10
KURUŞ
1500
800
300
SAYISI
HER
YERDE
Kr
>
>
>
Onuncu Yıl
No. 3194
2800 Kr
>
»
>
idare: Nuruosmanlye No. 17 Tel adresi: .YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
Ecnebi 5400 3000 1000
600
Pazartesi
12
OCAK
1948
abone bedeli
Türkiye
Senelik
6 tybk
3 aylık
1 aylık
r
\/w\/
\/W\/
SAYFA




Gerçekten Çok Dikkatli ve Basiretli Davranmak Lâzım
«Celâl Bay arın da Bilecikte dediği gibi, seçim kanunu sür’atle değişmeli ve yeni seçimle millet, Halk Partisini iktidardan uzaklaştırarak yakasını bu dostluk şebekesinden kurtarmalıdır.
Uyuşturucu ve gevşetici bir propaganda belli sütunlarda, yine almış yürümüştür

Atıf inanı hesap vermekten alıkoya bir mahkeme kararına rağmen makamında pekâlâ tutabiliyor. Bu şartlar içinde şamatalı şenliklerini yersiz sayanlar mı gafillerdir, yoksa kendisi mi?
I
yaran ilk zihniyeti Şükrü koçağı da

r

Tanrıöverin istifası
Halk Partililerle Demokrat
EMOKRAT Partinin lider-leri Celal Bayar, Refik Koraltan ve Adnan Men -d e re s bugünlerde, memleketin çe-
şitli mıntakalannda, halkla temas itmekte ve memleketi aydınlatmağa, siyasî durum hakkında bilgi sahibi etmeğe çalışmaktadırlar. Politika vaziyetinin bir çıkına -za girmiş manzara gösterdiği nâzik zamanlarda muhalefetin bu canlı hareket tarzı, çok 3 erindedir. Demokratların üç başı da Silifke, Bursa, Bilecikte verdikleri demeçlerde, Hürriyet Misakının behemehal tahakkuk sahasına u -taştırılacağım vadetmişlerdir. Sa -yın Celâl Bayar Seçim, Polis Salâhiyet ve Memurini Mulıakemat Kanunlarının yakında değiştirileceğini sandığını temin etmiştir. An cak Demokrat Parti başkanı, Matbuat Kanununu yakın bir gelecekte değiştirilecek kanunlar arasında saymamıştır. Herhalde bu noksan konuşma, orada hazır bulunan muhabir arkadaşların ifadeyi nakıs zaptetmiş olmalarına matuf olabilir. Yoksa Demokrat Parti büyük kongresinin kararlarında, matbuat hürriyeti ve üstünde Re-ceb Peker damgasını taşıyan şimdiki kanunun kaldırılması birinci plânda yer alıyordu.
Büyıık Millet Meclisi, bugün çalışmalarına tekrar başlıyacağına göre, Demokratlar için yeniden artan bir hızla Antidemokratik kanunların ilga veya tâdili /için azamî emek sarfetmek mevsimi gelip çatmıştır.
İki küsur yıldır çok şeyler elde edildiği yolundaki uyuşturucu ve hamle kırıcı propaganda, bugüıı -lerde, Allahın günü yeni bir dönüş yapan bir gazetenin belli sütunlarında, yine almış yürümüş bulunuyor. Bir gün «Atlatılmış tehlikelerden» dem vuran, iki gün sonra ise biz yanılmışız, atlatıldığını sandığımız tehlikeler hâlâ başımızın ucunda asılı duruyormuş, kabilinden itiraf-ı-zünnupta hiç bir be’is görmiyen hercaî kalemler, bu sefer de başka bir terane tutturmuşlar, hani hani işlemektedirler. Acaba bu zevat, idrâk etmi -yorlar mı ki Receb Pokerin hal -kalanut biraz daha sıkıştırdığı bir Basın Kanunu Türk matbuatının tepesinde, asılı bir Damokles kılıcı gibi, muttasıl sallanıp durmakta ve hükümetin, sırf lütuf ve müsamahası İle, gazetelerde bazı tenkidler yapılabiliyorsa da bun • lann hepsini bîr lâhzada durdurup susturmak iktidar partisinin her zaman elindedir. Zira unutmamak lâzımdır ki, yürürlükte olan Bu -ıın Kanunu, Polis Salâhiyet Ka-ıunu bıı imkânları daima Halk Partisinin emrine amade bulun-durmaktadır. Böyle bir hava ve muhit irinde hakiki Demokratik
• •
H YARİNİ
Şiirde “Mistik firar,, duygusu
Sahte şairler
----Yazan: ---
Nâzım kemal
gelişnıeden bahsetmeğe aklı şında bir insan nasıl cür’et bilir?
üzerine o kadar ümidler
ba-ede -
bina
edilen meşhur (12) Temmuz beyannamesi fiiliyatta neye müncer oldu? Sayın İsmet İnönünün hiç (Devamı Sa,, 3; Sü., 4 de)
İngiltere, Sovyet Rusyanın dış siyasetinden ikrah ediyor
İngiliz Başbakan temsilcisi: “Sovyetler, tornistan edip tahrikçi siyasetlerini bıraksalardı olmaz mıydı?,, diyor
Leicester, İngiltere 11 (AP.) — İngiliz başbakan temsilcisi Herbert Morrison, pazar gecesi bir beyanatta bulunarak, Rus dış si -yasetüe dikkatsiz bir propaganda riıYi, )ûni bîr hatbi meydana getir mek tehlikesini doğurduğunu ve dünya ekonomisinin kalkınmasını geciktirdiğini söylemiştir.
Bu beyanat, işçi partisinin do -ğu Mıdlands bölge toplantısının bir celsesinde verilmiştir.
Herbert Morrison, doğu ve ce -nupdogu Avrupada Rusların ve ko münistlerin oynadıkları rolden istikrah duyduğunu açıklamıştır.
Başbakan temsilcisi demiştir ki: «— Doğu ve cenub-doğudakı Avrupa memleketleri, ardı sıra, demokratik olmıyan ve milleti tem sildeıı uzak komünist hükümetlere tâbi olduklarım görünce, se' vinç dayamayız.
(Devamı Sa., 5; Sü., 6 da)
İngiltere Başbakan Temsilcisi
Herbert Morrison
Milletvekillerine Yapılan Zam
Farkın Talebe Birliğine terki taleb olunuyor
i
T. T. Birliğinin bu huNasta Millet vekillerine gönderdiği mektub
Havac pahalılığı eebobılc milletvekilleri maaşlarının kifayetsizliği ileri sürülerek maaşlara zam yupılnıubi hakkına?, mecliste müzakereler çere * yarı ettiği ve bu urada bir kısım mil letveki İlerinin bu zamma muhalif kul dıklarj malûmdur.
Maaşlara yapılması teklif edilen bu zam meclis okseriyetince kabul olunduktan sonra, teklife muhalif milletvekillerinden bazıları ellerine zamdan geçecek olan maaş fark • lannı hayır cemiyetlerine teberru edeceklerini bildirmişlerdi.
Bu mevzula alâkalı olarak Milli Türk Talebe Birliği bundan bir müddet evvel bir toplentı yapnuA ve ma-ış farklarını teberru edecek olan 70 milletvekilinden bu zam -lan Milli Türk Talebe Birliğine
teberru etmelerini istemişlerdir.
Millî Türk Talebe Birliği bu ka ran verdikten sonra, muhtelif par tilere mensub ve maaş zamlarına muhalif bu 70 milletvekiline mek tubla müracaatta bulunmuştur.
Dün bu müracaata cevab ola -rak Rize milletvekili Dr. Fahri (Devamı Sa„ 5; Sü„ 5 de>
Sadık Aldoğan'
Teşrii Masuniyeti
-----o-- .- ■■
Sadık Aldoğan encümende kendisini müdafaa edecek
Partililerin düşünceleri
“Hamdullah Subhi bir muvazaa partisi kurmak için emirle hareket edecek bir insan değildir. Hareketlerinde samimidir. Fakat yeni bir parti kurmağaa karar verdiği takdirde de İnönünün muvafakat vemüsaadesi olmadan yapmaz!,.
aşağıdaki suallerin
• >
umumi merkezi Aldoğana itidal tavsiye etmi$
buldum kavramış olur, hem iç yüzüne daha ya-
z
Bursa Demokrat Parti İl
kongresinde de konuştu
a
BamduUah Subhi Tanrıöver
t
askerken alınmış
resmi
Sadık Aldoğanın bir
Ankara, (Hususî surette gönderdiğimi arkadaşımız yazıyor) — Yerinde tetkik ve tahkiki ile künhünü anlamak için buraya geldiğim meseleler biraz çapraşık ve girift olduğundan, incelemelerimin neti -çelerini bildirmeden evvel, incelemeğe memur edildiğim meselelerin mahiyeti hakkında küçük bir açıklama yapmayı muvafık Çünkü bu sayede kari hem vaziyeti daha çabuk de bu incelemeleri birlikte yapmışız gibi işlerin kından vukuf peyda eder.
Bm Ankara ya şu muammalan hallecıreğe ve düğümlerini çözmek için gönderildim:
1 — Hamdullah Subhi Tanrıöverin Halk Partisinden istifası se • bebinm ic yüzü nedir? (Devamı Sa.. 5; Sü.» 3 de)
Genel Başkanı nutkunda, işçi meselesinden işçilerin terfihinden, D. P. nin dış siyasetinden, Büdcedeki tasarruf inıkân arından bahsetti
* i
I
r
L

M
■( l
Ankara, 11 (Hususî) — Demokrat milletvekillerinden Sadık Aldoğan hakkında muhtelif savcılıklar tara-1 tından dâva açıldığı ve masuniyeti teşriıyesinin ref’i talebile bu dâvaların Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal ettirildiği malûmdur. Haber aldığıma göre, Anayasa Encümeninin (Devamı Sa,, 5; Sü., 5 de>
Kenan Ö erin istifası dedikodularına ait bir tavzih (’aha
DUnkü sayımızda, kendlsile görüşen bir arkadaşımıza Samed Agaog-lunun söylediklerini yazmıştık. S. • Agaoglu, yazıda geçen: (Vaziyetin ne kadar nazik ve kritik olduğunu benim kadar siz de tahmin edersiniz) cümlesinin kendisine aid olmadığını bildirmiştir. ,
Ankara l Üniversite Senatosu
---o--- /
Solcu profesör- ( lerin ihracına ? karar verdi >
Ankara, 11 (Hususî) — Ankara Üniversitesi Senatosu evvelki güıı ve dün, gece geç vakte kadar devam edon iki uzun toplantı yaptıktan son ra, dün gece, solcu tanınan Dil ve (Devamı Sa., 5; Sü., 3 de)
r


Bursa, 11 (Hususî) — Bugün ya’ pılan Demokrat Parti kongre gündemindeki konuların görüşülmesini müteakib bir delegenin ricası üzerine kürsüye gelen Bayar kongreye dûvet edilmiş olmasından dolayı memnunluğunu beyan etmiş, yıllık çalışma raporunda geçmiş hâdiselerden konuşarak sonuna kadar dikkat ve alâka ile dinlenen bir konuşma yapmıştır. Vakit vakit alkışlanan bu sözler arasında Demokrat Partinin kuruluşundan bugüne kadar geçmiş (Devamı Sa,, 5; Sü., 1 ae/

AKVIMDEN BİR YAPRAK
İnönü Armağanları
keşif İtabına
ronıyoruz. Böyle mi olmalı idi? Bu mükâfatlar Türkıyenin
üyük Millet Meclisi 946 seno-sı Haziranında çıkardığı bir kanunla güzel san'atlnr, ilim, ve ihtrra ıs- CV1’"Z'. - mükâfatı verilmek ü- ( L L/ A Y j
«İnönü arma- ) I

Trakya Lnıumî müfettişliği lâğvolundu
Edirne, 11 (Hubusİ) — umuml mU fettişliklerin lağvına karar verildiğinden ilk olarak Trakya Umumi Müfettişliği lâğvedilmiş bulunmakta d r. Bu münasebetle cuma günü şehrimizde ecnebi devlet mümessillerinin de dâvctll bulunduğu bir ziyafet verilmiştir. Ertesi günü yani cumartesi akşamı, Belediye, şehir adına lâğ-I vediien teşkilât memurları şerefino (Devamı Sa., 5; Sü.. 7 de)
spor hareketlerine
Dünkü rnaçtan enteresan bir görünüş (Dünkü
ald haberler 6
ncı sayfadadır)

M ıtVİi
joro «inönıı arma-
ğanları» namılc bir mükâfat ihdas oylemlştir.
Kantin mucibince bu mükâfatları a* laoak kimseleri seçmek üzere Vekiller Hoyoti tarafından btr jüri kurulmuş ve mükâfat kazananların 1948 sene -sinin birinci İnönü zaferinin yıldönümünde) ilânı tekarrür eylemiştir.
Bu mes’eloyo dair gazetelerde okuduğumuz malûmata göre, ıtırı toplanmış ve mükâfat kazananları tosbıt eylemiş. Şiir mükâfatını Yahya Ka -mal Bejatlı, musiki mükâfatını Ad -nan Saygım, tiyatro meslolula.şımız Cevad Fehmi kazanmış. San at, ılım ve bakımınnan pek mühim bir olması lâzım gelen btı vakıa lüyor ki — beklenen tesiri mıştır.
İnönü armağanları» nı — >rr dedikodu teklinde — gazetelerden og -
mükâfatını da
Baçkııt edebiyat haroket — görü-yapma-
«Noocı demek bugü -«A* Neden
tir. Hepimiz nü bckliyec.k kazanacak? I eseri ile Kazana* diye meraktan çırpmaoaktık. bir çok dedikodular olacaktı; bu dedikodular ( mükâfatla*-,
man acaba kıın I kazanacak? Hangi cak?»
Hattâ fakat gününde noden ilân edilmedi? Başba* kan kazananları istemedi?» diye de -gıl.. şahısların ve oserlorin etrafında dönecek ilmi, edebi münakaşalar çaktı.
Büyük Millet sın?
San'atı, ilmi, karnın yapmış, dan sonrası artık tertıb heyetine düşerdi.
Halbuki o zamandan bugüne kadar böyle bir mükâfat olduğundan kim -senin haberi bile yoktu. Haberi olanlar da tamamen unutmuş olacaklar;
(Lütfen sayfayı çevirini*'
Meclisi daha ne
ola-
yap-
edebiyatı teşvik tahsisat vermiş. Bun-
için
SAYFA: >
TEN! SABAH
42 OCAK 1M8


İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? |
OkUYUCU
I
bî*
, •

Atatürk’e suikasdııı tafsilâtı ve içyüzü
>
Dİ YO II ki
Köylünün koru ve tarlasını satan muhtar
I
i
*4
V *

fi ER SABAHj
- arabüklu fdusiafa oy ız
Ekmek meselesi °°9ancı dayıya cevab
f

Yazan C
—-
— O halde niçin bulunmadınız?
— O gün lstanbuldan çıkacaktık.
— Nereye?
— Almanyaya.
— Kim kim gidiyordunuz?
— Talât paşa, Enver paşa, Cemal paşa Bahaeddin Şakir, dok -tor Nâzım beyler, bendeniz.
— Sene nereye gidiyordun?
— Pen de Almanyaya gidecektim. Biraz rahatsızdım. Fauat pa şa sen de gel dedi.
— Onlar niçin, sen niçin gidiyor dun?
— Bir gün Talât paşa merkezi umumiye geldi. Eğer mütarekeden sonra Talât, Enver ve Cemal paşalar kalacak olurlarsa İtilâf-olların teşvikile bir ihtilâl çıkartır lar ve belki memleketi işgal ettirirler. Anadoluya gitseler belki on lan almak için memleketi işgd e-derek bu bahaneden istifade ederler. Onun için memleketi terletmeleri münasib görüldü.
— Pek âlâ... Doktor Nâzım bey niçin gediyordu?
— O da cemiyet işlerimde bulun muş, tanınmıştı. Esasen kim ister se beraber gitsin denmişti. Onun için gitti.
— Sen niçin gittin?
— Talât paşa söyledi.
— Demek içlerinde en uslu ve bigiinalı sen idin. Dünya alt ist olduğu zaman tedaviyi bahane ettin Giderken para, pul aldın.
— Benim yüz elli kâğıdım vardı. .
— Fırka parasından sen ve ar-kadaşiann ne parası aldınız?
— Arkadaşlarımın ne para aldığını bilmiyorum. Altı aylık için beş alf yüz lira verdiler. Eve bıraktım.
. -r- Kimden aldınız ne kadar aldınız?
— Hatırlamıyorum, beş altı yüz lira a'dım.
— Hakikaten sizi birer birer seçmişler ve hakikaten bu millet çok çı (miş. Bir insan bir para a-lır da kimden aldığını bilmez mi ? Eşkıyalık, hırsızlık suretile nidanızsa söyle veya böyle aldım dersiniz. Halbuki Küçük Talât bey ikişe” om lira aldık diyor. O mu yalaı.cı, sen mi yalancı, sen paralan nereden aldın?
— Ya veznedardan veyra kâtibi umun»;den.
— Senin ağzından çıkmıyan sözün mânasını anladım. Anınızda gasbedilmiş bir parayı taksim e-

İnönü Armağanları (Baştarap 1 incide) onları hatırlatılacak bir şey yapılmadı kl?l
Bu mes'ele hakkında gazetelerden birine beyanatta bulunan Celâl Esad Arseven hemen hemen yalnız dedikodulara temas ediyor; bunun haricin ? do dişe dokunacak malûmat o kaçı ar az ki âieta gazete havadisinoen ıba -ret. u
işin garibi, böyle mühim karar verecek olan jüri heyetinin de kimler -den ibaret olduğunu bilmiyoruz.
Sayın Giresun milletvekili: «Bu işle meşgul olmak üzere Başbakanlığa bağlı bir anakomisyon teşkil edilmiştir. Komisyonda kıymetli ilim adanı -larımız ve sanatkârlarımız yer almıştır.» Dedikten sonra «Profesör Bonat, profesör Âkil Muhtar, profesör İbrahim Hakkı, Suud Kemal, Adnın Say-gun» gibi bazı isimler sayıyor.
Bu zevatın değerlerine inanırız. Fakat böyle bir mes'elede daha başka şahsiyetler de görmek isterdik. |
Ve-ı‘en mükafatlar ufak teıek pa-. *alar değildir. Mühim meblâğlardır. I Meselâ şiir mükâfatı olarak Yahya Kemale verilecek para yirmi oeş bin lira imiş. Şaire 25.000 değil, 25 milyon lira da azdır. Fakat kıymetin ve şöhretin en yüksek mevkiine erişen bu ayarda bir adama artık ırûkâfat I verilmez Bu mükâfatın biraz da teşvik mahiyetinde olduğunu unutmamalı. ı
Kazananlardan en çok yerine masruf olanı tiyatro mükâfatıdır. Cevart Fehmi Eaşkut muvaffak olmık için âdeta mücadele etmiştir, bıkmamış, yılmamış gayesine ermek için bütün mamaları yıkmağa azmederek Türk sahnesine iki mühim eser vermiştir; kendisini candan tebrik ederim.
İşto ( İnönü armağanları» nın bugünkü vaziyeti böyle oldu; Dundan sonra caba geniş bir alâka uyandıracak şekilde tertib edilir inşallah!
Tefrika No. 142
Bir oku yu öuıuuzd an aşağıdaki mektubu aldık:
«Köyümüz 84 iıaııeliklir, nü fıısıı oüü ilâ 1000 i aşmaktadır. Bu 84 haneli köyümüz ve biz köylüler, birlik olarak köy ııaııııııa senelerce evvel hatta dedelerimiz ve babalarımız zamanında satın a-lınmış köy salınası olarak köyün vakfından sayılan tarlalarla koruyu evlâdımız gibi bakarak büyütmüş ve mey daııa getirmiş bulunuyoruz.
Şimdi bu köyün ve köylünün korusu, köy muhtarı Osman Doğrul tarafından şuh si ınenlaati uğrunda (2) şalı-aatı’ınış veya kiralanmış iki şahıs da bu koru İçi-iiıandıra yaparak (250) mütecaviz keçi hayvanı ı-(50) yi mütecaviz sığır
hallolunamıyor
Hesa-
edecekler nasıl
tesbit
edecekler için konuşuldu, karar ve-
heyeti
diyorsunuz. Onun izini vermemek için söylemek istemiyorsun, en bariz hakikati saklıyorsun. Küçük Talât bey iki bin lira aldığınızı söylemişti. İnkâr ediyor musun7
— Hatırıma gelmiyor, almadım.
— O halde onların yalan söyle-diklerini kabul ediyor musun?
— Yalan isnad edemem.
— Diğer arkadaşlarınıza ne para verildiğini biliyor musun?
— Bazı kâtıbler vardı, onlara birer senelik maaş verdiler.
— Nerede konuşuldu?
— Merkezî umumîde kokuşuldu câzalara aPı aylık kâtiblere birer îcrelik maaş verelim» dediler. Çünkü düşmanlar gelecek, dar madagînık olacak, açlıktan öle^ cek...
— Açlıktan öleceksiniz, millet ne olacak, diğer İttihada arkadaş larınız ne olacak? Bu paraları sırf aranızda dağıttınız, bakiye parayı ne yaptınız?
— Teceddüd fırkası aldı, bini ona devrettik.
— Firar edildi ?
— Firar umuırdyece rildi.
— Bu arkadaşların aileleri ve çoluk çocuğu için para aldınız mı?
— Aldığımız para onun içindi
— Kara Kemalin elinde daha pa rabar vardı, ondan hisse almadınız mı?
— Hayır.
— Kumanyadaki paralar ne oldu?
-— Basri beyde olduğunu Ber-linde duyduk.
— Basri beydeki servet şimdi kimindir ?
— Bilmiyorum, o mesele hallolmuşta.
— O paralar memleketin gasbet tiğiniz paralarıdır. Hâlâ hıyanete sevketmektesıniz. Basrinin Ruman yada olduğunu nereden biliyorsun? Kemal ite irtibatını muhafaza edıyoı mu?
— Hayır bilmiyorum.
(Re»sin emrile para tevzii hakkında Küçük Talât beyin ifadesi okundu) Talât bey bunda merkezi umumî âzalarına ikişer bin lira, kâtibi rnes’ullere de birer senelik tahsisat verildiğini söylüyordu.
— Ne doğru söylüyorsunuz görüyor musunuz? Bizim asıl acıdığımız vatan ve milletin senelerce sizin gibi adamlann elinde kalmasıdır, ona acıyoruz. Yoksa vatan şimdi kurtulmuştur.
— Vallahi bilmem efendim.
(Devamı var)
Haydcırpaşa lisesini bitirenler toplandı
Haydarpaşa Lisesini Bitirenler cemiyetinin yıllık kongresi dün Şehza-debaşı Letafet apartmanındaki lokalde yapılmıştır. Kongrede gündemin bazı maddeleri görüşülmüş ve uzun münakaşalardan sonra seçim yapılmak üzere toplantı gelecek cumartesi saat 14 de talik edilmiştir.
Amma ne zaman sokağa çıksa kaj şırtinda onu görmüş; yalvarmalarına dayanamıyarak onunla be*. 3 3er gitmiş, sonra da gid.ığino pişman oh muştu Bu yüZ'i «« kendini af f ede* mıyoı, zayıf olunura kızıyordu.
Niçin, Bülendle yüz yüze iken, onu reddedemiyordu? İşte Verdayı öfkelendiren bu idi. Fakat, vaziyet bir* denbire değişmişti. Bülend, yalvaranı âşık halini bırakmış, ona meydan okuyan bir tavır almıştı. Binaenaleyh, onun da bir karar vermek zorunda bulunduğu aşikârdı. Bunun 1-çin Verda, bütün İrade kuvvetini toplamış, onunla, kendi isteglle, ilk ve belki son defa, görüşmeğe karar vermiş, bunu BUlende bildirmişti.
Ona ne söyliyecekti ? Bunu henüz p*k tasarlamamışlı amma herhalde aralarında kat'i bir görüşme yapılacağı muhakkaktı. Verda buna hazır olduğunu hissetmekte idi. Bülendin vereceği cevablara göre, ya bir daha görüşmemek üzere ayrılacaklar, yahut da!... Hayır, Bülendle hemen nüjuınLanma ihtimaline pek yanaşa-rmyordu. Böyle bir teklif karşısında kain su mutlak Metine danışacaktı. Sevgili, dost ve fedakâr Metine!
Gene kız, Turhan Beyin ziyafetine o.id teferruatı Metinle konuşurken ayni zamanda bu düşünceleri de başının içinden geçirmekte idi. Metine danışma fikrine İçin için gülümse-m ekten kendini alamadı. Bunca za-mandanberi hâlâ hislerini tahlil ede.

IfSU

Bir ağırceza, iki cürmümeşhud, üç asliye ceza mahkemesinin kadroları tasdikten çıktı
Alınan sıkı tedbirlere rağmen fırancala satışı berdevam
sa bu ne yi le
hayvanı sokmak suretile ko ruyu taiırib etmeğe başladığı jbi, köy muhtarı tarafından da koru kesilmek ve kırılmak suretile lıarab edilmekte ve bir yandan da temizlediği a-ğaçlık ve ormanlık yeri tarlaya kalbederek buralarını hileli ve sahte muamele tanzimi suretile tescili peşinde koşmaktadır.
muhtarı lıem kö-köylünün korusunu ve kırmak suretile ve koruyu başkalarına veya kiralamak su-i-
Millî Korunma kanununun mevkii mcr'ıycttcn kaldırılmasına karar verilmiş bulunduğu için, bu kanunu 8 seneden beri tatbikle mükellef olan Ankara, İstanbul, İzmir ve Zonguldak millî korunma teşkilâtının Ocak ayı hitamında lâğvedilmesi katiyet kesbetmlş bulunmaktadır. Şehrimiz Millî Korunma teşkilâtı kadrosu aynen adllycye devredilmiş bulunmakla Bakanlığa arzcdllen kadro kanunu tasdikten çıkmıştır. Yeni kadro kanununa göre İstanbul C. Savcılığına bağlı ve buşmuavinliklo i dar o edilecek olan savcılık binası, şimdiki Yolcu Salonu üzerinde, Milli Korunma savcı muavinleri yerindo kurulacaktır. Ay başında faaliyetleri aona erecek olan mezkûr mahkemelerin yerine 3 asliye ceza. 2 cürmümeşhud ve 1 ağırceza mahkemesinin ikame olunması takarrür etmiştir. Şimdiki Toplu Milli Korunma mahkemesinin
bir reis ve üç âza dan mürvkkeb hâkimler heyeti, yeni ağırceza mahkemesi heyetini teşkil edecektir. Kurulacak olan 2 cürmümeşhud mahkemesi de, şehrin asayişine mugayir hareket eden suçluların yargılanmasına tahsis olunacaktır. Diğer 3 asliye ceza mahkemeleri. Adliye binasındaki asliye cezaların işlerine bakacaktır. Bu suretle bir dâvayı sene-, lerce karara bağlıyamadtğı vâki, asliye cezaların ağır işleri biraz olsun hafiflemiş olacaktır. Oene Toplu Mil 11 Korunmanın yerine ağırceza fka-me edilmekle, İstanbul gibi cinayet ve ağır suçlan pek fazla yekûn tutan bir şehirde ağırceza mahkemelerinin yükü hafifletilerek adedi üçe çıkarılmış olacaktır
Bütün bu yeni teşkilâtın organizesi için lâzım gelen kadro kanunu şubat ayının 1 inden itibaren yürürlüğe girecektir.
----o- —
Şehrin bütün semtlerindeki fırınlanıl devamlı şekilde kontrol edilmesi Vllâyetco kaymakam ve nahiye müdürlorlle belediye zabıtasına tamim edilmiştir. Bu tamimden sonra yapılan kontrol neticesinde 22 fırın hakkında adlî takibat açılmıştır. O-fisten ayni kalitede un verildiği halde ekmeklerin değişik evsafta oluşundan mes’ul tutulan fırınlar hakkında sıkı bir takibata geçilmiştir.
Bundan evvel fazla hamur çıkması üzerine, Belediyece ekmeklerin 880 gramdan 870 grama indirilmesine karar verilmiş ve bu karar alâkadarlara tebliğ edilmişti. Son günlerde bazı fırınların bu karar hilâfına hareket ettikleri de görülmüştür.
Diğer taraftan şehirde francala karaborsası devam etmektedir. Alâ-kadarlarca alınan tedbirler kaçak i-mal olunan francalaların daha baha-Iı satılmasına sebeb olmaktan başka hiçbir değişiklik husule getirmemektedir.
MÜTFFEFRİK
P O h İ S T E
Verem Savaş
Derneğine yardım
ka-
ve
nıa-
ve
Köy yün \e kesmek hem de satmak
retile ve ayrıca da tescili çin sahte muamelelerle uğraşarak şahsi menfaat temini sevdasuıa ve gayesi peşinde koşmakta ve boylece hem köyiiıı ve lıem de köylünün hak ve hukukuna tecavüz ve gasb ile kanuna aykın harekat etmekte ve köy nuııunu ihlâl etmektedir.
Muhtarın bu yolsuz kanunsuz hareketini üst
kamlara duyurmak isteğinde olan köylümüz, bu kişinin baskı ve tehdidi karşısında hiçbir kanun yoluna baş vuramamaktadır. Çünkü; muhtar hal kında küçük bir şikayetin sonu bir cinayetle neticelenmesi çok muhtemel bıılıınd.ığundan köyümüz hal kı bundau çek ilmektedir. .
Gerek far!al ınn geliri
gerekle korurun geliri, köyün onanını ve düzenine .varamamakta, ancak köy muhtarı O*man Doğrulun şahsi menfaatine yaramaktadır.
Bfaıenateyh köy muhtarının şahsî menfaat temini h’r sile bu gayri kanuni iıare-ketlerıni alâkadar makamlara duyurularak köylümüzün evlâdı gibi yetiştirdiği hu korunun daha fazla tah-r;b edilmemesi İçin satırlarımın sayın gözeteniz sütunları I e neşredil nesini ve alâkadarların nazarı diklmtini celbetıurnizi vatan ve memleket namına ve millet menfaatine rica ve istirham e-deriıu.7
Adres: Beykoz Yalıköy E-mek finomda Safranboln-nun Aliveren köyünden Burhan Er
Aşk ve his romanı

t
I
Teberru, olunan 200 bin lira ile dispanser yapılacak —o-----------------
Verem Haftası münasebetle şehrimiz halkı Verem Savaş Demeğine, yekûnu 200 bin lirayı bulan bir yardımda bulunmuştur. Yeniden iki dis-panseı açmağa yetecek olan bu para ile Kocamustafapaşada inşa halinde bulunan bina ikmal edilecek ve Ka-dıköyde Söğütlüçeşmede yeni bir dıspunser inşa edilecektir. Bu dispanserin arsası Belediye tarafından Derneğe parasız olarak verilmiştir.
Şelırm kok kömürü ihtiyacı
Kömür Satış ve Tevzi MÜesscsesi hesabına Zonguldaktan kömür yüklü şilepler gelmektedir. Bugün de «>Jark* şilebi 1200 ton kok kömürü ile yüklü olarak Kuruçcşmeye gelecektir.
Diğer taraftan İdare «Suat» şile-t
bini kiralamak için teşebbüse geçmiştir. Her seferinde 1400 ton kok * kömürü getirecek olan bu şilebin kiralanmasından sonra nakliye işlerinde biraz daha kolaylık teinin edil miş olacaktır.
Et karaborsa satışlarında değişiklik yok
Et fiyatlarının artırılması için ka-sabiar devamlı surette Belediyeye müıacaat etmektedirler.
Şehirde daimi surette et karabor-sası vardır. Kasablar, bugünkü fiyatların idare etmediğini İleri sürerek koyun etini 260 ve hattâ 280 kuruşa kadar satmaktadırlar.
Otomobil çarptı
Şoför Agob idaresindeki 2278 sayılı taksi evvelki gün Taksimden Harbiyeye doğru giderken Baki adın da bir şahsa çarpmış ve sol bacağın dan yaralanmıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmıştır, tır.
Çıplak olarak dövüşen üç kavgacı ---------------o------
Ucunum (la başlayan münakaşa soka...a nihayete erdi
----o---
Evvelki akşam Eyttbde Haşana ald «Sütlüce» hamamına giden müşterilerden Ali Üçer ve Alt Civa isimlerin de iki kişi banyo yapıp çıkarken hamam sahibile kavgaya tutuşmuşlardır Hamamcı dövüleceğini anlayınca, a ctında takünye ve sırtında peşte-mal olduğu halde sokağa fırlamış ve diğer kavgacılar da aynı kıyafetle peşinden koşmuşlardır.
Hamam kıyafetlerde cadde üzerinde boğuşan üç adam ta künyelerle birbirlerine varmağa başlamışlardır. Etraftan yetişen/er tarafından kavga yatıştırılmış ve yaralılar tedavi altına alınmışlardır.
Cezaevinden koçan bir n’ah-kûm yakalandı
Ahmed Erol adında bir sabıkalı 4 ay önce Malatya Cezaevinden kaçmış ve şehrimiz^ gelmiştir. Firari evvelki akşam Hâlde portakal sandıklan satın alırken yakalanmıştır. Dün sabah nöbetçi savcı muavinli, ğinde sorgusu yapılan Ahmed ifadesinde:
(— latan bul da ihtiyar bir annem var, onu görmek ve hem biraz para kazanıp kendisine yardım etmek için firar ettim. Zaten bir iki güne kadar kendiliğimden avdet edecektim» demiştir.
Tevkif edilen suçlu Malatyaya sev kedilmiştir.
Arkadaşını yaraladı
Tophanede oturan ve eski elbise dellâllığı yapan Talih ile Mehmed evvelki akşam 20 lira alacak yüzünden kavgaya tutuşmuşlardır Kavga esnasında 30 santimlik kamasını çeken Mehmed, Talibi 5 yerinden yaralamış tır. Ağır yaralı kanlar içinde Beyoğ lu hastahanesine kaldırılmış ve ca-rih yakalanmıştır.
Arabacılar cenryetinin kongresi
-----o----
Dün yine eski idare heyetine şiddetli hücumlarda bulunuldu
Haftalardanberi bir türlü neticeye baglanamıyan Arabacılar Cemiyeti kongresi dün yeniden saat 10 da Eminönü Halkevinde yapılmıştır.
Gerek arabacılar gerekse eski heyeti idare ile yenisi arasında öteden-berl mevcud olan İhtilâflar sebebile talik edilen kongrede dün yine şiddetle münakaşalar cereyan etmiştir.
Üyelerden söz alan Said, at neslinin üretilmediğini, hayvanlara iyi bakılmadığını ileri sürerek Arabacılar Cemiyet idare heyetinin kamyon üzerindeki düşüncelerine temasla iskelelerde fazla kamyon çalıştırılmaması m ileri sürmüştür.
Diğer bir üye de harb yollarında 7 kuruç olan kepeğin şimdi 15 kuruşa yükseldiğini yana yakıla bahsetmiştir. Lûtfi adında bir arabacı Cemiyet tarafından bir eroinciye araba satın alındığını söylemiş, âza Kâzım da başkan Yaşara hücum etmek isterken susturulmuştur. Âzalardan Sab-ri, Arabacılar Cemiyetini medih yollu konuşmak isterken kekelemiş ve salondakiler:
(— Sana ezberletilenleri unutmuşsun. otur yerine!» diyerek bağırmışlardır.
Seçim çok münakaşalı ve kavgalı geçmiş ve toplantıda eemiyeti ilgilendiren bazı kararlar alınmıştır.
Prof. Ahmed Ali Öz ekenin konferansı
Eminönü Halkevi 7 nci kil konferanslar serisinin 12 Ocak 1948 Pazartesi
18.15 te îktısad Fakültesi İşletme ve îktısad profesörü Dr. Ahmed Ali öze.’ken tarafından (Sınaî kalkınmamız halikında düşüncecler ve teklifler) mevzuunda verilcektir. Giriş serbesttir.
yıl nıtlsta-10 uncusu günü saat



X
h uazzez Tahsin EERKAHD
meyışine, Bülendi sevip sevmediğini anlamayışına şaş(yordu.
Birdenbire Metine şu suali sormak istedi:
— Yanında iken beni çeken bu a-dam, yalnız kaldığım zaman hütıra-sile beni üzüyor, öfkelendiriyor amma onu görünce öfkem düşüyor, yine ona gidiyorum. Bu sevgi midir?
Böyle acaib bir bilmeceye benziyen sual karşısında Metin onunla alay et miyec^k miydi? Ona:
Kızım, sen meğerse toy bir çocukmuşsun!? Aşkın ne olduğunu hâlâ bilmiyor musun?
Demiyecek miydi? Verda bundan korkuyordu. Dünyada onu en çok sinirlendiren şey gülüne bir vaziyete düşmekti. Herşeye tahammül eder di amma kendlslle alay edilmesine asla! Bahusus böyle his meselelerinde...
Metine gelince, sâkln bir tavırla ziyafet teferruatını münakaşa eden Verdanın acaib bir ruh halinde bu.
lııııdugunu anlıyor, fakat buna büs* bütün başka bir mana veriyordu. Gene kızın BUlerıdin kayıdıuzlığı yüzünden bedbaht olduğunu ve bu zavallılığı gizlemeğe çalıştığını zannetmekte idi. Onun Bülendi sevdiğine artık şübheai kalmamıştı. Bülendi seviyordu. Gizlice görüştüğü adam o İdi. Onun yüzünden Metine yalan söylemeğe bile tenezzül etmişti.
Bıınıı anladığı dallı e, evvelce veT. diği kararı yerine getirmek için, Veı dayı takib edecek iniydi? Halr.kuti ke^di gözlerile görecek miydi?
Kalbinin üstünü dağiıyan üzüntü ateşi, buna cevab verebilmek kudretini ondan almıştı. Biliniyordu., hiç birşey bilmiyordu artık.
• e •
Verda köşkün arkasındaki anaçlığa geldiği zaman akşam karanlığı agıı ağır basmakta idi. Bülendle bu saatte bulunmak İsteyişinin sebebi vardı: Çocuklar evlerine girmiş ulur RBBK’l »ifa—ıı m—( mm »mm
Tefrika: 36
lar, ağaçların altı tenhalaştr, hem yüzleri pek se-
(te ynnm Ç^lmczdl
Gene
Bülendin kabaca bir türlü affedemhmrau. Bu duygu-lann verdiği asabiyetle BUlcndo yaklaştığı zaman onda öyle yüksekten bakan bir hal gördü ki, bir iki tal ika evvel bir düz iye;
-- Öfkeme kapılmamalıyım. Ev-vejâ onun vereceği izahatı dinlemeli, flouıa konuçmaiyıtn.
Diye telkinler yaptfgı denbire. soğııkkanbl gmı Mağrur, biraz dn b»rçnı
— Konsere niçin gelmedin ?
Suali dudaklarından döküldü.
,Zavallı Verda. bu sözlerin o alçak adaıno nasıl bir fırsat vereceğini ve bu buluşmanın na.sı] müdhış bir izzetinefis kınklığile biteceğini bilmiş olsa, sormak şöyle dursun, ona hi-
aydınlıkta
kız amirli kendisine hareket
öfkeli idi.
VB
karşı bu kadar etmiş
olmasını
halde, bir-kaybetti. bir sesle:
tab bile etmez, onun bulunduğu muhitten uzaklara kaçardı.
— Konserde ne işim vardı benim?
— Nasıl ne işin vardı?
— Dandandan hoşlanmıyorum ben.
— Sen mi? Halbuki bilâkis müziği seviyor görünüyor, bana bir düzl-ye böyle söylüyordun.
— Sen benim göründüğüme ve söy lediklerlme bakma!
Gene kız bu kabaca sözlerle büsbütün sarsılmıştı. Hele son kelime’ ler karşısında Bülendi tokatlamak istedi amma buraya bir maksad lçhı gelmiş olduğunu hatırladı. Ne olursa olsun, bngün bu adamın tesirinden kurtulacak, onunla uzun konuşacaktı. Onun hakikî maksadı neydi? Ay-lardanberi peşinde dolaşır, diller dökerken. birkaç gün içinde neden bam başka bir kalıba girmişti?
— Demek senin görünüşüne aL dnnmamalı, öyle mi?
— Evet efendim.
— Ya??
Verda boğazını tıkayan sökmek istivor. muvaffak du. Büsbütün şaşırmıştı,
dudaklarının arasından çıkmıyordu.
— Niçin şaştın? Bana vaktile etmiş olduğun hmkferctin intikamını a-lacağımı hiç düşünmemiş miydin?
Ren mi? Ben mi sana hakaret etmiştim? Ne zaman? Nerede?
enim kara bahttı köylü dayı* çığım, Mektubunu aldım; yandıkları nı dikkatle okudum. Darılmayın am ma sizier de hâlâ zehirden şifa umu* yor, şimdiye kadar başınıza gelenler den ibret almıyorsunuz.
Başınıza geçirilen çeşicHi külahlardan birini önünüze koyup şöyle bir düşünscntzo.. yıllardır memleketin e-fendiierı siz köylülersiniz, dedikle;’, halde hepinizi küle gibi kullanan kimlerdi? Artık bu adamların sözüne hrç inanılır mı? Görmüyor musunuz; Mec liste bile İlk iş olarak kendi aylık ve yıllıklarını düşünüyorlar. Bu şartlar içinde büyünüzde su varmış, yanud yokmuş: hiç umuriarlar mı?
Diyorsun ki:
«Milletvekili ve muhtar seçimlerinde köyümüze Halk Partismm temsilcileri gelerek oylarımızı partileri* e verilmesi hususunda gayretler sarfe -derek ve gür sözlerle vaadlerde bulunarak, oylarınızı partimize verdiğimi takdirde köyünüzde adım başına çeşme yapacağız, cennete çevireceğiz, sai lığınızı ve her türlü ihtiyadarın«z( temin edeceğiz dediler. Ne zaman oylarımızı aldılar ve seçimi kaıandıtur, bunların bir daha yüzlerim görmediğimiz gibi, bugüne kadar köyümüze hiçbir fayda temin etmemişlerdir.
Bilhassa yaz mevsiminde susuzlukla kıvranan köyümüzün bir saat mesa -fedo bulunan suyu köye getirmek ı • çin adı geçen partiden müteaddit defalar da yardım talebinde buumduksa da oıuyoı, bitiyor; sözlerde avutulmaktayız. Kış günlerinde yağmur ve kar suyundan bir derece istifade ^diyorsak d?» yaz günlerinde susuzluktan çok sıkıntı çekmekle beraber, köy batkı da sıtma salgınına ve muhtelif hastalıklarla çırpınmaktadırlar. Keyfiyeti bir k(*re de sen yaz Fıkracı.»
Hatırın hoş olsun diye yardıkların, burada aynen tekrarladım, Fakat (nı(» dan birşey çıkacağını, bu yadları o okur okumaz Karabük bucağının Üç* baş köyünde çeşmeler yapılıp gürül gürül suiar akacağını umuyorsan şimdiden haber vereyim ki avuçlarım yala.
Onlar ağızlarınıza birer pannak bm çalıp reylerinizi aldılar a, alt tarah vız gelir.
İçinizden biri çıkıp da:
— Tam yirmi beş yıldır başımızda siniz, hükümet hep elinizde idi, bu zamaıa kadar yazları Kerbelâya dönen köyümüzde çeşme yapmayı dü şünmudlniz de tam mi aklınız başınıza yümiize su gelsin, rımız size gider!..
Bari bundan sonra olsun daha açık göz davranın ve unutmayın «i Halk Partisinden vefa ummak, zehirden şifa beklemeğe benzer. Üçbaş köyü susuzluktan yanıyormuş amma aynı za-manua sıtmadan da kırılıyormuş haf Domek ki su yok amma, civarda bataklık çok. Yazık! Ne diyeyim, Allah sîzleri de, bizleri de yakında bu yalancı pehlivanların «ünden kurtarsın.
Bundan sonra aklına. za alm
da boş sözlere, yalancı valcn^re kanmayın. Onlar siz köylüleri köyünüze su, biz şonirli ve kasabalıları da menv lekete hürriyet ve Demokrasi getireceğiz diye avutuyorlar. ' Amma bilmem kendilerini mi aldatıyorlar, yoksa milleti m»??.
Köyünüz halkının firâde firâde hatırlarını sorar, hepsine ayrı a/rı se -lâmlar ederim. Bana öyle geliyor ki sîzler Du yaz yine yağmur duasına çıkacak, kar ve yağmur sularına eyvallah diyeceksiniz. Fakat dediğim gibi, bari bundan sonra boş söze ka • pılmayın. Baki bütün memleket halkı ile birlikte cümleten hoşça kalın, benim kara bahtlı köylü emmilerim.» FIKRACI
oylarımızı isterken geldi? Evvelâ kö-ondan sonra oy»ır* Neden demedi?
*
yumruğu olamıyor- I Kelimeler

fDrtv.ıtm var)
L-
!
Manqala düşen çocuk
Karagümrükte Mimar Sinan mahallesinde Yamaç sokağında 1 numarada oturan Mebrurenin 6 yaşındaki kızı Ferlha evvelki akşam odada oynarken mangala düşmüş ve vücudunun muhtelif yerleri yanmıştır. Ferlha Şişli Çocuk hastahanesine kaldırılmıştır.
TAKVHT ★
OCAK 1948
13M
Rumi
K. evvel
30
t

2
r
13Ö7
Hicri
Saz er
Pazartesi
30
Kasım 06 — AY 1 — GÜN 12
Vakitler
Güneş
Öğle ikindi
Akşam Yatsı
Inıaâk
Vasati S.
7
12
14
17
D.
23
22
48
2
39
40
Ezan! S.
2
7
9
12
1
12
D
23
22
47
37
40

(







| 2 OCAK

■V
____ .. —
M
T'' . i »r
- 1 ’ _
X
*

yeni sabah
ı- -
r »»' ——
-- .m.

Demokrasi
Dâvası
föalı Almanın
Rusyaya M
I Teşkilâtlandırılması
I >,-------*----
I «Frankfurt anayasanı
1 um ilânı Ruıfîrı t yolda aadifeye i düşürecektir,,

11
u.
bu
Sul-
VU-
.Y
i Paris: 11 (A,A.) — Fas 1 tanının Cunıhıtrbaşkanı > çent Auriola gönderdiği nû)k-t tubla Frankfurt kararları, bu 5 sabahki Paris basınında baM K yorumlara meydan verraekte-r dır.
4 Birinci noktada gazeteler, £ İçişleri Bakanı Jules Moclı’un ! fikrine iştirak etmektedir Bi-
lindiği gibi Moch, cbütün baplar için bu kadar gürültüye değmez. demişti.
Frankfurt kararları hakkın, da eski Berlin Büyük Elçisi François Poncet. müstakil Fi- , garo gazetesinde şunları yazı-' yor: •
Anglo—Saksonların takındıktan tavır, malûmdur. Fakat acele etmek her ne kadar bir kusursa da oyalamaya baş vurmak ta tehlikeden hali de' ğildir. Gecen günler kendileri ( ne bahalıya malolduğu zaman Anglo—Saksonlar çabuk iş gö ( riirler. Onlar henüz teredaüd ] edenleri oldu bittiler önünde ( bırakarak sürüklemek istiyor-J lar. ]
Fakat acaba Ruslar, bu An J glo—Sakson teşebbüsü hakkın ( da ne düşünüyorlar? Frank- j furt anayasasının ilâm, bir ta | sandan ibaret te olsa Rusları 4 en çok endişelendirecek biri harekettir. Ruslar. zihniyet- ( l leri icabı olarak bunda Batı | ? Almanyayı kendilerine karşıj s teşkilâtlandırmak yolunda bir ( r teşebbüs sezeceklerdir. Bunun ( S için İngiliz hareketine belki, ? de cevab vermek isteyecekler- 1 > dir. !
? FRANSADAKİ ENDİŞE
S Londra: 11 (A.A,) ? C. nin diplomatik muhabiri ( > Amerikan ve İngiliz askeri va / ( lileri ile Alman liderleri 'ara- ( > sında Frankfurt’da cereyan e- r C den görüşmelerden haberdar C > edilmedikleri için Fransızların r ( duydukları endişeyi yorumla C > maktadır. (
( Muhabir, Fransızların, bu > > görüşme neticesinde Ameri- ( \ kan ve İngiliz bölgesinde esas > > h değişiklikler yapılacağını c ( tahmin ettiklerini ve ileride > ? bu bölgeye katılmaya karar ( \ verdikleri takdirde kendileri 5 ? hazır bulunmadan kararlaştı ( L 4 rılrms tertiplerle karşılacacak > r lan zanmnda olduklarını bil- J C dirm*ktedir. > I
RUSYA İNGİLTERE VE 4 AMERİKAYI İTHAM EDİYOR f
Bellin: 11 (AP) — Ruslar, > Pazar günkü resmi gazetelerin 4 de, Ingiltere ve Amerikayı. Al > 1 manyayı ikiye ayırdıklarına 4 I dair itham etmişlerdir. > 1
Ruslar. İngiltere ile Ameri 5 1 kanın Berlinden çekilmek İtli C j ima etmişlerdir. Berlinin or- r I taklama işgaline dair olan hak 4 lanndan vaz geçmelerini iste / mişlerdir. J
Bulgar-Sovyet dostluğuna yeni bir methiye
Sofya: 11 (AP> - Bulgar hükümeti nin dayandığı ve solcu bir teşekkül olan Vafan Cephesi, bugün altıbin kelimelik bir progrant yayarak,! yayarak, bankaların, sigorta ve dış! ticaretin devletleştirilmelerini ilân etmiştir.
Beyanname, Demokratik Yuna-nlstanta dostane münâsebetlerin ku rulduğunu ve dost Sovyetler Birliğinin. öulgaristanın siyesetinde bir temel taşı olduğunu teyid etmiş tir.
Hususi dini okullar, beyannamede açıklandığı gibi, kapatılacak Ur, > •’ - '
Barış anlaşması maddelerinin tek rar gözden geçirilmesi için Ciddi bir mücadele açılacaktır. Yine be-* yannamede bildirildiğine göre, Birleşmiş Milletlere dahil olmak için elden gelen gayretler sarfedilece-ğl bibi, Runıanya, Yugoslavya ve Bulgaristan el ele vererek. Tuna ü-zerUıdekî Demir— Kapı mevkiinde bîr elektrik santralı kuracaklardır.^^
( > )
»
B. B.
Filistine

tngiltereye göre “Menfaatlerini korumak için kargaşalık içindeki bir rr.em.ekete asker yollamak her yabancı devletin pek tabiî bir hakkıdır,,
ne bunda bir mahzur görüp görme diğini sormuştur. Filistin hükûnje ti de hiç bir mahzur görmediğini bildirmiştir.*
RUSYANAN İSTEMEDİĞİ ALMAN LİDERLERİ
Berlin: 11 (AA.) — Dün Berlin-de Hıristiyan Demokrat Partisi top lantısmda Parti mensupları Rusların İstifa ettirmek teşebbüsünde bulundukları partinin iki idarecisi Kaiser ve Lehman’a güven mişlerdir.
Kaiser, Sovyet Birliği ile laşma ve işbirliği siyaseti arzusunda olduğu fakat şimdi Sov yc-i bölgesinde odluğu gibi siyasi bir blokun teşekkülüne muhalif kala-cağını bildirmiştir.
Lehman, müşterek bölgede Alman iktisadiyatının yeniden tesisi ni ve hakiki bir siyasi fikir hürriyeti sağlamayacak olan Demokratik biT inkişaf tasavvur edemeyece ğini söylemiştir.
INGILIZLERIN ALDIĞI TEDBİRLER
Kudüs: 11 (A.A.) — Britanova Ingiliz kıtaları harb senelerini ha tırlatan bir «.güvenlik hattı» arkasında bütün Filistlnde yayılmış bu luıımaktadır. Gerilerde muhafız po üsler Arablarm bulunduğu bölgeler den ayrılmakta ve bunların yerini Ingiliz kıtaları almaktadır. Filistin —Suriye hududu boyunca piyade birlikleri Ürdün kuvvetlerine men sup birliklerle devriye ' gezmektedir,
Sovyetler
Lake Success: 11 (AP) — Ameri kanın. Fiistindeki konsolosluğunu müdafaa için deniz kuvvetleri gön-! dermek İsteyişi ve buna Filistin hü kûmetinjn müsaade edişi buradaki Arab mümessilleri tarafından çok fena karşılânmıştır. Bu arada. Su riye mümessili Faris El—Huri, bunun çok tehlikeli bir örnek teşkil edeceğini, meselâ Rusyada dahil ol mak üzere daha bir çok devletlerin ayni şekilde kuvvet yollamayı peka lâ isteyebileceklerini söylemiştir. SURİYE DELEGESİNİN TAHMİNİ DOĞRU ÇIKACAK GALİBA
Londra: 11 (A.A>
Birliğinin Sovyet vatandaşlarını hi maye etmek üzere Filistine askeri kıtalar göndermek için Filistin hü-. kûmetinden müsaade istediğine da ir bu sabah Dailh Herald gazetesin de çıkan haberi teyid eder mahiyet te hiçbir malûmat alınmadığı Dışiş leri Bakanlığından bildirilmektedir. Ayni gazete başka hükümetlerin de Filistin makamları nezdinde buna benzer bir talebde bulunduklarım ilâve etmektedir.
INGİLTERE İTİRAZ ETMİYOR Londra: 11 (AP» — Filistine A-merikan kuvvetleri gönderilmesi meselesi hakkında demeçte bulunan bir Ing-4iz Dışişleri Bakanlığı sözcüsü demiştir ki:
-Filistin gibi kargaşalık içindeki bir memleketteki menfaatlerini korumak üzere kuvvet göndermek her yabancı devletin pek tabii hakkıdır. Amerika bu düşünceyle hareket etmiş ve Filistin hükümeti
• •
oyu ver
bir an-gütmek
Avrupa memleketlerinin
ihtiyaç listesi
Vaşington? 11 CA-A.) —Dişileri Bakanlığı Avrupanm kalkınma i-çin olan ihtiyaçlarını ihtiva eden bir liste yayınlamıştır.
ingilterenin ihtiyaçtan bu listeye göre 5.348.000.000 dolara varmakta dır, Bundan sonra Fransa gelmekte ve bu nıenıleketiû ihtiyaçları ise 3.700.000,000 dolan bulmaktadır,
İtalya da dahil olmak üzere diğer memleketlerin ihtiyaçları 2,913,000.000 dolardır. Diğer memle ketlerin ihtiyaçları şu şekilde sıralanmıştır:.
Almanyadakl İngiliz — Amerikan bölgesi 2,499,000.000 dolar Hollanda 2.436,.000,000 dolar, Belçika ve Lûksenburg 1,419.000,000 dolar, Avusturya 713.000.000 ve Yunanistan 473,000.000 dolar,
Dışişleri Bakanlığının bildirdiğine göre, Amerikanın son derece yük-

f
Tehlikededir
(Başmakaleden devam) olmazsa şahsen lfalk Partisi başkanlığından ayrılmasını bile teinin lan
SAYFA: 3
4
z
idareci
sek otan bu moblâçtarı tet Daşina vermesi beklenemez. Kanadamn bu miktarın yüzde 15 ini lâtin Amerika Cumhuriyetlerde dünya bankası n n da ayni nisbette ödemede .bulunması beklenmektedir.
B, B. C. nin Vaşington muhabiri nin bildirdiğine göre, kongre Avru paya bir yardımda bulunulması hu susu Ü/-.Crinde mutabık bulunmakta dtr. Kongrenin hâlen müzakere et tlği şey kabul edilmiş olan meblâğ larm iuaıcsi meselesidir.
ayrılmasını bile edebildi mi? Vaadedllmlş o-bu kadarcık basit bir netice bile sazlaııanıadıktan sonra, en i-Denıokrasi yolunda dev adım-larile yürüdüğümüz iddiasını kim *
dudak bükerek kahkaha ve faf ile karşılamaz?.
Hattâ dünkii gazetelerde fakat dikkati çekecek bir yet vardı : Ankaradan gelen bir habere göre Memurini Mıtiıakemat Kanununda bazı tadilât derpiş e-derı bir tadarı hükümetçe lıaz.ır-lanrnakta imiş. Fakat derhal ilâ » ve edilmektedir ki bu tadilât ile anetk bazı formaliteler azaltılacak, kısaltılacak, fakat «vazife istiklâlinin istediği teminat» a zerre kadar dokunulmıyacaktır. Vânl bazı memurların imtiyazlı haline iHşilmiyecektir. Faraza lüzumu muhakemesine karar verilen bir Cemil Cönk hâlâ. Nevyorkta ticaret ataşesi olarak vazife görecek, İstanbul mahkemeleri de lâstik suiistimalinden dolayı harıl harıl onunla temas etmiş ve iş görmüş tacirleri mahkûm edecek ve fakat Cemil Cönkün istinabe yoliy-le ifadesini almak bile bir iş olacaktır.
Halk Partili hükümetler şimdi artık mahkeme kararı olmadıkça suiistimalden, baskıdan dolayı i-darî bir tedbir olarak hiç bir memura vekâlet emrine almayı akıl etmez oldular. Meğer ki bir Fer-rıılı Şahinbaş çıksın da Ulaştırma Bakanının keyfine uymasın., o biçare de hakkını ancak ınalıke'me-de alabiliyor. Fakat ona bu yol -suz ve kanunsuz muameleyi reva gören bakan, hâlâ kabinede muhterem bir mevkide kalabiliyor, ta ki yeni Şahinbaşlann hakkını yi-yebilsin diye...
' Kanun dışı hareket, mahkeme kararile sabit ve tazminata mah kûııı bir şahıs, hâlâ ne diye bir bakanlık sandalyesinde oturmaya devam edebilir, akıl erecek şey değildir.
Atıf İnanı amellerinin hesabını vermekten alıkoyan yârânlık zihniyeti, Şükrü Koçağı da, bir mahkeme kararına rağmen intikamında pekâlâ tutabiliyor. Bu şartlar içinde Yalmanın şamatalı şenlik-Ic-rinl-m» mOVSllIlSİZ sayanlar mı gafillerdir, yoksa göl görmeden paça sıvayanlar mı?..
Lâfın kısası. Celâl Ba.varın da Bilecikte dediği gibi. Seçim Ka -nıınu siır’atle değişmeli ve yeni bir intihal) île millet Halk Partisini iktidardan uzaklaştırarak yakasını bütün hu dostluk şebeke . sinden kesin olarak kurtarmalıdır, yoksa mahkeme kararları bile ar-tık kâr etmiyor.
A. Cemaleddin Saraçoğlu
leri
ÎHtİh-
ıı fa k, riva-
Polonyanm Türkiye sefiri
Varşova: 11 (AP) — Polonya, bir ziraat müdendisi olan Jan Drutto’yu, Türkiyeye sefir olarak göndermeğe karar vermiştir.
Jan Drutto, harbin bitmesinden be ri Türkiyeye gönderilen ilk sefir o-lacaktır.
Çekuslovakyaaın Türkiye-den alacağı tütünler
Ankara, 11 (Hususi) — Yakında açılacak tütün piyasası dolayısile bir Çekoslovak heyeti tütün almak üzere memleketimize gelmiştir. ‘ Heyet İzrrrire gidecek ve umulduğuna göre 3 milyon kilo kadar tütün alacaktır.
İr----------------------------------------------------------------------------------------
{Günün enteresan haberleri|
\_______________________________________________________________________________________>
İskocya sahilleri açığında bir
deniz kazası
* Londra: — İngiliz bandra-lı Rıcoraer Meteoroloji gemisi bu sabah Iskoçyaıım Batı sahilleri a-çığında batmakta olan 1982 tonluk vVenio gemisinin yardımına koşarak bütün mürettebatı kurtar mağa muvaffak olmuştur. (A.A.)
I'ılirı durdurduğu tren
Nevyork: — Ohioda bir Fil
bil yolcu trenini durdurmuştur.
Fil, b u 1 u n d u gu furgo nun imdad işaretini hortumu ile. çekmek suretile trenin durmasına sebebiyet vermiştir. (A.Aj
Güney kutbuna yolculuk
■jf Paris: — Güney kutbu deniz lerlnde bir tetkik gezisinde bulunmak üzere bir Fcansız sefer heyeti nlıı Pal isten hareket ettiği bildiril inektedir. (AA.)
Ingiliz havayollarının senelik
açığı
iz Londra: — Ingiliz denizaşırı
H a v a y 11 r 4 kumpanyasının
!31 Ma i 1.147 tarihinde nihayet bu
lan harbten sonraki ilk tam çalış
ma senesine ait bilançoda mevcud
otan 8.076 84 4 İngiliz r.rahk açık
r a oor da ha (. - m ((â. a a _ ; j ı unnua
sına ve kâr getirmeyen yolların mevcudiyetine atfedilmektedir.
Bu sebepten Ingiliz vergi mükel lefleri bu kumpanyanın taşımış ol duğu 129.178 yolcunun her biri 1-çln 60 bin Ingiliz lirası ödemek mecburiyetinde kalacaktır. Rapor da, kumpanya rekabetin pek büyük olduğu milletlerarası teşebbüs sahasında tamamile kendi kendisi ne yetmesini temin edecek gerekli makinelere ve imkânlara sahip ol madıkça bu büyük açığm ister istemez devam edeceği ilâve olunmaktadır. (AA.)
Trieste ile Güney Afrika arasında seferlere başlandı
-*- Trieste: — Trieste ile Güney Afrika arasında seferlere başlanmıştır. içinde 600 Çek, AvusturyalI ve Italyan bulunan Loyd Triestlno kumpanyasına ait 10 bin tonluk Toscana vapuru geçen Çarşamba günü ilk seferini yapmıştır. (A.A.) iskoçy/ıda bir otobüs 4 kişiyi öldürdü
-k Londra: — İskoçyan/n Bar-geddie şehrinde kaldırıma çıkan oir otobüs, tramvay beklemekte o-lan 4 kişiyi öldürmüş, 13 kişiyi yaralamıştır. (AA.)
Fransız - Amerikan film rekabeti
it Paris: — Amerikan Filmlerinin çok elverişli şartlar altında Fransaya girmesini sağlayan anlaşmaya karşı protesto etmek üzere binlerce Fransız film artisti ve müstahdemi bugün Cumhuriyet meydanında toplanarak nümayişlerde bulunmuşlardır. Polis, bu hlm meydanda seyrüseferi durdu ran nümayişçileri dağıtmak için sopalarla müteaddit defalar hücum etmiştir. Bu müdahaleler neti cesinde nümayişçilerden birçoğu lıastahaneye kaldırılmıştır. (AA.) Marks ın menfa arkadaşının oğlu öldii
Hanovre: — Meşhur Nazi duş manı Tlıeodore Liebknecht, 77 yaşında olduğu halde Hanovreda ölmüştür. Uzun müddet Londrada Kari Marksl le menfa hayatı yaşa yan Wllhelm Llebknecht’in oğlu o-lan Theodoıe. Alman Sosyal Demokrat Partisi kurucutarmdandı.
• • I- (1
Alnıanyayı 1933 teterketmiş ve btr kaç hafta evvel Isviçceden gene memleketine dönmüştü. (AJ\.) 6 iiueş teki I ekeler Nîvyorü:: — Ameri
ıkah uz-
Mecliste bugün neler konuşulacak ? I Bngfinkft toplantıma gfindomi I
Ankara, 11’ (Hususî) — Büyük Mil let Meclisi yarından itibaren çalışmalarına başlıyacaktır. Gündemde altı sözlü soru ile 12 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına dair tezkereler ve iki kanun tasarısı vaıöır. Tezkereler muhtelif meselelerden dolayı Ahmed Veziroglu (Afyon), General Sadık Aldogan (Afyon), Ahmed Eğilir (Amasya), Ab-durrahman Konuk (Bursa), Niyazi Çıtakoğlu (Çanakkale), Fetfıi Erim-çağı (Edirne), Kemal Turan (İsparta), Haşan Faik (Konya), Suud Kemal Yetkin (Urfa), Fuad Köprülü (İstanbul) ve Emin Sazak (Eskişehir) hakkındadır.
Fuad Köprülü ve kındaki tezkereler, yet Müdürü Hamdi
komiser Reçebin hakarete uğradıkları iddiası üzerindedir. Bilindiği gibi, hâdise, İzmir toplantısına gitmek üzere Eskişchirden geçtikleri sırada vâki olmuş ve Demokrat milletvekillerini karşılamağa gelen kalabalığı» dağıtma teşebbüsü üzerine Fuad Köprülü ve Emin Sazak'm müdaha-« İçleri, böyle bir dâvaya o zaman ve-: sile ittihaz edilmişti.
Sözlü sorulara gelince, Nureddin Ünen (Çanakkale) devlet İşlerinin
Emin Sazak hak Eskişehir Emni-Konııralp ile baş
teftiş ve kontroluna dair Başbakandan, İsmail Hakkı Çevik (Eskişehir) Eskişehir Elektrik santralı hakkında içişleri Bakanından, Feridun Fikri Düşünsel (Bingöl) at yarışlarındaki müşterek bahislere dair içişleri Bakanından, Cihad Baban (İstanbul) Şirketi Hayriye emeklileri baklanda Ulaştırma Bakanından, Re. şad Aydınlı (Denizli) komünist faaliyetlerini önleyici ne gibi tedbirler alındığının açıklanması hakkında Başbakandan, Said Koksal (İsparta) Avrupanm muhtelif memleketlerinde kamplarda bulunan Türkler hakkında Dışişleri Bakanından izahat istemektedirler.
Amerika yardımından münhasıran Millî Savunma ihtiyaçlarını k-arşıh-y3cak maddelerin hiçbir muayene ve muameleye tâbi tutulmaksızın gümrüklerden geçmesine dair kanun tasarısı ile Millî Korunma mahkeme lerinin kaldırılması teşkilâtın Adalet suna katılmasına Tinci müzakereleri yapılacaktır. Millî
rina bakmak üzere Yargıtayda teşkil edilmiş olan özel daire de, «Yargıtay beşinci dairesi> namile Yargıtay teşkilâtına katılmaktadır.
Gözbebeğinin arkasında lâhana yetişen adam !
dolaytsile bu Bakanlığı kadro-dair tasarının bide pazartesi günü Korunma dâvala-

---------:--- «oh--------------
Hasta, bir ameliyat neticesinde iyileştikten sonra bir daha tövbe etmiş .S makta olduğundan şikâyet etmekte idi, Bir gün sağ gözü birdenbire körleşen bu şahıs acele bir göz doktoruna gitmiştir, ^fuayene neti cesinde göz bebeğinin arka tarafı ııa bir lahana tolfumunun yerleşmiş bulunduğu ve gözün bu nahiyesindeki sıcaklık ve rütubet elverişli olduğundan tohıimun geliçe-rek iki santimetre boyunda bir filiz verdiği tesbit olunmuştur.
Güç ve çok nazik bir ameliyatı muvaffakiyetle başaran doktor, has tanın görüş kabiliyetine mani olan lâhana filizini çıkarmıştır.
Şimdi tamamile iyileşen hasta, ömrü boyunca lâhana yemeğe töv be etmiştir. j
lâhana yemeğe
Londra: 11 (A.A,) — Lancashire de emsaline nadir tesadüf edilir bir tıbbi hâdise cereyan etmiştir.
Nes Stonnes adında bir şahıs, bir müddetten beri gözlerinin zayıfla-
Toprak ve orman kanunlarında tadilât
Ankara, 11 (Hususi) — Tarım Bakanlığınca gözden geçirilmesi kararlaştırılmış olan toprak ve orman ilgili bir komite tarafından tekrar tedkik edilerek Meclise sunulmak üzere Başbakanlığa sevke-dilecektir. İlgili makamların bildirdiğim- göre, eski konular özünde değişiklik yapılmamış, sadece evvelden' konulması unutulmuş bazı önemli maddeler ilâve olunarak tatbikatça iyi netice vermediği görülen bazı maddeler değiştirilmiştir. Bundan başka Bakanlık çeltik meselesine dair de bir kanun tasarısı hazırlamaktadır. Sağlık Bakanlığının görüşlerin-den faydalanılmak suretile pek yakında bu tasan tamamlanacaktır.
Veteriner kongresi
Ankara, 11 (Hususî) — önümüzdeki günlerde salahiyetli mütehassısların iştlrâkile bir veteriner kongresi toplanacaktır.
manlar bu sene 200 senedenberl güneş lekelerinin en büyük fevera nmın kaydedilmiş bulunduğunu bildirmektedir.
lialina aı ı
(A.A.)
* Tukio: — Güney balina avında bulunan lıkçılan bu aym yedisinde 521 ba Una yakalamağa muvaffak olmuş lardır..
Balıkçıların niyeti, mevsim sonu olan Nisan aymctan evvel na avlamaktır.
• w
Kutbunda Japon ba-
1700 ball
(AA.)
isi iucn
İngiHz tebcası olmak yabancılar
Londra: — İngiliz biyeline geçmek isteyen yabancıluruı sayısı bu gibi tabiye! doğlştirnu? rekor luf.'iun l’.c-jstni
Son iki sene zarf nida 23.000 kişi yc Ingiliz tebaasına gecıııe müsaa desi vc ri’miştiv ki bu harbten evvel ki valen »utan îıızlasUe aşmaktadır Diğer
balon 20.003 tedlr. Hei’gü bulmaktadır fazlu firma
halen
kırmaktadır.
ra rai tan içişler!
ve»

ı yeni ____
t ng il terede
•ecnebiler'
bunlar hale.ı 250 bhı kişiye iş tenim etmektedirler.

Bakanlığı ?nl talebi incelemek talepler vuku-
* binden ait olup
t

aktüailteler
Profesör Hauriou
Toulouse Hukuk Fakültesi prs fesörlerinden Mösyö Haurion, İstanbul Üniversitesinin ti ile üç konferans vermek üzere bı/ raya gelmiştir.
Yüksek kürsüsünün önündeki sıra* larda olduğu gibi, burada da kendi** sinden btıfade etmeyi bileceğiz. Sa -yın hocamızı hürmetle selâmlarız. Ru münasebetle aklıma gelen bir fikri r zah etmek istiyorum:
Gvo kültürü olarak, memleketimde en ziyadj intişar eden ve en eskisi, Fransız kültürüdür. Bu, zaman ve iki tarafın büyük hımmetile meydana gel miç bir neticedir. Bu itibarla memlekette Fransız kültürü almış birçok münevver genç vardrr.
Fakat maatteessüf son zamanlarda» bu hususta bir gevşeklik hissedilmek* tedir.
Filhakika, bugünkü Fransanın, malî vaziyeti biraz müşkül ise de, bu duruma dmarnik bir tarz vermesi devede kulak
Birinci layan ve vaziyeti,
zannetmek istemeyiz.
Ticarette olduğu gibi, miş bir pazarı elinden kaçırmak kültür hayatında daha fenadır. Reac-tionu daha müessirdir.
Garb, *bunu Şarkdan daha iyi bilir.
Ne için Fransa Üniversiteleri Türk Üniversiteleri profesörlerini konferanslara dâvet etmesinler, ne için Franw hükümeti Türk talebeleri için en aşağı elli bourse tesis etmesin, ne için Fransa hükümeti Türk meınur -larım, Fransada idari staj görmek i-çin dâ>.et etmesin, Ne için spor, rist anlaşmaları yapılmasın?
İngiliz dostlarımız, bu hayırlı iki senedenberi şayanı takdir oir
kilde başlamış bulunuyorlar. Jniver-site profesörlerini konferansa dâvet ediyorlar. Kendileri geliyorlar. Kül -türlerini yaymak, Türklere öğretmek istiyorlar. Hattâ son zamanlarda Türk idare luıkuku hakkında konferanslar vermek üzere bir profesörümüzü dâvet ettikleri mız için de lerdir.
Bu sıkı
şübhe vuk ki, Türklere İngiliz dost -larını vc memleketini öğretecektir.
İngılızler de, evvelâ münevverlerden başlıyar.ık, bizleri tanıyacaklardır.
Kendimizi Garba ve Yeni dünyayı tanıt nak ne kadar elzem ise, orala -rın dj bizi anlamaları ve bilmeleri bu kadar lâzımdır.
kabilinden olacaktır.
Fransuva zamanından baş -bugün müesses bulunan tu Fransanın kaybedeceğini hiç
• teessüs et -
♦u-
se -
gibi, bir belediye reisi -bir bourse kabul etmiş -
temas, ve münaseoet hiç
İDARECİ

A A J
___J
Kızıl Yıldızın
kışkırtıcı bühtanları
Ingiliz - Irak antlaşmasının tafsilâtı
----1>---
Londra: 11 (AP) — Sovyet ordusunun bir yayın yasıtası olan ( Kızıl Yıldız.) gazetesi Türkiveyi gezen muhabirinin seyahat notlarının devamım neşretmektedir.
Muhabir, iktısaden zayıf olan Turkiyeniıı. bir milyona yakın bir orduyu hazır bulundurduğuna işaret etmektedir.
Muhabir diyor ki: Türkiyevi kim se tehdit etmiyor, buna rağmen, harb masrafları eksileceğine, aksine olarak artmaktadır.
Bu haber, Londradaki «Sovyet Monitor» dergisi tarafından bildiril miştir. |
Sovyet muhabirinin açıkladığına I göre, Sovyet aleyhtarı propaganda! Türkiyedeki harb kışkırtıcıların' dan ve yalanlarla tahrikçilerin ustası olan Tanln başyazarı Yalçın, aksülûnıelcl gazeteci Atay. gazeteci Abidin Daver ve yabancılar tarafın dan satın almnuş otan diğer gazeteciler taralından yapılmaktadır.
Bir Türk politikacısı, muhabire demiştir ki: —Sakm hayret-etme yini/: idari makamların bu bulanıklığa ihtiyaçları vardı. Bu suretle memleketin bir çok yerlerinde hiikum süren Sıkı Yönetim devam ederek ayni zamanda fevkalâde ka nunlarla memleketin Demokratik hareketi bastırılacaktı.
Türk basını bile. 150,000 den faz.-la tapış malıkûmaımıı hapishaneler de bir hale geldiğini ka-
bul etmektedir.
Amerikan
leri
t

»
Londra: 11 (AA.» — Reuter: U-mumiyetle iyi haber alan Londra çevrelerine göre dün Ingiltere ile Irak arasında imza edilen ittifak aııdlaşması münasebetile Ingiltere Iraka mühim tavizatta bulunmuş tur.
Buna göre İngilterenin 1930 and-laşması gereğince Habbaniych ve El—İbas hava alanlarında askeri birlikler bulundurmak hakkından sarfınazar ettiği sanılmaktadır.
Ingiliz hava kuvvetlerile Ingiliz aleyhtaıı Raşid Ali taraftarları ara sında 1941 senesinin Mayıs aynıda Bağdad ın 60 mil Batısında kâin Habbaniych hava alanında savaş ce revan etmişti. Raşıa Ali 1941 sene sinin Nisan ayında iktidarı ele geçirmişti. Bu münâsebetle bir çok uçak tahrib edilmiş, fakat asiler püskürtülmüştü.
Yeni andiaşma hükümleri bu a-ym 20 sinde. İngiliz parlamentosu toplandıktan sonra açıklanacaktır.
Reuter’in diplomatik muhabiri. Ingiliz Dışişleri Shkanlığı, 1930 and taşmasının zamanı geçmiş siyasi ve stratejik görüşlere istinad ettiğini esasen anlamış bulunuyordu, demektedir.


t tan la
*


(? su K ■ * >
yardımıiım nıemleket-ikan
rûklf
>
İnönü armağanı
Aı İcara. 11 (Hususi) — İnönü armağanı hakkında haberler çıkmakta ve bu armağanın verilmiycccgi yazılmakladır. Alâkadarlarla görüştüm. Armcğan hususunda verilmiş bir karar olmadığını söylediler. Orta la JO. ri taracından verilmiş bir karar da bulunmadığına göre şiir, piyes ve miidkte kazananlar bulunduğu yolunda bir neticenin ilân edilmesi bete lenomes. Esasen bu armağan tıalc edenle! bulundukça her y.l daü’tı’ » -.'aktır

derin uçurum
derin uçurum
EDİRNE VE TRAKYA Yİ KİMLER VE NELER YIKTI 7
Bir seyyar satıcı haşininin gırtlağını kundura bıçağile keserek öldürdü

Afyon; (Yeni Sabah) — Döıt ₺ün evvel Afyonda feci bir cinayet işlenmiş şehrimizin Hacı Mahmud •mahallesinde ikâmet eden ve kundura kalfalığı yapan yirmi yaşların da Halil adında bir genç, dükkânm ila çalıştığı sırada, Afyonun Keler mahallesinde oturan ve evvelce kasab hk yapıb halen Afyon garında sey . >ar kaymak şekeri satan ayyaş, ku anarbaz, sefih ve serseri güruhundan; dtuz beş yaşlarında Tahir ta rafından’başı kesilmek suretile öl •f Sürülmüştür.
Bu feci vak’a şu şekilde cereyan
■»etmiştir:
Söylendiğine göre katil, maktü-3iin halasının kızlle evli bulunmak ladır. Fakat aile geçimsizliği ‘yüzünden hayli zamandır ailesinden ayfı yaşamaktadır, ve bu ayrılığın tebeblni de maktul Halliden bil-■ ’mekte ve bir yüzden ona muğber o-larak diş bilemektedir.
Hâdiseden bir gece evvel, saat 1-kide tahsilde bulunan kardeşini İs tembula göndermek üzere İstasyona Kelen Halile orada tesadüf eden katil Tahir, ona yaklaşarak ensesinden tutmuş, ben'seni çoktandır arıyordum, şimdi tesadüf ettim. Yaptıklarının cezasını keçeceksln!» diyerek kavgaya başlamışlardır. O-rada bulunanlar tarafından müdahale suretile ayırt edilmişlerse de e-vine gitmek üzere ayrılan Halile, Tahir tarafından tekrar yetişilmek turetile -yaniden kavgaya tutuşmuşlar ve yolda geçenler vasıtasile münazaa vertaraf edilerek makul kurtulmuş ve gece evine gitmiştir.
. ı 1 ■ K
Afyonda hırsızlık vakaları gittikçe artıyor
Ertesi sabah hâdiseyi babasına anlatan Halil erken saatta dükkânına giderek işine koyulmuştur.
İşte bu sırada öğle üzeri katil, Ha lilln dükkânma gelerek çizmelerine pençe koydurmak istediğini söylemesi üzerine Halil bakmak üzere eğildiği arada masa üzerinde durmakta olafi büyük keskin kundura cı bıçağını kaparak bütün hız ve şiddetile yandan boğazına vurmak ve çok derin bir şekilde kesmek su re«le*b1dürmü^üf.
Bu sırada maktülün ustası dükkânda bulunmakta İdi lsede şaşkın lıktan ve meselenin pek ânı ve sür atll bir şekilde yapılmasından dola yı -hiç bir harekette bulunamamış ve katil Tahir firara teşebbüs etmiş ise de yetişen zabıta tarafından tevkif edilerek adllyeye teslim edilmiştir.
Katilin bir kız çocuğu vardır, maktul iki aylık evlidir,
Hâdiseyi takib etmekteyim muhakeme
. ğlm.
KATİL
sonucunu ayrıca bildirecc
T AHİRE İDAM CEZASI VERİLDİ
Afyon; (Yeni Sabah) — Katil Ta hire; cumhuriyet adliyesl tarafından idam hükmü verilmiştir.
Adalet bahçesini ve yollarını duran halk, yaşasın adalet diye girmiştir .
Bu arada ağır ceza hâkimini kikalarca alkışladılar.
Kunduracı zavallı Halilin katili Tahir; mahkemeden çıkarken binler ce kişi yuha sadalarile yüzüne ttl -kürdü. MmaHcr
—- ----------------------
dol ba
da

psmaniyeda C.H.P den istifalar
---------------o------
/•Şehrimizin en tanınmış z şahısları C. H. P. den $ nçin ayrıldılar?
Osmaniye: (Yeni Sabah) -
rendiğlme göre, İlçemizde doğrulu gu ve iyi karakteri ile tanınmış, yük sek kültürlü gençlerimizden ve es kiden C, H, P, Başkanlığında bulun muş .olan Lûtii Sezgin, II Genel Meclis üyesi Emin Ersoy, eski bele diye başkam Ferld Aslankurd, eski C, H, P, ve belediye başkanlık ö-devlerlnde bulunmuş olan, tanın mış çiftçilerimizden Ahmed Çalık oğlu, Rızaıye C. H, P, Ocak başkanı Yusuf Çelikkıran, Avni Besnek, Dede Güven, Yusuf Güven, Yusuf çalıkoğlu, Dede Yüksel, C. H, P, den İstifa etmişlerdir,
ilçemizde bu ânî ve manâlı İstifa C, H, P, üzerinde derin bir tepki yaratmıştır. Bunlarla beraber daha yüzlerce kişinin de İstifa edeceği tahmin edilmektedir.
Yalnızlık içinde kalan İlçemiz C, H, P, Başkanı Osman Kayanın da istifa ettiği şayiası duyulmuşsa da şimdilik bu haber kaydı İhtiyat lâ karşılanmaktadır.
--------o--------—
Zonguldak’ta kömür yükliyen şileplerimiz
Zonguldak: (Yeni Şabah) — Kö mür Havzasında üç dört gündür kömür yüklemekte olan vapurlar şunlardır: Zonguldak limanında: Tan, İstanbul Elektrik İdaresi. Al-tay,' Devlet Demiryolları. Emek, şl lebide kömür satış hesabına kömür yüklemekte, aynca; Kozludan Sümer, Devlet Demiryolları. Kandilliden Yelkenci, Denizyolları. Çamlıdan da Şark vapuru Kömür Satış hesabına yüklemektedirler.
Kars, Zonguldak, Ödemiş şileple rl de Kilimli sahiline maden direği boşaltmaktadır.
Hava lodos deniz çok limanlıktır.
Biz Anadoluyu yedi başlı emperyalizm canavarından, “hatb müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır,, parolasına, strateji kanununa göre çarpışarak kurduk, bu vatanı kurtardık..

ccdo emek, ihtimam görmüştür.
Sınırların folklörü mânevi ceUhs ve cebhaııclik gibi korunmakta, aril lî musiki, millî edebiyat, millî raks bu sınırlarda oturanları kendi pota larında eriterek mukabil sırurdakf-
Nitekim 1931 yılında, Bulgansta-nın Ankara maslahatgüzarı iken Sofya hükümetinin Milletler Meclisindeki daimi sekreterliğine tâyin edilen vo ikinci defa Bulgaristan] An karada orta elçi olarak temsil
Jlk ve orta tedrisad öğretmenleri “Yardımlaşma Derneği,, kurdular
dıştan ziyade içle İlgili olduğu sanıl maktadır,
KOCATEPE GAZETESİ iki seneye yakın bir zamandan beri Şehrimizde «HİSAR« ismiyle çıkmakta olan haftalık gazetenin ismi KOCATEPE olmvjtur. Gazete nln sahibi ■ F, Ş, Yersel Yazı İşleri Müdürü Rüştü Kutmandır., YARIMMLAŞMA DERNEĞİ KURULDU
Afyon: (Yeni Sabah) — şehrimiz de on beş gün içerisinde 6—7 dükkân soyulmuştur. Soygunculuk i-01e ilgileri olduğu anlaşılan, eski rabıtalılardan: Burmalı mahallerinden 329 doğumlu İbrahim Balka ra ve Hacı Ali mahallesinden 320 doğumlu Hüseyin Akkulak zabıta tarafından tutularak nezarete alın jnışlaTdır. Bu soygunculuktan en enteresanı, Şevki Özkara’nın tüha-fiye mağazasında vuku bulan hâdl redir. Hırsız çaldığı paraları yine mağazadan aldığı bir mendilin İçe risine sararak çatı arasına bırakmış, yalnız dolma kalem gibi bir zaç basit eşya çalarak kaybolmuş tur. Tahkikata devam edilmektedir, • Hasıl olan kanaate göre hırsızlığın
Ticaret Odası başkanının istifası şayiaları!
Son aldığım bir habere göre İlçe miz Ticaret Odası Başkanı Hayrul iah Özkanın da Ticaret Odası Baş kanlığından İstifa ettiği söylentile rl üzerine, bizzat kendislle yaptığım mülâkatta isrtifa sebebi olarak sıhhi durumunun müsaid olmadığını söylemişse de, bu İstifanın sebep ve mahiyetini açıklamamıştır.
il
Diğer taraftan öğrendiğimize gö '* re şehrimizde ilk ve orta tedrisat : öğretmenleri Cumartesi gürfü Lise , konferans salonunda toplanarak Öğretmenler yardımlaşma derneği’, isminde bir cemiyet kurmuşlar dır. Toplantıda gecici yönetim ku nılv seçilmiştir,
F-
Zeytinyağı tacirleri Ankaraya bir heyet gönderiyor
Aydın: (Yeni Sabah) Vilâyeti ndz dahilinde 1943 yılı başında ilk öğretim durumu: 22 si şehirlerde 128 i de kasaba ve köylerde olmak üzere 120 İlk okul faaliyete geçmiştir. Bunlardan, 293 ü özel İdare kadrosunda, 305 i köv enstitüsü mezunu öğretmen 34 u de eğitmen' olmak üzere 632 öğretmen vardır.
İlimizde okuma çağındaki çocuk tayısı 62,000 olup bunlardan halen £9.000 u öğrenci olarak okumaktadır.
Bundan başka köylerde, köy kadınlarını yetiştirmek üzere beş biç kİ dikiş kurslle erkekler için de İki marangoz ve demircilik kursu, yaşları okuma çağı dışında bulunan kadın erkek yurddaşlar için ele otuz halk dershanesi çalışmakta dır.
Aydında bütün İlçelerde köy oku lu yapım ve onarma birlikleri kurulmuştur.
ZEYTİNYAĞI PİYANI
Aydında zeytinyağı piyasası ve buna.muvazi olaı^k zeytin piyasası çiüşmekte devam ediyor Hükû-ır.Lvçe asgari 170 kuruş fiyat.tçsbij edilen sabunluk yağlar 150 kuruşa kadar veriliyor, zeytin piyasa sı ise kilosu 22-24 kuruştur. Halbuki geçen yıl muamele vergisi alın dığı halde zeytin 35-40 kuruş arası satılmış, daha aşağı düşmemişti.

Bu sebeple Aydın zeytin müstahsiller) ve zeytinyağcıları ticaret ve sanayi odasında bir toplan lı yaparak durumu arzetmek üze re Ankaraya bir heyet göndermeği kararlaştırmışlardır.
----------- o------------ Tavşanhda D. P.
Ocak kongreleri
Tavşanlı: (Yeni Sabah) — İlçemiz Durak mahallesi ocak kongre si 7,1.948 günü parti binasında ya pılmıştır.
Kongıe çok kalabalık ve hararet li olmuştur.
Bulur, üyeler tenkit ve dilekleri ni açık bir lisanla belirtmişler Bil hassa milletvekillerine yapılan zam mın nereye sarf edilmesi görüşülmüş ve iki teklif ortaya konmuştur:
1 — Zam farkı partinin kendi ih tiyat'lû.rina sarf edilsip.
2 — Bu zam verem mücadelesine
sarfecüİBin . • -
Her İki teklif reye konnvud knYöı’ teklif ekseriyetle kabul edlîe rek Genel Merkeze bir telgrafla bil dirilnıiştir.
Buğun Yeni Mh. kongresi yapıla cak ve I4/I/94B günü de İlçe kongresi yapılacaktı!
Ampule
ihtiyacınız
varsa
i
GENERAL ELECTRIC

Edimenin bugün ticarî, İktisadî cebhelerlni unutturan diğer şehirlerimize nazaran faaliyetini, ataletin», mahrumiyetlerini âdeta izah eden biricik sıfatı, hudud şehri, serhad şehri Edirne ol
masıdır. ____
4 Şehrin neden yıkılmış bit enkaa ’ halindo durduğunu mu soruyorau -nuz? Hemen hudud şehri olduğu V çin efendim. Cevabını alırsınız. Şch rin tenhalığını mı merak ediyorsunuz, bu merakın izalesi hudud şeh ri oluşile mümkün görülmektedir.
Büyük mağazaların, atölyelerin, fab rikaların niçin bulunmadığını, ku rulmuş olmadığım, öğrenmek istiyorsunuz, Edirne hudud şehri de onun için; denildiğini duy aramız.
Yıkılanlar ortasında yeniye ve be -tona örnek olacak bir binanın yük. 6elmeyişinin sebebini mi arıyorsu -nuz, artık Edimenin bir hudud şeh ri olduğunu hatırlayınız. Hülâsa E-dirno bütün yoksulluklarını şehri oluşunda toplamış,
aileye kadar bu türlü bir hudud an layışının yayılmış olması sebebile -dir ki; ortada yüz ağartacak hiçbir şeye tesadüf edilmez olmuştur.
Şehirlere, :kasabalara,* köylero ve nihayet bütün Trakyaya yıllarca bu sakat anlayış aaviyesinden baktığımız içindir ki, bugün bu yerleri karşımıza halle muhtaç bir mesele olarak çıkmış görüyoruz.
hudud devletten

YAZAN----------
aban Taşkın Şehiyloğlu |
lero nazaran ayn harsla, ayrı o*-* lûbda yapılmış ‘bir yabancılık ve ya t anlık âlemi tesis etmiş bulunmak |eabct etmiyen; bu suretle altmı -fadırlar.
ederken bundan iki ay önce kızı) Bulgar idaresince Sofyaya dâVete
şmdon sonra bir mülteci hayatını
G> ly ve U15 köşelerinin gerçek le ele alınmaz olr
Halka sözde hizmet yolunda ko -lonyacılık ve gazozculuk yapan devletçi hükümetlerin ulaştırma, ' bayındırlık; İstihsal ve ticaret alan I larında bu bölgede varlıklarını is - ı bat edecek bir işaret taşı dahi koy- ( mamı.m olmaları, üzerinde ibretle du rulacak bir başarısızlıktır.
Şehid leyimizin kemikleri, kanlarl- 1 Ie beslenmiş, kahramanlıklar ve fe I dakârlıklarla paratönerlenmiş bu ( yelrerin her kanj toprağında bin ( bir dünya(mnreıı buiunmsKta—nven'j j devletçi hükümetlerin vatan dışı bir ülke farzeder mahiyetteki telâkkile rlndon midir nedir» hiç bir hamle -nln yapılmaması insanı acı acı düşündürmektedir.
Halbuki devletçi hükümetler Trak ya bölgesinde çok uzağa değil, 1900 senesine yâni günümüzden kırk yedi yıl geriye bakıp günlerini* ma-nalandırmağı ’ düşürmelerdi, bugün metruk gibi duran ve yabancı ihtirasını körükliyen ve şu anlarda aç ayılara ihtiras veren bir mevzu yaratmamış olurlardı. Buna mukabil Meriç ve Tunca kıyılarındaki şehid-liklerimize muvazi olarak fabrika * lar kurulsaydı, bunların bacaların -dan yükselecek dumanlar, bugün sı nırlanmız için bir peçe olacak, ülkemizin düşmanlara, ebedî bir gece vâdettiği hususu »daha veciz, tarihî hakikatlere uygun bir şekilde açık lanmış bulunulacaktı.
• • •
Şimdi şahsî misallerden îstidlâl ettiğimiz târlfsîz fakat maddeye şekil vermiş taksimi hudud telâkkisi karşısında, .komşuların aynı mefhu mu nasıl kâvradıklannı da yine e-serlcr üzerinde görelim:
Gerek Yunanistanm, gerek Bulga-ristanın Türkiyemlzle hudud olduğu yerler için belirtmeğe çalıştığımız misaller şübhesiz hakikatin tam kendisidirler. Bu memlekelterin Tür kiyemizle hudud olan tasımlarında tarlalar yemyeşildir. Boş kalmış bir karış arazi bulamazsınız. îç tarafla ra nazaran buraların daha çok işlen mlş; emek verilmiş olduğunu der -i hal farkedersiniz.
Bu farkın neden hasıl olduğunu sorarsanız 4hudud yoludur da onun için» cevabını abranız. İnsanları daha giyimli, daha çalışkan; daha atik ve tetiktir. Sebebini sormağa lüzum yok. Çünkü: hudud boyuna yerleşmişler; hudud bölgesi çocuklarıdırlar. Şehirleri, kasabaları, köy leri sınırlar ortasındaki şehir ve kasaba, köylere nazaran daha ma • murdur. Çünkü; yabancıların vatanları hakkında ilk intibaı, bura -lardan alacakları düşünülmüştür.
Sınır bölgesinde toprak sulanmış, v* gölgelendirtlmlştlr. Ağarlar bu -danmış; yer yer çamlıklar fidanlıklar, vüçuda getirilmiştir. Burada ka sabalar hattâ köyler elektriklenmiş, insandan - fidana; hükümet kona -ğından hudud nöbete! kulübesine ka dar her şey örnek tutulacak dere-1


kişi önün/ nutkunda
Trakyanın
Bulgar
ÜNLÜK iç ve dış politika ■MMİelcri yüzünden vatan ve yurd L : derdleri vatandaş ve yurddaş dilekleri lâyık > Z ele alınmaz olmuştur. Teni Sabah mevsimlik plânların fev-, / kinde, geniş ölçüde İhtiyaçları Irar^layıcı, istihsali arttmcı bir görüş y zaviyesinden memleket ve millet iğlerinin incelenmesini daima göz v önünde tutmaktadır. Nitekim bıı dafa gazetemiz, Trakyanın tanın- l mış münevverlerinden ve Edirneninyetiştirdigi Şaban Taşkın şehidoglu i nun, bir bakımdan îstanbulumuzm» bahçeci sayılan Edime ve Trak-« / yanın tabiî, tarihî, siyasî, iktisadi bünyesini inceliyen müşahidlerino / müstenid bir seri makalesini yajmlıyacaktır. t J
Her sınıf Türk vatandaşının bilhassa Türk gençliğinin ibretle y üzerinde duracağından şübhemiz clmıyan bu yazı gerisi aşağıdaki mevzular üzerinde^ işlenmiş bulamaktadır:
Edirne ve Trakya: t
Türk matbuatının Trakya ve Edime dâvası karşıs.cdaki du- 2
Edimenin tarihî bünyesi» harblerin Edirneden kopardığı par-J çalar, Lozanm çizdiği sınırın Edbae vilâyetinin İktisadî bünyesinde * - açtığı yara. I
c — Edirneyi vatan haritasında bîr işaret olmaktan kurtarmanın (
çareleri. j, i
ç — Bütün Türklerin vicdanlarına, hâtıralarına, menkıbelerine 2
kanşnnş olan Edime. 2 z
d — Edimenin bir boş kostak halini alması ve bir muhacir hane’ J vazifesi görmesi. j
e — İlimden, ihtiyacdan uzak hesabsız bir iskân plânının Edirne- y ye verdiği zarar ve Karacaovahtar, I
f — Yıkıcılığın bir iş bölümü halinde doğduğu ve beşerî hayatta ( faaliyette bulunduğu yer, Edime. t
II — Devletin hudud anlayandaki mantıksızlık bu yüzden Edir-' :
ne ve Trakyanın zararlan, Atatffrteün tarif ettiği ve bu milletin benim ı O€drgt iructcnf'«nİ4»ytT7T. *-— --------*-*7. *— ' ğ
III — Trakya ve'Edime yabancı emelleri besliyen gıda olamaz.
çünkü Edime ve Trakya milli heyecan kalemizin burçlarıdır. • l
IV — Neden Trakya ve Edirnedc ferdi teşebbüsün eserlerine k
I e rastlamıyoruz ? . Z
L V — Devletoilik prensibinin yilzde yüz randıman vereceği yer. /
1 Edirne ve Trakyadır. t y
? VI — Eğitim, T&nm, Tekel» Ekonomi, Bayındırlık ve Ulaştırma Jl
2 Bakanlıklarına Trakya ve Edirnede düşen vazifeler. (
! VII .— Sırtını müstahsil ve mâmur bîr Trakyaya ve Edirneye | I dayamış olan îstanbulun refahı^.
f
(-------------------------------------
Bunların sınırları tıpkı yabana devletlerdeki elçileri gibi her sahada birinci sınıf bir hayat sürmeğe hafc kazanmış kabul edilmektedir. Denilebilir ki; açlıkları, sefaletleri, yoksullukları hattâ haksızlıkları adına konuşanları tekzib etnlek için, bu devletler; sınırlarını bir müdafaam olarak ileri sürme politikasını gütmektedirler. Her türlü talebleri» gel diklen yerlere gönderme bakımın * dan sıhhatli, müstahsil insanlarla doldurulmuş mamur sınırlarını bir canlı cevab gibi göstererek muanzr larını susturmaktadırlar .
İşte yolcsulluklarını sınır boyünde bulunuşu ile varlıklarını sınırda o -’uşu zaviyesinden 'izah eden bu M anlayışın arasındaki doldurulmaz Q-çurum sebebiledir kİ daima haksız taleblerle kulaklarımız tırmalanmak ta, şehid babalarımızın ruhları "tlr zib edilmektedir ,
ı — t — IVKAu...
b —

k•
bugünkü ger-Şarkî Trakya toprakları-smırları içine katılmasını bu emelinin Milletler takdir edilerek kabul e-
tercih eden Gospodin Antonof, *1932 senesinde Milletler Meclisinde şöyle Söylemişti: «Milletler Meclisinin sa yın üyeleriJ Bulgaristan,
sınırlan içinde boğulmakta, çek kökü nın kendi istemekte Meclisince
dileceğini ummaktadır. Bulgarista • nın bu hususdaki dileğinde yerden kadar haklı olduğunu Türkiye de zimnen; vicdanen kabul ettiği İçindir ki; İdaresinde bulundurduğu Trakyaya elden çıkarılacak bir toprak gorile bakmakta, bundan ötürü Edime ve Trakya kasabalarının gün geçtikçe yıkılmasına, topraklarının işlenmemesine göz yummaktadır.> Bundan başka, şimdi kızıl Bul -garlrtan hükümetinin matbuat işleri şef?' bulunan Koştantin Petkanof faşist Bulgaristanm kurulduğu za-
I azı i kar
Çamaşır yıkattırılacak İstanbul Sıhhi Kurumlar
Artırma ve Eksiltme Komisyonundan
İstanbul Tıb öğrenci yurdu öğrencilerine ve yataklarına ait 06300 ve çoğu: 110400 PARÇA ÇAMAŞIRIN ydcanıp ütülenmesi i(şi pah zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 28/1/948 Çarşamba günü saat 15 de Cağaloğlundaki Sağlık ve S, Y, M, lüğü binasında toplanan sıhhi kurumlar komisyonun da yapılacaktr.
2 — Muhammen b^d&H: Top yakûn 32374 lira 25 kuruş olup ilk te
minatı 2429 liradır. , . ‘
3 — istekliler bu -şf aic şartnameyi çalışma günlerinde komiâyöıl
görebilirler- , ( .
4 —•.İsteklilerin car
h kanunda yazılı belgelerle bu işe yeter ilk teminat makbuz veya Ban ka mektubu ve aynca şartnamede yazılı vesikalarla birlikte teklifi havi kapalı zarflarım eksiltme suatinien bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermflert.
5 — Postada husule gelen gecikmeler nazarı itibara alınmaz. (127)
da
.1 ,lu ü.
ıi seneye ait Ticaret Od
ası ve-ikası iîe Slufb'sdyj

iren da 1034 senesinde mahud Tral ya cemiyetinin on sekizinci kongre( Sind(; cemiyetin genel sekreteri sı« 1 alile Filibede otuz bin de verdiği bir meydan
■ çöyle demişti;
«Yürekleri Edimenin,
b. asretile yanan kahraman çocukları! > ,r;Eg(:Çin üığ mavi sularîle Mertoiu ’yeşil kıyıları bizi bekliyor. Bu yer** ierin siz Bulgar kahramanlarından yetim kalmasına tarih müsaade et-miyecektir; Unutulmamalıdır ki, htl kûmetlerin vafcife olarak benimseme
c, i icab-fden iki kiyaset vardır: Bili günlük siyaset, hali hazınn de vurnı siyasetidir. Diğeri ise istikba iin siyasetidir. , Biz; Trakya cemi -yeti rnensutolaıı, geleceğin siyasetini yakın ve mümkün kılacak idealistleriz.
Çünkü biz biliyoruz ki ferdler v« hükümetler; g^lip geçici, milletler ebedidir. Biz yaşadıkça idealimiz er geç hakikat* olacak, muztarib ve hıütehassir Trakya, hakikî çocukla r»na; sız Bulgar evlâdlarına kavu-( nacaktır. >
Her Türkün vicdanını; azız vt mübarek aaydığı vatanım ve onun koy nunöa müsterih uyuması ieab eden ^hkllerini, ölülerini yaralayan bu sözlere, bu ıtablara imkân veren kötü bir sırnr anlayışL değil midir?
Bızıra sahihliğinden emin oluşu -muzdan ileri gelen bir duygu ile bak 4iğimiz Eairne ve Trakyada devlet ier için hakıltaten kısa sayılan bir müddet içinde pasif kalmamızın bu îurlü istismarına hangi Türkün gön r.Y.razı olur?
İste o zaman, ilk reaksiyonu yine Atatürk yapmış; Edirneyi, Bulgar-lar hariç; teşekkül etmiş bulunan Balkan* antantına dahil devletlerin, hır eetirna şehri , sulhun; sükûnun ı sağlandığı sanat, medeniyet ve tarih yehri yapmağı, böylece buraya nıs -♦betimizi cihana anlatacak bir lisan la açıklamayı karar altına almıştır.
Bugün tren yolile şehre girenlerin Tunca
(köpıünün etrafında gördüğü lar; yenilenme kararı verilen •r.ede. eskilerin yıkılmasından olmuştur. Fakat o yıllarda
fJtalyanın dalaşmak arzusu, bilhassa Tüıki3reye saldırarak kudret ve kuvvetine bir misal arama sevdası-ra gönlünü kaptırması karşısında kendi ateşini kendi nefsinde, kendi ıkanıle söndürmesi için başta Ata -tüık olduğu halde milletçe girişil** maddî mânevi seferberlik, Edirne ve Trakya kalkınmasını durdurmıy buna mukabil faşist İtalya- yüzünü kendisi için tekin olmayan Anadolu topraklarından Habeş h udüdlarma çe\nrmek zorunda kalmıştır.; Bu du rum da-Bulgar muhterislerine o yıl lar içinde bir ders olmuştur.
1935 ten sonra dünya .mikyasında cereyan eden hâdiselere pek yakın bulunmaklığımız ve bunların sonun •da insanlığın uğradığı felâket önünde tutulursa, Edimenin Tralıyamn bugünkü durumundan tandaş olarak/ idareci olarak
hükümet olarak hissemize düşen mesuliyet yükü nîsbctcn azalmış o-lur.
Yalnız şu noktayı dikkatten İrak • bulundurmamak lâzımdır ki(> biz sı mr telâkkisinde en ileri formülü bulmuş ve bunu benimsiyerek istik lâl yapımıza temej taşı olarak kullanmış bir milletiz. Dürüya stratejisine; Sakarya meydan muharebesiilo ebedi mfleadele, ebedî müsademe vo müdafaa kanununu kahramanı, biz Türk tirdik.
Ejz Anadoluyu yedi
yalızın canavarından «hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır» parolasına; ^strateji kanununa - göre» çarpışarak koruduk; bu vatanı ku^ tavdık. Onun içindir ki, bu vata -mn her karış toprağı bir vatan, bU tün Tüt-kiye ise bir cihandır.
Türk milletinin bu anlayışı i hm ulleri ortadan kaldırarak neyi ve, Trakyayı nefsindeki
herle rüütenosib; lâyık olduğu iner tebeye ulaştıracaktır.
Bu» âuretle • hatıra vo hafızada yaşayan geçmişteki Edirne ve Trak ya bu yeni kalkınmasından sonra tarihteki varlığı ile denk düşecek bir inkişaf safhasına ulaşmış ola -çaktır. Saban Talkın
Karaağaçtan üzerindeki arsa-Edir-haaıl faşist

gÖ2
ve
var
ve
koymuş olan milleti yetiş-
başlı emper-
bütün
Edir -
cev-
{ İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisler; |
Tanrı Överin istifası

Esrarlı bir mezhebin kuruluşu i üzerinde şayanı dikkat araştıı malar\ ----------------- 26-----------------1
M. H A i F CGA.V
a «««»««w
I
ı


Taıant
■ ■■■■■■■•«««•»MI
Yezidıler; Anadohımuzun (Diyarbakır). (Van) vilâyetlerinin bazı taraflarile (Musul) un (Şcy-han) nahiyesi ve daha ziyade Sen car bölgesinde mevcuddurlar.
Snriyede (Haleb) ile Maverai Kal’knsda (Tiflis) ve (Erınenis -tan) bölgelerinde ve (Afganistan) m bazı yerlerinde dahi b dun dukları söyleniyor.
Yezidıler, çiftçilik ve çobanlıkla fırsa: bulunca da hajdntluk ve yol kesicâlik ile uğraşan bünyeleri sağiam, iri vücudlu; haşin tabiatlı, bilginin ilk derecesinden bile uzak kelmiş ve beylerine, şeyhlerine körü körüne bağlam r(ş mu taassıb insanlardır. Konu(ın ı dil-d leri, bozuk bir arabca ile ranştk kürdcedir. Bunların, Kürd, Arab. İran ye hattâ Türkmen ırklarına mensubiyetlerini ilen sürenler olmuştur, hangi soydan ve bovdan olurlaısa olsunlar muhakkak olan I onların kürdleşmiş ve kendilerini Kürd olmak üzere kabul emekte bulurur alandır.
’ (Yezidîye) isminin alınmasındaki sebebler üzerinde ayrı ayrı gö-riişler vardır.
Muaviyenin oğlu ve Kerbelâ faciasının müsebbib ve muharriki (Birinci Yezid) e mensubiyetlerini kabul edenler daha çoktur, ki diyanet işleri reisi merhum üstadım pıofeeör Şerefeddin de bunlar arasındadır. Bu fikirde bulu • nanlaruı mütaleaları şu yolda hülâsa olunabilir:
Şia bahsinde izah olunacağı ü-zere, hakemlerin Stffaynde buluşup da Âmr ibnil As, Hazreti Ali in hakemi Ebu Musa Ebaş’arivi al datınca, Muaviye Şama çekildi, saltanat ve nüfuzunu genişletmeğe ve kuvvetlendirmeğe koyuldu Hazrcti Ali ise, Küfede yalnız Ha ricîlerin değil, onların tarafını tut mayan’ann da her gün veai t?r fitne, yeni güçlükler çıkarmalarrle uğraşmak durumunda kaldı. Haz-reti Al» gadir ve haksızlığa uğra



bir saat 25 dakika konuşması sonunda şu satır-hülâsa edebileceğimiz bazı ö-meseleler üzerinde durmuş-
(Baetarafi i
«unanı hülâsa ederek hürriyet md-«akı esasları içinde inkişaf eden parti çalışmalarını belirtmiş. 12 Temmuz Beyannamesinin yurd ölçüsündeki akislerini ifade ettikten sonra Demokrat Partini a devletçilik anlayışına temasla türer larla nemli tur:
Devletçiliğin iki ucu vardır. Bir ucu lil üzme, diğer ucu sola yâni mülkiyevi inkâr eden komünizme kayar. Biz ne ona ne de ötekine mütemayiliz. Devletçiliğin lüzumuna kani olmakla beraber bugünkü devletçilik anlayışile de beraber değiliz. Bizim mülkiyet esasına istinad eden anlayışımız, ferd haklarını koruyan bir devletçilik anlayışın ıva eder. Al-nıanyada sanayiin inkişafına çok ça-bşmış olan Büyük Fredrik, örnek fabı ikalar yapmak ve bunları ilk fırsatta şahıslara maletmek yolunu tutmuştu. Yaptıklarım satarak yeniden bir fabrika kurar, şahıslara dev-reylerd». Almanyanın sanayileşme-Fİnde büyük tesiri görülen bu sistemin bizde de tatbiki verimli bir ne. tice verebilir. Gemlikte sun'l ipek fabrilULSİle Merinos fabrikasının mukaddema ferd taralından kurulma», na şiibbesiz imkân yoktu Fakat bugün vt yarın bir anonim şirketin bu tesisleri satın alarak daha ve randımanlı çalıştırması dür.
Celâl Bayar, bu suretle ğtn ancak ferdin teşebbüs ■ di hürriyetinin gelişmesi yolunda bir vasıta olarak kullanılabileceğini tebarüz ettirmiştir.
Büdce tcnkidlerine de temas eden Bavar, büdce komisyonunda 5 De-, mokrat arkadaşın bulunduğunu söy- i lemiş (Komisyonda çalışan arkadaş-1 lorımız bugünkü senatoya hiç dokun-1 madan blidcede yüzde 30 nisbetinde i bir tasarruf yapmanın kabil olacağını teabit etmişlerdir) demek suretti* * yeni büdce hakkmdaki nokta! nazarını açıklam/g ve demiştir ki: .
Milyarlık büdce İçinde bu 300 mil-) yon İngiltere hükümetinin anavatan!
—llmnnJ
rantabl mûmkUn*
devletçi H-ve iktisa-
I
4
masından acı duyarak sabah namazından sonra Muaviye, Âmr .b-nil Âs ve arkadaşlarına beddua etmoge başladı. Muaviye bunu duyunca o da, Ali, ile evlâd ve yardımcılarına dil uzattı.
Diğer taraftan. Şia, Osman ile tarafdarlarma izharı buğuz ve ada vet ederken azıtarak. Ebu Bekir i]c Ömert-, daha azgınları ise butun sahabeyi seb ve tekfire kadar işi ileriye vardırdılar. (Yezid) ve (iâ-net) edilmekte ifratkâr davranılır ken, bir takım ehli sünnet »ıleınası da kim olursa olsun ehli kibled n birine lânet etmek suretile lisanına bunu âdet ettirmeyi münasib görmediler. İşte Yezidıler bu (hüs nü niyeti) kötü tarafa çevirerek. Yezide iâııet edenler ve sevmive.ı-lere karsı onu sayar ve se/er bir durum takındılar.
(Yezid) den tebeıri edenler o-nu mel’un, kâfir, zındık olarak tel’in ekledikçe, Y'ezıdilcr de bunlara karşı ileri giderek onun evliyadan ve hattâ (Peygamber) ler-den biri olduğunu ve buna inanmı yanların doğru cehennemi ûoylıya caklarmı iddia eyliyecek kadar bâtıla sarıldılar.)
Ye;idîlerin; (Yezid bin Muavi -ye) ye bağlılıklarında tereddüde mahal yoktur. Fakat, bu bağıllık için yakarıda gösterilen mucib sebebler. vazıh ve kâfi değildir.
Yezidîlerin isimlerinin (Yezid) den değil, Acem dilinde Tanrı mânasına gelen tzid'den geldiğini (Yezıii) tâbirinin Kürd lehçesine göre (İzid) in değişmiş şekli olduğunu söyliyenler de olmuştur.
(Yezidî) inançları arasında az çok tahrif ve tebdil olunmuş bu -; Ilınmalarına rağmen Iran Mecusi-1
terinden intikal eylemiş bulundu -ğu anlaşılan akidelerin ve talimatın meveud’y eti düşünülünce, (lzıd) den (İndî) nin (Yezidi) olabil -mek ihtimali pek de gayri varıd görülemez.
(Devamı var)
-
Ingiltere Lordlarınm yardım gayesile bü-yol vererek işlerini devrede bir
lara çektiği ve millî tasarrufa tün uşaklarına bizzat gördükleri buhranlı Türk milleti içm azımsanacak
mebl&g değildir. 300 milyon lira dev letin 2 milyara yaklaşan borçlarını hiç olmazsa bu mikdarda düşürebilir. Yahud arazi ve 3ayım vergisi gibi mükellefiyetleri tahfif ederek doğ rudan doğruya hayat bahahlığına tesir eden sebeblerden bazılarını ortadan kaldırabilir. 1940 senesinden bu. güne kadar sivil ihtiyaçlara tahsis e-dilen meblâğ 800 milyon lirayı bulmuştur. Bu para, normal kaynaklardan değil, vatandaşların takati, varlık vergisi gibi tedbirlerle zorlanarak temin edilmiştir.)
Bayar, bundan sonra Türkiyenin en önemli meselelerinden biri olarak İşçi meselesine temas etmiş, Karadeniz seyahati sırasında verem âfetinin memleket ölçüsündeki tahribatını müşahede etmesi üzerine Ankara-da salâhiyetli bir makama işi hikâye ettiğini ifade eden Celâl Bayar,’ bilhassa Bursada bu âfetin daha çok kurban verdiğini, bu vesile ile öğren miş olduğunu soyüyerek ezcümle şöyle demiştir:
— Verem fakir insanların arasında daha geniş bir rahat bulur. İşçi. ler umumiyetle fakir ve hattâ, yoksul kimselerdir. Gıda azlığı bünyeyi kemirir ve vereme yataklık yapar. Bu sebeble sanayi şehri haline gelmekte olan Bursada işçi meselesini ehena-mrty(“tle el», almak lâzımdır.
Bu konuşmadan .sonra dış siyaset lıakkında kongreyi tenvir etmiş ve (Ahnaed ile Mehmed arasında bir: fark olmad.fr gibl brtylecc part|ler; arasında da d.ş politika bahsinde ay rılrk olmadığını ifade etmiş ve memleket müdafaasına karşı partı Vfi h)1 kûmetle tamamen beraber olduğumu zu söylemek isterim) demiştir.
Diğer taraftan Bursa bugün tamamlanmıştır, heyetinden 2 üye hariç, ti Ibka edilmiştir.
Bu akşam ,elâl Bayar ve arkadaşları şerefine şehrimizde büyük bir ziyafet verilmektedir.
ZabH Ahmad Türkoznn


11 kongresi
Eski idare
lda™ hpye-
• •
(Baştarafı 1 incide)
2 — Tanrıöver, istifadan sonra* yeni bir parti kuracak mı, kurmı-yacak mı?
3 — Şayed yeni bir parti kuracaksa bu yeni siyasî teşekkül, Demokrat Parti (Hürriyet Misaleı) kararlarını tatbike geçip de meclisten .çekildiği takdirde onun yerine kamı olmak üzere vücuda gelecek \eni bir müstakil grup, yâni muhalefet rolünü oynıyacak bir muvazaa organı mı olacaktır, yoksa ı D. P.) den ayrı, fakat cid dî ve samimî yeni bir muhalefet partisi mi?
4 — Yine bu dâvayı (Demokrat Parti) nin erkânı ve salâhiyet1! mahfilleri nasıl görüyorlar?
5 - Bu hususta (Cumhuriyet Halk Partisi) yetkili çevrelerinde ne di şlinülüyor?
Toy bir gazeteci bu beş sorunun düğün?»nü çözmek için en xısa ve kestirme yol olarak Hamdullah Subhi Tanrıöverle görüşmekte bu lur. Fakat olgunluk iddiasına kıpılmadan , ben muadeleyi hal için en sağlam usulü; Tanrıöveri elo geçirip kendisini sigaya çekmekte değil. ? ilâkis mümkün olduğu tak dirde kendisi ile hiç görüşmeyin inc°k «nelerimi büsbütün başka kaynak.ardan yapmakta aradım ve galiba da buldum.
Çünkü eski Bükreş sefiri şayed bir muvazaa partisi kuracak idiyse, bunu itina ile gizliyeceğinde ve suallerime menfî cevaplar ve receğmden şübhe edilemezdi.
Tanrıöver gıllügişli bir insan değildir!
Bir Kere bu kararı verdikten sonra yapılacak şey basitleşiyordu. Ve her iki tarafı da, hem (C H. P.) nin, hem de (D. P.) nin salâhi\ ettar ağızlarını dinlemek, yâni ıs?e beşinci sualden başlamak sureiile objektif bir neticeye varılabilirdi.
Ben de öyle yaptım ve evvelâ (C. H. P.) ye baş vurdum.
Haik Partisinin, sırf dahilî tüzük yüzünden ismini vermemekliğimi rica ettiği, salâhiyetli bir uz vu sorumu şöyle cevablandırdı:
— Tanrıöverin partimizden isti fası sebebinin, bir ietihad ve kanaat meselesi olduğuna eminim ve bunun herhangi gizli veya mahsûs bir maksada istinad ettiğin? de inanmam. Çünkü Hamdullah Sııh hi Tanrıöver gıllügişli hareket e -decek (rr insan değildir.
Bu konu etrafında Demokrat Partili salâhiyettar zat da şu cevabı verdi:
— Tanrıöverin istifası sebebi, benim görüşüme göre, açıktır, zira kendisi tenkide yer vermiyen siyasî bir teşekkülde kalamıyaca-ğını açıkça söylemiştir.
Diğer taraftan Hamdullah Sııb-hinin şahsiyeti, bu zatın herhangi bir hesablı ve pazarlıklı siya -sî entrikaya âlet olabilecek bir kimse olamıyacağını gösterir.
Yeni bir parti kuracak mı?
Eski Bükreş elçisinin yeni bir parti kurup kurmıyacağı meselesi etrafında Halk Partisi mahfil • leri şu kanaattedir:
— Hamdullah Subhi, herhangi bir vatandaş gibi, dilediği takdirde, bil parti kurmakta tabiî tama mile b*krbesttır. Hattâ bu parti ku rulacık olursa eski Türk ocak -lı bnkae milletvekili de kendisine iltihak edebilir. Fakat bizim ka naa»imi7ce Tanrıöver yeni bir par


Danıştaya karara iti-
*
TELGRAF
Ankara Üniversite senatosu
(Baştarafı 1 incide)
Tarih - Coğrafya Fakültesi Halk Edebiyatı ve Folklor profesörü Pertev Naili Boratav, Sosyoloji doçenti Behicc Buran, ve Sosyoloji doçenti Niyazı Rerkes’in Üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılmalarına oy bir-ligile karar vermiştir.
Profesör ve doçentler, müracaatla haklarındaki raz edeceklerdir.
SENATOYA ÇEKİLEN
Bugün öğleden evvel Yenişehir C. H P. Demlrtepe ocağında toplanan gençler Senatonun bu kararını mem nuniyetle karşılamışlar ve Senatoya aşağıdaki telgrafın çekilmesini karar altına almışlardır:
«J1/1/948 günü Yenişchlrde yapılan gendik toplantısında Senatomuzun bir profesör ve iki doçent hak kında aldığı Üniversite öğretim üyeliğinden çıkarma kararının en derin bir sevine ve heyecanla karşılandığını saygı ile arzeder.»
Diğer taraftan, ÜnLve/siteden çıkarılan Pertev Nailî, Bellice Boran ve Niyazi Herkes milletvekillerine müşterek İmzalı bir mektub gönder, m işlerdir. Bu mektubda komünizm pro Pagandaemın bir suç olduğunu, haklarında herhangi bir cezaî takibat yapılmadığına göre bir disiplin cezası verilmesinin yersiz olduğunu ve hu cezanın kürsüden uzaklaştırma için bir sebeb teşkil etmlyecefrnl ileri sür


yüzünden
salâhiyeti
Tanrıöver
edebileceği asla vârid
cihete de emin bulu -Hamdullah Subhi Tan
ti kurmak yolunda değildir. »
Dr nokrat Partiye rnensub salâ hiyetli zat da aynı kanaattedir vej şöyle demektedir:
— Tanrıöver samimî bir insandır. Eu itibarla tamamile hakkı) olmakîf. beraber, yeni bir partii kurtıes ğmı sanmıyorum. Z i -ra böyl » bir niyette olsaydı bunuı açıkça söylerdi.
Görülüvor kı bu noktada eer^k, iktidar, gerekse muhalefet oarti •' leri umu.mile birleşmiş bulunmak tadıı lar.
M uvzzaa ınes’elesiııe gelince..
Tanrıöverin (D. P.) den (Hürriyet Alisakı) na uyarak meclis -ten v eh ildiği takdirde onun yerine kaim olacak bir muvazaa partisi yâni bir nevi Kâna Tarhanın müstakil grupuna müşabih bir mümkabe cihazı müsveddesi vıi -cüda getirip getirmiyeceği suali -ne Halk Partili zat şu cevabı ver miştir*.
— Hayır, ne biz böyle bir mu-vazaaya muhtacız, ne de Tanrı -över böyle bir muvazaa partisi kurabilecek bir insandır. Hamdul lah Subhi; bütün milletin öğren diği gibi (C. H. P.) den sırf bir ietihad ve görüş farkı istifa efmiştıı.
Demokrat Partinin rüknü ise:
‘ — Hamdullah Subhi
bir muvazaa partisi kuracak bir kimse olamaz. Yâni (C. H. P.) den ist.fasınn* bir emir ve direk -tif yüzünden vukubulduğuna asla ihtimal veremem. Bu itibarla ken dişi irabında mecliste (D. P.) nin yerine kaim olacak bir grupu vü cüda getirmek maksadile danışıklı dövüş kabilinden bir kombine zonıı kabul değildir.
Faka', şu nuyorum ki
rıöver; şayed yeni bir parti kurmaya karar verirse bunu ancak Halk Partisi genclbaşkanından is tizan ettikten ve muvafakatini al diktan sonra yapabilir. Zira kendisi sayın İnöııüye çok bağlıdır ve bu hissinde de tamamile samimîdir.
Hülâsa Tanrıöverin istifası danışıklı dövüş olamaz.
Lâkın yeni bir parti kurmaya karar verirse bunu da lnönünün izin ve muvafakatini almadan yapamaz. - a -
İşte aziz okuyucum, her iki tarafı da dinlemek ve kelimenin en şumüllii mânasile bitaraf ve objektif suretilc elde ettiğim malû mata göre, son günlerin en hararetli dedikodusunu teşkil edo.1 Tanrıöverin Halk Partisinden isti fasınır. iç yüzünü ve bu zat tarafından yeni bir parti kurulup ku-rulmıyacağı hakkmdaki riva.yet, şayia ve haberlerin hakikati bun dan ibarettir.
Vakıa bir de bizzat Hamdullah Subhi Tanrıöverle görüşmek kah yordu amma, buna gerçekten lü -zum görmedim. Çünkü evvelâ yazımın başında arzettiğim mucib sebeb vardı, sonra da eski Bükreş sefiri bu konu etrafında ne söylemek mümkünse hepsini söylemiş 5 e bu beyanatın hepsi «Yeni Sabah* da intişar etmiştir.
Bu itibarla hem kendisini, hem kendimi, hem de karilerimizi beyhude jere yormaktan kaçındım.
• • •
Eski Rumanya Kralı Mişel Tekrar tahtına Mönmek Amitinde
Londra: 11 (AP) — Dün Associated Press’e beyanatta bulunan es ki Rumanya kralının emir subayı binbaşı Vergotti, kralın istifasına Tito’nun sebep olduğunu söyledikten sonra sözlerine şu şekilde devam etmiştir: «Kral daima milleti nln safında yer almak azminde o-lup, bunu baş ödevi telakki etmektedir. Rumanya mütarekesini emrettiği zaman, Avrupadaki hürri yet savaşına başlamıştır. Bu savaş elan devam etmekte ve hepsimiz memleketlerimize dönebtlinreye ka dar devam edecektir. Mişel Ingilte reden Rmnanyaya dönerken esasen olayların aldığı cereyanı kestirmiş bulunmaktaydı. Fakat ödev telâkki ettiği ıcin dönmek hususundaki cesur kararı almıştır.n
(Kumanya hükümeti Cıuııhuriye tin ilânın: n yılbaşına tesadüf ut meşini istemekteydi. Bunun içki tahttan feragat buhranının geçen yılın son günlerinde hazırlanmasına başlanılmıştır.»
Gözleri yaşla dolan binbaşı sözlerine şu şekilde devam etmiştir:
aBııdapeşteye ilk vardığımız 'sa-mnn kralı selâmlamak üzere bayrak çekHın emişti. D?^ya harbini 6 ay kısaltan çocuğa karşı işte bu durumu takındılar.»
millî
1
vermek vazı -memleket mc-dâvalaıın mü •■eyen birliği • zını ancak ide ıe iştirak eden min edebilmekte
milletvekilleri maaş
Milletvekillerine f yapılan zam
(Baştarajı 1 incide)
Kurtuluş ile İstanbul milletvekil • lerinden Cihad Baban , maaşları -na yapılmış olan zammı aynen Mili? Türk Talebe Birliğine gön -dermişlerdir.
M. Türk Talebe Birliğinin zamma muhalif milletvekillerine gönderdiği mektubu aşağıdadır:
Sayın milletvekili;
Faaliyetlerimizi herhalde yakından takib ettiğiniz birliğimiz kıça bir müddet evvel kurulduğu ve bir te lebe birliği olduğu için ga -yet Küçük maddî imkânlara salıib bulunuyor.
Yüksek tahsil gençliğinin sosval ihtiyaçlarına cevab fesinin yanıbaşında selelenırn ve dafaasıuı da miz, maddî alini tasv lerin ya dir.
Gazeh
larına yapnması teklif edilen zam hususundaki muhalefetinizi memnunlukla karşıladık. Muhalefetle -rine rağmen kararın yürürlüğe girmesi üzerine bazı milletveKİlle-rinin bu farkı hayır cemiyetlerine devrettiklerini de düşünerek yine memnunlukla haber aldık.
Bundan cesaret alarak yalnız bir deıaya mahsus olmak üzere si zin de bir aylık maaş farkmızı bir ligimize teberru ederek’ idealleri • mizin tahakkukuna yardım edebileceğinizi düşünüyoruz.
Birliğimiz adına sizden böyle bir ricada bulunurken müsbet cevab vereceğinizi düşünerek şimdiden teşekkürlerimizi arzederiz.
Not; Zamma muhalif bütün mil
letvek İlerine yazılmıştır.
Millî Türk Talebe Birliği
Başkanı Relıai İslâm
Maaşlarını hayır cemiyetlerine
bağışlayan milletvekilleri hakkın- kından Amerikan Bahriye Bakanlığı
da bir okuyucumuzun şayanı dik kat mektubu:
Gazetenizde ne zaman havır iş lerine dair bir konuya temas edilse, yahud herhangi bir hayır cemiyetinin işleri bahse mevzu teşkil etse, böyle mühim bir memleket meselesi karşısında lâkayd ka lamayıp hemen fikir beyanından kendini mahrum bırakmıyan K. M. Abacı isimli bir okuyucumuz vardır. Bu okuyucumuz, son günlerde, milletvekillerine yapılan zamlardan kendi hisselerine düşe ni kabul etmeyip genelbaşkan Celâl Duvara teslim eden demokrat milletvekillerine aid bir haberi okuyunca, yine kendini alamamış, bize bir mektub göndermiştir.
Şayanı dikkat bulduğumuz bu mektubun başlıca kısımlarını biz de okuyucularımıza sunmaktan kendimizi alamadık. Mektuo pşe-ğıdach?:
Bay Cemaleddin Saraçoğlu:
«Son zamanlarda Büyük Millet Meclisi kararı ile Milletvekillerinin maaş ve harcırahlarına zam yapılmıştı. Son günlerde gerek bi zim gazetede yâni (Yeni Sabah) ta ve gerek diğer gazetelerde oku duğumuza göre. Demokrat Parti milletvekilleri, Büjdik Millet Meclisi tarafından maaşlarına ve harcırahlarına ilâve edilen fazla para yı ayırarak, bu parayı ya hükû -mete w de etmek veya b»r bav’r müesse^esine vermek fikrinde ol duklaı ı yazılmaktadır.
8.1J948 tarihli ve 3002 numaralı gazetenizin 4 üncü sayfasının ilk sütununda «Serbest kiirsü, po cuk Esirgeme Kurumu» isimli yazıda, bildirildiği üzere «D. P. mil letvekiîlerinin feragat ettikleri pa ra ile> sokaklarda, köprü altların da, köse ve bucakta perişan ve sefil bir halde inleyen ve vatan -daşlarıucıan imdat bekliyen çocuk ların toplatılmasının ne kadar bü yük bu insaniyet ve fazilet vazifesi olduğunu herkes takdir eder.
Bu paranın, kimsesiz, bu sürü -nen çocuklara hasredilmesi içir, neşriyatta bulunmanızı rica eder saygılarımı sunarıma
Sadık Aldoğanın teşrii masuniyeti
(Baştaraft 1 incide) bu babdaki faaliyeti ve incelemeleri bir hayli ilerlemiş ve savunması hak kında Aldoğan’a tebligat yapılmıştır. Meclisin tekrar faaliyete başlamasından sonra Aldoğanın savunma sı encümence incelenecek, teşriî ma-1 suniyetlnin ref’i veya devre sonuna, bırakılması hususunda karar alına- ' çaktır. ,
Yine söylendiğine göre Dem ıkrat Parti umumî merkezince ve Meclis Parti Grupu Başkanlığınca Aldoğa-na itidalli hareket tavrı muhafazası yolunda da ayrıca telkinatta bulunulmuştur.
T» I 'rai'- *
Ankara, 11 (Hususî) kalp 1 liralıklar görülmüştür, suretle Ankarada ele geçen kalp liralıkların sayısının günden güne artmış oluşu daha sıkı tedbirler alın-
Ankarada Bu
Amerika bahriyesi bir harbi kazanacak durumda değildir»
I

Türkiyeye Teslim Edilecek Gemileı
Akdeu.zde bulunan Amerikan uçak sindexı uçakıar Atom bombası taşıyabilecek hale gehrnmıj
Vaşlngton: 11 (AA.) — Radyoda söylediği bir nutukta Birleşik A-merlka deniz harekçtL şefi Amiral Louis Benfeld ezcümle demişti kİ;
Şimdiki halde Amerikan bahriyesi, bir harbi kazanabilecek durumda değildir.
Halen vazife gören sadece 300 gemi ile silâhtan tecrid edilmiş' 2400 gemiye malik bulunan Ameri kan bahriyesi şüphesiz ki düşmanı mahdud mikdarda bir deniz Amerikan topraklarına el atmaktan alakoyabilir. Fakat ou donan ma harbi düşman sularına intikal ettirecek durumda değildir.
ATOM BOMBALI UÇAKLAR
Londra: 11 (A A.) — Sunday Ti-
mes yazıyor;
Midway gibi uçak gemilerinde bulunan uçakların atom bombası taşıyabilecek hale getirilmiş olma lan henüz aleniyete vurulmamış ol makla beraber derin manevi bir te ' sir yaratabilir. Bilfiil Atom Bomba' larile mücehhez Amerikan gemileri j nin mevcudiyeti her ne kadar şüphe li ise de böyle bir teşebbüsün mad deten imkân dışında olmadığı mu-hakkatıktır.
TURKIYEVE VERİLECEK HARB
GEMİLERİ
Vaşington: 11 (AA.) — Usis:
Kongrenin kabul etmiş olduğu yardım programı çerçevesinde Tür kiyeye verilecek olan gemiler hak
nin yayınladığı tebliğde bildirildiği i ne göre. Nisan ayında Amerikan tersanelerinde Türk mürettebatına şu gemiler teslim, edilecektir: 1
Bir petrol gemisi, bir tamirat ge misi, motörlü sekiz mayın tarayıcı, bir ağ gemisi.
Bundan başka Amerikan mürette batı tarafından bir Türk limanında dört denizaltı teslim edilecektir.
Bakriye Bakanlığı bundan başka Türk donanmasına mensup 3âû ki şiirin verilecek yemileri Amerikan tersanelerinde teslim almak maksadile bir hazırlık talimi geçirmek üzere Aınerikaya gelmiş olduğunu
Sovyetlerin
Rus siyaseti
(Baştarah l incide)
Bu memleketlerde, bütün siyasî teşekküller eziliyor, basın hürri • yeti ortadan kalkıyor, ve komü -nist olmayan sikası önderler idam ediliyor.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetle -ri Birliğinin dahilî emniyetini boz mak iıteyen kimse yoktur.
İnsanlığın ilerlemesini ve dünya ekonomisinin kalkınmasını gecik -tiren, aynı zamanda yakın bir har bin tenlikesini yaratan Sovyetler, makineleri tornistan ederek tahrikçi siyasetlerini bir kenara bı -raksalaı olmaz mıydı?
Barışın korunması ve insanlı -ğın ıvlıat etmesi için, Sovyetlerle elele çalışmağa her şeyden fazla arzu ederdik.
Sovyet dışişleri bakanlığıııuı oto matlk hizmetkârlarının öncülerini tilerime Rus komünistlerinin propa ganda makinelerinin memleketimi teşkil eden dünyra komünist par -ze ve hükümetimize karşı yaptıkları habis ve hakikate aykırı taar ruzlarına göz yummamız, her zaman için beklenemez.
Demokrasi ile insan hürriyetine karşı olan imanımızdan dolayı, bu vaziyetten yalnız esef etmekle kal mıyor, gün geçtikçe İstikrahımız da artıyor.
Teessür ve İstikrahımızı arttıran, bu üşülün, en İleri Demokrasi, hür rlyet ve Faşist aleyhtarı olduğunun tantana ile ilân edilmesidir.
Komünistlerin solcu olduklarını hiç bir zaman kabul etmemiştim vo gim geçtikçe bunların solcu olmadıklarına iman getiriyorum. Bunlar sağcıdırlar.»
1948 yılı, ccssur AvrupalIların 1848 de hürriyetlerini elde etmek 1-çiıı çarpıştıkları ve Avrupanm hür rlyet için yaptığı inkllâp gayretleri nln tam yüzüncü yılıdır.»
Morrlsonun verdiği nutuk, geçen perştiPue dış siyaset konusunu ele alan İngiliz kabinesinin yaptığı top lantıdaıı sonra, bir İngiliz devlet a-damı tarafından, bilhassa Rusya ve Doğu Avrupa ile olan münâsebet lere dair verilen ilk beyanattır.
Selâlıiyetli kaynakların bildirdik lerlne göre, İngllz kabinesi, aldığı kararları mucibince, dünya işlerinin halli için birleşik amerıka ile
• • • t * A
veya pek yakında geleceğini bildir iniştir.
AMERİKANIN DOĞU AKDEN İZDEKİ MENFAAILARI Londra: 11 (AAj — Sunday Ti inesin siyasi muharriri, Birleşik A-merikamn Flüstindeki konsoloslukları ve ayni zamanda Amerikanla Doğu Akdeniz bölgesinde denizdeki menfaatlarım korumak maksadile HHHİ. Piya-
desi kuvveti göndermek Karaim yorumlayarak şöyle eliyor:
Akdenizdeki Amerikan Filosu bu bölgede bulunan deniz kuvvetlen-ı.(ıi hepsinden çok daha kuvvetlidir. Yunan denizinde manevralar yapılmakta ve bu manevraca iştirak eden gemiler arasında uçak ge mileri, krüvazorler, torpito muhrip leri ve denizaltılar bulunmaktadır. Bu manevralarda sahillere çıkarma talimleri yapılacak ve bilhassa hi otun ve müdafaa için hava kuvv : ierirün işbirliğini gerektiren hare ketler tatbik olunacaktır. Daha 11 yiık bir manevi tesir husule geti. ? bilecek olan şeylerden biri de M d wav uçak gemisinde bulunan uça^ lardan bazıları Atom Bobmbası a>.a cak şekilde tadil edilmiş olmasıd r. Amerikan gemilerinden birinin buy le bir bombayı hâmil olup olmadı ğı bilinmemekle beraber böyle bir şeyin imkânsız olmadığı aşikârd r.
Bundan başka Birleşik Ameri nin Turltiyeye dört denizaltı ile bış ka harb gemisini vermesini yon .n layan ayni muharrir şöyle diyor:
Türk mürettebatı, bu gemti ri terlim almak için talimlere bas ı, mış bulunmakladır. Bu denizpl ı-lar 1944 modelidir ve ufkun ko ır dığı bir sırada bunlar Türfciyeye ı-timad telkin edecektir.
İTALYA YA AMERİKAN TÜMENLERİ MI GÖNDERILEC” Roma: 11 (AA.) — Dört A kan tümeninin İtalyaya gelece*i. e dair Vaşingtondan verilen ve bir Italyan gazetesinde yer bulan haber Başbakanlıkdan kesin olarak yalanlanmaktadır.
70
— »
n
S talin ne
O
u?
Ziyarete geldiği hastanın adın zikretmeyen İsveçli doktor, daha fazla bilgi vermekten imtina etmiştir.
Moskovadakl İsveç sefiri Rolf Sohlman ile yaptığı anlaşma mucl bince, Rusyada gördüğü işe dair Stokholmda resmî bir açıklamada bulunacağım bildirmiştir.
Moskova: 11 (AP) — Moskovaya olan yolculuğu bir çok tahminlere yol açan isveçli kanser uzmanı doktor EUs Berven, Pazar günü ve/ diği bir demeçte, uçakla Pazartes! sabahı Stokholma hareket edeceği ni ve ayni günün akşamı Stokholma varacağını ümid ettiğini söylemiştir. a
Salı gününden beri Moskovada bu lunan doktor, tren yoluyle Leningrad. ve HeUinkidan gelmişti. Associated Press muharririne beyanat ta bulunan doktor, S talin i tedaviye gelmediğini, söylemiştir.
Yugoslavyanıa Amerika* daki bluke altınları
Belgrad: 11 (AP) — Bir Komü nist gazetesi alan Borba, Pazar güt kü sayısında» Yugoslav altın ihtiyat laruu devretmek meselesinde —«Hitleri* hatırlatan —tehdit ve korkutma tan dolayı Amerikan hükümetini it ham etmiştir.
devretmek hatırlatan —tehdit usulleri»— kullanmak-
Trakya umunu müfettişliği layvouııdu
(Bahara)' 1 ınt'idm
bir ziyafet tertib etmiştir. Bu ziyafette de raenruriar, mekte-b müdürleri, bayır cemiyetleri mümessilleri hazır bulunmuştur. Burada, Trakya dâva&ı, Umumî Müfettişliklerden bek lenen işleri şimdi diğer devairin yap ması lüzumu etrafında konuşulmuştur.
Bıı arada Şaban Taşkın Şehidoğlu da söz alarak bazı mütaleular ileri sürmüştür.
Pazar günü sabahı saat 10 da Umu mİ Müfettiş Abidin özrnen Atatürk heykeli önünde uğuı lanmış. Umumî Müfettiş burada teşyie gelenlere t*. ^okUür etmiştir.
SAYFA:•
TEN!SABAH
12 OCAK 1048
\

Galatasaray, Beşiktaşı
3-1 mağlûb etti
Çeteciler Arnavudluğa sığındılar
Senelik kirası
Ura Kuruş
İlk teminatı ra Kuruş
Atina: 11 (AP) — Sözüne güvenl-kaynaklarm bildirdiklerine gö-Koniçe muharebesinde faaliyet bulunan âsi kuvvetler ,bu savaş kullandıkları toplarla birlikte,
Kartalda Şamandıra nahlyetine tabi Sultanbeyllk çiftliğinde 1 Ağıl küçük ahır ve 81 numaralı bina tahminen 420 dönüm tarla, 1500 dönüm mera, 150 dönüm çayır «Mh. D 62, 76o
8168
00
162
60
Giindüz’ün çok güzel oyunu sayesinde Sarı, kırmızdılar kuvvetli rakibîerini
Lig maçlarının altıncı hafta karşılaşmaları dün Vefa ve Şeref stad-Jarındr. yapılan müsabakalarla bitli. Haftanın en mühim karşılaşması, şampiyonluk üzerinde rol oynıyaoak elan, Galatasaray - Beşiktaş maçı
iler ba-ce-hü-
zorladı. Ayaktan ayağa nihayet, Salim uzaklaş-
oyuncuları da asabi, bu
idi.
15 binden fazla bir seyirci bu maçı görmek üzere Şeref stadını tamamen doldurmuştu.
4—ı Sarı - Kırnıızıhların galebe-silc biten B. takınılan müsabakasından sonra Galatasaray ve Beşiktaş A takımları taraftarlarının alkışlan arasında sahaya çıktılar. Ve halkı selâmladıktan sonra şu şekilde dizildiler:
Galatasaray: Erdoğan - Fazıl, Salim - Musa, Bülend, Doğan - îsfen-dlyar. Naci, Gündüz, Muzaffer. Ga-fcanfer.
Beşiktaş: Edhem • Yavuz, Vedii • Çaçi, Necdet, Faruk - Süleyman, Hakkı, Kemal, Şevket, Şükrü.
Hakem: Hilmi Garan.
Oyuna GalatasaraylIlar başladılar. Sağa uzanan topu Vedii önledi. GalatasaraylIlar ilk anlarda bir netice alabilmek için çok gayretli oynuyorlar. Soldan Gazanfer vasıtasile yapılan akınlar Beşiktaş kalesine korkulu dakikalar geçirtiyor.
Üçüncü dakikada Nacinin verdiği İleri pasa yetişen Gündüzü hakem ofsayt diye durdurdu. Beşinci dakikada lsfendiyara havadan yollanan pas; Vedii elle kesti. Naci friklki direğin üstünden attı. Dakikalar ledikce Galatasaray baskısı daha riz şekil alıyor. Beşiktaş henüz, za çizgisine kadar varabilen, bir cum yapamadı.
Dokuzuncu dakikada sağdan inkişaf eden bir Beşiktaş akını Galatasaray kalesini giden topu, tırabildl.
İki taraf
sebebden oyunda fazla bir zevk yok. 14 üncü dakikada Beşiktaş aleyhine soldan korner oldu. Gazanferin çok güzel bir şekilde çektiği korner Siyah - Beyaz kalesini tehlikeli duru, ma soktu ve Gündüz nefis bir kafa vuruşile topu, Edhemin elleri arasından kaleye soktu.
Golden bir dakika sonra Şükrü Fazıl ve Bülendi geçerek Kemale çok güzel bir pas verdi. Lâkin Beşiktaş santrforu önü boş olduğu halde topu dikerek büyük bir fırsat kaçırmış oldu.
Oyun yavaş yavaş gevşemeğe başladı. Galatasarayın ilk anlardaki hi' ;.ı geçtiğinden hücurn teşebbüsü daha zfyade^Siyah - Beyazlılarda, Galatasaray yalnız, bugün fevkalâde biri ojun çıkaran, Gündüzün topa müdahale ettiği zamanlar tehlikeli akın yapmak imkânını buluyor. Bu arada Gündüzün şahsî bir şekilde yaptığı iki akın ancak favl yapmak sureyi î durdurulabildi. I
Beşiktaş bir türlü soldan akın yapın yor. Hakkının geri kalması Siyah - Beyaz hücumlarının semereli ol-m ısına mâni.
37 nci dakikada, Galatasaray yarı Bi hasında, sağa doğru uzanan topa koşan Kemal ve Salim çarpıştılar ve Sllştüler. Kemal kalkınca Salime tek nr.c salladı. Galatasaray müdaflinin mukabele etmek istemesi üzerine ha i em her ikisini de oyundan çıkardı.
10 kişi kalan iki taraf da takım-1 . arında tâdilât yaptılar. Ve iki tarafın da hücum hatları 4 kişiye indi
41 inci dakikada Süleymana yapılan bir favlü Şükrü çekti. Fakat Erdoğan mükemmel bir plonjonla 1 topu kornere çıkardı. Soldan çekilen korneı de bir netice vermedi ve bir I müddet sonra ilk devre 1—0 Sarı -Kırmızılılarm lehine bitti. I
• t kinci devre: •
Beşiktaş bu devreye dokuz kişi1 olarak çıktı. Kaşından yaralanan Necdet oynamıyordu. I
Beşiktaş dokuz kişi olmasına rağ- . men daha hâkim. Galatasaray bir golü kâfi görmüş gibi daha ziyada müdafaaya ehemmiyet veriyor. Si- İ yah - Bpyaz tazyiki gittikçe artıyor. Birçok akınlar ancak gol ile durdurulabiliyor. Sekizinci dakikada ceza üzerinde Galatasaray aleyhine Şük« rünün çektiği frikik! Erdoğan güzel bir şekilde bloke etti.
Galatasaray oyunun tehlikeli bir durum aldığını görünce işi sıkı tutmak lâzım geldiğini anlıyarak Beşiktaş hücumlarına mukabele etme, ge başladı. 10 uncu dakikada Gündüz İki müdafii üzerine çekip Muzaffere mükemmel bir pas verdi. Lâkin önü
boş olan Galatasaray sollçi beceriksiz bir vuruşla bu mühim fırsatı he-bâ etti.
12 nci dakikada Muz(fer Gündüzden aldığı topa vurmak üzere iken Vedii yetişip kornere çıkardı. Gazanfer yine fevkalâde bir şekilde çekti Kalenin tam ortasına inen topa Gündüz üç Beşiktaşlı arasından sıçrayıp mükemmel bir kafa vurdu ve top ikinci defa Beşiktaş ağlarına takıldı. —
Bu gol Galatasaraya gevşetici biı tesir yaptı. Buna mukabil Siyah • Beyazlılar gayrete geldiler. Lâkin bir oyuncu eksik olmanın tesiri kendini gösteriyor. Üç forla yapılan hücumlar daha ceza çizgisine varmadan Galatasaray müdafileri tarafından kolayca önleniyor.
Beşiktaş tazyiki, bu minval üzere, yirmi dakika devam etti. Bu müddet zırfında kazanılan birçok korner ve frikikler netice vermeden geçti.
35 İnci dakikada soldan Şükrünün çektiği kornerde top Hakkının ayağına geçti. Arkası kaleye dönük o-]an Hakkı topu çcvirinceye kadar Galatasaray bekleri tehlikeyi uzaklaştırdılar. Bu arada Gazanfer kendi kendine arızalanarak oyundan çıktı, iki taraf ta dokuz kişi.
43 inci dakikada Fazılın ters bir vuruşundan faydalanan Şükrü avut .çizgisine kadar topu götürdü ve ortaladı. Erdoğan |9lonjon yaptı ise de bloke edemedi. Ve top Hakkının aya ğına geçti Fakat Beşiktaşın bu e-mckdarı bu fırsatı da kaçırdı.
Bir dakika sonra Çaçinin verdiği bir ileri pasa Galatasaray müdafile- j rinden evvel yetişen Şevket topu ce- * za içine kadar sürdükten sonra çok güzel bir-şütle takımının yegâne go-1 lünü atı. |
Bu golün heyecanı henüz geçme, mişti ki Gündüz, sağaçık mevkiinde bütün Siyah • Beyaz müdafaasını ü-» zerine çekip ortada bomboş duran Muzaffere pas verdi. Galatasaray rfol içi do topu düzeltmeğe dahi imkân bularak sıkı bir vuruşla üçüncü Ga-1 latar.aray golünü atti. Bir dakika son ra da oyun 3—1 Galatasarayın galibiyet ile sona erdi

Galatasaray, dün, galibiyeti hak eden bir oyun oynadı. Sarı - Kırmı. zıhların bu galibiyetinde en büyük rolü ovnuyan Gündüzdü. Son 'maçlarında çok düzgün oyunlar çıkaran Gündüz dün fevkalâde idi. Siyah ■ Beyaz müdafaası onu durdurabilmek için çok zorluk çekti ve birçok defa bunda muvaffak olamadı. For hat tının diğer elemanları için vasattılar demek doğru olur. Muavin hattı iyi çalıştı. Bülendin geri oynamasile ortada açılan doldurdu.
Naci her idi. Bülend. olması yüzünden, takımına faydalı olamadı. Müdafiler iyi değildi. Kaleci, belki de en güzel oyunlarından birini çıkardı.
Siyah - Beyazlılar oyunun mühim bir kısmını eksik oynamalarına ra£ men ezilmediler. Bilâkis hücum teşeb büsü daha ziyade onlarda idi. For hattı üç kişile elinden geleni yap mağa çalıştı. Şükrü çok yalnızdı. Beşiktaşın en aksayan tarafı müdafaa idi Galatasaray açıklan kolaylıkla kaleye kadar indiler.
Hakem ilk devreyi iyi idare etti, ikinci devrede lüzumsuz düdüklerle

I


boşluğu Doğan hakkilo
zamanki gibi çok canlı vuruşlarının çok bozuk beklendiği kadar
Mağlûbiyetten farkı olmıyan büyük dönüş başladı. Yolları, ovaları, vâdileri doldurarak gidiyorlardı
Basraya ilk giren adam Haccâc oldu. Orada bir mikdar asker bırakmıştı. Bu askerlere, şehrin etrafında hendek kazmalarını emretti. Hiç şüb he yok ki buna lüzum vardı, ordusundaki Türk atlılarının başka türlü kesilemezdi.
Haccâc böyle düşünüyordu, acaba Türk atlıları bıı hendekleri ge çömezler miydi? Sellerin, fırtınaların durduramadığı büyük milletin kahraman evlâdlarnu hendekler durdurabilir miydi? Şehrin etrafını hen dekle çevirmeyi düşünen Haccâc, Türklerin hendek mendek dinlcmive-•r çeklerini düşünmemişti.
Hemen işe başlıyan askerler, harıl harıl hendek kazıyorlardı. Hac ^c, bu çalışmalardan dolayı pek memnundu. Kendi kendine:
— Gelsinler de görsünler, (Vyc mırıldandı. Şehri hendeklerle -kuşatıl mış bulacaklarını hatırlarından bile
lhtilftl hızları
Fakat
ge
maçr ûb ettiıer
oyunu durdurdu.
Yazımızı bitirmeden şunu tebarüz ettirmek İsteriz ki hakem tarafından oyundan çıkarılan Kemalin saha kenarında - balkon önünde hareket hiç cak hareket
Kartalda Şamandıra nahiyesine tabi Sultanbeyllk çiftliğinde 6 a-det ahır ( Mh. D. 73»
120
00
9
00
OREKO
yaptığı te bir sporcuya yakışa-değildi.
M. Nimet ÜYKEN • RUMEN GÜREŞ
SEÇMELERİ Olimpiyada iştirftk edecek millî gü reş takımımızın seçilmesini Bağlıyacak olan bölgelerarası güreş müsa bakalarına dün Kadıköy Halkevi salonunda devam edildi Cumartesi günü neticelenen serbest güreşlerden sonra dün Grcko - Rumen güreş seçmeleri yapıldı. 40 nin iştirâk ettiği tün kategorilerde kampa girecekler yün etti:
kiloda: 1 —
tan fazla gürşeci-müsabakalar bü-neticelendi. Ve şu şekilde taay-
Kenan (İstanbul),
52
2 — Halid (Eskişehir). 3 — Galib 57
(İstanbul). 2 — Abdullah (Ankara),
3 — Halil.
62 kiloda: 1 — Gazanfer (İstanbul) , 2 — Mustafa Beton (Ankara), 3 — Ali.
67 kiloda: 1 — Tevfik (Eskişehir), 2 — Cemal (İstanbul), 3 — Kâzım,
73 kiloda: Celâl Atik (Ankara),
2 — Kandemir (İstanbul), 3 — Feridun.
79 kiloda: 1 — Ali özdemir (Ankara). 2 — Muhlis Tayfur
3 — Mustafa.
87 kilo:da: 1 — Mustafa (İstanbul), 2 — Mahmud (Ankara), 3 — Muharrem.
Ağırda: 1 — Mersinli Ahmed (İstanbul), 2 — Abdullah (İzmir), S — Salim.
KASIMPAŞA: 2 — BEYKOZ: 0 Dün Vefa stadında vamlan Kasım-*
paşa - Beykoz maçı oldukça heyecan 1) geçmiş vc Kasımpasalılar ele geçirdikleri iki fırsatı golle neticelen direrek maçı 2—0 kazanmışlardır. DÜN YAPILAN GREKO - RUMEN BİRİNCİLİKLERİ
kilo: 1 — Kenan, 2 — Halid, Kemal,
kilo: 1 — Mehmed Oktav, 2 —
kiloda: 1
Mehmed Oktaki
(İzmir),
Çakmak Çeterez
kilo: 1 — Gazanfer, 2 — Beton, 3 — Ali;
kilo: 1 — Tevfik Uysal,
52
3 —
57
Abdullah, 3 — Halil;
62 tafa
67
Cemal, 3 — Kâzım;
73 kilo: 1 — Celâl Atik. 2 — demir, 3 — Feridun;
79 kilo: 1 — Ali özdemir, Muhlis, 3 — Mustafa;
87 kilo: 1 — Mustafa, 2 — mud, 3 — Muharrem Candaş;
Ağır: 1 — Mersinli Ahmed, 2 — Abdullah, 3 — Salim.
Neticede 16 puvanla İstanbul birin ci, 16 puvanla Ankara ikinci, 6 pu-vanlo İzmir 3 üncü olmuştur.
Yeni Sabah'ın
İLAN FİYATLARI
l
I
Başlık
1
2
3
5
6
s.
Idomeniye saldırmışlar
çetecilerin yirmi ev sözü geçen kasabayı
lir
re. te ta
Arnavutluğa çekllmişerdir.
Basm haberlerinden öğrenildiğine göre. Yugoslav sınırını aşan 200 kişilik bir çeteci kuvveti, bir sınır ka sabası olan dır
Haberler, yaktıkların,
yağma ettiklerini ve çarpışmalarda yedi jandarmanın yaralandığını te yid etmektedir.
YUNANİSTAN SİYASÎ ALÂKA MERKEZİ OLDU
Londra: 10 (A.A.) — Yunanistan daki alâka merkezi şimdi askerî sa hadan siyasî sahaya intikal etmiş bulunmaktadır.
45 bin tonluk oMldvay» uçak gemisi ile üç zırhlıdan müteşekkil bir Amerikan filosunun Doğu Akdeniz de manevralara başlamış olmasının siyasî durumda önemli bir âmil teşkil ettiği şüphesizdir. Amerikan deniz piyadelerinden mürekkep bir İlklerin sür’atle Akdenize sevkedil-miş bulunması keyfiyeti de ayni fi kirlere yol açmaktadır.
Bununla beraber Vaşlngtonda res men bildirildiğine göre bu tedbir sa ı dece ordu mahfillerinin teşebbüsü! üzerine alınmıştır, Atina da bu son gelişmelerle Amerikanın Yunanlsta nm güvenini teminat altına ala- ' cak vasıtalara malik bulunmasını sağlamak niyetinde bulunduğu yolundaki Amerikan askeri heyetinin Başkanı General Livesey’in Atina-da yaptığı beyanat arasında bir münasebet aranmaktadır. Genel olarak ele alınacak olurca bu geliş meler çetecilerin son harekâtı karşısında Amerikan efkârı umumiye sinde uyanan şiddetli bir tepkiyi belirtir mahiyette tefsir edilmekte dir. , !•
Komünist propagandası ise gene mahiyetini belli eder bir şekilde fa aliyet göstermektedir. Bu propaganda Amerikalılar tarafından alın mış olan tetbirlerle Amerikan em peryalizminln bir ajanı olmak ve Yunanistada Amerikan kuvvetleri çıkarılmasını hazırlamakla itham» etmektedir,
Üsküdarda Nuhkuyusu Seyidi Ah med deresinde tahminen 20 dönüm tarla.
30
00
2 *
25
Yukarıda yazılı vakıf yerler 31/12/948 gününe kadar açık yırttırma ile kiraya verilecektir. İhalesi 10/1/948 Cuma günü saat lö dedir.
isteklilerin hüviyet cüzdanları ve İkâmetgâh ilmühaberleri!© müracaatları. (124)
t ■ t ~ . ■ ■ . >

Tad il ve İkmal İnşaatı Y aptırılacak Balıkesir P. T. T. Bölge Başmüdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Balıkesir P. T. T. binaları ikmal ve ta-
adil inşaatıdır, Keşif bedeli «26777,96» yirmi altı bin yediyüz yetmiş ye dİ lira doksan altı kuruştur,
2 — Eksiltme kapalı zarf usuliyle 27/Ocak/948 Salı günü saat 16 da Balıkesir P, T, T, Bölge Başmüdürlüğü odasında teşekkül edecek komisyon önünde yapılacaktır,
3 — Keşif ve eksiltme evrakı yüz otuz dört kuruş mukabilinde Ba lıkesir P, T, T, Bölge Başmüdürlüğünden satın alınabilir,
4 — Eksiltmeye girebilmek için usulü dairesinde -2008,35» ikibin sekiz lira otuz beş kuruş muvakkat teminatı yatırmaları ve isteklilerin yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar veya mimar olmadıkları tak lirde böyle bir kimse İstihdam edeceklerine dair taahhütname ve resmi dairelerde bu kabil İş yaptıklarına alt vesika ile şartnamenin dördüncü maddesinde yazılı diğer şartlar aranır, ihale gününden en az üç gün ev vel -Tatil günleri hariç» Balıkesir P, T, T, Başmüdürlüğüne müracaat la usulü dairesinde ehliyet vesikası almaları lâzımdır,

5 — istekliler 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarım ihale günü saat 15 şe kadar komisyon başkanlığına vereceklerdir Postada vuku bulan gecikmeler kabul edilmez.
(189)
inei
»
»
»
maktu olarak sayfa,
»
»
>
»
santimi
»
»
»
»

RADYO
M lugİBbl Program M
PAZARTESİ — 13/1/1048
7.28 Açılış vş nrogrtuû,
7.90 M, s, ayai%
7.30 Müzik: Hatif MelocUJşr (P)J
7.45 Habçrleij
8.30 Müzik: çaşitli Hali/ Müzlü (Fİ,)
8.30 Müzik; Piyano ile Om Pargalarj W
8.45 Müzik: Şarkılar (Pl.)
9 00 Kapanış,
12.28
12.30
12.30
13.00
13.15
13.50
14.00
17.58
18.00
18.00
18.30
18.45
19.00
19 00
10.15
19.20
20.00
20.15
20.30
20.35
21.00
21.15
21.45
22.00
22.15
22.45
22.45
23.00
Açılış ve prograpa,
M, ayan,
Müzik; opera Aryalaj» Haberler,
Müzik, Müzik,
Kapanış,
Açılış ve program,
M, s, ayarı,
Müzik: Dans Müziği (Pi.f Müzik: Gitar Sololar (Ph) Müzik: Şarkılar,
M, s, ayarı, Haberler,
Geçmişte Bugün, Müzik: Fasıl Şaıkılan, Müzik: Genç ve Yaşh Verdi (Pl,)
Radyo Gazetesi Serbest Saat, Müzik,
Konuşma,
Müzik: Semai, Şarkılar ve Türküler. Müzik: Lled’ler «Pl») Konuşma: B, M, M, Saa.. Müzik; Dans Müziği (Pl.) M, s, ayan,
Haberler,
Program ve Kapanış,

BULMACA
—---*---
12 34S67 89
0
/
t
Mus-
2
Kan-
2
Mah-
1948 PLANI
Kr. 1500
500
400
800
250
160
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, l ARSA ve dolgun para ikramiyeleri...
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKİYE İŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
i
4
6
6
/
r
A
■W’
f
• /
Ingiltere bankasının tedavüldeki nakid paraları azaltıldı Londra: — İngiltere bankası nm nakid tedavülü, haıbdenberl ilk defa olarak azaltılmıştır.
Bu tedbir, tedavüldeki kâğıt pa laların miktarında kaydedilen fev kalâde azalma sayesinde mümkün olmuştur. Kâğıt paraların tedavülünün azalmasına kısmen karabor sada iş görenler, vergiden kaçınmak istlyen ve mevcut paralarını ellerinden çıkaranların sebep oldukları zannedilmektedir Bu şahısların çok miktarda banknotu elmas vesair gibi kıymetli eşyalar la mübadele ettikleri sanılmaktadır.
Hazine tahvillerlle desteklenen nakit ihracı harbin başındanberi altın mevcudunun onaltı misline varmıştır. Dün İngiltere bankası tarafından yayınlanan bilançodan kâğıt para tedavülünde 50 milyon İngiliz liralık bir azalma olduğu ve hâlen tedavülde 1.040.000,000 Zngiliz lirasının bulunduğu anlaşıl mıştır. Geçen hafta bankanın ka salarındaki para ihtiyatlarının yekûnu 100 milyon İngiliz lirasını geçmekteydi. Tedavülden kaldırılan 50 milyon Ingiliz lirası bu lhti yattan çekilmiştir

4EV, 4ARSA
Birinci Çekiliş: 1MART
Hesaplarında altı yüz liradan fazla (»arası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilişlerde ayrı bir kur a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Nisan 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için zengin ikranıiyeli çekiliş.
■ *

Haccâc -1
Aşk - Macera - tarih - Cinayet
Kuharrei®

geçirmemişlerdir.

Hicretin seksen ikinci yılının ilk ayında muharebe başlamıştı. Fakat muharebe, şehir dışında oluyor vo bir aydan beri devam ediyordu Hac-câc’m askerleri adedce pek üstün oldukları halde karşı tarafı geri püs kürtmeğc muvaffak olamıyorlar, bilâkis kendileri ricat ediyorlardı. Hen dok kazma işi de son hızla ilerliyordu. Bununla beraber, vaziyet ümkl verici değildi. Düşman kuvvetleri, yân» Abdurrahman İbni Muhammedi» askerleri, her gün biraz daha i-lerlivorlardı.



X. kar^unai
Tefrika No. *>4
6
1
2
3
! 1 1 ■ 1 r
1 ■i
1 ■ w
Sı w 1 !■
■ 1 1 İMİ
İB ■1 a
■ l ı i !■
1 İMİ |
| 1 1 i *lJ

Haccâc.ı-Zâlim, ne yapacağını şaşırmıştı. Gözlerini yollardan ayıramıyordu. Şamdan yeni kuvvetler gel meşini sabırsızlıkla bekliyordu. Bütün ümidini yollara bağlamıştı. Aca ba Çamda oturan Halife Abdülnıelik İbni Mervan uyuyor muydu? Takviye göndermekte niçin bu kadar ağır hareket ediyordu?
Nihayet Haccâc’ın korktuğu başına geldi;
Kureyş kabilesi cengâverlcıinden meydana getirilen ordu, zorlu bir bozguna uğradı. Kureyş ordusunun ardışıra, diğer büyük ve meşhur ka-tPılelârin ordulan da çekildi. Bu mafi ı
lûbiyetleri umumî bir bozgunluk ta-kib etti.
Yeni Halife Abdurrahman, umduğu zaferi kazanmıştı. Artık Basraya kendi hükmü altına girmiş nazarile bakabilirdi Lâkin son dakikada yetişen yeni Şam k ü vetleri, zafer sac hoşu olan ihtilâlcileri gafil avladılar. Kılıçlarını çekip dört taraftan yüklendiler ve derlenip toparlanmağa vakit balamadan galib orduyu mağlûb ettiler. Bazı kumandanları diri diri yakalayarak Haccac’a götürdüler. Haccâc-ı. Zâlim, muhakeme etmeğe lüzum görmeden, hepsinin başını uçurttu
Evet, Abdurrahman mağlûbdu. Fa kat buna rağmen o, yine kuvvetli idi. Geri kalan askerde Basradaıı ayrılıp Küfeye yollandı. Küfenin müdafaa hatlarını yardı. Kapılan açtırıp şehre girdi. Asker toplamağa, yem kuvvetler meydana getirmeğe başladı. Mekke ordusu, Medine ordusu, Basra ordusu, Küfe ordusu isim, lerilc ayrı ayrı ordular kurdu. Ar-dısıra gelmekte olan Haccâc kuvvetlerde kanlı savaşlar etmeğe başladı |
Çamdaki Halifenin etekleri tutuş- [ muştu. Çünkü düşman zayıflıyacağı yerde mütemadiyen büyüyüp kuvvet j lenmekto idi. :
Halife düşünüyordu:
Bu hâdiselerin sebeb ve müsebbibi neydi? Acaba Haccâc azleddse, işler tekrar yoluna girer nıiydi? Fakat ğmi lay tn a
yorau
Haccâc’ın elinden Irak Emirli-alınalc, zannedildiği kadar ko-bir iş değildi. Irak denince na-doğrudan doğruya Haccâc geli-
(Drtamı va.j
Soldan Sağa:
1 — Mutfak levazımatı, Dert; 3
— Kraliçe, Bir uzuv, isim; 3 — I-
şaret sıfatı, zaman, göz rfengı; 4 — Kadın esir; 5 — Kız ismi, A E (ay nen); 6 — Uzaklık nidâsı, vaziyet; 7 — Ayı yuvası, Bir semt; 8 — Ter si şüphe, Bir ip nevi; 9 — Sebeb Rumca su. ,
1 uLandan Aşağıya:
1 — Emeklerin boşa gitmesi, Bir çöl; 2 — Nihayeti, Şöhret; 3 — Bir soru edatı, İngilizce yemek. Tersi leke; 4 — Her elbisede bulunur; 5

— Tersi bir çiçek, Dertilerin ağzından düşmez; 6 — Türk lirasının kısa yazılışı, Bir yürüyüş; 7
— Ninni nakaratı, En küçük cemi yet: 8 — iptidai bir nakliye vasıta sı, Bir emir, San’at; 9 — Kas, Otomobil.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 7 8 9
i
2
3

M A K AıK O NİY A
i ,ZiA B.t.D A.R K
Ş AİK A ■ Â F E T
EıT.A BİYİEIL H I
LBO V AİBİE M ■
K İM,! S A ■ A.Y
EL 1 M ■ N A|R|A
D IİL1H I cr» P
E1K A B I IHI 1 S 1
İSTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI
Saat 20 de Dram Kısmı:
KÖŞEBAŞI Yazan: Ahmed Kudsi Tecer: Telefon: 42157.
Komedi Kısmı:
İPEKÇİ MERHUM
Ahmed Nuri;
Yazan: İbnirrefik Telefon: 40409.
Sah Talebe temsili saat 19 da; Pa zar günleri 15 do matine; Cumartesi vo Çarşamba günleri 14 de Çocuk Tiyatrosu.
imtiyaz Sahibi:
A. CEMALEDDİN SARAÇOĞLU
*
iğlerini fiilen idare»x ed^n:
İşleri Müdürü: FATİH FUAO
□ır.iidiği Yur:
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Baeıldıfiı y(r: (GÜn Baıımevh
Yatı Yaıı