Parasız Hizmetçi
KÖPÜK
TEMİZLEME TOZU
(5920)
Ankara’da ilk defa Amerikan usulü konfeksiyon yalnız
AYLA Mağazasında
Satılm aktadır.
Bankalar Cadd. Ayla Tuhafiye Mağazası Tel: 11060. 6005
Yıl: 2 — No. 557 * Telgraf adresi: Zafer Gazetesi — Ankara * ll/KASIM/950 CUMARTESİ Fiyatı Her Yerde 10 Kuruş * Telefon: 15619, 15315 ve 16882 * Denizciler Caddesi 2 ★ Posta Kutusu : 193
Dün Bütün Millet O'nu Andı
Milli yas günü yurtta
ihtifaller yapıldı
Binlerce halk sabahtan akşama kadar akın akın Atasının kabrini ziyaret ederek tazim vakfesinde bulundu
Atatürk’ün ölümünün 12 inci yıldönümü olan dün bütün yurt ta olduğu gibi Ankarada da millî yas günü olarak geçmiş ve büyük Atanın aziz hatırası bütün canlılığı ile bir kere daha yaşanmıştır.
Sabahleyin saat 9.05 de Cum hurbaşkanı Celâl Bayar ile devlet ve hükümet erkânının,
siyasî partiler temsilcilerinin Ebedî Şefin kabirleri önünde yapılan tazim, duruşu ile baş-lıyan ihtifâller, Türk devletinin büyük yapıcısının başardığı inkılâplarla yarattığı eserlerinin en canlı ifadeleri^ anılmasına ve bütün milletçe onun bu e-manetlerine karşı inanışın ve (Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
1
| Dünkü Meclis
; Hulûsi Köymenin bir konuş- ;
Başkan imiz Celâl Bayar’la Başbakanım ız Adnan Menderes Muvakkat
Kabre giderlerken, sağda Ata’ nın mânevi huzurunda ihtiram
Meşum bir
siyaset tertibi!
Mümtaz Faik FENİK
Dün Ankara sokaklarında yüz karası bir hâdise cereyan etmiş ve Halk Partisinin politika simsarları, Atatürk'ün ölüm yıldönümünü kendi propagandalarına âlet etmekten, ve bir kabir ziyaretini bir bayram sevincine çevirmekten çekinmemişlerdir. Büyük Ata'yı, herkesin göz yaşlariyle andığı, O’nun için karalar bağladığı bir günde, bu politikacıların, evvelden hazırladıkları bir tertiple, kendilerine alkış toplamağa kalkmaları, ve etrafa şapka sallayıp tebessümler ibzal ederek Büyük Ölünün hâtırasını, kendi menfaatleri uğrunda sömürmeleri cidden meşum bir hâdisedir.
ne kadar yaya gelinmiştir. Çünkü burada yalnız Ata'nın huzurunda göz yaşlariyle eğilmek (Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
Etkombinası
Yoklamayı müteakip, bazı milletvekillerinin A-tatürk’ün hatırasına hlir-mefen saygı duruşu ya'pıl-dıktan sonra gündeme son verilmesine dair takriri o-ya konarak kabul edilmiştir.
macerası
Hesaplar yeni baştan tetkik ediliyor
Eski iktidar tarafından, mem lekette 100 milyon lira sarfiyle vücude getirilmek istenen et kombinaları şebekesi hakkında-(Sonu Sa. 4 Sü- 7 de)
«— Sayın arkadaşlarım. ;| takrir kabul edilmiştir. I i Hepiniz kabul buyurursu- ■ nuz ki, milletin gerçek i- J radesi ile şu çatı altında S toplanan yüksek meclisi - j
Dünkü meşum hâdise
C.H.P. tertipçileri yası bayrama çevirdiler
Karilerimiz, bu tertibin ve bu korkunç neşenin, tafsilâtını diğer sütunlarımızda teessürle okuyacaklar ve tertipçiler hak-kmdaki ağır hükümlerini elbette vereceklerdir. Biz burada yalnız iertipçilere şunu ihtar edelim: Tuttukları usul çok sakinidir. Muvaffakiyetin, siyasî başarının yolu, bir mezardan geçmez; ne kadar gayret etseler, ne tertipler hazırlasalar, büyük Ata'nın kabri üzerine konan bir demet mor menekşeyi, bir zafer iklili halinde başlarına geçiremezler; bir çelenk olarak, parti bayraklarının gönderine takamazlarl..
Bu zevat evvelâ, milletin büyük yasına hürmet etmesini ve Ata'nın huzuruna tebessümle, neşe ile, yaşa var ol, sesleriyle değil, vakarla ve huşula çıkma-sini bilmelidirler.
Fakat ne yazık ki, politika o kadar damarlarına yürümüş ve ihtiras o kadar vicdanlarını kemirmiştir ki, dün o yaslı hava içinde dahi alkış toplamak ve neşelenmek suretiyle halkın büyük ıstırabiyle istihza etmekten kendilerini alamamışlardır.
Anlıyamıyoruz, ne gaye güdü yorlar? Bu tertibin saiki nedir? Senolerdenberi icraatlariyle halka sevimli olamıyanlar, bir yas gününde gülümseyerek mi sevimli olacaklar, alkış derlemeğe kalkarak mı kuvvet gösterisi yapacaklardır?..
Her şey bir tarafa, acaba bunlar bu kadar ruh zaafı ile halk arasında sevgi değil, ancak hüsran toplayabileceklerini akıl edemiyorlar mı?..
Hâdise gayet açıktır: Bu iş çok daha ovvol tertiplenmiştir. Yor yer toplanan kalabalık arasında alkışçılar iuiulmuşiur; böyleco bir bayram nümayişi havası içinde Dil Tarih Fakül-insinden Muvakkat Kabtlh lçl-
Tarsus Belediye Meclisi son yaptığı toplantılardan birinde dört devredenberi Tarsustan milletvekili seçilen Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koralian'ı fahri hemşehriliğe alınmasına karar vermiştir.
Bu karar üzerine şehrimize gelen İçel heyeti Meclis Baş-kanımız Refik Koraltan'a yukarıdaki resimde do görüldüğü üzero fahri hemşehrilik mazbatasını vermiştir.
İsmet İnönü etrafa tebessümler saçarak ve elleriyle kollariyle alkışlar toplayarak Muvakkat
Halk Partisinin bazı tertipçi-lerl, Atatürk'ün ölüm yıldönümünü dün bir bayram vesilesi yapmışlar, kendilerini alkışlatmak için, bunu âdeta mesut bir fırsat telâkki etmişlerdir.
Bu yüz kızartıcı ve meşum hâdisenin bütün tafsilâtını aşağı aynen yazıyoruz:
Büyük Atatürk’ün 12 nci ö-lüm yıldönümünü anma töreni dün saat 9.05 de evvelce hazırlanan program gereğince, Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yapılmıştır.
C.H.P. Genel Başkanı İnönü, saat 9 a çeyrek kala yanında Cemil Sait Barlas, Halk Partisi
Kabri ziyaret etti!
Genel Sekreter Yardımcısı Zihni Betil, Trabzon Milletvekili Cemal Reşit Eyüboğlu, eski Ticaret Bakanı Vedat Dicleli, Kırşehir Milletvekili Sezai Erkut olduğu halde konferans salonuna gelmiştir.
Halk Partililer burada tören-, de bulunmuşlar, sonra İnönü ile beraber buradan ayrılmışlardır.
Esnaf teşekkülleri Belediye Başlanın ziyaret etti
Esnaf teşekkülleri başkanla™ evvelki gün toplanarak Ankara 4 üncü şube müdürü Fethi fna-lerin bu makama geldiği günden bu güne kadar mesaisinde gösterdiği dürüsticfen mütevellit memnuniyetlerini 5braz etmek üzere Abdullah Caner’in başkanlığında Belediye Başkam Atıf Benderlioğlu’nu ziyaret etmişler ve ayrıca muhtelif şehir meseleleri üzerind de görüşmlerde bulunmuşlardır.
C. H. P. nin
bir imtiyazı
Telefonlardan yüzde 95 ucuza faydalanıyormuş 4454 numaralı Ulaştırma Bakanlığı teşkilât kanununun 27 nci maddesindeki salâhiyete müsteniden Ulaştırma Bakanlığı 1948 yılında hazırlanan telefon tarifesi müşterek hükümlerine ait talimatın 9 uncu mad-(Sonu Sa. 4 Sü. 2 de)
Koredeki erlerimizin
mâneviyatı çok yüksek
United Press ajansı muhabiri Türk karargâhında geçirdiği saatlere ait şayanı dikkat ihtisaslarını ve kahraman askerlerimizin günlük hayatlarını teferrüatile anlatıyor
Taogu, 10 (a.a ) (United Press) — Teagu’daki Türk savaş birliği karargâhım ziyaret etmiş olan United Press muhabiri William H. Burson bu ziyaretinin intihalarını şöyle nakletmektedir:
Buradaki Türk tugayına mensup erler birbirlerine gayet bağlı olup boş vakitlerini nasıl geçirecekleri mestelesini hop bîrllk-It hblItfmekledlHttrt Etler umu-
miyetle istirahat vakitlerini şarkı söylemek ve oyunlar oynamakla geçirmektedirler- Bunların bir kaç yüz kişilik gruplar halinde eğ lence sahasında toplanarak o-yun oynadıklarım veya oynayan ları seyretmelerini görmek nadir değildir. Ekserisi bir musiki âleti çalmayı bilen bu Türk er-|löri kemençe ve diğer çalgı âlet-criril' berabetlridi. gelirmiş ölüp
fırsat buldukça kullanmaktadırlar. En çok oynadıkları oyun zey bektir ve herkes buna katılmaya davet edilmektedir. Meselâ, Türk tugayının Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle tertiplediği merasimi filme almaya giden Long Is-land'lı onbaşı Leonard Totora kampa zeybek oyunu oynanmakta olduğu sırada varmış ve he-($WsK 4’SÖ 7 de)
Yaşıyanların heykelleri dikilmiyecek Haber aldığımıza göre, Ankara Milletvekili Osman Şevki Ci-çekdağ hayatta bulunan kimselerin heykellerinin ve buna mümasil anıtların resmî ve umumi yerlere diklmemesi hakkında bir kanun projesi hazırlamıştır.
Hayir müeseselerinde hayır yapanların ipkai nam için dikilecek anıtlar bundan islisnâ odi-UceHtfr.
Dün Bstanbulda
yapılan tören
Atlas sinemasındaki toplantı ,
İstanbul, 10 (Telefonla) — Büyük kurucu ye kurtarıcı A-tatürk’ün 12 inci ölüm yıldönümü müanesebetiyle bugün şehrimizdeki yüksek öğretim müesseselerinde ve Halkevinde anma törenleri yapılmıştır.
Törenlere saat 9.05 te başlan mış ve beş dakikalık ihtiram sükûtunu müteakip söz alan hatipler, büyük Ata’nın Türk milletine olan hizmetlerini ve İstiklâl Savaşının kazanılmasından sonra yapılan inkılâplar daki rolünü belirten hitabelerde bulunmuşlardır..
Bu arada İstanbul Üniversi-
C.H. Partisi Halkevlerine
tesi konferans salonunda tertip lenen törende şehrimizdeki mil letvekilleri, vali ve / belediye başkanı, İstanbul Üniversitesi rektörü ve dekanlar, profesörler, İstanbul emniyet müdürü, askerî ve mülkî erkân ve üniversite öğrencileri hazır bulunmuşlardır.
Saat 9.05 te töreni açan Ü-ııiversite Rektörü Ord. Prof. Ömer Celâl Sarç, Cumhuriyetimizin bânisi Atatürk’ün 12 inci ölüm yıldönümü münasebetiy le hazır bulunanları 5 dakikalık ihtiram sükûtuna davet etmiş, müteakiben kürsüye gelen Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. M. Şevket Bilgin Atatürk’ün şahsiyeti ve yurd hizmetleri (Sonu Sa- 4 Sü. 4 te)
verilen paradan 5 milyon lirasını kendisine ayırmış
Ayrıca bütçeden verilen paradan 11 milyon lira ile yapılan binaları da tapusuna geçirtmiş!
C. H. P. sinin senelerce bu memleketi kendi parti işleri 1-çin nasıl sömürdüğüne ait yeni deliller elde edilfniştir.
Hatırlarda olduğu Üzere, devlet bütçesinden Halkevlerine yardım namı altında Halk Partisine verilmiş olan paraların yekûnu 25 milyon civarında idi
Haber aldığımıza göre, alâkalı daire tarafından bu mevzu üzerinde yapılmakta olan tetkikler ve teftişler bu paradan 1 i' rhityoh' llfh kadarının Üâlk-
evleri binalarına sarfedildiğini, vc bunların da tapularının Halk Partisinin üzerinde bulunduğunu göstermiştir.
Yine bu paradan 5 milyon liranın Halkevlerine sarfedilme-diği ve Halk Partisinin parasına karıştırıldığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan ayrıca Devlet bütçesinden 9,5 milyon lira kadar bir paranın Halk Partisinin emrine geçtiği meydana çıkmış tır. Bu paranın ne olduğu ve ne relere sarfedildiği de araştırıl-maktâdfe____________________________
AKINTIYA---1
I____KÜREK
Cübbeler senfonisi!
Şu meşhur ciibbe macerasına dair, yeni taf silât alınmıştır: Meğer Halk Partisi Genel Başkanı 1925 te açıktan fahri profesör olmayı kendisine kâfi görmemiş Hukuk Fakültesi Dekanına ayrıca şu suali sor-
— Rektörün beyaz cübbesi de çok güzel! Acaba fahri rektörlük yok mu?...
Onun dün millî yas günündeki sevincini görenler do şimdi kendi' kendilerine soruyorlar:
— Acaba bu defa da imam cübbesi peşinde mi koşuyor? — YBDEKÇİ
ZAFER
11/11/1950
ADLIYEDE
Maarif Dâvalarımız
KAVGA
Gençliğe neler emine ıtir?

l

Vatan gazetesinde Ahmet E-min Yalman «Gençliğe neler emanettir?» başlıklı yazısında günün mânâsını ve Atatürk’ün şahsiyetini belirttikten sonra O'nun emanet teşkil eden prensiplerini şöyre sıralıyor:
1 — Cumhuriyet ideali. 2 — Millî Misale siyaseti. 3 — Münakaşa kabul etmiyen bir taassubun milletin serbest şafına engel olmaması, dünya işlerine, siyasete, ve hukuka karışmaması.
Atatürk
Milliyet gazetesinde Ali Naci Karacan «Atatürk» başlıklı yazısında, Atatürk’ün şahsiyetini belirttikten sonra, ölümünün 12 inci yılında vazifemizin, O’nun aziz hâtırası önünde en derin tâzimle eğilmek ve ikinai daimî vazifemizin de O’nun eserine sadık memleket çocukları olarak yarattığı eserlerden hiç birinin kılına dokundurmamak ve demokratik hürriyetler b.aşta olmak üzere O’nun parça parça gerçekleştirmeye ömrünü vakfettiği inkılâp eserlerini muhafaza etmek teşkil ettiğini söylüyor.
Atatürkü anarken
Demokrat İzmir gazetesinde Hürrem Kubat, «Atatürk’ü Anarken» başlıklı yazısında bin sene, iki bin sene sonra dünya tarihini kaleme alacak tarihçilerin bugün yaşadığımız günleri yazarken bu neslin sayfalar dolusu yer ayırdıkları vakalara bir sayfacık yer ayırmakta bile tereddüde düştükleri zaman Atatürk adını unutmıya-caklarını ve yeni zamanlar tarihinde O'na lâyık olduğu mevkii vereceklerini belirttikten, Atatürk’ün tarihte yarı ilâhlar yapında gösterileceğine temas ettikten sonra diyor ki:
dinin ilme
«İstikbalin nesilleri ondan bahsederken enkaz yığınından taptaze bir millet yaratmanın sırrına ermiş, insanlığın yetiştirdiği nadir dehalardan biri diyeceklerdir: O, büyük bir kahraman, eşsiz bir kumandan, Türk Milletinin en ulusu ve herşeyi id). Sakarya’dan muzaffer dönerken «Türk Milleti hakikaten büyük bir millet, hüner ona kumandan olabilmekte» diyen Ata, daha o tarihte kendisini Ölmezler arasına sokacak büyüklüğün kudret ve kuvvet membaını keşfetmiş bulunuyordu.»
Büyük insan Atatürk
Yeri Asır gazetesinde Şevket Bilgin, «Büyük însan Atatürk» başlıklı yazısında diyor ki:
«Atatürk’ün dünya çapında büyük insan olduğunun en muhteşem delili, zafer kazanıldıktan sonra, kör ihtiraslara kapılmıyarak parlak dehasını kelimenin gerçek mânâsiyle bir ruh ve kafa inkılâbı yaratmaya hasretmiş olmasıdır. Atatürk biliyordu ki iliklerimize kadar değişerek muasır. medeniyetin hayat felsefesini hazmetmedikçe dünya bizi hasta adam telâkki etmekte devam edecektir. Filhakika vatan kurtulduktan sonra dahi mâzinin kötü mirası kara taassup ayakta du-ı;abilseydi, her sahada cehalet ve sefaletin başlıca kaynağı saydığımız irticaın başı ezilerek Atatürk inkılâpları adını verdiğigıjz bölünmez mozaikin bütün motifleri tamamlanma-saydı şimdi olduğu gibi zinde, sağlam ve yekpare bir millet manzâraSi 'Veremezdik. Büyük kurtarıcının eserlerindeki insanı damgadır ki dünya nazarında prestijimizi bugünkü seviyeyi Çıkarmıştır.»
___________________
İki
bir polis yaralandı
Dün öğleden sonra, adliye koridorunda bir kavga olmuş ve bir polis memuru yaralan -mıştır. Necati Önler isminde birisi kardeşi Celâlle beraber o-lup şoför Arif ve oğlu Mesut Aktarla haraç meselesinden kavga etmişlerdir. Hâdiseye polis müdahale etmiş ve taraflar hazırlanan evrakla suç üstü mahkemesine sevkedilmişler-dir. Fakat çok geçmeden taraflar birbirine girmiş, araya giren İbrahim öztekin isminde bir polis memuru bir hayli yumruk yemiştir.
Sanıkların duruşmasına ü -çüncü asliye ceza,,mahkemesinde bakılmış ve bunlardan Necati Önlerin suçu sabit görüldü ğünden 17 gün hapsine karar verilmiştir.

taraf birbirine girdi
Kaçak bir suçlu dün yakalandı
Bundan bir müddet önce, Kayaşın Kızılca köyünde, Mev-lût Ediz isminde bir meczup fasulye tarlasında çalışan 55 yaşında Satı Şahin’e tecavüz etmek istemişse de kadının fer yadı üzerine elinde bulunan kürekle başından yaralanmıştı. Bundan üç gün sonra Ka -yaşta bu defa, bir bakkal dükkânını ateşe vermjş ve biraz sonra hâdise mahallinden uzak laşmıştı.
Jandarmanın sıkı ve ısrarlı takibi neticesinde Mevlût Eriz dün yakalanmış ve ilk sorgusunu müteakip tevkif edilerek ceza evine gönderilmiştir.
M. M.de ihtisas
komisyonları
Çalışma Komisyonu:
Namık Qedik (Aydın), Mehmet Erkazancı (Burdur), .Doğan Köymen (Giresun), Sala-mon Adato (İstanbul), Ihsan Altınel (İstanbul), Ahmet Topçu (İstanbul), Senihi Yürüten (İstanbul), Abidin Tekön (İzmir), Fahri Keçecioğlu (Kastamonu), Halil Sezai Erkut (Kırşehir), Yer’edoğ Kişioğlu (Kocaeli), Nafiz Körez (Manisa), Yusuf Ziya Eker (Seyhan), Muhit Tümerkan (Sinop), Feridun Ayalp (Urfa), Suat Ba-şol (Zonguldak), Abdurrahman Boyacıgiller (Zonguldak).
Dışişleri Komisyonu:
Sadri Maksudî Arsal (Ankara), Ali Çobanoğlu (Denizli), Rıfkı Salim Burçak (Erzurum), Abdurrahman Melek (Hatay), Nihat Reşat Belger (İstanbul), Cihat Baban (İzmir), Avni Başman (İzmir), Osman Kapani (İzmir), Vasfi Menteş (İzmir), Cemal Tunca (İzmir), Hüseyin Cahit Yalçın (Kars), Suat Hay-ri Ürgüplü (Kayseri), Ziyad Ebüzziya (Konya), Asım Gündüz (Kütahya), Adnan Kara-osmanoğlu (Manisa), H. Suphi Tannöver (Manisa), Zeyyat Mandalinci (Muğla), Nadir Na-di (Muğla), Firuz Kesim (Samsun), Remzi Oğuz Arık (Seyhan), Haşan Saka (Trabzon).
Dilekçe Komisyonu:
Bekir Oyrfaganlı (Afyon K.), Cevdet Soydan (Ankara), A. Baki Ökdem (Aydın), Muzaffer Emiroğlu (Balıkesir), Ali Fahri İşeri (Balıkesir), Arif Kalıp-sızoğlu (Balıkesir), Talât Oran (Bilecik), Mustafa Nuri Okçu-oğlu (Bingöl), İhsan Gülez (Bolu), Raif Aybar (Bursa), Bahadır Dülger (Erzurum), Rıza Topçuoğlu (Erzurum), Cevdet Baybura (Gümüşane), Halit Zarbun (Gümlişane), Şahap Tol (İçel), Yusuf Ziya Turgut (Kayseri), Mehmet Kartal (Malatya), Nuri Ocakçıoğlu (Malatya), Abdülkadir Özbay (Malatya), Nurettin Ertürk (Sivas), Ahmet Gürkan (Tokat), Salih E-sat Alperen (Trabzon), Celâl öncel (Urfa), Faik Erbaş (Yozgat), Yusuf Karslıoğlu (Yozgat).
Ekonomi Komisyonu:
Salâhattin Âdil (Ankara), Abdullah Gedikoğlu (Ankara), Fuat Seyhun (Ankara), İbrahim Subaşı (Antalya), Kâmil Kozak (Bolu), Mithat San (Bursa), Arif Altınajmaz (Edirıje),
; d rb ■
Ha^aty ıOşrpa (Edime), Emrul-lah Nutku. (Erzurum), Ali Ocak (öpâante^j,, Tahsin İnanç (Giresun). Halis Tokdemir (Gü-mûşâne), Sadık Giz (İzmir), Hamdi Başak (Kocaeli), Mehmet Yılmaz (Kocaeli), Kemal Ataman (Konya), Saffet Gü-rolf^I^nya), Ahmet İhsan Gür-soy (Kütahya), Hikmet Fırat (Malatya), Şemi Ergin (Manisa), Kâzım Taşkent (Manisa), Cemal Hünal (Muğla), Nuri Sertoğkı (Sinop), Server So-muncuoğlu (Sinop), Yusuf Ziya Tuntaş (Tekirdağ), Zihni Betil (Tokat), Cahit Zamangil (Trabzon), Ömer Cevheri (Ur-fa), Hüseyin Balık (Zonguldak), Cemal Kıpçak (Zonguldak).
Gümtülc ve Tekel Komisyo-
Halis- öztürk (Ağrı), Ahmet Bnşıbüyük (Çorum), Mustafa Gülcügil (Denizli), Yusuf Aziz-oğlu (Diyarbakır), Arif Hikmet Pa’mukoğlu (Giresun), Abdullah Çilli (Hatay), Mithat Sö-zer (İstanbul), Ahmet Keskin (Sonu 5 nci sayfada)
PAMUK HAŞERELERİ İLE MÜCADELE
Bu yaz Çukurova pamuklarına ârız olan haşerelere karşı tayyarelerle ıhücadele edildiği' rndlûrtı-dur. Önümüzdeki yılın yeni1 mücadele tatbikatında ilâçları püskürtecek uçakların daha geniş bir saha üzerinde daha müessir bir netice almalarım sağlamak maksadiyle Etimesğut Uçak Fabrikamızda yapılmakta olan çalışmalar iyi netice verdiğinden dün saat 14-30 da fabrika önündeki sahada Tarım, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıkları mütehassisleriyle, Kurum Başkam, basın mensuplan ve fabrika mühendis ve teknisyenleri önünde çok başarılı bir deneme tatbikatı yapılmıştr
Kanser Araştırma Kurumu yararına hazırlanan balo
«Türk Kanser Araştırmaları vt Savaş Kurumu» yararına, Sağlık Bakanı Dr. Ekrem Hay-ri Üstündağın himayesi ile hazırlanan balo 18/11/1950 Cumartesi akşamı Ankara Palas salonunda verilecektir.
Balo davetiyeleri «İstanbul Eczahanesi ile, Ankara Palas ve Akba» kitabevinden temin edilebilir.
En umulmadık «zamanlarda bir çok hâtıraların hücumuna uğradığı oluyordu. Fakat Gülüz ortadan silinmiş, yok olmuştu. Onun yerinde daima kendisi vardı.
Mehtaplı bir gecede Selimin göğsünde sıktığı eş kendisi idi.. Adaleleri kısılmış gibi duran yüzünü Gülşenin yüzüne yaklaştırıyor, derinliğinden tutuşan bakışlariyle Gülşenin gözlerini araştırıyordu.
Bahçeden kopardığı çiçekler hep Gülşene idi. Dudağının kıvrımında beliren şu gülüş, bakışlarında şu tarifi imkânsız kıvılcım hep onun yüziln-dendi. Şundan bundan, lüzumsuz, boş şeylerden bahsederken sesinde bir an için yanıp sönen bir mâna, düşüncelerinin, ko- j nuştuklariyle hiç alâkası olma- ,i dığmı nasıl da açık biı- dille ,j anlatıyordu. Ne kadar kalaba- 'j lık içinde bulunurlarsa bulun-! sunlar bu mânayı yalnız Gülşen kavrıyor ve bütün varlığını sonsuz bir saadet kaplıyordu. İkisinin arasındaki güzel sırrı sezmiyenlere karşı âdeta yüksekten bir bakışı vardı...
Hâtıralar birbirini kovalıya-rak böyle hep hücuma geçerlerdi. Yaluız içlerinde Gülpe-
3 terbi ve müessese* i
v^ muallimler
İstanbul, bu deıs yılma girerken üç terbiye mü-essesesine tekrar kavuştu. Çapadaki eski Muallim mektebi binasında: Öğretmen okulu, E-ğitim Enstitüsü ve Yüksek Öğretmen okulu açıldı. Bu suretle uzun zamandanberi maarifçileri üzen bir hata tamir edilmiş ol-
du.
Memleketin terbiye vf irfan hayatında büyük yeıi olan ve bir asırdan fazla mazisi bulunan Muallim Mektepleri lâğve-dilirkeıı, uzun boylu karşı koymuş ve bu hâdiseye saik olan sebepleri sormuştuk. Gerçi tarihî bir ocak söndürülürken yerine «Eğitim Enstitüsü» adı altında yeni bir sistem kuruluyordu. Bu sistemi- müdafaa eden ( zamanki Maarif Vekili Reşat Şemsettin Sirer aşağı yukarı şöyle diyordu:
«— 650 - 700 bin şehir çocuğunu okutmak için 15 - 17 bin mailime ihtiyaç vardır. Her sene 1000 mezun verecek enstitüler, bu ihtiyacı az zamanda kar-şılıyacaktır...»
Gerek şehir ve gerekse köy çocuklarını, en az ilk ve orta tahsilden geçirmek için şu veya bu miktarda hocaya muhtaç olduğumuz' bir hakikatin ifadesidir. Her kademedeki hocanın bilgisini yükseltmek ve bu kütleye üstün vasıf kazandırmak da maarifçilerin vazifesidir. Fakat, bunun içi» mevcut müesse-selerin kapısını kapayıp, bir hayli masraf ve emekle ve yeni ad altında başka başka müesseseler kurmanın mânasını anlamak pek güçtü!...
Bizim takıldığımız nokta, gerek maarif ve gerekse diğer memleket işlerinde, daima şahsî görüşlerin hâkim kılınması idi. Bilhassa maarif gibi, memleketin hayatına toptan tesir eden hikmet zürtırelerihUb daimaj hesaplı adım atmak' ve1 eroabu İhtisasın bilgisine müracaat etmek lâzım gelmez mi idi?
Maalesef, uzun senelerin yarattığı itiyatla bu zarurete hiç bir zaman riayet edilmemiştir',.. Netekim Reşat Şemsettin Sirer de, selefleri gibi «Benim düşündüğüm şudur» diye şahsî fikrini üstün bir prensip halinde ileri sürmüş; ilk ve orta mekteplerde bütün dersleri tek muallimin omuzlarına yükleyen bu müesseseyi vücuda getirmiştir. Belki bize bu kararın Üçüncü Maarif Şûrasından geçirildiği cevabı verilebilir. Evet, şûrada karar verilememiş, kararı şûradan geçirilmiştir. Zira bütün maarifçiler bilirler ki, tertip edilen bu şûralar, sırf bakanlık sandalyasına oturan zatın kendi şahsî düşüncesine uygun olarak hazırlanan esasları ve kararları meşrulaştıran sunî bir topluluktan başka bir şey değildi. O zaman da müteaddit defalar yazdığınız gibi, iştirâk edeceklerin isimleri, toplantıdan bir kaç gün evvel bildirilir. Alelacele Ankaraya ‘ koşan âzalara karar suretleri sunulurdu. Serbest münakaşa asla kabul
Yanlış hesap Bağdattan dönüyor ama, memlekete e pek pahalıya mal oluyor. Mühim dâvalara girişirken ilme, tecrübeye, ahvale ve şartlara değer verilirse, tarih önünde hesap vermekten kurtulmak daima mümkündür.
-------- YAZAN ----------------------------—-----—------
edilmediğini bilenler, vekilin a- | çocuğunu yepyeni bilgiye ve üs-n.1+kı,nrln ikana nHi&i oana. tün ideale göre millî hizmetlere hazırlayan feragatkâr irfan ordusu, uzun senelerin merkezin vesayet baskısı altında şahsiyetini kaybetme durumuna girmiş tir. «Memleketi cehaletten kurtarmak için maarif dâvasını gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz.) denmiş; fakat bu dâvanın alemdarları maddî ve mâne vî yoksulluğa mahkûm edilmiştir. Çünkü; maarif sistemleri değiştirilmiş; tatbikatçı durumunda, bulunan muallimlere sorulmamış; her sene yeni yeni talimatnameler yapılmış, yine onlarla istiane edilmemiş ve b(r geniş kütlenin bilgisinden faydalanamamıştır. ilk mektep muallimleri, yıllarca perişanlıktan kurtarılamamıştır. Hususî idarelerin kısır bütçelerine bağlı kalan ve uzun müddet üç kuruşluk maaşlarını bile alamıyarak maddi sıkıntı içinde kıvranan ilk mektep muallimleri yan aç, yarı tok talimatname icabı okut tukları çocuklara her halleriyle nümune olmağa çalışmışlardır.
On, on iki buçuk lira aslî maaşla işe başlamışlar ve ikişer buçuk lira —o dâ kadro inikijnı varsa— terfi ederek istikbal teminine gayret etmişlerdir. Hizmet müddetini doldurduğu halde, bir türlü otuz, kırk lirayı bulamıyan muallimlerden sadece fedakârlık istenmiştir. Bütçe
çiş nutkunda ihsas ettiği esaslara sadece parmak kaldırmakla iktifa ederlerdi.
Konuşma cesareti gösterenlerin hoş karşılanmadığı düşüncesi misallerle yaygın bir hal aldığından, kimse ağzını açmak istemiyordu. İşin garibi, vekâletle ihtisas şubelerinde oturanlar da, bir evvelki bakanın yaptığı işin tamamen aksi yol tutulurken, ayni haleti ruhiyenin tesiri altında ses çıkarmaz olmuşlardı! İşte tek tip hoca yaratma prensibi de ortaya böyle çıkmıştı.
Çapadaki açılış merasiminde bir nutuk söyliyen Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, memleketin en mümtaz sınıfının önünde duy dugu heyecanı belirtmekle eminiz ki, irfan ordumuza karşı hakikî kadirşinaslığı göstermiştir. Yarının iktidar sahibi gençliğini yetiştiren ve hepimizin aldığı feyzin kaynağını teşkil eden muallim zümresi, itiraf edeyim ki, lâyik olduğu itibarı görmemenin ıstırabını çekmektedir.
Sırası geldiği zaman, memleket hizmetinde en ağır vazifenin muallimlerde olduğu söylenmiş; fakat bu sözler, merasimlerin. bayramların klişe vecize-lerinin parlaklığından başka bir renk taşımamıştır. Memleket
BİZE GELEN MEKTUPLAR
İş saatleri hakkında
Devlet Demir Yolları Sivas veznedarı olduğunu bil-; diren Sabri Çakır, dairesinde tatbik olunan iş saatlerin-; den bahisle diyor ki:
«Bizi idare edenlerin, neye müstenit olduğunu bir bu-
1 çuk senedir müteaddit müracaatlara rağmen anlıyamadı-ğımız, kararlariyle günde sekiz buçuk saat yâni 7 - 12, 13 - 16.45 olarak çalışmaktayız.
Belki akla, diğer memurlardan fazla çalıştığımız 2 saat için bir ücret veya prime benzer bir menfaat sağladığımız, gelebilir. Böyle bir ücret verilmediği gibi’ yuka-rıda da arzettiğim veçhile yapılan bir çok müracaatlara mukabil, Saymanlığımızda çalışan memurlara münhasır olmak üzere alınan bu kararı, alâkalı makamlar ne müs-tenidatını açıkça bildirmekte ne de gayri kanunî oluşu do-layısiyle ref’i cihetine gidileceğine dair menfi dahi olsa cevap vermekte kendilerinde bir mecburiyet görmemektedirler.
Nitekim mevcut dokuz arkadaşın imzasiyle silsilei meratibe riayet edilmek suretiyle D. Demiryolları Maliye ve Saymanlık Dairesi Başkanlığına yaptığımız 24/7/1950 tarihli müracaata da aradan üç ayı mütecaviz uzun bir zaman geçtiği halde bir cevap verilmemiştir.
Şahsen başka yollara tevessül etmeden keyfiyeti bir kere de alâkalılara kıymetli gazetenizle duyurmayı düşündüm.
Tavassutunuzu rica eder saygılarımı sunarım.”

(£»( IKII7Z IKAMLIBİi
Tefrika No. 22
nin, artık katiyyen hatırlamak! istemediği bir şey vardı ki ol da Selimle genç kadının du-| doklarının birleştiği andı. I O an’a sığmış ne varsa ..J Genç adamın istekle aralanan dudakları, güçlükle nefes alabilen bir hasta gibi soluk soluğa ve hırıltılı bir şekilde nefes alışı.. Genç kadının son mukavemetinin de kırılarak kendini tamamiyle erkeğin arzusuna terkedişi.... Bütün bun lan Gülşen, diğer hâtıralardan tecrübe ederek zihninin gizli bir köşesine kapamıştı.. Onları katiyyen hatırlamak istemiyordu. Ruhunun sükûnunu bozan o ânı hatırlarsa yeniden huzurunu kaybedeceğini bili-
Yine de sık sık düşüncelerinin o memnu köşeni
Nakleden: Ş. TAYLAN
dolaylarında dolnşmasma mâ- ı
ni olamıyor, fakat oraya yaklaştıkça başının dönmesi artı- (
yor ve içini korku kaplayarak, (
telâşla büyük bir tehlikeden j
kaçar gibi kaçıyordu.
O zaman selâmeti, yalnız !
kendisinin olan bir hâtıraya sığınmakta bulurdu. Ümitsiz- (
likle ona sarılır... O fırtınalı ]
geceyi, korku ve heyecandan ı
bitik bir halde Selimin kolları )
arasında, başını onun göğsüne 1
dayadığı ânı hatırladı... Dışa- (
rıda esen kudurmuş rüzgârın (
ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun sesleri yeni- j
den kulaklarını dolduruyor.. 1
Genç adamın şefkatle kendi- r
sine bukan gözlerini görür gibi t
olurdu... Evet o gece Selim s
yatıştırmağa, onun başını ı yaslayarak sakinleşti
ğe çalıştığı şu anda yalnız ve yalnız onu düşündüğü., aklının da, kalbinin de, yalnız bu küçük çocukluk arkadaşiyle meşgul olduğu muhakkaktı.
Geceleri Gülşen yatağına yattığı zaman, iki kolunu göğsünün üzerinde çaprazlıyarak elleriyle sımsıkı omuzlarını kavrar ve gözlerini yumarak hayalâta dalardı. Bütün gayretini geçmişte kalan o ânı yeniden canlandlrabilmck için harcar, daima kayıp kaçmağa çalışan bir şeyi içinin ta derinliklerinden bulup çıkarmağa çalışırdı.
Bazan tatlı bir rehavete kapıldığını ve o fırtınalı gecede kendisini himaye ve teselli etmek istiyen kıymetli varlığı ta yanında, yanı başnda hissettiği olurdu. İşto nihayet o-kavuşmuştu. Vücudunu salın kollan,’ omuz
larını kavrayan avuçları idi... ’ ve mekân mefhunu şey kalmamıştı.. Gülşen kucağında derir yuvarlanır hafiflemiş, eriyerek yok olmuştu. Yalnız omuzlarında hâlâ onun avuçlarının temasını hissediyordu...
İşte ekseri geceler genç kız böyle uykuya dalardı.
Ortada zaman gibi bir wrin bir boşluğa gibi idi. Vücudu hafiflemiş, sanki

Yılbaşında ondan bir tebrik kartı aldı:
«Güllü kız, yeni bir yıla giriyoruz. Diyordu. Yeni doğacak bir çocuk için beslenen hayaller, edilen temenniler vardır: İnşâllah kaşı ile gözü anasına, burnu ile ıığzı babasına çeker, ve herkesin iyi huylarına sahip olur., falan derler.. Ben de önümüzdeki yılın sana benzemesini istiyorum.. İı|şal-

mülâhazası, yalnız ve yalnız bizi yetiştiren hocalar için bahis mevzuu olmuştur. Bir kaç sene evvel çıkarılan intibak kanunu, bazılarına sadece birer derece terfiden öteye gidemediği için mahiyetini kaybetmiştir.
İltimas bulamadığı için dağ başlarında, her türlü fikrî ve bedenî ihtiyaçtan uzak kalan ve ömrünü sabır ve mihnet içinde geçiren muallimlere karşı vazifemizi yaptığımızı iddia edebilir miyiz?
Alâkasızlık ve himayeşizlik yüzünden köye giden irfan ve terbiye yolu tıkanmış ve b nler-ee muallim başka mesleklere akmış ise kabahat kimdedir?
Tevfik İlerinin teşhisine hak vermemeğe imkân var nıı 'u ?
— Öğretmeni iyi yeti: tire-miyen veya yetiştirdiği öğretmene cemiyet içinde lâyik olduğu hizmeti veremiyen millet, istikbalinden şüpheye düşebilir.» 45 bini bulan her tahsil kademesindeki öğretici kütlesi, eğer cemiyet içinde lâyik olduğu mevkii zamanında kezana-bilse idi, bugün memleketin çehresi başka türlü manzara ar-zederdi.
Hiç şüphe yoktur ki, r. emle-ketirpizde de tarafsızlığa timsali olan iki zümre vardr: Biri hâkimler, diğeri de mua! imler zümresi. Tarafsızlığı ve adaleti ve hakkaniyet duygusunu daha mektep sıralarında öğreten muallimlerin zaman zaman parti işlerine karıştırılmaları, onların bu üJi’üri viisfın'ı töhlikey , düşürmüştür. Terbiye ve l ültür muesseselerinin havasını ihlâl 'etmiştir. Bu itibarladır’k . muallimlerin parti işlerine karışmamalarını isteyen son tobliği takdirle karşılamıyauık ims_ yoktur zannediyoruz
Biri eski ve biri de yak n ta-, rihimizde olmak üzere iki bûyüK maarifçiye sahip oldu. Bundan tam bir asır evvel «Darü’ nual limin. müdürlüğüne tayin edilen Cevdet Paşanın hiz netini hiç bir zaman unutamayız. «Me\ lisi ahkâmı adliye., «Meclisi Tanzimat», «Mecelle Cem’yeti» «Meclisi Maarif», «Encümeni Danış», «Darülmuallimin» ve «Mektebi Hukuk» da, «Maarif Nazırlığı» ve «Adliye Nazırlığında yarım asrı geçen hizmetleriyle beraber kalemi ile hayli eser veren Cevdet Paşa s a görülen devlet ve fikir adamları-mızdandır. Merhum Cevdet Paşa bilhassa Muallim Mektebinde yaptığı ıslahatla «Tarih, ve «Kavaidi Osmaniye» gibi eserlerle tarihimizde haklı şeref yerini almış ve daima yetiştirdiği muallimlerle iftihar etmiştir.
(Sonu 5 iııCi sayfada)
lah hepimiz için senin gibi hayırlı olur. Ve ayni zamanda senin gibi güler yüzlü, şen sözlü, ismi ile müsemma tam bir gülşen olur. O esrarengiz şeylerle dolu kocaman heybesinin içine senin için hep güzel şeyler doldurmuş olmasını dilerim... İnşallah her günün neşe ve saadetle dolu geçer ve:
«Yakında İslanbula geleceğini diye ilâve ediyordu.. Yine yazıııki gibi birlikte hoş vakitler geçireceğimizi umarım..»
Gülşen kendi, kendine «Belki de İstanbula Gülüz’ü karşılamağa geliyordur.» diye düşündü. Her halde o da artık nerede ise memleketine döner.. Ve artık da evlenirler her halde..»
Selimin kartını alınca ve o-nun el yazısın görünce içi birden sevinçle titremişti. Fakat sevinci uzun sürmemiş, tuhaf bir kırgınlık. Hayal kırıklığına pek benziyen bir his bütün duyguları bastırarak benliğini kavramıştı. Selimden aldığı şu kart nedense onu tatmin etmiyordu. Halbuki işte İstanbula geleceğini bildiriyordu. Bu habere sevinmesi lâzım değil mi idi?.. Onu yakında tekrar görecekti.. Bu az bir müjde nıi idi?..
Mânâsız dernekler
| J emek kurmak hastalığı bereket versin ki, tehlikeli salgınlardan değil... yok sa adam başına kırk kilo penisilin bile para etmezdi!
Bilmem hangi şehri güzelleştirme derneği vardır ve en az yirmi seneliktir. Fakat bugün o şehirde dolaşınız. Kışın dizlerinize kadar çamura, yazın da tepenize kadar toza toprağa batarsınız!
Bilmem neyi öğretme derneğine uğrayınız. Bomboştur. Belki tavanı, köşeleri örüm-ceklidir. Ne öğretmen görürsünüz, ne öğrenmen!
Bilmem ne yapma derneği işitirsiniz. Gider bakarsınız. Ortaya yırtık yol keçesi bile yayılıp ■serilmemişiir!
Bu heves haddinden çok azıttı.
Handiyse:
El öpenler, el öptürücüler, el öpiürenler birleşik derneği kuracağızı
Ismarlama alkışçılar ve sadakat uğruna cam çerçeve kırdıncılar derneği çatacağız!
Yatırları, dedeleri ziyaretçiler derneği!
Yenişehir caddesini leştirenler derneği!
«Gençlik Parkı» nı yiciler derneği!
Büyükada’yı. Taksim Meydanını, Büyükdere rıhtımını, yem Opera binasının içini süsleyiciler derneği!
«Kavaklıdere»de de «Gecekondu» cular derneği!
Akla gelen gelmiyen ne varsa hepsine birer dernek mernek!
Hattâ geçen gün bizim semtte! pek sevdiğim ve şairane hayallerine bayıldığım münevver ,bir zatın başkanlı-9W&jAHİ f$5«8)ebaşını Güzel-leşiirmeftbRpnıeği kuruldu! Beni bjjffiçşjğ^dılar. Fakat yoğurtlu ^p^tjiyordum, bırakıp gidşçRie^Hi. Ve mucip se-beplej) a^ş^ğa bunu da dü-Şündğnjftfg^jpı mahalle sa-kinlorin^f|ijj,.hallilerden ziyade yüksek’hallilerden, var-lıklılardan myp^keptir. An-gidenim gibi - dar duruml^p.j^prdır. Evlerine i-yi bakarlar, bahçelerini bezerler. .Yfclft^asfaltlarında ve sokal^qrıpğa), bir kaç değiL yoktur. Fakat yerij^p,», işittiğime göre sayjft Çi9JP^P4İ°ğlu bu hafta onla^)ni^pn taktıracakmış. O halde süsümüz de tamam, taravet ve halâvetimiz de yerli yerinde. Daha ne istiyoruz da dernek kuruyoruz?
A canım! Bu faniaziciliği bıraksak da artık sahiden işe yarar derneker kurmağa başlasak olmaz mı?
Meselâ: Veremden savunmağı öğreiiciier derneği, daha doğrusu umumî refahı sağ-lıyarak insanca gıdayı elde etmeğe çalışmak demeği.
Meselâ: Sapır sapır dökülen bebeleri ölümden kurtarmağa uğratıcılar derneği.
Meselâ: Halk Particiliği et-miyen hayır yapanlar derneği-
Meselâ: Köylerde kitap sandıkları kurucular derneği.
Ve meselâ: Benim gibi patavatsızların ağızlarını iıka-yıcılar derneği falan filân vesaire...
Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır demişler. Etrafıma bakıyorum, eski horozlar yerli yerinde ama, ortada tavuk göremiyorum.
Çelebi! Böyle olur bizde de dernek dediğin...
Aka GÜNDÜZ
güzel -
Dünkü taramada 9 tabanca 46 bıçak bulundu
İl jandarma komutanlığının Ankara kaza ve bucaklarında yaptığı silâhj aramasına dün de devam edilmiştir. Bu mçyanda Beypazarı ile Uruç köyünde 9 tabanca 4G bıçak bulunmuş ve taşıyanlar hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
(Devam cdccejc) .. .
TAKVİM
11.1171950 — Cumartesi
Rumî: 1366 — Ekim 29
Hicrî: 1370 — Muharrem 30
Vasati Ezani
1 45
7.02
NÖBETÇİ ECZAHANELER

11/11/1950
ZAFER
Sayfa: 3
Demir perde arkasinda
DışPolitikg
Enternasyonalde buhran
Kremlin’in, Avrupa'daki komünist partilerinin faaliyet ve icraatından memnun olmadığı ve Avrupa'nın müşterek savun ma tedbirlerine karşı bu partilerin kendilerinden beklenen baltalama vazifesini göremedikleri için enternasyonal komünizmin liderler kadrosunda esash değişiklik derpiş olunduğu bundan aylarca evvel basın haberlerinde birer tahmin olarak bildirilmişti. Bu haberlerde, bilhassa, Avrupa’nın en kuvvetli, iki komünist partisi olan Fransız ve İngiliz komünist partileri ve bunların zahiren değişmez liderleri olan Thorez ve Togliatti üzerinde durulmakta ve bu şeflerin, Moskova tarafından çizilen ha reket hattından ayrıldıkları cihetle gözden düşmüş bulundukları iddia edilmekte idi.
Filhakika, bu haberlerin yayılmasından az bir zaman sonra, iki komünist liderin ikisi de siyasî hastalık adı verilen birtakım dertlere musap oldular. Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri Thorez, üç haf ta kadar evvel, bir suikast manzarasını hatırlatan bir hal le, ağzından burnundan kan -lar akarak bir hastaneye mü -racaat etti. Bir müddet sonra yayınlanan tıbbî raporda Genel Sekreterin müzmin da • mar sertliğinden ve fikrî vc be deni çalışma neticesinde sür-menajdan mustarip olduğu ve uzun sürmesi muhtemel bir tedavi ve istirahate ihtiyacı bulunduğu bildirildi. Bugün de, Fransız Dışişleri Bakanlığının açıkladığına göre, Thorez’in, eşinin talebi üzerine, bir Sovyet hastanesinde tedavi olması kararlaştırılmış ve Genci sekreteri Moskova'ya götürmek üzere gelen bir Rus uçağının bu maksatla Fransız topraklarına inmesine müsaade edilmiştir.
Yani, görünüşe göre, Maurice Thorez de, bir çok komünist liderin ihtiyar etmiş ol -dukları Moskova seyahatine, bugün için tafsili imkânsız bir takım şartlar içinde çıkmış bulunmaktadır.
Diğer taraftan, İtalyan komünist partisi lideri Togliatti-nin de geçen hafta oldukça teb likeli bir beyin ameliyatı ge -çirdiği ve bu cerrahî müdahaleden sonra uzun zaman siyasî faaliyetten uzak kalacağı bildirilmektedir. Gözden düşmüş olan İtalyan komünist liderinin yerine, şimdiden kimlerin geleceği belli olmuş gibidir. Bunlar Secchia, Alberganti ve Audisio namlarında üç koyu komünist olup, partinin idaresini sağlamak yolunda bir nevi Triumvirat kuracaklardır.
Kremlin’in, yabancı komünist partiler hakkında ittihaz ettiği kararların en çok dikkati çeken tarafı, şimdiye kadar takibolunan şef usulünün terkedilerek, kontrolü nisbeten kolay heyet usulüne dönülmesidir. Filhakika, İtalya’da komünizmin idaresi için üçlü bir kombinezonu tercih eden Moskova'nın Fransa’da da aynı taktiğe baş vurduğu ve Thorez in «hastalanması» üzerine, par ti idaresini üzerine almağa hazırlanan Duclos'ya, üçlü, hattâ beşli bir heyet kurması için talimat verildiği anlaşılmaktadır.
Bütün bu yenilikleri enternasyonal komünizmin lehino kaydetmek imkânsızdır. Zira, artık Moskova, adamlarına yüzde yüz itimat edemediği i-çin bunları birbirlerine kontrol ettirmek ihtiyarini duymuştur, denebilir.
Enternasyonal komünizm, pek yakında baş göstermesi muhtemel ve Tito'nun yarattığından daha büyük, daha önem li bir «milliyetçilik» buhranına şimdiden çare aramaktadır.
Mücahit TOPALAK
Bulgaristan üzerinde
baskı arttırılıyor
Bütün Sovyetlere Bulgar vatandaşı hakkı tanındı
Bulgaristan’daki son siyasî da valardan biri rüyet edilirken
Londra, (Nafen) — Buraya gelen haberlere göre, Sovyet Rusyanın pek yakında Bulgaristan üzerindeki kontrolünü arttırması ve bu peyk memleketin bütün idaresini ele alması bek lenmektedir. Siyasî çevreler geçenlerde Sofyada Bulgar Sobran yeşinde kabul edilen bir kanuna önem vermektedirler. Bu kanun, Bulgar hudutları dahilindeki bütün Sovyet tebaasına Bulgar vatandaşlarına tanılan hakları tanımaktadır.
1950 senesi içinde Moskova’dan Bulgaristan’a mühim ölçüde .Sovyet uzmanı, sevke-dildiği bildirilmiştir. Bunların şimdiye kadar bir çok Bakanlıklarda vazife aldıkları bilinmektedir. Fakat şimdi kabul edilen yeni kanunla daha yüksek mevkilere Sovyet vatandaşlarının getirilmesi «kolaylaşmış, olacaktır. Polonya’da olduğu gibi Bulgaristan’da da bir Sovyet
generaline vazife verileceği bir müddetten beri söylenilmektey-di. Fakat bu şayialar hakkında Sofya’dan resmî haber almak mümkün olmamıştı. Şimdi önümüzdeki günler içinde bu hususta taze haber gelmesine intizar .edilmektedir.
Diğer taraftan Bulgaristan’ın iktisadi durumu bilhassa kışın başladığı şu sırada büsbütün bozuk bir hal arzetmeye başlamıştır.
Viyana’dan gelen bazı haberlere göre de, Sovyetler bilhassa Demir perde hududu üzerinde bulunan peyklere artan bir önem vermekte ve buralardaki kontrollerini aıttırmâk lüzumunu hissetmektedirler. Son Prag toplantısında bu hususta da bir karara varldığı ve bu kararın peyklerden bilhassa Bulgaristan ile Çekoslovakya’yı ilgilendirdiği de ilâve edilmektedir.
PULSUZ İSTİDA
Kim inanır, kim kanar ?
cçen gün, Hukuk Fakültesinin yirmi beşinci yıldönümü merasiminden faydalanarak bir tertip hazırlıyan ve ömründe ayak basmadığı o yere giderek, üstelik cüppe de giyen İnönü, dün Atatürk’ün ölümü dolayısiyle, millî matemimizi istismara kalkmıştır.
Atatürk gibi, dünyanın hayranlığını çekecek kırattaki şahsiyeti, kendisi için yaptığı bütün iyiliklere rağmen, asla sevmiyen ve bu antipatisini bugüne kadar her vesile ile izhar etmiş bulunan İnönü'nün, dünkü hareketinin mânası açıktır:
Kaybettiği külahını tekrar kapmak!
Fakat, kendisine haber verelim ki, millet uyanıktır! Bu gibi reklâmları yutacak kadar da saf değildir. Çünkü o, Atatürk'ün ölümünden sonra yerine geçmiş olanın, Riyaseti Cumhur köşküne ilk ayak bastığı vakit taşıdığı haleti ruhi-yeyi bilmektedir.
Mukaddes ölünün yerine geçen ve onun odasına girdiği vakit, çalışma masasının üzerindeki, haliyle kalmış evrakı büyük bir hırsla ve iki elinin bütün kuvvetiyle, sağa sola atarak temizleyen ve ancak ondan sonra koltuğa kurularak, müsterihane «oh!, çeken zatın Atatürk'e muhabbet besliye-miyeceği muhakkaktır.
Esasen, Atatürk’ün, şahsına ait yatak odasının olduğu gibi muhafaza edilmesinin çok muvafık olacağını, nazikâne bir lisanla anlatan, o zamanki Umumî Kâtip Haşan Rızâ So-yak'a hitaben:
— Ben türbedar değilim! Kaldırın!
Gibi dürüşt bir cevap vermesi ve bir hafta evvel katafalkın kurulduğu yere orkestra koydurup, ziyafetler tertip etmesi de Atatürk'e karşı olan gayri müsait derunî fikirlerini göstermektedir.
Hal böyle olunca, takındığı muhabbet meleği rolünün tamamiyle gösterişten ibaret olduğu meydana çıkmaktadır ki buna da verilecek adı burada tekrar etmeği lüzumsuz görüyoruz.
Hikmet YAZICIOĞLU
İLME KARIŞAN TİCARET
Yavuz Abadan’ın
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adine Başmuharrir
MÜMTAZ FAİK FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fatin Fuad Basıldığı yer: Güneş Matbaan — Ankara
Az silâh felâkettir
M. Thorez yolcu
Dünkü meşum hadise
Acheson silâhlanmada azamî sürat istiyor
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Amerika dışişleri bakam Dean Acheson dün verdiği bir demeçte şunları söylemiştir: «Hür milletlerin başlıca vazifelerinden biri de, muhtemel bir taarruza karşı koymak için kâfi derecede kuvvetli bir askerî kudreti mümkün olduğu kadar süratle vücu-de getirmektir- Tehlike büyüktür ve bu vaziyet karşısında gayrî kâfi bir silâhlanma bir felâketi intaç edebilir. Fakat bu tehlikeye karşı koyarken, gayemiz o-lan barışı aslâ gözden uzaklaş-tırmamalıyız.
YUGOSLAVYA’YA MARSHALL YARDIMI
Vaşington (a.a.) — Halen Yugoslavya'nın Marshall Plânından faydalandırılması bahis mevzuudur- Filhakika Marshall Plânı sözcüsünün bildirdiğine göre halen bu teşkilât memurları ile Yugoslavya hükümeti arasında büyük bir kıtlık tehdidi altında bulunan Yugoslavya’ya mühim miktarda un göndermek için müzakereler cereyan etmekledir.
Sanıldığına göre bazı memleketlerden Yugoslavya'ya un göndermeler taleb edilecektir! Amerika bu mekfedir.
memlektlere aynı iadeyi taahhüt et-
INGİLİZ İMPARATORLUK KONFERANSI
Londra Radyosu (Basın - Yayın) — dnümüzdeki Çarşamba günü Amerikan temsilcileri, A-vustralya'nm Melbourne şehrimde Ingiliz İmparatorluk birliği temsilcileriyle bir toplantı yapacaklardır. Bu toplantıya katılacak Ingiliz İmparatorluk birliği memleketleri, Ingiltere, Avustralya, Yeni Zelânda ve Güney Af-rikadır-
Fransız komünist lideri Moskovada tedavi görecek
Monte Carlo Radyosu (Basın -Yayın) — Frçnsız Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre, Rus Dışişleri Bakanlığı Moskova-daki Fransız büyükelçisine bir no ta tevdi ederek, Fransız komünist lideri Maurice Thorez’in karısından, Thorez’in bir Rus has-tahanesinde tedavi edilmesini isteyen bir mektup aldığım bildirmiş ve Thorez ile karısını Fran sa’dân alıp götürmek üzere bir Rus uçağının Parise gelmesine müsaade edilmesini istemiştir. Bu müsaade verilmiştir.
bir me
Geçen günkü nüshamızda çıkan «Kombina işinde, soğuk hava işi» başlıklı yazımızda, et kombinasındaki soğuk hava depoları hakkında bir haber vermiş, bir Danimarka firması o-lan Atlas müessesesinin, işlerim pi takibederçk iyi bir neticeye bağlamak üzere olan bir vatandaşın nasıl azledildiğini ve onun yerine Profesör Yavuz Abadan-ın tayin edildiğini bildiriniştik.
Sayın Profesör, bu haber üzerine bize alelusuil bir tekzip mektubu göndermiştir. Mat -buat Kanunu gereğince, neşrine mecbur olduğumuz bu mektup şudur:
Abadan’ın
«Gazetenizin 9 Kasım 1950 tâ rihli nüshasında et kombinası dedikodusuna adımın da karıştırıldığını hayretle gördüm: «Kombina işinde soğuk hava işi» başlığını taşıyan yazınıza karşılık bu cevabımın aynı sütunda ve aynı şekilde neşrini Basın Kanunu hükümlerine da yanarak rica ediyorum.
Hayatımda hiç bir zaman hiç bir Türk veya yabancı firmanın mümessilliğini yapmış değilim. Bu sebeple DanimarkalI Atlas Müessesesinin beni mümessil tâyin ettiği ve ondan sonra et işinde geniş siparişlerin başladığı vicdansızca uydurulmuş bir yalandır. Hayri Haseki adlı vatandaşı tanımam. Transtürk şirketinin sahipleri eski talebem ve arkadaşlarımda. Bu firma ile münasebetim de bazı hususlarda yapılan hukukî istişarelere inhisar eder. Esasen profesörlük
mektubu
ktubu!
tazminatını almadığım için kanunun verdiği imkâna dayanarak, bir senedenberi hukukî istişareler için bir avukatlık bürosu açmış bulunmaktayım.
Atlas ile Transtürk arasındaki münasebetin mahiyetini, bugün dahi merak edip öğrenmiş değilim. Hiç bir müessese veya şahsın beni ilgilendirmeyen işlerine karışmak âdetim değildir. Yalnız Atlas firmasının haziran veya temmuz ayı içerisinde bir takım Alman firmaları ile birlikte bazı siparişler aldığını öğrenmiş bulunuyorum. Yine öğrendiğime göre, bu siparişler Danimarkadan temin edilen tiraj hakkı karşılık tutularak, Almanyanın Frankfurt şehrinde, bu iş için giden özel bir komisyon tarafından açık el^iltme ile verilmiş bulunmaktadır. Binaena -leyh iktidar değişikliğinden iki ay sonra, yukarda belirtilen şartlar dahilinde yapılan bu siparişlerle ne benim ne de eski iktidara mensub her hangi bir kimsenin ilişiği olmasına maddeten ve fiilen imkân da yoktur.
Yazınızda idealist arkadaşım Cemil Sait Barlas'la «Kadîm dostluğuma» işaret edilmek suretiyle bu temiz memleket çocuğu hakkında şüphe uyandıracak çirkin bir imâda bulunul muştur. Cemil Sait Barlashn dostluğu ile daima iftihar duymamın belli başlı sebebi, onun hiç bir isnatla lekelenemiyecek bir karakterde olmasıdır. Siz de ona çamur sıçratmak ister-(Sonu 4 üncü sayfada)
(Baş tarafı 1 inci sayfada) İnönü, bahçeden kaldırıma kadar gayet yavaş ve etrafa tebessüm saçarak ilerlemiş, daha evvel, kendisini karşılamak için töreni bırakıp çıkan ve otomobilinin etrafında toplanan birtakım gençlerin yanına yaklaşmış ve bu arada içlerinde Faik Ahmet Barutçu’nun da oğlu bulunan bir grup tarafından alkışlanmıştır.
Bu sırada Cemil Sait Barlas îsmet İnönü’ye:
— Paşam, Muvakkat Kabre yayan gidelim, demiştir. Bunu duyan ve daha evvel bu tertibi esasen bilen kimseler:
— Yaya! Yaya!.. Yürüyerek diye bağırmışlardır. Bu sırada İnönü kendisine tezahürat, yapan öğrencilere memnunlukla bakarak:
— Hadi yayan gidelim demiş, ve hep beraber buradan hareket edilmiştir. O sırada bir çok kimseler Ata’nın Muvakkat Kabrini ziyarete gitmekte olduğundan ve esasen Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin salonu da boşaldığından cadde fevkalâde ka-labalıklaşmıştır.
Kafile, yavaş adımlarla, Tarih Dil Fakültesi yanındaki sokaktan çıkmağa başlamış ve İnönü etrafa tebessümler saçarak, alkışlar toplamıştır. Tarih Kurumu binası önüne gelindiği sırada, burada biriken kimselerin arasına karışan tertipçilerden bazıları; yaşa var ol! diye bağırmışlar, İnönü bunlara da geniş bir tebessümle mukabele etmiştir.
Büyük bir matem gününü siyasî bir propagandaya vesile edenlere karşı sinirlenen halktan bir çokları da:
— Şimdi mi halk arasına karışıyorsun? Eskiden nerede i-din?? Nerede motosikletler?... diye bağırmışlardır.
Kafile bu hercü merç içinde i-lerlemiş ve Kız Enstitüsü ve Kız Lisesinin ihata duvarları üzerine çıkmak suretiyle gelenleri seyreden kimselerden 30 - 40 kişi tekrar tezahüratı teşvik etmiş ve plânlı ve sistemli alkışlar başlamıştır.
İnönü, yoldan gelen ka -labalığı görerek herkesin kan ağladığı böyle bir günde gittikçe neşeleniyor; şapkası -nı sallıyor, ellerini kolla -rını sallıyor, hulâsa alkış toplamak ve sevimli görünmek için ne lâzımsa yapmağa çalışı-
taşkınlığından kapının camları kırılmıştı. Gûya Atatürk’ün kab
rini ziyarete gelen partizanlar, burasını bir propaganda sahası haline koymuşlardı.
İnönü Muvakkat kabrin önünde bir dakika kadar neşesini ört meğo çalıştıktan sonra müze-
nin arka kapısından ve bahçesinden çıkarak, asfalta gelmiş ve burada da daha evvel mevki alan Tertipçiler tarafından alkış lanmıştır. Bu arada yine mem-
nun, yine mesrurdu, yine terafa
tebessüm dağıtmaktan çekinme-
miştir. İnönü burada otomobili-
ne binmiş ve her halde vaziyeti ve tertibi anlatmak üzere C.H.P.
Genel merkezine gitmiştir.
Büyük yas gününü bir siyasî tezahüre vesile yapan tertipçi-lerin bu müessif hareketleri şeh rimizde teessürle karşılanmıştır. Bunun sırf partizanların bir tertibi olduğu tesbit edilmiştir. Çünkü daha evvel hazırlıklarda bulunulmuş, kalabalık a-rasından bazı gruplar bu işe memur edilmiş ve Muhittin Baha I
Serbest Fıkra
Politika iskatçıları!
Bu sırada Maliye Bakanının otomobili, içinde Maliye Bakanı ve Meclis reis vekilleri olduğu halde yukardan iniyordu. Bu a-rada tertipçiler, «gen dön» diye bağırmışlar, fakat Bakanın otomobili, esasen daha çok uzakta iken şoför "kalabalığı gördüğünden bir başka yola sapmıştır.
Muhalefet Partisi Başkanı aynı sevinç içinde yoluna devam etmiş vc kafile Kız Lisesiyle Nüpıunc hastanesinin önüne gelince, tertipçiler alkışlara devam edip tezahürat yapmışlar ve gurup böylece Halkevinin önündeki meydana gelmiştir. İnönü’nün program gereğince, Etnografya müzesine Halkevinin önünden gelmesi icabederken, grup her türlü giriş ve çıkış kaidelerini hiçe sayarak, polis kordonunu geçmiş, ve halkın çıkmasına mahsus olan yolu takibe başla ■ mıştır. Bu sırada, bahçe duvarının üstüne çıkan Muhittin Baha Pars da, yaşa İnönü diye bağırmış ve etraftan alkış toplanmasını temine uğraşmıştır.
İnönü bu durumdan son ce memnun görünüyor, vo
türk'ün Muvakkat Kabrini ziyarete değil, âdeta sevinçli bir miting yerine gider gibi görüyordu...
Bu sırada Muvakkat Kabrin önünde «yaşa, yaşa» sesleri yükseliyor, İnönü böylece sevinç i-çinde ellerini kollarını sallayarak, kabir ziyaretine gidiyordu.
Aynı kafile, Muvakkat Kabrin merdivenlerine de hücum eyle -m iştir. Esasen dün Muvakkat Kabir halkın ziyaretine açık bulunduğundan burası hınca hınç kalabalıktı. Tertipçiler de daha evvel aldıkları talimat gereğince bu kalabalığın arasında İnönü için alkış toplamak gayretini güderek hazırlanmışlardı. Fakat bu sırada da:
— Daha evvel nerede idin? Neden halkın arasına karışmadın? diye sesler de duyuluyordu.
İnönü, bunları işitmcmezlik-ten gelmiş, yalnız kendisini alkışa vc neşeye vermiştir. O evvelce hazırladıkları tertibin tat-bikatiyle meşguldü.
Bu arada Etnografya müzesinden içeri giren kafilenin
Ata-
Pars gibi adamlar, bu grupları yer yer tahrike memur edilmişlerdir.
Diğer taraftan dünkü Uluş gazetesi, Genel İdaro Kurulu ü-yelerinln ve Ankara’da bulunan C.H.P. divanı üyeleriyle İl baş-kanlannın vilâyet tarafından partilere ayrılmış olan saatte yani 9.05 de ziyaret yapmaları için Halkevinde bulunacaklarını ilân ettiği halde, İnönü, Halke-vine uğramamış, ve böyle bir tertibin içinde rol almıştır..
Bu tertibin Ankara’da hazır* landığı ve İstanbul’da da bu maksatla tahrikât yapıldığı, va birtakım kimselere mektuplar
Petrol komisyonu
Beynelmilel ticaret teşkilâtının tavassutu ile Cenevre'de toplanmış olan petrol komisyonu üçüncü devre İçtimaını tamamlamış bulunmaktadır. Petrol istihsal eden 14 devletin iştirakiyle aktedilen bu toplantıda delegeler ruznamedeki mad delerin müzakeresini yaparak tam bir görüş birliğine varmışlardır.
Karar altına alınan meselele rin başında eğitim, iskân ve sağ lık işleri olmak üzere, petrol sanayiini alâkalandıran sosyal konular gelmektedir. Maksat amelenin hayat seviyesini yükseltmektir.
Vardımsevenler Derneği dün de yoksullara erzak dağıttı
Dün Yardımsevenler Derneği Genel Merkezinin Cebecideki sosyal ve yardım binasında yar dıma muhtaç 683 aileye un, pirinç, bulgur, fasulye, nohut gibi erzak dağıtımı yapılmış; yar dımsever üyelerin elleriyle sabah saat 8.30 da başlayan dağıtım işi saat 14 e kadar devam etmiştir. Derneğin bu yerinde çalışmaları bütün vatandaşlarca takdirle karşılanmıştır.
gönderildiği anlaşılmıştır.
Geçen pazar günü Hukuk Fakültesinde bir ilim ocağını siya-
sete âlet edenler bugün de bir
kabri kendi propagandaları uğ-
runda kullanmağa kalkmışlardır.
Yas günündeki bu meşum pro paganda ve bu sakim tertip her tarafta büyük teessürle karşılanmıştır.
Fillerin sabrı tükenmiş
Barselon, (a.a.) ■*— Bir sirke mensup filler, her günkü yemeklerinden bıkarak yollan ü-zerinde tesadüf ettikleri bir manav dükkânında buldukları sebzeyi yemeğe başlamışlardır. Ne dükkân sahibinin feryatları ne de polislerin ve muhafızların müdahalesi fillerin oburluğuna bir son verememiştir.
Bunlar, dükkânda olan biteni büyük bir ihtimamla bitirdikten sonra sanki bir şey yok muş gibi sakin sakin sirkin bulunduğu yere doğru yollarına devam etmişlerdir.
C.H.P. DEN YENİ İSTİFALAR
C.H P. den istifalar bir birini takip etmekte ve bir çok vatandaşlar bu partiden ayrılarak toplu bir halde Demokrat Partiye kaydolmaktadırlar.
Bu arada Ahmet Taşdemir, Şerife Taşdemir, Osman Ozan-taş, Çeşminaz Ozantaş, İsmet Telman, İsmail Küçük ve Bahri Yıldırım, şimdiye kadar kayıtlı bulundukları Halk Partisinden istifa ederek Demokrat Parti Doğan ocağına kaydolmuşla-dır.
ta, elekten geçirme, boyaz 6 — Rl, tersi: eşik, ERÖ 7 — Temiz, lıisar, büyüklük 8 — Yüz kuruş 9 — Hİlo. tersi: icar 10 — götür, kuru ot. bankada para yerine geçen kâSıt, Yukarıdan Acağıya:
1 — Yabancı, bir isim 2 — Utan ma, icar 3 — Şahsi, anlatma 4 — Bir hayvan 5 — Sersem 6 — Birli 7 — Bir ilâh, bir uzuv, torsi: alkûr
Senede 365 gün var; fakat bir tek gün, sadece milli yas günümüzdür. O da Büyük Ata’nın ölüm yıldönümü...
Her sene 10 kasımda şehrimizdeki ecnebi dostlarımız bile bu milli yasımıza hürmet etmesini bilmişler, bayraklarını yarıya kadar indirmişlerdir. Çünkü o gün, sade Türk milleti büyük kurtarıcısını değil, insanlık da büyük bir evlâdını kaybetmiştir.
Atatürk'ün ölüm yıldönümü bu... Ona kim ve hangi parti kayıtsız kalabilir? Hangi kendini bilmez, saygısızlık edebilir? Nitekim senelerden beri yüz binlerce Demokrat Partili vatandaş, en coşkun mitinglerden sonra bile Atatürk'ün bu ölüm yıldönümünde sessizce ve vakarla saygı duruşmasına katılmağı bilmişler, o gün politikada âdeta mütareke ilân etmişlerdir.
Yazan ————)
Sarıçizmeli I
Vc her sene Demokrat Parti Başkanı Celâl Bayar, bu millî yas gününe sessizce katılmış fakat millî bir birlik halinde Atatürk’ün aziz hatırası önünde eğilerek ona en derin bir saygı göstermiştir.
O gün» Türkiye’nin her tarafında radyolarımız susmuş, sinemalarımız ve eğlence yerlerimiz kapanmıştır. Gazetelerimiz bütün milletin yasına tercüman olarak onun eiyah Çerçeveli resimleriyle çıkmıştır. Çünkü içimizdeki yas kadar onun hatırasına karşı saygımız büyüktür, sonsuz-
Fakat önümde duran şu resimlere baktıkça hâlâ inanamıyor, hayret ve tiksintiden kendimi alamıyorum. Böyle
bir günde, bir bayram neşesi ve sevinci içinde güle güle el sallayan ve yıkılan dünya saltanatı için alkış bekliycn şu ak saçlı fani, bu milletten o- ı lamaz, diyorum.
Çünkü hiç bir kimse, hırsı ne kadar çirkin, benliği ne kadar küçük, politikası ne kadar iğrenç, olursa olsun bu kadar küçülemez. Milletçe sessizce ağlanan böyle bir günde süfli bir tertibin çirkin aktörlüğüne çıkamaz. Böyle bir günde düğün bayram edemez, gülemez ve alkış bekli-yemez!
Evet, şuurunda bir arıza yoksa, içinde biraz iz’an kalmışsa hiç bir politikacı, kendini bu halde ve bu kılıkta gösteremez. Çünkü senede 364 gün daha vardır. Vc bu adam olana yeter de artar bile... Ama politika Iskatçılarına değil!...
ANKARA RADYOSU CUMARTESİ — 11/11 1950
7.28 — Açılış vo Program. 7.30 — S. Ayan. 7.31 — Hafif Parçalar (Pl.) 7.45 Haberler. 8.00 — Tür. küler (Pl.) 8.15 — Horry Horllck Orkestrası (Pl.) 8.25 — Günün Prog ramı vo Hava Raporu . 8.30 — Mo. zart . Sol Minör Kuarteti (Pl.) 9.00 — Kapanış.
12.28 — Açılış vo Program. 12.30
— S. Ayarı 12.30 — Çcgltli Sololar
(Pl.) 13.00 — Haberler. 13.15 —
Klâsik Saz Esorlorl. 13.30 — öftlo Gözetesi. 13.45 — Şarkılar. 14.00 — Radyo Salon Orkestrası. 14.30 — Dans Müziği (Pl.) 14.55 — Konug. ma: Spor Haberleri. 15.00 — Kayıp Mektupları. Hava Raporu. Aksam Programı ve Kapama-
16.58 Açılış vo Program — 17.00 M. S. Ayarı — 17.00 Çocuk Saati — 18,00 Müzik: Dans Müziği (Pl.) —
18.30 Müzik: Şarkılnr — 19.00 M. S. Ayarı vc Haberler — 19.15 Tarihten Bir Yaprak — 19.20 Müzik: Yurttan Sesler — 19.45 Radyo ile İngilizce
— 20.00 Müzik: Salon Müzikleri
(Pl.) — 20.15 -Radyo Gazetesi —
20.30 Serbest Saat — 20.35 Müzik:
İncesaz - 21.15 Müzik: Sevilmiş Fransız Şnrkıları (Pl.) — 21.45 Mü zlk: Hafif Müzik (Pl.) — 23.00 Ko nuuma: - 22.1Sl Müzik: Şarkılar — 23,45 M. S. Ayarı vo Haberler — 23.00 Müzik: Blzot Arlezlyon Sü. İli (Pl.) — 23.30 Program vo Kapa
İSTANBUL RADYOSU
CUMARTESİ — 11/11/1950
12.57 — Açılış ve Programlar 12.00 — Haberler. 13.15 — Dans Mü zifti (Pl.) 13.30 — Radyo Saloıı Or. kestrası Koıısori. 14.00 — Şarkılar 14 45 Hafif Müzik (Pl.) 15.00 — Serbest Saııt. (Konuşma veya Mü. zlk). 15.10 — Türküler. 15.30 — Haf tanırı Programı. 15 45 — Rumba. Snmba ve Kongalar (Pl.) 16.10 —
Saz Eserleri. 16.30 — Dans Orkestra lan Geçidi (Pl.) 17.15 — Türküler.
8 — Basma T gelirse öğrenci olur, somur 9 — Elekten geçir, bir ilâh
10 — Vuruş kaydedilen (İki kelime)’
11 — Adale, geçmiş 12 — Nisan,
vasıta 14 edat 15 -

- Küçük lâmba, tersi: Sonuna 1 gcllrso geçici
Dünkü Bulmacanın Halli:
Soldan sağa: 1 — Nihal Atsız, bo lu 2 — Al. rıza, as 3 — Malı, arama günü 4 — Enaz, ıcıkar, nar 5 — Ras, İs, yo 6 — Azamet, alâyig 7 — Ler. lak. eleme, o, 8 — Er, za man, atalet 9 — Teminat 10 — Kâ
fir. Tanrı, daft .
Yukarıdan aşağıya: 1 — Name, alev 2 — İlân, zer 3 — Harab, tu, 4 — Zam. zaf 5 — Selâml 6 — RI, tamir 7 — Aç. kâm. 8 — Mı. not 9 — Irak, le. ta 10 — Zıfta, Alâ 11 — Zürrlyet 12 — Ban. sima 13 — Ün, sel 14 — LÛ. ay 15 — Usare,

Tertibcdcn: N. ü.
18,00 — Şarkılar. 18.30 — Sevilmiş Uvertürler (Pl.) 19.00 — Haberler.
19.15 — Kısa Şelılr Haberleri. 19.20
— Radyo Klâsik Türk Musikisi Bir lifti Konseri. 20.00 — Sevilmiş Ses. ler (Pl.) 20.10 — Serbest Saat. 20.15
— Radyo Gazetesi. 20.30 — Dinle ylcl İstekleri (Hafif Batı Müziği).
21.15 — Şarkılar Programı. 23.00 — Serbest Saat. (Konuşma veya Müzik) 23.10 — Dans Müizfti (Pl.) 22.30 — Şo hirde Bu Hafta. 22.45 — Haborler. 23 00 — Programlar ve Eğlence Yerlerinden Naklen Yayın. 24.00 —
Sayfas 3
ZAFER
11/11/1950
Cumhurbaşkanı Celâl Bajçar dün Çankaya'da, Amerikan büyükelçili Mr. George Wad -;worih refakatinde Amerikan askerî yardım kurulu deniz grupu başkanlığından ayrılan ' miral Ginder ile bu vazifeye yeni tâyin edilen Amiral Rees'i kabul etmişlerdir. Bu kabulle deniz kuvvetleri komutanı Tümamiral Sadık Altıncan da hazır bulunmuştur. Resimde, Cumhurbaşkanı misafirler arasında görülmekledir
Başmakaleden devam:
Türk
Yunan

"münasebetleri
1( ________ ______
ıMillî Savunma Bakanlığı müzakerelerin 'paşladığı yolundaki haberleri yalanlıyor
Dünya Basınından
I— hulâsalar —I
İngiliz basını:
k Millî Savunma Bakanlığından roildiriimistir.
Bazı gazetelerimizde 10 kasımla Ankarada Türk - Yunan ge-ıel kurmaylarının toplanarak Iavunma meselelerini görüşmeğe Aaşlıyacağı veya yapılmakta o-
lan müzakerelerin gelişmekte olduğu yolunda haberler çıkmıştır. Su ana kadar ne böyle bir müzakereye başlanmış ve ne de bugün başlanmasına karar verilmiştir. Tavzih olunur.
Londra, 10 (a.a.) Liberal
Manchester Guardian bir makalesinde Polonyadaki dahilî vaziyeti ele alarak yeni para reformu hakkında şunları yazmaktadır:
tabi tutulmıyacak
Ticaret Bakanı hususî maksatlarda bu gibi havadisleri yayan ve çıkaranlar hakkında takibata geçileceğini söyledi
Pamuk ihracah mevzuunda ‘icaret ve Ekonomi Bakanlığının ildiği yerinde kararlar ve Zi-aat Bankası Genel Müdürlüğü arafından alınan tedbirler üze-ine müstahsilin yüzünü güldüre-:ek neticeler doğmuştur. Son jünlerde pamuk fiyatları hak-ında ve alınan tedbirler üzerinle dedikoduyu mucip bazı yazı-
Dünkü meclis ?
(Baş tarafı 1 inci de) mizin hepinizle müşterek bir ruhu vardır. Bu ruh; yapıcı» yaratcı, inkılâpçı Atatürk’ün ruhudur.
O’nun ölümünün on i -kinci yhdönümü idrak edilen bugün de Türk milleti hem acı hem tatlı bir mateme bürünmüştür.
Bağrından böyle bir kah raman yetiştirdiği için Türk milleti mağrur ve O-nu vakitsiz kaybettiğin •» den dolayı da me’yustur.
Yüksek heyetinizin, kahraman Türk evlâdının manevî huzurunu ayakta beş dakikalık saygı sükûtu ile selâmlamasını rica ediyor ve hepinizi tazim duruşuna davet ediyorum..
Saygı duruşunu müteakip gündeme geçilmeden celseye son verilmiştir.
Meclis Pazartesi günü saat 15 de toplanacaktır.
lar çıkmaktadır. Bu hususta kendilerinden malûmat istediğimiz Ticaret ve Ekonomi Bakam Züh-tü Velibeşe arkadaşımıza şu beyanatta bulunmuştur:
«Pamuk ihracatının lisans veya sair suretlerle tahdide tabi tutulacağı hakkındaki haberler yalandır.
Şimdiye kadar olduğu gibi yine hususî takibata geçilecektir.»
Bu reform muhtekirlerle «Kulak» lan hedef tutmakta idi. Fakat daha bir çok kimseler de bundan müteessir ol -muştur. Filhakika para reformunun başlıca iki hedefi vardı: Sınıflar arasındaki mücadeleyi süratlendirmek ve enflâsyonun önüne geçmek.
İşçiler lehine yapılan bir takım istisnaî muameleleri bir tarafa bırakarak denebilir ki, eski 100 zloti yeni 20 zloti mukabilinde değiştirilerek tedavülden kaldırılmıştır. Neticede sermayesinin faizi veya özel teşebbüsünün gelirile geçinen orta sınıf halk ile zenginler bütün gelirlerini kaybetmiş oldu. Bundan başka emniyet teş kilâtmın dikkatini çekmekten sakınan bir çok kimseler de külliyetli miktarda para değiştirmek imkânını bulamıyacak ve dolayısiyle ellerindeki para göz göre göre kullanılmaz hale gelecektir. Diğer taraftan köylüleri de mutazarrır eden bu tedbirler, geçen Ocak ayında tatbike başlanan altı yıllık plânın muvaffakiyetle netice -lenmesini sağlıyacak olan fakat köylülerin muhalefetile karşılaşan kollektifleştirme işini de tesri edecektir.
C. H. P. nin bir
imtiyazı
(Başı 1 inci sayfada) desine göre şebeke hududu dahilinde resmî dairelerle mena-fii umumiyeye hadim cemiyetler, siyasî partiler ve halkevleri tarafından halka mahsus neşriyat için kullanılacak hususî hatlar ücretlerinden tesis ücreti tabı, ve fakat abonman ücreti yüzde 5 nisbetinde artmak -tadır, böylece Halk Partisi ve Halkevleri telefonlarından yüz de 95 nisbetinde bir istifade temin etmeyi sağlamıştır.
Buna mukabil şimdiye kadar diğer partilerden telefon ücretleri hep tam olarak alınmıştır ve bu madde Demokrat Partiye tatbik edilmemiştir.
Bu vaziyet, Halk Partisinin kendisine nasıl imtiyazlı bir mevki sağladığını göstermekte-
Enflâsyona karşı alınan tedbirlere gelince, lüzumlu istihlâk maddelerinin piyasada bulunmamaya başlaması, fiatlann yükselmesi dolayısiyle ve adı geçen plânın icraatından olarak ittihaz edilmeleri zarurî idi.
Gazete yazısına şu suretle son vermektedir:
Para reformunun bir kaç gün içinde mühim bir deflâsyon ya rattığı ve hayat seviyesini süratle düşürdüğü bariz bir hakikattir.
Gar
Beynelmilel Şöhretli
olunur
8a), Arif Altuiftlmaz u«uri|e),ı “
Buna muvazi olarak Polonya hükümeti de katolik makamlarla olan münasebetlerinde yeni bir buhran yaratmıştır. Zi ra, Marksist siyasetin bir has-mı olan katolik kiliseyi de vurmak lâzım geliyordu.
Bu reform PolonyalI komünistlerin Sovyet siyasetini tedricî fakat emin bir surette tatbike nasıl çalıştıklarını belirtmek bakımından şayanı dikkat-
Meşum bir siyaset tertibi! isteyen büyük halk kütleleri toplanmıştır. Onlar arasında propaganda yapılacakiırl
C.H.P. Divanının 10 kasım yas günü toplantıya çağırılması boş değildir. Ayrıca bu Divana bütün vilâyetlerden C.H.P. İl İdare Kurulu başkanları. veyahut üyeleri de dâvet edilmiş bulunmaktadır. Bu yas günü münasebetiyle tertip ettirilen bu meşum tezahürat, bu zevata bir sevgi gösterisi gibi arzedi-lecek, ve böylece onlara C.H.P. Genel Başkanına karşı Ankara'da gûya büyük bir bağlılık olduğu telkin edilerek sonradan memleket dahilinde propaganda yapmalarına imkân hazırlanacaktır!..
Hangi bağlılıktan bahsedebilirler? Hangi sevgiden bahsedebilirler? Böyle bir yas gününde 50 kişinin 500 kişinin bir parti başkanını tertipli bir şekilde alkışlaması neyi ifade eder?
İşte son defa yapılan Î1 Genel Meclisi seçimleri meydandadır. Hemen bütün illerde olduğu gibi Ankara'da da bu Meclise bir tek üye bile soka-manuşlardır; yedeklerini bile kazanamamışlardır. Ankara'nın nüfusu üç yüz, beş yüz değildir, 300 bine yaklaşıyor. Bundan haberleri yok mu?.. 21 temmuz faciasından sonra kendisini Cumhur Başkanı ilân ettiren ve Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısına halktan kaçarak arka ve tenha yollardan muhafaza ile gelen bir zatın bugün milli yas gününde gülerek halk arasına karışmağa kalkması acınacak, ve ağlana -cak bir hâdisedir.
Hayır, dâva bu hazin vesile ile de olsa, neşeli bir progpa-ganda yapmaktır. Fakat kendilerine şunu söyliyelim ki, millî bir yas karşısında bu nevi lâubalilik ve bu çeşit oyun Balkan komitecilerinde bile görülmez. Onlarda dahi, büyük millî matemlere karşı bir hürmet hissi vardır.
Ama tertibe devam edilecektir. Evvelâ askerler arasında siyaset sonra geçen defa Hukuk Fakültesinde olduğu gibi ilim ocağında siyaset, ve nihayet bir ölünün huzurunda siyaset yapılacaktır!
Siyaseti mezara kadar getiren adamların, siyasetlerine bundan sonra nasıl hayatiyet verebileceklerini sormak hakkımızdır!
Adaklılar, elbette ki bu meşum, bu karışık politika oyunlarının mahiyeti üzerinde dikkatle ve itina ile duracaklar ve millî acıya karşı yapılan bu nevi ağır taarruzlar hakkında tedbirlerini alacaklardır.
İnönü'nün Atatürk'ün ölümü dolayısiyle vaktiyle neşrettiği beyannameden şu cümleleri teessürle bir defa daha hatırlayalım:
«Türk devletinin banisi, eşsiz kahraman Atatürk vatan sana minnettardır»
Evet vatan Atatürk'e nettardır. Çünkü vatan sayesinde kurulmuştur. Fakat tertipçiler, Atatürk'e değil, Atatürk'ün ölümüne minnettar olmuşlardır. Çünkü o sayede gülmekte ve o sayede alkış toplamağa bakmaktadırlar...
Çok hazin ve meşum bir si-

Mümtaz Faik FENİK
Ankara'nın Eğlence Merkezi
Gazinosu
BRYMANS
Revüsü Yeni programını sunar
Telefon: 15190 — 12603
Not: Çocuklar yalnız pazar MATİNELERİNDE kabul
tören
(Başı 1 inci sayfada) uzun bir konuşma
hakkında yapmıştır.
Bundan sonra toplantıda hazır bulunanlar Sarayburnun-daki Atatürk anıtına giderek Üniversite, Demokrat Parti ve Üniversite Talebe Birliği adına hazırlanan çelenkleri koymuş -
Atlas Sinemasındaki tören
İstanbul, 10 (Telefonla) — Bü yük Ata'nın ölüm yıldönümü münasebetiyle bugün saat 15 de Millî Türk Talebe Birliği ta rafından büyük bir anma töreni yapılmıştır. Törene 3 binden fazla davetli iştirak etmiş, top lantı baştan sonuna kpdar büyük bir alâka ile takip edilmiştir.
Atlas Sineması salonlarında yapılan bu törene beş dakikalık ihtiram sükûtu ile başlanmış ve bu esnada Atatürk'ün gençliğe hitabesi okunmuştur.
Bundan sonra muhtelif hatipler söz almışlar ve çok heyecanlı hitabeler irad etmişler-
(Başı 1 inci sayfada) I vurmak istemiştir. Halbuki bağlılığın teyidine yol açmış- Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu da tır. diğer Bakanlarımız gibi Ata-
Başkentin muhtelif yerlerin-1 türk'ün kabrini ziyaret etmiştir, deki Atatürk anıtları çelenkler-
‘ le kaplanmış ve etrafındaki
1 meşaleler tutuşturulmuş bulunuyordu.
1 Bütün resmî ve hususî daire 1 ve müesseselerde bayraklar ya 1 riya indirilmişti.
Bu büyük yas günümüz münasebetiyle Ankara Üniversite-1 si Dil, Tarih - Coğrafya Fakül-1 tesi konferans salonunda yapı 1 lan ve Cumhurbaşkanı Celâl 1 Bayar’ın da yanındaki zevatla hazır bulunduğu ihtifalde söz alan profesör Necati Akder, A-tatürk’ün maddî ve manevî cephesini teşrih ederek onun eşsiz şahsiyetini bütün hususiyetleriyle anlatmış ve Türk mil letinin bu büyük evlâdının değerini bir kere daha belirtmiştir.
Binlerce gencin ve çok kesif bir topluluğun katıldığı bu ihti fali takiben Atatürk’ün geçici kabri ziyaret edilmiş ve bu ziyaretler, bütün gün geç vakte kadar devam ederek, genç, ihtiyar binlerce halk ve okul öğrencisi Ebedî Şefin manevî huzurundan huşu içinde geçmişlerdir. Bu ziyaretler, bu büyük yas günümüzün en heyecanlı safhasını teşkil etmiş tir. Sessiz sessiz ve kalpleri ona, onun aziz hatırasına bağlı o-larak sükûn içinde geçip giden bu insan akışı arasında sık sık hıçkırıklar yükselmekte idi. Mini mini yavruların, civar köy lerden gelenlerin kır çiçeklerin den yapılmış küçük küçük buketleri en mütevazi bir hareketle kabrin kenarına bırakış-ları kalpleri hıçkırıklarla dolduruyordu. ı(l
Ankarada bu millî yas günü müz, bu kadar içten ve heyecanlı duygulara makes olarak geçmiştir.
Muvakkat kabri ziyaret
Dün büyük Atatürk’ün ölümünün 12 inci yıldönümü mü-nasebetile bütün yurtta onun ölmez hatırası anılmıştır. Hayata gözlerini kapadığı dakika olan dokuzu beç geçe, bütün Türk milleti tek bir kütle halinde beş dakikalık saygı duruşu yapmıştır,
Bu münasebetle Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, beraberlerinde Başbakan Adnan Menderes, Büyük Millet Meclisi baş-kanvekillerinden Hulûsî Köy-men, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu, Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Ka-raosm^noğlu, bakanlar, millet vekilleri, Genelkurmay birinci ve ikinci başkanları, Üniversite Rektörü, Başbakanlık Müsteşarı, askerî şûra üyeleri, Millî Savunma ve Genelkurmay erkânı, Ankara valisi, belediye başkanı, garnizon komutanı, Bü yük Millet Meclisi eski başkan larından General Kâzım Özalp C. H. P. Genel Sekreteri olduğu halde Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaretle saat dokuzu beş geçe, beş dakikalık bir ihtiram duruşunda bulunmuşlardır.
Cumhurbaşkanı ayrıldıktan sonra sırasile kordiplomatik erkânı, siyasî partiler temsilcileri, Türk Dil ve Tarih Kurumu ü-yeleri, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesindeki ihtifalde bu lunanlar, Ankara Üniversitesi, yüksek okullar, liseler, orta ve teknik okullar, ilk okullar, Fen Tatbikat, Doktor Tatbikat ve Yedeksubay Okulu temsilcileri muvakkat kabri ziyaret etmişler ve ihtiram duruşunda bulunmuşlardır. Muvakkat kabir, bugün akşama kadar bütün va tcndaşların ziyaretine açık bu lundurulacaktır.
«Ankara Akşam Haberleri» nin Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu'na ait bir yalanı
Dünkü Ankara Akşam Haberleri gazetesi «Kabre gitmeyen Bakan» diye Devlet Bakanımız Fevzi Lûtfi Karaosman-oğlundan bahsetmiş ve onu ne gibi bir kastın mahsulü olduğu bizce malûm bulunan bir eda ile millet önünde küçük düşür- 1 mek gibi edna bir taktiğe baş-
Hattâ bu esnada Genel Sekreterleri Kasım Gülek tarafından verilen selâmı dahi kabul etmiştir. Akşam Haberleri’nin bu haberi, diğer bütün haberleri gibi yalandan ve şamatadan başka bir şey değildir.
Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesindeki tören
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Atatürk'ün ölümünün 12 nci yıldönümü münasebetiyle dün, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fa kültesi konferans salonunda bir anma töreni yapılmıştır.
Törene, Atatürk’n fani hayata gözlerini yumduğu 9.05 de salonu hınca hınç dolduran kala -balık bir halk kütlesinin ihtiram duruşu ile başlandı. Bunu müteakip bando İstiklâl Marşını çaldı. Bu sırada Muvakkat Kabri ziyaretten dönen Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes ziyaret esna -sında beraberlerinde bulunan zevatla birlikte Fakülteye gelerek törende hazır bUlundulrçr.
Bundan sonra Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi Sistematik Felsefe ve Metafizik Profesörü Necati Akder, kürsüye gelerek Atatürk dehasının kısa bir tahlilini yaptı. Önce, bu dehayı en yüksek değerler ölçüsünde özelleştiren vasfın müsbet hakikat ve hakkaniyet aşkı olduğuna işaretle, bilhassa bir ilim çevresinde, yas günü münasebetiyle de olsa, bu vasfa temas etmenin ehemmiyetini belirttikten sonra konuşmasını dehanın tarih ve izahı ile, o tarif ve izaha uygun olarak Atatürk dehasının tahlili gibi iki büyük parçaya böldü. Birinci bölümdb biyolojik ve sosyolojik bakımlardan zekâ, a-kıl ve deha mefhumlarını derinleştirdi ve dehayı temyiz etti -ren manevî gerçeklik, İnsanî kültür ve değer unsurlarını kay detti.
Atatürk’ün fani varlığı üs -tünde bu varlığın faniliğine rağ men bedgn şahsiyetini temsil eyliyen dehasını askerlik, siyaset ve değer dehası saflarında tipik misallerle açıkladı. Askerlik ve siyasete ait dehasının realite ve müsbet değer şuurlariy-le özelleşmiş olan manevî de -hanın da çok derin bir belâgata erdiğini anlattı ve o bakımdan Türk inkılâp ve inkılâpçılığına orijinal bir hüviyet sağlıyan temelleri, Atatürk’ten metinler zikrederek ortaya köydü, Bu muazzam hayat ve ilim eserinin eski ve yeni ideolojilerle kanştı rılmasına müsait olmıyan cep -heleri birer birer teşrih etti.
Netice olmak üzere Atatürk'ün, kendi ifadesiyle, kabul ettiği fa-nî ve ebedî Mustafa Kemal tasnifine döndü. Ebedî Mustafa Kemal'de hayran kaldığımız İnsanî değer, hayat ve aşkına tekrar dikkati çekti ve bu kıymet dehasında devlet ve servet mefhumunun aslâ hizmet vasıtası olmaktan ileri gitmediğini ve her ikisinin de, en gelişmiş safhalari-le, sevgili milletine emanet edilmiş olduğunu işaret ederek şair Baki’ye ait şu beytin Atatürk ağzından cihana yöneltilmiş bir hitap gibi tefsir edileceğini söyledi:
Minnet hüdaya devleti dünya fena bulur Baki katur sahifei âlemde na-
Profesör Necati Akder'in, bu konuşmasından sonra il adına çelenk konmak üzere hep birlikte Muvakkat Kabre gidilmiştir.
Atatürk’ün matem günü dola-yısiyle halkevinde ve okullarda ayrica anma töreni yapılmıştır-
Life’in Başmuharriri
H. Luce bir basın
toplantısı yaptı
“Medenî bir memlekette ilk defa, bizde komünizm yoktur, dendiğini işitiyorum,,
İstanbul, 10 (TH A.) — Şehrimizde bulunan Life, Time, Fortune adlı Amerikan mecmualarının başmuharriri Henry Luce bugün bir basın toplantısı yaparak Türkiye intihalarını anlatmıştır:
Amerika'nın en meşhur mecmualarının başyazarı, ezcümle şunları söylemiştir:
Türkiye’yi medenî bir memleket olarak kabul ediyorum. Ve ilk defa olarak bir medenî mem lekette «bizde komünizm yoktur» denildiğini işitiyorum.
İkinci müşahedem, Atatürk inkılaplar4» üzerine kurulan demokrasimizin nazariyeden ziyade tatbikatına ehemmiyet verilmesidir. Türklerin memleketi kalkındırma bahsinde elbirliğinin canlı nümunelerini görmek beni çok mütehassis etti. Bu harekel memleketinizin kalkındırılmasını
hızlandırmaya tir.»
Henry Luce, bir kere daha _ _____, _
ile bugünkü durumumuzu mukayese ederek şunları söylemiştir:
(30 sene evvel Türkiye’de demokrasi lâfının kullanıldığım hiç işitmedim.»
Amerikalı muharrir, genelkurmay Başkam Omor Bradleyin son makalesi hakkında sorulan bir suale şu cevabı vermiştir:
«Bradley'in yazısı, Truman'ın tecavüze karşı söylediklerinin yanında bir tüy kadar hafiftir. Amerika'da Kore harbinin akabinde «çamura saplanmıyalım» diye bir cereyan çıktı. Bradley, belki de bu cereyanın kurbanı olmuştur- Amerika'da son seçimleri anti komünistlerin kazanma* sı dünya komünistlerine yeni bir darbe olmuştur-
yardım edecek-
oluz sene evvel geldiği Türkiye
Yavuz Abadan
(Başı 1 inci sayfada) ki tetkikler son safhasına girmiş bulunmaktadır.
Dün Toprak Ofisi Genel Müdürlüğünde et kombinası işini üzerine alan Menges şirketi mümessilleri ve alâkalı memurların iştiraki ile Ofis Genel Müdürünün başkanlığında bir toplantı yapılmıştır.
Bu toplantıda et kombinası ihaTe işinin yeniden incelenmek üzere ilgili makamlara tevdii meselesi ve hesapların yeniden gözden geçirilmek üzere bir ko misyona havalesi mevzuu görüşülmüştür.
Bu suretle et kombinaları mevzuunda bugüne kadar yapılan işleri tamamen açıklanmış olacak ve zararın neresinden dönülürse kâr olacağı göz önüne alınarak ona göre tedbirlere baş vurulacaktır.
Kore Birliğimiz
(Baş tarafı 1 inci sayfada) men oyuna katılmaya davet e-dilmiştir. Diğer eğlenceler arasında atletizm müsabakaları, kâ ğıt oyunları ve sair oyunlar sayılabilir. Eğlence ile vakit geçirmeyen erler ise mektup yazmaktadırlar. Erlerin hepsi sık sık yazmakta ve daima merakla memleketlerinden mektup beklemekte-
Tugay komutam Tuğgeneral Tahsin Yazıcı erlerinin maneviyatının gayet yüksek olduğunu ve hepsinin bütün şahsî fedakârlıkları göze alarak Koreye gelmek istediklerin^ söyelmiştir. Erler generallerinin bu sözünü tasvip etmektedir. Bergamalı bir er olan Niyazi Bulut bu hususta şöyle demiştir: «Koreye ben kem dim gelmek istedim- Burada hayatlarımızda bir çok değişiklikler oiacak, fakat Birleşmiş Milletlere faydalı olabilmek için bazı şahsî arzularımızdan fedakârlığı go ze almış bulunuyoruz.»
dir.
İstanbul valisi ve belediye reisi Fahrettin Kerim Çökay Atatürk’e ait tahassüslerini ve profesör Afet İnan Atatürk’e ait hatıralarını anlatmış, Millî Türk Talebe Birliğine mensup gençler, Atatürk için yazılmış şiirler okumuşlardır.
Müteakiben Behçet Kemal Çağlar bir konuşma yaparak Atatürk hakkında yazdığı bir şiirini okuduktan sonra anma törenine nihayet verilmiştir.
Törenden sonra Atatürk’ün cenaze merasimine ait bir film gösterilmiştir.
Türk - Çek müzakerâti
Çekoslovakyaya tütün satmak için imkânlar temin edildi Çekoslovakya’ya tütün satışı hakkında Türk ve Çekoslovak heyetleri arasında Ankarada cereyan eden müzakereler neticelenmiştir.
Bu hususta tanzim edilen pro tokol, 10 Kasım 1950 Cuma günü Dışişleri Bakanlığında Türkiye hükümeti adına, Dışişleri Bakanlığı umumî kâtibi birinci muavini Rıfkı. R. Pasin ve Çekoslovakya hükümeti adına Çek heyeti başkanı Hanus Her-mann tarafından imzalanmıştır.
Bu protokol ile 10 Kasım tarihinden 30 Haziran 1951 tarihine kadar Türkiyeden Çekoslovakyaya ihraç edilecek tütün bedellerinin tediyesi şekli tes-bit ve binnetice Çekoslovakya-da tütün satışı imkânları temin olunmuştur.
İstanbullu M. Kuzu da sunlan söylemiştir: «Aramızdan birçoklan yabancı bir memlekette bulunmaktan faydalanarak yeni lisanlar öğrenmeğe çalışmaktadır. Birçoğumuz hem İngilizce ve hem de Kore diline ait kelimeleri öğreniyoruz. Bilhassa başlangıçta ekmek, sigara gibi umumî mahiyetteki kelimeleri öğreniyoruz-»
Dinî faaliyet hususunda erler tamamiyle serbest bırakılmıştır. Dinî merasmilere katılmak mecburî olmadığı gibi, erler arasında hristiyan olanlar da mevcuttur- Taegu merkezindeki kilise müslümanlar için bir cami haline getirilmiş olup arzu edenlerin istifadesine arzedilmistir. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı bu konu hususunda şöyle demiştir:
(Bas tarafı 3 üncü sayfada) ken Cemil Barlas'm Ticaret ve Ekonomi Bakanlığından çekil-* diği zaman kombina işinin henüz tasarlanmamış bile oldu -ğunu unutuyorsunuz.
Dünün ve hattâ bugünün ricali arasında şahsî dostlukları ile şeref duyduğum bir hayli zevatın mevcut olduğu doğrudur. Ancak hiç bir dostumun siyasî nüfuzunun şahsî menfaat ler için istismara tenezzül edecek yaratılışta olmadığımı, beni tanıyan herkes bilir. Esasen bu dostluklar da ahlâk ve karakterim hakkında beslemen güvene dayanır.
Yazınızda «bir zamanlar Ulusun başmuharriri* '' olduğum sanki bir kabahatmiş gibi zikredilmektedir. Son haftalarda meşguliyetim sebebile eskisi kadar sık yazamamakla beraber, yine de Ulus’un yazı ailesi içerisinde bulunmaktan şeref duymaktayım. Bana tüccarlık, Hollanda şirketi mümessilliği gibi asıl ve esası olmayan vasıflar isnat ederek yazı yazmamı hattâ profesörlük etmemi çok görüyorsanız, bunun ancak beni gayretlerimde teşvik etmeye yarayacağından emin olabilirsiniz.»
Prof. Dr. Yavuz Abadan
Mektubun mahiyeti
Mektubu dikkatle okuduğumuz vakit, yanlış müdafaanın ne kadar güç olduğunu anlamak imkânını elde etmekteyiz.
Transtürk şirketi ortaklarının kendi talebesi ve arkadaşları olduğunu ve bazı hususlarda hukukî istişareler yaptığını bildiren profesör, bu şirketin Atlas müessesesi ile akdettiği milyonluk mukaveleyi bilmediğini ve hattâ bugüne kadar merak edip öğrenmediğini söyliyerek, tezada düşmekte ve Transtürk şirketi memurlarından «Şahin» namındaki zat ile Danimarka-ya yaptığı seyahati; kimsenin bilmediğini zannedecek kadar gaflete dalmaktadır. Bununla beraber, Atlas şirketine resmen açılacak bir sualin ve Transtürk şirketi defterlerinin her şeyi meydana koyacağına eminiz.
Esasen, Hayri Haseki firmasının bu mevzuda açmak üzere olduğunu duyduğumuz dâva safahatı da bizim haberimizin mi ? Yoksa Ulus muharriri olmak do-layısiyle iftihar duyduğunu belirten Yavuz Abadan’ın mı, hak lı olduğunu elbette meydana koyacaktır!
müşabih iklim sartlanna alışkın bulunduklarım söylemektedirler.
Harp gittikçe şiddetleniyor
Nevyoı-k, 10 (T.H.A.) — Nev york radyosu, Kore’deki harbin gittikçe şiddetlendiğini, Kuzey Korelilerin ağır basmağa başladığını bildirmiştir. Komünistler, kuzey - batı bölgesinde 1 inci Amerikan motörlü birlik lerine karşı Pongyong istikametinde taarruz etmektedirler.
Bu cephede Kuzey Korelilere göre 30 bin Çin komünisti çarpışmakta ise de Mac Arthur karargâhı bu kuvvetlerfh 60.000 : dairesi üzerin- kadar olduğunu bildirmekte ve Koredekine | dir.
«Türk ordusunda dinin şahsî bir mesele olduğu kanaati hakim dir. Biz bütün dinlerin tanrı nazarında makbul olduğu kanaatindeyiz- Esasen tugayımızda müslüman erlerin yanında hris-tiyan erler de vardır.»
Türk erleri Koredeki iklimden hiç şikâyet etmemektdirler. Erler kendi memlektlerinin de hemen . hemen aynı arz de bulunduğunu ’
11/11/1-950
ZAFER
Sayfa: 5
M. M. de ihtisas
komisyonları
(Bas tarafı 2 nci sayfado) (Kastamonu), Mümtaz Kavalcı-oğlu (Kocaeli). A. Fahri Ağa-oğlu (Konya), İsmail Işın (Sam sun), Haşan Fehmi Ustaoğlu (Samsun), Hadi Üzer (Samsun), Beki Erden (Siirt), Mustafa Özdemir (Tokat), Mahmut Gol-cğlu (Trabzon), Tevfik Koral (Trabzon), Haşan Üçöz (Yozgat).
İçişleri Komisyonu:
Kemal Eren (Amasya), Sa-If'hattin Başkan (Balıkesir), ’tuharrem Tunçay (Balıkesir), Muhtar Ertan (Bitlis), Agâh T.rozan (Bursa), Necdet Yılmaz ıT'trsa), Zihni Ural (Çoruh), Baha Koldaş (Çorum), Nâzım önen (Diyarbakır), Abdullah Demirtaş (Elâzığ), Cemal Gö-t enç (Erzincan), Kemal De-miralay (İsparta), Tahsin Tola (Tspart-ı). Hüsnü Yaman (îs-’ ■ ıbvl Faik Üstün (Kırklare-i;' Yusuf Aysal (Kütahya), Faruk İlker (Manisa), Ahmet F-n’da ? (Maraş), Cevdet Öz-t k (Mardin), Ferit Ecer (Niğ-dr'' Fevzi Boztepe (Ordu), n (Ordu), Mahmut ll.baroğıu (Seyhan), Rifat öçten (Sivas), Nuri Turgut Top-Hamdi Orhon ..I- -ıı), Reşit Kemal Timur-- ’ı 'Urfa), İzzet Akın (Van). Doğan (Yozgat), Avni Y .dabayrak (Zonguldak).
(Devamı Yarın)
Doğan Sporun fevkalâde kongresi Doğanspor Kulübü Başkanlığından:
12 Kasım Pazar günü saat 10 da fevkalâde kongre yapılacağından sayın üyelerin mezkûr saatte kulüp lokalinde hazır bulunmaları rica olunur. İdare Heyeti Başkanı
GÜLER ARIMANIN GÜZEL BİR JESTİ
Yardım Sevenler Derneği önümüzdeki ayın ilk haftasında Ankara Palas salonlarında büyük bir balo verecektir. Balo için sim diden hazırlıklara başlanmış ve Bayan Köprülü de balonun mükemmel olması için çalışacağım söylemiş ve va'dlerde bulunmuştur.
Diğer taraftan balo için bir çok sürprizler düşünülmektedir. Bu arada Türkiye Güzellik Kraliçesi Güler Anman da gönüllü olarak baloda hizmet edecebini söylemiştir.
Baloda Güler Arıman’ın dansı müzayedeye çıkarılacak ve yine kendisiyle ilk dansı yapana mükâfat verilecektir-
Maarif
dâvalarımız
Kongreler
Yardımsevenler'in bir mektubu
Yardım Sevenler Derneğinden aldığımız bir mektubu aynen ya-
«Yardımsevenler Derneğinin Sosyal Yardım Çalışmalarına ya. km ilgi gösteren ve Derneğin Ankara Palas salonlarında tertip edeceği büyük yıllık bblonun her yıldan daha üstün geçmesi için müzaheretlerini esrigemiyen Dışişleri Bakanımızın esleri Sayın Bayan Behice Köplürüye Dernek Genel Merkez Kurulu en derin şükranlarım sunar-»
Yardımsevenler'e bağışta bulunanlar
Yardımsevenler Demeği Genel Merkez Başkanlığından:
Büyük Ata’mızın ölüm yıldönümü gününde yardıma muhtaç vatandaşlara dağıtılmak ü-zere derneğe, 750 lira kıymetin de 7 çuval pirinç, bir çuval fasulye, iki' çuval nohut teberrü eden Toprak Mahsulleri Ofisi Umum Müdürlüğüne, bir çuval fasulye, 39 kilo makarna, bir çuval bulgur, bîr çuval pirinç, bir çuval nohut teberrü eden büyük yardımsever Ankara Pa zari sahibi Nuh Eski Yapan'a, ve 10 çuval un teberrü eden Değirmencilik Limited Ortaklığına, 2 çuval un teberrü eden Yemak Limited Ortaklığına, 1 çuval un teherrü eden Bozkurt Un Fabrikası sahibine,, 50 (elli kilo) kesme makarna teberrü eden Yayla Makarna Fabrikası sahibine Y.S.D. Genel Mer -kezi sonsuz şükranlarını sunar.
(Baş tarafı 2 nci sayfada) Cevdet Paşanın meziyetini, muallimlere verdiği değer teşkil eder. Cumhuriyetin ilk senelerinde Maarif Vekâletine getirilen Mustafa Necati de ayni ıslahat yolunda yürümüş; ne yazık ki daha genç yaşında hayata gözlerini kapadığından eserini tamamlayamamıştır.
İşte o tarihten bu yana maarifimiz istikrar bulamamış; her sene biraz «jalıa artmak suretiyle iki yüz milyona yaklaşan bütçesine rağmen, sağlam bir mekanizma kurulamamıştır.
Yine Millî Eğitim Bakanı Tevfik İlerinin dediği gibi:
«— Eğer mutlaka, memleket ve millet klakınması yapacaksak; mutlaka bir maarif kalkınması yapacağız...» Prensibini hareket noktası olarak kabul etmek zorundayız. İrtica ile mücadele; menfi cereyanlarla mücadele; ekonomik ve sosyal kalkınma; her şey ve her şey bu dâvanın gerçekleşmesine bağlıdır. Bugünün tatbikatçıları elele vererek fikir ve gönül açıklığı ile her türlü şahsî görüşleri ve indî hükümleri bir tarafa bırakmak suretiyle yalnız ve yalnız bu mühim memleket dâvasının yürümesine hizmet etmek mecburiyetindedirler. Aksi takdirde bir çeyrek asır daha kaybetmeğe bu memleketin bünyesinin tahammülü kalmamıştşır. Hakikatleri setredip gösterişe, nümayişe ve lükse kıymet vermekle uğradığımız hüsranın acısını asla unutmamalıyız. Mevcut e-serleri yıkarak değil, temellinden çatısına kadar ıslah ederek istikbale doğru yol almalıyız.
Vaktiyle «yanlış hesap Bağ-dattan döner» demiştik. Evet, dönüyor, dönüyor amma memlekete de pek pahalıya mal oluyor. Pahalı işlere girişirken ilme, tecrübeye, ahval ve şartlara değer verilirse tarih önünde hesap vermekten kurtulmak mümkündür.
Hayri ALPAR
Demokrat Parti Diyarbakır merkez ilçesiyle merkeze bağlı ilçelerin ve Diyarbakır ilinin senelik kongre gün ve saatlerini bildirir listedir.
ilçenin adı
Kongrenin yapılacağı gün ve saat
9/11/1950 10/11/1950 11/11/1950 12/11/1950 13/11/1950 14/11/1950 15/11/1950 16/11/1950
Perşembe günü saat 14 te Cuma günü saat 14 te Cumartesi günü saat 14 te Pazar günü saat 13 te Salı günü saat 15 te Sah günü saat 14 te Çarşamba günü saat 14 te Perşembe günü saat 14 te
Kulp ilçesi
Silvan ilçesi 1
Bismil ilçesi 1
Çınar ilçesi 1
Lice ilçesi 1
Eğil ilçesi 1
Ergani ilçesi 1
Çermik ilefesi 1
Diyarbakır merkez ilce kongresi 18/11/1950
Diyarbakır tl Kongresi:
19/11/1950 pazar günü saat 14 te (Hava açık olduğu takdirde Parkotel bahçesinde, yağışlı olduğu takdirde Parkotel gazi nosunda yapılacaktır.)
Gündem:
Cumartesi günü saat 14 te
1 — Yoklama,
2 — Kongre Başkan, Başkan vekili ve yazman seçimi,
3 — Yıllık mesai raporunun okunması,
4 — Yıllık kesin hesap müzakeresi,
5 — Yıllık bütçe müzakeresi,
6 — Dilekler,
7 — İdare Kurulu seçimi,
8 — Haysiyet Divanı seçimi,
9 — Büyük kongreye delege seçimi.
Yukarıda yazılı gün ve saatlerde Demokrat Parti Diyarbakır merkez ilçesiyle merkeze bağlı ilçeler ve il kongreleri yapılacağından sayın partililerin ve delegelerin muayyen gün ve saatlerde kongrelerimize teşrifleri rica olunur.
Demokrat Parti Diyarbakır tl tdare Kurulu Başkanı Emin Topalan
lığından emek li sabık Manisa Milletvekili Asım Tümer’in e$I, Y- mühendis İrfan Tümer ve Leman Tümer’in anneleri
ESMA TÜMER çekmekte olduğu hastalıktan kurtulamıyarak 10/11/950 gü nü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 11/11/950 Cumartesi günü öğle namazım müteakip Hacı Bayram Camiinden ebedi medfenine götürülecektir.
Merhumeye cenabı haktan rahmet diler, kederli ailesine ba$ sağlığı dileriz- (6010)
Satılık Arsalar
Kavaklıdere, Güvenevleri ve Bahçeli Evler ile Tasarruf Evleri, İller Kooperatifi yanında toplu ve ayrı, ayrı arsalar. Posta caddesi Ticaret Odası altında No. 44. Tahsin Nayman. Telefon: 16480 akşamları 1G481. (5958)
Satılık ev
İki kat, 4 daire, yolculuk do-layısiyle satılıktır-
Oncebeci Ozanlar sok. Honaz çeşmesi yanında 132 No. lu ev.
(6009)
Devlet O ; n ı. ıı ı
işletmesi ;
Devlet Orman İşletmesi Ilarrbük Müdürlüsünden:
1 — İşletmemizin Karakaya (■ nedfiz orman içi istif yerin de mevcut 574.— 541 M3. 30. kutumun vuk-ırı kökn.'i- tomruk ları on bir parti halinde ve 39.336.— Mj. 3 ) KutUrrl m ■ aşap köknar tomruklan da bir parti halinde olmui. üzen- ceman 613.877 M3. köknar tomrukları 6/11/1950 tarihinden itibaren 19 on dokuz gün müddetle açık arttırma suretiyle s-tısu çıkan’ mıştır.
2 — Açık arttırma 25 Kasım 1950 cumartesi günü saat 1,; da Karabük Orman İşletmesi Müdürlüğünde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metre küpün muhammen bedeli 30. Kuturdan n-afr tomruklar için 27. lira 30. kuturdan yukarı tomruklar için d -30 liradır.
Her parti için ayrı, ayrı, yüzde 7.5 hesabiyle geçici ter :n- ’
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdiirli’ günde, Bartın, Gerede, Devrek, İstanbul işletmeleriyle I-İni memiz.de ve Karakaya bölge şefliğinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaatla
n. (8403)—2461
Ankara Belediye Başkanlığından
Barem dışı 150 lira kadro ücretli Belediyemiz laborantlığına 23/11/1950 gününde sınavla memur alınacaktır.
Talip bulunanların en geç 20/11/1950 gününe kadar Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz olduklarına dair olan belgelerini bir dilekçe ile Belediye Başkanlığına başvurmaları iân olunur.
(8419)—(2471)
Yeni neşriyat
İstatistik Genel Müdürlüğü yayınlarından:
Sayıştay Başkanlığından
15/9/1950 tarihindenberi vazifesine gelmemekte olup ikametgâh adresi de malûm bulunmayan Sayıştay Kesin Hesap Şubesi kâtiplerinden Şevket özürün, işbu ilân tarihinden itibaren bir hafta zarfında vazifesine başlamadığı takdirde müstafi sayılacağı kendisine tebliğ makamında ilân olunur.
(8415)—(2469)
Ankara Hukuk Fakültesi mezunları cemiyetinden
Cemiyetimizin yıllık adi genel kurul tonlantısı 18/11/1950 tarihinde Yenişehir Atatürk Bulvarı Uluçay aparhmamndaki lokalinde saat 15.30 da toplanacaktır.
Lüzumlu ekseriyet temin edilemediği takdirde 25/11/950 tarihinde aynı yerde ve aynı saatte toplanacaktır.
Keyfiyet alâkalılara ilân olunur. Yönetim Kurulu
” P. T. T. İşletme Genel müdürlüğünden
1 — İstanbul Rotary sistemi otomatik telefon santralı ihı: yacı için İdarî şartnamesine ilişkin 4 sahifeden ibaret listesm de vasıfları yazılı 146 kalem otomatik telefon santral y( (1( !-. malzeme alımı kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Bu 146 kalem Rotary sistemi otomatik telefon san i rai yedek malzemesinin muhammen bedeli ambar teslimi (41.000) geçici teminatı (3075) lira olup eksiltmesi 16.11.1950 perşembe günü saat 16 da Ankara’da P.T.T. işletme Genel Müdürlüğü binasındaki Fen Dairesi Başkanlığında müteşekkil satın «İma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuz veya banka mektubu ile kanunî vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat 15 e kadar mezkûr komisyona vereceklerdir. (Postada vaki olacak gecikmeler kabul olunmaz.)
4 — Şartnameler Ankara’da P.T.T. Emlâk ve Levazım Müdürlüğünden, İstanbul’da Yenivalde hanında P.T.T. umumî depo muhasipliğinden bedelsiz olarak verilecektir. (8134)—2384
Bugüne kadar görülen filmlerin şöhretini gölgede bırakacak bir şaheser
Zevk.. Güzellik.. Renk.. Dans.. Neşe ve Müzik
Diğer rollerde: RED SKEL -TON - RİCARDO MONTAL -BAN - BETTY GARRETT
Müzik: Meşhur Samba Kralı
XAVİER CUGAT
Seanslar:
10 - 12 - 14 - 16.15-18.30-21
Haftanın suvare ve 18.30 senas ları şimdiden satılmaktadır.! Numaralı yerlerinizi aldırınız.*
Tel. Gişe: 15031 — Müd. 24075 I
1 — Maliye İstatistikleri:
220 sahifeden ibaret olan bu yayın (1939—1949 yıllarına ait) devlet mâliyesinin gelir ve gider bütçeleriyle, katma bütçe bölümlerini ihtiva etmektedir.
2 — İl özel idareleri istatistiği:
1940—1948 yıllarına ait olan 219 sahife tutarındaki bu yayın, il özel idarelerinin gelir, gider ve bayındırlık işleri bölümlerini ihtiva etmektedir.
3 — Zeytincilik istatistiği:
43 sahife tutarındaki bu yayın, zeytinciliğe ait (1944— 1949) bilgileri ihtiva etmektedir.
4 — Tarım istatistik özetleri: 1934-7-1949 yıllarını içine a-
lan tarım istatistiklerine ait belli başlı bilgiler, özet tabloları halinde, bu yayında toplanmıştır.
Bu yayınlar, ilgililere, mevcudun müsaadesi nisbetinde, parasız olarak dağıtılmaktadır.
Resimli Giireş Mecmuası


BU GECE
Saat 21 de Fransız kadın keman virtüözü
Colette FRANTZ
Piyanoda Mithat FENMEN
HALKEVİNDE TEK RESİTAL
Biletler: Saat 9 dan itibaren Ulus meydanı. Bankalar caddesi Millî Piyango gişesinde satılacak ve akşam Halk-evinde satışa devam edilecektir.
Otobüs temin edilmiştir.
Tel: 11043. Fiyatlar: 500 - 300 - 200. öğrenci: 50 krş., NÜVİT BERİKER KONSERLERİ

Ankara Valiliğinden
11 Genel Meclisi 4/12/1950 pazartesi günü saat 10 da vilâyette Genel Meclis toplantı salonunda toplanacağından, sayın üyelerin belirli gün ve saatte teşrifleri rica ounur. (8312)—2440
Yollar 2 inci Bölge Müdürlüğünden
İzmir Yollar 2 nci Bölge Md. 36235.84 lira keşif bedelli İzmir - Bergama yolunun 33-J-150—44+900 Km. leri arasında menfez tevsii işinin keşfinde değişiklik yapıldığından evvelki ilânın muteber olmadığı ilân olunur.. (8379 — 2468)1
Teşekkür
Annemin tutulmuş olduğu humma ile hemşiremip sağ kolunun sismesinde tedavileri için büyük bir hazakat gösteren Çanakkale memleket hastanesi baş tabibi Necmettin Olkaç’a mütehassıs Bayan Pakize’ye bankamız Ça nakkale Müdürü Bay Nedim Be rin'e Ayvacık ajans müdürü Ke mal Heves’e ve muavini Bay Fet hi Ergül’e yakın alâkalarım evi me kadar gelerek gösteren ar kadaşlanma teşekkürlerimin ib lâğına sayın gazetenizin lavc: şutunu rica ederim.
Kemal Kılar 6011
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan
Bulaşıcı hastalıklar savaşında kullanılmak üzere:
Döviz müsaadesi Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca verilecek olan 50 ton yüzde-yüz saf D. D. T. kapalı zarf usu-liyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme, 15 kasım 1950 çarşamba günü saat 15 de Cağaloğlundaki Sağlık ve S. Y. Müdürlüğü binasında toplanan Sıhhî Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: beher kilosu 325 kuruştan olmak üzere tutarı: 182.500 lira olup, ilk teminatı: 9375 liradır.
3 — istekliler bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — isteklilerin cari seneye ait ticaret odası vesikası ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri,
5 — Postada vaki gecikmeler şayanı kabul değildir.
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Ankara: Cebecide Kâzım Özalp caddesinde imarın 2929 adasının 8,9 parselinde bulunan (475 ve 600) metre kare Bele-. diye Malı yerler (satış bedelinin % 10 miktarı peşinen ve nak-
S
Acele satılık ev
İç Cebeci Tellikaya sokakta «700» küsur metrekare parsel üzerinde üç daireli bir ev (19) bin liraya acele satılıktır. Aynı sokakta 15 numaralı apartı-manın 8 numarasına mü -
KİRALIK — Ucuz Arsalarda (Yeni Mah.) 334 No. da kiralık müstakil kat, (3 oda, koridor, mutbak) görmek istiyenlerin i-çindekilere müracaatları.
İstanbul’da Bakış matbaası tarafından yayınlanan resimli Güreş Mccmuası’nın 3 üncü sayısı da zengin münderecatla çıkmıştır. Kapağını Türkiye fotojenik kraliçesi İnci Lay süslemektedir, Kraliçe Almanya seyahatini ve güreşçileri nasıl gör düğünü anlatmaktadır. Ayrıca Yaşar Doğu profesyonel mi? Nuri Hocanın cevabı. Abdülâzi-
zin huzur güreşleri. Rumeli güreşleri. Koca Yusuf - Kurtdere-
li güreşleri. Son Alman - Türk
güreşleri gibi bir çok güreş yazıları ve resimleriyle çıkan bu
güzel mecmua 50 kuruşa satılmaktadır. Bütün bayilerde bulunur. Okuyucularımıza ehemmi-
yetle tavsiye ederiz.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRO’da Cumhurbaşkanlığı F- Orkestra-sı 1. nci Filârmoni Konseri Şef: Dr- Hans Hörner,- 11. Kasım 1950 cumartesi günü saat 16 da
1 _ C. M. Weber (1786 - 1826) Buryanthe Uvertürü,
2 — R. Strauss (1864 . 1949) Don Juan,
10 dakika ara
3 — L- Von Beethoven (1770 -1827) 5. nci Senfoni Do Minör op. 67 a) Allegro con bria, b) Andante con moto, c) Allegro ve Finale-
Not: 2. nci Filârmoni Konseri 25 Kasımdadır.
ANKARA
Şoför Okulu nda
Yeni devre için kayıtlara başlandı
1 — Okulun müddeti iki aydır,
2 — Okulun ücreti 132,50 liradır.
Bu ücrete motor ve arıza derslerile direksiyon talim masrafları' dahildir.
3 — Amatörler için yalnız direksiyon dersi verilir, ücreti elli liradır.
Okul yeni binada yeni imkânlarla ve yeni esaslarla öğretimi daha pratik bir şekle koymuştur.
Yeni adresimiz: Mebus evleri önü, Teknik üniversite karşısı OTONAMı garajı al-h telefon: 32649-______6007
Kiralık dükkân
Cebecide dört yolda çayıra karşı asfalt üzerinde her i$e elverişli ve bodrumlu bir dükkân kiralıktır. Bitişik dükkâna müracaat. 6012
Kiralık
Maltepe, Fuat Güzaltan sokak No- 21 de 3 oda, hol, elektrik ve suyu olan bir daire kiralıktır.
D. P’ ŞÜKRİYE OCAĞI BAŞKANLIĞINDA:
12/11/1950 pazar günü saat 14 te ocağımızın yıllık kongresi yapılacağından kayıtlı arkadaşların yukarıda bildirilen gün ve saatte ocak binamıza gelmelerini saygılarımızla rica ederiz.
Adres: Nazımbey mahallesi
Sergi sokak No: 1 Ankara-
D. P- Nazımbey Ocağı Başkanlığından:
11 kasım cumartesiye rasllıyan akşam saat 20 de 4 No lu Bu-
cak binasında
kongreye sayın
rifleri rica olunur.
yapılacak olan üyelerin dc teş-
Nazımbey Ocağı İdare Kurulu
Ankara 1 nci İcra Memurluğundan:
(948/261) Mahcuz olup satılmasına karar verilen bir adet 939 model OPEL marka otomobil 23/11/1950 perşembe günü saat 12.30 da 1 nci ve 24/11/950 cuma günü ayni saatte Soğukku-yuda Erguvan sokak 43 No. da tamirci Tamircisi İsmail Bayrak-taroğlunun dükkânı önünde çıkarılacaktır.
Taliplerin satış mahallindeki memura müracaatları ilân olunur. (8436J—2470
den mütebakisi de ihale tarihinden itibaren 11 ay zarfında ve eşit taksitte olmak üzere tediye edilecek ve taksitler muayyen
zamanda verilmediği takdirde bakiye taksitler muaceliyet kes-betmekle beraber ayrıca kanunî faizler de alıcı tarafından ödenmek şartiyle) den 8 numaralı parsel açık eksiltme ve diğeri de kapalı zarf usulü ile artıınıaya konulmuştur.
2 — 8 numaralı parselin muhammen bedeli (11875) lira ve
geçici teminatı (890) lira (63) kuruştur.
3 — 9 numaralı parselin muhammen bedeli (18.000 lira ve
geçici teminatı (1350 liradır. (
4 — Teminat Belediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Şartnamesi her gün belediye tutanak Müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 27/11/1950 Pazartesi günü saat 16 da Bclediye’de toplanan komisyonda yapılacaktır.
7 — 9 numaralı parseü almak isteyenlerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi gereğince hazırlayacakları teklif mektubunu
oelli günde saat on beşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığına vermeleri ve iki parsele istekli olanlar belli gün
saatte komisyona gelmeleri lâzımdır.
(8338) — 2466
İstanbul Posta Telgraf Bölge Başmüdürlüğünden
1 Bölgemiz ihtiyacı için nümune ve fennî şartnamesi veçhile 1450 takım elbise kapalı zarf usuliyle diktiıilecektir.
2 — Bu işe ait eksiltme 27/11/1950 Pazartesi günü saat 15 de Başmüdürlük Alım Satım Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 22392 lira, geçici teminat 1679 lira 40 kuruştur.
4 — Alâkalılar nümuneleri ve şartnameyi görmek, geçici
teminatı yatrmak üzere Başmüdürlük Levazım Şefliğine belli gün ve saatten bir saat evveline kadar 2490 sayılı arttırma ve eksiltme kanununun 31 inci maddesi gereğince hazırlıyacakları teklif mektuplarını numaralı makbuz mukabilinde komisyon Bnşkanlı ğına tevdi eylemeleri ilân olunur. 15137 (8326) — 2467
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotları en ucuz fiyatlarla
Ortaçta
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya kadar Çocuklar için zengin çeşitler
Telefon 11135
Mantoluk
ve yünlü toplukların en güzel çeşitleri
Sizin için getiriyor ■htıyucımzı almazdan
ORTAÇ’a
uğrayınız.
Jarse yünlülerin en zengin çeşit ve renkleri mevcuttur. Fantazi faylar
Borsalino
Şâpka çeşitleri ve en zengin renkleri ile
yeni modelleri gelmiştir.
ORTAÇ
daima sizin kesenizin
dostudur.
Robdeşambr
i Robdeşambr, Gömlek, Ku. l| vat, Eşarp, Kazak, Çorap
Eldiven ve yünlü çeşitlerimiz gelmiştir.
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor-
( Anafnrtalar Caddesi No. 224 I Adliye karşısı, köşe mağaza.
Sayfa: 6
ZAFER
11/11/1950
BUYUK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliyo Sarayı, yeni mağazalar karşısı No.
BUYUK Mağazanın
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini Mutlaka görünüz
— Tel: 15149 — Hikmet Ünal ve Ortağı Kollektif Şirketi
BÜYÜK Mağazanın
İthal Ettiği Avrupa Kumaş
ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır: Garantili elbise diklir
ıra Şubesi
BÜYÜK Mağazanın
Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri ‘ \ gelmiştir. Kürkçü Abdülkadir usta sipariş | kabul etmektedir

İpekli kumaşlar
Lira Kr.
lpeki$ - Amoroza Çamaşırlık jorjet
İpek Birman Sire Saten Anver Saten Fantazi Sambalar
M. Bedeli
16822
16244
13840
Kadastronun Parsel
Kiralık
Apartıman mağaza depo
Kaloriferlidir
Maltepe Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Koç Talebe Yurdu karsısında- Müracaat Tel: 14165 Halil 5988
Nazarı dikkate
Toptancılara yaptığımız tenzilâtlı sahs gibi, müstehlikleri de gözöriünde bulundurarak perakende satışlarda da tenzilât yaptığımızı sayın hemşehri ve müşterilerimizin dikkatine arzede-riz. Bir defa teşrifiniz menfaatiniz icabıdır- Toptan Bak kaliye Mağazası. f HELVACIOĞLU KOLLEKTİF ŞİRKETİ
Koyunpazan, Saraçlar sokak No. 32 Telefon: 11279.
ORTAÇ Mağazası: Anafarthlar cad. No. 224 — H. BALCI Mağazası: Anafartalar Cad. No. 90
ALMAÇ Mağazası: Anafartalar cad. No. 118 — SEVİM Mağazası: Anafartalar cad. No. 356
ÖMER KABAK: Anafartalar cad. No. 210 — KAMELYA Mağazası: Anafartalar cad. No. 34
M. ALİ ERKUT: Ulus Meydanı No. 234 — İSTANBUL Bonmarşesi Anafartalar Cad. No. 316
r
DİKKAT
Tiryakilere müjde Kahve 10 liraya Halis lemiz ince ve taze kahve ancak Tiryaki kahve ve çay ticarethanesinde bulunur
Sahibi: SAMİ SAZLIK
Merkezi: Anafartalar, Hükümet caddesi, Orman Çiftliği karşısı Tel: 12966.
Şube: Hamamönü No. 138 — Tel: 13345.

(5929)
MABEL
EN İYİ E N NEFİS ÇİKOLATA
Karacabey Harası müdürlüğünden
Kurumumuz yetiştirmesi 949 doğumlu üç baş safkan İngiliz tayı ile 948 doğumlu bir baş safkan arap tayı 12.11.950 pazar günü Ankara yarış Hipodromunda yarıştan arttırma ile satılacaktır.
Satılacak taylar
Doğumu Anası Babası
önce açık
Cinsi
Irkı
Apeleakin Yuconia Stafenette Sübeyha
Legal Fare Legal Fare Legal Fare Hedban
Erkek Erkek Erkek Erkek
İngiliz İngiliz İngiliz Arap
• . .. ■
Safkan Ingiliz tayları
İstanbul Simsaroğlu harası mahsullerinden 1949 doğumlu beş (5) saf kan İngiliz layı 12 Kasım pazar günü saat on üçte Ankara hipodromunda satılacaktır.
Mağazamızda yapılacak umumi tadilât ve tevsiat münasebetiyle
Görülmemiş UCUZLUK başladı
Yeni fiyatlarımızı sunuyoruz
Yünlü kumaşlar
Lira Kr.

Erkek kumaşları








Ayrıca UCUZ parça sergisini görünüz
4.50 4.90
5.75
11.80
14—
12.50
375
Mantoluk Avrupa ipliği
) Amerikan
) Ağır düvitin
Robluk Ipekis
) Fantazi
Tuit kit Avrupa Astaragan )
16.50
15—
23.50
9.90
11.75
32—
43—
♦ ♦ ♦



Lira Kr.
Kurombi paltoluk Hereke Mulineler Merinos Mulineler Ingiliz ipliği mulineler Ingiliz Kuponları Kaseler Paltoluk yerli
64—
20—
22—
18.50
130 - 160—
10:50
23—
(Taksitle arsalar satılacak)
Türk Hava Kurumu Genol Merkezinden:
1 — Ankara’da Yenituran mahallesinin Akköprü mevkiinde ada ve parsel numaraları aşağıda yazılı arsalar, parsel parsel veya hepsi birden kapalı zarf usuliylc ve taksitlerle satılığa çıkarılmıştır. (On dört parsel numaralı arsa şuyuludur.)
2 — İhalesi 16 Kasım 1950 tarihine rastlıyan perşembe günü saat (15) te Sergievindeki T. H. K. Merkez binasında yapılacaktır. Şartnamesi Levazım şubemizden parasız alınabilir.
3 — İstekliler, teminat mektup veya makbuzlarını da ihtiva eden teklif mektuplarını kadar teslim etmelidirler. Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir.
. .. Teminatı
Kiralık iki müstakil ev
Ulucanlar çarşısı hitamında su elektrik yağlı boya ve musambalı iki müstakil daireli 14 No lu hane kiralıktır- Taliplerin is saatlerinde 22924 No. lu telefona müracaatları. 6006
Ankara Belediye Başkanlığından
10/11/1950 cuma gününden itibaren koyun etinin perakende satıs fiyatının 185 kuruş olarak tesbit edildiği sayın hemşehrilere ilân olunur. 2465
İzmir Yollar 2. Bölge müdürlüğünden
1 — Eksiltmeye konulan iş: İzmir - Bergama yolunda 33-1-150—444-900 Km.lcr arasındaki sanat yapıları ıslah ve tevsii işi olup keşif bedeli 36235.84 liradır.
2 — Eksiltme 16/11/1950 Perşembe günüjsaat 11 de Yollar 2. Bölge Müdürlüğünde toplanan komisyonda kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı bölge kaleminden görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi surette başarmış veya idare ve denetlemiş olduklarını ispata yarar belgeleri ile eksiltme günümden en az üç gün önce yazı ile Bölge Müdürlüğüne müracaat ederek bu işi için yeterlik belgesi almaları.
b) 1950 yılı Ticaret Odası belgesine haiz olmak.
c) 2717.69 lira geçici teminat yatırmaları.
5 — isteklilerin 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince ha-zırlıyacakları yüklenme mektupları zarfının arkasına mum yapıştırılacak para ile olmamak şartile mühür veya imza ile iyice kapatılması ve eksiltme günü saat ona kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (8143) (2376)
Balıkesir Valiliğinden
1 — Balıkesir - Şamlı - Ilıca yolu Kim. 16-j-OOO—304-000 arasında yapılacak toprak tesviyesi işi (40175.00) lira keşif bedeli' üzerinden kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. 10 bin lirası 1950 de bakiyesi 951 de ödenecektir.
2 — İhalesi 25 Kasım 1950 cumartesi günü saat 11 de 11 Daimî Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait bütün evrak her gün Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin 3013 lira 13 kuruş teminat yatırmaları veya bu miktar banka mektubu veya makbuzu ile ticaret odası vesikası ve ihale gününden en az üç gün evvel (tatil günleri dahil) buna benzer 30 bin liralık iş yaptığını gösterir belge ile Valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları ve 2490 sayılı Kanunun hükümlerine göre hazırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabili vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
(83301—2451
Türkiye Zirai Donatım Kurumu Ankara deposu müdürlüğünden
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Gazi İstasyonunda bulunan Ankara Deposu sahasında pazarlık suretiyle 60 tonluk bir beton havuz yaptırılacaktır.
Şartname Depo Müdürlüğünde her zaman görülebilir ve temin edilebilir.
Pazarlık günü 15/11/1950 saat 14 de olup isteklilerin aynı gün ve saatte Depo Müdürlüğünde bulunmaları ilân olunur. Tel: 31121 (8331)—(2453)
Metrekare Miktarı
M. Fiatı
Kuruş Lira
Elektrik santralı tesisatı satılacaktır
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden: İşletmemizin Gelik Bölgesinde bulunan ve evsafı aşağıda yazılı 2X800 HP. takatında bütün teferruatı ile kullandır vaziyetteki elektrik santralı tesisatı satılığa çıkarılmıştır. 1
Kazan: Babcock - Wilcox 3,5 ton/saat 12 Kg. Cm2 2 adet.
Buhar makinesi: Şakuli iki inbisatlı 800 HP. 2 adet. Jeneratör: Açık tip 690 KVA 500 Volt 50 Hz 3 safhalı 4- sıfır çıkışı 2 adet
Elektrik tablosu: Bütün kontrolü havi ve 2 çıkışlı mermer panolu komple.
Bütün tesisat komple ve işler vaziyette olup, talep vukuunda mufassal listeler gönderilecektir.
Buhar makinelerine ait yeni yedek parçalar da mevcuttur.
Talfplerin tesisatı görmek için İşletmemiz Ticaret Müdürlüğüne müracaatta bulunmalar lâzımdır.
İhale 29/Kasım/1950 çarşamba günü saat 16 da İşletmemiz Ticaret Müdürlüğünde yapılacağından teklif ve % 7,5 teminatı havi kapalı zarfların en geç aynı gün saat 15 e kadar İşletmemiz Genel Sekreterliğine tevdii rica olunur.
Postada vuku bulacak tcahhurlar nazarı itibara alın-mıyacağı gibi zamanında verilmiyen teklifler de kabul e-dilmiyecektir 1
İşletmemiz idaresi ihaleyi dilediğine yapıp yapmamakta serbesttir. (8380)—2457
5
VİTAMİNLİ
F
PARO

İpekişi - Yünişi
Bankalar C. 23-25 Tel:12180
HARVESTER

Muvaffakiyete erişen çiftçiler FARMALL MD Diesel nıodelini.terCih ediyorlar...
Farmall MD Modeli, büyük, muhtelif işler yapan çiftliklerde tam bir Diesel takati temin etmektedir. Bu modelin 4-silindir-li motörü, bu derece şöh-•ret bulmuş olan International Harvester motör-lerindeki biçim, kalite ve işleyiş hususiyetlerini bir araya getirmiştir.
Esas itibarile Farmall M Modelinin ayni olan. McCormick International Farmall MD Diesel Modeli doğrudan doğruya trak töre takılan veya çekme suretiyle idare edilen büyük boy takım âletlere sahiptir. Sağlam kudreti ayni zamanda (kuyruk mili İve kavış kasnağı va-international HARVESTER EKPORT Co. chicaoo
TOrkiye Oenel M0me»«llliğl : TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0. İSTANBUL - ANKARA - ADANA - ESKİŞEHİR - KONYA
sıtASDeı büyük makineleri da çalıştırır.
■ M ödem maki-
neleşmiş ziraatin kalbi o-lan. E ar mail Sistemi ile DissdL'fdkatı burada bir-. birine girift olmuştur. Traktörünüzü uzun saat-İeİ^Jıştınyorsanız, Die-seıın temin ettiği tasarruftan istifade ediniz.Ay-ni zamanda binlerce çiftçinin daha az parayla daha fazla istihsal elde etmesine yardım eden Diesel ve Farmall Sistemlerinin birleşmesinden de istifade etmiş olursunuz. Şayet bir benzin veya gaz motörünü tercih ediyorsanız, bu halde Farmall M Modelini görünüz.
i us.a.
INTERNATIONAL
ANA SÜTÜNE
EN YAKIN
ÇOCUK MAMASI
Memur alınacak^
Hv. Kuvvetlerinin muhtelif birliklerinde istihdam edilmek üzere 15-35 liralık memur alınacaktır.
Taliplerin Memurin Kanununun (4) maddesindeki şartları haiz olması ve imtihanı kazandıkları takdirde Komutanlıkça gösterilecek yerlerde 5 sene müddetle çalışacaklarına dair taahhüt senedi vermeleri lâzımdır.
imtihan 20/Kasım/1950 pazartesi günü saat 10 da Komutanlık binasında yapılacaktır.
isteklilerin vesikaları ile beraber dilekçelerini 17/Kasım/95' Şubesinde
akşamına kadar Ankara’da Komutanlık Personel bulundurmaları lâzımdır.
İlân olunur.
(82501
240'
Ankara Doğum jEvi ü H Baştabipliğinden «!■
1 — Ankara Doğumevinin ihtiyacından bulunan 41 kalem ilâç 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Satın alınacak olan ilâçların muhammen bedeli 3513 lira 80 kuruş olup geçici teminatı 263 lira 54 kuruştur.
3 _ İstekliler iş saatleri dahilinde müessese Baş Hekimli-
ğine müracaatla şartnameyi ve listeyi görebilirler.
4 — ihale 24/11/1950 perşembe günü saat 14.30 da müesse-sede toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
5 — isteklilerin gösterilen gün ve saatte geçici teminat
makbuzları ve yeterlik kâğıtları ile birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (8294)—2438
Türkiye’Cumhuriyeti’Merkez Bankası W Umum Müdürlüğünden ||
Bankamızın Ankara ve İstanbul Şubelerinde çalıştırılmak üzere İngilizce, Fransızca ve Almanca lisanlarına vâkıf olanlar arasından müsabaka ile memur alınacaktır.
imtihana iştirak için askerliğini yapmış olmak ve evvelce Bankamızca açılan lisan imtihanlarına girmemiş bulunmak lâ-
Yazılı imtihan günleri aşağıda gösterilmiştir.
27 Kasım 1950 Pazartesi saat 14 te İngilizce
28 Kasım 1950 Salı saat 14 te Fransızca
29 Kasım 1950 çarşamba saat 14 te Almanca
30 Kasım 1950 perşembe saat 14 te Türkçe kompozisyon
Yazılı imtihanda kazananlar ayrıca sözlü imtihana çağırılacaklardır. irı«nw,»],”r
Kazananlar, lisan bilgileri, tecrübe ve,kabiliyetleri gözö-nünde tutularak ücret veya maaşla tayin edileceklerdir. İmtihanlar Ankara ve İstanbul’da yapılacaktır.
isteklilerin 25 Ksım 1950 tarihine kadar Ankara’da Umum Müdürlük Personel Servisine, İstanbul’da Şube Müdürlüğüne müracaatları. (8222)—2405 j t j» .
ri«nwt:*r

Comments (0)