İdare: Munıaunanîye No. 1*
omdulstleşen Macarista
».
kuruş
j’ıFi
t
Bu paralar arasında devlet ricalinden bazılarına
r
Onuncu Tıl
3 AYISI
Ff
yerdi
13
1»48
H00
1000
CUMA
ŞUBAT
No. 3226
İSTANBUL
Telefon: Î070S
A B O N B
B E D I Lİ
Tflrklyo
Senelik
Ecnebi
*•(1
HÜRRİYET VE HAKKIM YI.LMAZ MÜDAFİİViZ
Bazı Türk Vatandaşlarına Aid Bulunan
Yanlışlıkla Hududu Geçtikleri İçin
tulgarlar iki uçağım düşürdü
İki pilot ile bir erbaşımız şehidj
Bulgar telgraf ajansına göre uçaklarımız nasıl düşürüldü? -Bulgarlar işe siyasî bir mahiyet vermek istiyor - Başbakan yardımcısı FaikAhmed Barutçu’nun beyanatı
Ankara: 12 (A.A.) — 9 Şubat 1948 pazartesi günü saat 10.30 da Yeşilköy hava meydanımızdan normal talim uçuşu için havalanan -
** "X *
Spitfire tipi ve birer kişilik iki av uçağımız gereken zamanda üslerine dönmemişlerdir.
Bulgurlara göre, bu uçaklanmiz, ayni gün
saat 11.45 do sınırı aşarak Bulgar havalarına girmişler, bunlardan biri Sozopol Bulgar şehri yakınında kıyıdan 200 metre açıkta denize düşmüş. diğeri ayni şehrin 5 kilometre kuzeyinde yere inmiştir.
(Devamı Sa., 5; SiL, e da1
D. P. den Milletin Bekledikleri
Muhelefetîn son fırtınayı dağılmadan atlattığımı. yön şimdi ciddi olarak Hürriyet Misakuu tahakkuk ettirmeğe çalışmalıdır. Teenni re ihtiyat tavsiyelerini tanııimile bir tarafa bırakmalıdır. Çünkü bu teenni tavsiyeleri halkı uyuşturmağa mahsus iktidar partisinin ninnilerine, Saracoğluların ve Hilmi Uranların dinlemekti n bıktığımız klişe demeçlerine çok benziyor. Halbuki, halk ve geniş kitleler ıztırablarına hakiki çareler arıyorlar. Şekil ve kalıp değişnıe-lerile razı ölmıya mütemayil değillerdir.
■ eınokrat Partide çıkan ilı-
| 3) tilâfm, Meclîs Grupu ile
• Genel Kunıl arasındaki görüş farkının halledildiğini memnunlukla gördük. Adı etrafında
( * pek çok dedikodu yapılan Köprülü Fuad Meclis Grupu ikinci başkanlığından, son bir seçim ile, kesin olarak uzaklaştırılmış bulunuyor.
Kenan Önerin dün yayınlauaıı istifanamesinden de anlaşıldığına göre Köprülü İstanbul il balkanının iş başından uzaklaşmasında kuvvetli bir âmil olmuştur. Şu hale ve neşredilen resmî vesikalara göre köprülünün şahsî görüş, düşünüş ve hareket tarzının Demokrat Parti için sade hayır getirdiği hiç dc iddia edilecek gibi göriüımü yor. Politika hayatının geııiş ölçüde feragat ve hizmet yeri olduğu hakikati bir defa dana açıkça görünüyor. Şahsî tahakküm, zorlama ve yaran peyda etme politikası verimli bir yo) değildir.
F renkler «tyi denen her şey i-yidir» derler. Demokrat Partideki son gelişmelerin de güzel bir sonuca bağlanması memlekette ferahlık uyandıracaktır. Temci Demokrasi dâvalarından henüz bir biri sağlam bir esasa bağlauma-rlan muhalefet içimle kopan fırtına gönül açıcı değildi. L'notma-
inak lâzımdır ki Halk Partisi hâlâ bütüıı kanuni silâh xe kudretleri-
Amerikan
yardımı
---o---
Yo-'ar Grupu » aşkam H İta yehrırn zde
ni sapasağlam muhafaza ettiği gi-bî keskin dişlere de maliktir. Matbuat kanunu, polis salâhiyet kanunu daima elimle bir kalkandır. Hele seçim kanununun hali, malûm olan gelişmelerde, yürekler acısıdır. «Hâkimiyet milletindir..» mukaddes düsturu bile bu kanun ile ve onun bilinen tatbik şeklile bir nevi efsane haline gelmekte ve llalk Partililer çeyrek asırdır elde ettikleri müstahkem meşki-(Devamt Sa„ 3; S.ü„ 4 de)
r-
Londra: 12 (A.A.) — Budapeşteden bildirildiğine göre, Macariotanın komünist Dışişleri Bakanı Erik Molnar, bakanlığına mensub 130 diplomat ve memurun vazifelerine nihayet vermiştir. Bunların yerine komünist memurlar vazifelendi-r'eâılçtir.
Afes ele Meclise de intikal etti, Maliye Bakanı Keşmir bugün izahat verecek..
Bunlardan bir kısmı doğrudan doğruya kendi isimlerine, bir kısmı da bışka namlarla yatırılmış... Ankar salâhiyetli mehafilinin bu husustaki tefsirleri
Ankara 12, (hususi) — Türk vatandaşlarının yabancı bankalardaki mevduatı meselesi Erzurum milletvekili general Vehbi Kocagüneyin ver diği bir şifahî takrirle Meclise dc in tikal etmiş bulunmaktadır.
Maliye Bakanı Halid Nazmi Keşmir Meclisin yarınki toplantısında bu hususta izahat verecektir. Bakanm vereceği izahat merakla beklenmekte olup Ankara siyasî nıahafilindc şimdiden muhtelif şekillerde tefsirlere yol açmıştır.
Maliye Bakanının bu takriri ne şekilde cevabiandıracağı bilinmemek le beraber günlerdenberi bu hususta yapılmakta olan neşriyat işin ehemmiyetini bir hayli arttırmıştır. Filhakika, Amerikan bankalarındaki Türklere aid mevduatın Listesinin A-merika hükümeti tarafından neşredi-
* Wl/j
leceği ve bu paralara, Türkiyeye verilecek malzeme mukabili dolar ola rak el konacağımda son günlerin ha-berb ri arasında bulunmakta İdî.
Salahiyetli merciler *ne Ameı kan bankalarının ne de Amerika hükûme
tinin böyle bir açıklama yapacağına dair hükümetimiz nezdinde hiç bir
C.H.P.Başİ kan vekili
dün geldi
t
Hilmi Uran D. P. deki ihtilâf için
I
Mr II. E Ililts
Amerikanın Türklyeve yardım nü3 yonunun yollar başkanı Mr. H. E. Hilts bu sabah Ankaradan tstanbııla gelecektir. Türk mühendis Birliği İstanbul şubesinin dğvetlisl olarak ts-tanbula gelen Mr. Hilts cumartesi gü nü 6aat 15.30 da Eminönü Halkevın de cŞose Tasavvurumda Modem Dil -(Devamı Sa,t 5; Sü,, 5 de)
YENI SABAH
Pek yakında okuyuşlarına senenin en mühim siyasi tefrikasını sunaca-gını müjdelemiş bulunuyor...
Baştan sona hayret ve ibret verici ifşaatla dolu olan bu fevkalâde tefrikanın rpemleket hattâ dünya çapında bir hâdise yarılacağım ve dıldon dile dolaşacağını şimdiden iddia edebiliriz...
Demokrat Partiden istifasına kadar
11^ ■
Kenan Öner’in
sıyası hâtıraları
ÖJilhaüzduki günlerde «Yeni Sabah» da başl. a.;k olan bu büyük tefrikayı okuyucularımız genif^ bir alâka ve acrak ile ta-kib edeceklerdir...
J
teşebbüste bulunmamış olduğunu belirtmektedirler.
Ayni salâhiyetli merciler tarafın dan İlâve olunduğuna göre bazı Türk vatandaşlarının yabancı bankalara yatırılmış paralan bulunduğu muhak kaktır.Bunun en açık isbati döviz ka raborsasjdır. Ve bu kara borsa yaban cı bankalara yatırılmış mezkûr mev duatla beslenmektedir. Ve bu sayede dc, babalı olmak şartiyle karaborsadan istendiği kadar döviz temini i mümkün olmaktadır. Mezkûr mevdu atın ekseriyeti ithalât eşyası fatura larınm fazla gösterilmesile birikmiş olabilir. Ancak bu paraların yekûnu nu ifade eden rakamları muhtevi neş
& *
rlyat mali mahafile göre sadece tahminlere dayanmakta ve mikdarın 30, 40 milyon Iha arasında olacağı hesab lanmaktadır.
Şehrimiz bitaraf mahfillerinde, devlet ricalinden bazılarına aid mittim mrbLAg’axın. halen ecnebi banka lannua bulunduğuna ve bunlardan biı- kısmının doğrudan doğruya kendi İsimlerine bir kısmının da başka isim ler üzerine yatırılmış olduğuna dair salalar ısrarla deveran etmektedir.
T
it.
’’ •‘"fe
â
r
i
(J *
Bahara doğru
Mahatma Gandhimn son resimlerinden biri
Ganj’a atıldı
ililin ı rrtnt'i
*
Fİ
Gandi’nin küll
Şube. n ilk haftasına kadar bahar günler ini hatırlatan havalar, iki gün denberi değişmiş, şehrimizde soğuk poyraz fırtınaslle birlikte şiddetli ya* murlar yağmağa başlamıştır.
Suhunet derecesinin ikiye kadar alçaldığı bugünlerde meyve ağaçları nın ekserisi çiçek açmış bulunmakta kar yağmak ihtimali bütün bağ ve bahçe sahihlerini endişeye sürükle -inektedir.
(Devamı Sa., 5; Sii., 2 de)
C H P Genel Başkan Vekili Hil mi Uran, dün sabahki ekspresle An karadan şehrimize gelmiştir.
(Devamı Sa., 5; Su., 1 def
Maraş ’m Kurtuluşu Kahraman Maraş kurtuluşunun 28 inci yıldönümünü tezahüratla kutladı Binlerce Demokrat Partili merasime ayrı bir ihtişam ve eybet veriyordu, bu arada yeni D. P. ocakları da açıldı
M 1
I I
Ganj nehr sahillerine eniz 3 milyon kişi toplanmıştı, mahfaza atıldıktan sonra nehirden sular içildi, Pandit Nehru da nehirde ayaklarını yıkadı...
( r ■ - ■
Allahabad: 12 (A.A*.) — Hindistan tarihinin en muazzam cenaze alayı Gandhiııin küllerinin suya atılması merasimi için üç mukaddes ırmağın birleştiği yere gelmiştir. Uçaklar Mahatma Gandhinin kemiklerde küllerini ihtiva eden kabı taşımakta olan arabanın üze
1
rine milyonlarca gül ve safran yap rağı yağdırmışlardır. Beyazlara bürünmüş erkek, kadın ve çocuk olmak üzere eıı az iki milyon insan ve safran rengindeki örtülere bürünmüş binlerce rahib cenaze alayını takib ediyordu.
(Devamı Sa,, 5; Sü,t 5 de/
Maraş: 12 (Hususi) — Maraşın kurtuluş bayramı bugün saat 6 da kaleden atılan toplar ve onun arkasından makineli piyade silâhlarının ateşile başladı. Saat 1,15 de kaleye şanlı bayrağımız çekildi. Hiç dinmiyen yağmura rağmen, dün bütün gece şehirde davullar, vurmuş .zurnalar çalmış, şehrin muhtelif istikametlerinden yapılan top ve tüfek atışları bugün öğleye kadar devanı etmiştir. Saat 8 e doğru halk bir taraftan D. P. ve C. H. P. biııalannuı önün de toplanırken diğer taraftan lö-
ren meydanı kadın, erkek, çocuk ihtiyar, binlerce Maraşlı tarafından dolmuş bulunduğu ve partiler lehine büyük bir tezahürata fırsat
■ e ■
veren bu mutlu günde caddelere çı kan Marazlıların büyük çoğunluğunu milli kıyafete bürünmüş ga-(Devamı Sa., 5; Sii., 3 dc)
M
Aman iş tavsamasın!
Mazilerle işbirliğ yapmak isteyenler
Anglo - Amerikanlarla Ruslar vesika neşrinde adeta yarışa çıktılar
i
Halk Partisi kongrelerinde şiddetli tenkidîer
•
O- H. P. Takaim Ocağı kongresi, dün akşam saat 18 de Beyoğlu Hal kevindc toplanmış, bu kongrede O. H. P. miJletveklUerh’.don Hüseyin Çahid Yalçın, Mim Kemal Öke, Mekkl Hikmet ve Ali Rıza Arı hazır bulunmuşlardır.
Riyaset divanı seçiminden suıir* ocağın yıllık faaliyet raporu okun muş, üyeleri hiç de tatmin etmlyeı rapor bir hayli nıünak^aianı beb olmuştur.
Bu arada söz alan bir üye, c. )’ (Dtvamı 3a., 9; Sû., X de)
»Solda l/Ord ortada EMrn, Am^rlfcanın eski tşlori bakam
C'orde/I IZuJl 5 incide)
n stanbul vapurundaki kaçakçılık Dvak’asında hafif tertib bir tav-snır.a eseri hissediliyor İlk günlerdeki cheınıniyot r kalmadı gibi bir şey.
ukcılık vak’a-
sı ortaya çıktımı zaman çok mânalı I-nıalarla karşılaşmıştık. Sanki bu şebeke, muntazam teşkilâta malik ise do her tarafta eli ayağı varmış gibi bundan bahsedenler cAdaın sende... o kadar yırtınmayın. İşi örtbas ederler.’» gi bl bir tavır alıyorlardı. İdare mokaniz masında bu 1 tirnadsızlık beni dlrir. İtimadın, emnlyotin sarsaoak kadar kötümserliği Tökoslemeleri tenkid ederiz; suzluk karşısında isyan odoriz; müra-kabenin şiddetlenmesi için aid olduğu mercii sarsarız; iykaz edorlz. Fakat bübün idaro cihazını bir kalem darbesi ile mahkûm edivermedi doğru bulmayız. Nitekim suiistimal no kadar dal buda; salıverirse yine ekinden pü-künden, paçasından yeninden iş meydana çıkıyor. Bir atalar sözü vardır: «Yalancının mumu Yatsıya kadar yanara derler; kaçakçıların da mumu y(v*
rıda sönüyor, sonra bir muhafaza baş müdürü do var ki, nc hatır biliyor ne gönül!
j ULUNAY
Gazotolorin bahsettikleri kalabalık isimli l ir lis-Bu.listede nelor yok-
kendinıo sorardım. Bu
sinirlen-temeltni sövmem, bir yol-
Kaçakçılık vak’ası-nın diğerlerinden farklı olan durumu,
rivayote nazaran bu işe pek çok mümtaz şahsiyetlerin isimlorinin karışmış olmasıdır, doğru iso cldo to mevcuttur, muş neler!
Bazon kendi
ıneınlokotin sonradan görme kibarları bu kadar lüks eşyayı, giyimi kuşamı nasıl edinebiliyorlar? Zira nihayet para hor kapıyı açar amma gümrük kapılarını pek açmaması lâzım golir. Halbuki onun da kolayı varmış.
Şimdi yazının başındaki temenninin toklarına gelelim:
Bu listeyi efkârı umumiye büyük bir morakl: bekliyor. Kaçakçılık şobeke-si monsııbf&rının işi tavsatmak i-çin yaptıkları ve yapacakları faaliyet boyunlarında bu memlekotin tuz ekmek hakkını taşıyan namuslu evlâdının granit gibi şort vo sağlam ^Lüt/on tayfayı çeviriniz*
SAYFA: 2
13 ŞUHA T 1H4&
İzmir îstikiâl Mahkemesinde neler gördüm?
18 l«
OkUYlCU
aTij
y ENİ SABAH
■M—
\HER SABAH
Tefrika lVo. 174
ve Vehbi
kim çağır-
çağırdı ise
‘Yatan Ca
— Sonra ne oldu?
— Aradan bir müddet geçtikten Eonra neticeyi anlamak üzere gittim. Kemal Bey beni kapıda karşıladı ve (Ankaradan Cevab geldi, bir zümre halinde çalışmamızı kabul etmiyorlarmış» dedi. Beni içeriye almadılar.
— Ne için almadılar?
— «Konuşulacak birşey yok» dediler.
— Şu halde kendileri ayrı ve sen len gizli konuşmak isliyorlardı?
— Bilmiyorum efendim; ayrı mı görüşeceklerdi, yemek mi yiyeceklerdi!
— Peki bu ietimada kimler vardı?
— Efendim ben odaya girmedim, yalnız kapıdan bazılarını gör düm. Çünkü sofa gibi bir yerdi. Orada bir çay verdiler.
— Kimleri gördün?
— Efendim Kemal, Şükrü, Ca-hid, Canbulat ve Nail Beyler vesaire vardı.
— Bu ietimada seni nııştı?
— Kemal Bey.
— Peki Kemal Bejsem niçin çevirdi?
— Efendim ^görüşülecek bir şey I yok dedi.
— Birinci ietimada birşey vasılmış mı, kaleme alınmış mı idi?
—Hayır efendim.
— İkinci ietimada bir şeyler yazılmış mı acaba?
— Görmedim efendim. İçeride I bir takım kitaplar vardı.
— Girip çıkarlarken birşey işitmedin mi ?
— Yalnız Vehbi Bey odadan çıkarken «Canım biz böyle intihan I işlerine filân kanşmıyalım» dedi.
— Mesedet hanındaki içtima | hakkında ne biliyorsun? I
— Efendim, bu Cavid Beyin e-vindeki ietimalardan evveldi. Kemal Bey İzmitten döndükten sonra olmuştu.
— Cavid Eeyin evindeki ilk ietimada «İlk defa söz alan Canbulat Bey» dedin bunda ısrar edijror musun ?
—Evet.
— Kemal Beyin Terakkiperver fırka veya muhalif fırka ile alâkası ne vakit başlamıştır?
— Kemal Bey intibntta «İntihabat işlerinden sonra artık siyasi işlerle meşgul olmıyacağız. İktisadi faaliyetlere ehemmiyet vereceğiz dedi. Ben kendisine Terakki-• perverlerle teşriki mesai edip etmediğini sordum. cHayır. Ben fırka hayatından tamamile çekildim dedi.
— Halbuki Kemal Bey temmuz, haziran aylarından itibaren ikinci grup rüesasile müzakereye girişmiş, programı birlikte tesbit etmişlerdir!
— Gelen giden olurdu. Fakat bunların faaliyetinden katiyen ma lûmatım yoktur. Bana kendisi bir şey söylemezdi. Yalnız Şükrü, Can bulat Beyler sık geliyorlardı.
— Siz daima Kemal Bejin j-a-nmda bulunuyordunuz!
— Milli Şirketlerin hükümet nez dindeki işlerini takıb ediyordum.
— Hazır Mehmed, Kemal Beye gelir miydi?
— Ahiren gelir, görüşürlerdi.
— Ziya Hurşid?
— Tanımam kendisini efendim. —Ardahan mebusu Hilmi Bey?
— Gelir, giderdi.
— Abdül kadir?
— Pek seyrek.
—• Canbulat ve Şükrü Beyler?
— Son zamanlarda pek fazla gelip giderlerdi
— Ali İhsan Boy, babasının vefatı sıralarında İbtanbula gittiğinde bir suikasd teşebbüsünden şüb helenmiş ve srzi yoklamış, buna ne dersin ?
— Hayır efendim» böyle birşey söylemedim. *
— Nasıl olur! Ali İhsan Bey se nin eski arkadaşın. Sana sormuş..
— Hayır elendim katiyen sormadı.
— «Sana sordum derse ne der sin?
— «Yalan söj'Jemiş» derim.
— Ne mecburiyeti var, yalan söylesin? Bu mesele hâdiseyi tav zih edecek, başka bir ehommij-Pti yok.
— Efendim, söylememiştir; yok sa bendoniz itiraftan çekinmem.
— Şimdi muvacehe edileceksiniz?
— Peki efendim.
(Ali İhsan bey getirildi; muvacehe edildiler.)
Reis — Ali bej- Hüsnü beye ba kınız, kendisini tanır mısınız?
Ali İhsan bey — Tanırım efen dim.
— Sen süikasd hakkında kendisine şüpheni açtın ve söyledin değil mi?
— Söyledim efendim.
— Ne söyledin ?
— Bir suikasd/teşebbüsünde bulunacaklarını hissettim. Anlamak için Hüsnü beyin odasına giderek — Ne dersin Hüsnü bey? Hüsnü bey — Hayır efendim katiyen böyle bir şey yok, söyle sına söylemiş olacak.
— Ali bey yanılıyor musunuz?
— Hayır efendim, Hüsnü beje söyledim, suikasd şüphe ettiğimi söyledim.
(Zabıtaya hitaben) Peki, Ali İhBan bej-i götürünüz. (Ali İhsan bey götürüldü).
— Şu halde doğru söylemij'or-sunuz Haşan bey.
— Doğru söylüyorum reis bey.
— Peki Cavid. beyin , evindeki içtimada bir program kaleme alın mıştır. Buna ne dersin?
(Devamt var)
Okul - Aile birliklerinin yıldönümü yarın kutlanacak Okul - Aile Birliklerinin kuruluşunun yıldönümü münasebetile, yann, şehrimizdeki bütün ilk, orta okul ve li6eler de-merasim yapılacaktır.
Milli Eğitimde bir tayin
Dört aydanberi, Milli Eğitim Müdür muavinliğinde çalkan Ali Kozan oğlu; uhdesinde, yine kız ve erkek Enstitüleri ve teknik okullar kalmak üzere, ecnebi azmlık türk özel okulları müdürlüğüne tayin edilmiştir.
Vazifesine bağlılığı ile kendisini sevdirmiş olan Ali Kozanoğiuna yeni vazifesinde de başarılar dileriz.
-------g---------
Eminönü - Unkapam yolunun aç d mas um yakında başlanacak
Şehir Meclişi tarafından açılması na karar verilen Eni İnönü - Unkapa m yolu» üzerindeki dükkân ve hanla nn istimlâk İçi sona ermiş bulunmak tadır.
Dükkânlarla hanların tahliyesi hu susunda ilgililere yakında tebligatla bulunulacak ve yıkıma, nisan ayı i-çlnde başlanacaktır.
B>1YO ■ ■ ■ ■ ■ ■fH.ll
Ulaştırma Bakanı bir bizzat
cevab veriyor
7.2.948 tarihli nüslıauızın «Okuyucu Diyor ki» sütununda neşredilen Süreyya Gürer inandı mektub görülmüştür.
Süreyya Gürer, 15.6.948 tarihînde Erzurum transit deposuna şoför olarak tâyin edilmiş ve depodan çalınan lâstiklerin bulunmasında gay re il ; nakdi nıokle Iıştığı çimsta kâyet det de başka bir yenle tecrübe edilmek üzere bir kaç defa vaaife yeri değiştiribae sine rağmen buralarda da ftr mirlerine karşı serkeşlikten ve hâdise çıldırmaktan kendisini alamadığı ve bu sebeb-le çalışın iknasında fayyla bu Ilınmadığı anlaşıldığından hizmetine son verilmiş ve hizmet süresine göre müste-hak okluğu tazminat ve mev duntı da ödenerek idare ile ilişiği kesilmiştir.
Kendisine haksızlık yapıl-(lığından balısile 7.5.917 tarihli ve eski Arab iıarflcrile yazılı bir mektııb göndermiş ve halk tarafından vâki müracaatların eski .Arab luırfle-rile yazılı olanlarının kabulü nün 1S58 sayılı kanunla menedilmiş olmasına rağmen bur mektubda şikâyet konusu o-lan hususların müfettiş va-sıtasile mahallinde tahkikine tevessül edilmiş \e yapılan tahkikat sonumla hak-kındaki kararın değiştirilmesini ı icabettirecck görülmemiştir.
Keyfiyet saygı ile olunur.
Rö rühtüğünden dolayı mükâfatla taltif edil* boraber bu depoda ça-müddetçe tenbel, ge-ve serkeşliğinden şi-cdiidiğinden bir müd-
bir hal
tavzih
Ulaştırma
Bakanı
Şükrü Koçak
*
Karatük işçilerinin Başbakandan dileği
Sayın barbakanımız,
Eskişehir milletvekili Haşan Polatkamn işçiler hakkında vermiş olduğu önergemin tarafınızdan reddotuudu-ğunu gerek radyodan, gerekse gazetelerden öğrendik. Bundun dolayı Karabük demir ve çelik fabrikalarında çalışan 1K00 işçi ve diğer fah rikaiarda çalışan işçilerin ne kadar müteessir ve mağdur olduklarını burada yazmağa imkân yoktur.
800 - 900 lira ile geçine-mlyen sîzler 1150 lira ödenek ve ayrıca da yolluk ola* rak maaşlarınızı 3000 liraya çıkarırken öte yandan 50 lira ile geçinmeğe çalışan beş nüfuslu bir işçiyi hiç düşünmediniz mi? Düşünınediniz-se alâkadarlara emir verip işçilerin ücretleri ve geçim şartlan hakkında size yeni* fakat sahih malûmat vermelerini tenüıı edemez inisiniz?
Karabük demir ve çelik fabrikalarında işçi ITalid Bek taş 4628 iş No. lıı>
Sabıkalı bir lıtrsız yakalandı
Sabıkalı hırsızlardan Dursun ev -velkl akşam Atatürk köprüsünden geçmekte olan İsmail İsminde bir şah sın üzerine atılarak elindeki sopa L le iyice dövmüş ve cebindeki 200 U -
Tophanede işlenen cinayetin duruşması
Kafatası kırılarak öldürülen Abdullahın katili, suçunu inkâr ediyor
T elsiz
memurları
Fıkracının posta kutusundan:
Tophanede oturan Abdullah adında bir adam odasında ölü olarak bulunmuş ve ölümü kalb sektesinden ileri geldiği kanaatiyle defne dil m İştir.
Faka ta aradan bir müddet geçtik ten sonra savcılığa Abdullahın dövü-lelorek öldürüldüğü ihbar edilmiştir. Bunun üzerine cescd mozardan çıkan İdrak morga gönderilmiş, yapılan o. topsi neticesinde Abdullahın kafa tasının kırıldığı ve ölümün bu yüzden vuku bulduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tahkikatta Abdullahın ölü r^ünden bir gün evvel Galatada Bc-h;; Sevinç adında bir kamarotla kav
ga ettiği meydana çıkmış, Behlç Sevinç savcılıkça tevkif edilerek ikinci ağır cezaya verilmiştir.
Dünkü celsede sanık hâdise hakkında şunları söylemiştir:
— Vaka akşanu Galatada bir mey hanede içtlkton sonra eve dönerken Abdullaha rast geldim. Kendisi de çok sarhoştu. Bana çarptı ve bu yüz don aramızda kavga çıktı. Fakat İddi a edildiği gibi onu kafa tasını kıracak kadar dövmedim.
Mahkeme şahidlerln celbi için mu hakcmeyl başka güne talik etmiştir.
----------
Bareme alınmakla uğradıkları haksızlığı B. M. Meclisine bildirdiler
Devlet Denizyolları idaresinde ça lışan tcİ9İz memurlarının Bakanlar Kurulunun son bir karan ile bareme al umudan ilgili memurlar araamda derin bir teessür ve hoşnutsuzluk yaratmıştır.
Büyük bir feragati a çalıştıkları meslekte esasen ötcdenberl takdir
BELEDİYE DE
ÜNİVERSİTEDE:
Belediye büdcesi tekrar incelenecek
Bir müddet evvel valinin başkana ğında Ankarâya giden heyot üyelerin den Sadi Bek ter, Atıf ödül ve Hilmi Uygun^r. dün şehrimize gelmişlerdir.
Sadi Bckter, kendisile konuşan bir muharririmize heyetin Ankaradaki temasları hakkında şunlan söylemiştir/
— Gerek başbakan gerekse İç İşleri ve maliye iba kanlan Belediye büdceaiudekl açığın kapatılması me. selesi üzerinde memnuniyet verici bir ilgi ile durdular.
Büdcemiz yakın bir zamanda bakanlar kurulunda, yeniden tadkik o-Ilınarak bir hal çaresine bağlanacaktır. Fakat gelecek yıllarda hükümet ^rardınunın no şekil alacağı belli gridir.
-- —o
SAĞLIK
de-
Büyükadada bir sanatoryum kapanıyor
----------o----- Hastahanenin tekrar açılması ı»e hastaların açıkta kalmaması için tedbir alınacak
Büyükadada Dr. Musa Kâzım verem hastahancsl, bazı sebebler yüzün Jen kapanmış ve bu hastahonede tr Javl olan hastalar müşkül durumca ka’ıv şiardır.
Vcrcnye mücadeleye hız va.’ldlğl bir zamt:. a bir hadahanenlü her nu sebebi*- :rsa claua kapanması te-cssü’i' ’ şjlanrraştır.
Bu l.oı .»ata malûmatına müracaat cttiğinılr sağlım müdürü Dr. Faik. Yatgıc. şunları 3*yıcmlştlr:
— 2 ı yıklaııburi faaliyette bulu -nail bu has tali ono hususî idi. Hasta-hane sahibi» Dr. Feyzi AldemU. has-t ah a nevi eski dahiliye mütehassısı Dr Cfalib Sezene satmış bulunmakla dır. hanenin yakında açılacağı-
nı Uoıid etmekteyim.
Buradaki hastalar gittikleri yerde yatak bulubilirler ise do, bu hastaha-iıenuı uzun müddet kapalı kalmasının | muhite, zararı dokunacağı muhakkak tır.
Hastalıanenln bir ân önce açılmasını sağlamak için gerekil tedbirleri almakta geçi km iveceğiz-
RMP— -»—■■■ ■■ ■
rayı alıp kaçmıştır.
Dursun savcılığa teslim edilmiş -tir. ■’ ' ’ " •• ? -;
Hukuk fakültesinde
sömestr usulü
Bundan bir kaç gün evvel, Hukuk fakültesi yönetim kurulu tarafından alınan son bir kararla; hukuk fakültesinde, gelecek yıl meriyete girecek olan som estir uaulüno hazırlık mahiyetinde, yeni ve geçici bazı hükümlerin bu yıl içlndo ilgili talebeye tatbik edileceğini bildirmiştik.
Tatbikine karar verilen geçici hd kümler, yeni tedrisat ve imtihan la İLmatnamesi ile birlikte mart ayı için de Senatoya arzedilecektir.
Diğer taraf dan, iktisad fakültesi yönetim kurulunun sömestlr usulü hakkında hazırladığı, imtihan statü -sil. son şeklilo Üniversite Senatosuna verilmiş bulunmaktadır.
POLİSTE
Bir sabıkalı arkada* şını tabanca ile vurdu
Tanınmış sabıkalılardan Mehmcd Aşen evvelki gece saat 20,30 raddele rinde Uzunçarşı caddesinde bir meyhanede içki içerken, eakidenberi aralan açık bulunan arkadaşı Ali Çavuşun oradan geçtiğini görmüş ve tabancasını çekerek iki el ateş etmiş -tir. Ali Çavuş kanlar içinde yere serilmiştir.
Bu esnada vaka yerine yetişen Be yazıt karakolu bekçilerinden Alâad-din mıçluyu yakalamak istemişse üc Mehmed Aşen kaçmağa başlamış ve taklb edememesi İçin bekçiye ateş et miştlr. 1
■
Suçluyu yakalıyamıyacağım anlı yan bekçi Mehmede tabanca ile mukabele etmiş, fakat çıkan kurşunlardan birisi Pakize adında bir kadını a ğır surette yaralamıştır.
Bu esnada ayağından yaralanan Mehmed hastahaneye kaldırılmış, Pa kize tedavi altına alınmıştır.
-----— - -tu----- — - —
Rokfeller müessesesi sağlık rmiuu^sillei'i şehrimizde Rokfcller müessesesi milletler ara. n sağlık dairesi direktörü Dr. B. Bruce ve Hastabakıcılık teşkilâtı temsilcisi Mis Warlcy, dün sabah u-çakla Ankaradan şehrimize gelmişler, sağlık müdürü Dr. Faik Yarğıcı ve hastahanc baş doktorları tarafından karşılanmışlardır.
Rokfeller müessesesi sağlık mümessilleri Park Otelde misafir edilmişlerdir.
Sağlık mümessilleri bugün şehri-
bu
ve teşvik görmlyen telsizcilerin bare me dahil edilmekle uğratıldıkları mad dİ ve manevi mağduriyet kararı; vak tinde tashih edilmediği takdirde, Dev let Denizyolları idaresi elindeki ele -manian da kaybedecek, hattâ ileri de çalıştıracak telsizci dahi bulamıya çaktır.
Diğer tarafdan telsiz memurları elliyi mütecaviz bir dilekçe ile acıklı durumlarını Büyük Millet Meclisine arzetmlşler, baremden çıkarılmalarını ısrşrla istemişlerdir.
----—. o-
DENİZDE
*
“İstanbul,, vapuru bugün g diyor
--------o---------
Yolcu Salonu re liman sıkı bir muhafaza kordonu ile çevrildi
İstanbul yolcu vapuru bugün saat 12 de Marsilyaya müteveccihen limanımızdan ayrılacaktır.
Gümrük muhafaza başmüdürlüğü bundan bvle lstanbulun geliş ve gidiş günlerinde Galata yolcu salonun -da alınacak tertibaü; eskisine naza -ran daha ziyade arttıracak, muhle -mel teşebbüsleri vukuundan evvel ön lemeğe çalışacaktır.
Bu ^rada Upıan diin. geceden itibaren sıkı bir muhafaza kordonu al tma şlpuıuştır. •
llgıhleTin verdikleri malûmata gö re„ İstanbul vapuruna» hareket günle, r'me takaddüm eden günlerde yüklet!-len komaayalar da her ihtimale karşı kontrol edilecek, yiyecek maddeleri -nin, ihtiyaç listesinde gösterilen mik-dara intibak edip etmediği tartıhunıC saretilt meydana Çıkarılacaktır.
Kütahyalı okuyucum Ömer Kuş gönderdiği bir mektubda u-mumi bir derde - dokunuyorı Ankara radyosunun ma hu d alafranga merakına. Vakıa yaza, çize bir aralık büsbütün kaldırılmak istenen alaturka musikiye yayın programlarında oldukça geniş bir yer verdirmeğe muvaffak olundu amma bu kadarının da umumi efkârı tatmin ötmediği anlaşılıyor. Bakın sayın Ömer Kuş ne diyor: ' ’> \ İljS .
«Muhterem Fıkraoı,
Bir okuyucunuzun ricaaile Parslarla muhayyel mülâkatını okudum. Benim ve Arsianlarla, Parslarla vo ne de Ozgeevrenlerto işim olmadığından bu hususta bir rica veya toklıfinı yok. Benim yapaoağını teklif pek kolay o* lacağı için bundan ötürü gondorecck hediyem de yok. Mülakatı yaparsanız da yapmazsanız da gücenıniycceğım.
Efendim. Ankara radyosunu idare edenler acaba neden bu kadar alafran gaya ehemmiyet veriyorlar da benim öz malım olduğu bir yerden benim aşı ladtğım ve benim benliğimi terennüm eden muoikide lâkayd kalıyorlar? Yoksa garbhlar Şuberti, Mozartı, bilmem şunu bunu çalmayı bilmiyorlar da onun için mi bu hizmete daha e-hcınmiyet veriyorlar?
Radyonun ibresini hangi istasyona getirirsek ınuakkak kı kendi anladıklarını çalıyorlar. Böyle olduğuna göre bizimkiler neden böyle hareket ediyor. Enerinden gelse bütün vakitlerini o işe hasredecekler galiba. Eğer Türkçe musikisine tahsisatları azsa nasıl ki o bir işe olâMarla yapıyorlarsa bu esas yapılması lâzımgelen işe de plâklarla yapsınlar. Sabah kalkıyorum alafranga... Yatıyoruz alafranga. Bu böyle devam ederse aldıkları paraiacı helâl etmeyeceğimizi bildirir bu husuf ta yapaoağınız hizmete mukabil hediye olarak terinizden
da Allah razı oiaun der, eh hürmetle öperini.».
Okuyucunuz Ömer Kuş
— Son günlerde gazetelerin
yÜTFFFFRİK
Jandarmanın emniyet teşkilâtından alınması isteniyor
23 a rai; k ta sona eren örfi idarenin lâğvmdan sonra, asayişi sağlamak nıaksadile vilâyet emrine verilen 400 jandarmanın bugünkü şartlara göre emniyet teşkilâtından alınması lüzumu ileri sürülmektedir.
ilgililer jandannatarm devriye o-larak gezmesine lüzum kalmadığını teyid etmişlerse de, örfi idare tarafından kapatılan gazino ve barlann açılmasından sonra asayişin bûzula-bileceği iddia3iie iç işleri bakanlığın ca şimdilik buna imkân olmadığı be-lirtdmekfcediıı.
Diğer t a: aldan öğrendiğimize göre içkili yerler ve barlar hnkkımiHki ta-iımritnamenin tatbikinden soııraC şeü riıu asayiş vaziyeti tekrar bakaalıŞtv bildieüecektir.
mizin sağhk ıuerkcalerile, hastabakı . cı ve laborant müesseselerini gezeceklerdir.
Fıkracı
feryadı karşısında Ankara radyocu a* laturka musiki bahsinde biraz imana . gelir gibi olmakla beraber yarım saatlik fasıl sazının, Tarihi* Türk Musikisine. Yprddan Seslere tahsis olunan sayılı dakikaların dinleyicileri talinin etmediği de muhakkaktır. Devlet elinde bulunan hor teşkil gibi, Ankara radyosu da, bugün Türk dinleyicileri taın ınânasile tatmin edemiyor.
Gcieftm okuyuoumun bazı sualleri» ne: Bizzat radyoda vazife alınış Türk çocuklarından çoğu da alaturkayı elbette alafrangaya tercih eder. Sonra □arb musikisinin hayranı geçinenler-don çoğunun da bu işten bizler kadar çakmadıkları muhakkaktır. Opera par çalarını süze, süze dinliyenlcrden çoğunun içlerinden:
— Şu zırıltı bir sussa da başımızı dinlesek dedikleri muhakkaktır. Yalnız lâf olsun, bilgjç görünelim diye a-1 a frang a musiki heveskârlığı taslarlar. Söylemesi sizden, yazması bizden. İltifatlarınızı - arkadaşlara ve patrona tebliğ ettim. Bilmukabele selâmlar o diyorlar.
Aman iş tavsamasın!
1 inçtik: faziletine çarparak darmadağın olmalıdır.
İşin ehemmiyetini azaltmağa, bu hâdiseyi âdi bir kaçakçılık vak’ası derekesine indirmeğe gelmez. Dönen rivayetlerin şekline bakılırsa listede akla hayalo geimiyen isimler varmış, o kadar ki okuyanlar her isimden sonra bir sürü: «A... 0...» gibi sesler çıkaracaklarmış.
Dahası var:
Kaçakoılık şebekesinin yakalanma-ıı, «Lüküs hayat> yaşıyan muhillerde büyük bir keder ve elem havası yaratmıştır. Lüküs çeşmesinin bu tıkanan yolu giyinmek ve süslenmekten başka bir mevcudiyeti olmıyan bu kadınlara göz yaşı dökiürüyormuş.
Devletin emniyet teşkilâtı, vatandaşın hakkını aramak hususunda tam kendini gösterecek bir vakıa karşısında bulunuyor. Bütün millet ve efkârı umumiye gözlerini gümrük muhafaza ve polis emniyet teşkilâtına dikmiştir. Onun göstereceği selûbejin neticesini bekliyor.
Aman şu listeyi bir görelimi Bu işi tavsatmağa gelmezi
O dakikada Verda. yattığı yerde, demir gibi iki kolun ince vlicudtlnU sardığını geniş bir göğsün omuzlarını, kalbini ezdiğini hissederdi sanki... Vücudüniln her zerresi, ateşe yaklaşmış gibi kavrulurdu.
—Geldin. Artık gitmiyeceksin!
Bu sesteki ataş, bir insan varlığı tutu şd ur mağa k&£i 1Jİ.
— Yürü Verda: bahçeye çıkalım.
m
■
Bu gümüş gecenin koyguna girelim Biliyorsun ya,, bizim gümüş gecelerimiz vardı.’ Bu da onlardan biri.
O zaman genç kız, birdenbire, da « marlannın korku ile» sertleştiğini du-ı yar, uzaktan büe o korkunun, tesiri | altında kalırdı.
Kendisini hülyanın»-avutucu kanat larına bırocak yerdo Metine şöyle ve tvab verdiğini düşünürdü:
— Hayır; Oraya gidemeyiz. O bf ı zl görür. Lâmbasının ışığını üatümll-l re çevirir, bizi seyreder.
I — öyle ist‘ burada kalal.m yav -rum. Gey şu geniş kanepede yan ya i na, kucak kucağa oturalmu Sana söy f liyecek ne kadar şeyim var bilemez sin. Viyonaya gönderdiğim uzun mele I’ tublarımda sana İstediğim şeyleri ya I zamadım. Fakat evvelâ gözlerime ’ bak. Başını kaldır. Seni bu gümüş yağmuru altında doya doya seyrede yim Verda, gözlerim yana kanamıyor
■ Seni İçime almak, varlığıma katmak I •
İstiyorum. Bana dudaklarımn •»teşlnl ver sevgilim. Yakıcı nefesini ver!
Fakat, bu yakıcı hayal, müthiş bir
r
Aşk ve his romanı
Muazzez Tahsin LERKANO
—eT—_ - *
Tefrika : 68
agn halinde genç kızın kalbini ıstı -rabla titretir. Yorganını fırlatarak yatağından çıkar, lâmbayı yakardı. Bu kadarına sinirlerinin dayanması na imkân yoktu.
O zaman, açık pencereden kala -balık Viyana sokağının karışık, şa -şırtıcı gürültülerini duyar, uzak ha y&Lİ bUsbütün uzaklaşır, acı hak 11 aitle karşı karşıya kalırdı. Böyle buhranlı gecelerinde Vcrda, yanakların -dan sızan göz yaşlarını kurutamıyaca ğmı anlayarak yllzünü, saçlarını soğuk su ile yıkar, eline bir kltab alır, unutmak, düşünmemek için büyük bir irade kuvvotl sarfeder, okumağa uğraşırdı.
Bu çılgın gecelerin sabahında da Metinden bir mektııb beldeme, önün tatlı sözlerinin hasreti, tâ postacının gelişine kadar içini yakardı.
Bu ayrılık ne kadar zaman süre -çekti? Bugünlerin sonu ne vakit ve nasıl gelecekti? yşvaş yavaş cesaret’ nüı kırılmağa, sabrının tükendiğini
anlan;aga başlamıştı* Bunu mektub l&rında belli etmemeğe çalışıyor, ora daktlerhı her birine Vlyan&daki dop dolu hayatından bahsediyordu. Fakat bu bitme tükenme bilmeyen ayların geçmesini, uzun ayrıhğm sona erme sini, tekrar güzel Istanbula, onların yanma dönmeği ne kadar »öziüyordul Acaba bu hiç olmayacak bir istek mİ mi idi? Bu uzun ayrılığın sonu gelmeyecek miydi? Gelse do ne zaman ve nasıl?
Verda bu sabırsız ve heyecanlı dü şünceler içinde yaşarken, bir yandan da sanata ciddî ve siatemli bir şekil, de devam etmekten geri kalmıyor, hasretin ve yalnızlığın ruhunda yaktı ğı ateşin tesirde yeni eserler yaratı yordu. Bunlar, hakiki bir mtialk aş -kile yaşayan konservatuar hocalarının gözlerinden ve kulaklarından ka ra nazdı. Hele vaktlle, daha on beş yoşrnda iken onu dinlemiş oıan ihtiyar profesör M. H bu kompozisyon-farda hususî bir şahsiyetin aklilerini
•vı
görüyor, onlarla yakından maşgul oluyordu. Bu alâkasını muhabere halindo bulunduğu eski dos tu Turhan Yılmaza da, mektublarile bildirmekte idi.
işte uzak bir memlekette yaşayan bir Türk kızının kolandan tutan, o-nun yüksük kabiliyetim dünyaya bildirmeği üstüne aiaa da bu ihtiyar Al man profesör oldu. Bir gün Verda-yı evine çaya davet ottı. Oiuukça kalabalık bir topluluk huzurunda ona, evvelâ ölmez eserlerden bir kaç tanesini, bu arada Verdimin on iyi çaldığı Şoponden bir çok parçalan çaldırdı’ ve nihayet onu kendi kompozisyonla nnı da dinletmek zorunda bıraktı. ’
Seçkin dinleyici gurubu üzerinde genç kızın piyanosunun tesiri o ka -dar kuvvetli oldu kİ, orada bulunan ve profesörün mutlak gizli bir malc-sadla davet ettiği bir mcnecer, Ver. daya bir kaç konser vermesini teklif etti vo profesörün yanında hemen bir proğram hazırladılar, bir mukavele
* e
o
dti amil bir
iaıaa ettiler, gidecekleri şehirleri tes bit ettiler.
A'ei'da. bu büyük müjdeyi, lıerkes ten evvel Turhana yazdı; fakat ce -vab olarak ancak bir telgraf aldı. Halbuki o, lıocasınm bu vesile ile a-zun bir mektub yazacağım ummuş ve beklemişti. Iküıcl posta ile Meti -nin birnıektubu ile bir tomar İstanbul gazetesi gelmişti. Gazetelerde onun muhtelif pozda resimleri ve hayatına sanatına aid bir çok yazılar vardı. Memleket Verda Beılc ile iftihar etmekte idi. Onun doğuşuna aid sırrı kimse keşfetmediği için herkes Ver-dayı Turhan Yılmazın yeğeni sanıyor ayni ailenin yetiştirdiği bu iki büyük sanatkârı övüyordu.
Bunları alelâcele okurken genç kı zın yanakları al al oluyor, kalbı hızla çarpıyorduı Bu çarpıntının birazı da Metinin şişkin zarfını açmak iste gülden gelen telâştı. Evvelâ umumî yazılara göz gezdirecek, sonra da di-
van üzerine rahatça uzanıp sevgili*-1 sinden gelen haberleri okuyacaktı.
Metin kim bilir ne kadar sevinç | li idi. Bıı mektubu mcneceri ile birlik te turneye çıkmadan evvel aldığına pek meninim oldu. Yolda hep o te - ı lâş v® endişe içinde kalacaktı. .
Zarfı İv 1» candan eli titreyerek aç I tı ince, uzun kfığıdlar kucağına düş. I tü.
AVrdam, sevgilim;
★
Gönenden (R. A. R.) rutınızile :ııek tub gönderen zata;
Fıkracı — Sanki biz İstanbullular has ekmek mi yiyoruz samyoestmuz? Receb Pekerîn hovardalıklarını ve Atıf inanın cemilelerini bütün memleket yüzde yetmiş mahlut ekmek gevelemekle ödüyor.
Mes ullerden hesab sormak meselesine gelince bu gidişle:
— Bu ekmeğin nesi var? Niçin beğenmiyorsunuz? Sizi hainler sızıl... diye galiba onlar bizi sorguya çeke çekler. FIKRACI
Şehir Meclisi bugün toplanacak
Şehir Genel Meclisi, bugün saat 15 de toplanarak, muhtelif meseleleri müzakere edecektir.
Bu arada büdeenin tasdiki için An karaya gidip dönen heyetin, temas. lar hakkında izahatta bulunması vt geçen toplantıda ekmekten yapılan şikâyete belediye reis nru&vini Muh* I tar Açana cevab vermeal muhtemol dlr.
---------o----------
Fenerbuh^enin Kızdtoprak stadyomu büyütülecek Fenerbahçe spor klüblkne aid Kı- . zıltopraktaki stadyomun beton tribün lerle büyiltütm esrine karar verilmiştir.
Bu münasebetle pazar günü bir t? mel atma töreni yapılacaktır.
u B A T 1948
1
um
■
I
(Devamı var)
1363 Rumi K. sânl
31
Kasını
i
3
CUMA
98
I3W
H*cri Reblül-
fthır
2
Vakitler
Güne»
Öğle ikindi
Akşan Yatsı
İnisöi
AY 2 — OÜN 42
S.
6
12
15
17
19
5
Ezani
S ı
6
9
12
1
1 1
18 İ
49
41
i
D. P. den milletin
Bekledikleri
Puad Köprülü Rus ilim Akademisi üyeliğinden çıkarıldı
Yunanistandaki son harekât
$elâniğe taarruz eden çete kuvvetleri püskürtüldü, bunlardan yakalananlar halka teşhir ediliyor
I Moskova 19» (A. P.) — Bugiln^ X Pr.ıvda: gazetesinde çıkan bir ha’
> ı *• göre, profesör Mehmed Fuad(
jKöp' ülÜ, Sovyetler Birliği îllm A-1 >kademi8i «Muhabir üyeliğinden»] ( çıkarılmıştır. '
> Pravdaya göre, bu karara pro tfesörün harb sırasında * Alman Fa fşist mütecavîzlerlc * idame ettiği
âmil olmuştur. '
Pravda, profosör Fuad Köprü* : iniuı Türk yüksek okullûrıhda-J kl Hitler ajanlarına-» sempati gösi • -i niş olduğunu ve Türk basının-] eı Sovv. tler Birliğine iftiralarda’ bulunmuş okluğunu da ileri sür inektedir. j
Profesör Köprülü 1928 yılında) >ovx t İlim Akademisi muhabir] üyeliğine seçilmiştir.
İtalya ile Fransa arasında
Bir Gümrük birliği ihdası ifi onaylandı
J
Korna 12 (A. P.) — Bugün İtalyan hükümeti Fransa ile bir gümrük bir lığ: ihdasını onaylamıştır.
İki memleket arasındaki gümrük leriıı ittihadını plânlaştırnıış olan kar ma bir Italyan - Fransız komisyonu nun raporunu tasdik eden kabine ay ni zamanda dış işleri bakanı kont Sfoı*zaya, Fransız makamları ile temasa geçip andlaşmanın ikmalini müzakere etmesini bildirmiştir.
24 aralık 1947 de hazırlanmış o -lan İtalyan - Fransız komisyonunun raporu geçen ajF zarfında Fransız ka binesi tarafından da onaylanmıştır.
Bundan başka İtalyan kabinesi gö Çen yıl zarfında Fransa, Belçika, Bu) garistan ve Portekizle akdedilmiş o-l.ın ticaret andlaşmalan ile ilgili kararnameleri de onaylamıştır.
Diş i-plcri bakanı Sforza, geçen t»-mmuz ayındaki Paris Konferansı sırasuyJa bizzat kendisi tarafından ı •- ’if edilmiş olan İtalyan Fransız gümrük birliği hakkındaki hükümet karannı memnunlukla karşılamıştır.
—----------o----------
C n ki ada’a da s d ı~tl; zelzele
Atina 12, (A. P.) — Pazartesi gü-adalardan Karpatos adasında bir zelzele olmuş. 50 ev yı-137 kişi ağır; 113 kişi hafif yaralanmıştır, ölen olduğu
nü or.ıki
sıddc.h
w
kıL üş.
olarak
hakk; la henüz hiç bir malûmat yok
bir deh mu hiarı öidlrdü kendisi de jandarma kurşunu iie öldü
Atina 15, (A. P.) — Harbiye bakanlığının dün resmen bildirdiğine göre, salı günü SelAnlğe taarruz e. den çete kuvvetleri hemen hemen ta mamiyle pilsklirtülmüştür. Son çarpışmalarda 71 çete ölmüş, 98 1 esir edilmiştir. Ondan evvelki çarpışmalardaki telefatla beraber, çetelerin bu taarruzdaki kayıbları (ölü ve eslr> 263 ü bulmuştur. Bunlardan yalın» 10 ü silâhsızdır.
Sel&niği bombardıman eften topun kaidesi ve tekerleği bulunmuştur. Bu nun 75 ilk bir Alman Skoda topu oldu gu anlaşılmıştır;
Taarruza geçen çete kuvvetleri 350 - 400 kişi tahmin edilmektedir.
Atina 12 (A. A.) — Selûnik ku -mandanlığı 10 şubatta Selânlğl bombardıman eden çeteoller grubuna nıensub 103 esiri halka teşhir için şeh rLn sokaklarından geçirtmiştir.
Filistin Mes’elesı
Arab partizanları da Filistin® yirmiye başladı, İngiltere Dış İşleri Bakanlığı bu hususta bir tebliğ neşretti
Fu>ndra 12, (A. P.) — Bugün ba-j sın muhabirlerine beyanatta bulunan diş işleri bakanlığı sözcüsü, Büyük Eritanyaıun, Filîstine komşu memle ketlerden, sınırlarını geçmeye teşeb-b/. edebilecek çetelere karşı müteyakkız davranmalarını istediğini a -Çıklamıştır.
Diğer tarafdan İngiltere Eirleşmiş Milletler Filistin Komisyonuna da dün müracaat ederek 7G0 kişilik bir
Arab grubunun Filistindeki Şamar* ya bölgesine girmiş olduğunu haber ( vermiştir. îngilterenin, bu Arab par tizanlan Filistinden çıkarmağa teşeb büs edip elmiveceğine dair sorulan * cevablandıran Bakanlık sözcüsü, bu gibi tedbirlerin Filistindeki daha hayati bölgelerden muazzam kuşetler çekilmesini icab ettireceğini söyle -miştir.
Şam 12, (A. P.) — Yahudi cAlli-ance mektebinin bombalanıp hasara
uğramasını müteakib, bugün eski şe-; hirdeki yahudi mahallesinin muhafa zasına sivil polisler memur edilmiştir Ayrıca 10.000 yahuûinin yaşamakta olduğu bu mahallelerde yahudi muhafızlar da devriye gezmektedir.
Polis, mektebin bombalanması hak kında iki faraziye ileri sürmektedir:
1 — Bombanın, propaganda ve ka nşıklık çıkarmak maksadivle, müfrit yahud: elemanlar tarafından yerleşti'
rilmiş olması,
2 _ Hâdisenin, Filistin olaylarına kızıp Suriyeli yahudilorden intilcam al mağa kalkışan bazı sorumsuz genç ler tarafından tertib edilmesi.
Tahkikata devam etmekte olan po lis, hasarın hafif olduğunu kaydet -m ektedir.
BÎR BEYANAT
Kahire 12, (A. P.) — Bugün bir gazeteciler toplantısında beyanatta bulunan Arab Birliği Basın şubesi şe fi Esad Dağer, ezcümle şunları söy İçmiştir:
cFilistine Arab orduları sevkedip etmemek meselesi, Güvenlik Konseyi nin uluslararası bir polis kuvveti teş kili kararına bağlı bulunmaktadır.
(Ar ablar, FiUstine gönderilecek u luslararası her hangi bir kuvvete kar şı savaşmak azimlerini ilân etmişler dir. Ancak Arab Birliği, ihtimallere dayanan kararlar veremez.»
Esad Dağer, Arab Birliğinin son oturumu sırasında Libya meselesini gözden geçirmiş olduğunu açıklamış ve bu konuda şunları söylemiştir:
« Birliğin, halen 4 devlet dışişleri bakan muavinleri tarafından tetkik e dilmekte olan bu mesele hakkında du rumu şudur:
«Bu eski İtalyan sömürgesi bağım sizliğına llvuşrtdan veya Mtaırm vesayetine girmelidir.»
japonyadaki İngiliz işgal kuvvetleri
İngiltere bunların mevcudunu yavaş yavaş azaltmağa karar verdi ralyanm 11.000 ve Yeni Zel&ndanın 300 kişiden ibaret öldüğünü açjkla * j nııştır.
t
Ankara, 12 (Hususi) — Kızılca-bamanıın Akkaya köyünde feci bir cinayet işlenmiş ve bir deli muhtarı öldürmüş, kendisi de ölü olarak ynkalnnabilmlştlr. Haber aldığımıza göre hâdise şöyle olmuştur: Yusuf adında birisi bir müddet evvel akli muvazenesini kaçırarak tedavi edilmek üzere İstanbuJa gönderilmiş ve bundan üç ay evvel de iyileşerek köyüne dönmüştür. Ancak I so zamanlarda Yusufun hastalığı nüksetmiş ve sağa sola saldırmaya hakladığı İçin köy muhtarı Ömer Coşkun Yusufu hastahaneye sev-kctınek üzere yanma dört jandar-l fcna alarak Yusulun evine gitmiş, kapıyı çalmışlar, açılmayınca zorla açarak içeri girmişlerdir. Karşıia-îrjn^a jandarmaları gören Yusuf 32 e I,Hin uzunluğundaki bıçağmı çeri;, -k birdenbire Ömere saplamış, tır. Ömer derhal ölmüştür- Yusuf .«fcundan sonra jandarmalara da sal 1 jrhrmgya başlamış, bunun üzerine Jandarmalar tarafından korkutarak üzere atılan silâhtan çıkan bir »ursun Yusufa İsabet ederek onun *3a ölümüne sebeb olmuştur. Tahkl kjia başlanmıştır.
İlkokullar için yeni bir program
Ankara, 12 (Hususi) — Millî E-Jltinı Bakanlığı ilkokullar İçin yeni Jt>ir program hazırlamaktadır. Bu programa göre bundan sonra 11, İlçe. köy okullarında esas olarak bir tek program dahilinde öğretim yakıla'aktır. Programm uygulanılası nda mahallî şartlar ve İhtiyaçlar (la göz önünde bulundurulacaktır. Bu programın hasırlanmasından sonra orta okul ve İlseler için 0e bir program hazırlapacaktır.
Londra 12, (A. A.) — Bugün hü. , kûmetçe yayınlanan resmi bir tebliğe göre, İngiltere pek yakında Japon yadaki askeri işgal kuvvetlerinin mev cudunu yavaş yavaş azaltacaktır.
Tebliğde şöyle denilmektedir:
General Mac Arthurun başka nlı -ğında bulunan Japonyadaki müttefik askeri idaresinin elde ettiği başarı 0 zerine bu azaltmaya başlamak mürn kün olabilecektir. Azaltma işi Birle şik Amerika, Avusturalya ve Yeni Ze • landa taraflarından da tasvib ve ka1 bul olunmuştur.
İngiltere savunma bakanlığı söz -cülerinden biri, japonyadaki İngiliz işgal kuvveti sayısının halen 3000, Birleşik Amerikanın 80.000, Avustu-
Bir A*on âlimi Londradan gizlice Amerikaya gitti Londra, 12, (A. A.) — Üç gün vel Danimarkadan Londraya gelmiş olan Nobel mükâfatını kazanmış o -lan atom babası adile tanınan Prof. Niels Bohn, bugün gizlice Nevyorka hareket etmiştir.
Birleşik Amerıkaya harekete hazırlandığı »ırada Prof. Nielsln nerede bulunduğunu ancak bazı dostları ▼e bu arade atom enerjisi konseyi es
i1
ev
(Başmakaleden devam) lerden bir türlü sökülüp atılamamaktadırlar. Yoksa İzmir halkı Saraçoğlu gibi bir adamı Büyük Millet Meclisine milletvekili olarak gönderir mİ idi? Ahmed Emin Yalman bile, «Hikmet Bayur kendisini haklı olarak Manisa milletvekili sayıyor» demekle yolsuzlukların apaçık vücudünü kabul ve i-tiraf etmiştir. İşte bütün bu antidemokratik kanunlar harıl harıl ı yürürlükte ikeıı emniyet, huzur ve Demokrasiden nasıl bahsolunabi-1 Ur?
t'ç yıl mücadeleden sonra elde I edilebilen netice nedir biliyoruz: Baskı yapau valilerden bazıları I faraza Fazlı Güleç ve Şefik Soyer-lere İzmirdon İzmlte veya Konya-ya ufacık bir seyahat yaptırıldı. Bütün memleketin üç yıl feryadına .karşı bu kadarla mı iktifa olunacaktı. Ve bu muhalefet için bir basan mıdır? Hiç sanmıyoruz, Çünkü Fransa, hükümeti bile ı ’as halkını ve Fas sultanını memnun etmek için sultanın tek rica-1 sı üzerine Faştaki Fransız komiserini vazifesinden affetmiş idi. Bir hükümetin halk efkârına bu ka-darcık mümaşatını büyük bir zafer saymak gülünçtür. Hattâ I ran sız yüksek komiseri M. Labonne başka yere nakledilmemiş» vekâlet emrine alınmıştı.
Şu hakle bu vali değişiklikleri Iıer hangi bir galebe *ve zafer değildir. Maamafîh Şefik Soyer az-ledilse ve mahkemelere sürülse de yine muhalefet için büyük bîr destan sayılmaz. Çünkü asıl hedef şahıslar değil kanunların değişmesidir. Çünkü eldeki kanunlarla bugün Soyer, yarın başka bir er baskı manivelasına müracaat edebilir.
Muhalefet son fırtınayı dağılmadan atlattığına göre şimdi ciddî olarak Hürriyet Misakını tahakkuk ettirmeğe çalışmalıdır. Teenni ve ihtiyat tavsiyelerini ta ma mile bir tarafa bırakmalıdır. Çünkü bu teenni tavsiyeleri halkı uyuşturmağa mahsus iktidar partisinin ninnilerine, Saracoğluların ve Hilmi Uranların dinlemekten bıktığımız klişe demeçlerine çok benziyor. naıouKi, halk ve geniş kitleler ıztırablarıııa hakikî çareler arayorlar. Şekil ve kalıp değiş-melerile razı olmıva mütemayil değillerdir.
Ruhlarda tahavvül istiyoruz ve seçim kanunu değiştirilerek yeni seçimlerin yapdma&uu arzu ediyoruz. Tâ ki bu milletin mukadderatına halkın M»n vo kesin arzularına tam terceman olanlar el koysun. Biz eminiz ki yeni bir seçim, serbesti dairesinde cereyan etmek şartile. Halk Partisini iktidar -an dalyesind ■» söküp atacaktır. Müfrit Halkçıların seçime bir türlü do kuııınak istememeleri de bunu bildiklerindendir. Onlar istiyorlar ki, iki yıl daha bu karışık durumdan faydalanarak koltuklarda o-tursunlar...
1 ENİ SABAH
Birinci Nillet Meclisi üyelerine maaş bağlanıyor
Ankara, 12 (Hususi) — Heyeti Tenıslllyeal üyelerile birinci B. M, Meclisi üyelerinden .sağ olanlara 350 şer lira .ölenlerin yetimlerine 175 şer lira aylık bağlanması hakkında hazırlanan tasarıyı Büdce komisyonu bugünkü toplantısında kabul etmiştir.
T
ki İngiliz konseyi başkanı Slr Jhn Arıderson, eski başbakan Çörçllin harb sırasında fenni işler müşaviri bulunan Lord Chemell bilmekte idi -ler.
Niels Bohn, 1943 senesinde Dani -markadan kaçarak Birleşik Amerika ya gitmiş ve atom bombasının imali için yapılan araştırmalarda başlıca rolü oynamıştır-
I|Günürıenteresan haberlerij
Gizli bir Nazi teşkilâtı
Viyana — Amerikan böl-geaindo Balezburg’da gizil bir Nazi teşkilâtının meydana çıkarıldığı resmen teyid edilmektedir. Do kuz e3ki Nazi tevkif edilmiştir.
(A.A.)
Müdhiş bir uangın
Roma Vl — Müdhiş bir yangın Vivceliei yakjnmda bulunan Varallo Madonaa^ mâbedlni tah-rlb etmiştir. Bu aro.da birçok sanat eserleri de harab olmuştur. Zararın Çök yüksek olduğu tâlimin edilmektedir. u.A.‘
20 kere idânıa mahkûm edildi
Atina — 1044 yjh aralık , aynıdaki ihtilâl sırasında yirmi | jandarmayı katletmekle suçlu bu 1 lıuaan Syprldon Oapanelli, Atina J Ceza nıahkemosl tarafından yirmi
kere İdama mahkûm, edilmiştir.
Diğer taraftan mahkeme, aynı devre içinde birçok cürümler İplemiş olmakla suçlu Mlltiadi Tq-lonls hakkında da idam karan ver mlştlr. (A.A.)
Bir Rus film direktörü öldü
Moskova .*3 — Rusyanın büyük film direktörlerinden ve âmillerinden Serj Eineteln dün akşam ölmüştür. Einsteln son zamanlarda üç kısımlık ( Müdhiş İvano İsim 11 filmin İkinci kısmı ile meşgul bulunmakta ldl. (A A.)
Fırtınaya tutulan Trannatlântik
evyork - ^Drotting- , adlı İsveç transatlantiği t-
çlnde, seyH ûâü.w>nda karşılaştv. ğı üç şiddetli fırtınadan hafif ve ya ağır yaralanmış 11 yolcu oldu-
§u halde Nevyorka gelmiştir. Geminin güvertesi hasara uğranhş-tır. (AA.)
Nevyork bornası
★ Nevyork — Dünkü borsa-da hububat ve pamuk fiyatlar; düşmekte devam etmiştir. Bu ara da pamuk fiyatları balya babına 7
dolar kadar düşmüştür. (APJ «Kara Ciirbeliler kuvveti Kudüs, U — Arablarm, ge-, co akıncılarından mürekkeb bir «Kara Cübbeliler Kuvveti» teşkil ettikleri bakkmdakl haber üzerine. Flllstlnde yeniden bir gergin Uk havası esmeğe başlamıştır.
• Kara Cübbeliler» adı verilen bu kuvvetler, dün gece Kudüste Yahudi mahallesine yakın bir noktada Prenses Mary caddesine hücum etmişlerdir. Orada ve şeh-
idareci
aktüallteler
Ü. P.deki ihtilâfın hallinden sonra
Acı sözlerin tatlıya bağlanması için, bir tatlı yeme ziyafetik verilecek..
Ankara 12, (hususi) — Demokrat Parti ve tarafsız mahfiller Demokrat Parti içinde bir kaç gllndenberl devam eden hâdiselerin bir hâl şekline bağlanmış olmasından memnun gö rllnmektedlrler. Parti mahfillerinde bu g:bi münakaşaların demokrasi e-saslarma bağlı bir pavtl içinde tabii ve normal karşılanman gerektiği belirtilmektedir. Adnan Menderes ve Fu
ad Köprülü yarınki trenle îzmlre ha-mire hareket edeceklerdir.
Diğer tarafdan bugün çıkan bir akşam gazetesi günlerdenbori Demok rat Parti genel idare kurulu ile Mec lls grubu arasında çıkan ihtilâf yüzünden söylenen acı sözlerin tatlıya bağlanması için Demokrat Partinin bir tatlı yemek ziyafeti tertib etmiş olduğunu yazmaktadır.
Kanadadan alınacak zirai Aletler
Ankara: 12 (Hususî) — Kana-danın Taranto şehrindeki Mases Hareis fabrikası müdürlerinden Mr. Königth şehrimize gelmiş ve Türkiye umumî mümessilleri bulunan Zirai Donatım Kurumu ile temaslara başlamıştır. Konuşmalar fabrikanın 9-18 yılı içinde kuruma vereceği tarım âletleri üzerinde cereyan etmektedir. Diğer taraftan îngil teredeki Fordson Da genom fabrikaları müdürü Mr. Platt da şehrimize gelerek kurumla temaslara başlamıştır.
birleşti rilecek umura müdürlükler
Ankara: 12 (Hususî) — Tatbikattaki bir çok müşkülleri kaldırmak ve toprak.dağıtımını kolaylaştırmak için Tapu ve Kadastro iskan işleri toprak işleri genel mü düdüklerini birleştirmek için hazırlanan proje mütaleaiarı alınmak üzere ilgili bakanlıklara gönderilmiştir. Bu mütalealar alındıktan sonra tasarı meclise sunulacaktır.
C.H.P. denilen boş çerçeve
Ankara: 12 (Hususî) — Bugünkü Kudrette iç siyasal buhran ve C. H. Partisi başlıklı makalesinde Hikmet Bayur: Muhalefetin geçirdiği buhrana temas ederek bunun C.H.P. si için hiç de sevinilecek bir durum olmadığını belirtmekte ve makalesine devamla şöy le demektedir:
«Bu bakımdan diyeceğiz ki eski alışkanlık dolayısile kendisine el’-an parti adını verdiğimiz C. H. P. si diye anılan boş çerçeve yurdumuzun geçirdiği iç buhrana sevinmekle aldanır. O yukarıda dediklerimizi yapabilecek olsa belki o ’ a kit iş değişir ancak onda hiç öyle bir istek, niyet ve kabiliyet görül-müyor. O yurdun hiç bir esaslı derdini ele alıp çözmüyor sadece ufak tefek yersel dilekleri filan yerin çeşmesi veya filanca sokağın elektriği sağlamakla halkı kazanacağını ve muhalefetin geçirdiği buhrandan faydalanabileceğini sanıyor. Güvenle diyebiliriz ki o bu işte tamamiyle aldanmakta dır demekte ve bu tarzda düşünen bir iktidar karşısında muhalefet ne kadar buhran geçirirse geçirsin yine halk tarafından candan tutulur diyerek makalesine son vermektedir.
Yüksek sağlık şûrası toplandı
Ankara: 12 (Hususi) — Yüksek Sağlık Şûrası bu gün saat 11 de Sağlık Bakanının başkanlığında toplanacaktır.
Biçki ve dikiş yurdları için
Ankara: 12 (Hususi) — Biçki ve Dikiş Yurdları için yeniden hazırlanan öğretim yonetimliğinde öğretim süresi bir veya iki yıl o-lanlar için ayrı ayrı müfredat programları hazırlanmış ve ilgililere gönderilmiştir. Mevcud dikiş yurd ları da önümüzdeki yıl bu program ları tatbik edecektir.
w •
Gelir
--------------------------------- rln diğer noktalarında dün gece vukubulan çarpışmalarda « Y.ı- ( huul ölmüştür.--?
Diğer taraftan, Haytadaki bir î çarpışmada bir İngiliz askeri a- 1 ğır surette yaralanmıştır. (AP / \
5000 franklıklar i
Paris — Dün bi rada top- J lanmış olan 5.000 franklrk bank- J notlar hakkında resmi rakamla*. | yayınlanmıştır. Tedavülde bulu- I nan 320 milyar franktan yalnız ( 5 milyarı teslim edilmemiştir i
B.B.C. nin Paris muhabiri, kar.. I borsada iş görenlerin daha büyük l
• • meblâğları muhafaza .'iecelT' i- l nin ve hükümetin de o •ai.'oHfe kâr edeceğinin zannedildiğini ya.* maktadır. Muhabir ellerlndp pek çok 5 000 franklık bulun, n !.. ların bunları muhtelif şahıslat.ı tevzi etmek suretlle teslim 'ik-lcrlnl ve böylelikle pek (i;k. -’l çekmediklerini ileri sürmektedir
. . (A A.) ( '
Gelir vergisi bu sene de Meclisten çıkamıyacak
Ankara:. 12 (Hususî)
vergisi, ve uslll kanunu tasarısını tatbike memur Meclis geçici komisyonu, son zamanlarda toplanamamış bulunmaktadır. Bu vaziyete göre gelir vergisi tasarısının Meclisten bu sene çıkamıyacağı anlaşılıyor. Bu takdirde evvelce denildiği gibi 949 senesi başında tatbikine imkân olamıyaeağı tahmin edilmektedir.
Kömür f atları hakkındaki son karar
Ankara: 12 (Hususî) — Kömür hakkında Bakanlar Kurulunca alınan karar bugiin resmi gazete i-le neşredilmiştir. Kararnameye göre: Vasati kompozisyon taş kömürünün beher tonu 25 liradır. Muhtelif nevi taşkömürlerin ve kokların fiyatları bu esas üzerin-* den Ekonomi Bakanlığınca tâyin olunur. Ancak hususi meskenlerin (sıcak su ilıtivacı | dahil) kullanılmak üzere satılan kok ve taşkömürleri —bedelleri genel katrna ve özel büdcelerden • veya 3659 sayılı kanun hükümlerine tâbi idare ve müesseseler tarafından verilenler hariç - eski fiyatla satışına devam olunur. Bu! suretle satılan taş ve kok kömür-1 lerinden hasıl olan*farklar Ekonomi Bakanlığınca tesbît okın^cak e-' saslar dairesinde kararlaştırılır. * Bu karar gereğince yapılan zaı«ı-‘ ların yakıt ve muharrik madde o-larak taş kömürü veya kok istihlâk eden bilumum resmî ve hususî idare ve müessesclerin maliyetlerine yapacağı tesir mamul satış fi.vatlanna ve yurt için nakliye üc rotlerine ve tarifelerine inikas ettirilmez. Ancak sözü geçen zamlar dolayısile Devlet Demiryolları ve' limanları işletme genel müdürlüğü masraflarında husule gelecek artışın en çok iki milyon lirasını karşılamak üzere bugün tâbi bulundukları nakil ücretlerindeki her hangi bir artışın halk tarafından istihlâk olunan ihtiyaç maddelerinin câri fiyatlarına aksettirilmek-sizin karşılanması ve mliltezem mahdut maddelere tatbik olunaıı nakliye ücret tarifelerine kısmı i zamlar yapmayı Ulaştırma Bakan lığı yetkilidir. Bu karar gereğince tatbik olunan zamlı kömiir fiyatları dolayısiyle elektrik ve lıavaga zi ücret tarifelerinde her hangi art tırma yapılamaz.
Bilumum idare ve müessese ve şahıslara 9-18 takvim yılı içinde' verilecek kömür mikdarı bir yıl evvelki kontenjanları veya fiilî sar fiyatları nazara alınmak suretiyle en az yüzde 5 azaltılacaktır, denmektedir.
Dev’et konservatuarıma tahsile göndereceği talebeler
Ankara: 12 (Hususî) —Devlet Konsenatuvarının muhtelif kolları için yapılan sınavları kazanan öğrenciler yakında Avrupaya hareket edeceklerdir. Sınavı kazanan Sabahaddin Kalender, Nevit Ko-dallı kompozisyon, piyano, Renaıı 1 Türkmen ve Nüsret Kayar viyo-j lönsel için Fransaya Muazzez Ünal ve Hilmi Giıginkoç da Italyaya şaıı tahfiline gideceklerdir.
Ev buhranı • ucuz ev
Valnız latanbul, Ankara va İr mir gibi büyük şehirlerde dfi ğil, hattâ kasabalarda blff mesken buhranı vardır.
Bu sıkıntıyı önllyecek tedbirleri IİH tiva eden bir kanun tasarısının yakın» da Büyük Millet Meclisine tevdi edlir ceği işitilmektedir.
Ucuz ev inşası birinoı derecede ucug arsa demektir. Acaba istanbulda, rek hükümetin ve gerek belediyenin ehndo ucuz arsa var mıdır?...
Ankaradan lâzımgelen direktifi al» rak İstanbula gelen Emlâk Bankası umum müdürü, İstanbul valisi ile beF ki on giindenberi lâzım gelen tetkike-tı yapmışlar, ve neticede nisbeten şehir dahilinde ve yahud şehrin ıniints-hasına yakın, belediyeye aîd, üzerine kırk elli dairelik üç, dört apartman kuracak bir arsa bulamamışlardır.
İlk nazarda bu işe yarıyacak arsa bulunmaması hayreti muoib olmaktadır. Fakat maattessüf bu bir hakikat* tır.
Meselâ, İstanbul şöyle bîr gözden geçirildiği zaman, Yedikule surları yakınında boş crazi görülmektedir. Halbuki imar plânı mucibince buraları stadyum, bir numaralı park, üniversite mahallesi, koşu mahalli ve buna benzer imar hareketlerine tahsis edilmiştir. Bu yerler haricinde ancak bir iki bostan mahalli kalmaktadır ki bun ların sahihleri, bu yerlerin metresine on lira istemektedirler.
Müşterek apartman seklinde olma* yıp da, iki oda, tuvalet ve mutfaktan ibaret, münferid evler de yapılsa, yine metresi on liralık arsalarda iki, üç bin liralık ucuz ev inşasına maddi imkân yoktur.
Yedikule - Cerrahpaşamn sonra Çapa ve civarı vardır ki orada da belediyeye aid arsa bulunmamaktadır.
Kabirlerin nakli imkanı olduğuna göre evkafa ve yahud belediyenin mülkiyetinde de böyle elli • yüz ev inşa edilebilecek ve kıymeti azami bes fira-fı geçmiyecek bos kabris in yeri yoktur.
Belediyenin Levend ine gelin*
ce, burası da şehirden >o.( uzaktır u( nakli vasıtasından ta life mahra ı-dur.
Nihayet, Mccitüy
ler için ırsbcteıı topta ıcı ucuz ve kil vasrtas n n mebdei ve yah id tenas:na cu yakın oi^n b»r yerdir.
Maahaza harada da arsaların metre si hemen heınen beş liradan aşağı değildir. (Buralarda usuz e*vter inşa e-dildiği takdirde, İstanbul şehri, imar bakımından küçülmesi lâzım «gelirken maatteessüf büyükınok iztirarında kalmaktadır.)
Görülüyor ki, ucuz av mes elesinin ilk şartı olan ucuz arsa tedjriki İni-kûmetın, belediyenin ve İmar Bankasının biitün hüsnüniyetlerine rağmen taın mânasîle haHedilememişUr.
Ucuz ev inşası için hükümetin kanun tasarısında, derpiş ettiği noktalar pek ehemmiyetlidir. Kat kanunu da hukukî bir formül altında Büyük Millet Meclisine sunulmuştur.
Bu şartlar bir kül halinde tahakkuk ettiği takdirde, İstanbul gibi büyük şehirler, ev buhranından belki kurtulacaktır.
• •
O
sfcöyu bu kabil ev
'1.1-
;n*
I
İDARECİ
Dil iskelesindeki tren kazası hakkında
Dünkü sayımızda Haydarpaşa -Ankj.îi it ninin Dil iskelesinde kaza geçircl^-in? dair Ankara mahreçli bir haber yavtnlanmıştı. Bu husustu Dev let D.mir*.oüttrı 1 inci işletme müdür' Iügiı-.(1 aşûg-ıdakt mektubu aldık;'
(Haydarpaşa - Ankara treni kaza’ geçirdi' b.'şlıkit yazıda 33 yaralı ol-' dugıı bildirilmekte İse do yaralıların' 11 kı-'.Uetı ibne t olduğu ve yolcuların yalnız birinin kır.dt arzusu île İzmit de iıvlij’l v> diğerlerini*' yollatma de vam ettiği re yaralarının hafif oldu-■?tı ani > >ılnı>şt.ır.
Tı ( nde aıbbi lmdad sandığının mev ı u(l v- içir D k.'.fi mualicenin butun d1 ,,i' . mli iuvettKn donra dahi saati tı .' (■ ■ mikd.arda malzeme de avtj tıfı bir ztıbılıa tevsik edilmişti?.
(Ucuı evler hakkında teknik i-zahatı ihtiva eden yazıyı ıkı üc gü» sonra karilerime takdim edeceğim.)
Polis Vazife ve Sa âhiye* Ka nununda yapı acak tâdüât ıV/ec ise ■ eriliyor
----u-----
Ankara, 12 (Hususi' - Polis va. zife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin değiştirilmesi bıkkındaki tasarı Adalet keir.lsyoni'a-da İçişleri komisyonuna havale e. dllmlştir. İçişleri komisyonu yarın toplanarak tasarının son almış ol. duğu şekli gözden geçirecekti! Tasarının kış tatilinden evvel öııümüj deki çarşamba günü Miliste görü' şülmesi muhtemeldir ,
Garib b r aile hâdisesi
Ankara, 12 (Hususi* Şehrimizde garib bir hâdise olır.uşcur. Bundan bir müddet evvel dul kalan ve kocasından büyük bir servet miras yiyen Hüsnlye admda bir kadın bir müddet sonra Sadık admda yakışıklı bir genele tanışır. ve Sadık, kadına evlenme teklif etmiş ve Hüs niye de kabul ederek evlenmişlerdir. Kendisini zengin bir adam olarak taftan Sadık, bir müddet sonra karısının paraslle poker oynamağa başlamış ve bit ıuüdriet sonra da karısını gezdirmek bahaııesl-le İstanbula götiirttdlşiur. Sadık bu rada hususî bir siııir doktorundun karısının sinir hastası olduğuna dair bir rapor alarak karı-mj haberi olmadan Tımarhaneye yatırmak islerken İş meydana Çıkmış, bunııu üzerine Sadık tayyare ile Ankaraya gcleıek kalışının evinde bulunan bütün eşyalarını bir kamyona yük-llyerşk kaçmıştır Ankaraya dönen Hüsnlye, hakikaten sadık olan kocası aleyhine savc ! :.ı müracaat ( r
* mistir.
■
1
I
i
*
s
U
Balıkesir memleket hastahauesi
t
I
1
Balıkesir Memleket has-tahanesinde ölen vatandaş t ardan Ayvalıktı Hüseyin Demeç’in kefensiz gömüldü ğii ihbarı üzerine hemşiresi mezarı açtırmış ve kardeşinin kefensiz gömüldüğünü görmüştür.
Bahkesir: (Yeni Sabah) — Ağır uıelte yaralanarak memleket has lahaneslne kaldırılan Hüseyin Demeç adında bir vatandaş hastaha nede ölmüştür.
Hemşiresi oldukça zengin olup Ayvalıktan kalkarak Balıkeslre goj miş, Cenazeye ait ne masraf icap ettiğini hastahaneden sormuşsada hiç bir şey lâzım değildir diye cevap almıştır.
Bilâhare kardeşi Hüseyin Deme* çln kefensiz gömüldüğünü duyarak kabrh açtırmış ve duyduğunun hakikat olduğunu görerek teessürle kardeşlik vazifesini yapıp ölüyü ke fenletmlş ve Ayvalığa dönmüştür. Bu hâdise karşısında dini merasimin de yapıldğmdan şübhe ediyoruz.
Alâkadarların bu hususta ikinci defa olarak nazarı dikkatini celbe-deriz.
Bilecik çarşı kaldırımları
betondan yapılacak
Bilecik: (Yeni Sabah) Beledi ye eMcllsinin verdiği karar üzerine çarçı yaya kaldırımlarının beton yH pılması kararlaştırılmış ve beton için ihtiyaç olan Çimentoyu beledi ye temin edecektir. Mal sahipleri çi mento ihtiyaçların* belediyeye ya2 dırmaktadırlar.
Memleketimizin noksanlan ve te mizllğl İle yakından alâkadar olan valimiz Şinasi Turga geldiği günden beri gece gündüz durmadan ve yorulmadan çalışmaktadır.
Yeni vafmizc belediye heyetinin ahenkli bir şekilde çalışmasını Tekleriz.
Bilecikte kuduz vak’aia-rı arttı
Balıkesir: (Yeni Sabah) — Son aylar zarfında ilimizde bazı kuduz köpekler türemiş ve belediyenin tanzifat beygirini ısırmışlar, bundan bir müddet haberdar oluna ma mış, nihayet geçen hafta beygir ku durarak etrafa saldırmaya başladığı görülmüş ve kurşunla öldürül m üştür.
Halkımızın dikkatli olmalarını bilhassa çocuklarına çok dikkât et meleri lâzımdır.
Alâkalılarında bu İşle sıkı ilgilen melerini rica ederiz.
Aydında, son tütün satış blânçosu
Aydın: (Yeni Sabah) — Dün akşama kadar İlçemizde tütün satış durumu şöyledlr:
Merkez Aydın ve Germencik ilçe terinde 11.3,800 kilo 140 kuruştan E75 kuruşa kadar.
Ciııede 713.000 kilo 140 ilâ 240 ku ruşa kadar.
Sökede 435.00 kilo 150 kuruştan 910 kuruşa kadar.
Sökede tütünlerin hc-psi Çine ve üydjnda yarısı satılmıştır.
Erdjk C. H. P. başkanı Gl. Kemâl Balıkesir arkadaşları ile istifa etti
Balıkesir: (Yeni Sabah) — Erdek C, H, P, başkam Gn. Kemâl Ba Hıkeslr ve 8 arkadaşı C, H, P, den ciddi bir ihtilâf yüzünden İstifa e-c/erek ayrılmışlardır.
C. H, P, Başkanlığına Haydar Kan tur seçilmiştir.
Nazillide İngiliz Tarim sergisi
Nazilli: (Yeni Sabah) — İngiliz Farım sergisi dün, Halkevlndc törenle açılmıştır. Bu törende İngiliz Başkonsolosu ve kaymakam, Türkl ye ve Ingiltere arasındaki dostluk ive kültür bağlarım belirten söylev iler verilmiştir.
Satılan mahsulün m ihtarı—Amerikan şirketinin rolü — hangi firmalar mübayaa yapmıyor — hiç satış yapa-mıyan köyler— Tekel idaresinden acele müdahale bekleniyor-
Manisa: (Yeni Sabah» — Günden güne müstahsili umldslzliğe dü şüren tülün satışları etrafında Ma nlsııda yaptığımız incelemeler bugün için şu neticeyi vermiş bulunmaktadır.
Şimdiye kadar malısulün ancak yarısı satılabilmiş, alıcılar arasında en •önemli yeri İşgal edmln (D1 Amerikan Tobako) kumpanyası ol düğü anlatılmıştır.
Bu firma, hâlen 3Û0 biri kilodan fazla tütün mubayaa etmiş olup, fl yat ltibarile de nlsbeten cömert davrandığı sanılmaktadır. BLr kilo başına 210 ile 230 ve 2ı)5 kuruş ara sında değişen bir fiyat vermesi 100 ve 150 kuruşa tütün almak lstiyen diğer alıcılara nazaran müstahsil bir derece olsun tatmin edebilmiştir. Di Amerikan müMBesesi dün de yeniden 2oo balya tütün satın almıştır.
Piyasada faaliyette bulunanlardan biri de Herman kumpanyası dır.
Yerli Ürünler olsun, Türk tütün Limited şirketi olsun, Geri ■ kumpanyası olsun 26 ocaktan beri he nüz piyasada gorünmemişlerdlr.
Tekel idaresinin İse merkez kaza da mubayaaya iştirak etmemiş olması telaş uyandırmıştır. Müiha katta da rürar tcfıik etmek sure tile bir muamele yürütmüş olması ııa ve mahsulü fazla ulan müstahsi 11 ikinci derecede bırakarak hareket etmesine mâna verilememiştir.
Henüz, değil bir balya, tek bir yaprak tütün salamıyım köyler mev cuttur. Bu gibi yerlerden müstahsl lln merkeze akın ettiği ve mahsûlün elinde kalması endişesinden bü yük bir korkuya düştükleri söylen inektedir.
Bugün, Manişadakl umumi fiyat muvazenesi 180 ite 230 arasındadır.
Umumi kanaat şu merkezdedir ki eğer Tekel İdaresi hâili piyasaya el uzatmaz da bir müddet daha mütereddit kalırsa, çok müşkül ha va şartları içinde bunalan bir kısım müstahsil elindeki tütünü yok pahasına satmak mecburiyetinde kala çaktır.
Esasın böyle bir fırsat kollayan ve fiyatın 100—150 kuruşa düşmesi ı nl gözeten tüccarlar piyasada her an mevcut bulunmaktadırlar.
Merkez kazadaki satışlarda da Tekelin ne gibi hareket ittihaz etmek tasavvurunda olduğu huşu sunda malûmatına müracaat etiği mlz Tekel Başmüdürü bu bahiste söz söylemeğe yetkili olmadığım be yan etmektedir.
Ne olursa olsun, müstahsil, bir an evvel Tekel İdaresinin müdahale sini beklemekte ve bu suretle îly/,t larrn İstikrarım muhafaza edeceğini üınld etmektedir. Aksi hal de tütün müstahsili çok fena bir du 1 ruma düşecek ve mağdur olacak/ tır.
Düzce Gençlik takımı nefes kabili-y titizliği yüzünden kupayı ki ybetti
Bolu şildini kadanan Örmen okulu takımı ile Düzce gençlik takımları bir arada
Düzce Yeni Sabah ) — Bolu vl Üyeli şilt maçları finaline Buluda şubat bidayetinde başlanmıştır. Bu maçta Düzce gençlik klübü ile Kolu orman okulu yıkımı karşılaşmıştır.
Oyun buştan sona kadar heyecanlı geçmiştir. Bu suretle Bolu vilayet şil dini orman okulu, DÜzcayl 1-1 yene roK kupayı almıştır Nefes kabiliyeti bakımından dü^ünk olan Düzce gençlik takını; antremanlaı a daha çok e hemmiyet verip çalışmaları lâzımdır
Diğer tarafdan şubat 918 de Bo-
lu kupa maçla. ı bağlıyacaktır Bu maçlar üa Düzcede Dtecegençllk-Or ı çakoca; Boluda: Kolu gençUk - Or nıan okulu karşılaşacaklardı!; I
29 şubatta Boluda Bolu gençlik -Akçakoca Taner, Crman okulu - Düz e| gençlik, 22 şubatta Bolu gençlik -Orman okulu. Dü-re gençlik - Akça kona Taner karj^aşacaklardır
Puan usulü yapılacak maçlar o gün se na erecek vo en yüksek puan kazadan takını Bolu vilâyeti Kupası nı atacaktır.
If
yüksekliğinden memnun
memnuniyet verici -tefkuâtı • Üiskü ur u i masını
Kazanın Tütün rekoltesi çöpçü kacroiu, itfaiye it e I e ı. i y e k
Düzce Yeni Sabah» — Şehrimiz
belediyesin, n temizlik işlerinin 3 A ıabası 11 de daimi temizlik amelesi vardn’. Arabaların üsliı açıktır. Çöp ler Pazar verinin yakınma çay ke narma dönülmekledir. Sıhhi bakım dan malı**., iu olan üstü açık arabaların kullanılması çöplerin de şe hir İçine atılma»! memleket sıhha, tı bakım; ■ deli «uğrn olmasa gerek 10.000 nüfuslu oh- şehit' 9 araba ile 11 daim: an.ete İle temizlenebilmesi; ne bl2 maddeten iniktingöremiyor ruz. Memleket hesabına büyük ümld leı- beklediğimi zgeııç belediye baş kanımızda»; bu önemli işin de haili ni isleriz.
İTFAİYE TEŞKİLÂTI
Düzce belediyesinin 6 kişilik itfa İye teşkil.*', vardır. Yangın söndür me vasıtalarından hiçbirine malik olmpyar. bu teşkilât mensuplarına her ay muntazaman maaşları verilmekledir
10 bin nüfuslu ve 2500 haneli Düz ce şehrinin bw an büyük yangın
Belediyenin ı koyu istiyor tehlikelerile karşılaşması mümkün,
dür. Eğer Düzce Belediyesi, orman İşletmesi etfaiyesinden medet ıınıu yorsa o zaman bir şey diyemeyiz Aksi takdirde bıı- an önce yangın söndürme vasıtalarını temin etine sİ lcabettiği kanaatindeyiz.
TÜTÜN MÜSTAHSİLİ
Tütün mü.,tahşHlerüniz bu mİ tü tünlerin İyi fiyatla satılacağına çok sevinmi.şterdlr. DilzccnjLn zengin ge lir kaynağı bakımından biitiin mah sülü bu sene-vehimli ohnuştur. De met yapınasım bitiren müstahsiller tütünlerini anbarlara teslime başlamışlardır. Şubat ayı içinde a-çılacak Düzce tütün piyasasını müs tahsil sevinçle beklemektedir.
ÜSKÜfiİ KÖYÜ BELEDİYE İSTİYOR
Düzccnln 9 kilometre şimalindeki tarihi Üskiibî köyü belediyeye kavuşmaktadır. 1945 sayımında Üskü binin nüfusu 1979 olduğundan evvelce belediye kurulamamıştı. Bu yıl O, H, P, kongrelerinde ete al>
Şehir Tiyatrosu Temsilleri
ram Kısmı: Evin
Üstündeki
w ■»- —ııı ■m» -
•Bu piyes Şehir Tiyatrosunun muvaffak ( lm,yan eserleri arasında 6a safı Ifgal etmektedir UOollifin tiyatro gibi muazzam bir sahada cevelân ede ilmek kudretm. vo bilhassa ceaare ini kendinde gördüğünden dolayı kendisini tebrik ederim; fakat tiyatro yazabilmek için çok zengin bir bdgi malzemesine ihtiya, vardır. Artistler, ellerinden geleni yaptılar...
Fukat neticoı "Sıfıra sıfır. Elde var sıfırdjrf„
• I
Amerikan
terbiyecisi ve Filozofu John
De vey
kendtslle konu muhabiri şun-
■’-Jınes
dır:
Dewey.
ve gerekse hariçte mil
gerek Birleşik
mücadele etmiş-
göre, şimdi öğre-ilham verecek öğ
(Juhn-Dowey, dünyaca tanınmş bir terbiyeci ve Amerlkada pek çok takdir edilen bir feylesoftur, /uhn Dewey ulnsanlar eğite eğiie ihtiyarlı yorlaru Fakat ben «daima kendimi düz tutmağa çalışıyorum demişti. Bu sözlerinde ne kadar haklı oldu ğunu 88 yaşlle lsbat etmiştir: Zira, bugünün İçtimaî ve siyasi meselele rlni büyük bir İlgi İle takib eden Dewey, 88 yaşında olmasına rağmen gençliğinden ve dinçliğinden hiç bir şeyi kaybetmemiştir.
John Dewey, Amerikan çocukları nı okulda sıkıntıdan ölmekten kur taran adam olarak tanınmıştır.
Encyclopedla Brltannicada bu hu susta şu şartlar göze çarpmaktadır: Daha fazla John Devveyin sağla dığı öğretimlerdir kİ merkez Sıklet öğretilecek mevzudan öğrenecek çocuğa değişmiştir. Bunun bir neti cesi olarak okul, çocukların hayata hazırlandıkları bir yerden, çocukların yaşadıkları bir yer lıallno girmiştir.»
88 nel doğum yılı münâsebetlle Nevyorkta Central Parka bakan bü yük apartmanında şan Ncv ■ • ları yazrn
Doktcı Amerlkada
yonlarca çocuğun öğretimine nüfuz etmiştir. Eserleri hemen hemen bütün lisanlara tercüme edilmiştir. Pıogresif. öğretim hareketinin atası olarak yarım asırdanberi ananevi öğretmenlerle tir.»
Doktor Deweye timin karşılaştığı
retmenlerl azlığına atfetmektedir. Bu arada başarı sağlayan öğrencilerin öğretim mesleğine girmeleri nl teşvik etmek, prestij ve gerekse paıa mükâfatı bakımınndaıı öğıet menlik mesleğinin desteklenmesi lâ zım geldiğine kanidir.
Dewey, ayni zamanda felsefeden uzaklığı bertaraf eden bir feylesof olarak tanınmıştır. Amerikan haya tına aktif olarak İştirak etmek su retile nazariyelerinl tatbik etmekte dir.
Dewey. muasır düşünceye nüfuz edip 1877 yıhndanberl progıesif ga yelere önderlik etmiştir. Kendisine, aylkâı- adamların feylesofu ismi ve rilmiştir. Nüfuzu, okullara, malike melere,* lftboratuvarlara. İş hareke tine ve milletin siyasetine kadar u-laşınıştır.
Devveyln felsefesi, anane vcyo doğma yerine tecrübeye dayanmak tadır. Fennî metoda ve daha iyi bir haysiyet yaratmak bakımnmmı beşer . ekâsı kudretine inanmamakta dır. Verimli bir muharrlrdiı Ancak stilinin çok muğlâk ve müplıcn. o-lıışu yüzünden eserleri yanlış tefsir edilmiştir.
Dostları Dewcyin şahsî terinden bahsederken
medhetmek zorunda kaim: kl.ıdjr. laı-, Dewey, düşündüğü glbt k »..u^an basit bir yaradılıştadır-
Birinci dünya savası sona erdiği sırada Dewoy, beynelmilel bir sinıa olmuştu. Tiirkiyeye, Meksikaya çı ne. Japonyaya, Rusya.va v» Cenubî Amerlkaya dâvet edilmişti. Öğretim (Devnmı 0 rcıria
EHJR Tiyatrosu «Köçcbagı» ndan sonra *Evin üb t ündeki bulut» adlı bir ener daha verdi. Fakat iki telif piyca arasın-dahi fark çok büyüktür. «Köşeba-
> ndüki sıcaklık vo samimiyet n« rede? Bu yeni eserdeki rptvzu, lisan, dü^Unue aykınlığr nerede? I iyesi aeyrvtt ı sunr.ı mubarri rln program mecmuasındaki izahını ve mülakatını da dikkatle okudum: Yine birşey anlamadım. Muharrir, bu esenle neyi müdafaa et mek istemiş? Aileyi mi? Uzak u-fuklara perlflb etmek istiyen gene arzulan mı? .Eser realist midir? Romantik midir? Bir (tez) e mi dayanıyor? AnJıyamadık.
Müellif çok gençtir. Kendinde daha bu ya^ta tiyatro gibi muazzam bir sahada cevelân edebilmek kudretini ve bilhassa cesaretini gördüğünden dolayı kendisini can ve gönülden tebrik ederim. Fakat bazı şeyler vardır ki nefsine gü-venmek ve kendinde müstesna bir kudretin vücuduna inanmak o tasavvuru kuvveden fiile çıkarmağa kâfi değildir. Bir tiyatro yazabilmek için çok zengin bir bilgi malzemesi lâzımdır. Pek büyiik muhat rirlerin bu işte yaya kaldıkları çok görülmüştür. O da bu muvaf-fakiyetsizlikton müteessir olmamalıdır. Zira Evin üstündeki bulut > muvaffak olmamıştır; biç mu vnffak olmamıştır. Eserin müelli-file perde arasında tanışmak şerefine nail olmaklığıma rağmen kendilerine bunu açıkça söylüyorum: Bu piyes tıbkı lâdes tutuştuklar zaman -Havada bulut - Sen bunu unut .S demeleri gibi, unutmalan icab eder; unutmalan ve bize de unutturmaları...
Çünkü «Evin üstündeki bulut* Şehir Tiyatrosunun muvaffak oî-mıyan eserleri arasında ön safta yer almıştır.
Bu hakikati bu kadar açık ilgile söylediğimden dolayı gene müellifin bana gücenmemelerini rica e-derim. Kendilerinin medenî terbiye sahibi olduklarını kabul etmekle beraber bu temenniyi k ay dedi-jonım. Zira senelordenberi Şehir Tiyatrosunun hazırladıktan bütün piyesleri gördüm ve tenkid ettim. Eserlerini tahlil eylediğim müellif-lerden öfkelenmiyeni, kızmayan# pek azdır. Hattâ gazetelerde bana cevab vermek için uluorta küfre* denler de bulundu; fakat buna ra£ men o eserlerin hepsi buz üstüne yazılmış yazılar gibi silindi bitti, isimleri bile unutuldu. «Evin üstün deki bulut' un da akıbetinin böyle olacağını zannediyorum.
Burada müellif düşünecek; belki beni Naızuhsuzlukla itham edecek ve diyecek ki:
— Canım... Eserim kötü otaoi-bir. Fakat neresi beğenilmiyor? Gösterilsin ..
Bu haklı sual münekkidleri hay li müşkül vaziyete sokacakta'. Ben bunu Molla Cami nin bir hikâyesile hülâsa edeceğim:
Kendisine bir müteşâir mecmu-acını, vermiş: «Hatalı otan yerlere birer balmumu yapıştıran!» demiş. Molla Cami okumuş ve mecmuayı bir muşambaya sararak iade miş!
yor; hele küçük kız Aysel (Noviıı Seval) o essiz huyatı gözlemektedir. O egsiz hayatın başlangıcı o-lacak «O akşam belki bu akşam dır.
Unutuyorduk Nilüferin araların
YAZAN —
Nilüferi
etr
kserlya
mezlyet-ktiıdiiinL
■T?-TW
•M
narı bu mevzu müsbet netice vermiş ilgili yerlere bu husus için mü racaatlar yapılmıştır.
Belediye kurulacağını habeı aldı feımız Üskübililerln bu arzularına B bir an önce kavuşmalarını İsteriz.I Hilmi çağal
★
Baba, anne üç de çocuktan ret bir aile denize nazır bir ev muşlar. Sükûnetle ömür sürüyorlar. Fakat bu hayat öyle zannolun dıığu gibi sükûnetle ömür sürmek değildir. Çünkü çocukların üçü de bu evde lxiyle kaderin çizdiği dairenin boğucu havasında yaşamaktan çok muztarihdlrler. Zaten evde halinden menuıun otan tek şahıs babadır; (Hüseyin Kemal) dediği gibi çekilmiş bir kenara, dost tan ve kitabtarile hoşça vakit geçiriyor. Amma diğerlerine sorarsa nız ölümü bekliyor. Anne, (Şaziye ) hakikaten tahammülfersadır. Daima şikâyet, daima vırvır... Şair ve tiyatro müellifi olmak sevda sında bulunan oğlu Metinin t Muzu Her Aifislan) gidişatını beğenmj-yor, kocasının salyangoz gil buğuna doğru dürüst n( istediğini o da bilmij ur. Meselâ oğlu - kendi iddiasına göre - beıki yüksek bir ve parlak bir hayatın eşiğindedir. Fakat o, bunu anlamıyor. İstediği oğlunun elinin ekmek tutmasıdır. Bu, bir ana bilhassa baba için pek tabiî bir istek olmakla beraber bundan yalnız ana müteessir oluyor. Babanın pek aldırdığı yok.
Büyük kız Nilüfer (Perihan Ça-' da güvercinliğin pervazında dolaşıyor, o da uçmağa hazırlam-
ibar kur
jî lıa-
fkilirıııi islemiyor, la kat istediğini
da sözleştiği bir de nişanlısr var-Ar: Vural (Kâni Kıpçak)... Bu, resmen kabul edilmiş bir nişanlı değildir. Halinden tavrından biraz muhçub bir delikanlıdır.
ikna’ için elindeki bütün aşk ve muhabbet bonoları e ev kurmak, çocuklar yapmak > tır. Birinci perdede bu ikna’ edici sebebleri sıralarken sesinin tonunu indire indi-re nihayet bir fısıltr haline geddi, üçüncü sırada olmanıza rağmen bir kelime anbyamadık. Ekrem Re şid böyle - antamadığr bir vaziyet karşısında kaldığı zaman yaptığı gik» - gözlerini dikkat ve biraz da hiddetle sağa sola çeviriyor, Nus-rat Saf anın sinirli çehresi bir istifham işareti gibi bültidiiyor, Fik ret Adil gözlerini büsbütün açarak işaretle benden, soruyor ve İbrahim Hoyi, yuvarlak ve sevimli çeh resine hir süzüMük vererek tıbkı hir Buda minyatürü gibi etrafa mânalı bir tebessüm saçıyordu. NişanLıuın ileri sürdüğü istikbal projelerinde 'ağaçlı bir bahçenin içindem kurulacak köşkün mevkii büyüktür. Fakat kız birşey söylemiyor amma halile o «ağaçlı balı-çe> yi pek istemiyor; galiba bahçe sevmiyor. Ne ağaçlı... ne de ıığac-
te • •
Bu evde hoşuma giden bir âdet var: Herkes birbirile bnşbaşa kalmak istediği zaman bunu diğerlerine anlatmağa lüzum yok. Söylemeğe lüzum yok. Ev halkı (telepatik) bir (seyyale) ile bunu hissediyorlar vo hemen çekiliyorlar. Ko anşarak olanları başbaşa bırakıyorlar.
Şimdi mevzuun asıl mühim noktasına yâni evin üstündeki buluta geliyoruz. Bu bulut, babanın yirmi beşî.senr ewel çok sıkı çok samimî görüştüğü bir arkadaşıdır, kendisine vapura rastlamış ve evi ne dâvet etmiştir. Gelecek beş on gün katacak^ öu evde bir hâdisedir. Çocuklar bundan memnundurlar, fakat anne galiba memnun de-ğiL Pek misafir sevmiyor. Kocası kendisine bu haberi verdiği zaman kadın: «Bir hafta kadar kalacağı-ıu umuyorum.’ diyor. Burada bir kehnR' «eliği hakkında iki soz •oy üyeyim:
(Urouutk. iimid etmek) husulü te menm tditan. bir arzu icra kullanılır. Aksi olursa (sanıyorum, zan-aediyorum, tahmin ediyorum) denilir. Muhaverelerde bu (kelime hakkına) riayet edilmemiştir. Meselâ hizmetçi: Çayınız soğumak inere...> diyor. Umumiyetle soğuk çay içilmez. Birisinin sofraya gelmesini t&’cil için çayıma soğuyor» denilir. Soğumak üzere olursa o zaman aceleye lüzum yoktur.
Derken» nataalir geliyor. Bu boy hı bosluu iri yarı, keskin yüzlük kır •açlı bir adamdır( Sami Ayaııoğ-h>), baba, bu eski, samimi arkadaşı ev halkile (anıştırıyor. Perde iniyor.
Fakat ikinci perde açılınca... Ba banın bu yirmi beş senelik samimi arkadaşı öyle bir arkadaşın nitesine. harimine hürmet kâr bir a-dam değil ha!... Mübarek sanki bir teke keçisi’.. Evvelâ arkadaşının tonbul toııbul pamuk gibi karısını görünce ona kıtlanıyor... (telepatik seyyale) ile bunu anlı-yan ev halkı - Musahibzadeniıı ^Mum söndü» sü gibi - «Haydi ışık lan dinlendirelim! > diyerek elektrikleri söndüriiyortar ve hepsi bir den balkona çıkıp (teke misafir) i anne He haşhaşa bırakıyorlar. O za man an taşılıyor ki bunlar uzak tarihlerde birbirlerini. gaUba suvıniş ler. Misafir, g. ee ders çalışırken hanım da piyano çalarmış. Birbir-lerile oöylc konuşurlarken misafir birdenbire kadına:
— Seni, diyor. Ben bu akşam öldürebilirim de...
Niçin? Neden?.. Orasını anlıya-nıadık. Zaten kadın da sormuyor.
İlık bir akşam... Loş bir oda... Gökte yıldızluı vur. Bu güzellik i-çînde evinde misafir bulunduğu kadma bu adam» ne diye bu kadar kızmış? Biraz daha şundan bundun bahsediyorlar. Nihayet an-
• •
tıenin hnycaandan başı dönüyor. Zataıı kunuşaenk ta başka bir şey kalmadığı için balkonda oturan baba ve çocuklar gürültülü, bir lâ-ı«» baçSyarata kalkıyorlar; cicklrU ğl (jç:yo4 i0r ve bununla mûlâkaDn hitam bulduğunu anlamış vu an-tat&iş oluyorlar.
Zhbh bu-avde acaih bir kÖuuş-ma thriü- var. 'öyle bildiğimiz gibi ( Bugün hava güzeldi... Bahçeden çiçek topladık... Hararetim var... Susadım1: tarzında lâkırdı edilmi yor. Metinde yok amma meselâ biri 'Hava güzeldi» dese, diğeri; ltava. bir gıda farzokuıan bu esinti... taşanların müşterek kullandıktan bu köhne yaşayış kaynaâı.... diyor; '(»Bahçeden çiçek denilse hemen öteki: «Çiçek bütüu gözleri üstüne çekerek kıvrımlarında gizli bir sevgi sakiıyan tabiat tebessümü şeklindeki guz yaşı.. diyor. Hizmetçiye: ( Bir bardak su!» deseniz nerede ise o da başhyacak: «Su! Ey hayat kay nağı!.. Acaba kaç kişiyi kandırdın ki kendine bu ismi verdin. .»
Velhasıl1 doğru dürüst konuşmağa imkân yok. Hele gök yüzünün, ptdıziannp. denizin çektikleri!.. Gök yüzü: ölülerle yaşıyanların müşterek yeridirî> yaldızlar bilmem nedir? Denizde boyuna engindir- hayatin sembolüdür. Birden Metin: «Bakın! diyor, bir yıldız düştük yıldız düşer; fakat bu bir lâhzadır; buna «bakın!* denilmez: ^dece '/yıldız düştü S denilir. Oradakiler baksalar buna dair birşey gcremiyeceklerdir. Yıldız balive ve düşerse ona diyeceğim yok. >
Misafir, evin hanımının balık etini geçen tonbatakca güzeli iğinden sonra Ayseldb de gözü var; onunla hir bahçe gezintisi yapıyor tart ar katlan hayretle görüy*oruz ki Nîlf.f' rle al sevda ver sevda olmuşlar. Beraber gidecekler «açacaklar: o deniz gibi engin hayatta* pupa yelken volta vuracaklar; tabiî bu muhavereler olurken (Te lepatik .seyyâle) diğerlerini .ak-lnştomış onları yine başbaşa bırakmıştır: fakat nasıl bu sefer mu ha vereyi Aysel dinliyor ve büti’n tafsilâtı V ural’a Nilüferin âşıkma yetiştrrm r; o da Nilüfere sövlii-yor: t( ır. o sırada misafir gel’/, muhavtrtn’n içine sokuluyor sifar, Nilüfere «Deniz kadar g:n hayat ufuktan açıyor Vuınl da ağach bahçelerde evler \n* ço-cukfer râüedivor.
w
Burada m^^ken buhranmm mühim rol oynadığını zannediy^un. Çünkü Nilüferi bir düşüncedir ılı yor. O zaman Vural evi öyte bal-Iandırantk tarife girişiyor kı hepi miz misafirin partiyi kaybettiğini zannediyoruz; fakat öyle olmn or. Nilüfer yavaş yavaş ona doğru \ ü rüyor ve evden, çocuk yapra;ıkt:«n vazgeçtiğini anlatıyor. Vtır« da - kim bilir başını taşlara vjurmak için otattık - yeisle çıkıp gidi ;or.
Misafir. Nilüfere «Haydi! d(vor. gidiyoruz, değil mi » Nilüfer, ona dÖnüyvi: Hayır, diyor, seni ıie ıs t emiyorum. ►
Hanımı iydeşmiştır. «Rab dö şambr ı ile cici cici ortada Jolu-şıyo(\ Fakat işs® garibi neresi? Yirmi beş sene aşk halecanile »>ir-birlerini heküyen. ilk mülâaucta öülnıii bıta Karakulak suyu çilu içmeğe i.huurlauan bu iki sevta ze-de artık birbirlerine tamamea ı-bıuıcı darlar.
Ne de olsa. Nilüferin güzel.-2ı. gençliği taraveti üç evlûd doğur* muş dokumuş kadına benzer mı? Fakat Öyle olmasa da bu münasebet bu kadar çabuk unutulmam.dı idi.
Ya Metin,? O ne yapacak? De!i-kanlı du misafirin arkasına takılmak istiyor; yalnız nedense o ta gitmiyor. Cauları isterse... Misafir artık gidecek; çantalar hazırlanmış; arada arabadan kor ne sesi geliyor.
Haydi bakalım... Yolcn yolun.k g* n k!
Misafir nasıl bir başiua geldi ise yine öyle gidecektir.
Misafir gidiyor, fvin üstündeki bulut sıyrılıyor. Oh! Tevekkeli i-memi ştart
Gelen
Giden
or:
Mi-
en-
•>
gelsin saadetk gitsin selâmetle.
★
Kserm lisanı çok fenadır. H:ı\ u evdeki gençleri nrektebdfc kuî/vi -lanna doldurulan acaih kelimemle evde de konuşturalım. hal ve tavırkırmdan bizim nesi aid olduğu görülen saçlı saknllr • (Devamı 6 ncıda>
*E N t SABAH
Rayva: ? 0
Ali-
Yazan : 31
• •
Ht
(Emir) ve (Emiriilmüminin) tâbirleri midir — Aliye biat olunuyor — mu — Dedikodu yeniden başlıyor
— Ciddî bir tehdid Talha ile Ziiöcyrin duru-•— Alinin siyaseti nin ahlâki yüksekliği _______ 54_________
Basra, Küfe, Mısırda
ırııgı
yapmak istiyenler
İ ® J h ı r* T • ı
3 ŞUBAT 194Û
İslâm Tarihinin £n Meraklı Bahisleri |
Zübcyrin;
sarayları, konaklan ,400,000 altın do ğerinde emval ve emlâkinden maada 1000 carlyesi, köleleri; 1000 tane atL vesoiresi vardı. Talhaya gelince: Küfe vo Medinedeki konaklarının ziynet ve İhtişamını müverrihler öve ö-ve bitiremiyorlar ve hesabaız âkar ve emvalinden maada, yalnız lrakdaki emlâkinin günlük geliri 1000 altına baliğ olduğunu kaydediyorlar.
Sa’d bin Vak kasın Medine civarın
daki sarayının bir kale gibi muazzam ve muhkem olduğunun ve tezyinatı -na büyük bir servet sarfedildığinin yazılmış bulunduğuna bakılınc^ bu muhterem salıabînin dahi dünya ni-mc tlcrine rağbette arkadaşlarından gen kalmadığı anlaşılabilir.
Eshabdan büyük servet sahibi o-lanlar yalnız bunlardan ibaıet değil di, daha bir çoklan da ayni durumda idi. Her ne kadar bütün .bu kazanç larjn kaynağı gazalardan elde edil -miş ganimet mah olduğu ve elde e-dilmesinde cebir ve itisaf bulunmadığı cihetle mezmüm sayılamıyacağı ve zekâtları verilmekte bulunduğuna göre memduhiyetine dil uzatılanııya-cağı bizim-çok çekingen ehli sünnet ülemamızını kitablarında müdafaa o lunmayor değilse de, onların bir kere dahi Resulü Ekremin mübarek yüz /erini görmek şerefini kazanmış bulunanları dünya üzerinde ilitzam eyledikleri hareket tarzı ne olursa ol sun hiç bir sebeble tenkid ve mua-haza etmemeği itivad ve tavsiyede pek İsrarlı davrandıklarına rağmen, servet ve refahda bu derece ileri gitmiş insanların Alinin hiç de elâstiki yet kabiliyeti göstermiyen güdümü ile uzlaşamıyacaklannı kestirmek Is tememelerine doğrusu hayret olu -nur. Böyle olunca (Biati havf) fddi-1 alarmı kabule pek de mahal kalmaz, j Aliden ayrılmak hususunda gösteri len bir mühim sebeb de onun Osnıa-mn katillerini cezalandırmağı geciktirmesidir. Halbuk^ böyle yapmağı; onun sadece bir İsteği olarak değil de fitne ve ihtilâli yeniden parlatma- ; jrak hususundaki iyi niyetini göate-; rceek bir siyaset lâzimesi şeklinde ka I bul eylemek muvafık olur. Katillerin i kısası istenilmesi üzerine verdiği cevab; hakikati açıklıyor; Ali:
— Doğru söylersiniz, diyor Osıua. öldürenlerin kısası hakkında ben sizin gibi düşünmedeyim. Ancak*
■
I
m de nn vazık ki. siilcûn ve asayiş avdet et! medi.» ihtilâlciler; henüz vaziyete. hâ ;> kimdirler. Tarafdarları çoktur, istet dibinizi ve istediğimizi •yerine, getir .1 mekte iktiza eden kuvvet ve iktidara balon malik bulunmuyoruz. Her ka-fpd(ın bir ses cıkıvor! Biraz bekliye-lim. bu iş bövle yürümez. Hdle bir n-t-»’’k yattasın, sükûn ve salâh ta -ke(-~ür evlesin. Biz, o zaman elbette bek voadaleti verine gatiririz. Şimdi-1 1(|{ l*dâm kanlarının yeni ba^ta-i do ■ kf'lmesine yol açrnıvalıuı. Geri- b^rak mak: vaz geçmek dngıülir.
Dilslinceai; zamanın mecburiyetle riro ııviTundıı. ama bu yüzden de halk . o- -"da dedi kodu aldı vüriidii. Kimi (r»r* olursa olsun hemen v» |
Bİfö’niz yanmalıyız)! bir t&krnıı da ( fpirndUik inin ilerisine varmayıp b.k, IcmeUviz) der o Malar.
AU; herkesi yerli verin»' gölıder-îstivoraa da. gemi aaya bulunan ihtilâlcilere bö* getiremiyordu Zübovr ile Talha İBt*ortakkila go-1 rünmez olmuşlardı. Bövle bir duruna karşısında Alt; ne yapabilir ve zarba la»- M*vhnc sokaklarHnda pürmMh d(j layıyoıjardı.
Şıı halde, ona . karşj, makam ve ı nüfuz birsiyle harekete ve isyana geçrûiş yahud muhafaza i servet va î devamı nimet kaygusu ile onuu:8 bir' legnseği redeylemiş veyahüd da böyle» büyük hâdiselere kanşınanıa^. mü naaib görmüş insanların ayrıhidan «ebcbl^rİ inceleirirken, on üç. kirilir yüz yıl sonra, bütibı bu işleri ve va ziyetlrri; içtihat! ve kendilerini müç tehid, yanlışlık vo Icölülülderiıu İçtJ-' hadlarında hala sayarak har birisine radiyallahu onh denmekle iktifa j edip tedkik ve tenkidden uzak dara) cak kadar dilnizlik ve sessizHkte ileri git mele teki luknıet ve lüzuma boyun* eğmek güçtür.
Aliyi güçlUkJerle uğraşmaya meo bur kılan achebler İkidir:
Bunlardan biri zatine, diğeri za-manın* «iddir. *
Ali; En üstün m üre b bittin don •
r ediklerinden ve gördüklerinden ay nııyan, İki yüzlülüğe tenezzül e-iyerek nözîeı inde ve işlerinde a-a ve merdce davranan, insanları
”kile, nüfuz ve servetle kendi ta »na çekmeği bllıniyen ve z&ıııanut çtiğini vc ona uymak lâzım gri
. il kabul edemiyen bir • \ yüzden taraf darlı kları v-? le ona kuvvet çağlayarak ini
I
adamdı, kirleri ir on dan uzaklaştılar ve tabiatfyle yardım
dadrr yolcu halde dir..
MENDERES TAŞTI
Aydın 12, (A. AA — Üç gündür a rasız yağan şiddetli yağmurlar ve ci var dağlardaki karların erimesi yüzünden Menderes nehri taşmış, Aydın ovasmı sular kaplamıştır. Bu arada Cine çayı da .taşınış. Aydın - Çine şosesi Şamandıra anevkh de su altın* da kaldığından bugün Aydından Çi-neye hareket eden otolnisler yoldan gerirdönniüşlerdir.' Yağmur devanı et meşktedir.
p.
Halk partisi (Ba-ıtarafı 1 tncUleJ
nin sadece kendi büuyesinl sağlamlaştırmak için çalıştığını, hal-
kın ihtiyaçlarını ve derdlerini izale edeeek tedbirler almaktan, bu yolda, laalıy etlerde buhuımaktan çekindiğini söylemiş, son yıllar içinde alıp yürüyen ahlâksızlığın bir çok yuvalanıl yıkılmalına ve gejıc kız-laoımızın kötü yollara düşmesine sebebiyet verdiğinden aoı bir lisanla şikâyet etmiş, partinin bun laca bir çare aramakla higbk faa- . liyette bulunmadıkııu esefle karşılamıştır.
Diğer bir üye de söz alarak şun-lan söylemiştir:
6— II İdare kurulunun çalışma, lan, ocakları memnun etmekten çok uzaktır. Biz idare kululumu-zun faal olmasını arzu etmekteyiz. Bıfndan başka II İdare kurulu üyeleri olsun, mllletvekıilerinuz olsun, ocak kongrelerini takib etmemektedir.
D. P. Kristal salonunda sık sık toplanarak propaganda yapacakmış. Biz, butun in k'ıulır elimizde iken niçin ’ yüklerimize
CV yapmıyoruz? Bü-propaganda yapılmasını yazdıkf.fakal bu di nazarı itibara alıhmadı .*
Bundan sonra yeni idare heyeti seçimi yapılmıştır
eğicnU hiç de
Anglo - Amerikanlarla Ruslar vesika neşri yarışma çıktı
Moskova: 12 (A.A.) — Sovyet-ler Birliği Dışişleri Bakanlığı Alınanlardan cje geçirilmiş olan gizli vesikalar hakkındaki beyanatın ikinci kısmını yayınlamıştır. Rusya böylcce 1939 - 1941 senelerinde Nazilerle* Kuşlar arasındaki münasebetler hakkındaki vesikaları yayınlamış olan Amerikan hükümetine cevab vermektedir. Ruslar 1937 senesinden itibaren vesikaları yayınlayacaklarım bildirmekte ve eski îıigiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifan’ın Hitlere İngiltere ve Fransanın Berlin mihverine iştirak etmelerini teklif etmiş olduğunu ve harbin İngiltere ve Fran-sanın da iştirakiyle Hitler tarafın dan hazırlanmış olduğunu gösteren bir Alman vesikasına muhalif bulunduklarını bildirmektedirler. Ruslar bundan başka Münih anlaşmasının İngiltere ve Fransa cihetinden Hitlerle imzalanmış bir ademi tecavüz paktı teşkil ettiğini ve Hitlerin Doğuya karşı tecavüzü için sahayı serbest bıraktığını açıklamaktadırlar^
Amerikan Dışişleri Bakanlığı İngiltere ve Fransayı Rusların zararına olarak masum göstermek için Münih anlaşmasına müteallik vesikaları yayınlamamış olmakla itham edilmektedir.
Amerikan Dışişleri Bakanlığı ta rafından yayınlanmış olan vesikaların dünyanın iki nüfuz sahasına ayrılması hakkında M. Molotofla Hitler arasında vukubulan görüşmelere taallûk ettiği hatırlardadır.
Halifaksm daurapor yayınlaması muhtemel
Nevyork: 12 (A.A?) nova).
Batı devletlerinin Münih devresi zarfında Nazilerle olan münasebetlerine müteallik vesikaların pek yakında yayınlanması muhtemeldir. Ele geçirilmiş olan bazı Alman vesikalarının yayınlanmasını yorumlıyan Ruslar bu ilk devreye aid vesikaların yayınlanmamasına şübheli mânalar atfetmek-
(Brita-
Maraş'ın kurtuluşu
(Ba^tara/ı 1 incide}
ziler ve gençler teşkil ediyordu. Tören meydanının etrafını çevreli yen binaların damlarında pencere leri kalenin etekleri ve tepelerin her yanı bilhassa kadınlarla dolu idi. Saat 8.30 sıralarında bağımsız milletvekili Cihad Baban ile Demokrat Parti milletvekillerinden HaliL Atalay ve Kemal Zeytinoğ-lunun misafir edildikleri evin önü ve yanlan istisnasız hemen hepsinin göğsünde bir kırmızı D. P. rozeti bulunan büyük bir kitle tarafından kuşatıldı. Bunların yine hemen lıepsi de Millî Mücadele günlerinin ve eski kıyafet geleneğinin yadigârı elbiselerile süslü idiler. 20 den fazla davulun coşkun âhen gi devam, ederken diğer taraftan da Demokrat? Parti lehine ellerinde taşınan işaretler gözden kaçını yordu.
Milletvekillerinin misafir kaldık lan evin önündeki tezahürattan sonra, saat 10 da Demokrat Partililer misafirleri alarak tören yerine getirdiler.
Yolda sürekli alkışlara tutulan milletvekilleri tribünde yerlerini aldılar. C. H. P. milletvekillerinden Haşan Reşid Tankut, Ali Riza Çu hadar, Nihai Erden, Abdüllah Yaycıoğlu, Kemal Beyazıd, Kâmil İdil tribünde idiler. Saat 19,30 da başhyan nutuk vc şiirlerin arkasından sonra sıra geçid resmine geldi. Askerlerin, malûl-gazilerin okullaruı, sporcuların, cemiyetlerin geçişlerini müloakib 18 ocak ile C. H. P., 17 ocak ile Demokrat Parti geçtiler.
C.H.P. ye nisbetlc sayren dalıa kalabalık olan Demokrat Parti halk tarafından çılgınca alkışlan-*dı. Geçid resmini müteakib Gl.
Fahri Belen, vali, bağmışız, D. P. ve C. H. P. milletvekilleri, partiler erkânı, belediyeye giderek tebrikte bulundular. Bundan sonra şehitliğe gidilerek âbide önünde ihtiram sükûtu yapıldı; Matem marşı çalındı. Bir manga asker ta rafından havaya iiç el ateş edildi. Havanın açmamasına rağmen bay rarn bütıin gün neşe içinde devam etti. Gece fener alanları tertib e-dildi. Belediye büyük bir ziyafet verdi. Ayrıca, D. P. ve C. H. P. kendi misafirleri şerefine ziyafetler tertib ettiler.
Demokrat l’urtl ocaklarını zi.ıurct
Maraş: 12 (Hueuği.) Maraş Demokratları bugün öğleden sonra grup halinde Demokrat Parti * ocaklarını
kili Halil Atalay ve Cihad Babanın da dahil bulunduğu birinci grup Fevzi Paşa, Ekmekçi, Hay-ruliah, Yusuflar, Dumlupınar ocak lannı ziyaret etmişlerdir. Bayram
gezmişlerdir. Milletvo-
tcdirlcr. Elo geçirilmiş olan biitiin I Alman vesikalarını inceliyen Ame rikan, İngiliz ve T ransız uzmanla-n eserlerini birleştirmek ve vesi-alann yayınlanmasını haznla-mak üzere Nisan ayında Berlinde oplanacakiardır. 1938 senesine a-ıd vesikalar da bu meyanda neşredilecektir. Bu fena devrenin hâ-( iöelerini aydın göstermek için In galizler tarafından hiç bir gayret sarfedilmemoktedir. Ve kabul edil miş olan gaye toplantıya mevzu teşkil edecek olan bu vesikaların arasına Alman Dışişleri Bakanı Ribbentrop’un o zaman İngiliz Dışişleri Bakanı olan Lord Halifax ile yaptığı görüşmenin raporunun da dahil edilmesiyle açıkça belirtilmektedir.
Bununla beraber ‘tarihî tabloyu tamamlamak için bizzat Halifax‘ın da bu görüşme hakkındaki raporunun yayınlanması muhtemeldir. Hdlifas’ın raporu Ribbcntropun raporundan çok manidar bazı nok falarda fankh görülmektedir. Dışişleri Bakanlığının memurlarının Ruslar tarafından yapılan iddiaları kaydettikleri aşikardın
İNGİLİZ DİŞ İŞLERİ BAKANLIĞININ TEKZİBİ
Londra 12, (A. P.) — 1938 yılında Eüyük Britanya ile Hitler arasında gizli bir andlaşma akdedilmiş olduğu na dair Rus iddiaları bugün İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından «pek bariz bir şekilde esassız olarak va sıflandınlnuştır.
Bir hükümet sözcüsü, bu gibi ftTdi alarm tekzibe dahi değmediğini be -yan etmiştir.
Daha önce, Dışişleri Bakanlığında yapılmakta olan mutad gündelik basın toplantısında bu konuya temas e den Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, şlm diki halde, Rus iddialarının dayan * makta olduğu nazi dokümanlarının, mahiyet ve sıhhati hakkında bir yo • rumda bulunmanın imkânsız olduğu , nu söylemiştir. .
Sözcü, bu vesikaların Moskova
: radyosu tarafından «kırıntı halindd yayınlandığını da hatırlatmıştır.
dolayısiie büyük heyecan içinde o-lan Demokratlar, Halil Atalay ve Cllıad Babanı tezahüratla karşılamışlardır. Ekmekçi ocağında Demokrasi ve Hürriyet şerefine kurbanlar kesilmiştir. Fevzi paşa ocağın İn, Mehmcd Şener, Hürri-; yet Misakının nc zaman tahakkuk edeceğini sormuş ve 12 Temmuz beyannamesinin tahakkuk etmemesinden halkın muztarih olduğunu söylemiştir. Ekmekçi ocağında Haşan Gezgenç işe ödenek mesele sinde bir rnilletVekili beyaz oy vererek hepimizi rencide etmiş, bizim şerefimizle oynamıştır. Bunu partiden ne zaman çıkaracaklar, t diye sormuş, Demokrat millet vekilli Halil Atalay da bu milletvekilinin Haysiyet Divanına verildiğini söylemiştir.
Hayrullalı ocağında, baskıların hâ I lâ devanı ettiğinden, valinin tarafsız olmadığından şikâyet edilmiş ve bunlara artık bir nihayet verilmesi istenmiştir.
İKİNCİ GRUP
Milletvekili Kemal Zeytinoğlu Ye ni Sabah sahibi Cemaleddin Saraç-oğlu ile Demokrat Parti Maraş baş-kunı Salâhaddin Hüdaioğlunun bu-lupdukları ikinci grup ta İnönü, Sa kaçya, Duraklı ve İsrnetpaşa ocaklarına gitmişlerdir. Bu münasebetle Duraklı ocağının da açılıp töreni .yapılmış vc kordelây: Cemaleddin Saraçoğlu kesmiştir. Bu ocakta konuşan Eskişehir Milletvekrli Kemal Zeytinoğlu demokrasi hareke tini memleketteki zümre hâkimiyetine karşı bir uyanış hareketi o-larak tavall etmiştir. Henüz İlcimi) lık bir ömrü olan gene Demokrat Partinin çok değerli ve kudretli ol duğunu belirtmiştir.
Salâhaddiıı Hüdaioğlu dâ konuşarak Demokrat Partinin asla sau. dalye salası sürmek için değil, mil İttin ıztırablajını dinlemek İçin ku rulmu.ş bir millet partisi olduğunu belirterek Demokratların bıı mem. lekeli mutlaka refaha ve selâmete götüreceklerini söylemiştir.
İsrnetpaşa ocağnda söz alan bir Demokrat yuıddaş, bizi kendi topraklarımız üzerinde mühaclr durumuna soktular. Diye bağırmış, ocak başkam da büyük paralarla, büyük ve konförlu binalar yapılırken Ma-raşa hâlâ güzel bir elektrik santrali kurulamadığını, bıı kahraman fakat talihsiz şehrin bir liseden bile mahrum bulunduğunu İfade etmiştir.
Refik Glrgel de başka bir ocakta şöyle demiştir.:
İman ettim ki, bu memlekette Demokrat Partinin İş .basma geldiğini işittiğim gün gözlerim açılacak tır
Gandı’nin külleri Ganj’a atıldı
(Bte tarafı l incite)
Suya atma merasimi için cenazeyi mukaddes yere götürecek o-lan beyaz ördek biçiminde küçük bir kayık Ganj nehrinin sularına indirilmiş ve yavaş yavaş hareket etmiştir. . •
Ganjın mukaddes sularına babasının kemiklerini Gandhlnin büyük oğlu Ramdas Gandhi atmıştır.
Mukaddem ördeği takib
Alahabad: 12 (A.A.) — Gand-lıinin küllerinin nehre atılması mü nasebetile yapılan merasim sırasın da bir çok şahsiyetler, Gandhinin ailesi efradı, Pandit Nehru ve Sa-dar Patel hususî sandallarla Gand hinin küllerinin içinde bulunduğu mahfazayı taşıyan mukaddes ördeği takib etmekte idiler.
Alaimisemanm bütün renkleri ile süslenmiş. San - Beyaz ve beyaz renkli bayraklar taşıyan binlerce küçük deniz vasıtaları muaz zam bir kafile teşkil etmekte idiler.
«Mukaddes Ördek* i görebilmek için Ganj nehri sahillerine Hin-distanm her tarafından gelen her cins ve mezhebden erkek, kadın ve çocuktan mürekkeb- en 3.000.000 kişi yığılmıştır.
Nehrin suları içiliyor
Alahabad: 12 (A.A.) — Mahat-ma Gandhinin küllerini ve kemiklerinden’ maada kıymetli taş ve mücevheratı muhtevi bulunan mah faza. Gandhinin büyük oğlu Ra-madas Gandhi tarafından üç nehir, ağzına atılmıştır. Mahfaza ve muhteviyatının nehir sularına a-tıldığı anda borozanlar selâm işaretini vermişlerdir. Bu sırada Ma-hatmanm ailesi efradı, nehre süt dolu güğümleri boşaltmışlar, mukaddes üç nehrin sularını içmişler ve soy’iınmadan nehre atılmışlardır.
Pan, Pandit Nehru, ayaklarını mukaddes nehrin sulan ile yıkamış ve Gandhinin namını tebcil maksadile bir nutuk vermiştir.
Vaşingtoııdaki merasim
Vaşington; 12 (A.A.) — U. S. S. ; _ \\
Mahatma Mohandas K. Gandhi-
ııin hatırasını anmak için yapılan toplantıya iştirâk eden 3.500 kadar resmi veya gayrı resmi Amerikalı arasında başkan Truman i-le karısı da bulunmuştur.
Merasim, Hındistanm Vaşington büyük elçisi Ali Asafııı başkauliı-ğında cereyan etmiştir. Muhtelif dinlere merısnb kimseler Gandhfr-nin hatırasını hürmetle anmışlar* dır.
az
î.
I
Ame ikan yardımı (Ba^faraft i ficide) şünce» mevzulu bir konferans vere -çektir.
Mr. Hılts, Türkiyeye yardmı prog yar yapmıştır. Birleşik Amerika la yapılacak yol İnşaatile ilgili ola -' rak ye 6-4 ay kalmak üzei’e Türkiye ye gelmiştir. Türkiyeye gönderilen bu malzemenin tekrar yerine konma sı istenildiği takdirde mübavaa maliyeti 50 milyon dolan-aşardı. Esas i-tıba-rile Birlik Amerika şoseler ida resinin plân şubesi direktör vekili o-lan Mr. Hilts tekrar eski makamına dönmek üzere bu vazifeye tayin edil iniştir. Şose tasarıları bakırından A laskada, Filipinlerde ve Havayidc bü yük tecrübeler geçirmiş ve aynı za -manda hususi iş sahasında da kariyer yapmıştır. Birleşik - Amerika -du şose tasar larında Mr. Hilts müs; tusna bir şahs.y t olarak göz önünde tutulmakladır.
\ ardım hakkında Vaodeııbrrg,iıı beyanatı
Vaşington: 12 (A.A.) — Ayan Meclisi Dışişleri Komisyonu başka ın Vandenberg bugün yaptığı beyanatta, Avrupaya yardım hakkın daki Marshall plânının tatbik edil mesi için bulunması lâzım gelen şartların Dışişleri Komisyonunca hasırlanmakta olan kanun tasarısında derpiş edildiğini söylemiştir. \ | „
Vandenberg şunları ilâve etmiş* t ı :
«Tasarıda Avrupanın kalkınma sı programının ana temellerini her hangi bir surette tesirsiz bıraka- ‘ cak hiç bir hüküm nıevcud 'değildir, j Çünkü, Harward Üniversitesindeki nutkunda bizzat Marshall'm ileri sürmüş olduğu bu ana temeller; bizim bu husustaki yaptıklarımı-zın esas şartlarını* ihtiva etmekte-
♦
• •
kahraman tık ve heyecan filmi lor: Kadri Şençhlar
İ2Ü
Bulgarlar iki Türk uçağını düşürdü
(Baştarajı t incite)
Ankara: 12 (A.A.) — 9 Şubat 1948 pazartesi günü saat 10,30 da Yeşilköy hava meydanımızdan normal talim uçuşu için havalanan Spitfire tipi ve birer kişilik iki av uçuğamız gereken zamanda üslerine dönmemişlerdir.
Bulgarlava göre, bu uçaklarımız, ayni gün saat 11.45 de sının aşarak Bulgar havalarına girmişler, bunlardan biri Şozopol Bulgar şehri yakınında yıkıdan 200 metre açıkta denize düşmüş, diğeri ayni şehrin 5 kilometre kuzeyinde yere inmiştir.
Bulgar kaynaklı haberleı denize düşen uçağın pilotunun boğulduğunu, diğer uçağın pilotunun, hafif bereli olduğunu bildirmektedir.
Bir yol şaşırması yüzünden vukua geldiği bâriz bulunan olay ü-zerinde araştırmalara devam edil-inektedir.
Bulgar telgraf ajansı ne diyor?
Sofya: 12 (AP.) — Bulgar telgraf ajansının bugün bildirdiğine göre', 9 Şubat günü, Bulgar sahil muhafaza kuvvetleri, Bulgarista-nın 65 kilometre kadar içerlerinde Sozopel şehri civarında Spitfire tipi iki Tiirk uçağını düşürmüşler-dir.
Uçaklardan biri sahilden 200 metre kadar açıkta denize, diğeri i?e, Sozopol’un bir kilometre kadar şimalin, Ayanikola köyü civa-rma düşmüştür. Uçmanlardan Kemal Menteş Çavuş denizde boğulmuş. teğmen Talât Yulka, hafif yaralı olarak, tevkif edilmiştir.
Ayni haberdeki izahata göre, Bulgar sahil muhafızları tayyarelere kırmızı (ihtar) işareti vermiş lerse de uçaklar, geri dönecek veya karaya inecek yerde, Bulgar topraklan üzerinde uçuşlarına devam etmişlerdir. Tayyareciler, So zopol şehri üzerinde 200 - 250 met re yükseklikten uçarak bir kaç devir yapmışlar, tekrar edilen ihtar işaretlerine yine ehemmiyet
İngiliz büyük Elçisinin Başbakan şerefine verdiği s u v a r e
Ankara 12, (A. A.) — İngiltere büyük elçisi ve Lady Kelly bu gece büyük elçilikte başbakan ve bayan Saka şerefine bir suvare vermiştir.
Bu suvarede başbakan ve bayan Sa ka, büyük Millet Meclisi Başkanı Alı Fııad Cebesoy, bütün bakanlar, millet vekilleri, Genelkurmay başkam örge neral Omurtak, ve ikinci başkan Muzaffer Tuğsavul, Cumhurbaşkanı u-nnıınî kâtibi cemal Yeşil, Dışişleri ba kanlığı umumi kâtibi büyük elçi Fu ad Carım, Basın ve yayın genel müdürü Nedim Veysel İlkin ve bütün kordiplomatik eşleriyle beraber hazır, bulunmuşlardır.
Almauyadı köpek etine rağbet
Passan (Almanya) 12 (AP.) — Passau mezbahasında, diğer hasab lık hayvanlar meyanında köpek de kesilmesine başlanılmıştır.
Mezbaha müdürünün verdiği malûmata göre, «köpek eti amatörleri' tarafından verilmekte o-lan siparişler bir hayli kabarık o-lup, bu amatörlerin ekserisi Doğu Avrupa memleketlerinden gelme Alınanlardır.
Bir tayyare kazası
Copeahague: 12 (A.A.) —
Danimarka hava yollan kumpanyası taı a tından bugün öğleden somsa bildiı ildiğine göre Zürihe gitmek üzere bu sabah Copenha-gue civarında Kastrup hava meydanından havalauan uçak .Frankfurt’un 36 kilometre doğusunda mecburi bir iniş yapmıştır. Hitlerin berberi 30 gün habse mahkûm oldu
Vilshofen (Almanya) 12 (AP») — Bugün bir Amerikan askerî ( mahkemesi, askerî hükümet tarafından hazırlanmış olan bir sual -cevab vara kasını doldurmayı red dedeıı Hitlerin eski berberi August \Vollenhopt ‘ıı 30 gün hapis cezası na mahkum etmiştir.
• •
ŞARK Sinemasında
Yalnız ünümüzdeki çarşamba matinelerine kadar
X TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞAR U
vermemişlerdir. Bunun üzerin*, muhafız kuvvetleri tayyarelere a* tef} açmışlardır;
Ajansın verdiği-malûmata gör* uçmanlar resmî ÜniformahydLlaı? Haberde, bunun emühtm mahiye! te» bir hududu tecavüz hâdlseri ot duğu, zira o anda havadaki görilş şartlarının mükemmel bulunduğa işaret olunmaktadır. Ajans: «Türlf uçakları bundan evvel de Bulgar hava hudutlarına tecavüz etmlp lerdir* demektedir.
Başbakan yardımcısının demeci
Ankara: 12 (Telefonla) — Bulgar hududunda iki tayyare_____
Bulgarlar tarafından düşürüldü haberi üzerine, bu sabah İten le görüştüğüm Başbakan Yardım» cısı ve Devlet Bakanı Faik Ahmed Barutçu bana şu malumatı verdi:
Bu haber maalesef doğrudur.
— x5u naber maalesef doğrudur-Uçuş yapan iki tayyaremiz, fem» havada yollarını şaşırarak Bulgar' toprakları üzerine düşmüşlerdir. Gelen haberlere göre tayyarecilerimiz Bulgarlar tarafından düşürülmüş, bir erbaş yarak olarat sağ kalmış, bir erbaşla iki pilotumuz şehld düşmüşlerdir. Bulgarlar yaralı erbaşımızın istirahatını temin etmişlerdir. Vak’anın nasıl olduğu hakkında Bulgar hükümeti tahkikat yapmaktadır. Ayrıca Sofya elçiliğimiz de hâdiseyi hassasiyetle tahkik etmektedir" Hâdisenin nasıl vukııbulduğu bugünlerde katiyetle anlaşılacaktır?-
Diğer taraftan aldığım mütemmim malûmata gör»? iki tavyara-miz Edirne istikametinden gelirken yollarını şaşırmışlar ve fırtınadan Karadeniz sahilinde Bulgar hududu civarına düşmüşlerdir, Mütehassıslar bir kaç gundenbert havarim yağmurlu ve görüş kabiliyetinin fena olduğuna işaret et-. mekte, uçaklarımızın alçaktan uçmalarının da bunu teyid ettiğini söylemektedirler.
söylemektedirler.
lı şma) ■*
İller
/
C. H. P. Başkan vekili dün geldi
(Battara fı 1 tnddsJ
Hilmi Uran, öğleden evvel, O. H. P.'İl merkezine giderek, Parti ça-' '•«"'»“n geçirmiş ve ilgi# Umımuftar.
merkezinde.
i-uiıarr irimi-.eseleler etra--Jştjr:
.-artlntn kendi bün ...inekte olduğu krizli ...naranızın tauıamlle kendi.
-i ilgilendiren bir İç meseleleri niye mtitalea ediyorum. Onların bu krizi mümkün olduğu kadar saram tısız geçirmelerini de temenni ediyoruz. Esas*ı, son olarak yayınladıkları tebliğde: krizin atlatıldığa ifade edilmektedir.» ı
Hilmi Uran Parti Divanı çalı».' malan hakkında da demiştir ktr 1 (— Divan toplantısı; bizim sor. Parti faaliyetimiz olmuştur. Kurultayımız, hükümete müzahir bir par ti organı olarak, yepyen: bir icra ve tesis kuvveti halinde, divanı faaliyete geçirmiş bulunmaktadır.
Divan, Parti programcım hükümetçe İcra sarıasma intikalinde hü kûraetln büyük bir yardtnıoışı olarak çalışmaktadır
C. H. P. Oenel Başkan Vekili U-ran; son zamanlarda Atinün mevzuu haline gelen Amerikan yardımı etrafında da ışunlan söylemiş tir;
«— Amerikalım Avrupaya yapa-cağ} yardımdan bizim de faydalan mamız konusu, bir müddet evvel, umumi efkâr üzerinde, haich btr hassasiyet uyandırmıştır.
Dışişleri Bakanmuzîu Meellste a-çrklamış olduğu gibi, şu anda telâ.-» ve endişeye ıuahai görmüyorum}1 Üzerinde ısrarla durulacak nokta; bu kredinin sağlanmam için, clbtz-liğüe hükümete müzahir olmaktır.
Şahsan, bu gibi harici konulanın, muhalefet silâhı olarak, ele alınmasında yurdumuz için hayır görmem.»
Naziliği temiıüeme ınahkemestaı den de geçmiş olan Wbllenhopt, tâli derecede suçlular tasnifine girmiş ve o zamanki şahadeti sara sında Hitlerin pek A asî* bir müş teri olduğunu beyan etmişti.
YRNT SABAfl
13 ŞUBAT 1948
letanbul Borsasınm 12/2/1948
Fiyatları
SAYFA:•
Amerikan terbiyecisi ve Filozofu John Devey (Bdftaraft 4 üncüde) progıamlaiıiıın kurulmasına bu lııenaJeketlere yardımda bulunması isteniliyordu.
1920 İle 1930 yılları arasında Tür klye Cumhuriyeti modern öğretim programım hazırladığı «ırada Detvey Türkiyeye gelerek bu alanda dostane bir İlgi göstererek İkaz larda bulunmuştur. O zamanlarda yapmış olduğu bu İş birliği Türkiye de daima saygı ile yRdedilmektedfr.
Devey, orta boyludur. Beyaz saç lan ve kul renginde kalın bir bıyığı vardır. Onu giyinmelerini İhmal eden tipik profesörlere benzetebiliriz. .
Devey, çocukken cep harçlığını gazete müvezziliği yapmak suretlle temin ediyordu. Bu İşi görürken al dığı haftalık da bir dolan geçmiyor du. 14 yaşına girdiği vakit yazın ke reste işlerinde çalışıyordu.
Öğretim sahasında İlk olarak Or taokul öğretmenliğine tâyin edildi Ayl k kazancı 40 dolardı. Öğretmen İlk* esnasında ilk makalesini yazarak St. Loulsde yayınlanan Journal Of Speculative Phllosophy’ye verdi* ve makale burada neşredildi. Makale neşredilir edilmez Devey bir feylesof olmağa karar vermişti. Bun dan sonra teyzesinden 500 dolar ö-dtinç alarak Johns Hopkins Ünlver sitesine kaydoldu. Üniversiteden feylesof derecesini aldıktan sonra Üniversitenin başkam, Alınanyada tahsiline devam edebilmek için ken dişine ödünç para vermeğe hazır olduğunu bildirmesine rağmen Devey bu teklifi reddetti. Ödünç o larak para almak İstemediği için Birleşik Atncrikada kalmağı tercih ettiğini kendisine bildirdi.
Devey, bundan sonra Mişigan Ü-niversitesinde on yıl çalıştı ve 1888 yılında 29 yaşında Üniversitenin başkanlığına geçti. Meşhur o-fcul lâboratüvarıpı burada meydana getirmişti. Bu laboratuvarda «Tatbikat usullle öğretim sistemi., ni tatbik etmeğe başlamıştı. Devey artık tam manâsile şöhrete kavuş-buş bulunuyordu,. American Psychologlcal Assaciatlon, un başkam bulunuyordu. Bu mevkii işgal ettiği sıralarda Colortıblya Üniversitesinin felsefe profesörlüğüne dâ ▼et edilmiştir.
Oradaki vazifesine başladığı Sfra da 40 yaşındaydı. Bu vazifesine, 1930 yılında tekaüd oluncaya kadar devam etti. 1938 yılında 70 nci dönüm yjı Colomblya Üniversitesinde. iki gün kutlanmıştır. Devey 80 nci doğum yılım kutladığı gün Co-lombiya Üniversitesinde büyük bir ziyafet tertlbcdilmişti ve bu ziyafet te yer alan misafirler dünyanın en müstesna şahsiyetlerinden bazıları m teşkil ediyorlardı. Fakat, Devey bu ziyafete iştirak etmek cesaretini gösteremediğini söyledi ve iştirak .etmecjj.
ı— -■ ------
Harb malûlleri ne Tütün ikram iyesi Fatih Askerlik Şubesinden: Şubemizde kayıdlı harb malûlü «ubay, er ve şehid yetimlerine 947 yılı tütün İkramiyesi aşağıda yaz lı günlerde öğleden sonra Askerlik şu. besinde toplanacak komisyon tarafından verilecektir. Müracaat edecekler aşağıdaki vesikalarla birlikte gelec: kleıdlr;
A) Subay ve erlerin resmi sened-leri muayene raporları İkramiye cüz danları ve dört aded vesikalık fotoğrafları-
Bı şehid yetimlerinin ikramiye ve hulus cüzdanları dört aded vesikalık fotoğrafları.
Güllünde müracaat etnıiyenle-riıı ikramiyeleri tevziat sonunda verilecektir.
20/Şubat/948 Cuma 24a/Şubat/943 Sah t Malûl subay lara)
26/Şubat/943 Perşembe 2/Mart/943 Salı 4/Mart/948 Perşembe 8/Mart/948
Icre)
10/Mart . 948 12 Mai l 948 16 Mart/948 18, Mart/943 22/Mart/948
24/Mart/948 Çarşamba 26'Mart/948 Cuma
30/Mart/948 Salı (Şehid yetimle
Tl* /
2/Nlsan/948 6/Nisan/948 8 Nisaıı/948 12 »Ilsan/948 14, Nisan/948 16/Nisaıı 948 20/Nisan/948
Dram kısmı.: Evin üstündeki bulut (Baştarafi 4 üncüde!
damlara da: «Önemli, konu, tüziik, müzük, olay, kolay» diye lftf ettirilir mi?
Cümle tertibleri de gayet yanlıştır. Fikret Adil bana soruyordu:
— Şakın bu eser terciime olmasın?
— Neden?
— Şu cümleye bak.: (Ne vardı onu böyle deli edecek?» z
Ben tcıcünıcdc dahi böyle cOmlo tertibini anluniRm, Bir çok yerlerde (glbL gelir bana! tabirine rastladım.
Müellifin program mecmuasında eseri hakkında yazdığı makalenin qs anlaması hayli güçtür. Meselâ $u| cümlelere bakınız: cBrı oyunda prob| lenı yukarıda açıklamasını yapmak) istediğimiz problem ağır basacağı i çin bir çok İnsan çeşidi İle tanınmak deyimi ile tiplerle karşı katşıya '(Jm ğiliz. Bir olayı gerçekten geçmiş bh qlayı anlatmak düşüncesi de yok... Oyunun insanlarının Anide karar ver melerine no mâna verelim? Kuvvetli bir kişilikleri olmadıklarına mı? Be nim için bunların önemi yok. Çünkü oyun boyunca insan o£lut çeşidi i İnsanda, kişi de hop ayni yönden gösterilmeğe çalışılmıştır.. Devanı edelim: cOnlarda ne kaılar isteseler eşsizliğe erişmek balansımdan ziyade kendilerini helkese bonzetnveğe nıah kûm sayan bir kul var d» »Ilın yukarda ( Hayır, bu söz( pek pek güvenim yok Onlar eşsizi bulmağa gayret edecek • ler. Sonuç no olacak? Bunu bilmiyo-
rum,»
Ben biliyorum. Sonuç böyle ber -bad olacak.
Mülâkattnn da biı şey anlamadım. Muharrir şairmiş; oradan tiyatroya geçmiş Kendisine piyesinde avaııgarJ cereyanlara karşı bir meyil dııyub duymadığı soımlduğıı zaman: Piyesin bütünü ve kuruluşu bakımından değil ancak bazı sahnelerin yapılış bakımından değil ancak bazı sahne lerin yapılış bakımından (avant-gar-| do tiyatroya kaışı bir temayül belki nıevcutldur. Meselâ ikinci perdede an ne - misafir sahnesi vc üçüncü perde*
de Metinin tek başına kaldığı sahne Elektrik fırını klâsik kaidelerin getirilmiştir.
Demek hanımla misafirin karan -
lıkta görüşmelerine dair olan (avan- ^Zimpara taşı gard) nıış ha!.. O halde avangard ı kifayetsiz şerit klâsik kaidelerin dışına çıkan oseıle1 Antigran Kablo re tâbir cdiliyorrtnış
Vaktiyle bir dostum şöyle bir şiir okumuştu:
Mahdut Meşguliyetti İstanbul Umum Ayakkabıcı San’atkârları Küçük San’at Kooperatif Şirketi Yönetim Kurulundan:
KooperaÜfimİKİn ortakları genel kumlunun «en» lik adî toplantısı 4 Mart 1948 perşembe günü saat 10 da şirket merkezinin bulunduğu Çarşıkapı tramvay durağı 72 No. dn yapılacaktır.
Aşağıdaki gündemi müzakere çimek üzere mezkûr tarihte toplantıya geref vermeleri ortaklarımızdan rica olunur.
Gündem: 1,— Yönetim Kurulu raporunun okunması, 2 — Denetçi kumlu raporunun okunması, 3 — 1947 senesi bilançosunun onanması, idare ve denetçi kumllanııın ibrası, 4 — 1948 yılı büdcesinin onanması, 5 — Ana sözleşmemizin 34 ve 45 inci maddelerine göre idare ve denetçi kurullarına üye seçimi.
Pazarlıkla menkul eşya satışı
İstanbul Defterdarlığından :
Muhammen bedel! Tominab
Lira K Lûa
125
t 10
10
I
ı
7
00
10
00
76
75
00
1
1
1
1
Defdcrdarbk bahçesinde Arşiv umum müdürlüğü garajında bulunan 5 adet hurda binek otomobil dış lâstiği, (Dos ya 51065 - 133).
Taksimde jandarma satınulma komi» yoııunda bulunan 23592 No. lu bir a-det hurda yazı makinesi, (Dosya 51190 • 476)
Defderdarlık anbannda bulunan zora hmlı 74 az büyük 48 küçük yuvarlak elektrik pili.
(Dosya 51300 - 412)
Defdcrdarbk -anbannda bulunan 7 ka lom’ muhtelif eşya. (Dosya 51190-474) Askeri Tıb okulunda bulunan bir adet yaş at derisi (Dosya 51190 - 482)
Yukarıda yazılı menkul malların 16.2.948 pazartesi günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komis-yonda ayn ayrı nazarlıkla ihaleleri y apılacaktır.
İsteklilerin kimlik belgeleri ve teminat makbuzlarile birlikte ihale gün ve saatinde komisyona, fazla bilgi için de sözü geçen müdürlüğe başvurmalar*. ‘ 1888
Ma zeme Alım Şubesinden
Cinai Mikdarı Güvenme
parası
Haft lık Siyasî Gazete 14 Şubatla çıkıyor
Taşra Bayilerine:
Gazetemizin Bayiliğini İsteyenler.
Sipariş miktarı He adresimize müracaat.
Beyoğlu Balo Sokak No: 34/1
t
I
i
t
i
r BO RSA
ızılay
Genel Merkezinden
Her çeşit ve
Londra Nevyork
Paris Cenevre Ama terden? Brüksel Prag Stokholm Lizbon
anbalajda bol miktarda
inin getirilmiş tir
II
■ İstenildiği kadar ve reçetesiz olarak her eczaneden tedarik edlle-| bileceğini sayın halkımıza arzederiz.
Cinsi
Mikdan Fiat»
İlk Teminat
Sadoyağı 8500 k»lc 530 Kr, 3379 hra
Gıuaba hastalıanası ile fıkaıa imaretlerine 948 •ydı için lüzumlu olan 8500 kilo sadeyağı kılalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. İhalesi 28.2.(l18 tarikine rad’ayan cumartesi günü saat 12 de İstanbul Yakınır Başmüdürlüğü binasında top a >acsıc komi.:ycnda yapılacaktır.
Eteklilerin 2490 sayılı kanunun tantl veçhile haz rayacakları teklif mektublarım ihale 1 mitinden bîr saat evveline kadar Kjnnsyon başkanlığı, na makbuz mukabilinde vermek* şaıthr Poita ile gönderilecek teklif mçk-tublan ou yine ina‘® saatinden bir ssut evveline kadar geımlş bulunması lâzımdır. Postada ola *ak geçikmeler kabul edilmez. Şart,:a.atsl her gün ça lışma zamanlarında levazım bürosunda görü’vbilir. 1460
I İstanbul Belediyesi İlânları |
Kandilli sahil yolunun tatbikat. plânı yüksek bakanlıkça onanmış bulunduğundan yapı ve yollar kanunuttun 3 üncü maddesine göro haritacının î-mar müdürlüğü salonuna asılı bulunduğu halka ilân olunur. (1918)
% % %
% %
5 5
7 7 5
% % 7 %. 6 % % % % %
6
7
7
Ö
6
11.3700 880 — 1.3000
05.7270 105.5403 6.3887 380
77.8860
11.2493
ESHAM VE TAHVİLÂT ikramiyeil 1938 ikramiyeil 1933 Ergani 934 Slvaa-Erzurum 12-7 941 Demiryolu 1
» > 5
5 » > 5
Milli Müdafaa 3 Kalkınma 3
» 2
Millî Müdafaa3 » » 4
941 Demiryolu 8
Kalkınma 3 3
21.—
2230 2010 2033
85 63
95.53
19.93
95.53
95.45
19.93
2020
9543
95.55
RADYO
•• Bugfinkü Program
7.29
7.30
" 7.30
.745
800
820
8.45
9.00
12.28
12.30
12.30
13.00
13.15
13.45
14.00
17 58
18 01? M. S. Ayarı
18.00- Müzik: Rad- Dans orkestrası
18 30
18.45 19.00 19.00
19.15 Geçmişte Bugün
19.20 Müzik. Mandolin Birliği
19 45-Müzik- Yurddan sesler
20.00 Müzik: Şarkılar
20 15 Radyo Gazetesi
20.30 Serbest Saât
20.35 Müzik- ince Ss>
21.15 'Konuşma
21.30 Miızik: Rad. Salon orkesn.5 22.00
22.15 22-45
22.45 23.00
Açıhş ve program
M 8. Ayarı Müzik
Haberler
Müzik
Müzik
Mütlk '
Kapanış.
Açılış ve pıograt* M. S. Ayarı
Müzik: Şarkılar
Haberler
Müzik: Rd. Salon orkestrası Müzik
Kapanış.
Açılı? ve program
35 Liraya ■"■■■■
Hakikî su geçirmez gabardin İngiliz Trençkot pardezüler?
Ayrıca: Bayanlar için 25 lira satış muhayyerdir Kullan Hamam Dikranyaa han No. 11*12 Abdurn.hman Kalyon
Konuşma Müzik
M- S. Ayar, Haberler
ARSAİ
hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataş Genel
1948 PLANI
Birinci Çekiliş: 1MART
lira lira lira lira lira
9.30
9.45
9.30
Eski Tasviri Efkârın sekreteri :ab metli Agâh da şu cevabı vermişti:
Yeni Neşriyat:
Sah
Salı
Salı
Sah
cumal0.30 948cuma 948 cuniR 948 cuma
150
800
394
’ 30
500
13800 lira
600 Hra
4950 lira yazdı malzeme
Adres: Tekel Genel müdürlüğü rnalzt me alım şubesinde Faika Olcuy
200.000 LİRALIK İKRAMİYE
Hesaplarında altı yiu Liradan, fazla paran bulunanlar her beg yüz liraları için çekilişlerde »yr» bir L«r’» numarası alacaklardır.
9,30
9,45
10.00
10,15
dışında meydana Beyaz sabun
Lâstik hortum
Tethil alkol
İhale
Tarihi günll saati
er. Bunlar arasında ' maaşlar! hakkında öğ-flkirleri,
Maddin ki fcife rdHmrmişdir. Varsın vînp n-~ • kolsun.
Bu temenniyi burada tekrar edebiliriz!
Kıırtar beni rbl-i* a**k içinden Bir fıkra-ı- uü M;M«de kafein!
Sülfür Antirnuan
1 — Yukarıda
çaktır.
2 — Pazarlık
Müdürlük Malfme alım Şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri her gün sözü geçen şubede görülebilir.’
4 — İsteklilerin belirli gün ve ^atte hizalarında gösterilen güvenme paralarlylc birlikte mezkûr komisyonu müracaatları ilân olunur.
5 — İdare kısmen veya tamamen veya kısım kısım İhalede serbesttir.
Yılda dört çekiliş: fier çekHişU 1 EV, 1 AKSA ve dolgun nara ikramiyeleri.,.
Şen bir yuvaya sahip olmsa i et ersen iz, TÜRKÎYE ÎŞ BAN-KASI’ndaki tasarruf hesabınızı en az YÜZ liraya yükseltiniz. Hesabınız yoksa derhal bir hesap açtırınız.
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Zayi 10.2.948 sabahı 8.45 i-
le 9.15 arası Tophaneye giderken. Mah mud ağa yokuşu ile Kumbaracı yokuşu arasında Arlon marka krom bir kadın kol saati kaybettim Manevi kıymeti olan bu saati insaniyet namı na bulub getiren ziyad'ss’Hc memnun edilecektir.
1 adet 6250 kilo 200 metre 1000 kilo 50 takım 28900 adet 1170 metre
22 ton cins ve mikdarı
24 2, 948 24/2, 948
24/2/948
24/2/948
26, 3/948
26/3
27/2
12/3
pazarlıkla satın alına-
Konuşma: B. M M. Saati Mürik: Dans müziği (Pl.) M. S. Ayan ’
r er
Program ve.kapamç.
BİLGİ
Muallimler Birliği tarafından neş redilen (BİLGİı mecmuasının sekizinci sayısı da çıktı. İçinde Sıdkı Mutmanın (Meslek Dilekleri), Orhan Rızanın lorta öğretimde edebi, yat), Nezahet Nûreddlnln (Ameri-kada İlk öğretim), Zeki Doğanın (Umumî Muvazene ve öğretmenler), Harun Reşidin (Tabiat bilgisi ders nümunelerl) ve daha birçok '
yazıla • mebtf ’ retmenlerin fikirleri, Muallimler çayı tafsilâtı, kumaş tevzllhakkın-da malumat, yardımcı öğretmenlerin durumu hakkında Milli Eğitim Bakanlığına müracaat; Maarif Ve kaleli yangım hakkında fikirler ve daha birçok meslek haberleri vardır.
3
L
J r
4
6
t
4
Pazartesi (Malûl er-
Çarşamba
Cuma
Salı
Perşembe
Pazartesi
Cuma Sah Perşembe Pazartesi Çarşamba Cuma Sah
Yeni Sabah’ın
İLAN FİYATLA»
inci
»
»
»
»
santimi
»
»
»
»
500
400
300
250
150
»
»
»
» .
Başlık maktu olarak 1500 1
2
3
5
6
Grip - Baş - Diş ve Romatizma
AĞRILARINA KAKŞI
hiç dikkat etmiyorlardı. Eğer
t, her yeri aramışlar, yamayı bulamsmışlaıdı. Ona benziyen mak-tub_» Talha zan etmckV büyük bir ha taya düşmüş oluyorlardı. Yüzünün bir kısmı keaünıiş olan maktul, gerçi k.hk ve klyafet itibariyle Talhamn tıpkısı idi. Fakat vücud Itibarile dâ-ha iıi boy Itibarile daha uzundu. Bu cihete
soğukkanlı hareket edip blı az dikkat 11 bakpalardı. onun Talha olmadığını anlamakta zorluk çekmezlerdi. Talha yı diri diri yakalamayıp öldürdüklerinden dolayı da o kadar asker idam edilmezdi.
Maktulün Talha olmayıp başka b’ı risl olduğunu hâdiseden İki gün sonra anlayabildiler. Bu imkânı da onlara yine Talha verdi. Şöyle ki:
Haccac. iki gündür huzuruna hiç kimseyi kabul etmiyordu Talhanın öl dürülmeaînden pek müteessir olmuştu. Çünkü Büşeyrenin saklı olduğu yeri ancak Talha söyliyebilirdi. Şim dl her şey malıvolmuç, bütün llmid kapılan kapanmıştı.
-
i' * â
■
5
accac -ı
AlŞk - Macern • Tarih
Yogan: 8b Mİıarrcuıt Z. kot-gıınal
İkinci günün akşamı idi. Makamın da yalnız başına oturuyor ve arpacı kumruları gibi düşünüyordu. Ortalık kararmış olduğu halde, henüz kandil leri bile yaktırmanuştı.
Hafif bir ayak sesi duyarak, avuç lan arasındaki başını serbest bırakıp yukarı kaldırdı. Evvelâ bir kılıç parıltısı gördü, sonra da bir çift sert ba kışla karşılaştı. Bir kaç adını ilerisin de dikilen adamı derhal tanımıştı. Gayri ihtiyari ve dehşetle:
— Talha! diye mırıldandı.
Amirane bir ses:
— Sus, dedi, süs! Ağzını açarsan, kendini öbür dünyada bulursun. 8e-
ninle biraz sohbet etmeğe geldim. Korkma, bir kılına bile dokunacak değilim.
Haccac, gözlerine ve kulaklarına inanamıyordu. îlti gün evvel öldürülen bir adam nasıl olur da dipdiri, sapsağlam gelib karşısına dikilebilir di? Sima ayni, kıyafet ayni, boy bos ayni, ses eyni ve cesaret ayni idi. Ya. vaşça sordu:.
— Sen ölmedin ml?
— Böyle bir şey hatırlamıyorum
— Halbuki ben seni öldürdüler diye muhafız askorlerimi İdam ettirdim.
— Olup biten İğlerin hepsinden ha
Ayrıca, 21 Nisan 1948 ne ÇOCUK HESAPLARI için -engin ikramiyeil çekiliş.
Tefrika No. 122
W
berim var.
__Yoksa hortladın mı?
_____Kâinatı yoktan var edt n Allah, ölen insanı diriltmeğe, senin tÂbhin ce, hortlatmağa da kadirdir. Fakat müsterih ol Haccac! Ben, hortlak (■(. giMm!
•Haccac yutkunuyordu. T?İha, ıkl adım daha İlerledi:
— Ben ölmedim Haccac! -Send n intikam almadıkça da ölmek iste -meni. Daha evvel şunu haheı v. reyim ki Küfede yalnız değifbn. Döri arkadaş gelmiştik: Ben, Abdullah, Abdurrahınan ve senin tanımadığın başka bir baba yiğit... Onun (Ju adı
ûn erdi Lâkin artık Ömer hayatta değildir. Çünkü onu askerlerin öldrü düi r ve ölüsünü görünce bana aid nnettiler.
— Allah seni kahretsin!
— Allah mazlûmları himaye velim jen kahreder. n
— Aciz olanlar dalma böyle söy -lebler.
— Biraz yüksekçe konuşmağa baş Sesin dışarıdan duytılmanıalı-l.r. ihtarımı dinlemezsen, son sözü-İnlıç söyler.
> .— Ne istiyorsun benden
-r- Bllşeyrenın baba yadigârı cevahirini..
— Alçak! Dünya yerinden oynar 5a bu olmaz!
Talha, sol eli ile Harcadın ağzını kapadı:
— Sus ve dinle... O ccyahir sende bir natıra olarak bulundukça Büşey-n yi unutamazsın. Halbuki unutmağa ü r( bursun. Buna zaruret vardır. Zira Büş» yre artık tamamen benimdir*
SOLDAN SAĞA :
1 — Küçüğü bile soğuktur: Dolu; 2 — Tersi şarkıda gurup; Gömleğ.n yakasım muntazam tutar; 3 — Limon tuzuna benzer; Çift sürcık n meydana gelen büyük toprak parçası; 4 — Beyaz; Sonbahar. Sorgu edatı; 5 — Sonuna (E) gelirse mu kaddem gün olur; Dahi mânasına gelen edat; ü — Sonuna (Nı g lt ı-ce İngiliz Hariciye Vekili olur 7 — Yenilik; Başına «Ki gelirse mesken oiur; s — Gelinin eşyası; B.. göa rengi; 9 — Apez (aynen), Amerika mebusan meclisi.
YUKARIDAN AŞAĞI :
1 — Uzun ömür dileme; İstirham;
1 — Uzağa; Herkesin elbisesinde bu lunur; 3 — Et parçası; Sonuna (t) gelince İtaat olur; 4 — Beyaz; Bir harfin okunuşu; Yüksek ısesde söy lenlr); 5 — Sırt sepeti; 6 — D»*La;-Nota; 7 — Palabıyık İçin söylenen bir kelime; Tecrübe; 8 — Âlim At goda erkeğe hitab; 9 — Bir içki; Sıkılmanasana-
EVVELKİ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ
i
2
e
4
t
4
t
S
(Devamı var,
K O.R1 YAY
imtiyaz Sahibi:
CEMALEDOİN SARAÇOĞLU (
İdlerini fiilen idare
A.
Yan İdlerini fiilen idare eden: Yazı tileri Müdürü: FATİN FUAD Dizildiği Yor:
«Yeni Sabah» mürettiphanesi Satıldığı yer; «Gün *atımewi»