SALI
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik|
10
EKİM 1950
Yıl: 2 — No. 525
Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Balşmuharrir............. 16882
Yazı İşleri...............15315
İdare ve İlân.............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
3
Denizciler Cad. No. 2 de
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabulüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Bayar Doğu gezisinden dönüyor
Cıımhıırreisi ve Başbakana
Elazığdakî büyük tezahürat
Başbakan C.H.P.de bir hasbıhalde dilek ve arzuları_cevaplandırdı
Menderes, her işin esasını ziraî kalkınmanın teşkil ettiğini söyledi
C. Bayar kendi
| Sivas, 9 (Husûsî) — Cumhur bakan Adnan Menderes ve re-Başkanı Celâl Bayar ile Baş-1 takatlerindeki zatlar bugün
resmim
indirtti
Bayar'ın resmi Elâzığ Belediye Başkanının odasından kaldırıldı
Elâzığ, 9 (Hususî) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar Elâzığ Belediye Baş-kanının odasında Atatür-kün resminden başka kendi resmini asılı görmüş ve bunun üzerine, gerek kendi prensiplerine, getek hükümetin bu husustaki ka-rarrjımesine aykırı olarak asılı bulunan kendi fotoğrafının kaldırılmasını istemiştir. Cumhur Başkanımı-an bu talebi üzerine fotoğrafı Elâzığ Belediye Baş-kanının odasının duvarından indirilmiştir.
Huzursuzluk duyanlar
Fevfzi Lûtfi Karaosmanoğlu radyoda bir konuşma yaptı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu dün gece Ankara Radyosunda bir konuşma yapmıştır. Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu demiştir ki:
«— Sevgili kardeşlerim;
Huzurunuza kalbim rahat, i-çim ümitli olarak çıkıyorum. Biliyorum ki siz de aynı haldesiniz, sizin de kalbleriniz rahat, içleriniz ümitlidir. 14 Mayıstan evvelki korkularınız geçmiş, endişeleriniz silinmiştir. Artık, bu topraklar üstünde yarından e-nıin olarak yaşıyoruz. Kalbleri (Sonu Sa. 4 Sü. 1 de)
saat 16 da uçakla Elâzığ’dan hareket ederek saat 17 de Sivas’a vasıl olmuşlardır.
Cumhur Başkanı ve Başbakan hava alanında İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek, milletvekilleri, Sivas Valisi ve ziyaret münasebetiyle Sivas’a gelmiş bulunan Tokat Valisi, Kolordu ve Tümen Komutan-lariyle kalabalık bir halk kitlesi tarafından karşılanmışlardır. |
Cumhur Başkanı Vilâyet ko-
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ile Başbakan Adnan Menderes Ra man patrol sahasında
Bir komünist tecavüzüne uğrarsa;
Fikir fukarası
bir nutuk
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Devlet Bakanı Fevzi Lûifi Karaosmanoğlu
Ingiltere Türkiye’nin) yardımına koşacak,,
Londra resmî mahafiline atfen, Nafenin verdiği mühim haberler
Londra, 9 (Nafen Ajansının diplomatik muhabiri bildiriyor) — Türkiye’nin hudutları ihlâl edildiği takdirde İngiltere’nin takınacağı tavır hakkında Türkiye’den bazı bedbin haberlerin gelmesi buradaki müşahitleri şaşırtmıştır. Türkiye ile İngiltere arasında bir andlaşma mevcuttur. Fakat bu andlaş-manın 11 seneden beri ileri sürülmemiş veya bundan bahsedilmemiş olması bu andlaş-
manın kıymeti hakkında belki bazı şüphelerin uyanmasına yol açmıştır. Bedbin haberler, Türkiye tecavüze uğradığı takdirde İngiltere'nin, andlaşma ahkâmı gereğince yardıma koşup koşmıyacağı hakkındaki şüphelerden bahsetmektedir.
Buradaki resmî makamlar; bu şüphelerin tanıamiyle yersiz olduğunu ısrarla kaydet-
(Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
Mümtaz Faik FENİK
Sivas, 9 (Baş muharririmiz- s den, telefonla) — Halk Partisi : Genel Başkanı İnönü'yü akşam 1 radyoda dinleyen bir çok kim- ( selerin edindikleri intiba hiç j de onun ve temsil ettiği züm- ç renin lehinde değildir; vâkıa 1 İnönü, belediye seçimlerinde ı olduğu gibi aşırı bir lisan kullanmamıştır ve Demokrat Partinin memleketi felâkete sü-rüklediği gibi tahrikçi ifadelere başvurmak gafletinde bulunmamıştır; fakat bunun sebebini. onun basiretinden daha «iyede, ilk nutkun umumî ef- ı kârda, ve hele Halk Partililer arasında yaptığı hazin tepkide ! aramak lâzımdır. İnönü belediye seçimleri zamanında, halkın ' iradesiyle iktidara goıcn De. mokrat Partiye karşı yaphğı 1 büyük ve ölçüsüz gafın nihayet farkına varabilmiş ve bu yüz-den bu defa hislerini bir parça dizginlemek imkânını bulmuştur. Fakat bu sefer de iktidardan uzaklaşmanın verdiği ıstı- ı raptan doğan heyecanını fren- j leyememiş ve Halkevlerinin Gösterit Kolunda Othello temsil eder gibi pek ihiizazlı bir dille konuşmuştur.
İtiraf etmek lâzımdır ki, bütün bu bocalama, bütün bu ifade hercümerci Halk Partisi Başkanının nutkundaki fikir fukaralığını büsbütün meydana çıkartmış ve onu, ne diyeceğini söylemek iktidarını kaybeden insanların feci derekesine düşürmüştür.
İsterseniz misaller verebiliriz! İç politika bahsinde, yeni iktidar hakkında açık olarak
söz söylemek için lâzım gelen zamanın henüz geçmediğini bildiren İnönü, geçen defa olduğu gibi bu defa da. yine iç politika mevzularında aklına geldiği gibi tefsirler yapmaktan kendini alamamış, fakat bu arada yine hiç bir esaslı nok-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Bulgaristandan gelen göçmenlerin iskânı
Devlet Bakanlığında kurulan komisyon çalışmaya başladı Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin durumlariyle alâkadar olmak ve gereken tedbirleri almak üzere Devlet Bakanlığında bİT komisyon kurulmuş vc çalış-mıya başlamıştır. Devlet Bakanı „ , Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu’nun ve halkımızın görmesi için si- başkanlığında bulunan bu komis-nemalara tevzi etmiş bulun- yona Dışişleri, İçişleri, Sağlık ve
(Sonu Sa 4. Sü. 3 te) ' Sosyal Yardım, Çalışma ve Ma- ■
i
Basın Yayının “Kore Birliği., filmi buglin gösteriliyor
' Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Koreye giden kahraman askerlerimizin Koreye gidişlerini filme aldırtmış
İktisadî İşbirliği eski başkanı
Paul Hoffman
yarın geliyor
Truman, kendisine gönderdiği bir mektupta, geziden dönüşte vereceği raporu alâka ile beklediğini bildirdi
Ankara, 9 (T.H.A.) — Mar- I nü Ankara’ya gelecektir, shall Plânı eski idarecisi Paul Paul Hoffman, 30 Eylülde va-, Hoffman 11 Ekim çarşamba «a- 1 (Sonu Sa. 4 Sil. 5 te)
Ankara Tıp
Fakültesi
Lağvi şayialarını Sağlık Bakanı yalanladı
Yedeksubay okulunun kış devresine talebe alınacak
liye Bakanlıklarından mümessiller iştirak etmektedir.
Dün Devlet Bakanlığında toplanan komisyon göçmenlerin ana (Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
KT £
Sağlık Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstündağ
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstündağ geçen haftadanberi şehrimizdeki sağlık kurumla-(Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
Kayalıbay hâdisesi
Ömer İnönü’nün muhakemesi 15 kasımda
İstanbul, 9 (T.H.A.) — Muzaffer Kayalıbay'ın ölümü hâdisesinden sanık Ömer İnönü
(Sonu Sa. 4 Sü. 3 io)
Vakitsiz kış!
Okula yalnız bu kış devresi için yüksek tahsilliler kabul edilecek
Bundan bir müddet evvel, I olan mezkûr raporu kabul et- ı hazırlıklar için ilgililere emir Yedeksubay Okulunda yalınız I miş ve bu hususta gereken | verilmiştir, bu seneye mahsus olmak üzere kış devresinin ihdas edilmesi için M llî Savunma Bakanlığında bir komisyon kurulduğu
! nu bildirrrrştik-
Haber aldığımıza göre dün akşam bu mesele ile ilgili ola-
Yurdun bazı yerlerinde rak Millî Savunma Bakanı Re-kar yağdı fik Şevket İncenin başkanlı-
| Birkaç gündenberi başlamış ğında bir oplantı yapılmış ve bulunan mevsimsiz sayılabile- komisyonun Yedeksubay hak-cek soğuklar devam etmekte- kında vermiş olduğu karar indir. Dün de Ankara'da tam bir celenmiştir-kış havası vardı. Soğuk sabah- zırladığı raporda yalnız bu leyin sıfırın üstünde 5 santigrada kadar düşmüş, saat 14 de 14 dereceye kadar yükselmiştir.
Soğuk Afyon ve Ulukışla’da (Sonu Sa. 4 Sü. 2 do)
Komisyonun ha-
neye mahsus olmak üzere, Ye-deksubayın kış devresinin yeniden ihdas edilmes ni. ve mün hasıran yüksek ehliyetlilerin kabul olunmasını talep etmişlerdir.
Meclis Başkanı geldi
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Refik Koraltan dün sabahki eks- __
presle İstanbul'dan şehrimize dön yalı . müştür.
1950 bütçesinde Yedeksuba-ya ait tahsisatın bulunmasını | gözönüne alan Bakanlık, bu seneye mahsus olmak üzere İniz yüksek ehliyetlilerin Yedkesubaya alınmasına dair
AKIBTIV&------------1
I_________KÜREK
Bir eğitim meselesi I
Millî Eğitim Bakanı, I yeni ders yılı açılması ■ dolayısiyle, radyoda bir konuşma yaparak dedi ki: «Kopya yapmak, vatanperverlikle telifi kabil ol-mıyan hırsızlığın temel ta-
Bıı sözü ayrıca bize baskıcılık, zorbalık isııad eden dünkü iktidar vo bugünkü muhalefet partisinin yaranına ve peyklerine ithaf
Biz onlardan kopya yapmayız! Çünkü o zaman onlar gibi sınıfı dönmek işten bile değildir! — YEDEKÇİ
10/10/1950
Dev aynası muhalefeti
Kömür
tevziatı
Meclı sı toplantı halinde
C.H.P. muhalefeti, İktidar Partisinin her icraatını menfi adeseden görmekte devam edeceğe benziyor. Tenkidin yanında bir de tasvip, ikazın yanında bir de teşvik mefhumu bulunduğunu, gerçek mu-rakabanın her ikisinin birden harekete geçmesiyle gerçekleşebileceğini kale almamakta bakalım daha ne zamana kadar inat edecek. Bu hal, bir taraftan da, halkın sağduyusuyla alay etmek gibi bir şey oluyor. Zira o, büyük sezişiyle iyiyi kötüden, doğruyu iğri-den, isabetliyi isabetsizden ayırdeimesini, her hangi bir kılavuza lüzum yoktur, bilir. Gerçekten «ak» olanı, siz istediğiniz kadar «kara» diye bağırın, sadece size güler, yahut acır.
Evet, dünyanın hiç bir yerinde, her hareketi ve icraatı, mahzı hakikat ve isabet olan bir hükümet görülmemiştir. Öyle olsaydı, zaten demokrasi
Muhip Dıranas denen idare sisteminin hikmeti vücudu ve lüzumu kalmazdı. Fakat murakaba cihazı veya muhalefet demek de, hükümet icraatını, yalnız şu veya bu isabetsiz tarafından, veya mahalline masruf olmamış bir teferruatından ele alıp ienkid ve ikazı demagojinin dev aynasına aksettirerek, bütüniyle kötülemek ve yere batırmak demek değildir.
İşte bugün Halk Partisi, sistemli bir surette bunu yapıyor, bunu yapıyor ve kaldı ki iyiyi, doğruyu ve başarıyı dahi aynı sakîm zihniyet içinde, kötü, iğri ve iflâs şeklinde göstermeğe çabalıyor. Bu zavallı ve çocukça oyun, halk nezdinde kaybetmiş olduğu itibarın bir santimini Halk Partisine geri getirir mi, onu bilmem. Demokrat Partiyi tuttuğu yolda engeller mi onu da bilmem, fakat bildiğim tek şey, her halde memleket hayrına değildir.
Adlıyede tayinler
GAZETELER
Güvenlik Konseyine seçilmenin mânası
Milliyet gazetesinde Ali Na-1 ci Kavacan; -Güvenlik Konseyine seçilmenin mânası» baş- | lıklı yazısında, Demokrat Parti hükümetini Birleşmiş Millet ğanüstü bir şey görmüyor ler topluluğu içinde kazandığı Bulgaj zaferden ötürü tebrik ettikten sonra Güvenl.k Konseyine seçilmenin mâna ve önemini an latıyor, Türkiye’nin eski Cemiyeti Akvam zamanından beri böyle bir neticeyi almak içir, çalıştığını, fakat muhtelif se-seplerle girmediğini, nihayet ik nci dünya harbini müteakip yeni Birleşmiş Milletler teşkilâtı vücut bulunca, dünya politikasındaki görüşünü anlattığımızı ve ondan sonraki devrelerde Birleşmiş Milletler teşkilâtında bugün elde ettiğimiz mevkii sağlamak için çalışıldığı halde başarı elde edilmediğini, söyliyerek diyor ki:
«Bizce Güvenlik Konseyine âza seçilmeksizin Türkiye bakımından en mühim siyasi faydası bilhassa şu olacaktır:
Bulunduğu nazik ve tehlikeli coğrafi durumda Türkiye’ye tecavüz, Güvenlik Konseyine âzâ seçilmemiz yüzünden, muh temel mütecaavizler için düşündürücü olacaktır-venlik Konseyi âzâsı olmıyan bir Türkiye’ye tecavüzle Güvenlik Konsey âzâsı olan bir Türkiye’ye tecavüz ayni mahiyette iki hâdise değildir. Güvenlik Konseyinde âzâ bir dev lete tecavüz, mütecavizin o konseyin yekûnuna bir nevi meydan okuması sayılabileceği gibi, bu yüzden konsey reak-syonunun daha süratli, daha işddetli olması da kabildir.
Demokrat Parti hükümeti Atlantik Paktına alınmamızı istemek, yâni Türkiye’nin emniyetini ahdî bir mesnede istinat ettirmek teşebbüsü ve bu teşebbüs aldığı cevapla millet lerarası güvenliği ve kendi emniyetimizi sağlamak yolunda zarurî bir herekete mişti. O sahada aldığı netice kendisini müsait müzakerelerin ilk kavşağına sev ketti. Şimdi tam bu sırada Tür kiye’nin Güvenlik Konseyine âzâ seçilmesi, belki birinci te şebbüsünü dahi çok geçmeden istediği neticeye ulaştırmağa yarıyacak ayrıca büyük bir başarı olmuştur-
Bayar’ı, Menderes’i, Köprü-lü'yü ve Birleşmiş Milletler nezdlndeki delegasyonumuzu bu mühim, çok mühim muvaffakiyetlerinden dolayı candan tebrik etmeliyiz-.
Bulgar politikasının değişmiyen yolu
Yeni Sabah gazetseinde M. Nermi; .Bulgar politikasının değişmiyen yolu» başlıklı yazısında, Bulgaristan’ın zorla göç ettirdiği Türkler’den bahsederek diyor kİ:
«Kurulduğu gündenberi a-zınlıkları ezmek, fırsat düşünce, onları firavunlar çağında bile görülmemiş bir mer iıametsizlikle ortadan kaldırmağa çalışmak, Bulgar devleti nin idare fazileti haline gel-
i mişt r- Onun için, yurtlarından zorla sürülerek sınır boyları-j ınızda biriktirilen Türkler.e yü rekten acırken, biz bunda ola-ve ar hükümetinin eski geleneklerine ne büyük bir iman vecdiyle sarılmış olduğunu, bir kere daha anlamış oluyoruz » Muharir devamla, Sofya ile aramızda teati edilen notalar yüz yıldan çok daha az bir zaman içinde devrimizin insanlık ve kültür anlayışına sığmıya -;ak kadar korkunç ve utandırıcı bir gelişme gösteren Bulgar idare hikmetinde tesirsiz kalırsa, buna hiç de hayret edilmemesi lâzım geldiğini söylüyor, Bulgarların Türkleri göç ettirmeleri sebebini Sovyet Rusya-nın bazı iç tehcirlerine benzet tikten sonra, ikinci dünya har bi akabinde bazı Gürcü profesörlerin yurdumuzun bazı kısımları hakkında ileri sürdük leri sebeplerle Bulgaristanın bugünkü hareketi arasında da başka bir bakımdan benzerlik gördüğünü ilâve ediyor.
Halka kolaylık sağlayan yeni tedbirler
Kömür Tevzi Müessesesi tarafından kömür satışına devam edilmektedir Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak halka kolaylık olmak üzere müsesesc müdürlüğü bir çok yeni tedbirler almıştır. Bu hususta müessese müdürü kendisi ile konuşan bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
«Muntazam .olarak her gün 400 jlâ 500 ton kömür getirtiyoruz. Ankaranın ihtiyacı bu gün için yüzbin kok ve elli bin ton da linyit kömürüdür. Geçen yıl kasımda biten tevziatı bu yıl daha erken bit receği-mizj zannediyoruz. Henüz kömürünü alanlar gayet az bir yekûn tutmaktadır. Çünkü büyük bir çoğunluk seyahete gitmiştir- Havaların bu günlerde soğuması üzerine müracaatlar arttı Ama bu da uzun zaman devam etmez halk hava ısınınca kömür derdini yine unutur- Geçen yıl halkın kok istihkakından yapılan kısıntılar bu yıl ypılmıyacak her vû-tandaşın hakkı olan kok kömürü tam olarak verilecektir
Ayrıca arzu eden her vatandaş linyit kömürünü beyanna-mesiz olarak tonu 30 liradan olmak üzere alabilecektir- Ye-nidoğan ve Cebecide iki şube açtık- Buralardan fakir halk kilo kilo veya ihtiyacı nisbe-tinde linyit kömürü temin edebilecekte Bu yıl yine geçen yıl olduğu gibj linyit kömürünü kaloriferli binalara vere-
Gü-
Vade yaklaşıyor
Yeni Sabah gazetesinde «Vade yaklaşıyor» başlıklı ve Yeni Sabah imzalı yazıda, yakın da Büyük Millet Meclisinin a-çılacağına işaretle, Adnan Men deres kabinesinin dört aya yakın bir müddet devam eden tatil devresinden ne derece faydalandığının millet temsilcilerine isbat edileceği kaydediliyor ve yeni iktidarın beşer kud retini aşacak kadar muazzam dâvalar karşısında bulunduğunun hiç bir dakika gözönünden uzak tutulmaması gerektiği kaydediliyor. e
Bundan sonra kömür tevziatının yapıldığı yere giden arkadaşımıza depolar şefi Ziya Tansel depolardaki disiplinin çok ağır olduğunu söylemiş ve şunları anlatmıştır:
• Geçen sene kömür dolduran hamallar tozsuz kömür ver melerj için verilen rüşvetten halk bu yıl şikâyetçi olmıya-caktır. Şayet rüşvet teklif edilecek olursa müşteri derhal cezalandırılmak üzere hamal tarafından tutularak bana getirilmektedir-.
Bir zorbanın dünkü duruşması
Bundan iki ay evvel Gençlik Parkında, Mehmet Torucu isminde birisi, geç vakit Ali Metin ismindeki şahsın önüne çıkarak zorla parasını almak istediği iddiasiyle Ağır Cezada yargılanmakta idi. Dünkü, duruşmada, sanığın gayri mevkuf olarak duruşmasına devam edilmesine karar verilmiş tahliye edilmiştir.
giriş-
Dün gece, Fatmayı evine bırakıp döndükten sonra hemen hemen gözüne uyku girme -mişti. Baba, mutadı veçhile sağ gözünü kırparak;
— Oğlanın uykusu gelmiş, hanım, dedi ve gevrek gevrek güldü. Yatakları hazır mı?
Ana:
— Hepsi hazır., dedi.
Enver idare lâmbasını vji-kalıyarak ayağa kalktı. Fatma olduğu yerde ufalmış, a-deta ortadan silinmişti. Yer yarılsa da içine girsem.. diye düşünüyordu. Baba:
— Karını burada unutma! diye seslendi:
Delikanlı, Fatmanın içine işliyen bir gülümseyişle, kızın gelmesini bekledi. Lâmba e-linde, onun yolunu aydınlattı. Gençler:
— Allah rahatlık versin., dediler.
İhtiyarlar:
— Size de., diye cevap ver-
Küçükken, günde yüz kere uçar gibi inip çıktığı tahta merdivenler ayaklarının altın da inledi. Kapı gıcırdadı. Ana pencereyi açık bırakmıştı. Rüz gârın lâmbayı söndürmemesi için Enver şişeye elini siper etti. Odaya dalar dalmaz da kafese girmiş bir kaplan öfke siyle gidip gelmeğe başladı. Fatmanın ne ile meşgul oldu-
Belediye Meclisi
bugün toplanıyor
Ankaranın başkent oluşunun yıldönümü mevzuu görüşülecek
Belediye Meclisi bugün saat 18 de Ticaret ve Sanayi Odası salonunda Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu'nun riyasetinde toplanacaktır.
Bu toplantıda 13 Ekim cumartesi günü Ankara’nın hükümet merkezi oluşu münasebetiyle ya-
Tarla yüzünden yine bir cinayet işlendi
Evvelki gün Çubuk kazasının Eğriek n köyünde tarla yüzünden fecî bir cinayet işlenmiştir.
Haber aldığımıza göre katil hâdisesi şöyle olmuştur:
Halit Deniz isminde bir köylü uzun zamandan beri münakaşalı bir tarlayı sürmek için öküzleriyle beraber tarlaya gitmiştir. Halit bir müddet tarlayı sürdükten sonra bu sırada bu tarla ile alâkası olduğunu ileri süren Mehmet Demirci gelmiş ve sürülen tarlanın kendisine ait olduğunu söylemiştir. Münakaşa ağız kavgasına inkılâp ettikten sonra nihayet Mehmet tabancasını çekerek Halit’in üzerine iki el ateş etmiştir. Halit aldığı yaralar tesiriyle hemen ölmemiş, bunun üzerine Mehmet’in oğlu Mustafa da yaralının üzerine a-tılmış ve cebinden çıkardığı bıçağı ile Halide rastgele sapla-mıya başlamıştır.
Halit aldığı yaraların tesiriyle biraz sonra ölmüştür.
Hâdiseye Çubuk Savcısı Suat Ülken el koymuş ve sanıklar yakalanarak ilk sorgularını müteakip tevkif edilmiştir.
pılacak tören için Ankara Kulübü tarafından yapılan teklifler müzakere edilecektir.
Ankara Kulübü Belediyeye yaptığı müracaatla tören günü Belediye Başkanı Atıf Benderli-oğlu’nun bir konuşma yapmasını, Ankara Radyosu Yurttan Sesler saatinde günün havasına uygun neşriyat yapılmasını istemektedir.
Yangın başlangıcı
Dün saat 14 sularında, Hisarda Kale sokağında Şevket Ün-sürün oturduğu 7 numaralı evde bir yangın başlangıcı olmuştur.
Zamanında yetişen itfaiye, yangının diğer evlere sirayet etmesini önlerhiş ve ateşi söndürmüştür. ,
Yapılan tahkikat sonunda; yangının Şevketin kayınvalidesi Fahriyenin yaktığı maltızdan çıktığı anlaşılmıştır.
Yargıç ve Savcılar arasında yapılan son değişiklik
Adalet Bakanlığında yargıç savcılar arasında aşağıdaki kil ve tayinler yapılmıştır: Erzurum asliye hukuk yargıçlığına Kadıköy asliye hukuk yargıcı Sıtkı Şefkati Şefkatli-oğlu, Kadıköy asliye hukuk yargıçlığına Kadıköy sulh yar gıcı Ratip Seliçi, Hatay C. savcılığına Gümüşhane ceza yargıcı Mahir Özkurt, Manisa asliye hukuk yargıçlığına Trabzon ağır ceza mahkemesi başkanı Hakkı Melikoğlu, Seferihisar sorgu yargıçlığına Niğde sorgu yargıcı Alim Şakar, Yargıtay raportörlüğüne Çankırı sulh yargıcı Selâmi Yüksel, Adapazarı C. savcılığına Mudanya C. savcısı Şefik Ayan, Karaman hukuk yargıçlığına Sorgun yargıcı Salâhaddin Tamer, Turhal C. Savcılığına Vezirköprü C. savcı yardımcısı Fahamettin Çinsar, Adana sulh yargıçlığı na Akhisar C. savcısı Fevzi Palabıyık, Sorgun yargıçlığına Beyşehir C. savcısı Hurşit Erdal, Oltu yargıçlığına Reşadiye C. savcısı Yusuf Aşlan, Antak ya sulh yargıçlığına Acıpayam hukuk yargıcı İbrahim Gaffar-oğlu, Şiran yargıç yardımcılığına Sürmene C. savcı yardım cısı Müfit Saka, Bulancık Yargıçlığına Hopa yargıcı Cevdet Saygun, Seyitgazi yargıçlığına Alucra sorgu yargıcı Kemal Turgut, Yüksekova yargıç yar dımcılığına Reşadiye sorgu yargıcı Cihat Angun, Mardin C. savcı yardımcılığına Şemdinli yargıç yardımcısı Sabri Şener, Ankara yargıç yardımcılığına Adıyaman yargıç yardım cısı Emin Arıkan, Malatya yargıç yardımcılığına İğdır sorgu yargıcı Haşan Özelçi tâyin e-dilmişlerdir.
İl Genel Meclisi
seçimi dolayısiyle
Bilindiği gibi, Türk Milleti, bütün âmme hizmetlerini devlet, vilâyet, belediye ve köy hükmî şhıslarına tevdi etmiştir. Milletin iradesi bu hükmî şahısları idare edecek olan meclisleri seçmek sure-tile tecelli eder 14 Mayısta şahlanan millî irade; devleti idare eden Büyük Millet Mec-I lisinden başlıyarak sırasiyle köy ve belediye idarelerin n ekserisini tam bir emniyet ve it mad ile Demokrat Partinin gösterdiği namzetlere teslim etti- Şimdi sıra, devlet hükmi şahsiyetinden sonra en ve en önemli âmme şahsiyeti olan vilâyeti edecek olan meclis n meşine geldi. 15 Ekimde yapılacak İl Genel Meclis; seçiminin de, diğerleri gibi, Demokrat Parti için tam bir azfer o-laceğma güvenimiz vardır. Nasıl olmasın ki, 40 seneye ya kin bir ömrü olan bu meclisin kimler tarafından, ne zaman ve nasıl seçildiğini, hem Meşrutiyet idaresi, hem de Halk Partisi iktidarı Türk milletine gösterip anlatamadı. Bütün seçimlerde olduğu gibi, İl Genel Meclisi seçimleri de, Halk Partisi iktidarında kız çocuklarının «misafirlik oyu-nu-ndaki ciddiyet hududunu asla aşamadı. Ona lâyık olduğu kıymet ve ehemmiyeti veren, büyük halk kitlelerin n candan arzulayarak vücut ver diği Demokrat Partinin millet çe benimsenip yine milletçe yü rütülen mücadelesidir-
Bu gün millet n büyük bir kısmı, İl Genel Meclisini salâhiyet vazifesini bilmiyorsa; Türk cemiyetinde bu meclislerin oynamağa mukted r oldukları büyük role vakıf değil ise; bir tek kelime ile halk kitlesi bu meclisleri bir «zümrüdü anka. kuşu telâkki ediyorsa bunun tek mahsulü Halk Partisidir-
Halk Partisi iktidarı, nasıl devlet idaresini her tarafı delik bir bo§ çuval halinde terk eti ise, vilâyet idares ni ondan daha beter bir halde bırakacaktır-
Vilâyet büdçelerini idare â-mirlerinin kaprislerine terket-miş olan Halk Partisi iktidarı, bütün diğer işlerinde olduğu gibi, vilâyet idaresinde de işin sadece dekorile meşgül olmuştur- Arısız kovanlar, tavuksuz kümesler, ağaçsız fidanlıklar «Büyüklerin» geçeceği şoselerin kenarın* bu âmirlerin diktiği «selâm taşlarındır-
Halk Partisi iktidarında köyün okula, öğretmene kavuşmasındaki sıranın ölçüsü, nüfu sunun çokluğu değil, şoseye o-lan yakınlığıdır-
Giden idare âm rinin başla-,ğını, gelenin tamamlamama-; vilâyet bütçesinin belinin ağır borçlar altında iki büklüm eğilmesi, Halk Partisi ik-t darının ve o iktidara daya-(sözde meclislerin) büyük
büyük hükmî idare seçil-
Yazan
M YAZICIOĞLU
icrââtıdır-
Devlet Jıükmî Şahsiyetinden sonra en önemli hükmî şahsiyetimiz olan vilâyetin çilesi, diğerlerin nkinden biraz daha uzun oldu amma oda artık dolmak üzeredir. 15 Ek’m seçimlerinde Türk milleti, Halk Par tisi iktidarına karşı giriştiği büyük mücadelesinin son hamlesini yapacak ve millî iradenin tecelli ett ği yerlerden bu dördüncüsünü de Demokrat Partinin eline verecektir.
Hayvan hırsızlığı
Af Kanunundan istifade e-derek hapishaneden çıkan hay van hırsızlığından sanık Cemal Doğruoğlu, Kasap Kâmil Kurt, Şeyho Ersan ve Mehmet Mergüner isimli dört kişi, tekrar yaptıkl/ırı hırsızlıktan evvelki gün Bâlâ’da yakalanmışlardır Vakanın tafs lâtı şudur:
Bâlâ D P- Başkanile bir kaç köylü, genel meclis seçimi propagandası yapmak için köylere giderlerken Emirler köyü civarında yoldan uzak bir yeı-dc, b:ı taks nin durduğunu görmüşler ve taks nin yanına gitmişlerdir-
Takside bulunan bir kişiye burada ne maksatla durduğunu sormuşlar; o da arkadaşını beklediğini1 söyleyince, tekrar yola koyulmuşlar-
Ertesi gün sabaha karşı dönerlerken yine aynı taksiyi o-rada görmüşler ve şüphelenerek taks deki adamı köye götürüp vaziyeti Bâlâ jandarma komutanlığına bildirmişlerdir
Jandarmanın yaptığı tahkikatta; bunların köylerden hayvan çalıp dağda kestikleri anlaşılmıştır-
Sanıklar da ikrarda bulunarak; hayvan çaldıklarını, bunları kasap arkadaşları Kâmil Kürtün yardımiyle kesip, y ne, arkadaşları Cemal Doğruoğlu-nun 3263 numaralı taksisile çehire getirip sattıklarını söylemişlerdir.
Tahkikatı müteakip sanıklar tevkif edilmişlerdir.
Türk Milletinin eksiği
..... zekâsı değildir. Bilâkis Türklerin yabancı dil öğrenmekte ve bilhassa fasih konuşmakta diğer milletlere kabiliyet bakımından üstünlüğü vardır. İngiltere’nin Ankara Büyük Elçisi, hakikaten faydalı olan radyo ile İngilizce dersleri münasebetiyle verdiği demeçte bu noktayı bilhassa tebarüz ettirmiştir...
Fakat bu kabiliyeti lâyıkiyle işlemek geliştirmek lâzımdır. İşte Linguafon metodu anadilimizi öğrendiğimiz natürel kanunlardan faydalanarak fransızca veya İngilizceyi kulaktan otomatik surette size belletecektir. İlişik kupon la herkeseı memnuniyetle göndermekte olduğumuz resimli broşürümüzden bir tane getirterek metodun teferruatı hakkında etraflı izahat almanızı bilhassa tavsiye ederiz,
Tefrika No : 42
Yazan : Necdet ASİ
Sevim Yücel ile
Ümit Ulusoy
Evlendiler-
9 Ekim 1950
Türk Haberler Aiansı faaliyete geçti Merkezi Ankarada olan «Türk Haberler Ajansı» isminde yeni bir yayın organı iki gündenberi faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Şehrimizde git tikçe tekâmül etmekte olan basın müesseselerine yeni bir tanesinin daha dahil oluşu Ankara basını için ileri bir adım sayılmalıdır.
Türk Haberler Ajansına muvaffakiyetler dileriz.
ğuna bakmadan:
— İhtiyarlara kötü bir o-yun oynadık, dedi. Şimdi de cezamızı çekeceğiz. Tabiî böyle bir şeyi sen de istemiyordun, ben de.. Onların sevinci beni yalan söylemeğe teşvik ettik. Rüyalarını bozmak istemedim. Affedersin! Ben şurada, minderin üstünde kıvrılır yatarım. Sen rahatına bak, koca yatak senin.. Bana battaniye He yastığın tekini verirsen sen üşür müsün?
Kız içini çekerek:
— Üşümem... dedi ve istediklerini uzattı.
— Camı kapatıyorum.
Fatma karyolaya ilişmiş etrafına bakınıyordu. Kocası ol-mıyan kocasının çocukluğu bu odada geçmişti. Enver ceketini çıkardı, çiviye astı. Kravatını çözdü.
— Sen ne bekliyorsun?
— Fatma boynunu bükerek:
— Hiç., dedi.
— Lâmbayı söndüreyim mi?
—Söndür.
Karanlıkta kaldılar. Enver göz kararile minderi buldu. Uzandı. Uykusu kaçmıştı. Biraz sonra kızın yatağa girdiğini işitti. Gözlerini tavana dikerek birden iki yüze kadar saydı. Olmadı, tekrar saydı. Son vapurun projektörü ca -mın sağ kenarını yalayıp geçti. Sonra gene, her şeyi ortadan kaldıran, mesafeleri yutan o kesif karanlık..
Fatmaya sabahtanberi, gönül alıcı bir tek kelime söylememiş olduğunu hatırladı. Gönül alıcı kelimeler şöyle dursun, zavallıyı boyuna azarlayıp durmuştu. Oncağızın da ağzı var dili yoktu.
Demin iyi geceler dileyebilirdi. Bunu da yapmamıştı. «Kendi kendimizde bir eksiklik bulduğumuz zaman herşey bize eksik görünür!» Bunu da kim söylemişti acaba? Volta-ire mi? değil.. Pascal mı? Hayır.. Yerin dibine batsın, peki kim? Saat kaç? Kibrit ne-
Ceketin cebinde kalmıştı. Bir sigara içmeli.. Böyle zamanlarda sigara iyi gelir. Kızı uyandırmamak için ayaklarının ucuna basa basa ceketinin yanına gitti. Yerine dönerken tıkanık, zahmetli ve hıçkırığa benziyen bir ses onu yerine mıhladı. Kulak kabarttı. Aldanmasına imkân yoktu: Ses karyoladan gelmişti. Usulca:
— Fatma., dedi.
— Efendim.
— Ne var?
— Bir şey yok.
— Sen ağlıyorsun.
— Ağlamıyorum.
Karyolaya yanaştı. Parmak larının ucuyla onun yüzüne dokundu ve parmaklan ıslandı.
— Ağlıyorsun işte!
Kız bu sefer daha kuvvetle sarsılarak, zayıf ve boğuk bir sesle:
— Ağlamıyorum., dedi. Birbirlerini göremiyorlardı. Enver karyolaya oturdu- Gece
nin sessizliğinde gözlerinden fışkıran yaşların pıtır pıtır yastığa dökülüşleri işitiliyordu. Avuciyle yaşları silmeğe davranırken onun yumuşak cildine temas etti, ömründe ilk defa bir kadının yanağına dokunuyordu. Ne kadar yumu şak yanakları vardı Fatmanın. Ürperdi ve gözlerinden akan yaşları sildi.
— Artık ağlama., dedi. Fatma:
— Artık ağlamam., dedi.
— Söz veriyor musun?
— Veriyorum.
Ve adamın yaşları silen a-vucuna ılık dudaklarını sürttü. Küçük bir kız gibi mesuttu.
— Burada benimle kaldıktan sonra babanın evine gidemezsin değil mi?
— Gidemem Enver ağabey.
— Hep benimle kalmak mı istiyorsun?
— Evet. Senden uzakta kal dığım vakit rahat edemiyorum. Bu, seni dükkânda gördükten sonra başladı. Benim
hiç kabahatim yok. Ama belki de sana doğduğum gün-denberi bağlıyım. Ben senin için doğdum. Bu, olmaz mı?
Enver:
— Olmaz dedi.
belki de olur.
Mırıldanıyorlar ve ikisi bir den, olağanüstü bir hâdisenin aralarında doğduğunu hissedi yorlardı.
Bir maslada bir gül vardır: O gül her güle benzemez. Sabahları padişahın kızı başucu-na gelip ağlamadıktan sonra.
Kim bilir
Elbise hırsızı bir sene ceza giydi
Bundan bir müddet önce, Ahmet Kulo isminde birisi muhtelif yerlerden elbise ile 290 lira çalmış ve kısa bir zamanda yakalanmıştır. Dün Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada Ahmet Kulo’nun suçu sabit görüldüğünden 1 sene 6 gün hapsine karar verilerek Cezaevine gönderilmiştir.
CEMİYETTE^
Büyük sıt Ulus
- - - ı Ankara
açılmaz. Yaprakları teker te- yeni ker açılır ve kocaman sarayın bahçesi onun kokusuyla do-1 lup taşar- O koku, her kokuya benzemez-
Fatmanın gözleri karanlık içinde yanıyordu.
— Ben senin gözlerini görüyorum Enver ağabey.
— Ben de seninkileri görüyorum.
—Nasıl?
— Deniz gibi yemyeşil.
— Seninkiler de kuyu gibi simsiyah.
— Ama seninkiler yeşil değildir Fatma.
— Ama seninkiler de siyah değildir. Enver ağabey:
Genç kız yastıktan başını geri kaydırdı ve sağ eliyle erkeğin karyolaya dayalı kolunu okşadı. Enver bu eli tuttu ve: (Devam edeek)
SİNEMALAR
ıema : Kanun Karsısında » : Sihirli Aşk
) : Kanlı Göl
Askı
* : Londra Kalesi
» : Londra Kalesi
» : 1. Kanlı Döftüu
2. Casus Yaratan » : 1. Kumarhane ÇL
2. Brodvayda Hort laklar
¥
NÖBETÇİ ECZAHANELER
İsmetpaşa, Üniversite, Güray
- TAKVİM -
10/10/1950 — Salı
Rumî: 1366 — Eylül 27
Hicrî: 1369 — Z.lhicce 27
ötle İkiı-dl Akvam Yatsı
Dünya’nın aynası
DışPolitika
10/10/1950
“Barış için birlik,,
Birleşmiş • Milletler Genel Kurulunun Siyasî Komite-si Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson’un 20 Eylülde Genel Kurula sunmuş olduğu «Barış için birlik, plânını bugün incelemektedir.
Genel Kurulun 20 Eylül toplantısında, Birleşmiş - Milletler tarihinde ilk defa olarak iki büyük devletin yani Sovyet Rusya ile Amerika’nın mümessilleri aynı celsede söz alarak barışı takviye için farklı plânlar sunmuşlardır. Acheson’un sunduğu plânda ezcümle şu maddeler vardır:
1) Genel Kurulu, icabında 24 saat içinde toplantıya çağırabilmek,
2) Bir güvenlik kolu teşkil etmek,
3) Her devletin muhtemel tecavüze karşı hazırda asker bulundurması,
4) Birleşmiş - Milletlerin, carî anayasa prensiplerine riayeti temin için alabileceği tedbirlerin incelenmesi.
Acheson’un plânında tebarüz eden başlıca iki npkta şudur: Genel Kurulun yetkilerini arttırmak ve veto yüzünden Güvenlik Konseyi meflûç kalırsa, Genel Kurulun yalnız tavsiyelerde bulunmak değil, aynı zamanda karar alabilecek duruma girmesi. Zira, bilindiği gibi. Güvenlik Konseyinde daimî üyelerden biri vetosunu kullanmak suretiyle her hangi bir kararın alınmasına mâni olabildiği halde Genel Kurulda veto işlememekte ve bu kurulda Sovyet bloku ancak zayıf bir azınlığa sahip bulunmak-
Acheson’un, Birleşmiş - Milletler Anayasasının bünyesini değiştirir mahiyette görülen bu teklifinden sonra, bir de Birleşmiş - Milletler silâhlı kuvvetlerine taalluk eden talebi vardır. O da. Birleşmiş - Milletlere üye olan her devletin, muhtemel bir tecavüze karşı derhal harekete geçirilebilecek bir nevi «Kıt’ayı muntazıra. bulundurmasıdır. Bu, açıkça anlaşılacağı gibi, Anayasada ihdası derpiş edildiği halde bugüne kadar kurulamıyan beynelmilel ordunun yokluğunu doldurmak için abnmış bir ted-
Acheson, Genel Kurula plânını sunduktan sonra, Kore hâdiselerinin aydınlığında konuşa- ( rak, Sovyetlerin milletlerarası 1 hayat ve münasebetleri ne gibi ı usullerle baltaladıklarını madde 1 madde saymış ve ezcümle Rus- ; ya’nın sür’atle silahlanmakta ( olduğundan bahsetmiştir.
Aynı oturumda Acheson’a ce-vap veren ve bu münasebetle mukabil bir sulh plânı sunan ‘ Vişinski ise evvelâ, Amerikalıla- ı rın Kore meselesinde Güvenlik ( Konseyini tazyik ederek karar aldıklarını, ve fakat bu kararın meşru ve muteber olmıyacağını ( söyledikten sonra, iki maddede 1 hulâsa edilebilecek olan plânını , şu suretle açıklamıştır: Beşli pakt «tabiî komünist Çin’in iştirakiyle*; ve silâhsızlanma. t
Sovyet teklifinde esas itiba- i riyle yeni esaslar bulunmayıp, ( ileri sürülen maddeler ne usul { ne esas bakımından Amerika’nın kabul etmediği eski taleplerden ibarettir. Bu itibarla iki büyük ' devlet tarafından ayn sulh plânının kân yok gibidir.
Bununla beraber, Amerika'nın Sovyet Rusya-y, yola gctirınck için son bir fedakârlıkta bulunduğu zehabı hasıl olmuştur. Acheson, Formoza meselesinin bütün ilgililer tarafından incc. lenmesini istemiş ve bazı müşahitler, bu sözlerden, Amerika’nın komünist Çin’i de müzakerelere kabul temayülünde olduğu mânasını çıkarmışlardır. Bundan başka, dün, yani Amerikan plânının siyasî komitede incelenmesinden bir gün evvel. Amerikan Dışişleri Bakanı beyanatta bulunarak «Batı ile Doğu arasında yeniden müzakerelere başlamanın imkânsız olmadığını, söylemiştir. Bu da açık bırakılan bir kapıdır. Bununla beraber, bugün siyasî komitede Amerikan sulh Plânı incelenirken Sovyetlerin Prensip meseleleri üzerinde durmaları ve Güvenlik Konseyinin yetkilerini Genel Kurula devretmenin Anayasaya aykırı düşeceğini iddia etmeleri kuvvetle muhtemeldir.
Mücahit TOPALAK
sunulan iki telifine im-
Almanya’nın Avrupa müdafaasına iştiraki
Fransız Dışişleri Bakanı Schuman bu hususta beyanatta bulundu
Uslanmadı gitti
Bugünlerde kanunen lâfa gümrük alınmadığından muhalefet sözcüleri radyoda dillerine geldiği gibi konuşabilmek fırsatına kavuşmuşlardır.
Bu sebeple, yine eski defterler, hesaplar meydana çıkmış, temcit pilâvı gibi C. H. P. nin başarıları ortaya konulmuştur.
Onlara göre. Seçim Kanununu tasdik eden, demokrasiyi tekâmüle doğru götüren ve nihayet namuslu bir seçim yaparak iktidarı devreden hep C.H.P. imiş! Zur oyunu bozar diye bir atalar sözü vardır.
Milletin artık kendi kendini idareye karar vermesi karşısında, istemiyerek, mecburen alınan kararların, şimdi tefahur vesilesi yapılması C.H.P. nin hâlâ uslanmadığına ve el'an siyanet meleği rolü oynamak istediğine büyük bir delildir.
Fakat milletin gözü artık açılmıştır. İyiyi, kötüyü çok iyi farketmektedir; sözcülerinin radyo başında söyledikleri ile, gazetelerinin neşriyatı arasında mukayese yapabilecek kudrettedirler.
Vatandaş, bir zamanlar halkı heyecana veriyor id-diasiyle mahkemeye verilen bir takım cinai vak'alar neşreden mecmua ve dergi tertibimden, olmadık vak'aları büyüterek memleketi fena vaziyette göstermek isteyen ve bu suretle bulanık suda balık avlamak arzusu besleyenler hakkındaki notunu çoktan vermiş bulunmakladır.
Bu sebeple konuşabildikleri kadar konuşabilirler ve istedikleri kadar ortalığı kötü gösterebilirler. Herkes işin hakikatini bildiği için, bu hareketlerinin zararı ancak kendilerine dokunacaktır.
Hikmet YAZICIOĞLUs
Amerikan kara
İngrid Bergman'a İtalyan rakibe çıktı
Fransız Dışişleri Bakanı Schuman, Acheson'un elini sıkarken. Arkada görülenler Bevin ve Vichinsky
Paris Radyosu, 9 (Basın -Ya şimdiden bu müdafaaya iştirak yin) — Fransız dışişleri bakam j ettirilmeleri fikri mevsimsiz-Schuman dün verdiği b r de- dir- Çünkü Fransa’nın kendisi, meçte, Almanya’nın askerî ba- ( silâhdan mahrumdur ve Alkımdan Batı Avrupa’nın müda manya, Frans’dan önce silâh-laasına iştiraki meselesine te- landınlmahdır. Almany'yı, bir maşla, şunları söylemiştir: Al- . ,. .... . ’
... , ı Avrupa bırlıg ne iştırâk et-
manya, müşterek müdafaanın • _ 9
icap ettirdiği gayrete iştirâk , tirmek lâzımdır. Fakat önce, etmelidir. Buna mukabil, Al- ( hu birliğin mevcut olması ge-man askerî birliklerin n daha rektir.
■ • W • ■ o. _ •
birliği bütçesi
Zincirlere ^vurulan. J ifmuhtekir |
Hayfada kara borsaya karşı savaş açıldı
Hayfa, 9 a a- (Reuter) — — Hayfanın bellibaşlı tüccarlarından, ihtikârdan sanık 10 ki şi kendilerine yapılan lan cevaplandırmak dün zincire , vurulu mahkemeye sevkedilmişlerdir.
Karaborsa ile mücadele için alınan tedbirlerin dün sabah Hayfa ve Celilde tatbik edilmesine başlanılmasını müteakip Kuzey bölgede dün bütün gün birçok kimseler tevkif e-dilmiştir.
Depolarda ve evlerde yapılan araştırmalar neticesinde, binlerce lira kıymetinde kumaş ve gıda maddeleri müsadere edilmiştir-
Karaborsacıları muhakeme etmek üzere, Çarşamba günü Hayfada hususî bir mahkeme faaliyete geçecektir-
Karaborsaya karşı alınan tedbirleri tüccarlar evvelâ mü himsememişlerdir Fakat şimdi telâşa düşen tüccarlar ellerinde bulunan stokları haber vermekte ve bunları muhafaza etmenin kanunî yollarını aramaktadırlar-
Avusturya-ya bir nokta verildi
Amerika Kızıllara karşı tedbirleri destekliyecek
Nevyork Radyosu, 9 (Basın-Yayın) — Birleşik Amerika dışişleri bakanlığı tarafından Avusturya hükümetine verilen bir notada, Amerika hükü-
itham-
üzere, uu ııuıaud, /uneriKa nuKu-° a^a I metinin Viyana’da komünistle-
re karşı alman tedbirleri tamamen destekldiği belirtilmekte ve Amerika’nın Avusturya’nın istiklâlini korumak bahsinde üezrine aldığı taahhütlere sadık kaldığı ve ileride de kalacağı bilhassa tasrih edilmektedir.
Bir rıhtım denize kaydı
Oslo, 9 (a.a.) (Reuter) — Bu gün meydana gelen bir heye-, lan netices:, Trondheim civarın da İlsvik’te bir rıhtım, vinçleri ve diğer makineleriyle beraber denize kaymış ve tamamiyle kaybolmuştur.
Rıhtım üzerinde bulunan üç demiryolu hattı hasara uğra- | mıştır. Rıhtım 50 metre uzun luğundaydı.
Kayan kısım 13.000 metre hacmindedir.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fatin FUAD Basıldığı yer: Güneş Matbaası — Ankara
Kore harbinden evvelki sarfiyatın tam 6 misline yükselmiş bulunuyor
Vaşington, 9 (a.a.) (Reuter) — Amerikan kara kuvvetleri kumandanlığından bildiirldiğine göre, tank ve mühimmat için yapılan masraf, Kore harbinden evvel tahmin edilen masrafın 6 mislini bulmuştur. |
Atlantik Paktı devletlerinin kam, 2.000.000.000 dolara yük-teçhizi için ayrılan tahsisatın da seltilmiştir.
4 misli arttığı ilâve edilmekte-1 dir L
dir.
Bir Leh gemisinde yapılan tarama
Nevyork, 9 (a.a.) (Reuter) — Gümrük memurları, «Batory» adındaki Polonya Nevyorka girmesine müsaade etmeden evvel, dün hususî âlet lerle gemiyi baştan sona kadar muayene etmişlerdir.
Gümrük muayene servisi baş kanı Herman Lipsky, Doğu Av-rupadan Amerikaya gelen gemilerde yapılan araştırmalarda ilk defa olarak kullanılan bu âlet hakkında her hangi bir a-çıklamada bulunmayı reddetmiştir.
İçinde Sovyet büyükelçiliği memurları ile Birleşmiş Milet-ler mensuplarının bulunduğu cBatory» gemisinde yapılan a-raştırma 3 saat sürmüştür.
gemisinin
Romanın en iyi trajedi yıldızı Anna Magnani kocasını elinden alan Ingrid Bergman’a dair intibalarınıfanlatıyor I talyanın trajedi yıl - ’ ■ dizi olan Anna Magnani madam Rosselini’den (İngrid Beıgman), aylardan beri beklediği intikamını belki de alacaktır- Bu aylar içinde, Paris
- sinemalarında gösterilecek o-lan iki film, iyi karşılanma derecelerine göre, haikatı biraz olsun açıklayacaktır- Bu iki yıldız arasındaki rekabetin en oanlı del İleri Vulcano ve Strom boli adındaki filmlerdir.
, Anna Magnaniye göre, Vulcano filmindeki başarı, meslekî bir prestijden çok daha fazladır. Ondaki kadın gururu kendini bariz bir şekilde gösteriyor. Bu film, gayesi bakımından, Stromboli filmi ile mukayese edildi- Her iki film de, bir volkanın eteğinde ve ayni derecede yüklü b’r elektrik havası içinde çevrildi- Fa-, kat benzerlik, sadece, orada kaldı- İngrid Bergman, bîr mültecid r- Bir İtalyan balıkçısı ile evlenerek büyük bir saadete kavuşur Anna Magnani, bir sokak çocuğudur- Polis onu, mecburî bir ikâmetgâha yerleştirir Kız kardeşini, bir maceraperestin kapris-ler nden kurtarmak için kaatil olur. Gangsterlik gibi bir rol.
. , . I Avrupanm en kıymetli
kuvvetlen |yıldul Qlan bu kadln
Dün neşrettiği bir raporda Amerikanın kara k----------*’—:
. kumandanlığı1951 malî sene-'■ bir talk tabakasma m si içinde 312.000.000 dolara ya- ₺ir klz oIarJk Ve bun. kın bir tahsisatın belli başlı teç . , , ... „ . ,
,. x , dan hoşlanmaktadır- «Benim
hızat ve malzeme için sarfedı- ....... ... ... , , .•
. , . . ..... , * „ güzelliğim, güzel elbiselerden1
.........-.............hoşlanmıyor» diyor. Annayı fakir bir muhitinde büyük
gülerken tahayyül etmek1
I Atlantik Paktı savunma prog °lduk^a §eydİr’.. Hid’
ramı için bu sene 500.000.000 |dct1' bır Puskurmesı-
dolar olarak kararlaştırılan tah ni andmr' K,rk )’asmd;ld1r. sisatın 2.000.000.000 dolara yük iNe yaSını' ne Uzunun kmşl-seldiği bildirilmektedir. | gını ve ne de Eosselini tara-
fmdan uğradığı sükûtu hayali
' saklamayı aklından geçirir-
Şöyle diyor:
— ■Rnhprtn’n
Anna Magnani
Oder - Neisse
anlaşması I _ Roberto’nun bana- karşl
Berlin. 9 (a.a.) Reuter) — 6 olan sadakatsizliği iki veçheli Haziranda Polonya ve Alman- j®. Volkan üzerine bir
ya arasında yapılan Öder - Neis film çevirmek fikrini ortaya se anlaşması hakkındaki Batı ben atmıştım-Almanya protestosunu, Berimdeki Polonya askerî heyetinin reddettiği bugün burada bil- t* dirilmiştir-
Batı Almanya hükümetinin protesto notası geçen hafta, Bonn müttefik yüksek komisyonu vasıtasiyle Berlindeki Çe-koslovakya-Polonya askerî heyetlerine ve Almanyada bulu- dan kend siı nan Sovyet kuvvetleri kuman- *
dam General Vukov*a gönde— ciasıydı. rilmiştir. ' Kendisi bir aylık iken baba-
Vulcano, Roma’da ilk olarak gösterildiği gün, film koptu. Projeksiyonu kesmek icap ett’. Halk, bunu bir sabotaj sandı ve çığlıklar koptu- Fakat sadece, teknik bir arıza vardı.
Anna’nın çevirdiği dramlar-J:sine en çok tesir edeni bzzat kendi hayatının fa-
sı kaybolmuştu- Üç yaşında da . annesi onu terketmişi- Romanın ( fakir bir muhitinde büyük anne ve babası tarafından bakıldı- 17 yaşında iken Duse’de ki «Dram san’atı okulu.na girdi- Tiyatro trupu ile bir seyahatinde ilk kocasını tanıdı: senaryocu Alessanidri-
Sinemadan, ilk olarak ona bahis açtı - «Ben çirkinim, dedi, fakat sinema niçin benim gibileri de kabul etmesin?» Alessandri, omuzlarını silkmekle iktifa etti- Yedi ay sonra ayrıldılar Bu gün o, İtalyanın her tarafından şu satırlarla başlayan mektuplar almaktadır- «Siz bizi o kadar iyi tanıyorsunuz ki...» O arada Annanın Rosselini’den bir çocuğu olmuştu. Alessandri
bu çocuğu tanıdı- Fakat Anna-nın hayatında bir çocuk, bir fa cia demekti- 1944 de Luc«a, polio m yel t oldu- Annesi, çocuğunun yürüyemiyecek vaziyete geldiğini anlayınca, onu bir yerde baktırmak için biraz para toplamaya teşebbüs etti-İlk başarısızlık seneleri ve on-b ır sene sonra erişelbildiği ilk başarının, üzerinde büyük bir tesiri vardır.
İlk başarısı 1945 de çevirdiği «Açık şehir Roma1» adlı filmdir. Rosselinl’n n filmi. Bu ayn: zamanda yeni bir facianın başlangıcı olmuştur. Cocteau. (Beşeri ses) de, Annayı gördükten sonra onu, yaşayan en büyük artist olarak tasavvur
(Sonu Sa. 5, Su. 1 de)
«ftDYO-B
Ay,diye bağırdım! Ocağın içinde
l). 00 Milz.k: M
ya Müzik). 14.30
Yeraltı Şehrinde
dinamit mi
atılacak!..
3.30 — öğle le Caı . Aksa
Müzlftl (Fİ.
Kapanış.
İSTANBUL RADYOSU Salı — 10/10/1950
— 6 —
Bartınlı Mustafa usta, lâfı fazla uzatmadı. Kazmacı yedeği İsmail deseniz, ustası gibi Bartın'ın Tosmacı köyünden olduğunu ve 270 kuruş eline geçtiğini söyleyip doğru işinin başına gitti. Yani, arkasını bize dönüp kömür parçalarını el arabasına doldurmağa başladı.
Hakları vardı. Günde 15 araba kömür kazılacak, taşı, toprağı hiç değilse biraz ayıklanacaktı. Bu 15 araba, öyle saatlerce lâfla dolmazdı kil..
Evet, ustası günde 365, yedeği 270 kuruş kazanacaklardı ama, bu kömürlerin içine de muayyen miktardan fazla taş ve toprak katmayacaklardı. Yoksa kazma vurdukça düşen her siyah parçayı kömür diye arabalara doldursalar, gündeliklerini bile çıkaramazlardı. Nerede kaldı prim!
Mühendis Saim Bey ilâve etti:
— Tuhaf değil mi, sade insanlar ve esnaf değil, tabiat ana da malını madenciye arzederken hile yapar!. Bize mağşuş mal sürer! Hem de bunu o kadar büyük bir kurnazlıkla yapar ki... İşte bakın: Önünüze siyah, parlak ve buruşuk bir atlas gibi gerilen kömür, dikkat ederseniz, bir pijama kumaşı gibi yol, yoldur. Üzerinde iki parmak enliliğinde mat, iki parmak enliliğinde parlak çizgileri vardır. Fakat iyi bir kazmacı, yalnız parlak çizgileri işler!
— Çünkü parlak kısımlar kömürdür. Mat kısımlar ise, «pislik veya kül» dediğimiz taş ve topraktır. Lâkin kazmacı ne kadar usta ve dikkatli olursa olsun, taşın ve toprağın kömüre karışmamasına imkân yoktur. Ekseri işçileri dinlediniz. 20 araba çıkartıyorum, yine de prim hakkımı alamıyorum, demişlerdi. Sebebi budur.
Bu sefer ben sordum:
— Peki; müşterinin ayağına kömür böyle iaşıyle iopra-ğiyle gelmediğine göre bu binlerce, yüz binlerce ton kömürün pisliğini birer birer kim ayıklar?
Bu sefer Saim Beyin ciddî yüzünden, karanlıkta bile fark edilen bir tebessüm geldi geçti:
— Hiç birer birer ayıklanır mı? dedi. Sonra göreceksiniz, kalbur makineleri ve lavuar'lar, bu işi görürler...
Hakikaten madende her konuştuğum işçi primlerin verilmediğinden şikâyetçi idi. Buna rağmen 27 bin işçi Havzada çalışıyordu. Bir zamanlar, madende çalışacak kâfi miktarda işçi bulunmaz ve civar halk mükellefiyete tâbi tutulurdu.. Halbuki, büyük şehirlerimizde gecenin muayyen bir saatinden sonra el ayak çekilip her şey uykuya dajdığı gecelerde bile senelerdir, ocakta hayat ve çalışma bir an bile durmuyordu. 24 saat içinde 3 ekip işçi, gece ve gündüz demeden karınca gibi çalışıyor. İğne ile değilse bile kazma ile kuyu kazıyordu. Hem de güneş yüzü görmeden her an tehlike ve heyecan içinde bulunuyorlardı. Buna rağmen, yukarda, hor ocağın başında işsiz grupları, iş bulmak için sağa sola baş vuruyor, ocağa girebilmek için can atıyorlardı.
Zavallı Karadeniz uşağı başka ne yapabilirdi? Mısırdan kısır nasibini alamayınca çoluğunu çocuğunu köyde bırakıyor, madene koşuyordu. O kadar ki, Zonguldak civarından maada, Vakfıkebir'den, Rize’den, Trabzon'dan, Ordu'dan ve Hopa'dan gelen maden işçileri, mevcut 27 bin isçinin ekseriyetini teşkil ediyordu. Daha da iş isteyenler caba!
Saim Bey bunları anlatırken sözlerine şöyle devam et'i-— Bu işçilerimiz o kadar fedakâr ve cesurdurlar ki dinamit atma işini bile seve seve kabul ederler.
Bu sefer kendimi tutamayıp:
— Ay! diye bağırdım. Bir de ocağın içinde dinamit mi I • (Sonu Sa. 5, Su. 1 de) I
ANKARA RADYOSU Salı — 10/10/1950
ZAFER
10/10/1950
Sayfa: 4
Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlunun dün akşamki radyo konuşması
t Başmakaleden devam
Fikir fukarası
bir nutuk
(Başı 1 inci sayfada) lıırs dolu politikacıların tehdidi, ; jandarmanın baskısı, hükümet a-damının kanunsuz icraat ve tahakkümü altında değilsiniz. Yıllarca hürriyet! diye vaveyla e-denlerin sonu hürriyete kavuşmak oldu. Şimdi hürüz, emin ve ı ümitliyiz. 1
14 Mayıstan beri bu memleket- ı te büyük hâdiseler cereyan et- 1 mektedir. Bu hâdiselerin başında ( vatandaşın hürriyete ve emniye- 1 te kavuşması gelmektedir. O 1 günden beri farzımuhal bir şey ( yapılmamış olsa dahi bu olan iş, i bu varılan netice yeter. Bunu £ anlamıyanlar ve bundan güzel j ve tatlı bir heyecan duymayanlar c bugün huzursuzdur. Kendileri t huzursuz olduğu için sîzleri de 1 öyle görüyorlar ve bundan fayda I ummaya çalışıyorlar. 1
Bugün manevî huzurunu' bulmuş olan halkın karşısında içle- ( rinde kötü bir gayzin ve hasedin l sıkıntısını duyanlar vardır. Bun- i lar, Tüık Milleti huzursuz iken 1 ferahlı bir huzura kavuşunca e- t lem çekmeğe mahkûm olan, kalb i leıi gibi kaderleri de Rpra, bir a- ı vuç insandır. c
Allah, kimseye, milletinin ka- 5 deri ile bu derece ayrı ve zıt bir c kader nasip etmesin. r
Meğer, Türk Milleti beş ayda r ne hale düşmüş!... Onları dinler- ]. şeniz, ancali düşmanlarımızm c düşmesini istiyebilcceğimiz inlıi- ı tatın vb izmihilâlin çukurunda c yız. Sanki 14 Mayıstan evvel } son derece müreffeh olan millet, j şimdi kaı;a sefalete düşmüş, ma- ] mûr olan vatan şimdi harap ol- t muş, düzgün sıhhatler bozulmuş, asayiş kalmamış, birbirinden şüp heye düşen insanlar korkuların- c dan bir köşeye sinmiş, dostlar j düşman, düşmanlar birbirine da- j. ha düşman olmuş!... Hürriyetin j yerini istibdat, adaletin mevkii- r ni zulüm almış, gönüllere nef-ret târi olmuştur. j
Sevgili kardeşlerim, £
Muhaliflerimizin tahayyül et- j tikleri ve hattâ hasretini çektik- g leri ve yıllardır sürüp giden ik-ti dar ve saltanatlarından cüda düştükleri için hakikat olmasını ' istedikleri bu cehennemi âlem, onların dünkü âlemiydi. 14 Ma- , yıs bu âleme son veren ve bu memlekette yeni bir derir açan gündür. Eğer 14 Mayıs olmasaydı onların yalnız düşündükle- ‘ ri değil, yarattıkları ve yaşattıkları, bugün de hasretini çekerken, her gün, her saat izajı ve nakletmiye çalıştıkları o hayat devam edip gidecekti. Bugün, onlar müteellimse, bugün onlar or- 1 talığı kara görmek ve göster- • inek istiyorlarsa her dakika, iç- -lerinin bir hasreti olarak özledik I leri o cehennemi âlem, o bozuk devir, o baskılı hayat, o yarın- ; dan emin olunmıyan ömür devam ; edip gitmediği, seyrini değiştir- ; diği içindir ve kendileri artık bu 1 âlemin ortasında her şeye hâkim olamıyorlar ve bükük boyunlara, ; kırık kalbleıe ve endişeli vicdanlara kadar hükmedemiyorlar di-
Ah, zulmün ve zalimin bu tahakküm ve tecebbür hasreti!... Onun ne dinmiyen, ne bitmiyen ) bir arzu ve iştiha olduğunu bil- , hassa dört aydır gözlerimizin ö-nünde bütün açklığiyle görüyoruz. Artık hükmedemedikleri i-çin dünya zindandır, hükmedemedikleri için vatandaş zebun, memur iniltilidir.
Fırsat bulsalar, bizi, sana hük metmekten, bizi sana cebretmekten cüda kılan kimdir, hangi sebeptir, bizi saltanatımızdan ayıran hangi menhus şarttır deyip büyük bir nâra ile ortaya a-tılacaklar, düzene girmek üzere olan ne varsa hepsini tarumar edecekler, hürriyeti boğacaklar, başlıyan huzuru dağıtacaklar, hü kûmetle vatandaş arasında yeniden doğan- yakınlığı bozacaklar ve karşımıza geçip işte istediğimiz budur! İşte bu memlekete, bu millete bu yakışır! diye keyiflerine bakacaklar... Fakat Allah onlara bu fırsatı vermiye-
Bu memlekette huzursuz olan ve daima huzursuz kalacak olan bir zümre vardır, kendileridir ve kendilerinin eski devirde v;ttan-daşa musallat ettikleri, politikalarına âlet diye kullandıkları vazifesini müdrik olmıyan bir kısım avare memur ve âmirleridir. Onun ötesinde artık koca bir millet rahattır, rahat ve huzurlu olacaktır.
Bugün, yıkılan tahakküm zihniyetinin arkasından kalblere sükûn, ruhlara emniyet gelmiştir. Bugün dünkü devlet otoritesi dedikleri pervasız. ve kanun şiken bir cakalı buyurma kalmamıştır. Ta köylerden başlıyarak kasabalara ve şehirlere kadar
bırakılan harap ve bakımsız belediyelerimizin başına yine güler yüzlü, mütevazi ve şehir lerinin işini kendi öz işleri olarak candan ele alan demokrat başkanlar ve heyetler geçmiş -tir.
Şimdi sıra İl Genel Meclislerine gelmiştir. Bunların geçmiş senelerdeki vaziyetlerini hepiniz bilirsiniz. Birinci işleri illerimizin bozuk ve zayıf bütçe-lernderi, öğretmen aylığından, şehirlerin ve yolların biraz olsun imarından evvel Halk Partisine bol pay ayırmak, harap şehirlerde sırf gösteriş için heykeller yapmak ve onlardan ne artarsa asıl işleri şöyle böyle üstünkörü düşünmekti. Bu gün onları da düzene sokmak ve memlekette başlayan güzel değişikliği bununla tamamlamak sırası ve günü gelmiştir.
Sevgili kardeşlerim,
Sizin kime ve nereye rey ve receğinizi biliyorum. İktidarı ancak bir tahakküm yolu sayanlar, kuvvetini diktatörlükten alanlar elbet ki muhalefet denen hürriyet ve hak bekçiliğini yapamazlar ve ancak tahakküm ve diktatörlüğe hasret çekmekle vakit geçirirler. Dört ayda karakterlerinde hiç bir değişiklik olmıyan ve günleri ancak maziye tahassürle ve işler düzelmeğe baş-
idare edenle edilen arasındaki ayrılık kapanmak üzeredir. Bun lar öyle işlerdir ki, gayesi ancak milletin huzurunu temin etmektir.
Bunun temini için niyeti fe na politikacı scrhügûn olacaktır, içinde halk muhabbetti olmıyan emeli bozuk memur yerinden edilecektir. Bir büyük devir, görüş, duyuş ve düşünüş değişikliği içindeyiz. Bu değişiklik meydana gelirken iyilerin, temizlerin bundan endişe etmelerine, ilinti çekmelerine yer yoktur. Ortalığa aydınlık hâkim olurken ve büyük bir hayat tebeddülü içinde iken huzursuzluk duyanlar, ancak bu aydınlıktan gözleri kamaşanlar ve içlerinde dünkü seyyielerinin azabını ve korkusunu sezenlerdir.
Türk milleti huzura kavuşurken, rahat yüzü görürken bunların gönüllerinin kararması ancak mukadder bir âkı-betti, sakınılması mümkün ol-mıyan bir netice idi. Bu netice ise bizim için ancak güzel ve ulvî bir tebeddülün mübeşşiri-dir. Artık bundan sonra âmirin ve memurun işi ancak vatandaşla bir olmak, ona iyi muamele etmek, onunla iyi geçinmek ve politikayı esas memleket işine tercih etmemek ola-çaktır. Böyle memur ve âmir- geçen lerin vatandaşla beraber rahat ı ladığı için üzülen ve Türk mil olmaları en güzel, en tabiî hak1 letinin erkek ve civanmert ru-ları olduğu gibi böyle olmı- j hu karşısında yaptıklarından yanların da mukadder akıbet- hicap duyacakları yerde kürlerine katlanmaları en zarurî naz ve sinsi bir eda ile içleri bir neticedir. | hezal içinde bulunanlar elbet
Sevgili kardeşlerim, ' ki artık ve bir daha senin te-
Şimdiye kadar bir çokların- ’ veccühüne lâyık değildir ve ol da geçimsizlik hâkim olan köy- mıyacaktır. lerimizin ve mahallelerimizin Sevgili muhatabım, büyük ekseriyetinde artık gü- ' Seni bu güzel ve asil hisle-ler yüzlü, tatlı sözlü, vazifele- ‘ rinle, idrakinle baş başa bıra-rini müdrik genç ve sevimli vatandaşlar iş başındadır. Yakında oralarda sürüp giden aile kavgalarından, düzensizlikten, sinir ihtilâflarından e-ser kalmıyacaktır. Borç içinde
taya temas etmek imkânını bu- . lamamıştır.
Senelerce, bu memleket idaresinde rol almış bir parti baş-kanının seçim buhranı içinde bu kadar acıklı duruma düşmüş olması insanı hakikaten müteessir etse yeridir. İnönü'- ce^* ıaP°r nün söyledikleri, günlerdenbe-1 ri Halk Partili gazetelerde rast b“’° geldiğimiz bayatlamış, hâyide ve uydurma baskı edebiyatın- ı dan başka bir şey değildir. I Yıllar boyunca bu memlekette I baskının, yıldırmanın ve sindirmenin envaını, hattâ en iş- I kenceli şekillerini tatbik eden bir idare bekayasınm, şimdi milletin iradesiyle iş başına geldn ve memlekette yalnız demokratik » rejimi tanzimden başka bir hedef tanımıyan yeni iktidara karşı bu şekilde bir bühtan atmasını hakikaten taaccüple karşılarız.
Bayar Doğu gezisinden dönüyor
İngiltere Türkiye nin yardımına koşacak
(Başı 1 nci sayfada) ( nıekte ve Türkiye bir komünist tecavüzüne uğradığı takdirde İngiltere’nin derhal yardıma koşacağını katiyetle ifade etmekte- , (lirler.
Türkiye - İngiltere andlaşması 1939 senesinde imza edildiği günden beri kıymetinden hiç bir şey kaybetmemiştir. Yalnız o zaman muhtemel mütecaviz Nazi Al-maııyası idi. Bugün muhtemel mütecavizin Rusya olması bu Türk - İngiliz andlaşmasının kıymetini zerre kadar düşürme-
Tüj'kiye, İngiltere ile bu and-laşmasını ileri sürecek bir vaziyete geldiği anda İngiltere’yi yanı başında bulacaktır. Ve İngiltere’nin de gerisinde bütün demokrasileri sürükliyeceğinden zerre kadar şüphe edilmemelidir. İngiltere’nin gözünde Türkiye zayıf değil, fakat kuvvetli bir mevki işgal etmektedir.
Türkiye ne gibi garantilere sahip bulunmaktadır:
1 — Birleşmiş Milletler üyesi sıfatiyle tecavüze uğradığı anda Genel Kurul ve Güvenlik Konseyinden yardım talebetmek hakkını haizdir. Böyle bir talebin ne kadar sür’atle müsbet bir cevap alacağını Kore hâdisesi isbat et-
2 — Türkiye ile Ingiltere ve Fransa arasında mevcut andlaş-malar gereğince Türkiye bir te-cavüzanında derhal yardım talebinde bulunmak hakkını haizdir. Ayrıca Birleşik Amerika’nın şifahî garantisine de sahiptir.
3 — Türkiye Kuzey Atlantik Paktı Akdeniz komisyonu ile işbirliği yapacak ve bunlar bilhassa Akdeniz’in savunması ile ilgileneceklerdir.
Türkiye son milletlerarası hâdiselerde oynadığı rolle bilhassa temayüz etmiştir. Türkiye’nin İngiltere ile olan andlaşmasından zerre kadar şüphe etmiye mahal yoktur. Batının savunmasının Türkiye’nin savunmasını ihmal ettirdiği hakkında en ufak şüphe bile yersizdir.
1 Hoffman yarın geliyor
1 (Başı 1 inci sayfada)
I zifesinden ayrıldıktan sonra Başkan Truman tarafından Ikli-! sadî Yardım Teşkilâtına dahil memleketlerde'bir tetkik seyuha-, tine memur edilmiştir. ( ■ Yardım plânının önümüzdeki devresine ait programda, Hoff-L man’ın Başkan Truman’a vere-esas tutulacaktır.
“-"-nan’ın Ankara’yı ziyaretine ve burada ya-1 pacağı konuşmalara hususî bir . ehemmiyet affolunmaktadır.
Ankara, 9 (ECA) — Çarşamba günü Ankara’ya gelecek olan Mr. Pa\ıl G. Hoffman bilindiği üzere Marshall Plânını tedvir etmek üzere deruhte etmiş bulunduğu İktisadî İşbirliği İdaresi başkanlığından ayrılmıztır.
Başkan Truman, Mr. Hoff-man’ın istifasını kabul ettiğini bildiren mektupta ezcümle şunları söylemiştir:
• İktisadî işbirliği idaresinin Başkanı olarak iki buçuk senelik sadıkane vazifeniz ve 21 Eylül tarihli mektubunuzda ileri sürmüş olduğunuz sebepler arzu lavınızı kabul etmekten başk3 herhangi bir ihtimali ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Binaenaleyh, idarecilikten olan istifanızı 30 Eylül tarihinden itibaren kabul ediyorum.
•Milletlerarası işlerde doğan bir krizden neşet eden dünya çapında en müşkül problemlerden biri ile uğraşmanız esnasında büyük şeyler başardınız.
«İktisadî meselelerini halletmek yolunda işbirliği yapmıya çalıştığımız memleketlerde taki-bettiğiniz siyaset “kendi kendilerine yardım edebilmeleri için yardım” gibi sağlam bir prensibe istinad etmekteydi. Bundan daha akilâne bir prensibinortaya atılabileceğinden şüphe ederim.
«Sizin elde ettiklerinizden ve ilerisi için plânladığınız şeylerden elde edilenlerden dolayı bizim memleketimizin teşekkürlerini ve sizin önderliğinizde İktisadî İşbirliği İdaresinden yardım gören memleketlerdeki hükümetlerin ve halkın teşekkür ve minnettarlığını kazandınız.
«Sizin terkettiğiniz bu vazifeye idareci muavinliğini yapmakta olan William C. Foster’in tayinini sizin de tasdik ettiğinizi öğrenmekle bahtiyarım.
«Tavsiyem üzere Avrupa mem leketlerinde önümüzdeki ay yapacağınız seyahatten döndüğünüz zaman getireceğiniz raporu derin bir alâka ile bekliyorum. ______________
İstikbalde elbette fırsatlar zuhur mantıkî bir inkişaf olarak telâk-ettikçe sizin tavsiyelerinizden kî etmekte istifadeye çalışacağım.
Bütün iyi temennilerimle.
Samimiyet ve minnettarlığımı bildiririm.»
Harry S. Truman
leket kalkınmasının ancak ziraî kalkınma i|e mümkün olabileceğini, ziraî kalkınmanın ise su işlerinin ıslahına bağlı bulunduğunu belirtmiş, bu derdin yalnız Elâzığ'a inhisar etmeyip bütün memlekete şâmil bir dâva olduğunu söyliye-rek bu ihtiyaç zamanında takdir edilip ona göre faaliyete geçilmiş olsaydı şimdi salâh yolunda hayli mesafe alınmış olacağını ilâve etmiştir. Başbakan izahatına devamla memlekette yapılacak işler pek çok olmakla beraber hepsinin esasını ziraî kalkınma teşkil ettiğini, işe bu esastan başlanmazsa iktisadi temel olmıyacağı cihetle kurulacak binanın çürük kalacağını tebarüz ettirerek bunun için çok paraya ihtiyaç gösteren büyük projeler şart olmadığını, bilâkis az para -ile tahakkuk ettirilebilecek küçük projelerin çok daha faydalı neticeler sağlıyacağını anlatmış, bu ihtiyaçların şimdiye kadar nasıl olup da ele alınmamış olması karşısında duyduğu hayret ve teessürü açıklamıştır.
Başbakan Adnan Menderes yalnız Elâzığ’da değil, yurdun her yerinde aynı dertlerle karşılaştıklarını ifade ile iki ana temeli teşkil eden sulama işleri ve yol meseleleri üzerinde hükümetin büyük bir hüsnüniyetle durup evvelâ bu dert-' lerin halli yoluna gideceğini, eldeki imkânlar mahdut oldu-ı ğuna göre büyük projeler yerine daha ucuza mal olacak daha faydalı küçük projelerin tahakkukuna çalışılacağını söylemiş, eski hükümetler tarafın . dan gelecek senelere câri ₺a-, ahhütlere girişilmiş olduğu i-
- çin bu vaziyetin hükümeti bir
- dereceye kadar büyük proje-
- lere bağladığını anlatmıştır-ı Başbakan Adnan Menderes
■ bundan sonra başlanmış olan
- çok masraflı büyük projelerin
■ hesinin faydasız olduğu iddi-: asında bulunmadığını açıklıya-
■ rak misaller vermiş, İstanbul-1 da Maltepe’de 50 milyon lira
■ sarfiyle kurulmakta olan siga-‘ ra fabrikasını misal göstererek ’ bu fabrika bir müddet daha 1 kurulmamış olsa sigarayı şimdiki gibi içmemizde bir mahzur olmıyacağını, buna muka-
! bil 50 milyon lirayı istihsali arttırmaya yarayacak tesislere 1 harcamanın şüphesiz ki memlekete çok daha faydalı olacağını belirtmiştir.
1 Belediyede yapılan toplantı
Partilere yapılan bu ziyaretlerden sonra belediye dairesine gidilmiş, halen burada bulunan Bingöl, Malatya, Tunceli valileriyle Elâzığ valisinin iştirak ettikleri uzun süren bir toplantı yapılmıştır- Cumhurbaşkanının Başkanlığında yapılan ve Başbakan Adnan , Menderes'in de bulunduğu bu toplantıda bölgenin ihtiyaçları , üzerinde görüşülmüştür-
Bayar Verem Savaş Derneğinin Polikliniğini açtı
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar t yanında' Başbakan olduğu hal-t de bugün Elâzığ verem savaş . derneğinin poliklinik ve ront-) gen tesislerini, memlekete ha-. yırlı olması temennisile açmış-. tır- Bu polikliniğin röntgen te sisleri Amerika’da bulunan E-r lâzığ’lı vatandaşların teberruu
- ile
(Başı 1 nci sayfada) nağında vilâyet erkânını kabul etmiştir.
Cumhılr Başkanı ile Başbakan bu geceyi Sivas’ta geçirecekler, yarın Sivas’ta lerde bulunacaklardır.
Cumhur Başkanı ile Başbakanın yarın akşam Ankara’ya ) dönmesi muhtemeldir. 1
Elâzığ’da i
Elâzığ, 9 (Basın - Yayın) —
Cumhur Başkanı Celâl Bayar 1
ve Başbakan Adnan Menderes dün Diyarbakır’da Atatür-kün köşkünü ziyaret etmişler, 1 Tapu ve Kadastro, İskân, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Ziraat Bankası Genel Müdürleriyle bir toplantı yapmışlar ve muhtelif heyetlerin ziyaretlerini kabul etmişlerdir.
Bu sabah saat 9,30 da uçakla Diyarbakır’dan hareket ederek 10.15 de Elâzığ’a gelen Cumhur Başkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes hava alanında milletvekilleri, Elâzığ Valisi, bu ziyaret münasebetiyle Elâzığ’a gelmiş bulunan Malatya, Bingöl ve Tunceli valileri, askerî ve mülkî erkân, Belediye Başkanı ve Partiler temsilcileri tarafından karşılanmışlardır. Kalabalık bir halk kütlesinin sevgi tezahürleri arasında uçak alanından şehre gelen Cumhur Baş-kanımızı Vilâyet konağı önünde alay sancağını taşıyan bir kıta asker selâmlamıştır. Öğrenciler de Cumhur Başkanı Celâl Bayar’ı karşılamağa çıkmışlardır.
Cumhur Başkanımızm
hitabesi
Elâzığ Vilâyet Konağında vilâyet erkânını kabul eden Cum hur Başkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes’le beraber Konaktan çıkarken bahçeyi ve meydanı dolduran mu azzam bir halk kitlesinin saygı ve sevgi tezahürleriyle karşılaşmışlardır; Celâl Bayar halka hitabederek demiştir ki: «Beni daima sıcak bir muhabbetle karşıladınız. Elâzığlı lar bu sefer de bana ve yanımdaki arkadaşlara emsalsiz tezahüratla hüsnü kabul gösterdiler. Bunun minnet hâtırasını daima muhafaza edeceğim.
Görüyorum ki halk rejimimize bütün kalbiyle bağlıdır ve İstıraplarını dindirmek için çalışma bekliyor. Bu ıstırapları dindirmek bir zarurettir. Bizim borcumuz ancak sîzlere hizmet etmekle ödenir. Bunun tezahürüne, fiilî eserlerine şahit olacağımızı temenni ve ü-mit etmekteyim. İstikbal milletçe bizimdir. İstikbali tikbalde özlediğimiz mutlaka fethedeceğiz.
Bu emsalsiz tezahüratınız ö-nünde gönlüm dolu olarak sîzlere şükranlarımı arzederim. Memlekete ve şahsen teker teker hepinize sadetler dilerim.» Partileri ziyaret
Vilâyetten sonra Tümen Ko mutanlığı, Belediye ile Demokrat Parti Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet Partisi, İl mer kezleri ziyaret edilmiştir. Cum hur Başkanı üe Başbakan bu ziyaretlerinde binaların önlerinde toplanan büyük halk top luluklarının samimî leriyle karşılanıyor kınıyorlardı.
Partilere yapılan esnasında memleket ri üzerinde görüşülmüştür. Cumhuriyet Halk Partisine yapılan ziyarette Elâzığ’ın bugünkü vaziyeti üzerinde durulmuş, söz alanlar demiryolu şebekesinin genişlemesi ve ilerlemesi ile eski hinterlandını hemen tamamiyle kaybederek transit merkezi olmaktan çıkıp geçimi Elâzığ ovasının mah sul verimine münhasır kalmış olan Elâzığın müşkül durumunu belirtmişler, şehirden başka vilâyetlere iş bulmak üzere göç edenlerin nisbeten çoğaldığını söylemişlerdir.
( Halk Perisinde yaplıan bu hasbıhallerde söz alanlar bu vaziyette Elâzığ’ı kalkındırma-
L nın âcil bir lüzum olduğunu ileriye sürerek bunun için Elâ-[ zığ ovasında sulama işlerine ehemmiyet verilmesi, ayrıca elektriklendirme işine girişil-I mesi temenni ve ricasında bu-. lunmuşlar, sulama ve elektriklendirme için Gölcük gölünden istifade etmek üzere eskiden ‘ 17 milyon liraya tahakkuk ede-1 ceği tahmin olunan bir proje 1 hazırlanmışken bunun tatbik 1 edilmemiş olduğunu söylemişlerdir.
, Başbakanın izahatı
Halk Partisinde ileri sürülen ı bu dilekler üzerine Başbakan
- Adnan Menderes izahat vermiş Mojuan».» —— ------------
- ve dilekleri cevaplandırmıştır.'İncelenmekte bulunduğunu da Başbakan bu izahatında mem belirtmiştir-
tetkik-
Hele 1946 danberi Halk Par- 1 tisi idaresinin metodlannı ne- s fişlerindeki tecrübelerle bilen- 1 ler, bu zümrenin elbette demok 1 rasi sistemini bir türlü hazme- 1 demiyeceğini ve onun içindir ki ( necat çaresini her ne pahasına 1 olursa olsun, ortalığa saldır- 1 makta bulacağını pek iyi tahmin ederler.
Bu zevatın, kanunların hâ- 1 kim olduğu, ve kanunların tat- 1 bik edildiği bir devrin hususi- 1 yetini anlamalarına elbette imkân yoktur. Halk tarafından 1 seçilmedikleri halde türlü da- ' laverelerle ve zorbalıkla, sene- 1 lerce idareyi ellerinde tutmağa alışık olanların bizzat tatbik : ettikeri metodları şimdi halkın reyi ile iş başına «gelenlere atfetmek istemeleri siyasî tezvir ' ve tahrikin yeni bir şeklidir. Bilmeyiz bu gibi kimseler hâlâ ' ne yüzle milletin karşısına çı- 1 kıp da demokrasiden, şundan bundan bahsetmek cesaretini kendilerinde buluyorlar?
Muhalefetin bugün hiç bir | masuniyeti yoktur, diyen Halk , Partisi Başkanına sorarız: kendi idarelerinde muhalefetin , masuniyeti var mı idi? 1946 se- j çimlerinde muhalefet masun ( tutulmuş ve halkın oyuna iti- , bar edilmiş mi idi? Muhalifleri deliğe tıkmak için mütemadi- [ yen emir çıkaran Fuat Sirmen } adaleti mi muhalefeti masun , tutuyordu? (
Ama merak etmesinler, ken j dilerine karşı bu şekilde oyun- ı lara baş vurulacak değildir, i Onlar da bundan sonra her vatandaş gibi kanunların himayesi altındadır. Onlar da demok- I rasinin nimetlerinden faydalanacaklar ve demokratik bir idarenin ne olduğunu ancak bundan sonra öğreneceklerdir. İnönü, Kore'den bahsetmenin bir suç olarak mahkemelere ( intikal ettirildiğinden şikâyet etmektedir. Kore'den bahsetmek suç değildir; fakat Kore ’ harbine asker gönderilmesini 1 bahane ederek bozguncu tah- 1 rikler yapmak, vatandaşları 1 hükümetçe alman bir karara ; karşı bu şekilde kışkırtmak suçtur; askerlerin arasında siyasî propagandalar yapmak
Neden şimdi ağızlarını açıp da Kore'ye asker göndermemizin aleyhinde bulunamıyorlar? Çünkü son hâdiseler ve Kore- : de Birleşmiş Milletlerin kazandığı zafer bu zevatın dış politika mevzuunda ne kadar zavallı mevkie * düştüklerini, ne derece önlerini göremez bir halde tfulunduklarını isbat etmiştir. Onun için artık bu hususta dahi lâf edecek durumda değildirler. Bir ay ilerisini kes-tiremiyen bu gibi insanların kendilerini gökten zembille inmiş gibi devamlı bir surette memleket idaresine lâyık görmeleri kadar gülünç bir şey ta savvur edebilir misiniz? , Hayır, biz muhalefetin vatan haini olduğunu söylemedik; fakat onlar, eğer Kore hâ-1 disesinde olduğu gibi, Ruslarla beraber Birleşmiş I^illetler idealine veto çekerlerse, hıyanetin kapısını çaldıklarını, yine o gün gibi bugün dahi kendilerine hatırlatmak bizim vazifemizdir. Muhalefet normal bir şekilde çalışmağa alışmazsa, el bette ki kanun yakasına yapışacaktır.
İnönü'nün akşamki konuşması hakkında daha fazla bir I şey söyliyecek değiliz. Esasen ; temas ettiği diğer mevzuların ; hepsi, şimdiye kadar kırk ke-! re cevabını almış birtakım mes [ nefsiz iddialardan ibarettir. ’ Yazık ki bu gibi zevat elin-! 4^W**VW*WV**W*V»*V*V**V% de muhalefet dejenere olmak
kırken onları da mukadder âkı betleri karşısında perişan görüyorum ve tekrar ediyorum: Allah, bu memlekenin huzu ru karşısında döğünenlere sevinmek fırsatı vermesin!..
Jeden Terbiyesi Merkez istişare Kurulu toplandı
Profesyonellik ve amatörlük talimatnamesinin bu defaki toplautıda görüşülmesi muhtemel Beden Terbyiesi Merkez İs- İstişare kurulunun bu defaki tişare Kurulu dün saat 15 te toplantısında profesyonellik ve' Millî Eğitim Bakanı Tevfik İlerinir lantı yapmıştır-
Bu toplantıda Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünün 1951 yılı bütçe tasarısı üzerinde u-zun görüşmeler cereyan etmiş-t r- Toplantıya bugünde devam ■dilerek, bütçe tasarısı tekrar görüşme mevzuu olacaktır-
______________ _____ amatörlük talimatnamesinin başkanlığında bir top ! görüşülmesi muhtemeldir-
----Ayrıca spor idarecileri, futbolcular ve basın mensuplarının spor sahalarına serbest girişini tahdit eden talimat hükümlerinin kaldırılması husu-sında yapılan müracaatlar da toplantı sonunda görüşme mevzuu olacaktır-
Vakitsiz kış
(Başı 1 inci sayfada) 'sıfırın altında 2 santigrada kadar düşmüştür.
Karayazı’da
Karayazı, 9 a.a. — Üç gün-denberi devamlı yağan yağmurdan sonra şiddetli bir fırtına ile birlikte kar yağmaya başlamış ve kar tabakasının kalınlığı 10 santimi bulmuştur. Kar tipisi halen devam etmektedir.
Ardahan'da
Ardahan, 9 a.a. — Şehrin etrafındaki dağlara senenin ilk karı yağmıştır.
Murgul'da
Murgul, 9 (Hususî) — İki gündenberi devam eden soğuklar artmış ve bugün mevsimin ilk karı yağmıştır.
Kars - Hopa yolunda kardan münakele kesildi _____o_______________
Artvin. 9 (a.a.) — Üç gündür kikatı tekemmül etmiş . __
' mevsimsiz bir kış hüküm sür- ya bugün İkinci Ağır Ceza mekte ve fasılasız yağmur yağ- Mahkemesine sevkolunmuştur. maktadır. Suhunet gece sıfırın Bu dâvanın muhakemesine ’ altında 8’e kadar düşmüştür. 15 Kasım çarşamba günü saat ‘ Genya ve Kaskal’a kar yağmış- 9.30 da başlanacaktır. ' tır. Diğer taraftan Kars - Hopa yolu üzerinde yalnız çan ve Yusufeli civarına kar yağdığı ve
1 münakalenir r mektedir.
Kaskal’a
Koreye birlik göndermemizin tesirleri
Londra, 9 a.a. — (LPS): Türkiye ile Yunanistan’ın Atlantik Paktı ile ilgilendirilmelerini yorumlayan Glascow Herald bunu beklenilmiyen bir keyfiyet değil,
Kore birliği filmi
(Başı 1 inci sayfada) maktadır-
600 metre uzunlukta' olan film etraflı izahlar; marşlarımız ve halk musikisi ile süslenmiştir!
Yol boyunca memleketimizin heybetli manzaralarını ve kahraman birliğimize gösterilen heyecanlı »alâkayı canlı sah neler halinde belirten bu tarihi film büyük bir ilgi uyandırmış ve takdir celbetmiştir-
Kayalıbay
(Başı 1 inci sayfada) hakkında Üçüncü Sorgu Hâ-kimliğince yapılan hazırlık tah ve dos-
durduğu bildiril- ! !Hamamönü — Yeni Do-
! iğumevi Çocuk Hastalıkları ;; Mütehassısı
Dr. İhsan Can
; Hastalarım hergün saat ! 15 ten itibaren kabul eder.
; Anafartalar caddesi Kıır-! şunlu Cami ; ;394 Bekman ; ! Muayenehane : ; 15888.
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy DAHİLÎYE MÜTEHASSISI Her gün hastalarını saat 15 den İtibaren Hamamö-nü. Halk Eezahanesı karşısındaki p artmanı eder. Tel: 15343.
Nizameddln A-
No. 2 de kabul
I
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Bulgaristandan gelen göçmenler (Başı 1 inci sayfada) vatana geldiklerinden yerleştirilecekleri yerlere kadar işlerini tanzim ve masraflarını temin iş-leriylb meşgul olacaktır- Bu hu susta ihzari faaliyete geçilmiş bulunmaktadır.
Bir İngiliz gazetesinin mütalâası
Londi'a Radyosu, 9 (Basın -Yayın — Muhafazakâr Daily Telegraph gazetesinin bugünkü sayısında Bulgaristan’dan zorla tehc:r edilen Türk azınlığının durumundan bahseden bir makalede şöyle denilmektedir:
•Komünist Bulgar hükümetinin Türk azınlığından kurtul mak için yaptığı teşebbüsün gizlj maksatlara dayandığına şüphe edilemez- Bulgar hükümeti, Bulgaristan'da yaşıyan ve çoğu köylü olan' Türklerin aç ve çıplak bir halde hudut harici edilmeleriyle Türkiye’yi güç bir durumda bırakmak isti yor. Fakat tehcirin başka sebepleri de olabilir. Meselâ komünistler bunlardan istedikleri gibi faydalanmaktadır.
Ârif Oruç Vefat etti
İstanbul, 9 (T.H-A-) — Tanınmış gazeteci Arif Oruç bugün sabaha karşı saat dörtte Şişli Çocuk Hostalıanesinde vefat etmiştir ■
60 yaşında olan gazeteci Â-rif Oruç bütün hayatını çeşitli siyasî mücadeleler içerisinde geirmiş bir muharrirdi-
durumuna girmektedir. Fakat bereket versin ki. Halk Partisi ı mensuplarının çoğu şimdiye kadar hem sözleriyle, hem fiil-; leriyle kendi başkanlarını bir çok mevzularda defaatla yalanlamışlardır.
: Mümtaz Faik FENİK
ve bu hareketin ifade ve tazammun eylediği daha şümullü hususlar üzerinde durarak şöyle demektedir:
Türkiye’nin üçlü andlaşma hükümleri gereğince bir Avrupa devletinin tecavüzü halinde İngiltere ve Fransa tarafından verilen teminata sahip olmasına ve Acheson ile Bevin'in geçen mayısta Türkiye, Yunanistan ve İran’ın güvenlik bahsinde memleketlerinin daimî alâka göster-malarına rağmen, Kore’nin isti-diğıni yeniden beyan etmiş ol-lâsı Türkiye için özel mahiyet arzeden bir takım şartlar yaratmıştır. Rusya Küçük Asya’da Türkiye ile müşterek hudutlara sahiptir. Keza Rusya'nın peyki olan Bulgaristan da Türkiye’nin komşusudur. Kore’de plânlarını gerçekleştiremiyen Rusya dünyanın zayıf noktalarına tazyik icra ederek yeni bir tecrübeye giriştiği takdirde, Türkiye’nin kendisini emniyette hissetmemesi için kâfi sebepler mevcut demek tir. Zira tehlikeler yeni de olsa daha az gerçek değildirler. Türkiye’nin bir kaç seneden beri yan seferber bir halde kalmasının bir sebebi de bu tehlikelerdir. Başkan Truman, bu hazırlıklı bulunmak keyfiyetinin istilzam ettiği İktisadî yükü takdir etmiş olduğu içindir ki Türkiye-ye askerî yardım programını teklif etmiştir. Fakat Türkiye-nin Atlantik Konseyi ile ilgilendirilmesini icap ettiren sebep belki de Kore’ye 4500 asker göndermiş olmasıdır. Ve bu hareketin mânası Birleşik Amerika’da olduğu kadar İliç bir yerde takdir edilmemiştir. Türkiye’nin bu hareketi açıkça göstermiştir ki, bu memleket bütün Atlantik Pak tı üyelerini harekete getirmesi lâzım gelen manevî kudreti ha-
Gazete bundan sonra bu son kararın verilmesi ve bilhassa bu husustaki demecin Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılmasının Moskova’da stratejik ve askerî bakımdan kıymetlendirileceğim tahmi netmekte ve yazısını şöyle bitirmektedir: «Bu, Amerika’nın yakın ve orta doğu ile her zamankinden ziyade alâkadar olduğu mânasına gelir.»
tezahür-ve uğur-
ziyaretler meselele-
meydaıua getirilmiştir-
Ankara Tıp Fakültesi (Başı 1 inci sayfada) rını ziyaret ve teftişe başlamış bulunmaktadır-
Bu cümleden olarak Hıfzıs-sıhha Enstitüsü, Nümune Has-tahanesi, Doğumevi, Çocuk hastahanesi ve Verem Dispanserlerine giden Bakan, başkâtip ve diğer mütehassıslardan bu kurumların İdarî ve fennî hususlarına dair geniş izahat almıştır-
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı dün de, Belediye Hastahanesi, Tıp Fakültesi ve Hıf-zıssıhha Okulu ile kinin komprime ve ampulleri imalâthanesini ziyaret «tmiş ve daha sonra askerî Gülhane Tatbikat Okuluna giderek Tıp Fakültesi dekanı ve diğer profesörlerle toplu bir halde yurt sağlığı ve yetişmekte olan tabiplerin ve fakültenin durumu hakkında hasbihallerde bulunmuştur-
Bakan buradaki konuşması sırasında bilhassa Ankara Tıp Fakültesinin tekâmülü için Başbakana sunulan dileklerin
Sayfa: 5
10/1950
‘nin ağlı by
ZAFER
ZAFERİN ANKETİ
Toprak sahibi olan' köylülerin ı teşekkürleri
§â-•Ye-tak-yete alâh 1IT11Ş 4ba-mip, çok e&a. etti.
—)......
jı ci- «ahçıvan köşküne gitmek üze-üriik r de hemen kalkmadık. Her-rerek ^,de saat ona on kala veya tiyaç fyrek kala olacak. Pek ağır şgjt tanıyorduk. Maamafih her-a üç nlde yirmi dakikadan fazla âiçiik *”nan seçtiğini tahmin etmi-f— Ortalık iyice kararmış tadar F’ydl?
t __ Evet ortalık kararan
. (peyce olmuştu, fakat etrafta t * ivlerin, ağaçların şekilleri se-Jiliyordu. Zaten gayet berrak ere »e yıldızlı bir geceydi.
ıraun — Evet efendim. Lütfen, ’ Sayan Dunne’in sizi neden do-1 3115 »yı durdurduğunu söyler mi-işle- hjniz?
rinde ' — Eyvahlar olsun, yemek usnû- tutumu unuttum! diye haykır-dert- lı. Köşkün yanındaki ağaçla-aı-asında unutmuş olaca-
- Ibirisi bulursa rezalet olur, an-ı İıem babam buraya geldiğimi ılluvar, diye telâşlanıyordu.
(— Bu gezmenizden Bayan ! punne’in annesi ve babası haberdar değil raiydiler?
! — Hayır efendim. Bayan t 0unne’in büyük validesi vefat 5 itmişti, annesi ve babası New , îampashire’e cenazeye gitmiş-i hrdL
, — Buyurun, devam edin.
■ — Bayan Dunne kutuyu kay-. bettiğinden dolayı pek üzülü-’’ yordu. Bense kutunun bulunup ’’ da tanınacağına ihtimal vtfr-bilhassa köşkten birisi çıkar da görülürsek diye
g. ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Ya zam Franccs Noycs Harl Çeviren: S. Yazıcsoğlu
— 120 —
'— Acaba saat kaçtı, hatır-yor musunuz, Bay Phipps?
— Vallahi saatten pek emin ığilim. Kitap okurken hava )k kararmıştı, o zaman saate mkmıştım, dokuza geliyordu.
•■ğini,
)ldu- fijım. Üzerinde de markam teri-1 aha
ta- I fiyatın
kı-
tı i-
i bit
TOje-
İ
olan
iddi-
anbul- iliyordum;
1 -:ı£' telâş ediyordum. Fakat, niha-;er«ti yet, gidip kutuyu aramağa ka-• dil rar verdik. Yanımda bir elek-
r d
ı {E- Irik feneri vardı, arana arana M geriye döndük. Ana yoldan müh- fiğır ağır ilerliyerek köşke yak stits »aştık. Biraz durduk. Ses var Mite Ihu diye etrafı dinledik.. Bayan i albümle «Ses seda yok, ışık da ! ol«-P’ok‘ Etrafta kimseler yoktur» miyordu. Ben de, «Birisi pen-pladı Fereyi örtmüş, perdeyi de ka-riyırt-l®’amı?' b’raz evvel ®n odanın liresa fPerdesi aÇ’*rtl) dedim. Sally, ı l«Her ne ise, burası korkunç rıınci ' "r yer’ çabuk arayal,m da çı-
:ikıp gidelim, dedi. Feneri yak-nın J itim, yerlere bakarken ufak bir eD tojşey bulduk. ımhE-P la T‘-j" Adu:[ ğu M yaçlar- F
Otların arasında, tam merdiven ayağının yanında siyah çizgili gümüşlü bir sigara çak mağı vardı. Bayan Dunne, «Ü-zerinde yazı da var. dedi. «Mi-mi’den Monh Elliott’a. diye o-kudu. Tam o sırada bir ses duydum, başımı kaldırdım. Bir otomobil geliyor dememe kalmadı, köşeden fenerleri gördük. «Kımıldama, görülürüz, dedim, ikimiz de ağaçların a-rasına büzüldük. Otomobil köşke yaklaştı, kapının önünde
— Markasını farkettiniz mi, Bay Phipps?
— Maalesef otomobilden pek anlamam. Fakat ufak, siyah bir spor araba idi. içinden bir kadınla bir erkek çıktılar. Kapının önünde bir an durdular. Kim olduklarını görür görmez hayretten bağırmamak için kendimi zor tuttum. İkisi de merdivenleri çıkıp kapıya doğru yürüdüler!
— Konuşuyorlar mıydı?
— Evet, fakat çok alçak sesle konuşuyorlardı. Evvelâ bir şey anlıyamıyordum. Sonra, erkeğin «— Tuhaf, kapı a-çık. dediğini duydum. Onlar içeriye girdiler, ben Sally'ye, •Gelenleri tanıyor musun ? Stephen Bellamy ile Bayan •Patrick Ives. dedim. O esnada içeride bir ışık yandı, bir saniye sonra söndü. Sonra, i-çeride salonun perdesinin arkasında tekrar ışık yandığını • gördük. Bir an içinde içeriden madenî bir şeyin düştüğünü ve cam kırlır gibi bir de gürültü koptuğunu duyduk. Işık da derhal sönmüştü. «Yürü Sally, seni bu işe ben soktum, ben çıkarayım!» dedim. Tam hareket edeceğimiz esnada içeriden müthiş bir feryat koptu. Ölüm derecesinde dehşet içinde kalmış bir insan ânî bir feryat salıvermişti. İliklerime kadar donduğumu hissettim. Bir an sonra kapının ö-nünde tekrar sesler oldu.
— Konuşanların kimler olduğunu görebiliyor muydu-
— Hayır! Ancak otomobile girerlerken görebildim. Evin köşesini siper almış olduğum için kapının önünü göremiyor-
(Devamı var)
Yeraltı şehrinde
(Başı 3. üncü sayfada)
.. (Starlar? Hani biz ocağa inerken, ceplerimizdeki çakmak ve ' - (kibritleri bile almamışlar mıydı?
_„,l; Saım Bey, biraz yürüyelim, şimdi görürsünüz, deyip sus-
Bal* I
u b" I — Tehlike varmı dır? diye sordum.
s3'-1 — Tehlike mi, dediniz. O her zaman her yerde mevcuttur, roj' Biz madencilerin bütün çalışmaları, tehlikeyi tamamen yok e h3T* ...................- * - -
a)*J
a*
r-
I
| etmek değil, asgarî ve tabiî haddine indirmektir!
li Bu sefer, tereddüdüm ariiı: Acaba dinamit alılan kısma l|gitsem mi, gitmesem mi?
Fakat bu binlerce işçinin 24 saat içinde bulundukları yer fallı şehrinin esrarını biraz daha öğrenmek merakına muka-(fvemet edemiyerek yürümeğe başladık.,.
(Devam edecek) Adviye FENİK
“ Profesyonellik, az miktarda oyuncuyu ve beş on kulübü alâkadar eder „
ürk spor âleminin İdarî sahada tanıdığı Muvaffak ! Menemencioğlu, uzıın seneler spor teşkilâtımızın fede- ; I rasyon reisliklerinde ve Fenerbahç spor idare heyetlerinde i bulunmuş ve memleket sporuna büyük hizmetler etmiş, genç ; sporcuların yetişmesinde kendilerine daima müzahir olmuş ;! kıymetli bir idareci olarak daima temayüz etmiştir. ! -
Hâlen de Fenerbahçe camiası içerisinde feragatle çalışan ;; Muvaffak Menemencioğlu’nun anketimize verdiği çok dikka- ;! et değer cevabın birinci kısmını evvelce yayınlamıştık. Ce- !; vabın ikinci kısmını da bugün okuyucularımıza takdim edi- ;;
Ankara, 9 a.a. — Dağıtılan toprakların çiftçiler tarafından işlenmeye başlanması dolayı-siyle Tarım Bakanı Nihat Eğri boz’a, Yalova’nın Çiftlik köyü ihtiyar kurulu adına muhtar Ahmet İşkuri tarafından aşağıdaki telgraf gönderilmiştir:
«Yüksek himmet ve delâleti nizle Yalova’daki Millet Çiftliğinden az dahi olsa topraksız köylülerimize dağıtılıp fiilen sürmeye ve ekmeye başladığımız topraklardan dolayı zatı devletlerine karşı teşekkürü borç b lir köylülerimiz namına minnet ve şükranlarımızı arzederim.»
Her Yaşta
Her meslek sahibi
Her Bayan
Hulâsa vatandaşın ihtiyacında olduğu
İşaret edilecek ikinci bir nok ta da profesyonellik sıfatının münhasıran oyuncuları içine alacağı, paralı takım kullanan kulüplerin amatörlük vasıflarına katiyen dokunmıyacağı keyfiyetidir. Kulübün profesyonel olması ancak kârından hissedarların bir pay almalariyle mümkün olur. Bizde ise böyle bir şey yoktur. Bütün varidat kulüp masraflarına, teşekkü -lün terakkisine ve nihayet bütün gençliğin inkişafına sarfe-dilir. Artan kısım ertesi seneye devrolunan bir bütçe fazlasından başka bir şey değildir. Profesyonel oyuncular kulübün memur ve müstahdemleridir. Amatör bir kulüp nasıl maaşlı bir müdür, bir muhasebeci, bir kâtip kullanırsa aynı surette maaşlı bir veya müteaddit futbolcu da istihdam edebilir. Onların temin edeceği fazla varidatla yüzlerce amatör gencin yetişmesiyle uğraşabilir ki bu hal profesyonelliğin amatörlük hizmetinde çalışacağının bir delilidir. Unutmamak icabeder ki bu yola gidebilecek büyük kulüplerimiz B takımları ve gençlerden mürekkep amatör futbol timlerini tabiî muhafaza edecekler ve şimdiye kadar meşgul oldukları atletizm, tenis, denizcilik, basketbol, voleybol gibi spor şubeleriyle, hasılat arttığı nis-bette, fazla iştigal edeceklerdir.
Profesyonelliğin bugünkü durumuna gelince, öyle zanne-yorum ki bu işin daha fazla intizara tahammülü kalmamıştır. Eğer Beden Terbiyesi kendiliğinden bir karara bağlamazsa alâkadar kulüpler bu kararı kendi aralarında verecekler ve teşkilâtın haysiyetini kırmak bahasına da olsa tatbikata geçmekte çekinmiyecekler -dir.
İyi ama bu tatbikat nasıl lacak?
ve müşküllerin önüne geçmek, disiplin temin etmek ve netice olarak futbol kalitesini yükseltmek için, değil mi? Halbuki memlekette mevcut yüzlerce kulüp arasında profesyonelliğe geçebilecek olanların nisbeti yüzde beş, ve zamanla belki de yüzde on olabilir. Geriye kalan yüzde doksanlık muazzam kitle arasında, umumiyetle diyemi-yeceğim ama şüphesiz ekseriyetle aynı günahlar —karınca kaderince tatbik edilegelmek-tedir. İstanbulda üçüncü küme oyuncularından bir çoğunun para almadan takıma girmediklerini hep biliriz. Kitle içinde bulunabilecek tam amatör kulüpler ise bu vaziyete başka bir mahiyet verecek bir nisbet-te olmaktan çok uzaktırlar.
Hususî maksatlarla yapılan asılsız neşriyat
Son günlerde bazı gazetelerde Tarım Bakanı Nihat Eğribo-zun kendi kitaplarını Bakanlık teşkilâtına satmış olduğu yolunda devamlı neşriyatta bplu-nulduğu görülmektedir.
Her
mek bilgi
OTOMOBİLCİLİKDİR Ankara ŞOFÖR OKULU Yeni ders devresini yeni binada yeni imkânlarla Bugün açıyor
Kayıtlarınızı henüz yaptırmak imkânına maliksiniz- Yeni adresimiz: Mebus evleri önü Teknik Ü-n'versite karşısı No. 4 yeni telef: 32649.
Amasya Devlet Hastahanesi Baştabipliğinden
Cinsi: Ameliyat masası, Muhammen bedeli: 9000 lira, yüzde 7,5 teminatı: 675 lira.
Cinsi: Ameliyat masası, muhammen bedeli 2000 lira, yüzde 7.5 teminatı 150 lira.
1 — Amasya Ruhi Tingiz hastanesi için bir ameliyat masa-, lâmbası 2490 sayılı kanun gereğince 15 gün müddetle açık
eksiltmeye konulmuştur.
2 — 9/10/1950 tarihinden 23/10/1950 tarihine kadar istek-
lilerin evsaf ve şeraiti anlamak üzere hastane baş hekimliğine ve İstanbul’da Sağlık Müdürlüğüne müracaatları ve ihale tarihi olan 23/10/1950 pazartesi günü saat 14 de hastanede teşekkül edecek komisyona teminat makbuzlariyle gelmeleri ilân olunur. (7626)—2240
Nallıhan Arazi Kadastro
Yargıçlığından
Yargıçlığımız için müsabaka ile 20 yirmi lira aslî maaşlı bir zabıt kâtibi alınacaktır. İmtihan 21/10/1950 tarihinde Yargıçlığımızda yapılacaktır.
Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz lise mezunlarının imtihan gününden evvel yargıçlığımıza belgeleriyle birlikte başvurmaları ve bu iş için geliş gidiş yolluğu verilmiyeceği ilân olunur. (7623)—2243
Hususî maksatları istihdaf ? Çerkeş Asliye Hukuk Yargıç-eden bu neşriyatın asılsız ol- lığından: duğunu beyana Anadolu Ajan- | sı mezundur. (A.A.)
Şu halde bir taraftan gizli para alıp vermeğe ıpâni olmak üzere çare olarak profesyonelliğe gideceğiz, bir taraftan da büyük bir ekseriyet içinde, meş hur olmadıklarından dolayı dile düşmiyen yüzlerce ve yüzlerce oyuncunun az veya çok bir menfaatle -—bunun hiç bir farkı yok—. bu işi bir geçim vasıtası telâkki etmekte devam etmelerine rağmen amatör sıfatını taşımalarına mâni olamı-yacağız. Böyle olacaksa profesyonelliğin faydası nerede kalır?
İşte işin «bam teli» buradadır.
Şüphe yok ki profesyonelliği kabulle atılacak ilk adımlardan maron - amatörlüğü en katî şekilde önlemek olmalıdır. Eğer kulüpler profesyonel oyunculara açık olarak, hem de amatör geçinenlere gizli surette para vermekte devam edeceklerse yeni talimat onlar için bir belâ olmaktan başka bir netice veremez. Bunu menetmek kabil midir? Fikrimizce evet.
Sayı: 1990.
i Çerkeşin Yeni mahallesinden Osman kızı AJımet karısı Şe-fika Alkan’ın Suşehri ilçesinin Ezbider bucağının Orta köyünden Şaban oğlu Ahmet Alkan aleyhine açtığı boşanma dâvasının Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan açık d.u ruşmasında:
Dâvacı ile davalının boşanmalarına 31/3/1950 gün ve 1990/70 sayılı ve Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiş olup dâvâlının adresinin [ meçhul bulunduğu ve hakkın-
Dcniz Kuvvetleri Komutanı1 dr ki yargılamanın gıyabında i-Tümamircl Sad.k Alt.ncan bu ’1Enon devam olunduğundan sabah saat 8 30 da .Gelibolu, h^mün özetinin gazete ile MuhTibile limanım,za gelmiş- nesn -nunaşip görülmüş olmak
I la ilam tebliğ yerine geçmek tir Amiral, Akdeniz Üsler Ko- üzere Hân olunur (s,38) rhutanı ile birlikte Genelkur- 1 may Başkanı Orgeneral Nuri Yamut’u ziyaret etmiştir.
Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Komutanları İzmir'de
İzmir, 9 (a-a ) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut beraberinde Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muzaffer Gökscnin bulunduğu halde bu sabah saat 9.30 da bir askerî uşakla şehrimize gelmiştir.
Suriye Ziraat Odası
Başkanımn dünkü tetkikleri
Suriye Ziraat Odası Başkanı İsmail Malki dün Toprak Mahsulleri Ofisini gezmiş, teşkilât ve çalışma programlarını tetkik etmiştir. İsmail Malki demiştir ki:
• Böyle bir müessesenin lüzumuna işaret ederek hükümetin hububat mübayaası için takibet-tiği yol müstahsilin yüzünü gül-dürebilecek bir mahiyettedir.)
Şimdi bu uzun izahatı topar- I' Uyabiliriz: i
Satılık
Yeni vaziyette ucuz bir frak- Adres: Yenişehir, A-tatürk Bulv. 189 Viyana terzihanesi. 5743
Ankara Palas
pavıyonu
19 Ekim 1950 perşembe akşamı açılıyor
Tanınmış Viyana atraksyon
• GEZA SEYDL. orkestrası
Telefon: 10400
2816
Frakla Smokin
Satılık. Uzun boylulara uygundur- Sabahları 21434 e telefon edilmesi-
' 2819
1 — Ankara’da Etimesgut inşaat deposunda teslim olunmak şartiyle (94590) kilo bitüm (asfalt) kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli 35471 lira 25 kuruştur. Şartnamesi belediyemiz hesap işleri müdürlüğünden parasız alınabilir.
2 — Eksiltme 27 Ekim 1950 cuma günü saat 15 de Belediye Dairesinde Encümence yapılacaktır.
3 — Geçici teminatı 2660 lira 35 kuruştur. Eksiltmeye girmek için 950 yılma ait Ticaret Odası vesikası lâzımdır.
4 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvel Belediye
Başkanlığına verilmesi şarttır. (7624)—2242
Samanpazarı Askerlik Şubesi Başkanlığından
Harp malûlü ve şehit yetimlerinin senelik yoklamalarına 15 Aralık 1950 gününe kadar devam edilmek üzere başlanmıştır.
Şubemizde kayıtlı olan harp malûlü ve şehit yetimlerinin cüzdanlariyle şubeye başvurmaları duyurulur. (7590)—2235
Veteriner Alınacak
Konya Belediye Başkanlığından:
Kadro maaşı 50 lira olan Belediyemiz Veterinerliğine barem hükümleri dairesinde müstakil bir veteriner alınacaktır.
İsteklilerin kısa hal tercümeleriyle birlikte 31/10/1950 tarihine kadar Başkanlığa müracaatları ilân olunur. (7588)—2236
Dünyanın aynası
(Başı 3. üncü sayfada) ( Hemen hemen hiç gülmez sarbocL, ' lkab’ara göre, Greta I Yirmiden fazla ikinci derecede ı • «m» ' Gn fazla bİr ı roller olarak filmler çevirmiş-esır yaratan bu aıfst olmuş- tir ur- İtalyanJara göre. Tapını-1 bcak bir insan- Romoda, ak-v“L.l|hmın saat altısına doğru Ve-jl|iet° yolu ile, açık yeşil bir
|iat marka otomobilin geçtiği [örülür- Micia bir köşede du-lur- Bu, Romalıların en çok ıldıkları bir köpektir- Daima eç kalkar ve uyandıktan iki bir muvafakat itmez! «Uyandığım zaman hiç •ir şeye tahammül edemem» pyor- «Hor sabah, yaşamayı pkrar öğrenmek için en az iki ptimi harcıyorum.. Anna Mag an). bir çigan gibi batıl iti-atlara ait bir şeyler öğrenir. frar-leı- rakamı 7 dir. Bir gün f elletri'dcn geçerken, bir ru-|anî âyin alayı yolunu kesti, ı i'°^drfinc şöyle seslendi: «Ha-J' ku gülünç merasimi yarıp
.^1 CCJflİZ C'tınivv. oılzıl,..
re
i 1
^e.e^aat sonrasına kadar hiç •■t' asanın kabulüne r
ve1
pjn
ieçinlz. Canım sıkıldı.»
Anna, s.ma bakımından da, ramatik bir yüze sahiptir
N Nihat ÜLKEKUL
Bir esrar satıcısı mahkûm oldu
Geçen ay, İstanbul’dan Anka’n ya «elen sabıkalılardan Hidayet özefe isminde birisi istasyon polisi tarafından üzerinde bir miktar esrarla yakalanarak adalete teslim edilmişti. Hidayet Özefe dünkü duruşmasında suçunu itiraf etmiş ve 40 Kün müd detle hapis cezasına çarptırılarak Cezaevine gönderilmiştir.
Avrupa’da profesyonel takım lar lig halinde toplanmışlardır. Teknik ve malî sebeplerden dolayı şehirler arası temasın pek müşkül göründüğü bizim memlekete gelince vaziyet yalnız bundan değil, başka sebeplerden dolayı da bambaşkadır. Futbolumuz şimdiye kadar yalnız üç bölgede boy atmış, seyirci toplamak inhisarı ise -bu hususta Avrupa’ya muvazi olarak - her şehirde bir kaç kulübün eline geçmiştir. Maç hasılatı bakımından İstanbul büyük farklarla başta gelmekte, onu Ankara ve İzmir takip etmektedir. Stadlarımız hem pek az, hem de ekseriyetle gelecek takımların yalnız yol masraflarına kifayet edecek ka dar bile varidat temin edemi-yecek cferecede küçük veya iptidaidir.
Bu sebeple millî küme işini ileriye bırakarak bidayette mahallî kümelerle iktifa etmek zaruri addedilmelidir. Ve fikrimce bizde mi^te - muhtelit -bir sistem kabulünde zaruret
Sezai Salman Konya’ya tayin edildi
Konya, (Hususî) — İlimiz Veteriner Müdürlüğüne tayin edilen İstanbul zootekni mütehassısı Sezai Salman şehrimize gelerek vazifesine başlamıştır.
Memleket ekonomisinde hayvan yetiştiriciliğiyle büyük bir önom taşıyan ilimize zootekni mütehassısı Sezai Salman’m tayini muhitte geniş bir memnuniyet uyandırmıştır.
Biz beş profesyonel ve beş amatör takımdan mürekkep bir İstanbul ligini pekâlâ kurabiliriz. Bu şekil, eğer iştirak ederlerse, Ankara ve İzmir-de ikişer veya üçer profesyonel takımın katılmaşiyle pek -âlâ temin edilebilir sanırım. Elde edilecek neticeler iyi o-lursa ileride bu adetlerin artmasına da intizar edilebilir.
Şimdi işin en can noktasına geliyorum:
alacak
Profesyonelliği niçin ruz? Yarım amatörlüğün doğurduğu bir çok suiistimallerin
1 — Profesyonellik talimatı ' hemen neşredilmeli, bu sene-1 den itibaren tatbiki hususunda I kulüpler serbest bırakılmalıdır. I
2 — Ligler amatör ve profes- ı yönel karışık olarak teşkil edil ( melidir. İleride tefrik edilebilir. | Bu tedbirden amatör kalacak kulüpler şikâyet edebilirler ama düşünecek olurlarsa pekâlâ görürler ki vaziyette hiçbir şey değişmemekte ve meselâ İstanbul ligi bu senelik yine sekiz, gelecek seneden itibaren on kulüp olmak üzere eski teşekkülünü muhafaza et-1 mektedir. Amatörlerin büyük profesyonel takımlarla yapacakları maçlar ise hasılat bakımından kendilerinin menfaatinedir.
3 — Birinci liglere dahil bü- i tün kulüplere şimdilik üç böl- I gede bir veya müteaddit oyuncu kullanmak veya elindeki ) amatör oyuncuları bu sınıfa ı nakletmek salâhiyeti tanınmalıdır.
4 — Kâfi derecede hasılat temin edemiyen kulüplerin profesyonel takım çıkarmalarına müsaade edilmemelidir.
5 — Transfer ayı yalnız profesyonel takım, veya takımlarında en az 6 profesyonel oyuncu kullanan kulüpler için ipka edilmeli, amatörlüğünü muhafaza ederek diğer bir kulübe geçmek istiyenler, eskiden oldu gibi, bir mevsim intizarda bırakılmalıdır.
6 — Transferler teşkilâtın ' tavassut ve murakabesiyle ya- I pılmalıdır.
Anketi Hazırlıyan : Haydar ÖZAKMAN
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRO’da
Bu
akşam temsil yoktur Gişe kapalıdır
Perşembe akşamı saat 20.30 da HAMLET
Dram 5 perde Yazan: W Shakespeare Tercüme: Orhan Burian Dekor - Kostüm: • Sabih Kayan Sahne Müzikleri: S. Kalender Sahneye koyan: Muhsin Ertuğrul
RİGOLETTO
Opera 4 perde
Tercüme: Ferid Dekor - Kostüm Turgut Zaim Müzik idaresi. Adolfo Ca-mozzo, * Sahneye koyan: Aydın Gün (Rigoletto’nun bağlıyacağı tarih ayrıca ilân oluna çaktır.)
D- P Telsizler Semt Ocağından:
Yıllık kongremiz 8/10/1950 pazar günü yapılarak idare kurulu aşağıdaki şekilde seçilmiştir.
Başkan: (İhsan Oksay), Başkan V.: Haşan Yalçıntaş, Muhasip;. Çağatay Suboşalt, Üya: Bilâl Kutlu, Üye: Mümin Sargın-
Satılık eşyalar
Bir Amerikan ailesine ait kadın, erkek ve çocuk elbiseleri, yatak çarşafları, ev eşyaları ve muhtelif eşyalar satılıktır. Alâkadarların salı gününden itibaren cumaya kadar her gün saat 14 ilâ 18 arasında Kızılırmak sokak No.
müracaatları-
Tarım Bakanlığından
Bakanlar Kurulunun 11/5/1950 günlü ve 3/11261 sayılı kararı gereğince. Manisa merkez ilçesinde çiftçiyi topraklandırma kanunu hükümlerine göre kamulaştırma işlerinin ve arazi dağıtımının yapılmasına başlanacktır.
Bu husus il gazetesinde ve mahallerinde diğer münasip vasıtalarla ilân olunmuştur. Ayrıca Resmî Gazete ile de yayınlanmak üzeredir.
İlgililerin 4753 sayılı kanunun 5618 sayılı kanunla değiştirilen II. maddesindeki ödevleri yerine getirmeleri ilân olunur.
(7446)—2191
Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünden
1 — Yolcu vapurlarının hareket gün ve saatleri Ankara-da aşağıdaki yerlerden öğrenilebilir.
13137 — D. Denizyolları Ankara Bürosu Şefliği 12028 —
12045 —
11565 —
D. Demiryolları Danışma Bürosu
Yataklı Vagonlar Bürosu.
11572 —
12797 — Ankara Posta Cad. Antaş Seyahat Bürosu.
2 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların bilet ücretleri 13137 No. dan sorulabilir.
3 — Yabancı memleketlere sefer yapan vapurların hareket
gün ve saatleriyle bilet ücretleri bütün tâli acentalarımızdan öğrenilebilir. 13743 (7620)—2244
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bu akşam saat 20.30 da ŞAKACI Piyes 3 perde
Yazan: Sabahattin K. Aksal
Dekor: Ertuğrul Arf Sahneye Koyan Mahir Canova
Büyük Tiyatro — Umuma: Parter 200, Balkon 150, Memur ve öğrenciye: Parter 100, Balkon 75 kuruştur.
Küçük Tiyatro — Umuma: 200, 150, Halka 150, 100. Memur ve öğrenciye Parter 100, Balkon 75 kuruştur.
KANUN KARSISINDA
Devren Kiralık j
Kooperatif arkasındaki Nü- ' mune büyük kıraathane hem kahvehane olarak ve hem de şaraphaneye müsaade alındığından mevcut mobilyesi ile devren kiraya verilecektir 1 İçndek lere müracaat edilir.
5741 | Anka-na Çimento Ltd Şirke-
____ı tinden:
Ders veriyor
Bir bay İngilizce, İngiliz edebiyatı ve piyano dersleri vermektedir-
Telefon: 22169
573-1
Satılık
Yeni Amerikan Barı Komple
Müracaat Bankalar Caddesinde No- 31 Berber Halit Tel: 14285- 5735
Diplomalı bir hemşire alınacaktır- İsteklilerin kabul şartlarını öğrenmek üzere Güver-I cindeki fabrikamız personel servisine müracaatları-Tel: 31632 (7522) 2204
Amasya D. Hastanesi Baştabibl’ğinden
Cinsi
Karyola
50
45
00
Muhammen Bedeli Teminatı Lira Kr. Lira Kr.
2250 00
168
75
Madenî beyaz lake boyalı 185X80 eb’adında Halil Sezai. Madenî beyaz lake boyalı çeknıeceli üzeri mermerli Halil Sezai.
Madenî nikelâjlı.
da cins, miktar, muhammen fi-ve evsafı ya zili üç kalem malzeme 2490 sayı lı kanun gereğince 20 gün müd-
20
40
00
800 00
00
50
3
00 '
150 00
11
25
Tükrük hokkası
1 — Amasya Ruhi Tingiz Has tanesinin ihtiyacı bulunan yuka rıda ciı yat, bedeli teminat detle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — 9/10/1950 tarihinden 23/ 10/1950 tarihine kadar isteklilerin şeraiti anlamak üzere Ha3-tahane Başhekimliğine, İstanbul’da Sağlık Müdürlüğüne müracaatları ve ihale günü 23/10/1950 pazartesi günü saat 14 de Hasta hanede teşekkül edecek komisyona müracaatları ilân olunur.
I (7625) — 2241
ZAFER
10/10/1950
Sayfa: 6
7 EKİM 1950 Çekilişinde 335774 No: lu Bilete 100.000
Bankalar Caddesi No: 3 Taşradan sipariş kabul edilmez
Lirayı Yeni açılan ANKARA GİŞESİ Kazandırmıştır.
Yeşilköy Hava Meydanı Çeiik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Yeşilköy Hava Meydanı Çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi olup (18978.20 on sekiz bin dokuz yüz yetmiş sekiz lira yirmi kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 17-10-950 tarihine rastlıyan salı günü saat on altıda Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve tmar İşleri Reisliğinde toplanacak eksiltme komisyonunca yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı vezneye yatırılacak (48 kr.) kırk sekiz kuruşluk bedele ait makbuz karşılığında Yapı ve İmar İşleri Reisliği Muamelât Müdürlüğünden alınabilir.
4 — Bu işe ait proje Yenişehir Tuna caddesi 1 numarada [ Hava Meydanları İnşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için: İsteklilerin 1950 yılma ait ticaret odası belgesile ususü dairesinde (1423.37) bindört yüz yir mi üç lira otuz yedi kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu iş gibi teknik önemi haiz bir işi iyi surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
6 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (Eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlıyacakları yükleme mektuplarını eksiltme günü saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olunur. (5195) 2156
Kapalı zarf usuHyle inşaat eksiltme ilânı
Doğu Bölgesi Yapı İşleri Müdürlüğünden:
1 — İş: Diyarbakır Öğretmen Okulu mutfak ve çamaşırlık binası yapımı.
2 — Keşif bedeli: (25000.00) lira.
3 — Geçici teminat (1875.00) lira.
4 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 13.10.1950 cuma günü saat 11 de Diyarbakır’da Doğu Bölgesi Yapı îşleri Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
5 — Bu işe ait şartname ve projeler bedelsiz olarak, mesai saatleri içinde Doğu Bölgesi Yapı îşleri Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin 10.10.1950 salı günü mesai saati sonuna kadar Doğu Bölgesi Yapı îşleri Müdürlüğüne yeterlik belgesi için müracaat etmeleri ve yeterlik belgesi alabilmek için teknik önemine iş yaptıklarına dair belge göstermeleri lâzımdır.
7 — Kapalı zarflar ihale günü olan 13. 10. 1950 cuma günü saat 10 a kadar Doğu Bölgesi Yapı îşleri Müdürlüğü binasında toplanacak eksiltme komisyonu başkanlığına verilecektir
. 8 — Kapalı zarflar içinde usulüne göre yazılmış ve kapatılmış teklif mektubu ile kanunen bulunması gereken teminat, yeterlik belgesi 1950 yılı Ticaret Odası vesikası bulunacaktır.
9 — Özel ve tescil edilmemiş ortaklıklar eksiltmeye kabul edilmez.
10 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
_____ (7096) 2142
Yapı işleri ilâm
Urfa Millî Eğilim Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Suriye’de Caber kalesi civarında Süleyman Şah türbesinin onarımı işidir.
2 — Keşif tutarı 25.765 lira 13 kuruştur.
3 — Geçici teminatı 1932 lira 38 kuruştur.
4. — Eksiltme 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesi uyannea kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
5 — Eksiltme 21-10-1950 cumartesi günü saat 11 de Urfa Millî Eğitim Müdürlüğü Odasında toplanacak komisyonda yapılacaktır.
6 — Eksiltme şartnamesi ve diğer keşif evrakı her gün mesai. saatleri içinde Urfa Millî Eğitim Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
7 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin ihale gününden üç gün evveline kadar tatil günleri hariç bu işin teknik öneminde ve en az on beş bin lira keşif bedelli bir işi başarmış bulunduklarına dair bonservislerini ibraz ederek Urfa Bayındırlık . Müdürlüğünden alacakları ehliyet belgesini 1950 yılı Ticaret O-dası vesikasını ve lüzumlu belgelerini teklif mektuplarına eklemiş olmaları şarttır.
8 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. Teklif mek-
tupları ihale saatinden bir saat evveline kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilmelidir. (7475) 2189
Zabıta memuru alınacak
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediyemiz zabıta teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar .arasında yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır.
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
1 C — Fiilî askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş bulunmak, ,
I Ç — 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D — Boyu bir metre altmış beş santimden aşağı olmamak, E — Fena hallerde tanınmış bulunmamak,
| F — Namus ve Haysiyeti muhil bir suçla mahkûm dilmiş olmamak,
G - Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak, H — Vucutca sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağbk kurulunca muayene neticesinde tesbit olmak.
Bu artları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sı-I nava kabul edilmez.
2 — Yukarda yazılı şartlan haiz bulunanların 14.10.1950 cu-ı martesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik
belgesi, askerlik terhis tezkersi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 ebadında 4 adet fotoğrafları ile birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları 16.10.1950 pazartesi günü [saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi kitaplığında 1 hazır bulunmaları ilân olunur. (6928 - 2032)
Ankara Askerlik Dairesi Başkanlığından
1 — Ankara - Soğukkuyu - Samanpazan ve Çankaya askerlik şubelerinde kayıtlı yerli ve yabancı erlerden 929 doğumlularla 930 doğumlu ve bunlarla işleme tâbi daha yaşlı mükellefler normal olarak celp ve sevk edileceklerdir.
a) Bu celpte kardeşi askerde olup geri bırakılanlardan kardeşleri terhis edilenler,
b) Hava değişimi süresi biten şubeler emrindeki erat da sevkedilecektir.
1 — Sakatlar gönderilmiyecektir.
3 — Zati araçlı askerlik kabul edilmiyecektir.
4 — Her üç şubede toplanma günü 23/Ekim/1950 pazartesi günüdür
5 — Bu şebeler bölgesinde oturup şubelerde kaydı olmıyan veyahut kendisine çağrı kâğıdı gönderilmiyen mükelleflerden celp emrini, duyanların ikişer fotoğraf ve birer mahalle ikamet tezkeresiyle belli günde şubelere gelmeleri lâzımdır.
6 — Belli günde gelmiyenler hakkında 1111 sayılı As. K. nun ilgili maddesi gereğince kovuşturma yapılacağı duyurulur.
(7591) 2233
; Devlet Orman İşletmesi İlânları \
Adana Devlet Orman İşletmesi Md. den
1 — İşletmenin Karakuz Bölgesinin Hamidiye istif yerinde mevcut 1539 adede denk 182, 847 metreküp 1950 yılı istihsalinden katran kerestesi 8 parti halinde 29.9.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle arttırmak satışa konulmuştur.
2 — Satış 16. 10. 1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 de Pozantı Bölge Şefliği binasında kurulacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Beher metreküp katran kerestesinin muhammen bedeli 111 liradır.
4 — Buna ait şartnameler Orman Genel Müdürlüğünde, Mersin, İstanbul, Ankara Orman İşletme Müdürlükleriyle, Karakuz Pozantı Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli günde yüzde 7,5 teminat akçeleriyle
birlikte komisyona müracaatları (7436) 2188
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Hendek bölgesinin Çiftlik istifyerinde mevcut 967 adede muadil 469,437 metreküp dişbudak
tomruğu beş parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 16/10/1950 Pazartesi günü saat 15 de Hendek bölge şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Beher metreküpü 54 lira 20 kuruş olup % 7.5 teminatı 1909 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı,Hendek Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. 30/9/950 (7437) — 2209
DEVLET ORMAN İŞLETMESİ DÜZCE
Devlet
Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Çakallık istif yerinde mevcut 728 adede denk 95,995 metreküp kayın kürek kerestesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 24/10/1950 salı günü saat 15 de Hendek Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 86 lira 75 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 625 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Hendek, Ada-paazrı Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7654)—2237
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Sapanca bölgesinin Sapanca istif yerinde mevcut 154 adede muadil 171 metreküp 646 desimetreküp kayın tomruğu üç parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 23/10/1950 pazartesi günü saat 15 de Sapanca Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 55 lira 10 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 711 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmit, Ankara İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı Sapanca Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7653)—2238
MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Parti adedi Adet
M3. Fiyatı
M3. D3. Li. Kr
Düzce Merkez
Kayın Dolap
Iskarta kayın dolap
Tatava
8
2
Küreklik kayın kereste 1 Kayın Kalas 2
1 — Yukarıda bulundukları yer, cins ve miktarları yazılı dört kalem emval 13 parti halinde açık arttırmaya konulmuştur.
2 — Açık arttırma 16/10/1950 gününe tesadüf eden Pazartesi saat 15 de İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Her parti için % 7,5 hesabiyle teminat alınır.
4 — Bu satışlara ait şartname ve eb’at listeleri Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul Ankara, Adapazarı, Bolu ve İşletmemiz Müdürlükleriyle merkez ve Abant Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte geçici teminat akçeleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (7438) — 2210
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Akyazı bölgesinin Dokuzuncu istif yerinde mevcut 733 adede denk 514,247 metreküp köknar tomruğu altı parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 25/10/1950 çarşamba günü saat 15 de Ak yazı Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 48 lira olup yüzde 7.5 teminatı 1851 lira 30 ku-
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Akyazı Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriyle
birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7655)—2239
Kocaeli Valiliğinden
1 — İzmit Memleket Hastanesi ikmali inşaatı ile Fosseptik Drenaj hendeği W. C. temiz, kirli su, sıcak su boruları-ferşi işleri (82779) lira (99) kuruşluk keşfi mucibince kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
— İhalesi ekim ayının 3 üncü pazartesi günü saat on beşte İl makamında toplanacak Daimî Komisyonca yapılacaktır.
3 — Geçici teminat miktarı (5389) liradır.
4 — Eksiltmeye iştirak için (Tatil günleri hariç) ihale gününden en az iki gün evvel dilekçe ile Valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi almak lâzımdır.
5 — Bu işe ait sözleşme projesi, eksiltme şartnamesi, keşif ve silsilei fiyat cetvelleri, sıhhî ve buharlı tesisat şartnamesi î) Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazır-lıyacakları teklif mektuplarını belli miktar teminat mektubu ve ya banka makbuzu, yeterlik ve ticaret odası vesikalariyle birlikte bir saat evveline kadar makbuz karşılığında Valilik ma kamına- vermeleri.
7 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(7596) 222*
MÜJDE
Askerî Terzisi İbrahim Ay-doğmuş Yeşil Bursa
Batıl 35 Tl- Sivil subay 45 Tl- Kaput dahil- Birinci sınıf dikiş-
Adres: Anafartalar Vakıf İş Hanı- No. 414 5728
DOÇENT DOKTOR
: CAVİT SÖKMEN
l Dahiliye Mütehassısı
! Muayenehane: Anafarta-
J lar Caddesi Köklü’ Han 2 !nci kat. Telef: 11823
• Ev: Yenişehir, Karadeniz Apt- Daire 6 Telf: 24949
; 5669
Teessürle bayılanlara, Çarpıntıya, Sinirbuhranlarına NEVROL CEMAL
Ankara Defterdarlığından
Ankara memur konutları kaloriferleri için (500) lira aylık ücretli mesul makine teknisyeni alınacaktır. (Ecnebi tebaasından olabilir.) İsteklilerin belgeleri ile birlikte en geç 20/Ekim? 1950 tarihine kadar Ankara Defterdarlığına müracaatları ilân olunur. 7684 - 2226
"' 1 1
Subay ve Memurlara taksitle satış başladı
BÜYÜK MAĞAZAnın
İthal ettiği paltoluk, kumaş ve yerli elbiselikleri.
Anafartalar Cad. No. 300
Tel: 15149
Hikmet Ünal ve Or. Kol. Şt Ankara şubesi
Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
I Hacettepe Kulübü ı Başkanlığından -r
12/10/1950 perşembe saat
16.30 da Halkevinde yapılacak yıllık toplantıya üyelerin gelmeleri rica olunur.
ZAYİ: Demiryolları Genel
Kooperatifinden aldığım 15756 numaralı hisse senedini kaybettiğimden hükümsüzdür.
Gar Şefi Hahkı Kunter-
5744
Toplantı
Ankara Tenis İhtisas Kulübünün 8 ek'm 1950 tarihinde yapılan yıllık genel kurul toplantısında ekseriyet olmadığından, toplantının 15 Ekim 1950 pazar günü saat 10 da stadyum şeref tribünü altındaki salonda ve mevcudun huzuru ile yapılacağı üyelere duyurulur- 5737
Eşyalı ve eşyasız satılık ve eşyalı kiralık ev
Yurt Yapı Kooperatifi 47 n-ci sokak 2 numaralı çocuk bahçesi karşısında ve asfalt üzerinde güzel b'r bahçe ortasındaki ev. 6 oda, 3 hol, şömine, bodrumda ayrıca iki hizmetçi odası, kömürlük, çamaşırlık, kıymetli eşya, Frijider, havagazı ve telefon-
Her gün saat 9 dan 13 e ve 15 den 19 a kadar görülebilir-
Telefon: 31533 5699
Borsalino Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile Robdeşambr Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ «S ORTAÇ Sîzleri bekliyor.
36 liraya satışa arzedilmiştir Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köşe mağaza
Comments (0)