CUMARTESİ
11
MART
1939
§5) YENİ SABAH
İDARE YEM
istaabul NuraoflBMuıiyv Telgraf: 1
ISTAN*
Telefon: — 20795
Birinci yıl — No. 3Q5
GÜNDELİK SİYASİ HALK GAZETESİ
CUMHURREİSİMİZ
HALK PARTİSİNDE
3
KURUŞ
Almanyaya Ismarlanan yeni Vapurların mukaveleleri
r Alman ve Fransız gazeteleri a-rasında cereyan eden bir münakaşa milletler arası siyasete alâkadar olan herkesin dikkatini celbedebi-lecek bir mahiyet arzediyor. Bu münakaşa dünyanın bugün aldığı istikrarsızlığın mes’uliyeti kime ait olduğu meselesine temas etmesi itibariyle biraz tamik edilmeğe değer.
Fransız gazetelerinden biri Al-manyadaki silâhlanma hareketinin Almanyadaki sefaleti arttırmakta olduğundan bahsetmiş. Filhakika. Almanya bugün, bir bakıma, pek hayret ve esef edilecek bazı manzaralar gösteriyor. Umumî Harpte Almanyada şahid olduğumuz bazı mahrumiyet ve sıkıntıları bugün müsalâhadan yirmi sene-den’beri fazla bir zaman geçtiği halde tekrar görüyoruz. Almanyada belki işsizlerin sayısı ve nisbeti başka memleketlere nazaran daha azdır. Belki Alman amelelerinin yaşama seviyelri nisbetle daha yüksektir. Almanya birçok yeni binalar, muhteşem yollar yapmıştır. Bütün bunlar doğru olabilmekle beraber Almanyada kıtlık demiye-lim de büyük bir yiyecek sıkıntısı vardır. Alman mensucatı keyfiyet itibarile kaybetmiştir. ”Ersatz” lar her sahada yüz göstermişlerdir. Almanyadan dönenler orada iyi cins eşya bulunmayor artık esefile geliyorlar ve yiyeceğin ne kadar tahdit edilmiş olduğunu, pahalılığın ne kadar arttığını söylüyorlar.
Bir iktisatçı ve maliyeci gözü-le Alman istatistikleri, muamele hacimleri karıştırılacak olursa hasıl bir neticeye varılacağı meşkûktür. Herhalde, göze çarpan harici manzara Almanyada memleketi rahatsız eden, halkı muzta-rib eden bir dert bulunduğunu haykırıyor. Alman milletinin büyük meziyetlerini eski silâh arkadaşları sıfatile yakından biliriz. Tahammül ederler, disiplini bozmazlar. Memleketin selâmet ve menfaati mevzuubahs olduğu zamanda her fedakârlığa katlanırlar. Binaenaleyh, bugün bütün Almanya Führeriin bir işareti üzerine tek bir insan gibi hareket ediyor ve her fedakâlığa hazır bulunuyorsa bu bize yalnız Almanların fıtrî meziyetlerini, yüksek karakterlerini isbat eder. Gerçekten mesud ve rahat olduklarını göstermez. Alman-1 yada her şey müstakbel bir harp i-çin teşkilatlandırılmıştır. Hattâ Almanya şimdiden bu harp hayatının içindedir.
Almanya böyle yapmağa mecbur mu idi? Almanyayı bu harekete sevkeden âmil sırf hırsıcah, istilâ, tahakküm emelleri midir? Şeref ve haysiyet mefhumuna sahip her millet gibi, tereddüt etmeden, teslim ederiz ki Almanya başka türlü hareket etmiş olsa idi büyük bir millet sıfatile değil sadece bir millet sıfatile insanlık hakkından vazgeçmiş, vazifesi başından kaçmış sayılmak iktifa ederdi. Versay muahedesi Almanyayı suçlu, aşağı bir mevkie koydu. Alman milleti musalâha akdedilirken kendisin* yapılan hareketleri silip atmak, şerefli, diğerlerde müsavi bir mevki almak ıztırarında idi. Bu uğurda yapılacak hiç bir fedakârlık fazla sayılamazdı. Millî mücadeleyi yapan Türkler Alman milletinin duyacağı ıztırabı, yükselmek için bes-liyeceği iştiyakı pek derinden his-•derler.
Alman gazetesinin Fransız gazetesine verdiği cevapta bir milletin en hayatî menfaatleri hürriyet ve emniyeti olduğunu, Almanların bu uğurda her türlü fedakârlığı memnuniyetle yaptıklarını söylediği zaman her^memlekette vatan
HÜMyin Cahid YALÇIN (Sonu 3 üncü sayfada)
Millî Şef Seçim İşlerile Meşgul Olarak Direktifler Verdi
Milli Şef evvelki gün ziyaret ettikleri Maden Tetkik Enstitüsünden çıkarlarken
Ankara, 10 (A.A.) — Cümhur Reisi millî şef İsmet İnönü bu gün saat on dokuzda refakatlerinde başvekil Dr. Refik Saydam bulunduğu halde Cümhuriyet Halk Partisi U-mumî merkezine teşrif buyurmuşlar ve Genel Sekreterle berabr bir saat intihap işleri ve hazırlıkları ü-zerinde meşgul olarak lâzım gelen direktifleri vermişlerdir.
Saat yirmide Parti Umumî merkezini ter kederken, Partiye teşriflerini gören halk meydanda toplana-
00)0000000000000
rak millî şefi coşkun ve candan tezahüratla alkışlamışlardır.
Danimarka elçisi itimatnamesini verdi
Ankara, 10 (A.A.) — Danimarka elçisi B. Sven Peter Duurloo, bu gün saat 15 buçukta Reisicümhur İsmet İnönü tarafından, mutat merasimle kabul edilmiş ve kendilerine İtimatnamesini tekdim etmiştir. Ka-bulesnasında, Hariciye Umumî Kâ. tibi Büyük Elçi Numan Menemenci-oğlu da hazır bulunmuştur.
Çekoslovakyada Yeni Vahim Hâdiseler
Slovakya Başvekili Azledildi Ve Örfi İdare İlân Edildi
Berlin: 10 (A. A.) —Bnatisla-vadan alınan haberlere göre Çekoslovak asken makamları Slo -vakyada öfı idare ilân etmişler -dir.
Muhtariyet taraftarı olan birkaç bin Slovak hükümet merkezinin önünde toplanarak:
“Esir olmak istemiyoruz, ser -best bir Slovakya istiyoruz.,,
Diye bağırmışlardır.
Vak’a mahalline polis müfrezeleri sevkedilmiştir. Çek teşekküllerine silâh dağıtılmıştır. Bu sabah Bratislavada müsademeler
( 'onu 3 üncü (tayfada)
Bulgar Başvekilinin Ankara Seyahati
Tesbit Edilen Resmî Ziyaret Programını Bildiriyoruz
Ankara, 10 Hususî) — Bulgar Başvekili Köseivanof’un memleketimize yapacağı ziyarete hususî bir ehemmiyet atfedilmektedir.
B. Köseivanof, 15 martta Bul-garistandan hareketle 16 martta lstanbulda olacaktır. Ayni gün hu. susî bir tirenle Ankaraya hareket edecek olan Ekselâns Köseivanof a refikası, kerimesi, hususî kalem mü dürü, Demiryolları umum müdürü, protokol şefi, matbuat müdürünün riyaseti altında 8 gazeteci refakat edecektir.
Sofya Elçimiz de refikaları ve kerimelerile birlikte gelecektir.
Ekselâns Köseivanof, Ankarada 3 gün kalacak, pazar akşamı hususî tirenle Istanbula avdet edecektir, lstanbulda kaç gün kalacağı kat’î (Sonu 3 üncü sayfamızda)
Ekse ans Köse tvaıof
Feshediliyor
Denizbank Teşkilâtında da
Büyük Değişiklikler Oluyor
Denizbank tarafından Almanya-nın Krop fabrikalarına ısmarlandıktan sonra Neptün Verfin tezgâhlarında inşa edilecek olan VI sistemi 3500 tonluk üç büyük vapurun sipariş mukaveleleri iki tarafın arzu-sile feshedilmek üzeredir. Bu vapur ların inşası Krop fabrikalarile evvelce kararlaştırıldığı gibi Neptün tezgâhlarına havale edilmişti. Fakat memleketimize gelmiş olan Etriis. kün ve henüz Almanyada bulunau eşlerinin bir çok kusurları görüldüğü ve şartnameye de uygun inşa e. dilmedikleri görüldükleri için bu tezgâhların büyük vapurlar inşa e-decek kabiliyette olmadığını göster, miştir.
Esasen mukavelenin imzalanmasından sonra uzun müddet geçtiği halde üç vapurdan daha ancak bi-
B. Stoika
Rumen Büyük Elçisi Geldi
Romanyanm ilk Ankara büyük elçisi B. Stoika dün şehrimize muvasalat etmiş ve sefaret erkânı tarafından karşılanmıştır. Büyük elçi akşam üstü ekspresle Ankaraya hareket etmiştir.
Bugün Taksimde Halka bir konferans verilecek
Mebus seçiminin yaklaşması do-layısile dün Cümhuriyet Halk Partisi merkez binasında, Parti kaza başkanları ve Halkevleri reisleri bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda seçim işlerile meşgul olmak üzere bir komite teşkil edilmiştir. Bu komite dün akşamdan itibaren içtima-lanna başlamıştır.
Bugün Taksimde yeni intihap münasebetile saat 5 te halka bir konferans verilecektir. Ayni zaman da Şehremininde de halka hitaben bir konferans verilecektir.
Almanya Rumanyaya Mühim İktisadî Tekliflerde bulundu
Yazısı 3 üncü sayfada
Almanyada yaptırıl y nî gemilerimizden biri tezgâhda
rinin tezgâha konulması da vaziyeti açıkça meydana koymuştur. İktisat Vekâleti bunun üzerine muayyen müddetin geçmesinden ve küçük vapurların bile matlûp şekilde inşa e-dilememiş olması yüzünden Krop fabrikalarım protesto etmiş ve ayni
zamanda mukavelelerin de feshini istemiştir.
Esasen yapılan tetkiklerden gerek Krop ve gerekse Neptün Veref-tin yapılan bu şikâyetlerin haklı olduğunu anlamış olduklarından bu (Sonu 3 üncü sayfamızda)
Eski Vali Muhittin Üstündağ Hakkında Y apılan İhbarlar
Belediyedeki Müfettişler Bu Mektupları da Tetkik Edecekler
Ankaradan Yeni
İstanbul belediyesinde esaslı teftişler yapmak üzere şehrimize gelmiş olan mülkiye teftiş heyeti vazifesine devam etmektedir.
Müfettişler, şimdüik teftişlerine ait ihzari hazırlıklarda bulunmaktadırlar.
İstanbul belediyesinde yapılan son teftiş bundan yedi sene evvel yani 1932 senesindedir.
Binaenaleyh gelen teftiş heyeti yedi senelik belediye muamelelrin saslı bir tetkikten geçirecektir. Tef. tiş heyeti, şimdilik mesaisini beldi-ye muhasebesi üzerinde teksif et. miştir.
BELEDİYEYE YAPILAN İHBAR MEKTUPLARI
Sabık vali ve belediye reisi Muhittin Üstündağ makamından ayrıl, diktan sonra İstanbul belediyesi riyasetine bir çok imzalı ve imzasız ihbar mektupları gelmiştir.
Adetleri bir hayli yüksek olan
Eski vali Muhittin Üstündağ bu mektupların bazıları madde tasrih ederek Üstündağa bir çok suiistimaller isnat etmektedir.
Belediye riyaseti tarafından muhafaza olunmuş olan bu mektuplar! teftiş heyetine verilecek ve tefi iş (Sonu 3 üncü sayfada )
HlR sabah
Gider Ayak Bir Mürüyvetjösteremez mi ?
Eski tramvay şirketi idaresi ta I rafından işlerine nihayet verilmiş işçilerden bir ricananıe aldık. Bu işçiler elektrik şirketi tarafından iş. terinden çıkarılan ıniistalıdimlere küçük te olsa bir ikramiye verildiği halde kendilerinin bu ikramiyeden mahrum edildiklerini ileri sürmekte ve eski tramvay şirketinin insaf nazarını çekmemizi istemektedirler.
Bizim bildiğimiz eski tramvay ve elektrik şirketleri umuru haki, kati hakle ayni idare tarafından ted j vir edilirdi. Binaenaleyh bir idare-' nin işlerine nihayet vermek mecbu I riyetiııde kaldığı bir kısım işçilerine |
ikramiye verip yüzlerini güldürdüğü halde diğer bir kısım amelesini bu İkramiyeden mahrum edip boyunlarını bükük bırakması şehrimizde yollarca iş yapmış büyük bir müesseseye ne insaf, ne de işçi arasında müsavat gözetmek bakımından hiç yakışmıyaıı bir harekettir.
Umarız ki eski tramvay şirketi mahzun ve lıoyuııları bükük bıraktığı beş on amelesine ikramiyelerini vermek suretile, hem onları sevindirmiş, hem de güzel bir jestle aramızdan ayrılmış olur.
A. Cemaleddin SARAÇOĞLU
Sayfa ı 2
Yazan i M. SIFIR
Ttfrika No 26
0J?JAA fi A f?A MfHMl DİN HATIRA vt İTİRAFLARI
Onnik Yediği İlk Darbe İle Yere Yıkılmıştı
İngiliz Polisleri it Kaçmağa bt
Hemşinthıin, o akşam San i Onnik ’ e lâyık olduğu dersi verecek | vakti yoktu. Çünkü, Kâhya onu 1 Maltepe Endaht mektebinden ya -I levaya geçirilecek silâhlar için ı bir mavna tedarik ettirmek üzere, Arap camisine Rizeli Ahmet kaptana gönderiyordu. Bu vazife, elin soysuzuna uymaktan menediyordu onu. Bu sebeple işi tathyarak bu habisin elinden kurtulmak istemiş -ti. Vat
— Ali Osmanın kim olduğunu tanımıyorum. Beni birine benzettiniz Mösyö galfba..
Demiş ve ilerlemişti. Türklere sataşmaktan, eziyyet etmekten zevk duyan bu şerir, Hemşinlinin arkasından koşmuş, yakasından tutmuştu. Şuracıkta tekran yüz kızartacak nice açık küfürler sa -vurmuş ver
— Sana ben krokerde söylettiririm, Kâhyanın nerede olduğunu.
Diyerek götürmek istemişti. Vaziyetin gerginleştiğini, üniformalı polislerin de sinsi sinsi kendisine yaklaştıklarını gören Hem -şinli, birden silkinmiş, Sarı On-nlği yere sermişti. Bacaklarının bütün kuvvetile Çeşme meydanına doğru koşmağa, kaçmağa başlıa -inişti. O kaçıyor, berikiler de ayni hızla kovalıyorlardı. Hemşinlı yokuşun nihayetini bulmuş, tramvay yoluna dönmüştü, sağdaki büyük ve harap sebilin yanındaki dar sokağa sapacağı sırada arka -sından iki silâh bîrden patlamıştı. Gerçi kurşunlar boşa gitmişti. Fakat atılan bu silâhlar Hem.şinliyi çileden çıkarmış, vazifesini unutturmuştu.
Girdiği karanlık sokaktan, Un-kapanı köprüsü ile kalafat yeri a-rasında bulunan caddeye çıkmış ve hemen sol tanafta duvara dayalı duran eski saç levhaların arkasına gizlenmişti. Korkusundan sanma -ym sakın. Oracıkta kılıfından çıkardığı tabancasını sağ cebine sokmuş, uzun bıçağını sıyırmıştı. Düşmanlarının üzerine atılmak için bir yay gibi gerilmişti. San Onnik ile polisler, karanlık sokağa da girmek cesaretini göstermişlerdi. Fakat, korkularından biribirlerine sokulmuşlar, gayet yavaş adımlarla, yanlarını ve ilerisini gözliyerek, dinliyerek İlerliyorlardı.
Köşeye doğru çekine çekine yürümüşler, durmuşlardı. Çıkacakları yolun iki tarafına, sakınarak bakıyorlardı. Yolun ıssız ve sessizliği cesaretlerini kırmış, düşündür -müştü onları.
Fakat, bir umacı değil bir Azrail dehşetiyle, yalın bıçak ileri a-tılan Hemşinli, üçünü de şaşırtmış, akıllarını başlarından aşırtmıştı. Onnik yediği ilk darbe ile yere yıkılmış, inip kalkan bıçağın bîr şimşek gibi parlıyan yalımı polislerin gözlerini kamaştırmıştı. îkisi birden, Onniği yattığı yerde bırakmışlar, kendilerini, dar sokağı saran karanlıkların kucağına atmışlardı. Biri kaçaıbilmişti, fakat diğeri sağ kaburgaları üzerinden yediği bir darbe İle sağdaki duvara abanmış, sanı yanan çomarlar gibi ulumağa başlamıştı. ı
Hmşinli bıçağının kanını, yerde ölüm ihtilçlariylıe kıvranan On-niğin arkasındaki paltonun eteğile •ildikten sonra, köpek sesi işiten bir tilki sürat ve sessizliği ile kalafat yerine doğru uçmuştu. Biraz sonra, Rizeli Ahmed Kaptanın e-vinde İdi: O, yolda geçirdiği kanlı hâdiseyi olduğu gibi unutmuş, kaptanla kaçırılacak silhlar üzerine görüşmeğe koyulmuştu.
O gece sabaha karşı, tbnahim de, Tophanede mezbahaların bu -
TENlSABAH
Yangın yerinde Dûn İkinci Bir Keşif Yapıldı
Elektrik sigortası nizamsız mı yapılmış
Bultanhamamı yangın mahallinde dün de bir keşif yapılmıştır.
Müddeiumumi muavinlerinden B. Necati ile Sultanahmet 1 inci Sulh ceza hâkimi B. Reşidin de iştirak ettiği bu keşifte, ehli vukuf tarafından esaslı tetkikat icra ediL miştir.
Dün sabahki keşfe Nafıa Vekâleti elektrik İdaresi mühendislerinden Selim Bil ve Nejat ta iştirak etmiştir.
Diğer taraftan Atabek hanının yıkılmasına devam olunmaktadır.
Yangın yerinde inhidam tehlikesi tamamen önlenmiştir. Ankaz altında çıkan elektrik sigortalan ve sayıcı âletleri, dün keşif esnasında tetkik olunmuştur. Bunların üzerlerinde nizama muhalif olarak san bir tel bulunmuştur. Asıl aranan e-lektrik ütüsü de yakında ankaz alfandan çıkarılacaktır.
BELEDİYEDE :
Belediye muhasebe teşkilâtında değişiklik
İstanbul Belediyesi tahsil ve tahakkuk işlerini iyi bir şekilde organize etmek için muhasebe teşkilâtında yapılması lüzum görülen de. ğişikllğe dair bir lâyiha hazırlanmıştır. Lâyiha yapılacak değişiklik bir kanun olduğundan Ankarada Dahiliye Vekâletine gönderilecek ve yeni bir kanun istenecektir.
Yeni hazırlanacak kanununda, bilhassa belediye tahakkukatından, ve bu tahakkukatın vakti zamanında yapılamamasından belediye tahlil şubeleri müdürlerinin mesul tu tulması esası derpiş olunacaktır. Et fiatları yükselecek
İstanbul kasapları, dün Belediye iktisat işleri müdürlüğüne müracaat ederek bugünkü mevcut narhla koyun eti satmağa imkân olmadığını, mütemadiyen zarar eylediklerini söyliyerek narhın bir miktar yükseltilmesini istemişler -dir. Bu müracaat üzerine iktisat işleri müdürlüğü meseleyi esaslı bir şekilde tetkik etmeğe başlamıştır.
Hayvan borsasında ve mezbahada yapılan tetkikat sonunda et fiyatlarının bir miktar yükseltil© -ceği zarurî görülmektedir.
Mi Osman ağa Kaçak gezdi JT •ıralarda hoca kıyafeti ile
lunduğu cadde ile rıhtım arasındaki arabacılar sokağında, bir düş man polisi ile hafiyesini sıkıştırmış ti. Polisin sağ elinin parmaklarını doğramış, hafîyenin de yanağile burnunu budamıştı. Bu hâdise de şöylece olmuştu.
Mepavrili İbrahim, tophane fabrikalarında çalışan bir tüfekçi us-tasile anlaşmıştı. Usta, fırsat buldukça bulduğu gizli bir yoldan fabrika ambarına giriyor, eline geçirdiği mavzer namlu ve makaniz-malarmı ve bazan da makineli tüfek akşamını çıkarıyor, İbrahim usta vasıtasiyle Ali Osman kâhyaya gönderiyordu. Hadise gecesinin günü, Eşref usta ele geçirdiği fır-satlan kaçırmamış, beş defa girip çıktığı fabrika ambarından tam elli altı adet mavzer makanizması ile bazı makineli tüfek akşamı çıkarmıştı. Bunları da her zamanki gibi, hâdise mahallinde ahırlardan birin de yatıp kalkan arabacı Hüsamed-din adında birine Mepavrili İbrahim tarafından alınmak üzere bırakmıştı.
Sabah yaklaşmışta. Mezbaha eivarı mahşer gibi kalabalıkta. Mepavrili İbrahim, Galatadaki sabahçı kahvelerinin birinden çıkmış, Rus manastırının bulunduğu sokak tan mezbahaya doğru geliyordu. Gecelediği kahvede, vakit geçir -mek için biri ile kumar oynamış, o günkü kazancını olduğu gibi vermişti. Bu sebeple, her vakitki neşesini kaybetmişti .Durgun ve biraz da kızgın gibi görünüyordu. Kalabalığı yararak geçmiş, yüz numara ların karşısındaki karanlık sokağa girmişti. Gideceği ahırın bulunduğu sokağın başındaki kahveci de dükkânını henüz açıyor, yanındaki izbenin önünde, güğüm ile pişirdiği salebi karıştıran komşusu Hayrullah İle şakalaşıyordu.
Mepavrili bu köşeyi kıvrılınca, diğer sokaktan ilerliyen düşman polislerinden onbaşı “Kıravfort,, ve Ağobyan hanının hafiyelerinden Midlllili Kosta İle karşılaşmışta Bu Baltabaşların ikisi de, yaptıklarını bilmiyeoek kadar sarhoştu. Sallana savrula ilerliyor, belli kİ bulaşacak bir adam arıyorlardı. Kendi dillerinden, ayn ayn birer şarkı tutturmuşlar, ulur gibi bağırıyor -lardl. (Devamı var)
r-----------------------------\
; Ulusumuzun evlât sevgisine ‘
■ inançlıyız. Bikes yavrunun yok-g sulluğunu gidermek için yılda
■ bir lira verip Çocuk Esirgeme
■ Kurumuna liye olunuz!
Halkevinde Verilen Hint Konseri
Hintli musikişinas konser esnasında
Dün saat 18 de Eminönü Halke-vlnde Hind musikişinaslarından pro. fesör (Krişna Narani Suami) Hind millî havalarından müteşekkü bir konser vermiştir.
Müzisiyen meraklı davetliler huzurunda evvelâ İngilizce olarak se. yahatindeki maksat ve gayeyi tebarüz ettirdikten sonra demiştir ki:
(— Asya kıtasının ziyaret etmiş olduğum bazı şehirlerinde Türk musikisinin benim dinletecek olduğum müziğe çok benzediği fikrindedirler. Ben buna şahsan inanmamakla beraber, bunun bir ihtimalle doğru o-labileceğini söylemek isterim.
Hind müziği kendi üzerinden hiç birşoy kaybetmeden, zamanından
Bazı Deniz Nakliyecilerinin Hileleri
Bir çok şilepçi, motflroü, mavnacı ve diğer deniz vesaiti sahiplerinin nakliyat sıralarında az resim vermek için yapmakta olduktan bir hilenin önüne geçilmesi için kat’l tedbirler alınmıştır. Bu gibi vesait sahipleri, ödemekte olduklan fener, tahlisiye ve diğer rüsumları az vermek için motör, şilep, veya mavnalarının anbarlarında tadilât yaparak az az mal alacak bir hale getirmekte ve muayene zamanlarından rüsum tonilâtolannı azaltarak hile yapmaktadırlar.
Bu yüzden safi tonu fazla olan büyük vesaitler kendilerinden küçük ve daha az mal alan diğer vasıtalardan daha az resim vermeğe mu vaffak olmaktadırlar.
Alâkadarlar ayni zamanda hâzinenin de zararın aolan bu vaziyetin önüne geçmek için resimlerin bundan sonra safi tonilâtodan alınmasını kararlaştırmışlardır. Safi to. nilâtonun hiç bir suretle değiştirilmesi kabil olmadığından bütün hi. lelerin de ortadan kalkması temin edilmiş olacaktır. Yakmda tatbik e-dilecek olan bu kaZar ile rüsum to. nllâtoları, safi tonilâtolara taksim
edilecek ve resimlerin tahakkuk ettirileceği tonilâto miktan meydana çıkarılcaktır.
KÜÇÜK HABERLER :
★ — Hususî mekteplerdeki hocaların mezuniyet meşelerinin 'ayni resmî mekteplerdeki hocaların tabi oldukları “mezuniyet hükümlerine” tabi olacakları hakkında Maarif Vekâleti alâkadarlara tamimler göndermiştir.
★ — Güzel San’atlar Umum müdürlüğünün bir san’tat mecmuası çıkarması hususunda Maarif Ve -kâleti tetkikatını bitirmiş ve bu -nun için bir miktar tahsisat ayırmıştır.
★ — Son zamanlarda yumurta ihracatımız azalmıştır. Buna se -bep de tavuk ihracatımızın çoğalmasıdır.
İkinci bir sebep olarak da birinci müşterilerimizden İspanyanın bugünlerde karışık bir vaziyette olması gösterilmektedir.
★ — Yangın, işgal ve saire sebeplerle mektep vesikalarını kaj beden talebeler, ikinci v-esikaj üç mualim ve muteber şahsın şa hitliği ile tanzim edildikten sonra alâkadar mektebin Vekâlete sorâ cak ve ancak Maarif müdürlüğü nün tasdikiyle alabilecektir.
bugüne kadar gelen, dünyanın en seki ve içine başka ses karışmamış tek musikisidir.)
Genç musikişinas bu sözlerinden sonra Fülüt ile bir akşam serenadı I çalmış, dinleyiciler kendisini takdirlerle karşılamışlardır.
Daha sonra Harmanium ile çaldığı bir Hind bestesine kendi sesile refaka ettniştir.
Son olarak içi su ile dolu kaplarda nmüteşekkil bir nevi sazda çaldığı millî danslar herkesi çok yakından alâkadar etmiş, kalabalık dinleyiciler genç Hindliyi dakikalarca alkışlamışlar ve geç vakit dağılmışlardır.
Hindli konserine bugün de devam edecektir.
Saraybıırnunda Bir Sandal battı Bir kişi Boğuldu Sandaldaki İki kişi muhakkak bir ellimden zorla kurtarıldılar
Dün sabah saat sekiz buçukta Saraybıırnunda bir deniz faciası olmuştur.
Üsküdarda Salacık İskelesi sandalcılarından Safranbolulu Mehmet oğlu Osman, dün sabah saat 7,6 raddelerinde denizin dalgalı olmasına rağmen sandalına şekerci Şaban ve Tatar Yaşar isminde iki yol cuyu alarak lstanbula gelmek üzere yola koyulmuştur.
Fakat, şiddetli dalgalardan san dal, Sarayburnu açıklarında devril, miştir.
Yolculardan Tatar Osman boğul muş ve sandalcı Osman ile Şaban boğulmak üzere iken bir askerî nalı liye motörü tarafından kurtarılmışlardır
MAARİFTE :
Maarifte tayinhr
Açık bulunan Bilecik kültür direktörlüğüne İçel kültür direktörü Recep Fevzi İmece, İçel kültür direktörlüğüne de Maraş kültür direk törü Şefik Ergündüz tayin edilmiş, lerdir.
Tayin emirleri kendilerine tebliğ edilmiştir.
Hususî me tepler yerli malı kullanrT iyorlarmış
Mektep talebelerinin her türlü eşyalarını yerli malı olarak kullanması hakkında Vekâletin gönderdiği müteaddit tebliğlere rağmen bu gi. bi ihtiyaçların yerli malları ile giderilmediği görülmektedir.
Bundan başka bazı okulların ya bancı mallan mübayaa ettikleri an. laşılmıştır.
Maarif Vekâleti bu hususların önüne geçilmesi için alâkadarlara şiddetle son bir tebliğde daha bulunmuştur.
DENİZLERDE :
Anadolu plajına iskele yapılıyor
Şirketi Hayriyenin bu mevsim başına yetiştirmek üzere çalıştığı Anadolu hisarındaki plâjda bir de vapur iskelesi yapılacaktır.
Şirketi Hayriyenin bu mevsim başına yetiştirmek üzere çalıştığı Anadolu hisanndaki plâja bir de vapur iskelesi yapılacaktır. Deniz Ticaret Müdürlüğü bu iskelenin projelerini tasdik ettiğinden inşaata derhal başlanacaktır. İskelenin inşasını müteakip plâj mevsimi de baş lamış olacağından yolcular doğrudan doğruya plâja çıkabileceklerdir.
Şirket bundan başka plâj ve vapur ücretlerini birleştirerek komple biletler de ihdas edecektir.
Taksim bstıçesi tamiratı İhale olundu
Taksim bahçesinin tenzim ve bazı kısımlarının tamiri işi 9000 liraya ihale edilmiştir. Ayni zamanda Sürpagop mezarlığının dıvarlan da 1089 liraya ihale olunmuştur,
16 Mart ihtifal programı
1 6mart ihtifâli münasebetile Halk Partisi bir program hazır-
lamıştır. Hazırlanan program bugünlerde ilân olunacaktır.
TAKVİM
11 Mart 1939 Cumartesi
Hicrî : 19 Muharrem 1358 Rami: 26 Şubat 1354
Kasım: 124
Dağu saati: 6,19
öğle ı 12,24 — İkindi : 15,42
Akşam ı 18,11 — Yatsı ı 19,41 imıak : 4,40
------- m.-9
11 MART 1939
POLİTİKA
Berlinln Amerikanın halihazır siyasetindakl vaziyeti
Dünya matbuatında hergün ras-lanan M. Roosevelt’in nutukları, Birleşik Amerika haricî işlerinde M. Cordel Hull’un diplomasi faaliyeti, ve nihayet uzun müddettenberi Avrupa kıtasına karşı lâkayt duran yani kendi işlerinden başkasına e-ehemmiyet vrmiyen Amrikan efkârı umumiyeginin tekâmül ve inkişafı bu günün mühim hâdiselerinden biridir.
Geçen aylar zarfında Avrupayı büyük bir İhtilâfa sürükliyen hâdiselerin zahiren hal suretini gösteren Münih anlaşmalarının neticeleri, Amerikan Reisi Cümhuru M. Roo-sevelt ile Amerikan siyasilerinin e. rişmek istedikleri ve Birleşik Amerikanın cihan siyasetindeki mevkii, nln sarih surette tesbiti yollarını meydana çıkarmıştır. Amerikan efkârı umumiyesine göre Münih konuşmaları bazı devletlerin kendi leh lerine Avrupa müvazenesini ve sonra da cihan müvazenesini değiştirmeğe matuf faliyetlerinin en yüksek şiddet noktasıdır. Onlara göre bu cihan muvazenesizliğine doğru 1-lerleyiş ilk olarak Japonların Man-çuko’yu işgallerile başlar ve Habeşistan fethi vo diğer teşebbüsler de seri bir hareket gösterirler.
Bu sebepten Amerikalılar hâdi selerin bu umumî seyrinin gösterdiği neticeler karşısında endişeye düş mekte ve Avrupa kıtasile münase-bata faaliyet vermeğe meburiyt his etmektedirler.
1938 eylülündenberi son olarak Amerikalıların bu yolda bir siyaset takip etmelerine bazı âmiller de saik olmaktadır.
Bunlar arasmda evvelâ üçüncü Reich devletinin bilhassa hava ba. kımından ortaya çıkan kudreti buna son zamanlarda cenubî Ameri, kada mühim bir mevki iktisap etmeğe başlıyan Alman İktisadî faali, yeti de inzimam etmektedir.
İkinci bir âmil de Avrupanın demokrat tabir edilen devletleri zihni-yetinden, sulhün esaslı bir gaye olduğu hakkında tezahür eden alâmet ler ve bu uğurda çalışmalardır.
Bundan başka cihan siyasetinde umumî bir müvazene âmili olarak tanınan Büyük Britanya ve Fran-sanın prestijinin diğer memleketler nazarında zafa düşmesi de müessir bir noktadır. Bugün Birleşik Amerika hayatî menfaatlerinin kuvvetle korunması ve arz üzerindeki ticarî müvazenesinin temini 1-çin, her ne kadar rakip te olsa, bu devletlerle bir teşriki mesaî esasını kollamaktadır.
Yine bu istikamette -umumî emniyetsizlik hissinin beynelmilel camiada tezayüt etmesi ve İtalya, Almanya ve Japonyanın tevessü hara ketlerinin hangi noktasında tevakkuf edeceklerinin bilinmemesi d© Amerikalıları endişelendiriyor.
Ve nihayet ortada iki İktisadî sistem arasında esaslı bir ihtilâf baş göstermektedir. Bu da liberal sis tem üe malı malla değiştirme sistemi arasındaki farklardır ki Ameri, ka bundan dehşet duymaktadır. Bıı sebepten, yukarıda zikredilen âmillerin saikile, Amerikan efkârı umu-miyesinin hangi cihete doğru temayül edeceği Aşikâr bir vaziyet almaktadır. ’ ~
Birleşik Amerika bilhassa hava kuvvetlerine ehemmiyet verir, sahillerini ve PanamâTan âlını tahkim ve müdafaa vasıtalarile teçhiz etmek için milyarlar sarfederken, bir taraftan da Avrupada demokrat devletlerle gittikçe inkişaf eden bir münasebata yol açmaktadır. Eskiden Amerikan kuvveti esaslı olmakla beraber "bu” kuvvetin nasıl bir seyir takip edeceği belli değildi. Halbuki bu gün İngiltere ve Fransanın hemen daimî surette Vaşlngton nez-dlndekl sondajları ve matbuatın ekseriyeti Amerikan kuvvetinin müs. bet bir şekilde Avrupa İşlerine, şüphesiz ki evvelemirde Amerikan ha. yatî menfaatlerinin mevzuu bahsol-duğu nisbette, müdahale edeceğini göstermektedir. Bujıayatf n.enfavt. ler dolayısiTe bu günkü Avrupanın vaziyeti ile ziyadesüe alâkadardır.
Dr. Reşad SAGAY
SON HABERLER*
Madritte Komünist
İsyanı Bastırıldı
Âsi Komünistlerden 14000 Kişi Hükümet Tarafına Geçti
arzu etmiyen hükümet kuvvetlerinin mukavemetine maruz kalmadan hükümet merkezinin dış mahallele- j rinin önüne kadar ilerlemişlerdir. |
Askerî muhafaza altına alınmış nlnn umumi binalara ancak hüviyet I varakalarını gösterenlerin girraele-1 rine müsaade edilmekte idi.
Saat 16 da şehrin başlıca mahal lelerinde süknet hüküm sürmekte | idi. Arada sırada işitilen top sesle. | rinden ve infilâklardan komünist ocağının zaptı için surların haricinde muharebenin devam ettiği anlaşılmakta idi. Muharebe şehrin civa-kmda Barrajos, Canillas ve Canillejas kasabaları civarında cereyan etmekte idi.
Madrid’in içinde aralarında tesanüt olmıyan bir çok kimseler müdafaa meclisinin askerleri üzerine ateş etmektedirler.
Saat 20,45 te birdenbire top, mitralyöz ve bomba sesleri işitilmeğe başlanmıştır. Bu sesler, şehrin merkezinden gelmekte idi. Fakat' bir kaç dakika sonra sükûnet avdet etmiş ve asileri teslim olmağa davet eden sesler işitilmiştir.
Gece sedyelerle yaralılar sokaklardan geçirilrek hastahanelere götürülmüştür.
Müsademelerin nihayet bulduğu zannedilmektedir. Yalnız uzaktan akseden top ve tüfek seslerinden şehrin haricinde komünistlerle mücadelenin devam ettiği anlaşılmak, tadır.
Dün öğleden evvel komünistlere karşı harekât başlamadan, komünistler Havas ajansının bir muhabirini tevkif etmişler ise de iki saat sonra serbest bırakmışlardır.
İSYAN BASTIRILDI
Madrid, 10 (A. A.) — Madrid müdafaa meclisine sadık kalan şark kolordusu saat 13 te hükümet mer. kezine girmiştir. Asi komünistler, den 14,000 kişi cümhuriyet safları-
Madrid’ 10 (A.A.) — Dün öğleden biraz sonra şiddetli bir tüfek ateşi işitilmiş ve münakalât durmuştur.
Saat 14 te Union-Radio, şark kolordusunun ve diğer kıtaların komünist isyanının bastırılmasına yar dım etmek üzere süratle Madrid ü-zerine ilerlediklerini haber vermiş, tir. Evvelce komünistler tarafından iğfal edilmiş olan bin kadar karabi* nye, bu kıtalara iltihak etmiştir.
UniomRadyo, Madrid sokaklarının kâmilen hükümete sadık kıta, ların işgali altında olduğunu ilâve eylemiştir.
Resmî binalara giden sokaklar arasında tanklar dolaşmakta idi.
Müdafaa meclisi, tenkil vasıtalarının harekete geçtiğini bildirmektedir. Şark ordusu hükümet merkezine, gelerek asileri yan ateşine almıştır. Asiler, Madrid'e takriben 10 kilometre bir mesafede Madrid-Va-lans yolunda durarak nakliyata mani olmakta idiler. Nakliyat bu sebeple başka yollardan yapılmakta idi.
Takviye kıtaları geldiği zaman Barrajos ve Canillas kasabalanle Camillejas önünde sağlam mevziler işgal eden komünist askerlerden mürekkep kuvvetli guruplar teslim olmuşlardır. Canillejas, Madrid'e girecek olan yolcuların ve eşyanın kontrol edildiği mahaldir.
İhtilâl komitesinin rehineleri hapis ettiği Madrid’in şimalinde kâin Chamartin mahallesinde de çarpışmalar olmuştur.
Müdafa meclisinin emrindeki kolordu Canillejas üzerine yürüdüğü esnada komünist kıtalarından firar edenlerin adedi gittikçe çoğalmakta idi.
Öğrenildiğine göre Madrid’in 25 kilometre şimali garbisinde kâin El İPardo’dan hareket eden komünist kuvvetleri arada ihtilâf çıkmasını
İngilterenin Fransaya Askeri Yardım Vadi
Amerikada Fevkalâde büyük Ehemmiyetle Karşılandı
Paris, 16 (A.A.) — B. Hore Be-1 .lisha’nın nutku ile B. Halifax ve ^ '•^sley Wood’un dün Loıdlar ve
’ kamaratarıda söyledikleri nu hakkında tefBİratta bulunan gazeteleri İngiliz silâhlanma-... müttefikin tasvib etmektedirler.
| Le Jour gazetesinde Robers şu j satırları yazıyor:
(iki nutuk, mevzularının başkalığına rağmen, birbirlerini tamamlamakta ve izah etmektedir. İngiliz hükümetinin Akdenizdeki vaziyeti muhafaza hususundaki azim ve kararı, her hal ve ihtimale karşı koyabilecek derecede muazzam bir kuvvetin mevcudiyetini göstermiyor mu?)
Liberte gazetesinde Dorio yazıyor:
(ingilizler Avrupa kıtasında modem bir harbin icablannı anlamışlardır ve böyle bir orduyu meydana getirmek için silâha taallûk eden her şeye karşı Adada mevcut ana. nevî istikrahı yenmeleri icap etmiştir. Bundan dolayı kendilerini teb. rik ve bu ki dar iyi bir yolda tevakkuf etmiyeceklerini limit etmek lâ. ■imdir.)
Excelsior gazetesinde Paya, yasıyor:
(tki İmparatorluktan birine te. cavüz halinde Fransa ile Ingiltere a-rasındaki teşriki mesai hem âni hem d» 1914 dekinden daha geniş
olacaktır. Bu vaziyet, her türlü maceraların tehlikesine karşı en iyi teminattır.)
Pupulaire gazetesinde Brossolet-te diyor ki:
(İngiliz hükümetinin bir ihtilâf halinde Avrupa kıtasma göndermek üzere 19 fırka teşkil etmesinin, barışın muhafazasına kat’î bir şekilde hizmet edeceğinde şüphe edilemez.)
Londra’dan Le Matin gazetesine bildiriliyor:
(Umumiyetle iyi malûmat alan mahfillerde bu akşam elde edilen intiba* göre, B. Chamberlain Avrupa yatışması için önümüzdeki yaz çıkmadan büyük bir teşebbüste bulunacaktır. Bu mahfillerde söylendiğine göre, B. Chamberlain esas gayesi silâhların tahdidi olacak bir büyük devletler konferansının içtimaim te min için şimdiki silâh devresinden istifade etmek arzusundadır. Bu hususta iptidaî tetkikata pek yakında bağlıyacak ve netice belli olur olmaz başvekil kararını verecektir.
Yan resmî mahfillerin kanaatine göre, ispanyada harbin bitmesi gecikmlyecek, pek yakında bir ba-nş deklarasyonu imza edilecektir. O zaman, İspanyol anlaşmazlığının sonu, Ingilterenin, karşılıklı itimadın ihyası esasına dayanan sulh gayretlerim vasıtasız bir şekilde ta. kip edebilmesi için bir vesile teşkil edecektir.)
amerikada tefsirler
Nevyork, 10 (A.A.) — Nevyork
Mesuliyet Kimdedir?
(B&ştarafı 1 inci sayfamızda) aşkını hisseden insanlarının tasvibini kazanmış oluyor. Almanyanın Ibu silâhlanma politikasına muzaffer devletlerin takip etmiş olduğu siyasetin sebebiyet verdiği yolundaki mukabeleyi (£e doğru buluruz. Versay mmahedeııamesi gerçekten Wilson prensipleri dairesinde akde dilmiş olsa idi dünya bugün bu şartlar içinde bulunmıyacakta.
Fakat, düne aid mütalâalarında, Alman noktai nazarını hakh addetmekle beraber, bugün ayni sebeblerin mevcut olduğu, Almanla rın ayni yolda devam etmeleri eski düşmanlarının ski hatalarından i-leri geldiği iddia olunabilir mi?
İşte meseleyi bu suretle vazedince, işin rengi değişiyor. Bugünkü Almanya 1919 Almanya» değildir. Versay muahedenamesinin zencirlerini Almanya parçalamıştır. şeref ve haysiyetini tekrar kazanmıştır. Ordusunu korkunç bir hale getirmiştir. Fazla olarak, A-vusturyayı ilhak etmiş, Çekoslovak yayı parçalıyarak oradan da milyonlarca Almanı ana vatana kavuşturmuştur. Binaenaleyh Almanya, 1914 den evvelkinden daha ■büyük, dıaha tam, daha vahdet halinde ve daha kuvvetlidir. Alman-yaya ibaş kaldrrtmamak için düşünülmüş Versay muahedenamesi artık milletler arası siyasette hiç bir rol oynamayor. Almanyanın komşularından korkusu kalmamıştın hariçten hiç bir tehlikeye de maruz değildir. Sulhtenberi Almanya-nın katlandığı mahrumiyetler, yaptığı fedakârlıklar bugünkü neticeyi elde etmek içindi. Makûl ve haklı olan bu netice elde edildikten sonra, Almanyanın bir ihtiyacı kalabilirdi ki o da ihraz ettiği harikalı dirilme hareketini manevî sahada, medeniyet ve beşeriyet davası uğrunda kazanılmış güzel bir zafer ile tetviş etmek. Almanya-nın maddî kuvvete dayanan ve canlanması yüksek bir beşeriyet idealine imanı ve bağlılığı ile birleşmeden hakikî bir kıymeti haiz o-lamaz. Almanya bunu sulha taraftarlığı ile ihraz edebilirdi. Eski düşmanları ile sırf kendi azim ve iradesi, mesaisi sayesinde müsavat temin ettikten ve her hakkını aldıktan sonra silâhsızlanmayı ve sulhü müştereken temin için uzatacağı elde çok büyük bir necabet olurdu. Halbuki dünya Almanya-nın ağzından tehdid sözleri işitti ve tecavüz emelleri sezdi. Bugünkü ıztınabm sebebi Berlin - Roma mihverinden gelecek bir tehlike korkusudur. Hiç bir propaganda, hiç bir münakaşa bu realiteyi değiştiremez.
Hüseyin Cahid YALCIN
Su şirketi safın alınıyor
İzmir Su Şirketinin hükümetçe satın alınması takarrür etmiş ve bu maksatla yapılacak müzakerelere esas olmak üzere şimdiden şirketin mevcut tesisat ve emvaline kıymet takdir edilmesi için alâ-ı kadarlara emir verilmiştir.
Times gazetesi, B. Hoare Belischa’-nın avam kamarasındaki nutkunu mevzuu bahsederek diyor ki:
(Bu beyanat ve bilhassa bu be. yanatm harp takdirinde 10 tngil’? fırkasının Fransaya geçirileceğini 8Öyllyen kısmı, Mtinih’tenberi Av-rupadan gelen en ehemmiyetli ha. beri teşkil eylemektedir.
Münih’tenberi vaziyet şöyle de- İ ğişti: Ingilterenin denizde ve havada silâhları fazlalaştı. Almanya vo İtalya ekonomik bakımdan zayıflarken Fransada manevî ve ekonomik bir kalkınma vukua geldi. Amerika efkân umumiyesinde de, bitaraflık kanununda değişiklik yapılmasına doğru bir cereyan hâdis oldu. Bu suretle her hangi bir hücuma maruz kalan milletler, müdafaaları için lüzumlu silâhlan piyasamızdan tedarik edebileceklerdir.
Bütün bunlar, sulhun teessüsü lehine kaydedilmiş unsurlardır. Zira bunlar sayesinde kuvvet, kanunlara hürmet eden milletler tarafına geçmektedir. Yırtıcı ve obur devletler ise bu vaziyette kanunların otoritesini yıkmağa kolay kolay cesaret göateremiyeceklerdir.)
Eski Vali Muhittin
Üstündağ Hakkında Yapılan ihbarlar
(Baş tarafı 1 inci sayfada) heyeti bu ihbar mektuplarını beh-settikleri hususlarda esaslı tetkiklerde bulunacaklardır.
ANKARADAN YENİ MÜFETTİŞLER İSTENECEK
İstanbul belediyesinin çok vasi bir teşekkül olması ve tetkik edilecek meselelerin yedi snelik bir maziye malik bulunması dolayısile bu günkü mevcut kadronun kifayet et-miyeceği anlaşılmaktadır. Bu günlerde teftiş heyetinin yeni elemanlarla takviyesi için Ankaraya müracaat olunacaktır.
SULAR İDARESİNDE DE TEFTİŞLER YAPILIYOR
Diğer taraftan müfettişlerden ikisi dün Sular idaresine giderek orada da bir müddet meşgul olmuşlardır. Esasen belediye sular idare, sinde evvelce belediye riyaseti tarafından istenen ve Nafıa ve Dahi, liye Vekâletinin iki müfettişi çalışmaktadır.
Bu vaziyet karşısında teftiş heyeti sular idaresinde evvelce yapı-
Almanyaya Ismarlanan Y eni V a purların Mıı ka-veleleri Feshediliyor
(Baş tarafı 1 inci sayfada) vapurların inşasından vaz geçmişlerdir.
Bir müddettenberi şehrimizde bulunmakta olan Krop ve Neptün Vereftin şantiyeleri mümessilleri ile Alman Rayişbank mümessili Ankaraya gitmişlerdir.
Ankarada Almanların bize verecekleri tazminat miktarı görüşülecektir.
Bundan başka inşaatları bitmek üzere olan Etrüsk tipi iki vapurun da tesellüm edilmesi gecikecektir. Bu vapurlar ancak üzerlerinde yapılacak tadilât müsbet neticeler verdiği takdirde devir ve teslim işi neticelendirilecektir.
Denizbankın devlet sermayesile kurulan müesseselerin miirakabe kanunu hükümlerine tabi tutulması üzerine Denizbank teşkilâtında yeni değişiklikler yapılması kararlaştırıl, mıştır.
Denizbank umum müdürü Yusuf Ziya Erzin bu hususta hazırladığı projeyi iktisat Vekâletinin tasvibine arzetmek üzere Ankaraya götürmüştür.
Almanya İle Norveç arasında ihtilâf
Berlin: 10 (A. A.) — Alman istihbarat bürosu, yüzbaşı Ritsch-er’in kumandası altında bulunan Alman kutbu cenubî heyetinin cenup kutbunda 350.000 kilometre arazi keşfetmiş olduğunu ve Al -manyanın bu arazi üzerinde Norveç’in hâkimiyetini tanımamakta bulunduğunu bildirmektedir.
Norveç hükümetinin 4 ikincikâ-nun tarihli bir kararnamesi, yeni kutup arazisinin bîr kısmını, bil -hassa Alman heyeti tarafından keşfedilmiş olan mıntakalan iste -m ekte idi.
Alman istihbarat bürosu, Norveçlilerin bu araziye kat’iyen ayak basmamış olduklarını, binaenaleyh bu mıntakalann buraları keşfetmiş olan Almanlara ait bu -lundnğunu teyid etmektedir.
Ingiliz - Çin ihtilâfı
Tokıo: 10 (A. A.) —İngilterelin Çine malî yardımda bulunması, burada derin bir infial uyandırmıştır. Hochi Schimbun gazetesi, kabinenin bu meseleyi tetkik et -mek üzere fevkalâde bir içtima ak-tedeceğini yazmaktadır. Bu gazete, îngilterenin böyle “dostluğa müııafi hareketler” de devamı takdirinde Japonya’nın Çindeki İngiliz menafi hukukuna karşı muka-belebflmisilde bulunmağa mecbur kalacağını ilâve etmektedir.
lan teftişe müdahale edip etmemesi hakkında emir almak üzere Ankaraya müracaat edecektir.
BELEDİYE TEŞKİLAT KANUNU DA TETKİK OLUNACAK
Haber aldığımıza göre gelen teftiş heyeti burada bulunduğu müddetçe İstanbul belediyesi teşkilât kanununun tatbikatını ve ihtiyaçlara kifayet edip etmediğini de tetkik edecektir.
Bu tAtkikat neticesinde diğer belediyelere nazaran bir hususiyet arzeden İstanbul belediyesi teşkilâtında yapılması lâzım gelen değişikliklere dair bir rapor da hazırlıya-cakl ardır.
ASILSIZ NEŞRİYAT
Bir akşam gazetesinin İstanbul belediyesinde daire müdürleri arasında yapılacak değişiklikler hak. kında dün verdiği malûmat alâka darlar tarafından hayretle karşılar, mıştır. Bu hususta yaptığımız tetki kata nazaran İstanbul belediyesi riyasetini yapılacak bukadar şümullü bir değişiklikten katiyen malûmat yoktur.
Bu projelere göre merkez kadroları tamamen değişmekte ve banka yı teşkil eden eski deniz müessese-leri birer hükmî şahsiyeti haiz idareler haline getirilmektedir. Bu arada Akay ve Deniz yollan birleştirilecek ve bir tek işletme halinde idare olunacaktır.
Yani bu iki idare Seyrisefain zamanında olduğu gibi bir idare haline sokulacaktır. Bundan başka İstanbul ve İzmir liman işletmeleri, kılavuzluk, tahlisiye idareleri de birer müessese haline konulacaktır, îstinye ve Kasımpaşa havuzlan da bir tek müdürlük halinde idare edi. lecektir. Bu suretle merkezde bazı şubeler lağvolunacak ve buradan a-çıkta kalacak olan memurlar da ye. ni müesseselerde teşekkül edecek şubelerde vazife alacaklardır.
Bu müesseselerin müstakil fen şubeleri de olacaktır.
Bu yolda ilk adım gemi kurtarma şirketinin hükmî şahsiyeti haiz bir müessese haline konmasıle atıl, mıştır. Ay başında bir çok şubelerin lağvı da bu işlere bir başlangıçtır. Yeni teşkilâtın Vekâlet tarafından tasdik edileceği umulmaktadır.
Maarif kadrosu genişliyor
Ankara: 10 (Hususî) — Maarif Vekâleti mektep kadroları hakkın-daki kanuna bağlı cedvelin değiştirilmesi hakkında bir kanun projesi hazırlamıştır.
Kadro Maarif Vekâleti kadrolarını genişletmektedir.
Yeni kadroda Maarif müdürleri 9 fazlasiyle 70 şe Maarif müdür muavini, Muallim ve stajyer sayısı 1907 fazlasiyle 6275 şe, kâtip ve memur sayısı da 350 fazlasiyle 750 ye çıkarmaktadır.
Y?kala;ı(?n kaçakçılar
Ankara: 10 (A. A.) — Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza teşkilâtı, Suriye hududunda: Otuz dokuz kaçakçı, sekiz yüz on yedi kilo gümrük kaçak malı ile 22 kilo 500 gram uyuşturucu madde, 123 Türk lirası, bir silâh otuz mermi, beş kaçakçı hayvanı, 112 kesim hayvanı, ve İran hududunda: on üç kaçakçı, 162 kilo gümrük, ve inhisar kaçak malı ile dört silâh, otuz iki mermi, iki kaçakçı hayvanı ele geçirilmiştir.
Izmirde büyük bir hal
İzmir- 10 (A. A.) — İzmir şehir meclisi dün yaptığı fevkalâde bir toplantıda şehirde bir merkez hâli inşası için 390 ıbin lira aarfına karar vermiştir.
Bulgar Başvekilinin Ankara seyahati (Baştarafı 1 nci sayfada) surette tesbit edilmemiştir.
Komşu Başvekil, Ankarada mu-tad ziyaretlerinden evvel Çankaya . köşküne giderek defteri mahsusu imzalıyacak, ayni gün şereflerine Ankarapalasta Başvekil Refik Say. dam tarafından bir suvare verilecektir. Bu suvareyi bir resmi kabul takip edecektir.
B. Köseivanof, Ankarayı ziya, retlerinin ikinci günü Reisi Cumhur ismet İnönü tarafından kabul olunacaktır.
Gece Bulgar sefaretinde şerefine bir suvare tertip edilecektir.
BİR BULGAR GAZETESİNİN NEŞRİYATI
Burgaz’da çıkan (Veçema Poş-ta) gazetesinde son Bükreş içtimai üzerine bir yazı neşreden meşhur Bulgar siyasî muharrirlerinden Dr. Burlikof, Türk matbuatının Balkan konfederasyonu için sarf ettiği faaliyeti bilhassa tebarüz ettirmektedir Bu arada başmuharririmiz Hüseyin Cahid Yalçın’ın neşrettiği yazılar üzerinde duran muharrir, bu faaliyetin müsbet bir şekilde neticelenmesini büyük ümit ve sevinçle beklemektedir.
Çekoslovakyada Yeni Vahim Hâdiseler
(Baş tarafı 1 inci sayfada) vukubuluş ise de Çekler vaziyete hâkim olmuşlardır.
Bratislavada hürriyet.
Bratislava: 10 (A. A.: — D. N. B. bildiriyor:
Şehir halkı, Slovak hükümetinin Prag makamları tarafından azledilmesini büyük bir sürprizle karşılamıştır. Halkın düşüncesi, bu tedbirin Slovaklan, bir hükümet darbesi emrivakii karşısında bırakmış olduğu merkezindedir. Maa-mafih bütün resmi binaların jandarma ve asker işgali altında tutulması ve örfi idare ilân edilmesi suretile sükûn muhafaza edilmiştir. Alman gönüllü muhafaza teşkilâtı ile Hlinka muhafızları, imkân nisbetinde silâhtan tecrit o -lunmuştur.
Beneş rejimi devrinde siyasî talepleri dolayısiyle birkaç sene mahpus tutulmuş olan Slovak muhtariyeti müdafii profesör Tuka ve Slovak propaganda şefi doktor Mach tevkif edilmiştir. Doktor Pisso’nun da bir manastırda hapsedilmiş bulunduğu söylenmektedir.
İşçiler, umumî grev ilân etmiştir. Askerî müfrezeler zırhlı otomobiller içinde sokaklarda dolaşmaktadır. Şehrin hariçle hemen hemen bütün irtibatı kesilmiştir.
Etraftan alman ilk malûmata göre, Piştian ve daha diğer yerlerde örfî idare ilân edilmiş ve bazı kimseler tevkif olunduğu gibi resmî* daireler askerî muhafaza altına alınmıştır.
Almanya Rumanyaya Mühim iktisıdî Tekliflerd- bulundu
Bükreş: 10 (A. A.) —Royter Ajansının muhabiri bildiriyor:
Almanya milli iktisat nezareti müdürlerinden Wohltat’nm riyasetindeki heyet tarafından Bükreş hükümetine Romanya iktisadiyatına bağlıyan geniş bir plân tevdi e-dilmiştir. Bu plân mucibince, buğday, mısır, yemiş ve saire gibi Romanya ziraî ihracatının fazlası bir kaç sene müddetle Almanya tarafından tamamiyle satın alınacaktır. Plânda Romanya ziraatinin dört senelik Alman otarşi plânına bağlanması da teklif olunmaktadır. Buna mukabil Almanyıa, eksperler gönderecek ve Rumen petrol en -düstrisinin inkişafı için lâzım olan âlat ve edevatı temin edecektir. Bu yeni malzeme ile elde edilen petrol fazlasını Almanya alacaktır.
Plânda, netice olarak, Roman-yadıa. bir Reichmark’m 50 - 55 ley olarak kabul «dilmesi talep edil -m ektedir.
TIMİIAIAH
11 MART 193*
MAHKEMELERDE :
Oç hırsız tevkif olundu
Şehrimizin muhtelif yerlerinde evlorin damlarını delerek içeriye girip eşya çalan Nizamettln, Haydar ve Bayram isminde üç hırsız, dün adliyeye teslim edilmişler ve yapılan sorgulan sonunda tevkif olunmuşlardır.
RUşvet suçlle yakalanan komiser ve polisler Karaköydeki bazı fırıncı, sütçü ve şekerci esnafından haftalık aldat almak suçlle adliyeye verilen komi, ser ve polis memurları hakkındaki tahkikata devam olunmaktadır.
Evvelki gün ve dün 40 dan fazla şahit dinlenmiştir.
Tahkikat, pek yakında tamami le b’tecektir.
POLİSTE :
Bir amele yaralandı
îsünyede dok fabrikası amelesa dea AL. Tavanç vapurunda çalışır ken 4 metre irtifaından havuzun 1-çine düşmüş ve belinden yaralanmış tır.
Yaralı amele tedavi altına alınmıştır.
Kamyon çarptı
Çatalcada Kale içi mahallesinde, istasyon caddesinde oturan Şevki isminde bir adama dün 65 numaralı kamyon çarpmış ve sol gözünden yaralamıştır.
Eroin
Balatta oturan Nihat isminde bir gencin cebinde bir miktar eroin bulunmuş ve eroinoman genç asliye, beşinci ceza mahkemesine verilmiş tir.
MÜTEFERRİK :
Süleymaniye camiinin tamiri biriyor
Vakıflar umum müdürlüğünün senelere taksim suretile hazırladığı çalışma programının tatbiki Türkiyenin birçok vilâyetlerinde tilhassa îstanbulda hararetle ilerlemektedir.
Tamirlerine başlanan Ibazı oa-milerin tamiratı bitmek üzeredir. Bu meyanda îstanbuldaki mimar Sinanın şaheserlerinden Süleyma -niye camiinin bu yıl programına dahil olan kısımlarının tamiartı da tamamlanmak üzeredir.
Camideki tezyini alçı çerçeve ile dışlık çrçevelerin bundan başka mü-sebbek denilen mermer kafes oyma la rın şadırvan avlusu dahilindeki bı «ı harap sütun başlıklarının, ceviz ve kara ağaçtan yapılmış Türk tarzındaki kapı ve pencerelerin tamiri tamamen bitmiştir.
Caminin dış avlu ve duvarının tamiri işi ve Ilarpuştaların yerine konması bir müddet sonra bitecektir.
I Camii ihata eden bu dıvarın çü-‘rük ve harap taşlan çıkarılarak onların yerine Bakırköy taşı denilen taşlar yerleştirilmektedir.
Avlu ve duvarlarının tamiri bitlikten sonra dış avlusu Sultahah -met camiinde yapıldığı gibi beton tarhlarla süslenecektir.
Vakıflar idaresinin hazırladığı programa göre camiin Mimar Sij-nan türbesinden dökmecilere doğru uzanan caddedeki avlusunnu duvarları da gelecek yıl içinde tamir edilecek, bu caddedeki bazı fena manzara arzeden barakalar yıkıldıktan sonra burası muntazam bir şose haline getirilecektir.
Dolmabahçe stadyomu arojesi beğenilmedi
İtalyan mimarı Viola tarafından yapılan Dolmabahçe stadyo-mu projesi tetkik edilmiş fakat mahalline uygun görülmemiştir.
Plânın tatbik edilbilmesi için gazhaneye ait bazı binaları kaldırmak icabetmektedir.
Mahalline uygun bir proje yapılması için beynelmilel bir müsabaka açılacaktır. Bu müsabakaya Türk mimarları da dahil olacaklardır.
Gelen seyyahlar
Mevsim münasebetile memleketimize seyah akını başlamıştır. Dün de Italyan bandralı Satuni Vapuriyle 500 seyyah gelmiştir. Va (turdaki seyyahlar muhtelif millet Jere mensupturlar.
Dün şehrimizin birçok yerlerini gezmişlerdir. Bugün de müzeleri Ve camileri gezerek akşamüstü şeh Fimizden ayrılacaklardır.
Malatya Mensucat Fabrikası
Fabrika Dört Ay Sonra 3000 Amele İle Esaslı ve Geniş Mikyasta Faaliyete Geçiyor
Malatya mensuc t fabri ası ve civarının umumi görü uşü
Malatya, (Hususî) — Malatya, yı İBtasyona bağlıyan caddenin 700 metre kadar uzanan kısmında, par. ke caddenin İki yan tarafına İtina ile dizilen memur evleri ile bu güne kadar kısmı azami tamamlanan Malatya mensucat fabrikası Malatya muhitine cumhuriyetin endüstri fa. ariyetini lâyıkfle tanıtmış bulunmak
Şimdiden 800 işçi istihdam eden
Süratle Güzelleşen “Kızıltepe,, nin ihtiyaçları
Kızıltepe Kaymakamı B Kâmırao muhabirimizle konuşuyor
Kızıltepe: (Hususî) — Kızıltepe; Cumhuriyete 10 -15 evli bir köy, daha doğrusu bir oba halinde intikal eylemişti. Göz alabildiğine geniş ve seraplarla malama! bir ovada kerpiçten onbeş ev!.. Bu oba yedi sene evvelisine kadar hep ayni çıplak ve iptidai çehreyi taşımıştı. 932 de mevkiinin ehemmiyeti düşünülerek kaza merkezi haline getirilmesi üzerine vaziyet birdenbire değişti.
Yedi senedenberi devam eyleyen gayret ve çalışmalar Kızıltepe, ye bugünkü kasaba manzarasını verdi. Nüfusu 1,200 zü aştı. Ve bilhassa son üç yıldır harcanan mesaide; bir çok yeni ve güzel eserler vü-cude getirdi.
idare cihazımızın kıymetli erkânından birisi olan değerli flçebay ve Belediye reisi Bay Kâmüran Tuğman geçen üç yılda sarfeyledi-ği çalışmalarla; ana caddeyi yirmi metre genişliğinde açmış ve döşemiş, köprü ve menfezler yapmış, köy yollarım otomobil işler hale sokmuş köy odaları açmış, hükümet konağı-,
TAKSİM SİNEMASININ h&
Takdim ettiği zengin, parlak ve emsalsiz programı
RAIMU - GERMAINE DERMOZ tır tından harikulade bir tarzda yaratılan
HARP DÖNÜŞÜ
Kahramanlık, Fedakârlık ve vazife Filmi
ENDÜLÜS GECELERİ
Büyük ve güzel Dansöz
IMPERIO ARGENTIINA tarafından îspanyo ca Kopyası
2 Mükemmel Film Bir Programda. Bugün saat 1 ve 2,30 da Tenzilâtlı Matin * *
bu fabrika 4 ay sonra 8000 amele, aile bu gibi müesseslerden beklenen en büyük yardımı vermiş olacaktır.
Son yapıları ilâvesile 27.000 Iğ’e çıkarılan fabrika, en ziyade Jakarlı bezlere ehemmiyet vermektedir.
430 tezgâhı yalnız Jakar dokumak için hazırlanmaktadır.
Şimdiden, fabrika memur ve iş. çilerinin istirahat ve eğlenceleri mev
m ve jandarma dairesi inşa edilmiş, yeni bir okul binası kurulmuş, eski asarın muhafazası yolunda tedbirler alınmış, güzel bir çarşı ve bu çarşı üzerinde modren dükkânlar meydan bulmuş, jandarma nünune karakolları, köy odaları tesis olunmuştur.
Tiltibncülük sönüyor!...
Kızıltepenin tütüncülüğü İle meşhur orta ujurs mıntıkası alâkasızlık yüzünden bu mevkiini kaybetmektedir. Çünki; üç bin nüfustan müteşek kil olan mıntıka halkına tütüncülüğün fennî şekilde ekim, kurutma ve idrakini öğretecek bir ekisper yoktur. Ahali dedecfen kalma görenin ve adetlerle, en basit ve iptidai şekiller-hurdur. Ne yazık ki, bahsettiğimiz le zeriyat yaptığı için matlûp kalite temin edilememekte ve bu yüzden L dare iyi para vermemekte ve netice ttibarile kaçakçılık temayülleri artmaktadır.
Orta gurs mıntıkası Samsundan daha iyi tütün yetiştirmekle meşhurdur. Ne yazık ki, bahsettiğimiz
zuu bahsolarak sinema, tenis kortu, voleybol sahası ve ^izme havuzu tamamlanmış bulunmaktadır.
Bundan bir sene evvel caddeleri dolduran işsiz vatandaşlara bu son sene içinde hiç tesadüf edilmemekte, dir.
Şu muhakkak ki, Malatya bu fabrikanın kuruluşile maddeten ve manen en büyük istifadelere kavuşmuş bulunuyor.
Iskenderundaki Kıtaatımızın Top Atış Tatbikatı Başvekil ve mebuslarla konsolosların huzurunda muvaffakiyetle yapıldı
İskenderun: (Hususî) — Şehrimizde bulunan kıt’aatımız tarafından salı günü saat 9 da Sayın Alay komutanımız Albay Şükrü Kan-atlı’nın nezareti altında Pınarbaşı mıntakasında top atışları tatbikatı yapılmıştır. Tatbikata şehrimizdeki Topçu bataryasile bir bölük piyade iştirak etmiştir. Tatbikat gerek topçularımızın yaptığı atışlar ve gerek piyadelerimizin yaptıkları mahirane hareketleri ile gayet muvaffakiyetli bir surette neticelenmiş ve herkesin takdirini mucip olmuştur.
Tatbikatta Başvekil, Vekiller, meb’uslar, Kolonel Köle, Türk ve ecnebi konsoloslarile 'birçok subay, halk mümessilleri ve gazeteciler davetli olarak bulunmuşlardır.
vaziyet rekolteyi günden güne dü. şûrmektedır. 936 da yüz ton istihsal edilmişken bu miktar geçen sene otuz tona düşmüştür. 938 de inhisarlar idaresinin alış veriş fiatla-rını yükseltmesi kaçakçılığı önlemiş tir.
Bir ekisper gönderildiği takdirde halk tütünün fennî ekim, kurutma ve kaldırma tarzlarını öğrenecek ve binnetice Gurs tütüncülüğü lâyık olduğu mevkii alacak, rekolte yükselecek ve kaza iktisadiyatı muhakkak bir inkişafa mazhar olacaktır. Bütün bir kazanın İktisadî mukadder atüe alâkadar olan bu iş için gönderilecek ekispere sarfedüecek para görülen fayda yanında çok fa-idesiz kalmaktadır.
Keyfiyeti sayın Gümrük ve ln-| hisarlar Vekilimiz Bay Ali Rana Tarhanın nazarlarına koyuyoruz.
âl
Millî Küme Maçları
Fikstürü Tesbit Edildi
Maçlara İştirak Etmeyen Klüplerin Vaziyetleri
Beden terbiyesi umum müdürlüğü tarafından seçilen 6 kişilik bir heyetin tanzim ettiği millî kü -me maçlarının fiküstürü vilâyetlere gönderilmiştir. Fikstür mu cibince maçlara ıbu ayın 19 unda İzmir, İstanbul, Ankarada hep birden başlıyacak 27 haziranda yapılacak Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray Vefa maçlarile nihayetle-necektir.
Millî Küme Harici Kalan Klüpler
Millî küme haricinde kalan klüpleri çalıştırmak için her mın-takada iki devreli müsabakalar tertip edilecektir. îstanbulda millî küme haricinde kalan 6 klüp gayri federe klüplerden alınacak ayni miktar takımla karşılaşacak millî küme maçlarından evvel neticelendirecek olan bu millî küme harici takımlar maçında birinci çıkacak takımlar Ankaraya gidecek millî kümeden seçilecek en iyi 4 takımla birlikte beden terbiyesi kupası i-çin bir turnuvada çarpışacaklar -dır.
Biz okuyucularımızın maçları kolay takip edebilmeleri için tanzim edilen millî küme fikstürünü 3 kısma ayırs îkaaratnbul (vedbj 3 kısma ayırarak İstanbul — Ankara — tzmirde yapılacak müsabakaları ayrı ayrı cetvel halinde vermeyi düşündük. Bugün îstanbulda oynıyacak maçların cetvelini neşrediyoruz. Yarın Ankara öbür gün îzmirde de oynanacak maçları yazacağız.
Küçük Spor Haberleri:
★ Pera takımı Ankaraya gitti: Ankara şampiyonu Demirspor ve İkincisi Ankaragücü ile iki maç yapmak üzere Ankaraya gideceğini yazdığımız Pera takımı dün Anka raya hareket etmiştir.
' ★ Yüksek mektepler arasında: Beden terbiyesi umum müdürlüğünün malûm kararından sonra faaliyete geçen yüksek iktisat ve ticaret mektebile askerî tıbbiye anasında bugün Taksim stadyomunda 15.30 da bir fudbol maçı yapılacak tır.
★ Bursa mıntakası futbol ajanı çekildi: Bursa mıntakası futbol aj(anı Faik çekilmiş yerine Süley -man Şahinbaş tayin olunmuştur.
★ Ege turnuvası maçları başladı: Aydından Aydınspor. Nazilli den Sümerspor, îzmirden Üçok, A-teşspor, Doğan spor takımlarının iştirakiyle tertip edilen turnuvaya başlanmış. İzmir şampiyonu Doğan spor Nazilli Sümersporle 2 - 2 ye Ateşle Aydınspor 1 - 1 e berabere kalmışlardır. Bu hafta Sümerliler Üçokla Aydınlılar Doğan Sporla oynıyacaklardır.
Sipahi Ocağı Yarışları
Beynelmilel Müsabakalara İştirak Edecek Subayların Hazırlık Müsabakaları 19 martta yapılıyor
19 mart pazar günü saat 14 te Sipahi Ocağında büyük konkur hi-pikler yapılacaktır.
Bu konkurlara Sipahi Ocağında çalışan sivil biniciler, binicilik okuluna müdavim talebeler, topçu zabitleri, yakında Nis, Roma, Brüksel ve Bükreşte yapılacak beynelmilel atlı mania müsabakalarma iştirak edecek subaylarımız da iştirak edecektir.
Bu müsabakalarda geçen sene Fransa ve Romanyadan satın alınan hayvanlar da tecrübe edileceği gibi maniler de Avrupadaki gibi tanzim edilerek binicilerimiz de sıkı bir imtihandan geçirilecektir.
ROMA BİNİCİLİM MÜSABAKALARININ PROGRAMI TESBİT EDİLDİ
30 nisanda bağlıyacak ve 7 ma yısa kadar sürecek 14 üncü Beynel-
Îstanbulda yapılacak 939 millî küme maçları
19 mart pazar: Fenerbahçe -
Vefa, Galatasaray - Beşiktaş
25 mart cumartesi: Ankaragücü — Fenerbahçe,
26 mart Pazar: Ankaragücü — Vefa.
1 Nisan cumartesi: Ateşspor
— Vefa.
2 Nisan pazar: Ateşspor — Fenerbahçe.
9 Nisan Pazar: Beşiktaş — Fenerbahçe. i
15 Nisan cumartesi: Doğan-spor — Fenerbahçe.
16 Nisan pazar: Doğan -spor — Vefa.
23 Nisan pazar: Galatasaray — Vefa.
28 Nisan cumartesi: Demir spor — Galatasaray
29 Nisan Pazar: Demirspor -Fenerbahçe.
5 Mayıs cumartesi: Ankaragücü — Beşiktaş.
6 Mayıs Pazar; Ankaragücü — Galatasaray.
14 Mayıs pazar: Beşiktaş — Vefa.
21 Mayıs pazar: Fenerbahçe
— Galatasaray
27 Mayıs Cumartesi: Fenerbahçe — Vefa.
28 Mayıs paazr: Beşiktaş —
Galatasaray. J
3 Haziran cumartesi: Fenerbahçe — Galatasaray.
4 Haziran pazar: Beşiktaş— Vefa
10 Haziran cumartesi: Demirspor — Vefa.
1' Haziran pafsr: Demir -spor — Beşiktaş .
17 Haziran cumartesi: Do-ğanspor — Beşiktaş.
18 Haziran pazar: Doğan-spor — Galatasaray
24 Haziran cumartesi: A -teşspor — Galatasaray. t
25 Haziran pazar: Aetşspor
— Beşiktaş
27 Haziran pazar: Fenerbahçe — Beşiktaş, Galatasaray
— Vefa _____________
★ Belediye ve hususî idareler© verilen vazife: Dahiliye Vekâleti beden terbiyesi kanunu ile köy belediye ve hususî idarelere verilen vazi feleri vilyetlere bildirmiştir. Spor için hususî idare ve belediye bütçelerine konacak tahsisatın yüzde 80 i ile mahallin beden terbiyesi saha ve salonları yapılacaktır. Yüz de 20 si de mahallin beden terbiyesi teşkilât ve faliyetlerine ve ge rekli spor malzemesi tedariki masraflarına sarfolacaktır. Hususî idareler nakdî tahsisatlarının yüzde 2 sini bu işe ayıracaklardır. .
38 38
milel atlı müsabakaların programı tesbit edilmiştir.
30 nisan Esqulino mükâfatı.
2 mayıs Littorio mükâfatı.
3 mayıs Büyük Roma mükâfatı
5 mayıs Altun Mussolini mükâfatı.
6 mayıs Compidoğiio ve büyük Amazonlar mükâfatı.
7 mayıs pazar Kral ve Lldo di Roma mükâfatı yarışları yapılacaktır.
Bu müsabakalara şimdiye kadar Türkiye, Hollanda, İsviçre, Belçika, Polonya, İrlanda, Almanya kaydol, muşlardır.
Pazar günü Barutgücü saha -sında yapılacak maçlar:
1 — Râmi idman — Barutbü-oü A takımları saat 15.30 da.
2 — Râmi idman — Barutgü-oü B takımları saat 13.80 da.
İktibas ve tercüme hakki mahfuzdur
Çıkan kısmın hulâsası
Hatırat sahibi Bağdad üzerinden İrana hareket edeceği sırada Sarıkamış felâketi do-layısile evvelâ üçüncü ordu sonra da “kumandayı almak üzere,, Bağdada hareket emrini alıyor. Az zaman sonra istanbula çağrılıyor. Karargâhı Kartalda bulunan on dördüncü fırka kumandanlığına tayin ediliyor, fırka-sıle Gerevizderede iken birinci ordu erkânı-harbiyesi reisliğine ve biribirini müteakiben Galiçyaya girecek orduya, Irakta altıncı ordu kumandanlığı erkânıharbiye reisliklerine tayininden sonra yine İrakta bulunan on sekizinci kolordu kumandanlığında bulunuyor. Buradan ikinci ve az bir zaman sonra da birinci Kafkas kolordusu kumandanlığına tayin ediliyor ve vazifeye başlıyor.
General Refahiye yolundadır.
Hançeri kınından çıkardım: Bir tara Çına ke-limei tevhid yani (Lâ ilahe illâllâh Muhammed resulullah) ibaresi, diğer tarafına alt alta tuğra, ay yıldız, tüfenk fabrikası, hançer numarası ve 1334 tarihi hâkkolunmuştu. Paşaya şu cevabı verdim:
— Bize Kale aslında Kavale diye araıbça dersinde bir şeyler okutmuşlardı. Ona benzettim: Kasatura aslında hançer idi, içi kolay fırlamasın diye yay koydular, eli düşman darbesinden muhafaza için iki kulak eklediler, tüfengin ucuna takmak için de bir bilezik lâzımgeldi, hançerin adı da kasatura oldu şimdi tekrar iptidaî bir silâh olan eski şeklini kabul etmek Kale yerine Kavale demeğe benziyecek. Bunu Enver Paşaya da anlatsak fena olmaz. At üzerinde veya yaya serî hareketlerde bu kamanın içi fırlar; tehlikeli bir netice de verebilir.
Nihad Paşa, güldü ve şöyle dedi:
— Elbet Enver Paşanın da bir düşüncesi var ki kabul etti. Sen, beni bit pazarında antika diye bulup da beline takmış mı zannettindi. Bu hançer, Tophanede yapılıyor. Yakında kıtalara da gönderecek. O zaman sen de beline takarsın ve kale mi Kavale mi anlarsın!
Epeyce gülüştük. Enver Paşa “İttihadı İslâm,, fikrinden caymamış görünüyordu. Bu kamanın başka manası yoktu. Gerçi Ruslar, inhilâle uğradığından şark yolu günden güne açılıyordu. Fakat nereye gidecektik? Üç yıldır çarpışıyorduk. Zavallı Anadolu, bütün yaverlerini ordu saflarına vermişti ; yüz binlerce Türk genci erimiş gitmişti. Bundan başka Irak ve Filistin cephelerinde yol vasıtaları ve pek üstün kuvvetlerile İngiliz orduları ayaklarımızı sımsıkı yakalamıştı, o cephelerde vukubulacak perişanlık, Anadolunun müdafaasını da tehlikeye koyabilirdi

Ertesi gün, (12 ikincikânun) sabahleyin saat 8 de otomobil ile yola çıktım. Atlarımız yedekte
gelerek istirahat edecek ve eşyalarımız birlikte bir kafile halinde, karargâh zabiti Kasım Beyin idaresinde bize Erganide mülâki olacaktı. Yol, pek çamurlu. Altmış metrelik bir kârgir köprüden başka bir şey yapılmamış gibi. Üç saatte Termile geldik. öğle yemeğini burada yedik. Buradan Osma-niyeye kadar yol iyi. Oraya elli dakikada geldik. Artık kürt kıyafetleri görülmiyor. Türk simaları, Türk kıyafetleri var. Osmaniye yeni ve medenî görünüşlü bir kasabacık. Burada yirmi dakikalık bir moladan sonra Erganiye yollandık. Yol yine çamurlu. Karlı sahalar da görünmeğe başladı. Ka-lemdan köprüsü kârgir, üç gözlü, elli metre uzunluğunda. Cenup kısmındaki çeşme ve kavaklık insanın yüzüne gülüyor.
Ergani kasabasına yakın vâdi içerisinde, harabe yüz tutmuş Kalhane (Bakır eritilen ocak) la-rın önünden ve sağlam bir kârgir köprüden geçerek ikindi vakti rek ikindi vakti Maden kasabasına girdik. Bir vâdinin iki tarafına kademelenmiş o-
lan bu şirin manzaralı kasaba, Osmaniye-dn otomobil ile iki saat sürmüştü. Burada
eşya kafilemizle buluşmak için iki gün kalmak zarurî idi. Ordu karargâhına ait olan otomobil geri gidecek, biz de artık atlarımızla seyahate devam edeceğiz. Bekliyeceğim iki gün zarfında memleketimizin en zengin bakır ocakları hakkmda malûmat almak ve onları görmek fırsatını da bulacağımdan memnundum.

Gece sabaha kadar yağan yağmur ertesi günü kuşbaşı kar haline döndü. Mektebi, hükümet kona-'ğını ve menzil hastahanesini ziyaret ettim. Mektep sıkıntılı idi. Yanında ciheti askeriye emrinde bulunan boş binalardan birini mektebin emrine verdim, dim. Kasabanın fotoğrafını da çektik.
Buradaki memurların düşüncelerini ve maneviyatlarını pek fena buldum. Bir an evvel şuradan kurtulacak daha lâtif bir yere nakletmek sevdasına düşmüşler- Bunlara cephelerde ateşler içinde ölen, malûl kalan, ıztırap çekenleri düşünmelerini söyledim. Uzun bir sulh devresinde bile olsak bu rahat düşkünlüğünün bıkıcı bir zihniyet olduğunu anlattım. Geçirdikleri ölü h'ayat yerine burâaa' çalışan Alman mühendislerden örnek alarak kendi aralarında, İçtimaî bir yaşayış uyandırabileceklerinden ve birçok kitaplar ve mecmualar getirerek mütalealarla, İlmî sohbetlerle ve arasıra da eğlenceler tertibiyle hoşça vakit geçirebileceklerindn bahsttim ve bura, da tehlikesizce vazife görürken cephelerle de alâkadar olmalarını tavsiye ettim. Yazık ki onlar, burun, lannın dibindeki bakır madenlerde bile alâkadar görünmiyorlardı.
Burada Ticaret ve Ziraat nezaretinin de bir memuru vardı. Yarın gezeceğim bakır ocakları hakkın, da bu zattan malûmat istedim. Bu Nezaretin neşrettirdiği mecmualardan birinde (4 üncü yıl, 1329 A-ğustos tarihli ve 31 numara) çıkan listede bazı malûmat buldum. Devamı var)
Şark Cephesinde vaziyet Ruslar Inhilâle Uğradıklarından Şark Cephesi Açılıyordu Fakat Nereye Gidecektik. Uç Yıldır Çarpışıyorduk Zavallı Anadolu bütün Yavrularını Orduya vermişti
Silvan - Bitlis yolunda askeri köprü ile nafıa ın ayakl n üzerine yapılm kta ( hn yeni Askerî köprü. 29 Kânunevvei 333 de tarafımdan teftij edilirken çekilmiştir
Alman Başvekâlet firesini Ziyaret
Dır tezahürat gecesinde Ber-linde Alman Başvekâlet binası
Berlin, (Hususi) — Nezaket ve misafirperverlikleriyle gazeteciler muhitinde pek iyi intibalar bırakan ve kendilerini pek çok sevdiren pro pağanda nezareti memurlarından Herr Amtsrat Giese ile Her Refe-rent Dr. Jur. Maurach’ ın mihmandarlıkları altında olarak elli kişiden mürekkep bir gazeteci kafilesi] inşaatı henüz ikmal edilip küşad resmi icra edilmiş olan “Başvekâlet,, dairesini ziyarete gidiyor. Bu kafileye katılmak bana da nasip oldu. Davet saati pek erken olarak tayin edildiği için, misafirlerin kısmı azıamı mahmur mahmur yürüyor, bazan sendeliyor ve ara sıra uykusuzluk alâmeti olan esne -mekten de kendini alamıyor. Başvekâlet kapısı önnüde bulunuyo -ruz. Merdiven basamaklarının her iki tarafına mıhlanmış zannını veren ve omuzunda taşıdığı tüfeği sıkı sıkı tutarak bir heykelden farkı olmıyan, içinden kurulmuş bir makinenin tesiri altında tam bir it-tirad ile hareket eden bir “man -ken„ gibi, yavaş yavaş kâh sağa, kâh sola baş ve gözlerini oynatan iki neferin ortasından geçerek bir dehlize varıyoruz. Bizi istikbal e-den ve daire şefi olduğunu istidlâl ettiğim kısa boylu toparlak, yusyuvarlak bir zatın, elleri arkasında, âmirane bir tavırla, mektep çocuklarına hitap eder gibi bir eda ile sıraya dizilmemiz hususundaki ihtarı, ne yalan söyliyeyim ama, bizde, soğuk bir duş tesiri bırakmıştır. Açtığı bir yankapıdan, kendisinin 230 metre uzunluğunda ve tahminen yedi sekiz metre genişliğinde, âdeta lüks bir transatlantik vapurunun ışıklara garkolmuş dar ve uzun koridorlarını andıran ve pek heybetli 'bir sadelikte olan bir salonla karşılaşmış bulunuyoruz. Duvar ve döşemeleri, somaki ve a-çık kahve ve mor renklerle hareli mermerden yapılan, duvarlarda, pek az fasılalarla dizilmiş, bir fener alayında meşaleler tutan neferler gibi sıralanmış ve göz ka -maştırıcı ışıklar saçan lâmbalar, duvarlarda muallâk ve pek kıy -metli göblens ve yağlı boya tablolar, öteyeberiye konmuş koltuk ve kanapelerle süslenmiş bu salon bir “muayede,, salonu imiş. Führer se-nebaşı tebrikâtını burada kabul etmiş, süfera erkânının, hükümet ve parti ileri gelenlerinin ellerini de burada samimane 3ikmış imiş.
Rehberimiz bizi yanındaki muazzam bir salona soktu. Burasını 1 misafirlerin istirahat salonu.. Mükellef ve muazzam iki kristal avize altında geceyi gündüze katan ziyalar, odanın haşmet ve aza -metini bir kat daha artırıyor. Beş yüz metre murabbaında tahmin ettiğim bu salonda birkaç dakika bulunmak insana bir neşe veriyor.
Yerli ve yekpare bir halı tefriş edilmiş olan bu salondan, bitişik1 salona geçerken, tekrar tekrar ora-1 ya bir nazar atmak ve bu güzel salonu bir daha görmek için gayri ili-' tiyarı başımı o tarafa çeviriyor -dıım. Girdiğimiz 'bu yeni salon, vükelânın içtima salonu... Ortada bü
Tarihten Bir yaprak:
Almanyada Tamir
Ettirilen Mavzerler
“Artık İş rezalete vardı. Eski mavzerler Tophane fabrikasında tamir edilirken ıs misil fazlasına Almanyaya havâle ne demektirl,.
— Seni Sadrazam çağırıyor dediler. Derhal yerimi terkettim. Dai-rei sadarete doğru yürümeğe başladım. Sadaret odasına yaklaştığım zaman hademelerden Mustafa ağa (Sadaret müsteşarı merhum Şefkati efendinin emekdar bir adamıy. dı) derhal paltomu aldı:
(-•- Sadrazam sizi kaç defa sor. du. Ayakta bekliyor.) dedi. Sadrazamın odasına girdim. Hakikaten a-yakta dolaşıyordu ve hiddetli gözüküyordu. Beni görür görmez:
— Nizamettin bey nerede dedi. ? (Amedî hülefasından).
— Bilmiyorum.. Emrederseniz a. rıyalım dedim. Bu aralık Nizamet-tin bey de odaya girdi. Ona baka rak:
—Bugün mecliste (Meclisi has Vü kelâ) Zeki paşayı gördün ya (Top hane müşiri)-! Neler söylemedi. Vı nekadar da haklı! Ateş püskürüyor du. Aferin. Ben de onun fikrindeyim. Bu rezaletlere nihayet vermek lâzımdır. Git ona söyle akimı başı, na alsın. Hem Padişahı lisana getiriyor. Hem de kendisine lanetler o. kutturuyor. Bu haller tekrar eder, se Zeki paşanın dediği gibi bir mazbata tanzim ettirmek kararındayım. Bundan da haberi olsun haydi bu işi yapınız yarın bana haber veriniz dedi.
Ben de amedî odasındaydım. Fakat oradan şûrayı devlete geçmi? olduğum için ve o günkü vükelâ meclisinde bittabi bulunmadığım i-çin işin ne olduğunu anlamamıştım. Sadrazam tereddüdümden bu düşün cemi anlamış olarak:
— Benim sana emniyetim var. dır. Uzatma beraber gidiniz dedi. Ve bizi uğurladı.
Ben tekrar daireme Nizamettin bey de yazıhanesine giderken ak. şam vapurunda birleşmekliğimiz ka. rarım verdik. Zira ben meseleyi, ne olup ne bittiğini vapurda öğrenecektim ve o akşam, bizim oturduğumuz köyde oturan (X paşaya) işi anlatacaktık !!
Elinde fesi ve kolunda beyaz şemsiyesi olduğu halde vapura gelen Nizamettin beyle, konuşmağa vakit bulabilmek için.’ hemen kapıdan kamarasına iltica ettik. Mumaileyh çok asabî idi. Boram boram terliyordu. Ve kendi kendine:
— Allah belâsmı versin bu işi bizden başka havale, edecek adam bu lamadı mı! Bana ne, Ben kalem ak-tirisi mıyım yoksa Sadaret mühürdar mı! deyip duruyordu.
Ben de — Nizamettin bey babamın da kalem arkadaşı olduğu için.:
— Anıca ne telâş ediyorsun. Elçiye zeval yok derler. Sadrazam em. retti. Biz de yaptık demiş oluruz: Bunda telâşa mahal var mı idi ki Nizamettin bey daha çok sinirleniyordu.
Nihayet vakayı bana anlatmak kararırı verdi. Aynen naklediyorum
— Biliyor musun ki bugün meclis günüdür. Ben de Meclisi vükelâ zabıt kâtibiyim. Vükelâ yavaş yavaş meclis odasında toplanırken kâğıtları hazırlıyordum. Bir celse evvel verilen kararların mazbatalarını vükelâya imzalatmağa hazırlıyordum. Sdrazam henüz meclise gelmediği i. çin toplanan vükelâda aralarında ko nuşuyorlardı. Derken yıkılırcasına kapı açıldı. Zeki paşa söktü. Gerçi her zaman telâşlıdır, fakat bugün bir fevkalâdeliği vardı. Arkadaşla
yük bir masa, masa üstünde her bir nazırın bulunduğu nezaret ismini taşıyan deriden bir sumen. Koltuk kumaşları, Alman sembolü-olan gamalıhaçları taşıyor. Oda ga yet sade ve cazip.. Bundan sonra da Führer mesai odası geliyor.. Kapıdan girerken, sol tarafta, üzeri kitaplar, ucu yontulmuş mdhtelıf renklerde kalemler, kâğıtlar, de -riden bir sumen bulunan bir masa.. Führer bu masada çalışıyor.. Salon oldukça büyük. Duvarlar kıymetli yağlıboya ve göbley tablolarla süslenmiş... Yerde yerli halılar olmakla berabert pek değerli
rına selâm verdi ya vermedi Sadra, zamı sordu. Bir türlü yerinde duramıyordu. Şeyhülislâm (Cemaleddln efendi) paşanın telâşım yenemedi. Asabını teskiü etmek için bir iki söz söyledi. Ama Zeki paşa oralarda mı ya- Muttasıl Sadrazam sadrazam dedi durdu. Gittim.. Sadrazama meclisin toplandığını haber verdim. Mec. üs inikada başladı henüz Sadrazam söze ve selâma başlamadan Zeki pa. şa ayağa kalktı:
( Derhal söz isterim) dedi. İzin aldı ve şunları söyledi:
— Sadrazam paşa hazretleri ve vükelâ arkadaşlarım hazeratı. İşimiz Padişaha sadakat millete hizmet derken, rezalete peyveste olmaktadır. Biz hizmet edelim. Yediğimiz ekmeğe minnet edelim.. Meni, lekete hayrımız dokunsun derken birtakım müfsitler ve hainler çıkı, yor hem işimize sekte veriyorlar, hem de devleti zarara sokuyorlar. Bu böyle giderse ne devlet kalacak ne de millet! Bu rezaletlerin önünü almazsak hep yuvarlanacağız habe. riniz olsun! Artık iş rezalete vardı. Ben eski mavzer tüfenklerini gayet ucuza mal ederek Tophane fabrikasında tamir ettirip dururken ayni i-şi on beş misü fazlaya Almanlara ha vale ettirmek ne demektir!! Düş. man karşısına giderken elimize alacağımız tüfenkten de para çalınır mı? Ben buna tahammül edemem. Eğer bir mazbata yapmaz bu işleri karıştıran adamı Padişaha haber vermezsek ben kendim bu işi yapacağım ve derdimi dinletemezsem Mektebi Harbiyenin kapısı önüne gidip çocuklara bağıracağım.)
Vükelâ hep başlarım sallıya saL lıya Zeki paşayı dinhyorlardı. Sad. razam (Avlonyalı Arnavut Ferit paşa) Zeki paşaya teşekkür etti. Bunu gelecek mechs görüşürüz dedi. Anladın mı Semihciğim: İşte girip te buau (X paşa) ya söyhyece. ğiz! telâş etmemek olur mu., dedi hiç-!
Anladım ki Nizamettin beyin te. lâşı haklı idi. Fakat iş de haklı idi. Maamafih Mustafa girip (Elçiye zeval yok) kaydile Sadrazamın sözlerini söylemeliyiz. Karaıını verdik. Ve o akşam yemeğini Nizamet. tin beyin evinde yiyerek evinde bulunduğunu öğrendiğimi? zata gittik. Ben çok genç olduğum içm bu elçiliği doğrudan doğruya Nizamettin bey amcaya bıraktım. Ve hane sahi, bme yalnız:
— Bizi Sadrs zam size yolladı, diyerek «özü Nizam e t beye verdim. Oda kdabalıkn. Herkes bize bakıyordu. Fakat bizler balkonda ve kalabalıktan blrax uzakta idik. Be. roket versin odada bir de saz vardı da sözlerimiz kolay kolay duyulma-yordu!
Hane sahibi bize cevap olarak (Atı alan Üsküdarı geçti.) demişti.
Birkaç sene sonra Nizamettin beyle hasbihal ederken o da bana:
— Aklnda mı atı alan Üsküdarı geçti ve hâlâ gidiyor. Ben hâlâ kadro harici maaşımı alamıyorum di. yordu!
Zavallı merhum Nizamettin bey: Belki tanzimattan beri Babıalinin ne kadar mühim mazbataları varsa on lan da tarihlerini de ezbere bilir ve icabında derhal bulurdu. Ayaklı bir babıali kütüphanesi idi. Ve öyle bir adamdı.
SeRİh Mümtaz S.
acem halıları da var. Bu masanın tam karşısında, salonun öteki ucun da diğer Ibir masa, etrafında kol -tuklar, kanapeler görülüyor ki, Führer misafirlerini burada izaz e-diyor. Masa üstünde güzel bir saksı.. .Altı kırlstal bardakla bir sürahiyi taşıyan bir tepsi... Oda insanın ruhunu okşıyan ^ir sadelikte. Ziyaret burada ikmâl edilmişti. Sokak kapusuna vardığımız za -man, gördüğüm muhtelif tabloların bıraktığı tesir saikasile içimi bir hüzün kapladı.
p. 2.

YENİSABAH
11 MART 193»
SÜRPRİZ
— 2
Yaxxn. Virtten Minardi
Kozanda 20 Senedir Görülmemiş Kış
î
Aşkın Kuvveti
Tefrika No; 23
Nakleden: ORHAN S-
Misafirliğimden Liliana delloe seviniyordu. Babası saygılı bir ta. vırla elimi sıktı. Annesi de tatlıyı kinaye ederek:
— Niçin rahatsız oldum» Giacomo? dedi.
Tabiî ben sustum. Fakat içim, den: (Şeytan bilir niçin) dedim.
Yemek odasına girdik. Gözlerim uğursuz hediyeyi görmek için fini fırıl dönüyordu. Beni telâşlı gören Liliana şüphelendi.
— Ne var? Seni kuruntulu görü, yorum. Cevap vermiye vakit bula madan, kapının zili çalındı. Klişe, nin kampanaoısı paskalyayı tebrike geliyordu. Adamcağızın zaif ve solgun yüzünü görünce beynimde şim. şek gibi bir fikir çaktı.
— Çocuğunuz var mı?
— Evet efendim, Beş çocuğum var, Hepsi de küçük.
Lilianaya döndüm ve yavaş sec. le:
— Beş küçük çocuk Liliana dti. şün bak.'... Çok muhtemeldir ki bu yavrucuklar paskalyada bile tatlı yemekten mahrum olacaktır. Ah, doğrusu, ben böyle bir günde bir kimseye iyilik yapabilsem çok mes’-ut olacağım. Bunlara bir şey versek
Merhametten doğan hislerimi takdirden mütevellit bir heyecanla:
— Oh, evet, Giacomo ne verelim ? dedi.
— Meselâ, niçin panettoneyi ver. miyelim ?
— Evet, nasıl istersen Giacomo..
Kampanacının gözleri kuartz parçalan gibi parlıyordu. Bana doğ. ru :
— Siz çok iyi insansınız. Tanrı bu iyiliğinize mukabele edecektir, dedi.
Kampanacı tatlıyı elleri arasın, da sıkarak gitti. Ben geniş bir ne. fes aldım. Şimdi, o samimî aile ocağının zevkini huzuru kalple tadabi. lirdim. Liliananın bakışları bana ev. velkinden daha tatlı ve daha müş. fik görünüyordu. Alicenabane hare, ketimi çok beğenmiş olan annesi de bundan mütevellit takdir hislerini takdir nazarlarile gözlerinde belirtiyordu.
Görüyorsunuz hanımefendi, dedim. Benim çeşit hallerim, mukavemet edemiyeceğim bir his seli ile tezahür eder. Muhtaç bir kimse gör. düğüm zaman ona muhakkak yar. dım etmeliyim...
öğle yemeği saat (13) e doğru başladı. Hepimiz neşeli idik. Hizmetçi kadın masanın üzerine koyduğu kâseden çorbayı tabaklara tevzi et. mek üzere iken kapı yine çalındı.
Kampanacı ve yanında karısı, gelmişlerdi Kampanacının titrek sesi hepimizi meraka düşürmüştü. Peder taaddüt eden bu ziyaretlere sinirlenerek hizmetçiye:
— Ne var? Ne oluyor?.. Dedi.
— Kampanacı sizlerle konuşmak istiyor, bu sefer yanında refikası
Çeviren: Hüseyin Kutval
da var. Rahatsız ettiğinden özür di. İçmekle beraber bazı izahata ihti. yaoı olduğunu söyliyor. Bu nokta üzerinde bilhassa karısı İsrar edi. y°r ,ırJ
Avukat bu sözlerden şaşalamış bir vaziyette.
— izahat mı dedin? Fakat ne izahat?.. Allah allah girsinler baka-lim.
Biraz sonra kampanacı arka, smda suratı asık karısı ile beraber girdiler. Bu sırada soğuk soğuk ter döküyordum. Kampanacı elindeki beyaz şeyi evirip çeva^rek:
— Affınızı rica ederim baylar karım panettonenin sîzler tarafın, dan hediye edildiğine inanmıyor. Kendisini başka türlü ikna edemez, dim. Ben yalan mı söyliyorum. De. di.
Bunun üzerine Liliana:
— Tabiî biz hediye ettik dedi. Kampanacı bu sörler üzerine karısına dönüp bekti. Sonra muzaffer bir tebessümle:
— Gördün mü? Yalan mı söyii. yormuşum? Dedi.
SoDra bize dönerek ilâve etti:
— Meselâ şu baylar: Panettonun içinde şu sigara kutusunu bulduk. Karım belki haklı olarak bunun ba. na bir sevgilim tarafından hediye edildiğine kanaat gtirmek"istiyordu. Amma siz, böyle bir şey nasıl aklını, za geliyor? Diyeceksiniz... Çünkü kutu içine şöyle bir şey hakkedilmiş (Dorina, kıymetli Giacomosuna) Aksiliğe bakın ki benim de ismim Giacomo.
Liliana ve ebeveyni bu izahat, tan sonra müthiş nazarlarını derhal bana çevirdiler. Bilmem bu sahne, nin elemli finalini tasvir etmeğe lü. zum var mı?..
SON
Arpa Fabrikasında Hırsızlık
İşin içinde bir de kadın meselesi mİ var? İzmir: (Hususî) — Alsancak-ta tüccardan B. Alyoti’nin arpa fabrikasında bir vak’a olmuştur. Fabrika kâtibi Âdil oğlu B. Adil, zabıtaya müracaat ederek yazıhanesinde kilit altında bulunan mukavva kutu içindeki 15 lirasının masanın altındaki ince tahta sö -külmek suretiyle çalındığını şikâyet etmiştir.
Zabıtaca, mahallinde yapılan tetkikatta yazıhaneye hariçten girildiğine dair hiçbir iz ve delil bulunamamıştır. Kâtip B. Âdil ile fabrika bekçisi B. îbrahmnn aralarının bir kadın yüzünden açık olduğu anlaşılmış ve biribirini lekelemek maksadile böyle bîr mesele tertip edilmiş olması muhtemel görülmüştür.
Tahkikata devam ediliyor.. I
Yalancı Bahar Günlerinden Sonra Büyük Bir Soğuk Başladı. Halkevinin Faaliyeti
Kozan: (Hususî) — Yılbaşından itibaren tedavülden kaldırıldığı maliye vekâletinden bildirilen 5, 2,5 kuruş bronz ve 1 kuruşluk nikel para burada halk arasında hâlen tedavül etmektedir. Buna sebep şudur:
Çok evvel Maliye veznesine gönderilen nikel beş ve bir kuruşlukların miktarlarının çok az olması ve kanunun mer’iyete girdikten sonra bu cins paralardan da gön -derilmedi.
Para ile alâkadar devlet dairelerine giren bu paraların bir daha çıkmaması ve gelen ufaklıkların da yüksek paralarla tebdil edilmesi ufak paraların gün geçtikçe miktarını azaltmakta ve binetice halkı müşkülâta sokmaktadır. Bu hususta alâkadarların nazarı dikkatleri celbolunur.
19 şubatta: 158 Halkevleri arasında kazamızda da halkevi teşkilâtı yapılmıştır. Bu toplantıda evvelâ; Parti ikinci başkanı ve Belediye reisi emekli Binbaşı Şerif Akgün ve müteakiben de hükümet doktoru Sedat Barı’nın şimdiye kadar Halkevlerinin her sınıf halkı-
Fakir çocuklara sıcak yemek
Bartın (Hususî) — Yoksul çocuklara yardım için teşekkül eden himaye heyetlerinin çalışmaları neticesi olarak toplanan yardım paralarile, ilk olarak, asrî okulun 16 fakir çocuğuna dün sıcak yemek verilmiştir.
Sahne çok rikkatli olmuş ve öğretmenler gözleri yaşla dolu olarak, çocukların sevinçle gıda almalarını takip etmişlerdir.
Göçmen evlerini telkih
Keşan (Hususî) — Göçmen evle, rinin inşa işlerini vesair hususatmı gözden geçirmek üzere Edirne Is. kân merkez fen memuru "Nevzat Artan Uzun köprü den şehrimize gelmiştir.
Ha'-’v evkai-de murahhasımız
İskenderun: (Hususî) — On gündenberi Ankarada bulunmakta olan fevkalâde murahhas B. Cevat Açıkalın Payasa dönmüş ve karşılanmıştır.
miza her sahada gösterdiği şefkat ve iyilikleri, tebarüz ettiren söy -levleri ve sıhhat memuru Ömer Kızıltuğ’un bu uğurdaki şiiri dinlenmiştir.
Başkanlığın daveti üzerine bir çok kasabalı ve köylü bu davete I-caibet etmiş ve dört kol üzerine âza ayrılarak komite seçimi yapılmıştır. Açılan şubeler faaliyete geçmişlerdir.
Müthiş kişi
Bir haftadanberi Kozan ve havalisi (20) yıldanberi görülmemiş soğuğu görmektedir. Kar en yakın tepelere kadar inmiş ve kasabadaki sular buz tutmuştur. Bu soğuğa alışık olmıyan ve kan yaz günleri serinlemek için kullandıkları zaman gören halk soğuğun şid detinden evden dışarı çıkamamaktadır. Bundan evvelki günlerde ilkbahar havasından istifade ederek vaktinden çok evvel çiçek a-çan zerdali, erik, badem ve emsali meyva ağaçları da soğuktan çok müteessir olmuşlardır. Tecrübe sahibi ihtiyarlar bu yıl meyvanm çok az olacağını söylemektedirler.
Hakkı
S 3S
Bartında UçUncll nevi ekmek
Bartın (Hususî) — Geliri az ve nüfusu çok olan halkın vaziyetini göz önüne alarak Belediyenin giriştiği üçüncü nevi ekmek teşebbüsünün muvaffak olduğunu yazmıştık. Tecrübe edilen müteaddit for müllerden sonra en muvafık formül üzerinde durulmuş ve Belediye encümeni bu formülü ve narhı tesbit ve ilân etmiştir.
Modern ceza evi
Bartın (Hususî) —Modern ceza evinin inşaatı ilerlemektedri. Yapının zemin katı ile birinci katı bitmiş, ikinci katının inşaasına baş-“lanmıştır.
YENİ NEŞRİYAT
Anadolu a Yol Notlan
Kanaat Kitapevi tarafından neş. redilmekte olan (Ankara kütüpha. nesi) nin (24) üncü kitabı olan Na. hid Sırrının bu eseri intişar etmiş, tir.
Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve biltün ağrılarınızı derhal keser H İcabında gllncie 3 kaşe alınabilir, BJJ gŞJ
Ben de çabucak bu hale alış -tun. Zaten onunla fazla münasebetim yoktu ki.. Evin diğer sakinleri, uşak, evin iç îşlorfnl gören genç kız, ve barçıvan, hepsi beni seviyor ve adetâ şımartacak dereceye getiriyorlardı.
Emine hanıma gelince, o bir i-yilik ve müsamaha timsali idi. Yumuşak bir tavırla, benim bu serbest gezmelerimi itidale aevketmek istiyor, bunun için de, Nail Beyin mektuplarında fazla taşkın hareketlerde 'bulunmamı arzu etmediğini yazdığını daima söylüyordu. Buna karşlık olarak ben de. taşkınlık yapmadığımı, vasilik icabı böyle söylediğini ve buraya gelip de sıhhatli olduğumu görünce her şeyi hoş göreceğini söyliyerek îh tiyar kadının yüzünü, gözünü öpü yordum.
Bu şekilde konuştuktan sonr kısa eteklikle ve ayaklarımda sar dallarla kayaların üzerinde dok şıyor ve bazan da, küçük, vâdiler arasında sıkışmış yollardan, ağaç lann süslediği, çitlerin kenarladı-ğı yollarda yürüyüşler yapıyor -dum.
Akşam yemeğinden sonra havanın müsaadesine göre ya bahçe dc veya büyük odada ev sahibesinin yanında oturuyordum. O, bana örgü öğretirken, ben de kendisine, yeğeninin gönderdiği kitaplarından bazı parçalar okuyordum. Çiftlikteki hayatımdan bahsediyor, çocukluk hülyalarımı anlatıyordum.
Emine hanım da kendi hayatını bana anlatıyordu. Gençliğini hep burada geçirmiş ve yirmi ya -şında B... den pek o kadar uzakta olmıyan bir kasabada, çiftlik işle ten eski ailelerdn birisinin oğlile evlenmişti. Fakat bir sene sonra bir tifo genç kocasını elinden alarak kendisini yirmi bir yaşında hayatta yalnız '.aşına bırakıyordu. O vakit tekrar B.... ye dönmüş, kocası ve oğlu Selim ile. beraber yaşıyan kı ’ kardeşinin yanında oturmuştu. Sri m, işte Nailin babası idi.
ihtiyar kadının, Nailin aıınesile kız kardeşinden az bahsettiğinden farkına vardım. Bilâkis, Nailin ahlâkı, ciddiyet ve zeksı üzerinde çok duruyordu. Nazarında Nail, hayatta en çok sevdiği yüksek bir şahsiyet idi.
Bir gün kendisine:
— Vasimin annesi Süreyya ha-i nımla kızı Nermin buraya gelmezler mi? diye sordum.
— Gelirler, fakat arada sırada. Geldikleri zaman da en fazla on beş gün oturabilirler. Faz'.-t asrî olduklarından bu sakin köşede can sıkıntısından patlarlar. Naile gelince, eskiden tatil zamanlarını hep burada geçirdi. Ve îstanbula dönüşü bir âlemdi. Adetâ ağlar bir hal takınırdı.
Vasimin o zamanki düşüncelerini, ben de anlıyordum. Yaoancı oln:ı ben bile B.... deki hayata, bu küçük fakat temiz ve şık eve âşık olmuştum Evin her tarafını sar -maşıklar ve güller sarmış deniz
cihetinde duvarın yerinde e-cniş bir camekân, etrafındaki güzel manzarayı göz alabildiğine gösteriyordu. içerisi de eski güzel mobilyalarla, halılarla, iyi bir zevkle seçilmiş bazı nadide eşyalarla •üslenmişti. Burada hayattan ellerini çekerek kaybolmuş cedlerin, küçük nesillerle adetâ konuşur hissini verecek bir hava teneffüs ediliyordu.
Bu intibalından bir gün kendisine bahsettiğim zaman, Emine hanım içini çekerek:
Bu havayı teneffüs etmek ve bundan zevk almak ancak Naile vergidir. Dün Neminden bir mektup aldım. Bu sene annesile kendisinin gelemiyeceklerini bildiriyor.
Bu havadis, bana gizli bir sevinç verdi. Vasimin burada bu -lunması fazlasiyle kifayet edecek mahiyette idi. Ah, benim o sevgili serbest hayatım, vasim buraya gelince halin neye varacaktı acaba?. Hiç olmazsa o, şimdi bana sevimli görünüyordu. Eski kin ve hislerimi attıktan sonra Nailin ciddî ve iyi kalbli olduğunu, ve kendisini hizmetçilerden ta köyün ihtiyar muallimine kadar herkesin sevdiğini farketmıyor değildim.
(Devamı var)
Güz iliğinin
Sırrı Yok
Sebebi Var
RADYOLİ
Dişleri mikroplardan çürük- jj terden, ilti laplardan koruy -rak sağlamlaştır n, hem de minelerinin bozulmasını ve sararmasını menederek daimî bir güzellikle muhafaza eden asrın en kuvvetli diş macunudur.
Her sabah, öğle ve akşam yemeklerden sonra
RADYO LİN
— öyle amma, SvanfldTTrtiyllk bir tehlikeye soktunuz.
— Tehlike yoktu ki, HImesi lâ. zımgelen şeylerin hepsini kendisine gösterdim.
— öyle ise bana da söyleyin.
Şimdilik söyliyemem, Hem Mösyö Godard, buraya kadar nasıl gelebildiniz?
Svanild atıldı: — Bağırdığımı işi tince hendeğe atıTarak dıvardaki bir delikten geçmiş, on dakîa evvel gel. nıiş olsaydı....
— Filhakika daha iyi olurdu.
O vakta kadar lâkırdıya karış, mıyan Godard birdenbire:
— Mis Bartendal, buraya ilk geldiğiniz zaman gayet heyecanlı idiniz. Halbuki şimdi sakin bir ta. vır takınıyorsunuz. Bu garip bir jey değil mi?
Genç kadının yüzü kıp kırmızı oldu:
—Bu benim bileceğim iş. Heyecan duymam ve duymamam sizi a. lâkadar etmez.
Svanild deı
— Eğer Lunadan şüphe edecek olursanız ölünelye kadar sizden nef. ret ederim dedi.
Mis Bartendal:
— Hareketimin saikını bilâhara öğreneceksiniz diye cevab verdi. Be. nimle ayni fikirdesiniz değil mi Sva. nild?
—Ona deminden de söyledim, Fakat sureti neticeyi elde edintiye kadar bu işi yegâne büen ben ola. cağım. Bütün zevahire göre hiçbir tehlikeye maruz değiliz. Buna emin olun sevgili Godard.
Nihayet:
— Ollver ile konuşayım da on. dan sonra bir şey söylerim.
Luna kuvvetle:
— Olivere katiyen bir şey söy. lemlyeceksiniz. münasip zamana ka. dar hiçbir şeyden haberi olmama, lıdır.
Svanild de ilâve ettir
— Eğer kendisine her hangi bir şey söylerseniz yaptığınız bu hare, ketten hayatınız sonuna kadar a. aap içinde kalabilirsiniz.
Bikaç gilne kadar her ikinize de
Tefrika No. 40
Çeviren ; R. SAGAY
bütün hakikati anlatacağız.
— Hafızasını bozmamak m aksa, dile Olivere bir şey söylemek iste, memenizi anlıyorum. Fakat beni no. den bir kenara atıyorsunuz? Sizin maruz kalabileceğinizin ufak bir tehlike alâmeti karşısında nasıl bir vaziyete geldiğimi bilmiyor değiL siniz, Svanild?
Luna:
— Size bir şey söylemiyeceğiz. diye tekrarladı. Fakat bundan sonra gizli odaya artık girmiyeceğiz ve hattâ canavarı çağırmıyacağız. Bun lan ancak, müsyü Hamand ile si. zin yanınızda yapabiliriz. Hem, teh. Iikyi aramadığınıza emin olabilir, siniz. Bugün zarurî olan şeyi yaptık.
Buna mecburduk.
Hâlâ İsrar eden Godard:
— Okadar esrarengizsiniz ki, diye söylendi.
— Ne yapalım lâzım. Bütün, bu hâdiselerin izahı tek bir satırda ve hattâ tek bir kelimede mündemiç.
Gayri ihtiyarî, Limanın nazarla, rı taş üzerinde kazılmış yazılara ta. kıldı.
Bunun farkına varan Godard:
— Bu izah eski İngiliz kelimela. rinden birinde mi? diye sordu.
— Belki.!
— Ben de, İsrar edersem bunu keşfedebilir miyim?
Svanild şaşkın bir halde bakar, ken Luna yavaş bir sesle:
— Sizi bundan da menedemem diye cevap verdi.
— Bunu bulabilmem imkânı var mı?
— Zannetmem. Fakat meselenin bütün esaslı noktalarını bilmiyor de. ğilsiniz. Bunu istikbal göstereceek. Yalnız müsyü Hamand bir şey söy. liyeceğinizi vadedediyorsunuz değil mi?
Godard ona derin surette baktı. Genç kadından artık şüphe etmiyor, du. Yalnız bu bir kelime ile hâdise, lerin izahı cihetinin kendisini şaşırt, inak için bir hile olmasından korku, yordu. Svanildin henüz bütün he. yecanını kaybetmiyen sesi:
— Godard, sır sıklam olduğunu, zu unutuyoruz diye aralarına çökea sessizliği bozdu.
Biraz evvel geçen esrarengiz va. ziyetlerden sonra bukadar ehemmi, yetsiz bir msele için söz söylenme, sine karşı adetâ kızarak:
— Ziyanı yok, bunu düşünecek sıram yok dedi. Fakat derhal bu hareketinin kaba kaçtığını farkede. rek:
Kızmayınız, sinirliyim, diye ilâ. ve etti.
Luna sordu:
— Haydi müsyü Godard, tekN. fimizi kabul edip etmediğinizi söy. leyin?
Svanild de lâkırdıya karıştı:
— Godard, sevgilim, biz hiçbir tehlikeye maruz değiliz. Oliverdeu başkası bu fena şeye maruz değil, dir. Canavar ancak onu zaptedebi. lecek ve eğer mis Bartendal bu iş. te muvaffak olamazsa...
Ses kesildi.
Luna o soğuk tavrile:
— Anlaştık mı? diye sordu. Bu İsrar karşısında mağlûb olan genç adam müsbet cevap verdi. Koridor, da Svanild durdu ve:
— Haydi gidip Oliveri bulun dedi. Aşağıdaki büyük salonda ma. dam York ile beraber. Elbiselerim, zi değiştirirsiniz.
— Hayır gidemem. Kimseyi gö. recek vaziyette değilim. Servis kapısından çıkıp evime gideceğim.
(Devamı var)

11 MART 1939
i»RlI A■A N
Sayfa: "
-------------
RADYO PROGRAM/ __________-— --/
CUMARTESİ . 11/3/39
13730 Program, 13.35“ Müzik (Çigan vesaire Pl) 14. Memleket saat ayan, ajans, meteoroloji ha. herleri. 14.10 Türk müziği (Fasıl heyeti)
Çalanlar: Vecihe, Ruşen Ferit Kam, CevdeTKozan.
Okuyan: Melek Tokgöz.
14.40..15.30 Müzik (Cazband. PI.) 17.30 Program 17.35 Müzik (Dans saati. Pl.) 18.15 Türk müziği (Fa. sil heyeti. Celâl Tokses ve arkadaş, lan. 19. Konuşma (Dış politika hadiseleri) 19.15 Türk müziği (Halk musikisi)' Orta Anadolu koşma ve türküleri. Saz şairi Sivaslı aşık Veysel ve İbrahim. 19.30 Türk müzi.
«S
Çalanlar: Vecihe, Ruşen Ferit Kam, Cevdet Kozan Mesut CemiL
Okuyan: Nuri Halil Poyraz.
1 — .... Zavil peşrevi.
2 — Faik beyin . Zavil karryak. dı cânü bezmi.
Güfte: Nedimin.
3 — Haşim beyin ZaviL ister, sen gel gidelim.
4 — Dedenin. Mahur şarkım. Gönül aldı bülbülüm var.
5 — .... Köçekçe türküleri.
20. Ajans, meteoroloji haberleri, ziraat borsam (fiyat) 20.15 Temsil (Fuzuli gecesi)
Tertibeden: İbrahim Delideniz
Temsile Ankara radyosu küme okuyucuları Mesut Cemilin idaresin. | de iştirak edecektir.
21.15 Memleket saat ayan. 21.151 Esham, tahvilât, kambiyo, nukut borsası (fiyat) 21.25 Folklor saati (Halk musikimi» ve garp musiki
tekniği)
Halil Bedi Yönetgen, Sadi Ya. ver Ataman, Cemal Reşit.
22. Haftalık posta kutusu. 22.30 Müzik (Küçük Orkestre. Şef: Ne. cip Aşkın)
1 — Kochman. Her zaman için dost (Marş)
2 — Blume. Güneşde (Vals)
8 — Thaler. Kukuk Polka
4 — Vollgraf. Kalbim aşkla doldu (ağır vals)
5 — Bizet. Ariezyen süiti No.1
a) Prelüde
b) Menuetto
c) Adagietto
d) Garillon
23. Müzik (Cazbant. Pl.) 23.45.24. Son ajans haberleri ve yarınki prog ram.
11 Mart Cumartesi akşamki programa ilâve not:
Radyomuzun Temsil Kolunun yeni bir sürprizi olarak İstanbul Şehir tiyatrosundan kıymetli ve se. vimli sanatkârımız I. Galip Arcan ve Halide Pişgin’i temsil galam ver. mek üzere Istanbuldan davet edil, mişlerdir.
Ankara temsil kolu sanatkârları fle beraber 11 Mart Cumartesi ak. şamı saat 20.15 te büyük bir temsil galam vereceklerdir.
ZAYİ
Fatih nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hük mü yoktur.
Fatih Kıztaşı açıklar sokak No. 29 Hüseyin Atatürk
İstanbul Beşinci icra Memurluğundan:
Bedı'anın alacağından ve Avni-nin borcundan dolayı haciz edilip tamamına üç ehli vukuf tarafından 8000 lira kıymet takdir edilmiş o-lan Aksarayda eski Haydarhane yeni Sofular mahallesinde yeşil tekke sokağında eski 28, yeni 42 kapu 1061 ada 17 parsel numaralı hane açık arttıramaya konulmuş olduğundan evsafı aşağıya yazılmıştır:
42 numarah kapudan bahçeye girilir. Sol tarafı komşu hududuna muttasıl üç tarafı bahçe olan işbu evin birinci katına 12 muzayLk basamakla çıkılır etrafı camekânlı antreden sofaya girilir.
Birinci kat: BİT sofa üzerine biri yüklü üç oda bir helâ. Sofadan camekânla ayrılmış merdivenbaşı burada dia yüklü bir oda vardır.
İkinci kat: Bir sofa üzerinde! merdiven başında camekânla ay-l nlmış cephede ikisi çıkmalı bir aptesane ve balkon vardır.
Çatı kat: ikinci kattan çatıyıa çıkılır bir merdiven mevcut olup çatı arası döşemesiz ve penceresiz-dlr.
İstanbul Belediyesi İlânları
Karnesiz nakil vasıtaları idare edenlerden alınmakta olan beş liranın yirmi beş liraya çıkarılmasına umumî meclisin 20—2—939 tarih-H içtimain d a karar verilmiştir. İlân olunur. (1688)
¥
Beyoğlunda Taksim nahiyem dahilinde Şehit Muhtar mahallesinde Çöplüçeşme sokağı isminin “Etekiçeşme” olarak değiştirilmesine, umumî meclisin 17—2—989 tarihli toplantısında karar verilmişti.r ilân olunur. ,rB” (1634),
M
Büyükadıa ve Heybeliada yollarının tamirinde kullanılmak üzere lüzumu olan 120 metre mikâb taş ile 100 metre mikâb kum açık ekşitmeye konulmuştur. Taşın beher metre mikâbına 210, kumun beher metre mikâbına da 300 kuruş bedel tahmin edilmiştir. Şartna -mesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı vesika ve 41 Ura 40 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 27—8—939 pazartesi günü saat 14 buçukta daimî encümende bulunmalıdırlar. (B) “1632”
Devlet Basımevi Direktörlüğünden :
Tahmini % 7,5 muvakkat
Cirniı_______Miktarlı tutan: teminat akçesi
Telâ 5000 metre 875 lira 65 lira 62,5 kş.
Evsafı şartnamesinde yazılı 5000 metre telânın açık eksiltmesi 24—8—1939 cuma günü saat 15 de basımevimizde yapılacağından isteklilerin eksiltme saatinden evvel muvakat teminat akçeleriyle basi-mevi idare komisyonu reisliğine müracaatları.
Şartname parasız olarak verilir. (1527)
Türkiye Şeker Fabrikaları
Anonim Şirketi İdare Meclisinden ;
Türkiye Şeker Fabrikaları A. Şirketinin 28—2—939 salı günü aaat 11 de mukarrer bulunan alelâde heyeti umumiye içtimamda matlûp ekseriyet hâsıl olmadığından asaa mukavelenin 52 inci maddesi mucibince, hissedarlar heyeti umumiyesi, birinci içtimada müzakere olunmak üzere hazırlanan ve metni aşağıda yazılı olan ruznameyi müzakere etmek ve karara bağlamak üzere, 27—8—939 pazartesi gü-»ü saat 11 de Ankarada tş Bankasındaki hususî dairesinde toplanacaktır. Şirket mukavelesi mucibince lâakal yüz hisseye malik hissedarların, hâmil oldukları hisse senetlerini veya bunu müsbit vesaiki İçtima gününden bir hafta evvel Anbarada Şirket merkezine, Iş, Ziraat Bankalarına veya Sümer Bank'a tevdi ederek birer duhuliye varalı almaları rica olunur.
Ruzname
1 — Şirketin 1938 senesi muamelât heeabatı hakkındaki mec-|W idare ve mürakipler raporlarının okunması ve tasdiki,
2— 1938 senesi bilânço kâr ve sarar hesaplarının tasdiki ve İdare meclisinin ibrası,
3 — 1038 senesi temettü hissesinin zaman ve sureti tevzii hakkm-Aa karar ittihazı,
4 — 1939 senesi mürakiplerin in intihabı va ücretlerinin takdiri,
5 — Münhal meclisi idare Aralıklarına muvakkaten seçilmiş olan Zevat m intihaplarının tasdiki,
6 — Esas mukavelenin 26 inci maddesine tevfikan müddetleri hitam bulan meclisi idare âzalarının yeniden intihabı ve huzur haklarının tayini,
7 — Meclisi idare âzasına Tilcaret kanununun 323 ve 324 üncü maddelerinde yazılı salâhiyetlerin itası.
Zemin kat: Karismen döşeli bir taşlık solda zemini çimento döşeli yemek odası ve bu odadan geçilir küçük bir kiler, sağda zemini kırmızı çini döşeli kazan ocaklı ve yerli dolaplı bir mutbah, mutbah-tan arka taraftaki bundan hariç kâğlr mutbaha geçilir zemini tuva-tuver cins döşeli avluya kapısı vardır. Taşlıktan geçilen zemini karışman döşeli bir koridor salonda ahşap döşemeli bir oda bir helâ ve bir gusülhane vardır. Buradan ön bahçeye de çıkılan kapı vardır.
Bahçe: Üzeri galveniz oluklu saç ile örtülü kâgir bir mutbah ve yanında odunluk ve bahçe duvarına muttasıl üç tarafı ahşap üzeri kiremitle örtülü ser mahalli ve biri metrük ikisi kullanılır. Üzerinde ikisinin tulumbası bulunan üç kapu kafes telle çevrili meyva bahçesi mevcut olup içerisinde bir çok meyvalı meyvasız ağaçlar vardır. Bilhassa 6 çam 2 palmuye ve müteaddit asmalar bahçeyi tezyin etmektedir.
Evsafı umumiyesi: Binanın ze -min katı kâgir diğer katlan ahşaptır. Binada elektrik, havagazı tesisatı mevcut olup tazyikli su tesisatı yoktur. Evin su ihtiyacı kapıdan tulumba ile depoyıa verilerek oradan musluklara taksim edil -mektedir.
Sahası: Umum saha 1364 metre murabbaı olup bundan 104,70 metre üzerine bina inşa edilmiş ve 15,80 metre üzerine hariçteki mutbah ve kömürlük inşa edilmiştir. Kalanı bahçedir. Yine ayni alacaklının ayni borçlu zimmetinde ki matlubundan dolayı mahcuz ve satışı kararlaştırıp tamamına , üç ehli vukuf tarafından 4340 lira kıymet takdir edilmiş bulunan Yemişte Ahi çelebi nrahalesinin tuz-: cular sokağında 832 No. lu kütük 456 ada parsel eski 4 yeni 43 No. lu üstünde odası olan kâgir dükkânın 19 da 48 yapı açık arttırmaya konulmuş olduğundan evsafı a-şağıya yazılmıştır.
Yukarıda eski ve yeni numaralan gösterilen kâgir dükkân ve üzerindeki odalar evsafı cephetf is-tur kipenk zemini tırmeyeste taşı dükkân.
Birinci kat: Ahşap merdivenle çıkılır münkalip bir oda.
İkinci kat: Kezalik bir oda. Üçüncü kat: Bölmeli iki oda. Sahası 80,5 metre murabbaıdır. Yukarıda evsaf ve sahası gösterilen gayri menkulün 64 de 51 hissesi açık arttırmaya vazedil -miştlr.
Arttırma peşindir. Arttırmaya iştirak edecek müşterilerin kıymeti muhamminenin yüzde 7,5 nlsbetlnde pey akçesi veya millî ibir bankanın feminat mektubunu hamil olmaları icabeder. Müterakim vergi tanzifat tenviriye ve vakıf borçla-n borçluya attir. Arttırma şartnamesi 11—8—939 tarihine müsadif cumartesi günü dairede mahalli mahsusuna talik edilecektir. Birin ci arttırması 13—4—939 tarihine müsadif perşembe günü dairemizde saat 14 den 16 ya kadar icra edilecek birinci arttırmada bedel kıymeti muhamminenin yüzde 75 şini bulduğu takdirde üstüste bıra-
SÜMER BANK Selliiloz Sanayii müessesesinden: KÂĞIT ve KARTON SATIŞI Müessesemiz 1989 Haziranının sonuna kadar teslim edilmek üzere sipariş kabul etmektedir. Bu müddet için, şimdilik, tesbit olunan cinslerle bunlara ait fiatlar aşağıya kaydolunmuştur.
Hazirandan sonraki devreye ait olarak kabul edilecek siparişler için ayrıca ilân verilecektir. Srenz Kâğıtları ( Bakkal Kâğıdı) M2 Sıkletli 70 ve 110 Gr. beher tonu T. L. 231 M2 „ 130 ve 140 Gr. „ „ T. L. 221
M2 „ 170 Gr. „ „ T. L. 216
Srenz Sergi Kağıtları
M2 Sıkleti 110 Gr. 220 Sm. genişliğinde beher tonu T. L. 206 M2 „ 140 Gr. 220 Sm. „ „ „ T.L. 2ol
M2 „ 170 Gr. 220 Sm. „ a „ T. L. 197
Kartonlar
Gri karton 50-140 numara beher to u T. L. 226
Beyaz mukavva (Kaba) 45-140 numara bh" tonu T. L. 246
1 — Mezkûr fiatlar beher 1000 kilo malın Fob İzmit veya Franko Vagon, İzmit, (fabrika) teslimi için muteberdir.
2 — Çift İstanbul teslimatta -ton başına dört lira ilâve olunur.
8 — Her cinsten asgarî sipariş miktarı 10 tondur. 10 tonda 3 Gramaj ve 3 ebattan fazla kabul edilmez.
4 — Derhal yapılacak teslimat için siparişin kabulünü ve malın ihzarını müteakip gönderilecek ihbarname üzerine mal bedelinin bildirilecek bankaya hemen tediyesi lâzımdır. Malın şevki, bedelinin ödenmesine mütevakkıftır.
5 — Muayyen bir müddet hitamında teslim şartile kabul olunan siparişlerde mal bedelinin % 10 nu peşinen ödenir.
6 — İhbar tarihinden itibaren 15 gün zarfında mal bedeli ödenmediği takdirde 15 günden sonra geçecek beher gün için T. L. 5 (beş) Türk lirası gecikme tazminatı alınır. Ancak bu müddet hiçbir suretle yeniden 15 günü tecavüz edemez. Tesbit olunan teslim tarihinden itibaren bir ay zarfında mal bedeli ödenmediği takdirde sipariş feshedilir. Ve peşin olarak alman % 10 inat kaydolunur.
7 — Muayyen bir müddet hitamında yapılacak teslimat için, sipariş mektubu üzerine ve imalât vaziyetimize nazaran gerek siparişin kabul edilebilecek miktarı ve gerekse teslim tarihleri, müşterinin arzusu kabil olduğu kadar tatmin edilmek üzere, müessesemiz tarafından tesbit edilir.
8 — Müessesemize verilecek siparişler ancak yukarıda yazılı şerait tahtında kabul edilir.
9 — Her türlü müracaatın İzmitte müessese müdüriyetine yapılması rica olunur.
kılır. Aksi takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttır
ma on beş gün daha temdit edilerek 28—4—939 tarihine müsadif cuma günü saat 14 den 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci arttırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 2004 No. lu İcra ve If’âs kanununun 126 mcı maddesine tevfikan haklan tapu sicilleriyle sabit olmıyan ipotekli alacaklarla diğer alâkadaramn ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve mesarife dair olan iddialarını ilân tarihin -den itibarn 30 gün zarfında evrakı müsbitelerile (birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi tak -dii’de hakları tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi tanviriye ve tanzifiye den ibaret olan belediye rusumu ve vakıf icaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. 20 senelik ta-
viz bedeli müşteriye aittir. Daha fazla mıalûmat almak istiyenlerin 937/1897 numarah dosyada ev-1 r-'- ve mahallen haciz ve takdiri1 kıymet raporunu görüp anlıyacak-lan ilân olunur.
Üsküdar Sulh 1 inci Hukuk Hâkimliğinden:
Üsküdarda kefee dede mahal-] leşinde mektep sokak 15 No. lu hane mutasarrıfları Maryam ve Vartan.
Davacı Hayriye tarafından a-i leyhinize ikame edilen şayian ve I müştereken mutasarrıf olduğunuz mezkûr mahallede kain hanenin iaaleişuyu davasından dolayı ika-metghmzm meçhul bulunması hasebiyle ilânen yapılan davetiye ü-
zerine muayyen günde mahkemeye gelmemiş olduğunuzdan hakkınızda gıyap karan verilmiş ve gıyaben icra kılınan muhakemede yine gazete ile on beş gtin müddetle ilânen tebliğine karar verilmesi üzerine muhakeme 27—3—939 pa -zartesi günü saat 11 e talik kılınmış olduğundan tarihi tebliğden i-tibaren müddeti mezkûr© zarfında itiraz etmediğiniz takdirde mah -kemeye kabul olunmıyarak muhakemeye gıyaben devam olunacağı gıyap karan makamına kaim olmak üzere ilnen tebliğ ve ihbar o-l lunur.
Türk Endüstri ve Tecim
Anonim Şirketi İdare Meclisinden :
Türk Endüstri ve Tecim Anoni m Şirketinin 9—8—1939 perşembe günü saat 11 de mukarrer bulunan alelâde heyeti umumiye içti-maında matlup ekseriyet hasıl olamadığından, esas mukavelenin 52 inci maddesi mucibince, hissedarlarheyeti umumiyesi, birinci içtimada müzakere olunmak üzere hazırlanan ve metni aşağıda yazılı olan ruznameyi müzakere etmek ve karara bağlamak üzere, 27—3—939 pazartesi günü saat 16 da Ankarada Yenişehirde Karanfil sokağında kâin hususî dairesinde sureti adiyede toplanacaktır.
Şirket esas mukavelesi mucibince lâakal yüz hisseye malik hissedarların, hâmil oldukları hisse senetlerini veya bunu müsbit vesaiki içtima gününden bir hafta evvel Ankarada Şirket merkezinde, îş, Ziraat Bankalarına veya Sümer Bank’a tevdi ederek birer duhuliye almaları rica olunur.
Ruzname
1 — Şirketin 1938 senesi muamelât ve hesabatı hakkındaki meclisi idare ve mürakipler raporlarının okunması ve tasdiki,
2 — 1939 senesi bilânço ve karar ve zarar hesaplarının tasdiki ve idare meclisinin ibrası,
3 — 1938 senesi temettü hissesinin zaman ve sureti tevzii hakkında karar ittihazı,
4 — 1939 senesi mürakiplerinin intihabı ve ücretlerinin takdiri,
5 — Meclisi idare âzasına Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü
maddelerinde yazılı salâhiyetlerin itası.
TRAK TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDEN:
Aşağıdaki işleri görüp konuşmak ve karara bağlamak üzere 28—8—1989 salı günü saat 10 da Şirketin merkezi idaresi olan İstanbul Balıkpazarı Maksudiye hanı 4 üncü katında 65 - 66 No. lu yazıhanelerinde hissedarlar umumî heyetinin senelik alelâde toplantısı yapılacaktır. Esas mukavelemizin (48) inci maddesi mucibince yapılacak olan işbu içtimada bulunaealc olan hissedarların esas mukavelenin (59 uncu maddesi hükmüne tevfikan hisse senedatını hamil bulunajı hissedarların hisse senetlerini ve ya bunu müsbit vesaiki içtima gününd en bir hafta evvel Şirket merkezine tevdi ederek mukabilinde hisse senedatının adet ve numaralarını mübeyyin birer duhuliye kartını almaları.
TRAK TÜRK ANONÎM ŞtRKETÎ
RUZNAMEİ MÜZAKERATt
1. — Şirket mevcudat ve defterleriyle plânçonun kâr ve zarar hesabının ve temettü tevzii hakkındaki teklif atın tasdik veya tadilen kabulü.
5. — Müddeti münkazi olan mürakıbln tekrar intihabı veya yerine bir diğerinin tayini.
4. — Müraki'ba verilecek ücretin tayini.
İstanbul gümrükleri baş müdürlüğünden :
8964 kilo demir eşya 5830 K. cam eşya 28 K. ipek eşya 54 K. lastik eşya 18 K radyo makinesi 116 K. ipekli yün mensucat 20 K. deri eşya 73 K. yün mensucat 25 K kâğıt eşya 20 K. gayri mezkûr uçan yağ 44 K. yün İpliği 204 K. kimyevi müstazarat 19 K. tıbbî müstahzarat 85 K alimünyüm eşya 772 K. îst. kimyahanesinden gelme muhtelif kıymetsiz nümunelik eşyalar 694 .K. pamuk mensucat hak-kındaki satış ilânımız 5—8—939 tarihli Yeni Sabah gazetesinde dlr. İstekliler bu gazeteyi okıvyarak satış gümrüğü müdürlüğüne gelmeleri ilân olunur. Tl. 23219 (1613^.
HAŞAN KUVVET
ŞURUBU
f

TANEN
GLISERO
FOSFAT Vardır.
C-ADEMİ İKTİDAR
Ve Bel G e vşekliğine k arşı
HORMO
Tabletleri her eczanede arayınız. (Posta kut
w'
mj
kutusu 1255 Hormobin) HHHİ

POKER
traş bıçakları en sert sakalı b’le yener ve cildi yumuşatır.
Heryerde Poker Traş Bıçaklarını Israrla İsteyiniz.
İstanbul Üniversitesi A. E. P. Komisyonundan:
Fen Fakültesi Umum! Kimya Enstitüsünde yaptırılacak 5971 lira 70 kuruş kesifli lâboratuvar tesisatı 1«—8—939 perşembe günü saat 16 da rektörlükte açık eksiltmeye konulmuştur.
İsteklilerin 8000 liralık bu gibi lâboratuvar tefriş ettiklerine dair münakaşadan beş gün evvel Üniversite Mimarlığından vesika almış olmaları ve 448 liralık muvakkat teminat vermeleri lâzımdır. Liste ve şartname her gün öğleden evvel Üniversite Mimarlığında görülür.
"1843"
Modern
Adabı Muaşeret Yazan : SÜHEYLÂ MUZAFFER Askere, memura, kadına erkeğe, talebeye günün en lüzumlu eseri. 1939, senesi muaşeret adabının tekâmülüne göre yazılmış ilk kitap.
Fiatı: Cildsiz 50, Cildli 75 kuruş.
ı Satış yeri : İNKILAB KİTABEVİ
Nafıa Vekâletinden
Eksiltmeye konulan iş:
1 — Manyas gölü şeddeleri ve regülâtörü inşaatı keşif (bedeli (534 977) lira (22) kuruş.
2 — Eksiltme 21—3—939 tarihine rastlıyan salı günü saat 15 de Nafıa Vekâleti Sular Umum Müdürlüğü Su eksiltme komisyonu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
8 — İstekliler eksiltme şartnamesi, mukavele projesi bayındırlık işleri genel şartnamesi, fennî şartname ve projeleri “26” lira “75” kuruş mukabilinde Sular Umum Müdürlüğünden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin “25 149” lira “09” kuruşluk muvakkat teminat, vermesi ve eksiltmenin yapılacağı günden en az sekiz gün evvel ellerinde bulunan bütün vesikalarla birlikte bir istida ile Vekâlete müracaat ederek bu işe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı ibraz etmeleri şarttır. Bu müddet içinde vesika talebinde ıbulunmıyanlar eksiltmeye iştirak edemezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Sular Umum Müdürlüğüne makbuz mukabilinde vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. “534” “1052”
Vücudun zayıf kısımlarına, kansızlığa, vereme istidadı olanlara, sinir zayıflığına, genç kızlara, sıraca, kemik hastalıklarına, müptela, teverrüme müstait çocuklara, hastalıkların, nekahatlerinde yarar ve şifa verir, kanı arttırır, iştiha verir.
Dr. Hafız Cemal )
İ Lokman hekim
Dahiliye Mütehassısı ■
j Divanyolu 104
Muayene Baatleri pazar hariç ; her gün 2,5 - 6 salı, perşembe S ve cumartesi sabahlan 9 • 12 !
fukaraya T. 22398 â
/ l
i
KURTULUŞ
Doktorlar, Bankacılar, Kâtibler, Mektebliler velhasıl bütün mürekkepli halemle yazı yazanlar, mürekkebin ceplerine akmasından, kurumasından, ve ucun bozulmasından kurtaran yegâne
TIKU DOLMA KALEMİ
Avrupada dahi tasdik olunduğu gib| Alnıanyanın bu icadı mürekkebi! kalemle yazı yazmak mecburiyetinde olan halkı hakikaten bu eziyetten kurtarmıştır.
TIKU ucu aşınmaz, bol mürekkeb alır kuvve tl i basılırsa 3-4 kopya çıkara
Açıkbırakll-dlğı halde her ne şekilde durursa dursun mürekkeb
akmaz ve kurumaz. T1KU en sağlam ve en kullanışlı mürekkebi! kalemdir. Siyahtan maada yeşil, mavi ve kırmızı renkleri de ayni fiatta satılmaktadır. Heryerde arayınız. Fiatı 3 liradır Deposu : Rıkardo Levi halefi Filippo Levi, Havuzlu ban No. L İstanbul.
A*


ri

’A
i
(3
I
1
£ ■
^BÖBREK MESANE* İDRAR YOLLARINDAKİ
-UJMUM HASTALIKLARI KÖKÜNDEN TEMİZLER.
KANZU K
Karaciğer, böbrek, taş ve kumlarından mûtavellid sancılarınız,damar sertlikleri ve şişmanlık şikâyetlerinizi Urlnal ile geçiriniz.
Terzi
Taklitlerinden sakınınız. ta.j halkla üzerinde TIKU Markaya dikkat ediniz. Ta,raya posta ile gönderilir. Siparişlerin bedeli olan 3 li a evvelde gönderilmelidir.
“Bana inanınız,, Bu Süt kreması usulü sayesinde 50 yaşındaki birçok kadınlar ancak so yaşlarında görüneceklerdir
Paris Biçki Aka emişinden mezun İst. ahçekapı Sadi-kıye Han 2 nci katîa 13 ■nam No. va taşındı
URINAL
Aslpin Kenan
M Sizi soğuk algınlından, nezleden, gripten, baş Eİ Bj ve diş eğrılarından koruyacak en İyi İlâç budur. E| İsmine dikkat buyrulması
Zührevî ve cilt hastalıkları
Dr.
’ğleden lonra Beyoğlu Ağacami karşısında No. 33 Telefon 41358
Dolmaöafıçe Hava Gazı
Kok kömürünü
tercih ediniz
Oklarla İşaret edilen yerlere tatbik ediniz. Sonra da bütün yüz ve boynunuza sürünüz.
Buruşmuş, solmuş ve gevşemiş bir cildi, tazeleyip gençleştirmek için işte size basit bir sual: Tâkim ve tasfiye edilmiş bir miktar süt kremasını bir miktar saf zentinyağile karıştırınız. Sonra hepsini iki kısım en iyi krema ile karıştırınız. Bu halita, cildinizi besleyip tazeleştirecek ve inanılmaz bir güzellik temin edecektir.^
Bir aktris gençlik manzarasını muhafaza ve idame için bu basit usulü tatbik etmiş ve 70 yaşında genç kadın rolelrini oynamıştır. Eczacınız da bu halitayı size ihzar edebilir. Fakat muhteviyatı az mik tarda olmakla beraber pahalıya mal olur. (Yağsız) beyaz rengin-deki Tokalon kreminin terkibinde saf zeytinyağile ihzar edilmiş süt kreması mevcuttur. Cildinizi beslemek için en mükemmel ve hakikî bir cild unsurudur. Herhalde mem-nuniyetbahs semeresi garantilidir. Aksi halde paranız iade edilebilir.
İstanbul 4 üncü İcra Memurluğundan:
Evelce Taksim Suraserviler Aslan Yatak sokak 16 No. da Çok Şükür apartmanında mukim iken hâlen adresi meçhul bulunan Bayan îsmarağda Pulisise:
Rifat Türegün dairemize müracaatla İstanbul Asliye mahkemesi 1 inci Hukuk dairesinden istihsal eylediği 939/24 No. Iu haczi ihtiyati kararı infaz edilmiş 'bir suretinin tebliği hakkında mübaşir tarafından verilen meşruhatta ikametgâhınızın meçhul olduğu ve 642 lira 34 kuruşun yüzde 5 faiz ve yüzde 10 ücreti vekâletle birlikte tahsili zımnında dairemizin-939/563 sayılı dosyasile takip talebinde bulunarak namınıza tan -zim edilip ikametgâhınıza gönderilen ödeme emri arkasına mübaşir tarafından verilen meşruhatta ikametgâhınızın meçhul bulunduğu anlaşılmış olduğundan haciz-name suretinin ve ödeme emrinin-(20) gün müddetle ilânen tebliğine karar verilmiştir.
İlânın neşri tarihinden itibaren 20 gün içinde borcu ödemeniz, borcun tamamına veya bir kısmına ve yahut alacaklısının takibat icrası hakkında bir itirazınft varsa yine bu 20 gün içinde istida ile ve şifahen dairemize müracaatla bildirmeniz ve bildirmediğiniz takdirde bu müddet içinde mal beyanında bulunmanız bulunmazsanız hapis ile tazyik, olunacağınız ve hakikate muhalif 'beyanatta bulunursanız hapis ile cezalandırmaca -ğınız ve borcu ödemez veya itiraz etmezseniz hakkınızda cebri icraya devam olunacağı tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunu». (15866)
Vücudde toplanan asid ürik ve oksalat gibi maddeleri eritir, kanı temizler, lezzeti hoş, alınması kolaydır. Yemeklerden sonra yarım bar-dak su içersinde alınır.
INGİLİZ KANZUK ECZANESİ
Beyoğlu - İstanbul
I

KİMSE DUYMASIN ?

*
Sahibi: Ahmet Cema leddin SARAÇOĞLU
Neşriyat müdürü: Macit ÇETİN Basıldığı yer Matbaai Ebüzziya