Çarşamba
11
ŞUBAT
IMS
idare: Nuruosmanlye No. 17 Tel adresi: .YENİ SABAH» İSTANBUL Telefon: 20795
'AHS
HER
YERDE
Onuncu Yıl
No. 3224
ABONE
Türkiye
8«nellk MOO ®. « aylık 1500 » S aylık «00 » t aylık 300 »
BEDELİ
Ecnebi MOO 1900 1000 •00
Kr.
>
>
>
10
kuruş
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MUDAFİİYİZ
: a. • ’ * - - - • ı .
Fransaya yeni yardım
Vaşingtoıı: 10 fAP.) — Bugün Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı, Marshall plân» yürürlüğe girinceye kadar Fransız ekonomisine yardım etmek üzere bu memlekete 284 milyon dolar tutarında o-lağanüstü yardım malzemesi tahsis etmiştir. Bu tah sisler, kongre tarafından Fransa,-İtalya ve Avus-turyaya yapılması kabul edilen 522 milyon dolarhk geçici yardım mucibince yapılmaktadır.

D. P. Genel Merkezine yapılan yeni bir ihbara aid
I
/
1


%
Ia Muhbiri sadık Misbah’a at folunun bu asılsız ihbarın^ sayın kurucu Refik Kor altanla Parkotelde ve partide başbaşa karar altına alınmış II bir mektubdan ibaret olduğunu anlamış bulunuyor um
ET

aracında isimkrt sık sık peren Mareşal Çukınak, B ikmet Bayur ve Refik Inco

-

Sen-ve ben k avgaları
Bu kargaşalık ve hengâme, milletin temel isteği olan. Demokratik hayata kavuşmağa engel olmamalıdır. Hürriyet Misakı diye güzel bir formül ile hülâsa edilen söz, fikir, yazı hürriyeti, seçim serbestliği, ferdin masunluğu, idari baskının tarihe karışması keyfiyetleri behemehal sağlanmalıdır. Demokrat Parti bir kül halinde, bu kudsaltek gayeye varmak hususunda biraz gevşeklik gösterdiği için şimdi içinde kıvrandığı çıkmaza sapmıştır.
en ve ben kav çalarının j hayli alıp yürUınekte olduğunu, teessürle görüyoruz. Kenan Öner. Celâl Bayar. j Köprüiıi, Samed Ağaoğlu hattâ Hikmet Bayur şu veya bu şekilde dedikoduların mihrak noktalanın teşkil ediyorlar. Köprülü Fuad bu hay ve huyda sesi en ziyade yükselenlerden biridir. Esasen son günlerin bütün ihtilâflarında bu zata büyük bir mesuliyet payı a-yırmak istiyenler çoğalmıştır. Oynadığı rolün iki taraflı hatta üç taraflı olduğunu iddia edenler var.
Diğer taraftan İstanbul Beşiktaş Demokrat Parti teşkilâtından bazı şahı-Jar da şimdiki a.vnlık temayüllerini körükliyeeek demeç ve ifşaatta bulunmaktadırlar.
En km setli muhalefet partisinin arzettiği bu manzaraya gönül içici demek kabil olamıyor. Bahusus ki tek jpartinin çeyrek asırlık baskısı altında büzülmüş, ezilmiş, perişan olmuş bu yurdun çoğunluk şehirleri henüz yeni Demokrasi hayatının eşiğinden bile içeri girebilmiş değildir. Bütün toptancılık kanunları, eski heybet ve a-zarnetlerile yürürlüktedir. Matbuat. seçim, polis salâhiyet kanunları dağ gibi durınak1adlr. Bunlardan şimdilik değişme tezgâhına getirilen polis salâhiyet kanunun-(la ise tâdil edilmek İslenilen noktalar zevahiri kurtarmak irin ya-
pılnıa^ı ioabeden bir hadde bile baliğ değildir. Hattâ işin en lâtif ve gürel tarafı Fııad Köprülü de dünkü yazısında/ bıı hakikati itiraf ederek aynen şöyle diyor: «Hürriyet Mısakınıu gerçekleşme yoluna girdiği sıı sırada...» demek ki henüz tahakkuk etmiş hiç bir şey yoktur. Mukaddes Hürri-
yet Misakının tek bir maddesi bile hakikat alanına ulaştırılamamıştır. Şu halde Köprülünün iki üç gün evvelki sürür ve bayramı ne idi? Anlaşılan eski profesör, Alımed Eınin Yalmanın tuttuğu yolu çok beğenmiş ve onu noktası noktasına taklide başlamıştır.
(Devamı S a.', 3; Sil,. 4 de)
Sadık Aldoğan’ın dokunulmazlığı

tâuiıtelit komisyon 8 e karşı 14 oyî CokımulGiizlığu kaldır ılmasını İstedi
Ankara 10, (hususî) — Aiyonka-rahlsar milletvekili Sadık Aldoğanm, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması hakkındaki karma komlsyonra | poru Meclis gündemine alınmıştır. Raporda şöyle denilmektedir:
Afyonkarahisar milletvekili Sadık Aldogan 7-8 temmuz 947 gece si Demokrat Parti Nişancı ocağında yapılan umumî toplantıda söz ala • rak konuşmuş ve bu arada şöyle demiştir: Bizde kanun küçük bir hizbin menfaatini sağlamak için yapılır, Bıı efendiler ruhu, mayası ve soyu kü J çük bu herifler sıkıştıkça kanun ya-



Kenan Öner, bu ihbarın da aleyhinde yeni bir komplodan ibaret olduğunu söylüyor
ı
/
İstanbul Demokrat Parti il teşkilâtına mensub bazı ocak, bucak ve ilçelerde Misbah’ın iddialarını reddediyorlar
Demokrat Parti Genel İdare Kurulu tarafından «Vesika namı ile gazetelere verilen malûmattan anlaşıldığına göre Beşiktaş ilçe başkanı Misfrah Münif Uras Celâl Ba-yara bir mektub göndermiştir. Bu mektubunda ilçe başkanı, D. P. îstanbul il kongresinden evvel bir ki6im ilçe başkanlarını evine dâ-vet edereli kongre günü 39 delegenin kongreyi terketıneleriııi, bu
suretle genel kurulun son hareketini tenkid etmiş olacaklarını soy-diğinı yazmıştır. Mektub 6ahibi, bundan sonra vaziyetten Celâl Bayarı haberdar etmek istediğini fakat Öner tarafından takib edildiği için buna muvaffak olamadığını yazmaktadır.
Demokrat Parti eski il başkanı Kenan Öner bu iddialara dün aşa-(Devamı Sa., 5; Sû., 3 det
i Kenan Öner in Same
I Senenin En Mühim ifşaatı

parlai| dara geldikçe kanun çıkarır-lar. Bize sorulmadan bize yaranmak İçin yapılmayan kanunların hiç bir kıymeti yoktur. Biz böyle kanunları dinlemlyecegiz. Bizim arzumuzla yapılmayan kanunlara itaat etmeyeceğiz. Bu soysuz efendilerin şahsi men faatleri için yaptıkları kanunlara it aat etmeyin. Ya kanunlar millet men faatlerine yarayacak şekilde düzeltilir, yahud biz bu küçük efendilerin kafalarına vura vura düzelteceğiz.» Diyerek meclisin manevi şahsiyetine hakaret ederek halkı kanunlar aley hine teşvik ettiği dinlenen şahldlerl tarafından İfade edilmiştir. Komisyonumuzda yapılan uzun görüşmeler . den sonra her ne kadar Afyon millet vekili Sadık Aldoğanm kendisinin bü yük millet meclisinin ve hükümetin
(Devamı Sa., 3 Sü„ 6 da)
1
Kenan Oner’in siyasî hatıraları
Memleket, hattâ dünya çapında bir takım hâdiseler yaratacak olan bu hatıraları önümüzdeki günlerde
YENİ SABAH’TA
( Büyük bir alâka
k--------------
ve merakla takib edeceksiniz...
• •
İT T •• •• 1 • ı °
Uçuncu bir parti kurulmak üzeremi?
Ağaoğlu’ya cevabı
“A. Emin Yalnıanrın'yardımına muhtaç olan bir partinin müstahak olduğu akıbet gün geçtikçe yaklaşıyor,, Sanıed Agaoğluııuri czarurî bir
izah-î balığı altında yayınladığı bir yazıya H. Bayuruh nıukabe -leşini dünkü nüshamızda neşret, iniştik. Bugün de ayni yazıya profesör Kenan öner aşağıdaki nıakalesile cevab vermektedir:
( Sanıed Ağaoğlunun (açıkla -ma) mahiyetinde basına verdiği son yazıların okuyucular Üzerin -de beklenen tesiri yapmadığını tahmin etmek o kadar güç değil dir. Her şeyden evvel Demokrat Partinin aylarca önce neşrettiği bir beyannamede parti namına ya ymda bulunmak hakkı ve salâhiyeti yalnız ve yalnız Genel Eaş -kana aid olduğu ilân edilmişken Samed Ağaoglunun böyle bir salâhiyeti kendinde görmesi, parti deki prensib ve disiplinin katiyet ifade etmekten çok uzak olduğu nu göstermek bakımından dikka te şayandır.
Samed Agaoğlu bu salâhiyet
merak ve
Fuud Hulflsi Demircili ve
Osman Ntiri Kmıl
Mareşal Fevzi Çakmak şimd lik sükûtu muhafaza ediyor, Ankara büyük bir heyecan içerisinde
Ankara lCj (hususi) — Demokrat, parti Beşiktaş ilçe başkammn neşre-J dilen mektubu Ankarada büyük blrj alâka uyandırmıştır. Hemen herkes Kenan öner, Mareşal Çakmak vo Hikmet Bnyurun dahil bulunduğu ü- ’ çüncü bir partinin kurulup kurulmı-’ yacağını merak etmektedir. İstanbul Demokrat milletvekillerinden bazıla nnın de bu yeni partiye iltihak ede ceği kuvvetle söylenmektedir. |
Yeni partiye girip girmiyeccğı ve neşrolunan nıektub hakkında ne düşündüğü bilvasıta sorulan Mareşal Çakmak cevaben büyüyecek bir şey olmadığını bildirmiştir.
Hatırlarda olduğu üzere bundan bir müddet evvel Mareşal. Hikmet Bayur ve Kenan öner tarafından yo ııl bfr parti kurulacağı hakkında çıkan söylentiler bu nıektub münasebo tile yeniden ortaya atılmıştır.
Maslaktaki gangsterler
Ar ularında kadın da bulunan soyguncu kafilesi bir otomobili durdurup içindekileri ölümle t e h d id o t mi f
Pazar akşamı Maslakta enteresan bir vaka olmuştur. Hâdise şu-dur:
Yeniköjde oturan şehrimizin ta mumış kâğıt ve kırtasiye tacirlerinden Horasanclyan şirketi müdü (Devamı 3a„ fi; SİL, 7 de?
Çeteciler Selâniği bombardıman etti

Londra 10, (B. B. C.) — Yunan çetecileri bugün Selânigi boınbardı -man etmişlerdir. Yunan askeri nıüşa-hidleriııin bildirdiğine göre bombardı man, S(;IAnil(ten 10 kilometre uzak -lıklakl bir tepeye yerleştirilen bir sah ra topu ile yapılmıştır.
B. B. C. muhabiri bombardımanın bugün 11 ile 1-1.30 arasında cereyan ettiğini, bir İngiliz askerinin öldüğü -nl^ mermilerden birinin Bıılk«n ko -misyonu üyelerinin bulunduğu otel civarına, diğerinin de Amerikan yar dım malzemesinin bulunduğu depo
ve yarım saat s rdü
önlerine düştüğünü bildirmiştir.
Selûnik 10, (A. A.) — Bu saba -. )nn erken saatlerinde âsiler şehri ha van topu ateşine tutmuşlardır. Asi -' 1er Selânikin takriben 3 kilometre u • zağında bulunan bir şehirden ateş aç mışlardır. Bu bombardıman neticesin de bir Ingiliz askeri ölmüş, ikisi do» yaralanmıştjr. Ayrıca bir kadın ve i kİ de çocuk ölmüştür.
YENİ TAFSİLAT 1
Atina 10, (A. A.) — Yunan asice’ rl makamları, bu sabah erkenden Se (Devamı Sat, 5; Sü.t 7 de) 1
ı -dışı ak ıklamada, kusuru bir hakikat. ifşadan İbaret olanj sayın Hikmet Bayurun Demokrat Parti saf la: m da zannedilmesinden do facak bir müphenıiyeti aydınlatmak bakımından faydalı buldu-ğunu söylemekte beyhude bir zah ır.ete girmiş bulunmaktadır. Çün kü memleketin iç ye dışında böyle bir zan taşıyan kimse yoktur. Bunun için de açıklamanın sebebini başka yerlerde aramak daha doğrudur.
Sayın Ağaoğlu Demokrat Par tinin nasıl şartlar içinde teşekkül ettiğini de açıklarken mütalâalarını ihtimal üzerine kurduğu anlaşılıyor. Partiye girerken değil, çıkarken öğrendiğime göre bu tö şekkül, kurucuların irade ve sa -mimi arzularının mahsulü olmaktan ziyade Sanfransisko rnü-ahedesinin akdi sırasında bir gazeteci sıfatilc hazır bulunan Ah-(Devamı Sa., 5; SüH 1 de)
J

KVIMDCN BİR YAPRAK
Bu nasıl Cezâ evi?
ulUnahmed hapishanesinde kanlı bir vak’a olmuş; idam mahkûmlarından biri, diğer bir ınahkûınu bıçakla ^7*7» iniş. Gazeteler, has- | Lb
tahanoye kaldırılan l „ _ _ _ __ . yaralının hayatı tehlikede diyorlar; bolki şu saatte ölmüştür. Böylo vak’-alar bizim hapishanelerde pek sık o-iuyor, ayni katil geçen seno hâkime yine hapishanede yaptığı bir cinayeti anlatırken: ^Çektik bıçakları... Sağa döndü, o vurdu. Sola döndü, ben vurdum. Nihayet yere serdik.> demişti.
Demek her hangi bir mahpus icabe-dlnco çekiyor bıçakları...
Bu bıçaklar, şişler, bolki do tabancalar hapishane gibi son dcroce mazbut olması lâzım gelon bir yero nasıl giriyor? Nodon giriyor?
Bu mühim nokta niçin radikal surette halledilemiyor? İstanbul hapishaneleri hakkında bir kaç kitab oku* dıım... Hayretler içinde kaldım. Neredeyiz? Ve hangi devri yaşıyoruz? Bulunduğumuz aene 1348 inidir? Yoksa Ortaçağ ını?
Bundan elli seno evvel Mehterhane-
de böyle bir ceza evi tarzı vardı. F ı-kat bunun elli senedenberi değişinime sine ne mâna vermeli?
Yaşadığımız devirde kabadayılık, ağa lık, koğuşta odabaşı* lık, haraca kesmek, geleni gideni sızdırmak gibi şeylerin mevcud olabileceğine ihtimal verilmemesi icabedor. Bu devirde kabadayı, ağa, odabaşı her şey ancak kanun kuvvetidir. Bunun haricinde bir kuvvet olamaz. Halbuki vakalarla görüyoruz ki İçerdeki* ler ceza çekmiyorlar, yumrukları hakkına bir nevi saltanat sürüyorlar. Koğuşlarda odabaşı no domektir? Hapishane, insanları kanunun karşısın da tam müsavat üzere bulunduran blı te’dibhanedlr. Orada kimse oürmür büyüklüğüne göre mevki sahibi olamaz, olmaması lâzımgclir. Böyle olduğu halde her mahkûmun yahud mah-busun ehemmiyeti işlediği cürümle mütenasip surette büyüyor. Bu nasıl iştir.
Makbusurda silâh çıktığı zaman bunun mes’ullyeünl kimse tahammül (LUtfsn ıpy/UH $«vtrina/

SAYFA: 1
YEN! 3ABAH


*

ı
II 4 u O A T İÜ W
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
-- •»-^^—■»■.-11» . .1 .| l,tl I
OkUYLCU
w J
Atatürk’e suikasttın tafsilâtı ve içyüzü
S

ac


Foran C. R
Tefrika Na. 172
*


D



— Senin yazıhanen nerededir?
—Yağ iskelesindedir.
— Fakat gider gelirsin?
— Evet üç dört günde bir gider gelirdim.
— Kemal beji en son ne vakit çördiln ?
— Vakadan bir gün evvel,
•— Nasıl gördün?
— Balıkpazarıııda saat birde gördüm.
— Kim vardı j'anında?
— Kimse j'oktu. Bana nasılsın falan dedi ayrıldı.
— Gaybubet ettiğini nereden bilijorsunuz?
—Gazetelerden.
— N den gaybubet etmiş?
— Bilmiyorum.
— Bilmij’orsunuz. Peki sonra a-ramadınız mı?
— Yazılıanej'e gitmiştim. Hüsnü beyi gördüm «Efendi nerede?» dedim. Gelmedi dedi.
— Hiisnü bey tevkif edilmiş mi kii o günlerde? '
—Bil mi j'orum.
— Hüsnü bej' gaybubet etmiş olmasını size söjlemedi mi?
— Kapıcıya ötendi «nerede dedim. Gelmedi dedi. Esasen son zamanlarda yazıhaneye ikide üçte gelmekte idi.
— Kapıcı Hasib son günlerde saat dörtte beşte geldiğini Söylüyor.
— Söylediğim gibi.
— Ne ile meşgul oluj'ordu?
— Evinde oturuyordu.
— Evinde oturuyor mu idi?
— Evet öjledir. Son zamanlarda hayatında hir tebeddül vardı.
— Ne hayal peşinde koştuğunu sîz de biliyorsunuz.
— Vallahi efendim bilmij'oı'um.
— Şükrü bey yazıhaneye gider gelir mi idi?
—Bir buçuk sene evvel geldi. Ondan sonra görmedim.
— Nail bey ?
—Arada gelirdi.
- — Hafız Mehmed?
— Rast gelmedim,
— Zij-a Hurşid?
Hajnr.
— Cavid, Cahid beyler?
— Ha.' ir hiç gelmezlerdi.
— Odacı Hasib kimlerin geldiğini söylüj’or.
— O daha iji bilir efendim.
— Kemal bey sizi iyi intihab et aıiş, fakat kazan başınıza devrildi.
(Burada Vehbi beyin muhakeme sine son verildi. 1
İkinci ((el*e
İkinci celsede Hüsnü bej’in muhakemesi icra edilmiştir:
— Ittihad ve Terakkiye hangi tarihte intisab ettiniz?
— 324 de. *
— Ne vazife ile meşguldünüz?
— Pangaltı ve Fındıklı klüp â-lalığında.
— Hangi tarihlerde?
— 325, 326 senelerinde.
— Sonra? 1
— 329 da Kemal bej'in teklifile Beyoğlu kâtibliğinde bulundum.




Bu nasıl Ceza evi?
ftaAterafı 1 incide •t mi yer mu?... Zira bina içindeki mu-kaleleler parmakta yapılmıyor ya... l-( ki taraf da silâh kullanıyorlar. Böyle bir vak'ada savcı müdüre mî, başgardiyana mı yahud gardiyana mı ne ise:
— Bu silâh buraya nasıl girmiş? Sualini açınca ona rte cevab veriliyor? Merak ediyorum...
— Vallahi bilmem efendim.
Cevabı lâf de^bdiG ©ünkü böyle mühim bir söz karşısında kalan eatâ-hiyetM makam, lsücvab ettiği adamm sırtına işin mesuliyetini yükleyip parmaklıktan içeri al«yer6a yahud da bu işin crj olmadığını takdir ederek, ona yo! verse belki hapishaneyi eilâh-tan kurtarmak imkânı hasıl olur; ha-' pishaneye giren silâhtan kimse mes’ui olmazsa bunun önü alınamaz; bu mes'-elede müşterek bir mes'uhyet olmalıdır; yakalanan bk silahın mes uli-l yeti müdüründen en ufak memuruna kadar teşmil odMmeli bir nevi (ketâ-let*i-müteselsile) kurulmalı.
Dalâlete düşen insanları doğru yola aevketmek için bir t Islah müesGesesi» olarak kurulan bitim hapishaneler bu gayeden çok uzakta kalmışlardır; bayına bir belâ gelip de hapishaneye düşenler oradan şimdilik tahsilini bitirmiş olarak çıkıyorlar; o hale gelmiş ki bir adam öldürmüş, yani (binâullah) ı yıkmış olmak âdeta yapana bir gurur veriyor.
Hapishaneleri ıslah etmez ve bugünkü durumlarına bir mezsek memleketin taramayız.
Bunu salahiyetli
dir edeoeklerini ümid ediyorunu
Sonra hastalandım ve tekrar Beyoğlu klübü Atalığında bulundum.
— Harbi Umumîde?
— Terzi mektebinde, çocuklara, bikes çocuklara terzilik ve kundıı • racılık öğretildik.
— îaşe işlerinde bulundunuz mu?
— Bulunmadım.
— Vakıf meselesi hakkında malûmatınız?
— Efendim, bendeniz hasta olduğumdan lâyıkile tetkik edemedim. Yalnız işittiğim ekmek içlerinde yedi yiiz bin lira kadar basıl olmuş; bunun nısfını millî şirketlere sermaye yapmışlar.
— Kimler vakfedilmiş?
— Yirmi bu kadar şahsa... î-simleri hatırımda değil.
— Sen var mısın?
— Bendeniz, hem mütevelli idim.
—Sana ne kadar dilmiş idi?
— Yirmi bu kadar
— Bu parayı ne sıfatla vakfediyorlardı!
— Efendim Kemal bey bu para ile şirket teşkil edileceğini, bu suretle emri hayrı hizmet edileceğini söyledi. (Siz de vakfolun dedi. Biz de razı olduk.
— Bu paranın enırihayra sarfe-dileceğini nasıl temin ediyorsunuz? Bu para yedi yüz bin liraya nasıl baliğ oldu.
— Efendim bu parayı eşhas kazanmamıştı, evveloe ekmek fiyatı fevkinden biraz para basıl olmuş ve bu para işletilerek bu yekûna iblâğ edilmişti. Ondan sonra arzet t iğim gibi bu para ile şirketlere 3-ardım edilmişti.
— Siyasî adamlarsınız, böyle bir para elinize geçtikten sonra bunu o kadar sarf edeceğinizi kabul etmek mümkü müdür.. Harb Harb büyük bir badire idi. Harbe iştirâk etmedin mi, niçin vatanına askerlik yapmadın?
— Ben o sırada hasta idim. Ordu hizmeti askeriyeden beni affetti.
x— Vakıfta şartı esası vakıfın kendi parası olmasıdır. Nasıl oluyor bu esası suiistimal ediyorsunuz?
— Arzettiğim gibi bu para bi-! zim değildir, kâsiblere aiddir. (Buj para ile şirket yapılacak emri hay ra sarfedilecck dediler.
— Harbi Umuminin neticesinde nerede idiniz?
— Istan bulda bulundum.
— Şirketlerde ne gibi vazifelerin vardı?
— Mûtevellilikten başka bir vazifem yoktur.
— O sırada tevkif edildiniz mi?
— Hayır efendim, ne ben, ne de arkadaşlarım tevkif edilmedi.
— taşe Nezareti zamanında ne yapıyordunuz?
— O mrada klübde çalışıyordum.
— Talât paşanın istifasından sonra kongrede bulundunuz mu? Ittrhad ve Terakki mensubinî hak kındaki İcara ra içtiıâk ettiniz mi?
— Evet bulundum.
— Size fırkanın mefsuh i atinden sonra para verdiler mi? |
, — Beşer
— Başka ler mi?
— Hayır
• • •
vakıf, hem
para vakfe-
bin lira.
aylık para verdiler, yerden para vermedi-
efendim.
(Devam var)
— Verda Berkin önüude hürmette eğiliyorum. Sen memleketimizin yetiştirdiği en kıymetli müzik aanat-kârları nüansın! Yarın ismin memlo ket dışına da yayılacak, milletler a rası bir şahsiyet olacaksın! öyle ku zarıp bozarması. Ben nc dediğimi biliyorum. Bunu söylemeğe salahiyetliyim de. Lüzumsuz tevazulara ve iti razlara sebeb yok.
Aziz hocam bundauı f*wel de bana bu mübalâğalı komplimanları yaparak yüzümü kızartmamış mıydı? O-• nun, burada hazırladığın ve bocılı. rımm fena bıflmadûdarı yeni eserle riml dinlemesini istiyorum. Bir kaç ay daha geçsirj Mctluin mektubların da onun büsbütün eski Turhan Yıl -maz olduğunu okuyayım, bu notaları ona yollayacağım ve bastırmak için ondan izin istlyeceğun. Burada bastı rıb ona sürpriz yaparsam, hocama karşı saygısızlık olur. Onun fikrini almadan hareket ermiş olurum. Hal bukl, samimî olarak, benim ona çok İhtiyacım var. Onun yüksek himaye sini kaybedersem şaşırıp kalacağım. Hiç kimsenin benim üzerimdeki tcsJ-ri onunki kadar kuvvetli olmadı ve olamaz da...
an evvel son ver-içtimaiyatını kur-
makamların tak

Hocasına ald bu düşünceleri çok defa yol değiştirerek Metine doğru akıyor, Verda Turbanı düşünürken o na dönüyordu:
— Metin de hocamın normal haya ta dönmeğe başlamasından ne kadar
Okuyucu mektublarına gelen cevablar I Belediye Neşriyat Müdür-lüğünden a>ağıdaki ıuektub lan aldık:
Ayasofya ıııü/.esi müdürlüğünden: ’ I
\ eni Satalı gateteslniıı 1. I 2.918 tarihli nüshasında «A- I >a-M»fyunııı tamiri etrafında I bir dilek» başîığlîe intişar e- I ıleıı yazı incelen inişi ir. 11u ya I zıda Hüııkâr malıfelinin ö- I ııüade lualtız yakıldığı iddia I cdilıurikü'dîr. I
Hünkâr mahfili denilen kısımda müze mlüllirii Muzaf fer Eanıuyauoğlu oturmakla dır. Bu zatın evinde ise maltız yoktur. Bir bakır mangal varsa da o da kul lanı i madiğindim bir tarafa atılmıştır. Müd üre Bakanlık taralından | ikaıuel^âh olarak tahsis edilen bu >er üci odalıdır ve her odasında birer soba bulunmak tadır. Evin mııtCağında da ocağı vardır. Bu
* bakımlardan guretede ileri sürülen iddialar hiç bir hakikate istiııad etmemektedir.

• Kadıkö.v kaymakamlığı ve B. S. müdürlüğünden:
Yeni Sabah gazetesinin 5. 2.948 tarihli nüshasında «Be tediyeye ithaf, acaba bu es-rarengia adanı kim (da?»' baş lığile intişar eden yazı mce-iefiHii> ir.
1 — Kadıköy Hâlinin açılacağı >er. tamir \e ıslah e-dilmek üzere, bir müteahhide ihale 'ıdıuHnuşlur. Bıı iş za-nnunnda tamam lımdık tan sonra Hâl açılacaktır. İçindeki dükkânlar, belediye ik-tısad miulürlüğünce ve talimatı daireslude ashabına verilecektir. Bu itibarla bazı şa lublamı faüunye edilmesi bahis ım'nun olamaz.
2 — Erenköy fırıncısı, doğ rodan doğruca ve şikâyet ü-zerîııe daima koutrol edilmekte ve suçu tesbit olunduğu takdirde, diğer fırıncılar gibi. cezalandınUnakta-dır. Bu itibarla diğer simitçi fırını ile bunun Wr zat ta-rafmdaıı himaye edildiği yolundaki iddia anlaşılamamıştır.
Şikâyetçi Eaik Dıırukan, gerek gazete ile gerekse kay makamlığa bizzat müracaatla belediyece y apdnmdtğını bildiği vışa öğrendiği bir hu susıı açıkladığı takdirde ken di>b(e minnettar kalınacaktır. .
HT
MÜTFFEFRÎK
Masonlar cemiyeti Türkiyede şube açabilecek mi?
Masonluğun yeniden ihyası huşu jsuttda vilâyete vaki olan müracaat Hukuk işleri ve Emniyet müdürlükle rl tarafından incelenmiştir.
Nizamnamede; cemiyetin yalnız İstanbula miiniaasır olmayıp, Türki ye hudutları dahilinde şubeler aça bileceği de derpiş edildiğinden dilek çe, ve nizamname vilâyet karıalile içişleri Bakanlığına gönderilmiştir.
---------o- . ---
Çalı tini a Hakanı bu hafta iiehrünize (/diyar Öğrendiğimize göre. Çalışma Bakanı Tahsin Bekir Balta bu hafta içinde Anakaradan şehrimize gelecek, Bakanlığını ilgilendiren müeu-seselerde tetkikler yapacaktır.
• -

ektip ekmek derdi ve şehir genel meclisi




(
4
Dün bir aza: “Bu gidişle 50 sene sonra yine ekmek meselesini konuşacağımıza sened v e r i r i m „ d e di..
Şehlr Genel Meclisi, dün saat 15 de Abdiiikadlr Karamürselln başkanlığında toplanmış, geçen ve ev velkl celselere ait tutanak özeti o-kuııduktan sonra, gündeme geçilmeden evvel, bazı üyelerin verdiği 9 takririn müzakeresi uygun görülmüştür.
Makama verilen takrirlerde, E. T. T. İdaresi ve Sular idaresince ücretlere bir zam teklifi yapılmışsa. açıklanması, halkın ve matbua tın .;.:k .ye ıtıc sebebiyet veren ve varım milyon liralık tahsisatı bulu nan Konservatuvar hakkında tahkl kat açılması ve bu paranın yerine masruf olup olmadığının meydana çıkarılması, Bakırköy ve Adalar semtinin İmar plânının gecikme se beklerinin açıklanması İstenmekte İdi.
Bu takrirler komisyonlara havale olunduktan sonra Sald Keşlerin ek mek hakkında verdiği takrir okundu.
Sald Keşler, bu takririnde, ekmek İşinin çeşni ve kalite mevzuu ittba rile belediyeye ait olmadığını belirt mekte. Devlet İşi haline inkllâp etliğini 1leri sürmekte idi.
Takrir okunduktan sonra üye ler bu hususta izahat iştemlşler ve Sald Keşler, Meclise getirdiği İki ekmeği göstererek şunları söylemiş ttr:
«— Ticaret Bakanı tek tip ekmek* mevzuu diye buşev kalmamıştır, demişti. İşte sizlere İstanbulluların en büyük derdi olan, ekmeklerden iki numune getirdim. Bunlardan birisi pidelik unlardan yapılan ve
ve sabahın erken saatlerinde plşlri lerek Ücra köşelerdeki bayilerde sa tjlan ekmektir. Ekmeğin gramı dü şüktür, hazmedilmesl güçtür. Dİ ğerl lso, tek tip ekmeğin şartlarına uygun olanıdır.
Istanbulda günde 500 bin ekmek satılıyorsa, bilnle id 400 bini .bu bo zuk ekmekler teşkil etmektedir.
Pazar günü bozuk ekmek çıkaran bir fırın tesbit ettim, o esnada fjrı na gelen oranın Nahiye müdürüne vaziyeti anlattım. Yapılan tetkikat neticesinde fırıncıya tılç bir ceza ve rllmedL Dükkânda terazi varmış amma, dirhemler noksanmış.«
Bu İzahattan sonra Burhan Felek, söz alarak, başkana adı geçen Nahiye Müdürünün Pazar günkü gayretkeşliğini manidar gördüğünü söylemiş ve bunun sebebinin iesbRi nl istemiştir.
Cemil Topuzluda şöyle konuşmuş tur: ,
a— Ekmek işi seneierdenberl halledilememiştir. Eğer lâzım gelen tedbirler alınmazsa, 50 sene oonra Meclisin’yine ekmek işile uğraşaca gına size sened verebilirim Tröst haline gelen, belediye ve halkın menfaatle^ aleyhine hareket eden fırıncılar şirketi kaldırılmalıdır.
Belediye reis muavini Muhtar A-
EKONOMİ:
İşçiler için yüz yataklı bir hastahane yaptırılacak
Çalışına Bakanlığına bağh «İşçi Sağlığını Koruma Derneği. işçilere mahsus bir has'a hane tesis etmek yolunda faaliyete geçmiştir.
Öğrendiğimize göre, bu hasta hane, Beyoğlu Zükûr hastahanesl-nin halen bulunduğu binada kurulacak, Züktır hastahanesl beledlva tarafından Galamdaki Kuduz hasta hanesine nakledilecektir.
işçi ve ailelerinin acil ihtiyaçları m kaışılamağa hasredilecek olan bu hastahaneye şimdilik yüz yatak konulacaktır.
Kadıköy - Hotlancı hatlı otobüsleri için yeni duraklar tesbit edildi
Kadıköy—Bostancı arasında Üskü dar—Kadıköy ve Havalisi halk' tramvayları idaresince işletilmekte olan otobüslerin sık sık durak yap maları fennen mahzurlu görüldüğü cihetle durakların azaltılması hakkında alâkadar makamların tavsiyesine uyularak belediyede teş kil olunan komisyon tarafından o-tobûs duraklan yeniden tesbit edilmiş ve durulması lâzım gelen yerle re levhalar asılmıştır.
Altı Gangster mukallidi
Haseki karakolunu basan mütecavizlerin duruşmasına dün başlandı
\_HEh ŞABAJİ] Okuyucu mektublarilo karşı karşıya...
— 2 —
stanbul - Atina seyahatımdo g» len vo masamın üstünde biri* ken okuyucu mektublarına c* vab vermekle devam ediyorum:
Sütçüler, Cami mahallesindo, Ab dullah oğlu Ahmed Yavuz: cFıkraoı bey bana bir akıl ver» başlığı altındı yazıyor:
Yoni Sabah gazetesi Fıkracısına:
(944 yılı son bina tahrir vergisi ka-nununa göre İlçe ve köylerimizin bina tahriri yapıldı, 945 yılı yedi aylık vergilerini verdik.* Bu tahrirde ilçenin ve koyların binalarına yarı yarıya vergi tutacak şekilde Iradı gayrı safi kıymet takdir odılmış ve mağdur mükellef ler ilçe itiraz komisyonuna itiraz etmişler itirazlarımız komisyonca reddedilmiş bu yolda verilon red kararlarına mükellefler aynen ve unnımen Ankara ı' y-j Bakanlığı 3 üncü daire temyiz komisyonuna temyiz etmişler % sekseni bu dairece bozularak tahminen bir buçuk iki sone evvel muamelenin yeniden tatkik ve lenmesi için karar deriimijîir.
Aradan bu uzun de özel idare her hatde büdcesrni doldurmak ınaksadile bir kalem bile yapmamışlar ve 948 yılı kunda yapmalardır.
345 - 946 - 047 yılları verdik 948 ede hazırlandık. böy!e
I
Bir müddet önce Ccrruhpaşada gaııgstervari bir hâdise olmuş, Hamza Özcrslan, Yasin, Cemil Me riç, Felemcz Beklettirme, İrfan Telcin, Haşan Gonk ve Tahsin Bakırcılar adında altı gangster mukallidi Cerrahpaşa hastahanesin-de kendilerine tabanca çeken İsmet Koşarı Haseki karakoluna ka dar kovalamışlar ve sonra da karakola girerek polislere silâh çekmişlerdir. Sorgu yargıç lığmca tevkif edilen 7 suçlu lıakkındaki dâvanın duruşmasına dün asliye 6 inci ceza mahkemesinde başlanmış tır.
Dünkü ceİBede okunan sevk iddianamesinde hâdise şu şekilde an laLıi maştır:
Adı geç( n altı mütecaviz Cerrah paşada bir kahvede oyun oynadık lan sırada arkadaşları İsmet Koşar içeri girmiş ve tabancasını çektikten sonra kahvenin camlarına ateş ederek:
(— Topunuzu temizlerim diye haykırmıştır. Buna kızan 6 arkadaş da tabancalarına sarılmışlar ve İsmetin peşine düşmüşlerdir. Öldürüleceğini anlıyan genç İsmet Haseki karakoluna girmiş, polisin himayesine sığınmak istemiştir. Fakat azılı mütecavizler bu defa karakolu da basmışlar, tabanca i-
~---------—r.,-
lis memurlarından Nurivi kasatu-ra ile yaralamışlardır.
Nihayet polis memurları mütecavizleri kıekıvrak bağlayıp nezarete atmışlardır.
Celsede yargıç altı sanığın ifa-
• deaicü almıştır.
Suçlular, ifadesinde, hâdiseye İsmetin sebebiyet verdiğini iddia
• etmişlerdir.
car, bu mesele üzerinde ] o carla duı binanın camlarını armışlar, po-
rulacağmı ve gelecek tatmada etraflıca izahat verileceğini bildirmiş tir.
Bu takrir de makama tuvale o-lunduktan sonra, gündemin müza keresine geçilmiş, 50 kadar teklif, ilgili komisyonlara sevked. iniştir.
b f lf r ir e r e
Belediyeye ancak 4 milyon liralık yardım yapılabilecek
Ökokul öğretmenlerlih. ım::ır.l muvazeneye alınmaları doiayıslle. Bakanlığın belediyeye yardjmı kes mesl ve bunun neticesinde büdcede meydana gelen 7 milyon UcaUk açı ğın, Şehir Genel Meclisin-'? kapan masına İmkân görülemeır-sı üzeri ne valinin başkanlığındı A .karaya giden heyet, ilgili mak.r ,1 rfa temaslarına devam etnıektedı:
Evvelki gün Başbakanı, İ ısler. ve Maliye Bakanlıklarile temasta bulunan heyet azalan bu açığın kapa tılmasına imkân olmadığın, bina enaleyh Bakanlıkça yardrm yapılmasının zaruret icabı olduğunu be llrtmlşlerdir.
ilgililer, temasların müsbeî neti ce vereceğini, hiç olmazsa 4 milyon liralık bir yaıdını*n, temiu edileceğini söylemektedirler
Duruşma esnasında sanıklar.-sa londa bulunanları işaretle şahit göstermek istemişlerdir.
Sanık vekillerinden biri:
( -— Ben böyle gayrı medeni insanlara avukatlık yapamam! diye bağırarak salonu terketmigtir. Duruşma başka bir güne talik dilmiştir.



n


inc eleme ile netice-verilerek geri gön*
müddet geçtiği hah
muaıne!e tahakku-
vergicini Btln cni uzun muamele sizin semtlerda do var mı? Kanaatıma göre daha bu vergiyi ne kadar vereceğiz Fıkracım buna bir akıl düşün. Saygılarımla.^ Fıkracı —« Dediğin muamele her yer de vardır. Zira bir koıın ukala matiyo veya belediye memurları cnof’i h.ui-ne* diye milleti soymıya kalkrsırtar, bitmezler ki vergi almak demek konur dair etimi e mükelleften hMineye her-cunu tahsil etmek demektir.
Şimdi nerede okuduğumu hat;rianu-yorum amma bir memleketle bir müessese înamurlarına karşı bir taV * nasihatler vermiş ve bunları bastırarak müe-ssesenın göze görünen rrrle-rine astırmış.
Yine hatırladığıma göre bu • etrıe-lerden biri şu nasihati ihtiva ediyordu :
«—* 3iziın hesabımıza müeesesra n müşterilerini sakın aidatmıya kalk. yın. Zira müessese hesa^ma mî'^ aldatan bir memur, kendi hesa’vm müesseseyi aidatatnlir.
Semeni sizi tatnun edebi kİ ûu ı. ı Hürmetlerimle. F1KRAC

Disiplin ku rulu faaliyete
3-
ri
■'ı
I Kadıköy Hâlindeki dükkanJarm inşaatı sona erdi Kadıköy nıeyva ve sebze İMÜnıde bir müteahhide ihaie ohnıar. 3i dükkânın inşaatı ikmal edilmiştir. Dükkânlar bugün belediyece feslini edilecektir.
• Bu dükkânlar gayri safı irad temini için kiraya verilecek, rağbet fazla olduğu takdirde talipler arasında kura çekilecektir.
i
Muallimler birliğin büyük konssri
---o---
İstanbul Muallimler Birliği İçtimaî Yardım Sandığı menfaatine olmak üzere vali ve belediye reisi Doktor Lûtfi Kindarın himayesinde tertip edileli büyük Türk musikisi konnen yarın saat 18 de Mak sim salonunda verilecektir. Konsere solistler ve fasıl hej'eti olmak üzere büyük bir sanatkâr heyeti iştirâk edecektir. Konservatuvar. fasıl heyeti şefi Ali Riza Şengül ün ;ında Hicaz faalde başla-
nacak oian konserde solist Ekrem Kongar da heyete refakat edecektir. Fasıl heyetinden sonra Safiye Ayla en güzel şarkılarından dördü nü okuyacaktır. Bundan sonra kıj’ metli Doktor ve sanatkâr Cemal Kâmil Gönene, Mustafa Çağlar, daha sonra da Peıilıan Altındağ o-kuyacaklardır. Konser şöluetli sanatkâr Aziz Şensesin halk türkülerde sou bulacaktır. Aziz Şenses doğu, güney, orta ve batı Anadolu havalai'imn en güzellerini okuyacaktır.
Ortaokul ve liseıorde verilcc cezalan incelemek üzere. Millî E>i tim ınüdûriuğHiıde hir Üst di p lin kurulu teşekkül etmiş oidu'u nu, dünkü sajımızda bildirmiştik.
Bu hususta verilen malûmata göre. Üst Disiplin kuruluna. M. E-ğitim müdürü Murad Uraz başlear. hk edecek, kurulun çalışma Larmı Milli Eğitim müdürü yardımcılarından Ali Kazano^lu destekliye-cektir.
Üst Disiplin kurulunda Galatasaray lisesi müdürü Behçet Gücer, Sultanahmed Sanat Enstitüsü mü dürü Sabn Buyan. Midhat paşa Kız Enstitüsü müdiresi Muzaffer Eriş, Birinci Ticaret Lisesi müdürü Adil Erdener ve Yapı Usta O-kulu müdürü Celâl Kerrter vazife alınışlardır.
Tastikname ile uzaklaştırma, i-lişik kesme, kovma gibi cezalar, ancak Üst Disiplin kurulunun tasdikinden. geçtikten sonra katiyet kesbedebüecektir.
---------o-
Aşk ve his romanı
Tefrika: 66
Muazzez Tahsin EERKANÜ
memnun! Zavallıcık, bizi ayıran amcasını ne çok seviyor!
Son mektubunda ne diyordu:
( — Verçia, saadetimizin önüno di kilen duvarı aşmamıza imkân oln.a dığını biliyorum. Bu tir duvar değil, senlıı de benim de en çok sevdiğimiz bir vücud... Fakat :er.i ne kadar özle digimı, seni kollarını arasına almak güzel siyah başım göğsüme dayamak kızıl dudaklarının o i eşini dudaklarnn dan damarlarıma akıtmak için ne kadar sabırsızlandığımı bllsen: Bi| ne zaman olacak * Bazı dakikalar sabrımın tam amile tükendiğini duyu yorum. Başımın İçinden bir delilik a-levi geçiyor, sana koşmamak için ken dimi zor tutuyorum. Eir glin beni kar çında görül sen çok şaşar mısın sevgili,>
( Bu sabırsızlık krizlerini ancak seni düşünerek, geçirdiğimiz tatlı sa atlerl tekrar tekrar karşımda canlandırarak yatıştırmağa muvaffak o Iuyorum. Köşkün her odası, bahçe -
nin her ağaçı, Çamlıca yollarının her taşı buna »eni hatırlatıyor,
( — Şurada onun kolunu tutmuş, onu, gelen otomobilden uzakla^tınmş tim.»
(— Şu kahvenin şu masam başında onunla çay içmiç, sonra tramvayın geldiğini görünce bardaklarımızı yarı dolu olarak bırakmış, koşmuştuk. ICoçarken dünyayı unutmuş, o-nun elini tutmuştum.
«— Şu ağacın altında yürürken Verda durmuş, bana: t Metin, demişti. Bülend benim için uzak, yabancı bir adam. Hem de lıatırasile tiksindiğim bir adam. O, bir dost, bir arkadaş bile değil !>
(— Şu yokuştan inerken bir gün onun ayağı burkulmuştu Onu Adeta kolumda tanıyarak eve getirmiştim.
(-— Şurada bir gün kahve İçerken, ilk ınekteb talebeleri hocalarlle bera bor gelmişler, köylü kıyafetlle resimlerini çı*kUrmişlei|. sonra da. numaralar yfîpnuşlar, danslar etmişlerdi.
Verda onlun seyretmekten n? kudjr memnun kalmıştı. Kız M*.'ukLarta konıçmus, onlarm hayatkude alâkadar olmug, fakir bir tazcag’’-. okşayıp severken bana: «Metin. JenıifL. Baban ve lıalan beninık- alakadar olnuımıj olsalardı, ben lıat’â bu yar rudan da daha sefil ve perişan olacaktım. Senin ailene karsı ne İtada.' minnettar olduğumu anlatacak söz bulamıyorum.» Ah Verda. hayatın□ sen girmedeydin aaıl bcıılm ne kadar sefil ve perişan olara^ım. hiç düşünmedin mi?l>
ÎSlanbulda, sevgililerinden kilometrelerce uzakta ynjıyan Verda, İş te böylece, bir yandan Metinin mek-tvblnrlle, bir yandan da ken v kendine yaptığı telkinlerle kuvvet alıyor, istikbale aid ümidlerl -Işı
canlanıyordu.
*
îstanbııla ve samimi ha . :ra 3 üzüntüleri yava, yava^ .1ı- i bk^
Verdamn çahşma şevki artmakta idi-tik altı ay içmd(| karmakarışık hislerin tesiri altında, Viyanadan hak-kile istifade etmek yolunu bulama. mışken, gitgide bu yeni muhitine a-lıştı, orasını benimsedi.
Bunda, hocasının erki ahbabları-nm da büyük iyilikleri dokunmuştu. Onu yalnız bırakmamışlar, onun etrafında dost bir halka çevirmişler, onu Viyanamn en seçme sanat muhitine sokmuşlardı. Şimdi bu gene Türk luzı orada parlak bir yıldız halinde. gözleri üstüne Çekmekte idi. Onu sekiyorlar, beğeniyorlar, arıyorlardı.
Verda Viyanada kendi yaşuıda bir çok gesclerle de tanışmıştı. Hıp seçkin aiLe çocukları olan bu gençler o-nu yalnız bırakmıyorlar, müzikten artan saatlerini oyunlar, eğlenceler, gezintih’Tİ^ dolduruyorlaıdı.
Verda îstanbuldaki arkadaşlarını düşünül kerj oradaki güçlüklerle Vi-yanadaki kolaylıkları mukayese edi yor, dönüşte mutlak Istanbtılda da böyle partiler yapmağı kararlaştırıyor, projeler yapıyordu.
Alı. Istanbııla gidebilse! Vrıyana iyi hoş, insanın hayatını dolduran' trinbir yenilik ve sürprizlerle dolu aınuıa, buradaki kalb ve his boşluğu çok hupalayıer
v>ar)

Beyoğlu 3 nej su h hu’-uk yargıcı aJay ığ*
Gazeteci arkndaşlarınuzdnn Niyazi Eren bu defa asli nıcsleğiur intisab e denek Beyoğlu 3 üncü sulh hukuk yargıç adaylığına tayin edilerek vazifesine Iramış, tır. Arkadaşımızı tebrik eder muvaffakiyetler dileriz.
, .>.....
ra duba idare
I


Man
V
Son Marmara klübü 1-
dare heyeti âzalırına tat Ihab edi len İbrahim Âlinin mevzuubahis Azalık tan istifa ettiği haber ahnmıştır.
(
* TYı^VİÎI
ŞUBAT 194»
1363
Rumi
K sini
29
II
Çarşamba

1367 Hurn Reisul
evvel ı
39

KasiUl 96 — Ay 2 — GÜN 49
Vakitle
Güne§
Öü’e . Iindi
Akşare
Yatsı
İmsftk
Vasati S.
7
12
15
17
19
5
D.
28
18
38
10
22
Ezani S
1
6
9
12
1
11
D.
23
52
42
32
44




Tito’nun demeci
Ingiltere Arab Birliği ila «en dostane» münasebetle idame ettirmek arzatundar Londra 10’ (A. A.) — Londra basını Arab dilnyanrun İngiltere 1 le yeni bir şekilde münasebetler tesis etmek için tedbirler almaya çalıştığı yolunda orta doğudaki muhabirlerinden gelen haberleri yayınlamaktadır.
Fakat dış işleri bakanlı# bu haberleri Her hangi bir şekilde te-yid etmemiş bulunmaktadır. Bu hususta yapılan son iki teşebbüsten birisi İngiltere ile bir bölgo an laşmasma varmak için Arab birliği tarafından, diğeri ise yeni İngiliz büyük elçisinin kral naibi Abdülilaha itimadnamesini sunduğu zaman yeni bir andlaşmanın imzalanması için frak hükümeti tarafından yapılmıştır. Bu yeni î-rak teklifi hakkında Londrada he nüz hiç bir tafsilât yoktur.
Daily Telegraph gazetesi, İrak hükümetinin vakit geçirmeden İngiltere ile müzakerelere girişmek niyetinde olduğu yolunda İrak dış işleri bakanı Beşaşl tarafın -dan yapılan beyanatı yayınlamak tadır.
fngilizlerin cihetinden ise her iki memleket arasında kesin bir anlaşmaya varmanın taraflardan her biri için büyük bir menfaati haiz olacağını söylediği ileri süiti len Eeşaşive atfedilen beyanat hakkında mutabık olmamak için hiç bir niyet mevcud değildir.
Londradaki siyasi müşahidler Arab birliğinin Ingiltere ile olan münasebetler lıakkındaki müzakerelerine son derece büyük bir alâka göstermektedirler. Fakat iyi haber alan mahfiller Ingiltere ile Arab birliği arasında resmi bir andlaşmanın bahis mevzuu olduğu yolundaki bir haberde ileri sürülen fikirlere pek büyük bir önem ver memektedirler. Ingilterenin Arab birliği ile en dostane münasebetler idame ettirmek yolunda büyük bir arzu göstermesine rağmen Ingiltere ile Arab birliği arasındaki re3. rnt münasebetler normal diplomatik usullerin dışında kalacaktır.
Arab memleketlerinin İngiltere ile müstakbel münasebetleri m? ( , selesini müzakere ettikleri sıra -/ da Ingilterenin ( bakalım ne ola. ( cak durumunu kabul etmiş oldu? ğu görülmektedir. I'
ARAB BÎRLİĞINÎN’ >
PARA SİYASETİ S
Kahire 10. (a. P.) başbakan* Cemil Mardam bey verjl eliği bîr demeçte, hükümetinin bür tün Arab birliği devletlerine, Fran J sız frangına ve İngiliz lirasına r karşı sıkı bir malî siyaset takibi- J ni tavsiye edeceğini bildirmiştir, r 1
Başbakan, bütün Arab memlej ketleri arasında müşterek bir par, ra k vnıeti tesbit edilmesi lüzu-ıl nhunu belirterek elemiştir ki: c
Milli istiklâlin esası, iktisadim istiklaldir.’ Zira, emperiyalist dev? letler ancak iktisadi bünyesi za-S yıf olan memleketleri istismar e-f debiliricr. Bugünkü hald^j Arabi mejDİekd(leri^ paralandın bağ/lı ? olduğu yabancı devletlerden ikti-S saden daha km’vetli bir vaziyette- c dirler> \
Suriye
Amerika komünist partisi iş sekreteri sürgün edilecek


Vaşington 10, (A. A.) — Birleşik Amerika adalet bakanlığı bugün A-merikan komünist partisi iş sekreteri Jon Vilyamsonu sürgün edilmek ü z- re bugün tevkif olunduğunu bildir inektedir.
Federal araştırma bürosunun kayıt lar. Viiyamsonun 45 sene evvel Is -kjçya ia doğduğu göstermektedir. A dilrt bakanlığının bir memuru Vil-yan.sonun bakankğm aleyhinde hare kete geçtiği komünist partisinin en mühim şahsiyeti olduğunu söylemiş -t.r
Adalet bakanlığı komünist partisi millî komitesinin üyesi olan Vil-yamsonun bir yabancı olduğu halde bir çok seneler kendisine Amerikalı •Usü verdiğini bildirmiştir.
■ o---------
Şikago borsasmda
Nevyork 10, (A. P.) — Şikago bor ■asında dün hububat ftatlan birdenbire yükselmiştir. Bu arada buğday 8 santim, mayıs 8 santim, soya £a . iu iyesi 4 santim kadar yükseliş kay fetmişttr.
Tahvilât arasında hafif bir yükselme görülmüşse de muamelât umu (niyetle gayri muntazam gitmiştir. Pamuk flatları 0.13 santim yüksek O (arak kapanmıştın
YENİ sabah
Sen ve ben
SAYFA: J
Bu devlet, 3 senede bir değişecek valiler tarafından idare edilecek, İbranice ve Arabca resmî dil olacak
Londra, 10 (B. B. O.) — Birlej-nüj Milletler vesayet konseyi Kudüs şehri için bir anayasa hazırlamıştır. Anayasa kabul edilirse Kudüs şehri müstakil bir devlet olacak, silâhtan ve askerlikten tecrld edilecektir.
Şehir üç senede bir değişecek vali tarafından idare olunacaktır. 25 yaşını bitirmiş • Arab ve Yahudilerln iştirakile seçilecek bir icra konseyi i dare vazifesini yürütecektir. Resmî dil arabca ve ibranice olacak, İngiliz ce pratik ihtiyaçlarda kullanılacaktır. - g
KUDÜS BÖLGESİNDE
MİLLETLERARASI ORDU
Lake Success, 10 (A. P.) — Altı devletin mümessillerinden mürekkeb Filistin komisyonu, Kudüs bölgesin -de asayişi temin için milletlerarası daimî bir kuv\ret bulundurulmasına lüzum görmüştür. Bu hususta Gü -venlik Konseyine verilen tasarıda, bu kuvvetin mikdarını tesbit etmek işi Birleşmiş Milletler Kudüs idaresi va liliğihe bırakılmaktadır.
Belgrad: 10 (AP) — Bugün bir işçi mitinginde demeç veren Yugos lavva lideri Mareşal Tito, Arnavut luğa tecavüz ’ etmek istiyeceklere karşı meydan okumuş ve şunları söylemiştir:
«Arnavutlukla aramızda bir itti fak mevcut olduğu ve bu memleke tin hürriyetini korumak üzere taahhütlere giriştiğimiz cihetle, böy le bir tecavüze kalkışacaklar çetin bir imtihanla karşılaşacaktır.»
Tito. Yugoslavyanın Triesteye te cavüz etmiyeceğlni de beyan etmiş, Yugoslavyanın Yunanistan işlerine müdahale etmekte olduğu veya Triesteye tecâvüz edeceğine dair ha
Moskova: 10 lAPı — Hitlerle İn giltere . Fransa ve Amerika arasın daki münâsebetlere dair bazı gizli vesikaların yakında Sovyet hükûme ti tarafından neşredileceği haber ve rilmektedir.
Malûmdur ki bundan bir müddet evvel. Amerikan hükümeti 1939—41 seneleri arasındaki Almaıl—Rus mü nüsebetlerini gösteren gizli vesika lan neşretmişti. Sovyet İstahbarat Dairesi bu neşriyata cevap verirken, Moskovanm da yakında mey dana konulacak vesikalarla, Hltle rin ikinci bir dünya harbi çıkarma sında hakiki amillerin İngiltere! Fransa ve Amerika olduğunun gös terileceğlni bildirmiştir.

AZZAM PAŞANIN YENÎ BEYANATI
Kahire 10, (A. A.) Arab birliği genel sekreteri Azsam, paşa dün yap tığı demeçte şöyle demiştir:
«istikbalde Filistin ile alâkalı her hâdise harekete geçmenin ifadesi o-tacaktır.*'
Azzam Paşa «mukabil taraf için her hangi bir kıymeti haiz olablle • cok* haberleri yayınlamaktan kaçın malarını muhabirlerden taleb etmiş -tir.
DÜNKÜ ÇARPIŞMALAR
Kudüs 10, (A. P.) — Arabların Yafa kapısından itibaren uzanan kü çük vâdinin ilerisindeki Montefiora yahudi kolonisini basmış olduklarına dair haberleri müteakip bu bölgede şiddetli çarpışmalar başlamıştır.
Her iki tarafın da ağır maklnalı lar ve havan toplan kullanmakta ol-dukian bildirilmektedir. Çarpışmalar başladıktan 3 saat sonra vaka ma -halline tanı teçhizattı iki İngiliz plya de bölüğü sevkedilmiştir. Mevzi tutan İngiliz askerleri mukavemeti kırmak maîcsadile topçu Veşl açmışlardır.
herlerin iftira olduğunu, söylemiştir.
Mareşal Tito sözlerine şu şekilde devam etmiştir: «Yunan milleri nln mücadelesine karşı sempati duymaktayız. Bunu bütün dünyaya ilân ediyoruz ve bunun için bize kimsenin kızmaya hakkı yoktur. Ancak sınırlarımızda da barış isti yoruz ve hiç kimsenin bu barışı bozmasına veya topraklarımıza tek bir adım atmasına müsaade etmiye ceğiz.n
Tito. Yunanlı «Kralcı Faşistlerin Arnavut, Bulgar ve Yugoslav sınır lannda tahriklere sebebiyet vermek le itham etmiştir.
İT
Londra: 10 (AP) — Basm muha birlerine bu konuda demeçte bulu nan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şöy le demiştir; ,
«1939 yılından evvel Almanya. İngiltere ve Fransa arasındaki mü nâsebetiere dair olduğu beyan edi len vesikalarm Sovyetler Birliği ta rafından yayınlanmasına her han gi bir İtirazımız yoktur. İnglltere-de sansür olmadığına göre, bası mmız tarafından da serbestçe iktl bas edilebilecektir. Şu ciheti de w nutulmamalıdır ki, Sovyetler Birli, ği. buncan bir yd önce, Almanya, Türkiye, Ispanya ve Macaristan a-rasmdaki münâsebetlerle ilgili ele geçirilen bazı vesikaları yayınla* makla, bu işe önayak olmuştur.»
Kavgaları
(Başmakaleden devam) Çünkü Yalman da bir gün Demokrasideki llericmemizo hayran olur, şenlik yapar iki gün sonra tehlikelerin henüz atlatılırı »ılığından ve her dakika yeni yeni tehlikelerin çıkmağa namzed bulunduğundan dem vururdu.
Bu kargaşalık ve hengâme, milletin temel isteği olan, Demokratik hayata kavuşmağa engel olmamalıdır. Hürriyet Mlsakı diye güzel bir formül ile hülâsa edilen söz, fikir, yazı hürriyeti, seçim serbestliği, ferdin masunluğu, İdarî baskının tarihe karışması keyfiyetleri behemehal sağlanmalıdır. Demokrat Parti bir kül halinde bu kudsal tek gayeye varmak husu-j sunda* biraz gevşeklik gösterdiği için şimdi içinde kıvrandığı çıkmaza sapmıştır. Yoksa çok berrak ve nurlu olan bu gayelere doğ ru gözünü kırpmadan yürüse idi şimdiki ihtilâçlara uğramazdı. Ma-nmafih Halk Partisi için karşıld dükkândaki bu sarsıntılardan fazla memnun olmağa ihtiyaç yoktur. Çünkü Demokratlar parçalausa ve Çünkü Demokratlar parçalanca ve ya parçnlanmasa bu millet yine tabiî ve Demokratik haklarını behemehal alacaktır. Burada şu veya bu şalısın rolü ve ehemmiyeti o kadar büyük değildir.
Yalnız Samed Ağaoğlıuıun bir yazısını, her hangi bir şekilde, sükut ile kar.şıhyamıyacağız. Çünkü Demokrasinin temel düşüncelerine aykırıdır. Hikmet Bayııru Demokrat Partinin iç ihtilâflarına' karışmakla ve akıl vermekle itham eden bu yazıdır. Demokratların aile işlerine yabancıların müdahale etmelerinin nezaket ve adabımuaşerete uymadığı ileri sürülüyor. Hayır efendim böyle teşrifat ve nezaket hususî ferdlerin münasebetlerine dairdir. Demokrat Parti ile herkes, her vatandaş aldı eren hattâ ermiyen uğraşabilir. Durum hakkında miitaleaları-nı söyliyebilir ve söylemelidir de... Bütün bunlar yapılacak ve herkes Demokratlar karşısında hayranlık izhar ederek sükût edeceklerse Halk Partisinin yirmi beş yıllık sisteminden Samed Ağaoğlu neye şikâyet ediyor? Onun aradığı ideal fırka ve parti orasıdır. Şef söyler herkes hattâ bütün memleket boyun eğer. Parti toplantıları hakkında resmî tebliğler neşrolunur. Kabineler değişir, sıhhî sebeb-ler ileri sürülür ve «ski Başbakan turp gibi sokaklarda dolaşır her söz hakikat olarak telâkki olunur. Yok canım bu usuller artık tarihe karıştı. Ne Demokrat Parti ne başka bir parti bu eski yola dönemez. Hükümetin müsamalıasile şimdilik tenkid ve serbesti mev-cuıldur. Fakat biz istiyoruz kİ bu fiili durum kanunileşsin. Hükümet ve Halk Partisi de bunu istemiyorlar. Bütün vatandaşların dileği fiilî vaziyeti hukukî hale ifrağdır. Bunu bu millet ve memleket nasıl olsa sağlı.vacaktır.
YENİ SABAH
Gandinin külleri
Yeni Delhi 10, (A- A.) — Gandi , nln küllerini ihtiva eden sandığı tası yan hııauaî tren bu akşam Yeni Del-hiden Allahabada hareket edecektir. Tren yolu üstündeki istasyonlarda dv racak ve halk Mahatmanın küllerine son ihtiram, vazifesini yapacaktır. ,
Akşam üzeri ve gece trenin önün den yüz binlerce İçişinin geçeceği tah min olunmaktadır.
İr _ _ —
IGününenteresan haberleri! V————————————————------------------------------------------------------—
Kızkardeşini öldürdükten sonra cesedini pişirip yiyen Alınan
dr Frankfurt: — Alman Dena
Ajansj bildiriyor::
Chenınitz polis makamlarından alnan haberlere göre Sovyet bölge sinde bulunan 65 yaşında Bernhard Öhme isminde bir Alman, kız-kardeşi 26 yaşında Maria Öhmeü öldürdüğünü ve bandan sonra cesedin parçalarını pişirerek yediği n( itiraf etmiştir. Polis raporlarına göre Mariamn akrabası ocak ayı-mu ortalarına doğru kızı aramağa başlamışlardır. Öhmeün evinde polis tarafından yapılan araştırmalar esnasında tencereler, kovalar ve tabaklar içinde İnsan e ti olduğu anlaşılan et parçaları görülmüştür. Mariamn başı, elleri ve ayakları bir mahzende bulunmuştur. Öhme, cesedi parça parça kestikten sonra evvelâ kışkardeşl-nln kalbini, ciğerlerini, böbrekleri nl ve kaburga kemiklerinin üstün deki etin bir kısmım yemiştir .
J öhme, kızkardeşlnin cesedinin | geri kalan kısmı ile sabun İmal et l inek niyetinde olduğunu söylemiş | tir. Cani, mahpus bulunduğu esna
• -
*
da polis müfettişinden bulunduğu höcreye insan eti getirilmesini iste iniştir. Öhme bundan evvel de bir cinayetle itham edilmiş ise de ls-bat edilemediğinden serbest bırakılmıştı. (A. A.)
Fare Öldürme mütehassısı
* Vaşington: — Fareler hakkın daki broşürün, tanzimindi yararlıkları görülen meşhur Amerikan Ontonolojisi Btephen Coseter, M. sır hükümetinin dâvetl üzerine Kahlreye gitmiştir
Mıdır hükümeti, gıda maddeleri ne çok büyük zararlar veren fare ve diğer haşarata karşı açtığı mü cadelede kendisinin .yardımını iste mlştlr. (AA.)
Kolerada şilebi kayalıklara oturdu
* Soattle: — Kuzey Batı Ame-
rikan sahilleri açığında fırtınaya tutulan 7600 tonluk Colerado şilebi kayalıklara oturmuştur. Müret tebattan dokuz kişi boğulmuştur. Kaza mahalline yetişen gemiler ka zazede vapuru kurtarmağa muvaf fak olamıyarak açıkta beklemektedirler. (AA.)
Valiler arasındaki
kat’î nakiller
Kararname dtnkü Resmi Gazete ile yayınlandı
Ankara 10, (hususî) — Valiler a-rasında yapılacak değişiklikler hakkında hazırlanan kararname bugünkü resmî gazetede neşredilmiştir. Kararnameye göre yapılan değişiklikler şöyledlr. Kocaeli valisi Rükneddin Nasuhoglu Aydın valiliğincj. Ankara valisi Izzeddin Çağpar Samsun valiliğine, Birinci genel müfettişlikten ayrılan Avnl Doğan Ankara valiliğine, Antalya valisi Sadrl Aka Tokad valiliğine, Tokad valisi Cavld ICmay Kırşehir valiliğine, Trabzon valisi Saim Günday Antalya valiliğine, Kon ya valisi Necmeddln Ergin Trabzon valiliğine, Trakya genel müfettişliğinden ayrılan Abidln özmen. Afyon valiliğine, Samsun valisi Osman Sa-
mi Güvenle Giresun valiliğine, Balı-I kesr valisi Fazlı Güleç Kocaeli valiliğine, İzmir valisi Şefik Soyer Kon ya valiliğine, üçüncü genel müfettişlikten ayrılan Sabrl Adal İzmir valiliğin^ Afyon valisi Ziya Tekeli Balıkesir valiliğine tayin edilmişler ve Aydın valsl Salim Gündoğan, Gire -sun valisi Feyzi Gürol ve Kırşehir va lisi Refik Noyan yaş hadleri dolayı-flile emekliye ayrılmışlardır.
ÇORUH VALtLtĞÎ
Ankara 10, (hususî) — Çoruh valisi Zeki Köymenln Seyhan il idare üyeliğine Seyhan il idare üyesi Mah-mud Nedim Akerin Seyhan vali nıua vinliğine tayinleri kararlagmıştır.
Doktor Neşet Nac’ıain katli | Devlet ortaokul sınavında dâvası yeniden başlıyor başarı gösteremiyenler
Ankara: 10 (Hususi) — Dr. Neşet Naci Arzani öldürmekten Haşmet Orbay, ve Reşit Mercan hak-dmdaki dâva dosyası yargıtay baş savcılığı tarafından bu sabah Bolu ağır ceza mahkemesine gönderilmek üzere postaya tevdi edilmiştir. Dosyadaki dâva evrakının ağır lığı yüz kilo tutmaktadır. Bilindiği gibi Bolu mahkemesinin kararı ceza dairesinde taammüt görülme mesl noktasından bozulmuş ve baş savcılığın itirazı üzerine ceza genel heyeti umumiyesine gönderilmiş ve heyeti umumiye başsavcılığının iti razlanndan bazılarını varit görmüştür. Duruşmaya Boluda pek ya kında yeniden başlanacaktır.
Toprak of ai genel müdfir muavini
Ankara 10, (hususi) — Toprak Mahsulleri Ofisi Umum Müdür nıua vinliğine Ekrem Barlasın tayini ba-kanlar kurulunca kararlaşmıştır.
« 1 • • • •• 1 fl w *•
7 kışının olduğu tren kazası
-----o----
Malatya-Fevzipaşa katarı bir tünele çarptı
Ankara: 10 (AA.) — Bize bildiril diğine göre, 9—10'2'948 tarihinde Malatya—Fevzipaşa kısmında İşleyen 1063 yük katarının saat 0.15 de kilometre 187—500 deki tünel yarmasından geçişi esnasında şid detli yağan yağmurlar yüzünden yarma şevinin kayarak gabari İçine girmesi neticesi lokomotif raydan çıkarak tünele yaslanmış ve arkasındaki furgon İle İş vagonu parça lanmış ve beş vagon yoldan çıkmış tır. Furgon ve İş vagonunda bulunan tren personelinden altı kişi ile lokomotif ateşçisi hâdise esnasında vefat etmiş ve beşi de yaralanmıştır.
İş vagonunda bulunan sobadan çıkan yangın dolajyısile dört öoj va yon yanmıştır.
Fevzipaşa, Malaryadan gönderilen imdad ekipleri yolun açılmasına ça Uçmaktadırlar. Teknik terkikatta bulunmak üzere mütehassıslardan mürekkep bir heyet de Ankaradan vaka mahalline hareket etmiştir.
başarı gösteremiyenler
idareci =£ gözile
aktüaliteler
H
Et ve ekmek mes’elesi
arb başladı. Et ve ekmek me* solosl de gazote sütunlarına intikal etti. Şeklen harb bîV
ti. Fakat bu didişme hâlâ devam edl* yor.
Şehirli bıktı. Belediye bıktı HükO* met bıktı. Fakat kaıabiar, perakendeciler, toptanoılar, celebîer. kasablar cemiyeti, İstanbul halkının yakasına yapışmaktan bıkmadılar, usanmadılar* Hakları da var. Tabii bıkmazlar, hıksalar, san’atlerinin derecelerine gö* re yüz y onluk lar.
Her
binlik, yarım milyonluk, mll-ve bir kaç milyonluk oiamat»
iy kişinin öldüğü bir otobüs kazası
dr Llege: — Cumartesi günü akşamı Llege civarında vukua gelen bir otobüs kazasında yaralananlar dan 30 yolcudan 4 ü Llege hastaha nesinde öldüklerinden, bu kazada ölenlerin sayısı bu suretle 19 u bul muştur.
Otobüsün enkazı arasında yana rak kömür haline gelmiş 15 cesedin hüviyeti henüz tesbit edilememiş tir. ' (A.A.ı
Sicilya hapishanelerinden birinde isyan
dr Caltanıısetta: — Sicllyada Caltamlsetta lıaplsaneslnde bir İs yan çıkmıştır. Hapishanede mevkuf bulunan 100 mahkûm blnanın-bir kısmını ele geçirmişlerdir (A.A)
Anıerikada prinç ve kalay, kinin satışları kontrole tâbi dr Vaşington: — Başkan Tru-man kongreye bir mesaj göndererek, pirinç, kalay, kinin suni güb re ve diğer bazı emtiaya şâmil özel kontrollar müddetinin temdi dİ İçin derhal harekete geçilmesini istemiştir. (A.P.)
—-----------------------------
I iyona operasında yangın . dr Viyana: — Yangın neticesin 1 de Viyana Opera binasının çatısı 1 kısmen lıarab olmuştu Temsillere i en az bir hafta müddetle ara veril i lecektlr. (A.P.) {
Mısırlı gazeteciler Londrada t ★ Londra: — İngilU hükümeti. J nln daveti üzerine Almanyadakl ) Ingiliz işgal bölgesinde bir hafta- ı lık bir tetkik gezisi yajıacak olan ( Mısırlı gazetecilerden müteşekkil i bir grup bugün hareket edecektir i
(AP.» Z
Dünya Ping-Pono şampiyonası 7 dr Londra: — tVemoleyde yapı- J lan dünya Plng—Poııg şampiyon J luk maçlarının blrinct turuna işti ( rak eden dünya şampiyonu Çekos l lovakyab Buhumli Vana Jerseyll i F, Knndsfordu 21—11 21—12. 21_7?
mağlup etmiştir. (A.P.) )
Aıııerikadaki sentetik petrol | fabrikaları J
dr Vaşington: — Bug n Mecli- | sin miri topraklar komisyonu hu- k zurunda medeçde bulunan İçişleri * Bakanı Krug, Birleşik Amerlkayı ( Oıtuşarktakl başlıca petrol kaynak ) larma bağlayan şimdiki mesafeyi | tehlikeli bulduğunu ileri sürmüş * ve Birleşik Amerikada derhal üç 1 sentetik pertol fabrikası kurmak | için hükümetin 300.—100 milyon 5 dola'-J.k bir tahsisat ayırmasını | istemiştir. (A.A.) |
Ankara: 10 (Hususi) — Ortaokul son sınıf öğrencilerinden Devlet Or taokul sınavında başarı gösteremi-yerek bütünlemeye kalanlar, Orta okul ve Liseler yönetmenliğine göre öğrencilik haklarını ve ertesi sene imtihana girmek haklarını muha faza etmektedirler. Öğrendiğimize göre bu durumda öğrencilerin askerlik durumlarının ertesi yıla bı rakılması ve ikinci sene de başarı gösteremeyenler tam hizmetli olarak askere alınarak İşleme tabi ol dukları doğumlularla askerlik yapacakları kararlaştırılmıştır, Meclisin yarınki güıı.lemi
Ankara: 10 (Hususi» — Meclisin yarınki gündeminde damga resmî kanununu görüşmek üzere gc-cicl bir komisyon teşkili hakkında Ticaret Komisyonu raporu Gaziantep milletvekili Cemil Sald Barlasın Kimya Şubesinden mezun olanlar hak kında Milli Eğitim Bakanlığından sözlü sorusu Trabzon milletvekili Mustafa Reşit Tarakçıoğlunun in san kaybına sebep olan motor’.ii ta şıt kazaları hakkında İçişleri Bakanlığından sözlü sorusu ve Üniversite kanununun 46 ncı maddesi nin tefsiri vardır.
Üniversitelerde âynl'r
Ankara 10, (hususi) — İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesi me i ni hukuk kürsüsü ordinaryüs pro> Mir lüğüne adı geçen kürsü profesörlerinden Kemaleddin Birkenin tayini tensib edilmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi e-lektrik fakültesi telefon telgraf kür süsü profesörlüğüne doçent Bedri Ka rafâkioğlunun tayini tensib edilmiş -tir.
Almanva i’e t:caref
Ankara 10, (hususî) — işgal altın daki Almanya ile Türkiye arasında bir ticaret anlaşması yapmak üzere Frankfurta gidecek olan heyetin seyahati bir müddet geri bırakılmıştır. Haber aklığımıza göre bu geçik meye işgal makamlarının yapmış ol dukları yeni bir teklif sebeb olmuş tur. Fakat ilgililer durumu^ ciddiye tini nazara alarak görüşmelere bit ân önce başlayabilmek için teşeb -büse geçmişlerdir.

Sadık Aldoğan’ın dokunulmazlığı (Ba^tara/i 1 incide) manevî şahsiyetini tahkir mahiyetindeki sözleri söylemediğini beyan etmiş ve bir kısım şahldler de böyle bir şey İşitmediklerini söylemişlerse de yukarıda gösterilen cürüm mahiyetin deki sözlerin söylendiği yolunda şa-hidler bulunmasına her iki şahadetin takdirinin mahkemeye aid bulunma sına ve sucun anayasanın 12 inci mad desine giren suçlardan bulunmasına göre Sadık Aldoganın milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasına çoğunlukla karar verilmiştir.» denmektedir. Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması lehinde oy verenler, Ihsan EzgÜ, Ekrem Oran. Abdurrah man Konuk, Naili Küçükaga, Feyzi KaUagil, Abdülhak Fırat, İbrahim Tali Öngörer| Rlfat Güllü, Fahri E-cevlt, Sald Azmi Feyzloğlu, Fuad U may, Kâmil Coşkunoğlu, Saim Ali Dilemre, Faik öztırak. Aleyhte oy verenler ise: Fuad Sirmen, Celâl Sald Siren, Sadi Konukj. Nafi Atuf Kansa, Hüsnll Çakır, Ali Münif Yegena, Ha-aan Dlnçer, Fuad Hulûs! Demircili -«lir e
Tasarıya muhalif kalan millet vekil leri muhalefet şerhlerinde Sadık Al-doğah n bu sözleri sarfettiği halıcın da tutulan zabıt varakasında isimleri bulunan bazı kimselerin dahi genera İhı bu sözleri söylediğini işitmediklerini bilâhare beyan ettiklerini bu suretle tanıklar aıasınrakl milbayene -tin telif edilmediğini, generalin de sözlerinin tahrif edildiğini beyan et t fMâc jöre milletvekilliği dokunul -ra dığının kaldırılmasına kâfi bir ka naat basıl edilmediğini, bir milletveki j linin mecliste muhalif kaldığı kanun | lan tenkid etmesinden dolayı mesul
*
iptali için müracaat
boledivelerin her Mn emrü neyhleri infaz
de, heyeti r »e her h-.ı-
ta-
infaz-
ne ise gelelim asıl meseleye.
Et meselesinin halli için, kasablar, bolediyoyo bazı tekliflerde bulunmuşlar meselâ ya zammı kabul etmek, ya, her on beş günde fiyatları yeniden tet* kik etmek veya narhı kaldırıp satın büsbütün serbest bırakmak.
Bu teklifi, bolediye tekrar daimi encümene göndermiş. Encümen her hangi bir neticeye vardıktan, sonra karar tatbik edilmek üzere, iktisad müdürlüğüne ve oradan da kasablar cemiyetine bildirilecekmiş.
Bu kararın kasablar tarafından infaz edilip edilmiyeceğini Allah bilir.
Belediyelerin, muayyen kanunları çerçeveleri dahilinde ittihaz etmiş oldukları eınrü noyhler bazen derhal ve bazen Je mafevk makamın tasdiki île lâzımülicradır.
Bu karar infaz edilir. Mutazarrır o-lanlar, ıncratibi silsileye rıayeten mafevk makama tâdil ettirmek ve yahut da idari kazaya ederler.
Fakat prensip, gi bir husustaki edilir.
Et meselesinde
gi bir kararı İttihaz etmelidir, b ı sarruftan mağdur o!an varsa, dan sonra hakkını arar. Hattâ k^rarm verdimi zararın tazminini ister.
Halbuki, her on beş günde, yer. den masa üstüne çıkartılan bu meselede mevzu, İktisad Müdüriyeti, daimî encümen ve uınumî meclis arasında ıre-kîk dokuyor. Ve bu arada, şehirde, zahiri bir et buhranı, hakikatte î karaborsa devam edip duruyor.
Bu çirkin variyot, rehir e*k£rı rnııı miyesin kı fena şekilde karjdar’yor. Ve hemşeri, belediyede otorite kalmadığına hükmediyor.
Hakikaten efkârı umumiye haklı o-larak an dognı bir nokta/a temas e-diyor.
Belediye, kararlarını, maatteessüf kasablara kabul ettiremiyor. Neticede, onlar istediklerini yaptırıyorlar.
8u şeklin nasıl tahakkuk ettiğini, sebeb ve avamîlîni bilmiyoruz. Ve öğrenmek istemiyoruz.
Şayet, belediye, bizi tenvir edecek olursa, memnun ve müteşekkir kalacağız.
Yalnız belediyeye tavsiyemiz: Bl hususta, infaz ettireceğine emin olmadığı her hangi bir tasarruftan -o-tinab etmek ve eğer varsa, doymak bilınlyen İhtikâra, narhı kaldırıp, ct satışında kasabları serbest bırakmaktır.
Bu suretle, hiç olmazsa, belediyenin prestiji muhafaza edilmiş olur.

AVUKATLIK STAJİYERLİĞİ
Adaleti tevzi makinesine bir dişlik olarak intisab edecek hukuk mezununun bir sene staj germesi, bu kudsi çarkı işletmeğe kâfi görülür ikon, a-vukatlık stajının iki buçuk sene olması hikmeti bir türlii anlaşılamıyor.
Bunun sebebi, adalet ortıdusunu takviye ise, bu şokil böyle nıentı hareketlerle olmaz.
Bu orduyu daha cazib kılmalı. Genç ligin, iki buçuk sene, gelirsiz olarak geçinmesinin na demek olduğunu, Adliye Bakanı galiba bilmiyor. Tabii bitmez. Zira, o zamanlarda böyle şeyler yoktu.
İDARECİ
Ro>feiler ırüessesesı mür essı leri A!.karac|a
Ankara 10, (hususi) — Dün şehrimize gelen Rokfeller Foundation-nun milletler arası sağlık dairesi direktörü Dr. D. Brutıe Vilson ve hastabakıcılık teşkilâtı temsilcisi Mis Warley dün öğleden evvel hıfzıssıh-lıa müessesesinc giderek tetkiklerde bulunmuşlardır. Heyet dün öğle üzeri Sağlık Bakanı Behçet Uz tarafından kabul edilmiştir.
Veoa ; e s v ş raporu
Ankara 10. (hususî) — Geçen yı? güney sınırlarımızda veba ile yapılan mücadele hakkında sağlık ve sos yal yardım bakanlığı hıfzıssıhba dairesi müdürü Niyazi Elgin tarafından hazırlanan rapor bakanlıkça Birleşmiş Milletler sağlık teşkilatına gön derilnıiştir. Buradan gelen cevabda raporun gayet enteresan olduğuna işaret edilmekte ve bu kadar kısa bir zamanda elde edilen başarının takdj re lâyık olduğu bildirilmektedir.
edilmiyeceği bu bakımdan suç daai mevcud olmadığını belirtmektedük-r l
IS. Örgeevren | hâdisesinin ic yüzü
Tütün müstahsillerine c tohum ihtyacı sorulmak ? suretiyle, ayrıca ellerine > verilen beyaz kâğıd imza \ ettirilmiş ve 72 imzalı ( mektub bu suretle temin r edilmiştir,,. >
Balıkesir; (Yeni Sabah) — Balı kesir Milletvekili Süreyya Örgeev, ren Sındırgı hâdisesi dolayısile bin Jerce vatandaşuı gözlerlle gördüğü hakikati değiştirerek (72) İmzayı hayî mektubu gazetelere gönderilmiştir. Yaptığım tahkikate göre Sın dinginin, tütüp müstahsilleri Örgc-evıen tarafından çağırılarak kendilerine tütün tohumu ihtiyacı sol rularak ellerino birer beyaz kâğıt verilerek imza ilârilmlştir. Müstalı çiller gittikten soura ve imzalı kül ğıtlarm üst kısmına da Süreyya Öı(
• I
geevren tarafından hakikate aykı rı olarak tekzip mektubu doldurul muş ve gazetelore gönderilmiştir, imzalarının böyle kötü yolda kulla Kıldığını gören tütün müstahsilleri teessür içindedirler,
/ecihi Bıçakçoğlu
Balıkesir il idare kurulu ış bölümü yaptı

Balıkesir: (Yeni Sabah) — Balı kesir D. P. 11 heyeti toplanarak aralarında vazife taksimi yapmış lardır.
Başkan: Sıtkı Yırcalı, 2 nci baş kan Esat Budakoğlu, muhasib Ah-med Kocabıyıkoğlu, veznedar İsmail Ilşekercioğlu olarak vazifeye baş Umıştır.
Diğer taraftan haber aldığımıza göre Balıkesir İl D. P, başkanı dün Edremite ve oradan Büyükdereye giderek parti binasında kalabalık bir halk kütlesi huzurunda konuşma yapmıştır,
------o-------
Bo.çka İlçesinde
D. P. kuruldu
Borçka (Yeni Sabah) — İlçemiz D. P. teşkilâtı kurulmuş ve müteşebbis heyet §u suretle kurulmuştur:
Tüccardan İbrahim Şen türkün, başkanlığında, Şevket özdemir, A-li Yılmaz, Osman Odabaş, Kundu racı Hüsnü Erdoğan, otelci Hüsnü özen, Sevinç Yazar, Hüseyin Acar ve Şevket Tekbaştan ibarettir. Joıuh vilâyet tasdikine iktiran e-den bu heyet faaliyete geçerek bucak ve ocak teşkilâtına başla-ttişlaıtlır.
(
----o—
İzmir Tarım müdürlüğü
Balıkesir: (Yeni Sabah) — Tarım Müdürü Bay Nuri Avcı iki derece, erfi ettirilerek İzmir Ziraat Müdür 1 iğüne tâyin edilmiştir. Bir kaç gü ı e-kadar yeni vazifesine başlamak üzere İzmîre hareket edecektir.
Bahkesfrde çalışmasile herkese, kendisini sevdirmiş olan Bay Nuri Aveıya yeni vazifesinde başarılar dileriz.
L'.alıkesiro İstanbul gazeteleri geç g diyor
Balıkesir: TYeni Sabah) — Balı kesire gazete günü gününe gelmemekte Salı gününün gazetesi ancak Perşembe günü ele geçmektedir. Gazete işi yalnız Halil İbrahim adli bir bayiiıı inhisarı altındadır. Faz ıa kâr emelde gazeteyi üç kişiye sat tırmakta Ça. Mirzabey ve Vicdani 7(? ir.. hailesi halkı 3 günlük dahi ol sa güçlükle gazete temin etmektedir. Bir ay eveline kadar günü gü nüne Balıkesire gazete gelirken ba yi Velinin iflâslle bu durum haşıl Olmuştur.
Ekspres günleri müsfeşna üç günlük gazeteleri halkjnlız almak mec buriyetinde kalmaktadır. Adana yâ'günü gününe gazote gelirken. Balıkesire üç günlük gazete gelî yor. Ne karip bir tecellidir. Bu sûra asrnda bu gecikmeyi hoş görmiye-rek, alâkadarlara nazarı dikkâtini celbederlz.
emirdi şiddetli soğuklar
İzmir: (Yeni Sabah) — Dünden beri İzmirde şiddetli bir soğuk hii küm sürmekledir. Civar dağlarr-kar düşmüştür. Bütün goce devan *den şiddetli karayel fırtınası sa baha doğru dlnmlştir. Soğuk devam ediyor-
AnadoSudan Notlar
Afyonun, komşu filerle münasebeti
litırdıırda ip-beldesi Ispur-— II. Haınid fabrikası
Muzaffer GÖRKTAN
Eğridirin güztl ra dikkate şayan manzarası — lidai tezgâhlarla. dokumaedıÂ — Yurdumuzun gül tanın yalnız gül sonu değil, lu r zaman yüzü giiler zamanında imha edilen Çolak .\'adire aid tiitiin
Yazan : .

götürnıeyip ka-uzakta dağ ya-inşa etmieltr. halkı uzun yolu
abiat nimetlerinden ayni derecede i 6t ifa dok nen biz ve komşularımıza, anavatan haritasında sey)ederken; Şeh rimizi dört koldan çerçeveliyi n dcnıiıpğjpnn Egıidir,, Burdur, İsparta, Uşak ve Kütahyaya doğjyı saçak sakhğını göriiriiz.
Eğridir: İsmiyle anılan göl ke-t narında ve iki. adacık iiz( rine ku-rulon kasaba kartpostallarda. gördüğümüz Venedik manrauası arz e der. Bir zamanlar Eğridir hattj inşa cdiUrken; cahil, halk buna şiddetle mâni olmak istemiş, gündüz döşenen hattı gece sökerlermiş. Aciz kalan şirket nihayet hat tı Eğrldire kadar sabadan bir saat maçına istasyonu
Şimdi Eğridir
katederken dedelerinin hatâsının cezasını çekiyorlar. Dedesi koruk yermiş de torununun dişi kamaşır-, mış.'j Atalar sözünün canlı misalini istasyondan kasabayı seyrederken gördüm.
Yurdumuzun izbe bir köşesinde kendi âlemine dalmış Eğridlr'.n tabii ve bir zamanlar devrin padişahını ayaklarına kadar getirten azg.n E£;:dlr derebeklerinin mace raları da. çok enteresandır.
Burdur: Ufak bir tepecik üzerin de inşa edilip ovaya doğru yayılan şehir istasyona yak.ndır. Yeşile bürünmüş Burdur sokak ve çarşılarını umumiyetle tenha buldum. Yalnız şalakla hemen her evden hattâ D. D. Y. teşkilâtına bağlı personel Lojmanlarından bile tezgâh sesi duyuluyor, işte mevzu-umuzun ruhunu teşkil eden mühim dâva.. Burdur ve biraz sonra anlatacağım İsparta, Uşak, iptidaî tez-gâhlarile istikballerim kazanmış küçük komşularımızdir.
| , Sokaklarında ve çarşılarında-,
| âvâre bir insana, ve hiç;bir dilenciye tesadüf edemedim. Burada yedi yaşına girmiyen bir çocuk bile kirmanı vasıtaslle günde vasati (150- kuruş kazanç temin edebilir.
Gazino ve kahvelerde otuimuk-ta olan bazı erkeklerin lûrmanla ip eğirdiklerini gördüm. Bu oyunla vakit geçirmeden daha istifadeli bir iş,.. Bu hummalı çalışmadan: sonra eğlenmesini bilen şehirde pazar günü çalışmak ayıp sayılır. O gün bütün şehir ? : li âdetlerine göre giyinip istasyon yolu üzerinde gezerler. Eizzat gördüğüm bu kalabalık Afyondaki Cmnhuriyetı bayramlarında merasim ânındaki kalabalığı andırıyor...
İstasyon yolu üzerinde yükselen modern binaların pencere ve balkonları kalabalığı seyredenlerle dolu. Bütün şehrin iştirak ettiği toplantı akşam, karanlığına kadar devam eder.
İkinci istirahat günü.ise, Burdurun pazarı olan, çarşambaya rast-, lar. Bugün bekârlar? günüdür. Anne ve babalar pazardan evlerinin ihtiyaçlarımı temin, ederken, gelirin bekâr er kek ve kızlan An-talyaya giden soşe üzerir-de gezerler. Erkekler caddenin ı-ağım kızlarsa solunu takib ederek bir kat-tınnakıs teşkil ederler.- Bekârların teşkil ettiği bu samimî daireye evlilerin girmesi ayıp sayıldığı gibi İki kız erkek kardeşin dahi bera-' ber gezmeleri usulden değildir.
Dokumacılık şirketi h#*r eve ip vererek muayyen bir zaman sonra bezolarak alır. Şehrin diğer şaya-



Kız yüzünden feci
bir yaralama

Gozli kızan âşık, rakibini çiftesine vurdukta? r.onra intikamını a'amıyarak üç yeriaden bıçakladı Torbalı: (Yeni Şabab) ■— Ejir lıaf ta evvel Torbalı ilçesine bağlı A-rapçı köyünde Sadık oğlu İbrahim Gezer İsminde bir gencin tüfek vo bıçakla ağır surette yaralanmasile neticelenen feci bir hâdise cereyan etmiştir.
19 yaşlarında Sadık Yılmaz ismin de bir genç, İbrahim Atalayın yanında bedel durmakta iken abasının kızıyla sevişmiş vo sık sık onu görmeğe gelmek teşebbüsünde bulunmuştur.
Yine bu maksatla İbharlm Atala ait evin yam başna gelen Sadık
4”^
m takdir tuıaiı: Uşak ve işportada olduğu gibi kendi tezgâhlarından çıkan kumaş vc bezleri .bizzat giymeyi şeref addetmeleridir.
îsparla; Yurdumuzun güi bolde* si lapaftayı yalnız, gül mevsimim de d,eğil, her zaman ayni şirin çeh»
si. İmi t de
resiy le gülümserken gördüm. Etrafı dinç dağlarla çevrilmiş geniş bir ova... Eteklerde inci gibi, sıralanmış köycükler. Modern inşaatla süslenmiş şehir merkez kazar sim teşkil eder.
Bağlar ve güllerle bezenmiş ova nın berrak teberrüatı, bu genç dağ lana dinç zirvelerine ulaşmayıp sağrılarını süslerler... Sabahleyin gül bahçelerine giden gül renkli kızların kahkahaları vc gül fabrikasını gülsuyu bubariyle verdiği iş başı - işaret düdüğü. Gül belde si diyarına gül rayihası saçar...
Şehir Burdura nazaran oldukça istasyondan uzaktır. Hor iki tarafı da modern binalarla süslenmiş,, asfalt bir yol şehri istasyona bağlar. Hangi mevsimde olursa olsun istasyon ambarına girince, gülsuyu damacanaları ve hah balyalan yüzünüze güler. Bir şehrin ihracat ve idhalât derecesini istasyon ve> iskele sabit anbarlanndan anlayabilirsiniz... Her bakımdan istasyon, ve İskeleler şehir ve kasabaların aynasıdır. Tarihî, âbideleri nıüs tesna tutansak, tecrübeli bir.seyyah ilk girdiği istasyon ve iskelede istasyon ve iskeleye bağlı şehir ve kasaba hakkında mükemmel not alabilir..
Ispartanın en mükemmel gazino su Gündoğdu> dayız. Gazinoyu süsleyen iki büyük tablonun' şehrimize aid oluşu beni ve adamlarımı hayrette bırakmıştı. İsviçre, Venedik, Paris manzaralarının sırasında hattâ başında Afyonumuza aid iki tablonun yer alışını seyrederken, duyduğum sevinç ve gururu anlatamam. Meraktan çaylarını içmeyi unutan adamlarınım (Acele etmeyin şimdi öğreniriz! diye garsonun masamıza gelişini bekliyordum.
Bursalı bir ressam tarafından kartpostaldan büyütülen tablo sabık Afyon valisi sayın Bay A. Dur muşEvrendileğe hediye edilmiş sabık valimiz ise, Afyonluların hediyesi olmak üzere bu kıymetli tab loları valiliğinde, bulunduğu lspar taya gönderiyor.
Orta Anadoluda Ankara ve Es-kişehirden sonra şehircilik imar plânını süratle takib etmekle üçün cülüğü alan şehrimiz iktisad bakımından o derecede geri kaldığını itiraf etmeğe kalemim varmıyor... Evet dört hattın birleşmesiyle D. D. Y. rının en cömert lûtfuna nail olan şehrimizde maalesef ki bugün İktisadî hayat ölmüş vaziyettedir.
Yakın tarihte inşasına başlanan, Afyon - Karakuyu hattı, Afyon gar'inşaatı ve şehir plânının tatbiki en son olarak da hava meyda nınm şehrimiz için mühim bir gelir olarak nüfus adedinin mühim nisbette artmasına vesile olmuştur. Yoksa Eskişehirde, îzmirde mevcud olan Afyonlular mahallesi birer semt olacaktı.
Senelerdenberi askerî birlikler ve D. D. Yolları 7. işletme müdürlüğünün şehrimizde oturmasuun İktisadî hayatımızda mühim bir rolü vardır.*
Mazideki tütün fabrikası
Bir zamanlar şehrimizde mühim
(Devamı 6 ncuiaj

bu defa İbrahim Gezerle karşılaşmış ve kendisine buraya niçin ne pıaksatla geldiği sorulmuştur.
Bu sualden fazlaslle öfkelenen Sadık Yılmaz, hemen elindeki av tü feğini İbrahlme tevcih ederek ateş lemiş ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Fakat gözleri kızan âşık delikanlı bununla da kalmıyarak kanlar içinde yerde yatan İbralıl-mln üzerine atılıp ayrıca üç yerin den bıçaklamıştır.
Suçlu yakalanmış ve hakkında ta klbata başlanmıştır.
Aiııerikaua


otomobil İnşaat:
Bugün, çelik buhranı bahis mevzuu olmamış olsaydı Amerika belki de otomobil tarihinin hiç bir zaman kaydetmediği kadar çok otomobil imal etmiş olacaktı- Son zamanlarda otomobil sanayiinde çal'şan işçi lerin yavmiyelerinde yapılan İslâhat Yıllık maaş cetvellerine 150.000.000 dolar İlâve edilmesine sebebiyet ver mlştlr. Halen otomobil sanayiinde çalışan işçilerin sayısı 1.000 000 u bulmuştur. Bu işçilerden 825.000 1 doğrudan doğruya imalât işlerin de çalışmaktadır.
Amerika otomobil endüstrisi bugünkü İmalât şeklin! İdame ettirecek-olursa, 1947 yıhnda 3,460.000.000 otomobil ve 1.050.000 kamyon vücu da getirebilecektir. Bu yekini, sene başında tahmin edilen miktardan 500.000 eksiktir- Geçen sene imal e-di/n otomobillerin sayısı 3.089,507 idi. Bunlardan 940.830 u ticari mahl yettekl otomobillerdir-
D'.nic Ahııufa Teleılıyon
Profesör Batı Afrika açıklarında Okyanus .derinliklerine İnmeğe ha zırlanırken, Birleşik Amerika Bah rfye Nezareti de televizyonla denizaltı araştırmalarına devam etmek tedlr. 1946 yıhnda Bikini adasında yapılan atom bombası tecrübelerin den sonra ilk defa olarak istimal edilen denizaltı araştırmalarına tah sis edilen televizyon tertibatınrn de nlzaltı tetklkatında yeni bir fasıl açması beklenmektedir. Bikinide, a-tom bombasının İştiali neticesinde batan bir denizaltının güvertesine bir televizyon kamarası indirilmişti. Denizaltı 48 metre bir derinlikte bulunuyordu. Suların arasından süzülen ziya kamaranın çalışması na kifayet edecek miktardaydı- Ancak İnsanın hiç bir suretle ulaşama dığı Okyanus derinliklerinde pek ta bil olarak suni ziyanın istimal edil mesl şarttır.
Diğer taraftan uçak alânjna inmeğe teşebbüs eden bir uçağın a-let lâvhasındakl İşaretleri zapteden bir televizyon tertibatı İnkişaf ettirilmiştir. Uçak alanında bulunan pilot, havadaki uçağın alet] lâvhasmdaki İşaretleri görünce, rad yo İle ve kolaylıkla uçağı alâna İndirebilmektedir.
Be^üı Marketi
Kısa bir zaman zarfında Birleşik Amerikada piyasaya elektronik hesap maklnalarının çıkarılacağı haber verilmektedir. Birleşik Amerika ölçüler bürosu tarafından vücuda getirilecek olan bu süper hesap makinelerden gerek fen alemi gerekse endüstrilerin büyük ölçüde faydalanacaklarına asla şüphe e-dilemez. Bir riyaziye uzmanının an çak üç yıl çalıştıktan sonra hailede bileceği bir meseleyi İki elektronik hesap maklnası on dakika gibi ki sa bir zamanda halletmektedir.

Çatalcada gezici biçki ve dikiş kursları açıldı
Çatalca: (Yeni Sabah) — Mili) Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan Köylü kadınlar, gezici biçki de dikiş kursları, ndan biri de 4 ay dan beri kasabamız birinci ilkokulunda faaliyetlerine devam etmektedir.
Kasabamızdaki gezici kursa, kıy-metiL ve çalışkan Zehra Akkoç baş kanlık etmektedir.
Kursa, 70 e yakın genç kız veya kadın devanı etmekte ve biçki, dİ. klş, ev İdaresi, erkek veya kadın çamaşırı v s. gibi faydalı dersler görmektedirler. Kursun, başarılı fa allyetî, kasabamız kadınları arasın da büyük bir alâka ve memnuniyetle takib edilmektedir.
Gezici biçki ve dikiş kursu, kasa bamızda yapacağı daha iki ay gibi bir mesaiden sonra başka bir köye gitmek üzere, faaliyetine son vere çektir.
Düzce Halkevıntle tanışma toplantısı
Düzce: (Yeni Sabah) — Ctımarte sİ günü gecesi 19.30 da Halkevi salonunda yeni Halkevlerln tanışma ve görüşme toplantısı yapılmış, Halkevi müzik koro kolu tarafından güzel şarkılar çalınmış ve şöy lenmlştir.
Halkevinin muhtelif kolları arasında bilhassa Köycülük kolunun çalışmasının zaruri olduğu belirtilmiş diğer kollarla müştereken her hafta bir köyde toplanılması kabul edilmiş, bu hususta bir tasan hazır lanmMi İçin mütekaid yarbay Me-Buta ricada bulunulmuştur. Köycü lük kolunun başarıya ve gayesine ulaşması için gayret gösteren ve gösterecek olan bütün Halkevll arkadaşlara çalışmalarında başarılar dileriz.
Bu toplantıda Bolu milletvekili Lûtfi Gören de hazır bulunmuştur.
/•
yeoerı
ULTAN Reçnd gösterişi çok R(îVOrr^• Sokağa çıktığı veya 5^as** sandal gezintisi yaptığı zamanlar dalına en süslü elbisolerini giyer ve kendisine refakat edenlerin de temiz kıyafetli ve şık olmalarına âzami itina ederdh Çok titiz ve teiniz olmakla beraber hemen hcryapılan vo kendisini mem(
nun eden işden rnahzuz olur, bu yte-den bol bol ihsanlarda bulunurdu. Çok, dindardı. Beş vakit namazını bırakmadığı gibi namaz kılanları da Çok seyerdL
Sıdtan Rcşad bir gün IetabJiâmlra . Müdürü .Şeref Beyi y4nınA çağırdı: —laırahor! Talât paşanın valdcsi sallha, zahide bir hanım İmiş. Her vakit türbeleri ziyarete gidermiş. Yorulmasın diye kendisine bir anu ba göndersek münasib olur, demişti.
Şeref Bey ertesi sabah erkenden Tstablıâmcreden bir araba ile iki at çıkarıp içine athyarak doğru Talât Paşanın evine gitti. Talât Paşa henüz glyinmendşti. Kendisine:
— Saraydan Seryâvcr geldi.
Diye yanlış haber verdiler. Heye. cana kapılan Talât paşa gecelik entarimle hemen pencereden başını softada uzattı Şeref Beyi görünce:
— Seryâver geldi dediler. Dün gece karışık bir rüya gördüm. Hayıf ola! diye bayağı telâş ettim. Dedi re aşağıya inip ftendisini karşıladı.
Şeref Bey, Padişahın, annesi hak-kındaki teveccühlerini anlatarak arabayı getirdiğini söylemesi üzerine Talât Paşa; •
— - Zâtışalıâneye arzı şükran ederim. Ben hapishanelerde süründüğüm vakit de anacığım beni her gün görmek ister, hapishaneye gelirdi. Eve dönünce duramaz, hakkımda celbi, için türbeleri dolaşırdı.

şefaat
Benim
|Havacılık|
Uçaklara aid en yeni haberler..
Yeni bir lüks yolcu tayyaresi -kazaya uğramadan Havacılıkta
Önümüzdeki bir kaç hafta zarfın da yapılacak tecrübeler muvaffakı yetle neticelenecek olursa^ İngüte-renin en yeni ve en lüks yolcu uça ğı B. O, A, C,! havacılık şirketi tara fıiıdan sefere çıkarılacaktır. Alınan bu karar, Tudor uçakları üzerinde ( Courtney inceleme komisyonu* ta rafından hasırlanmakta olan geçi ,ci rapora bir başlangıç teşkü etmek tedir. Komite 3 tavsiyede bulunmaktadır.
1 — Londra ile Montreal arasın da, Tudor uçaklarile münâkalâl mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda başlamalıdır.
2 — Kuzey Atlantikte kullomlnu yacak Tudor uçaklarının, İmpara torluğun diğer kısımlarında ve İngiltere Güney Amerika havacılık servisinde kullanılmaları lâzımdır.
3 — Bu uçakların senelik olmak üzere kiraya verilmeleri de mümkün olmalıdır.
Tudor rümuzlu uçak Bcabazom ğlbi Ingilterenin dev yolcu uçakları faaliyete başlıyıncaya kadar mev cut olan boşluğu doldurmaya yara yacaktır.
Biç* kazaya .marut kalmadan
8 /.000 ınUlik uçuş
Son 7 buçuk ay zarfında Sllver Lady> uçaklarının faaliyetleri kadar hiç bir hâdise ^Havacılıkta sürat konseyinin» çalışmalarının semeresini meydana kovmmamjştır.
Bu müddet zarfında • Sllver Lady» uçağı 80.000 nül mesafe katetnıi? ve eıı ufak bir kazaya bile maruz kal mamışUr. G—AIKP olarak da tan> nan Sllver Lady» uçaklarından bi rl '.Airspeecbden satm aLnarak, sahlplçrinln ailelerini ve dostlarını İngllteredcn Güney Aiıikaya götür m üştür. Uçağın pilotunun bildirdi ğlne göre gidiş geliş olmak üzere yapılan ’T seLayat zarfıpda nıötür ler tn ufak arı/a bile yapmamıştır.
Ayni pilotun ilâve ettiğine görege rek Sudanın tahaınınülfer.'üa sıcakla nnda gerekse Ingiltere yağmurların da uçak hiç bir sarsıntıya maruz, kal manuşur. Gerek «Cheetah motörle-rİD gerekse radyo tartibatı pilota bir korku geçi Etmemiştir. 7.000 millik seyahat için ise ancak 217 Ingiliz liralık akaryakıt kullanılmıştır.
Uçak hâlen Lorenco Marqves den kalkarak her tarafa balüc naklet mektediı
yüzümden çekmediği ıztırab ve zahmet kalmazdı. Hâlâ da çekiyor ya! Üzüntüleri bitip tükenmiyor Bunun İçin türbe ziyaretlerini yine ihmal, etmiyor. Ancak evvelce buralara yaya gider, gelirdi. Şimdi bu araba ilo
r------YAZAN: ---
| Cemal YENER
çıkmaktan pek memnun kalacak ve Padişahımıza dualar. edecekUr. Diye rok arabayı komşuşu NecOJ‘?hiın Molla Beyin ahırına çektn.(U,
Sultan Rcşadın sahaveti pek. bol-! du. Bu sıralarda Almanya İmparatorunun ovlenen kızma hükümdarın şanilo mUtenasib bir hediye göndermesi icab etti. Bu hediyenin Türklük karakterini de taşıması ıstmiyordu. Bu İş o zaman daha (Ernküıî Hakimden) olan (Hercke Fabı-Pni Hilrr ?-yunu) na havale ediluı. E ’ r , ikada pek nefis çuha, ytln . jek kumaşlar dokunurdu. Fakat. ₺u fahri -kanın en makbul mâmvlâtj şn) gibi ince dokunmuş halılardı
Bu halılardan büyük bir tanenini Sultan Re şad Almanya İmparatoru, nun bir kısma düğün huuıyeu e.aralc göndermişti. Beriinde ou tali t»r tür İÜ yere serilmeğe Inyıumyarak son derece takdir ve hayret cıibetmiş-tl. (1)
Eski Padişahlar kendilerine bir e-ner takdim edenlere. Türkiye»? imâl edilmiş nAdidc eşyalar hediye ederlerdi. Nitekim bu sıralarda Haşan Ata Bev (Tarih-i-Kavm-J. TürkU adile tehf ettiği eserinden bir nüshasını M^hmed Reşada takdim etmekle çok kıymetli akik tir teşbih ▼e kordonile bir altın saate nai ol. muştu.
fi) Halid Ziya: Sara.»




hiç bir 84,000 millik uçuş -terakki ler...
Bir Havaedık üniıt ntev»
Dünyaıırn her taraUnda lngilizl Bava Üniversitesi ■ olar..k .anman; havacılık merkezi, göçen Nisan a-1 yında açıldığından beri, aralamada 25 memlekete ait 94- kişi bulunduğu halde 800 talebe pilot ye?â-tnmjştir. Hawker-^Siddcly grubunjj. bir şu besi olan bu havacılık merkezi, daha harbden evvel bir milieıler ara ı «ı şöhrete sahip plaıuştu. ‘
Hâlen yetiştirilmekte olan 001 ta lehe, havacılık, hava fotoğrafçılığı, radar sistemi, ve makinistlik üzerin de kurslar görmektedirler. Talebeler İngiltereden olduğu kadar. Gü ney Afrikadan. Hindısrandan, Batı Hhadistandan, İraktan, Mısırdan Hollandadan, Noıveçtcn, Yunanistan ve Palestinden de bu haveahk merkezine akın etmektedirler.
Southapton civarındaki Hamble hava meydanında bulanan bu. havacılık merkezi, biri hava trafik kontrolü üzerinde çalışmalarda kullanılan iki haya meydanından daha istifade etmekledir. Yakında iki hava meydanından daha istifa de edilecektir. Bu meydanlarda radyo vasıtaslk uüş tecrübeleri ya Pılacaktır.
Havacılıkta Teıakkil-r
«Decca seyıiseter> kumpany-ur nın açıkladığı raporda elektronik seyrisefer sahasında büyük geliş meler elde edildiği kaydedilmekle dir. Bütün sene zarfında devinir bir şekilde ter; ebelere devam edil, miştlr. Farnbuuvoughdaiti krall ha vacılık cemiyet: biri Azor adalarının 500 mil E (tısında diğeri ise Kiı zey Izlandaya olmak üzere bir çok tecrübe uçuşları yapmış, ve bu suretle Portekia hava kuvvetlerine,ve İzlanda Hava Bakanlığı peraojıçli-. ne tecrübe uçu.Jaiı göstermek fıtsa tim elde etmiştir.
Fransız Hava kûytetUrit taralın, dan da bu sahada 1500 saatlik, u-çuşlar yapılımdir. Bilhassa dağlık arazide ve. gece uçuşları esnasında elde edilen memnuniyet ce»- şirketi Paris—Marsilya hatlarında da Doc ca alilleri üzerinde tecrübe uçuşla rı yapmıştı^ Bütün bu tecrübelerin son derice iyi bir şekilde nihayet-lervtiği arHâşrtnııştır. Bütün bu tec riibtJur 19-17 senesinde elde edilen inkişafların önemini belirtmektedir

neticeler sou derece vericidir. Air— Fran-Paris—Amstcrdanı. ve

Bu hediyeler Pelreabtırg elçisi Tun han Pahaya - Arnavudlu^un tcşeldü^ Hinde hükümetten müsaade almıy®*-rak lâtaııbuldan savuşmuş ve Aru^ vudluk hükümetinin Başvekili olmuf tur - gönderilmiş o da Orenburg m* ttîsü vosrtası lik müellif Haşan A-ta’ya vermiştik Padişahların Wf le takdimlere mu hediyelere câize dt*
1
saltanatı sıralarındı
kabil verdikleri r nirdf. |
AbdlUhamidin
uzun bir mahburiyet hayatı geçiı^
miş olan Sultan Reşad hükümdar «u lunca bunun acısını çıkarmak mab-sadile haftada iki defa olwun teferni» maksaâile gezintikr yapardı. mumcu çiftliği, Ayazağn, Ihlamur, ZinciriIktıyu, Kalender köşkleri e» ziyade ziyaret ettiği yerlerdi. Fakı* günler gotikçe mesnne rahatfuzhjl ’ da arttığı için araba g^zintHcrmd« rahatsız olmağa başladı ve bundu» böyle saltanat kayığile denize çıkmağı tercih etti.
AbtMHhftmid zamanında s<anıl kayığına binmek büsbütün terlerdi-m>^ olduğundan kayıklar bulundub lan yerkıde bakımsızlık yüzünde çürümüşkrdt Yalnız meşhur (K(4 kü HUnkârl) kayığı Alman tmpart-torunur îstanbuhı ziyareti münast-betlie tamir edilerek lnıpaı a tora, tai

dim e ği esnada nedense votuc-çilrrefc «♦ krar Kayıkhaneye ( miştht
Eski! ananelerin ihyasını Sultan* Reşad bu kayıkların için emir vermiş ve kısa bir bu emri yerine getirilmiştir.
Kayık seyranlar», Göksuva, za vahuu Beylerbeyi sarayına olurdu. Sultan Reşad*kız kardeşleri Ce milet( Senıhet Mediha Süite olan ziyarete gıderdh Eski anianeye gört bu ziyaretiorde hünkâr, kız karde# f Jcrinin jb Ülkün e aya h bastığı nokta, dan itibaren köşkün medhaiine kadar güzergahına serilea dibalar, Jar üzerinde yürürdü. Hünkâr geçtir •ten sonra Haremağaları »bu -nefis İn maşları Coplar^ Padişahın yanın»» bulUhaniarm bindikleri arabalara, v» hud kayıklara bırakırlardı.
Bun ’ar v.ute&kıben
kal • mcrnurturı ve bende
gân aı acırda EsvaLc*başarn dvlAie tile - beuki Padişahın da lasın bile-mnnatio surette taktönı edilirdi.
Sultau Reşadm vapurla Şileye^ I** mite kaçar.* daı.seyituAtar yaptığı o-lurdu. Uzunca gezintiler için ‘Ee tugr'ijt kısalar için (Sögüdlü) purları kullamlırdu
Hü$*yır* HUrrd Paşa sadareti naaında bazan Padişahın, bazen kenAİ&tlin arzusu üzerine bu g'Zi.n-tilerd^’ bttiunurtlu.
Sultan Reşad ilk uzun Geyah'do eski Osmsnh Başkenti olan Bursay» vapm ştır. CÜLûsundan sonra Bir haiktıını Biat tebnfyeleriııi arz dmılı için- Eursa( an lstsnbula uleoı^dsı Kadri. Beh-diye reisi S'npan F® r. •* ler. eşraftan İğnegöNüsade S- rr. Mısulı Ragıb Beyler, tüccardan Toş cuoğiu. Nıkulâki ve doktor Bobor K-feıulilerden mürekkeb bir heyet gck inişti. Ba. heyete Bursa mrbu^anfr dan Tahin Sabri Beylerle Ömer zi ve Ahnıed Hamdi Efendiler do ls-t&nbulda iştirak ederek hep bir ıkte saraya gitmişler ve Başoıâbey*nd Lûtfl Bey delâletile huzura g>rmif lerdi. H*yet âzası kabul salonuna çi rer girmez Sultan Rcşad:
— Milletle Padişah daima temasU bulunmalıdır.
Diyerek, oturacaklarım koltukları yaklaştı.rthuasmı emretmişti. Heyetten Kadri Efendi ile Ragıb. Beyler ahalinin samimî tebrik re hSr
' metlerin! arıettikten sonra zât’1: 'hi ne&a Bursay* teşrif ve tcmmuı uı virmı diM’dünde; Bursada aÇMmftSft kı rarhı^tır-lan sergiyi himvyebioe at mas>m istirham.ettiler. Bu,ziyaret ve dûvettc n pek memnun kvdan Sultan Roşad:
— AfcaUrün beni cidden sevdiklerini anlu.Um. nıshzuz oldum. Bütün se-kenfci vilâyete selâmımı ve m&Uzu. ziyetinü tebliğ ediniz. İnşallah ecdadı ızanumı ve Rumeli fatihler:ni, Bu ra adan sonra Gcliboluya geçecek Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşayı da ziyaıet edeceğim. Serginin himayesini maalmeıuuuub’e kabul fiderûu. ây^u ve vülculân^ı vl himnu tkrde bütün milletin saadet ter belıredar olacağına ümldvaıım. Sos lerin! ağır bir lisanla söyleyip bi.i-rlnece Saffet Bey de:
_ Milletinle bin yaşa! diyerek pn>k8b*lede bulundu. Bundan çok memnun olan Sultan Reşad:
— MHkt. ne zaman otea Padı^nh bulabilir. Fakat ben millet bulamanı.. Diye ilâve etti.
Seyahat kararlaştırılmea Buraadt Padişah için hususi bir köşk »hazır landığı gibi-maiyetinde gld'cek şeh-zadvlcre de ayrıca bir kü«k tahmis olundu. Bu seyahatin hâtırası olarak da Darbhanede altın ve gıuı tis w > basıldı.
çektir *X.
istiye» tâm'ıi zar ( at

Vlk
e>
d>
»
SAYFA : S
KENAN ÖNERİN MÜHİM AÇI
be
w
s
ade-
*
be-
çcş-
t
4
edi-gül-hülâ
— Ali ile
Osman Mercanı teslim
Osman
*
1
Islâmda mezhebler ve fırkalar nasıl
Utmrhlarınkini — İhtilâlcilerin Medineye girimi
Mervan arasında bir münakaşa — C -
emiyor — Muhasara — Osmamn şelıid edilmesi
mazlum olarak şelıid edildi
52 ___________
îazniJî M. HAiF
iıg«tıoiQca> OHBaı ««■■■■• ■•■■•savaaa» •«•■■■
dikkatlerini kendi üzerine çekerken bir kaç azlısı sarayın arka duvarını a^ıp Osmamn yanma ulaştılar ve yaş lı kaliteyi boğazladılar. Karısı Nai-lenin de onu muhafaza etmeğe uğraşırken-parmakları doğrandı Osman şehid edildiği zaman yaşı sekseni geçmişti. Korkunç haber yıldırım çabukluğu ile şehire yayıldı; Ali, Tal-ha, Zübeyr koşub geldiler ve halifeyi kanlar içinde görünce ayrılıb yine evlerine çekildiler. Asiler, Unıeyye i-leri gelenlerini de parçalamak üzere arnddarsa da, onlar daha ihtiyatlı davranıb her biri bir tarafa gizlen inişlerdi
Onlardan alamadıkları öfkelerini, devlet hazînesini açıb bir güzel vağ ma etmekle yatıştırdılar:
* Eshabdan Said bin Müseyyib’den Osmamn ne suretle öldürülmüş oldu gunu sormaları üzerine şöyle cevab veriyor:
— Osman; nıazlûnı olarak şehid edildi. Öldürenler zalim, kendisine yardımda bulunmayanlar mazur -dur.
Islâm tarih ve ilim adamlarından çoğu; Osmamn açıklı şahadetinden bahis açtıkça (Alinin bu işte mçdba li yoktur) demektedirler.
Yine İslâm bilginlerinden biri de işi şu biçimde açıklıyor:
( Hilâfet Alîde istikrar buluncaya kadar, eshabdan ve halkdan hiç kim se, Osmamn şehid edilmesi faciasın da, Aliyi susub hakkı söylememekle yahud nüfuzu ile isyanı körüklemek le suçhmdjrmamıştır. Bu biçimlerde ki isnat ve iftiralar. Ali halife seçildik ten ve bi at olunduktan sonra ortaya çıkarılmıştır.»
Hakikatte: Ali; Osmamn katlini terviç etmemiş ve katillerine yardım ve himaye göstermemiştir. Eğer, ka filleri derhal yakalatıb (kısas) ı ye-. Kine getirmekte çabuk davranmadı , isd bunu yapmak istemediğine değil. yapmak kudretine malik bulun nıpdığma hamle.vlenıelidir. lınhâl dhma! değildir.
MlUeakib yazımızda. Alinin hilâfete seçilınefii ve Muaviye ile .Alinin Şahsi ve siyasî cephelerden mukayesesinden sonra şi a usul ve talimatı Üzerindeki araştırmalarımıza devam avliyeecğiz
Feragatini, tevekkülünü sözleri ve hareketleri ile gösteren, kendi hayatının kurtarılması karşılığında dalıl müslümanlar arasında kan dökülme sini istemiyen bu zatin her şeye rağmen bu derece bağlı kalmak isteme, «indeki sebeb yahud sebebler; dikka te değerlidir.
Kendi çekilnıesik, ailesine men -(
Bub mevki sahibi insanların durumları tehlikeye düjcbiieeeği, hiç değilse makamla (lişesine kapiinuş haklarında pek fazla sevgi ve bağlılık gösterdiği akrabasının hayatlatı-r.n bile muhafazası gÜçla§ebüecGğiıü düşünmüş bulunabilir, ve kendisi Çe bilince makamuı er. kuvvetli nanıze dı Ali olduğuna.göre hâkimiyet; Ha çimi ailesine geçerek Unıeyye sülâle sinin bir daha iş başına gelemeyeceğinden korkmuş olabilir ve bütün bu ihtimallerin hepsi birden mevcud bulunmakla beraber (Hilâfet) makamı-iu bir (ihsanı İlâhi» ve intihab ve ta yinini bu ihsan! İlâhinin (İcnıai tim -met) ile açıklamış şeklî olarak ka bul edib, ihtilâlcilerin tuğyanını ba-gy ve fesa 1 telâkki ederek istedikleri ne uymamal] muktazayı şeri’ okhıgn nu düşünerek hal teklifini kabul et -meyib kaderine boyun eğmiş olabilir.
Osman: (fçtilıad) yetkisini sık kul lan^ıış bir halifedir, bu sebeble Ihtii-yar eylediği mütevekkiline durumu, nun kendi içtihadına bağlamış ol -duduna şüphe edilemez.
İsyancılar, muhasara" dhdiler, Ali Osmana b.r 1 gönderdi ve.bunu güçlükle a durtabildi.
İki oğlunu, azadlı kölesi saray kapısında nöbetçi bıraktı, lc .n-disi de çekilib evine gitti, bu çekilme üzerinde ijkirlennnzi yukarıda gösterdiğimizden burada, tekrarına l»i -zum yoktur.
kapıdan m ekte karşılaşacakların mukaveni t ten ziyade, orada bekliyen Haşimî ailesi büyüklerde mücadele mecburiyetinin etraf da doğuracağı kötü havadan ürktüler. vilâyetlerden gelmekte olan yardımcı asker yetişince bir şey yapamıyacaklannı anladılar.
Bir tasni} saray kapısmdakilerm
Kenan Öner'iıı S a m e d Ağaoğiu'ya cevabı
Ve yine
ieoegi, hiç defil-ıııda duranuyacaklan en o f- -yİ ıaZu
1 ir
• " 1 > 1 A Jb


'■tellen -
••ba su aya sok




i
CBa^tarafı T incide) |
med Emin Yalınamr. delâlet ve mü zahereti ile vücude gelmiş, memleketten ziyade Amerikaya hoş görün- [ nerek daha fazla dinin ve muhitinin ceblerini doldurmaktan başka gayesi olmayan ve s:rf bunun iglo Türk vatanında deMakrasl hâdimi ve i komünist düşmanı görünen ve hattâ , bugün d.- solculuğunu iddia ettiği Ze 1 keriyya Serte! ile müşterek bir gaze| te çıkarmak suretife onun, mahi.v ü ni bilmediğim, ideal ve faaliyetine işti rak ettiğini de unutcıuş edası taşıyan bu hakiki Türk çocuğunun fayda umduğu vasıtalarla Celâl Bayar üzerinde müessir olmağa çalışarak bir sürü istihaleler geçirdikten ve îs-tanbulda mesai arkadaşı olarak seç'ti ği İnsanlara karşı göstermek mecburi yetinde bulunduğu samimiyetle izah edilemiy -cek tarzda aynlıb müessesler listesini memleketten ziyade, sa vın İnönünüu aczu ve maksadına u-yar bir şekilde tayin ve tesblt eden Bayın Bayarm, Ahmed Eminin tashih ve tasvib nazarında?, geçtikten sonra merasimi yapılan bir program ve tüzükle meydana çıktığını Sum. d Ağaoğlu bilmese bile burada bilenler pek çoktur. Demokrat Partinin hangi şartlar içinde teşekkül ettigi-tü iyice kavrayabilmek için bu parti rdn banfai olarak Celâl BayaTdan ön ce Ahmed Emin Yalmanı tanımaçm es gerek bu partinin doğuşu ve gerek maksad ve idare tarzı hakkında doğ ru bir fikir edinmek kabil olamaz.
Saym Hikmet Bavurun. kurucular arasına sokulan bazı haklin demokratlarla beraber yürümek imkânsızlığını önceden sezerek, bir nezaket «•eri olmak üzere, bu sezişini örtmek için ileri sürdüğü bahanelere Agaoğ-lunun sarılarak onu küçültmeğe çalışması da, bu partiyi ktilâya başla yan acayib bir zıhıiç -tm alâmeti o-latak görimmekte ve bu partinin fa allyetlne dikkatle bakan gözler, her halde kendini büyün ak jçln başkalarını küçültmekten başka bir şey ya* pamadıklarım kabul zarureti karşı, sında bulunmakta d r
Anlamıyorum; sa, n HıkıpeL Ea yurıın bağjrnsız olarak demokrat a-d«y lt’te^m te İsminin bulunmam bir








Kanberi
pir-
( Devamı var
s
De
kötülük veya ahlâksızlık mıdır? mnkrat Parti kurucu ve sözcüleri böy le düşünüyorlarsa mantıklarına acırım. Bu parti listesinde bağımsız a-day gösteriknler yalnız Hikmet Ba-y.ır değildir. Başka yerlerde olan biteni bilmesem bile, lstanbulda üç vatandaş tarafsız aday olarak Demokrat listesine girmiş, hattâ sayın Mareşal da demokrat kurucu ve nıen şuhlarına derin minnetler aşılayarak üstelerinin şerefini, hiç değilse art-, tırnıış bulunmaktadır. Böyle bir hareket Agaoğlu nazarında bir kaba, hat ve küçüklük telâkki ediliyorsa bu vasfm ayni mahiyeti haiz başka milletvekillerine teşmil edilmesi yalnız mantıkin değil en iptidaî bir sa mimlyetin icabatı olmaz mı
Sayın Hikmet BayuBay Sa -med Ağaoğlunun dediği gibi, De -mokrat Partiye iltihak ederek müşterek dâva vohmdn birlikte çalış -mak istemivobihr. Hattâ umumî ve kısmi seçimlerde her hangi bir siyasî partinin listesine girerek bağımsız adaylığım koyabilir. İstiklâline kıy met veren her adam için böyle yapmak bir hak olduğu gibi bir dâvanın müşterek soyılması da tek taraflı düşünce ile tahakkuk eden bir şev değildir. Bir dâvada müşterek ol -mak, takib edilecek yollarda ayrılı ftı mübah gösterecek bir mahiyet ar zedeıniyeeeği kadar mütekabil emnl-v»’t olmayınca da kimseden mesai bir Jhğl istenemez.
Kaldı kİ, hiç kimse bir parti İle beraber çalışmaktan sakınmakla bir milletin ferdi olmak ve memleket fay dasnıa «çalışmak hakkını kaybetmiş olmaz. Dünyanın hor yerinde kurulmuş siyasi partilerden hepsinin nıev zuu o partiyi terkib eden ferdi er in de ğil, bütün milletim saadet ve selâmetidir. Partiler tarihinde bunun istisnası olarak yalnız Cumhuriyet Halk Partisinin ele alınması kabildir. Bir partinin her hangi bir memlekette muvaffakı•.•r'tl ferdlcrinin adedlle değil, millet üzerinde bırakacağı omni yet, Itimad ve iyi hareketlerin mahl yut ile Ölçülür. Seçimler yapıldığı za. man latanbuldald demokratların nılk dan her halde 50 bini ya bulmuA ya bulmamıştı. Böyle İken demokrat a-daylardan 200 binden az oy alan gö



(Ba^tara/ı ı incide}
ğıdaki cevabı vermiştir:
"Bugünkü gazetelerin, yine ni parmağına dolıyarak başka
nide gürültüler içine soktuğunu İliç hayret etmeden okudum. Bu vaveylalar bir buçuk aydanberi israf olunan taktiğin hududuna dahil olduğu için bunda hayrete değer bir mahiyet bulunmaması kadar da tabii bir şey olamazdı.
Gerek bazı gazete muhabirlerinin verdikleri havadise, gerek Mıs-bah adını taşıyan birinin acaib mektubuna istinaden matbuata aksettirilen tezvirlere dikkat lirse bana atfedilmek istenen dürücu maksadları şu suretle sa etmek kabildir:
1 — Ben Meclis Grupunda
di onu geçmiyen müfrit zümreyi tahrik etmişim,
2 — Ben. bir takım siyasî manevralarla ve nihayet bir darbe i-le Demokrat Partiyi ele geçirmek, bıı olmadığı takdirde partiyi ikiye bölerek normal yolda yürüyenleri bir tarafa bırakmak ve Demokrat Partiden alınan kuvvetle yeni bir parti kurmak hırsını taşıyanların başında geliyormuşum.
3 — Ben. İstanbul kongresinin arefesinde muhtelif ilçe başkanla nnı evime çağırarak akamete uğratmak için hazırladığım plânı ken dilerine anlatmışım. Onlar da bun dan müteessir olarak bu plânın önüne geçmeğe çalışmışlar, fakat tatbikinde ısrar etmişim,
4 — Ben, kongreden sonra da yine bir kaç defa delegeleri toplı-yarak bir kaç gün istirahatı müte-akib bir şeyler yapmak üzere hazırlandığımı söylemişim,
5 — Ben. Demokrat Partiyi yık mak için mütemadiyen uğraşarak hiç de (Dürüst olmıyan bir mücadele sistemi) niıı içine girmişim,
6 — Ben, yine bir çok delegeleri ve ilçe başkanlarını çağırarak kendilerine teşkilâta imzalattırılmak ve genel haysiyet divanına gönderilmek üzere bir şikâyetname vermişim,
7 — Ben, Ankaraya gider gitmez Mareşal, Hikmet Bayur, Osman Nuri Koni, Osman Bölükbaşı ve Mustafa Kentli ile arkadaşların dan bir parti vücude getirmeği ve ilk sermayeyi de on milletvekilinin aldıkları fazla ödenekten temin et meği kararlaştırmışım,
8 — Ben, yine bu maksatla par tinin bir muvazaa partisi olduğunu söylemek ve konferanslar vermek üzere Maraşa Bölükbaşıyı. İz mir ve Aydına da kendimi memur etmişim,
9 — Bunların bir çdğu Mısbah tarafından genel kurula gönderilen bii’ mektubda yazılı imiş...
Bu istinadatın hepsi birer hakikat olsa bile dedikodu hududunu aşmıyan bu sözlerde samimiyetsiz lik ve ahlâksızlık bulacak kadar kısa görüşlü değilim.
İstifam, hiç şübheeiz, mensııb olduğum poi’tinin kurucularile a-ramda hasıl olan bir anlaşmazlığın ve bunu doğuran sebeb ve hâdiselerin, partililer üzerinde tesis edilen bir zümre tahakkümünün bir tezahürü, şahsî menfaatlerin milletin menfaati üzerinde yer alması bir kelime ile çeşni ve mevzuunu kaybetmesi ve Halk Partisi kadar millet ve memlekete muzır bir mahiyet alması gibi çok e-saslı uebeblerc istinad etmiş bulunduğunu itiraf etmek mevkiiıı-deyim.
Her hangi bil’ partinin başkan veya kurucularına değil, yalnız millet ve memlekete faydalı olmak için çalışan ve maksada muhalif zihniyet ve faaliyetler karşısında yukarıdaki imanı kalbinde taşıyan bir insan için iki yol bulunabilir: Ya bir mugalata bataklığı haline giren siyaset hayatından eskisi ka dar uzaklaşarak milletin selâmetini Allahtan beklemek, yahud fer den veya cemiyet halinde faaliye te devam etmek... Birincisini yapmak salâhiyetine bugün de kendimi salıib görmüyorum. Çünkü faaliyetimle milletin hiç değilse bir kısmını arkamdan sürüklemiş, tutulan yolun bir selâmet yolu olduğuna kendilerini inandırmıştım. Telkin ettiğim bu iman karşısında onları yarı yolda bırakarak aldatmış görünmek gibi içtimai bir dolandırıcılığın tâ kendisini teş kil eden bir hareket benden beklenemezdi.
İkincisini tercih edecek sıhhi vaziyetten de son hâdiseler dolayısi-le kendimi uzaklaşmış buldum. Birbirini takib eden saldırıcı hâ-


rlümedl. Bu o domektir ki, bugünkü demokrat milletvekillerinden vatan -daşinr müzaheretini cslrgeseydi mem leketln hiç bir yerinde mebus çıkar-1 mak Raadetl Domokrat Partiye na -Hib olmayacak, hiç bir hiyleyc lüzıım kalrrııyacak ve en elim bir hayal sükûtu ile en derin bir hicabın altında ! parti ezilecekti.
Bu (la gösteriyor lcl, bir partinin' maddi varlığı milyonları da geçebilen mensublan İle ölçülse bile bunun muvaffakiyette tesiri pek az veya hiç yoktur. Bu sebebin millete saadet va dile ortaya çıkan partllei| kendi men
( Devamı Sa.. G; Sü., ! de)


diselerin tevlid ettiği asabiyet ve yorgunluk hastalığımı tehlikeli bir iıale getirmiş, kanımdaki şeker 220 ye dayanmıştı. Bu zaruretle her şeyden evvel kendimi tamir etmek ve muhtelif vesilelerle söylediğim gibi (Akkilmülâtörümü doldurmak) dan başka bir şey yapacak halde değildim.
Benim Demokrat Partiden şu ve ya bu şekilde ayrıldıktan sonra faaliyetimi Demokrat Parti kurucularının tasvibi ile aya ı lıyacağımı farzedenler ve kendi zihniyotile hâ disatı ölçenler tarafından mümkün farzolunsa bile benim için ha-tırdun geçen bir şey olamazdı.
Ben onlar gibi muvazaalı -işlerden hoşlanmadığım için kendileri gibi yapamazdım.
Millet ve memleket için zararlı gördüğüm bir teşekkülden memleketi kurtarmaktan başka ne yapabilirdim?... Hâlâ haksız hücumla-rile beni tâzib edip duran bu e-fendiler için ahlâki görülen bir ha raketin benim hakkımda İliç de dürüst olmıyan bir mücadele sistemi farzedilmcsini ileri sürenler umumî efkâr önünde biraz olsun utanmalıdır. Demokrat Partinin ■kurucuları gibi scncler-ve senelerce Halk Partisinin bütün hasenat ve seyyiatına iştirak etmiş olanların o partiden ayrılarak zahiren onlara muhalif bir parti kurmaları dürüst bir mücadele sistertıi sayılır da intisabı iki sene bile devam etmiyen ve lıer kötülük karşısında infialini izhara çahşan benim gibi bir adamın ayni hareketi dürüst olmıyan bir mücadele sistemi addolunduğunu ileri sürenlerin mu galataya sapmadıkça bunun doğruluğunu mantıkla isbat edebileceklerini hiç ummuyorum.
Bir parti içinde çalışmakta fayda umuyorsam teşriki mesai edeceğim arkadaşları, Demokrat Par tinin yaptığı gibi, bir evvelki teşekkülün putları ile görüşerek tes bit edemezdim. Böyle bir karar vereceksem seçeceğim insanlar, hiç şübbesiz samimî, maksat ve gayede hakikaten müşterek, var-lıklarile memlekete emniyet telkin eden, muvazaadan nefret edenlerden başkası olamazdı. Böyle olunca da tabiî Mareşal, Hikmet Bayur ve —bulunabilirse— benzerlerine baş vurarak noktai nazarını öğrenmek kadar İçtimaî ve millî bir vazife tasavvur edilemezdi. Bnna isnad olunan bu hareket vâki de olsa utanacak, tenkid edecek bir faaliyet olmaktan bin kat ziya de takdir edilmeliydi.
Aleyhimdeki yazıların hepsine şamil olan bu hakikatlerden sonra samimiyetimi, cesaretimi bilenlerin inanacaklarını tahmin ettiğim, bunu bilmiyenlerin de istedikleri gibi düşünmelerini müsamaha eylediğim bir şekilde teferruata geçi yorum:
1 — Ben ne Meclis gurubu içinde,
ne de dışında kimseyi tahrik atine -dlm. Bilâkis istifadan sonra bir çok teşekküllerin tahrikine uğradım'’ Hattft Gurub âzalarının hareketlerini matbuata intikalinden sonra ha -ber aldım. Böyle bir tahrike muvaf fak olan varsa otkârı umumiye ö -I nünde bildiklerini söylemelerini rica dan başka elimden gelecek bir şey. i lcame edecek bir delil yoktur. |
2
tatbik etmlyenj doğruluk ve samimi -yattan ayrılmayan benim gibi bir a -damdan siyasi manevralar beklemek kimsenin hakkı değil. Demokrat Par tiyi ele geçirmeli, olmazsa partiyi i. kiye bölerek JfORMAL YOLDA yürüyenleri bir tarafa bırakmak ve o partiden alınacak kuvvetle yeni bir parti kurmak benim yapacağım bir şey değil? Yazdığım İlk istifanamede de sarahaten bildirdiğim gibi, Demok rat Partinin üzerine aldığı hayırlı fa aliyetl kösteklediklerinde emin olduğum bir kaç adam parti demek olma ılığı gibi bu adamlar halikındaki İnfiali parti rııcnsublarınn teşmil edebilmek için de ortada bir sebeb yok -tur. Bu adamların parti üzerindeki ta haleldim ve saltanatından uzaklaştı . rılınaları şartile, tekrar partili arkadaşlarla beraber çalışmağa hazırım. Fakat onların NORMAL diye vasıf -landırdıklorı yollarda yürüyenlerle mesai birliğinde bulunmak benim !-çin kabil değildir. Çünkü onların NORM AT, dedikleri yol benim için A NORMALLERİN EN ANORMALİDİR.
3 — Ben ne kongreden önce ve ne de sonra parti ınensublarından kimseyi evime çağırmadım. Bilâkis İstifamı takib eden günlerde taham mili edilmez bir hücum karşısında kaldım. Bunlar arasında muvafık ve muhalif bir sürll gazeteciler, parti iç ve dışından sayılamıvacak kadar İnsanlar vardı. Hattâ aldığım mektub ve telgraflar, boşum ağrıtan telefon muhaberatlle de.vlel e bir sürü para da kazandırdım. Fakat bunların her teklifine mııhulofot ettiğim gibi kim Beye de ne kongreyi akamete uğratmak, ne de bu hususta plânlar 'ter -tib eylemek yolunda hiç bir hareket te bulunmadım. Bayın muhbiri sadık ve onun muludablarından başka İkiyi le tnnrlke maruz kalanlar varsa ef kân tımıınıiyoyi t nvir etmiş olnınk için kendilerini nlon! şohudote dâvet ediyorum. Bunu yapaeıık bir insan çıkmayacağına emin olmakla bera -

Siyaseti, siyasî hayatında da
ber ocak, bucak ve İlçe teşkilâtı ara sında partiden top yekûn çekllmok arzusunu izhar edenlere vaz geçmele rlııi tavsiye ettiğimi bilenlerin yüz -lerl geçtiğine inanmaktayım.
*
4 — Kongreden sonra da bir kaç defa delegeleri toplıyarak bir kaç gün,, istirahatten sonra bir şeyler yapmak üzere hazırlandığımı da kimseye soy İvmedim. Bilâkis hareketimi tecessüse memur edilenlere veya samimî ola rak müstakbel hareketimi öğrenmek istiyenlere (nkkÜmülfttörümU doldurmağa uğraştığımı bildirmekten başka bir şey bildirmedim. Bu bir haki kat olmakla beraber bugün de meni -leketi boşluğa ve sefalete götürenlerle mücadele için akktimülâtörümün dolmasını bekliyorum ve bunun itira fini da bir doğruluk vazifesi olarak kabul ediyorum.
4 — Yukarıda da bildirdiğim veç hile bugün de faaliyette bıtlunan Demokrat Partiye ve onun mensubları-na karşı ihtisasatım onlara karşı gü cenmck degi^ onları se\Tnek ve zah metlerine acımaktır. Bu sözümden in flal duyacaklar taarruza girişmeden hakikati görmeğe çalışmalıdır. Tam bir iman ile tekrar eylerim ki, bu ku rucular saltanatı devam ettikçe tatbik edecekleri müdafaa plânlarını mu hasım ordu kumandanı ile başbaşa vererek beraber hazırladıkça bunlarla mücadele etmek vazifelerimin başında gelmektedir.
6 — Muhbirin sadıkın mevzuu -
bahs ettiği şikayetname benim tarafımdan değil) partinin bazı teşekkül feri tarafından hazulanmıştır. Bana da gösterildiği için rnünderecatını bi liyorum. Bu benim kalemimden çık -mış olsa da parti rnensublannın tüzük ve program hükümlerine aykırı hareketlerinden dolayı şikâyet her partilinin hakkı olmasına ve kurucuların bir imtiyazı bulunmamasına bu hâdiseyi de tenkid vesilesi addcnlcrin hele reşid değil, erşad sayılması lâzım gelen milletvekillerini tahrikleri me müııkad kûkla vaziyetinde göste ıenlerin demokratik zihniyetlerine a-ccırım. z
7 — Ankaraya her gittikçe hür -met ettiklerimi, sevdiklerimi ziyaret benim için bir itiyaddır. Geçenlerde Mareşal, Bayur ve Könf ile görüşü -şüm de bu itiyadın tezahürlerinden biridir. Bunlarla memleketin dahili si yâsetine taallûk eden hasbihallerde bulunmak kadar da tabii bir şey olamaz. Fakat yeni bir parti kurmak meselesi müsbet ve objektif mahiyet te görüşülmüş değildir. Şurasını da i tiraf edeyim ki böyle bir hareketi millet ve memleket için hayarlı gördüğüm gün ilk hatırıma bunlar gelecek ve muvafakatlerini alabilirsem hayatınım en bahtiyar bir gününü ya şamış olacağım.
8 — Osman Bölükbaşı beni ziyaret lülfunda bulunduğu için kendisi ile görüştüm, öğrenmiş göründüğünü an ladığını istifa sebeblerini haklı bulduğunu, başmdan geçenler de bu kanaati teyid ettiğini bildirerek Yozgud da bulunan liderine çektiği istifa telgrafını okudu. Bugüne kadar esir bir ruha salıib olmadığını her hareketile isbat eden bu arkadaş benden direktif alacak bir- acze sahib olmadığı ka dar ben de böyle bir adama akıl öğretecek varlıkta değilini ve kimsenin yaptığından veya yapacağından he-sab vermek külfeti bana düşmez.
9 — Muhbiri sadık saym bay î\Iis baha atfolıınan mektub bildiğime gö, re o vaJdtler partide hasıl olan çere yanı -ne bahasına olursa olsun, bas I tırmak vazifealle buraya gelen zevat arasında nuıtad uslübu ile faaliyette j bulunan saym kurucu Refik Koraltan la partide ve Park otelde başbaşa ve rilerek kararlaştırılmış bir mektub olduğunu öğlenmiş bulunuyorum. Bu güzide varlık ne böyle bir mektub ya ( zacak ve ne de bunları söyliyecek | bir kabiliyette olmadığı için partiye intisabı henüz iki ayı geçmıyen böy le bir adamla her hangi bir hususta, bilhassa memleket işlerinde bu kadar ’ hususî görüşecek ve sır tevdi edecek kadar budala değilim. Savın muhbirin hüviyetini anlamak istiyenleve mİ! şarünilcyh ile temas buyurmalarını tavsiye ederim.
işte hakikat budur. Muhatabları -mm da inanıp İnanmamaları kendi haklarıdır.
Prof. Kenan ÖNER
S
Diğer taraftan Demokrat Parti İstanbul il teşkilâtına nıensub bazı ilçe, bucuk ve ocaklardan Mis-balıın iddlalurını katiyetle reddeder mahiyette jnektublar gelmektedir. Bunlardan Eviib ve Orta-köy teşkilâtına aid yazılar aşağıdadır:
El’ÜB 1'EŞKh.ATIMiN T1İ1KBİBİ
Yeni Sabah Gazetesi yazı işleri müdürlüğüne:
^Gazetelerde neşredilen Misba-hın mektubunda bahis mevzuu yap tığı şikâyetnamenin tanzim ve irsalinde önerin İliç bir müdahalesi vâki olmadığı ve bu şikâyetname Misbahın yazıhanesinde kendi-sile beraber yazılarak tarafımızdan imza edilerek onun tarafından da imzalattırılmadı balıanesi-le alıkonulduğunu ve bilâhare gön derilmediği anlaşılması üzerine tek rar bir nüsha yazılarak tarafımız dan imza edildikten sonra Haysiyet Divanı başkanma gönderildiğini bir hakikatin ifâdesi olarak nmumi efkâra arzetmeyi bir veri-





addeyledik.»
Demokrat Parti Rami bucak başkanı Kenan Zorlu
D. P. Defterdar Ocak başkanı Haşan İtil
D. P. Eyüb ilçesi idare kurulundan ikinci başkan Mehmed İtil.
Ortaköy bucağı ile Muradiye ocağmın müşterek mektubn
Yeni Sabah gazetesi yazı işleri müdürlüğüne:
"Aşağıdaki yazımızın bazı husu-satın efkârı umumiyece bilinmesi için gazetenizde neşredilmesini rica ederiz.
Genel merkeze Beşiktaş ilçe baş kanı M. Miinib Urasm göndermiş olduğu mektubun muhteviyatını
10 şubat 1948 tarihli sabah gazetelerinde (Kenan önerin Demokrat Partiyi yıkmak için yaptıkları) başlıklı yazılarda hayret ve teessüfle okuduk.
O Mifcbah Uras ki, Kenan öner
11 idare kurulu başkanlığından istifa ettiği gün, arkadaşlarını toplayıp Ankaraya genel idare kuruluna (Ne pahasına olursa olsun is titanın önlenmesi) için ilk telgraf çekmiş ve biz arkadaşlarına Kenan öner partiden çelcilirse ben de çekileceğim diye yemin etmiştir. 11 kongresi arefesinde genel başkanın delegelerle temas ettiği toplantıda genel merkezin temsil ettiği zihniyete hücum etmek için hazırladığı yazıyı bizlere göstermiş, hattâ il kongresinde bu yazıları okuyalım diye delege arkadaş larına da vermiştir.
Kenan önerin istifasının ferdası gün pürtelâş ilçe binasına gelen başkan Münib Uras kendi istifasını da idare kuruluna vermiş fakat bu istifayı arkadaşlardan biri yırt m ıştır.
Bundan sonraki bir çok toplantılarda ocak başkanları müvacehe sinde (Ben bu zihniyetteki insanlarla çalışamam, sözümden de dönemem) şeklinde sözler sarf ederek partili arkadaşlara tesir etmek hususunda azamî gayret göstermiştir.
Hal böyle iken genel merkeze gönderdiği mektub bizi hayretler içinde bırakmıştır. Bu mektub muh teviyatını biz Ortaköy bucağı ve Muradiye ocağı Demokratları asla kabul ve tasvib etmiyoruz.»
Ortaköy bucak başkanı Ce-vad Çoruh.
Beşiktaş Muradiye ocak başkanı Mahmud Öncü.
Demokrat Parti il başkanı ne diyor?
Demokrat Parti İstanbul il idare Kurulu başkanı Abdürrahman Milııib Berkaıı, dün, gazetecilere şunları söylemiştir:
— Gerek Demokrat milletvekillerinden raürekkeb olan Grup tarafından yapılan müzakeratın saf halan ve gerekse Demokrat Parti genel kurulunda cereyan eden tar tışmalar hakkında gazetelerde o-kuduklanm haricinde hiç bir malûmatım yoktur. Gerçi genel kurulumuz taralından, yine gazeteler vasıtasile neşredilmiş bir tebliğ okumuş, isem de, bu tebliğde genel merkez idare kurulunda cereyan eden münakaşaların tafsilâ tı yazılı değildir.
Bu tebliğden anlaşılan yalnız, Demokrat Parti iç tüzüğünden lıü kümlerini anlamak hususunda grup ile genel merkez idare kurulu arasında ayni noktai nazarın mevcud olmadığından ibarettir. Mesele grupta yeniden tcdkik ve
| Beyoğlu ŞJK Sinemasında
| Bugün matinelerden itibaren büyük fedakârlıklarla îstanbulda ilk defa birinci vizyon
Aşk, heyecan ve fedakârlık dolu bir eser
VİCDAN
Türkçe sözlü orijinal Arabca şarkılı
Baş rollerde: AKİIJC RATIP — SARAÇ MÜN'tR


Kalbleri teshir .edecek bir aile faciası
Biri gayri ıneşru aşkı içiıı namusunu ortaya koyan, diğeri infisah ettiği ailenin şerefini kurtarmak için »kendisini feda etmekten çekinmiyen iki kadının hayat romanı.
Yer bulmak ve geri dönmemek için lütfen tanı seans saati*-** rintle gelinmesi. Reks Film
Ç Yeni SES Operetinde t.
I Fulya Bar 4
BÜYÜK REVÜ OPERET
Bbgun halk matinesi saat 15 de, / â
HER AKŞAM saat 20.30 .da
Uj yerlerinizi ayırtınız. Tel: 49369
Sanatı nurlanchmn 2 parlak güneşin, aşkın bağladığı 2 ateşli kal- « bin, biriıirini ariyan 2 muhteris ruhun tek heyecanı
Yarın Akşam LALE de
Bin EŞEN KALPLER
«ihl ulu SLEter»
I
-
»v>


Çeteciler Selâniği bombardıman etti
(Baıtarafı ı inctdt) lânikdo infilâk eden mermilerin rin on kilometre kuzey doğrusunda^ atıldığı kanaatine varmışlardır. Eli 7V5 luk sahra topu kullanıldığı sanû maktadır. Diğer tarafdan *bugün bit* dirildiğine göre hafta sonunda Atîn* nın 35 kilometre kuzeyinde Pama^ dağı civarında faaliyette bulunan 1W ilâ 300 kişilik bir çetenin dağıtıldı®’# bugün haber verilmektedir. Yunanl ordusu çetecilerden 78 kişinin öldü* rüldüğünii ve sekiz kişinin esir edü diğini bildirmektedir.
ÇETECİLER ÇEKİLDİ
Atina 10, (A. A.) —Flizeli ve boa| balı Yunan uçaklar^ Selanik bomba! dıman edildikten sonra Selâııikin ua kilometre kuzey batısında bulunan Asvestoşarı tepesinden hareketle d4 ğu istikametinde giden çetecilere 14 arruz etmişlerdir. Selâhiyetli Yıman kaynaklarından verilen haberlere -1 re bombardıman saat P|40 dan 3,1Oj kadar yani yarım saat sürmüştür. Bu bombardımandan sonra çeteciler Sclânikin güneyindeki Halkidikva yu rı m a elasına çekilmişlerdir. Bu ynr n adada son zamanlarda çeteciler büyük bir faaliyet göstermekte idiler Yunan muharebe uçakları çeteciler* hücum ederken hükümet kuvvetler! de Selanik etrafında İlerlemeğe başlamışlardır.
---------
Mas'akt?.ki gangsterler
(Basta.-arı ’ :n.
rii Kegam Kapriyelyan Pazar gür.i. nişanlamış ve nişanlrsı ile İstanbnj da gezip eylendikten sonra evine dönmek üzere bir otomobil tutmuş tur. Otomobil Maslağa geldiği sırada kadınlı erkekli 10 kişilik 1 j kafile yolu kesmişlerdir. Bu vaziyet karşısında şoför otomobili dur durmak mecburiyetinde kalm.şt;r Ellerinde bıçak ve tabanca bulunan, mütecavizler yeni nişanlıları tehditle otomobilden aşağı indirmiş lerdir.
Bunlardan biri daha ileri giderek Keganm nişanlısına sackınhlık et mek istemiş ve fakat genç ada r bunu önlemiştir. Nihayet 10 daki ka süren bir münâkaşa ve boğuşmadan sonra mütecavizlerle ba.;p çıkamıyacağını anlayan Kegam u yuşmamn çarelerini aramış ve:
«— Bizden ne istiyorsunu. neden yolumuzu kesiyorsunuz? M aks? nız ne ise açık söyleyin» demi""c Gruptan bir kısmı para ve eşya, ki dınlar da bayanın elbiselerini iste mişler ve aksi halde kendilerini ö düreceklerini söylemişleYdir.
Bu esnada di"' ”olcu otomc bili gelmiş ve bı n soyguncu
lar dehal savuş... —dır.
Bu garip hâdise jandarmaya t>lj dirilmiş ve mütecavizler aranma ğa başlanmıştır-
müzakere edilmedikçe ve neticeye göre bir karar alınmadıkça bu hu susta başkaca mütalea beyanınsa lüzum görmüyorum. Yalnız, netice her ne olursa olsun, bazı kimsel :• rin zan ve zehabı haricinde olarak bu tüzük hükümlerindeki nıulıtrl ı noktai nazarlardan parti için b.r zaaf doğmasına katiyen ibtil ri vermemekteyim. Çünkü JDenıokvı1 Parti arkadaşlarının, partinin v r mak istediği gaye meselesinde a-ralannda hiç bir ihtilâf tasavvur edilemez.

1
o



Gözyaşlarla seyredilecek bir ibret ‘levhası





HUMPUI5EY BOĞARI — LALKEN BACALL’uj
____Dünya iiincmacıhgiııa hediye ettikleri en güzel eser asrrsî «ok, ------------
v. .t
5 4YTA: W
Kenan öner’id Samsd I Polis Hasibi öldüren Ağaöğ'uya cevabı
( Bitarafı üncüde)
»ubîennın değil, bütün milletin arzu ▼e temayülünü daima yoklamağa vo partilerden çok dalın fazla vatandaş ların emniyet vo muhabbetini kazan pıağa mecburdur. Bunun için dc h£r hangi bir partinin efal ve harekâtım daimî bir mürakabc altında bulun -durmak ve icab ettikçe onlan saml. mİ tenkidlcrle ikaz etmek her ferdin, bilhassa bağımsız kalan vatandaşla -nn yalnız hakkı değil, vazifesidir de ..
Samed Agaoğlu bu hakikati bilecek kadar ilmen yükselmiş bir adam idir.Parti namına yaptığı açıklamasın de başka türlü düşünmüşse, hiç değil se tahakküm zihniyetinden uzaklaşa rak. fikirleri leh ve aleyh gibi kıstas tan kurtararak r.oktai nazarını mümasil hâdiselerin hepsinde tatbik etmek samimiyetini göstermeli idi. Ah. nıed Emin Yalman gibi bir adamın -Parti ile münasebeti Bayard&n fazla t la olsa- kütüklerde İsmi yazılı ol madiği halde henüz parti ile alâkası m muhafazada devam eden bir in -san aleyhinde resmi kogrelerde r.u -tuklar iradına ve gazetesinde -sırf partinin dahilî işlerine taallûk eden-istifam hakkında efsâneler i cad ile günlerce yazı yazmasına müsamaha ve hattâ teşvik eden bir partinin Dc mokral Partinin aleyhinde olmaktan ziyade onu ikaza matuf olan yazı ve sözlerini fuzuli bir müdahale addet -mek için insanın çıldırmış olması i-cab eder.UnUtulmamalıd:r ki, bugün muahazc mevkiine lâyik görülen sa -yuı Hikmet Bayur, samimiye t, memlekete bağlılık ve vatan severlık bakımından, hiç değilse, Ahmed Emin Yalmanla mukayese euilemıyeeek kaâ dar temiz bir insandır.
Vakıalar, son hâdiselerin saıhoş luğu ile Demokrat Parti kurucu ve idarecilerinin tenkidden eskiden de fazla kızdıkları, bunlar arasında teşekkül eden zümre saltanatının bekasını temin için -tıpkı Halk Partisi gibi- her çareyi meşru görmeğe başladıkları görülüb durmaktadır. Bu parti namına iş görecek ve yazı yazacakların hareket ve faaliyetleri nin şümulünü • sk iyi tayin ve tahdid etmeleri bu paı tinin yaşaması ve ku ruculann gizli veya cşıkur. maksad-ianna erişmesi için en kati ve en e-saslı bir vazife halini almakta ve mevcudiyetlerini korumak için bile olsa Ahmed Emin Yalmanın yardımına muhtaç olan bir partinin müstahak olduğu âkibet gün geçtikçe yaklaşmaktadır. Acaba bu sözlerim de sayın Bayurun samimî nasihatte n gibi, pek fuzulî mi fârzolunacak. tir? îşte bunu bilmiyorum.>
Prof. Kenan ÖNER
katilin dünkü duruşması
Valinin makam polisi Haslb Kozanı bıçakbyarak öldüren katil Şükrü Aralanın duruşmasına dün sabah 1 inci ağır ceza mahkemesinde devam olunmuştur.
Bıı celsede dinlenen şahidleıden tapu memuru Şefik Yavuz hâdise hakkında şunları söylemiştir:
«— Şükrü otomobilin önünde durdu. Otomobilden çıkan Hasip He de gavgaya tutuştu. Bu esnada bıçağım çekip Hasibi.ı kasığına sapladı. Ben Hasibin ve o esnada orada bulunan Ortaköy nahiye müdürü ile muhtarın katil i-le münakaşa etmelerini zaten lüzumsuz buldum. Cinayeti müteakip yaralı Hasibİ alıp Tekel satış deposuna götürdüm. Ne yazık ki tam 15 dakika kimse gelip tedavi etmedi. Yaralının paltosunun ucu mı kesip yarasını tıkadım bilâhare sediye ile hastalıaneye kaldırıldı. Kauaatimce Hasib hemen tedavi edilse idi kurtulurdu»
Yargıç valinin «Ben 12 dukika sonra geldim, yaralı hastahaneye gitmişti diye ifade verdiğini söyledi, şahit bu suale:
:— Bu hilafı hakikattir. Yaralı ancak yarım saat sonra hastahaneye götürüldü» cevabını vermiştir. Bundan başka üç şahid de dinlendikten sonra diğer şahitlerin celbi için celse başka güne talik edilmiştir.
Siyasal bilgiler okulu öğrencileri şehrimize gelecek
Ankara Siyasal Bilgiler Okulu son sınıl talebelerinden altmış kişi İlk bir grup, sömestr tatilini şehri mlzde geçirmek maksadile 16 Şubatta İzmir tarikile şehrimize gelo çektir.
Grup şehrimizde bir hafta kalacak ve bu müddet zarfında idari makamlarla temas temin edecektir.
—— o-------
D. P. Kunıkapı bucağında Türk musikisi dersleri verilecek
Bucari binamızda Türk musikisi kolu kurulmuştur. Bilen veya hiç blijnîyen vatandaşların 12.2. 945 tarihinden itibaren her akşam Kumkapı iskele caddesinde 19 Nç>. da kâin D. P. bucak merkezinde eaat 20 d(n 22 ye kadar kayıt mu amelesi başlamıştır.
Ih
I Lııfaanımızda bulunan İngiliz I bandıralı
I PAHANG
I VAPURU
1 İSKENDERİYE - PORTSA-■ İD - FAMAGUSTA için yol-S cu ve yük kabul etmektedir.
2 AVUSTRALYA ve CENUBİ I AFRİKA için doğru koniç-| mciıto mukabilinde eşya kabul edilmektedir.
F ızla malûmat İçin, Galata. Hovaglmyan Han, Rıhtım Cad. 147/1: DEMTRİUS J. ZERVOUD.AKİS vapur acen-lasuıa müracaat.
Tel.ton: 42199
I
4
İSTANBUL BBLEDÎYB8I
Ç6HİR TİYATROLARI
ÜSTÜN-BULUT
Sabahad-
Saat 20 de Dram Kısmı: EVİN
DEKİ
Yazan:
din Kum et Aksal
Komedi Kısmı: E V Y Ü K CEMAAT
Türkçeı,!: Şir.asJ I jr c-, Telefon: 40405
Salı Talebe temsili saat 19 da; Ph zaı günleri 15 de matine; Cumartesi ve Çarşamba tünleri 14 Çocuk flyatroaib
Anadoludan notlar
(Bitarafı 4 üncüde* bir tütün fabrikası mevcuddu. Bin İgçi istlab eden bu fabrikamızın tütünleri Londra piyasasında aran makta idi hattâ fabrikatör «Çolak Kadir» e her sene muhtelif hediye ler gönderilirdi. Bazı fesat tohum Jarı Sultan II Hamide /Çolak Kadir parası ve bini aşan amelesiyle isyan edecek? gibi ihbarda bulunduklarından bu yalan haber üzerine sarayın emriyle fabrikanın tütünleri yakılarak iınlıa edilmiştir.
Sucuk fabrikası
Yine yakın tarihte sucuklarımız Ankara, İzmir, İstanbul piyasasın da hakimdi. Bilhassa Yensel Sucuk» Ankarada aranmakta ve kül-A. • *
Jiyetli siparişler alınmakta idi. Sim di bu müessese niçin .söndü? 1939 senesinde müessese sahibiyle bizzat konuşmuştum:
«Bir kaç yüz işçi çalıştırabilecek bir imalâthane kuracağını bu imalâthanenin modern bir fabrika olup insan eli değmeden makine l-le imal edilecek sucukların fennî surette kurutulup, havası boşaltıl mış platin k&ğıdiyle ambalâj edilip senelerce bozulmadan durması nın temin edeceğini vc et fiyatına sucuk satacağını söylemişti. YaJ-nız Ahnanyadan bazı makineler getirtebilmesi için para bulması en büyük derdiydi. Böyle bir vatanda şa her hususta yardım yapacağımız yeıde. haddinden fazla vergi tarhederek müessosesinin kapatıp masına ve motörlerinin satılarak
vergisinin ödenmesine sebeb olunmuştur.
Maalesef şimdi bu vatandaş halen şehrimiz hava meydanında şoförlük etmekle maişetini temin e-diyor. Eğer mlioaâesesine takdir e-ailen kazanç vergisi mutedil olsay dı bu fabrika kapanmayıp faaliye tine devam etseydi bu zat hem mii teşebbis hem dc yurdumuzun kıymetli elemanlarından olabilirdi.
Komşumuz Uşaklılar şeker fab-rikasnıııı khruluşıına teşebbüse gi riştikleri zaman; memleket büyük leri vasıtasiyle devletle temasa gc çip; muvakkat bir zaman için fabrikanın vergiden muaf tııtninnisini istediler. Devletçi olduğu kadar milliyetçilik prensibini takib eden hükümetimiz bunu memnuniyetle karşıladı. Bu hususta kanunlarımız bile vardır. Arzetmck istediğim kapanan bir milessesenin mem leket büyükleri tarafından alâkasız kalışını tebarüz ettirmektir.
Afyona aid temenniler
Harb sonu dünyasına yeni bir düzen verilirken, şehrimizin ihtiyaçlarının şimdiden teshit edilip teşebbüsata girişmek mühim dâva mız olmalıdır. Tam teşkilâtlı bir dokuma fabrikasının şehrimizde inşası belkt memleket büyükleri * tarafından başarılabilir. Fakat bu yepyeni makinelerin arasına, ocak başı dedikodusuna alışmış kadınla rını alıştırmak pek zordur. Belki fabrikanın işçisiz kalması bile varit. Bunun için şimdiden şehrimizde dokumacılık şirketleri kurulup basit «Ev tezgâhlarile» işe başlan rnası, Aile Çetinkaya Kız Enstitü- | sünüıı akşam kısmına halıcılık kursları açarak şehrimiz kadınlarına kısa bir zamanda halıcılık vc renkli dokumacılık öğretmek, zarurî ihtiyacımız olan dokumacılık için başlangıç olur.
Şehrimiz bu büyük ihtiyacına kavuşmazsa bile, hiç olmazsa pey kimiz sayılan komşularımız derece sine çıkarız. Vilâyetimizin değilse bile merkez kazamızın ihtiyacını temin etmiş oluruz.
Komşularımızla şehrimizi muka-yeseya ça 1 ışırken, K ü tahya 11 la ra «Hiç olmazsa memleketimizin kay maklı şekeri» ni hatırlatırım.

Kiracısını döven bir kadın mahkemeye verildi
Ycdikuledc oturan Naciye adında bir kadın kiracısı Fatmayı döv mek ve çocuğunu düşürtmeye sebebiyet vermek suçundan sanık o-larak asliye ceza mahkemesine verilmiştir.
Dünkü celsede davacı Fatma, Naciyenin kendisini çekemediğini, kocası İhsanı da kandırıp elinden aldığını, kocasiylc arasındaki rabıtayı kesmek için de kamını tekmelemek suretiyle çocuğunun düş meşine sebebiyet verdiğini iddia et miştir. * •
Mahkeme duruşmaya gelmeyen sanığın ihzaren celbine karar vermiştir.
H AKİMİ Y
Haftalık Siyasî Gazete
14 Şubat Cumartesi Çıkıyor
Pazarlıkla Kız’^ğaç Tomruğu Satışı
îsl. Borsasınjh 10/2/948 Fiyaclan Londra.
Nevyorlr Paris
Cenevre Ama terden»
Brüksel
Praft
Stoholm
Lizbon
11,MM «80.50
1 306Q
65.40 İ0B.546Û 6.3887
6.60
77.8800
11 2496
ESHAM VE TAHVİLÂT
M3
Devlet Orman İşletmesi
Demirköy Müdürlüğünden
1 — işletmemizin Ayapavlos Sahil son deposunda mevcut 569.542 Kızılağaç tomruğu metreküpü 37 liradan pazarlıkla satılıktır.
2 — Her İstekli bu depodan dilediği kadar tomruk alabilir.
3 — Pazarlıkla satış 5/3/948 gününe kadar olup gerekli diğer şart Orman Genel Müdürlüğünde İstanbul Orman Başmühendisliğinde
lar Orman Genel Müdürlüğünde İstanbul Orman Başmühendisliğinde Vize. Kırklarell. Edirne, Tekirdağ, işletme Müdürlüklerlle İğneada Or man Bole Şefliğinde mevcut şartnamelerden öğrenilebiliri (1797)
••
35 Liraya
Hakikî bu geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardeeiileri
Aynca: Bayanlar için 25 lira satış muhayyerdir 6ult«n Hamam Dikranyan han No. 11-12 Abdurrahman Kalyon
% % %
% %
6
6
6
6
7
841 Demiryolu 6 Kalkınma 1 Kalkınma 2 Kalkınma 3 Millî Müdafaa 3
9648
9645
95.78
95.78
20 10
ÇARŞAMBA — 11/2/1948
Açılış ve program,
M, s, ayan,
Müzik: Film Müzikleri (Pl.z Haberler,


I Tekel G. Müdürlüğü ilânları
4 EV, 4ARSA
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
%
Birinci Çekiliş: 1MART
Yılda dört çekiliş: Her çekilişte 1 EV, 1 AKSA ve dolgun nara 'ikramiyeleri...
Hesaplarında altı yüz liradan fazla parası bulunanlar her beş yüz liraları için çekilirlerde ayrı bir kur’a numarası alacaklardır.
Ayrıca, 21 Ni**an 1948 de ÇOCUK HESAPLARI için rengin ikraıuiyeli çekiliş.
D. p. Kumkapı bucağı İdare kurulu başkanlığından:
1948 PLANI
•(
I
• • •
Tefrika No. 120
sokacağımız sıra.
-ilâhlarını bl?? emanet et de L
Sigara Kâğıdı Alınacak
Malzeme Alım Şubesinden:
1 — Mevcut şartnamesi mucibince 20.000 topu 25 ve 30.000 topu
30 tefriki! olmak üzere ceman 50.000 top sigara kâğıdı pazarlıkla
Şen bir yuvaya sahip olmak isterseniz, TÜRKÎYE ÎŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
fclektrik ompulünün keşti, günlük hoyotınıızın üzerindeki ehemmiyeti bokımından, , »l:m hoyotının mühim inkılâbı olarak kabul lebilır. Elli yıllık tecrübe eseri Pope ampulü diğer bütün ampullerden üstündür
en
edi-olan
50 YILLIK TECRÜBE 50 YILLIK PARLAKLIK
--------o----------
Tıb Fakültesinden 90 öğrenci Ankaraya gitti
Tıb Fakültesi talebelerinden 90 kişilik bir grup, dün akşamki ekspresle Ankaraya hareket etmiştir.
Talebeler Ankarada bir hafta kalacak vc tetkiklerde bulunacaklardır.
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KAKŞI
1



Bu teklifimizi ınüsakl karşılıya
( kılıcımı alnıı yatağı niza namusu.uz üzerine sö~ verirseniz teslim (.i ı« .. dedi. Biz de söz verdik. Us lu teslim olap aramıza girdi.
Kendisini bu suretle saraya ^etlrd’k fakar huzurunuza da çeri öyle gir-* dediK. Hiddetlenip baş ladi gürültü etmeğj. Biz de mecbur olduk bu halde huzura sokmağa.
Haceac, huzurunda dimdik duran >ujzü örtülü, silâhlı baba yigite sor du:
— Sen merd bir adama benziyorsun. temini söyler nüsin?
— Söylemese n daha iyi olur ?
— X:-,n?
— Çünkü ismim. • hoşlanmadığın bir îsiavJtr.
— Ben her İsimden hoşlanırım.
— Talha İsminden de hoşlanır nrasm ?
Haceac oturduğu yerden iki kwı| yukan zıpladı:
— Talha mı dedinI
1 • 1
VT î
1
745
8.00 Müzik.
8.15
8.30
9,00
12.29
12.30
12.30
1300
13.15 1400 17,58 18.00 18.00
18.30
18.45
19,Q0
19.00
19.15
19.20
da
satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 6/4,948 Sah günü saat 10.30 da Kabataş Genel Mü-düılük malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri hergüıl sözü geçen şubede ve Ankara, İzmir baş müdürlüklerinde görülebilir.
— ÎLİtVJireiin beurll gün ve 6aatte 75.000 liralık güvenme para lan ile birlikte mezkûr komisyona müracaatları ilân olunur.
5 — idare kjsmen veya tamam n veya kısım kısım İhalede serbest tir. (1510ı

Müzik: Şarkılar.
Müzik, Kapanı?,
Açıhş ve progran. M, s. ayan, • Müzik: Şarkılar, Haberler,
Müzik,
Kapanış,
Açılış ve program» M. s, ayan,
Mü?!k: Karışık Şarkılar Konuşma,
Müzik: Hafif Melodiler (Pl.ı M. s. ayarı.
Haberler,
Geçmişte Bugün.
Müzik; Cumhurbaşkanlığı Armoni Müzikasj,
Müzik: Saz Eserleri
Radyo Gazetesi, Serbest Saat.
20.00
20.15
20.30
20 35 Müzik: Tarihi Türk Müziği
21.15 Konuşma.
21.30
2200
22.15
22,45
23.00
Müzik: Radyo Senfoni Orkestrası.
Konuşma: B, M. M, Saab Müzik: Dans Müziği (P1J M, S, ayarı ve Haberler, Program ve Kapanış.
z
BULMACA
L
SOLDAN SACA :
b t
9
/
7 2 3 4 * 5 6 7 8 9
1 ; 1 1
•E 1
1 1 i 1 1 H 1 i
1 1 H|
i® ’ ı ■ i
1 ' * M 1 | n®
t i (■ K! 1 1
1 1 1 1 I w
l-r—1 1 H L 1 1
1 — Nitekim, Gurur; 2 — Yüce he edatı; 3 — Rumanyalı, Al manyada olr nehir; 4 — Ölen anlar. Söv Ie manâsına; 5 — Birdenbire, Erkek ismi; 6 — Ateş, Para muin faza edilir; 7 — Yarım, Dudak; 8 — Yüceler, İşaret edatı; 9 — Tersi e; kek adı; Direktif.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Nitekim, Gurur; 1 — Yüce, Sonundaki (E) silinirse hakşinas o lan bir isim; 3 — Kadın ismi, Kilisede çok bulunur; 4 — Bir meyva, Tersi emir; 5 — Önleyici. Üye; 6 — Sonuna (E) gelirse bir muhtıra o-lur, Şimali Afrlkada bir memleket. Tersi asker: 7 — Geniş değil. Al kır mızı; 8 — Daimi, Zevci; 9 — Koku lu
bir bitki, Çok yemek yiyen.
acc
............ Aşk - Macera - Tarih - Cinayet
YaaAnı BC uiiHiTeıa Z. kotrmapıal
— Evet, Talha dedim. Fakat kabahat bende değil; anamda vc babam da ki bana bu ismi vermişler.
— Yüzünü açar mısın?
— Açınasam daha İyi olur?
— Neden?
— Çünkü senin nefret ettiğin Tal haya çok benziyorum.
— Niçin benziyorsun?
— Bu kabahat da bende değil.
— Ya kimde?
— Anamda.
— Neden ananda olsun?
— Zira beni, senin nefret ettiğin Talhaya benzer bir simada doğurmuş beni gören, Talhayı görmüş gibi o-
luyor
— Emrediyorum sana, aç yüzünü!
— Açayım,..
Meçhul adam, yüzündeki siyah örtüyü kaldırdı. Haccac, büyük düşmanı Talhanın hakikî siması ile kar Ulaşınca dumanlanan gözlerini uğuş turmağa başladı. Acaba yanlış mı gö rüyordu? Karşısındaki adanı acaba hakikaten Talhaya benziyen başka bi rlsl miydi, yoksa büyük düşmanının tâ kendisi mi?
Hayır, yanlış görmüyordu. Hac-cacm yanlış görmesin(| gördüğünü yanlış teşhis etmesine imkân ve İh tlmal verilemezdi.
— Alçak. Alçak!., diye haykırdı Büşoyıe nerede? No yaptın sevgilimi?.
Meçhul adam, artık malûm adam olmuştu. Gerçeklen Talha idi. Soğuk kanlılığından zerre kadar fedakârlık yapmadan Haccaca cevab verdi:
— Senin sevgilin olmadığı nııı -hakkak olan Büşeyro burada değildir.
— Nereye götürdün onu?
— Horasana...
— Neresine Horasanın?
— Binlerce k“vlhukn birisine.
■— Bu köylln ismini söylemelisin •— İşte bunu yapamam. Yalnız

kadar Büyüyebilirim ki Büşeyrenin rahatı ycrindedlr, saadeti fevkalâde dlr. Kendisini yerleştirdiğim köyde hayatından emin olarak yaşamaktadır. Yalnız bir kabahati var
— Nedir kabahati?
— Hâlâ senden nefret ettiğini söyleyip duruyor. Halbuki buna hiç lüzum yoktur.
Haceac köpürmüştü. Yerinde ra. hat duramıyor; mütemadiyen kalkıb kalkıb oturuyordu:
— Bütün bunlar boş sözlerdir Talha! Büşeyre mutlaka buraya gelecek ve münhasıran benim olacaktır.
— Bu hükmü neye istinaden veriyorsun ?
— EHimde kuvvet ve kudret var. Bir emirle bütün Horasanın altını Üs tüne getiririm. En gizli deliklerde gizlenen fareleri büe meydana çı -karttırırım. Bahusus, sen de avucum dasın. Maruz kalncnğm işkencelere tahammül cdc'miv» t-k BÜşeyreyi ba na, kafanı da cellâda tosbmc raz.ı o-lacaks*-* fPeraoıı ear)
*
J
2
o
4
b
t
9
i
l
b

EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
1 2 3 4 5 6 / 8 9
A R A P İP A Ş A
V Â N «!T BV U R
AıZİB K’A K H L’A
N|11$ A B Ü!R[E K
—------- t ,— ,, —
Z Â Y I : — Çapa Akşam Kız Sanat okulundan almış olduğum pa. somu zayi ettiğimden eskisinin hül» mü yoktur.
Sınıf C. 1—2
No: 268 Neriman Cnirdal
imtiyaz fcMihıbı:
A. CEMALEÜDİN SARAÇOĞLU
Yası
Yazı
İllerini fiilen idare eden İlleri ü: FATİN FUAD
D.'.ılnıgı Yer cYsni Sacîh» mürettiphane*; Baııldıiı yar: «Gün B»«ım««u