EKİM 1950
l
Mr. Hoffman’ın dünkü temasları
Misafirimiz Cumhurbaşkanı
Başmuharriri: Mümtaz Faik FENİK Denizciler Caddesi: 3 Posta Kutusu: 193 — ANKARA Telgraf: Zai
Misafirlerimiz dun Çankaya da Cumhur Başkanı Celal Bayarziyaret ettikleri sırada
Bir seyahatin notları: 5
!ı-
) ) )
[kucağında çocuk olan) dün Ballık Pınar köyünde bir köy evinde...
Mr. Hoffman dedi ki: “Marshall yardımından en fazla istifadeye azmetmiş olduğunuz için f sizi hakikaten takdire lâyık görüyorum
Avrupa İktisadî İşb'rliğ ki başkanı Mr Hoffman dün saat 9.30 dan 11 e kadar İktisadı İşbirliği bürosunda çalıştıktan sonra tetkiklerde bulunmak üzere Ballık Pınar öyüne gitmiştir
Bu tetkik gezisine Devlet Bakanı Fevz[ Lûtfî Karaos-manoğlu. Tarım Bakanı Nihat İğriboz, İktisadî İşbriliği İdaresi Türkiye İcra Komitesi Başkanı Mr. Russell Doır, Devlet Bakanlığı Genel Sek- • reler vekili Cemal Sait Bark, Tarım Bakanlığı Ziraat Umum Müdürü Fuat Eren, memleketi nıizde bulunan Birleşmiş Milletler gıda, ve tarım teşkilâtından besin müşaviri Mis Tson-jas ve İktisadî İşbirliği İdaresi ileri gelenler iştirak etmişlerdir.
Sa 4. Sü. 6 da)
Denizciler Cad. No. 2 de
GÜNEŞ MATBAACILIK T. A. 0.
Güneş Matbaası
her türlü baskı ve dizgi işleri için sipariş kabu lüne başlamıştır.
Temiz iş — Ehven fiat
Telefon : 15619
Kore ye giden birliğimizi
leri vapura binerlerk


150 milyonu yutan bir dev!
ar
â

ıP|
et
et
il*

Mümtaz Faik FENİK
İstanbul'un, Ankara'nın, hele kış mevsimlerinde çektiği el sıkıntısını bilenler, hayret ederler: Memleketin büyük bir kısmında bol bol hayvan yetiştirilsin de neden büyük şehirlerde halk etsiz kalsın?.. Müstahsil malını satamaz, müs tehlik istediği malı bulamaz; hayvanlar, dağlarda kırlarda zayıflar, ölür, bu ne biçim iş-
Hele Erzurum mer'alan. Tür çaktır. Şimdilik mevcut kiye'nin hayvan ambarların-1 dan biridir, İstanbul'un et ih-1 tiyaçlarını Kayserinin pastırmalıklarını hep oradan temin etmek kabildir. |
O halde, Erzurum'da bir et kombinası yapılsa, hayvanlar orada kesilse ve soğuk hava ' vagonlariyle, istihlâk merkez- ' lerine sevkedilse, ne güzel bir Şey olur.
Evet bu fikir, üzerinde ehem-' nûyetle durulacak derecede caziptir. Erzurum'da kurulacak modern bir mezbaha ve soğuk hava vagonları Ue et isini hal. letmek pek âlâ mümkündür. I İşte eski iktidar da bunu dü-' şünmüş ve Türkiye için mu-' aîzam bir et endüstrisi plânı hazırlıyacak harekete geçmiş, tir! Bu parlak fikrin de artık ienkid edilecek tarafı yoktur. Olsa olsa, böyle bir işe teşebbüs edenleri alkışlamak gerek- h: tir!..
Fakat durunuz; size_______
kombinası hikâyesini anlattığımız zaman, bu güzel fikrin eski iktidarın elinde nasıl muaz-' zem israflara yol açtığını, nasıl milyonlarca ve milyonlarca servetin hiç de verimli olmı-! yan bir işe yatırıldığını göre-' rc-k hayretten dona kalırsınız: O halde şimdi sadede gelelim: Erzurum'a gidip de yapı-'an muhteşem et kombinasını Sürmemek olmazdı; gittik, gördük. Fakat ne yalan söyliye- ! ynn, bu kombinaya girdiğim ( zaman, ben bir mezbahayı de- ı 9İ1, âdeta bir fabrikayı ziyaret ( ediyorum zannettim. Ne büyük tesislerdi bunlar:
deri yüzme makineleri, boynuz kesme makineleri, beyin ayırma makineleri, hepsi hepsi i sana hayret veren şeylerdi!
Merakla bu muazzam kombinasının kaça mal olduğunu sordum. Üç milyonu buldu, dediler, ve ilâve ettiler:
— Fakat bu kombinanın ancak bir parçasıdır. Bu tesis üç senede altı defa büyültülecek, ve 20 milyon liraya mal ola-kom-(Sonu Sa. 4 Sü. 4 te)
0. P. istişarî kongresi
Truman’ın içtimaa çağırıldı
seyahati
Başkan Wake adasına hareket etti
Saint-Loııis, 12 a.a. — (United Press): Başkan Truman, Kuzey Kore’deki askeri durumu ve Uzak Doğuda Birleşik Amerika'nın dış siyasetini görüşmek (Sonu Sa 4. Sü. 5 de)
” Meclis Başkanı Adaınya gitti
Büyük Millet Meclisi Başka-1 Refik Koraltan, İçel, Seylan ve Hatay illerine gitmek izere dün akşamki T.oros eks-bu et presiyle şehrimizden ayrılmış-
Tiyatroda bir hâdise
Bir seyirci kalp ktrizinden öldü
Dün gece Küçük Tiyatroda temsil esnasında acıklı bir hâdise olmuştur. «Şakacı'’ piyesinin birinci perdesinde sahnede kocası ölmüş bir kadın fer-yadederken seyirciler arasın-(Sonu Sa 4. Sü. 5 de)

Kongreye il idare başkanlar, ile ikişer delege iştirak edecek Ankara, 12 (T.H A ) — Demokrat Parti istişarî kongresinin bu ayın yirmisinde toplanması kararlaşmış ve kanar Parti Teşkilâtına bildirilmiştir. Demokrat Parti Başkanlığı bu hususta şu tamimi göndermiştir:
• Tüzüğünüzün 19 uncu maddesinin (H) fıkrası Partimiz İstişare Heyetinin ğımızı : 20 10.950 günü saat 14 de top- diririz*
lanmasına karar verilmiştir-
Bu it barla İl İdare Kurulu
Başkunlarile tüzük mucibince seçilecek diğer iki delegenin fotoğraflı selâhiyetnamelerle zamanında Ankara'da bulunmalarının teminini rica ederken, arkadaşlarınızla, bu suretle buluşarak Partimize a t meseleleri görüşmekten çok
gereğince zevk ve memnuniyet duyaca-Heyetinin ğımızı saygı ve sevgi ile bil
BUĞUN ANKARANIN
BAŞKENT BAYRAMI
Sabah Atatürk'ün kabri ziyaret edilecek, gecede bir toplantı yapılacak Ankaranın hükümet merkezi tır- Törene iştirak eden oluşunun 27 inci yıl '" " _..
münasebetiyle bugün şehrimiz- den Anafartalar de büyük br tören yapılacak-( k ben Denizciler
Bu münasebetle bütün resmî ve hususî binalar, nakil vası-
bayraklarla donatılacak kalık b r ihtiram duruşu yapı-saat 9 da vilâyet ko- ' önünden başlanacak-
toplu-donümii luk saat 9.30 da belediye önün cddesini ta-I k ueıı uenızcuer caddesinden geçerek Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret edecek ve bir buket konduktan sonra 3 daki-
Erlerimizle birlikte Koreye gitmekte olan harp muhabirimiz Poyrazoğlu Seylândan yazıyor: ****************
Kore harp birliğimiz Sû veşytennasıl geçti
Tarihte binlerce kahraman şehidimizin gömülü bulunduğu Mercidabık ve Ridaniye sahalarından geçerken erlerimizin hep bir ağızdan Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak „ diye söyledikleri İstiklâl Marşı ve “ Allah Allah „ sesleri koskoca gemiyi inletiyordu... ------------— — ! Kolombo ( SeylSn j _ uçnk postası — Port-Sait'teyiz. Vapur ilk kanaldan yavaş yavaş geçerek limanın hemen önünde demir attı. Dışarıdan gelecek
Ankara
ajansının asılsız
bir haberi
Büyük bir Yunan askerî heyetinin yakında Türkiye'ye geleceği doğru değil
Dün Ankara Ajansı Yu-fan Başbfakanı Sofokles Venizelos’un başkanlığında büyük bir askerî heyetin yakında memleketimize geleceğini ve bu heyetin Türkiye'yi ziyaret.nde iki dost memleketin hükümet ve ordu erkânı arasında yapılacak müzakerelerin Türk - Yunalı askeri işbirliğini sağlamaya matuf bir anlaşma zemini üzerinde cereyan edeceğini ve heyetin Cumhuriyet Bayramını da memleketimizde geçireceğini yayımlamıştır.
Bu hususta malumatına müracaat ettiğimiz Dışişleri Bkanlığında salahiyetli b r zat demiştir ki:
• Yunan Başbakanı Sofokles Venizelosun başkanlığında büyük bir askeri heyetin memleketimize gelerek İstanbul ve An-karayı ziyaret edeceği ve burada siyasi ve askerî bazı temaslar yapacağı )akkknda Bakanlığımı; V şimdiye kadar bir haber gelmemiştir. Farzımuhal bu z'yaret varid olsa bile yakın zamanlarda vuku bulmasına imkân yoktur. Zira Yunan Başbakanı yakında Vaşingtona giderek bir müddet Amerikan devlet adamlariyle temaslarda bulunâcaktu1-
Hava Yolları Mildür Muavini
Devlet Hava Yolları için lüzumlu bazı -malzemenin mubayaası işleriyle meşgul olmak ü-zeıe bir ay kadar Amerika'ya gitmiş ojan Hava Yolları Genel Müdür Muavini Rıza Çerçel vazifesini tamamlayıp Ankara’ya
liman gümrük vesair memurları bekliyoruz. Geldiler.. Gemiye çıktılar.. Bu sırada etrafımızı bir sürü kayık çevirdi. Bunlar ekserisi madrabaz ve hattâ kaçakçı
I
insanlarmış. Daha evvel dikkatimiz çekildiği için bizden alış veriş eden yok. Gemi tayfası öteberi alıyorlar... Sandalların üzer-(Sonu Sa. 4 Sü 1 de)
Memur maaşları gelir vergisile artırılacak
Bazı bozguncu neşriyatı yalanlıyan Maliye Bakanı, yeni yıl bütçesinin de hazırlanmamış olduğunu bildirdi
ı Maliye Bakanı Halil Ayan I kendisini ziyaret eden bir arkadaşımıza, gelir vergisinin memurlar hakkmdaki hükümlerinin tatbikine 1951 yıl mali senebaşından ’ /
, nıp başlanmıyacağı. bu seneki I bütçe durumu ve 154 milyon liralık bütçe açığının Maıshall yardımından kapatılacağına dair çıkan aşyialar hakkında şu beyanatı vermiştir:
Adalet Bakanı
Halil Özyörük
«— Gelir vergisi, kanun hükümleri gereğince birinci kısmı 1950 yılından itibaren tatbik mevkiine girmiştir. Halihazırda hazırlanmakta olan
bütçemizde bu vergi neticelerini gözönüne almaktadır Gelir Vergisinin ikinci kısmını teşkil eden memurlara tatbik cihet ne gelince: muhalifleri-.tibaren başla-■ miz bu hususta bozguncu neşriyat yaparak, Demokrat Parti Hükümetinin Gelir Vergi-' sini memurlara tatbik etmiye-'ceğin , aksi takdirde 1951 bütçesinin büyük bir açık olacağını ileri sürmüşlerdir I*y gibi menfi propagandalar tamamen asılsızdır. Gelir Vergisi, Kanun hükümleri gereğince 1951 malî sene başından itibaren yürürlüğe girecek ve memurlardan kesilen vergiler a-(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
Belediye seçimi etrafında yaygaralar
Adalet Bakanı
cevap veriyor
«Bazı yerlerde tutanakların iptaline ve seçimin yenilenmesine taallûk eden itirazlar henüz neticelenmemiş olduğu için seçim neticesinin kati rakam halinde umumi efkâra ilânına şimdilik imkân yoktur»
AKINTIYA
I____KÜREK
Ye kürküm ye!
Gazeteler yazıyor: Ankara vapuru ile 113 tane kürk gelmiş! Bilmem ki Ankara vapurunun ismini kürk vapuru diye mi değiştirmeli?
Meşhur darbı meseldir: Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır, derleri Anlaşılan memleketimiz kürkçü dükkânı oldu! Dışardaki tilkilerin işi iştir desenize!
Demek tilki ihraç edip kürk getiriyoruz!..
YEDEKÇİ
lacaktır-
(Sonu Sa. 4 Sü. 5 te)
Belediye Seçimlerinin hâlâ niçin ilân edilmediğine dair koparılan yaygaraları dün Adalet Bakanı Halil Özyörük şu beya-natiyle cevaplandırmış olmaktadır:
— Belediye Seçimleri hakkı.n-daki kanun ihtiva ettiği hususi hükümler dışında Milletvekilleri
Seçimi Kanununa matuf bulunmaktadır. Bu kanun hükümlerine göre seçimi idare eden kurullar bütün hareket ve faaliyetlerinde hiç bir murakabeye tâbi olmaksızın serbest bulunuyorlar. Esasen kanunun ihtiva ettiği ve bu-bünye ve temelini teşkil eden
( Sonu S. 3 S. 8 de)
Sayfa: 2
T
ZAFER
13/10/1950
Hürriyetin iklimi
Hürriyet ve demokrasi rejimi bizi acı bir gerçekle karşı karşıya gelirdi. İleri milletlere güre biçilmiş bu urba bizim arkamızda sırıtma ve iğreti durma tehlikesi gösteriyor. Toplun» olarak medeniyet ve teknik imkânlarımız, fert olarak da kültürümüz ve bilgimiz .hürriyet» e liyakat genişliğinde değilse, sonunda bu denemeden, ya -hürriyet» zararlı çıkacaktır, ya biz. Hürriyet belli bir medeniyet seviyesinin çocuğudur. Geri cemiyetlerde belki onun hasretini çekenler vardır, belki onun vakit vakit ilân edildiği de görülmüştür. Ama, bir yalancı fecir gibi ışıması ve kaybolması bir olmuş ve hürriyete hak kazandıracak medeniyet ve kültür iklimi yaratılana kadar, hürriyete bigâne bir karanlık o yurdun üs-
Muhip Dıranas tünde hükmünü icra etmekte devam etmiştir.
Biz nihayet bu memlekette hürriyetin artık devamlı bir gün ışığı gibi knderimizi ve geleceğimizi aydınlığa çıkarmasını istiyorsak, adları «aydın- a geçen fakat gerçek münevverlikle tam ilgisi henüz şüpheli olan okumuş yazmışlarımızı, hürriyete layıklık mücadelesinde bir seferberliğe davet etmeliyiz. Hürriyet iştiyakı, hürriyetin kutsallığı, ne de teranesi, bir memlekette
hürriyeti barındırmıya yeter şeyler değildir. Evet, hepsin-
devamını sağlayacak iklimi yaratmak lâzımdır. Bu iklimin
karlık ve sağduyu bulunmalıdır.
GAZETELER:
Siyasî edeb ve terbiye
Son Posta gazetesinde Selim \ ladığı «Veto kanseri nihayet ameliyatla temizleniyor» başlıklı yazısında, Birleşmiş Milletler Anayasasından vetonun kaldırılması hususunda girişilen teşebbüsü bahis mevzuu e-diyor ve Rusya’nın şimdiye kadar kullandığı vetolara işaret ettikten sonra, bugün atılan bu hayırlı teşebbüs adımım idare eden yediler arasında Türkiye-nin de bulunmasını memnuniyetle kaydediyor.
Millî tesanüdü isbat
Demokrat İzmir gazetesinde «Millî tesanüdümüzü fiilen ispat etmek zamanı gelmiştir» başlıklı makalesinde Bulgaristan’dan gelmeye başlıyan 250 bin Türk’ü yerleştirip müstahsil hale getirmek için yalnız başına hükümetin temin ede-
Ragıp Emeç, «Siyasî edeb ve terbiye* başlıklı yazısında C. H. P. Genel Sekreterinin, siyasî emniyetin yapılan seçim neticelerinin ilân edilmesiyle çok yakın ilgisi bulunduğu hakkın-daki sözlerini ele alıyor, Kasım Gülek’in bu münasebetle muhtar ve belediye seçimleri neticeleri hakkındaki iddiasına dokunarak, şimdiye kadar bu neticelerin ilân edilememesinin yaygın bir sahadan toplanması gibi bir zaruretten doğduğunu söylüyor ve bu defa Başbaka- 1 nın nutkunda bu rakamları a-çıkladığına göre artık bu iddiaya da yer kalmadığını kaydediyor.
Muharrir devamla bunun dışında C.H.P. Genel Sekreteri-
nin temenni ettiği gibi siyasi partiler arasında sevgi ve saygıya dayanarak karşılıklı bir münakaşa sistem ve teamülünün teessüs etmesini istemiye-cek kimse bulunmadığını söylüyor ve bunun tahakkuk edebilmesi için önce C.H.P. Genel Sekreterinin Ulus Gazetesine ve onun akşamları çıkan isti-
ceği imkân ve vasıtaların kâfi gelmiyeceğini, Türk Milletinin de hükümete bütün varlığı ile yardım etmesi icabettiğini, ancak bu gibi ahvalde millî te-sanüdün mevcudiyetinin isbat edilebileceğini, en fakir ve muhtaç olanlarımızın bile kendilerine göre çoban armağanı olarak verebilecekleri çam sakızları bulunduğunu yazmaktadır.
TÜRK TIP KONGRESİ
Kongre 10 Ekim pazartesi günü toplanacak
16 Ekim pazartesi günü Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Kon ferans salonunda 11 nci Milli Türk Tıp Kongresi toplanacaktır.
Tüberküloz üzerinde çalışacak olan kongrenin hazırlıkları nihaî safhaya girmiş bulunmaktadır-
Kongre tüberkülozu Sosyal ve tıbbî cepheden mütalâa ederek memleketimizde verem mücadelesinin sağlam esaslara dayanmasını temin için çalışa-
4 gün sürecek olan kongrede esas raporlardan maada bir çok serbest mevzular da tebliğ edileceği haber alınmıştır-
Kongre münasebetiyle hususiyle tüberkülozu alâkadar e-den çeşitli kültür filmleri de gösterilecektir- Saat 12-14 arasında ve 17 den sonra Dil Fakültesi konferans salonlarında
Hindistan Büyük Elçiliği Basın Ataşesi Malik bugünlerde başka bir vazifeye tayin edildiği için memleketine dönecektir.
Bu münasebetle dün Hindistan Sefaretinde bir kokteyl verilmiştir. Resimde dünkü kokteylde hazır bulunan davetliler görülmek-
Toprak muhafaza teşkilâtı kurulacak
Tiirk Milli F. A. 0. komitesi ormancılık şubesi dün bir toplantı yaptı
talesine söz dinletmeğe muktedir olması gerektiğini söylüyor ve -Fakat öyle ağızlar, hiç tövbe tutarlar mı?» diyor.
Veto kanseri ameliyatla temizleniyor
Vatan gazetesinde Ahmet Emin Yalman, Nevyork'tan yol
Yeni bir kamyon kazası
Ankaradan Hendek mınta-kasına gitmekte olan şoför Kâzım İnal’ın idaresindeki Hendek 324 plâka sayılı kamyon 28 inci kilometrede vitesin çıkması neticesinde devrilmiştir- Kamyonda bulunanlardan 1 kişi ölmüş 3 kişi de yaralanmıştır. Savcılık hâdiseye el koymuş ve tahkikata başlanmıştır.
Şehirlerimizin imarı için başta gelen mesele
Yeni Asır gazetesinde M. Tuncer «Şehirlerimizin imarı için başta gelen mesele» başlıklı makalesinde belediyelerin umumiyetle günün ihtiyaçlarını karşılıyacak gelirden mahrum olduklarını, su, elektrik, kanalizasyon, temizlik ve sıhhat işlerinin yapılabilmesi için belediye gelirlerinin arttırılması lâzım geldiğini, İller Bankasına muazzam borçlar yapmak yüzünden pek çok belediyelerin gelirlerinin mühim kısmını borç ödemeye ayırmak suretiyle geleceğin imkânlarını da tüketmiş olduklarını, bu itibarla bütün belediyeler için gelir temininin başta glen bir mesele olduğunu yazmaktadır.
gösterilecek olan bu filmlere arzu edenler girebileceklerdir
Ayrıca bir yerli ve yabancı tıbbî müstahzarat ve âlet sergisi de v.arçiır.
Ankara radyosunda ve Devlet Konservatuvarında üyelere konserler verilecektir-
Kongreye katılacak olan Bayan doktorlar doğum evinde ikamet edeceklerdir-
Kongrenin kapanış günü o-lan 19 Ek mi perşembe günü Ankara Veremle Savaş Derneğinin Memurlar Kooperatifi arkasında İsmetpcşa Parkı cad desi üzerîhdeki binasının üst iki katında tesis edilen Verem Hastahanesinin açılış töreni yapılacaktır.
Kongrenin konusu tüberküloz için bu mevzu üzerine bütün yurtta halkımızın alâkasını çekme gayesi ile her gün radyoda konuşmalar ve gazete lerde makaleler yayınlanacaktır. Radyo konuşmaları: sırası ile Dr- Tevfik İsmail Gökçe, Dr. Nuri Ergene; Dr- Celâl Er-tuğ ve Dr- Yakup tarafından yapılacaktır-Konuşma saatleri 22 dir.
Ayrıca haber alındığına göre Amerikan Kültür Heyeti kongre üyelerine 18 Ekim 1950 saat 19 - 22 arasında bir çay verecek ve tıp kitaplarını teşhir edecektir-
Şehrimizin otel; lokanta ve eğlence yerleri kongre üyelerine mümkün olan azamî kolaylık göstereceklerini bildirmişlerdir
Ayrıca kongre devamınca delegelere Opera, Tiyatro ve diğer eğlence yerlerinde iyi vakit geçirme imkânları sağ-
Türk Milli F.A-O- komitesi Ormancılık şubesi, dün saat 15 te Orman Genel Müdürlüğü Fen Heyeti Başkanı Faruk Şe-ker’in başkanlığında toplanmıştır.
Gündem gereğince; 23.2-950 tarihinde alınan kararla bu
Amerikalı turistler memleketimizi ziyaret edecek
Şubat - Mart ve Nisan 1951 aylarında Nevyork’tan 6 transatlantik vapurile İstanbula hareketle memleketimizi ziyaret edecek olan Amerikan turistlerinden başka American I Export Lines kumpanyasının.
Excalibur, Exochorda, Exater | ve Excambion vapurlarının a-
ı ralık 1950 den itibaren ayda | iki defa olmak üzere İstanbula muntazam turistik seferler yapmaları sağlanmış bulunmaktadır-
I İlk seferi 24 kasımda Nev-yoı-ktan hareketle 16 aralıköa İstanbula gelecek olan Exca»n-
b on vapuru yapacaktır-
| Uğrıyacağı Akdeniz liman
larından getirip götüreceği sey yahlara kombine biletlerle
Türki.yede iki hafta ikametleri ve bu müddetin hitamında yi-
ne aynı kumpanyanın diğer b r gemisiyle seyahate devamları imkânı temin edileceğin-
den, elde edilen bu netice, yur
dumuza turist celbi bakımın-
dan büyük bir kıymet ve ehem miyeti haiz bulunmaktadır-
lanmıştır.
Kongre 19 Ekim de çalışmalarına son verecektir- Bu gün
Sağlık Bakanlığı tarafından Gar Gazinosunda üyelere bir ay ziyafeti vardır-
kararların tatbikine mütedair raporu okumuş ve takdirle kar şılanmıştır-
Bundan sonra, F.A-O- merkezine gönderilecek rapora konacak olan, memleketiniz ormancılık sahasındaki terakki ve tekâmülü belirten raporun müzakere ve ekseriyetle merkeze gönderilmesi kabul edilmiştir-
Müteakiben yapılan tekliflerde; bilhassa köylünün arazisini âfetlerden korumak için bir «Toprak Muhafaza Teşkilâtı. kurulması istenmiştir-
Tpolantıda bulunanlar tarafından iyi karşılanan istek, a-lâkalı Bakanlığa bildirilerek bir an evvel kurulması için teşebbüslere geçilmesi sağlanacaktır.
Millî Eğitim Bakanının emekli öğretmenlere teşekkürü
Emekliye ayrılan öğretmenlere, Millî Eğitim Babanı Tevfik İleri tarafından aşağıdaki mektup günderilmiştir.
«Şu kadar sene öğretmenlik gibi şerefli bir hizmetten sonra emekliye ayrılmış bulunuyorsunuz- Yetiştirdiğiniz kıymetli vatan çocukları, fedakâr ve feragatli çalışma hayatınızın tek mükâfatı olacaktır-Sağlık, saadet ve uzun ömür temennisiyle meslekte memlekete yapmış olduğunuz hizmetten dolayı teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım-.
SANAYİ SAYIMI
İstatistik Genel Müdürlüğünde sayım için bir toplantı yapıldı 1951 nisan ve mayıs aylarında yapılacak olan «Sanayi ve İşyerleri sayımı, hakında teklifler için, dün saat 13 te, İs-tatsitik Genel Müdürlüğü toplantı salonunda, muhtelif bakanlıklardan gelen delegelerin iştirak le ve İstatiktik Genel Müdürü Şefik Bilkurun başkanlığında bir toplantı yapılmıştır-
Toplantıyı bir konuşmayla açan Başkan Şefik Bilkur, kısaca şunları söylemiştir-
«Bir taraftan nüfus ve tarım sayımları yürürken, diğer ■ taraftan memleketin iktisadı durumunu daha açık bir şe-, kilde belirtecek olan sanayi ve [ işyerleri sayımı hazırlıklarına | başlamış bulunuyoruz. | Önümüzdeki haftalar içerisinde teknik komiteler kurulacaktır Çeşitli bakanlıklardan gelecek olan mütehassısların da katılacağı bu komitelerde, sayımın tatbik eşkli ve sorulacak sualler hakkında e-saslar tsebit edilecekte-
| Başkanın konuşmasından sonra tekliflere geçilmiş ve bilhassa şu noktalar üzerinde görüşmeler yapılmıştır:
Sayıma tâbi tutulacak müesseseler,
ı Sayımın hangi devreye ait olacağı,
1 Bu sayımda idari taksimatın, hangi cüz’üne kadar teşmil edileceği,
Sayımın hangi tarihte yapılacağı ve Bakanlıklar arası birliği.
Bu mevzular üzerinde yalnız teklifler yapılmış, karar alınmamıştır- Önümüzdeki haftalarda kurulacak olan komiteler bu teklifleri inceliyecek-
1 Diğer taraftan; Marshall yar dımile Amerikaya kurs görmek içfn gönderilen eksperler de ay şonurida gelecek ve çalışmalarına başlıyacaklardır.
Dâvalarımız
Teknik tedrisat ve lüks iptilâsı
— 1 —
Bizim maarif sistemimizin, I Yazan
memur yetiştirme esasına / Hayri ALPAR
göre ayarlandığını ve bu zihni- v____
Zirve köyünde bir cinayet işlendi
Bâlânın Zirve köyünden Hüseyin Erdoğan isminde birisi aynı köyden Sadık Taştan bilinmeyen bir sebeple bıçaklamak suretiyle öldürmüştür Katil Hüseyin Erdoğan hâdiseyi müteakip yakalanarak «adalete teslim edilmiştir.
Memnu silâh taşıyan 3 kişi yakalandı
Dün akşam yapılan silâh a-ramasında Ali Kıaşkaya, Ya-kup Tekel ve Cemal Yahşi i-sımlerindeki şahısların üzerinde birer adet bıçak bulunmuş ve taşıyanlar hakkında Kanunî takibata geçilmiştir.
Meyva hırsızları bir bekçiyi öldürdü
Koçhisar Sapanlı köyünden Dede Alıcı isminde bir bekçi, bağını beklerken, iki meçhul şahıs meyva almak istemişler, buna müdahale etmek isteyen bekçiyi de taban ca ile öldürmüşlerdir- Cinayeti müteakip kaçan katiller şiddetle aranmaktadır-
— Bıktı mı?
— Hayır-
— Çocuk mu istemiyor?
— Hayır-
Dört kardeş ablalarının etrafım sarıyor ve onu, biraz yabancı ve biraz da tecessüs insiyakları tahrik edilmiş ço cuklaıın meraklı bakışlarıyla süzüyorlar-
Zehra, evde ablasının bıraktığı yeri dolduruyor artık. Halinden memnun.
Haşan, tıpkı babasına benziyor- İşe girmiş, eli ekmek tutuyor- Babası gibi bir adam olmuş- Zayıf, sinirli ve ener-j-k Yutkunurken gırtalk kemiği boynunda aşağı yukarı oynuyor ve «siz. diye konuşuyor Fatma ablasıyla. Yakında evlenecek- Tahsildar Ahmet efendinin ortanca kızını alacaklarmış-
Kardeşlerin en güzeli Züh-tü bile büyümüş. Sesi karıklaşmış, çatlak biı- horoz sesi gib ötüyor- Dudaklarının ü-zerinde sarı san tüyler bitmiş- Yalnız; eski huyunu muhafaza ediyor ve ceketin ön cebinde çift kulaklı keten bir mendil sarktığı halde burnu nu koluna siliyor.
En küçükleri Hamra, birlikte geçen günlere hepsinden fazla sadık- Herşey onun muhayyilesinde canlı bir şekilde
yetin hemen bütün halkımızın kafasına kök saldığı bir hakikattir. Tanzimatta garplılık cereyanı başladığı zaman, doğru dürüst okur yazardan mahrum bir milletin, kendi resmî işlerini gayri müslim tebaanın elinden kurtarmak için, muhtaç olduğu memuru bu suretle yetiştirmesi mazur görülebilirdi. Harbiye ve Bahriye mektepleriyle Mühendishane gibi askerî mekteplerin yanında yüksek sivil memur yetiştiren, «Mülki-I yei Şahane, den başka yer yer açılan idâdı ve rüştiyeler, mual-Iliın mektepleri çeşit sahalara memur hazırlıyan birer ocak halinde faaliyette bulunuyorlardı. Zamanla sayısı artan ve başka isimlerde kurulan diğer mekteplerin de aynı maksada müteveccih yol aldığı malûmdur.
Her aile için çocuğunu bu mekteplerden birinde okutmak ve bir resmî daireye çırağ eylemek ideal idi. Esasen memlekette garp tekniğine göre, ne bir fabrika ve ne de sair müessese bulunuyordu. Ticaret ise, tamamen gayri müslim tebaanın ve yabancıların elinde bu-I lunuyoı-du, bu gibi işler Türk i aileleri için, âdeta süfli bir meslek olarak telâkki edildiğinden, otuz kırk kuruşluk bir kâtiplik hepsinin üstünde tutuluyordu. I Netekim beşikteki çocuklara «U-| yusun da büyüsün maşallah... Paşa olur inşallah...» gibi ninniler söylenmesi kuvvetli bir ge-; lenek halinde yerleşmişti. Bu yüzden değil midir ki, açılan «Ticaret Mektebi Âlisi, uzun müddet ancak gayri müslim tebaa arasında rağbet kazanmış-| Aradan uzun zaman geçti, Cumhuriyet idaresi kuruldu, va-| tandaşın bir yandan okuyup yaz mayı öğrenip cehalet ve kara taassuptan kurtulması için harf | inkılâbı yapıldı, şehirden en u-1 zak köylere kadar mektep açılması yolunda seferberlik ilân j edildi, çeşit çeşit, boy boy tahsil müesseseleri kuruldu, yani ' maarife büyük ehemmiyet ve-1 ıildi. Milletçe, küçümsenemiye-cek fedakârlıklara katlanıldı. Ne yazık ki, bu cidden mühim memleket dâvası hiç bir zaman | gayesi malûm, sistemi kuvvetli, gidişi müstekar; ölçülü, biçili ve bilginin mahsulü bir plâna göre "i. Bu vekâletimiz ' maateessüf, milyonlar bulunmasına mukabil, memleket hizmetinde beklenen meyveleri veremedi. Mekteplerimizde nazarî sahalarda bocalayıp durduklarından, ne kendilerini ve ne de vatandaşları memurluk zihniyetinden kurtarabildiler.
Garbın ileri tekniğini ihmal etmemek de icabcdiyordu. Çünkü, bir yandan devlet eliyle fabrikalar, türlü türlü işletmeler kuruluyordu, büyük teknisyen yetiştirmek için evvelâ Avru-
I
Milli Eğitim Bakanının dünkü tetkikleri
Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, yanında Müsteşar vekili Reşat Tardu ve Ankara Millî Eğitim Müdürü Faik Binal olduğu halde; dün öğleden evvel Teknik Üniversite inşaatını gezerek izahat' almış ve ilgililere direktifler vermiştir- Buradan ayanlan Vekil, Türk E-ğitim Derneği Yenişehir Lise-s ne, Atatürk Kız Enstitüsüne ve Ulus Ortaokuluna uğrayarak tetkiklerde bulunmuştur
1 yürütülemedi.
pa’ya talebe göndermekle işe başladık. Halbuki bir fabrikayı çalıştıran sade mütehassıs ve teknisyen olmadığı kestirileme-
di, ustadan kalfaya, işçiye kadar daha bir çok elemana ihtiyaç vardı. Bu maksatsız, dağınık ve hattâ lükse saparak, da-
ha bizde sahası bulunmayan ihtisas şubelerinde tahsil görüp gelen gençlerimize çalışma sahası veremediğimizden; büyük bir sukutu hayale uğrayan bu
zavallılar geçim uğruna şuraya buraya dağıldılar, bundan dolayı maarif vekâleti ile dâvâlı oldu-
lar. Saıfedilen paraya mı, kaybedilen zamana mı veya istidatlara mı, bilmiyoruz hangisine
Genç kızlarımızı iyi birer ev hanımı yetiştirmek maksadiyle vücuda getirilen kız enstitüleri ile akşam sanat mekteplerinin arkasından merhum Mithat Paşanın eseri olan ve vilâyetler tarafından idare edilen erkek
sanat mektepleri itibar kazandı. Maarif Vekâletine bağlanan mektepler enstitü veya «Orta Sanat Okulu, adı altında yeniden tanzim edildi. Bunlara ilâ-
veten «Yapı ve Usta Okulları» da açıldı. Teknik ve meslekî tedrisatın bu inkişafı karşısında vekâletin merkez teşkilâtı genişletildi ve bir müsteşarlık meydana çıktı. Atılan adım elbette memnuniyet verici idi, ne yazık ki, fikir ne kadar parlak ve müsbet olursa olsun malûm
zihniyet bu müsteşarlığı
makta gecikmemiştir!
da sar-
(Devam edecek)
B. M. M. Kanunlar
Müdürlüğü
Münhal bulunan Büyük Millet Meclisi Kanunlar Müdürlüğüne, Müdür Muavini Fehmi Gingen terfian tayin edilmiştir.
Fehmi Gingen’i tebrik eder, başarılar dileriz.
İşçi Sigortalarında çalışan memurlara prim verilecek
Çalışma Bakanlığı İşçi Sigortaları teşkiline ait olan kanunu tadil eden yeni bir kanunla diğer İktisadî Devlet Teşekküllerinde olduğu gibi, İşçi Sigortaları Kurumu memurlarına da prim verilmesi cihetine gidilmiştir.
Bu hususta talimatname lıa
zırlanmış bulunmaktadır. Yakında primlerin, memurlara verileceği haber alınmıştır-
Karar, İşçi Sigortalarında çalışan memurlar arasında- mem-
nunluk uyandırmıştır.
Hukukta eleme imtihanları sona erdi
yaşıyor. Ablasına sokuluyor ve gelirken köşe başındaki bakkaldan aldığı çikolatayı teşekkür ederek kapıyor-
— Senin karnına ne oldu Abla? diye soruyor-
Zehra kıs kıs gülerken annesi onu paylıyor ve çocuk, bahçeye sıvışıyor.
Yemekte, lokmalar Fatma-nın ağzında büyüyor Babası eve aksam üzeri gelir. Annesi gönlünü etmeğe çalışacak ve kızından soğumuşsa, bari torunun hatırı için evde kalma sına razı edecek- Büyük kızının hali onu çok düşündürüyor- Olup bitenleri tek kanunları sevgi ve tek adalet mefhumları iaf.tan ibaret kalan anaların mantığı ile düşünüyor- Fakat yirmibeş yıl danberj bir yastığa baş koydukları eşinin hırçın tabiatı onu şimdiden tasalandırıyor-Bay Abdullah Tanyol kolay affetmez- Kolay da unutmaz. Nikâhları kıyılmadan bir a-
damjn koynuna giren kızını evlâtlıktan reddetmişti- Nikâh sonradan kıyılmıştı ama bu, vaziyeti tamire yetişmedi-
Baba, muayyen saatte, e-linde bir çıkınla köşe başında görünüyor- Her adım atışında öne doğru düşecekmiş giib yürüyor ve Hamra, baba sının elindekini almak için ileri atılıyor- Babasını karşı-
Fatma mutfağa kaçıyor.
— Ablam geldi Baba! diye müjde veriyor-
—Hangi ablan?
— Fatma ablam..
Bay Abdullah adımlarını a-
çıyoı-
Kimseyle konuşmadan,
doğruca yatak odasına çıkı-
yor ve tehevvürden yuvarlaklaşan gözlerle karısının izahatını bekliyor. Bu izahat
ona verilecektir.
Fatma alt kâttaki mutfakta oturuyor Yalnızdır. Bohçası ile valizi de yanı başın-
da- Uzaktan gelmiş misafir kadınlar gibi terbiyeli terbi-l yeli oturuyor- Elleri dizlerin-! de- Çok yorulmuş gebe kadın| haliyle ağzı yarı açık ve göz leıi yaı-ı kapalı.
Bahçeye açılan kapıdan tulumba görünüyor. Paslı kolu havaya kalkmış duruyor. Onu kim böyle bırakmış? Yalağın içi su dolu. Tıkacı birisi çekse sular akacak- A-ır.n kim çekecek?
Beyaz kedi kapının eşiğinde uzanmış güneşleniyor. Fatma onu tanımıyor. Yeni gelmiş olacak- Başını kaldırıp şüpheli _gözlerini Fatmaya çe virdi, sonra gene uzandı- Bah çede ekmek kırıntısı ariyan kuşlar cıvıldıyor ve kedinin kulakları sesin geldiği tarafa dönüyor- Bir iş çıkmıyacağmı biliyor ve rahatını bozmuyor. Buna rağmen tel tel bıyıkları titriyor.
Annesi babasının peşinden yukarı fırladı. Çocuklar da
cümbür cemaat onun peşinden. Şimdi müzakere halindeler- Kuşlardan biri amma da cesur. Kedinin burnuna kadar sokuldu. Kuyruğunun ucu hafifçe kıvrıldı ve kuş havalandı. Kedi ayağa kalktı, sı-rtını kamburlaştırdı, pençelerini ileri uzatarak geriniyor -Sonra geldi Fatmanın oturduğu iskemlenin ayağına sürdü Gitti tencereyi kokladı. Oradan çöp tenekesine u-zandı. 'İki ayağının üstüne kalkarak başını içeri uzatıp kokluyor. İş yok, iş yok!
Bay Apdulalh Tanyol, ka-
— Onu sen mi çağırdın? diye soruyor-
— Hayır, kendisi geldi-
— Neye gelmiş?
— Kocasını hapsetmişler.
— Kuzum Bey, diye yalvarıyor-
— Neden hapsetmişler?
Kadın kekeliyor Fatma
ona bir bir anlattı amma o kekeliyor.
— Cahillik., yazı yazıyormuş- başına bu felâket gelmiş. Kızımıza çok da iyi bakıyormuş biçare. Fakat başına bu felâket gelmiş- Şimdi Ankaradaymış.
—Suçu ne imiş?
— Fatma, suçu yok diyor
— Suçsuz adam hapsedilmez anladın mı?
Kocası bağırıyor ve kadın titriyor.
— Suçsuz adam hapsedilmez. Anladın nu? Neye beni hapsetmiyorlar? Neye sokak tan geçeni çevirip hapsetmiyorlar? Hak var, adalet var, kanun var. Anladın mı? Suçsuz adam hapsedilmez Bana suçunu söyle- Yazı yazıyormuş- Demokrat mıymış?
Fatma söylemişti. Dilinin ucunda Bağırmasa olmaz mı? Evet, galiba, kocasının «'.ediği gibi demokratmış. D İ nin ucunda-
— Dur bey, iyi bilmiyorum Fatma söylemişti. Bir dakka, kendisine gidip sorayım.
Bay Abdullah onun arkasından:
— Akılsız karı, diye ho-
(Deyam edecek)
Hukuk fakültesinin 1,2,4 üncü sınıf eleme imtihanları neticeleri belli olmuştur. 3 üncü sınıf eleme sonuçları muhtemelen bugün ilân edilmesi bek lenmektedir- Sözlü imtihanlar 16 Ekimden 1 Kasıma kadar devam edecektir.
SİNEMALAR
2. Brodvnyda Hort laklar
¥
NÖBETÇİ ECZAHANELER
Sebat, Merkez, Bayer
- TAKVİM -
13/10/1950 — Cuma
Rumi; 1366 — Eylül 30
Hicri: 1370 — Muharrem 1
Vasati Ezani
Sabah -13:38 6.51
öfilo 6.35 11.45
İkindi 9.33 14.53
Kanun mantık demektir!
Dış Politika
Pasifik
Kuzey Atlantik ordusunun teşkili
Karadeniz ' Adalet Bakam
bölgesinde kalkınma
buluşması
üteveffıı Başkan Roosc-vclt’in, İkinci Dünya Sa-
vaşında, Pasifik cephesinden haberler geldikçe: «Ah... ne kadar isterdim. Mac Arthur’ün, bütün bunları bizzat bana anlatmasını.... diye bağırdığını yakınları hatıratlarında naklederler. Filhakika o zamanlar, Pentagon ve Beyaz Saray, Mac Arthur’ün anî olarak aldığı kararlara bidayette çok kere mâna veremezmiş. Mac Arthur’ün ne yapmak istediği, harekâtın ancak ileri safhalarında veya neticesinde belli olur ve herkes derin bir nefes alırmış. Tavsiye ve direktif almaktan ziyade emretmeği ve kafasında gizli tuttuğu tasarıları tahakkuk ettirinceye kadar kimseye izahat vermemeyi tercih eden bu büyük kumandanın, zaman zaman bütün genel kurmayın bir an için heyecandan nefesini kestiği vakimiş.
Denebilir ki, kumandan, Kore savaşları ve Uzak Doğu siyaseti hakkında bu sefer de bu gibi fırsatları fevtetmiş değildir. Meselâ, Kore ihtilâfının başlangıcında Formoza’ya anî ziyareti Va-şington’da bir fırtına kopardığı gibi, 38 inci arz dairesinin aşılması gibi hareketler, nihayet Mac Arthur’ün, Kuzey Korelilere .Ateş kes. mesajı göndermiye niyatlenen Genel Kurul Başkanı-na karşı «Bu gibi emirleri yalnız ben verebilirim... demesi de daha az gürültülü olmamıştır.
Mac Arthur’ün zaferden beri Amerika’ya bir kere olsun gitmediği, kendisiyle müşavere etmek gerektiği zaman, bakan ve generallerin Tokyo'ya gittikleri malûmdur. Şimdi de, bizzat Başkan Truman, Mac Arthur’le Pasifik’te bir yerde buluşmak üzere yola çıkmış bulunuyor. Bu satırların okunduğu sırada, görüşmenin yapıldığı ve hattâ Başkanın geri döndüğüne dair haberlerin gelmiş olması melhuzdur.
Başkan Truman, resmî ifadeye göre, Mac Arthur’le Kore savaşının son safahatı üzerinde görüşecektir. Burada akla gelen ilk sual şu olmak gerekir: Mac Arthur, Kore'de Amerikan orduları kumandanı sıfatiyle değil. Birleşmiş - Milletler Kuvvetleri Başkumandanı olarak vazife gördüğüne göre, Kore harekâtı hakkında, Truman’dan değil Birleşmiş - Milletlerden emir al- j mak durumundadır. Keza bu hu- ı susta müşavere edilecek ve ra- | por verilecek ise, bütün bunların -da Birleşmiş - Milletler çerçev si dahilinde yapılması gerekir- ( di. ,
Lâkin şu noktayı da unutmamak lâzımdır ki, Amerika, Kore savaşına gerek asker gerek malzeme bakımından en çok angaje olmuş bir memlekettir. Başkanın bu bakımdan mesele ile ilgilenmesi kadar tabiî bir şey olamaz. 1 Bundan başka konuşulacak işler 1 arasında Amerika’nın Pasifik'teki emniyet hattı meselesi de vardır. Son günlerde, Mac Arthur’e yakın mahfiller, kumandanın, Asya’da komünistler tarafından ikinci bir darbe hazırlandığına gün geçtikçe daha çok inandığını ve bu darbeyi Hindicini üzerinden beklediğini belirtmektedirler. Bilindiği gibi Amerika geçen temmuzdan beri llmdıçını'ye silâh yardımı yapmakladır. Yalnız şimdiye kadar asker gönderilmemiştir. Lâkin son günlerde İni hususta dolaşan şayialar öyle almılJ yürümüştür ki, nihayet dün, Ihşişleri Bakanı Ad.es»n Amerika'nın |,,.„,içi. ilda„„ oW„ğ„ . „„„„
m,, asker göndermesinin hahi, „„ Arlhur-iin la|e„ id-
mevzuu o amıyacagını resmen be dialariyle hemâheıık düşmemiş yaıı etmek zorunda kalmıştır. olabilir
Öyle görünüyor ki. Mae Ari- Amerika’n,n Uzak Doğudaki
hur. bolün muhtemel komünist emniyet halt,, bir çok nazik nok-tccnvıızlerini Uzak Doğudan ular ihtiva etmekledir. Lâkin beklediği halde. Va,inglon. bas- nihayet, Amerika. ,arkla, bizzat ta Savunma Bakanı Marshall ol- Mac Arthur’ün beyan ettiği gi-mak üzere, daha çok Avrupa'da bi, kendisini rahatsız cdemiyecek basiretli davranmak lüzumuna durumda bulunan komünist dev-kanidir. Marshall, «Her şeyden letlerle karşı karşıyadır. Buııa evvel Avrupa, diyen bir devlet mukabil Avrupa’da, Amerika'nın kültür bakımından daha yakın bulunduğu memleketler, komünizm tehlikesinden kurtulmak i-çin ancak Amerikan yardımına güvenmektedirler.
Başkan Truman’ııı bir çok meseleler arasında bu meseleyi de Mae Arthur’le görüşeceği düşünülebilir. Meselenin esası, Başkanın, avdette verecek olduğu dış siyasete müteallik nutuktan anlaşılacaktır.
~ Mücahit TOPALAK '
Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Acheson’un bu husustaki demeci
Montreal Radyosu, (Basın -Yayın) — Gazetecilere verdiği haftalık demecinde Amerikan Dışişleri Bakanı, Kuzey At-lant k Paktından bahisle, A-merikanın Birleşik Kuzey Atlantik ordusunun kurulması için elinden gelen bütün gayreti göstereceğini ve Almanya-nın da bu orduda yer almasına kuvvetle inandığını bildirmiştir- Bundan sonra, Almanların slâhlandırılmasma Fransızların itirazına temasla, Fran
sanın Almanyonın silâhlanmasını kabul etmemesi halinde Amerika’nın Avrupa’ya fazla kuvvet yollamıyâcağı dedikodusunu yalanlamıştır- Ache-son demecine devamla1 Yugoslavya’da bu seneki kuraklıktan dolayı hasıl olan kıtlığı izale etmek için Amerika'nın bu memlekete yiyecek maddeleri yollıyacağını, Yugoslavya ve Amerika arasında bu meselenin halen, müzakere ed.lmekte olduğunu bildirmiştir. ;
Şimal Kutbu
kazıları
I
Trumanın
beklenen demeci
er işin bir ilim cephesi olduğu gibi bir de pratik tarafı vardır. Geçen gün gözümüze ilişen bir yazı Seçim
■ Kanununu ilim cihetinden mütalâa etmekte ve Samsun-; daki belediye seçimlerinin iptali meselesini ele alarak, i Yüksek Seçim Kurulunun, İl Seçim Kurulu kararını boz-; masın n doğru olmadığını söylemek istemektedir.
. Bütün mesele de rev pusulalarının başına konulan D. P. işaretinden meydana gelmiş. Bu markanın evvelce tescili lâzım imiş.
D. P. işareti 1946 danberi meydana çıkmış ve bütün millet tarafından derhal benimsenmiştir. Esasen bir rey pusulasının baş tarafına «bu liste filânca partiye aittir» gibi bir cümle koymak kadar tabiî bîr şey olamıyacağına göre, bütün memleket halkı tarafından bilinen bu işaretin yazılması yüzünden seçimlerin iptaline kalkışılması da o kadar gayri tabiîdir.
Bu hal, futbolda gıcırı bükme mağlûp olduktan sonra, I Yüksek Hakem Komitesine müracaat ederek sağ açığın li- ■ şansının üstündeki damganın okunmadığını ileri sürerek ; anafor bir galibiyet kazanmak arzusunu güden kulüp has- I falarının vaziyetine benzemektedir.
İş olmuş bitmiş, mağlûbiyet meydana çıkmıştır. Kendi î listeleri üzerindeki koskoca aliıoka mukabil bizim parti de î isminin baş harflerini pek tabiî olarak listenin üzerine yazacaktır.
Amma, kanunu evvelce lâstikli yapmışlarmış da üç ! gün evvel tescili şart koşmuşlarmış.
Kanun her şeyden evvel mantık demektir. Mantık ha- ! rici olan kanun maddeleri pek tabiî olarak kısa ömürlü ! olurlar. O sebeple gayri mantıkî bir madde olan tescil me- ; selesi de hiç bir vakit kötü maksatla, hırsla hareket edene I hak kazandıramaz!...
Hikmet YAZICIOĞLU

cevap venyor
(Başı 1 inci sayfada) iki esaslı prensip — ki /gizli oy ve açık tasnif — husufları ancak kurulların her türlü müdahale ve murakabeden azade kal-nıasiyle sağlanabilir. Oy verme bittikten ve açık tasnif yapılıp netice kanun hükümleri dairesinde usulen ilân edildikten sonra düzenlenmiş olan tutanakların örnekleri ilgililere ve mahallin en büyük mülkiye âmirine tevdi edilir ve tasnif sonucu büke- lunduğu mahale asılacak tuta-fazla olduğunu göz nakla belirtilir. Bu veçhile ale-' t tamamen tesis ve temin o-lunduktan sonra ayrıca herhangi bir bakanlığın bunu ilâna kanunen bir mecburiyeti yoktur. Bu suretle bazı gazetelerin neticelerin ilânı hususundaki ısrarları karşısında bakanlığımızın kanunen kendisine tahmil edilmiş bir mecburiyeti olmadığını söylemekle beraber şu ciheti de belirteyim: Muhtar seçimlerinde seçim kurullarından kendi istekleriyle bakanlığa peyderpey verilmiş olan bilgiler basma intikal ettirilmiş bulunuyordu. Bu müteferrik malûmatın hiç bir iz hasıl etmediği bugünlerde bazı vesilelerle muhtar seçimleri neticelerinin hâlâ ilân ediimedi-
Seyahatten dönen 3 Amerikalı arkeologun sözleri Nevyork, 12 (Nafen) — Şi- __________________, ,____
mal kutbuna yaptıkları tetkik yayın) — Başkan Truman Ge-se.vahatinden dönen 3 Ameri- neraı Douglas Mac Arthur’le —ı i ,1ı. yapaçgğj görüşmeden sonra,
tahminen bir hafta kadar sonra, dış siyaset hakkında gayet mühim iki demeçte bulunacaktır- Başkan Trunıan bugün Hawai’ye hareket edecek oradan da açıklanmayan bir nokta ' da Mac Arthur’le görüşecektir. Truman, Amerika’ya dönüşünde San Fransisco”da Amerikan dış siyasetine dair bir demeçte bulunacak ve muhtemelen de bir hafta sonra Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edecektir-
Demeç Amerikan
'dış politikasına ait olacak
kah arkeolog batı Alaskada ilk insanlar hakkında yaptıkları kazılardan malûmat elde edebildiklerini beyan etmişlerdir.
Bu seyahatin yapılanların en mühimi olduğu ve 10 seneden beri devam ettiği alâkalılar ta rafından bildirilmiştir-
Batı Alaska kazılarından elde edilen 3.000 parçanın Pen-silvanya üniversitesi müzesine teslim edildiği de bildir lmek-tedir.
Arkeologların izahlarına nazaran Asyadan hicret edenlerin Bering boğazını geçerek yeni , dünyaya vardıkları bir haki- ; kat haline gelmektedir- I
Van Gogh'un tablosu üzerindeki münakaşalar Nevyork, 12 (Nafen) — Meş hur Holandalı ressam Van Gogh tarafından yapılan «mum ışığında etüd« isimli kendi portresinin son senelerde bir- ■ çok münakaşalara sebep olduğu malûmdur Şimdi BiBrle-şik Amerika hazine bakanlığı bu tablonun "hakiki olduğunu bildirmesi üzerine bu tartışma-B. . 1ar biraz sükûnet bulmuştur-
■ Mezkûr tablonun hakiki ol-( duğunu tespit için Holandâya kadar gönderilmesi icap etmiş tir Holandadaki mütehassısların hakiki olduğunda hemf -kir bulunmaları üzerine tablonun sahibi Mr. Goetz kıymetli eserine kavuşabilmiştır-
İmtiyaz Sahibi:
• üneş Matbaacılık T.A.O. adı» Başmuharrir Mümtaz Faik FENİK
Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden Fatin FUAD Basıldığı yer: Güneş Matbaanı — Ankara
Montreal Radyosu, (Basın -
I 2 hayduda 500 polis
Paris, 12 (Nafen) — Magi-not hattı yakınında bulunan Saıreguemines köyünü tehdit eden 2 slâhlı haydudu yakala mak için 500 polis harekete geçmiş bulunmaktadır
Müşkül ve uzun süren takiplerden sonra azılı haydutların yakalanmış oldukları da ilâveten bildirilmektedir.
Bu hususta ileri sürülen 4 esas
Nevyork, 12 (Nofen) — Bir- i hakkını nefsinde, cemederek leşmiş Milletlerin afyon imali- I İştirak eden memleketler teş-ni inhisar altına alacağına ve ' kilâtları ile işbirliği edecektir-afyon yetiştiren ve kullanan | memleketlerin geniş ve esaslı bir kontrola tâbi tutulacağına dair bir. karar verildiği bildirilmektedir-
Afyon inhisarın: idare edecek teşkilât verilen karar mucibince Birleşmiş Milletler genel sekreterinin başkanlığında aşağıdaki esaslara göre çalışmalarına başlıyacaktır:
1- Afyon ekimi tahdit edilerek yalnız tıp ve ilim sahasındaki ihtiyaçları karşılayacak kadar ekilmesi sağlana-! »kur.
2. Afyon satışını Birleşmiş] Milletler idare edecektir- I i
Düğünde atılan tabanca ile bir genç yaralandı
Kaleciğin Göl köyünde yapılan bir düğünde atılan silâhların kurşunu ile o civarda bulunan Attila Cemile isabet etmiştir- Yaralanan Attila Cemil tedavi edilmek üzere has-tehaneye kaldırılmıştır.
Şimal denizinde şiddetli bir fırlına
l-Iamburg, 12 (a a ) (Afp) — Şimal denizinde şiddetli fırtına hüküm sürmektedir- Rüz-1 gâr bazan saatte 140 kilometre sür’atle esmekte ve birçok gemileri Elbe ve Weser nehirleri ağzına ilticaya mecbur etmekted r- Rüzgâr Hambourg
3- Ham afyonun fiyatını Birleşmiş Milletler tesp.t edecek-
4. Birleşmiş Milletler afyon ] da bir sirkin çadırını uçurmuş İnhisarı teşkilâtı murakabe tur.
Kertisen ilâcı
Nevyork, 12 (Nafen) — Ker-tısen ilâcının esas maddesini teşkil eden unsuru ihtiva eden bazı nebatlar tesbit edilebilmiştir. Bunlardan mebzul inik tarda elde edebilmek için Birleşik Amerika Tarım Bakanlığı 3 mütehassısını batı Ameri-kaya ve kuzey Mexicaya göndermiştir'
Bu nebatların laboratuvar-laıda esaslı surette tetkik edildikten sonra kertisen imalinin satacağını tahmin ve temenni ed lmektedir
Hükümet balıkçılığın inkişafını temineçalışıyor
Bu sene havaların yağışsızlığı sebebiyle Karadeniz bölgesinin belli başlı gıda maddesi olan mısır mahsulü az olmuştur. Bu arada fındık mahsulü de geçen senelere nazaran daha düşük olarak idrak edilmiştir. İlgili makamlar, Karadeniz bölgesinde ekilebilir araziye nisbetle nüfus safetin n önüne alarak bu mıntaka-n:n mısır ve fındığa bağlı kalmamasını temin mak-sadiyle balıkçılığın inkişafı çareleri üzerinde çalışmağa başlamıştır.
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı Karadeniz bölgesinin bu çok eski ve büyük dâvasını tamamen halletmeğe karar vermiş ve Karadeniz bölgesinde balıkçılığımızın inkişaf etmesi için gereken tertibatın tesbiti-ne başlamıştır. Bu arada Mar-shall Yardımından da ayrılacak bir miktar ödenek bu işin tahakkuku için sarfedilecektir. Balıkçılar, kooperatifler şeklinde birleştirilecek ve bütün Karadeniz bölgesinde muayyen ınıntakalara balık konserve fabrikaları kurulacaktır.
Bu suretle Karadeniz bölgesi bundan sonra fındık ve mısır mahsulüne bağlı kalmadan kendi masraflarını temin ettikten başka balık ve balık konservesi de ihracedebilecek duruma girecektir.

j. I niyet ı lundul
ği şeklindeki iddialarla da teyid etmektedir. Bu sebeple bakanlığımız belediye seçimlerinde alınacak kat’î netice üzerine heyeti umumiyesini basına bildirmeyi uygun görmüştü. Partilerin kendi mümessilleri vasıtasiyle bu seçimlerin neticelerini bugün ta-mamiyle öğrenmiş olduklarına şüphe yoktur. Ve nitekim nere-l .rde kazanmış oldukları hakkında bilgiler vermektedirler. Son günlerde bazı gazetelerin Başbakanlıktan müsaade alınmadıkça bu seçim neticelerinin ilân edil-miycceği yolunda bana atfettikleri beyanat tamamen hakikat hilafıdır. Söylediğim gibi kat’î netice alınmadığı için umumî bir bilgi verilememektedir.
Bazı yerlerde tutanakların ib-taline ve seçimin yenilenmesine taalluk eden itirazlar henüz Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmadığı için kat’î neticeye müessir olan bu haller nihayet bulmadıkça belediye scşimleri sonucunun umumî efkâra arzına imkân olamıyacağını elbette takdir edersiniz..
Suriyeli subaylar dün
İçinde 5 kişi bulunan bir kayık
Bolonya, 12 (a a ) (Afp) — İçinde Yugoslav tabiiyetinde 5 kişinin bulunduğu bir kayık Kimini civarında küçük bir limana gemliştir. Yolcular mahalli makamlardan kendilerini siyasî mülteci olarak telâkki etmelerini istemişlerdir-
Askerî okullarımızda bir sene staj görmeleri tekarı-ür et-mı solan Suriye ordusuna mensup 8 subay dün saat 16-25 te Toros ekspresiyle şehrimize gelmilşerdir.
Muhabere, piyade, istihkâm ve tank sınıflarına mensup o-lan bu subaylar garda Harp Okulu adına binbaşı Nadir A-lagaş ve Suriye sefareti adına da askerî ataşeleri tarafından karşılanmışlardır- Subaylar bu akşamdan itibaren sınıflarının ait olduğu okullara gitmeye başlıyacaklardır-
Birleşmiş Milletler Bankasının teşkili
Lake Success, 12 (a.a ) (United Press) — İktısaden geri kalmış memleketlere, kalkınmaları için istikrazda bulunacak bir Birleşmiş Milletler Bankasının kurulması hususun da, Pakistan dün bir teklif ileri sürmüştür-
Bu teklif Pakistanm Vaşing-ton İktisadî müşaviri Seyit Emcet Ali tarafından genel ku rulun İktisadî ve malî komisyonuna yapılmıştır-
Seyit Emcet Ali kurulacak olan bu yeni teşiklâta -Birleşmiş Milletler malî yardım bürosu, adının verilmesini de ileri sürmüştür.
Kral Faruk Mısır’a dönüyor
Cenova, 12 (a a) (Afp) — Halen San Remoda bulunan Kral Faruk dün Bignone dağına çıkmış yemeğini orada yiyerek İtalyan Rivyerasını seyretmiştir-
[ Faruk geceyi San Remo gazinosunda geçirmiştir- Sanıldığına göre Kral yarın Mısıra hareket edecektir- (Abouk:r) ve (Faruk 1) muhripleri dün Cenovaya fjelmilşlerdir- Muhripler dönüşte Kralın yatına refakat edeceklerdir.
Dünya gittikçe soğuyor mu, yoksa ısınıyor mu?
Londra, 12 (Nafen) — Yaşlı ve vefakâr dünyamızın gittik-„----veya ısındığı hak
ıu" | kındaki iddiaları katr bîr şekilde tespit için denizlerin dibinden 18 metre derinliğe nüfuz edip oralardan tortular a-larak tetlkikler yapılmasına devam edilmektedir- Bu şekilde dünyanın çok eski zamanlarına ait deliller bulunduğu I da bildri lmektedir.
I

Alman Müttefik Güvenlik
Komisyonu üyelikleri , ._ _____________
Bonn, 12 (a-a) (Afp) — Baş I çe soğuduğt bakan Adenauer’in askerî mü- '.............
şaviri General Kont Scljwerin ve içişleri bakanlığı güvenlik servisi müdürü Dr. Hans Eigi-di, Alman müttefik güvenlik komisyonu üyeliklerine tayin edilmişlerdir Bilindiği gibi bu komisyonda Birleşik Amerika murahhası General Hayş, İngiltere murahhası General Lle-wellyn Jones ve Fransa mu- ] Araştırmalar sonunda elde vahhası General Ganeval müt- edilen malzemen n İngiltere tetikleri temsil etmektedirler tabiat müzesinde ciddi surette
Komisyondaki Alman heye- tetkik edildiği de anlaşılmak-ti başkanı henüz seçilmemiştir- tadır.
Yeraltı Şehrinde
Pazar sız ve bayramsız senelerce
çalışmağa can mı dayanır ?
(Devam edecek)
lar (Pl.) »borler —
— 19.20 Mtlzlk: T
i - 20.00
Süiti No: 2
ANKARA RADYOSU Cuma — 13/10/1950
8.00
Dakik

— 9 —
Bu yeraltı işçi ve ustalarının günlük ve aylık kazançlarını öğrendikçe hayretten hayrete düşmemek kabil değildi. Hele bu kazancı, yerüstü şehirlerindeki işçi ve ustalarının ka-zanciyle mukayese etmeğe imkân yoktu.
Düşünün bir defal Havasız ve ışıksız bir toprak altında, bin bir tehlike ve kazaya göğüs gererek, kazma sallamak, dinamit atmak ve bunu senelerce yapmak ne demekti?
Fakat Karadeniz uşağının nasibi buydu. Mısır kıt, çocuk bol oldukça, Karadenizli köylü ve şehirli ocağa koşacak ve 235 kuruş yevmiye ile işe başlıyarak ayda 70 lira ve elli kuruş para kazanacaktı! Onu da bulabilirse!
Çünkü her ilsizin ocakta hemen iş bulması da pek kolay değildi.
Maden ocaklarında çalışan 27 bin işçinin pazar tatilleri olmadığı gibi bayram tatilleri de yoktu. Böylece, pazarsız ve bayramsız seneler geçecek, kazmacı ise çavuşun, dinamitçi ise mühendisin gözüne girebilirse biraz prim alabilecekti. Ve nihayet İbrahim Merdan gibi, Sad.k Özdemir gibi 24 sene sonra usta başı olacak bu sefer de eline pek pek 575 kuruş gibi bir para geçecekti! Yani ayda 172 lira 50 kuruş!
Bu işi ve bu parayı yer üstünde çalışan ve bir musluöu yarım saat içinde tamir edip 5 lira alan bir usta ile mukayese etmeğe imkân var mıdır?
Vakıa yeraltı işçisi, kazanç ve saire gibi vergilerden muaftı. Fakat işçinin eline geçmesi lâzım gelen Dara yine de bir cok kesintilere uğruyordu. İşçiye yardım için kurulan Amele Birliği. İşçi Sigortaları ve İsçi Sendikaları her biri ayrı ayrı aidat kesiyorlardı. 92 lira aylık alan bir isçiden 77.8 kuruş ke-sliyordu ki bu, az bir para değildi. Halbuki Sendikanın vücudundan ocakta çalışan asıl fakir işçi haberdar bile değildi. Bir çok işçiler de Sendikaya girmek için 2 lira aylık vermek lâ-zımgeldiğini biliyorlar, fakat Sendikanın sağladığı mühim menfaatlere rağmen bu para onlara pek çok görünüyordu. Sendikaya kayıtlı olanların bu yüzden çekildikleri bile olu-
Bir usta başıya sordum:
— Şendika işçiye ne gibi menfaatler sağlar?
— Evlenme, doğum, ihraç, hastalık gibi hallerde sendikanın epey hizmetleri olmuştur. Buna rağmen her ay iki lirayı aidat olarak verecek işçi aramızda fazla değildir. Hattâ işçi, İşletmenin her ay kestiği 5 kuruş spor parasını bile fazla bulmaktadır!
Yolumuzun üstünde konuşacak işçi kalmamıştı.
Madenci arkadaşlarım:
— Artık yukarı çıkacağız, dediler.
Bir kaç saat evvel geçtiğimiz yollardan bu sefer geri dönerek kafese doğru yürümeğe başladık. Ocağa ilk defa girerken içimdeki korku ve heyecan pek fazla idi. Ne yalan söyli-yeyim, bu yeraltı âleminin bin bir tehlikesinden büyük korku ve dehşet duymakta idim. Dönüşte ise, içimde yeisiz bir hüzün vardı. Bu fedakâr ve mütevekkil insanları bu şartlar içinde çalışır ve öylece bırakır görmekten mütevellit sonsuz bir hüzün!..
Beni bilhassa teessürden teessüre sevkeden cihet şuydu:
Bu kadar ağır ve tehlikeli bir çalışmanın, hiç olmazsa haftada bir gün olsun, istirahatı hak eder bir tarafı yok muydu? Cuma, pazar, bayram demeden çalışmağa can mı dayanırdı?
Fakat bu mert ve fedakâr işçiler, işin bu tarafiyle fazla meşgul değil görünüyorlardı.
—Yevmiyeli hafta tatili olursa ne âlâ, yoksa yevmiyemizi istirahat için, sırf sırt üstü vatmak için nasıl feda edebiliriz? diyorlardı.
Vakıa onlar. Havzanın, İşletmenin ve bizlerin kömür ihtiyacımızı sekteye uğratmamak için belki de bu işi bir vatan borcu olarak tanıyorlar ve ses çıkartılıyorlardı.
Fakat bizler... Onlar sos çıkartmıyorlarsa, bizim bu ihtiyaç anlamamız, bilmemiz ve çaresini bulmamız icabctmez miydi?
İSTANBUL RADYOSU Cuma — 13/10/1950
Sayfa: 4
ZAFER
13/1071950
Kore harp birliğimiz
| Başmakaleden devam t
Ankaranın
(Baş tarafı 1 incitle) I leri bizim büyük işportalardan daha mükemmel donatılmış âde- | ta - derde devadan gayri ne a-rarsan bulunuyor — bir takım fantezi seccadeler, seyahat çantaları, türlü türlü valezler, terlik, don gömlek, ayakkabı velhasıl iğheden ipliğe kadar her şey...
Bir ara bizimkilerden birisi de aldanmış, uzaktan pek hoş görünen bir namaz seccadesi almış. iple içeriye çektikten sonra bakmışlar ki Amerikan bezinden daha berbat pamuk ipliğinden dokunmuş, uzaktan hah zannedilen bir nesne, hem de beş dolar.
Bir hayli uğraştıktan sonra geriye verdik. Fakat parayı a-laıııadık. Başka bir eşya aldık. Bu da beı-bad bir şeydi.
Vaziyeti merdiven başında duran bir polise haber verdik.. Uğraştı.. Veya uğraşır göründü fakat netice çıkmadı.. Burada her şeyden ve sondan evvel galiba dolar rol oynuyordu..
Geminin etrafında polise ait olduğunu öğrendiğimiz ve içinde büyükçe bir memur bulunan bir motor arasım dolaşıyor. Ve her gelişinde (Geliyorum ha!) der gibi elektriklerle gündüz gibi duran denizde mütemadiyen dönüyordu.
Bu motor göründükçe tertipler biraz ciddileşiyor.. Bu ayrılınca gevşiyor.
Dikkat ettim ciddiyet de gevşeme de hepsi zahiri... AvrupalInın bir türlü akıl erdiremediği zihniyet.. Ve ben İsrail’in neden kazandığını şimdi anlıyorum. Yazık bu insanlara ve yazık bu cemiyete...

Sabaha karşı saat 4 de kanala girdik. Dokuza doğru Merci-dabık kahramanlarının çölü geçtiği yerler iki tarafımızda uzantılıya başladı. Bu sırada geminin hoparlörü konuşuyordu:
— Çocuklar sağınıza solunuza bakınız. Dünyanın bir çok orduları bu çölden geçip ya şarka veya garbe gitmek istediler... O zamanlar bu kanal yoktu. Doğuda Tih Sahrası geçilmez kum dağlariyle doludur. Ve susuzdur.
İşte buna rağmen bu çölü yalnız ve yalnız Yavuz'un Türk orduları geçebildi. Hem de nasıl... İstanbul'dan yaya yürüyüşe başlıyan Türk ordusu Halep önlerinde Mereidabık’ta, daha güneyde Şam’da, Gazze’de meydan muharebeleri verip kazanarak batıda tâ uzaklarda gördüğünüz Ridaniye tepelerine geldi. Orada dünyanın en korkunç ve en hünerli meydan muharebelerinden "birini kazandı ve Kahire sokaklarına girdi. Stalingrad’a rahmet okutan büyük sokak muharebelerini de başaran bu mübarek ordu bizim asırlarca buralara hükmetmemizi temin etti. Bu toprağın her tarafı Türk eserleriyle doludur. Firaunlar ve Türkler... İşte Mısır medeniyetini kuranlar... Mısır medeniyet tarihinde başka bir milletin elle tutulur eseri yoktur... Fatiha okuyun ruhları şâdolsun bu kahramanların..
Komutanın sesi adetâ kısılmıştı. Bu sırada genç bir teğmenin, gür sesi işitiliyor ve 2000 hançere bu sese katılıyordu:
«Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak....)
Bir kaç saat sonra İsmailiye-den geçiyoruz. Kahraman Cebe-soy’un tümeniyle karşıya geçmek istediği yerler... Bir bölük zorlamış ve geçmişti bile... Fakat ne yazık ki ikmal edilemedi.. Ve son neferine kadar döğiişe döğüşe yok oldu bu bölük... İşte tam burada bir tepenin üzerine büyük bir İngiliz âbidesi kurulmuş... Bizimkinden eser bile yok... Tıpkı Çanakkale, tıpkı Sakarya ve tıpkı İzmir gibi büyük Hâmid sanki nisyan felsefesini buraları için yazmış ve nisyan hakikaten (esafilin makberi ve ekâbirin makteli) olmuş...
Komutanın sesi yine gürledi:
—... İşte size anlattığım kanal seferinin ileri yürüyüşü burada durdu.. Ve işte o tek bölük son neferine kadar bu tepelerde yatıyor ve bu âbidede bizim de hakkımız vardır. Ruhları şâdol-sun bu yiğitlerin... Ve onlar yattıkça Allah sîzlere ve Türk milletine ömürler versin...
küreye inanmayış olarak kulla iliyorum.
Bu tip adamların hayatları imansızlık ve tereddüd içinde geçer.. Nitekim istiklâl Harbine onun için katılmadılar.. Ve nitekim bir Vatandaşın kazara elini sıktıkları zaman yine onun için derhal kolonya kullanırlar... Sen askersin, iyi bilmelisin ki birinci vazifen aldığın vazifede kendi temayüllerin ne olursa olsun komutanın isteğine uymaktır. Hele kurmay heyetinin vazifesi noktai nazaıiyeııe uygun olmasa bile komutanın fikrini tamamen benimsemektir. Bunu böyle yapmıyana, elinden gelen her müşkülü çıkarana ve sonra da hinde başka nam verirler...
Dedi ve ilâve etti:
— Enver Paşa merhumun bütün bahtsızlığı mesai arkadaşlarının bir çoğunun pasif salon a-danıı olmalarındadır. Yakında bunları daha eesaslı tetkik edilmiş görecek ve okuyacaksınız. Ve ittihat ve Terakki tarihi tanı ilmi bir tetkikten geçtikten sonra bir çok hakikatleri daha iyi ve daha etraflı şekilde tetkik fırsatını bulacaksınız...
Aliye bahçelerinde yazılmış, mağlûbiyetin hemen ardından ortaya konmuş bir kaç dağ hikâyesi ne tarihtir, na hâtıradır, ne de ciddidir, evlâdım...
Ve erlerin içine karıştı. Fatiha okuyanlara, namaz kılanlara dua edenlere uğruyor ve Melı-metlerin suallerini cevaplandırarak onlara daha ziyade tafsilât
leri bize hiç uymuyor. Bunların AvrupalIlara da uyacağını hiç tahmin etmiyorum. Bakın size akşam yemeğini anlatayım.
Büyiik bir tabakta 200 gram kadar salçalı nefis bir dana pirzolası, yanında üç patatestik bir püre, onun yanında haşlanmış taze fasulye onun yanında tereyağı ve etin altında da elma reçeli...
Ayrı bir tabakta şekerli hiyar turşusu, kereviz sapı (bunların keıevzleri bizim taze soğan gibi beyaz yeşil ve uzun) salamına yeşil zeytin, büyük bir tas portakal suyu, arkadan sebze çorbası... Boş büyük dilim ekmek..
Hepsi iyi, iyi ama salçalı pirzola ile reçelin ve şekerle hiyar turşusunun münasebetlerini ne ben anladım, ne komutan, ne de erler...
Reçeli etten ayırıp ayrı bir tabağa koydular, hıyar turşusunu yıkadılar, azıcık tuzladılar ve attılar kaşığı...
Subay yemekhanesine çıktık, bu da aşağı yukarı aynı şeydi. Subaylara erlerin keşfini anlattık onlar da öyle yaptılar.
Biz fazla ağıllanmaktan onlar ağırlıyamamaktan üzgün, zaten erlerin çoğu arkadaş olmuşlar ve şayanı hayrettir onlarla görüşüyorlar bile...
Nasıl mı görüşüyorlar diye-‘cksiııiz, onu da anlatayım:
Okey, dankiyu verimaç, yu, may herkesçe malûm. Bir demek zaten bizim Van vilâyeti demektir. Arkada bir şey kalmadı. Yalnız buna biraz da leh-
¥
Akşama doğru kanalı çıkmıya başladık. îsnıailiye’de gölün etrafındaki asfalt "ve İngiliz ve Kanal şirketinin enfes villâlarından sonra Süveyş liman tesisleri ve İngiliz kolonisinin olduğunu tali miıı ettiğini kanal kıyısındaki mahalle de fevkalâde zarif ve lüks... Arkamızdan bir sürü vapur geliyor. Yalnız bizim gemiden 12,000 dolar almışlar... Kiııı-biliı- akaşama kadar daha kaç on iki bin alacaklar...
Nihayet kanalı arkada bıraktık ve dışarıya çıktık. Akşam da oldu.
Komutanla birlikte erat yemek salonuna indik.. Bu Aıııerikalı-
çc farkını ilâve etmek lâzım...
Meselâ Van derken Hakkârili
başka İstanbullu başka telâffuz ediyor. Arkasından iki taraf biraz gülüşüyorlar ve ayrılı-
yorlar.. Gut nayd, gut nayd.. Öyle ise bu mektup , da burada bitsin ve hepinize gut nayd değerli okuyucularım.
Poyrazoğlu
Vefat
Ankara eşrafından Mehmet Nuri Efendinin damadı Emekli Binbaşı Haşan Tahsin Akın dün gece Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün öğle ! namazını müteakip Hacibayıam
lamı bazı huyları veyahut âdet-camiinden kaldırılacaktır.
O sırada bir genç subay hoparlörden inen komutana soku-
— Efendim ben — Paris’ten
Tih sahrasına — yı okudum. Bu işler biraz da idaresizlikten ol-
muş galiba... diyecek oldu. Kaş-
ları çatılan komutan
derin bir
göğüs geçirdikten sonra:
— Evladını. Bu ve bunun gibilerin yazdıkları bu kitaplar biraz da imansızlığın eseridir, imansızlığı dinsizlik değil mef-
Bol Köpüklü-Nefis Kokulu
PURO
Tuvalet Sabunu Kullanın
100 de 100 Sohır.
150 milyonu yutan bir dev! 1 binada, günde 320 büyük baş kesilecektir. Küçük baş, yani yolu ile Ulus meydanına gidi-koyun keçi kesmek için lâzım- lecek ve burada da Atatürk gelen kısımlar henüz yapılma- heykeline b r çelenk konacak-mışiır. 3 senede, bütün tesisler tır. Müteakiben Ankara Kalesi tamam olunca, Erzurum'da ne bayrak çekmek için memuı 1120 baş sığır, ve 6500 küçük 1ar kooperatifi arkasındaki cad baş hayvan kesmek kabil ola- deyi takiben kaleye çıkılacak-crktır..» tır-
Bana verilen izahlara göre, Bu merasimden sonra top-Erzurum'daki kombina, bütün luluk dağılacak ve arzu eden-Türkiye'ye şâmil, büyük bir et ]P1- Cebeci çayırında Ankara endüstrisinin bir kalesidir. Ay- şehrinin bu büyük gün müna-rica, Konya'da, İzmir'de, An- sebetiyle tertiplediği m llî o-kara’da, İstanbul'da, Samsun'- yunlar eğlencesine İştirak edede, Trabzon'da, Seyhan'da. Elâ- bileceklerdir. Çebeci çayırın-zığ'du, Malatya da, İskenderun- dajçj eğlenceler saat 14 e kadar *" Kayseri de devam edecektir.
Saat 21-30 da Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi merasim sa lonunda İstanbul ve Ankara radyolarıyla dc yayınlanacak olan zengin bir eğlence prog ramı tatbik edilecektir.
Bu programa göre, Ankara Belediyesi ve Ankara Klübü adına birer konuşma yapılacak ve müteakiben yurttan sesler eski iktidardan takımının iştirakiyle Ankaralı ------------------------------- tarafından millî havalar çalınacaktır- Şiirlerin okunmasından sonra m'llî oyun lar oynanacak ve merasime 23.30 da son verilecektir-
Men simden sonra her semi
bayramı
(Bası 1 inci sayfada) Bundan sonra İnönü Bulvarını takiben Bankalar caddesi
Mr. Hoffmanın temasları Bif otobüs
da, Zonguldak’ta, buna mümasil tesisler, soğuk hava depoları, buzhaneler kurulacak ve hepsi, 100 milyon lirayı bulacaktır. Bu yüz milyonun 45 milyonu Marshall yardımiyle gelecek dış kredilerdir. Geri tarafını biz dahilden ödeyeceğiz!
Bu rakamları söyledikten sonra işin azametini kâfi miktarda anlatabildiğimi zannediyorum. Şimdi —... ____......___
mukadder bir sualin cevabını Genç Osman bekliyorum:
— Bütün bu iş için 100 milyonu sarfedeceğiz ama, biz şehirliler elin kilosunu kaça yiyeceğiz? Fakir halk, ciğer kebabını, işkembe çorbasını ka- için olobüs temin edilmiştir ça bulacak?..
İşte bu suale cevap bulmak zor, hem de pek zordur.
Allah selâmet versin, Cemil Sait Barlas, bizi öyle bir işin içine sokmuştur ki, bu kombina devinin etlerini biz yiyeceğimize, o bizi yiyecektirl Bunda ne hesap, ne kitap, ne istikbali görme, ve ne de her hangi Bu seneki bütçe tahmin ne bir kâr ihtimali vardırl Eski gelince: henüz bir rakam ver-iklidar, madem ki oluyor, bü- mek zamanı gelmemişt ri- Çün yük olsun demiş ve sanki ar- kü bütçenin ne şekil alacağı kası varmış gibi kesenin ağzı- hakkında kati bir karara var-nı işte böyle milyonlarla açı- mlş değiliz. Bazı gazeteler, vermiştir., J951 bütçesini hazırlamış gibi
Şimdi akıl ve iz’an sahibi göstererek 154 milyon lira a-vatandaşlara sormak hakkı- çık bulunduğunu ve bu açığın mızdır: Meselâ Erzurum’da 20 Marsbal PKnından kapatıla-milyon lira sarfiyle bir et kom çağını haber vermekted rler binası yapılacaktır. Bu kombi- Bu neşriyat tamamen hayal naya gelecek hayvanlan Erzu- .mahsulüdür. Bir kere Marshall rum, Ağrı, Kars, Çoruh, Gü- plânından bütçe açığını kapat-nıüşhane, Erzincan vilâyetleri ma keyfiyeti geçen seneki bütçemin edecektir. Ama, bu vilâ- çede yapılmıştır. Daha bütçe-yetler meselâ Erzincan, Kars ko n;n ne şekil alacağım biz dahi yunlarını sığırlarını kestirmek kati olarak bilmezken 154 milyon için Erzurum kombinasına gön- açık bulunacağı hakkındaki derecek, sonra onları kesilmiş haber n ne dereceye kadar bir halde geri mi getirecektir?, doğru olabileceği de meydan-
Aynı mülâhaza diğer kçm- dadır-» bina merkezleri için de varid-dir. Demek Barlas hesabına göre, Çankırı'dan, Kırşehir’den, koyunlar, Ankara'ya gönderilecek, burada kesilecek ve sonra frigorifik vagonlarla, Veyahut kamyonlarla sarf yerlerine sev-kedilecekiir. O halde âfiyeile ienavül buyurulal. i
Bu mantık karşısında, insan * hayretten dona kalır., c
Dahası var; kombinalar o ' şekilde hesap edilmiştir ki, ayrıca İskenderun'dan harice, 137 bin baş büyük hayva,, 854 bin 1 baş da küçük hayvan dondu- c rulmuş et şeklinde ihraç olu- * nacaktır. , *
Peki ama, mahreç neresi? * Kim bizim dondurulmuş etlerimize taliptir? Avustralya'dan, Cenubî Amerika'dan meselâ ( İngiltere'ye sevkedilen dondurulmuş etlerle biz, bu maliyet-' le fiyat bakımından rekabet 1 edebilir miyiz? Bu hesaplar ya- 1 pilmiş mıdır?. Hayır, bunların hiç birisine temas edilmiş de- 1 ğildir. I
Şimdi, işte bu yüz milyonluk ' kombina plânı, dertsiz başın , derdi olarak eski iktidardan Demokrat Parti iktidarına dev * redilmiş bulunmaktadır. İşe bir defa başlanmıştır. Atsan atamazsın, satsan satamazsın! İşletirsen ziyan edersin! Et şimdikinden çok daha pahalı ya mal olur. Gelin de işin içinden çıkın bakalım!!.
Halbuki, Erzurum'da müte- , vuzi bir kombina kurulsaydı; ( kesilen etlerin soğuk hava va- , gönleriyle bazı mühim istihlâk ! merkezlerine sevkedilmesi İm- , kânı hazırlansaydı; bu iş kö- | künden halledilmiş olacaktı. ı
Ama öyle yapılmadı; kopıbi-na meselesi de böyle 100 mil- ı yonluk tutuldu. Buna bir de 50 ı milyon lira müiedavil serma- I ye ilâve ederseniz, işin azame- ı tini daha iyi anlarsınız!
Şimdi, ne olacak, diyeceksl- ■ niz? Ne olacak, bunun bir hal çarosi bulunmağa çalışılacak, bulunulmazsa, ayağını yorga- 1 nına göre uzatmıyan Barlas'ın cezasını biz çekeceğiz.
Memur maaşları
(Bası 1 inci sayfada) zalacağı cihetle dolayısiyle maaşları artmış olacaktır- Ta-biatile bu bir külfete vabestedir
Truman’ın
(Bası 1 inci sayfada) üzere Pasifik’te «Wake» adasında General Mac Arthur’le yapacağı konferansa gitmek üzere bu akşam saat 10,20 de Saint-Louis’den hareket etmiştir.
İki uçak Truman heyetini buluşma mahalline götürmektedir. Birincisinde Başkanla beraber yaveri General Vangham, özel doktoru General TVallace Graham, Başkanlık basın sekreteri Charles Ross ve Truman’ın .şahsî dostu ve Vaşington eski valisi Wall Greeıı bulunmaktadır.
İkinci uçakta 56 gazeteci, Tru man’ın muhafız kıtasına mensup bir çok ajan yer almaktadır.
Yarın sabah da General O-mar Bradley, ordu bakanı Frank Pace ve başkanın özel müşaviri Averell Harriman ile dışişleri bakanlığından Dean Rıışk ve Philip Jessup uçakla Vaşington-dan hareket edeceklerdir.
Tiyatroda
Mümtaz Faik FENlKmisti.
(Başı 1 inci sayfada)
dan da bir kadının feryadetti-ği duyulmuş, salondakiler heyecana kapılmıştır. Nihayet se yircilerden bir erkeğin bayıldığı ve yanındaki zevcesinin bağırdığı anlaşılmış, temsil tatil edilerek perde indirilmiş ve ışıklar yakılmış, bu arada hastalanan zat dışarı çıkarılmıştır. Seyircilerden bir doktor hastayı muayene etmiş, bir tak si ile hastaneye götürülmesini söylemiştir. Fakat bir kalb krizi geçirdiği anlaşılan hasta yolda ölmüştür.
Bu şekilde vefat eden zat Tahsin Akın isminde bir e-mekli binbaşıdır, tiyatroya eşi ve çocukları ile beraber git-
(Bası 1 inci sayfada) yük plânın
Köyde Marshall Plânından da artmıştır, temin edilen tarım âletlerinin kullanılışı ve lede edilen randıman hakkında malûmat alan Mr Iloffman üç köy evini ziyaret etmiş ve köylülerle konuşmuştur. Misafiriniz karşı-, taştığı köylüleri türkçe «Merhaba# diye selâmlamış, bu a- ! rada köylülerden biri k-.di-disine karpuz hediye etmişi r Mr- Iloffman müşahedelerinden çok memnun olduğunu söy lemiş ve demiştir ki.
.— Marshall Plânından sağlanan yardımdan en fazla istifade temin etmeye azmetmş insanlar olarak takdire lâyıksınız. Yapılan yardıma gö(-e elde edilen netice neırınıiuJuk vericidir-
Koredeki tecavüzden bahsederken şunu da söylemek isterim ki Birleşmiş Milletlerin müttehit gayretlere dair olan arzusunu memleketinizin derhal cevap vermesi ile göğsüm kabarmıştır.
I
Kremliötjen ilham (ilmiş o-lan kudret .delisi liderlerin harab ettikleri o bedbaht mem lekele göndermiş olduğunuz 4 500 kişlik kuvvet dünya sulhunu korumak için çok lüzumlu olan yeni müşterek çalışmak ruhunun ürnid verici bir misalidir. Mevcudiyetlerini kah ramanca göstereceklerdir, çünkü Türkler horpçı ruhları ile y hürriyet iç n çarpışmalariy-Ip meşhurdurlar
kazası
Beş kişi öldü, yedi yaralı var
İstanbul, 12 (T.H.A.) — Bu sabaha karşı Pendik’le Gebze arasında beş kişinin ölümü ve yedi kişinin de ağır yaralan-masiyle sona eren bir otobüs kazası olmuştur.
GördiJ^üm şu tipik küçük Türk köviindo dahi asırland-.n-ber Türklüğün en müme., ■ vasfı olarak bilinen misafir pcrverliği bizzat müşahede et .iğimden dolayı fevkalâde mü tehassısi/n. Köyün henüz iyi b’-r yola salı p olamaması yü-yiinden içende bulunduğu tozlu duruma rağmen evlerin bu kader temiz tutulmuş olmasını takdirle karşılarım- Bu gezim benim için çok faydalı olmuş-
Köyden dönüşü müteakip Amerikan Büyük Elçisi Mr Wodsworth tarafından bir öğle yemeği verilmiştir.
dönüşü Büyük Eli
Cumhurbaşkanını ziyaret
Kore meselesi bütün hiirri-ye sever memleketlere şimdiye 1 kadar elde ettikleri iktisadi i- I le; 'f-meyi daha da yükseltmek I için icbar edici bir âciliyot ha- ; vasi getirmiştir- Ben'm samı- . mî -ahsî fikrim bizim yenilenmiş . skerî kuvvet rnizi İktisadî ilerleme üzerine kurma- j r.ıızin icap ettiği yolundadır-
Şoför Hamdi'nin idaresindeki «Develi 39» plâka sayılı bir otobüs 21 yolcu ile Develi’den ayrılıp İstanbul’a gelirken Pen dik ile Gebze arasındaki Denizli köyü civarında farlarının bozulması yüzünden yolun kenarındaki hendeğe yuvarlanmıştır. Otobüste bulunan Feride adında yeni evli genç bir I kadınla, seksen yaşındaki annesi ve Fevzi, Halûk, İsmail ad-l harında üç çocuk ölmüş, yedi yolcu da muhtelif yerlerinden ! ağır surette yaralanmışlardır.
Şoför Hamdi’nin burnu bile konamamıştır.
Türkiyenin de memlekette 1 İktisadî sahafla ve diğer Mar- i shall Plânı memleketleri ile ; daha da sıkı işbirliği yap-. mak sureli ile bu gayeye ta- 1 mamen yardım edeceğinden e- | minim.
Cumhurbaşkanı Celâl Boyar, saat 16 30 da Çankaya köşkünde İktisadi İşbirliği Teş kılâtı eski başbakanı Paul Hoff-rnan ile İktisadî İşbirliği Avrupa merkezi başkanvekili Bü yük Elçi Tyloı- Wood’u, Birleşik Amerika’nın Ankara Büyük Elçisi Wadsworth ve İktisadî İşbirliği Türkiye icra heyeti başkanı Rııssell Dorr ile biri kte kabul etınştir
B r saatten fazla süren bu kabul esnasında Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü ile Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi KaraosmûTioğlu da hazır bulunmuştur.
Basın toplantısı
; Mr. Hoffman saat 18 de İktisadî İşbirliği binasında bir basın toplantısı yapmış ve gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur-
«Resmi hayattan uzaklaşmadan önce son vazifem n bir kısmı olarak Avrupadan geçmek ve Ankaraya gelerek resmî şohs'yetlerinizle ve İktisadî İşbirliği* İdaresi Heyeti men Supları ile konuşmak üzere Ân karaya geldim. Uzun zamandan beri başkentinizi ziyaret etmek istiyordum ve İktisadî işbirliği İdaresinden sizi ziyaret etmeden ayrılmak istemedim-
Uçakla buraya gel rken ekilmiş olan geniş arazi parçaları beni çok mütehassis etti. Ziraî istihsal sahasında yaptığınız hakikî ilerlemenin devam ede ceğini ve daha da hızlanacağını üm'd ederim-
Bakanlarınızla yaptığım konuşmalar son derece ümit verici olmuştur Çünkü evvelâ, Türkiyenin hürriyetini muhafaza etmek, saniyen, savunme-sim daha da kuvvetlendirmek ve halk için daha iyi bir hayat şartı temin etmek ye sâlisen de hür dünyadaki hürriyetlerin idamesi için diğer memleketlerle işbirliği yapmak hususundaki azimlerine beni inandırdılar .
Ziyaret ve temasların ehemmiyeti
Ankara, 12 (T.H.A.) — Anka ra’nın siyasî mahfillerinde Mr. Hoffman’ın ziyaretine ve yaptığı temaslara ve görüşmelere büyük bir ehemmiyet atfolun-1 maktadır.
Yaralılar gece saat 2 de İstanbul’dan çağırılan vasıtalarla Haydarpaşa hastanesine kaldırılmışlardır.
Memleketimizin her bakımdan kalkınmasını ve kuvvetlenmesini istihdaf eden ve ’ Türkiye’nin milletler arasında ' iktisap ettiği yüksek mevkii. ■ belirten bu çok samimî görüşmeler, iki memleket arasında karşılıklı itimada dayanan de-' rin dostluğun bir kat daha kuvvet bulmasına vesile olmuştur.
Görüşülen ve memleketimizi pek yakından ilgilendiren muh telif konular arasında muhacirlere yardım meselesinin de bahis mevzuu edilmiş olması çok muhtemeldir.
Mr. Iloffman, beraberinde gelen zevatla birlikte yarın sabah saat 9 da Ankara’dan uçak la ayrılacak ve gerek Cumhur Başkanı, gerek Başbakan ve Dışişleri Bakanı adına uğurlanacaktır.
Aynı şekil de tarihi şanla dolu meşhur eski Ankaranın etrafına modern bir şehir kurmakta gösterdiğiniz yaratıcılık da beni aynı derecede mütehassis etti. Bu, ECA M syo-nu şefi olan Rııssell Dorı-’n bana def’atla bahsettiği müterakki ve enerjik hamlelerinizin bir delilidir
Bu sehayatımın b r diğer gayesi de Marshall Plânı mem leketleri resmî makamlarına ve bizim İktisadî İşbirliği heyetlerimize benim idarecilik vazifes.’nden ayrılmamın Mar-shcll Plânının ehemmiyetinin azalması veya azalmakta olduğuna dair herhangi bir mânayı tazammun etmediği üzerinde ısrarla’ durmak isterim- Bunun tamamile aksine olarak, kanaatimce, Koredeki anlaşmazlığın başlaması ile bu bü-r—
i Hamamönü — Yeni Do-; ğumevi Çocuk Hastalıkları Mütehassısı
Dr. İhsan Can
i Hastalarını lıergün saat ;15 ten itibaren kabul eder. ; Anafartalar caddesi Kurşunlu Cami
İ394 Bekman Apartmanı, j jMuayenelıane ve ev Tel: :: 15888.
karşısı No.
DOKTOR
Aziz Tevfik Yeginsoy
DAHİLİYE MÜTEHASSISI
Her gün hastalarını saa' 15 den itibaren Hamatııö nü, Halk Eczahanesi kar-şısmdaıki Nizameddin A-partmanı No. 2 de kabul eder Tel: 15343
DEVLET TİYATROSU BÜYÜK TİYATRODA Bu akşam asat 20.30 da II A M L E T
Dram 5 Perde Yazan: W Shakespeare, Tercüme Orhan Burian, Dekor - Kos tüm: Sabih Kayan, Sahne müzikleri: S Kalender, Sahneye koyan: Muhsn Ertuğrul.
RİCOLETTO
Opera 4 perde. Tercüme: Fer'd Alnaı-, Dekor - Kostüm: Turgut Zaim- Müzik idaresi: Adolfo Camozzo Sahneye koyan: Ayam Gün (Rigoletto’nun başlıyacağı tarih ayrıca ilân olunacaktır)
KÜÇÜK Tİİ ATRO’da
Bu akşam saat 20.30 da
ŞAKACI
Piyes 3 perde- Yazan: Sabahattin K. Aksal Dekor: Eı luğrul Arf- Sahneye koyan: Mahir Canova-
BÜYÜK TİYATRO: U-muma. Parter 200, Balkon 150 kuruş. Memur ve öğrencilere Parter 100, Balkon 75 kuruş
KÜÇÜK TİYATRO: U-muma parter 200, balkon 150- Ucuz Ilalk: Parter 150, Balkan 100 memur ve öğrencilere parter 100, balkon 75 kuruştur.
Ankara Birinci Ticaret Mahkemesi Başkanlığından:
(950/270)
Mahkememizin 2.6-1950 gün ve 950/1G2 sayılı ilâm le iflâsına karar verilen Ankara Ban kalar Caddesi 32 No da Tüccar tuhafiyeci Burhan Çakır’ın iflâsın açılmasından sonra konkordato teklif edilerek bu teklif alacaklılar (...rafından kabul edilmiş ve konkordatonun kabul ve tasdiki için iflâs tasfiye memurluğu tarafından ve-r leıı rapor tasdik için mahkememize gönderilmiştir.
İcra ve İflâs kanununun 296 ncı maddesi gereğince konkordatonun tetkik ve kabul edilerek tasdik edilip edilmemesi hususunda komiserin 27 10.950 cuma günü saat 11 de dinlenmesine karar verildiği ve konkordatoya itiraz edenler varsa mezkûr celsede hazır bulunabilecekleri ilân olunur.
5763
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER.
Dr. Enzo ve Fakira Katia
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ

GÜZEL BURSA j
Türkiye Yunanistan kara yolu
Edirne (Hususi) — Karayolları Genel Müdürlüğü Türkiye’yi Yunanistan’a ve dolayısiyle Avrupa’ya bağlıyacak olan bir kara yolunun inşasını kararlaştırmış bulunmaktadır.
Bu yol İstanbul - Tekirdağ - Keşan - İpsala - Selanik - Atina güzergâhını takip edecektir. Yolun Türkiye’deki etütleri bitince Yunanlılarla temasa geçilecek ve çalışmaları müşterek bir heyet idare edecektir.
Keşan - Edirne yolu da iyi bir hale getirildiği takdirde, bu yeni yoldan şehrimizin de istifadesi büyük
Alâkasızlığın kurbanı olan şehir
TARİHÎ TRABZON
r Bursa (Hususi) — Şerhimizde yapıl-r makta olan 7 kaili hastanenin inşaatının so-[na ermesi için daha bir milyon 200.000 li-fraya ihtiyaç vardır. Bursa Milletvekili Ha-,lûk Şaman'ın bu işle vazifelendirildiği ma-»lûmdur.


Halûk Şaman, gerekli temaslarını bitirtmiş ve İller Bankasında verecek bir para olamadığından bulduğu malî bir kombinezonla
j İsçi Sigortalarındaki müterakim paradan bir milyon 200.000 liralık kısmının Ziraat Bankasından alınarak İller Bankasına yatırılması temin olunmuş ve böylece hastane için gerekli para elde edilmiştir.
Bu husus için gerekli formalite tamamlanmış olduğundan, vilâyet resmî müracaatını yapacak önümüzdeki günlerde para hususî muhasebe emrine verilmiş bulunacaktır.

Mersinli Ahmetle bir mülâkat
Ağır siklet Dünya Birincimiz Kıbrıs güreşlerini anlatıyor

Yurttan Notlar
DoğukamdenizyeahHrı veharikulâdebirtcbiat
Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, dağlarla çevrili bir ülkedir. Kenar dağlarımın bir kısmı kolay asnlır alçak dağlar olduğu halde, bir kısmı da hakikaten yüksek silsileler halindedir. Silsileler ancak muayyen yerlerden geçilir. Ve geçitler 2000 metreden yüksek yerler olduğundan birçoklarında kışın bir müddet yollar kapanır. Doğu Karadeniz dağları işte bu çeşit dağlardandır.
Her halde okuyucularım arasında Ziğanaları aşmış, Bitlis-ten geçerek Diyaıbakıra inmiş, Gülek Boğazını otomobille geçmiş olanlar vardır. Bu yolculukların güzel manzaraları, heyecanlı tarafları olduğunu bilirler. Ülkemizin yüksek dağlarını aşan uçurumlu yollar seyahati sevenler için daima aranılan bir şeydir.
Erzurum için Kop Dağı ne ise, Çoruh için Karanlıkmeşe odur
Mersin, (Hususî) — Geçen ay içinde Kıbrıs’a giderek musaba-, kalar yapan Dünya Ağır Siklet Şampiyonumuz Mersinli Ahmet’le görüştüm. Mersinli güreşleri hakkında bana şunları
«— Bir davet üzerine Lefkoşa stadyomunda Kıbrıs’ın en tanınmış güreşçilerinden 120 kiloluk Zaı-atis’le tutuştum. Yan hakemlerinden biri Rum, biri İngiliz ve diğeri de Tıirktü. Oı^a haliâmlî-ğini cezaevi müdürü Müftizade Faik Bey yaptı. Hakemlerin hepsi de dürüst ve centilmence hareket ettiler.
Doğuda Ardalıandaıı başlıya-rak yalnız Çam silsilelerini ve Çoruh vadisi boyunca Doğu Karadeniz dağlarını aşarak denize inen yol bunların hepsinin terkindedir. Otomobille gidilen dağ yollarının en hoşu ve en heyecanlısıdır.
Bu yolculuğu anlatmadan önce Doğu Karadeniz bölgesini kuş bakışı tanıyalım: Doğu Ka-radenizde, huduttan bağlıyarak Bize, Trabzon, Giresun ve Or-(Lı gerisinde basamak basamak yükselen dağlar, bir çok noktalarda daimi kar sahalan-na ve buzullara kadar yükselir; 4 bin metre irtifaa yaklaşır. Karçal, Kaçkar, Ziğana Karagül, Yedigöz gibi isimle.-alan bu dağlara, üzerindeki en işlek geçide izafetle Ziganalar da diyebiliriz.
Çok yağmurlu ve sıcak kıyı boyunda, pirinç tarlalariyle beraber çay fidanlıklarına ve portakal bahçelerine; biraz yükse-, linçe fındık bahçelerine, mısır ve fasulye tarlalarına, daha yu karlarda ormanlara ve çamlıklara rastlanır. 2000 metreden sonra da ormanlar biter, dağ cayırları ve geniş otlaklar başlar. Kıyılarda bağcılığın, eteklerde ziıaatin, yamaçlarda ve dağlarda hayvancılığın yer aldığı bu bölgede nüfus kalaba-J‘fcı ziyadedir. Kıyılarda 100 -200 ü bulur. Yamaçlarda fındık bahçelerinin bulunduğu yerlerde
Artvin ve karanlık meşeden bir köşe
---------YAZAN ----------
Prof. Hâmil Sadi Selen
ve ormanlar arasında bu nisbet 50 ye, 30 a iner.
Yolların güçlükle sokulabildi-ği) yapılan yol ve köprülerin ânî -‘•İlerle sık sık bozulduğu bu bölgede kır yerleşmesinde de bir başkalık vardır. Evler seyrek olup toplu köyler ve şehirler azdır. Kıyılarda büyük yollar ağzındaki Trabzon, ve Giresun gibi merkezler hariç çoğu küçük pazar yerleri halindedir. Bunlar da daha ziyade kıyı boyunda toplanmıştır.
Tepeleri daima bulutlu yüksek dağların gerisinde biri Do-ğuya, diğeri Batıya doğru akan Çoruh ve Kelkit vadileri boyunca çukurluklar bulunur. Fakat! buralarda iklim ve tabiat başkalaşır. Vadi düzlüklerinde ve |
yamaçlarda buğday ve arpa tarlaları, çeşitli meyve ve sebze bahçeleri göze çarpar, toplu köyler ve büyükçe kasabalar bulunur.
Bu çukur saha Batıya doğru gittikçe genişlediği halde, Doğuda Çoruh havzasında pek daralır. Geniş düzlükler bulunma-
dığından Şavşat, Ardanaç, Yusufeli, İspir gibi merkezler kalabalık değildir. Bu iç kısım Do-
yeri olduğu gibi, kulabahk kıyı boyları için do hububat anbarı-dır.
Biz şimdi bu iç kısımdan geçeceğiz:
Erzurum için Kop Dağı ne ise Ardahan için de yalnız Çam
Önce birbirimizi yoklama ile geçen bir iki dakikadan sonra birden harekete geçerek bir dalış, bir sarma, bir kiinde derken rakibim şaşırdı kaldı. Neye uğradığını anlamadan dokuzuncu dakikada sırtını yere .getirdim.
Bu anda stadyomu dolduran on binlerce seyirci alkıştan heT tarafı çınlatıyordu.
Kıbrıs'ta büyük hüsnûkabul gördüm. Hçle Türklerin alâkası çok candan oldu. Beni büyük heyecanla karşıladılar. Bu misa-
firperverliği hiç unutamam.
Gene Mersinlinin ifadesine göre 110 kiloluk olduğu halde kendisinin bu kadar çevik hareket etmesini takdirle karşılamışlar.
Mersinli henüz bir kontrat imza etmemiş olmakla beraber A-merikalılar tarafından yapılan teklifin esasları üzerinde bir ka-
silsilesi ayni vazifeyi görür. Yalnız Çamın yâni saf çam ormanlarının arasından 2575 met-
re yükseklikteki geçidi aştıktan sonra yol karışık ağaçlı Karan-
lık Meşeye giriyor. Ara sıra a-ğaçlaıın gökyüzünü örttüğü bu
ormanlardan
değişiyor.
itibaren manzara
Yol, kıvrıla kıvrıla yamaçllrı takip etmekte, bir tarafı dik bir uçurum, ilerideki dağlar üzerinde gideceğimiz yol bir çizgi gibi görünüyor. Ormanlar ara verdikçe meskûn yerlerle karşılaşıyoruz. Etraf yine dağlarla çevrili, ufuk daralmış olmakla beraber her kjçük düzlük ortasına kondurulmuş güzel evler ve tarlalar, buralarda çalışan bölgenin canlı ve hareketli insanları bizi oyalıyordu.
Yolun virajları az olsa, ba' yemyeşil, ormanları çok, akar suları bol yerlerden geçiş ne kadar hoş olacak. Fakat çığlar, seller tarafından bozulmuş yerlerin sık sık karşımıza çıkması, bir tarafımızın ucu bucağı gö-: rülmiyeıı bir uçurum olması bizi daima heyecan içinde bırakıyordu.
Yurdumuzun her köşesi aynı derecede mukaddes ve aynı derecede alâkaya şayan ve lâyıktır. Amma, bugün hükümet alâkasına her yerden ve her zamandan daha muhtaç o-lan şehir hiç şüphe yok ki Trabzon’dur. Zira; dünkü ve bugünkü manzarasının basit mukayesesiyle de anlaşılacağı üzere sadece ve sadece alâkasızlığın kurbanı olan bu şehir gene sa-' dece bu alâkasızlık yüzünden şimdi işsizlik, yoksulluk ve hastalığı ile meşhur bir belde haline gelmiş bulunmaktadır. O-nıın bu feci duruma gelmesinde elbette ki muhtelif İktisadî ve İçtimaî âmiller mevcuttur. Lâkin, bunların en büyük ve en mühimini korkunç bir alâkasızlıktır. Hem de yirmi yedi senelik bir devrei saltanatta devlet otoritesini elinde tutan bir çok evlâtlar da yetiştirmiş bulunduğu halde.. Acıdır hıilâsai kelâm, bu şehrin uğradığı alâka-
Neleı- olmaz, neler yapılmaz ve bu şehir ne müstesna bir refaha ulaştırılamazdı ki.. Lâkin günah bizim, kime ne demeğe hakkımız var. Gün oldu ki, devlet idaresinin ve otoritesinin en mühimleri Trabzonluların elinde bulundu. Amma bu müstesna makamları işgal eden hemşehrilerimiz bir kerecik olsun, doğduğumuz ve büyüdüğümüz şehir, bizi yetiştiren, bu mertebelere ulaştıran şehir ne âlemdedir diye düşünmediler bile.. Her şeyi ve her yeri gül, gülis-tajı.görnjek için tarihin ve.milletin asla affetmiyeceği bir günahın uykulu âlemi içinde Trabzon’un her gün biraz daha içine yuvarlandığı feci akıbete kar ,şı, alâkasız geldiler, gittiler. Fakat bırakalım biz şimdi bu eski ve acı talihsizlik günlerinin dedikodusunu.. Millet, eski günlerin acı hikâyesini ve günahkâr-, larin mesuliyet derecesini çok iyi biliyor. Bugün, İçtimaî ve İktisadî hayatının tamamı ile ve tek kelimeyle ölüme gidon bir şehir var önümüzde...
Bütün bir tarih boyunca, transit yolunun canlılığı, ticarî hayatının üstünlüğü, sanatkârlarının mahareti, zenginliği, sağlığı, nüfus kesafetiyle meşhur. olan bu şehir, şimdi üç büyük illetin pençesinde ve bu üç büyük illetle nam alıyor: İşsizlik, yoksulluk, hastalık..
Bu yazılarımı okuyanlar arasında hemşehrilik gayretiyle mübalâğaya düştüğümü sananlar bulunabileceği gibi, yurdumuzun diğer şehirlerinde de aynı illetlerin mevcut olmasına göre bu halin Trabzon için ayrı bir hususiyet taşımıyacağını iddia edenler de bulunabilir. Hayır aziz okuyucular! Bu teşhis ve naklimde ne bir zerre mübalâğa vardır, ne de Trabzon’daki hal başka yerlerle kıyaslanabilir. Tütünün para etmediğini, fındığın eskisi kadar olmadığını, mısırın kuraklıktan yandığını unutup da biran için bu mahsullerin tam ve kâmil ele geçtiğini düşünsek bile Trabzon’u tanıyan herkes bilir ki bu şehir, kendi evlâtlarını kendi mahsulleriyle besliyecek durumda değildir. Çünkü Trabzon bir ziraat şehri değildir ve olamaz da...
Trabzon bir transit ve ticaret şehri idi. Gene de bir ticaret ve transit şehri, hattâ merkezi olabilirdi. Fakat yıllar boyunca duyulan feryatlara ve hattâ yapılan kanunlara rağmen Trabzon'a ne bir demiryolu, ne de bir liman yapılmadı. Nihayet liman inşaatına başlanabildi amma iş işten geçmiş, transit yolu elden kaçmıştı.
Trabzon bir sanayi şehri
ol-
mak imkânına sahiptir. Fakat bu bakımdan da hiç bir alâka
görmedi. Hükümetin yaptırdığı
plân ve programlarda ilmen ve iktisaden et sanayiinin Trabzon’da kurulması icabederken ■bu husus hiç nazara almmailı. Aradan uzun yıllar ■ geçti, şartlar değişti ve et sanayii de başka illere gitti. Balık sanayii için Trabzon en münasip yerdi, fakat bütün bir devrei saltanatta bunu düşünen bile olmadı.
Trabzon tarihî bir şehirdi. Değerli tarihî eserleri, eşsiz say-fiyleri, temiz otelleriyle mükemmel bir seyyah şehri olabilirdi. Lğkin tarihî eserlerinin kıymetini bilen olmadığı gibi birer birer de tahrip edildiler. Şehrin doğru dürüst yazılmış 'Türkçe bil- tarih hülâsası bile yoktur. Tarihî şehirdir amma ona (U-nutıılmuş şehir) veya (Meçhul şehir) demek daha doğrudur. Yavuzların, Kanunîlerin şehri, kıratlıkların merkezi, seyyahların uğrağı bu şehri şimdi gören değil, tanıyan bile o kadar az ki...
ırakalim bu acıklı h -kâyeleri de. Trabzonun dertlerini anlatmağa, felâket halini alan talihsizliğini izaha kalkışarak ciltler dolu kitaplar yazmak icaheder. Tek kelimo ve tek cümle ile diyelim ki; her bakımdan geniş bir mın-takanın kalb ve nebzı olan Trabzon, bu gün tasavvurun fevkinde bir İktisadî sefalet
içinde ve uçurumun kenarındadır. Sadece bir şehir olmaktan z yede koca bir mıntakanın mer kezi, Karadeniz'n şark kapısı ve bir hudud vilâyeti lan Trab-zonu, tek adımla yuvarlanabileceği bu uçurumdan kurtarmak ve bu işte acele etmek lâ zıındır Trabzon yine de bir ticaret .şehri, bir seyyah şehri, b r kültür şehri olabilir- Alâka gördüğü gün bu imkânları tahakkuk ettirmekte güçlük çekmez. Fakat her şeyden önce Trabzonluyu açlıktan ve işsizlikten kurtarmak için Trabzon'u b r sanayi şehri haline getirmek lâzımdır. Bunun için de ilk iş, Trabzonda büyük bir (Balık Sanay i) kurmaktır.
YAZAN ------------
Mahmut Goloyhı
Trabzon Milletvekili
1
X
R


■-■■'-i-. ■ 1
ı;
Trabzon’dan diğer bir görünüş
binin ilk demokrat hükümetin bir Trabzonlu olarak buna i oen, Trabzon için âcil bir ka- nanmak ve beklemek hakkı-rar bekliyoruz. Bir vatandaş ve mızdır.
Çukurovanın yeşil kur t derdi
Gelecek yıllarda Amerikan
yardımından istifade edilecek
I Adana, (Hususî) — Hususî surette öğrendiğime göre, Çu-| kurova’da yeşil kurtla mücadele • için, gelecek sene Amerikan yardımından istifade edilecektir. Bu hedefe doğru atılacak adımların bilhassa şu iki meseleyi yakından ilgilendirdiği de bana bildi-
, ı ildi:
1 — Lüzumlu makinelerin te-
! 2 — Yeşil ve pembe kurtlarla
■ mücadele hususunda önleyici ted ı birlerin alınması.
| Bu sene istihsal edilen pamuğun bir kısım yeşil kurt
tarafından kemirilmişse de mü-'
him miktarda pamuk Amerika’dan ithal edilen D.T.T. ve talk terkibinden ibaret Geşarof ilâcının kullanılması ile kurtarılmıştır.
Bu sene Çukurova bölgesinde 350 bin balya pamuk istihsal e-dilmiştir.
Önümüzdeki sene, yeşil ve pem be kurtlardan çiftçilerin zarar görmelerine mâni olmak maksa-
diyle yeni tedbirlere başvurulacağı muhakkaktır. Bu arada ihtiyacı karşılıyacak şekilde gere-
ken ilâç temini meselesi de İnce-
lenmektedir.
I
ı
I
D.T.T. nin getirilmesi nü lâzım geldiği hususu halen Ziraat Bakanlığı ile Marshall Plânı temsilcileri arasında görüşülmek tedir. Fakat alınacağından şüphe edilmiyen koruyucu tedbirler sayesinde önümüzdeki sene Çukurova pamuk istihsalinin kolaylıkla yarım milyon balyayı aşacağı tahmin edilmektedir.
Geçenlerde tetkikler yapmak üzere Trabzona gelen Amerikan hey eti azasından biri şöy le diyordu; (Eğer bu denizden fnydalaııab Jseniz, artık toprağa bakmazsınız bile)-.
5/Kasını/1950 Pazar Giinii
Çivril ilçesinde
Ortaokul Yararına Büyük Pehlivan Güreşleri
Yirmi yedi yıllık bir devrei saltanatta nasibi sadece alâkasızlık ve akıbeti aşikâr sefalet olan Trabzonun daha fazla beklemeğe artık tahammülü kalmamıştır. Balık sanayii Trabzonun hakkıdır ve ancak bu smayi’in kurulması Trabzona can verecektir.
Bu hususta, 1-1 Mayıs inkılâ-
ikranı B : -100 0
100 il : 250 II
: 75 İl
: 200
: 50
isafirler iç iı pehlivanla rı
150
50
100
Liradır.
;in yer temin edilmiştir, irimiz dâvetlidir. — DERNEK
2823
4z****%**V*VV**V% t* *VV*4V**W*M1*V***VW***** ******
ZAFER
13/10/1950
Sayfa: 6
Ankara merkez ilçe seçim kurulu başkanlığından
\ Sa. No. Mahalle
Sokaklar
Sandığın konacağı yer |
53
54

Ankara İl Genel Meclisi üyeleri seçimi için mahallelerle köylerde eşekkül edecek sandıkların konacağı yerler aşağıda gösterilmişt i- İlân olunur:
Sokaklar Sandığın konacağı yer
Sa. No. Mahalle
1
2
3
4
5
7
9
10
267
11
12
13
14
II
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
29
30
94
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
55
50
Akalar — Hamam arkası, Çağlayan, İnönü Bulvarı, Ka-dınkız, Evkadın ve Kahramanlar.
Akalar, Öksüzler, Anadolu, İpçi, İnci ve Kümbet.
Akalar — Cevizaltı, Eylül, Hediye, Vardar ve Sarıca. Akbaş — Akide, Aslanhane, Cevizaltı, Dalfes, Eıyokuşu
Akbaş — Evkadını, Eylül, Filiz, Hacettepe ve İnegöl.
Akbaş — Mermerli, Oluk, Örtmeli, Sarıca, Ulucanlar. Vardar.
Akköprü — Bezen, Gevrek, Zerdali, Çim, Şıpka.
Akköprü — Temizlik İşleri ve Hanı.
Akköprü — Kanarya, Yenituran, İstanbul caddesi.
Akköprü — iskitler, Emlâk Bankası Evleri.
Akköprü — Varlık, Mezbaha arkası.
Aktaş (1) 1 — 413 sıra numaralı seçmenler.
Aktaş (1) 414 — 81i1 sıra numaralı seçmenler.
Aktaş (1) 820 — 1241 sıra numaralı seçmenler.
Aktaş (2) 1 — 252 sıra numaralı seçmenler.
Aktaş (2) 252 — 549 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (1) 1 — 357 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (1) 358 — 692 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (2) 1 — 322 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (2) 323 — 652 sıra numaarlı seçmenler.
Altındağı (3) 1 — 336 sıra numaralı seçmenler.
Altındağ (3) 337 — 733 sıra numaralı seçmenler. Altındağı (4) 1 — 394 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (4) 395 — 834 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (5) 1 — 294 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (5) 295 — 534 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (6) 1 — 448 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (6) 449 — 894 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (6) 895 — 1237 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (6) 1238 — 1652 sıra numaralı seçmenler. .
Altındağı (7) 1 — 259 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (7) 260 — 494 sıra numaralı seçmenler.
Altındağ (8) 1—412 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (9) 1 —545 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (9) 546 — 1091 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (10) 1 — 357 sıra numaralı seçmenler.
Altındağı (10) 358 — 737 sıra numaralı seçmenler.
Altıntaş. Güvercin, Kutlu, Kevgirli,- Boyacılar.
Altıntaş. Yayık, Gülibrişim, Küp, Güllü, Gülten, Akgün Eşme.
Anafartalar. Elmalı, Kandilli, Tandırlı, Hayırlı, Kızıl-bey, Sanayi, Kauşbaşı, Havza, Susam.
Anafartalar. Anafartalar caddesi, Posta caddesi, Zafer Tahtakale, Uğur, Arslanhne, Hal, Susam, Otelleri, Yurt Cihan Palas, Selçuk, Mesudiye, Zaferi Millî Otelleri.
Atıfbey (1) Veteriner Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Kız öğrenci Yurdu, İnci, Tangün ve Uzun apartmanları, Taksim Hamamı, İstiklâl Fırını, Yeni yol ikinci sokak.
Atıfbey (1) Millî Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğrenci Yurdu.
Atıfbey (1) Yeni yol, Yeni yol sol taraf, Yeni yol sağ taraf, 4 üncü sokak.
Atıfbey (2) 1, 2, 3. 4 ve 5 numaralı sçkaklar.
Atıfbey (3) 1 — 420 No. lu seçmenler.
Atıfbey (3) 421 — 841 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (4) 1 — 385 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (4) 386 — 625 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (5) 1 — 407 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (5) 408 — 796 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (6) 1 — 462 sıra numaralı seçmenler.
Atıfbey (6) 463 — 925 sıra numaralı seçmenler.
Atpazari, Kayabaşı, Yasa, Yenice, Şenlik,
rince, Develi.
Başkır. Üçüz, Aktağ, Berberler, Pazar, Doğru, Direkli, Koru.
Bentderesi, Boyacı. Darsokak, Son evler, Yokuş, Gaziantep, Sarıkamış, Turnadere, Çay, Altıok, Yoncalık.
Bentderesi. Çamlıca, Tanpınar, Güvercin, Aksoy. Çeşme
Hamamönü İnönü İlkokulu |
Hamamönü, İnönü İlkokulu arka kapısı- i
Yeşil ağa Camii
Ulucanlar caddesi, Cumhuriyet İlkokulu-
Ulucanlar Cumhuriyet ilkokulu
Ulucanlar Cumhuriyet ilkokulu |
Kanarya sokak 6 No. lı ev yanında Yaknp Çilingiroğlu-na ait boş dükkân-Mezbaha yanında Temizlik ' Hanı bekçi kulübesi. I
Kanarya sokak Ulus Marangoz Fabrikası.
İskitler yolu üzerinde Musa Yigit'e ait dükkân-Mezbaha arkasında tahta köp
Aktaş polis karakolu yanın- . da bakkal Emin’ın eski dükkânı.
Aktaş birinci muhtarlık bölgesi Hüseyin Güçoğlu kahvesi yanında 43 numaralı ekmekçi dükkânı-
Aktaş birinci muhtarlık bölgesi Asri Mezarlık yolu üzerinde 336 No lı boş bina Bentderesi caddesi Yaşar Kaba Ali’nin 414 No lı kereste deposu yazıhanesi. Bentderesi caddesi dükkânı karşısı 424 No- lı seb zecri dükkânı .
Birinci muhtarlık bölgesi 107 No. lı ev-
Birinci muhtarlık bölgesi 177 No. lı ev.
İkinci muhtarlık bölgesi 114 No- lı evin bahçesi
İkinci muhtarlık bölgesi eski 385 ve yeni 129 No- lı Kemal Talur'a ait evin bahçesi-
Üçüncü muhtarlık bölgesi muhtar Azize ait 319 No lı ekmekçi dükkânı Çeşme başı Mustafa İlgi evinin önü.
4 üncü muhtarlık muhtarlık binası Mustafa Kaya'ya ait 303 No- I lı ev.
4 üncü muhtarlık bölgesi mer, mer Çeşme yanındaki bakkal Yusuf Çetinin dükkânı bitişiğinde bulunan 243 No. lı ba-wrka.
5 inci muhtarlık bölgesi Telsizler Semt ocağı yanı eski 889 ve yeni 175 No lı ev- | Küçük bakkal Hüseyin Çalış dükkânı altı eski 1107 yeni 136 No- lı ev-
6 ncı muhtarlık bölgesi Ziya Olgaz'ın kahvesi.
Halil’in kahvesi-Asfalt yol kenarı Çocuk D s-panseri. |
Asfalt yol kenarı Ziya Çerkeş'in odun ardiyesi-
7 nci muhtarlık bölgesi 672 No. lı kalaycı dükkânı.
Polis merkezi karşısı Birlik Camii şantiyesi.
Muhtarlık bölgesi Tan Halk-odası 1209 No- lı dükkân Muhtarlık bölgcs 1303 No- lı Kurdu Yıldıı-ım'ın ekmekçi dükkânı-1430 No- lı Hüseyin Bağdadın evinin önü-Yeni yol altındaki çeşme yanında bulunan 1639 No. lı ev-Millî Pınar yanında 1523 No.
Balaban meesidi önü. Balaban meesidi önü.

bölgesi ( yanında
I
57
58
59
62
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
89
91
92
93
99
100
101
102
264
103
101
105
106
107
110
Devrim İlkokulu.
Belediye altırıdak yeni kânların önü
dük-
Dıgkapıdaki hamam öııü
I
111
112
113
Dc-
Telsiz asfaltı üzerindeki ilk okul-
Telsiz asfaltı 58 No- lı dükkânın önü.
Atıfbey mahallesi 221 No- lı Çerkeşli Mustafa hanı-
277 No. lı Uğur bakkaliyesi önü.
Eski 450 ve yeni 90 No. Doğu Kıraathanesi.
643 No- lı ev önündeki cami-Vehbi Koç Çeşmesi önü-Mermerçeşme 579 No- lı ekmekçi dükkânı önü Ulucak çeşmesi karşısı-Ulucak köprüsü Bentderesi caddesi pres t yesL
Sataç Sinan mescidi önü.
I
İ
atol
114
115
116
117
119
120
121
122
123
124
12C
Bentderesi. Kuzu, Börekçiler, Yay, Yayık, Uluçınar, PolatlI.
Bozkurt. Atlı Spor Kulübü, Müze arkası, Armutlu, Neşe, Bozkurt.
Beşik, Soğukkuyu, Çankırı caddesi, Maliye Okulu, Erguvan, Dolma, Vefalı, Bekçi.
Bozkurt, Kazıkiçi bostanları, Çiçek, Çankırıkapı, Telgraf, Gün, Orta.
Baraj. Bütün mahalle.
Çeşme. Yeşilköy, Altıel, Yeniköy, Şafak, Pembctaş, Fıstıklı, Çankırı, Ulucanlar, Ilgın, Hartuç.
Çeşme, Sergi, Dağ, Ceylân, Meriç, Develi, Altıntaş.
Çimentepe. Çarşı, Basamaklı, Uzunyayla, Alaca, Öz.
Duatepe. Şair Mehmet Akif, Tosun, Damla. Diktepc. Duatepe. Küçükkapı, Selçuk.
Demirfırka. Kalekapt, Barış, Devdiler, Doyuran. Demirfırka. Kale. Haymana, Berrak, Kapıdağ, Kadife, Kireçli, Yayçeken.
Demirtaş. Binbaşı, Solmaz, Yokuşlu, Karalar, Abalı, Kü çükgelin, Sakızlı, Gazeller, İnönü Bulvarı, Yalaza.
Demirtaş. Eskiyol, Hamamönü, Şair Mehmet Akif Ersoy Dutlu, Fırın, İnanlı.
Doğanbey. Taşdöşeme, Konuklar.
Doğanbey. Güreşçiler, Doğan, Posta caddesi, Sanayi caddesi, Bankalar caddesi, Kediseven.
Doğanbey. Nurtopu, Kuruçeşme, Boztepe, Sivas, Akar. Çerkeş, Konca, Kırgız.
Doğanbey. Tan, Çetiner, Esenlik, İltekin, İtfaiye, Kızılca, İtfaiye çavuş ve erleri.
Dumlupınar. Atatepe. Ağustos, Dilektepe, Sakızlı, zeller, Şair Mehmet Akif, Küçükkapı.
Dumlupınar. Selçuk, Samsun, Zambak, Gürcüler.
Dumlupınar. Göksü, Beykoz, İmece.
Erzurum. Dumlupınar, Çayır, Çelikağ, Soysal.
Etlik (D Aşağıincirlik, Yukarıincirlik.
Etlik (1) Kuvuyazısı, Etlik.
Etlik (2) Aşağıeğlence.
Ga-
Etlik (2) Aşağıayvalık, Yukarıayvalık, Askerî depolar. Levazım Müdürlüğü, Amaç Şirketi.
Fevzipaşa. Pilevne, Yelken, Erguvan, Neşe, Açık, Rüzgârlı.
Fevzipaşa. Soydaşlar. İstanbul caddesi. Cumhuriyet meydanı, Büyük Millet Meclisi, Şafak, İnebolu, İstiklâl caddesi. Cumhuriyet Halk Partisi binası, Sayıştay Osmanlı Bankası.
Gündoğdu. Dumlupınar, Fidan, Karacabey, Çifteler, Doğu, Kıvrım.
İckale. Gün, Alakuş, Kanı, Başkale.
İçkale. İstek, Alitaşı.
İçkale. Gençkapı, Enginar, Irmak, Kürt, İçhisar, İçkale. İnkılâp. Hükümet Alanı, Tarhana, Anafartalar caddesi, Zincirli Camii içi, Çam, Demirtaş, Telgraf, Gün, Bend, Hilâl, Hükümet caddesi, Ulutaş.
İnkılâp. Fırat, Çankırıinişi, Kılıçlı, Tahta Konak, Meram, Bilen.
İnönü. Evkadını, Takacı, Yüzbaşı, Gebze, Tekin, Fener, Gürbüz.
İnönü. Divan, Tilki, Göztepe, Hamam, Hamam arkası, İnönü Bulvarı.
İstiklâl. Denizciler. Eskicioğlu, Öksüzce, Yenice, Karga-lı, Kargı, Birlik, Zümrüt.
İstiklâl. Leylekli, İnan, Eskici, Acıçeşme, Şengül, Çatak ca, Anafartalar, Çanakkale, Kunracuk.
İsmetpaşa. Uluçınar, Serpme, 1000 — 1299 sıra No.
İsmetpaşa. Serpme, 1300 — Serpme sokak sonuna kadar İsmetpaşa. Deliller Tepesi, Yanıkses, Ulucak, Yelpaze, Beştepeler, Tunçeli, Aykut, Rodos.
İsmetpaşa. Okul meydanı, Tektaş, Bayır, Güzel, Uzun-yol, Akşehir, Yeni, Çankırı caddesi.
Keçiören (1) Çiftarslan, Yavrular, Keçiören Camii, Kızlar sokak, Anakucağı, Kuşcağız, Erler.
Keçiören (2) Hacıkadın, Aktepe, Mecidiye, Kuleli Bağları, Cevizlikkırı.
Keçiören (3) Kaz, Hacerhanım, Gümüşdere, İpekiş, Ens titü mahallesi. Ziraat.
Keçiören (3) Kalabanın 79 sıra No. lu seçmeninden 407 sıra numaralı seçmenine kadar.
Keçiören (3) Kalabanın 408 seçmeninden 673 sıra numaralı seçmenine kadar eski Ziraat.
Kılıçarslan. Arslanhane, Kurnaz, Kuş, Sevinç. Şanlı Asker, Hanlar, Can, Sefa.
Kızılelma, Pideciler, Mazı, Çıkrıkçılar, İncirli, Hamarat. Semerciler, Engürü, Anafartalar.
Koyunpazaıı. Arka, Daracık, Semra, Keklik, Saraçlar. Selman, Aydınlık, Semerciler. Saksı, Anafartalar, Ağa-han, Güldük, Allem Kallemhanı, Kanaat Fırını.
Kırgız: Yıldırım, Solmaz, Eskiyol, Yokuşlu, Hasırcı, İnö nü Bulvarı, Çamlıbel, Gündüz.
Kırgız. Görgülü, Yazı, Salkım, Sağlamlar, Karakurum, Sakızlı, Perçem.
Kırgız. Çıkmaz, Atlama, Yeniay, Öner.
Köprübaşı. Elmacık, Uzunyol, Sümbül, Karayel, Yavru. Arşlık. ,
Köprübaşı. Poyraz, Barbaros, Beştepeler, tnceyol, Tiftik, Ekmekçi.
Köprübaşı. Bostancılar, Okullar meydanı, Dilber, Ada, Çankırı caddesi.
Kurtuluş. Sülün, Sarı, Çimen, Sakızlı, Kalkan, Atatepe imece, Menzil.
Kurtuluş. Akbaş, Akdemir. Salkım, Damar, Beykoz, Sağlamlar, Dilektepe, Mortaş, Yeniay, Kurtuluş Camii ve Polyacı Mescidi.
Meydan. Sarıkadın, Tanış, Dutlu, Şair Mehmet Akif. Meydan. Şimşir, Yazıcioğlu, Erzurum, İnönü Bulvarı. Misakı Milli. Çerkeş, Suluhan, Koç, Yanmaz, Perçinli. Misakı Millî. Pala, Bakır, Taşçılar, Topçular.
Çamlıca sokak 8 No. lı Ahı-yakup Camii-
Boyacılar sokak 20 No lı ev
Yayık sokak çeşme önü-
Maliye Meslek Mektebi önü.
Maliye Meslek Mektebi önü.
Atlıspor Kulübü önü-
Heyet odası
Çankırı sokak 13 No. lı ev
Scrg sokağı Kızılay Şefkat Yurdu önü.
Öz sokak çeşme önü. Hacettepe Camii-Hacettepe Camii-
Arslanhane Camii kapısı önü-ili kapısı önü-
Arslanhane Camii
Dumlupınar İlkokulu
Dumlupınar İlkokulu-
Sanat Okulu. Sanat Okulu.
Sanat Okulu.
Sanat Okulu.
Karacabey Camii avlusu.
Karacabey Camii avlusu. Karacabey Camii avlusu.
İltekin ilkokulu.
Etlik İlkokulu-
Bakkal Osman Ayıntaplının evi altındaki beş kasap dükkânı-
Bakkal Osman Ayıntaplının evi altındaki boş kasap dükkânı-
Ulus Matbaası yanı polis nok tası karşısı terzi dükkânı önü Ankara Palas köşesi Çaça so-Kagının başı-
i üncü İlkokul binası-
Cami.
İçkale Camii.
İçkale Camii.
Hilâl sokağındaki meydanlık Sümerbankın İş Bankasına karşı olan kapalı kısmı.
Hilâl sokağındaki meydanlık Sümerbankın İş Bankasına karşı olan kapalı kısmı-
Telli mescit
Çiçekoğlu cam i avlusu.
Leblebici Camii önü
Leblebici Camii önü.
Bay Ali evinin bahçesi önü-Kocatepe İlkokulu binası İsmetpaşa İlkokulu.
Osmaniye camiinin iç avlusu.
Ortaokul binası.
Kuyu başındaki kapalı otobüs durağı-
Ziraat Fakültesi içi-
Kalaba İlkokulu
Kalaba İlkokulu.
Arslanhane Camii
21 No- lı mescit
İkinci Anafartalar caddesi ü-zerinde Kurşunlu camii.
Hacı îlyas camii.
Hacı İlyas camii.
Mukaddem camii.
Uzunyolu Beştepeler sokağına bağlayan meydan
Ekmekçi sokağı başındaki meydan-
İsmetpaşa ilkokulu.
Kurtuluş oamU.
Polyacı mescidi-
TÜRK TİCARET BANKASI
SERMAYESİ T. L. 4.400.000
İHTİYATLARI T. L. 1.876.186
BANKAMIZIN 100.000 LİRALIK
1950 Yılı İkramiye Plânının 4 üncü Çekiliş Tarihi:
25 Ekim 1950
Bu çekilişe iştirak edebilmek için:
I—Müşterilerimizin— )5 Ekim 1950 Akşamına kadar. Tasarruf hesaplarında 100, Vadeli hesaplarda 1000 lira bulundurmaları mevcut hesaplarını bu miktarlara yükseltmeleri lâzımdır.
DİKKAT :
Vadesiz Tasarruf Hesapları faizlerinin Gelir Vergisini Bankamız öder.
Vadeli hesap sahiplerine isabet edecek ikramiyeler YÜZDE 25 fazlasiyle ödenir.
Fazla tafsilât için gişelerimize müracaat edilmesi.
Ankara Belediye Başkanlığından :
1 — Belediyemiz zabıta teşkilât kadrosunda açık bulunan 20 şer lira kadro maaşlı zabıta memurluklarına aşağıda yazılı nitelikleri haiz olanlar arasında yarış sınavı ile zabıta memuru alınacaktır.
A — Belediye Memur ve Hizmetlileri Tüzüğünün 3 üncü maddesinde yazılı nitelikleri haiz olmak,
B — En az orta okul mezunu bulunmak,
C — Fiilî askerlik ödevini yapmış, ihtiyata kaydolunmuş bulunmak,
Ç — 30 yaşından yukarı yaşta olmamak,
D — Boyu bir metre altmış beş santimden aşağı olmamak,
E — Fena hallerde tanınmış bulunmamak,
F — Namus ve Haysiyeti muhil bir suçla mahkûm dilmiş olmamak,
G — Ecnebi kız veya kadınla evli veya yaşar bulunmamak,
H — Vücutca sağlam olduğu tam teşekküllü bir hastane sağlık kurulunca muayene neticesinde tesbit olmak.
Bu şartları tevsik eden belgeler ibraz edilmedikçe talip sınava kabul edilmez.
2 — Yukarda yazılı şartları haiz bulunanların 14.10.1950 cumartesi günü saat 13 e kadar dilekçelerine bağlıyacakları kimlik belgesi, askerlik terhis tezkersi, tahsil vesikası, aşı kâğıdı, hal tercümesi, 9X12 ebadında 4 adet fotoğrafları ile birlikte Ankara Belediye Başkanlığına başvurmaları 16.10.1950 pazartesi günü saat 9 da sınavları yapılmak üzere Ankara Halkevi kitaplığında hazır bulunmaları ilân olunur. (6928 - 2032)
D. H. Y. Genel Müdürlüğünden
1 — Adana meydanı pist tamiri için 60 - 70 penetrasyonlu 50 ton asfalt bitümü kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Muhmmen bedeli 18.250 lira olup geçici teminatı 1.368 lira 75 kuruştur.
3 — Eksiltme 23.10.1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 11 de D.H.Y. Genel Müdürlüğünde müteşekkil Alım ve Satım Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Buna ait fennî ve idari şartname her gün Genel Müdürlük Levazım Müdürlüğünde ve Yeşilköy’de Meydan Müdürlüğünde görülebilir.
5 — isteklilerin belli gün ve saatte kapalı zarflarını belgeleriyle birlikte ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona vermiş olmaları şarttır.
6 — Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. (7487) 2216
Gaziantep Daimî Komisyonundan
1 — Eksiltmeye konulan iş; Gaziantep Sinler mevkiinde yapılacak ilkokul inşaatı olup keşif bedeli (84776) lira (42) kuruştur.
2 — Eksiltme 23 ekim 1950 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat (10) da Gaziantep İl Makamında kapalı zarf usuliylc yeniden yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi vc buna bağlı kâğıtlar her gün İl Daimî Komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girmek için isteklilerin usulüne göre (5488) lira (82) kuruşluk teminat vermeleri ve Ticaret Odasından 950 yılında kayıtlı olduklarına dair belge ibraz etmeleri şarttır.
5 — İsteklilerin bu işin icabettirdiği teknik öneminde bir işi iyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini isba-ta yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (Tatil gün-leri hariç) üç gün önce Gaziantep Valiliğine dilekçe ile müracaat ederek bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belge-
[ leri almaları şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifi dairesinde hazır-lıyacakları teklif mektuplarını ikinci maddede yazılı saatten
' bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri şarttır. (7502) 2214
Misakı Millî. Çataldağ. Denizciler caddesi, Anafartalar caddesi, Tenekeciler, Konuklar, Şekerciler, Posta caddesi, (Hanif Ap.), Altan, Demiray, Tayyar.
Nâzımbey. Balcıoğlu, Süngü, Gelin, Ferah, Eryokuşu, Atpazarı, Sergi.
Nâzımbey. Mimar Sinan. Merdivenli, Cevizaltı, Uzun-kavak, Ulucanlar, Eylül, Sarıgül.
Necatibey. Işıklar. Karakuş, İsmetpaşa, Park caddesi, Anafartalar, Mevsim, Şam.
Necatibey. Firuzağa, Nilüfer.
Necatibey. Alataş, Kocalar, Tekinler, Uçanlar, Korucular, Papatya, Konya.
Oğuz. Basamaklı, Uzunyayla, Gürbüz, Divan, Taflan, Sinan, Oluk.
Oğuz. Tilki, Can, Enes, Ulucanlar.
Sarıkadın camii
Sarıkadın camii
İbadullah Camii.
Taşçılar sokağında Doğan-spor lokali.
Demiray sokakta Toros oteli altı.
Ürgüp camii-.
Cumhur yet İlkokulu
Tarko Han altı.
Necatibey İlkokulu.
Ticaret Bankası-
8 No. lı Genegi mescidi ,
Hacıa,yvaz camii.
(Devamı 7 nci sayfada)
Maliye Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından I
I Yüzde 7 faizli 1911 Demiryolu istikrazı Birinci Tertip Tahvilleri hâmillerine:
| Özel kanunu gereğince tedavüle çıkarılan yüzde 7 faizli 1911 Demiryolu İstikrazı Bilinci Tertip Tahvillerinden bu sene itfa e-dilecek tahvillerin numaraları kur’a keşidesi suretiyle tesbit olıı-
1 nacaktır.
| Kur’a keşidesi 14/Ekim /1950 cumartesi günü saat 9 dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Umum Müdürlüğünde Noter huzuriyle yapılacak ve arzu edenler bulunabilecektir.
I Bu suretle numaraları tesbit edilecek olan tahvillere 15/Kasım/ 1950 tarihinden itibaren faiz yürütülmiyecek vc 10 sene zarfında tahvil bedellerini alamıyaıılarm hakları zamanaşımına uğrayacaktır.
Binaenaleyh keşide neticesini gösteren ilânda numaraları yazılı tahvil hâmillerinin 15/Kasını/1950 tarihinden itibaren tediye gişelerine mürncııntla tahvil bedellerini almaları ilân olunur.
(7706) - 2259
13/10 1950
ZAFER
Sayfa: 7
Ankara Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığından 'r
(Baş tarafı 6 ncı sayfada) Sandığın konacağı yer
Sa. No.
126
127
128
129
265
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
266
158
159
160
161
162
163
164
165.
166
174
175
176
177
178
179
180
181
132
184
185
186
187
189
190
191
192
193
194
195
196
197
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER.
Siyah inciler - Sıızy Benrey
■ştlrakiy:
Tel: 15190 - 12603
BÜYÜK MAĞAZAnın
ithal etliği paltoluk, kumaş ve yerli elbiselikleri.
KiibpJı şantör vc Dansözü
zi'M ■■■•.rnrnjr r 111 ~rr—ir jl w hjhbiulwb
Subay ve Memurlara taksitle satış başladı
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
Gar Gazinosu
2221 j W
Biliyor musunuz?
Perdelik Tül, Ray Kornij ve Sofra Muşambalarııvn cn çeşitlerinin TÜLİŞTE bulunduğunu biliyor musunuz Bilmeniz görmenizle, menfaatiniz gelmenizle mümkündür.
TÜLİŞ
Mefruşat Pazarı, Halis Koç - Çıkııkçıla Yokuşu özkn deşler yanında No. 27 - Tel: 16813
Sokaklar
I Özbekler. Kestane, Yeni Yıldırım, Savaş, Tokat, Ulucan Maslak çeşmesi yanındaki t» Özbekler. Taşevler, Çeşme çıkmazı, Çataltep, İnce, Mi- Gelin sokakta Hemhüm mar Sinan, öksüzler. Gelin, Döner. nıii-
Öztürk. Adliye, Hükümet caddesi, Anafartalar caddesi, Hacibayram minaresi altı-Altıok, Bayram.
Öztürk. Eti, Etizafer, Gaziantep, Ballı.
Mahalle
raka.
Hacibayram minaresi yanındaki kulübe-
Öztürk. Güvercin. Kıskaç, Konak, Taşocak, Tavşanlı, Eti Zafer meesidi.
Sarıbağ.
Pazar. Atpazarı, Kurnaz, Mete, İnegöl, Arslanhane, Arslanhane camii batı kapısı
Yasa, Şenyurt, Kayabaşı, Karadere. önü
Sakalar. Eşen, Birlik,Örtmebaş, Eskicioğlu, İğde, Kal- istiklâl İlkokulu avlusu, yon, Yağcılar, Kitap, Yazıcı, Güler, Heybeliada.
Sakalar. Leylekli, Kargalı, Kumrucuk, Yamanlar, İnö- istiklâl İlkokulu avlusu.
nü Bulvarı, Anafartalar, Kargı, Kalas.
Skarya. İnönü Bulvarı. Başşehir.
Sakarya. Ses, Çıra, Armağan, Başnil, Güçlüler, Badeni.
Sakarya. Kestane, Burgaz, İşbaşı. Yeniköy, Yaratık, Dalyan.
Şenyurt, İşıklar, Kardeşler, Konya. Mersin, Çıkrıkçılar Yokuşu, Durukadm.
Sutepe. Gözcü, Pirinç, Karakaş, Menderes, Atpazarı, Selman.
Şükrüye, Çankırı, Şafak, Yeniköy, Dere, Babacan, De-renek, Bulgurlu, İmren, Un fabrikaları civarı.
Şükrüye. Birinci Dolusokak, İkinci Dolusokak.
Şükrüye. Cezaevi yönü birinci sokak, Cezaevi yönü i-kinci sokak, Asri Mezarlık yolu, Başnil, Dolu.
Tabakhane. Cicioğlu, Gediz, Yavuz, Yeniçay, Çakırlar.
Çakırlar köprüsü, Kadıncık, Pınar, İyigün, Firuzağa. Kevgirler.
Tabakhane. Kahkaha, Tabakhane, Genel evler.
Turan. Çağlayan, Engin, Kestane, Yeşerti, Eğriyol, Yılmaz Çıkmazı.
Turan. Koyungözü, öksüzler.
Turan. Cingöz, Uzunkavak, Cevizaltı, Gelin, İnönü Bul-
varı, Sarıca, Kümbet.
Ülkü. Etnografya Müzesi, Hukuk Fakültesi Şantiyesi,
D.T.C. Fakültesi, Türk Hava Kurumu, Kız Lisesi, Halkevi, İsmetpaşa Kız Enstitüsü, İnşaat evleri. Ülkü. Nümune Hastanesi.
Yalçınkaya. Güzelkız, Yalçınkaya, Babadağ, Uç, Ceylân
Yalçınkaya. Akardere, Alpullu, Altıntaş, Başkaya, Ka-
Yalçınkaya. Meydanönü, Böcek, Kalfa, Genç, Yazbaşı, Kayabaşı camii avlusu Kayabaşı, Yasa.
Yeğenbey. Denizciler, Taşçılar, Yenice, Yapınca.
Aile bahçesi gişe önü-
İltekin ilkokulu
Konseıvatuvar methali.
Yıldız sokakta Gençlerbırliği
Çankırı sokak polis noktası yanı-
Cezaevi arkası yönü sokakta çeşme yanı.
Dolu sokak C-H.P- si Ocağı yanı.
Tabakhane camii Önü-
Tabakhane camii önü-
4 üncü Ortaokul methali
Gelin sokakta Hemhüm camij Cezivaltı sokakta Zeynel bidin camii.
İsmetpaşa Kız Enstitüsü-
Â-
Nümune Hastanesi-Kayabaşı camii yazlığı. Kayabaşı camii avlusu-
Denizciler caddesi Çakır a-partmanı önü.
Yeğenbey. Bakır, Dibek, Eğerciler, İşçi, Pala, Çalışkan- Gazi Lisesi methali-lar, Geyve, Kargı.
Yenice. Çalıkuşu, Yalçın, Temmuz, Ayhan, Aysin, Te- Gazi Lisesi methalimiz, Kosova, Azat, Tavuz, Ordu.
Yenice, Ayaş, Denizciler caddesi, Yenice, İller Bankası, Seyhan apartmanı önü. Derman, Opera ve oteller.
Yenidoğan (1) 1 — 301 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (1) 302 — 603 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (2) 1 — 401 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (2) 402 — 681 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (2) 682 — 1010 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (3) 1 — 404 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (3) 405 — 809 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (3) 810 — 1214 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (4) 1 — 430 sıra numaralı seçmenler. Yenidoğan (4) 431 — 860 sıra numaralı seçmenler. Yenidoğan (4) 861 — 1291 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (4) 1292 — 1722 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (4) 1723 — 2160 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (5) 1 — 288 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (5) 289 — 579 sıra numaralı seçmenler. Yenidoğan (6) 1 — 405 sıra numaralı seçmenler. Yenidoğan (6) 406 — 814 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (6) 815 — 1215 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (6) 1216 — 1622 sıra numaralı seçmenler.
Yenidoğan (6) 1623 — 1954 sıra numaralı seçmenler. Yenihayat (1) Dışhisar, Kaledibi, 2/1 No. lu sokak, 2/2 No. lu sokak.
Yenihayat (1) Birinci sokak, İkinci sokak.
Yenihayat (1) 3 üpcü sokak.
Yenihayat (1) 3/1 No. lu sokak, 3/2 No. lu sokak, Yasa sokak, Yasa/1.
Yenihayat (2) Köprü, 4 No. lu sokak.
Ycnihayat (2) 5 No. lu sokak. Çay.
Yenihayat (2) Çaykenarı, asfalt kenarı.
Ycnihayat (2) Yıldırım, Erler.
Erzurum Bayındırlık Komisyonundan
Erzurum Verem Hastanesinin kalorifer tesisatı açık eksilt me usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 — Bu işir. keşif bedeli (22378) lira (75) kuruş olup geçici teminatı (1678) lira (41) kuruştur.
2 — Eksiltme 23 ekim 1950 pazartesi günü saat 16 da Ba yındırlık Müdürlüğü odasında toplanacak olan komisyonda yapılacaktır.
3 — İstekliler bu işe ait evrakı keşfiye vesaireyi Bay.ndır lık Müdürlüğünde okuyabilirler.
4 — İstekliler ihale gününden üç gün evvel 11 Makamına
dilekçe ile müracaat edip bu gibi işler yaptıklarına dair ve eksiltme şartnamesinde yazılı bulunan miktarda iş yapıldığı hak- ( kında bonservislerini Ehliyet Komisyonuna ibra:: edip bu ko- I misyondan alacakları ehliyet belgesi ve Ticaret Odası vesika:-ve yukarıda sözü geçen (1678) lira (41) kuruşluk geçici temi | natlannı ihale günü muayyen saatte Komisyon Başkanlığına ibraz etmeleri lân olunur. 2 '
Sakalar polis noktası sonunda Hakkı Sokulgan’a ait 3 No- lı dükkân ve önü.
Keresteci Tevfik Engeze ait ardiye ve önü.
Eskişehir sokak 66 No- lı ev ve önü-
Bakkal. Saide alt 204 No. lı dükkân ve önü-
Cemalbey sokakta Ömer Yap rak’a ait 357 No. lı ev ve önü Uluçrnar Gençlik Kulübü ve Önü.
Yenidoğan İlkokulu.
Eskişehir sokakta Yusuf De-mirtaş’a ait 139 No- lı önü.
Yenidağan İlkokulu-Yenidoğan Yeni Dispanseri C.H-P. Zafer Ocağı yanındaki dükkân ve önü.
Mustafa Türker’e ait berber dükkânı ve önü.
Arif Dinç'e ait berber dük-kânü ve önü
150 No- lı berber dükkânı ve önü
131-B No. lu ev ve önü
143 No- lı ev ve önü.
165 No- lı ev ve önü-
239 sıra numaralı ev ve önü.
637 No- lı dükkân ve önü. 396-A No- lı berber dükkânı. Yenihayat İlkokulu.
Yenihayat İlkokulu.
Yenihayat İlkokulu.
Yenihayat İlkokulu.
Muhtar Ahmet Ersan’a ait dükkânın yanı ve önü-İbrahim Binler’e ait 6 No lı ev ve önü-
36/A, No. lı Salim Gürcan'ın evi ve önü.
Yıldırım sokakta balıkçı Ali Çoraya ait 182 No lı ev ve
Taş köprü yolu üzerinde Hacı Mustafa’ya ait ev ve önü
Yeni turan. Adil Çaycı, Haşan Karagöz ve civarı, Hayat Suyu ve civarı, Ataman caddesi ve civarı, 1/483 sıra numaralı seçmenler.
Yenituran. Kazıkiçi bostanları ve civarı, 3 ton bostanla-rı ve Dışkapı civarı, 484/1000 sıra numaralı seçmenler. Etimesgut. Yenimahalle, Doğan, İstasyon civarı, Selektör muhiti. 1 No. lu sokak.
Etimesgut. 2 No. lu sokak, 3 No. lu sokak, 4 No. lu sokak, 5 No. lu sokak, 6 No. lu sokak, 7 No. lu sokak, 8 No. lu sokak. 9 No. lu sokak.
Tcpebaşı. 1 — 485 sıra numaralı seçmenler.
Sümer. Sarıkadın, Kalem, Yan, Zülüflü, Saka, Ekin. ^u.um camii on Sümer. Yazıcıoğlu, Erzurum, Dumlupınar, Kıvrım, Ak-Erzurum camii önü baba, Silivri.
özgen. Leylekli, iğde, Yenice, Sayım, Eylülbucak, Bucak, Kantarcılar.
Özgen. Porsuk, Öksüzce, Denizciler, İnönü Bulvarı, Seyhan.
Yeni, Bütün mahalle
Nenek Köyü.
Solfasol Köyü
KarapÜıçck Köyü.
Tatlar Köyü
Kavaklı Köyii Peçenek Köyü-Karaköy Köyü
Ovacık Köyü Karaca viran Köyü Aydıncık Köyü-Gicik Köyü Ptırsaklar Köyii-Kılıçlar Köyü. Yakacık Köyü-
AKTİF
Ataman caddesinde Rasim Mülke ait 35 No. lı ev ve önü-Cami önü ■
Hal binası içerisi-
Anafartalar Cad. No. 300 Tel: 15149
Hikmet Üııai ve Or. Kol. Şt. Ankara şubesi
Not: Bayan tezgâhtarlara ihtiyaç vardır. Dolgun ücret verilir. (2718)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
7 Ekim 1950 vazıyeti
P A Sİ F
bili A
i İhtiyat Akçesi:
32.538.914,44
158-748-563.—
4.017.089,—
980.393-231,—
520.622-130,55
245.232 980,—
731.143.162 —
Sermaye;
Mevduat:
Ta.ılıiıutlcrı
Avanslar:
1.921 241.881.32
Ankara Palas
Alâka kesme
Satılık
Yeni vaziyette ucuz bir frak- Adres: Yenişehir, A-tatürk Bulv. 189 Viyana terzihanesi. 5743
Gar Gazinosu
NİYAZİ ORSAY TAKDİM EDER. Beynelmilel şölı retli akrobatlar
5 AKEF
t
222 242.659,86 Hl'
325.494,67* Hususi (Banker
J10) ...........
187 670 570 86 't edavüldeki Banknotlar;
Tahvilleri:
Kasa:
Altın: Safi
Ufaklık ....
Dahildeki Muhabirler: Hariçteki Muhabirler: Altın: Safi Klg:. ...
Döviz Borçluları:
Senetler Cüzdanı: Ticari senetler ..
Tahviller Cüzdanı:
Hissedarlar:
Muhtelif:
Tepebaşı otobüs durağı. Erzurum camii önü.
Denizciler caddesindeki m pazarı, camii-Mukaddem camii.
İkinci durak
205
206
207
208
209
210
211
Kağ-
îvedik Köyü. Lezgi Köyü. Mahmudiye Köy i Saray Köyü. Kösrelik Kövii Bağluın Köyü Kapaklı Köyü.
78 444.453,16
30 073 130,89
3.310.782,50
158-743.563, —
154.731 474,—
7-853.175,—
15 770 305,07
159-175,31
19.748.353,53
10.316 000,—
ANKARANIN EĞLENCE MERKEZİ
4 017.089 —
23.623.480,07
1.958 183,07
20.381.830,47
Muhtelif:
Bu akşamdan itibaren görülmemiş yeni programları
Adolfo Ventas idaresinde
İspanyol Tipik Orkestrası
Memlik Köyü. Ürümbüş Köyü Kazan Köyü. Kınık Köyü-Dutözü Köyü Karalar Köyü. Yılbant Köyü Teşrek Köyü-Alpagut Köyü. Orhaniye Köyü. İmrendi Köyü Bitik Köyü. İğne Köyü Çimşit Köyü Saray Köyü. İğmir Köyü Yasıören Köyü Emirgazi Köyü. Aydın Köyü. Mehdi Köyü-Halkavun Merkez. Sarıayak Köyü İncirlik Köyü Kışla Köyü. Öğrencik Köyü Ahi Köyü-Bâlâ Kayı Köyü. Sarılar Köyü. Fethiye Köyü Güven Köyü. Soğulcak Köyü Sancar Köyü Ahu Köyü.
Aşağı Yurtçu Köyü Yukarı Yurtçu Cimşit Köyü.
Balı Kuyumcu Kurtşi Köyü Polatlar Köyü. Bucuk Köyü-Z r Merkezi-Osmaniye Köyü. Mülk Köyü Çoğlu Köyü-Akçaviran Köyü. Peçenek Köyü. Esenler Köyü Anayurt Köyü. İlyavot Köyü. Alacaatlı Köyü Yapracık Kö.vü. Ergazi Köyü-Elvan Köyü-Şchi Ali Köyü. Kuıtuğun Köyü. Macun Köyü Sincan Köyü. Saraycık Köyü Yuva Köyü-Karacakaya Köyü. Dodurga Köyü Fevziye Köyü Susuz Köyü. Btıghca Köyü. Eryarman Köyü
pavıyonu
19 Ekim 1950 perşembe akşamı açılıyor
Tanınmış Viyana atraksyon
■ GEZA SEYDL. orkestrası Telefon: 10409 2816
Genel Kurul Toplantı Kararı
(Devlet Demiryolları vc Limanları İşletme Genel Müdürlüğü Me-ır vc Hizmetlileri Yardımlaşma Derneği) İdare Kurulundan: 7/Ekim/1950 cumartesi gunu saat 15,30 da Gar gazinosunda genel kurulda gündemde yazılı olan mütehassıs rapor-ızarı halikındaki idare kurıılıı raporu okunmuş ve sözü e-mütehassıslar raporlarının alınmasını müteakip genel kurulun tekrar toplantıya çağrılması karar altına alınmıştır.
(7727) - 2260
Garajı
servisi açılmıştır
Günün her saatinde su mevcut olup yağlama servisi, mütehassıs işçiler tarafından yapılmaktadır.
Hidrolik 2 adet olduğundan beklemek yoktur.
Akköprü İstanbul cad. Hilman Garajı Tel: 16409
I Hılman
(Yağlama yıkama)


Toplantı
I Ankara Tenis İhtisas Kulübünün 8 ekim 1950 tarihinde yapılan yıllık genel kurul top-
I lantısında ekseriyet olmadığından, toplantının 15 Ekim 1950 pazar günü saat 10 da stadyum şeref tribünü altındaki salonda ve me ru ile yapılacağı yuı-
1 Umumî vekâlet mi haiz ticarethanem muhasebecisi bay Adil Ataman, 5 Ekim 1950 ta-
* rihinde müessesemden ayrıl dığı iç n vekâletnamenin hükmü kalmadığını arz vc ilân e-
Alfan Ataçeri
SATILIK
I ZAYİ — Evimden çalınan eşyalar meyanmda nüfus hüviyet cüzmamm vo askerlik i kerem
1 Altıntaş mahallesi Kutlu Lak No. 7 de 929 doğumlu Mfijı-
| ıııut oğlu Ali Rıza Çelik.

Dr. Celâl Ertuğ
Doktor Doçent Celâl Ertuğ, seyahatten avdet etmiş hastalarını kabule başlatır. Atatürk Bulv
Komple Studebaker taksi, taks' metresiyle çok iyi dui’um-verilecektir- Görmek saat 12 - 14 tıraşı »TUMAN Garajı Teknik Üni-ersite karşısı No- 19 Telefon: 32649 2826
Sayfa: 8
ZAFER
13/10/1950
Lig maçları yarın başlıyor
İLK MÜSABAKA HAVAGUCll İLE MALTEPE GENÇLERLE HACETTEPE ARASINDA YAPILIYOR
Ankara takımları 1950 -1951 senesi futbol mevsimine hazırlıklı bir şekilde başlıyorlar
Yarın Maltepe ile karşılaşacak olan Havagücii'nün geçen yıl Demirspor’la yaptığı maçta bir akının durdurulmasına alışılıyor
100 metre yeni düııva rekoru
A nkara lg maçVrına se-
"" beps.z bir gee.kmeden sonra, nihayet yarın başlanabilecek. r. Sezon başında 19 Mayıs stadının hazır olmaması dolayısiyle, kulüpler esaslı bir şekilde devamlı olarak karşılaşılmamışlar ve yaptıkları bir iki hususî karşılaşmadan da pek fazla bir istifade sağlayamamışlardır.
Yarın yapılacak olan Havagücü - Maltepe, Gençlerbirliğ -Hace.’tepe karşılaşmasında, bu •1 tak ımda kapa maçları ve Şilesiyle oyunlarını yakından görmek fırsatını bulduk.
Havagücü takımı cidden güzel çalışmış ve iyi hazırlanmıştı. Nitekim, bunun mükâfa tını Ankaragücüne karşı birinci devre çıkarmış oldukları 5 golle görmüş’erdir. Fakat ikinci devre bu 5 golün verdiği gevşeklik, uz daha maçı kaybetmek tehlikesine maruz bıraktı- Bilhassa forvet hattının
golcülüğünden yapacağı maç- dilmemektedir. Maltepenin yeni larda fazla gol çıkarmasıda her terhis olan bazı asker oyuncu-zaman muhtemeldir Diğer ta- lan da kadrolarına alacakların raftan Havagücü takımına ya- dan bahsedilmektedir. Şayet kında İstanbuldan b r kaç o- Maltepeliler bakımlarını bu yüncünün daha iltihak edeceği şekilde takviye ederlerse lig-söylenmekfedir- lerde iyi b:r duruma geçebilir-
lvkıltepe ise, Kupa Maçında “'' Bun“" ■('ın- )'arln vapıla-
Kalespora toş. 1 bir ovun "ak olan HavaBÜCÜ • Maltepe çıkarmış, fakat buna rağmen k TS‘'asmas), geçen yıl olduğa o günkü kadrosu ile liglerde her hangi bir sürpriz ol-çok iyi netice alacağı zanne- madiği takdirde, maçı Havagü-1
ve Akgünün güzel oyunları Hacettepe için çok verimli-oJ-nb.kladır. Genççlerbirliği ise, transfer ayında yeni aldığı bazı elemanlarla geçen yıldan daha kuvvetli olarak lig maçlarına girmekted r
Genç rekordmen düne had atadı duyulmamış silik bir atletti
Yabancı ajansların bildirdğine göre. Panamalı bir genç
Gİlet L- Labeach, 100 metrede yeni bir dünya rekoru tesis etmiştir. Derecesi 10 saniye 1/10 dur. Derece, beynelmilel atletizm federasyonu tarafından tasdik edilirse, resmen dünya rekoru tanınacaktır-
Haftanın programı
Gelecek hafta maç yapılmıyacak Cumartesi 14/Ekim/1950 Saat 13.00 de Havagücü — Maltepe Hakemler: Kenan Sertyel, Berki Birdiııç Naci Baydar Saat 14.45 de Gençlerbirliği — Hacettepe Hakemler: Reşat Önen, Cezmi Başar, Fethi Tokman
* X*
21/Ekim/1950 Programı
Harp Okulu — Kalespor Ankaragücü — Demirspor Emniyet — Hilâlspor arasında yapılacaktır.
15/Ekim/1950 de tl Genel Meclisi Seçimi, 22/Ekim/ 1950 de Nüfus Sayımı, 28/E-kim/1950 de Millî Maç ve 29/Ekim/1950 de de Cumhuriyet Bayramı olduğundan, bu tarihlerde lig maçı yapılmaması kararlaştırılmıştır.
Panamalı L. Labeach, 1948 olimpiyatlarında kendini gös-term ş bir atlettir-
Londra olimpiyatarında 100 metrede L- Labeach, birinci tur da 10 5/10 koşmuş, ikinci turda da ayni dereceyi yapmış, ya rı sonlarında Amerikalı Pattoıı’-un arkasından gene 10 5/10 ile ikinci gelmişti. F nalde Amerikalı Dillaıd 10 3/10 ile birinci, Amerikalı Ew.ell 10 4/10 ile ikinci ve L Labearch 10 C/10 ile üçüncü olmuşlardı- Patton beşinci gelmişti
Dünya 100 metre rekoru 10 2/10 ile halen J. C. Owen’e aittir 1947 de Dovir bunu egale etm’ştj.
L. Labeach 1943 olimpiyatla rina hazırlanırken, antrenmanlarında 200 metrede 20 1/10 ve
2/10 luk dereceler yapıyordu. Fakat, bu dünya rekorunun fevkinde olan dereceleri olimpiyatlarda yapmadı ve Patton 21 1/10 ile birinci, Ewell 21 2/10 ile ikinci, I. Labeach 21 2/10 ile üçüncü geldi. 200 metre dünya rekoru 1935 de Owens tarafından 20 3/10 ile tesis edilnvştir- Olimpiyat rekoru da 20 7/10 ile gene Ovvens’e aittir. 1936 yılında Berlinde yapmıştır-
Bu hususta sayın okuyucularımızın noksanlarımızı tam.ımlıyacak olan malûmatlarını memnunlukla bekleriz.
1922 — 1923 Gençlerbirliği. 1926 — 1927 Muhafızgücü. 1927 — 1928 Ankaragücü. 1929 — 1930 Gençlerbirliği.
1930 — '331 Gençlerbirliği. 1931 — 1932 Gençlerbirliği.
1932 — 1933 Gençlerbirliği. 19İ3 — 1934 Gençlerbirliği.
1935 — 1936 Ankaragücü. 1936 — 1937 Ankaragücü.
1937 — 1938 Ankaragücü. 1938 — 1939 Demirspor.
— 1940 Gençlerbirliği. 1940 — 1941 Gençlerbirliği.
— 1942 Harbokulu. 1942 — 1943 Demirspor. 1944 — 1945 Harbokulu. 1945 — 1946 Gençlerbirliği. 1946 — 1947 Demirspor. 1947 — 1948 Demirspor. 1948 — 1949 Ankaragücü. 1949 — 1950 Gençlerbirliği.
cünün rahatça kazanması normaldir-
Genlerb?rliği - Hacettepe kar şılçşmasına gelince; Kupa Ma çında her iki takımı da görmüştük.
Hacettepenin Dınirspora karşı çıkardığı canlı pyunu herke-şi ümitlendirdi. Şayet bu tempo ile g derlerse, kendilerinden lig maçlarında çok şeyler beklenebilir. Forvetle Burhan
Bu bakımdan Gençlerbirlği ilk sıkı maçını yarın Hacettepe ile yapacaktır- Bu karşılaşma-1 da nasıl bir netice olacağını şimdiden tahmin etmek biraz müşküldür Çünkü her iki takımında yarın sahaya nasıl birer kadro ile çıkacakları ma- ' İlim değild'r- I
oynanacak Helsinkide hummalı bir faaliyet ı aralıksız devam ediyor j _
Bilindiği üzere, 1952 olimpiyatları Helsinki’de yapılacak tır. .Londra, olimpiyatları na 59 millet iştirak etmişti.
| I-relsînkj olimpiydtlânna bu adetten daha fazla milletin katılacağı ' tahmin • edilmektedir 1930 yılında Berlin’de top lcnan- beynelmilel'' olimpiyat komites. 1940 olimpiyatlarının Helsinki’de' yapılmasına karar vermiş, fakat 1939 da çıkan Rus Finlandiya harbi, bu sporcu memleketin tertip etmeyi heyecanla' beklediği o-limpiyatlann yapılmasına mani olmuştu. FinlandiyalI idareciler, ikinci dünya harbi sona e-rince, beynelmilel federasyona müracaatla 1953 olimpiyatlarını Helsinki’de yapmayı teklif etmişler ve bu teklifleri yakın zamanda kabul edilmiştir-
Finlandiya, 1952 olimpiyatları için büyük bir hararetle ha-zırlanmaktadır- Müsabakalar, 1952 yılı 19 Temmuzunda bağlıyacak* ve 3 Ağustosa kadar devam edecektir Gelecek olan binlerce yabancı spor meraklısının hepsinin Helsink.’de bulunan otellerde barınmasına imkân yoktur Bunun için açıkta kalan misafirlerin bir kısmı linıana gelen gemilerde ya taeaklar; bir kısmı da, şimdiden isimlerini otimpiyat komitesine yazdırarak müsabakalar sırasında misafir kabul, edebileceklerini bildiren hususî evlerde, aileler yanın/la kdlacak-
1940 olimpiyatları için inşa edilmiş olan Helsinki'deki o-limpiyat stadyomu şehrin ya-. kınlanndadır. 50.000 beton ve 20.000 ahşnp oturacak yeri var
52 Olimpiyadı hazırlıkları
Bunun için, yarın olan Gençlerbirliği - Hacettepe ' karşılaşmasının günün en mü him ve çekişmeli bir maçı olacağını yahmin ediyoruz-
Yeni sezona girerken bütün takımlardan spor seven halkın saftı mî b r hava içinde centilmence- güzel oyunlar .çıkarmala rın bekler. Başarılar dileriz.
H. O
I
Helsinki stadyomu
Türk - Mısır
Millî Maçı j
Müsabaka 28 Ekim günü Ankara’da yapılacak l
Doğu Akdeniz Futbol Tümü- den millî maç için 25 Ekimde vasi münasebetiyle 28 Ekimdp biı- Türk uçağı Kahire’ye gide-Ankura’da yapılacak olan Türk - rek Mısırlı futbolcuları memle-Mısır genç millî takım karşılaş- ketimize getirecektir, masına Mısır Federasyonu gele- Genç millî takımımızın Mısır- I ceğini dün biı- mektupla bildir- lılar karşısında nasıl bir oyun nıiştir. çıkaracağı şimdiden günün mev-
Bu vaziyete göre, tahakkuk e- zuu haline gelmiştir.
100 Metre dünya rekordmeni bir müsabakada daire içinde, ön plânda beyaz fanilâh olarak görülmektedir.

Comments (0)