idare: Nuruosmanlye No. 17 Tel adresi: «YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
--- .
PAZAR
HERGÜN
10
KURUŞ
t
Kr.
>
D
>
/szs/v'
2800 Kr. 1500 »
800 »
300 >
1 SAYI8I
HER
YERDE
Onuncu Yıl
No. 3 93
I % %
abone
Türkiye Senelik 6 aylık 3 ayhk
1 aylık
11
OCAK
1948
bedeli
Ecnebi
5400
2900 1000 600

HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFiiYİZ
Demokrat Parti idarecilerine Bir Dost Nasihati
>
«Meclise tek bir Tâdil Projesi sunubda bu tasarı Halk Partisi tarafından uyutulunca nevmid olarak bir köşeye büzülmek ve daha iyi günleri beklemek bir muhalefet ve murakabe partisi için kâfi bir canlılık sayılamaz

Memleket dinamik bir JJ.p. Ge|]g| (,35^


s
muhalefete muhtaçtır
Bir projeyi çoğunluk partisi reddedince ikinci, oda reddolununca üçüncü ve dördüncü tasarılar yağmur gibi yağmalıdır od günlerde, etrafında j hayli gürültü yapılan bir' istife- yüzünden, Demok-
rat Partinin büyük bir sarsıntı geçirdiği ve binaenaleyh muhalefe tin zayıfladığı vehmi ile Halk Partisinin nıüfirtlerine yine gün doğdu yolundaki ümid ve sevinçle bizce tamamen yarsızdır.
AnkaraJı bir Halk Partisi varak-paresi —çünkü artık tstanbulda böyle belli başlı çığırtkan kalmadı— Kenan önerin çekilmesini istismar ederek geniş hayallere yelken açıyor ve tekrar tek parti ve toptancılık devrinin geri döneceğini umarak meserretten ellerini u-ğuşturuyor. Bu taşkın neş’e ancak Halk Partisinin ve hükümetinin ne kadar cılız ve âciz bir durumda olduğunu göstermiye yarıyan yeni bir delilden buşlca bir şey değildir. ‘
Demokrat Parti, miisbet bir program etrafında Hürriyet Misakı-nı elde etmek gayesile toplanmış ve ilk hedef olarak. Gazi Mustafa Kemal Türk ordularına Akdenîzi gösterdiği gibi. Demokrat Parti de Demokrasi ve hürriyeti göstermiştir. Ancak itiraf etmek lâzımdır ki bu hedefe doğru iki yıla yakın bir zamandır alınan mesafe çok ağır oînıııştur. Hattâ fiilî ve amelî ba/J ufak tefek ilerlemeler olsa bile, mevzuat ve kanun bakımından memleket olduğu yerde yani toptancılık rejiminin tâ göbeğinde saplanıp kalmış bulunmaktadır.
Bu gecikme ve ayak sürümede en büyük vebal ve meşguliyet çiih-besiz ki Halk Partisinin boynun-dadır. Elindeki iktidar ve nimet sofrasını bir türlü bırakmıya razı olamıyan ve milletin isteğine rağmen dahi bu durumunu muhafaza etmekte ısrar eden bir zümre Demokrasinin tahakkukuna engel o-lacah binbir mâni çıkarmaktadır. Bu parti bazen dünyanın en liberal Demokratı tavn takınır, bazen elinde satır, fikir ve gazetelere hücum eder. Fakat hiç bir zaman —yani en hür ve liberal göründüğü devrede bile— yürürlükteki şiddet kanunlarının bir kelime ve harfine el sürdürmez. Daha doğrusu, el biirdürse, onu daha ağırlaştırmak ve şiddetlendirmek için yapar. Receb Pekerin matbuat ka nunununu tâdil etmsi gibi...
Bir aralık Cumhurbaşkanının 12 Temmuz beyannamesi yeni bir hayata başlangıç olmak gibi bir iddiaya sebebiyet verdi idi. Fakat aradan yedi aya yakın bir müddet geçtiği halde, bu formülün de tatbikatta hiç bir tesiri görülmedi Ne secim kanunu değiştirildi, ne matbuat kanunu ilga edildi. Ne polisin salâhiyeti azaltıldı, hattâ daha garibi, ne de baskı yaptıktan sabit olan idare âmirlerinin
kılına dokunuldu. Bu şartlar altında memlekette muhakkak ki atlatılmakta olduğuna dair sezinti ve kanaat hasıl oldu. Bu kanaatin
tamaınile kim iddia lanan vt»
boş ve yersiz olduğunu edebilir? Muttasıl oya* atlatılan umumi efkâr (Devamı Sa., 3; Sû., 4 de)
Teftiş işlerimizde sistemsizlik mi var?

$âyet maliye müfettişleri tekmil devlet teşkilâtında vukuf ve selâhiyetle teftiş yapabilecekler ise..
Diğer bakanlıklar teftiş heyetlerine ne lüzum kalır? Onlar lâğvedilerek büdcede pek âlâ bir tasarruf sağlanabilir
Bilindiği gibi Çanakkale milletvekili Nureddin Ünen tarafından geçenlerde Başbakana bir sual tev cih edilmiş, bugünkü teftiş teşkilâtı hakkında hükümetin ne düşündüğü sorulmuştu. Bu suali Başbakan cevablıyamadı, ınütea-kib cumaya bırakötı.
O gün de geldi fakat Haşan Saka yine cevap vermedi. Çünkü çeşitli bakanlıklara müracaat elmiş ve cevab istemiş bulunuyordu
Nihayet evvelki gün öğrendik ki bugünkü teftiş sistemimiz hakkında izahat verilmesi Meclisin pazartesi yani yarınki gündemine alınmıştır, '
Ayrıca, İstanbul Gümrük başmüdürlüğü, Tekel ve Denizyolları genel müdürlüklerile Sular İdaresinde Maliye müfettişleri tarafından teltişler yapılmasına başlandı ğını da öğrendik. Diğer taraftan bu son teftişlerle alelumum teftiş sistemimiz hakkında bir mektub (Devamı Sa., 5; Sü.9 3 de)


e


I

Nureddin Ünen
Mişel,Prensesle! evlenmiyecek ------------o- ■ -
Eski Rumanya Kralının tahttan feragatine Tito sebeb olmuş
---o—
Lozan: 10 (AP> — Bugün Associ ated Presse beyanatta bulunan eski Rumanya kralının emir subayı binbaşı Vergottl, kralın «şimdilik Prenses Anne de Bourbon Parme ile evlenmiyeceğini söylemiştir.
Prensesin kendisini Isvlçreye ge tlrmekte olan trenden yolda İnerek, «istirahat İçin» Lüksenburga gittiği sırada bu beyanatı veren blnba şı Vergottl, böyle erken bir lzdlva-(Devamı Sa., 3; Sü„ 4 de)
r
N
Edirne ve Trakya’ yı kimler ve neler yıktı?
Yazan: Ş. T. Şehîdoğlu
İki hudud anlayışı arasındaki uçurum
I
Yunan Çetecilerine karşı yeniden , taarruza geçildi
Amerikan fllONn Italyanın Tarento limanına gidecek
Londra, 10 (B, B. O.) — Yunan ordusu; Yarıya şehri ile Arnavud •» luk hududlan arasında toplanan çq tecllere karşı büyük bir taarruza geçmiştir.
AMERİKAN SUBAYLARI ATÎNADA
Atina; 10 (AP.) — Yunan ordusuna müşahld sıfatile ilhak edile -cek 20 Amerikalı subay, bugün Va
(Devama Sa-. 6; Sü„ 2 de)
CclAl Bayar
Tayyare kazasının kurbanları
---o----
İsveç şirketi hiç bir tazminat vermiyeceğini bildirdi
İsveç tayyaresinin Atina civarında uğradığı kaza neticesinde vefat eden Türk vatandaşlarının burada-ki ailelerine İsveç tayyare şirketi; tayyarenin düşmesinde gerek şirketin, gerek pilot ve makinistin bir sun’utakfiirl olmadığından evvelce verilmesi kararlaşan tazminatı vere miyeceğini ve Varşova hava anlaş-(Devamı Sa„ 3; Sü„ 7 de)
Verem haftası ve mükellef bir ziyafet
Vali Istanbula rahmet olarak mı gönderilmiş?
Ifu suali ortaya atan eski Kocaeli milletvekili Hakkı Kılı-coğlu: «Acaba bir vereni hastalıanesinde hastalar karşısında bu nefis yemekleri yiyenlere vicdanları bir şey söylemedi mi? Bir eza duymadılur mı?» Sorularım da sııal listesine ilâve diyor
Verem Haftasının açılışından bir görünüş
İçin bir din ve bir medeniyet ge • tlrmiştir. Fakat yıllardanberi Istan bulda hükümet süren vali ve belediye reisi doktor Lûtfl Kırdar da-(Devamı Sa„ 5; Sü.t 6 da)
Peygamberin A-. ît olmak üzere gönderilmiş olduğunu kitabdan öğreniyoruz. Vakıa o, başta kendi kavini olmak Üzere bütün insanlar
Bayarın, Yenişehir ve Bilecikteki nutukları
Her şeyden başka, yurdda birde orman fâciası vardır..,.
“Ormanlardan köylünün intifa hakkı alındı muhafaza edebildiler mi?.. Edilseydi müteselli olurdum..,,
fakat ormanları
| Hamdullah Subhinın C. H. P. den istifası hakkında mühim ifşaaat
Bilecik: 10 (Hususî) — Dün ge^ ceyi Bılecikte geçiren Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar, sabah-loyin parti binasında ilçe ve bucak laivîan heyetlerle temas et-
miş ve samımı hasbihallerde bulun muşlardır. Bunu müteakib Yeni Sinema binasına gidilmiş, binlerce Demokratın samimî tezahüratı ile karşılaşmışlardır.
Sinema binasında Bilecik il ida re kumulu başkanı İsmail Aşkın kısa bir hitabede bulunarak bugü pün Demokratlar için en büyük bir bayram olduğunu söylemiş ve ezcümle Bilecik ili Demokrat Parti bundan iki sene evvel 24 şubat 046 tarihinde kurulmuştur, ötedenhe-p memleket dâvası ve memleket hürriyeti peşindedir. Emelimiz, (Devamı Sa,, 5; Sü., 5 de)
D
d
Kenan Önerin istifası hakkında
------o —
P. sözcülerinden Samet
Ağaoğlu: “Vaziyet kritik ve naziktir„ diyor
D, P, İstanbul 11 Başkanı Kenan Önere istifası münâsebetile, bir kısım parti ocak reisleri, gerek şifahen, gerek yazı ile, hâlâ istifasın} geri alması temennisini hâvi müra caatlarda bulunmaktadırlar. D, P, Milletvekillerinden Emin Sazak ile Enis Akaygen hâlen şehrlmlzdedir-ler.
Bu iki Milletvekilinin ziyaretleri (Devamı Sa,, 3; Sil,, 4 de)
Amerika
----o----
“ Tek bir dünya „ merakından artık vazgeçmiştir..
Londra: 10 (B, B, C,) — Vaşingl ton muhabirimizin bildirdiğine göre Avrupaya yardım ınüzakerele rl dolayıslle sorulan suallere Mars hail tarafından verilen cevaplar bir noktanın aydınlanmasına yaramıştır. Bu da Amerikanın artık «Tek Bir Dünya» merakından vazgeçmiş olduğudur. Amerika şimdi, Doğu Avrupada Rusyasız da İşlerini yürüt mektedlr. Türkiye ve Yunanlsta-na yapılan yardım cümlesinden o-lafrak harb gemileri verilmesi Ak denizdeki Amerikan filosu mürette batının takviye edilmesi, Amerikan filosunun Akdenlzdekl manevraları] buna delildir.
• •
Stalinin koma halinde olduğu haber veriliyor
Acele Moskovaya çağırılan İsveçli Dr, tahmini hilâfına, Rusyadan dönemedi
Stalin, harb yıllarında Potsdamda İngiliz kıtalarını teftiş ederken
Moskova: 10 (AP) — Rusyaya ziyareti Stalinin sıhhati hakkında geniş ölçüde çalalara yol açan İsveçli kanser mütehassısı profesör' Elis Berven elan Moskovada bnlnn I maktadır.
Profesörün bugün veya Pazartesisi Isveçe dönmek tasavvurunda olduğu bildirilmişti,
RESMÎ SÜKÛT
Londra: 10 (Radyo) — StaliniL (Devamı Sa., 5; Sü„ 4 de)
ÂKVIMDEN BİR YAPRAK,
Hayırseverlik bahsi
ercmle mücadele yahut temenni ettiğimiz gibi veremle muharebe i'lân edildikten son
halı vakti yerinde P~.~7. ~7T k ja V# ( __ Lj har . ULUNA Y | tse- | _____________________________j
ra ı olanların da bu I be iştirak için keselerin ağzını açmaları lâzım... Bir nıcs-lokdaş: ( Hor nıürelfoh aile bir yılbaşı eğlencesinde gecede sarteitığını sene de bir gün böyle bir hayır işino harcel se büyük bir dâva halledilirdi.» diyor.
Bu, hayır, hasenat işinde yanlış bir yoldur. Eloğlu zevkıno sefasına güle güle para sarfedor de böyle hayırlı bir işe kendiliğinden seve seve para ver* mez.
İnsanlar, yine insanların nankörlü* ğünden yılmışlardır; her iyilik edilen, iyilik edene karşı kötülüklo mukaboie ettiği için hemcinsine iniştir.
Yardnııa edonin bu güle yaptığını nadiren gördüm. Çoğu çalım olsun, çoğu da bir insaniyet ver gisi veriyormuş gibi hoşnudsuz lukla yapar; İkisinde de sıırat asıktır.

bıı soğukluk insanlarda yardım hissini paslandır-
muhtaç bir fakire yardım lütfü memnuniyetle, giile
Biraz daha ilen gideceğim: İmaret, kervansaray kuranlar da kendilerinden sonra çoluk çocuklarını sefaletten kurtarmak için torun farından hırını müte-_______________J velli yapmak suretıy Ic servetlerini vakfetmişlerdir. Ne yap sınlar? Pır ferman!... Kolleyı cellâd alıyor, serveti de padişah... Gerodckı-lere «keşkül bedest» kapı kapı dilenmekten başka yapacak şey kalmıyor Moslekdaşıının hayır işindeki noktai nazarı yine hafiftir; böyle zevkine sefasına avuç hattâ etek dolusu para sarfeaenicre şöyle bir târız edenler de vardır:
«Her akşam evinde saz, söz... Dalkavuklar... Vur patlasın, çal oynasın. Düğün evi gibi misafirin onu gidiyor, yirmisi geliyor sonra mahallesinde geçen ay ö»en Kantarcının kimsesiz karısına on okka kömür almaz; bitişik komşusunun alacaklılar eşyasını haczetmişler, haraç ınezad satıldı da ufak bir \ ardımda bulunmadı.»
Fukara çokluk sevilmez. Meşhur me (e!dır: «Fukaradan sakın geç, devlet-'•atfen sayJayı çevlrtnu»
t • '.ta, ■ 7
zmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?|

"3

II OCAK 1948
ıfcMBBBnBaiMlBMaMMMaiMM
Atatürk’e suikasdın tafsilâtı .........

L
YE N î SABAH

i HERSABAH |
R
Yazan
Tefrika No. 141
Belediyenin muhtelif dilek ve şikâyet ere cevabları
f, p
Doktor Rcsuhi ve filmdi Babanın muhakemeleri
7 Ağustos cumartesi £unü îş-tiklâl mahkemesinde şaat 14 de muhakemata bı İUsuhi bey maznun. getirildi ve iki tarafta jandarmalar ahzi mevki
Reis — Resuhi bey siz aslen nerelisiniz?
Maznun — İstanbullu.
— lttihad ve Terakkiye ne vakit karıştınız? »
Rcsuhi bey inkılâbdan sonra ka rıştığını, askeri doktor olduğunu, lttihad ve Terakkide hususî bir vazife almadığını, 326 da heyeti merkeziveye intihab edildiğini arkadaşlarının Kemal, Baha Şakır, doktor Eeşid beyler, Halil paşa ve daha bir kaç kişiden ibaret olduğunu, heyeti merkeziyeve Balkan Harbine kadar devam ettiğini vo harbe gittiğini, muharebe bittikten, Selanik teslim olduktan sonra lstanbnla avdet ettiğini ve oir has tahaneye tâyin edildiğini ve sulh ten sonra 328 senesinde kongre intihabile merkezi umumiye âza olduğunu söyledi.
— Harbi umumî esnasmda merkezi umumî âzası ne gibi vazifeler deruhte etti, bilhassa siz?
— Mithad Şükrü beyle beraber gelen mektublara cevab vermek i-di.
— İaşe mes’elesi hususunda a-lâkanız ne idi?
— Bir alâkam yoktu, iaşe sıkın tısı vardı. İsmail Hakkı paşadan şikâyet ediliyordu. Bu şikâyetler meclisi umumiye arzedildi. Enver paşaya müracaat olundu. Fakat o İsmail Hakkı paşayı yerinden kaldırmadı. Kemal bey gayrı resmî surette iaşeye karışıyordu. Talât paşanın teklifi üzerine iaşe nezaretine girdi. Fakat Nazır olduğu haldp sözünü yine Hakkı paşaya geçiremezdi.
— Arada en ziyade memleket î-çin haizi ehemmiyet olan iaşe meselesini şöyle hafifçe geçt k.
— Ba meselede niçin ısrar ediyorsunuz?
— Tafsilâtına vâkjf değilim.
— Niçin vâkıf değilsiniz? Kara Kemal sizin merkezi umumiye merbut değil mi idi? Ve onun bîr hududu salâhiyeti yok mu idi9 Merkezi umumî ne yaptı?
— Merkezi umumi bu salâlıiye-ti Kemal beye verdi. Bir takım yemekhaneleı açtılar.
— Kemal bu vazifeyi nasıl aldı? Vagon işleri, şeker işleri nasıl oldu9
— Bu suretle arzettığim gibi
— Vagon, şeker işleri?
— Onlarla merkezi umumînin alâkası yoktur.
•r
— Merkezi umumiden Resuhi beye hitab ediyorum:
— imimi anlat, iaşeye nasıl vaz’iyed ettiler? Onu anlat?
aşlanmiftır. Doktor aznunuy mçvkiinç ıfta 3İinglUü
etmiştir, kalkınız,
— Mahalle ve fırınlarda ekmek tevziatına dikkat ve nüfusa göre tevzi yaptırıyorlardı. Bunun doğ* ru olmadığı anlaşıldı. Talât paşa! «Bu typyle olmaz!» dedi Kemal beyi iaşe nazın yaptılar.
— Ekmekten artan para n^ e-den geldi, nasıl alıp veriyorlardı9
— Efendim üzerimde bir vazife yoktu. Bilmiyorum-
—Senin bildiğini soralım, men’i ihtikâr nasıl tçşekkül etti?
— O vakit 20 veya 30 kişiden mürekkeb bir komisyon teşkil e-dilmişti. Ortalıktaki buhran mev-zuubahls oluyordu. Senesi hatırım da değii, hattâ bizzat ben de bir günde iki üç misli artan fiyatları mevzvuhahis ettim. Bunun üzerine böyle bir komısj'on teşkili konuşuldu. Cahid bey reis oldu. «Doktor Nâzım ile sen de âza ol!» dediler oir nizamname yapıldı.
— Nasıl oldu da bu teşekül etti. Tekrar anlat?
— Bunun sebebi ayni günde patiska ve ayakkabı gibi şeylerin bir kaç misli fiyatlarla arttırılması üzerine mevzuubahis oldu.
— Bu sizin vazifeniz mi idi?
— Efendim meclisi umumî verdi.
— Bunun için mercii aidi yok mu idi?
Demek doktor Nâzım, sen ve Cahid bey mes’eleyi halledecektiniz?
— Bir kanun yaptılar, mallar zincirleme tarikile elden ele geçiyordu.
— Anlat, fakat biriniz gazeteci, ötekiniz doktor, men i ihtikârdan ne anlıya bilirdiniz? Ne münasebetiniz vardı?
— Bendeniz de söyledim: «anlamam efendim» dedim amma ısrar ettiler.
(Bun.ıın üzerine kâtib, merkezi umumi nizamnamesini okudu.)
Reis - Size Kara Kemalin vazife sini soıduk? «bilmiyoruz» dediniz, men’i ihtikâra nasıl karıştınız, dedik «bilmiyoruz» dediniz. Size ten rar soruyorum, siz tüccar mısınız? Nasıl n.en’i ihtikâra nuz? Dünyayı altüst kınızda kocaman bir
— Efendim Cahid
Bunların cevabını verdi. Dâvaya da düştük ve sıyrıldık.
— Siz köhne ve pis siyasetinizle sürüKlene sürüklene buraya ka dar geld’niz, şimdi artık halledilecek, merak etme. Vakıf meselesi nasıl oldu?
(Resuhi bey vakıf mes’elesiçi malûm olan şekilde anlatmağa baş ladı.)
— Men’i ihtikârda ne kadar çalıştınız ?
— Dört beş ay çalıştık, ondan sonra Muhiddin beye devredildi.
— Ayda ne alırdınız?
— Hiç bir şey.
— Bunun merkezi umuminin va zifesi olduğunu şimdi anladınız. Harbi Umumînin neticesi ne oldu?
— Bildiğimiz şekilde felâkete müncer oldu.
— İstifa nasıl oldu?
Belediye oıokinc ve sanayi şubesi müdürlüğünden:
«Yeııi Sabah» gazetesinin 18.12.94 7 tarihli nüshaaıuda «Vali l^ûtfl Kınlara açık mektub/? baNİığlle intişar e-den yazı incelenmiştir. Bu yazıda bahis mevzuu olun sokaklar halk mümessilleri tarafından, ehemmi^pt derecelerine göre teabit ve 1948 yılı büdceftinden yapılmak ü-zere teklif edilen İhtiyaç ve dilek listesine dahil değildir. Bununla beraber bu yolların imkân u i sb etin de tamirine ça lışılacaktır.
★ kaymakamlığı vc şubesi müdürlüğün-
Sabah» gazetesinin
Eyüb belediye den:
«Yeni
18.12.1047 tarihli nüshasında «Belediyenin dikkat nazarına» başltğile intihar eden yazı incelenmiştir. Bu yazıda Otakçılunta, Münzevikışla caddesinin çamurlu ve geceleri de karanlık olduğundan şikâyet edilmektedir.
Halbuki bu sçkağın 604 metre uzunluğunda ve 310.3 metre murabhaından ibaret olan adi kaldırımı sökülerek 1947 ?ılında yapılmıştır. Bu bakımdan sokağın çamurlu olduğu hakkında iddia vârid değildir.
Halk dilekleri meyanında bulunan bu sokağın lâmbası da 1948 yılı zarfında konulacaktır. >

!

i
I
karışıyorsu-ettiniz hak-dosya var. bey reis idi.

Belediye iktinad işleri müdürlüğünden:
«Yeni Sabah gazetesinin 23.12.1947 tarihli nüshasında «Şimdi de kamyonların iskele mes'eleM» başlığile intişar eden yazı incelenmiştir.
Kuruçeşme kömür nakliya tını yapan nakliyecilerin, belediye seyrüsefer talimatına göre '»iikûn ve intizam dahilinde ÇHİAşnıahnam temini i-çin bunlar hakkında vira esası tatbik mevkiine konulmuş ve ini usule riayet etmeleri şartile bir takım müracaatların çalınmalarına müsaade e-diidiği anlaşıİBUştır.
Halen araba ve kamyon is keleleri hakkında tetkikler yapılmakta olup genel meclisçe verilecek nihai karara göre muamele yapılacaktır^»
— Bulgaristan bozulmuştu. O zaman Almanyadan bize haber göndanlıniy. eğer «ulh teklifi olur sa bizden ayrılabilirsiniz demişler biz de sulhu yapmak için yeni bir kabine lâzım geldiğine kani olduk.
— Bunlar uzun. Şimdi siz kong renin kararını söyleyiniz?
— Biz de istifa ceddüd» vermiş.
— Kongrenin nihayetine kadar bulunmadınız mı?
—Hayır, çünkü biz istifa etmiştik.
— Firar ettin desene!...
— Hayır efendhn o sonra ol-
karar vermedik, kongre-ettlk. Kongre sonra «Te-fırkasına inkılâba karar
bey merhum Halil Efendi şikâyet eyle-
Hayırseverlik bahsi
(Baytara fı 1 incide) liye dokun geç.» derler.
Hersekli Arif Hikmet gibi hir rınd adam bile isminde birinin halinden meşinden sinirlenmiş ve:
Cevr-ü- cefâsı dehrin bitmez
Halil efendi.
Bu çıüeye tahammül itmez Halil efendi.
Lutfeyleyib de bârı burdan Huda gidersin
Kendiliğinden asla gitmez Hali1 efendi.
tas bir mu bu
(Devamı var)
Aşk ve his romanı


Devlet teşküâtı lijıa faal bir hale getiriliyor
Bir teşkilâtın hükümet değişikliklerinden müteessir hale gelmemesi ve âzami tasarruf temini için çareler aranıyor
Devlet teşkilâtının iktisadi fart-lara intibak edecek bir halde içle • meşini temin maksadllo Bakanlar Kurulunca bir komisyonun çalınmalara başladığı evvelce yazılmıştı.
Büyük bir ıslahat plânı i çeri »m do mütalea olunan yeni teşkilât çeklin de bilhassa kırtasiyeciliğin kaldırılması vo muamolâtı kolaylaştırmak ön plânda gelmektodir.
Bundan başka, teşkilât içerisinde azanı! tasarruf yapmak, açık riyotlore fuzulî tâyinlerden mak ve masrafları en asgari indirmek de ehemmiyetle ele mıştır.
MAARİFTE
memu sakın-hadde alın •
Bir hukuk âlimi şehrimize geliyor o----------------
Profesör muhtelif şehirlerde konferanslar verecek
Tuluz Hukuk Fakültesi esas kilât Hukuku Profesörlerinden And re Hauriou bugün tayyare İle şehrimize gelmek üzere memleketinden hareket etmiştir.
Ayni zamanda, Fransa Cumhuriyet Meclisinde âza olan Profeeor; birinci ve ikinci konferansını, Sah ve Perşembe günleri saat 15 de tş-tanbul Hukuk Fakültesi birinci sıiu fında, üçüncü konferansını da Ou ma günü yine ayni saatte Hukuk Fakültesi üçüncü sınıfında verecek tir.
Prof. Aııdre Hauriou, muhteme> len Anka r ad a da iki konferans ve recektlr.
Sömestr usulü kabul olunuyor iktisat Fakültesi Profesörler he yeti, «Sömestir usulü® üzerindeki tetkiklerini bitirmek üzeredir.
Usulün, bu yıl içinde behemahal tatbik edilmesi muhtemel görülmek te; kararın yakında talebeye tebliğ edilmesi beklenmektedir.
Dişçilik okulu Fakülte haline konacak
Öğrendiğimize göre Dişçilik oku lu gelecek ders yılında Fakülte ha üne inkilâb edecek ve İstanbul Üni versitesine bağlanacaktır.
Osman Cemalin öliim yılı münasebetiyle yapılan anma töreni
Değerli muharrir ve gazetecj Osman Cemal Kaygılmm üç yıl fence, hayata gözlerini yumması münâse betlle, dün sa^t 10 da Eyüb Halke vinde, bir anma töreni yapılmıştır.
Muharrir Reşad Fevzi Yüzüncü merhumun hayatından eserlerinin değerinden bahsetmiş; merhumun çocukluk arkadaşı B. Hakkı hâtıralarım nakletmlftlr. — kolu tarafından merhumun kendi eseri olan «Üfürükçü» piyesi oynan mıştır.
Muazzez Tahsin BERKAND
Sıtma mücadelesi
-----o----
9 i8 içinde de verimli bir çalışma yapılacak

oir yağma Haşanın böreği örneği daha!..
Verilen haberlere göre, komisyon bu arada devlet teşkilâtının hükümet değişikliklerinden müteessir ol-mıyacak bir slstomle işlemesi huşun laruu müzakere ve tesbit etmiştir.
Bu maksadla vazifeli olarak şehrimize gönderilmiş bulunan müfettişler devlet dairelerinde tedklklere başlamışlardır.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre; hükümet parti programına uy -gun olarak yalnız ana sanayii devletin olinde bırakacack, diğer sanayii hususî teşebbüslere terkedecek -tir.
MÜTEFERRİK
Prenses Dürrüşehvar
■ , -—o- -
Bu akşam Panamerikan uçağı ile Kaıaşlye gidiyor
Üç günden beri şehrimizde bulunan Prenses Dürrüşehvar, bu gece Pan—Amerikan yava yollarına ait bir uçakla Karaşiye müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır.
Prenses Öürrüşehvar, ilk fırsatta memleketimize geleceğini, ve ts-tanbulda on beş gün kalacağını söylemektedir.
Yusuf Ziya Erzin döndü
Bir müddet evvel Bakanlık tara (ından çağrılan ve yaş haddini dolduranların listesini götüren Dev let Denizyolları Umum Müdürü Yu suf Ziya Erzin, bu sabah şehrimize gelmiştir.
Ulaştırma Bakanlığınca Ameri-kaya yollanmağa karar verilen Yu suf Ziya Eızinln bu ay içinde hare ket etmesi muhtemeldir.
Alacak yüzünden arkadaşını yaraladı
KadıKöyühde Yeldeğırmenınde Yavuz Türk sokağında 43 numara da oturan Kaşit, Söğütlü çeşme cad deslnde 24*? saydı evde oturan Meh-med Çınarla bir alacak meselesinden dolayı kavgaya tutuşmuştur.
Bu esnada bıçağını çeken Meh-mod, arkadaşını göğsünden yarala mıştır. Raşit hastahaneye kaldırıl' mış ve suçlu yakalanmıştır.
Meçhul bir şahıs tarafından atılan kurşun Bevkczda Çiftlik civarında bir ku lübeda oturan 18 yaşında Sabaha! Un dün sabah Süleyman tarlasında ağaç keserken meçhul bir şahıs tarafından atılan kurşunla ağır surette yaralanmıştır. Yaralı derhal Nümtme hastahanesine kcldml-rrjş ve suçlu hakkında tahkikata başlan’uışı ır.
Tefrika : 35
diye herifi kovmuştur.
Hcr«t$e bol bol yardımlar eden Veli efendi namile meşhur Kazasker Ve-liyüddııı efendi zade Emin efendi yaptı ğı iyilikleri kahırla yapardı. Karısı doğurmak üzere olan bir adamı sıkışık vaziyetinde bütün gece 3elâmlık-bekletir; Ramazanda amaları ifta-çagır »arak onlara havuzun kenarın teravih namazı kıldırır; dalkavuğu Ağustos sıcağında kürk, Zemheri-tek hilâli gömlek giydirirdi.
Bu ihbarla yılbaşı gecesi zevk eden tere: ( Bu gece sarfettiğini bir hayır İşine ver!» demek hiç doğru değildir. Yılbaşı gecesi istediği gibi eğlenmek İçin bir ckadarmı da bir hayır cemiyetine vc^ırck «gönülsüz bir cereme çekmeğe benzer.»
Bu IşJe kimseyi no tenkid etmeli, ne de ö'ktırmalı; verirse verir, vermez eo vernıtz. Sadece:
«Ne verirden elinle... O gider seninle.» deyip geçmeli.
ki, bu
bağını gülüm
duyu .
ta ra da na de
— Bırak abla, bunlar sevine yaşlandır. Bir iki dakikaya kadar kızın sana gülümsiyecektir, buna emin olabilirsin, öyle değil mi Metin?
Genç adam m heyecanı o kadar açıktı ki, Turhan, bu sualiyle, onu da daldığı âlemden ayırmak, ayakla nm yere bastırmak istemişti, Metin cevab vermeden başile amcasını dik etti. içi, sevinçle karışık acı ile doluydu. Verdanın büyük vaffakıyeti ile mesuddu amma,
dakikada onu kollan arasında tut maınak acısı o kadar derindi saadet hissini gölgeliyordu.
Nihayet Ver da ağır ağır kaldırdı, annesine ve Metine sedi: «
— tyi geçti değil mİ? içinde büyük bir hafiflik
yordu şimdi, fcn güç bir İmtihan -dan başarı ile kurtulan bir talebe ancak buna benzer bir hafiflik ve rahatlık duyabilir.
— Kurtuldum. Şimdi bir zaman dinleneceğim.
Bu kelimeler ağzından çıkmamıştı amrna, kendi kendine düşündüğü şeyi Kadriye hanımın müşfik kalbi anlamıştı.
— Artık bir müddet dinleneceksin kızım. Haline bakî Kimseyi din lemem vallah. fcn az bir ay seni piyanondan uzaklaştıracağım. Malû -mıın olsun.
Turhan heyecanını şakacı bîr tavır altında gizlemeğe çalıştı:
— Bakalım hocası buna razı mı?
— Ben boca moca dinlemem. A-1 imali ah kızımı aldım mı bir otele Çötürürüm, orada istediğim gibi ye dlrlr, içiririm. Artık sizde insaf de nilon şey kalmamış.
Motin halasına yaklaştı. Yavaş yavaş muvazenesini bulmuştu:
— Hakkınız var hala, Verda adamakıllı zayıfladı. Bir müddet lenmesl lâzım, tkimiz elele onu kendinden ve hocasından laştınnz.
Turhan bir kahkaha attı:
— Görüyorsun ya Verda, halicin alkış Besleri henüz kulaklarunızdn çınlarken; çiçek kokulan henüz bur numuzda tüterken, zavallı piyanon, b i r maralı ikimiz sayısız
rar vermiştik. Daha da ne projelerimiz var bitseler!
Verdanın artık göz yaşlan kuru-
dln-verir uzak-
numaralı, ben de i k i nu-düşmaıu olduk. Halbuki biz elele verip ikinci, üçüncü vo konserlere hazırlanmaca ka-
muş, neşelonmlfti.
— Biz en büyük bayrama hazırlanıyoruz hocam. Fakat şimdilik bizi birbirimizden ayırmalarından evvel, bana vaadettiğlniz ziyafeti isterim. Elimden kurtulamazsınız.
— Elbette. Cumartesi gecael Park oteldeyiz. Davetlilerin listesini Me . tinle hazırlarsınız, istediğiniz kim -seleri seçin! Sözüm sözdür.
a
Karanlıklar içinde bocalarken gök kubbesi yarılmış, güneş ışığı ortalığı aydınlatmış gibi, Metin bir denbire
sevdiği adam BUlenddi. Bu kanaat, Jfizgın bir demir halinde göğsünün üstünü dağladı.
Yalnızdılar. Cumartesi akşamki dâvet için arkadaş seçiyorlardı. Me tin bir ara:
— Bültnd dedi, ona da bir kart yollamak lâzım.
Verda boşta bulundu, hafifçe kızardı ve öfkeli bir sesle cevab ver-
hakikati gördü; Verdanın
dia
— Hayır, hayır, onu çağırmıya • cağız.
Metin hayretle başını kaldırdı:
— Niçin? Diyecekti. Onun gözle, rini görünce sustu. Her şeyi anla -mıştı. Helecanını göstermemek İçin hemen önüne baktı. Kısaca:
— Peki... dedi ve büyük bir irade kuvvetile başka bir isim söyledi; fa kat Verdaya aoramadığı «niçin?» onun beynine mıhlanmış kalmıştı.
Bütün arkadaşlarını davet ettiği halde neden Bülondi çağırmıyordu? Aralarında yeni bir şey geçtiği mu hakkakti. Ancak bu «şey» in onları birbirinden uzaklaştırmasının sebebi neydi? Neden Verdanın göz bebeklerine bu acı düşmüştü ?
Bir ara, ne olursa olsun, bunu ba na sormağa karar verdi, yine vazgeçti. Verda istemiş olsa, onu kendine dert ortağı yapardı. Zorla bunu yaptırmak gülünçtü Hem Metin korkuyordu. Eu yan şübho vaziye-
Çalışmalarile parlak neticeler el de eden ilimiz Sıtma Savaşı teşkilâ tınuı bütün hazırıklanm taınarub-yarak yeni yıl çalışmalarına başla dığı haber alınmıştır.
Şehrimizde üstün başarısına ya-kinen şahit olduğumuz genel sürfe ve sinek savaşında (289482) kilo çeşitli lâunlsit, (2129) kilo de ensekti sit madde sarfedilmlştir. Bu suret le şehrimizde hiç bir sivrisinek şikâyetine meydan verilmemiştir.
Köylerde de yaz mesaisine ilâvs-ten 948 senesine hazırlanmayı istih daf eden umumi muayeneye 1 E-kim 947 de başlanmış, 15 Aralık 947 ye kadar bu suretle İlimizin müca dele altında bulunan 191 köyünde (74841) kişi birer birer muayeneden geçirilerek geçen seneye nazaran sıtmalı adedinde mühim ve şayanı memnuniyet bir tenezzül kay dedllmiştlr. Bir sene İçin de tedavi edilenlerin sayısı (11130» a baliğ ol makla ayrıca (13257) kişi bütün mevsim imtidadınca korunma teda visine alınmıştır.
Önümüzdeki sene içinde alınacak yeni tedbirlerle gerek köylerde ve gerekse bedellye hudutları için deki sürfe ve sinek savaş İşlerinde daha verimli neticeler elde edilece ği temin edilmektedir.
---------o--------
Saraypazan soyuldu
---------------o-------
Soyguncunun parmak izleri lesbit olundu
ün sabah matbaaya bir zat gelmiş, beni sormuş, Bektaş da alıp dogruoa bana getirdi. İri yarı, alabros kesilmiş ak saçlı, kesik beyaz bıyıklı, altmışlık bir bahriye mütekaidi tipi. Deniz suyu serpin-tilerilj karışık boraların kavurduğu ve tunçlaştırdığı bir simada bir çocuk safvet ve teslimiyeti ile ışıldıyan bir çift mavi göz tasavvur edin, işte b'r genç kız çekingenliği ile karşımdaki iskemleye oturan misafirimin size kaba tasıag çizilmiş bir resmi.
Mutad merasimden, yani kahve sigara ikramından sonra misafirim dile gelorek dedi ki:
— Ben
Bugunku gazetenizde dum k; acaba ben mi yoksa o havadis mi drye tahkike geldim.
İhtiyar deniz kurdu bu sözleri söylerken cebinden itina ile bükülmüş oir «Yeni Sabah» çıkardı, açtı ikinci sayfadaki şu haberi parmağile işaret e-derek:
— cûtfen bir kere de siz yütesok sesle okur musunuz? ricasında bulundu
Misafirimin gösterdiği haber şu idi: Ulaştırma Eakanlığının Amerkaya yollad gı heyet -----------------o--------
Masrafları salın alınan gemilerin masrafından daha fazla
mütokaıt bir denizciyim, bir haber oku-yanlış anladun, yanlış yazılmış
gemi-
et-
ta-
ne-
ma
Dün sabah saat 4.5 da Beyoğlım da Tünel caddesinde cüretkârane bir hırsızlık vak’ası olmuş, Saray pazarı» lsmile anılan büyük mağa zanın vitrini meçhul bir şahıs tara fından kırılarak 500 lira değerinde saat ve eşya çalınmıştır.
Mağazanın 50 metre kadar yakınında polis noktası bulunduğu vş caddede dalma devriyeler dolaştığı halde böyle bir hırsızlık hâdisesinin vuku buluşu ve failinin meçhul kalışı muhitte merak uyandırmıştır.
Kırık camlardaki parmak izleri-nin tesbltile failin takibine başlanmıştır.

---------_(K---------- Dayak almaktan tevkif edildiler
Beyoğlunda Kuloğlu mahallesinde Kocaağa sokağında La La apari maninin hissedarlarından Emine Ergün ile adamları İspıail Özen Id ris Baş ve Ahmed Özeren kapıcı Ki mil ile karısı Şaziyeyı dövmek ve eş yalarını sokağa atmaktan sanık o-larak cürmü meşhut mahkemesine verilmişlerdir.
Dün yapılan duruşma sonunda 4 sanık tevkif edilmiş ve bazı şahit lerin celbi için celse talik edilmiştir.

----------—o--------- Brezilyadan şeker idhal edilecek
Brezilyadan 37.5 kuruş fiyatla
ker şirketi tarafından idhal oluna-
Fiyat uygun görüldüğünden şeker şirketi tarafından ithal oluna* cak şeker, yerli şekerle karıştırıldıktan sonra satılacaktır.
İdL Her büsbütün
birini de
şeyi açıkça kaybedebilir
çağıracağım
tine bile razı öğrenirse onu di :
— Jale ile
Metin. No dersin?
— iyi olur. Seninle pek alâkadar oldular.
Metin farkında olmadan bu alelade sözlerlle Verdanın yarasını neş terlemişti. Evet; bütün arkadaş ve dostlan onunla alâkadar olmuşlar, etrafım almışlarken, yalnız bir ki -şi, sözde en yakın olması lâzım len Bülend, onun konserine kayıd -sız kalmıştı.
Coşkunla Mümtaz bile çiçek yollamışlardı. Kansere gelmiyen, hat -tâ bir mazeret göstermek lüzumunu da duymayan yalnız BUlenddi; ve işte Verda, hem bu saygısızlığı hakkında ondan izahat almak, hem de çoktanberi tasarladığı «büyük ka ra ra*» varmak maksadlle onunla bu luşmak istemiş: o akşam dan randevu almıştı. ’
Esasen haftalardanberi, tan konsere hazırlanırken, dan da artık bu gizil
bu kaçıp kovalamalara son vermek lüzumunu derinden derine duymak. taydı.
Bınıu tekrar tekrar Bölende söylemiş: vc hiç bir defa, kendi iste -gile onunla buluşmamıştı.
için
on -
taraf yan-
bir bir görüşmeler,
«Amerikadan satın alınan lerin tamir vo tadilâtına nezaret mek üzere Ulaştırma Bakanlığı xa fından Amer ikaya gönderilen yetin, memleketimize çağırıldığı lûmdur.
Bakanlıkça tutulan hesablardan heyetin masrafı ile gemilerin tâdü ve tamirine sarfedilen meblâğ, gemilerin alış bedellerinden fazla olduğu anlaşılmıştır.
Rakanhk, bu hesablan kontrol etmek nıaksadile Devlet Denizyolları Umum Müdürü Yusuf Ziya Erzini Amerikaya göndermeğe karar ver-miştir.»
Ben yüksek sesle okurken onun yüzü gülüyor, derin ohlar çekiyordu.
Kıraati bitirince:
— Hamdolsıın, dedi, demek ki çıldıran, akimı kaybeden oen değilmişim. Çüknü bu haberi ilk okuduğum vakit aMi muvazenemden şübheye düşmüş, birdufibıre delirdiğime hükmetmiştim. Görüyorum ki doğru okumuşum ve aklından zoru olan da, bm >ükür, ben değilmişim 1...
Bu solleri söyledikten sonra kendi tabakasından bir sigara daha ateşledi »e gözlerini gözlerime dikerek:
— Fıkracı bey, dadı, biz mütekaitler son yıllarda o kadar gıdasız kaldık, he • şeyden o derece mahrum yaşantıya mahkum olduk ki bu inanılmaz h&crie karşılaşınca çıldırdığımı sanmıştım. Yazılarınızı ok uya okuya gıyaben &izi o kadar sevmiş ve hüküıu lerinizdeki isabete o derece îman etmiş bulunuyorum ki .tâ Kasımpaşa-dan kalkıp buraya kadar geldim, bu haberi bir kere de Fıkracıya okutayım dedim. No dersiniz bu işe, Fıkracı bey oğlum? ..
— Hangisine efendim? Heyetin vo (Devamı 5; Sü., J
Demokrat Parti vilâyet kongresi ay içinde yapılacak
D, P, Î1 kongresinin 17 Ocak da Kristal gazinosu solanlarında yapılması takarrür etmiştir.
Bu münâsebetle, İl merkezince yapılmakta olan kongre hazırlıkları bir iki güne kadar sona erecek tir.
TArvr
*
*
(

(Devamı var)

I'
9
. _ -- —o —
Bir adam akıl hastahanesinden firar etti
Akıl haftalığına müptelâ olduğu için bir müddetten beri Bakırköy hastahanesinde yatan Rahmi adında biri üç gün önce hastahaneden firar etmiştir. Rahmi dün Üsküdar da sarlioş bir halde nâra atarak ge zinlrken yakalanmıştır.
OCAK 1948
1383
Rumi
K. evvel
29
13ÖT7
Hıcn
Scer

PAZAR
29

Kasım 65 — 5 AY 1 — GÜN 11
- -- - -
Vakitler
GÜMC4
Öğle
İkindi
Akşan Yatsı imsak
Vasati
3.
7
12

5
D.
24
22
47
01
38
40
E74U11
S.
2
7
9
12
1
12
D.
24
23
47

37 I
41 |
„ Jf
I
Trumanın
en kuvvetli

rakibi: Taft.,


I

vergisini azaltmak ve hasıl olacak boşluğu korporasyonlaıa mun-vergiler yüklemek sureti-
4

şive-ay-ge-mü-
ı ---------o----------------
; «Hiç kimse Truman -Marshall siyaseti için Taft kadar tehlikeli olamazdı»
Nevyonk; 10 (A.A.) — Bri-taııova ajansının muhabiri bil- ı diriyor: (
Gelir
bundan büyük zam • le doldurmak yolunda Başkan Truman tarafından^ ileri sürülen teklif, Amerikanın dış vaseti bakımından cesaret rici olduğu gibi, bu teklif nı zamanda dış siyasetle lecek seçimler arasındaki nasebeti de meydana koymak- > tadır. \
Başkan Trumanın teklifi A- > merikan siyasetinde çok cesu- C ranc bir teşebbüs sayılabilir. z Truman, bundan, Marshall ( plânını kongreye kabul etti- > rebilmek hususunda çok fay- ( dolanacaktır. Seçimler gelecek 5 Kasım ayında yapılacağına v göre. Amerikan siyaset âlemi z şimdiden şu veya bu cereya- 4 na katılmaya hazır! an maki a- > dır. En çok oy toplamanın en ( iyi çaresi de hiç ştibhesiz seç- z menlerin keselerini muhafaza \ edebilmektir. Her ne kadar ver z gileri azaltmak muhataralı bir \ iş ise de bu çare, en iyi çare z olmakta berdevamdır. j
Başkan Trumanın en kuv- f vetli rakibi, hiç şübhesiz ki C Tafttır. Taft, vergileri ıslah r ve indirme programı ile baş- C kanı, yenmeyi tasarlıyordu. Baş S kan Truman, yeni teşebbüsü z ile cumhuriyetçi partinin en \ reaksiyoner kısmına hitab et- { miştir Zira, sürdüğü vergi mı, Amerikan na gidecektir.
halkı, aile yüklerinin meşine dair Truman dan ileri sürülen cesaret verici teklif dahi olmasa, büyük korporasyonlara ağır vergi yük lemeğe ötedenberi meyyaldir.
Velhasıl, şimdi Başkan man; Taft’ı müdafaaya mek zorunda bırakmıştır, nun çok önemi vardır, hiç şübhesiz ki, başkanlığa adaylığım koyacak hiç kimse Truman - Marshall siyaseti 1-Çin Taft kadar tehlikeli olamazdı.



Trumanın ileri indirme progra-halkının hoşu-Zira, Amerikan indiril-tarafın-
Tru-geç-
Bu-
Zira
Sovyet Petrol şirketleri
-----o------
Avusturya petrol istihsalini inh sar altına aldılar
Viyana: 10 (A.A.) — Amerikan i> \ gal bölgesinde neşredilen AVierier Kürler gazetesi. Avusturyadaki Sov yet petrol şirketlerinin bu memleketin petrol istihsalini İnhisar altında tuttuklarım ve petrol fiyatını bugünden itibaren yüzde 100 yük selteceklerini yazmaktadır.
Böyle bir zam yapıldığı takdirdi AvusturyalIlar için Ruslardan petrol satın almaktansa yabancı men) leketleıden idhal etmek daha ucu za mal olacaktır.
Viyananın Amerikan kaynaklarına göre Ruslar, 1947 senesinin ilk 10 ayı zarfında 239.000 ton Avustur ya petrolü ihraç etmişlerdir. Bu to naja yakın bir miktar petrol da AvusturyalIlara kendi İhtiyaçlarına cevab vermek üzere satılmıştır., Jstihlasln bakiyesi karaborsada ga yel fahiş fiyatlarla satılmıştır.
Amerikan kaynaklarının fikri şu merkezdedir:
Fiyatların böyle birdenbire yük-seltilmeslndeır maksad, Rusların çabuk zengin olmak veya Marshall plânım akamete uğratarak Avustur ya iktisadiyatım ait süt etmek için besledikleri niyet olabilir.
Yeni Ingiiiz-Irak anlaşması parafe edildi
Londra: 10 (AP) — 1936 yılı İn giliz İrak ittifak andlaşmasınin yerine kaim olacak yeni bir andlaş ma metnini bu gece Dışişleri Bakanı Bevir.’le Ira-k Başbakanı Salih . Cabr taıafnıdan parafe edilmiştir.
/
Birleşmiş Milletlerin ilk genel toplantıs
_________- ■■■-------- >
Aradan geçen iki sene, Doğu ile Batı arasında mevcut uçurumu derinleştirmekten başka bir şeye yaramamıştır
Lake Success; 10 (A A.) — Reu-terin Birleşmiş Milletler nezdindekl muhabiri yazıyor: •
Bugün birleşmiş milletler kurulunun milletlerarası barışı ve güvenliği idame ve milletler arasındaki dostane münasebetleri sağlamak ü-zere Londrada yaptığı ilk toplantı -nın ikinci yıldönümüdür.
Bu kurulun ilk toplantısındanberi birlikte çalışmış bir muhabir sıfa -t ile kendisine; vazifesinde muvaffak olup olmadığı yolunda tevcih edilebilecek mukadder suale hem evet, hem hayır diye cevab verebilirim.
Birleşmiş Milletler arası mahiyette iki pürüzlü meseleye el atmışlar dı: Balkan ve İran meseleleri.
Birinci mesele, her ne kadar halledilmemişse de ne de olsa açık husumet sahasının dışında kalmıştır. '
Rusya ile eski batı müttefikleri arasındaki münasebetlere aid diğer meselelere gelince; Birleşmiş Milletler bu iki sene zarfında fazla taz -yiki defeden bir emniyet supabı va zifesini görmüşlerdir.
Fakat Birleşmiş Milletlerin muhtelif memleketler arasında dostane münasebetler kurmağa muvaffak o-lup olmadıklarına dair sorulacak su ale verilecek cevab, hayırdır.
Bazı memleketler arasındaki münasebetlerde her ne kadar salâh e-seri ne,
görülmüş ise de geçen iki se -doğu ile batı arasında mevcud

giliz Komünist
Partisi Lideri
M*
t
İlkbaharda Italyada vukua gelecek
• ' '“w ■ •*
Komünist a ya klanmasını plânlaştırmakla meşgulmn
Londra: 10 (AP) — Ingiliz Komünist Partisi lideri Harry Pollitin gelecek ilkbaharda Kuzey Italyada bir Komünist ayaklanmasını plân İaştırmak üzere Milânoda tertip edi len gizli bir toplantıya iştirak etmekte olduğuna dair dün yayınlanan bir haber bugün Komünist Par tisi sekreter muavini John Gollan tarafından tekzip edilmiştir.
Bahısmevzuu haber dün Pariste çıkan sağcı «Lİntrasigeant» gazete si tarafından yayınlanmıştır. Gaze te, Komünist ayaklanmasının, Yugoslav yardımile yapılacağım ve ba ğımsız bir Halk Cumhuriyeti kurul masına matuf bulunacağın yazmış tır.
|G ün ün enteresan haberleri I
V_________________
Fransada bir uçak kazası
Paris; — Bugün öğle üzeri
Paris civarında alevler içinde bir uçak düşmüştür. Uçak Ciıatenay den Antony’ye giden yola yakın bir yeıde parçalanmıştır. Bu mey ki Parisin 10 kilometre* kadar Gü neyindedir.
(A.A.)
Milletlerarası para sandığının faaliyeti
* Vaşlngion: — Milletlerarası sermaye sandığı Perşembe günU yayınlanan senelik raporunda san dığın teşekkülünden beri yapılan 22 muamelenin yekûnunu il 467.745.000 dolan bulduğunu bildir miştir.
(AA.) inyilterede çocuk felci Londra: — Son hafta zarfın da Ingiltercde ve Gal eyaletinde yeniden 59 çocuk telci vakaları görülmüştür. Geçim haftaki vuku atın sayısı 44 idi.
İw (A.A.)
Frunsada senelik kömür
( istihsali
* Paris: — 1047 de Fransada kömür İstihsali 47.300,000 tondur,
(
uçurumu derinleştirmekten başka bir şeye yaramamıştır.
Bugün bazı kimseler, gelecek genel kurul toplantısının Rusyanın iştirâk edeceği son toplantı oUca-^ğını ve bundan sonra Birleşmiş Mil letlerin komünizme karşı cebhe almış bir İttifak olarak kalacağını söylenmektedirler.
Fakat İki sene evvel kehanette bu lunan kötümserlerin haksız oldukları meydana çıkmıştır. Bunların bu ^efer de haksız çıkmaları mümkündür.
GELECEK OTURUMA HAZIRLIK
Nevyork; 10 (A.A.) (— Birleşmiş Milletler genel sekreteri M. Trgvio Lie; gelecek genel kurul toplantı -sının nerede yapılması icab ettiğini kararlaştırmak üzere, dün uçakla Nevyorktan Cenevreye hareket etmiştir.
M. Lie; aynı maksadla Paris,
Brüksel, La Haye; Amsterdam ve Prağa gidecektir. & .
MUTAD HABERLERDEN!
Lake Success; 10 (A.A.) — Birleşmiş Milletler küçük asamblesi, dünkü oturumu esnasında, bire kaf şı dokuz oyla veto meselesi hakkın daki tartışmaların tâliki yolundaki Amerikan teklifini kabul etmiştir.
15 marttan evvel muhtelif millet ler, veto hakkının kullanılması hak kındaki tekliflerini güvenlik konse-vine sunacaklardır.
9
o
ITALYADA GREVLER DEVAM EDİYOR ( s •
Roma: 10 (AP) — 11 gündenberi devam etmekte olan 60.000 Banka memur ve müstahdemi ğ?evi yüzünden bu hafta sonu yine milyon M? > • >
laıca Italyan işçisine yevmiyeleri ödenememiş ve bu yüzden grev ha reketleri genişlemiştir.
Bankacılar greviyle ilgili olarak Crotone (Calabria) ve Kuzeydeki Viaregglo ve Plstola’da grevler baş göstermiştir. Denizcilerin grevi yü zünden de Cenova, Napoli ve âavö na limanlarında bir çok gemi muat ,tal kalmıştır.
' • i' - r


4
1946 da bu miktar 49 milyon ton du, ( ‘ 4
İstihsalde husule gelen bu azalt şa yeni grevlerin sebep olduğu tah min olunmaktadır, ’ • | ’ 1
’ • ’ (A.A.)
Al manyadaki Ingiliz • Amerim kan işgal bölgesinin yiyecek ihtiyacı j
* Frankfurt: — Amerikan lstih barat ajansına göre Amerikan işgal bölgesi askeri valisi General Olay Almanyadafcl InglUz^Afnert kan müşterök bölgoşmin 1948 ee» nesi ilk altı ayı îafmda 30.4d'8,0W dolar tutarında 1.83^,000 ton yiye ____ ___________
cek idhal edeceğini blldirnûşttr, \ le imzalanmıştır, 9 (A.A.) .
Japon definesi \\
Tokyo: — Japonlar tarafın- ; dan müttefikler memlekete girdik leri sırada Japonyada saklanan v£ milyonlarca'ton askeri teçhizat t mi mürekkep «define» ııln araştırıl masma hâlâ devarfı edilmektedir
Bir araştırma ekibi.mermi ve teçhizat imal eden birkaç febrikŞL da 10 milyon ton tutacında ınalzd nıe bulmuştur, » !
Araştırmalara devacu için geniş
YENİ SABAH
Hürriyet Misakı koparılmalıdır!-(Başmakaleden devam) simdi kesin icraat istiyor. İste Demokrat Partinin sinesinde belir-diğirıi gördüğümüz sıkıntının en temel âmili bu haldir.
Halk Partisinin ayak diremesi ve savsaklamaları karşısında Demokratların daha sert, daha cezri harekete geçmeleri vakti gelip çatmıştır. Bütiiıı Demokrat kongrelerinde bu nokta üzerinde ısrarla duruluyor. Ilattâ Demokrat milletvekili bay Ahhıed K&ınal Sllivrili-li mücadeleyi, icabederse Halk Partisinin en yüksek makamlarına sirayet ettirmek lüzumuna, evvelki güıı (atalcada yine bir kongre dolayısile, temas ediyordu. Adnan Menderes de Hürriyet Mısakının istihsali için mücadelede bir gevşeme olmadığını millete temin ediyor. Fakat Türk halkı şifahi teminata, lâftia vaidlere, hangi istikametten gelirse gelsin, inanmamak** ta mazıır sayılmalıdır. Muhalefet partisi biııbir kanunî yoldan yürüyerek iktidarı sarsmalı, uyandır-inalıdır. Faraza matbuat kanununun tâdili için Demokrat Parti tarafından Büyük Millet Meclisine kaç tasarı sunulmuştur? Seçimi yenilemek ve yeni bir seçiıu kanunu teklif etmek hususunda kaç Demokrat milletvekili sunmuştur?
Meclise tek bir tâdil nııp da bu tasarı Halk
rafından uyutulunca nevmit olarak bir köşeye büzülmek ve daha iyi günleri beklemek bir muhalefet ve ıniirakabe partisi için kâfi bir canlılık sayılamaz. Bir projeyi çoğunluk partisi reddedince jkinci, o da ı eddolünunca üçüncü ve dördüncü tasanlar yağmur gibi Halk Partisi çoğunluğunun tepesine yağ malıdır. Boylece fiilî, atılgan ve dinamik bir muhalefet vazifesini hakkile görmüş ve İktidar mevkiinde yan(elip kurulmuş çoğunluğu rehavet uykusundan uyandırmış olur. Yoksa lıer şeyin semavî bir işaretle düzeleceğini, .umarak fazla passîf kalındığı hissini vermek teşriî ve muhalefet vazifesini en iyi yapmak şekli sayılmıya-bîlir.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
kaç proje
projesi su-Partisi ta-
Mişel prensesle evlenmiyecek (Bagtara/• 1 incido) cm Rumanyalı Komünistlerin işine yarıyacağını ve kralın, sırf evlenmek için ranttan reragat etmiş olduğunu iddia edebileceklerini belirtmiştir.
Emir subayı şunları ilâve etmiştir: (Kral Mişel Prensese karşı ha kikatte büyük bir sempati beslemekle olup, sonunda belki de ken-dislle evlenebilir. Fakat kral şimdiki halde» daha büyük konularla» ingilenmektedir.
Binbaşı Vergottl, kralın Ruman-yadan uzaklaştırılmasının başlıca müsebbibi mareşal Tito olduğunu söylemiş, Titonun Bükıeşi ilk ziyare ti sırasında, Rumanya rejimine ( Ko mintern prensiplerini» kabul ettirdi ğini ve Mişelln bu durum karşısın da tahttan feragata mecbur kaldı ğıın söylemiştir. Ayni zamanda e-mir subayı, 25 yaşında bulunan eski kralın Rumanya tahtına yeniden dönmek ümidini muhafaza etmek
* • te olduğunu belirtmiştir.
____________________________________) selûhiyetli ekibler vücuda getirilmiştir,
(A.A.)
Otomobiller için bir keşif
* Londra: — Otomobillere u-zun yollarda faideler sağlıyacağt tahmin olunan yeni- türblnll bir motor kullanılacaktır. Çok küçük olmasına rağmen motorun takati 200 beygir kuvvetlidedir,
, (AA.)
Bağdaada gar inşaatı
Londra: — Bağdad da yeni
bir gar inşası için Bağdad devlet Dami ry ol lan İle bir jngiliz inşaat fit ması arasında bugün bir nuıkave ijin Ingiliz liraşr kıymetinde İran » afyonu ele geçirilmiştir.
>
Yeni garın bir milyon sterlinse mal olacağı tahmin olunmaktadır. k . (AA.)
Evler için bi" keşif
Londra: — Londra Hıfsıssıh
ha ve Üsti|va hastalıkları okulun da beş âlim tarafından yapılmak ta olan tecrübelerde elde edilen neticeler bundan sonra, inşa edile cek Ingiliz evlerinin daha konfor lu btr şekilde yapılmalarının kabil olacağını göstermiştir.
Âlimler, ev şeklindi kullu utar.
idareci
— —
— ■ ^.1
-üCZ— .. .».w.
gözile
Köylüye yapılacak toprak tevziatı
Tarım
Toprak Kanununun uygulanmalına bu yıl Kars vilâyetinde başlanıyor i *
Ankara, 10 (Hususî)
Bakanlığı toprak kanununun bu yıl
Kaısda uygulanmasına karar vermiştir.
Toprak genel müdürlüğü tarafından bu hususta yapılan incelemeler sona ermiştir. Karar Bakanlar Kurulunun tasvibinden geçer geçmez, Karsa toprak komisyonları gönderl-
. lerek derhal işe başlanacaktır.
Bu sene Erzincanda da bir top -
rak komisyonu çalışmaya başlıya -çaktır. Bu husustaki Bakanlar Ku-
Köylüye vaktinde tohumluk sağlamak için incelemeler
Ankara; 10 (Hususî) — Köylüye vaktinde tohumluk sağlamak ve bun lavın bedellerini ödemek hususunda pratik kolaylıklar temin etmek için Tarım Bakanlığı yeni bir kanun ta sarısı hazırlamıştır.
Tasarı çeşitli yeni hükümleri ihtiva etmektedir. Diğer taraftan muh telif istihsal kaynaklarımızı verimli bir hale getirmekle görevli yedi genel müdürlüğün bütün çalışmalarını fennî metodlarla incelemek ve denetlemek üzere bir «Fen ve Tedkik Kurulu» teşkili uygun görülmüş ve hazırlanan kanun tasarısı Büyük Millet Meclisine sunulmuştur.
Heyet; bakanlık teşkilâtının en yetkili . elemanlarından kurulacak ve bu suretle bakanlık işleri daha teknik bîr incelemeden .geçirilecektir.
11 özel idare büdceleri
Ankafa, 10 (Hususi) — İçişleri Bakanlığı il meclisleri tarafından ka bul edilmiş bulunan büdceleri üzerindeki devam etmektedir.
İlgili bakanlıkların den müteşekkil özel
ni inceleme komisyonu şimdiye kadar 36 ilin büdcesinl gözden geçir -miş ve bu büdceleri bakanlar kuru-,
, ITimin rbaa-yn ? .sr.rr mg.1x İİAÛMÛ RS S-_
bakanlığa göndermiştir.
Geri kalan büdcelerden 26 tanbul da dahil olmak üzere yon un tasvibinden çıkmış maktadır. Yalnız Ankara ili si yeni kadrolar ihdas edilmesi ve gelir tahminlerinde hatâlar edilmesi yüzünden komisyonca kabul edilmemiştir.
Memurin muhalce mat kanunu
Ankara; 10 (Husus!) — Memurin muhakemat kanununun değiştirilmesi Üzerindeki çalışmalara baş -lannııştır.
Kanunda yapılacak değişikliklerde bilhassa idari vazife istiklâlinin istediği teminat gözönündo tutulmakta ve formaliteleri azaltmak ve kaldırmak çareleri aranmaktadır.
il özel idare çalışmalarına
mümcssillcrin-idare büdceleri
sı, Is-komis bulun-büdce-
—----------------------—A
Londra civarındaki eski bir kışla- . da kapılarla pencereler arasında I lıava cereyanları meseleslle iklime j göre havalandırma ve ısıtma tertl | batları üzerinde tetkiklerde bulun l maktadırlar. Sıcaklık ve soğukluk £ farklarını ve havanın rutubetli ve Z ya kuıu olduğunu tesbit İçin iler / de talip olacak kimseler burada 1- 1 kâınete dâvet edtlecektir. 1
Bu konuda yapılan tecrübeler ı sona erince âlimler tecrübeleri- ( nin neticesini Bayındırlık Bakan- 1 lığına bildireceklerdir. 1
(A.A.)
100 bîn sterlinglik han afyonu ele geçirildi Sanfranclsco: — Hindlstan-daıı gelmekte olan uSiver Walnut> adındaki Ingiliz gemisi.SanfrancLs coya vardığı zaıuan gemide 100

(A.A) 1
Ingiliz doktorları J
( Devletleşliriliyor^ j
Londra: — İngiliz Etibba Bir 4 l!ğl özel b[r toplantı akdederek bü ( tün gün müzakerede bulunduktan /
• ara 370 me/( | oj ) } J
bütün hekimleıi birer devlet nıe j mııru yapacak olan hükı metin teş . le piç ettig il >• •.» J trûsi tasarısını reddetmeğe karar j vermişlerdir. ı
ı A A •
----J
rulu karan çıkmıştır. Bundan başka çiftçiyi topraklandırma kanununun uygulanmasına da yer yer devam olunmaktadır. •
Denizli ilinin merkez ilçesine bağ lı Üzerilik, Aşağışamlı, rinde 152 aileye toprak tır.
Ayrıca Denizli ilinin
841 çiftçi ailesine toprak verilmesi için gerekli çalışmalar bitirildiğinden yakında burada da dağıtıma geçilebilecektir.
Ak köyle-dağıtılmış*
9 köyünde
müzesl
sanatkâr
Ankara hallet-encümeni bir sularını
projelerini hazırlamaya
ahnabi-vilâyet inşa e-
yanlış nıaka-
Çi-
sı-bir bir
olduğuna inanmakta ve
bir kabil, în-
geniş ve tamiminde bul-Bugüıie kadar Türk iyede
sınıf mücadelesi fikrini
mensub
millet
Merkezi Pariste buluşan beynelmilel bir komisyona bizden seçilenler
----O>_
Ankara, 10 (Hususî) — Merkezi Pariste bulunan Commision Internationale Des Arts et Traditions Po -pulaires adlı etnografya, folklor ve halk sanatları komisyonu, son genel toplantısında Etnografya
müdürü Remzi Oğuz Arık, profesör Suud Kemal Yetkin ve Ahmed Saygıınu üyeliğe seçmiştir.
Profesör Hamid Zübeyr Koşar da üyeliğe ve yönetim kuruluna seçilmiştir.
Bu komisyon 951-52 yıllarında Bern şehrinin daveti üzerine milletlerarası halk sanatları sergisini ha-zırlıyacaktır. Berndeki bu sergiye iştirâke Türkiye de »davet olunmuştur.
I
Ankara 'köylerin.n içme su meselesi
Ankara, 10 (Hususî) — köylerinin içme suyu işini mek üzere il daimî
su mühendisini köylerinin tedkik ve memur etmiştir.
Bu işler için özel idare tahsisatından köylere yardım yapılabileceği gibi, vilâyet kefalet ederek İller Bankasından kredi de lecektir. Yine bu yıl içinde sınırları içinde beş ilkokul dilecektir.
Demokrat Paıtl
içt maî sınıf
Ankara, 10 (Hususî) — Bugün -kü Kudret gazetesinde Fuad Kop -rülü; D. P. hakkında bazı düşüncelere cevab» başlıklı
leşinde; Cumhuriyet gazetesinde kan (D. P. herhangi bir içtimai nıfa dayanmadığı için, hakiki siyasi parti olamaz» tarzındaki
makaleye cevab vererek, bir siyasî partinin mutlak surette bir zümre menfaatini temsil etmesi lâzım ğel-miyeceğini söylemekte ve makalesine devamla: (Dünkü ve bugünkü
misaller gözönüııde dururken, hakikî nıânasîle siyasî partilerin ancak sınıf menfaatlerine dayanan partiler olduğu iddiasında bulunmak ta-ıvamile yanlış ve hâdiselere aykırıdır Bu fikirde bulunanlar, bir ictinıaî heyet içindeki muhtelif sınıflar a-rasında mutlaka menfaat mücadelelerinin zaruri olduğuna inananlardır. Halbuki D. P. İçtimaî sınıfların mevcudiyetini kabul etmekle bera -ber, bunlar arasında .herhangi menfaat mücadelesini önlemek bul
nun içerisinde içtimai adalet ve san! tesanüd prensiplerinin surette tatbik maktadır.
şuurlu ve sistemli bir surette bu -lunmavan memlekette yaymağa kalkmak bü -yük bir gaflet ve affedilmez bir gü nah olur. Herhangi sınıfa
olursa olsun; vatandaşların büyük bir ekseriyetinin hakiki bir partisi olan D. P. ye karşı göster -dikleri sevgi ve güven, içtimai adalet esası üzerinde milli tesanüdü kurmak- ve bütün sınıfların hakiki menfaatlerini hep birden korumak kabil olduğunu açıkça göstermiş oluyor> demektedir.
Güney memleketlerine seferlere tekrar baylanıyor
Ankara; 10 (Hususi) — Güney memleketlerdeki bulaşıcı hastuhkla» rm önlenmesi üzeride, bakanlar kurulu venl bir karar almış ve bu meni leketlere yapılacak vapur ve tren seferlerine izin verme yetkisini Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bırak mıştır.
Kısa bir müddet içinde, Turos eke presinin t -kra * S ırıyeye geçebile -cegi, Mısıra vapu- seferlerinin başlı yaeuğı limid .'eddraektediv-

SAYFA: 3
aktüallteler
Verem ile savaş
Muhakkak mücadele etmeliyiz. Edeceğiz ve muvaffak o laca* giz.
Veremle mücadele, ya hastalıktan evvel (içtimai basiret) ve yahııt haftalık başladıktan sonra (umumi muavenet) riur.
Birincisinin ehemmiyeti, belki ikin-esinden fazladır. Bütün tedbirler daha ziyade birinciler için alınmalıdır.

İçtimai basiret ve umumi muavenet işleri, devlet vazifesi olduğu gibi, bu hizmetlere müvazi vazife gören ve ıhımı mı menfaatlere hâdım olarak tanınan kazı cemiyetler de bu işlere yardımcı ofurlar.
İçtimaî basiret işlerine daha az mas raflı olduklarından bu maksadla teşek kül adcıı cemiyetler muavenet ederler.
Bunlar İçtimaî felâketin önleyicisi-dirler. Ru hususta alınacak tedbirler arasında en mühimleri:
(i) Memlekette ucuzluk, yani bilvasıta vatandaşih vasati bir kalori alabilmesini temin etmek, buğdayının, tereyağının, balının ve ekmeğinin kısmını yiyebilmesini sağlamak.
(2) leyici
(3) Bu
kaynağı olarak, telâkki etmiyerek, Âza mi resiın koymakla kabil olur.
(4) Hastalık hakkında esaslı, ilini broşürler nesr ve tevzi etmek.
Dah i ziyade masrafa ve daîıa ziyade teşkilâta lüzum mumi muavenet işi de devlet ve ikinci
. ler .neşgııl olurlar.
Şayot, yardımcı vazifesini gören bu cemiyetlere bizde olduğu gibi oIuumç^ ehemmiyetli bir hizmet rolü verilecek se, biın’arın başına, her husjsla ve memleketin her köşesinde, vatandasın emniyetini kazanmış bir zatın getirilmesi şarttır. Ancak bu şerefli baş bu teşehnûsle ınuvafrak olabiliyor. Temin edeceği muhakkak olan netice ile hem hükûmı tın bu husustaki masraıımn azalmasına ve hem de vatandaşın düştüğü felâketten daha çabuk kurtulmasına yaddım etmiş olur.
Lüzumu olan paranın tedariki sekli, duvleî için, büdceye tahsisat koymak, cemiyetler için, halkı ikaza ve hattâ şefkat rekabetine dâvet ve menfi hareketlerden mücanebet etmek ge-
bir
Hastalığa tutulmaması için ilâçlar tedarik etmek. Alkol istihlâkini azaltmak, da ispirtolu içkileri b.r vergi
ön-
gösterdiğinden, u-ile birinci dcrece-derecede ^ıııiyet-

a ıryarv ta(nanıile.
Mesul 1, kongre azuraı vermekten ve emsalinden külliyeli kaçınmak, yardım almak üzere apartmanlara gelen memleketin zen gin ve iırıstokrat sınıfına mensub hanımefendilerin ellerine, lunanlaı ın bir listesini listenin taşında • kendi mıkdarıarııtı göstermek zemcli**.
Meınh’Kel iınızde yardım istemeğe gelenlerin ekserisi bu gibi şefkat vc hayır işlerine nakdi hizmet etmekten ziyaıo bu işi bir gösteriş ve spor işi telâkki esnektedirler. Ve maatteessüf umumi kanaat de bu merkezdedir
8umı bilen halkımız da, bu taieble-ro cidu’ hır miktarda cevab vermemek tedirier.
Bilim/orıız. Kabahat kimde.
İDARECİ
teberruda bu-vermek ve bu yardımlarının lâzım değil cf-
9
Tito, dede oldu
Belgrad: 10 (AP« — Bugün Mire sal Tftonun 26 Aralık tarihinde bü vük baba olduğu öğrenilmiştir: Fil haklka mareşalin en büyük oğla Zarkonıın eşi bu tarihte 5 kilo a.5?r lığında bir çocuk dünyaya getirmiş tir.
Mareşal Tito ile ailesinin ö?el ha yatları o derece gizli tutulmaktadır ki. bugün Associated Pressin kendilerlle temasa geçtiği resmi makamlardan hiç biri Mareşalin ilk torununa ne ad verildiğini söyll yememiş ve hattâ doğumdan ademî malûmat beyan etmiştir.
Tayyare kazasının kurbanları
• (Boştavaf^ 1 ’kcıdı?’
ması dolayısile bu gibi yolcularız, şieoıta edilmeleri de usulden olma uıgını söyliyerek, icab etlerse tsveç hükümeti ve yahud Yunanistan neı dinde dâva açarak haklarını aramakta serbest okluklarını bildirmiş tir.
Bunun üzerine vefat eden yolcuların aileleri bugün toplanmışlar v«| bu tebligat etrafında raüştc reken mahkemeye karar vermişlerdir.
Ayrıca bugün varılan (la alınacak tazminat ile tavvare sehidleri için bir mak veya bu parayı bir hayır mlV essesesîne hivbc etnıçk hususu dı
‘ ' itilmiştir
görüşerek müracaata bir Larar.
Turkivcde
* t
âbide yap

«•»


rj
t
SAYFA: 4
TENT SABAH
11 OCAK İM»
jTarihten bir yaprakl
İstanbula gelen Arab seyyah
I

Orman
Yangınlarına
Karşı su
Yine ve hep o mes’ele:

ON üçüncü asırda saltanat sürmüş olan Altınordu Hanı Sultan Mchmcdin dört zevcesin-öen biri Bizans imparatorunun kızı idi. Bu sıralarda hâmile bulunan bu BizanslI Bayalım hatun, çocuğunu kabasının sarayında doğurmak üzere kocasından izin istemiş, Hükümdarın yanında bulunan meşhur Arab eeyyahı îbni Batuta da kadına refa kat etmek için Hâkanm müsaadesini rica etmişti. Birçok yerleri gedmiş olan îbni Batuta tarihî İstanbul şeh rinf görmeği çok istiyordu.
Altınordu Hanı, îbni Batutanın bir îorluğa uğraması ihtimalde bir ara ♦^dişe duydu ise de Arab seyyahtı
«Ben sizin himayenizde, sizin tavsiyenizle gideceğim. Hiçbir şeyden korkum yoktur.» dedi.
Îbni Batuta bundan sonrasını eserinde şöyle anlatıyor
«Sultan* istediğim müsaadeyi' verdi; kendisine vedâ ederek ayrıldık. Bana bin beş yüz dinar ile bir esvab ve birkaç at ihsan etti. Zevcelerinin her biri de külçe halinde gümüş ver-(Hler. Sultanın kerimesi ise hepsinden cömerd davrandı, esvab ve at ihsan etti. Birçok atım, esvabım, türlü türlü kürklerim oldu. •
Şevvalin onuncu günü Bayalım Hatunun refakatinde ve onun himayesi atında yola çıktık.
Sultan, zevcesini bir konak mesafeye kadar teşyi’ ettikten sonra, geri döndü. Diğer Hatunlar ikinci konağa kadar geldiler ve oradan avdet ettiler. Emir Baydara beşyüz aı İterle refakat ediyordu. Hatunun da leş yüz süvariye baliğ olan askeri vardı. Bunların yüzü Rum ve kölelerden ibaretti, diğerleri Türktü.
Hatunun yanısıra, çoğu Rum olmak üzere, iki yüz kırk hizmetçi de vardı. Dört yüz araba, iki bin yük ve binek hayvanı, üç yüz. öküz, iki yüz deve bulunuyordu. Bundan başka Hatunun hizmetinde on gene Rum ile ayni mikdarda Hlndli de mevcvddu. Bunların şeflerine Sünbül eliyorlardı. Rumların şefi ise şecaatle meşhur Mlchad isminde biri idi. Fakat Türkler buna Lu’lu (tnci) ar-(/mı veriyorlardı M, ----
Hatunun yanındaki kızlardan ve eşyadan çoğu Sultanın karargâhında bırakılmıştı. Çünkü Kostantiniyeye (îştanbula) sadece bir ziyaret iç?n gidiliyordu.»
Seyahatnamenin tedkikiden anlaşıl cbğına göre bundan sonra kafile yoluna devam ettiği sıraca halk tarafından parlak bir surette istikbal e-'tâlmlş, at, koyun, dan, inek, kımız ve koyun sütü ikram edilmişti. Türk Hanlığının hudud şehri olan «Baba Flaltçk* a varılınca bu defa kafile Bizans İmparatorluğu Hamına Rum kumandanı Nicolas tarafından istikbal edilmişti. Kumandanın yanında raraydan gelmiş prensler ve hizmetçiler de bulunmakta idi.
Buraya kadar Hükümdann karısına refakat etmiş olan Emir Baydora Bizans hududundan geriye dönmüştü.
Bundan sonra Hatunun yanında yalnız Rumlar kalmıştı.
lbnl Batuta eserinde seyahatin mtt tebafci kısmını şöyle anlatmaktadır:
«Hatun, Camiini kalede bıraktı. Artık ezan okumak Adeti kalktı. Kem
. Yazan --
Cemal Yener
edilmemekliğimiz için bir yazıldı ve bu emir çarşı-olundu.
evde oturduk. Hatun bize

S taline:
Hastalık, sağlık ve ölüm insanlar içindir. Fakat ne hikmetse demir kapılının öbür tarafında hastalıklar da ölümler dc esrar perdesine bürünüyorlar. Hasta olan adam: «Ben hastayım... Ve hastalığım da şudur!..- diyemiyor. Birisi öldü mü7... Hemen bu ölüm saklanıyor. İsviçre gazetelerinin «öldü» dedikleri Stalin için evvelâ gazete lerde «ehemmiyetli bir şahsiyetin, hastalığından bahsedildi. Sonra ibhamla, kinaye ile bu ehemmiyetli şahsiyetin Stalin olduğu ^ılaşıldı. Hastalığına evvelâ (kanser) dediler. Tedaviye giden doktor bile seyahat sebebini İlmî bir lüzuma malctti.
Derken hastalığın felç olduğu söylemdi (felç), e bizde inme derler (nuzul) derler; «Selâmüı^ kav Jen > derler. Özü kalesinin sukutu üzerine birinci Abdülhamide (nuzul isabet ettiği zaman hekimbaşı buna (nevazil) diye yutturmak istemiş.
— İtendim, demiş, Allaha emanet, bir şey. yoktur. Fakat bir par (a nezleniz hareket eylemiş.
Fak.ıt hükümdar bu nevazili yutmamış: o
— t tasan, dertıiş, son hizmetindir; pjzelce bak. Efendini elinden aldırdn!
Staliıııı ölümü bize İkinci Abdül h uni ün Bahriye Nazın olan Ha-pan Rami paşa için «Eşref» in yaz
îstan-karar-
kadın,
sökerken darbukalar, İranı* borular çalmağa başladı. As-hayvanlarına, bindiler. împa-Hatunun artası olan karısı
dişine hediye olarak keyif verici İçki ler ve domuz takdim edilmişti. Bil içkileri içti ve madyetindekilerden birinin bana söylediğine nazaran domuz eti dc yedi. Hatunun yanında namaz kılan yâlnız bir Türk kalmıştı. O da bizimle birlikte namaz kılıyordu. Evvelce gizli tutulan hissiyat şimdi açığa vurulmuştu. Çünkü kâfirler ülkesine gelmiştik. Fakat Hatun, kumandan Nicolas’a bize iyi muamele edilmesi için enrir verdi. O da bir kere biz namaz kılarken gülmüş olan askerlerinden birini dövdü.»
Kafile latanbula yaklaştıkça karşılamağa çıkanların mıkdarı da artıyordu. Yolda prensese evvelâ küçük, müteakiben de büyük kardeşi is-tikbal ettiler. Nihayet kaide bula on mil mesafeye gelip gâh kurdu:
«Ertesi sabah, şehir halkı,
erkek/at üzerinde ve yayan, gayet süslü esvablarla dışarıya döküldüler, şafak petlcr. kerler rator,
ile şehirden çıktı. • Yanında yüksek memurlar ve sair birçok kimseler vardı. Hükümdarın başı üstünde, kubbe gibi bir örtü taşmıyordu. Bunu bir takım süvariler ve piyadeler taşıyorlardı. Bunların ellerinde uzun sırıklar bulunuyordu. Sırıklardan her birinin tepesinde meşin topa berner birşey vardı ki örtüyü İmparatorun başı üstünde bununla kaldırıyorlardı.
Bu örtünün ortasında pavyon gibi birşey vardı ki bunu da ellerindeki sırıklarla süvariler havada tutu-askerler birbirlerine yaklaştılar. Ortalık toz duman içinde kaldı. Bunların arasından geçmek benim için imkânsızdı. Onun için hatunun eşya Jarı yanınca kaldım. Eiraz da korkuyordum. N
Haber aldığıma göre, prenses, a* nasma, babasına yaklaştığı zanrıan* atından inmiş ve huzurlarınca yer öpmüş, sonra atlarının oyaklannı öp müş ve maiyetindeki kimseler de » böyle yapmıçtır.
Kostantaniyeye girimimiz öğle üzeri vukubuldu. Kiliselerde o kadar çok çan çalındı ki bütün gökler titredi. Nihayet Kralın sarayının birbl cl kapısına geldik ve burada bir subayla yüz kadar muhafız er gördük. Bunların Sarakir.u, sarakinu dediklerini işittim ki mûnası Müslüpan demektir. Bizi içeri sokmak istemi-
dığı pek kuvvetli bir «hicv» ; hatırlattı. Büyük heccav Ziya paşanın Terci bendindeki: Ziya paşanın Terci’ bendindeki:
Ey saba! rahim uğrarca eğer "emt-î- İra İm mısraını tanzîr ederek şöyle söylemişti •
Ey vebal rahmi uğrar-a eğer semtAi-nalice Bir mûş ile tersaneye gir, refi bicab et..4 Al eânını nazır-:- . bahriyenin A ilâhı seversen Biu eylediğin Ctinne bedel bir de savâb et.

Kral Mişel:
evr, kralların yaprak dökümü mevsimidir. Fakat bunların içinde Rumanyanın genç kralı kadar gürültülü
ömür süren bir hükümdar olmasa gerek. Babası, anası ile geçineme-miş, ba^ka bir kadın sevmiş, hu yüzden tahtından feragat ederek menfaya katlanmış; o zaman maşa kadar bir çocuk olan Mi^el Ru-manya tahtına oturmuş; derken baba tekrar avdet etmiş; Mişel veliahthğa inmiş... Babası yine Madam Lııpesko’dan vazgeçememiş; Mişel yine tahtına, çıkmış... Memleketi Rus iatilûsına uğramış, Nihayet on parasız menfayı boylamağa mecbur olmuş. O kadar ₺.i kâtibi yolda rastladığı gazetecilerden efendisi için borç para toplamağa mecbur olmuş.
Her halde gcüç hbk modam kı-
yorlardı. Hatunun yanında olanlar kendisine mensub olduğumuzu söyleyince: «izin almadan giremezler» cevabını verdiler. Onun için biz 1 tapıda kaldık.Hatunun maiyotindeklle-rinden biri babasının yanında’ bulunan prensese vak’ayı bildirmek İçin bir adam yolladı. Hatun içeriye gi-ı rebilcceğimizi söyledi. Bize de Hatunun evinin yanında bir ev tahsis ettiler. Şehirde ne tarafa gidersek hiç iz’ao emirname larda ilân
Üç gün
un, ekmek, kçyıın, tavuk, tereyağı, yemiş, para, balık ve yatak hediye etti. Dördüncü günü İmparatorun huzuruna kabul edildik.
Hatun Hlndli Süpbülü bana yolla^ di. Sünbül elimden tutarak beni saraya götürdü. Dört kapıdan geçtik. Her . birinin kemeri altında silâhlı muhafızlar vardı. Beşinci kapıya geldiğimiz zaman, köle Sünbül beni bıraktı. îçerr girerek dört Rum genelle geri döndü. Bunlar bıçak olup olmadığını anlamak için üzerimi aradılar. Subay şöyle dedi: ;\1
«Bu, âdettir. İmparatorun huzuruna giren kimse, ister bir asilzade, ister alelâde bir kimse, ister yaban4-cı, ister yerli olsun, üstü mutlaka aranır. Ayni âdet Hindistanda da câridir.»
îbni Batutanın üstü arandıktan sonra biri elinden tutmuş, diğer dördü de etrafım alarak duvarları mo. zayıklarla süslü, ortasından su akan tüyük bir hola götürmüşlerdir. Gelenler seyyahı burada üç nöbetçiye teslim etmişler, onlar da üzerini tek far aradıktan sonra imparatorun bulunduğu salona doğru yürüdüler,
içeriye girilince îbni Batuta Şark Adeti veçhile selAm verdi, imparator tahtına oturmuştu. Karısı da ö-nilndo bulunuyordu. Tahtının ayak, ları dibinde Hatun ile kardeşleri, sağında altı, solunda dört, arkasında da dört kişi vardı. Hepsi de silâhlı idiler.
İmparator, tbni Batutaya oturmasını işaret etmişti. Biraz sonra tekrar ayağa kalkan seyyah imparatora biraz daha yaklaşmış ve tekrar selAm vermişti. İmparator selâmına mukabele etmiş ve oturmasını söyli-yerek, Suriye, Anadolu ve Kudüs •hakkında birçok sualler sormuş îbni
Batuta görüp geçtiği bu yerler hakkında izahat vermiştir. îbni Batuta-nın izahatından memnun olan Hükümdar, çocuklarına:
«Bu adamı i’zaz ve ikram ediniz» emrini verdi ve ayrıca bütün takım-larile bir at da İhsan etti. îbni Batuta îstanbulda altı ay kadar yalayıp dolaştı. Şehrin bütün tarihî ve görmeğe değer yerlerini ziyaret etti. Prensesin babasının yanında kalmak arzusu göstermesi üzerine maiyetindeki Türklerle beraber îbni Batuta da Altınordu Hanının yanına döndü.
Patladıkları zaman tonlarca ve kimyevi maddeler çaçan bu bom balar, ilk defa Amerika Batı orman yangınlarına karşı kullanıldı.
Bu İşte pilotları ve bombardıman alarm büyük yardımı oldu. Bunlara, senede 31.000.000 metre karelik yer yakan alevlere karşı mukavemet etmişler ve Amerikanın geniş ormanlarının kiymetll kerestelerini kurtarmışlardır.
Hava kuvvetlerinin ve Amerikan orman servisinin beraberce çalışarak yaptıkları tecrübeler hâlen Montana’dakl .LolaNatlonal Fo-resto ormanı üaerinde devam etmektedir. Bu tecrübelerde bir B— 29 Süperfortress uçatı Ue İki P— 47 Thunderbolt uçakları kullanılmaktadır. Tecrübeler İçin 300 — 400 metre kutrunda bir saha yakılır. Bombalar B—29 ve P—47-nin ka-natlan altında bulunan yerlere yer leştirlllr. Her bir uçak 200 kiloluk 10—8 bomba taşır. Bu bombaların herbirl aynen bomba şeklinde yapıl; mışlardır. İçerlerine tazyikle, kimyasal maddelerle karıştırılmış su mevcuttur. Aynca^üzerlerlnde bir de ayar tertibatı mevcuttur. Buna göre, İstenilen mesafede patlaması için ayar edilir. Bugün, Amerikada bu bombalar için daha verimli ola bilecek kimyasal su yapmak üzere tecrübelere girişilmiştir.
Bombaların arkalarında bulunan bir kuyruk (dümen), bunların havada iyi bir şekilde seyretmesini sağlamaktadır.
işte bu kıymetli mallarla orman yangılarına karşı mübadele edll-melctedlr.
Şimdi, yapıan ilk tecrübeden bah gedelim: «Tecrübenin yapılacağı gün, sabahleyin bir B—29 uçağının kanatlan altına dört çift su bomba sı konularak uçak havalandırıldı.. Anyi rest» saha kıldı.
• LJI
SU
4

bir
ya-
zamanda «Lola Natioral Fa^ ormanın İçersinde ufak —etrafı tecrit edilerek—

Alevler yüksekti-
Tayyare tam yangın sahası rlne geldiği vakit 300 metreden u-çuyordu. İşaret verildi, bombalarını terketti. Tayyareden kurtulan bombalar, boyiece 100 metreye kadar İndikten sonra İnfilâk etiller, işte o zaman, manzara fevkalâde idi. Bombadan dağılan sular, hava da tir şemsiye yaparak kızıl alevlerin. üzerine doğru yıkıldılar 10 da klka sonra yangın tamamile söndji rülmüştü.
Fakat bu arada aşağıda ora;r servisi de yardım ediyor, bombala rm yaptığı işi onlar tamamlıyordu...»
Boyiece bu sahada İki muvaffakiyet elde edilmişti—
160 mil uzunluğunda ve 25 mâl genişliğinde bir yangın «abası için ufak mikyasta 100 infilâk bombzsı kâfi gelmektedir. -
Bu bombaların yakın gelecekte her tarafa yayılmasını İstemek en büyük temennimizdir.
Erdoğan Özsan
tize

9 ►
_Verem Dâvası
Ne kadar güzel, ne kadar İlmî konuşursak konuşalım, dâvayı yürütecek en baş vasıta “Para,, dır. Bu olmayınca herşey boştur...
BÎR garb mütefekkiri (doğrıv. haJUı olduğuna inandığın tâ dâvan varsa, onun için çah^ onun için yaşa, onun için öl) demişu Bu zihniyeti benimsemiş, bu zihai-yette yaradılnmy dâva adamları lçio^ güttükleri dâvanın muvaffakiyete ddğru yürüdüğünü görmek kadar derin vo engin bir'haz tasavvur cdife-mez. ’ 1 * *
Ben bugün bu hazzın saadeti iç!»* deyim. - » 5 ; 1
Bundan hemen yirmi dokuz yıl 6a-cc bir İstanbul’ gazetesinde, nüfus A-yasetimiz hakkında (Verem, frengi ve sıtma) yı kaydederek (Üç. başfiı canavar) başlığile yazdığı bir silsile yazL ilo kendime göre bu dâvayı ortaya atmıştım. İstiklâl Harbi sırala nnda Ankarada yine ayni mevzu zerinde neşriyatta bulundum.
On yedi yıl evvel de ilk defa oüh rak (Verem Hafta) sini daha boç gelen bir tâbirle (Sağlık haftası) diye ortaya attım. (1)
Bu yazım üzerine o zamanki ts-tanbul Kızılay reisi rahmetli Ali Pa. şa (Bu fikrin memnuniyetle kax>-landığını ve her sene toplanan kongreye arzedilecek temenniler arasın* da bu fikrin de yer tuttuğunu) gir* zeteye söylemiştir.
Aradan on yıl geçti... Fikir, ste* de kalmıştı. 941 yılında (Yeni Sabah) da tekrar yazdığım bir seri ya-* zıda (Lâfla peynir gemisinin yürtk miyeceğini, dâvanın dile değil, ele alınması) lâzım geldiğini belirterek veremle mücadele dâvasındaki düşüm çelerimi uzun uzadıya izah ettiğim sırada yine bu (Sağlık Haftası) d rinde ısrarla ve ehemmiyetle durnraj tum (2). Üç yıl sonra ayni konuya tekrar dönerek (Bir Sağlık Haftası> ihdasına ehemmiyetle ihtiyacımız oL duğuau ve bu haftahın ciğeri yam lı, kan kusan birçok vatandaştanım-zm derdine derman olacağı üzerinde önemle durarak (... Aradan on dört I yıl geçti, bu on dört yılda neler kay-' bittiğimizi, evvelki yazılarımdaki kamlar çok açık bir şekilde göster ğe yeter. Kaybedecek günümüz yeit-tıır, mkdâbcı ruhumuzun heyecanüa işe taşlamamız zaruridir. Büyük 1 let Meclisinin sayın Azalarının hare, kete geçerek mevzuu kanunlaştıracaklarına inanıyorum) demiştim OK Bakilerin (vakit, saat) dedikleri birşey vardır. Demek bu İşin de vakit ve saati bugünlermiş. Bu aflaç geç tc olsa, erdiğimize çok şükürler olsun!
I
*

I
(
*
ı I
Ti

Bugün Verem Haftasını yaşıyonm îstanbulda kırk altı vilAyetimizin delege lerile memleketin kıymetli Afi» ve mütehassısları, sayın Sağlık Hakanının başkanlığında toplanmış yur dun bu en önemli hattâ, en büyük dâvasını konuşuyorlar. MemlelUU millet adına çok sevinilecek bir olay^ dır bu!
Bu demektir ki, benim ve hepimi-ztn istediği olmuş, dâva, dilden ele geçmiş, yürümeğe başlamıştır. Bu münasebetle ben de, bundan önceki düşüncelerimi, sayın kongre âzasına, tekrar etmeği vazife bildim.
- Yazan -
Dr. Fahri Can
Mukaddimeye, filân lüzum görmc-(en hemen söylemeliyim ki, ne kadar güzel, ne kadar İlmî konuşur-■ak konuşalım, dâvayı yürütecek cn vasıta, (para) dır. Bu olmayınca herşey boştur. Binaenaleyh dâvanın asıl ve ana temeli, gelir kaynakları ■ağlamaktır. Benim ötedenberi düşün düklerimi şu suretle hülâsa etmek mümkündür:
1 — Âza aidatı, önceden takdiri Mümkün olmıyan teberruler ve omsan varidat hiçbir zaman, bizi gayemize, düşündüğümüz, istediğimiz hızlı vo geniş adımlarla yürümemi-■o kâfi gelmez.
2 —Muayyen, esas'n, geniş vcrimlL kaynaklar temini mutlak vo zaruri-«r.
3 — Bu kaynaklar, vatandaşa yük tfmıyacak, onu bezdirip usandırım-yacak mahiyette olmalıdır.
Bu esasları göz önünde tutarak düşündüklerimi arşedeyim:
A — Sağlık Haftası: Bu hafta i-çjnde sinemalarda, melıteblerde, fab-ftkalarda, kışlalarda, Halkevlerinde, vereme, hattâ yalnız vereme değil de, diğer sıhhî mevzulara dair filmler gösterilmeli, temsiller verilmeli, mümkün olan yerlerden projeksiyon İn konuşmalar yapılmalı, resimli mo lajlı sergiler tertib edilmeli, duvarlara afişler konmalı, parasız broşürler dağıtmalı, bu suretle her sınıf hal. km dikkat- vA uyanıklığı çekilmelidir.
Yalnız şu noktaya ehemmiyetle itina edilmelidir: Herşey halkın anlı-yacağı dille söylenmeli, onun anlayı-gma hitab etmelidir.
Geniş halk tabakaları arasında bu sureti^ sağlanacak büyük mânevi fayda ile beraber işin maddî tarafını da temin etmek için:
B — Bu hafta zarfında - matbualar hariç - bütün posta ve telgraf ıh ab ere ve milraselâtı - kanunla -
bfr pula tâbi tutulmalıdır.
Bu, bize mahsus bir fikir değildir. Fransada her yılın kasım ayında veremle mücadele cemiyeti ya -varma böyle bir pul kullanılır ve bu pulların birincisi Sağlık Bakanı tarafından Cumhurfeısine takdîrrf e-dılir. Bu pulun ilk ihdası sıralarında bunu (mânâsız bir teşebbüs) diye adlandıran menfî ruhlu insanlar da çıkmış; fakat sonradan yalnız bu pulun yüz milyon, evet yüz milyon, frank gelir temin ettiği görülmüştür.
C — İçki ve tütün gibi mükeyyi-fatın vereme müsaid zemin hazırladığı malûmöur. Binaenaleyh bu mıl-keyyifatı kulla nanlardan bir izmarit ve bir meze artığı değerinde bir para almak onlar hesabına da bir sigorta sağlamak demektir. Binaenaleyh içki ve tütüne vo bundan ka keyif ve zevk için gidilen yerler rin biletlerine — yine ve mutlaka kanunla — zata suretüc mi, pul yapıştırma ^^ıtretile mi, hangi usul daha kolay ve daha ameli İse o *u- 1 retle konacaif bir zam, ’hiç kimae ye dokunmadan, verem mücadele teşkilâtına birkaç milyon sağlayacaktır.
D— Yalnız verem hastasına m ün hasır olmak üzere gerek büyük şehirler ve gerekse bütün memleket kara, deniz, hava nakil vasıtaları biletlerine belirli bir nisbot dairesinde bir pul eklenmesi, bana öyle geliyor ki bunlar tahakkuk ettirildi# gün, verem mücadelesi do tahakkuk safhasına* germiş olur.

Bu ilk yazımı bitirirken. Sağlık Bahanı muhterem doktor Behçet U-za şunları soy İvmek isterim:
Dört yi), kurtuluşu için dövüştüğüm güze) Izmiri görememiştim. Üç yıl evvel yolum düştü. Eçenüı bu nâdkle incisini görmek saadeti -, ne erdim. Kadifekaleden güzel İz ( miri hayranlıkla seyrederken, yan-mış ve yıkılmış îzmire, blnbir idari, kırtasî, malî zorlukları yenerek bu kadar güzel bir vermeğe muvaffak
V?isi doktor Behçet! hürmetle habbetle, minnet ve şükranla ana . rak selâmladım.
Tanrıdan dilerim ki, fiilen ele al-.dığı verem mücadelesile elde edeceğimiz başarılar karşısında yine ve hep birden, milletçe onu ve iş arkadaşlarını aynı hislerle anıp selâmlı yalım. Doktor Fahri Cok
renk ve sima olan belediye , mu-
(1) Vakit gazetesi 15/11/9*1 t 2) Yeni Sabah 9/11/94*
(3) Y-ni Sabah 10/11/9ft 1
H!
Kütahyada Minareye çıkan bir hocayı hırsız diye vurdular
Kütahya: (Yenl Sabah) — Şeh-rimiz Merkez kazasına bağlı Çavda» lı köyünde çok acıklı bir hâdise o) muştur. Çavdar köyünün imam; yetmiş yaşlarında bulunan, dürüst lük ve bilgililiğl ile mühitte çok sevilen Murat hoca sabah ezanım o-kumak için minareye çıkarken hır sız sanılarak vurulmuştur.
Hocayı hırsız sanan bir kadının «Camide hırsız var» nidaları üzeri ne toplananlar minare merdivenle rlnden silâh atmaya başlamışlar-dır.
A
1
Stalin - Kral Mişel - Kömür ihraç ediyoruz -Kaşıntı ve: ishal - Mest-i nâzım kim büyüttü?!
yıda köşede üç beş kuruşu vardır... Fakat o patırtıda kimbilir ne oldu? Malûm a...
. Ehibba şiyve-ı-yağmada meb-
> hût eyler a’dâyı
Hudâ göstermesin asâr-ı-iznıih-lâl bir yenle.
Gazeteler, kralın eşyası arasında bulunan bir paslı kömür sobasından bahsettiler ve bir hükümdar eşyasına böyle münasebetsiz bir şeyin kanştmlmasma hayret ettiler. Paslı kömür sobası bir senbol olmadığına göre sakın mahlu’ kralın mücevherat ve nakdini sakladığı bir kasa vazifesi görmesin.
Kömür ihraç ediypruz:
^slı kömür sobası bize la-tanbulun kömür derdini hasırlattı. Belki biberiniz yoktur, gazetelerde, okuduğum bir habere nazaran muhtelif memleketlere iki yüz bin ton maden kömürü ihraç edecekmişiz. Gazete şöyle diyor:
(Bu hususta yapılan teklifler
uygun görülmüştür. Maden kömü rü bu sene içinde ihraç edilect ittir. Kömür mukabili dolar alınacaktır. Dolar stoku tamamen tükenmiş ve hariçte bulunan heyet
YAZAN

i ULUNAY\
X._______________________/
ve hariciye memurlarının do: ihtiyacını karşılamak üzere bıı ihracata lüzum görülmüştür. >
Demek kömürümüz o kadar bol ki memleketin ihtiyacına fazlasi-le kâfi geldikten sonra bir de harice gönderebileceğiz. O l)»Jde gazetelerin ve balkın «kömürso:-lük» feıyadlan nedir?
Deme« kömürsiizlükten fr
tini tatil eden fabrikalar numara yapıyorlar.
Demek kömürsüzlükten îstan-bulun ışıksız Raima tehlikesi de lâftan ibaret,.. Bunların hepHİ doğru; fakat biz daima «lâznr>*

)a «elzem» i tefrik edemiyoruz-
Kömür mevzuu aklımıza cima hikâyesini getirdi:
«Çok çocuklu fakir bir kan koca, çocukları doyurmak dendhot-den meyva yüzüne hasret kalmışlar. Nihayet adamcağız oir gun bir okka elma almış, tek odadan jbaret evin yüklüğüne saklamışı Çocuklun yatırmışlar uyutmuşlar; çıkını ortaya getirmişler. Çocuk-ardan en ufağı işi sezmiş, tavşan uykusu uyurmuş... Kan koca y>-vaş yavaş elmayı cümbüşlgrler-htn kadın kocasına:
— Elmacın kabuklarını man-gfala at!... demiş, böylelikle gak-teki melekler de yerlermiş!
Küçük oğlan dayanamamış, faa-gım kaldırmış:
— TSvvelâ yeryüzüadcki piçlerr-jhzİ düşünün de gökyüzündeki; me
rumlu bir zat bunun tek tip» ekmekten ileri geldiğini söylüyor ve kaşıntı ile ishale bir a raz daha i-lâve ediyor.
— Bizim memlekette, diyor, hayvanlara bile çavdar yedirmeyiz. Çavdar, kaşınb. ishal ve sık sık yellenme yapar.
Bu söz bize Nasredcin Hocanın (A1 abdestini ver pabucumu'» hikâyesini hatırlattı. Bundan sonra Nef’înin Gürcü Mehmed paşa hakkında yazdığı o müdhiş hicv-deki:

Serâpâ heykel-i-murdârıııa bıık-dıkca anıma ben etmeden böyle tasavvur eyledim anî zarta-i-Dî\ -i
nisbet âne har-ı- Pat-rîk-ı- nasrânî! gibi tarizler günün geçer akçesi olacak.
Bir ciheti merak ediyoruz. Aca-Jıa bu çavdar ekmeği daha ne kadar devam edecek? Hani üçüncü devreye atlamadan şu işe bir nihayet versek diyorum!
Mest-i nâzım, kim biiljiittii??
9 yapında ’güzçl bir kız il sokakla sarhoş olarak u şarkı söylediğinden dolayı polis tarafından yakalanmış ve mahkemeye verilmiş. Mahkeme güzel kızı on gün habse mahkûm
Tahayyül
Mücessem
Musavver
?ira sonra gelsîııt
A’fujn/z, isluıl ve yel: azetelere bakılırsa günlerde herkesi bir şıntı ve ishal almış. Erin
etmiş: mahkûmiyet karan edilir edilmez kız hüngür hüngür ağalmnu başlıyarak:
— Ben cezaevinde nasıl vata-nm şimdi? Zavallı annem ve babam beni Yalovaya bir arkadaşımın yanına gitti zannediyorlar. E-ğer duyarlansa halim harabdır.., demiş.
Yavrucağın bu sızlanması gn.yet • doğrudur. Ben hâkimin yerinde ol sam o zavallı anne ile zavallı babayı da kızla beraber on gün habse mahkûm ederdim.
Böyle genç güzel bir kız kafayı çekip sokakta iskandal yapıyor a-na ile babanın haberi yok. Sonra kız «Ben Yalovaya gıdiyomm » di-vahbeste-i- >or hakikaten gidiyor mu ? di-Demavondi J’e kontrole bile lüzum gormii-
ye bir kontrole bile lüzum görmüyorlar.
«Kızım dövmiyen dizini döver’» derler. Kabahat sarhoş kızda değil, ana babada...
Sonra bir mes’ele daha var: Bu sarhoş kızın adı ne diye gazetede zikredilmiyor? Babasının namlı bir tüccar olması ona biı (muafiyet imtiyazı) mı veri {ur? Fakir h|r kjz böyle bir suç ijlese anası babası, lnsınu akrabası hep #nıgin .kızı oldu «aıl( kedi ayartı örter gibi cünnü saklıyoruz. Bilâkis butun sicilli ile teşhir etmeli ki bir daha ıkıllan-sııı... Yaşından ve başından büyük haltları kalkışmasın!

gpngin .kızı oJdu xsu?




a

9
OCAK 19W
YENT SABAk
SAYFA : t
giz i tarafları
Yıldızlara ta-
Cahil
Muıahafüıreş
---- Esrarengiz bir tarikatı»
Yezidiue mezhebinin kurucusunun tıdimatı panlar — Kir meçhul — Yezidilere dair tahkikat kalmayı itikad halindi’ talim ve telkin ve Kitabülesved
Yazan t Si.
HAİF OĞAN
(Yczidiyc) hakkında Milel ve Nihâi, Malakat; Elfark, Mevakıf ve sair eski İslâm kaynaklarında tafsilât yoktur.
Şohristanî vc kaynak olarak ona ve emsaline müracaatla iktifa eyle iniş bulunan İslâm kelâmiyûtcıları; (Yezidiye) mezhebi kurucusunun Yezid ibni Unayse) olup, bunun aynı adı taşıyan ve hadis âlimle - j rinden olan zattan ayrı ve (Basra) | Haricîlerinden bulunduğuna işaret eyledikten sonra talimatına dair ö-zet malûmat veriyorlar: «Son za - i manda, Allah Acemlerden bir Pey- ' gamber gönderecek, göklerde yazılmış bir kitab indirecek, yeni Pey -gamber Resulü Ekremin şeriatını kaldıracak ve herkes Kur anda ^dı geçen (Sabiî) (Yıldızlara tapanlar) dinine girecekler.»
Ne şeytandan, ne de biraz sonra sözü geçecek Şeyh Adeden bahis yoktur. Eğer Yezidî tarikatı vazit-1 mn şeytana müteallik bir tâlimi bu lunsaydı; Şohristanî gibi nıezheb -ler üzerinde pek geniş ve salâhiyet-li tedkikler yapan bir âlim; o ci -hetleri İhmal etmez ve meskût geçmezdi. Böyle olunca, ilerideki ba -hislere tekaddüm etmesi icab eden bir mukadder suali burada kavdey lemek; yerindedir. Acaba, sonradan, bugün öğrenebildiğimiz şeytana tap ma ve sair garib biçimlerdeki tat -bikatı iktiza ettiren (Yezidî tarika-ti), (Ebu Unayse) nin mevzuatının tahrif olunmuş şekilleri midir, yoksa başka taraflarla ilgili ayn bir razı* mıdır?
Bu raechul dahi, şimdilik kat’iy -yetle çözülehilmiş değildir.
(Yezidî) lere dair tahkikat, yenilir ve sonu getirilmiş sayılamaz.
Cemaatler müteferriktir, yerleri lücrâ ve Aksayı Ümrandan urak -tır. Tedkikatı tamamlamak ve iste-
nen kesin sonuçlara varmakta zor-
luklar ve maniâlar çoktur. Mardin, Bağda d. Suriye ve Istanbuldakl i . lim adamları tarafından türlü im-
kânlardan kafdalanılarak yapılmış tedklkat ve neşriyatı temel yapan garblı müsteşriklerin vücuda getir -dikleri almanca, İngilizce, fransızca eserler dahi mevzuu yeterli derecede aydınlatabilmiş değildir.
Paris millî kütüphanesile Berlin, Londra ve Amerika kütüphanelerinde varlığı ileri sürülen arabca ya -zilmiş Yezidîlere aid kitablar üzerinde de uyanık davranılmak iktiza eyler. Gerçek asıllarına mutabaka -tinden sarfı nazar; eldeki metinlere göre, müsteşriklerin çıkardıkları hükümlere dahi sadakatle bağlanıpak yerinde olmaz.
Bilindiği üzere, müsteşriklerden bir kısan»nm; incelemelerinde taraf-
sız kalamadıkları ve İslâmlıkla ilgili bahislerde şahsi inanç ve görüş terinden uzaklanmadıkları da çok kere görülmüş ve görülmektedir.
Doktor Düzının (İslâmiyet tari -hi) ile Hüseyin Cahıd Yalçının ital yancadan terceıpe eylediği (Islâm ta rihi) mündericatında böyle olduğu -nun müsbit delillerini çokça bulmak güç değildir.
Yezidî mezhebi, cahil kalmayı tikad» halinde talim ve telkin eder, okumamak, yazmamak, mezheb ve din işlerine dil uzatmamak esas şarttır ve aksini yapmak haramdır.
Okuyup yazmak salâhiyeti, yalnız bir aileye mahsus ve münhasırdır. Beylerinden, ihtiyarlarından, şeyhle, rinden başkaları dinlerine müteal -lik bilgilerden uzak kalmağa mec -burdur. Haricden hiç kiıusc; cemaatlerine alınmaz ve aralarına giremez.
Mezhebleri hakkında en ehemmi- • yetsiz ifşaatın dahi sızmasına ve' hele kitablanmn saklı kalmasına son derece dikkat ederler.
Bu sebeblerle; müsteşrikler ve mü dakkiklerin (filânca yezidî büyüğünden öğrendim); (aralarında ya -, şamış folancanın müşahedelerine ve elde eylediği vesikalara göre...), (filancadan şu kadar paraya satın alınabilen, yahud şu suretle elde olunan kitablardakı yazılar . ) diyerek verdikleri haberler ile ele geçirdikleri kitablar; ve el yazmaları üzerlerinde? pek ihtiyatla durulmalıdır.
Yezidîlerin; para koparmak, takibattan kurtulmak ve yahud yanlış malûmat vererek (esas talimatı) giz li tutmak gibi nıaksad ve mecburi-' yetlerle-allatmaga çalıştıkları vâ- • kidir ve pnutulmamal?dır.
Ve yine yakın zamanlarda müte. addid nüshaları elde edilmiş olan (Kitabiil Ciluv) ve (Mushafürreş) yahud (Kitabülesved *) adlarında iki kudsal kitablarile. bir takım el yazmaları nüshaların hakik metin -lerin tamamı olduğuna kat’î hüküm verilemez.
Böyle olmasına rağmen, bütün bu eselrer ve vesikalarda metinlerin gerçek asıllarmdan parçalar bu lunduğu da muhakkaktır ve elde edilen (malûm) lardan (meçhul) lerden çoğunun çözülmesine muvaf-faıyet hasıl olduğu da meydandadır. Artık, yakın bir gelecekte bu (esrarengiz) tarikatin sırlı tarafı kaini lyacagına ümid bağlanabilir.
Devamı var)
Ffer Sabah
Bir yağma Haşanın böreği örneği dibi!...
(Baştaralı 2 incide)
tadilât masraflarının »emılenn ^«Mel-lerıni geçtiğine mı? Yoksa bu masraflara bir de umumî müdür beyin seyahat masrafının ilâvesi için Yusuf Zıya Lrzinıp Amerikaya gönderilmesi garabetine mi?
(*) Reş kürdcede siyah demek-mis. Esved de ar abca kara mâna-mnadır, Munhaflarma bu ismin ta/-kıhnamnda türlü sebebler ortaya a-tılmıstır; bunlardan biri sudur: Ki-tabda (Şeytan) m ismi ve vasıfları geçen yerler ona hürmeten, yahud gadabından Ihtirazen siyah balmumu ile kapanmış olmasından bu i-sim verilmiş! Halk dilimizdeki (Ka-rakablı kitaba bakmak), (Karakab li kitabda yerini bulmak) tâbirleri üe bu isimler arasında, uzak da sayılsa: bir münasebetin varlığı ihtimali pek de hatıra gelmiyor değil!
— H2y Allah senden razı olsun; bir kaç cümlelik sualine benim bütün dü-şunoeierımi hulâsa etmiş oldun delik.n . Yanu, bu beylerde hiç insaf yok mu? Bu menı.'oketın dişinden, tırnağından arttırdığı parası bu kadar mübalağat-
Bina inşaatın' teşvik
Ankara, 10 (Hususi) — Bayındırlık Bakanlığı bina inşaatını teşvik için 947 yılında hazırlanmış o-lan tasarıyı bazı noksanlar yüzünden yeniden incelemeye başlamıştır.
nasıl israf edilir? Bu adamlar haydi Giyelim ki kendilerinden hosab seracak kımseoıkler bulunmadığını bı-iıyürıar da har vurup harman savuruyorlar, takat Allahdan olsun korkmaz lar nıı.7 Düşün bir kere: Yabanoı bir memleketten gemiler satın alıyoruz buihurt teslim almak ve şayet ıcabe~ derse 1 aınir a t yapmak için öylo bir
lıC/et gönderiyoruz ve bu heyat orada o kadar uzun müddet kalıyor kİ hezUiin masrafı gemilerin mübayaa yollarım aşıyor, sonra bütün bu mari-»eucr katı geimıyormuş gibi, toftış ve tetkik icrası için, bir do üstelik »'.ınunıı ıntıdur beyefendinin Amerika» kadar sefere çıkması icabedıyor.
ou hosablar burada tetkik edi* ...cz mi? Bu no ıştır Yarabbi! Ne fct-u UziL-re!...
söyiunc söylene, Allahaısmar-denıtge bile lüzum görmeden,
clKRACI
19
8 Yılı
Takvimii Cep Oefderini
Bu ayın sonuna kadar cüzdanlarım gişelerimize göstererek almalarını
İKRAMI YELİ AİLE CÜZDANI
sahiplerinden rica ederiz.
(Baştarafı J tnctdnf da almış bulunuyoruz. Bizim bu meseledeki görüşümüze uymamakla beraber teftiş sistemimiz hakkın da esasi* malumatı ihtiva eden bu ihtisas yazısını alâk ıhların dikkat nazarlarına sunuyoruz: ♦
Kana atin 10c Maliye müfettişlerinin lüzumsuz ve icabsız olan bu teftişleri: salâhiyet ve ihtisas nok tasından mu’allel bulunduğu gibi emek, zaman ve para israfı bakımından da bazı mahzurları ihtiva etmektedir.
Şöyie ki:
1 -• Maliye Bakanlığı teşkilât kanununun alâkalı maddesi maliye müfet;• elerinin, Maliye Bakanı adı na umumi mülhak ve hususi büdce lerle idare olunan dairelerle sermayesinin tamamı devlete ait olan müesstseleri mutlak surette tetfriş edebileceklerini bildirmektedir.
Ancak aşağıda izah edileceği ü-zere Anayasamıza aykırı olan bu madde nükmil maliye müfettişleri ne bakanlıkla!' üstü bir yetki tanımakla beraber.maliye teşkilât kanununa istinaden kale alınan nizamname, maliye müfettişlerinin yukarıda tebarüz ettirilen bu külli salâhiyetlerini tahdid ederek «umumi büdceve dahil veya mülhak biıdce veya vilâyet hususî ic’a re ve belediye büdceleri gibi hususî ve malıallı büdcelerlc idare e-dilen daire ve müesseseler» in maliye müfettişleri tarafından sadece «ma’î bakımdan» teftiş edilebileceğini kabul etmiştir.
Nizamname ile kanunun salâhiyet bakımından birbirile taaruz e-der mahiyette hükümler ihtiva etmesi sebebi kolaylıkla anlaşılama makta ise de Danıştayın tetkikinden gecen nizamname ile, kanunun Anaycbaya aykırı olan bu'hükmü nün h? fitletmek istendiğinde şüb-he yontu r.
Filhakika maliye müfettişlerine. Maliye Bakanı adına umumî miiva zeneye dahil dairelerle katma ve hususi büdceli dairelerin mutlak surette teftiş salâhiyetini veren 2996 sayılı kanunun 5 inci maddesi Anayasaya uygun telâkki edile mez.
Zira mevcııd bakanlıklara bağlı tekmil daireler Umumî veya katma, yahut müstakil büdcelerle ida re edildiklerinden maliye müfettiş lerinin bütün bu daireler üzerinde, daha doğrusu bu dairelerin bağlı bulunduğu bakanlıklar üzerinde mutlak olarak teftiş yetkilerinin bulunduğunu da kabul etmek ica-beder. Halbuki değil maliye müfet fişlerinin, hattâ bunların müekki-li vaziyetinde olan Maliye Bakanının bile hiç bir bakanlık üzerinde teftiş ve kontrol yapmak salâhiye ti yokrur. Anayasamız,-bazı yaban cı memleketlerde olduğu gibi Maliye Bakanına diğer bakanlara na zaran üstün bir vaziyet tanımış değildir. Bilâkis 46 inci maddesinde «Bakanlardan her birinin kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altuıdakilerin eylem ve işlemlerinden ve politikasının genel gidişinden tek basına sorumlu» olduğu nu kabul etmekle her bakanın yal nız büyük meclise karşı kendi iştigal ve salâhiyet sahasına dahil işlerle emrindekilerin fiil ve hareketlerinden ve politikasının umumî gidişinden eşit derecede mesul olduğu prensibini koymuş ouhın-maktadır.
Bu vaziyette hiç bir bakanın Ma lıye Bakanına karşı lıesab vermesi bahifl mevzuu olamıyacağından Büydik Millet Meclisi mrüvacehesin de butun bakanların ayni derecede ve şahsen sorumlu oldukları, münakaşa edilemiyecek kadar açık bir hakikattir.
Şu halde nasıl olur da Maliye Bakanına Anayasanın diğer bakan lar üzerinde tanımadığı mürakabe hakkını 2996 sayılı kanun bu bakanın vekili mesabesinde bulunan maliye müfettişlerini tanıyabilir ?
Malî bakımdan tâbiri de benim kanaatimce hayli mübhemdir. Zira hiç bir resmî muamele veya hiz met tasavvur edilemez ki eninde sonunca malî bir tasarrufa müncer olmasın, işi bu görüşle ele aldığımız takdirde yine bütün muamelelerin teftiş edilebileceği sonucuna varmış oluruz. Fakat Danıştay ın böyle tezadb bir durumun yarat’lmasını tecviz etmiyecefi muhakkak olduğuna göre malî ba kımdan tâbirini şu suretle anlamakta hâta olmasa gerektir: Kanunen bütün bakanlıkların merkez ve mülhakat muhasipleri Maliye Bakanlığının birer memurudur ve doğrudan doğruya bu karanlığa bağlıdır.
Her bakanın kendi memurlarını mürakabe etmesi tabiî bulunduğuna göre Maliye Bakanının da kendi adına bakanlıkların veya i-darelerin muhasiplerini maliye mü fettlşlerine teftiş ettirmesinde bir gayrıtabiîlik yoktur. Şu halde malîye müfettişlerinin malî bakımdım diğer bakanlık veya idarelerde yapacakları teftiş, yalnız muhasebei umumiye kanunu ile vazifeleri te-
ayyün etmiş bulunan muhasiplerin faaliyetlerine inhisar etmeb, hattâ bumara yardımcı olarak ha-
kanlık veya idarelerin kendi oün-yeleijhden verilmiş muhasebe memurlar na bile sirayet etmemelidir.
Hal böyle iken yukarıda bildirilen yerlerde maliye teftiş gruplarının çekinil muameleleri teftişe kr’kmaları, kanunî mesnedderı mahrum olduğu gibi her bakrının kendi bakanlığına ait işlerden ve emri altındakilerin fiil ve mııame-lelcrinoen dolayı Büyük Millet Mec lisi huzurunda şahsen mes’ul olacağı \olundaki Anayasa prensibini de ihlâl eder mahiyettedir.
II — Maliye müfettişlerinin bütün hu yerlerde teftişe salahiyetli oldukları kabul edilse dahi, bu islerdeki vukuf derecelerinin dikkate alınması da ayrı bir ehemmiyet taşır.
Denrzyolları idaresinin ulaşl ır ma ve tarife işleri, Tekel genel müdürlüğünün ticaret, ziraat, tevzi, fabrikasyon, işletme ve fiyat tesbiti konuları, gümrüklerin ta-mamile kendine has olan tarife tekniği ile hususî kanunlarla konmuş uok çeşitli muameleleri, sular idaresiı.ın teknik hususları sadece malî ve İktisadî bilgilerle mürakabe edilemez. Bu idarelerin bağh bulunduğu bakanlıklar müfettişlerinin, uzun bir çalışma ve tecrübe devresinden sonra yetiştikleri düşünülürse kendi sahalarında her. bakımdan maliye bakanlığı müfet fişlerine üstün durumda oldukları ve bt. itibarla çok daha verimli bir teftiş yapacakları takdir e-dilir.
III — Maliye müfettişlerinin hiç bir icab ve zaruret olmadığı halde kendi işlerini bırakarak baş ka bakanlıkların mürakabe ve mc suliyetine tâbi idareleri teftişe koyulmaları:
1 — İstanbul ve Ankara dahil ol duğu halde bütün vilâyet ve ilçelerde sayısı binleri aşan maliye teşkilâtının her sene muntazaman mürakabe edilememesine yol açmaktadır. Şayet duyduklarımız doğıu ise, bilhassa Şarkî Anadolu da, scnelerdenberi maliye müfettişlerimin uğramadığı kazalar vardır. . • *
Şu halde maliye müfettişleri faydalı ve verimli bir teftiş yapacakla»! bir sahayı yani kendi saha lannı bırakarak yabancı oldukları mevzulara girmekte maliye teşkilâtından bir kısmının milrakabe-sız kalmasına meydan vermekte buna mukabil kontrol ettikleri yeni işlerde de vukuf derecesi az verimsiz teftişler yapmaktadırlar Bu ite boşu boşuna emek ve zaman israfından başka bir şey değildir.
2 — Maliye müfettişlerinin asıl ihtisas ve tecrübe sahibi diğer bakanlık müfettişleri dururken oun-ları muattal bırakarak kondi mev zularuıdan gayri işleri mürakabe-ye koyulmaları ve bu verimsiz çalışma için maaş ve yevmiye almala rı devlet hâzinesinden binlerce liralık millet parasının sokağa atıl masını intaç etmektedir.
Memlekette vergi reformunun bahis mevzuu olduğu bir devrede maliye müfettişlerinden beklenen esaslı bir hizmet de ihtisas ve tecrübelerini bu reformun tahakkukuna hasretmeleridir.»
Kenan önerin istifası hakkında (Baftarafı 1 incide) nln neticesi hakkında Kenan Öner, şimdilik ketumiyeti muhafaza etmektedir.
Diğer taraftan, Ankarada İntişar etmekte olan «Kudret» gazetesi baş muharrirlerinden Samed Agaoglu, evvelki akşam şehrimize gelmiştir.
Semad Agaoglu, kendlslle D, P, il merkezinde görüşen bir muharriri mlze, seyahatinin tamamlle hususi olduğunu söylemiştir.
Kenan Öner’ln İstifası hakkında kİ şahsı kanaatlerinin ne merkezde olduğu sualine de Semad Ağaoğ-lu şu cevabı vermiştir:
«— Vaziyetin ne kadar nazik ve kritik olduğunu benim kadar siz de tahmin edersinle.
Bu mesele hakkında şimdilik bir şey söylemememe müsaade buyurunuz.»
Stalin koma halinde
(Baftarafı 1 incide) öldüğü hakkındakl şayialara karşı in glllz ve Amerikan Dışişleri Bakanlıklarında sükût muhafaza edilmek tedlr.
BİR GAZETENİN VERDİĞİ HABER
Dün öğleden sonra şehrimizde çı kan bir gazete, Stalinln ölmemiş lae bile koma halinde bulunduğunu yazmakta ve : «Devlet başında bulunan otorite sahipleri bu ölümden sonraki vaziyeti tam manftslle hazırlamadan dünyaya hiç bir şey sız dırmıyacaklar» demektedir.
D. P. Genel Başkanı( (Baştaran 1 tncid,e> memleket demokrasisine hizmet et inek, memlekete üstün bir refah sağlamaktır. Bilecik, Yunan işgalinde her varlığını feda etmiştir. Bugün, memleketin saadeti için, her 141‘vmi, bilhassa temsil etmekte olduğumuz partinin hürriyet dâvasında bütün feragati göstermeğe hazırdır. Her Bilecikli, Demokrat kalbi sizinle birlikte mem leket niirrnyetine kavuşmak için heyecanla çarpmaktadır.
Hümyct bu milletin asırlardan beri özlediği şeydir. Demokrat par ti bunu üzerine almakla ve vatan daş h ıklarını müdafaa etmeği gaye edil inekle en büyük tarihî vazifesini yapmaktadır, demiş ve sayın Bayan Bilecik Demokratları adına saygı ve sevgi ile selâmla-nı ıştır.
Bunu müteakib Eskişehir Demokrat milletvekili Kemal Zeytin oğlu söz alacak kısa bir hitabede bulunmuştur. Müteakiben Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar, burada bulunan halka hitaben:
— Aziz Bilecikliler, Bilecik tarihî oır şehirdir. Tarih, Osmanhla rın harada zuhuruna şahid olmak tadır. Bileciğin eski halini bilirim. Bugün güzel halile nasıl tebessüm ettiğini görmekteyim. Bu tarihî beldenin hakikî evlâtları arasında bulunmakla zevk duymaktayım, diye söze başlamış, Demokrat Par tinin ileri Demokrat memleketler de olduğu gibi memlekette kontrol vazifesini yapmak için kurulduğunu söyliyerek:
— Medenî memleketlerin gittiği yollarda görülüyor ki muntazam devlet cihazı kurmakta milletlerin tuttuğu yol, Demokrasi yoludur, demiştir. Milletin bütün arzularına tercüman olan ve bu maksatla milletin müvacehesine çıkmış bulunan D. P. nin tıak yolundaki zorluklara temas eden Celâl Bavar:
— Bu bizim için kolay olmamıştır. Evvelâ bize güler yüz gösterildi. Sonra kıskançlık başladı. Daha sonra hasım gözile bakılmağa baş landı, demiştir.
Bundan sonra Celâl Bayar, Demokrat Partinin siyasî rolüne temas ederek:
— Demokrat Parti ekalliyet partisi olmak itibarile mes uliyeti, hakikatleri ortaya atmakla nihayet bulur. Ekseriyet partisinin vazifesi ise bunları yapmaktır. O-nun mes’uliyeti de budur, demiştir.
Bundan sonra Celâl Bayar. maarif sisteminin ıslaha muhtaç öldüğünü ve her köylünün çocuğunu okutmak istediğini belirtmiş 12 Temmuz beyannamesine ve büd ce müzakerelerine vc orman meşe leşine temas etmiştir.
Orman meselesi
Bayar, orman mevzuunda: Bir de orman faciası vardır.
Orman, orman bu memleketin en büyük servetidir. Ormanlarımız muhafaza edilmelidir. Hem köylünün intifamı gözetmek, hem de ormanı muhafaza etmek bir ga yedir.
Ormanlardan köylünün ırtifaı olmamıştır. Fakat ormanları muhafaza edebildiler mi? Ormanlar muhafaza edilseydi ben müteselli olurdum, demiştir.
Celâl Bayarın bu kıymetli konuş ması tam bir saat devam etmiştir. Nutuk nihayet bulduktan sonra binlerce Demokrat bir ağızdan İstiklal marşı söylemiş ve hep bir ağızdan üç defa (hâkimiyet bili kaydıışart milletindir) demek su-retile toplantıya son verilmiştir.
Sayın Celâl Bayar şerefine Bilecik Demokrat Parti binasında öğle yemeği tertib edilmiştir.
Yermekte Bilecik valisi Şınasi Turga, Cumhuriyet Savcısı Fah-reddin Oğuz, emniyet müdürü 11-hami Akgiin, Cumhuriyet Halk Partisi ii idare başkanı Hilmi Mer çimek oğlu da bulunmuşlardır. Be lediye başkanı Yahya Güven de dâvec edilmişse de hastalığını bahane ederek davete icabet etmemiş tir.
Celâl Bayar, saat 13 de Bu reaya hareket etmiştir. Yollarda, yer yer coplanan vatandaşlar tarafın dan karşılanmış ve kurbanlar kesilmiştir.
Yenişelıirdeki nutıık
Demokrat Parti başkanı Celâl Bayar, Yenişehirde Demokrat Par ti binasının penceresinden halka lıitab ederek ezcümle demiştir ki:
— Bir millet kendi iradesine sa lıip o’dakça hakikatleri fetheder. Millî irade nurlu bir yol gibi daima hakikati gösterir. Biz millî hâkimiyetin bu memlekette kökleşmesini istiyoruz. Dâvamız hürriyet ve istiklâl, ondan sonra refah ve saadet dâvasıdır. Bunlar birbiılerıne bağlı şeylerdir. Millî iradenin tecellisinden sonra refah da kendini göstermektedir. Biz bu günlerin ufkumuzda güneş gibi parlıyncağmı kabul ediyoruz.
Celâl Bayarın nutku, coşkun alkışlarla yaşa, varol sesleri ,1e kar
mükellef bir ziyafet
(Baştarafı 1 incide) hl İstanbul halkına rahmet olmak üzere mi gönderilmiştir? Bunu bil iniyorum. Fakat bildiğim bir şey varsa, yüzde sekseni karnını eknıek İp doyuran bu bedbaht halita iyi bir ekmek bile temin edememiş olmasıdır.
Beç on^gün evveline kadar — az süren bir zaman için — francala denilen beyaz ekmek İhsan bu -yurulmuştu. Sonra ne oldu; nasfl bir çarh döndü de tek tip ekmeğe karar verildi? Halka ucuz! ekmek yedirmek için mi? Bu ekmeğin ter kibitıdc neler yok: Buğday, çavdar, mısır, darı ve delice. Delice bulunduğunun semptumları kendini göster meğe başlamış olduğunu söylüyor -lar. Evet francala kaldırıldı, amma, karaborsada vc hükümetin gözleri önünde kilosu 80 kuruşa satdıyor.
Sayın Belediye reisimizin tek tip ekmek yemediğine görmeden yemin edebilirim.
Bundan beş bin yıl önce Firavun lar mısırî diyarında hükümetin yol suzhıkları karşısında bir şair feryad ' namesine şu satırlarla başlamıştı: Derdimi kime yanayım, derdimi kime anlat.aunn ?
Ben de bugün aynı şeyi söylüyo .
Bayar Bursada
Bursa: 10 (Telefonla) — D. P. genel başkanı Celâl Bayar bugün 18.30 da şehrimize gelmiş, törenle karşılanmıştır. Bayır, kısa bir hitabede bulunarak havanın muhalefetine rağmen karşılamağa gelen Demokratlara teşek kür ftmıştir.
Bursa D. P. il kongresi yarın sabah 10 da toplanacaktır. Kong renin hararetli olacağı tahmin edilneKtedir. İsmail Aşkın Hamdullah Subhinin C. H. P. den istifası hakkında Bayar ne diyor*
Bursa: 10 (Hususî) — Şehrimize gelen Celâl Bayan, karşılamak üzere gündüzün yüzlerce otomoNİ ve otobüs Yenişehir yolunu doldur muştu. Bayarın otomobili, akşam saat lir sıralannda şehre dahil oldu.
Demokrat Parti il merkez bina sı önüne gelindiği zaman, büyük bir haık kitlesi Celâl Bayan, coşkun tezahüratla karşıladı. Halk, Bayan alkışlıyor ve otomobilinin etrafını sarıyordı Bavar, güçlükle binaya girebildi. Az sonra b?ılkora • çıkarak bina önünde toplanan De mokraılara kısa bir hitabede bulundu. Henüz istirahat dahi etme miş olan Celâl Bayar, bir çak suallerle karşılaştı. Cevablar verdi. Bu anıda Hamdullah Subnini bir parti kurup kurmıyacağı sualine şu cevabı verdi.
— rfomdullah Subhi dostumuz, kendisinden emin bulunduğumuz bir zattır. Hamdullah Subhi bana bir parti kurmak tasavvurundu ol madiğini C. H. P. den de bu parti camiasında artık fikre değer veril mediğini görerek istifa etmek mec buriyetinde kaldığını söyledi.
Bayar, diğer sualleri de cevab-landırıldaktan sonra istirahate çe kildi. Sabrı Ahnıed TtirKozan
rum ve ben söylemezsem taşlar ba ğıracaktır.
Bizde her yıl hiç bir netice ver miyen «haftalar» panayırı kurulur Delegeler gelirler; otururlar, lâf mctalannı »atar ve kalkıp gider -ler. Zaten hep işler ısmarlama ve birer Mansongc Conventionnellerd'r-ler.
Şimdi moda olan bu haftalardan birinden, Verem Haftasından biraz konuşmak istiyorum. Açma nutkunda Sağlık Bakanı memlekette iki saatte bir veremlinin ölmekte olduğunu söyledi. Yüksek ve resmî bir ol makam sahibine yalan söylüyorsun, denilemez. Belki öyledir. Şu hakta verilen rakama göre, memlekette pek az veremlinin öldüğü yâni yüzde 2-3 arasında olduğu anlaşılıyor! Yirmi milyonluk bir çoğunluk içinde bu mikdar (lâş) kabilindendif. Amma hakikat bu mudur? Bizde hiçbir şeyin doğrusunu halka söylememek âdettir.
Halkın hükümetin dilinden ve hü kûmetin halkın dilinden anlamaması belki daha iyidir. Hele halkın hiç dili olmaması, hükümet için daha sükûnet vericidir.
Benzer toplantıların birer ziyafet le bitmesi, tabiî görülmüş olmalıdır ki İstanbul Belediye reisi Erenköy verem sanatoryomunda delegelere mükellef bir ziyafet çekmiştir.
Bu ziyafet sofrasını süslemek için, sekiz liralık! çiçek satın alınmıştır. Bunlara elli tavuk, on beş hindi; ve bütün defegeleri doyurmak için rn iyi cinsinden elmalar ve saire .. Tabii: çorbası, çerezi, bira, şarap ve r.utuk için gerekli olan şampanya bu hesabın dışındadır.
El kesesinden sultanım, Develer olsun kurbanım.
Olduktan sonra, her fedakârlık yapılabilir. Görülüyor ki bu sofra la sığır değil, fakat koyun eti bile ba his mevzuu değildir. İstanbul Bele diye başkanı eseri olan verem sana toryomunu gezdirdikten; hiç bir za man sür elimantasyoıuı görmiy.T tek tip ekmek yiyen, kan kusan, ök süren; inleyen ölü benizli hastaları nı delegelere gösterdikten sonrc. >n lan bezenmiş sofraya gatü.~ıü§ r Oturdular; yediler, içtiler, kon .ş tular; ve bunlar olup biterken - 1-baht hastaların pencerclcı den vu d(‘koru seyrederken: Oh! oh! Afi "el olsun, yiyip içiniz, sizin bu yemekleri yemeniz bizim sıhhatimiz için olduğuna şübhe yoktur. Sîzler y^i-niz ki bizlere süt olsun! Diye dü -günmüş olduklarına inanıyorum.
Acaba bir verem hastahanesinde hastalar karşısında bu nefis yenı-'.k lcri yiyenlere vicdanları hiç bir şey söylemedi mi? Bir eza duymad iar mı? Bu ezayi ziyafeti çeken Belediye reisi duymalıydı. Delegeler bir düğün evine mi gelmişlerdi?
Derdimi kime anlatayım, derdimi kime yanaıpm ?
Eski milletvekillerinden:
Hakkı Kılıcoğlu
Not — Akşam gazetesinde Fc' k Halid Karay, yurdda bir yıl iç'r veremden ölenlerin sayısını iO.o i l olarak göstermektedir.
.. ................. ■■
■ Yer bulanuyan geri dör.mck mecburiyetinde kalan binlerce kişinin
B sürekli talep ve İsrarları üzerine
" JOAN FONTAINE — AR TURA de CORDOVA
B tarafından emsalsiz bir tarzda yaratılan
H ve DAPHNE du MAURİER’in romanından sinemaya alman
KORSAN AŞKI
■ (The Frenchman’s Creek) 11 13
i Emsalsiz RENKLİ filmi
İkinci Hafta L A L E’ de
Muvaffakiyetle devam etmektedir.

Bugün A R Sinemasında


i
Büyük ve dehakâr yıldız CONSTANCE BENNETT’ln JEFFREY LYNN ve MONA MARİS ile beraber yarattıkları
I YAKICI AŞK
B (Law of the Troplcs)
| Meş’um bir aşkın hikâyesini tasvireden heyecanlı ve helecanlı film
M . Z
I leni
r

»
KAPOÇELÎ
Uyatrosımda
HOŞGÖR
Füylik Revü Opereti 3 perde
Hazırlıyan: YUSUF SÜRURt ERLUÇ müzik KARLO
Bale Kompozisyonu vc İdaresi: BAYAN S E S K A
AKŞAM 20,30 da SUARE ve CUMARTESİ, PAZAR, ÇARŞAMBA
Saat 15 te MATİNELER: Telefon: 49369
HER
\
Beşiktaş
saat 19 da; Pa
oynayacak
Acele satılık
(335)
4EV, 4ARSA
İdare heyeti
raporunun okunması
ı,
seçimi,
Yeni Sabah'ın
İLAN FİYATLARI
Tunçbilek. bin kilovat
Pazar günü saat 11 de Işık Lisesi Binasında ikin Sayın üyelerin mezkûr gün ve saatte teşrifleri
gelen ve ümidleri
aşmış ve olarak 700 ise 555 bin
ilerlemiştir, kömür havzası -ile birlikte 1in -arttırılmasını bir
İstanbul Belediyesi ilânları
mezkûr gün ve saatte 600 lira teminat akçelerde birlikte fabrikamız idaresine müracaatları lâzımdır.
4 — Fabrikamız ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (226)
1 _ Celâl Atik (An-Ömer.
(Anka
Yazan; lbnirrefik
Telefon: 40409.
Salı Talebe temsili
zar günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
Napoli; 10 (A.A.) rikar filosu 20 Ocak 1948 de kaç gün kalmak demirliyecektir.
Bu filo; başta Midway uçak ge -misi olmak üzere Akdeniz Amerikan kuvvetleri komutanı visamiral Eterinin bayrağını taşıyan Pots-mouth krüvazörü ile diğer iki kruvazörden, altı muhrib ve bir refa -kat gemisinden mürekkebdir.
Ahmed Nuri;
muhakkak ki çok geçecektir.
görünüş sarı kırmızdılar de, bunu kat’î bir tahmin sürmek pek doğru olmaz.
Saat 20 do Dram Kısmı:
KOŞEBAŞI Yazan: Ahmed Kudsi Tecer: Telefon. 42157.
Komedi Kısmı: tPEKÇt MER-HUM
vumn çetecileri
T incide* şingtondan Hasani hava alanına var mışlardır.
AMERİKAN FİLOSU TARENTOYU ZİYARET EDECEK
Bir Ame -bir
üzere Tarentoyu
Necmi. kiloda: 1 — Adil (Ankara), Muharrem . (
ESHAM VE TAHVİLÂT
SARRAFLARDA ALTIN
VAZIYETİ
PAAR — 11/1/1948
12 3 4 5 6 7 8 9
t
/
t
s
ismi ge
Kadiköj Vakıflar Müdürlüğü lâniarı
20.00
1.50
25 00
1.88
45.00
3.38
18 00
1.35
60 00
% % % %
22.20
22.45
22.45
23.00
3
4
5
7
5
6
6
2
4
6
20.15
20.30
21.15
21.35
22 00
941 demiryolu
941 demiryolu
941 demiryolu
Kalkmma 1
Senelik kirası Lira Kr.
İlk teminatı Lira Kr.
Hüse-
Galib; İsmet, Ha -
Nasuh (Eskişe-
İmtiyaz sahibi: A. CEMALE D DİN SARAÇOĞLU - Yazı işlerim fiilen idare eden: Yazı işleri müdürü: FA TİN FUAD — Dizildiği Yer: (Yeni Sabah> mürettiphanesi - Basıldığı yer: (Gün Basımevi»
Hristo — ismet, Hicri; Nureddin — Zekeriya, İsmail.
beki atileri pas vaziyette üçüncü golü
M # I
211
100.06
95.A
95,X
Feci bulunur, ilâvesile
j
2
4.50
acık artırıma müddeti 5 gün uzatıl-saat 15 tötür isteklilerin hüviyet
(821)
fevkalâde | dördüncü
1 2 3 4 5 6 7 8 9
Fener, İst. Sporu 6-1 Vefa, Süleyman iyeyi lûb etti
(
İki haftadır yapılamıyan lig maç larına dün Kadıköy ve Vefa sahalarında devam edildi. Kadıköyündö Oynanan Fener - tetanbulepor maçı tu sarı lAclvcrtlÜer 6-1 kazandılar. Vefa stadındaki Vefa - Süloymaniye Müsabakasında da Yeşil - beyazlılar b-1 galib geldiler.
FENERBAHÇE - İST. SPOR
2—ı Fenerin gallbiyetile biten p. takınılan maçından sonra Fener bahçe ve îstanbulspor A. takımları, hakem Selâmı Akalın idaresinde sahaya çfktılar.
Fenerbahçe : Cihad — Murad, Hilmi — Salâhaddin; Samim; Kâ -mil _ Fikret; Lefter, Ahmed, Müj dad; Halid.
îstanbulspor: Turan — Erdoğan, Hayri — Mustafa, Ömer; Ömer — Kâmil; Haşan, Toros, Mükerrem, Nirun.
Oyuna Fenerin vuruşu ile başlan di. ilk akın hemen ortada kesildi; fakat top san siyahlılann nısıf sahasından aynlmadı. Ve sola doğru gönderilen topu ofsayt vaziyette ya kahyan Halid biraz sürdükten son-ra ortaladı; Ahmed de hafif bir vu ruşla ilk Fener golünü attı.
Beşinci dakikada Fikret tek başına yaptığı bir akında kaleciyi üze rine çektikten sonra Ahmede verdi, o da boş kaleye ikinci golü yaptı.
Sekizinci dakikada Ahmedden pas alan Lefter karşısındaki lattıktan sonra Fikrete verdi ve Fikret ofsayt topu alarak Fenere kazandırdı.
8 dakikada 3 gol yiyen İstanbul ıporlular ümidsizce oyuna devam et Jler. Fenerliler de işi gevşek tut -Hıklarından oyun bir müddet çok
sevksiz geçti. Nihayet 31 inci da - ( kikada Fikretin ortasına bir kafa vuran Müjdad golü de yaptı ve ilk devre başka go]
olmadan 4—0 Fener lehine bitti.
İkinci Devre:
Bu devre daha ziyade İstanbul -sporun hâkimiyeti altında ve biraz sert cereyan etti ve Lefterin attığı 2 gole karşı sarı siyahtılar ancak penaltıdan yaptıkları bir gol ile mu kabele ederek sahadan 6—1 mağ -lub ayrıldılar.
VEFA - SÜLEYMANIYE
Vefa stadında yapılan bu maçı, Mehmed Reşad idare etti. Takım -Jar maça şu tertibde çıktılar:
Vefa: Abdullah — Mustafa, Ba -hadır Süleyman, Melih, yin — Cevdet; çik; Haydar.
Süleymaniye: Nuri — Sabri, Hikmet, Halûk, Fethi.
Vefalıların vuruşu ile başlayan ilk devre, yeşil bcyazlıların hâkimi yeti altında geçti ve Haçik ile Hay darın yaptıkları gollerle 2 —0 Vefa lehine neticelendi.
ikinci devre; oldukça heyecanlı oldu. Bu devrede de Vefalılar yedikleri bir gole karşı biri Cevdet, ikisi ismet vasıtasilc 3 gol atarak maçı 5—1 kazandılar.
M. Nimet Üyken
Serbest güreş seçmeleri
Olirnpiyad hazırlığı mahiyetinde olan serbest güreş seçmeleri, dün Kadıköy Halkevinde yapılmıştır.
Müsabakaların neticeleri şudur:
52 kiloda: 1 — Hamdi Topsakal (Samsun); 2 — Süha; 3 — Halil.
57 kiloda: 1
h:r); 2 — Servet; 3 — Bekir.



YAKINDA ÇIKIYORI
MUŞTA
Cumartesi, Çarşamba günleri çıkacak. Olağanüstü siyasî, Halkçı ve pek ciddi(l) MİZAH GAZETESİDİR! Çıkaranlar:
Aka Gündüz ve Reşid Savcıgil Gayrimahdut mesuliyeti!,
1 234 567 890 sermayeli Ano-nimsel Kooperatifik Limited Şirketi
Müracaat yeri:
BİRİCİK BASIMEVİ ANKARA
62 kiloda: 1 — Gazanfer (Istan, bul): 2 — Tevfik; 3 — Fahri.
67 kiloda: 1 — Servet (İstanbul), 73 kiloda:
kara); 2 — Şerif; 3
79 kiloda: 1 — Haydar
ra); 2
87
2 — Mustafa; 3
Ağı rda: 1 — Mersinli Ahmed (İs tanbul); 2 — Kemal; 3 — Şeydi Ahmed.
G. SARAY - BEŞİKTAŞ
Bugün Şeref stadında senenin en mühim müsabaklanndan birini teşkil eden Galatasaray -karşılaşması yapılacaktır.
Puan cedvelinin başında şampiyonluk için kuvvetli
bulunan bu iki takımın yapacakları bu müsabaka heyecanlı
Umumi lehine ise diye ileri
Biz, bugünkü maçın daha tertib-11 ve daha serinkanlı takım tarafından kazanılacağına i • nanıyoruz
İSTANBUL BELEDİYESİ
ŞEHİR TİYATROLARI
Linyit istihsalinin arttın -ması iç n çnl şmal.ır
— o
; Ankara; 10 (Hususî) — Soma, I Tavşanlı; Tunçbilek linyit madenlerinin Amerikan maden pratiğine gö re daha verimli bir hale getirilmesi için davet edilen Amerikalı müşa -I vir mühendislerin Etibank uzman -lan ile birlikte yapmış oldukları tn1 celemeler bir hayli Hükümet Ereğli nın kalkınması işi yit istihsalinin de likte ele almış bulunmaktadır.
Filhakika 947 yılı linyit istihsali tesbit edilen provizyonu istihsal mikdarı tuvanon tona çıkmıştır. Sevkiyat ton civarındadır.
Asıl istihsal merkezi te olacak ve burada 60 lık bir enerji merkezi kurulacaktır.







Uskudaıda Altunuzade mahallesinin koşuyolu caddesinde 26, 28, 34, 36, 40. kapı No. lu arsalar (M. z, d, 110)
Kadıköyünde Tuğlacı mahallesinin istasyon sokağında 19 No. lu ar âa (Mİ. D. 17)
Kadıköyünde Tuğlacı mahallesinin Feneryolu Camii Şerif sokağında 3 dönüm tarla (Mz. D. 233)
Üsküdarda Selmr^Ağa mahallesinin Cami sogagınaa 1 kapı No. lu arsa 'Mz, D. 229)
Merdivenköyünde Mımideresi nevkiinde 20 dönüm tarla (Mz. D. 49)
Yukarda yazılı vakıf yerlerin m'ştır. ihalesi 13/1/948 Salı günü cüzdanlarile müracaatları.
Aksarayda Tramvay ve pazara çok yakın iki daireli elektrik tulumba ve bahçesi olan kâglr ev. Her katta üç oda, mutfak, banyo ve hela, üst kat boş teslim. (Her-gün saat 10 a kadar Lâleli Aksaray cad. No: 34/7 ye müracaat)
Ekmeğin vezni 870 grama indirildi
K/713 sayılı karar gereğince % 65 buğday ve % 35 çavdarın 84/86 çe kimi İle elde edilen undan İmaline müsaade edilen ve 25 kuruşa satışa arzedilen ekmeklerin vezni görülen lüzum üzerine 870 grama indirilmiştir.
Keyfiyet Sayın Halka ve ilgililere ilân olunur.
Feyziye Mektepleri Cemiyeti Riyasetinden
4 Ocak Pazar günü toplanan yıllık kongremizde ekseriyet bulunama dığından 18/Ocak/1948 cl defa toplanacaktır.
rica olunur.
GlaüJıük us. âhonjilz kaiı^ı i
Ğ ti z a r
Yazımızın çokluğundan Haccâe-j Zâlim tefrikamızı koyamadık okuyucularımızdan özür dileriz.
GÜNDEM: 1 —
2 — Hesap raporunun okunması,
3 — Eski İdare heyetinin ibras
4 — Yeni İdare heyeti seçimi,
5 — Haysiyet divanı ve murakip a — Dilekler,


Başlık
1
2
3
5
6
X
I«t. Borsasınm 10/1/948 Fiyatla#
Londra
Nevyork
Paris
Cenevre
Amsterdaıff
Brüksel
Prag
Stokholm
Lizbon
Reşad (banka malı) Reşad (eski mal) Cumhuriyet Al. İngiliz Lirası Gülden
Külçe
Evvelki
39.50
39.30
36.80
57.20
33.70
5.39
2.35Q
65.72?
105.546
6 38ft
7788ÖG
İl 24(56

DünkQ
39.45
3920
36.75
57.2Q
33.60
5.38
8.28
8.30
8.30
8.45
9.15 10.00 11.00 11.25 11.45 12.30 13.00 13.00
13.15
14.00
17.58
18.00
18.00
18.30
18.45
19.00
19.00
19.15
19.20
Açılış ve program
M, s, ayarı. Haberler, Müzik,
Dinleyici İsetklerl (Pl,) izahlı Müzik.
Temsil,
Müzik,
Müzik: ince Saz, Yurddan Seslet, M, s, ayarı, Haberler,
Müzik: Radyo Salon Orkestrası, Kapanış,
Açılış ve program,
M, s, ayan,
Müzik: Dans Müziği (Pl.) Müzik,
Müzik: Şarkılaı M, s, ayan, Haberler, Geçmişte Bugün, Müzik: Radyo Dans Orkestrası,
Pazar Gazetesi,
Müzik: Tarihi Türk Müziği, Müzik,
Müzik,
Konuşma: B, T, O Direktörlüğü,
Müzik: Dans Müziği, M, ,s, ayarı,
Haberler,
Program ve Kapanış,
IKemling Satılacak
Sümerbank iplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğünden
Bursa Merinos fabrikamızda mevcut 160 ton 5/1 kemlingin 22 Ocak 948 perşembe günü adı geçen fabrikada her parti 5 tondan aşağı olmamak şartile açık arttırma ile satılacaktır.
Beher 5 ton için 1500 lira teminat yatırılacaktır. Müessese ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (227)
Soldan Sag>:
1 — İtalyanların biricik yemeği; 2 — Sonuna (L) ilâvesile İnglKerf Prensesi olur. Su yolu; 3 — Lâtife Felâket; 4 — Başına (M) ilâvesne maden olur, Su götürür, Üfürür; f
— Düz arazi, Emir; 6 — Hıristiyan ların peygamberi, Nah; 7 — Fecî, Sesli bağırma; 8 — Ağızda Utanma;9 — Sonuna (R> kalantor olur, Hararet, .
dukandan Aşağıya:
1 — Gazetelerde sık sık çen kral, Yapma manâsına: 2 —Sçt best bırakma, Kemikte bulunur; 5
— Kahve gibi içilir, Adet; 4 —Bir nevi palto, Parke cilâsı; 5 — Nota, Matem, bir harfin okunuşu; 6 — Birden bire; 7 — Boş yere, elem; 8
— Birinci harf ile ikinci araşma (A) konursa yara olur. Merhametten hasıl olur; 9 — Bir rnuzari, Iu-şaat.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDÎLMtŞ ŞEKLÎ
Kr. 1500
500
400
300
250
150
maktu olarak sayfa,
»
»
»
»

santimi
»
>
inci
»
»
»
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Kamyon satılacak Sümerbank iplik ve Dokum Fabrikaları Müessesesi Malatya Mensucat Fabrikasından
1 — Fabrikamızda mevcut 938 ve 939 modeli «Dodge mar-
ka, birisi kaptıkaçtı tipinde, kullanılmış iki adet kamyon 15.1.948 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 15 de açık arttırma ile satılacaktır.
2 — kamyonlar her gün fabrikamızda bulundukları yerlerde görülebilir.
3 — Arttırmaya girmek ürüyenlerin
600 lira teminat akcelerile birlikte fahri
1948 PLANI
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
Birinci Çekiliş: 1 MART
n
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayrı bir lıur’a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için rengin ikramiyeli çekiliş.
l