*
Vatandaş ’
Ankaraya gelecek 600 göçmen ailesine yardım her hemşehrinin şerefli vazifesidir.
istizah takririnin müzakeresi gece yarısına kadar sürdü
Hükümete itimad beyan edildi
GnL Mac Arthur Kore
dolayısiyle hükümet go ruşıinü ifade eden Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü
Hükümet kararındaki isabeti par lak ve kuvvetli bir şekilde belirten Başbakan Adnan Menderes
Istizahçıların tezleri delillerle çürütüldü
B.M.M. 8,5 saat müzakereden sonra
311 oyla hükümete güvenini ifade etti
Hamdullah Suphi Tanr
Muhalefet gene perişan oldu !
Mümtaz Faik FENİK
Büyük Millet Meclisi dün saat 15 de Başkan İçel milletvekili Refik Koraltan’ın başkanlığında toplanmıştır.
Konya milletvekili Himmet Olç-men in «Karayolları» hakkındaki sözlü sorusunun Bayındırlık Bakan Vekili Haşan Polatkan tarafından cevaplandırılmasını mütea kip, Millet Partisinin Meclisteki tek mümessili Osman Bölükbaşı ile ğımsız Mardin milletvekidi Ke-I Türkoğlu tarafından ^Koreye asker şevkine» dair verilen gen-ırunun müzakeresine geçilmiştir. Gensoru metninin okunmasını üteakip ilk sözü Başbakan Adan Menderes almış ve şu beyanatta bulunmuştur.
«Muhterem arkadaşlar,
İnsanlık camiasının uzun asır-lardanheii yavaş bir seyirle ve fakat mütemadi bir ceht içinde başardığı inkişafların mahsulü, büyük manevî kıymetleri yok ekmek tehlikesini doğuran muazzam her cümerçlere karşı Birleş miş Milletler andlaşmosmı vücuda getirmek olmuştur. San Fransisko'da toplanan devletlerin mümessilleri bu camiayı (Sonu Sa. 4 Sü. 1 de)

V ?( ) l -jr İ ■X, '
Yazan: Adviye FENİK nanlardan biri, «Birleşmiş Milletler şart» ı ibaresinde andlaşma mânasına gelen ve Fransızca olan (şart = (ftıarte) kelimesini türkçe-deki şart kelimesiyle karıştırmıştı. Kendisinden sonra konuşan Fuat Köprülü, bu şaTftfl o şart olmadığını hatırlattı.
Ve böylece bir ifade yanlışı da ayrıca şartlandı!

Başbakan Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Demokrat milletvekilleri konuşurken, ikide birde Halk (Sonu Sa. 4 Sü- 4 te)
Osman Bölükbaşı bir kaç defa konuştuktan sonra yine söz istedi. Fakat Başkan söz sırasının Halk Partisi sözcüsü Faik Ahmet Baruiçu'da olduğunu, sırası gelince Bölükbaşı'ya da söz verileceğini bildirdi.
Bölükbaşı ısrar ediyordu.* Faik Ahmet Barutçu sırasını tehalükle Bölükbaşı'ya terkedeceğini söyledi ve Barutçu yerine Bölükbaşı konuştu.
Ha hoca Ali, ha Ali hoca mı diyeceksiniz!

Gensoruda imzası bulu-
cephesini teftiş etti
38 İNCİ ARZDAIRESI GEÇİLMİŞ
Birleşmiş milletler Başkomutanı, bütün kuvvetlerimiz tamdır ve düşmana verdirdiğimiz kayıp başdöndürücüdür, dedi
Büyük Millet Meclisi dün, hükümetin Kore'ye asker göndermek kararı dolayısiyle. Millet Partisinin bir tanecik Milletvekili Osman Bölükbaşı ile, bağımsız bir arkadaşının verdiği gensoru takririni müzakere etti.
nın takririnden faydalanarak, söze geleceği ve düşüncelerini açıklayacağı zannolunmuştu.
(Sonu S. 3 Sü. 6 da)
Hatırlarda olduğu üzere, geçen çarşamba günü, Kore birliğine verilecek tahsisat için hazırlanan kanun projesi dolayı-siyle yapılan müzakerelerde Halk Partisi Grupu, Osman Bö-lükbaşı'nın takririni hemen kabullenmiş gibi aynı mevzular üzerinde durmuş, buna Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü cevap vermişler, birçok milletvekilleri söz almışlar, böylece gensorunun hemen hemen aydınlanmadık. cevaplandırılmadık tarafı kalmamıştı. Onun için dün yine bu mevzu üzerinde yapılacak yeni bir müzakerenin pek alâka uyandıracağı tahmin edilmiyordu.
Sağlık Bakanının
tetkikleri
İstanbul, 11 (T.H.A.) — Ankara'dan yurt içi sağlık durumunu tetkik maksadiyle yola çıkan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Doktor Ekrem Hayıi Üstündağ, dün şehrimize gelmiş ve kendisiyle görüşen Türk Haberler Ajansı muhabirine şu (Sonu Sa. 2 Sü. 2 de)
Buna rağmen memleketin askerî ve siyasî emniyeti bahsinde daha evvel bir gensoru veren ve sorusu vazıh görülmediği için berayı tashih iade edilen C.H.P. Genel Başkanı İsmet İnönü'nün Osman Bölükbaşı-
D P. Meclis Grupu bugün toplanıyor
D. P. Meclis Grupu İdare Heyeti Başkanlığından:
D. P. Meclis Grupu İdare Heyeti bugün saat 10 da toplanacaktır.
Sayın üyelerin teşrifleri

D. P. Meclis Grupu Başkanlığından:
D. P Meclis Grupu bu -gün saat 15 de toplanacak-
î


Sayın milletvekillerinin teşrifleri rica olunur.
|
l
Amerika fevkalâde hal
ilânına hazırlanıyor
Vaşington müzakereleri hakkında Moskova’nın ilk tepkisi: yeni bir harbe hazırlanıyorlar!
Lake Success, 11 (AP) — 13 Asya devleti temsilcileri bugün gizli bir toplantı yaparak, Kore-de sulhun tesisi için Birleşmiş Milletler Kuruluna yaptıkları teklifte yapılacak bir tadil üzerinde çalışmışlardır.
ve macera romanı
İçimizdeki
CEVHER
Ayn Rand'ın bu fevkalâde romanı, tercümeleri Zafer’de zevkle takip edilen Ş. Taylan tarafından dilimize çevrilmiştir
• • O
AŞK, MACERA, HERŞEY
İçimizdeki cevheri «İçimizdeki Cevher» de bulacak ve bu nefİ3 Tefrikayı PERŞEMBE gününden itibaren ZAFER'de okuyacaksınız
Tadil edilmiş yeni plânın bu akşam, siyasî komiteye tevdi e-dilmesi beklenmektedir.
Moskova'nın iddiaları
Moskova, 11 . a.a. (United Press) — Truman - Attlee resmi tebliğine karşı ilk Sovyet tepkisi bugün Pravda gazetesi-! nin ilk sayfasında intişar etmiş-
Pravda, Anglo - Amerikan kararlî| ını «2 inci dünya harbi arifesinde mütecaviz devletlerin hareketlerine» benzetmektedir.
Pravda’nın başmakalesi, resmî tebliği ayrıca şu şekilde tefsir etmektedir:
(Sonu Sa. 3 Sü. 7 de)
Nevyork, 11 (Radyo) — Birleşmiş Milletler Başkomutanı Ge nerol Mac Arthur bugün Kuzey Doğu Kore cephesini uçakla teftiş etmiş, 10 uncu kolordu ko mutam ile görüşmüş, Seule uğ rcmış, 8 inci ordu komutam ile de görüşmüştür.
General Mac Arthur Tokyo'ya dönüşünde şu beyanatta bulunmuştur:
«— Çekilme hareketleri iyi bir şekilde ve çeşitli kesimler a-rasında tam bir ahenkle cereyan etmiştir. Düşmanın kütle halinde bir taarruzla bize hücum etmek üzere kuvvet tahşit ettiğini evvelden haber almamızdan azami derecede faydalanılmış ve düşmanın plânlan akamete uğratılmıştır. Bütün kuvvetlerim tamdır ve düşmana verdirilen zayiat baş döndürücü olmuştur.
Komulanlanmıza göre, kayıplarımız onda bir nisbetindedir ve düşmanın bize verdirdiğini iddia eylediği kayıplar çok mübalâğalıdır Arazi terketmek mecburiyetindeyiz, fokat savaş kudretimiz bütünü ile bundan az müteessir olmuştur.
Düşman mevziinde vukua gelecek tam bir değişmenin temsil ettiği tehlikeyi nazarı itibara almadan Birleşmiş Milletler kuv-vellerinih nisbî bir güvenlik için de olduklarım söyliyebilirim.
Birliklerimiz ellerindeki vasıta-
lan aşan şartlardan dolayı ken dilerine tevdi edilen vazifeleri yapamadılar, fakat bunlar hâlâ maneviyatı yüksek ve savaşta müessiriyeti baki mağlûp edilmemiş bir ordu teşkil etmektedir -ler.»
KIZIL KORE BAŞBAKANINA GÖRE
Pyongyang, 11 (a.a.) (Lps) — Kuzey Kore Başbakanı burada yapılan bir toplantıda Çin ve Kuzey Kore kuvvetlerinin 38 inci arz dairesini aşarak güneye doğru ilerlediklerini bildirmiştir.
Kayrılan hısım ve akrabalar
Cezaevinde
bir cinayet işlendi
İstanbul, 11 (Telefonla) Üsküdar Cezaevinde üç mahkûm arasında kabadayılık yüzünden çıkan kanlı bir kavga cinayetle neticelenmiştir. Laz namı ile martıf Ibo'nun kaatili Çerkeş İsmail Cezaevinin ziyaretçi mahallinde bir ziyaretçisi ile görüşürken adam öldürmekten mevkuf Rahmi Koç ve eroin kaçakçısı Arap Kadir yanlarına gelmişlerdir.
Rahmi ile Arap Kadir birdenbire Çerkeş İsmail’in üzerine a-t ilmi şiar üçü de ucu sivriltilmiş ranza demirinden yapılmış şişlerle birbirlerine girişmişlerdir. Neticede İsmail kaldırıldığı has-tahanede ölmüş diğerleri tedavi altına alınmışlardır.
Yaman bir dolandırıcı
nihayet dün yakalandı
Tevfik Fikret ismindeki şalııs aitı gün içinde önüne
geleni dolandırmış
Tevfik Fikret
Dün şehrimizde enteresan bir dolandırıcılık hâdisesinin faili şık, kıranta bir dolandırıcı yakalanmıştır. Yaptığımız tahkikata göre, dolandırıcılık hâdiseleri şöyle cereyan etmiştir:
İki hafta önce şehrimize gelen Tevfik Fikret Ayken isminde bir sabıkalı, yanında bulunan bir miktar para bitince hile yolu ile para kazanmak için yeni bir u-
I bulmuş ve daima makiyai yap □k ve elbise değiştirmek sureliyle Yenişehirde altı gün içinde muhtelif kimselerden 1700 lira dolandırmıştır. Dolandırıcı Tevfik Fikret Aykenin kendine has-dolandıncılık formülü şık kıyafet ve taksi ile Yenişehirdeki iki kapılı apartmanları tesbit etmek ten ibarettir. Geçenlerde bindiği biı taksi ile Yenişehirdeki muh-(Sonu Sa. 3 Sü. 7 de)
Mecliste bir sözlü soruyu Haşan Polatkan cevaplandırdı
Büyük Millet Meclisinin dünkü toplantısında gensoru müzakerelerinden evvel Konya Milletvekili Himmet Ölçmen’in, Karayolları Genel Müdürlüğünün kuruluş ve görevleri, personeli, çalışma ve murakabesi hakkında Bayındırlık Bakanlığından sözlü sorusu görüşül-
Bayındırlık Bakanı vekili Ha
san Polatkan soruyu cevaplandırmış, etraflı izahat vererek (Sonu Sa. 3 Sü. 8. de)
AKINTIYA I_____KÜREK
Göçmenlere
Yardım Komitesi dün bir beyanname yayınladı Ankara vilâyetinde barındırılacak göçmen ailelerinin iaşe ve iskân işleri üzerindeki çalışmalar hemen, hemen sona ermiş bulunmaktadır.
Merkez ve mülhak ilçeler, göçmen aileleri için evler tefrik e-
(Sonu Sa. 2 Sü. 1 de)
İşine geldiği gibi...
Kore hâdisesi bir harp ilânı mıdır, değil midir? Halk Partililer, harp ilânının ne demek olduğuna dair sarih hükümlere rağmen hâlâ bunun harp ilânı mahiyetinde olduğunda ısrar ediyorlar ve şunu söylüyorlar:
— Efendim, bu şekil meselesidir; şekil meselesine ne lüzum var?.
Sonra da ilâve ediyorlar:
— Hükümet Meclis'ten müsaade almalıydı. Bu şekil meselesidir; şekil meselesi nasıl ihmal edilir?..
Hey gidi şekil meselesi! Yerine göre kaç şekle giriyor?.. — YEDEKÇİ
Sayfa: 2
ZAFER
12/12/1950
Hürriyet
meselesi
Mulıip Dırana
Orman
İşletmesi
Aka'dan Fıkralar.
Hürriyei diyoruz. Hürriyetin öyle bir edebiyatı var ki, her hangi bir sokaktan geçerken kafanıza boşaltılmış bir tas bulaşık suyunda bile onu müdafaa ve ilân edebilirsiniz! Başınızdan aşağı giydiğiniz suda ancak bir belediye ve âdab nizamının hükmü yürüyebilir; onda bile demokrasiyi inkâr kabil değildir.
Sokakta, yanında erkeğiyle giden bir kadına saldırıp, sonra da, «Ne olmuş, demokrasi var!» diyen sarhoşun veya demokrasi iddialısının, küçük, gafil, cahil ve mâşcri vicdanını bir avuç suyla yıkar ve arıtabilirsiniz. Ama, demokrasi adına, sırtına cübbe giyip hak müdafii sıfaiiyle adaletin huzuruna çıkarak vicdanın kara renkli olduğunu, kanun maddelerine sığınarak müdafaa eden hukukçuyu hangi zemzemle yıkar ve arıtabilirsiniz! Hürriyet ve de-
mokrasi edebiyatında, nazariyat bakımından, bir katille bir sarhoşun, bir dolandırıcı ile bir avukatın, bir hastayla bir doktorun, bir casusla bir liderin, hattâ bir vatanperverin, bazan birbirinden ayırde-dilemiyecek kadar müşterek tarafları da vardır.
Sarhoş şayet «demokrasi var» diyerek sokakta bıçağını çekiverirse, aydın da yerine ve sırasına göre, hattâ gerekirse adalet huzurunda, vicdansızlığını ve kara düşüncelerini silâh gibi kullanır. İkisi aynıdır. Aldırmamalı. Bütün bunların; bu derece derece, türlü türlü hasta dimağların, yine derece derece türlü türlü tedavi çareleri vardır: Klinik, hapishane, merhamet müessesesi, lâkaydî... ve saire! İş hürriyetin edep veya cdcp-sizliğindedir, bunu tefrik ei-
Meclis
komisyonları
BÜTÇE KOMİSYONU — 12/12/ 1350 Salı saat 10 da.
1 - Afyon KarnlıİBar milletvekili Ilışan Sabis'in, B.M. Meclisi Azminin tahsisat ve harcırahları hnk-kıııdakl 1157 sayılı kanuna ek 3050 sayılı kanunun ikinci maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifi,
2 — Konya milletvekili Saffet Gürol'un. Göçmen Piyangosu tertibi hakkında kanun teklifi.
Göçmenlere
da 1e-
derek, ısıtma min etmişlerdir.
Şehrimizde göçmenler için para ve eşya teberruunda bulunacak vatandaşların bu bağışlarını toplamak üzere 15 Aralıktan itibaren, komite emrindeki ekipler, faaliyete geçecekler ve (göçmenlere yardım) damgasını havi Kızılay makbuzlarile para veya eşya yardımı toplıyacaklar-dır.
YARDIM KOMİTESİNİN BEYANNAMESİ
Saym Ankarablar,
Bu kış kıyamette yurdumuza gelecek olan göçmenlerden Ankara valiliğine gönderilecek aile lerin barındırılması ve ihtiyaçlarının temini için yardım sever hehmşehrilerimizin hamiyetlerine müracaat ediyoruz. Bunu yaparken hemşehrilerimizin kud retleri daihilinde her türlü yardımdan geri kalmıyacağım düşünüyoruz.
15 Aralık 1950 Cuma gününden itibaren Ankara şehrinde (göçmenlere yardım) damgasını taşıyan Kızılay makbuzları ile nakdî ve aynî leberrülar topla-
üç veya dört gün sürecek o-lan bu teberrü toplama işinde ailelerin şimdiden hazırlanacaklarım ve toplama ekiplerine azamî kolaylığı göstereceklerini u-muyoruz.
Hemşehrilerimizin verdikleri para veya eşyaya mukabil mu-hahkkak surette Kızılay makbuzu istemeleri ve başka türlü bir teberrü toplanmasına fırsat vermemeleri ve eğer bu şekilde fır saltan istifade etmek suretiyle başka kimseler tarafından müracaatlarla karşılaşırlarsa hemen en yakın İdarî makamlara başvurmaları tavsiyeye şayan görülmüştür.
Ankara Göçmenlere Yard:m Komitesi
Sağlık Bakanının tetkikleri
(Boş tarafı 1 incide) beyanatta bulunmuştur:
«Ankara’dan çıktıktan sonra ilk olarak Kızılcahamam sağlık müessesesi merkezini ziyaret et tik. Bina yeni yapıldığı için henüz ihtiyaçlarını ikmal etmiş olmadığından verimli çalışan bir müessese halinde değildi. Tıbbî âlet ve ihtiyaçlarının temin edilmesi için bugün Ankara’ya emir verdim. Bir iki güne kadar verimli şekilde çalışmalarına başlıyacaktır.
Bundan sonra Bolu’ya geçerek, halk ve vilâyet erkâniyle görüştüm. Burada umumî bir kalkıhma hazırlığını memnuniyetle. müşahede ettiğimi söyli-yebilirim. Mevcut 100 yataklı hastahaneye ilâve olarak inşa edilen 20 yataklı pavyon ikmal edilmek üzeredir ve 1951 yılında halka açılacaktır.
1951 yılında 7,932,980 lira tasarruf edilecek
Orman Genel Müdürlüğü İsletmelerinin 1951 yılı çalışma programı, uzun tetkik ve incelemelerden sonra hazırlanmıştır.
Bu 'programda, mümkün olduğu kadar evvelce yapılmış fuzulî masraflardan kaçınmak ve mem leketin muhtaç olduğu ağaç ham maddesini halka ve köylüye u-cuz bir fiatla vermek esas ittihaz edilmiştir.
Bu maksatla randımanlı olmayan ve diğerlerile birleşerek iş görmek imkânları bulunan işletmelerden 26 tanesi ilga edilmiş ve buna mukabil vatandaşın i-şini zamanında ve yerinde halletmek için, bölge adetleri salâhiyetleri arttırılmıştır.
Kaldırılan bu işletmelerle beraber bütün işletmelerdeki ücretli memurlardan işlerine lâyık olmadığı görülenler kadro harici edilmişlerdir. Bu sebeple orman işletmelerinde mevcut bulunan 8512 memurdan tedricen yapılacak tasarruflarla ancak bu sene 1259 ücretli memuriyet lağvedilerek 2.137.260 lira gibi mühim bir tosarruf sağlanmıştır.
Kaldırılan işletmelerden umumî olarak vasati 20—30 bin liralık bir tasarruf sağlanmış ve diğer işletmelerden yapılan masraf kısıntılarile birlikte bu tasarruf miktarı 7.932.980 liraya baliğ olmuştur.
Bu suretle 1950 yılında metreküp başına masraf tevzi olarak düşen masraf hissesi 34 lira civarında iken; 1951 yılında vasati 16—17 liraya düşürülecektir. Bilhassa geçimini odun ve kömürcülüğe inhisar ettiren köylünün daha geniş mikyasta faydalanma -sini temin için 1950 yılında vasati olarak kental başına odun cinsine göre alınan tarife bedel ve masraf tevzii hissesi miktarı 65—75 kuruş iken, 1951 yılnda 35—40 kuruşa indirilmiş olacaktır.
İstanbul’a gelirken geceyi Adapâzârmda geçirdim. ErÇcsi günü sağlık erkânile hastane ve verem dispanserlerini gezdik. Burada da yeni ve mükemmel 100 yataklı bir hastane yapılmaktadır. Eksikleri tamamlanın
ca bu hastahane halka açılacaktır. Yine Adapazarında, hasta-
hane yanında yeni bir1 verem
dispanseri yapılmış ve faaliyete geçmiştir. İhtiyaçları vekâletçe
tesbit edilecektir.
İzmit'te 800.000 liralık tahsisatla büyük bir hastahane yapılmaktadır. Vekâletin yapacağı yardımla ikmal edilip 1951 senesinde açılacaktır. Burada 10 gün kadar kalarak sağlık işlerini mahallinde tetkik edip ihtiyaç larını tesbit ettikten sonra Balıkesir, Edremit, Ayvalık ve İzmir’e kadar gideceğim. İzmir’de 3 - 5 gün kalarak yeni yapılan 100 yataklı verem pavyonunun açılışını yaptıktan sonra Tire ve Ödemiş’te iki sağlık merkezi a-çılışında bulunacağım. Manisa, Burdur, Aydın, Denizli, Antalya turuna yaparak Afyon ve Eski-şehirde de tetkiklerde bulunarak Ankara’ya döneceğim.
Diyerek onu alıkoydular. Çünkü, çocuk, sanki ateşe düşmüş gibi hâlâ ağlamağa devam ediyordu.. Annesi onu ku-
cağına alıp da memesini na dayayana kadar da
ağzı-hep
haykırdı, durdu.
Şimdi artık bahçe yeniden yavaş yavaş sükûna kavuşuyordu. Hava sıcak denecek ka-
dar ılıktı. Bir ara, ağzını dolduran.
çocuğun, sütü lokur
lokur yutmasından ve çiçekle-
rin arasında dolaşan arıların vızıltısından başka bir ses işitilmez oldu.
Altın fiyatları gevşedi
İstanbul, 11 (T.H.A.) — Bugün
Sonra Fatma Nine ile Kıymet konuşmağa başladılar.
borsa harici altın fiyatları yeniden gerilemiştir. Bugünkü fiyatlar şöyledir:
Reşat 37.90, Gulden 29.15, Ingi-
Daha doğr
kıymet durma-
dan birleşler bulup anlatıyordu. Söyliyecek o kadar çok şey vardı ki.. Uzun uzun koca-
liz altım 42.80, Cumhuriyet altım 32.40, külçe altın gramı 4.72
sından, yavrusunun yeni yeni çıkardığı marifetlerden, evinin tamamlanmasından bah-
Kültür Derneğinin dünkü toplantısı
Türk Kültür Derneği Genel Kurulu dün Vakıf İş Hanındaki lokalinde toplanarak faaliyete geçmiş, kongre başkanlığına Haluk Karamağaralı ve başkan ve-
killiğine Abdullah Savaşçıyı seçerek 7 saat süren yapıcı tenkit ve temennilerden sonra eski yönetim kurulunu ibra etmiş ve yeni seçimlere geçilerek Prof. Dr. Nüzhet Sakir Dirisu başkanlığa, Halûk Karamgğaralı Genel Sekreterliğe, Necati Torun muhasipliğe, Abdullah Savaşçı, Mustafa Hacıömeroğlu, Osman Ersoy ve Behzat Seker üyeliğe, Prof. Remzi Oğuz Arik, Doçfent Dr. Osman Turan ve Dr. Emin Bil-
giç Haysiyet Divanına, Nejat Pcmir, Mahmut Baydar, Kâşif
Erginkaya denetçiliğe seçilmişlerdir. Yeni idare heyeti çalışma
programım tesbit için derhal fa-
aliyete geçmiştir.
Vatandaş!
Göçmenlere yardim millî vazifendir.
ve durgun bir hali var. Ama mümkün olsa da bir zaman
için buraya gelseniz...

nın havasının ve suyunun üstüne yoktur doğrusu.. Üç günde kendinize gelirdiniz..
Gülşen giilümsemeğe çalışa-
— Yok Kıymet, bir şeyim yok., dedi.. Yoruldum biraz da ondan olacak.. Eh oldukça yol yürüdük.. Kıştanberi adama-
Kızıl emperyalizmin emelleri .
Kore harbi sona ermek üzere iken 200.000 Çinlinin Mançurya hududunu aşarak Birleşmiş Milletler kuvvetlerine karşı harekete geçmeleri, kızıl emperyalizmin maksatlarım tamamiyle açığa vurmuş bulunuyor. Artık Stalin - Mao Tse Tung anlaşmasının gizli taraflarının neler olduğunu anlamak için kâhin olmağa lüzum yoktur. Stalin; Çin komünist liderine Doğu ve Güney Doğu Asyada serbest hareket etmek salâhiyetini vermiş ve bu suretle Asyadan Amerika ve AvrupalIları tamamen uzaklaştırmak zamanının geldiğini telkin etmiştir. Tıpkı vaktiyle Japonyanm, «Asya Asyalılanndır» dediği gibi Stalin de Asya kızıllarındır, parolasını ileriye sürmüştür.
Demokratik devletlerin yıpratıcı bir harpten çıktıktan sonra ordularını terhis etmeleri ve sulh ekonomisi içinde yaşamaları, As-yanın bir kısım yarlerinde dahilî kargaşalıkların zuhuru, kızıl emperyalizmin saldîncı emellerini büsbütün kırbaçlamıştır.
İki kızıl liderin anlaşmalarının bir neticesi olarak derpiş edilen plân tatbik sahasına konmuştur. Bununla beraber, bu iki diktatörün gayelerinin derhal tahakkuk etmiyeceığini ve Amerikanın Truman doktrinine sadık kalarak, karşılarına dikileceğini çje hesaba kattıklarına şüphe yoktur. Su halde ne yapmak lâzım; evvel emirde büyük askerî potansiyeli olan Birleşik Amerikanın kuvvetini zedelemek, bunun için de yegâne çare; Amerikayı u-zun sürecek, yıpratıcı bir harbe sürükleyerek bir çıkmaza sokmaktı.
İşe nereden başlayacaklarım etraflıca düşündüklerine muhakkak nazariyle bakmak lâzımdır. Malezyadan mı, Endo-nezyadan mı, veya Hindi Çiniden mi, yoksa Koreden mi?
Kore hepsinden cazip geldi. Zira Amerika kuvvetlerini Pasifik sahilinin en uzağına toplamak için bundan daha elverişli coğrafî bir nokta bulunamazdı. Bu suretle Amerika derhal Koreye ycrdıma koşacak, işler fena gittiği takdirde Mao Tse Tung fiilen müdahale edecekti. Nitekim hâdiseler aynen yukarıda çizdiğimiz istikâmette seyretti. Amerikayı Pa-sifikte meşgul etmekle Rusya, Avrupada harekete geçmek ser-bestisini kazanıyordu. Kore harbine topyekûn iştirak etmiş olan Amerikanın Avrupa devletlerine lâyık olduğu veçhile yardımda bulunamıyacağı, bu suretle Rus ordularının Avrupayı istilâ etmesinin askerî bir yürüyüşten farksız olacağı başlıca tasavvurlar meyanmda idi.
Kızılların saldırma plânının ilk kısmı Kore harbi ile mevkii tatbike kondu. Şimalî Korelilerin Slalin ve Mao Tse Tung'dan emir ve direktif almadan 38 inci paraleli aşacaklarına inanmak için çok safdil olmak lâzımdır.
Acaba plânın ikinci kısmı da
; Mütecavizden, sürpriz üstünlüğünü almak .için taarruzu göğüsleyecek kuvveti şim-
( diden nefsimizde toplamak mecburiyetindeyiz. Bu da hazırlıklı bulunmakla müm- I; kündür. $u eski darbı meşe lin hükmünü unutmamak ger ektir: «Hazır ol cenge, eğer •; ister isen sulhu selâh» ; I
1 Y
Osman
kuvveden fiile geçecek mi? Zihinleri işgal eden bu düğümü çözmek için hâdiselerin inkişafım beklemek icap ediyor.
Fakat komünist emellerini durdurmak, parlak nutuklar söylemek veya olayları tevekkülle karşılamak mümkün olamaz.
Saldırıcı kuvvetlerin karşısına, esaslı bir müdafaa kordonu germek şarttır. Demir perdeye mukabil sulh perdesini kurmak zarureti vardır. Muhtemel bir tecavüzü önlemek için, şimdiden bir
KAPANI
müdafaa ordusu teşkil etmek 1 mecburiyetti karşısındayız.
Atlantik paktı bir savunma duvarı olmakla beraber, eksik ve gayrî kâfidir. Ondan ayrı olarak hür Avrupa milletlerinden müteşekkil bir Avrupa ordusunu fiiliyat sahasına intikal ettirmek zorundayız. Bunun için de vakit kaybetmemek icap ediyor. Mister Attlee’nin Amerikaya Trumam yatıştırmak ve bir kompromi bulmak için yaptığı seyahat maksada kâfi değildir. Kızıl emperyalizmi
BİZE GELEN MEKTUPLAR
Sağır ve dilsizler mektebi kapanıyor mu?
Millî Eğitim Bakanından bir rica
Muhterem beyefendi;
Nafiz nazarlarınızı küçük bir havadise çevirmekle, gücümü aşan bir meseleyi kuvvetli kaleminize emanet etmek ümidini taşıyorum: İstanbul’da iane ile faaliyet göstermekte bulunan Sağır, Dilsiz ve Körler Mektebi, mali imkânsızlıklar yüzünden kapanmak üzeredir.
Ben, malûllüğün acılarını başkasında müşahede etmedim; bu acılar kendi alın yazımdır. İzmir’deki Sağır, Dilsiz ve Körler Mektebine gitmeden evvel, serbest meslek sahibi kimseler yanında, sanat öğrenmek ve hayatımı kazanmak teşebbüslerinde bulunmuştum. Ne kadar hamiyet sahibi olursa olsun, bu beş duygusu normal vatandaşların, maddî ve mânevi dikkat ve himmetleri ile, bir malûlün, asgarî geçim seviyesine bile ulaşmasına veya mânevi kurtuluşuna pek imkân yoktur. Bu hakikati, bizzat yaşayıp bundan duygulanan bir insan olarak hatırladığım zrfmâk şerefsizlik, Sefalet ve hattâ açlıkla pençeleşen bir zavallının hayalini görür gibi oluyorum. Talih eseri, İzmir’deki Sağır, Dilsiz ve Körler Okuluna sığınarak kurtuldum; buradaki öğretmenlerin, asil meslekî duygularının yumuşak sıcaklığından, istidadım nispetinde ve onlarda ne varsa hepsini öğrendim. Maddî durumu umumî seviyede olan ve cemiyet hayatında malûllüğü yüzüne vuıulmıyacak kadar saygı gören bir vatandaş olarak, bu mektubu yazdığım anda, benimle mukadderat birliğinde olmıyan arkadaşlarımmki ile benim mesut durumum arasındaki feci farkı, hicranla düşünüyorum. Bu kurtuluş yuvasının küçük kadrosunun, geride bıraktığı zavallılar sayısının, 100.000 i bulduğunu düşünmek, meseleyi daha açık ortaya koyar.
İlk tahsili mecburî kılan kanun, beş duygusu normal vatandaşların bile ancak beş tahsil yılı geçirdikten sonra, devlet nazarında vatandaşlığa namzet olabileceklerinin ifadesidir. Zaruretine binaen, devlet, ilk tahsilin seyrini ve masrafını da üzerine almıştır. Çok yerinde olan bu benimseme, malûl vatandaşlar için iki kat zaruret taşımak mevkiindedir 100.000 e yakın can ve ruh vermek demek olan bu işi ancak nazarlarınıza sunmaya gücüm yetiyor. Bu arada, köy enstitüleri teşkilâtı gibi teşkilâtların ve varsa boş köy enstitüsü binalarının bu işe pek elverişli olacağını hatırlatmak ve ilgililerin dikkatine sunmak için gazetenizin tavassutunu rica ederim.
Mahmut AYDINTUĞ
İnönü Bulvarı Karacabey sokak No. 44 ANKKARA
Nakleden: Ş. TAYLAN
Tefrika No. 51
Ölüm
İçişleri Bakanlığı Teknik Müşaviri Şevket Özenalp'ın altı yaşındaki çocuğu Ömer Özen-alp müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak 11/12/1950 günü saat 19 da Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ailesine başsağlığı dileriz.
sedip duruyordu.
Gülşenin içine müthiş bir yalnızlık hissi çökmüştü. Kalbi öylesine sıkışıyor, ruhunu öyle bir keder kaplıyordu ki, dokunsalar ağlıyacaktı nerede
Kıymet ondaki halin farkı-
— Kiiçiik Hanım rahatsız galiba., dedi.. Belki de bir rahatsızlık geçirmiştir. Solgun
kıllı hamlaşmışıın galiba.. Bilmem öyle bir bitkinlik var üstümde işte...
— A.. Muhakkak bahardan-
dır... Baharda insan hep öyle olur nedense..
Onlar böyle konuşurlarken, çocuk karnını doyurmuş olacak ki, memeyi bırakarak başını geri attı. Şimdi büyük bir zevkle ve gayet ciddî bir tavırla Giilşeni tetkik ediyordu. Birden silkinir gibi bir hareketle vücudunu sarstı. Kolla-
riylc ileri doğru atıldı ve dişsiz ağzını kocaman açarak kesik kahkahacıklarla gülmeğe başladı. Küçücük yüzü öyle bir nurlanmıştı ki.
Gülşen dayanamıyarak, içten gelen bir hareketle kollarını ona doğru uzattı. Genç anne ihtiyatlı hareketlerle çocuğunu geiıç kızın kucağına verdi.
Gürbüz, güzel bir çocuktu
bu.. Tertemizdi de.. Elma ağa-
cının çiçeğini beyaz, ıtarin
andıran pembe bir cildi vardı.
Gülşen eğiterek onu kokladı..
Misk gibi süt kokuyordu. Gülşen onu incitmekten korkarak sıkı sıkı tutuyordu.
Şimdiye kadar kucağına hiç böyle mini niini bir bebek almamıştı. Fakat tutuşünda hiç de acemilik yoktu. Çocuk ta ondan hazzetmişti. Rahatı yârinde olmalı idi kî gülücükler
yapıyor.. Mütemadiyen ()Ag-
gu!.. Huu!..u diye söyleniyordu.
İtimatla kucağına sokulan bu küçücük zayıf varlığa baktıkça, Gülşen de içinde bir-şeylerin erir gibi olduğunu hissediyor... şimdiye kadar hiç duymadığı bu yepyeni ve tatlı hisse kendini bırakarak heyecanlanıyordu.
Bu yavruya karşı içinde bir muhabbet uyanmıştı. Onu, ve onunla beraber bir çok şeyleri do sevmeğe başladığını anlıyordu. Ü1
Şimdi o da çocuğun diliyle.. Ona: «Agguu!.. Hu!...» diye hitap ederek konuşmağa başlamıştı.. Ashnda, hiç bir şey ifade etmiyen bu dili nereden öğrenmiş olduğuna şaşıyor ve bu dillo anlaşabildiklerini gördükçe de bütün bütün şaşıyordu... ,
Bebekle öyle meşguldü ki,|| Kıymetin, kocasının yanlarınaJ
komisyon ve dekorasyonlarla durduracağımızı zannediyorsak I aldanırız. Komünistlerin yegâne kulak verdikleri ses, kuvvetin sesidir. Ancak onun karşısında gerilerler ve sinmek lüzumunu duyar-ı lar, İkinci Dünya Harbi sırasında Amerikanın Moskova sefiri Staline, Papaya karşı daha poli-tik hareket etmesini tavsiye ligi zaman, Stalin'in verdiği ce-vcbı hepimiz hatırlarız. «Vatika-nın kaç tümen askeri var?»
Bu cevap, kızıl emperyalizmin zihniyetini ne kadar veciz ola-1 rak meydana koyuyor. Müteca-1 vizden, sürpriz üstünlüğünü almak için taarruzu göğüsleyecek kuvveti şimdiden nefsimizde toplamak mecburiyetindeyiz. Bu da hazırlıklı bulunmakla mümkündür. Su eski darbi meselin hükmünü ınutmamak gerektir:
Hazır ol cenge, eğer ister isen sulhü selâh.»
Fırın işçileri yüzde 30 zam istiyor
Fırm işçilerile işverenleri arasında, öteden beri devam ede-gelen ücret anlaşmazlığı. Bölge Çalışma Müdürlüğünün tavassutu ile bir esasa bağlanmış ve fırınlarda çalışan muhtelif sınıf işçilere ödenecek asgarî ücretler bir protokol ile tesbit edilmiş iken bu defa Temmuz ayından beri uygulanan yeni ekmek tipi üzerine, bazı fırınlar pro-tokola riayet etmediklerinden, Fırın İşçileri Sendikası ile fırıncılar derneği arasında yeni bir anlaşmazlık zuhur etmiştir.
Buna göre, işçiler prolokolda-ki asgarî ücretlerinin verilmesini istemekle beraber, % 30 da zam yapılmasını talep etmişlerdir.
Bunun üzerine dernek, üyeleri namına keyfiyet incelenerek bu taleb reddedilmiştir.
Kanun hükümleri icabı olarak bu anlaşmazlık, Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından İl Hakem kuruluna intikal ettirilmiştir.
İl Hakem kurulunun bu hususla alacağı karar ilgililerce merakla beklenmekte ve karar lehlerine verildiği zaman belediyenin ekmek fiatlarma zam yapacağı söylenmektedir.
Mevlûdü şerif
Merhum «SERAFETTlN KARLI-İL’in» ölümünün 40 inci günü münasebetiyle 13/12/1950 Çarşamba günü öğle namazım müteakip Hacı Bayram Camiinde Mev lûdü Şerif okutulacağından arzu edenlerle kendisini bilen ve sevenlerin teşrifleri rica olunur.
nızı da nasıl sımsıkı kavramış... Hele bakın köftehora gülücük de yapıyor... Bak Kıymet şuna bak., diyordu.
Kıymet de: «Hanimiş benim yavrum?.. Hanimiş benim ca-
Diye çocuğu çalışıyordu:
eğlendirmeğ
geldiğini duymamıştı. Birden onu karşısında görünce hayret etti. İri, kara yağız bir delikanlı idi bu... Bundan yirmi beş, otuz yıl evvel onun da şu kucağındaki çocuğun ayni olduğu muhakkaktı. Bu geniş omuzlu, boylu poslu adamla, şu çiçeği andıran, nazlı, narin, penbe yüzlü yavrucuk arasındaki benzerlik o kadar göze batacak derecede idi ki, onlara baktıkça, Gülşen «Bu koca erkekle, şu miniminicik bebeğin birbirlerine bu kadar benzemeleri ne saçma.. Ama ne de harikulöde bir şey...» Düşünmekten ve şefkatle gülümse-mekten kendini ulanıyordu.
Adama arslan gibi bir yavrusu olduğunu söyleyince, o-nuııla hemen dost oldular.. Çocuğuna baktıkça adamın ağzı kulaklarına varıyordu:
— Bakın sizi hiç yadırgamıyor küçük hanını., l’arnıağı-
..Yorulmuşsunuzdur artık, küçük hanımcığını..»
Diyefek oğlunu Gülşenin ku-
cağından aldı. Yüzünü, onun, daima gül suyu ile sildiği için misk gibi gül kokan gıdığına yaklaştırarak, uzun uzun yavrusunu kokladı.. Ayni zamanda sevgi dolu bakışlariylc de erkeğini sarıyordu.
Gülşen, genç kadının, kendinin olan bu iki varlığı nasıl candan sevdiğini anlamıştı..
Eve dönünce Gülşen kapının altında bir mektup buldıı. Zarfın üzerinde yengesinin yazısını tanıyınca kalbi hızlı hızlı atmağa başladı. Elleri titriyor, bir türlü mektubu
açmağa eli ba içinde
varmıyordu. Aca-
ne havadis

Selimden bahis var mı idi aca-
ba?.. O da, Osman gibi evlen-
meğe karar vermişti belki de..
(Devam edecek)
2 Mütegallibe Hikâyeciği..
nkaj-jr Mebusu idim. Her Iatijdİ kazaları toplu do-
laşmafr-Başbakanın emri iktı-zasındandı.. Dolaşıp rapor ve-recekrtıikiz de merkez de milletin işlerini ona göre yapa-cakmış^i|^J,Giderdik, hep partinin darterfterini birimize havale çdprdjk. Diğerleri de di-leklerih^fflerlerine yazarlardı. Hoş Vf.?ı.ı aldırmazdım.
M(*t;|(^;|İ^İ(i mallarımı bildiğim için bı^ jiştüne defter tutmak külfetine, girmezdim.
Bir gün yine alay malay bir ilçeye gittik. Diyanet İşleri Reisi muhterem ve merhum Rifat Efendi de beraberdi. İlçede bir belediye seçimi gürültüsü vardı. Fakat bir kaç mütegallibe arasında. Zavallı halk sekizinci plânda bile değildi. Bizim mütegallibelerle ilçenin-kiler elete verdiler. Yarabbi! Ne tezvirler, ne tezviler, ne mas karalıklar, ne maskaralıklar, ne halkı hiçe saymalar, neler de neler! Bir değil, iki romana sığmaz.
Yüzümüzün akı(!) ile döndük. Raporu kim yazdı ise, süt limanlık diye yazıp verdi!
Görmüştüm ki kabak halktan bir kaç masumun, genç Belediye başkan vekilinin, jandarma komutanı ile kaymakamın başında patlatılacak. Ben de arkadan canımı dişime takarak uğraştım, Atatürke kadar duyurdum ve Tandoğanın bir eşref saatini yakalayarak hepsini kurlardım!
Oradaki mütegallib'enin bir kısmı rahmetli oldu. Kalanları da yine kendi adamlarıdır. Hâlâ parçalarını sımsıkı yakalamışlardır. Onlardan imdat umarlar. Sonra mütegallibe yüzünden bize sataşırlar, Allah Allah!
İkinci mütegallibe masalı da hem taptaze, hem çok daha acıdır.
Bunu da Demokrat Parti Adalet Bakanının —buradan— huzuruna açıkça sunuyorum.
Bir ilçede değil, bütün bir vilâyette bir mütegallibe ailesi vardır. Tam beş yüz, evet beş yüz yıld^nberi mütegalli-bedir; daima devletin üstünde, daima halkın sırtında! Şu dakika bile öyledir öyle.
Orada bir yargıç vardı. Kendi emirberleri idi. Masum halk o kadar şikâyet etti ki hükümet zar zor onu başka bir yere kaldırdı. Fakat.. Adalet Bakanlığımızın hiç bir tüzüğünde bulunmıyan bir harekette iki ay sonra o zavallı esir yargıcı tekrar eski yerine iade edip gönderdi. Yargıç haddi zatında namuslu bir adamdır. Fakat ne yapsın? Hele kaş çatsın! Çoluğu çocuğu ile mahvolduğu gündür. Bu sefer de dönüp gelince ne oldu? Mütegallibe, halka kurum sattı:
— Gördünüz ya, biz istediğimizi yaparız. Uslu durunuz, yoksa hakknızdan geliriz!
Bunu sizden önce gelen Adalet Çakanlarından bir perişan ryhlu yaptı. Bu çirkin Adalet muamelesini isterseniz size hususî olarak bildiririm. Oranın halkı bu gibi tesirlerdendir ki son seçimlerde oylarını serbest kullanamamışlar ve bu sayede onlar kazanmışlardır. Gelecek sefere, yağma yok!
Aka GÜNDÜ2
Gazi Lisesinden yetişenlerin toplantısı
Dün toplanan Gazi Lisesinde Yetişenler Derneği Kurulu, Derneğin yıllık kongresinin 17 Aralık 1950 Pazar günü saat 10 da Gazi /pisesinde toplanmasına karar vermiştir. Liseden yeni mezun olan genç ve değerli bir çok arkadaşların iştirak edeceği genel kurul münakaşalı ve derneğin zâtisi için faydalı olacaktır. ,;'Eİ» •
- TAKVİM -
tfSraBf. 1950 — Sal.
Rumî!1 1366 — Kasım 29
HicLt* 15370 — R. Evvel 2
1 İn. Vasati Ezani
SahahH X 1/2.88 6.56
öğle 7.27 11.62
İkindi----9.47 14.16
Akşam! (12.00 16.39
Yatsı 1.89 18.06
imsak' J 12.49 5.13
Nöbetçi Eczaneler
Derman, Sağlık, Anafartalar


12/12/1950
ZAFER

PULSUZ İSTİDA
Başmakaleden devamı
DısPolitîka
Avrupanın silâhlanması işinde
mcı arz
Atlantik Paktının
dairesi
Bugün gelen hâlıferlkrden anlaşıldığına göre, 13 ifiillet tarafından hazırlanan takrir, Birleşmiş milletlerdeki kbkhiinist Çin heyetine tevdi edildfkt^h sonra, bir hayli şayia
Bu takrirde, komünıs rin 38 inci arz dairesini geçmemeleri talebedilmekte ve bu lı sus müzakerelere esa6 telâkki Ilınmakta idi.
Komünist Çin heyeti takrir ü-zerinde herhangi bir yorumdan çekinmekte ve, tâbir caizse, sözü Pekin radyosuna bırakmaktadır. Pekin radyosunun ifadesi ise müstehzidir. Bunâ karşılık, Genel Sekreter Trygve Lie ve büyük devletler sözcüleri, komünist Çinlilerin bu teklif üzerinde müzakereye hazır olduklarını gösteren hiç bir emare mediklerini
Durumun dilik bu mertebededir mî olarak alman haberlerden anlaşılanları telhis etmek gerekirse, denebilir ki, Çinliler, Birleşmiş - Milletlerde bu meselenin müzakeresine rari olurlarsa, evvelâ, 38 inci arz dairesinin a-şılması hususunda sayın General Mnc Arthur’e Genel Kurul tarafından zımnî olarak verilen salâhiyetin ve bu husustaki kararın iptalini istiyeceklerdir. Bu talep kabul edildiği takdirde, Kore'deki askeri ric’ata bir de hukukî ric'at ilâve olunmuş demektir.
Birleşmiş - Milletler Genel Sekreterinin, Çin murahhaslarını müteaddit defalar kabul etmek ve şimdilik gizli kalan müzakerelerde bulunmak suretiyle bu fecî ihtimali önlemeğe, daha doğrusu zevahiri kurtarmıya çalıştığı anlaşılmaktadır. Zira, Mac Arthur’e verilen emrin teşkilât tarafından geri alınması, diğer bütün netayici arasında, Birleşmiş - Milletlerin çökmesini ve bir gazeteci arkadaşın dediği gibi, Trygve Lie’nin işsiz kalmasını mucip olacaktır.
Bütün bu gayretlere rağmen, komünist Çin’in bu işe yanaş-mıyacağını iddia edenler vardır. Pekin radyosunun ifadesini ve Lake Success’deki Çin heyetinin gidişatını bir tarafa bıraksak dahi, Çinlilerin 38 inci arz dairesinde duracaklarını veya durdurulabileceklerini gösteren hiç bir âmil yoktur. Çünkü, her şeyden evvel komünistler bu hattı geçerek evvelâ gözdağı vermek; sonra da, gerekirse çekilerek sureli Hakdan görünmek isteyeceklerdir.
Vaziyeti yakından takibeden-ler, elbette ki bu mülâhazaları tebessümle karşılıyabilirler. Zira, komünistler, 38 inci arz dairesinin güneyine çoktan girmiş bulunmaktadırlar. Çete savaşı halinde cereyan eden bu mücadele, Birleşmiş - Milletler kuvvetlerinin müttehit ’tiir cephe tutmasına mâni olacak kadar a-ğır ve külfetli bir savaştır. Bununla beraber, denebilir ki, komünist Çin heyetinin bugün Birleşmiş - Milletlerde tutturmuş olduğu yol ile Kore’de şiddetle savaşa atılmamak taktiği arasında bir münasebet, kuvvetli bir münasebet aramak mümkündür. Zira yarım milyar nüfuslu Çin’in, iyi kötü, dört milyon asker çıkarabileceğini, bunun hiç olmazsa bir milyonunu cepheye sürebileceğini (ki bugün vakidir) bilenler için ' durum, maalesef Bay Mac Arlhur’ün bildiği gibi değildir, amma, cumhuriyetçi Amerikalıların zannettikleri kadar da ümitsiz değildir.
Bundan evvelki yazılarımızda da izaha çalıştığımız gibi, eğer Uzakdoğu ve hususiyle - Çin, vaktiyle anlaşılmış olsaydı, bugün bir Uzakdoğu dâv olmazsa ot
askerî veçhesi
Askerî komite yarın tekrar faaliyete geçiyor
Allah fırsat vermesin
|2 ırakıp gittikleri mekanizmanın ne halde olduğunu bildikleri halde, her gün hükümetin itibarını düşürmek çarelerini arayarak, en gayri ahlâki neşriyata bile te-. vessül etmekledirler!
Memlekete, getirdiği ve getireceği faydalar bakımından çok yerinde bir tedbir sayılan Kore meselesinde bile, ortaya attıkları izzeti nefis meselesi hâlâ sürüp gitmektedir.
Tarih boyunca sözünde durmakla şöhret yapmış bulunan milletimizin bilhassa bu işte gösterdiği azim ve irade, bütün dünyaca hayranlıkla anılırken, bizden olduklarını iddia edenlerin hâlâ ayak diremeleri çok hazin bir hâdisedir.
KJpmşu devletler tarafından açılan sinir harbi dolayısiy-le büyük bir ordu beslemek yüzünden maruz kaldığımız zararlar bile, bunların yapmak islediklerinin yanında bir hiç gibi kalacağa benzemektedir.
Allah, kendilerine fırsat vermesin! İktidarda bulundukları on iki yıl içinde, değil yerinde saymak, bizleri yüzyıl geriye götürdüklerini unutmuş görünen bu bedbahtların şimdi takınmak istedikleri muhalefet maskesinin altından yavaş yavaş hakiki çehreleri meydana çıkmaktadır.
Kore'ye asker göndermemiz ve kahraman Mehmetçiklerimizin şöhretlerine lâyık bir şekilde döğüşmeleri dünyanın gözlerini bizim üzerimize çevirmesine sebep olduktan başka, yirmi bir milyon Türkün on iki senedir üstüne çökertilen kendine güvonmemezliği de ortadan kaldırmıştır.
Bugün her Türk göğsünü gere gere gezebiliyor ve nereden gelirse gelsin, her türlü tecavüze karşı bu vatanı korumağa azmetmiş bulunuyorsa, bu, vatan çocuklarının oradaki kahramanlıklarının eseridir.
Bütün bu hakikatleri bir kenara bırakarak, dış politika oyunlariyle hükümeti, dolayısiyle memleketi kötü vaziyete düşürmeğe çalışmalarının mukabelesiz kalmıyacağına emin olmalarını bilhassa rica ederiz.
Hikmet YAZICIOĞLU
Çıkan ikramiye
Hesap sahibinin.^ j', adı ve soyadı
Türk Ticaret Bankası ikramiye Çekilişi
Türk Ticaret Bankası Merkez ve Şubelerinde vadesiz ve vadeli tasarruf mevduatı bulunanlar için Ankara İkinci Noteri Şekir Baran huzuriyle yapılan ikramiye çekilişine ait neticeleri bildiriyoruz:
NoJı

Amerikan atom bombasının yapılmasına ve atılmasına nezaret edecek olan komutanlar
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — General Bradley, Atlantik Paktı askerî komitesinin yarın Londrada toplanacağım bildirmiştir.
General askerî komitenin, bilhassa Almanya’nın Batı Avrupa-
müdafaasına iştiraki mesele-
sini inceliyeceğini söylemiştir. Komite, evvelâ Vaşington toplan tısı sırasında bir anlaşmaya va-rlamamış olan meseleleri inceledikten sonra, Atlantik Paktı bakan yardımcıları ile müşterek turumlar yapacaktır.
38 inci
arz
dairesi
Fransada komünist tahriki
Bu konuda yeniden şayialar dolaşıyor
Londra, a.a. — (AFP): Ex-change Telegraph Ajansının Lake Success muhabirine göre Lake Success’deki siyasî maha-filde Çin komünistlerinin müstakbel müzakerelere zemin hazırlamak üzere kıtalarının 38 inci arz dairesinde durduracaklarını Hindistan'a bildirdikleri söylenmektedir.
Almanyanın silâhlanması aleyhinde bir miting Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — Fransız komünist partisi, Almanların ^îlâhlandırılmasmi protesto maksadiyle bugün öğleden sonra Paris’de mitingler yapılmasını istemiştir. Komünistler bu maksatla işçileri etmeye başlamışlardır, makamlar, bu mitinglere iştirak edeceklerin asayişi bozdukları takdirde tevkif edileceklerini bildirmiştir.
İbrahim Aytaç Atıf e Iı-mak Mustafa H. Levent Giosue Alfasa Stepan Mika Sami Gomel Ahmet Hilmi Tav Beria Turaç Ohannes Ohannes-
Hatice Sevil Göker Zehra Okay Nevzat Değirmenci Kerim Uluscutürk Bekir Diriker
Aysıl Tokan Bekir Arda Osman Or
Ali Nihat Diçle Sabri Kûhyaoğlu Niyazi Kınran
10.000. — İstanbul
1.00-. — Ankara
1.000. — Gaziantep
1.000. — Beyoğlu
1.000.
1.000.
1.000.
1.000. — Kadıköy
1.000. — Osmanbey
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T-A. O. adına Başmuharrir MÜMTAZ FAİK FENİK
Lie’nin haberi yok
Lake Success, a.a. — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Lie, pazar gecesi Çin komünistlerinin müstakbel müzakerelere zemin hazırlamak üzere kıtalarını 38 inci arz dairesinde durdurmağa hazır olduklarını haber verdikleri hakkında hiç bir malûmat olmadığını söylemiştir.
Hindistan mütereddit
Lake Success, a.a. — (AFP): Hindistan heyeti sözcüsü, Pekin hükümetinin 13 milletin isteğine cevap vererek Çin kıtalan-nın38 inci arz dairesinde duracaklarını bildirdiğine dair hiç bir malumatı olmadığını «söyle-
Çin garip bir lisan kullanıyor
Londra, 11 a.a. — (AFP): Ex-change Telegraph Ajansına göre Lake Success’deki Çin heyeti başkanı Wu, 13 milletin Çin kıtalarının 38 inci arz dairesinde durdurulmaları talebine, bu talebin resmen kabulü mânevi durumlarını zayıflatabileceğinden, Pekin hükümetinin resmî cevap vermiyeceğini söylemiştir.
D.P. Çankaya Ocağı kongresi
D. P. Çankaya Ocağından:
Ocağımızın 1950 yılı kongresi 29/12/1950 tarihine tesadüf eden cuma günü saat 18 de o-cağımız lokalinde yapılacaktır.
O gün tüzük hükümlerine göle lüzumlu ekseriyet temin edilemezse ertesi günü, 30/12/1950 cumartesi günü saat 15 de devam edecektir.
Sayın üyelerin gelmeleri rica olunur.
Kore şiir günü
Ankara Halkevinin Kore savaş birliği için tertip ettiği şiir günü dün saat 18 de Halkevi salonunda yapılmıştır. İlk olarak Halil Soyuerin bir konuşmasiyle açılan toplantıda sırasiyle şairlerden Mehme# Çakırtaş, Halil Soyuer, M. Sunullah Ansoy, A. Tufan Sentürk, Sadık Erdem ve Faruk Çağlıyan Koreye dair yazdıkları şiirleri okumuşlardır.
Beyoğlu
Lâleli
Adana
Adapazarı Adapazarı
Eskişehir Beyoğlu Beyoğlu Samanpazan
Bugün matinelerden itibaren 950 yılın en muazzam filmi
Raziye Kuzu
Esin N. Ahmet Bayraktar Emeklilik Sandığı Salih İnan
Ahmet Ulukan Resül Morgül
Lâmia Savguç Recep Bahsi
Merinos Fab. Meni. Birlik. Yardım Sa dığı
Memleket Pazarı Halil H. Levent tlhami Ahmet Ör-
Fahriye Şayiam Fatma Ertunç Sabri Arık
Zümrüt Süzer Mustafa Gül (
100. — Ankara 100. — Ankara 100. — Adana 100. — Adana 100. — Bursa 100.
100. 100.
100.
100. — Samanpaî 100, — Saraflar içi
(İzmir)
100. — Osmanbey
50. — Ankara
50. — Ankara
50. — Adana
50.
50.
50.
50. — Adapazarı
— Eskişehir
— Gaziantep
— Beyoğlu
— Osmanbey
si . - ö
m Uç Silâhşörler h
' «The Three Muskeleer»
Bu Nüshada Yazı İşlerini Fiilen İdare Eden
Fatin Fuad
Basıldığı Yer: Güneş Matbaası — Ankara
Isveç Kızılhaçının yardımı
Londra Radyosu, (Basın - Yayın) — İsveç Kızılhaç teşkilâtı, Yugoslavya'daki Yunan çocuklarının vatanlarına iadesi hususunda yardım edecektir. Teşkilât bu maksatla Yugoslavyaya bir heyet gönderecektir.
Kiralık Daire
İller Kooperatifi 3 üncü sokak 7 numarada üçer odalı lam konforlu iki daire ayrı ayrı kiralıktır. Müracaat Telefon: 32303.
Vaiandaşl
Soğuk kış günlerinde evsiz barksız aramıza katılan göçmen kardeşlerimizi düşü-
(Renkli)
Baş Rollerde: Lana Turner - Gene Kelly - June Allyson -Van Heflin - Angela Lansbury
Seanslar: 14 — 16,15 — 18,30 — 21,15 Numaralı yerlerinizi evvelden aldırınız.
Dikkat: Her gün saat 11 de DÜNYA SERBEST ve GREKO
ROMEN Revanş Müsabakası ile TÜRK İSRAİL MİLLİ FUTBOL maçı ve ilâveler, salon 50, balkon 65 kuruş.
Radyo tamircisi
Radyo tamiratını hakkiyle yapabilecek ve bütün gün Ankara’da bir atölyede çalışacak eleman aranıyor. Taliplerin istedikleri ücretle, hal tercümelerini Ankara Posta kutusu 52 ye yazmaları. 3015
Muhalefet gene perişan oldu!
Herhalde C.H.P. Genel Başkanı memleketin askerî ve siyasî emniyeti mevzularını artık pek merak etmez olmuştur ki, dünkü toplantıya iştirak bile etmeni işiirl
Umumî durumu bu şekilde hulâsa ettikten sonra şimdi mü zakerelerin esaslarını izah etmeğe çalışalım:
Evvelâ şunu söylemek lâzımdır ki, bu müzakerelerde Adnan Menderes Hükümeti büyük bir muvaffakiyetle çıkmış, ve muhalifler hariç bütün Demokrat Parti Grupunun tasvibiyle karşılanmıştır. Adnan Menderes dünkü konuşmalarda, kuvvetli bir hatip olduğu kadar çok değerli bir hukukçu olduğunu da bir defa daha herkese teslim ettirmiştir.
Dün tezahür eden neticeler
1 — Kore'ye asker gönderme kararı Anayasa'ya aykırı de-
2 — Kore'ye asker gönderme kararında, Birleşmiş Milletler Anayasasının hükümlerine riayet edilmiştir.
3 — Kore'ye asker göndermemiz, Türkiye'nin şeref ve itibarım milletlerarası sahada bir kat daha arttırmıştır.
4 — Kore'ye asker gönderme kararı, kendi emniyetini Birleşmiş Milletlere bağlı müşterek emniyet sistemini korumakta gören Türkiye'nin emniyetini de kuvvetlendirmiştir.
Yukarıya ana hatlarını aldığımız bu neticeleri izah ederken, Başbakan Adnan Menderes muhaliflerin ienkidlerine, daima hukuk, mantık çerçevesi içinde cevap veriyor, hiç bir zaman sözü his ve heyecan sahasına dökmüyordu. Muhalifler hangi bir itirazda bulunurlarsa Başbakan derhal mukabil ve kuvvetli bir hukukî delille ortaya çıkıyor, maddesini göstererek Büyük Millet Meclisi çoğunluğunun alkışlariyle ve tasvibiyle karşılaşıyordu.
Dışişleri Bakanımız Profesör Fuat Köprülü ise muhtelif vesilelerle aldığı sözlerde milletlerarası meseleleri nasıl avucunun kinde tutar gibi kavradığını daima isbat ediyor, sorulan en zor teferruatı bile cevaplandırmaktan asla geri kalmıyordu.
Karilerimiz bu müzakerelerin tafsilâtını diğer sütunlarımızda bulacakları için burada üzerlerinde fazla durmıyacağız^ Yalnız dünkü gensorudan şunu anladık ki, muhalefet bu suali, bir hitabet tezahürü yapmak ve bu arada hükümeti tenkidei-mekten daha ziyade doğıudan doğruya iktidar partisi mensuplarını tahrip edip gürültü çıkarmak maksadiyle sormuştur.
Hükümetin Birleşmiş Milletler Anayasasından madde tasrih ederek, ve Güvenlik Konseyinin üye devletlere yardım «tavsiyesi» nde değil onlardan yardım «talebi» nde bulunduğunu vesikalariyle göstererek verdiği izahat karşısında, bunları cerhedecek bir delil bula-mıyan soru sahipleri hayli bocalamışlar, ve nihayet arada sırada işi karşılıklı münakaşa şekline dökmeğe bile kalkmışlardır.
İşin dikkate değer olan tarafı şudur ki. Halk Partisi muhalefeti, bu tahriklerde, Osman Bölükbaşı ile ve onun yazılı olarak iddiasını yapamıyan arkadaşı Kemal Türkoğlu ile ta-mamiyle işbirliği halinde çalış-.ışlardır.
Nitekim Faik Ahmet Barui-'nun bir aralık söz sıras: dan Osman Bölükbaşı lehi fedakârlık ettiği dahi görülmüştür. Hele Halk Partisi sıralarından bazı tecrübeli, gün görmüş, yaşını başını almış, saçını bıyığını ve kaşını ağartmış milletvekilerinin, zaman zaman gûya aasbiyetlerini izhar için ayağa kalkıp bağırışmaları görülecek şeydi!..
Muhalefet saflarında dünkü hava o şekilde inkişaf etmiştir ki, kimin Halk Partisinden, kimin Millet Partisinden olduğunu dahi fikirlerinden ayıı mek imkânı kalmamıştır.
Bu müzakerelerin bizde raktığı intiba şudur: Muhalefet bütün memleketin tasvip ettiği şerefli bir kararı, bu şekildo hiç bir esasa dayanmadan garip bir münakaşa ve tahrik mevzuu hline getirdiği için bir defa daha şaşkına dönmüş, bir defa daha perişan olmuş, kullandığı silâh tamamiyle geri teperek kendisini vurmuştur.
Mümtaz Faik FENİK
dolandırıcı
(Bası 1 inci sayfada lelif apartmanların önünde durmuş ve tesblt ettiği iki kapılı a-partmanlardan birine girerken şoföre yanında 50 lira bütün para olduğunu söylemiş, o da bozamıyacağım demesi üzerine bir miktar para vermesini zira içeriden 50 lirayı getirip hesabı göreceğini ifade etmiştir.
Bunun üzerine şoförden para alıp sırra kadem basması şoförde şüphe uyandırmışsa da meçhul şahısın girdiği apartmanın aranması bir fayda vermemiş tir. Çünkü, şık, kıranta bey i-kinci kapıdan kaçıp izini kaybettirmiştir. Diğer mühim ve enteresan dolandırıcılık hâdisesi de bir pastacının dolandırılmasıdır.
Tevfik Fikret’in filân apartmanda nişan var şu kadar adet pasta lâzım diyerek istenilen pastanın tarif ettiği yere getirilmesini söylemesi üzerine pastacının çırağı elinde bir tepsi ile geldiği sırada mezkûr kimseyi kapda bulmuştur.
Tevfik Fikret gayet ciddî eda ile . biraz daha ilâve edilmesini bu arada evde bozuk madiği için 30 lira ( 20 50 mişlir. Biraz sonra istenilen pasta ve para gelmiş Tevfik Fikret de 50 lirayı içeriden üzere kaybolmuştur, dolandırıcılık hâdisesi bir hafta içinde 30 u bulmuş ve ikinci şube memurları verilen eşkâl üzerine bu zeki ve kurnaz dolandırıcıyı Posta caddesinden bir taksi ile geçerken yakalamışlardır. Evvelâ bir tüccar olduğunu söy-liyen Tevfik Fikret biraz sonra bütün suçlarım itiraf etmiştir. Bu yaman dolandırıcı hakkında kanunî takibata geçilmiştir.
liralk
bir pastanın az olduğunu
c para ol-getirmesini masrafla beraber vereceğini söyle-
getirmek Bu kabil
Amerikada fevkalâde hal
(Baş tarafı 1 incide)
1 — İngiliz ve Amerikalılar tecavüzü bitirmek niyetinde de ğiller, zira Kore’de bir yenisine başlamışlardır.
2 — Yeni bir hrap için çalışmaları hızlandırmağa karar ver miglerdir.
3 — Formoza’ya ait Kahire ve Potsdam'da varılan kararları reddederek, Truman, Attlee’yi İngiltere’nin Çin’de güttüğü siyaseti değiştirmeğe zorlamıştır;
Attlee Londra yolunda
Londra Radyosu, 12 (Basın -Yayın) — İngiltere Başbakanı Attlee bu şece uçakla Kanada: dan ayrılacak ve Nevyork'a uğ-rıyarak yarın Londra’ya dörie -çektir. B.B.C. nin parlâmento muhabirine göre, öğleden sonra, Avam Kamarasına seyahati hakkında izahat vermeden önce Başbakan, kabine üyeleriyle konuşacaktır. Bundan sonra A-
(Başı 1 inci sayfada) Karayolları Genel Müdürlüğünün bu senenin martında kurulmuş olduğunu söylemiş, bu seneki bütçesi ve bu bütçede gösterilen tahsisatın hangi menbalardan sağlanmış olduğuna dair malûmat vermiştir.
Haşan Polatkan, önerge sahibinin, Karayollarında ödenen ücretlerle yapılan işlerin mütenasip olup olmadığı; teşkilâtta çalışanların ilme, tecrübeye ve liyakate göre mi, yoksa gelişi güzel ve kayırma suretiyle mi tayin edildikleri yolundaki sorusuna da cevap vererek şunları söylemiştir:
— Bu sualler yalnız Karayolları Genel Müdürlüğüne değil, devraldığımız idafede, bütün bir devlet teşkilâtına haklı olarak sorutabilecek olan suallerdir. Bu suallerin altında bugün devlet idaresinde çekmekte olduğumuz sıkıntılar ve eski idarenin bize bırakıp gitmiş olduğu müşküller bulunmaktadır. Bir teşkilât içinde lüzumsuz şubelerin, fazla kadroların, ehliyetsiz insanların bulunması gibi, bugün yokluğunu hissetmekte olduğumuz rasyonel çalışma usullerine tamamen aykırı olan bir sistem ve gidişten Karayollarının hariç kalmış olduğunu iddia edecek değilim. Bir aylık bir vekâleti müteakip sarih olarak böyle bir iddiada bulunmak veya bunun aksini i-leri sürmek mümkün olmıya-caktır.»
Soru sahibi Himmet ölçmen Bakan’a, verdiği izahat dolayı-siyle teşekkür etmiş, önergesini vermeğe saik olan ve bahis mevzuu Genel Müdürlüğün kuruluş ve eski hükümet zamanındaki idare şeklinden doğan aksaklıkları Menderes hükümetinin düzelteceğinden emin bulunduğunu belirterek bu aksaklıklar hakkında geniş açıklamalarda bulunmuştur. Hatip, bu arada Karayollanndaki a-dam kayırma hakkında da izahat vererek teşkilâta kayırıl-mış enişte, bacanak ve yaran bulunduğunu söylemiştir. Himmet ölçmen bir misal vererek Dışkapı’daki tamir atölyesinin yalnız personel masrafı olarak senede yarım milyon lira sarf-ettiğini, bu para ile tamir yerine yeni makine alınabileceğini belirtmiştir.
Bundan sonra gensoru müzakerelerine geçilmiştir.
vam ve Lordlar kamaraları mil ietlerarası durum hakkmdaki müzakerelerine başlıyacaklar-dır.
Amerika'da fevkalâde hal
Vaşington, 11 a.a. (United Press) — Başkan Truman her iki partinin kongre liderlerini çarşamba günü toplantıya davet etmiştir. Bu toplantıda fevkalâde hal ilânı meselesi müzakere edilecektir.
(Pl.)
10. 16 — î-
spiam. 12.80 — istediği Ha-
AMERİKA'NIN SESİ RADYOSU. NUN NEŞRİYATI Amerika'nın Seal Radyosu yayın-
yapılmaktadır. Aynı programlar ayrıca her akyam Türkiye saati İle 20 den 20.30 a kadar orta dalga 379 metro Uzorlnden de tekrarlanmaktadır.
9 Ao
SALI — 12/12/1950 ANKARA RADYOSU
7.28 - Açılış ve ] S. Ayarı. 7.31 — N (Pt.) 7.45 - Haberi 8.00 — Şarkı
8.25 — Günü alo Müzikleri ı

Sayfa: 2
ZAFER
12/12/1950
hükümete itimat beyan edildi
V
) Diğer taraftan tahakkuku za-t ten Sovyet hükümetinin muhale-■ feti yüzünden mümkün olamamış . bulunan 43 üncü madde hüküm lerinin bu vesile ile Birleşmiş Milletler faaliyetlerine bir mania ı teşkil edecek surette dermeyan edilmesi bu meselede yalnız Sov i yellerlerin konseyin düşünüş tarzına katılmamış olmasından başka bir mâna ifade etmez.
Arkadaşlar,
Birleşmiş Milletlerin Anayasasına taallûk eden cihetleri bu suretle tebarüz ettirdikten son-re şimdi meselenin kendi Anayasamızla münasebetine geçiyo-
Anayasamızm 26 ncı maddesi Büyük Meclisin salâhiyetlerini tadat eder, harp ilâm ve sulh akdi yetkilerinin bu nıeyanda bulunduğunu kaydeder.
Şimdi Koreye asker Anayasanın bu maddesine tearuz eder mi sualine verilecek cevap şu olmak icap eder:
Bilindiği üzere milletlerarası hukukta harp, yekdiğerile normal münasebetler idame etmekte olan iki devlet arasında bu münasebetlere muayyen bir zaman için nihayet veren ve hukukî bazı hükümler ve neticeler doğuran bir halin hudusu demektir. Bu hüküm sadece bizim Anayasamızda değildir. Diğer bir çok memleketlerin Anayasasında da yer almış bulunuyor. Bizzat Amerikada Cumhurbas- i kam, kongrenin izni olmaksızın harp açmağa mezun bulunmadığı keyfiyeti cümlemizin malûmu olmakla beraber meselede Amerikan kuvvetlerinin harekât, sahasına gönderilmelerine bu hüküm bir mani teşkil etmemiştir. Bunun sebebi sudur.
Birleşmiş Milletler teşkilâtına girmek suretiyle milletler, kendiı hükümranlık haklarında esaslı, takyitler kabul eylemiş ve kendi millî iradeleri haricinde bir makamın lüzum göstereceği faaliyetlere girişilmesine, prensip itibariyle, peşinen muvafakat etmiş bulunmaktadırlar, kaldı ki, arkadaşlarım, Kore meselesinde bir harp hali değil, bir tedip tecziye durumu vardır, mevcudiyeti hukuken müstakil bir varlığın yetini iltizam eder, durum ise bundan külliyen fark lıdır. İşgal altında bulunan bu memlekette bir devlet tesisi ve serbest seçim icrası oraya gönderilen milletlerarası Kore komisyonunun esaslı gayesini teşkil eden gayrelter bunlar idi. Cc nubî Korede milletin reyine baş vurularak, intihap yaptırılmış, hattâ şimalî Kore hesabına millî meclise iltiak edecek aza miktarı mahfuz bırakılmış idi. Vaziyet bu halde iken yabancı tahriklere kapılan bir camia, Kore devletine karşı tecavüze girişmişti.
İste milletlerarası asayişi ihlâl eden hukuk harici bu mütearriz kuvvete karşı Birleşmiş Milletlere mensup ‘ kuvvetlerle te'dip harekâtına girişilmiş bulunuyor. Buna hukukî anlamda harp demek asla doğru olmaz. (Soldan cdkışlar) Nitekim Birleşmiş Milletler âzalan da hâdiseyi bu mânada telâkki etmiş bulunu -yorlar. O kadar ki, Şimalî Koreye karşı harekâtın nihayet bulmak üzere olduğu anlarda şahsiyeti düveliyeye sahip bir mem leket tarafından vukubulmuş o-lan müdahale keyfiyeti dahi vakaya bir harp mahiyeti vermiş değildir. Bu şartlar dairesinde memleketimizin Koreye yaptığı şevkiyatın Anayasa hükümlerine uygunsuz düştüğü iddiası her türlü hukukî mesnetten mahrum ve hayli inçafsız bir iddiadan başka bir mâna ifade etmez. (Soldan alkışlar).
OSMAN BÖLÜKBAŞININ KONUŞMASI
Gensoru sahibi sıfatı ile söz alan Osman Bölükbaşı, Korede şehit olanların hatıralarım taziz ederek söze başlayacağım belirterek, hükümet kararım hukukî bakımdan, kendi anlayış ve görüşü çerçevesinde izahına geçmeden önce, mevzuun bir parti meselesi olmadığını Millet Partisinin de kabul ettiğini açıklamak lü -zumunu duyduğunu söylemiş, Kore harekâtının başlayışı hakkında kısa bir izahda bulunduktan sonra, Birleşmiş Milletler Anayasası hükümlerine göre, hükümetin hiç bir taahhüd altında bulunmadığını iddia etmiş ve müteakiben dâvayı bizim Anayasamızın hükümleri muvacehesinde tahlile gayret ederek bu noktaları da alınan kararın yanlış olduğunu
(Baş tarafı 1 İncide) hangi ejasJar üzerinde kurmak islediklerini Bu andlaşmamn başında ifade etmiş bulunuyorlar.
Müşterek gayelerjh tahakkukuna mani olabilecek esbepler milletlerarası sulh ve emniyetin bozulmasını intaç edecek sebepler olduğuna göre, âkidleri her şeyden önce sulh ve emniyeti korumak ve şayet bunda muvaffak olunamazsa mütearrı-zı yola getirmek hususunda muktazi tedbirlerin ittihazım taahhüt eylemiş bulunuyorlar.
Akid devletlerin gerek birbir-leriyle münasebetlerinde, gerek antlaşma dışında kalan memleketlere karşı hareketlerinde tatbik yeri bulacak ola^ ve onların şahsî hakkı takdirim* * tahdit eylemiş 'bulunan müşte/ek faaliyetin tazammun ettiği vecibeler, Birleşmiş Milletler şartının müteakip bir çok maddelerinde yer almış ve ezcümle üçüncü maddenin beşinci fıkrasında ıtlak ifade eden bir mâna ile der cedilmiştir. Bu hükme göre teşkilâtın bütün üyeleri antlaşmanın münderecatına göre girişilecek her teşebbüste ve bu teşkilâta tam bir yardım yapmağı taahhüt ve tekeffül eylemişlerdir. Sulhun ihlâli takdirinde her imza eden devlet uhdesinde kendiliğinden tahassül edecek olan bu şumullü antlaşmanın yalnız Icfızlariyle değil, umumî mâna-siyle de müeyyid bulunan bu müşter-ek vecîbelerin nevi ve tarzı icrası yine şartın 7 inci bendinin mevzuunu teşkil «etmektedir. Bu bendin başındaki 39 uncu madde güvenlik meclisinin bu sahadaki yetkilerini tayin ederek işbu tesisin milletlerarası barış ve emniyeti temin, vikaye ve iadesi hususunda 41 ve 42 inci maddelerine tevfikan ne gibi şartlarla tedbirler alın ması gerektiğini kararlaştıracağı hükmü umumisini koymuştur,-ve müteakip maddelerde suçlu hakkında derece derece tatbik olunacak zecrî muameleler sırası ile zikrolunmuştur. Askerî harekâtı tazammun etmiyen bu müeyyidelerden matlup netice asıl olamıyacağma kanaat getirildiği takdirde mütecaviz ve mütemerride karşı her şekilde ı askerî tazyik icrası ve bu hareket sayesinde sulhün idamesi veya iadesi de 42 inci maddenin ' mevzuunu teşkil eylemiştir.
Gerçi 43 üncü madde güven- ! lik meclisinin daveti üzerine ü-yç devletlerin hususî anlaşmalar 1 yaparak konseyin emrine askerî ' kuvvetler vermeyi ve her türlü 1 kolaylık ve yardımda bulunmayı derpiş eylemektedir. Fakat ' tabiî şartlar içinde yapılması 1 düşünülmüş olan bu hususî and- 1 taşmalar Kore hâdiselerinin mü-sellâh bir çarpışma şeklini aldı- 1 ğı tarihte henüz tahakkuk etme- 1 miş bulunuyordu. Bu hususi anlaşmaların ademi vücudu âkid-lerin şarttaki umumî ve mutlak ı hükümler muktezasınca deruh- ' te eylemiş bulundukları yardım ! laşma hareketlerin gerçekleşme tarihlerini -hükümsüz bırak - I mıyacağı aşikârdır. Çünkü aksi ı takdirde Birleşmiş Milletlerin tesisinden eski Cemiyeti Akvam kadar dahi bir müesseriyet göze tilmiş olup olmadığı bihakkın ' sorulabilir. Bu müfaleayı bina- ' endir ki Güvenlik Meclisi 43 ün- ı cü madde hükümlerinin yerine ı getirilip gtifirllmediğine 'bakmı- I yarak ve hâdiselerin önü alma- I mıyacak şâmil bir şekle müncer ,i Olabileceği ihtimalini düşünerek ( mütecaviz Simaliî Kore'ye karşı ı fiilî? harekete başlanması lüzu- : munu hissetti. Bunu âkid üye devletlere umumi kâtiplik delâ- I letiyle tebliğ ettirdiği gibi tatbikat sahasına da koymakta bir I an tereddüt edememiştir. Öyle ki, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Kore’ye askerî kıta gönderme kararım verdiği zaman başta Birleşik Amerika devleti olmak üzere diğer bazı üye devletlerin kuvvetleri Korede mütecavizlere fcarşı fffien harekâta çoktan başlamış bulunuyorlardı. Ğörü-lüyor ki hükümetimiz, bahis konusu kararım verirken kendisiyle aynı durumda bulunan ve Birleşmiş Milletler teşekkülüne karşı aym mükellefiyetlerle bağlı olan diğer üye devletlerin hukukî anlayışlarına ve bu anlayışa dayanan harekât ve tedbirlerine imtisal ve iştirak etmiş ve devletimizin her devirde fariğ vasfını teşkil eden «ahde sadakat» vasfım bir kere daha be lirtmekten başka bir şey yapmış değildir. (Bravo sesleri, al-kıkşlar).
bir
Harbin mevcudi-Koredeki

ileri sürerek şunları ilâve etmiştir:
«Taahhüt bahis mevzuu olmı-yan yerlerde ve hallerde karar j vermek Büyük Millet Meclisine | aittir.»
Bölükbaşı, Birleşmiş Milletler Anayasasında kat’î bir sarahat’ bulunmadığını ileri sürerek, hükümetin hangi salâhiyetle Kore-j ye asker gönderdiğini açıklamasını istemiş, icra sıfatından' doğmuş salâhiyetlerden bahse-dilcmiyeceğini söyledikten son-! ra Kore’ye asker göndermek kararının millet ve memleket lehin de uyandırdığı sempatinin inkâr edilemiyeceğini kabul ettiğini beyan etmiş, bununla beraber, kanaatmca hükümet kararının i hukukî bakımdan ayakta duıa-mıyacak kadar zayıf olduğunu j ilâve ederek, karardan önce hü-' kûmetin emniyetimiz için bir te- J minat almamış olmasını tenkiti etmiş ve Başbakan Menderes'in mevzuun bu noktasına temas etmediğini ileri sürmüştür..
(Başbakan kürsüde
Bunun üzerine ikinci defa kür süye gelen Başbakan Adnan Menderes, gensoru sahibi tarafından ileri sürülen karşı mütalâaları birer birer cevaplandırmış ve memleketin dış emniyetini teminat altına almak bahsinde hükümetin ittihaz ettiği tedbirler için tevcih olunan suale cevaben demiştir ki:
• Bu mevzuda kendilerine verilecek cevâbını şudur: Memleketimiz, cumhuriyet hükümetiniz bugüne kadar tuttuğu yolda devamla millî emniyet ve bekasının teminde Birleşmiş Milletler teşkilâtına dahil olmakta ve Birleşmiş Milletler Anayasasının tatbik yerini bulmasında bulunmuştur.»
İzahlarına devam eden Başbakan Adnan Menderes, Bölükbaşı tarafından ileri Sürülen hukukî mütaleaların asla varid sayıla-mıyacağını, ezcümle, Birleşmiş MİIlctldı- teşkilâtının böyle bir karar almağa salâhiyetli olmadığı iddiasının, Sovyet tezi île aynı mahiyette bulunduğunu söyı lemiş ve teklif karşısında kalan I hükümetin önce bu hususu tezekkür ettiğini ve malûm karara | vardığını ifade ederek demiştir' ki:
«Güvenlik Konseyi durumu tes i bit ile 42 inci maddeye istina-j den, bu hükümlerin yerine getl-1 rilmesini talebeder. Güvenlik , Konseyi bizden 42 inci madde- | nin tatbikini istemiştir.
Stkı Yırcalı’nın konuşması
Başbakanın konuşmasından ■ sonra, C.H.P. Yozgat milletveki-, li Avni Doğan’m söz almak istediği görülmüş, Başkanlık tarafından iç tüzük hükümleri hatır1 latılarak söz sırasının başkasın-daoldu ğu tebarüz ettirilmiştir.
Müteakiben kürsüye gelen Balıkesir milletvekili Sıtkı Yııcalı, mevzuun Meclise intikalinin gerçekten geç kaldığını zira meselenin muhalefet tarafından çok evvelden millet muvacehesinde ortaya serildiğini, köy köy, kapı kapı dolaşılarak hükümet ve parti aleyhimde bulunulduğunu söylemiş ve muhalefetin belediye ve umumî Meolis seçimlerinde uğradığı hezimetin, bu faaliyete mükemmel bir cevap teşkil ettiğini ilâve etmiştir.
Anayasamızın 1340 tarihinde hazırlandığına işaret eden Sıtkı Yırcalı, kanun hükümlerinin lâf' zan değil sulhan, yaşanan devrin ■ icap ve şartlarına göre, mütalea- ■ sı zaruri olduğunu söylemiş ve devamla demiştir ki:
«Biz kendi vecibelerimizden, milletlerarası vecibelerimizden kurtulmak çareleri aıayamayız; ( buna karakterimiz müsait değildir.
Diyorlar ki, Birleşmiş Milletler Anayasasına göre, silâhlı kuv vetler göndermeğe mecbur değildiniz. Yani asker göndermeyecektiniz diyoritti’. Bunu açık bir şekilde sarih ve vazıh surette söylemek icab eder.
Müteakiben kürsüye gelen gen soru sahiplerinden Kemal Türk-oğlu, izahlarından ö'nce hükümet ten bazı hususların açıklanmasını istediğini beyan ederek, hükümet kararının Vekiller Heyetinden mi alındığını, ekseriyetle mi, ittifak'a mı netice ze yayıldığını, kararın neden resmi gazete ile yayınlanmadığını ve nihayet gönderilen birliğin Standard mı, yani takviye edilip edilmiyeceği-ni sormuştur.
Başbakan üçüncü defa kürsüye geliyor Üçüncü defa kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes, Kemal Türkoğlunun suallerindeki garabete işaretle söze başlamış ve demiştir ki:
«Suallerin gaıabati, dikkatiniz- •
den kaçmamıştır. Bu mevzuda Heyeti Vekile kararı verdiniz mi? diye soruluyor. Bundan daha tabiî bir şey tasavvur olunamaz.
İkinci sual daha acayiptir: Kararı ittifakla mı, ekseriyetle mi verdiniz deniliyor. Sana ne? Maamafih derhal ilâve edeyim ki, karar mevcudun ittifakı ile verilmiştir.
Menderes, hükümet kararının resmî gazetede yayınlanıp yayın lanmadığı hususunun bir Başbakanın vezaifinden olmadığını, bunu takibe vaktim ve mesaim müsait bulunmadığını, bu hu -susu inceleceğini söyliyerek, şöyle devam etmiştir:
— Koreye giden birlik standart birlik midir değil midir? 1 «Kore milletimiz için bir yeni Yemen olmuştur.. Türk evlâtlarının mezarı olmuştur... Gönderilen birlik Standard bir birliktir...» diye, zehirli bir propaganda memleketin b:r başından bir başına yayılyor.
Bu Standard tabirini, bilmezsiniz; bazıları bilmiyebilirler. Bunun mânasını, işin içinde bulunanlar bilebilir. Bu itibarla stan dard birlik nedir? Kısaca onu anlatayım. Standard birlik, i-cabında takviye edilmesi gereken birliktir.
Bu suretle hükümet iki şık karşısında bırakılmak isteniyor.
Takviye gönderecek misiniz ? Göndermiyecek misiniz ? diyorlar. Göndereceğiz deyince dönüp millete: «İşte bakın Kore yeni bir Yemen oldu» diyecekler. Göndeımiyeceğiz dersek, o zaman da «Nqrde sizin ahde vefu-nız?» diyeceklerdir.
Arkadaşlar,
Memleket menfaatlerinin şu anda bu hususta bir şey söylemememi muktezi bulunduğunu takdir buyurursunuz-
Başbakandan sonra kürsüye gelen Kemal Türkoğlu verilen i-zahutu teşekkürle, bu sorulardan maksadının propagandaları önlemek olduğunu söylemiş ve hükümet kararının şekil bakımından Anayasaya ve Birleşmiş Mil letler Anayasasına aykırı olduğunu iddia etmiştir. Hatip birçok milletlerin, Birleşmiş Milletlerin vaki dâvetine özür dileyerek iştiıâk etmediklerini ileri sürmüş, bu arada Nikargua'yı misal vermiştir. Türkoğlu'nun u-zayıp giden yazılı beyanları tüzüğün tayin ettiği imüddeti tecavüz edince. Başkanlık tarafından

Meclisten notlar
(Başı 1 inci Bayfada) Partililer safından kır saçlı, kır kaşlı bir zat hiddetle kalkıyor, bir bağırıyor, bir oturuyordu...
Dinleyicilerden biri bunu arkadaşına gösterdi ve dedi ki:
— İşle Halk Partisi Politikasının zembereği!..

Gensoru imzacısı Kemal Türkoğlu, tüzük gereğince, yazılı kâğıtları okumak için bir hatibe ayrılan 20 dakikalık zamanı geçirmişti.
Başkan kendisine İhlar etil:
— Kemal bey dedi, yazılı kâğıtları 20 dakikadan fazla okuyamazsınız; isterseniz, bu kâğıtları verirsiniz, zabta geçer, sonra da şifahen sözlerinize devam eder-siriiz!
Fakat gensorucu okumakla ısrar ediyordu, hattâ bir aralık okumıyacağim dediği hâlde yine okumağa devam etmek istedi.
Allah Allah bu da mı kopya?.. Ama kimden?..

Başkan meseleyi görmüştü:
— Sizi okumaktan mene-derim. Tüzük bunu âmirdir, şifahen istediğiniz kadar konuşabilirsiniz! dedi.
Fakat Türkoğlu okumayınca söyliyemiyordu..
Sözlüde çakiıl dediler...

Kemal Türkoğlu Kore'ye yardım yapan bazı devletlerin neler verdiklerini anlatıyordu...
Guatemala ilâç, Kosiari-ka pamuk, Suudi Arabistan dua, diye sıralayıp duruyordu.
Birisi bağırdı:
— Panama’yı unuitunl..
Bir arkadaşı cevap verdi:
— Şapka!...
Fakat işin şakaya taham-
mülü yoktu. Bir başkası haykırdı:
— Türkiye Patagonya değildir l

İç iüsüğün bir maddesine göre Bölükbaşı lâzımgelen konuşmayı yapmış, fakat yine de daha konuşpıak istiyordu..
Başkan içtüzüğün o maddesini okudu. Bu maddede ayrıca şu ifade yazılı idi: Eğör Milletvekili direnirse, söz isteği oya konur.
Başkan sordu:
— Bölükbaşı direniyor
Ve Bölükbaşı iç tüzük gereğince direndi I..

Halk Partisi liderinin sorusu vuzuhsuzluk yüzünden iade edildiyse, kumanda Bölükbaşında!
Öyleyse, arş ileri!
Fakat hayreti
İçi sızlayan muhalefet lideri meydanda yokl
Yine mi meydan muharebesinden ricat!

Barutçu niye böyle her kelimeyi iki defa tekrarlayıp dört kelime susuyor? Uzun konuştu, bildiği çok şey var dedirtmek için mi?
Hayır kemençe çalıyor!
— Gıy gıy de, gıy gıy!
*
C. H. P. sözcüsü, noterden dem vurmadı ki...
Amerikan Dışişleri Bakanlığından, Anayasasından ilâh...
Dinleyicilerden biri dayanamadı ve şöyle dedi:
— Şimdi ister misin. Barutçu, Truman'a da gensoru açsın!

Uzun lâfın kısası:
Gensoru = Dipsiz kile, boş ambar!
Adviye FENİK
bir
bu husus kendisine hatırlatılmış ve isterse yazılı noktai nazarını, zapta geçmek üzere, ilgililere tevdi edebileceği bildirilmiştir.
Bu arada, Faik Ahmet Barutçu ile Osman Bölükbaşının söz istedikleri görülmüştür.
Celsenin başından beri Osman Bölükbaşına ve diğer gensoru sahibine karşı himayekâr bir durum takındıkları müşahade c-dilen C.H.P. saflarında bu sırada, bu tavrı hareketin daha aşikâr bir şekilde belirdiği görülmüş, Barutçu söz sırasını Bö-lükbaşma terketmiştir.
Osman Bölükbaşı, söz sırası yüzünden başlıyan tartışmanın devam etmekte olduğu bir anda kürsüye gelince, «Başkanınızı kuzu gibi dinliyorsunuz», şeklinde söze başlamış, bir takım münakaşaların bir kat daha alev--lenmesini intaç etmiştir.
Müzakerelerin bidayetinden i-tibaren, partisinin ve kendi görüşünün hükümet kararının şekline mi, esasına mı muarız bulunduğunu kesin bir ifade ile beyan etmemiş olan Bölükbaşı nihayet bu hususu da şu sözlerle Açıklamıştır:
«Atlantik Paktına alınmış olsaydık, o zaman Kore'ye 40 bin 50 bin kişi gönderirdik.»
M.P. nin hükümet kararının bir pazarlık mevzuu yapılmayışına muhalif olduğunu meydana vuran bu sözler üzerine salonda «İşte baklayı ağzından çıkardın, işte şimdi açık konuşunuz» sesleri duyulmuştur.
Prof. Köprülünün demeci
Müteakiben kürsüye gelen Dış' işleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü, memleketin dış emniyetini teminat altına almak mevzuu-nun, asla gözden uzak tutulmadığını, ancak.her şeyden önce, bunun kendi kuvvetimize itimattan ileri gelmesi gerektiğini söylemiş. coğrafi ve siyasî bakımdan memleketimizin Uruguay ve Paraguvay'l^a kyaslanamıyaca-ğma işarof etmiş ve demiştir ki: «_Biz memleketimizin ve milletimizin emniyetinin mahfuziyeti-ni, Birleşmiş Milletler teşkilâtının kuvvetlenmesinde bularak fiili yardımda bulunmak kara- -rını aldık.
Ben geçen gün de, «Açık olunuz, sarih olunuz, Kore’ye asker göndermek kararının esasına muhalif misiniz?» diye sornıuş-
Nitekim, biraz önce Osman Bölükbaşı arkadaşımız bir lıid-
det arasında, takririnin hilâfına olarak buna aleyhtar olduklarını açıkladı.»
(Ç»ış Bakanı, Bölükbaşının bu mevzudâki, hukuki esaslar olarak ileri sürdüğü mütalâaların evvelce hesaplanmadığını, bu i-tlbarla yeniden bir şey söylemenin lüzumsuz olduğunu beyanla, millet bünyesinin evvelâ içerde kuvvetli ve kudretli bulunması gerektiğine yeniden işaret etmiş ve ezcümle demiştir ki:
«Bu memleket bozguncu kurtlara kendi bünyesini yedirmiye-cektir. Bu hususu, içerde ve dı-şarda herkesin bilmesi gerektir.» İkinci oturum
Kısa bîr fasılayı müteakip a-çılan ikinci oturumda ilk sözü Faik Ahmet Barutçu (CJ3.P.) alınış ve hükümet kararının şekli hakkında itirazlarda bulunarak, Birleşmiş Milletler A-nayasasının hiç bir mükellefiyet tahmil etmediğini, kararın bir harp hali olduğunu, Meclisin tasvibinden geçirilmesi gerektiğini, ileri sürmüştür.
Başbakan yeniden
Dördüncü defa kürsüye gelen Başbakan Adnan Menderes, Faik Ahmet Baıutçu'nun ileri sürdüğü mütalâaları cevaplandırarak, bu mevzuda C.H-P- nin mev zuatı kendi anlayış ve görüşüne göre tefsir ettiğini, hususi bir görüşe sahip oluşunun tabii bulunduğunu vc hükümetin de izah edilen görüş ve anlayışın taraftarı olduğunu beyan etmiş ve «Miktarda muhayyeriyet vardır, bizim anlayışımız budur.» demiştir.
Hamdullah Suphi’nin sözleri
Kürsüye gejen Hamdullah Suphi Tanrıöver, 30 yıljık dost) luğa rağmen C.H.P. safındaki arkadaşlarının bu mevzudâki hattı hareketie.rinijı yanlış olduğuna işaret edeceğindep .bahisle söze başlamış, yurdumuzu tehdit eden tehlikenin azamet ve vüa'a-tmı belirtmiş ve ezcümle demiştir ki:
«giz delikanlılarınızı Kore’ye mi gönderdiniz? Hayır! Siz delikanlılarınızı Kafkas boylarına gönderdiniz. Mücadele millî hudutlarımızın korunması için yapılan mücadeledir.»
Tanrıöver, C.H.P. muhalefeti tarafında, Birleşmiş Milletlerin bir yardım «talebinde» değil, bir «tavsiyede» bulunulduğuna dair ileri sürülen iddialara işaretle burada asıl kelimenin yanlış anlaşıldığını söylemiş ve demiştir ki:
«— Hür milletler hür milletlere emir veremez. Birleşmiş Milletler de üyelerine emir vermez, tavsiyede bulunur. Bu itibarla «tavsiye» kelimesinin kullanılma sından daha tabiî bir şey ola-
D.P. adın» söz plan İzmir Mil letvekili Muhittin Erener, geniş ve sarih ifadelerle muhalefet a-dına ileri sürülen mütalâaları cevaplandırmıştır.
Müteakiben C.H.P. Grupu namına söz alan Yozgat Milletvekili Avni Doğan, evvelce ileri sürdüğü iddiaları tekrarlamış ve hükümet kararının ‘Meclisin tasvibinden geçirilmemesinin Anayasaya aykırı olduğunu ilâve et-
Kifayeti müzakere takrirleri
General Ali Fuat Cebesoy ve Behzat Bilgin’in konuşmalarından sonra, İstanbul Milletvekili Dr. Mükerrem Sarol tarafından verilen iki maddelik bir kifayeti müzakere takriri oya konularak kabul edilmiştir.
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRO'da
Pek Yakında
Şöhretli, gene İtalyan Baritonu
OTELLO BERSELLtNt RfGOLETTO
Operasında
Yalnız Üç Temsil İçin
(Rigolotto) rolünü oynı-yacaktır. Bu temsillere ait biletler yakında satışa çıkarılacaktır. Bilet satışına başlanacağı tarih ayrıca i-lân olunacaktır.
DOKTOR
Azjz Tevfik Yeginsoy DAHİLİYE MÜTEHASSISI Her pün hastalarım saat 15 den itibaren Hamaıpö-nü, Halk Eczahanesi karsısındaki Nizameddin Apartmanı No. 2 de -kabul eder. Telefon: 15343.
Takririn hükümet kararının tasvibini mutazammın ikinci maddesi üzerinde söz alan Zonguldak Milletvekili Muammer Alakant bu hususta, hükümetin güven oyu istemesinin, usul icabı olduğunu beyan etmiştir.
Hükümet giiven oyu aldı
Bunun üzerine, bizzat Başbakan Adnan Menderes'in talebi i-le, bu madde de oya sunulmuş ve neticede 311 lehte 39 aleyhte ve 1 müstenkif oyla hükümet güven oyu almış, Meclisin kahir itimadını haiz bulunduğu beliı-
Başbakanın sözleri
Hükümet kararının böylece meşru olduğunun tasvibi ve tebellürü üzerine kürsüye gelen Hükümet Başkam Adnan Men-
deıes ezcümle demiştir ki:
Hüküıpg\inizin bugüne kadar olan icraatını en salahiyetli makam kahtili îtrtıiş bulunmaktadır. Şimdiye kadar yaratılan zehirli hava alınan bu neticeden sonra çok temenni, ederim ki zail olacaktır^. t?ı. M
IIükûıii(5finiz hiç bir zaman ne Anayaöâ he de mevcut kanunlar dışında bir karar almayı arzu etmez. Bunu asla ve katiyen zihninden de geçirmez.
Bu neticeden dolayı Yüksek Meclise minnet ve şükranlarımı arzederim.
Celse 23.50 de kapanmıştır.
Büyük Millet Meclisi yarın saat 15 te toplanacaktır.
Bellamy Cinayeti

— ZAFER’İN POLİS TEFRİKASI
Yazan: Frantes Noycs Harl Çeviren: S. Yazıcıoğlu
Bu iş yalnız bir dakika sürdü. Yüzükler kolayca çıktı; fakat kolyenin kopçesi takıldı, ipliği koptu. Hepsini mendilime bağladım. Çantamdan düşen bir kıskaç, bir de sicim yumağiyle birlikte çantaya koydum.
Nasıl oluyor da kullanılan âlet yüzünden canileri bulup çıkarabiliyorlar? İnsanın eline sığacak kadar ufacık bir şeyi yıkayacak dünyalar kadar su, gömecek dünyalar kadar toprak varken..
O gece çiçek odasında bıçağı yıkadım. Sapında bir ilken damlası yardı. Fakat ellerime hiç bir şey bulaşmamıştı. Gayet dikkatli davranmışım. ,
Her şeyi yerli yerine yerleştirdikten sonra tezkereyi aldım, yukarıya çıktım. Evvelâ yırtmağı düşündüm. Sonra birisi parçaları bulursa diye' korktum, ertesi güne kadar saklayıp yakmağa karar ver-1 dim. Fakat daha sabah olma-’ dan Sue ile SStephen’in o gc- * ce başka bir yerde bulunduk- * larıpı isbat edebilecek vaziyet- * te bulunmadıklarını öğrendim, ■* ve tezkereyi yakmaktan vaz- « geçtim.
İşte hepsi bu kadar. O gece karanlıkta sabaha kadar, ve hâlâ da her gece uyuyamadık-ça zihnimde tek bir kelimeyi durmadan tekrarlayıp duruyor dum: Katil! Katil! Ne kara, ne kanlı, ne korkunç kelime! Acaba bu ismi benim gibi taşımağa mabkûm olanların hepsi bu kelimeyi kendilerine bu kadar yabancı görürler mi? Korkunç, karanlık, meş’um bir kuvvet bizi zaptetmiş olmalı. Benim gibi bu ismi taşıyan insanların eskisi gibi pırıl pırıl güneşli bir sabaha karşı uya-nabilmeleri, yıldızlı parlak gecelerde rahat rahat uyuyabil- « meeı i, herkes gibi iştahla ek-S mek yiyebilmeleri, çiçek kok-^ layabilmelcri, hiç kimsenin tüylerini nefretten ürpeıtmi-yen bir sesle herkese sabahlar veya akşamlar hayırlı olsun diyebilmeleri bana çok garip ge-liyo)’. gn garip tarafı ise insanın kendi halini pek o kadar garip bulmaması.
Hâkim Carver, bu dâvayı takip etmiş olanların zihninde her hangi ufak bir şüphe zerresi kaldı ise diye korkarak bu mektubu size yazıyorum. Şayet böyle bir şüphenin mevcut olduğu kanaatinde iseniz, gidip teslim olayım, ve size söylediklerimin hepsüıi birer birer anlatayım»
Fakat, sizin fikrinizce, bugün hayatta olsun olmasın kadın veya erkek her hangi bir insanın üzerinde en küçük şüp şüphe mevcut değilse, size u-facık bir sözüm var: Ben ö-lümden korkulılıyorum. Hattâ, doğrusunu isterseniz ölmeğe can atıyorum. Artık hayatın benim için hiç bir tadı yok. Bu sene beni tedavi eden iki doktor da gelecek seneye pek çıkacağını ummadıklarını söylediler. Arzu ederseniz kendilerinden bu sözlerini teyid eder birer vesika da alabilirim. Zaten avukatıma da, bütün itiraflarımı ihtiva eden mühürlü bir zarf gönderdim. Bu zarfın üzerinde, «Bayan Rollauıy'nin ölümünden her hangi bir kimse mesul tutulduğu takdirde, ölümümden şvvel veya sonra aç|lınak üzere» diye bir de kayıt yar. Geçirdiğimiz acı ve ıstıraplı günlerin bir başkası
— 136 —
tarafından tekrar yabanması-na, canımı kurtarmak pahasına dahi olsa razı olamam.
Fakat, size bir şey soracağım. Apaşını sadece merhametten, insanlıktan, nezaketten ve fedakârlktan ibaret o-laıak tanıyan çocuğum, beni bundan sonra bir katil olarak tanımak mecburiyetinde kaldığını öğrenecek olursa, adalete daha mı çok hizmet edilmiş u-lur? Hele o her düşüp çarptık-leri yerlerini, her kestikleri
parmaklarını, öpüp de geçsin diye bana getiren masum ve mesut yavrucuklar, büyüdükleri zaman beni bir katil olarak tanıyacak olurlarsa kazanılacak şey nedir?
Polly'nin ve Peter’in bunu öğrenmelerini istemiyorum. İstemiyorum. istemiyorum.
Onlara zararınız dokunmadan beni cezalandırmanız kabil olabilirse, bana zerre kadar merhamet göstermemenizi rica ederim. Fakat bütün bu o-lanlann gizli kalması dolayı-siyle kimsey| bir zarar gelmi-yecekse, size yalvarıyorum, adaleti temsil ettiğinizi Unutup, merhametli bir insan olduğunuzu hatırlayınız.
Margaret İves»
Hâkim Carver uzun bir müd det sâkin ve hareketsiz olarak oturduğu yerde düşündü kaldı. Önünde biriken kâğıtlara gözlerini dikmiş bakıyordu. Yorgun yüzünde, simsiyah göz leıi ateş gibi canlı ve nafizdi. Nihayet, mektubu getiren çocuk odaya girmezden evvel o-kumakta olduğu kâğıtlara doğ ıu gözü kaydı, ve şu cümleyi okudu:
«Cürüm ortağı o şahsa denir ki, cüıme fiilen iştirâk etmiş değildir, Fakat mücrimin mahkemeden veya hükümden kaçmasına kendisini gizliyerek veya maddi delilleri her hangi bir vasıta ile ortadan kaldırarak, her hangi bir surette yardım etmiştir. Bu da ağır bir suçtur. Fakat fiilen mücrim sayılmasına..... ,
Okuduğu kelimeleri ezberli-yecekmiş gibi gözlerini satırlara dikmiş kımıldaman oturuyordu.
Uzun bir müddet bu vaziyette kaldıktan sonra başını kaldırdı. Patrik îves-’in anasının bütün hayatını elinde tutan kâğıtları birer birer topladı.
Evvelâ mavi kâğıttan başladı. Yırtılan küçücük parçalar yazı masasının cilâlı sathında kelebekler gibi uçuşarak yığıldılar. Sonra beyaz kâğıtlara gelince masanın üzerinde, ufacık bir kar yığını gibi yükselmeğe başladılar. Sonra, serî ve hareketlerinden emin bir el uzandı. Mavi ve beyaz parçacıkları birbirine katarak koca-»*». ‘aM“s,nın süpürüverdi. Bir kibrit, bir an da pakladı, küçük bir alev birdenbire keyifle yükseldi, daha sonra ufak bir duman lıalezonu kapıhııı üzerindeki adalet timsaline doğru kıvrıla kıvrıla dalgalanarak uzadı. Odanın karşı tarafında, açık pencerenin dışında parıldayan yıldızların altında büyük Hâkim John Marshall alevlere bakıp gülümsüyordu. Adalet timsali bu tebessümü gördükten sonra, ahularında kimsenin haberdar olrtıadığı bir sır varmış gibi ağır ve anlayışlı bir tebessümle gülümsüyordu.
— S O N —
12/12/1950
ZAFER
Sayfa ı 5
Patty Müstahzaratı
Paiiy Güzellik Enstitüsü
İstanbul İstiklâl Caddesi No. 211 (Berber Willi)
MADAM PATTY
Mücssesenin tanınmış müstahzarlarını tecrübe
ispat için 3 gün kalmak üzere
SEZON YENİLİKLERİ İLE
Şehrimize gelmiştir
İstişarede buluhmak istiyen bütün sayın Bayanları dâvet eder
Ankara'da Atatürk Bulvarı 154 Pulevi ve Itriyat Mağazası Tel: 22633
YALNIZ 3 GÜN KALACAK
12/12/1950 gününden itibaren her gün saat 10 - 12.30 ve öğleden sonra 15-19 arasında ücretsiz olarak sayın bayanların Hizmetlerine amadedir.
Müstahzarların Satış Yeri: Yenişehir Atatürk Bulvarı 154 PULEVİ Tel: 22633 Ulus'ta yeni Birke Bankalar C. 11 Ticaret evi 6249
P. T. T. İşletme Genel Müdürlüğünden
1 — İdaro ihtiyacı için İdarî şartnameye ilişik fennî şartnamesinde vasıfları ve buna bağlı bir ve iki numaralı listede nevi ve miktarı yazılı 39 kalemde ceman 442700 metre kâğıt izoleli, basit çiftli ve çiftleri gruplanmış (Unit) kurşun kaplı telefon kabloları kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Muhammen bedel Cif İstanbul 3371998,10 lira ve geçici teminat 114909,95 lira olup eksiltmesi 3/1/1951 çarşamba günü saat 16 da Ankara’da P.T.T. Genel Müdürlüğü Fen Dairesi Başkanlığında müteşekkil Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuzu veya banka mek-tuplariyle şartnamenin 4. üncü maddesinde yazılı kanunî vesaik vc teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat 15 e kada) Komisyon Başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankara’da Genel Müdürlük Emlâk ve
Levazım Müdürlüğünden ve İstanbul’da Yeni Valde hanında P.T.T. Umumî Depo Muhasipliğinden parasız olarak verilecektir. (85221—2514
ETERNA
otomatik $(-ati
ETERNH
Saatleri Türkiye Mümessili
FEHİM AK AY
İstanbul
Tel: İstanbul: 28523. 6244
Dükkân devredilecek
1 ——
ANKARA BERBERLERİ DERNEĞİ YARARINA
BÜYÜK MÜSAMERE
13 Aralık Çarşamba günü akşamı saat 21,30 da Büyük Sinemada dört kıymetli ses sanatkârları tarafından
EMSALSİZ MÜZİK GECESİ
Necati Tokyay, İsmail Tezelli vo arkadaşları tarafından zengin saz heyetinin iştirakiyle
Kıymetli Sanatkâr
HAMİYET YÜCESES
Otomobil satılacak
Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğünden:
1 — Halen çalışır vaziyette bulunan aşağıda marka ve du rumu yazılı bir adet tenezzüh arabası açık arttırma ile satıla çaktır.
2 — Satış 27/12/1950 çarşamba günü saat 16.00 da Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğünde yapılacaktır.
3 — Satılacak olan vasıta her zaman mezkûr İşletme garajında görülebilir.
(• — bu açık arttırmaya gireceklerin 150.— T.L. teminatı 27/12/1950 çarşamba günü saat 15.00 e kadar yatırmaları lâ-
5 — İşletme satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
Cinsi: Tenezzüh, Markası: Ford dö lüks, plâka Nq. 45, Mo-lör No.: 11.366, Muhammen bedeli: 2000 T.L., Modeli: 1939, Durumu: Çalışır. (9111) 2689
İNCİ PARK
İÇKİSİZ AİLE SALONU
Bu kşamdan itibaren Arap Sinema âleminin meşhur Mısır Raks Yıldızı
EMEL MUHAMMET
Sevimli KARABÖCEKLER
Kıymetli Varyete Sanatkârları:
LEYLÂ TÜMER ve SEVİM ŞEN
Değerli Ses Sanatkârları HACER ATAK — KADRİYE
Şükrü Dağşan idaresinde saz topluluğu ve ayrıca kahkaha tufanı
DUBARA — Komedi - Müzikal
Not: Yerlerimiz masalı ve numaralıdır. Biletler saat 10 dan itibaren gişemizde satılmaktadır. 6250
M. S. Bakanlığından (1314)
Japonya’da Askerî Hastanelerde Birleşmiş Milletler Türl silâhlı kuvvetleri yaralılarının tedavilerinde istihdam edilme' üzere İngilizce bilen üç hemşire alınacaktır. Bu gibilere maaş larından ayrı olarak diğer ordu mensupları gibi tazminat veri lecektir. İsteklilerin Memurin Kanununa uygun belgelerini ha mil olarak M. S. Bakanlığı Kore Bürosuna müracaat etmeler üûn olunur. (9095) 2676
Keskin Belediye Başkanlığından
1 — Belediyemiz elektrik santralı için (50) adet 220 W. 10. Amperlik elektrik sayacı alınacaktır.
Ellerinde bu gibi elektrik sayacı bulunanların fiyat telkif mektuplarını en geç 19/12/1950 tarihine kadar belediyemize bildirmeleri ilân olunur. (9110) 2688
Merzifon Belediye Başkanlığından
Fenni su ve elektrik tesisatlı beş oda, iki salon, bir mutfağı müştcmil şehir gazino binası sinema ve temsil salonu olarak tahsis edilmiş olduğundan bir kısım mobilyesi ile birlikte 14 ay süre ile icara verilecektir.
Arttırma 29 Aralık 1950 tarihine rastlıyan cuma günü saat 14 de belediyede süreli komisyon huzuru ile yapılacaktır.
Fazla malûmat edinmek istiyenlere şartnamesi parasız olarak gönderilir.
İsteklilerin belli günde belediyemize müracaatları ilân olu nur. 17070 (9103) 2687
Yenişehlrin en işlek yerinde her İşe olverişli mağazalar Ankara-
dan ayrılmak münasebetile devir
edileceğinden isteyenlerin 13581 telefona müracaatları. (6246)
ZAYİ: Kömür Tevzi Müesse-sesine yatırdığım 30/11/1950 tarih ve 15628 No. lu bir tonluk para makbuzunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
30621 No. lu ordino sahibi Abdullah ŞEN. 6245
Ayrıca Kadriye Tunalı ve arkadaşları tarafından yeni program
Bilet satışları sinema gişesinde ve Bankalar cad. Osman Karatop Bak. Atatürk Bulvarı. Birlik Berberi.
Bilet fiyatları: 7.50 — 5.00 — 3.00 — 2.50 — 200 Localar: 25 - 20 lira. 3005
İnşaat noksanları ikmal ettirilecek
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı’nda vagon atölyesi ve müştemilâtı inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üzerinden ve 2490 sayılt kanunun 51 inci maddesine tevfikan müteahhit nam ve hesabına acık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (1.900.000) lira ve muvakkat teminatı (70.750) liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolar-
Devlet Orman İşletmesi
*****’*******************************************»V%*****%V ’
Devlet Orman İşletmesi Düzce Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Kereste Fabrikası istif yerinde mevcut 38074 adet karşılığı 598,088 metreküp normal köknar kerestesi 7 parti, 5232 adet karşılığı 26,975 metreküp anormal köknar kerestesi 1 parti vc 32750 adet karşılığı 17,964 metreküp köknar bağdadiyesi 1 parti olmak üzere 9 parti halinde açık artırmaya konulmuştur.
Kiralık yazıhaneler
! Adliye Sarayı sırasında İşıklar cad. başında Vardarlı inanında yeniden inşa edilmiştir.
; Avukat, Doktor, Dişçi, Müteahhit ve terzilere elverişli i odalar kiralıktır. ,
’ Müracaat kapıcıya ve Akran Manifatura ticarethnesine ; Tel: 12159. 6247
Kaplıca satılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Geni Müdürlüğünden:
(1368) tonu Tekirdağ, 99 tonu İstanbul teşkilâtımızın ambar larında bulunan kaplıcalar, bulundukları depolarda görülüp haliyle kabul edilmek kaydiyle ve kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle toptan satışa çıkarılacaktır.
Kaplıcalara talip olanların teklif mektuplarını 29/12/1950 cuma günü saat 15 te Ofisimiz İdare Meclisi ve taliplerin huzu i’U ile açılmak üzere 29/12/1950 cuma günü saat 14 de kadar Genel Müdürlüğümüz Ticaret İşleri Müdürlüğüne tevert etmeleri ve 10 bin liralık muvakkat teminatlarını nakit, Banka mek tubu veya Devlet tahvilâtı olarak Merkez Muhasebe Müdürlü ğümüze yatırarak alacakları makbuzları tekliflerine eklemeler1 lâzımdır.
Bu stışa ait şartlaşma İstanbul, İzmir ve Seyhan Bölge Mü düdüklerimizle Genel Müdürlüğümüzün Ticaret İşleri Müdür lüğünden bedelsiz alınabilir.
Ofis, 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından, yapılan teklifler müsait görülmediki takdirde ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. (9124) 2691
Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasından
1 — % 7 faizli 1934 Sivas - Erzurum Demiryolu İstikrazı Birinci Tertip Tahvillerinin 10 Ocak 1951 vadesine ait 11 Aralık 1950 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Mer kezinde yapılan bu seneki itfa çekilişi neticesi 14 Aralık 1950 perşembe günü Resmî Gazetede yayınlanacaktır.
2 — Ayrıca bastırılacak tasdikli çekiliş listeleri Türkiye
Cumhuriyet Merkez, Türkiye İş ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankalariyle Defterdarlık ve Malmüdürlüklerine gönderile çektir. j
3 — Bu kurada numaraları çıkalı tahvil hâmillerinin Res
ini Gazetede yayınlanacak listeyi veya tediye gişelerine gönderilecek çekiliş listelerini iyice tetkik eylemeleri menfaatleri iktizasındandır. ■ (911^) 2690
la ödenecektir •
3 — Bu i-e ait şartname vesair evrak (47.50) lira mukabilinde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara merkez veznesinde ve Haydnrnnşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât projelerinden mevcut olanları istekliler, Ankara'da Devle; Demiryolları İdaresi Yol dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde gör-
)ek istiycnlerin Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğine müracaat etmeleri.
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saat (15) de Ankara'da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde Merkez 1 Komisyonunca yapılacağından isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektuplariyle birlikte komisyona müracaat etme-
5 — İsteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan başka Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehli-vet vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası için isteklilerin eksiltme tarihinden en az '3T gün evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri lile bir istida rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi etmeleri ve vesikayı imza mukabilinde almak için Genel Müdürlüğe müracaat etmeleri lâzımdır. (9100) 2683
İnşaat noksanları ikmal ettirilecek
Devlet Demiryolları Merkez I. Satınalma Komisyonundan:
1 — Adapazarı vagon atölyesi kuvvet santralı binası ilf( atölye istasyon binası inşaatının ikmali işi fiyat birimi esası üze--■nden ve 2490 sayılı kanunun 51 inci maddesine tevfikan müteahhit nam ve hesabına açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Bu işin muhammen bedeli (186.000) lira ve muvakkat teminatı (10.550) liradır. İnşaatın bedeli % 5 faizli bonolarla ödenecektir
3 — Bu işe ait şartname vesair evrak (930) kuruş mukabi Ünde Devlet Demiryolları İdaresinin Ankara merkez veznesinde ve Haydarpaşa veznesinde satılır. Yapılacak inşaatın tafsilât nrojelerinden mevcut olanlarını istekliler, Ankara’da Devlet De miryolları İdaresi Yol Dairesinde ve Adapazarı’nda Kontrol Mü hendisliğinde görebilirler. Yapılacak inşaatı mahallinde görmek istiycnlerin Adapazarı’nda Kontrol Mühendisliğine müracaa’ etmeleri
4 — Eksiltme (27/12/1950) tarihinde (çarşamba) günü saat (11) de Ankara’da Devlet Demiryolları Yol Dairesinde yapıla '■ağından isteklilerin bu saatte teminat makbuz veya mektup-'ariyle birlikte komisyona müracaat etmeleri.
5 — İsteklilerin, kanunun tayin ettiği mutad vesikalardan hn-k-, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden alınmış ehll-"ot vesikasını komisyona tevdi etmeleri lâzımdır.
Ehliyet vesikası için isteklilerin, eksiltme tarihinden en az '31 gün evvel eksiltme şartnamesinde yazılı belgeleri ile bir ife-‘idava rapten Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğüne tevdi •’tme’cri ve vesikavı imza mukabilinde almak için Genel Müdür lüğe müracaatları lâzımdır. (9099) 2682
2 — Açık artırma 25/12/1950 pazartesi günü saat 15 de İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Metreküp muhammen bedelleri: Normallerin 108 lira, anormalin 60 lira ve bağdadiyelerin ise 80 lira olup her parti için % 7,5 hesabiyle teminat alınır.
4 — Bu satışa ait .şartname ve ebat listeleri Orman Genel Müdürlüğü ile Ankara, İstanbul, Bolu, Adapazarı ve İşletmemiz müdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerinin belli gün ve saatte geçici teminat akça-lariyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (9076) 2671
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karatepe bölgesi emvalinden olup Cildı-k'sık istif yerinde mevcut 1950 yılı istihsalâtından 363 adede denk 157.310 M' çam tomrukları 5/12/1950 tarihinden itibaren 16 gün müddetle bir parti halinde ve açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır.
- — Açık arttırma 21/12/1950 tarihine rastlıyan perşembe -ıinü saat 10 da Karabük İşletme Müdürlüğü binasında topla-mcak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün muhammen bedeli 49.55 liradır. % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlü-■:ünde. Baıtm, Gerede, Devrek, İstanbul işletmeleriyle İşletmemizde ve Karatepe Bölge Şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona müraca-
al,arl- (9075) 2672
Devlet Orman İşletmesi Eğridir Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Cire bölgesinin Eğridir istasyon istif yerinde mevcut 2304 adede denk 257 metreküp 053 desimetreküp çam kerestesi üç parti halinde 4/12/1950 tarihinden itibaren on beş gün müddetle açık artırma surötile satışa konmuştur.
2 — Açık artırma 27/12/1950 çarşamba günü saat 15 te iş-
letmemiz binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Bcheı- metreküpünün tahmini bedeli 110 liradır. Her parti için yüzde 7,5 hesabiyle muvakkat teminat alınır.
Palto diktirilecek
1 — Dışişleri Bakanlığı hizmetlileri için beheri 2.50 metre den 30 adet palto,diktirilecektir. Kumaş Bakanlığa ait olup sair malzeme' terziye ait olacaktır.
2 — Muhammen bedeli 690 liradır.
3 — İhalesi 16/12/1950 cumartesi günü saat 11 de Bakan lık Satın alma komisyonunda yapılacaktır.
Emniyet Genel Müdürlüğünden
Kâğıt, Karton, Mukavva ve cilt bezi Emniyet Genel Mü düdüğünden verilmek şartiyle (3750) lira tahminî bedelli (41) kalem parmakizi fiş, formül ve defterinin basımı 21/12/1950 perşembe günü açık eksiltme suretiyle ihale edilecektir.
Şartname ve nümuneleri dairemizde görülebilir, İsteklilerin Hazine veznesine yatıracakları (282) liralık ilk teminat alındısı ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeleriyle birlikte ihale günü saat (15) te satın alma komisyonuna mürcaatlan.
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğünde ve İzmir, Eskişehir, Denizli, Burdur, Antalya işletme müdürlüklerde işletmemiz müdürlüğünde ve Konya, İsparta, Ş. Karaağaç, Çeçjborlu Bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te-
minatlaıile komisyona müracaatları. (9077—2667
Devlet Orman İşletmesi Karabük Müdürlüğünden:
1 — işletmemizin Eskipazar kereste fabrikası istif yerinde mevcut 1950 yılı imali yeni normal 69.974 M3 çam kerestesi 4/12/1950 tarihinden itibaren bir parti halinde ve açık arttırma suretile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık artırma 20/12/1950 tarihine raslayan çarşamba günü saat 10 da Eskipazar bölge şefliği binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher-metrekübünün muhammen bedeli 130 liradır.
Yüzde 7,5 hesabiyle gefiçi teminat abnlr.
3 — Bu işe ait şartnumk Ankurada Orman Genel Müdürlüğünde, Baıtm, Gerede, Devrek, stanbul İşletmeleriyle İşletmemizde ve Eskipazar bölge şefliğinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (9078)—-2660
Watherprooî
Bay ve Bayan trençkotlan
en ucuz fiyatlarla
Ortaçta
bulabilirsiniz.
38 liradan 100 liraya
kadar
Çocuklar için zengin çeşitler Telefon; Uli»
ORTAÇ’a
uğrayınız.
Jarse yünlülerin en sengin çeşit ve renkleri mevcuttur. Fan tazı taylaı
• htıy
Mantoluk
▼e yünlü ropluklann en güzol çeşitleri
Sizin için getiriyor
acınızı almazdan
Borsalino
Şapka çeşitleri ve en zengin renkleri ile yeni modelleri gelmiştir.
ORTAÇ
daima sizin kesenizin
ORTAÇ
Sîzleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224
Robdeşambr
Robdeşamhr, Gömlek, Kravat, Eşarp, Kazak, Çorap ve yünlü çeşitlerimiz gelmiştir.
Sayfa: 6
12717/1950
BÜYÜK Mağazada
Taksitle Satış Başladı
Subay ve Memurlara Kolaylık
Adres: Anafartalar Adliye Sarayı, yeni mağazalar karşısı No. 300 —
Tüccar, yazıhane ve esnafın nazarı cikkatine
Senenin hitam bulması ile önümüzdeki sene için bu ay içinde tasdik ettirilmesi icabcden ticarî defterlerimiz bol çeşitli ve ucuzdur. \
Bu meyanda büro malzemelerimizin de eksiksiz oldu-
ğunu sayın müşterilerimize arzederiz.
Bir defa görmek menfaatiniz icabdır.
M. NACİ AKSEKİ HİLÂL KIRTASİYE MAĞAZASI
Anafartalar Caddesi No. 324. (Çocuk Sarayı Sus Sineması yanı). Tel: 13266. 6217
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1______ Pendik Bakteriyoloji Enstitüsünde yapılacak çeşit!
tesisat işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır:
Keşif bedeli (24590) -liradır.
Eksiltme 21/12/1950 tarihinde perşembe günü saat 15 te İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel hususî ve fennî şartnameleri, proje keşif hu-lâsalariyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülebilir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1844 lira 35
kuıuşulk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz et mesi ve 1950 yılında ticaret odasında kayıtlı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikas alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksilt me şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzala ması şarttır. (8877) 2621
15 ARALIK 1950 CUMA GÜNÜ
Akşamı saat 20.30 da Ankara Gar Gazinosunda
Yemekli “Azerbaycan Gecesi,,
Tertip edilecektir. Saz, söz, Azerbaycan oyunları, sürprizler... Ve caz neşenize neşe katacaktır.
Davetiyeler. Ali Tiimer'de Ulus Gişesi, Ulusta Feyzul-lah Kent’te, Kızılayda Halı ve Gümüş Mağazası ve tertip heyeti üyelerinde. 6221
BÜYÜK Mağazanın |
ZENGİN Kadın, Erkek, Çocuk, Bebe î
Tekmil GıYıM EŞYA Çeşitlerini i
Mutlaka görünür $
Tel: 15149 — Hikmet Ünal vo Ortağı Kolleklif Şirketi Ankara Şubesi
UCUZ SATIŞ*
Ankaramızın en lüks manifatura mağazası haline getirmekte olduğumuz YÜNİŞİ - İPEKİŞİ
Mağazamızda bundan böyle ucuz ve pazarlıksız satış kararımız prensip olarak devanı edecektir.
ZAF^ER________________ _ _
| BÜYÜK Mağazanın
i ithal Ettiği Avrupa Kumaş , -|ir Kurli
►ve yerli kostümlükleri müşterilerini memnun edecek vasıftadır^ J ’ . T . . ,, I 7
f Garantili elbiso dildir $ Kâblll CimCKlCUir
BÜYÜK Mağazanın
Zengin Avrupa ve yerli kürk çeşitleri
Sayın Müşterilerimize
Pek yakında hizmetinize girecek olan
Bankalar caddesinde
YÜNİŞİ - İPEKİŞİ
Mağazamızın harici görünüşü
HESAPLARINDA EN AZ 200 LİRASI BULUNANLAR VE 28-K-I95I TARİHİNE KADAR ÇEKMEYENLER İŞTİRAK EDERLER. TESELLİİKRAMİYELERİNDEN DE AYRICA FAYDALANIRLAR.
H&AP1AMNM DAHA (OkVAKASI OLANLAKA FAZLA KUPA NUMAPAS! VIRİ1İR.
DÖŞELİ YALI
'V V A. ° C
Tekel Genel Müdürlüğü Satınalma komisyonu başkanlığından
1 — Mevcut şartnamesine göre Samsun Tütün Fabrikası kalorifer kazanları yenilenmesi işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedel (23917.68) lira olup geçici teminatı (1793.38) liradır.
3 — Pazarlık 29/12/1950 cuma günü saat 11 de Kabataş Genel Müdürlük Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartname ve keşif hülâsası her gün sözü geçen komisyonda, Ankara ve Samsun Başmüdürlüklerinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün
saatte güvenme paraları ve-
sair kanunî vesaikiyle birlikte adı geçen komisyonda bulunmaları ilân olunur. (9041) 2673
Devlet Konservatuvan Müdürlüğünden
Devlet Konservatuvan binasında açık eksiltme ile mozaik döşeme üzerine ahşap döşeme.
Radyatör önü kafeslemeleri ve balet bar küpeşteleri yaptırılacaktır
1 — Keşif bedeli 3836 lira 55 kuruştur.
2 — İnşaata ait keşif ve şartname her gün Devlet konserva-tuvarı müdürlüğünde görülebilir.,
3 — Eksiltme 12 Aralık 1950 Sah günü saat 15 de Okullar Saymanlığında yapılacaktır.
4 — İsteklilerin yüzde 7,5 geçici teminat olan 287 lira 74 kuruş vermesi ve ellerinde yeterlik belgesi olması lâzımdır.
(8763)—(2570)
Şıra bekletme kabı safın alınacak
Tekel Genel Müdürlüğü Satınalma Komisyonu Başkanlı-
1 — Mevcut şartnamesi mucibince İstanbul Bira Fabrikası için, paslanmaz çelikten mamul iki adet şıra bekletme kabı pazarlıkla satın alınacaktır.
2 — Pazarlık 24/1/1951 çarşamba günü saat 10 da Kabataş Genel Müdürlük Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen komisyonda ve Ankara, İzmir başmüdürlüklerinde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte 4500 liralık güvenme paraları ve kanunî vesaikiyle birlikte adı geçen komisyonda bulunmaları ilân olunur. (17034) (9093) 2685
...... )
KADIN - ERKEK ve ÇOCUK İÇİN
PALTO — PARDÖSÜ — MANTO — Bilûmum TUHAFİYE
BAVUL — ÇANTA ve ŞAPKA ihtiyacınızı |
ELBİSE ve TUHAFİYE
Evinden temin etmek menfaatiniz icabıdır.
ADRES: Anafartalar, Alsancak sokak No. 27
(1 inci Noter karşısı - Yeni Belediye binası altında)
Tel: 16475
MAHİR
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — İstanbul Çinili köşk onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır
Keşif bedeli (17861) lira (36) kuruştur.
Eksiltme 4/1/1951 tarihinde perşembe günü saat 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır^Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel hususî ve fennî şartnameleri, proje, keşif hü-lâsasiyle buna müteferri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin 1339 lira 60
kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 1950 yılında Ticaret Odasında kaydı bulunduğu belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına mücaaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarda ikinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır. (16883) (9042) 2684
BAK T..
GARANTİ BANKASININ
YİNE BİNLERCE LİRALIK ./««AMiyesi
• fMenfaalınızGARAIIIİ BAHKASInda BirHesap açmakta Veya mevcut Hesaplarınızı artırmaktadır.
• HerlOOLiraayrı bîr kura Îlumârası alarak. KEŞİDEYE
Girer.
i

Comments (0)