Pazartesi
W
MAYIS
1S4S
Idaroî Nuruosmanlyo Ne. 17 Tel arireel: «YENİ SABAH» İSTANBUL
Telefon: 90T06
SAYI» HER
YERDİ
Her Gün
birinci Yı)
e. 3313
• •ONE türhlyo
Senelik 9000 • »yllk 1500 3 »İlk ICO i aylık 300
• EDELİ
Ecnebi
•460 Kr.
1900 ) 1000 )
600 »
10
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MüDAFiiYİZ
D.P. Genel Başkam:« 21 Temmuz seçimleri 36 vilâyette kanunsuz ve usulsüz cereyan etti. Fakat derdimizi bir türlü anlatamadık» dedi * —— = ====================

PUJUI 9 vesikayı açıkladı
1946 seçimlerine aid olan bu vesika C. H. P. nin yeni bir oyununu meydana çıkardı
İktidar partisi bu vesikada, iç ve dış düşmanlara kar^ı seçimlere iştirak nisbellerinin kabarık gösterilmesi lüzumunu ilgili sandık başkanlarına tebliğ ve ihtar etmiş!.
Bayar diin de seçimlerde adlî teminat lüzumunda ısrar etti
Boyar ve Koral tan halk arasında
Eskişehir 9 _ (Abdulkadlr Gürol bildiriyor) — Çifteler bucağının yıl dönümü münasebetlle bugün Sa-karyaba.şmda Demokratlar tarafın, dan bir tolanptı yapılmıştır.
Toplantıya Ankaradan Dem ok -rat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar, Refik Koraltan, Kemal Zey -tinoğlu, Abidln Potoğlu, Haşan Polatkan ve Mersin Milletvekili Haşan Altan da iştirak etmişlerdir. (Devamı Sa., 5; SU., 2 de)
Kuruculardan Muşta fa Kentli Diyorki’-
“Hak ve adalet hissine daima sahih kalmağa çalışacağız, hiçbir şahsa ve partiye karşı kin ve adavet beslemiyoruz„ Üçüncü
Hem iktidarda kalmak hem şikâyet etmek..
j M * *---------------------------1
j Biz kendi kendimize yardım etmedikçe, yâni iktidar par-| tisi insaf edip mensub olduğu millet re memleketi diişiinmeA dikçe, yorganına göre ayağım uzatmadıkça, niçin başkaların-] dan, eski veya yeni dünyadan, yerden gökten hayr 11 meded Dekleydim? Halk Partisinin yapacağı en hayrlı iş, tenkid, tevil, itiraf, yalanlama ve izahlardan vaz geçerek, bu işi bin yapamadım, başka ve uğurlu eller bu hizmete devam etsin \uemektir. Bunu yapabilirler mi, dersiniz?!
—ünkü bayımızda (Ulııs) . |__yj dan alırmış bir makale 1
vardı ki, okuyucularımızın ehemmiyetle dikkat nazarını çekmeğe değer. «İki mahsûl mevsimi arasında..» başlığını taşıyan bu yazıda, yurdumuzun iktisadi ve mali durumunun ne kadar bozuk te ağır olduğu itiraf ediliyor, sonra da bir takım sızlanmalar ve şikâyetlerde bulunuluyor.
Bereket versin, bu defa, bu hallerin mesuliyeti muhaliflere )e Demokratlara yüklenmiyor! Halbu kî, Ulus, eski Ulus olsa, yâni Fatih Rıfkı Atay kalemşorlukta devam etse idi, biç şüphe edilmez, Jöviz azalmasından, istihsalin yeter derecede artmasından, ticaret £uvazeneMOİn bozukluğundan, Ce-1 Bayar’ı ve Kenan Öner’i so-rumlu tutardı, muhalefetin iki kü-lur yıldır yaptığı acı tenkidler *ün)a umumi efkârında itibanmı-kırmış, düşmanlarımızın ekme • jrine yağ sürmüş derdi. Çünkü (U-los) bu makalede istihsalin hollaş-tırılınası lüzumu üzerinde dtıru-for. Fakat istihsâli kısırlaştıran Çeyrek asırdır, milletin babına ınu-inallat olan Halk Partibi ve hükümetleri değil midir? yapmacık bir mâmuriyet propagandasına tâbi tutan parti rejimile bu oydurma takviye eden Halk inidir?
Faşist İtalya’dan ayneıı tercüme yolile alıp bilâhare Pekeriin himmetile daha da ağırlaştırdığı ftnatbuat ve ceza kanunlarile fikre «incir vurarak, tek tenkid sesi yük-*(eltmemeği »ağlamış ojan Halk »Partisi değil midir?
Daha dün en ufak bir itiraza, Başbakan Saraçoğlu Şükrü (Çatılalı ses) yaftasını yapıştırmıyor mu idi? Tahiatile böyle bir hava »e muhitte ancak riyakârlar, dalkavuklar ve ikbaldeklleri okşayandır sivriliyor ve hakikati söyJemek . rür’ctini gösterenler, en ağır bas-
onun
Yurdu havası ve tek muhiti
Partisi değil
kılara tâbi tutuluyorlardı. Maaına-iîh, bu hallerden geçmiş sigasile bahsetmek de büyük bir hatâdır..
Çünkii hâlâ durum aynidir, yâ-fDevamı Sa , 3: Sil, • 4e)
TL. #
Rusya ile
Amerika arasında
Üçüncü bir devlet yaratılmak hedefi güdülüyormuş
Vaşington: fi" (AP) — Amerika Dışişleri Bakanı George Marshalj ve senatonun dış münasebetler) komitesi başkanı Arthur Vandenberg dış siyaseti ilgilendiren kanunun en son kısmım teşkil eden iki bolü mün kongrenin bu devresinde muza kere edilip edilmemesini bu hafta kararlaştıracaklardır,
Bu kanun, Komünist olmayan Av (Devamı Sa„ 5; Sü„ 5 de)
Çorlu’da D.P yıldönümü
Çorlu: a »Telefonla) — E-ıgıin Çorluda D, p, nin üçüncü yı) dönü müdür. Yıldönümü, sürekli yağmur Jara rağmen, Trakyamn her tarafından 300 den fazla otobüs kam yon ve araba İle gelen 5 bine yukm Demokratın İştirakle Ulaş korulu ğunda çoşkun bir Demokrasi hava sı içinde kutlanmıştır. Mahrnud Tu na, Sezai Feray, Dr, Zeki Enırnan ve İhsan Tarhan söz alarak gü. nün mevzulanna temas eden konuş ' malarda bulnnmu^ardır.
Köprülüden merdçe bir cevab istiyoruz
—--- o----
Kendisi. Adlî teminat olmadıkça seçimler» iştirak etmemek bahsinde Bayarla mutabık mıdır?.
Bundan birkaç gün evvel Ankaradan aldığımız bir habere atfen yeni seçim tasarısı yüzünden Celâl Bayar’la Fuad Köprülü arasında bir ihtilâf zuhur ettiğini ve Celâl Bayarın adlî teminat elde edil m edikçe seçimlere iştirak olunmayacağına dair, Karadenizlilere yap tığı vaade mukabil, Fuad Köprülünün, her şeye rağmen seçime iştirak hususunda İsrarda bulunduğu nu yazmıştık .
Dün belli bir sabah gazetesi (Yeni Sabah» a mütad ve gülünç hücumlarına bu haberi de vesile ittihaz ederek, ilk önce (Yepi Sabah» ı, Kenan öner’in ve partisi-(Devamı Sa,t 5; Sü t 7 de?
Türk-İsveç Millî Güreş karşılaşması Dünkü netice: 4-4 berabere'
îzmir, 9 (Hususî) _ . v.».*-
partinin kurulmak üzere oluşu- 1 * .
nun îzmirde uyandırdığı akisler.^' devam etmektedir.
Bugün kendisile görüştüğüm^ yeni partinin kurucularından^'.-' doktor Mustafa Kentli «Yeni Sabah» a şu beyanatta bulun
( muştur:
/ bir partinin kurulacağı artık J tahakkuk etmiş bulunuyor. Bu ) partinin diğer siyasî parti me-| hafilinde uyandırdığı alâkan’n l İlk tezahürlerini parti gazetele* | rinden takib etmek mümkün» Z dür. Görünüşe göre bu yeni te-J şekkül. daha doğmadan, Hfil’r ■ " 7 Partisinden ziyade Demokrat ....3^ J Tarti idarecileri üzerinde bir a-J sabiyet ve endişe uyandırmış- ; I tır. Misal olarak İzmir gazetcle»
—.—-----------------
• 9 W ••
Liberal ve milliyetçi yeni •
A
■ 5
% *
■ * C ) ■-4A-*
* * ‘ ( e zı*
• * - •* -
• A * *0^
Mustafa Kentli
r .






rûıden birini ele alıyorum. Hâlen Demokrat Faili liderlerinin müfrit müdafii gibi* gölün en, bir gazetede büvük manşetlerle basılan şu cümleyi okuyoruz:
«Yeni parti bir ihtiyacın ve gayenin mahsulü olduğu hissini veremiyor». Avni sahifede profesör Kenan Önerin bir resmi göze çarpıyor. Altında şu kısa ve nazikâne takdim: «Kenan Ö-, her iyi günlerinde .
Henüz programını neşretmemiş, binaenaleyh bîr ihtiyaç mahsulü olup olmadığı münakaşa bile edilmemiş bir siyasî par tiye karşı takınılan bu menfi tavır gözden kaçmıyor.
Kenan Önere aid resmin çekildiği günler hakikaten iyi gün ’erdi. Fakat ?
( Devamı

Churchiİl, dün de mühim bir nutuk söyledi
Roma Hususî Muhabirimiz Bildiriyor

• I

Yeni Hükümet İtalyanın Batı IH okuna girmesini sağlarsa, İtalya bu Bloka ne dereceye kadar faydalı olabilir?.. Roma, 6 Mayıs (Hususi) — Ay
Jarca siiren gürültüden sonra, seçim biter bitmez, İtalya nisbi bir sükûna havuçtu. Seçim esnasında, ki heyecan, endişe ve gürültüden eser kalmadı. Fakat seçimlerin neticesine bağlı kalan mvs’elelerin çoğu bâlâ olduğu gibi duruyor..


W
Parlâmento henüz toplanmamış, yem Cumhurrdsi seçilme rnî.ş. yeni hükümet kurulmamıştır. Bur.ii.r o luncaya kadar geçen bu kısa devre, içinde partiler kendilerini toplamak. ilerisi için takip edecekleri yolu çizmek, hareket hatlarını tayın etmekle meşguldürler.
Seçimde komünistler kaybetmiş, fakat îtalyada komünizm ınes eksi halledilmemiştir. Seçimleri iştirak eden 26 milyon seçmenden 8 milyonu komünistlere rey vermiştir. İki buçuk milyon müseceel â-zâsı bulunan komünist partisinin bütün propagandalara rağmen, bu kadar rey toplayabilmiş olması, hâlâ Îtalyada iktidar partisinin e-hçmmiyetle dikkate almağa mecbur olduğu büyük bir mtsekilin varlığını isbat eder.


Galibiyetlerimizden isveçliler
üçünü iuş.a eîde ettik, savı hesabil* kazandılar
Dünkü güreşlerden bir tahne, (Yazısı 3 üncüde)
Ruslar, Berlinde bir anlaşmayı daha ihlâl ettiler

Derlin: 9 (AP) — Ruslar. Bt ilini Batı İle bağlayan yol üzerinde Ingj lfc-ler tarafından terk edilen bir o tomobıl yardımcı istasyonunu . oku yoı lavdı.
Rus İsteği üzerine Amerikalılar tarafından terk edilen buna benzer dığeı bir yardımcı istasyon da sökülmek üzeredir.
Ruslar ,bu suretle, Batı devletlerinin böyle binaları bulundurmak için imzaladıkları anlaşmayı ihlâl etmiş oluyorlar.
Ruslar, bu istasyonların çalışma malarını bundan bir ay evvel iste ylnce, bunların kış aylarım Tek. rar faaliyete geçebileceklerine dan bir anlaşmaya varmışlardı,
tki devletten biri...
Hükümet, Komünistlere karşı iki yol takıp edebilir. Birincisi, ko münist partisini lâğvedip, komünizmi kanun harici yapmak. Komünistlerin en çok korktukları bu dur. Fakat De Gasperi, seçimden sonra gazetvc ilere verdiği beyanat ta, memlcHttte herkesin, bu ara-(Devamı 5o„ 5; Sil6 da)

V
Churchiİl
Amsterdam: 9 (AP) — Pazar gü nü açıklamada bulunan eski IngJİI* Başbakanı Win6ton ChurciH dünya tarafından saygı görecek kudrette bir Avrupa Birliğinin kurulması 1-çin temennide bulunmuştur
Amserdamm Dam alanında topla nan otuz bin kişilik bir topluluk karşısında söylev veren ChurhiJl de iniştir kj:
— Birleşik bir Avrupanm kurulması gayesinde olduğumuzu butun dünyaya duyurmak için burada top lanmış oluyoruz.
Yakında parlamanter esası uze riııe kurulmuş hür ve Demokratlı
* • F* bir hayatı kabul eden devletlerden
(Devamı Sa„ 5; Sû , C da)
»TAKVİMDEN BİR YAPRAK
«
■ • •
• |
J
Bir başkası da
cni intişara başlayan bir re-fikımııda ( ifcnc ile kuyu kazan» bir meslektaş otobüse
binmiş; biletçi ge-imiş; pek tabi» ola rak üPasa:» ot miş. Tesadüf bu yâ
«PasoJ^ demiş. Belki birkaç kişi daha ePasol» demiştir. Fıkra muharriri, bunu doğru bulmuyor. lAnkara-da böyle şey yok! diyor. Herkes otö-büse para ile biniyor, otobüs zarar etmiyor, burada paso var; otöbüs zarar ediyor.»
Netice: otobüslerden pasoları kal-dırmalı.
Pasolar kalkarsa, otobüsün bundan kazanacağı devede kulak kabilindcn-dir. Fakat bunun en fazla zararını çekecekler bizlcriz.
Bu meslektaş umumiyetle pasoların kalkmasına taraftardır. Buna biz de bütün kuvvetimizle taraftarız... Yaınız sarı kart hâmili gazeteoilor istisna edilmek şartile. Çünkü gazetecilik, halkın bir nevi «Kapı Çuhadar» lığıdır. Bütün derdlerirdn kaygusu o-nun boynundadır. Gazeteci yalnız
(ınonfaat-i-amme) yi düşünmekle mükelleftir; bunun telek kolaylıklar

için kendisine ufak gösterilmesine hak kazanmıştır.
Sonra gazetenin ve gazeteciliğin no şu vakıa ile anlata-
deınek olduğunu
yım:
Yakın bir mazide afcır şartlar altında gurbeti ihtiyar ctnıofto mecbur olmuştum. Bulunduğum Fransa’da maişet derdile sıksık seyahat etmekli -ğlm İcap ediyordu. Muzayekadaydım; bir büdçem do yoktu; ıztırâr içinde kıv randıgım günlerden birinde Marsilya-ya gitmek lâzımgeldi. Yol param çıkışmadığı İçin (P. L. M.) demiryolu şirketimi müracaat ederek, kondimin bir Türk gazetecisi olduğumu sbyie -yerek biraz fiatın indirilmesini rica ettim, benden kcndilorlno kanaat verecek delil istediler. Bir makalemi' (Lo temps) gazetesine teroeme edilerek alınması kâfi görüldü. Yalnız Marsilyaya değil, orada kaldığım mi t detço bütün Fransa’da birinci mevkide boş parasız seyahat edebilmek-
\LiUlen sayfayı çeviriniz)

SAYFA ı B

ı


gl/ASI
Yazan: Profesör Kenan Öner

— «D -
Tezkerede bunu takip eden fıkra delâletile bu tasnifin ifade ettiği mânâ münhasıran sandık başlarında toplanan seçim komisyonları Zabıtlarına taalluk ediyorsa, bizim do bu hususta serdedilmiş bir itirazınız yoktur. Fakat ilçelerde teşkil olunan kurullarca yapılması icap feden, bize göre tasnif ve vilâyete gör» rakkamları birleştirme mahiyeti verilen muamelâta teşmil edilirse o zaman iş değişir. Ve ilk mektep tocuklarının bile bir hakikatten tecahül de her şeyden evvel devlet Otoritesine yakışmaz. Tasnif, sandıklara oy atmanın hitamından her jıdayın aldığı reyler tahakkuk edinceye kadar yapılacak muamelelerin sonuna kadar devam edecek faaliyeti içine alan devredir.
Sandık başlarında yapılacak sayımı bir neticeye bağlamak, tasnif demek olduğu gibi seçim komisyonlarınca yazılacak tutanaklrın ilçe kurullarında birleştirilmesi de tasnifin dovamından başka bir şey do ğildir. Nitekim belediye intihaplarında bile, bu görüş tarzı kabul edilmiş, sandık başlarındaki tasniften sonra işlere ara verilmeden, komisyon tutanakları kurullarda birleştirilerek tasnif ikmal ve intaç o-lunnıuştur. Bu itibarla valinin tasnifi yalnız komisyonlarda yapılacak muameleye tahsis ederek kurullardaki işleri tasnifin dışına çıkarmakla kurulların tevbiden yapacağı sayımlara ara verilmesini caiz göster -nıek için ileri sürdüğü mütalâa lıiç bir zeman doğru ve mâkul farze-dileınez. Sayın valinin dediği gibi, seçim işlerine fesad karıştırmanın mes’uliyet ve Akıbetini müdrik olanların böyle bir harekete geçeceğini düşünmek bile imkânsız olacağına ben de inanırım.
Fakat, hâdisat, böyle kanunsuz fiillerin itabı bile istilzam etme -diğini teyid eder durur, kanun müeyyidelerinin ortadan kalkmasında bir mahzur görülmezse, böyle bir noktai nazarı^ imkân sahasından tahakkuk safhasına giremiyeceğini de şüphesiz addedenlerdenim.
3 — Mareşale aid oyların Pekcr’e kamanço edildiğine dair olan hakikat te kendisinin bütün il çevresinde en fazla rey almış bulunma-6ile cerholunaoıaz. Bu aktarma yapılmamış olsaydı, şüphesiz aldıkları oy mıkdarı şimdikinden tam 29365 fazla olacaktı. Bu fıkrayı yazmadan, sayın vali bunu olsun düşünebileceğimizi hatırlamak lûtfun-da bulunsalardı, lıiç olmazsa böyle bir iddiada bulunabilmek ihtiyatsız-Lığındarı kendilerini kurtarmış olurlardı.
4 — Parti temsilcilerinin sandık başlarında tuttukları notları kanunî şekilde yapılmış tutanaklara tercilı fikrine yalnız valimizin değil, hükümetle Halk Partisi erkânının da ıştirâk etmiyeceklerini, tahmin o kadar güç olmaz. Zaten bu müdafaayı serdederek bütün hakikatleri gizlemek imkânını elde etmek içindir ki, seçim kanunu yapılırken bile bu müdafaa gözanünde tutulmuş, bunu önlemek için komisyon tutanaklarına parti temsilcilerinin imza koyabilmeleri esbabının temini Demokrat Milletvekilleri tarafından istenildiği halde Millet Meclisinde buna ehemmiyet veren bile bulunmamış olduğunu hepimiz ha-tırlıyabiliriz.
En ehemmiyetsiz adlî hâdiselerde bile tutulacak zabıtların vak’a mahallerinde bulunanların imzasile tevsiki mütad olan bir dünyada böyle devlet ve milletin hal ve istikbalf, vatandaşların en esaslı haklan ile alâkadar vakıalarda imza ve tevsikin önüne geçilmesi ne kadar hüsnü niyetle izah edilir, şeylerden değilse, Cumhur ve Parti Başkanı nın müşterek 3ifatla Halk Partisi kurultayında söylediği meşhur ve tiarihî nutukda parti temsilcilerini seçim komisyon ve kurullarında iştirak ettireceğiz vadindeki iştirâk kelimesinin ifade ettiği mânâ ile tatbik edilen usul karşılaştırılırsa ortada iddia edilebilecek hüsnü niyetin eseri kalmaz?.
Istinad ettiğimiz deliller sayın valimizin iddia ve tahmin ettikleri gibi, temsilcilerimizin sandık başlarında tuttukları notlar değil, hattâ komisyon ve kurulların - ne şekilde yapıldığım hepimizin bildiği - tu-tankları fevkinde bir kıymet ifade eden hakikî zabıt varakalarıdır.. Bunların 700 ü idare kurullarımızda tarihe mal edildiği gibi bir kaçı Büyük Millet Meclisi riyasetine yazılan itiraz ve şikâyetname İle bir likte gönderilmiştir.
Görülüyor ki. istinad ettiğimiz vesikalar valimiain tağlit ettikleri gibi temsilcilerimizin yalnız başına sandık başlarında tuttukları notlar değil, bazılarının bütün parti ve bağımsız adaylar temsilcileri, bazılarının komisyonlar heyeti ve bir kısmının da yine sandık başlarına memur edilen polisler tarafından da imza ve tevsik kılınmış hakikî zabıt va ra kalandır. , -•
Bu vesikalar ŞU noktadan da şayanı nazardır ki, köylerde bile oylar şahıs üzerine değil, umumiyetle parti listeleri üzerine verilmiştir. Tedkik ettiğimiz mümasil vesikalarda da bu hakikat göze- çarpmaktadır.
Şu halde İstanbul seçimlerinde umumiyetle ya Halk Partisinin ve-ya Demokrat Partinin ekseriyet kazanmalan zarurî iken, Demokrat -landan 18. Halkçılardan da 5 namzedin kazanmış görünmesindeki hikmet ve mâni bütün iddiaları teyid edecek mahiyettedir.
(Devamı varl
('Başlara li 1 incide) iğim için bir paso yerdiler.
Gaz«leciliğinv söylediğim hiç bir ecnebi devlet konsoloshanesi benden (vi-za) parası almadı. Memleketinin bir gazeteciden musbet tekilde nasıl istifade edeceğim düşünüyor ve onu cel-betmek için her türlü kolaylığı gösteriyordu. (
Memleketimizde ise, nakil vâsıtalarından yalnız tramvayla, otobüslere para vermiyoruz. Üst tarafı az çok para alıyor. Tramvay ve otobüste ücretsiz sefer kabul edileli pek kısa bir zaman oldu. OncUn evvel tevzi edilen pasolar paralı idi.
İstanbul’da işi olanlar muayyen bir ücret mukabilinde paso alıyorlardı. Şimdi gelelim gazetecilerin «İğne ile kuyusunu kazan . fıkra muharririne... İstanbul otobüs ve tramvayları tıklım tıklım müşteri île doludur. Bir milyon nüfusu olan bir şehirde pasolu gazeteci binde bir nlsoetinde var mıdır? belki...
Dünyanın dar izdiham tramvay, ne bu şartlara büs zarar ediyorsa, pasoların daresizlikte aramak icap edor; Tramvayla otötoüs hiç bir zaman bu kadar kötü idare edilmemiştir; son zamanda şehir meolisinoe de bunun münaka -
»ası oldu; pasoların hepsi kaldırılsa, fiailere ıkı$er nıislı zaııı edilse, tramvay ve otobüs gene zarar ed«coktir.
ile müşerref olmaclıgıınıı yeni mesJekdaşımua soralım:
Elektrik de zarar ediyor. Onun için paso var nu?

OküJY UCU
8»3y(m !kl
Orman memurlarının fecf dorumu
Orman mamurları adına gönderilen bir mektupta deniliyor kiı
Halen Orın^n Gonol Müdürlüğü teşkilftlında daire I-çiııde ço)itll kaklara vahip diû murlar vardır. Bir kığım memurlar (Mühendis, Mühendis yardımcımı, mesaini memuru ve maaşlı orman kâtipleri) Mülhak büdçell Orman Genel Müdürlüğü tesldlât kanunu ile kabul edilen kadroya da hll olup bunlar devlet memur farının sahip olduğu bütün haklara sahiptirler.
Bir kısmı ise (Muhasebeci, muhasebe memuru, veznedar, bakını memuru, hademe, seyis ve saire) Bakanlar kurulu kararı ile kurulan döner sermayeli Devlet Orman İpletmelerinin ücretli memurlarıdır.
Barem içi ve barem dıgı diye iki ücret şekli ile vasıflandırılan bu sınıfa hiç bir lıak tanınmamıştır. Bunlardan muhasebeci ve muhasebeci muavinleri umum müdürlükçe, geri kalan kısmı da işletme müdürlüğünce işe alınır ve çıkarılırlar.
Meselâ, kadrocu olmadığından veya işletmenin kaldırılmasından dolan açıkta kalan bilumum ücretli memurlara bir şirket veya tica-retlıane sahibinin yaptığı gibi sadece borçlar kanunu hükümlerine göre (15) gliulük ücreti verilerek kapı dışarı edilir.
İşletme Müdürliığiınce tayin edilenlerin tamamen, Genel Müdürlükçe tayın edilenlerin ise. kısmen istikbal ve mukadderatı işletme müdürlerinin yüksek vicdanına terk edilmiştir. Herhangi bir haksızlık iddiasında bulunmak için devlet memurları ve iktisadi devlet teşekkülleri memurları gibi Daıııştaya müracaat edemezler. Senelerce ömrünü tüketerek canla başla çalışan ve çalışmakta olan hâlen adedi (100) ü geçen devlet orman işletmelerindeki asgari 5000 vatandaşın lıer birinin vatana evlât yetiştiren evfatfannm da istikbalini teminle mükellef bulu* naıı birer aile reisi olduğunu gözönüude bulundurarak, yegâne gayesi yurd ve millet dâvası olan gazetenizle durumumuzun büyüklerimize duyurulması ııı dilerim.
Doğu illerinde çekir-| ge ile mücadele
-------o--------
Mardin: 9 (AA ) Geçen sene İ. rakla Suı iyeden Uçkun halinde ge lerek topıaklarıjnuzda yumurta bı rakan Fas çekirgelerinin sürfe mü cadelesi yapılmayan 15 köyümüzde lnficarı başlamış ve şiddetli müca-deleye geçilmiştir.
Bu sene Irakın Musul vilâyetinde bir milyon dekarlık sahada çekirge inficarı başlamış ve bunlara karşı zehirli kepekle yapılan mücadelenin katil bir netice vermediği öğrenilmiştir. Bu çekirgelerin bu ay içinde Cizre ile Nusaybin arasındaki sa balarımıza büyük sürüler halinde geleeği göz önünde tutularak gerekli tedbir alınmıştır,
hiç bir yerinde bu ka-iH seyrüsefer eden, ne de otobüs vardır; bütün rağmen tramvayla otö -bunun sebebini
gayrisinde, yâni sadeoe i-
*
* )
Bir İngiliz fudbol takımı geliyor
İngiltere âcil kapası maçlarında finale kalanlardan biri olan, Queens Paık P.angei'3 takpnu dört maç yaıunak (exe. 14. MayLs cu-'ma günü. Isî-ir.dıui* gâtecektıc.


— Anlatın bakayım, Kâtibi adildeki muameleyi bitirdiniz ya Mehlika, örme gümüş çantasından bir kâğıd çıkarıp uzattı:
— Vekâletname hazır!
— Tamam... Ben tükürdüğünü yalayanlardan değilim. Paraları sayıp çatır çatır hisseni a-lacağım vesselam!
— Çojk teşekkül' ederim.
Kavafzade, a’ğzından kaçır-masıa mı:
—Dayıbey biraz evvel burada idi.
— Arifi Bey ?
— Evet.
— O anda Melılikanın beti benzi kül:
—. Olur şey değil, hayret!..
— Adam sanıyordum, halis muhlis Agobun kazı!
— Buraya gelişine canım sıkıldı.
• —x Hasbi geç!
— Size müracaat edeceğimizi nereden duymuş?
, — Boş ver’
« Ecved karıştı:
— Muhakkak Saffet Beyden t duymuştur.
— Saffet Beye de hayret. Ba-ı tamın aziz dostuydu diye on-( dar saklamadım. Dün akşam ; bızdeydi. Söz arasında Yahya ■ beyefendi hazretlerini...
! — Ijâhavlenin boncuğu. Be-
! ye. efendb(. hazretlerine lüzum !• yok dedik ya!.. «

*
• • •
!{J MAYİİ
HER SABAH
VA
Gizli fuhuşla savaş için pratik çare Randevu evinde yakalanan kadın ve erkekler, isimleri gazetelerle neşredilmek suretiyle teşhir edilecek
i Güreş uzmanı yankesiciler!

İnönü Stadında bir seyirci dolandırıldı
Üçüncü parti ve müfritler
i
Taksimde Ip&4( sokağında randa, vuculuk yapıldığı haber alman bir evde evvelki gece yarısı, ahlâk za bıtası tarafından yapılan İni bir baskında bir çok uyşjunauı kadın ve erkek yakalanmış, muayeneye sevkedljen kadınların hepsinin has talıklı olduğu anlaşılmıştır. Erkek ler hakkında da gerekli kanuni tâki bata başlanmıştır,
Yine ahlâk zabıtamı mamurları tarafından fuhuş maksadil» Beyoğ lunun muhtelif içkili yerjerind» do laşırken yakalanan 29 kadının da
muayenelerinde hastalı kh oldukları görüldüğün d sn Ahıdtapı eaıra-bl tührevlye haatahaue hm gönderilmişlerdir,
Diğer taraftan haber verildiğine gör» son günjerd» fuhuşla mite ada leye hışla devam •dilmekte, ahlâk zabıtası fuhuşla mücadele ekipleri nin faaliyeti bilhassa Beyoğlu mın-takMjnda teksif edilmektedir. Bun dan başka raıısvt evinde yakalanan kadın ve erkeklerin gazeteler, d» isimleri yasılmak suretil» hlrlerlne karar verilmiştir,
teş-
MA A R tF TE
Hukuk Fakültesinde “üssümizan„ kalktı
Hukuk Fakültesi profesörler Mec 11si yaptığı son toplantıda, yaklaşan imtihanlar münâsebetti», mühim. prensip kararları almıştır.
Yeni sömestr talimatnamesinin bütün hükümlerinden, iıazlran dev resinde yalnız birinci sınıflar isti fade edebilecektir, Diğer sınıf tale beleri ise, bu yılki imtihanlarda ta lebe lehindeki maddelerden, g»le). cek yıl şubat devresinde de talimat namenin heyeti umumiyetinden İs tifade edeceklerdir.
Üsöümlzan denilen usuL tamamen kalkmış olacak ve bu sene ha ziyan ve eylül devrelerinde yine i-kl dersten yazılı imtihan yapılacak tır. Fakat bu imtihanların artık ele ine mahiyetleri kalmadığı cihetle sözlü imtihanlara bütün talebeler kabul edilecektir.
Muallimler Yardımlaşma Birliğinin gezileri
İstanbul Muallimler yardımlaşma birliği İstanbul çevrecinin Ta rihi ve coğrafi durumunun İncelen meşine karar vermiş ve birinci gezi yi Üniversite profesörü İbrahim Hakkının- başkanlığında Edirneka-pı, Eyüb bölgesi tetkikin» hasretmiş tir, 12/5/1948 çarşamba günü saat 15—15.30 arasında Eminönü Halkevi önünden hareket edilecektir, Ta rih, Coğrafya öğretmenleri v« İste yen aydınlarımız bu geziye iştirak edebilir,
Garson kursu imtihanları başladı
Taksim gazinosunda açılmış o-lan, garson kursunda öğretim sona ermiş, imtihanlara başlanmıştır.
imtihanlar 21 mayısa sona ere cek ve o gün, gazinoda mesleğe ait çeşitli gösteri ve müsabakalar ya pılacaktır,
——-------o —
Siboney uçak gemisi 15 Mayısda geliyor
Türkiyeye tahsis edilen Ameri, kan yardım malzemesi cümlesinden olmak üzere verilen A,T—6 Texan talim uçaklarının ikinci par tisini getirmekte olan Amerikan bahrlyesine mensub Albay O, H, Fraserin kumandasındaki u, S, 3, Siboney uçak taşıt gemisi 15 mayıs ta limanımızda olacaktır,
MÜTEFERRİK Sadi Bekte r Ankaraya gitti
İstanbul O. H. P. i[ idare heyeti reisi Badi Bok ter, 15 mayısta yapı lacak il kongresi hakkında genel sekreterlikle temaslarda bulunmak ve,bakanlan kongreye davet etmek üzere evvelki akşamki eks presle Ankaraya gitmiştir.
vHalk için içtimai siyaset» konferansları
İstanbul Üniversitesi İktisat Fa kültesi İçtimaiyat enstitüsü tarafın flan tertib edilen halk için içtimai Si yasat konferanslarından dördüncü aü, yarın saat 18,30 da Eminönü Halkevinde Doçent Dr, Ferid Hak kı 3aymen tarafından Türk işçi sendikalarının karakteri mevzuun da verilecektir.
D. P. 11 Başkanı An karadan geldi
Evvelki günkü ekspreste Anka ra-raya gitmiş olan İstanbul D, P. i] İdare kurulu başkam Abddurrah-man Münib Berkan dün şehrimize dönmüftü. Kendi»!]» görüşen bir ar kadaçınnta Ankaraya şahsi bir dâ vayı takib etmek İçin gittiğini, bu , cihetle partiyi ilgilendiren hiçbir temasta bulunmadığını söylemiştir, Şarki Bengcd — Türkiye ticarî münasebetleri
Şarki Bengal Endüstri ve Ticaret servisi Bengal hftkftmeti sanayi rtıüs teşarhğı vasıtarile Bombay baş kon solos]uğumuza müracaatla her iki hükftmet tüccar v» mümessilleri a-rasında karşılıklı münâsebet tesisi için tavassutunu istemiştir.
Yeni lokomotif ve vagonlar geldi
Demlet Demiryollarının muhtelif ' memleketlere sipariş ettiği lokonuj tif, yolcu ve yük vagonları gelmiştir, Bu cümleden olaıak bir çok hat larda yeni marşandiz katarları ih. das edilmiş, bu suretle tüccarın, va. gon İhtiyacı sağlanmıştır.
Ayrıca, muhtelif yolcu kaçarları da ihtiyaca göre arttırılmış. Yen) yolcu katarlan dün sabahtan itiba ren seferlere başlamıştır, Mevsim dolayıslle Ankara — İstanbul arasında yeni yolcu katarları için ha
• •
Urtkapam Bostance:r^i sokağında 46 numaralı hanede oturan. Fazlı Çopur adında bir vatandı, r/val-kt gün, İnönü stadında yufu'.»-, gü reş ıniisabal.a’arına giimi ;r4‘c. Fakat kalabalık arasında kendisin? yaklaşan Haşan Kıhç ve Fihred. din Arsjan adında iki . abtKu.’. yan kesiol, Fazlının yanma yjdüa^*r»k kendilerini güreş mütehassıs; diye tanıtmışlardır. Fazlı He Ha )an ve Fahri arasında kurulan doştlpk, maçın heyecanı içinde pek çabuk 1 lerlemiş samimiyetin hudadjuzpjğu içinde maç sonu büyük kapıdan çı karlarken Fazıl arkadaşlarım kay betmiştir. Biraz sonra el mî cebine atan Fazıl ıç cebinde bulunan oüz dam İle 250 Lirasının yerhaid yel-ler estiğini görünce zabıta? a müra caat ermiş, Emniyet İkine: -.'.be snemıii'ıarj çok kısa otr ••ananda Fahri ve Haşanı yolulı;j.r^ idille te teslim etmişlerdir,
----------------o---------- Öğretmenlerin maaş ve terfile ri
Şehrimizdeki alâkadarla ra gelen malumata göre ilkokul öğretmenle Tipin maaşlarının ayarlgiiu’Ası -.ak kındaki bazı milletvekilleri tamim dan yapılan kanun tekil:. Milli E, ğitim encümeni taralı dan, Jeckik edilerek büdce enclimettie.d veril iniştir,
Budce encümeni bugün ğı toplantıda bu teklin ye başlıyacaktır,
Teklif esaslarına göre;
ğitim işlerinde hâlen çalışan ve öğ retmeıılik salâhiyetini taşıyanların aylıkları maarif mesleğinde ’ ? tayinleri Bakanlığa aid olan o. *1 o kul öğretmenliklerinde geçer, iüz-met müddetlerine teadül kaaunu hükümlerince terfie liyakat; .(abul edilmiş bulunanlarına ve he: yd
da bir terfi esasına göre l.e^.j ve tesbit olunacaktır. Birkaç terli mud detinl ilk öğretim sahasn. ia çalış tıktan sonra yüksek tahsil • ayarak daha yüksek okullarda veya auarıi mesleğinde vazife alan öğretmenle rin bu kanunun neşrinden evvel ve sonra kanunen vazifeli bulunanların veya vazife alacak olanların maaşları teadül kanuuuııut’, terfi esaslarına göre hesaplanacak nıiid detleri ona göre tâyin olunacaktır-
Bu gibilerin aylıkları y ıkselıne-den evvelki derecede geçirmiş oldukları hizmet müddetleri ou kanu na göre yükseltildikleri aylık derecesinde sayılacak ilk tert; m.idde t lerinde indirilecektir,
ilkokul öğretmenleri aylıkja.-uüp umumî muvazeneye almnıasıtıdan sonra bu tasarının kabulu ile bütün öğretmenler arasında maaş ba kımmdan teadül temin edilmiş ola cak. eski ve yeni öğretmenler arasında yıllardır devam etmekte olan ikilik ortadan kaldırılmış olacaktır,
-• iuü
ya İraca. -

M: ili E-
zıi’lıkjara devam edilmekledir.
Fransadan getirtilmiş olan motorlu tren bu aym sonunda Ankara — Haydarpaşa arasında işlemeğe başhyacak ve bir de Ankara eskpre si ihdas olunacaktır.
— Sizi ziyaret edeceğimizi söylemiştim. Koşmuş, dayıma haber vermiş,. Bu kadar (kanayı olduğunu unınıazdım.
— Demek o da nanaylardan, ayriyeten de orostopoğlu.
— Dayım, aleyhimde kimbilir size neler uydurmuştur: siz de şu dakikada benim için kimbilir ne fena fikirler besliyorsunuz?
Yahya Bey gürledi:
— Beni şunun bunuD lâfile kafa değiştirecek takımdan değilim. Hele o bunadı lâfile, hâşâminhuzur, kenefe bile gitmem.
— Fakat (sügjestiyon) un tesiri vardır.
— Afsuna, büyüye de metelik vermem.
— Ah ne 'diksek ruhlusunuz, ne (familye) siniz;
— Hayır, familya sahihliğini den falan değil: ezelî huyum; teneşire kadar sürecek.
Fesini gösterdi.
— Martavalları külahıma din tetirim. Mızmız mızmız çene çalarken ağzını kapattım. (Yooo
efendi ben Marko pa^a dağîhm; git maşatlığa, Marko paşayı mezarından çıkart, derdini ona anlat) dedim. Hanım, bırak şu Agobun kazını, herifin jlrabtan mahalli yok.
Zil çalınca teleîo/u aldı:
— Anlamadım, sesini çıkar... Ilav'eddin Bey kim?.. Ha, Mu-bid’din Bey. Bugün buraya uğrar mı uğramaz mı, keramet sahi b; miyim?
Öfkeli öfkeli telefonu kapadı:
— Kahve?.. Çay?.. Mcr3İ, teşekkür filân dinlemem, mutlaka bir şey içeceğiniz. Yenipostane-ııir. karsısındaki Arnavudda tarut nibi şıra var, haza yıllanmış sarab, birer bardak yuvar-byalıın.
ötekiler hatır kıramadılar, ra sı oldular. Kavafzade Şabana bağırdı:
— Arnavudıkm bize üç bardak şıra. Benftn istediğimi çıtlat, tezgâhın altında sakladığı kara binlikten koysun!
Aleyhinde dayısının neter^söy
lemiş olabileceğini aklından çı-karmıyan Mehlîka, pek sinirliydi:
— Arifi Bey daima beuim iyiliğime, (prafi) me çalıştığını dilinden düşürmez, fakat kendi (entere) sinden bir santimi bı-lo feda etmez.
Ecved tamamladı:
— Meramı Mehlikayı müşkül bir vaziyete getirinceye kadar işi uzatmak, ondan soııra ucuz ucuz hissesini almak ..
Yahya Bey kendini tutama-y»p:
— Bakındı moruğa! dedi.
batine baktı. Üç buçuk. Akşama yıl var. Kansı çabuk dön .mez. eski ahbablarda karanlıklara kadar dedikodu vakası açar.
Atıldı:
— Allaser yu bahsi kapatın. Tatlı tarafından açalım, biraz yârenlik edelim... Ey. ne var tıe yok gençler Onamalarda, çay ziyafetlerinde, balozlarda ?
Mehlîka büsbütün sinirlendi.
— Gördünüz mü, hep dayı-
mm sözlerinin teniri attındası-i» nız. |
Çantasından çıkardığı ayna-£ ya baktı: y
— Eyvah, saçım başım dar-£ m adağın olmuş da farkmda le değilim. î*
Sıkma başını, tepesindeki vü-£ alkri. şakaklarından taşan saç-,( ları düzeltirken Yahya Bey yine^
gök yüzünden top attı: 1
— Anlat cicim, hangi baloz-( lara devam ediyorsun ? »
__ v * f
. • • ••
— Baloza gitmek şimdi ayıfy mı yajıu? Moda; herkesin yap(| tığı şey. Alafranga takımlar^ bnakaluu, sarıklı hacılardan,^ hocalardan, şeyhülislâmların,^ kazaskerlerin kışları, gelinleri^ bite gidiyor. f
Mehlika, kahkahasını güç tut$ tuktaıı sonra: s
— Tokathyanın, bilhassa Ta-| tabyadaki otelinin (Te Dansan’? lan pek kibar oluyor. $
Tokatlıyanı bs.na sor. Ahban^ çocukluğumda, Mahfazacılar i-| çindeki zamanından bilirim. Ov» \ akitler aşçı dükkânı işletirdi kalantorlanmamıştı; bugün ba-)» şımıza lord kesildi. J
(Devana var)
)/
ntettayı Hur, tfuhn Baha Pari* la beni tarfikar^.ya ve olda kaloın ^orunoe, işi MuK
rittir, derler amma ben lncodw,.'wı severim» Mord ve kabadayı taraflar» çoktur, iyi so( şeyler va tenkide ta -hanımüliüdür.
Pars misafirini gürünce:
— Fıkracı ile kar^ıior^ıya demleniyorduk! diye de bir tane al!
— Dur yahu vel biraz nefes bana dönerek:
— Galiba gana muhayyel mülakatlarından birini yapıyorsun ? diye ta -kıldı» . .
— Evet beyefendi, Muhıddin 8a-ha beyefendiye yeni parti hakkında no düşündükler mı soruyordum»
— Ayol, siz gazeteciler göl görmeden paça sıvıyorsunuz. Yem parti daha resmen kurulmadı ki...
— Efendim resmi formalite nvtfr (eleri nihayet bir zaman mes'elnsı. Malûmu âliniz, modern gazetecilik biraz da vekayie takaddüm etmek demektir, yokse sado olam yazmak değil..»
İnoodayı, Muhıddin Baha Pars’a dönerek;
— Bak, köfuhora, dedi, çene kavaflığını ne de güzel yapıyor! Vallahi Parscığım muhalefet basını yazarlarına bakıyorum da bizimkilerin beceriksizliklerine kızıyorum. Onlar ne kadar atılgan, «harekeni ve cerbc/eii ise bizimkiler de inadına o kadar u-yuçıık ve klâsik... 3onra bana denerek :
— fıkracı, dedi, bilirsin ki, seni se verim. Hani bir gun yakan elime göçecek olursa, canına kıymak elimden gelmez; ne bileyim, belki tabanlarına bin sopa vurdurmakla iktifa edebilirim. Dedim ya, severim sanı..»
Dikkat buyurulur ya! oamma kıymak istemiyor amma, tabanlarıma sopa vurduruyor.
Kendimi tulamıyarak sordum:
— Beyefendi, sız falaka devrine tiytiniz mi; yânı çocukluğunuzda zı hiç falakaya yatırdılar mı?
— Yooo, neden sordun?
— Meşhur fıkrada olduğu gibi
tabanınıza sopa yememişsiniz, yahud da kara cümleniz zaif. A efendim, bir kimse tabanına bin sopa yerse, hiç on dan hayır kalır mı? öldürtün daha iyi fendim...
Her ikisi de kahkahayı bastılar. İn-cedayı:
— Ben seni böyle söyletmek için o sözleri mahsus söyledim, dedi, memlekette si var. yatına takaya
— Şu hai^ barı siz de şu sualime cevap'verin: Yeni kurulmak üzere o-lan partinin istikbalini nasıl görüyorsunuz?
Ciddileşti, nutuk söylediği zamanlarda yaptığı gibi, ellerim önündeki masaya dayadı ve oiık bir sesle cevap verdi:
— Ya yeni parti kurucuları da Demokrat Parti kurucuları gibi yola gelirler, yahud da getmezier. Gelirlerse iktidara gelemezler, gelmezlerse imana gelmemiş sayılırlar ve kalburun üstüne gelemezler.
— Aman efendim, cevabınız karışık oldu»
— Dikkatli okursan., hiç de şık bulmazsın» Sen: «Ya deveyi dersin, yahud bu diyardan gidersin la yolundaki atalar sözünü hiç duyma- ; dm mı?
işte senin karışık bulduğun o cevap o eski atalar sozunim modernleşmiş şeklinden başka birşey değildir.
FIKRACI
lâtda etti, gel, sxı incedsyt:
hlr kadeh içkiden »w alayım, dedi. Sonra
(13
ya
si-
ya
artık hürriyet var, Demokra-Ben istesem bile na senin ha-kasdedebilirım, ne de seni fa-yatırtabilirim. Maksad lâtife...
« •
pak
karı-gü -
İskenderunda sergi
İskenderun; 9 ıA,A.) — Bugün sa at 13 de Halkevimiz biçki ve dikiş kursu öğrencilerinin haaırladığı sergi her yıldan daha zengin ve takdir toplayan eserlerle açılmıştır Açılış töreninde başta kaymakam ol mak Üaere seçkin bir dâvetli ve halk kitlesi hazır bulunmuştur.
*
MAYIS 1948
T(KVİH *
1364 Rumi
Nisan
27
10
Pazartesi
1367
Hlyrı
Receb
1


Ruzj Hıza 5 — AY — 5 Gün 131
Vakitler Vasati Ezani
S. D. S. D.
Güneş 5 47 9 34
Öğle 13 10 4 57
İkhıdt 17 05 8 52
Akşaıu 20 14 12 —
Yatsı 22 02 1 48
İnısâi; ■ 3 50 7 37
|O MAYIS
L
Kî S A R A r




SAYFAı 3

Japonyanın
IH !■ İH İH
tarihi rolü
I
fi
t
■ 1
l ysyilifina IkArfi bir | kal® »İmalıdır^ f Aöelaida, — A*
I vuftralya şllihjı kuVYrt’fl* I ri ct-kl 'bajkö&lutAfU i rai Slr 'rhöfiıas Idür.kü demecinde J$r hakkında Iztar ettli rüE'.cr bugtln Saki î ribler liderlerinden V raf ından t&nkld edilmiştir.
General Blaneyı «Japon ya Pasif iktekf tarihî rolünü yeniden oynamalıdır! Bu memleket Rusya yâyi-lıçıra karşı bir kale olma-hdn'i demişti.
Avustralyanın en kuvvetli teşekküllerinden biri olan Eski lîuharibier cemiyetinin başkanı Erle Mühouse bu konuda bir basın muhabirine şunları gÖylemiştir:
«Japonyayı yeniden kur mayı düşünmek henüz pek erlrendir. Japonvanın her hangi bir zarar ika edecek duıuma girmemesini temin için bu memleketi u-zun bir kontrol devresi altınca tutmak lâzımdır. Bundan başka Japonyayı İ yemden kurmanın komü-) nizmi ezmeğe yardım ede-j çeğî çok şüphelidir. Japon ) İarm düşipıüş tarzını kim C se kestiremez Bugün Ja-) ponya yeniden kurulacak J olursa, sırf intikam almak ) gavj'ile ymn komünist s olabilir.
c Diğer taraftan Eski Mu ) hanoler Birliğinin Güney c Avustralya şubesi başka-) m Arthur Biackburn de c şunları söylemiştir: ) *Rusy anıtı Japonya al ey
x hinde kesin, emeller besle-5 d iğine emirutu. Japonya-( run kendisini korumak i-) çin hazırlıklar yapmasına ( müsaade etmemiz elzenı-/ dir.)
En büyük manevra
—J —
İngiltere Şimal denizinde manevralar terfih etti
—o—
Londra 9 (A.A.) — Harbten sonra yapılan manevralardan en büyüğü gelecek hafta içinde Şimal Denizi’nde yapılacak ve bu manevralara dünyanın en modern tepkili av uçakları ile İngiliz va kuvvetlerinin en yeni diğer del uçakları katılacaktır.
Manevralara binlerce uçak yüzlerce gemi katılacaktır. Manev ralar 300 kilometrelik bir cephe ü zerinde cereyan edecek ve salı gü nü başlayıp cuma günü sona erecektir.
Manevra mevzuunu hava kuv -vetleri ile deniz kuvvetleri ara -sında yapılacak bir savaş teşkil e-deceltir. Detizaltıların da bulunduğu mühim bir deniz kuvveti ve sahil muhafaza kuvvetlerine, bom hardım.ın ve av uçakları tarafından hücum edilecektir. Harekât Iskoçyadan bir uçak gemisinden, ve Bı dforshi'e Kontluğundan Dur ham Kontluğuna kadar olan saha da ki 1()D rasıt istasyonundan 1da-t re edilecektir.
rt
I • •
Hem iktidarda Kalmak hem Şikâyet etmek
(Başmakaleden devam) ni matbuat ve ceza kanunları ge» ne o eski tazyik âletleri halinde yürürlüktedir. İktidarda ise, gene, bu çeyrek asırlık beceriksizliğe rağmen, Halk Partisi bağdaş kurmuş oturmaktadır.
İşin garibi, iktisadi ve mali vaziyetimizin takatsizliğinden bahisle şikâyet etmek rolünü de gene Ulus yapıyor. Galiba Rftuâ Turhan'ın muhalefet grubunun ortadan kullunış olmasından o kadar utırap duyuluyor kİ, muhalefet gazeteciliğini de Ulus'a yüklemek istiyorlar. Bu komediler, neı, fool ve gülünç, bu roller ve aktörlükler artık şu yurdda kimseyi aldatamıyor.
Memleket hakikaten iktisadi, mail, hattâ siyasî bakımlardan a-ğır bir vaziyete düşmüştür. Bu hallerin mes’uileri lıâlft iktidar sandalyesinden ayrılmağa bir türlü razı olamayanlardır kİ, Atıf t-nan’ları İle, §iikrü Koçak'ları İle, $uad Hayri’lerlle, İncedayi, Kaplan ve Pars'larlle bu mübarek vatanı hırpalamışlar, gelir kaynak • larını kurutmuşlar ve altın yumurtlayan tavuğu öldürmüşlerdir.
Hırs ve kin o kadar gözleri bürümüştür kİ, en bedii hakikatler söylenemez olmuş, en iptidaî mil-tearifeler gizlenmiştir.
1948 yılı büdçesl konuşulurken, bu sütunlarda, günler, hattâ haftalarca İsrar ile söyledik: Bu kadar yüklü bir büdçenln uhdesinden gelmek, bugünkü cılız istihsalimizle kabil değildir, behemehal bü -yük tasarruflar yapmak lâzımdır. Bu fakir memleket yalnız Cum -hur riyasetine yılda iki llç milyon lira ödenek veremez, beşyüzbin liraya yat veya hususî tren yürütemez. Başbakanlığa mutfak masrafı olarak yüz altmış bin lira veremez. Milletvekillerine toptan 1-td milyon lira zam yapamaz... Bilâkis zam değil, tenklhat düşünülmeli, yalnız temas ettiğimiz şu üç fasıldan bir İki milyon kırpmak I-di. Bu kadar İsrafil ve hovarda gidişin neticeleri kendini gösterince, Marslıall plânına, Marshall yardımına veya milletlerarası bankanın usullerine karşı feveran etmek hiç yerinde değildir.
Biz kendi kendimize yardım etmedikçe, yâni İktidar partisi insaf Odip, mensup olduğu millet ve memleketi düşünmedikçe, yorganına göre, ayağını uzatmadıkça, niçin başkalarından, eski veya yeni dünyadan, yerden gökten lıayr ve rneded bekleyelim?
Halk Partisinin yapacağı en hayırlı iş, tenkid, tevil, İtiraf, yalanlama ve İzahlardan vazgeçerek, bu *şl ben yapamadım, başka ve ıı-gurlıı eller bıı hizmete (levam etsin demektir.
Suna yapabilirler mi, dersiniz?! YENİ SABAH
idareci
Türk - İsveç Millî
Güreş karşılaşması

aktüallteler
Dünkü netice» 4-4 berabere|
Galibiyetlerim zden üçünü tuşla elde ettik, isveçliler yalnız sayı hesabile kazandılar
Adalet Bakanı, haklarındaki hüküm infaz edilmemiş olan 2.700 komüniste aid dosyaları kendisinin tedkik edeceğini söyledi ta bulunan hükümet kuvvetleri kuvvetli- bir mukavemetle kargılaş malardır. Fakat hükümet hava kuvvetleri bir kilit müdafaa noktasını tahrip etmiştir.
Birçok köy, çetecilerin elinden kurtarılmıştır.
İkinci tümen karargâhıum sekin kilometre kadar cenup batısın da bulunan Kokkinya köyünde gö ğüs göğüse boğuşmalar oeroyan etmiştir.
jbaiKan komisyonunun ziyaret ettiği Mamaskina ve Nostimon köy leri Markosun çeteci kuvvetleri tarafından terkedilmiş ve htlkû-nıet kuvvetleri tarafından ele geçirilmiştir.
Hükümet kuvvetlerinin fyu ileri hamlesi sıraşında elli çeteoi cesedi sayılmıştır. Bir çok Çîteoi teslim olmuştur.
Harekât bölgesinde komünist çetelerin sayısı takriben binbeş -yüz kadar tahmin edilmektedir,. Bu kuvvetin arasında Markosun seçme birlikleri de vardır.
Bulunan çocuk cesedi eri Atina 9 (A.A.) Harbiye Bakanı Stratos, orduya mensub bir müfrezenin orta Yunanistanda Glora dağında bir derede boğazlarında boğulma izleri bulunan 40 çoou-ğun ve 20 ihtiyarın cesedlerlni bu! duğunu dün akşam rçsmen teyid etmiştir. Amerikan irtibat auba" lan, cesedlerin fotoğraflarını ı_ nıışlardır.
ıınaniBtan’»
bırakılmasına
tit. tetkik
pJarm giyidi g.TOÛ ÎÜ

ha-
mo
ve
Ingiliz Sanayi Sergi sini gezenler
Londra: 9 A.A.) — ı00 kadar memleketi tehsll eden 10,000 alıcı bu hafta Blmüngham ve Londra, da açılmış o&n İngiliz sanayi ser glsini gcznıtştr,
Bu rakkam harbden evvelki va «atinin yüzdelkl yüzünü bulmakta dır,
Ağır sanayi kısmının teşhij edlj-ınekie olduğu Bjrminghanıda dün zl;. ret eden işçilerin sayısı 50 bini bıılmıHur.
İç ::(t nai etmiş oldukları ma-fcin- h ıin ye mekineler sayesinde yap»! n !)□ ( maddelerin yabancı rnc: ip flordu gelmiş olan alıcıja Çeliğini memnuniyetle evnnü.iurüu
uu, ,
I
dalat Bakanı Vekili, Melas hükömİUlerlp do&âlarinı bla-yenideA teûyk
çşk olaıüarm aiyım g.tyu ayr. »un iaifth Soö ünün pihat âf tşlepleri redAödiİdikten sonra katiyet kesUtnıiştiy. Diğerlerinin af talepleri halen tetkik edilmekteydi.
Yabancı memleketlerde yapılan tçnkidler, Atinada infiale Sebebiyet vermiştir, püttid suçluların u dule uygun epreyan eden muhakemeler sonunda cinayet veya vphlm suçlardan dolajb mahkûm edildik leri ve af taleplerinin kanunî bir tetkike tâbi tutulduğu hususunda İsrar edilmektedir.
Göğü* göğüse savaş
Atina 9 (At*» — Yunan Genelkurmayının pazar gunti açıkladığı resmî bir tebliğe göre. Batı Makedonya, Pentalofos ve Grevenada da şiddetli ve çetin çarpışmalar yapılmaktadır.
Tebliğin bildirdiğine göre, komünist çeteciler Cumartesi göçesi Grevenayı top ateşine tutarak 150 mermi atmışlardır. Beş kişi ölmüş, üç kişi de yaralanmıştır.
Grevenanın cenubunda harekât-
karar edllo-ür. Bun şilepleri hükümleri


Üçüncü bîr dünya harbi ihtimali var
şöy-
bir bir
ileri sürülen tavsiyeler bu hedefe uygundur. Filhakika bunlar har-bejcarşı bir hazırlıktır. Fakat olmamasını temenni ettiğimiz ve hiç bir zaman olmayacağını zannettiği miz bir harbin hazırlıklarıdır.
Amerika Harbiye Bakanı:“Hazırlanmıyacak olursak üçüncü bir dünya harbi çıkması imkânı hakikaten mevcuddur,, diyor
Vaşington 9 (A.A.) — Harbiye Bakanı Royall Kuzey Karolina mil li yazı işleri birliğinin bir toplan -tısında söylediği bir nutukta le demiştir:
Birleşik Amerika kuvvetli ordu ve donanma ve uygun
hava kuvveti ile yeni bir harbi kar şılamaya hazır olursa, harbi muhakkak addedemeyiz, ancak böyle hazırlanmayacak olursak her ta -rafı harap edecek ve sefalete boğacak olan üçüncü bir dünya harbi çıkması imkânı hakikaten mev cuddur.
Bir çok tecrübeler göstermiştir ki, harbe mani olmak için hüsnüniyet kâfi değildir. Bu maksada erişebilmek içiu çalışmak lâzım -dır. Temenni ve arzular sulh ümi dini gerçekleştiremezler ve yatıştırma ve zaaf siyasetinde İsrar e-

denler sulhu sağlayacak yerde o-nun gerçekleşmesine mani olur.
Ordunun kendisine çizdiği programı, millî haysiyetimizle kabili telif bulundukça salim bir dünya siyasetini hedef tutmaktadır.
Müdafaa bünyemizi takviye için

Almanların yağma ettikleri altınlar
—■ — - V 1 * 11 •
Madrid; 9 (AA.) — Almanların yağma etmiş oldukları altınlara Ispanya ile Nazller arasındaki Ekç nomlk münâsebetler neticesinde top lanmış diğer Alman mallarını İspanya müttefiklerine teslim etmeyi kabul etmiştir. Bu malların bir kış mı Almanyamn kendisine borçlu o) duğu ticari borçların tediyesi yeri ne kaim olmak üzere İspanyaya ge ri verilecektir, Geri kalan kısmım müttefikler alacaktır.
Bahis mevzuu altınlarla diğer malların kıymetleri açığa vurulma mıştır.
I
Arablarla Yahu diler arasında ilk anlaşma
Lak* Successe: 9 (AP) — Birleşmiş milletler nezdlndekl Arablarla Yahudiler, İnglliz|er çekildikten .sonra Kudüsü İdare edecek şahıs U zerinde biranjaşmaya varmışlardır, öu anlaşmaya göre zikredilen aşağıdaki üç kişidon biri, seçlleoektlr: A. L Miller, Kudüsteki Amerikan ¥, M, C, C, idare müdürür., p, CLark, Kudüsteki Barclay Bankası \un başkanı bir jnşillz vatandaşı ve katolik Franslsken zümresinden bir rahip olan Peder Eugene. ARABLARIN ELİNDE KALAN TEK LİMAN
Kudüs: 9 (AP) — Arablarm bu, gün, Gazzeden başka ellerinde hiç bir liman kalmamıştır.
ilGürıün enteresan haberleri]
('--------------------------------------------------------------------------I
Uçakla nakledilen otomobil
Londra: — Dün bir Hallfaks nakliye uçağı İle ve hava yollle ilk defa olarak bjr İngiliz otomobl II Madride ihraç edilmiştir, 2,5 ton ağırlığında olan otomobil hususi bir anbalaj içinde gönderilmiştir.
(A,A.) Vapurdaki artisti öldüren kamarot
Londra: — Durban castle va pıırunda Ingiliz artisti Gay Gibse uu öldürdüğü İçin ölüme mahkûm edilen kamarot ’ames Cambın ce aasj müebbed hapse çevrilmiştir.
(A.A.)
Mayna çarpan ekspres
Saygon: — Hanol—Saygon a rasında İşlemekte olan ekspresin dün akşam, bjr mayna çarparak havaya uçmuş olduzu bildirilmek tedlr, Üç vagon hasara uğramış ve bir yolcu ölmüştür, Bu infilâk 8 gün zarfında bu hat üzerinde vuku bulan ikinci infilâktır, Bu .baltala ma hareketlerinin Vletmlnh
Jiler tarafından yapıldığı zannedil mektedir, (A.A,)
G and i'inin katili
* Yeni—Defhl: Resmi aazota İle ilân edildiğine yöre, Delhi eya letlnde özel bir ağır ceza mahkemesi kurulmuştur,
Gandhi'nln katili N. V. Godse’-
1 nln bu özel mahkeme tarafından
I yargılanacağı tahmin odfİ'ftâRte- Mçrtfçcâs I dir. Hükümet kayfiaklatıüa göre, ile Sar I yargılama muhtothol olarak 20 Ma I yısta başhyacaktır. (Ap5
Kanada ve Inylltereye kabul edilen muhacirler ı ★ Ottowa: — Kanada Muhace-ı ret Bakanı yaptığı beyanatta geçen seiıe 80 blh muhacirin Kanada
................................
ya yerleştiğini söylemiştir, Bunlar dan 45,000 i İnglllztlr, (A,A.)
★ Cenevre: — İngiltere devlet Bakam M, Mac Ncll Cenevrede yap tığı bir demeçte, İngiltereye gelmiş olan muhacirlerin Ingilterenln kal kınmasmda yardımları dokunduğu nu söylemiştir, Bu demecini millet lerarası mülteciler teşkilâtının bir toplantısında yapan M. Mac Neil, Ingilterenln 40.000 mUlteoiJd ka. bu) etmiş olduğunu söylemiş ve tn muhaoir kabul etmekte üşkijâtın kâfj derecede ev ve kendijârlhi nakledecek ççıpi bulun mamasıhdaû ileri geldiğini belirt iniştir, (A, A,)
Yıkılan köprü Rpma: — RlrArrü bölgesinde diecasteiloma Menrcatu S-.'râgono arasında inşa halinde h köprü meçhul bir sebçb ayı a^3ı2ıtı *l)kılm(ştır, Köı) rünüp eftkaiı Altından şiıftdlye kK dâir 2İ cCSCcl çıkarılıfılştır, Yâfalıla rın sayıiı fazladır, Kazanın vukuu artında köprü üzerinde 75 işçi ça lışmakta idi. (A,A,)

Çin donanması
Londra; — Harb sırasında Akdenlzde muvaffakiyetli bir şekil de hizmet etmiş olun oAuio-jd a dıııdaki Ingiliz zırhlısı ve (.İkrd’.p torpjto muhribi 19 Mayıs tarihin de Çin donanmasına devredilecek ör. (A.A.)
Hollanda Kraliçesi tahttan çekiliyor
•fa L? Haye: — Yayınlanan res mî bir tebliğe göre, Hollanda krall
•)
Türk - İsveç Millî güreş karşılaşması dün İnönü stadında yapıldı. Erken saatlerden İtibaren halk, karşılaşmalara büyük rağbet göstererek, stadı doldurmağa başlamıştı.
Müsabaka saati geldiği vakit 30 binden fazla bir aklabalık stadı doldurmuş bulunuyordu.
Saat 16,23 te misafirlerimiz, önde ağır sıkletlerinin taşıdığı İsveç bayrağı olduğu halde, sahaya çıkıp ringe geldiler. Onları takiben mîllî ekibimiz de Türk bavrağile ringe çıktılar. Çekilen müteaddid resimleri mü teaklb güreşçiler halka takdim edildi ve müsabakalara başlanıl di. Bizim takımda Yaşar Doğunun bulunmaması seyircilerin uzun süren protestolarına yol aotı.
Birinci müsabaka: 52 kiloda Moeller ile Hal»d Balamır arasında oldu. Orta hakemi bütün müsabakalarda beynelmilel hakem Mısırlı Ratlb Gazull idi.
ilk dakikalar, neticesiz bir şekilde, karşılıklı denemelerle geç tl. Her iki taraf da bir oyun gös teremivordu. Birinci devre be-ibere bitti. Kurada Halld alta düştü. îsveçli üstte bir netice alamadı. Halid Üste çıktığı vakit tsvecliyi iki defa köprüye getirdi. Ve nihavet 11 dakika 27 nci saniyede tuşla galib geldi.
ikinci müsabaka. 57 kiloda Teterson ile Nasuh Akar arasın da cerevan etti. Cok canlı bir şekilde baslıvan müsabaka karşılıklı güzel oyunlarla devam et ti. tik devre berabere neticelendi ve kura sonunda Nasuh alta düştü. Neticesiz bir şekilde ni-havetleııme 3 dakikadan sonra Nasuh üste geçti. Lâkin o da bir netice alamadı. Son dakikalarda isveçli Nasuhivi köprüye getirerek unvan aldığından neticede ittifakla ve 3ayı hesabile gaî'b geldi.
Ücüncü müsabaka 62 kiloda Soelen ile Nureddtn özsen arasında yanıldı. Birinci dakikada rakibini alta alan Nurcddin b»r Öef-Va könriive getirdi ise de netice alamadı.
Berabere biten birinci devreden sonra knr'a neticesinde ts-veçli alta düştü. Ve köprü kurarak çok zor bir durumdan kurtulmağa muvaffak oldu.
îsveçli üstte güreştiği sırada Nureddin cok güzel bir oyunla İsveçliyi alta düşürerek bastırdı ve 11 dakika 57 saniyede tuş la galib geldi.
Dördüncü müsabaka: 67 kilo, Frendfors ile Gazanfer Bile^ a-rasında cereyan etti. îki rakibin de kuvvetli oluşu müsabakanın heyecanını artırıyordu. İlk devre zevkli bir şekilde ve berabere bitti.
Kur’ada Gazanfer alta düştü, îsveçli üstte birşey yapamadı. 3 dakika sonra îsveçli alta geçtiği vakit Gazanfer güzel çalıştı. Ve bir iki bacak kapmadan sonra 11 dakika 55 saniyede ra-kiblni tuş vaptı. Lâkin îsveçli var hakemler itiraz ettiklerinim müsabıklar tekrar ringe cık | gelmiş bulunmaktadır,
Kongre ilk oturumunu pazartesi günü yapacaktır.
Takriben iki bin kişi kongreye iş tirak edecektir.
Toplanan bu konferans şimdiye Vaşingtonda yapılan milletlerarası konferansların en büyüğüdür.
Dışişleri Bakanı M. Marslıall pa zarlesl günü toplanacak olan kongrede açılış
Kongrede, laşmış olan kontrolü ve makta o’r.n (yeni bilgi, yeni metod lar ve yeni ilâçları» meselesi İncele necektir.
Hollandaya ısmarlanan Türk gemileri La Haye: 9 (A.A,) — Hollandaya Ismarlanmış olan altı şçhir hatt! gemisinden )■ Yalova^ .adım ajan bi rihclsl Amsterdamda Versuhure tez gâhmda merasimle denize İndiril İniş ve geminin kurdelâsı İyi dilekler İfadesi ile La Haye elçimizin e§i bayan I|kin tarafından kesilmiştir. Merasimi müteakip, gemi inşaat şirketi tarafından davetlilere bir öğle yemeği verilmiştir.
ppjlandada ilk Tıirk gemisinin denize indirilmesi merasimi İki memleket arasında mevcut dostlu ğun yeııl bir tezahürüne vesile olmuştur, s
■ Yalova» adlı bu gemimiz laluni "en iki ay zarfında teslim edilecek
tılar. Anıak nizamnamede «orta
çesi Wilhelmlna, sıhhi sebepler do t layıslle İkinci defa olarak kraliyet J ödrevlerlnin icrasını kızı veliaht J prenses Julianaya devledecektlr. ı Prenses Jullane 14 Mayısdan iti ( bareıı naiplik ödevini deruhte ede I çektir, Kraliçe Wllhelminanın sıh ( hî durumu hakkında tafsilât veril ( Enemektedir, Bununla beraber, iyi i haber alan kaynaklar, kraliçenin l sıhhatimi endlce verici ol k mamala beraber, gayet yorgun ol t dtığunıı söylemişlerdir, k
Bilindiği gibi geçen yıl kraliçe k Wilhe:nhıa Ekim ve Kasmı ayların k da 7 haftalık bir İstirahat devresi i geçirmiştir, O zaman prenses Ju k liananm naiplik edebilmesi İçin k parlamento özel bir kanun yapmış k tı. Bu kanun elan meriyette olup. ı şimdi prenses Juliananın yalnız â k yan ve Meburan Meclisinin kar k ın? oturumunda and içmesi lâzım k gelecektir, " ?
'?/’ yaşında olan kraliçe Wllhel k mlna bu yılın eylül aynıda tahta k cülusunun 50 İnci yıldönümünü r kutlayacaktır. Hollanda, bu yjidö 1 nümü kutlamak üzere şimdiden ( V W
olağanüstü hazırlıklara girişmiştir.) (A,P.) (

hakeminin verdiği tuş karan bozulamıyacağına» dair sarahat bulunduğundan tuş kabul olundu.
Beşinci müsabaka: 73 kiloda Bertesgrin ile Ahmed Kandemir orasında yapıldı, tik devrede berabere bitti. İkinci devrede Ah-medin iyi çalışması puvan almasına vesile olduğundan müsabakayı ekseriyetle ve sayı hesa-blle kazandı.
Altıncı müsabaka: 79 kiloda Jabanson ile Ali özdemir arasında cereyan etti.
Jabanson ittifakla ve sayı he-eabile galib geldi.
Yedinci müsabaka: 87 kiloda Avrupa şampiyonu Beux ile A-dll Candemir arasında yapıldı. Çok mükemmel bir oyun çıkaran îsveçli her iki devrede de üstün güreşerek ittifakla müsabakayı kazandı.
Sekizinci müsabaka: Ağır sık Jette Aııtonnson ile Mersinli Ah med arasında oldu. İlk devre be-ıabere bitti. Kur’ada Mersinli aRa düştü. îsveçli Ahmedi bir kaç kere köprüye getirdiğinden müsabakayı ittifakla ve savı he sabile kazandı.
Millî takımımızın kazandığı dört galibiyetten üç tanesi tuşla olduğundan nuvan vaziyeti lehimize neticelendi.
ıV. Nimet ÜYKEN
hakîkaten «okl ve makarnaya
yapıl(id» Ankara • bak *
Atom harbin’n neticeleri
Londra: 9 JA.A.» — Nafeıı: —
Atom enerjisi sahasında araştır, malar yapan âlimler birliğin başka nı profesör Mott bu birliğin Kar-diffte yaptığı bir toplantısında şun lan söylemiştir:
Müstakbel harbin ilk günleri i-çinde şehirlerin tamamile ortadan yok edilmeleri bir kâbustan başka bir şey değildir. Atom bombaları gayet yavaş bir şekilde ve pek paha lı olarak imal edilebilmetekdir. Her hangi bir memleket bundan yılda bir kaç bin tane imal edemez. Stra teji umanlarının ekserisi bu silâhın kara ordularına karşı müessir bir silâh olmadığına kan; bulunmaktadır.
Profesör Mott bundan başka. A-tom enerjisinin kullanılması hakkında da söylenilmiş olanları ..saçma diye vasıflandırnuştır, Profesör Mott kömür yerine uranyum kullanan muharrik kuvvet santral larınm on seneye kadar kurulmalarının muhakak gönründüğünü ve Atom enerjisinin tıbbî araştırmalar sahasında bir âmil olacağım sözlerine ilâve etmiştir, Bununla beraber profesör Mott Atom enerji .sinin muhtemel tatbik sahalarının şimdilik pek mübalagalandırıldığı m bildirmiştir.
Malarya kongresi
Vaşington: 9 (A.A.) — (Usis) — Dışişleri Bakanlığının dâvetile Malarya ve Medarl hastalıklar mil letlerarası kongresinin Vaşington-da açılacak olan dördüncü kongre sine iştirak etmek üzere 41 memle kete mensup sıhhat mütehassısı, doktor ve ilim adamı Vaşingtona
Devlet ve Tekel maddeleri
İr hafta evvelki ToK*
maddelerinden ispirtolu içici * terin pahalıla)aca^iHi Hân r
diyordu.
Tâyin edilen zamana takaddüm o* don bir gün zarfında, bir kamımadır gitti. Dükkânlarda, kalmadı. Nihayet İçki zam yapıldı.
Dün, şokero do zam dikodusu aldı yürüdü,
kadarında şoker kalmamı?.
Bereket versin, alâkadarlar, Awru-padan getirilen şekorin bizimkinden daha ucuza mal olmasından, zam nrn‘ ) elosinin mevzuu bahs olmadığını lediler do, mos'ele, İstanbul lOîyasa sında bir darlık yaratmadı
Hayatı ucuzlatmak gareıorinl ı/’i » yan komisyonlar, gecelerini gündüz • lero katarak çalışır iken, Hükümetin resmî ağızları hayatı pahaiılaştırnM'* yacaklarını teyid eder iken, ıe hattâ bu prensibi ilori sürerek, İstanbul bo* lediyosinin elektrik fiatHrıne istediği üç kuruş zammı reddederken, günün birinde, devlet, ispirtolu içkilere zam yapılmasını kabul ediyor kararını ansızın tatbik ediyor.
Unuımi efkâr, diğer işlerde olduğu gibi, bu işte de, lâlı ebkeın jır şedide hayrete düştü.
Devlet sanayiinin herhangi !)ir şûbo sine, fasılalı, ve lemsi hafif ile olduğundan hissedilmeyecek derecede oöz*f zamları icap ettirecek seöebier, herhalde, büdçenin, belki mayonlara viran açığının pek küçük bir kısmını kapatmak içindir. Tabu, her günün her küçük damlası, bir yamanın mühim patacaktır.
Bundan basit bir sasen yoktur, edenler, büdçe açığını şahsı meşelerinden dolduracak değiller yi. Hükümetin İstanbul belediyesine tavsiye ettiği gibi, nihayet bir istikraz /olu var, var amma, bakalım, her âmme şahsı hükmisinin, İller Bankas» gibi, bir mirasyedisi var mı?...
Bu vesile ile aklıma geldi, iscanoui beîodiyesinin işlettiği elektrik te tram vay işi var. Tadilât, tamiri* Je yeni tesislerin satın alma fiatlar» /ani kanunların koyduğu hükümler ite iki ua yahud üç mislino çıkmış, amele yoı-miyesı artmış, içtimai basiret ve u • mıimi muavenet kanunlarr yeni bir takım vecibeler koymuş ve auniardan dolayı tramvay ve elektrik »ştetmes: büdçesindeki açık son haddini bulmuş.
İdare, elektriğin beher kilovatına üç kuruş ve tramvayın meselâ, beher kilometresine yirmi para :am istiyor.
Hükümet, hayat pahalılığına tesiri olacağından teklifi reddediyor, ve bir istikraz tavsiye ediyor.
Elemrü fovkaledeb kaidesine uyarak, belediye başka çare kalmadığından, istikraz teşebbüsünü xendi meclisine arzediyor. Alelusul yapılan ha-rarotli ve münakaşalı bir müzakereden sonra, teklif, boyaz ayıa. yeni senenin büdço müzakeresine kadar muvakkaten hücumdan kurtuluyor.
Çarolerin hor ikisine de muarız ve halâsın tek yolunu, muhakkak işlet -menin idaresizliğinde arayanlar, diş-lorlni gıcırdatarak dağılıyorlar. Bunların hepsi güzel. Peki amma.. Hâsıl olan büdço açığını kim kapatacak? Belediye reisinin veya elektrik mü -dürünün kesoleri milyonluk açığı kapatmaya kâfi değil ki.
Medenî memleketle, medonı şehir -do, medoni insan gibi yaşanmak arzu ediliyor ise, bu ihtiyaçları karşılayıcı ınodoni kanunların inikaslarına kat -lanmak zaruridir.
Yalnız bir fark ile kı, ou inikas, yâni pahalılığı yaratan sebebler, ticareti ve sanayii devletleştirme siyasetinden doğmuş olmasın.
Bugünkü şartlar dahilinde hayat pahalılığında, devlet otoritesine isti -nadon murakabesini yapmıyor, çünkü, maatteessüf taraflardan biridir. Müstahsildir. İDARECİ
Tabii, bir gün büyük bir kısmını ki-
hâl çaresi de e-Nihayet devleti idari
nutkunu söyleyecektir harb yüzünden fazla, medarl hastalıkların tedavileri için kullanıl
U-.
Kıvam ussaltana Tahrana döndü
Tahran: 9 (AA.) — Parise teda vi görmek üzere gitmiş bulunan es ki Başbakan Kıvamussaltana Irana dönmüş ve Şah taralından kabul a di İmiktir,
Eski Başbakanın lideri bulundu ğu Iran Demokrat Partisi bu görüş meye IÇıv^mussaJtananm yeniden siyasi sahneye çıkacağına .bir işaret gibi bakmaktadırlar.
Girifte kuduz
Atina: 9 (AP) — Girit sağlık da lresinin bildirdiğine göre şimdiye kadar 385 kişi kuduza tutulmaktan dolayı tedavi altına alınmıştır. Resmî kaynaklardan gelen haberlere göre Hernkllyon belediyesi tarçı finden alt» bin köpek öldürülmüş ve bilaistisna bütün köpeklerin im hası cihetine gidilmesi için emir ve rllmiştlr.
0MMIIIIIHLU» «III | ■ !!!■ ■! »I
ve «Büyukdereo jdmı alacak olan i kinci geminin denize indirilme ine ra simi de bu aym 29 unda yjpıla-çaktır.
Denizli öğretmenlerinin Aydın gezisi
—-----o-----—
Misafir öğretmenler Aydın Erkek ve Kız Sanat enstitü, lerile şehirde tetkiklerde bulundular
Aydın: (Hususî) — Denizli öğ ^etmenlerinden 50 kişilik bir grup .Aydın öğretmenlerinin ziyaretlerini iade etmek ve bahar bayramı tu geçirmek- üzere dün şehrimize geldiler.
Misafir öğretmenler Aydın erkek ve kız sanat enstitülerde or ta ve ticaret orkaokullarmı ziya ret ederek incelemelerde bulundular ve yüzrhe havuzu ile şehrin diğer bayındırlık eserlerini gezdiler.
Şereflerine ortaokulda ve sanat enstitüsünde yemek, diğer o-trullarda çay verilen misafirlere Halkevinde de bir aile eğlencesi tertip edilmiştir, misafirler bugün Denizliye dönmüşler, istasyonda mesjekdaşjarı ve halk tarafından uğurlanmjşlardır .
Çi ıe - Akçaova yol.ında feci bir kamyon kazası
•------o------
Ma leni fıçıların altında talan yo'cu a dan üçü öldü dört kış d© ağır yaralandı
Aydın, (Husus) i — Bugün Çine— Akçaova yolunda feci bir kamyon kazası olmuştur. Zeytinyağı bidonları yüklü üzerlerinde dokuz müşteri bindirilmiş şoför Ali Çavuşun idaresindeki açjk kamyon Akçaovadan Çineye gelirken Ku-nıköy civarında mütemadi çalışmaktan yorgun ve uykusuz kalan şoförün uyuklamasından kamyonun tekerleği şerampola kaçmış, sarsıntıdan uyanan şoför direksiyonu çevirmişse de kazaya mani c-iamamış, kamyon çukura 'yuvarlanmıştır. Dolu bidonlar altında ka-Jan yolculardan üçü ölmüş, dördü ağır yaralanmış, iki. kişi de bere almışlardır. Yaralılar Avdın memleket hastahanesinfe getirilmişlerdir.
Kınıkta, ailes ni ve çocû-ğunu bırakıp baş-î. s Ie yaşılan a lam
Kınık: (Hususî) — İkin gün ev vel kasabamızda bir hâdise olmuştur. Üç çocuğunu ve eşini terk ederek Yukarı mahallede dul bir kadınla birlikte yaşayan Mehmed Demirci adında birinin mahalle a Fasındaki bu aykırı hareketini hoş gormiyen gençler saat 23 raddele nnde gidip evin kapısını çalmışlar ve Mehmed Demirci kapıya çı kınca üzerine hücum etmişlerdir.
Mehmed Demirci kaçmış, genç ter kovalamış, nihayet yakalanmış ve kalabalıkta, bilinmiyen biri ta
Garb linyitleri işletmesini yüksek istihsal bayramı
Tunçbilek Kömür ocaklarında üç buçuk saat süren bir tedkik — Yeraltı ocaklarını gezerken çekilen heyecan — Dinamit deposu — Kömür ocaklarındaki fazla sulan yer üstüne çıkarmak için elektrikli santrifüj makineleri — Kömür ocaklarına giriş — O-çoklarda yangına karşı alman tedbirler — Müdhiş bir gürültü!
Ab diilkadir Gürol
-Il_
İlerliyoruz. Meyilli yolumuz nlha yet bulmuş ve düz yol başlamıştı ki bir noktada vagonet hatları bir kaç galeriye ayrıldığı ve yakınımız da da makine sesleri duyulmaya başladı, Mühendis Tahsin burada durara ayrılan bu galerileri İzah etti, Bunların kiminin işlemiş ve işe yaramadığından çöküntüye terkedilmiş kiminin İse kör galeri olduğu nu ve birisini de göstererek; bura sı 50 metre uzunluğunda olup bulunduğumuz yerde 8 metre daha derine iner ve burada bütün galeri ve iş yerlerinden çıkan sular topla mr .şimdi göreceğimiz santrfuj pu sulan satıh üstüne atar dedi,,,
YER ALTINDA SU BOŞALTMA MAKİNELERİ
Biraz iterimizde bulunan ve birsz evvel bahsettiğim topuklardan birisine yerleştirilmiş olan makine dairesine girdiğimiz zaman hakikaten bu yerin yabancısı olanlar için tuhaf bir heyecan veren yer altındaki bu teşkilâtı büyük bir hayret ve hayranlıkla tetkik ettim. Bura-de elektrikle müteharrik üç santrifüj makinesi çalışmakta idi. Bu sanrifüjlerin üçü birden çalıştırıldığı tadirde dakikada bir buçuk ton suyu satıh üstüne atmakladır. Genç mühendis burada şu işahat] verdi:
— Bu şekildeki suyun atılışı bize çok masraflıdır. Çünkü gördüğünüz şekilde yüzlerce metre kalın demir horu sarfına ve işlenmesine sebeb olmaktadır. Halbuki bizim daha kuvvetli makinalarımız olsa daha masrafsız olarak ve daha kolaylıkla yapabiliriz.
ilerliyor ve nereye gittiğini bilmi-yen toprak altı hayatının acemi insanı ben aydınlatıcımı büyük biı hayranlıkla tal«ib ediyorum...
DİNAMİT DEPOSU
O hem de hiç durmadan izahat veriyordu Bir an bir noktada dikil di, sol tarafa lâmbasını çevirdiği zaman adetâ bir arslan kafesini andıran kırmızı boyalı demir bir ka fes gördüm, Yaklaştık: Burası de di dinamit deposudur. Patlayıcı
rafından bıçakla yaralanmıştır.
Yetişen jandarmalar, yaralıyı Bergama hastahanesine gönderilmişlerdir, Tahkikata devam ediliyor.
maddeleri burada muhafaza ederiz,
Taban ve tavanı muntazam İşlen mlş, kapısında da bir kilit vardı Kilidi elile yoklayarak:
ELEKTRİK TEVZİ MAKİNESİ
Bizim kilitli yerimiz yalnız bu-rasıdır.Dedi ve bir an durup cebin den bir kalem çıkararak galeri a ğaçlarından birine pek te anlıva-madığım bazı şekiller çizerek:
— Şimdi 30 metre daha gidece ğiz ve sola sapacağız. Ondan son ra 8 metre yukarı çıkarak iş yer lerinden birine varmış olacağız. Orayı geçtikten sonra tekrar sağa saptığımız vakit bu konuştuğu muz yerin üzerine gelmiş olacağız. Fakat bu 30 metrelik mesafe de bir yeri daha görmenizi tavsiye ederim. Burası da yer üstünden şu gördüğünüz kablolarla gelen elektriğin iş mahallerine tevzi mer tezidir dedi.
Hakikaten on on beş adım sonra ini andıran (topuk) lardân birine geldik ve üzerlerinde ölüm işareti taşıyan bir kapı önünde durduk ve içeri girerek henüz yer leşmiştirilmemiş olan elektrik ma kinelerini gezdik:
Kömür Ocakları
Şimdi asıl iş yerlerinden birine gidiyoruz. Kışın ancak sobamızda yakarken gördüğümüz bu cevherin ne emekler ve ne şekilde bir ça lışma ile elde edildiğini kendi gözümle görecektim. Dünden beri sa bırsızlıkla beklediğim bu an yaklaşıyor ve uzaktan bir takım gürültüler kulağımıza aksediyor. Geç fiğimiz galeriler gittikçe daralmakla beraber bir buçuk metreye bile varmıyan yüksekliği de bizle ri iki büklüm yürümek zorunda bırakıyor. Önümde giden genç mühendisin hareketlerini takip ederek kâh kömür tabakası ile tahkim direğinin arasında kalan ko ğuktan sıyrılarak geçiyor, kâh tahkimatın alt kısmında bulunan boşluklardan süzülerek yolumuza devam ediyorduk ki önümüze 35 —40 santimetre genişliğinde tava na tellerle raptedilmiş saç bir o-luk çıktı. Bu saç oluğun kenarını takip ederek yürürken genç mühendis durdu. Burada işçi kalaba lığı göze çarpıyordu. İşte dedi:
—Kömür burada işleniyor ve çıkarılan kömürler tazyikli hava ile müteharrik boyuna ileri ve ge ri sallantı yapan bu oluktan vagonetlere akıyor. Biz kömür istih
Bergama haberleri
Bergama, (Hususî) — Berga-maya bağlı Armağanlar köyünde yeniden yapılan muhtar ve ihtiyar kurulq üyeleri seçiminde; halkın hepsi seçime iştirak etmiş ve neticede muhtar ve â-zalıklarm hepsine D. P. adayları seçilmiştir.

Türk karasularında balık av-
larken tutulan üç Yunanlı Dikili zabıtasmca yakalanarak adale-te teslim edilmiştir. Türk karasularında balık avladıklarından dolayı 948 yılında yakalanan Yunanlıların yekûnu böylece 9 za baliğ olmuştur.
¥
Bergamayı sevenler Cemiyeti tarafından önümüzdeki günlerde Midilli gezisinin teıtib edildiği bildirilmektedir.
■ - —-2L-1 - m w .ıı - ■mu —
şalini düşünürken evvelâ işin vc iş çinin emniyetini ele alırız. Ve bir metre kömür aldığımız yeri derhal tahkim ederiz ve bu şekilde i-lerleriz. Bu bizim için hayati bir meseledir. Çünkü kömür alıpta ta boş bıraktığımız kısımları çökün tüye terketmek mecburiyetindeyiz. Sebebi de şudur: Biz çöktür mediğlmiz takdirde kömür alıp i-lerlediğimiz kısımlardaki kaya ta bakaları bütün ağırlığını iş sahamızda, yani çalıştığımız yerin üst tabakası olan (tavan) da teksif eder ve aynca vukuuna meydan vermemek için üzerinde titrediğimiz yangınlara «ebeb olur. O da bi lindiği gibi linyitin oksijene fazla haris olması ve içerdeki havanın oksipeninl emmesi ile olur.
Kömür ocaklarında yangına karşı alınan tetblrler
Fakat hamdolsun bizde tehlike li yangın hâdiseleri olmamaktadır. Yangına meydan vermemek 1. çin üç hususa dikkat etmek lâzım dır. 1 — Havanın dirij e edilmesi yani havayı istediğimiz yollardan sevketmek, istediğimiz yerlerde dolaştırmak ve istediğimiz yerden de dışarıya atmak. Bu cihey en başta geldiği için biz bu hususu, bi raz evvel gördüğünüz gibi, havanın bizim istediğimiz tarafa gitmesi için hava gitmemesi istenilen galerilere tahta perdeler yapar yalnız işçilerin geçmeâi için orta yerlerinde bir kapı bırakırız 2 — Kömür aldığımız yerlerdeki kö mür tabakalarını tamamile temiz temek ve kömür bakiyesi bırakmamak. Çünkü eğer orada kömüı bırakırsak bu, hava He daimi temasta olacak biraz evvelde söyle diğim gibi haris olduğu, havanın oksijenlerini emecek ve bir ısmma peydah edecektir. Bu devam eder ken kömür yanmıya başlıyacaktır. Eğer bu daha fazla İhmale uğrar sa kömür kor haline gelir ve yan gm önüne geçilmez bir âfet olur, îşte başlangıçta gördüğümüz yan gın barajları bu yüzden yapılmış tır. 3 — Üçüncüsü de biraz evvel bahsettiğim mecburi çöküntülerin yapılmasından doğar.
Devamı S ficide
9
Hitler - Amiral Raeder mücadelesinin dikkate şayan tarafları ve Hitlerin fevri hareketleri
BİTLERİN TALİHİ DEĞİŞİYOR!
Acaba Hitler, İngilterelin istilâsı projesinden muvakkat bir zaman için vaz geçtikten son ra ne yapacaktı?
Büyük"bir salâhiyet sahibi o( lan amiral Raeder kendi sahasını ilgilendirmeyen meseleleri bile karışıyor, savaşın devamı hakkında ki noktai nazarını FtlK rere bildirmek istiyordu.
Mülakat 26 eylül 1940 ta, saat 17 de vukubulacaktı. Raede-rin görüşü, gerçekten isabetliydi. Bu görüş esas çizgilerile şöy le hülâsa edilebilir:
«îngilizler daima Akdeniz^ dünya yüzündeki hâkimiyetlerinin bir mihveri saymışlardır.
Italyanlar, yardım sayesinde bile düşman için büyük bir teh-( like teşkil edemezler. Şu halde Almanya elinde bulunan bütün harb vasıtalarile ve Birleşik A-merika fiilen savaşa iştirâk etmeden önce Ingiltereye saldır-malıdır. Bu sebebden dolayı Ak deniz meselesi önümüzdeki kış aylarında kökünden halledilmiş olmalıdır.
a) Cebelittank boğazı ele geçirilmeli; Canaries adaları - bir tedbir mahiyetinde - hava kuv-vetlerimiz tarafından işgal edil melidir.
b1 Süveyş kanalı zabtedilme* li. (Bu işi İtalyanların tek başlarına başaracakları çok şübhe-lidir.) Filistin ve Suriyeden ge* çerek Türkiyeye uzanmak gave-sile Süveyşın zabtı zaruridir. Bu noktaya ulaştığımız takdirde Türkiye, hâkimiyetimize girmiş olacak ve o zaman Rusya meselesi kendiliğinden aydınlanacaktır.
c) Şimalî Amerika meselesi de biivük bir ehemmiyeti haizdir. Büyük Britanya de Gaulle Fran sasının ve Birleşik Amerikanın yaı dımile bu havaliyi bir mukavemet merkezi yapmak ve îtai-vava karşı taarruza geçmek e-melîr^çdîr.
Pu takdirde İtalya mağlûb o-lacaktır.
Ayrıca IngiHere: Anaerki müstemlekelerin-» sokulmak» arzusunda olduğumuca dünyayı inandırmağa çalışır aktadır. Sözün kısası, derhal Pakarda taarruza gevmek lâ-ımdır.»
lülırer. bu görüşün esas noktalarını şifahen tasnik etmiş gfl rünüyor; faka) zihnen Rusyaya karsı açılacak bir savaşla meşgul bulunuyordu,
B&YÜKH/TA!
28 ekim 194'1 Mussolini, Yunanistan istilâ etmişti. Raeder 4 ekimde şunları j azıyordu:
«Bu hareket, İtalyanların iş te eliği on büyük bir hatâ şay-İ malıdır. Beyle bir hareketi Fü'ı ier aslâ tasvib etmemiştir. Öyle görülüyor ki Italyanlar hücuma âz kuvvetlerle iştirâk etmişlerdir.
îngilizler, Girid ve Limnosu iş gal etmiş bulunuyorlar. Bu suretle Büyük Britanyanın sıaıkî A kd en izde ki stratejik dm ,nıu Çok kuvvetlenmiştir.»
• iki gün sonra Raeder, yine tunları İlâve ediyordu:
«İtalyan taarruzu; muhakkak ki, ağır bir stratejik hatâdan başka birşey değildir.-»
Buna karşılık îngilizler. 9 a ralıkta ilk taarruza geçmiş ve İtalyanları Libyayı tahliyeye mecbur etmişlerdi.
Akdenizde vulçua gelen bu duruma rağmen 18 ekimde Hitler, Alman Genelkurmay başkanlığı na Rusyanın istilâsına dair olan ilk hazırlık emrini veriyordu. Bu, onun 21 numaralı direktifi idi.
«Alman kuvvetleri. Ingiltere ye karşı açılan savaşın sona ermesini beklemeden Rusyayı kısa bir müddet zarfında mağlûb etmek üzere hazır bulunmalıdır.»
Bununla beraber Wehrrr,acht ancak 22 haziran 194] de Rus-yaya taarruza srececekti. Övle görünüyor ki «Hitler ) in bu taarruza gecikmesi, menfaati t falyanın islediği «stratejik hatâ» vüzündendir. Acaba sark se feri. 6 ay önce başlamış olsaydı, netice başka türlü mii olacaktı? Bu. gerçekten üstünde dııpılacak bir konudur. Su var ki Raeder’in /sütün ısrarlarına rağmen îngilterenin istilâsı me selesi unutulmamış olsa bile bu devirde tahakkuk ettirilmek istenmemişti. Zira bu tar’hlerdz »Mihver kuvvetlerinin dde ettiği muvaffakiyetler H;tter'r kal binde Akdenize hâkirnivet ümidini tazelivecekti. Reeder’in de en hüytik gavesi buvdu.
13 şubat 1942 de Pas de Ca-tais boğazının Scharnhorst. Gnei senau ve Prinz Eugen sremile-rilc zorlandığı tarihten bir gün sonra Raeder, Führer'e Aknenizdeki vaziyetin Almanya nın lehinde inkişaf ettiğini bildiriyordu.
Bir taraftan Atlantik savaşı, diğer taraftan Asyada vukua ge len hâdiseler ve Alman donanmasının Norveç sularındaki faaliyeti îngilterenin Akdenizde ki donanmasını zaafa uğratmıştı.
Raeder Hitlere. btivük bir sur atle Mısıra ve Süveyş kanalına karşı taarruza geçmenin: Iran

I ; c petrol kuyulama sahih oha» nın lüzumunu rlatıyoı-, bu suretle Japonya ie doğrudan doğ rüya bir bağ ?sis edilebileceğini iddia ediyrdu. O, bundan başka Malta ad sının zab vıı da lüzumlu görüyrdu.
Fiihrer Raedr’e verdiği ce-vabda Duce ile rakın bir zaman da yapacağı biı miilâka esnasında bütün |bı meseleleri o-nurda münakass edeceği?! İrkti riyordd.
Raeder, mart l942 de Malta nın süratle ele geçirilme;- hususunda ısrar edipdumyc: lu. Zl-ıa o, Ingiltere adasını sürekli bombardıman lan İe harabe haline getirip halkır maneviyatım bozan Alman hıva kuv erlerinin şarka gönderilmesiıicen îngilterenin bu fırsattan stifa-de ederek kendirini topa.-ı an tasından korkuyordu.
Hitler. Maltanın zabtı lüzumuna pek fazla inanmıyordu Pununla beraber 3 martça brnu kabul ediyor ve Maltaya taarruzun ağustosun ortası,. _a -/a-pılrnası kararlaştırılıyor
Bu sıralarda ise Romıu-d Af-rikada zaferden zafere koşuyordu. 2] haziranda Tabımf(-: 22 sinde Bardia: 23 ünde -■'•'î-lum; 28 haziranda Mersa - ı,rat ruh ele geçmiş ve İngiliz aun -n. masının belli başlı üniteleri 'İskenderiye önlerinde Süvğvh kanalına çekilmiş bulunuyordu
Artık Maltavı ele geçi.ip Af rikada her türlü muvasalav l'a-mir etmenin tanı sırasıvm. P't-ler m» Alman amiralliğine ıe de îtalvanlara fikrini acin»1r'’t 2in Mısır zaferinden soııiû S/’ 1-tavı ele geçirmeğe kara; vere çekti.
Frkat Ufaltanın ?®htt p.-I« hpVVnlr ecte”dver-pkt’ Zö: 8 ei Ingiliz 'Z^’nsıı Fki'» kerteri El-A temovr-i kuJV"’1 müıtefna edivorte.rdı.
AIm*»n hava kuvvet fteahaUlecjı'S; hır crpmi kaF’lecî Maltavı zorluyordu, p, (-„ rıı?da Alman ııcaV -T
3K?te batırılmış. 1 ,“S çrprv)v, n n-Ca^r K İ Irnr^nnn vnf^ak olahîlrnî^fî. CîdrK FPtte nerravn’’» a.
dasi İSc irinden
uvanociH TT° tn(r»h*7 ri ’»r:n ••lübı’m bir üa
ri 5Jp irtibatı k^p’ÎAn kv’V’riAtİPrî S innı tn(rîu*7 r^/1 le T)ir]p^n-ıis M’K^tİprin Aft'iköd^ki a^kcrlpri kıskaç irine nlmr^^tı. v o mel 6 te macHfıb
Hitler, Akdeniz hâkimi -
/DırMz”*’» f
Gün görmüşlerden bir zatı muhterem vardır. Esas işi Zab-liye nezaretinde olmakla beraber- Bâbıseraskeri de ve Bâbı-âlidt de bulurynuş. Oldukça yaş Jıca. top sakallı, gür sesli olup, mütehakkim bir tavrı vardır.
Sokakta dimdik yürür. Herhalde Zabtiye Nezaretinden miras kalmış olacak. Pek öyle her kese de metelik vermez. Nasılsa. ben de pek anlıyamadım ya; bizim yıldızımız barıştı.
Epeyi zamandır kendisini görür görmez bastonunu k3İdı raıak:
— Seni gidi hayırsız herif, seni. Şu tarafta bir ihtiyarcık vardır; gideyim de bir hatırını sorayım dci.ezsin.
— Aman efendimiz; kusuru mu af buyurun. Bendeniz Milletvekili değilim ki.
— Hadi sus. Şimdi yakala -fhm seni, gel şurada bir kahve içelim biraz olsun derdleselim.
— Hoş beş etmeye eyvallah amma; derdleşmeye pek gelemem doğrusu.
— Neden?
— Vallahi benim derdim başımdan astı da.
— Peki , şenlen derdleşme; cnlan derdleşme; ya kimlen derdleşeyim?
— Ya Marko Paşanın ruhile; ya da emniyet kötürüm falcısı
— Yahu, bu cılardan başka mı9
» — Vallahi azizim, tümen tü-
men adam var amma; falcıya gitsen daha iyi edersin. Iîiç olmazsa insana ümid verir.
— Adam sende. Gün doğıra dan neler doğar.
— Evet, doğru söylüyorsun. Eıı memlekette zaten herşey ka ranlıkta doğuyor, ortalık av
müdürlüğünün ile. memlekette fal adam kalmadı

dınlanınca hepsi olmuş bitmiş oluyor.
— Azizim; senin dilinin altında birşeyler var. Gel de şurada bir kahve içelim. Dedi ve kolumdan tutarak bir kahve -haneye söktü.
Haddinse kahvede otur da i-kı lâkırdı et. içerideki gürültü sokaktakinden beter. Nargile tokurtusu, tavla şakırtısı, insan patırtısı hepsi bir arada. Yanımızdaki masada da iki kişi oturmuş, bu gürültünün ara y,nda satranç oynuyorlar.
Kendimi tutamıvarak güldüm. İkisi de ellerini şakakla ıına koymuşlar, hindi gibi düşünüyorlar. Satranç tahtasının vaziyetine bakılacak olursa, oy myanlar galiba Filistine gidecekler.
Karşılıklı otu rup hakvelerimi zi içerken haz-» ret konuşmaya başladı.
— Ortak1.!1: • tan ne haber"
— Dahili mi9
— Dahilî.
— Berbad.
— Haricî,
— O daha berbad.
— Maişet hakkında yeni ha her var mı ?
— Var. Amerikadan br-ğdav vaktinde gelmezse; süpürge tef-hıımundan ekmek yiyecekmişiz,
— Aman ağzını hayira aç. o Harbi Umumide olduydu.
— Simdi de midelerde Harbi Umumî var.
— Ekâbirden ne haber?
— Allah başımızdan eksik etmesin; maaş alıyorlar.
— Bu ekmekler jçin Ticaret Vekili sabığının eseri diyoıbr - O da eserile iftihar ediyor zaten.



v*1!
dikodu
— Hayyy, boynu altında kal sın ismini bulamadım. Uzlaştır marnıydı, Uğraştıı marnıydı ° neydi orada da yolsuzluk varmış.
— Amerikalılar niçin geldi "
— Amerikalılarlan ne münasebeti var?
— Memlekette yolsuzluk var mis ya.
— Bizim maaşlara da zam varmış diyorlar. Ne dersin?
— O iş komisyonda.
— Ne zaman cıkacak?
— Emniyet müdürlüğünün falcısına git dedim ya.
— Yahu sen de a « ma aksi adamsın ha.. Ne sorsam bir iki kelime ile tersliyorsun.
— E gözüm ben ne bileyim? sözcü değilim ki.
— Ah Aliciğim ah. Bizler gi bî gün görmüş adamlara ne ka dai güç geliyor. Ekmeğin okkası kırk paraya çıktığı za -. man kopan yaygarayı seyret -sevdin. Şimdi herşey sade pa-|ı£İı değil; üstefk işin içinde hile de var.
Alla? korkusu da kalktı. Ga een gün canım mur istedi. Gerçi yanına yaklaşılır gibi de-5)1 amma ne yapacaksın nefis iste. Seyy-1' satıcının birinden bir kilo muz aldım. Ne yapa -yım ihti’ arım da uğraşacak halim /ok. Eve geldiğim zaman bir de n( göreyim. Kese kâğıdının üstünde beş tane muz fdtı sade kabuk. Kime dert vs
nacaksın? Kime şikâyet edecek sin? Sineye çekmekten başka çare yok.
— Geçmiş olsun.
— Kaç defa böyle şeyler geçirdim. Nur içinde yatsın, Se-cak şu konağı yapabildim. Yok sa üç aylığa kalsaydım işte o lim Paşanın üç beş kuruşile an zaman halim dumandı.
— Haline bin kere şükret de otur, otu)»duğun yerde. Onu da
yapamayıp da portakal sandı -ğında oturanlar var.
— Har çden ne haber?
— Berbad dedik ya.
— Kudüsü şerifi topa tut • muşlar değil mi? Hani şu Ya-hudileri bir tepeleseler.
— Aman sus Söyleme. Svn ■;Z adamı uazilikten temizleme mahkemesine verirler
- Nazi dedin de aklıma gel-Hitler ne
di.
oldu acaba?
— Yaktılar ya.
— Niye yak tılar acaba?
— Sen anma çok ruyorsun, ristiyanlığı ğenmemiş,
du olmuş. Tabiî Ölünce de yaktılar.
de so -Hı-be-Hin
'—
fiyası
Amma Hitleri hâlâ sevelim doğrusu.
— Neden icap ediyor bu sem pati?
— Birincisi Moskofu adamakıllı tepeledi. İkincisi de doğru su aristokrat adamdı.
— Yrahu hâlâ alışamadın mı Demokrasiye?
— Nasıl ahşayım Aliciğim? Bizim zamanımızda büyüklere hürmet vardı, nezaket vardı A İlah korkusu vardı.
— Peki bunlar aristokrasinin icabı mı?
• •
— Öyle gibime geliyor. Kü-çülen büyüklerin yanında ileri geri konuşmaz, avak ayak üs-• » • «w •*
tüne atıp karRi^ındakinin kucağına ufcatmazeh.
- Yok paşam yamuyorsu.'. Demokrasi demek terbiyesizlik demek değildir. Onu sonradan görme türediler yapar.
— Bilmem artık üzülecek ha Tun kalmadı. Oga üzül, buna ü zvl. Yaşım da ilerledi. Emri hak vâki olsa da bir an evvel göç etsek.
— Göç etmek istiyorsan Bul garîstana git orada çabuk kcdiyorlarmıs.
— Bulgaristan dedin de hani su Moskof ta nereye elini attıv sa mezbahaya benzetti.
— Zevk meselesi.
— Ne biçim zevk Öyle o?
— E.. Adamın perisi gad darlıktan hoş lanıyor. Slalin yoldaş daha ço cukken bile karınca yuvaları na caz döküp yakarmış.
— Bakalım
öteki tara!ta ne yapacaklar0
— Orası malûm değil.
— Zaten malûm olsaydı herkes hazırlıklı giderdi. Bakalım bizlere de cennet mi kısmet O-lacak yoksa cehennem mi?
— Cehennem dururken c-en -neti ne yapacasm?
— O nasıl lâf öyle?
— Basbayağı lâf. Birincisi kömüre zam oldu. İkincisi de cennette hep sofularla, temiz a damlar var.
— İyi ya. Teiniz adamlar du rarken, günahkârların yanına gidilir mi?
— Sonra dünvada fenalık e-denleri nerede bulacaksın9 Cehenneme gitmeli ki; orada ya kasından tutup bir temiz ıslat malı. Hem sen cennete fazla hevesleniyorsun amma; gene akşamlan kadehleri deviriyor-musun ?
— Eh A üriğim; huylu yu • yundan vazgeçer mi? O da benim mayan. Yalnız şimdi ona da zam oldu.
— öyleyse, sen cennete gı demezsin azizim.
— Neden?
' y '•y X." ’ .
— Hocalar övle söylü-1 or. 3i lirsin ya, Bektaşi fıkrasını. Şişeler insanın boynuna dizilen k miş.
— Şakayı bırak da Aliciğ . ı Yalnız bir derdim kaldı. Al'nfi devlete zeval vermesin. îşte ü(j avdan üç aya az da olsa beş on kuruş veriyorlar.
— Yok artık onu da vermîyo çeklerdi.
— Dur yahu lâfımı kesme. Oyte ya vermezler vermezler.. Hangimizin karışmava hakkı var7
— Doğru.
— Ne diyordum, canını ? Ha, şu bizim kerimeyi de helâl rt emmiş birisine versem. oo( r, şeyle sırtımı dayayıp bir nefes alacağım.
— Ne o? Kerime boğazını tu Sıkıyor?
— Saçmalama oe. Yani külfetten kurtulacağın.
— Cemiyete âzı oldun mtı"
— Hangi cemiyete?
— Çvlenmeyi {olaylaştırma cemiyetine.
- Yook.
— Öyleyse kirin evlendire-m ezsin.
— Neden?
— Kocalar kaıaboı*sava geç ti de. Ancak cemyet vesika de dağıtıyormuş.
— Ah geveze ıh.
— Huyum kırusun öv leyim dir. Söylemek iletim vardır

— E Aliciğinı laha ne var na yok ?
— Daha çok ley var ar m ı, üst tarafını da oaşka zaman konuşuruz. Dedin ve kaçtım.
Ali 5. Cobanoâhı
|0 MAYIS IMS
A

Yeni partide gizli anlaşma_yoktur büyük devlet adamını ve büyük
1




le
i r
rl
L!


*
il
(Baştarafı 1 incide )
aeğil, daha ziyada Demokrat insanı, yâni Maıeşal Çakmağı,
Parti için iyi günlerdi. Demokrat Parti idarecileri Kenan One rin hâlen kötü, günler yaşamakla olduğu hissini uyandırmak istiyorlarsa bir lıayli aldandıkları muhakkaktır. Benim bildiğime göre sayın profesör Oııeı gecen hafta Ankarada halatının en mes’ud günlerini yaşadı. Çüııküjlasan Âli Yücel meydan muharebesinden sonra ikinci büyük zaferini kazapdı. Memleketin müstakil, hürriyetçi ve milliyetçi gruplarının tanışma ve anlaşmalarında büyük bir rol oynadı. Fazla olarak hürriyet dâvasının biricik ve samimî lideri olarak tanınmış olan savın Mareşalin yeni partinin müteşebbis ve müessisleıi arasında fiilen yer aldığını gördü. Diğer müteşebbislerle beraber Kenan Önerin de bu emsalsiz itimada lâvık olduğunu işba t edeceği şübhesizdir. Halk Partisinin 21 Temmuz seçimlerinden e\"rel Mareşalin müzaheretiıf elde etmek için jıagıl uğraştığını herkes bilir. Eski Başvekil Saracoğlunun sarih itirafile sabittir ki buna muvaffak olamadı. Demokrat Parti liderleri ise büyük seçimden az evvel *Ma-resalle mutabakat halinde olduklarını ilân ettiler. Mareşal Demokrat Partiye uzun zaman samimî olarak müzaheret etti. Onun Demokrat Parti ııamzed listesinde müstakil olarak yer almış olmasının bu partiyi ne bindik bir süratle inkişafa götür düğünü kîrnse inkâr edemez. Bu yazımda parti kurucularının ♦Mareşalin itimadını nasıl ve han«ri tesirlerle gaib ettiklerini tahlil edecek değilim. Yalnız sunu kısaca sövlivebilirim ki Halk rartisi; safları içine alamadığı

T
Anadoludan notlar
(BaştarMı 4 üncüde)
Müthiş bir ,gürültü
Tam bu anda idi ki bir metre gerimizde müthiş bir gürültü ol du ve bir çökütüuün,. dehşeti için de bir an kendimden geçer gibi ol dum ve bu çöküntüyü büyük bir kaza zanederek mesl.-k aşkımızın kurbanı oluyorum zaıuiettiııı. Bir adım atmamız için zor yer bulabil diğimiz bu koğukta tek sua halin de sıralanan işçilerle genç mıilıen dişin yüzlerine bakınca kendi ken dimden utandım. Çünkü onlar bu gürültü ve hergânıe içinde pervasızca işlerile meşgul. Mühendis ar kadaş ise anlatmakla devam edi yor:
— İşte diyor, aplattığııııın can lı bir misali, bir mecburi çöktürme hâdisesi. Bir metre ilerden kö mür tamamile alınmış vç öıı krs mı domuz damı ile tahkim edilerek arka kısmı çöküntü, e terk dilmiş tir.
Yer altı âlemine gireli kaç saat olduğunu bilmediğim gibi ge çirdiğirn heyecanları, da şayanuyo rum. Fakat son hâdisenin verdiği heyecanı ve sanki karıpta kurtula çakmışım gibi ileri doğru gitmek arzumu mühendis Talisin .cüzüm den anlamış olacak ki çalışan bu fedakâr işçilere icabol.-n tgüıpatı verdikten sonra ilerlemeğe başladık. Fakat ilerledikçe biraz daha ağırlaşan havanın sıçak sıcak yü-Jümüze çarptığım ve terimin ba cakk-.rıma kadar, aktığını lıissedi yorum. Buna rağmen mert ve fe ragatkâr Türk işçi be teknisyenle rinin nasıl çalıştığını görmenin ver diği haz bana yer üstünü aratmıyordu. Kimi çhnde hava tazyiki i-le çalışan makkapları 41e delik de liyor, kimi delinen deliklere dina- _ mit dolduruyor, kimi kömür alı r nan yerleri tahkime, çalışıyor.
Yeraltı âleminden çduş
Ancak bir kıamını gezebildiğimiz yer altı âlgminln ç(kış yolunu tuttuk. Çok uzaktan ocak kgpısın ran şuan ışık bize yer üstü âlemi ne yaklastığmnzı haber veriyor-du. Fakat şurasını belirteyim kh çerce -açirchuiın büyük heyecatı1 laıdan şpnra gırerk,.n ilk.basamak ,ta duydngmn hvyecamn pı? zay,f pidugunu a.lçalç ken ferrkecUyorıun.
. ?,ctk t'ta'"6'nıl“," ckMk,. .MaU; baktık, îçon. g.reh tarn ü . saat olmuş. Bu üç |)JUtUk S;1^lik gezıdcr. sonra yol arkadaşlln kim ya mühendisi Bayan hfutin
— Yerin üstü sizi aldatabilir burası hakkında fikir edihj^p mek için asıl .yerin » itini. gızjni4 Seklindeki sözlerinin ne kadar ye rinde olduğunu daha - iyi çınlad.rn, ve luimür oçflkJaund.ı çalışan Türk işçj ve fv-kni-ıv nl'Tİniıı nö
' 'Kalkar ve. fedakâr vainn ço ‘"klırı olduğunu,4İdja iyi idrak ettik.
- ite 1 unçbilek. mm-... c.ışınm ver üstü vc yer alt, âleminden ğım intihalar burada tan çocuklarının çalı- ((r V, - îcnıgati. ı mı, bı« ıtHüze
olsun bdirtebildtms ı. • , na!
Abdulkatlic Gü’ol V
ıakibi olan bir partinin başında görmek istemezdi. Demokrat i-/darecileri bu basit hakikâti göremediler... 1 Halbuki biz yeui partinin teşekkülü arefesinde Mareşalle daima beraber kalaca ğnpızı; ayni parti içinde memleketin iyiliği ve selâmeti için onunla birlikte çalışacağımızı teyid ve ilân edecek durunıda-yız. Partimizin diğer partilei‘3 faikıyeti evvelâ bu noktada baş lar.
Yeni Partinin siyasî ve İktisadî programı neşredilince umumî efkâr görecektir ki partimiz ha kikî ve mübrem bir ihtiyacın mahsulü ve bağlı olduğumuz hürriyet idealinin. Türkivede yeni bir tezahürüdür.
Yukarıda bahsi geçen gazetede »Demokrat Parti idarecileri tavafından dikte edildiği;anlaşılan şu dâhiyane cümleyi de o-kuyoruz:
iHalk Partisi bövle yepyeni bin taktikle balkın alâkasını Demokrat Partiden başka bir yere çevirebileceğini zannetmekte-.:dİB.»
Sözde kanalı ve imalı bir şekilde anlatılmak istenen ;şev: veni partinin Halk Partisine aid mücadele usullerine âlet olacağıdır.’ Demokrat Partinin gafil liderleri insanın güleceğini getirmek hususunda ihtisas sahibidirler. Onlara şimdilik yalnız suj kadarını ^övlemek isteriz ki b)z programımızı halka ilân etmeden evvel onlar gibi; Çankaya. köşkünde. Halk Partisi ileri selenlerinin de hazır bulundukları bir zivafet sofrasında okumak ve progi’am maddelerini birer birer birlikte müzakere ve münakaşa etmek takdir ve tasviplerine maızhar olmak ııivetin-des değiliz. B" tarihî tonİAntının , tafsilâtını. ’■/mrla neşredilecek olan hatıralarımda bütün tafsi-lâtile bildireceğim.
Hülâsa anlaşılıyor ki yeni par ti ,hem Halk Partisinin hem dc Demokrat Parti liderlerinin çap ı*az propaganda ateşine maruz kalacaktır..Biz bunu bilivor ve her türlü mevdan okumağı erkekçe ve açık ka|ble kabul ediyo ruz. Ye'nız onlardan ricamız-şu dyr: İnsaf ve hakkaniyetten, bilhassa itidalden ayrılmasınlar. P.İ7. ,bîr z^fer bahaşına dahi o’se bîr hakikati itiraftan ve Tnvar'rinrımızın hakkını vermek ten eekimniveee«^iz. :Hnk ve a-dalet hissine dninv) snhib kalmağa cnlısacağjz. Hiçbir şahsa «em nnrtii'e karsı kin ve adavet b^slemivoruz.
Fakat parti miıessislerinin tam listesi uesredilinee sröriil-.*- j çektir ki bu insanların iğva e-dijmeleri veva vıld’Ptljjıalerı mümkün değildir. Bu insanla» 11 hiçbir muvazaa, .hiçbir gizli an-i lasma iimid ve ihtimali yoktur.1
Demokrat Parti programım teflkîk ve tahlil eden sivasî mü-ruikk’djer bu partiye iki numaralı Halk Partisi adım vermiş-, lepdi. Bu "öriis bir bnk«nıdaık .doğrudur. Halk Partisi ribi dev: Jete i olan Demokrat l »rti ciddî v°ı normal bir muhalefet partisi (!. mazdı. Olsa olsa bir tenk’d •vn murakabe nartjsi olabilirdi. Bu vazifesini Mecliste ciddivef ı-o rosnretle ifa etmiş olşai’d’. domokrafiiınigin inkişafında bir .meflhnle teekil ederek halkın minnettarlığını kazanabilirdi.
•Maalesef, bunu da vaoanıadı
Eaznn iktidar, ı«arti»i’''o.)men-submilletvekillerinin Mecliste.
»
(Baştarafı 1 incide)
Gene bu toplantıya şehrimizden altı, Iiütahyadan bir, Emir dağından bir, Ankaradan sekiz, Bursa-dan bir otobüsle ve civar köylerden de araba ve atlarla Demokrat Parti mensupları gelmişlerdir. Bu suretle toplantıya iştirak edenlerin yekûnu 5 bin kadardır.
Toplantıyı tertip eden ilçeler, De nıokrat Parti Başkanı Doktor Celâl, arkadaşları ile Sivrihisardan gelecek olan Celâl Bayar'ı karşılamak üzere sabah saat 7,30 da Mecidiye) köprüsüne gitmişlerdi. Tertibe göre, Celâl Bayar evvelâ Çifteler köyü kenarından karşılanacak ve doğruca parti binasına götürülecek, kısa bir istirahatten sonra Sakarya başına gidilecekti. Sabahın erken saatinde boşla -yan faaliyete rağmen, geliş saatinin malûm olmaması jiızünden toplanan halk saat 1.30 a kadar beklemeye mecbur olmuştur.
. Bu yüzden halkın bir çoğu faz la beklemeyerek asıl toplantı yeri olan Sakaryabaşına gitmişler -dir. Nihayet Celâl Bayar saat 1,30 da Çiftelere gelmiş fakat evvelce kararlaştırılmış olan Mecidiye köprüsü yolunun yağmur, yüzün -den çamuıv oluşu, kendilerini bit yolu değiştirmek zorunda bırak -mış ve Malunııdiye tarikile geldik lerinde köy kenarında istikbale çı kan halk ve iiçyüz atlının bulundukları yere tekrar dğnmek zorunda kalmıştır. Sakaryabaşıııa gelişinde, Eskişehir nâmına konuşan Doktor Celâl,-toplanıya iştirak eden Demokratlara ve matbuat mümessillerine teşekkür ettik -ten sonra, sözü Celâl Bayar’a bırakmıştır.
Celâl Bayar’ın nutku
Celâl Bayar kürsüye gelerek sözlerine şöyle başlamıştır: gelen parti için bu valiye ne yap-— ( Bir .vakıflar Türk mukad deratına sahne olan bu yerlerde hamaset ve şecaatle bugün bura-da Sakaryanın berrak şıı\ u ba -şrnda buluştuğumuzdan' dolayı siz lere teşekkürü bir borç bilirim.
Dâvamız müşterek ve millidir.. Aramızda tesanüd mevcııd oldukça, bu dâvamızda muvaffak, olacağız. Parti kurulduğu zaman tek dereceli seçim kanunu ile. bizi seçime sokmak istediler. İktidar partisinin 21 Temmuz seçimlerini nasıl kazandığı hepimizce-malûmdur. 21 Temmuz seçimlerinde 36 vilâyette yolsuz seçim yapıldığını iddia ettiğimiz halde, bunu dinletemedik, sebebi de memurin mu -hakemat kanununun kendilerine verdiği imkânı kullanmak. ve bun dan istifade etmek olmuştu.
Seçim emniyetini ellerinde tutan idare âmirleri bitaraf hareket ettikleri takdü’de kendilerine hürmet ederiz. Partimiz iktidardan dü şen bir partinin idare âmillerini takım halinde değiştirmek yoluna gitmiyecektir. Esasen bunun nıeın leket için zararlı olduğuna kaniim.
Fakat bir vali çıkar, ben Halk Partisinin bir «üyesiyim der ve o parti iktidardan düşiıuce, yeline gelen parti için u valiye, ne yapmak düşer. Millî hâkimiyetin bir-. leşpnesi irin esas olan şey, seçim —■ I II ..................... .1 '
Demokratlardan daha ciddî ve daha samimî Icnkidîer yaptıkla-! rını gören halk hayretten hay-1 1 ete düştü.'Hayâl kırıklığına uğ-j ıadı. Ve nihayet Demokrat Parti liderlerinin aczine ve kifayetsizliğine hükmetmek zorunda' kaldı, Demokrat liderlerin irsad hırından kurtulan Demokrat milletvekilleri daha giizel tenkiller yapmaktadırlar. ,
îjjte yeni parti! Bıı hava için-i de ve bu şartlar dahilinde d(ığ-maktadır. Yeni bir muhalefet partisine ihtiyaç olup olmadığını ise halk takdir edecektir.»
« •
f E H I 8 A E A W
SAYFA; 5
edindi
• ılışan va-aşklarını
|tlU bar
Baş tahrikçisi meşhur Yahudi Abdullah ibni Bebe' .tarafından Hazreti Ali hakkında ve Osma-nın hilâfeti devrinde çıkarılmıştır.
P12 İmam haklarındaki nasa iddiası da, on birinci imam Ha-gan Askerî’.nin vefatından, ya-hud Allahın hoceeti. âiürzaman .Mehdisi olarak kabul edilen ve !on ikinci İmam sanılan Muham-»med.Mehdî'nih gaib olmasından sonra ortaya atılmıştır.
lmamiye fırkaları; imamlığı şevkte çok ihtilâflara «düşer ve çok kollara ayrılırlar, lmamiye kökünün en mühinrne bugün dc mevcud fırkası isnâ aşeriye (on iki imamı tanıyanlar), yalıud İmam Cafer Sadık’a nispetle (Ca’feriye) koludur.' Bu iinvanı alışı;. mezheb usul ve fıkhının ondan menkul ve miilevater olduğuna inanılnıasmdandır.
İRnâ aşeriye; İranın resmî mezhebi olduğu gibi Irnkda, Horasan, Azerbaycan ile Miııdis-taııda salikleri çoktur. Şia fırka lan içinde Zeydiyenın bazı kolları ile İsnâ aşeriye diğerlerine nisbetle ghli sünnete daha yakın görünenleridir.
il





I
I
•ı

*

il
r
Italyan Seçimleri
*

V
L
Bu emniyeti tabak -
bir
emniyetidir. klik ettirinccye kadar bu noktayı müdafaa edeceğiz. V© müdafaa et inekten asla ve asla vaz geçnıiye ceğiz.
Biz kimseden âtifet ve menfaat beklemiyoruz. Bizim ne şahıslarla, ve hattâ ne de zümrelerle veya-lıud bize aykırı düşünen kimseler le alâkamız yoktur.»
Celâl Bayar, bundan sonra meşrûtiyet devimdeki siyasi partilerin geçirdiği safahattan bahsettikten sonra sözlerine devamla;
Vesikalar konuşuyor
— «Arlcadaşlar, size canlı
vesika vereceğim. 21 Temmuz seçimlerinde bazı idare âmirlerinin nasıl bir zihniyetle hareket ettiklerine dair bir vesikadır bu. Bu vesikayı isim ve yer zikretmeden ve bazı yerleri de açıklamadan okuyorum.
Vesika: 1 —■ Bir vali tarafından mafevkinden aldığı emrin kay makamlara tebliğ edilen sureti: «21 Temmuzda Milletvekili seçimi yapılacağı malûmdur. C. H. P.. kendi aday listelerini merkezde tabettirerek vilâyetlere yollamaktadır. Bu listelerin lüzumlu sandık başlarında yerleştirilmesi için ilçe kaymakamlıklarına ve jandarma komutanlarını ilgilendirmeni -ze güveniyorum. Gerek iç ve gerek dış düşmanlar seçime iştirak eden seçmen adedinin azlığını, yurd ve memleket aleyhine bir silâh olarak kullanıyorlar.'Bölgenizin hususiyeti malûmdur. Burada ne kadar yüksek seçmen adedini seçime iştirak ettirebilirsek o kadar hayırlı bir netice elde etmiş oluruz. Yurdun bir karış toprağı için milletin vanıu- harcamak ka -rarında olan ... karşı ayrı ayrı manevî, bir ödev taşıdığımızı bilerek size ve arkadaşlarımızın kuv vetlerine güveniyorum.
( îınza»
İkinci vesika
Görüyorsunuz ne kjdar bitaraf Jıalkın çoğıınlygıumu partili aday-seçim yapılıyor. Kaymakam aldığı bu emri şöyle tebliğ ediyor:
Vesika: 2 — «Aday listeleri gel miş, partili arkadaşlar tarafından ilgililere teslim edilmiştir. Torba -lamı açılması bildirilmeden açıl -mayarak iyice muhafaza olunacak tır. îç ve dış durum malûmdur.... idaresi ile dimdik duran milletimi zin birliğini ve beraberliğini göstermek en kutsal va zil elerim izde a dir. Tek rey dahi israf edilmeden halkın çoğunluğunu partili adap -lar üzerinde toplamakla ödevliyiz., .bağlılığımızı bu vesile ile göstere- . ceğiz.. Belediye seçimi cindeki ba şarıuızla övünürken bu şefer de ı başarılar göstereceğinize emin bu lunduğumu tekid eder, göakrıniz den öperim.»
I’.u zihniyet ve kaııuıılu seçim yapılır ını?
Bu zihniyetle ve nakıs bir se çim kanunu ili seçim lapmak.tse çimden emniyetle netice almak ı mümkün değildir.
Demokrat Parti hakikat.er peşinde koşan bir partidir. TLrk.mil letinin reyini emniyetle, selânretlc kullandığını gördüğümüz gün Demokrat Partiye tek rey verilmemiş olsa bile kendimizi en bahtiyar insan sayacağız. ÇünJûi bu suretle memlekette seçimin temelleri atılmış olncnlH”-.
ÎEıV/ SEÇİM T ASAR r
Biliyordunuz. hükıur»et Büv..k Millet Meclisine yeni bir kanun lâyihası goıiJcrıni'itii’. İtiraf çimek zorunâayu ki bu lasnu. elde mevcud aaııundan daha ivi • vo deha iJeı ıcir. Fakat maksadı nırzı ve gayemizi tanı olarak te jniııe kâfi değ’ldir.
HAKİMLERİMİZİN'
REZARETt
Mûk:mleriıniz tarafsızlığa a-Lşmışlat^hr. Vicdanhıruıın aasi-

■SEÇİME



ne uyarak karar vermek alışkanlığı kazanmışlardır. Bu yüzden seçimleri daha bitaraflıkla idare edeceklerdir. Bunun içtn seçimleri hâkimlerimizin idaresine bırakmak istiyoruz. Bize (Hâkimleride mi politikaya sokacaksınız?) diyorlar? Eğer seçimlere iştirakle politikaya gireceklerse idare âmirleri-öted^a beri bu politikanın içindedirler. P)îr/taraftan mahzur görülüyor, öbür taraftan neden nazarı itibara alınmıyor?
Hâgiırtlerin kısmî temsil usulünü kabul eden memleketlerde seçimleri idare ettikleri .iddiası üzerinde duran Bayar, bir çok Avrupa memleketlerinin seçim kanunlarını da tedkik ettiğini ve bu iddianın çürük olduğunu söyliyerek memurin muhakemat kanununa temasla demiştir ki: SEÇİM SUÇLARI
— 21 Temmuz seçimlerinde 36 vilâyette seçim kanunsuz ve usulsüz cereyan etmiştir. Fakat derdimizi bir türlü anlatamadık. Memurlar, memurin muhkake-mat kanununun imtiyazına sığınarak adalet karsısında hesab vermekten kurtuldular ve iktidar partisine hizmet edivorum diye kendisinde imtiyaz bulursa. ceza görmezse o işten hiçbir hayır gelmez. Devlet memurları vazifelerini suiistimal ettikleri takdirde adalet karşısında hesab vermelerini istivoruz. Aksi takdirde mücadelemizden kurtıı-lamıvaeaklardır. Kanaatimiz su dıır ki bu kanun kalkmalıdır. EövJeee bazı gafil idare âmir-feitinin halka davak atması, vatandaşlara kötü muamele etme si ortadan kalkacaktır. Secimler de revler verilirken gizlilik, tasnifte nlepivet esastır. Bunu ka bul ediyorlar, fakat kanunun e-sas ruhunu henüz kabul eımedi-1er. Dahilive enclipıpninde nok-| tai nazarımız reddedildi. M’Het BüviJk MiiUf Meclisi, dahîlive', encümeninden ibaret delildir. Siibhes'z bıı iste rle ui’UeGn gayesi galib gelecektir. Milletimizi mâksad «’o gaye uğranda a-vakta olduğunu gördü^nmü^ hprsspvdo bc^vaman millo+’n îs-(erli5; nloraktır. MnalproV «m-verlp beraber olarak sîzleri d^baj azimli çabsmaga dâvpt eder, muvaffakiyetler dilerim.'»
OP ■■■ ■ ■ -f ■■ ■ --1 -İP" ■—
Rusya ile Amerika arasında
(Baştarafı 1 incide) rupanın himaye görmesi ve kalkın masile İlgilidir.
Tedbirler şunlardan ibarettir:
1 —■ Batı Avpamn askeri bakımdan kuvvetlenmesi ve siyasi şekil-' de «şğlanmlaşması için Birleşmiş Milletler bögle korunma şebesesinln
.kullanılabilmesi için kongreye yetki -vermek- j
2 -^.Kongrenin toplanmadığı sı ralarda, Avrupa kalkınma progra-nuna dahil, ve lüzum göterecek memleketlere ufak çapta askeri teç hizat ve silâh vermek için Cumhur başkaıır Tı umana yetki vermek. |
Bu tedbirler. Amerikanın Avrupa ya kurşı daha geniş bir siyaset al' dığım göstermektedir. Amerikan si. yasetçilerl .bu suretle Rusya ile A ! ınerjka arasında üçüncü bir devlet yavnbmaİL hedefinin güdüldüğünü sölyiij’oriar. i
STALININ GÖRÜŞME TEŞEBBÜSÜ
Vaşiugton: 9 (APı — Amerika Cumhurbaşkanı Truman, Si alinin veya Rusvuyı temsil eden herlıan"! bir şahsiyetin, sulh konuşmaları I-ciıı bir teşebbüste bulunmuş oldu ftıınu. etrafta dolaşan söylentilere rağmen, kesin şekilde yalanlamış-


lelrakn IV
b 2 2
yaaıao: 8€aTf Oj^gan
f fırkaları arasında ifnmuiyp; en ın.dıinı Zdiadan teşkil eyler. __________________________________• müteallik trdıkikalıuuzı Imamiıınye yiire.din ı e mezheb 5 — imamiyenin, şubeleri ve. netice noktalar tebarüz ettirilmiş olur ve teferruatın tafsilâtına girişmeğe dc ihtiyaç kalmaz. Şurasını da dikkate arzeylenıek gerek iid.ir, ki bahse taallûku bulunan Kıır’anıkerinı âyellerıle Hadisi şcîiflerin asıl metinlerinin herkesin elinde dolaşan gündelik gazete sütunlarına geçirilmesi uygun diışcrniyeceği cihetle, ge-i ek sözleri 'Te ı ivayetlcri ve gerek ccvablurı ve mukabeleleri yazarken bunların akli qlan»w-ı nidan mühimleri ile nakle müteallik buhııifiııldrın nassla'i aynen kaydetmeden anlatılması kabil olabildiği kadarile iktifa cyliycccgiz. Bunlarda tamamile tarafsız kalınmış ve keridiliği-
Aıîz/A- olduğu kadar da karışık bir bahistir. Hu sebebi e imamiyeye beş bölümde miilalea edeceğiz: 1 —-umılii, :i — lana Aşeriye i matmırı, 4
İtinâ, aşeriyeye göre; 12 înıam •«şunlardır:.
1' Ali (Elmürteza), 2) Masan (Elmiiötöbâ), 3) Hüseyin (Eş-ısehidı, 4) Ali (Seyyidülâbldin, jSeceâd),.’5) Muhammecl (Bakır), 6) Cafer (Sadık), 7) Musa (Kâ-zım), 8) Ali (Rıza), 9) Muhammet? (Sairi). IO) Ali (Nakî), 11) Masan (Askerî), 12) Sahibi Zaman. Hoecetüllah, Elkaiın, Malı um ipe d (Mehdi) dir.
Gerek adları sıralanan bu m iki îmanı hakkında, gerek tpırı-jııiyeniıı İsnâ aşeı ij,eden i)n-.k:ı fırkaları hakkında esaslı noktu-iiiı ı tebarüz ettirmek gfircilema lûmat vermeğe çalınacağız, ancak ondan evvel istidrad kabilin
İmami yenin tarifi, 2 -
— Heklcnilen mehdi, den bazı miilâhazalâı m şerci ilâvesini lüzumlu buluyoruz.
Adları sıralı» uan bu on iki i-mam haklarında lmanüygniu rivayetleri kadar, mezhebin (dm’ ve mezheb) usulleri olarak kabul e'dedikb ri uebdû^lerdc, ehli sünnet âlimlerinden çoğunun görüşleri ne uyma-. Böyle olunca, Şia'nın en büviık ve en tekemmül etmiş fırkası olmak bakımından imamiyenin rivayetle ■ri. usulleri ve talimatı hakkında malûmat verirken, bu hususlarda ehli sünnete mensub âlimlerin cevab ve mukabelelerini de meskût geçmemek yerinde olur. Ancak böyle yapılmak ve iktiza eden örnekler verilmekle esaslı
ve
(Baş tarafı 1 incide) da komünistlerin de# serbest çalışacakları bir rejim kurmağa çalışacağını, kanuna aykm hareket et medikçe^ komünist partisini dağıtmağa teşebbüs etmiyeeeğlni bildir di.
Komünist partisi da hükümete böyle bir fırsat vermemiş olmak için, dikkatli, gürültüsüz, ve hareketlerinde itinalı olmağı çalışıyor.
Komünizmle mücadele şekli
* Komünizmle meşru yalda caddeyi kabul eden hükümet, mem lekette komünizmi doğurabilecek şartların kakhrılmasmı ehemmiyet vereceğini ilân etti. Meselâ, bu seçimde komünistlerin sanayi bölgesi olan şimalde, eski mevkilerini muhafaza edememelerine mu kabil, ziraat bölgesi olan cenupta eskisine mabetle fazlı rey kazandıkları görüldü.
Çünkü, cenupta arazi bir takım feodallerin elindedir. Köylü pek büyük bir sefalet içindedir. Komü nistkrin buıılan elde etmeleri ko laydır. Hükümet, secim [propagandası esnasında vadettiği ziraî reformu yapacağını, işçinin ve köylünün yaşama şartlaruv. düzeltece ğini vadedivor. Bu suretle komünizme en büyük darbeyi vuracağı ııı umuyor. . • . !
İtalya ve -Avrupa birliği
Seçimlerin neticesine bağlı olan mes’elelerden biri de ltalyanın, garpte beş levlet taraf.ndan kurulan, Avrupa birliğine girip girmemesi meselesi idi. Komünistler ltalyanın bu bloka girmesine muhaliftirler.
Seçimleri onlar kazanmış olsalar
mü-
di, bu mc3olo bahis mevzuu âLe olamazdı. Fakat seçimleri kazısıa hükümet bu bloka girmeğe' tarat-t u dır. Bu arzusunu daha jiaoli i îa izhar etmiştir. Yalnız ortads halli'icap eden bir takım mea'elehç vardır, ltalyanın DÖylo bir blok l-çinde faydalı olabilmesi için ordu-. su, donamna3i. hava kuvveti olması. lâzımdır. Askeri kuvveti olma -yan bir müttefik, hususila Sla(r ■ taarruzuna mâruz bir mevklda «u-lıtnursa, Avrupa birjliği için «iayt dalı olmaktan ziyade zararı olur.
Şu( halde, İtalyaya Avrupa birliğine girmesi teklif edilmeden evvel, İtalya ile yapılan sulh .şartlarının, değişmesi lâzımdır.. Çünkü bu muahede ltalyayı 200. bin kt-şiden fazla asker bulundurmak -tanedeniz ve hava kuvvetlerine sahip olmaktan meneder. italyau donanması müttefikler arasında paylaşılmış, hava kuvvetleri dağ( tdrr^ştır. Amerika ve Ingllterı • kendi paylarını italyaya terke cızı olmuşlarsa da, Fransa ve Rua-ya buna muvafakat etmemişlerdir.
tSdlh muahedesinin tadili ise, ancak ona imza koyan devletlerin müşterek kararlarile olabilir, hn-za eden devletler arasında Rusya da bulunduğu için sulh muahedesinin tadili güçleşiyor. Ayrupa birliği devletlerinin İtalyan şimdi-?k birliğe alınmağa .dâvet edememelerinin sebebi budur.
bu teknik güçlük er, geç halledilecek, ve İtalya Avrupa birliğin* giresektir.
Parti mücadelelerinin feyizli neticeleri
ltalyanın, stratejik vaziyeti, parti kavgaları kendisine birçok faydalar temin etmiştir. Amerika, î-talyan komünist partisinin galabo sine'mâni olmak için, bir eski dü-j ma a memleketi olduğu hakle, îtai-yaya bütüıı Avrupa memleketle -rinden fazla yardım etmiştir v* etmektedir.
Şimdiye kadar İtalyaya erzak ham madde, giyecek. eşyası vesaire «getiren vapur mıktan. 600 il bulmuştur. Bundan maada Ameri ka İtalya hükümetini kuvvetler. -dinmek ve kazanmak için kendisine düşen donanma payından vac geçmiş. Tri -stenin iadesine raz: olmuş, ltalyanın Birleşmiş JUller-ler teşkilâtına girmesini - isbemtf -tir.
Seçimlerden muzaffer çıkan D • Gasperi hükümeti, şimdi dahilde ve hariçte daha rahat, daha em-nivotle çalışmak imkânını bula -• çaktır.

düşmanı da değilim, istibdat ve baskı aley-
JHalimoğlu
Avrupa Birliği fliaştarafı 1 incide) mütevekkil bir Avrupa konseyiuin vücût bulmasını, ümıa ediyoruz.
Chorchlll, dünya yüzünde, hür ve kendine yeter bir teşekkül olma Sının bu suretle inıkir. dahiline gireceğini ifa ve etıpıştıc;
— Eğer güvemize vara.ak istiyorsak, toprak In.sları v-* -.niHi rekabet kara bırakılmahd-..
Ben. harb yüzünden, sefalete düş*, şen milyonlarca işçinin selâmeti i-çin konuşuyorum: Bu milyonlar çocuklarım s.tıhat ve neşe ile yetiş tfrmek imkanlarına malık olamaya-1 caklar ıın Bomba yağmurundan veya kapılarına dadajıan siyasi do lislerden Kurtulmayacaklar mı??
Nazilerde veya herhangi başka bir İdaredeki gibi Hayatımız totaji ter bir baskı ile ve müjevves bir tarz da ezilmamelidır. Ben hiç bir mili de ezilnıemelidir, Ben hiç bir mille-veya ırkın Biz yalnız
hindeyiz Bu istibdat ? baskı ken dini şeçitli şekiller altında göstermektedir. Fakat hangi şekil, altında olursa olsun, hep aynidir ve bizim karşı koyduğumuz şeyi istemektedir,
İnsanlığa karşı büyük hizmetler de bulunan Amerika hükümeti ile ahenkliyiz ve gerginlik yorgunluk devresinde inkâr edemediğimiz yar dım ve desteğinden dolayı kalblerı miz ona karşı minnet ve şükranla doludur
şimal ve Cenub kutubları birbirle rinden çok uzaktır ve bir sabah bu kııtublardan birinde gözlerinizi a-çarsanız herhangisinde olduğunuzu tefrik edemezsiniz. Kutbun birinde aysbergler daha fazla ve ötekinde ise ayılar daha fazla bulunabilir. Fakat ne de olsa .her ikisi de ya-.şanmıyacak kadar hazin ve soğuk bölgelerdir,
Bu*kııtublardan birinde yaşamak tansa-Birleşmiş bir Avrupada yaşa ınanm çok daha İyi olacağı kanaatindeyiz. Avrupamn eski şerefini itaya etmek için, çeşitli hükümetleri mizln ahenkli adımlarla, ilerlemesi nl bu sebepten dolayı İstemekteyiz./-


Köprülüden merdce cevap b kliyoruz fBaştarafı 1 incide) nin bayraktarlığını yapmakla itham etmekte, sonradan Fuad Köprülünün yakardaki habere aid bir tekzibini neşreytemektedir.
Köprülü bu husustaki beyana -tuıda, Celâl Bayar’Ia . aralarında ihtilâf olmadığım, kendisinin de yeni seçim kanununun teminat al tuıa alınmasını müdafaa edenler meyanmda bulunduğunu söylemek le iktifa etmektedir.
Köprülü’uün yeni saçim kanunu nun teminat altına alınmasına muarız bulunduğu hususunda esasen birşey yazmamış. sadece. Ajıkam-dnn aldığımız habere atfen Fuad Köprülünün, yeni seçim kanunu adli teminat.altına alınmadığı tak dinde, dahi ■ seçimlere iştir&kiri lâ-zupgeldiği tezini müdafaa etmekte olduğunu bildirmiştik...
Fuad Köprülü’nün üslûp ve mahiyetini, Halk Partisi erkânından örnek aldığı-bu garip tekzibinde i-se,_bu hususa katiyen temas edilmemektedir: Bu da haberin doğruluğuna açık bir delil olarak-kabul Edilebilir..
Eğer Köprülü seçimlere iştirak etmemek bahsinde de Celâl Bayar-,1a tam bir mutabakat halinde ve bunu efkârı umumiyeye açıklayabilecek kudrette-âse «Yeni; Babnh» sütunlarına, geçirmiş olduğu, o ha beri, düzeltmeye damın, amadedir.. Ve bu hareket gazetemizin oldum olası şiarıdır.
Bav ra k Ladik. med’.elesuıe ■ gvli (ı-ce, efkârı umumiye -Yeni Sabah» m mı, yolma o mahiyeti belli ga-. zetenin mi, bu .tâbire daha olyak
---------------------------------
mizden fıkır ve mütalea ilâvesi-! ne ne zaruret duyulmuş, ne deJ cesaret edilmiştir. Sadece. İslâmî âlem ince mehaz ve merci’ ola-î ıak kabul «fiilmiş değerli kitaiı-j laldaki sözler ve muhakemeler-( den iıattâ ıııahdud bir ktsmınuıt naklolımmasile mevzuun kalıç derecede aeıkhyabiieceği düşü-r niilnıü.ş ve öyle yapılmıştır. )
Kaldı kî: (Ehli hak) gibi, (Eh) li hava1. (Furaki dalle), (Rafı-) zî - Ralıza - Revafız) tâbirleri) ) bulunduğunu takdir .cdocek olgunde kelâm ve mezheb kitabların-da mevcud tarihî ve İlmî (ıstılah) terimlerdir.
Ben; bunları değiştirmek salâhiyetini nefsimde bulmuyorum ve bunda haklı olduğumun^ lâkı .olmamıştır, kabul ve teslim olunacağına da inanıyorum. Böyle olunca, te-karrıır ve taayyün eylemiş bulunan tâbirlerin sözler arasında yeı almış bulnmalarını herhan-' gi bir açık ve gizli maksada rnıık terin sanmak; velim ve hayalim tâ kemlisi olur. Bu noytayı oku-ı yucuiaıımıza hürmetle hatırla-ı tiriz.


(Devamı var)
hık mertebesine çoktan eritmiştir.
Bugün burada bir kere .daha belirtmek isteriz ki, «Yeni Sabah» sadece vivdanına, hak ve hakikate bağlıdır. Hiç bir şahsın, değil, hattâ hiç bir,zümrenin esiri mut-
Bir zamanlar uğı.ıuJa defalarca kapanmayı, çeşidli fedakârlık -ları.göze, aldığı bir partinin, kurucuları tarafından sonradan istikamet değiştirmeğe başladığını sezdiği gün, ona da hücumda bir lâhziı bile tereddüd göstermemiştir...
)
Herkes gibi biz de. asıl bayraktarlığın. kurucuların, koru körüne organlığını yapan bu balji.gazeteye, aslı ile ismi birbirini tutmayan bu cerideciğe çok daha yakışacağı
u MAYIS
SOLDAN SAĞA ı
himayesinde
göstere-
gereğln-
M, s, ayan, Haberler.
Açıhş ve program M, s. ayarı,
Müzik: Çeşitli Müzik (Fi) Haberler,
Müzik; Şarkılar, Türküler,
Alınanvanın savaşın
SATTA1 «

Dabkoviç
Vepur İlânları Beklenen vapurlar STAUBO LİNE
Oslo, Norveç vapur kumpanyası Nevyork ile Türkiye arasında muntazam vapur seferleri-m / s HAV
2O/Mayıs/941
s/s SÖNNAVİND
20/HazJran/S48 Yukarıdaki vapur Nevyorktan llnıamniıza mal letirecek ve limanımızdan .LATAKE — BEYRUT — IİAYFA — İSKENDERİYE Vt NEVYORK

için yük ve yolcu kabul eder.
TRANSMARİN
İsveç Vapur Kumpanyası Helslnborg s/s UL L A
25-29/Mayıs/948
m/s GUNDA
12-ve-15/Haziran, 948 Yukardaki gemiler Hamburg Bremen, Roterdam ve Anvera ten mal getirip bu limanlar için İstanbul ve îzmirden mal yükleyecektir.
STEVENSON LİNE
Şinıaıl Amerika muntazam hattı
s/s Noah Brovn
25-29/Mayis, 948
Şimalî Amerikadan, İskenderun, İzmir, İstanbul limanlarına yük getirip, buralardan Amerika için mal ve yolcu kabul eder.
H. PAYKURİC
Yugoslav muntazam hattı Adriyatik limanları İçin
Yugolinya- Riyaka
Adriyatik limanlarından getirilecek mallar için ve bu limanlara sevkedılecek yükler için acentemize müracaat e-dilmesi.
İTALİKO
s/s Fides
Mayıs 948 sonunda Buenos-Ayres için yolcu kabul eder.
Bütün tafsilât için Galata Tophane Eski Yolcu Salonu karşısında Frank Han 3. Kata müracaat Tl: 44707/8
I
Yeni Sabah’ın İLAN FİYATLA»


inci
Eı*lık
I
maktu ojırai sayfa,
saatimi
)
)
»
■r. İMO
ÛM
400
•00
ÜM
İM




| Onerve »Yücel dâvası
Hitler’in işlediği büyük hatâ (Bajtarafı 4 tinoüde) lüzumuna yeter derecede İnanmadığı içindir ki daha 1942 de partiyi kaybetmiş sayılırdı. ÇILGIN A DÖNEN HİTLER... Deniz harekâtına dair konui] malarda Hitlerln amiral Raede-rin plânlarını kabule yanaştı ğını gördük. Yine onu* kendi tasavvurunda yaşattığı plânlat uğrunda bunlardan vaz geçtiğine ve umumiyetle isabetsiz kararlar aldığına şahid olduk.
Bunun sebebi: Hitlerin kendi dehâsına mutlak surette inanmış olmasıdır. Onnıı otoritesi frensiz hudud nedir bilmiyen bir otoriteydi.
Fakat harb. artık seyrinin son safhasına gelmiş bulunuyordu Kasım 1942 de Hitlerin talihi değişmişti: Zabtında ihmal gösterdiği Malta adası kalkınıyor idu; Alman ordusu Stalingrad-da. şiddetli bi)r mukavemetin karşılaşmıştı: Birleşmiş milletler. şimalî Afı ikaya asker çıkar muşlardı: Rommel, Libyada ric at ediyordu.
Basit bir hâdise, Hitleri çiı gına çevirecek ve o herkesi hay rette bırakan emirler verecekti.
31 aralık 1942 de. Hipper a-ğır kruvazöründen ceb kruvazö rü I.utzow ve 6 destroyerden mürekkeb bir efeniz kafilesi Mur manska doğru ol alan Birleş mis milletlere mensub bir deniz kafilesine hücum etmişti. Hinper, ağır bir surette hasara uğıamış. bıına karşılık Alman deniz kafilesine kumanda eden amiral, 2 Ingiliz kruvazörü Kent ve Jamaika’yı batırmağa muvaffak olmuştu.
Bu deniz vak’ası halikındaki raDor geciktiği için hâdiseyi Hitler. B. B. C. radyosu vasi-tasile öğrenmiş ve hiddetinden köpürmüştü. Nihayet, bu deniz vak’ası haklimdeki ıa.por Hit lerin eline geçtikten sonra bile onun hiddeti vine sükûn bulma-mır- ve deniz amiralliği, toplanması rereken konferansı geciktirmeğe mecbur kalmıştı. Amiral Raeder, bu tarihte, İrtica defterine şunları yazıyordu: «Bütün hal b kudretimizin bütün personellerimizin harekete geçmesi eereken bu nazik an larda büviik harb cemilerimizin W aylarca demirli kalmalarına rı za gösterilemezdi. Onların, hava kuvvetlerinin savaşa girmeleri lâzımdı.
Bugüne kadar hafif deniz kuvvetleri en çetin safhalarına göğüs erer mislerdi. Biivük harb gemileri ise ateş hattına sokulmamıştır Halbuki himave vazifesi "ören hafif deniz kuvvetleri değil bü yük gem’ler olmaîırbr. Avcıca sahil müdafaasında büvi’k ce; milere mahsus tonların cok işe vanvacaklan muhakkaktın
Bu sebebde" dolavı. Alman deniz amiral)’"’ su hususları daima göz önünde bulundurmalıdır:
1) Uoak com’Jerinin vazife-ferini” nereden tâvini:
2) Biivük haıh cemiler1 ' aid rlan tonların nerede karaya çı-kanlamakları:
3) Bu gemilerin hanci düze he göre hareke*’ edecekle”’
Garibdir ki Hitlerin bütün sızlanmalarına rağmen bu ta Cihte Rcich bahrivesi vaJmz iki | harb gemisi kaybetmişti: Füh-rerin emri üzerine 17 aralık 939 da Mrintevideo’va doğru ”d a lan Graf Spee ile Hood İngiliz EU’hlısmı tahrib ettikten sonra fnavıs 194Jİ de batırılan Bis marek.
Hiddete kapılan Hitler, bu gt ı milerin yaptıkları hizmetleri ı Hipper. Scharnhorst ve Gnei-eenau’un Atlanti’i ve Hind Okyanusunda başardıkları mııva( fakiyeti unutuvor biivük harb gemilerinin silâhlan tecridini istiyordu.
Raeder, harb gemilerinin silâhtan tecrid edilmesi hakkında kendisinden taleb edilen rapo

»
•.
neşrolunan dâvasının teşkil eden şekilde ba-


RADYO
Dııg&nkü Program M
pazartesi — 1B/5/1MI
7.29 Açılış ve program,
7.30 M, a, ayan,
7.30 Müzik: Marşlar
7.45 Haberler,
8,00 Müzik; Operet Parçaları, (Pl,)
8,20 Müzik: Film Müzikleri (P)J
8.40 Müzik: Çeşitli Müzik (pj.) 9.00 Kapanış,
12.29
12.30
12.30
13,00
13.15
14.00 Kapanış,
17.98 Açıhş ve program
18.00 M, s, ayarı,
18.00 Müzik: Katışık Sole Şarkılar. Türküler 19,00 M, s, ayarı, 19,00 Haberler.
19.15 Geçmişte Bugün,
19 20 Müzik: Çeşitli Sololar (Ph)
19.45 Konuşma,
20,00 Müzik; Saz Eserleri.
20.15
20.30
20,35
21.15
21.55
21.00
22.15 Müzik: Dans Müziği (PJ.)
22.45
22.45
23,00 Program ve Kapanış.
Radyo Gazetesi. Serbest Saat.
Müzik; ince Saz
Müzik;
Müzik: Rumbalar (rı,. Konuşma: B. M. M, Saati
BUL MACA]
----A----
1 2 3 4 5 6 7 8 9
9
•m 1 ı M j
E 1 sı ■ 1 ı
1 1 1 1 K
ıl | • e w 1 ıM ı ı 1
■i ! ı l ; al
/ ■ 1 ■ 1
: .«i ı 1 ■
M 1 1 ı ■i I
■İl* !_ı - ı.
Zayi
Amerikan Kız Kolejinden aldığım 59658 numaralı pasomu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Nihal Şenol
ru 15 ocakta Führcre takdim edecekti. Bu raporda, denize hâkimiyetin nihaî zafer için İd zumlu olduğu, deniz hava kuvvetlerinin ihmal edilmemesi gerektiği de yazılıydı.
Hitlerle amiral Raeder arasındaki ihtilâf 30 aralıkta sona erecek ve büyük amiral 1928 den beri işgal ettiği makamdan istifa ldecekti. Bunun üzerine Führer, Raeder’in yerine deniz amiralliğine amiral Doenitz'i tâ yin etmişti. Doenitz, 8 şubatta Hitlerle yaptığı bir konuşmadan sonra Alman bahriyesinde şu ıslahatı yapıyordu:
Almanyanın 12 harb gemisi birçok kruvazörler, peyderpey 1943 ilkbaharından sonbaharına kadar silâhtan tecrid edile çekti. Ağustosun sonuna kada» Fripitz, Lutzow ve Nürenberg, Norveç sularında; Scharnhorst ve Prenz Eugen Baltık denizin ')(• vazife halinde bulunacaklar-
Alman hezimeti vukubulduğu zaırşn Hitler işlediği hatânın azametini hissetmişti. O, bu an tarda Alman balıriyesini irnda d ma çağıracak ve amiral Doe nitz. harb gemilerinin bir kısmını teslime muvaffak olacaktı Fakat Alman ordusu çökmüş ve iş işten geçmişti.
I
GENERAL ELECTRIC e m pulu gözlerinizin dostudur
y
I
AYDEDE
Maruf mizah muharririmiz Refik Halid Karay meşhur «Ay-dede» sini neşre başlamıştır.
Dün ilk sayısı satışa çıkan «Aydede» ye uzun ömürler diler, sahibini tebrik ederiz. Bize öyle geliyor ki «Aydede» ile memleket hakikî bir siyasî mizah gazetesine kavuşmuştur.
1 — 25047 lira 29 kuruş keşi! bedeldi Konya - Akseki yolunun muhtelif Kilometrelerinde yaptırılacak san at yapınuje J03+413 - 105-1-013 kilometreler arası toprak imalâtına aıd inşaat 3 5 948 gününden 24 5;948 gününe kadar 21 gün müddetle aç.k eksiltme e çıkarılmıştır.
2 — Bu işin geçici teminatı 1879 hra o]up keşif dosyası her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
3 — Eksiltme 24.5.948 pazartes günü saat 15 de 11 sürekli komisyonu odasında yapılacaktır.
4 — isteklilerin eksiltmeye girmeleri içir. Kinci maddede yazılı muvak kat teminatı özel idare veznesine yatırdığına dair makbuz veya bu mik-dar şayanı kabul banka mektubu veya tah’,1 ve eksiltme gününden en az tatiller hariç üç gün ewe] benterı işler: caşardığma dair
ceği vesikalara dayanarak ij makamına müracaatla alınacak ehliyet %
vesikası ve 948 yj]j Ticaret odası vaikas;nı 2490 sayılı kanun ce hazırlıyarak ihaje günü olan üçüncü maddede yazılı 24.5.948 pazarte-ıl günü saat 15 de D Daimi komisyona müracaatları lüzumu ilân olunur. (6111)
1 — Geçen hafta limanımıza gelen Amerikan uçak gemisi; 2 — Bir bölgemiz, Tersi saf; 3 — Ziyan et me; 4 — ilgi, Tersi bir sonbahar mey vasi; 5 — Kabit edatı, Eğede bir adamız; 6 — Masseden, müsbet kutup; 7 — Yorulandan çıkar, Saı mısak kokulu bir gaz; 8 — El gözün de çop arayanın gözünde görmediği; 9 — Taşıt.
YUKARIDAN AŞAĞI l
1 Gevşeklik; 2 — Bir nevi tör püiemek; 3 — Tersi Basrada bir kör fez, Evliya; 4 — Mahsul, Tersi bir hayvan; 5 — Bir maden, klişe çalgı sı; 6 — Tersi bir cins deri; 7 — Se madan bahseden ilim; 8 — Dünya nın en fazla şu boşaltan nehri; 9 — Ekslaşapel şehrinin diğer adı. Bir nota.
I Güzel bir ev’e
sahip olmak ister
Türkiye İş Bankasının
Küçük cari hesapları arasında tertip eylediği zengin ikramiye çekilişlerinden faydalanınız.
I' Haziran 1948 çekilişinde.
£25 Ağustos 1948

i ( (
rfİA -
%
30 Aralık 1948
Her (tkiliftı ayrıca bir


ve
İstanbul da Küçük Yahda bahçeli ev Ankara da Tasarruf evlerinde bahçeli ev Ankara da Güven mahallesinde bahçeli ev
dolftan rar a ikramiyeler

EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
ÜÇÜNCÜ KİTAB İddia ve Karar Profesör Avukat Kenan ö-ner tarafından ve Öner - Yücel üçüncü kitabını bu eser nefis bir
sıhp satışa çıkarılmıştır. Mlk dan pek mahdut olduğundan tükenmek üzeredir. Mem leket çapında bir divanın tamamlayıcı kitabı olan bu e-ser her Türk münevverinin kütübhanesinde yer alacak bir kıymet ve ehemmiyettedir. Kltabcılardan arayın.
Fiyatı 175 kuruştur.
¥
«Yücel - öner» dâvasına aid Profesör Kenan önerin eserlerinden birinci ve ikinci cildlerin mevcudUn tükenmek üzeredir. Bu kıymet li ve ibret verici kiıablann her üçünü de Ankara caddesindeki «Kanaat» ve «İnkı-16b» Kitabevlerinden tedarik edebilirsiniz.

Vahşülfelâ için daha nice şükran borçları ödenirken Sakardıs kotu kotu duşunuyor-du. Kimseye sezdirmeden ifriti Melik Efrahm başına musallat eden hain vezir, Vahşülfelâ-dan fena halde korkmuş, onun aleyhinde söz söylemez hale gel m!şti. Ortada büyük bir zafer ve mi'dhiş bir mağlûbiyet vardı. Z;-fer Vahşülfelâ’nın, nıağ-)û) vet Sakardis’in idi. Fakat ne îelik Efrah, ve ne de Vah-şlilfeiâ, hain vezir Sakaıdis’ten kr t iven şiibhe etmiyorlardı. Şa-rnenin ise vaktilc ( İtip bitenlerin hi ■ birisinden haberi vok-w
tu.
Ş.4VF.V/V AGlI'Lim *
Vah ülfe.'â t e: ilişine tahsis olunan : ırayda bir ) ons g'bl oturuyor: Şame ise babasının yan »da kalıyordu. Bn ta vezir Şabanlis olduğu hakle herkes onl.ınn avrı yaşadıklarına, bir-biı-k-rjm hiç görme .ilklerine e-miodi. Lâkin hakikat böyle de-
Muazzam Şark Ef ianesi
— Tefrika No. 31 —
ı


se

• *•
I k
D
i ax(Biıı Y i?fisı*ı*(*m X. k$)rf|iınal|
ğildi. Şame, şehir halkı derin uykuya daldıktan sonra her gece Vahşülfelânın sarayına gidiyordu. İki gene seher vaktine kadar sevişiyorlar; ortalık a-ğaımağa bağlıyacağı sırada ayrılıyorlardı. Fakat sevişmeleri çok temiz, riyasız ve ciddî oluyordu. Onları tanımayan birisi sevişirken görse mutlaka ayni ana ve baba çocuğu iki kardeş zannederdi.
P)u gece ziyaretleri hiç arasız birkaç ay devam etti. Fakat Şame, son günlerde, eski»' kadar cesur görünmüyordu. Biraz çe-kinek, ürkek gelin gitmeğe ban-
lam’.gtı. £ ’nun tek sebebi su i-di Güzel kız bir gün yakalanacaklarını düşünerek korkuyordu.
Vahşdlfolâ, sevgilisinin ççkin gen halini hissediyor sebebini sormak cesaretini bir türlü gösteremiyordu Buna keııdi aklınca da bir mâna veremiyordu.
Bir gece bütün oesaretini topladı. Damdan düşer gibi sordq:
— Şame! Sen artık beni sevmiyorsun, değil mi?
Güzel kız, bu mânâsız suale yine sualle cevab verdi:
— Buna neden hükmettin?
— Son zamanlarda vanpna çe-
I
t
£
V y
kınerck gelmeğe başladın ua .
— Haklısın sevgilim! Fakat bunun sebebi tamamen başka-dıı. Yoksa «a.tık seni sevmemek kabil mİ? Bilâkis daha çok seviyorum ,
— Öyleyse niçin çekiniyorsun?
— Çekinmiyorum, korkuyorum !
— Tuhaf şey... Benden niye korkarsın?
— Senden korkmuyorum.
— Ya kimden korkuyorsun?
— Dile düşmekten, rezil olmaktan .. Bir gün görüleceğimizi, yakalanacağımızı düşünü-
• • •
yoyum .. Halka dedikodu mevzuu olacağımızı düşünüyorum... Temiz aşkımızın lekeleneceğini
%
düşünüyorum...
- Affet beni Şame!,. Bunları senden önce tenden fazla benim düşünmekliğim icab ederdi. Dile düşmek cidden kötü birşeydir... Hele bir hükümdar kızı için... Bârı artık bu gizli buluşmalara bir nihayet verelim!
— Evet bu gizli buluşmalara artık bir nihayet verelim... Fakat birbirimizle açıktan açığa görüşmek şartile...
— ’Jı nasıl olur?
— Gayet kolay... Sen benî Muhtelifin eline düşmek felâketinden kurtarmakla babama biiyük bir ıyi.ık ettin, öyle bir İyilik ki karşılığını bir türlü ö-dlyemez.
I
ENKANOSKOP kalb dinleme âletlerinin en mütekâmilidir. Eııkanoskop her hususta garantilidir. A lacağmız âletin üzerinde Enkanoskop kelimesinin bulunmasına bilhassa dikkat ediniz.
•N. KORONEL
BİLUMUM AlATI CERf’AH,v® *• TIBBI LEVAZIMAT DEPOSU
* ) M
Sultanhamam.' Yani Cami, ) Servili Ç ıhman, Servili Han •

'Devamı ıar) i
İmtiyaz sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU Yazı işlerini fiilen idare eden; FATİN FUAD Dizildiği yer
«Yeni Sabah» müroltiphanosl Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
%