Perşembe
12
| EKİM 1950
Yıl: 2 — No. 527
Başmuharriri: Mümtaz Faik Fenik
Denizciler Caddesi: S
Posta Kutusu: 193 — ANKARA
Telgraf: Zafer Gazetesi Ankara
Balşmuharrir............. 16882
Yazı İşleri...............15315
İdare ve İlân.............15619
Fiyatı Her Yerde 10 Kuruştur.
£
([DEMOKRASİNİNDİR]
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabulüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon ; 15619
İktısadi İşbirliği idaresi sabık Başkanı
Mr. Paul Hoffman dün şehrimize geldi Kıymetli misafir dün Dışişleri ve Devlet Bakanlarını makamlarında ziyaret etti
Mr. Paul Hoffman hava alanında kendisini karşılıyan Amerika Büyükelçisi Mr. Wadsworih ve Russel Door'la
Mr. Hoffman diyor ki„ Amerika Türkiyenin meselelerile alâkalandığı gibi hiçbir memleketle meşgul değildir „
Mr. Paul Hotlman. dün Dışişleri Bakam ProJ. Fual Köprülü'yü ziyareti esnasında
Başkan Trumanın talebi üzerine Marshall plânına dahil olan memleketlerde bir tetkik seyahatine çıkan Avrupa İktisadı İşbirliği eski Başkanı Mr Paul Cray Hoffman dün saat 16.15 de Amerikan hava kuvvetlerine mensup hususi bir askerî uçakla şehrimize gelmiş tir. Paul Hoffman’a, Marshall plânı Avrupa özel temsilcisi Büyük Elçi Milton Katz’ın vekili ve ECA teşkilâtının ileri gelen memurlarından Mr. C. Tyler, Mr. Katz’ın özel yardım cısı Mathaniel T. Bartlett, Va-
Anti demokratik bünyeli kanunlar tasfiye ediliyor
Mahkemelerin kuruluşu, Adil Tıb, hava seyrüseferi, Usul ve Demokrasiyi Koruma Kanunu tasarıları tamamlandı
Seyahat notları: 4
Doğu illeri Menfa değildir
Askerî ve sivil kaza organları
şington ECA teşkilâtı basın işleri müdür muavini Andruc Berding, Mr. Hoffman’ın hususî müşaviri Maurice T. Möorc, Detroit NewS gazetesi ( Vaşington muhabiri muharrir Blair Moody ve seyahate Yu-! nanistan’dan itibaren iştirak e-den Amerika’nın Yunanistana yardım heyeti Başkanı Paul Parter refakat etmektedir.
Hava alanında Devlet Bakan lığı adına Devlet Bakanlığı Genel Sekreter vekili Cemal Sait Bark, Amerika’nın Türkiye Büyük Elçisi Mr. Wadsworth, hava ataşesi, Mc Neece, Yardım Heyeti Başkanı Russel Door, Mr. Door’un müşaviri, muavini ve basın mensupları -tarafından karşılandıktan sonra Mr. Hoffman gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur:
«Avrupa İktisadî îş Birliği Başkanı iken Türkiye’ye gelmeği çok arzu ediyordum. Fakat gelemedim. Şimdi geldiği-(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Ankara. 11 (TH A ) — Bü- lan hazırlanmadadır Adalet yük Millet Meclisinin önümüz-1 Bakanı Halil Özyörük bu çalış-deki çalışma devresinde konu-. maların ne safhada olduğunu şulmak üzere, Adalet Eakan- bugün Türk Haberler Ajansı-lığında mühim kanun tasarı- (Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
Kızıl Korede
çarpışmalar
Birleşmiş kuvvetler dünde ilerlemeğe devam ettiler
Trumanın âni karan
Mümtaz Faik FENİK
vUâ’’e‘1"ind’ bir »«-llerd. hâlâ tezek yakarak bir-
Ank.a/3 ya. dönmüş bir* üstünde oturuyordu..
Neden? Çünkü eski idare senelerce, doğu illerimizin en hayatî dâvalarını ihmal etmiş, yalnız alayiş ve şatafata ehemmiyet vermiş, yalnız gösteriş için çalışmıştır. Ondan sonra1
bulunuyorum. Kısa bir zaman içinde, fakat tayyarenin verdiği süratten faydalanarak, Erzurum'u, Erzincan'ı, Diyarba-k«'*. Elâzığ'ı, Sivas’ı gezdim. Bu vilâyetlerimizin bazılarım hayli zaman oluyor ki görme-isimde hakikaten buralara kar,. detin bk hasre( vardı. Eski iklid.nn dogu kal. k nması plânlar, saye,ındo bel. ki bu vilâyetler biraz kalkınmıştır, buralarda yaşayan va. iandaşlar, eskisine göre, biraz refaha kavuşmuştur diye düşü nüyordum. Fakat gezip gördük ten sonra duyduğum his, sadece bir hicran oldu. Meselâ Erzurum, meselâ Diyarbakır, Elâzığ on sene evvel nasılsa aynı idi; her tarafta halk, büyük bir sıkıntı ve ıstırap içinde bulunuyordu. Hayatî hiç bir meseleye el atılmamıştı. Vatandaşlar için yeni hiç bir iş sahası açılmamıştı. Memleketin zahire ambarı telâkki edilen büyük ve
ğında buh malarını k _______________________________ Şimdiye ’• da, sırf siyasî bir propaganda-1 organlarının ya vesile hazırlamak için, doğu kalkınması diye bir nakarat tutturmuş, fakat bunda da
(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
Savunma Bakanlığındaki komisyon mesaisini bitirdi Bundan bir müddet evvel as-
kerî kaza ile sivil kazanın bir- rar çoğunlukla verilmekte idi. leştirilmesi için Millî Savunma
Bakanlığında bir komisyon ku- ' askerî yargı rulduğunu ve çalışmalara baş- 1 landığını bildirmiştik.
Millî Savunma Bakanı fik Şevket İnce'nin başkanlı-ılunan komisyon çalış-bitirmiştir.
kadar askerî kaza
■ çalışma şekli bir
' çok noktalardan Anayasaya aykırılıklar göstermekte idi. Bilindiği gibi askerî mahkemelerimiz bir generalle diğer bir yüksek rütbeli subay ve yar-
gıçtan teşekkül etmekte ve
la
Zehir kaçakçılığını önlemek için
Cezaî müeyyideler şiddetlendiriliyor
Adalet Bakanlığı uyuşturucu maddeler hakkında ceza kanu-münbit ovalarda hâlâ «ununda bulunan maddelerin çiftçi, eğer bire üç, dört alırsa, ihtiyaca kâfi gelmediğini nazarı o yılı feyiz ve bereket yılı sa- itibar.j- alarak yeni bir tasarı y*yor ve Cenabı Hakka şükre- hazırlamıştır.
diyordu.»
Vakıa bazı yerlerde bir çok yeni binalar yapılmıştı; fakat vatandaşların büyük bir çoğunluğu, bir iki göz kerpiç ev- lirilecektir. Değişiklikte bılhas. ’ tıı
elli bin
DOĞULU
Demokrat Parti Hükümeti, ( askerî yargı s stemimizi Anayasa hükümleri ile telif ve ıslah etmek için iktidara geldiği günden itibaren bu mevzu ile ya I kından ilgilenmiş ve işle de Millî Savunma Bakanlığını vazife-lendirmişti.
Komisyonun hazırladığı tasarıya göre askerî yargıçlar, Hâkimler Kanununun temin ettiği hakların hepsinden sivil yargıç- ’ ___ ___......
lar gibi faydalanacaklardır, ganizasyonunun Yalnız askerî yargıçlar Adalet Kominfor Bakanlığının teşkilâtına dahil kaçmıya olmıyacak Millî Savunma Ba- (
kanlığının emrinde bulunacak- ' lardır Bu sebeplerle tayin, nakil I ve terfileri ile diğer bütün mu- I ameleler tamamen Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapı- I İntaktır. Askerî yargıçlar hazarda sivil, seferde ise Millî Sa-
(Sonu Sa. 4 Sü 1 de)
MÜLTECİ
Kominformdan kaçan göçmenlere beynelmilel kurul yeniden yardıma başlıyacak Londra Radyosu, 11 (Basın -'ayın) — Cenevre’de toplanmak ta olan Be^ıelmilel Mülteci Or- | Genel Kurulu, ırm memleketlerinden ııya muvaffak olmuş olan (Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
Yı
sa; Şebeke halinde uyuşturucu madde imal edenler, satışlarda çocukları kullananlar, ithal ve ihraç edenlerin durumları göz önüne alınarak bu gibilerin cezalarının arttırılması için ka nuna yeni hükümler ilâve edli mektedir
Tasarı Meclisin önümüzdeki ?me alınacak-
G. Kurmay Başkanı Istanbuida
Hazırlanan tasarıya göre, ce-
za kanununun 403, 404, 405, 406
407, ve 408 inci iradeleri değiş-1 de'”"‘nd‘.'"günde,
İstanbul, 11 (Hususî) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Tümamiral Sadık Al-tınean bu sabah Gelibolu mııhri-
t biyle şehrimize gelmişlerdir.
Kore'de, Amerikan kuvvetleri bir
Kore.de 5 inci hava ordusu genel karargâhı, 11 a.a. — General Eorl Paıtridge, bugün NVonsan uçak alanına inmiştir.
General, verdiği beyanatta A-merikan bomba ve avcı uçaklarının hemen bugünlerde alanı kul lanacaklarını ve bunun Kuzey Kore’de Birleşmiş Milletlerin birinci üssü olacağını söylemiştir.
şehri istirdat ediyorlar (T. H. A.)
Bir İngiliz gazetesinin
Londra, 11 a.a. — Daily Tele-graph gazetesi özel muhabirinin Kore’den bildirdiğine göıe, el’an Rusların elinde bulunan Alman harp esirleri başlarında bir de generalleri bulunduğu halde Kuzey Koreliler tarafından girişilen istilâ hareketinde bir rol oyna-
(Sonu Sa. 4. Sü. 7 de)
• Başkanın, Mac Arihur'ü ziyarete karar vermesi bir sürpriz olarak karşılandı
Paris Radyosu, 11 (Basın -ıYeyin) — Başkan Truman’ın. General Mae Arthur ile görüşmek için verdiği anî karar. Bir leşmiş Milletlerde büyük bir tesir uyandırmıştır, zira, Amerikan delegasyonu da bu tasarıdan habersiz bulunuyordu-Bu arada Beyaz Saray’da, Başkanın bu kararının, anî herhangi bir tehlikenin mevcudiyetinden doğan bir hareket olmadığı teyid edilmektedir-Lake Succes’deki müşahitler, Başkan Truman’ın Başkomu-(Sonu Sa. 4. Sü. 8 de)
Komünist Çinin yeni protestosu I Amerika’nın Kuzey Kore- I den uzak kalması isteniyor I
Tokyo, 11 a.a. — Komünist Çin bugün 10 günde ikinci defa olmak üzere Birleşik Amerika'ya Kuzey Kore'den uzak kalmasını ihtar etmiştir.
İhtar, komünist Pekin radyosu tarafından yapılmıştır. O sırada Birleşmiş Milletler kuvvetleri, komünist hükümet merkezi Pyongyang'a doğru ilerleyişleri esnasında 38 inci arz dairesinin yukarısına ilerlemekte idiler.
AKINTIYA-------------|
I_________KÜREK
Karınca kararınca!
stanbul Belediye Meclisinde bir üye sor-
— Bu şehirde belediye var mı, yok mu?..
Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay, şu cevabı vermiş:
— Hayır, bu şehirde belediye yoktur!
Doğru söze ne denir? Fakat gariptir; İstanbul'da belediye yoktur ama, başkanı vardırl
Daha doğrusu, başkanı da var, pek denemez, çünkü, göze girecek kadar mikroskopiktir!
YEDEKÇİ
Sayfa: 4
Sayfa: 2
-i  f E R_______________________________ —________________~ ' ______________________12/10/1950
At Martini ...
Me - De
«Fesatçılığı önlemek» için bazı milletvekillerinin bir kanun teklifi yapacaklarına dair bir haber çıktı. «Haber» çıkar. «Kanun» da çıkabilir. Bilinmesi gereken şey. Demokrat Partinin bu mem-
layalım.
Bunlara alışıldı, alışıldı ya, fakat kırk yıllık korkakların kahramanlık taslamaları yeni ve tuhaf. «Böyle bir kanunun muhalefetin elini ayağı-
lekette bir diktatoryaya. bir baskı rejimine asla gitmiye-ceği, hürriyeti kanunların güveni altında sonuna kadar
koruyacağı, dünyadaki örneklerine eşit dört başı mamur bir demokratik idare
yerleştireceği keyfiyetidir» Hal ve gerçek böyle ama, sil bakındı kİ, C. H. P. organları, böylesi bir «haber» i yakaladılar ya, aslını faslı-
nı aramaya Meclis açık
teklif gerçekten geldi mi gel-
medi mi, gelir mi gelmez mi,
gelirse kabul edilir mi edil-
mez mi. sonra, gelirse ne mânada gelecek, o belli mi değil mi, bunları hesaba katmaya ne hacet, ver yansın palavra. Ver yansın şirretlik,
vur suya bulansın, balık av-
nı bağlamak, ağzını kapatmak için bir tedbir olduğunda şüphe yokmuş. Kanuna hürmetkarlarmış ama «ölüm» onları asla korkutamazmış.» Ne ölümü, hangi ölüm, kime?
Eli ayağı bağlanmak istenen muhalefete gelince, 14 mayısta halkın illallah edip alaşağı ettiği ve artık suratına bakıp var mı yok mu farkında bile olmadığı parti olduğuna göre bu. pek şirin bir tafrafuruşluk.
Ölümün asla korkutamıya-cağı şahıslara gelince: O satırları savurup da matbaasından yola revan olan zata köşe başından bir «hoh» deseniz. evine varınca çamaşır do-ğiştirir. Sonra. ölüm asla korkutamazmış.
Ayol, şurda kırk kişiyiz...
Günün mevzuu
Tenkidde ölçü ve insaf ==
azımıza, elimizde olmıya-rak bu başlığı koyduk, çünkü Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan hücumlarda ne mantık, ne iz’an ne de insaf payı bırakılmamaktadır. Bu hücumları kim yapıyor? Daha beş ay evVel Türk milletinin iş başından uzaklaştırdığı bir parti nin çığırtkanları.... Sesleri ne
çabuk yükseldi. Dünkü suçlu bugünün güçlüsü rolüne çıktı.
Meğer Demokrat Parti ne i-miş de farkında değilmişiz, Demokrat Parti iktidarı sanki bütün Türk milletinin can-ü-gö-nülden dileğiyle değil, bir taklibi hükümetle iş başına geçmiş de şimdi millete kan kusturuyor .. Sıkıİmasalar bunu da söyliye-
Ne istiyorlar? Evet, ne istediklerini biz söyliyelim. Senelerce yapışıp bırakmak istemedikleri koltuklarına, o keyfî idareye, o zümre saltanatına o sorgusuz sualsiz devire tekrar kavuşmak! Şu Demokrat Parti de durup dururken nereden çıktı, onu idare edenler nereden türedi de rahat ve huzurlarını kaçırdılar.. Çünkü Allah onları bu memleketi ve bu milleti idare için halk etmişti ve onlar Türk milletini ve yurdunu kurtarmışlar, yakılmış, yıkılmış bir vatanı cennete çevirmişlerdi. Hele son hailede harbe sokmamak, bitaraf bırakmakla bu memlekete kazandırdıkları milyarlarla, değil kömürle işler elektrikli trenleri yurdun dört tarafına koşturdular, bu refah o dereceyi buldu ki köylümüz o derece zengin oldu ki şekeri beş liraya düşünmeden aldı. Şehirli varlık vergisi istendiği zaman değil parasını, canını bile verdi.
Köylümüze tabanı çift kat köseleli kundura ile Hind kumaşı giydirdiler. Millet apartmanlarda yaşarken kendileri birer kulübeciğe sığındılar, bir yere seyahat ederken şimdiki gibi hususî trenle değil kırk kişilik vagonlarla gidip geldiler. Mebusları hususî kompartımanlara binmedi. Gaıdöfren yerinde tünediler. Yarı aç yarı tok yaşadılar. Bütün emelleri cennet halinde bıraktıkları vatunı yükseltmekti. Buna rağmen bu millete yaranamadılar.
Halbuki şimdi Demokrat Parti iktidarı tam bir diktatörlükle asıp keserek, yakıp yıkarak ellerindeki buğdayları satıp halka kara ekmek yedirerek ve bu a-rada ceplerini doldurarak ve yirmi beş senede yapılmış o câ-nım eserleri, nünrunelik yolları mamureleri. tahrip edip duruyorlar.
Dört ayda böyle olursa, dört senede bu cennet vatan ne hale gelecek?....
İşte bu fecaat karşısında millet harekete geçip bu adamları indirerek bir dört senenin heder olmasına fırsat veımiyerek Halk Partisi efendilerini derhal makamlarına oturtmalı ki kurtuluş yolu bulunsun.
İşte bu çarpınmalar, çırpınmalar, bu tenkidler hep bu maksada göre ayarlanmıştır. Fakat yağma yok, eğer Halk Partisi için bir gün halkın arzusiyle bu
Yazar
J memleketin idaresini ele almak mukadderse, her halde o malûm kadro değil seleflerinin günahlarını faziletleriyle unutturmuş yepyeni bir nesil olacaktır.
O meşhur muvazeneli uydurma bütçelerle o hesapsız kitapsız masraflarla iflâs derecesine sürüklenen bu memleketin idaresini ele alanlar, eğer nereden tutacaklarını bilemiyor hangi çamuru temizliyecekleıinde tereddüde düşüyorlarsa bunu bir aciz gibi göstermek dürüst bir politika değil, düpedüz bir iftiradır.
Adnan Menderes, Eızincanda milletin iktisadi kuvvetinin nasıl tüketilmiş olması karşısında teessürle, nefretle haykırırken, bu sesle geçmiş idareye duyduğu infialin ve istikbale olan güveninin ifadesini yaparken bunu aciz gibi göstermeğe yeltenenler Makyaveli bile utandıran bir siyaset canbazlığı yapmış olmı-
Huzursuzluk ve baskı teraneleri de ayyuka çıkıyor, eğer böyle bir baskı olsa tenkid yerine yapılan saçmalara imkân bulabilirler mi idi? Hangi huzursuzluk? Devirlerinde iki vatandaşın yanyana gelip dertleşmesindeki gibi tehlikeli kızıl sultan zamanı geçmiştir.
Bunları unutup ne yüzle haykırıyorlar, bugünkü iktidarın nasıl çalıştığını, eski iktidarın yıktıklarını yapmak için nasıl didindiğini, geceyi gündüze
(Sonu 5 nci sayfada)
Ali Rıza Oktay
Teninden ılık bir hava dalga dalga yükseliyor, saçları menekşe kokuyordu. Belinden yukarısı erkeğin kucağında gevşemiş gibi dururken, aşağıda çevik bacakla-riyle yaramazlık yapıyordu. Erkek:
— Uslu otur! diye ihtar etti-
Kadın ona arzunun derin ve güzel- bakışıyla baktı ve nihayet- muradına erişerek, zevkle meşbu, yatağında bir çocuk gibi uykuya daldı-
Başkalarının hikâyelerini yazan genç adam, biraz önce yarım .kalan yazısına boş, yabancı ve dalgın bakışlar fırlattı.
Neler yazdığını hatırlaması için baştan okuması lâzım geldi Ve hakikatlere muhali o basmakalıp ve o-kuyucunun hoşuna giden mesut bitirimlere diş gıcırdattığı halde; içindeki huzuru sayfalara boşaltıverdi Karnı tok, sırtı pek insanların cilvelerini ve birbirlerine oynadıkları türlü oyunları anlatmaktan daha ucuz ve kolay bir sanat olmadığını biliyor ve sevgilileri yatağa götürmek için dört yüz sayfa dolduran muharrirlerle, içten içe, alay ed’yordu Onlara: • İiportalık-yazılar!, derdi-
tohumluk;
TEVZİATI
Yeniden 35 bin ton tohumluk tevzi edilecek
Mahsulü tabiî âfetlerden yüzde kırktan fazla zarar görmüş
çiftçiye hususî kanunu ge-
reğince, Tarım Bakanlığınca ya-
pılan yardım devam etmektedir. Evvelce tesbit edilmiş olan
zarar görmüş yerler için şimdiye kadar 24 bin ton tohumluk tevzi
edilmiştir. Bu tohumlar, Devlet Üretme Çiftliklerinin yetiştirdiği iyi vasıflı, ilâçlı, tohum temizleme makinelerinde hazırlanmış-
100 er kiloluk çuvallarda olan bu tohumluklar, memleketin muh telif bölgelerine yayılmış olan Devlet Üretme Çiftliklerinden
verilmektedir.
Bundan başka ikinci parti olarak 35.000 tonluk bir buğday dağıtımı yapılmasına başlanmak üzeredir.
Güney Anadolu kısmına düşen yerlere buğday, İskenderun limanından tevzi edilmektedir. Bunun ilk parti dağıtımı 10 bin tondur.
Diğer taraftan kuraklık vesa-ir âfetler dolayısiyle, hakikaten borç ödeyei\iyecek olan müstahsillere, Ziraat Bankası da kolay-tık göstermektedir.
Mahsulünün yüzde otuz ücü âfetlerden mutazarrır olan çiftçi hakkında takibat açılmıyacağı
gibi, borcunu bir dahaki seneye
vermesi de sağlanmıştır.
Millî talebe federasyonu şehrimizde toplanacak
Türkiye Millî Talebe Federasyonu Genel İaaıe Kurulu 26 E-kim perşembe günü Ankara’da Federasyonun merkez lokalinde toplanacaktır. Bu toplantıda bilhassa yüksek tahsil gençliğinin sosyal meseleleri ele alınacak ve İçtimaî yardımı arttırmak i-çin yeni kaynaklar aranacaktır. İdare heyeti toplantısına, Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, Ankara YiiVsek Tahsil Talebe Birliği, İzmir Yüksek Ticaret O-kulu Talebe Cemiyeti, Zonguldak Teknik Okulu Talebe Cemiyeti, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, İstanbul Yüksek O-kullar Talebe Birliği ve İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği Mümessilleri katılacaktır.
Ankara'nın 13 Ekim Bayramı
Ankaıanın başkent oluşu münasebetiyle 13 Ekimde büyük bir tören yapılacağı evvelce bildirilmişti Törene (Ankara Kulübü) de iştirak edeceğini bildirmiştir. Kulübün açıklaması aşağıdadır:
13 Ekim 1950 cuma günü An-karamızın hükümet merkezi o-luşynun 27 nci dönüm yılı olması dolayısiyle kulübümüz bir kutlama töreni tertip etmiştir. Bu törene bütün üyelerimizin ve hemşehrilerimizin iştirâk etmeleri i-çin saat 8,30 da kulüp lokalinde toplanmaları ıica olunur.
İdare Heyeti
ORMAN
İŞLETMESİ
15 İlde Başmüdürlük teşkilâtı kurulacak
Orman Genel Müdürlüğü, bun-
dan bir müddet evvel, memleket-
te Orman Başmüdürlükleri ihdas
etmek için faaliyete geçmişti. Maliye Bakanlığı ile yapılan
temaslar neticelenmiş ve
14 - 15
ilde, küçük birer genel müdür-
lük çapında olmak üzere başmüdürlükler ihdası kararlaştırılmış-
Tetkikler:
Marshall yardımı ve maksatları
Marshal yardımı nedir, nasıl kurulur, nasıl işler? Bütün bunlar şüphesiz, bugün artık akiüalite olmaktan çıkmıştır. Bugün aşağı yukarı herkesin, üç yıldanberi mevcut bu müessese hakkında, elbette, az çok bir fikri vardır. Ancak şurası da görülüyor ki, bu fikir; çok defa dağınıktır, yahutta müesseseye has ana mefhumların hepsini daima kapsamamaktadır. Bu intibaın şevkiyle; aktüaliie-nin ön plânından silinmiş bulunmakla beraber, iktisadı hayatımızda her günümüzün konusu halini alan Marshall yardımı etrafındaki fikirleri - bizzarur basit bir çerçeve içinde dahi olsa - şöyle bir toplamanın, konu ile doğrudan doğruya ilgisi bulunmayan okuyucular için faydasız olmıyacağını düşündük.
1951 yılı sonlarında işletmeye açılacak olan Diyarbakır Yünlü Fabrikası inşaatı son safhaya girmiştir.
İşletmeler Bakanı Prof. Muhlis Ete ve Etibank Genel Müdürü Ferit Nazmi Gürmen inşaatı mahallinde tetkik ederek alâkalılardan izahat almışlardır.
Resim, inşaatı bitmek üzere olan Yünlü Fabrikasında Muhlis Eie'nin tetkiklerini göstermektedir.
Bir taşıt kazasında
1 kişi öldü 6 yaralı var
Yaralılar tedavi altına alındı, kaza kurbanının hüviyeti meçhul
Evvelki gün gece yarısına doğru, Konya şosesinde fecî bir kaza olmuş, 1 kişi ölmüş, 6 kişi yaralanmıştır.
Ankara’dan Konya'ya giden Niğde 74 plâkalı taksi ile Koçhisar’dan gelen Koçhisar 19 plâka sayılı kamyon 40 inci kilometrede çarpışmıştır. Taksi ve kamyonda bu
Göçmenlere yardım meselesi
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Meı‘kezi, Bulgaristan’dan gc-
kara’da geniş bir yardım komitesini faaliyete geçirmiş bulunmaktadır.
İlk yardım olarak Merkez; E-diıneye bir heyetle 400 kadar elbise, palto, giyecek eşya vesaire göndermiştir.
Salı günü Edirne’de, Vali ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile göçmenler için kurulan yardım komitesi, bu mefruşatı göçmenlere dağıtacaklardır. Kurum, göçmen çocuklarına yardım etmek istiyen hayırsever vatandaşlardan bağış kabulüne başlamıştır.
Gümrük kaçağı inci satanlar yakalandı
Dün, Anafaıtalar caddesinde, Mustafa Kurtoğlu, Ahmet Kavuncu ve Cemal Paker isimlerindeki seyyar satıcıların gümrük kaçağı inci taklidi boncuk sattıkları görülmüş ve 89 dizi inci ile yakalanarak haklarında kanunî takibata geçilmiştir.
lunan yolculardan altısı yaralan miş ve bir kişi de ölmüştür. Ö-lenin henüz hüviyeti tesbit e-dilememiştir. Yaralılar vilâyet sıhhat müdürlüğünün gönder -diği can kurtaranla derhal şeh rimize getirilmiş ve Nümune hastahanesine yatırılarak tedavi altına alınmışlardır.
Yaralılardan Yusuf Özdemir, Ömer Arpan ve Mehmet Özde nîhs’in yaraları ağırca diğer üç yolcudan İsmail Yiğiter’in yarası ağır, Bahaettin Aksoy, Tev-fik Ünsalanm ki ise hafiftir.
Hâdise hakkında tahkikata başlanmıştır.
İlkokullarda okutulacak din dersleri kitapları
İlkokullarda okutulacak din dersleri üzerinde görüşmelerde bulunmak ve hazırlanacak kitap laıın esaslarını tesbit etmek i-çin dün de Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleıi’nin başkanlığında bir toplantı yapılmıştır.
Toplantıya Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Aksekili, Mil lî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı ve Talim Terbiye Dairesi azâla-ıı iştirâk etmişlerdir.
Dünkü toplantıda ilkokulların 4 cü ve 5 ci sınıflarında okutulacak din kitapları tesbit edilmiştir. Bu kitaplar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesinin kontrolünden de geçecektir. Kitaplar izahlı bir şekilde hazırlanacaktır.
Din dersleri her okulda haftada bir ders olarak okutulacaktır.1
tır.
İhdası kararlaştırılmış olan başmüdürlükler, teknik elemanlarla teçhiz edilecek ve yıllardır geıçekleştirilemiyen ormancılık tekniğini, tatbikat sahasına intikal ettirecektir.
Diğer taraftan; yeni teşekkül, vatandaşla orman idaresi arasında olan münasebetleri merkeze sormadan hemen, yerinde, kendî salâhiyetleriyle halledecek yetkilere de sahip olacaktır.
Bu suretle 30-40 kadar işletme kapatılacak vıi işletme masraflarından tasarruf edilerek
olan kereste
mahrukat maliyetleri üzerinde bir ucuzlatma sağlanmış olacak-
Islâm İktisat
Konferansı
Bir haftadan beri İran'ın Tahran şehrinde toplantılarına devam eden İkinci İslâm İktisat Konferansında Türkiye’yi temsil etmekte olan Kocaeli Milletvekili Mümtaz Kavalcıoğlu’nun riyasetindeki heyetimizin bu konferansta gösterdiği faaliyet ve anlayış, konferansa iştirâk etmiş olan 11 İslâm memleket delegelerinin sevgi ve takdirlerini kazanmasına vesile olmuştur. 10
komisyona ayrılmış bulunan kon ferans çalışmalarında, Türkiye
bunlardan ancak 5 komisyona iş-
tirâk edebilmiş ve mevcudun it-tifakiyle Ticaret ve Maliye ko-
misyonları başkanlığına seçilmiş
tir. Yapılan bir çok müzakereler-
de Türk heyeti başkanı Mümtaz
Kavalcıoğlu’nun, İktisadî ve malî mevzulardaki realist görüş ve mütalâaları karşısında Türkiye’nin diğer komisyonlara da behemehal iştirâki arzusu karşısında Türk heyeti başkanı bu komisyonlara da iştirâk etmek zarureti karşısında kalmıştır. Bir haftadan beri Tahıan’da bu-
lunan Mümtaz Kavalcıoğlu ça-
lışmalarına Gerek İran
devam
etmektedir.
halk: ve gerekse İran
hükümeti Türk heyetine karşı
büyük bir sevgi ve m lik göstermektedir.
isafirpeıver Konferans
çalışmalarına devam etmektedir.
RESSAM
Nurettin Ergüven
Yağlı boya eserlerini (Ülgen Itriyat) müessesesinde teşhir etmektedir Atatürk Bulvarı, Yenişehir. 5753
Henüz kendisine b:r şöhret yapamamış, fakat o kapının «açılmasını bekliyen her sanatkârın başına gelen şeyler onun da başındaydı. Evlendikten sonra siyasî faaliyetine hız vermişti. Namuslu insan, haksız bir hayatı izah edebildikten sonra o hayatın doğru bir istikamete girmesi için çalışır. Ve bu suretle, i-şin başlangıcında onu, müştereken ekilen bu sıkıntı ve ıstıraplar tahrik etmiş olduğu halde; daha sonra o, kendi ıstıraplarının beyhude yaratıcısı, felâketlerinin a-sıl sebebiymiş gibi görünür. -Dünyayı düzeltmek sana mı kaldı? kendi işine gücüne baksana-. derler. Söyliyen de haklıdır, söyleten de
bir lisanla bildirdi Umumi efkâr onun yazılarını alâkayla takip ediyordu-
Seyahati üç ay kadar sürdü- Dönüşte Ankaraya uğradı. Halkın Ve hükümetin nabzını yoklamak, ne düşündüklerini bizzat ağızlarından işit mek için her yere girip çıktı ve bir gün tevkif edildi-
Rivayet muhtelifti: muhtelif tefsirlere uğradı. Muhalefet partilerin n kapatılacağından ve muhaliflerin top-yekun istiklâl mahkemelerine verileceğinden bahsedildiği o gergin ve karışık devrede o-nun tevkif sebebi pek anlaşılamadı.
— XXII —
Hârikulâde zalim bir el,
Memleketteki siyasî atmosferi yerinde incelemek i-çin gazetesi onun Anadoluya gönderdi- Enver gördüklerini ve işittiklerini gazetesine acı
birdenbire, Fatmanin ıindeki pembe camlı
gözle-gözlü-
ğü sıyırıp yere attı- Bununla beraber; ömründe ilk defa
yaşadığı bu güzel masal havasını sonuna kadar götürme HydL Kend sine ancak bu ya
kışırdı- Heışeyı" bütünü ile kavrıvan ve yarım yamalak hiç bir şeyden hoşlaıımıyan kocasının bazısozlerini hatırlı yordu Bir gece vakti, odalarında, elindeki çay bardağını ışığa tutup çayın reng ne bakarak: -Fatma, biliyor musun? bazılarının hayatı, kendilerini şaşırtmak için başkaları tarafından öne sürülen sahte hedeflerin peşinde» koş makla geçer. • demişti-
Fatma kocasının tevkif e-dildiğini biliyor, fakat niçin tevkif edildiğini bilmiyor ve: • Bütün bunlara ne lüzum var di?, diye düşünüyor. -Biraz fakir yaşamaktan ne çıkar? Niçin böyle oldu?.
İtaatkâr kafası herşeyi olduğu gibi kabule mütemayil. Bütün bunların hepsi korkunç derecede gayrıtabii bir kâbus, insanlığın kaderinden uzak ve anlaşılmaktan mahrum bir heyula olarak karşısına dikiliyor.
Aylar geçtj ve geçiyor-N san, Mayıs ve Haziran Haziran, Temmuz ve Ağus-
Fatma ne kadar gayret etse gebeliğini örtemiyor. Mer-divneelri çıkarken dizileri kesiliyor ve sık sık kusuyor- O nu yıllardan beri tanıyan Ermeni patron Fatmaya şişman karısının eski yeldirmesini he diye etti Tezgâh başında a-rada sırada alnını bileğine dayıyarak, dinlenmesine dc ses çıkarmıyor. Fatmanın göz leı-inin altı çürük ve kalbi mahzundur. Her gece kocasının başına gelenleri düşünüp düşünüp ğlıyor- Eylül orta1-sında kızlar öğle paydosuna çıkarkpn Jpi-r baygınlık geçirdi. Sıcaktan olduğunu zannet ti Ama patron altın köstekli saatiyle oynıyarak:
— Sen artık çalışamazsın.
Nasıl olur? Kocasına her ay onbeş lira gönderiyor- Na-
Yazan
Bilindiği gibi, ikinci dünya Namık K Gökaltay
harbinin sona ermesi üzerine. Amerika ve safındaki millet- i ler, bu müstesna harpten iktı- | şadı sahada, — dolayısiyle de diğer sahalarda, — doğacağım anladıkları buhranların var gayretle önünü almağa karar verdiler ve ilkin (Bretton Wo-ods)ta toplanarak, müşterek dâvaları yolunda, birinci adımı azimle attılar, millî paralar da istikrarın teessüsünü; birçok memleketlerde cari kambi yo takyidatının refini ve üye memleketlere millî paraları mu kabilinde döviz teminini hedef tutan Milletlerarası Para Fonu yanında, üye memleketlere, kalkınma programlarının gerçekleşmesi için muhtaç bulundukları uzun vadeli kredileri sağlayacak bir Milletlerara sı İmar ve Kalkınma Bankası kuruldu- Fakat kısa bir müddet sonra, bu iki kurumun mevcut ihtiyacı karşılayamayacağı anlaşıldı Avrupa meni leketlerinin ihracatı, Ame-rikadan yaptıkları ithalât (gıda maddeleri, istihsâl vasıtaları ve mamûl eşya ithalâtını) karşılamıyordu- Bundan dolayı tediye müvazenelerinde gittikçe büyüyen açıklar hasıl olmakta ve dolayısiyle müba-yaatın durması, kalkınma gayretlerinin çıkmaza saplanması tehlikesi başgöstermekteydi. İşte durum böyle iken, Amerika Avrupanın yardımına geldi ve Marshall Plânı doğdu
5 Haziran 1947 arihinde Har-wart üniversitesinde verdiği meşhur demeçte o zamanki A-merikan dışişleri bakanı gene rai Marshall, Avrupa memleketlerini aralarında işbirliği yapmağa davet ederek, bu kıta da hüküm süren sefaletin ancak o suretle ortadan kaldırılabileceğini söyledi ve bu dâvanın tahakkukuna Amerikanında yardım edeceğini bildirdi. Ve yardımın alacağı şek li de anlatarak,
1) Harp görmüş memleketlerde sınaî ve ziraî istihsali arttırmak,
2) Harp sonrası Avrupası-nın istikrarını sağlamak,
3) Avrupa memleketleri a-ıasında mübadeleleri kolaylaşın mak ve geliştirmek, bunun için mevcut gümrük mevzuatında tadiller yapmak gayelerini gözeten, plânının, bugün Marshall Plânı diye bildiğimiz
— Kurtulduğun zaman gel, gene çalış-
Vakitsiz gelen çocuk bir düşmandır- Fatma çocuk istemiyor, çalışmak istiyor. Keşki ûüşürseydi. ve küçük, a-nasının karnını tekmeliyerek • ben yaşıyorum.-, diyor, anasının fikrini hiç beğenmiyor-
Evinden hiçbir şey eksil-memeli- Geri döndüğü vakit evi Fatmaya nasıl teslim ettiyse öyl# bulmalı. Ona gebeliğinin müjdesini verebilmek için bütün mektuplarında diline kilit vurmuştu Doğacak b r de çocuğu olduğunu düşünerek oralarda üzülmesini istemiyor Tam çocuktan bahsedeceği sırada aklı başına gelerek bahsi değiştiriyor: •ben çok iyiyim Enver. Bildiğin gibi, eski işimde çalışıyorum- ve yevmiyeme onbeş kuruş zam yapıldı Dün tel havalesiyle sana para yolladım. .Aldığını bildir
Annesi, elinde b r valizle çıkagelen en büyük kızına ve bir de, henüz kılıfında duran torununa şaşkuı şaşkın bakıyor-
— Gene mi dövüldün?
— Hayır, anne-
— Kovdu mu seni?
— ifayı r-
(Dcvaııı edecek)
I plânın mahiyet ve anahtarını açıkladı.
Marshall'ın bu demecini ta-kibeden kısa bir müddet için-. de Fransa ile İngilterenin teşebbüsüyle toplanan 16 Avru-, pa memleketi (1) arasında ‘ -Avrupa İktisadi İşbrliği Teş . kilâtı. (Organisation for Euro-oeen Economic Cooperation . OEEC) kuruldu Teşkilât ge-; nel bir kalkınma tasarısı ha-ı zırladı ve tasarıyı Washing-’on'daki plân merkez idaresine , yani ECA’ya ('İktisadi İşbirliği idaresine) göstererek faaliye-) tine başladı
Doğuşunu böylece iki keli-. ne ile hatırlattığımız Teşki-, lâtın mekanizması, bu gün esas . itibariyle şöyle işler: te-. diye muvazenesi bozuk Av-, rupa memleketleri kendiler ne . mübayaa imkânları sağlayacak ( yardımdan faydalanmak üzere . hazırladıkları kalkınma pro-. gramlarını ktısadı İşbirliği İ-, deresine tevdi ediyor, progra-nın idarece onanan kısımlaıı-! nin gerçekleşmesi ile ilgili em-. tianın mübayaası da, muhtelif . jekilleri aşağıda bahis konusu . odilen yardım vasıtasile sağla-
ı 1 — Doğrudan doğruya ya-. pılan yardım (Direct Aid)?
Bu vardım iktisadi durumu bozuk, ödeme gücü olmayan - memleketlere hibe şeklinde, diğerlerine de borç olarak yapı I lir-
Doğrudan doğruya yapılan , yardımda, mübayaasına işbirliği idaresince izin verilen mal I zeme, Ameıikadan veya idare-! nin hususi müsaadesiyle başka bir memleketten tedarik e-‘ dilir.
a) Yardım borç şeklinde yapıldığı halde; borçlanan memleket, borcunu 1952 yılından i-t ibaren 35 yılda muayyen taksitlerle ve yüzde 2,5 faizle itfa etmeyi taahhüt eder;
b) Hibe suretiyle yapılan ! yardımda ise, yardım gören
memleket, aldığı malzemenin bedelini bu maksatla teşkil o lunan bir karşılık fonuna (Counterpert fund) yatırır ki bu paranın yüzde 5 i İktisadî İşbirliği İdaresinin mahalli m syonuna ait memleket dahi Iindeki masraflarını karşılar, yüzde 95 i de idarenin tasvibiyle gene memelketin kalkınması için yapılması zaruri işlere tahsis olunur.
II — Şarta bağlı yardım (Conditional Aid):
Burada; çok kere bahsi j*e-(Sonu 5 nci sayfada)
(1) Bu iiye memleketlerin sayısı bilâhare 19’a çıkmıştır
SİNEMALAR
» '• Sihirli A.ık
» ; Kaııh Göl
» ; İDenlz Kızının
Askı
» : Londra Kalesi
) : Londra Kalesi
» : 1. Kanlı Dö£üs
2. Casus Yarutan » : 1. Kumarhane Çi.
ceftl
2. Brodvayda Hort laklar
¥
NÖBETÇİ ECZAIIANELER
Sakarya, Halk, Yenişehir
Büyük Slr Ulus
Yeni
TAKVİM
12/10/1950 — Perşembe
Hicri: 1369 — Z.lhicce 29
Rumi: 1366 — Eylül 29
tl
12710/1950 •
Sayfa: 3
Kore savaşlarının son inkişafı karşısında
Dünya’nın aynası:
DışPolitikg
Mac Arthur’ıın
demeci
Birleşmiş - Milletler Kuvvetleri Kumandanı General Mac Arthur, mutadı olmadığı halde, ilk defa bir İngiliz gazetecisini yalnız olarak kabul ederek demeçte bulunmuş. Gazeteci, Başkumandanın bu cemileyi, harekâta katılan İngiliz kuvvetlerinin cesaret ve şecaatlerini dünya efkârına yine bir İngiliz va-sıtasiyle duyurmak istediği için yaptığını söyledikten ı nerale sorduğu sualleri ra verilen rabyor:
Mac Arthur, askeri mütehassısların kanaatine müsteniden, Kıızey Kore'de 150 bin kişilik bir ordunun mevcudiyetine kanidir. Bu kuvvetlerin ne yapacakları halen bilinmemektedir. G bu malûmatı verdikteı Kuzey Korelilerin biday be girerken, 200 bin kişilik bir orduya sahip bulundukla kuvvetlerden 190 bininin ya harp dışı edildiğini ellerinde ancak 10 bi sevk ve idareden ma kuvvet kaldığını siiylüj
Evvelâ verilen 150 bin raka-miyle sonradan bu 200 binden 190 bin esir ve ölünün tarhen ortada kaldığı söylenen 10 bin rakamının ilk bakışta mütenakız olduğu görülüyor. Acaba bu ordu harbe sokulmamış mıdır? Yoksa yeniden tensik edilmiş bir kuvvet midir? Gazeteci bu hususta hiç bir şey kaydetmiyor.
Generalin, Kore Savaşlarının Çin veya Rusya ile bir ihtilâta meydan vermesi ihtimali karşısında cesur ve iyimser göründüğü anlaşılıyor. Mac Arthur, bugün için bu iki devletten hiç birinin Amerika'yı tehlikeye sokacak durumda olmadığına fanidir. Çünkü, Uzak Şarkta kızıl Çin’in hava, Rusların ise kara ordusu yoktnr.
General bu sözleriyle, Kore savaşında hava üstünlüğünün neler temin ettiğine dair alınan dersi hatırlatıyor. Bilindiği gibi, Kore savaşının ilk safha! nnda. Kuzey Koreliler, karşı tarafın üstün hava kuvvetlerine rağmen taarruz hareketlerini inkişaf ettirebilmişlerdi; yine, Amerikan müdafaasının zayıf ve açık noktalarını hava üstünlüğü ile örtmek imkânı bulunamamıştı, öyle bir an gelmişti ki, hava kuvvetinin her şeyi halledeceğine dair İkinci Cihan Harbinde edinilen kanaat nerede ise terkedilerek 914 harbinin her 5-6 kilometreye 1 tümen istiyen «kesif cephen na-zariyesine hak verilecekti. Nite kim, bugün Kore zaferini sağlı-yan âmiller, sadece hava kuvvetleri değildir.
Bununla beraber, General Mac Arthur’ün kızıl Çin muvacehesinde endişe duymaması, oldukça kolay anlaşılır bir keyfiyettir. Zira, Amerika, Uzak Doğuda, komünist Çin’le bir ihtilâfa düşecek olsa, Japonya’da, Okina-vva’da, hattâ Formoza'daki tesislerden hareket edecek deniz ve hava kuvvetleriyle, Çin’in bütün kara ve deniz nakliyatını felce uğratarak, komünist Çin’i yaşanmaz bir diyar haline getirebilir. Çinlilerin buna mukabele etmek için ne uçakları, ne de donanmaları vardır. Buna mukabil, Ameri kanın kara kuvvetleri de Çin’i istilâya kâfi değildir. Bu itibarla Mac Arthur, Çinden hu tarzda bahsetmiye haki,dır. Lâkin bir yandan da, komünist Çi„ Dışişleri Bakanı Şu En Lai’den sonra, şim di de bir hükümet sözcüsü, Kuzey Kore istilâ edildiği takdirde komünist Çin’in harp dışı kala-mıyacağını beyan etmiş bulunuyor. Komünist Çin’in harbe ne suretle ve ne yoldan gireceğini kestirmek zordur. Fakat öyle görünüyor ki kızıl Çinlilerin derdi Formoza ve bu adada elân barınmakta ve Birleşik - Milletlerde temsil edilmekte olan milliyetçi hükümetin mevcudiyetidir.
Mac Arthur’ün esas itibariyle Formoza’yı muhafazaya taraftar , olduğu söylenebilir. Halbuki Vaşington, diplomatik sahada çok şeyin değişmiş olduğuna kanidir. Başkan Truman’ın, Kore savaşının son safhaları üzerinde gö-rüşmek maksadlyle Mac Arthur'e yapacağı dün bildirilen ziyaretin sebeplerinden biri de bu değişikliklerin aydınlığında fikir teatisinde bulunmak ve yeni kararlar ittihaz etmektir, denebilir.
Komünist Çin tehdit savuruyor
■»■ti tnwıya—1(
Kuzey karenin istilâsı karşısında Çin harp dışı kalamazmış
Halka düşen vazife!
Bakılırsa bağ olur, bakılmazsa dağ olur, derler. Demokrat Belediyemizin işe başlamasiyle yukardaki atalar sözünün ne kadar doğru olduğu bir kere daha mey- ! dana çıkmış bulundu.
îki günlük azimli bir çalışma, sokakları kaplayan ve şehre mülevves bir manzara veren işportacıları yok etmeğe kâfi geldi. Günler geçtikçe alınan kararların neticeleri de elbette kepdini gösterecektir. Bunda pratik bir halk çocuğu olan Atıf Benderlioğlu’nun büyük hissesi olduğunu : inkâr etmek asla kabil değildir.
Günün erken saatlerinde, şehrin her tarafını, odasını: ' tanzim için çırpınan titiz bir ev sahibi gibi dolaşarak dertleri, aksaklıkları, bozuklukları yerinde görüp tetkik etmesi ve hemen oracıkta kati kararlar alıp emirler vermeBİ, ; hepimizi sevindirecek neticeler doğuracaktır.
Bununla beraber, yalnız Belediye Reisinin, Meclisinin ; titizlikle, feragatle işe sarılmasının kâfi gelmiyeceği de bir ; hakikattir.
Halkımızın da, belediye ile işbirliği yapması, onun kararlarına müzahir olması ve gördüğü en küçük bir yolsuz- : luğu, kendine iş edinerek haber vermesi lâzımdır.
Hep birlikte çalışmanın faydalarını müdrik olan sayın ; Ankara halkının bu hususa riayet edeceğinde asla şüphe I etmiyoruz. i ;
2000 Senesinde hafta tatiline aya gideceğiz
Bu küçük gezintiyi(!) uçan dairelerle
Hikmet YAZICIOĞLU:
Avusturya Sovyet işgalinden bıkmış
Komunıst Çin Orduları Başk
Paris Radyosu, (Basın - Yayın) — Komünist Çin cumhuı i- I dadıı-, demiştir, yetinin bir sözcüsü Birleşmiş 1' -Milletler kuvvetlerinin Kuzey Kore’ye girmelerine müsaade e-den GeV.el Kurul kararına
Çe Tung ile vahim bir tehlike karşısın-
Başbakan, Sovyetleıin sömürme siyasetinden acı bir lisanla bahsetti
Başbakan bundan sonra halk ordusu ve taraftarlarının bütün güçlüklere rağmen zafere kadar rmı söylemiş ve iş-. _ • ----- o-rf uH„u ÂOİ1B auuh ve mil-
li kanunî olduğunu ve Kore’nin himmat imal edecek şekilde tah-istilâsı karşısında Çin’in harp rip edilen fabrikaları tamire dft-dışı kalamıyacağını söylemiştir. J vet etmiş ve çiftçilerden dc cepheye daha fazla iaşe maddesi göndermelerini istemiştir.
Truman - Mac Arthur görüşmesi Cumhurbaşkanı Truman gece bir demeçte bulunarak gelecek hafta sonunda Pasifik böl-n gesinde bir yerde General Mac r Arthur ile buluşacağını ve kendi-' siyle Birleşmiş Milletlerin Kore harekâtının son safhası üzerinde görüşeceğini bildirmiştir. Bu safhada Birleşmiş Milletler Genel Komutanlığı, yeni kurulmuş olan Kore komisyonu ile işbirliği yaparak Kore'nin birliğini ve bağımsızlığını Bağlıyacaktır.
----- şid-. çarpışacaklarım auyıem
detle hücum ederek, bunun gay- çileri daha fazla silâh
Kuzey Kore mukavemeti
Tokyo, a.a. — Kuzey Koı-e baş bakanı Kimilsung tarafından Kuzey Kore kuvvetleri halkı ve taraftarlarına hitaben yayınladığı ve Mac Arthur’ün ültimatomuna bir cevap olarak telâkki edilen günlük emirde, başbakan bütün bu.; kuvvetleri nihaî zafere kadar çarpılmağa, davet etmektedir. I , Günlük emir Pyongyang rad- ' yosunun özel bir yayınında neş redilmiştir.
Kimilsung Amerikan ordusunun, 38 inci arz dairesini geçtikten sonra Kuzey Koreyi istilâ ettiğini söylemiş ve vatanı-
Demir
perde arkasında
Sovyetler temizliğe hızla devam ediyorlar
Londra, a.a. — Basın muhabirlerine göre, Çekoslovakya’da yeniden tevkifler yapılmaktadır. Bir çok katolik papaz tevkif e-dilmiştir. Bıı tevkifler Çekoslovakya'da katolik kilisesini felce uğratmak için yapılan komünist kampanyasına dahildir. Hapiste veyahut temerküz kamplarında bulunan papazların adedi 200 ü geçmektedir.
Macaristan’da hükümet halkı muayyen bir miktar para vermi-ye möcbur etmektedir. Bu para, pek muvaffak olmuşa benzemiyen 5 senelik program için kullanılmaktadır. Bu şekilde hareket etmekle hükümet 5 senelik plânını muvaffakiyetle bitirmek ve böylece vazifesini lâyıkiyle yapan ve hürmete lâyık bir hükû met olduğunu Rusya'ya göstermek arzusundadır.
Polonya'da, memleketin Rus-ia^tırılmasına devam edilmektedir. Herkes Rusça öğrenmiye mecbur edilmektedir ve üniversitedeki profesörler, Rusçaları bozuk olduğu takdirde yerlerini kaybetmek tehlikesine maruzdur lar. Köylüler de Sovyet kollektif çiftlikler sistemini daha iyi an-lıyabilmeleri için Rusça öğrenmiye mecbur edilmektedir.
İmtiyaz Sahibi:
Güneş Matbaacılık T.A.O. adına Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Mücahit TOPALAK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fatin FUAD Basıldığı yer: Güneş Matbaası — Ankara
Vaşington, a.a. — Millî Basın Kulübünün şerefine verdiği bir ziyafette söz alan Avuslurya Başbakanı Dr. Kari Gruber demiştir ki:
Avusturya »hakikî kurtuluşu» nu elde etmek için belki de Birleşmiş Milletler teşkilâtına başvurmak zorunda kalacaktır.
Bakan Rusların, Avusturya ile barış akdini bir sürü talepler ileri sürerek geciktirdiklerini belirterek sözlerine şöyle son ver-
Bu takdirde, tufeyliden kurtulmamıza yardım etmesi için Birleşmiş Milletlere müracaat etmek mecburiyetinde kalacağız
ve Birleşmiş Milletlerin ergeç, yalnız en ateşli olan memleket-lerde hürriyetin, barışın ve nizamın kurulması azmine değil, iktidarına da sahip olacağına e-
Yeni bir
Asya siyaseti
AsyalIları hüsnü niyetimize inandırmak lâzımdır
Nevyoı-k, 11 a.a. — (United Press): Uzak Doğu meseleleri uzmanı Owen Lattimore AsyalIları kendi meselelerinin Avrupa-
r
Suriye - Lübnan ticaret anlaşması
Şam, a.a. — Bakanlar kurulu dün Suriye - Lübnan ticaret sözleşmesi tasarısını tasvip etmiştir. Ziraî, ticarî ve sınaî mamûller mübadelesi hakkında geniş malûmatı ihtiva eden tasarı Lübnan hükümetine gönderilmiştir.
Amerika'da askere alma faaliyeti
Vaşington, a.a. — Savunma bakanlığı, aralık ayında 40 bin kişinin silâh altına çağrılmasını askerlik şubelerine bildirmiştir.
Bu suretle kara ordusu 210 bin kişiye baliğ olacaktır. Bilindiği üzere, eylül ayında 50 bin kişi -silâh altına çağrılmıştır. E-kinı ayında 50 bin, ve kasım a-yında ise 70 bin kişi askere alınacaktır. Hava ve deniz bakanlıkları, gençlerin silâh altına çağrılmasını şimdiye kadar istemiş değildir.
nmkilerle beraber nazarı itibara alındığı yolunda katî surette ikna etmek için Başkan Truman’ın bizzat Hindistan’a kadar gitmesi lâzım geldiğini söylemiştir.
Lattimore’un ileri sürdüğüne göre, Başkan Truman’ın Hindistan başbakanı Pandit Nehru ile şahsî bir görüşme yaparak. Birleşik Amerika’nın uzak doğunun idaresini AsyalIların elinden al-mıya niyeti olmadığını ve kendi meselelerinin halli için Amerikanın AsyalIlarla beraber çalışmaktan başka bir arzusu bulunmadığını Nehrıı’ya isbat etmesi lâzımdır.
Londra üzerinde atom manevrası
Londra, a.a. — Hava manevralarının üçüncü günü Ingiltere bir atom bombardımanına tâbi tutulmuştur. Üstün uçarkaleleı ve B. 50 bomba uçakları yüksekten ve geniş bir surette yayılan gruplar halinde, bilhassa Londra dokları ile Birmingham sanayi merkezini hedef tutacak mahiyette faaliyete geçmişlerdir. Son model İngiliz av uçakları savunmayı temin etmekte idi.
Kraliyet hava kuvvetlen sözcüsü dün akşam şu beyanatta bulunmuştur:
— Halen, yeni teknik fikirlerden başka yeni ve gizli bir teçhizatı da tecrübe etmekteyiz. Her şey yolundadır.
yapmamız
Paskal şöyle diyordu:
— Aya gitmek! Ben, şahsen buna inonıyorum. İnanıyorum; çünkü Ay, hemen şuracıkta, ya-nıbaşımızda; inanıyorum..., çünkü inanıyorum.
Eğer, 1900 senesine doğru, ıpuhayyilesi geniş olan bir zeteci, Wright kardeşlerle mülakat yapsa ve 1960 senesinde tayyareciliğin nasıl olacağını sorsaydı, muhakkak ki, ihtiyatla söylenmiş bir cevap alacaktı: O devrin buharlı motorlarının gücü ile mütenasip ve o zamanki vasıtalara benzer bir şey olacaktı.
Elli sene sonra, modern tayyareler, kuşlara benziyorlar.
Şu halde aynı muhakeme, 1950 senesinde de yapılamaz mı? 2000 senesinde, seyyareler arası bir hava yolunun varlığı tahayyül edilemez mi?
Nasıl ki ilk otomobiller, at yabalarından kopya edilmişti bugün de, süpeı-sonik füzeler tayyarelerden kopya edilebilir.
Bu iş yapılırken kanatlar da ihtiyatla kesilirse hava mukavemetinin fazla olarak önüne geçilmiş olur. Muayyen bir hızdan sonra dünya atmosferi, bir sıvının gaza nazaran avantajı gibi muharrik bir kuvvet kabul eder. (Yani o hızdan sonra, havanın bu hususiyeti dolayısiyle tayyarenin hızı çoğalır.)
Merihe, Zühale veya Jüpitere gitmek için evvelâ dünya mosferinin üzerine çıkmak s ra hemen hemen boş bir safeyi katetmek ve nihayet sil olunan seyyarenin ' ” . atmosferi içine girmek lâzımdır. Dünya atmosferinin kalınlığı, müstakbel “Astronef” in (Seyyareler arası uçağın) katedeceği ;mesafe yanında pek ince kalır. Bir kere boşluğa gelince (Astronef” — Astronoflann (Yâni seyyareye gideceklerin) yaşaması için lâzım olan hava sebebiyle — dahili bir basınca mukavemet etmek zorunda kalacaktır. Şu halde bu vaziyete göre, en iyi bir şekilde mukavemete hazırlanmış olması icabeder. Yepyeni bir şekile koyulması gerekir: Bunun için en müsait küredir. Çünkü küre, asgari sat-haya karşşılık, azamî bir hacım temin eder. Fakat bir küre, dünyamızın atmosferini geçebilmek için bir hayli zorluk çekecektir. Çünkü, küre-i arzın cazibesinden kurtulmak için alması lâzım gelen hız, belki de,- kâfi gelmi-yecektir. Arzın cazibesinden kurtulabilmek için saniyede 11 kilometrelik bir hıza sahip olmak icabediyor. Böyle bir hız da, havayı en kolay bir tarzda yarabilecek bir uçak şeklini iltizam eder. Boşluk için en ideal bir şekil olan küre ile, hava içip en ideal bir şekil olan sperso-^ asında bir şekil mak-
kuvvetle muhtemeldir
at-
değişik
Aya gitme projeleri bir taraftan tekâmül ettirilirken, bir taraftan da uçak motörleri üzerinde çalışılmaktadır. Yukrda türbinle müteharrik yeni bir uçak moiörü görülüyor
şada kâfi gelir... işte bu meşhur uçan dairelerdir.
Filhakika, bu mercimeğimsi şekil, dahili ve harici tazyikleri mümkün mertebe azaltabilecek ve havayı kolaylıkla yarabilecek bir profil arzeder.
Eğer bu “daire” nin, sadece, hedef tutulan seyyareye gidilmek için o istikamette harekete getirilmediğini, fakat aynı zamanda da, kendi mihveri üzerindeki muvazenesini temin için ayrıca devrî bir hareket yaptığını kabul edersek, bugün kullanılmakta olan vasıtaların hiç birine benzemiyen ve fakat ortaya atılan meseleyi halledebilecek yeni bir vasıta elde edilir.
Şüphesiz ki, geriye bir mesele kalıyor: Limit bir ağırlık i-çin kâfi gelebilecek kuvveti haiz, ideal bir motor bulmak. Asrın başlangıcında Wright kardeşler, modern motorları
yorlar mıydı? Biraz da, beşer zekâsına ğüvonhıek lâzım. Far-zedelim ki bu iş için elzem olan motor (Hiç şüphesiz ki, atomun parçalanma kuvvetine istinat eden) bulundu; diğer meselele-
da,1 ıin halli gayet kolaydır: Mese-ı lâ, merkezi kabine ve İ’.otor sabit iken, uçan daire daimi olarak dönecektir.
bili-
Muhakkak ki mühendisler, binlerce teknik sualler ortaya koyacaklar ve binlerce maddî imkânsızlıklar göstereceklerdir.
Şuha inanmalıyız ki 2000 senesinde Meıihe, Zühale, Ay’a gitmek mümkün olabileceği gibi tekrar dünyaya dönmek ve bu yolculukları en iyi şartlar altında yapmamız imkân dahilinde olacaktır.
Astronotik (Seyyarelere seyahat) henüz aydınlanmış bir rüya değildir, fakat evvelden görüş bilgileri üzerine kurulmuş bir ilimdir. Biz, uçan daireler tahayyül ediyoruz. Aleksandr Ananoff buna gülüyor. Hafta tatili için Ay’a gitmeyi düşünüyoruz, o, bunu uzak bir hedef olarak kabul ediyor.
Fakat bununla beraber, mükemmel bir uçan daire ile yola çıklınca Ay, pek yakn bir mesafe olacaktır. Nihayet şehir yakınında bir mesire gibi.
N. Nihat ÜLKEKUL
Yeraltı Şehrinde
İbrahim Merdan 6 çocuğunu 8 seneden beri görmemişti !
Bu yeraltı şehrinde, tıpkı yeryüzündeki şehirlerde olduğu gibi, birçok meı ;anik tesisler vardı: lokomotifler, ana yollara hava veren elektrikli tulumbalar, seyyar ve geniş lâstik hava pervaneleri, - çıkmaz sokaklara ancak böylelikle hava temin ediliyordu - otomatik, lokomoiifsiz işleyen vagonlar, elektrik tesisleri, hulâsa bir çok makine ve âletler mevcuttu. Fakat bütün bunlar bozulduğu zaırun ne suretle ve kimler tarafından tamir ediliyordu? Yeryüzünden tamirciler, mütehassıslar, makinistler mi getirtiliyordu? Yoksa, bozuk makineleri işçileri vo kömürleri mail raylar üzerinden kayarak ocağa götüren vagonlara mı yükliyerek yeryüzüne çıkarıyorlardı da, şehirdeki elektrikçilere ve demircilere götürüp tamir eitiriyolardı?
Şayet böylo yapıyorlarsa, geçen müddet zarfında işler aksamaz mıydı? Yahut, meselâ hava pervaneleri bozulursa, işçiler havasızlıktan boğulup kalmazlar mıydı?
Bu düşüncemi madenci arkadaşlara söylediğim zaman, yine gülmekten kendilerini alamadılar:
— Yeraltında her kısım için tamir atölyelerimiz, motörha-ne ve garajlarımız vardır, dediler. Oralarını gezmek, ustalarını ve işçilerini görmek ister misiniz?
Saa»lerdenberi, bu uçsuz bucaksız vo zahmetli yollarda dolaşa dolaşa bir hayli yorulmuştum. Fakat merak, içimi öy-
leşine sarmıştı ki... Hem artık ilk büyük korkum asalmış, içimi derin bir tevekkül kaplamıştı. Korku, ölüme çare olur muydu?
— Uzak mı, diye sordum.
— Beş dakikada gideriz, dediler...
Şimdiye kadar geçtiğimiz yolların bir çok benzerlerinden tekrar yürümeğe başladık. Artık etrafımı daha büyük bir anlayışla gözden geçiriyordum. Fakat yine bilmediğim o kadar çok şey vardı ki...
Şimdi, yine taşlarla örülmüş dar bir tünelden geçiyorduk; duvarda geniş bir oyuk vardı. Taşlan düşmüş ve böylece büyük bir kovuk açılmıştı. Acaba yıkılır mı? diye düşünürken çavuş, elindeki bastonu, - ah bu bastonl Nereye değse yüreğimi oynatırdı! - Yine duvarın içine doğru vurmağa başladı. Sonra da, lâmbasını içeriye doğru çevirip aydınlattı. Korkumu belli etmeden yaklaşıp baktım-.
Hayret! Taş duvarın içinde, ayrıca tahta direklerden örülmüş bir kısım daha vardı! Tabiat eliyle bu direkler oraya yerleştirilmiş olamazdıl
İzah ettiler:
— Bazı galerileri, sade ağaç direklerle örmek kâfi değildir. İkinci bir defa da taşla Srmek icabeder. Fakat yakında (Sonu Sa 4. Sü. 3 te)
ANKARA RADYOSU Perşembe — 12/10/1950 ılış ve Pro 7.31 — H
- Haberler •kılıir. 8.15 -.25 — Günü
İSTANBUL RADYOSU
Perşembe — 12/10/1950
Sayfa:
Sayfa: 4
ZAFER
12 10/1950
[LÂİE^SUITAK
I
Başmakaleden devam
Yazan : Zuhuri DANIŞMAN
Tefrika___No: 34
Meraktan sapsarı kesilen iki çocuğa güzel kürkler giydirildi
o kadar küçük kürk olmadığı için kürklerin kolları ve boyu pek uzun geldi (1).
Rahip dö Biıon, hâlâ, eğildiği yerde duruyordu. Sadrazamın sözleri kulaklarında çın laıııakta idi. Hakarete uğıadı-
garip bir his tesiri altında idi.
Bir Katolik olarak, Sefirin çocuklarının Türk Sultanının önünde eğilmesine tahammül edememişti. Fakat şimdi, kendisinin yerlere kadar eğilmiş olduğunu gördü.
İnanılmaz bir kuvvet, bir a-salet karşısında hissedilen küçülme hissi onun bütün varlı-ğinı sarmıştı her halde...
Bütün o muhteşem kavuklar, rengârenk elbiseler, y^ğız ve asil çehreler; Katolik rahibi âdeta büyülemişti.
(Fransız Kralı Birinci Fıan-.suvanm hakkı varmış...) diye mırıldandı. Ve sonra kendi kendine Söylenmeğe devam etti:
(Türkler müthiş insanlar.. Tevazu ve nezaket sahnesi altında onlarda tarifi müşkül bir gurur gizli.. Ve insan bu
da olmıyarak eğiliyor.)
Merasim devam ederken Rahip Biıon, kimseye hissettirmeden ağır ağır saraydan ayrıldı. Çok düşünceli idi. Kafasının içi altüst olmuştu. Bir-şeyler yapmağa karar vermiş görünüyordu. Doğruca Markiz dö Bonnak’ın yânına, yâni kar deşinin yanma gitti.
Markiz, onun bu düşünceli halini merak etti:
— Gitmeli miyim?
— Gideceksin.. Görecek ve öğreneceksin., ve sonra..
— Sonra ne olacak Biıon?
— Ben de bilmiyorum. Bu
esrarengiz Türk sarayının içyüzünü, sarayda dönen entrikaları öğrenmek istiyorum.
— Allahaşkma Biıon.. Böy-
le şeylere karışmamalıyız..
— Benim de bildiklerim var
— Ne var Biıon diye sol-
du, çok düşüncelisin.
— Osmanlı sarayının ihti-
şamını gördüm.
— Nasıl,.. Çok mu muhte-
Markiz Cenapları..
— İyi ama, biz belki de yakında Türkiyeden ayrılacağız.
— Ben ayrılmıyacağım.
— Aman Allahım.. Senin
burada ne işin olur?
— Her halde olacaktır. Mar-
kindar bir insansın.
— Bu dakikada sana hiç bir şey söyliyemem. Fakat burada kalacağım muhakkaktır.
CİNEVİZLİ KADIN
— Bir rahip sizi görmek istiyor.
— Benim tanıdığım bir rahip yoktur. Adını sordunuz
— Söylemiyor.
Genç kadın biraz düşündü ve kendi kendine:
;îyi ama ben de şimdi sultanın yanına gidecektim. Şu Katolik papaslarından da hiç
— Bu dakikada beynim o-yulmuş gibi. Bir şey bilmiyo-
— Ah Biıon.. Bir kere de ben görmek istiyorum.
— Padişahı ve...
— Bu dakikaya kadar buna muarızdım.. Fakat sen de gör. Galiba bu yakınlarda seni de Padişah ziyafete çağıracakmış..
Markiz, sevincinden sapsarı kesildi:
— Sahih ıııi Biıon?
— Öyle işittim.
ki Cenapları ve sen gitsen dahi ben kalacağım. Fransa
Kralının
bir memuru olarak
burada kalacağım.
— Korkuyorum. Sen çok
hoşlanmam.. Hepsi de yapma
bir ciddiyet altında yılan ru-
hu taşırlar..)
Diye söylendikten soma canı sıkılmış olarak:
(Devamı var)
(1) Bu tabloyu, meşhur Ressam Van Mur fevkalâde bir muvaffakiyetle çizmiş.. Halen dö Bonnak’ın çocuklarının huzura kabullerine dair tablo
mevcuddur. Van Mur, bütün
Lâle devri boyunca
Istanbulda
_kalmış, Lâle devri safalarını, merasim sahnelerini, İstanbu-
lun mesire yerlerini yüze ya-
kın labiosiyle tesbit etmiştir.
Askeri ve sivil kaza| organları
(Bası 1 inci sayfada) vunnıa Bakanlığının tayin edeceği hususî bir elbise giyeceklerdir.
Diğer taraftan askerî mahkemelerde yüksek rütbeli subaylar da müşahit sıfatiyle bulunabilecekler; fakat yargıç, bunların fikirlerine bağlı kalmadan kararını serbestçe verebilecektir. Bu arada askerî tem-
yiz de lâğvedilecek, bunun yerine Yargıtayda yüksek rütbeli askerî hâkimlerden teşekkül e-den bir daire ihdas edilecektir. İdarî dâvalara da Danıştay bakıp katî hükme bağlıyacaktır.
Hazırlanan tasarı önümüzdeki günlerde Askerî Şûraya sev-kedilecek, burada incelendikten sonra Meclisin önümüzdeki dev-
resinde, umumî heyete
sunula-
Yeraltı Şehri
(Başı 3. üncü sayfada) Almanya'dan gelecek siparişlerimiz var. Bu çelik sarmalar gelince, direk sarfiyatının muazzam masrafını önliyeceğiz. Bu usulü her yerde tatbik edebilirsek maliyetin mühim bir miktarda düşmesine muvaffak olacağız.
★
Şimdi, büyük bir otomobil garajını andıran geniş bir atel-yc içerisinde idik. Burada bir sürü makineler, torna ve tesviye tezgâhları, duvarlara asılmış bin bir çeşit demirci âletleri, hulâsa her şey vardı. Usta başıları, ustaları ve çırakları durmadan çalışıyorlardı.
Yanına yaklaştığımız Sadık Özdemir usta, 24 senedir - dile kolayl - burada çalışıyordu. 38 yaşında olduğunu söylüyor, fakat ellisini çok aşmış görünüyordu. Bu yeraltı çalışması elbette ki insanları vaktinden evvel kocaiırdı. Hem o, ilkokuldan çıkar çıkmaz, küçücük bir çocukken ocağa girmiş, aynı işte usta başı olan babasına uzun zaman çıraklık etmişti. Şimdi, 575 kuruş yevmiye alacak hale gelmişti. Daha fazla çalışırsa, kolunda ve dizinde derman olursa, prim de alabilirdi. Ayrıca mühim bir kazancı vardı, Çaialağzı'nda İşletme'nin tahsis ettiği evde bedava oturuyordu. Daimî işçi olduğu için vergi vermiyordu. O vaziyetinden memnun görünüyordu.
Fakat bir de, İbrahim Merdan'ı dinleyelim: O da aynı işle aynı parayı alıyordu. 14 sene evvel, tam Gümüşhanenin Moksafa köyünden buraya gelmişti. Fakat İşletmenin işçiye verecek fazla evi yoktu ki!.. Zonguldak'ta kiralar pahalı olduğu için çoluğunu çocuğunu bir türlü geiirtemiyordu. Tam 8 senedir köye gitmemiş, altı çocuğunu o zamandan beri görmemişti. Onlar için çalışıyor, fakat bu 6 çocuğun hasretinden de içi yanıyordu. Kimbilîr küçükler, nasıl büyümüştü? Ara sıra mektup alıyordu ama, gözle görmek gibi olur muydu?
İbrahim Merdan bu acıklı halini anlatırken benim gözlerim dolmuştu. Evlât hasreti bu! Hiç bir şeye benzemezdi ki»
Sözü değiştirmek için:
— Önümüzdeki senelerde, evler yapılacak, 20 sene taksitle ve az bir kira mukabilinde işçilere mal edilecekmiş.
Diyecek oldum..
Fakat o, yağdan ve kirden kararmış nasırlı ellerini atölyenin tavanına doğru açtı ve boynunu bükerek:
— Kısmet! dedi. Bakalım, o güne kadar ömür vefa edecek mi?
Daha ne söyliyecek diye, onu dinlemeğe hazırdım. Fakat İbrahim Merdan, tezgâhının başına dönmüş ve işine koyulmuş tu bile...
Yeraltındaki maden işçileri, dünya kelâmı az ederler!... Adviye FENİK (Devam edecek)
Doğu illeri Menfâ değildir bir arpa boyu yol alamamıştır.
Doğu kalkınması lâfı, hakikaten senelerce doğu illerimizin nasıl ihmal edildiğinin hazin bir itirafıdır.
Doğu kalkınması ne demektir? Memleketin her tarafı birdir, ve bir bütündür. Edirne Kars'tan ayrılmıyacakiır; Erzurum, Ege bölgesi kadar bu vatanın nimetlerinden faydalanacak, iktisadi hamlelerimizde söz ve karar sahibi olacaktır. Hiç bir şehrimizi bir başka şehrimizden ayrı mütalâa etmeğe imkân yoktur. Eğer bir bölge geri bırakıldı ise, bunun bütün vebali, eski iktidarın omuzlarındadır.
Evet, doğu, maalesef senelerce ihmal edilmiş, ve buraların derileriyle kimse alâkadar ol-maıştır.
Doğu, senelerce, âdeta Rusya'nın Sibiryası gibi, biraz ten-kidkâr fikirler ileri sürenlere bir sürgün yeri telâkki edilmiştir. Hoşa gitmiyenler, arkası olmıyanlar, hepsi hepsi doğuya nefyolunmuştur. Doktoru böyledir; hâkimi böyledir; tapu memuru, kadastro memuru böyledir. Gerçi bu yüzden doğu illerimiz, bir çok cevherler kazanmıştır; fakat bunların elleri kolları bağlı, imkânsız halde bırakılması, lâyıkı veçhile iş görmelerini engellemiştir.
Meselâ doğuda, öyle idare âmirleri, öyle doktorlar gördüm ki, hepsi başlı başına bir kıymettir; işlerine vukufla, ve feragatle sarılmışlardır. Fakat bir çok mahrumiyetler, kendilerinden lâzım geldiği gibi istifade edilmesini mümkün kılmamaktadır. Çünkü ya bütçe, ya mekân, veyahut malzeme imkânlarından mahrumdurlar.
200 yataklı Erzurum Nümü-ne hastanesinde, 27 bin liraya çıkacak bir kalorifer tesisatı yoktur; hastaların sıfırın altında otuz derecede bu kışda tiril tiril titreyecekleri muhakkaktır. Eski Umum Müfettişlik binası olan. Verem Sanatoryo-munda da kalorifer tesisatı bir ihmal yüzünden patlamıştır. Ve bu Verem Sanatoryomunda, bir röntgen cihazı yoktur. Hulâsa nereye el atsanız yokluk ve perişanlıkla karşılaşmanız mümkündür. Sokaklar, yazın tozdan, kışın buzdan geçilmez bir haldedir. Şehircilik telâkkisi, büyük şehirlerin yanından bile geçmemiştir. Belediyeler fakir, hususî idareler fakirdir. Çünkü ahalinin büyük bir kısmı yoksul ve fakirdir; çünkü doğu illeri, kendisini bekleyen büyük inkişafa maz-har olmak için, hiç bir himmet görmemiştir. Nasıl görsün ki, eski idare doğu illerini âdeta ikinci, üçüncü sınıf telâkki ei-Imiş, hattâ memurlar için, askerlik mükellefiyeti gibi ayrıca bir «mecburî şark hizmeti» ihdas etmiştir. Bu memlekette şark hizmeti varken neden garp hizmeti yoktur? Bu ayrılık nasıl yaratılmıştır? İşte bunu anlamak imkânsızdır.
Cumhur Başkanımız Celâl Bayar'la, Başbakanımız Adnan Menderes'in doğu illerine yaptığı bu son seyahat, ve oradaki idare âmirleri ve alâkalılarla birlikte tetkik edilen meseleler ve alınan kararlar, her halde, şimdiye kadar nasipsiz ve hattâ öksüz bırakılan bu yerlerin bir an evvel refaha ve saadete kavuşmasında büyük bir âmil olacaktır.
Bundan sonra doğu batı diye bir tefrik ortadan kalkacak, ve vatanın her tarafı, milli kalkınmamızda, iktisadi kalkınmamızda bir bütün olarak ele alınacaktır.
Doğu illerimiz, bir menfa değil, fakat herkesin iştiyakla arzuladığı bir yer olduğu zaman, bu memleket toprakları üzerinde tam birlik beraberlik, teessüs ettiğine şahit olacağız.
Mümtaz Faik FENİK
Anti demokratik kanunlar
(Başı 1 nci sayfada)
ııa anlatmıştır-
Muhabirin sorularile Bakanın cevaplarını aynen ve-
— Memlekette b?)r adalet huzursuzluğundan bahsetmiştiniz. Bu huzursuzluğun giderilmesi için ne gibi tedbirler düşünmektesiniz?
— Demokrasinin başlıca Hususiyetlerinden birini fert hürriyetlerinin teminat altında bulunması teşkil eder. Bu teminatın mükemmeliyeti nis-ı belinde adalet huzura kavu-1 kanunlarımızda değişiklik ya-şuı. Bakanlığa geldiğim andan pacak olan tasarılar üzerinde itibaren ilk iş olarak kanunla- yeniden tetkiklerde bulunuyo-jımızda mevcut antidemokıv- ,uz Bu sahadaki kayretleri-tik hükümleri ortadan kaldır 1 mjzj ahenkli kılmak için son nıak teşebbüsüne geçt-m- Bu defa mahkemelerin kuruluşu hükümler içerisinde en ziyade meselesini yeniden gözden ge göze batanları -kişi dokunul-1 çjrerek kanun tasarısına son mazlığı. nı ilgilendirenlerdir.' 5ek]ini vermeye çalıştık.
Bil isiniz ki hakkında kamu ı Bilhassa ceza’ işlerindeki ro-dâvası açılmış olan bir kim-1 m nek mühim olan adlî tıp senin tevkif edilebilmesi için tetiklerinin merkezini teşkil Ceza Muhakemeleri Kanunun-' eden adlî tıp müessesesini ye-clâ prensip olarak tesbit edil- n’den kuracak olan kanun ta-miş hallerden birinin bulun- sarımız da hazırdır.
ması lâzımdır Meselâ sanığın' Devletlerarası bir konu o-suç delillerini ortadan kaldır-1 larak bugüne kadar devletler-ması veyahut kaçıp gitmesi ih-' ce kabuı edilmiş olan andlaş-timali mevcutsa yargıç onu tev ' maların koyduğu esaslara uy-kife karar —-«-«»- « ■-
buduı-Ancak sülün 200 üı muş olaı _ _____ .
lâvelerle bu prensipler bozul-. iaşmalara dayanan muştur- İstisnaları tesis eden sanat eserlerini koru hükümlerde hürriyet için her- nun lQSarlSı üzerinde hangi .bir teminat tasavvur e-' ıer';miz de bitmiştir-
hükümleri izah etmiş bulunu-youz-
— Bakanlıkça üzerinde çalışılmakta olan diğer kanun mevzuları nelerdir?
— Evvelce de bir münasebet le söylediğim gibi Bakanlığın merkez kuruluşunda yeniden rasyonel bir tertip vücude getirmek zaruretnideyiz Bu mev zu üzerindeki çalışmalarımız devam ediyor Bundan başka I yargıçlarımızın mesleki ve hukuki statülerinin belirtilmesi I iş' üzerinde duruyoruz. Usul
Üç meşhur tenisçimiz Pakistana çağırıldı
• .■‘■■r.'s | maıaıııı noyuugu esasıma uy-
verebilir- Prensip . gun bir hava seyrüsefer kanun ve bu olmak ioabeder | projesi meydana getirdik- Si-bazı kanunlarımızda Vjj havacılığımızın bu suretle evvel bahsettiğim u- modern hukuk esaslarına göre üncü maddesinde kon inkişafına yardım etmiş olaca-bazı hükümler ve i- ğjZ. Yine, milletlerarası and-u.. ı ..ı ----n fjkir ve
İstisnaları tesis eden sanat eserlerini koruyacak ka-I n..r. uçarıcı üzerindeki tetkik-
güçtür. Tadiller ve | — Demokrasiyi koruma ka-
keyfî ve indî bir nunu mevzuundaki çalışmalar mahrumiyetine im-: ne safhadadır?
t vahamettedirler. — Demokrasiyi koruma mev suretle hürriyetin-I ZUUj hayli geniş bir mevzudur
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER. Beynelmilel şöhretli akrobatlar
5 AKEF Adolfo Ventas dar esinde
İspanyol Tipik Orkestrası
debilmek eklemeler hürriyet kân verecek Ferdin bu s ____ „________________________
den mahrum edilmesi neticede1 Bunun heyeti umumiyesi üze-telâfisi mümkün olmıyan za- rjncle jimî araştırmalarda bulu rarlar doğurabilir. Tevkif hu-1 susunu, yargıç, kanunun çizdiği genel prensip dairesinde kendi takdiri ile belirtmelidir. Bunu sağlıyabilmek için tev- , kif mecburiyetine dair söylediğim hükümlerin kaldırılması , gayetilo hazırladığımız tasarıyı büyük Meclise sunacağız.
Şunu da arzedeyim ki, yine kişi hürriyeti anasında mütalâa edilmesi icabeden konut , dokunulmazlığı bakımından da durum böyledir- Bir kimsenin meskenine girilmesi ve orada arama yapılması halleri, esas , prensipin dışında kalan istis- , nalardan temizlenmiş olmalı- ; dır- Bu maksatla da gereken :
' nan profesörlerden mürekkep bir ilim komitemiz vardır- Komitenin faaliyet sahasına giren konulardan bugün için ancak bir ikisi üzerinde durmaktayız- Epey zamandır devamlı çalışmalarda bulunan özel komisyonun hazırlamakta olduğu tasarıyı da yekında Bakanlar Kuruluna takdim edeceğim.
— Komünistlerin mücadele hakkındaki kanun bu mu olacaktır?
— Evet. Bu, ve daha başka kanunî tedbirler demokrasiye düşman kuvvetlerle ve bilhassa komünistlikle mücadele hususunda elimizde kıymetli vasıtalar olaoaklardır.
Üç tenisçimiz, Pakistan spor tif oyunlar federasyonu tara- I fından Pak'stana davet edil-1 miştir. Federasyon, Bahtiye | Musluoğlu, Enes Talay ve Susan Güler’i Pakistana yollama- j ya karar vermiştir. Tenisçile- , rimiz yakında uçakla Karaç ye gidecekler 2 - 12 kasımda Pakistan milli şampiyonasına, 12 kasım - 5 Aralıkta 11 vilâyette yapılacak müsabakalara, 7-17 Aralıkta enternasyonal Pakistan Tenis Turnuvsına ve 17-23 aralıkta da diğer iki vilâyette ve bu iki aylık turneden sonra yurda döneceklerdir- Tenis-ilerin bütün masraflarını Pakistan federasyonu deruhte etmiştir.
Pakistanda tenis çok ileridir, Karaçide yapılan müsabakalara birçok kuvvetli tenisçiler her sene davet edilmektedir. Geçen seneki müsabakalarda Arjantin tenisçileri birinci, İ-talyanlar ikinci ve PakistanlIlar üçüncü gelmişlerdir
Beden Terbiyesi İstişare Kurulu toplandı
Beden Terbiyesi Merkez İstişare Kurulu dün de toplanmıştır-
Bu toplantıda gündemde bulunan Beden Terbiyesi bütçesi görüşülerek kabul edilmiştir-
Gündem dışı olarak futbol federasyonu başkanı Ulvi Ye-nalın yaptığı, badema beynelmilel olacak hakemlerin federasyonca müddet beklemeden •simlerinin beynelmilel futbol federsayonuna bildirilmesi tek lifi kabul edilmiştir.
istişare kurulunun gelecek toplantısı kasım balşangıcında yapılacaktır. Bu toplantıya ilgililerce büyük bir önem verilmektedir. Çünkü, 50 kadar tanınmış spor idarecisinin iştirakiyle teşkil edilecek bir heyetin, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğüne günün icaplara na göre, yeni bir veçhe verilmesi için, fikirleri alınacak ve hazırlanacak olan tasarı hü-
kümete verilecektir-
Beden Terbiyesi Genci Müdürü Vildan Aşir Savaşırın evvelce İstişare kurulunda görüşüleceğini bildirdiği, kulüp i-daıec, futbolcu ve basın mensuplarının sahalara serbest gı-riişni tahdit eden tâlimat hükmünün tadili gündeme alınmadığı gibi gündem dışı da görüşme mevzuu olmamıştır.
Beş vilâyette basketbol kursu açılacak Gençlerimiz arasında her gün biraz fazla' rağbet gören gayesi ile sportif oyunlar federasyonu Ankara, İzmir, Edirne, Eskişehir, Afyon ve Kocaeli illerimizde basketbol o-yuncu kursları açmıya karar vermiştir-
Bu kurslar, 15 er gün devam edecek ve gençlerimizi İzmir ve Ankarada milli takım antrenörümüz Semim Göreç, diğer bölgelerde de, kuvvetli bir ihtimalle Tevfik Yalım, diğer birinci sınıf oyuncularımız çalıştıracaklardır-
Türkiye dekatlon birinciliği 1950 yılı Türkiye dekatlon birinciliği 26 - 27 Ekim günlerinde Ankarada yapılacaktır Halen Türkiye dekatlon rekoru 5370 sayı ile Mustafa Batmaca aittir- Mustafanın en kuvvetli rakibi, Çelil Uçarcr-dir. Dekatlan birinciliğinde her iki atletimizin de bugünkü rekordan daha iyi bir derece elde edecekleri tahmin olunmaktadır.
Yeni bir 100 metre rekoru
Bir ajans haberine göre, Panamalı L. Lobach 100 metrede 10 saniye 1/10 ile yeni bir dün ya rekoru kırmkıştır- Normal şartlar altında kırılan bu rekor, tasdik edilmek üzere beynelmilel federasyona bildirilmiştir. Eski rekor, 1936 yılında J- C- Ovens tarafından 10 saniye 2/10 ile tesis edilmiş ve 1941 de H Davir rekoru egale etmişti-
Mr. Hofman geldi
(Bası 1 inci sayfada) me çok memnunum. Amerika hiç bir memleketin problemiyle Türkiye’nin problemleri ile alâkalandığı gibi yakından meşgul olmamaktadır. Türkiye'de göreceğim şeylerin hepsini Amerika’ya dönünce bildireceğim.
Bugüne kadar İktisadî İşbirliği Türkiye İcra Komitesi Baş kanı Russell Door bize sîzler hakkında o kadar iyi ve o derece heyecanlı rtıporlar verdi ki Türkiye'yi ve Türkleri gelip yakından görmek istedim.-Yakın ve şahsî dostum olan Türkiye’nin Vaşington Büyük Elçisi Feridun Cemal Erkin’den memleketinizin iyiliği ve güzelliği hakkında işittiğim sözler de bu arzumu kuvvetlendirdi. Türkiye’ye gelmekten büyük bir haz duyuyorum.»
Almanlarla Millî futbol maçları
Alman takımı, hazır bulunmadığı için geri bırakıldı
Ankara, 11 (T.H.A.) — 21 E-kimde memleketimizde oynanması beklenen Türkiye - Almanya Millî Futbol karşılaşması, Alman Federasyonunun teklifi üzerine şimdilik geri kalmıştır.
Beynelmilel Federasyona yeni kabul edilen Almanya henüz millî karşılaşmalar için hazır
* bulunmadığını bildirmiştir.
Mr. Hoffman Dış Bakanını ziyaret etti
Hava alanından ayrılan kıymetli misafir, kısa bir istiraha-ti müteakip, beraberinde Paris’teki Marslıall plânı merkez komisyonunun başkan vekili Büyük Elçi Mr. Tyler Wood, A-merikan Büyükelçisi Mr. Wads worth ve İktisadî işbirliği idaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Mr. Russel Dorr olduğu halde saat 18 de Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü'yü maka mında ziyaret etmiş ve müddet görüşmüştür.
Devlet Bakanlığında
Mr. Paul Hoffman saat 18.20 de, refakatinde bulunan zevat la, Devlet Bakanlığına giderek Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Ka-raosmanoğlu’nu ziyaret etmiştir. 45 dakika devam eden mü lâkat son derece samimî bir hava içinde cereyan etmiştir.
Mr. Paul Hoffman, Amerikan milletinin, Türk milletine karşı beslediği iyi niyetleri belirtmiş ve dost memleketin selâmlarını getirdiğini ilâve et-
Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu, Türk milletinin de aynı dost hislerle ve iyi
bir
niyetlerle meşbu bulunduğunu beyan ederek, kıymetli misafire teşekkür etmiş ve bu ziyaretten duyduğu bahtiyarlığın son derece kıymetli olduğunu söylemiştir.
Mr. Hoffman'm bugünkü ziyaretleri
Mr. Paul Hoffman bugün öğleden evvel saat 11 de Anka-ıanın Ballık Pınar köyüne giderek köylülerle konuşacak, Türk tohum temizleme evini görecek, bir Türk köylü evini görecek, ve köyde yapılan ma kineli ziraatı tetkik ettikten sonra köy okulunu da ziyaret edip şehrimize avdet edecektir.
Mr. Hoffman öğleden sonra askerî yardım heyeti başkanı General Arnold ile beraber as kerî yardım programını tetkik edecek ve izahat alacaktır.
Mr. Paul Hoffman müteakiben saat 16.30 da Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kabul edilecektir.
Dışişleri Bakanı Prof. Fuat Köprülü, bu akşam Mr. Hoffman şerefine hususî bir akşam yemeği verecektir. Mr. Hoffman yarın Ankaradan ayrıla-
Russel Door’un dün geceki ziyafeti
Paul Hoffman şerefine iktisadi işbirliği Türkiye icra heyeti başkanı orta elçi ve Bayan Russel H. Door tarafından bir akşam yemeği verilmiştir.
Akşam yemeğinde, iktisadi işbirliği Yunanistan İcra Heyeti başkanı Paul Porter, Mar-shall Plânı Paris merkez heyeti başkan vekili ve Bayan Tyler Wood, büyük elçi Katz-ın hususî asistanı Nathaniel Baıtlett. Paul Hoffman’m hususi müşaviri ve Eca merkez biiıosu müşaviri ve bayan Mauıice Moore, VVashington Eoa bürosu haberler servisi başkan vekili Andrev Berding ve haberler servisinden Blair Moody ile Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı ve Bayan
Kore savaşı
(Bası 1 inci sayfada) nıışlardır. Muhabirin hatırlattığına göre, Ruslar şimdiye kadar harp esirleri hakkında hiç bir malûmat vermemişlerdir ve Rusya’da henüz memleketlerine iade edilmemiş bir buçuk milyon kişi bulunmaktadır. Fakat bir çok Alman ailesi kayıp olan aile efradının Kore’den gönderdikleri mektupları almışlardır.
Bu meyanda, General Schneider Kuzey Kore yüksek komutanlığı stratejik makamlarına bağlı askerî müşavirler grupunu idare ettiğini bir mektupla ailesine bildirmiştir. Kore’de cereyan eden mücadelenin tarzı aa bu haberlerin doğruluğunu teyid etmektedir. Bu harpte her şey 1939 -1945 Alman Genelkurmayının taktiğini hatırlatmaktadır. Filhakika Kore harbi nazileıin Rusya’da ve Normandiya’da kullandıkları harp tarzıdır. Nazi genelkurmayının bu tarihte yaptığı hatalar Kore’de de aynen tekrar edilmiştir. Tabiî Ruslar da harpte hatalar işlemişlerdi, fakat onların hataları bu tarzda değildi. Kuzey Koreliler harbi nazilerin kaybettikleri tarzda kaybettiler. Mesuliyetin eski nazi şeflerine ait olduğu muhakkatır.
Tokyo, 11 a.a. — Siyasî çevrelere göre General Mac Art-huı-’ün, Başkan Truman’la yapacağı görüşmede, bütün Asya’ya şamil anti-komünist bir programın kabul edilmesi teklifinde bulunması muhtemeldir.
Bir gazinoya karşı sistemli hareketler
Gar Gazinosunun son günlerde bazı neşriyata mevzu olduğu görülüyor. Dün çıkan bir yazıda,
Garsonlar Sendikasının, bu gazi-
noyu birnevi «Garsonlar mekte bi. haline getirmek için işletmek istediğinden bahsediliyordu. An-
kara’mızın, yerli’yabancı sakinlerinin ailesiyle birlikte gidebileceği sayılı yerlerden olan bir eğlence yerinin daha eksilmesi is-
teniyor demektir. Acemi garson-
lar için, Gar Gazinosundan daha münasip staj yerleri buluna-
bileceğini sanıyoruz.
Samet Ağaoğly, Devlet Bakanı ve Bayan Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu, Dışişleri Bakanı ve Bayan Fuat Köprülü, Maliye Bakanı ve Bayan Halil Ayan, İşletmeler Bakanı ve Bayan Muhlis Ete, Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtbek, Millî Savunma Bakam Refik Şevket İnce, Devlet Bakanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Bayan Cemal Sait Bark, Amerika, Fran-1 sa ve Kanada Büyük Elçileri, İktisadî işbirliği Türkiye he-lıeti mensupları ve Amerikan yardım heyeti ileri gelenleri, Dışişleri Bakarilığı mensupları hazır \ bulunmuşlardır
Trumanın ani kararı
(Bası 1 inci sayfada) tanla sadece Kore meselesini müzakere etmiyeceği, fakat Formoza meselesi ile Japon barış anlaşması meselesinin de görüşmelere, konu teşkil edeceği kanaatindedirler-
Japon barış anlaşması ile ilgili olarak, Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson'un ö-zel müşaviri Foster Dulles'in, Malik ile yapmış olduğu bir görüşme sırasında Sovyetler Birliğinin bu liususta görüşünü bildirmesini istemiş olduğu, fa kat Malik'in henüz cevap vermediği ayıklanmaktadır.
50 bin Doğulu mülteci
(Bası 1 inci sayfada) 50 binden fazla Doğu Avrupa mültecisine tekrar yardıma baş-laııııya karar vermiştir. Beynelmilel Mülteci Organizasyonu son bir sone zarfında Doğu Avıııpa-dan gelen . mültecilere yardı kesmiş bulunmakta idi.
12/10/1950
ZAFER
Sayfa: 5
r
Beliamy Cinayeti
’"Y
Marshall yardımı
(Bası 2 nci sayfada) I alacağına geçirir, çen şu «tiraj hakları, ndan söz açmak lâzımdır.
ZAFERİN POLİS TEFRİKASI
Yazan: Franccs Noyes Harl Çeviren: S. Yazıcıoğlı
— 121 —
— Ne söylediklerini anlaya-"bildiniz miydi?
— Evvelâ pek anlıyamamış-tım. İkisi de telâşlı telâşlı bir ağızdan konuşuyorlardı. Nihayet otomobilin ışığının içine girince ikisini de gördüm. Bay Beliamy Bayan İves’in bileğinden tutmuş yürütüyordu, kulağıma tek tük kelimeler aksetti.
Farı- o anda birdenbire kaplan gibi yerinden fırladı; fakat eski enerjisini kaybetmişe benziyordu.
— Bir şalısın diğerine söylediği sözleri mahkeme kâfi delil addediyor mu, diye sordu.
Lambeıt heyecan ve telâş içindeydi:
— Elbette addediyor, cüı-mün vukubulduğu yerde ve cürüm vukuundan bir iki dakika sonra söylenen sözlerin kıymeti vardır.
Farr, homurdanır gibi bir ses çıkardı:
— Bir iki dakika mı? Üç çeyrek saat. İcabında iki dakika zarfında savrulan feryatlara itibar edilmiyor.
— Bilâkis...
— Efendiler!..
Hâkim Carver’in asâsı
detle gümbürdedi.
— Lütfen mahkememize hi-tabetmenizi rica edeceğim. Bay Farr, sizin istediğiniz, şahidin şayanı kabul olup olmadığı hakkında mahkemenin bir karar vermesi midir?
— Evet efendim.
— O halde, vaziyetin ciddiyetini ve şahadetin fevkalâde mahiyetini nazarı itibara alarak, mahkememiz bu şahadet hususunda mümkün olduğu kadar geniş imkânlar vermeği muvafık görmektedir. Binaenaleyh şahadetin kabulüne karar veriyoruz. Bir itira-
Farr, birdenbire bütün mânasını kaybetmiş gibi yavaş bir sesle:
— Hiç bir itirazım yok, diye cevap vererek yerine oturdu.
— Devam edebilirsiniz, Bay Phipps.
— Bay Beliamy, «Ne kadar masum olursak olalım, hiç bir fark etmez. Masum olduğumuza tek kişiyi inandıramayız, nerede kaldı ki on iki kişiyi, seni eve kadar götürmeliyim. Bin arabaya, diyordu. Arabaya girdiler ve derhal uzaklaştılar.
— Sonra Bay Phipps?
— Sally bu sözden bize de ders çıkıyor. Onların masum olduklarına inanmıyanlar, bize hiç inanmazlar, yemek kutusundan vazgeç. Seni evine kadar götüreyim, dedim.
— İçeride bir cinayet vâki olduğundan haberdar mıydınız?
— Cinayet mi? Böyle bir şey bir an dahi hatırımıza gelmemişti. Beliamy ile Bayan İves’in bir an için ihtiyatsızca bir harekete kalkıştıklarını, sonra, son dakikada akılları başlarına gelip vazgeçtiklerini tahmin ediyordum. Kendi vaziyetimi de tamamiyle buna müşabih bulduğum için, Bayan Dunne’i derhal evine götürmeğe karar vermiştim.
— Pekâlâ, Bay Phipps, size bir iki sual daha soracağım. Köşke ilk yaklaştğınız zaman, içeride bir kadın sesinin «Dokunmayın bana! Dokunmayın!» diye haykırdığı esnada köşkün ön tarafını da arka ta-raftnı da görebiliyordunuz, değil mi?
— Evet, bir çok defalar etrafı bilhassa gözden geçirdim.
— Acaba, oralarda bir otomobil vardı da sizin mi gözünüzden kaçmıştı.
— Katiyyen. Böyle bir şeyin imkânı yoktur.
— Yâni orada bir otomobil bulunsaydı, görmemiş olmanıza imkân yok muydu ?
— Hayır, katiy-yen böyle bir imkân yoktu.
— O aralık otomobil hareket edip gitmiş olsa duymn-mış olmanız mümkün müdür?
— Hayır, buna da imkân yoktur.
— Oralarda bir otomobil göldünüz, yahut sesini işittiniz
— Hayır ne gördüm, ne de işittim.
— Teşekkür ederim, Bay Phipps size soracaklarım bu kadar.
Farr nezaketle lâfa karıştı.
— Pek bu kadar değil. Bir iki şey de ben soracağım. Haziranın on dokuzuncu gecesi evinize saat kaçta döndünüz?
(Devam edecek)
İktisadî İşbirliği Teşkilâtına üye olan ve aralarında ticari mübadele yapan iki memleket farzedelim- İhracat hacmi ithalât hacminden dûn olap memleketin tediye müvazene-sinde bir açığın husule gelece-ği muhakkaktır- İşte muayyen tir devre sonunda husule ge lecek açık tesbit edildikten sonra tediye muvazenesi alacaklı bir bakiye arzetmeğe mütemayil olân memleket, diğerine kendis-inden muayyen miktarda mal almak hakkını tanır: Bu hakkın adına -tiraj hakkı, deniyor-
j 2) B nin hesbında parası ! yoksa, gene aldığı emtia bedeli kadar borçlanır, sonradan bu borç silinir.
İşbirliği Teşkilâtına dahil bir memleket, aynı teşkilât mensubu diğer bir memlekete tanıdığı tiraj hakkı mukab -linde AB- Devletlerinden emtia ve malzeme almak hakkını iktisap eder ki Amerika’dan bu şekilde «şarta bağlı Şarta bağlı ne de hibedir Tiraj hakkı tanıyan memleketin istifadesi döviz vermeden Amerikadan mal alabilmesinden ibarettir-Lehine tiraj hakkı tanınan memleket ise tiraj hakkını tanıyan memleketten bedel ödemeden mal almış oluyor- Bu suretle elde ettiği h.be şeklin-
gördüğü yardıma yardım, deniyor yardım ne karz,
Tiraj hakkı tutarındaki para, tiraj hakkı tanınan memleketin emrine derhal verilmez; bu memleket mübayaatlnı borç- .......... .... ............
lanarak veya mevcutlarından ^eki yardıma «bilvasıta yar-sarfetmek suretilo yapar, bilâ- dlm, denmektedir.
haıe mevcutlar tiraj hakkı ta nıyau memleket tarafından ı tekrar tesis veya borç iptal e- meğe başlayan tiraj haklarına dil ı- Bunu bir misâl ile can- ' müstenit yardım usulü yerine landıralım:
Maamafih, kifayetsiz görün-
Gürün mevzuu
memleketi «B» 100 bin lira tu-tiraj hakkı tanı-
Suriyeli subaylar bugün geliyor
Suriye Hükümetinin teşebbüsü ile, Suriye ordusuna men-, sup sekiz subay ve sekiz gedikli asker okullarımızda tatbikat
görmek üzere bugün şehrimize geleceklerdir. Piyade, tank, istihkâm ve muhabere sınıflarına mensup olan bu subay ve gediklilerin hepsi Türkçe bilmektedirler ve memleketimizde bir sene kalacaklardır.
Bir genç toprak altında con verdi Nallıhanın Çiğ köyünden İsmail Sürücü, evinin civarında toprak kazarken toprağın ani olarak çökmesi neticesinde altında kalmıştır.
İsmail Sürücünün bütün çırpınmaları ve feryatları bir netice vermemiş ve biraz sonra feci bir surette ölmüştür.
Faraza «A. memleket ne tarında bir miştır: B, A dan mal aldıkça bedelini A memleketi Merkez Bankasındaki hesabının zim-metile öder- (2)
Burada iki halden biri mevcut olabilir:
kaim olmak ve Avrupa memleketleri arasında daha sıkı bir işb rliği temin etmek üzere Avrupa memleketleri İktisadı İşbirliği Teşkilâtı -Avrupa Tediye Birliği adında bir mü-essesenin kurulmasına karar vermiştir ki bu müessese hakkında da müteakp bir yazıda söz açmağa çalışırız.
Alâka kesme
Umumî vekâlet mi haiz ticarethanem muhasebecisi bay Adil Ataman, 5 Ekim 1950 tarihinde müessesemden ayrıldığı iç'n vekâletnamenin hükmü kalmadığını arz ve ilân e-derim.
Affan Ataçeri
5756
ZAYİ — Şarkışla nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim yenisini alacağımdan esk sinin hükmü yoktur-
Armenak oğlu Toros İpekçi Şarkışla 1339 5759
Ders veriyor
Bir bay İngilizce, İngiliz edebiyatı ve piyano dersleri vermektedir
Telefon: 22169 5734
Eşyalı ve eşyasız satılık ve eşyalı kiralık ev
Yurt Yapı Kooperatifi 47 n-ci sokak 2 nunmah ÇOcuk balı» çesj karşısında ve asfalt üzerinde güzel bir bahçe ortasındaki ev. 6 oda, 3 hol, şömine, bodrumda ayrıca iki hizmetçi odası, kömürlük, çamaşırlık, kıymetli eşya, Frijider, havagazı ve telefon-
Her gün saat 9 dan 13 e ve 15 den 19 a kadar görülebilir-
Telefon: 31533 5699
1) B memleketinin A memleketi Merkez Bankasındaki hesabında alacağı varsa, bu ala cak, çektiği malzemenin bedeli nispetinde azalır. Bilâhare kını tanıyan memleket, alınan A memleketi, yani tiraj hakkını tanıyan memleket, alınan malın bedelini tekrar hesabın
(2) Misali basitleştirmek gayesile, B nin A memleketi ııııezdinde bir hesabı olduğu farzedilmiştir Hakikatte hesabın hangi memleketin ııczdin-de bulunacağı alâkalılar arasın da aktedilen anlaşmalarda öngörülmektedir-
r
(Bası 2 nci sayfada) kattığını, görmüyorlar mı, elbette görmek işlerine gelmiyor. Kendilerinin uzun senelerde yapamadıkları şeyleri, bugünkülerden kısa bir zamanda beklemeğe ne hakları var?
Yaptıklarını sayıp dökerken biraz rnunsif olsalar.. Eğer Halk Partisi olmasa da bu memleketi her hangi bir parti ve hükümet idare etse (Atatürk gibi bir şahsiyet ve inkılâpları müstesna) yirmi beş sene içinde biraz demiryolu döşemiyecek, bir kaç mektep yâpmıyacak, bir kaç fabrika kuımıyacak da ellerini, kollarını kavuşturup oturacak mı idi?
Belki de o devrin hususiyetleri içinde Halk Partisinin maz-lıar olduğu avantajları bulamağa idiler bile daha iyi işler gör- ' miyecekleıini kim iddia edebilir. •
Muhalefete geçtikleri günden- | beri hep bu öğünmeler, bu ölçüsüz tenkidler içinde bocalıyorlar. Muhalefet yalnız körü körüne ve ne pahasına olursa olsun tenkid yapmak değildir, icabında hükümeti ikaz ve icabında takdir ve müzaherettir. Onlar ise her vesile ile insafsız ve mânâsız tenkidlerle hücumu meslek edindiler. Bugünkü iktidarın nerede ise muvaffakiyet-sizliği için elbirliği etmiş gibidirler. Bu memleket hesabına bir kayıp olduğu gibi kendi bildikleri dalı kesmek gibi şuursuz bir harekettir.
Bütün Türk milleti ise bugünkü iktidarın muvaffak olmasını görmenin arzu ve heyecanı içindedir. Çünkü bu iktidar milletin sinesinden çıkmıştır ve muvaffakiyetleri bu millete gurur ve kazanç verecektir.
Ali Rıza OKTAY
TÜRK TİCARET BANKASI
SERMAYESİ T. L. 4.400.000
İHTİYATLARI T. L. 1.876.186
BANKAMIZIN 100.000 LİRALIK
1950 Yılı İkramiye Plânının 4 üncü Çekiliş Tarihi:
25 Ekim 1950
Bu çekilişe iştirak edebilmek için:
■■—Müşterilerimizin
r. 5 Ekim 1950 Akşamına kadar. Tasarruf hesaplarında 1100, Vadeli hesaplarda 1000 lira bulundurmaları mev-jcui hesaplarını bu miktarlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT :
Fazla tafsilât için gişelerimize müracaat edilmesi.
Vadesiz Tasarruf Hesapları faizlerinin Gelir Vergisiı Bankamız öder. '
Vadeli hesap sahiplerine isabet edecek ikramiyeler YÜZDE 25 fazlasiyle ödenir.
Ankara İkinci Sulh Hukuk Yargıçlığından:
(948/1047)
Dâvâlılar: 1 — Ganime. İstanbul Fatih İtfaiye Caddesi, Ferhatağa sokak No- 2 de Necip Hödür veresesinden.
2 — Lûtfiye Gezg n Kayse-ride Yenice İsmail mahallesi Eıdem sokak No: 40 Necip Hödür vereses'ndçn-
Dâvecı Lûtfi Baykan vekilleri avukat Kadri Emre ve A-rife Emre tarafından müteveffa Necip Hödür varisleri, Fethiye, Pakize, İsmail Hakkı, Fatma Fikriye ve Hatice Lûtf.ye aleyhlerine açılan İzale! şüyu dâvası neticesinde:
Dâvâlıların (İştirak halinde maliki bulundukları Ankaranın Etlik aşağı Eğlence mevkiinde kain kadastronun 1781 ada 29 parselini teşkil eden gayr'men kul üzerindeki şüyuun satış suretiyle izalesine ve satışın Ankara gayrimenkul Satış Me-murluğunca icrasına ve satış bedelinin sekizde birer hassesinin Necip Hödür varisleri, Hatice Lûtfiye, Fatma Fikriye, Fethiye, Pak ze, Ganime ve İsmail Hakkıya aidiyetine ve 50 lira ücreti vekâletle 8697 kuruş yargılama giderinin hisseleri nisbetinde dâvâlılara tahmiline 948/1047 esas ve 949/626 karar sayısiyle 15.7. 949 tarihinde dâvâlıların gıyabında'karar verildiği ve dâva-cı vekillerinin tavzih talebi ü-zerine Necip Hödür karısı Ayşe Hödüı-e düşen iki hissenin de ölümiyle dâvalılaıa müsa-vatan intikal ettirilerek bu suretle bu iki hisse üzerinde de şüyuun izalesine ve tavzih mas ıafiyle b'rlikte 11657 kuruşa bal'ğ olan mahkeme masrafının hisseleri nisbetinde dâvâlılara tahmiline, temyizi kabil olmak üzere 5/9/1950 tarihinde tavzihen ver Ten karar ilâ-hen tebliğ olunur 5752
Pirinç ve kırık pirinç alıncak
Ereğli Kömürleri İşletmesi Genel Müdürlüğünden:
Kapalı zarfla 250 ton pirinç, 50 ton kırık pirinç alınacaktır.
Şartname:
Zonguldak’ta: Ereğli Kömürleri İşletmesi Ticaret Müdürlüğünden,
Ankara’da: Eti Bank Genel Müdürlüğünden,
. İstanbul’da: Eti Bank İstanbul Şubesi Müdürlüğünden, alınabilir.
Eksiltme 25/Ekim/1950 çarşamba günü saat 16 da yapılacağından nümunelerle birlikte teklif mektubunu havi zarfların en geç eksiltme günü saat 15 e kadar İşletmemiz Genel Sekreterliğine verilmiş olması lâzımdır.
Eksiltmeye gireceklerin isteyecekleri bedelin yüzde 7.5 ğu nisbetinde teminat verilmesi şarttır. r
50 tona kadar yapılan teklifler nazarı itibara alınır. Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibara alın-mıyacaktır.
İşletme İdaresi ihaleyi dilediğine kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta serbesttir. (7681)—2250
■ ■ *
V
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER.
Kübalı şantör ve Dansözler
Siyah inciler - Suzy Benrey
iştirakiyle Tel: 15190 - 12(103
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA
Bu akşam asat 20.30 da
HAMLET
Dram 5 Perde Yazan: W Shakespeare, Tercüme Orhan Buttan, Dekor - Kos tüm: Sabih Kayan, Sahne müzikleri: S- Kalender, Sahneye koyan: Mulıs n Ertuğıul,
RİGOLETTO
Opera 4 perde. Tercüme: Ferid Alnar, Dekor - Kostüm: Turgut Zaim Müzik idaresi: Adolfo Camozzo Sahneye koyan: Ay,uın Gün (Rigolettonun başlıyacağı tarih ayrıca ilân olunacaktır)
KÜÇÜK TİYATRO'da
Bu akşam saat 20.30 da ŞAKACI
Piyes 3 perde- Yazan: Sabahattin K. Aksal- Dekor: Ertuğrul Arf Sahneye koyan: Mahir Canova
Ankara Belediye Başkanlığından
Belediye Meclisinin 10/10/ 950 günlü oturumunda ittihaz olunan kararı gereğince An-karanın Başkent oluşunun 27 nci yıldönümüne raslayan 13/ 10/1950 cuma günü bir kutlama töreni yapılacaktır-
Belediyemiz ve hemşehrile-r miz İçin büyük önemi haiz olan bu mesut günün kutlama törenine bütün hemşehrilerimizin, partilerin, meslek gurup larının, kurumların ve diğer bütün teşekkül ve müessese mensuplarının aynı his ve heyecan içinde iştirak edecekle-r ne emin bulunmaktayız.
Gündüz ve geceye ait iki kısmı ihtiva eden törenin programını aşağıda bildiriyoruz.
Gündi'ız yapılacak tören:
Gündüz bütün devalr, hususi binalar nakil vasıtaları bayraklarla donatılacaktır-
1 — 13/10/1950 cuma günü saat 9 da v.lâyet konağı önündeki meydanda toplanış-
2 — 9-30 da hareket ile belediye önüne geliş.
3 — Beled.ye Başkanı da a-lınarak Anafartalar-Denizciler caddesini takiben Atatürkün Muvakkat Kabrini ziyaret ve Jjuket konulması ve orada üç dakikalık bir ihtiram duruşu.
4 — İnönü Bulvarı - Opera önü - Bankalar caddesi yolu ile Ulus meydanına1 geliş ve Atatürk -heykeline çelenk konulması
5 — Buradan Ankara kaie-Bıne bayrak çekmek için A-nsfartaler, Kooperatif arkası, İnönü Parkı caddesi yolu ile Ankara Kalesine çıkış-
Gece yapılacak tören:
6 — Gece bütün resmî ve hususi binalar elektrikle tenvir edilecektir.
7 — Saat 21.30 da Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi mera-kaıa radyolarile de yayınlana-6im salonunda İstanbul ve Ancak otan zengin bir program hazırlanmıştır
Bu progrma göre:
a — Ankara belediyesi ve Ankara Kulübü adına birer konuşma, ve yurttan seslerin de iştirakiyle AnkaralI Genç-osman tarafından m'llî havalar ve sazdan mürekkep zengin bir program-
b — Şiirlerin okunması ve millî oyunlar-
Merasime saat 23.30 da son verilecektir.
2257
SATILIK
Komple Studebaker taksi, taksimetresiyle çok iy; durumda ucuz verilecektir- Görmek istiyenleı- saat 12 - 14 arası OTOMAN Garajı Tekhik Üni-vers te karşısı No. 19 Telefon: 32649 5758
Ankara 5 nci icra memurluğundan: (5-950/1360)
Bir borclın ödenmesi için haciz edilerek satışına karar vc-■rilen Vitrin ve muhtelif ebatta rafların birinci satış günü olan 19/10/1950 günü saat 12-30 da Ankaıada Anafarta lar caddesinde Vakıf İş hanında açık arttırma ile satılacaktır- Mahcuz satılmadığı veya değerinin % 75 şini bulmadığı takdirde ik’nci arttırması aynı yer ve aynı saatte 20 10.1950 gününde icra edileceğinden taliplerin oradaki memurumuza müracaatları ilân olunur.
5755
TC Ankara Üçüncü İcrıı M (949/4395)
Bir borcun tahsili için hac z edilmiş olan Dikmende Çal-dağ mevkiinde Üstün kireç o-caklarında beher tonu 15 liradan 150 lira kıymetli 10 ton k -feç açık arttırma suretiyle satılacaktır. Birinci arttırma 16. 10-1950 gününe rastlayan pazartesi günü, saat 11-12 arasında mahall'nde yapılacağından taliplerin belli gün ve saatte mahallinde bulunacak memurumuza müracaatları ilân olunur- 5754
Ankara Ticaret ve Sanayi
Odasından
Esas merkezi Ankara’da Ban kıtlar caddesinde 47, 49 numa-■ ralı mağazalar olmak üzere kıiıulân Kemal Milaslı ve Ortakları Birtat Kollekt’f Şirketi unvanını haiz şirketin ticaret unvaniyle Ankara Üçüncü Noterliğinden tasdikli ana sözleşmesinin ve şirket adına müştereken imzaya yetkili zevatın isim ve imza örnekleriyle şirket kilisesi örneğini ihtiva eden sirkülerin, vak’ müracaat üzerine ve dairede saklı asıllarma daynılarak 11-10.1950 tarihinde ticaret sicilline tescil edildiği, ana sözleşme suretinin aşağıda aynen yayınlanmakta olduğu duyurulur.
[ lüzumu veçhile tutulmasını, temin ile mükelleftir- Deruhde ettiği bu işler için müdürün kâr hissesinden gayri ortaklıktan hiç bir ücret talebine hakkı yoktur-
ı Müdürden gayri diğer ortak-ı lar da. ortakların ittifakıjle.ufi ı deler.’ne verilecek ortaklık fş-
■ lerini aynı :htimam ve ücretsiz
■ olarak tedvire mecburdurlar.
Fasıl: 4
Madde: 10 — Kâr ve zarar ı taksimi, ortaklığın hesap sene-1 st takvim yılıdır Sene sonunda I ortaklık işlerine harcanan her I türlü masrafların, sene zarfın-ı da elde edilen hasılattan indirilmesinden sonra tahassul e-decek kâr ve azrar, % 10 u ortak Zeynel Kent hesabına ayrıldıktan sonra mütebaki ka'ıan kısım dört ortak arasında mü-tesaviyen taksim olunur- His-) selerinin tevzi muamelesi or-1 takların ekseriyet kararile icra olunur-
Madde: II — Ortaklığın
• fesih ve tasfiyesi, gerek bu sözleşme ile tayin edilen müdde-t’n hitamında ve gerek daha
■ 'evvel ortakların ittifakla vere-1 ceklerj karar neticesinde fesih
ve tasfiye edilir- Şu kadar ki, c ortaklık müddetin'n sona ermesinden en az bir ey önce ortaklardan her hangi biri or-: taklığın feshini diğerlerine res-ı men ihbar etmediği takdirde ortaklık aynı şartlarla otoma»
■ tik olarak daha beş sene tem-
• did edilmiş sayılır
Madde: 12 — Oraklardan bi-. ri şirketin devam ettiği müddet zarfında vefat ederse ölü-. nün veresesi sene sonuna ka-. dar ortaklıktan ayrılamaz . müteakip yıllar için verese . muhayyerdir- Dilerse müdeta tin hitamına kadar ortaklık , hakkını kullanabil r- Aksi tak-. dirde ortaklıktaki hissesi ’öde-. nerek ilgisi kesilir.
Madde: 13 — Ortaklığın her . ne sebeple olursa olsun fesih . ve tasfiyesinde işte kullanılan ı ve akt’fte kayıtlı bulunan de-I mirbaş eşya ve âlât ve, edevât satılmak suretiyle tanzim edilecek bilânço neticesi ortakla-I ıın sermayesine göre taksim i ve tevzi olunur.
Fasıl: 6
Madde: 14 — Ortaklar sene . zarfında ortaklık kasasından I zarurî masraflarına mukabil Etlıem Köslü Para çekmek hakkını haiz de-
5757
Birtat Kollektif Şirketi
Sözleşmesi
Fasıl: 1
Madde: 1 — İkinci maddede, İsim, şöhret ve ikametgâhları yazılı kimseler arasında aşağıdaki şratlar dairesinde bir kollektif ortaklığı kurulmuştur.
Madde: 2 — Ortakların isim, şöhret ve ikametgâhları aşağıda gösterilmiştir:
Ethem Köslü Yenişehirde A-tatürk Bulvarında Ökmen Ap. No- 5
Kemâl M lâslı: Ankarada Çık fıkçilar Yokuşunda Güven A-partman No- 57/3-
Necmettin Kuyumcuoğlu: Yenişehirde Marmara Sokak Kirmir Ap- No- 10/18.
Ali Rıza Pekalp: Yenişehirde Marmara Sokak Kirmir Ap-No. 10/18.
Zeynel Kent: Ankarada Harici Kapı 1057 No- lu evde-
Madde: 3 — Ortaklığın merkezi Ankarada Bankalar Caddesinde 47-49 No- lu mğaza-dır- İleride lüzum görülen yerlerde şube açabilir.
Madde: 4 — Ortaklığın unvanı (Kemâl Milâslı ve ortakları) B’rtat Kollektif Şirketidir-
Madde: 5 — Ortaklığın mevzuu, Ankarada Bankalar Caddesinde 47-49 No- lu mağazada lokantacılık, pateseri ve süt mamulatı işlerile iştigalden i-barettir-
Madde: 6 — Ortaklığın müd deti mukavelenamenin tasdiki tarihinden itibaren beş sened r.
Fasıl: 2
Madde: 7 — Ortaklığın ser-
mayesi:
Ortaklardan Enıem ıvuaıu ■--------»-------- --—— —- —-
tarafından 30.000 lira; Ortak- fidirler-lardan Kemâl Milâslı tarafın- Madde: 15 — Ortaklar bu dan 30.000 lira: Ortaklardan mukavelename hükümlerinin Necmettin Kuyumcuoğlu tara-1 tatbikinden aralarında doğalından 30 000 lira; Ortaklardan bilecek' ihtilâfları her birinin Ali Rıza Pekaln tarafındane tQyin edeceği birer hâkemden 30 000 lira, konulmak üzgre ( müteşekkil hakem heyetinin cem’an 120 000 (yüzyirm'bln) ! ekseriyetle vereceği karara gö-liradan ibarettir-
Ortaklığın iştigal ettiği mağazanın müsteciri bulunan Ortak Zeynel Kent Sermaye va-zetmeksizin ortaklık kârının-yüzde 10 una sahip olmak su- '• r'etile ortaklıkta müşterektir 11
Madde: 8 — Ortakların ittifakta vereceği kararla ortaklığın sermayesi artırılabillneee ği g bi aynı şekilde azaltılması da akrarlaştırılabilir. Sermayene artırılması halinde ortaklar artırılan sermaye miktarını mütesaviyen temine mecbur oldukları gibi azaltılan sermaye miktarı da yine her birinin -sermayelerinden müsavi miktarda tenzilât yapılmak suı le icra olunur ve yeniden tescil ve ilân olunur
Fasıl: 3
Madde: 9 — Ortaklığın idaresi ortaklar tarafından seçilen bir müdür tarafından tedvir o-Junur. Ortaklığı üçüncü şahıslara karşı ilzam edecek her nev. hususlarda müdür, ortaklardan birile müştereken imza edecektir. Ortakların münferiden imzaları ortaklığı hiç bir hususta ilzam edemez-
Müdür ortaklığın muamelâtını muntazam bir şekilde tedvir vazifes'le mükellef bulunduğu gibi hesap işlerinin de luğı
re, hakemlerin aralarında an taşmamaları halinde de ekseriyetle seçecekleri b’r. diğer ! hakem iştirâkile ittihaz oluna-r,cak ekseriyet kararma göre ni-•bai şekilde hallini ş mdiderı kabıil ederler-
. I Madde: 16 — Onaltı maddeden ibaret bulunan işbu kol-; leklif ortaklığı sözleşmesi ta-( raflaıca okunup münderieatı-na vukuf peyda ettikte, Rı?g ve beyanlarına uygun bulunduğu kendilerince kabıil edi-. lcıek Hizalandıktan sonra noter n tasdikine sunulmuştur.
,1 İmzalar.
.............' İşbu sözleşme altındaki im-____ -jretiy zaların şahıs ve hüviyetleri bu keyfiyet dairemce tanınmış bulunan Et-höm Köslü. Kemal Milâslı, Necmettin Kuyumcuoğlu, Ali Rıza Pekaln ve Zeynel Kentin imzaları olduğunu ve ma-hall nde dairem başkâtibi Hüs-rev Tamtunalı huzurunda imzaladıklarını tasdik ederim. Bin dokuz yüz elli yılı ekim ayının altıncı cuma günji-6/10/1950
Ankara Üçüncü Noteri Resmî mühür ve imza
Bu suretin dairede dosyasında saklı olan 6/10/1950 tarih ve 12543 sayılı aslına uygun-junu tasdik ederim-
BÜYÜK TİYATRO: U-muma. Parter 200, Balkon 150 kuruş. Memur ve öğrencilere Parter 100, Balkon 75 kuruş
KÜÇÜK TİYATRO: U-nıuıııa parter 200, balkon 150- Ucuz Halk: Parter 150, Balkon 100 memur ve öğrencilere parter 100, balkon 75 kuruştur.
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER.
Spirtizma ve manyetizma profesörü
Dr. Enzo ve Fakira Katia
Her pazur matine Tel: 15190 - 12603
Sayfa: 6
ZAFER
12/10/1950
Subay ve Memurlara taksitle satış başladı
BÜYÜK M AĞ AZ Anın
İthal ettiği paltoluk, kumaş ve yerli elbiselikleri.
Anafiartalar Cad. No. 300 Tel: 15149
Hikmet Ünal ve Or. Kol. Şt. Ankara şubesi
Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
---------------------------a
■
Biliyor musunuz?
Perdelik Tiil, Ray Kornlj ve Sofra Muşambalarının en bol çeşitlerinin TÜLİŞTE bulunduğunu biliyor musunuz?
Bilmeniz görmenizle, menfaatiniz gelmenizle mümkündür.
TÜLİŞ
Mefruşat Pazarı, Halis Koç - Çıknkçıla Yokuşu Özkan kardeşler yanında No. 27 - Tel: 16813
Devlet Orman İşletmesi ilânları
DEVLET ORMAN
İŞLETMESİ DÜZCE MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
İstanbul Yollar Birinci Bölge Müdürlüğünden
Küçükyalı'daki Yollar Birinci Bölge Müdürlüğü binasının kalorifer tesisatı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
İşin keşif bedeli 37570 lira olup geçici teminatı (2817) lira (75) kuruştur.
Eksiltme 16-10-1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de İstanbul, Bostancı - Küçükyalı’daki Yollar Birinci Bölge Müdürlüğünde toplanan komisyonda yapılacaktır.
İstifyeri
Cinsi
Parti adedi Adet
M3. D3.
Düzce Merkez
8 dolap 2 Kii eklik kayın kereste 1 Kayın Kalas 2
Kayın Dolap Iskarta kayın
9547 1380
187
1712
Tatava
1 — Yukarıda bulundukları yer,
ünde açık arttırmaya konulmuştur.
2 — Açık arttırma 16/10/1950 gününe tesadüf eden Pazartesi saat 15 de İşletmemiz binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 _ Her parti için % 7,5 hesabiyle teminat alınır.
4 __Bu satışlara ait şartname ve eb’at listeleri Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul Anka-
ra, Adapazarı, Bolu ve işletmemiz Müdürlükleriyle merkez ve Abant Orman Bölge Şefliklerinde görülebilir.
5 __ isteklilerin belli gün ve saatte geçici teminat akçeleriyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları. (7438) — 2210
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Karadere bölgesinin Çakallık istif yerin-1 - - - ..........
de mevcut 728 adede denk 95,995 metreküp kayın kürek keres- | tesi açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 24/10/1950 salı günü saat 15 de Hendek ( Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 86 lira 75 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 625 liradır.
3 .— Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit işletme Müdürlüğünde, Hendek, Ada-paazrı Bölge Şefliğinde ve işletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriylc birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7654)—2237
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Sapanca bölgesinin Sapanca istif yerin de mevcut 154 adede muadil 171 metreküp 646 desimetreküp kayın tomruğu üç parti halinde açık arttırma ile satışa ç ka-rılmıştır.
2 —t Açık arttırma 23/10/1950 pazartesi günü saat 15 de Sapanca Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Metreküpü 55 lira 10 kuruş olup yüzde 7.5 teminatı 711 radır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, İzmit, Ankara İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı Sapanca Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriylc birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7653)—2238
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Akyazı bölgesinin Dokuzuncu istif yerinde mevcut 733 adede denk 514,247 metreküp köknar tomruğu altı parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 25/10/1950 çarşamba günü saat 15 de Ak
yazı Bölge Şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. t ■
Metreküpü 48 lira olup yüzde 7.5 teminatı 1851 lira 30 kuruştur.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı, Akyazı Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbiteleriylc birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. (7655)—2239
Devlet Orman İşletmesi Kızılcahamam Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Kızılcahamam atölyesinde mevcut 12 parça marangoz âleti 30.9.1950 tarihinden itibaren 17.10.1950 tarihine kadar 17 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 17.10.1950 salı günü saat 15 de Kızılcahamam Müdürlüğünde toplanacak Komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Bu işe ait şartname ve şartnameye ekli olup makinelerin evsafını gösterir müfredatlı liste Ankara’da Orman Genel Müdürlüğünde Ankara Merkez İşletme Müdürlüğünde, İstanbul İşletme Müdürlüğü ile İzmir, Bursa, Eskişehir, Bolu, Çankırı, Gerede. Beypazarı İşletme Müdürlüklerinde ve İşletmemiz Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve ilk te -
minatlariyle birlikte komisyona müracaatları. (7439) 2187
Devlet Orman İşletmesi Adapazarı Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Hendek bölgesinin Çiftlik istifyerinde mevcut 967 adede muadil 469,437 metreküp dişbudak
tomruğu beş parti halinde açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 16/10/1950 Pazartesi günü saat 15 de Hendek bölge şefliği binasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
Beher metreküpü 54 lira 20 kuruş olup % 7.5 teminatı
1909 liradır.
3 — Buna ait şartname Orman Genel Müdürlüğünde, İstanbul, Ankara, İzmit İşletme Müdürlüğünde, Adapazarı,Hendek Bölge Şefliğinde ve İşletme Müdürlüğünde görülebilir.
4 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbitele-riyle birlikte komisyona müracaatları ilân olunur. 30/9/950 (7437) — 2209
Bu işe ait eksiltme evrakı 188 kuruş bedel mukabilinde Yollar Birinci Bölge Müdürlüğünden alınabilir.
İstekli olanlar şimdiye kadar resmî dairelere 30.000 liralık kalorifer tesisatı yapıp teslim ettiklerine dair vesika ibraz ederek eksiltme gününden üç gün önceye kadar Bölge Müdürlüğünden yeterlik vesikaları almaları lâzımdır.
80.00 50.00
50.00 60.00
miktarları yazılı dört kalem emval 13 parti ha-
İsteklilerin 2490 sayılı kanunun emir ve tarifatı dairesinde: hazırlıyacakları teklif mektuplarını imzaladıkları eksiltme evrakı ve yeterlik belgesi ticaret odası makbuzu ve teminat mektup veya makbuzu ile bir zarfa koymalarını ve arkalarını mühürle mühürliyerek ilân edilen günde en geç saat 14 de kadar Komisyon Reisliğine makbuz mukabili teslim etmeleri lâzımdır.
Noksan hazırlanan veya para ve saire gibi umumun elinde bulunan şeylerle mühürlenmiş olan zarflar kabul edilmiyecek-tir. • ft
Postada vaki gecikmeler de kabul edilmez. (13220) (7273) 2160
Kiralık Kaloriferli, Möbleli Ev
îsmotpaşa caddesi ile Kâzım Özalp caddesinin birleştiği köşe başındaki 57 numaralı, kaloriferli, garajlı ve möbleli, mutfak ve hizmetçi odaları hariç dokuz büyük odalı 3 katlı ev tamamen veya kısmen kiralıktır. Kat olarak kiralandığı takdirde mutfak ve banyo dairelerini muhtevidir. İçindekilere veya 22875 numaraya müracaat edilmesi.
Veteriner Alınacak
T'onya Belediye Başkanlığından:
maaşı 50 lira olan Belediyemiz Veterinerliğine barem 1 üki; leri dairesinde müstakil bir veteriner alınacaktır.
İst» k”Win kısa hal tercümeleriyle birlikte 31/10/1950 tarihin kadar Başkanlığa müracaatları ilân olunur. (7588)—2236
Fevkalâde toplantıya dâvet
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığından:
Birliğimizin umumî durumu nu görüşmek ve bu mevzuda ileri sürülecek dilekleri müzakere etmek üzere Mülkiyeliler Birliği Genel Kurulu fevkalâde olarak 14 ekim 1950 cumartesi günü saat 15 te Ankara Yenişehir ismet Paşa Caddesi 31 numaralı Birlik lokalinde toplanacaktır-
Sayın üyelerin teşrifleri rica olunur-
(işbu ilân davetiye makamın-dadır.) 5718
li-
Kocaeli Valiliğinden
1 — İzmit Memleket Hastanesi ikmali inşaatı ile Fosseptik Drenaj hendeği W. C. temiz, kirli su, sıcak su boruları ferşi işleri (82779) lira (99) kuruşluk keşfi mucibince kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — İhalesi ekim ayının 3 üncü pazartesi günü saat on beşte 11 makamında toplanacak Daimî Komisyonca yapılacaktır.
3 — Geçici teminat miktarı (5389) liradır.
4 — Eksiltmeye iştirak için (Tatil günleri hariç) ihale gününden en az iki gün evvel dilekçe ile Valilik makamına müracaatla yeterlik belgesi almak lâzımdır.
5 — Bu işe ait sözleşme projesi, eksiltme şartnamesi,-keşif ve silsilei fiyat cetvelleri, sıhhî ve buharlı tesisat şartnamesi 11 Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazır-lıyacakları teklif mektuplarını belli miktar teminat mektubu ve ya banka makbuzu, yeterlik ve ticaret odası vesikalariyle birlikte bir saat evveline kadar makbuz karşılığında Valilik makamına vermeleri.
7 — Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez.
(7596) 22y
Vakıflar Genel Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan iş, Kırşehir’de Cace bey camii onarımı.
2 — Keşif tutarı (10122) lira (36) kuruştur.
3 — Eksiltme, 16 Ekim 1950 pazartesi günü saat 15 de Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü binasında inşaat Müdürlüğünde toplanacak Komisyon odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Vakıflar Genel Müdürlüğü inşaat Müdürlüğünde görülebilir.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (759.18) lira geçici teminat vermeleri ve eksiltme şartnamesi gereğince Ticaret Odası vesikası ve Vakıflar Genel Müdürlüğünden 1950 yılı için âbidat onarımlarına ait aldıkları yeterlik belgelerini ibraz etmeleri lâzımdır.
6 — Talip olanların yukarıdaki maddede yazılı belgelerle birlikte 3. cü maddede yazılı tarihte saat 14 e kadar adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur.
6 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (7220) 2155
Samanpazarı Askerlik Şubesi Başkanlığından Harp malûlü ve şehit yetimlerinin senelik yoklamalarına 15 Aralık 1950 gününe kadar devam edilmek üzere başlanmıştır.
Şubemizde kayıtlı olan harp malûlü ve şehit yetimlerinin cüzdanlariyle şubeye başvurmaları duyurulur. (7590)—2235
Watherproof
Bay ve Bayan trençkotlan en ucuz fiyatlarla
ORTAÇ
bulabilirsiniz.
35 liradan 100 liraya kadar
Telefon: 11135
Mantolukj
ve yünlU ropların en güzel çeşitleri
ORTAÇ
Sizin için getiriyor
Uıtiyacınızı almazdan
.ORTAÇ, a
DOÇENT DOKTOR
Adana Belediye Başkanlığından
1 — Ankara’da Etimesgut inşaat deposunda teslim olunmak şartiyle (94590) kilo bitüm (asfalt) kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli 35471 lira 25 kuruştur. Şartnamesi belediyemiz hesap işleri müdürlüğünden parasız alınabilir.
2 — Eksiltme 27 Ekim 1950 cuma günü saat 15 de Belediye Dairesinde Encümence yapılacaktır.
3 — Geçici teminatı 2660 lira 35 kuruştur. Eksiltmeye girmek için 950 yılma ait Ticaret Odası vesikası lâzımdır.
4 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvel Belediye
Başkanlığına verilmesi şarttır. (7624)—2242
Hilnıan Garajı
(Yağlama yıkama) servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
: CAVİT SÖKMEN İ
(; Dahiliye Mütehassısı j ; Muayenehane: Anafarta- . Şiar Caddesi Köklü Han 2 ( -inci kat. Telef: 11823 J
Ev: Yenişehir, Karade- 3 niz Apt Daire 6 Telf: 24949 1 5669 j
Dr. Muvaffak Akman
Eendderesi Cad. Aktaş polis karakolu karşısı No 6
Muayene saatleri: Her gün 17-20 cumartesi 13-20 çarşamba muayene ücretsizdir 5716
Mudurnu Belediye Başkanlığından1 Ankara Üniversitesi Ziraat
1 ---------
motör türbinini işletecek bir makinist aranıyor.
2 — Bu makinistin ötedenberi bu işlerle meşgul olduğuna
dair vesikalar ibraz etmesi şarttır.
3 — Yukarıda gösterilen şartlan haiz olan taliplerin
20/10/1950 gününe kadar Mudurnu Belediye Daimî Encümenine müracaatları ilân olunur. (7685) — 2257
Elektrik işletmemiz için 250 lira aylık ücretli Dizel
|
Ankara Defterdarlığından
Dairemizce vergi borcundan dolayı hacizli bulunan 10 parça muhtelif renkte yeni kürk manto 13/10/1950 cuma günü saat 12.30 da Belediye Mezat salonunda açık arttırma suretiyle satılacağından isteklilerin satış mahallinde bulunmaları ilân olunur. (7686) — 2248
Muhasip ve Memur Alınacak
Ereğli Kömürleri İşletmesinden:
İşletmemiz etüd - tesis servisinde vazife görmek üzere çok iyi İngilizce bilen iki muhasip ve üç mütercim alınacaktır. Ücret isteklilerin ibraz edecekleri vesaik ve liyakatlerine göre tayin olunacaktır.
İsteklilerin 30/10/1950 tarihine kadar Ereğli Kömürleri İşletmesi personel müdürlüğüne bir dilekçe ile müracaatları rica olunur. (7680) — 2249
İzmir Belediyesi Eshot idaresi Umum Müdürlüğünden
İzmir Belediyesi Eshot İdaresi Umum Müdürlüğünden:
İdaremizde mevcut şartnamesi ve listeleri mucibince kuturları 80 den 250 m/m ye kadar takriben 1935 ton ağırlığında font su borusu ve 1281 adet muhtelif kuturda vana, takriben 165 ton muhtelif hususî aksam 230 adet 80 m/m kutrunda yangın musluğu 30 ton külçe kurşun ve 6 ton katranlı ip satın alınacaktır.
• İsteklilerin en geç 24 kasım 1950 tarihine kadar FOB vc CİF İzmir fiyatları ayrı ayrı göstermek suretiyle idaremize teklif göndermeleri. (7662)—2255
Maliye Bakanlığı Teftiş
Kurulu Başkanlığından 6/Kasım/1950 pazartesi günü yapılacağı ilân edilen wau. ye Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı, görülen lüzum üzerine 27/Kasım/1950 pazartesi gününe talik edilmiştir.
İmtihana girmek isteyenlerin belgeleriyle birlikte en geç 20/Kasım/1950 günü akşamına kadar müracaat etmeleri lâzımdır. (7664)—2252
Mali-
Borsalino
Şapka çeşitleri ve
en zengin renkleri ile
ORTAÇ
36 liraya satışa
arzedilmiştir
Fakültesi Dekanlığından
Aşağıda cins ve miktarlariyle muhammen bedelleri yazılı 3 kalem (onarma) işinin 6/10/1950 tarihinde yapılan ihalesinde (isteklilerin Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgeleri almamış olduklarından ihale 17/10/1950 salı günü saat 10 da Dekanlık binasında müteşekkil Komisyon tarafından yapılacaktır. Muvakkat teminatı 89 liradır. Şartname ve daha fazla izahat almâJc isteyenlerin Fakülte Levazım Şefliğine müracaatları ilân olunur.
Miktarı
Tutan Lira Kr.
Mozayik
Sıva tamiri
Yağmurluk tamiri
100 M3
50 M2
950
250
950 00
125 00
110 00
(7639)—2254
1185 00
Barit satın alınacaktır
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğünden:
300 tonu Adana’nın incirlik istasyonunda, 200 tonu Siirt vilâyetinin Batman istasyonunda teslim edilmek üzere ceman 500 ton ince öğütülmüş ve çuvallanmış Barit satın alınacaktır.
1 — Barit’in yüzde 95 i 200 meşlik elekten geçecek ve kesafeti 4,2 den aşağı olmıyacaktır.
2 — Taliplerin tekliflerini 25 Ekim 1950 akşamına kadar Enstitünün Ankara'daki merkezine bildirmeleri lâzımdır.
3 — Teslimat ihaleyi müteakip 30 gün içinde başlayacak ve 75 gün içinde tamamlanacaktır.
4 — Enstitü siparişi yapıp yapmamakta serbesttir.
(7617)—2253
Bayındırlık Bakanlığından
Ankara istasyonundan Esenboğa hava meydanına aralıklarla 300 ton malzeme naklettirileeektir. Eksiltme 27/10/1950 cu»na günü saat 15 de Bayındırlık Bakanlığı binasında Malzeme Müdürlüğünde toplanacak olan eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Bu iş için tahmin edilen bedel (3450) üç bin dört yüz elli
lira olup geçici teminatı (258,76) iki yüz elli sekiz lira yetmiş altı kuruştur.
Şartname Malzeme Müdürlüğünde görülebilir, isteklilerin eksiltme günü Komisyonda belgeleriyle birlikte hazır bulunmaları ilân olunur. (7660) 2251
Robdeşambr
Robdeşambr, Gömlek, Kravat, Eşarp çeşitleri sîzleri memnun edecek bul çeşitler ve yeni fiyatlarla
ORTAÇ
Sizleri bekliyor.
Anafartalar Caddesi No. 224
Comments (0)