Pazartesi
9
EKİM 1950
ıı
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: 3
Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara Balşmuharrir.............. 16882
Yazı İşleri...............15315
İdare ve İlân.............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
zafer

■-------~,
Denizciler Cad. No. 2 de
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güne; Matbaası
her türlü baskı ve dizgi illeri için sipariş kabu-lüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619

Fuad Köprülünün icraatında yeni başarı
Güvenlik Konseyine üye
seçilmemizin akisleri
-—----------|
Şehrimiz siyasî mahafili, hâdiseyi D. Parti Dış politikasının başarılı bir neticesi olarak kabul ediyor
Selim Sarper de dün radyoda bir konuşma yaptı
Jtnel Sekreter
tkvaför
Güvenlik Konseyinin bundan evvelki toplantılarından bir görünüş
Hindistan Norvöç Rusya Amerika '

Infllltşrt
î'
I
Fransa ' |
Birleşmiş Milletler Asamblesinin iki gün evvelki toplantısında, Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildiğimiz malûmdur.
tik oturumda yapılan seçimde Türkiye 33, Lübnan 27 oy alınca, gereken ekseriyet temin olunamamış ve seçim ta-
lik edilmişti. Yeniden oya mü- ' racaat olunacağı sırada, Lübnan delegelerinin adaylıktan çekildiğini bildirmesi üzerine yapılan seçimde Türkiye 53 oyla üyeliği kazanmıştır.
Sağlanan netice, Türkiye’nin ve dolayısiyle Fuat Köprülünün şahsında Demokrat Parti dış politikasının batılı devletler nezdindeki itibar ölçüsünün bir yeni delili olarak vasıflan-dırılmaktadır.
Güvenlik Konseyi geçici ü-yeliğine seçilmemiz, memleketimiz hakkında sempati tezahürleri izharına yeni bir vesile olmuş, bu münasebetle hükümetin dış politikadaki şanlı güdümü bahis konusıl edilmiştir. Ankara yabancı siyasî çev-(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Birde poturlu
vatandaşlar çıktı
Diyarbakır, (Başmuharririmizden hava postasiyle) — Memleket 14 Mayıstan beri ne haldedir? ileriye mi gitmiştir; geri mi kalmıştır? Bunun için olup bitenlere bakmak değil, ancak ve ancak Hürriyet gazetesinin bir muhabiri tarafından yazılan yazıyı şahit tutmak ve bu şahadetle, yine demokratlara ağız dolusu küfretmek lâzımdır. Hüseyin Cahit Yalçın'dan başka türlü ne bekliyebilirsiniz?.. Gazeteleri arıyacak, tarıyacak, yeni iktidar aleyhine bir ufak cümle, hattâ dudak büken bir virgül buldu mu, onun üzerine kota bir mantık bina edecek, " vc boylecc şefe sadakat"'' vazifesini yerine getirecektir!
Efendim hâdise şu: Hürriyet refikimizin bir muhabiri, Çukurova’da bir seyahat yapmış. Vc geri döndükten sonra, bazı intihalarını gazetesinde nakletmiş! Bu muhabirin görüşüne göre, poturlu vatandaşlar büyük bir çoğunluğu teşkil ediyormuş'.... Ve Hüseyin Cahit Yalçın da almış eline kalemi, vurmuş demokratların beline: Zaten Demokrat Parti de çoğunluğu böyle temin etmişmiş!...
Bütün ömrü Avrupa’da, Amerika'da, Paris'te, Cenevre’de geçen bu zatın, baldırı çıplaklar, ve başı kasketlilerden sonra bir millete reva gördüğü yeni tâbir poturlulardır.
Fakat bizim bildiğimize göre, potur giymek ayıp değil, günah değil, hele suç hiç değildir. Asıl ayıp ve günah olan şey poturu Türk köylüsünü tezyif için bir vasıta olarak kullanmaktır. Ne yapsınlar? Köylülerimiz frak pantalonu mu giysinler?.. Herkesin kesesi, Beyoğlu terzilerine
Mümtaz Faik FENİK
İngiliz kumaşından pantalon diktirmeğe müsait midir?
Bizim memleket halkının çoğu, sakat iktidar sayesinde kendisine hususi surette elbise arı-yacak durumda değildir. Çıplak kalmamak için ne bulursa ayağına geçirir! Biraz hali vakti yerinde olanlarsa, yağmura, çamura karşı ekseriya kilot biçimi paçaları dar pantalon giyer, e-ğer içlerinde potur gibi olanlar varsa, kabahat onların değildir.
(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Millî Eğitim Bakanı’nın
sınır meselesi
Dış politikamıza başarılı bir istikamet vermekte olan Demokrat Parti Hükümetinin Dışişleri Bakanı Sayın Fuat Köprülü
iktisadi
Balıkçılık
Hey’eti
Hududun kapatılması ; kararımıza ait Fuat Köprülü’nün izahatı
“Türk aslından olmayanları Türkiyeye cebren sokmak isteyenler bu hareketlerinde asla muvaffak olamıyacaklarını anlayacaklardır,,
Bulgarların hudutlarınızdan içeri vizesiz ve Türk aslından olmıyan bir takım eşhası sokmak için üst üste yaptıkları hare-. ketler üzerine, hükümet nihayet hudutları kapamaya karar vermiştir- Karar dün sabahtan itibaren tatbik edilmektedir. Bu tedbirin zorbaca hareketleri kat’î şekilde önlemek maksadiyle alındığı şüphe-izdir-
Dışişleri Bakanı Profe-ör Fuad Köprülü bu tedbirin, mahiyeti ile ne zamana kadar süreceği hakkında dün akşam Türk Haberler Ajansına şu beyanatta bulunmuştur:
«— Haber doğrudur. Bu tedbir Türk topraklarına, Türk makamlarından vize
almayan kimseleri kimbi-lir ne gibi maksatlarla sokmak için yapılan hukuk e-saslarına aykırı hareketleri önlemek maksadiyle elinmiş alelâde bir tedbirdir. 1925 anlaşmasına da tama-mile mugayir olarak Türk eslmdan olmayanları Türkiye’ye cebren sokmak is-tiyenler bu hareketlerinde asla muvaffak olamıya-caklarını elbette anlıya-caklardır. Hudut münasebetleri ancak o zaman tabiî şekline girecekt r-» (T-H.A )
Türk - Bulgar hududunda son vaziyet
Edirne. 8 (AHA.) — Hükümetin Türk - Bulgar hududunu kapatması üzerine bugün hiç bir hudut (Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
Atletlerimizin
büyük başarısı
Dün gelen üç kişilik hey’et balıkçılık endüstrimizi tetkik edecek
İstanbul, 8 (T. H. A.) — Avrupa İktıâadî İşbirliği Gıda ve Tarım Teşkilâtına mensup bir mütehassıs heyet bugün uçakla şehrimize gelmiştir.
Fransız Lee Garrec, Alman Hauffman ve İs dalı Torarihmsson’dan teşekkil olan bu h Türkiye’de balıkçılık endüstrisi hakkında tetkiklerde bulunacaktır.
Heyet âzâsından Le Garrec, bu seyahatleri hakkında Türk Haberler jansı muhabirine şu hatı vermiştir:
“— Çalışmalarımızın sas gayesi Avrupa’da lık istihsalini arttırmak i-çin alınması icabeden tedbirler hakkında bir rapor hazırlamaktır. Bu itibarla memleketinize balık nayiinizi tetkik etmek geldik. Verilen karar (Sonu Sa 4. Sü. 2 de)
Belçikalılar ancak 2 puvan farkla birinci oldu
I
Kuzey gîrmişler-(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
güreş karşılaşması
le mindere çıktıktan sonra millî marşlar çalınmış ve Alman (Sonu Sa. 4 Sü. 3 te)
anialı yarışta Mustafa Batman son maniayı da aşarken
Veremj âfetinin feci tahribatı
Sağlık Bakam yurtta durumun vahim olduğunu açıklıyor
-Verem, Türkiye’de ne Avrupa, ne de Amerika memleketlerinden hiç birisiyle kıyas kabul etmiyecek şekilde tahribat yapmaktadır.-
Sağlık ve Sosyal Yardım j kunç tahribatı hakkında, va-Bakanı Dr. Ekrem Hayrı Üs- tândaşlara dün, Türk Haber-tündağ, verem âfetinin kor-1 (Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
Son Dakika^
Amerikalılar dün 38 inci
arz dairesini de geçtiler
Londra Radyosu, 8 (Basın -1 arz dairesini geçerek Yayın) — Amerikan kara kuv | Kore topraklarına vetleri ilk defa olarak 38 i

öğretmen lere hitabı
Konya, 8 a.a. — İki günden-berî şehrimizde millî eğitim müesseselerini ve tarihî eserleri incelemekte bulunan Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri, bugün saat 16 da öğretmenler Birliğinin lise salonunda sayısı 300 e yaklaşan öğretmen topluluğuna hitabederek şunları söylemiştir:
(Sonu Sa. 4 Sü. 2 do)
Evvelki gün başlanan Türk] kalılar dörder - Belçika millî atletizm müsabakalarına dün de saat 15 30 .
dan it baren 19 Mayıs Stadyu- velki munda devam edilmiştir. I çelere
Cumartesi günü yapılan 8 lacak müsabakada Türkler ve Belçi-'
birincilik al-1 mışlardı; puvan itibarı ile Bel-dün de saat 15 30 çikalılar ilerde idiler. Ev-gün elde edilen neti-nazaran dün yapı-müsabakalann çok çe-(Sonu Sa 4. Sü. 6 da)
AKINTIYA
I____KÜREK
Gerzede’İl Genel | meclisi seçimleri|| için D.P.nin faliyeti
Gerze, (Hususî muhabirimiz İsmail Ayyıldız bildiriyor) — tl Genel Meclisi seçimlerinin yaklaştığı şu sıralarda Gerze-(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Beledi} resimde
hailelere arazözle başlamıştır. Yuk
bu tevziata bizzat Belediye Başkanımız Atıf Bendcrlioğlu ederken görülüyor.
Düngece Greko Romende Almanları 7-1 yenerek yeni bir zafer kazandık
İstanbul, 8 (T.H.A.) — Türk ı tır. Milli takımlar bayraklariy-- Alman greko - romen millî ’ [ güreş karşılaşması bugün Spor
ve Sergi Sarayında yapılmış-1
Kendi gözlerindeki mertek
ihat Erim özşalcı, Başbakanın nutukları-
na kinaye ederek diyor ki: •Toprağı bol olası Hitler de mitinglerdeki alkışçıları demokrasi şahidi olarak göstermeği pek severdi!.
Sade Hitler mi ya; vaktiyle Ege'de cennetin anahtarları, elinde gezen İnönü de böyle şahitler bulmuştu.. Hattâ Taksini mitinginde de:
— İşte İstanbul bu idi!.. Bilmem ki, artık böyle paralı şahitler bulabilirler mi? — YEDEKÇİ
Soyfaı 4
Sayfa: 2
ZAFER
9/10/1950
Feci bir
Dâvalarımız
“ Yücel
Muhip Dıranas
Türk edebiyatına katılacak yeni değerler bulup çıkarmak;
Dünyanın yüzyıllardır deneyip sağlam bulduğu fikirleri tanıtmak;
Böyle sağlam fikirlerle yuğ-rulmuş bir Türk tefekkürü doğmasına çalışmak.
Yücel’in işi her zaman san'atımız için güzeli, düşüncemiz için iyiyi, yaşayışımız için de doğruyu telkin etmek
Bütün aydınlar, bütün aydınlığa susayanlar, bütün hükümetler ve bütün partiler böyle bir dergiyi kendilerine elzem bir yardımcı bilip kuvvetlendirirler zannedersiniz.
Son bir gayretle türlü fedakârlıklar gösterip çıkardığımız yeni serinin bir alâka bi-
734 hususî abone, 106 resmî abone (90 tanesi Millî E ğitim Bakanlığı, 6 tanesi Denizyolları ve 10 tanesi Toprak Mahsulleri Ofisinin olmak ü-
Üç ay evvel gönderdiğimiz faturalar için kendilerinden satılan mecmuaların bedellerini beklerken, sadece birer bayram tebriki aldığımız Is*-tanbul ve taşra bayileriyle o-lan muamele içler acısı bir iştir. Sözünü etmiştik. Saymadan geçiyoruz.
Bu alâka ile, üzülerek söylüyoruz ki, bu dergi yaşıya-maz. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Yücel bir daha çıkmamak üzere kapanacaktır.
Son bir ümitle bu sefer yalnız 734 abonemize sesleniyo-
Siz ki bize türlü sıkıntınız arasında vefa gösterdiniz; Yü-cel'de kendinize en yakın, en iyi arkadaşı buldunuz!
Onun yaşayabilmesi için her biriniz derhal üçer, hiç olmazsa ikişer abone temin edin.
Buna imkân bulursanız Yücel çıkmağa devam edecektir; ve yalnız abonelerine dağılmak üzere çıkacaktır.
Eylül içinde mecmuamız elinize geçmezse bu ümidin gerçekleşmediğini anlayınız. O takdirde, yıllık abonelerimizin ödedikleri paradan kalan kısımlar adreslerine yollanacaktır.
Fakat Yücel son defa susarken de şu hakikati haykırmayı vazife bilir.
Fikren kurtarılmayan bir memleketi ne iktisad kurtarır, ne siyaset.
Derginin eylül sayısı çıkmamıştır.
Bir rüşvet hâdisesi
Dün üç D.P
Evet, bir «Yücel» dergisi vardı, yıllardanberi her türlü maddî manevî zorluklara rağmen, sahibinin sadece idealist bir aydın oluşundan, çıkmaya devam ederdi. Memleketin, genç, ihtiyar, hemen bütün kalburüstü imzalarını sayfalarında toplar, gelişme zemini ariyan kabiliyetlere yer ve şevk verir, garpten değerli örnekler sunar, ve en güzeli, Atatürk’ün ve inkılâplarının küçük ama sadık, vefakâr bir bekçisi halinde her nüshasını
sı gereken bir her ay alevini tazelerdi. Ata’nın ölümünden sonraki zamanlar, meydanı nankörlerin, bivefaların aldığı bir devir; güzel sadakatin cüret ve suç sayıldığını hatırlayın; buna rağmen o iki küçük sayfadaki Atatürk anıtını Yücel’ciler titizlikle, inatla korudulardı.
Yücel dergisini övmüş olmak için yazmıyorum. Buna artık lüzum da kalmamıştır. Çünkü, kapandı. Çünkü, tek bir — hem de ancak aydan a-ya — fikir ve sanat mecmuası, okuyucusuzluktan, parasızlıktan, ilgisizlikten, cehaletten, artık neşriyatına devam imkânını bulamadı. Nesini öveyim, ne faydası olur? Son sayısı şu anda önümde duruyor. İçindeki yazılara hüzünle bakıyorum. Demek ki 18-20 milyon nüfusu olan bir memlekette, bir milyonluk bir İstanbul’dan, yarım milyonluk Ankara’dan ve öteki yuzbin-lerlik bir çok şehirlerimizden hiç olamzsa iki bin kişi çıkmıyor ki bir fikir ve san'at dergisini alıp okumak ihtiyacını duysun. Buna karşılık, Hac röportajlariyle, çıplak Honolulu kadınlarının tograflan ve gıcıklayım aşk romanları, bir gazetenin baskı adedini yüzbinlere ulaştırıyor. Amd'dün de söylediğim gibi, bütüft bu felâketin tek sebebi... Bırakın uzatmıya-lım. Fakat, derginin son sayısında yayınladığı son sözü, hepimize bir ihtar olarak, buraya aynen almadan edemiye-
Yücel başlangıçtan beri sırf Türk gençliğine hizmet için çıkıyor. Bütün dileği de şu-
Okurların edebiyat görgüsünü yabancılardan güzel örneklerle arttırmak;
tf
ıl
.1
E
t
H
k
*t

1
b
r
e
D
t ir
a
n
İt
li
M ili ç
fo-
GAZETELER
Memurlar ve siyaset
Cumhuriyet gazetesinde «Me- ı mur ve Siyaset, başlıklı ve Cum ( hüviyet imzalı baş yazıda İstanbul şehir meclisinin ilk toplantı- I sında memurun siyasetle uğraş ması mevzuuna haklı olarak temas etmiş bulunduğu kaydedilmekte ve şöyle denilmektedir:
«Demokrasi terbiyesi ilerlemiş memleketlerde memurların partici olmaları zararlıdır. Halk hizmetinde bulunan bir adamın hangi partiye mensup olursa olsun halka eşit muamele yapması ve makamı dolayısiyle haiz olduğu salâhiyetleri istisnasız o-larak her işe muvazi hacimde tatbik etmesi elzem olduğuna göre bu lüzumu ihmal eder kor-kusile memurların siyasî partilerde faal iş almaları veya siyasî herhangi bir faaliyete bariz şekilde iştirakleri yasağı yerinde bir hükümdür. Bizce belediye müessesesinden veya herhan gi resmî bir bütçeden aylık a-lan kimseler de memurdur. Bu suretle hem belediye mensuplarını, hem üniversite tâlim heyeti ni her türlü siyasî faaliyetten
’zak bulundurmak doğru olur.
. ’hkü bunların hepsi az çok am-aM hizmeti gören unsurlardır. V«ı memurların siyasetle uğraşmam yasağının bizde tatbikine İtil ûlan âmiller bunlarda da apn \ \ mevcuttur.»
X uzursuzluk mavalı
üonposta gazetesinde «Huzursuzluk mavalı, başlıklı yazısında LV'lim Ragıp Emeç diyor ki: «Kanaatimce ‘Huzursuzluk lâfları sadece, ortalığı bûlan dırmaya mahsus hususî bir tertip ve bir manevradır. Bu suretle berbat bir halde bırakılmış olan işlerin daha ziyade ka rıştırılması gibi bir maksat gü-
taşıt kazası
Motosikletli bir genç iki kamyon arasında ezilerek derhal öldü
Dün saat 12 sıralarında Göl-başına bir kilometre mesafede fecî bir motorsiklet kazası olmuş 21 yaşlarında bir genç iki kamyon arasında kalarak ölmüştür.
Kaza şöyle olmuştur:
Hükümet caddesinde, Demir-taş sokağında oturan Ercan Yılmaz isminde 21 yaşlarında bir genç günün pazar olmasından faydalanarak motorsiklet-le Gölbaşına doğru bir geziye çıkmıştır. Daha Gölbaşına gel nıeden 19 uncu kilometrede Kepekli boğazını inerken Samsundan Aııkaraya gelmekte o-lan 267 plâka numaralı bir tak si ile karşılaşmıştır. Bu sırada Ankara istikametinden gelen 52 plâka sayılı yolcu kamyonu da motora sokulmuş ve onu b*raz geçmiştir- Ercan daha atik davranıp bu iki vasıtanın arasından geçmek isterken kamyon ve otomobilin a-rasında kalarak feci bir şekilde ezilmiş ve derhal ölmüştür-Bu sırada kamyon ve taksi i-çinde bulunan dört şahıs da vücutlarının muhtelif yerlerin den yaralanmışlardır. Yaralıların ilk tedavileri Gölbaşı sıh-hiyesi tai-afmdan yapılmıştır-
ocağı açıldı
Açılış törenlerinde Belediye başkanı Benderlioğlu da hazır bulundu
Zonguldak bir iş yeridir. Ma- / den ocakları, Demir Çelik Fabrikaları, ateş tuğlası fabrikası, | Çatalağzı Elektrik Santralı gi- ' bi ağır sınaî tesisler bu mer- E kezde faaliyet halindedirler. Her gün binlerce işçi bu hare- 1 ket kaynağının başında kay- 1 naşir. t
Karadeniz sahilinde yaşıyan 1 insanlar, çok hareketli ve çalışkan olmalarına rağmen, ta- i biatin ziraî imkânları bakımın- 5 dan gösterdiği kıskançlık yü- • zünden ekseriya geçim yolunu ( dışarıda ararlar. Evinin ekme- * ğini tarlasından çıkaramıyan her köylü; dağarcığını omuzu- 3 na takar ve soluğu Zonguldak- 1 ta alır. ı
Bir tarafta iş, diğer tarafta 1 işçi.... bu iki varlığın birbirlerine kaynaşmasından daha ta- 1 biî ne olabilir. İşte senelerden-beri teamül halinde devam e- ' degelen bu kaynaşma bugün 1 başka türlü bir mahiyet alma- 1 ya başlamıştır. I
Havzada bir taraftan, ras- ! yönel çalışma icabı olarak modern istihsal tesislerine doğru gidilirken diğer taraftan tasarruflu ve yüksek randımanlı bir ®el®n ıta^,iî ^Üb£eyi yak’! ha çalışma metodu üzerinde du- j' "J" ’ ’’
rulmuştur. Bu dürülüşün iyi ı bir şey --- süK;.v...««.
yoktur. Ancak madalyanın ar-
Yazan
CEMAL KIPÇAK ■Zonguldak Milletvekili-
Doksan yaşında bir kadın suçlu torununu kurtarmak için kefen parasını rüşvet vermiş
Anafartalar polis karakolunda garip ve o nisbette de hazin bir rüşvet teklifi hadisesi ol-1 muştur.
Öğrendiğimize göre, vak’a şöyle cereyan etmiştir:
I
Bundan bir müddet evvel Çan-kırının bir köyünde 10 yaşların ■ da Ali Bıyık isminde bir çocuk ' tabanca ile oynarken aynı köy 1 den 9 yaşlarında Osman isminde bir çocuğu öldürmüştür.
| Ali yakalanarak adliyeye ve filmiş ve Çankırıda devam et-I mekte olan duruşma bazı se-1 heplerden dolayı başka bir güne bırakılmıştır.
geçmesi lâzım gelir.
Alınacak tedbirlerin en esaslısı büyük bir iş hareketine girişmektir. Çok acele olarak yeni işlerin açılmasına doğru gitmeliyiz.
Memleketimiz iş bakımından çok bakirdir. Bugüne kadar i-şin meydana gelmesi için bü-' tün teşebbüsler devlet tarafından yapılmış ve bu durum âdeta teamül haline gelmiştir.
Devletin, kıskanç bir sermayedar hırsiyle iş ifade eden her mevzuun üzerine atılması ve muvaffak olan işleri de kendi bünyesine sokmak için her imkâna başvurması müteşebbisleri korkutmuştur.
Başka memleketler toprak -larında en müsbet verimi almak için sUn’î gübre tesislerinden sonra tekniğin en ileri hamlelerinden istifade etmek suretiyle kayalık araziden çifte mahsul almak imkânını a-rarken bizim hâlâ gıdasız topraklarımıza vermemiz lâzım-
linde kullanmamız, birçok ma-
— ıyt | derilerimizi devletin, zamanı
olduğin7*7üphemiz muayyen olmıyan bir teşebbü-______ «.«Lijmuu ar- se ^hsis etmek hülyasiyle kaka tarafında bir sürü istifham- pal1 tutmamız. münbit topraklar biriktiren başka bir meşe- ' ienin de hal çareleri aradığını
lan memnu mıntaka hudutla-
__________ aıauıgım rı ’ç’nde ver)msiz bırakmamız hatırdan çıkarmamak "İâam- ! hülâsa İ51emck '«)» -val"lz k“‘ dır.____. Çdk bir emek istiyen büyük
Artık, Zonguldak doymuş- iraevzular1' imkânları öldüre-tur. Yemden işçi angajmanına rek 1Slcm'ktcn menetmemiz gitmesi mümkün değildir. Bu- Iibrct,e üzerinde durulacak key-gün, Karadeniz sahillerinden âyetlerdendir.
kopup gelmiş binlerce vatan ' Elimizde böyle imkânlar ha-çocuğu Zonguldak’ın kömür zır duruyor. Bunları harekete tozu ile meşbu kara yollarında ' getirmek için yalnız devlet oradan oraya koşarak iş aramakta ve maalesef bulmakta büyük güçlük çekmektedir. Bu suretle işsiz kalmış vatandaş sayısının yalnız Zonguldak havzasında binleri aştığını görüyoruz.
Kendileriyle temas ettiğim Giresun milletvekilleri, bu sene fındık mahsulünün az olması neticesinde halkın gözlerini dışarıdaki işlere diktiğini ve bu arada Zonguldak havzasında bir kaç bin vatandaşın istihdamını ümit ettiklerini söylediler.
Karadeniz’de vaziyet bu merkezde, memleketin sair yer leri ne durumda acaba? Ben Öyle sanıyorum ki memleket havasında artık «iş» dört gözle aranan bir mata haline geliyor ve toprağından ekmeğini tam alamıyan vatandaş, gittikçe yükselen bir işsizler yekûnunun rakamları arasında göz-lerinî hangi ufka çevireceğini tayin edemeden oradan oraya koşmağa başlıyor.
Yukarda belirttiğimiz vaziyete ilâve olarak şimdi bir de göçmen işleri ortaya çıkmıştır. Bu vatandaşları hemen iskân edip derhal çalıştırmağa başlasak faydalı bir netice almak için asgari 6 aylık bir zamanın ,
Dün, ölen Osmanın eniştesi, Aliyi Ankarada görünce, sanığın Çankırıdan kaçtığına hükmederek Anafartalar polis karakoluna müracat etmiştir. Bunun üzerine Ali Bıyık yakala-
' »arak karakola getirilmiş ve I ifadesi alınmıştır. İşte bu sıra-I da Ali Bıyığın büyük annesi 90 yaşlarındaki Ayşe, komiserin masasının çekmecesine bir 10 ■ liralığı kimse görmeden bırak-! mağa çalışırken, işin farkına varılmıştır. Paranın çekmeceye
.................................. ,#ı | kimin koyduğu sorulunca yaşlı Dün açılan ocaklardan iki görünüş | kadın hazin bir şekilde şunları
bir çok yerlerinde rastlattıklarını ifade etmiştir, söylemiştir:
- - - — l Bundan sonra kaçak inşaata (
meydan verilmiyeceğini söyli-yen Başkan, bütün mülâhazaların dışında, şehir ve hemşe-riliği düşünerek hareket edileceğini söylemiş ve «Hükümet ile Belediyenin evsjz şı düşünmek vazifesidir» de- ( miştir.
Evsiz vatandaşları ev sahibi 1 I etmek için bir tasarının Meclise verildiğini ve kasım ayı i- , çinde kanunlaşacağını söyli- t I yen Benderlioğlu, Belediyenin ı buralarda yapılacak ev tipleri-. j ni tesbit edeceğini, bunların l kaçak evlerden ucuza mal ola-ve açılma 1 cağını bildirmiştir. Benderlioğ-ve Belediye (lu sözlerini halkı sevgi ile se-
Yurdun olduğu gibi şehrimizde de De-1 mokrat Parti teşkilâtında büyük bir gelişme göze çarpmak- i ta ve her gün yeni yeni ocak- ' lar açılmaktadır.
Bir çok yerlerde de bazı vatandaşlar kayıtlı bulundukları ; partiden istifa ederek Demok- : rat Partiye kaydolmaktadırlar. :
Dün sabah da şehrimizin muhtelif semtlerinde yeniden' dört D. P. ocağı açılmış ve bu münasebetle törenler yapılmış-t.r. I
D.P. Sakalar ve Güneş Ocağı Dün Yenidoğan semtinde D. P. Sakalar ve Güneş ocakları merasimle açılmış töreninde D.P. 11 _ (
Başkanı Atıf Benderlioğlu, D. i lâmlıyarak bitirmiştir. P. 11 İkinci Başkanı İrfan Er- | Sakalar Ocağının kurucuları dem, D.P. İl İdare Heyeti üye- şunlardır: Bahattin Aymergen si İsmail Arman, Bekir Turna (Başkan), Tahsin Kırım, Recep bulunmuşlardır. Sakalar Oca- (Nazlıtürk, Necati Uğurer, Ha-ğını, memleket ve millet için' cı Yetişkul, Ali Gözükara, Uğurlu olması dileğiyle açan j Mutullah Çınar, Mehmet De-Belediye Başkanı Atıf Bender- niz, Mustafa Akın.
lioğlu sözü kaçak inşaata ge-j Güneş Ocağının kurucuları: -7Z7. nin Belediyenin Hakkı İdil, Hüseyin Gökgül, parti mülâhâzalariy- Mehmet Boyer, Mehmet Şa-göz hinğil, Süleyman Şen, Haydar Türker, Kemal Korkmaz’dır.
D. P. Yılmaz Ocağı çıkarmadıkları- ■ Telsizlerde törenle açılan fakat seçimi kaybedince, bu D. P. Yılmaz Ocağı toplantı-' _____ _ . „ / Atıf
met Gürses, Osman Cenah, ' encümenden çıkararak kasten Benderlioğlu ve Ankara D.P. Cemil öztürk seçilmişlerdir. Demokrat Belediye zamanına (Haşı 2 inci sayfada)
Tahkikata savcılık el koymuş soruşturmalara başlanmıştır-
D. P. 1 numaralı ocak kongresi
Dün Yenidoğan mahallesi
1 numaralı D.P. ocak kongresi yapılmıştır. İdare Heyeti raporunun okunmasından sonra konuşmalar yapılmış üyeler' semtin dertlerini dökmüşlerdir. Kongrenin başlamasında bulunan D. P. İl ve Belediye Başkanı Benderlioğlu, Belediyeye ait dileklerin not edilerek kendisine gönderilmesini rica edip Halkevinde yapılacak Demir İşçileri Derneğinin toplantısında bulunacağını söy-liyerek ayrılmıştır.
dülüyor, fakat D. P. iktidarı bu oyunun farkında olduğu için rotasından şaşmıyor, yaygaralara fazla ehemmiyet vermiyor ve gözünü dikmiş olduğu hedefe doğru yürüyor, mutlak bu hedefe varacaktır.
Siyasî hasımlan müsterih olsunlar, fakat biraz da sabırlı.»
1 (— Torunumu dövmiyesiniz
diye size hediye etmek istedim. Bu 10 lirayı kefen parası olarak ayırmıştım, fakat şimdi vazgeçiyorum, size helâl olsun.» vatanda- ' Bıyık ceza ehliyetini doldurmadığından karakoldaki sor gusunu müteakip serbest bırakılmıştır.
90 lık Ayşe çamaşırcılık yap makta ve sakat bir kızı ile torununu beslemektedir.
Emekli General Neşet Akmanlar M. P. den istifa etti
Emekli Korgeneral
Akmanlar
Neş’et Millet Partisinden istifade etmiştir. General, bize gönderdiği bir mektupta şöyle demektedir:
Geç vakte kadar süren kongrede ocağın yeni idare heye- tırerek C.H.P. ti şöyle teşekkül etmiştir: Ni- (seçim ve yazi Taşdelen (Başkan), Ba- le gecekondu inşaatına t hattin Ataol, Haydar Ispir, Ali ' yumduğunu, evvelce tespit Gücüöz, Rifat Kıymaz. I dilen mavi Ç)zgi dışındaki in-
şaata bile ses
Yedek üyeliklere de: Abbas j nı _________________
Açıkalm, Mustafa Lüle, Meh- gît)î evlerin yıkma kararlarını sında Belediye Başkanı
(1 Ekim 1950 tarihinde Millet Partisinden istifa etmiş bulunuyorum; bu partice gösterilmiş ve Çankaya ilçe seçim kurulunca muhterem gazetenizde ilân edilmiş bulunan il genel meclis üyeliği adaylığından da dolayısiyle istifa etmiş bulunduğumu saygı ile arz e-derim-
Enver göz ucuyla, renkten renge giren zavallı Fatmaya bakarak sunturlu bir yalan kıvırdı:
—Kimseye haber vermedik. Fatma rahat bir nefes aldı. — Bize haber verebilirdin. — Birdenbire oldu. Öyle âni
oldu ki, evlenme memurunun önünde adımı bile unuttum
— Salon kalabalık mıydı?
— İki şahitten ve boş sandal yalardan başka kimse yoktu.
İnsan bir defa başlamıya görsün: artık yalanları sıralıyordu. Fatmanın yüzü asıl ren gini tekrar kazandı ve “kocasına” bir kadının bakabileceği en minnettar bir bakışla teşekkürlerini sundu.
Erkekler oturma odasında lâf atıyorlar; daha doğrusu) baba sual üstüne sual yağdı-, rıyor ve oğul da alnının akı ile aklının gücüyle bunların altından sıyrılmağa bakıyordu. Fat ma Enveı-in umulmadık bece ı kliğinden ötürü parmak ısır dı. İcabında ne de kurnazdı “Şekerimi”
— Gel kızım., diyerek onu mutfağa götürdü. Bir yandan işimi görürüm, bir yandan çer.e çalarız. Kadınlar kendi arılarınd'a dahi çabuk anlaşırlar. Bahusus konuşduk i lan şey, ikisinin de sevdiği|
E- Korgeneral
Neşet Akmanlar
Tefrika No : 41
Yazan : Necdet ASI
bir şey olursa. Sen şu iskemleye otur- Yabancı gibi durma. Burası da senin evin. Yemek pişirmesini bilir misin? Çok iyi. Şimdiki zamane kızlarının çoğu sahanda yumurta kırmaktan başka birşey bilmiyorlar- Onun da tuzunu bibierini unutuyorlar. Erkek kısmisi midesine düşkündür- Ama bunu takdir e-den kim? Bütün tatsızlıkların başı da sofradan çıkar-
Sen yeni evlendin. Tabii o-nun huyunu suyunu pek bilmezsin- Enverciğim çerkez tavuğuna bayılır- Mercimekle nohutu hiç sevmez- O bizim yanımıza geldiği vakit bu kadarcıktı, - Eliyle gösterdi -Bir karıştı- Damarına bas -mağa gelmez Ne derse o olacaktır- Sonracığıma, gururlu çocuktur- Sana, kibi-rl’dir demiyorum. Gurur başka kibir haşka Bizim BeyTe bu l meseleyi çok konuşumuz- Ba-| zan o bana: “Eğer bu çocuk-

ta kimsede bulunmıyan efendilik yoksa Allah oanımı al -sın!” der. Ben, ona: "Haklısın... bizi bile bu yüzden terketti!” derim.
Şükür Allaha, şimdi de namerde muhtaç değiliz ama bziim halimiz vaktimiz evvel ce daha iyi idi. Sonra Beyin Tatavladaki evi yangında yanıp kül vaziyetimiz biraz Düşmez kalkmaz bir Allah!
Kaşığın ucuyla şu enginarın tadına bak bakayım- Olmuş mu? Tencereyi indiriyorum- Akşama da size çerkez tavuğu yaparım- Yalnız bakkaldan tarator için ceviz almalı- Gelirken bahçedeki tavukları gördün mü? Hepsi cinstir. Ama musibetler kümese yumurtlıyacağı yerde gidip çalıların dibinde yu -murtluyo-rlar. Bzim Bey her gün onlar arayıp bulur Ne yapsın? Bu da onun eğlence si...
o büyük olunca sarsıldı-
Ha, ben nerede kaldım? Allah iyiliğini versin- Çocuğu hususî mektepte okutuyorduk. Haftadan haftaya gelirdi. Geçmiş gün, aklımda pek kalmadı, ya mektebini bitirmesine bir yıl kalmıştı yahut son sınıftaydı. Bize bir mektup bile bırakmadan oı-dadan kayboldu. Yüreğimizi titretti-Günlerce ağladım, dövündüm-Gidiş o gidiş., senelerden sonra bir gözüktü gene kayboldu O, karabatak gibidir Nereden çıkacağı belli olmaz- Şimdi galiba biraz daha uslan dı. Dört beş senedir her bayram elimizi öpmeğe gelir- Seninle evlendiğine göre daha da akıllanmış demekt r Nc olacak? Hayret bu. İnsan çoluk çocuğa karışınca . herşey geçer!
Biçare kız, utancından yerin dibine girecekmiş gibi, başını sallayıp ellerini uğuşturarak ihtiyar kadının
nutkunu dinledi Bereket ver sin ki, kadın ona pek bir şey sormadı- Meseleye olup bitti nazarıyla baktı veya Enver hakkında anlatacakları o kadar boldu ki, Fatmaya sıra gelmedi-
Fatma bu nutkun içinden tek kelime kaçırmadı- Hepsini yalayıp yuttu
Yemekten sonra “kocası ” ve “Beybabası" ile bahçede yumurta aramağa çıktılar-Fatma, ellerine diken batmasın diye- İsrar üstüne İsrar -Ana’nın çamaşır sandığından lavanta çiçeği kokan yün eldivenleri g'ydi. Sonra, hepsinden fazla; sekiz tane yumurta buldu. “Kocasına”:
— Bak, ben kaç tane buldum! diye iftiharla gösterdi.
Doğrusu, o gün çok iyi eğlendiler- Fatma, etrafının hep sevgi ile kuşatıldığı o günü hiç unutmıyacaktı
Saat beşe doğru, Enver İstanbula döneceklerini söy-
. sermayesinin uzanmasını bek-1 lersek çok şey kaybeder ve belki de hüsrandan başka bir netice elde edemeyiz. Bu vatanın çalışkan çocukları yal-1 nız devlet kapısından ekmeklerini temin etmek için yaşamıyorlar. Donmuş bir halde olan bütün iş imkânları, onların yaşama haklarını sinesinde saklıyan kaynaklardır.
■ Mevzuatımız ve bunların tatbikatını üzerine alan devlet ( şebekesi, eski inhisarcı zihni-i yeti hâlâ meriyette tutan bir : kuvvet olmaktan çıkmalıdır.
( İş istiyoruz.
Memleket bugün yaşamak ! istiyen ve yaşamak için de iş . ariyan kesif bir kitlenin mevcudiyetini hissetmektedir. Bu kitlenin günden güne büyümek istidadında olduğunu da hâdiseler gösteriyor. Bunları hangi kuvvetin kucaklıyacağı-nı açık olarak göstermek ve o ' kuvvete doğru tevcih etmek zamanı gelmiştir.
I Dondurulmuş bulunan sermayenin, devlet tahvilleriyle , bina tesislerine kaydığını görüyoruz. Devletin borçlarını arttıran paraların bugüne kadar devlet elinde bir sermaye hüviyeti alamaması ve gene ö-lü mevzulara yatırılmış bulun-ı ması acınacak bir şeydir.
| Yaşama zaruretlerinden do-i ğan tazyik gittikçe kuvvetleni-' yor. Mecrayı genişletmek ve suyu akıtmak lâzımdır. Meclisin açılmasına bir buçuk ayımız kaldı... Milletin büyük he-________________________________________a itimadını verdiği yanaştırmadan j bu kaynağa ilk plânda gelecek geçirmenin çaresini, kanunların bu imkânları hazır-bulurum- Yapar mı yaparım | lamasını dört gözle bekliyo-Elveririr ki kafam kızmasın! ruz....
Arabacının beygiri kişne- i miyor: Baba konuşuyordu Fatma Enverin yüzüne; Enver yere • Sonra Enver I Fatmanın yüzüne, Fatma ye- ' BUyUk sinema 7 re baktı. Bi-rb rlerine danış- Ulus tılar ve kaldılar. |
Ana:
—Senin yukarıda yattı- g"k ğın oda olduğu gibi duruyor- Cebeci Hiç bir şeye el sürmedik-. Diyordu. Yalnız arada sıra-da ben girerim- Odayı havalandırırım- Orası hep senin- ] dir- Bu gece de orada yatar- 1
Orada yattılar. Annenin Fatmaya nasihatleri tükenmek bilmyordu- Akşam ye-meğ nden sonra ikisi de ortadan kayboldular. Geldikleri zaman Fatmanın bakışlarında bambaşka bir yumuşaklık vardı ve sağ elini «Kocasına, göstermemek için arkasında saklıyordu
(Devam edecek)
leyince kızılca kıyamet koptu- Protesto bayrakları çekildi- Baba, tehdit makamında parmaklarım salkıyarak:- I
—Alimallah şimdi iskeleye mız Kaıuı iner - dedi - bütün vapurları 1 yecanlarla Kanlıcaya —— -1------- ı
doğruca
CEMİYETTE
SİNEMALAR
Kanun Karsısında
. Kanlı Göl
: JPonlz Kızının
Aşkı
: Londra Kalesi
: Londra Kalesi : 1. Kanlı Dittüa
2. Casus Yaratan
: 1. Kumarhane Çl. çegl
2. Brodvayda Hort laklar
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Başkent, Derman, Çankaya

- TAKVİM -
9/10/1950 — Pazartesi
Rumî: 1366 — Eylül 26
Hicrî: 1369 — Zilh’cce 26
9/10/195C
Sayfa: 3
\Dünya’nın aynası
CDışPolitikg
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda
İBatıAlmanyanın ISpOPP llOk


durumu
Federal Batı Almanya Başbakanı Adenauer ile işgal ıidevletlerinin yüksek komiserleri arasında müzakereler devam e-idiyor. Görüşmelerin, Nevyork ] konferansında Almanya hak-ı kında alınan kararlara taalluk dettiği anlaşılıyor. Geçen ayın 22 isinden beri fasılalarla devam e-(den bu müzakerelerde mütte-İfikler tarafından alınan başlıca iki kararın tatbik şekli ve zama-(nı İncelenmektedir. Bu kararlar-Idan birincisi. Başkan Truman'ın bizzat beyan ettiği gibi, Almanya'daki Amerikan kuvvetlerini arttırmaktır. Diğer mühim ka-|rar ise, Almanya ile harp haline (nihayet verip, nıuhasemattan (doğma her türlü tahdidleri kal-lldırmaktır.
I! Almanya'daki Amerikan kuv-İ1vetlerinin arttırılması tabiatiyle işgal masraflarını da arttıracak ve federal cumhuriyetin, komünist tahriklerine karşı kurmakta olduğu polis teşkilâtının masra-, fına ilâveten bütçeyi kabartacaktır. Bu vaziyet dahilinde dahilî istikraz yoluna da gidilemi-vccektir. çünkü müttefikler, vazettikleri kanunla Alman bütçesinin daima denk olmasını şart koşmuş bulunmaktadırlar.
Almanların bu durumdan istifade ederek harp tamirat bedellerinde bir indirme yapılmasını, yahut taksitlerin uzatılmasını ü-tmit ettikleri anlaşılıyor. Fakat, ^müzakerelerin bugüne kadar öğ-i renilen teferruatında böyle bir İşeyin konuşulmadığı bellidir. E-(sasen, yüksek komiserler bu dc-ırece şümullü kararlar almaya ■yetkili olmayıp, sadece müstakbel plânların tatbik şeklini hasırlamakla vazifelidirler.
\Giiney Amerika heyetleri 946 kararının ilgasını istiyecekler

Franco bir merasi
Asıl/sebep ne imiş ?. izin birisi denize düşmüş, vapurun içinde bir telâştır kopmuş! Herkes bir şey söylemiye, her kafadan bir çıkmıya başlamış.
— Can kurtaran atsanıza!...
Yahu, luz gidiyor, kendine güvenen bir kimse yok mu?
— Sandal indirin!.. Sandal...
— Hep konuşuyorsunuz! Çabuk olun, kurtarın şu genci!...
Gibi, lâflar gırla... Fakat kimsede hareket görülmiiyor-muş. Bu sırada, top sakallı bir ihtiyarın lop diye kendini güverteden aşağı fırlattığı görülmüş.
İhtiyar, denize dalmış, bir müddet sonra çıkmış, kızı yakalamış. Bu sırada, tahlisiye atılmış, merdiven indirilmiş ve her ikisi geminin güvertesine çıkarılmış.
Kaptan, yolcunun kurtarılması ve hem de bu işin bu kadar gencin bulunduğu bir gemide, yaşlı bir zat tarafından yapılması karşısında fedainin hatırını sormak ve kendisini tebrik etmek için yanma yaklaşmış:
— Bu kadar gencin içinde, sizin hayatınızı istihkar ederek, bir kızı kurtarmak için gösterdiğiniz kahramanlığı takdir etmek için söz bulamıyorum! Varolun, sağolun, sizinle her zaman iftihar edeceğiz!., gibi yüksek lâflar ederken, aldığı soğuk banyonun tesiriyle dişleri birbirine vuran ihtiyar, kaptanın kulağına doğru eğilmiş ve şunları söylemiş:
— Kaptan efendi, şimdi şu traşları bırakalım da, arkama tekme vurarak beni denize atanı bulalım!....
C.H.P. li sözcülerin, son seçim propagandalarını dinlerken aklımıza bu hikâye geldi.
Demokrasiyi yerleştirmek, iktidarı feragatle devretmek teraneleri karşısında onlara şu suali sormak yerinde olur:
— Şimdi bu traşları bırakınız da, demokrasi dâvasına bağlanmıya sizi mecbur eden asıl sebepleri açıklayınız!
Hikmet YAZICIOĞLU
Barışı takviye plânı
Şark - Garp aracılığı ve Nehru'nun rolü
Flushing Meadows 8 (a-a.) (Afp) — Genel Kurulun İspanya hakkında verdiği kararın feshi için Bolivya, Costa Rica, Dominik Cumhuriyeti, San Salvador, Honduras, Nicara-gua ve Peru tarafından ileri sürülen teklife Filipinler de katılmıştır.
Bu 8 heyet tarafından verilen tasarı özel siyasî komisyon İspanya meselesine temas ettiği zaman bu komisyona vcrile-
nıe iştirak ederken
çektir- Bu tasarıya göre, genel kurul 1946 tarihinde verdiği I kararın iki maddesini bozacak- | tır:
1 — Birleşmiş Milletler, üye
hükümetlerinin Madrid’deki ait olan mdade. j
elçilerini geri çağırmalarına ,
2 — İspanyanın, Birleşmiş j Milletlere bağlı özel müessese- ( lerine iştirakini men eden . madde-
Askerî kuvvetleri harekete geçirmek için Genel Kurula yetki veriliyor
Pandit Nehru, karar vermeden önce ne gibi hareketler yapar
Söylendiğine göre, Pandit
Jawahai' Nehru, önemli bir karar vermeden önce, bir an, başım yere koyup ayaklarını havaya kaldırarak dimdik durur- Bundan maksat, zannedildiği gibi, dini bir me rasimi yerine getirmek değildir- Sadece, kendisine göre, böy le bir vaziyetin, düşünme işini hem kolaylaştırdığı ve hemde iyi bir yola sevkettiğidir- Bun dan başka o, bu metodunu dev let şeflerine tavsiye etmekte hiç tereddüd etmez.
Şurasını itiraf etmek lâzım dır ki, bir kaç zamandan beri milletlerası bazı hadiseler, Pan dit Nehruyu, başını yere koyup ayaklarım havaya dikmek için oldukça fırsat vermiştir. Millî hakimiyetine güçlükle ve henüz sahip olabilmiş olan Hin I distan, dünya politikasında bir __
rol oynadığını anlamıştır- Pek | Lenin, Stalin, Hitler az biı- müddet önce, şefleri Neh lini gibi ru, Kore harbine bir son ver- ’ ’ “
mek için arabuluculuk yap 0, mayı ve komünist Çine, O.N N- | kaçınmıştır. Onun tek
Çeklerin yeni diktatörü
i) Ncvyork konferansında Al-snıanya hakkında alınan ikinci ■mühim karara, yani harp halifelin kesilmesi kararma gelince; tunun ne zaman tatbik çdilece-i şimdilik belli değildir*,. Malûm olan bir şey v: sa o da, marp haline, müttefik’ yaym-tıyacakları bir beyanna. ıe ile son ereceklerdir. Yani bu, tek ta-Ijraflı bir karar olacak ve Bonp hükümeti tarafından imzalanmış bir anlaşma mahiyeti taşı-hnıyacaktır. İşgal statüsü gibi, jbu yeni statü de iktisap edilmiş ibîr durum değil, bahşedilmiş Lbir münasebet tarzı» olacaktır.
Sovyetler, Çekoslovakyaya’da bir general tayin edeceklermiş
Londra1, 8 (a.a) (Afp) — Daily Express gazetesinin Batı Almanya’ya "gelen haberlere istinaden bildirdiğine göre., Kremlin Çekoslovak komünistlerinin çalışmalarından memnun değildir ve memleketin idaresini doğrudan doğruya eline almaya karar vremiş-tir. Gazete, Polonya’da olduğu gibi Çekoslovakya'da da Rus mareşalinin ya genel kurmay başkanlığına veya başkomutanlığa tâysn edileceğini belirtmektedir-
Londra Radyosu (Basın -Yayın) — Barışı takviye etmek maksadiyle Amerika’nın takrir şeklinde Genel Kurula hazırladığı plân dün gece bir takrir şeklinde Genel Kurula arzedilmiştir. ~ sa, Türkiye, Urugvay bu mektedir- Bu Kurul veto venlik Konseyi çemediği akrşı tetbirler Ayrıca her âza bulunduracağı özel bîr kuvvet)
Gt:nel | yardımda bulunmasını ve bu talimatı mucibince dolarların istenilen yerde har-
Britanya, Fran-Kanada, Filipin, plânı destekle-sayede Genel neticesinde Gü-harakete ge-takdirde tecavüze cvlabilecekt'T-1 milletin hazır.
e
letler Siyasî Komitesine yarın
arzedilecektir-
Fransız Maliye Bakanı Amerikaya gitti
Londra Radyosu, (Basın -
Yayın) — Fransa Maliye Ba-I kanı Peç dün gece Vaşingto-na gitmiştir. B. B. C. nin Paris muhabirine göre Peç, Fransa’nın yeniden silâhlanması ile | ilgili malî meseleleri görüşe-
cektir. Peç, silâh ve teçhizat j şeklinde yaptığı yardımlara i-’. iâveten Fransa'ya dolar olarak
makta olduğu sonbahar m:
'Devralarının; bilhassa iaşe,’ il
mel ve -nâkiiye işleri bakım iri- Güvenlik Konseyi veya
dan muvaffakiyetsizlikle neti- . Kurulun ____________________
celend ğını b İd ren bir yazıyı | tıerhai harekete geçecektir. A-Lanmasına müsaade edilmesini, birinci sayfacta neşretmektedir- ■ mrika’nın plânı Birleşmiş Mil- Amerika’dan istiyecektir.
nun kapılarını açmayı teklif etmişti.
Kin beslemeyen bir adam
Gandhi’nin (insanların içinde bir cevher» diye tesmiye ettiği bu adam altmış bir yaşın dadır- Her sabah saat 5 ile G arasımda bir seri eksersiz ya par- Bu huyu, askeri ihtilâl devrinde sık sık hapishaneye girdiği zamanlar, edindi- Sabah antrenmanlarının kendisine akşama kadar gülmek için kuvvet verdiğini temin etmektedir.
Nehru, kimsenin fenalığını istemeyen bir kimsedir. Onbeş seneden fazla İngiliz hapishanelerinde .yatmıştır- Kendisine zulmedenlerden bile asla nef ret edememiştir» Daima: (Ben İngilizİerih talel/esi’ ve dostuyum» diye, sık sık tekrarla-' maktan hoşlanır ve daima onlara karşı minnet borçlu oldu-ğtnu; onların, kendi karakte-
I) Harp haline son verilmesi kasarında Almanya’ya bahşedilen İliğer bazı haklar da mevcuttur. ^Szcümle; federal hükümet, bir (dışişleri bakanlığı ihdas edecek ke yabancı memleketlerle diplomatik münasebetler ve konsolosluk münasebetleri idame edebi-Ijlccektir. Yalnız, bu takdirde, (müttefik yüksek komiserlerinin jrolii ııc olacaktır. Filhakika, iie-giler tebliğinde, Almanya’da Lir «içişleri bakanlığı kurulduğu takdirde, yüksek komiserlerin bu pakanlık nezdindeki nüfuz ve sathi yetlerinin ne olacağı kaydedilmediği gibi, bakanlık kurulunca komiserlerin geri alınmalından da bir bahis yoktur.
Daily Express gazetesi bu hususta Mareşal Koniev ve mareşal Malinovsky’nin isim- , lerini ileri sürmekte ve yüzlerce yüksek rütbeli Rus subayının Prag'da yeni genel kurmay teşkilâtını kurmakta olduğunu ilâve etmektedir.
r
Yeraltı Şehrinde
Oğlunun da senin gibi maden ocağında çalışmasını istermisin?
ı rini olgunlaştırdığını, hiç bir hür fakat endüstri bakımından, istihzasız söylemektedir- O da, gelişmiş olan bir Hindistan ta-t "‘-.Lr., II.iler ve Musso hayyül ediyordu- Müsavi bir büyük bir inkılâbı vatandaşlık hukuku, karşılık-1 - harekâtına girişmiştir. Fakat lı bir hürmet - ve nihayet de ( o, şiddet politikasından daima r.n bir dostluk - büyük bir boş ı o—- t:k bir luğu doldurabilirdi- Belli başlı
zayıf noktası vardır; Tam mâ- iki büyük politika hassasını nasiyle sabırsızdır- öğretmek istiyen Gandiye,
Gandi ile karşılaşması
Onunkine nazaran daha tu-’ haf bir meslek! Keşmirde A-, ristokrat bir aileden dünyaya gelmiştir- Büyük bir avukat ve âlim olan babası onu İngil- bu iki hassa, ) tereye gönderdi- Cambridge ve müdafaanın teşkilinde lüzum Harrovv’da okudu. Orada, sos- lu olan reformları yapmasında yalist fikirlere kapıldı ve Hin- büyük bir rol oynadı.
distana döndüğü zaman, milli- Geçen temmuz ayunda, Ko-yetçilerle anlaşmaz bir duru- re şehirlerinin bombardıman ma düştü. 1919 isyanı sıraların edilmesini protesto etmiş ve da, bir hapishanede Mahatma Amerika tayyareciliğinin, i-Gandi ile tanıştı- Gandi, Neh- kinci dünya harbinde Avrupa-ru üzerinde unutulmaz bir te- lılara yaptığı zarardan hiç de sir bıraktı- Son derece sofu farklı olmıyarak Asya memle-olan Gandi, memleketi için bü- ketlerini tahrip ettiğine işaret tün sanayileşme programlarını etmiştir- Fakat bundan bir haf reddetmiş ve iptidâi basitliğe ta- evvel, kendi partisinin kop--
■ dönmeyi nasihat etmişti Neh- gresinde de: «Harp daima ru ise bu fikirde değildi. Esa- harptir ve bombardıman meçsen, fikir bakımından arala- huridir» diyerek tenakuza düş rında büyük bir ayrılık vârdı. nriiştür- Daha bu gibi birçok
I Terakkiperver ilmi fikirleriyle tenakuzlara düşmüştür-Nehru, bunun aksine olarak, (Sonu Sa. 4 Sü- 1 de)
iki büyük politika öğretmek istiyen Nehriı itaat etti- Bu itaat ettiği iki husus şunlardı: Büyük bir müsamaha ve uyugabilme sa
Gandinin ölümünden sonra Nehruya millî

CVl/f.
•k r-
o-
I
i Nihayet Almanları düşündüren Lir nokta da çelik istihsali meselesidir. Bilindiği gibi 11,1 mil-yon ton olarak tahdit edilmiş bu-ilunan çelik istihsalinin bu râka-nı aşmasına ve «Batı savunma-ma faydalı olduğu nisbette artırılmasına» karar verilmiştir. )lik istihsalinin arttırılması iaddizatında Almanları sevin-lirmiş ise de, bu istihsalin .Ra. ı savunmasına faydalı olduğa lisbette arttırılması» ibaresi hoş-arına gitmemiştir. Zira bu süetle bütün Ruhr havzasının is-
1 ihsali, s andard fiyatlarla salınmaya tahsis edilirken, diğer
■ ıraftan İngiltere dünya pazar-tümda at oynatabilecek bir du- , a girecektir. Bu yüzden, bir 1
Diğer taraftan Daily Telc-graph gazetesi de, heyecanlı bir mahiyet arzetmemekle bera ber Almanya’dan gelen haberleri aksettirerek, Rusya'nın bazı Doğu Avrupa memleketlerindeki askerî komutanlıkları takviye etmek üzere tedbirler almasının muhtemel olduğunu tahmin etmektedir. Gazete «ö-zel bir muhabir» imzası altın-ve Saksonya bölgesinde yap-da Kızılordunun Çekoslovakya
R
İmtiyaz Sahibi:
Öneş Matbaacılık T.A.O. adına
Başmuharrir
I Mümtaz Faik Fenik jbu nüshada yazı işlerini fiilen 1 idare eden
Fatin FUAD
Basıldığı yer
Güneş Matbaası — 1
Ankara
çok Alman endüstri adamlarının bütün fabrikaları Rulır'da teksif etmemek lâzım geldiğini, müdafaasız bir Almanya'nın Avrupa-ya silâh depoluğu yapamıyaca-ğını ileri sürerek sızlandıkları | görülmektedir. Bazı haberlere | göre, bu fabrikatörler, Almanya, IS°v)'ctler tarafından işgal edildiği takdirde harp suçlusu mev-ı kiine düşmekten korkmakta ve | Almanya’nın huzur içinde çalışabilmesi için evvelâ F.lbe kıyısını otuz tümenin tutması lâzım geldiğini ileri sürmektedirler.
Görülüyor ki, mesele, yine dönüp dolaşıp, Almanların tam bir Alman ordusu kurmak arzularına dayanıyor.
Bütün bu meseleler hakkında, yüksek komiserler, memleketlerine rapor yağdırmakla meşguldürler. Fakat işin esası, bu ay sonlarında toplanacak olan Atlantik silâhlanma konferansında halledilecektir.
Mücahit TOPALAK
IV
Bu yeraltı şehrinin galiba ucu bucağı yok!
Şimdi maden ocağının en kenar mahallelerindeki dar dolambaçlı yollarda dört dönüyoruz! Fakat üstümüzde gök ve kubbe yerine, katran gibi siyah ve basık bir hava var. Başımızdaki tek gözlü lambaların sönük ziyası, bu esrarengiz yollarda donuk ve sarı bir çizgi gibi uzuyor, Üç adım ilerisini gömüye imkân yok.
Yer yüzünü ve güneşi o kadar özledim ki, kendi kendime soruyorum:
— Acaba korkulu bir rüya mı görüyorum? yoksa çocukluğumda dinlediğim gibi, Mcrkezefeııdi'deki ııiyet kuyusu içinde miyim? Korku, sonsuz bir dehşet ile, içimi gittikçe sıkışan bir cendere gibi sarıyor... Dakikalar, saatler gibi u-zun!... Geri dönmek mümkün olsa?
Yol arkadaşlarım, zihnimden geçen bu düşünceleri okumuş gibi:
— Yaklaştık, diyorlar...
Artık bu korkunç ve yorucu yolculuğun yarısını olsun bitirmiş gibi, yeniden kuvvetim ve cesaretim artıyor. Demek bu köşeyi döner dönmez, kömür çıkaran madencileri göreceğiz!. Onlarla konuşacağız!
Şimdi önümüzde düz yol değil, sarp ve uzun bir yokuş var. Bu yokuşun yukarısında ve aşağısında nöbetçiler, boyu-
Bir, iki, üç, dört!
Mühendis Sairn Yurdakoş burada izah ediyor:
— Dört çan, adam işaretidir. O zaman içleri kömiir dolu vagonları, raylar üzerinden aşağı doğru salıvermezler.
İliç bir esrarını bilmediğim, nerede tehlike, nerede selâmet olduğunu kestiremediğim, hu yeraltı yollarından bilmem nasıl ve ne zaman çıkacağız? Yoksa bu dik bayırı bu vagonlara binerek mi tırmanacağız?
Fakat çavuş bu kömür tozundan tepenin, kenarına yatırılan upuzun ve dar bir merdiveni iki büklüm çıkınıya başladı bile! Şimdi sıra bizde... Nasıl yapmalı,.. Üstümdeki geniş ve hava vermiye mahsus lâstik boru fazla baş kaldırmıya müsait değil. Emeklemekten ve ellerinizle, tırnaklarınızla kömür tozuna tutunmaktan başka çare yok!...
Şimdiye kadar geçtiğimiz yolların en zahmetlisini böylece nefes nefese tırmanıp tepeyi açtığımız zaman, Mühendis Saim Bey:
— Artık nakıs yüz metrede değil, 75 metredeyiz, diyor... Demek 25 metreyi böyle çıkmışız!.
3 — GöKÜs.
lagı 11 — Vilâyet: di
ve Kapanıg.
ANKARA RADYOS1
Pazartesi — 9/10/195
— 19.20 Kliçllk Orkestradan 19.40 Konuşma. — Klûslk Türk Musikisi . — 20.15 Radyo Ga.
Dizlerimdeki dermansızlığın ve ahumdaki terin sebebini şimdi daha iyi anlıyorum. Fakat küçük bir seı Hiç değilse yeryüzüne, insanlara ve sevdiklerimi ha yakınız!,.
Artık, nıaden ocağının nıutad gürültüsüne kazma sesleri de karışnuya başladı. Her adımda bu seslere bira yaklaşıyoruz. Daha sonra lâmbalarımız, simsiyah b na gibi parlıyan duvara saplanıp kalıyor. İlerisi kö
Kristof Kolomp, Amerika'yı keşfedince nasıl, kıı sevinmişse, ben de neredeyse, — Kömür, kömür! diye bağıracağım !
Üt beş adımda bu kömürden duvara iyice yaklaşıyoruz. Üç adanı, kazmacı, yedekçi ve amelenin arkalarını görüyoruz. Onlar, gelişimizi görmüyorlar bile...
Bütün dikkatimi toplayıp, nasıl çalıştıklarına bakıyorum.
Biri, bu pırıl pırıl karanlık duvarın alt kısımlarında açılmış bir oyuğa, mütemadiyen yanlamasına kazma vuruyor. Bu daracık oyuğun içinde kazma sallamak ve bunu bir metre kadar derinleştirmek, değme işçinin yapacağı iş olmasa gerek. Fakat ne olursa olsun, işin bu en giiç safhalarından sonra, üstteki kömür tabakasını bir kaç kazma ile düşürmek daha kolaydır. Hem kömür dağının içi böyle oyulur, kömürü böyle alınır, ve sonra da öylece bırakılır zannetmeyin. Kazılan her karış tünelin sağını, solunu, altını, üstünü direklerle durmadan desteklemek lâzımdır, yoksa....
işte madencilerin «lâğım sürmek» dedikleri en ağır, iş bu-dur. Neyse ki, önümüzdeki seneler içerisinde artık kazn yerine, makine kullanılacaktır.
Kazmacı Mustafa usta, nihayet bizi görebildi! Bartın' Tasmacı köyünden olan bu fedakâr işçi, 10 yaşındayım c yor ama, madende çalışanların, cinsini de, yaşını da, rengini de, bilmiye imkân var mı? Hepsi aynı ağır ve kıı kün altında sırtları bükülmüş bir hald tiyarlar...
İşte 20 senedir bu ocakta çalışan I
70 kuruş alıyordu. O zaman şimdiki gibi beş çocuğu yoktu. Bugün 360 kuruş alıyor, yetişmesine yetişmiyor ama, rubadan fazla kömür çıkarttığı günlerde bir kaç prim alıyor...
Babası, dayısı hep böyle çalışmadılar mı?
— Peki, diyorum, oğlunun da senin gibi ocakta çalış
— Beyim! diyor. Bizlere başka yerde ekmek yoktur ki...
(Devamı var)


İSTANBUL RADYOSU
Pazartesi — 9/10/1950
Sayfa: 4
9/10/1950
Sayfa: 4
ZAFER
[LÂLEiSÜLTâhS
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika No: 31

Markiz rahibin ihtarı üzerine yıldırımla vurulmuşa döndü
iy)
— Çünkü bugün Fransa, OsmanlI hükümeti tarafından..
— Kâfi Madam.. Ben de o-nun için geldim.
Kadın İrkildi:
— Ne tuhaf konuşuyorsun Biıon?. Bugün çocuklarım huzura kabul olunacak. Benim sevincime sen neden iştirûk et-
— Ben sevinmiyorum Madam.. Ben üzüntü içindeyim.
— Garip şey..
— Çocuklarınız, Osmanl Sarayın» giremez.. Huzura giı-miyeceklerdir.
Markiz dö Bonnak yıldırımla vurulmuşa döndü:
— Sebep?..
— Çünkü
Sustu. Kaşlarını çattı, Markize yaklaşarak:
— Çünkü Madam.. Öyle ica-bediyor.
— Babaları buna lüzum gördü ama.. Müsaadeyi o istedi.
— Marki cenapları iyi düşünmemiş olabilirler.
— Allalıaşkına Biron.. Açık söyle.. Ne demek istiyorsun?
— Bir Fransız çocuğu, Müslüman Türkün önünde eğilme-melidir de ondan..
— Ne garip şeyler düşünüyorsun? Babaları huzurda eğiliyor da..
— Babaları resmî memurdur. Öyle lâzımdır. Fakat çocuklar için..
— Ama sen, Katolik kafa-siyle düşünüyorsun.
— tyi Katolik olmak, Fransız olmak demektir.
— Ama, Türklerle olan ananevi dostluğumuzu hesaba katmıyorsun galiba.
— Ananevi dostluk ha.. Palavra.. Bir Katolik, asla bir Müslümanın dostu olamaz.
— Bugüne kadar nasıl olduk?,
— O, siyaset icabı idi. Öyle görünmek gerekti.
— Acaba Marki de böyle mi düşünür ?
— Öyle düşünmesi lâzımdır.
Tam bu sırada Marki dö Bonnak da geldi ve telâşla:
— Hazır mı çocuklar?. Hemen gidiyoruz.
Diye haykırdı. Markiz, sitemli bir sesle:
— Biz hazırız ama, muhterem rahip kardeşimiz pişmiş aşa su katmak istiyor.
Sefir hayretle rahibin yüzüne baktı:
— Bu ne demek oluyor Rahip efendi?
Diye sordu. Rahip Biron, mütehakkim bir eda ile:
— Fransız şeref ve haysiyetini korumakla mükellef olduğunuzu hatırlatırım Marki Cenapları.
Dedi. Sefir kaşlarını çattı:
— Tuhaf şey.. Haysiyete münafi ne yapılmış da böyle söylüyorsun ?
— Çocukları, bir Müslüman Türkün huzurunda yerlere kapanamazlar.
Marki sapsarı kesildi.
— Bu, merasim icabıdır. Hepimiz yapıyoruz.
— Siz yapabilirsiniz. Fakat çocuklarınızı!..
— Ya.. Bununla beraber saraya haber verilmiştir. Çocuklarımı götürmekten başka çare yoktur.
— Bir sebep bulunabilir.
— Siyasî münasebetlerimiz altüst olur. Osmanlılar, sözünde durmamağa tahammül edemezler.
— Siyaset hud’a demektir, Marki Cenapları. Aksi halde, ben Fransadaki Katolik kar-

BEDEN TERBİYESİNİN ALACAĞI ŞEKİL
Merkez istişare Kurulu bugün toplanıyor
Başmakaleden devam :
Atletlerimizin büyük başarısı
— O halde, dedi, onların ye--rine siz gideceksiniz. Sefir irkildi ve uzun uzun düşündü.
— Fakat Rahip Efendi, olan olmuştur.
—: Bilâkis, daha bir şey olmamıştır. Çocuklarınız Sarayı Hümayuna gitmiyecektir.
— Ne sebep göstereceğiz?
— Kolay.. Çocuklar, Osmanlı Saray âdabına vakıf olmadıkları için belki huzurda bir yanlışlık yapmak suretiyle hürmette kusui' etmiş olabilirler, düşüncesiyle çocuklarımı getirmedim, diyebilirsiniz.
Sefirin fevkalâde cahı sıkılmıştı. Fakat Rahip Biron’un Katolik inadı karşısında razı (Devam edeek)
Millî Eğitim Bakanı
(Başı 1 nci sayfada) I yok etmeye çalışıyoruz. Bun-
«Konya’nm aziz öğretmenleri ile beni karşı karşıya getiren Öğretmenler Birliğine teşekkür ederim. Sizi böyle geniş bir kütle halinde görünce Konya’yı asıl şimdi tanımış, milletvekillerinizin neden burada fakülte açılmasını istediklerine hak vermiş bulunuyorum. 20 senedenberi içinde bulunduğum hizmetlerin en kütsîsinin öğretmenlik olduğuna kaniim. Siz öğretmen kütlesine daima inanıyorum.
Arkadaşlar, bütün hayatımda, hattâ kısa politika hayatımda dahi sadece olduğu gibi görünen bir insan oldum. Memleket meslesi açıldığı zaman onu kapatmamak, yaraların teşhisinden korkmamak lâzımdır. Hatalarımızı açıkça söyliyeceğiz. Çünkü inandık ki şu yer yuvarlağı üzerinde bizi bizden çok seven yoktur. Dâva büyüktür. Evvelâ bugünkü mevcudiyetimizi mutlaka muhafaza etmek mecburiyetindeyiz. Evvelâ kendi hatamızı göreceğiz. Sizler şüphesiz en fedakâr, feragat sahibi insanlarsınız. Her birinizin binbir derdi olduğunu biliyoruz. Onları
Son dakika
(Başı 1 inci sayfada)
Bugün Kore’den alınan son haberlere göre, birinci Amerikan süvari tümenine mensup keşif kolları, batı sahili civarında, Kuzey Kore başkentinin takriben 130 kilometre cenubunda bir noktadan geçmişlerdir- Komünist kuvvetleriyle bu ana kadar hiç bir temas yapılmadığı haber verilmektedir-
deşlerimize hakikati anlatmak zorunda kalırım.
— Bu, müthiş bir tehditti.
Dünyanın aynası
(Başı 3 üncü sayfada)
Şüphesiz ki onun da bir dü şündüğü vardır: Bunlardan biri, Mao Tse Toung'u, Hür Asya memleketleri içine almaktır- Bu tenakuz içinde bo calayan Nehru, sözüm ona, Birleşik Amerikayı tenkid ve Rusyayı müdafaa etmektedir-
Bu gidişle de, şark ile garp arasında arabuluculuk yapmak için ortaya atılsa dahi, bu kafada gidildikten sonra hiç bir rol oynayamıyacağı ve tenakuza düşeceği muhakkaktır.
İktisadi işbirliği
(Başı 1 nci sayfada) mucibince hazırlıyacağı-mız raporları en geç iki aya kadar İktisadi İşbirliği İdaresine tevdi etmemiz lâzımdır. Türkiye’nin balık istihsalindeki ehemmiyetinin büyük olduğu şüphesizdir.*’ 11
Heyet yarın Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ile temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gidecektir. Heyet âzâlarj tekrar İstanbul'a dönecekler ve başlıca balık istihsal bölgelerimizde tetkiklerine başlı-y uçaklardır.
ları yok ettikten sonra Türk öğretmenine de marş marş de-| mek zamanıdır. Bu güzel camianın içinde onu kötüleyen-ler, küçültenler varsa onları tepelemek vazifesi de bana düşüyor. Kuvvetimiz böyle kimselerin yamyassı olmasını temin edecektir. Biz dâvayı böyle vâzediyoruz.
Arkadaşlar, talebelerinize istediğiniz kadar matematik, fizik, kimya muadeleleri öğretin eğer vatan aşkını öğretmezseniz hiç bir şey öğretmediniz demektir. Öğretmen yüreği yanık insan, sanatkâr ve halûk insandır. Bu büyük kitle arasında ben komünistim de-miyen, benim ve sizin gibi duran ve kürsüye çıkarak çocuklara sinsi telkinlerde bulunan kimseler de vardır. Her şey telâfi edilebilir, fakat vatan çocuğunun yüreğine akıtılan zehir telâfi edilemez. Bunlar hakkında vereceğimiz cezaları yavaş yavaş tatbik edeceğim. ’
Bakan, Demokrat Parti merkezinde de bir konuşma yaptıktan sonra sat 19 da Ankara’ya hareket etmiştir.
Türk - Alman
(Başı 1 inci sayfada) takımının kaptanı Türk takımına bir vazo vermiştir.
Müsabakaların neticeleri şun lar dır:
52 kiloda Weber (Alman) Fehmi Mutlu’ya (Türk) ittifakla galip.
57 kiloda Melih Eren (Türk) Spatz’a (Alman) 6 dakika 55 saniyede tuşla galip.
62 kiloda Halil Kaya (Türk) Schmitz’e (Alman) ittifakla galip.
67 kiloda Mehmet Oktav (Türk) Ehril’e (Alman) sayı hesabiyle galip.
73 kiloda Ahmet Şenol (Türk) Neteschain’a (Alman) sayı hesabiyle galip.
79 kiloda Ali Özdemir (Türk) Kokey’e (Alman) sayı hesabiyle galip.
87 kiloda Hilmi Taflacı (Türk) Höninger’e (Alman) 1 dakika 25 saniyede tuşla galip.
Ağırda Sabri Demiray (Türk) Lieberh (Alman) ittifakla ga-lip.
Türk - Alman millî greko -romen müsabakaları bu suretle 7 - 1 Türk millî takımının galibiyetiyle sona ermiştir.
Bir de poturlu vatandaşlar çıktı
Çünkü Anadolu köylerinde ve kasabalarında iyi ölçü alacak, terzi oğlu terzi kimseler pek
Ama farzedelim ki, bir takım kimseler, hakikaten dinî bir taassupla bilhassa potur giymişlerdir; bunun sorumu dört aydan beri iş başında bulunan Demokrat Partinin mi, yoksa, 27 seneden beri, bu memlekette başarılan inkılâpları yerleştiremi-yen eski iktidarın mıdır?..
Demek yapılanlar, o derece sunî ve çürük temeller üzerine kurulmuştur ki, memlekette baskı, diktatör idaresi ortadan kalkar kalkmaz, bazı kimseler kanunların müsaadesi dairesinde istedikleri gibi hareket etmekte kendilerini serbest telâkki etmişlerdir!.
Demokrat. Parti ne yapsın, potur giydi diye vatandaşları tutup hapse mi tıksın?.. Hüseyin Cahit Yalçın bunu mu istiyor?
Eğer bu gün Hürriyet muhabirinin söylediği ve Hüseyin Cahit’in şahid olarak gösterdiği gibi, imam öğütleri, karınca duaları, satılıyorsa, bütün bunların sorumu, doğrudan doğruya, Halk Partisi iktidarına aittir. Demek onlar senelerce olduğu yerde u-yumuşlar, yalnız kendi keyiflerine bakmışlar ve memlekette u-mumî kültür seviyesini bir türlü lâzım geldiği kadar yükselteme-mişlerdir! Bu gibi hareketler, kanunla, zorla, baskı ile önlen-, mez, ancak, bütün vatandaşlara şu veya bu hurafeye karşı, tepki temin edecek, bir bilgi telkini ile ortadan kalkabilir!.
Dahası var. Hüseyin Cahit Yalçın, şimdi, köylülerin birer harabeden farksız ocakları arasına camiler yapıp minareler dikmesine de muarızdır; ve bunu kendi tâbirince, «köylerde mektep yapılmasını dile dolamış o-lan» Demokrat Partiye karşı yeni bir hücum vesilesi olarak ele almıştır.
Fakat hâdisenin iki cephesi olduğu unutulmamalıdır: Demokrat Parti hiç bir zaman köylerde mektep yapılmasına itiraz etmemiştir. Bilâkis her köyün mektebe kavuşması, Demokrat Partinin can ve gönülden istediği, tahakkukuna çalıştığı esash bir prensiptir. Bizim itirazımız, şehir çocukları ilk tahsilin nimetlerinden bedava faydalanırken, ve ilkokullar inşası için metelik sarfetmezken, köylünün zorla, paraca, emekçe fedakârlık yaparak mektep binası yapmıya mecbur tutulmalarına karşıdır. Biz bu mekteplerin köylüye külfet tahmil edilmeden inşa edilmesini istedik; yoksa, köyde mektep yapılmasın da köylü cahil kalsın demek, bu memlekette izan sahibi kimsenin aklından geçmez. Ama Hüseyin Cahit Yalçm’a işin bu tarafı lâzım değildir; b, hâdiseleri kendi istediğine göre, evirip çevirip, kışkırtıcı, vazifesine devam edecektir; onun içindir ki, bazı köylülerin birer minare dikmesini ele almış, habire buna kılıf hazırlamakla meşgul-
îşin ikinci cephesine gelince, bu memlekette kimse, cami yapıyor, minare dikiyor diye ayıp-lanamaz. Kabahatli görülemez. Vatandaşlar, diledikleri gibi vicdan hürriyetlerini kullanmakta, ibadet etmekte serbesttirler. Hüseyin Cahit Yalçın bilmez mi ki, dinle dünya işleri ayrılmıştır; bilir ama, bu mevzuda o fikre yanaşmak işine gelmez!
Ya ne yapacaklardı?.. Köylerde meyhaneler, barlar mı açacaklardı?. Köylerdeki minarelere karşı koyan Hüseyin Cahit Yalçın bugün kalksın da biraz, büyük şehirlerin sefahat âlemlerine baksın!. O kibar denilen kulüplerde kaç ‘Ijraya vido çekiliyor; kaç liraya poker dönüyor; onu görsün!... Zannedersek işin bu tarafını da hepimizden pek iyi bilir!
SÖzün kısası şudur:
Bu memlekette vicdan hürriyeti hâkimdir; herkes Allahına istediği gibi ibadet etmekte serbesttir. Ancak irticaa ve dinin siyasete âlet edilmesine müsaade edilmiyecektir.
Fakat ne yazık ki Hüseyin Cahit Yalçın'm yapmak istediği dc
Mümtaz Faik FENİK
Beden Terbiyesi Merkez İstişare Kurulu bugün saat 15 tc Milli Eğitim Bakanı Tevfik 1-leri’nin başkanlığında toplanacaktır. Bugünkü toplantıda gündemdeki işlerden başka Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne verilecek şekil etrafında da görüşmeler açılacağı anlaşılıyor. Bu mevzuda tetkiklerde bulunmak ve esasları hazırlamak üzere spor idareciliğinde ihtisası olanlardan mürekkep bir komisyon kurulacağı da haber verilmektedir. Komisyonun tesbit edeceği e-saslar dahilinde hazırlanacak olan tasarı bütçe müzakerelerinden önce Meclise sunula-
Fuat Köprülünün icraatı
(Başı 1 nci sayfada) releri, kaydedilen bu muvaffakiyeti tabiî bir gelişme olarak tavsif etmekte ve büyük önemini bilhassa belirtmektedirler.
Aynı çevreler bu vesile ile, Türkiye’nin dış politikasına son zamanlarda başlıca konu olan dâvalara da işaretle, Atlantik Paktı Akdeniz Askeri Konseyi ile hükümetimizin temasa geçmesi hakkında vaki olan müracatın hususî değerini hatırlatmakta ve Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülünün icraatındaki başarıyı hassa kaydetmektedirler.
Selim Sarper'ın radyo konuşması
Birleşmiş Milletler teşkilâtı nezdindeki Türk Başdelegesi Selini Sarpeı- dün akşam saat 19,15 de «Amerika’nın Sesi» radyosunda bir konuşma yapmıştır.
Selim Sarper demiştir ki : “— Sayın yurttaşlarım, Size bu anda Nevyork'taki Birleşmiş Milletler radyo stüdyosundan hitabediyorum. Genel Kurulun Umumî Heyetinde Güvenlik Konseyine âzâlık seçimi tekrarlandı. Bildiğiniz gibi geçen 29 eylül cuma günü bu seçimlere başlanmıştı. Fakat seçimler 12 kere tekrarlandığı halde 60 üye devletten üçte iki ekseriyet olan 40 ekseriyeti bulamadığımız için seçimler tâlik edilmişti. Nihayet bu seçim yapıldı. Bu seçimin neticesinde gene üçte iki ekseriyeti toplıyamamıştık. Biz 33, Lübnan da 27 rey almıştık. Bu çıkmaz üzerine Lübnan’ın buradaki heyeti başkanı olan hariciye nazırı kürsüye gelerek orta ve yakınşark devletleri arasındaki âdetleri bozmamak ve bu çıkmazdan kurtulmak için, gelecek sefer kendilerinin intihap edileceği ü-midini de izhar ettikten sonra adaylığını geri almıştır. Bunun üzerine seçimlere tekrar başlanmış ve bu seçimler neticesinde memleketimiz 43 rey almak suretiyle( Güvenlik Konseyine üye seçilmiştir.
Güvenlik Konseyi üyesi sıfatı ile memleketimiz vazifeye gelecek sene başında, yani 1 ocak 1951 tarihinde başlıyacak-tır.
Güvenlik Konseyine üye seçildiğimize dair olan oy neticesi ilân edildiği zaman bu netice alkışlarla ve sempati tezahürleri ile karşılanmıştır. Bu haberi yurttaşlarıma verirken derin bir memnunluk ve haz duyuyorum ve memleketimiz için üzerimize aldığımız ağır fakat şerefli, bu milletlerarası vazifede memleketimizin muvaffak olmasını ve bunun memleketimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.”
bil-
(Başı 1 inci sayfada) tin olacağını kestirmek mümkündü. Spiker, müsabakalar devam ederken sık sık dereceleri ve puvan vaziyetlerini bildiriyordu Bazan iki puvan Bel çikalılar, bazan da Türkler i-leriye geçmekte idi- Nihayet bu millî karşılaşmanın sona ermesine birer müsabaka kala puvanlar 73 - 73 idi. Belçikalılar son müsabaka olan 4X400 bayrağı da kazanınca Türk takımı karşılaşmayı 75 - 77 kaybetti.
Müsabaka sona erince Belçika sefiri Stephan Holot derece alan atletlere madalyalarını bizzat vererek, hepsini tebrik etti ve müteakiben her iki milletin millî rtıarşları a-yakta dinlendi-
Müsabakaların neticeleri a-şağıdadır:
100 M
1 — Vercruysse (Bel ) 11
2 — Renard (Bel ) 11. 1/10
3 — T Tükel (Türk) 11- 2/10
4 — T. Sayman (Türk) 11. 4/10
400 M.
1 — Saeteıvay (Bel ) 50- 4/10
2 — D. Acarbay (Türk) 50 5/10
3 — K- Horolu (Türk) 51- 4/10
4 — Verhagen (Bel.) 51. 7/10 800 M.
| — E- Koçak (Türk) 1-56
2 — Brys (Bel.) 1 56- 9/10
4 — T- Gökel (Türk) 2-00 2/10
3 — Languncs (Bel.) 1.58- 3/10 5000 M
1 — O- Coşgül (Türk) 15.26 1/10
2 — M Özcan (Türk) 15.27 7/10
3 — Vandewatiync (Bel.) 15 28
4 — Doms 15-46. 4/10
110 Engelli:
1 — M Batman (Türk) 15
2 — Braekman (Bel.) 15- 1/10
3 — E- Barkay (Türk) 15. 6/10 '
4 — Dits (Bel.) 15- 7/10 I Disk:
1 — Kinziger (Bel ) 45-95
2 — Verhas (Bel.) 41.05
3 — Çelil Uçarer (Türk) 40-27 |
4 — Nuri Turan (Türk) 40-20
ı sayfada) deki partiler arasında hummalı bir şekilde çalışma rekabeti başlamış bulunmaktadır. Bütün parti elemanları propaganda için köylere dağılmıştır.
Demokrat Partinin bu seçimleri de kazanacağına muhakkak nazariyle bakılmaktadır.
C. H.P. hâlâ memurlar üzerindeki eski nüfuzunu idameye çalışmakta, M.P. ise pasif bir durumda kalmaktadır.
D. P. mensupları, partilerine her türlü maddî ve manevî müzaharette bulunmak hususunda birbirleriyle âdeta yarış etmektedir.
Bu cümleden olarak tertip
Çekiç Atma: ı
1 — Balcı (Türk) 48.33
2 — Wuyts (Bel ) 36 30
3 Adım:
1 — Ruhi Sarıalp (Türk) 14.03
2 — Herssens (Bel.) 13-35
Yüksek Atlama:
1 — Delehienne (Bel ) 1.91
2 — Mahir Anas (Türk) 1-85
3 — Holyafkin (Türk) 1-80
4 — Herssens (Bel.) 1-80
4X400 M:
1 — Belçika takımı 3-22- 5/10
2 — Türk takımı 3-29, 5/10
Günün en güzel başarısı şüp hesiz 5000 metre oldu- Kıymet-' dayanılmaz bir finiş yaparak li uzun mesafecimiz Osman Belçikalıya yaklaştı ve 50 met Coşgül, Belçikalılardan da Av-[ye kala Belçikalı üçüncülüğü rupanın maruf kros koşucusu jcabul etti-
Damr, bu müsabakaya katıl-L Belçikalılar, bir taktik hamakta idi. Koşu toplu bir hal-j tasına kurban giderek Osma-de ve nisbeten yavaş tempo ile nın finişte geçebileceğini unut-başladı. Her iki takımın kuv-1 muşlardır-
| vetli koşucuları arkadaşlarını ı ileri sürüyor ve kendiler) de geriden gidiyorlar- Bu şekilde koşunun bitmesine 1500 metre l kalıncıya kadar devam etti-Von de Wattyne, Osman'dan kaçmak istedi- Osman peşini bırakmadı- Tempo hızlanmaya başladı 300 metre kala dört koşucu, daha hızlandılar. Osman ve Van de Wattyne Mustafa ve Davvstcn ayrıldılar. I Osman 200 metre kala finişe paŞldaı ve rakibi- ile arasını ) açtı. 100 metre kala Mustafa
7*
1

33
İstanbul lig maçları
Fenerbahçe diin Vefayı 2-1 yendi
İstanbul, 8 (T.H.A.) — İstanbul lig maçlarına bugün Dol-mabahçe Stadyumunda yirmi bini aşan bir seyirci kütlesi önünde devam edilmiştir.
Günün ilk karşılaşmasında
Beykoz - Kasımpaşa takımları hakem Şekip Akman’ın idaresinde şu kadrolarla yer al-
! dılar:
i BEYKOZ: Turan,
I Haşan, Şükrü, Fikri,
I Haşan, Tekin, Enver,
fer, Bedri.
KASIMPAŞA: Abdullah, Ali, kada da bir tekme .
Cihat, Doğan, Cebbar, Osman, sakatlandı ve sahadan çıktı.
I Hikmet, İsmail, Şaban, Niyazi,
I Küçük Niyazi.

ise iki tehlikeli hücumu çok güzel müdahelelerle bertaraf etti.
Devrenin kırk dördüncü dakikasında Erol’ün sağdan çektiği kornerden Bahri istifade ederek kafa ile takımının ilk sayısını yaptı. Devre 1-0 Fenerbahçelilerin lehine bitti.
ikinci devrede rüzgârı arka-
Mehmet farına alan Vefalılar daha hâ-Hasan, kim oynadılarsa da Lefter 14 Gazan- üncü dakikada takımının ikinci golünü attı ve 21 inci daki-yiyerek
Vefalı Galip son dakikalarda _____ takımının yegâne golünü at-
Güzel bir oyun tutturan Bey- maya muvaffak oldu ve Fener-(Başı 1 inci sayfada) kozlular onikinci dakikada bahçe müsabakayı 2-1 kazan-ler Ajansı vasıtasiyle şu açık-. Enver’in bir şutu ile ilk golle- dı. lamada bulunmuştur: rini kazandılar ve devreyi 1-0
“— Ne Avrupa, ne de Anjer gal'P bitirdiler. İkinci devrenin rika memleketlerinden hiç bi-! altıncı dakikasında Hikmet riyle kıyas kabul etmiyecek Kasımpaşanm beraberlik sa-şekilde, verem Türkiye’mizde 1 yısını yaptı. On dördüncü da-tahribat yapmaktadır. İhticaca' kikada Bedri kafa ile Beyko-salih olmıyan istatistiklere na- ^un..................
zaran veremden ölenlerin sa- ra un az uana Kızıştı,
yısı yılda 40 bindir. Fakat ve-J Yirmi üçüncü dakikada Enver fiyatın, bunun üstünde oldu-' boş Kasımpaşa kalesine topu ^an ortaya konan Centilmen-
ğundan endişe edilebilir. Bu iki adımdan sokamadı. Muka- Kupası maçların alâkasmı
miktar kabul olunsa bile, 40 bil hücumda yirmi dördüncü artırmıştır. Kupayı almak i-
bin ölüm, dünyadaki vefiyatın dakikada Kasımpaşalılar, kale- $*n tamlar çok sportmence
en yüksek haddini teşkil et- ci Turan’ın hâtasından istifade birer oyun çıkarmışlardır, mektedir. Kırk bin kişinin ölü- ederek beraberlik golünü yap- Karşılaşmalar sonunda Çağ-mü her yıl savunma kudreti-' tılar. Maç böylece 2-2 berabe- layan Kupasını Cebeci, Centil-mizden mühim bir eksilme de-! re sona erdi. ”
mektir. Kırk bin kişinin ölü- j _ . .
mü - yapılan asgari hesaplara göre - Türk millî gelirinden bir' milyar Türk lirasının kaybol-' ması demektir, bu her bakım- maçında takımlar hakem Sedan müthiş bir âfettir. Bu âfe- lâmi Atal’ın idaresinde sahaya tin dehşeti karşısında milletçe şu kadro ile çıktılar: elbirliği ile mücadele, muvaf-l FENERBAHÇE: Erdal, Müj-fakiyetin başlıca şartıdır.” I dat, Hilmi, Selâhattin, M. Ali,
Dr. Ekrem Hayri Üstündağ, 1 Lefter, Erol, Ahmet, Bahri, Bakanlığın bu mücadele için ' Halit. neler düşündüğünü kısaca şöy-! o..f „ . . „ .
le anlatmıştır: VEFA: Şutu Mustata Rah-
„ ... mı, Melih, Selahattın, Nusret,
■— En ucuz, en müessir, en isfendiyarı Gaıip) Tenekeci, geniş şekilde mücadeleyi orga- Burhan, İsmet, nize etmek icap etmektedir. Programımızı hazırlıyoruz. Şim 1 Maç,n ilk devresinde Fener-diden bazı teşebbüslere giriş-, bahçeliler oldukça ağır basan tik. Bunların başında verem bir °)'un tutturdular. Bu devre hastalığı hakkında halkımızı top Erdal'ın eline ancak
tenvir etmek geliyor. Hükü- b*r defa geldi. Kaleci Şükrü met tabipleri haftada bir toplantılar tertip ederek, hastalı-1 ğın mahiyeti, korunma ve te- ' davi çareleri üzerinde konuş-1 malar yapacaklardır. Ayrıca1 radyoda her 15 günde bir on beşer dakika, haftada iki defa da beşer dakikalık konuşmalar olacaktır. Hazırlanmakta olan mücadele programı da yakında Ankara'da toplanacak büyük tıp kongresinde tetkik e-dilecektir. Bakanlığın 1951 bütçesine bilhassa verem mücadelesi için lüzumlu tahsisat ilâve edilmiştir.”
Fennin kabul ettiği esasın ölüm başına bir yatak olduğumu, buna göre Türkiye’de vereni hastanelerindeki yatak sayısının 40 bin olması gerektiğini beyan eden Sağlık Bakanı hastanelerdeki yatak sayısının halen 2 binden ibaret olduğunu kaydetmiş "Yatak sayısını 1951 de asgari beş bine çıkarmayı düşünüyoruz” demiştir. (T.H.A.)
Verem afeti
ı ikinci gölünü attıktan son-oyun biraz daha kızıştı.
Çağlıyan kupası maçları sona erdi
Mamakspor Kulübü tarafından tertiplenen Çağlayan Kupası maçları sona ermiştir. Floryaspor Mağazası tarafm-
menlik Kupasını da Mamakspor kazanmıştır.
Her iki kulübümüzü tebrik
Fenerbahçe — Vefa
Haftanın en mühim karşılaşması olan Fenerbahçe - Vefa ederiz.
Yugoslavya Avusturya milli futbol maçı
Viyana, 8 (T-H.A.) — Viya-nada yapılan millî futbol karşılaşmasında Avusturya millî takımı Yugoslavya millî takımını 7-2 yenmiştir.
İngiltere İrlanda millî maçı
Londra, (T.H-A-) — Belfast da 60 bin seyirci önünde yapılan millî futbol karşılaşmasında İngiltere İrlandayı 4-1 mağlûp etmiştir-
ı
Türk - Bulgar
(Başı 1 inci sayfada) münasebeti olmamıştır. A-lınan malûmata göre, Bul-garlar hududa doğru vizesiz göçmen şevkine bugün de devam etmişlerdir. Bu yüzden Svilingrad’da izdiham olduğu bildirilmektedir-
r
edilen pehlivan güreşlerinde bir hayli hasılat temin edilmiştir.
Bugün malûmatına mü-. racaat ettiğimiz Edirne J Valisi Emin Akıncı, şunları söylemiştir:
«— Hükümetimizin Bulgar hududunun kapatılması hakkındaki karan ü-zerine gerekli tedbirleri ! aldık ve her türlü hudut münasebatını kestik- Bugün Bulgaristandan memleketimize bir fert gelmemiş ve kimse de gitmemiştir Hududun bu yanına gelmek için herhangi bir )' teşebbüs de vuku bulmamıştır..
Dün üç D.P. ocağı açıldı
(Başı 2 nci sayfada) İl İkinci Başkanı İrfan Erdem hazır bulunmuşlardır.
Atıf Benderlioğlu kısa bir konuşmadan sonra, kurdelâyı kesmiş ve Ocağı açmıştır. Hayırlı işler temennisinden sonra, Çırçır Bağları Doğruyol Bucağına gidilmiş ve aynı şekilde burası da açılmıştır.
Törenden sonra, Belediye Başkanı Atıf Benderlioğlu, intihalarını bir arkadaşımıza şöyle anlatmıştır:
“Ankara’da, hemen hemen ocak açılmamış hiç bir semt kalmamıştır. D. P. ocağı açılmamış olan tek tük yerlerde de faaliyet başlamıştır.
ötedenberi ocaklarımıza kay dolmak İçin binlerce vatandaş müracaat etmektedir. Bu devamlı istek ve müracaatlar karşısında yeni ocaklar açmayı uygun görüyoruz.”
9/10/1950
ZAFER
Sayfa: 5
MÜJDE
Askerî Terzisi İbrahim Ay-doğnıuş Yeşil Bursa Batıl 35 Tl Sivil subay
45 Tl- Kaput dahil- Birinci sınıf dikiş-
I Adres: Anafartalar Vakıf İş Hanı- No. 414
5728
At yarışları
Sultan Suyu koşusunu
I
Benliboz kazandı
Dün yapılan koşuların tam tafsilâtı
ile
ATÇI
YÜKLEME BOŞALTMA YAPTIRILACAK
açık arttırma ile sa-) Mahcuzlar satılmadı değerlerinin yüzde bulmadığı takdirde
at-17
Ben-mücadelesi
I Üçüncü ve beşinci koşular | arasındaki çitfe bahis 1850, dördüncü koşudaki ikili bahis Ar_ I 535 kuruş verdi.
180, |
|t
Düzeltme
6/10/1950 tarihli nüshamızda neşredilen T- C. Merkez Bankası ilânının pasifinde (Mevduat: Altın: Hazine safî Klg ) miktarı 46-460-198 olacak yerde 46.460-196 olarak dizilmiştir. Düzeltir özür dileriz.
Dr. Muvaffak Akman
Bendderesi Cûd. Aktaş polis karakolu karşısı No- 6 Muayene saatleri; Her gün 17-20 cumartesi 13-20 çarşamba muayene ücret-
Erzurum Bayındırlık I Komisyonundan
Erzurum Verem Hastanesinin kalorifer tesisatı açık eksiltme usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 — Bu işin keşif bedeli (22378) lira (75) kuruş olup geçici teminatı (1678) lira (41) kuruştur.
2 — Eksiltme 23 ekim 1950 pazartesi günü sagt 16 da Ba- ( yındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak olan komisyonda ya- j pılacaktır.
3 — İstekliler bu işe ait evrakı keşfiye vesaireyi Bayındırlık Müdürlüğünde okuyabilirler.
4 — İstekliler ihale gününden üç gün evvel İl Makamına
dilekçe ile ıpüracaat edip bu gibi işler yaptıklarına dair ve eksiltme şartnamesinde yazılı bulunan miktarda iş yapıldığı hakkında bonservislerini Ehliyet Komisyonuna ibraz edip bu ko-1 misyondan alacakları ehliyet belgesi ve Ticaret Odası vesikas- I ve yukarıda sözü geçen (1678) lira (41) kuruşluk geçici teminatlarını ihale günü muayyen saatte Komisyon Başkanlığına ibraz etmeleri lân olunur. 2221
I
1
İ
rai
Maliye Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı
Dün sonlıabar yarışlarının | dördüncüsü ,
soğuk ve biraz olmasına rağmen yarış yerine büyük bir kalabalık toplan-
mesafe ile gunun sürprizini yaparken
-1 Dördüncü koşu centilmen vaffak oldu. Arkalarında Bah-yapıldı. Havanın i binicilere mahsus Simsaroğlu ı tiyar üçüncü, Yunt dördüncü ÎZ— da__y_ağ.nl'?'riu I Kupası idi- j İdi. Müddet 2,49. Ganyan 305,
,en ve 140 kuruş.
İki yaşlı taylara mahsus ko-müstesna diğer koşuların hepsi favorilerin galebesi neticelendi.
I 2400 metre mesafe üzerinde plaseler 125, 150 yapılan bu koşuda Metin Kör-mükçü Arda ile hemen başa I geçti ve koşunun sonuna ka- | dar bu avantajını muhafaza derek birinciliği kazandı, kasında Comtesse ikinci oldu.
Ankara 5. inci İcra Memurluğundan- (5-950/2389)
Bir borcun ödenmesi için haiz edilerek satışına kanar ve rilen bir adet , tomruk doğrama maki-esile bir adet şerit ma-kines.nin b’rinci satış günü o-lan 16-10-1950 günü saat 12-30 da Ankanada Soğuk Kuyu Neşe sokak 38 No. da kereste deposunda a tılacaktır-dığı veya 75 lerini ikinci arttırması aynı yer ve aynı saatte 17.10.1950 gününde icra edileceğinden talipler n prada hazır bulunacak memurumuza müracaatları ilân olu nur- 5714
Bilhassa A. grubu Arap larına mahsus son koşuda atın arasından sıyrılan I liboz ile Selçuk’un heyecanla seyredildi.
Koşulara saat 14 de başlandı. |
B. grupu Arap atlarına mahsus birinci koşuda Karasalkıırı çok kolay birinciliği kazandı. Arkasında Keramet ikinci, Nonoş üçüncü oldu.
Ganyan 200, plâse 125, 165,
160 kuruş.
İkinci koşu B. grubu Arap atlarına mahsus Çöl Koşusu idi. Cezaları affedilen atlardan Cicim ile Cânan da bu koşuya kaydedilmişti.
Müddet 2,36. Ganyan plâse 135, 170 kuruş.
Beşinci koşu iki yaşlı İngiliz. taylarına mahsustu. Bu koşuya 1 kayıtlı taylardan Filiz, Sevgi ve Büker koşturulmadı.
Taylar düz yol üzerinde gözüktükleri zaman Serap başta idi. Rakipleri Serap’ı yakalamak için çok uğraştılar ise de muvaffak olamadılar. Bu suretle günün yegâne sürprizli sayılan koşusu Serap’ın kolay galibiyeti ile neticelendi. Arkasında Tarsuslu ikinci, Apaş üçüncü oldu. Müddet 1,13,5.
Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığından :
I — 35 lira, maaşlı Maliye Müfettiş Muavinliği için 6/Ka-3im/1950 Pazartesi günü Ankara, İstanbul ve İzmir’de, Maliye Teftiş Kurulunda, müsabaka imtihanı yapılacaktır.
1 — Taliplerde aranılan şartlar aşağıda gösterilmiştir.
a) Mejnurin kanununun 4 üncü maddesinde sayılı evsafı haiz olmak,
b) imtihan açıldığı senenin Ocak ayının başlangıcında 30 yaşını ikmal etmemiş bulunmak,
c) Siyasal Bilgiler, Hukuk ve İktisat Fakülteleri ve Yüksek Tlcaröt mekteplerinden (veya bunlara muadil Ecnebi Okullarından) mezun olmak,
d) Yapılacak tahkikat neticesinde karakter itibariyle Müfettiş olabilec ık vasıfları haiz olduğu anlaşılmak,
2 — imtihana talip olanlar 18/Ekim/1950 tarihine kadar Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına bir dilekçe ile müracaat edeceklerdir. Dilekçeye talibin sarih adresi yazılacak ve aşağıdaki vesikalar eklenecektir.
a)( Nüfus cüzdanının aslı veya tasdikli sureti,
b) Kendi el yazısiyle hal tercümesi,
c) Askerliğini yaptığı veya imtihan tarihinden itibaren bir sene tecil edilmiş olduğunu gösterir resmî vesika, (bu vesikayı getiremiyenler imtihana kabul edilirler ise de tayinleri, fili askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, kadro imkânlarına göre yapılır),
d) Okul diploması veya tasdiknamesi,
e) Sağlam ve yolculuk zahmetlerine mütehammil olduğuna dair tam teşekküllü bir Hastahaneden alınacak sıhhî Heyet raporu,
3 — Taliplerden aranılan şartlan haiz olanlar tahrirî ve şifahî olmak üzere iki imtihana tâbi tutulacaklardır. Tahrirî İmtihan Ankara,,İstanbul ve İzmir'de; bunda muvaffak olanların şifahî imtihanı Ankara’da yapılacaktır.
II — imtihan programı aşağıda gösterilmiştir.
1, — Majiye,
a) Bütçe,
b) Vergi nazarıyeleri,
c) istikraz,
2 — iktisat;
a) istihsal, inkisam, tedavül ve istihlâk banisleri,
b) Iktıâadî meslekler,
3 — Matematik, (Geometri ve aritmetik);
4 — Ticarî ve Sınaî Muhasebe usulleriyle Devlet Muhasebesi hakkında nazarî ve tatbikî malûmat,
5 — Hukuk;
a) idare hukuku,
b) Ceza Hukuku ve ceza muhakemeleri usulü kanununun esasları ve tahkikata müteallik hükümleri,
c) Medenî kanun, borçlar kanunu,
d) icra ve iflâs ve Ticaret kanunlarının Maliye’yi alâkadar eden hükümleri;
6 — Ecnebî lisanı;
Almanca, Fransızca, İngilizce lisanlarından biri, (Devlet lisan imtihanı verenler ayrıca imtihana tâbi tutulmazlar).
III — imtihan neticesinde Müfettiş Muavinliğine alınan-
lar üç sene sonra yapılacak ehliyet imtihanında muvaffak olurlarsa Maliye Müfettişliğine tayin edilecekler ve tetkikat için bir sene müddetle ecnebî memleketlere gönderileceklerdir. (6428)
İnşaat yaptırılacak
Devlet Demiryolları Merkez 1. Satın Alma Komisyonundan
1 — Devlet demiryolları İdaresi Ankara hastanesinde çamaşır yıkama binası insası işi kapalı zarf usulü ile ve fiyat birimi esası üzerinden eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (120.000) lira ve muvakkat teminatı (7250) liradır.
3 — Bu işe ait şartname vesair evrak 6 lira mukabilinde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara’da merkez veznesinde ve Haydarpaşa’da işletme veznesinde satılır.
4 — Eksiltme 26/10/1950 tarihinde perşembe günü ,saat (16) da Ankara’da D. D. Yolları Yol Dairesinde Merkez 1. Komisyonunca yanılacağından teklif mektuplarının o gün saat (15) e kadar Komisyona verilmesi veyahut tayin edilen zamandan evvel ele geçecek şekilde iadeli taahhütlij olarak posta ile gönderil-
5 — İsteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan başka Devlet Demiryollar Genel Müdürlüğünden alınmış ehliyet vesikasını ve vezneden aldıkları eksiltme evrakını (her parkasına 50 ser kuruşluk pul yapıştırılıp imza ettikten sonra) teklif zarflariyle birlikte komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası almak için isteklilerin ihale tarihinden en az (3) gün evvel, eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri bir is-
T ya rapten D. D. Yolları Genel Müdürlüğüne müracaatları. (7525) 2234
Ankara Askerlik Dairesi Başkanlığından
1 — Ankara - Soğukkuyu - Samanpazarı ve Çankaya askerlik şubelerinde kayıtlı yerli ve yabancı erlerden 929 doğumlularla 930 doğumlu ve bunlarla işleme tâbi daha yaşlı mükellefler normal olarak celp ve sevk edileceklerdir.
a) Bu celpte kardeşi askerde olup geri bırakılanlardan kardeşleri terhis edilenler,
b) Hava .değişimi süresi biten şubeler emrindeki erat da sevkedilecektir.
1 — Sakatlar gönderilmiyecektir.
3 — Zati araçlı askerlik kabul edilmiyecektir.
4 — Her üç şubede toplanma günü 23/Ekim/1950 pazartesi günüdür
5 — Bu şebeler bölgesinde oturup şubelerde kaydı olmıyan veyahut kendisine çağrı kâğıdı gönderilmiyen mükelleflerden celp emrini duyanların ikişer fotoğraf ve birer mahalle ikamet tezkeresiyle belli günde şubelere gelmeleri lâzımdır.
6 — Belli günde gelmiyenler hakkında 1111 sayılı As. K. nun ilgili maddesi gereğince kovuşturma yapılacağı duyurulur.
(7591) , 2233
Toprak Mahsulleri Ofisi Samsun Bölge Müdürlüğünden:
1 — Samsun işletme şefliğimiz adına gelecek veya buradan diğer mahallere sevkedilecek ofisimize ait hububat, bakliyat vesair maddelerin bir yıl müddetle yükleme ve boşaltma ileşri açık eksiltmeye çıka-rılmıştır--
2 — Eksiltme 24 ekim 1950 salı günü saat 14 te Samsun Bölge Müdürlüğünde teşekkül edecek hu susi komisyon önünde yapılacaktır-
3 — İstekli
5000 (beşbn) lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Ofisimiz veznesine yatırmaları ve alacakları makbuzlarla komisyona baş vurmaları lâzımdır-
4 — Bu işlere ait şartlaşma ve sölzeşme basanları beş lira mukabilinde Samsun, İstanbul, Ankara Bölge Müdürlükler? nden ve Sivas anbar şefliği ile Samsun İşletme Şefliğinden temin edilebilir.
(7600) — 2232
Cebeci Sinemasında
İki büyük film birden Üç büyük artistin yarattıkları
1 — KANLI DÖĞÜŞ
Türkçe sözlü Ankara’da ilk defa Douglas Fairbanks - Corc Sanders - doan Benett Baştan başa döğüş, heyecan, macera filmi.
2 — ALTIN KÜPELER Türkçe sözlü Ray Milland - Marlene
Dietrich Gestapocuların tüyler ürpcr tici işkenceleri. Bir albayın çingene rolünde casusluğu ve kahramanlığı Kanlı: 15.30 - 18.30 - 22 10
Altın: 14 - 17 - 20-30
kimselerin lira
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Şehrin muhtelif senitlerinde bozulan yolların tamirlerinde kullanılmak üzere ortaklar malı yüz bin adet (100.000 adet) parke taşı Fen İşleri Müdürlüğündeki şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltme suretiyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli 26000 lira ve geçici teminatı 1950 liradır. İşin ihalesi 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacakları teklif mektuplarını ihale günü' en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur.
2 — Altay mahallesinde 574 sayılı Hacı Ali Efendi caddesinin 730 sayılı sokaktan itibaren Ali Reis mahallesi istikametinde 300 metre boydaki kısmının kesme taşlarla tamiriyle yeniden kanalizasyon yapılması işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. İşin keşif bedeli 20321,25 lira ve geçici teminatı 1525 liradır. Bu işe girmek iştiyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlarilye ihale tarihi olan 18.10.1950 çarşamba günü saat 14 de Encümene başvurmaları.
ı 3 — Sümer mahallesinde 451 ve 452 sayılı sokaklarda kesme döşemelerin Bandırma parke taşlariyle esaslı tamiri işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 25754.68 lira ve geçici teminatı 1932 liradır. İsteklilerin bu işe girebilmek için ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşlerinden belge almaları lâzımdır. Taliplerin teminatarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale tarihi olan 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 te Encümene baş-I vurmaları.
4 — Zabıta seyrüsefer işlerinde kullanılmak üzere bir adet beş, buçuk beygir takatında motosiklet zabıta müdürlüğündeki sartlaşrnası gereğince açık eksiltme ile satın alınacaktır. Muhammen bedeli 2500 lira ve geçici teminatı 190 liradır. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale tarihi plan 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 te encümene başvurmaları. (7499) 2201
2810
)
Alâka kesme
ANKARA'NIN EĞLENCE MERKEZİ
5 AKEF
harikulade akrobatlar
SUZY BENREY
iştirakiyle
ADOLFO VENTAS
Not çocuklar yalnız pazar günü matinelerinde kabul olunur.
Tel: 15190 - 12603
Ganyan 845, plaseler 150, 130 ve 165 kuruş.
17 atın yalnız koşusunu değil start şeridi önüne dizilmelerini görmek bile zevkli idi.
karşısı No. Apartmanı, ve ev Tel:
Kübalı şantör vo dansözlor
GAR GAZİNOSU
idaresinde meşhur Ispanyol lipik orkestrası
Her pazar maline
Spiritizma ve Manyetizma Profesörü
Dr. ENZO ve FARİKA KATİA
A. grubu Arap atlarına mahsus Sultansuyu Koşusu saha-, nın bütün tanınmış atlarını bir araya toplamıştı.
Niyazi Orsay Yıldızlar Revüsünü sunar
SİYAH İNCİLER
l'll’. İlk M
Düzgün bir startla başlıyan koşuyu evvelâ Azize onu takiben de Maşuka başta götürdü. Fakat daha bin metre önlerinde rakiplerini yakalıyan Maşallah virajı önde döndü ve uzak mesafe ile birinciliği kazandı. Müddet 2,52, ganyan 225, plaseler 105 kuruş.
Üçüncü koşu 3 yaşlı Arap taylarına mahsustu.
Bu koşu çifte bahisin birinci ayağı olduğu için sürpriz ihtimallerini düşünerek dağınık oynıyanlar çok oldu. Fakat A-kıncı kendisinden beklenen güzel bir yarış yaparak rahatça birinciliği kazandı. Gözde ikinci oldu. Müddet 1,55.
Ganyan 110, plase 100,
Şerit kalkar kalkmaz Tufan başa geçti. Diğer atlar dizi halinde birbirini takip ediyorlardı. Son viraja yaklaşırlarken ara kapandı ve koşunun favorileri ön grubu teşkil ettiler. Bunların arasından sıyrılan Beliboz ile Selçuk bütün düz yol boyunca mücadele ettiler. Son metrelerde Selçuk’tan ayrılan Benliboz az bir farkla bu koşuyu kazanmağa mu-
! Hamamönü — Yeni Do- :I •:ğumevi Çocuk Hastalıkları ü II Mütehassısı ;
Dr. İhsan Can /Hastalarını hergün saat ( ;15 ten itibaren kabul eder. / I ■ Anafartalar caddesi Kur- I ) ; şunlu Cami I 394 Bekman
■ Muayenehane
■ 15888.

KANUN
KARŞISINDA
BU GECE SAAT 21 de
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI Sayın TEVFİK İLERİ nin yüksek himayelerinde
Küçük Tiyatroda
S A Dİ TEK JÜBİLESİ
Sürprizlerle dolu güzel bir gece
Yeni ilâve edilen 5 V6 2 buçuk liralık numaralı güzel yerler saat 9 a kadar (BERK-ALP) kitap evinde gece tiyatroda satılır, ,,, (5732)
Satılk Ev Eşyası
Mobilya, avize, tablo, frijider, yemek takımları vesair eşyası satılıktır.
Dokuz Ekim pazartesi günü saat ondan itibaren DANİMARKA SEFARETİ
İsmetpaşa Caddesi No. 51 e jnüracaat edilebilir.
Kuyucu Ustası
Konya Bâlâ şosesinin 30 uncu kilometresinde hiç kimsenin muvaffak olamadığı su kuyusunu açarak 4 metrede suyu bulup takdir kazanan ve şimdiye kadar memleketin bir çok yerlerinde muvaffakiyetle çalışmış bir ustayım. Tekliflere! uygun cevap veririm.
Koyun Pazarında Pilâv hanında Aydınlı Şükrü Baka 5730

DOKTOR
Esad Eğilmez
Dahiliye Mütehassısı
Muayenehanesini Tarko-han No- 16 - 17 ye naklet miştir- Telef: 16989'
Ev Demirtepe Sümer so kak Güneş Apartmanı No. 27/3 Telef: 22989
Maraş Defterdarlığından
Esas No. 301, Dosya No. 4070, Cinsi: Yılan kıran namı diğeri Kile pazar hanının 40 da 35 hissesi, Mevkii: Şih Adil caddesi: Antep caddesi, Mahalle: Bostancı, Tapu tarihi: Teşrini evvel 332 Tapu numarası: 74, Tahrir No.: 83, Zirai: 600, Muhammen kıymeti: 35000 liradır. Teminat miktarı: 2825 liradır. Hududu: Sağı tariki-âm, solu katolik kilisesinin kahvehanesi, arkası Bardakçı Buğus ve kahveci Salıp haneleri, cephesi tariki-âm.
Yukarda hudut ve sair evsafı yazılı bir parça hanın tapu kaydine müsteniden 40 ta 35 hissesi hâzineye ait bulunduğundan işbu hissenin mülkiyet satışı peşin bedelle 28. 9. 1950 gününden itibaren açık arttırmaya çıkarılmış ve bu müddetin hitamı olan 25. 10. 1950 çarşamba günü öğleden sonra yani saat 14 te Defterdarlıkta müteşekkil satış komisyonu huzurunda satışı icra edileceğinden almak isteyenlerin 2825 lira teminat akçelerini müzayede saatinden evvel teslimi sandık ederek mukabilinde alacakları makbuzlaryle birlikte adı geçen komisyona ve daha fazla izahat almak istiyenlerin de Millî Emlâk servisliğine mürcaat etmeleri ilân oluntır. (7404) 2181
I TEŞEKKÜR
Mağazamda ç.- lışmakla olan1 ».vmclli kardc;im Faik A-Toros Jankoç 8/10/950 tarihin- 11 Ozans°yun vefatından dola-ı, .... , 1 yı büyük acıma ştirak edip biz
I den itibaren muessesemden ay- . , ,
rılınış bulunduğundan bu ta. gelerek veya telgraf
I ve telefonla tazıyette bulunan-rfoten sonraki alım ve satım-llara ayrı ayn cevap vermeye dan müessesem alâkadar değil- ’ tcessürüm mani oıduğundan ı teşekkürlerimin iblağına gate-İzmir Bakkaliyesi sahibi | tenizin delâletini rica ederim-Baha Çayırlıojjlu Hemşiresi Behiye Ozansoy
5729 I 5731
Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğünden Gazi
1 — Yalova - Baltacı çiftliğimizde yaptırılacak 68.747,70 lira keşif bedelli ipek ahırı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — feksiltme 10/10/1950 günü saat İ5 te yapılacaktır.
8 — isteklilerin bu işe benzer 50.000 liralık bir işi taahhüt ve ikmal veya idare ettiklerine veyahut denetlediklerine dair belgelerle 9/10/1950 günü saat 17 ye kadar Genel Müdürlüğümüze müracaatla iştirâk belgesi almaları lâzımdır.
4 — Bu işe ait evrak Yapı işleri Uzmanlığında, İstanbul Yollama Memurluğunda — Sirkeci, Süngerciler sokak 83 — ve Baltacı çiftliğinde görülebilir.
5 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta
serbesttir. 7230—2166
Sayfa: 6
ZAFER
9/10/1950
Taksitle satış
Büyük Mağazada başladı
SUBAY vc MEMURLARA kolaylık
Büyük Mağazanın
ZENGİN
Erkek kadın ve çocuk lrençkoilan, ranversiple, muşamba, palto, pardesü, manto, roplar ve Avrupa, yerli kürk manto çeşitleri
Büyük Mağazanın
İTHAL ETTİĞİ
Palioluk, pardesülük, kumaş vo yerli
elbiselikleri
Büyük Mağazanın
İstanbul'dan hususî surette getirttiği Paris ‘
Diplomalı TERZİ
NİKO NİKOLAYDİS
En müşkülpesent müşterilerini memnun eder '
GARANTİLİ
Kostüm, palto, smokin, frak siparişi kabul eder.'
Anafartalar, Adliye
karşısı No. 300. Tel. 15149 Büyük Mağaza

(2818)
31 Tkim.29 jlrahk
■ „ , , 1,9 & O,
_ Çekilişlerine konan
— Cltıkara’da -
^IIİİZİIIIMMİOUIİLf^
TÜRKİYE İŞ BANKASI
herkes
Garanti Bankası Nfl GİDİYOR
İÇİN HESAP AÇMAKTA ACELE EDİNİZ I. HER 1OO LİRAYA AYRI BİR KURA NUMARASI..
Satılık otomobil
1948 model Şevrole mar ka, kaloriferli, radyolu, mükemmel vaziyette.
25.000 Km- yapmış, 7.000 lira.
İş saatlerinde İktisadî İşbirliği İdaresinde Bay Said’e müracaat edilmesi-Atatürk Bulvarı. No- 731.
(2812)
DOKTOR
Vafi Erar
Dahiliye Mütehassısı
Günün her saatinde hasta kabul ve tedavi eder. Fakirlere ücret arzuya tabidir.
Muayenehane ve ev:
Hamam önü, İnönü Bulvarı İpçioğlu Ap. daire 1
Ankara (Esenboğa) Hava meydanı çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi
Bayındırlık Bakanlığından:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Esenboğa Hava Meydanı çelik su deposu malzemesinin montaj ve boya işi olup (18978.20) on-sekiz bin dokuzyüz yetmiş sekiz lira yirmi kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 16-10-1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat on altıda Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve Jmar İşleri Reisliğinde toplanacak eksiltme komisyonunca yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı vezneye yatırılacak (48 kr.) kırk sekiz kuruşluk bedele ait makbuz karşılığında Yapı ve İmar İşleri Reisliği Muamelât Müdürlüğünden alınabilir.
4 — Bu işe ait proje Yenişehir Tuna caddesi 1 numarada Hava Meydanları İnşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için: İsteklilerin 1950 yılına ait ticaret odası belgesile ususü dairesinde (1423.37) bindört yüz yir mi üç lira otuz yedi kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu iş gibi teknik önemi haiz bir işi iyi surette başardığım veya idare Ve denetlediğini isbata yarar belgeleri ile birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş için yeterlik belgesi almaları.
6 — İsteklilerin eksiltme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (Eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunları imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlıyacaklan yükleme mektuplarını eksiltme günü saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olunur. 7194 2157
Hilman Garajı
(Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, lütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
Gaziantep Daimî Komisyonundan
1 — Eksiltmeye konulan iş; Gaziantep Sinler mevkiinde yapılacak ilkokul inşaatı olup keşif bedeli (84776) lira (42) kuruştur.
2 — Eksiltme 23 ekim 1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat (10) da Gaziantep İl Makamında kapalı zarf usuliyle yeniden yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar her gün İl Daimî Komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görü-
4 — Eksiltmeye girmek için isteklilerin usulüne göre (5488) lira (82) kuruşluk teminat vermeleri ve Ticaret Odasından 950 yılında kayıtlı olduklarına dair belge ibraz etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu işin icabettirdiği teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isbata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (Tatil günleri hariç) üç gün önce Gaziantep Valiliğine dilekçe ile müracaat ederek bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgeleri almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi dairesinde hazır-
lıyacakları teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri şarttır. (7502) 2214
Devlet Orman İşletmesi
Devlet Orman İşletmesi Kızılcahamam Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Kızılcahamam atölyesinde mevcut 12 parça marangoz âleti 30.9.1950 tarihinden itibaren 17.10.1950 tarihine kadar 17 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 17.10.1950 salı günü saat 15 de Kızılcahamam Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve şartnameye ekli olup makinelerin evsafını gösterir müfredatlı liste Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde Ankara Merkez İşletme Müdürlüğünde, İstanbul İşletme Müdürlüğü ile İzmir, Bursa, Eskişehir, Bolu, Çankırı, Gerede, Beypazarı İşletme Müdürlüklerinde ve İşletmemiz Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak vc ilk te -minatlariyle birlikte komisyona müracaatları. (7439) 2187
Devlet Orman İşletmesi Ayancık Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz nakliyat ve binek hayvanları ihtiyacı için 100 ton balyalı kuru ot açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2 — Açık eksiltme 14 ekim 1950 tarihine rastlıyan cumartesi günü saat 10 da Devlet Orman İşletmesi Ayancık Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Beher kilosunun 16 kuruştan muhammen bedeli 16.000 •lira ve yüzde' 7.5 hesabiyle geçici teminatı 1200 liradır.
4 — Bu işe ait şartname Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü, Merkez İstanbul, İzmir, Samsun, Sinop, Tekirdağ, Çatalca, Biga, Bandırma ve Ayancık İşletmelerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk
teminatlariyle komisyona müracaatları. (7440) 2180
D. H. Y. GenerMiidiirliiğiinden^r
1 — Adana meydanı pist tamiri için 60 - 70 penetrasyonlu 50 ton asfalt bitümü kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Muhmmen bedeli 18.250 lira olup geçici teminatı 1.368 lira 75 kuruştur.
3 — Eksiltme 23.10.1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 11 de D.H.Y. Genel Müdürlüğünde müteşekkil Alım ve Satım Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Buna ait fennî ve idari şartname her gün Genel Müdürlük Levazım Müdürlüğünde ve Yeşilköy’de Meydan Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte kapalı zarflarını belgeleriyle birlikte ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermiş olmaları şarttır.
6 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (7487) 2216
17800 kilo pirinç alınacak
Sümerbank Malatya Pamuklu Sanayii Müessesesinden:
1 — 17800 kilo pirinç kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Muvakkat teminatı 1500 liradır. Bu teminat maktu-an konulmuş olup muhammen bedel tesbit edilmemiştir.
2 — Eksiltme 15 kasım 1950 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 15 de Müessesemiz Müdüriyet binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamemiz Sümerbank Alım ve Satım Mü-essesesi Ankara ve İstanbul satış mağazalarından, Diyarbakır Ticaret Borsasından ve Müessesemiz Ticaret Servisinden para sız olarak alınabilir.
4 — Postada geciken teklif mektupları kabul edilmez.
5 — Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
(7565) 2220
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — Doktor Hulusi Bey caddesiyle 896 sayılı sokağın tekatû noktasında Belediye Kimyahane binası yaptırılması işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 37457.27 lira ve geçici te minatı 2810 liradır. Bu işe girmek istiyenler ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 18. 10. 1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mektupları ile ihale günü en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır.
2 — Alsancak mahallesinde 1472, 1474 ve 1456 sayılı sokaklarda mevcut âdi taşlarla döşeli olan yolların kesme taşlarla e-saslı tamiri işi Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince kapalı zarflı eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 32408 lira ve geçici teminatı 2431 liradır. Bu işin eksiltmesine iştirak edebilmek için ihale tarihinden üç gün evvel Fen İşlerinden belge almak lâzımdır. İşin ihalesi 18.10.1950 çarşamba günü saat 15 tedir. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 e kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu yayınlanır.
(7500) 2200
lâve Elektrik Tesisatı yaptırılacak
İller Bankasından:
1 — Samsun iline bağlı Alaçam kasabası Hidro - Elektrik tesisatında, fennî şartnamesinde gösterilen işler yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli 79.657,35 liradır.
3 — Geçici teminat 5.233,00 liradır.
4 — Kapalı teklif zarfları 7 Kasım 1950 salı günü saat 15 te Bankamız Satınalma Komisyonu tarafından açılacaktır.
5 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 6 Kasım 1950 pazartesi günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmıya-caktır.
7 — Bu işe ait şartname (5,—) lira mukabilinde Bankamız muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir.
8 — Bu işe ait bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri, Noter ve harç masrafları ve bunların zamları işi alana ait olacaktır.
9 — Tesisat bedeline mahsuben, Banka Garanti mek-, tiıbu mukabilinde avans verilmez.
10 — İşin teslim müddeti ay veya hafta olarak teklifi yapan tarafından bildirilecektir. Bu müddetin iş günü olarak bildirilmesi kabul olunmaz.
11 — ihaleye girebilmek için en az 100 beygirlik hidrolik Türbin montajını yapmış olmak şarttır. Bu hususta Bayındırlık Bakanlığından gerekli vesika alınacaktır.
12 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
(7046)—2124
Ceyhan Belediye Başkanlığından
Belediyemiz elektrik işletmesine yüksek ehliyetli bir işletme müdürü alınacak ve ehliyetine göre ücret verilecektir.
Kanunî evsafı haiz olanlar belgeleriyle birlikte Belediye Başkanlığına müracaat etmeleri ilân olunur. (7569) 2218
I Kiralık Kat
I Geniş 3 oda, 2 hol, kalorifer hariç tam konforu haiz bir kat.
! Müracaat: Bahçelievler, Kü-çükevler, Çocuk bahçesi arkasında eflâtun boyalı ev.
5713
EMLAK BANKASI
Hilman Tamirhanesi
Bilûmum Avrupa ve Amerikan otomobillerinin, dizel kamyonlarının ve sabit dizel motörlerinin emniyet ve en ucuz fiyatla tamirlerini deruhte eden yegâne tamirhanedir. Bir tecrübe kâfidir.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından
Suriye Maliye Bakanlığının 5 ağustos 1950 tarih ve 1446 sayılı kararı mucibince; 1 nisan 1947 tarihinden evvel çıkarılmış bulunan 1, 5, 10 ve 25 Suriye liralık banknotlarla 250 ve 500 Suriye liralık “bon de caisse” 1er 15 ağustos 1950 ve 14 kasım 1950 tarihleri arasında tedavülden kaldırılacaktır. İşbu banknotlardan memleketimizde bulunanların, mezkûr kararla tanınmış haklardan faydalandırılmak üzere, makbuz mukabilinde Bankamız şubelerince de tesellüm edilmekte olduğu bildirilir.
(7566) 2219
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: 11135
Mantoluk
ve yünlü ropların cn güzel çeşitleri
ORTAÇ
Sizin için getiriyor
ihtiyacınızı almazdan
.ORTAÇ, a
uğrayınız
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmiştir
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri memnun edecek bol çeşitler ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224 Adliye karşısı köşe mağaza

Comments (0)