evvel varmış bulunan Fuad Köprülü baş k=x«r»-
muş» sigarası bormutad dudakların.n arasında, herkese lâf yetiştirmece uğraşıyordu.
Demokrat Parti Başkanı boni t’öriir ce hafifçe tebessüm edorek iltifat et ti ve gizli bir el hareketıle yanına çağırdı. Sokuldum:
— Aman Fıkracı, dedi, akşamdan beri seni aratıyordum. Burada da benî fena sıkıştırıyorlar. Balıkesirdc Ah-med Emin Yalmana bir nutuk söyleterek vaziyeti kurtarabildim, burada da seni konuşturacağım. Göreyim seni beni mahcub etme.
İtizar etmek istedim ve:
— Kerem buyurun efendim, kekeledim, bendeniz öyle sipariş rine konuşmayı pek beceremem,
pot ktrar vaziyeti büsbütün berbad e-debilirim. Yanınızda Adnan Menderes gibi, Fevzi LÛ t fi Karaosnıanoğlu gibi gerçekten iyi söz söyliyon arkadaşlarınız var, onlar neye konuşmuyorlar?
— O kadar çok konuştular ki artık onların sözlerine inanmaz oldular. Rica ederim, naz cime de bir nutuk söyleyiver Fıkracı.
__ Peki ne diyeyim etendim?
____ Bizimkileri coşturmak için fazla söze hasat yok. Euvolâ demokrasiye olan umumi imandan bahsedersin, son ra Demokratların Demokratça h».roketleri te Demokrasiye behemehal kavuşacaklarından deııı vurursun, daha sonra Demokrat Partinin demokrasinin emrinde demokratça çalışıp memlekette demokrasiyi yüzde yüz tahakkuk ettirmek azminde olduğunu söylersin ve sözüne de yaşasın Demokrasi, Demokrat Parti ve Demokratlar diye nihayet verirsin.
— Bu kadarını yaparım. Fakat dinleyicilerden biri çıkar .da büyük kongre kararlarından bahis açar, yıllıklar ve yolluklar meselesini kurcalar ve (Devamı Sa,, 5; Sü.» 1 de/
diye öze-brr
lan kıdemli yüzbaşı Nazmi imzalı idi. Ve vaktile kendisinin Naiın Cevad beyi hâmil olan motorun limana benzinsiklikten iltica ettiğini, halbuki benzinlerinin olduğunu görerek Naim Cevad beyi malıfnzen Ankara -ya sevkettiğini bildiriyordu.)
Reis bu mektubun sarih olduğunu, kendisinin bir vazife i-le gelmiş olduğunun sabit bu -lundugunu söyledi.
Na.m Cevad bey, motörde yanındaki Rusların Verangel ordusu murahhasları
ğunu. maksadının hizmet oldu -ğunu beyan etti.
R-:\. bu ıszifenin fuzulî olduğunu söyledi ve n aznun çıka rıldj Mü t akiben Hasibln isticvabına başlandı. Hasib Kstp Ke malin hizmetine seferberlikten beri girdiğini, bir anası, bir karısı ve çocuğu olduğunu, Kara Kemalden kırk lira aylık aldığı m söyledi.
bulundu-
— Kara Kemal hangi gün gaybubet etti?
— Bayramdan bir gün evvel öğle zamanı geldi. Yalnızdı. Bir iki saat oturdu. îyi hatırlanıl -yorum, o gün hiç kimse gelmedi. Zannedersem yanında Ha -san bey vardı.
— Ardahan mebusu HiLmi bey?
— Orada değildi, öbür odada ıdl.
— Yalan söyledin. Hilmi bey varmış; Hilmi beyle birlikte çık mış gitmişler. Söyle kaçta gitti ler.
— Akşamdan etkendi, ben yalnız gittiğini biliyorum.
— Ne söyledi ?
— «Ben gidiyorum. Dört gün kapanacağız» dedi. Arifeden ’cir güıı ovveldi, her vakit kapamaz dik.
— Hüsnü bev ne zaman çık-tıT,.
— Sonra çıktı. Yanında ki -
min olduğunu iyi hatırlayamıyo rum.
— Bayramda evine gittin nü
— Gittim «•yok» dediler, Bo ğaziçine gitmiş.
— Evi nerede idi?
— Adliyeden vukarı idi. Bir sokak içinde ismini bilmiyorum 57 numara.
— Evinde kim vardı?
— Bir madamla hizmetçi bir kadın vardı. Rum mu, ermeni mi olduklarını bilemivorıım.
— Sen ne zamtındanberi evi ne gitlH »elirdin9
— Bir senedonlmri evine lâzım olan şevleri rötüriirdüm.
— Sonra sen Roğazicine git tin mi?
— Gittim er'ndim. babası vardı. Yeni gelmişti. Elini öpme ğe gittim.
— Orada mı idi Kemal bev’
— yVkRnm oradn imiş cifmiş.
— Peki cumartesi günü boR-kimler vp^Pıaneve gelmişti?
— Bavlar Resim bev gelmiş Hilmi bev vnrmış.
— Kara Kemalin vazıhanesi kimler *»elir giderdi9
— Siikrii hov, Abdülkadir

*
TAFVIH
MART 1948
ka
ti.
ne
bev. Hafi? hpv, Canho)
lat hey r^lir (r’(h)' 'lî Ramazan I da bir defa A.ğaoğlu Alımed i bey geldi.
— Ziya Hıırsid bey gelmez I miydi ?
— Bir defa merdivende gördüm.
— Başka kimler gelirdi? fDcvamı var)

1383
Rumi Şubat
17

1367
Hicri Rebiü:
âhır
19
Pazartesi
KasıiK 115 — AY 3 — GÜN 61

Vakitler Vasati Ezaııi
s. D. S D.
Güneş 6 S6 10 36
Öğle 12 27 6 28
ikindi i V M 0 33
Akşııın * 50 12 •—
Yatsı 30 1 31
İmsâk 4 54 11 0Û


idareci
aktüailteler
f
Mfttbnafı tanıamile hür
mun
muvafık bularak derhal
nasıl bi-
f'
• I
bir küo buğday almamış ve hayatında ticarî ma-
ordu kuv-
ve-
az
cevapta
genel barışı ger
c
bilmeleri o da: komisyon-
İhracatçı vardı? konıısyoıt-
SeE8to, tongan müzakereye başlıyor
Marshalh» konudaki beyanatı
Vaşingtoı: 29 (A.A») — Dı şişleri Bakını Marsiıall, temsil çiler Mecliıi tahsisat komiayo nunıın gizi bir toplantısında kendisine »orulan suallere ver diği cevaparda, diğer mesele ler meyannda Birleşik Ameri ka—Rusya münâsebetlerine Ve bu münâsebetlerin düzelme si imkânlarına dair beyanatta bulunmuştur.
Marshalla şu şual sorulmuş tur:
Rusya ile gerek normal münâsebetlerimiz esnasında, ge rekse büyük sulh dâvasının gerçekleştirilmesi yolunda ya pılan müzakerelerde dalma müşküllerle karşılaşacak mı yız?
Dışişleri Bakanı verdiği ce vapta demiştir kİ:
Daima demiyeceğim. Filhaki ka Rusya ile münâsebetlerimizde Batı devletlerinden bir çoğu ile olduğu gibi bir kolaylı ğa yakında mazhar olmayı beklemeyiz. Fakat zannediyo; rum ki Rusya İle samimi bir ■ anlaşmaya varıldığı zaman ( hep böyle müşküllerle karşıla ı şılmıştır. Geçen seneler İçin ( de Amerikalıların Rus milleti1 ne kûrşı iyi ilişler beslemiş ol, duklanna eminim, Filhakika Rus milletine karşı hissiyatı ( mızın az çok dostane olduğu ' Fikrindeyim. Ruslarla tanışmış olan resmî şahsiyetlerimizden bir çoğu on lan sever ve takdir ederler. Benim hissiyatım da böyledir Ancak Rus hükümetinin yarı resmi şaysiyetlerile karşılaştı ğımjz sıradadır ki müşküller ortaya çıkmaktadır. Mazide böyle olmuş olduğunu zanne diyorum.
M. Maıshall, Rusya ile baş lıca münâsebetlerin ticari ve e kononıik mahiyette olduğunu vc şimdiye kadar ticari münâ sebetlerin normal bir esasa istinat etmiş bulunduğunu söy liyerek demiştir ki:
Rusyada az miktarda resmi mümessillerimiz vardır. Hiç bir zaman bu memlekette bü yük sayıda mümessiller bulun durmadık
Amerikan dış siyaseti hak kında fikri sorulan M. Mars lıall. kısaca verdiği bu siyasetin çekleştirmek. Amerikan ticar tini ve diğer memleketlerle o lan münâsebetlerini kolaylaş »ırmak gayesini giiddüğünü - (’)'’le'•niştir-
Dışişleri Bıkanı, Birleşik Anı*, ikanın. Birleşik Milletler teşkilâtım mümkün mertebe i yi isîemesini sağlamak suretilt beynelmilel meseleleri karşıla mağa çalışacağını söylemiş ve demiştir ki:
Daima Birleşmiş Milletler a nayasasmm çizdiği yol daire sinde hareket edeceğiz. Velev ki bahis mevzuu olan mesele bu teşkilâtın yetkisi dahilinde bulunmasın. Birleşmiş Mil Jetlere sadakatin Birleşik Ame rika dış siyasetinin temelini teşkil ettiğini söyllven Başkan T. umanla ayni fikirde bulunu yorum. •
1

Kâğıt fiyatları artırılınca..
Fransız B*sın federasyonu hükümete nota verdi
Paris: 29 (A A ) — Hükümet ba sır. milli federasyonu tarafından neşredilen ve kâğıt fiyatları ile r.ak 1.; ?.t ücretlerinin arttırılmasını ten i.d eden notaya cevap vermiştir. Bı notada ayni zamanda gazete fi yutlarmın 7 franka çıkarılması J-ter.Bmekteydl. Hükümetin cevabı da kâğıt fiyatlarının İndirilmesi neticesinde kâğıt satışlarının zl' yanla yapılabileceği ve bunun İse devleti doğrudan doğruya yardımlarda bulunmak mecburiyetinde bı rı»kaçağı yazılıdır, Gazetelerin pos ta ve Demiryolları İle nakil ücret :.-.ı:ide yapılacak tenzilâtta da ay ol neticeyi verecek ve devlet bu ida »elere yarım tahsisatı ayırmak »ccburlyetinde bırakacaktır.
Yemende beklenen ıç harb nihayet başladı
Yemenin başkenti, Yahyanın büyük oğluna tamamen ı-----------------------
Kahire: 29 (AP) - İmam Yahya mn geçenlerde katledildiğini Yemenin Başkenti olan Sana şimdi ctamamlle muhasara» edilmiştir. Sana, imam Yahyanın en büyük oğlu olan Prens Ahmedin kuvvetle ri tarafından çevrilmiştir.
Bu haber, pazar günü, Yemenin. Kahiredeki mümessili olan Sald A-11 Muvahit tarafından, verilmiştir.
AU Muvahit-, Ahmedden şu tarz da bir telgraf aldığını beyan, etmiş tir:
e, — Sana her istikâmetten muha sara edilmiştir. Muntazam orduya mensub birliklerin büyük bir kısmı tam teçhizatlarile birlikte bize İltihak etmiştir. Sanadan firar e-den daha bir çok muntazam birlikleri saflarımıza gelerek vetlerimizle birleşiyorlar »
Said Ali El Muvahit Yemen tazam ordusunun yirmi beşbln as kerden müteşekkil olduğunu söyle iniştir.
Yemendeki sivil harbi önlemek i-çin Arab birliğine mensub bir heyet (Faruk) gemisile yola çıkmış bulunmaktadır.
Prens Ahmed kendisini Yemen İ mamı olarak ilân etmiş ve Sanada Abdullah Bin Ahmed El Vezirin kurduğu hükümete karşı çarpışma ğa başlayacaktır.
ARABİSTAN PETROLLERİ VE AMERİKA
Kahire: 29 (AP» — Suudi Arabis tanın Emir Faysalı gazetecilere verdiği bir demeçte demiştir ki:
( — Arab memleketleri müştere ken karar verdikleri gün. Amerika klann petrol imtiyazlarına son ve rilecektir.»
Emir Faysal, petrol bakanından son derece zengin olan bu çöl dev letiııin Dışişleri Bakanıdır, ı Filistinin taksimi konusunda A-
AvrupayaAmerıkan yardım tasarısı
Vaşington, 29 (AP.) — Amerika Birleşik senatosu. Avrupa yardımına dair olan müzakereyi pazartesi günü ele alacaktır. Avrupa ya yardım programı, senatonun dış münasebetleri komitesi tarafından teklif edilen 6800 milyon dolardan 5.300 milyon dolara indirilmişti.
Komite, her devletin, Birleşik Amerikada, vatandaşları tarafından yatırılan mevduatın kontrolünü istiyecektir.
Oniki ay için yapılacak bu yardımda, şu tahliller ileri sürülmektedir:
İngiltere 440 milyon sterli-
nin karşılığını alacak, (yardıma dahil olanlardan en çok pay îngil-tereye düşmektedir, fakat dış münasebetleri komitesi 6800 milyon
I(Gününenteresan haberleri|
V-----------------------—_____________________________________)
Amerikan kimyagerlerinin ye-
ni bir keşfi
Nevyork: — Birleşik Amerika
Tarjnı Bakanlığı kimyagerleri, et ve diğer yiyecek maddelerini mu hafaza eden ve yenilmesinde mahzur olmayan bir koruyucu madde keşfetmişlerdir. Patates ve portakal kabuklarından yapılan ve pek ucuza mal edilen bu madde, havanın geçmesine mani olan bir tabaka teşkil etmektedir. (A A)
Üiinyanın en biiyiik barajı
* Nevyork: — Afrikada dünya npı en büyük barajını inşa etmek üzere geniş mikyasta plânlar ha zırlanmiştiT. Bu baraj, Afrlkanın merkezinde culunan iki geniş böl | genin, şimdiye kadar bilinenlerin l en zengini olan kömür madenleri I ni işletmek ve mevcud madenlerin Z büyüğü olan krom kaynaklarını 7 işletmek suretile endüstrile^tirll-) mesl baklandaki projeye dahil bu 1 luıımaktadır. | B proje sayesinde Kuzey ve Gü { ney Rodezya bölgeleri dünyada en L büyük çelik endüstrisi merkezi ha i llne getirilecek ve bütün Afrika 1 Z çin elektrik istihsal edecek bir * santral tesis olunacaktır.
----------—
geçenlerde katledilen ima aid kevvetler tarafından muhasara edildi...
merikalılarm müzaharetint ele a-lan Faysal bu demecinin, Suudi A rabistanm limanı otan Cidde’de ver nıiştir.
Petrol, Suudi ArabLstanm yegâne varidatıdır.
Lübnan Başbakanı olan Rlyad El Sulh efendi , bir Assooiated Press muhabirine yaptığı .beyanatta, bun dan bir kaç gün evvel demiştir kU a — Arab Birliği, Suudi Arabis tandan Akdenize kadar döşenecek olan petrol borularının Arab mem leketlerinden geçmesine engel olmağa karar vermiştir.
Arab Birliği yedi memleketten müteşekkildir.
İmam Yahyanın Ölümünden Evvelki Günleri
Kalüre: 28 (AP) — Burada çıkan aEl—Mısrin gazetesinin hususî surette Yemene gönderdiği İki muha bir orada olup bitenler hakkında ilk tafsilâtlı haberi vermişlerdir. Zübeyr Useyren ve Abdulkadir Ham za imzalarını taşıyan bu haberin Mısır dışında neşri hakkı yalnız Associated Pressindir.
Muhabirlerin verdiği malûmata göre, İmam Yahya esasen öldürül meden evvel de gayet ağır hasta bu lunuyordu ve bir cuma günü, her zamanki mûtad askeri te’ftişlne çık maması onun öldüğü hakkmdaki ilk şayiaya sebep olmuştu.
Bunun üzerine, Adende, esasen babası aleyhine suikast hazırlayan Emir Seyf El—Hak İbrahim, İmam Yahyanm öldüğünü ve yerine Abdullah Bin Ahmed El—Vezirin İ-mam seçildiğini bildirmişti. Bu haberi alınca İmam Yahya diğer oğul lannı toplamış, onlar da kendisine ölümünden evvel tahtını büyük oğ lu Ahmede terketme3İ tavsiyesinde bulunmuşlardır. Fakat Ahmed daha gelmeden İmam öldürülmüştür.
dolan 5300 milyona indirdiğinden bu meblâğ yeni baştan gözden geçirilerek 440 milyondan indirileceği muhakkaktır.)
Diğer memleketlerin ihtıyaclan ve ne kadar alacakları şu meblâğlarla ileri sürülmektedir:
Fransaya 1434 milyon dolar verilecektir: İtalya 869 milyon dolar, ve Almanya - Ingiliz, Amen-kan, Fransız işgal bölgelerde Saar dahil olmak üzere - 1005 milyon dolar.
Komite, senatoya yaptığı tavsiyelerde, Almanvadaki sanayi istihsalinin arttırılmasını istemektedir.
Yine yapılan tahlil sonunda, A-vusturyaya 182 milyon dolar, Bel eika ve Lüksemburga 320 milyon
■ — • - -
Bu proje, Zamberi nehri üzerinde kurulacak olan büyük Kari ba barajından başka 7500ü kilo vat kudretinde bir hidroelektrik^ santralının kurulması da derpiş olunmuştur. Zambezi üzerinde ku rulması tasarlanan baraj Amerika dakl en büyük barajların dördü ûe muadil olacaktır. (AA.)
Sessiz tren
Paris: _ Fransa Paris— Stıasbourg hath arsamda ilk de Xa olarak vagon ve lokomotiflerde kauçuk tekerlekler kullanılması surettle sessiz tren servislerine başlıyacaktır AA.) Ingilterenin Pasifik donanması * Saigon: — Bugün bir basın toplantısında beyanatta bulunan Amiral SIr Deniş Boyd, İngiltere nin Pasifik donanmasının Mayıs ve Haziran avlarında Çlnle Japon yayı ziyaret edeceğini .bildirmiştir Amirala gö^. - Martta Saigon üssünden ayrılacak olan harb ge raileri evv*!) Slngapura uğrayarak Bomeo ve Manllaya gideceklerdir.
Amiral Boyd bir hafta müddetle Hongkongda kaldıktan sonra, do nanmanm Shangay, Naııklng, Tslngtao ve Japon Umanlarım da
Basın hürriyeti
(Başmakaleden devanı^ ça matbuat ve fikir hürriyetin -den ciddi olarak bahsedilebilir mi? Bu kanunun Demokrasi ile telifi kabil olmadığının el ile tu tulabllir. gözle görülür en kat’i delili bizzat îtalyanın faşizm -den yakayı sıyırır sıyırmaz bn topdancılık âletini kınp atmasıdır ve bugün İtalya, samimî bir demokrasi yoluna ancak Muso-lininin demir çenberini fırlattık tan sonra nail olmuştur. Bina -enalevh bizim bu kanun üzerinde hâlâ ısrar etmemizin mânası ne olabilir? Basan Saka kabine sinden, Meclisin açılmasına kadar bu matbuat kanununu ilga edecek bir tasarı hazırlamasını rica ediyoruz, tâ kİ sözlimiiz fil fimize uvsun! Balanız tsviçrell bîr dergide çıkan ve kısmı nıah susıımuzda tereemeslni okuva -cağınız bir makalede bütün dün ya memleketleri, matbuat ser • bestUği bakımından kaç kısma ayrılmıştır: t ■ •
1
olan demokrat memleketler,
2 — Haberlerin kontrole ve tefrişe tâbi tutulduğu memle -ketler,
3 — Haberlerin tek eklen i-dare edildiği memleketler.
Hakikî demokrasi fikir ve ya zı hiirrîveti Pe ölçüldüğüne göre tam demokrat memleketleri bu tehlnda avan hevan görmek kabildir. îsriere mecmuns’na göre hüfiin dünvanin viizde 3“l hu hakikî serhesH nimetinden favdalannıaktadır. Bunlar ara -sında Ingiltere. Amerika. Fransa ve bizim matbuat kamımı -nun aslını ilga eden îtalva bile vardır.
İkinci kategorive dünyanın ancak yüzde 15 i dahildir. Orada hiç bir fikir serbestliği yok değil, fakat kontrollü, şartlı şıırtln serbestlik vardır. Türkiye, Arjantin, Mısır vesair bir takım memleketler bu zümre -ye dahildir.
Üçüncü grup ise tek elden gazete ve haberleri idare edilen İspanya. Sovyet Rıısva ve ona bağlı topdancı memleketlerdir.
İsviçre gazetesinin hu tasnifi yersiz ve haksız mıdır? Bn iddiayı katiyetle reddedebilmek için bızdeki faşist matbuat kanunu ilga olunmalı ve matbuat cürümleri sadece ecz,a kanunu • muzun çerçevesi îcînde miita -lâa edilmelidir. Halbnki tam de mokrasi ahengine nvnıamız i -cin bizce ceza kanunumuzda da bazı tadiller yapmak ve neşir ta rikile irtikâb olunan cürümlerin cezalarını hafifletmek lâzım ge lir.
Türkiyede Halk Partisinin gajTet ve himmeti ve zinıam -darların inayeti ile fikir serbest iiği üç kat zırhla kaplanmıştır. Birinci zırh, ceza kanunumuzda matbuat yolu ile işlenen suçlar için cezaların alelade cürümlere nazaran çok ağır olması; ikinci zırh yürürlükdeki matbuat kanunu ile bu cezalara yeni ağır -îatıcı hükümler eklenmesi, ü-çiincü zırh da Saraçoğlu Şükrü ve Pokerlerin kullandıkları sıkı yönetim idi. Hususî polis men ve tenbihleri de kanunda olmadığı için tuz, biberdir. Bu üç
dolar, Danimarkaya 164 milyon dolar. Yunanistana 106 milyon do lar, îzlandaya 13 milyon dolar, îr-landaya 152 milyon dolar, Hollan
ziyaret etmek tasavvurunda oldu ğunu beyan etmiştir.
Amiml, Büyük—Britanya Pasifik donanmasının harbden önceki standarta çıkarılacağını ve Hazi ran ayında donanmaya bir miktar muhrip ilâve edileceğini de beyan etmiştir. (AP)
Akdefvzde Med dalgası Cagliari: — Sardenya adasın d*\ Cagliari ve Sicilya adasında ‘ Agrigente ve Trapanl limanlan de nizln çok şiddetli med dalgasına maruz kalmışlardır. Bu yüzden dört balıkçı gemisi ciddi hasara uğ ramış ve liman tesisleri mühim za rarlar görmüştür. (A.A.)
Guatenıela9 İngiltere ile münasebetini kesiyor
Paris: — Brezilya radyosunun haber verdiğine göre, Guate mala İngiltere ile siyasi ve ticari münâsebetlerini kesmeye karar vermiştir. (A.A)
Kaybolan uçak
Rio de Janelro: — Meridioneje ajansının bildirdiğine göre, bir r« kerl kuriye İle bir çok yolcuları ha mil bulunan bir Douglas yolcu u-çağı, Beleni İstikametinde Caroll na Rio Orande Del Norteden hare(
Beşiktaşın dünkü parlak galibiyeti
Çek Sparta Takımı Beşiktaşa 3—0 gibi açık bir farkla
Çek Sparta takımı dün ikinci maçını Beşiktaşa karşı, yine Şeref stadında yaptı. Bir gün evvel muhtelit takımı 5-3 mağ-lûb eden ve içinde hakikaten kıymetli oyuncular bulunan Sparta karşısında Siyah - Be -yazlıların ne yapacağım merak la bekliyenler çok fazla idi. Ve bu yüzden stad tamamile dol -muş bulunuyordu.
Çekleri takiben, hakem Feridun Kılıcın idaresi altında sahaya çıkan Beşiktaşlılar, mü -tad merasimi raüteakib, şu ter-tibde dizildiler.
Ethem; Yavuz, Vedii; Saim, Necdet, Çaçi; Süleyman, Hik -met, Kemal, Şeref, Şükrü.
Ovuna Çekler başladılar. Da ha ilk ândan itibaren Beşikta -şm. Dünkü mağlûbiyetten ders alarak, dikkatli ve canlı ovnadı ğı göze çarpmağa başladı. U-zıın zaman takımından ayrı kal iniş olan Şeref güzel paslarla Şükriiyü işletiyordu.
Çekler Siyah - Beyaz akmları-na daha ziyade sağdan mukabele etmek istiyorlar. Çaçinin ortaya kaçması Vediiyi Sparta sağ açıği-
Rumanya - Po'onya askerî anlaşması Varşova: 29 (AA.) — Polonya hükümeti dün akşam neşrettiği bir tebliğde Polonya ile Rumanyanın yakında askeri bir pakt imzalaya caklarmı bildirmektedir. Vesikada,! Rumen Başbakanı ve Dışişleri Bakanının böyle bir anlaşma için şimdiden esası hazırlamış olduktan bildirilmektedir-
Omurtak, Balyada
Balya: 29 (A A.) — Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Salih O-murtak beraberinde ordu komutam General Hakkı Akoğuz olduku halde bugün saat 11 de ilçemize gelmiştir. Genel Kurmay Başkanı ilçemiz ile ri gelenleri ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmıştır. Genel Kurmay Başkan» bir müddet kaldıktan sonra yoluna devam etmek üzere ilçemizden ayrılmıştır.
.1 ■■■pırım
kat zırhı delerek fikrin beslen -nıesi ve hayat bulması tâsav -\ ıır olunabilir ini?
Bu hakikat bir yabancı tara 1 tından söylenince buna karşı is ] yan ve teessür duymakta belki haklıyız amma her şeyden ev - j vel böyle iddialara mahal bırak mamak ve demokratik ülkelerden hiç birinde mevcud olmıyan bu basın kanununu ortadan kal dırnıak daha doğru olmaz mı?
Doğru söze kızılmaz. O kızılacak fiile mahal ve imkân veril ınez, o kadar. Celâl Bayar Pe -j kerle demokrasi olmaz demişti, hakikatte Pekerle olmadığı "ibi bu matbuat kanunu ile de de -mokrasi olmaz, olamaz!..
A. Cemaloddiıı Saraçoğlu

daya 705 milyon dolar. İşvece 33 milyon dolar verilmesi isteniyor. Portekiz, İsviçre ve Türkiyeye hiç bir meblâğ verilmemiştir.
--------------------------------
ket ettikten sonra kaybolmuştur. C Son alınan haberlere göre, uça ( ğın Amapa arazilinde Macapa ii- / zerinde uçtuğu görülmüştür. j Kaybolan uçağın izlerini bulmak J İçin sekiz uçak Brezilyanın bütün ı Şimal sahili üzerinde uçmaktadır. I (AA.) (
Kutub kavgasına 'fnskoca rad-\ yosıı da karıştı i
Londra: — Cenubi Amerika A ya yakın olan C’enub Kutbu ada Z lan münazaasında Moskova rad- ? yosu sözcüsü Londranm taraf.m / tutarak stratejik mevkilerde hâ } klmiyet tesis etmek isteyen Ameri J kayı itham etmiştir (APı I
Habeşistanın sefirleri I
Londra: Iı._ itere Dışişleri I
Bakanlığı. Habeşistan sefiri H rrold ( Farkuhann İşvece -.flr olarak tâ A yln edildiğini bildirmiştir. İsveç Z sefirliğini yapan Bertrand Miram / ise Viyanrva yeniden sefir olarak J tâyin edilmiştir Haoe-şlstanda bu J lunan Farkulıann yeni vazifesine 1 başlaması bir kaç hafta dürecek l tir. (AP» A
Mişel vı niranliHi Parisli l Vr Paris: — Pazar .ünü polis A : )üdürlü&ünün blldirdlğLu ,göru Z eski Rumanya kralı Mlşel ve Pren ’ ses Anna Burbon Parma bugün 1 öğleden sonra Pari.se gelmişlerdir!
(AP» \
•t
mağlûb oldu
le daima karşı karşıya bırakıyor. Bu arada sağdan yapılan bir ortayı sol açıklan, önü boş vaziyette, avuta attı.
4 üncü dakikada toplu bir Beşiktaş hücumu Çek kalesini karıştırdı, fakat Şükrü ve Kemal ve onlardan hemen sonra Süleyman topa vuramadılar.
7 nci dakikada Süleyman üzerine çektiği iki bekin arasından Kemale güzel bir ileri pası verdi, kemalin tam zamanında ve durdurmadan çektiği şlitü Çek kalecisi mükemmel bir plonjonla kurtardı.
Dakikalar ilerledikçe Beşiktaşın daha ağır bastığı görülüyor. Sparta hücumları, top soliçin ayağında iken, çok tehlikeli, ancak Yavuz sert müdahalelerle bu tehlikeleri çok kere yalnız başına önlüyor.
Oyun sert lâkin cumartesi günkü ile kabili kıyas değil.
13 üncü dakikada Hikmet ceza içinde ayağına geçirdiği topla kar şısındaki beki atlattı. Ve sıkı bir şut çekti. Top kalecinin plonjonun dan ziyade direğin sayesinde ağları bulmadı. Beşiktaş mütemadiyen hücumda. Fakat paslar yerini bulmuyor ve müsaid pozisyonlarda şüt çekilmiyor.
Beşiktaş ilk ciddî tehlikeyi 20 inci dakikada atlattı, önü boş vaziyette Çek santrforu topa vuramadı.
26 ncı dakikada Saimin uzaklan yaptığı bir şandele çıkış yapan Çek kalecisine Kemal çok sert bir şarj yaptı ve kaleci sedye ile sahayı terketti.
Devrenin sonuna doğru (D. 41) Şereften aldığı pasla kale yakınına kadar gelen Şükrü tam. kale içine güzel bir orta yaptı. Top sağ bekin kafasına çarptı ve falso yaparak kaleye girdi. Böylece. hiç beklenmiyen bir şekilde. Siyah -Beyazlılar ilk golü yapmış oldular.
Bu gol Beşiktaşlıları coşturdu. Üstüste akın yapmağa başladılar. 44 üncü dakikada Kemalin ortadan sürüp Sülej mana verdiği nefis pas, Beşiktaş sağaçığmın topa vuramaması yüzünden heba oldu. Bir dakika sonra da ilk devre bitti.
İkinci devre:
İlk dakikalar Beşiktaşın tazyiki altında geçtikten sonra Çekler hâ kimiyeti ele aldılar. Ve yerin çamur olmasına rağmen çok güzel paslaşmalarla Siyah - Beyaz kalesini sıkıştırmağa başladılar. Bu a-rada sağiçleryıin uzaktan çektiği bomba gibi şüt direğin içine vurdu.
Artık Beşiktaş pek seyrek akın yapıyor. 14 üncü dakikada oyun Beşiktaş yarı sahasında oynanırken uzun bir ileri pasa yetişen Şük rü topu Çek kalesine kadar getirerek, Kemale verdi. Beşiktaş orta miilıacimi topa tam vuracağı sırada, kalenin bir metre önünde, düş tü. Çek kalecisi topu almak için eğildiği sırada Kemal düşmüş vaziyette topu kaleye sokarak ikinci Beşiktaş golünü attı.
Beraberlik ve hattâ galibiyet gollerini atacaklarını zannederken 2—0 mağlûb vaziyete düşünce Spartalılar şaşırdılar. ?L inci dakikada Şükrü soldan çektiği kornerlerle- topu tam kalenin ağzına attı. Kaleci çıkış yaptı, lâkin topu tutamadı, Hikmet de hafif bir kafa vuruşile üçüncü Beşiktaş golünü ağlara taktı.
Oyun bundan sonra Spartanın devamlı hücumu ve Beşiktaşın can lı müdafaası halinde başka gol olmadan geçti ve Siyah - Beyazlıla-nn 3—0 galibiyetile neticelendi.
*
Dün Siyah - Beyazlılar bu şeref li galibiyeti hakkedecek güzel ve canlı bir oyun çıkardılar. Bilhassa müdafaa hattı çok çalıştı ve Spar-tanııı miidhiş forlarına gol fırsatı vermedi. Hücum hattı üç gol çıkarmasına rağmen pek ahenkli değildi. Şerefin, alışık olduğumuz oyunu açan derinleme pasları yoktu. Daha ziyade Şükrü ile oynadı. Şükrü çok çalıştı ve vazifesini hak kile yaptı. Kemal biraz hızlı koşa-bilse fevkalâde olurdu. Hikmet ilk devrede fazla çalım yaptığından fazla muvaffak olamadı. Süleyman da ikinci devrede aksadı.
Spartalılar nasıl olsa .veneriz diye oynadılar ve Türkiyede ilk olarak mağlûbiyetin acısını tattılar.
Hakem, bazı kusurları olmakla ’m ra bor, maçı hiç te fena idare etmedi.
M. Nimet l VKEN
TANIH I. VOI.EYBOf ŞA.MPİ-DNLUGliNÜ VEl’A KAZANDI îrJnnbu! voleybol şampiyonası ’-tPİ müsabakası dün Eminönü ■ vind'. Galatasarayla Vefa "■a mda yapılmış ve Yeşil - Be--rz’la»' râkibh rini 14-16, 3-15, 13-ı ı - ı. îı k İstanbul şampiyonu ol muşlardır.

1 --------- ^5
Toprak Ofisi ve 1,113,337 lira zarar
AHSÎ teşebbüsde olduğu gibi, devletleştiren ticari vo sınat müesseslerde de zarar görüle-
bilir. Bunda gayri tabiî blrşey yoktur. Fakat, bu iki işietmodoki farkp mahiyette ve miftdardadır. Zararların so* bebleri tedkik edilirse, hiçbiri diğerine benzemez. Meselâ, Devlete İntikal eden Büyük Atatürk çiftlikleri zarar* farının Toprak Ofisi zararlarının ma* hiyet vo mikdarları buraları, işletecek hususi teşebbüslerin yapacağı zararların mahiyetine ve mikdarına ben zemez ve yaklaşmaz.
Çünkü, zarar, hususi müteşebbisin cebinden çıkacaktır, mevcudiyetini kü çültocek, belki hiçe indirecektir. Attığı her adımın neticesini bilerek ve gö rerek tâyin edecektir.
Halbuki, Devlet babanın zararları, belki görülmez, işitilmez, iflâs imkânı kusur değil, global şekilde hüdceye giriverecektir. Büdoeyi tedkik odenler dc belki, kavrıyamamaktan müteveh lid bir hüsnü niyette bu muazzam rakamları gerip gideceklerdir. Zararın failleri de maddi hiçbir şey kaybetmi-yeceklerdir. Belki, iyi idare edememiş, gibi sudan bîr tenkidlo işi geçi^-tırıvereceklerdir. Öğrendiğimize göre, Toprak Ofisi 19*6 senesinde 1.113.33T lira zarar etmiştir.
Bu zararın sebebi, komisyonla satış yapılmış, bu satışlarda bazı kimseler gözetilmiş, verilen komisyon mikdarı-nın müsavi olması lâzım gelirken mîk-dar şahsa göre değişmiş vo bir firma vasıtasile İtalyaya ihraç edilen mala mukabil getirilmesi mukavele icaot olan enıteanın idhali yapılmamış olmasıdır.
Devlete 1.113.337 lira zarar veror bu hâdiseyi, felsefe, edebiyatla halletmekten ise mantık vo aklıselime müracaatı daha diyeceğiz ki:
Hayatında ve satmamış
hiyette hiçbir muamele yapmam:ş birinin 491.594.727 ton buğday alimim ve salimini ve ihracını nasıl yapabilir ve tahakkuk ettirebilir. Muhakhak sti-. rette birçok basiretsiz hareketlerde bulunacağı pek tabiîdir.
Komisyonla veya komisyonsuz satış yapmaklığın Devlet için no gibi neticeler doğurabiteoeğini nereden ve nasıl bilir?
Bir firma vasıtasile İtalyaya ihraç edilen 19.000 ton buğday bedelinin tutarı ınıkdarında man.fatuıa idhalmin ve aksi takdirde beher tona mukabil sterling tazminat verip vermemekliğin ihraç firmasına ne gibi kazançlar temin edeceğini nereden ve lir?
Fakat, muhakkak surette lâzım gelen bir şey vardır ki
(1) Ne için bazı tüccara I suz ihracat yaotırtmıştır. Ofisinin bunda ne menfaati
(2) Ne için bazı tüccara la ihracat yaptırtmıştır. Vo kimlere?
(3) Ne için komisyon bazı tüccara fazla, bazısına eksik nısbctlcrdc rilmiştîr. Kimlere çok, kimlere verilmiştir?.
(4) Malûm şirketin bilr.ukabcle tirmesi meşrut olan m^ıifatura eşyası neden getirilmemiştir. $u halde bu eşyanın memlekete getirilmesi şirketi fazla bir maddi külfete sokmaktadır. Yâni bundan zararlı çıkacaktır. O hal de ne için bu şirketin vecibesi yaptırılmıyor?.. Bu şirketin ismi bir çok ticari muamelelerde vc bilhassa devletle olan ticari münasebetlerde geçtiğine göre bu şirketi kuran kimlerdir?
Öğrendiğimize göre 19 000
tutarı 210.000 zünden devlet Bunu şirket dlr?..
Görülüyor ki bilgisizlik ve basiretsizlik yüzünden ticari vc sınai sahada dovlet birçok zararlara girmektedir. Ve bunlar zamanla birer birer efkârı uınumiyeye aksetmektedir. Acaba bu işleri daha iyi bilen ve anlıyan ellere bırakmak daha doğru değil midir?..
İşin takib ve tâmiki Büyük Millet Meclisine kalmıştır.

sterlin^ lira Trak firması yü-zarar görmüştür-, tazmin etınoınclı mi
İDARECİ
“ Kötii tenkid „ yüzünden kapatfan gazete
Berlin: 29 AP) — Ruslarıu izııiy le Berlindc İntişar eden ( Berlin Aın Mittag» gazetesi —İşgal devletleri nl kötüce tenkid — ettiğinden d"(a yı ceza olarak kapatılmıştır.
— Kötü tenkid — ise işgal devletlerinin verdikleri basın direktif terine aykırıdır
Harbin sonundan beri ilk defa o larak Bellinde bir gazete kaaptıl maktadır
Ikl yıllık bir neşir hayatı olaıl Berlin Anı Mittag gazetesi, Batı devletlerini çok tenkid etmekle tu nınniıştı. Gazı te bilhassa - ■ • İşgal makamlarını acı tarzda tenkid ettiğinden Şerlindeki Fıuns z bölgesinde sattırılmıyordu.

i
YENİ sabah
• I
• I
u
tesislerinden


Tarih ve menkibeler
• •« M* *,*•«■■■■ MMM _- __
| Korkunç bir I ı aile faciası ı
Caözii dönen bir aile babası
Karısına kızarak çocuğunu öldürdü karısını da ağır süretde yaraladı —o----------
î
Balıkesir (Yeni Sabah) timize bağlı Savaştepe bucağı -nın Akpınar köyünden Süley -man Şahin adında bir şahıs ka rısı Fatma ile on senedenberi mesud bir hayat yaşamakta i -keıı son avlar zarfında arala -rıııcla geçimsizlik zuhur etmiş -tir. Fatma bu vaziyet karşısında kızı Zahidevi yanma alarak Minnet1^’- köviindeki annesinin eviııe srumişÇir.
Süleyman jSahin karısını bir kac defa yanına çağırtmış sacla Fatma gelmemekte İsrar etmiştir.
Pıı hale canı sıkılan Süley -men “tabancasını vanına alarak Mmnetler kövüne eritmiştir. Ka- nnnasmııı evine gülerek der h’)) tabancasını çekerek karısı vurmak isterken anne sini irnH’fli'mak irin arava ciren kı-ı Zahidevi ersi in den karısı Fatmavı karnından ağır suret -te v-na inmiştir.
Gö-ni kararan Snlovman kav nemama da atn(; etmişe dr a -vaklnrından b»fif sUreTte vara lamiRtır. A"nnsini kurtarmak jcİA.rpn fnrlnl-âj- VO’TIlCllk mOMİ pmf öimîjstiir. Tü^rr varaklar h°Qtn-bnnebine» kald’-y-ılr^ıc+ır Az’h katil vaknlanmiş C. Savcısı vakava el koymuş -
tur.
Bandırma ve Çanakkalede seylâp
---o-
Yağan fiddeT;
Marmara
biribir.ne
yağmurlar
Lö ni de kattı..
Bandırma: (Yeni Sabah/'-— 24 Şubat Salı günü sel halinde vağnıa ğa başlayan yağmur Bandırmanın stadyum civarında bir çok evlerin bodrum kaçlarına hücum etmiş hamdolsun nufusca malca zayiat olmamıştır.
Gönen çayının taştığı Gönenin civar mahallelerini tehdit etmekte olouğuiiu Tozakçı köyünün tamamen su altında bulunduğu maale sef bugüne kadar sulann tahribatı hakkında bir malumat almama-mıştjrj *
Manyas gölü kabarmış Manyas o vasmdaki bütün mahsulât $ular altında kalmış münâkale ve muhabe ı: udii.uu.en Kesilmiştir. Dün bugün don olduğundan dağlardaki karlar çözülmemiş bulunmakta şayet bun larda erir ovaya hücum ederse bü yük leiâKrti mucip ol marndan kor bulmaktadır* Zavallı köylümüz ya z n sıtmadan kışın sulardan acaba ne zaman kurtulacak.
Mustafa Evyapan
Kasabadan kasabaya, köyden köye dolaşıb, gününü gün eden bir kadının kurnazlığı...
şikâyet
-- o ----
Otelleri teşkilâtı şirket müşterilerden fazla para mı alıyor?
---o--
ve diğer kiralayan




araştırmalardan sonra bir
kadın kızını arıjoi’ !
W
I Fa 6 e
Manyas, 29 (Ahmet Ateş bildiriyor ) — Resimde gör -düğünüz Fatma kadın, bundan 4 sene evvel Sam sundan Câridir -maya gelerek yerleşmiştir
Üç gün ev -vel de Manyas kasabasına gel • miş, arzuhalci -lik işile meşgul Hüseyin efen -dinin vazıhaııe -sine girerek ağ -lavın sızlamağa başlamıştır.
Bu halden hayrete düflen ve ihtivan kadı
• * *
na acıyan Hüseyin efendi, derdini sormuştur.
Fatma kadın yine göz yasları na devavmlu tam altı şenedir Nezaket ismin -de ve virmi yaslarındaki kızı •
nııı kaybolduğunu, son günler -de bu kasaba veya köylerden birinde olduğunu haber aldığını ve onu aramağa çıktığını bil dirmiştir.
Bu hale son derece acıyan Hüseyin efendi. Fatma kadını teselli etmiş, evine götürüp misafir ederek kendisinin üzülme-mesini ve bir iki gün içinde kızını araştırıp bulacağım vaid etmiştir.
Fatma Kadın. Hüseyin efen dinin evinde yeyip içip yan gele dursun, Hüseyin efendi de Man yastaki bütün tanıdıkları ila kaybolan Nezahatı araştırma -ya koyulmuştur.
Manyasın müşfik halkı bu derdli kadının koyulmuştur, köyler hattâ
kızını aramaca Nihayet bütün Bahkesire kadar

ince ize tesadüf edilememiştir.
Fatma kadın, göz yaşlarını geceli gündüzlü akıtırken halk tarafından yü2 elli liraya yakın bir yardım yapılmıştır.
Bu parayı koynuna yerleşti ren Fatma kadın, nihayet son göz yaşlarını da halkın merha meti karşısınd bir kere daha a kıttıktan sonra Manyasdan ni -hân olmuştur.
Kasaba içersinde derin bir teessür uyandıran bu hal nihayet bir kaç gün sonra Bandır -mada patlak vermiş ve neticede bu kadının köy köy gezerek ayni nakarat ve ayni vesile ile mo dem bir dilencilik yaptığı anla şılmTştrr.
Hâdise bütün köylere yayılmış bulunmaktadır.
Düzcede kurulan sağlık merkezi
Genç bir doktor tarafından idare edilen teşkilât nasıl çalışıyor?

*
!**■
• t

Uludağ: (Hususi) — 947 yılında Dağlıcık klübuuün elinden alınan Uludağ tesisleri bir şirkete kiraya verilmişti. Bu düşünüş, yapılan mı, kavcle tatbik edilmek şartli”, mc-m leketin gerek tunzim bakımjiıd. n ve gerekse spor cebheslnden olsun sağlayacağı faydalar ölçüsüz olacaktı.
Tesisler kiraya verileli henüz ye dİ ay olmuştuk! İşte bu kısa bir an; bunun aksaldığım ortaya koymakta gecikmedi.
Bu tesislerin başında bulunanlar yaptıkları mukaveleleri hiçe sayarak hareket etmektedirler. Bunun böyle olduğunu elimizde bulunan vesikalarla her zaman İs bat a hazırız-
Bu tesisler İçin kiracı ile mal sa hibi arasında yapılan 1 iııci noter Hğln 9/5/947 tarihli e tasdikli mukavelenin hususi şartlarından,
Madde: 3 — Halen mevcut 110 yatağın 6ü yatağı tercihan sporcu lara ve talebeye tahsis edilecektir. Talebe ve sporcular asgari tarifeye tabidirler.
Madde: 4 — Üçüncü maddede so zü geçen asgari tarife halen talebe ile sporculara Bursa Dağcılık klü-bünce tatbik edilmekte bulunan ta Eriledir- Buna nazaran talebe ve sporcular için yemekli olarak bir gündü alman ücret 4 liradır. Yalnız yatak ücreti 75 kuruştur.
Madde: 7 — Dördüncü maddede yazılı sporcular tabirinden maksat Bursa Dağcılık idübüne mensup o-lanlar ve asgari 30 kişilik kafile ha ünde gelen sporcular demektir. Di ğer spor klüblerine mensup olanla rın tarifesi yemekle beraber günde beş Hra ve yalnız yatak ücreti bir 11 ra olacaktır. Denilmektedir.
Sporcular ve talebeler lehine konulmuş bu maddeler nazarı itibara alınmayarak, tesisleri idare eden ler Bursa belediyesine müracaat e-derok Uludağ tesislerinde tatbik et etmek için bir fiyat tarifesi istemişler. Belediyede uhdesine düşen va zifeyl yaparak ister ferdi, ister kafi le halinde olsun gelecekler için bir günlük ücreti 5 lira olarak tatbik etmelerini kendilerine bildirmiştir.
Bu böyle iken, bu fiyatları da kü çümslyenler, bir müddet sonra vali Haşlm I.şcamn Uludağda İstirahatta bulunduğu bir sırada kendi ar zu ve İsteklerine göre hazırladıkla dı daha yüksek fiyat listesini keskin zekâlarau istimal ederek valiye imza ettirmekte muvaffak olmuşlar ve gelen müşterilerden yüz de 10 garsoniye otelde 75, kayak e-vinde 25 kuruş teshin ücreti de ilâ ve ederek kayak evine kâfile halin de gelenlerden 6, 20, ferdi gelenler den de 6, 85 lira almaktadırlar- Bu Bu yüzde 10 garsoniye doğrudan doğruya işletmeye bir gelir temini i-çindir, bundan garsonlara yüzde 1 bile verilmemekte; garson lar işletmeden mukannen bir para almaktadırlar.
Şimdi kendilerinden sora bili rmi-yiz;
1 — Halk Partisi İle tesisler ara Sına yapılan mukavele gereğince kayak evi ücret tarifesini niçin tat blk etmiyorsunuz?
2 — Mademki belediyenin verdi ğl rayiç üzerine iş görmlyecekthılz, niçin beıedlyeye yazı yazarak fiyat istediniz?
3 — Kendi hazırladığınız bir lis
(Devamı 5 incite1
■V
1 -A * 1 1


Paşa Zabtiye Nazmnı çağırLıtuş; İki parmağını maşa gabi uzatarak:
— Ben adamın gözünü ItoyJe de çıkarırım, böyle de çıkarının Dürt tane Rum toplanmış diye asker göndermeğe kalkmak hül ûm tin
- YAZAN: -----------------------4
e/r Cevad^ U£urnty_ |

•)
41
bQ-
Batvetinİ hiçe Srynfakttr arabam hazırlansın. Bar.-kalın meşe sopası geıiria.
Paşa, araba vr atlamır
Çabuk i)ir de
Çara ku de ikinci y »”g n b.-ş a gıcı
Ça”. ’kk; le: — fJon bir hafta için G) 1k; îangm ocşlaııgıcı ve baca turu.;m;..5j clnıuş vs itfaiyenin za-nunc.a n.••■.'.•h.ıie ile ateş
sonduriümjşsür. Yangının bir ta nesi Sr.hii jrhhfye binasının bacası zan tutuşması ile olmuştur. Hiçbir zarar yoktur.
Ç. »I .aj-nin itfaiye işi
Çanakkale: — Belediye şehrin en rr.ünı.-ı o!r..ı itfaiye işini halletmeğe uğranmaktadır- Yeni alınan bir jip motürpomlaTm çekilmesinde iıullanümaktadıs. Bundan başka ye nl alınacak beş tonluk bir kamyonun arkasına su deposu konulacak ve arazos olarak kullanılacaktır.
Ko?u,ılata n usallat olan bir hastalık
Çanakkale: B r müddet PYvel
Yenice ilçesinde koyun ve kuzulara musallat olan bir hastalıktan dola yı bazı koyanların âni olarak öidii ğü görülmüş ve Keyfiyet Çanakkale veterllerllğlne bildirildiştl. İlk gun ölen koyunlarm adedi 48 dlr-Veterinerlikçe bütün tedbirler alm mıştıf.
ThizfO Sağlık Merkezi
Düzce: tYeni Sabahı ■ Halkın yardımı '.e yapılıp Sağlık Bakanlı ğına devredilen Düze-, sağlık mer ktzi 1946 da açılım-'.ır Numune bir merkez olan teşkilât 1 doktor tarafından idare edllm» etedir. Mer kez 12 yataklı olup .ıcddığından be rl 000 hasta yatırılmışın, Aç;ldr ğındanberi 10 000 ni
Dr. İsmail Hakin Tokadb
I
ayer-c ve pansuman yapılmıştır. Or talaıııa olarak günde 50 kişi mua yene için müracaat etmiştir Merkez de 54 normal doğum yapılmış 600 hastadan 12 sİ ölmüş, diğerle rl iyileşip çıkmıştır, Merkezin Cip Inıdat arabas. ile Bolu ve İzmit has tanalerlne 40 hasta nakledilmiştir» Sağlık Merkezi Doktoru İsmail
Hakkı Tokatlıdır, 1939 da İstanbul Tıb Fakültesinden mezun olmuştur, Daha önce Kandıra da kurulun böyle bir numune Sağlık Merkezi doktoru iken buraya tâyin edilmiş tir,
üMerkezde sabahlan muayeneler yapılmaktadır,
SağUk merkezinin gayesi koruyu cu hekimlik yapmaktır. Bugün ise buna imkân yoktur- İlerde imkan lıasıl olur olmaz hastalığa yakai m ması İhtimali olur olmaz dernai bM nun önüne geçilecek1-1’' HaV’» hastaların tedavislle uğraşılmaktadır.
Sağlık Melezinin bançesi büyü': tür. Ö11 bahçey süs ağaçk»'ı diki iecektir. Arka bahçeye meyva fidan ları dikilmişti'', 5—10 sene sonra bahço ln manzarası çoR güzelleşmiş olacaktır.
Merkez temizliğe önem vermekte dlr. Etüv ve duş yerleri vardır- Hal
ka haftada 3 gün açıktır, lstiyenL r gchp parasız bundan İstifade et-mektedirler.»
Merkez Düzce—Adapazarı yolunda orman İşletmesinin karşısındır dır.
»■Radyografi, Radyoskobi tesisleri İçin lâzn.ı olan elektrik cereyanım temin İçin 25 lilovathk 40 beygir kuvvetinde bir elektljk motörü ge tirilmiş, montaj, bitmiştir- Röntgen cihazları da yakında faaliyete geçi lilecektir, Pnemotorak (hav. verme) tedavisi için geraken cihaz ya kında temin edilecektir.
Şehir su şebekesi olmadığı için Merkezin suya ’J ♦lyacı büyüktür, Bahçede bir artezlyen açılması ka r» laçtınliniştir. Su İhtiyacı tulum ba ile temin edilmektedir,.
Sağlık Âlı ’ '.tezinin Doktora ihtiva cı büyüktür. Bu hususta Sağlık Ba kanlığına yaz, yazılmıştır. Merkezin 947 büdceslc'ic ır.c v 1 ebe, 2 hademe kadrosu kaldırılmıştır, 24 odalı Sağlık Merkezinin 1 hade me ile temlzienemlyeceğl «c.ktır. Merkezin bahçıvana da ihtiyacı vardır. Merkezin kütübhanesi Bakanlıktan gönderilen kltablarla teşkil edilmektedir.
BİR vakitler ortaya bir «Büyük Adamlar galerisi» kurulması yolunda bir OJrir atıldı. Bu galeride kimlerin bulunması gerekliğine dair uzun makaleler yazıldı, hattâ bazı gazeteler anketler bile açtı lar. Hatırımda kaldığına göre Nasraddiu Hoca ile Aluned Mid-
hat Elfondi merhum büyük bir efr-soriyet kazanmışlardı,
Nasrcddin Hoca Türk kâsını dünya ruhlarına besöümle yâni en samimi ve yakın yoldan isal eyliyen bü-
yük şahsiyetti. Haklı olarak dehâsına hükmedilen Şarlo bile harbde bize Amerikadan hitab eylediği zaman Nasraddiu Hocanın bir hikâ-yesile konuşmuştu.
Menkıbeleri bütün dünya lisan-larına terccnıe edilmiş, herkes seve seve, güle güle okumuştu.
Ahmed M id hat Efendi de şöhretini en şerefli bir hizmetle temin etmişti; Türk milletini okutmuştu.
Anketi yapan gazete o zam» bana da müracaat etti. Ben de ba isimlere bir üçüncüsünü ilâve ettim: Ahmed Vefik Paşa...

Büyük Adamlar galerisi tasavvuru kuvveden fiile çıkmadı ve cid den yazık oldu. Çünkü bu yurda hizmet etmiş büyükleri yarım hey-keineri yshud resdmlerile bir araya toplamış olsaydık bir nevi (Pj teon) vücuda getirmiş olurduk. Gelecek nesiller burayı ziyaret e-derler ve kısa bir zamanda memleketinin büyükleri hakkında bir fikir edinmiş olurlardı.
Benim ileri sürdüğüm Ahmed Vefik Paşa merhum son asır tarihimizin büyük bir simasıdır. Ma leketin siyası hâdiselerine karı mış ve iki defa Sadrâzam olmuştur. Hayatı tedkik edilirse gayet enerjik, sert, medenî cesaret sahibi bir adam olduğu anlaşılır.
Ahmed Vefik Paşa biri siyasî, diğeri ilmi olmak üzere iki şahsiyet sahibidir ve siyasette bazı taşkınlıktan olduğu halde ilimde gayet sakin olduğu görülür.
Büyük Adamları bütün karak-terlerile belirten âmil anekdotlar yâni menkıbelerdir. Ben de Ahmed Vefik Paşayı yakından tanıt-mak için bütün menakıbini sıralamağı düşündüm.
Ahmed Vefik Paşayı mizahi surette en güzel tahlil eden Keçeci-zade Sadrâzam Fuad Paşadır:
Bir gün Sultan Aziz Fuad Paşaya sormuş:
— Bir Ahmed Vefik Efendiden bahsettiler. Nasıl adamdır?
Fuad Paşa:
— Efendimiz! demiş, Ahmed Ve fik Efendi âlim, fazıl, değerli bir kulunuzdur. Hattâ bir pırlantadır... Fakat öyle bir pırlanta ki binek taşı kadar. Ne küpe yapılıp kulağa, ne de yiizük yapılıp parmağa takılır.
Fuad Paşanın böylece v&sfeyle-diği Ahmed Vefik Efendinin Paris-te sefir iken devleti pek güzel tem sil eylediği laşılıyor:
Bir gün Napolyon:
— Sefir manii devletinin artık göçmek üze re olduğuna hükmedebiliriz. Çatır-dılannı işitiyorum.
Ahmed Vefik Paşa:
— Haşmetmeab! demiş. Türkiye uzaktır. Oradan buraya gürültü aksetmez. Bendeniz Fransanın % çatırdamakta olduğunu daha iyi duyuyorum, cüpkü yakınındayım!
Bu siyasi kehanet doğru çıkmış 1870 muharebesini kaybeden Fransa göçmüş denecek kadar maddi mânevi çöküntüye uğramıştı.
Ahmed Vefik Paşanın acaib hal lcri vardlı*. Görüne tek gözlük takar, sırtına gecelik entarisinin üze tine bir hayderi giyer, başına da mavi püsküllü bir fes giyer ve yalısında bu kıyafetle ecnebi sefirlerini kabulde bir mahzur görmezmiş.
Odasında oturdulfr$£a«*an yanında bir desti bulundurur, suyu d?stiyl ağzına dikmek suretile i-çer.:ıiş,
Sıdarotinde muvaffakiyetleri vn r&r.
Bir keresinde Tatavlada Rıım-toplmıp x”. najiş yapm^sr. O esnada Zabtiye Müşiri olan zat Ah med Vefik Paşadan vak’a mahalline bir tabur asker göndermek özere müsaade istemiş, Ahmed Vefik
*•( I
'Fi
r
de şu menkıbeden an-
bir ziyafette Üçüncü
cenahları! demiş, Os-

kâç bin Rumun toplandığı 7, . .1 gitmiş, arabadan atlamı- - .m ;( ki sopa ile bir girişmiş, ,m ( il
yavrusu gihı dağıttıit.-' .n.a tekrar arabasına binip li lâiıyıe gelmiş.
Bursa valiliğinde de büvlik iL-~ w muvaffakiyetleri vardır Valiliğinde Bursa - Gemlik Eursa -Mudanya yollarını yaptırmış. Pınarbaşı mesiresini ağaçlan -dırmış. Şehir dahilinde ( adileler açtırmış. Hattâ arabasını çık maz sokaklara sürer, -fendim bu sokak çıkmaz' dedikR-ıi za man: «Valinin «ri ?.h*sı çıkımz olmaz!» diye bağırır hei: a yıkı cilan getirterek önünde ne var, ne yok yıktırıp geçermı.-
Eşkiyalığm önüne gedmiş, a sayişi temin eylemiş.
Vefik paşa maarifin ı.ıişan na pek meraklı idi. Bıusaûa hiç bir mükâfat tevzii merasimini kaçırmazmıs. Huzur imtihanı denilen bu imtihaıParda . ovulacak sualleri de talebeye pana -ğan gibi öğretirlermiş. Fakat, bunu anlavan paşa biı £dn A-rabca imtihanın la çocuka sor -muş:
— Lâ ne kelime?
Çocuk durmuş. Paşa tekrar etmiş:
— Eğer lâ’nın ne ktıima olduğunu bilirsen sana )u parma ğımdaki yiizücit vereceğim ve il lâ senin malûm?'ını (n.er.fi» bu la.cağım.
Çocuk heyecandan bu telmihi de anlamamış elmas yüzüğü de kazanamamış.
Vefîk paşa. Mülk ive rüsti've sinin -şimdiki kız lisesi- bit. i -ğindeki «Yiırük Hoca mahal*-' mektebini genişleterek tan ir et tirip Bursada ilk kız Rüşdivesi ni açtırmış ve tstanbuldah bir kadın hoca getirerek t- trisata
I u
t-i
başlatmış. Haftadi bir kag d« fa mektebe uğrar dersleri keftlf ve talebeyi teşvik edermiş. Hat tâ gümüşten yapılmış (nişftne-i âferin) madaJyaİLn ihdas ede • rek çalışkan kızların göğtiÂlerl» na takozmuş.
O vakit vilâ yet tahrirat kaleminde bıfluaan nıerhuru Fo *
raizeizade Şakir efendinin zekâ ve istidadını takdir ederek ken dişine âdetâ hocalık ve rehJ - r lik etmiş ve Türk dilinin tamim ve neşri yolunda Sakir efendi ve aşk derecesinde bir gavret bah şe-tmiş. Eu tesirle Şakir efendi sonraları Nilüfer*» namında bir risale tesis eylemiş ve bu mecmuada uzun müddet devanı e -den (A v'ine-i İskender.) namı ile roman tarzında bir eser na, redilmiş Bunun kimin vaadimi bilinmemekle beraber Veflk, pa şanın eReri olduğuna dair omu* mî bir-kanaat varmış.
Sakir efendi. Vefik paaan:n (TeJemak) ter'| meşini matbaacında baktırarak riisd» -ye mektebi talehonine meoca -nen tevzi ettirmiş. Bu tercern* kelime bekelime va^ılmm ve pek sade bir lisan ile vnende tinimin
* •
Pasaınn en karakteristik men kibesi svdnr:
T’rrklö'Hvn en vtöcnek
1 erinden biri olan Rumefihis® n dnerndatı dosrnvn. Ahmed V*. fik rnpd^nî p*
yıkdmaHnn kurtffH'’Tnstır
rnn naRamn Vî’H‘nh5»nc«!i hnr*:’n rocn dibinde b:r
balv** irinde îmİ9;
Sîdfpn A '''Zİ™ dlr
v'fx-»)yv*n ir
l'İn »nt **n(ın
m az b*pbn
parnk
— P.»’» ı ne
de Ofcmanh devletinin r»v»hd»0 Burası m^İKİn. P«*n
burnnm hekcisivmı. Fv-t .■*)*! r*v. ni öklfîrürUv ondan sonra leri vrk?» vkır .’
Diye baprarak vıkirUan ve memurları sppası ile koraln»a • rak kaçırmış ve kurtrrv**
mış.
tir.
M
Kl C en T’r' t
l'n-'T olır* **4
t-n
nadw(th)nv re
t
r
I
HAVACILIK
Harb sonunda


Londra—Nevyork
İngiliz sivil havacılığımı-, diğer emellerinden biri olan SR 45 rumuz lu 10 motorlu UÇldE ciddi r: r) kılrr kaydetmektedir Bunlardan üçü da ha şimdiden S.(ud- rrs R'1 fab ika sında şekillerini ıln .ş bul.u. ur-;ta dıriar- Diinyş.cku.l bu'.im hava yol taunda seyahate elveıi.ştl olacak, o lan bu uçaklar
hattını saatte 90 mü süratle esen rüzgâra karşı b:!e i:. t edecek vaziyet te olacakları.. . Bundan başka bu yeni uçaklar, düny makai gerek u-zun. gerek kısa, ve gı.esc çıta uzun luktakl yolculuklara elverişli olacak tır-
SR 45 kısa s(. , hallerde 140 yolcu taşıyabilecekti ı fakat halen inşa halinde bulunan uçaklarda 85 kişi İlk yep ve 13 r.-ürcıtebat yeri inşa edilmektedir. Bu uçaklar tam tekâ mül haline eriy ikleri zaman hiç durmadan 5.509 mil katede-bilecek-lerdir.. Bu I. h.\d;nı Boltlmora kadar olan ııı( - feye eşittir.
Hava Yv)- .n için Oksijen '.M* Maskeleri
havacılık
talimat
ce hafiitir. Oksijen toplanmadan tenelü& e kün olduğu gi ?ı son derece kolaydır- B yalnız küçük çula ve bftyt s yalnız üç çeşlite ima’.- cd;), yıp ayni zamanda kiıçui-: içinde imal edilmek' diı . h maskenin ismi de tOTis'k. yeni maske halen B O A liz hitvacılık şirketinin h: tecrübeden geçirilmektcJ
• ’ç-nde -k miim tı'nasıcia
OİRI; k li’liş ohı,3 )■)( b» kk r ' • küçük ) cur. Bu O- İn.Ti. uycshrde r. Tecrü beler nihayete erer enm » y ılı ıt eden bütün bebekler m( t ur) ıje-rak bu maskeleri kulh\n.,c.vk;.-.rıtır.
Tepkili Uçaklara Rağbet
İsveç hükümeti, Havillan şirketinin Vampire am uçaklar için ı-kinci bir sipariş dalın vermiştir, is veç, 1946 senesinde hart Çin tepkili uçaklardan kuvvetli bir .müdafii,1 edeceğini bildirmişti
kıt:;.
M
4

Milletler »arası
namesi gerek ude hava yolculukla rı esnasında-yelen ve m,iirettebata kâfi derecede oksijen teminine dair, bir madde konulduğundan beri ye nl model oksijen maskeleri imal e dilmiş bulunmaktadır- Londrada in tişar eden «Fiithta (uçuş) dergisi, (Oksijenler) firması tarafından i-mal edilen (Oksiair) maskesinin ha len en mükemmel maske olduğunu yazmaktadır. Şeffaf plâstik madde den yapılan b;ı maskeler son dere
:onrns* i-mürekkep filosu teşkd • O zaman Ha villan kumpanyasına büyük bir sİ-
ri kin (!e ayrj i- Ayni zaman-Gebllıı .'not J: İClinin İsvcçte imal edflcbihnesi için mü'n kerelere girişilmişti. Bütün bu siparişlerin yekûnu hariçten alman en büyük siparişi teşkil ediyordu.
1946 senesinde s r.n ç edilen bii tün Vampire uçakları 18 ay Jçlncie hava yoluyla teslim edilmiştir. İsveç hava kuvvetleri, her türlü şerait altında ve bilhassa antarktik mjntakasında bıı uçaklar verinde esaslı tecrübelerde bulunduktan (P?ra»M 6 ncuhM
pariş verilaıUtl. Bunrtnn ı. şka r.. su si Geblln ır.ötörkr bir sipariş verilmişti.
da da,

i
i MART 19*8

f E N I SABAH
ŞAYİ A: 5
İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri j
k *

*

b •
Muaviye hakkında çeşidli malûmat aid bir kehanet
— Muaviyenin doğuşuna j — Muaviyenin müşavirleri — islâjııda ilk Mfe rüşvet kapısı nasıl açıldı?
68_________ _________________
Yazan: Rf. HAIF OĞAN
gören bir devlet adamı olduğunu kesin açıklatır. Yezide,
_____ Oğlum, diyor, kendimden sonra, senin bütün işlerini yolu na koydum. Sana kudretli bir devlet hazırladım. Arab ve A -cemden (1) isyan çıkarabileceklerin kafalarını ezdim, hepsini sana itaat ettirdim. Bunlardan hiç birinin sana karşı duracaklarından korkmam. Yalnız dört kişiden çekinirim. Bunlar; Hii -sevin bin Ali. Abdullah bin Ö-mer, Abdullah bin Zübeyr. Ab -dullah bin Caferdirler. İrak aha lisi mutlaka Hüseyini kjşkırta -cak lar dır. "Eğer ona zafer bulur san affet ve lütfile muamele ev le. Hem akraba nıızdır, hem büyük hakkı vardır.
Abdullah bin Ömer, kendini ibadete vermiş bir zattır, dün -ya ile ilişiğini kesmiştir, ondan korkulmaz.
îbni Cafere gelince: O da za manini hoş geçirmeği düşünen adamdır. Kadın ve eiilün eğlenmekten başka isteği yoktur.
İhsan ile onu elde tutabilirsin.
_____Pen, dedi »escidde halka bir hutbe vereceğim .Eğer içiniz den biri sözümü kesmeğe kal -karsa, daha söze başlamadan kellesini uçurturum.
Vakit kaybetmeden o gece, halkı mescide toplattı. Mescidin içerisi silâhlı adamlarile dol -jnııştu. îthaz edebileceklerden her bilinin bas ucunda, eli kılıcının kabzesinde hazır vaziyet te bir adanı bekliyordu. Muavi-ve minbere çıkıp oğlu Yezidin cesaretini, üstün ahlâkını (!) bir nok methevledikten sonra:
— Şam halkı hepsi oğluma biat eylediler ve buranın büyükleri dahi biat ettiler.
Devince, kimse ağız acama -dı O gece kalkın Sama döndü. Muaviye gidince, sözü geçen zat ler:
— Biz Yezide biat etmemiştik?
Dedilerse de bu söze bir cok la’*1 inanmadılar bile! İş işten germişti. 2
Muaviye: oğlu Yezide biati temin eyledikten sonra araların do sövle bir konuşma geçiyor: Y ezid:
— Baba, anlamıyorum. Halk ile biz karşılıklı birbirimizi mi a M atıyoruz, voksa sadece biz mi onları kandırıyoruz?
Muaviye:
— Sen. diyor, pfaveve ulaş -ma^a bak. Kimin kimi aldattığı nı düşünme. Neticeyi kendi le -hine sağladıktan sonra, artık hangi tarafın aldandığına hiik medebilirsin!
Bu konuşma ister hakikat, isterse tarih sahifelerini siisli -yen bir rivayet olsun, Muaviye tüp hütttit navatı bovunca tatbı kine ehemmiyet verdiği bir ha reket tarzı olduğunda şüpheye düşülemez.
Artık Muaviye müsterihti, istedikleri gerçekleşmişti. (Bü-I tün rakiblerini ezmişti. Devleti günden güne kuvvet buluyordu Satveti: şarkı Roma imparatorunu havuç koparır gibi tahtından sökün atacak ve onu do -muz çobanı yanabilecek, kudre te erişmişti. Fütuhat arkasında koşan ordularının nıuzaffarivet haberleri. Sam sarayının muh tesem kubbelerinde akisler va-' ratıyordu. Islâm devleti hudud lan her nün daha fazla genişli yor ve ihtivar Emirilmü’minin. askerleri zaferden zafere vürür ken devletin idari ve medenî teşkilât ve tanzimetını itmam ve ikmalde muvaffakiyetli ham lelev vnmvordıı.
Nihavet; her fâni için mu -kadder âkihet ile o da karsıles tı. Bu bü'.nik îslâm hükümdarı ölümü de metanet ve tecellüd i le karsjjpTnıcfır. ölmeden ön -ee ertlu Yezide vasiyeti cok mü ı---aAir. Onun hakim ve ilerivi
/ er Sel ah :


(Devamı var)
(1) A raplar: Aral) ohnavon •sair mîlletlere «Aceın»
derler. Buradaki «Acem» sözü» münhasırcı Iranlı mânasına a-hnmamalıdır.

sormaya kal-
yanaşmazsın, meselenin ,al-Çikabıiir.
Sen
Fk racı Demokrat P ırti top antısııHa
(Baştaraft 2 incide) mahud (13) inci ınaddemn ilgası keyfiyeti etrafında sualler karsa ne yaparım?
— O Cihotlerc Çünkü saydığın bu üç tından da Çapanoğlu
sade benim dediklerimi yapmıya gayret et, alt tarafına karıkma...
— Oldu mu yâ beyofendı! Ben böyle hareket edersem Genel Sekreterden emir alıp kürsüye fırlamış Halk Partili bir hatioden no farkım kalır?.. ı Ben isterim kı dinleyicilerime inandı-feıın seyirden bahsedeyim ve onları İnandığım şeylere inandırmaya gayret edeyim.
Sayın Başkan benim den Y e Çc-2


İnşaat k^nçrr sî
(Kastara fı 1 incide) da hiç bir berabeı lik bulunma -maktadır. Çok kere bir daire -nin kabul ettiği prensipleri, diğer biri reddetmektedir.
Yakında Ankarada toplana -cak olan inşaat kong/jsi bu hâ talan topyekûn düzeltecektir. Bu ayni fiat a
nalizleri, ayni teknik şartlaşma, lar. mühendis ve mimarların yapacakları işlere mukabil ala caldan ücretlerin tarifelerini tesbit edecektir. Bugüne kadar yeter derecede etüd edilmemiş olan temel ve zemin meselesi de aynca ele alınmış bulunmak tadır. Bunun gibi. Bayındırlık Bakanlığınca son defa hazırlan-
mış olan yer sarsıntısı ülkeleri- ( nin yeni yapı talimatnamesi de kon^reve arzedilecektir. Bunun i' inde seylâb bölgeleri de var -dır.
Kongrede ele alınacak en ö-ııemli meselelerden biri de şehir terimizin imar islerinin tanzimi olacaktır. İmar plânlai’inın tanzimine esas olacak, şehirlerin hali hazır haritalarının alınma sına aid her türlü teknik esaslar hugiinün ihtiyaçlarına göre düşünülmüş bulunmaktadır. Ke zâ imar ulânlamun tanziminde yurdumuzun bugünku durumu ve imkânları ele alınarak ana prenshıler tesbit edilmiştir.
Kongrenin bunların dışında yurdun her tarafında kendisini şiddetle hissettirmekte olan' mesken dâvası üzerinde alınma sı lâzım gelen tedbirler hakkın-' da karar vermesi gündeme a -hnnustır. Bu kongre üzerinde bugüne kadar çalışmış bulunan heledrveei. ikfisadcı, bankacı gl bi muhtelif ihtilas sahihlerinin fikir ve wi»talâal«.ıııxa müra -caat edilmiştir. Kongre, bu ko -nular üzerinde verilmiş olan ra poı-ian d# inedivecektir.
İstanbul, Ankara ve diğer bü yük şehirlerimizde ucuz ev inşa atı kongrenin başlıca mevzuu o lacaktır.




Fart f onuna K d^r
bu schlerım-
Yenj sebatı» olların Fırdöndü i»len ayn gayrı insanlar olduklarını anlamı# olacak ki:
Şu halde seni beyhude rahatsız tttlrınuim! dedi, Partiden olmadıkın için bu üürsüde ısledifcin şekilde ko-nu,3 wy »cafiını elbet takdir edersin.
Düşünmeden cevabı yetiştirdim:
— Siz bilirsiniz. Ancak partiden o-, lan'arın da ıstûdıkleri
mal?rına muş buru nc buyurursunuz?
•;ncdi.
Eon de kent olmamak için tim. Fakat daha 5 Baçk.uıfîgndı
I
ArLE dergisine iki yıllık abone olanlar Mayısta çekilecek 100 altm piyangosuna

ckildo konuş-
Parti dısıphtii mâni oluryor-vab voı ırlbrtl.
uüf
• € *
Grup
al d 11 ıı •
Faltfet
boiıı ıhıl


t


ı di daha dtsh jur-IshfdSf
F ı k # cr c

girmek hakkını kazanırlar 2 yıllık abone bedeli 4 liradır Yapı ve Kredi Bankasfmn Ikramiyell Aile Cüzdanı şahinleri için yalnız 2 liradır

Aile dergisinin çok aranılan eski sayıları valm aboneler için ı
31 n tz
V rı - A


P. K. 2217 - Beyoğlu



■a^
hazırla bir ha-
sonra
ibaretken bu çıkarmamak,
D. P. Beykoz toplantısı
biri-ta-eski
(Kastara fı 1 incide) dan. akrabası Ziraat Vekillerinden birinin delâletile İstanbul Emniyet Sandığı Müdür Muavinliğine naklediyor. Dişçi mektebi mezunu olan Vakıf, hukuk tahsilini yapmak lüzumunu hissederek, Hukuk Fakültesine giriyor ve şahadetnamen olarak çıkıyor.
Hukukçuluk hevesile, Emniyet Sandığı hukuk servisinde, avukat Suad Hayriyi kafadar olarak seçiyor. Ve arkadaşlıklarını ilerletiyor.
Az bir zaman sonra, Suad Hayri mebus intilıab edilerek Sandıktan ayrılıyor. Fakat derhal İstanbul Halk Fırkası müfettişliğine ge tiriliyor.
Vâkıf Çakmurun yıldızı bu tarihte parlamıştır. Belediye Kooperatifi organizatörlüğü, Belediye Meclisi âzalığı. varlık vergisi tahakkuku komisyonu âzalığı, bir kelime ile Fırka müfettişinin en emniyetli portparolü mevkiine geliyor.
Elindeki Suad Hayri pasaportile ticari, iktisadi, sınaî ve hattâ İçtimaî mevzulara bihakkın (!) müdahale eden Hot sosyetenin müb-tedisi Çakmıırda bir tereddüd hâsıl oluyor. ,
Emniyet Sandığı Müdür Mua vinliğinde 180 lira maaş ile zekâsını, faaliyetini ve nihayet ömrünü heder etmek ?
En mühim Vekâletlerden ne getirileceği propagandası lıaJckuk ediuce, içli ve dışlı
arkadaş Suad Hayri Ankaraya İnhisarlar Vekilliğine gidiyor.
Bebekteki vedâ ziyafetlerinde, nihayet, sandık mı?., ticaret mi? tereddüdü ortadan kalkıyor. San-diktan istifa. Vâkıf Çaknıur tüccar. I
Zevâtıâliyenin mahfeli vaziyetine giren Bebek yalısında, mütekabil menfaatlere istinad eden bir kombinezon neticesinde bir kereste fabrikasının .( imtiyazlı satış lanndan elde edilen küçük bir pur şantaja dayanılarak Fındıklıda bir kereste ardiyesi ve Galatada iki odalı bir yazıhane açılıyor.
ELKâSİBl HABIBt LLAH
Yeni yeni dostlarla, punkt saatli randevularda, ve bilhassa în-lıTsarr ile olan sıkı ve sami-
mî dostlukların propagandası, milyonluk işler, büyük işlerde yalnız para ve zekânın kifayet etmiyeceği nazariveleri, tüccarlığın hususiyetleri, toplantıların başlıca nazarî ve amelî mev zular üzerinde müdavelei efkârda bulunulmaktadır.
İşte bu esnada küçük iki iş: İnhisarlara tutkal vermek (2) uçuk şirketi faaliyeti.
Maksadı teşekküle nazaran, hem pek mütevazi, basit ve hattâ enteresan olmıyan bir iş. Fakat akmazsa damlar...
Kedinin fareyi beklediği gibi pusuda intizar. Nihayet vakti saadet erişiyor.
1943, 1944, 1945 yılları için Kib rit İnhisarına lüzumlu olan tomruğun satın alınacağı, haberi alınıyor.
Bir taraftan Ankara seyahatleri tevali ederken diğer taraftan parası çok ortaklar aranıyor. Nihayet buna da talih yaver oluyor. Ve Fazıl Verdi, iki mahdumu Ne-jad Verdi ve Ferruh Verdi bir hisse, İsmail Baykut bir hisse, Mah-mud Kefeli bir hisse ve Vâkıf Çak mur bir hisse ile ve:.,hususî mukavele ile (noterden bile tasdik ettirilmiyor) hususi bir şirket kuruyorlar ve işe başlıyorlar. Tabiî hususî mukavele mucibince, kibrit işletmesine verilecek beher metre mikâbdan hususi masraf (!) olarak on lira Vâkıf ÇaJnnura verilecek, kendisi şirketin dördüncü ortağı olarak temettüden yüzde yir mi beş alacak ve sermaye olarak koyması lâzım gelen 12.500 lirayı da vermiyecek.
Ankara seyahatleri, müzakereler ve nihayet ilk beş bin metremikâbllk tomruk ihale ediliyor. He-sab neticesinde 57000 lira hususî masvafdan sonra kalan yüz bin lira da dört ortak arasında 25.000 lira olarak taksim ediliyor.
İkinci ihale yine Fazıl Verdi namına yapılıyor ve bu ihale o esnada formalitesi biten Tomkal şirketine devrediliyor.
Mukavelenin İkincisinin yapılma sı esnasında hususi masraf kırdan dolayı şerikler arasında bir anlaşmazlık husule geliyorsa da, Vâkıfın zekâ ve fetaneti bunu da halle kâfi geliyor. Fakat bu sırada bir üçüncü mukaveleyi başka binle yapmak çarelerini aramaktan da geri kalmıyor.
îşte bu esnad rile beraber cali
I* sahneye çıkartıp ki bulunduğu es fiyat teklili ^’sr w . ••
ger cebinden çil teklifi de, Vekâh


(Baştarafı 1 incide) lete geçince işsizlik ve maişet sıkın tısı .başladı. Şimdi kİ orman kanu nu natamamdır. Tatbikatında bü yük aksaklıklar vardır.»
Zeeriya Onur adında bir D. P. de şöyle konuşmuştur:
DİLEKLERİMİZ NE ZAMAN TAHAKKUK EDECEK
Dertlerimizi size, 2 yıldır za-
u
büyük bir mesuliyet de bize recidir.
lUTTUGUMUZ YOL HÜSRAN YOLU DEĞİLDİR
Fakat muvaffak olacağımıza I nanıyoruz. Tuttuğumuz yol, hüs ran yolu değildir. Gaflete düşmeden 12 Temmuz beyannamesinin tahakkukuna çalışıyoruz.
ÖDENEKLER MESELESİ ödenekler meselesine temas ettiniz. Bu husustaki • şahsî fikrim şuydu: Biz, D. P. olarak, büdced^ tasarruf prensibini ele almıştık. Buna riayeti \'ecibe bildik. Zammın, tasarruf prensipi yanında yeri olmıyacağı kanaatine vardık. Hususî bir tebliğ yayınlıyarak, arkadaşlarımızdan zamları almamalarını istedik.
FaJcat, ilk olarak, bunda muvaf» fak olamadık. Parti namına, güzel ve asil bir jest yapamadık. (Çok yazık sesleri).
HÜRRİYET MİSAKI
Hürriyet Misakını tahakkuk ettirmek istiyoruz.
Bunun için gerektiği yerde şiddet, gerektiği yerde de mülâye-met politikası takib edeceğiz.
Seçim kanunu da, arzunuz ve arzumuz veçlıile yeniden yapılmadıkça, seçimlere iştirâk etmiyece-ğiz.
Hülâsa olarak D. P. sarsılmamıştır. Buna müsaid dahi değildir. Korkumuz yok! Dâvası size dayanan kuvvetin neden pervası olur!
ŞAHIS DÂVASI PEŞİNDE OLANIN ALLAH BELÂSINI VERSİN Şahıs dâvası peşinde değiliz. Şah sî ihtirası olanın Allah yüz bin ke re belâsını versin! (Şiddetli alkışlar)
ADNAN MENDERESİN SÖZLERİ
Söz alan Adnan Menderes de şunları söylemiştir:
• — Partiye bağlılığımız beni he yecana sürüklüyor. Size şunu söy Iem=)k isterim:
Zaferimizi kutluyacağımız sı rada. bozgun yaratanlar, diye, suçlu aramaya gidiyoruz.
Bu bozgun havasından sıynl mak için, önce baş kaldıran de magojiyi ezmek lâzımdır. Bu de magoji zihniyeti bütün memle keti sarmıştır. Onun başını ezmediğimiz takdirde husufa gide riz.
Bize değil, getirdiğimiz siste ■ açtığımız dâvaya inanm. İktidarı Kendimize* Rûm ettik.
Şunu da unutmayın ki, biz ik tidara râm olmuş değiliz. D. P. iktidarı kendisine râm etmiştir. Muhasımlanmız bizi kıskanı yorlar, bunu içimizden de desteklemek istivenleri hududları -w
ıııızın dışına çıkaracağız. Bu parti, şu on beş kişinin malı de ğildir. Demokrat Parti Genel kurulu elli defa seçilebilir.
Maksad ayrılıkları, kati tas
•r fiyeve muhtaçtır! Bunları da vi ne demokratik usullerle vanaca ğız. Halledemezsek esaslı me -todlara baş vuracağız.
Fııad Hulusi Konusnvor
Bilâhare, söz istiyen Fuacl Hulusi Demirelli; «Türi'- ^-’hı Türküm, ödeneğimi de diverek parti içinde hie Hî- i^+i lâf mevcut olmadığını* T’rmı peşinde koşulan dâvate-da letin elden bırakılmamaû gerek fiğini izah etmiştir.
Karaosman Oğhı Di’*nr ’*’
D. P. Genel idare *K*vwu,vı . dan Fevzi Lütfi Karao~manoğ-lu da şunları söylemiştir:
— Dâvamız açıklık dâvasıdır. Hangi uzvumuz hastalığa tutulursa, onu saklamadan mev dana çıkarmak en birinci şiarı mız olmalı; ayıplar kusurlar a çıklanmalıdır.
Partimizin buhran geçirdiği ni itiraf etmek zorundayız. Su-radan. buradan gelen taarruzla ra şahidiz. Bu buhranın sebebie ri, partimizin muvaffak olduğu anlardanberi devam edegelen kıskançlıklardır.
Mulıtenıol Partiterd Karşı
Bu memlekette kurulacak her türlü meşru ve civanmert e temanlardan mürekkeb bir partiye, biz de müzaheret ederiz.. Fakat gayri meşru bir partiye D. P. mevdan veremez.
w
Bizden. Hikmet Bavunı şu -nu bunu koparmak istiyorlar, ikilik yaratmak irtivoriar; kıs men istifa etmiş variyette kıs men dışarıda veg» turna aûie i -çimizdedirler.
RîlhaMNa İki Kişi .
İstifa edenler içinden bi’has sa ikisini partiye asla ab;.t”.e*.ak için bir tamım neşrettik.
Adalete sadık kalacağa, ye, haysiyet divanımız işlemez ha le geldi. A. Kemal beyaz oy meselesini lamadı.
Adnan .Menderes
raz vardır dedi. Demirelli hiç • yoktur dedi. Buhranı saklamak doğru değildir. 35 kişi ödenek verdi, ödeneği vermiyer. daha 19 İtişi var. (teessüf olunur ses teri).
Bilâhare yemek tatili iniş, ve üç £u upa ayrılaı Bavar ve aı kadaşlai'i I
a
söylüyoruz. Dileklerimizin ne man tahakkuk edeceğini söylemek zamanı gelmiştir.
Hürriyet Misakımn tatbik edileceği zamanı biz biliriz, buyuruyor lar. Buna inanmıyoruz. Fakat bize kati bir zaman söylenebllinir mİ a caba
«HAKKIMIZI İSTİYORUZ. BİZE KAPIYI GÖSTERİYORLAR!.» Abidin adında bir başka genç:
« — İşçi olduğum için öv,ünmek istiyorum. Fakat, buna dilim var mıyor. Şimdiye kadar ıstırap için de yuğrulduk. bizi kurtarın!
Hakkımızı istiyoruz, karşımıza yumruk çıkıyor; bize kapıyı gösteri yorlar.
Beykozun yüzde doksanbeşl kun dura fabrikasında işçidir. Fabrika da iki bin işçinin prim hakkmı, el li tane memura veriyorlar» demiştir.
Akif adında bir D. P. li de: hükû met makanizmasınm bozukluğunu; milletin neticesiz valtler peşinde takatsiz kaldığı, C- H. P. nin etra fına muhterisleri toplamış olduğu nu, topyekûn müthiş bir çıkmaza girilmiş bulunduğunu İleri sürdükten sonra; «Partimiz elemanla rı tarafından yapılan yüksek vait leriıı de, millet muvacehesinde yeri ne getirilmesini istiyoruz» demiştir.
CEÂL BAYAR KÜRSÜDE
Basına zincir
(Baştorafı 1 İncide) nimsemış göründüğü bu yazıya müteveffa Ruzveltin eşi bayan Eleanor Ruzvelt’in şu vecizesile başlanıyor: 'kontrollü matbuat hafif bir kokusu olan bayat yu mıırtaya benzer. Ve bu hafif ko kudur ki o yumurta ile ııan yemekleri yenilmez le getirir.»
Bu mukaddimeden
L’îllustre yazısına şöyle devam ediyor:.
« Federal mahkeme, çeşidli basın dâvaları dolavısile. son za manlarda bir takım kararlar verdi. Ve bu kararlar tam mâ-ııasile gerçek basın hürriyeti hakkında. îsviçrede derin endişeler uyandırdı. P)n yüzdendir ki biz de bü(f n s^fcla garbi bir birilf karşı karsıva bırakan bit-meseJevi aydınlatmak suretile okurlarımızın tam bir fikir erVn melerini sağlamayı düşündük. Zira hu mesele bütün insanlığın dâvoajdır.»
îsvicreli gamete hu mıjkndcli menlen sonra, diinvada hiirri',Tet vp dpmnkrasi idpo11«-’’,,in nihayet k.st’î zpfpfinî "lavacâk nihi «örünen müttefiklerin za -çAnr1' nn(;ı1 nlım d'i gA-Jib Pncvnuın lîhprsl hiç yola sa nacağı yerde hîlâ^’s d’mva'”’. rİAvin Vnv ncııvııvn'a
Prirr^'îq anlatmakta ve
vahama söyle devam etmekte -d i r •
«Bu . mücadelenin gavesinin iki iktisadi telâkkinin birbirile çarpışmasından ibaret olduğu -nu sanmak hatalı bir «rörüs o -hır. Filvaki anlaşmazlığın en b?„ riz arazı bize nek acık bir suret te gösterivor ki şahidi olduğumuz mücadelenin gayesi insan haklarının korunmasıdır ye bu haklardan birincisi ve en büvü-ğii rle insanların serbp^tfe ve bîc bir ka^da tâbi olmaksızın fi kirlerini ifade edebilmeleridir vp bu bak sivasî sahava "Pasın Hiivriveti» ile aksettirileb’lir.
Fakat, hıı basın biirriveti nimetinden hııo-iin diînvanın an -cak iifte biri istifade Adcbilmek fp o-f)rivp Iralan üçte iki kısmın matbuatı büknmeHer tarafın -rlan v» 'kontrol oAilme^A -hudda «sevk ve idare olunmak -ta" dır
«L’î'hıstre11 nin haritasına göre hakikî basın biirrivetine sahih olan pikeler Birleşik A. -merika. Büviik Britanya, Fraıı sa. tt.alva, t«kandinawa memleketleri, Belçika, Hollanda, LHkacınburtr- -Suriye, Avınrtn -ralva.. Yeni Zelanda. Cenubî Af rikadır ve bıı memleketler dün yanın yüzde 35 ni teşkil etmektedir
«Kontrollü basın" rejimini yasayan memleketler ise, Fin -İandiva, işgal abındaki Alman va. Yunanistan. Türkiye, Mısır, Hindistan. Çin. JaDonya. Arian tin ve diğer Cenubi ve Merkezi Amerika cumhuriyetleridir ki1 bu ülkeler de diînvanın yüzde 15 ni kanlamaktadır.
Diînvanın geriye kalan vüz-de ellisini ise ■ sevk-ii idareli' relimin büküm sürdüğü Sovvet Rusya- Rumanva. Yncoslavva. Arnavııdluk. Macaristan srihi doğrudan doğruya Moskof nüfuzu altında huhuıan ülkelerle Isnan”A Pof-toki? Arabistan o] bi totaliter reiimlerin hâkim bu lund'iğn memleketler teşkil etmekledir.
bağlanmış olan Hüsnü Ulus teklifine (daha ucuz teklifler varken) yirmi bin metremikâbllk tomruk ihale, ediliyor.
‘ Hususî masıfların istifadecisi hissesini peşin alıyor fakat teslimat tamarnile yapılamıyor, zira ihbar vesaire tahkikat açılmasını icab ettirmektedir.
Tahkikat yapılırken her hissedarın mevcudiyetini inkar ettiği ilk hususî mukavelenin imzalı suretini İsmail Baykut müfettişlere tevdi ediyor. Tedkikat tamik edildikçe işin gizli kısımları meydana çıkıyor ve nihayet Anayasa ve A-dalet komisyonlarından kurulan karma komisyonu, Su ad Hayri Ur güblii ile 40 suç arkadaşının Divânı Âliye şevkini aşağıdaki sebeo lerden dolayı kararlaştırıyor.
1(1) Tomkal mukavelesinin ida re aleyhine yapılan tadilâtını tasdik ve bilâhare temdidini kabul eylemek (2) 1945 yılı tomruk ihtiyacını kasden artırmak. (3) İşin tek tek müteahhide verilmesini temin etmek. (4) îş sadece nakliye miiteahhidliğinden suretle eksiltmeye
(5) Eksiltmeyi pek kısa bir zamanda icra ettirmek, (6) Orman Genel Müdiiriyetile vaktinde temas ederek tomruk fi.vatını tesbit ettirmemek, bu yolda sonradan ya zılan tezkere cevabı alınmadan işi eksiltmeye çıkarmak t7) En mü-said teklif sahibi Hüsnü Ulus olmadığı yolundaki münakaşaya vâkıf olmuşken bilâtedkik işi yine Hüsnü Ulusa yapılan ihale bedelinin yüksek olduğu Orman Müdürlüğünün ihaleden sonra yazdığı tezkereden anlaşıldığı halde tomrukların ve teminatın vaktinde tefi, lim veya yatırılmaması gibi müte-, addid defalar mukaveleye riayetsizlikler vukubulmasına rağmen bağlantının bozulmasına gitmemek, (9) Hüsnü Ulus nakliye müteahhidi olmadığına göre Orman Genel Müdürlüğüne yatırılması mü teahhidi ilgilendiren tomruk temi natını idareye yüklemek, (10) Bilâkis Hüsnü Ulusun nakliye müteahhidi olduğu hakkında ve kendisine avans verilmediği yolunda hakikat hilâfına yazılar yazmak, (11) Kibrit idaresini ilgilendirmiş yen bir milyon liradan fazla sarfi-
____ yaptırmak]
Görülüyor kİ,—Vâkıf -"ÇakmujL. eski arkadaşı, eski İnhisar Vekili Suad HayTi Ürgüblü ile el ele vererek Vekâlete aid üç beş işi hüsnü neticeye
îşte Yüce bağlanacak işi budur.
ile
olduğu yatı Kibrit ibaresine
isal etmişlerdir.
Divan önünde karara memleket ve devlet

(1) ka-
pek

«asen kendi le-
Hüsnü Ulusu
• yandan, şeri-firket namına



Rusya, “Türkiye engelini,, kırmağa teşehbüe ederse...
(Baştandı 1 incide) se Rusya için son derece önemlidir
İkinci büyük hareket ise, Ça nakkale boğazının Akdeniz cihe tinde mevki almak için Yunanis tan - Türkiye -kırıp geçmektir.
İtalya ve Fransadaki komü nist kontrolünü tamarnile ele geçirmek için de Almanya ve A yuaturyadaki İngiliz - Ameri -kan - Fransız cephesini çevir -mek üçüncü harelceti teşkil etmektedir.
Müşahidler tarafından en çok beklenen hareket, Rusların Italyaya girmeleridir.
İtalya, Rusların Franşaya girmeğe çalışmaları için ideal bir yerdir. Böyle bir durum, kar şısında, Ruslar Yunanistan ve Tiirkiyeye Amerikan yardımı -ııın yapılmasını öniiyebileeok -lerdu-. Ruslar Franşaya girdikleri takdirde Amerikanın Türki vevi ve Yunaııistanı destekle -* * mosi imkânsız olur.
Amerikan resmi şahsiyetleri Avusturya barış muahedesinin imzalanmasını süratlendirecek bütün Rus hareketlerini yakın -kından takib ediyorlar. Avus -tutya barış anlaşması imzala -nırsa, batı devletleri kıtaları ge riye çekilecek ve bu resmî şahsi yetleı in dediklerine göre. Avus turva komünistler tarafından yuiulacaktır.
ISTAIJ.NİİN FÎNLANDÎYAYâ| VERDİĞİ NOTA
Helsinki 29 (A. P.) — Finlandiya Sovyet Rueva arasın -da karşılıklı bir vardım paktı -nin imzalanmasını istiye-’ Sta -lin nin Fin cumhurbaşkanı Ju-ho Paasikiviye gönderdiği nota muhteviyatı, pazar günü Fiillere açıklanmıştır.
Notanın metni, cumartesi ge fesi, resmî Rus ajansı olan] ı tarafından neşredilmiş -tir. F’mlândiyanın, nnıh!
taarruzuna; in Sovvct


îraıı eııgcliıvi





U l
Daha esaslı ve meufaatli sekiid
U udağ tesis ferinden şikâyet
(Başaralı 4 üncüde)
teyi valiye İmza ettirerek belediye yi nasıl hiçe saydmz.
4 - Beden Terbiyesi Umum Mü dürlüğünce ve Dağlıcık klübünce yapılan bu sığııaklan elinizde hiç bir mukavele yokken hangi kanu na göre işgal ederek, yatak ve ku ru yiyecek 3, — liradır diye gir fiyat koyarak savın valiye imza ettirdiği niz listeye bunu nasıl itlin] ettiniz?
Yüce Divan bugün toplanıyor (Başta rafı 1 incide) Akcnllu, Ekrem Necmi İnci, Ab-diilbaki Bilîmer, Mehmed Ali Şelfi, Oton Andriyadis, Atıf Çakmur, Ömer Vefik Yaltkaya, Cemal Civelek, Kemal Hilmi Saraçcı, Nu-reddin Esad Ulıısoy, Tevfik Taşçı, Fikri Fescioğlu, Kemal Süleyman Vaner, Nâzım Batur, Ragıb Karaca, Kemal Hakgiider, Murad yüz, Hüsnü Ulus.
Divanda zabıt kâtibligi için
no yazanlar bulundurulacağı gibi salonda ayrıca, mikrofon tesisatı da kurulmuştur.
j\ k-
ste-


el bir Al
şı korurun
v? ile bir pakt imzalamağa l'H ilgili olduğunu farzetnıektedir. i
1r



/

Bilâhare.’ öne sürülen dert ve di lekleıl açıklamak üzere söz istiyen Genel BaşKan Celâl Bayar, şunları söylemiştir:
« — Dertlerinizi can kulağı dinledim.
Milli dert ve dilekleriniz hakkın daki noktainazarımı arzetmek iste rim.
ORMAN DÂVASI
Önce orman dâvasını ele alalım, Ormanlarımızın, büyük servetlerimizden biri olduğu, su götürmez bir hakikâttir.
D. P. kurulduğu andan İtibaren, bu meseleyi, en geniş şekilde ele fl mış bulunuyor. Onun, halle muhtaç büyük bir dâva olduğuma ina njyor! \
Bu dâvadaki izdırabm büyüklüğü ne inanıyoruz. Maişetlerini binbir güçlük içerisinde temine çalışan va . w •zn-ToÂjısı ^üujubI'c)[B[€ ıqı3 tandaşlarıınızın dertleri ile gereği İhtiyaca uygun bir kanunun ya pılması için elden geleni esirgeml, yeceğiz.
Eldeki orman kanunu çok eksik tir- Onu hiç olmazsa ıslâh ve tan zim etmek mecburiyetindeyiz.
Arkadaşlar, söylemekle, mak ayrı ayrı şeylerdir.
Yukarıda işaret edilen meseleleri lâyıkile» milletin arzusu veçhile halletmek için iktidarı ele ıl-mamız lâzımdır.
Bunun için de seçimlerde muvaffak olmak azmindeyiz.
Halen, hükümeti, ancak zorlı-yabiliyonız. Bu da kâfidir. Fakat, inandığınız bir dâyanızı bizzat ted kik etmekteki başarı daha zevkli ve esaslıdır.
yap-
■İHTİLÂF MEVZUU
Partimiz içinde cereyan etmekte olduğu söylenen ihtilâf mevzuunu Adnan Menderes arkadaşımız biraz sonra size izah edecektir.
Diyorlar ki, D. P. iç ihtilâftan dolayı sarsıntıya uğrıyacaktır.
GELSİNLER DE GÖRSÜNLER.
Bunu zannedenler, gelsinler de, sizin şuradaki heyecan, bağlılık ve dâvaya olan aşkınızı görsünler. Bütün ihtilâfı; sizi temsil edeceklere Ankarada, açıklıyacağız.
O vakit, inanacaklardır ki; D. P. milletin içinde granitleşmiş bir kaledir. Onun en ufak bir zerresini «bile koparmağa kimse muktedir değildir.
D. P. milletin arzularının tercümanı değil, timsali halindedir.
Bütün milletin iztırabını yüklen mis bulunuyoruz. Bunun yanında,
• •




Vefat
Şehrimiz tüccarlarından emekli blnbaş. Mudanya], Vasfl Başaran 29 şubat 948 saat birde ânî olarak hakkın rahmetine kavuşmuştur-1 Mart 948 Pazartesi günü öğle na ma/.ım müteakip Beyazıd Camiinde namazı kılındıktan sonra Edirne kapı şehidliğlnde ebedî lstirahatkâ hıııa bırakılacaktır. Çok kederli ailesine baş sağlığı dileriz.
“Eski Novotni,,
al onu
Her akjam meni lekelimizin en muhteçen saz heyeti Pazar gün eri içkisiz aile matinesi

A


Silivriliinln dahi ele a-
buhran bi-
vapıl -
- ,r(I
v koz ıdir.

4
AYFA: «
TIW! B'ABRR
I MA RT 1948
a t

Yurdda Gördüklerim, Duydukları
İt
(Satılık Emlâk)
İstanbul Defterdarlığından:
Dosya No.
52301/3695
188
135
12
30
389
60
18 30
1845
Müzik: Tarihi Türk XüziğL
Müzik: Radyo Salon Orkestrası.
Müzik: Opera Aryaları (Pl.)
19.00
1900
19.15
1920
19.45
20 00 Müzik.
20.15 Radyo Gazetesi.
20 30 Serbest Saat-
20 35
21 20

TÜRKİYE
EMLAK E&O
BANKASI
ıtoMAvrn
m Prefvam
PAZARTESİ — 1/8/1948
7 39 Açılış vs program.
1.80 M, e, ay*n)
7,J0 Müzik: Operet Pu^alan
745 Haberler,
Kıymeti Teminatı Lira Lira
Cinsi
Heybeliada Yeni iskele ve Seyran so 93 ada, 1500 11 parsel eski 4 kapı sayılı 272 M2 aısa.
Kartal, (Dalyan burnu mevkii) Küçük Yal:\795 mah. Demiryolu güzergâhında 70 ada, 7 parsel taj 2 kapı sayılı 359 M2 arsa.
Beyoğlu. Bostan mah. Fesleğen so. 789 ada, 150 6 parsel eski 58 yeni ve taj 50 kapı sajdı 18 M2 arsa.
Beyoğlu, (Kasımpaşa) Yahya Kâhya mah 520 Karanlık çeşme so. (869 ada. 21 parsel) es ki 48 taj 42 kapı sayılı 47 M2 arsa-Beyoğlu. Mecldiyeköy A 10 pafta , 57 ada,5175 55 parsel 5175 M2 arsa.
Beyoğlu, İnönü ıııah Doinpdcrc cad 6»:4 800 ada, 27 parsel eski 114, yem 102, taj 48 ka pı sayılı 57. 25 M2 arsa.
Fatih. (Samatyat Hacı Evhadettin mah. 25 Tayyareci Rıdvan ve İkiyüzlü çeşme so. 1076 ada. 31 parsel eneykl 41 kapı sayılı (vergi kaydına göre Tayyareci Rıdvan sokağından 2/1 No İti) 1. 50 M2 arsa, Sauyer, eski Ali Torlak yeni Rumelihisarı mah. Çeşme so. eski 50, 48 yeni 30. 28 kapı sayılı (Mimar krokisine göre 82 56 M2) ar sanın 4/24 payı, Kadıköy, Bostancı mah c.kl Çatalçeşme yeni Taslıçeşme mevkiinde G4G ada, 35 par sel eski 60, 11. 34 mük kapı sayılı ve 55 ha rlta No. lu 129. 28 M2 arsanın 1 2 payı. Beykoz, Kanlıca mah. esk: Yenimahalle ye ni Hacı Muhittin so. eski 56 m.iik. yeni 76 taj 94 kapı sayılı evin 4/16 payı. Üsküdar. Kuzguncuk mah eki İstiratl Kal fa yeni Tomruk Ağası so eski 43 yeni 51 taj 41 kapı sayılı 84. 95 M2 arsa.
Yukarıda yazılı gayrlmenkuller 10 3'948 Çarşamba günü
Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda r.yr, ayn açık arttırma İle sa tılacaktır.
isteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlarlle satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü
52301/7849
52301/3184
52301^4056
Aksakal köyünden ayrıldık-n sonra zümrüd ovası ve m ün it arazisile maruf olan (Man -as) kasabasına geldim.
Uzun yıllar dillere destan o lan Manyas şosesini kasabanın içine bağlayan son kısmında o-lodajı indim. Oldukça büyük Zannettiğim Manyası gözden ge fciı diğim zaman coğrafyadan sil Çiğimiz o büyük kasabaların ye rine kaim bu mini mini kasabalı gördüm. Gözüme ilişen bir kahveden içeriye girdim.
Oldukça kalabalık olan kahvenin bir kenarına iliştim.
Güler yüzlü ve tath şözlü ismini bilâhare öğrenmiş oldu • rım kahveci Ruşen dayı okka-bir kahve getirdikten sonra nereden gelip nereye gideceği -mi sordu. Daha belli değil ceva bini verişime güldü ve beni süz meğe başladı.
Bu arada bir gazete müvez-zii içeriye girmiş (İstanbul) gel di diye seslendi. Halk çeşid çe-şid eazeteyi kapıvordu. Çocuğa baviin nerede olduğunu sorup öğrendikten, sonra gazeteler ba vii Mehmed beyin hem berber, hem gazeteci olan dükkânın -dan içeriye girdim. Kendimi ta nıttıktan sonra hos beşe koyul duk Ve kulakdan kulağa biz de kacnbanın içine yayılmış bulun duk.
Aşkolsun ve aferin olsun şu Mancasın Demokratlarına. Car rab”k etrafımı sardılar. Beni ti))*’:’' tiirhi izaz ve ikramlara bordular.
— Yahu, dedim, nereden haber aldınız ve benim de Demok ra*u)lduğumu nereden öğrendi -niz u
Çok samimî ve cana yakın bu kitle hep bir ağızdan sanki talim ve terbiye edilmiş bir şekilde (kokudan)-hangi demeğe kalmadan yine hep bir ağızdan ■ Demokrat kokusundan» dediler.
Anladım. Zaten ben de De * mokrata intisab ederken inan • mış ve iman etmiştim ki bu par ti c«na can katar.
îşte bu şekilde yakınlık ve kaynaşma belirmişti.
Palas pandıras bizi hemen kasabanın göze çarpan en güzel yerindeki Demokrat Parti bina sına götürmüşlerdi. Genç, faal ve gavvur başkanlan olan Muh sin Kelleci, ikinci başkan Cemal Artık, Muhasib Yusuf Bilsel, «âtib Mustafa Tecimin, aza Hakkı özcan ve îhsan Tunçer. ve yine aza olan Bahaddin Ay-ral ile tanıştırdılar.
Kahveler gidiyor, çaylar ge Hyor, bir tarafdan da derdleş ■ kneler devam edivordu.
Bir kac saatlik hasbihalden 6onr? kasabayı gezmeğe çıktık.
Tik eözüme çarpan Demok -bat Parti binasının karşısında |îalk Partisi binası olmuştu. O bavı da ^azetem namına bir ziyaret «dp\-im dedim.
KiUriii pfendirn. cevabını aldım D'kkotij baktığım zaman hakikaten övle idi.
— Ne vakitler bulunurlar di ye sordum.
Bu kazaıun 3 bucak ve 38 o tim. Mevcudu sorduğum zaman sade 2 mahallenin muhtar heye tidir dediler. •'
Kasabayı dolaşmıştık.
Döne dolaşa benim geldiğim Ruşen dayının kahvesine yan -ladık. Ruşen dayı; yine güler yüzü ile yahu bizdenmişsin de benden kendini niye sakladın de di.
Demokrat Parti Teşkilçtı
Demokrat Parti teşkilâtı her yerde olduğu gibi burada da çok kuvvetlidir.
Belediye seçimlerinde bu kuv vet ve kudretlerini yapılan bü tün haksızlıklara karşı giden va li Fazlı Gülecin ve Halk Partisi nin hoşa gitmiyen faaliyetleri karşısında vilâyet idare meclisi ne iki Demokrat aza vermekle göstermişlerdir.
Bunlardan biri Hüseyin An-teb ve diğeri Receb Sağdır.
Bu kazanın 3 bucak ve 81 o cağı vardır.
Belediye Zayıf
Belediyesi zayıfdır. Kasabanın içinde 5 umumî halâ olup, susuzdur. Hâlâların başında kimse yoktur. Bandırma belediyecini gözümün önüne getirdi -ğım zaman bura belediyesinin çok geri kaldığını ve zayıf oldu ğunu itiraf etmek zorundayım. Kasaba olmasına rağmen bir tek eczahanesl yoktur.
I


51217—1114
115
F.3 3472
r

Ahmed ATEŞ
îçecek sulan da pek hoşa gi decek bir şekilde olmadığı gibi halkın mübrenı ihtiyaçlarından biri olan bu su meselesi üzerinde hiç bir hareket ve tasavvur lan mevcud değildir.
Genç ve faal bir kaymakam 52301/7500 vekili vardır. Adliye teşkilâtı çok noksandır. Bir hâkim, bir başkâtıb, bir zabıt kâtibi ve bir* de mübaşiri vardır. Bütün kaza teşkilâtına mahsus dâvalar bu kadro ile idare olunmaktadır.
Cumartesi günleri eskiden -( beri tanınmış ve devam etmek te olan pazarı mevcud olup çok 52301/6177 kalabalık olmada ve rağbet bul madadır.
52159/1120
55
51150/391
190
800
Havacılık
Baş tarafı 3 üncüde
sonra Ingiltereye bir sipariş vermiş bulunmaktadır
Afganistan Hava Kuvvetlerlle
Yapılan Kontrat
Krali Afgan hava kuvvetleri ta rafından, 300 000 İngiliz lirası mukabilinde 12 2Anson uçağını Avre kumpanyasına ısmarlaması bu e-mekli uçağın son 12 sene zarfında 'geçen müdürlüğe baş vurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) ki başarılarının bir delilidir. Mü I (2324)


55100/5623
34
saat 15 de
KÜÇÜK CARİ HESABLARIMIZA % 4 faiz verilir
BİRİNCİ KEŞİDE
19 - Mayıs - 1948
En Bir
Az 100 Lira Vererek Açtıracağınız Küçük Cari Hesab İle Bu Keşidede Kazanacağınız
İkramiyeler
1,500 Liralık
2,000 Liralık
Ev Eşyası Nakid
ki başarılarının bir delilidir. Mü nakâlat polise alt vazifeler ve araş tırma İşlerinde kullanılmağa elverişli olan bu uçaklar, görünüş bakı mmdan sivil havacılıkta AVRO 19 uçaklarına benzemektedirler. Uçak lardaki kabineler sekizer yolcu ala
Ra»t 20 d« Drzrr Kıirru:
bilmekte ve her uçakta iki kontrol ÜSTÜN-
direlcsyonu bulunmaktadır. Bu u-! DEK^ çaklarda tam radyo teçhizatı bulun Yazan: duğu gibi. 40 galonluk yedek ben- (Hn Kudret Aksal zin de mevcuttu. Bu uçaklarla gün İ düzleri de gece uçuşu tecrübeleri ya pılabilmektedir.
Ecnebi Gazetecilerin İngiliz Uçak Fabrikalarını Ziyaretleri
Ecnebi gazeteciler Havker Sldde-ley kumpanyaları ve hava meydan larını ziyaret ettikleri zaman, bir çok yeniliklerle karşılaştılar- Ziyaret turunun sonunda, gazeteciler, hariçte iken zanlarımn hilâfına o larak sanayinin günden giine t-ekâ mül etmekle olduğu ve fabrikalarda son derece mütenevvi uçak ve motor imalini gördüklerini söyle inektedirler.
Gazeteciler bilhassa. per vaneli türbin motörlerinin İ n g 1 1 t e r e d e kaydettikleri inkişaflara hayran kaldıklarını ifa de etmişlerdir. Gazeteciler Ingiliz havacılık sanayiinin, harb zaoanm daki faaliyetlerinin idame ettirildiği ne kar.aat getirdiklerini blldirmş ler dİ r.
Ambassador Sürat Uçağı
İki ay süren tecrübe uçuşlarından sonra, iki motörlü 'Ambassa-dor) uçaklarının, islenilen hedefe ulaşmakta olduğu görülmektedir,] Halen elde edilen sürat, tahmini sü. rata çok yakındır. 36.000 libre ağır lığında ki uçaklarla 5 000 kadem ir tlfaada yapılan uçuşlarda, saatte 264 mil sürat elde edilmiştir. Bu

▼e
Müzik (Pl.)
9.00 Kapamş.
12.29 Açılış ve program,
18,80 M. a. ayan.
12-30 Müzik: Çarkılar.
18 00 Haberler.
18-15 Müzik.
14 00 KApanış.
17 88 Açılış ve program.
18 00 M. ). ayarı-
18.00
Müzik: Dans
Müziği (Pl.)
Müzik: Gitarla Çeşitli
Parçalar (Pl.)
Müzik: Saz Eserleri. Oyun Havalan.
M a. ayan.
Haberler.
Geçmişte Bugün.
Müzik: Karışık Şarkılar. Konuşma.
22.00
22.15 Müzik: Dans Müziği (Pl.)
22.45 M. s- ayan.
22.45 Haberler.
23 00 Program ve Kapanış. •
i
BULMACA
----*--;-
12 3 4 5 6 / 8 9
Önerve 1 Yücel dâvası!
ÜÇÜNCÜ KİTAB (
İddia ve Karar (
DÖŞENMİŞ BİR EV
bulut
Sabahad-
İSTANBUL BELEDİYESİ Ş&HİR TİYATROLARI
Komedi Kısmı:
BÜYÜK
CEMAAT
Türkçesl: Şinasi lmre; Telefon: 40405
Bir ev tahibi olmak her yarddaf için bir gayedir.

Yeni Sabah'ın
HAN FİYATLARI
Kr.
1500
500
400
300
250
İM
BMİdz maktu alarak
1
2
9
5
6
İnci
)
)
sayfa,
)
)
»
»
santimi
)
)
»

Profesör Avukat Kenan ö-■er tarafından neşrolunan ve Öner * Yücel dâvasının üçüncü kitabıtaı teşkil eden bu eser nefis bir şekilde basılıp satışa çıkarılmıştır. Mik dan pek mahdut olduğun* dan tükenmek üzeredir. Meni leket çapında bir divanın tamamlayıcı kitabı otau bn e-t)er her Türk mütevverrinin kütübbanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kitabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
Ekmek ve meyva alınacak Teknik Üniversite Satınalma Komisyonundan
Üniversitemiz için şartnamesine uygun ekmek, yaş ve kuru meyva pazarlıkla 4/3/1948 tarihinde ve saat 1030 da alınacaktır- Fazla malû mat için rektörlüğe müracaat. (2251)
rakkam tahmini süratten ancak üç mil düşüktür. Daha yükseklerde 1-se bu rakam ancak bir millik blr-farka İnmiştir,
Brlstol nakliye uçağı
Avusturalya ve Yeni Zelanda da yapılan 5 aylık bir gösteri turunda ıMarchant Vanturer) İsimli Brlstol nakliye uçağı 225 saatte 35.000 mil uçmuş ve 57 hava meydanım ziyaret etmiştir, Kumpanyanın sa tıcılık şubesine ait memurlardan biri uçakla seyahate İştirak etmiş
şe şunları söylemiştir::
Bilhassa taze gıda maddelerinin taşınmasına son derece önem ver inekte ve uçağı ona göre tekâmül ettirmeğe Vali6,naktayız.o
Bu uçaklar bilhassa şahaneler cl varında kalkarak seyahata çıkacak lar ve etlerin demir yoluyla uzun nakliyat vasıtalarile taşınmalarına mâni olacaklardır. «Frelglıter» ismi nl alacak olan bu uçaklar, etten mââdâ diğer gıda maddelerini de taşıyacaklardır.
• a



Türkiye İş Bankası
Bu arzunuza ulaşmanız için size imkân sağlamıştu*. Bundan faydalanınız.
Türkiye İŞ Bankasında tasarruf hevabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
J 2 j 4 h i 9 4 l b
SOLDAN 8A0A ;
-4^?İçtimaiyat; 2 — Boyun tg «smr; 3 — Onun yolunda olması gerek, Buza verilecek bir emir; 4
— Kör, Amerlkada bir devletin ır. r kezi; 5 — Karyolada bulunur. Bir ralut edatının kısaltılması; 6 — Tersi bir harfin okunuşu. Sonuna bir harf lift vesile bir Cenub kasaba mız; 7 — Tersi bir erkek İsmi. At lantikte mühim bir takım ada; 9
— Medeniyetin çıktığı ve medeniye tin yıktığı yer; 9 — Bir muharririmizin birinci adı.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Politika; — 2 Son günlerde lükslerinden şikâyet edilen nakil vasıtası; 3 — Bir nevi sucuk; 4 — Tersi vazgeç. Memnu; 5 — istirahat için bir yere ilişen, Tersi avcıla nn yaptığı; 6 — Uzak: 7 — Moloto fun ağzından çıkmayan İngilizce bir kelime, Mezopotamyada kurulmuş eski bir devlet; 8 — Gemilerin muvazenesini temin eden alet; 9 — Büyük, Yoğurt suyu.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 456 789
1: m KISA YOL
İstanbuldan Beyoğluı.a ve Bcyoğlundan İstanbula geçmek için en kısa yol. MISIR ÇARŞISI G7 No. lu mağazanın önüdür.
Burada. Rengi güneşe kirşi kat’i grantlli STOR perdeler ile sıcaklan müteessir olmayan ve ayni za manda yapışıp kalkmayan her rer.k sofra muşambaları. Otomobil, Sinema, Deniz motörleri, kahve peykeleri ve hamam döşemeleri için yine her renkte kofreli ve düz PANTAZOT (Sun i den er) n görecek, İsvlçrenln fevkalâde kalitedeki desenli ve dilz muhtelif renklerde Jakarlı TÜL peıdeler ve ray larını bulacaksınız.
Türk Muşambacılık Kol. Şirketi
MISIR ÇARŞISI 67
Telefon: 23661
Telgraf: TÜRİFA


Yılda dört defa ikramiye çekilişi: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikramiyeleri..
İkinci Çekiliş:1 Haziran
• işelerimlzden broşür isteyiniz!
*»~M4
İmtiyaz sahibi: A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU - Yazı islerini fiilen idare eden: Yazı iğleri müdürü: FATtN FUAD — Dizildiği Yer: (Yeni Sabah) mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
J
2
9 o
4
t
/
r
Fakat kazandan diri çıkarı -lan ve hafif hafif nefes alıp veren Yusuf un da çok geçmeden teslimi ruh etmesi üzerine hid detinden deliye dönen Haccac işkence başlamadan evvel:
— Aferin, iltifatile koltukla rını kabarttığı zindancı başının da elini ayağını bağlattı, artık fokur fokur kaynamağa başla mış olan kazanlardan birine at tırarak bağırta bağıtla haşlat tı.
İHaccâc-ı Zâlim
k—Aşk - Macera - Tarih - Cinayet —™—--Yazanı Mubnrrem Z. korjŞMPa! Tefrika No. 13*2
n


Zulümdü bu kadar katı yürekli olan Haccacın hile ve hu -d’ada misli menendi olmadığını bir münasebet düşürüp anlat -mıştık. Bu yolda bir • vakasını daha zikredeceğiz:
Haccac daha Revhiıı hizmetinde ve mayetinde ikojı Hora -sanlılarla zuhur eden bir muha rebeye gitmişti. Tk! asker karşılaşıp muharebeye başlanınca, o
zamanlardaki harb usulü iktiza sınca düşman tarafından pehB vaıı gibi bir cengâver meydana çıkıp Revh askerinden bir cen -gâver İstedi ve her kim karşısı na çıkt? ise hepsini öldürdü.
Revh Haccaca:
— Havd* nöbet çık takv.lım! emrini
Haccac gnruı.nu tenip:
— Aman efendim 1 i/nıf buyu run, beni böyle bir ejderin karşısına çıkmadan af buyurun!,, diye yalvardı ise de Revh hid-
birer birer
sana geldi, verdi.
deflenerek:
— Allah hakkı için sen bu herife karşı çıkmadıkça elim -den halâs olamazsın. Madem ki merd-i meydan değilsin de niçin haziııei devjetten bu kadar ıılCife alırsın? ~
Diye çıkıştı.
Haccac:
— Ya enıîr, ben bu herifJo mübarek edensem mutlaka o beni öldürür. Fakat ben hsndim ölmeden onu yola getirmenin Ça resine bakacağım! Ancak bu -gün ömrümün son günü olması muhtemeldir. Bari ahrete aç git
nıiyeyim. Emir buyurun da bana’biraz yiyecek versinler!
Dedi ve Revhin emri üzerine kendisine kızarmış bir tavuk verdiler.
Haccac matrasını gizlice şa -rabla da doldurmuştu. Tavuğu da alınca heybesine koydu ve si lâhlar.ıp meydana çıktı.
Silâhşorlukta da epice ma -haret Rahibi olan Haccac cenk rr ey.îanında bir hayli maharet gösterdi, tki hayvanın ayakl-rmdan kalkan tozdan ortalık göz gözü görmez bir hale ge -linçe Haccac kılıcını kınına koy
du. hasmına yaklaştı ve dedi ki
— Birader! Sana söyliyecek nıiihinı bir sözüm var.
Horasanlı:
— Söyle bakalım, görelim.
— Sen benim kim olduğumu bilir misin?
— Nereden bilecekmişim.
— Malûmun olsun ki bana adla sanla Haccac bin Yusuf derler.
— Hic işitmedim. Fakat her halde yiğit bir kişi olacaksın ki benim karşıma çıktın. Zira sen den evvel çıkanların halini tabii gördün.
— Evet gördüm, ancak be -ninı buraya gelmekten maksadını seninle vuruşmak değil.
— Ya nedir?
— Şecaat ve şahanıetini gör düm de kalbimde ihtiyarsız sana karşı hır muhabbet peydaı ( ldu. Bunun için de sıpıa hayır! h bir iş teklifine geldim. * I (Demum
b
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez TRENÇKOT PARDESÜLER 35 Liradır
Satıçımız muhayyerdir / bdur rahmanKA YON D i kron yan Han 11 — 12 Sultan Hamını