I MAHİR (İstanbul Elbise Evi eski kâtibij Hazır ve Ismarlama Tuhafiye ve Elbise MAĞAZASI AÇILDI ' »itin Icallte — Asgari fiyatlarla aayın müşterilerimi. 1 Anararnuar. AleancaS 8olc. ti - Yeni Belediye öinam ullınOn Telefon: 16476 ZAFER [D E M O K R ASİNİNDİR) POKER-PLAY. 1
Yıl --2 — No. 374 * Telgraf adresi: Zafer Gazetesi - Ankara ÇARŞAMBA 10 MAYIS 1950 ★ Fiyatı her yerde 10 kuruş. Telefon 115619 ve 15315 A Denizciler Cad. 2 ★ Po»îa kutusu: 193
Vatandaş, Reyini D. P. ye ver!..
CELAL BU YA R DÜN BURSA’OA KIRK
“Türk Milleti efendiliğini isbat etmek istiyor, bunu 14 Mayısta gösterecektir,,
cihazının yanı başında idare cihazı da işlemektedir ve taraf» zhrjı bozan idare âmi. terine yer yer rastlamaktadır. Hu Türk Milletinin mukaddes olan rey hakkına ihanet demektir.,.
Demokrat Partiye
Niçin Oy Vereceğiz?
D rnokrat Parti, bir hükümet ne kadar gayret sar-« filerse etsin, halkın yardımın ı mazhar olmadan
muvaffak olamıyacağına kanidir. Halk Partisinin muvaffakiyetsizliklerinin yegâne âmili de halkla teması kesip güvenini devlet işletmelerir e ve idarelerine inhisar ve itimad ettirmesidir.
Adviye FENÎK
B
ugün, partilerin seçim mücadelesi sona ermektedir. Demokrat Parti büyük bir
vekar ve olgunluk içinde Türk milleti ve cihan muvacehesinde par-
lak bir imtihan vermiş bulunmakta-
dır. Demokratlar, şimdiye kadar yapılan toplantılarda ne ufak bir taşkınlık göstermişler ve ne de Demokrat Partinin fikirlerini aksetti-
inanmış ve bunun için mücadeleye azmetmiş insanların araşma bir takım kışkırtıcılar da katılabilir; halkın zaten gergin bulunan heyecanını, tabiî mecrasından uzaklaştırmağa çalışanlar olabilir. Fakat bütün bunlara rağmen, memleketin her tarafında yapılan Demokrat
Parti toplantıları kanunun emrettiği sınır ve hudutlar dahilinde kalmıştır. Çünkü Demokrat Parti, halkın terbiyesine ve bilhassa sağduyusuna hürmet etmesini bilen insanların partisidir.
Memleketin dört köşesindeki bü-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
Büyük Türk
I . , i
zife şenindir
Milleti/ 14
Mayısta va
Gazetemiz, Seçim Kanununun emrine uyarak yarından itibaren, propaganda mahiyeti taşıyan bütün yazılara son verecektir. Kanunun 134 üncü maddesi, oy verme gününden önceki üç gün içinde ve oy verme gününde propaganda yayınlarını menetmiştir. Adalet Bakanlığı, Savcılıklara yaptığı bir tamim ile gazetelerde ti propaganda yazılarını da bu maddenin şümulü İçine almıştır. Bu suretle Mayısın H, 12, 13 üncü günleri gazetemizde çıkacak olan makale ve fıkralar, kanunun müsaadesi dahilindeki mevzulara münhasır kalacaktı.'.
Temenni edelim ki bu üç gün zarfında bütün seçim hâdiseleri sükûn ve huzur i-çinde geçsin. Ve kanun dairesinde millî irade tam bir şe cilde tecelli etsin.
D. Partinin bu seçim devresinde kurban verdiği üç masum idealistin ebedî hatıraları önünde bir defa daha + (Devamı Sa. fi Sii. 7 del
I

Bursa, 9 (Telefonla) — Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar bugün Buısalılar tarafından şimdiye kadar ı pek az kimseye nasip olan büyük | tezahüratla karşılandı. Bursa Cumhuriyet alanında 40 bine yakın va-ı tandaş toplanmıştı. Bayarın gelece-1 ğini haber alan ha^t civar kaza ve ' köylerden şehre akın etmeğe baş-' ladılar. 2000 kıs.lik bir grup da oto büsler ve otomobillerle lnegöle git-’ tiler. Celâl Bayar aralarında milli I kıyafetli ve başörtülerinde D. P. rozeti bulunan kadınların da bulunduğu muazzam bir topluluk tarafın dan ilk önce vilâyet hududunda kar şılandı ve muazzam bir alay halinde güzergâhtaki köylülerin de tezahüratı arasında lnegöle geldi.
İnegöl'de
i Inegölde Bayar halka hitaben kı sa bic konuşma yaptı ve bilhassa
-—, Bursada benden sual sormuşlar, cevap bekliyorlarmış. Bizim kim ; şeye, ama hiç kimseye ne kadar kud ret sahibi olursa olsun, cevap ver- i meğe mecburiyetimiz yoktur. Hesap vermek için mecburiyetimiz vardır.1 O da ancak, büyük Türk milletine-' dir. Bize ancak Türk milleti sual sorar ve biz de ona cevap vermeyi va . zife biliriz. Bu vazifemizi de her fır
! şatta yapmaktayız.-
| Şiddetle alkışlanan bu hitabeden ] , sonra Celâl Bayar. halkın tezahüra-1 | ti arasında Bursaye hareket etti.
Bursa’da
' Cumhuriyet meydanı civarında o-tomobilden indirilen Genel Başkan . halkın omuzları üzerinde parti bi-
I nasına getirildi. Bayar parti binası balkonundan halka bir hitabede bu-
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de) |
Celâl Bayar Adnan Menderesle beraber
Demokrat Partı'nin mitingleri İstanbul n izmirde bugün miting var
ren söz ve yazılarda aşın bir kelime kullanmışlardır. Hattâ dürüst ve iyi bir seçim mücadelesinin na-( sil yapılması lâzımgeldiği hakkın-^aki Örneği, ilerdeki seçimler için ^ahi, Demokratlar vermişlerdir.
Bu mücadelenin son gününde hakkiyle sorabiliriz: Demokrat Partiye atfedilen düşmanlık havası, bâzubendlj milis kuvvetleri nerededir?
Bu seçim mücadelesi bize göstermiştir ki, şimdiye kadar Demokrat Partiye isnat edilmek istenen
hareketler, sırf, bir tertip mahsulüdür. Çünkü, Demokrat Partinin müdafaa ettiği prensiplerin başında kanunlara ve vatandaş hak ve hür-riyetlerine riayet gelmektedir.
Bir defa daha söyliyelim ki, biz, Halk iradesinin tam ve mutlak bir şekilde tezahür etmesini istiyoruz. Bunun için de tek çareyi, her türlü baskının ortadan kalkmasında ve
Ramiz Eren
D. P. Ankara adayları
Utanmak mı gülmek mî, üzülmek mi lâzım ?
Celâl Bayar, Köprülü ve Menderes bugün İnönü’ye cevap verecekler Fuat Köprülü ve Adnan Mende- Bugün Fatih camii meydanında res dün uçakla İstanbul^ gitmişler- yapılacak olan Demokrat Parti midir. ; tinginde C. Halk Partisi Genel
---------------------— Başkanı İsmet İnönünün nutuklarına cevap vereceklerdir.
C.H.P. nin Marshall yardımına ait propaganda velvelesi
Amerika İktisadî İşbirliği Teşkilâtı “Marshall yardımı
Türk milleti içindir, bir parti için değil,, diyor
Yirmi lira günledikle adam topluyorlar!
Halk Partisi Ankarada yapacağı
seçim propaganda toplantılarının halk arasında hiç bir alâka uyandırmadığını görünce, halkı bugün yapacağı toplantıya çekebilmek i-çin, Demokrat Partinin vatandaş kitleleri arasında uyandırmış bulunduğu büyük sevgiden istifade
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
AKINTIYA----1
l____K4/*RfK
vatandaşların maddî ve mânevi huzur ve emniyet içinde reylerini kullanabilmelerinde görüyoruz. Demokrat Parti mensuplan, neticeyi her ne pahasına olursa olsun istih sal etmeği düşünmemişler ve hiç bir zaman kanun ve adalet yolundan
M. Bayramoğlu Ramiz Eren ve
Seçim propagandalarının en hararetli bir safhaya intikal ettiği bir zamanda İstanbul Radyosunda C. H. P. adına konuşan ilhami Sencar, par tisinin propagandasını yapmak mak sadiyle muhalefeti korkunç bir he-yulâ gibi göstermiş ve dış politika mızı ele alarak gülünç tefsirler yap
Birleşik Amerikanın uzun bir ie-| finin gevşiyeceğini, askeri ve ikti-ıeddüt ve fiiliyata intizar devresi şadı yardımların eksileceğini ve hat geçireceğini ve bu devrede şimdiki tâ kesileceğini söylemiştir.
sıkı dostluk ve ittifak münasebetle-1 ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 4 de)
ayrılmamışlardır. Bu suretle Demokratlar, Avrupada bile seçim zamanlarında görülen buhran ve aşırı heyecanlara kapılmamışlar, Türk’ün asıl hasletini vekarla ve
Hamdi Bulgurlu
mıştır.
Türk - Amerikan

‘derecede ve
dostluğunu saı--bu dostlarımızı
ciddiyetle, nefislerine olan itimatla titizce muhafaza etmesini bilmişlerdir. Muhalefet safında, Demokrat Parti tarafından gösterilen bu olgunluk, demokrasi tarihimizin şüphesiz en parlak sayfalarından birini dolduracak ve gelecek seçimler için dahi bir imtisal nümıı-olacaktır.
Herkes takdir eder ki, heyecan içinde bulunan ve şimdiye kadar karşı taraflardan mütemadiyen ağır ithamlar ve darbeler yiyen büyük kitlelere meram anlatmak kolay değildir. Bilhassa 10 binlerin iştira» ettikleri mitinglerde sükûn ve intizamı tam mânâsiyle temin etmek çok müşküldür. Çünkü dâvaya
Ramiz Eren, 1323 tarihinde Nallı-hançla doğmuştur. Ankara lisesini ve İstanbul Hu.ıuk Fakültesini ikmal etmiş, hâkimlik mesleğine intisap ederek muhtelif hizmetler gördükten sonra en son Ankara Müddeiumumi muavinliği vazifesinde bulunmakta iken 946 yılında istifa ederek ayrılmış ve Ankarada serbest avukatlığa başlamıştır. Aynı sene Demokrat Partiye intisap e-dere: Nallıhan ilçe idare kurulu başkanlığında, il haysiyet divanı üyeliğinde bulunmuş ve il idare kurul üyeliğine seçilerek 950 seçimlerinde Ankara adayı seçilmiştir.
★ (Devamı Sa. 6 Sü: 5 de)
müşkil bir duruma düşürecek kadar ileri giden İlhamı Sancaı-, iktidar de ğiştiği, yani muhalefet partilerinden birisi iktidara geçtiği takdirde
Radyo Seç;m
Kc nununu
ihlâl ediyor
Dün akşam saat 19 da ajans haberle.-! dinlemek üze e 'radyolarını ı çını bir çok dinleyiciler, C. H. P. Genel Başkanmın Istanbulda verdiği seçiın propaganda nutkuyla i beraber, Ankara Milletvekili adayı i ★ (Devamı Sa. 6 Sü: 1 de)
Seçimler için gelen ecnebî gazeteciler Ingiliz v» Amerikalı muhabirler karargâhlarını İzmir’de kurdular
1 İzmir, 9 (Telefonla) -Türkiye’de- Tam bir dürüstlük ve intizam içinde ki seçimleri ve siyasi durumu tetkik geçeceği muhakkak olan bu seçim etmek üzere memleketimize gelmiş lerde alınacak neticenin millet iıa-olan B. D. Ç. nin Balkanlar muhabi- desini en açık ve en güzel şekilde ri Guy Hadley dün şehrimize gelmiş- belirteceğinden ben ve milletim e-tir. İzmirde bir kaç gün kalacak olan min bulunmaktayız..
İngiliz gazetecisi. 14 Mayısta mem- Diğer taraftan iki Amerikan gaze leketimizde yapılacak olan seçimler tecisi halen şehrimizde bulunmakta I halikındaki fikirlerini bana şöyle hu- ve seçimleri İzmirde takip edecek o-] lâsa etmişti-, kın muhtelif milletlere mensup 12
• Siyasi terbiyesi gittikçe olgunla- gazeteci de, İzmir Palas otelinde ken şan Türk halkı bu defa hakiki bir dileri için yer ayırtmış bulunmakta-I seçimle karşı karşıya kalacaktır.1 dırlar.
Z gana ve Ötesi I
oğu illerimizde halkın çektiği ıstırabı anlamak için Falih Rıfkı Atay’ın Cumhuriyet refikimizde çıkan yazılarını okudunuz mu? Tıpkı, muhalif bir partinin Gümüşhane adayı gibi yazılar yazıyor: -İran transit yolu bozuk! Kış bastı mı Zigana deniz yolunu, Kop Trabzon yolunu haftalarca kapar!...
Gümüşhane elmalarının büyük bir kısmı ziyan olur!
Bayburt’taki otelde elektrik, ısıtma düşünülmemiş, zil yapıl-
Eski Ulus başmuharririne asfaltlı, kaloriferli ve bezik masası olan bir vilâyet lâzım değil miydi? Ne yaparsınız, bir kazadır oldu!
Ama iktidarı yine alkışlıya-lun! Atay sayesinde Doğu kalkınacak, asfalt ve elektriğe kavuşacaktır! —-
Yedeklinin YEDEĞİ
Sayfa: 2
10 - 5 -1950
Günün mevzuu:
Dikkatler
Devrini taınamlıyan bir zihniyet yıkılıyor
lahiso( c« zihniyet yerine milletin şuu ve iz anı hâlem k lınırsa, b: ş ağrıları o zaman dinecv kıir
Vatandaşla
hasbıhal
I
PULSUZ İSTİDA
Milletler, ilk zamanlardanberi hayatlarını kendi varlıklarının eseri olan geleneklere bağlamağa ve bütün yapıcı kudreti bu eserden almağa çalışmışlardır. Bugün, medenî milletler topluluğunda milli gururlarını, başarılarını ve fertleri huzura kavuşturan hukuki temellerini bu müesse -ye dayamağa itina edenler çoğunluktadır, denebilir. Aksini düşünmek, zaten güçtür. Çünkü, hayatın icaplarına ve zamanın ihtiyaçlarına en iyi cevap vermesi bakımından, gittikçe yaygın bir hal alan geleneklerin hâkim kudretinden sıyrılmak kolay değildir.
Rızaların birleşmesi ile yaratılan kahramanlar ve hattâ seçilen heyetler, eğer dalâlete saparak kütlelere, aykırı düşen görüşleri yüklemeğe çalışırlarsa, büyük ıstıraplara sebebiyet verirler. Keyfi gidiş ve tahakküm hissi, hususî menfaat takip etme zihniyetine yol açar; milletler de gözü kapanan bu ihtiras kurbanlarının idaresi altında i-nim inim inlerler.
Bekasını yaranma ve el etek öpme itiyadında bulan insanlar her devirde ve her toplulukta vardır. Bunlar, içinde yaşadıkları topluluklara ve hattâ kendi kanaatlerine taban tabana zıt da düşse, yukarıdan aşağıya buyurulan telkinleri ■ keramet, telâkik etmekte ve bir nevi .Vahyi İlâhi, saymakta asla tereddüt göstermezler. Esasen .diktatörler», «şefler, iktidarlarını hâkim kılarken, işaret üzerine alkışlayıp .mahzı keramet. diye baş eğen bu zamane mahlûklarından âzamî istifade etmişlerdir. Bu suretle zamanla «Millî irade» nin yerini «Şef iradesi» almış; milletlerin muvafakiyetleri şeflere geçerek millî gelenekler ve prensipler ortadan kalkmıştır. Bu devrede artık hâkim şahısların buyrukları geçer olmuştur. Yanıbaşlannda, gölge gibi kendilerini takip eden zayıf ruhlu insanlar, onların hükümlerini yürütmek için, en büyük güvençleridir. Ellerini kaldırmayı, kafalarını çevirmeyi gör -sıinler, derhal harekete geçerler ve yer yer dolaşarak inanmadıkları fikirleri topluluğa kabul ettirmeğe çalışırlar. Garibi de, inanılmıyan fikirlere inanılmış zannetmelerin-dedir. Sadece gözlerini ve kulaklarını kapayarak konuşmada meha-ret sahibi oldukları için, halk kitlelerindeki tesiri hissetmez görünürler. Neler savurmazlar neler?
Her türlü muvaffakiyet, şan, şeref, şöhret ve hamiyeti vataniye l)ep onlardadır... Ne düşünürlerse doğrudur... Bu bakımdan iktidar haklarıdır. Onlar için vazife diye bir şey yoktur; daima hak vardır. Başkaları ne kalitede olurlarsa olsunlar, beceriksizdirler... Cahildirler!... Hiç bir irade ve idare serbes- I tisine malik olmadıklarından hak sahibi de değildirler.
İşte, bu uzun şef idaresinin ya- ’ rattığı sakim zihniyet, zorla da olsa gelenek halinde yaşatılmak istendiği içindir ki, demokrasilerde asla itibar görmemektedir. Bir tarafta şahıs iradesi, diğer tarafta millet iradesi mücadele eden iki kuvvet haindedir. Birincisinin üstünlüğünü iddia etmenin gülünçlüğü çoktan anlaşılmış olmasına rağmen, azınlıkta olan zayıf ruhlulara hâlâ yakalarını kendilerinin yarat-' tıkları ve milletin hiç bir zaman benimsemediği eski gelenekten kurtaramamaktadırlar. Bu yüzden de baş ağrısı dinmemektediı !... I

Beş yıldanberi gerçekleştirilmesine çalıştığımız demokratik- hayat mücadelesinde bu geleneğin cilveleri çok görüldü. Biz, hak sahibi o- I lan millete, lâyık olduğu değeri ' kazandıracak demokrasi sistemini, | ne şuna, ne buna yaranmak ve ne de şunun, bunun lütuf ve inayeti eseri olarak kabul etmek is -tiyorz. İnhisarcı zihniyet yeri -ne, milletin şuur ve iz’anı idarede hâkim kılınırsa, bağ ağrıları o za -man dinecektir. 14 Mayıs, hayatı-mızda hakikî bir dönüm noktası olacak ve asırlandanberi bu topraklarda hüküm süren keyfi idare yerini gerçek halk idaresine terke-dece.itir. Nitekim dört, beş yıl evveline nazaran, millî iradenin coşkun akışı önünde zihniyetlerde bariz değişiklik olmuş ve yarınki geliş menin kuracağı geleneklere rıza gösterilmeğe başlanmıştır. Halk Partisi Genelbaşkianı sıfatiyle İz-mirde yaptığı konuşmalardan birinde İnönü:
«— İnsan bazan kaybeder... Üzülür!... Kabahati atına bulacağı yerde, şurada burada arar. Seçimlerin neticesi ne olursa olsun, kadere boyun eğmek lâzımdır....
Evet, doğrudur. Namuslu ve emniyetli bir seçim yapıldıktan sonra, acı da olsa kadere boyun eğmek küçüklük değildir. Milletin üstünde değer görmez, «ne eylerse millet eyler» dersek feraha kavuşuruz.
Ilayri ALPAR
— 10 —
ı Aziz Yurtdaş;
Aldığım haberlere göre, bazı tereddütlerin olduğunu öğrendim, onları ortadan kaldırmaya çalışacağım.
Sandık başkanından oy zarfını alırken, imza vermiyeceksin, yahut imza atamazsan parmağını kütük listesine basmıyacak-sın. Söyle ki, hiç bir imza, parmak izi ve işaret taşımıyan oy pusulanı, yine hiç bir işaretini I koymıyacağın oy zarfına koyup kapadıktan ve oy zarfını kendi elinle sandığa attıktan sonradır ki, oyunu kullandığına dair kütük listesine imzanı atacak yahut parmağını basacaksın. İmza yerine müh ürünü kullanamazsın, çünkü mühürün kıymeti yok tur. Oy zarfını sandığa atmadan, ne kütük listesine ne de başka hiç bir yere imzanı yahut parma- ( ) ğını basmıyacaksın ve bunu
senden kimsenin istemeğe hakkı olmadığını unutma. Eğer kapalı oy verme yerinde oy pusulanı alacaksan, oy’unu zarfa atmadan, pusulanın önünü ve arkasını dikkatle gözden geçir ki evvelden üzerine bir işaret konmuş olmasın, çünkü işaretli oy pusulaları sayılmıyacaktır, u-nutma.
Oy’unu kullanabilmen için seçmen kartına mutlaka lüzum yoktur. Kafa kâğıdın yanında olur, yahut iki seçmen seni tanıtırsa, ismin kütük listesine geçtiği takdirde, oy’unu yine kullanabilirsin.
Bunlardan başka, şehirde yahut köyde olsun, seçmen sandığının yanıbaşında mutlak kapalı oy verme yeri olmalıdır. Gizli oy verme yeri bulamazsan, itiraz etmek hakkmdır, çünkü kanun, yalnız gizli bir yerde oy vermeni emreder.
Eğer daha evvel almadmsa ve kapalı oy verme yerinde a-radığın partinin oy pusulasını bulamazsan, onu sandık başka-nından istemeğe unutma. Bu, senin kanuni hakkmdır.
Sana daha söyliyeceklerim o-lacak, aziz yurtdaşım.
NUSAT
Köy intibaları
25 yıldır sadece bedduasını topladıkları köylüyü birkaç hafta içinde kazanabileceklerini ümid etmeleri de onu ne derece anladıklarına delildir
Lüküs hayat!
Lüküs hayat!
Elektrik cereyanı çalmaktan ı sanık genç
Sakarya mahallesinde oturan Tıp Fakültesi galebelerinden Haydar Kulan isminde bir genç, evinin ö-nünden geçen hattan elektrik cereyanı çaldığı iddiasiyle savcılığa tes lim edilmiştir.
Kanser tedavisi
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumunun Polikliniği Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Polikliniklerinde çalışmalarına başlamıştır.
Hasta muayeneleri Cumartesi gün leri saat 13 den 15 e kadar yapıla çaktır.
Elçiler arasında tâyinler
Şili birinci orta elçisi Salâhattin Arbel Prag elçiliğine tâyin edilmiştir.
Bundan başka Batı Federal Al-manyanm merkezi Bonn’da ihdas edilen Türkiye Misyonu Şefliğine Brüksel elçisi Nizamettin Ayaşlının tâyin edilerek kendisinin Bonn’da hükümetimizi elçi sıfatiyle temsile memur edilmesine Bakanlar Kurulunca karar verilmiştir.
YENİŞEHİR LİSESİNİN TEMSİLİ
T. E. D. Yenişehir Lisesi Öğrencileri tarafından güzide bir davetli htızurunda dün akşam Halkevinde Goldoni'mn (İki Efendinin Uşağı) adlı komedisi büyük bir başarı ile temsil edilmiş ve uzun uzun alkışlanmıştır.
Temsilde rol alan. Meliha Sayarı, Tanju Fırat, Yavuz Hakman, Zafer Özsü, Dilek Topaloğlu, Yıldız Arpacılar, Sönmez Aykut, Şahap Akkın, Oğuz Atay, Doğan Aygör ve Erte-kin Tangün çok muvaffak olmuş-
AMERİKAN ORDUSU MUHABERE
BAŞKANI GİTTİ
Evvelki gün şehrimize gelmiş o-lan Amerikan ordusu muhabere başkanı Spencer Akin, dün sabah erkenden özel uçağile Asmara’ya hareket etmiştir.
Ekonomi Bakanlığında tâyinler
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı , Bern ticaret müşaviri Sait Rauf ( Sarper Bakanlık müşavirliğine, Nev-york ticaret müşav.ri Cemil Cönk ! tetkik kurulu üyeliğine, Bakanlık ' müşavirlerinden Mahmut Şeyda Al- ' manya ticaret müşavirliğine, dış ticaret dairesi başkanlığı yardımcısı' Aziz Aksüyek bölge ekonomi müdür lüğüne, Ottawa ticaret ataşesi İsmail Kavadar ile Frankfurt ticaret mümes sili Ekrem Geriş Bakanlık dış tica ret dairesi müşavirliğine naklen tâyin edilmişlerdir.
Emlâk Bankasında bir tâyin
Türkiye Emlâk Kredi Bankası Yö netim Kurulu üyeliğine tâyin edilmiş olup itizar eden emekli General Ekrem Baydur’dan• açılan üyeliğe mülga Devlet Z raat İşletmeleri Ku rumu Müşavirlerinden ve halen a-çıkta bulunan Naki Bekmen tayin edilmiştir. |
C eçim dolayısiyle, parti ile hükümetin farkını dahi dü-şünemiyen C. H. P. liler, normal devlet işlerini bile kendilerine maletmekte ve bu halleriyle sıkıntılı günlerimizde, bir parça gülmek imkânı vermektedirler.
Halktan alınan para ile, yani vergi ile yapılan yollar, köprüler, hastahaneler, fabrikalar, bankalar, demiryolları vesaire meğerse hep C. II. I’, nin imiş!...
Allah, Allah, diye şaşırdığınızı, bu gaflet karşısında hayretten hayrete düştüğünüzü görür gibi oluyoruz.
— III —
LJ.lk Partisinin köylere hücu-mu görlmemiş bir derecede dır. Otomobiller, jipler, kamyonlar | mütemadiyen köylere akın ediyor. 25 yıldır semtine uğramadıkları köylere şimdi ellerinde sigara, şeker, para ve hattâ içki ile koşınak-I ladırlar. Kasabalarda ziyafet masaları, etraftan toplanıp getirilen köylüleri kandırmak çin birer va-. sıta olarak kullanılıyor.
Gündeliği on liraya propagandacılar tutulmuş ve köylere yollan-: mıştır. Köylünün pek iyi tanıdığı bu zavallılar aldıkları parayı şüphesiz hakediyorlar. Köylü, bunları dinlemek şöyle dursun kendileriyle ' alay etmektedir.
| Halk Partisinin köy propagandası malûm esaslar üzerindedir, yani şefin lüzumu, ehemmiyeti, dehâ . sı ve hizmetlerinden bahsedilmek te ve her zaman olduğu gibi köye ölçüsüz kuru vaidlerde bulunulmak
I tadır.
| Köylüye karşı Halk Partisinin baskı metodlan, tehdit ve zorluk çıkarmaktan ibarettir. Demotcrat Partidekilerin seçimden sonra sürgün edileceği şayiaları çıkarılmakladır. Kasabada ve hükümette işi düşen Demokratlara türlü zorluklar çıkarılıyor; belediye işlerine alınmıyorlar, belediye cezaları daha çok Demokratlara yükleniyor.
Halk Partili propagandacılar ' köylü ile toplu konuşmaktan çeki- | niyorlar. Çünkü köylü kendilerine çok çetin sualler sormaktadır ve HaU’çılar bu sorgu karşısında, köy- i lünün tâbiriyle )hatmolmakta» yani susmaktadırlar. Halk Partili propagandacılar idare âmirlerinin nüfuzlarından istifade etmektedirler. Ankara vilâyetinin Panlı nahiyesinde, kaymakam ve Halk Partisi adaylarının Nahiye Müdürü evinde misafir kaldıklarını bizzat gördüm.
Halk Partisi köy propagandasın-, da muhtarlara hususî bir ehemmiyet vermektedir. Bu partinin köylüyü hiç anlamadığına en büyük delillerden birisi de bu muhtar merakıdır. Parti muhtarı elde ederse bütün köyü elde edeceğini sanmaktadır. Bu yüzden halkın istemediği ve hatta nefret ettiği adamları zorla 'muhtar seçtirmek için türlü çarelere başvuruyorlar. Köylü psikolojisinden tamamiyle habersiz olduklarına delâlet eden bu metod- ' lariyle şüphesiz Demokrat Partiye hayli hizmet etmişlerdir. Hakikatte muhtarların köylü üzerinde zanne-
i
1946 seçim kampanyasının tesirleri bunlar üzerinde hâlâ bakidiı. Demokratların tahpıinlerine göre bu Halk’çıların da çoğu oylarını gizli olarak Demokrat Partiye vereceklerdir.
Halk Partisinin köylerdeki durumu hakikaten hazindir. Köylünün ( itimadını ve teveccühünü kazan-köy propagan- mak için başvurdukları bu usuller ........... gösteriyor ki onlar, seçim gününe
dildiği kadar otoritesi kalmamıştır. Öyle köyler gördüm ki Halk Par- 1 tili olarak içlerinde bir adam vardı ve bu da muhtardı.
Halk Partisinin 1 dasında daima tekrarladığı bir ko- .. „ , _
nu da malûm muvazaa hikâyesidir, kadar mümkün mertebe çok köylü Bunu o kadar çok tekrar etmişler’ kazanmak istemektedirler. 25 yıl-ki artık tesir etmiyor. Çünkü pro- dır sadecee bedduasını topladıkla-paganda tekniğinde (işba - doyma) rı köylüyü böylece bir kaç hafta i-denilen haddi aşmış bulunuyorlar. Çinde kazanabileceklerini ümit et-
Köylerde bulunan az miktarda meleri de köy psikolojisini ne dere-Halk'çılara gelince: Bunların çoğu ce anladıklarına delildir, henüz korku ve tereddütlerini ta- " " “ ma iniyle terkedemiyen köylülerdir.

I
Halk Partisi köylüye karşı suçludur; bunun cezasını, köy sandık-İ larını kaybetmekle ödiyecektir.
Motosiklet ve Biskliet Sahiplerinin Nazarı Dikkatine
Belediyemizde kayıtlı motosiklet ve bisiklet •plâkalarının- yıL-lardanberi kullanılması neticesinde bir çoklarının okunamıyacak derecede bozulduğu anlaşıldığından plâkaların değiştirilmesine karar verilmiştir. Bu itibarla:
1 — Değiştirme işlemi 2/5/1950 tarihinde başlayıp 31/5/1950 akşamı sona erecektir. Bu müddet zarfında değiştirilmeyen eski plâkalar hükümsüz kalacağından yeni plâkaları taşımayan mosotiklet ve bisikletler bu tarihten sonra seferden menedileceklerdir.
2 — Bu müddet zarfında motosiklet ve bisiklet sahiplerinin yeni plâkalarını almak üzere Belediyemize müracaatları. (2800)
Bütün bunlar yetişmiyormuş gibi, vapur iskelelerinde nane, limon şekeri satan esnaf gibi diş için, mide için, safra için terane, siyle neler, yazmıyorlar, neler ...
Bu neşriyatlariyle, halkın sempatisini toplayacaklarını umanlara acımamak elden gelmiyor.
Şuna bakınız:
Vatandaş!
Türk köylüsü için Güttüğümüz siyaset!
Topraksıza toprak Toprağına tapu
Ucuz ve yeter kredi Makineli, ileri ziraat
Mahsule iyi fiyat
Mesut bir hayat
İnsanın bunu okuyunca gayri
Lüküs hayat!... Lüküs hayat!..
Diye hepimizi kahkahadan kırıp geçiren rahmetli Hazım'nı aşrkısı zannedeceği gelmiyor mu?
Fakat, hayır, bu meşhur yirmi beş yaşındaki C. II. P. nin reklâmıdır ve sonu: «Oy’unu C. H. P. ye ver!» diye bitmektedir.
İkinci mısra daha eneteresan-
dır. Onun başlığı: «Ne mi yaptık?-tır.
Demiryolu, okul Fabrika, banka Hastahane, yol Ve ileri ziraat Cihanda itibar Gören Türkiye
Bir yengin başlangıcı
Özgen mahallesinde oturan başça vuşluktan emekli İbrahim Akiz is minde birinin evinde çay pişirilir ken ispirto şişesinin devrilmesiyle yangın çıkmıştır.
Yangının, büyümesne fırsat veril meden söndürülmüş ve tahkikata başlanmıştır. •
Sivas’ta İş ve İşçi Bulma Kurumu
İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünden bir tekzip yazısı aldık. 7 Mayıs tarihli sayımızdaki haberin aşağı yukarı teyidi mahiyetinde olmakla beraber, kanunî mecburiyet dolayısiyle, aynen neşrediyoruz:
İş ve İşçi Bulma Kurumu teşkilâtı 4/4/1949 tarihli Bakanlık mucibi ile bütün memlekete şamil olmak üzere birer örneği ilişik 12/4/ 1949 gün ve 75 sayılı genelge ve eki listesinden de anlaşılacağı gibi Ankara, Eskişehir, stanbul, Bursa, İzmir, Adana, Konya, Samsun, Trabzon, Erzurum, Sivas Zonguldak ve Diyarbakır bölgelerine ayrılmış, bu bölgelerden de bugüne kadar Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve Zonguldak bölgelerinde Kurum işleri o-lalardaki Çalışma Müdürlükleri marifetiyle yürütülmekte bulunmuş ildi.
Bu yıl İş ve İşçi Bulma Kurumunun kuruluşuna müteallik kanunu tadil eden 5562 sayılı kanunun ka-★ (Devamı Sa. 6 Sü: 7 de)
I
_ I r- I
İsparta defterdarlığı
Açık bulunan İsparta Defterdarlığına Rize Defterdarı Recai Avşar; naklen tayin edilmiştir.
Devlet Üretme Çiftlikleri Genel
Hangar satın alınacak
1 — Tohum dağıtma deposu olarak kullanılmak üzere 25-27 ve ziraat makine ve .âletleri muhafazasında kullanılmak üzere 21-23 adet Batı Almanya menşeli portatif madeni hangar pazarlıkla satın alına-1
2 — Bunların bedelleri Marshall yardımından bu işe tahsis olunan tiraj hakkından ödenecektir.
3 — Bu hangarlara ait fennî ve idari şartnameler Ankarada Atatürk Bulvarı 265 numaradaki Genel Müdürlüğümüz Yönetim Komisyonundan bedelsiz olarak alınabilir veya İstanbul’da (Eminönü - Ba-lıkpazarı Süngerciler sokak No. 83 deki) Yollama Memurluğumuzda ve İzmir Ziraat Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Tohum dağıtma deposu olarak satın alınacak 25-27 adet han-
gara ait pazarlık 22/5/1950 Pazartesi günü saat 14 de, ziraat makineleri için satın alınacak 21-23 adet hangara ait pazarlık aynı gün saat 15.30 da Genel Müdürlüğümüzde toplanacak komisyonda yapılacak-1 tır. Pazarlığa gireceklerin usulüne göre ve ayrı ayrı beş bin liralık: geçici teminat yatırmaları ve lüzumlu belgelerle muayyen saatte komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. (2875-)-(337)
10085
BA$.DİŞ. NEZLE.ADALE .SİNİR ROMATİZMA ve bütün ağrılara karşı
Edith, eczahaneden döndüğü zaman Pali gitmişti. Edith, ehem miyet vermiyormuş gibi görünerek:
— Pali've benzettim birini, dedi. Fakat pek iyi seçemedim. Holde idi...
Gözlerinden anladım ki cevap vermemi istiyor. Hiç oralı olmadım. Kimbilir, o bu sükûtu belki de bir cevap olarak kabul etti, belki de ateşli olmama hamletti. Pek iyi bilmiyorum, fakat bana öyle geldi ki, bu sükûtumdan dolayı memnun oldu.
Asprini, çayı, rom’u içtik. Sakaklarım, yanaklarım ateş içinde idi. Rom başımı döndürmüştü. Fakat bu baş dönmesinin biraz da, Pali’nin söylediklerinden ileri geldiğini biliyordum.
Daha sonra, sabaha karşı, Edith yine gitti ve biraz sonra Knopfler namında bir doktorla beraber geldi. Sabahın bu saatinde bu adamı nereden bulabildi, anlamadım. Viyanadan kaçıp buraya sığındığını sonradan öğrendiğim bu adam hakkında hic bir şey bilmiyordum.
Meğerse onun da adı Edith’iıı küçük adres defterinde yazılı imiş. Macaristanda bir arkadaşı tarafından tavsiye edilmiş.
Bugün bile Doktor Knopfleıı gözümün öniine geldikçe gülüm-
semekten kendimi alamam. U-zun boylu, zayıf, solgun bir adamdı. İsa’nmki gibi bir sakalı vardı. Zaten onu Edith’e doktor olarak değil de büyük ıbir ipnotizma meraklısı ve güzel kızlardan çok hoşlanan bir adam olarak tavsiye etmişlerdi.
Edith, ateşim devam ettikçe yataktan kalkmama ve Buxter oteline dönmeme katiyen müsaade etmiyeceğini söyledi. Sözünü dinledim. Edith, bizim odanın tam karşısında küçücük bir oda daha kiralıyarak eşyalarını oraya yerleştirdi, sonra gidip Buxter otelinden%enim eşyalarımı da alın geldi. O otele, beş on dakika için bir günlük ücret ödedik. Zavallı kız o gün sabahtan akşama kadar çalıştı. Bir telefona, bir eczaiıaneye koşuyor, su ısıtıyor, ilâcımı, çayımı hazır lıyordıı. Bîr alay para sarfetti-ğinin farkında idim. Fakat -Ne oluyor?-, -Ne yanıyorsun?» diyecek kadar dahi mecalim yoktu. Salı ve Çarşamba günleri,
günde iki defa doktor Knopfler’ in başucuma geldiğini ve ifadesiz nazarlarla yüzüme baktığını gördüm. Dalgınlık içinde bir ara: -Zatürree....» der gibi geldi.
Fakat bu kelimeyi söylerken bile emniyet ve teselli veren bir sesi vardı. Edith’in verdiğim çeke hâlâ elini sürmemiş olmasına canım sıkılıyordu. Bu çek günlerce, ilk akşam Noterime mektup yazdığım masanın üzerinde durdu. Edillı bütün masrafı kendi parasiyle yapıyordu. Daha on beş gün evvel mevcudiyetinden bile haberdar olmadığım, bir tren yolculuğunda rastladığım bu meçhul kadın kısa bir zamanda benim annem, karım, kızını, heyhat!... Daha ziyade kızım olmuştu. Şimdi dünyada tek istinatgahım bu bilmediğim, tanımadığım kızıl saçlı kızdı.
Ajnerika, diğer mültecilere nazaran benim için daha yabancı, daha geniş bir ülkeydi. Çünkü burada bir tek insan tanımıyordum. Bir tek dostum, bir tek
yakınım yoktu. Karanlıkta el yordamiyle görmediği, nerede olduğunu bilmediği bir şeyi arayan bir zavallı gibi bocalıyordum. Acaba burada başka Ma-carlar da var mıydı? Yalnız Nevyorkta yüz bin Macar bulun duğuııu söylemişlerdi. Fakat, buna rağmen kendimi yalnız, yapayalnız hissediyordum. Kimbilir, belki de buraya benden evvel bazı meslektaşlar, gazeteciler, tanıdıklar da gelmişlerdi. Fakat onları aramağa vaktim olmamıştı. Zaten adreslerini de biliniyordum. Ben. mağrur, miin zevi ve küskün bir yürekle kimseye sormadan, hiç bir arkadaşı ihtiyaç duymadan tek başıma yola çıkmıştım. Ne nara kazanmak için, ne de alıban edinmek için dilenmeğe tabiatim müsait değildi. Ne var ki Pazartesi akşamı buraya ayak basar basmaz kötü talih yakama yanışmış, beni, simdi dereceme bakmakta o-laıı bu doktor Knopfler’e muhtaç etmişti.
Pali’yi bir daha görmemiştim. O sabah otelde cereyan eden o ' iğrenç sahneden sonra, Grindole otelini terkederek Long İsland-da oturan fotoğrafçı dostunu görmeğe gitmiş. Hiç şüphesiz, bu Pali denen adam, ahlâksız seti- ! hin, yalancının biriydi. Çünkü, I Edith o akşam onunla konuşmuş ama, yeminle temin ettiğine göre, odasına çağırmamış. ' Demek oluyor ki Pali bana yalan söylemiş. Yahut da Edith yalan söylüyor. Belki ikisi de. 1 Ne ise, artık bunu düşünme ve-Hm.
Mühim ve katı mahiyetlı hadise Perşembe sabahı erkenden vukubuldu. Saat beşte şiddetli bir öksürükle uyandım. Öksürük gitmek üzere idi ki bir nefes dar- I lığı geldi. Ciğerlerime hava gi- j remiyor zannediyordum. Evvelâ geçer diye sabrettim. Fakat geçmedi, bilâkis gitgide şiddetlenerek bir cançekişme halini aldı. O zaman korktum. Can havliyle telefona sarılıp Edith'i çağırdım. Heyecan içinde koşarak geldi. Geceliğinin üzerine ancak bir kürk manto alabilmişti. Beıı de ondan daha az heyecanlı değildim, çünkü ölümümün yakın olduğunu anlıyordum. Edith, titreyerek bir yere telefon etti.
* (Devamı var)
Diger iki aı-Mus».
ağzı kulaklarına varıyordu. La-
tü.
Evet, bütün bunları C. II. P. yapmış!. Fakat bu devleti idare eden hükümet ne yapmış? Bizim bildiğimize göre, bütün bu yapıldığı iddia edilen işler hükümetlerin birinci vazifeleridir. C. II. P. den gayri bir parti iktidara geldiği vakit bütün bunları yok mu edecek? Yahut bugüne kadar, başka bir parti hükümeti idare etseydi, yol, mektep, fabrika, has-tahaııc yapmıyacak mıydı? E’ bette yapacaktır. O holde, muhterem C. H. P. ye ne oluyor? diye sormak elbette hepimizin hakkıdır.
Mesle basittir, parti işlerini, devlet işlerine karıştırmak, devletin başardığı veya daha doğrusu yapmağa mecbur olduğu vazifeleri kendine malelmek ve vatandaşın reyini alarak, bugüne kadar olduğu gibi, hepimizin rahatına çalışmaktır «!».
Fakat, bugün hocasız mektepleri, zararına işliyen ve hayat pahalılığına sebep olan demiryolunu, doktorsuz hastahanleri, henüz taslak halinde olan yolları ve hâlâ kara sanandan kurtulamamış o-lan ziraati, bu milletin efradı görmüyormuş vehmine kapılarak, penbe ışık altında ceffelkalem yazılan operet türküleri ve günlerdir kulakları şişiren,- «Nçler yapacağız!» serlevhalı makaleler, yazılar ve nutuklar C. H. P. nin düştüğü derdin çaresi olmaktan uzaktır.
Artık milletin gözü açılmış, çektiği sıkıntı canına tık etm
tir. Ne yapıp, yapacak ve en büyük inkılâbı başarmağa muvaffak olarak zümre tahakkümünden
kurtulacaktır.
Biz buna inanıyor ve büyük bir emniyet ile on dört Mayıs gününü heyecanla bekliyoruz.
Hikmet YAZICIOGLU
YEMİ NEŞRİYAT:
Ayeş Postası
Şehrimizde 15 günde bir yayın-lanmakat olan .Ayaş Postası» gazetesinin 3 üncü sayısı da zengin mün-derecatla çıkmıştır.
Tavsiye ederiz.

Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, 1935 ten 1950 ye kadar on beş yıllık faaliyeti hakkında geniş malûmat ihtiva eden bir broşür neş-retmiştir. Petrol işleri; maden işleri ve yardımcı servisler olmak ü-zere üç fasla ayrılmış olan broşür çeşitli faaliyeti gösteren fotoğraf ve istatistiklerle takviye edilmiş-
I TAKVİM [
Rumi: 1336 — Nisan 27
Hicri: 1369 — Recep 22
10 Mayıs 1950 Çarşamba
Sabah öglo ikindi Akşam Yatsı İmsak
17.05
20.15
22.02
2.47
9.34
uzun gövdesini gerdi, başını dim- |
dik kaldırdı. Eliyle kılıcının kab-
Sayfa: 3
10-5-1950
radyosunda konuşoc k
Nevyork, 9 (e.a) — Eski Olim-
A DYO•TELEFON•TELGRAF HABERLER
Türkiye'ye yardım
1952 den sonra da devim edecek
Atina Radyosu, 9 (Basın - Yayın) — Paris’ten bildirildiğine göre, Marshall Plânı Avrupa idarecisi Hofmann dün gazetecilere verdiği bir demeçte Marshall Plânının sona ereceği 1952 den sonra da A-merika’nın Türkiye ve Yunanistan’a yardımda bulunacağını açıklamıştır.
Mustafa Çakmak “Amerikanın sesi//

Üçlü toplantı yarın başlıyor
Acheson’un ikili görüşmelerinden sonra
HER GÜN BİR HÂDİSE
11 aylık iken 4 defa
açtığınız şaşmayınız! Hele İstanbul radyosunda:
— Muhteşem bir sürpriz! diye hitap edildiğini duyduğunuz zaman, Halk Partisinin artık yola geldiğine dair bir söz işiteceğinizi sanmayınız!
Muhteşem sürpriz, Tarsus vapurunun 16 Mayısta mükemmel ahçısı, her türlü takdirin üstünde servis ve yolculara emniyet telkin eden haliyle Nev-york’a gideceğine dair olan bir ilândır.
Ne dersiniz? Şu iktidar, bize Tarsus vapuru kadar muhteşem bir sürpriz yapamıyor! —
ameliyat olan çocuk
Doğuştan âmâ olan Johnny'nın
Soğuk harbin bütün cepheleri gözden geçirilecek
Londra, 9 (Nafen) — Dün Paris-1 ğuk harpte alınacak tedbirler müza-1 te Fransız dış işleri bakanı ile gö-1 kere edilecek, fakat ayni zamanda rüşmüş olan Amerika Dışişleri Baka ’ nının bu sabah buraya gelmesi bek lenmektedir. Ingiliz başkentide Ac-heson ile Bevin arasında cereyan edecek olan ikili görüşmelerde bilhassa Uzak Şark meselelerinin ele alınacağı zannedilmektedir. Bu arada Almanya meselesine de ehemmiyet verildiği ve bu hususun üzerin-
da yeni anlaşma zemini aranması meselesi de nazarı itibare alınacaktır. Fakat bu muharrirlerin kaydettiklerine göre, Rusya şimdiye kadar böyle bir anlaşma zemini ha-zırlomamıştır ve son olarak Avusturya andlaşması müzakerelerinde takındığı tavır gayet yersiz addedilmiştir.
Yarın başlayacak olan Üçlü kon-*---sın gündemi hakkında kat’i
şey bilinmiyorsa da burada şimdiye kadar her hangi bir toplantı 1 bir Türkçe neş-l mektedir. j faaliyet gösterileceği ve bir çok me-
........... I Diplomatik muharrirlerin belirt- selelere temas edileceği kaydedil-' tiklerine göre, bu konferansta so- mektıgdir.
gözleri nihayet açılabildi
Tıbbî mucizenin kurtardığı çocuk
Gözlük kullananların en genci Johnny’dır. Fakat gözlüklerinin diyoptrisi çok büyük. Bununla beraber, anne baba memnunlar.
I Dünya Basınından Hulâsalar
9 - 5 - 1950
İngiliz Basını:
Demokrat memleketlerin maksat ve gayeleri üzerinde duran bağımsız «Times» gazetesi, demokratların her vesile ile açık ve samimî konuş mak siyasetini tercih ettiklerini kaydettikten sonra, komünistlerin gayelerini ele almakta ve komin-formun, Atlantik paktı ve Marshall Plânına karşı meydan okumak için . ellerinden geleni yaptıklarını, fakat hiç bir neticeye varamadıklarını ilâve etmektedir.
«Times» bundan sonra, demokrat cephenin kaynakları hakkında mütalâada bulunmakta ve hür dünyanın elinde bulunan kaynakların ko-münistlerinkiyle kıyas kabul etmi-yecek kadar üstün olduğunu ilâve etmektedir.
Muhafazakâr «Daily Telegraph. . .... gazetesi, Birleşik Amerika Dışişleri
Halid El Azim kabinesinin istifası- Bakanı Dean Acheson’un Londra nı müteakip yeni bir başbakan bul- [ seyahati hakkında yorumlarda bu-mak maksadiyle siyasi partilerin lunmakta ve üçler konferansının liderleriyle dün istişarelerine başla- ' önemli meseleleri ele alacağını bilmiştir. Kurucu meclis dün öğleden dirmektedir.
! yandırdığını belirtmiştir. ; sonra için muakrer olan toplantı-
| Acheson dün Fransa dışişleri ba- smı yeni hükümet kurulduktan son-j kanı Schuman ile bütün gün devam ra yapmaya karar vermiştir.
eden görüşmelerden sonra dün gece Kahire. 9 (a.a.) — Dün Kahirede bunu bildirmiştir. i inanılır kaynaklardan öğrenildiği-
Acheson ile Schuman, ayrıca, ne eöre- eski Surive cumhurbaska-Almanya ve Atlantik müdafaasını ilgilendiren meseleleri de görüş-I müşlerdir. Resmi Fransız sü«.^üoü müzakerelerin samimi bir hava içerisinde geçmiş ve tam bir görüş birliğine varılmış olduğunu bildirmiştir.
Hoffman da yardıma taraftar
Nevyork, 9 (a.a.) — İktisadî işbirliği teşkilâtı Avrupa idarecisi Paul Hoffman, Fransızların Çin Hindinde kâfi derecede sür’atli ilerliyemedik-leri için Birleşik Amerika’nın geniş bir iktisadi program ile acele ola-' rak yardıma yetişmesi icabettiğini bildirmiştir. \
«News And Wold» mecmuası’na verdiği mülâkatta Hoffman şöyle demiştir;
«Birleşik Amerika müdahale ederek işi üzerine almadığı takdirde Çin Hindi'ni kaybedeceğiz. Bundan doğacak neticelerle Hindistan da bu girdaba kapılabilir. Lüzumlu tedbirler vaktinde alındığı takdirde, pek aza vesait ile pek çok iş görülebilir».
«Fransızlar istedikleri kadar sürat le ilerleyemedikleri için bizim bu- ya harbi olup olmıyacağını göstere-gün progyamlı bir surette Çin Hin-1 dinde bulunmamız icabederdi.»
nevyuın, v !.«•(»/ — )»»» - —)- _
Fjiyat şampiyonu Mustafa Çakmak de de durulacağı kaydedilmektedir. '■(İ1 Mayıs Perşembe akşamı Ameri-1 Yarın da büyük bir ehemmiyet
riyatmda
Çakmak üç aydan beri Amerika’da bulunmaktadır.
Amerika’nın sesi’nin
riyatı Türkiye yaz saatile 20.15 ilâ
20.45 arasında kısa dalga 19,69 ve
24,80 metre üzerinden dinlenebilir.
,’is Perşembe akşamı Ameri-1 -- —u— — •—............j--.
sesi radyosunun Türkçe neş- ] atfedilen Üçlü görüşmeler başlaya- feransı konuşacaktır. Mustafa çaktır. Bu görüşmelerin harp so- l»r se
...................nu devresinin en mühim toplantısı-
nı teşkil edeceği yeniden belirtil- , da yapılmadık şekilde geniş j faaliyet gösterileceği ve bir çok
Hürriyeti seçen Polonyolı'ar
Londra Radyosu, 9 (Basın - Yayın) — Frankfurt’taki Polonya konsolosluğunun 6 memuru istifa etmiş ve Batı Almanya makamları tarafından mülteci olarak kabul edilmişlerdir.
Schuman-Acheson
Suriyede buhran
göriişmehi
devam ediyor
Ankara Milletvekili bağımsız adayı Aİi Galip Genc'in beyannamesi
Hindıçlniye yardım vaadi memnunluk uyandırdı
Londra Radyosu, 9 (Basın - Ya- • yın) — Dün gece Paris’te resmî bir sözcü, Acheson’un Birleşik Amerika’nın Hindiçini'ye iktisadi ve as kerî yardımlarda bulunmaya karar verdiğini bildirmesinin, Fransa dışişleri bakanlığında memnuniyet u-
Şûk ü El Kuvvetlinin memlekete dönmesi muhtemel
Londra Radyosu, 9 (Basın - Ya-■ın) — Suriye cumhurbaşkanı,
I
ı

Sayın Ankara Seçmenlerime,
1322 doğumlu ve yedi çocuk babasıyım. 1947 yılında Ankara Millî Korunmasından ayrılarak serbest hayata atılan milletvekili adayınız Ali Galip Genç 15 yılı aşan adlî ve millî korunma vazifelerimde vicdanımın sesine uyarak salâhiyetimin kâfi geldiği hâdiselerde şahsî kuvvetimi kullanmak suretiyle haksızlara fırsat vermediğim ve doğru yoldan şaşmamak azmiyle bütün mücadelelerimde çok acı tecrübeler gördüğüm (keyfi azil; vekâlet emri, nezaret altı ve daha büyük işkencelerle tazyik edildiğim) ve binnetice muvaffak olduğum sicillerimle müs bettir.
Vereceğiniz oylarla yapmak istediğim işleri görüşüyoruz:
Sizlerle beraberce kaç gündenbe-ri radyo başlarında dört partinin temsilcilerinden kulaklarımızı sevin diren bağışlamaları, vaidleri, büyük ı^bir neşe içinde dinlemekteyiz.
L. Ben kendimi sîzlerin çok yakın *dertdaşı saydığımdan dâvayı; anladığım şekilde tahlile çalışacağım.
Hiç bir partiyi itham edemiyece-ğim. Çünkü milletimizin olgun ve dürbün görüşünden Kaçmasına imkân olmıyan partililerin süslü sözleri karşısında tedbir almayı lüzumlu görmekteyim.
Milletvekiliniz olunca ilk Meclis toplantısından başlıyarak dört yıl müddetle intihap edeceğiniz vekillerinizin tatlı ve bol keseden atılan taahhütleriyle sîzleri aldatmak yoluna mı yoksa hakikî hizmete mi girişeceklerini bir murakıbınız sıfa-tiyle o Büyük Millet Meclisinde görmeme imkân bahşederseniz pişman olmıyacağınız kanaatim iman halindedir.
Hatırınıza gelmesin ki; bir kişidir, ne yapabilir?
Bu Büyük Milletin şahsına ve hakkına hörmet etmeyi üzerlerine alacak kimselerin hareketleri bozuk çıkarsa ben murakabanızm gerek ilmen ve gerekse kuvveten değil, dört yüze; bin dört yüze hesap soracak İlâhî bir kuvvet ve cesarete malik olduğumu aranızdaki tanıyanlarım inkâr edemezler.
Bu ifademin doğruluğuna itimat edeceklerin 14 Mayısta sandık başlarında pervasızca kullanacakları oylarını canı gönülden Ali Galip Gen’e verirlerse arzettiğim tarzda hareket edeceğime sözlerimi namus bileceğime şüphe etmesinler. Hürmet ve sevgilerim.
** Dikkat Dikkat
Oy pusulalarım resimlidir. Her sandıktan isteyiniz. Bulamazsanız âdi bir kâğıda Ali Galip Genç yazıp zarfa koyunuz.
Ankara Bağımsız Adaylarından ALİ GALİP GENÇ Tel: 10140
ne göre, eski Suriye cumhurbaşkanı Şökrü bey Elkuvvetli yakında us- . Suriyeye dönecektir.
sözcüsü | Geçen sene Şamda mareşal Hüsnü Zaimin hükümet darbesinden sonra Suriyeden ayrılmak mecburiyetinde kalan Elkuvvetli bir kaç zamandanberi İskenderiyede yaşamakta idi.
Halid El Azam kabinesinin istifası, Elkuvvetli’nin geri çağrılması için müsait bir zemin hazırlamıştır. Mamafih Şükrü Elkuvvetlinin .' çok yakında döneceği sanılmaktadır. ”s Hâlen Kahirede yaşıyan eski başbakan Cemil Mardam da dahil olmak üzere, Elkuvvetlinin taraftar-I lan kendisinin Suriyede samimiyetle karşılanacağına inanmaktadırlar.
«Times» de başka bir yazısında aynı konuya temasla, 3 Dışişleri Bakanının ilkönce Acheson’un komünizm tehlikesi hakkındaki nok-tai nazarı üzerinde durarak bu hususta karşılıklı fikir beyan edeceklerdir, diyor. Bağımsız İngiliz gazetesi Bakanların, Acheson’un teklifi hakkında bir karara varabileceklerini ümit etmekte ve medeniyetin, içinde bulunduğu müşkül durumdan kurtarılması için müşterek hareket edilmesi zamanının geldiğini kaydetmektedir.
Truman infiratçılara hücum etti
Londra Radyosu, 9 (Basın -yın) — Dün beyanatta bulunan Başkan Truman «Önümüzdeki aylar zarfında Birleşik Amerika’nın vereceği kararlar, üçüncü bir dün-
Ya-
çektir» demiştir.
Başkan, Birleşik Amerika’nın inziva siyaseti takip etmesine taraftar olanlara hücum etmiş, bu gibilerin, dünyanın geri kalan kısmının komünizm tarafından yutulmasına aldırmadıkları ithamında bulunarak demiştir ki:
• Bu adamlar, burunlarının ötesini görmüyorlar; onların arzu et-
Berlin seçimleri hakkında Rus cevabı
Londra Radyosu, 9 (Basın - Yayın) — Berlin’deki Rus Komutanı, son zamanlarda Batılı üç müttefik tarafından bütün Berlin’de serbest geçimler yapılması teklifine dün cevap vermiştir. Sovyet komutanı cevabında Rusların bunu ancak bazı şartlarla kabul edebileceklerine işaretle şu şartları ileri sürmektedir.
Berlin’deki bütün işgal kuvvetlerinin çekilmesi ve Berlin’i 4 işgal mıntakasına ayıran sistemin lâğve-dilme.si.
Ingiliz ve Amerikan kumandanları bu cevabın bir nevi «Hayır» demek olduğunu, söylemişlerdir.
Amerikanın Atina
Komünistler Viyana seçimlerini kaybettiler
Viyana, 9 (a.a.) — İçişleri Bakanı Oscar Helmer, Sovyet bölgesin- | de yapılan seçimlerde Sovyetlerin „„„ ««ucu.»*» (u(.u Cı-
ilân ettikleri sıkı yönetim ve korku ' tikleri gibi bir siyaset takip edilcfi-siyasetine rağmen kazanmıştır. | ğj takdirde bunun, Birleşik Ameri-
Sovyet bölgesinde komünizm’e Ra’ya ne kadar pahalıya mal ola-nihayet vermek üzere yapılan de- ' bileceğini idrâk edemiyorlar», mokratik seçimlerde, AvusturyalI işçi ve çiftçiler, kurucu meclis tara- Arzımız çok ihtiyarmış
fından salâhiyet verilmediği halde Londra, 9 (Nafen) — DanimarkalI şimdiye kadar belediye makamları- profesörlerden Dr. Nielsen arzımı-nı işgal etmiş olan bütün komünist- -«
leri defetmişlerdiır.
Harpten sonraki belediye seçim- . lerinde, hemen hemen 800.000 Avus- yon yaşında olduğunu belirtmekte, turyalı dün oylarını yüzde 95 nis- ’1 . ’ v, , ____
betinde komünizm aleyhine kullan- bir mahlûk olduğunu da kaydet- ' tını mışlardır. ' ’ ”
zin kaç yaşında olduğunu tesbit ettiğini bildirmektedir. Dr. Nielsen yazdığı bir kitapta arzın 3.350 mil-
bu eski dünyada insanın pek genç
inektedir.
Atina Radyosu, 9 (Basın - Yayın) — Vaşington'dan bildirildiğine göre, halen Amerika’da bulunan Birleşik Amerika’nın Atina Büyükelçisi Grady Yunanistana dönmiye-cek, yerine, halen Atina’da bulunan Amerikan Ekonomi Heyeti Başkanı Porter tayin olunacaktır. Porter aynı zamanda Ekonomi Heyeti Başkanlığını da muhafaza edecektir.
Amerika - Pakistan
Dostluk Paktı
Londra Radyosu, 9 (Basın - Yayın) — Pakistan başbakanı Liyakat Ali Han dün akşam Vaşington'da verdiği bir demeçte, Amerika ve Pakistan arasında bir dostluk pak- ! tının müzakere edilmekte olduğunu 1 bildirmiştir.
T ıb ilmi artık o kadar terakki etmiştir ki bir çok sahalarda yeni yeni hamleler kaydedilmektedir. Bir vakitler, artık iyileşme imkânı olmıyan hastalıkların bu gün kolayca tedavi edilmesi insanları hayrette bırakmaktadır. Bu arada, operatörlerin geniş bir sahada, dikkatli ve titizli çalışmaları, ameliyat sahasında bir çok başarılar elde edilmesine sebep olmuştur. Meselâ, son zamanlarda kalbe yapılan ameliyatların çoğunda iyi neticeler alın mıştır.
İşte tıp âleminin yeni başarılarından bir tanesini daha görüyoruz.
İnsanları dış âleme bağlıyan en kuvvetli bir uzuv olan göz üzerinde yapılan en enteresan ameliyat İn-gilterede olmuştur.
Yeni evli, iki İngiltereli gencin en büyük arzuları, bir çocuğa sahip olmaktı. Nihayet bekledikleri gün geldi. Karısı bir kaç saata kadaı ilk çocuklarını dünyaya getirecekti.
Genç adam büyük bir heyecan içinde haber bekliyordu. Nihayet telefon zili çaldı. Heceyan içerisindeydi. Doktor, bir oğlu olduğunu müjdeliyordu. Haberi alan genç çıdam büyük bir sevinç içinde eve koştu. Zavallı baba, bu sevincini örten esrar perdesinden bihaberdi. Nefes nefese eve geldi. Bir an evvel çocuğunu kucaklamak ve onu bağrına basmak istiyordu.
Karısının yattığı odaya girince, karısının ıslak gözlerini ve yanında sessiz sessiz uyuyan çocuğunu görünce deliye döndü. Karısı ağlamaya başladı. Genç baba, bunları sevinç gözyaşları sandı. Halbuki aldanıyordu. Karısı, âmâ olarak doğan çocuğu için ağlıyordu. Biraz sonra hakikati öğrenen baba deliye döndü.
Kendisini göremiyen ve bir daha da asla göremiyecek olan yavrusunu bağrına bastı. Bununla beraber, karı, koca çocuklarına çok ihtimam gösterdiler. Kocası her türlü fedakârlıklara katlanarak, çocuğunu göz doktorlarına ve mütehassıslara gösterdi. Aldığı cevap daima menfi oldu.
Nihayet, son bir ümid kaldı. Meşhur bir göz doktoru daha vardı. Hemen ona koştu. Doktor, muayene neticesinde genç babaya şunları söyledi:
— Üzülmeyin efendim, çocuğunuz bir ameliyatla gözlerine kavuşabilir. Ancak, yaşı henüz çok küçüktür. Ameliyat ypaabilmek için biraz daha büyümesini beklemek lâzımdır.
Adamcağız sevinçten deliye dönmüştü. Doktorun ellerine sarıldı:
— Çok teçekküı- ederim doktor, bize ümid verdiniz. Acaba çok bek-liyecek miyiz?
— Yoook, hayır. Bir yaşına gelince ameliyat yapabiliriz.
Genç baba, sevinç içinde eve döndü.
Karı - Koca, ayların geçmesini sabırsızlıkla beklediler. Nihayet Johnny Poeple 11 aylık oldu. Mr.
memnuniyetle kabul ettiler. Bu se- kın bir görüş elde edilebilmek için fer çok ümitliydiler. Ve hakikaten, bir çok gözlük değiştirildi, çocuğun gözlerinde bir değişiklik ’ ~
oldu. Fakat, bu hayal meyal ve bulanık bir görme idi. Doktor bu neticeyi alınca ümitlendi. Dördüncü bir ameliyat yapıldı. Bu sefeı çocuğun gözleri açıldı. Etrafı görebildiği, hareketlerinden belli oluyordu. En çok sevinen doktor olmuştu. Yalnız, çocuğun gözlerinin zayıf olduğunu derhal farketti. Müteaddit tecrübelerle normale ya-
I Johnny People, gözlük taşıyanların en gencidir. Bu küçük kafaya kocaman gözlükler de hiç yakışmıyor. Mamafih, ileride daha küçük numaralı gözlük kullanacağı muhakkatır.
Bu haberi okuyanlardan biri de-miştir ki:
— İşte, görün bakın! Çocuk ne kıymetli şeydir. Hele, yeni ana baba olanlar içini-
Eskişehir’deki seçmen kartları baştan aşağı yanlış
Eskişehir merkezinde seçmen kütüklerinin hazırlanması ve bu kütükleri seçmenlerin tetkik edebilmesi için askıya alınması sel felâketi zamanına tesadüf ettiği için vatandaşların bir kısmı seçmen kütüklerini tetkik edememişler, kütüklere ka yıtlı olup olamadıklarına bakama-mışlardır.
Şimdi seçmen kartları dağıtılırken, Demokrat Partili pek çok Eskişehirlinin, Halk Partili muhtarlar tarafından seçmen kütüklerine kaydedilmedikleri ve bu seçmenlerin şimdi reylerini kullanamıyacakları ortaya çıkmıştır. Bundan başka vilâyetçe hazırlanan seçmen kartlarında bilhassa soy adlarında sayı-
ka-
Serbest Fıkra
1 Numaralı Kanun!
O adyoyu açıyorsunuz:
5545 sayılı Seçim Kanununa göre siyasi partilere ayrılan seçim propagandası konuşmalarından birini dinliyeceksiniz!
Dinliyorsunuz... Arkasından Bayati araban peşrevi...
Derken biraz sonra yine:
5515 sayılı Kanun... 10 dakikalık bir seçim nutku daha... Radyoda şu 5515 numaralı kanun da, bir nevi gong gibi bir şey oldu!...
Güzel.. Hepsini dinliyoruz; beğeniyoruz. Partiler kendilerine ayrılan onar dakikada bu 5545 sayılı kanun gereğince istedikle-
Yazan:
Sarıçizmeli
rini açıkça söylüyorlar. Ve millet huzurunda imtihan vermeğe hazırlanıyorlar...
Fakat Başbakanın 72 dakika süren uzun nutku nedir?
O da mı 5515 numaralı kanun?
Nihat Erimin otomobille giderken, gençlerin güya arzusuna dayanamayarak yol üstünde söylediği uzun sözler, alkışlar, yaşalar, o da mı 5515 sayılı kanun?
C.H.P. Genel Balkanının rad-
toplantıları çok sönük ve cansız geçmekte, bütün gayretlerine rağmen toplantılarına ancak bir iki yüz kişi gitmektedir. Bunlarda Halk Partisi adaylarının tamamen şahsiyata dayanan mütecaviz konuşmaları karşısında toplantı yerini terk etmektedirler.
Bilhassa, burada yoklamayı zanamıyarak Eskişehire sırf
canmak için aday gösterilen Muhittin Baha Pars’ın konuşmaları Eskişehirlileri çok sinirlendirmektedir.
Baha Pars konuşmalarından birinde, Demokratlar için: Daha düne kadar ellerini bile sıkmadığımız insanlara hükümeti nasıl teslim edebiliriz. Onlara bir dükkân bile teslim edemeyiz. Hele başımızın üzerinde tehlike dolaşırken ne parti, ne hükümet, ne de iktidar değiştirilebilir, demiştir.
Parsın bu çeşit konuşmaları Es-
„ , ■ , ı laıınoa Diınassa soy aıutuıııud mji-
■slz derecede hata bulundu-
reıın.. c .r» nfimt zln fnrn görülmüştür.
Seçmen kütüklerinin noksan, seçmen kartlarının hatalı olarak tanzim edilmiş olması Eskişehirde vatandaşlar arasında çok fena biri ______________________________________
intiba bırakmış ve bu vaziyetlerin ki§ehirde çok fena karşılanmakta, Halk Partisinin bir seçim tuzağı1” ’• ” ---
olduğu kanaatine varılmıştır.
Demokrat Parti 11 İdare kurulu vilâyete bir tezkere yazarak bu hususlarda, valiliğin nazarını çek-' miştir.
ti. Çocuğunu alıp doğru doktora a koştu. Çocuk gayet sıhhatli ve
1 gürbüzdü. Doktorun muayenesinden sonra ameliyata karar verildi. | Ameliyat yapıldı. Fakat ne çare
■ ki netice alınamadı. Çocuk hiç bir şey göremiyordu. İkinci bir ameliyat yapıldı, gene netice alınamadı.
| Anne - babanın ümitleri artık suya
I düşüyordu. Günlerce heyecan çek- ' mişler, üzülmüşler ve çok yorulmuşlardı. Bununla beraber, doktorun bir üçüncü ameliyet teklifini
„ _________
yonun haber servislerini taşıran nutukları nedir?
Onlar da mı 5545 sayılı kanun?
Radyo gazetesinin yalnız Halk Partisi propagandasına ait nutukları yayması da mı 5545 sayılı kanun?
Hayır aziz kariler! Bütün bun lamı, radyoda şimdiye kadar yapılageleıı Halk Partisi propagandalarının, nutuk tekrarlarının 5515 numaralı kanunla alâkası yoktur.
Bunlar, yalnız başka bir kanunla, .1» numaralı kanunla alâka dardır! Bu kanun da, iktidarın muhafazai nefis kanunudur!
(Türk Hava Kurumunıın Ankara Paraşüt Kulesi çalışmalarımı başlamıştır.) ■:
Ankara Paraşüt Kulesi çalışma -larına başlamıştır. Atlamak istiyen-1 ler her gün (Cumartesi, Pazar dahil) saat 10.30 dan 19.30 a kadar kule- i deki öğretmene bas vurmalıdır.
Arsa Satışları
Ankaranın her semtinde uygun fiyatlarla istenilen miktar ve eb'atta asfaltlarda bulunur.
Ulus Meydanı Mühendis Hanı No. 5 Y. Musa. Tel: 16668 evi 15233
(857)
Baha Pars Eskişehir’de i gülünç vaziyete düştü î Eskişehirde Demokratların seçim mücadelesi çok hararetli bir safhaya girmiştir. Eskişehirin merkezinde ve kazalarında Demokratlar çok kuvvetli bulunmakta ve seçimde Halk Partisinin kat’i bir hezimete ugrıyacağına muhakkak nazarı ile bakılmaktadır. Büyük toplulukların, Demokrat Parti etrafında çevrelenmesi, Halk Partilileri çok sinirlendirmekte ve telâşa sevk etmektedir. Demokrat Partililer her akşam bir semtte kapalı yer toplantıları yapmakta ve bu toplantılara binlerce vatandaş iştirak etmektedir.
Buna mukabil, taksi ve otobüslerle adam taşıyan Halk Partililerin
Halk Partililer bile, halkı düşünce-| siz insanlar yerine koyuan bu şekildeki konuşmalarla seçimlerin kaybedileceğini kulaktan kulağa tekrarlamaktadırlar.
Diğer taraftan, 946 seçimlerinde haksız mazbata alork B. M. M. ne giden ve sonradan efüze edilen Yavuz Abadan’ın işçi için: grev lâzım değildir. Böyle bir hak esasen bahis mevzuu olamaz, diye yaptığı konuşmalar işçiler arasında çok fena tesir yaratmıştır. Abadan’ın şeker fiatlarınının pahalı olmadığı ve Hatların indirilmiyeceği yolundaki sözlerini halk, büyük bir hayretle karşılamaktadır.
Bilhassa Yavuz Abadan’ın (Yirmi beş senedir yapmadığımız kalmadı.) Sözü Eskişehirliler arasında alay mevzuu olmuş, (Hakikaten yapmadıkları kalmadı.) Diye halk birbirleri ile şakaya başlamıştır.
Halk Partililer, ümitsiz bir gayret saı-federken, bir taraftan da akla hayale gelmedik isnat ve iftiralarda bulunmaktadırlar.
Sayfa) 4
ZAFER
Bahisler
Hur
— 25 —
Batı dinamizmi He Doğu maneviyamn
I
I
| Havacılık ve Dünya
Tepkili uçaklara rağbet artıyor



yüksek hamurkârı İkbâl ve dünya görüşü.
Pakistaııın büyük şair ve filozofu Allahın dünyası bir ticarethane de-İkbal merhumun ölümünün 12 inci yıl dönümü münasebetiyle Pakis-tanda olduğu kadar dünyanın her tarafında törenler tertip edilmiş, konferanslar verilmiştir.
Şehrimizde de Pakistan Büyük Elçisinin bir konferans verdiği malûmdur.
Dünya ölçüsünde bir şöhrete sahip bulunan İkbal hakkmda bir kaç satırla malûmat vermeyi biraz geç de olsa faydalı buluyoruz.
Memelkfetinin muhibbi,dünya ölçüsünde şair ve filozof İkbâl, gözlerini Pakıstanda dünyaya açıyor. Etrafta, esaret, benliğin kayboldu-nu seziyor. Acı hakikatleri olduğu gibi kabul etmiyen ruhu şu teren- . nümünde bulunuyor.
-Sen ki bir gül gibi toprktan bittin, Sen de bir şahsiyetin rahmetinden doğdun, Terketme şahsiyeti! İsrar et.»
Fakat cevap veren yok..... O şu
mısraları terennümde devam ediyor: «Hayatın sırrmııı ne olduğunu ben ------:-------——------------------
sana söyliyeceğim: olan ikbâl, Batının kuvvetli dina-Bir inci gibi içine çekil mizmini alarak Doğunun yüksek
Sonradan, dahili yalnızlıktan dışarı maneviyatına katmak istiyor ve bu doğru fırla: suretle meydana gelecek yeni dünya-Esasen hayat, başkalarının etrafında da, Allahtan yardım istiyor. O za-dönmekteıı kurtulmak man da matlûb gayeye ulaşılamaz-Ve (benliğini mukaddes bir türbe ad- sa, kusuru Allaha atfedeceğini söy-detmekten başka denir?» lüyor:
İkbâl’in sesi yine işitilmiyor. Asır- -E£er yaldızlar sapa yollara kaçlarca uyumuş bir cemiyet çabuk u- mışlarsa
yanamıyor. Fakat o bu sefer feryada Allahım söyle, dünya senin mi, yok-başlıyor: as benim midir?
»Sahilde ziyafet çekme. Fani insan kabuI etmezse,
Çünkü orda hayatın çok tatlı melo- Allahım, kayıp senin
dişi akar:
Denize dal, dalgalarla mücadele et, Çünkü ölmezlik mücadelede kazanılır.»
ğildir,» diyor.
| Batı maddileşmekte, makineleşmekte devam ediyor. İleriyi gören İkbâl yine haykırıyor:
»Batı topraklarında şafak yok, kan
seli var, yalnız kan seli.
Bugün de düıı de şimdi birer silik
Bekle yarının kopacak büyük tufa-
Has akçe sandığın, görürsün değersiz çıakcak.» İkbâl, büyük ruh, bir halk şair ve filozofu olmaktan çoktan çıkmıştır. Beşeriyete hitabederek şöyle diyor: »Ey mecnun seıı hiç kendini gör-
Yoksa sen de Leylâ gibi yalnız tah-tarevanla mı mahdutsun?» «Hayatın esası yiyip içmek olan bu yer.
Ey yolcu, senin yurdun olamaz, ı_____________ __________
Olsa olsa, benliğinin misafir kaldığı kıvrık kanatlı model) saatte vasati sür’ati 650 mil olup, takip uçağı Zamanla tam manasile mütekâmil olarak dünyada rakipsizdir.
~ ' .... | İngiliz yapısı tepkili uçaklar veya
makinalar imâli için ruhsat elde etmiş olan memleketler şunlardır: Bir leşik - Amekira - Rolles Royce Nene ve Tay motörleri; Arjantin - Ro-lls Derwent motörleri; Avustunalya -Nene motörleri ve Hawker avcı uçakları; Fransa - Nene motörleri ve De Havilland Vampire avcı uçakları; İsveç - De Havillan Ghost ve Goblin motörleri; İsviçre - Goblin motörleri ve Vampire uçakları; Bel-' çika - Dervvent motörleri, Italya-mi. yoksa be- Goblin motörleri ve Vampire av nim inidir?
Büyük PakistanlI mürşidin hayatı sona erdikten sonra, sözleri doğru _______________________________.... çıkıyor. Meleklerden, tekrar uyana-Nihayet göz ve kulak kesilen mil- cağını öğrendiği İslâm âlemi bugün letindeki imkânları diğer Müslüman kalkınıyor. Maddileşen Avrupa bir âleminde de gördükten sonra Batıya ikinci kan deryasına dalıyor. Şim-dönüyor. İstihza ile onların acı haki- di artık bir hâl çaresi kalıyor. O da katlerini açıklıyarak,_________ikbâlde, din ve mezhep farkı gö-
«Ey Batı topraklarının sâkinleri siz zetmeksizin Islâmiyetin görüş ler, esaslarına sadık kalmaktadır.
75 memleketin hava, kuvvetleri şimdi tepkili uçaklarla takviye ediliyor
G' az türbinli motor ve tepkili uçakları ilgilendiren ticaret ı andlaşmaları ve şimdiki ihra-
cat rakamları tetkik edilecek olursa, 8 memlekete, Ingiliz yapısı tep-’ kili 5 tip uçak imâl etmek hususunda lisanslar verildiği görülür. Ayrıca 4 memleket komple uçaklar i-mâli için ya lisans almışlar veya kendileriyle müzakere edilmektedir. Buna ilâveten 14 memleket, mu-tad ticaret kanallariyle Ingiliz fabrikalarından doğrudan doğruya satın aldıkları tepkili uçakları kullanmaktadırlar. Bu memleketlere en son olarak Avusturalya katılmıştır. Avusturalya hava kuvveftleri yakında, en son model Havvker avcı uçaklariyle takviye edilecektir. | «Hawker 1052. nin (geriye doğru
yerdir.»
ve
Seçimler arifesinde elden ele dolaşan mektup
Dün matbaamıza bir mektup geldi. İmzasız, adressiz olan bu mektubun başlığı «DEMOKRASİ TILI-SIMI’. idi. Saadet zincirine benzeyen bu mektubu aynen sütunlarımıza geçiriyoruz:
Bu kâğıdı her kim eline alırsa beş nüsha yazıp dostuna göndermelidir. Bu sözü tutanlar büyük Demokrasi dâvasına hizmet etmiş olacaklardır. Ey vatanperver Türk evlâdı. Yüz on yıldan beri hürriyete hasret çeken milletimizi kurtarmak için sen de bu dâvaya katıl. Bu zahmete ciddiyetle katlan. Bu beş maddeyi kısa zamanda VAN’-dan EDİRNE’ye, ERZURUM’dan İZMİR’e ulaştıralım. O kadar acele edelim ki 14 Mayıs seçimleri başlamadan evvel bütün yurtta her Türk evine bu yapraktan bir tanesi girmiş bulunsun...
1) Seçim günü sakın ki yanlış fikre kapılıp, muhtelif partiler adaylarından karma bir liste yaparak sandığa atayım demeyin. Çünkü bir tek adam dünyanın en iyi insanı olsa bile bu Halk Partisi Mec lise hâkim oldukça hiç bir müsbet iş yapamaz. Hedef Halk Partisini Mecliste azlığa düşürmektir. Onun için, Milletinin selâmetini istiyorsan, elini vicdanına koy ve baban, kardeşin bile olsa Halk Partili adayları yazma. Eğer bu defa bir dah2 Meclis çokluğu onların eline düşerse daha dört yıl göreceğimiz eski hamam eski tastan ibarettir.
Demokrat -Parti çokluğu kazanırsa her şeyden evvel emniyetli bir seçim an’anesi kurmak azmindedir. Öyle ki, biz şimdi İsveç veya ln-gilteredeki seçimlere nasıl hasret ve takdirle bakıyorsak, o zaman bütün dünya da bizdeki seçimlere öylece gıpta ve takdirle bakacaktır. Milletimizde bu istidat fazla-sile vardır. Onun için hiç düşünme den ve araya başka isim karıştırmadan yalnız DEMOKRAT adayların adlarını yaz ve sandığa at.
2) Seçim günü işini bırak. Kanunun müsaade ettiği kadar yakın bir noktada oy sandığı açılıp tasnif bitinceye kadar sükûnetle ve sandık oyunlarından el’aman.... Pa. lamızı çalarlarsa yine kazanırız Malımızı çalarlarsa tekrar mal edi niriz. Fakat ey, sevgili mert ve asil TÜRK MİLLETİ, vicdanlarımızın sesi olan reylerimizi çalar larsa ne yaparız?.. İşte bunu düşün ve kara vicdanlı bazı alçakların kanunu çiğneyerek buna teşebbüs et-
i

Charles Gordner
I
Son günlerde Büyük - Britanya, kendi sınıflarında dünyanın en kudretli 4 tepkili motor tipini elde etmiştir: Tay, Avon, Sepphire ve | Python. Şimdi Birleşik - Amerika-da Pratt and Whitney firması tarafından da imâl edilmekte olan Tay,
cı uçakları.
Buna ilâveten, Büyük - Biritan-ya’dan satın aldıkları tepkili uçakları hava kuvvetlerinde servise koyan memleketler şunlardır: Hollanda, Belçika, Danimarka. Arjantin, Mı 6ir (Gloster Meteor uçakları kullanmaktadırlar). Fransa, İtalya, Mısır. Hindistan, Güney Afrika, Norveç, Venezuela, İsveç, Kanada ve İs-| viçre (De Havillan Vampire uçakları kullanmaktadırlar).
| Avusturalya’daki De Havilland | kumpanyası Avusturalya Kraliyet hava kuvvetleri hesabına Vampire 1 uçakları imâl etmektedir.
Bu muazzam liste ile ilgili olarak hiç bir ihracat rakamı ve nakdî bedel açıklanmamışsa da, 1948 de De Havilland firmasının 12 milyon sterlin tutarında ihracaat yaptığı ve 1949 da bu rakamın yükseldiği bilinmektedir. İnşa edilmekte olan uçak sayısı da gizli tutulmaktadır. Ancak Norveç ve İsviçreye, İsveç, ' ve Güney Afri-
melerine mani ol. Bir gün için hakkın olan rey’ini çaldırma. ----- ------. -
3) Bulanık suda balık avlamak İtalya, Venezuela isteyen bir takımları belki de mah- kaya 400 den fazla Vampire uçağı sus bir şekilde halkı çıngar çıkar- satıldığı anlaşılmaktadır, maya teşvik edeceklerdir. Bunal 1*""' onn J * "
kafiyen aldanma; kanma; oyuna gelme. Seçim günü sabahtan akşama kadar hür vicdanlı, Demokrat bir Türke yakışır şekilde, ağır ve vakur davran. Yaygara yapanlara1 kulak asma. Gürültüye de pabuç bırakma.
★ (Devamı Sa: 5 Sü: 1 de)
_ „ Ayrıca
mahallinde 300 den fazla uçak imâline de lisans verilmiştir.
Tabiotiyle bütün bu faaliyet münhasıran askerî ciheti ilgilendirmek tedir. Fakat pek yakında sivil uçaklar satışı ihracaat akışını kabarta- 1 çaktır. Kanada şimdiden De Havilland Comet yolcu uçakları sipariş ! etmiştir.
xn
BORÖVER MEYDANA ÇIKIYOR
Sanki hiç bir şey olmamış gibi, Dük, söze, bıraktığı yerden başladı ve Vidam’a hitaben:
— Efendi hazretleri, dedi, Kralın gizlice Protestanları himaye ettiğine artık itirazınız yok ya...
— Heyhat!... Artık hiç bir itirazım yok.
— Ben daha ileri giderek bizzat Kralın da zındık olduğunu söyli-yeceğim ve bunu sizlere isbat ede • ceğim.
«Kralın, vaktinin büyük bir kısmını, kıyafetini değiştirerek sarayın dışında geçirmekte ve şehri dolaşmakta olduğunun kulaktan kulağa fısıldandığını tabiî siz de işitmişsinizdir.
— Evet, Monsenyör, böyle bir rivayet dolaşıyor. Fakat, kati bir delil elde edilemediği için makul, durendiş kimseler bu rivayetin asıl ve esastan tamamiyle âri olduğuna kanaat hasıl ettiler.
— Biz de hayli müddet böyle olduğunu zannettik. Kral, tertibatını pek mükemmel surette almıştı. Lâkin bu rivayetin asılsız değil tamamiyle doğru olduğunu ben size temin edebilirim: Yamnda, size bahsetmiş olduğum o sefil maceracı, kendisine Şövalye dö Borö-ver adını veren ve herkesten ziyade Kralın sevgi ve teveccühünü kazanmış olmasından dolayı bütün saray halkının hayret ve hiddetini mucip olan o serseriler yatağının en âdi serserisi olduğu halde Kral Fransua şehirde dolaşıyor ve maceralar peşinde koşuyor. Kendisi gibi bir kaç haydudun yardımıyla o, Boröver denilen şerir Krala muhafızlık ediyor.
Dük, bir nefes aldıktan sonra:
— Daha dün küçük Papaz Çayırında vukua gelmiş olan işitil -
~"î
8 senedir bitemyenj
DİLEKLER —
1937 de Hüseyin oğlu diye veraset ilâmı almış, bu ilâmın menini müdahalesi de reddedil mişti. Nihayet Mehmet oğlu Nuh ve Haşan veraseti 1934 de subuta ayrılmış olduğu halde evrak kayboldu. 1946 da bulundu. Hâkim müracaata kaldığını söyledi. 947/277 ve 948/277, Kayseri dosyası ise 49/237 dir.
Bu vaziyette adlî mercilerin dikkat nazarını celp ve Mehmet oğlu Nuh ve Haşan namındaki veraset dosyasının Kayseriden çıkarılmasını rica ediyoruz. 937 denberi intaç edilmiyen bu dâva, felâketimizi mucip olmaktadır.
Kalaba’da 68 numaralı evde misafir: Gülsüm Öz-bekçi.
Mamak'ta haikm çeşme ihtiyacı
• Mamak Ankaranın bir mahallesi olup hemen hemen her semti gece lâmbası ile tenvir edildiği gibi şimdi de şdhir sıjyu verilmiştir. Yalnız Mamağın istasyon karşısı (Tuzlu Çayır mevkii) nedense unutuluyor. Bu semte tek bir gece lâmbası konulmadı.
Bu semte iki çeşme tahsis e-dilmiş, fakat bu çeşmelerden yolu düzgün vatandaşlar istifade edecek. 100 metre ilerde oturan 100 e yakın evdeki vatandaşların istifadesi mümkün değil.
Bu sudan bizim de istifade edebilmemiz için bu semte ü-çüncü bir çeşmenin yapılması veyahut ikinci çeşmenin 150 metre daha ilerde Balke-riz Bağları istikametinde a-çılması bu semtin bütün vatandaşlarını suya kavuşturmuş olacakdır.
Tuzlu Çayır No. 23 de Memduh Seçil
Çeviren t «AGP RIFKI
— 24 —
memiş o rezaletten bahsedildiğini duydunuz mu?
— Heyhat!... Duymadım, Mon senyör... Ben konağımdan bir ye re kımıldamıyorum... Fakat, küçük Papaz Çayın, bana tâbi bir manastırın bulunduğu mahal oldu ğundan Başrahibin bu meseleye dair bana göndermekte kusur et-miyeceği raporları arayıp bularak gözden geçireceğim.
— O raporlarda, size şimdi esasını söyliyeceğim çok ilgi çeken şeyler bulacaksınız.
Dük, yine kendine, işine gelecek bir şekle soktuğu vakayı anlattı. Ve şortunda:
— Biliyor musunuz, dedi, o Kont dö Luvr denilen kimdir?
— Onun kim olduğunu bana öğretmek lûtfunu sizden bekliyo-
Dük derhal cevap vermedi. Söy-liyeceği sözün tesirini hazırlıyordu. Nihayet:
— Kon dö Luvr, Kral İkinci Fransua’nın ta kendisidir, dedi.
Perişan bir halde ayağa kalkan Vidam:
— Kral ha! Diye bağırdı, demek Kari, zındıkların arasına karışarak onunla beraber menfur İlâhilerini söylüyor!... Oh, Allahım!
Dük, kuvvetli bir sesle:
— Evet Monsenyör, dedi, bizzat Kral... Görüyorsunuz ya, «Kral zırjdığın biridir, diye söylediğim sözde ne kadar haklıyım. Artık o.
meşhur Nene'nin daha büyük modelidir. Birleşik - Amerika’da sivil havacılık için kulLanılmasına | ruhsat verilen ilk tepkili motördür. I Santrifüj kompresör tipli bir maki I na ölan Tay, 6.250 libre çekiş kuv- | veti geliştirmektedir. Avon ise ilk ' denemelerinde 6.000 libre kudret ge- i liştirmiştir. Bu çekiş kudretine dair rakamlar, saatte 600 mil sür’atta t 11.000 beygir kuvvetine muadildir. 1 Armstrong Siddeley firması tarafın- j dan inşa edilen Sapphire’in kud-reti el'an gizli tutulmakla beraber, bunun Tay ve Avon sınıfında olduğu bilinmektedir. Python ise, 3.670 , beygir kuvvetinde tepkili pervaneli bir motördür.
MÜJDE
İNŞAAT SAHİPLERİNE
ÛOCkAMACI ve M03ILYACİLARA
Prese edilmiş, su geçmez, kabarmaz, her türlü cllftya fevkalâde el-verişil KAPI, TAVAN, DÖŞEME, 8OLME, LAMBRİ, MASA, DOLAP, haricî reklâm tabelâİRril» her ’OrlP inulfitta kullsuıliit
O Ü R O
Alman malı taze Portlatıı ithalât Marka kontrplâklarımız gelmiştir. Fiyatlar tahtadan ucuzdur.
ÇİMENTO
tfu Batışımız serbesttir. Her çeçlt in-jaet malzememiz mevcuttur.
Tel: 12789 İNAN TİCARETHANESİ
Caddeni No. 1J

LÜZUMLU TELEFONLA»
Yangın ....................... 00
Sıhhî imdat .................. 91
Trenler .................... 12029
Havı Yoilan................. 14881
Yataklı vagonlar ...........11666
Elektrik ................... 2484f
8 1 N fi M A L A K V *
eğlence yerleri
(15031): Kadın cellûdı
(23432): Yanalar kralı (22294): Aralan güreşçilerimi.
zln zafer
(14040): Unutulm
Aşktan s
(11131); Canavar tohumu,
Tehlikeli kadın
(14072): Gar» yolcuları, leşiz vâdl
(14071): Laklar kralı (18846): Ormanlar kralı, İki acık göz haremde
Büyük Ankara Ulus
Yeni
Park
Sümer
Sus Cebeci
ECZAHANELEE
Sakarya, Derman, Yenişehir
Katolik Fransada hükümdarlık1 etmeğe, saltanat sürmeğe lâyık bir adam değildir.
Bu anda, gür, titrek bir ses, müthiş bir şamar gibi:
— Yalan söylüyorsunuz, Dük! sözünü fırlattı.
Eğer bu asil adamların ortasına bütün şiddetiyle bir yıldırım düşmüş olsaydı, birdenbire suratlarına çarpılan bu sözlerin yarattığı tesir kadar bir tesir husule getiremezdi.
Evvelâ, üç ağızdan bir feryat çıktı:
— Boröver!
— Cehennem zebanisi Boröver!
— Mel’un Boröver!
Böyle bağıranlar Dük, Kardinal ve Rospinyak idi. Ayni zamanda hepsi de kılınçlarını çekerek ayağa kalktılar. Yalnız Vidam’da kılıç yoktu.
Bu bir saniyenin onda biri kadar bir zaman içinde yapılan ilk hareket, söylenen ilk söz oldu. Bunu müteakip diğer bir feryat, Kardinalin ağzından çıkan müthiş bir yeis feryadı, işitildi:
— Papanın fetvası!..- Papanın emirnamesi!...
Hepsi de, biraz evvel Vidam’ın o fetvayı bıraktığı masaya döndüler. O vakit, onları birincisinden daha müthiş bir kuvvetle ezen korkunç bir ikinci yıldırım darbesi oldu.
Fetva, Papanın o emirnamesi
masanın üstünde değildi.
xnı
İŞLER NEREDE BOZULUYOR
Onların kılıçlarını çektiklerini görünce Boröver de kılıcım çekti. Şimdi onun da kılıcı elinde idi ve ateşler saçan gözlerini onlara dikmişti. Böyle birdenbire meydana çıkmasının ve çok kıymetli fetvanın kaybolmasının o dört asilzadede husule getirdiği şaşkınlıktan istifade ederek kılıcım istediği gibi kullanabilecek tarzda yer aldı. Aynı zamanda, acı ve müstehzi sesiyle:
— Müsterih olunuz efendiler, dedi, üzerinde Papamn o fetvası yazılı tirşe (parşömen) kaybol muş değildir... Bendedir o... Yâni pek sağlam ve emin bir eldedir. Ne talihli imiş o!... Ayni günde, ayni saatte Fransanın irili ufaklı yüz elli iki bin kilisesinde okunmamak saadetine nail olacak... Fakat, müsterih olunuz, o başka yerde, meselâ Luvr Sarayında okunacak... Dük dö Giz hazretleri, tabiriniz veçhile ve ipten kazıktan kurtulmuş bir adam olan ben. Boröver, burada bulunanların önünde sizin alçakçasına yalan söylemiş olduğunuzu tekrar ediyorum. İnsanları, istediğiniz gibi soymak, malını mülkünü gasbetmek için katlediniz, fakat böylece öldürdüğünüz adamları iftira ve isnatlarla lekelemeyiniz...
Sesi, suratlarına inen bir kamçı darbesine benziyordu: Her hal ve hareketinde, açıkça tahkir, meydan okuma ve tehdit vardı.
Fakat, o söylerken ötekiler de kendilerini topluyorlardı. Elinde kılıcı olmamakla beraber ilk evvel onun önüne atılan Vidam olmuştu. Rospinyak, Nömur ve hattâ, pek de cesur olmıyan Kardinal bile müstakbel Kralın yanında yer almışlardı.
4r (L'»»«nu
Diğer iki arKaaaşı ağzı kulaklarına varıyordu. Lâ-
— Söyledi. Sandal hâlâ elinde idi. Ufak bir yerini düzeltmek için geri götürdüğünü, ertesi günü tekrar getireceğini söyledi.
— Siz kendisine bir şey söylediniz nü
— Söyledim.
— Ne dediğinizi bize de söyler misniz?
— Zevcesinin Bay Stephen Bel-lamy ile telefonda konuştuğunu duyduğumu ve bu muhavereden kendisinin haberdar olması lâzım geldiği fikrinde olduğumu söyledim.
— Bu muhavereyi kendisine anlattınız mı?
— Hayır. Tam o sırada Bayan İves aşağıdan, merdiven başından seslendi, kocasına, Dalles’lere poker oynamağa gitmekten vazgeçip geçmediğini sordu... Devam e deyim mi?
— Tabiî...
— Bay İves, vazgeçemediğini söy Ieyince, Bayan İves de, o halde ben de Coııray'larla sinemaya giderm, yemekten evvel davet etmişlerdi, diye cevap verdi. Bay ives ister ise, geçerken kendisini Dalles’Ierde bırakmağı teklif etti, fakat o istemedi, zaten kısacık yol, yürürüm, daha iyi, dedi. Zannedersem ön kapıdan çıktı gitti. Çünkü kapının şiddetle kapandığını duydum.
— Sonra siz ne yaptınız?
— Ben, zevciniz Bay Stephen Bellamy ile buluşmağa gitti, de. dim.
— Sonra ne oldu?
— Bay İves, saçmalamavın, budalalığın lüzumu yok... dire cevap verdi.
Halk arasında hafiften gülüşmeler oldu, Mis Poge bu gülüşmelere hak verir gibi mahcup bir tavırla tebessüm etti:
— Bu söze cevap vermediniz mi?
— Sadece telefon muhaveresini tekrarladım.
— Kelime kelime mi?
— Kelime kelime. Bitirdiğim zaman, aman Yarabbi, birisi haber vermiş! diye haykırdı.
— Rica ederim, sayın hâkim, bu sözlerin zapta geçmesine muarı-
— Pekâlâ, geçirmesinler.
Hâkim Cerves şahit bölmesindeki kıza azarlar gibi öfkeyle bakıyordu. Fakat savcı muzaffer bir tavırla kızı süzdükten sonra, dâvâlı vekiline döndü, mânidar bir
— Buyurun, siz de suallerinizi sorun, dedi.
Muhabir:
— Bugün öğle yemeği yok mu? diye sordu.
— Hayır, notlarımı sıraya koyup göndermeliyim.
Kızıl saçlı kız bir tomar kar-
ma karışık telgraf kâğıdı ile, cu çiğnenmiş bir de kurşun kalemine işaret etti.. Siyah maroken kaplı defterle altın kalem bir akşam evvel kemali hakaretle otomobilin penceresinden fırlatıp a-tılmıştı.
— Ben de yemiyeceğim. Yazılarımızı burada bitirelim, sonra ben hepsini birden gönderirim. Alın bakalım, elmanız burada-Kızıl saçlı kız heyecan içinde kalmıştı. Söz dinler bir çocuk gibi elmasını aldı. Böyle hakikî bir muhabirle birlikte çalışabilmek ne güzel şeydi! Aralarındaki arkadaşlığın hararetinden birdenbire alev almış gibi yanakları al al olmuştu. Büyük bir şevkle sarıldığı kalemi sayfaların üstünde âdeta uçuyordu. Muhabir, ancak elli dakika sonra tekrar ağzını’ açtı. O da, sorulan bir suale cevap vermek için.
— Bu... Bu kız hakkında flkri-
— Kim.. Hangi kızı?
— Katherin Poge.
— Tatlı dilli, melek huylu bir kızcağız, öyle değil mi?
— Hiç de değil. Ahlâksız, iki yüzlü, sahtekâr. Yılan.
— Yok canım, etmeyin! Sakın bunları yazayım demeyin ha!
— Belki de Mimi Bellamy’yi o öldürmüştür. Ben olsam bu noktadan yürürdüm.
— Celse!
Kızıl saçlı kız, hâlâ yanakları al al, olduğu yerde toparlandı. Şahit bölmesine kınta kırıta çıkan Mis Poge’e hain hain baktı. Öfkeyle sıktığı dişlerinin arasından, Muhabire,
— İnşallah her türlü belâ bunun başına gelir, dedi.
Hakikaten de bir an için duası kabul olmuş gibi oldu. Lambert morarmış abus bir çehre ile insaf-sızcasına şahit bölgesine doğru yürüdü.
— O akşamı bütün teferruatiy-le hatırlıyor musunuz, Mis Poge, dedi.
— Evet, hâfızam gayet kuvvetlidir.
Mis Poge'in sesi bütün tevazuu-na rağmen bir nevi gurur ifade ediyordu.
— Acaba okuduğunuz kitabın ismini de hatırlıyor musunuz?
— Tamamiyle.
— Lütfen söyler misiniz?
— Herges Heimer’in eski eserlerinden Cythener.
— Bu kitap sizin mi idi?
— Hayır, Bay İves’in kütüphanesindeki kitaplardan biriydi.
— Size kendisi mi vermişti
— Hayır.
— Bayan İves mi okumanız için vermişti.
(Devamı var)
M. P.
21.1
23.00
Hava Raporu.
Eyyûbl Ali Rl
. Radyofonik Ope : Ekrem ~ lal Reşit mer Ka_ arkadaş-
ANKARA RADYOSU ÇARŞAMBA — 10/5/1950
7.30 M. S. Ayarı.
7.31 Müzik: Hafif
7.45 Haberler.
8.00 Müzik: Hafif
Müzik: Klasik Saz M. S. Ayarı ve 1 Program vp Kapı
İSTANBUL RADYOSU
ÇARŞAMBA — 10/5/1950
R ADYO
13.00 Haberi
13.15 Müzik: Mclodll 13.30 öğle Gazetesi.
13.45 Müzik: Se
14.00 Akşam P

: (Secim) ııngoların : (Secim) C. H, 20.00 Müzik: Halk Türküleri. 20.15 Radyo Gazetesi. 20.30 Konuşma: (Secim) 20.40 Müzik: Tarihi Türk Müziği.
.15 Konuşma: (Secim) D. P. 21.25 Müzik: Dans Müziği (Pl.) : (Secim) C. H. P.
•ACEM AŞIRAN" (Emin Ağa) 2 — M (Dede Ef.) 3 — Ey


5
uzun gövdesini gerdi, başını dim-1
dik kaldırdı. Eliyle kılıcının kab-
Sayfa:
10 - 5 - 1950
SRTAÇ’ta
Z A F E II
Mimoza Emprimeler Vistra Emprime Jorjet Krep Emprime Tual Keten Emprime Emprime Çamaşırlık ORTAÇ:
Mevsimin Kumaş Fiafları
Demokrasi tılsımı
■k (Baştarafı 4 üncüde)
450 krş. 260 krş. 260-krş 375 krş.
18 Renk hakiki İrlanda Keteni 900 krş. Gandi 340 krş.
Anafartalar Cad. Adliye karfiaı Köğe Mağazası, No. 224.
Tel: 11135 Ankara
t
II

M
t
M|
H



-.1
ı;
0
4) Hedefin Demokrat Partiye Mecliste çoğunluğu kazandırmak olsun. Bunun için, şahsını beğenmesen bile Demokrat listede yer al-1 mış bir adaya bu dâvada oy vermekten çekinme. Büyük hareketler prensiplere sadakada muvaffakiyee
5) Demokrat Partiden olmayan ı partisiz olan vatandaş!.. Huzur ve vicdan hürriyeti içinde hakikî bir particilik yapabilmek için sen de Demokrat Parti adaylarına oy ver. Çünkü bu gün altmış üç vilâyette tam kadro ile mücadeleye atılabilen muhalif parti yalnız Demokrat Partidir. Bu noktayı kü-çiHp.\eme. gözden ırak tutmak.
NETİCE:
Bu seçimde iktidarı ele alarak nek bir idare ve örnek bir seçi-hasıl olduğunu TÜRK MtLLE-göstermek isteyen Demokrat ye inan ve güven.
Bu kâğıttan beş nüsha yazıp beş ’tanıdığına en seri vasıta ile gönder. Böylece, karşımızdakilerin milyonlar dökerek yapmakta, oldukları seçim propagandasını* biz kendi aramızda paylaşarak halledelim. Her birimiz birer ışık olalım ve yurdumuzu, milletimizi aydınlatalım.
Bütün Vatandaşlara selâm ve sevgiler.
1
2
3
4
5
6
7
10
11
12
13
14

Ticaret ve Sanayi Odasından
Unvan: Kemal Çorlu.
Sicil No. 3191
Ankarada Samanpazarı semtinde Hacımusa mahallesinde Eskiyol sokağında 14 numaralı evde oturan, Toptancı Halde 9 No.lu mahalli ticari ikametgâh ittihaz ve Kabzımallık ticaretiyle iştigal eden, Ticaret Odasının 13/62 numarasında kayıt lı T C. tebaasından Kemal Çorlunun yukarda yazılı ticaret unvaniyle noterlikten tasdikli imzası şeklinin Ticaret Kanununun ahkâmına uyularak 9/5/1950 tarihinde tescil edil diği duyurulur. (893)
Zayi
Konya Sanat Enst düşünden 1943-1944 ders yılı almış olduğum diplomamı zayi ettim. Yenisini alacağım dan eskisinin hükmü yoktur.
(896)
Arif Ağırbasaı
Mevsimin en büyük Kır Balosu 20 Nisan Cumartesi Marmara Gazinosunda verilecektir
Ankara Lokanta, Otel ve Eğlence Yerleri işçileri Sendikası tarafından hazırlanan mevsimin en büyük Bahar Garden Partisi için sendikanın hazırladığı özel programda neler var? Saz, Caz, Milli Anadolu ve Karadeniz Oyunları ile Erzurum, Kars, Kafkas. Azerbaycan oyunların da (Kara Böcekler) boks gösterileri ve bir çok sürprizlerle süslenen bu
| muhteşem gece, sabahlara kadar de i** im edecektir.
.....
A

19
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanununun 83 üncü maddesi hükmüne uyularak sandık alanları 10-12 Mayıs tarihlerinde Ulus, Zafer, Kudret Gazetelerinde ilân edilmiştir. Sandıkların bulunduğu mahallerin seçmenler tarafından kolayca bulunabilmesi için Sandık Kurulu Başkanlarile yapılan temas sonunda tesbit olunan sandık mahalleri aşağıda gösterilmek suretile ilân olunur.
Sandık
No. Muhtarlığı
Sandığın bulunduğu mahal
No.
Muhtarlığı
Sandığın bulunduğu mahal
Çankaya Malı. Muh. Kavaklıdere 1 No. Muh
Kavaklıdere 1 No. Muh
Kavaklıdere 2 No. Muh.
Kavaklıdere 2 No. Muh.
Kavaklıdere 3 No. Muh.
Kavaklıdere
3 No. Muh.
Kavaklıdere 4 No. Muh.
Kavaklıdere 4 No. Muh.
Cumhuriyet 1 No. Muh. Cumhuriyet 1 No. Muh. Cumhuriyet 1 No. Muh. Cumhuriyet 2 No. Muh.
Cumhuriyet 2 No. Muh.
Cumhuriyet 3 No. Muh. Cumhuriyet 3 No. Muh. Cumhuriyet 3 No. Muh. Cumhuriyet 4 No. Muh.
Cumhuriyet 4 No. Muh.
Cumhuriyet 4 No. Muh.
Cumhuriyet 4 No. Muh.
Cumhuriyet 4 No. Muh.
Cumhuriyet 5 No. Muh. Cumhuriyet 5 No. Muh. Cumhuriyet 5 No. Muh. Cumhuriyet 6 No. Muh.
Cumhuriyet 6 No. Muh.
Cumhuriyet 6 No. Muh.
Cumhuriyet 7 No. Muh.
Cumhuriyet 8 No. Muh.
Cumhuriyet 8 No. Muh.
Cumhuriyet 3 No. Muh.
33 Cumhuriyet 8 No. Muh.
34 Cumhuriyet 8 No. Muh.
35 Cumhuriyet 8 No. Muh.
Bu £v sizin olabilir
70
Muh.
No.
2
Çankaya İlkokulu binası.
Yugoslav Sefareti yanındaki luk.
Yugoslav Sefareti yanındaki luk.
Çifte Bakkallar Ayrancı.
Çifte Bakkallar Ayrancı.
Seyran bağlarında Ali Osman bahçesi No. 32.
Küçük Esat Mebus durağında Necati Gezerin evinin önü.
Deliler tepesi Bağlar yolu 96/1.
Küçük Esat yolu üzerindeki muhtarlık binası 30/2.
Sağlık Bakanlığı binası antresi.
Sağlık Bakanlığı binası antresi.
Sağlık Bakanlığı binası antresi.
Yenişehir Lisesi İlk kısım kapıları önünde.
Yenişehir Lisesi İlk kısım kapıları önünde.
Kömür Satış Müessesesi.
Kömür Satış Müessesesi.
Sosyal İş Ham kapısı önü.
Meşrutiyet caddesi üzerinde Ziraî Kombinalar binası.
Meşrutiyet caddesi üzerinde Ziraî Kombinalar binası.
Atatürk Bulvarı üzerinde Toprak Umum Müdüılüğü binası.
Selanik Caddesinde Petrol Ofis binası.
Atatürk Bulvarı üzerinde Toprak Umum Müdürlüğü binası.
Mimar Kemal mektebinde.
Mimar Kemal mektebinde.
Mimar Kemal mektebinde.
Eski Orman Umum Müdürlüğü halen Elektrik Etüt Umum Müdürlüğü.
Eski OıTnan Umum Müdürlüğü halen Elektrik Etüt Umum Müdürlüğü.
Mimar Kemal İlkokulu.
Gar Kazinosu bahçe kapısı.
Gazi M. Kemal Bulvarı Vehbi Koç L (i,Yurt binası.
Gazi M. Kemal Bulvarı Vehbi Koç
Yurt binası.
Gazi M. Kemal Bulvarı Vehbi Koç Yurt binası.
Gazi M. Kernc*l Bulvarı Vehbi Koç Yurt binası.
Necatibey caddesi eski Beden Terbiyesi Umum Müdürlük binası.
Necatibey caddesi eski Beden Terbiyesi Umum Müdürlük binası.
Anıt Tepe şantiye binası.
Subay evleri önü.
boş-
71
72
73
74
75
76
77
79
80
81
82
83
84
85
87
88
89
90
91
92
)3
94
95

Cebeci
2
No.
No. No. No. No. No.
Muh.
Muh. Muh. Muh. Muh. Muh.
Cebeci
Cebeci
Cebeci
Cebeci
Cebeci
Siyasal Bilgiler 3 No. Muh.
Cebeci 4
Cbecei 4
Cebeci 4
Cebeci 4
Cebeci 5
Cebeci 5
Cebeci 6
Cebeci 6
Cebeci 6
Cebeci 6
Cebeci 8
Cebeci 8
Cebeci 8
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
No.
Balkehriz
Balkehriz
Balkehriz
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Bağları
Bağları
Bağları
Saimekadın Muh.
Saimekadın Muh.
Saimekadın Muh.
98
99
100 Mamak
101 Mamak
102 Mamak
Muh.
Muh.
Muh.
Mamak Mamak
1
1
1
2
2
103 Mamak
104 Mamak
3
No.
No.
No.
No.
No.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
Muh.
No.
No.
Muh.
Muh.
Tanyeri sokak 10 numaralı evin ö-nünde.
Abidin Paşa köşkü mutbah yanında münzevi sokak Hüseyin Arslan evi önünde.
Hukuk Fakültesi.
Hukuk Fakültesi.
Hukuk Fakültesi.
Siyasal Bilgiler Okulu.
Siyasal Bilgiler Okulu.
Siyasal Bilgiler Okulu.
Kurtuluşta Birinci Ortaokul binası. Kurtuluşta Birinci Ortaokul binası. Bilim sokağında Hatay Bakkaliyesi önünde.
Hukuk Fakültesinin Erdem sokağı cihetinde kapısı önünde.
Kurtuluş İlkokulu.
Kurtuluş İlkokulu.
Arka Topraklıkda bakkal Mustafa Mutlu’nun 85 numaralı dükkânı önünde.
Arka Topraklıda Mehmet Sanal’ın 11 numaralı evi önünde.
İmrehor yolu üzerinde Haşan Bal-söz’ün bakkal dükkânı önünde.
İmrehor yolu üzerinde Haşan Bal-söz’ün bakkal dükkânı önünde.
İncesuda tuz Nazırının evinin yanı. İncesuda Değirmen arkı üzerinde Şerife Katığın evi yanı.
Küçüktepe Haşan Dede çeşmesi yanı.
Balkehriz bağları Kayseri caddesi 2 numaralı bakkal Hulûsi Çavdarın dükkânında.
Balkehriz bağları Kayseri caddesi 170 numaralı Fuat Ertemen evinin önünde.
Balkehriz bağları Hastane arkasında Yeni Çağ bakkaliyesi. •
Mamak yolunda su Klor tesisatı civarı.
Saimekadın istasyon binası.
Saimekadın mahallesi Balkehriz eteklerinde cami yerinde.
Mamak İlkokulu.
Mamak İlkokulu.
Mamak İlkokulu.
Mamak İlkokulu.
Saimekadın Ahmet Sönmez yanı.
Saimekadın Ahmet Sönmez yanı.
Gülveren çeşmesi yanı.
Kayaş İlkokulu.
Kayaş camii.


ÜE
T/


Vadesiz Tasarruf Hesapları
30 Haziran 1950
İKRAMİYE ÇEKİLİŞİNDE
Yukarıda resmini gördüğünüz ev, talihlisini bulacaktır. Bu güzel ev İstanbul’da Bakırköyünde, Bahçelievlerde, asfalt üzerindedir. 5 odası geniş bahçesi, garajı ve ayrıca 2 odalı bir bodrumu vardır.
Bu evi kazanmak isterseniz 10 Mayıs 1050 akşamına kadar Ziraat Bankalarında 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 Haziran 950 kşamı-
na kadar çekmemeniz lâzımdır.
Her 150 Liraya ayrı bir kur'a numarası verlle-
Bu Çekilişte :
Ayrıca, 10.000 Liralık bir adet, 1.000 Liralık beş adet para ikramiyeleri vardır.
ifT.C. ZİRAAT l| B ANKASI j
Ankara Radyosu Müdürlüğünden:
Klimatizasyon tesisatı tâdil ve ilâve işleri
1 — Ankara Radyosu Stüdyo binasındaki klimatizasyon tesisatı tâdil ve ilâve işleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işin keşif bedeli 10.760 lira ve muvakkat teminatı 807 liradır.
3 — İhale, 18/5/1950 tarihine nastlıyan Perşembe günü saat 10 da Ankara Radyosu Müdürlüğü odasında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname istiyenlefrin Ankara
Radyosu idari işler Şefliğine müracaatları, talip olanların Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden alacakları belgeleriyle Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı bulunduklarına dair olan belgelerini de ihtiva edecek olan ve 2490 sayılı kanunun tarifine göre hazırlanmış bulunan kapalı zarflarını muayyen gün ve saatten bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Müdürlüğümüz Satınalma Komisyonu Başkanlığına vermeleri ilân olunur. (2721)
3
105 Kayaş Mahallesi Muh.
106 Kayaş Mahallesi Muh.
36 Cumhuriyet 8 No. Muh. Cumhuriyet 8 No. Muh. Subay evleri
Cumhuriyet 9 No. Muh.
Cumhuriyet 9 No. Muh.
40 Cumhuriyet 9 No. Muh.
41 Cumhuriyet
37
JJ


■ için biletler gayet ucuz bir la satışa çıkarılmıştır. Ayrıca nalkı taşıyacak olan nakil vasıtaları da- sendika tarafından parasız olarak temi nedilmiştir.
Biletler Ulus Meydanı Ticaret Han sendika merkezinde, Anafartalar cad. Güven Yorganevinde, Ticaret Han Foto Görçek Stüdiosunda, Balo akşamı Marmara Gazinosunda satılmaktadır.
NOT:
Işbaııkasının önünden kalkacak o-lan ve üzerlerinde Sendika Armaları bulunan otobüslere Garden Parti davetiyelerini gösterenler otobüs parası vermiyecektir. (897)
10 No. Muh
42 Cumhuriyet
iO No. Muh.
Zayi
Kızılcahamam Çamlıdere nahiye S-nden almış olduğum Nüfus Cüzdanımı kaybettim, Askeri kayıdım yelleneceğinden eskisi hükümsüzdür.
Emin Sözen oğlu 333 doğumlu Kemal Sözen
43 Cumhuriyet
44 Cumhuriyet
45 Cumhuriyet 11 No. Muh.
46 Cumhuriyet 11 No. Muh.
47 Cumhuriyet 11 No. Muh.
48 Cumhuriyet 11 No. Muh.
49 Cumhuriyet 11 No. Muh.
50 Cumhuriyet 12 No. Muh.
51 Cumhuriyet 12 No. Muh.
52 Cumhuriyet 12 No. Muh.
53 Cumhuriyet 12 No. Muh.
54 Cumhuriyet 12 No. Muh,
55 Cumhuriyet 12 No. Muh.
Saraçoğlu
56 Cumhuriyet 12 No. Muh.
57 Cumhuriyet 13 No. Muh.,
58 Cumhuriyet 14 No. Muh.
59 Orman Çift. 15 No. Muh.
60 Orman Çift. 15 No. Muh.
Orman Çift. 15 No. Muh.
62 Orman Çift. 15 No. Muh.
63 Cebeci 1 No. Muh.
64 Cebeci 1 No. Muh.
65 Cebeci 1 No. Muh.
66 Cebeci 1 No. Muh.
10 No. Muh.
11 No. Muh.
Basıldığı yer:
GİJNES MATBAASI
Sahibi
Adviye FENİK
Ru nüshada yazıışlerini fiilen eden: HİKMET YAZICIOĞLI
61
67 Cebeci 1
68 Cebeci 2
69 Cebeci 2
No.
No.
No.
Muh.
Muh.
Muh.
Teknik Üniversite Şantiye binası. Bahçelievler Ortaokul binası. Bahçelievler Ortaokul binası.
Bahçelievler altıncı cadde üzerinde natamam inşaatta.
Bahçelievler 7 inci cadde 9 numaralı natamam inşaatta.
Küçükevlcr fırın yanındaki halde. Sarar İlkokulu.
Sarar İlkokulu.
Sarar İlkokulu.
Sarar ilkokulu.
. Atatürk Lisesi.
Atatürk Lisesi.
Kızılay binası.
Kızılay binası.
Kızılay binası.
Millî Kütüphane.
Kızılay binası.
Milli Kütüphane.
Saraçoğlu.
Millî Kütüphane.
İlkokul binası
İlkokul binası
İlkokul binası *
İlkokul binası
Devlet Demiryolları Hastanesi önü. Gazi Eğitim Enstitüsü önü.
Demirlibahçe İlkokulu.
Demirlibahçe İlkokulu. Şafaktepede.
Demirlibahçe Muhtar Nihadın dükkânın önünde.
Demirlibahçe İlkokulunda.
İş Bankası Cebeci Ajanlığında.
Kutluğun sokağında bakkal Meh-medin dükkânı önü.
fi
Belediye Başkanlığından:
t
Belediye sınırları içinde vukubulan çocuk ölümlerinde bazı hemşehrilerin çocuk ölülerini muayene ettirmek ve defin ruhsatı almak için kucakta veya genel nakil vasıtalariyle merkez veya şube Belediye tabipliklerine getirmekte oldukları görülmektedir.
Ölüm vakalarında sarî hastalıkların da olabileceği tabiî bulunduğundan cenaze nakillerinin münhasıran Belediyece tahsis edilen vasıtalarla yapılması Umumî Hıfzısıhha Kanunu hükümlerinden olduğu cihetle aksine hareketin cyayı icabettirdiğinden halkın ölüm vukuunda Belediye tabiplerine ölülerini evlerinde muayene ettirmeleri ve bu muayeneden sonra mezarlığa Belediye Cenaze Otomobilleriyle naklettirmeleri lüzumu ilân olunur.
(2961) (349)
V,
Ankara Radyosu Müdürlüğünden
Satılık otomobiller
1 — 949 model Paccard spor kapalı radyolu kaloriferli, Z — 950 model Moris 6 silindirli,
3 — 947 pikap kaptı kaçtı Ford,
4 — Studebaker hususide kullanılmış,
5 — 949 Pontiak radyolu kaloriferli spor kapalı hususi kon-loru haiz,
Muhtelif model ve marka Avrupa otoları 3 model üzerine ekonomik fiyatlar.
"t
Ulus Sineması karşısında Sokoni Benzin satış yerinde
M. Reşit Yıır’a veya 25788 telefona müracaat. (895)
*
Ikramiyeli Sürpriz Marka gömleklerin Spor Açık yakalı Yeni ve yazlık çeşitleri gelmiştir PANAMA ŞAPKALAR 12.75 Kr».
1 — Ankara Radyosu Stüdyo binasiyle Etimesgut verici istasyonu binalarında yaptırılacak onarım işleri kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu işlerin keşif bedeli 17847,05 lira ve muvakkat teminatı 1340,55 liradır.
3 — İhale, 18/5/1950 tarihine tesadüf eden Perşembe günü saat 11 de Ankara Radyo Müdürlüğü odasında toplanacak komisyonca yapı -lacaktır.
4 — Daha fazla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin Arı
kara Radyosu İdari İşler Şefliğine müracaatları, talip okınLann Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliğinden alacakları yeterlik belgeleriyle Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı bulunduklarına dair belgelerinde ihtiva edecek olan ve 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanmış bulunan kapalı zarflarını, muayyen gün ve saatin den bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Müdürlüğümüz Sa -tınalma Komisyonu Başkanlığına vermeleri ilân olunur. (2720) I
Boş Çuval
Alın) ve Satımı
Her nevi zahire, tiftik ve un çuvalları.
Adres: Anafartalar Zafer Sokak No. 44 C. C. Tanık. (898)
I
DOKTUK
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYİ MÜTEHASSISI
Kiralık Daire
Hastalarım her gün saat İS ten İtibaren kabul eder.
Hanıamönü Halk Eczanesi kar finda, Nizameddln apartmanı No J — Tel: 18841.
Fiatlanmız çok ucuzdur
750 Kr. 780 Kr.
890 Kr.
1200 Kr.
1075 Kr.
1260 Kr.
840 Kr. »08 Kr.
1100 Kr.
1300 Kr.
Pijamalar
1451 Kr.
10SI Kr.
UM Kr
3 oda, elektrik, su mevcut
Müracaat: Cebeci Dikimevi üstü, Harta Nirengi Noktası kar. şısı, Taylanlar Ap. Daire: 3.
(900)
Bir sarhoş yakalandı
Seyyar satıcılık yapan Mustafa Demirkök isminde bir gencin üzerinde 7 gram esrar bulunmuştur. Mustafa suçüstü mahkemesine veril miştir.
l|R0 Kr. 1390 Kr. 1680 Kr. 2950 Kr.
NO f: ikramiyelerin çekili» tarihi 21 T fpyis 1950 dedir.
Ortaç:
Anafartalar Cad. Adliye karımı Köşe Mağazası, No. 224.
Ankara Tel: 11135
Sayfa) 4
10 - 5 - 1950
Sayfa: C
ZAFER
1 Boşmckaieden devam
■ ■
★ (Baştarafı 1 incide) yeniden mütalea ederek bi*. karar l lundu. Bu muazzam tezahüratın, almak mecburiyetini duydum. Ya skher faniye nasip olan bir bahtiyar- mücadele edecektim, yahut evimde ( ıık olmadığını kaydeden Celâl Ba oturacaktım.» dedi.
' yar sözlerine, kendisinden bahsede Bayar, milletin kendisine lâyık ceği c.betle özür dilemekle başladı, gördüğü nimetlerin şükran borcunu Bayar’ııı seçmenlerine hilıbı ödemek için ölünceye kadar hizmet Bilindiği gibi Celâl Bayar Demok yolunda mücadeleye karar verdiğini rat Partinin Bursa milletvekili ada- anlatarak, bunun ancak ikinci bir yıdır. Seçmenlerine kendisini şöy parti kurmakla kabil olacağı kale takdim etti: naatine varmış olduğunu beyan et-
»— Ben Gemlik’in Umurbey kö- ti. Büyi\k Atatürk, bu memlekette yünde doğmuşum. Babam köyün Rüş millî hâkimiyetin temellerini atmış diye muallimi evveli Abdullah Feh tır. Bayar. bu eseri tekâmül ettir-rni Efendidir. Kendisini tanıyanlar, mek lüzumuna inandığını anlatıı*-mesleğine bağlı iyi bir insan oldu- ken dedi ki:
ğunu söylemektedirler. • — Ben C. H. P. nin ikinci reisli-
Gençliğini Bursa'da geçirdiğini ğini ifa ettim. Birinci reis rahmet-ilâve eden Bayar, bütün hayatında li Atatürk’tü. Partide kalmaklığım memlekete faydalı olmaktan başka mı lâzımdı, yoksa düşündüğüm gibi bir şey düşünmediğini söyledi: vazife görmekliğim mi? Tereddüt et
«— Millî Mücadelenin ilk günün- medim, ikinci bir partinin kuıulma-denberi büyük Ata’nın yanında, dün sında memleket için fayda görerek yanın hayranlığını çeken inkilâplaı arkadaşlarımla birlikte mücadeleye olurken, vazife başında idim. H ı- atıldım. Üzerimde mebusluk sHatı yatımın en büyük bahtiyarlığını teş- vardı ve beni Halk Partisi aday gös kil eden bu yakınlık ve bağlılığım termişti. Teıeddüd etmeden mebus Atatürk’ün nefesini Allaha teslim luktan istifa ettim, minnet borcu elettiği ana kadar devam etmiştir.» tında kalmamak için böyle bir ha-D. P. nasıl kuruldu? reket lüzumuna kani idim.
Celâl Bayar bundan sonra Demok Bayar’ııı bir açıklaması
rat Partinin kurulmasına takaddüm Bayar, buraa şu açıklamada bu-eden ve sebep olan hâdiseleri ve lundu: meseleleri kısaca gözden geçirdi. — 1946 da bir avuç D. Parrili
Bayar, idaresizlik yüzünden mem milletvekilleri ile toplandığımız leket n uğradığı ıstıraptan bahsedev gün Meclise girip girmemek meşe ken 1946 ya takaddüm eden bir Mec leşi üzerinde durduk. Bu meınle-lis müzakeresmde söz alarak bütçe ketin muhtaç olduğu huzur, sükun nin ağalığından bahsettiğini ve ta- ve istikrarın temini için tahammül kip olunan malî siyasetin hayatı a- göstermeyi umumi menfaate daha ğırlaştıı makta başlıca âmil olduğu- uygun bulduk. Kendileri ile görüş nu ileri sürdüğünü, fakat kimseye tüğümüz sırada bizim içimizde tec söz anlatamadığım ifade ve sözleri- rübeli arkadaşlar olduğunu söyle ne şöyle devam etti: dik. Ve memleketin bozuk olan
— O zaman bize, bir iki gün ev- iktisadi işlerinde yardım teklifinde vel sîzlere burada söylenenler aşağı bulunduk. İcabederse sizinle görü-yukarı tekrar edildi, Büyük bir şürüz, dediler. Bekledik, fakat gö-ordu besliyoruz, denildi.» vüşmediler.»
Bütçedeki artış ? Eylûl’üı
Bayar, kahraman Türk milletinin ordusuna her zaman en büyük feda karlığı yapmaktan çekinmediğini ve çekinmiyeceğini belirttikten sonra, ortaya konulan iddiaların ne derece ye kadar yerinde olduğunu araş dığından bahsetti ve şimdi milyarı aşan bütçede orduya mı, İhtiyaçlara mı daha ıaz.ıa ııaıvau-dığını bazı arkadaşları ile birlikte tetkik ederek şu neticeye vardığını söyledi:
— Bütçedeki artış nisbeti
Demokrat Partiye niçin oy vereceğiz?
D. Parti Ankara adayları
I
diyorum. Eğer böyle devam eder- | lerse Türk Milletinin mukaddes o-lan rey hakkına ihanet etmiş olacaklardır.»
Halkın cevabı
Bayar, halkın sık sık alkışları ile kesilen nutkunu şöyle bitirmiştir:
.— Bu memlekette şiddet politikasından bahsedenler bizzat kendilerini aldatmış oluyorlar. Bura- , da görüyorum ki; 30 binden fazla vatandaşa hitap etmekteyim. Soru- ' yorum size: Niçin geldiniz? Nasıl 1 - - ---- ~
geldiniz? Sizi buraya gelmek için telerde yayınlanan seçim beyanna-I mesi ele bu yüksek siyasi terbiye vatandaş hep bir esasları içinde hazırlanmış kıymetli bir vesikadır. Demokrat Parti, C. H. P. nin seçim beyannamesini | tenkit ederken, iktidar partisinin oldu birtakım hayalî vaidlerle seçmenlerin sağduyusuna hürmet etmediğini dahi yine bu çerçeveler dahilinde yerinde ikazlarla belirtmiştir. Demokrat Parti, memleketin ve adete kavuşması için başvurulacak usul ve prensipleri açıklarken hiç ' zaman, yapamıyacağı ve yapılması yüz yıllara ve milyarlara mü tevakkıl' hayalî vaidlere kapılmamıştır.
Demokrat Parti iktidara geçtiği ' ’ • un lar görülen totaliter u-
7 Eylûl’ün zararları
Bayar, bundan sonra 7 Eylül kararlarını şiddetle tenkit etmiş. 1946 senesinden 1949 yılı nihayeti ne kadar Avrupadan tihal ettiğimiz malların bedelerinin farkı ola-îştır- harice 790 milyon lira akıp
mâjau gittiğini, haricî borçlara da 300 „,ı, yoksa sivil milyon lira fazla ödemek mecmu-daha fazla harcan- riyeti hasıl olduğunu ifade etmiştir. Paranın kıymetinin düşürülmesi yüzünden hayat pahalandığı için de memur maaşlarına 35 mil-______sivil y°n lira raddesinde zam yapıldı-ihtiyaçlarda % 425 olmasına rağ- Sını sözlerine ilâve etmiştir, men askeri ihtiyaçlarda ancak ; 271 Kırklarelinde bir müşahede dir.»_Daha sonra Kırklarelindeki bir
Bayar ağır, hattâ Varlık Vergisi müşahedesini anlatan Bayar demiş gibi gayri tabiî yollarla sağlanan tir ki:
gelirin söylenildiği gibi tam şekil- — Partimizin ilk kuruluşu zaman de askeri ihtiyaçlara değil, sivil larında Kırklarelinde Demokrat ar-masraflara harcanmaktan çekinil- kadaşlanmla konuşuyordum. Karşı mediğini ve aynı halin bugün de partiden bir iki kişi gönderilmişti, devam etmekte olduğunu izah etti. Bunlar ellerine verilen sualleri ba-Borç 2 milyarı aştı na tevcih ederek, programınız var
D. Parti Başkanı devlet bütçesi diye sordular. Var ama, olmasa nin 10 yıllık seyrini kısaca tahlil ne olacak. Program başka, yapmak ettikten sonra dedi ki: başkadır. Muhatabıma dedim ki;
_____ 1940 senesinde 460 küsur mil- farzet ki, yoktur, sizin programınızı yon lira olan bütçe, bugün bir mil- alacağım ve yapacağım, çünkü siz yar 400 küsur milyonu bulmuştur, beceremiyorsunuz.» Borçlar 700 küsur milyon lira iker. —ms tc^
2 milyarı aşmıştır. Ve her sene de 150 milyon lira açık vermek tiyle ve ağır faizlerle borçlar yekûnu kabarmakta devam
Taşıma su ile değirmen dönmez Bayar, Demokrat Parti adına y; pılan bütçe tenkitlerini de kaydederek mukabilinde teşekkür beklemek için değil, vazife duygusu ile çalışıldığını belirttikten sonra:
•— Bu yolda bize târiz edenlerden perva edecek kısa düşünceli insanlar değiliz.» dedi ve şöyle devam etti:
•— Bu yıl bütçe açığı istikraz yolu ile değil Marshali yardımından kapanmıştır. Tekrar ediyorum, büt çemiz memleketin takati ile rnüte-nas.p deg,ld,r. Taş,ma su de değir- memleketi„ evlâtlarıdırlar, men dönmez. Şimdi bize, yol goste- - •- ■ -
riniz, diyorlar. Dört senedenberi bu vc 1S_1Â1UC -.i-.,.-...,,..,
yolu göstermekteyiz. Devlet ağır q sisteme hücum ederek düzelttik, yükler altında çok pahalı devlet ida , Bundan sonra da düzeltmeğe çaresi haline getirilmiştir. Demokrat ıhacağız. Tarafsızlığını bozan ida-Parti bunun hal yolunu biliyor, ya- [ re âmirlerine maalesef bazı yerler-............................ ^lk de rastlanmaktadır. Geçen defa ol-duğu gibi dayak atmıyorlar ve ata-mıyacaklardır. 946 seçimlerinde görüldüğü gibi rey hırsızlığı, mazbata sahtekârlığı yapılamıyacaktır. Bugünkü müdahale vatandaşlara telkin suretiyle olmaktadır. Muhtarları çağırıyorlar, sizin köye su getireceğiz, diyorlar. Eğer muhtarı bu işe teşne görmezlerse tehdit ediyorlar. Bütün idare âmirlerine sözüm yok, vazifesini suiistimal etmek istidadında olanlara hitap e-
Büyük millî vazife
...__ Bayar bundan sonra seçim mese-
sure- lelerine temasla:
____ «— Bugün büyük millî bir vazi-’tmiştir... fenin karşısında bulunuyoruz. Türk Milleti hâkimiyetini kullan-j, mak, efendi olduğunu isbat etmek istiyor. Bunu 14 Mayısta gösterecektir.» dedi.
Seçimlere nasıl müdahale ediliyor?
Daha sonra Seçim Kanunu noksansız olmamakla beraber, bu ka-.’ nunla emniyetli bir seçim yapılaca-1 ğına inandığını kaydederek şunları söyledi:
•— Vatandaşları sandık başına davet ediyoruz. Seçim cihazının yanıbaşında idari cihaz işlemektedir. Kimseye târiz etmek niyetinde değilim. İdare âmirleri de bu onları suiistimale sevkeden idare ve içinde bulundukları sistemdir.
parlarsa teşekkür ederiz, yâpama lan takdirde onu milletin takdirine bırakarak işi ehline bırakmalarını isteriz.»
Mücadele borcumda
D. Parti Başkanı, Demokrat Partinin kurulmasından evvel Halk Par tisi Meclis Grupuna verilen dörtlü takrir hakkında bu vesile iie kısaca izahlarda bulundu. Bu takririn şiddetle, hattâ hakaret'? reddolundu -ğunu anlatırken:
— Ben arkadaşlarımla vaziyeti
r
Konyayı da su bastı
Konya, 9 (Telefonla) — Günlerden beri devam eden yağmurlar neticesinde Ereğli ilçesinin Aziziye köyünü dün gece su basmıştır. 100 ev tamamen yıkılmıştır. Diğer evler de tehlikededir.
Köylünün bütün arazisi su altında olup yağmur şiddetile devam ■tmektedir. Can kaybı olup olmadığı henüz öğrenilememiştir.
★ (Ba.ştarafı 1 İncide) I Sosyal Yardım dairesi mütehassıs-Seçimlerde Demokrat Parti- lığında 3 sene kadar çalıştıktan r.or.ra son olarak İzmir çocuk has-tahanesi başhekimliğine tayin olunmuş ve 9 ay kadar bu hastahaneyi isg jg karşl.
, „ müşküller ve bir çok idari yolsuzluklar karşısında istifa ederek 946 yılında devlet hizmetinden ayrılmış ve istifa sebeplerini de Demokrat İzmir gazetesinde umumi efkâra açıklayarak Demokrat , Partiye iltihak etmiştir. 3 yıldan-
1—
nin kazanma şansını nasıl buluyor- sonra s( sunuz? * *---
— Seçimlerde iktidar partisi söz- , . , ___
cülerinin her fırsatta tekrar ettik- açmak için uğraşmış is( leri gibi idari baskı ve hiyle yolla- 1 laştığı miinkiillor vp hi) rina sapılmaz, kanun harfiyen tatbik edilebilirse partimizin kazanma şansı elbette çok olacaktır.
2— Âdil, bitaraf ve dürüst bir
seçim yapılıp yapılmıyacağı hak-kındaki fikirleriniz? ... . , . ....
— Seçim kampanyasına girdiği- ' beri Ankara il idare kurulu üyesi miz tarihtenberi yer yer 946 seçim- ' J—
lerinde şahit olduğumuz idari baskı örneklerine rastlamış olmamıza rağmen âdil ve bitaraflıklarından asla şüphe edemiyeceğimiz adliye mensubu zevatın murakabelerinde cereyan edecek seçimin elbette ki ferahlatıcı bir havası, emniyet telkin eder bir mahiyeti olacaktır.
3— Memleketi iktisaden kalkındırma hususundaki görüşleriniz?
— Mesleğim bana bu kat’î hükümlere varmak yetkisini j enemmıyet arzeaen Dır mesele na-vermemekle beraber bilgisizlik ve I lini almıştır. Bu hususta bütün plansızlık yüzünden memleketimi- ı milletin ve siyasi partilerin vazife zin bakir servetlerinden istifade’ ” ■’ * ' ’
edemediğimiz bedihidir. Partimin bu mevzuu çok hassas davranarak başaracağı işlerden başlıcası olarak ele alacağını söylemek isterim.
4 — Hayat pahalı mıdır? Eğer öyleyse ucuzlatmak mümkün müdür?
— Hayat elbette pahalıdır. Bunu her an hepimiz hissetmiyor muyuz. Vatandaşların yaşayış seviyelerini nazara almadan bizdeki hayat pahalılığını başka milletlerle kıyas e-derek teselli çareleri arı„— yat pahalılığını dar ve sabit gelirli sin konulması yani iktisadiyatımı-vatandaşlar gibi kendi bünyelerin- | za temel olacak işlerin ilmi bir şe-de hissedememiş olsalar gerektir. —
« i Hayatı ucuzlatmanın bir mucize ile miirekken sûn- birdenbire kabil olacağına kani de--j.»»;»»»-.-- sonrı â*bm. Tedbirli ve plânlaı çalışma-
l 1ar neticesinde hayatı ucuzlatmak elbette mümkündür.

Dr. Muhlis Bayramoğlu
1902 tarihinde. Ankarada doğmuş olup Hacı Bayram Veli ahfadın-dandır. Ankara lisesini ikıualûeu sonra İstanbul Tıp Fakültesinden 929 yılında mezun olmuş ve muhtelif hükümet tababetlerinde 3 yıllık mecburî hizmetini yapıktan sonra İstanbul Üniversitesi Çocuk Hastalıkları servisinde ihtisas yaparak çocuk hastalıkları mütehassısı olmuştur.
Bir müddet Aydın çocuk muaye-i ne evinde vazife gördükten sonra ı, Demokrat Parti Başka- ı Almanyaya giderek iki sene kadar Rayar’ııı bir sözüyle biti- Berlin ve Kil Üniversiteleri ço-1 cuk kliniklerinde çalışmış ve yurda döndükten sonra muhtelif doğumevleri başhekimliğinde bulunmuştur.
Bundan sonra Sağlık Bakanlığı
yük toplantıları, Demokrat Partinin fikirlerini aksettiren gazetelerdeki neşriyatı, Demokrat Parti adına yapılan radyo yayınlarını takip eden vatandaşlar, bu partiye karşı duydukları yakınlığın ne kadar yerinde olduğunu bir kere daha anlamışlardır.
Demokrat Partinin dünkü gaze-
zorladılar mı?»
40 bine yakın ağızdan bağırdı:
•— Hayır.»
Bayar, tekrar sofdu:
(— Size mükâfat vadeden mu?»
Cumhuriyet alanı tekrar: yır» sesleriyle çınladı.
Bayar, sözlerine devamla: , - -.
— Ben de biliyorum ki, bu mu- 1 halkın muhtaç olduğu refah azzam topluluk sadece vatan aşkı ile meydana gelmiştir. Bize 3 yaşında olduğumuzu söylemişlerdi. Yi- ı hir ne onların hesabiyle bugün çok şü- 1 "”,c kür 4 yaşına basmış bulunuyoruz. ,
Sarı çizmell Mehmet ağa partisi j
Yine bize: »Sarı çizmeli Mehmet . „ . .
ağa partisi» diyorlar. Aday listele- ı zaman tatbik edeceği idare tarzını rimizi tetkik edenler görürler kı, 1 şimdiye kada-bu listeler içerisinden kolaylıklı: sililerden ayrı olacağı şüphesizdiı fakat bugünkü hükümetten daha | Yapılacak işler -•••-*■ • • ••-liyakatli olmak şartiyle beş tane messilleriyle, ~ hükümet kurulabilir. Bu memleket- ; 6 1
te bir çok gizli irfan hâzineleri vardır. Türk kadınları her gün Ata-
«Ha-
I
dır. Türk kadınları her gün Ata- sonra k; tüık gibi yüzlerce Mustafa Kemal- | iktisadı
ler doğurmaktadırlar. O Mustafa Kemaller halka hizmet için imkân verilmelidir. Demokrat Parti beş senelik mücadelesinde böyle bir imkân hazırlamakla bahtiyardır.»
Sivas'ta oskeı i
bir gösteıi mi?
Sivas, 9 (D. P. İl başkanı Rifat Öçten telgrafla bildiriyor) — Ge- i nel Kurmayın ve Millî Savunma ! Bakanlığının emri hilâfına askerî ı jipler şimdiden vilâyet emrine teslim olunmuştur ve seçim propagan- I dalarında kullanılmaktadır.
Diğer taraftan, tümen tam kadrosu ile ve manevra hazırlığı ile şehir içerisinde gezdirilmektedir. j ilk gezi dün olmuştur. Yarın aynı ' gezinin tekrarlanacağı öğrenilmiştir.
ZAFER — Ordunun politikaya | âlet edilmesi memleket için çok vahim neticeler doğurabilir. Ortada hiç bir sebep yokken halkın gözünü yıldırmak ve korkutmak nıaksa-diyle yapılan bu askerî gösterilere başvurulması kanuna aykırıdır. Dikkati çekeriz.
D. P. nin yeni bir ocağı
Bahçelievler nahiyesine bağlı Ludumlu köyünde Demokrat Partinin yeni bir ocağı bugün açılmıştır. Kalabalık bir köylü topluluğu huzuru ile yapılan kuşat merasiminden sonra ocağa hemen 50 kadar vatandaşın kaydı yapılmış ve müteşebbis idare kuruluna aşağıda isimleri yazılı arkadaşlar seçilmiştir:
Ali Bozkurt, Rasim Demirbilek, İsmail Yıldız, Süleyman Çiçekçi, Osman Turgut.
DEVLET TİYATROSU
BÜYÜK TİYATRO’da
Yarın akşam saat 21 de
YANLIŞLIKLAR KOMEDİSİ
Komedi 3 Perde
Yazan: W. Shakespeare Türkçesi: Avni Givda Sahneye koyan: Mahir Canova
KÜÇÜK TİYATRO’da
Bugün saat 14* de
KELOĞLAN
Masal 5 Tablo (Okullara, Veli ve Çocuklara)
Bu akşam saat 21 de
ALTI ŞAHIS MUHARRİRİNİ ARIYOR
Piyes 3 Perde
Yazan: L. Pirandello Türkçesi: Dr. Feridun Timur Sahneye koyan: Mahir Canova (Öğretmen ve Öğrencilere)
Büyük Tiyatro Tel: 10370
Küçük Tiyatro Tel: 11169
SPOR fi MAĞAZASINA
Yeni gelmiş olan en yüksek kalitede İngiliz ve yerli kum şiarı satışa çıkarılmıştır. Muhterem Ankara halkının bu kumaşları görmeleri menfaatleri icabıdır AYNI ZAMANDA mağazamızda 1950
I
l
milletin hakikî mü-, , meslekî teşekküllerle, resmi ve hususî müesseselerin alâkalı mütehassıslariyle istişareden sonra kararlaşacaktı!*. Bunun gibi lî ve mali işlerde, iktisatçılardan teşkil edilecek şûralarda, teknik işler, teknisyenlerden teşkil edilecek komisyonlarda: ziraat işleri, pratik ziraatçilerle ziraat mü tehassıslarından '' »
larda müzakere edildikten karar altına alınacaktır.
Halbuki şef sisteminde, halkın ve mesleki teşekküllerin fikirlerine hiç bir zaman yer verilmemektedir. Bu gibi idarelerde kongreler, şûralar toplansa bile, tazim telgrafları çekmekten başka bir iş yapamazlar.
Demokrat Parti, bir hükümet ne kadar gayret sarfederse etsin, halkın yardımına mazhar olmadan muvaffak olamıyacağına kanidir. Halk Partisinin muvaffakiyetsiz-liklerinin yegâne âmili de, halkla teması kesip, güvenini devlet işletmelerine ve idarelerine inhisar et- ! tirmesidir.
Yazımızı, Demokrat Parti Rnsksı. ! nı Celâl Bayar’ııı relim:
— Bugünkü vaziyetten memnun iseniz reylerinizi Halk Partisine, eğer değilseniz Demokrat Partiye veriniz! Karar, büyük Türk Mille-tinindif.
Adviye FENİK
C.H.P. nin Marshali
yardımına ait propagandavelvelesi
★ (Baştarafı 1 incide)
Halk Partisinin Amerikan yardımını yalnız iktidar partisine yapılıyormuş şeklinde göstermesi ve böy le mühim bir yardımın parti propagandalarına âlet edilmesi vatandaşlar arasında olduğu gibi Amerikan Yardım Heyeti mensupları arasında da hayretle karşılanmıştır.
İktisadi İş Şiiliği İdaresi Türkiye 1 idarecisi Russel Dorı*. kendisine bu hususta yaptığımız müracaat üzeri-| ne müşkül bir vaziyete düştüğünü ima ederek sadece şu malumatın ve-
I ıilmesini temin etmiştir:
( Marshali yardımı, Birleşik Amerika hükümeti ile Türkiye hükümeti arasında imzalanmış bir anlaşma ge reğince yapılmaktadır. Ayrıca Türkiye hükümeti ile Avrupa Ekonomik İş Birliğine mensup devletler arasında imzalanmış birer anlaşma mevcuttur. Bu itibarla Marshajl yardımı bütün Türk milleti içindir, bir parti için değil.
Marshali plânı Birleşik Amerikanın dış siyasetindeki esas prensiplerinden biridir ve bütün partilerin, yani gerek Demokratların, gerek Cumhuriyetçilerin, gerekse Müstakillerin tasvibi ile kararlaştırılmıştır.

Türkiye demokratik bir memleket olduğuna göre seçim yapılması gayet tabiîdir. Zaten Marshali yardımı da demokratik memleketler i-çindir. Bu sene İngilterede, Fransa-da, Yunanistanda ve Italyada da seçimler yapılmış, iktidardaki parti değişirse yardımın kesileceği gibi I bir şey aslâ bahis mevzuu olmamıştır.
Yalnız İtalyada seçimi komünistler kazandığı takdirde böyle bir şey bahis mevzuu olabilirdi. Türkiyede ise Komünist Partisi mevcut değildir.»
senesi SLAZENGER t^nis topları ve her nevi en eyi kalitede spor malzem sini en ehven fiyatla teinin edebileceklerini Ankara sporcularına müjdeleriz
Bankalar Caddesi Vagonli bitişiğinde Yurt sokak No. 3 (899)
İMİ
Dr. Osman Nuri Soydaş
Anafartalar caddesi Vakıf İş Hanı 301 No. da hastalarını Pazardan maada her gün 9 dan 17 ye kader kaoul eder.
Telefon: 16151. Ev: 21970 Cumartesi günleri öğleye kadar olan muayeneler parasızdır.
ve halen ikinci başkamdir.
1— Bu seçimlerde Demokrat Partinin kazanma şansını nasıl buluyorsunuz?.
— Demokrat Partinin Ankara i-linde kazanma şansının % 75 olduğu kanaatindeyim.
2— Adlî, bitaraf ve dürüst bir seçimin yapılıp yapılmıyacağı hak-kındaki fikirleriniz?
— Tarafsız ve dürüst bir seçim
hususta I yapılması memleket için hayti bir yetkisini ehemmiyet arzeden bir mesele ha-
ve mes'uliyetleri bulunmakla beraber en büyük hizmet hükümet mekanizmasını elinde tutan iktidar partisine düşmektedir. Bu partinin de bu vatani hizmetten kaçınarak memleketi kötü akıbetlere sürükleyeceğini bugün için ümit etmiyo-
3— Memleketi iktisaden kalkındırma hususundaki görüşleriniz?
— Mesleğim harici bulunmakla .... ____ beraber her işde olduğu gibi ikti-
rıyanlar ha- saden kal.ıınmada da evvelâ teşhi-
I
kilde tesbiti ve programlaştınlma-sı, hulâsa memleketin tanınması icabeder. Bu temel üzerinde yü-rünmedikten sonra yapılacak işlerin şimdiye kadar olduğu gibi iyi bir netice veremiyeceği tabiidir.
4— Hayat pahalı mıdır?. Eğer cnu ucuzlatmam mümkün
! öyleyse müdüı?
cimuuuı- Hayatın pahalı olduğundan
ikmalden i h*C kimsenin şüphesi yoktur. Tedrici olmak üzere ucuzlatılması her halde kabildir.

Ilamdi Bulgurlu
1908 senesinde Ankarada doğmuş, tahsilini Ankarada yapmış, 25 sene önce ticaret hayatına atılmış olup halen o sahada iştigal etmekedir.
194ü yılında Demokrat Partinin kuruluşundan itibaren parti saflarında yer almış, partinin muhtelif kademelerinde hususîyle 946 seçimlerinde Ankara İl Genel Meclis
jVlayısta vaz fe
şenindir
ır (Bajtarafı 1 incide ) hürmetle eğilir, milletçe hislerimize ve heyecanlarımıza hâkim olmasını dileriz. Aynı zamanda Türkiyeyi bugünkünden daha mes’ut bir istikbale kavuşturacak olan Demokrat Partiye 14 Mayıs- i ta Cenabı Hak’tan muvaffakiyetler dileriz.
Büyük Tür : Milleti, şimdi vazife şenindir.
Rıdyo Seçim Kanununu ihlâl ediyor
* (Baştandı 1 İncide)
Sayın İnönü'nün AnkaralI seçmenlere gönderdiği mesajiyle karşılaşmışlardır. Bu iki seçim propagandasının yayınlanması tam yarım saat sürmüş, dinleyiciler bir katra dünya ve memleket havadisleri almak şöyle dursun, ayrıca Seçim Kanununun 45 inci maddesinin a- | çıkça ihlâl edildiğini hayret ve teessürle görmüşlerdir.
Hâdise bu kadarla kalmamış, 22.45 son haberler yayınları da, tamamen C. H. P. Genel Başkanının seçim propaganda yayınlarına inhisar ettirilmiş ve hattâ radyo servisinin mutat zamanı dahi beş dakika bir müddetle fazla işgal edilmiştir.
Bu hususta Seçim Kanununun . 45 inci maddesini aynen alıyoruz: ..Radyolarda propaganda, he’ ■'---- _—».- —■*--)e on dakika)^
aşamaz. En az beş seçim çevresinde aday göstermemiş olan siyasi partiler, yukarıki fıkra hükmünden faydalanamazlar.
Y’irmiden fazla seçim- çevresinde aday göstermiş olan siyasî partiler, birinci fıkrada yazılı yetkiden günde iki defa istifade edebilirler.-Basın Yayın Umum Müdürlüğü-nün devlet malı olan radyoda, C. H. P. lehine 50 dakikalık bir seçim ve propaganda nutku yayınhyarak Seçim Kanununun yukarıki maddesini açıkça ihlâl ettiği aşikârdır, ı İl ve Yüksek Seçim Kurullarının
lerıııue rvıınaıa ıı oeııeı ıvıeuııs
üyeliğine seçilerek İl idaresinde, ____________.w__________
yine dört yıldanberi Parti İl idare siyasi parti için günde kurulu üyeliğinde faal hizmetlerde asamaz. En az bes seci bulunmaktadır.
Demokrat Partinin mitingleri
★ (Başta rafı 1 incide) I etmek yoluna girmiştir.
Toplantı için köylerden 20 şer lira ücretle 500 atlı getirilmesine te- I şebbüs edilmiş, ayrıca şöyle bir ya- | lan uydurulmuştur:
— Yarın (bugün) saat 16 da Cebeci çayırında Demokrat Partinin mitingi vardır. Daha sonra da aynı
I yerde İnönü konuşacaktır.»
Demokrat Partinin bugün Cebeci çayırında mitingi olmadığına göre, böyle bir şayia çıkarılmasının Halk Partisi toplantısına mümkün olduğu kadar fazla kalabalık teminine matuf olduğu anlaşılmaktadır.
İzmir’de
İzmir, 9 (Telefonla) — D. P. nin İzmirde yapacağı son propaganda mitinginin günlerdenbeıi devam e-den hazırlığı dün bitmiştir. 60-70 bin kişinin iştirakiyle yapılacağı anlaşılan bu büyük mitinge ilçe ve köy lerden katılacak vatandaşlar bugünden itibaren otobüs, kamyonlarla ve yaya olarak kafile kafile gelmeğe başlamışlardır.
Diğer taraftan, bugün Bursada’ bulunan Celâl Bayar yarın öğle üzeri şehrimize gelerek mitingde înö-nünün yapmış olduğu son konuşmalara cevap teşkil eden mühim nutkunu söyliyecektir.
İzmir merkez ilçe seçim kuruluna yapılan müracaattan anlaşıldığına göre yarın sabah C. H. P. lilerin de İzmir Cumhuriyet meydanında bir miting yapmaları icabediyor ise de, yaptığım tahkikat neticesinde C. H. Partililerin, -Biz İnönü burada iken yapacağımızı yaptık» mülâhazası ile bu mitingten vazgeçmiş olduklarını öğrendim.
Velhasıl İzmir en heyecanlı ve hararetli günlerden' birini yaşamaktadır.
Kalecik mitingi
Kalecik D. P. ilçe idare kurulu tarafından tertip edilen propaganda mitingi dün saat 13 de büyük bir '
nında başlıyan bu açık hava toplantısı tamam 4 saat devam etti.
Sırasiyle Bartın ilçe idare kurulundan Sabri Palabıyık, Zongulak Demokrat Parti milletvekili aday larından yüksek maden mühenisi Cemal Kıpçak, încealemdaroğlu, a- v(; vukat Abdurrahman Bovacıgiller dikkat nazarlarını çekmeği ve Ba-söz almışlar ve cidden samimî ve sın Yayın Umum Müdürlüğüne ka-heyecanlı birer konuşma yapmış- nun hükümleri dahilinde hareket lardır. ..............
Bilâhare alkışlar arasında mikrofon başına gelen milletvekili aday-1 larından ve Bartın ilçe başkanı Hüseyin Balık, demokrasi ve hürriyet dâvasında Bartın köylüsünün göster diği tesanüde, anlayışa ve feragata | minnetini ifade ettikten sonra demiştir ki: 1
— İktidar, hürriyet ve demokrasi halinde tecelli eden azmini ve ima nını kıramamış, daha bugünden pes demiştir. Eğer memlekette maazallah demokrasi anlayışı haricî bir seçim tatbik edilmek istenirse, bu milletin ıstırabını artık bu iktidarın kamburu kaldıramıyacak ve bu yükü çekemiyecektiı*. Bunun akibetin 11Biras„um bvp.v,M.b. den de tarih karşısında şüphesiz ki,' zaruret üzerine Sıvas’t bugünkü iktidar mesul olacaktır.» I; ' ■ ’ ** ’
Cumhurbaşkanı nerede? ;
Daha sonra devamlı alkışlar ara- j sında kürsüye gelen Muammer Ala- ; kant günün en önemli konuşmasını ı yapmış ve Cumhurbaşkanı înönü-niin Eğede yaptığı hitabelere şahsan cevap vermiş ve Cumhurbaşkanlığı ile, bir parti başkanlığının huku -kan olduğu kadar Anayasamız hükümleri itibariyle de tezat halinde bulunduğunu ve Anayasa hükümlerine aykırı düştüğünü çok veciç bir ifade ile isbat etmiştir.
Alakant sözlerini bitirirken 15 bin kişiye karşı şöyle hitabetmiştir: (— Bu durum karşısında sayın Cumhurbaşkanı İnönü her gîttiği ( yerde, ben C. H. P. si başkanı olarak konuşuyorum, diyor. O halde arka-(
etmesi lâzım geldiğini hatırlatmayı vazife biliyoruz,
Sıvas’ta İş ve İşçi Bulma Kurumu
* (Baştarafı 2 inci sayfada) bul edilmesi üzerine son defa ya=l pılan tetkikata nazaran bu senerçA^ malî ıstıtaatı dahilinde bu dört gede de hiç olmazsa birer Aj‘? Kurumun işlerinin yürütülmesi l” mümkün olacağı neticesine varıl-, mış ve bu maksatla 1/5/1950 tari-1 hinden muteber olmak üzere alın-' mış olan yeni ve munzam kadroya göre tayinlere başlanmıştır. İşçi: hareketinin gösterdiği lüzum ve' ______„ "______2_____' bir ajan tayin edilmiş olup diğerlerinin de ta-1 yini derdest bulunmaktadır. Haki-1 kat bir teşkilât işinin zaruretlerini yerine getirmekten ibaret iken [7/5/1950 tarihli ve 372 sayılı nüshanızda buna başka türlü bir mânâ verildiği görülmüştür.
Keyfiyetin tavzihan aynı sütunda neşrini rica eder, bilvesile say-, gitarımızı sunarız.»
İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü
ıııiLiugı uun baaı 10 ae ouyuK oıı --------1—■------■ —
kalabalık huzurile yap.lmısttr. Mi-1 daSlar. Cumhurbaşkanı nerededir; ^karadan Abdullah Gedikoğ-i De''Iet Cmhurbaşkans,z ka'mışbr..
,u ,e Avukat Bekir Turna da işti- I 15 bm kiSinin taklp (*«■ bu t0P rak etmiş vc ilk söz alan Abdullah . lant1' vakar )Sinde dağılmıştır.
tinge Ankanadan Abdullah Gedikoğ- j De,\le^. c™hyrba§ka9sız f
Gedikoğlu C. H. P. nin israfmdan ve millet ve memleketin mübarek ihtiyaçları mevcut iken lüzumsuz ma- _____________
hallerde yapılan köşklerden bahse- daylarından Sıtkı Atanç ilçemizde derek D. P. nin seçimi kazanacağını *
söylemiş ve bilâhare * ’ ‘
Turna " ’ "
şanlı olmuştur.
Bartın mitingi
Bartın, 9 (Telefonla) — Demokrat Partinin tertip ettiği açık hava top lantısı bugün 15 bin kişinin iştirakiyle yapıldı.
Saat 13.30 da Cumhuriyet meyda-
Zile'de
Zile, 9 (Hususi) — Bugün Demokrat Parti Tokat milletvekili a-
bir buçuk saat süren bir açık hava . ve bilâhare Avukat Bekir konuşması yapmış, dört binden faz-söz almıştır. Toplantı çok ba- ]a vatandaş tarafından büyük, bir I alâka ile dinlenmiş ve sürekli al-1 kışlarla hatibin sözleri sık sık kesil-: miştir. Bu açık hava konuşmasına . halkın iştirak etmemesini temin için
C. H. P. nin meccanen sinema göstereceğini tellâllarla ilân ett ği hal-• de bu davet halk tarafından alâka-
sızlıkla karşılanmıştır.
Ceyhan’da
Ceyhan, 9 (Hususî muhabirimizden) — Demokrat Parti kurucularından Refik Koıaltan bugün saat 14 de Asri Sinemada binlerce vatandaş önünde çok heyecanlı bir ko-1 nuşma yapmıştır. Sinema salonu ve önü hınca hınç dolmuş bulunuyor-' 1 du. Koraltan: »Acaba Halk Partisi, bizden ne yüzle rey istiyor?» diye; söze başlamış, Halk Partisinin icraatını şiddetli bir lisanla tenkit; etmiştir.
Bundan sonra İnönü'nün Batı A-l nadoluda söylemiş olduğu nutukla-h rın geniş bir tahlilini yapara1»' »İnönü Devlet Başkanlığındarf"(uSl' tifa etsin, Halk Partisinin başına? geçsin, o zaman biz de kendisiyle erkekçe mücadele edelim. Devlet Başkanı olduğu halde Halk Partisinin propagandasını asla yapa-] maz. Buna haklçı yoktur» demiştir.,
Refik Koraltanın konuşması halkı çok heyecanlandırmıştır.
V ........ I,
uzun gövdesini gerdi, başını dim- | Diğer iki arkadaşı gıuı *•--
dik. kaldırdı. Eliyle kılıcının kab- ağzı kulaklarına varıyordu. Lâ- tu.

Comments (0)