CUMA
12
MART
1948
■AY18
nam
VKRDR
*
İdare: Muruosmanlye No. H Tel adreri: «TKNÎ SABAH.
İSTANBUL Telefon: BOTOT
Onuncu YU İp ayui ’
No. 3254 L’ •?* S
bidilî BcneM MOO »900 1000 •00
Kr.
)
)
)
10
KURUÇ
Tl
I
■
I
Chnrcblll
katledilecek
I
HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYİZ
- - - - --- - - - - - - ___ _____ı 1: )_• * % ‘
Londra: 11 ıA.A.) — VVinston Çörçllln bugün öğle üzeri katledilmek tehlikesine maruz bulunduğu dün akşam polis müdürlüğüne haber verilmiş olduğundan Scotland Yard, eski Başbakanın ha-bayatını korumak için gerekn ihtiyat tedbirlerini almıştır. □ ,
Grup dün gece bir tebliğ neşrederek partiden çıkarılan Millet vekillerine ait kararı tatmin edici bulmadığını bildirdi ..ıımiBmııiBBnmr r O
%
i
karşı cep
alıyor
ihraç kararı Parti tüzüğüne tamamiyle zıd bulunmaktadır Dun yapılan seçimde Grup Başkanlığına Fuad Hulûsi, Beş kan vekilliğine Tahta Kılıç getirildi, yeniden bazı Milletvekillerinin Haysiyet Divânına verileceği bildiriliyor ...
Aldoğan, Haysiyet Divânının kararı bir paçavradır diyor
D.
İyi mi ettiler!... ı--------★--------------
Varsın Ahmed Emin Yalman parti tasfiyelerle temizleniyor, kuvıetlcniyor nakaratını tekrar elsin dursun,tenkid hakkını re tesanüd ve müsamahayı temelinden yıkacak hareketler Demokrasiye ya-pil ocak en höyük fcnalık-I_______ _ lardır _____
• a •
enıokrat Partide kiu, ihtiras, husumet artık tama mile ayaklanmış bulunuyor. Kurucular İdare Kurulunu ve Haysiyet Divanını harekete getirerek beş De -nıokrat milletvekilini partiden tard ettiler. Çıkarılanlar ara -tunda general Sadık Aldoğan gibi sözünü eslrgcıniyen, içi dişi bir ve her hangi bir makam ve kuvvete boyun eğin iyen de -ğerli şahsiyetler de var. '
Bu faaliyete istenildiği ka -dar temizleme ve tasfiye denilsin, memlekette, bir nevi inti -kam ve kin mahsulü nazarile bakılmakta devanı olunacaktır.
Haysiyet Divanı Başkanı Ha ıııid Şevket İncenin mufassal demeci memlekete çok ve yeni bir şey öğretmiyor. Hep disip -tinden mutavaattan deııı vurul maktadır. Bu yurd, disiplin ve mutavaat idaresine çeyrek asır boyun eğmiştir. Hakikatlerin söylenmemesi, söylenenıemesi. baştaki bir takım zevatı rencide etmemek için sükût edilmesi devri, kesin olarak, tarilıe ka -risnıış sanılıyordu. Fakat görü liiyor ki Demokrat Partinin bir takım reislerinde hâlâ bu eski geleneği ayakda tutmak ibtiya cı duyuluyor.
Haysiyet Divanının verdiği karar üzerine İdare Kurulu â-zasından 6 2at istifa etmiştir ve bu istila eden zevat arasında Enis Akaygen, Yusuf Ke -mal Tengirşenk Ahmed Talıta-kıliç gibi simalar da vardır. E-sasen üye sayısı 15 olan bir mec lisden 6 zatın birden çekilmesi ve bu çekilmeyi müşterek bir istifa ile yapmaları kurucuları düşündürmek lâzım gelirdi. II-zıın müddet Dışişleri Bakanlığı ve sefirlik yapmış şahsiyetle -rin: «Genel İdare Kurulu ekseriyetinin son aylarda bütün ricalarımıza ve muhalefetimize rağmen takib etmekte oldıığıı (Devamı Sa., 3; Sil., 4 de)
• •
yarin K ! Baslarda atom | bombası varmı? I
Bir İsviçre mecmuasının bu husustaki mühim ve yayası dikkat ifşaatını •^tunlarımızda bulacaksınız..
Ankara 11, (hususî) P. Meclis Grupu Aragiin uzun süren bir toplantı yapmış ve toplantı sonunda aşağıdaki teb liğ neşredilmiştir:
•Demokrat Parti Meclis Gru pu 11.3.1948 perşembe günü îs tanbul nıillelvekîli Fuad Hulûsi Demircilinin.) başkanlığında toplanarak son hâdibeleri göz -den geçirmiş ve aşağıdaki ka -radara varmışta*:
1 — Sayın Celâl Bayara oy birliği ile tevdi edilmiş olan C**up bakanlığı vazifesinden, fzmirdeki bildirilen demeçile is tifa etmesi üzerine acilmiş olan Grup Başkanlığına ittifakla İstanbul milletvekili Fııad Hulûsi Demircili ve bu suretle inhilâl eden ikinci
tahya milletvekili Ahmed Tah-takıhç seçilmişlerdir.
2
Grupu arasında tahaddüs et -miş bulunan ihtilâf eski ve yeni îdare Kurullarının istifasını ve yeniden seçime gidilmek eu-(Devamı Sa., 5: SU., 3 d»)
UUIM m'KL mıu %
Milletvekili General Sadık Aldoğan
AI d oğ a n’ ı n bir makalesi
MASARYK OLDU Mü, ÖLDÜRÜLDÜ Mü ?..
Bütün nazarlar şimdi Çekoslovakya dakî kızıl terröre çevrildi
Genel Kurul ile Meclis
Kimler doğru kimler yanlış yo!dalar?.
başkanlığa da Kü -
hıırııldan çekilenlerden Enis Akaygen
vatelfeHİnl yapabiliyor mu 7
General Sadık Aîdoöan
Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar memleketimizde tatbik edilmekte olan siyasî rejimin bize hâs, garib bir idare tarzı olduğunda hiç birimizin şübhesi yoktur. Çünkü: bu idareye ne Cumhuriyet; ne de klâsik diktatörlük denilemez. Filhakika bir Millet Meclisi var; Meclis tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve bunun tâyin edip de, Meclisin itimadını kazanmış bir hükümet var. Hülâsa: zahiren bütün Cumhuriyet tesislerimevcud ve işlemekte; ortada diktatör diye bütün icraî ve teşrii işleri elinde toplıyan bir zat yok. Bütün kanunlar Millet Meclisinde konuşuluyor; tartışılıyor; sonunda kanunlaşıyor. Şu hesabca «Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir esası yerini bulduğuna göre buna na6il diktatörlük denilebilir?
Fakat bütün bu zahiri rejim hakiki mahiyeti itibarile Cumhuriyet sözünün nlkabı altında tam kuVvetile işliyen bir diktatörlükten başka bir şey değildir. Bunun en cerhedilmez delillerinden biri şu-tiur: (Devamı Sa., 5; Sü., 4 det
Dış İşleri Bakanı Londraya Hareket Etti
L
■ •
Necmeddin SadakTn dün muhtelit
f
suallere verdiği cevablar
“Muhtemol bir Türk • Rus ittifakına dair çıkan haber hakkında henüz bir şey söylenemez — Günden güne sulhtan uzaklaşmaktayız — Avrupadaki Irktaşlarımız yurdlarına dönüyor —
Dışişleri Eakanı Necmeddin Sa-ı dak, dün sabahki ekspresle Anka-radan şehrimize gelmiştir.
Dışişleri Bakanı, Haydarpaşa gannda emniyet müdürü. îetan-bulda bulunan bazı milletvekilleri yerli ve yabancı ajans ve gazete muhabirleri tarafından karşılanmıştır.
Necmeddin Sadak, trenden İndikten sonra, doğruca Kızıltoprak tâki evine gitmiş ve bir müddet istirahat etmiştir.
Necmeddin Sadak saat tam
15.15 de Yeşilköyden bir Pan - A-merikan uçağı ile Londraya hareket etmiştir. Dış Bakam Londra-da, kırk sekiz saat kadar kalacak ve İngiltere Dışişleri Bakanı Mr. Bevin ile konuşacaktır. Sadak, cu martesi günü Purisc dönecek ve 16 devlet konferansında bulunacak ve muhtemelen bir de nutuk Büyüyecektir. Bilâhare îugiltereye geçerek Haberleşme konferansında bulunacaktır, lsviçreye hareketinden sonra da Ttlrk murah •
Yeni Ru« Elçisi hakkıudaki dedikodu yersizdir .
has heyetinin Paristeki hf-kanlığını büyük elçimiz Nurıuu Mene-mencloğlu deruhte edecektir. Necmeddin Sadak'ın söyledikleri Dışişleri Bakanımız Ne( mtddin Sadak, kendisi ile görüşen gazetecilere şunları söylemiştir: «Pariste onaltılar konfeıanrı-
))
na oldukça geniş bir heyetle ve değerli mütehassıslarla iştirâki-miz Türkiycnin Marshall plânına ve bu plânın esasını tenkil eden on altı devlet ara6i işbirliğine var diği büyük ehemmiyetin yeni bir delilini tenkil etmektedir. Bu kon-(Devamı Sa.t 6; Sü,) 4 def
| Günün Dedikodusu
Üçüncü Dünya Harbi yakın mı?.
Yazan: Ekrem RİZE
Bugün üçüncü bir dünya har bine doğru gidildiğinden bah -«etmeğe artık bütün dün lıgmıştır. En dddl •avvurları bir çocuk oyunca -ğma çevirecek bu felâketin vu
«etmeğe artık btitiln dünya a -" _ ' '1 proje ve U
k oyunca -
kua gelmiyeceğine bazıları kendilerini inandırmağa çalı -aarak bütün huzur vo sükûnet le günlük dünya işleri peşinde Hoşarken, diğer bazıları da ge (Devamı Sa., 4; SU., 2 de)
Amerika Dışişleri Bakanı Marshall “iktiranların bu dereceyi bulması teessüfe şayan bir peydir,, diyor
Vaşington, 11 (AP.) — Dışişleri «₺ Bakanı Geor&e Marshall, dün gece gazetecilere verdiği bir demeçte. Çe' koslovakyada «.Bir tedhiş havası» hüküm sürdüğünü söylemiş ve Çek Dışişleri Bakanı Dr. Jan Masaryk’in ölümünün orada neler cereyan ettiğine dair iyi bir fikir verdiğini işaret etmiştir.
Marshall, Rusyamn Avrupaya ya yılmasile hasıl olan şartların «Çok, çok vahim.) bir vaziyet yarattığım da söylemiştir. (
Amerikan Dışişleri Bakanı bu demecinde ezcümle demiştir W:
• Hâdiseler korku verecek mahiyettedir. Vaziyet hakikaten çok cid di. İhtirasların bu dereceyi sı teessüfe şayan birşeydlr.
«Çekoslovakyada çok feci ler olduğunu, Masaryk’in açıkça göstermektedir, halk hükümeti değil, bir tedhiş hüküm sürmektedir.»
Gazetecilerden biri, Masaryk’in ö-lümü hakkında, bunun intihar olduğunu bildiren ve komünist hâkimiyeti altındaki Çek resmi makam lanndan gelen haberden başka bir malûmat alınıp alınmadığım sormuş. Marshall da bu hususta Amerikan Dışişleri Bakanlığına henüz resmi bir malûmat gelmediğini bildirmiştir.
(Devamı Sa., 5, Sil., 6 da)
bulma.
hâdise-âkıbett Orada bir
— — - - • •
c V
Bir Rus askeri Çek köylerinden birinde köylü kadınlarla
Divânın
Olurumu
Nâzım Batur dün
sorguya çekildi
Felâket sahasında
O
Mahsûl durumu
TARIM BAKAM bU YIL'ın İYİ BİR MAHSLL YILI OLACAĞINI BİLDİRİYOR
Yü-
Nâzım Baturun Yüce Divân huzurun* çıkarılmasına sebeb olan suçların müfredatı ve bu hususta söyledikleri Ankara 11, (hususî)
ce Divan bu sabah toplanarak tomruk işinde ikinci sanık olarak eski orman genel müdür vekili Nazım Baturun dinlenme sine başlamıştır. Nazım Batu -ra isnad edilen suçlar; orman ’ tomruk fiatlarım vaktinde Te -kel Bakanlığına bildirmemek ve
fiat öğrenmek istiyen müteah * hidlere hatların yüksek oluca-O
ğını ihsas eder mahiyette ma -lûmat vererek bunların Tekelden fazla fiat istemelerine ve hâzinenin zarar-.ıa sebeb olmak lı Nazım Batur bu hususda ken dişine sorulan suallere cevab (Devamı Sa., 5; Sil., 2 d()
ULUNAY;
KVİMDEN BİR YAPRAK
Rakam Coşkan 11, (hususî) —
Çu
Ankara
kurova ve güney Anadoluda bir inceleme gezisinden dönen Tarım Bakanı Tahsin Çoşkan ken dişile görüşen gazetecilere şun ları söylemiştir:
— Gördüğüm bu sahaların ziraî vağiyetlerini çok müsait (Devamı Sa.. S; iti., 3.de)
Erzurumun kurtuluşunun yıldönümü
Saltanat devrinin bahtsız diyarı, Cumhuriyet Türkiyesinin mutlu beldesi Erzurum 30 yıl evvel bugün ana yurda kavuşmuştu. Er zunım kara sayfalı destanını ta-(Devamı Sa., 3; Sil., 5 de)
Yine Çiftçi Da'vasi azetelerden birine Ankaradan bildirildiğine göre her köylüye bir tnikdar daha toprak
verilecekmiş. Ben bu- . nu momlekotin nüfusunu arttırmak Için^ kadınları velûd olmağa dâvete benzetiyorum. Mee’ele çocuk doğurmakta doğil, o çocuğu sıhhat ve selâmetle yaşatmakta ve büyütmektedir; doğan çoouklardan yüzde kaçını büyütebiliyoruz? Orasını sormağa dilim varmıyor. KöylUyo toprak verilmesi le... Toprağı verdik, dürmek, hasad vesaiti no olaoah?
Çiftçilik etmek İstiyen için topraktan bol no var? (Arzullahi va-sıa) fakat bu topraklar kendi kondl-ne sürülmez, ekilmez... Karasapanla öküzün kuyruğuna yapışıp yapılacak çiftçilik köylünün yüzünü güldürsoy-dl bütün Anadolu Cennet olurdu.
Hükümet köylüyo toprak vereceğine traktör vorsin; harman makinesi versin! Bütün dünya «Makine asm yaşıyor; biz hâlâ «Doh! Çuş!» diye hayvan kuvvotlndon istiane ediyoruz.
Ziraat kalkınması «Ziraat teşkilâtı»
de böy-ekmck,
yurtda
ile olur Memlekette ziraat mıntakaları ayrılmalı ve her nnntakaya ziraat makineleri tahsis etmeli. O ınıntakadaki tarlalar sıra ile sürülür, ekilir, bu suretle hem ziraat kolayla-
şır hem do zer'iyat kısa zamanda pilmiş olur.
Yok9a bugün olduğu gibi öküzlo la yapılacak ziraat köylüye gıda tiyaoını bilo temin etmez, nitekim miyor.
Ben, bu mes'olo hakkında alâkadar mercilere baş vurdum. Ziraat Bakanlığının hiç olmazsa kaza merkczlcrino birer traktör dağıtmasının lüzumunu anlattım; hiç bir notlcn çıkmadı. Köy lülerin bir araya goiip satın almaları covabı verildi. On dönüm, boş dönüm, yirmi dönüm, otuz dönüm erazisl olan çiftçi bir kaç bin lirayı geçecek bir masrafı gözüno alamaz Alacak olduktan sonra lığına no lüzum var?
Bunlar devlet işidir, dir.
Köylü dovletten bu yardımı görme* (UUltn çevirir**
ya-
at-ih-et-
vo niye alsın? Ziraat Bakan-
hükümet İşi-
t
/
SİYÂSÎ HATIRALARIM
\ Yazan: Profesör Kenan Öner
A-
I
bir politika, otorite-yürütiilbmez. Demek alınmasının tabii ne-
edeceğiz. Tecrübenin
- İ2 -
İ îşte bugünkil durumu böyle bir ruhla tetkik eden ve yalnız ken-)al mensublarma karşı değil, memlekete ve tarihe karşı omuzlarına yüklenen ağır, fakat şerefli mesuliyeti tamamile müdrik bulunan Demokrat Parti, hükümet partisinin aldığı seçim yenileme kararını De-ûıokratik zihniyete ve görüşlere aykırı bulunduğu ve bunların Demokratik bir inkişafa hizmet etmek değil, bilâkis bu inkişafı önlemek gibi bir netice vereceğini ve bu şartlar altında seçimlere iştirâk mesuliyetini kabul ettiği takdirde Türk demokrasisinin istikbali hesabına bir hatâ işlemiş olacağı kanaatine vardığını açıkça iiade etmeği bir borç sayar.
I Bununla beraber sayın Cumhurbaşkanının Millet Meclisinin son açılış nutuklarında: (Memleketin iç hayatında bu tedbirleri aldığımızdan sonra yani seçim için tabiî olarak bir buçuk sene geçecektir. Bu zaman milletin yeni seçime bir hazırlık devri olacaktır. Tek dereceli olmasını dilediğimiz 1947 seçiminde milletin çoklukla vereceği oylar gelecek iktidarı tâyin edecektir) şeklindeki vaidleri yerine getirecek olursa partimiz milletvekilliği seçimlerine memnunlukla iştirâki bir yurd vazifesi ve hizmeti sayacaktır.
Bu ademi iştirâk kararı hükümet ve Halk Partisi muhitinde defin hoşııudsuzluklar yaratmaktan hâli kalmadı. Bunu da tabiî görmek lcabedcccğine şahsen kani bulunmaktayım. Filhakika —yukarıda du arzettiğim veçhile— memleketimizde kendini gösteren Demokrasi te-mayülâtı santimi olmaktan ziyade hakikî zihniyeti örtecek bir nikab tedarik etmekten ileri gidemiyordu. Demokrat Parti seçimden çekilince bu komedyaya başkalarını ikna etmek daha müşkül olacak, eski tas, eski hamamda tıngırdayıp duracak ve zahmetler, sarfolunan paralar boşa gidecekti. Demokratların bu hareketlerinden doğan infialin şiddetini bu kararı müteaklb, sayın lnönünün parti kurultayında söyledikleri şu nutuktan da anlamak kabildir:
«Türk halk idaresinin yeni bir hamlesine karar vermeniz için sisi davet ettim: Tek dereceli seçim mes’elesi...
Esasen seçimi tabiî olarak 1947 için düşünüyorduk. Dış ve iç politika gerekleri, memleket idaresini bir an önce kararlı kılmak mecburiyetini gösterdi. Dünyanın hali, geçen sene tahmin edebildiğimizden daha bulanık ve karanlık olarak uzun bir sürünceme yolunu tutmuştur. Bu yolda ne ihtimaller karşısında kalacağımızı kestiremiyoruz. Gelecek sene bu ihtimalleri, temsil müddeti bitmiş bir Büyük Millet Meclisi ile karşılamak gibi bir duruın’da bulunmaktan sakınmak isteriz. Bir senedenberi memleket içinde ve Büyük Meclisin otoritesi üzerinde saygılı olmıyan tartışmalar olmuştur. Seçim kanunu nu meclise göndermekte geciktiğimiz kanaatinde olanlar vardır. Hattâ yeni partiler seçime hemen girecek durumda olduklarını da söylemişlerdir. Zaten, yeni seçim kanunu bir defa çıktıktan sonra, artık Büyük Meclis, kendi temsil kudretinin zayıfladığına kendisi hükmetmiş durumda kalacaktır. İçeride ve dışanda hiç sinden şüblıe edilen bir Büyük Millet Meclisi ile istiyorum ki, yeni seçim kanununun karar altına ütesi süratli bir seçime gitmek olacaktır.
Tek dereceli millet seçimini ilk defa tecrübe
bize neler göstereceğini şimdiden tahmin edemeyiz. Her halde, yeni seçimin maksadı temin etmesi için mümkün olan hazırlıkları yapacağız.
Bu mülâhazalar gösteriyor ki eğer bir iki ay içinde olağanüstü bir engel çıkmazsa yeni seçime girmek kararındayız.
Seçimin tek dereceli olması kadar ehemmiyetli olan nokta Serbest seçim yapıldığına ve verdiği oyların muhterem ve masun tutulduğuna vatandaşın kanmış bulunmasıdır. İktidarda kalacak veya kalnııyacak-sak, bunu ancak vatandaş oylarının çokluğu ile kararlaşmış olduğuna hepimizin inanmamız lâzımdır.
Bu maksadla, bir sürü tedbir düşündük. Eski kanuna göre Eylül başında başlayıp Ekim ortasında bitecek olan belediye seçimlerinin Mayısta başlayıp Haziran başında bitirilmesi tedbiri de bunlardandır. Eıı günkü belediye meclisleri büyük çoklukla Cumhuriyet Halk Parti3i üyeleridir.
Belediye meclisleri, milletvekili seçiminde vazifeli olduklarından, yarın yapılacak genel seçimin, kendi partimizin eskiden seçilmiş üyelerinin elinde yapılmış olması ittihamma düşmek istemedik. İlk genel seçimde, her tedbiri almış olmak için, belediye meclislerinin daha önce seçime arzedilmesi iyi niyetimizin bir delili olarak kabul edileceğini ümid etmek hakkımızdır.
Seçim sandıklarını, köylere kadar götürmeğe çalışacağız. Kadın ve erkek seçmenlerin tamamile ve kolaylıkla oy sandıklarının başına gelmelerini, milletin iradesini belirtmek için büyük çokluğun seçime katılmasına imkân vermeği tedbir saydık.
Seçim teftiş heyetlerine, mümkün olan yerlerde, karşı partilerin iştirâk ettirilmesini iltizam ediyoruz. Atılan- oyların muhterem ve masun bulunması için bütün dikkat ve gayretimizi harcayacağız.
İdare âmirlerinin, kanun dışında, seçime karışmaları ihtimali yok tur. Kanuna karşı hareket idare âmirlerinin iktidarında değildir.
Bizim için ise memleket çokluğunun oj'larının meydana çıkması dâvanın temelidir. Bu sözüm seçim sırasında resmi vazifeli olan olmı-yan bütün vatandaşlarıma kanun hükümlerine dikkatle riayet için bir tebliğdir. Bununla beraber, idare âmirlerinin, kanunca vazifelerini yaparken, müdahale ettikleri tehdidile yıldınlmalanna ve ürküntüye düşürülmeğe çalışılmasına da müsamaha edemeyiz.
Şübhe etmek istemem ki, şimdiye kadar kurulmuş olan partiler seçime parti olarak gireceklerdir. Şimdilik bir partiye mensub olmıyan 6ivaset adamlarımızın da seçime katılarak memlekete hizmet imkânını arıyacaklarmı umarım. Milletin iradesinin açık bir surette belli olması için bu kadar dikkat gösterdiğimiz halde, partilerin veya bağımsız olanların bir bahane bularak seçime girmekten kaçınacaklarını farzetmek istemem. Bunun mânası, memleketin iç idaremizi yabancı devletlere karşı kötülemektir. Böyle bir teşebbüsü, Türkiye denilen memlekette vatandaşların hoş görmiyeceklerine eminim. Bundan başka, iktiflac: f-karşı sıyası parti teşkil edip Bamımî olarak bizim idaremizi beğenmiveı f vatandaşları topladıktan sonra onlan oy sandığı başına gitmekten me , netmek vatandaşları meşru mücadele yolundan ayırmak demektir. Böyle vatandaşlar, fikirlerini yürütmek için, meşru olmıyan yollara teş-1 vik edilmiş olur. Siyaset hayatımızın gelişmesini eski Balkan komitacı-1 lığına yöneltmek ve sürüklemek vebalinden siyasetçilerimizin sakınacaklarını umannı.
Bütün bu mülâhazalardan sonra, şunu da açık olarak söy-liyeyim ki vatandaş oylarını kazandığımız yerde, haksız ve kanunsuz hareket ettiğimiz ve kaybettiğimiz yerlerde lâyık olduğumuza uğradığımız propagandasından da iirkmlyeceğiz. Serbest ve samimî bir seçim hedefimizdir. Kazanırsak vazifemizi yapmakta devam edeceğiz.
(Devamı var)
1
(2 MART 1948
OkÜYVCÜ
!)1IOR kfl
■ -*■ —■ ■ 1
Ticarat Lisesi imtihan usullerinden şikâyet
Hüviyeti ınalıfuz hır okuyucumuzdan şu mektubu aldık:
Ticaret Lisesi beşinci sınıf tan belgelendim. Bu. bir tem bellik ve ahlâksızlık yüzünden değil, imtihandaki acı ve fecî bir şanssızlığın mahsu-ılii olmuştur. Çüııkü: 18 dersin 17 sini geçen ve okııla devamsızlığı olmıyan ve bu sınıflara kadar bir tele ihtar cezası dahi almıyan benim 18 iııci dersten kalışını her linkle tembellik değildir zan ıııııdayım. Okumağa hevesim sonsuz olduğu için hem yoksul ailemin maişetine yardım için çalıştım hem de çok ağır olaıı belge imtihanına kocasız olarak hazırlandım. Zaten hoca tutarak çalışamazdım.
Çüııkii her dersin saati 3 -5 lira arası... Halbuki benim aldığını aylık 60 lira idi. E-vet 18 derse boştan başladım ve hazırlandım. İmtihana gir dini. İmtihana girerken dahi vazifeme devam zorunda bulunuyordum. Bu çok ağır şartlar altında 12 dersten muvaffak oldum, fakat maalesef 6 dersten, çeşitli sebeb ler yüzünden, muvaffak olamadım. Bilmiyorum, siz bu imtihan şeklini ııasıl buldunuz?
Bir «dorsten kaldığımız hal de hem okul harici edilelim ve lıem de ertesi sene bütün derslerden yeni baştan imtihana girmek zorunda bırakılalım! Halbuki ortaokul ve lise son sınıflarında imtihana giren ve girdiği dersten başarı gösteremlyenler ertesi sene yalnız muvaffak olmadıkları dersten imtihan ol makta, muvaffak olduklarından artık imtihana nıecbnr tutıı I ma nıak tad ı rlar. Acaba belgelilerin kazandıktan ders ten yeni baştan imtihana mecbur tııtulmalannın sebebi nedir?
Sîzlerden dilediğim yalnız belge aldığımız derslerden imtihana tâbi tutulmamızın bir an evvel sağlanması için gerekli teşebbüsleri lütfen bizden esirgemem en izdir.
Melııned-
40 da otu-
Sigara kumarındaki kâğıt kırpıntıları hakkında diiek
Sullpnalıınedde pa^tt yokuşu No.
ran Cemal TUrkten, dün bize müracaat ederek şunları söylemiştir:
— Biraz evvel satın aldığım bir paket sigaranın i-çinden tam 15 adet ufak kâğıt parçası çıktı. Bu kâğıt parçaları birinci kalitedendir. Zannederim kilosu 160 -170 kuruşa satılıyor. Bir taraftan kâğıt sarfiyatında tasarruf yapılması istenirken ve bir taraftan da kâğıt fiyatlarına zam düşünülürken bu İsrafa ne lüzum var? A-lâkalılarııı dikkat nazarlarını çekıneni/.i rica ederim.
★
OKUYUCULARIMIZA — Di ğer bir kısım okuyucu inek-tııbları da bugün dördüncü sayfamızdadır.
□
n
* rr dS
• w
Sömestr usulü
î
I HER SABAH
Müessese müdürü Sadreddin Enver, bugün gazeteciler cemiyetindebeyanatta bulunacak r ı »■— |-ı^ i— |J| | yi ) ı W
İki gün evvel bazı sabah gazeteleri şehrimizde kok kömürünün tevziatına on beş nisandan itibaren nihayet verileceğini yazmış-lnrdır.
ilgililer nezdinde yaptığımız tah kikata göre, bu haberin aslı yoktur.
Diğer taraftan şehrimizde bulunan Kömür Satış ve Tovzi müSB sescsl Ankara şubesi müdürü Sadreddin Enver, kömür satışları st-rafında mahallî incelemeler yapmaktadır. Bu cümledon olarak, havalar son günlerde bozuk gitmekle beraber, halka ikinol parti kömür tevziatı muntazam bir şekilde devam etmektedir. Esasen
kömür satış ve tevzi müessesesi müdürlüğü türlü nakil imkânsızlıklarına rağmen Havzadan îstan bula kömür naklini aksatmamağa çalışmış, bunda da muvaffak olmuştur. Halen depolarda bölgeler ihtiyacım karşılıyaoak miktarda kömür stoku mevcuddur. Ev ve a-partmanlardan başka sanayi mü-esseselerinîn de İhtiyaçlarına peyderpey cevab verilmektedir.
Kömür Satış ve Tevzi Müessese-al müdürü Sadrsttin Enver bugün öğleden sonra İstanbul gazeteciler cemiyetine gclşoek, basın mümessillerinin kömür mevzuunda soracakları sualleri cevablanâıracak-tır.
BELEDİYE D E
Halka pamuklu tevziatına başlandı
Halka ucuz pamuklu tevzla tına dünden itibaren başlanmış tır. Tevziat adam başına i met re olup vilâyetin emri altında yapılmaktadır. Bu sureti# halk karaborsasız olarak, ihtiyacım temin edeceğinden pamuklu fi-atlannda düşüklük olacağı tah min edilmektedir.
Sümerbankm elinde bulu -nan 50 milyon liralık pamuklu da piyasaya arzedildiği takdirde karaborsa tamamile Önlenecektir.
— ■ -o-----
ÜNİVERSİTEDE:
Türkiye üniversiteleri federasyonu
«Türkiye Üniversiteleri Talebe Birlikleri Milli Federasyonu» hazırlıkları için, bir mİ evvel Ankaraya gitmiş bul' îsthnbul Üniversitesi Tcüph, ğinden Rükneddin Töziin'Ü!
üdd«t iman Birli-p baş kanlığındaki heyet, dün sabahki ekspresle şehrimize avdet etmiştir.
•Federasyon Türkiye Üniversite Talebe Birliklerini bir arada top-lıyacağı için, dahilde ve hariçte millî tesanüdün sağlanmasına yardım edecektir.
Bilâhare, milletlerarası ganşlik teşkilâtına katılarak; bu teşkilâtın önümüzdeki kongrenin Türki-yede yapılmasına çalışacaktır. Üniversite ek inşaatına başlanıyor
Bugünkü merkez üniversite binasının arka kısmında, Hukuk ve İktisad Fakültelerine tahals edilmek üzere yapılması kararlaştırılan ek inşaatın son hazırlıkları da tamamile ikmal edilmiştir.
İnşaat pazartesi günü münakaşaya konacak ve hafta içinde ihale edilecektir.
Petrol ofisi genel müdürü Ankaraya döndü
Bir kaç gündenberi şehri -mizde bulunan Petrol Ofisi Ge nel Müdürü Turhan Beroy An karaya dönmüştür. 1
POLİSTİ
biyle hâdisede kasıt bu-tahmin edilmektedir.
Aksarayda bir ev tamamen yandı
Dün saat 16 da Aksarayda 0-ruçnamaz sokağında 26 numaralı evin üst katından yangın ıkmış ve itfatya tarafından söndilrülUn-ceya kadar ahşap ev tamamen ve bitişiğindeld 24 numaralı ev de kısmen yanmıştır.
Yangının neden zuhur ettiği henüz anlaşılamamıştır. Evlerin belediyece istihlâk edilmiş olmaları lund
Maslakta bir taksi ile kamyon çarpıştı
Şoför Mustafanın idaresindeki 5119 numaralı taksi evvelki sabah maslaktan geçerken Ahmed Fehmi Uzunoğlunun idaresindeki kamyonla çarpışmıştır.
Müsademe neticesinde kamyonun ön kısmı hasara uğramış ve şoför Ahmed de ağır surette yaralanmıştır.
Sarhoş olduğu için kazaya sebebiyet verdiği anlatıları taksi şoförü Mustafa dün sabah savcılıkça tevkif edilmiştir.
Bir turşucu kendisile alay eden çocuğu bıçakladı
Tahtakalede Fırıncılar sokağında otudan Mehmed Karakuş adında bir seyyar turşunu dün sabah Eminönü meydanından geçerken kendisi ile alay etmeğe kalkışan 10 ‘ ağır
Yaralı hasta haneye kaldırılmış ve suçlu yakalanmıştır.
ilil
•Th
yaşmda Erdoğanı bıçaklıyarak r surette yaraumnştır.
M ÖTFFER RİE
BüyUkada sanatoryomu dün tekrar açıldı
Bir müddettenberi, faaliyetini tatil etmi§ olan Büyükada sanatoryomuna yeniden hasta kabulüne dünden itibaren baş -lanmıştr.
Kısmen tadil ve tamir edil -miş bulunan -ianatoryomun ihyası için, hastahane hekiı.derin ce yeni prensip kararlan alın -mıştır.
Üniversiteliler aksak tıkların düzeltilmesini istiyorlar
Üniversitede bu yıl kabul e-dilen sömestr usulünün tatbi -kinde bazı aksaklıklar görülme ğe başlanmıştır.
Bu meyanda şubat devresin de yapılan birinci doktora imtihanlarında 450 ye yakın Tıb ta lebesi, bazı derslerden muvaffa kiyetsizliğe uğradığı için yeni talimatnameye göre, hastaha -ne derslerine ve pratiklere de -vam edememektedir. Halbuki bu seneye kadar, bu durumda bulunan talebeler, başarı göste renlerle beraber derslere de -vam ediyor ve kaldıkları der -sın imtihanını da eylülde veri -yorlardı.
Alâkalılar, bu talebelere, ba zı dersler için yedinci sömestre devam edebileceklerini bildir -mişlerdir.
Diğer tarafdan altıncı sö -mestr talebeleri şöyle demek -tedirler:
— Yedinci sömestre devam etmemizi söylüyorlar. Eğer böyle olursa soruyoruz: Daha altıncı sömestri yapamıyan bir talebe, yedinci sömestrde nasıl muvaffak olur?
Yeni bir talimatname yapılırken, intikal devresinde bulunanlar için bazı geçici hükümler alınması gerekirdi. Kanaati mızca bu durum hukuk kaidele ri ile de kabili telif değildir.
Dünyanın hiç bir Üniversi -fesinde, bir tek dersden 450 ta lebenin bir vıl bekletildiği sö -rülmemiştir. " ®
Alâkalıların bu hususta icab eden hassasiyeti gösterip; ders lere devamımız yolunda geçici bir karar alacaklarına inanıyoruz.
DENİZDE
Denizyolları heyeti Ameri kadan dönmiyor
Ulaştırma Bakanlığı tara -fından Denizyolları hesabına gemi satın almak için Amerika ya gönderilen Denizyolları U -mum Müdürü Yusuf Ziya Er-zinin Londra tarikile bu ay sonunda memlekete döneceği haberi alâkahlarca mevsimsiz sayılmaktadır. c
Bildirildiğine göre Umum Müdür satın alman 6 geminin tadil ve tamiratı hususunda ba za firmalarla anlaşmalar yap -makla meşguldür. «Kastamonu» şilebi Ameri kaya hareket etti
Kastamonu şilebi, dün saat 19 da Iskeııderundan Ameri -kaya müteveccihen hareket et miştir. Gemi dönüşte yardım malzemesi- getirecektir.
Diğer tarafdan Limanımızda bulunan Edirne şilebi de A-merika seferi için eksiklerini tamamlamakla meşguldür.
Kimi gönderelim?..
İr zamanlar hürriyeti şalla
- örtmeAo kalkıştığı İçin (®ak cı) lâkablio anılan esbak (teh parti, tok şof) cit sabık profesör, cık1 gazeteoi ve lâbik Domokrasl sever bay Nihad Erimin Cenevrode toplanana^ (Basın Hürriyoti) konferansına Türt( delogesl sıfatile iştirâk ettirileceğini haber alır almaz kendisine teiefonM müracaat edip muhayyel bîr ınüinuat istedim.
Sayın müstakbel delege, biraz nazlandıktan sonra, isteğimi kabtıl etti vo suallerime şu cevabları verdi:
— Üstad, satıtct hürriyet diyarı o-lan İsviçrenin (Cenevre) şehrinde lacak (Birleşmiş Milletler basın hür-riyoti) konferansına, Dışişleri Bakanımızla birllkto, Türkiye adına iştirâk edeceğiniz haberi doğru mudur?
— Neden do^ru olmasın? Sunda şaşılacak ne var?...
— Hiddet buyurmayın otandım, bendeniz sadece haberin doğru olup olmadığını öğrenmek istedim. Şaşmak ınes'elesine gelince: İtiraf buyurun ki yalnız şaşmakta değil, hattâ derin pek derin hayret deryalarına dalıp kulaç atmakta, hattâ belki do bu engin deryada boğulup gitmekte de ben haklıyım.
— Niçin bu kadar derin hayret deryalarına dalıyorsun Fıkracı? Gençliğine yazık değil mi?
— Aman insaf buyurun beyefendi, nasU şaçıp kalmam. Zalıâliniz., yani bir zamanlar ( Ulus - da hürriyeti öldürüp tabuta koyduktan başka, bir tabutu nefis bir lâhur şalile şallamaya kalkışan zat, milletlerarası bir (Baur. Hürriyeti) konferansına delege olarak nasıl gönderilir?
— Fıkracı, sen Türk ve Müslüman çocuğu değil misin?
— Elhamdülillah; hem de imanı bütün zadeyim.
— Peki, öyledir de
kâr, bir gün tofrekâr? hadisini nasıl unutuyorsun?
— Evvelâ o lâf hadisi şerif değil, bir atalar sözüdür. Sonra da günahkâr var, günahkarcık var. Kaldı ki konuştuğumuz mes ele bir günah çıkarma bahsi değil, milletlerarası toplanacak bir (Basın Hürriyeti Konferans) ında memleketimizi temsildir.
— Peki ne yapalım? Senin patronu mu gönderelim?
— 0, parası millet hazînesinden çıkacak seyahatlere pek yanaşmaz.
— Senin fikrinse kiıni gönderelim Fıkracı, meoelfi Yalman Çelebi hakkında ne de(sin?
— Fikir fena değit; zira Fırıldakçı-bası seyahate, hele beleş seyahate bayılır. Diğer taraftan (180) derecelik devirlerine rağmen kendisini iyi tanı-mıyan yabancılar arasında hürriyot söver ve Demokrat geçinmenin yolu-%
nu iyi bilir. Ayrıca son günlerde gerek Halk Partisi yüksek mchatflln.n, gerekse Demokrat Parti kurucularrnın teveccühlerine de mazhar bulunuyor. Ancak...
— Aman devam et Fıkracı, ancak dedin, sustun?...
— Ancak, konferansın toplanacağa güne kadar onun foyası yabancılara karşı da meydana çıkarsa diye korkuyorum. Çünkü malûm a, hazretir memlekette ipliği pazara çoktan çık tı.
hem
bir
kırk
Türküm, Müslüman
gün gür.uh
yapacağız,
kimi gönde-
iki yıldır
Demokrasi milletlerarası
sahici hürrr var diye yrr-toplanacak konferansına
— Peki ne rcceğiz?
Memlekette yet ve gerçek (inanların
bir (Basın Hürriyeti) gönderilecek, dört başı mamur, bîr sima bulamamalarına şaştım.
— Vallâhi bilmem, hiç bir isim aklıma gelmiyor. i
— Gördün mü ya! İşte onun içip şanlı altı ok büyükleri düşündüler, taşındılar Fuad Köprülü, Cemil Barlas ve benden alâsını bulamadılar. Bunun üzerine bu üç namzed arasında kur a çekildi, müsabakayı ben kazandım.
FIKRACI
İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm?
★
MART 1948
1
12
«1
Yazan Ca Ra
Tefrika Na. 202
J
-p takvim
1364
i Rumi Şubat
28
A EVİMDEN
3YAPRAK
Yine Çiftçi dâvası
CBaştarafı 1 incide) /ince iki çürük atla bu işi çevirmeğe kalkar ve bu suretle memleketimizde ziraat yerinde sayar.
İstanbul vilâyetinin Anadolu banliyösünde vaziyet böyledir. Tarlalar ö-küzic, atla sürülün dûgenle harman yapılır.
Yurdun gelen bir lerdenberi
bu mühim mes’cleyı öyle pişkince telâkki ediyoruz ki dosta düşmana karlı gülünç olmaktan bile çekinmiyoruz.
Arada bir Ziraat Sakanı bazı beyanatta bulunuyor, bununla ınemleke-l
en müUırdkki olması lâzım vllâyotinde bu feoaat sene-böyle devam etmektedir;
tin ziraî vaziyeti düzelecek zannediyo-ı ruz. I
Zehî tasavvur-u- bâtıl, zehî iıa-ı yal-ı- mııhâlll
Memlekete aid işlerde beyanatı ic-? raattah sonraya ta'lik eylesek nasıl? olur? î
Meselâ Bakanlarımız: «Yapılacak.)»? yerine «Yapıldı.» desoler o zaman va-J ziyet daha ıniisbet bir şekil alaoak;i hattâ öyle zannediyorum kİ su baskı-i nı, yangın, heyo! seylâb gibi felâ-i ketler bizi bu kadar gafil avlaınıya-4 cak. 7
«Lâfla peynir gemisi yürümez!» ıne-J seli atalar sözünün en güzellerinden 1 biridir.
öğrenmedim efendim, sor mazdını. Ben şirket muamelesi ile meşgul olurdum.
— Kemal bey saklanır ve a -ranır, siz ne İçin kaçtığını öğ -renmek istemez muamelât ile iş tigal edersiniz, değil mi?
— öğrenmedim efendim.
— Baytar Rasimin siz de ne vazifesi vardı
— Memurdu efendim.
— Ne memuru idi?
— Kuru ot ve hayvan müba yaasma memurdu.
— San Efe niçin şirketlere gelir giderdi?
— Baytar Rasimin arkadaşı idi efendim.
Maznunun bu keyfiyeti bir sene evvele aid olduğunu söyle memesi üzerino reis bey dedi ki
— Hayır, bir sene evvel de -ğil, yakın bir zamanda.
— Bilmiyorum.
— Sarı Efe Edib sizin şirket te çalıştı mı?
— Çalışmadı efendim.
— Baytar Rasim sizin şirke te ne suretle yanaştı?
— Eana Kara Kemal bey «A dapazarına git, dördüncü kol or du münakaşasına, Rasim beyi bul birlikte gidin!’' dedi. Orada Rasim beyi buldum. Kemaled -din Sami Paşa ile temas ettim. «Türk şirketlerine kanun daı -resinde elimden geleni yaparım yardım hususunda” dedi. Biz o zaman münakaşada kazandık.
Bilâhare gerek Kemal beyin, Ke nıaleddin Sami Paşanın tavsiye si üzerine Rasim beyi şirkete al dik.
— Abdülkadiri tanır misi -nız?
— Bii’ kere Kemal beyin ya zıhanesinde görmüştüm.
— Sizin Milli İktisad banka -sile şahsen bir takım muamele niz vardır, anlat bakalım?
— Şahsen benim muamelem yoktur, Millî Ticaretin şirketine izafeten yirmi beş lira almıştım Bilâhare şirketin nizamnamesi hazırlandıktan, şirket tesis et-tikden sonra Bilânço ile parayı ticaret şirketine devrettim.
— O zaman parayı ne suret le almıştınız?
— Malik ve Erzurumlu Nafiz beylerin kefaietile.
— Millî İktisad Bankasına altmış bin liralık hisse senedi vererek Kemal bey para almağa başlamış ?
— Bu hususda bir şey bilmi yorum. Yalnız Kemal beyin bi zim şirketle olan muamelesini bilirim.
— Romaııyadaki Basri be -yin hesabı nedir, bu babda ma İûmatm nedir?
— Basri boy bizim Millî Ti caret şirketile bir kereste mukavelesi ''apnııştı. Rumanyada ki fabrikasında imal edecek ke resteyi Istanbula gönderecek -ti.
— Kumanyadaki Basri be -yin bir kereste işi ve beş yüz bin lira meselesi vardır, bu ne dir?
Efendim beş yüz bin iira
I meselesini bilmiyorum. Yalnızfi Basri beyin Kumanyada bir kel reste fabrikası vardır. Bizim? şirket Basri beyle bir mukave- / le yaptı. Kereste verecekti. A J
vans olarak elli bin lira verdik ‘‘ ■
—• Nebil beyde oıı beş bin li | Isveçten daha beş otobüs yeldi ra bir para varmış o nedir? ( E. T. T. idaresi tarafından 0 zaman Kabileİsveçe ısmarlanan otobüsler -den beş tanesi İsveç bandıralı /Bardaland şilebile limanımıza gelmiştir. Bir hafta sonra daha beş otobüs g(A?cek ve bu oto • büsler Şişli - Beyazıd hattına tahsis edilecektir.
giderken harcırahını almıştı. Bir kaç gtiıı için bu parayı biz de saklattı.
— Nebil beyi Terakkiperver ler kâtibi umumî yanmak iste nıişlerdi, biliyor nıusym?
— Haberim vök.
•
— Kara Kemalin yanında senelerce duınır ve dünyayı alt üst ederdiniz, sonra, bir şey bil mezsin ?
Efendim ben işlerimle meşgulüm, sivasetle iştigal etmem; hattâ Kemal heviıı siya -setle iştigalinden bile haber -dar değilim.
— Kara Kemalin en yakın adamllarındansın. Sonra bilmez sin! .
— Efendim ben bu anonim, şirketin müdürüyüm. Ticaret O’ dasile. borsa ile iktisad işlerilei meşgul oldum.
— Hangi anonim şirketi, şinik di yüzleştirdik. ı
Kendi kendinize alır, verir,’ kimseye sorma.', vo yalnız Ka-I ra Kemalin t yirik- hareket e dersiniz; sonra anonim şirketi i değil mi?. (Devamı var) I
13^7
Hlrr
Cem.
evvel
| Kasını 125 - - AY 3 — GÜN 72
1 Vakitle» Vasati Ezani
S. D. a D.
Güne? 6 17 12 06
Öğle 12 24 6 13
İkindi 15 42 9 31
Akşam İS 12 12
Yatsı 19 42 1 31
IIV; âk 4 41 10 30
r ENİ SABAH
ıuıın(y m MI
rw«
v
%
i
r
)
)
)
Amerikanın
Rusyaya sattığı
makineler
1 Stasao, bu aatışlann 1 aA«lafılmai ol-
) d ug ııı ta •öylay or
Philadebnia, 11 (AP) — Cumhuriyetçilerin Cumhurbaşkanlığı adayları olan Ha-rold Stasssn, dün akşam burada veıd.ği bir demeçte, A-merikanm Rusyaya ve peyklerine makine satmasının anlaşılmaz birşey olduğunu söylemiş ve şöyle demiştir:
( Geçen sene Amerikanın Rusyaya ihraç ettiği elektrik ve elektron makineleri İngiltere ile Fransaya sevkettlği-rniz ayni malların yekûnundan fazladır, ve bu makinelerin, âletlerin hepsi Amerika-da en zor yapılan, en güç bulunan nevidendir.» komünistlerin tehlikeli OYUNU
Berlin, 11 (AP.) — Dün
Müttefik Kontrol konseyi toplantısında İngiliz askeri valisi General Sir Brian Robert-son. Rus askeri valisi General Sokolovskiy’in iddialarına şid defle cevab vermiştir. Soko-lovskiy. İngiliz ve Amerikan bölgesinde komünistlerin tazyik altında dia etmişti.
Sir Brian demiştir ki:
-Bu iddia büyük bir hayrette çünkü Ingiliz ve Amerikan böl gesinde komünist partisine hakkettiğinden fazla serbesti verilmiştir. Hakkettiğinden fazla, diyorum; zira bu parti pek gürültücü bir partidir
Bıı şikâyette bulunan komünist efendiler bana, tehlikeli bir oyun ovmyanlar gibi geliyor. Doğudaki Rus bölgesini Alnıanyanın geri kalan kısmından ayıran demir perde kalkacak olursa o zaman ne kadar yanıldıklarım anlıya çoklardır ...
Sir Brian Robcrtson. öte tarafta tccrid kampları olduğu hakkındakl söylentileri yalanlamak isteniliyorsa bu demir perdenin kaldırılması lâzım geldiğini de ayrıca işaret etmiştir.
• •
bulunduklarını id
sözleri arasında
beni hakikaten bıraktı;
Bidcault, Batı Avrupa Bloku hakkında, “Hürriyetin emrinde bulunan Avrupa neden başka yerlerde yapılanları yapmak hakkından mahrum olsun,, dedi
Paris, 11 (AA) — Milli mecliste bugün öğleden sonra siyasi müzake reler cereyan etmiştir. Dışişleri Bakanı Georges Bldault, milletlerarası vaziyet hakkında izahat vermiştir.
Yunanistandan bahseden Bakan, Yunan hükümetinin belki de mü-kemmel olmadığını, fakat serbest memleketlerde mükemmel hükümetler bulunamıyacağmı söylemiştir.
Ne olursa olsun Yunan Parlâmentosu serbestçe seçilmiştir. Bakan yalnız bu misalin sâri olmamasını temenni etmiştir. Bidault, Yunan topraklarının milletlerarası komisyona açık bulunduğunu hatırlamış ve bu misale, başka memleketlerin de uyması temennisinde bulunmuştur.
Hatib. bundan sonra batı blokun dan bahsetmiş ve demiştir ki:
Bu blokun Avrupa kıtasının başka memleketleri aleyhine müteveccih olduğu doğru değildir. Orta ve Doğu Avrııpada hâlen 15 karşılıklı yardım andkışması vardır. Hürriye tin emrinde bulunan Batı Avrupa neden başka yerlerde yapılan şeyleri yapmak hakkından mah rum olsun?
Balkanlarda cereyan eden son hâ diseleri hatırlatan Bakan, sözlerine şöyle devam etmiştir:
Bu muhtelif hareketler arasında benzerlikler vardır ve bu benzerlikler bizim hoşumuza gitmiyor Avrıl panm geri kalan kısmını teşkilâtlandırmak, müstacel bir mahiyet almıştır. Brüksel konferansının neticeleri yakında parlâmentoya sunulacaktır.
» I
1 •
Bidault. hürriyeti senâ ederek sözlerini bitirmiş ve saylavlara dönerek şöyle demiştir:
Biz hür yaşamak İstiyoruz ve by-nu hep beraber söyllyeceğlz. Hürriyet yolunda sebat etmek vazifemiz dir Ve biz bu vazifemizi yapacağız. Bu. yaşıyanların arzusu olduğu gl-bi hürriyet uğrunda ölenlerin d6 bize bıraktıkları bir hatıradır.
Çokluk saylavları bu sözleri uzun uzun alkışlamışlar, komünist sıralarında ise itirazlar yükselmiştir.
Dış politika hakkındakl müzakereler sonunda hükümete itlmad takriri mevcud 602 saylavdan -419 unun muvafık, 183 ünün muhalif oyu ile kabul edilmiştir.
İsveç Kralı sağ
Brüksel 11 (A. A.) — sel yakınında bulunan Namur ve Charleroi istasyonlarının memurları İsveç kralı Gusta -vın içinde bulunduğu trenin bu sabah erkenden bu istasyonlar dan geçerken kralın sağ bulun duğuııu Royterin muhabirine söylemişlerdir.
Diğer tarafdan Liege istasyonu memurları da tren bu sa hah saat 9.05 de Liegeden ge • çerken Kral Güstavın gazetesini okumakta olduğunu beyan etmişlerdir.
Brilkseldeki İsveç büyük el çiliği ve Belçika Dışişleri Ba • kanlığı kral Güstavın öldüğü -ne dair olan haberleri ne tek -zib, ne de teyid edememişler -
Brük
tahliyede musir
Vesikasız geçen aylar
Rus ev kadınını memnun etmemiş
Londra 11, (A. A.)
sonara 11, (A. A.) — ar . nan haberlerden anlaşıldığına îöre, vesikasız geçirilen üç aylık bir tecrübe, Sovyet ev ka -
Arab gönüllü Ordusu Başkomutanı Şimalî Filistinde Sıkıyönetim ilân etti!
FİLİSTİNDE SIKIYÖNETİM
Kudus, 11 (AP.) — Arab gönüllü ordusu başkomutanı Fevzi Kavuk, cu tarafından, şimali Filistinde Sıkıyönetim ilân edilmiştir.
Diğer taraftan. Kavukcu, Associated Press muhabirine verdiği bir demeçte, . Bundan sonra benim karargâhımdan verilen emirlere bütün şimali Fllistlndeki asker, sivil herkes riayet etmek mecburiyetindedir'» demiştir.
DÜN ÖLENLER
dinin ümidlerini tahakkuk ettir jnemiştir. Çünkü dükkanlarda daha fazla mal olmakla bera -ber bunların kaliteleri düşük -tür. Moskovada fiatlar aralık ayı seviyesinde tesbit edilmişse de karaborsa hâlâ mevcuddur. Ve burada fiatlar gayet mübalâğalıdır. Umumiyetle fiatlar Vasati gelirle mütenasib olmak tan pek uzaktır. Moskovada bir kilo tereyağı 700 rubledir. Bu bir işçinin vasati aylık yevmiyelerinin qoda birine eşittir. Bir kilo et bu aylığın 20 de biri ne ve bir kilo şeker de 50 de bi rıne eşittir. Tevzi isi kolaylıkla yapılmamaktadır.
Pek az dükkân vardır ve buu ılar her müşterinin alabileceği malları bizzat kendileri tahdid etmektedirler.
RUSY'A OLiMPİYADLARA
oyuncu Göndermiyor
Moskova 11, (A. A.)
ya olimpiyad müsabakalarına takım göndermemeğe karar ver mistir.
Dünyanın en büyük bombası
Vaşington 11, (A. P.)—Dün yanın en büyük bombasının ilk denemesi dün Kaliforniada Mu roc üesünde yapılmıştır. 21 ton ağırlığında bir uçar bomba o -lan bu yeni silâhın tecrübesinde patlayıcı madde kullanılmamış, sadece ne kadar derinliğe saplanacağı öğrenilmek istenilmiştir.
Bundan evvel tecrübesi yapı lan en büyük bombalar ıdhrUİıudft |dL
Londra 11 (A.A.ı — Filistin meselesi hakkında Avam Kamarasındaki müzakereleri açan devlet bakanı M Hector Mac Neil İngilterenin manda müddetinin hitamında Filistin! terketmek kararını bir defa daha leyid etmiştir Devlet bakanı Filistin çekilme tarihinin açık bir şekilde kanun tasarısına ilâve edil mesi yolundaki bir teklifi tçdkik edeceğini bildirdikten sonra şunları ilâve etmiştir
Eğer İşler daha iyi cereyan etmiş olsaydı Ingiliz hükümeti Filistin’i biraz daha çabuk terkedebilirdi. Durum bu şekilde olduğundan İngl lız hükümeti Birleşmiş Milletler Filistin komisyonu 15 mayısa kadar Fillstine gelmiş olacağını ümıd etmektedir.
I
Kudüs, 11 (AA') — Bugün öğl) den sonra gelen haberlere göre, bu sabah Kudüsteki Yahudi ajanst genel karargâhım havaya uçuran infilâk neticesinde şimdiye kadar 10 ölü ve 89 yaralı tesbit edilmiştir.
İyi mi ettiler!
(Başmakaleden devam) Itiyaset tenkld hakkını tamaml-e ortadan kaldıracak mahiyet te olduğundan» yollu esbabı mu Nbe Ua çekilmeleri Demokrat Partiyi kuvvetlendirir mİ?
Varsın, Ahmed Emin Yal • man parti tasfiyelerle temizleniyor, kuvvetleniyor nakaratı -nı tekrar etsin dursun, teııkld hakkını ve tesanüd ve müsamahayı temelinden yıkacak hareketler Demokrasiye yapılacak) en bttyiik fenalıklardır.
Parti İdare Kurulu bu işlerde harikıılâde acele hareket e -derek çekilen 6 idare Kurulu âzası yerine hemen yedekleri 1-kame etmiştir. BÖylece her tür lü yarık ve çatlaklar tamir edil ?ılş gibidir amma Demokrat ’artide açılan bu yaranın öyle suhuletle ıınınuyacağmı sanıyo nız.
Demokrat Partinin karşısında muhakkak ki aded Itlbarile çok kuvvetli bir hasım olan Halk Partisi vardır. Fakat mil İet umıımi efkârında bu kala • balık o kadar düşmüş, çeyrek asırlık kötü idare, suiistimal ve skandallarla o derece tereddi etmiştir ki, 60 kişilik bir mu halefet grupu mütesanld ve müttehid olmak şartile çok pıır lak neticeler alabilirdi. Muale-sef Parti zimamdarları lâzımge len enerji ve asabiyeti gösterememişler ve ufak tefek vaidle-re kapılarak ve bazı icraat başlangıçlarına aldanarak büyük gayeye varmak yolunda ısr/ır edememişlerdir, iki yıla yakın bir zamandır elde edilen sonuçlar tatbik şeklinin ne olduğu ve mahiyeti bir türlü anlaşılaını -yan meşhur 12 temmuz beyannamesi, iskân kanununun kalk ması ve polis salâhiyet kanunu ıııııı 18 inci maddesinin ilgasın dan ibarettir.
Bütün fenalıkların başı ve kaynağı olan Musoliniııln meşhur faşist kanunundan tercü -nıe matbuat kanunumuz hâlâ yüriirliikdedir. Bunun değişti -r’ılınesi, daha doğrusu ilgası i-çin en ufak bir teşebbüs yapılmış değildir. Hâlâ polis matbaa lan dolaşarak şunu basın, bu -nu basmayın diye kati emirler verebilmekte ve tehdidler savu rabilmektedir. Seçim kanunu emniyeti sağlıvacak hır lıaie gelınenûşiîi'. Biiyitfc Mîllet Mec Hainin nisan devresinde bu kanun yüksek heyete sevk edile -çekmiş, Bakanlar Kunılıı incelemelere başlamışmış. Fakat bü tün bu vaidler, bu teşebbüsler niçin bu kadar yavaştır?
Seçim kanunu değiştikten sonra milletin arzusunu belirte cek yeni umumi seçimler yapılacak mıdır? Ne münasebet!.. Hilmi Uran bunu şiddetle ya -Iaııladı. Halbuki Demokrat Par ti var hızı İle bunu istememeli midir? Yeni yapılacak seçimlerin muhaliflere çoğunluğu sağ-hyacağı şüphesizdir. Bu kadar parlak bir neticeye kavuşmak içiıı Demokratlar neye ateşlenmiyorlar, sabırsızlanmıyorlar? Halk Partililer böyle bir ilıti -mal karşısında uyuşturucu ve uzatıcı bir politika takib ederler ve etmelidirler. Bu onların kötü rollan İcabıdır amma Demok rat Parti kurucularımla bu u-yuşukluk niçin? Yoksa zafer ve galebeden mi korkuyorlar?
A. Cemaleddiu Saraçoğlu
M
RUS
Ekonomi G. Meclisi için hazırlıklar
Ekonomi Bakanı bu hu su sda ve Sümerbank tarafından eşhasa devredilecek fabrikalar ve petrol hakkında izahat verdi
Ankara. 11 (Hususi) — Ekonomi Bakanı Cavid Ekin yar^n akşam İs-tanbula haıeket ederek İstanbulda bilhassa sanayicilerimizle mühim temaslarda bulunacaktır. Ekonomi Bakam kenöıshe görüşen gazeteci-lere kurulacak olrnı Ekonomi Genel meclisi dolayanla isahat vermiş ve sorulan muhtelif sualleri cevablan. dırmıştır.
«.Ankarada Başbakanlığa bağlı ol inak üzere kurulacak genel ekonomi ınccHsl İçin yapılan hazırlıklar henüz kesin şeklini almamıştır Maamafih bu mecelsin başlıca gö. revleri şunlar olacaktır:
a — Milli ekonomiyi bünyesi İçin de devamlı surette inceliyerek birbirini tamamlayıcı türlü ekonomi kollarım genişletmek, millî ekono. mi çalışmalarının verimini artttr. mak, milli sanayinin yurd İçinde yararlı ekonomi alanlarına yatır-mak, işlemesini sağlamak ve milli refah seviyesini yükseltmek.
b — Başbakanlıkça meclise tevdi edilecek iktisadi, malî, içtimai karakter taşıyan kanun tasarılarını incelemek ve mütalea beyan et-mek,
c — Mevcud bu türlü mevzuatta memleket ihtiyaçlarına uygunluk derecesi ve bunlar arasında ahenk
ve münasebet bakımından yapılacak değişiklikleri tesbit etmek,
d — Milletlerarası ekonomik şart ları ve dünya konjönktör hareketlerini takib etmek meuleket ekonomisi İçin bunlardan sonuçlar çıkarmak. zamanında Başbakanlığa tekliflerde bulunmak.
e — Kanun ve diğer kararlarla kendisine verilecek İşleri görmek,
Genel meclisin üç uzvu olacaktır. Genel meclis, genel sekreter, ve daimi heyet...
Bakan bundan sonra Sümerbank tarafından eşhasa devredilecek fabrikalar ve petrol mevzuunda da izahat vererek şunları söylemiştir:
( Bu konuda alınan kararlara gö re Sümerbankın inşaat plânına dahil bulunan ve makineleri sipariş edilmiş olan Izmlrdeki kombinanın ilk ağızda hususî teşebbüsten arzu eden müteşebbisine devri hükümet kararına esasen iktiran etmiştir fakat bugüne kadar bu hususta Sü merbanka ciddi bir teklif yapılmamıştır. Petrol meselesine gelince yeniden iki kuyu açılması ve açılmış kuyunun İşletilmesi için M. T-A. genel müdürüne gerekli talimat verilmiştir. Bu hususta derhal te. şebbüslere girişilecektir ■)
SAYFA; 3
■ ■ ı ————
idareci İGŞ gözile
aktüallteler
Takma dif takımları ve muamele vergisi
Ankara, 11 (Hususi) — Diş tabib leri mâliyeye mracaat ederek bazı yerlerde yaptıkları takma diş -ta kımlarmın muamele vergisine tâbi tutulduğunu bildirmişlerdir. Maliye Bakanlığı hâlen takma dişlerin muamele vergisine tâbi olup olmadığı keyfiyetini incelemektedir. Banka ve kredi işlerine dair yeni bir sirküîer Ankara, 11 (Hususî) — Ticaret Bakanlığı bugün banka ve kredi işlerine dair yeni bir sirküler yayınlamıştır. Buna göre buğday mah-lût arpa ve çavdar ile bunlardan mâmül unlar üzerinde açılmış veya açılacaK avans ve krediler bu defa geçenlerde yapılan tahdidden sonra vâki taleblere uydurulacak, tır. Bunlar için bazı hafifletici hükümler de konulmuştur.
Erzurum kurtuluşunun yıldönümü fBaştarafı 1 incide) rih boyunca bir daha açmıyacak ve içimizde bir yığın sıcak kül olarak daima kalacaktır.
Millî tarihimizde yüce bir kale halinde yükselen Erzurum, her devirde Anadolunun ehemmiyetli bir parçası olmuştur. Büyük bir şehir kuvvetli bir kale işlek geniş bir merkez olarak Erzuıumu anmak hele, dünyanın geçirmekte olduğu bu çetin günlerde başlı şma bir sevinç vesilesidir.
Erzurumu anarken dününe kıp içlenmemek, bugününe ve rınına bakıp ümidlenmemek, şelenmemek imkânsızdır.
Bugün Erzurumun kurtuluşunu kutlarken bundan sonra millî gün lerimize ayni kudret ve ayni metanetle gireceğimizi tekrarlarız.
Hazine Genel müdürü Ankaradan avdet ediyor --------------o---
Ankara, 11 (Hususi* — Halen A-merlkada tedkik ve temaslarda bulunan Hazine Genel Müdürü Said Ergin önümzdeki halta memleke. timize avdet edecetir.
L se ve orla okulların dinle m * tatili
Ankara, 11 (Hususi* — Lise ortaokullarda ikinci dinlenme li önümüzdeki cumartesi yünü hyacak ve 10 gn kadar devam çektir.
ve tati-baş-ede-
■ •
Ankara Üniversite lena'û unuı topla_n±Lİa.m-
Ankaıa. 11 (Hususi* — Ankara Üniversitesine aid bazı yönetmelik lerin tedkiki için üniversite senatosu bir müddettenberi sık sık top lanmaktadır. Senatonun incelidiği yönetmelikler arasında Hukuk Fakültesi yeni İmtihan yönetmeliğile Dil Tarih - Coğrafya Fakültesinin sertifika yönetmeliği de mevcud-dur.
Petrol Bayramı
hndiye kadar bulunmadığın^ vo yahud bulunamadığının sebeblermi arattırmaksıcif),
müjdeliyellm, memleketimizde petrol bulunmuştur. Ve memleketimiz artılı petrol memleketi olmuştur.
Devlet reisimiz gibi, her Türk sevinçlidir. Bu haber bir ümid değil tub kikattir sözü her Türkün yüreftinl doldurdu. Her Türk artık inanıyor.
İşte Türkün iktisadi bayramı. 29 Teşrinievvel 1323 Cumhuriyet bayr^ nıına 5 Mart petrol bayramını )• lâve etmelidir.
Küçük, büyük her Türk, her Türk( seven, bu neticeden memnun, qoK memnundur. Bundan dolayı birbırimh 2l tebrik etmeliyiz.
★
TELEFON DERDİ
Aşağı yukarı her ay kırk ile elli II-ra arasında telefon mükâlemesi ücreti tediye eden bir kari’ anlatıyor:
«Oört, beş ay, telefona kırk ile elli lira arasında para verdim. Nazarı dili katimi celbetti.
Nihayet,tmükâleme adetlerim işaret etmeğe başladım. Neticede anladım kİ, görüşmek üzere yaptığım yahud yapmak arzusunda bulunduğum mukâle-menin onda üçü, otomatiğin yanlif numara vermesinden ve onda bin do küçük sarıtrallardan aradığım numaraların bu merkezlerce şifahen meşgul haberi vermelerinden meydana geliyormuş.
Şu halde her ay telefon mükâlemo ücreti olarak verdiğim ücretin yüzde kırkı navaya gidiyor.()
Şikayet haklı idi. Hakikaten bazen bir numarayı bulmak için, otomatiğin verdiği üç yanlış numara ile istemiye-rek konuşmak ve hattâ bazen de rahatsız edildiğinden dolayı Özür dilemek mecburiyetinde kalınıyor: Görülüyor kı, telefon iyi işlemiyor, bakımsızdır. Bozukluk daha ziyade yağmurlu ve karlı havalarda oluyor. Demek kı, eski, yamalı, kopuk tellerin içine, yağmur ve karın nüfuz etmesi, ınükâ-lemelerı bozuyor.
Bu cilıeiı esasen, şikâyetiniz halinde, santral memurları du temektedirler.
Fevkalade zamanlarda, bir şekilde tedarik edilen
loların vereceği netice bundan başka bir şey olamaz.
Maksadı temin edemıyen ınükâle-ınelerden dolayı haksız yere, abonelerden mükaieme ücreti almağı intaç e-den otı~vâzîyc(e9 kabloların nrr an evvel değiştirilmesi suretile, son verilmesi lâzımdır.
Devletin işletmeğe mecbur olduğı bu âmme hizmetleri halkı memnun e decek şekilde ve intizamda yapılmalı dır. Her gün yem bir sebeble zam gö ren, Nafıa âmme hizmetleri istınıa ücretlerini, bunların istimalcisı yerin de olarak ve seve seve vermelidir.
Her âmine hizmetinde olduğu gıb bilhassa Nalıa âmme hizmetlerinin bakımı. tesisten daha ehemmiyetlide ve belki de daha masraflıdır.
Bu hizmetleri işletmek ıstiyeııier, bu neticeye katlanmalıdırlar.
İDARECİ
alenen soy
her hangi arızalı kab-
ba-
baya-ne-
||(3 ün ün enteresan haberleri] t____________________________________________________________________———-J
Mayın arama âletleri çalınmış
eşyayı meydana çıkarmakta kullanılacak
Londra: — Scotland yard hırsızların çaldıkları eşyaları sak ladıkları yerleri bulmak için mayn arama âletleri kullanmaya karar vermişlerdir. Hırsızlar çaldıkları para ve mücevherleri saklamakta o kadar meharet kesbetmişlerdir ki, p£lis bu gizlenen defineleri bul mak bakımından gayet usta olmak |a beraber bunları aramaya çok za man saıfetmektedir.
Halen polis hafiyeleri mayn ara ma âletlerini kullanmayı öğrenmek için kurs görmektedirler.
(A A )
IRus kömür istihsali
Berlin: — Rur bölgesindeki kömür istlhsalâtı dün Almanyaıuu İşgalinden bert İlk defa 300.000 to nu aşan bir rakkama erişmiştir-Bu haberi Berllnde veren Sir Brian Robertson Almanyaya geldi ğindon beri alnui olduğu en İyi ha berin bu olduğunu söylemiştir.
(A.A.) birleşmiş Milletler komisyon-
Ifirı üyelerinin tahsisatları
*Lal& Oucoeuj — Birleşmiş
Milletler kaynaklarından alınan malûmata göre, Filistin komisyonundaki âzadan her birine günde 20 aolar ücret verilmektedir kl bu para senede aşağı yukarı 21900 dolar tutmaktadır. Yunanistan komisyonu âzası günde 20 dolar al maktaysa da bunlara ayrıca hükümetleri tarafından da ücret verilmektedir. (AP.)
Şikago lıaı a meydanına düşen uçak
* Chicago — Delta Hava yolla rina mensub DC-4 Skynaster tip bir yolcu tayyaresi, İçinde 30 kişi bulunduğu halde havalandığı sı. rada bugün Chicago belediye hava alanında yere düşerek parçalanmıştır. Zayiat hakkında henüz maiûrrut aünamamıştır. (AP.) Amerikanın nüfusu
ir Neı vork, — Ceçm yıl Birleşik Amerikanın r.üfusu şimdiye kada^ hiçbir yıl gcrülmtyen bir mikdarda artmıştır.
1947 ocak ayında Birieşlk Amerikanın nüfusu, 142 873.000 kişi o-larak tesbit edilmiştir ki, bu, bir yıl evveline göre 2.279.000 kadar bir uüfita artışı İfade etmektedir.
Yapılan tahminlere göre nisan 1940 da yapılan son nüfus sayı-mındanberl nüfusta 11.000000 luk bir artma olmuştur kl bu 7 yılda %8.4 nlsbetlnde bir artış demektir.
1940 tan önceki on yıl zarfında ancak %7.2 nisbeıinde bir nüfus artışı olmuştur. (A.A.)
Prenses Elizaoeth naib mi olacak?
* Londra — İngiltere Kral ve Kraliçesinin gelecek sene Avustralya ve Yeni Zelandaya yapacak oldukları seyahat sırasında prenses EUsabeth’in Kral Naibi tâyin edileceği hakkındakl haberlerin doğru olmadığı Bucklngham sarayından bugün bildirilmiştir.
Bu bususta verilen malûmata gö re kralın seyahati sırasında niya-yet, kral ailesi mensublanndan miirekkeb dört kişilik bir devlet konseyi tarafından deruhde edile çektir.
Bunlar sıra İle şunlardır:
Prenses Kllsabeth, Gloucester Dükü. Prenses Mary, Lord Har-(ood.
Bu hususta kral tarafından he- f nüz bir karar verilmemiştir. / (A.A.) |
Şikago birsasında hububat ’ fiyatları I
Nevyork — Hükümetin yeni- ı den un almasına başlıyacağı hak ] kındaki haberler üzerine. Chlca- I go borsasında hububat fiyatları I dün yeniden yükselmeye başla- t mıştır. Bu arada buğday 3-3,25 I sent bir yükselme kaydetmiştir. I (A.P.) | Atom bombası taşıyabilecek ( uçaklar ' 1
Londra — İngiliz hava kuv- I vetlerl pek yakında saatte 750 kl- I Iometre süratle uçabilen ve bir J tepkili motörle bir gaz türbini va- ] sıtaslle hareket eden bardıman uçaklarına çaktır. Bu uçaklarda mevcud Olmıyacaktjr,
rın herhangi bir yerde inerek ya- J kıt almaya mecbur olmaksızın | dünyanın her tarafına gidebile- i cek derecede yakıt taşıyabilmele- i ri hususuna özel bir önem verildi- l ğl zannedilmektedir Bu uçaklar ? be? ton ağırlığındaki bir atom / bombasını kolayca taşıyabilecek- z ler ve havalanmak İçin bir füze } sisteminden, istifade edeceklerdir. J (A A.) |
yeni bom. malik ola-top kulesi Bu uçakla-
Ankara Üniversitesi Rektörünün izni temdit edildi
Ankara, 11 (Hususi) — Bir miid-aettenberi İstanbulda rahatsız olarak bulunan Ankara Üniversitesi Rektörü Şevket Aziz Kansu İki gün evvel Milli Eğitim Bakanlığına bir tezkere göndererek İzninin iki ay daha temdidini istemiş ve bu istek Bakanlık tarafından kabul edilmiş tir. Kendisine bu müddet içinde eskisi yibi Hamld Dereli vekâlet e-decektir.
MSus„ vapurundaki infilâk
Ankara. 11 (Hususî) — Bazı İs-tanbııl yuzetelerindeki neşriyata karşı Sus vavurunda vukubulunan patlama İçin ilgililer şu izahatı ver mektedirler:
«Sus vapurunda olan patlama mevcud borulardan bir patlamasıdır. Boruların patlaması İstim dolayıslle olmuştur Bu hadi-se her vapurda olabilir. Zaten bu boruların yedekleri bizde mevcud-dur. Patlama olduktan sonra der. hal yeni, bir boru takılmıştır. Gazetelerin yazdıkları gibi patlamanın bize verilen teminatla bir alâkası yoktur. Gemi pek yakında sefere çıkabilecektir.
Sol temayüllü profesörlerin son durumu
Ankara, 11 (Hususi) — Bilindiği gibi sol temayüllü profesörler hakkında Ankara Üniversitesi rektör, lüğüııce seçilen bir heyet tarafından hazırlanan tahkikat fezlekesi Danıştay ikinci dairesince İncelenmiş ve daire bahsi geçen öğretim üyelerinin muhakemeye verilebll-meleri için fezlekede sayılan delilleri .verinde görmemiş ve buna aid karan Milli Eğitim Bakanlığına bil dirmlştl. HaJjer aldığmuza göre Milli Eğitim iresinln bu kararma uzun bir lâyiha ile İtiraz etmiştir. Toplanacak olan Danıştay heyeti umumlyesl Bakanlığın itirazlarım ineeliyerek nihai bir karar verecektir
• •
tanesinin
tiber aldığımıza
L kanlığı Danıştay da
İsveç Kralı Güstav’ın ölümüne dair bir şayia Stoklıolm. 11 *AP.ı İsveç kral Güstav’ın Riviyera'va gitmekte i. kon trende öldüğüne daiı bir şayia bugün Avrupanın muhtelif merkez, lerlne dolaşmıştır.
Bununla beraber. Brüksel menşeli bir Associated Press muhabirine göre. Belçikalı bir gar şefi şayialar çıktıktan bir hayli saat sonra Krs lı görmüş olduğunu beyan etmiştir
Şayianın ne sebeble çıktığı heııüı kesin olarak tesbit edilememiştir.
Stokholmdaki saray mahfilleri de endişeyi mueib herhangi bir hal mevcud olmadığı kanaatini İzhar etmişlerdir.
Mısır mücevherat ithal edecek Kahire 11 ve ihracat
Mısıra altın mücevlıaret ithaline müsaade edilmesini prensip iti barile kabul etmiştir.
Diğer tarafdan Mısır bükü metinin Süveyş kanalından geçme haklaıajıııı azamî mik -dan üzerinde değişikler yap -mak' meselesini görüşüne Bakanlar Kurulu Mısır hükümeti nin buna hakkı bulunduğu neti cesine varmıştır.
(A. A.) İthalât yüksek komitesi
Güzide Karşıyaka’nın
Ruhu için ölüm tarihine müsadif 14 Mart 94S pazar günü öğle namazını mliteakib Heybeliada camisinde okunacaktır.
Dostlan, sevenleri ve arzu buyurun dindaşlarının, teşriflerini rica ed'-rinu
Oğlu
Suat K irşi) (k3
Vapur han k( t saati; 12
f EN . SABA»
SAYFA:v
I
I
^asyonalizasuon Devlet
nrolu
I
dır ki lınsuri iktisud sahasında muhakkak surette bunun nazarı dikkate alınmam şarttır. Devletin ve ri, ri,
kommonun umumî dairele-devlet ve kommon teşebbüslc-evveliemirde prensibe imtisul
I Ekserisi mühim memleket meseleleri ile muhtelif derd ve
mü-
H — Rasyonalizasyon işinde dev-
letin vazifesi:
Devlet kuvvetli iki noktadan rasyonalizasyon meselesile meşgul olurlar. Bir noktainazardan, halkın, kendisine tevdi ettiği otoriteyi her hangi bir şekilde istimal eder. Nezaret veya velayet organı olmak itibarile her hangi bir şekilde tarifler yapar. Bu organların vazifesi, halkın refah men-baiannın inkişaf ve idaresini temin etmektir.
Diğer noktainazardan bu kuvvetler, idare bürolarında ve sanayi müesseslerinde sarfedilen sâ-In mahiyetini nazarı dikkate alarak, hizmet, teşebbüs ve istihsal şefleri gibi hareket ederler.
A — Devlet: Otorite:
Devlet saltanai âmmenin
messili ve cemiyet menfaatlerinin hâmisi, bir kelime ile, bir otorite olmak sıfatile, umumî işlerde ve bilhassa hususî sanayide rasyona iizasyon mes’elesinde esaslı bir neticeye varmak mecburiyetindedir. Bu fikri, ta’mik ve melhuz mahzur re mulıassinatı tayin ve tesbit etmek lâzımdır.
Rasyonalizasyon ile alâkadar meselelerin heyeti umumiyesinde yapılacak mufassal ve afakî bir tetkik, rasyonalizasyonun inkâr kabul etmez lüzum ve faydası ida reyi bu hususta ikna’ ve tasvibkâr bir vaziyet aldınnıya kâfidir. Bunun için efkârı umumiyeyi tenvir maksadile propaganda tertib etmek, teşkilât vücude getirmek ve aihayet bazı fennî meselelerin tetkiki için laboratuvarlar ve tecrübe İstasyonları ihdas etmek lâzımdır.
Binaenaleyh rasyonalizasyonun lüzumunu yapacağı bilvasıta ve bilâvasıta hareketlerde devlet i-zah etmelidir.
Fakat biz burada yalnız, devletin vasıtasız yaptığı hareketlerinden yani devletin rasyonalizasyon sahasındaki faal rolünden, bir ke lime ile, muhtelif âmme hizmetlerine azamî randıman verdirmek için devletin, idare metodlarını tekemmül ettirmesi teminen ittihaz ettiği tedbirlerden-bahsedece-
B — Devlet: idareci ve sanayici
I — Umumi mülâhaza:
Devlet ve kommon kendi idarelerinde ve kendi teşebbüslerinde sâin tanzimi hususunda yeni ve gayn muntazır bir takım meselelerin halline memur edilmiştir. Bunları, son rabi’ asrin değişiklik leri icabettirmiş. Ve kuvayı umu-miyenin faaliyetine yeni bir tarz ▼ermiştir.
Evvelce otoritelerin vazifeleri hükümet icra etmek idi. Halbuki otoriteler bugün idare etmektedir ler. Bunun sebebini efkârı siyasi-yedeki inkılâblarda ve yahud hükümet sistemlerinin değişmesinde değil, belki İçtimaî ve iktisadi hayattaki değişikliklerde aramalıdır. Diğer taraftan şahsî menfaatlerinin temini, gerek kendi araJarm-da ve gerek kendilerile cemiyet a-rasında, müşkülleşrniştir. Umumi nüfuz tezayüd etmekte ve köylerden şehire tehacümü lenmektedir.
Bugün cemiyetin idaresi
sayiş ve umumî muavenetin temini kâfi gelmemektedir.
Fakat bilâkis İktisadî faaliyetin tanzimi bugün için devletlerin en mühim vazifelerindendin
Binaenaleyh devlet, iktisadi hayatın faaliyetini tanzim ve rekabetle mücadele edebilmek için sâi metodlarını istimal ve tatmin etmelidir.
Şu holde devlet, rasyonalizasyo nu, idarelerinde ve teşebbüslerinde tatbikte gecikemez. Zira rasyo i nalize edilmiş bir sâi, eşyanın tet-1 kininin ist ihsalinin ve mübadelesi- iativeceği cüretkâra ne istilâ ham nin, bir kelime ile iktisadı hayatın en mühim bir âmilidir. Rasyonalizasyon her sahada iııaan faaliyetinin mutehakkim bir kanunu hükmündedir. Ve bu kanun, fikrî ve manevî hareketleri, fennî taharrileri, idare, san’at ve umumi muavenet sahasını idare etmek tir.
Rasyonalizasyon hakkında bugü ne kaılar materyalistlerin noktai-îazarı hâkim idi. Ve bu noktainazara göre rasyonalizasyon esasında malî ve bir randıman meselesi idi. Muayyen bir nisbetten, ne devletin haricî münasebeti ve ne de cemiyetin İktisadî ve İçtimaî şartlarının münasebet ve düşünülmeksizin, azamî min etmeğe bakılırdı.
Fakat, yukarıda izah
veçhile, bugün rasyonalizasyon yalnız teknik ve iktisadi saha ile mahdud ve mukayyed değildir.
Bugün rasyonalizasyonun içtimai ve ahlâkî cebhesi vardır. Bir | kelime ile İnsanî bir cebhesi var-
etmek mecburiyi tindedirler. Bu prensipe göre insanın her hareketi, insaniyetin yüksek menfaatlerini alâkadar etmeli ve birinci derecede cemiyete faydalı olmalıdır.
Maheza Solis poııll Suyreno lex mütearifesi bi lâka y duşa rt tatbik edilecek demek değildir.
Filvaki Res pupllca sadece şahıslardan mürekkeb bir cemiyettir. Muayyen bir emzideki halkın heyeti mecmuasıdır. Esasen devlet ve kommon, halkın manevî fikrî ve maddî saadetini temin i-çin ihdas edilmiştir. Cemiyet kuv vetiııin mümessili olan memıır vazifesini ifa ve rasy onalizasyona mütemayil olan hareketlerini izhar ederken, devleı umumi idaresinin kendi kendine mevcud ola-mıyacağinı, ve kendi kendine harekete geçeniiyeceğini ve nihayet kendisi için müeseia bulunmadığını hatırlamalı ve her tasarrufundan kalbi müsterih olmalıdır. Nihayet devlet umumî idaresinin şahsın ol
bir şey ol
edilecek vataııdnş-
duğu kadar, cemiyetin de menfaatlerini temin için iktisadi, manevî ve fikrî hayatiyeti terakki ettiren muğlak bir makinenin muğlak çarklarından başka madiğini hatırlamalıdır.
Binuenaleylı hizmet kendisi olmayıp bilâkia
ların mevcud olmadığını ve idarenin ve âmme hizmetlerinin teşkilât ve faaliyetinin halkın ve vatan daşın ihtiyacının tatmini için mey dana getirildiğini katiyen unutma malıdır.
İdarede ve âmme hizmetlerinde rasyonalizasyon İktisadî bir temayülü ile tezahür etmektedir. Fakat bunu, meselenin heyeti umıt-miyesi gibi değil belki bir cebhesi gibi telâkki etmelidir.
Hiç şübhesiz ki daima ve her yerde tasarruf yapmalıdır. Ve hat tâ tasarruf devlet kommonlar İçin bir ihtiyaç ve bir lüzumdur. Ve hakikaten ehemmiyetli tasarruflar da yapılabilir. Esasen harbden sonraki zamanı mamul bir hale getiren güçlükler, masarifi tenkise teveccülıkâr bir vaziyete getirmiştir. Ve bu tasarruf pek doğrudur ve pek psikolojiktir.
Şu cihetin de unutulmaması lâzımdır ki tasarruf demek bir batına aid bir masrafın diğer bir batma devri demek olmadığı gibi devlete aid ve yahud kommona a-id bir masrafın vatandaşa tahmili demek değildir.
halkın kuvvet
için a-
Günün Dedikodusu
Üçüncü Dünya Harbi yakın mı?.
Yazan: Ekrem RİZE
fBaştaraf» 1 İncide) uykularını kaçıracak kadar
ce bu tehlikeyi yakın görmekte -dirler.
idare başında (eya yüksek siyasî mevkilerde bulunanlar i se Moskovanın yaptığı hamle -ler karşısında vaziyetin veha -metinden bahseden nutuklar söylemekte, meselâ Başvekil Attle bütün Avrupada korku -nun hâkim göründüğünün, ma reşal Smuts dünyanın şimdi en vahim buhranı geçirdiğini. Da nimaıka maliye vekili vazıye -tin 1939 dakine benzediğini, mareşal Titonun Marküs hükû metini tanıdığı zaman cumhur reisi Truman da bunun vahim neticeler doğuracağını ve nihayet Çörçil üçüncü bir dünya harbi tehdidinin ufukda yük -selmekte olduğunu ilân etmek-telerken, zaman geçip de bu ye ni vaziyete alışılınca bu sefer Rusya ile barış, ümidinden, sulh den yine bahsedilmeğe başlanmaktadır.
Şu noktayı en yakın bir ihti mal olarak kabul edebiliriz ki Rusya atom ve emsali silâhlan hazırlıyıncaya kadar, bir harbe müncer olacak silâhlı tecavüzlere bizzat geçmemeğe dikkat etmek isteyecektir. Ve hattâ şimdiye kadar yaptığı teşebbüs lerde karşı taıafdan bir ültima tom almak imkânı bulunsaydı ricat etmekten bile cekinmiyece
ğini düşünmek mümkündür. ,
Çünkü Rusya vaziyetinde ye ni harbden çıkmış bir memleke tin başta atom silâhı bir üçün -cü dünya harbine hem de taarruza geçecek şokilde iki sene zarfında hazırlanması pek miim kün görülemez.
Moskovanın bugün fütursuz ca yaptığı ve daha da yapmak
rabıtaları kazanç te
ettiğimiz
leleri öyle zannedilebilir ki ancak karşı tarafın bunlan vesile ittihaz ederek bir harbe atılamj yacak kadar âoiz olduğunu her kesden daha iyi görüp bildiğinden dolayıdır.
Bu şebekledir ki yaptığı te jcavüzkâıane hareketler karşısında başkaları sinirlenerek vehaınetten ve harb tehlikesinden hahsederken Moskova Kızıl Yıldız gazetesi vasıtasile «ka ti olarak bir harb tehlikesi mev cud olmadığını* şimdiki halde, kaydile beyan etmek salâhiyetini ken dişinde görüyor. Bulgaristan Başbakanı G. Dinıitrof bile yeni bir dünva harbinin yaklaşmakta olduğunu söyliye cek kadar vaziyete hâkim ve teşebbüsün kendi ellerinde ol -duğuna inanıyor.
Amerikayı idare edenlere ge linçe: Valias da dahil olduğu halde Ruslar nerelere tecavüz ederse bir harb çıkabileceğini dünyaya açıkladılar. Bu 1939da
I
Ingiltereııin Alman tecavüzü -ne karşı çizdiği son hududa ben zemekle beraber Stalin Hitler değildir. Binaenaleyh Moskova nın Kızıl Yıldız gazetesinde i-lân ettiğini bir hakikat olarak kabul edebiliriz. Bugün için ya kında bu hatta silâhlı bir tecavüzü biz de beklemiyoruz. An -cak komünist etinin buralara u zanmasına atom ve buna benzer silâhların Rusyada hazır -landığı zaman intizar etmek lâ zımdır.
işte o zaman merak edile -cck cihet şudur ki, atom ve bu na benzer silâhların kâfi dere -cede Moskovanın elinde bulunduğu haber alındığı zaman aca ba Vaşington hükümetinin ha li ne olacaktır?
Çünkü bir yazımızda da işa ret ettiğimiz gibi 23 milyon ki lometre kare steplerden ibaret, ahalisinin dörtte üçü mahvolsa aldırış etmiyecek bir memleket ile 9,5 milyon kilometre kare fa kat kesif nüfusu ve her tarafı mamur, medenî ve kalabalık bir sanayi memleketinin semasında atom patlamasının veya mikrob harbinin ayni neticeyi vermiyeceğini tasavvur etmek güç değildir.
Malik olduğu, atom kudreti le Amerika hemen burnu kana madan ancak bugün bir harbi göze alabilecek ve bu suretle de harbsiz Rusyayı yola geti -recek bir durumda olduğu hal de buna cesaret edemiyerek ya nında tirtir titreyen Ingiltere i le birlikte Yunan çete harbinde askerleri olmadığını yeminlerle Moskovayı tekrar tekrar iknaa 'çalıştıklarına bakılırsa Rusya-nın eline atom geçtikten sonra vaziyetlerinin bundan daha ce saret verici olmasını temin e-den bir delil henüz elimizde yok tur. Bu Yunan çetelerini teşvik onlara her türlü silâhları veren kaçtıkları zaman hududları içi ne alan ve nihayet bunları m eş ru bir hükümet tanıyan Mosko vadır.
Mart bidavetinde Vaşington da Avrupa kalkınma plânının Müzakeresinde VandenbeUg bl le: «Avrupada son dakikada gö rüJen Sovyet ilerlemesinin bir çok memleketlerdeki dahilî ma nevralar neticesi» olduğunu, bun ların müdahaleyle alâkası bulunmadığını söyliyerek Sovyet leri mazur görüyor ve müdafaa ediyordu.
Ayzenhover ise Rusvaya karşı sabır '-e müsamaha tav siye ederek bir barış için ame (lî çarelerin mekteblerde tedki kini istiyordu. Maamafih yine Ayzenhover «Bugünkü vazive -tin atom silâlılarile yapılacak a nî bir taarruza meydan verebi leceğini de ilâve etmekten geri Devamı 5 tulde
ilgili
Trabzon Arşen Bucağı Jandarma karakolunda eziyet gören Demokratlar 28/11/947 gününden 13/12/947 gününe kadar köyde dul bir kadın kaçırma vakasından dolayı ifadele rl alınmak üzere Arşen bucağı ten darma karakoluna celp edilerek sırf Demokrat olmaları basebile bu cak müdürünün de mâlûmatı tah tında 15 gün tutuk bulundurulan, dipçik, sopa, falaka altında kaşı, gözü, ayağı patlatılan mezkûr bu cağa bağlı Sincan Mesahor köyün den 9 vatandaşımız bu amansız İş kenceye tabi tutuldukları müddet çe jandarma onbaşısı Şerafettin ve . Jandarma eri Ahmed tarafından pa ra ve cep saati gibi kıymetli eşya ları alımıştır-
13/12/947 günü Arşen bucağınca vaki İhbar üzerine Demokrat Parti il İdare kurulu başkanı Kemal A-tal ve arkadaşları derhal hâdise mahalline giderek yaptıkları asaslı tahkikat neticesi mahallinde tutulan tutanaklarla saatlan jandarma onbaşısı Şerafettlnln satmış oldu ğu yerlerden geri almaya muvaffak olarak Trabzon C- Savcılığına elzem tahkikat avraklle tevdi etmiş. IlgPller hakkında kanunî takibat açtırılmasına muvaffak olmuştur. Bu olayı müteakip Arşen bucağı jandarma karakolunda dipçik, sopa, falaka altında tutuk bulunan 9 vatandaş serbest bırakılmıf olup, hâdise adliye ve umumi efkârca a lâka ile takip edilmektedir. Demok rat Partinin bu yerinde âlâkası mu hltde takdir ve memnuniyetle kar şılanmıştır.
Trabzon Demokrat İl İdare Kurulu Başkam Kemal Atal W
Sırger kumpanyasından bir fikâyat
Ankara Caddesi 12 numara dükkânda terzilik yapmaktayım Yirmi sene evvel Singer kumpanya sında alnuş olduğum makinenin ip İlk çekici yani horoz tabir ettikleri ve en cahil bir adamın yerine taka bileceği baeât bir parçayı taktır mak İçin Singer kumpanyasına mü racaatımda (makineyi buraya geti rin biz takacağız) dediler. Ben de (bu kınlan parçanın fiyatı kaç ku ruştur) dediğimde (bunu size söy lemek mecburiyetinde değiliz, ma klneyi buraya getirirsiniz, biz taka nz ve fiyatım o zaman bildiririz) dediler. Ben de (kmlan horozun yan parçasını kasden mi kırmı da size getirdim) dedim ve bunun üze rine (fazla işgal etmeyin, gidin va ziyetlnlzi polise anlatın) dediler. Dedikleri gibi Eminönü Merkez na hiye müdürlüğüne müracaatımda (başkomisere alt, vaziyeti ona söy le) dediler. Dedikleri gibi Başkomi sere müıacaat ettim. Aldığım cevap (bu İşe kanşmak salâhiyetine biz sahib değiliz) oldu. Beni İstanbul müddeiumumiliğine gönderdiler. Kapıdaki polise vaziyeti izah ettiğimde bu İşi böyle şifahen anlatmak olmaz istida ile müracaat etmek lâzım kardeşim dedi. Ve oradanda ayrıldım.
Aradığım parçayı kendim takahU diğlm halde niçin kumpanyanın İş çişine ve yelip vitmek için hamına la para vereyi? Bu sam iştir?
Ankara caddesi No: 12 de
Tejzl İsmail Türkcan
I B
e. i
İM
) Bir köy öğretmeninin acı feryadı
Hakkımız varsa soruyoruz:
Öğretmen ne halde talebe ne hal de; Ihınalemi uğradık yoksa sıra mı gelmedi?
Yoksa. İlk öğretimin gerçek duru muııu maskeliyenlere siz demi ken dlnlzl kaptu-dmız Mukaddes ilk öğretim dâvası, «-.özde kahraman, hakikatte üvey evlât muamelesi gö ren biz öğretmenlerin zavallı omuz larına yükletllmekle mi gerçekleşecektir?
Bu dâva ayağını çarıktan kurtaramadığımız, valin ayak başı kabak bir lokmaya muhtaç olan bakımız çocuklarla mı, bu dâva, sınıfında akşam yiyecek ekmeğini, ağlıyan çocuğunu düşünen, geçim derdile sahtekârlık yollarına sapmağa kendisini mecbur eden, elin de dağarcık kapj, kapı ekmek, aş dilenen hattâ, ayağında çarık, elin de çapa, sırtında azık Bayındır cıvasında. amelelik yapan biz öğret-menlerlle mi tahakkuk edecektir, Artık yetsin, tahammülün de bir haddi vardır.
Al sana 30 lira: Al sana 300 lira, al sana 3000 lira bu memleketi bu şeklldeml kalkındıracağız. Ne acı
Okuyucularımıza —
Adetleri pek fazla ve ayııi «amanda (Okuyucu Diyor kî) hü- / I tunumuzun nudıdud hacmine biğmıyacak derecede uzun olup da j bizzarur sıraya tabî tutulan «kuyucu mektublanndan ancak bîr ı kısmın», aşağıya dercediyoruz, Evveke müteaddit defalar rica et- \ tiğimiz gibi, mahdut sütun banmadan buna benzer fedakârlığı ber zaman yapamıyacağımıza göre^ okuyucu mektubfannın kısa ve ( özlü yazılmış olması zaruretini tayın okuyucularımızın badema takdir edeceklerine eminiz.
ne hazin
Haddimiz olmjyarak tekrar sora yortun: Ihmalomi uğradık. Yoksa sıra mı gelmedi. Kemal Yoltaç Kaş İlçesi Ögretmenlerindeq
★ ayda bir maaş alaa köy öğretmeni
«— Biz köy enstitüsü mezunları köy ilkokul öğretmenleri» ayda 77 lira üzerinden 3 ayda bir maaş almaktayız. Bu müddet hazan 4 - 4,5 ayı da buluyor. 4274 sayılı kanuna ek çıkan kanun biai ne kadar müşkül durumda bıraktığı malûmdur.
Gene ayni vazifeyi gören, diğer öğretmen okulu mezunu ve köy okullarında öğretmenlik yapanlar her ay kesintisiz 115 lira aldıkları halde biz niye mağdur ediliyoruz. Bilhassa yiyip içme giyime bakımından öğretmeni bulunduğu muz köye örnek olmamız lâzun gelirken bilâkis onlardan daha far la sefalet içindeyiz.
Ücretlerimizi alma müddetlerinin diğer memurlar gibi aylara, indirilmesini, bizim de bareme tâbi tutulmamız için alakadarlarca nazarı dikkatini celbederim. Bu •hususta Hürriyet ve hakkm yılmaz müdafi» lcrinden yardım bek liyoruz.
Eskişehir, Osmaniye köyü baş öğretmeni Turan Sözüşen.»
★
Tarabya 51 inci ilkokul aile birliğinin mektubu
Sayın gazetenizin 3246 sayı ve 4 mart 9448 tarihli perşembe günkü nüshasının 4 üncü sa hifesinin 4 üncü sütununda: (Millî EJğitîm Müdürlüğünden yerinde bir dilek) yazısı nazan dikkatimizi celbetti. Alâkanıza teşekkür ederiz.
Tarabya 51 inci ilk okulun tam teşkilâtlı olmadığından ço cukların Kireçburnu 36 inci ök okuluna kadar karadan uzun bir mesafe katedilmek suretile yavruların zor bir durumda bu lundukları acı bir şikâyet keyfiyeti idi. Hakikaten bu çok doğ ru idi. Halbuki okulumuzda ku rulan aile birliğinin teşebbüsü neticesi olarak okulumuz 5 sınıfa kavuşmuş ve bir öğretmen ilâvesile Kireçburnu okuluna gidip gelen 4 ve 5 inci sınıf öğ rencileri Tarabya okulunda çok tan derse başlamıştır. Bu yav rular da zorluklardan kurtul -muştur. Bu işe yakın alâka gö® terenlere bu vesile ile de, teşek kür ederiz.
Tarabya 51 inci ilk okul aile birliği reisliği
★
Sümerban: tevziatından şikâyet
Siimerbank tarafından belli a« mayan zamanlarda halka nüfus cüdanlarlle tevzi edilen pamuklu ve basmaların yeniden tevzi editebi leceğini İşittik.
Kati olarak edindiğim kanaat ve bilgiye göre; İstanbul kazalarının bir kısmında bitmiş ve bir kısmında ise başlamak üzeredir. Kahıköyde ise I Martta başhyacakmış.
Eskiden Sümerbank tarafından tevziat günleri ve malların fiyatlar* beş on gün evvel gazetelerle İlân e dilir ve halkın -bir kısnuda az çok İhtiyacını teinin ederdi.
İŞmdl İse bayiler mallan alıyor, dükkânına yerleştiriyor. Kimsenin haberi yok. Haberi olanlara verilen cevap şudur: —Tevziat emri gel med'ı- Fakat emir gelinceye kadar dükkânda mal kalmıyor— bir kaç gün içinde kârlı olan mallarm hepsi nl karaborsaya sürüyorlarmış...
Bilhassa bu mallanıl irind^ halka en fazla lâzım olan kaput besi, pazen ve basmalardır. Bip metre bi le verilmiyor.
Nasıl, verllslnki 105 kuruşa verü mesl lâzım gelen kaput bezi kara borspda 160 kuruşa toptan müşteri buluyor. Basma ve pazen kera onun için hiç bir beyi verilen mal ları halka göstermiyor Satılmayan ve karaborsada eksik fiyat verüen mallan satışa çıkanyor. halkta onları almayınca bayi riyanma o mal
r
i
tevziat başlamasüe
k»;
en zengin bir kasabası açlıktan, sefaletten, pe İnleyen Erbaadan bah.
lan devrediyor. Neden ziyanına ▼ermesin diğer mallardan 20ı 30 misli kâr ediyor.
Bu ne biçim tevziat sistemidir ki «enelerdenberl tatbik edilip hiç bir netice vermediği bilindiği halde yi nede İsrar ediliyor. Bayi hiç bir kontrola tabi tutulmıyor
Kime nekadar mal verdiğine da tr kendisinden hesap ve vesaik is İten mİ yor.
Alâkadarların dlkkgt nazarlarım çekmenizi rica ederim.
Hüseyin Parkoz.
Şemsltap sokak No. 6 Kadıköy
Erbaa’lılar n-öş'(l vaı yette
Edbaalılar müşkül vaziyette, E-▼et. size bir zamanlar Yeşihrmak Havzasının Ike.n şimdi ri sanlıktan •edeceğim.
Üç şiddetli elzeleden. sonra oturu lacak bir evi kalmayan Erb a. oza man ki Tokat vali İzzeddin Çağpa nn delâletile hükümet tarafından 1 km. Cenuba kaldırılmasına karar verilmişti. Depremlerle maddi ▼e manevî bütün varlığım kavbeden halk bu karar karşısında adetâ ür permlştl. Bu ürpertlvi sezen hükû met bol yardım vaadile 119 İki «Ye nl Şehir» e taşınmağa ade^â mec bur ediyordu.
Diğer taraftan vurguncu ve hü kûmette dayısı olduğu söylenenler bu bol yardımdan ilk Prsatta kolayca ve bolca İstifade ettirilmiş, gelmeyenlere propoganda olsun dİ ye arzu ettikleri mevkilerde, arzu ettikleri genişlikle araziler verilerek Batovarl evler yaptırmış’ardır. Geride kalan hakiki felâketzedeler bu yardımın ancak kırıntılarını bir lûtûf olarak alabilmiş, buna bankadan tütünü için aldığı avans; buğdayı İçin aldığı tohum parasını eklemiş, kabını, kaçağını satmış.bin lerce lira borcun altuıa girerek an cak bir göz evceğiz yaptırabilmiştir. (Halen eski şehirdeki fakirler hariç)
Şimdi İse. Ege bölgesinde tütün satışlarının serin gitmesi borç altm da İnleyen halkı büyük bir endişe ye şevketmiş. Piyasada para suyunu çekerek yerini açlığa ve sefalete bı takmıştır. Halk, halihazırla tek ü-mit, kaynağı tütününün, Mart 13 deki fiyat süprizlerini sabırsızlıkla beklemektedir.
Diğer taraftan, Ustamemed. Ka yatgeliş. Ahretdağ. gibi dağ köyle rinde şimdiye kadar görülmemiş derecede açlık hüküm sürdüğü, köy İnlerin ot yedikleri, halkta gıdasız lıktan mütevellit albumin hastalığı mn görüldüğü inanılır ağızlar tara fundan söylenmektedir ve yine ka sabanın ileri gelen hayırseverleri bu köylülere yardım için mahalle muhtarlaı-ı vasıtasile yine aç ma hanelilerden arpa, çavdar, bulgur, aşlık, ekmek, para gibi yiyecekler toplattırmaktadır. Bir araba içinde mahallede kapı kapı dolaşan muh tann .Ey ahali!. Din kardeşleriniz açlıktan ot yiyor. Onlan bu açıklı durumdan kurtarmak için elinizden ne gelirse gönlünüzden ne koparsa verin» sözlerini İşitince gayri İhtiyarî ağladım.
Evet ağladım. Çiinkl daha 15 gün evvel İstanbulıın gözler kamaştıran vitrinlerini seyretmiş, Beyoğlu ka lontorlarımn bir gecede zevkleri i-çin harcadığı yüz liralıkları görmüş tüm.
Tekel Bakam ve Tokat milletve killeri alâka bekliyoruz.
M. Sabahaddin Kaçar Hayvan Sağlık Memurları Okulu Son Sınıf Selimiye — İstanbul
★
Karabük .G‘irik a'.arı sinema sa onundaki oyun.
hakkında
1- Şubat 1948 perşembe akşamı yeni .şealrdcki ınüesseseye ait siııa ma salonunda gene müessese tara finden oynattırılan ve çarşıda büyük yazılarla herkes girebilir, duhu Uyu serbesttir diye İlân edilen tiyatro esnasında
sahneye çıkması İçin halkın el şakırtısı ve ıslıkla önde bulunan, m avini B Selintin sinirlenerek halka
döndü: Arkadaşlar aşağıdaki koııg, remizdede bahsettiğlnrJz üzere sina manm sükûtunu aşağjdangelen kim sel er selp ediyor alkış var fakat ıs Iık yoktur Serbest gece yaptıysak hata rru ettik. Bizim İşçilerimiz c'«a hl yapmıyorlar dedi. Bunun üzerine biz aşağıdan gelen İC kadar arka da? derhal tiyatroyı terkettik. Şimdi B. Solmandan soruyoruz:
1 — 125 kuruş vermek suretile girdiğimiz salonu acaba bay Sel-man. bile dershane Ve müşterileri de bir talebe mi zannetti. Yoksa salonda polis varken kendisini bir emniyet amiri olarak mı gördü
2 — Bay Seln-.an aşağıdan gelen kimseler diye hitap etti ve bunla-nn sükûtu ihlâl ettiğini söyledi A' caba Karahukte yukarda oturanlar la aşağıda oturanlar arasında bir seviye noksanlığı mı ve yahut mil llyet değişikliği mİ var ki kongra de, tiyatroda sınamada, toplant da aşağ.daki insanlardan bansa diyorlar.
3— Milletin malı olan salonu B. Belman kendisinin bir malikanesi mi zannetti?
4 — Salonda artîslerl alkışlamak ve ıslık çalma* acaba Karabüke ge-leıı bütün artisieri fabrikanın 30 kişilik hususi arabasile istasyondan alıp müessesenln. misafir hanesin de aylarca meecanen oturtmaktan başka her akşam sahneye hususi a robalarla götürüp getirmek ve sa atlerce slnama kapısında arabayı bekletmek ve paydosden sonra hn susi salonlarda Kendilerine mahsus ayrıca bir seans hazırlamaktan da ha mı fenadır?
B. Selman bunları inkâra halkar sa veyahut tekzib edecek olursa doğrudan doğruya inkâr ediyor dr inektir.
Gene hakikâti kendi ağzından ik rarım bekliyoruz. İbrahim Sesver İnönü Caddesinde Terzi Karabük Burhaneddin Gündoğan Süslen Glvimevi Karabük Sefilleri turfgr'nız
Hamlyetptrver Türk zenginleri. namuekârane bir şemlde, kimsenin hakkım çalmadan, kimseyi istismar etmeden kazandığınız servetle ri Tanrının rahmetine kavuşurken hayır İşlerine vakfettiğinizi gazete lerde okuyoruz- Adını duymadığımız bir çok zenginlerimizin* sağl’kı.. Tında bütün servetlerini hayr. ta sarf ettiklerine de eminiz. Ca.ttl, çeşme, mekteb. hastahane ya.pt r-mak millete ve memlekete karşı u nutulmaz hizmetler ifa etmektir. Bunlar kadar himmetinize muh‘ -c mir mesele daha var: Meşru bir j kilde çalışmaktan kaçman, yersiz yourdsuz^ serseri kurtarmak. Sadece Istanbulda 3û bi.ı serserinin bu lunduğu malumdun zdur Bu r k kama memleketim1:-' n her tnrr . ı daki sefilleri de katarsanız M' v "J dun 100 bine varacağına her halde
W şüphe etmezsiniz.
Dünamn şu kanşık halinde aıie hayatını, cemiyet, hayatını kıymak, anarşiye sürüklemek için her türlü fenalığ: istimalden çeklnmiven. mil letee mücadele ettiğimiz eneri! har cadığtruz kimse’ertn fa.vdalana.bile ceğinl takdir buvurursunuz- Komi nizm mikrobu her*halde APah s(=v gisi. vatan ve millet, aşkı- alte mu habbeti silinmiş bir serseri ruh a dan daha müsait zemin buluıu’. o serseri M dü«tü(iü h’Sks.zhk V . yasından İyi. doğar, iri” 1 mvhvi i x- ,ıklar altına : v.ııı bash basma bh ,iı işlediği ^rc‘?n ö’ii e at:p çıkarmak n(- e
des n~
kanun- hk?e s.
mikrop! ^.r* On
rü hap’? ’ . • : .ı
yarar"
İşte L” îuhıert
kendi .. imi? dı
rl ima niaştır
ze ka’ny ur Bu
• •
artlsleriıı tekrar
yaptığı arzuya en liessese müdür mu
hamivet şahinleri i rettlğlmiz bu gi m ak sizin himmetini i ) için hasta haneler açıp binlere» ef illi. esrar alkol, oh lâk h demezsiniz Çû lkü buna milletçe dahi gücümüz yetmez- Fakat onla ri pekâlâ teeı ₺ edilmiş geniş bir arazi parçası üzerinde sıkı bir disiplin ûlt.ımn zohlrli, alk.'Hü içki lerden vaa tıerirtip. birer istihsal I şi öârelt'F'n). maddeten ve manen ettiktim sonra cemiyete ia de edtbü'ısm z- Disiplinli ve sıhhi bir hayat, numtazam çalışma hic değilse ytızdr 70 ini mazbut birer vatandaş haline getirecektir.
Bunlun yupmukln milletin bu gü nüjrii ve yarinim kurtaracağınıza e nıiıı olunuz. Memleletimlz baştan başa çalışa ı, kazanan, vatandaş hak ve hiiıriyetine kıymet veren, a llesine, milletine karşı vazifelerini I fa etmekten ıaz duyan yurtddnşlo rm vatanı olacak. Eminiz ki bu ka dav büyük ve hayırlı bir ctâvavı c muzlamak istemiyecek hakikî bir Türz Lunghıl yoktur.Naiıiı Tanyeri
aştanım t’ker teker tedavi e
takviye
‘M!
• •
f
/
MART 1948
YENİ 3 A B İH
SAYFA: 5
4
| İslâm Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
Islâmda mezheNer w fırkalar asıl doiu ?
I tslâyn Tarihinin En Meraklı Bahisleri |
Islâmda mezhebler ve
M
T
A
İmamet mevzuu hakkındaki tahkikatımızın devamı ve şia usulleri 75 - - ---------
Yazanı J». KAIF OGA»
■■■■■■
îbni Haldûn; bunu « Din ve dün ya işlerinde şeriat usullerine mutabık ve muvafık idaredir. Şeriat kaideleri; ümmetin siyasetini tedvirde, sahibi şeıâat makamına kaim olmakla mülk ve devletin bu türlüsüne hilâfet adı verildi, diyor ki. hakikat de bundan ibarettir. Adına ister halife, ister sultan ve padişah denilsin.
Ehli sünnet: Resulü Eklemden sonra Müslümanların din ve dünya işlerini ve muamelelerini yürütmek üzere halife nasbi; ümmet üzerine (vacib) dir ve bu (vü cub); içma’ ile sabittir, fikrindedirler. îslâmın en büyük (Fikir fırkası) Mutezile ile Şl’a ve Mürcie de bu fikirdedirler. Amma, (vtt-cudcub) un keyfiyetinde ihtilâfa düşerler. Mutezile; bu işteki (\ ü-cub) un (Şer) yolile değil (Akıl) İK- saoıt oıdüğunn ileri sürerler, imam nasbi (1) hakkında şer i deliller ve işaretler dahi bulunma sa, ümmetin işlerini ve siyasetini tanzim ve idare için bir devlet re-isminin tâyinini (Akıl) başlı başı na idrâk ve istilzam eyler, derler.
Sahabe ve tâbiinin imanı nasbındaki icmalarını da akılla rının şevkine tâbi tutup şer’i bir delil ve işarete istinad ettirilmesine lüzum görmezler, dahilde intizam ve asayişi harice karşı nüfuz ve istiklâli koru -
■ «BBS lC«Rlltllia)BKBOB
n fikirler ortaya atmışlar ve iktizasında şartların hepsinden kurtulmak!!) yolunu da bulup göstermişlerdir.
İslâm ilim âleminin değerli kitablarından (Mevakıf) da (Hi lâfet ve imamet) şu biçimde a çıklatılıyor:
(Cumhur-i ehl-i sünnetçe, i mamete ehil olan kimsenin İs -lâm inançlarını koruyabilmek için dinin usul ve fürûunda müctehid,
ve biirhanlar koyarak kendi ba şına fetva vermeğe — Memleket işlerini te fikir ve tecrübesi, liyakati yeterli. —
hududlarını İslâm gayesini koruyabilecek derecede cessur ve pek yürekli bulunması şart ol dıığu gibi, şahsî ihtirasları ve dilekleri i-
çin müslümanlarm mal ve servetine göz dikmekden, devlet
(Devamı var)
Ortaya hüccetler
muktedir, yürütmek iktidar ve Memleket
Göriinüşde âdil.
(1) LûfTAlro; kentlisi uyulmağa ehil olan (Vyulabilme vnsrfhırı re reıleri mevrııd bnhııınn) her imanı denir.
Cumhur ıniHekellimîne jröre,
met dahi hilâfet nıisillû umuma riyaseti ir.
ktıd-
kişiye
iın
kZXZK
iktiza eylediğini akıl idrak ey ler, divorlar ki bugünün Hukuku Esasiye nazariyelerine de uygundur. Ehli sünnet ise; I bu lüzum ve viicubun akil ile değil de, şar’ ile sabit bulundu-' ğunu iddia ederler. Burada, mu tezile ile ehli hak arasında e-hemmivetli bir tartışmaya se -beb olup (Usulü Fıkıh) kitablarında tafsil edilen fhüsn» ve (Kübh) telâkkisi işe kanşıvor. Ehli sünnet; (insanların fiille rinin yahud çirkin sayılması şer’in bildirilmesi iledir akıl ile değildir. Sari’iıı güzel ve yarar olarak bildirip emreylediği güzeldir. Kötü saydığı ve yara -mazlığmı bildirip nehy ettiği çirkindir. Yoksa akıl kendiliğin den idrak ve tayin eyliyemez) diyorlar.
Mutezile ise: (Kulların işleri ve işledikleri zatında ya iyi ve güzel, yahud kötü ve çirkin dir. Bunu akıl ayırd eyler. Böy le olduklarından dolayıdır ki. Tanrı iyi ve güzeli i\'i ve giizel olduğundan emir, kötü ve çrr -kmi de kötü ve erkinliğinden ötürü nehy eylemiştir.) diyorlar da. böyle olunca- imam adi le bir zatın müslümaıılaıın din ve diinva işlevini çevirmekle ö tievlendirilerek riva- et maka -mT’ eecirilmesinin akil ile va cih o’duğu hükmüın- vanvor -lav Su halde, iki taraf da. varın olunda birlesivor, vücubun şer'i vahud akliliğinde nazarî bir
• tartışmada bulunuyorlar. Bu -na mukabil, havarimin bir takımı ile mutezileden bazıları ise: imam nasbinin seı’an da, aklen dr vacib olmadığını ileri süı-ü - i yorlar: (îslâmlar: adalet ve a samsi temin, dm işlerini yürüt tülme bir başkan seçmekten müstağni kalabilirler. Hattâ, her şahıs İslâm olmak bakımın dan ihtirasatından uzak kala -rak insanlannn haklarına say -gı göstermek ve öz vazifelerine dikkate mecbur bulunmak iti -barile kendi başlarına başkan -sız yaşamalan doğrudur. Basa biı adam geçirilerek onun zulüm ve ifsad ile muamelesine durup dururken yol açmak se-r’an ve aklen vacib değildir. Ancak bir reisin varlığına ihti yac ve zaruret görülürse o za -man intihab ve tayini mümkün olabilir.) fikrinde bulunuyor -lar. 1
İmamın kaç tane olabilece -ğinde de ayrılıklar olmuştur. Âlim ve mücdehidlerden bir kısmı; imam tek olmalı, bir ta kırnı ise İslâm memleketlerinin aralan uzak ve bir merkezden idare ve müdafaası güç olursa avrı imamlar nasbi da caiz olabilir demişlerse de çoğunluğu; halifelerin taaddüdünü tecviz e vl © m em i şlerd i r.
Bir kısımları da, iki imama biat olunursa bunların eskiliği, ne yahud kendilerine uyanla -rın ,c°Wuğıına göre birinin da-uğuna htjkmcdilib ! t Icıek ortadan
Yüce Divan.n dünkü
oturumu
rBn*türafı ] inekleri
17 şubat 945 ta "hinde mürakabc heyeti reisi
ha lâyik 0]fj
diğerinin- öldürti _____________
ka’dmılrnaKinın lüzumunu be yan
etmûter, imamet için türlü şartlar koş»rak her biri üzerin de münakasâiar yapmışlar, ay
vererek Tekel Kemal Süleyman Vanerin or -man idaresine gelerek tomruk alacaklarını şifahen bildirmefii üzerine işletmelerden fiat iste diğinı, cevabla-m ancak 25 giin de tam «imlana: ak bîr fiat t.esbi ti muınkün oHu-gun-u, hiç bir müteahhidin kendisine, fiat i-çin nıinacaat etmediğini söv -lemişt.iF
Nazım Batur miıt( ahhıd Hüs nü Ulusla normalin üstünde lâ übali münasebetler tesis ede -rek memurlar arasında Hüsnü Ulus lehinde cereyan uyandı»- -ma-k ve kacak tomruk nakline sebebiyet vermek hakkında va pılan isnadları reddederek IIüs ııii Ulus’a katiyen laubali olma dığmı. yapılan kaçakçılıkları önlemek içfn azamî tedbir aldı ğmı. fakat buna rağmen bazı kaçak ağaçların kesilmiş olduğunu bildirmiştir. Bundan son ra sanığa savcı tarafından bazı sualler sorulduktan sonra sa nık bunlardan bir kısmına düşündükten sonra cevab vereceğini bildirmiş ve Tekel Bakanlı ğı teri kik murakabe heyeti üye Jerindeıı Fikri Fescioğlunun sor gusıma geçilmiştir.
Fikri Fescioğluna isııad edi len birinci suç 915 yılı tomruk ekisltnıesini Hüsnü Ulus lehinde neticelendirmek için eski Ba kanın arzusunu sonuna kadar desteklemek ve kuvveden fii -le çıkarmaktı. Fescioğlu böyle bir şeyin olmadığım, Hüsnü U-lusıı eskiden cok az tanımış olduğunu ve eski Bakanın da ken dİ3İne bu hususdn lıic bir imada ^bulunmadığını söylemiştir.
Fescioğluna isnad edilen f -kinci suç da aynı isde en aşağı teklif vananın Hiisnii Ulus ol madiğim-bildiği halde ihalevi o nun uhdesine icrada İsrar et -mekti. Sanık bu hususda en a sağı teklifin Hüsnü Ulusun tek lifi olduğunu söyledi.
Sanığa isnacl c-dilen üçiineii suç da Hüsnü Ulus lehine mukavele projesinde tadilât yap -maktı. Fescioğlu mukavelede yapılan tadilâtın Ulus lehinde değil bilâkis aleyhinde olduğu-1 nu iddia ile bunu isbata çalıştı. Fakat Başkan bu hususda, evvelâ beriki mukaveleyi daha iyi tedkik etmesi tavsiyesinde bulundu. Fescioğluna son ola -rak isnad olunan suç da Hüsnü Ulus mukavelesinin akdinden evvel yapılan tomkal şirketin -den Ferruhun teklifini Bakanlı ğın seri usulleri hilâfına kas -den geç tebliğ etmekti. Sanık meşeleri Bakımın da evvele©1 izah ettiği gibi geciktirilmemiş olduğunu, sadece yapılan ınüra-racaatın mesaî haricinde olma dığını söylemiştir.
Divan öğleden 4 I
marnış yarın sabah toplanmak üzere oturuma son verilmiştir.
D. P» Meclis Grupu-nun protestosu fBaştarafı 1 incide) retile halledilmişken bir kısım Genel Kurul üyelerinin hakikat lere aykırı ve parti«tesanüdünü bozucu beyan ve işaelerde bu -lunmaları teessürle karşılan -mıştır.
3 — Merkez Haysiyet Divanınca haklarında Partiden çıka rılma kararı verilmiş bulunan milletvekillerinden bazılarının fikir münakaşasından başka program veya tüzüğe aykırı ne gibi hareketleri olduğu açıklan nıaksızın sadece Partiden çıka rılmış olduklarına dair Parti Başkanlığından gelen tezkere tatmin edici mahiyette görül -mem iştir.
4 — Tasfiye maksadile alın dığı söylenen bu gibi kararlar Demokratik zihniyete uygun ol madıktan başka millî emanet o lan teşrii ve murakabe vazief-siııi güçleştirici bulunmuştur.
5 — Milletvekillerinin Grup daki ifade ve beyanlarından do layı doğrudan doğruya Genel Kurulca Merkez Haysiyet Divanına sevkedilerek Partiden çı -darılmaları) cihetine gidilmesinin tüzük hükünilerijje aykırı o lacağı neticesine varılmıştır.
6 — Demokrat Partinin mil leti şeref yanında temsil sıfatını haiz bulunan milletvekillerin den müteşekkil Meclis Grupu -nun demokrasi uğrunda vo va tanın hayrına olan tedbirleri a-ramak yolundaki çalışmaları -nin her ne bahasına olursa olsun devanı etmek azim ve kara rmda olduğu bu münasebetle bir kere daha açıklanmıştır.
Bugünkü Gruü toplantısına 27 milletvekili iştirak etmiş bıı lunmaktadır.
HAYSİYET DİVANINA VERİLMEK ÜZERE OLANLAR Ankara. 11 (Hususi) — Demokrat Parti’Genel İdare Kurulu bugün de öğleden evvel ve öğleden sonra olmak üzere iki uzun toplantı yapmıştır. Kurul bu toplantılarında daha baz.) milletvekillerinin durum lalım inceliverek kendilerini dinle mistir Kurulda durumları İncelenen milletvekillerinin isimleri açık-lannıamakta ise de bunların Afyon milletvekili Hazim Bozca. Çanakkale milletvekili Ali Rıza Kirscver oldukları ve genel kurulun bu iki • milletvekilini de haysiyet divanına verdiği söylenmektedir.
Diğer taraftan, haysiyet divanına tevdi edildikleri bazı yazetelerde yazılmış olan Edirne milletvekili Fethi Erlmçağ ve Kütahya milletvekili Hakkı Gedik hakkındaki bu haberlerin aslı yoktur.
SADIK ALDOĞAN NE DİYOR?
Anara. 11 (Hususî) — Bugün ken dişile gbrüştüğüm General Sadık Aldoğan ihraç karan kakkmda şun lan söylemiştir:
( «— Genel idare kurulundaki ku-
ruculuk sevdasına düşmüş olan bir kaç kişinin emrinde bulunan sözüm I ona haysiyet divanının verdiği- karar hukuki bir kıymeti haiz değil-, dir. Tamamen karakuşi (sözüm o-na) bir hükümdür.
Nazarımda bunun bir paçavra, radan farkı yoktur. Aldoğam hay-radan fark] yoktur. Lldoğanı haysiyet divanı üyesi olarak Demokrat Partinin büyük kongresi seçmiştir Ancak büyük kongrenin karaıile Demokrat Partiden çıkarılabilir. Demokrat Parti, Celâl Bayar ve şeriklerinin çiftlikleri değildir. Kendilerinin emrinde bulunan birkaç ! uşak ruhlu insanla Aldoğan hakkın I da karar vermek küstahlığında hi bulunamazlar.»
Kenan Öner ned iyor?
Gece yarısı evende telefonla rüştiiğümilz Kenan öner, son ziyet hakkında şunları söylemiştir:
«— Fuad Hulûsi ve Ahrned Tali takılıç, genel kurulca lıoşe gitmi-yen ve diğer şahsiyet sahihleri gibi partiden uzaklaştırılmak istenilen insanlardır. Bıı itibarla, bu iki şalısın intihab edilmiş olması, Celâl Bayar vc Fuad Köprülü için alenî bir husumetin ilânıdır.
Sayın kurucuların işi kapatmak istedikçe meselenin daha faz la dekolte hale geldiği bir tir.
Bence, D. P. bugünkü ve halile bile, şimdiden hak kazanmıştır.
i
da-
gö-
va-
bedahat
zihniyet faciaya
sonra toplan-
Felâket sahasın a
(Baştarafı 1 incide) buldum yağmurlar vaktinde yağmış ve geçen son baharda dağıtılan bütün tohumlar ekil -miş ve iyi neşvü nema bulmuş tur. Bir sürpriz olmadığı tak -dirde bu yılın iyi bir mahsul yi h olacağını zannediyorum. Û-mumî olarak memlekette eki -len kışlık hububat geçen yıla nazaran fazladır. Ormanlarımı zın durumuna da temas eden Bakan orman ve toprak kanun farında da gerekli değişiklikle rln yapılmış olduğunu bildir -mistir.
4 — Milletler kahraman.
1 Yurdumuz blnblp güzelliğin vatanıdır. Bu güzelliklerin brınmda çocuklarımız gelir.
Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Merkezi
Dışişleri Bakam Londraya hareket etti flîaştarafı 1 incide) feransa bütün devletlerin Dışişleri Bakanlarının gitmesi Avrupanın bıtglinkü durumunda Amerikan yardımının ne derece mübrem vc müstacel bir mesele olduğunu ayrıca isbat etmektedir. Bu konferansın başlıca gayelerinden biri Avrupa kalkınma plânının süresi olan dört sene çalışmak üzere on altı devlet arasında müşterek bir teşkilât kurmak ve on altı devletin münasib bir zamanda imza e-docckleri çok taraflı bir işbirliği anlaşması hazırlamaktadır. Bu mü nusebetle Londradan geçerek müttefik devletin mümtaz şahsiyeti Mister Beviıı ile yarın görüşmek fırsatını bulacağımdan dolayı bah tiyarım. Diğer taraftan Pariste rastlayıp temas edeceğim diğer dost devletlerin Dışişleri Bakanları ile de konuşmak fırsatını bulacağım.»
Bu sabahki gazetelerden birinde çıkan Rusya - Türkiye arasındaki muhtemel ittifaka aid Paris-ton verilen haberi görmedim. Bu hususta henüz, söylenecek müsbet veya menfi bir şey de yoktur.
Avrupada bulunan arkadaşlarımızın bir kaç güne kadar memleketimize getirilmesine başlanacaktır.
Yeni Rus büyük elçisi Laurişe-fin diin gelmeyişini dedikodulu se beblere atfetmek doğru değildir. Ne gün geleceği henüz katiyet kesbetmem iştir.»
Necmeddiıı Sadak bir gazetecinin «Avrupada cereyan eden karışık hâdiseler, sulbe mi yoksa bir harbe mi yakınlaştığımıza alâmettir sualine şu cevabı vermiştir:
«— Günden güne Sulhden uzak laştığımız söylenebilir»
Necmeddin Sadak’ın başkanlığındaki heyetimiz bugünkü tayyare ile Londraya hareket edecektir. Heyet, büyük elçi Numan Mc-nemencioğlu, Burhan Zihni Sanus, istatistik umum müdürü Şefik Bilkar, hazine umum müdür muavini Nahit Alpar, Tarım Bakanlığı müsteşar muavini Necati, E-reğli işletmesi mühendislerinden Cemal Sait vc murakabe heyeti genel sekreteri Mekin Onarman dan mürekkebdir.
Sadak Londrada
Londra: 11 (A.A.) -- Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak bu akşam Londraya gelmiştir.
16 1ar konferansında Tütk murahhas heyetine başkanlık etmek üzere Parise gitmekte olan Türkiye Dışişleri Bakanı Londrada 48 saat kalacaktır. Yarın sabah Ingiliz Dışişleri Bakanlığında Devinle görüşecektir.
1
Truman sulhten | ümidini kesiyor
----o----
Vaşington 11, fA, A.)
Baş kan Truman buçiin kendisine sualler soran gazetecilere ceva ben barışa olan iLimadınaı biraz sarsılmış bulunduğunu, fa kat bütün dünyanın harab elması tehlikesini bertaraf etmek elzem olduğun lan barışın korunabileceğine' iııardığını söylemiştir.
Başkan Truman sözlerine de vamia şöyle demiştir:
«Komünizmi durdurmak ga yesini gütmekte olan Truma-a dokla )ni Amerikan dış siyasetinin en önemli kısmı olarak kal nııya devam etmektedir. Bu doktrin Avrupanın kalkınması programı için bir başlanğıctır.7
Bir Rus askerî heyeti Macaristana gidiyor
-----z)----
Londra H (A. A.) va radyosunun bildirdiğine gö-1 re, mareşal Voroşilofun başkan lığı altında bir Rus heyeti, Ma car ihtilâlinin yüzüncü senei devriyesincle bulunmak üzere Budapeşteye gelmektedir.
Suna Ke:h
12 yaşındaki I e nan virtüözü
Bilmem ki bu ismi hiç duydunuz mu? Bu yavruyu bu hafta pazartesi günü 21.20 de Ferld Anlar idaresindeki radyo konserinde solist o-larak dinledim. (Viyoti) nin 22 nel laminör keman konsertosıınu mükemmel olarak çalan 12 yaşındaki bu kızcağızın birkaç yıl evvel Ankara Halkevlnde verdiği bir konserde de savın Reisicumhurumuzun iltifatına mazhar olduğunu duymuştum.
Bn küçücük keman virtüözünün bir tesadüf eseri olarak dlnllyebil-diğim bu seferki konserinin pek karanlık bir şekilde kalması ve daha evvelden radyo ve gazetelerle ilân edilmemesi müzik sevenler i-çiıı cidden büyük bir kayıp olmuştur.
Milyonlarda bir bile yetişmesine imkân bulunniıyan bu gibi dehâların elinden tutmak ve desteklemek kadirşinaslığının esirgenmemek! alâkalılardan dilerken sanat sahasında da Türkün neler yetiştirmeye muktedir olduğunu hem kendh mize vc hem de yabancılara tanıtsak ne olur...
Sanata ve sanatkâra kıymet ver-' mek zaten Türklüğün hasletlerinden biri değil midir?..
işte Ayladan, İdilden de hiç geı) kaimi' • ak küçük ve hassas bir sanatkâr daha, Suna Kan
Nafiz Güz
Mosko
• • •
Üçüncü Dünya harbi yakın mİ ?
(Baştarafı 4 üncüde) kalmıyordu. Bu vaziyet Por -harpur baskinini lıatırladıöı i-çindir.
Bazdan ihtimal bu gibi söz ve beyanatın tesirde Türkiye -ye vuku bulacak bir taarruzun bir vakitler Polonya, sonraları mareşal Çan- Şeke yapüdığı gi bi sen dayan biz de sana yar -dım ederiz diyerek Aglo - Sak sonların seyirci kalacaklannı ve yalnız malzeme ve gönüllü göndermekle iktifa edecekleri fikrinde bulunuyorlar. Bu ihti mal mümkündür.
Bu sebeble de yine bazıları Tiirkiyeııin bitaraf kalmama -sından şikâyet ediyorlar. Bu -gün için Tiirkiyenin bitaraflı -ğmı ilân etmesi, ancak Rusya taleblerini geri alacak olursa belki mütalâa edilir. Şüphesiz Türkiye vaziyetinde olan mem lekotler için bitaraflık bir kuv vetire. Mütecaviz karşı tarafın malı olmasın diye ona tecavüz etmekten sakınabilir ve onu Hit ler gibi galib geîhiği zabana bı i akabilir.
'k
Tarih gösteriyor ki hazan devletlerin yaptığı muazam ha tâları kahve köşelerinde konuşanlar bile yapmaz. Amerika bugün Rusvanın bu tecavüzleri karşısında Marshall plânı ve ı 1 ✓ 1 T ««1 V. • - —. _ ı î ı
içlerinde Lüksemburg da dahil 16 memlekete yardım gibi u -zak âtiler için projeler yapmak la meşguldür.
Doğu Bloku adile tercüme e dilen bu teşebbüs karşısında Moskova hükümeti korkarak, şarkda Korenin cçnubunda el-çabukluğu ile ilân ediverdiği ko münist cumhuriyetinden ki bu ravı Amerikalılar Japonlardan kuıratrmıstı, Avrunada Finlân diva ve Triveste demir perdesin Çekoslovakya Macaristan Yu -den, Polonva, Baltık devletleri goslavya. Rumanva. Bulgaris -tan ve nihavet Yunanistanda te sis ettiği komünist hükümetinden sarfı nazar edecek Alman-ve Avusturvada işgal et -tiği verleden çekilecektir.
Amerikanın bu hazırlıklarına bakınca insan kendisini, a -tom devrinde değil de birinci d’inva harbi arefesinde zanneder. Butriin artk eski bir tarih şeklini alan ikinci dünya harbin ‘
ı
I
de bile Japonyanın 7 milyonlun ordusunu harbe girmeden tes -lim ettiren o günkü 2 tane a -fom bombası oldu.
Hitleri mağlûb eden ise ~u 16 devletin birleşmesi değildi* * bundan sonraki üçüncü dünys harbine gelince onun nasl başla yıp nasıl biteceğini 16 devlet de» ğil, 32 devletin bir sürüden iba ret kalacağını tasavvur edebili riz.
Bu takdirde. Rusvanın içine aldığı alman sanayii ve âlimlerde atom ve emsali silâhlan i mal edemiyeceğine dair sanki e linde bir sened varmış gibi A-merikanın bugün ne vahi şey -lerle zaman kaybettiğine hay -retle bakıyoruz.
ir
Netice olarak bugün için bir harbin çok yakın olmaması ta-biatile dünya sulhu bakımından bir maksad temin etmez. Ve bu general Dö Goliin vukua gelece ğiııi kati olarak söylediği üçün cü dünya harbinin olmıyacağı demek değildir. Bu harbin önün ne geçecek bir hâdise aramakta mutlaka İsrar edilirse, bu ev velâ Amerikanın bugün bir har be karar vermesi, bu olmadığı takdirde, bunu ancak bir gün Staliııin yerine geçecek yeni şe fin zamanından bekliyebilii’iz.Le nin öldükten sonra Stalin. bir jffahfli mücadelevi ıbaşarmağa. | mecbur oldu. Stalinden sonra onun yerine geçecek zat da ay ııi şeyi yapmak zorunda kalacaktır. Şu fark ile ki Stalin çar lık Rusyası zamanından kalma prestij ve şahsî kahiliyetile ekseriyeti kendi tarafına çekebildi. Fakat bugün hep Stalinin yarattığı ve birbirini müsavi gören bendeler arasmda bu tip prestisli bir şefin bulunması müşküldür. Bu sebebi© de çıka cak dahilî mücadelede demir perdenin öte tarafın)n büsbü -tim başka bir şekil alması ümid edilebilir. Bu şeflik ile idare e-cülen memleketlere ereec mu -kadder öfarr âldbettir Bu suret le ijoiinrü dUnva harbi tehlikesi belki kalkabilir.
Bunlardan başka üçüncü bir şaıe de bugün Anglo - Sakson-ların bulduğu çaredir. O da Moskovanııı ileride yapacakla-raan ses çıkarmamaktır.
4
(Tîaştarafı 1 incide)
Anayasamızda ■ Hakimij-et kayıtsız şartsız milletindir diye yazılıdır ve bu hâkimi.veti Millet Meclisi kullanır, ve bu hâkimiyetin fiilen tahakkukunun en bâıiz nişanesi ise - Meclisin hükümeti her vakit denetlemesi ve düşünme si keyfiyetidir-
«... Meclis hükümeti her vakit denetliyebilir ve düşürebilir, A-nayasa madde - 7
Görülüyor ki, milletin hâkimiyet hakkının fiilen tecelli etmesi ancak meclisin bu hakkı kullanabilmesi ile mümkündür. Bu halin hit- vukubulmadığı bir memlekette Demokrasiden bahsedilemez hükümetin hâkimiyeti temin kavgusu altında konuşulup görüşülmesi millet hâkimiyeti ile bağdaşamaz.
Cumhuriyetin ilânından bu güne kadar memleketimizde, Allah rızası için olsun, bir kerecilc hükümetin Meclis tarafından sorguya çekilerek düşürülmüş olduğu görülmüş müdür? Nasıl görülebilir ki, hiç Milli Şefin tâyin buyurduğu hükümet düşürülür mü? Bu hal efendimiz hazretlerine karşı işlenmiş en büyük günah olmaz mı? Sonra gelecek seçimde bizi milletvekili değil; devlet memuriyetinde bile kullanmazlar!
Bu tek misal çorlu dilme", şekilde gösteriyor ki, bizde diktatörlük ruh ve zihniyet bakımından bütün nüfuz ve kuvvetile işleyip durmaktadır! Bunun sayısız misallerinden Meclis içinde vukua gelmiş bir siyasi hâdiseyi göstereceğim :
Geçen sene, Receb Poker, kabinesinden boş altı Bakanı, Musoli-nivari, kabinesinden kulağından tutarak atmıştı ve bunu da kendi Meclis Grupuna danışarak yapmıştı. Halk Partisinin Meclis Gru-pıı içinde yapılan işlerin Anayasaya ayları olup olmaması bizi ilgilendirmez.
Fakat bu hakanların istifa ettiklerini ve yerlerine başkalarının tâyin edildiğini Meclise bildiren Cumhurbaşkanlığı tezkeresi okun-zaman, ©erek Halk Partisi gerekse Demokrat Parti safla-
• •
duğu r
vc
rında görülen ölü bir sükûneti neye hamledebiliriz? Halk Partiâi
durur? Nerede kaldı hiikö denetlemesi ve düşürülmı-
Demokrat Parti için Receb
davet e-başlıya-göstere-mailen
için bu sükût mazur görülebilirse de muhalefet partisinin bu hal kar şısındaki sükûtuna ne demelidir?
Bakanlar Kurulundan dört beş vekil istifa ederler bunların istifaları sebebi de açıklanmazsa Millet Meclisi bu karşısında nasıl lâl ve ebkem metin si.
işte
Pckerin1 bu Anayasaya karşı Mu-solinivâri hareketi tam bir fırsat teşkil ediyordu. Demokrat Parti hemen hükümeti istizaha decek; ve siyasî hücuma rak m ıı ha le fet va zif esin i cek; iiilen olmazsa bile,
Anayasa hükmünü tecelli ettirecekti.
Bu tezkere okunur okunmaz he men Köprülünün nazarı dikkatini çektim ve istizahta bulunmamızı söyledim. Bana cevabın: Recvb Poker kabinesinin ömrünün bitmek üzere olduğunu ve bu iş üzerinde durmanın zahmete değmediğini söyledi! Sanki bizim dâvamız Receb Pokerin çekilmesi imi.j gibi.
Görülüyor ki, arkadaşımız Demokrat Partinin dâvasını kavnyn marnış ve Meclisteki mücadele lar zımızm muayyen bir maksada! (Halk Partisi hükümetlerini düşür mek) göre yapılması lâzım geldiğini takdir edememiştir. Millet ı Meclisinde kararlı ve plânlı biri mücadeleyi göze alamıyanlar başka bir yoldan muhalefeti yürütmek sevdasına düşmüşlerdir. Bu yol da. Hürriyet Misakındaki şevleri Devlet Baştanının nüfuzundan faydalanarak elde etmek poli likası!
Bu politikanın no kadar çocukça bir anlayışın işareti olduğunda şüblıe yoktur. ( Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir esasını unu tarak bir şahsın lütuf ve tavassutu ile bir takım yoluna sapmak nin dâvası ile nasıl b
• •
işler yaptırmak Demokrat Parti-ığdaşabilir? işte muhalefetin siyasetini diıa-ettikk-rini aıiftlle-
•* ~
iddia edenlerin politika rr ri bundan ibarettir. Meclis içinde ve meclis dışındaki çalışmalarımızda kim bu bir avuç zatın tuttuğu
yet ve kiyasetle idan
fBaştarafı 1 incide)
Çckoslovakyanm Birleşmiş Millet ler Kurumundakl mümessilinin, Ce koslovakyada olup bitenler hakkında Kurum tarafından teşebbüste bulnıılmasmı İstemesi hakkında bir suale cevaben de Marshall. ( Bir adanun, düşündüğünü açıkça söy-liyebildiğlnl görmek İnsana ferahlık veriyor» demiştir.
Marshall’in bundan evvelki basın demeçlerinde, gazeteciler onun söylediklerini kendilerine göre kaleme alırlardı; dün geceki demeçte i ise Bakan, sözleri arasından bazı 1 cümleleri avııen nakledebilecekleri-' ni onlara hatırlatmıştır kİ bu, sözlerinin daha kuvvetle belirtilmesini istediğine alâmet sayılmaktadır.
Marshall. Almanya hakkında İngiltere. Fransa ve Amerika arasında yapılan müzakerelerin iyi bir neticeye varacağına emin olduğunu söylemiştir.
OLDU MÜ. ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?
Londra. 11 (AP.) — Associated
Press muhabiri D. M. Mc Nlcoli bildiriyor:
Bütün soruyor: dürüldü
Çek hükümeti Masaryk’ln, hastalığının ve buna inzimam eden uykusuzluğun bir neticesi olarak intihar ettiğini üzerine bir sinir buhranı geldiği sırada kendisini pencereden aşağı atarak hayatına son verdiğini" bildirmiştir.
Hâlen Chlcagoda bulunan ve Ma-saryk’iıı senelerdenberl arkadaşı o-lan Çek rahibi .ıaroslav Pelikan, o-nun öldüöünü haber alınca bu şüb-hevi Heri sütmüş ve .Çekoslovakya-d.' neler olup bittiğini dünyaya bil dlrmeğe çalışmak-, bir bakıma göre, intihar sayılırdı» demiştir.
Sidney’deki Cek Başkonsolosu K. Tokolv. Masaryk’ln ölümü hakkında cn açık tefsirde bulunmuş ve ..Bıı bir cinayettir^ demiştir- Tokolv Çekoslovakyaya dönüp dönmlyeceğl ni bildirdiğini de ayrıca llşve etmiştir.
Masaryk’ln yakın arkadaşlarından okluğunu söyllyen, fakat adının neşrini istemiyert bir Çek diplomatı da. Masaryk’ln ona bir çok
diinya bugün ayni suali Jan Masaryk öldü mü. öl-mtt?
ndo yürürse bu insanla-l damgası vurulmakta ve ı İrmakla tölıınetlcndiril-
için söylesin!
defalar, «Bizim ailede bir intiha^ temayülü var; bir sinir buhranı a-nuıda hayatıma sr«n vermem mümkündür» dediğini söylemiştir-
Jan Masarykiıı ölümü bütün dip lomasi âlemini müteessir etmiştir. Zira. Masaryk iradesi ve vatanse-vcrllğlle tanınmış bir kimseydi. O-nun, komünist tahakkümü altındaki Gottvald kabinesinde vazife almış olması hayretle karşılanmıştı. Bu bakımdan ölümü daha büyük merak uyandırmaktadır.
Londrada Teessür
Londra 11, (A. A.) — Anadolu Ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Jan Mazarikln intiharı Lon-dradı büyük bir teessür uyan-dırmıtşır. Akşam gazeteleri siyah başlıklarla bu haberi yavın İamaktadırlar. Siyasî çevrelerde haber bomba gibi patlamr: -tıı. Dışişleri Bakanlığı resmî sözcüsü Mazarikin başarılarını uzun uzadıya övdükten sonra şâvle demiştir:
’ «Bir memlekette bir azınlık dışarıdan aldığı emirlerle iktidarı zorla ele geçirecek olursa, böyle felâketlerin sonu gelmez. Bu intiharın sadece Çek efkârı . umumivesinde değil, bütün dün ya efkârı umumivesinde tepki ler uyandırması beklenmekte -dir. Artık nazı metodları ile ko münist usullerinin birbirinden hiç farlklı olmadığını Mazari -kin intihar etmek suretile belirt mek istediği anlaşılmaktadır.
Oslo Elçisi do İstifa Etti
Oslo 11. (A. A.l — Cekos -lovakyanın Oslo elçisi istifasını vermiştir.
Canberra 11. (A. A.) — Ç« koslovakvaıun Svdnev başkonsolosu Cari Tkolv istifa etmiş ve Avusturalya hükümetinin hi mayeshıi rica ettiğini bildirmiş tir.
P.askonsolos Mazarikin ölümünden bahisle demiştir ki:
'Mazarik intihar etmemiş katledihniştir.-
Mazarikin Cenazesi
Jan Ma-
Prag 11, (A. P.) zat ikin cenazesi cumartesi günü resmî merasimle kaldırılacak ve babası, ilk kanı Maraı ik gömülecektir yeis içindedir
Jan Ma-aı Radyo Ma
Cek cıımhıırbaş -ı mo'/an vanına Halk hüvük bit
61 vnsındn idi ikin ölüm hnbfi havaları arasın
SAYFA: 6
12 MART 1948
•‘Doğansaztf barında işlenen cinayet
Beyoğlunda Doğan Saz barında çalışan artistlerden Su -fcan komşuyu Öldürdüğü iddiasi-le 3 üncü ağır ceza mahkeme -Bine verilen garson Ali Çelilin Iduruşmasııya dün 'devanı olun muştur.
u Bu celsede dinlenen şahid -lerden Ali:
ı —Hâdise akşamı Doğan Saz barında Suzan iki gencin masa fcında oturuyordu. Sanık Ali Ce W Suzaııı öldüren başkalarıdır Ve onlar şimdi serbest geziyorlar demiştir.
Sanık da ayni iddiayı ileri Sürmüştür.
Duruşma bar artistlerinden üçünün şahid olarak dinlenmesi için talik edilmiştir. fifıgırdici öldüren katil beş yıl hapse nıahkûm oldu Beyoğlunda berber Mığırdı çı tekmeliyerek ölümüne sebe -biyet veçyn Sokratnı, 1 inci a-ğır ceza mahkemesindeki du -nışması sona ermiş. Katil 5 se ne ağır habse mahkûm edilmiş tir.
Sergilisinin göziinii kör eden bir genç iiç yd hapse mahkûm edildi Yalovada oturan Ali Özen a dında bir genç evvelce miuıase bette bulunduğu sevgilisi Nur-seni kıskançlık yüzünden çıkan kavga esnasında taşla yarala -mış, bir gözünü de kör etmiştir. İstanbul birinci ağır ceza mahkemesine verilen sanık bir sene üç ay ağır hapse mahkûm edilmivtir.
Tekel idaresi bir müteahhid aleyhine dâva açtı Tekel Genel Müdürlüğü bir müteahhid aleyhinde dâva aç -mistir. Hâdise şudur:
Tekel idaresi kibrit fabrika sından kullanılmak üzere oksit dö zenk almağa karar vermiş ve ihale müteahhid Kemal Koninin üzerinde kalmıştır.
Ancak, malın tesliminden sonra yapılan tedkikte, oksit dö zenk yerine oksit dö bar -yum verildiği anlaşılmıştır.
Mukaveleye riayet etmiye -ıek değişik mal vermekten sa -nık Kemal Koni hakkında ki dâ va dosyası asliye 8 inci ceza mahkemesine sevkedilnıiştir. Kumkapıda iki kadın birbirini taşla yaraladı
Kumkapıda Eren geçidi sokağın da 9 numaralı evde oturan Sabiha adında bir kadın evvelki akşam arkadaşı Belkıs ile aralarında çıkan münakaşa sonunda kavgaya tutuşmuştur.
Saç saça, haşhaşa kavga eden -i-ki kadın hırslarını yenemiverek ellerine geçen taşlarla birbirlerini ağır surette yaralamışlardır.
Yaralılar hastahaneye kaldınla rak tedavi altına alınmışlardır. Derlet Denizyolları ile Ansalda arasında çıkan ihtilâf îtalvan Ansaldo gemi inşaat firm.asile Denizyolları arasın -da çıkan ihtilâfı halletmek için her iki tarafın da kabul ettiği Türk hakem heyeti yakında Is tanbulda toplanacaktır.
İlkokul öğretmenleri arasında münazara
ilkokul öğretmenleri arasın da 31 martta Haftalık ders cedveli yapılmak mı, yapılmamalı mı? mevzuunda yeni bir münazara yapılacaktır.
Ortaokul re lise talebelerine dün bir konferans verildi Orta okul ve liselerdeki kız izcilere dün saat 15.30 da. E -minönü Halkevinde, oymak be yi Selim Duru tarafından, Biz de ve Avrupada izcilik teşkilât lan» mevzuunda bir konferans verilmiştir.
Büyük bir izci topluluğunun alâka ile takib ettiği bu toplantıda izciliğe aid kültür filmleri de gösterilmiştir.
Millî Eğilim memurları dün bir toplantı yaptdar
Millî Eğitim memurları, dün Millî Eğitim Müdürlüğünde bir toplantı yapmışlardır.
Toplantıda okul kitablıkları, çocuk münazaraları, 23 nisan çocuk haftası hazırlıkları ve akşam dershanelerinin son durum ve kontrolleri üzerinde ko atışmalar cereyan etmiştir.
Kalkmma 2 Milli Müdafaa i Milli Müdafaa 2 Milli Müdafaa 3
yazılı müstahzar
zarf ıısuli ile (*k*dı mvı/« konulmuştur. lbııleHı 2b.3.948 talihine saat 15 de vakıflar başmüdürlüğü binasında toplanan
eledîye Başkanlık
Kalemleri tıkayan tornaları eritir. Kalemin madem ve lâstik kısımlarını korur.- 4 sabi! ve 5 yıkanabilir renkten beğendiğinizi seçebilirsiniz.
2 ons : 55 kuru; — 4 ons : 90 kş. — 16 ons : 250 kf.
32 ons : 425 kuruş — Superchrome : şişesi )®0 kş.
Turkiycde Mumossili :
ELI BURLA ve ORTAKLARI - Galala-Istanbul
OUINK mürekkebindeki SOLVEKS maddesi
YAZARKEN KALEMİNİZ! TEMİZLER
SUPERCHROME
ma
eminizi
PARKER miirekkeoıle doldurunuz
Faaliyete geçmiştir
2,40 eninde 36 silindirli Amerikadan getirilen son sistem muazzam şardon makinesi, dokuma fabrikalarının kumaşlarını ucuz fiyatla tüylendirmektedir.
Kasımpaşa - Havuz kapısı karşısında 81-4, Telefon 42642
Teminatı
Cinsi
1366 Li. 61 Kr.
21 kalem 18221 Li. 47 Kr.
Miktarı Fiyatı
Müstahzar ilân
Guruba hasiah;ıiK;Kİn0 lüzuu u •■»Iaii yukarıda mikdan ilâçlar kapalı rastlıyan cuıha günü
komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin 2190 sayılı k. mınun tarifi veçhile hnzırlıyacaklan teklif mektuplarını ihale saatinden bir suat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri
Posta ile gönderilerek
ovvelino kadar gelmiş edilmez. Bu işe
rında levazım hiırnşiMidn görülebilir.
şarttır.
teklif mektupları yine ihale saatinden bir saat bıılı ııııııısı lâzımdır Postada olıu-nk gecikmeler kabul ait yapılmış bulunun şartnamesi her gün çalışına zamanla*-
Hakiki Ingiliz menşeli su geçmez Tl ENÇKOT pardesüler 35 Liradır Satışımız muhayyerdir
ABDVRRAHMAN KALYON Oıkranyan Han 11 — 12 Sultan Hamam
İçme Suyu Isalesi Boru ve Ferşiyatı Yaptırılacak
İpsala ğindan;
1 — Kasabamıza getirilecek içme suyunun kemer sırtından boru İle ferşiyatı. ve vahidi kıyas esası üzerinden 2490 sayılı arttırma ve ek slltme hükümlerine göre 3'3.948 'aııinnden İtibaren 15 gün müddetlo ve
kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur,
2 — Keşif bedeli • 38386 lira «96 kuruştur.
3 — 100 milimlik 1510 metre boru belediyece temin edilmiştir,
4 — Eksiltme 1". 3 948 Çarşamba günü saat 15 de İpsala belediye encümeni hu. urunria yapılacak ve son ihale saati ayni gün saat 18 dir.
5 — İşe gelenlerin ihaleye girebilmeleri İçin bağlı oldukları vilâyetten ihale gününden en az üç gün evvel bu işe taliplerin yeterlik vesikası almış olmaları lâzımdır.
6 — Bu işe ait mukavele, şartname ve buna ait müteferri evrak Edirne ve İpsala belediyelerinden hergiln blla bedel görülebilir,
7 — Teminat mektubu veya makbuzu iştirak vesikasını teklif melet abları eksilt me saatinden bir saat evveline kadar başlanlığına makbuz mukabilinde verilir.
8 — Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilemez.
muhtevi encümen
(2852)
İstanbul Emniyet Sandığı
Memurları Kooperatif Şirketi Başkanlığından
Şirketimiz tununu heyeti 30 Mart. 948 sah günü saat 16 da şirketin merkezi olau Emniyet -andığı binamutla yıllık alelade toplantısını yayacaktır.
Ortakların mezkûr nün ve «.uatre -irket merkezinde bnlunınalnrı rica olunur.
GÜNDEM:
1 — İdare n (• iit)i ve nılira kip rapurianuın okunması ve tetkiki.
2 — 947 yılı bilai-ı;»»^unun tasdiki \o idare meclisi mürakiplerîn ibrası.
3 — Yeni idııre meclisi asıl ve yedek üyelerinin seçilmesi.
4 — Ölen ortaklara ait borçların sureti tahsili.
5 — Şirket i r ;ıVhırına açılan kredilerle alacaklarına yürütülecek faiz nisbetiniıı tâyin ve teshir i.
f
İstanbul Ee’ediyesinden:
Beîoıliye zabıtası talin.alr anıesinin (a)un6Örler) bıkkındaki 1.3 üncü faslı mu 249 nıaddebînin -1 inci tıkrasma ve 19 uncu mıitferrik maddeler faslına .’Mağıdn yıızıll şekillerde iki fıkra ilâvemi genel meclisin 28.2.948 T. li toplaıı-ıtlda kabul edilmiştir.
1.3 iincü. fîiJııı 249 uncu maddesinin 21 inci fıkrasına ilâve edilorı fıkra:
(Asansörler i( .v.rlcriîîde sabahın yedisinden akçam sekice kadar ve meskenlerde daimî olarak 'ili ştirilir. Ferini bir sebep oloıudan asansörlerin işle-lilnıenıcsi, kîracilnrla adaıularıuın, (»rada çalışanların faydalanmalarına mümanaat edilmesi yasaktır. I
19 uncu nıi’n r‘( ı rik
(Her huzur ve vecibeleri dür.)
Sayın halka
tı
nevi hin ininim yerine
ikil*'*1
Son derece parlak—Dıftcr mürekkeplere .nazaran %60 nispetinde daha parlaktır.
Son derece sabit—Diğer mürekkeplen* nazaran solmaya karşı 11 defa dah.ı mukavimdir
Kuru yazar-—Diğer mürekkeplere nazaran 3 niKİi daha çabuk kurur. Kurutma kâğıdına asla lüzum bırakmaz,
5 parklı renk
İstanbul Borsacının 11/3/948
fiyatları
Londra Nevyork Paris Cenevre Amsterdam Brükse) Praç Stokholu Lizbon
maddeler faslına ilâve edilen fıkra:
..kınla, »i-I in. tenvir, sıcak ve soğuk su vermek gibi sıhhate laa’h’ık »‘den ve
p t irmeye bu
) sözleşme ile kiracılar lehine kabul edilen binaların mucirleri ile idare edenleri ınecbur-
ve alâkalılara
bildirilir.
(3118)
imtiyaz sahibi: A. CEMALEDDtN SARAÇOĞLU - Yazı işlerim fi* ilen idare eden: Yazı işleri müdürü: FA TİN FT)AD — Dizildiği Yer: «Yeni Sabah» mürettiphanesi - Basıldığı yer: «Gün Basımevi»
İhtiyar gardiyan, ertesi gece sabaha karşı hücreyi açıp ya vaşça içeri girdi. Dört arkadaşı uykuda buldu. Yanaklarını sıkmak suıetile uyandırdı. Muh -tar, Osman ve Cebele birer han çer uzatıp:
— Buyurun dostlarım, dedi Bunları kolayca teinin ettim. Lâkin çok çalıştığım halde kı -lıç ve elbise tedarikine muvaffak olamadım. Yarın akşam eğlenti var. Herkesin zevke dal -masından istifade edeıek kaç -mamız mümkündür. Lâkin be -nim üzerimde gardiyan, sizin sırtınızda zindan elbisesi bu -lundukça serbest hareket ede -meyiz. Her kangi bir tecavüz vukuunda kendimizi müdafaa
• etmek için de mutlaka birer kı İlcimiz olması icab eder.
Muhtar evvelce nefret ettik leri ihtiyarın omuzuna vurarak
— Üzülme baba, dedi. En güç mesele buradan çıkabilmek tir. Kılıç ve elbise vız gelir.
FF
MARKA
0,08 i m/m m/m m/m TIRAŞ BIÇAKLARI Üstünlük timsalidir Türkive Genel Mümessili İBRAHİM ÇAVUŞOÖLU Bahçekapı, Celâl bey han No.39 İstanbul
Yeni Ne f riya t
«Kiracılar Gazetesi» tıkıyor
Haber aldığımıza göre, gaze teci arkadaşlarımızdan Yekta Ragıb önen tarafından «Kiracılar Gazetesi» isimli haftalık bir gazete imtiyazı alınmıştır. Ev sahihlerinin cemiyetine karşılık kiracıların da hiç olmazsa bir gazeteye sahib bulunmalarını düşünen meslektaşımız, gaze tesinde kiracıları ilgilendiren bü tun kanun ve tefsirleri, hukukî bilgileri neşredeceği gibi, dilek ve şikâyetlere de geniş çapta yen verecek, kiracıların dertle ıine derman arıyacaktır.
E. Zol&dan İki Yeni Eser
Millî Eğitim Bakanlığı Fran sız Kl&siklerinden Ij. Zolanın «Toprak» adlı eserinin ikinci cil di ile «Tazı Paypadlı eserini ya yımlavarak satışa çıkarmıştır.
Zolanın eserleri arasında hu susî bir yer tutan ve biri 240 ötekisi 280 kuruş fiatla satı -lan bp iki önemli eseri okuyucularımıza tavsiye ederiz.
Tefeci Gobseck
Fransız klâsiklerinden H. Bal zaçın şimdiye kadar hiç çev rilınenıiş olan bu değerli eseri de Millî Eğitini Bakanlığı Klâsik serisi içinde yayımlanarak 40 kuruş fiatla satışa çıkarıl -m ıştır.
LKamyonla Kok Kömür Nakliye Ücretleri
İstanbul Belediyesinden:
Movcut kömür depolarilo gazhanelerden yapılacak kok kömürü tevziatı için daimî komisyonun 2.3.1948 gün ve 164.3, 1498 sayılı kararile ton esasına göro yeniden kabul edilen kamyon nakliye ücretleri a^a&ıda gösterildiği şekilde tesbit edildiği ilân olunur.
KURUÇEŞME DEN:
Bebek - Beşiktaş
Beyoğlu
Beyazıt - Fener - Hasköy Surlar - Eyiib - Karaağoç
Bakırköy
Yeşilköy - Halkalı
îstinyo
Tarabya
Yoııiınahallo
*
T
DOLMA BAHÇEDEN:
Beyoğlu 32.5
Beşiktaş .300
Beyazıt - Fener - Hasköy 350
Surlar - Eyüp - Karaağaç 150
Bakırköy 600
Yeşilköy - Halluıl 700
îstinye 550
Taralıya 600
Yen i mah al lo 800
UNKAP ANINDAN
Beyoğlu 3-50
Beyazıt 275
Topkapı 40î)
Bukırkö? 600
Yeşilköy 800
Fatih 300
Edirnekapı 400
KADIKÖ YÜNDEN:
250
300
500
550
650
800
500
550
750
Moda 300
Erenköy 4501
Bostancı 600
Kartal Yakacık 900
Üsküdar 400
Beylerbeyi - Çengelköy 500
A. Hisarı 750
Bey koz 900
YEDlKULEDEN:
Beyazıt - Ai 300
Eyüp 550
Topk&pı 350
Bakırköy 400
Yeşilköy 700
Fatih 350
Beyoğlu 5.50
Csküdaadan :
Doğancılar «50
llmntye - Seîîmîyf 300
Toptaşı 300
Sultautepe 250
Bnğlarbaşı - Nuldcnyusn 3-50
Kısıklı 400
Haydarpaşa 3.50
Moda - Kızıltoprak 450
Erenköy - Bostancı 600
Maltepe 700
Kartal - Pendik - Hisar 900
Beykoz 950
Not: L — Bir ron kömürün nakliye ücreti (125) kuruştur.
2. — On tondan fazla olan kok kömürleri için nakliye yapıldığı takdirde fiyatlardan ayrıca Çc20 tenzilât yapılır.
(2988)
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KARŞI
'A
Aşk - Macera - Tarih - Cinayet ——•
Yazan; KBuharveaa K, k()su 13&I
M
Tefrika No. 14ı%
% % % % % % %
ıı.386t 280.— 1.3060
657270 103 5468
6.3887
5.60
77.8866
11.2495
ESHAM VE TAHVİLAT 5 İüramlyeli 1938 5 İüramlyeli 1933 Ergani
5 941 Demiryolu 4
6
7
7
7
2140
2290
95,60
96.25
20.45
21-52
2035
CUMA — 12/3/194?
Açılış ve program
M. S. Ayan
Müzik: Hafif müzik (Pl.)
Haberler
Müzik: Potpuriler (Pl.)
Müzik: Çeşitli hafif müzik Kapanış.
Müzik: Açılış ve program Müzik
Müzik
Haberler
Müzik: Türküler
Müzik: Karışık şarkılar
Kapanış-
Açılış ve program
M. S. Ayan
Müzik
Konuşma
Müzik: Karışık şarkı]a/
M. S- Ayan
Haberler
Geçmişte Bugün
Müzik: İnce Saz
Radyo Gazetesi
Serbest Saat
Müzik: Yurddan Sesler
Konuşma
Müzik: Radyo salon ork.
Müzik: Dans müziği (Pl ) z
7.29
7.30
7.45
7.45
800
8.25
900
12.29
1230
12.45
1300
13.15
13.30
1400
17.58
1800
1800
18.30
18.45
19.00
1900
19.15
19.20
20 15
2030
20.35
2115
21.30
2215
22.45 M. S. Ayan
22.45 Haberler
23 00 Program ve kapanış-
SOLDAN SAĞA :
1 — Şiirde aranır; Şekil; 2 -Eski, Saka; 3 — Tersi utanma; V ter nidası; Yanardağdan Çıkaı mai; 4 — Tersi birdenbire, Beygiı Uzak işareti; 5 — Çiçek tozu; 6 — Kömür ve odunu bol bir liman; Şehir; 7 — Çehre; Başına (K) ilî-vesile bir sebze olur; 8 — Suç t u ğışlama; Tarihin başlangıcı; 9 -Üfürükçülerin sanatı; Bir vesa t) nakliye.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Ürün; Temiz; 2 — Minar -den gelen ses; Derd devâsı; 3 — Tersi bir emir; Neticesiz; 4 — Rı.-bit edatı; Tersi sıva âleti: 5 — İçli • de bulunduğumuz an. Köpek; 6 -Tersi bir hayvan; Yüksek; 7 — Ev. lem dairesi; Nazik; 8 — Yenilik; Sonuna (s) gelirse bahiste kullan i lan bir kelime olur; 9 — Nokta (tv.. kımlann galibiyette aldıkları nol ) İntikam.
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
Bunları yolda da temin ederiz.
Ibni Tank itiraz etti:
— Aldanıyorsun evlâdım. Bu kıyafetle kaçarsak Hacca -cin adamları bizi derhal tanı -yıp yakalarlar. z
— Tehlike atlara bininciye kadardır. Atlara bindik miy -dı arkamızdan kimse yetişe -mez.
— Şehir askerle dolu... Ar -kamızdan yetişemezler amma önümüzü keserler. Kanadlı kuş Dile olsak, uçmamıza imkân ver mezler.
Ammar. düşünüyordu. Bir -
denbiıe söze karışıp:
— Buldum, buldum,
dedi. Bunun da çaresini buldum Yâ lbni Tarık!
— Bulduğun çare nedir, Ammar?
— Yarın gece eğlenti gecesi olduğu için sarayda daha çok muhafız asker bulunur. Bizi hücremizden çıkarıp kendi oda na alırsın. Beş tane de sağlam iple beş ağızı tıkayacak paçavra temin edersin. Sonra odana bir şey bahane ederek bir asker getirirsin. İçeri girer girmez beynine zorlu bir yumruk indi-
rerek onu bayıltıp soyarız ve sımsıkı î^ğzını paçavra ile dol -dururuz. Gidip bir asker daha getirirsin. Böylece beşi tamamlarsın.
Bu buluşu hepsi beğenip kabul ettiler.
★
başlamıştı. Sarayın uzun kılıçlı muhafız
Eğlenti koridorları askerlerlo dolu idi. İhtiyar gar diyan, gidip bir tanesinin omuzuna vurdu:
— Evlâdım, senden küçük bir ricada bulunacağım.
İhtiyar gardiyanı saray as-
kerterinin yüzde sekseni tamı- -dı. Bu asker de tanıdı:
— Estağfurullah baba, se • niu her sözün emirdir.
— Odamdaki sedirin yerini değiştireceğim. Ağır olduğu i-çin tek başıma kaldıramıyorum Ricanı bundan ibaret...
— Baş üstüne... Buyur, gi -delim...
Beraberce gittiler. Asker . odaya girer girmez, beynine i-nen dehşetli bir yumrukla ye- f re yıkıldı. Zavallıyı çabucak j soydular, sırasık bağladılar *ve !j ağzını tıkadılar. Muhtelif ba - | hanelerle getirilen askerler de ayni âkibete uğradılar.
Bu surette en güç mesele hal ledilmiş, iş yoluna girmişti. Çabucak giyinip kılıçları kuşandı lar. Odadan evvelâ gardiyan çıktı. Ötekiler de onu takib ettiler. şimdi muhafız askerlerin
(Devarut var)
• • •
J i â
4
5
6 "i t
(
1 2 3 4 5 6 7 8 9
İR AMİ A N DÂ Ğ I
lE IC El l.'K R1S A K
F ER A'CıE ■ L A
1 MİA ■ i:sit J .V
K :ı k LİAÎTİB B E
il s A'N'EİP ıA İT
S : 1 K L O N ■ R &
E IKR A ■ » O D! Al
|r C A a ZAR 1 F|
jYeni Sabah'ın i İLAN FİYATLARI
Kr. 1500
500
400
300
250
150
f
santimi
»
)
)
)
|
Başlık 1
2
5
6
6
inci
»
»
)
»
makta olarak sayfa,
)
»
»
»