OCAK 1950
QAY,1:1_No. 247
Denizciler Caddesi 2 Kutusu: 193 VNKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Anka'-a Başmuharrir tel: ........ 15G19
Yazı İşleri İdare ....... 15315
Fiyatı her yerde 10 kuruştur.
KONTES Bisküi
Fabrikası Yeni
Yılınızı Kutlular
Devlet Bakanı Cemi! Sait Barlas İktisadî İşbirliği; teşkilâtında j’nin çalışmolarıhı iz ah etti
Eğer program tahakkuk ettirilirse Türkiye, Avrupa istihsalsin deva^1. etütrici âmilîerden bin ol .c-.k
Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtı ıçmde Tılrkıyenin çalışmala
Yirminci asrın
S:vas D.P
aldığı yardım-ıbilites m sağ-
eraber bunlara hasrettiği sahalar Avrupanın ihtiyacını duy- ; duğu muhtelif maddelerin istihsa- I linin arttırılmasına yarayan sahalar j ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 2 de)
Cemil Sait Barlas rakamlar üzerinde mütalea beyanım'.ı’-ıılunurken...
seçtiği yol ’ n dığeı .nusi içın-
i-ug;
:' . --aıil Barlcıs’ın beycı-tırıi anîayabi
Lakeli Şemsettin Günaltay, Adalet Bakanı ve Hilmi Uranla beraber Ankara garında...
£st”sînbu| C.H.P. H Kongresinde
O® w
okrat Partiye çattı
ıs adı Işbir-çalışmala-u Ajansına bulunmuştur, vlet Bakanımız, bu nah3tlaıında Fran-ermiş, fikirleri de Türkçe izah etmiştir. Fransızca bil-mıyen karilerimize kolaylık olmak üzere bir lûğatçe neşrediyoruz: Viabilite — Yaşama kabiliyeti, hayatiyet.
İntegration economique — İktisadı bütünlük. Debiteur — Borçlu. Crediteur — Alacaklı. Categcrie — Sınıf. DLsparite — Rayiçsizlik. Sectem — Kısım.
Multilaterisation — Çok taraflı usul.
Cemil Barlas — Devlet Bakanı anlamınadır.
Dillerine doladıkları Milli Husumet andını iktidar
Partisi, Başbakanın ağzından dün ds ortaya attı
İstanbul, 31 (Telefonla) — C. H. ! P. il kongresinde Başbakan Şemsettin Günaltay bir saat yirmi dakika süren bir nutuk söylemiş ve muayyen prensipler etrafında toplanan partilerin durumunu bir profesör edasiyle .tolantıda bulunanlara not ettirir gibi teker teker izah etmiş ve artisinin kurucusu olarak ileri sürdüğü büyük insanı, Atatürk’ü kastederek onun gösterdiği fakat hakikatte hiç de takip edil-ıriyen, yürünmiyen yolu anlatmış-
, tir. ----------.-.r-.-r:-------
Başbakan bundan sonra şunları ‘ la tetkik etmekte tereddüt etmedik’, söylemiştir: Fakat ne gariptir ki, bizim yalnız
Ankara kongresinde partimizin olup bitenlerden bahsedişimiz, yeni işarını izah ederken, karşı partile- doğan partiler üzerinde gayri mun-ıin durumuna temas etmiştim. Bir tazar aksülâmeller yaptı. Demek ki çokları bunu bir hücum olarak te- . olgunluk ve tenkide tahammül bi-lâkki ettiler. Bu bir hücum değildi. 1 ★ (Devamı Sa: 5 Sü: 7 de)
Ben olp bitenleri ifade ettim. Ol- r mayan şeyleri söylemekğ veya ol- | muş gibi göstermek benim ruhî mi- i zaçıma uygun değildir.
Arkadaşlar, biliyorsunuz ki dört senedir Halk Partisine bin bir türlü, bir bir cepheden hücumlar yapıldı. Yaplan bütün hücumları, hattâ en insafsızını ve en haksızını bile sükûn ve huzur içinde dinledik. Bunların içerisinde bizi icraatımızda yanlışlıklardan koruyacak fikirler bıüunacağı ihtimalini eözönüne alarak bütün bu fikirleri soğukkanlılık-
Yeni sene (I kutlu olsun
II Kongresi dün kapandı
Demokrat Parti Sivas İl kongresine bugün de devam edilmiştir. Tan sineması hınca hınç delege ve dinleyicilerle dolmuş bulunuyordu. Bugünkü oturumda dilekler görüşüldü. Bu dilekler arasında D. P. ye karşı olan sindirme politikasına temas edildi. Halkevlerinin C. H. P. nin emrinde bulunduğundan ve yol
vergisine acı bir lisanla şikâyet e-dildi.
Bundan sçnra Manisa Milletvekili Muammer Alakant dilekler üzerindeki görüşlerini belirtti. Kongre Celâl Bayara şu telgrafın çekilmesine karar verdi:
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
r'azran.’ Mümtaz faik FEN Ih iftihar ederken bununla iktifa etmemeliyiz. O zaman, zafer sarhoşlarına dönmek kabildir ki, bunun
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 3 de)
ugün, yirminci asrın yarısını arkamızda bırakarak, i-kinci yarışma ayak basmış bulunuyoruz. Bu itibarla, muhterem karilerimizin sade yeni yıllarını değil, yeni yarım asırlarım da candan kutlarız.
İlk elli yıl Türkiyede çok hareketli geçmiştir. Bunun burada bir bilançosunu yapacak değiliz. Fakat şurasını söyliyelim ki, bu zaman zarfında OsmanlI imparatorluğu yerini Türkiye Cumhuriyetine vermiş; bu müddet içinde en büyük inkılâplar başarılmış; ve ebedi Türk devletinin temelleri yine bu yarım a-sırda atılmıştır.
Gerçi çok ıstırap çektik. İki büyük harp gördük; Türk milleti bir çok zorluklarla karşılaştı, fakat temenni edelim ki artık denizler dalgalandıktan sonra durulmağa başlasın. Memlekette umumi hayat istikrar bulsun, iç buhranlar ortadan kalksın ve yurdumuz, milletimiz bizi bekleyen aydın istikbale bir an evvel kavuşsun!
Yeni elli yılın başlangıcı yeni se- , çimlerle siyasi hayatımız için de bir ; döniim noktası olacaktır. Çünkü yeni kanunla Türk tarihinde ilk defa olarak serbest seçimler yapılacak, ve böylece demokrasi an’anesi yurdumuzda da yeni b;r inkişaf yoluna girmeğe başlayacaktır.
Bu neticeye yaklaşmak pek kolay olmamıştır. Çünkü irk parti zihniyetine alışmış Lir iktidar, mütemadiyen önümüze dikilmiş, bizi bir çok zorluklarla mücadele etmek mecburiyetinde bırakmıştır. Onlara sorarsanız, demokrasi kendi eserleridir. Her şeyi onlar hazırlamışlar, onlar tanzim etmişler ve nihayet bugünkü vaziyet meydana gelmiştir-
Halbuki herkes gayet iyi biliyor ki, demokrasi sadece Anayasanın eseridir. Ve bugün millet, Anayasanın tam tatbikini görmek için açtığı büyük mücadele ile eserin sözden fiile çıkmasını teinin etmek yoluna girmiştir.
Meşhur bir söz vardır? Hak verilmez alınır, derier. Nitekim b.ı mü cadelede de böyle olmuş, hakkı vermek istemlyenlere karşı millet, kanuni şekilde yaptığı muazz »etler sayesinde hakkını n.t lîm ettirmiştir.
Evet teslim ettirmiştir; fakat henüz almış değildir. Dah i tam gayeye ulaşmak için alınacak hayli merhaleler vardır. Onun için başarılanla avunmak yerine, daha bundan ponra başarılması icap edenlerle meşgul olmak lâzımdır. Demokrasi yolunda katedileıı mesafeye bakıp
[Günün Meseleleri
)) Dün gece, yeni yıla ( girerken şehirde I
I) bariz bir durgunluk' fi' göze çarpıyordu ’
C.H.P. Başkanı mı? Devlet Reisimi ?
Yazan:
Samed AĞAOGLU
Arkadaşımız H. Aipar bildiriyor
M. Piyango başı çekilişi liste 5. iicîde
Cumhurbaşkanı sayın İnönü’nün 21 Temmuz 946 dan bu yana söylediği nutuklar ve halk nazarında göstermeğe gayret ettiği hal ve tavır birbirinden farklı vasıfları olan iki devreye ayrılabilir.
Eirinci devrede —ki aşağı yukarı 948 yılının ilk günlerine kadar devam etmiştir— sayın İnönü, kendisinin kanun bakmındfrn tarafsız kalmağa mecbur bir Devlet Başkanı olduğunu, partilerden her hangi birini iltizam edemiyeceğini, Anayasanın Cumhurbaşkanlarına tanıdığı mahdut salâhiyetler dışında sadece oir vatandaş sıfatıyla görüşlerini bil d irebileceğin i söylemekle, her iki partiye mensup kimselerle seyahat-
ler yaparak, beyannameler neşre-derek-bu sütlerini fiilî tezahürlerle isbata çalışmaktadır.
İkinci devrede ise sayın İnönü iktidar partisinin genel başkanı o* larak konuşmakta, geniş salâhiyetlerinden bahsetmekte, parti hükümetine istikametler göstermekte, millet-n önüne de parti başkanı sı YatiyJe çık ' ' ' '
I Halk Pt delege’erir
>b-
ak kabul etmek * (Deva
ı Ankara il kongresi kendilerini ziyareti alınmış ve Ulus gaze ( ■man sahifesini baş ş olan resimleri bu açık bir delili ola-: mümkündür, um Sa: 5 Su: 1 de)
Başbakan9 sn »hç sı
Ahçı hokkında verilen raporun bir suretini neşrediyoruz Sivas, 31 (Telefonla) — Sivasta deliren Başbakanın aşçısı bugünlerde Bakırköy Akliye hastahanesi-ne götürülecektir. Aşçı hakkında tanzim edilen raporda şöyle dcnol-mektedir. (Devamı Sa: 5 Sü: 4 de)
Başbakanın dün düştüğü tezatlar
Dün gece saat 24 de 1949 u da geride bırakarak, ömrümüzden bir sene daha verdik, ve işin garibi de ömrümüzün bir senesini daha verdiğimiz için sabahlara kadar bayram yaptık.
Bu hususta arkadaşlarımızdan Orhan Önder dün aksam şehrin eğlenti muhitinde şöyle bir dolaşmıştır. Kendisinin intihalarını aşağıda bulacaksınız:
Yeni yıla girmemize bir kaç saat var. I-Ier halde hava soğuk olduğu için sokaülarda kimseler yok. Yeni yıla eğlence yerlerinde girmek â-det, olmuş, ben de bunlardan birine giriyorum... . .
Ankara Palas.. Her zamanki gibi kapısında bir sıra taksi. Taksüer* den tuvaletleri merdivenleri süpüren hanımlar çifter çifter içeri giriyorlar. Ankara Palas salonu şimdi leyli bir mektebin yemekhanesi gibi sıra sıra masalar 'tavanda beyaz kâğıt feneri* r.. Herkes yemekle meş gul. Müzik yok fakat arkası kesil* miyen kadın kahkahaları ve kadeh sesleri. Yeni seneye aç karnına girilmez ya...
Bakalım başka eğlence yerlerinde
Şimdi Gar Gazinosunun önündeyim. Kapıda içeri girmek için bek-liyenler var. Ben de bekliyorum. Kaçının üzerinde iri harflerle yazılmış bir levha «yalnız kuponu o* lanlaı- girebilir..» Bir an için kendimi Sümer Bankın önünde zannettim. ★ (Devamı Sa
Günrftay'ın İstanbul Halk Partisi i! Kongresinde söyledikleri dudaklarda gayri ih iyari tebessümler doğurdu duğu gibi hazırlanan hususi koltuklarda yeı- alan hükümetin arkasında Parti Genelbaşkan Vekili ile Genel-sekreter ve bazı Halk Partili Milletvekillerinin de sıralandıkları görülüyordu.
Partinin on vefakâr adamlarından olah ve bu maksatla muvakkaten kürsüsünden ayrılarak Vali ve Belediye Başkanlığına getirilen Dr. Fahrettin Kerimin dün olduğu gibi bugün de Başbakanın refakatine katılarak kongreye gelişi ve bu suretle yakın ala casını muhafaza e-dişi, vaktiyle kendisinin söylediği ■Ar (Devamı Sa: 5 Sü: 5 de)
İstunkul, 31 (Arkadaşımız Jlayri Alpar bildiriyor) —- C. H. Partisi İstanbul vilâyet kongresinin ikinci günü, hükümetle partinin kucak ku-I cağa elele vermek suretiyle tam bir ! siyasî propaganda havasına girişil-I mesi bakımından büyük bir mânâ ! taşımıştır.
| Bir gün evvel gayet sönük bir hava içinde geçen kongreyi, Başbakan Şemsettin Günaltay’ın refakatinde getirdiği sekiz Bakanla sun’î bir şekilde hararetlendirmek istediği anlaşılıyordu. Nitekim delege sıraları tamamen dolmuş salonun yan tarafında Büyük Millet Meclisinde ol-
i
Otobüs İdcresinde
Dün vuktabuîan k^mvon kazası
işlemden çıkarıldı!
Dün sabah şehrimiz Soğukkuy laki ahşap köprü üzerinden geçmek istiyen bir kamyon
köprünün yıkllmasiyle, devrilmiştir. Kaza neticesinde kamyon ve köprü ağır surette hasara uğramış fakat bir mucize kabilinden insanca zayiat olmamıştır.
Resimde devrilen kamyon v« harap olan ahşap köprü görülmektedir.
İşçilerin çıka ılmufi Kanuna cykırı telâkki işçiler arcsında derin bir teessür uy ndırdı
Yeni otobüs idaresi bu işçileri çıkarırken ellerine birer istifaname tu tuşturmuş bu istifanameleri kendilerine imzalatarak gûya kendi arzu-lariyle işlerinden ayrılmış gibi göstermek istemiştir.
İşçiler istifanameleri imzalamak istememiş iseler de kendilerine aksi halde tazminat alamıyacaklan bil-I ★ (Devamı Sa: » Sü: I ile)
dildi ve
Ankara Belediyesine bağlı Otobüs İdaresi dünden İtibaren Elektrik ve Havagazı müt-ssesesine devredilmiş-
Otobüs idaresinin devri münasebetiyle memur ve müstahdem kadrolarında da bazı tensikat yapılması düşünülmüş ve ilk olarak da 74 biletçi, kontrol, şoför, atölye şefi ve daktilo dün işinden çıkarılmıştır. |
Gecenin ropo u ılbaşı gecesinin iktisadi tahlili şudur:
Önce evde bol miktarda Yeni rakı!...
Sonra bir eğlence yerinde zaruri bir şekilde Kavaklıdere şarabı'....
Yemeğin sonuna doğru şampanya!... Ondan sonra köpüklü şaraba devam...
Derken ayakta bir iki viski!...
Sonra viski pahalı geldiği İçin bir iki kokteyl!...
O da pahalı geldiği için konyak soda!...
Derkcıı konyak sodayı, soda i-
, le takviye!...
Arkasından sade soda...
Bütün masrafların üstüne bir bardak su!...
Ertesi sabah bir fincan sade kahve! Ve bütün bir yıl bol bol lıava! — YEDEKÇİ
Sayfa:
Z A FER
Yll GfÇaUKN
Tebrik ve düşünceler
ıPnrtvrbL 1950 nin eşiğinden
D. D. Yolları müfettişi
İstanbul’da eski
î ' 1 - 1950
Yılbaşı ve Kandil
Muhip DIRANAS
yıBbaşıian
K3S3
f’
Ekmek Sendikas
yeni yılı
âdet olmuş.
Ekınek, simit ve unlu maddeler Sendikası toplantısında girin bir konusı
nayı duşuı-
Panının dukk
r hukum bulun-
Hesap No.
telerden beri
2. 1. 1950 Tarihinden itibaren Ajansımızın
Sam mpazarındaki
ınu:arck ılıca ve k bunlar, hepsi
lâyikiyle tatbik
bunun yeri-etmişler -
Garsonlar Sendikasının bir itirazı
Kazınan
İkramiye T.L.
balı tutulup gc
olunurdı
MaJiye’dc, Gümr banlar kesilerek, D zenginlik kayna
O tarihlerde, kini çıkaranlar makulesİ) idi. Frenklerink güme giderdi. Fakat Ortodoksl: Nasrani azizlerinden Vasilin adın izafe ederek kutladıkları yılbaş Beyoğlu’nu, yirmi dört saat durup dinlenmeden coşturan bir bayram olurdu.
31 Aralığı 1 Ocak Rumiye bağlr yan gece, Rum cemaatinin kesif J' bulunduğu Tarlabaşı, Tatgvla, Si-nemköy, Paoaskönrüsü. Karvanila, ■ partim? söy- Ayadimitri, Ağahamamı, Kalyon-u...1.^... ° cukulluğu. Hamalbaşı, Asmalımes-
lardı. Evet, bun
bir gökyüzü gibi fazla ümide kapılın lilc ve akıllılığını aşılamağa bakarlardı. İnsanlar, daima, çocuklarının kendilerinden daiıa bahtiyar olmasını istemişlerdir.
Asıl büyük çileyi düşünmekten zaman zaman kaçınmak, o esaretten halâs olabilmek içlıı insan oğlunun kendisini içine attığı çılgın, lıklar, dünyamızın, üzerinde yaşanılır bir hal almasına büsbütün en gel oluyor. »İnsan tırmandıkça kailiz değil mi? Hayır! Bir defa sırtüstü yatmayagör! Uçurum yukarıdadır.-
Yazıma başlarken, yeni yılııı kutlanmasından söz ettimdi. Bu tebrikler ne güzel şeylerdir; insanın bir türlü kurtulamadığı, Ölene kadar kurtulamıyacağı ne güzel çocuklukları, oyunlarıdır. Bu tebriklerin arkasından, yeni yılın hayırlı, uğurlu olmasını, insanlara, milletlere ve bütün insanlığa, barış, huzur, iyilik, esenlik, saadet getirmesini dilemek de âdet olmuştur. Şüphesiz, âdete uyarak, ben de sevgili okuyucularımın yeni yılını kutlayacağım. Arkasından, yine âdet yerini bulsun diye, insan dudaklarının, oldum olası, en güzel, ve hcy’hat, hiç bir zaman kabul edilmemiş salâh duasını o-kuyacağım. Ama ne çıkar?
Ben, üzerinde insanların yaşadığı bu dünyadan, bu »insanların dünyası» ndan, insanla meskûn bütün dünyalardan, yıldızlardan, -o kâinat- yine insanların olan, yalnız insanların duyabileceği, en büyük ümidi kesmiş, onu içimde büsbütün yitirmesem bile, o ümit-
ten bıkmış, onu duymaktan yorulmuş bir insanım. Siz öyle değil
larm büyük saadeti, yahut gagasındaki dalcığı taşımaktan bir türlü yorulmıyaıı küçük, bilen be /ercini kâinat içindeki o hem , hem yalnız olmıyan düııyal ı. bizimkine benzer »yeryü ııııı, tıpkı saksıda
•un gitmiştir. Im-lduğu yerde barını bir şeyin büyük on nefese kadar i. bir öiiim kalım
rukâr Ariste sakız per-. lunuo. bıvıklar kozmatılc, alizbori pal
angi ayda doğmuş olursak o-lalını, bugün hepimiz birer yaş daha ihtiyarlamış bulunuyoruz. Temennimiz bütuün vatandaş lalımıza, yeni giren 1950 yılının hayırlı ve uğurlu olmasıdır.
Sehrimezdc, bir kaç senedenbeıi adet olduğu üzere yeni yıl, sevinçle, neş e ile kutlandı, yenildi, içil, di. Bütün eğlence yerleri Fraklı, Smokinli, tuvaletli hemşehrilerimiz taralından âdeta istilâ mişti.
Dün gece aynı zamanda Peygamberimizin doğum yıldönümü olması bakımından, biz Müslüman, iar için büyük ehemmiyet taşımakta idi. Camilerin minareleri donatılmış, sokakları susamlı ve yağlı kandil simidi satanlar kaplamıştı. Bu hal insana eski günlerini hatırlatıyor ve garip bir hüzün ile
Hepimiz biliyoruz ki, Yılbaşını r bayram haline sokmak, biz ilklerin aeti değildir. Fakat görenek yüzünden midir, taklitçlilik-mirlir, her nedense bu işe
bir düııy n ve yoİl : Her fedakârlık, her çile.
■ kan büyük saadet i-ük saadet için, bu da kal. ı K; ini, insansız bir diin-aratmak. İçimizdeki, insanlığımızı dahi aşan büyük sezi vc hasret, beynimizin kıvrımlarındaki yüce ve »Saf akıl» bugünkü biz-lerin, iıısanın garipdir, çok üstünde. pek çok öteieriııdedir. İnsan, yani bizler, bunu bilişelim de, bu güç ve erğânin yanında pek zavallı, pek ipliıh. ; barbar, vahşî, hâlâ Habil vev. Kabil olarak kaldığımızı ani.«yalım.
İnsan olmakta, insan kalmakta, kalın büyük lâf etmiş olmak içiıı, insana ulaşalım demekte inat edip i.»diyoruz. Oysa ki. büyük saadetimizin insanı aşmakla, bir yılanın I gömleğini atışı gibi, insanı jir yerde unutmak, teıketınekle elde edileceğini düşünebilir miyiz? Aklımızla.' Ah o ııe akıldır, o ue Tanrısal. müthiş, bizden öte bir şeydir!
İıısan! İnsan işte şu bildiğimiz, tuttuğumuz, gördüğümüz, tanıdığımız, bizzat olduğumuz şeydir. O zavallı, sonuna kadar Çırpınacak, döğüşeçek, sonuna kadar öldürecek, yalan şöyliyecek, politika yapacaktır. Onun öldürmeyenine, yalan söyicmiyenine, nefret etmeyenine, ağlamayanına, siyaset yapmayanına insan denmez. Böyle-siniıı, en büyük şey zannettiğimiz sevgiye de ihtiyacı yoktur. A-ma dünyayüzüne, bizim yaşadığımız bu garip ve yalnız küreye, hayal ettiğimiz büyük saadeti getirecek olan odur. Ona hemen bir ad bulmalı, onu büyük vc bizden dışarı akılla, bir an önce yaratmağa bakmalıyız.
Yeni yılınız kutlu olsun!
başı ikramiye çekilişi
TÜRK'TE Ş BANKASI A,Ş.
Anafartalar Ajansından:
Yeni yaptırdığı binada faaliyete geçeceğini müşterilerimize bildiririz.
(1625)
t.
ka toplantısın:
D. D. Y. Malzeme Da i
tişi ve Çankaya C. H. P. Ocak Başkanı Feyzi Şükrü Gürün söz alarak kısa bir konuşma yapmış ve bu konuşmasında işçilerin dertleri -nin halledileceğini 7—
ler yaptu.rlm. «aidinde ifade ede- tuKulluB„,
■ ek bir çok valilerde bulunmuş v. cll Tenebası. Gahla Kuledibı Hon Iınn isçilerinin lenk.llerme iştirak dek çuku;bostan mahalleleriyle, ederek 1300 e yakın fırın işçısmın e6,enti m.rkt,z|eı.ini teska eden çi sempatisini kazanmaya çalışmıştır. çekçl Ada Yeniçarsı. Timimi. Der işçiler senelerdenberl halledilme- vi Venedik. Büyük Ziba. Arabacı, yen dertler, içm bir çok vnldter ya- Abanoz. piremehmet. Şerbethane, pıldifm. takat bunların ha; hır oc- Kemeraltl Kömürcü, Arapoitlanı tice vermed.şm. söyledikler, halde sokakıar,. ellcri„de işkembe fener e H. P. ocak başkam, başmüfettiş k.,. k„ltuklarltdo birer darbuka ta mütemadiyen vaıdlerdc bulunmuş şlyan Rym çocukıar„„„. sonra d„ ve partisinin propagandasını yap- all, pullu Lâtarnaların evazeleri, ; . . ı nağmeleriyle dolup dolup taşar,
Toplantı samımı bir hava ıçmde coştukça coşardı.
sona ermiş ve fırın işçilerinin müşkül diırumdan kurtarılmaları için bazı ^rarlar alınmıştır.
Kazananların
i Bankasının 1950 yılbaşı ikramiye keşideleri dün 1- • kinci Noter .Şakir Baran- huzuri-1 le yapılmış ve hesap numaraları a-şağıda yazılı talihlilere muhtelif I ikramiyeler isabet etmiştir.
Tstesi
Nihayet beract ettiler
Bundan bir müddet evvel 4 üncü Asliye Ceza Mahkemesinde görülen kürtaj dâvasında doktor Muzafferin iki seneye, kürtaj yaptıran Sevim Dikmen ismindeki kadının da bir seneye mahkûmiyetine karar verilmişti.
Müteakiben 4 üncü Asliye Cezasının bu kararı temyiz 4 üncü Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve mahkeme eski kararında ısrar ettiği için ikinci defa aynı karar temyiz ceza daireleri umumi heyetine sev kedilmişti.
Umumi heyet hâdisenin bir kur tajdan ziyade tıbbi bir müdahale mülâhaaacıyle anıkların beri tı tır.
Dün d< aynı nm lu■ .> >■ . I na 4 üncü Asliye Ceza Mahkeme n de devam
Ne yapalım? Büyük memleket olmak kolay değil.
Mücahil TOPALAK
Amerika yardımlı durdurulacakmı?
Bir ayan üyesi komünist Çini tanıyan devle te re yardımın kesilmesini istedi
Vaşington, 31 (a.a.) (Afp) -
Cumhuriyetçfi ayan üyesi Know land dün «denizaşırı yazarlar kulı bü» nde beyanatta bulunarak cümle demiştir ki: i ı__
«Atlantik paktı imzacısı bir dev- maksadı ile kullanılmasını tavsiye let komünist Çin hükümetini tanı- etmektedir, dığı takdirde. Birleşik Amerika kon * »• •
gresi ve halkından böyle bir nıenr ___ ............ 3... ___r
lekete yapılan yardımın tasdikini , tinin dün Hindistan tarafından istemek güç olacaktır.’ • men tanınması
Bir müddet önce Formozayı zi- Çin hükümeti bu memlekette bu- , Seyfullah Esin yaret etmiş olan Knowland. askeri lunan siyasî temsilcilerini geri ça-yardım programının genel Çin için girmiştir.
— ' Başkanın emrine verdiği 75 milyon w ■ ! dolarlık kredinin Formozada yer-lü-1 leşmiş olan milliyetçi Çin hükûme-jz - ' tinin askeri kudretini mümkün olduğu kadar süratle takviye etmek ,
Sen Jozef1
e oluyoruz? Yoksa, haberimiz yokken Dil Kurultayı,
Fransızcayıkabul mü etti? Yok değilse, Yılbaşı arifesinde Cemil Sait Barlas, yarı Türkçe, yarı Fransızca nasıl beyanat veriyor? Yoksa, Türk köylüsü Fransız matmazelle mi büyümüştür?
Türk okuyucusu, Marşal yardı-iniyle beş on defa Parise mi gidip gelmiştir?
Gelin de. beşer beşer meydan okuyan öteki Bakanları aramayın! Fan - fin - fon demiyorlardı ama hiç olmazsa «dinsizler, imansızlar, harisler» derken dillerinden anlıyorduk! — A. F.
Israiide ilk elçimiz
Seyfullah Esin İsrail'e vardı Telaviv, 31 a.a. — İsrail hükü-
Hükümeti
Y ılbaşıjşabahı!
Emek hoşuna mı?- Para ve kredi bolluğu-Sarhoşluğun şanı!- Bir takvim meselesi-Erkekle müsavat- Hayret edilecek taraf!
Yurd dışındaki Çek sivasî memurları
Londra Radyosu, 31 (Basın - Yayın) — Yurt dışında vazife gören Çekoslovak siyasî memurlarından daha bir çoğu geri dönmeleri için Prag hükümeti tarafından verilen emre itaat etmemişleridr. Hamburg-daki Çekoslavak konsolosluğunun iki memuru İngiliz makamlarından siyasî mülteci olarak kabul edilmelerini talep etmişlerdir. Oslo'daki Çek Büyükelçiliğinin bir memuru da Norveç makamlarından buna benzer bir talebde bulunmuştur.
Mikrop harbi sanıkları mahkûm oldular
Khabarowsk, 31 a.a. (afp) -Mikrop harbi vc canlı .nsanhı, çizerinde bazı tecrübeler yap kla suçlandırılan 12 Japon harp suçlu suna Khabarovvsk askeri mahkemesi şu hapis cezalarını vermiştir.
Kwantung'un eski başkomutanı General J amada, Kadziteuka, Ta-kahaşi ve Kavasıma 25 sene, Şato ve Kajflsaır 2u sene, Nişi 18 sem-Mitorno 15 sene. Anuye 12 sene, Harizokura 10 .sem-. Kurusuna < i ■ı- KikU . 2 ,-n. le o kolalı gömlek ve yaka içinde bunalmamanın imkânı yok!... Halbuki kadınların hepsi aşağı yukarı dekolte... Sırtları hemen bellerinin dört parmak aşağısına kadar açık olanlar bile var. Biri: — Bu müsavat, değil, dostum diyordu. Bu demokrasi değil!.. Hani herkes eşit muameleye tâbi tutulacaktı? Biz frak içinde bunalıyoruz. Halbuki kadınlar püfür püfür çıplak!... Hepsi adetâ soyunmuş... Hayret edilecek taraf! I ki genç kız kıkır kıkır konu- ■ şuyorlardı. Benim arkam dönüktü. Hiç o değilden, bunların gizli grup celselerini dinliyordum... Haııi gizli konuşulan lâkırdıları işitmek de amma tatlı olur, değil mi? Sarışını, esmerine dedi ki: — Nihayet, bu gece tam saat yirmi dörtte beraber dansederken aşkını itiraf etti. — Ne dedi?... — Bir şey demedi dc beni öptü!... Öteki hayretle sordu: — Allah Allah, insan öpüşürken nasıl konuşur, nasıl itiraf eder? Yedekçi Taipeh (Formoza). 31 (a.a.) —, ı- I (Reuter) Komünist Çin hükyme- um.' tr;n^;^»sn tarafından res- i meti nezdinde tayin edilen ilk Müs üzerine milliyetçi lüman elçi Türkiye Maslahatgüzarı ’ • t»-;- dün Akşam Tela- viv'e gitmek üzere Ras el Nakura-da Lübnan-lsrail hududunu geç- Ingiliz Arşen Lüpeni Londra, 31 (a.a.) — «Aff»: İngiliz Arşen Lüpen’i, Holladay adı ile a-nılan Barry Fieldson’un çaldığı veya yataklık ettiği mücevherlerin ] bir çoğu tesbit ve teşhis edilmiştir. Bu mücevherler, zabıtanın bu son senelerde İngilterede yapılan en büyük hırsızlıkların faili veya yol göstericisi telâkki ettiği Holladay’m intiharından sonra gizli çekmelerde ve banka kasalarında bulunmuştur. Emniyet müdürlüğü salonlarından birine konan mücevherleri sigorta şirketleri uzmanlarının muayene etmelerine izin verilmiştir. Bunlardan biri diyor ki: Oda öylesine define doluydu ki. sanki Alı Baba ve Kırkharamiler masallarının hakikî mağaıasıydı.» Dedektiflere göıc bu Holladay i.clıel.sıyonunun bir kısmıdır, bunun için araştırmalara devam edilmektedir. !n Amerikan Meclisi 8u şşfşr de 18 rey farkla Mfdisten güven oyu aldı Paris Radyosu, 31 (Basın - Yayın) — Fransız Milli Meclisi dün akşamki toplantısında 18 oyluk bir farkla hükümete güvenoyu vermiştir. İs ıhsa! vergilerinin arttu’ilması I ile ilgili Malî Kanunun 25' inci maddesi üzerinde 305 saylav hükümet tasarısı lehinde, 287 saylav da aleyhte oy vermişlerdir. Şirketlerin taksim edilmemiş kârlarına yüzde on nisbetinde bir vergi ahnması ile ilgili 27' inci madde üzerinde ise hükümet, 288 oya karşı 306 oyla güven - oyu almıştır. Komünist saylavlarla überal cumhuriyetler hükümet aleyhine oy vermişlerdir. Hindistanın komünist Fu Çini tanıması Londra Radyosu, 31 . Basın - Ya- I yın) — Hindistan’ın dün Komünist Çin'i tanıdığını ilân etmesi, Başkan Truman’ın iktidara geldiğinden beri j karşılaştığı meselelerde en zorunu j teşkil etmiştir. Amerika'nın yakın 1 bir gelecekle komünist rej imini tanı! masura ihtimal yoktur. Bilâkis Ge ı neral Mc. Arthur'un ve bir çok ayan üyesinin İsrarı üzerine Amerika Funnoza’nın müdafaası meselesinde Çin'e yardım etmeye niyetlidir. Yetkili Amerikan çevrelerinin fik- I ıınce Atlântik memleketlerinden 1 herhangi hırının komünist Çin’i ta- ; mrnası, Amerika'nın Formoza’nm ' müdafaasında Çin'e yapabileceği | yardımı çok zorlaştıracaktır. Ame- ; rika az bir maddî yardım ve ma- . nevi teşvik ile Formoza adasının muvaffakiyetle elde tutulabileceği- , ne kanidir. iki büyük Partinin karşılıklı durumu rakamla bildiriliyor Vaşıngton 31 a.a. (Ünle Press) — 3 Ocak 1950 günü baş acak olap Birleşik An i l ir ei -naıgresimtı ılum. toplantı de resinde, temsilcrier merisi il • i yan meclisinde Cumhuriyetçi).ı 1c deıhoktatkınn vaziyeti şu ol; çaktır: l) Cumhuriyetçiler 70. De t rai lıberalleı 1. American Partisi: 1, Münhal 1 yan Meclisinde: Demokratlar: . 53, Cumhuriyetçiler 43. Maamafih, mali siyaseti alâkadar eden meselelerde, güney devlet' leıinden birçok muhafazakâr demokratlar Cumhuriyetçilerle müt tefik hareket edeceklerdir. Bundan başka, Güney devletlerinden ı gelen birçok ayan ve temsilciler •- ------- meclisi üyeleri, Başkan Trumanın lere nasihatler vermek olacaktır, hazırladığı medenî haklar prog-damının aleyhindedir. Başkan Truman, kongreye üç ay rı mesaj vermek zorundr ’ Birleşik Amerikanın lar: «Mahzun dullar» Şikago, 31 a.a. (United Press) — Eşlerinden boşandıktan sonra neda met getiren bazı kimseler .isimlerini gizliyen dullar, adında bir cemiyet kurmuşlardır. Bu cemiyetin gayesi boşanmaların önüne geçmek ve boşanmak niyetinde olan çift- Yalanlanan bir haber , Süveyş, 31 a.a. — Mısır Dışişleri ] Bakanlığı basın bürosu, Mısır hü-------------- vaziyeti ' kümetinin İsrail hükümetiyle giz-başlıklı mesajda, Başkan Truman, li görüşmelerde bulunduğu hak--------------;n_xi- kındaki söylentileri yalanlamıştır. Polonyada mecburî askerlik Fransız - Alman ihtilâfının halli Londra Radyosu, 31 (Basın - Yayın) — Federal Alman Hükümeti Başbakanı Dr. Adenauer Fransa ile Almanya arasında asırlandan-beri sürüp giden ihtilâfların kesin olarak hal edilmesinin, bütün Batı Avrupa Milletleri arasında daha sıkı münasebetler için bir esas teşkil ettiğini söylemiştir. Adenauer Fransa'nın yakın bir zamanda dahili güçlüklerini hal edip Almanya ile münasebetleri meselesini daha büyk bir enerji ile ele alabileceğini izhar etmiştir. Amerikan generalleri Pasifik'e gidiyor Paıis Radyosu, 31 (Basın - Ya-yın) — Amerikan Savunma Bakan-lığı, Amerikan Genel Kurmay Yüksek Konseyi üyelerinden General Golün, General Vandenberg, General Omar Bradley ve Amiral Gher-man'ın şubat ayı başlarında Havay ve Japonya’yı ziyaret etmek için Pasifik'e gideceklerini bildirmiştir. Diğer taraftan, Amerikan Dışişleri Bakanhğının bir sözcüsü For-mozaya bir müşavirler heyetinin gönderilmesini sağlamak için Ameri.tan hükümeti nezdinde yarı resmî teşebbüslerde bulunmuş olduğunu bildirmiştir. Paul Hoffmann’ın yeni yıl mesajı Paris Radyosu, 31 (Basın - Yayın) — Marshall plânı Büyükelçi-ı Harriman, Avrupa memtekelerine hitaben yayınladığı yeni yıl mesa-unda halledilmesi gereken iktisadi meselelerden bahsederek, bunların I başlıca, dolur açığının kapatılması, , gümrük engellerinin kaldırılması ve Birleşmiş bir Avrupa piyasasının kurulması olduğunu beyan ctmeket-cür. i Diğer taraftan Maı.>all plâna ida-alini arttı ,.,k ve nüfusunun hayat artlarını islûh < aek lüzumunu II . lnimiştü- başlıca dahilî ve milletlerarası me selelerde takip edeceği siyaseti a-çıklıyacaktır. Federal hükümetin bütçesini a-lâkadar eden ikinci mesajda, büt- . çe bürosunda hazırlanan geniş öl-1 Londra Radyosu, 31 (Basın - Ya-çüde vesikalar da bulunacaktır. ■ ym) _ Dün Polonya Millî Meclisi Bundan başka Trumanın kon- mecburî askerlik kanunu tasarısı-greye üçüncü mesajı da iktisadi nın ilk müzakerelerini yapmıştır, mahiyettedir. Büyük bir kısmı Askerî hizmet hakkındaki eski başkanın iktisadı müşavirler kon kanunun, Polonya’nın bugün içinde reyince hazırlanan bu mesaj, hü- bulunduğu şartlara uygun olmadığı kümetin mali vaziyetinden ziya- . ileri sürülmektedir. Yeni tasarı de, memleketin umumi iktisadi | Sovyet esaslarına göre hazırlanmış-durumunu açıklıyacaktır. 100.000 LİRA 12 AYDA 12 KEŞİDE TÜRKİYE GARANTİ BANKASI 200.000 Lira Değerindeki] 3 Dairesi Emek üoşurîamı? Bilmem ki, bu satırları beyhude mi yazıyorum? Çünkü bugünkü gazetemiz, şehirde dağıtıldığı sırada, sevgili karilerimden çoğu yataktadır. Öğleye doğru u-yananlar arasında bu sütunlara şöyle bir göz atan olursa, ne mutlu bana! Hiç olmazsa böylece c-meğim boşuna gitmemiş olur... Ama ben de çok tuhaf düşünüyorum... Ne yapayım, sene de bir gün, Yılbaşı eğlencelerinden yorgun düşen kimseler yazımı varsın okumasınlar. Belki içlerinde içkiyi biraz fazla kaçıranlar vardır. Daha hâlâ mahmurluğunu giderememiş olanlar vardır. Elbette ki matzıırdurlar. Şimdi saaah sa bah da âlâ sade kahve dururken bunları okuyacak değidirler ya... Biz her gün bu sütunlarda ne yazılar yazıyoruz da iktıdardakile-rin hiç birisi kulak bile asmıyor.. Karilerimin içinde belki bir ge-cecik biraz fazla içenler vardır; halbuki İktidar sarhoşları her gün kendilerini toplayıp yapılan bunca tenkidin farkına bile varmıyorlar ya! ★ Para ve kredi bolluğu ■^47 ılbaşı gecesi, Ankaranın eğlen-■ ce yerleri doldu taştı! Baba Kaı-piç, Gar Gazinosu, Süreyya Paviyonu, Ankara Palas ve hattâ kenardaki köşedeki lokantalar bile... Hani ortalıkta para yoktu? diyor lar... Ama duymadınız mı, bizim Maliye Bakanlığı şimdi çil çil san beş kuruşluklar bastırdı: Yılbaşına yardım! Ziyanı yok çam sakızı çoban armağanı! Bu bir kaç damla da denize faydadır! Fakat siz bu geceyi bırakın da önümüzdeki ayın on beşine doğru vaziyet ne olacak ona bakın! O zaman da kredi bolluğu başlayacak! Borç eden edene!... Maaşallah beş kuruşluklarla para darlığına, borçla kredi darlığına çare bulduk!... ★ Sarhoşluğun şanı! Dün gece sabaha karşı eğlencenin muhasebesini yapaıı iki genç konuşuyorlardı: — Fazla içmişik birader! Öteki: — Bir kouyak daha var mısuı? dedi. — Vestiyerle, taksi parasını hesap ettin mi?... Arkadaşı cevap verdi: — Bir rie fazla içmişik diyorsun! Sen daha olmamışsın ki, vestiyerle, taksiyi düşünüyorsun! Sarhoşluğun birinci şanı düşünmemektir. Düşünce geldi mi, insan Bunu düşününce bir yığın düşüncesizliklerin sebebini çok daha iyi anladım! ★ Bir takvim meselesi Olurdu, olmazdı, diye münakaşa ediyorlardı! Münakaşa bir aralık çok şiddetlenmişti! Ne konuşuyorlardı acaba, içtikleri içkinin narasını ben vereceğim, seıı vereceksin! diye ini münakaşa ediyorlardı?. Yanlarına yaklaştım; hayretten donakaldım. Meğer bu gençler bir takvim münakaşasına dalmışlardı! Sözlerine kulak verdim: Gregoriyen takvimi! Hicri takvim, Efrenci takvim, Rumi takvim!.. Böylece bir vıgın garip kelimeler söylüvorlardı.. Bir arabk birisi dedi ki: — Hakıp ”«k birader. Ocak a-vuıda Yılbaşı olmaz. Her inkılâbı yuptık. Bu inkılâbı başaramadık! Muhakkak bu Ocak ayını değiştirmeli!... Bu hem, dünya çapında hir inlcılâp olur!... Öteki itiraz ediyordu... Fakat arkadaşı ısrar etti: — Birader, dedi. Ocak ayı gibi 31 gün olan ay Yılbaşı olur mu?.. Şunu Şubatın başına alsalar olmaz mı; 28 gündür, -aybaşı çabıık gelir!.. ★ Erkekle müsavat Erkeklerin hemen hepsi frak giymişlerdi. Frakla da insan, ha-I il. iten 1’cnıtııi‘u'r heıpivor; he- Arkadaşı filozofaııe cevap verdi: — Haksızsın, monşer!... Kadınlar soyunmuştur ama, erkekler de hesap puslasiylf soyulur ve böylece tam eşitlik teessüs eder! I Yılbaşı Vecizeleri Yıibaşındaki bütün bu neş eni,-., sevincin, ve hattâ çılgınlıkların sebebi nedir? Gaüba, bir yıl daha ihtiyarladık diye gençleşiyoruz! ★ İnsan, Yılbaşı gecesi yapılan is.afiaıa bakıyor da, acaba yeni yu bütçesi de bir Yılbaşı gecesi mi hazırlandı diye şüpheye düşüyor. ★ 1950 yirminci asrın tam yansıdır. Heie asır tam olsun, o zaman, yirminci asrın gerekliıdiğı demokrasi prensiplerini kabul ederiz. Malûm ya yarım iş- baş ağrıtır! ★ Yılbaşında lokantalarda yemekler neden pahalıdır? Yıia nasıl başlarsak öyle gitsin diye... * Pek merak ediyorum: Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu üyeleri Yılbaşını acaba nerede kutladılar? ★ Eğlence yerlerinde sabaha karşı çaiınan kaynana zırıltısı, Yılbaşı gecesi karanlıkta öpüşen gençlere istikbali hatırlatan bir ikazdır! ★ Yılbaşının asıl tadını çıkaranlar, eğlence yerleri sahipleridir! ★ Saat 24 te elektriklerin sönmesi, aşkta gizli oydur. Alenî tasnif de ekseriya nikâh memurunun huzurunda yapılır. * Samba dansı, Yılbaşında elektrikler sönünce bollaşan öpüşmelerin zarurî bir neticesidir. ★ İnsanla şampanya arasında ne fark var? diye sormuşlar, cevap şudur: İnsanlar sıkıntıdan, şampanya neş’eden patlar! ★ Yılbaşında sabaha karşı Kotiyon diye dağıtılan külahlar, hayatın sadece bir külah kapma, külah değiştirme, ve külah giyme oduğunu ne de güzel isbat ediyor! ★ Yılbaşında elektrikler sönünce, bütün kadınlar zencileşir. Tıpkı Yılbaşında bütün siyah palamutların levrek oldukları gibi... Tabiat o gece nedense tam bir istihaleye tâbidir. ★ Kadınların israfından şikayet edenler aldanıyorlar; çünkü bir kaç ipekböceğinin tükıüğü bir kadını kelebek gibi giydirmeğe kâfidir. ★ Her çift hayatta da, dansla olduğu gibi birbirine uysa, dünya saadetten taşar. Halbuki hayat da büyük bir oyundur! ★ Fahrettin Kerim, eğer Yılbaşı sarhoşlarını da topîasa, timarha-nenin zevkine son olmazdı! ★ Yılbaşı gecesi şampanyayı hesap edenler, ertesi günü işkembe çorbasını içemezler! ★ Rakı bile, Yılbaşı gecesi, şampanya, şarap ve viski ile kendisine ihanet edildiğini görür! Fakat aldırmayın, bütün bu içkiler, rakı ile evli sarhoşun bir gecelik misafir metresidirler! ★ Yılbaşı gecesi dekolte giyen kadınlar sırtlarını vantuz çektirmek için açmazlar! YEDEKÇİ Türkiye Garanti Bankası A. 0. yıtırun, (Sayın. Ğ) ılüftetileti için. Ligııttu. ve Gaşatıfı otmasını di(et TÜRKİYE İŞ BANKASI A. Ş. Samanpazcm Ajansı 2 Ocak 1950 Pazartesi günü saat 9 da açılacaktır. Sayfa: i t A FE 11 ît-'l - 1050 Hollywood’un|en Sinema âleminde güzel on kadını yenilikler 6 hâdise! Amerika'da yapılan bir anket Tebrik için giden hayatimize Sultan Mehmet, bizimle su’h halinde yoşomek istediğini söylemişti Türkler verdikleri sözü tutmakla meşhurdurlar. Ayal laı imza kapanarak yolvaııyo um. Sulhu biz bozmıyalım. — 48 — — Ona. Bizans Kayzeri olduğumu anlatacağım. Biliyorsunuz ki Anadoluda Karamanoğlu isyan etmiştir. Karamanoğlunun bu defaki isyanı daha evvelkilere benzemiyor. Bütün Batı Anadoluyu da kendine uydurmuş bulunuyor. Her • halde bu isyan, Sultan Mehmedi I çok müşkül durumlara düşürecektir. Öyle değil mi? Başvekil Notaras çekinerek cevap verdi: — Kulunuza göre i haşmetpenah... imparator hem heyret, hiddetle atıldı: ' — Ne demek istiyorsun Nota- — Şunu söylemek istiyorum ki, bugünkü Osmanlı kuvvetleri karşısında Karau.anugiunun isyanı, farenin kediye ilânı harp etmesi gıoı bu şeydir, usmatıoğullarmın kuvveti karşısında bu isyanın bir gün veya saat meselesi olduğuna kaniim. — "yanılıyorsun Notaras... Se-korkmuşa benziyor. Benim kanaatime göre, Bızansm yaşaj aoilmes. için, bu çocuk nusümdarın gözünü korkutmamız lazımdır. Ondun kurumadığımızı, ..uvvetli olduğumuzu, ıcaoınaa onu te.ılıkeu vazıyete düşure^-e-c- koda. KUvve.-li olduğumuzu göstermeliyiz Sultan onun gözünü korkturmak, uzun zaman rahat yaşıyabıLr.z. — Haşmcuu imparatorum beni affetsinler. Ben yine sizinle aynı fikirde değilim. Genç hükümdarın kor ;acak oir adam olmadığına kaniim. Bilâkis çok azardı, sabit fikir sahibi, asabi ve büyük işler yapmak istidadında olduğu kanaatindeyim. Bpna kalırsa, oıiu korkutmak fikrinden vazgeçmeliyiz. Bılâk.s, onun dostluğunu kazanmağa çalışmalıyız. — Notaras... Notaras!... Bir Türk veziri gibi konuşuyorsun. Biı Bizans Başvekili olduğunuzu unutmayınız. Haşmetpenah!.. -Bilâkis, halis bir ..Bızanslı olarak konuşuyorum. — O halde yanılıyorsun., OsmanlI taldı tuğun sağlam değildir. Şehzade Orhun elinüzde bulundukça, .Sultan Mehmet her vâ-.yt bizden çpkihmek zorundadır. — Ren, şehzade Orhânrn da, Sultan Mehn.et için bir tehlike o-lamiyacâğına İnanıyorum. Bir BizanslI sıfatiyle Haşmetpenahım-dan istirhamım şudur ki, müşkül anlarında Sultan Mehmede ne kadar dostluk gösterirsek, ondan gel lecek zararı o derecede önlemiş oluru.!. — Yapılıyorsun Notaras. Ben kararımı verdim. Bir kere tecrübe edeceğim. Şehzade Orhan için vade ttiği üç.vüz bin akçeyi bir misli fazlasiylc istiyeceğim. Ona vaadinde durmadığını hatırlatacağım. Bu suretle ondan korkmadığımı, ona karşı kuvvetli bulunduğumu göstereceğim. — Aksi bir netice elde edilmesinden korkuyorum. — Hayır Notaras... Şimdi Sultan Mehmet Karaman seferine gitmiştir. En tehlikeli bir durumdadır. Ona. zaafını hissettirmeliyim. Derhal bir sefaret heyeti hazırlansın. Sultan Mehmet Karaman seferinden dönmeden, onu harp meydanında yakalasın... Notaras çok üzgündü. Son bir tecrübe yapmak istedi.. — Haşmetpenah, dedi. Eğer maksat Sultan Mehmedin vereceği üç yüz bin akça ise, ben, şahsî servetimden bunu ayırara : Bizans hâzinesine takdim edeyim. Tebrik i-çin giden heyetimize Sultan Mehmet) bizimle sulh halinde yaşamak istediğini söylemişti. Türkler verdikleri sözü tutmakla meşhurdurlar. Ayaklarınıza kapanara: yalvarıyorum .Sulhu biz bozmıya-lım. — Notaras!... Türkleri, bir Türk-ten daha fazla müdafaa etıiğ.ni görüyorum. Ben, ona vaadini hatırlatacağım. — Fakat haşmetpenah, bu vaadi hatırlatırken de, a.tsi halde şehzade Orhanı salıvereceğinizi söyle- — Şüphesiz. — Haşmetpenah... Bu, Sultan Mehmede karşı düşmanlığımızı i-lâ netmek mânâsına gelmez mi? — Ben, Türk Sultanının bize esasen dost olmadığı kanaatindeyim. Sulhu ben bozmasam, fırsat etine g?\ıce o bozacaktır. Mademki bu sırada ben kuvvetliyim, kuvvetimi hissettirmeliyim. — Bu teşebbüsün a ııbetinden korkuyorum. — Kararımı verdim Notaras, bu heyet derhal yola çıkacaktır. Son Bizans Kayzeri olan ben... Franzes yerlere kadar kapandı: — Allah göstermesin şanlı hükümdarım. Kostantin afalladı: — Ne oluyor Franzes? Diye hayretle sordu. Franzes sapsarı kesilmişti: — Allah göstermesin hükümdarım. (Son) kelimesinin sizin ağzı- öyle değil nızdan çıkmaması lâzımdır. Neden (son kayzer) olacaksınız? İn-şaallah Bizansta daha yüzlerce kayzer gelir. O vakit Kostantin de irkildi. Nasıl olup da bu meş’um kelimeyi söylediğine hayret etti. — Yani demek istemiştim ki, bugünkü Bizans Kayzeri olan ben... Kostantin daha fazla söyliyeme-di. Bütün BizanslIlar gibi o da, hurafata inanırdı. Üç kişi arasında soğu ı bir hava esti. Nihayet Kos- — Bu heyet derhal yola çıksın!. Diyerek toplanıya son verdi. Bizans sefirlerinin istekleri Bundan evvelki bahiste Sultan Mehmedi Akşehir meydanında bırakmıştık. Bir taraftan Karaman-oğlunun ricacıları gelmişti. Kara-manoğlu İbrahim Bey, (yaptığı harekeden pişman olduğunu, padişaha karşı isyan etmekle hata ettiğini, âf e.Uidiği takdirde ebediyen bir bende olarak yaşıyacağını ve kızını Sultan Mehme le nikâh etmekle bahtiyar olacağını) bildiri-y. rdu. Fakat Sultan Mehmet Ka-ramanoğlunu affetmek niyetinde değildi. Bu fesat ocağını kat iyen söndürmek azminde idi. İşte tam bu sırada Bizans taralından doludizgin br süvari kolunun geldiği görülmüş ve bu geliş, hem Sultan Mehmedi, hem de diğer devlet er tanını meraka düşür- ‘ müştü. Gelenler, Bizans elçileri idi. Sadrazam Halil paşa derhal Bizans elçilerini huzuruna kabul etti. | — Nedir? Bu acele gelişin sebebi nedir? İmparatorunuz kudretli hükümdarımdan ne ister? | Bizans sefirinin tavrında acaip 1 bir gürur vardı. Adetâ meydan muharebesi kazanmış bir hükümdarın sefiri gibi konuşuyordu. (Padişah hazretleri diye Söze başladı. Büyük ve kudretli hükümdarım Bizans Kayserinin iradelerini hamil olaıa< geliyorum. Haş-metlû imparatorum beni, hükümdarınıza şunları söylemeğe memur etti. | Hükümdarınız, Bizansta mahpus bulunan ve saltanat hakkına malik olan şehzade Orhanın rhahpusiye-tinin devamı için imparatoruma üç yüz .bin akça vermeği vadetmişti. Bugünedeğin bu vaad yetine getirilememiştir. İmparatorum, bu cüz’î paraya muhtaç değildir. Ham-dolsun Bizans hâzineleri dolup taşmaktadır. Fakat vaadolunanın gecikmesi, imparatorumun şan ve namusuna halel getirmektedir. İmparatorum daha fazla intizar etmeği şanı hükümdarisine münasip görmediğinden, vaadolunan miktarın derhal iki mislinin tediye edilmesini arzu buyuruyorlar. Eğer hakkımız olan matlubatımız derhal verilmiyecek olursa, imparatorumun sarayında her türlü ihtiyaçtan vareste olarak ikamet eylemekte olan şehzade Orhanın hükümdar lıktâk-i sarih hakkını tasdik ederek meydana çıkarmakta tereddüt et-miyeceğiz. Bu takdirde bütün Rumeli ülkesinde vaki Memaliki I Osmaniye, onun mülkü mevrusu o-lacaktır.) (1). I (1) Hayrullah efendi tarihi, ciltl 8, sayfa 58. Rospinyak söze başladı... oldukça uzun sürdü söylediği şeyler... söylenen sözleri, verilen ka rarları, şüphesiz öğrenmekte ge-cikmiyeceğiz. Şimdilik, yalnız şunu söyliyeyim: Boröver konuşulan sözlerin bir kelimesini bile kaçırmamıştı. Muhaverenin sona erdiğini görünce, gizlendiği yerden çıktı, yavaşça Ferriyer’in bahçesine geçti. Orada, acaba sokağa çıkma ; için hangi taraftan gideyim, diye biran düşündü. Sonra, kararını verdi, taş merdivenlerden ağır adımlarla çıktı, daireye girdi. Orada tesadüf ettiği, kendisini görünce korkan ilk uşağa, büyük bir sükûnetle: — Efendine söyle: kendisini görmek için iti defa geldim, bahçede beklemekten sıkıldım, gidiyorum ... Diyerek uşağın avucuna, görünüşe nazaran oldukça hürmetlice bir kese sıkıştırdı. Sevincinden yerlere kapanırcasına eğilen uşak, efendisinin büyü : bir itibar ve hürmet gösterdiğini gördüğü bu pek cömert misafire koşup sokak kapısını açtı. Bfjröver, sokağa çıkınca, hemen konaklan uzaklaşmağa başladı; Vidanın konağından nerede ise çıkacak olan Rospinyak tarafından görülmek istemiyordu. Köşeyi döndü, rıhtımda kendisini bekli-yen arkadaşlarının yanına gitti. Tekrar bir sütunun gerisine saklandı, Roşpinyak’ın çıkışını bekledi. Onun, Sen - Mişel köprüsü istikâmetine gittiğini görünce, ★ On bir yıldır beyaz perdenin bir türlü unutulamıyan yıldızı Valentino’nun hayatını filme abnak istiyen rejisör Edtvard Small nihayet bu büyük arzusunu tahakkuk ettirmek üzere ilk adımı atmıştır. Bulunan Tony Dex-ter adlı bir genç Valen tino-ya fevkalâde benzemektedir. İdoho Üniversitesinde bulunan bu genci Edıvard Small . iki yıl evvel bulduğunu, fakat bu sırrı kimseye ifşa et-. mediğini söylemektedir. On bir yıl içinde bu ünlü rejisöre Valentino’nun hayatını çevirme ı için tam 75.000 genç müracaat etmiştir. ir Joan Craıvford çalışmakta olciuğu stüdyoya «Good-by - Allalıaıdmarıadık. adlı romanın filmi çekilmek üzere satın alınmasını teklif etmiştir. Warner Brothers’lar bu gözde yıldızın isteğini ilk plâna almışlar ve eseri satın almak için hemen teşebbüse geçmişlerdir. Fakat şimdi ortaya yeni bir mesele çıkmıştır. Eserin müellifi romanının filme alınması için 375.000 Türk lirası telif ha.tkı istemektedir. Bakalım stüdyo Joan Cravvford için bu fedakârlığa katlanacak mı? ir Greer Garson, Errol Flynn ile birlikte *That For-syte Woman - Forsyte denen kadın, adlı bir film çevirmişlerdir. ir Petula Clark adlı genç ■Ipgiliz yıldızının bir toplantıda dans bilmediğini söyleme-■ si büyük.bir hayret uyandırmıştır. Bir çok tanınmış yıldızların pek de iyi dans bilmedikleri-• ni söylersek sakın siz de şaşmayın. June Allyson geçenlerde bir gazeteciye şöyle dömiştir: ★ Ben hiç dans bilmezdim. Hollywood’a gelip bir yıldız olunca bu büyük eksiğimi tamamlamak için harekete geçtim. Fred Astaire’in bütün filmlerine devama başladım. Stüdyoda da fırsat buldukça onu seyrediyorum. Kendisinin haberi yoktur ama benim dans hocam Fred Astaire-dir.» ★ Gregory Peck yeni dünyaya gelmiş olan oğlunu fazlasıyla sevmektedir. Bu sonuncusuyla birlikte şimdi Peck üç çocuk babası olmuştur. ★ Güzel Joan Bennett, Marlene Dietrich’ten sonra Hollyıvood’da büyük anne o-lan en güzel kadındır. Otuz dokuz yaşında olan Joan’ın dört kızı vardır. Bunlardan en büyüğü geçen yıl evlenmiş ve bir çocuk sahibi olmuştur. Kazananlar: 1 - Virginia Mayo 2 - Esther Villiams 3 - Jvonne De Carlo 4 - Lana Turner 5 - Cyd Charısse 6 - Alexis Smith 7 - Elizabeth Smith 8 - Susan Peters 9-Joan Caulfield 10 - Susan Hayvorth Savaş yılları gelip geçtikten sonra dünyanın dört bir yanında yeniden güzellik müsabakaları yapılmaya başlandı. Bilhassa Amerika'da gün geçmiyor ki yeni bir kraliçe ! ilân edilmesin. Yüzlerce genç kızın I girmiş olduğu bu müsabakalarda plaj güzelinden tutun da, patates i kraliçesine kadar her gün bir krali | çe seçilip duruyor. Yalnız Amerika'nın değil, dünya- I nın en güzel kadınlarının bulundu- I ğu Hcllywood'da ise bir güzellik kraliçesi seçmek imkânsız gibi bir şeydir. Çünkü böyle bir müsabakaya pek tabii olarak bir isim yapmış olan hiç bir yıldız girmez. Haklıdırlar da. Zaten pek sevilen bir yıldızın bu gibi bir müsabaka neticesi sonuncu ilân edilmesini stüdyolar da istemezler. Onun için çok kerre anketler açılır. Yahut zevkine inanılır flim dünyasının tanınmış şahsiyetleri, HoUyvvood’un en güzel yıldızlarını seçerler. İşte geçenlerde yine böyle bir ket açılarak Hollywodd’un en zel on yıldızını seçmek için bir teşebbüse geçildi. Çok güzel olduğu hakkında umumî bir kanaat olan bazı yıldızların bu listenin dışında kalması hayret uyandırmakla beraber, anket neticesi hiç bir flim nekkidi tarafından tenkide u mamıştır. Şimdi bu on güzel yıldızı kısa biyografileriyle okurlarımıza tekr tanıtalım: 1 — Virginia M Ronald Resgan ğu «Plajdaki Kadın- adlı filmiyle büyük dedikodulara sebebiyet veren Virginia Mayo, Hollyvvood' güzel kadınının seçiminde rey alan yıldız olmuştur. Bilhassa vücut tenasübiyle dikkati çeken Virginia Mayo yeşil gözlüdür. Saçları plâtin sarısıdır. Boyu 164 cm. dir. Elli iki kilo ağırlığında-dır. Dunny Kaye ile •Wonder Man -Harika Adam», Bob Hobe’la «Prin-cess And Pirate - Prenses ve Korsan- adlı komedileri çeviren ve sanatı yanında güzelliğiyle de dikkati çeken Virginia «Best Years Of Our Lives Hayatımızın En Güzel Yılları» adlı eserde de iyi bir dram artisti olduğunu isbat etmek fırsatını bulmuştur. 2 — Esther "IVilliams Su Perisi Esther Wlliams da on güzel arasında halkı olarak yer almıştır. Yirmi sekiz yaşında olan Esther elâ gözlüdür. Saçları kahverengidir. Boyu 171 cm. dir. Altmış yedi kilodur. Ben Gage adlı bir radyo röportajcısı ile evlidir. Bir oğlu vardır. •Fiesta»’ On An Island Wiht You-Seninle Bir adada» gibi filmlerin kahramanı olan Esther Williams, geçmıycn Linda Hollyıvood’ güzel kadını arasında Darnell’in nefis bir pozı omuzlarının biraz erkek yapılı olduğu söylenmesine rağmen, gerçekten Hollywood’un en güzel kadınlarından biridir. 3 — Yvonne de Carlo: Daha ziyade Amerika'da Wes-tern adı takılan macera filmlerinde rol alan ve renkli filmler kraliçesi olduğu söylenen Yvonne bir mi beş yaşındadır. Griye kaçar iri mavi gözleri vardır. Boyu 162 cm. dir. Elli üç kilodur. Vücudu kadar yüzünün hatları da bir ressam elin den çıkmış kadar muntazam ve güzeldir. Bilhassa onun kalın dudak larının çehresine çok daha çekici bir mahiyet verdiğini söylerler. 4 — Lana Turner: Lana Turner yalnız Hollyvvood'-da değil, filmlerinin gösterildiği her memlekette büyük bir sevgi toplamış yıldızlardan biridir. Mil- yoner Bob Topping ile evlenip stüdyo hayatından bir müddet için uzaklaşan bu güzel yıldızın son günlerde yeniden Holhvood’a dönmesi film dünyas.ında adeta bir hadise olmuştur. ldaho’nun Wallace şehrinde doğmuş olan Lana Turner 29 yaşındadır. Gözleri mavidir. Saçlarının rengi altın sarısıdır. Boyu 162.5 cm. dir. Elli kilodur. Üş defa evlenmiştir. Spn.zamanlarda çevirmiş olduğu meşhur filmleri şunlardır: •Postacı Always Rings TWice-Postacı Daima Kapıyı İki defa Çalar», «Green Dolphin Street - Yeşil Yunus Sokağı», «Three Moskeet-ers - Üş Silahşörler». Lana Turner gerek vücut, gerekse sima itibariyle son derece güzel bir kadındır. Bir çok kimseler o- (Devamı Sa: 5 Sü: 7 de) PAPAZ ÇAYIRI Yazanı etmiyeyim mi Mişel Zevako — Çeviren ı Ragıp Rıfkı 41 ANKARA RADYOSU 1 OCAK 1950 PAZAR 8.30 M. S. Ayarı, haberler ve hava raporu — 8.45 Müzik: Günaydın (Pl.) — 9.10 Günün programı — 9.15 Müzik: Dinleyici istekleri) — 10.25 Müzik: Makamlardan bir demet — 11.05 Temsil: (Pazar skeci) — 11.30 Müzik: (Salon Orkestrası) — 12.00 Müzik: Hep beraber söy-liyellm (Yurttan sesler korosu) — 12.30 Müzik: Telden tele — 12.50 Müzik: O-yun havaları (Bağlama takımı) — 13.00 M. S. Ayarı ve haberler — 13.15 Müzik: (PI) — 13.30 öğle gazetesi — 13,45 Müzik: (Pl) — 14.00 Hava rap
Şimdi bu vaziyet karşısında sayın Menderes’in y hakkı vardır: , ----------=>-
Karşımızda dikilen bütün mad- nun daima nazarı itibara alınması dî kuvvetleriyle hükümettir. îkti - (lâzımdır, dar partisi başkanı Devlet Reisine >
kanunların tanıdığı imtiyaz ve muı fiyetlerin çelikten kalesi içindedir, iktidar partisi hükümeti devlet vasıtalarından istifade etmek suretiyle ve heyet ve fert halinde keza kanunların kendilerine bahşettiği zırhlara bürünmüş geçmişlerdir.
Bu manzaranın şudur:
İktidar partisi şeflerinde dört se- —»-•- —- ------- -—
ne evvelki zihniyet hiç değişmemiş onlar için faydalı olacaktır, tir. Aynı düşünce, aynı mantık, aynı metod!
Vatandaşlar önümüzdeki büyük hatli seçimlere girerken bu hakikati bilerek reylerini kullanacaklardır.
Biz ne olursa olsun 21 Temmuz ___________________________a_____ ___
1946 hâdiselerinin tekerrürüne hal- diğer taraftan da parasının kıymeti-kımızın katiyen meydan vermivece- ni sarsacak ticarî yollardan tevakki ği kanaatindeyiz. etmeğe gayret etmektedir.
- - Bu kabilden olarak 1948 senesine
NOT: kadar ticaretinin % 15 i takasa tâbi
Bir muharrire ilk vc son sözüm: iken takası tamamiyle anlaşma re-İktidar partisinin Ulus gazetesin jiminden çıkarmış ve büyük tahdi-dekı sözcülerinden Bav Menteşeoğ data tabi tutarak bunu % 50 nisbe-lu bana çatmak için daima, merhum tinde azaltmağa muvaffak olmuş-babamı ele almakta ve onun hafi* tur. rasına sığınarak seviyesiz bir eda ve üslûp ile şahsıma karşı hücuma yeltenmektedir.
Siyasî mücadelenin ilk şartı merdane olmaktır. Bunun içindir ki Bay Menteşeoğiu’na bu şarta riayet ederek babamı şu veya bu şekilde diline dolamamasını ve l”— t: nvr vurıu sinin eski kolleksiyonlarmı karıştır »metiyle masını tavsiye edeceğim. O zaman bugün kendisinin bana yaptığı kalitesiz tarizlerin aynı sütunlarda ve o sıralarda kendisinin bugünkü vazifesini ifa edenler tarafından merhum babama aynen yapıldığını gö recektir.
A (Baştarafı Birini dc) ' 50 sine tekabül eden nisbette
olmuştur. Denilebilir ki şimdiye ka ( muhtelif kategorilere dahil ithal dar Türkiyelin programında sırı I mallarına ait bir serbest liste tesis kendi ekonomisini ilgilendiren hiç etmiş ’ " ' ..........
bir sektöre yer verilmemiştir. .......-UBımBu,>
Yine Türkiyenin aldığı yardımla- kalması esasını kabul eden memle- ■ - ---
rın tahsis sahaları gözönüne alımı - ketlerden serbestçe ithaline müsaa- bulacaklardır, sa bunların hepsinin uzun veya ya- ' ” • • .......
kın vadeli istıhsalâta ait olduğu görülür. Bundan yegâne istisna 1949 senesinin nâmüsait hasadı yüzünden buğday sarfetmek mecburiyetinde kaldığımız paradır .
Türkiyenin henüz iKtısaden ta-mamıyle inkişaf etmemiş olan bün- I yesi Marshall plânına dahil diğer memleketler arasında büyük bir hususiyet arzetmektedir. Büyük bir iktisadi inkişafa namzet olan memleketimiz diğer katılan memleketlerin muhtaç oldukları ve halen dolar sahasından getirtmek zorunda bulundukları pek çok iptidai maddeleri onlara temin etmek imkânını verebileceği gibi Marshall plânının tatbiki neticesinde onların gittikçe artan istihsalâtma ve bu meyanda bilhassa ekipmanları için gayet iyi bir mahreç teşkil edecek durumda-
Eğer Türkiye programlarını ta hakkuk ettirebilirse pamuk, kömür. ! demir, krom, bakır, kurşun, antı I muan gibi pek çok iptidai madde-' yı. buğday, arpa, yağlı tohumlar gibi bir çokgıda maddesini Avrupa-lya temin edebilecek, buna mukabil
mlcrc
le. bu
3 şid
> için ı onlardan kendi istihsalâtını arttıra-;r | cak bir çok makineler ve ekipman I malzemesi almak suretiyle Avrupa ' ıstıhsalâtının bir kısmım massede I ren bu istihsalâtın aynı hızla de-| vam edilmesini temin edecek â-I millerden biri olacaktır.
„ I Türkiye gerek programının tanzi-hütün j miride, gerek ticarî, iktisadi ve ma-r vur- i i* politikasının ihzarında bu esas-,-imle-1 lan gözönünde tutmakta ve ona •in göre hareket etmektedir. Bu sebep--,1e Avrupa ekonomik işbirliği teşki-I lâtının ticaretin serbestleşmesi ve e-I konomik integration dâvalarına sa-i mimiyetle bağlı bulunmaktadır, j Ancak bu dâvaların güdümünde .«Ugı<,u.~c, Türkiyenin yukarıda maruz hususi, yerden göğe kadar ' )'et* Yani henüz iktısaden inkişal I halinde olan bir memleket olduğu- I 0 I ’ ı»r (Baştarafı Sîirinoide) ıgibî «jtırtiden istifa ctfneKlo bera-.her kalben partiden ayrılmadığına» . clelil teşkil ediyordu. Millî Piyangonun 1950 Yılbaşı çe-1 Her ne kadar yeni İstanbul Mil- I de etmiştir. Bu muvakkat «debiteur.» I lük müddetle tahdit edilmiş olup i Türkiye muayyen bir müddet sonunda bunu katılan memleketler- , I den birinin dövizi ile ödemeyi ka- 1 I bul etmektedir. Diğer taraftan 1950 senesinde ge- : nel tarife ve ticaret müzakereleri- i ne de katılmak suretiyle ticaretin ' 198914 inkişafı için bu yoldan da istifade ■ etmek azmindedir. Hülâsaian Türkiye sadî işbirliği teşkilâtının kendisine , ...... ..........—-•— lavın ettiği hedefe varabilmesi için ' '3(1866 072430 140Ö79 93234C düşündüğü «integration econo- 1 316336 .............. mique» ve ticaretin multilâterisati- 220555 65E on'u ve serbestleştirilmesi prensip, leıini tamamen benimsemekte vc ı 996052 bunların samimiyetle tatbikinden 1 72'1902 7141 bii.vük faydalar temin edileceğine ' 895049 6'575 inanmaktadır. Ancak Türkiyeye gö- 353si 1 925016 460238 002760 427487 re bu yolda gidilirken nazarı itibara alınması gereken bir nokta da bazı devletlerin bir müddet -credi-teur. kalmak durumunda olduklarını kabul etmelerinin icap ettiğidir. ' 197742 187628 | 587268 344700 .191938 153547 1 188145 036351 992940 1 064828 960293 Başmakaiedon devam | tanbula geldiklerini tekrarlattığı» , Başbakan ve Bakanlara kongrenin I tabiî ve mukadder suallerine cevap , verme vazıyetinde olduklarını anlat-! mak istemişse de, az sonra bu siyasî ' nümayişin mürettep bir eser olduğu • da ortaya çıkmıştır. Daha celse açı-ilır açılmaz hükümete lâzım gelen ■ şükran borcu eda edildikten sonra 69970 i Başbakan kürsüye davet edilmiştir. 500.000 lira 798690 200.000 Jira 781416 100.0,00 lira 662309 945930 50.000 lira kazananlar 931454 295992 202^52 06U.. 30.000 lira kazananlar 1 Sayın Şemsettin Günaltay, sabah- 365510 228162 394839 721885 128776 leyin istasyonda kendisi ile görüşen Avrupa iktı- 574428 900841 105922 333282 543788 gazetecilere yılbaşı tatilipi geçirmek 20.000 lira kazananlar 1 üzere İstanbula geldiğini, bu arada - . 781163 ; Parti kongresinde de konuşacağını 551621 172933 261079 077783 Ankat neler söyliyeceğini hepüz bil-)0 360737 353344 151091 ' mediğlni bildirerek şakin bir eda İS.OİJO lira kazmanlur 1 takınpi]ş jse dc kongrede bir saat ■' 19.": 994288 : 152 366081,20 dakika kadar siirep uzyn.konuşma ■ I'. ı 43441İ Ö39008 641248 ■iin,n Bchıen b1/PaaVni ,^artÜeı 37530 ■ 83196 664316 162771' s,PdaK* ıpücadele ve münpkaşalara !7 , hasretmekle hakiki maksâdiriı açığa vurmuştur. J Derhal şu ihtibjınpjzı fsoyiiyelim - ki. e»ftl bir hoca olah vc bu pakih)-253006 192992 jan kpnüşma sanatını gayet İyi bİl-nıcsi Selen ^ayın Şemsettin nnkknn Günaltay usta bjr lisanla daima ol- ra kazananlar ı >54448 069304 503052 I ki,
Yirminci asrın
Memleketimiz halletmek mecbura riyetinde kaldığı ve yukarıda bildirilen sebepler dolayısiyle sade kendisi için değil, fazat bütün Avrupa için hayırlı neticeler doğuracak iktisadi kalkınma dâvasında umumi-__________,__yet itibariyle tediye muvazenesi olarak hücuma bakımından bir müddet daha «de-buteur» durumda kalmak zorunda-açıkladığı hakikat dır. Bu durumun bütün katılan memleketler tarafından anlayışla, ırşılanması hem Türkiye, hem de
Bunun yanında Türkiye mali polı likasını ve dolayısiyle parasını sıh-ve sağlam esaslara istinat ettirmek için azamî gayret sarfetmek-te, bir yandan enflâsyona mâni olucu mali terbirler almaya çalışırken
Saınet Ağaoğiu
Hollywood’un en güzel on fendini
★ (Bastarafirff -üncü sayfada) nun Jei;n Harlovz'un beyaz per-bırakmış olduğu boşluğu doldu ■-■'.ı.ıgu kanaatındadırlar. Bu pek de yarilış bir düşünce tarzı değildir.
5 — Cdy Hharisse
Margaret O’Brien ile çevirmiş olduğu Unfinished Dance - Bitmemiş Dans» filmiyle birdenbire yıllı/] ığa yükselen CycJ Charisse kısa bir zaman içinde Holiyvvood'uri en gözde yıldızlarından biri olmuştur.
Texas'lı bu güzel 28 yaşındadır. Gözleri ve saçları kahve repgidir. Boyu 164 cm. dir. Elli iki kilodur. Son derece mütenasip bir vücudu vardır. Bale dansözlüğünde beyaz perdeye geçmiştir.
6 — Alexiş Smith
«Night And Day - Gece ve Gündüz- adlı filmin güzel yıldızı Alexis Smith yirmi sekiz yaşındadır. Mavi gözlü, saı-ı saçjıdır. Maspm bir tipi vardır. Boyu 171 cm. dir Elli beş kilodıp. ,«
■ — Elizabelh Jaylor
Herm- on yedi yaşında olan Eli-tabeîh kısa bir zaman içinde kendi jini büyük feir seyirci kütlesine Sevdirmiştir. Boyu 159 cm. dir. Kırk şekiz kilodur. }Vlavi gözlüdür. Saçları kahve rengidir. -Life With t • . . ■ - Baba ile Hayat» ve »Cynt-hia» adlı f ilimleriyle'büyük bir şöhret kazanmıştır,
« — Susan Peters
Beyaz perdenin kazandığı bu yeti- kabiliyet genç yıldızlar arasında bilhassa çok çekici güzelliği ile dikkati çekmektedir. Yirmi sekiz yaşındadır. Saçları ve gözleri kahve rengidir. «Secret In The Dark -Karanlığın Esrarı, adlı film onun kısa bir zaman içinde tanınmasına vesile olmuştur.
9 — Joan Çaulfield
Paramount stüdyosunun mavi göz lii, san saçlı yıldızı yirmi yaşında-dır. Boyu 165 cm. dir. Elli kilo ağır-lığındadır. .Blue Skies - Mavi Gökler» adlı filmiyle meşhurdur.
10 — Susan Hayworth
Brooklyn'li bu güzel henüz yirmi yaşındadır. Glamor Girl olduğu söylenir. Saçları kızıl renktedir. Boyu 165 cm. dir. Kırk dokuz kilodur. »Canyon Passage» ve «And New Tomorrow» adlı filimlerin baş rollerini oynamıştır.
Gönül kimi severse güzel odur demişler. Ankete iştirak edenler de bu yıldızlan beğenmişler işte...
bilhaşsa gazeteciler tâjafına dönerek Basın JCdnununun 'ağır hükümlerini tatbik etmediğini söylemek suretiyle, bjzlçri cenyle altında bı-rakat muhterem Şemsettin Günalta-Vin «müfred müekellim sigası. kullanma itiyadı karşısında doğrusu, hepimiz şaşırdık!
Demek oluyor ki, kar/unî hükümlerin tatbik olunması vöya olunmaması keyfiyeti hükûmele ve bilhassa Başbakanın arzusuna tâbi bir salâhiyetmiş. Bir bakıpıa antidemokratik kanunların veya hükümlerin mevcudiyetinin itirafı olan bu sözlerden hepimizin bu büyüle ce-milekarlıklar altında ezilmemesi imkânsızdı!... Diktatörlükle şahsî idare ile mücadeleyi, bir vazife bildiğini söyliyen bir hükümet baştanının bizleri ihtiyari idarelere ,terketr meşinin kanuni bir teminat olup olmadığı cidden meraka değer bir meâelepir.
Muljtercçn Şemsettin Günaltayınj bu sefer yeni bir taktikle propagandasına çenk ı .u .
den kaçmıyordu. ,-P/ieşhur h^umet âpdlhı. ortaya atıp aksi takdirde çikâcak faciaları ml-rnck için lâzım Icfîbirleri almazsa «bu mem lçketın tabii çocuğu» olarak tyr »hâin» placağını söyledikten sonça:
— -B^zim istediğiniz şey, karşı partilerin de, nleketin yarın! i. cırt, aynî şekilde düşünmeleridir.» buyurdular.
10.00(1
283296 237736
725033 108882 065217
----- 410832 985182
417013 250890 369589 Gü. Jiauıllil ox.
>04846 060090 942980 duğu gibi bige demokrasi,detsi ve-.192940 202474 321203 nrken, gayet gar|p tezatlara düş 03-1918 693051 006946 159241 ı müş Ve bizlerı adeta keridi kendin-14-732 713 353 474162 192844. den ^elenir gibi hale
ı -Ankara kongresinde ben kimseye isnatlarda bulunmadım- diye o-radaki konuşmasını tavzihe çalışan ye bütün ipuvatfalçiyetleri ijaik Partjsine mal eden, tenkide yşl’nız kendi ı-.ai tilerinin m|itemmil olduğunu sbjlivgn Sayın Başbakan ne yazık >u, ^ayet ıhıitaassıp bir inhisarcı zilirtıy'eiiylp karşımıza çıkmış vc hele bizim gibi tarafsızları adetâ I endişeye düşürmüştür!
— Biz .muvaffak olmuş bir par-
Halk Partisi dışında bulunar^arm memjeket çocuğu olmadıklarımı ve piemlekcün yüksek menfaatlerini düşünmediklerini nereden istihraç ettiklerini anlamak çok güçtür. Fakat sayın Başbakan, parlak honuş-malan ile dereden tepeden dolaşıp gelerek bu merakımızı gidermekte gecikmediler.
■ Atatürk Partisi .diye tavsif et7 tikleri partiyi Âtatyifk kurduğu zaman memleketin yarpıını, inkılâplarını ve yüksek ideallerini korumayı şadece bp partiye maletmiş ve putun gençlerin bu parti içerisine alınmasını istemiş.
Bu dakikalarda kendisini bir parti başkanı yerine koyan ve o dille konuşan Günalta/ın, gençliğin Atatürk inkılâplarını ancak ve ancak biı parti içinde yürüteceklerini söylemek suretiyle inkılâpçılığı, vatanperverliği sıkı bir inhisara bağlama zihniyeti güttüğünü görerek itiraf edelim ki, tezatlara düşmemesi için irticalen değil hazırlıklı ola-. rak yazılı bir konuşma yapmasını ,j" _ruz biraz ev-
vel demokrasinin ancak çok partili - ve Ata-
ı ...........- ------ ; 1 ---------- o-j-- «a- | huk. uu de böyle istediğini söyliyen
253075 657306 748777 027756 415567 sülameller uyandırdığını, söyleyip, 'bir zatın son hükmü tek partiye in-99141/ 298601 790146 233892 1Ö70O5 şiddetli hücumlarda bulunup adetâ hisar ettirmesi nasıl telif olunabi-201257 054380 4Ş7526 4841 İŞ .02,2058 ab? altında sopa gösteren sayın lirdi0 488262 456862 4848i 1 582S67 1S3391 Gtaaİuyın olgunluk 773110 418152 477253 874187 155916 hammül bizim larafımızdadır» de-837862 132515 616752 708852 286328 niesi en az icbc^iiu.k ü^ıiude du-128545 877438 940489 37'6629 682507 rulacak bir noktadır... Buna rağmen 570230 567987 825 228 550515 824056 seçim kanunundan sonra diğer anti 721671 743119 209591 401410 394325 demokratik -tanımların kaldırılması .393292 392558 270420 502827 078045. lüzumunu hissettiğini ve milletin is-969381 684141 821113 639770 16.59581 toğinp uygun hale getirilmesi için 012544 641625 978033 582021 220913 ' arkadaşlarını iknaa çalışması, bilmi-828439 279925 599664 107439 300513 | yoruz hangi boş tenkidin» ifadesi-970022 476961 799903 159181 576702 b” -581653 527994 347034 426912 362817
3.000 lira kazananlar Sonu 5723 ve 1661 olan biletler 3000 lira kazandılar.
2.000 lira kazananlar
Sonu 1177, 4618, 2603, 7996, 3010 olan biletler 2000 lira kazandılar.
1.000 er lira kazananlar
Sonu 712 olan biletler 1000 lira kazandılar.
400 lira kazananlar
Sonu 146, 034 olan biletler 400 er lira ’
5.Ö0C lira kazananlar
082948 969314 987831 400018 782293 175781 -268217 138641 215163 180983 579516 873181 755775
666982
I 031142
735646 4i5148 985311 975685 691181
081497 258:'.:y; 027642 048003 995936
089697 35S374 280390 552536 620562
796333 339642 880868 755885 098831
813211 187614 953472 574275 015206
661529 286276 590727 160248 153351
803092 985179 392227 485304 304317i
R.Vı452 626534 171642 398820 77253JV ~ uınıus oır par-
'>79264 436320 027537 416239 794323 buWh mesaimizi millî alâkaya
497705 509254 626958 857313 1339741istınat ettirdiğimiz içindir ki mu-!):,-021. 743368 474898 559401 466141 Ivaffak olmuş partiyiz» diye ısrar e-916870 176573 854195 8’0605 773228 den Ba§baka« miktar ve kudreti nc 3398J 4 582620 050727 375346 781603 olurs.a olsun karşı tarafı tutanları, j âdeta millet camiasından sayma-4.000 .lira kazananlar | mak gibi bir dil kullanmıştır. Dört
448821 >'16713 349772 717299 033210 yıldanberi haksız tenkitlere ve ağır 101200 066434 009135 969380 470461 hücumlara .uğramalarına rağmen
„ . 170950 070341 180829 787530 232544 seslerihi çıkarmamışlar; adetâ baş-
saınanmda da mevcut 502750 576119 753298 143076 274652 tâ Basın Kanunu olduğu halde bir
ve I 536372 099815 537682 065812 885490 çok ağır kanunları tatbik etmemek
İril. I 23092(1 977151 RûnifiO Ol QI7n .|(Mî6,io crihi ________
yan eşiğinde
neticesi tanı hüsran olur. Bu vadide yapılacak daha çok işlerimiz, vazifelerimiz vardır. Çünkü bir Seçim Kanunu vadedilmiş, fakat ortaya daha heııüz bir eser gelmemiştir. Kanunun iktidar partisi ekseriyetinden nasıl çıkacağı malûm değildir. İktidarı bir dört sene daha garanti etmek istiyen)erin bunun üzerinde nasıl e .ılışacaklarını, ve ne gibi değişiklikler yapacaklarını kestiremeyiz.
Bundan başka kanun ne kadar mükemmel de çıksa, bunun tatbik şeklini de gözönünden uzak bulundurmamak gerektir. Çünkü geçen 1946 seçimleri------3 ’
kanun tam taUik eğilmemiş, hattâ bir çok yerlerde kanun efen basit insanlık kaideleri bile mal olunmuştur.
Vatandaşların seyahat hürriyetleri Anayasanın müeyyideleri altında I iken Bursa köylerinde seyahat serbestisi ortadan kaldırılmıştır. Seçim günü 21 temmuz olduğu halde Haymana köylerinde bir gün evvel seçim yapılmış, vc reyler yakılmıştır. Bir çok köylerde vatandaş lar dayak yemiş, karakollardı hap-solunmuştur. O zamanki kanunda böyle şeyler var mıydı? Hayır! Fakat iktidar partisi neticeyi kendi lehine çevirmek için elinden gelen her gayreti saTfetraiştir.
Şimdi de bazıları diyorlar ki, kanun mükemmel çıkarsa, artık bir şey yapamazlar. Kanunda bir çok cezai müeyyideler vardır. Seçimleri kontrol imkânı vardır. Onun için tiz kanundaki eksiklikleri tamamlamağa bakalım!.. Bu şekilde düşünmek bir nevi avunma politikasına kapılmak demektir. Çünkü 21 Temmuz seçimlerinde iktidarda olan zevat bugün de değişmiş değildir; hep si işbaşındadırlar. Üstelik şimdiden nüfuzlarından ve mevkilisinden faydalanarak geniş bir propagandaya da başlamışlardır. Bütün bunlar, bu eşhas ve bu şekildeki çalışmalar bizce istikbal için ümit ve itimat telkin eden unsurlar telâkki edilemez. Onun için sadeee kanunla a-vunnuyalım; çünkü yeni kanunun tasrih ettiği hakların mühim bir kısmı esasen eski kanunda da vardı; Anayasada ila vardı. Kamu haklarının kudsiyeti temin ediliyordu. Fakat 21 Temmuz seçimlerinde ne oldu? Bugün kanunları çiğniyenlere karşı Demokrat Parti tarafından ileri sürülen Millî husumeti bir suç gibi telâkki edenler, o zaman kanunlara rağmen bizzat bir «İdarî baskı» tatbik etmediler mi?
Bütün bunları gözönüne alarak, milletçe çok müteyakkız olmak ve yeni seçimlerde kanuni hükümlerinin hakikaten yerine getirildiğini görmek ve bunu çalışmak lâzımdır.
Biz, işte 1950 yjhna bu imanla, vc bu kararla giriyoruz. Çünkü yeni 1 seçimlerin neticesi değil, fakat sadece ceregpn tarzı, yani vatandaş hak ve hürriyetlerine riayet edilip e dilmemesi meselesi, bütün siyasî istikbalimizin inkişaf şeklini tayin c decektir. (Jnutmıyahm ki, ougün yir mine! asrın yarı eşiğindeyiz. ______________Mümtaz Faik FENİK
-- oojtfu Miıımmn laıoiK etmemek rak yazılı bir konuşma
değil,. 239920 277151 890160 013170 296048 gibi müsamahalar göstermişlerdir. ’gönül isterdi... Bilmiyorı ' ' « ’.(«! 506353 7TS848 I60B6! 812(11(1 Bun., rağmen de istifade edilir bu I vel demokrasinin ancak e.
I 432326 243423 192980 105415 603703 tenkitle karşılaşmamışlar, sözlerinin bir idare ile gelişeceğini
049001 324683 784512 765 450 405044 karşı partide «gayrı muntazırf ak- j türk’ün de böyle istediğini
253075 657306 748777 027756 415567 Sulâmeller uyandırdığını. sövlevîn 1 m.k.-,ı,~
en az tebessümle üzerinde du-
ve tenkide ta- | Hakikaten kendi söyledikleri gibi biraz da memleketin içişlerinden bahseden ve sureti mahsusada hü-
dir?
— -Ben şöyle istedim... Ben böyle istedim... Ben filân kanunu tatbikte müsamaha gösterdim...* deyim ■
Istanbdda eski
y>
(Baştarafı 2 inci de)
tjanpalas diye anılan Galatasaray Hamamına sabahlamıya gidilirdi.
pansecıen ve sureti mansusaaa nu- »^—'*«*•*•**•«
kÜmetle birlikte İstanbula gelen ' Otelci ihtiyar Paskua ile, tanr Başbakan «iftitahta» olduğu gibi âklarından hiç kimseyi boş çevir-• hatemeyi. de kendi partisine dua ile bitirdi.
Öğleden sonraki celse hazırlanan program üzerinde delegelerin ko- j nuşmasmdan ziyade Bakanların [ hazırladıkları beyanatları söylemeleri ile geçti.
Kongrenin yarın da böyle devam edeceği anlaşılıyor.
Yeni sene kutlu olsun
mek şanından olmıyan pek lûtuf-| kâr kızının az çok samimi dostları ! orada geceler, yatpk parası vermedikten başka, ertesi sabah çıkarken, adamcağızdan beş on kuruş ta Ödünç alırlardı.
Kumar oynamadan, yılbasyû kutlıyanlar, o geceyi içki ve kadjp âlemleriyle geçirirler, fakat hepsi de sabahleyin Asmalıpıescit’te sui-çü Toma’nın dükkânında, rn.ecoürî kahvaltı ljaşlında buluşurlardı.
Sonra hepsi birden, sabahın a-•■î'.zında köpriid^n yaya olarak ge çerler. Emin'nünden ortak olarajç beşer, altışar kuruşa tutu|an geçe arabalarından birine atlayıp semtlerine dağılırlardı.
Ne diye?...
Tabiî yeni yılın şerefine........
Yine ticaretinde prim gibi fena tesirler yapan sistemlerden tevakki etmekte ve kendi gücü yettiği kadar paralar arasındaki «disparite» tesirlerinden kaçınmaya çalışmakta vc çeşit fiyat esasını tatbik etme-- inektedir. Bu arada dolarlı ihracatı
.i im hcr türlü takyidden âzâde kılmak
arım «»s ■»- ona püyük bir rüçhan ta-
nımıştır.
Aynı zamanda bütün tehlikelerine rağmen müştereken güdülen gayenin muvaffaz olmasını teminen ticaretin serbestleştirilmesi hususunda teşkilâtça alınan kararlara ıda iltihaka sâyetmiştir.
I Hatırlarda olduğu gibi Türkiye {1946 senesinde aldığı bir kararla pa-I rasını ayarlamış ve dış ticaretinde [ iki taraflı muvazene esasını terke-derek genel tediye muvazenesi yoluna gitmiş ve bu suretle ithal mallarında tam rekabet esasını temine çalışmıştı. Bu politika o zaman dünyada istihsalin azlığı ve talebin fazlalığı vc aynı zamanda hemen hemen bütün memleketlerin iki taraflı tediye muvazenesine bağlı olmaları yüzünden akamete uğramış ve Türkiye de bu politikasından vaz geçmek mecburiyetinde kalmıştı. Bu sebeple şimdi tekrar önüne çıkan bu imkânı kullanmak arzusundadır vc bu gayeye erişmek için teşkilâtın aldığı karara tebaiyetle, evvelce c-dindiği tecrübeyi de gözönünde bulundurarak katılan memleketlerden 1948 senesinde ithal ettiği malların
kazandılar.
400 ılira kazananlar
Sonu 742. 034, 522, 044. 098 olan biletler 200 er lira kazandılar.
100 lira kazananlar
Sonu 52 olan biletler 100 er lira kazandılar.
10 lira kazananlar
Sonu 8 olan biletler onar lira kazandılar.
S. A.
Otobüs idaresinde
★ (Baştarafı Rlrfrıritte) dirilmiş ve bu tehdit karşısında 74 işçi idarenin arzusuna uymak mecburiyetini duyarak işlerini terket-mişlerdir.
Bilindiği gibi 3008 sayılı İş Kanununun 74 üncü maddesi toplu olarak işçi çıkaran iş vereni cezalandırır. Aynı kanunun 73 üncü maddesi ise toplu olarak işini terkeden işçileri cezalandırır.
Hal böyle iken luş ortasında hiç sebepsiz yere işinden atılan 74 işçi sendikaya giderek durumu anlatmışlardır. Sendika bir çok makamlara başvurıpuş fakat hiç bir netice alamamıştır.
Diğer taraftan dün işinden atılan 74 işçinin yerine aynen yenilerinin alınması da işinden çıkarılanlar ara- I sında infial uyandırmıştır.
Motörlü taşıt vasıtaları sendikası bugün saat İC da bir toplantı yaparak ilgililere tekrar müracaatta bulunacak ve 74. maddenin iş verenlere tatbik edilmesini istiy’ecek-lerdir.
Kongresi
★ (Baştarafı Birincide)
• Yeni yıl münasebetiyle kongremize tebliğ buyurulan yüksek işaret ve temennilerinize kongre kara-riyle candan teşekkürler sunar, bütün arkadaşların millî dâvamızı muvaffakiyete ulaştıracak fedakârane çalışmalarına azimle devam kararında olduklarını teyit ederiz. Yeni yıl Başkanımıza ve asîl milletimize hayırlı ve uğurlu olsun.»
Sivas M kongresi namına Fuat Hulûsi Demircili
Bundan sonra İl idare kurulu seçimine geçilmiş ve yeni idare kuruluna Hakikat gazetesi sahibi Nâzım Ağacıkoğlu da seçilmiştir.
★ (Baştarafı Birincide) tiğı bu eğlence gayet nezih. Ne tu
İçerden insafa gelmiş olacaklar ki j valetine içki döken ne de içki şişe-__x.ı— tt------------lerjnin arkasında sızan var.
kapıyı açtılar. Her yer tıklım tıklım dolmuş. Burada da yemek faaliyeti
En fazla göze çarpan sanki Mısır stüdyolarında imişiz gibi herkesin basında kâğıttan yapılmış kır -mjzı bir fes alıyor... Üzerinde püskülü de var...
Gar Gazinosunun üstündeki salona çıkıyorum. Burada da Devlet Demiryolları mensupları eğleniyorlar. Burası da samimi bir aile toplantısını andırıyor. Müzik değil sa-dete kaşık çatal sesi işitiliyor.
Şimdi Yeni Sergi Sarayının önün deyim. Burada da Kızılay balosu varimş. Demek ki Kızılay yalnız kara gün değil yılbaşı gecesinin de dostu imiş.
Muhasebeci aranıyor
Daimî surette çalışmak ve başka bir müessesede iş almamak şartile ya zi6i güzel bir muhasebeciye ihtiyaç vardır. İsteklilerin el yazılariyle tekliflerini ve istedikleri ücretle-
ri aşağıdaki adrese bildirmeleri, i
Yenişehir, Sağlık Sokak, Doğru yusever apartmanı 4. cii daire ı
(3) 1
p Kartal ve CkUADPAT
Çizmelerini tercih r-dîniz
Dünyanın cn lüks ve sağlam çizmeleridir.
Vatandaş: Pahalılıkla mücadele ediyoruz, aşağıdaki en ucuz fiyatlarla çizme satışı başladı.
Birinci mal Kartal
22 No. dan 29 No. ya kadar 0 lira
30 . 34 . 10 » I
35 * 38 » » 15 »
39 . 45 . » 20 »
Başbakanın ahç»sı
Birinci mal Oıiııdrat
19 No dan 26 No.ya kadar 5.50 lira
23 » 29 . 8.75 »
30 » 34 . . 11.00 »
35 . 38 . 16.00 » I
40 > 44 > > 21.50 . I
ŞABAN KULAK: Güven Kundura Mağazası, Çıkrıkçılar Yokuşu, ra
Saraçlar Çarşısı No. 107 Tel: 11919. (1519) |
--------------------------- .............................
Salona giren kanıda şişmanca bir zat dikilmiş gümrük muayenesi yapar gibi içeri girmek istiyenlerin biletini tetkik ediyor. Tabiatiyle bana da bilet soruyor. Gazeteci olduğumu bir iki dakika kalıp dışarı çıkacağımı söylediğim halde bir jandarma edası ile »Ne malûm?» diyor. Kartımı gösteriyorum. «Bana böyle bir emir verilmedi» diyor. Demek ki emir hazretleri de bu gece buraya teşrif etmiş... Ne yapalım herkese kucağını açan Kızılay bu gece bana kapılarını kapadı...
Ben de Halkevine gidiyorum. Koridorlarda irili ufaklı çocuklar koşmaca oynuyorlar.
Burada da mektep havası var. Aynı zamanda Halkevinde bir de resim sergisi varmış. Koridorun sağında solunda portreler natürmortlar bu-aya ayrı bir güzellik veriyor.
Buraya ilk geldiğim zaman yanıl mamışun hakikaten mektebe benziyor. Çünkü bu gece öğretmenler : eğelniyorlarmış.
Burası kalabalık fakat daha mü-tevazi. Yemek fqşlı bitmiş olacak ki . pistin üze^i omuz omuza dans eden
4» (Ra stara fi Rlrinride)
•Sayın Başbakanımızın aşçılarından olup sinir buhranına tutulması dolayısiyle Yapı istasyonunda indirilerek ilk tedavisi çimento fabrikası revirinde yapılan ve esaslı tedavisi için buraya gönderilen aziz I Dursunun kliniğimizde de yapılan müşahedesi sonunda:
i Ruhî Depresyona müptelfı olduğu
I anlaşılmış, adı geçenin tedavisi için !
II jandarma refakatinde Bakırköy a- [ -_______________- __________
| kıl hastahanesine gönederilmesı icap (erle dolmuş. Caz eski bir tangoyu,
• ettiğin arzederim.» ç-apyor...
Dr, Niyazi Dcrsavar | Öğretmenler Birliğinin tertip et
Vakit gece yarısına bir hayli yak laşmak üzere. Buradan da ayrılı- i yorum. Yolumun üzerinde İnci Gazinosu var... Burada da sıra sıra taksiler 1949 senesinde getirdikleri müşterileri 1950 vıhnda götürmek için bekliyorlar.
inci Gazinosuna dik ve uzun bir merdivenle çıkılıyor. Daha merdi -yenlerden şarkı sesleri geliyor.
Sahnede genç bir hanım şarkı söylüyor. «Rüya gibi hülya gibi bir şeydi o akşam.. Alkışların sonu gelmiyor. Alkış sesinden sahnede şarkı söyliyen zor işitiliyor.
Her nedense burada eğlenenlerin hepsi erkek yalnız dört kadın var.
Burasını da terkederken uzaklardan Arapça şarkı söyliyen bir erkek sesi duyuluyor. Tıpkı Tüi'kçeye çevrilmiş Arap filmleri gibi;..
Saat 24 şimdi birlikte yeni seneye giriyoruz... Ben de gazeteye yazı yetiştirmek için dönüyorum. •
Düşünüyorum... Şimdi eğlence yerlerinde herkes içiyor eğleniyor dans ediyor ayaklarına serpintiler sarılmış çiftler pistin üzerinde mütemadiyen dönüyor. Ta ki yorulun-caya kadar. Ve nihayet yeni ve taptaze bir sene içinde bulunuyoruz.
Bu vesile ile muhterem karilerimizin yeni yıllarını kutlar ve 1950 nin bütün milete hayırlı olmasını ve hiç olmazsa yirminci asrıh ortasın- | da demokrasi dâvamızın tam zafere I ulaşmasını dileriz.
MEŞRUTİYET CADDESİ BABAOĞULLARI APART. TUNA BERBERİ Ömer Necdet
Sayın müşterilerinin yeni yıllarını candan kutlular, saadetle geçmesini diler.
(1)
İstanbul C. H. P.
11 Kongresinde
★ (Baştarafı Birincide) zim tarafdadır. Demokrasi demek muhtelif fikirlerin karşılaşması ve tenkide tahammül eilmeşi dedmek-tir. Demokraside hiç kimse mukaddes sayılama? ve kendisini böyle göremez. Biz tenkitleri açık kalple karşıladık ve bu yolda harekete devam edeceğiz.
Yeni rejimin sağlam temellere istinat etmesinde bir muhalefet partisi olarak bize yardımcı olacakla-na inanmıştım. Son kongrelerine kadar da aynı kanaati muhafaaz et tim Son kongrelerinde memlekette huzur ve sükûn istiyen vatandaşla* . aman bir çile vatandaşlar bana neci dehşeet düşüren htıva belirdiği reye gidiyoruz dediler Ben sükûneti muhafaaz ederek memleket mukadderatını düşünenlerin bu gi^j laşkınıldarı önliyebileceklerifü ve karşı parti kongreşinin de memle -kette iıayırlı olarak peticelenebıle-ceğini söylemiştim. Fakat hütün bu ıikirlerimizi inkisara uğratan meşhur husumet kararı çıktı. .Kongifâ-!e mantık değil, kongrenin içinde >uiunan hjikiik fikir adamlarının i kanaati değil, muayyan bazı müf-' itlerin ve bu kararın rp^mlpket i-I rın nc gibi neticeer vereçeğjpi kay-I . tamç.--cak kadar gaflet içinde bu-j.ç.u'k.rın fikri hâkim olmuştu.
rşı partide memleketin yül
ı eder.
K
V
Sayfa! 6
1 - 1 - 1950
|£İ
son haftası
Harbokulu Kalespora 4-2 galip H.
Gücü de Hacettepeile3-3berabere
Büuiik masraflar ve emekler bahasına meydana
Dün yapılan lig maçlarından bir enstantane
PİETRO MASCAGNİ'nin
11 Ocak Çarşamba ve 15 Ocak Pazar akşamları
( PAGLİ4CCİ)
En nefis ve en ucuz
_ 11, 13, 15 Ocak biletleri ‘Çimdi len satılıyor.
• ■;: rasKU/;.
iki Ayrı Rol Tevziatiyle İKİ AYRI TEMSİL
( Cavalleria Rusticana )
Satılık Otomooil
Lig maçlarına dün 19 Mayıs sta- I ye 31 inci dakikada sağiçleri Mehme-dının dış sahalarında devam edildi. | din kale önündeki bir kargaşalıkta Maçların tafsilâtına geçmeden ev- p—’ ---------hnrah^riiir o^ıin-
vel işaret etmek istediğimiz bir hu- ı sus da, 19 Mayıs stadının büyük < masraflar ve emekler bahasına vü-cude getirilmiş olan çimen sahalarının birer çamur deryası haline geldiğidir. Senelerce üzerinde titiz- < likle durulan bu zümrüt gibi yeşil j çimenler maalesef mahvolmaktadır. . Üstüste bu yağış havalarda maç yap tırılmasının hem saha bakımından, hem klüpler bakımından, hem de ı seyirciler bakımından büyük mahzurları aşikârdır. Hiç olmazsa ikinci ve üçüncü küme karşılaşmalarını tehir etmek icabeder.
Dün birinci :üme takımlarından I ilk karşılaşmayı Harpokulugücü ile ! Kalespor yaptı. Takımlar Sait A- | takol’un idaresinde sahada şu kadrolarla yer aldılar:
Harpokulu: Remzi, İsmet, Rıdvan, 1 Mustafa, Necdet, Rahman, Vasıf, Sabahattin, Hakkı, Sabahattin, Hüsnü.
Kalespor: Nuri, Ahmet, Muzaffer, Orhan, Akman, Mehmet, Beyhan, Tekin, Hüsamettin, Satılmış, Meh- •
Saat 12.30 da maç başlar başlamaz derhal teşebbüsü ele alan Harpokul-lular 8 inci dakikada sağiçleri Sabahattin vasıtasiyle ilk gollerini çıkardılar. Dakikalar ilerledikçe açılan Kalesporlular da sağlı sollu akın-larla rakiplerinin kalesine inmeğe başladılar. Bir ara oyun sahanın kayğan hale gelmesi yüzünden süratini kaybetti ve mütevazin bir cereyana sürüklendi. Bununla beraber zaman zaman Harbokulu akınları müessir oluyor. Fakat muhacimler çıkan fırsatları kullanamıyorlardı. Devre bu şekilde 1—0 Harbokulu le- ; hine bitti.
İkinci devreye Kalesporlular sü- 1 ratli başladılar ve on dakika iyi bir müdafaa ile rakiplerinin kalesini.de • tehdit ettiler. Lâkin bundan -sonra Harbokulu tekrar teşebbüsü ele aldı,, ve 14 üncü dakikada santrforla-, rı Hakkı bir karışıklık sırasında takımına ikinci gölü kazandırdı.. Pek i az sonra yine Hakkı üçüncü Harbi- I ye gölünü de çıkardı.
Harbokulu akınlarının devam etti- I ği sıralarda, yani 19 uncu dakikada Kalesporlular soldan bir frikik k’a- I-zandılar. Topu alan Kalespor san-1 trforu Hysamettin takımının ilk golünü kaydettir. Vaziyet 3—1.
Kalesporlular bu golden sonra daha derli toplu oynamağa ve sık sık 1 rakiplerinin kalesine inmeğe başla- j dılar. Lâkin 38 inci dakikada san- : trhaf Necdet şahsî bir gayretle Harbokuluna dördüncü golü de ka- i zandırdı.
Devrenin sonlarına doğru Kalesporlular yine canlandılar ve soldan yaptıkları bir akında ikinci gollerini de çıkardılar ve maç da bu şekilde ve 4—2 Harbokulugücünün galebesiyle sona erdi.
Günün ikinci karşılaşmasını saat 14,30 da Hakem Faik Gökay’ın idaresinde Havagücü ile Hacettepe takımları yaptı. Takımlar sahada şu kadrolarla sıralandılar:
Havagücü: Canbolat, Hikmet, Hay ri, Zihni, Halil, Salâhattin, Kadri, Recep, Ahmet, Refik, Kemal.
Hacettepe: Ergun, Refet, Hamdullah, Alâeddin, Kemal, Orhan, Fuat, Mehmet, Burhan, Cecdi, Adil.
Oyun mütevazin başladı ve 22 inci dakikaya kadar bu şekilde karşılıklı akınlarla geçti. Ancak bu sırada Havagücü santrforu, güç pozisyonda olmasına rağmen takımının ilk golünü çıkarmaya muvaffak oldu. Bundan sonra hızlanan Hacettepeliler rakiplerinin kalesini sardılar
güzel bir vuruşiyle beraberlik gollerini kazandılar. Devre de bu şekilde 1—1 bitt. ____
___Bugünkü —
spor hareketleri
.19 MAYIS STADI Lig maçı
Saat: 12.30 Gençlerbirliği - Atıfhey Saat: 14.15 Ankaragücii - Muhafızgücü
ÜÇÜNCÜ KÜME Saat: 12.30 Beşiktaş - Mamakspor Pmarspor - Yıldınmspor Vefa - Jandarmagücü
Hipodromda
Saat: 13.30 AT YARIŞI
İSTANBULDA
Vefa ' Beykoz Galatasaray - Kasımpaşa
İkinci devrede Hacettepeliler yine süratli başladılar. Fakat daha derli toplu oynayan Havagüçlülerin müdafaası rakip taraf muhacimlerine gol fırsatı vermiyordu. Nihayet Havagüçlüler 16 ncı dakikada soliç-leri Refik’in ayağiyle ikinci golleri-| ni de çıkardılar.
Havagüçlülerin hücumları sıklaştı ve bu arada Sağiç Recep, Hacettepe kalecisiyle karşı karşıya kaldı ve onu da atlatarak Havagücüne üçüncü golü kazandırdı.
Bu gol I-Iacettepelileri gayrete getirdi ve enerjik hareketlerle rakiplerinin kalesini sıkıştırmaya başladılar. 23 inci dakikada ortalarda kazandıkları bir frikikten Kemal vası-tasiyle ikinci gollerini de kaydettiler. Hacettepe baskısının devam et-Itiği bu sırada Havagüçüler iki teh-! like atlattılar. Nihayet 40 ncı dakikada yine Kemal Penaltıdan yaptığı üçüncü gole takımını berabere vaziyete getirdi. Ve maç da pek az sonra 3—3 beraberlikle sona erdi.
İkinci küme maçlarında ise Başkent Hilâli 2—0, Metespor, Cebeciyi 3—2 mağlûp etti. Çankaya da Teknisyenlere hükmen galip geldi.
Üçüncü küme maçlarında Egespor Kavaklıdereyi 4—1, Doğanspor da Kayaşı 3—1 yendi. N. Sel
TÜRKİYE
1
Emlâk Kredi Bankası
31 Aralık 1949 ikramiye
çekilişinde kazananlar
İstanbul’da Erenköy'de köşk: İstanbul'da 10535 hesap sahibi Bn. Sabiha Tuncalı’ya isabet etmiştir.
Muhtelif nara ikramiyeleri kazananlar aşağıda gösterilmiştir. Çıkan
İkramiye
Şehri
Ankara
İstanbul
Samsun
Hesap No.
Hesap sahibi
Balık Yumurtasını
Yalnız
Ankara Halk Sandığının
Haldeki Balık Mağazasında bulabilirsini
liralık teminat mektup veya makbuzu eklenmiş olan kapalı teklif mektuplarının 20/O(-ak/L950 günü saat
Dernek ihaleyi yapıp yapmamakta serbest,olup kesin karar 25 O-cak Çarşamba günü öğleden sonra tebliğ edilir. (1595)
Yılboş' g-cesini tes it edempn sayın holku i hoş b‘r y Ibaşı günü geç'rfmek gayesiyle |
Aylardan beri sabırsızlıkla beklenen Spor tarihinin eri büyük hâdisesi 14 üncü Londra Olimpiyat': rı 15 k-sml 5.000 metreTürkçe ve renkli. Yarın matinelerden itıborer.j
E ‘| h
Kızılay Ankara Şubesi'
i Yeni Serji Evinde 1 • 1 • 1950 Pazar gCnii saat 15 -17 arası
ULUS SİNEMASINDA
NOT: Filme ilâveten en son Türk - İsveç serbest güreş müsabakaları bütün tafsilâtiyle.
Gönül Söyler Fahrünnisa Nıgâr bıuer Sabite tur
Seval Bakkaliyesi
Sayın Müşterilerinin yeni yılını kutlular
Oruç Kardeşler; Yenişehir. Sağ! ık Bakanlığı. Tel: 15860
ÇALANLAR
Naci Tek tel
Osman Güveni
Salih Kutlu
Remzi Kutlu
Besim Hoşses
Giriş serbesttir; Meşrubat: Çay, Kahve, Gazoz.
: Keman
: Kanun
: Kılârnet
: Ud, Cümbüş : Darbuka.
8008
9128
1959
9070
10898
12176
11974
6082
7896
11143
8891
11942
6524
12343
10638
9943
15655
11557
14175
9025
10193
12191
12032
9538
16929
10353
16099
8082
3853
537
73
588
277
AYRICA
Bu yıl içindeki bütün keşidelerde ikramiye kazantnıyan hesaplar arasında eşit hak esası üzerinden yapılan keşide ile 400 adet teselli ikramiyeleri dağıtılmıştır.
Tevhide Güneyman Tevfik Çizer
Hayriye Çavlı Süleyman Kondu Rıfat Pilâvoğlu Tahsin Sayıner
Şevkiye Kanatlı Mehmet Ünal
Şehanik Onkun Nahide Peker Pakize Özkay
Eftin Dermit Tavukcuoğlu Eşref Sami Ölçer
Nuri Işık Mehmet Ali Yıldırım Feriha Özer
Kadriye Gökel Sabahat Atgün Kemal Mert
Süleyman Aktan Sahavet Algın Ömer İpek
Ali Rıza Tulgan Abdullah Türkmen Cavidan Binkaya Hatice Yavuzer Sabi ha Pusak Tayyar Ergüler Samim Akbaş Hikmet Sünnetçioğlu Müzeyyen Topuzoğlıı İbrahim Kefeli Adil Ertçkin
50.—
50.—
50.—
50j—
50.—
50.—
50.—
100.—
100.—
50.—
50.—
50.—
50.—
50.—
50.—
50j—
50.—
50.—
100—
100.—
100.—
100.—
100— 100— 100— 500— 500— 1.000— 50— 50.—
50—
50—
100—
Millet Partisi Kongreler ilânı
1 — Anafartalar Ocak Kongresi; 1/1/1950 Pazar günü saat 18 de Hacı Bayram caddesi No.
2 — Çinçin Ocak Kongresi: 1/1/ 1950 Yenidoğan Çinçin ocak binasında saat 14 de.
3 — Mamak Ocak Kongresi: 8/1/ 1950 Pazar günü saat 14 de Mamak-ta ocak binasında.
4 — Merkez Bucak Kongresi: 8/ 1/1950 Pazar günü saat 20 de Hacı! Bayram caddesi No. da yapılacağın | dan üyelerin ve delegelerin teşrifleri.
Görüşülecek işler:
1 — Kongre başkan ve sekreter
2 — Geçen devre hesaplarının
tptkik ve kabulü.
3 — Yeni devre bütçesinin ka-
bulü.
4 — Dilekler.
5 — Üst parti kademelerine de-
lege seçimi.
6 — Yürütme kurulu seçimi.
Merkez İlçe İdare Kurulu (1641)
DIŞ TABİBİ HALİD SUNGUR
Çankındaki muayenehanesini AnafaTtalar Vakıf İş Hanı kat I. No. 115 e nakletmlştir.
(1579)
Setıhk
Esjci gazeteler, ambalaj kftğıt ve tahtası, bir miktar bobin artığı kâ ğıt. satılacaktır. Gazetemiz idaresi ne .miicacant.
I Kiralık Od.j ——
I Atatürk Bulvarı S. Soysal
| Han No. 37 devredilecektir. İs-I teklilerin Han kâtibine müra -|cautetnıeM^^^^^^Uti37)
I Atölyelerimiz sayın müşterilerimizin Yeni yılın! candan kutlular
Comments (0)