Sene: I Nomara: 144
Abone Şeraiti
*0^ Türkiye için Hariç içTn
1 aeneHk------1200 Kr. ....... 2500 Kr.
C aylık.....-600 „ ■ 1300 „
3 „...... 325 „---------- 700 ,
1 „....... 125 „-----------—
Naruossranige. Şeref Sokağı. TELEFON: 20520
Matbaai Ebihziya. İstanbul ( Sabahlan Çıkar Siyasi Gazete }
rv.
Chamfort
(Şerhi 3 üncü sahifede)
Pazar 11 Teşrinisani 1934 “Seciyesi olmıyan kimse bir insan değil, bir “şey”
Yevmi makate
Menfaatin ehemmiyeti
İnsanların ve milletlerin münasebetlerinde eskidenbcri en ziyade
mües&ir olan amilin menfaat olduğu malûmdu. Fakat Harbiumu-miden sonra msnfaat, münasebatı beşeriyeye tamamiyle hâkim olacak kadar ehemmiyet kesbetmiştir. Zaten şu son senelerde dünyanın çektiği dertlerin hakiki sebepleri ka-rıştırılsa bunun nihayet menfaate dayandığı görülür. Harbin, fertlerin ahlâkı üzerinde icra ettiği azim inkılâp, nihayet devletlerin umumî münasebatına kadar sirayet etmiş ve her millet ve devlet, eskiden az çok mevcut olan tesanüt rabıta ve mecburiyetlerini unutarak yalnız kendi ihtiyacını, kendi menfaatini düşünür olmuştur. Bu saikledir ki her memlekette dahilî ve haricî ticarete vazedilmiş olan takyidat yavaş yavaş arttırılarak nihayet bugün içinde bulundu -ğumuz (Kontenjan) devrine girilmiştir. Bu(Kontenjan) usulünün iyi tetkik edilirse, bir harpten başka bir şey olmadığı anlaşılır. Yalnız bu harp topla, tüfekle, yani gürültü patırdı ile yapılmadığı cihetle ehemmiyeti ve milletlerin hayatı üzerindeki %teriratı bir bakışta göze çarpmıyor.
Yoksa her memlekette ticarete kc-nulmuş olan takyidatın ika ettiği zararlar doğrudan duğ.uya h-rp afetinin zararları kader o masa ua devam ettiği takdirde onu bile geçecek bir dereceyi bulmak tehlikesi vardır.. Zaten bu ticaret harbinin bütün devletler ve milletler için teşkil ettiği tehlikeyi, Garp milletlerinin mukadderatım ellerinde tutanlar da büsbütün görmüyor ve bilmiyor değildirler. Her memleketin matbuatında bundan sık sık şikâyetlere tesadüf edildiği gibi gerek Akvam Cemiyetinde, gerek sair siyasi toplantılarda bu hayatî mesele daima mevzuubahs oluyor, hatta bazan kararlar ittihaz edildiği de görülüyor. Fakat bütün bu müzakere ve kararlar bir türlü tatbik sahasına konulamıyor. Çünkü tatbikat tam başlıyacağı sırada yine her memleket ve hükümet kendi menfaatini ileri sürüyor, yani mahut mukaddes hodgâmlık (egoisme sacre) nazariyesi derhal hükmünü gösteriyor. Bugün bütün dünyayı cidden büyük ıstıraplara maruz bırakan iktisadı buhranın, istihsalâtın fazla olması, makineci-
M. “Makdonalt,, ın beyanatı “Silâhlan azaltmak doğru bir hareket değildir,, İngiliz Başvekili, “Sar,, meselesinin Avrupada vahim hâdiselere sebep olnııyacağı fikrindedir
Londra 10 ( A.A.) — M. “Makdonalt,, dün akşam Londra belediye Lorda tarafından verilen ziyafette bir nutuk söyliyerek dış siyaaetten ve silâhları bırakma meselesinden bahsetmiş ve:
“— Bizim kendi tecrübemiz göstermiştir ki zihinlerin şimdiki halinde, silâhları bırakma teşebbüsü, silâhların eksiltilmesine veyahut umumî itimadın arttırılmasına, sulhun takviyesine yarıyacak bir çare değildir.,, demiştir.
“Makdona!t„ bundan sonra emniyeti temin için umumî bir uzlaşma yapılmasını istemiştir. Bu uzlaşma millî müdafaayı hesaba katmak şartile millî silâhları sıkı bir surette tahdit edecektir. Bu uzlaşma, devletlerin barışma ve maksatları hakkında katiyen şüpheye ma-
İngiliz Başvekili Misler “Makdonalt,. hal bırakmıyacak bir şekilde olmalıdır.
Devamı 3 üncü sahifede
Türk — Yunan ticaret itilâfı dün imzalandı
Bir tebliğ neşredildi - Bazı sınıf eşya için hususî bir klering tesis olundu
liğin çok fazla tarakki etmiş bulunması gibi müteaddit sebeplerinden başka diğer mühim bir sebebi de işte bu mukaddes hodgâm-lıktan başka bir şey midir ? Garp devletleri bunu da pek iyi takdir ettikleri içindir,ki bundan iki sene evvel İngilterede, Başvekil Müsyü (Makdonalt) ın riyaseti altında dünyanın en büyük iktisat konferansı toplanmıştı. Pek iyi hatırlıyoruz,kı Müsyü (Makdonalt) bu münasebetk irat ettiği nutukta “Bu konferansın iktisadi buhrana karşı son çar olduğunu, eğer konferans milletler arasındaki menfaat muharebesini kaldırıp ta umumi bir itilâfa varamazsa dünyanın pei-büyük yeni felâketlere maruz kalacağının söylemişti. Halbuki konferans hiçbir müsbet karar vermeden dağıldı. Şu halde Müsyü (Makdonalt) ın söylediği felâketlerin başlamış olması iâzımgeliyor. Vaziyet de aşağı yukarı böyledir. Yalnız yukarıda da söylediğimiz gibi İktisadî mücadeleler, meydan muharebeleri gibi topla tüfekle yapılmadığı cihetle mucip olduğu felâketler birdenbire göze çarpmıyor. Yalnız insanların ıstırabı her gün biraz daha artıyor, her millet daha ziyada sinirleniyor, her taraf diğe. tarafa kabahat buluyor, bu da neticede, zaten mevcut olan siyasî ihtilâfların büsbütün artmasına saik oluyor.
Ankara 10 (A. A.) — Türk ve Yunan heyeti murahhasaları arasında bir kaç") günnde beri müzakere edilmekte olan Türk - Yunan ticaret anlaşması bu akşam Hariciye vekâletinde imzalanmış ve şu tebliğ neşredilmiştir :
* İki dost memleket arasındaki ticarî mübadelelere müteallik meseleler en samimî zihniyetle tetkik edilmiştir. Mahsullerinin aynı olması, İktisadî olması, iktisadi bünyelerinin birbirine benzemesi ve icabatma tabi bulunmak zaruretinde oldukları ahdî rejim aralarındaki mübadelenin tanzim işini ihtimamlı mesaiye muhtaç bırakmıştır. Türk heyeti murahhasası Yunan mahsulâtının Türk piyasasında daha geniş bir yer bulmasına imkân vermek ve bu suretle mübadelelerin Türk ihracatını mahsûs surette azaltmak ile değil, fakat Türkiye-ye Yunan ihracatını tedricen ar- |
Türk - Yunan ticaret itilâfını hazırliyan Celâl Bey M. Pesmezoğlu
tırmak suretiyle rasyonalize edilmesini istihdaf etmiştir. Bu maksatla iki memleketin iktisat nazırları «M. Pesmezoğlu ve Mahmut Celâl bey muhtelif ameli ihtimalleri derpiş ve tetkik etmişlerdir.
Bugün imzalanan anlaşmada Yunanistana ihraç olunan Türk
Devamı 7 inci sahifede
--------------?---------- Balkan misakı ve Bulgaristan
M. Çaldarise göre Bul-garlar misaka girmeğe mütemayildirler Atina 10 ( Hususi) — Anka-radan dönen Hariciye Nazırı M. “ Maksimos „ Başvekil ile pek uzun süren bir mülakatta bulunmuştur.
Hariciye Nazırı Başvekile, Ankarada yapılan işlerin Türkiye - Yunanistan arasındaki münasebeti daha fazla takviye ettiğini söylemiştir.
Başvekil, Hariciye Nazıriyle mülakatından sonra gazete mümessillerine beyenatta bulunarak | Müsyü “ Maksimos „ un “ Anka-' rada ceryan eden müzakerattan I son derecede memnun olarak döndüğünü, Bulgaristanın da Balkan misakına girmek için müsait hisler beslemekte olduğunu söylemiştir.
h, ü
Ankarada bir tren kazası oldu
Vagonlar yoldan çıktı İki kişi yaralandı
Ankara 10 (A. A.) — 9/10 gece yarısı Büyükderbent istasyonuna gelen bir yük treni hudut işaretini biraz tecavüz ettiği için mezkûr trenin lokomotifi ile mukabil taraftan gelmekte olan diğer bir yük treninin lokomotifi çamurluk noktalarından birbirlerine sürtünmüş-lerdir. Bu sürtünmeden mütevellit sarsıntı neticesinde birkaç vagon yoldan çıkmıştır. Heriki trenin baş memurları hafif surette yaralanmışlardır.
İnsanca bir zayiat olmadığı gibi vagon ve makinelerdeki hasar da . ehemmiyetsizdir.
Yoldan çıkan vagonların kaldırılması bu akşama kadar süreceği için dün Ankaradan İstanbula doğru yola çıkan bir numaralı sürat • ve beş numaralı yolcu katarındaki yolcular aktarma suretiyle Haydarpaşaya devam etmişlerdir.
2 milyon lira..
Tramvay şirketine verilen mühlet bitti, netice bugün anlaşılacak
Ankara 10 (Telefonla) — İstanbul Tramvay firkatinin yeni hatlar yapılması vadiyle halktan aldığı iki milyon liraya baliğ olan fazla bilet ücretlerini iade etmesi için verilen mühlet bugün "dün,, bitmiştir.
Şirketin nasıl bir hattı hareket takip edeceği henüz malûm olmamakla beraber, vekâletin bu husustaki karart ve tebligatı kat’i mahiyettedir.
Mühlet bugün bitmiş sayılmakla beraber, şirketten gelecek cevap üzerine neticenin ancak yarın "bugün,, anlaşılacağı ve bu cevabın mahiyetine göre vaziyetin inkişaf edeceği tahmin olunmaktadır.
Ne konuştular acaba?
Dünyanın menfaat dünyası olduğu zaten eskidenbcri malûmdur. Bunu biliyoruz. Fakat eskiden fertlerin, milletlerin hususî menfaatlerinden başka birde umumi ve müşterek menfaatleri olduğu esasıca, kat'i bir düstur olarak kabul edil-
Macar Başvekili, “Roma,, dan sonra “Viyana,, yi da ziyaret etti. Bu ziyaretler, “Viyana -
Roma - Budapeşte,, müsellesini kuvvetlendirmiş
mişti. Ondan dolayı dünya işlerinde bir muvazene cari oluyor, bu muvazene de umumun huzur ve se-
lâmetini temin ediyordu. Araya bir Harbibmumî afeti karışmış olması bilhassa medeni milletleri, dünya kuruldu kurulalı münasebatı beşe-riyeye hâkim olan kavanini tabii-yeden bukadar uzaklaştırmamak idi. Dünyanın düzelmesi isteniyorsa bu kavaninitabiiyeye rücudan başka çare yoktur. Yoksa her devlet ve millet bugünkü hodgâmlık siyasetinde böyle körkörüne devam ettikçe nihayet Müsyü (Makdo-nalt)ın, okadar ehemmiyetle bahsettiği vahim akibetlerin zuhuruna mütevekkilâne intizar etmek lâ-umgelir.
ZAMAN
yük bir ketumiyet göstermektedir.
Macar Başvekilinin Viyanaya uğ-
Viyana 10 (A.A)— Macar Başvekili M. “GömböşH, Buda-peşteye dönmeden
evvel “Viyana,, ya uğramıştır. Resmi mahafil, dün M.
“Gömböş,,ün Avus-
turya ricali ile yapmış olduğu görüşmeler hakkında bü-
Aralarında yeni bir mülâkat geçen Avusturya Başvekili M. “Şuşnik„ ve Macar Başvekili M. "Gömböş,,
ramasının tamamen hususî olduğu resmen bildirilmiş olmasına rağmen Avusturya ricali ile yapılan konuşmaların şu noktalar hakkında olduğu söyleniyor:
1 — İktisadi münasebetlerin tanzimi ve bunların tanzimine ait teknik meseleler.
2 — Umumi siyaset.
Devamıı 3 üncü sahifede
Şehir meclisi dün toplandı
Tahmin hilâfına, musiki bahsine dokunulmadı
Alaturka musiki umumî yerlerden tedricen kaldırılacak — Bina vergileri dört taksitte alınacak
Şehir meclisinin dünkü içiimstndan umumi bir görünüş
Alaturka musikinin radyodan kaldırılması ve musikide garp tekniğinin kabulüne karar verilmesi üzerine Ankara Şehir Meclisi âzasından bir zat mezkûr meclis riyasetine bir takrir vermiş, Ankarada umumi yerlerdeki alaturka musikinin de kaldırılmasını istemişti, bu-
nun üzerine, İstanbul Şehir Meclisi âzasından bazılarının da şehrimizdeki bahçe, gazino ve [emsali yerlerden alaturka musikinin kaldırılması hakkında bir takrir hazırlamakta oldukları yazılmıştı.
Devamı-3 üncü sahifede
Umumî Harp mütarekesinin yıldönümü
16 sene evvel bugün Almanlar da mütareke yapmış, harp bitmişti
“Şiller„in 175 inci dev-risenevisi münasebetile
Dün akşam Pe/ oğl undaki Alman lisesinde, “Şiller„in 175inci seuei dev ri y e s i münasebetile bir ihtifal tertibedii -miş, merasime
şahsa mahsusla- Şiller
vetiyelerle şehrimizin Alman me-hafiline mensup güzide bir kalaba ık iştirak etmiştir. Toplantı pek 3amimi olmuş hazirun geç vakte kadar güzel bir vakit geçirmiştir.
Program şöyle tertip edilmişti
1 — “Bethofo„ dan bazı parçalar. Keman ve piyano refakatiyle çalınmak suretiyle bir konser.
2 — Şillerin “Dünyanın takdimi,, adlı güzel bir şiiri.
3 — Mektebin son sınıf talebesinden bir grup tarafından “Şiller,, in maruf şiirlerinden bir parça okunmuştur.
Devamı 2 inci sahifede
Suikast mi?
Meçhul bir şahıs Odesa Kançılarımızı vurdu
Ankara 10 (A. A.) — Türkiye-nin Odesa Kançıları Zeki Cemil Bey, meçhul bir adam tarafından atılan kurşunlarla yaralanmıştır. Kendisi derhal tedavi altına alınmış ve kurşunların çıkarılması için ameliyata karar verilmiştir. Ankaradan verilen malûmat
Ankara 10 (Telefonla) — Buraya gelen haberlere göre, Odesa Kançılarımız Zeki Cemil Bey bir araba ile evine giderken arkasından atılan kurşunlarla yaralanmıştır. Cemil Bey derhal tedavi altına alınmıştır. Bu mesele hakkında tahkikat yapılmaktadır .
Umumî Harbi ftiUf Devletlerine kazandıran iki şahsiyet ; Mareşal *Foy^ ve müteveffa “Klemanso. ganyana
1918 senesinin 11 teşrinisani günü sabahı saat on bire bir dakika kala, Umumi Harp devam ediyor, büyük toplar kulakları sağırlaştıran tarrakalariyle ortalığı sarsıyor, sayısız tüfeklerin kurşunları, binlerce makineli tüfeğin mermileri ölüm sağanakları yağdırıyordu.
Bir iki dakika sonra, bu tüyler ürperten müthiş gürültü ansızın dindi ve ortalığı ölüm sükûtu kapladı. ötedeberide yalnız minimini kuşların cıvıltıları işitiliyordu. Biraz evvelki gürültünün böyle birdenbire durmasına sebep, Almanya ile Lütfen sahifeyi çeviriniz
f----------------------------
Çanakkalede nasıl durdurduk?
“Çanakkale,, zaferimiz için, ölmez bir âbide şeklinde tarihin bağrında yükseliyor demiştik. Bunu sabık düşmanlarımız da tasdik ediyorlar. Ancak bir kısım Amiral ve Nazırlar “Hücumda sebat etseydik Marmaraya girerdik,, diyorlar.
Bir kısım zevat ue “Donanmanın boğaz istihkâmlarını susturması mümkün değildi,, noktai nazarında ısrar ediyorlar. Bu husustaki hakikatleri, ifşaatı yakında sütunlarımızda muhterem okuyucularımıza takdim edeceğiz.
----------------------------------------------------------------
2
— ZAMAN —
Teşrinisani 11
HARİC^HABELRLER
| SON ^r i1ABERLER |
Avrupada umumî vaziyet ve sulh müşevveş bir haldedir
Çekoslovakya hariciye nazırı beynelmilel vaziyeti “bekle ve gör,, kelimeleriyle hulâsa ediyor
Birkaç gun evvel Avrupanın beynelmilel vaziyeti hakkında Çekoslovakya parlâmentosunda bir nutuk iradeden hariciye nazırı Doktor "Be-dm„ bilhassa yu sözleri söylemişti:
" — Beynelmilel vaziyet “bekle ve gör,, kelimelerde, yeni cephelerin vücut bulmakta ve yeni kuvvetlerin toplanmakta olması ile hulâsa olunabilir. Bununla beraber, umumi vaziyetin, kararsızlık yüzünden vahim bir mahiyette olduğuna, ber hangi bir hâdisenin bir bomba gibi tesir edeceğine de göz yummamak gerektir.,,
Doktor "Bene*,, bu sözleri söyledikten sonra önümüzde bir, bir buçuk senelik beynelmilel siyasettn Avrupa mukadderatı üzerinde kat'î bir tesir yapacağını da ilâve etmiştir.
Doktor “Benes,, in beynelmilel vaziyeti az çok tehlikeli görmesinin sebepleri meçhul değildir. Bunlar Avrupada birbiri ardınca yeni cephelerin teşekkülü, yeni kuvvtlerin bir araya gelerek yeni bir iş yapacak gibi görünmeleri, bu yeni teşekküllerle tahaşşütlerin ortalıklara şüpheli ve endişe verici vaziyetler vücude getirmesidir.
Çekoslovakya, Küçk itilâfın erkânından biri olduğu için, ihtimal ki, doktor "Benes,, Küçük itilâfa karşı da böyle bir teşekkülün vücude getirilmekte olmasına işaret etmektedir.
Onun İçin doktor "Benes,, nutkunun bir yerlnda "Habsburg,, hanedanının iadesi lehinde doğrudan doğruya veya bilvasıta bir teşebbüs vuku bulduğu takdirde bu teşebbüsün Küçük itilâf tarafından en kat'î hareketle. karşılanacağını söylemiştir.
Yalnız bu nokta bile Avrupada sulhun ne kadar müşevveş bir halde olduğunu götermeğe kifayet eder.
Ö. R.
Macarlar “Marsilya,, suiksati dedikodularından şikâyet ediyorlar
Bir “Peşte,, gazetesi, Macarların maruz kaldıkları iftiralara tahammül edemiyeceklerini soluyor
Peşte 10 ( A. A. ) — Macar ajansı bildiriyor:
“Poster Loyd„ gazetesi, bazı ecnebi matbuatın “ Marsilya „ suikastı münasebetiyle yaptıkları devamlı hücumları şiddetle protesto ederek eliyor ki:
"Bütün Macar matbuatı ve Macaristanın mesul adamları, yalan şayiaları itidal ve fakat azimle reddetmektedirler.
Fikirlerin sükûnet bulmasile bu şayiaların da biteceği umuluyordu. Fakat hakikat tama-miyle tersine olmuştur ve Macaristan bundan çok müteessirdir. Hiç bir Macarın alâkadar bulunmadığı bir işte Ma-caristana hücumlar devam ediyor. Artık yeter, sabrımız tükendi. Macaristan şikâyetçi olarak harekete mecbur kalacaktır.
Rus, Alman, AvusturyalI mülteciler gibi bir takım hırvat
mültecileri de Avrupanın birçok memleketlerinde bulunuyorlar veBeynelınilel âdet bunlara, kanuna karşı gelmemek şartiyle sığınmak hakkını vermektedir. “Yankaputza,, veya Maca-ristanın diğer taraflarında bulunmuş olan Hırvatların Kral “ Aleksandr „ m öldürülmesine karıştıkları henüz sabit olmamıştır.
Bu böyle olsa da Macaristan aleyhinde ithamlara yol açamaz. Suikastler gizlidir ve bu gibi hareketlerden bir memleket mesul tutulamaz.Macaristan, mesul olmıyan unsurların yapmakta olduğu iftiralara artık müsaade edemez. Macar hükümeti herhalde vazifesini müdriktir.
Macaristan aleyhindeki tahrikat nihayet bulmazsa orta Avrupa sulhunu tehdit eden iftiracılara karşı diplomatik yollarla hareket etmek lâzımdır.,,
müttefikler arasında imzalanan mütarekenin tatbik edilmesi idi.
Umumî Harpte Almanyanın müttefiki olan Bulgaristan 1918 senesinin 29 Eylülünde, Osmanlı devleti 31 Teşrinievvelde, Avusturya - Macaristsn da aynı senenin 3 Teşrinisani günü itilâf dev-letierile birer mütareke imzalamışlardı. Nihayet Almanya da 11 Teşrinisani günü oniarı takip etti.
Birbirile savaşan devletler arasında mütareke imzalanması; iki tarafın askeri ilerlemelerden, gerilemelerden, harp hatlanna yeniden asker tevzi etmekten ve buna benzer hareketlerden vaz geçmelerini ifade ettiği halde Umumi Harp mütarekesi bu mahiyette değildi.
Umumî Harp mütarekesi askerî vaziyeti olduğu halde bırakmıya-rak murabba İttifak devletlerinin bir daha muharebeye girişmelerine mani olacak bir surette hazırlanmış, murabba İrtifak devletlerinin basımlarına teslimiyet arıetmeieri derecesine varmış, bu hal daha sonra mağlûp devletlerin sulh şeraitini müzakere etmeden kabul eylemelerine saik olmuştur.
Mütareke yıl dönümü aşağı yukarı harbe iştirak eden her memleket tarafından, fakat birbirine benzemiyen hislerle karşılanmakta ve hâlâ bu münasebetle bir takım merasim yapılmaktadır. Bu merasim bazı yerlerde sulh lehinde bir nümayiş mahiyetini aldığı gibi bazı yerlerde de acı hatıralara ve bir takım kinler uyandıran hareketlere saik olmaktadır.
Türk milleti, Umumî Harp mağlûbiyetinden sonra kendisine yüklenmek istenilen feci suîh şeraitini ve bu sulh şeraitinin tazammum ettiği esaret ve izmihlâii, akıllara hayret veren millî mücahedesiyk fiien ret ve kahrederek hayat hakkını ihkak ettiği için mütareke namına şöyle böyle merasim yapmaktan vaz geçmiş ve dünya sulhunu temelleştirmek için çalışmayı daha münasip ve daha doğru bul-mutur.
Başka memleketlerde ise mütareke ile ona dayanan müsaleha bir sürü muallâk meseleler bıraktığı için bu gibi fırsatlar bir takım hoşnutsuzlukları ifade yolunda bir vesile sayılmaktadır.
Umumi Harp mütarekesinin yıl dönümü münasebetiyle bugün Be-yoğlundaki İngiliz kilisesinde bir âyini ruhanî ve konsoloshanesinde bir resmi kabul icra edilecektir.
Franaızlar da Feriköy mezarlığında yatan ölülerini ziyaret eyli-yeceklerdir.
“Şiller„in 175inci devri-senevisi münasebetile
Birinci sahifeden devanı
4 — Bir konferansla “Şiller,, in edebî noktai nazarları ve hayatı anlatılmış, alkışlanmıştır. 5 — Ma-ri Stuart,, isimli meşhur trajedisinden bir sahne mektebin kız talebesi tarafından temsil edilmiştir.
6 — Erkek talebe tarafından 'Muharebe,, ve "Eldiven,, isimli iki şiir okunmuştur. 7 inci ve son olarak ta Alman muallimlerinden müteşekkil bir grup "Şiller,, den bazı parçalar okumuşlar, bu suretle merasime nihayet verilmiştir.
“Şiller, in şahsiyeti ve hayalı hakkında 4 üncü lahlfctnisde “Ansialopedi. atHnnusmda malûmat verümiştir.)
Yunan
Arnavut münasebatı
Yunanistan Milletler Cemiyetinin kararını bekliyor — “Selanik,, te müsellâh bir miting Atina 10 (Hususî)—Se-lânikten Atina gazetelerine gelen telgraflara göre, orada toplanan Şimalî Epirin eski çete reisleri inayetleri ile birlikte müaellâh bir mitnig icrasına teşebbüs etmişlerdir.
Hükümet katiyen böyle bir miting yapılmasına müsaade etmemiş lisede çete reisleri yarınki pazar günü için böyle bir miting yapmak hazırlıklarında bulunmaktadırlar.
Maamafih hükümet, bu
kabil tezahürata meydan vermemek. ArnavutlulctaYunan ekaliyetine karşı yabılan tazyikattan mütevellit vaziyeti şimdilik muslihane tedbirlerle Islâha çalışmak tasarvurunda-dır. Nitekim Başveki İM. MÇa]darisn
Arnavutluktaki Yunan ekalliyetine karşı tatbik edilen tedbirler üzerine Yunan hükümetinin şimdilik, şimali Epir ahalisinin müracaat ettiği. Milletler cemiyeti tarafından verilecek olan kararı beklemekte olduğunu gazetecilere söylemiştir.
uSar„a asker yollamak Fransanın hakkı mı ?
Almanlar “Sar,, hakkında teşebbüsata devam ediyorlar - Almanya evhama mı kapılıyor?
Paris 10 (A. A)) — Londra Brüksel ve Komadaki Alman sefirleri tarafından İngiltere, Belçika ve İtalya hükümetleri nezdinde yapılan teşebbüs -‘erden sonra Paristeki Alman sefiri M. “Roland Koester,, dün sabah hariciye nezaretinde M. "Lavali,, ziyaret etmiş ve kendisine Sara müteallik olarak Milletler cemiyeti tarafından alınmış olan kararları "Berlin,, hükümetinin ne suretle anlamış olduğu hakkında malûmat vermiştir.
Diğer taraftan M. “Laval,,, Fransanın Berlin sefirimde kabul etmiş ve Nazır ile sefir iki memleketi alâkadar eden bütün aslı meseleleri tetkik etmişlerdir.
İngilizlere göre...
Londra 10 (A.A.) — Alman mehafili. Alman sefiri M. “Von Hoesch,, ün Sir “ Con Simon ,, nezdinde yapılmış olduğn teşebbüsün, Fransanın “Sar., da reyi âmmın serbestçe yapılması maksadiyle almış öldüğe teşebbüslere karşı bir nevi protesto mahiyetinde olduğunu bildirmektedir.
İngiliz mehafili, buna cevap olarak, Alman teşebbüsünün kat’iyen hatıra getirilmemen lâzım gelen bir ihtimali göz önün-
de tuttuğunu söylemektedir.
"Sar,, hükümeti komisyonun talebi üzerine Fransan.n müsellâh bir müdahalede bulunmasının ihtimali olmadığını , çünkü Almanyanın “Sar,, topraklarında Nazilerin her türlü teşebbüslerin karşı geleceği hakkında teminat verdiği beyan edilmektedir. Şayet beklenilmiyen bir takım esbap dolayısiyle hükümet komisyonu kendi elindeki zabıta kuvvet'ni asayiş ve inzibatı korumıya kâfi olmadığına kanaat getirirse, 1926 uzlaşması mucibince Fran sadan asker yardımı istemiye hakkı olacaktır.
Bavyera müstahsil ve esnafında insaf var!
Münih 10 (A. A.) — Bavyera nazırlarından M. “ Essen ,, tarafından bütün gıda maddeleri müstahsil ve satıcılarına vu-kubulan müracaat üzerine bunlar önümüzdeki kış mevsiminde bu gibi maddeler, fiatlerini artırmak şöyle dursun eksiltmeğe hazır olduklarını bildirmişlerdir,
Amerikanın Borcu Müthiş
Vaşington, 10 (A.A) — A-merikanın borcu, 25.495.702.294 doları bulmuştur. Amerika, hiç bir zaman bukadar borca girmemiştir.
Yeni Fransız Kabinesinin vaziyeti “ Flânden „ Kabinesi Salı günü Meclisin huzuruna çıkıyor
Paris 10 (A. A.) — Kabine öğleden sonra Başvekil M. “Flânden,, tarafından çizilmiş olan programı tahakkuk ettirmek için bir toplantı yapmıştır.
Maliye Nazırının, yeni mesarif ihtiyarı bahamda parlementonun teşebbüs hakkını tahdide müsait olacak neticeleri tetkika memur edilmesi gösteriyork.ki hükümet, parlementodan doğrudan doğruya kendisin bir disiplin örneği göstermesini istemek arzusundadır.
Hükümetin beyyannamesi, Nazırlar meclisinin Salı günükü toplantısında kat’ileşecektir.
Kabine, Muhalefete Uğrayacak mı?
Paris 10 ( A.A ) — Yeni kabine, ûyan ve mebusan meclisleri tarafından da iyi karşılanmıştır.
Mebusan meclisinde fikirler şu suretle tebellür etmektedir:
M. "Flânden,,, Radikallerin yardımını şimdiden temin etmiştir. Sosyalistler, müstenkif kalacaklardır. Hükümetin, kendilerinin istinkâfından faydalanacağı söyleniyor.
Şu halde M. “Flânden,, Sah günü parlamentoya geldiği zaman ancak ufak muhalefetle karşılaşacaktır.
Frankın kıymeti
Londra 10 (A. A.) — Yeni Fransız kabinesinin süratle kurulması, Fransız frankının kıymeti üzerinde kendisini göstermiş ve frank, Perşenbe günü 76 1/32 iken dün 75 11/16 olarak tescil edilmiştir.
Almanya silâhsızlanma ve Milletler Cemiyeti
Londra 10 (A. A.) — M. “Hitler,, in mümessili M. Von "Ribbentrop,, pazartesi günü Hariciye nezaretinde M. “Ant-honyeden,, tarafından kabul edilecektir. İki devlet adamının silâhları bırakma meselesi ile Almanya - Milletler Cemiyeti münasebatı hakkında görüşmeleri muhtemeldir.
iktisat Vekili
Ve Yunan nazırı bugün Ankara-dan Eskişehir e hareket ediyorlar
Ankara 10 ( Telefonla ) — İktisat Vekili Celâl Bey Yunan İktisat Nazırı M. Pesmazoğlu ile beraber yarın "bugün,, şehrimizden hareket ederek evvelâ Eskişehire ve oradan da İzrnite gidecek ve fabrikalarımız üzerinde tetkikat yapacaklardır.
İkhsat Vekili misafir Nazırla beraber İzmitten Ertuğrul yatı ile Mudanyaya geçecekler ve oradan Bursaya giderek tet-kikata devam edeceklerdir. Bursadan sonra yineMudanya tari-kile istanbula dönülecektir.
İktisat Vekâleti Müsteşarlığı
Ankara 10 ( Telefonla ) — İktisat Vekâleti Müsteşarlığına kurt oğlu Faik Beyin tayin edileceği söylenmektedir.
Kontenjan tahsisatı
AnkaralO (A.A.)— 2-1156 sayılı ve 21-8-934 tarihli kararnamenin kontenjanı listesiyle verilen tahsisattan birinci Kânun 934 ve İkinci Kânun 935 aylarına ait olanları Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince bugün Gümrük Baş ve Merkez Müdürlüklerine tevzi edilmiştir.
Rıhtım şirketini hükümet işletecek
Ankara 10 (Telefonla) Alman haberlere göre, rıhtım şirketi ile hükümet arasındakj itilâf neticesinde 1935 senesi başından itibaren rıhtım şirketi hükümetçe işletilecektir.
Tütün ve Üzümihracatında inhisar düşünülmüş değildir
Ankara 10 (A. A.) — Tütün ve üzüm işinde Türk - Yunan çalışma ve hedef birliği hakkındaki müşterek tebliğin bazı tüccarlarca ve bilhassa tütün ihracatının bir elden idare edileceği şeklinde tefsir edildiği işıtilmiştir. Yaptığımız tahkikat böyle tefsire mahal olmadığını göstermiş ve şimdiye kadar mükerreren ve en salahiyetli şekilde söylenmiş olduğu veçhile ne tütün ne üzüm ne de her hangi bir mrhsulümüz için inhisar şeklinde bir elden ihraç mevzuu bahsoimadığıoı teyit etmiştir. Tütün için mevzuu bahis olan şeklin satıcı ve alıcı piyasalar menfaat vc taleplerine uygun ve piyasaların müsaadeleri imkânı ile mütenasip bir kıymetlendirme ve istikrar tesis etmek maksadından ibaret o'.duğu anlaşılıyor.
--------E----------
M. Maksimosun telgrafı
Ankara 10 (Hususî) —Yunanistan Hariciye Nazırı M. Maksimos Türkiye topraklarını terk ederken Hariciye vekili Tevfik Rüştü Beye bir telgraf göndererek memleketimizde gördüğü fevkalâde samimi hüsnü kabulden dolayı teşekkür etmiş ve iki memleket arasındaki ■ıkı elbirliğinin son Ankara teması ile daha çok kuvvetlenmiş olduğuna işaret eyliyerek Reisicumhur Hazretlerile Başvekil İsmet Paşa
İzmirde Hilâliah-mer haftaşı
İzmir,10 (A.A)—Hilâliahmer haftası münasebetiyle bugün saat 10 da Cumhuriyet meydanında Gazi heykeli önünde büyük tezahürat yapılmıştır. İz-mîrde mevcut bütün muallim ve lise mektepleri talebeleri ile ilk mekteplerin son sınıfları bu tezahürata iştirak etmişlerdir. Tam saat 10 da muzika İstiklâl marşını çalmak suretiylk tezahürata başlanmıştır.
Merasimden sonra Kız ve Eekek Liseleriyle Dumlupınar ilkmektebinden birer talebe bu günü tes’it eden hitabelerde bulunmuşlar ve alkışlanmışlardır. Söylenen sözlerden sonra mektepliler tarafından bir geçit resmi yapılmış ve böylelikle merasime nihayet verilmiştir.
Bir hırsız çetesi dağıtıldı
Ankara 10 (A. A.) — Azılı hırsızlardan Kara Haydar oğlu Alo Yozgadm Deli Haşan köyünde Jandarmalar tarafından müsademe ile imha edilmiştir. Diğer üç arkadaşı biri yaralı olarak kaçmışlardır.
Hariciye vekili gidiyor
Ankara 10 ( Telefonla) — Hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey oradaki içtimalara iştirak etmek üzere pazartesi günü şehrimizden Ceneveye hareket edecektir.
nezdinde en derin şükran ve sadakat duygularına tercüman olmasını rica etmiştir.
Tevfik Rüştü Bey, M. Maksini oca gönderdiği cevapta, Yunan Hariciye Nazırının Balkan veAvrupa sulhu eserine vaki olan şahsi yardımlarını zikretmiş ve sevimli düşüncelerinden Reisicumhur Hazretlerinin çok mütehassis olduklarını ve teşekkürlerini bildirmiştir.
E-------------
Sovyet ihtilâlinin yıl I dönümü münasebetiyle Ankara 10 (Hususî) — Sovyet İhtilâlinin yıl dönümü münasebetile M. Litvinofla H ariciye vekili Tevfik Rüştü bey arasında samimî telgraflar teati edilmiştir.
Deniz silâhlan işi ne halde ?
Japonlar ağır basıyor, Ingilizler müsaadekâr Amerika mütereddit...
Londra 10 (A. A.) — Japon mehafili, şifahî teklifler hak-kmdaki İngiliz tefsirleini pek iyi karşılamamaktadırlar. Bu tekliflere Tokyo hükümetinin vereceği cevap bekleniyor.
İngiliz mehafili, bu tek liflerin İngiliz murahhası heyetinin bu meselede kat’î bir vaziyet almış olduğu manasına gelmediğini, mezkûr heyetin noktai nazarını değiştirmek serbestisine malik bulunduğunu beyan etmektedir. Bütün akitlerin millî müdafaasına ait ihtiyaçları kendilerinin takdir etmeğe haklı olduklarının kabul ve teslim edilmesinin, Vaşington muahe-denamesinin tesbit etmiş olduğu 5-5-3 nisbetinin terki demek olamıyacağı bildiriliyor.
Japonların düşüncelerine göre Amirallik daireleri, her hangi sınıftan olursa olsun bütün hacim yekûnları münasip gördüğü miktarda tesbit etmek salâhiyetine malik olmalıdır.
Amerikalılar, Japonya’nın İngiltere noktai nazarına iştirak etmemesi ve Vaşington muahede-namesini fesheylemesi takdirinde takip edecekleri hattı hareketi tayine hazırlanmadadırlar.
-ZAMAN -
3
Teşrinisani 11
I SÜTUNLAR ARASINDA k...........................
Parayı veren düdüğü çalar amma...
Galiba Konya belediyesi saatlerin ayarını bir tutmak için bir işaret düdüğü sipariş etmiş. Gazetelerin yazdığına göre bu düdük motörle işliyen ve sesi on beş kilometre uzağa giden cinsten olup İngiltereden getir-tiliyormuş.
Nasrettin Hocanın fıkrası malûmdur: Merhum köyden kasabaya gelirken etrafına bir sürü çocuk toplanır, bir sürü siparişler yapılmıya başlanır. Çocuk değiller mi ya?.. Kimi yemiş, kimi oyuncak, kimi hava ister. Hoca hepsinin dileğini sükûn ile dinler ve sinsi sinsi gülerek “peki, peki,, diyip geçiştirir. O sırada bir çocuk cebinden bir akça veya bir pul çıkanr, “Hocam, bana da bir düdük!,, diyip parayı verir... Hoca kasabadan dönünce çocuklar etrafını alır, bir gürültüdür kopar, her ağızdan ‘‘hani benim yemişim, hani benim helvam,, gibi sualler püskürülmeğe başlar. Hoca hiç tınmaz, elini koy-nuna sokup bir düdük çıkarır para verip onu sipariş eden çocuğa uzatır.
— Parayı veren der, düdüğü çalar!.
Konya belediyesi ds parasını verdikten sonra bir değil, bir kaç düdük çalabilir. Buna karışılmaz amma o belediyenin on beş kilometre uzağa sesini duyurmak istemesindeki sebep ne olabilir?.. Koca İstanbul, henüz vakit küresini adamakıllı çeviremiyor ve saatlerimiz kendi bildiklerine göre işliyor. Konya belediyesi, bütün beldi eksiklerini tamamlayıp ta yalnız saatlerin doğru işlemesini düşünecek hale mi geldi?..
Eğer öyle ise iftihar ederiz. Fakat temizlik işleri, aydınlık işleri, su işleri, sıhhat işleri henüz aksak giderken böyle bir teşebbüse girişilmiş ise söylemek mecburiyetindeyiz ki buna düdük çalmak demezler, çalım satmak derler!...
...fl...
Şehir Meclisi dün toplandı
Birinci sahifeden devam
Şehir meclisi âzası, meclisin dünkü içtimaında böyle bir takrir vermedikleri gibi tahkikatımıza gön müteakip içtimalarda da vermiye-ceklerdir. Vakıa şehir meclisi âzası musikide inkilâp yapılmasını büyük bir arzu ile karşılamıştır, fakat İstanbulun diğer şehirlerimize nazaran mühim bir hususiyeti olduğunu da nazarı dikkate almıştır. Alaturka musiki, mütereddit bahçe ve gazinolarda çalışan binlerce kişinin maişeti ile alâkadar olduğu gibi bu hususta birçok mü-easeselerde muhtelif mukavelelerle muhtelif yerlere bağlanmış bulunmaktadırlar.
Bu itibarla Şehir meclisi âzası böyle bir kararı şehrin iktisadi vaziyetine tesir edebilecek mahiyette görmekte ve alaturka musikinin umumi yerlerden tedricen kaldırılması isabetli olacağı kanaatinde bulunmaktadırlar.
Şehir Meclisinde dünkü müzakereler
Şehir Meclisi dün saat on dörtte birinci reis Vekili Sadettin Ferit Beyin tahtı riyasetinde toplanmış, zabtı sabık okunarak aynen kabul edilmiştir.
Yeni seçilen meclisin ilk defa toplanması hasebiyle meclisin bir Teşrinisani tarihli içtimaında Gazi Hazretlerile Meclis Reisi ve Başvekil Paşalara ve Dahiliye Vekili Beye birer telgraf çekilmişdi.
Meclisin faaliyete başlamasını tebrik eden ve kendilerine çekilen tazimat telgraflarına teşekkürü mutazammın olan telgraflar dün alkışlar arasında okunmuştur.
Bundan sonra; Kemerburgaz nahiyesinin Sarıyer kazasından irtibatının fekkile Beyoğlu kazasına bağlanmasına dair Vilâyet idare
Üniversitede devam mecburiyeti Hariçte işi olan talebe için henüz bir şey yapılmamıştır
Verilen malûmata göre, üniversitede ders hususunda talebeye bazı yardımlar yapılması düşünülmektedir.
Bu meyanda her akşam saat sekizden sonra amelî dersler ihdas edilecektir. Bundan başka yine akşamlan hususî kurslar vücude getirilecek ve söylendiğine göre, talebe lehine daha bazı tedbirler düşünülecektir.
Diğer taraftan Üniversitede devam mecburiyetinin tatbikine devam olunmakta ve her talebe, evvelce kendisine verilen devam karnelerile kontrol edilmektedir.
Hariçte işi olan ve ancak bu suretle tahsile devam edebilen talebeye bu hususta bazı kolaylıklar gösterileceği, Üniversite Rektörü Cemil Bey tarafından bundan onbeş gün evvel söylenmişti.
Fakat hu gibi talebe için henüz hiçbir şey yapılmamıştır. Bu itibarla hariçte işi olan talebeden bir kısmı işlerini bırakmak zaruretiyle krşılaşmışlardır.
15 Sene hapis
Kevser Hanımın katili mahkûm oldu
Beşiktaşta sevdiği “Kevser,, ismindeki kızı kendisine vermediklerinden muğber olarak öldüren 18 yaşlarında Hüseyin ismindeki gencin muhakemesi dün ağırceza mahkemesinde intaç edilmiştir.
Hüseyin on beş sene hapse mahkûm olmuş, fakat bu cezası, yaşının küçüklüğünden dolayı 7,5 seneye indirilmiştir.
Kadastro işleri
Bütün işler 45 senede bitirilecek
Kadastro umumî müfettişi Halit Ziya Bey, şark vilâyetlerimizde kadastro işleri etrafında yapmakta olduğu tetkikatı ikmal ederek şehrimize dönmüştür.
Verilen malûmata göre, Maliye Vekâleti memleket kadastrosunun süratle vücude getirilmesi için on senedenberi meşgul olmaktadır. İğdır ovasiyle Karadeniz sahillerinin kadastrosuna Haziranda başlanacaktır.
Diğer taraftan mal sahipleri kadastrodan geniş mikyasta istifade edeceklerdir. Bu cümleden olarak apartman çiftlik ve sair gayrimenkul sahipleri yerlerinde oturmakla beraber malının değeri mukabilinde faizli ve kıymetli evrak ile bu servetlerden müstefit olacaklardır.
Müfettişi umumî Beyin tetkiklerine göre, şark vilâyetlerinin hudutları kadastro ile fennî surette tayin edildikten sonra bu arazi bilhassa muhacıriara gayet müsait bir toprak olacaktır. Türkiye kadastro işleri kırk beş sene zarfında ikmal edilebilecektir.
heyetiuin mazbatası mülkiye encümenine havale edilmiştir.
Belediye zabıta talimatnamesine bazı yeni maddeler ilâvesi hakkın-daki mazbatada mülkiye, iktisat encümenlerine gönderilmiştir.
Muaye edilmek üzere azamî üç gün hastahanede yatacak memurlardan ücret alınmaması hakkında-ki daimi encümen mazbatasının bütçe encümenine havalesi tesbit olunmuş, garaj sahiplerinin tastikL vukuat defterleri tutmaları kararlaştırılmıştır.
Bina vergileri dört taksitte alınacak
Bina vergilerinin geçen dört taksitte istifa edildiği malûmdur. Bu sene iki taksitte alınması hakkında makamca vaki talep iktisat encümeni tarafından tetkik edilmiş, şehrin ve halkın iktisadi vaziyetine nazaran bunun doğru olamıyacağı ve yine eskisi gibi bina vergisinin bütün kazalarda dört taksitte ve yalnız Adalar kazasında iki taksitte alınması muvafık görülmüştür. Dün Meclis Heyeti Umumiyesi bu husustaki mazbatayı kabul etmiştir.
Bundan sonra Salı günü saat 14 de içtima edilmesine karar verilerek celse tadil edilmiştir.
Y edikule Jaciası
Tramvay Şirketi ölen vatmanın ailesine tazminat vermeğe yanaşmıyor !
Yedi Kulede bir vatman arkadaşının iki tramvay arasında feci şekilde ezilip ölmesine sebebiyet veren diğer vatman İsmail Osman hakkındaki adlî tahkikat devam etmektedir. Hâdisenin şekli vukuu hakkında gerek seyri sefer mühendisliğin-ce gerek tramvay şirketince ve zabıtaca tanzim edilen raporlar tamamen adlıyeye tevdi edilmiş bulunmaktadır.
Raporların tetkiki ve şahitlerin dinlenmesile ikmal edilecek olan ilk tahkikatı müteakip Ağırceza mahkemesinde muhakeme yapılacaktır.
Müteveffa Arif Efendinin zevcesi ve çocuğu şahsî istid'a ile müracaat ederek tramvay
Keçileri_ararken..
Kavaklarda bir çocuk yalçın kayalardan aşağı yuvarlandı
Dün Anadolukavağı sırtlarında feci bir dağdan yuvarlanma hâdisesi olmuş ve bir çocuk ölüm halinde hastahaneye kaldırılmıştır.
Vak’a şöyle olmuştur :
Anadolukavağında Macar kışlasında oturan Gemlikli Ahmet Ağanın 12 yaşlarında Ali isminde bir yeğeni vardır.
Ali, dün dayısının koyun ve keçilerini alarak otlatmak üzere kırlara çıkarmış, kendisi de bir kenarda oturmuştur. Bir aralık, keçilerin ortadan kaybolduğunu gören Ali, bunları aramağa çıkmış, daima dağa, bayıra tırmanmağı seven keçileri yükseklerde aramaya koyulmuştur.
Ali, oldukça yüksek ve sarp yerlere çıkmış fakat keçilerden eser bulamamıştır.
Ümitsiz bir halde dolaşmakta
Şirketler
İbrahim Bey direktif alarak geldi
Birkaç gündenberi Ankarada bulunan şirketler başmüfettişi İbrahim Bey dün şehrimize avdet etmiştir.
İbrahim Bey Ankarada elektrik tünel ve tramvay şirketlerine [ait bazı meseleler etrafında Nafıa Vekâletiyle temas etmiş ve bu hususta Vekâletten bazı direktifler almıştır.
Gümrükteki imtihan
Geçenlerde gümrükte yeni alınacak memurların imtihanı yapılmıştı. İmtihan evrakının tetkiki bitmiştir. Evrakı imtihaniye tasdik edilmek üzere dün Ankaraya gön-
“Seciyesi olmıyan kimse bir insan değil, bir “şey,, dir.„
Chamfort
Şerh ve izah:
Buradaki seciye, meslek ve kanaat manasınadır. Bizim dilimizde ekseriya fi-renkçesi kullanılır, o mevkide karakterli veya karaktersiz adam denilir. Eskiden seciye, huy ve iyi ahlâk mefhumunu ifade eden bir lügatti. Ruhî tahlillerin müsbet ilim denilecek bir şekil alması üzerine seciye muayyen meslek ve kanaat medlûlünü gösterir oldu.
Chamfort un şu vecize-sinde hem zarafet, hem
şirketinden tazminat talep etmişlerdir.
— Zaman —
Facia kurbanı vatman Arif efendinin zevcesi ile çocuğunun istida ile müracaat aderek tramvay şirketinden tazminat istemeğe lüzum görmeleri de gösteriyor ki şirket şimdiye kadar kendiliğinden bu cihete yanaşmamış ve diğer bir çok emsali gibi, mesul bulunduğu bu facia kurbanının ailesine karşı da bigâne kalmak istemiştir.
Fakat hakkın er veya geç tezahür edeceği ve şirketin tazminat vermeğe mecbur olacağı şüphesiz olduğu gibi, şirkete bu faciadan dolayı mesuliyeti cezaiye de terettüp edeceği tahkikatın ikmalinden sonra elbette tezahür eyliyecektir.
olan Alinin bir aralık sarp bir kaya parçası üzerinde ayağı kaymış müvazenesini kaybederek düşmeğe başlamış, başı, vücudünün heryeri taşlara çarpa çarpa neden sonra bir düzlükte külçe halinde yığılı kalmıştır.
Ali tamamen kendini kaybetmiş olduğundan istimdat edememiş, başından ve muhtelif yerlerinden kanlar sızar bir halde olduğu yerde kalmıştır.
Neden sonra, civardan geçen bir yolcu bunu görmüş, zabıtayı haberdar etmiş, işe vaziyet edilmiş ve çocukçağız bir deniz nakil va-sıtasile Rumeli sahiline geçirilmiş, Büyükdereye kadar getirilmiş, buradan da bir otomobille Şişli Etfal hastanesine naklolunmuştur. Hayatı tehlikede görülen Alinin kurtarılmasına çalışılmaktadır.
Şoförler
Yeni idare heyetine kimler şeçildi
Salı günündeoberi devam eden şoförler Şoförler Cemiyeti intiha-batı bitmiş, netice bellli olmuştur.
Neticede şu zevatın kazandıkları anlaşılmıştır:
640 reyle Hapisane şöforü Ahmet, 562 reyle Millî garaj sahibi Senihi, 553 reyle Sadık, 504 reyle Kadri, 504 reyle Süleyman, 491 reyle Enver, 460 reyle Cavit, 451 reyle Cemal, 449 reyle Civan Ali, 448 reyle Kadri usta, 429 reyle Mehmet, 421 reyle küçük Nuri Beyler kazanmışlardır.
Eski idare heyeti reisi Necip, ikinci reis Hakkı, eski âzalardan Terfik, Hayati, Basri, Raif Zülfı, Şükrü, Nizamett'n, Mahmut, Fahr: Adil, Balit beyler, yedek âza olarak seçilmişlerdir.
Yeni heyet bugünlerde toplanarak aralarından reis, ikinci reis,
umumî kâtip seçeceklerdiı
kuvvet var. Zarafet, seciyesiz adamın “şey„ diye tarif olunmasındadır. Şekilsiz, manasız bir varlığı bu kelimeden daha kuvvetli surette ifade edecek lügat hemen hemen yoktur. Veci-zedeki kuvvet ise seciyenin kıymetinin tebarüz ettiril-mesindedir. Filhakika beyin yerine kelebek kanadı, vicdan yerinde de seyyal birşey taşıyan ve bugün ak dediğine yarın kara diyen bir adamın cemiyet içindeki mevkii “şey,, den başka ne olabilir?..
ZAMAN
Sebze ve meyva muhafazası için
Bir İngiliz firmasının teklif ettiği ilâç tecrübe ediliyor
Yaş meyva ve sebzeleri uzun müddet bozulmadan muhafaza edebilmek için Türk ofise yeni bir müracaat yapılmıştır.
Müracaat eden bir İngiliz firmasıdır. Bu firma mayi halinde olan bir maddeyi Türkiyeye ithal etmek istemektedir. İngiliz firmasının iddiasına göre, meyva veya sebze bu mayie batırılmak suretile uzun müddet tazeliğini muhafaza edecek ve bozul-mıyacaktır.
Ofis teklife cevap vermeden evvel bu maddenin tecrübesini yapmak istemiştir. Tecrübelere başlanmıştır.
Bir kaçakçı mahkûm
Hendekte Mahmut Bey köyünde oturan İsmail tütün kaçırırken yakalanmış ve dün görülen mahkemesi neticesinde 6 ay hapse ve 95 lira para cezasına mahkûm edilmiştir.
Eski eserler
Tarihî kıymeti olanlar tamir edilecek
Dün, Müzeler Müdürü Aziz Bey refakatinde Mimar Kemal Bey bulunduğu halde, şehrimizdeki bazı asarıatikayı ve bu meyanda bir kısım mesdut tekyeleri tetkik etmiştir.
Tarih] kıymeti haiz, bugibi eski asardan tamire muhtaç olanlar tefrik edilmekte ve bunların tamirlerisin neye mütevakkıf bulunduğu e.bit olunmaktadır.
Ceset kimin?
Rum kadını teşhis edilemedi, defnediliyor
Haliç fenerinde bir yol üzerinde, başından yaralanarak ölmüş br kadın cesedi bulunmuştu.
Vaz’ı halinden bir Rum kadını ve 60 yaşlarında olduğu görülen bu kadının hüviyeti ilk anlarda tesbit edilemediği için kadının cesedi o civardaki Ayatiryadi kilisesinde teşhir edilmektedir. Buna rağmen kadının hüviyeti henüz tesbit edilmiş değildir.
Adliye ve polis doktorları kadidin başındaki yaranın düşme neticesi husul bulduğuna kanaat getirmişler ve defnine ruhsat vermişlerdir.
Fırınlar tahdit edilecek
Belediye tedricen fırınları tahdit edecektir. Şimdiden günde 50 çuvaldan az işliyen fırınlara ruhsatiye verilmemektedir.
Talebeye verilen nakil ilmühaberleri
Haber aldığımıza göre, bazı İlkmektep baş muallimlerinin idarelerindeki talebeye usulsüz naki ilmühaberleri verdikleri görülmüştür.
Maarif müdürlüğü muallimlerin bu hareketini ehemmiyetle nazarı dikkate almıştır. Bu münasebetle bazı başmuallimlere ihtaratta bulunulacaktı:
M. “Makdonaİt,, m beyanatı Birinci sahifeden devam “Sar,, meselesinden bahseden Başvekil, İngiltere hükümetinin ahiren reyiamın gürültüsüzce yapılmasını kabul etmekte olduğuna dair Alman hükümetinden teminat almış olduğunu söylemiştir. Nihayet Âlmanyanın Milletler meclisinde bulunmaması meselesine dokunan İngiliz Başvekili, İngiltere hükümetinin Alman milletine yalnız başına kalmak suretiyle hakkını hiçbir zaman kendi kendine alaımyacağını ve Almanya Ml'letler cemiyetine dönüp dönmiyeceği meselesinde kararsız kaldıkça Âlmanyanın barış arzusunda bulunduğu suretindeki beyanatını diğer milletlerin itimatsızlıkla karşılamakta devam edeceklerini anlatmaktan yorulmayacağım beyan etmiştir.
Ç'öylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Son ekselans
Bir veya bir buçuk ay kadar evveldi, resmî makamlardan biri tarafından gazetelere verilen bir tebliğde şairlerden muharrirlerden ve muallimlerden bir hayli kimsenin adları zikrolunuyordu, Tebliği kaleme alan kâtip nedense teşrifat gözetmek istemiş ve bu isimlerden çoğunu sadece *‘Bey„ olarak kaydettiği halde bir kısmına “Beyefendi,, demişti. Se-lâmi İzzet bey, bizzat beyler arasında mukayyet olmaktan sinirlendi, bir fıkra yazdı, o kâtibin teşrifat kaygusunu hırpaladı.
Ben, öz Türkçeye doğru o-lanca iştiyakımızla yürüdüğümüz bir sırada “Efendi,, ligin kullanılmasını zaten hoş bul-mıyanlardanım. Çünkü o kelime bize, herhangi bir Arapça veya Farisice lûgattan daha yabancıdır. “Beyefendi,, yi ise Demokratlıkla asla telif edemedim ve edemem. Bize Beylik, ağalık ve paşalık yetişir. Bunların arasında meslekî ve terbiyevî bir fark tesbit edersek unvan meselesini de halletmiş oluruz.
Bu mülâhaza ile Selâmi İzzet Beyin o fıkrasını pek yerinde ve pek doğru bulmuştum. Dün İlmî bir mecmua elime geçti, başında bilgi âleminde yüksek mevki sahibi olan bir zatın resmi var. Bilinmez neden, bu resmin altına “ Son ekselâns filân.... „ ibaresi konulmuş.
Son ekselâns, son altes ve samajeste gibi bize, bizim telâkkilerimize aykırı düşen bir tabirdir. Biri öbürlerini hatıra getirir ve tiksinti verir. Bir kısım Avrupa devletlerinde bu ■ itibarî ve İzafî mertebelerin henüz var olmasına bir şey demeyiz, diyemeyiz, hatta kendi memleketinde son altes diye yadolunan bir ecnebiyi bizde ‘‘fahametmeap ,, tabirile tevkir I ederiz. Fakat kendi aramızda ne son altesi, ne de son ekselânsı] tanımak ve görmek istemeyiz. I Türke kendi beyliği, kendi ağalığı yeter L...
Bağcılık ve şarapçılık tatbikatı
Halkalı Ziraat Mektebi son sınıf talebesi muallimleri Necati Ziya Beyin refakatinde- bağcılık ve şarapçılık tatbikatı yapmak üzere dün Tekirdağına gitmişlerdir.
Roma hukuku
Üniversite Hukuk Fakültesinde okutulmakta olan Roma hukuku dersleri bu sene ikinci sınıfta haftada bir defa tedris odilmektedir.
Aldığımız malûmata göre, bu ders gelecek ders senesinden itibaren ikinci sınıftan tamamile kaldırılacak ve yalnız birinci sınıfta okutulacaktır.
Maliye tayinleri
İstanbul liseler muhasebeciliğine Yüksek mühendis mektebi muhasebecisi İbrahim ve mumaileyhin yerine tasfiye muhasibi Raif Beyler tayin edilmişlerdir.
Ne konuştular acaba ?
Birinci sahifeden devam Akşam gazeteleri, bu görüşmelerden hasıl olan intibaları kaydetmekte ve iki memleketin iktisadi ve siyasî yakınlığının zamanı geldiği tezini ileri sürmektedir.
Herhalde M. “Gömböş„ün İtalya ve Avusturya seyahatleri “Viyana - Roma - Budapeşte,, meselesini kuvvetlendirmiçtir*
“GÖmböş„ün Berline gideceği hakkında geçenlerde ortaya atılan havadisten artık pek okadar bah-sedilmemektedir.
Budapeşte 10 (A. A.) — Baş. vekil M. “GömböşH Avusturyadal bir gün kaldıktan sonra Roma seyahatinden dönmüştür.
I
i
4
— ZAMAN —
Teşrinisani 11
Şİİ ler
Bugün, Almanyanın büyük şairi *Şiller = Schiller„ in dünyaya ge-I lişinin 175 inci yıl dönümüdür. "Şiller,, yalnız büyük bir şair değil, aynı zamanda büyük bir hürriyet mücahididir.
Kendisi 1759 da, yani “ Napol-yon „ un doğumundan on yıl evvel Almanyanın cenubu garbindeki “B^urtemberg,, Dukalığında doğdu.
Çocukluğunda vaiz olmayı kurmuştu. Fakat tara sekiz yaşma bastığı zaman babası, Dükalığın idare merkezine naklettiği, burada da bir tiyatro bulunduğu için "Şiller„de fikrini değiştirdi ve aktörlüğe heves etti. Evde temsiller vermeğe başladı. “ IFertemberg „ Dukasının bu sıralarda bir Harbiye mektebi açması üzerine “Şiller„ zekâsının parlaklığı yüzünden bu mektebe alındı. “Şiller„ bir müddet bu mektepte çalıştıktan sonra hukuk tahsiline merak etti, daha sonra babasının mesleği olan tıbba ehemmiyet verdi ve 21 yaşına kadar tıp ile meşgul olduktan sonra * Wertemberg„ dukasının ordusuna operatör tayin olundu.
“Şiller„ , daha harbiye mektebine devam ettiği sıralarda ilk piyesini yazdı. “Hırsızlar,, ismini taşıyan bu eseri gizlice yazan muharrir, vakit bulup ta eserini tekmillemek 1 için kendini herkese hasta zannettirmiş, eseri tamamladıktan sonra onu bastırmak için uğraşmıştı. Fakat tabilerin hiçbiri bu eseri kabul etmedi. O da ödünç para bularak eserini kendi hesabına bastırdı.
' Bu eser 1872 de ilk defa tem-
I sil olunduğu zaman "Vertemberg,,
I dukasını kızdırdı.
Ayın Tarihi
“ 8 „ inci nüshası çıktı
Ankarada Matbuat umum müdiriyeti tarafından neşredilmekte olan (Ayın Tarihi) mecmuasının sekizinci nüshası-da çıkmıştır. 1934 ağustos ayı zarfında bütün dünyada cer-yan eden siyasî, İktisadî, İlmî ve İçtimaî hâdise ve hareketlerin tarihçesini havi olan bu mecmuayı yeniden uzun uzadıya tarife lüzum görmiyoruz.
Yalnız şu kadar söyliyelim, ki bu mecmua bir aylık vukuatı 8İyasiyenin hakikaten bir ansiklopedisi addedilmeğe lâyıktır. Münderecatında o kadar tenevvü temin ediliyor ve dünya hâdisatı hakkında, yine dünya matbuatından o kadar çok iktibasat yapılıyor, ki bu kadar malûmatın nasıl toplanıpta sıralandığına şaşmamak kabil değil. Başka memleketlerde meselâ Fransa, Almanya, ve
Çünkü “ Şiller „ bu eserinde cümhuriyet fikirlerini yayıyordu. * Şiller „ in bu eserini tamaşa için izin almadan kıtasını bıraktığından istifade eden Düka, şairi hemen yakalattı, tevkifhaneye koydurdu ve onu eser, piyes yazmaktan menetti.
“Şiller,, çok geçmeden firar etti ve var kuvvetiyle piyesler yazdı. Bu piyesler yavaş yavaş o-nu tanıtıyordu. Bu sıralarda “Vaymar,, Dükasına takdim olunan “Şiller,, bu Dükanm sevgisini kazanmış ve daha sonra “ Yena,, Darülfünununa tarih profesörü tayin olunmuştur. uŞiller„ hocalıktan az buçuk bir para kazandığı için 1790 da güzel bir kadın olan “Şarlot Fon Lengfild,, ile evlendi ve çok geçmeden büyük şair “Göte,, nin en samimî dostlan arasına girdi. “Şiller,, bu dostluk yüzünden “Yena,, yı bırakarak “Vaymar,, da yerleşti. Çünkü “Göte,, burada bulunuyor ve “Vaymar,, tiyatrosunu idare ediyordu.
“Şiller,, in en verimli devri bu-dur. Ne yazık ki sıhhati günden güne bozuluyordu. Nihayet Almanların cn çok sevdikleri bu şair “Vaymar,, da 1805 yılında Öldü.
“Ş.ller„ in en güzel ve en çok tanınmış iki eseri “Orliyans kızı,, ile “ Vilyam Tel „ dir. Kendisi bir çok dasitanlarla lirik eserlerin sahibidir. Şair çok ileri fikirli bir adam olduğu için şöhreti Alman ihtilâlinden sonra eskisinden daha çok fazla parladı.
Ingiltere de bu mecmuaya muadil bir mecmua neşredilip edilmediğini bilmiyoruz. Ediliyorsa bile görmek bize nasip olmamıştır.
Eğer mecmuanın bu intizam ve mükemmeliyette devamlı surette neşri kabil olursa bir gün kolleksiyonu erbabı tetebbu ve tetkik için bulunmaz bir tarih teşkil edecektir. Kütüphane'e-rinde özlü eserlere yer veren karilerimize tavsiye ederiz.
Yalnız evvelcede söylediğimiz üzere bukadar dolgun mecmuada bir noksan görüyoruz, ki o da b«r ay zarfında vefat eden maruf kimselerin tercümei hali bulunmamasıdır. Mecmuanın sonuna ayrıca sekiz on sahifelik bir kısım ilâve edilerek bunda vefat edenlerin resimlerile beraber tercümei halleri neşredilecek olursaAyın Tarihinin kıy-
POLİSTE
Bir adamı şişe ile Yaraladılar
Evvelki gece yarısı Unkapa-nında Demirhun mahallesinde Zeyrek caddesinde bir kahvede ağır bir cerh vakası olmuştur.
Bu cadde üzerindeki 78 numaralı Bekirin kahvesinde Mehmet, Abidin, Mahmut ve İsmail isimlerindeki eşhas oturmaktadırlar.
Bu sırada, Mehmetle kahveci Bekir arasında kahve parası yüzünden münazaa çıkmış ve Mehmet, Bekire oldukça ağır bir küfür savurmuştur.
Bekirin muhatap olduğu bu küfürden Abidin, Mahmut ve İsmail içlenmişler ve el birliğile Mehmedin üzerine çullanarak döğmeğe başlamışlardır.
Bu sırada bunlardan biri, eline geçirdiği büyük bir şişeyi Mehmedin başına yerleştirmiştir,
Mehmet, kanlar içinde ve kendini bilmiyecek derecede olduğu halde yere yuvarlanmıştır.
Biraz sonra vak’aya polis yetişmiş, kavgacıları yakalıya-rak karakola götürmüş, yaralıyı da hastahaneye kaldırmıştır.
Kumarbazlar tutuldu
Samatyada Faik isminde bi-rinin kahvesinde kumar oynamakta olduğu zabıtaca haber alınmış ve evvelki gece anî olarak bir araştırma yapılıp kumarcılardan Nobar, Vah-ram, Artin, Muzaffer, Kevork cürmü meşhut halinde yakalanarak karakola götürülmüşlerdir.
Samatya merkezi, kumarcılar hakkında tahkikat evrakını tanzim etmiş ve Sulh ceza mahkemesine vermiştir.
Bir kumarhane kapatıldı
Davutpaşa da kahvesinde kumar oynattığı tesbit edilen Süleyman isminde birinin tuttuğu kıraathane polisçe seddedilmiş, kendisi de mahkemeye verilmiştir.
meti bir kat daha artmış ve tamam olmuş olur.
Bu nüshası 500 sahifelik büyük bir cilt teşkil ediyor. Fiatı "50„ kuruştur. Arzu edenler bir mektupla Ankara "Umum Mat-4buat Müdürlüğüne,, müracaat edebilirler. Müdiriyet ayrıca posla ücreti almaksızın derhal istenilen nüshayı gönderir. Senelik abonesi yalnız 500 kuruştur.
Hamiş — Ayın Tarihinin bu sekizinci nüshası çıkalı bir hayli oluyor. İlânının böyle geç kalmış olması arada gazetemizin on gün tatil edilmiş bulunmasından ileri gelmiştir.
Rize de bir facia
Bir genç Baba ve Anasını yatakta tabanca ile vurdu
Rize (Hususî) — Geçen salı gecesi şehrimizde feci ve kanlı bir hadise olmuştur. 17 yaşında bir genç babasını anasını birer tabanca kurşunu ile yere se-miştir.
Bu tüyler ürperten acıklı hadiseye esasen biraz haşarı olan gencin baba ve annesi tarafından daima azarlanması ve hırpalanması sebep olarak gösterilmektedir.
Ali adını taşıyan bu genç geçen sene İstanbul mekteplerinden birinde iken tart edilerek evine gelmiş ve babasının kesesinde in geçnerek serseri bir hayata atılmıştır.
Babası peştemalcıhk ticare-tile meşgul Ali Efendidir.
Vaka gecesi eve biraz geç gelmesi hasebiyle annesini fazlaca, kızdıran genç şiddetli bir surette azarlanmıştır. Gece babası uykudan kalkarak oğluna seslenmiş ve bir su istemiçtir,
Suyu alıp babasına verirken annesinin acı, acı söylenmesine tahammül edemiyen ve esasen annesine her nedense pek öf-
Karamanda şehir bandosu
Karaman (Hususî) — Şehirde kurulan ve muallim Ahmet beyin riyasetinde bulunan bandonun her akşam Belediye parkında verdiği konserler halk arasında alâka uyandırmıştır.
Ulukışla hattına rağbet
Ulukış, ( Hususî) — Geçen ayın birinden it baren Kayseri-Ulukış'a hattı üzerinde işliyen motokar servisi büyük bir rağbet görmektedir. Ulukışladan ve Kayseriden her gün hareket eden iki motokar, aktarma yapmak mecburiyetinde o-lan yolcuları bekletmediği için halka büyük kolaylık olmuştur. Ereğiide ilk defa operet
Konya Ereğilsi ( Hususî) — Şimdiye kadir her türlü ciddî sanat ziyafetlerinden mahrum olan şehrimize ilk defa olarak dün büyük bir operet heyetinin uğraması edebî bir hâdise olmuştur. Hafız İhsan Beyin riyasetinde otuz beş sanatkârdan müte;ıkkil bu heyet ilk oyununu vermş ve büyük rağbet kazanmıştır. Heyet buradan Kay-seriye hareket edecektir. Izmir-den gelmektedir.
keli olan genç muvazenesini kaybederek hemen dıvarda asılı duran tabancaya sarılmış ve ilk defa babasına ikinci defa da annesine tevcih ederek ateş-lemiştir.
Babasını biraz ağırca ve anasını hafifçe yaralıyan genç dışarı fırlıyarak yakınlarındaki daima düşüp kalktığı bir gencin evine gidip gizlenmiştir.
Silâh sesleri üzerine vaka mahalline giden polis memurları derhal işe el koymuş ve tahkikata girişmişlerdir.
Polis, bir taraftan da yaralıları Memleket Hastahanesine nakletmiş ve araştırma neticesinde genci de gizlediği evden yakalıyarak evrakı ve taban-casile birlikte Adliyeye teslim eylemiştir.
Yaralılar tedavi olunmakta ve yaralarının tehlikeli olmadığı anlaşılmaktadır. Genç babasını yaraladığmd .n dolayı nedamet duymakta ise de anasına karşı çok soğuk kanlı davranmaktadır.
Konyada yeni bir gazete
Konya, (Hususî) — Konyada yeni bir gazete intişara başlamaktadır. Tacettin Cavit Beyin tahrir riyaseti altında çıkmakta olan bu gazete her günlüktür. Evvelce birkaç gazete intişar etmekte iken bazılarının kapanması üzerine son zamanlarda yevmî olarak yalnız "Babalık,, çıkmakta idi.
Çumrada imar
Çumra (Hususî) — Çumrada istasyon yanında kurulan Yenişehir yavaş yavaş inkişaf etmektedir. Bütün resmi devair buradadır. Eskişehir, Yen’şehir-den 14 kilometre mesafede olduğu için resmî dairelerde işleri olan halk, mesafe uzunluğundan ve nakil vasıtalarının ademi mevcudiyetinden çok şikâyet etmektedir ve bu hususta çok zahmet çekmektedir.
“Bor,, da Elektrik
Bor ( Hususî ) — Bazı ileri gelen zevat, kazamızın elektrik derdinin biran evvel halli için çalışmaktadırlar. Niğdede ens-telâsyon bittikten sonra kabamıza da elektrik cereyanı temin etmek işi ciddî bir şekilde tetkik edilecektir.
Tirede bir çobanı vurdular
Tire 7 [Hususî]— Evvelki gece, Tirenin Bonyoyolu köyü civarında Zincirlikuyu mevkiinde bir çoban kepeneğine sarılmış, yarı ölü bir halde yatmakta olduğu halde görülmüştür.
Tetkikat neticesinde, çobanın yanında bir tabanca bulunduğu, içindeki kurşunlardan birinin atılmış olduğu, zavallının başının arkasından bir kurşun girmiş, alnından çıkmış, beyni parçalanmış bir vaziyette bulunduğu tesbit edilmiştir. Hâdise derhal zabıtaya haber verilmiş, jandarma, Adliye memuru ve hekim mahallî vakaya giderek tahkikat yapmışlardır.
Çoban henüz sağdır. Fakat beyninden geçen kurşunun tesirile ne söz söylüyor ne de birşey ifade edebiliyor. Zavallı adam bu vaziyette, hemen izmirden getirilen sıhhî imdat otomobili ile İzmir hastahanesine sevkedilmiştir.
Bu çoban, Bonyuyolu köyünden Ali Ağanın çobanı olup 18 yaşlarında Haşan Hüseyin ismindedir.
Tütün işleri iyi
Tütün piyasası açılmıştır. Satış iyi gidiyor. Geri 55 - 65 ten yüzbin kilo almıştır. Felemenk 72 kuruştan, Gilen 65 kuruştan, inhisar idaresine 60 - 65 kuruşa kadar müba-yaatta bulunmuştur. İki gün içinde 3*30 bin kilo tütün satılmıştır.
Tayyare Cemiyeti ve Sinop hanımları
Sinop 9 (A. A.) — Türk Tay-yare Cemiyeti Sinop hanımlar derneği bugün vali Abdülhak beyin fahrî reisliği altmda toplanmış, reislik, muhasip ve kâtip seçimi yapılmış ve dernek faaliyete geçmiştir.
Konyada saatleri ayar için düdük
Konya 7 ( Hususî ) — Şehrimizde saatlerin aynı ayarda olması için bir “Siren,, düdüğü mübayaası belediye meclisince kararlaştırılmış ve bu iş talibine ihale edilmiştir. Almanyadan getirilecek ve motörle işliyecek olan bu düdüğün sesei 15 kilometre mesafeden işitilebilecektir, Boluda spor işleri
Bolu 10 ( A.A. ) — Halkevi spor komitesi gençleri ve memleketin ileri gelir okur yazarları halkevinde bir toplantı yaptılar. Yeşilova adlı bir spor kulübünün kurulması kararlaştı. Yasası yapıldı ve idare edecek âzası seçildi.
Boluda spor işleri her gün biraz daha canlanmaktadır.
Siirt köylerinde
Siirt 10 (A. A.) - Halkevi atlısporcuları Vali Beyle birlikte köy kanununun tatbik edilmekte olduğu köylerde halk ile, onların ihtiyaçları hakkında konuşmuşlardır. Bu konuşmalar köylüler üzerinde iyi tesirler bırakmıştır.
Bugünün Aşkları
Millî Roman
1
ı
Lâkin kendisi neden günlerini boş geçirmişti, ve zenginliğini Is-tanbulun her eğlence yerinde yaymak zevkini ihmal etmişti ?.. Bu mahrumiyete hem kızıyor, hem şaşıyordu. Hele İncinin Altınkumda şöyle eğlendik, Suadiyede böyle eğlendik dediğini duydukça yerinde duramaz oluyordu, hemen oradan kalkıp bir motöre atlamak, vaktin guruba yaklaşmış olmasına rağmen en uzak plâjlarda kendini teşhir etmek ihtiyacına kapılıyordu. Bu delice düşüncelerin ibramile bir aralık dayanamadı:
Tefrika No: 58
— Mehtap filân, dedi, yok ama Boğaziçinde dolaşmak şu havada yine tatlı olur. Beraber bir gezinti yapmak ister misiniz ?
O, zengin ağızların yalnız emredeceğine ve bu emrin de mutlaka infaz edileceğine inan besler olmuştu. Bu sebeple İncinin hemen muvafakat göstereceğini, hattâ üstelik bir de teşekkür edeceğini umuyordu. Halbuki kız, küçük bir sevinç göstermedi, şöyle bir cevap verdi:
— Böyle eğlencelerin tadı kalabalıkla çıkar. Bizim böyle sine
maya g'.der gibi Boğaza gidişimiz gülünç olur. Zaten dediğiniz gibi m.htap ta yok, onun için bekliye-lim, ay büyüsün. Münasip dostlara da haber verelim, uygun bir küme olalım, öyle gidelim.
Bülent, büyük bir kıymet verdiği şu ikramın ceffelkalem reddedilmesinden dolayı ilkin hayret duydu, sonra gözlerine yapışan gurur perdesini biraz sıyırarak karşısındaki kıza dikkalte baktı ve... Düşündü. Çünkü zenginliğe paye verdiği kendine gösterdiği güleryüzden ve kullandığı nazik dilden anlaşı-lıan şu kıZ, o güne kadar tanıdığı kadınlarınkine, kızlarınkine hiç benzemiyen bir bakış taşıyordu. Onda, o bakışta iğilmez bir iradenin sertliği parlıyordu.
Bülent, ömründe tesadüf etmediği bu çelik bakıştan yer.i bir hayret daha aldı ve kendini topla-mıya çalışmak ıstırarını duydu. Üzerinde durduğu sahte irtifadan biraz inmek lüzumunu hissetmişti, sesindeki zoraki tınmatı da değiştirmekten geri kalmamıştı, daha İnsanî, daha munis konuşuyordu:
— Peki, dedi, sizin (1 -diğiniz
gibi olsun. Bir mehtapta ve kala-ba’ıkla gideriz.Fakat şu muhaveremizi bir davet yerine kabul ediniz. Gününü tayin etmek hakkı size ait olmak şartiyle gezintiye benim misafirim olarak geleceksiniz.
— Teşekkür ederim.
Bu sırada hizmetçi çay takımlarını getirdi, İnci de misafirine ikram için yerinden kalktı ve Bü-lentle Kâmran, öteden beriden ko-nuşmıya koyuldu. Ressam, hem söylüyor, hem düşünüyordu. Acaba yanlış kapımı çalmıştı? İnci, kolayca mağlûp edilecek bir kız de-ğ.l miydi?.. Şimdi onun kafasında hep bu sual dolaşıyordu ve gözü de genç kızın zarif ayaklarına bağlanıp ipek halı üstünde sürünüyordu, Belma gibi, Sevinç gibi, Naciye gibi, Mehlika gibi, hizmetçi Şaziye gibi ve daha bir sürü tanıdıkları gibi bakmıyan, hatta onlar gibi yılışık, yapışkan ve öper, ısırır bir his vere vere konuşmıyan bu kızın gözlerine o her şey vadeden pırıltıyı vermek, diline de o davetkâr sesi bulaştırmak için bir aylık gelirini feda etmeğe hazırdı. Para canlı olmasına rağmen o da
kikada içine sefih olmak, para dağıtmak arzusu veren müşteki bir gurur ile kıvranıyordu.
Evet, kendi gururu yine kendi içinde sızlıyordu, şikâyet ediyordu. O, her kadının kendine bayılır gibi bakmasına alışmıştı. O, her kadının sesinde yalvaran bir ahenk duymağa alışmıştı. O, bir mabut gibi mağrur yaşamağa ve her kadın başını bu gurur önünde iğilir görmeğe alışmıştı. Bu alışkınlık ona öyle sarsılmaz bhr inan getirmişti ki mini mini bir tebessümle, hattâ yarım bir okşayıcı bakışla dilediği kadın kalbini yaralı bir kuşa çevireceğini umar olmuştu. Şimdiye kadar tattığı en büyük zevk, sevmeden sevilmekti ve sevdiklerini sızdırmaktı.
Şimdi ilk defa olarak kanaati sarsılıyordu, biricik zevki - sevmeden sevilmek zevki - parçalanıyordu. Çünkü İncinin bakışı başka, duruşu başka, konuşuşu başka idi. Bundan dolayı o da, acı bir ıstırar ile en büyük hoyunu hasletini, hilkatinin temeli olan en kuvvetli hususiyetini feda ederek para sarf
etmeğe ve bu kuvvetle sarsılan gururunu ayakta tutmağa hazır-(anıyordu. Güzelliğinin tesiriyle - ogüne kadar olduğu gibi - bir lâhzada diz çöktüremediği bu tuhaf yaradılışlı güzel kızı, altın yağmuru altında bunaltıp düşürmek, yıkmak istiyordu. Bu yıkılış kendi gururunun sukutunu telâfi edecekti ve o düşerken kendi kalkmış olacaktı.
Buna karar veriyordu, lâkin hesabını etraflı yürütmekten geri kalmıyordu. Mağlûp olmaktan ve ömrünün ilk aşk hüsranına uğramaktan kurtulmak için para dökmeğe hazırdı. Ancak, dilediği galebeye erdikten sonra harcadığı parayı yüzde yüz faizile geri almak imkânlarını da aramayı ihmal etmiyordu. Şimdi bir odasında oturduğu şu güzel apartınıan, o imkânları kuvvetlendiren beton bir amil oluyordu. İnci, para cazibesiyle bugünkü kayitsizliğini bırakmaya mecbur olunca ve para zevki yanında erkek güzelliğinin, kudretinin sihrini de damarlarına geçirince kendisi hemen vaziyetini değiştirecekti.
Devamı var
ZAMAN
Nasıl korunmalı?
Müstakbel harpleri kazanacak en müthiş silâh, tayyaredir -------------------—□----------
Tayyare hücumlarından kurtulmak için ne yapmalı?
- 6 - (il
Bağcılık
’)atış Komisyonundan:
ı,s* Emlâk Hissesi Hisseye göre ı
Müstakbel harpler orduların hudutlarda karşılaşmasından evvel şehirlerde, kasabalarda, köylerde yaşayan halkın beyninde patlıyacak ve muhakkak kılınçla yapılan o eski çağlardaki utanç veren katliâmlara rahmet okutacak kadar geniş bir facia olacaktır.
Büyük harbin muahedelerde ele geçirilen veya yeniden göz dikilerek gasbedilmek istenilen büyük menfaatler karşısında; insanlar o eski âlicenaplıklarını o güzel ve İnsanî faziletlerini tamamen unuttular.
Hemen her memlekette harp-hazırlıklan; akılları durduracak kadar geniş, zihinleri şaşırtacak kadar haşin ve merhametsizdir.
Milyarlarını fevkalâde hazırlıklarına tereddütsüz tahsis etmek için, Fransız harbiye nazırı kendi millet meclisinde
“yarınki harbin
görülmemiş
ve duyulmamış vasıtalarla be-
şeriyetiboğazlaştıracağını,, söylemiş, müstakbel harplerin ne
yaman silâhlarla yapılacağını bilmiyen artık kalmamıştır.
Nihayet birgün yerden ve gökten yağacak olan bu cins cins ölümlere karşı koymak ve hep beraber millî yurdu ölüm kasırgalarından kurtarmak için baş vuracak çareler yok değildir.
Hiç şüphesiz, insanlar gittikçe yüksek kabiliyette hücum silâhları meydana getirirken bunlara karşı konulacak kalkanları da muvaffakiyetle hazırlamaktan geri kalmamışlardır. Her hücum silâhına karşı bir müdafaa kalkanı da vücu-
de getirilmiştir ve bunlar harplerde daima karşı karşı kullanılmıştır.
İyice bilmeliyiz ki kalkanlarını evvelden hatırlamak uyanıklığım gösterenler; hırsların, ta-maların saldırışlarından -kendilerini uzak bulundurmağa daima muvaffak olacaklardır.
Artık büyük tarakkiler sahasına erişmiş olan tayyareler ve zehirli gazier; emin olmalıyız ki daha ilerideki inkişaflarına nazaran henüz başlangıç yollarm-dadır. Bu silâhları; ilerideki o hayretler verecek inkişaflarına ermeden, bu halinde iken memleketimizde yapabilmek ve zaman ile ilerileyişleini de takip edebilmek yurdun müdafaası içir, bunlarden bilhesap kâfi gelecek miktarlara her zaman için malik olmak lâzmdır.
Göklerini fennî tertibat ve teşkilât ile korumıyan milletlerin; yarın esir olacaklarına hiç şüphe yoktur.
Yeniden elli tayyare filosunun hesaplarını avam kamarasında tasdik ettirmek istiyen İngiliz hava nazırının aşağıdaki ifadesi bunun canlı bir şahididir. İngiliz hava nazırı diyor ki :
“— Harp kuvvetlerimizden başka müstemlekâtımızı korumak için de tayyarelere ehemmiyetle ihtiyacımız vardır. İptidalarda müstemlekâtımızda az masrafla bütün devlet nizam
ve intizamını muhafaza etmek mümkin idi. Zira, o zaman İngiliz devlet kuvvetleri mükemmel silâhlarla mücehhez oldukları halde müstemlekât ahalisi çok iptidaî halde bulunuyordu. Umumî harpten sonra dünya yüzüne çıkan silâhların ziyade-Üği ve bu silahların İngiliz topraklarına da kaçak suretile gi-■ rebilmesi yüzünden vezaifi dev-
let güçleşti. Yerli halk her ne pahasına olursa olsun mükemmel silâhlar elde etmek fırsatını buldu. .
İşte bu yeni vaziyetle, İngiliz kuvvetlerini lüzumundan çok fazla yormağa, telefata maruz bırakmağa ve geniş masraflara yol açmağa sebep oldu. Ancak büyük harpten sonra yer yüzünde çok ehemmiyetli roller ifasına kudret kesbeden tayyarelerin imdadımıza yetiştiğini söyliyebilirim. İmparatorluk dünyasında on senedenberi tayyarelerle yapılan harekâtın verdiği neticelerle sabittir ki İngilizlerle yerli ahali arasındaki kuvvet farkı; yalnız tayyareler sayesinde iptidalardaki zamanlara mahsus şekline gelebilmiştir.
Tayyareler, küçük bir silâh gibi kolay kaçırılamadığmdan ve saklanamadığından, idareleri de basit bir şey olmadığından yerliler hiç bir gün bu silâhlara malik bulunamıyacak-lardır binaenaleyh artık İngiliz hâkimiyeti kuvvetlenmiş, köklenmiş, ebedileşmiştir.,,
Bunun manası, bir kere düşman istilâsına maruz kalan ve esarete düşen milletlerin bir daha kurtuluşlarını göremiye-cekleri ve ebediyen köle kalacaklarıdır.
Havaların müdafaası tayyarelerle havalardan yapılmakla beraber bu müdafaanın hayatî ehemmiyeti haiz bir kısmı da yerde hazırlanmak kat’i surette elzemdir. Tayyarelerle yapdan hava müdafaası nekadar mü-P RADYO PROGRAMI^ 11 teşrinisani pazar İSTANBUL.-
18 Plâk ile dans musikisi. 20,20 Dünya haberleri. 21,20 Ajans ve borsa haberleri. 21,30 Orkestra, radyo caz ve t ıngo orkestrası.
S23 Kl.ı. BÜKREŞ, m.
71,45 Dinî neşriyat. 72 Koro konseri.
12.30 Hafif orkestra konseri. 13,30 Hafif mûsiki. 14,15 Haberler. 14,10 Hafif musiki 17 Köylü neşriyatı. 18 Corologos caz takımı. 19 Haberler. 19,75 Dans musikisi-lin devamı. 20 Üniversite. 20,20 Leh musikisi. 20,45 Konferans. 21 Popüler Romen musikisi. ( koro tarafından. ) 21,30 Radyo orkestrası. 22 Konferans. 22,15 Radyo orkestrası. (Uvertür ve valslar). 23 Haberler. 23,20 Piak.
223 Khz. VARŞOVA, 1345 m.
18 Dans musikisi, 78,50 Musahabe. 20 Karışik musiki. 20,4 ) Muhtelif bahisler. 27 Leh musikisi senfonik orkestra ve piyano. 27,45 Haberler. 22 Neşeli neşriyat - Musahabe. 23,15 Konserli reklâmlar.
23.30 Plak. ( Leh dansları. )
46 Khz, BUDAPEŞTE,'550 m.
18 Hafif salon musikisi. 19,10 Neşeli sözler. 19,45 Plâk. 20,45 Hikâyeler. 21,zu Koşu haberleri. 27,30 eski ve yeni Macar şarkıları 22,15 Haberler. 22,45 Polis takımının konseri. 24 Dans musikisi.
841 Khz. BERLİN 357 m.
18 Spor haberleri. 19,30 bando munka. -0,40 Spor tetkikleri. 27 “ Lobetanz „
isimli çocuk operası. 22,30 Müntehap keman konseri. ( Büyük orkestra refakatile) 23 Haberler. 23,30 Neşeli musiki.
686 Khz. LANGEBERG, 456 m,
17,30 Neşeli musiki. 79,30 Skeç. 20,20 Spor. 20,45 Orkestra konseri. 22,15 Kon ferans. 22,30 Keman musikisi. ( Orkeı-tra refakatile ) 23,10 Gece musikisi. 1
Plâk.
592 Khz. VİYANA, 507 m.
78 PlaA. 19,5 İsviçre - Avusturya futbol maçının neticesi ( Viyana stadından) Musahabe. 18,40 Zuckmayer (kendi eserlerinden) 21,10 Haberler. 20,20 Viyana şarkıları ve havaları. 21,5 Schiller neşriyatı. 23,5 Max Snhöher idaresinde konser 23,30 Haberler. 24 Akşam konserinin devamı. 24,15 Dans muBİkisi.
Bir alış veriş yüzünden
Dün Kumkapıda bir cerh vak’ası olmuştur:
Bayram çavuş mahallesinde oturan lstavriden 50 kuruşa bir fanilâ alan balıkçı Hıfzı, bilâhare fanilâyı geri vererek parasını almak istemiş, İstavri buna razı olmayınca aralarında kavga çıkmıştır. Kavga neticesinde Hıfzı, İstavriyi bıçakla
kemmel olursa olsun; muayyen geçit noktaları olmıyan ve yüksek dağlarla geniş denizler gibi manialarla seddedilmiş bulunmayan havalar; cesur tayyareciler tarafından her zaman matlûp hedeflere doğru uçup gitmeğe müsaittir.
Binaenaleyh yalnız tayyare-lerlerle düşmanın hava yolları kapatılamıyacağmdan noksan kalan bu müdafaanın ikmali inin, evvelcede söylediğimiz gibi istihbarat şebekesi ve tayyare toplarının faaliyetlerine ön veren bir müdafaa topçu teşkilâtı da vücude getirilir.
Bu suretle düşman tayyare filolarının hücum hareketleri gittikçe müşkülâta ve muvaffakiyet sahası daralan bir çerçeveye sokulabilirse de bunun da kâfi gelemiyeceği birçok tecrübelerle anlaşılmıştır.
Bu noksanı da kapatmak ve zararları daha daraltmak düşüncelerdedir ki daha sulh zamanında şehirler, kasabalar, köyler ahalisinin gerek ferden ve gerek hep birlikte yapacakları işler ve alacakları tedbirler tesbit edilmiştir. İşte buna “pasif müdafaa,, ismi altında “sivil halkın havaya karşı müdafaası” derler ki bugün hava müdafaasının en son tekemmül etmiş şekli, ancak bu tertiplerin de alınmasile hasıl olur.
A. Naci
(1) Bundan evvelki makaleler 21, 28 Eylül, 3, 7 ve 10 Teşrinievvel 934 tarihli nüıhalarımızda çıkmıştır.
İstanbul Borsası kapanış liatleri 10-11 -1934 çekler
Açılı? Kapanış 1
Londra 628,50 628 50 f
Nev-Yorc 0,636 0,794,541
Paris 12,06 12,96
Vlilâno 9,2798 9,2798
Brüksel 3,04026 3,4041
Atina 83,31 83,55
Senevre 2,4409 2,405
Sofya 66,17 66,36
Amsterdam 1,1750 1,1745
Prag 19,01 18,99
Stokholm 3,09 3,0870
Viyana 4,2448 4,2448
Madrit 5,8152 5,8136 1
Berlin 1,9738 1,9738
Varşova 4,2051 4,2051
Budapeşte 3,9671 4,1378
Bükreş 79,34 79,41
Belgrat 34,99 34,93
Yokohama 2,7126 2,7126
Moskova 1096, 1096,
Tahvil ve Senetler
Açılış Kapanış
0/0 5 faizli 1933 dcramiycli (Erga .0 97
0/0 7,5 faizli borcu tahvili I Tü'k 29625
Anadolu D.yolu i n
„ „ mümessil 49,80 49,80
0/0 7,5 Türk B (1
0/05 Hazine -
Ergani B - I
Merkez Bank Rıhtım
İş bank nama
, Aralan çimento 13,90 13,65
Anud. D. Y. 0/0 60
Bir otomobil kazası
Fenerde Tahtaminarede oturan Recep efendi isminde biri, evvelki gece Şişhane caddesinden geçerken, henüz hüviyeti tesbit edilemiyen bir şoförün idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kalmıştır.
Vakayı müteakip yaralı tedavi altına alınmıştır.
p hane ir hane ap hane ve bahçe !a metresi 204,50 ■ap hane £İr dükkân
w 1 4a metresi 68
Bağlar nar
_________,pp dükkân
Bir bağın kurulması nwte’1 172'25
° . ı !a“ ve ta? o“a
yapılacak işler —tresi 4380
sı metresi 143,50
Emllk Hissesi Hisseye göre mu
No. su hammen kıymeti
29 1/2 490 T. L.
19 Tamamı 792
3 1/3 520 „
20 Tamamı 122 „
25 1/2 666
35 Tamımı 376
20 ,, 68
2 Mü. 650
2 Mülk mahallini 1/8 hissesi zOO
3 Tamamı 102
876
27-27/1-29
---------- 39 „ 115 _
■ bankamız kapısına asılı şartnamedeki şartlar dahilinde aç.k ’iini saat ou dörttedir
ediLıyoiî başkan binanda toplanan satı? komisyonuna miira-
Geçen yazılarımızda bağların kurulmasında ne gibi noktaların göz önünde bulundurulmasını ve ne gibi hesapların yapılması lâzım geldiğini bildirmiştik. Bu yazımızda da arazi üzsrinde işe nasıl başlanacağını anlatacağız:
Her hususta bağcılığa elverişli olduğuna kanaat getirilerek intihap olunan arazi, ya hiç işlenmemiş ve binaenaleyh yeni açılacak bir F'k "f •
*brX anarat 1 ıcarethanesı
veya evvelce bağ varken ya ihti-yarlaması veya filoksera dolayıûyle^arabiber ile muhtelif Baharat bulunur. Ağzının tadını k7p8Pede°nübir Vrâ^dk. yenHeDmCSİ ’,,za bir kere uğrarlar. Toptan ve Perakende
Eğer bağ olacak arazi, şimdiye HS Caddesi Numara I 48 kadar hiç işlenmemiş bir arazi ise yeni açılması lâzımdır. Bunun için ekseriya bu gibi arazi üzerinde mevcut olan funda veya yabani otlar v çıkarılır ve bunların mikdarı oldukça fazla ise tarlanın muhtelif " yerlerine yığılarak yakılır. Bundan sonra tarla, ya kirizme pullukla-riyle sürülür veya bel ile kirizme edilir. 2—3 sene kadar bu arazide Kilo muhtelif ve bilhassa bakliye neba-tatı ekilmek suretiyle tarla muhte- ^~] lif şekilde işlenmiş temizlenmiş ve kuvvetlendirilmiş olur. Bunu müteakip bu arazide bağ teciline baş- 7 lanır. 59
Eğer arazi esasen ötedenberi işlenen bir arazi ise bunun derha’ kirizmesine başlanabilir.
Eğer arazi üzerinde eskiden bağ 15 mevcut olup ta floksera dolayisile harap olmuş veya ihtiyarlaması. 99 dolayisile yenilenmesi isteniliyorsa^-^ evvelâ kütüklerin sökülme ve arazinin kirizme işlerinin yapılması ve * ondan sonra da bu arazinin birka« sene dinlendirilmesi ve bu müdde(223 esnasında da buraya toprağı kuvvetlendirici nebatatın ekilmesi lâ-zımdır.
......................... 191
Ziraat 19
I
jalata İthalât gümrüğü
İkinci Teşrin ayı 2
H£va müsait gittiği ve toprak tavında olduğu takdirde hummalı)41
Gr.
Müdürlüğünden:
Marka No. Kap 3 • Eşyanın cinsi Pancar tohumu
A Ü V 253 2 Demirtaş kırma ve oy-
2772 254 ma kalemi
K 290 1 1 Kolinoz Diş macunu Sun’i ipek ipliği
S B P N 62987 1 Ağaç kurşun kalem
B K E Bilâ 1 İşlemeli keten sofra örtüsü
M F 802/3 2 Yazılı resimli kâğıt reklâm
M F 41/51 11 Lekeçtkarmıya mahsus sabu
S A 2847 1 Sun’i ipek ipliği
O M M H 0682/0. 683 2
32 H W 1692 1 Mirbon Esansı
Z F 2/4 3 Cilâlı Ağaç Tanpon
2283 Z F 1 1 Cilâlı ağaç kalemlik
2282 P. T.T 1/2 2 Galenli telsiz telefon ahizesi
Muhtelif
32 Eyi Matbaa kâğıdı
N. O, P G ................... —
bir faaliyetle kışl.ld.rm ekilme, Yukar.da yazd. eşya 20/10/934 tarihinden itibaren aç.k art-»„e devam ed.hr. Ekme b.t- ... .
f
sine devam edilir, tkme ışı bıtt ... . , , . s , ...
mi,i,eilkb.h.rd. .kilee.k ol.„ma •Urel,y|ejM‘,l,llt,r- 11/11/934 Pazar günü
tarlalar »ürülür, aökülecek mer»,at ■' Ye kadar satış komisyonuna müracaatları. "6878,, çayır varsa bunlar sürülür, Mn--------- _-M„, n ,
tutan tarlalara hendekler açılır. Yıırftacî "
evvelce nçılmış hendekler varsa **
bunlar temizlenir, düzeltilir. Ankara Millî Sanayi sergisi
Meyva bahçesi işleri 15/11/934 te kapanacaktır.
Yeni dikilecek meyva .ğaç- Türkiyenin bu ilk sergi farının yerleri henüz hazırlanma-îv,n,,e Yeril n®»*!
mış, çukurlan açılmamış ise bun bir *öze,lik /e Bağlıkla sana lar yapılır. Ağaçlarda ayıklam;varl,fc,nı gösterdiğini, çabuk yapılacak ise bu ayda yaps’ırüfit ve gör de göğsün fahirler-Gübrelenecek ağaçlara gübre tr le kabarsın. Unutma ki tenzi-şınmasına başlanır. Ağaçları yr l&tlı tarife de var. sun ve haşerelerden muhata? |y|. j Q
için bunlara kireç ve kükii-—|n; (poli sülfür) badanası yapılır.
Sebze bahçesi işleri Ispanak, karnabahar, lâha, £oZ Hekimi pırasa,.., ith gibi kı, sebıeterh Dr. Süleyman Şükrü hasadına, ilkbaharda ekilecek t: Babtâlİ, Ankara caddesi No. 60 laların sürülmesine fidelikleı Telefon, 21S66_________
gtamir ve fide yerlerinin hazir v v
Tepebaşı Şehir Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de
Madam
San Jen
Komedi 3 perde
1 - Başlangıç Yazanlar: Vik-toryen Sardo ve Emil Mora
Tercüme eden : Seniha Bedri H.
îstenbul Belediyesi
ŞehirTıyatrosu
İllin 91
lııııııııll
Eski Fransız tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de YARASA
Operet 3 perde. Besteliyen Yo-hann Strauss. Tercüme eden: Ekrem Reşit.
SPOR
AnadaluhisarIılar,“At(
Güneşi,, yendiler
Cuma günü Fener sahasın Anadoluhisarı idman yurdu Ateş Güneş birinci takıml hususî bir maç yaptılar.
Takımlar şöyle teşekkül m iş ti:
Anadoluhisarı İdman yur Müeyyet, Füruzan, Kemal T mi, Zeki, Mehmet, Ab Muammer, Muhtar, Celâl.
Ateş-Güneş: Nejat, i Faruk, Cüneyit, Riza. Muau Kemal, Kâmran, Lâtif N( Rebii ilk devre mutavazin larla ve neticesiz bitti, devredo idman yurttular
Satış Komisyonundan:
Cinsi Emlâk No. sı Hissesi Hisseye göre muhammen kıyemeti:
Arsa Met. 67,50 19 1/2 202 T.L.
Bahçe ve baraka 104/1 Tamamı 300
Arsa Met. 206 6-8 412 ' „
Ahşap iki hane ve bahçe 26-36 2/21 858
Kâgir mağaza 101 Kale mahallinin 1/8 his- 688 „
sesi ve gidiğinin 1/4 hisesesi
Kâgir dükkân ve oda 32 Tamamı 2000
Kâgir mağaza üstü odalar 19 4576/29558 916
Kâgir dükkân üstü iki kat 11 2/5 960
odalar ve saire.
Arsa 26 Tamamı 366
Kâgir iki hane ve dükkân 35,37 1/4 405
açık arttırma
şartlar dairesinde
kapısında asılı şartnamede yazılı
saat ondörttedir. Alıcıların eski Kredi Liyone Bankan binasındaki
Teşrinisani 11
Avrupada Diplomalarla Musaddak Birinciliği ve En Büyük Mükâfatı ve Zafer Nişanını Kazanan
HAŞAN MÜSTAHZARATI
Kamaştırmıyan bir ziya ile
Tıbbî Müstahzarat
Haşan kuvvet şurubu küçük
„ „ büyük 100
” ” ” 1 Kg 150
Öksürük Pastilleri 30
Kolonya ve Losyonlar
90 Derece halis limon çiçekleri kolonyasile yasemin, leylâk, menekşe, nerkis çiçeklerinden ve ruhnuvaz esanslardan ihzar edilmiştir.
Haşan kolonya ve losyonları
Haşan levantaları Nesrin kolonyası
Küçük cep şişesi Cep şişesi
Küçük
Orta
Düz büyük şişelerde Büyük
Cam kapaklı şişeler
" •)
1/24 1/16 1/8 1/4
litre
1/8 „
1/4 1/2 „ 1
„ „ Açık „ ile
„ Cam kapaklı şişeler 1/8 „
„ „ ........... 1/4
„ » ,, V2
Kokulu Sabunlar
Haşan tuvalet sabunları küçük „ „ „ büyük
Haşan tuvalet sabunu 220 Gr.
„ „ „ 140 „ Lük.
„ M 250 „ „
Haşan gliserin sabunu
Haşan Gilserin sabunu gül
Haşan Tıbbî Sabunlar
Krem ve Biryantinler
Kremi Vazo yağsız
Kremi tüp içinde
Biryantini
„ Likid
„ Yağsız Arjantiya
„ Yağsız büyük
„ Yağsız Likid
„ Yağsız-büyük
Şampuan Saç suyu ve sabunları
Saçları uzatır, kepekleri ve mikropları izale eder ve şak tutar.
Haşan
Haşan
Haşan
Haşan Haşan Haşan
şampuanı
saç sabunu Trihofil saç suyu
Tıraş Levazımatı
tıraş sabunu
„ „ Kremi
tıraş bıçakları 10 adet tıraş bıçakları 1 adet
Haşan
Haşan
Haşan
Çiçek, Gülsuyu
Haşan Çiçek suyu
ve
Haşan Gülsuyu
Haşan Gülyağı halis saf
Haşan Neroli Esansı
Haşan Nane Ruhu Haşan Melisa Ruhu
5 Gramlık
10
1
1
5
10
25
40
70
130
150
250
500
130
200
300
100
35
60
100 200 250
80
130
200
10
15
25
25
35
10
15
25
20
50
20
25
40
30
50
50
75
yumu-
10
25
125
25
30
45
5
yağları
1/4 „ 41
1/2 „ 51
1 „ 6(
1/4 „ 4(
1/2 „ 5(
1 „ 6(
Diş Müstahzaratı
Dişleri inci gibi yapan ve diş etlerine ebedî hayat veren ve kanamasını meneden ve diş ağrısını dakikasında durduran, dişlerin çürümesine mani olan :
Haşan Diş Macunu Dantos 20
») » Suyu 30
h M » Orta 60
» m », Büyük 100
Gayet sağlam ve sert ve sıhhî diş fırçaları
Zafiyeti umumiye, iştihasızlık ve kuvvetsizlik halâtında büyük faide ve tesiri görülen
-t
FOSFATLI
ŞARK MALT
HULÂSASI
kullanınız.. Her eczanede satılır.
Nefis Yağlar
Kuvvet, sıhhat, nefaset ve lezzet ifade eder. Haşan Zeytinyağı 1-4 Kg.
„ „ 1-2 „
„ M 1 M
„ „ 2 „
„ „ 6 „
„ 17 „
Haşan Hüil dö Parafin
Haşan fıstık özü yağı
Haşan Hintyağı halis
Haşan bademyağı
Haşan balıkyağı
Tenekesile
acı
40
50
75
125
450 1050
75
50
200
20
25
30
40
40
60
100
175
Müşteriyi celbetmek lâzımdır.
Mağazalardan olduğu gibi vitrinlerden de çıplak, kamaştırıcı
HÜLASA OLARAK
İYİ DAĞITILMIŞ VE TAMAMEN MÜNTEŞİR BİR YİYA VASITASİLE VE İYİ OPALİN CAMDAN DİFFÜZÖRLER
VEYA (İNDİRECT) TENVİRLE LÂTİF BİR ZİYADAR MUHİT MEYDANA GETİRMEK LÂZIMDIR.
Haşaratı
Fayda Haşan
Küçük şişe
25 Gr.
50 „ şişe
1-4 Kg.
1-2 „
1 .„
2
ve Fareleri Öldüren
30
50
80
400
70
100
60
25
25
40
40
1/4 Litre
1/2 „ 1
6 „ Büyük ambalâjda safi kilosu Pompa
..........................II
Far Haşan Fare Zehir Macun
„ ,, „ ,, Buğday
„ ,, ,, Büyükleri
Haşan fare zehirleri ikisi bir arada
Glüten Mamulatı
Şeker hastalığına ve zayıflamağa mahsus olup şeker hastalıklarında son ettibba kongresinin kabul eylediği formül üzere tertip edilmiş çok dakik ve ayarlıdır. Lezzeti güzel ve çok tazedir.
Haşan Glüten ekmeği 35
„ Gevreği 55
Bademli Glüten ekmeği 55
Glüten Makarnası 1/2 Kg. 55
„ Unu 1/2 „ 55
Haşan Şehriyesi 1/2 „ 55
Diyabetik Çikolatası „ 25
Kg. 450
„ Şekeri 50 Gr. 40
„ „ 100 70
250 150
Özlü Hububat Unları
Çocuklara ebedî bir hayat ve sıhhat bahş ve en nefis ma-hallebi, tatlı, çorba ve pürelerin imaline yardım eden:
Haşan Pirinç Özlü unu 250 gr. 25
Buğday özü nişastası 25
İrmik Özü unu n 25
Patates Özü unu „ (Ararot) 25
Arpa ,, ,, 25
Türlü „ „ n 25
Mercimek,, ,, n 25
Bezelye „ ,, 25
B. Mısır „ „ ,, (Kornflavur) 25
Ketsane ,, ,, n 25
Fasulye ,, „ n 25
Nohut ,, „ 25
Çavdar ,, ,, 25
Yulaf „ „ 500 Gr. 35
Özlü unları diğer envai 60
40
Brekfast bisküvitleri 30
,, ,, Kilosu 250
Pudra ve sürmeler
Haşan çocuk pudrası teneke kutu 25
„ Paket 10
„ Talk pudrası 500 gram kutu 40
„ Sürmesi sürmedanlıkla 25
„ Sürme lüks sürmedanlıkla büyük 40
Haşan Setliç tozları 30
Haşan gazoz tozu 50
„ „ büyük şişe 4 misli 100
Haşan karbonatı 100 gram 10
„ „ 250 ,, 20
„ 500 „ 35
Haşan demirhindi hulâsası 40
„ „ „ Orta 60
„ „ „ Büyük 100
Muhtelif Müstahzarat
Haşan Granto Perzervatif 6 adet kutu 50
,, )) i» 6 ,, ipekli 75
,, Maimukattarı o distile 1 Kg. şişesile 25
„ 2 Kg. „ 40
i îua^w%9RMnMia
İKok - Antrasit
En ehven fiat en eyi mal Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İŞ S. KORHANİDİS ve Ş.K.
Galata Rıhtım Caddesi No. 25 Tel. 40019
İyi tenviri
SATiE
VERESİYE olarak yapar.
z
3BaMMMMMBBMMBMEBMMMBM«MBMIMMMB«BMMMB
Meşhur Ali Sinan bozası.
Nuruosmaniye caddesinde meşhur Ali Sinan bozası bugünden itibaren satışa başlamıştır.
Kadıköy ahalii muhteremesinin teşviki üzerine Kadıköyünde bir şube açmağa karar vermiştir.
Şubemiz: Kadıköy Osman ağa Pazar yolu caddesinde 134 numaradadır.
Galatasaray eczanesi müstahzaratından
ALĞOPAN "**“**““*“ CEVAT
D.ş ve baş ağrıları için en faydalı ve tesirli ilâç Algopandır. 1-6-12 iik teneke kutularda ve orijinal ambalajda her eczaneden isteyiniz.
İmtiyaz sahibi: Ali. Umumî neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebüzziya
dişleri Curtarır!
□iş etlerini Kuvvetlen -irir!
\ğız kokusunu Lİefeder!
Ağızdaki
-ütün muzır mikropları
Öldürür!
p ü
3 i
• ai 1
M:
0Q
i
ın
o/o 100
ın
İstanbul Beşinci İcra memurluğundan :
Bir borçtan dolayı Mahçuz ve satılması mukarrer bir taksi otomobili T. sanının 14 ncü ^Çarşanbı günü saat 12,30 dan itibaren Taksimde Kışla geçidinde boyacı Ahmet efendinin dükkânında açık artırma ile satılacağından taliplerin mahalli mezkûrde bulunacak memuruna müracaatları. (4635)
4 Cildiye ve Zühreviye mütehassısı h 1 Dr. NURİ OSMAN ) âBtyoglu Elhaınra apartmanı No. 3 K
vapurculuk"
TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul Acentalığı
Liman han, Telefon: 22925
Trabzon yolu Sakarya Vapuru 11 Teşrinisani Pazar günü saat 20 de GalaLa rıhtımından kalkacak. Gidişte Zonguldak, İnebolu, Ayancık,Samsun, Ünye, Ordu, Giresun, Tirebolu, Görele, Trabzon ve Ri-zeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır.
Deniz yolları
İŞLETMESİ Acenteleri: Karaköy- Köprübaşı Tel. 42362-Sirkeci Mühürdarzade
MM1 Han Tel: 22740 BMM
İskenderiye yolu rpr Vapuru 13 ikinci
Teşrin
Salı günü saat 11 de Port-sait’e kalkar. (7601)
.AA0A.
'---------
! Dr. Hazım (
4
4
I
1
4
4
4
S’
Cerrahpaşa hastahanesi sabık Cildiye ve Zühreviye mütehassısı. Beyoğlu İstiklâl caddesi Etuval sineması karşısında Bekâr sokak No. 9. ikinci daire. Hergün sabahtan akşama kadar.
►
►
►
► ►
►
£