Sene: I
(--------
.Numara: 141
Abone Şeraiti
Hario için
.. 2500 Kf.
... 1300 „
700 „
Türkiye için
1 «enelik 1200 Kr.
6 avbk...... 600 ,.
3 325 „
1 „........ 125 . „
Nuruosmaniye, Şeref Sokağı, TELEFON: 20520
Yevmi makale
Yine gazeteler meselesi
Dün bu sütunlarda matbuatımı-nn halinden bahsederken gazeteleri şu veya bu ferdin elinde adi bir ticaret metaı zannetmenin doğru olmadığını, her medenî memlekette matbuatın, heyeti umumi-yesile, o memleket ve milletin malı addedildiğini söylemiştik.
Bunu, alelûmum matbuatın mahiyetini tarif ve tesbit için bir düstur olarak bile kabul edebiliriz. Gazeteciliğin son yarım asırda medenî memleketlerde vasıl olduğu tarakkiyata bakarak frenklerin matbuat için (dördüncü kuvvet) ünvanını verdikleri malûmdur.
Hattâ matbuat, Fransa gibi fikir ve kalem hürriyetine, belki de ifrat derecede riayet edilen memleketlerde, birinci kuvvet mertebesini bile ihraz etmiştir. Vakıa matbuat hürriyetinin bu dereceye kadar vus’at ve şümul kesbetmesini biz bile pek tensip etmiyoruz. Çünkü yine Fransızların meşhur bir meseli mucibince (fazilet bile ifrata vardırılınca nihayet bir seyyie olur.[l) Fransızlar hürriyeti matbuatın bu kadar taşkın derecesine tahammül edebiliyorlarsa o, belki bir terbiyei siyasiye meselesidir. Fakat bu ifratın ergeç zararlarını görmek ihtimali vardır. Çünkü her ifrat akıbet bir tefriti mucip olur. Bu, kanunu tabiat muktezasıdır. Ve tabiat kanunlarının da ahkâmı kal’î ve na-kabili temyiz ve tağyirdir. Medenî büyük milletler içinde matbuatın bu kadar hudutsuz hürriyete nail olması, hemen yalnız Fransa-ya mahsus olmakla beraber, Fransız matbuatı da, medenî her memleketin gazeteleri gibi Fransız milletinin kıymetli bir malı ve şüphesiz Fransız irfanını, ruhunu, akidesini dünyaya en iyi neşreden vasıtasıdır. İşte matbuatın alelûmum memleketlerde böyle (dördüncü kuvvet) ve bazılarında da (birinci kuvvet) payesini ihrazetmiş olmasından dolayıdır, ki hükümetler ve milletler tarafından gazetelere pek büyük kıymet ve ehemmiyet verilir. Bizde ise, matbuat hiçbir vakit böyle bir ehemmiyet ihraz edememiş, gazetelere hiçbir vakit memleketi dahil ve hariçte temsil eden kıymetli bir vasıta! neşir nazarile bakılamamıştır. Bunun da sebebi aşikârdır. Meşrutiyetin ilânını müteakip matbuat hürriyetine kavuştuğumuz zaman i k yaptığımız marifet, bu hürriyeti :u ist-mal etmek oldu. Maamafih bundan dolayı da millet mazur idi. Dünyanın hangi devrinde hangi millet uzun seneler bin türlü tazyik altında yaşayıp ta sonra birdenbire serbestiye nail olunca onu suiisti- ’ mal etmemiştir ? İşte bu ilk suiis-timıl ve onun intaç eylediği ava-kip bir kere hükümetlerin gözlerini korkutmuş, ondan sonra Türk matbuatına hemen hiçbir vakit memleketin öz malı ve bir lâzimeî me-dcniyesi nazariyle bakılamamıştır.
Yalnız, dün de söylediğimiz üzere matbuata böyle kem nazarla bakmanın doğru olmadığını ve bunun memleket için bir faideden ziyade zarar tevlit edebileceğini ilk defa esaslı olarak düşünen Başvekil ismet Paşa olmuştur. Biz Başvekil Paşanın Matbuat kanununun müzakeresi esnasında Mecliste söylediği “ biraz sıksak istibdada kaçıyoruz, biraz gevşetsek anarşi oluyor, bunun ortasını bulmak lâzım! „ tarzında bir sözün daha evvel devlet ricali tarafından söylenildiğini bir defa işitmedik, işitmek şöyle dursun, bu kadar mu * sip bir mütaleanın kimsenin aklına geldiğine bile tesadüf etmedik.
Başvekilin bu sözleri Türk matbuatının halini en iyi tarif ve tavsif eden adeta bir vecizedir. Hiç inkâr edilemez, ki bizde matbuat çok serbest bırakılınca işi çığırından çıkarır. Vakıa bu çığırdan çıkışın zararı hemen daima da hükümetlerden ziyade yine bizzat gazetelere dokunur. Fakat muhakkak olan şey bizde matbuatın başı boş bırakılırsa yanlış yola gidildiğidir. Fakat şurasını da itiraf etmek lâzımgelir ki, matbuat yola getirilmek istenildiği vakit de mutlak lüzumundan fazla tahdidat ve takyidata tabi tutu- ) tur. İşte bütün meseleyi de
Ebüzziya Zade Devamı 2 inci sahifede
(■
(tfrefşembe 8 Teşrinisani 1934
{ '^4*Hak ile vazife hurma ağaçları
'V a-"' ğtbidjrlYany ana büyümedikçe mey-

Matbaaî Ebfizziy*, İstanbul Q Sabahları Çıkar Siyasi Gazete Fiatı Heryerde-5 Kurçıjtyir--•'
Mısırda mühim değişiklik
Tevfik Nesim Paşa baş vekâleti kabul etti...
Bugünkü rejime muhalif olan yeni başvekilin, kralla ekseriyet fırkasının arasını bulması me’mul
Kahire 7 (A. A.) — Reuter muhabirinden : Başvekâlet, Nesim Paşa tarafından kabul edilmiştir. Nesim Paşa yeni kanunu esasiye muhalefet ettiği için bundan bir müddet evvel kralın kalemi mahsus müdiriyetinden istifa etmişti.
Başvekâlet, Nesim Paşaya bu günkü rejimi muhafaza şartiyle verilmiştir.
Nesim Paşa, 1920 - 21 ve 1923 senelerindede Başvekâlette bulunmuştu.
— Zaman —
Ajansın verdiği yukarıdaki yeni malûmattan, Mısırda başlıyan buhranın mühim bir safhaya girdiği anlaşılıyor.
Mısır kralı, başvekil Yahya Paşa tarafından verilen istifayı kabul ettikten sonra Tevfik Nesim Paşayı yeni kabineyi teşkile memur etmiştir.
Tevfik Nesim Paşa önceden Başvekillik, daha sonra Başmabe-yincilik vazifelerini yapmış, Mısırın tecrübeli, dirayetli devlet adamlarındandır. Tevfik Nesim Pa-
Mısır veliahh Prens Farak radyoda nutah iradederken şanın en son memuriyeti, Mısır Kralının Başmabeyinciliği idi.
Devamı 6 inci sahifede
Sovyetlerin bayramı
Rus ihtilâlinin 17 nci yılı münasebetile yapılan merasim — “İzvestia,,, “dünyanın yeni bir Harbiumumive doğru gittiğini „ yazıyor
Kus inkılâbını muvaffakiyetle yâriilen Sovyet Rusyanın başlıca üç rüknâ
Balkan misakı konseyi ve İtalya İtalya Sefirinin izahat istediği doğru değil
Atina 7 ( Hususî) — Başvekil ve Hariciye Nazır Vekili Müsyü “ Çaldaris „ İtalya sefirinin kendisini dünkü ziyaretinde Balkan İtilâfı devletlerinin Ankaradaki Konsey içtimai hakkında izahat istediği şeklinde bazı gazeteler tarafından verilen haberin aslı olmadığını, İtalya sefiri ile kendisi arasında bu meseleye dair hiç bir şey konuşulmadığını matbuata tebliğ eylemiştir.
c_________________________
“Balkan itilâfı,, nın teşebbüsü?
Arnavutluktaki hâdiseler ve Yunan gazetelerinin neşriyatı
Atina 7 (Hususî) — Yunan gazeteleri, Arnavutluk hükümeti Yunan ekalliyeti hakkında ittihaz {ettiği tedbirlerin tatbikma devam ettiği cihetle, hükümetin Yunanis-tanda bulunan Arnavutlara muka-beleibilmisilde bulunmasını tavsiye etmektedirler. Gazetelerin mütemadi neşriyatı bura efkârıumumiyesini heyecanlandırmaktadır.
Devamı 2 inci sahifede
Milletini dinlemi-yen bir kral Bir heyet “Siyam,, kralından memleketine dönmesini istiyecek
Bangko/ 7 (A.A.) —Meclis Reisi, Devlet Şûrası ve Hariciye Nezareti umumî kâtipleriyle birlikte bugün “ Londra „ ya hareket etmiştir. Bunlar, Krala tasdik etmek istemediği üç kanunun manasını izah edecekler ve ne vakit Siyama dönmek niyetinde olduğunu Kraldan soracaklardır.
— Zaman —
Uzak Şarkın en az tanılan, fa-’ at bir taraftan Ingiliz idaresin
tezler,,
Lamarck
(Şerhi 3 üncü sahifede)
-
“ İskenderun „ sancağı bize verilmiyecekmiş ! ..
Fransız sefarethanesinin bir tebliğ ve tekzibi
Dan akşam Fransız sefarethanesinden aldığımız bir tebliğde bugünkü siyasî idaresi değişmiyeceği iddia olunan İskenderun limanından bir manzara
Dün akşam geç vakit Fransız sefarethanesinden (İskenderon sancağı hakkında malûmat ünvanı) altında aldığımız bir tekzip ve tebliği aynen tercüme ile aşağıya der-ceyliyoruz :
“ Bazı gazeteler son günler zarfında İskenderon sancağının Stato-su hakkında Ankarada nim resm! müzakerelere başlanmış olduğuna dair bir Alman gazetesinden tereş-
M. “Maksimos.
şüh eden bir haberi neşrettiler. İşbu haber tamamiyle hayalî olup asıl ve esastan tamamiyle aridir.
“Deutschı Allgemeine Zeitung= Doyçe algemayne Çaytüng,, gazetesinin ortaya attığı bu mesele mevzuu bahs bile edilmemiştir. Diğer taraftan Türkiye hükümeti hudutlarından memnun bulunduğunu ilân
Devamı 2 inci sahifede
bugün gidiyor
Yunan Ha.Nazınnındünkütenezzüh ve ziyaretleri
"Kalenin» Yoldaş "Stalin,
Rus ihtilâli nîn 17 nci yıl dönümü münasebetiyle dün gece şehrimiz Sovyet konsoloshanesinde bir ziyafet verilmiş ve bir resmi kabul tertip olunmuştur.
Ziyafette mülkî ve askerî erkâa ile ecnebi sefaret memurları ve konsoloslardan bazıları hazır bulunmuşlardır.
Rusyada yapılan merasim
Moskova 7 (A. A.) — Üçgün devam edecek olan Teşrinievvel inkılâbının 17 nci yıldönümü şenlikleri bugün başlamıştır. Moskova, bir bayram manzarası arzetmek-tedir.
Şenliklere iştirak etmek üzere
Yoldaş “Molotof» Yoldaş
Rusyanın her ^tarafından birçok amele heyetleri geldiği gibi ecnebi memleket e den de birçok amele murahhasları gelmiştir.
Gazeteler, Sovyet Rusyanın siyasî ve harsî hayatın bütün sahalarındaki muvaffakiyetlerinden bah-setmekt?dirler.
“Izvestiya,, nın bir makalesi
“İzvestia,, gazetesi diyor ki: “Sosyalizmin temelleri sağlam bir surette atılmıştır. Ne mukabil ihtilâlin yeraltı suları, ne de emperyalizmin topu tüfeği onu berhava edemez.
Devamı 6 inci sahifede
M. “Maksimos.
Yunan Hariciye Nazırı M. “Maksimos,, bu sabah saat onda Luit Triyestino kumpanyasının “Helvan,, vapuriyle limanımızdan Pireye müteveccihen hareket edecek ve merasimle teşyi olunacaktır.
M. “Maksimos,, dün öğleden sonra beraberinde refikası, Yuna-aistanın Belgrat ve Bükreş sefirleri ve Atine sefirimiz Ruşen Eşref beyler vesair zevat bulunduğu
dün gezdiği Dolmabahçe sarayından çıkarken
halde Dolma vahçe saraynı gitmiş ve sarayı ziyaretten sonra “Sakarya,, motörü ile Boğaziçinde bir te-nezzüh icra eylemiştir.
Boğazdan avdette Beylerbeyi sarayında şerefine verilen çay ziyafetinde hazır bulunmuştur.
M. “Maksimos„ , her iki sarayı çok beğendiğini söylemiştir.
Şehrimiz Yunan baş konsolosu M. “ Papalis „ dün akşam M. “Maksimos,, şerefine ziyafet vermiştir.
M. “Dümerg,, in mukadderatı bugün hallediliyor
Fransada buhrana doğru:Başve-kil “Dümerg„ düşeceğe benziyor
Bizzat kendi nazırlarından biri, “mecliste M. Dü-mergin kurtulması için bir mucize lâzımdır,, diyor
Amerikada yeni intihabat
M. “Rıızvelt,, muzaffer
Meb’usan ve âyan intihabatını kahir bir ekseriyetle Reisicumhurun taraftarları kazandı
Amerikada yapılan umumî intihabatta Cümhur reisi Mister “Ruzvelt„in fırkası ezici muvaffakiyetler kazanmakta ve busuretle Amerika halkının Cümhur reisine karşı itimadını muhafaza etmekte olduğu apaçık görülmektedir. Son zamanlarda Mister “ Ruzvelt „în siyasî hasımları, onu bir diktatör gibi göstermeğe çalışıyor, “Ruz-velt„in icraatını tenkidediyor, onun Cümhur reisliğinin ilk yılında millî borcu 4 milyar dolar kadar arttırdığını ileri sürerek vaziyetini sarsmağa uğraşıyorlardı.
Bu tenkitlere rağmen halk masrafların bu derece artmasının millî refahı iade için yapıldığını, bu para ile sanayıa yardım edildiğini, hususî şahısların bu paradan istifade ederek müesseselerini kurtar-
iyam kral ve kraliçesi "Londra,, d( gezerlerken
bir taraftan Fransız idaresine bağlı ülkeler arasında yaşıyan memleketlerinden biri siyamdır. Son günlerde telgraflar ikide birde bu memleketten ve bu memleketin bugün Londrada ikamet eden kralından bahsediyor.
Siyam, ilerlemeğe yüz tutmuş bir memlekettir, İngiliz, Fransız, Amerikalı mütehassısların yardımı
Paris 7 (A. A.) — Radikal Sosyalistlerin takririnde siyasî mütarekenin muhafaza edilmesi istenmekte ve âyanın1 muvafakati olmaksızın mebusan meclisinin dağıtılmasına ve muvakkat bütçenin kabulüne muhalefet olunmaktadır. Halbuki bu projeler Mr. Domergue in behemehal kabulünü zarurî gördüğü iki ınühim projedir.
Dün akşam M. Doumergue’in yakininde bulunanlar, radikal nazırların Perşembe giinü M. Dou-mergue, muvakkat bütçe projesini
meclise tevdi ettiği zaman onun bu teşebbüsüne muhalefet edecek derecede vaziyetin vahimleşmiş olduğunu söylemekte ve M. Doumergue’in kanunu esasî ıslahatına ait projenin kabulünü elzem addettiğinden dolayı bu hal arkadaşlarında iktidar mevkiini terketmeyi tercih eyleyeceğini ilâve eylemekteydiler. Nazırlardan biri dün, Perşembe günü buhranın önüne geçmek için bir mucize lâzım geldiğini söylemiştir.
Şimdiden Başvekil M. “Dümerg,, in yerine geçmesi muhtemel olanlardan bahsedilmeğe başlandı ' “Dümerg» in yerine Başvekâlete girecekleri şimdiden söylenilmeğe başlanan
Devamı 2 inci sahifede
Çocuk sahifemiz
Bugün beşinci sahife-miz.her Perşembe olduğu gibi, küçük okuyucuları miza
mahsus faydalı ve eğlenceli yazılara tahsis edilmiştir.
\__________________________J
M. “Jeanneney»
reisi M. “Fernand Bouisson,, un halef olacağı söylenmektedir. Bu iki zatın imtinaı takdirinde kabine teş-Devamı 2 inci sahifede
Amerika intihabatındarı muzaffer çıkan Reisicumhur M. "Ruzvelt»
dıklarını, çifçilere uzun vade ile bo.-ç verildiğini, bundan başka iş-Devamı 2 inci sahifede
Hd. ’Bouisson»
Paris 7 (A. A.) — M. Doumer-guein istifası takdirinde mumaileyhe âyan meclisi reisi M. “Jeanne-ney„ in veyahut mebusan meclisi
2
4
G ıcps ebel ahr râfi aza föyl( !Ömi anır a b ü k u k l'JŞÜ ıkla ak r ?
Bi ırd
Fransa buhranlı günler geçiriyor, netice ne olabilir?
Diktatörlükten korkan siyasî unsurlar, Millî kabinenin sukutunu bile göze almış bulunuyor
Fransada istikrarı teinin ederek hükümetleri siyasî hiziplerle pazarlıklara girişmekten kurtarmak ve bir siyasi programı tatbik ederek neticesine varmak maksadını gözetliyen Fransa baş vekili mûsyü “Dumerg„ yeni bir proje hazırlamış ve Fransa kanuıu esasisini de ona göre tadil ettirmek istemişti.
Bu projeye nazaran iş başına gelen Fransız hükümetleri meclisle ihtilâfa düştükleri zaman, efkârı umumiyeye müracaat imkânını bulacaklar, yani Cumhur reisinden meclisin feshini istiye-ceklerdi.
Fransadaki taamül, mebusan meclisinin feshi için âyan âza-sının hükümet tarafından vuku bulan teklifi tetkik etmesi ve karar vermesi merkezinde idi. Ayan meclisi, mebusan meclisinin feshini tasvip etmediği takdirde hükümet yuvarlanıyor ve onun yerine yeni bir hükümet geliyordu. Fakat bu hükümette meclisle uyuşamadığı taktirde ayni akibete uğrayor ve bu yüzden istikrarsızlık baş gösteriyordu. M. “Domerg,, bu mühim meseleyi hal ile, hükümetlerin iş başarmalarını temin etmek istedi.
Onun bulduğu çare; meclisin ilk yılı sırasında fesh lüzumu hasıl olduğu takdirde, Ayanın da mutalea ve tasvibi dairesinde hareket etmek, içtima devresinin diğer yılları için meclisi Başvekil tarafından vuku bulacak talep ile Cumhur Reisine feshettirmek ve intihabatı yenilemekti.
Iık önce bu yolda radikallerinde müzaheretini temin eden M. “Dumer,, gin sonradan müşkül bir vaziyetle karşılaştığı anlaşılıyor.
Yeni vaziyetin başvekilleri diktatörlük yoluna sevketmesinden korkan siyasi unsurlar, bu ıslahattan tevahhuş etmekte ve onun için millî kabinenin sukutunu bile göze almaktadırlar.
Bu itibarla Fransa, buhranlı günler geçirmektedir. Bu buhranın nereye varacağını şimdiden tahmin etmek oldukça güç olmakla beraber bu yüzden Fransanın mühim bir teşevvüş geçirmesi ihtimali meydandadır.
Ö. R.
Yevmi makale
Yine gazeteler meselesi
Birinci sahifeden devam bu yekdiğerine zıt hal, yani bir tarafın fırsat bulunca ifrata kaçması, karşı tarafın da bilmukabele derhal tefritle mukabele eylemesi teşkil ediyor. Acaba Başvekil Paşanın Meclise tavsiye ettiği veçhile "bunun ortası,, bulunamaz mı? Bu ortanın şimdiye kadar bulunamamış olması, işin çok güç olduğuna delâlet etmekle beraber nihayet meseleyi büsbütün nakabiii hal addetmek te doğru olamaz. Çünkü bugün Avrupanın garp taraflarında bu mes'eleyi halletmiş büyük küçük sekiz on devlet ve millet gösterilebilir. Bu devlet ve milletlerde bu sayede hükümet kuvvetleri ile matbuat kuvveti arasında hiç bozulmıyan bir muvazene hasıl olmuş, bu muvazene sayesinde de o memleketler, matbuattan azamî istifade etmekte bulunmuşlardır. Başvekil Paşa, ki fikri takipleri ile mümtazdırlar ve en müşkil işleri bile tedrici, fakat devamlı bir azim ve irade ile başarmışlardır, nihayet matbuat meselesini de ergeç hallederler. Çünkü yukarıda da söyledik, yine tekrar ediyoruz, gazeteler şu ferdin veya bu ferdin hususî malı olmaktan çok yüksek bir mahiyeti haizdir. Gazete müesseselerini köprü başında manifatura satan her hangi bir ticarethaneye benzetmeğe kalkışmak büyük bir hatadır. Matbuat meselesi de, tarakki yoluna girmiş milletlerin en hayati ve millî meselelerinden biridir. Memleketi imar etmek, fabrika-laştırmak.'iktısaden yükseletmek ne kadar hayati meseleler ise ve bunlar yapılmadıkça Avrupalılaşmağa nasıl imkân yoksa matbuatı da yükseltmek o kadar kat’î bir iâzi-medir. Bunu ise, dün de dediğimiz gibi, ancak başta, bu işin ehemmiyetini bihakkın takdir eden bir hükümet olmak üzere, gazeteciler ve bütün memleket halkı elbirliğile yapabilir.
Ebüzziya Zade
[*] Bu meselin Fransızca» şudur.* "M6me la verfu, poussde â l'ezcea devient un vice„
Yunanlıların Italyanla-ra bir cemilesi
Atina 7 (Hususî)—Atina Belediyesi meclisi, İtalya Başvekili M. “Musolini,, ye kıymetli mahfaza içinde bir albüm hediye edilmesini tasvip eylemiştir.
Bu hediyeyi Atina Belediye reisi M. "Musolini,, ye götürecektir.
Amerikada yeni intihabat
7 inci sahifeden devam sîzlere de muavenet edildiğini, Nafıa işlerine ehemmiyet verilerek bir çok yollar açıldığını, barajlar yapıldığını, nehirler üzerinde köprüler.
Kurulduğunu, ormanlar tanzim edildiğini ve böylece millî servetin artmasına hizmet edildiğini idrak etmiş, bu sebeple Mister "Ruzvelt,, e olan itimadının sarsılmadığını açıkça göstermiş, binnetice Misler "Ruzveltn büyük bir zafer kazanmıştır.
Intihabatın son neticesi
Bu hususa ait olan telgraflar şunlardır :
Nevyork 7 (A.A) — Intihabatın son neticesi, meclisi şöyle göstermektedir :
208 demokrat, 52 cumhuriyetçi ve 4 diğer fırkalar. Ayanda 18 demokrat, 3 cumhuriyetçi, 2 müstakil âza vardır.
12 neticeye daha intizar olunmaktadır.
Mister “Ruzvelt» memnun
Nevyork 7 (A. A.) — Dün 30 milyon Amerikalı, M. Ruzveltin yeni siyaseti lehinde ve aleyhinde kararlarını vermişlerdir. İntihabata iştirak edenlerin adedi şimdiye kadar görülmemiş nisbette çok olmuştur.
M. “Ruzvelt,,, seçim neticelerinden çok memnun olduğunu söylemiştir.
Zencilere rey verdirmiyorlar, ölenler var
Nevyork, 7 (A.A) — Yekdiğe-rine zıt siyasî kanaatler besliyen ier arasında hayli arbedeler olmuştur.. Yedi kişi ölmüş, epey kimseler yaralanmıştır.
Rey vermeğe teşebbüs eden bir zenci itlâf olunmuş ve yene birçok zenciler de döğülmüştür.
Bir zenci ayanı kaçırdılar
Şikago 7 ( A. A. ) — Seçim yapılırken âyan meclisi namzetlerinden zenci doktor Joseph King haydutlar ve siyasî düşmanları tarafından kaçırılmıştır.
Balkan itilâfının teşebbüsü
Birinci sahifeden devam
Siyasî mehafilde Arnavutluğun bugibi harekâtını boş görmemektedir. Balkan itilâfı devletleri tarafından Arnavutluk hükümeti nez-dinde müşterek bir teşebbüste bulunulacağı hakkında bazı gazeteler tarafından verilen haberler son dakikaya kadar resmen teeyyüt etmemiştir.
Atina 6 (Hususî) — Şimali Epir Yunanlılarının Arnavutlar tarafın-
ZAMAN —
^SONgggHABERLER^
Japonlar her sahada rakiplerine meydan okuyorlar
Amerika ve Ingiltere, Japonların bahrî müsavatını kabul etmiyor - Japon rekabeti velngilizler
Leylî meccanî talebe
Bütün Vilâyetlerde yapılan müsabaka imtihanları neticeleri ilân olundu
Londra 7 (A.A.) — İngiliz Hariciye Nazırı M. “Simon,, ve Amerikan deniz murahhası M. “Norman Davis„, Japon teklifleri ve müzakerelerin bugünkü safhası hakkında görüşmüşlerdir. Bu konuşmalardan çıkan neticeye göre gerek tngilizler, gerek Amerikalılar, Ingiliz, Amerikan ve Japon deniz kuvvetleri arasında 5/5/3 nisbeti-nin muhafazasını istemektedirler.
Hakikatte bu petroller Ja-ponyanın ise de....
Tokyo 6 (A. A.) — Hariciye nazareti, Mançuride petrol kontrolü hakkındaki ikinci İngiliz - Amerikan teşebbüsüne Japonya tarafından hazırlanan cevabı Amerika ve İngiltere sefaretlerine vermiştir.
Cevapta, bu meselenin Man-çuri dahili işlerine tealluk ettiği ve buna binaen Japon hükümetinin izahat verecek vaziyette olmadığı bildirilmektedir.
Japonya, İngiliz ve Amerikalılara doğrudan doğruya Man-çuri ile müzakereye girişmele-
İskenderun bize verilmeyecek
Birinci sahifeden devam etmekten asla fariğ olmamış ve son aylar zarfındaki bütün siyase-tile bu mesele hakkında tadile a-leyhtar bu unduğunu sarahatan ispat etmiştir. Aynı zamanda Türkiye cumhuriyetinin en yüksek makamatı Türkiye için bir Türk arazii gayrı müstahlisası (irreden-tisme) meselesinin mevcut olmadığını beyan eylemiştir.
Nihayet, Suriyedeki Fransız fevkalâde komiserinin, hiçbir zaman ▼e herhangi bir şekilde olursa olsun İskenderun sancağıma, değiş-miyecek olan] statosunu alâkadar eden bir müzakereye girişmiş olmadığını,—bu hususta herhangi bir tekzibe maruz kalmayacağımızdan emin olarak—ilâve edebiliriz.,,
— Zaman —
Fransız sefarethanesinden gönderilmiş olan bu yazıyı ancak bir nezaket eseri olmak üzere dercedi-yoruz. Yazının “İskender un,, limanının şekli idaresi değişmiyecektir, böyle bir haberin asıl ve esası yoktur,, tarzındaki cümlelerine bir diyeceğimiz yoktur. Çünkü bu, nihayet yanlış bir haberin tashih ve tekzibi mahiyetini geçmemektedir. Fakat tebliğin aşağı kısımlarında adeta Türkiye hükümeti hesabına söylenmiş sözler vardır. Biz mevcut hudutlarımızdan memnun olabiliriz, bunu durup dururken değiştirmekte hatırımızdan bile geçmez. Mevcut hükümetler içinde en sulhperverlerden biri olan Türk hükümetinin böyle düşündüğü de muhakkaktır.
Yalnız bu hakikati Türk matbuatına verilen bir tebliğ ile Türkiye halkına bildirmek Fransız sefarethanesine terettüp eden bir vazife değildir. Bunu Türkiye başvekili veya Hariciye Vekili isterlerse söylerler. Söylemeyecek olurlarsa her halde bu yolda sözlerin bir ecnebi sefareti tarafından söylenmesinden Türkiye halkı hoşlanamaz. Fransızlara karşı yalnız resmi değil, Türklerin ferden ferda şahsî dostlukları da vardır. Buna binaen tebliği derç etmekle beraber bu nazik noktaya da, Fransız sefarethanesinin nazarı dikkatini celbe lüzum gördük.
dan tazyikim protesto etmek özere yapılmakta olan mitingler tevali etmektedir. Korfo adasına Siroz ve Drauıada da mitingler yapılmıştır.
Mitingte ittihaz edilen kararı vilâyete tebliğe giden heyetin arkasına takılan büyük bir kalabalığın ihdas etmek istediği bir takım hâ-disatın önüne zabıtaca alınan ciddî tedbirler geçmiştir.
Atinadaki Şimalî Epirliler cemiyeti bu meselede pek haısas davranmakta ve mütemadi müzakerelerde bulunmaktadır.
rini tavsiye ve açık kapu siyasetine muhalif meydanda hiç bir şey olmadığını teyit etmek-ted r.
Japon rekabeti İngilizieri şaşırttı
Londra 7 (A. A.) — Ir.giiiz sanayi erbabı arasındaki müzakerelerin akamete uğraması yüzünden İngiltere hükümeti Japon ithalâtını kontenjantma-ne tabi tutacak mıdır?
Avam kamarasında bu şekilde sorulan bir suale cevap veren ticaret nazırı M. “Run ciman,, hükümetin bu meseleye fevkalâde ehemmiyet vermekte olduğunu ancak hali hazırda teklif olunan tedbirlerin vaziyetin ıslahına medar olacağından şüphe etmekte bulunduğunu söylemiştir.
İranın yeni “Londra,, sefiri
Londra 7 (A. A,) — İranın yeni Londra sefiri Mirza Hüseyin han âlâ, dün sabah kral tarafından kabul edilmiş ve itimatnamesini takdim etmiştir.
Fransada buhrana doğru
7 inci sahifeden devam kiline M.“Laval„ memur edilecektir. Fransız meclisinde müna-sebetsiziikler
Paris 7 (A A.) — Meb'usan meclisinin celsesi, Yugoslav kralı Alek-sandr ile, Hariciye Nazırı müteveffa Bartu ve Reisicumhur Pı a v karenin hatıralarının tebciine hasredilmiştir.
Merasim esnasında bütün mebuslar ayağa kalktıkları halde ko-mün.stler yerlerinden kıpırdamamak suretiyıe bir münasebetsizlikte bulunmuşlardır.
Puankarenin vatanperverliğinden bahis olarak irat olunan nutku müstehziyane alkışlarla müker-reren inkitaa uğratmışlardır. Başvekil M. Doumergue, bu namdar ölülerin hatırasını tebcil için nutuk söylemeye başladığı zaman ise yalnız komünistler değil sosyalistlerin ekseri» de ayoğa kalkmamak suretiyle husumetlerini izhar etmiş'.erdir.
Milletini dinlemi-yen bir kral Birinci sahifeden devam ile Siyamın idare ve terbiye müesseseler! bir hayli terakki etmiş, 1917 de Siyamın devlet merkezi Bankokta bir Ü.ıiversite de açılmışta. Memleketin nüfusu 9 milyon kadardır.
B.rkaç sene evvel Siyamda da meşrutiyet ilân olunmuş ve Siyam kralının selâhiyetleri tahdit edilmişti. Fakat bu tahditler Siyamdaki meşrûiiyetcileri tatmin etmediği için kralın selâhiyetieri biraz daha kısılmak istenmiş, kralın Avrupada dolaştığı sırada onun Siyamda bıraktığı hükümette son günlerde krala yeni teklifte bulunmuş, kral bu teklifi kabul etmemiş ve teklifte İsrar edildiği taktirde istifa edeceğini söylemiştir.
Siyam hükümetinin teklifi şu idi: Siyam ceza kanununa göre bir suçlu idama veya müebbet hapse mahkûm edilirse hükmün tatbikinden evvel kral tarafından tasdiki lâzımdır. Son günlerde Siyam hükümeti, parlamentoya kralın bu selâhiyetini tadil eden bir kanun lâyihası teklif etmiş, parlamento da bu teklifi kabul eylemiştir.
Fakat Siyam Kralı bu kanunu tastık etmemiş ve hükümetin bu nokta üzerinde, reyiama müracaat etmesini talep etmiştir. Siyam hükümeti ise Kralın Veto hakkını bu şekilde kullanmasını istememiş, buna cevaben Kral istifa edeceğini söylemiş, Siyam hükümeti de Krala bir heyet göndererek vaziyeti izaha ve memleketine dönmesini Kraldan talep etmeğa karar vermiştir.
Siyamdaki müfritler cumhuriyetçidirler. Onun için Kral tarafından tutulan hattı hareketin bunları kuvvetlendirmesi çok muhtemeldir.
Ankara 7 (Telefonla) — Maarif Vekâletince liselere alınacak leylî meccani talebe için bütün vilâyetlerde yapılan müsabaka imtihanları neticelenmiş ve kazananların isimleri ilân olunmuştur.
Müsabaka imtihanları “Türkçe-Edebiyat,,, "Tarih Coğrafya», ve Riyaziye derslerinden yapılmış ve sualler vekâletçe tespit edildiği gibi bunların cevapları da hususi şekilde köşeleri kapalı ve talebelerin atlarını saklayan kâğıtlara yazılmış-
M. Titülesko ile Tevfik Rüştü B. arasında teati edilen telgraflar
Ankara 7 (A. A.) — Bükreşe dönmüş olan Romanya Hariciye nazırı M. Titülesko ile Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Bey arasında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur :
Gerek sizin ve gerek benim samimî surette arzu etmekte olduğumuz sulh davasının terakki etmesi için sarfetmekte olduğumuz yeni mesa den sonra bir kere daha birbirimizden ayrılıyoruz. Aziz dostum, büyük meziyetleriniz vatanımızın ve dostlarının hayır ve menfaati için bir kere daha kendini göstermek fırsatını elde etmiş ve müşterek davaya olan parlak hizmetlerinizden dolayı size karşı umumun minnettarlığım temin eylemiştir. Görmüş olduğumuz emsalsiz misafirperverlik, Ankarayı yeni ziyaretimizin hatırasını unntulmıyacak bir şekle sokacaktır. Yürekten teşekkürler.
Muhip ihlâskârınız Titülesko
Aziz dostum,
Türkiyeyi terkederken göndermek lûtfunda bulunmuş olduğunuz tel-grafnameyi derin bir minnettarlıkla okudum. Eğer sizin devlet adamı s:fatiyle haiz olduğunuz yüksek meziyetleri ve sulh davasına olan hudutsuz aşkınızı bir kere daha takdir ile^beyan etmem icap ediyorsa derim ki Ankara toplantısı çok semeredar olmuştur.
Sulh içinde kendi emniyetlerimizi ve Avrupanın emniyetini olduğu gibi muhafaza etmek arzuyu şedidinden mülhem olduğumuz halde Balkan müttefiklerimizle birlikte çalıştık. Aziz arkadaşım ve dostum, siz bu güzel davaya kuvvetle yardım ettiniz, güzel sözlerinizden dolayı size teşekkür etmek ve size çok dostane ve muhlisane hissiyatım hakkında teminat vermek suretiyle bu hakikati arzetmek isterim.
Tevfik Rüştü
1500 Muhacir daha geldi
Tekirdağ 7 (A.A.) — Bugün Romanyadan 1500 Türk muhaciri gelmiş* tir. Muhacirler Hayrabolu köylerine yerleştirilmektedir.
Fransız maliye mütehassısları
Ankara 7 ( Telefonla ) — Maliye Vekâleti tetkik bürosunda çalışacak olan iki Fransız mütehassısı şubatta geleceklerdir. Bu iki mütehassıs vergi, kambiyo, bütçe ve maaş meseleleri üzerinde çalışacaklardır.
Evvelce getirilen mütehassıslar da raporlarını Vekâlete vermek üzeredirler. Bu raporlar istişarî mahiyette olacak ve Vekâletçe lüzum görüldüğü takdirde raporlar üzerinde tadilât yapılacaktır.
Polis başmüfettişliği
Ankara 7 (Telefonla) — Emniyet işleri umum müdürlüğü kadrosunda münhal bulunan Polis Başmüfettişliğine mezkûr makamın üçüncü şube müdürü Naci, üçüncü şube müdürlüğüne Edirne Umuru hukukiye müdürü Halit Beyler tayin edilmişlerdir.
İnşaat ve tamirat talimatnamesi
Ankara 7 (Telefonla)—Binaların inşa ve tamirlerinin ne suretle idare edileceği ve bu hususta takibi lâzım gelen idari usulleri gösteren bir talimatname hazırlanmış ve tasdik edilmek üzere Vekiller heyetine sevk edilmiştir.
Yunan iktisat nazın
Ankara 7 (Telefonla)—Hükümetimizle İktisadî müzakerelerde bulunmakta olan Yunan iktisat nazırı M. Pezmazoğlu bugün de alâkadarlarla temas ve müzakerelerine devam etmiştir. Dünkü tahminlerin hilâfına olarak misafir Nazırın yarın “Bugün,, şehrimizden müfarekatının taahhür etmesi muhtemeldir.
Feci tramvay kazası etrafında
Şirketler komiserliği de tahkikata başladı
819 numaralı vatman Arif efendinin, Yedikulede İmrahor caddesinde bir kazaya kurban gittiğini dün tafsilâtiyle yazmıştık.
Belediye şirketler komiserliği bu feci kazanın her iki va -manın acemiliği yüzünden vu-kubulduğu hakkındaki neşriyatı nazarı dikkate alarak meseleyi tahkike başlamıştır. Diğer taraftan Arif efendi dün hazin bir cenaze alayile metfeni ebedisine gömülmüştür.
Arif efendinin Kadime hanım isminde bir zevcesi ve altı yaşlarında bir çocuğu vardır. Mamafi bunlar ayrılmak üzere bulunuyorlarmış, bu sebeple Arif efendi, Bedia hanım isminde bir kızla nişanlanmıştır. Hatta Arif efendinin kazadan bir gece evvel Bedia hanıma:
“ — İçimde bir sıkıntı var. Allah hayırlara tebdil etsin!,,
Teşrinisani 8
tır. Vekâlette teşkil edilen bir heyet kimin olduğunu bilmecıiği bu kâğıtları okuyarak not vermiştir. Başka bir heyette kâğıtların köşelerini açarak talebenin atlarını vo aldıkları notları cedvellere geçirmiştir.
Lisesi olmayan vilâyetlerden müsabakaya iştirak eden talebeden en fazla not alanlardan 87 ve umumî müsabakaya iştirak edenlerden de 223 talebe alınmıştır. Neticeler alâkadar Maarif idarelerine tebliğ edilmiştir.

Fe®i kasanın karhanı Arif efendi v« nişanlısı Bedia hanım dediği tesbit olunmuştur.
Diğer taraftan Arif efendinin dört ay evvel askerlikten gelerek biletçi yazıldığı ve ancak dokuz günden beri vatmanlık ettiği anlaşılmıştır.
Tramvay şirketinin dokuz günlük vatmanlara nasıl araba teslim edebildiği cidden cayi sualdir.
Eğer vatmanlar içinde daha böyleleri varsa, yeni facialar vukubulacağı muhakkaktır. Bunun önüne geçmek üzere şirketler komiserliğinin tahkikatını tamik edeceğine şüphe etmiyoruz.
I
Teşrinisani 8
ZAMAN —
3

f
1

^SÜTUNLARDA SEYAHAT
V___________________________
Yabancı mektepler
Yurtta okumak sevgisinin ne kadar genişlediğini anlamak için uzun düşünceye, sayımlar üstünde sürekli çalışmalara yer yoktur. Şüyle bir sabah tramvay, vapur, tren yolcularını gözden geçirmek, bir uyanışın sınırlarındaki enginliği bütün açıklıgıyle göstermeğe yeter. Günün belli başlı saatlerinde yollar kasketli çocuklar, kurt armalı delikanlılar ve koltukları kitap, çanta yüklü kızlarla dolup taşıyor. Önünüzde yürüyen kalabalığın dersten, kitaptan, vazifeden konuşmalarını dinliyerek sizde onlarla berabar yürür ve tatlı bir sevinç duyarsınız. Yirmi yıl önce bu, böyle değildi. Bilgisizliğin korkunç sonu anlaşıldıktan sonradaki mekteplerimiz oraya koşanla» alamaz oldu.
istanbulun her yerinde çiçek gibi mektepler var. Bunların çoğu yeni yapılardır. Temiz, aydınlık görünüştenle gözü alıyorlar. Bahçelerinde cıvıltı eksik değil. Kül rengi göğüslükler, bir örnek başlıklar içinde çocukların öyle cana yakın bir oynayışları var ki evden erken çıktıkça bunların parmaklıkları önünde durmadan kendimi alamıyorum. Başka memleketlerdeki mektepleri, onların güttükleri bilgi ve yetiştirme örneklerini gözden kaçırmadan bunlarla karşılaştırır; eksik, artık yönlerini ölçer biçerim. Doğrusunu isterseniz bu Ölçüşlerin sonunda keyiflendiğim çok olmuştur. Hele buradaki ya-bancı mekteplerle kendi okuma yurtlarımızı yanyana koyunca, duyduğum sevinç kat kat artıyor. Bir tekini ayırt etmeden diyebilirim ki Türkiyede Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan mekteplerinden hiç biri, aynı derecedeki Türk bilgi yuvalarile beraberlik taslıyamaz. Onlar iki başlı geridirler. Bir kere kuruldukları güne göre yapılmışlar, lâboratuvarları, fizik, kimya aletleri o zamanki verimleri karşılıya-cak yolda hazırlanmışlardır. Çoğu birer kazanç kurumu olduğu için yeni buluşların derslerde yaptığı değişmelere uymaktan uzak kalmışlardır.
Devlet imtihanlarının kabulünden sonra onların kofluğu birbir ortaya döküldü. Edebiyat ve Türkçe gibi yerli malı dersleri sayma-sak bile, müsbet bilgilerdeki eksiklikleri, programlarının gerginliğini apaçık göstermeğe yeter. Terbiye işini ise bilmem ki ayrıca söylemeğe lüzum var mı ? Başka dil, başka kan, başka medeniyetlerin damgasıyla gelen va o yabancılığını her türlü varlığında belirten bir yerde buranın çocuğu neler kaybetmez-ki ?... Hele ana, baba biraz savruk azıcık gamsız insanlar olursa.
Bilgi verimlerinde bizimkilerden geri olan bu yabancı mektepler, nasıl oluyor da kucaklarına düşecek çocuk buluyorlar bilmem. Bana öyle geliyorki onları boş bırak-mıyan şey işin iç yüzünü bilenlerin susuşudur. Eğer el birliğiyle çalışarak her yıl imtihanlarda uğradıkları bozgunu ortaya kor, sayı ile gösterirsek, oraları, ancak hiz-metçilerile Türkçe konuşan sözüm ona aristokratların tenezzül edebilecekleri birer yer olarak kalır.
Seyyah
Otel ve Hanlar
Şehrimizdeki otel, han, hamam ve pansiyonların yeniden ve eaaab surette sıhhî bir muayeneye tabi tutulmaları belediyece kararlaştırılmış ve keyfiyet bütün şubelere bildirilmiştir.
Terkos kesilecek
Bazı tamirat hasebile bugün saat 12 den yarın saat on dörde kadar şehre terkos suyu bazı yerlerde hiç verilmiyecek bazı yerlerde pek az miktarda isale olunabilecektir.
Savaklar mezarlığı
Edirnekapıda Savaklar cad-desinde büyük bir Rum mezarlığı vardır. Bu mezarlığın vakıf olduğu anlaşılmış, tapusunun belediye namına devredilmesi için mezarlıklar müdürlüğü tarafından teşebbüsata başlanılmıştır. Bu mezarlığa hâlâ ölü gömülmektedir.
Ticaret Odasında dünkü içtima Ecnebi manifaturacılar ve esnafların kaydı
Ticaret Odası mutat aylık içtimaini dün akdetmiştir.|
Dünkü içtimada birleşik esnaf bürosu mürakipliğinden, manifaturacıların nezdinde kâtiplik va veznedarlık eden ecnebilerin yerine küçük sanatlar kanunu mucibince Türk vatandaşlarının tayini için gelen tezkere okunmuş ve muvafık görülerek vekâlete arzedilmesine karar verilmiştir.
Cemiyetlere kayt müddeti
Bundan başka yine esnaf cemiyetleri mürakipliğinden bazı küçük esnafların elan cemiyete kaydolmadıklarına dair gelen tezkere okunmuş ve| kayt müddetinin 934 se-nenesi nihayesine kadar temdidine karar verilmiştir.
Vehbi Beye ikramiye
Dünkü celsede Yüksek Ticaret mektebindeki müderrislik vazifesine devam mecburiyetinde kaldığından İstanbul Ticaret Odası kâtibi umumiliğinden çekilen Mehmet Vehbi beye hizmetlerine mükâfaten 1242 lira ikramiye verilmesine karar verilmiştir.
Yumurta komisyonuna eksper
22 Teşrinisanide tatbik mevkiine konulacak olan yumurta ihraç nizamnamesi] mucibince şahrimizde teşekkül edecek kontrol komisyonuna yeminli eksper sıfatiyle ve 250 lira maaşla Abdülgani beyin tayinine karar verilmiştir.
Bundan sonra da hafi bir celse yapılarak içtimaa nihayet verilmiştir.
Kadıköy tramvayı
Şirket halkın talebini kabul etti
Kadıköyünün Gazhane ve Kur-bağahdere ve civan halkı belediyeye, fırkaya, Üsküdar tramvayları şirketi meclisi idare riyasetine müracaat etmişler vesaitsizlikten şikâyet eylemişler ve tramvayın kendi mıntakalarına kadar temdidini rica eylemişlerdi.
Fırka ve belediye bu talebi muhik bularak halkın dileğinin nazan dikkate alınmasını Üsküdar tramvayları şirketi müdürlüğüne bildirmişti.
Üsküdar tramvayları şirketi idare meclisi bu müracaatı tetkik eylemiş ve Kadıköyünün iç taraflarına kadar tramvay hattının temdit edilerek halkın vesaitsizlikten kurtarılmasına karar vermiştir Şirket Kurbağalı, Gazhane ve cıva-nna ne suretle ve ne zaman tesisat yapılması iktiza edileceği hakkında tetkikata başlamıştır.
Bisiklet kullananlar
Badema bisiklet kullananlar da otomobil şoförU ve motosiklet kullananlar gibi imtihana tabi tutulup ehliyetname alacaklar ve ehliyetnameleri olmı-yanlar tıpkı otomobil ve motosiklet kullananlar gibi, bisiklet kullanmaktan menedilecekler-dir.
Ilkmekteplerde
Ilkmekteplerde teftişatm sıklaştırılacağı yazılmıştı. Müfettiş, ler, bu teftişler de muallimlerin yalnız tedris usullerini değil, bunların menşelerini ve ailevî vaziyetlerini de tetkik edecek ve raporlarını ona göre hazır-lıyacaklardır.
Kadıköy pazarı
Bundan sonra Kadıköy pazarının Cafer ağa mahallesinde Toprak sokağında kurulmasına karar verilmiş keyfiyet Şehir Meclisine bildirilmiştir.
Bir cerh
İstiklâl lisesinde odacılık eden Osman, aynı lisenin mutfağında bulaşıkçı olan Hüseyin tarafından ensesinden jiletle kesilmek suretiyle cerh edilmiştir, Hüseyin yakalanmıştır.
Alaturka musiki
Gazino gibi umumî yerlerden de kaldırılması için Şehir meclisine tekliflerde bulunulacak
Bir Teşrinisanide Millet Meclisinde Gazi Hazretlerinin vaki işaretleri üzerine bir taraftan yeni Türk musikisinin temellerini atmak ve bunu inkişaf ettirmek için çalışılırken diğer taraftan alaturka musikinin umumî yerlerden de kaldırılması için başlıyan kuvvetli cer-yanlar ilerlemektedir.
Hükümet radyo gibi resmî veya nim resmî müesseselerden alaturka musikiyi kaldırmış olmakla beraber gazino, bahçe ve emsali gibi umumî yerlerde alaturka musiki devam eylemektedir. Bu meselenin doğrudan doğruya halkın ve halk müesseselerinin teşebbüsleriyle hal edilebileceği göz önünde tutulmuştur.
istanbulu paylaşırken
Seyyar satıcılar keserlerle birbirlerine girdiler !
Tahtakalede “ Şeyh Davut „ isimli bir han vardır. Bu han, adeta şehrin seyyar satıcılarının oturduğu bir mahalledir.
İstanbulun en kibar semtinden, en tenha köşelerine kadar dolaşan ne kadar seyyar meyva ve sebze ^satıcısı varsa gepsi bu handa oturmaktadırr
Bu seyyar satıcılar ayni zamanda kendi aralarında da hususî bir teşkilat kurmuşlardır.
Bu teşkilat, İstanbulu muhtelif mıntakalara ayırmakta ve her mıntakada satış yapacak seyyar satıcıları tesbit etmektedir, İşte evvelki gece yarısı bu mıntaka taksimi işi tazelenmiş ve Fethi isminde biri yep yeni bir mıntaka taksimi yapmıştır.
Şahadetnameler
Üç ay içinde Üniversiteye verilecek
Bakaloryaları müteakip şahadetnamelerin derhal hazırlana-maması dolayisile Lise mezunlarına muvakkat bir mezuniyet vesikası veriliyor ve talebe Üniversiteye bu vesikalarla kabul ediliyordu.
Aldığımız malûmata göre, muvakkat vesikalarla fakültelere girmiş ) olan talebelerin, uç ay zarfında şahadetnamelerini mekteplerinden istiyerek Üniversiteye ibraz etmeleri kararlaştırılmış ve keyfiyet alâkadarlara tebliğ edilmiştir.
Bu müddet zarfında şahadet-
Şerhler ■
“Hak ile vazife hurma ağaçları gibidir:
Yanyana büyümedikçe meyva vermezler,, Lamarck
Şerh ve izah?
Bugün seçtiğimiz veci-zenin güzelliği yalnız mefhumunda değil, ihtiva ettiği yepyeni teşbihtedir. Filhakika çoğumuz, hurma ağaçlarının meyva vermek için infirattan kurtulmıya mecbur olduğunu bilmeyiz. Vecize sahibi, hak ile vazifenin birbirinden ayrılmaz iki unsur olduğunu anlatmak için bu orijinal teşbihi kullanmış ve fikrini hakikaten bambaşka bir güzellikle ifadeye muvaffak r olmuştur.
Fikrin kendi mahiyetine gelince: Bunun teşrihi iti-kadımızca lüzumsuzdur,
Binaenaleyh hılkın mümessili olan Şehir Meclisi bu hafta içindeki celselerinden birini buna hasre-decektir. Âzadan bazıları alaturka musikinin bahçe, gazino ve emsali yerlerden de mecburî olarak kaldırılması hakkında Meclis riyasetine bir takrir vermek için hazırlanmak-tadırlar.
Bundan başka Ankara ve İstanbul Halkevlerinde Garp operalarını temsil edebilecek birer heyet teşkil olunacaktır.
Radyoda yapılacak İslâhat için tetkikat ilerlemektedir. Alaturka musikinin yerine radyoda zengin bir program vücude getirilecektir.
Orada bulunan esnafın kısmı azami bu yeni mıntaka taksimine razı olmuşlar, yalnız içlerinden Mahmut isminde biri bu karara muhalefet etmiştir.
Fethi, Mahmudun bu taksime razı olmayışına kızmış ve orada bulunanlardan Ömer ve Hüseyin ile birlik olarak Mahmudun üzerine çullanmışlardır.
Mutaarrızlar ellerine geçirdikleri keserlerle Mahmudu muhtelif yerlerinden ağırca yaralamışlardır. Mahmudun feryadı üzerine han oda başısı hâdiseden haberdar olmuş, palise ihbarı keyfiyet -etmiş ve gelen polisler, hepsini ^yakalamıştır.
Mahmut tedavi altına alınmış, diğerleri hakkında da tahkikata başlanmıştır.
Berberler
İmtihan müddeti ayın sonuna kadar uzatıldı
Berberler cemiyetinde imtihanlara dün de devam edilmiş ve şimdiye kadar imtihan olanların yekûnu 1600 zü bulmuştur. İmtihan müddeti bu ayın sonuna kadar temdit edilmiştir. Ve bu müddetten sonra imtihan ol-mıyan ve ehliyetname almıyan berberler belediye tarafından cezalandırılacaktır. Cezalar beş liradan aşağı olmamak üzere yirimi beş liraya kadardır.
namelerini getirmiyen talebelerin kayıtları terkin edilecektir.
çünkü hak ile vazifenin ikiz olduğunu kabul etmi-yecek bir düşünce sahibi tasavvur olunamaz. Vazife duygusuna muvazi olarak yaşatılmıyan hak duygusu mutlaka sakattır. Hak duygusuna mukarin olmıyan vazife hissi de öyledir. Banlar, birbirini itmam eden şeylerdir, birinin eksikliği öbürünün de kuvvetini sıfıra indirir. Binaenaleyh kendisinden vazife beklenen adama hakkı verilmelidir, hakkı ödenen kimseden de vazifelerini yapması istenmelidir.
ZAMAN
Komisyoncular ve gümrük işleri Yeni talimatname yakında Meclisten çıkacak
Gümrük komisyoncuları hakkında yeni bir talimatname yapılacağı yazılmıştı. Bu hususta komisyoncular birliği reisi Kadri Nuri Bey bir muharririmize şu malûmatı vermiştir:
“— Eski gümrük komisyoncuları kanununun tadiline lüzum görülmüş ve yeni talimatname yapılması kararlaştırılmıştı. Bu mesele ile uğraşmak] üzere Müdiriyeti umumiyede bir komisyon teşkil edilmiş ve Vekâletten buhususta tetkikat yapmak üzere de Mustafa Nuri Bey tayin edilmiştir. Mustafa Nuri B. tetkikatmı bitirmiş, birliğl-mizinde mütalâasını sormuş, izahat almış ve Başmüdürlüğün mu-talâasile birlikte raporunu Vekâlete takdim etmiştir.
Yeni talimatname birkaçgüne kadar Meclise arzedilecek ve tasdikten sonra tâtbikına başlanacaktır. Bu (yeni talimatname bugünkü gümrük muamelelerini basitleştirecek ve kolaylaştıracaktır.»
Üniversite talebesi ve lisan imtihanları
Bir ecnebi dile vukufu olduğunu iddia ederek yabancı diller mektebine devam etmek istemiyen Üniversite talebelerinin lisan imtihanlarına bu ayın onuncu Cumartesi günü başlanacaktır.
Belçika Heyeti
Dün abideye çelenk kondu, bugün gidiyorlar
Belçika Kralı üçüncü Leopol-dun cülûsunu Gazi Hazretlerine arzetmek üzere memleketimize gelen ve Ankarada ki vazifesini bitirerek şehrimize dönmüş olan Belçika heyeti dün sabah Taksim abidesine merasimle bir çelenk vazetmiştir.
Merasim esnasında Belçika Baş konsolosu ve konsoloshane memurlarile Ateşemilter hazır bulunmuş ve bir müfreze polis tarafından selâm resmî ifa olunmuştur.
Heyet âzası dün akşam Pa-rapalas otelinde Vali 1 beyle şehrimiz makamatı resmiyesi şerefine bir ziyafet vermişlerdir. Belçikalı murahhaslar bu sabah Atina tarikile Belçikaya gitmek üzere Heluan vapurile Pireye hareket edeceklerdir.
Millet mektepleri
Şehrimizdeki millet mekteplerinde yeni sene tedrisatı devam etmekte ve kayıt için müracaat edenler günden güne çoğalmaktadır.
Şimdiye kadar Beyoğlu, Fatih, Eyüp, Sarıyer ve pendikte millet mektepleri açılmıştır. Şehrimizin bir çok yerlerinde de kariben mektepler açılacaktır.
Üniversite işleri
Dün öğleden sonra Üniver-sitede Rektör Cemil beyin riyasetinde bütün fakülte dekanları ve bir çok profesörlerin iştirakile bir toplantı yapılmıştır.
Toplantıda yeni ders senesi faaliyeti etrafında görüşülmüş ve bu hususta bazı profesörlerin mütaleaları dinlenmiştir. Dünkü toplantı geç vakte kadar devam etmiştir.
İrtihal
Kıymetli maarifçilerimizden Ebulmuhsin Kemal Bey irtihal etmiş ve Yahya Efendi dergâhına götürülerek pederinin makberesine gömülmüştür. Ailesine ve kendisini sevenlere beyanı taziyet ederiz.
Söylesem tesiri yok ussam gönül razı değil
Tramvay Kanunu
Tramvay ve kanun. Bu iki kelimenin yanyana gelmesi çok düşündürücü olur. Çünkü İstanbul tramvayları, bugün yoldan çıkmıyorlarsa kanundan ürktüklerinden ve daha doğrusu kanunu oyalamak yolunu bulamadıklarındandır.Yoksa bu nazenin şirket, halkı üzmek için mutlaka bu zarafeti de gösterir, boyuna yoldan çıkar. Fakat biz, şirketin kanunlara karşı aldığı vaziyetten değil, bizzat kendi arabalarında ve memurlarının kafalarında yaşattığı kanundan “ I „ bahsedeceğiz.
Bizim de varlığını yeni öğrendiğimiz bu kanunu aziz okuyucularımıza tanıtmak için müşahedemizi hikâye etmek lâzım. Emin önünde biri birinci , biri ikinci mevki olarak Beşiktaştan Fatihe giden bir katarın Önde bulunan kırmızı boyalı arabasına binmiştik. Her zaman olduğu gibi arabanın içi tıklım tıklımdı. Bize de vatmanın yanında ve ayakta durmak düşmüştü.
Sirkeciye geldiğimiz 6irada biri ihtiyar ve biri genç iki Hanım indiler. Bunların ana - kız oldukları ve hasta bulunduktan anlaşılıyordu. Genç Hanım beyaz kostümlü ve gözlüklü idi. Arabanın hareketinden biraz sonra içeriden bir ses duyuldu:
— Şemsiyelerini unutmuşlar I
Biletçi, istese o hanımlara şemsiyelerini yetiştirebilirdi, kendilerine o kadar yakın bulunuyorduk. Hiç olmazsa bağırmak suretiyle keyfiyeti onlara bildirmek imkânına malikti. Fakat bu nezaketi yapmadı, şemsiyeyi vatmanın yanına koydu. Görünüşe bakılırsa onu merkez emanet deposuna teslim etmek niyetini taşıyordu.
Vakta ki araba Türbe önüne geldi, şemsiyenin sahibi olduğu henüz içeride bulunan yolcuların çoğunca malûm olan beyaz kostümlü hanım koşa koşa geldi, şemsiyesini sordu. Meğer onlar Sirkeciden bir otomobile atlamışlar ve arabayı Türbe önünde karşılamışlar.
Şimdi ey aziz kari, siz ne tasavvur edersiniz?.. Vatmanın hanıma şemsiyeyi uzattığını, onun da teşekkür edip uzaklaştığını, değil mi ?.. Hayır efendim; hayır. İş, hiç te öyle olmadı, vatman elini şemsiyenin üzerine koyarak biletçiyi çağırdı :
— Hanım, dedi, bunu istiyor I O, adeta tersler gibi sert sert bağırdı :
— Olmaz, veremem. Malın sahibi ise depoya gitsin, isbat etsin i Yolculardan müdahale edenler oldu:
— Biz tanıyoruz, şemsiye hanımındır. Öyle olmasa otomobile binip burada sizi bekler miydi? Verin zavallının malını.
Biletçi efendi, galiba Müsyü Hansensin hayalinden cüret alarak, haykırdı ı
— Tramvayın kanunu böyledir, bozulmaz. Çek vatman I..
Kızcağızın eli böğründe, bizim de parmağımız ağrımızda kaldı. Bu kırmızı boyalı arabanın üstündeki pilâkada “ 34 „, önünde de “8r rakamları vardı.
L.
Türk - Bulgar
Hudut protokolü tanzim ve imza edildi
Türk - Bulgar tahdidi hudut komisyonu mesaisini bitirmiş ve hazırlanan protokol imza edilmiştir.
Bulgar heyeti yarın Sofyaya dönecektir. Bulgar heyeti ile beraber Türk heyeti azasından Kemal bey de Sofyaya gide-cek ve imzalanan protokolün Türkçe - Bulgarca ve Fransızca nüshaları ile tabedilecek haritalar orada taati olunacaktır.
Kınalı faciası
Kınalı sahilleri civarında Hor-domos mevkiinde bir motörün karaya çarparak parçalandığını ve motörde bulunanlardan tayfa Mustafa, Hacer hanım ve kızı Halidenin boğuldukların, yazmıştık.
Dün bunlardan Hacer ham. mın cesedi bulunmuş olup diğer ikisinin cesedi ele geçmemiştir. Motor kaptanı İsmail efendi elyevm mevkuf bulunmaktadır.
4
-ZAMAN —
Teşrinisani 8
Arnavutluğa dair
Yunanistanla Arnavutluk aracında gerginlik yüz gösterdiğini bildiren haberler var. Siyasete taalluk eden bu haberler münasebetıle Arnavutluğun, her tarih kitabına geçmemiş olan bir hususiyetinden bahsetmeği muvafık bulduk. Arnavutluğun mühim bir kısmı, Osmanlılıktan ayrılıncıya kadar da, Dokakin kanunları denilen bir takım nizamlarla idare olunurdu. Bu kanunlar, yazılı değildi. İngilte-renin kanunu esasisi ve bazı nizamları gibi anane suretile nesilden nesile devrolunurdu.
Dokakin ismi, yüz sene muharebeleri esnasında Fransadan Arnavutluğa gelerek yerleşmiş
Yarasa
Yazan : İbrahim Hoyî Bey
Yarasa, dünya edebiyatından-birer örnek verilmek emeliyle ve muhtelif milletlere mensup ediplerden tercüme olunan hikâyelerin bir araya getirilmesi suretile vücut bulmuş bir eserdir. Kitabını babasına ithaf ederek necip bir şükran duygusunu eserin en başında tesbit eden İbrahim Hoyî Bey bize her şeyden evvel üç yenilik gösteriyor. Bunların biri şekl, biri İlmî, biri edebidir.
Şeklî yenilik, kitap adının, şimdiye kadar yaptığı gibi, en başa konan hikâyeden değil, ortalara düşen hikâyeden alınmasıdır. Bu sebeple okuyucu, Yarasa isminin ne münasebetle kitaba verildiğini birdenbire anlıyamıyor ancak o ismi taşıyan hikâyeye gelince yapılan yeniliği görerek hoşlanıyor.
İlmî yenilik, kitaba hikâyeleri alınan her muharririn tercümei hallerinin de yazılmasıdır. Bu, çok faydalı bir harekettir. Çünkü okuyucu, gözden geçirdiği hikâyelerden zevk almakla kalmıyor, dünya edebiyatında ün almış ediplerden bir kısmının hayatlarını da öğrenmek fırsatına eriyor. İbrahim Hoyîbey bilhassa bu yeniliği gösterdiğinden dolayı tebrik ederiz. Eserde yedi büyük edebî şahsiyetin tercüme' hatî yazılıdır, hikâyeler kadar bunlar da enteresandır.
Edebî yenilik, ayrı ayrı milletlere mesup ediplerin yazılarının birada ve toptan gösterilmesinde tecelli ediyor. Gerçi böyle muhtelif kalemlerden çıkma hikâyelerin biryerde basılması yeni değildir. Fakat muharrirlerin ayrı ayrı gösterilmesi bizde riayet olunmıyan usullerden idi. İbrahim Hoyî Bey bunu da yapmış ve isabetli bir harekette bulunmuştur.
Millî Roman
Lâkin, Kâmranın delâletile, yeniden içine gireceği o karışık alemde hür adımlarla dolaşabilmek için evvelâ evdeki ihtiyar sevgiliyi avutmak lâzımdı. O, mukavele mucibince tam bir ittırat içinde bakılmak istiyordu. Bu ittıradı bozmak tehlikeli bir şeydi. Bütün varını çılgın bir aşk uğrunda feda etmekten çekinmiyen ihtiyar sevgili, alıştığı bakım tarzındaki küçük bir değişikliğe veya eksikliğe müsaade edemezdi. Bu sebeple geceleri şurada burada kalmak kabil değil-
ve bir prenslik kurmuş olan Normandiyalı prens ( Le Dok Jan ) in adından gelir. Bu prens, Arnavutların adetlerinden, ürflerinden, teamüllerinden ilham alarak Dokakin kanunlarını tesbit etmişti. Orta çağ içinde Dokakin prensleri müstakil olarak yaşadılar, on beşinci asırda kudretlerini ve hâkimiyetlerini meşhur İskender beye bıraktılar. Türklerin Arnavutluğu ele geçirmeleri üzerine bu prensler müsliman olarak Osmanlı devleti hizmetinde bulunmuşlardır. İçlerinden Dokakin oğlu Mehmet paşa ve onun oğlu Osman efendi, Ahmet bey - harpte, ilimde ve şiirde - şöhret almışlardır.
Basan : Vakit matbaası
Eserin kıymetine gelince: Bu, şüphe yok ki, söz götürmez bir hakikattir. Çünkü mütercimin seçip te dilimize çevird ği hikâyelerin herbiri en ünlü bir edibin
eseridir. Kitapta toputopu yedi hikâye vardır.
Fakat her biri büyük bir roman kıymetindedir. O kıymet bu hikâyelerde nasıl bulunmaz ki birini
Hermann Ludermann yazmışsa Öbürünü Edgar Allan Poe kaleme al-
mıştır, üçüncüsü J. M. Machado de Asisin dördüncüsü Jîn Narandanın kaleminden çıkmıştır. Beş.nci hikâye Karoly Kisfaludinin, altıncısı Frene Malnarın ve son yazı Maksim Gor-kinin malıdır. Her birinin başında sönmez bir şöhret güneşi parlıyan bu ediplerin eserleri söz mü götürür?
Tercüme de güzeldir. Gerçi İbrahim Hoyî Bey, “O, şimdi ise ölmüş bulunuyor,, , ‘‘Daha henüz yatağından kalkmıştı ki....„ Gibi şivesizlikler yapmıyor değil. Bazan da bir ibare içindeki iki cümleden müfret sigasiyle biten birini, cemi sigasiyle biten diğerine bağlamakta ve meselâ “Kimyacı tencereyi ateşe koymuş ve sonra kontla beraber tencerenin dibinde altını görmüşlerdi,, demekte beis görmiyor. Bu ufak tefek dikkatsizliklere, ihmallere rağmen ifade selistir, zevk vericidir.
Yarasa başlıklı yazının şehrimize, güzel Istanbulumuza teallûk eden bir mevzuu ve güzel tasvirleri ihtiva ettiğini de kaydederek bu kitabın seve seve okunacak ve hatta istifade edilecek eserlerden-biri olduğunu temin ederiz, okuyucularımızın alâka göstermelerini dileriz.
Tefrika No: 55
di. Bülendi de, zihninde çizdiği geniş plânın bütün hatlarından ziyade bu nokta üzüyordu.
Fakat bir kere karar vermişti, İncilerin ve Belmaların muhitine yeni baştan girecekti, öçlerini alacaktı, hınçlarını çıkaracaktı, yeni yeni kazançlar elde edecekti. Fedakâr, fakat aşk yolunda çok kana-atsiz sevgili hatırı için bu plânından vazgeçemezdi, onu da avutmak ve uyutmak yolunu bulacaktı.
İşte bu düşünce ile evine döndü, ihtiyar sevgiliye—yarım kalan re-
POLİSTE
Yüz defa hakaret ve sarhoşluk!
Sarhoşluk ve zabıtaya hakaretten şimdiye kadar yüz defaya yakın polisçe yakalanan arzuhalci Hayri, evvelki gece yine Eminönünde son derece sarhoş olduğu halde memurlara çatarken yakalanmış, hakkında kanunî takibata başlanılmıştır.
Ağır bir cerh
Evvelki gece yarısı Büyük-adada ağır bir cerh vakası olmuş ve bir genç ölüm halinde tedavi altına alınmıştır.
Vakanın kahramanları marangoz Vangel, arabacı Nuri ve Cemal Ahmet isimlerinde üç şahıstır. Bunlar aralarındaki bir iş meselesinden dolayı Parkotel önünde kavgaya tutuşmuşlar.
Her üçü de sarhoş oldukları cihetle, az zamanda kavga büyümüş, nihayet Ahmet bıçağını çekerek Vangelın üzerine çullanmış ve onu tehlikeli surette yarılamıştır.
Vangel fazla kan zayi ettiği için hayatı tehlikededir. Polis Ahmedi ve Nuriyi yakalamıştır. Tahkikat ilerletilmektedir.
Takılmanın cezası
Şoför Mükerrem efendinin idaresindeki 1917 numaralı otomobil Beşiktaşta dere boyundan geçmekte iken, Ortaköyde yeni mahallede oturan 8 yaşlarındaki Abdullah çocuk otomobilin arkasına takılmış, biraz gittikten sonra, sarsmtıyle muvazenesini kaybederek yere düşmüş, başı taşa çarparak ya-ra'anmıştır.
Bir otomobil bir gazeteciyi çiğniyordu
Gazate fotoğraf muhabirlerinden Ali Bey dün bir otomobil kazası geçirmiştir. Ankara caddesinde bir taraftan diğer tarafa geçmekte olan Âli Bey, bir taksi otomobilinin sademe-sine maruz kalmış, fakat vaziyetin vahametini derhal idrak ederek otomobilin ön tarafına sıçramak suretile tekerlekler altına gitmekten kurtulmuştur. Âli Bey kazanın heyecanile bayılmış, bir kolunun bileği ve elleri de sıyrılmış ve tedavi altına alınmıştır.
Yangınlar
Evvelki gece iki yangın başlangıcı olmuştur :
1 — Beyoğlunda Yeniçarşı-da Tosbağı sokağında acem Alinin kahvesinde yardımcılık eden acem Aziz, gece kanape üzerinde sigara içerken uykuya dalmış ve sigaranın ateş yorganı tutuşturmuştur.
Ateş Azizin feryadı üzerine etraftan duyanlar tarafından söndürülmüştür.
2 — Yeşildirek polis mevkii bitişiğinde Karakaş Efendinin ütühanesinin bacasındaki kurumlar tutuşmuş ve itfaiye tarafından söndürülmüştür.
sim önünden geçen komik dakikalar müstesna olmak şartiyie— o güne kadar göstermediği birin-cizap tavrı takındı.
Vurgun ve yürekten tutgun imiş gibi davrandı, deli olup aşk sayıkladı, sarhoşlanıp kara sevdalardan dem vurdu, kadını hakikî bir Venüs mevkiine çıkardı, başında gezdirdi, kucağında dolaştırdı, yapılmadık bepazelik bırakmadı, zavallıyı mes-tetti, gaşyetti, delirtti ve ayılmaz bir hale getirdi.
Ertesi sabah kadın, Oyku hastalığından yeni kurtulmuş gibi derin bir kırgınlık ve dalgınlık içinde idi. Gördüğü uzun rüyanın aekrini taşıyordu ve hasta bir bahtiyarlıkla aşıkına yüreğini açıyordu:
— Rahmetli ne hain imiş ki bana yirmi otuz apartıman bırakmamış. Eğer elimde böyle düzüneyle akar olsaydı her birini seve seve sana feda edendim. Senin yanında geçen her gece, bir apartımana değer. [*]
Bülendin bu içten gelen şükran sesine cevabı uzun bir nevaziş oldu. Artık ihtiyar kadın, yalnız sev-
Edirnede harabeler!
Şehirde imar faaliyeti var, fakat “Evkaf,, hareketsiz ve seyirci!
Edirne 24 (Hususî muhabirimizden ) — Edirnenin aylar-danberi yapılmakta olan su tesisatı işi artık bitmiştir. Edirne bundan sonra temiz ve bol suya kavuşmuş bulunmaktadır.
Şehirde şimdi her zamandan ziyada bir canlılık vardır. Bir çok evlerin boyandığını, bir çok mağazaların sıvandığını ve yeni, yeni dükkânların açıldığını görüyoruz. Gelen muhacirlerden bazı sanatkârlar, hemen, birer köşe açarak çalışmağa başlamışlardır. Diğer taraftan belediye de açılacak yeni caddeler için yıkılması icap eden ev ve dükkânları yıktırmaktadır.]
Mevcut buhrana ve Belediye bütçesinin darlığına rağmen ortada müşahede olunan canlılık, cidden mucibi memnuniyettin Bundan meselâ bir sene evveline bile katiyen benzemeyen bu günki vaziyete, şüphe yoktur ki, umumî müfettişliğin ihdası ve buna Edirnenin merkez olarak seçilmesi ve hükümetin Trakya iktisadiyatına vermiş olduğu ehemmiyettir.
Şehirde imara ve ümrana doğru atılmakta olan meşkûr adımlar arasında yarının büyük, şen, mes’ut ve müreffeh Edir-nesini görmek emeliyle yanıp tutuşanları cidden müteessir edecek haller de mevcuttur. Edirnenin baştan başa tarihî abidelerle dolu olduğu ve tarihî bir vatan köşesi değil, tarihin ta., kendisi bulunduğu malûmdur.
Yine Edirnenin muhtelif harp ve darplar, muhtelif istilâ ve akınlar dolayisı'le şerefli sinesinde bir çok yaraların açıldığı da malûmdur. Bugün şehrin mühim bir kısmı boş arsalar, yıkık ve harap evlerle do'.u-dur, ki bu meyanda insan hemen her adımda harap bir mescide, viraneye dömüş bir hamama veya camisi yıkılarak minaresi kalmış köhne, viran bir harabeye tesadüf etmektedir.
Edirnenin iman ve ümranı mevzu bahs olan hatta bu uğurda hakikaten inkılâp etmiş bulunan meşkûr faaliyetler karşısında burada hâlâ derin bir lâkaydî içinde hiç bir şey yap-mıyan bir evkaf idaresi var ki şehrin muhtelif yerlerindeki bin bir türlü harap hamamlar, mes-
diğine değil sevildiğine de inanmıştı, genç ressamı bu yeni imanın verdiği heyecan ile - ve kendi tabirine göre - Safra kesesinin içine sokmak, orada oturtmak istiyordu.
Bülent "aşk bakımı,, umdesine pek bağlı olan ihtiyar sevgiliyi böyle yorgun bir istiğrak içinde bıraktıktan sonra sokağa fırladı, zihnindeki geniş plânı birdaha ve birdaha gözden geçirdi, bir müddet yine Tokatlıyanda oturup düşüncelerine daldı, sıkılmadan ve üzülmeden Kâmranın pastacıya gelme vaktini bekledi. Ondan evvel oraya gitmeği istemiyordu, delikanlının kendini beklemesini İltizam ediyordu.
Nihayet vakit gelip çattı, biraz da geçti. O da yavaş yavaş muayyen olan yere doğru yürüdü. Boynunu herzamankinden ziyade dik tutuyordn. [Gözlerine, hususî bir sertlik vermişti, içine makine konulmuş bir heykel gibi yürüyordu. Karşılaştıkları zaman elini, sadaka veren bir kol azametile, Kâmrana uzattı. Oda ihsan kabul eden muhtaç bir insan küçüklüğüne bürü
citler, camiler ve yıkık, eski mezarlıklarla bu güzelim beldenin cidden hazin bir manzara arzetmesinde başlı başına âmil olmaktadır.
Buradaki evkaf idaresi bu ataleti ile yalnız şehrin güzelliği ve temizliği işinde değil, yarın belki de çok tehlikeli faciaların da meydana gelmesine sebep olacaktır. Çünkü; ötede beride viraneye dönmüş ve hiçbir tarihî kıymeti haiz bulunmıyan nice mescitler ve hamamlar var, ki çoluk çocuk bunların içerisinde hırsız - polis oynamaktadır.
Hatta bu meyanda cadde üzerinde binaları yıktırılarak minareleri bir türlü indirilemi-yen harabeler vardır ki halktan mada ilk mektep çocukları gece gündüz bu yık’lmağa müheyya minarelerin önünden geçmektedir. Tarihî kıymeti haiz eserlerin korunmasını anlarız.
Fakat hiç bir mimarî ve tarihî kıymeti haiz bulunmıyan ve bahusus bir kısmı yıktırılarak diğer bir kısmı haftalarca, aylarca ve hatta senelerce hali üzere bırakılan harabelerin ortadan kaldırılmaması ve yerlerinin temizlettirilerek şehrin güzelliğine ve temizliğine yardım edilmemesi, şüphe yoktur ki mucibi teessürdür. Kaldı, ki tarihî eser lerimiz bile her türlü dikkat ve ihtimamdan mahrum derin bir lâkaydî içindedir ve Türk mimarisinin incisi olan güzel Selimiyenin kubbesinin bir köşesinde, bir fırtına neticesi kalkan kurşun tabakaları bile haftalar geçtiği halde tamir ettirilmemiştir. Bu, bir misaldir.
Böyle bir Edirnenin bu tarihî kalkınma ve yükselme günlerinde evkaf idaresi şehrin imar ve ümran işleriyle uğraşan bütün beledî müeşseselerile elele vererek kendi uhdesine düşeni yapmalı; hiç değilse, bu güzel şehri harabelerden temizlemelidir-
Adanada vilâyet işleri
Adana 7 (A. A.) — Vilâyetler idaresi kanunu mucibince vilâyetin muhtelif işleri hakkında görüşülmek üzre çağrılan kaza kaymakamları şehrimizde Vali beyin reisliğinde toplanmışlardır. Toplantıda beş kaza kaymakamından başka vilâyet daire âmirleri de hazır bulunmuş konuşmalar geç vakte kadar devam etmiştir.
nerek ve derin bir reverans yaparak bu eli tutup sıktı:
— Dediğim çıktı, dedi, kız kardeşim çok sevindi ve sizi hemen bu akşam apartımana götürmekliğimi istedi. Birlikte bir çay almanızı rica ediyor.
— Hemen şimdi mi?.. Biraz baş başa konuşmıyalım mı ?
— Otomobilde de, evde de konuşabiliriz. Hemşireyi bekletmiye-lim.
— Peki !..
Bu kelimeyi, adeta niyazlara dayanamamış ve merhamete gelmiş bir adam tavrile söylemişti. Aynı tavrı otomobilde de aldı. Fakat düşüncelerini Kâmrana anlatmaktan da geri kalmadı :
— Emin olun, diyordu, hemşireniz hakkında büyük bir sempati taşıdığım için şu daveti kabul ettim. Yoksa işlerim baştan aşkın. Aşk teklifleri ise taşkın mı taşkın ! Gün geçmez ki birkaç sevda teklifi almıyayım.
Mini mini zarflara sarılarak evime gönderilen bu gönüllerle alâkadar olamıyorum, dosyeye kapayıp bırakıyorum. Hakkım da var. Zengin olmadan evvel bu ka-
Tireliler bir müze istiyorlar
Tire 2 (Hususî) — Yeşil Tire, dağ ve tepeleri baştan başa bir sanatoryom olmağa elverişli bulunmasından ve dünyanın en zengin nefis su ve meyvalarını yetiştirdiğinden eski milletlerin ikamet ve tenezzühgâhı olmuş, doğudan batıya doğru uzanmış eski ve tarihî bir şehirdir. Dağ eteklerinde ki köyler de toprak altında kadim su bentleri, surlar, lâhitler, mozayıklar doludur. Bulunabilen lâhit ve heykeller İzmir müzesine nakledilmiş ve edilmektedir. Şehir içinde Aydın ve Osman oğulları devirlerine ait güzel eserler pek çoktur.
Bu zenginlik dolayısile Tiremiz, bir müze evi açılmasına çok elverişli bir yerdir. Bu münasebetle ufak fakat zengin bir müzeden bahsedeceğim.
Bu, meraklı bir genç olan nüfus kâtibi Faik Beyin meydana getirdiği müzedir. Mektep hayatında tarihe çok meraklı olan Faik Bey, Tire ve havalisinde çıkan eserleri gördükçe bu sahada çalışarak küçük fakat çok değerli bir müze meydana getirmiştir. Bu müzede Yunanlılar, franklar, Filip ve İskender Romalılar, BergamalIlar, Mısır ve Selçuk Türklerine ait bakır, gümüş, altın meskûkât ve toprak heykeller, şamdanlar, üzerleri kabartma dıvar ziynetleri, şişeler, vazolar tunç devrine ait tunç heykel ve yılan başlar:, kıymetli yüzük taşları vesaire vardır.
Bu müze fırka binasının bir köşesinde herkese gösterilmekte ve izahat verilmektedir. Asarı atika umum müzeler müdürü Hâmit Zübeyir bey ile İzmir Bergama müzeler müdürleri de burayı ziyaretlerinde bu müzeyi görmüşler, Faik beyi tebrik etmişlerdir. Bilhassa Hâmit Zübeyir bey bu küçük kol-leksiyon içerisinde büyük müzelerde olması icabeden parçalar bulunduğunu söylemiş ve bu parçaların tetkik edilmesi için Ankaraya gönderilmesini tavsiye etmiştir.
Pamuk fiatları
Adana 7 (A. A.) — Borsa-mızda pamuk satışı devam ediyor. Bugün pamuk üretmecili-ğinde üretilen “Klevland,, cinsinden 110 bin kilo pamuk, kilosu 45 kuruştan, ikinci cinsi de 42 kuruştan, Mısır pamuklarının kilosu 39-40, yerli pamukların kilosu da 33,5 kuruştan satılmıştır. Koza 60-70, Sısamın kilosu da 10 kuruştur.
dın kalpleri nerede idi ?.. Benim için yaıııp] yakılmıya şimdi mi başladılar?.. Binaenaleyh hiç birine kıymet ve ehemmiyet vermiyorum.
Ve biraz düşündükten sonra küstah bir cüretle ilâve etti:
— Bununla beraber İnci Hanım hakkmdaki düşüncem pek başka, dır. Eğer hemşireniz, hakkımda küçük bir temayül gösterirlerse yüreğimi ve kollarımı karşılarında açık bulacaklardır.
Kâmran, zengin bir enişte temin etmek kaygusiyle ahlâk ve haysiyet yolunda hayli fedakârlıklara katlanmış bir gençti. Bugüne kadar, enişteliğe lâyık görerek, evine götürüp hemşiresiyle tanıştırdığı gençlerin sayısı düzüneyi geçmişti.
Devamı var
[”] Eskiden aşkı İlâhî bir kudret olarak tanırlardı, “ sevgili „ ye can feda etmek iştiyakını beslerlerdi. Meselâ Fuzuli .* Bin can olaydı kâş meni dil şikestede Ki n herbirîyle bir gey olaydım feda şano
Diyor ve sevgilisine bir kere değil, bin kere can feda etmek istiyor. Klâsik âşıklar hep böyle düşünürlerdi. Maddenin manaya hakim olmağa başladığı gün-denberi sevgililere can yerine mal feda ediliyor.
Teşrinisani 8
7
• • ••
Uyun
Makaradan oyuncak
Bugün size masrafsız bir oyuncak tarif edeceğiz. Bu oyuncak (Toptur) ama futbol oynadığımız top değil, muharebe topu. Bunu yapmak gayet kolaydır. Bunun için bir boş iplik makarası, bir parça ok lâstiği, iki resim çivisi bir kaç kürdan kâfidir.
On santim uzunluğunda ok lâstiğini yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi iki uçlarından makaranın yan taraflarına resim çivileri ile tutturunuz. İşte şimdi topumuz hazırdır. Bundan sonra mermi yerine kullanacağımız kürdanları alarak makaranın aksi tarafından içeri sokunuz. Kürdanın ucunu lâstiğin ortasına tutturarak lâstiği kendinize doğru çekiniz Birden bire bırakınca kürdan kuvvetle ileri doğru fırlar.
Biraz talim yaparsanız kısa bir zamanda mükemmel bir n:-şancı olursunuz.
Nerede saklatıyor ?
— Yağlı çürekt n benim payımı ördeklere sak at.ığmı söylüyorsun.
Peki ördekler nere de ?
— Suya daldılar!
Ustası ne yapsın ?
Lokantaya bir şık Bey girdi. Orada garsonluk eden küçük Haşana :
— Oğlum, ustana söyle, bana taze bir biftek yapsın.
On dakika sonra küçük Haşan bifteği müşterinin masasına koydu. Şık Bey bir lokma aldı. Hiddetle:
— Bu ne biçim biftek. Hem bayat, hem sert yiyemiyorum. Çağır şu ustanı bana bakayım.
— Çağırmağa hacet yok efendim, ustam da yiyemez.
Bilmece
Ali, Ayşe ve yıldız kukla seyrederek eğleniyorlardı. Küçük Ahmet ile kardeşi de kukla oyununu seyretmek istediler. Fakat bir türlü yolu bulamıyorlar. Halbuki bu yol gayet kolaydır. Yo lun gidiş ve çıkış noktaları birer okla işaret edilmiştir. Neredtn gidileceğini bir kurşun kalemi ile çiziniz.
r
Küçük karilerimize hediyelerimiz
Bu kolay bilmeceler dört hafta sırasile çıkacaktır. Bugün ü bilmece bunların İkincisidir. Birinci bilmece 25 Teşrinievvel 934 Perşembe günkü nüshamızın küçük karilerimize mahsus sahifesinde Çıkmıştır. Karilerimizin bunları saklamalarını rica ederiz. Dört bilmeceyi doğru bulup ta bir zarf içinde gönderenlerden yüz karii-m ize, derecelerine göre, gayet güzel ve faydalı hediyeler takdim edeceğiz. Bu hediyelerin listesi önümüzdeki Perşembe günü bu sahtede neşredilecektir.
aieJea*
V
Baharat Ticarethanesi
du hay yjr U z htiyarlayı* Ca boynvt/j.
Utanıp mektebe gidemez mi idi?
Annesi — Daha mektep tatil o'madı, sen ne için eve geldin ?
Çocuk — Ben sokakta 'do-1 ışıyordum. Bir adam bana , mektepli çocukların ders saatinde sokakta gezmesi ayıptır. Dedi. Ben de utandım eve geldim.
Kim çalışıyormuş ?
Küçük Rahmi akşam mektepten gelince babasına sordu:
— Babacığım mektepteki muallimlere para veriyorla mı ?
— Evet veriyorlar.
— Peki ne için veriyorlar ?
— Çalıştıkları için.
— Parayı asıl bizim almamız lâzım. Çünkü muallimler değil b.z çalışıyoruz.
I
Kısa Hikâye
Tehlike işareti
Akşam üstü baş'ıyan yağmur yavaş yavaş şiddetlenmiş, bir saat sonra adeta bir sağnak halini almıştı. Küçük Osman annesine :
— Haydi anneciğim dedi, babamın yemeğini haz.rla da sıcak sıcak yetiştireyim. Annesi endişe ile pencereden'J dışarı baktı, yağmur bütün kuvvetiyle devam ediyordu.
— Islanırsın yavrum.
— Merak etme anneciğim! Muşambamı giyer, bisikletimle kuş gibi uçarım.
Osmanın babası şimenoifer hattında bekçi idi. Nöbet beklediği kulübe eve (3) kilometre mesafede olduğundan babasının akşam yemeklerini bisikletiyle Osman götürürdü. İmtihanda birinci geldiği için bu bisikleti babası mükâfat olarak ‘almıştı. Üç senedenberi bindiği bisiklet artık eskimişti. Osman bazan kendi kendine:
— Ah param olsa da yeni bir bisiklet alsam. Dedi. Çünkü fakir babasının geçinmek için çektiği sıkıntıyı biliyordu.
Osman ş mdi elinde sıcak akşam yemeği o'duğu halde, şimendifer hattını takibeden şosadan babasının kulübesine doğru bir kuş gibi uçuyordu. Henüz yo'.a gelmeden. Birdenbire frenleri sıkarak durdu. Ve:
— Evvah, ne felâket.
Diye bağırdı. Yağmur fazla ,-ağdığından, su'ar bir sel halinde d ığdan inmiş ve tren yol kenarındaki taş divan yıkmıştı. Şimdi sular bütün kuvvetile hattın üzerine hücum etmiş ve rayların altındaki çakılları sökmeğe başlamıştı. Böy’e altı oynamış ray üzerinden trenin geçmesi imkân sızdı. Muhakkak devrilecekti.
İçinde yüzlerce yolcu ve kıymettar eşya bulunan posta treninin her akşam saat kaçta geçtiğini Osman biliyordu. Bu ekspresin geçmesine 6ekiz on dakika vardı. Babasına kadar koşup haber verecek zaman kalmamıştı.
O esnada tren de ksrşıki tünelden çıkmış bir yıldırım süratiyle Osmanın bulunduğu 'mahalle doğru gelmeğe başlamıştı. Tereddüt edecek zaman kalmadığından Osman hemen bisikletin önündeki küçük projektörü çıkardı ve'hattın ortasında durarak sallamağa başladı.
Makinist işareti tam zamanında görmüş ve frenlere sarılmıştı. Tren büyük bir gürültü ile Osmandan yirmimetre kadar ileride durdu. Lokomotiften atlıyan makinist Os-mana yaklaşınca, işareti verenin bir çocuk olduğunu görerek hiddet etti. Trenin bütün yolcuları tehlikeli yeri gördükten sonra kendilerini ölümden kurtaran Os-manı candan alkışlıyarak, teşekkür etmişlerdi. O esnasında etrafında şimendifer memurları olduğu halde şık ve yaşlı bir bey Osmanın yanına sokuldu. Bu bey yataklı vagonda bulunan şimendifer kum-
reviye müte-Parmakkapı 9. 2 nci kat.
ı Satış Komisyonundan:
panyasının başmüfettişi idi. Osman?
— Evlâdım benim ve bütün yolcuların hayatını kurtardın. Kum panyayı da büyük zararlardan kur tardın Mükâfat olmak üzere baba nın maaşına yirmi beş lira zam ya pıyorum. Sana gelince : Bütün mek tep masraflarını kumpanya vere rek seni okutacak. Şimdi sendeı bir ricam var. Ben vapura yetiş mek mecburiyetindeyim. Halbuk hat tamir edilinceye kadar tren burada uzun zaman kalacak, istas yon uzak olduğundan telefon d. yok. Sen bisikletle şehre kadar giderek bana bir otomobil çağır Haydi benim aslan yavrum. Dedi.
Osman bir kelime söylemede
eski bisikletine atlamış ve on be. . , , , ... ,. . . . .
dakika sonra şehre ulaşmıştı. Mü;am,z kapısında asılı şartnamedeki şartlar dairesinde fettiş için kiraladığı otomobile bE, laat on dörttedir. Alıcıların Galata eski Kredi Liyone Bankasında sıkletini yükliyerek kendi de bin miş ve kısa bir zaman zarfınd trene gelmişlerdi.
Müfettiş Osmana tekrar teşei* kür ettikten sonra:
— Oğ’um bana otomobil get) mak suretiyle yaptığın büyük b met için de sana şu otuz lirayı diye ediyorum. Bununla keu—5 yeni bir bisiklet al, dedi ve ( manın elini sıkarak otom-* uzaklaştı.
Osman açık gözlüğü ve fe(j sayesinde babasının maaşı yaptırmak ve mektep ıru g j_ onların sırtından kaldırma^g _q le ailesini refaha kavuştur. ® nı zamanda da yeni bir 1 ka-alacak parayı alnının teri zan m işti. -M®?*
Faruk Kâ
ıkuk
Miki ile Tedi
mat
ey-
1-34
lerek
1 — Miki ile Tedi kardc^^^^ Birgün banyo yapmak için' larını giyerek denize girdiKarari kat balıklar solucan zanneden emri temadiyen kuyruklarının a
.....yordu. ,d(ia_
Bir traş bıçağı ile yüz defa traş olduğuna andedenler çoktur HAŞAN v TIRAŞ BIÇAĞI ’y Şimdiye kadar icat olunan bütün tıraş bıçakları arasında en mükemmel ve en fevkalâ-da olduğu tahakkuk etmiştir. Piyasada mevcut tıraş bıçaklarını şaşırtmıştır. Haşan tıraş bıçağının 1-2-3-4 numaralı gayet keskin ve hassas tarafları vardır ki her bir tarafile lâakal on defa tıraş olmak kabildir. Bu he-sapla beş kuruşluk bir adet Haşan tıraş bıçağı ile kırk defa ve ıslak bardak ile bilendi kte yüz defa tıraş yapılmak mümkündür ki dünyanın hiçbir bıçağında bu meziyet yoktur. Haşan bıçağı istediğiniz halde başka marka verirlerse aldanmayınız Taklitle-inden sakınınız. Fiatı 1 adedi 5 kuruştur.
10 adedi 45 kuruştur. Haşan Ecza deposu : İstanbul - Beyoğlu
Meşhur Ali Sinan bozası
Nuruosmaniye caddesinde meşhur Ali Sinan bozası bugünden it-baren satışa başlamıştır.
Kadıköy ahalii muhteremesinin teşviki üzerine Kadıköyünde bir şube açmağa karar vermiştir.
Şubemiz: Kadıköy Osman ağa Pazar yolu caddesinde 134 numaradadır.
Cinsi Hissesi Emâk No. su Hisseye göre muhammen kıymeti:
Arsa metresi 115 Tamamı 11-15 Mü. 4 H. 116 T. L.
„ 115 „ 11-15 Mü. 19 H. 116
„ 210 „ 11-15 Mü. 32 H. 210
„ 118 „ 11-15 Mü. 35 H. 118
„ 112 „ 11-15 Mü. 36 H. 112
Odası olan bostan „ 21 3000
Ahşap hane „ 48 3200
Arazi metresi 5512 ,, 2 2308
„ 27560 2 2756
Tarla metresi 3675 „ 105 eski 80
Ahşap hane ve dükkân „ E. 32 Y. 7-9 634
Kâgir dükkân ve oda „ 13 120
Bostan metresi 588 „ 26 - 28 - 30 298
açık arttırma
atda ürmızı ve Karab.ber ile muhtelif Baharat bulunur. Ağzının tadını . .fer dükkânımıza bir kere uğrarlar. Toptan ve Perakende
Tahmis Caddesi Numara: 48
| İstanbul Asliye Altına Hukuk Mahkemesinden : Marya hanım vekili avukat Ömer Cemil bey tarafından Galatada Necati bey caddesinde 182 numarada furuncu Remzi efendi nezdinde mukim iken ikametgâhının meçhuliyeti anlaşılan Gülâp oğlu Halil efendi aleyhine açılan boşanma davasının icrayi muhakemesi 10-12-934 Pazartesi günü saat 13 tayin ve bu bapta imlâ kılınan davetiye varakası mahkeme divanhanesine talik ve bir ay müddetle ilânen tebliğine karar verilmiş olduğundan mezkûr gün ve saatte İstanbul Asliye mahkemesi altıncı hukuk dairesinde heyeti hakime huzuruna gelmeniz aksi takdirde gıyabında mahkemenin icra kılınacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (4565)
leyhin tarihi ilândan itibaren müddeti kanuniyesi zarfında itiraz edebileceği ve aksi halde muhakemeye kabul olunmıya-cağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (4548)
Cemiyeti tedrisiye içtimai
Cemiyeti tedrisiyei islâmiye müdürlüğünden :
Merhum hesap ve muamelât müfettişi İbrahim beyin yerine bir müfettiş ayin etmek ve bazı bütçe işleri görüşülmek üzere 9 teşrinisani 934 Cuma günü fevkalâde bir heyeti umumiye içtimai akdi mukarrer olduğundan cemiyet azasmın aynı günde saat ikide Darüş-şafakayı teşrifleri rica olunur.
Dr. Hafız Cmal
Dahiliye mütehassısı
Cuma re pazardan başka günlerde öğleden sonra saat (2,5 dan 6) ya kadar lstanbulda Divanyolunda ( 118) numaralı hususi kabinesinde hastalarını kabul eder. Muayenehane ve ev telefonu: 22398. Yazlık ikametgâh telefonu Kandilli 38 Beylerbeyi 48.
ZAMAN
Teşrinisani 8
Galata’da Bourla Biraderler ve şürekâsı müessesesinden Tele-funken’in (12) numaralı katalogunu isteyiniz. Orada üç yeni mo-delinin tafsilâtını bulacaksınız
revafih crfrnafi. TELEFUNKEN boMolfk /
Kısa, orta uzun dalgalı neşriyatı temiz ve pürüzsüz bir şekilde nakleden 1935 modeli TELEFUNKEN - 127 sayesinde musiki ihtiyacınızı tatmin edebilirsiniz. Bu derece mükemmel bir makine şimdiye kadar bu kadar ucuz fiata satılmamıştır.
,T£L£FUNK£N.
İstanbul Ziraat Bankası Satış Komisyonundan:
Sıra Semti Mahallesi Sokağı
No sı
1384 Eyüp Takkeci Yeniçeşme
583 Arnavutköy Arnavutköy Dere
1149 Eminönü Ahiçelebi Limon iskelesi caddesi
1486 Kumkapı Kazancısadi Patrikhane
1599. Beyoğlu Yenişehir Papas
1603 Anadolukavağı Anadolukavağı Macar caddesi
2060 Üsküdar Rum Mehmetpaşa Şemsipaşa
1925 Kasımpaşa Sururi İncekaş
1959/1
1952/2 ,,
2349 Sultanahmet Binbirdirek Babıhumayun
Mevkilerde evsafı yukarıda yazılı gayrimenkulierin mülkiyetleri çıkarılmıştır. İhaleleri 8/11/934 Perşembe günü saat 14 tedir. misyonuna müracaatları “6914,,


Cinsi Hissesi Emlâk No. sı Hisseye göre muhammen kıymeti:
Ahşap dükkân ve oda 10/120 19 150 T. L.
Ahşap yeni iki hane ve bahçe 3/16 12-14 1125
Kâgir dükkân üstü odalar 9/120 8-10 950
Arsa metresi 147,75 Tamamı 16 846
Ahşap hane 30 1074
Ahşap hane altında kâgir kayık 10-12 4508
hane ve bahçe
Arsa metresi 45,25 1/2 49 eski 272
Arsa metresi 47 Tamamı 29 282
Arsa metresi 57,50 33 346
Arsa metresi 51,50 ,, 31 308
Kâgir dükkân ve üstü oda 24/96 145 1246
Bankamızın kapısında asılı şartnamedeki şartlar dairesinde satışa
Alıcıların Galatada eski Kredi Liyone Bankas ndaki Satış Ko-
Galatasaray eczan ?s, müst.hzara.ından
■M» YENİ ÇIKAN KİTAPLAR (MII
KANAAT KÜTÜPHANESİ
En son neşriyatından okurlarını haberdar eder. Ruşen Eşref Beyin :
BEYAZ GECELER
Rus edibi Dostoyevski’de tercüme (75) kuruş Köprülü Zade Fuat Beyin ;
TÜRK DİLİ ve EDEBİYATINDAN
Araştırmalar (100) kuruş Halit Fahri Beyin: Graziella “ Lamartine'nin şaheseri,, (75) kuruş Viktor Hugo hayatı ve eserleri (75) kr. Sadri Ethem Beyin:
BİR VAGON PENCERESİNDEN (50) kr. İMPARATORİÇE ve SARAY (30) kuruş Mahmut Yesari Beyin:
AŞK YARIŞI (50) kuruş
Burhan Cahit Beyin :
KIR ÇİÇEĞİ DÜNKÜLERİN ROMANI GURBET YOLCUSU
Orhan Seyfi Beyin : KEREM ile ASLI Vâ-Nû Beyin : ÖLDÜREN KİM (75) kr Kemal Kaya Beyin :
YENİ MEKTEPTE EŞYA, FEN BİLGİSİ ATÖLYE (150) kuruş
Ragıp Rıfkı Beyin : ALMANCA, FRANSIZCA-TÜRKÇE ASKERİ TABİRLER LÜGATİ
Şemsi Talip, Finnazer ve Tubino B.
TÜRKÇE İTALYANCA ve İTALYANCA Türkçe lügat (250) kuruş
(75) kuruş
(75) kuruş
(75) kuruş
(50) kuruş
j» Kamaştırmıyan bir ziya ile Müşteriyi celbetmek lâzımdır.
Mağazalardan olduğu gibi vitrinlerden de çıplak, kamaştırıcı lâmbaları uzaklaştırmak lâzımdır.
£V'-'\zvv4-V*
1
Br* Zafiyeti umumiye, iştihasızlık ve kuvvetsizlik halatında büyük faide ve tesiri görülen
FOSFATLI
ŞARK MALT
HULÂSASI
kullanınız.. Her eczanede satılır.
HÜLASA OLARAK
İYİ DAĞITILMIŞ VE TAMAMEN MÜNTEŞİR BİR YİYA VASITASİLE VE İYİ OPALİN CAMDAN DİFFÜZÖRLER
VEYA (İNDİRECT) TENVİRLE LÂTİF BİR ZİYADAR MUHİT MEYDANA GETİRMEK LÂZIMDIR.
ALGOPAN
CEVAT
Soğuk algınlığı, nezle, siyatik, baş ve diş ağrıları için en faydalı ve müsekkin ila tır. Bütün eczanelerden 1/6/12 lik oriji-
nal teneke kutularda olmak üzere isteyiniz.
İstanbul ithalât Gümrüğü Müdürlüğünden:
Mersin Gümrüğü Manifesto kalemi için 230 lira bedeli keşifti iki manifesto dolabiyle iki masa olbaptaki keşif defter ve resimleri mucibince münakaşa ve ihalât kanununun 18 nci maddesinin A fıkrasına tevfikan pazarlıkla yaptırılacağından talip olan-ların Teşrinisaninin 8 nci perşmbe günü saat 15 te İstanbul İthalât g/.mrüğünde müteşekkil satınalma komisyonuna müracaatları.
‘•6832,,

İyi tenviri VERESİYE olarak yapar.

Mukaddema Aksaray, Yusufpaşa, Kazgani Sadi mahallesi Yektaefendi sokağı 5 numaralı hanede mukim iken halen ikametgâhı meçhul bulunan Talât Bey zevcesi Münire Hanıma
İstanbul İkinci İcra Memurluğundan
Emniyet sandığından
Ödünç almış olduğunuz mebaliğe mukabil mezkûr Sandık namına (45472) numaralı deyn senedile rehnetmiş olduğunuz dört roza iğne, iki çift roza küpe, bir roza gerdanlık, yirmi altı mis-kal inci, bir altln kordon 21/Teşrini sani/934 Çarşamba günü saat 14 ten itibaren İstanbul Belediyesi Sandal bedesteni mezat dairesinde müstenidi bulunduğu 934/1006 numaralı dosya ile birinci açık arttırma suretile satılacağı malûmunuz olmak ve bu husustaki tarafınıza tebliği lâzım gelen ilân varakası tebliği makamına kaim olmak üzere ''eyfiyçt ilân olunur. (7531)
Asipirol Necati;
İstanbul Maarif Müdürlü dünden;
Vilâyetimiz dahilinde aşağıda gösterilen mekteplerde Millet
dersanelerı açılmıştır. Taliplerin Mektep idarelerine müracaatları
ilân olunur. “ 7535 ,.
Dersanenin bulunduğu mektep Adresi
İstanbul 3 üncü mektep Kadırgada
7 Süleymaniye
35 Eyüp Rami
36 Eyüp
37 ,, Defterdar
Beyoğlu 29 ’ „ Taksim Parmakkapı Telgraf
sokak
.. 43 Şişli
,. 45 Kuledibi
Üsküdar 13 „ Kısıklı
,. 15 Toptaşı '
23 Atlama taşı
„ 27 Beylerbeyi
,. 28 Çengelköy
34 Anadoluhisarı
.. 40 Beykoz
Salamandıra sobası olanlara
Kusursuz salamandıra sobası olupta satmak istiyenler Bahçe
Kapıda Salih Necati eczanesine müracaat etmeleri
İmtiyaz sahibi: Ali. Umumî neşriyatı idare eden yazı işleri müdürü: C. Hikmet. Matbaai Ebiizziya
Kok - Antrasit
En ehven fiat en eyi mal Siparişlerinizi yapmadan evvel bir kere müracaat ediniz “ATLAS,, MAHRUKAT İŞ S. KORHANİDİS ve Ş.K.
Galata Rıhtım Caddesi No. 25 Tel. 40019

■ 11 ' ■ ııııı
inhisarlar U. Müdürlüğünden: j
50000 Kilo Sellüloz kâğıdı
50000 „ “70,, No. düz beyaz karton
10000 „ Birinci hamur kâğıt.
25000 „ İkinci hamur kâğıt
Yukarıda nev’i ve miktarları yazılı kâğıt ve kartonlar 10-11-934 tarihine müsadif Cumartesi günü pazarlıkla satın alınacaktır. Talip olanların şartname ve nümuneleri almak üzere hergün ve pazarlık için de tayin olunan güu ve saatte % 7,5 muvakkat teminat parasiyle birlikte Cibalide Levazım ve Mübayaat Şubesine müracaatları. “6833,,
Kâğıt ve Karton kırpıntıları Cibaiide Tülün Fabrikasında tahminen 220,000 kilo olup bir sene zarfında peyder-
pey kaldırılacaktır.
Nakliyat işlerinde kullanılan küçük , v Cibalide nakli-
ve büyük müstamel muşamba 3 e yat şubesinde.
Yukarıda yazılı iki kalem malzeme pazarlık suretile satılacağından taliplerin 11/11/934 tarihine müsadif Pazar günü saat on dörtte °u 15 teminatlarile birlikte Cibalide Levazım ve Mıı-bayaat Şubesine müracaatları. “7416,,
Tİp» nezle, baş ve diş ağruarınm ;at*i ilâcıdır. Deposu : Bahçekapıda
Salih Necati eczanesi